DÖNEM: 23 CİLT: 31 YASAMA YILI: 3 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 20’nci
Birleşim 20 Kasım 2008 Perşembe İ Ç İ N D E K İ L
E R I.
- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II.
- GELEN KÂĞITLAR III.
- YOKLAMALAR IV.
- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI 1.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, küresel ekonomik kriz ve buna bağlı olarak
işten çıkarmalara ilişkin gündem dışı konuşması ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelik’in cevabı 2.- Mardin
Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey’in, Mardin’in
kurtuluş gününe ilişkin gündem dışı konuşması 3.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Dünya Çocuk
Hakları Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması V.
- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) Tezkereler 1.- Ürdün
Temsilciler Meclisi Başkanı Abdel Hadi Majali’nin davetlisi olarak Ürdün’e resmî ziyarette
bulunacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan’a refakat
edecek milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/601) B) Önergeler 1.- Aydın Milletvekili
Ertuğrul Kumcuoğlu’nun (6/816) esas numaralı sorusunu
geri aldığına ilişkin önergesi (4/99) C) Meclis Araştırması Önergeleri 1.- Yozgat
Milletvekili Osman Coşkun ve 23 milletvekilinin, trafik kazaları konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/284) VI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER A) Kanun Tasarı ve Teklifleri 1.- Kamu İhale
Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonları Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253) VII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR 1.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Tekirdağ Milletvekili
Kemalettin Nalcı’nın
şahsına sataşması nedeniyle konuşması 2.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal’ın grubuna sataşması nedeniyle
konuşması VIII.-
OYLAMALAR 1.- Kamu İhale
Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının oylaması IX.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Bursa
Milletvekili Onur Öymen’in, Boğazlardan geçişine izin
verilen savaş gemilerine ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın
cevabı (7/4839) 2.- Giresun Milletvekili
Murat Özkan’ın, teröre karşı alınacak tedbirlerle ilgili açıklamalarına, Aktütün saldırısıyla ilgili açıklamasına, İlişkin soruları
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/5320),
(7/5319) I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ TBMM Genel Kurulu saat 11.02’de açılarak altı oturum yaptı. Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Eyyüp
Cenap Gülpınar, İstanbul Milletvekili Gündüz Suphi Aktan’ın vefatı dolayısıyla merhuma Allah’tan rahmet,
kederli ailesine baş sağlığı dileyen bir konuşma yaptı. Vefat eden İstanbul Milletvekili Gündüz Suphi Aktan için bir
dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, yaş
sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarına, Niğde Milletvekili Mümin İnan, yaşanan ekonomik krizden olumsuz
etkilenen Niğde’deki çiftçi, esnaf ve sanayicilerin sıkıntılarına, Van Milletvekili İkram Dinçer,
Uluslararası Hoşgörü Günü’ne, İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar. Gündemin “Sözlü Sorular” kısmının: 1’inci sırasında bulunan (6/312), 2’nci “ “ (6/316), 3’üncü “ “ (6/318), 4’üncü “ “ (6/323), 5’inci “ “ (6/325), 6’ncı “ “ (6/338), 7’nci “ “ (6/341), 8’inci “ “ (6/351), 9’uncu “ “ (6/366), 10’uncu “ “ (6/368), 11’inci “ “ (6/370), 12’nci “ “ (6/379), 13’üncü “ “ (6/380) Esas numaralı sorular, ilgili bakanlar Genel Kurulda
bulunmadığından ertelendi. 14’üncü sırasında bulunan (6/382), 15’inci “ “ (6/383), 20’nci “ “ (6/397), 37’nci “ “ (6/423), 44’üncü “ “ (6/432), 71’inci “ “ (6/482), 109’uncu “ “ (6/539), 118’inci “ “ (6/550), 187’nci “ “ (6/636), 188’inci “ “ (6/637), 189’uncu “ “ (6/638), 190’ıncı “ “ (6/639), 191’inci “ “ (6/640), 193’üncü “ “ (6/642), 197’nci “ “ (6/650), 228’inci “ “ (6/688), 235’inci “ “ (6/700), 240’ıncı “ “ (6/707), 242’nci “ “ (6/709), 269’uncu “ “ (6/747), 272’nci “ “ (6/750), 278’inci “ “ (6/759), 286’ncı “ “ (6/770), 330’uncu “ “ (6/831), 331’inci “ “ (6/832), 338’inci “ “ (6/840), 346’ncı “ “ (6/851), 405’inci “ “ (6/917), 418’inci “ “ (6/932), 439’uncu “ “ (6/956) Esas numaralı sözlü sorulara Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker cevap verdi; (6/423), (6/650), (6/700), (6/709),
(6/770), (6/750), (6/432), (6/688), (6/759), (6/917), (6/482), (6/932),
(6/550), (6/956), (6/539), (6/636), (6/637), (6/638), (6/639), (6/640), (6/642)
esas numaralı soru sahipleri de cevaba karşı görüşlerini açıkladılar. Genel Kurulu ziyaret eden, Cezayir Ulusal Halk Meclisi Dışişleri,
İşbirliği ve Göç Komisyonu Başkanı ve beraberindeki heyete Başkanlıkça “Hoş
geldiniz” denildi. Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler” kısmının: 1’inci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi
kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporlarının (1/584) (S. Sayısı:253)
görüşmelerine devam olunarak birinci bölümün 20’nci maddesine kadar kabul
edildi; 20’nci madde üzerinde verilen önergelerin oya sunulmasından önce, istem
üzerine yapılan yoklamalarda Genel Kurulda toplantı yeter sayısı bulunmadığı
anlaşıldığından, 20 Kasım 2008 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat
11.00’de toplanmak üzere birleşime 16.32’de son verildi.
No.: 26 II.- GELEN KÂĞITLAR 20 Kasım 2008 Perşembe Tasarılar 1.- Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü ile Tunus Cumhuriyeti
Milli Arşivi Arasında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/658) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.11.2008) 2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Avustralya Hükümeti Arasında Diplomatik Misyon ve
Konsolosluklarda Çalışan Diplomatik ve Konsüler Kadro
ile İdari ve Teknik Personel Yakınlarının İstihdamına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/659) (Plan ve Bütçe ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.11.2008) Teklifler 1.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş ve 21 Milletvekilinin; 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi (2/334) (Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.11.2008) 2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigen ve 14 Milletvekilinin;
5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi
(2/335) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.11.2008) 3.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel ve 7 Milletvekilinin; 3713
Sayılı Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/336) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
7.11.2008) 4.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel ve 7 Milletvekilinin; 4760
Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/337) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
7.11.2008) 5.- İzmir
Milletvekili Oğuz Oyan ve 14 Milletvekilinin; 2918 Sayılı Karayolları Trafik
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/338)
(Adalet ve İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.11.2008) 6.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı ve 15 Milletvekilinin; 5199 Sayılı Hayvanları
Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/339) (Çevre;
İçişleri ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.11.2008) 7.- Kütahya
Milletvekili Soner Aksoy’un; Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik
Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi (2/340) (Plan ve Bütçe ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
14.11.2008) Tezkere 1.- Muş Milletvekili
M. Nuri Yaman’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık
Tezkeresi (3/600) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.11.2008) Raporlar 1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti Arasında Karayoluyla
Yolcu ve Yük Taşımacılığının Düzenlenmesi Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/377) (S.
Sayısı: 303) (Dağıtma tarihi: 20.11.2008) (GÜNDEME) 2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/372) (S. Sayısı:
304) (Dağıtma tarihi: 20.11.2008) (GÜNDEME) 3.- Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarıları ile
Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/618, 1/653) (S.
Sayısı: 307) (Dağıtma
tarihi: 20.11.2008) (GÜNDEME) Meclis Araştırması Önergesi 1.- Yozgat
Milletvekili Osman Coşkun ve 22 Milletvekilinin, trafik kazaları konusunun araştırılarak
trafik güvenliği için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/284) (Başkanlığa geliş tarihi:
19.11.2008) 20 Kasım 2008 Perşembe BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 11.00 BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp
Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER : Harun TÜFEKCİ
(Konya) , Yusuf COŞKUN (Bingöl) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 20’nci Birleşimini açıyorum. Toplantı yeter
sayımız vardır. Malumunuz olduğu
gibi, İstanbul Milletvekili Sayın Gündüz Aktan’ın
cenaze töreni münasebetiyle birleşime 12.00’ye kadar ara veriyorum. Kapanma Saati: 11.01 İKİNCİ OTURUM Açılma Saati: 12.03 BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp
Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER : Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 20’nci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum. Görüşmelere
başlıyoruz. Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim. Gündem dışı ilk
söz, küresel ekonomik kriz ve işten çıkarmalar hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili
Ufuk Uras’a aittir. Buyurun Sayın
Uras. IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları 1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Uras’ın, küresel
ekonomik kriz ve buna bağlı olarak işten çıkarmalara ilişkin gündem dışı konuşması
ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli vekiller; ABD merkezli başlayan mali kriz
Türkiye’yi teğet geçmediği gibi “bizi vuracak, vurmayacak” tartışması
yapılırken etkileri gittikçe derinleşmeye başladı. AKP Hükûmeti, bu krizin boyutlarını hâlâ tam olarak kavramış
gözükmüyor. Mevcut kriz, mali piyasaların yapısına sıkı sıkıya bağlı olan bu
“kumarhane kapitalizminin” bir sonucudur. Otuz yıldır küresel mali piyasalar
her türlü siyasi ve toplumsal kontrolün dışında bulunuyor. Küresel mali
oyuncular hiçbir demokratik denetim olmaksızın kârlarını maksimize ediyorlar.
İşte bugün bu neoliberal düşüncenin ve ilkelerin
iflasıyla karşı karşıyayız. Şunu da özellikle
vurguluyoruz: Şimdiye kadar ekonomi politikalarını neoliberal
politikalar ile uyum içerisinde sürdürmekte son derece titiz davranan ve
ekonomi politikalarını dünya borsalarının taleplerine uyarlayan AKP Hükûmeti de bu krizin sorumluluğuna ortaktır. Üstelik bu
küresel krizden önce de Türkiye ekonomisi 2007’de inişe geçti. 2007’nin
başından itibaren büyüme yavaşlıyor, enflasyon iki haneye sıçrıyor, işsizlik
artmaya başlıyor, cari açık hızla tırmanıyordu. Dolayısıyla bugün krizi sadece
dışarıya bağlamak da doğru değildir. AKP Hükûmeti bu
konuda da yanılıyor. Ekonomideki tablo
parlak değil, reel sektör sarsılıyor. Ücretli çalışanlar, işçiler açısından da
tablo hiç parlak değil. 2008 küresel krizinin etkileri hissedilmeye başlandıkça
işten çıkarmalar da hızla tırmanmaya başladı. Tarım dışında resmen yüzde 12,
gerçekte yüzde 20 olan işsizliğin daha ileri boyutlara çıkması çok mümkün.
Otomotiv, tekstil, inşaat ve madenî eşyada işten çıkarmalar yoğunlaşıyor.
Kocaeli bölgesinde, Trakya’da, Bursa’da yani sanayi merkezlerimizde sendikalar,
çalışanlar, işçiler her geçen gün daha ciddi kayıplara uğruyor. Üstelik bu
krize haneler de ağır bir borç yükü altında giriyor. Tüketici kredisi ve kredi
kartı harcaması kışkırtmalarıyla aileler çok borçlandırıldı ve tüketime
yönlendirildi. Devletin para politikaları
ve maliye politikalarıyla sermaye lehine yapacağı her müdahale enflasyonist
etki yaratıyor. Özellikle kurdaki artış enflasyonda artış eğilimlerini
besleyecek niteliktedir. Sıcak para çıkışı ve TL’den dövize yönelişin yaşandığı
her durumda kurlar tırmanacak ve ithal mal ve hizmetin fiyatı da artarak
fiyatlara yansıyacaktır. Ancak resmî enflasyon hedefine göre ayarlanan ücret ve
maaşlar bu durumda da reel olarak geriliyor, ücretlilerin alım gücü düşüyor,
yoksullaşıyorlar. Tarımda da
çözülme devam ediyor. Tarımdaki üretim düşüşleri küçük üreticileri, çiftçileri
yoksullaştırıyor, gıda fiyatlarını artırıyor, spekülatörlere
gün doğuyor. Yani bir pahalılık dalgasıyla, işten çıkarmalar ve yeni bir
işsizlik dalgasıyla, IMF reçeteleriyle kentlerde ve kırda yeni yoksullaşmalarla
karşı karşıyayız. Kâr rekorları
kırarken işçisini, ücretli çalışanını hatırlamayanlar azıcık kârı tehlikeye
girince veya düşünce, acısını emekçilerden, çalışanlardan çıkarıyor. Onlar,
krize kapitalizmin verimsiz yatırımlarla baş etme mekanizması olarak
bakıyorlar, toplumda çok büyük bir kesimin sorunlarını, emeğiyle geçinenlerin
sorunlarını dikkate almıyorlar. Bugün dünyaya
bakın, yoksullarla, yoksullukla mücadelede refahın ve çevrenin korunmasında,
sosyal güvenlikte, sağlıkta ve eğitimde asla görmediğimiz bir para,
trilyonlarca dolar ve avro, mali sermayeyi ve onun yöneticilerini kurtarmak
için bütün dünyada ortalığa saçılıyor. Hâlbuki böylesi bir krizin toplum
üzerindeki, ücretli çalışanlar, işçiler ve emekçiler üzerindeki yıkıcı etkisini
önlemenin yolu istihdama ve sosyal bir sisteme olanak tanıyacak yeni ekonomik
politikalar üzerinde çalışmaktan geçiyor. İç talebi artıracak, mali kontrole ve
niteliğe dayalı bir büyüme modeline ihtiyaç vardır. Yapılacak şeyler üç aşağı
beş yukarı bellidir: 1) Her şeyden
önce işten çıkarma dalgası engellenmelidir. 2) Yurt içinde
talebin artırılması ve reel ekonominin güçlenmesi gereklidir. Bu nedenle
ücretler ve sosyal haklar yükseltilmeli, çalışanların satın alma gücü
artırılmalıdır. Böylelikle üretimin teşvik edilmesi ve insanların
tasarruflarını korumaları mümkün olacaktır. 3) Asgari ücret
düzenlemesi yeniden yapılmalı ve tüm yurttaşlara asgari bir yurttaşlık geliri
sağlanmalıdır. 4) İzlenecek
politikaların temel önceliği ekonominin yeniden ayağa kaldırılması ve istihdam
olmalıdır. Büyüme, tam istihdam, sosyal ve çevresel koruma lehine önlemler
alınmalıdır. 5) İşsizlik Fonu
amacına uygun olarak işletilmeli, asla sermayeye peşkeş çekilmemelidir. 6) Özellikle
doğrudan sermaye yatırımı ve ticaretle ilgili olmayan sermaye hareketleri
kontrol altına alınmalıdır. Mali işlemler ciddi ölçülerde vergilendirilmelidir.
7) Üretime dönük
yatırım teşvik edilmeli… (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun
Sayın Uras, devam edin efendim. MEHMET UFUK URAS
(Devamla) – Teşekkür ederim. …bu teşvik
özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelere sunulmalıdır. 8) Nitelikli kamu
hizmetleri, taşımacılık, eğitim ve sağlık başta olmak üzere istihdam yaratacak
programlar devreye sokulmalıdır. Yoksulları,
işsizleri, ücretli çalışanları, emekçileri, küçük üretici ve çiftçileri, küçük
ve orta işletmeleri, esnafı gözetmeyen politikalar iflas etmiştir. Balon
patlamış, saadet zinciri kopmuştur. Bugüne kadar uygulanan ekonomi
politikalarının sonuna gelinmiştir. Şimdi farklı bir ekonomi politikası
uygulama, dayanışma ekonomisinden yana olma zamanıdır. Bu cumartesi
Ankara’da KESK’in ve DİSK’in düzenlediği ve bütün
aklı başında muhalefet örgütlerinin desteklediği, işsizliğe, yoksulluğa ve
zamlara karşı protesto mitingine emekten ve demokrasiden yana bütün
vekillerimizi ve yurttaşlarımızı davet ediyorum. Teşekkür
ediyorum. BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Uras. Gündem dışı
konuşmaya cevap vermek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk
Çelik, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’ın küresel kriz ve işten çıkarmalarla ilgili
gündem dışı konuşmasına cevap vermek üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Bu vesileyle, dün vefat eden Milliyetçi Hareket Partisi
İstanbul Milletvekili Gündüz Aktan Bey’i de rahmetle anmayı bir görev
biliyorum. Değerli milletvekilleri, küresel kriz artık herkesin kaynağının
nereden olduğunu, ne şekilde geliştiğini çok iyi bildiği bir süreç. Kaynağı bizden değil. Bizden kaynaklanmayan bu krizin dünyayı
dalga dalga kapsadığını ve dünyayı sarsmaya
başladığını hepimiz görüyoruz. Tabii bu krizden ne yazık ki Türkiye de pay
almaya başladı. Bu çerçevede
Amerika Birleşik Devletleri’nde on dokuz bankaya el konuldu, resmî olarak 240
bin ama 750 binlere varan işçi çıkarmaları gerçekleşti. Amerika Birleşik
Devletleri’nde şu anda yüzde 6,5’lara varan işsizlik oranı söz konusu. Likidite
bolluğuyla oluşan bir kriz, iyimser ortamla açılan piyasalar ve oluşan kriz,
yine likidite fonlamasıyla krizden çıkılmaya
çalışılan bir süreci yaşamaktayız. Geneli itibarıyla
bu konu üzerinde çok durmak istemiyorum. Aslında, bu küresel ekonomik kriz ve
bizim konumumuz nedir, çerçevesinde olaya bakmanın daha doğru olacağı
düşüncesindeyim zamanı iyi kullanma açısından. Şimdi, öncelikle
verileri bir ortaya koymamız gerekiyor. Yani bugünkü tablo nedir? Bu çerçeveden
bakarsak hizmet akdiyle çalışanların son üç aylık giriş ve çıkış rakamları şu
şekildedir: Temmuz ayında 852 bin kişi –küsuratını ifade etmiyorum- giriş
yapıyor, 829 bin çıkış var. Ağustos ayında 832 bin giriş, 851 bin çıkış var.
Eylül ayında ise 986 bin giriş, 841 bin çıkış söz konusu. Bu açıdan bakarsak,
işten çıkışlarda olağanüstü bir seyrin olmadığını, aksine, girişler açısından
baktığımız zaman iş piyasamızın dinamik bir yapıya sahip olduğunu rahat bir
şekilde görmüş oluruz. Tekrar ediyorum: Bu rakamlar eylül sonu itibarıyla
yaptığımız değerlendirmelerdir. Kasım, aralık ayları bilgilerini önümüzdeki
süreç içerisinde de siz değerli milletvekili arkadaşlarımızla çok açık bir
şekilde paylaşma imkânımız olacak. Şimdi, zorunlu
sigortalı sayılarına baktığımız zaman, yine üç aylık dönem içerisinde şu
şekilde bir seyir izliyor: Temmuz ayında 9 milyon 127 bin kişi zorunlu
sigortalı çalışıyor, ağustos ayında 9 milyon 117 bin; 10 bin azalış var. Şimdi,
eylül ayında -kamudaki veriler de dün itibarıyla geldi- zorunlu sigortalı
çalışanların rakamı 9 milyon 163 bin. Tekrar ediyorum: Temmuz ayında 9 milyon
127 bin olan zorunlu sigortalı sayısı, eylül sonu itibarıyla 9 milyon 163 bine
ulaşmış bulunmaktadır. Yıl itibarıyla mukayese edince, aktif sigortalı sayısı
olarak olaya baktığımız zaman, 2007 yılı Eylül sonu itibarıyla aktif sigortalı
sayısı 9 milyon 198 bin, 2008’de Eylül sonu itibarıyla aktif sigortalı sayısı 9
milyon 706 bin. Yaklaşık 500 bin, sigortalı sayısında, 2007 Eylülü ile 2008
Eylülü arasında bir artış söz konusudur. Bu rakamlar, tekrar ifade ediyorum,
net rakamlardır. Yine, SSK,
sigortalı kapsamında aktif iş yeri sayılarına baktığımız zaman, temmuz ayında 1
milyon 167 bin 689 iş yeri sayısının, ağustos ayında 1 milyon 166 bin 892, eylül ayında ise 1 milyon 178 bin 843 olduğunu görme
imkânımız var. Şimdi, değerli
milletvekilleri, tabii işsizlik oranının, 2007 sonu itibarıyla baktığımız zaman
rakamın 9,9 olduğunu, yüzde 9,9 işsizlik oranını hepimiz biliyoruz. Şu anda, üç
aylık dönemler açısından işsizlik oranına baktığımız zaman, ağustos ayı esas
alınarak, temmuz, ağustos, eylül aylarının verilerine baktığımız zaman,
işsizlik oranının 9,8 olduğunu, geçen dönem temmuz, ağustos, eylül -üç aylık-
rakamlarına baktığımız zaman, 9,2’den 9,8’e çıktığını görme durumumuz var.
Yalnız, burada iş gücüne katılma oranına baktığımız zaman, orada da 0,5’lik bir
artış var. Yani iş gücüne katılma 2007 yılında yüzde 49,3 iken şimdi iş gücüne
katılma yüzde 49,8; 0,5’lik de orada bir artış olduğunu görmemizde fayda var. Geçen hafta
içerisinde Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığımın bütçesi görüşülürken -bugün
de medyaya konu olduğu için ifade ediyorum- “İşsizlik düşmeyecek.” şeklinde,
olay biraz daha yüzeysel şekilde ele alınıp değerlendirilmiş. Bu konuyla ilgili
şunu ifade etmeye çalışıyorum: Birçok alanda, makroekonomik verilerde ciddi
iyileşmeler sağlanmasına rağmen işsizlik oranında istenilen düzeyde bir düşüşün
elde edilemediği görülmektedir. Yani 10,3’lerden 9,9’larda gezinen bir işsizlik
oranımız var. Bunun neden düşmediği, neden daha aşağılara çekilemediği, 2000
yılında yüzde 6,5 olan işsizliğe doğru neden çekilemediği sorusunun cevabı
olarak dedim ki: “Her yıl iş gücüne 700 bin kişi katılıyor. 700 bin kişiyi
istihdam etmeniz gerekiyor, bir. İkincisi, Türkiye bir değişim, dönüşüm süreci
içerisinde. Yoğun bir şekilde kırsaldan kente göç var. 1 milyon 867 bin kişi
beş yıl içerisinde kırsaldan kente göç etmiş.” Şimdi, kırsalda ücretsiz aile
işçisi olarak görülen bu 1 milyon 867 bin kişi kente geldiği zaman işsiz olarak
algılanmaktadır, işsiz olarak TÜİK verilerinde değerlendirilmektedir. Dolayısıyla,
buradaki oran, Türkiye’deki bu değişim süreci, kırsaldan kente göç süreci devam
ettikçe -ki bu oran yüzde 38’lerden yüzde 26’lara inmiştir- bu ağır da seyretse
bu oranın aşağı çekilmesi gerekiyor. Aşağı çekildikçe yine biz yüzde 9’larda
işsizlik oranını belli bir süre taşımak durumundayız. Bu yaptığım genel
değerlendirmedir. Özele dönük,
krize dönük değerlendirmeye gelince: Tabii, krizin ekim ayında… Ekim verileri,
kasım verileri, aralık verileri, ocak verilerinin çok önemli olduğunu burada
ifade etmek istiyorum. Çünkü yoğun bir şekilde reel sektörle de temas
içerisindeyiz. Ben son on beş-yirmi gün içerisinde Türkiye'nin yirmi altı iline
gittim. Sektörlerle görüşme imkânım oldu. Olup bitenleri yakinen takip
ediyoruz. Yalnız ülkenin dört bir tarafını gezmekle, yerinde olayları tespit
etmekle de kalmıyoruz, sosyal taraflarla Hükûmet
olarak bir araya geliyoruz. Reel sektörle, finans sektörüyle temaslarımız,
birlikteliğimiz devam ediyor. Dün yine Odalar ve Borsalar Birliği bünyesinde
oda ve borsa başkanlarıyla uzun bir toplantı, gün boyu bir toplantı
gerçekleştirdik. Olup bitenlerin Türkiye’ye yansımalarının hangi düzeyde
olduğunu ve ne gibi önlemler alınması gerektiği konusunun da gündemimizde
olduğunu bu vesileyle ifade etmek istiyorum. Şimdi, tabii bu
sürece karşı yapılması gerekenler üç ana başlıkta toplanabilir. 1) Küresel ölçekte yapılması gerekenler: Küresel ölçekte yapılması
gerekenlerle ilgili, dikkat ediyorsunuz, son G-20 toplantısında, konu G-20
bünyesinde ele alındı -ki Türkiye de bunun içinde, Sayın Başbakanımız bu
toplantıya iştirak ettiler- ve yapılabilecek, küresel anlamda alınabilecek
önlemlerle ilgili konuları her ülke masaya yatırmış durumda, G-20 de bu konunun
üzerinde. Bu konunun, yani likidite bolluğundan kaynaklanan ve likidite bolluğuyla
çözülmeye çalışılan bu sorunun aslında çok daha cüzi rakamlarla çözüleceği
hesaplanarak yola çıkıldı fakat şu an itibarıyla piyasalara 4-5 trilyon dolar
enjekte edilmiş bulunuyor ve bu sürecin küresel anlamda nasıl gelişeceği
konusunda, yani kuyunun dibi görüldü mü, krizin dibi nereye varıyor konusunda
henüz net bir görüşün, bilginin olmadığını da paylaşmamızda yarar görüyorum. Yani küresel ölçekte yapılması gerekenler yapılıyor. 2) Kamunun
yapması gerekenler: Yani bizlerin yapması gerekenlerle ilgili olarak da
çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Atılması gereken adımlar, yasal mevzuat açısından
ve özellikle reel sektör-finans sektörü ilişkilerinde dengenin sağlanması
açısından, bir panik havasının yaşanmaması açısından söylenmesi, yapılması
gerekenler yapılıyor ve ayrıca, reel sektörün desteklenmesi konusunda da
atılması gereken adımlar bakanlıklar tarafından bir bir
atılıyor. Şunun bilinmesini
ben özellikle istiyorum: Ne tür araç var ise bunların tümünün masa başında
olduğunu ve değerlendirildiğini de sizlere ifade ettim ve bunların tümü de
seferber edilecektir. Yani her bakanlığın, dolayısıyla kamunun ne tür imkânı
var ise gelişen olaylara karşı seferber etme mekanizmasının çalıştığını bu
vesileyle, bu konuşmaya cevap vesilesiyle ifade etmek istiyorum. Bakanlığımı da
ilgilendiren, seferber edilmesi gereken hususlar vardır. Diğer bakan
arkadaşlarımızı ve tümden Hükûmeti ilgilendiren
konularda reel sektörün güçlü olması… Çünkü reel sektörle finans sektörünü
birbirinden ayırmak mümkün değil, et tırnak gibidir. Bu derece iç içe geçmiş
olan, birinin ihmal edilmesi diğerinin yok oluşuna sebebiyet verecek olan bir
süreci başlatmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Dolayısıyla, reel sektör, finans
sektörü ve kamu birlikteliğiyle bu sorunun üstesinden gelme zorunluluğumuz
vardır, çabalarımız, gayretlerimiz de bu istikamettedir. 3’üncü olarak da reel sektörün, finans sektörünün durumları: Bu
konu, az önce ifade ettiğim gibi, yine sektörlerle bir araya gelerek
değerlendiriliyor ve inanıyor, umuyorum ki -dünyada meydana getirebileceği
büyük tahribatı Türkiye daha az düzeyde atlatma konusunda- bu gayretler, bu
çabalar, bu alınan ve alınacak olan kararlar Türkiye’nin daha az zararla bu
süreci atlatmasına vesile olacaktır. 18/11/2008 tarihi
itibarıyla ekonomik kriz dolayısıyla, İŞKUR’a,
Bakanlığımıza müracaat eden firma sayısı 11’dir. Bu 11 firmanın kısa çalışma
ödeneği… Yani iş yasalarından kaynaklanan haklardan istifade etmeleri için
bugüne kadar bize müracaat eden 11 firma olmuş idi. Bununla ilgili
değerlendirmemizi gerçekleştiriyoruz. Yasal mevzuata uygunluğu çerçevesinde de
seri olarak bu firmalarımızın kısa çalışma ödeneğinden istifade etmelerini
sağlamış olacağız. Burada şunu da
ifade etmeyi bir görev biliyorum: Birinci derecede, iş yerlerinin, işletmelerin
görevi işçiyi çıkarmak olmamalıdır. Bu doğru değildir çünkü bir işletmenin
kuruluşu ve orada emeğin fonksiyonu çok önemlidir. Yani bir işletmenin üretimi
ve kaliteli üretimi, nitelikli bir iş yeri olması tabii ki çalışanlarla
gerçekleşiyor. Bu ortamı tekrar geçekleştirmekte -yani işçiyi çıkarmak kolay
da- tekrar o işletmeyi dizayn etmekte, tekrar ayağa
kaldırmakta ve o kalitede kalifiye elemanı bulmakta yine işletme zorlanabilir.
Bir fiskos şeklinde “Efendim batıyoruz, yandık!” bir feveranını da doğru
bulmuyoruz. Az önce verdiğim rakamlar, eylül sonu itibarıyla baktığınız zaman
Türkiye’de o boyutuyla yok ama sıkıntı yok anlamında değil. Yani,
komşuyu, dünyanın her tarafını alev sarmış ise bu anlamda Türkiye bu olaya
duyarsız, bu olayı görmüyor, olup bitenlerin yansımalarını, muhtemel
yansımalarını değerlendirmiyor diye bir anlayış bizde yok, böyle bir bakış
açısı yok fakat gereksiz yere de olayın abartılıp bir paniğe dönüştürülmesi ve
neticede olayın emeğe bir saygısızlığa dönüşmesini de, dönüştürülmesini de
doğru bulmadığımızı ifade ediyorum. İfade ettiğim
gibi, 11 firma müracaat etmiştir. 11 firma bünyesinde 5.616 işçiyi, emekçiyi
ilgilendiren bu müracaatı değerlendirip sağlıklı bir şekilde neticelendirme
çabası içerisindeyiz. Ayrıca, şunu da
ifade ederek konuşmamı bitirmek istiyorum: Şimdi, Türkiye’deki sermaye
dağılımına baktığımız zaman, yüzde 15’lik işletmeler yüzde 71’lik istihdamı
gerçekleştiriyorlar -yüzde 15’lik işletme, yüzde 71’lik istihdam- yüzde 85’lik
işletmeler ise yüzde 29’luk istihdamı gerçekleştiriyorlar. Şimdi,
bu çerçevede sermayenin Türkiye’de konumunun ne olduğunu ve reel sektörün bu
süreç içerisinde ne şekilde ele alınması gerektiğini, eğer fonlanacaksa,
eğer bir destek sağlanacaksa alanların da çok net olduğunu, hangi düzeyde
olması gerektiği konusunda bu tür hesapların da bilindiğini ve buna göre de
tedbirler alınmakta olduğunu bir kez daha ifade ediyorum. Bu açıklama
fırsatını verdiğiniz için Ufuk Bey’e de teşekkür ediyorum, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Bakan. Sayın Uras,
sisteme girmişsiniz, buyurun. MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) – Bir iki itirazımı söyleyebilir miyim? BAŞKAN – Tabii tabii, buyurun. MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) – Beş dakikalık görüşmede tabii rakam ortaya koymak mümkün olmuyor
ama Sayın Bakan, görünen köy kılavuz istemiyor. Sizin de belirttiğiniz gibi,
ekim-ocak aralıklarına baktığımızda bu tabloların bizim açımızdan vahim olacağı
ortada ama var olan rakamlar var. Mesela, 2008 Ocak-Ağustos
döneminde, 2007’nin aynı dönemine göre kapanan şirket sayısı yüzde 48 arttı,
protestolu senet tutarı yüzde 205 artarak 4 milyar YTL’yi aştı ve karşılıksız
çek meblağı yüzde 38 artarak 2,5 milyar YTL’ye ulaştı ve yine 2008’in sekizinci
ayında ailelerin borç yükü 112 milyar YTL’yi geçti ve bu borçların ödenmesinde
yaşanacak güçlükler ciddi icra-iflas ve beraberinde aile faciaları getirecek
gibi gözüküyor. Şimdi, ABD’de
gayrisafi yurt içi hasılaya göre hane içi borçlanma
oranına baktığımızda yüzde 100’lere vardığını görüyoruz. O yüzden hakikaten,
son derece, emek açısından ekonominin önceliklerinin değiştirilmesi gerekiyor.
“Her koyun kendi bacağından asılır.” zihniyetiyle bakmamalıyız. “Egemenlik
kayıtsız şartsız milletindir.” diyor. “Egemenlik kayıtsız şartsız
sermayenindir.” hâline gelirse durum çok parlak olmaz diyorum. Teşekkür
ediyorum. BAŞKAN –
Teşekkürler. Sayın Bakanım… ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) – Tamam. BAŞKAN – Tamam mı
efendim? Tamam. Sayın
milletvekilleri, grupların mutabakatıyla saat 13.30’da toplanmak üzere
birleşime ara veriyorum. Kapanma Saati: 12.28 ÜÇÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: 13.33 BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp
Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER : Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 20’nci Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum. Görüşmelere devam
edeceğiz. Gündem dışı
ikinci söz, Mardin’in kurtuluş günü münasebetiyle söz isteyen Mardin
Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey’e aittir. Buyurun Sayın Şahkulubey. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) 2.- Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey’in,
Mardin’in kurtuluş gününe ilişkin gündem dışı konuşması GÖNÜL BEKİN
ŞAHKULUBEY (Mardin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mardin’in
kurtuluşunun 89’uncu yılı nedeniyle gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Sözlerime
başlarken dün kaybettiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili
Sayın Gündüz Aktan’a yüce Allah’tan rahmet, ailesi,
yakınları ve Milliyetçi Hareket Partisi camiasına başsağlığı dileklerimi
iletiyorum. Birçok medeniyete
ev sahipliği yapmış, farklı kültürler, dinler ve etnik grupların bir arada
hoşgörü içinde yaşadığı Mardin ilimiz, Kasım 1919’da Fransızlar tarafından
işgal edilmek istenmiştir. Ancak, Müslüman, Hristiyan,
Yahudi, Süryani ve Yezidilerden oluşan istisnai kültürel dokusu buna âdeta engel olmuştur.
Zira Mardin, halkı bu farklılıkları bir ayrılık ve çatışma nedeni olarak değil,
hoşgörü, dostluk ve barış içinde bir arada yaşama imkânına çevirmiştir. İşte
halk arasındaki bu olağanüstü birlik ve beraberliğin güçlendirdiği direniş
potansiyelini gören Fransızlar işgali gerçekleştiremeden şehrimizi terk etmek
zorunda kalmışlardır. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; dünya kültür mirasının en önemli şehirlerinden olan
Mardin AK PARTİ İktidarı döneminde gerçekleştirilen hizmetlerle sorunlardan
birer birer kurtulma sevincini yaşamaktadır. Zira
Mardin, bundan önceki birçok hükûmet tarafından ne
yazık ki ciddi olarak ihmal edilmişti. Bu ihmal edilmişlik neticesinde şehrimiz
hiç hak etmediği sorunlara düçar olmuştu. Ancak, AK
PARTİ iktidara geldiğinde, tüm Türkiye’de olduğu gibi Mardin’de de güzel
değişimler yaşanmaya başlandı. İlimiz hak ettiği hizmetlere bir bir ulaşmaya başladı. Mayıs ayında Diyarbakır’da Sayın
Başbakanımızın yüz yılın projesi olarak takdim ettiği Güneydoğu Anadolu Projesi
kapsamındaki beş yıllık eylem planı bölgemizin önemli sorunlarının çözümü
yolunda atılmış önemli bir adımdır. İnsanımızın hak
ettiği yaşam düzeyinin sağlanması, gelir dağılımının düzeltilmesi, yoksullukla
mücadele ve bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması amacıyla kurulacak üç
kalkınma ajansından bir tanesi de Mardin’de yer alacaktır. GAP Eylem
Planı’nın üç aylık uygulama sonuçlarına göre, Kasımiye
Medresesi çevre düzenlemesi çalışmalarında son aşamaya gelinmiştir. Mardin
Kalesi kaya güçlendirilmesiyle ilgili ilk etapta 200 bin YTL ödenek il özel
idaresine aktarılmıştır. Nusaybin’de 200
bin metrekarelik mayınlı arazinin temizlenme işlemi tamamlanmış, son
kontrollerin yapılmasından sonra ilçemiz modern bir gümrük kapısına
kavuşacaktır. Ilısu Barajı,
işsizliğin yoğun olduğu ilimizde istihdam açısından büyük bir önem
taşımaktadır. Yaklaşık 8 bin kişiye iş imkânı sağlayacak bu projenin
gerçekleştirilebilmesi için DSİ Ilısu Projesi geçici
16. Bölge Müdürlüğü kurulmuştur. Aşağı Mardin ana
sulama kanalı inşaatı üç kısım hâlinde eylülde ihale edilmiş olup yakında
sonuçlanacaktır. İlimizde 150
hektarlık alanda ağaçlandırma, 100 hektarlık alanda iyileştirme, 570 hektarlık
alanda da erozyon kontrolü yapılması hedeflenmektedir. 2005 yılında
başlatılan KÖYDES ve BELDES projeleri hizmette bir devrim teşkil etmiştir.
Önümüzdeki yıl ilimizde susuz ve asfaltsız köy kalmayacaktır. KÖYDES projeleri
için 2008 yılında ilimiz toplam 35 milyon YTL, BELDES projesinden de yirmi iki
belediyemiz iki yılda toplam 5 milyon 650 bin YTL pay almıştır. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tüm hemşehrilerimin en büyük
hayali olan üniversitemizin kurumsal ve fiziki olarak yapılandırılması tüm
hızıyla sürmektedir. Üniversitemize kadro ve kontenjan tahsis edilmiş, kısa
sürede de bina ve 750 kişilik yurt yapımına başlanacaktır. İlimizde eğitim ve
öğretim kalitesinin artırılması, üniversitenin kurulmasının yanı sıra, hiç
şüphesiz ilk ve orta öğretim kurumlarındaki koşulların iyileştirilmesiyle
mümkün olacaktır. Dünya ölçeğinde
güçlü bir devlet olabilmenin en önemli unsurlarından birinin kaliteli ve çağdaş
eğitim almış bireylere sahip olma gerçeğinin farkında olan AK Parti İktidarı,
eğitim alanında da çok önemli hizmetler vermektedir. Eğitim alanındaki bu
hizmetlerden Mardin de büyük ölçüde yararlanmaktadır. İlimizdeki okullara,
yapım ve onarım ödenek aktarımlarında genel bütçeden aktarılan ödenek yanında
7,5 milyon YTL ilave ödenek gönderilmiştir. Hükûmetimizin uygulamakta
olduğu başarılı sağlık politikaları neticesinde ilimizde hekim sayısı, hastane
ve yatak kapasitelerinde çok ciddi bir artış sağlanmıştır. İlimizde 2002’de 85
olan uzman doktor sayısı bugün 169’a, pratisyen hekim sayısı 114‘ten 273’e
yükseltilerek yüzde 93’lük doluluk oranına ulaşılmıştır. Bunun yanı sıra,
Kızıltepe ve Midyat Devlet Hastanelerinin yapımına başlanmış, Mardin Devlet
Hastanesi ek binası tamamlanmıştır. (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun
Sayın Şahkulubey, devam edin. GÖNÜL BEKİN
ŞAHKULUBEY (Devamla) – Şehrimizin fiziki şartlarının düzeltilmesini hedef alan
hizmetlerin yanı sıra, İktidarımız, kültürel alanda da Mardin’e yönelik heyecan
verici çok güzel projeler oluşturmuş ve bunları da uygulamaya başlamıştır. Zira
Hükûmetimiz, Mardin’in farklılıklarını zenginlik
kabul eden çoğulcu kültürel yapısı, farklı mimari tarzı ve görsel değerleri ile
dünya kültür mirasının ve kültür turizminin en önemli şehirlerinden biri
olduğunun farkındadır. Sahip olduğu nadide tarihî dokusunu korumak amacıyla
TOKİ ile iş birliğine gidilerek Kentsel Dönüşüm Projesi başlatılmıştır. Diğer
taraftan da tarihî evlerin restorasyonu için Kültür
Bakanlığımız tarafından sunulan proje ve onarım ödenekleri de yüzde 30
artırılmıştır. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken değerli öğretmenlerimizin
pazartesi günü kutlanacak olan Öğretmenler Günü’nü şimdiden tebrik ediyor,
büyük bir özveriyle çalışan, hepimize emeği geçen, hem bizim hem de
çocuklarımızın hayatında önemli yeri olan değerli öğretmenlerimize sevgi ve
hürmetlerimi sunuyorum. Bu vesileyle,
ayrıca tüm hemşehrilerimin kurtuluş gününü kutluyor,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Şahkulubey. Gündem dışı
üçüncü söz, Dünya Çocuk Hakları Günü münasebetiyle söz isteyen İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’a aittir. Buyurun Sayın Ağırbaş. (DSP sıralarından alkışlar) 3.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın,
Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması AYŞE JALE AĞIRBAŞ
(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dünya Çocuk Hakları Günü
dolayısıyla gündem dışı söz almış bulunuyorum. Konuşmama başlamadan önce
sizleri Demokratik Sol Parti ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Öncelikle
İstanbul Milletvekilimiz Sayın Gündüz Suphi Aktan’a
ve dün yitirdiğimiz 4 şehidimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine
başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Türkiye'nin
belirlediği temel hedeflere ulaşılabilmesi, çocuklarımızın daha sağlıklı
ortamlarda yetiştirilmesi ve fiziksel, ruhsal, sosyal gereksinimlerinin çağdaş
ölçütlerde karşılanmasıyla olanaklıdır. Dünya ülkelerinin
ortak sorunlarından biri çocukların istismar edilmesidir. Çocukların
istismarının önlenmesi amacıyla uluslararası anlaşmalar imzalanmakta, ülkeler
iş birlikleri yapmaktadırlar. Bu iş birliklerine ve alınan önlemlere karşın
çocukların tam anlamıyla korunduğunu iddia edemeyiz. Ülkemizde
çocukların korunması ve çalıştırılmasının önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmasına
rağmen yoğun nüfus artışı, göç ve işsizliğin neden olduğu sorunlar nedeniyle
trafik lambalarında araba camı silerek, kâğıt mendil satarak, çalıştırılan,
istismar edilen çocuklarımızın sayısı giderek artmaktadır. Türkiye
İstatistik Kurumunun verilerine göre ülkemizde altı-on yedi yaş grubunda farklı
alan ve iş kollarında ekonomik faaliyetlerde bulunan çocuklarımızın sayısı 1
milyon 635 bindir. Ev hizmetlerinde çalıştırılan çocukların sayısı ise 4 milyon
785 bindir. Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinden olan, Türkiye’de gitgide
sayıları artan, sokakta yaşayan ve sokakta çalışan çocukların sayısı ise tam
olarak bilinmemektedir. Uygulanmakta olan
sosyoekonomik politikalar sonucunda her gün daha fazla çocuk öğrenimlerini terk
ederek çalışma yaşamına katılmaktadır. Çocukların sokakta çalışmaları bir süre
sonra sokaklarda yaşamalarına neden olmaktadır. Sokakta çalışma ve sokakta
yaşama, çocukların eğitimden uzaklaşmaları, ağır ve tehlikeli koşullarda
çalışmaları, sevgiden ve ilgiden yoksun bırakılmaları, kötü alışkanlıklar
kazanmaları, her türlü ihmal ve istismarın kurbanları olmaları anlamına
gelmektedir. Bu durum ülkemizin geleceğini tehdit etmektedir. Hükûmet, bir an önce ilgili kurum, kuruluşlar ve
üniversitelerle iş birliği içerisinde orta ve uzun vadeli stratejiler
belirlemeli, bu doğrultuda çalışmalar yapmalıdır. Değerli
milletvekilleri, kamuoyunun gündeminde çocuklara yönelik cinsel istismar
vakaları bulunmaktadır. Çocuklarımızın tecavüze uğrayarak öldürülmesi, cinsel
meta olarak kullanılması, kamuoyunda infial yaratan ve toplumumuz için tehlike
sinyalleri veren olaylardır. Vicdanımızı sızlatan bu tür olaylar acilen gerekli
tedbirlerin alınması gerekliliğinin açık bir göstergesidir. Yaşanan olayları
hastalıklı birkaç kişinin gerçekleştirdiği vakalar olarak görmek, olayları
önemsememek en büyük yanlışımız olacaktır. Diğer taraftan,
bu fiilleri işleyenlere verilen cezaları azaltıcı düzenlemelerin fikir bazında
dahi olsa gündeme gelmesi veya kime yapılırsa yapılsın cinsel istismar
fiillerini işleyenlere mağdurlarla evlendirilmeleri suretiyle af yolunun
açılması, bu şekilde olayların üzerinin örtülmeye çalışılması, toplumumuza ve
yavrularımıza verilecek en büyük cezadır. İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Dairesinin hazırladığı son
günlerde basında yer alan bazı raporların değerlendirilmesi gerekmektedir.
Üzmez olayı göstermiştir ki bazı yetkililer hâlâ çocukların cinsel istismarı
konusunda gerekli bilinç düzeyine sahip değillerdir. Toplumumuzun geleceğini
tehdit eden bu son derece tehlikeli duruma “dur” dememiz gerekmektedir.
Çocukların cinsel istismarının cezasını daha da artırıcı düzenlemeler büyük bir
hız ve ivedilikle yapılmalıdır. Demokratik Toplum Partisi Sol Parti olarak biz
her zaman gereken desteği vermeye hazırız. Meclisteki tüm partilerin böyle bir
teklif gelmesi hâlinde bu teklife “hayır” demeyeceklerine inanıyorum. Aksi
hâlde hiç kimsenin masum çocuklarımızın vebalini taşıyabileceğine de
inanmıyorum. Çocuklarımıza sahip çıkmak toplumsal bir sorumluluktur. Bu konuda
herkese büyük görev düştüğü unutulmamalıdır. Hükûmeti,
Meclisi, sivil toplum örgütlerini, yerel yönetimleri, üzerine sorumluluk düşen
herkesi göreve davet ediyorum. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Ağırbaş, devam
edin. AYŞE JALE AĞIRBAŞ (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. İzninizle bir iki konuya daha değinmek istiyorum. Kaynağı bilinmeyen bazı odaklar tarafından yapılan haince planlar,
bu güzel yurdumuzu Kudüs’e, bir zamanların Bosna’sına benzetmek isteyenler var.
Türk halkına güveniyor ve inanıyorum.
Türk halkı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda
sulh.” prensibine ters düşen anlayışla Avrupa Parlamentosunda gerçek dışı
söylemde bulunanların ve karanlık odakların heveslerini kursaklarında
bırakacaktır. Son sözlerim de Kıbrıs’ın ulusal davamız olduğunu unutanlara:
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 25’inci yılını kutladığımızı
hatırlatmak istiyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Ağırbaş. Gündeme geçiyoruz. Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır,
okutup bilgilerinize sunacağım. V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI A)
Tezkereler 1.- Ürdün Temsilciler Meclisi
Başkanı Abdel Hadi Majali’nin
davetlisi olarak Ürdün’e resmî ziyarette bulunacak olan Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Köksal Toptan’a refakat edecek milletvekillerine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/601) Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan’ın,
Ürdün Temsilciler Meclisi Başkanı Abdel Hadi Majali’nin davetine icabet etmek üzere, beraberinde bir
Parlamento heyetiyle, 23-25 Kasım 2008 tarihleri arasında Ürdün’e resmî
ziyarette bulunması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dış İlişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 Sayılı Kanun’un 6. Maddesi uyarınca, Genel
Kurul’un 12.11.2008 tarihindeki 16. Birleşiminde kabul edilmiştir. Anılan Kanun’un 2. Maddesi uyarınca, Heyetimizi oluşturmak üzere
Siyasi Parti Gruplarınca bildirilen isimler Genel Kurul’un bilgilerine sunulur.
Adı-Soyadı: Seçim İli: Hulusi Güvel Adana Nurettin
Akman Çankırı Mehmet Akif Paksoy Kahramanmaraş Mehmet Şahin Malatya Ömer İnan Mersin BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. Sözlü soru önergesinin geri alınmasına dair bir önerge vardır;
okutuyorum: B)
Önergeler 1.- Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu’nun (6/816) esas numaralı sorusunu geri aldığına
ilişkin önergesi (4/99) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Gündemin sözlü sorular kısmının 317’nci sırasında yer alan (6/816)
esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim.
BAŞKAN – Sözlü soru önergesi geri verilmiştir. Meclis araştırması açılmasına ilişkin bir önerge vardır;
okutuyorum: C) Meclis
Araştırması Önergeleri 1.- Yozgat Milletvekili Osman
Coşkun ve 23 milletvekilinin, trafik kazaları konusunun araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/284) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Ülkemizde her yıl binlerce insanımızın ölümüne yüz binlerce
insanımızın da yaralanmasına yol açan ve ülke ekonomisini ciddi manada olumsuz
etkileyen trafik kazalarının ve sebebiyet veren unsurların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin tespiti amacıyla, Anayasa'nın 98'nci, Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104 ve 1) Osman Coşkun (Yozgat) 2) Zeyid Aslan (Tokat) 3) Bayram Özçelik (Burdur) 4) Tuğrul Yemişci (İzmir) 5) Ali Temür (Giresun) 6) Mehmet Erdem (Aydın) 7) Osman Kılıç (Sivas) 8) Yahya Akman (Şanlıurfa) 9) Fehmi Hüsrev Kutlu (Adıyaman) 10) Gönül Bekin Şahkulubey (Mardin) 11) H. Hasan Sönmez (Giresun) 12) Mustafa Cumur (Trabzon) 13) Mehmet Salih Erdoğan (Denizli) 14) Mehmet Hanifi Alır (Ağrı) 15) Hamza Yerlikaya (Sivas) 16) Tevfik Ziyaeddin Akbulut (Tekirdağ) 17) Mehmet Sekmen (İstanbul) 18) Tahir Öztürk (Elâzığ) 19) Mehmet Erdoğan (Adıyaman) 20) Nusret Bayraktar (İstanbul) 21) Mehmet S. Tekelioğlu (İzmir) 22) Abdülkerim Aydemir (Ağrı) 23) Mevlüt Akgün (Karaman) 24) Yusuf Coşkun (Bingöl)
Gerekçe: Son yıllarda sanayileşme ve şehirleşme yönünde hızla ilerleyen
ülkemizde motorlu araç sayısında önemli bir artış olmakla birlikte ülkemizin
birçok kayıp vermesine sebebiyet veren trafik kazaları da maalesef paralel
olarak artmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün resmi kayıtlarına geçmiş trafik kazalarına
ve sonuçlarına dair istatistikler, trafik kazalarının ülkemiz ve
vatandaşlarımız açısından ne derece önemli bir konu olduğunu gözler önüne
sermektedir. Her ne kadar 2002 yılından beri meydana gelen trafik kazalarındaki
ölüm sayısı daha önceki yıllarla kıyaslandığında, ki
1998 yılı için bu rakam 4.935 olarak kayıtlara geçmiştir, azalıyor olsa da
sadece son beş yılın rakamlarını incelediğimizde çok çarpıcı ve bir o kadar da
üzücü sonuçlar ortaya çıkmaktadır. 2003 yılında meydana gelen trafik kazaları
sayısı 422.272, ölü sayısı 2.811, yaralı sayısı ise 95.206 iken 2007 yılında
749.456 trafik kazası sonucu 149.140 vatandaşımız yaralanmış, 3.459
vatandaşımızda hayatını kaybetmiştir. 2003 ile 2007 arasındaki zaman diliminde
ise toplam 2.901.112 trafik kazası meydana gelmiş, 613.837 vatandaşımızın
yaralanmasına 15.911 vatandaşımızın da hayatını kaybetmesine yol açmıştır. Tüm
bu kaybettiğimiz insanlarımızın yanında, trafik kazalarının ülke ekonomisini
yıpratan milli servetin kaybolmasına neden olan bir boyutu olduğu da
unutulmamalıdır. Bu rakamlar ifade etmektedir ki; trafik kazaları, binlerce
insanımızı kaybetmemize sebep olan terör kadar, deprem felaketi kadar tehlikeli
ve can alıcıdır. Bu gerçeklerle kurulacak bir araştırma komisyonunda,
ülkemizde her yıl binlerce insanımızın ölümüne yüz binlerce insanımızın da
yaralanmasına yol açan ve ülke ekonomisini ciddi manada olumsuz etkileyen
trafik kazalarının ve sebebiyet veren unsurların araştırılması neticesinde
çıkacak sonuçlara göre önlemler alınmasının, vatandaşlarımızın hayatına ve
sağlığına olumlu katkıları olacağından ve milli servetin de korunması yönünde
olumlu neticeler vereceğinden çok yararlı olacağı kanaatindeyiz. BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. Önerge gündemdeki yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır. Sayın milletvekilleri, gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz. 1’inci sırada yer alan Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz. VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri 1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları
Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253) (x) BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet buradalar. 20’nci madde üzerinde maddenin tasarı metninden çıkarılmasını
öngören ve birlikte işleme alınan aynı mahiyetteki Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan ve Mersin Milletvekili Sayın İsa Gök’ün
önergelerini birlikte oylarınıza… H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Karar yeter sayısı istiyorum Sayın
Başkan. BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağız efendim. Önergeleri kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı
var, önergeleri kabul edilmedi. Diğer önergeyi okutuyorum: (x) 253 S. Sayılı Basmayazı 13/11/2008 tarihli
17’nci Tutanağı’na eklidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 20
nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Madde 20 - 4734 sayılı
Kanunun 53 üncü maddesinin (b) fıkrasının (9) numaralı bendinden sonra gelen paragraf
yürürlükten kaldırılmış; (c) fıkrasının üçüncü paragrafının son cümlesi
yürürlükten kaldırılmış, aynı fıkranın sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiş; (e)
fıkrasının birinci paragrafının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, bu paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar eklenmiş
ve mevcut ikinci paragrafın üçüncü ve dördüncü cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş; (h) fıkrasının birinci paragrafının ilk cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş, aynı fıkranın ikinci paragrafının sonuna aşağıdaki cümle
eklenmiş; (i) fıkrasının altıncı paragrafının birinci cümlesinin başına
"Kamu ihale uzmanlığı hariç olmak üzere" ibaresi eklenmiş, aynı fıkranın
beşinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiş; (j)
fıkrasının (2) ve (4) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Dava açma, icra takibi yapma ve mahkemelerce verilen
kararlara karşı üst mercilere başvurmaktan vazgeçme yetkisi ile üst dereceli
mahkemelerce verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesinden
vazgeçme yetkisi Kurula aittir." "Kurul Başkan ve üyeleri, asli görevlerini aksatmamak
kaydıyla telif ücreti karşılığı bilimsel amaçlı yayın yapabilir, ücret
karşılığı ders verebilir, bunun dışında özel bir kanuna dayanmadıkça resmi veya
özel hiçbir görev alamaz, dernek, vakıf, kooperatif ve benzeri yerlerde
yöneticilik yapamaz, ticaretle uğraşamaz, serbest meslek faaliyetinde
bulunamaz." "Kurul kararları yerindelik denetimine tabi tutulamaz. Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personeli hakemlik ve
bilirkişilik yapamazlar." "Kurul üyeleri ve Kurum personeli, görevleri nedeniyle
işledikleri ve kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından Devlet memuru sayılırlar.
Kurul üyeleri ile Kurum personelinin cezai ve hukuki sorumluluğuna ilişkin
olarak 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık
Kanununun 104 üncü maddesi hükümleri uygulanır." "Başkana görevlerinde yardımcı olmak üzere Başkanın önerisi
üzerine Kurul kararı ile üç başkan yardımcısı atanabilir." "Daire başkanlarının ataması başkanın önerisi üzerine Kurul
kararı ile, diğer personelin ataması ise Başkan
tarafından yapılır." "Mükteseplerine uygun bir kadroya atamaları gerçekleşinceye
kadar süresi dolması sebebiyle görevi sona eren Kurul Başkan ve üyelerine
almakta oldukları aylık ücret ile sosyal hak ve yardımların Kurum tarafından
yapılmasına devam olunur. Mükteseplerine uygun kadrolara atananlara, atama
yapıldığı tarih itibarıyla Kurum tarafından ödemede bulunulmasına son verilir.
Bir kamu kurumunda çalışmayanlardan Kurul Başkan ve üyeliğine atanıp süresi
dolması sebebiyle görevi sona erenlere herhangi bir göreve veya işe
başlayıncaya kadar, görevlerinin sona erdiği tarihte almakta oldukları aylık ücret
ile sosyal hak ve yardımların Kurum tarafından yapılmasına devam olunur. Kurum
tarafından bu kapsamda yapılacak ödemeler üç ayı geçemez." "2) Mal ve hizmet alımı ihalelerinde; yaklaşık maliyeti beşyüz bin Yeni Türk Lirasına kadar olanlarda bin Yeni Türk
Lirası, beşyüz bin ile bir milyon Yeni Türk Lirası
arasında olanlarda iki bin Yeni Türk Lirası, bir milyon Yeni Türk Lirası ve
üzerinde olanlarda üç bin Yeni Türk Lirası, yapım işi ihalelerinde yaklaşık
maliyeti bir milyon Yeni Türk Lirasına kadar olanlarda bin Yeni Türk Lirası,
bir milyon ile on milyon Yeni Türk Lirasına kadar olanlarda iki bin Yeni Türk
Lirası, on milyon ile yirmi milyon Yeni Türk Lirası arasında olanlarda üç bin
Yeni Türk Lirası, yirmi milyon Yeni Türk Lirası ve üzerinde olanlarda dört bin
Yeni Türk Lirası tutarındaki itirazen şikayet başvuru bedeli." "4) Her türlü basılı evrak, form, ilan, doküman ve yayınlar
ile Elektronik Kamu Alımları Platformunun işletilmesinden elde edilecek
gelirler." BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Takdire bırakıyoruz. BAŞKAN – Hükûmet? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılıyoruz Sayın
Başkan. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçe… BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Maddenin mevcut hâlinde kamu görevlisi iken üyeliğe
atananlardan görevi sona erenlerin otuz gün içinde eski kurumlarına
başvurmaları hâlinde yetkili makam tarafından mükteseplerine uygun bir kadroya
atanacakları öngörülmüş, ancak bahsedilen 30 gün ve atama işlemlerinin
tekemmülü için geçecek sürede bunlara ücret ödemesi ile sosyal hak ve yardım
yapılacağına dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Kamu görevlisi
iken üyeliğe atananlardan görev süresinin dolması sebebiyle görevi sona erenlerin
atama sürecinin uzaması ve kamu kurumunda çalışmayanlardan üyeliğe atananlardan
görev süresi dolması sebebiyle görevi sona erenlerin de herhangi bir göreve
veya işe başlayamaması nedeniyle bu süreç içerisinde mevcut mali ve sosyal
haklarından mahrum olmaları bu kişilerin mağduriyetlerine neden olmaktadır. Yapılan değişiklikle, görev süresi sona eren Kurul başkan ve
üyelerine almakta oldukları aylık ücret ile sosyal hak ve yardımların üç ayı
geçmemek üzere yeni görevine atanıncaya veya yeni bir göreve veya bir işe
başlayıncaya kadar Kurum tarafından yapılmasına devam edilmesi öngörülerek
oluşabilecek mağduriyetlerin giderilmesi amaçlanmaktadır. İtirazen şikâyet
başvurusunda bulunanlardan alınmakta olan başvuru bedeli ihalelerin niteliği ve
parasal büyüklükleri göz önünde tutularak yeniden belirlenmektedir. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri, biraz önce kabul edilen ve maddeyi
bütünüyle değiştiren önerge nedeniyle İzmir Milletvekili Sayın Harun Öztürk’ün önergesini işlemden kaldırıyorum. Kabul edilen önerge doğrultusunda 20’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Tasarının ikinci bölümünün görüşmelerine başlıyoruz. İkinci bölüm, ek madde 3, 4, 5 ile geçici 8 ve 9’uncu maddeler
dâhil olmak üzere 21 ila 36’ncı maddeleri kapsamaktadır. İkinci bölüm üzerinde grupları adına söz isteyenler: Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan. Sayın Ayhan, buyurun efendim. HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, önce MHP Grubu konuşsun;
Sayın Ayhan geliyor. BAŞKAN – Peki. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Sayın Nevzat Korkmaz,
Isparta Milletvekili. Sayın Korkmaz, buyurun efendim. MHP GRUBU ADINA S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Kamu İhale Kanunu Tasarısı’nın ikinci bölümüyle ilgili
olarak şahsım ve partim adına, Milliyetçi Hareket Partisi adına görüşlerimizi
açıklamak üzere huzurunuzdayım. Sözlerime başlamadan önce hepinizi saygılarımla
selamlıyorum. Yine, sözlerimin başında, bugün İstanbul Milletvekilimizi, Değerli
Ağabeyimiz Gündüz Suphi Aktan Beyefendi’yi ebediyete uğurluyoruz. Milliyetçi
Hareket Partisi çok kıymetli ve önemli bir milletvekilini, ama onun da ötesinde
diplomasi alanında kendisine bir ömür boyu hizmet etmiş bir evladını milletimiz
kaybetmiştir. Kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz, kederli ailesine,
meslektaşlarına, Milliyetçi Hareket Partisi camiasına ve Türk milletine yine
başsağlığı diliyoruz. Yine, terör belası yüzünden, 1’i binbaşı olmak üzere 3
asker şehidimiz vardır. Kendilerine Allah’tan rahmet diliyoruz, ailelerine,
Türk Silahlı Kuvvetlerine ve milletimize de başsağlığı diliyoruz. Bu vesileyle
de terörü ve teröre destek veren bütün kişi ve kuruluşları da lanetlediğimizi
bir kez daha belirtiyoruz. Değerli milletvekilleri, sözlerimin başında hepinizin dikkatinizi
istirham ediyorum. Bugün altı yıllık AKP İktidarında 15, kimilerine göre 16’ncı
kez Kamu İhale Kanunu’nda değişiklik yapılmasını konuşuyoruz. 4 Ocak 2002’de
57’nci Hükûmet zamanında çıkarılan Kamu İhale Kanunu
bir türlü AKP’nin istediği şekli alamadı, kendi yandaşları için bir türlü uygun
kıvama gelemedi, böyle giderse de hiç hoşnut olacağa benzemiyor. Altı yıllık
iktidarını aylara bölersek AKP neredeyse dört ayda bir Kamu İhale Kanunu
değişikliğini gündemimize getiriyor, hani derler ya, şöyle kafasına göre bir
Kamu İhale Kanunu bulamadı. İyimser düşünmek istiyorum, diyorum ki: Acaba, AKP
“Bir kanun ne kadar değiştirilebilir?” ile ilgili olarak Guinness Rekorlar
Kitabı’na mı girmeyi hedefliyor, doğrusu merak ediyorum. Değerli milletvekilleri, tüm bu değişiklikler, kamu ihalelerinde
hukuki denetimi yapan ve ihalelerde adalet, şeffaflık ve hukuka uygunluğu
sağlamakla görevlendirilmiş Kamu İhale Kurumunun hareket alanını daraltıp
iktidarın takdir hakkını genişletmek amacıyla yapılıyor. Bu görüşümüze haklılık
kazandıran değişiklik teklifini, gelin birlikte paylaşalım. 2002 tarihli 4734 sayılı Kanun’un 53’üncü maddesinin (b)
fıkrasının 9 numaralı bendinden sonra gelen ikinci paragrafı “Kurum gerekli
gördüğü takdirde, bu Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık bulunduğuna
ilişkin iddiaları da inceler ve sonuçlandırır.“ demektedir. Bu cümle, şu an
görüştüğümüz tasarının 20’nci maddesiyle yürürlükten kaldırılmaktadır.
Uygulamada nasıl bir netice doğuracaktır bu değişiklik? Örneğin, Kamu İhale
Kurumunun önüne gelmemiş yahut getirilmemiş, öte yandan ayyuka çıkmış bir ihale
hakkında gazetelerde çarşaf çarşaf yer alsa ve
yolsuzluk gündemine otursa Kuruma denilmektedir ki: Bu konuda uzman bir kuruluş
olabilirsin ama sen bu işe karışma, bu iddiaları inceleme. Bu hususta Kamu İhale Kurumu konuşmayacak da kim konuşacak,
doğrusu merak ediyorum. Allah aşkına nedir bunun mantığı? Bu değişiklik ile neye hizmet
ettiğinizi düşünüyorsunuz? Kurum, yapılan ihale yolsuzluklarıyla ilgili olarak ayağınıza mı
dolanıyor da Kurumun hareket alanını daraltmak istiyorsunuz? Kaldı ki zaten ülke düzeyinde yapılan ihalelerin ancak yüzde 2 ila
2,5’unu denetleyebiliyorsunuz, geri kalan yüzde 98 Kurumun denetimi dışında
kalmaktadır. Sizin yapmanız gereken, tüm ihalelerin denetlenebileceği bir zemin
hazırlamak olmalı, ihaleleri göz önünden kaçırmak değil. Tasarının 20’nci maddesiyle mevcut Kanun’un 53’üncü maddesinde yer
alan herhangi bir sebeple boşalan Kurul üyeliklerine atama yapılacağı, bu
durumda atanan kişinin yerine atandığı üyenin görev süresini tamamlayacağı
hükmüne ilave yapılarak “Bu şekilde atananlar bir defalığına tekrar
atanabilir.” hükmü getirilmektedir. Kanun koyucu, Kurul üyelerinin yeniden atanabilme baskısı altında
kalmaksızın görev yapmasını isteyerek bu düzenlemeyi getirmiş olmasına rağmen,
AKP İktidarı getirdiği değişiklik ile süreyi tamamlamak üzere atanan üyenin
kendilerine bağımlılığını sağlamayı arzu etmektedir. Kurul ve Kurul üyesinin tarafsızlığını zedeleyebilecek bu
düzenlemeye hiç olmazsa “Görev süresinin dolmasına altı aydan daha az bir zaman
kalmış üyeliğin boşalması hâlinde…” gibi bir sınırlandırma getirmenin uygun
olacağını düşünmekteyiz. Tasarının 23’üncü maddesinde de ilginç bir husus var. 23’üncü
maddenin ilk paragrafının son cümlesinde idarenin, ihalenin iptaline ilişkin
işlem ve kararlarının itirazen şikâyete konu
edilemeyeceği belirtilmektedir. Bu düzenleme ile Hükûmet, Kamu İhale
Kurumunun yetki ve görev alanını daraltmakta, keyfîliğin önünü açmakta ve
insanların hak arama hürriyetlerini sınırlandırmaktadır. İdare, ihale sürecini
sonuçlandırmak istemez veya ihalenin üzerinde kaldığı firmayla yıldızları
barışmaz ise “Ben iptal ediyorum.” diyebilecek ve firma, haklı gerekçeleri de
olsa, uzman kurum olan Kamu İhale Kurumuna itiraz edemeyecektir. Yargılama
sürecinin de ne kadar uzun olduğunu hatırlarsak, açıkçası, bu durum, AKP Hükûmetinin bilinçli olarak sahneye koyduğu bir oyun olup
kendi yandaşlarına ihale verme gayretinden başka bir şey değildir.
Görülmektedir ki burada da Kamu İhale Kurumunun eli kolu bağlanmakta, etkisiz
eleman hâline getirilmektedir. Tasarının “Bildirim ve tebligat esasları” başlıklı 25’inci
maddesinin dördüncü bendinde tebligatların idareler veya Kurum tarafından hangi
yollarla yapılacağı hususu düzenlenmiş ve yöntemlerden biri olarak da faksla
tebligat yöntemi zikredilmiştir. Oysaki bu yöntemler Tebligat Kanunu’nda
sayılmış ve bu yöntemler içinde faks yöntemi belirtilmemiştir. Elektronik
ortamlarda işlem ve başvuruların yapılması, yürütülmesi ve denetlenmesi
hususlarında sağlanan birtakım gelişmelere rağmen faksla tebligat, subjektif ve kötüye kullanılabilme riskini üzerinde
barındırmaktadır. Faksla yapılan bildirimlerin herhangi bir nedenle idareye
ulaşmadığı iddiaları işi çıkmaza sokabilecektir. Bu yöntemin birçok haksızlığa
yol açabileceğini şimdiden söylemek mümkündür. Yine eleştirmemiz gereken bir önemli husus da şudur: 4734 sayılı
Kanun’un 53’üncü maddesiyle, Kurumda istihdam edilecek uzmanların, Kanun’da
belirtilen nitelikleri taşımak kaydıyla, Haziran 2003 tarihine kadar diğer
kurumlardan alınabileceği, bu tarihten sonra sınavla uzman yardımcısı alıp
uzman yetiştirileceği düzenlenmiş idi. Uzmanlığın bir kariyer mesleği olması
hedeflenmişti yani. Ancak görüştüğümüz tasarının 30’uncu maddesi içerisinde
getirilen geçici 9’uncu maddeyle, Haziran 2003 tarihi 31/05/2008
tarihine çekilmekte, aradaki beş yıllık süre diliminde Kuruma geçici olarak
alınmış birçok elemana uzmanlık yolu açılmaktadır. Bu husus uzmanlığı kariyer
mesleği olmaktan çıkartırken, Kamu İhale Kurumunu da sıradanlaştırmakta,
gelecekte bu konuda yapılabilecek siyasi müdahalelere de açıkçası zemin
hazırlanmaktadır. Değerli milletvekilleri, bugün, bildiğiniz üzere, esnafın,
çiftçinin, üreticinin çok sıkıntılı günleri yaşadığı bir krizin tam
göbeğindeyiz. “Bize bir şey olmaz, hamdolsun.” diyenlerin, ülke ekonomisinin
neden milyarlarca dolar zarar ettiğini, son bir-bir buçuk yılda birçok kişinin
iş yerini kapattığını ve binlerce kişinin işsiz kaldığını da izah etme
mecburiyetleri vardır. Buna rağmen diyorlarsa ki “Biz krizi ucuz atlatıyoruz,
bizim ekonomik yapımız sağlamdır.” o hâlde, bu yapının 57’nci Hükûmet zamanında kurulduğunun hakkını vermeleri ve
“Hamdolsun bizlerden önce bir hükûmet vardı, popülist olmayan, gerekli tedbirleri onlar aldılar, BDDK’yı, TMSF’yi, Kamu İhale
Kurumu gibi birçok üst kurulu onlar kurdular, politize
olmadan birçok yapısal tedbirler ürettiler, biz onlara çok teşekkür borçluyuz.”
demeleri gerekiyor. Hakikaten bu dürüstlüğü göstermelerini bekliyoruz değerli
arkadaşlar. Bu dürüstlüğü göstermenizi ve sizleri hakikaten büyük bir yükten
kurtaran bu yapısal değişikliklere sahip çıkmanızı beklerken sizler neler
yapıyorsunuz? Şu ana kadar geldiğimiz nokta bunu açıkça gösteriyor. Bu
kurumlara sahip çıkmak yerine, sürekli “Bu kurulan kurumları nasıl dejenere edebiliriz?”i arıyorsunuz. İşte, Kamu İhale Kanunu
bunun en bariz örneği. Hâlâ daha “Kamu ihalelerinden nasıl kaçabiliriz, nasıl
doğrudan temin alımlarını ve istisnaları artırabiliriz, hangi alanları kamu
ihale sisteminden çıkarabiliriz?” anlayışından kurtulamıyorsunuz. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Korkmaz. S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Teşekkür ederim Başkanım. Bugün, doğrudan temin alımları ve istisnaların oranı, Kamu İhale
Kurumuna gelmiş ihaleler içerisinde, toplam ihale büyüklüğü içerisinde yüzde
25’leri bulmuştur, rakamsal büyüklük itibarıyla da 10 katrilyon liranın
üzerindedir. Kapsam dışında kalmaması gereken birçok alan kapsam dışında
bırakılmıştır. Ancak, 16’ncı kez önümüze getirdiğiniz bu tasarıda da bu hususu
düzeltme niyetinizi maalesef göremiyoruz. Anlaşılıyor ki istediğiniz kıvama
gelinceye kadar Kamu İhale Kanunu’nu Meclise getirmeye devam edeceksiniz. Biz,
milletimizin bize vermiş olduğu sayı itibarıyla, bildiğimiz doğruları milletin
kürsüsünden anlatmaya devam edeceğiz diyor, yeni bir Kamu İhale Kanunu
değişikliğinde -takriben bu şubata, marta falan tekabül ediyor- görüşmek
dileğiyle hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Korkmaz. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili
Selçuk Ayhan. Sayın Ayhan, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar) CHP GRUBU ADINA SELÇUK AYHAN (İzmir) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Kamu İhale Yasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı’nın
ikinci bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak
üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri ve bizi izleyen yurttaşlarımızı
saygıyla selamlıyorum. Değerli arkadaşlarım, ihtiyaçlar, toplumdaki gelişme, ülkedeki
yeni gereksinimler kanunlarda değişikliği gündeme getirebilir, yeni ihtiyaçlara
göre yeni kanunlar yapılabilir. Burada hiçbir sorun yok ancak bir kanun beş
sene önce aynı Hükûmet tarafından getiriliyorsa ve bu
süre içinde tam 14 kez değişikliğe uğruyorsa bunun iki nedeni olabilir: Bir,
beceriksizlik ve cehalet; ikincisi, kötü niyet. Şimdi konuşmakta olduğumuz Yasa bugün 15’inci kez değişikliklerle
gündeme geliyor. Bu değişikliklerin temel amacı, rekabeti ortadan kaldırmak,
şeffaflığı ortadan kaldırmak, kamu ihaleleri yolunu iktidar yandaşı iş
adamlarına ve onların arkasındaki gizli-açık güçlere açmaktan başka bir şey
olamaz. Şimdi, bunları sadece ben söylemiyorum, Avrupa Birliğinin 2004, 2005,
2007 yıllarındaki ilerleme raporlarının özünde, yapılan değişikliklerin
ayrımcılığı körüklediği, şeffaflığı ortadan kaldırdığı, hizmet alımlarının
kanun kapsamı dışında bırakılmasıyla denetimden kaçıldığı saptanmaktadır. Geçiyorum TÜSİAD’a. Avrupa Birliğindeki
bu açıklamalara katılmakla birlikte ilaveten diyor ki: “Kamu İhale Kurulu
üyeleri için şirket ortaklığı ve yöneticiliği yasağına yer verilmemesi Kurulun
tarafsızlığına ve şeffaflığına gölge düşürecektir.” Kaldı ki, bu Kurula daha,
ücretli ders verme ve benzeri gibi, bir sürü yetki, bildiğiniz gibi,
tanınmaktadır. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin açıklamasına bakıyoruz,
yine ortak değerlendirmeleri yapmış: “Tüm kamu hizmetlerinin ihaleye
çıkarılmasıyla kamu kuruluşlarındaki yeterli donanıma sahip nitelikli personel
devre dışı bırakılacaktır.” tespiti yapılıyor. Eski emniyet müdürü Adil Serdar Saçan, Uğur Dündar’la çıktığı
televizyon programında, Türkiye Cumhuriyeti’nin hayalî ihracatlarla başlayıp
banka hortumlamalarıyla devam eden yolsuzluk sürecinin bugünkü iktidar
döneminde kamu ihaleleriyle doruğa çıktığını açıklamış ve demiştir ki: “Beni
çağırsınlar, hem bu konuda hem Ergenekon konusunda tanıklık yapayım.” Buradaki
“tanık” sözcüğü “sanık” olarak anlaşıldığı için kendisi şu an, bildiğiniz gibi,
tutuklu. Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Kamu İhale Yasası’nda yapılan
değişikliklerle kamu kuruluşlarında ve özel sektörde ücretli olarak çalışan
mühendis ve mimarların mesleki deneyimleri yok sayılmaktadır. Bu düzenlemeyle,
Tapu Kadastro Müdürlüğünde, İller Bankasında ve benzeri kurumlarda çalışan
harita mühendislerinden, şehir plancılarından başlayarak tüm mühendislerin
yıllara dayalı birikimleri yok sayılmaktadır, iş deneyimleri yok sayılmaktadır.
Beş yıllık bir hizmet süresi konularak, beş yıllık bir deneyim süresi konularak
otuz kırk yıllık iş bitirme ve iş deneyimi göz ardı edilmektedir. Hizmet alımlarında mühendislerin mühendisliklerinden kaynaklanan
yıllara sâri aldıkları iş alma yeterlilikleri bile yapım işleriyle sınırlı
bırakılmakta, hizmet devre dışı bırakıldığı için bu mühendisler devre dışı
bırakılmaktadır. Tüm bu arkadaşlarımızın iş deneyim belgeleri mevcut Kanun’da işe
göre tam iken şimdi üçte 1 oranına düşürülerek ama şirketlerin deneyim
belgeleri tam verilerek ortada rekabet yapma fırsatının yok edildiği bir sonuç
yaşanmaktadır. Görülen o ki Hükûmet, mühendis ve
mimarları mağdur ederek büyük şirketlerin elini rahatlatacak yasa tasarısını
Genel Kurulun gündemine taşımıştır. Bunun anlamı şudur: Kamu ihalelerinde partizanlık, kayırmacılık,
yandaşlara peşkeş dönemi daha da derinleşerek devam edecektir ve bu yasa öyle
hareketli bir yasa ki 15’inci değişikliği görüşürken bile daha dün 20’nci madde
üzerinde yapılan bir değişiklikle yargı bile devre dışı bırakılmıştır. Yani bu
yasa görüşülürken bile değişebilen bir yasadır, dünyada hiçbir örneği olmayan
bir uygulamadır. Türkiye'nin temel gereksinimlerine yanıt verecek bir sürü
yasal düzenleme yapılması gerekirken nedense bu Kamu İhale Yasası’nın üzerinde
duyarlılık Hükûmet tarafından gösterilmektedir. Sayın Başbakan “Hamdolsun, kriz bizi teğet geçer.” derken,
herhâlde, reel sektörün üretim yapan, eleman çalıştıran, ihracat yapan
kurumlarını değil, kamu ihalelerinden yararlandığı için bu ekonomik bunalımdan
etkilenmeyecek olan yandaşlarını kastetmektedir. Bu açıktan ihale sisteminin derin ve kapanması kolay olmayacak bir
yara açacağı, mühendis ve mimarların kazanılmış haklarının gasbedildiği,
Hükûmet yandaşı olmayan kurumların, şirketlerin bile
iş alamaz duruma getirileceği çok açıktır. Yasa tasarısının en sıkıntılı yönü, kamu işlerinin ihalesiz
verilmesini sağlayacak hükümlerindedir. Bilindiği gibi sağlık hizmeti veren
kurumlar ihtiyaç duyulan mal ve hizmetlerin teminini çerçeve anlaşma yoluyla
yapmaktadır. Aynı çerçeve anlaşma uygulaması yapım işlerinde de geçerli
kılınmıştır. Böylelikle ihalesiz iş verilmenin önü açılmaktadır. Bir başka ifadeyle, bu tasarı, deyim yerindeyse -dün bir arkadaşım
da söyledi- “adrese teslim iş tasarısı”dır. Mühendis
ve mimarların, iktidara biat etmeyen işverenlerin haklarını elinden alan bir
tasarıdır. Kamu İhale Kurumunu etkisiz hâle getiren ve Kuruma, kuruluş
ilkelerine ve yasalara aykırı işlevler yükleyen bir tasarıdır. Ülkemizde, ne
yazık ki, siyaset, hazineden para hortumlamanın diğer bir adı olmuştur. Bu,
Dünya Bankası raporlarına kadar girmiştir ve bu, Adalet ve Kalkınma Partisi
döneminde ayyuka çıkmıştır. Bugün, artık, hangi taşı kaldırsanız, hangi
ihalenin arkasına baksanız bir Adalet ve Kalkınma Partilinin ya da yandaşının içine
girdiği bir yolsuzluk olayını görmemek mümkün değil. Bazı ihaleler sonuçlandıktan sonra bile -en son Aliağa’da, PETKİM’de olduğu gibi- ihaleyi alan firma sözleşme yapmak
için davet edildikten kısa bir süre sonra tekrar aranarak “Kusura bakmayın ihale
iptal edilmiştir.” denip, AKP örgütünün verdiği bir firmaya verilebilmektedir. Sağlık Bakanlığında en yüksek fiyatı veren birinci ya da ikinci
firmalara ihaleler verilebilirken, iktidar yandaşı olmayan belediyelerin bazı
benzer uygulamaları hemen müfettiş soruşturmasına tabi tutulabilmektedir.
Bunları aslında yadırgamaya gerek yok. Sayın Başbakanın İzmir ile ilgili
konuşurken “Devlet Su İşleri yatırım yapacak, sen hava basacaksın, yok öyle
yağma.” demesinden bu yönetim zihniyetinin gerçek yüzü açıkça görülmektedir. Değerli arkadaşlarım, iktidara gelirken “Yolsuzluklarla mücadele
edeceğiz.” diye geldiniz. Artık bazı şeyler sadece hafızalarda gizli değil.
İnsanlar unutmuyor. Gelişen bilim ve teknoloji, iletişim, arşivlerde
sözlerinizi saklı tutuyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Ayhan, devam ediniz. SELÇUK AYHAN (Devamla) - Yolsuzluklarla mücadele etmek için
geldiğiniz bu süreçte bugün içine bazı parlamenterlerimizin isimlerinin de
karıştığı, aslında gerekli belgeler ele geçirilemediği için daha çok sayıda
isminin karışabileceği yolsuzluklar çuvaldan taşmaktadır. Yolsuzluklarla
mücadele konusunda gerçekten samimiyseniz, Türkiye’yi gülünç duruma düşüren ve
sizi beceriksiz ya da art niyetli olma noktasına getiren bu tasarıyı lütfen
geri çekiniz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak temiz toplum, dürüst siyaset
anlayışının egemen olmasını istediğimiz ülkemizde böylesi bir tasarıya olumlu
oy veremeyeceğimizi sizlere belirtiyorum. Beni dinlediğiniz için, vatandaşlarımız adına izlediğiniz için
hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Ayhan. Demokratik Toplum Partisi Grubu adına Bitlis Milletvekili
Nezir Karabaş. Buyurun Sayın Karabaş. (DTP sıralarından alkışlar) DTP GRUBU ADINA MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) – Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’yla
ilgili tasarı üzerine Demokratik Toplum Partisi adına söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın milletvekilleri, şimdi, Kamu İhale Yasası’nı
görüşüyoruz ancak Kamu İhale Yasası, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana tüm hükûmetler döneminde, tek parti döneminden tutalım, bugüne
kadar her hükûmetin gündeminde olmuş, her hükûmet, her iktidar seçim öncesinde halka verdiği en
büyük, en önemli sözlerden biri Kamu İhale Yasası’nın şeffaflaştırılacağı, kamu
ihalelerinin herkese eşit mesafede ve kamunun yararı gözetilerek yapılacağı
üzerinde başlamıştır. Aslında, bir ülkede kamu ihale yasaları, kamu ihale
sözleşmeleri, bir yerde o ülkenin demokratik yapısının, o ülkede demokrasinin
ne kadar geçerli olduğunun da göstergesidir çünkü -daha önceki hatipler dile
getirdi- bugün, her ülkede mevcut işleyen sistem, ekonominin işleyişi, kamunun
devlet, ülke işleyişindeki yeri ne olursa olsun, yüzde 10’un üzerinde,
Türkiye’de de yüzde 20’lere varan, yani ülke gelirlerinin yüzde 20’sine varan
bir kamu ihale miktarı var. Şimdi, eğer tüm ülke gelirlerinin yüzde 20’sini
bulan tutardaki ihale yasaları, kamunun yaptığı ihaleler sağlıklı yapılmayacaksa,
eğer bu herkese eşit mesafede, şeffaf ve sonuçta kamunun, hazinenin yararını
gözetmeyecekse, o ülkede diğer anlamda işleyişin, demokratik işleyişin, diğer
alanlardaki özgürlüklerin de eşit olması mümkün değildi çünkü siz devlet olarak
gücü elinizde tutuyorsunuz ve bu gücü iktidar olarak elinizde tutuyorsunuz ve
bu gücü istediğinize paylaştırıyorsunuz. Nitekim dile getirildi, AKP İktidarından bu yana, 2002 yılından bu
yana, bir, iki, beş, on ve fazlası, Kamu İhale Kanunu ve kamu ihale sözleşmeleriyle
ilgili çeşitli dönemlerde değişiklik yapıldı. Tabii, arkadaşlar dile getirdiler
yani AKP dönemindeki uygulamalar, değişiklikler… Bu bugünün tartışması değil,
daha önceki iktidarlara da baktığımız zaman her iktidar ilk geldiğinde, göreve
başladığında mevcut yasaları, kamu ihale kanunlarını, kamu ihale sözleşmelerini
gözden geçirip “Ben bunu, başta partim, parti çevrem ve iktidarımı sürdürme
adına nasıl yararlanabilirim? Bu sözleşmeler, mevcut yasalar bana ne sağlıyor?
Bu konuda kendime yönelik ne tür düzenlemeler yapabilirim?..”
Bunlar tüm iktidarların en önemli göstergelerinden biri olmuş. Nitekim bugün Türkiye’nin seksen bir iline, halkın hangi
kesimine gidersek gidelim, Kamu İhale Kanunu, ihaleler, devletin, kamunun
yaptığı ihaleler söz konusu olduğunda toplumun tüm kesimlerinde, gencinden
yaşlısına, esnafından iş adamına, köylüsünden kentlisine kadar insanların
kafasından geçen “ihaleci” ve herkesin kafasında oluşan da “devletle iş birliği
içinde çıkar elde eden kişiler” olmuş. Yani bugün müteahhit denildiği zaman,
işte ülkemizde son dönemde gelişmeler, inşaattaki gelişmeler, insanların kendi
adına yaptığı taahhüt işleri, özel firmaların yaptığı taahhüt işlerinin dışında
devletin, kamunun yaptığı bir ihale ve bu ihalelerle ilgili kişiler söz konusu olduğunda
sadece bu dönemde değil her dönemde insanların aklına gelen, kamunun
çıkarlarını kendi çıkarları doğrultusunda çalma, soyma, içini boşaltma şeklinde
algılanmıştır. Biz onun için diyoruz ki… Bu bugünün meselesi değil, ancak AKP
İktidarı farklı iddialarla geldi. Bu halka yaşamın tüm alanlarında demokratik,
eşit, hakkın, hukukun, adaletin olduğu bir düzeni yaratacağı, bir Türkiye
yaratacağı iddiasıyla geldi. Onun için, diğer tüm alanlarda olduğu gibi Kamu
İhale Kanunu ve kamu ihale yasalarında da yapacağı her değişikliği, bu
söylemiyle ne kadar iddialı olduğu şeklinde değerlendirmek gerekiyor. Yoksa, biz, Türkiye’de, ihale kanunlarında Türkiye’de kamu
yararını ihalelerle kendi çıkarına kullanmayı AKP’yle başlatmıyoruz bazıları
gibi, ancak AKP’nin iddiaları farklı. Tüm bu işleyişi tersine çevireceğini
söylemiştir, halka bu iddialarda bulunmuş, bu iddialarla oy almıştır. Şimdi, bir kamu ihale kanunu yapılıyor. Önümüzde, 29 Mart 2009’da
seçim var. Şimdi, bu ihale kanununa baktığımız zaman, başta mühendis odaları
olmak üzere diğer çevreler, bu yasanın, yerel seçimde çıkar sağlama, yerel
seçimde ihaleleri istediğine verip seçimi bu anlamda etkileme üzerine
kurulduğunu söylüyor. Yine bugün başta Parlamento olmak üzere tüm parti
grupları ve dışarıda Türkiye Mimarlar Mühendisler Odaları Birliği ve bağlı tüm
odalar ve diğer çevreler, bu ihale kanunuyla ihalelerin daha az şeffaf
olacağını, idarelerin ve kamuda ihaleleri yapanların istediklerine istediği
ihaleyi verebileceğini söylüyor. Yasayı da incelediğimizde bunlar görülüyor. Peki, AKP İktidarı kendisiyle ilgili konuşulduğunda “AKP değil,
AK.” diyor, her konuştuğunda, en üstte başta Sayın Başbakandan en alttaki yetkiliye
kadar “Hak, hukuk, adalet” diyor. Peki, bir yasa çıkarıyorsunuz. Bu yasa Türkiye ekonomisini
ilgilendiriyor. Bu yasa Türkiye’deki vatandaşların tümünü ilgilendiriyor. Kamu
İhale Yasası sadece ihaleye girenleri, o ihalede ihaleyi almak isteyenleri
ilgilendirmiyor, Türkiye’deki 70 milyon vatandaşı ilgilendiriyor. Siz böyle bir
yasayı çıkardığınızda, Mecliste komisyonlarda bunu yeterince tartışmıyorsunuz,
muhalefetin söylemlerini ve önerilerini dikkate almıyorsunuz. Türkiye’de bu
işle uğraşan, ticaret yapan, müteahhitlik yapan
çevreleri çok dikkate almıyorsunuz. En önemlisi, bu işin eğitimini görmüş,
başta yapım işleri olmak üzere ihalelerin tüm aşamasında en etkili olan
mühendisleri, onların kurumlarını, odalarını dikkate almıyorsunuz. Peki, böyle
bir yasayı tüm bu memnuniyetsizliklere rağmen çıkardıktan sonra “Biz, işte,
şeffaflaşma, ihalelerin daha hızlı gitmesi, ihalelerin daha erken
sonuçlandırılması için yapıyoruz.” dediğiniz söylemi kim dikkate alacak? Avrupa Birliğiyle uyum söyleniyor, tasarının birçok yerinde
geçiyor. Avrupa Birliğinin geçmişten bu yana kadar ve 2002’den de bu yana kadar
AKP İktidarına en çok yönelttiği eleştiri ve en çok dile getirdiği talep, kamu
ihalelerinde şeffaflaşmadır. Devletin hazine gelirlerini kamu ihaleleriyle
yaparken şeffaflığı sağlamasıdır ama bu yasaya baktığımız zaman, kimisinde
ihaleleri erken sonuçlandırma, işte şikâyetlerle ihalenin sürüncemede kalmasını
engelleme iddialarıyla bu yasada birçok kurumun, başta Kamu İhale Kurumu olmak
üzere birçok denetleyici kurumun etkisi azaltılıyor, eli daraltılıyor… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Karabaş, devam edin. MEHMET NEZİR KARABAŞ (Devamla) – …birçok kesime de, ihaleyi yapan
kurumlara da rahatlık sağlanıyor. Şimdi, ihaleyi yapan tüm kurumlar ve
özellikle belediyeler bu yasaya göre istediğine ihale verecek, istediği ihaleyi
iptal edecek. Artı, başta ihaleye girenler olmak üzere kamuoyunun ihaleleri
denetlemesini de sınırlayan birçok yasa maddesi getirilmiştir. Bu konuda birçok önerge verildi, bundan sonra da verilecek
önergeler var. Ancak şu iddiayı doğru görüyoruz: AKP’nin diğer bazı yasalarda,
buraya getirilen kanunlarda bazen muhalefetten verilen önergeler doğrultusunda
değişiklikler yapmasına rağmen bu İhale Kanunu’nda ısrarla değişiklik
yapmamasının en büyük nedeni bize göre kamu yerlerini seçimde yakınlarına
peşkeş çekmektir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MEHMET NEZİR KARABAŞ (Devamla) - Bu yasa tasarısının ne AKP’ye ne
de Türkiye’ye getireceği bir şey yoktur. Hepinize saygılar sunuyorum. (DTP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Karabaş. Gruplar adına konuşmalar tamamlanmıştır. Şahısları adına ilk söz Azize Sibel Gönül, Kocaeli
Milletvekili. Sayın Gönül, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) AZİZE SİBEL GÖNÜL (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, tedavi gördüğü hastanede hayatını
kaybeden Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili Merhum Gündüz Suphi Aktan’a ve terörle mücadele sırasında şehit olan Binbaşı
Süleyman Can ile diğer şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize
başsağlığı diliyorum. Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın ikinci
bölümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyeti saygıyla
selamlarım. Sayın milletvekilleri, bildiğiniz gibi ülkemizde istihdamın
lokomotifi inşaat sektörüdür. Türkiye bu sektörde de süratli, kaliteli ve uygun
maliyetli imalatla, birçok gelişmiş ülkenin de önündedir. Bu büyük ve önemli
sektörün karşılaşmış olduğu sorunlardan bir tanesi bugün Mecliste görüşülmekte.
Bu kanunun hazırlanması aşamasında ilgili kurumlar, sektörler ve akademik bilim
kurullarının görüşleri detaylı olarak alınmış olup, her kesimin önerileri çok
kapsamlı bir katılımla yapılan çalışmalar sonrası komisyonlardan geçerek yüce
heyetinizin önüne getirilmiştir. Tasarıyla Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nda
değişiklikler öngörülmekte. Yapılan değişikliklerle ihalelere yönelik yapılacak
başvurulara ilişkin incelemelerin kısa süre içerisinde tamamlanmasını mümkün
kılmak ve uygulamada yaşanan bazı sorunlara çözüm getirmek ve Avrupa
müktesebatına uygun değişikliklere uyum sağlamak amaçlanmıştır. Şimdi, önemli yapısal değişiklikler getiren, kamu alımlarını
düzenleyen bu kanunun birkaç kere değişiklik gördüğünden arkadaşlarımız
bahsediyor. Tabii, ilk uygulama yıllarında edinilen tecrübeler ışığında
uygulamada ortaya çıkan eksikliklere, noksanlıklara, gelişen ihtiyaçlara göre
yeni hükümler konulabilir; yeni düzenleme, yeni revizyonlara
da gidilebilir. Bu bir ihtiyaçtır. Böyle girişimler tabii ki de
desteklenecektir. Görüşmekte olduğumuz tasarıda da böyle bir ihtiyaca cevap
veren birtakım düzenlemeler vardır. İkinci bölümde, yani bu bölümde ele alınan değişikliklere başlık
hâlinde bakarsak, ihalelere yönelik başvurular, idareye şikâyet başvuruları,
kuruma itirazen şikâyet başvuruları, bildirim ve
tebligat esasları, elektrik kamu alımları, dinamik alım sistemleri, çerçeve
anlaşmalar, iş deneyimi, başlanmış olan ihalelerde görevlendirme ve sonuçlandırmaya
yönelik düzenlemeler ile değişiklikleri içermektedir. Değerli milletvekilleri, teknolojide yaşanan gelişmeler artık
elektronik araçlarla ihale yapmanın zorunlu hâle geldiğini ortaya koymuştur.
Yani elektronik bir platform üzerinde ihalelerin elektronik olarak yapılması,
böylece katılımın daha fazla sağlanması, sonuçların daha sağlıklı
değerlendirilmesine imkân vermektedir. Yani, elektronik ihale yöntemi bu
değişiklikle 4734 sayılı Kanun’a dâhil edilmektedir. Bu kanunda kaliteyi ve
işin tamamlanmasını sıkıntıya sokacak süreçleri mümkün olduğu kadar ortadan
kaldırabilecek bir düzenleme çalışılmıştır. Yapılan ihalelere şikâyet sistemi,
biliyorsunuz, zaman zaman yerinde kullanılmamaktadır,
istismar edilmekte ve bu da kamuya ait işlerin ihale marifetiyle gerçekleştirilmesinde
ciddi bir zaman kaybına ve kaynak kaybına neden olmakta, vatandaşın beklediği
hizmetlerin de zamanında yapılmaması sonucunu doğurmaktadır. İşte bu
düzenlemeyle, bu sorunların çözümü konusunda büyük bir atılım söz konusu
olacaktır. Değerli milletvekilleri, tasarının 23’üncü maddesi, 4734 sayılı
Kanun’un 56’ncı maddesini düzenleyen metinde yer alan “Kurum, itirazen şikayete ilişkin nihai
kararını, incelenen ihaleye ilişkin gerekli bilgi ve belgeler ile ihale işlem
dosyasının kayıtlara alındığı tarihi izleyen otuz gün içinde vermek
zorundadır.” hükmünde geçen süre, süreci kısaltmak amacıyla yirmi güne
indirilerek kabul edilmiştir. Tasarının 24’üncü maddesinde ise, 4734 sayılı Kanun’un 62’nci
maddesindeki değişiklikle, danışmanlık hizmet alımlarında yaşanan sorunların
giderilmesi, yeni mezun mimarların iş deneyimi elde edinceye kadarki süreçte
diplomalarını kullanabilmeleri amacıyla düzenlemeler yapılarak kabul
edilmiştir. Yani, mimar, mühendis, müşavir gibi bu işin eğitimini almış kişilerin
hak sahibi olduğu yetkiler de söz konusu olmaktadır. Bütün bunlar, iş bitiminin
tanımı ve hangi hâllerde iş bitirmenin mümkün olup olmayacağını enine boyuna
-yaşanan tecrübeler de kullanılarak- bu taslakta yeniden gözden geçirilmiş,
burada da bir hakkaniyetli uygulama öngörülmüştür. Tasarının 29’uncu maddesinde ise, gene ARGE projelerinin sürecinin
hızlandırılması amacıyla yeniden bir düzenleme ihtiyacı duyulmuştur. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Gönül, son dakikanız. AZİZE SİBEL GÖNÜL (Devamla) – Diğer maddelerde de gene başta
altını çizerek söylediğim düzenlemeler vardır. Ben, işin üretilmesiyle ilgili
süreçlerin, projelendirilmenin, detaylandırılmanın söz gelimi üç aylık bir
sürede tamamlanabildiğini öngörürsek, onaylanması ve kabulünün yapılması
sürelerinin bu süreden uzun olmaması gerektiğini düşünüyorum. Burada da
dikkatinizi çekmek istiyorum. Kısaca, şikâyet süreleri, ihale yapım süresi,
ciddi ölçüde, uluslararası normlar da muhafaza edilerek düşürülmüştür. Genel hatlarıyla bu kanunun yapılan çalışmalarında emeği geçen tüm
arkadaşlara teşekkür ederken, kanunun milletimize hayırlı olmasını temenni
ediyorum. Hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Gönül. Şahısları adına ikinci söz, Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel’e
aittir. Sayın Karayel, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) YAŞAR KARAYEL (Kayseri) – Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; ben de rahmeti Rahman’a kavuşmuş olan Milletvekili
arkadaşımıza ve terörle mücadelede şehit düşmüş Binbaşımız Süleyman Can’a ve
Kayserili hemşehrimiz, şehit İsmail Uygun kardeşimize
milletimiz adına başsağlığı diliyorum, Allah’tan rahmet diliyorum. Bu beladan
da milletimizi kısa zamanda kurtarmasını yüce milletimizden ve güvenlik
güçlerimizden de bekliyoruz. İnşallah ülkemiz bu terör belasından
kurtulacaktır. Saygıdeğer milletvekilleri, şu anda görüşmekte bulunduğumuz, Kamu
İhale Yasası ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu üzerindeki yapılan
değişikliklerle ilgili. Bu kanun bir zorunluluktan doğmuştur. 2002 yılı
öncesinde kamu ihalelerinde yapılan yolsuzluklar ve sıkıntılar yüzünden o
dönemki yasama, Türkiye’de olmaması gereken işlerin önüne geçmek için yeni bir
kanun çıkararak, bu güzel Kanun’u gerçekten memleketimizin ve milletimizin
yararına şekilde düzenlemişlerdir. Yalnız bu düzenleme o kadar sık olmuş ki,
bütün kamunun el ve kolunu bağlayacak şekle gelmiştir. Bu Kanun’a ilk şekliyle
bakıldığı zaman, hiçbir kamu görevlisi ve hiçbir komisyon böyle bir yükümlülüğün
altında kendisini çok fazla dayanır görmemiş, bunun için de ihaleler yapılamaz
hâle gelmişti. Onun için Hükûmet bu işle ilgili bir
yıllık geciktirme süresi içerisinde yeniden Kanun’u düşünmüş, eksiklikleri
yerinde tespit etmiştir. Bu tespitler doğrultusunda 14’üncü kez bu Kanun
değiştirilmektedir. Saygıdeğer arkadaşlar, bu değişikliklerle ilgili kamu menfaatleri
gözetilmiştir. İdarenin yükü azaltılmamış, usulüne uygun şekle getirilmiştir.
Onun için, Kamu İhale Kanunu’nda yapılan değişiklikler kamu menfaati
doğrultusunda yapılmıştır. Bu Kamu İhale Kanunu’nda yapılan değişikliklerle ayrılan
kamu kaynakları, geçen yıllardaki kamu kaynaklarından çok fazla değildir ama AK
PARTİ İktidarı döneminde bu ayrılan kamu kaynakları hortumculara gitmemiş, yerli
yerinde kullanılarak kamu mallarının hem şeffaf, güvenilir ve adilane bir
ortamda, kamu kaynaklarının rekabet ortamı içerisinde, yapılabilirlik ölçüsü
doğrultusunda da ihaleleri yapılmıştır. Bunun için, bu Kanun gerçekten şu anda hem kamuyu hem de kamunun
dağıtımında olan ihalelerimizin sürecini, kamu kaynaklarının yerinde ve şeffaf
olarak kullanılmasını da sağlamaktadır. Bu kanunla yapılmak istenen değişiklikler: Türkiye sivil toplum
kuruluşlarının öncülerinden TOBB, İNTES ve Türkiye Müteahhitler Birliğinin
görüşleri alınmış, Sayıştayın da yeteri kadar bu
işlerle ilgili deneyimli elemanları tarafından incelenerek bu değişiklikler
bugünkü yasama Meclisinin önüne getirilmiştir. Uygulamada yaşanan sorunlara
çözüm getirmek ve AB müktesebatına uyum sağlamak amacı bu değişikliklerle
güdülmektedir. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile 4735 sayılı Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nı bu
değişikliklerle ilgili kısaca şu şekilde özetlemek mümkündür: Elektronik
ihalenin yasal altyapısının temin edilmesi. İhalelerin aşırı düşük teklif
sahibi isteklilerin üzerinde bırakılmasını önlemeye yönelik olarak yapılan
düzenlemeler. Şikâyet sisteminin iyileştirilmesine yönelik düzenlemeler. İş
deneyim belgelerinin elde edilmesi şartlarının uygun hâle getirilmesine ait
düzenlemeler. AB müktesebatına uyum düzenlemeleri. Kamu
İhale Kurumunun yetki ve görevlerine ilişkin düzenlemelerdir. Kamu İhale Kurumunun yetki ve görevlerinde yapılan değişiklikler
bence en önemlilerinden birisidir. Burada hem şikâyet süresinin kısaltılması
hem cevap verme süresinin kısaltılması, özellikle ihalelere yapılan
itirazlardaki sürenin kısaltılmasıyla yetmiş beş ila doksan gün arasında
ihalelerin uygulanma süreci kısaltılmıştır. Kamu İhale
Kurumunun yükü belki biraz fazlalaşmış ama burada özellikle Sivas ve Sivas’ın
doğusunda olan illerimizdeki ihale mevsiminin, iş yapma mevsiminin çok kısa
olduğunu da düşündüğümüzde gerçekten doksan gün ve yetmiş beş gün gibi zaman
dilimlerinin kısaltılması oralardaki kamu kaynaklarının kullanılabilmesi ve
ayrıca ihalelerin gerçekleşmesi bakımından çok önemli zaman kısıtlamaları… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Karayel, son dakikanız. YAŞAR KARAYEL (Devamla) – Bu ihale kanunuyla yapılan değişikliklerle
gerçekten Hükûmetin bir avantajı yoktur. Özellikle
yerel seçimlere yönelik herhangi bir avantaj da sağlamamaktadır. Kamu
kaynaklarının yerindeliğini, şeffaflığını ve güvenilir bir şekilde harcanmasını
sağlamak amacıyla bu Kanun’da yapılan değişiklikler söz konusudur. Onun için,
bundan sonra da kamu kaynaklarının kullanılmasında adil, şeffaf ve güvenilir
bir şekilde bu kanunla kamu görevlileri görev yapacaklardır. Kamu kurumlarında bundan sonra, ihalelerin iptaliyle ilgili olarak
süreç tamamlanmadan yargı yoluna gidilmemesi konusunda da idareye yetki
verilmektedir. Bunlar çok önemli değişikliklerdir. Bu kanunun, milletimize ve tüm kamu kaynaklarını kullanan
arkadaşlarımıza hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Karayel. İkinci bölüm üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır. Şimdi soru-cevap işlemine başlıyoruz. İlk soru Sayın Ağyüz’ün. Buyurun efendim. YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Bakanım, bu ihale kanunuyla ihale ilanlarının yeniden biçime
edilmesi, mahallî gazetelerde yayınlanması zorunlu olan ihalelerin de kapsam
dışında bırakılması, mahallî basını ilan yönünden çok güç durumda bırakmayacak
mıdır? İhale bülteni “kamu ihale bülteni” sözüyle ve elektronik kamu
alımları platformu üzerinden gerçekleştirilmesi Resmî Gazete’nin ve mahallî
idarelerdeki ilanın ortadan kaldırılması anlamına gelmemekte midir? O nedenle,
şu andaki yasada bu düzenleme, yerel gazetelerin ilan haklarını ortadan
kaldıran ve gelirlerini ortadan kaldıran bir düzenlemedir. Bunun için,
görüşülme sırası geldiğinde bu maddelerde yeniden bir düzenleme yapmayı
düşünebilecek misiniz? Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Ağyüz. Sayın Uzunırmak… ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ediyorum. Sayın Bakanım, Kanun’da altı yılda bu 15’inci değişiklik olacak
herhâlde AKP İktidarı zamanında. Ayrıca, tasarı da Meclise sevk edildiğinde ve
bugün çıkış şekline göre, 2 katına çıkmış maddeler şeklinde çıkıyor.
Dolayısıyla, bu bir şeyi düşündürüyor: “Bu tasarı hazırlanırken kurum, kuruluş
ve taraflardan düşünce alındı.” deniliyor. Acaba bu düşünceler hiç dikkate
alınmadı mı ve kimlerin düşünceleri alındı? Ben bunları bilmek istiyorum. Hangi
kurum, kuruluş ve tarafların? İkincisi, devletin kurumu mu acaba birikimsiz, altı yılda 14 defa
kanun değiştiriliyor, yoksa devletin kurumunu yönetenler mi tecrübesiz,
bilgisiz, ehliyetsiz? Bu kadar deneme yanılma metoduyla, el yordamıyla mı
bulunmak isteniyor bu? Kanun yapma tekniği yok mu? Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler. Sayın Işık… ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın Bakanım, özellikle iktidarlarınız döneminde hizmet alımına
ilişkin ihalelerin gerek sayı gerekse tutar açısından sürekli artış
göstermesini nasıl açıklayabilirsiniz? 2007 yılında fiyat farkı verilen ihalelerin yarısından fazlasının
hizmet alımı ihalelerinden oluşmasının sebepleri nelerdir? Son sorum da: Kamu İhale Kurumunun kendi yetişmiş personelini atıl
bırakarak bu personelle yapılacak birçok işin dışarıdan hizmet satın alınarak
yaptırılmasının gerekçesi, acaba bu personele duyulan güvensizlik midir, yoksa
personelin Hükûmetin her istediğini yerine
getirmemesi midir? Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler sayın Işık. Sayın Aydoğan… ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Başbakanımız diyor ki: “Bizde ABD’deki gibi Mortgage
krizi olmaz, bizde TOKİ var, TOKİ bizim sigortamız.” TOKİ’nin
krize çare olmadığını görüyoruz. İnşaat sektöründe yaşanan sorunların ve
işsizliğin çözümünün bu yasa değişikliği olduğu iddia ediliyor. 13 defa yapılan
değişiklik bu sorunları çözmediğine göre 14’üncü değişiklikle bu sorunlar
çözülebilir mi? Bu tasarıya “İhaleler, ihaleye girene verilir.” diye bir madde
eklemesi yapılarak sorunlar kökten çözülebilir. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler. Sayın Taner… RECEP TANER (Aydın) – Sayın Bakan, görüşmekte olduğumuz tasarının
21’inci ve 22’nci maddelerinde yapılan değişikliklerle ilgili kamuoyunda ihale
komisyonlarının sorumluluklarının kaldırıldığı ve ihaleye yönelik şikâyet
yolunun daraltılması ile de ihalelerin saydamlığı ve kamu yararının ortadan
kalkacağı endişelerine katılmakta mısınız? Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler. Sayın Nalcı… KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Teşekkürler Sayın Başkanım. Sayın Bakanım, bu devletin denetleme kurumları ve değişik kamu
kuruluşlarında uygulanan ücret politikalarında çok farklılıklar var. Bazı
kurumlarda aynı görevi yapan kişiler 10 milyar, bazı kurumlarda aynı görevi
yapan kişiler 2-2,5 milyar gibi rakamlar almaktadır. Acaba bunları bir
düzenlemeye tabi tutacak mısınız ve ben sizden bu kurumlarla ilgili ücret
uygulamalarını rica edeceğim. Teşekkürler. BAŞKAN – Teşekkürler. Sayın Çalış… HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum. Sayın Bakanım, 2007 yılında Kamu İhale Kurumu aracılığıyla kaç
ihale yapılmıştır? Bu ihalelerden itiraz veya şikâyet edileni ne kadardır? Bu
şikâyetlerden toplam ne kadarı sonuçlanmıştır? Bu tasarı ile şikâyetler ve
itiraz yolu zorlaştırılıyor. Olabilecek haksızlıkları nasıl önlemeyi düşünüyorsunuz? Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler. Sayın Altay… ENGİN ALTAY (Sinop) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Bakan, Hükûmetiniz tarafından
uygulamaya konulan KÖYDES ihaleleri bildiğiniz gibi bugün sekiz defa
değiştirdiğiniz Kamu İhale Kanunu’na tabi değil, ama Türkiye’nin hemen hemen seksen bir ilinde üzerinde soruşturma açılmayan
KÖYDES ihalesi yok. Cumhuriyet savcılıklarının her ilde mutlaka birkaç KÖYDES
ihalesiyle ilgili yürüttüğü soruşturma var. Bu şekilde açığa alınan, tutuklanan
kamu yöneticileri ve AKP il-ilçe başkanları var. Bu Kamu İhale Kanunu’nu
sekizinci defa değiştirirken bu konuda bir düzeleme düşündünüz mü? Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler. Sayın Güvel… HULUSİ GÜVEL (Adana) – Sayın Bakan, geçtiğimiz mart ayında inşaat müteahhitleri odasının kurulması için bir kanun teklifi
vermiştim. Nisan başından beri Komisyonda bekliyor. Bu konuda belli zamanlarda
destek açıklaması Hükûmetiniz üyesi bakanlarca
yapılmıştı. Bu konuda bir inisiyatif almayı düşünüyor
musunuz? Sivil toplum oluşumlarını desteklediğinizi ifade ederken böylesi bir
oluşuma destek vermemenizin nedeni nedir? Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Güvel. Sorular tamamlandı. Sayın Bakanım, cevap verecek misiniz? TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Evet. BAŞKAN – Buyurun. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın Ağyüz ihale ilanlarının mahallî
basını güç durumda bırakıp bırakmayacağıyla ilgili bir endişesi olduğunu
söyledi. Bununla ilgili öncelikle, tasarı, mevcut durumdan bir geriye dönüş
getirmiyor. Yani mevcut durum neyse yerel basınla ilgili olarak, buradan
herhangi bir -mahallî basın açısından- geriye gidiş öngörülmüyor, böyle bir şey
söz konusu değil. İhale ilanlarının Elektronik Kamu Alımları Platformu
üzerinden yayımlanması bu ilanların Kanun’un 13’üncü maddesi hükmü gereğince
mahallî basında ve Kamu İhale Bülteni’nde yayımlanma zorunluluğunu ortadan
kaldırmamaktadır. Dolayısıyla da ihale ilanları yerel basında yayımlanmaya devam
edecek ve bir yeni geriye gidiş, bunun gibi herhangi bir şey söz konusu değil. YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Ek 1’inci madde ortadan kaldırılıyor
Sayın Bakanım. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) –
Sayın Uzunırmak’ın altı yılda on beş tane değişiklik
ve maddelerin 2 katına çıkmış olması vesaireyle
ilgili olarak da şunu söylemek istiyorum: Tabii bütün bunlar aslında toplumsal
ihtiyaçlara göre belirlenir ve bu tür konular, özellikle Türkiye gibi dinamik
bir yapıya sahip bir ülkede dünyayla ilişkilerin arttığı bir ortamda her gün
yeni ihtiyaçlar… ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – İhale Kanunu’nun dünyayla ne alakası var
Sayın Bakanım? TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Var,var, alakalı. Her şey birbiriyle
alakalı. Eğer düşünürseniz, her şeyde bir alaka vardır. ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Yılda iki defa getir kanun değiştir! TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Şimdi
sonuçta, toplumda birtakım ihtiyaçlar ortaya çıkıyor ve bu ihtiyaçların
gerektirdiği değişiklikler yapılıyor. Burada tabii 4/1/2002
tarihinde kabul edilerek 1/1/2003 tarihinde yürürlüğe giren 4734 sayılı Kamu
İhale Kanunu’nda, kabul edildiği tarihten bu yana, doğrudur, değişiklikler
yapıldı. Bu değişikliklerden Haziran 2002 tarih ve 4761 sayılı Kanun’la
yapılanlar ile Temmuz 2003 tarihinde yapılanlar geniş kapsamlı olmakla birlikte
diğer değişiklikler belirli ihtiyaçlardan kaynaklanan dar kapsamlı
değişiklerdir. Özellikle 4761 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle Kamu İhale
Kanunu daha yürürlüğe bile girmeden değiştirilmiştir. Yani, 2002 tarihinde
Kanun yürürlüğe girmeden daha değişiklikler yapıldı,
ki bu dönemde biz iktidarda değildik, biz hükûmette
de değildik. Demek ki bir ihtiyaç vardı ve o gün, öyle, o ihtiyaca binaen bu
değişiklikler yapıldı. Esas itibarıyla 4761 sayılı Kanun’la yapılan değişikliğin ve yine
Kamu İhale Kanunu’nu yürürlüğe girdikten kısa bir süre sonra 4964 sayılı
Kanun’la yapılan değişikliklerin temel gerekçesi 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda yer alan bazı
eksikliklerin giderilmesidir. Bu hata ve eksikliklerin temel sebebi de 2002
yılı başının şartları içinde Kamu İhale Kanunu’nun yeterli hazırlık yapılmadan
ve Mecliste de o dönemde yeterince tartışılmadan kabul edilmiş olmasıdır. Kaldı
ki, kamu alımları alanı biraz önce de söylediğim gibi dinamik bir alandır ve
zaman içerisinde Kanun’un bazı maddelerinde değişiklikler yapılmasını normal
karşılamak gerekmektedir. Burada önemli olan diğer bir husus, Kanun’da yapılan
değişikliklerin gerekçelerinin yerinde olup olmadığıdır. Üstelik,
tam üyeliği hedeflediğimiz Avrupa Birliğinde de kamu alımlarına ilişkin mevzuat
oldukça sık değişmektedir. Bu kapsamda Avrupa Birliğinde kamu alımlarını düzenleyen iki
direktifte 2004 yılında, kamu alımları alanındaki ihtilafların çözümlemesini
düzenleyen iki direktifte ise 2007 yılında köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu
bakımdan, bu direktiflerle yapılan değişiklikleri mevzuatımıza tam olarak
aktarabilmek için ileriki dönemlerde de gerekirse Kamu İhale Kanunu’nda
değişikliklerin yapılması kaçınılmaz olacaktır. Bu, sadece bizimle ilgili
değil, bizim dışımızda, dünyanın her yerinde yapılan değişikliklerdir. Lüzum hasıl oldukça da bunlar yapılmaktadır. Yine, şikâyetlerle ilgili olarak ihalenin iptaline karşı yapılan
başvuru sayısı 2007 yılında 205, 2008’in dokuz aylık döneminde de 185’tir ve bu
yüzde 4,4’e tekabül etmektedir. Toplam başvuru sayısı, 2003’te 1.231, 2004’te
2.204, 2005’te 2.954, 2006’da 3.830, 2007’de 4.769 ve 2008’de 4.171. Uyuşmazlık
karar sayısı da 2003 tarihinde 897, 2004’te 1.892, 2005’te 2.469, 2006’da
3.348, 2007’de 4.273 ve 2008’de 3.949’dur. Değerli milletvekilleri, Sayın Işık’ın “Hizmet alımlarının
sebepleri nelerdir, gerekçe nedir, niye burada daha çok dışarıdan alınıyor,
personele güvensizlik mi var?” şeklinde soruları, değerlendirmeleri oldu.
Tabii, özellikle kurum tarafından teknik hususlarda hizmet alımı yapılıyor,
doğrudur. Hukuki konularda hizmet alımı yapılmamaktadır. Çünkü her türlü teknik
detayla ilgili eleman istihdam edilmesi, bununla ilgili personel çalıştırılması
mümkün değildir. Dolayısıyla bazı konular vardır ki teknik konulardır. Eğer
bunu hizmet alımı şeklinde dışarıdan alırsanız kamunun yararı gözetilmiş olur.
Kamunun menfaatine olan bir durumu da bu şekilde, onun gereğini yapmamız lazım.
Şikâyet inceleme sürecinde teknik şartnamelere yönelik
şikâyetlerde akademik kuruluşlardan teknik görüş alınmaktadır ve dediğim gibi,
eğer bu konuyla ilgili elemanınız yoksa bunu istihdam etmek yerine dışarıdan
hizmet almanız son derecede doğaldır, gereklidir. Kanun çalışmalarına katılımla ilgili yani bu süre zarfında sivil
toplum kuruluşlarından, diğer kamu kuruluşlarından veya meslek odalarından
vesaire görüş alınıp alınmadığı ile ilgili de: Burada, Kanun’daki değişiklik
çalışmaları 2005 yılında başladı. On dokuz kamu kurum ve kuruluşu ile Türkiye
İşveren Sendikaları Konfederasyonu, Müşavirler Birliği, İNTES, TOBB gibi
kuruluşlarla birlikte yazılı ve sözlü görüş alışverişinde bulunulmak suretiyle
bu yasa tasarısının hazırlanmasında bütün bu kuruluşlardan bilgi alışverişinde bulunuldu,
onlardan görüşler alındı. BAŞKAN – Sayın Bakanım, süreniz doldu. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Tamam
efendim, tamamlıyorum. Yapılan çalışmalar zaman zaman sektörün
tamamıyla bir araya gelinerek sektör toplantılarıyla da gerçekleştirilmektedir. Bir hususu daha dile getireyim izin verirseniz ihale
komisyonlarının sorumluluklarıyla ilgili. İhale komisyonlarının
sorumluluklarının azaltılması gibi bir durum söz konusu değildir. Bu hususta da
herhangi bir düzenleme tasarıda yer almıyor, eski durum aynen devam etmektedir.
Eğer kaldıysa, diğer sorulara yazılı olarak cevap verilecektir. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederim. Sayın milletvekilleri, ikinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır. Şimdi ikinci bölümde yer alan maddelere, varsa o madde üzerindeki
önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı
oylarınıza sunacağım. 21’inci madde üzerinde üç adet önerge vardır. Önergeleri önce
geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık sırasına göre işleme alacağım. İlk önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
çerçeve 21 inci maddesi ile değiştirilmesi öngörülen 4734 sayılı Kanunun 54
üncü maddesinin altıncı fıkrasındaki “başvuru bedelinin” ibaresinin “başvuru
bedeli ve teminatının” şeklinde değiştirilmesini ve dokuzuncu fıkrasının sonuna
aşağıdaki cümlenin eklenmesini; beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“Kurumun görev alanında bulunmaması hali hariç, itirazen şikayet başvurusunun reddedilmesi
durumunda, başvuru teminatı yatırılan hallerde teminatın gelir kaydedilmesine
de karar verilir.” “İtirazen şikayette
bulunanlardan 53 üncü maddenin (j) bendinin (2) nolu
alt bendinde belirtilen bedelin dört katı tutarına kadar başvuru teminatı alınmasına
Bakanlar Kurulunca karar verilebilir. Başvuru teminatları Kurum hesaplarına
yatırılır. Bu teminatlar Kurum gelirleri ile ilişkilendirilmeksizin ayrı
hesaplarda tutulur.” Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 21.
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin birinci ve
altıncı fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Yaklaşık maliyeti 53 üncü maddenin (j) fıkrasının (1) numaralı
bendini aşan ihalelerde, ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler
nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının
muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabilecekler, bu
Kanunda belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikayet ve itirazen şikayet
başvurusunda bulunabilirler.” “İtirazen şikayet
dilekçelerine, başvuruda bulunmaya yetkili olunduğuna dair belgeler ile imza
sirkülerinin aslı veya yetkili mercilerce onaylı örneklerinin, varsa şikayete
idarece verilen cevabın bir örneği ile başvuru bedelinin Kurum hesaplarına
yatırıldığına dair belgenin ve ihale dokümanı satın alındığına ilişkin belgenin
eklenmesi zorunludur.” BAŞKAN – Şimdi maddeye en aykırı önergeyi okutup, işleme alıyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 4734 sayılı Kanunun, görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı "Kamu
İhale Kanunu ile Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı"nın çerçeve 21 inci maddesi ile değiştirilen 54 üncü
maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve ikinci
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
"İhale sürecindeki hukuka ve kamu yararına aykırı işlem ve
eylemler nedeniyle bir hak kaybına uğrayan veya zarara uğramasının muhtemel
olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabilecekler veya kamu
yararına aykırılık iddiasında bulunan ilgili sivil toplum kuruluşları, bu
kanunda belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikayet ve itirazen şikayet
başvurusunda bulunabilirler." BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu önergeye? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) –
Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Sayın Öztürk… Yok. Gerekçeyi okutuyorum. Gerekçe: İhalelerin şeffaf bir şekilde yapılmasının sağlanması için, kamu
yararı gerekçesi ile ilgili sivil toplum kuruluşlarına da itirazda bulunma
hakkı tanınmak istenmiştir. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 21.
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin birinci ve
altıncı fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Yılmaz
Tankut (Adana) ve arkadaşları “Yaklaşık maliyeti 53 üncü maddenin (j) fıkrasının (1) numaralı
bendini aşan ihalelerde, ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler
nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının
muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabilecekler, bu
Kanunda belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikayet ve itirazen şikayet
başvurusunda bulunabilirler.” “İtirazen şikayet
dilekçelerine, başvuruda bulunmaya yetkili olunduğuna dair belgeler ile imza
sirkülerinin aslı veya yetkili mercilerce onaylı örneklerinin, varsa şikayete
idarece verilen cevabın bir örneği ile başvuru bedelinin Kurum hesaplarına
yatırıldığına dair belgenin ve ihale dokümanı satın alındığına ilişkin belgenin
eklenmesi zorunludur.” BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) –
Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Konuşmacı var mı? MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Mustafa Kemal Cengiz efendim. BAŞKAN – Buyurun Sayın Cengiz. (MHP sıralarından alkışlar) MUSTAFA KEMAL CENGİZ (Çanakkale) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Yasa Tasarısı'nın 21’inci
maddesiyle ilgili vermiş olduğumuz önergemiz üzerine söz almış bulunuyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. Ayrıca, bugün aramızdan ayrılan Türkiye Büyük Millet Meclisinin
değerli milletvekili, değerli devlet adamı, dava arkadaşımızın vefatı yüce
Meclisimizi derinden üzmüştür. Merhum Milletvekilimiz Gündüz Suphi Aktan
Beyefendi’ye ve iki gündür vatan için şehadet
şerbetini içen aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, değerli ailelerine,
camiamıza ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine başsağlığı diliyorum.
Merhum vekilimizin ve aziz şehitlerimizin ruhunun şad olmasını Yüce Rab’dan temenni ediyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu İhale Kanunu
ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı’nın 21’inci
maddesiyle değiştirilen 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin birinci ve
altıncı fıkralarının önergemiz doğrultusunda hem kamunun hem de İhale Yasamızın
daha işlerlik kazanması hem de ihaleye girecek vatandaşlarımızın mağduriyetinin
ortadan kaldırılmasına yönelik bu teklifimizin iyi anlaşılması ve yapıcı bir
düşünceyle hem milletvekillerimizin hem de değerli grup üyelerimizin bu
önergemizi en iyi şekilde algılayıp destek vermelerini temenni ediyoruz. Bu iki fıkranın önergemiz doğrultusunda değiştirilmesi hâlinde
hedeflemiş olduğumuz şu düzenlemeler de yasa tasarısı içinde yerini alacak,
kamunun ve İhale Yasamızın daha işler hâlde düzenlenmesine de vesile olacaktır. Bunlardan bir tanesi: Kamu İhale Kurumuna itirazen
şikâyete konu olabilecek ihalelere ilişkin olarak parasal bir limit
öngörülmektedir. Parasal limit öngörülmesi ile limit altı
ihalelerde Kamu İhale Kurumuna itirazen şikâyet
zorunluluğu olmadan doğrudan idari yargıya gitme imkânı getirilecek; işlem
maliyetinin azaltılması, ayrıca söz konusu limit altında kalan ihalelerin
incelenmesi esnasında doğacak iş gücü ve zaman kaybı da dikkate alındığından,
parasal limitin üzerindeki ihalelerde yapılacak idari denetimin, elde edilecek
kamu yararının artırılması ve Kanun’un daha düzenli ve planlı kullanılması
sağlanacaktır. İkinci aşamada da itirazen şikâyet
konusu olan ve şikâyet noktasında başvuruda bulunan isteklilerin, bedelleri
ihalenin yaklaşık maliyetine göre farklılık gösteren başvuru bedellerinin tam
olarak ödenip ödenmediğinin kurum tarafından anlaşılması için itirazen şikâyet dilekçelerine ihale dokümanı veya ihale
şartnamesini aldıklarına ilişkin belgenin eklenmesini müteakiben başvurmaları
Yasa’nın işlerliğini daha artıracaktır. Bu vesileyle özellikle Kamu İhale Yasa
Tasarımızda şeffaflığın ve şaibe götürmezliğin önüne geçilmesi hedeflenmelidir. Özellikle bugün, kamudan ihale almış müteahhitlerin
uğramış oldukları mağduriyet de göz ardı edilmemelidir. Bugün, bizlere kadar
ulaşan, devletten ihale almış birçok müteahhidimizin bizlere kadar ulaşan
mağduriyetleri noktasında fiyat artış kararnamesinin henüz çıkmaması ve bu
konuda çalışmaların gecikmesi gerçekten mağduriyet oluşturmuştur. Özellikle,
sadece bu kararnamede demir fiyat artışı noktasında sınırlama getirilmesi de
müteahhitlerin ayrıca bir mağduriyeti ve ihaleyi alan kişilerin de bu konuda,
özellikle petrol ve türevlerindeki artış ve diğer kalemlerdeki artışlar göz
önüne alınmadığı için, özellikle müteahhit ve diğer ihaleyi alan kişiler üzerinde
çok büyük bir, ihalenin bedelini aşan mağduriyetler söz konusu olmuştur.
Özellikle bu gibi müteahhit mağduriyetleri ve ihale
sahiplerinin de son fiyat artışları noktasında oluşturdukları mağduriyetler göz
önüne alınarak, fiyat artış kararnamesinin mutlaka yeniden gözden geçirilmesi,
bu kalemlerdeki artışların kalem bazında yeniden değerlendirilmesi, özellikle
müteahhitlerin sesine kulak verilmesi… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Cengiz, konuşmanızı tamamlar mısınız. MUSTAFA KEMAL CENGİZ (Devamla) – …özellikle “İhalelerde fiyat
artışı yapılmaz.” denilen şartnamelerde de birçok müteahhidin bu fiyat
artışlarından mütevellit gerçekten çok mağdur oldukları ve özellikle bu
noktaların göz önüne alınarak Sayın Bakanımızın ve Bakanlar Kurulunun bu fiyat
artışı konusunda yeniden bir düzenleme yapması ve yeniden gözden geçirilmesi,
çökmekte olan müteahhitlere, batma noktasına gelen
müteahhitlere de biraz olsun nefes aldırılması gerektiğine inanıyoruz. Hepinize, bu vesileyle saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Cengiz. Sayın milletvekilleri, bir yoklama talebi vardır. Yoklama talebinde bulunan arkadaşlarımın isimlerini okuyup,
salonda bulunup bulunmadıklarını arayacağım: Zekeriya Akıncı? Buradalar. Hüseyin Ünsal? Buradalar. Halil Ünlütepe? Buradalar. Orhan Ziya Diren? Buradalar. Akif Ekici? Buradalar. Vahap Seçer?
Buradalar. Murat Sönmez? Buradalar. Ali Koçal? Buradalar. Sacid Yıldız?
Buradalar. Yaşar Ağyüz? Buradalar. Tayfur Süner? Buradalar. Eşref Karaibrahim? Buradalar. İsa Gök? Buradalar. Birgen Keleş? Buradalar. Bilgin Paçarız? Buradalar. Hulusi Güvel? Buradalar. Şevket Köse? Buradalar. Ergün Aydoğan? Buradalar. Hakkı Suha Okay?
Buradalar. Metin Arifağaoğlu? Buradalar. III.- Y O K L A M A BAŞKAN – Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini
başlatıyorum. Pusula gönderen arkadaşlar lütfen salonu terk etmesinler. (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır. VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam) 1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları
Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253) (Devam) BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
çerçeve 21 inci maddesi ile değiştirilmesi öngörülen 4734 sayılı Kanunun 54
üncü maddesinin altıncı fıkrasındaki “başvuru bedelinin” ibaresinin “başvuru
bedeli ve teminatının” şeklinde değiştirilmesini ve dokuzuncu fıkrasının sonuna
aşağıdaki cümlenin eklenmesini; beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz. Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları “Kurumun görev alanında bulunmaması hali hariç, itirazen şikayet başvurusunun
reddedilmesi durumunda, başvuru teminatı yatırılan hallerde teminatın gelir
kaydedilmesine de karar verilir.” “İtirazen şikayette
bulunanlardan 53 üncü maddenin (j) bendinin (2) nolu
alt bendinde belirtilen bedelin dört katı tutarına kadar başvuru teminatı
alınmasına Bakanlar Kurulunca karar verilebilir. Başvuru teminatları Kurum
hesaplarına yatırılır. Bu teminatlar Kurum gelirleri ile ilişkilendirilmeksizin
ayrı hesaplarda tutulur.” BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılıyoruz Sayın
Başkanım. BAŞKAN – Gerekçeyi mi okutuyoruz? MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Evet efendim. BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Kuruma yapılan itirazen şikâyet
başvurularından alınmakta olan başvuru bedeline ilave olarak, itirazen şikâyet başvuru sisteminin kötüye kullanılarak
ihale sürecinin kesintiye uğratılmasının önlenmesini teminen,
ihalelerin niteliği ve parasal büyüklükleri göz önünde tutularak başvuru
teminatı alınması hususunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiş, başvurunun,
Kurumun görev alanında bulunmaması hâli hariç, diğer nedenlerle reddedilmesi
hâlinde teminatın gelir kaydedilmesi, başvuruda bulunanın haklı çıkması veya
başvurunun Kurumun görev alanında bulunmaması hâllerinde ise teminatın iadesi
öngörülmüştür. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir. Kabul edilen önerge doğrultusunda 21’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 21’inci madde kabul edilmiştir. 22’nci madde üzerinde iki adet önerge vardır. Önergeleri önce
geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık sırasına göre işleme alacağım. İlk önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 22.
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 55’inci maddesinin 2.
paragrafındaki “Üç iş günü “ ibaresinin “Bir iş günü” olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Şimdi en aykırı önergeyi okutup işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı kanun tasarısının 22.
maddesiyle değiştirilmesi öngörülen 55 inci maddesinin birinci paragrafında yer
alan “beş gün” ve “on gün” ibareleri sırası ile “on gün” ve “on beş gün “
olarak, üçüncü paragrafındaki son cümlenin madde metninden çıkarılması,
dördüncü paragrafta yer alan “on gün” ibaresinin “on beş gün” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – İmza sahiplerinden sayın milletvekilleri… Yok. Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Tasarıda yer alan bu madde de şikâyet ve itirazen
şikâyet değerlendirme sürelerini kısaltılmıştır. İdarenin yapılan şikâyet
sonucunu değerlendirdikten sonra alınan kararın bildirimini yapacağı kişilerin
kapsamı daraltılmıştır. Bu maddenin aynen kabul edilmesi ile idarelerin
verecekleri kararlardaki aleniyet ortadan kalkmış olacaktır. Bildirim ihaleye
katılmış ve doküman almış olanlarla sınırlı tutulmuştur. İstekli olabilecekler
yapılan düzeltme sonucunda mevcut durumun kendi lehine olabileceği kararını
verme serbestisi kısıtlanmıştır. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 22.
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 55’inci maddesinin 2.
paragrafındaki “Üç iş günü “ ibaresinin “Bir iş günü” olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz. Mehmet
Akif Paksoy (Kahramanmaraş) ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) - Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – Buyurun Sayın Yunusoğlu. SÜLEYMAN LÂTİF YUNUSOĞLU (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün ebedî istirahatgâhına
uğurladığımız İstanbul Milletvekilimiz Gündüz Suphi Aktan ile teröre kurban
verdiğimiz aziz şehitlerimizin ruhları için bir tören yapıldı, hepimiz
katıldık, ruhları şad olsun. Yüce Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve yüce
milletimize başsağlığı diliyorum. Değerli milletvekilleri, Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 22’nci
maddesindeki değişiklik önergesi üzerinde söz aldım, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nu
tartışıyoruz. Küçük bir araştırma yaptım, biraz evvel arkadaşlarımız da ifade
ettiler, AKP iktidarları döneminde bu Kanun üzerinde 15 defa değişiklik
yapılmış. Acaba neden 15 defa değişiklik yapılması lüzumu hissediliyor, bunu
düşünmek lazım geldiğine inanıyorum. Bir kanunda değişiklik yapılması için
devletimizin ali menfaatleri ve milletimizin hizmet
alımında öncelikleri gözetilmesi gerekir. Acaba 15 defa değişiklik yapılmasına
neden lüzum hissedilmiştir? Bize göre bu değişikliklerin çoğu İhale Kanunu’nu
delik deşik etmeye, istisna yaratmaya ve adrese teslim ihale yapmaya yönelik
değişikliklerdir. AKP İktidarı döneminde, mesela okul ihalelerinde en ucuz teklif
sıralamalarına göre, 15’inci sıradaki, 19’uncu sıradaki, 34’üncü sıradaki,
35’inci sıradaki firmalara ihaleler verilmiştir. Merak edenler Millî Eğitim
Bakanlığının sekiz yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitimini desteklemek
amacıyla İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının sağladığı 500 trilyon liralık
kaynakla 44 ilde 130 adet ilköğretim okulu inşaatıyla ilgili yapılan 62 adet
ihaleye bakabilir. Bu tasarıyla getirilen “İdarenin ihalenin iptaline ilişkin işlem
ve kararları itirazen şikâyete konu edilemez.” hükmü
Kamu İhale Kanunu’nu devre dışı bırakmaya yöneliktir. Bu düzenleme keyfî
uygulamalara yol açacak, ihalelerde suistimallere
sebep olacaktır. İdareye şikâyet ve Kurula itirazen
şikâyet başvuruları caydırıcı hâle dönüştürülmüştür. Gerek şikâyet hakkını
kullanacak kişilerdeki daralma gerekse şikâyet başvuru harçlarının yüksekliği
şikâyet ve itiraz yolunu kapatmaktadır. Denetimi ve şeffaflığı kısıtlayan bu
düzenlemeyi neden getiriyorsunuz? Hortum düzeni kurmak için mi? Ali Dibo düzeni, kumpas düzeni kurmak için mi? Yine aynı şekilde, tasarıda kurumlara bir defaya mahsus İhale
Yasası’ndan muafiyet tanınması akla bazı kuşkuları da getirmektedir. Muafiyet
tanınan ihaleler ne ihaleleridir? Hangi iş adamına hangi işler İhale Yasası
kapsamı dışında altın tepsi içinde sunulacaktır? Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ihale sistemi açık, şeffaf,
istisnaya yer vermeyen, kayırmacılığa kapı aralamayan bir şekilde olmalıdır.
Eğer kamu ihale sistemi ile sürekli oynayarak yerleşik kurallar sürekli
değiştiriliyor ise, bu, yeni yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önü açılıyor
demektir. Bu kanun tasarısı, ihalelerde kamu denetimini ortadan kaldırma, Kamu
İhale Kurumu ve Kurulunu zayıflatma, ihalelere girecekler arasında haksız
rekabete yol verme ve usulsüzlük ve yolsuzlukları artırma amacı gütmektedir.
AKP, yolsuzlukla mücadele edeceğim diye iktidar oldu, yolsuzluğun önünü açacak
kanunları çıkartıyor; “Hortumları keseceğim.” dedi, hortumların yönünü
değiştiriyor; “Yolsuzluklara damardan giriyorum.” dedi, yolsuzluk AKP’nin
damarlarında akıyor. Tasarıda Kamu İhale Kurulu üyeleri için şirket ortaklığı ve
yöneticiliği yasağına yer verilmemesi, Kurulun tarafsızlık ve şeffaflığına
gölge düşürecektir. Dünyanın hangi ülkesinde ihale süreçlerine katılan kişiler
ile ihaleleri denetleyen kişiler aynı kişiler olabilir? Oysa biz Hazreti
Ömer’in adaletini istiyoruz. Kamu İhale Yasası ve Kamu İhale Sözleşmeleri Yasası’nda yapılan 15
değişiklik, Kamu İhale Yasası’nı ve Kamu İhale Kurulunu işlevsizleştirmeye,
denetime kapatmaya ve istisna yaratmaya yönelik değişikliklerdir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Yunusoğlu, devam
edin. SÜLEYMAN LÂTİF YUNUSOĞLU (Devamla) – Biz, bu verdiğimiz önergeyle,
ihale dosyalarının son alım gününden önce üç iş günü için belirlenen itiraz
süresinin bir iş gününe indirilmesini talep ediyoruz. İhale dosyaları eğer son
güne kadar alınıyor ise şikâyetler bir iş günü önce yapılmalıdır diye öngörüyoruz.
Önergemizin dikkate alınacağını ümit ediyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Yunusoğlu. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. 22’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 22’nci madde kabul edilmiştir. 23’üncü madde üzerinde dört adet önerge vardır. Önergeleri önce
geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık sırasına göre işleme alacağım. Buyurun. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
çerçeve 23 üncü maddesi ile değiştirilmesi öngörülen 4734 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini; ikinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümlenin
eklenmesini ve beşinci fıkrasının son cümlesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"İhalenin iptaline ilişkin işlem ve kararlardan, sadece şikayet ve itirazen şikayet
üzerine alınanlar itirazen şikayete konu edilebilir
ve bu ka-rarlara karşı beş
gün içinde doğrudan Kuruma başvuruda bulunulabilir." "İdare tarafından şikayet veya itirazen şikayet
üzerine alınan ihalenin iptal edilmesi işlemine karşı yapılacak itirazen şikayet başvuruları ise idare-nin
iptal gerekçeleriyle sınırlı incelenir." "Bu süre 21 inci maddenin (b) ve (c) bentlerine göre yapılan
ihaleler ile şikayet ve itirazen
şikayet üzerine alınan ihalenin iptal edilmesi işlemine karşı yapılacak itirazen şikayet başvurularında on iş günü olarak
uygulanır." T. B. M. Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı yasa tasarısının 23. maddesine
bağlı 56. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinin fıkra metninden çıka-rılmasını arz ederim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu ihale Kanunu ile
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
23 üncü maddesinde yer alan 4734 sayılı Kanunun 56 ncı
maddesindeki deği-şiklik
tasarısının birinci fıkrasının sonunda yer alan "İdarenin, ihalenin ipta-line ilişkin işlem ve
kararları itirazen şikâyete konu edilemez."
ibaresinin madde metninden çıkartılmasını ve beşinci fıkrasındaki "yirmi
gün" ibaresi-nin "otuz gün" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Şimdi en aykırı önergeyi okutup işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 23 üncü
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 56 ncı
maddesinin ilk fık-rasının
son cümlesinin Tasarı metninden çıkarılmasını, ikinci fıkrasının aşa-ğıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Kurum, itirazen şikayet
başvurularını başvuru sahibinin iddiaları ile idarenin şikayet üzerine aldığı
kararda belirlenen hususlar ve ihale sürecinde idare tarafından tesis edilen
işlemlerde Kanunun 5 ve 62 nci maddesinde yer alan
ilkelerin ihlal edilip edilmediği yönünden inceler. Kurum, itirazen
şikayete konu olan, yaklaşık maliyeti eşik değerlerin
5 katı ve fazlası olan ihalelerde başvuru sahibinin iddialarıyla bağlı
kalmaksızın inceleme yapma yetkisine sahiptir.” BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN - Buyurun Sayın Arifağaoğlu. METİN ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Yasası ile Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı’nın 23’üncü
maddesi için verdiğimiz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, 23’üncü madde olarak yer alan ancak 4734
sayılı Yasa’nın 56’ncı maddesini değiştiren tasarı şu şekildedir: “İhale kurumu
veya ihale komisyonu veya ihaleyi yapan idare herhangi bir nedenle ihaleyi
iptal ederse…” Keyfî olarak ihaleyi iptal edebilir, kendiliğinden ihaleyi iptal
edebilir veya ihaleye katılanların talebi üzerine ihale iptal edilebilir. “Her
iki hâlde de ihale iptal edilirse, istekliler, ihaleye katılanlar herhangi bir
nedenle itirazen şikâyet başvurusunda bulunamaz.”
diyor. Tasarı böyle bir önleyici karar getiriyor. Biz bunu kabul etmiyoruz.
Önergemizle itirazen şikâyet yolunun açılmasını arzu
ediyoruz. Değerli milletvekilleri, aslında Kamu İhale Yasası çok
önemli bir kanun. Bütün gruplar bu
tasarı için zaman harcadı. Birçok yetişmiş uzman arkadaş var; aslında bir araya
gelsek, hepsinde demiyorum ama birçok maddesinde uzlaşma sağlayabilirdik, bu
yasa tasarısını daha da mükemmelleştirebilirdik. Şimdi, 56’ncı maddede itirazen şikâyet
başvurusunu kaldırırsak Kamu İhale Kurumunun görev ve yetkilerini belirten
diğer maddeleri ortadan kaldırmış oluyoruz. Kamu İhale Kurumu, bize göre,
fonksiyonsuz hâle geliyor, Kamu İhale Kurumu yetkilerini kaldırıyor. Bana göre
bu doğru değildir. Kamu İhale Kurumuna bu yetkinin verilmesini istiyoruz.
Zaten, Sayın Bakanla kısa bir görüşmemde de “Biz bunu değiştiriyoruz, Kamu
İhale Kurumuna tekrar itirazen şikâyet yolunu
açacağız.” dedi. Önergesi biraz sonra okunacak, dinleyeceğiz, bakalım, uygun
bulursak da destek vereceğiz. Yalnız, bizim önergemiz bu konuda daha
mükemmeldir ve Kamu İhale Kurumuna her türlü itirazın yapılabilmesini
istiyoruz. Değerli milletvekilleri -özellikle iktidar milletvekilleri için
diyorum- 6/6/2002 tarihinde o zaman muhalefette
bulunan bir milletvekiliniz -daha sonra Bakan olarak görev yaptı ve bu İhale
Yasası’nın 14 kez değişmesinde kendisinin de emeği vardır- bakınız ne diyor
6/6/2002 tarihinde bu kürsüyü kullanarak: “Hükûmetin,
Türkiye'nin çıkarları için, her zaman, Türkiye'nin sorunlarını muhalefetle
beraber masaya yatırma, beraber görüşme ve sorunları bütün olarak çözme
alışkanlığını kendisinde görmesi lazım. Benim dediğim olacak anlayışının
Türkiye’ye yarar getirmediğini artık görmeliyiz. Bu milletin çıkarları neyi
gerektiriyorsa onun arzusuyla, yüreğimizdeki duygularla bu projelerin peşinde
koşmalıyız. İhale Yasası değişmez mi, değişir; vergi yasası değişmez mi,
değişir; ama nasıl değişir; getirirsiniz, geniş bir zamana yayarsınız,
tartışırsınız, tartışırsınız, artılar eksiler görülür. Sık sık,
burada bir daha değiştirme gereği duyulmadan, sağlam bir zemine oturan
yasalarla ülkeyi yönetmiş oluruz. O zaman, başımız dik, Kızılay’da da dimdik
gezeriz.” Sayın Ergezen 6/6/2002’de
bunu söylüyor. O zaman, Kızılay’da dik gezmek istiyorsanız lütfen muhalefetin
sesine kulak verin diyoruz. Önergemize destek vereceğinizi umut ediyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Arifağaoğlu. HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Karar yeter sayısı istiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Geçti efendim. HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Karar yeter sayısı istiyorum Başkanım. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Geçti Sayın Başkan, geçti. HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Geçmedi… HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Daha önceden istedi. BAŞKAN – Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu ihale Kanunu ile
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
23 üncü maddesinde yer alan 4734 sayılı Kanunun 56 ncı
maddesindeki deği-şiklik
tasarısının birinci fıkrasının sonunda yer alan "İdarenin, ihalenin ipta-line ilişkin işlem ve
kararları itirazen şikâyete konu edilemez."
ibaresinin madde metninden çıkartılmasını ve beşinci fıkrasındaki "yirmi
gün" ibaresi-nin "otuz gün" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Kemalettin Nalcı (Tekirdağ) ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu
konuşacak. BAŞKAN – Buyurun Sayın Tanrıkulu. AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 23’üncü maddesi hakkında
verdiğimiz önerge üzerinde konuşacağım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın milletvekilleri, geneli üzerinde daha önce yaptığım
konuşmamda bu tasarıyla Kamu İhale Kurumunun inceleme yetkisinin kısıtlanarak
Kurumun etkisizleştirildiğini ve tasarının iktidarın Kurum denetiminden
kaçışının da önemli bir göstergesi olduğunu söylemiştim. Bu görüşümü yeniden
ifade ederek tasarının ikinci bölümünde önemli gördüğüm hususları da bu
vesileyle sizlere arz etmek istiyorum. Hâlen yürürlükte bulunan mevzuat uyarınca kamuoyuna yansıyan veya
Kuruma çeşitli yollardan ulaşan yolsuzluk, usulsüzlük iddiaları üzerine Kurum
tarafından iddiaların incelenmesi kapsamında inceleme yapılmakta, ancak
bağlayıcı karar alınamamaktadır. Bu nitelikteki incelemelerin dayanağı Kanun’un
53’üncü maddesinde yer alan “Kurum gerekli gördüğü takdirde, bu Kanun ve ilgili
mevzuat hükümlerine aykırılık bulunduğuna ilişkin iddiaları da inceler ve
sonuçlandırır.” hükmü olup maalesef biraz önce görüştüğümüz tasarının kabul
edilen 20’nci maddesiyle bu hüküm tamamıyla ortadan kaldırılmaktadır. Tasarının 20’nci maddesindeki bahse konu düzenleme, şimdi
görüşmekte olduğumuz ikinci bölümdeki düzenlemelerle de doğrudan ilişkilidir.
İddialar üzerine yapılan incelemede bağlayıcı nitelikte karar alınamaması,
Kurumun inceleme yetkisini ortadan kaldırmanın da bir mazeretini teşkil etmez.
Bu nitelikteki incelemelerde, Kurum, kamu adına denetim görevi yapmaktadır. Bu
kapsamda yapılan incelemelerde, ihalede henüz sözleşme imzalanmamışsa bağlayıcı
kararlar alınmasını sağlayacak yasal bir dayanak oluşturmak yerine Kurumun
inceleme yetkisinin ortadan kaldırılmasının izahı nasıl yapılabilir? Tasarının ikinci bölümünde yer alan ve yine biraz önce
görüştüğümüz 21’inci maddesinde de Kanun’un 54’üncü maddesi yeniden
düzenlenerek ihalelere yönelik başvuruların şekil şartları belirlenmekte ve bu
şekil şartlarına uygun olmayan başvuruların da reddi öngörülmektedir. Bu
durumda şekil şartlarını taşımayan başvuruların reddine karar verilmesine
ilişkin düzenlemeler ile Kurumun iddiaları inceleme yetkisi maalesef
kaldırılmaktadır. İhalenin tarafı olarak başvuranların dilekçeleri şekil
şartlarını taşımaması hâlinde dilekçedeki mevzuata aykırılık iddiaları ne kadar
ciddi olursa olsun, kamu zararı ne denli büyük olursa olsun Kurum tarafından
herhangi bir şekilde inceleme yapılamayacaktır. Diğer yandan, tasarının 23’üncü maddesinde, şimdi görüşülen
maddede, iptal edilen ihale işlemlerinin şikâyete konu edilemeyeceği öngörülmektedir.
Bu düzenlemenin savunulacak bir yanı, haklı ve makul bir gerekçesinin
olamayacağı bütün muhalefet milletvekillerince de ortaya konulmuştur. Tasarının
tümü üzerindeki görüşmelerde Hükûmet adına o sırada
oturan Sayın Bakan da hazırladıkları bir önerge olduğunu belirtmiş ve bunu
Genel Kurula da kısmen sunmuştur. Bu önemli bir adımdır, belki bundan sonra bu
önerge okunacaktır. Genel Kuruldaki tenkitler nispeten etkili olmuştur, bu onu
gösteriyor. Belki de iktidar bu konuda kamuoyunun getirdiği baskıyı da üzerinde
fazlaca taşıyamayacağını anlamıştır. Ancak yine de birtakım kısıtlamalar içeren
bu adımın yeterli olmadığını da görüyoruz. İhaleye ilişkin diğer işlemler gibi,
ihalenin Kurumca iptal edilmesi de şartsız olarak itirazen
şikâyete konu edilebilmelidir. Yine tasarının 23’üncü maddesinde yer alan “Kurum itirazen şikâyet başvurularını başvuru sahibinin iddiaları
ile idarenin şikâyet üzerine aldığı kararda belirtilen hususlar ve itiraz
edilen işlemler bakımından eşit muamele ilkesinin ihlal edilip edilmediği
açılarından da inceler.” ifadesinin bu hâliyle yasalaşması durumunda,
uygulamada farklı yorum ve tartışmaları da başlatması kaçınılmaz olacaktır.
Madde metnine ve gerekçesine bakıldığı zaman sanki eşit muamele ilkesi yönünden
inceleme zorunlu kılınıyormuş gibi gözükse de, bu düzenleme Kurumun inceleme
yetkisini kısıtlamaktadır. Tabiatı itibarıyla, ihalede eşit muamele yapılıp
yapılmadığı konusu Kanun’un 5’inci maddesinde temel ilkeler arasında sayıldığı
için, ayrıca bir kayda gerek olmadan hem idari işlemlerde hem Kurum tarafından
yapılacak incelemelerde de gözetilmesi gereken bir konudur. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Tanrıkulu, devam
edin. AHMET KENAN TANRIKULU (Devamla) – Teşekkür ederim. Kaldı ki, hâlen yürürlükte olan şikâyet yönetmeliğinde bu ifadeye
aynen yer verilmiş ve başvuruların incelenmesinde bakılacak zorunlu konulardan
sadece birisi olarak belirlenmiştir. Tasarıda öngörülen düzenlemeye göre, ihalede gerçekleştirilen
işlemler açıkça kanuna aykırı ve kamu zararına neden olsa dahi şikâyet
dilekçesinde yer verilmeyen işlemlere de bakılması mümkün olamayacaktır. Bu itibarla, uygulamada yaşanılan sorunların giderilmesi gayesiyle
hazırlandığı belirtilen söz konusu bu değişikliklerin yeni sorunlar çıkarmaya
namzet ve Kurumun inceleme yetkisini de kısıtlamaya yönelik olduğu apaçık
ortadadır ve bu yanlıştan dönülmesi de elzemdir. Bu vesileyle, verdiğimiz önergenin Genel Kurulumuz tarafından
destek görmesini talep eder, tekrar hepinize saygılarımızı sunarız. (MHP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Tanrıkulu. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Karar yeter sayısı istiyorum. BAŞKAN – Oldu efendim, arayacağım. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Karar yeter sayısı yoktur. Birleşime on dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 15.46 DÖRDÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: 16.00 BAŞKAN: Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
20’nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum. 253 sıra sayılı tasarının görüşmelerine devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet buradalar. İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu
ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım. Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı
vardır, önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: T.B.M. Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı yasa tasarısının 23. maddesine
bağlı 56. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinin fıkra metninden
çıkarılmasını arz ederim.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – Önerge sahibi burada yoklar. Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Bu cümle Anayasaya aykırı olduğu için çıkarılması önerilmiştir. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
çerçeve 23 üncü maddesi ile değiştirilmesi öngörülen 4734 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini; ikinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümlenin
eklenmesini ve beşinci fıkrasının son cümlesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları "İhalenin iptaline ilişkin işlem ve kararlardan, sadece şikayet ve itirazen şikayet
üzerine alınanlar itirazen şikayete konu edilebilir
ve bu kararlara karşı beş gün içinde doğrudan Kuruma başvuruda
bulunulabilir." "İdare tarafından şikayet veya itirazen şikayet üzerine alınan ihalenin iptal edilmesi
işlemine karşı yapılacak itirazen şikayet başvuruları
ise idarenin iptal gerekçeleriyle sınırlı incelenir." "Bu süre 21 inci maddenin (b) ve (c) bentlerine göre yapılan
ihaleler ile şikayet ve itirazen
şikayet üzerine alınan ihalenin iptal edilmesi işlemine karşı yapılacak itirazen şikayet başvurularında on iş günü olarak
uygulanır." BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – Gerekçeyi mi okutuyoruz? MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçe okunsun. BAŞKAN – Buyurun. Gerekçe: Kanunun muhtelif maddeleriyle idareye verilen iptal yetkisinin itirazen şikayet incelemesine tabi
tutulması idareyi ihale yapmaya zorlamak anlamına geleceğinden ve esasen iptal
edilen ihaleden sonra aynı amaçla açılan ihalelerin de idari başvuruya konu
edilmesi zaten mümkün olduğundan, idarenin ihalenin iptali işlemlerinin itirazen şikayete konu edilemeyeceği öngörülmekte, ancak
idareye yapılan şikayet üzerine Kanunun 54 üncü maddesi uyarınca idare
tarafından ihalenin iptaline karar verilmesi durumunda veya 56 ncı maddesi uyarınca Kurul tarafından verilen kararların
uygulanmasından kaçınmak için ihalenin iptaline karar verilmesi durumunda ise
bu kararlara karşı doğrudan itirazen şikâyet
başvurusunda bulunulabilmesi öngörülmektedir. Diğer yandan, ihalenin iptaline ilişkin işlem ve kararlara karşı
yapılacak başvuruların beş gün içinde doğrudan Kuruma yapılması, Kurum
tarafından da on iş günü içerisinde incelenmesi öngörülerek, iptal işlemlerine
karşı yapılacak itirazen şikayetlerin
kısa sürede sonuçlandırılması amaçlanmaktadır. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler…. Önerge kabul edilmiştir. Kabul edilen önerge doğrultusunda 23’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler…. 23’üncü madde kabul
edilmiştir. 24’üncü madde üzerinde iki önerge vardır. Önergeleri önce geliş
sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık derecesine göre işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 4734 sayılı Kanunun, görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı “Kamu İhale
Kanunu ile Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı”nın çerçeve 24 üncü maddesi ile değiştirilen 62 nci maddesinin (e) bendinin ikinci cümlesinin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu ihale Kanunu ile Kamu ihale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 24
üncü maddesi ile değiştirilmesi öngörülen 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin (h) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
h) Mühendis veya mimarların, aldıkları lisans eğitimine uygun
yapım işi ihalelerine başvurmaları halinde, toplam süresi onbeş
yılı geçmemek kaydıyla mezuniyetlerinden sonra geçen her yıl, ikiyüzellibin Yeni Türk Lirası olarak hesaplanmak suretiyle
10 uncu madde kapsamındaki benzer iş deneyimi olarak dikkate alınır. İş
deneyimi bulunan mimar veya mühendisler için fiilen elde ettikleri iş deneyim
tutarının iki katını aşmamak kaydıyla bu süre sınırı uygulanmaz. Bu şekilde
elde edilen deneyim; bu deneyime sahip mühendis veya mimarın son beş yıldır en
az %50'si oranında hissesine sahip olduğu tüzel kişiler tarafından da
kullanılabilir. Mühendis veya mimar bu şekilde elde ettiği deneyimi sadece bir tüzel
kişilikte kullanabilir ve ortaklık oranının geçici kabul tarihine kadar
muhafaza edilmesi zorunludur." BAŞKAN - Komisyon katılıyor
mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) –
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılıyoruz Sayın
Başkan. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe okunsun. BAŞKAN - Peki. Gerekçe: İş deneyimi bulunan veya bulunmayan mühendis veya
mimarların toplam süresi onbeş yılı geçmemek kaydıyla
mezuniyetlerinden sonra geçen her yılın maddede belirtilen tutarda benzer iş
deneyimi olarak dikkate alınacağı belirtilmiş, ayrıca herhangi bir suretle iş
deneyim belgesi elde etmiş mühendis ve mimarlar için fiilen elde ettikleri iş deneyim
tutarının iki katını aşmamak kaydıyla onbeş yıllık
sürenin uygulanmayacağı belirtilmek suretiyle fiilen elde edilen deneyim
belgelerinin öncelikle kullanılmasının sağlanması amaçlanmaktadır. Ayrıca söz konusu deneyimin deneyim sahibinin ihale tarihi
itibarıyla son beş yıldır en az %50'si oranında hissesine sahip olduğu tüzel
kişilerden sadece birinde kullanılabilmesi ve ortaklık oranının da geçici kabul
tarihine kadar muhafaza edilmesi gerektiği düzenlenmiştir. BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… (MHP sıralarından “Kabul edildi.” sesleri) Oylamayı cihazla yapacağım efendim, önergenin kabul edilip
edilmediği konusunda bir yanılgı oldu burada. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Kabul edilmedi Sayın Başkan. BAŞKAN - Efendim, takdire
bıraktınız, yarınız kaldırdınız, yarınız kaldırmadınız, farkında değilsiniz
siz. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Tekrar oylayın, makineyle yapalım. BAŞKAN - Önergeyi oylarken
şeye düştünüz. Önergeyi tekrar oyluyorum: Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 4734 sayılı Kanunun, görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı “Kamu İhale
Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı”nın çerçeve 24 üncü maddesi ile değiştirilen 62 nci
maddesinin (e) bendinin ikinci cümlesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN –Önerge sahibi burada yoklar. Gerekçesini okutuyorum: Gerekçe: İdarenin yeterli nitelik ve sayıda personele sahip olması hâlinde
dışarıdan danışmanlık hizmeti satın almaması için işbu değişiklik önergesi
verilmiştir. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. 24’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 24’üncü madde kabul edilmiştir. 25’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 25’inci
maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN –Buyurun Sayın Topuz. FEVZİ TOPUZ (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 25’inci maddesinin
metinden çıkarılması talebi üzerine söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. Hatırlanacağı üzere, 2002 yılında kabul edilen 4734 sayılı Kamu
İhale Yasası kamu ihale süreçlerinin saydam, denetlenebilir hâle getirmek
amacıyla değiştirilmişti. Dün olduğu gibi bugün de AB’ye entegrasyon
sürecinin sonucu olarak sunulmaya çalışılan bu değişiklik tasarısının farklı
bir yüzü ile karşı karşıyayız. Toplumumuza yeni yolsuzluklar, partizancılık ve
adam kayırmacılık olarak yansıyacaktır. Hazırlanan tasarının kamu hayatında ciddi
zafiyetlere, usulsüzlüklere ve yolsuzluklara yol açacağını bilmek AKP’lilere
yeterli gelmiyor gibi. Zaten tartışmalı ve sıkıntılı bir konu olan kamu ihale
sistemi bu tasarıyla açıkça içinden çıkılmaz bir hâl alacak, kamusal hayatın
derinden kanayan bir yarası tüm noktalara nüfuz edecektir. Bu değişiklikle
“Ülke tarihimizde yeni bir dönem başlıyor.” diyebiliriz. Adam kayırmacılık ve
partizancılık bu değişiklikle artık güvence altına alınmaktadır. Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmeti
ihalelere istediğini davet edecek, idare tarafından belirlenecek kriterler çerçevesindeki belli sayıdaki şirket ihaleye
girebilecektir. AKP’nin yandaşı olmayan şirketlerin ihaleye davet edilmemesi
mümkün olabileceği gibi, idarece hazırlanan davetli listesine itiraz dahi edilemeyecektir.
İdareye şikâyet ve kurula itiraz başvuruları caydırıcı hâle getirilmiştir.
Gerek şikâyet hakkını kullanacak kişilerdeki daralma, gerekse şikâyet başvuru
harçlarının yüksekliği ile birlikte ihalelerde keyfî davranışlar artacaktır;
böylece açık ve saydam olma ilkesi yok olacaktır, kamu tarafından yaptırılacak
işlerin ihalesiz verilmesinin önü açılacaktır. Bilindiği gibi, sağlık hizmeti
veren kurumlar ihtiyaç duyulan mal ve hizmetlerinin teminini çerçeve anlaşma
yoluyla yapmaktadır. Aynı çerçeve anlaşma uygulaması yapım işlerinde de geçerli
kılınmıştır. Böylelikle ihalesiz iş verilmesi sağlanmış olacaktır. Değerli milletvekilleri, mühendis ve mimarların iş denetleme ve iş
yönetme belgeleri oranı aşağıya çekilecektir, büyük inşaat şirketlerinin oranları
ise korunmaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere rekabet edilebilirlik ortadan
kalkmaktadır. Gündemde olan Kamu İhale Yasa Tasarısı’nda mühendisler ve
mimarlar yine yok sayılmakta, piyasa mantığı egemen olmaya devam etmektedir.
Nitelikli bilimsel ve teknik hizmeti ifade eden mühendislik, mimarlık ön plana
alınmalıdır. Ülke ve kamu çıkarları kamu denetimiyle birlikte düşünülmeli,
kişisel maddi çıkarlara artık dur denilmelidir. Bir kamu idaresinde yeterli
donanımda ve sayıda personel olmasına karşın hizmet alımlarında ihaleye
çıkılması abesle iştigaldir. O zaman sormak lazım: İstihdam edilen personel
niçin istihdam edilmektedir? Kendi personelini atıl bırakarak, dışarıdan hizmet
satın alarak kamu kaynaklarının heba olmasına hangi kamu yönetimi icazet vermektedir?
Tasarının yasalaşması sonucunda Kamu İhale Kurumu ve Kurulunun
varlığı tartışmalı hâle gelecektir çünkü kamu adına ihaleleri resen inceleme
yetkisi ve görevi kaldırılmaktadır. Öyle ileri gidilmiş ki basında çıkan bir
yolsuzluk haberi bile iddiaların incelenmesi kapsamında
değerlendirilmeyecektir. AKP Hükûmeti tüm kamusal
alanla oynadığı gibi, kamu ihale sistemiyle oynamaktadır. Hangi grupların
lehine ve kimlerin çıkarı için düzenleme yapılmaktadır? Bu tercihin kamu
hayatında telafi edilmeyecek sorunlara yol açacağı, yolsuzluk ve usulsüzlüğün
toplumsal hayatı belirleyeceği ve partizanlık tartışmalarının gündemden hiç
düşmeyeceği bir ortama girilmiştir. Bu talebimizin kabulü doğrultusunda karar verilmesi, yüce Meclisin
üzerine düşen görevi yapması gerekmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle yüce
Meclisi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Topuz. III.- Y O K L A M A (CHP ve MHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı) HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, yoklama yapılmasını talep
ediyoruz. BAŞKAN – İsimleri tespit edeceğiz. Kürşat Atılgan? Buradalar. Hakkı Suha Okay?
Buradalar. Ferit Mevlüt Aslanoğlu?
Buradalar. Metin Arifağaoğlu? Buradalar. Ali Oksal? Buradalar. Mehmet Ali Susam? Buradalar. Hulusi Güvel? Buradalar. Ergün Aydoğan? Buradalar. Atila Emek? Buradalar. Yaşar Ağyüz? Buradalar. Murat Sönmez? Buradalar. Ali Koçal? Buradalar. Eşref Karaibrahim? Buradalar. Halil Ünlütepe? Buradalar. Bilgin Paçarız? Buradalar. Tansel Barış? Buradalar. İsa Gök? Buradalar. Nur Serter? Buradalar. Nesrin Baytok? Buradalar. Osman Kaptan? Buradalar. Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum. (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN – Sayın Seracettin Karayağız burada var mı? Burada. Sayın Akif Gülle? Buradalar. Sayın Abdulkadir Emin Önen? HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, salonda yok. Artık, yani
evinden mi çağıracağız? BAŞKAN- Toplantı yeter sayısı yoktur. Birleşime on beş dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 16.20 BEŞİNCİ OTURUM Açılma Saati: 16.43 BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp
Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER :
Yusuf COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
20’nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum. III.- Y O K L A M A BAŞKAN – İstem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım. Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum. (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır. 253 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz. VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam) 1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları
Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253) (Devam) BAŞKAN – Komisyon? Burada. Hükûmet? Burada. Sayın Topuz ve arkadaşlarının önergesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. 25’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 25’inci madde kabul edilmiştir. 26’ncı madde üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri önce geliş
sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık derecesine göre işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 26
ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Madde 26 – 4734 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “Elektronik Kamu Alımları Platformu Ek Madde 1 – Bu Kanun kapsamında yapılan ihalelerde; bu
Kanunun 13 üncü madde hükümleri saklı kalmak üzere, ilan, ihale dokümanının
hazır-lanması ve verilmesi, katılım ve yeterliğe
ilişkin belgelerin sunulması, teklif-lerin
hazırlanması, sunulması ve değerlendirilmesi, ihalenin karara bağlan-ması ve onaylanması, kesinleşen ihale kararlarının
bildirilmesi ve sözleş-menin imzalanması gibi ihale süreciyle ilgili aşamalar
ile her türlü bildirimler kısmen veya tamamen, Kurum tarafından oluşturulan
Elektronik Kamu Alım-ları Platformu üzerinden
gerçekleştirilebilir. Elektronik Kamu Alımları Platformunun kurulması ve işletilmesi ile
ihale sürecinde elektronik araçların kullanımına ilişkin esas ve usuller Kurum
tarafından belirlenir. Bu Kanunun 13 üncü maddesi uyarınca yapılacak bütün ilanlar aynı
zamanda Elektronik Kamu Alımları Platformunda da yayımlanır. Bu Kanun kapsamındaki alımlarda aday veya isteklilerin
yeterliğinin tespitine ilişkin olarak Elektronik Kamu Alımları Platformu
üzerinden sistemler kurulabilir. Bu sistemlerin kurulması, kurdurulması,
denetlenmesi, yetkilendirilen kuruluşların yetkilerinin iptal edilmesi veya
tedbir niteliğinde kararlar alınması hususlarında Kurum yetkilidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu ihale Kanunu ile Kamu ihale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 26 ncı maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun Ek Madde 1'in birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"Ek Madde 1- Bu Kanun kapsamında yapılan ihalelerde;
ilan, ihale dokümanının hazırlanması ve verilmesi, katılım ve yeterliğe ilişkin
belgelerin sunulması, tekliflerin hazırlanması, sunulması ve değerlendirilmesi,
ihalenin karara bağlanması ve onaylanması, kesinleşen ihale kararlarının
bildirilmesi ve sözleşmenin imzalanması gibi ihale süreciyle ilgili aşamalar
ile her türlü bildirimler kısmen veya tamamen, Kurum tarafından oluşturulan
Elektronik Kamu Alımları Platformu üzerinden gerçekleştirilebilir. Ancak,
Elektronik Kamu Alımları Platformu üzerinden yapılsa dahi, yaklaşık maliyeti 8
inci maddede belirtilen eşik değerlerin altında kalan ihalelerden; yaklaşık
maliyeti altmışbirbin yüzdoksaniki
Yeni Türk Lirasına kadar olan mal veya hizmet alımları ile yüzyirmiikibin
üçyüzseksenaltı Yeni Türk Lirasına kadar olan yapım
işlerinin ihalesinin, ihale tarihinden en az yedi gün önce ihalenin ve işin
yapılacağı yerde çıkan gazetelerin en az ikisinde ilan edilmesi zorunludur. Ayrıca, ihalenin yapıldığı ilde yayım yapan bir yerel televizyonda
da aynı süre içerisinde bir kez yayımlanır.” BAŞKAN – Maddeye en aykırı önergeyi okutup işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 26.
maddesi ile değiştirilen 4743 sayılı Kanunun Ek 1 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Ek Madde 1- Bu Kanun kapsamında yapılan ihalelerde; ilan,
ihale dokümanının hazırlanması ve verilmesi, katılım ve yeterliğe ilişkin
belgelerin sunulması, tekliflerin hazırlanması, sunulması ve değerlendirilmesi,
ihalenin karara bağlanması ve onaylanması, kesinleşen ihale kararlarının
bildirilmesi ve sözleşmenin imzalanması gibi ihale süreciyle ilgili aşamalar
ile her türlü bildirimler kısmen veya tamamen, Kurum tarafından oluşturulan
Elektronik Kamu Alımları Platformu üzerinden ve ihalenin yapılacağı yerde çıkan
gazetelerin veya televizyonların birinden gerçekleştirilir. Elektronik Kamu Alımları Platformunun kurulması ve işletilmesi ile
ihale sürecinde elektronik araçların kullanımına ilişkin esas ve usuller Kurum
tarafından belirlenir.” BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu önergeye? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz. BAŞKAN – Kim konuşacak? MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Alim Işık
konuşacak. BAŞKAN – Sayın Işık, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar) ALİM IŞIK (Kütahya) –
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 253 sıra sayılı
Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı’nın çerçeve 26’ncı maddesinin ek 1’inci maddesinin
değiştirilmesi amacıyla verdiğimiz önerge hakkında söz almış bulunmaktayım.
Grubum ve şahsım adına hepinize saygılarımı sunarım. Ayrıca, bu vesileyle bugün ebedî mekânlarına uğurladığımız
İstanbul Milletvekilimiz Gündüz Suphi Aktan Beyefendi’ye, terörle mücadele
ederken şehit olan kahraman evlatlarımıza ve elim bir trafik kazası sonucunda
kaybettiğimiz değerli bilim adamı Profesör Doktor Sayın Süleyman Sarıtaş’a Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize
başsağlığı diliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. Değerli milletvekilleri, 4/1/2002
tarihinde 57’nci Hükûmet tarafından çıkarılan 4734
sayılı Yasa ve ilgili mevzuatta şimdiye kadar AKP hükûmetleri
tarafından on beş dolayında değişiklik yapılması kamuoyunun dikkatinden
kaçmamaktadır. Kanun tasarısının gerekçesinde, bu değişikliğin Avrupa Birliği
müktesebatına uyum için yapıldığından söz edilse de tasarı incelendiğinde bunun
böyle olmadığı açıkça görülmektedir. Bu tasarıyla itiraz ve şikâyetlere getirilen konu
sınırlandırmaları, itiraz ve şikâyetlerin yüksek maddi bedellere
dayandırılması, fiilen Kamu İhale Kurumunun yetkilerinin tırpanlanması gibi ve
benzeri değişikliklerle Kamu İhale Kurumu işlevsiz ve atıl kılınmaktadır. Diğer
yandan, yapılacak ihalelerde önceliğin kamu kurumlarına tanınmasıyla da zaten
krizden dolayı çok zor durumda olan özel sektörün işi daha da zorlaşmakta ve
rekabet şartları ortadan kalkmaktadır. Ayrıca, çok pahalı bir hizmet olan ve yargıya intikal eden
yolsuzluk dosyalarında önemli bir yer tutan sağlık hizmeti alımlarının bu Kanun
kapsamı dışına çıkarılması, kamu kaynaklarının verimli kullanılması konusundaki
riski de artırmaktadır. Kısacası bu tasarı, kamu kurum ve kuruluşlarına yapılacak mal ve
hizmet alımlarındaki şeffaflığı ve denetimi daraltmakta, ülkemizin önemli bir
birikimi ve kaynağı durumundaki mühendis ve mimarlarımızı âdeta darbe içerisine
almaktadır. Biraz önce okunduğu gibi bu maddeye ilişkin önergemizde, kısaca,
ihalelerle ilgili her türlü bildirim ve duyuruların oluşturulacak olan elektronik kamu
alımları platformu üzerinden ve ihalenin yapılacağı yerde çıkan gazetelerin
veya televizyonların birinden gerçekleştirilmesi önerilmektedir. Önergemiz
kabul edilmeyip tasarı bu hâliyle gerçekleşecek olursa, Sayın Bakanın biraz
önce bir sayın milletvekilinin sorusuna cevaben verdiği ifade de yer aldığı
gibi, yerel gazetelerde kamu ihalelerinin yayımı devam etmeyecek, artık bunlar,
yani yerel gazete ve televizyon kuruluşları âdeta ayakta duramaz hâle
geleceklerdir. Bu konuyu Sayın Bakana ve siz değerli milletvekillerine bir kez
de ben hatırlatmayı görev biliyorum. Böylece her bölgenin, ilin ve ilçenin devlet alımlarına ilişkin
ihaleleri halka duyuran, halkın geri bildirimlerini bölge yöneticilerine
aktaran, halkın sesi olan, bölgesel olayları ve haberleri yansıtan, yerel
yönetimin icraatlarının denetimi konusunda önemli bir demokratik denetim
mekanizması olan yerel basının ve medyanın büyük çoğunluğu ciddi anlamda ekonomik
sıkıntıya düşecektir. Değerli milletvekilleri, hâlen yürürlükteki mevzuata göre
bir yerel gazetenin resmî ilan alabilmesi için 1 imtiyaz sahibi, 1 genel yayın
yönetmeni ve gazetecilik ya da iletişim programı mezunu en az 5 kişi olmak
üzere toplam 7 kişinin çalışması gerekmekte, ayrıca günlük olarak çıkması, en
az on sekiz ay yayınlanması ve en az beş yüz adet basılması şartları
aranmaktadır. Ülkemizde şu anda bin üç yüz dolayında yerel gazete
yayınlanmaktadır. Bu gazetelerin ilan yayımlama imkânları ellerinden alınırsa
her ilde ancak bir iki gazetenin güçlükle ayakta kalabileceği, birçoğunun
kapanacağı ve binlerce gazete çalışanının işsiz kalacağı aşikârdır. Yapmamız
gereken, bunların işlerini ellerinden almak değil, tam tersine, herkesin ekmek
parası peşinde koştuğu günümüzde bağımsız ve kendi ayaklarının üzerinde
durmalarını sağlamaktır. Etkinliği artırılmış ve güçlendirilmiş yerel basın yayın
kuruluşları kamuoyunda farklı seslerin duyulması ve toplumun yerel taleplerinin
dile getirilmesinde önemli rol oynayacaktır. Bu da demokrasinin
güçlendirilmesine ve devamlılığının sağlanmasına katkı sağlayacaktır. Bunun yanı sıra yerel basın ve medya kuruluşları iletişim
fakültelerinden ve gazetecilik programlarından mezun genç iletişimcilerin
istihdamı için önemli bir olanaktır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Işık, devam edin. ALİM IŞIK (Devamla) –
Türkiye’de bugün itibarıyla yirmiden fazla iletişim fakültesi bulunduğu ve
bunların yılda 3 binden fazla yeni mezun verdiği düşünüldüğünde, yerel basın
kuruluşlarının bugünkü olumsuz kriz şartlarında bu gençlerin istihdamına önemli
katkılar sağladığı hiçbirimizin inkâr edemeyeceği bir gerçektir. Ayrıca, hemen hemen her ilimizde bulunan
ve özellikle seçim dönemlerinde çok daha geniş bir izleyici kitlesine sahip
olan yerel televizyonlarımız tarafından da kamu ihaleleriyle ilgili duyuru ve
bildirimlerin yayınlanması o ilimizde şeffaflık ve katılımcılık açısından büyük
önem taşımaktadır. Yani önergemizin kabulüyle hem yerel televizyonlar hem de
yerel gazetelerin kanun kapsamı içine alınması birçok açıdan yararlı olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyor, önergemize
desteğinizi bekliyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Işık. KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Karar yeter sayısı istiyoruz. BAŞKAN – Bir dakika efendim. Sayın Bakanım, önergeyle ilgili bir açıklama mı yapacaksınız? Buyurun. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Sayın Başkan,
Meclisimizin saygıdeğer üyeleri; bu maddeyle ilgili Sayın Konuşmacının
ifadelerine açıklık getirmek istiyorum. Esasen, Kanun’un 13’üncü maddesinde ilanlarla ilgili, ilanların nasıl
duyurulacağıyla ilgili kapsamlı düzenleme var. Dolayısıyla, burada, yerel
medyaya, basın yayın kuruluşlarına bu ihale ilanlarının duyurulması ile ilgili
haklar yeni düzenlemede de aynen muhafaza edilmektedir. Herhangi bir kısıtlama
söz konusu değildir. Ancak, elektronik ihale yönteminde ihalelerin web üzerinden de
aynı zamanda yayınlanmasını da öngörmektedir. Getirilen yenilik tamamen budur.
Yoksa yerel medyanın, basın yayın kuruluşlarının ihale ilanlarıyla ilgili
hakları önceki kanunda olduğu gibi aynen devam etmekte, hatta burada
görüşülecek bir önergeyle de bu daha da garanti altına alınmaktadır. Bu konuda
oluşacak tereddütleri de gidermek için, buna paralel, aynı mealde, AK PARTİ
Grubunun bir önergesi vardır. Bu önergede bu husus daha da güçlendirilmektedir. Arz ederim Sayın Başkan. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan. Evet, önergeyi oylarınıza sunuyorum: MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Karar yeter sayısı istiyorum. YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Sayın Bakan, bu maddeyle idarenin inisiyatifine bırakıyorsunuz. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Hayır, saklı kalmak
üzere… YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Hayır, efendim okuyun… MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Bakanım, önergede de çelişki var. BAŞKAN – Efendim, böyle bir usul olmaz “istiyoruz, istemiyoruz”
diye. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Kanun’un 13’üncü maddesindeki hükümler
saklı kalmak kaydıyla önerge kabul edildi. 13’üncü maddede de sizin buyurduğunuz
hususlar yok. BAŞKAN - Önergeyi kabul edenler… HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) - Karar yeter sayısı… BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağız efendim, arayacağız. Önergeyi kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter
sayısı vardır. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu ihale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 26 ncı maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun Ek Madde 1'in
birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı
Suha Okay (Ankara) ve
arkadaşları "Ek Madde 1- Bu Kanun kapsamında yapılan ihalelerde;
ilan, ihale dokümanının hazırlanması ve verilmesi, katılım ve yeterliğe ilişkin
belgelerin sunulması, tekliflerin hazırlanması, sunulması ve değerlendirilmesi,
ihalenin karara bağlanması ve onaylanması, kesinleşen ihale kararlarının
bildirilmesi ve sözleşmenin imzalanması gibi ihale süreciyle ilgili aşamalar
ile her türlü bildirimler kısmen veya tamamen, Kurum tarafından oluşturulan
Elektronik Kamu Alımları Platformu üzerinden gerçekleştirilebilir. Ancak,
Elektronik Kamu Alımları Platformu üzerinden yapılsa dahi, yaklaşık maliyeti 8
inci maddede belirtilen eşik değerlerin altında kalan ihalelerden; yaklaşık
maliyeti altmışbirbin yüzdoksaniki
Yeni Türk Lirasına kadar olan mal veya hizmet alımları ile yüzyirmiikibin
üçyüzseksenaltı Yeni Türk Lirasına kadar olan yapım
işlerinin ihalesinin, ihale tarihinden en az yedi gün önce ihalenin ve işin
yapılacağı yerde çıkan gazetelerin en az ikisinde ilan edilmesi zorunludur. Ayrıca, ihalenin yapıldığı ilde yayım yapan bir yerel televizyonda
da aynı süre içerisinde bir kez yayımlanır.” BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, buyurun. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; hepinize saygılar sunuyorum. Sayın Bakan, biraz önce açıklamanızda… Tüm Anadolu’da yerel
basında bu konu açık değil. Yerel gazetelerde yayınlanmak zorunda olduğunu
lütfen belirtin. “Elektronik platformda yayınlanabilir.” ifadesi, sanki tüm
Anadolu’da yerel gazetelerde yayınlanmayacak izlenimini veriyor. Devlet İhale
Kanunu’nun, bir önceki yasanın 13’üncü maddesinde… Biz de bunu böyle anlamak
istiyoruz ve Anadolu’da tüm basın bu şekilde ayağa kalktı. Siz de söylediniz,
daha önceki arkadaşlar da söyledi, ama bunu bu şekilde, yani ihalenin yapıldığı
ilde yayınlanan en az iki gazetede yayınlanmak zorunda olduğunu belirtin, ama
dilerseniz elektronik platformda ilan edebilirsiniz. Yani, bu bir çelişkidir. Bu,
mutlaka bu yasa yapılırken net bir şekilde aydınlanmalıdır Sayın Bakan. Bunu
lütfen bir önergeyle veya tüm grupların ortak bir önergesiyle… Gerçi tüm grupların verdiği ortak önergeye imza atıyorsunuz, ama
ondan sonra kabul etmiyorsunuz. Yani, bir de bu var. Ortak önergeler veriliyor,
Sayın Grup Başkan Vekilinizin imzası var, reddediyorsunuz. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sonra vazgeçiyorlar. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Herhâlde Sayın Grup Başkan
Vekilinin imzasını reddediyorsunuz. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İmza yok, yanlış biliyorsunuz. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Ortak önerge, hepsi ortak
önergedir efendim. Üç grup… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sen olaylara çok yabancısın, şimdi
konuştuğun konu gibi. Bu konuya da yabancısın, öbürüne de yabancıydın. BAŞKAN – Lütfen… FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Beyefendiciğim, ben elektronik
ortamda… O kelimenin düzeltilerek yerel gazetelerde yayınlanmasının netliğe
kavuşturulmasını istiyorum. Ben çok iyi biliyorum Sayın Elitaş. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Açık ve net bir şekilde ifade edildi. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Sayın Elitaş,
çok iyi biliyorum. Şimdi ben başka bir öneri getiriyorum size. Şimdi tabii o ildeki
yerel gazeteler, hepimizin ve o ilin aynası; o ildeki objektifliğin, o ildeki
tüm haberlerin ve bir şekilde tüm insanlarımızın ilgisine, bilgisine
duyurulmasında çok büyük etken oluyorlar. Bizim o ildeki ışığımızdır o yerel
gazeteler. Hepimizin buna destek olması lazım, çünkü ekonomik olarak çok zor
koşullarda yaşıyorlar. Bunların ekonomik özgürlüğü, daha şeffaf, daha etkin
habercilik anlayışıdır arkadaşlar. Yerel gazeteler çok zor koşulda yaşamasına
rağmen aynı şekilde yerel televizyonlar da çok zor koşulda yayın yapıyorlar. Burada getirdiğimiz önergede dediğimiz şu arkadaşlar:
Nüfusu büyük şehirler hariç olmak üzere, o ilde yayın yapan radyolarda bir
ihale saati, haber bülteninin dışında, içinde bir ihale saati ilan edilip, o
ilde yayın yapan bir televizyon, en az bir tanesi -bu değiştirilebilir, sıraya
sokulabilir- daha çok kitlelere hitap ettiği için -yani bir yerel gazete, en az
beş yüz olmak koşulu var, ama biliyorsunuz bazı illerde 10 bin kişiye, 15 bin
kişiye yayın yapan yerel televizyonlar var arkadaşlar- bu ihalelerin en az bir
kez de bu yerel televizyonlardan duyurulmasını istiyoruz sizden. Daha çok kişiye ulaşacak,
daha çok kişi haberdar olacak. Yani yerel gazetelerin hakkı baki kalmak
kaydıyla arkadaşlar, bir kez de o ildeki yerel bir televizyondan, bir ihale
dosyası adı altında, her bir yerel televizyondan ilan edilmesini istiyoruz.
Burada getirdiğimiz nokta budur. Bundan şunu amaçlıyoruz: Yerel televizyonlarımızın da ekonomik
özgürlüğü olsun arkadaşlar. Yerel televizyonlarımızın da hepimize hangi
koşullarda, nasıl koştuğunu hepiniz biliyorsunuz. Burada çalışan bir sürü insan
var. Bu televizyonların eğer ekonomik özgürlüğü olursa daha kaliteli hizmet
verir, daha şeffaf haber verir, her taraftan tüm haberleri daha kolay bir
şekilde verir arkadaşlar. Yani bizim istediğimiz bu. Aslında hepiniz buna
inanıyorsunuz. Çünkü hepiniz, o yerel televizyonların hangi koşullarda, hangi
zor koşullarda çalıştığını çok iyi biliyorsunuz. Gelin, büyük şehirler hariç,
diğer illerde yayın yapan yerel televizyonlarda sırasıyla -bu, ayda mı olur,
hangi tarihte sıra geliyorsa- bir kez yayınlanmasını söyleyelim. Amaç daha çok
insanın duymasıdır arkadaşlar. Hem de yerel televizyonlarımıza ekonomik olarak
yardımcı olmuş oluruz. Onların bir ekonomik özgürlüğü olur arkadaşlar. Bunu
söylemek istiyorum. Sizin takdirinize sunuyorum. Hepimizin ortak derdi. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Aslanoğlu, devam
edin. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Tüm illerdeki yerel
televizyonlar çok zor koşullarda. Hepiniz biliyorsunuz. Ben bu konuda sizden
destek istiyorum. Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Aslanoğlu. HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkan, karar yeter sayısı
istiyoruz. METİN ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – Sayın Başkan, karar yeter sayısı… BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum… HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkan, karar yeter sayısı istendi,
niye dikkat etmiyorsunuz? BAŞKAN – Karar yeter sayısı istemediniz efendim. METİN ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – İstedik efendim. HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Böyle bir şey olur mu? BAŞKAN – Duymadım. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Neyse, bu önergede… BAŞKAN - Yani her önergede mi istiyorsunuz? O zaman peşin peşin yazalım buraya. HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Tabii ki istenir. İzin mi alacağız sizden?
BAŞKAN – Ama usulü öyle yapmamız lazım, kalkıp söylemeniz lazım.
El kaldırmadan, orada
otururken olur mu öyle? Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 26
ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz. Ahmet
Aydın (Adıyaman) ve arkadaşları Madde 26- 4734 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. “Elektronik Kamu Alımları Platformu Ek Madde 1- Bu Kanun kapsamında yapılan ihalelerde; bu
Kanunun 13 üncü madde hükümleri saklı kalmak üzere, ilan, ihale dokümanının
hazırlanması ve verilmesi, katılım ve yeterliğe ilişkin belgelerin sunulması,
tekliflerin hazırlanması, sunulması ve değerlendirilmesi, ihalenin karara
bağlanması ve onaylanması, kesinleşen ihale kararlarının bildirilmesi ve
sözleşmenin imzalanması gibi ihale süreciyle ilgili aşamalar ile her türlü bildirimler
kısmen veya tamamen, Kurum tarafından oluşturulan Elektronik Kamu Alımları
Platformu üzerinden gerçekleştirilebilir. Elektronik Kamu Alımları Platformunun kurulması ve işletilmesi ile
ihale sürecinde elektronik araçların kullanımına ilişkin esas ve usuller Kurum
tarafından belirlenir. Bu Kanunun 13’üncü maddesi uyarınca yapılacak bütün ilanlar aynı
zamanda Elektronik Kamu Alımları Platformunda da yayımlanır. Bu Kanun kapsamındaki alımlarda aday veya isteklilerin
yeterliğinin tespitine ilişkin olarak Elektronik Kamu Alımları Platformu
üzerinden sistemler kurulabilir. Bu sistemlerin kurulması, kurdurulması,
denetlenmesi, yetkilendirilen kuruluşların yetkilerinin iptal edilmesi veya
tedbir niteliğinde kararlar alınması hususlarında Kurum yetkilidir.” BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılıyoruz Sayın
Başkan. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın
konuşacak. BAŞKAN – Buyurun Sayın Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. 26’ncı maddeyle ilgili bir değişiklik önergesi üzerinde söz alarak
huzurlarınızdayım. Hepinize saygılar sunuyorum. Değerli arkadaşlar, tabii, bu Kamu İhale Kanunu ile ilgili
tartışmaların ta başladığı ilk günden bugüne kadar, bu ana kadar sürekli, bir
şekilde bir tarafa çekilmeye çalışıldı, birtakım tartışmalar çıkartıldı. Az
önce Sayın Bakanım da çok açık ve net bir şekilde ifade etmesine rağmen
görüyoruz ki birtakım tereddütler bilerek veya bilmeyerek çıkartılmaya
çalışılıyor. Zannediyorum, bu verilen önergeyle birlikte tereddüde mahal yok. Amacımız, mevcut düzenlemedeki 13’üncü maddenin de aynı zamanda
muhafaza edilmesi. Zaten mevcut düzenlemede de, biliyorsunuz, yerel basına
ilişkin çok güzel haklar verilmişti ve bu hakların da aynı şekilde devamı ve
bununla birlikte… Getirdiğimiz önergeyle hem bu hakların devamını, öbür
taraftan da, aynı zamanda elektronik kamu alımları platformunda da
yayınlanmasını sağlamak. Bunu sağlarken, diğer taraftan, mevcut yerel basının
kullanmış olduğu hakları da ortadan kaldırmıyoruz. Zaten hem mevcut
düzenlemeden hem de daha da sağlam olsun diye verilmiş olan bu önergeyle
birlikte yerel basının mevcut Kamu İhale Kanunu’nun 13’üncü maddesinden
istifadesini de sağlıyoruz. Zaten madde metnine “Bu Kanunun 13’üncü madde
hükümleri saklı olmak üzere.” diye bir ibare konmasının da gerekçesi budur. Bu
nedenden dolayı da bütün arkadaşlarımıza çok rahat söyleyebiliriz ki söz konusu
bu maddeyle yerel basının herhangi bir hakkı ortadan kalkmıyor. Belli limitler
altında kalan, değerler altında kalan ihale ilanları aynı zamanda -mevcut
düzenlemede olduğu gibi- yerel basında da ilan edilmeye devam edecek. Ben, hem tüm yerel basınımız için hem de milletimiz için bu
kanunun hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Aydın. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmiştir. Kabul edilen önerge doğrultusunda 26’ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 26’ncı madde kabul edilmiştir. 27’nci madde üzerinde üç önerge vardır. Önergeleri önce geliş
sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık sırasına göre işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 27 nci maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesinin 3. paragrafında yer alan “kırksekiz ayı geçmemek” ibaresinin “yirmidört
ayı geçmemek” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu ihale Kanunu ile Kamu ihale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 27 nci maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
"Ek Madde 2- İnsan sağlığıyla ilgili hizmet sunan idareler
ihtiyaç duydukları süreklilik arz mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak açık
ihale usulünü uygulamak kaydıyla çerçeve anlaşmalar yapabilir. Çerçeve
anlaşmalar rekabeti engelleyici, sınırlayıcı veya bozucu şekilde kullanılamaz. Çerçeve anlaşma kapsamında temin edilecek mal ve hizmet alımları
Kanunun 13 üncü maddesine göre ilan edilir. Bu kapsamda yapılacak ihalelerden
yaklaşık maliyeti eşik değerlerin altında olanlar, ayrıca bir yerel gazetede
yayımlanmak suretiyle de ilan edilir. Çerçeve anlaşma kapsamında karşılanması
planlanan tahmini ihtiyaç miktarları ilanda gösterilir. Teminat alınmasına ilişkin hükümler hariç olmak üzere, ihalelerin
sözleşmeye bağlanması hakkında bu Kanunda yer alan hükümler çerçevesinde,
süresi yirmidört ayı geçmemek üzere çerçeve anlaşma
imzalanır ve sonuçlar Kamu İhale Bülteninde ilan edilir. Çerçeve anlaşmalar, bir veya aralarında hiyerarşik veya idari
vesayet ilişkisi olması kaydıyla birden fazla idare ile sayısı üçten az olmayan
istekliler arasında yapılacak çerçeve anlaşmalarda istenilen şartları
karşılayan yeterli sayıda teklif sunulması kaydıyla çerçeve anlaşmaya taraf
olacak istekli sayısı ihale dokümanında belirtilir. Yapılan değerlendirme
sonucunda teklifleri geçerli kabul edilen istekliler, ekonomik açıdan en
avantajlı tekliften başlanmak suretiyle sıralanarak listeye alınır. Çerçeve
anlaşmaya taraf olan istekli sayısının üçün altına inmesi halinde, mevcut
çerçeve anlaşmanın sona erdiği taraflara bildirilir. Çerçeve anlaşma kapsamında
yapılacak alımlarda isteklilerden ilk tekliflerini aşmamak kaydıyla yeniden
teklif alınabilir. İsteklilere ihale konusu işin karmaşıklığı ve özgünlüğü gibi hususlar
dikkate alınarak tekliflerini sunmaları için yeterli süre tanınır. İstekliler yeterliklerinin devam ettiğini oniki
ayda bir belgelendirir. Yeterliği devam etmeyenler ile teklif vermeye davet
edildiği halde iki kez geçerli teklif vermeyen isteklilerin çerçeve anlaşmaları
feshedilir. Münferit sözleşmeye davet edildiği halde ihale dokümanında
belirtilen süre içerisinde sözleşme imzalamayan istekliyle yapılan çerçeve
anlaşma feshedilir ve istekli hakkında 58 inci madde hükümleri uygulanır. Bu
maddelerde belirtilen hususlar dahil çerçeve anlaşma
kapsamında yapılacak alımların usul ve esasları ile nitelik ve kapsamını
belirlemeye, ve sınırlar koymaya, sözleşme düzenlenmesine gerek görülen
durumlarda sözleşmelerin şeklini ve kapsamını belirlemeye Kurum yetkilidir. Çerçeve anlaşma yapılmış olması, idareye alım yapma yükümlülüğü
getirmez. İdare, çerçeve anlaşma kapsamındaki ihtiyaçlarını bu Kanunda yer alan
diğer usulleri kullanmak suretiyle de temin edebilir." BAŞKAN – Maddeye en aykırı önergeyi okutup işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı "Kamu İhale Kanunu ile Kamu
İhaleleri Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın çerçeve 27 nci maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN - Önerge sahibi yoklar burada. Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Mevcut düzenlemede sadece sağlıkla ilgili mal ve hizmet alımına
mahsus olarak uygulanan çerçeve anlaşmaları kapsamının, bütün mal ve hizmet alımı
ile yapım işlerini de kapsayacak şekilde genişletilmesinin doğru olmadığı
düşüncesi ile işbu değişiklik önergesi verilmiştir. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 27 inci
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun Ek 2 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı
Suha Okay (Ankara) ve
arkadaşları "Ek Madde 2- İnsan sağlığıyla ilgili hizmet sunan idareler
ihtiyaç duydukları süreklilik arz eden mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak
açık ihale usulünü uygulamak kaydıyla çerçeve anlaşmalar yapabilir. Çerçeve
anlaşmalar rekabeti engelleyici, sınırlayıcı veya bozucu şekilde kullanılamaz. Çerçeve anlaşma kapsamında temin edilecek mal ve hizmet alımları
Kanunun 13 üncü maddesine göre ilan edilir. Bu kapsamda yapılacak ihalelerden
yaklaşık maliyeti eşik değerlerin altında olanlar, ayrıca bir yerel gazetede
yayımlanmak suretiyle de ilan edilir. Çerçeve anlaşma kapsamında karşılanması
planlanan tahmini ihtiyaç miktarları ilanda gösterilir. Teminat alınmasına ilişkin hükümler hariç olmak üzere, ihalelerin
sözleşmeye bağlanması hakkında bu Kanunda yer alan hükümler çerçevesinde,
süresi yirmidört ayı geçmemek üzere çerçeve anlaşma
imzalanır ve sonuçlar Kamu İhale Bülteninde ilan edilir. Çerçeve anlaşmalar, bir veya aralarında hiyerarşik veya idari
vesayet ilişkisi olması kaydıyla birden fazla idare ile sayısı üçten az olmayan
istekliler arasında yapılacak çerçeve anlaşmalarda istenilen şartları
karşılayan yeterli sayıda teklif sunulması kaydıyla çerçeve anlaşmaya taraf
olacak istekli sayısı ihale dokümanında belirtilir. Yapılan değerlendirme
sonucunda teklifleri geçerli kabul edilen istekliler, ekonomik açıdan en
avantajlı tekliften başlanmak suretiyle sıralanarak listeye alınır. Çerçeve
anlaşmaya taraf olan istekli sayısının üçün altına inmesi halinde, mevcut
çerçeve anlaşmanın sona erdiği taraflara bildirilir. Çerçeve anlaşma kapsamında yapılacak alımlarda isteklilerden ilk
tekliflerini aşmamak kaydıyla yeniden teklif alınabilir. İsteklilere ihale konusu işin karmaşıklığı ve özgünlüğü gibi
hususlar dikkate alınarak tekliflerini sunmaları için yeterli süre tanınır. İstekliler yeterliklerinin devam ettiğini oniki
ayda bir belgelendirir. Yeterliği devam etmeyenler ile teklif vermeye davet
edildiği halde iki kez geçerli teklif vermeyen isteklilerin çerçeve anlaşmaları
feshedilir. Münferit sözleşmeye davet edildiği halde ihale dokümanında
belirtilen süre içerisinde sözleşme imzalamayan istekliyle yapılan çerçeve
anlaşma feshedilir ve istekli hakkında 58 inci madde hükümleri uygulanır. Bu
maddelerde belirtilen hususlar dahil çerçeve anlaşma
kapsamında yapılacak alımların usul ve esasları ile nitelik ve kapsamını
belirlemeye ve sınırlar koymaya, sözleşme düzenlenmesine gerek görülen
durumlarda sözleşmelerin şeklini ve kapsamını belirlemeye Kurum yetkilidir. Çerçeve anlaşma yapılmış olması, idareye alım yapma yükümlülüğü
getirmez. İdare, çerçeve anlaşma kapsamındaki ihtiyaçlarını bu Kanunda yer alan
diğer usulleri kullanmak suretiyle de temin edebilir." BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu önergeye? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Bilgin Paçarız konuşacak. BAŞKAN – Buyurun Sayın Paçarız.
(CHP sıralarından alkışlar) BİLGİN PAÇARIZ (Edirne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 27’nci maddesiyle ek 2’nci
maddesinde vermiş olduğumuz önerge çerçevesinde söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle, yüce Meclisi en içten saygıyla selamlıyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önemli bir kanun
tasarısının görüşmelerinin sonuna gelmekteyiz. Yaklaşık beş yıldan beri bu
kanun tasarısı hakkında 14 kez değişiklik yaptınız. Fakat her ne hikmetse, her
defasında bu kanunla ilgili herhâlde pek memnun kalmadınız ki yine bu dönem, bu
yasama yılında gündeme getirdiniz. Şunu soruyorum: Acaba, bu yasayla Avrupa Birliği müktesebatı
çerçevesinde değişiklik mi yapıyoruz? Bu tasarı Avrupa Birliği müktesebatına
uyumun artırılmasını sağlayacak mı? Soruyoruz: Rekabetçilik, şeffaflık ve kamu kaynaklarının etkin
kullanımının sağlanması acaba sağlanabilecek mi? En basit şekliyle, şikâyet mekanizmasını etkinsizleştirmek, Kamu
İhale Kurumunun yetkilerini azaltmak ve keyfî uygulamalar ve suistimallere neden olmayacak mı? Kamu İhale Kurumunun resen inceleme yapma ve karar verme
yetkisinin kaldırılmasının altında yatan nedir? Kurumun bir adı var, ama içi bomboş.
Bu yetkinin kullanılmasından kimler rahatsızlık duyuyor? Tüyü bitmemiş yetimin
hakkını aramak ne zamandan beri Avrupa Birliği uyum süreciyle çelişiyor? Kamu
İhale Kanunu’na tabi olmayan istisna ihalelerin sayısını artırmak, ihaleye
giriş için mesleki ve teknik yetersizliğin belirlenmesinde gerekli şartların
esnetilmesi, Kamu İhale Kurulu üyelerinin ticaret şirketleriyle ilişki
kurmalarının önünün açılması ihale sisteminin sağlıklı işlemesini
sağlayabilecek mi? Vermiş olduğumuz önergemize baktığımızda “Özellikle insan
sağlığıyla ilgili hizmet sunan idareler ihtiyaç duydukları süreklilik arz eden
mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak ihale usulünü uygulamak kaydıyla
çerçeve anlaşmalar yapabilir.” değişikliğini getirmektedir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu değişiklik talebinin
amacı, hepimizin bildiği üzere, uygulamada yaşanacak suistimalleri
ortadan kaldırmaktır. Örneğin, yapım işleriyle ilgili çerçeve anlaşmalar
yapılması doğru mu? Sadece bir istekliyle çerçeve anlaşma yapılması sizce ne
kadar doğru? Cevaplarınızın veya cevaplarımızın evet olduğunu hiç düşünmüyorum.
O hâlde “çerçeve anlaşmaların sadece bütün şartların baştan belli olduğu
durumlarda ve daha kısa süreli akdedilmesi” şeklinde değişiklik yapılarak bu
ihale yönteminin amacına uygun biçimde gerçekleştirilmesini sağlamak bizlerin
elindedir değerli arkadaşlar. Gelin, önergemize destek verin. Daha işin başında, uygulamada,
olumsuzluklara “dur” diyelim. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilgili maddenin ikinci
paragrafına “Bu kapsamda yapılacak ihalelerden yaklaşık maliyeti eşit
değerlerin altında olanlar ayrıca bir yerel gazetede yayınlanmak suretiyle de
ilan edilir.” ibaresinin eklenmesini çok önemsiyoruz. Maddi ve manevi olmak
üzere çok zor şartlar altında hizmet vermekte olan yerel basın ve yerel
televizyonlarımıza sahip çıkmalıyız, basın özgürlüğü adına hepimiz sahip
çıkmalıyız. Ne yazık ki, kamu bankalarının yerel basınımıza bazı basın yayın
kuruluşlarına vermiş olduğu gibi 750 milyon dolar kredi vermediğini hepimiz
biliyoruz. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Paçarız, devam edin. BİLGİN PAÇARIZ (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Ayrıca, ilgili maddenin üçüncü paragrafında yer alan “kırk sekiz
ay” ibaresinin uygulama da göz önüne alındığında “yirmi dört ay” olarak
değiştirilmesinin daha uygun olacağını düşünüyoruz. Sizlerden, vermiş olduğumuz değişiklik önergemize destek vermenizi
bekliyoruz. Ama, tabii her zaman olduğu gibi “Hayır”
diyeceksiniz. Çünkü, Kamu İhale Kanunu’nun bugüne
kadar yapılmış bulunan değişikliklerinin üzerine yeni değişikliklerde ısrar
edilmesi ve de bizlerin vermiş olduğu önergelerin ve değerlendirmelerin göz
ardı edilmesi gösteriyor ki… Konuyu bizleri izleyen tüm yurttaşlarımızın
takdirine sunarken hepinize saygılarımı, sevgilerimi, şükranlarımı sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Paçarız. KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Karar yeter sayısı istiyoruz. BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Karar yeter sayısı yoktur efendim. On dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 17.27 ALTINCI OTURUM Açılma Saati: 17.41 BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp
Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER :
Yusuf COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
20’nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum. 253 sıra sayılı Tasarı’nın görüşmelerine devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet buradalar. Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay ve arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım. Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı
vardır, önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 27 nci maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesinin 3. paragrafında yer alan “kırksekiz ayı geçmemek” ibaresinin “yirmidört
ayı geçmemek” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Muharrem
Varlı (Adana) ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Taner… BAŞKAN –Sayın Taner, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar) RECEP TANER (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 27’nci maddesiyle
değiştirilen 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun ek 2’nci maddesiyle ilgili
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi adına söz almış bulunmaktayım. Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu ve şahsım adına sizleri saygıyla selamlıyorum. Sözlerime başlarken, bugün Meclisten uğurladığımız Milletvekilimiz
Gündüz Suphi Aktan’a, hain saldırılar sonucu şehit
düşen askerlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve Türk milletine
başsağlığı diliyorum. Değerli milletvekilleri, vermiş olduğumuz değişiklik önergesi 4734
sayılı Kamu İhale Kanunu’nun ek 2’nci maddesinin üçüncü paragrafında geçen kırk
sekiz aylık sürenin yirmi dört ay olarak düzenlenmesi için verilmiş olan
değişiklik önergesidir. Bu madde ile “çerçeve sözleşmeler”, “çerçeve
anlaşmalar” olarak değiştirilmekte ve anlaşma yapan kişilerden sözleşmelerde
alınan sözleşme harç bedelleri bu maddeyle kaldırılmaktadır. Bizim esas itirazımız ise geçmişte yirmi dört ay olan sürenin kırk
sekiz aya çıkarılmasınadır. Çerçeve anlaşma süresinin kırk sekiz ay olarak belirlenmesi
serbest piyasa şartları içinde firmaların rekabet şanslarını ortadan kaldıracak
ve ihaleye konu işlerde faaliyet gösteren yeni açılmış olan firmaların da
sektöre girmelerini engelleyici bir durum ortaya koyacaktır. Ayrıca, yirmi dört
aylık sürenin kırk sekiz aya çıkarılması ile yayınlanacak olan ilan sayısı da
tabii ki yarı yarıya azalacaktır. Özellikle basın sektörü ve yerel basın için olumsuz
sonuçlar doğuracağı kesindir. Değerli milletvekilleri, Sayın Bakanımız daha önce sorduğumuz
sorulara verdiği cevapta, biraz önce yapmış olduğu açıklamalarda yerel basının
aleyhine hüküm olmayacağını beyan etmekte ama bu yirmi dört aylık sürenin kırk sekiz
aya çıkarılmasıyla, yani süre uzatımı ile maalesef yerel basının ilanları yarı
yarıya düşecektir. Bu bir gerçektir ve bunun düzeltilmesi lazım. Zira, Anadolu’da faaliyet gösteren, gelirlerini kamu ihale
kanunlarıyla temin eden binin üzerinde yerel basınımız, bu yirmi dört ayın kırk
sekiz aya çıkması ile önemli bir gelir kaynağından mahrum kalacaktır. Bu da bir
nevi sansürdür. Anadolu’da çalışan binlerce basın emekçisinin işsiz kalmasına
sebep olacak olan bu uygulamanın düzeltilmesini talep etmekteyiz. Küresel krizin her geçen gün etkilerinin arttığı bir ortamda “Hamdolsun”larla krizin etkilerinden kurtulmak mümkün değil.
Her ne kadar Sayın Başbakan krizin teğet geçmediğinin farkına varmış olsa da
krizin artmasına sebep olacak olan bu düzenlemeyi gelin burada hep beraber
düzeltelim. Değerli milletvekilleri, 1999 Marmara depremleri sonucu ihale
usulüyle yapılan birçok kamu binasının yerle bir olduğu herhâlde unutuldu. 2002
yılında çıkartılan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, ihale süreçlerinin saydam ve
denetlenebilir hâle getirilmesi ihtiyacından dolayı çıkarılmıştı. Ama AKP Hükûmetinin iktidara gelir gelmez ilk yaptığı
uygulamalardan birisi Kamu İhale Kanunu’nun yürürlüğünü uzatmak olmuştur ve
daha sonra da aradan geçen altı yılda defalarca Meclis gündemine getirilerek
elliden fazla maddesinde maalesef değişiklik yapılmıştır. Bu da AKP
zihniyetinin bir eseridir. Kanunun genel gerekçesine baktığımızda, her ne kadar AB süreciyle
ilgili ihtiyaçtan dolayı düzenleme yapıldığı belirtilmekteyse de ilerleme
raporlarındaki gerçek, her yapılan düzenlemenin AB müktesebatından uzaklaştığı
gerçeğidir. Bugün yapacağımız bu düzenlemelerle de herhâlde 2002 yılı öncesine
dönmüş olacağız. Değerli milletvekilleri, siyaseti finanse edenler AB’den ağır
basıyor olsa gerek ki müktesebat ve rekabet anlayışı unutuluyor… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Taner, devam ediniz. RECEP TANER (Devamla) - …biraz önceki reddettiğiniz önergeyle
mimarlar ve mühendisler yok sayılıyor ve böylece, bir Kamu İhale Kanunu değil
yandaş kayırma kanunu gibi bir kanun çıkarılıyor. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz değişiklik
önergesinin kabulü doğrultusunda sizlerin desteklerini bekliyor, heyetinizi en
kalbî duygularla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Taner. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. 27’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 27’nci madde kabul edilmiştir. Çerçeve 28’inci maddeye bağlı ek madde 4 üzerinde iki önerge
vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
28 inci maddesine eklenen 4734 sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesinde yer alan
“dinamik alım sisteminin süresi kırk sekiz aydan fazla olamaz” ibaresinin
“dinamik alım sisteminin süresi yirmi dört aydan fazla olamaz” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – En aykırı önergeyi okutup işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 28’inci
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanuna eklenen EK MADDE 4’ün ikinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Sistemin tesis edileceği hususu Kamu İhale Bülteninde ilan
edilmek suretiyle duyurulur. Ancak, yaklaşık maliyeti 8 inci maddede belirtilen
eşik değerlerin altında kalan dinamik alım ihalelerinden; yaklaşık maliyeti altmışbirbin yüzdoksaniki Yeni
Türk Lirasına kadar olan mal alımlarının ihalesinin, ihale tarihinden en az
yedi gün önce ihalenin ve işin yapılacağı yerde çıkan gazetelerin en az
ikisinde ilan edilmesi zorunludur. İhale dokümanında; planlanan alımın
niteliği, türü ve miktarının yanı sıra satın alma sistemine, bu sistemin
işletilmesinde kullanılacak elektronik ekipmana,
sisteme teknik olarak bağlanabilmek için gerekli düzenlemelere, sistemin
işleyişini düzenleyen kurallara ve diğer hususlara ilişkin bilgilere yer
verilir. BAŞKAN - Komisyon katılıyor
mu önergeye? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) –
Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Murat Sönmez konuşacak. BAŞKAN - Buyurun efendim.
(CHP sıralarından alkışlar) FEHMİ MURAT SÖNMEZ (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Tasarı’nın 28’inci maddesi ile 4734
sayılı Kanun’a eklenen ek madde 4’le ilgili olarak vermiş olduğumuz değişiklik
önergesi hakkında söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. Ek madde 4’le şimdiye kadar ihale sistemimizde yer almayan yeni
bir yönteme yer verilmektedir. “Dinamik alım sistemi.” bunun adı da. AB
müktesebatına uyumu amaçlayan üye ülkelerde uygulanan ve ihalelerin hızlı bir
şekilde gerçekleşmesine olanak sağlayacak bir ihale sistemi olduğu
belirtilmektedir. Bu yeni sistem, madde metninden de anlaşılacağı gibi,
piyasada mamul olarak bulunan malların elektronik ortamda alımında
kullanılacaktır. Fakat, bir ihalenin dinamik alım
sistemine göre yapılması kararlaştırıldığında, tasarıda “Kamu İhale Bülteninde
yer alır” diye belirtilmektedir. Her ne kadar 26’ncı maddede “elektronik
platformlarda 13’üncü madde göz ardı edilemez” gibi bir öneri getirildiyse de,
bizim bu maddede, eğer “İhale tarihinden en az yedi gün önce ihalenin ve işin
yapılacağı yerde çıkan gazetelerin en azından ikisinde ilan edilmesi
zorunludur.” ibaresi yer alırsa en ufak bir şüphe kalmayacaktır. O zaman, sizin
de söylediğiniz, bizim de söylediğimiz, eğer doğruysa, gerçekleşmiş olacaktır.
Eğer bu madde yer almadığı takdirde, bu maddede direkt olarak söylenen “İlanın
şekli Kamu İhale Bülteninde olacaktır.” ibaresi bulunmaktadır. Böylece, bu
maddenin kabulü sayesinde, bizi dinleyen ve kulakları burada olan yerel
basındaki bütün arkadaşlarımızın da bu tereddütleri ortadan kalkacaktır. Çünkü
bu yerel basındaki arkadaşlarımızın bütün geçim kaynağı bu ihalelerin
ilanlarıdır. Yani zaten oradaki gazeteci arkadaşlarımız bütün kaynaklarını
buradan almakta ve geliri-gideri ucu ucuna ancak denk gelmektedir. Çok az bir
maaşla çalışan gazeteci arkadaşlarımız toplumun bütün sesini orada
yansıtmaktadırlar. Bu tereddüdü ortadan kaldırırsak çok memnun olurum. Tabii biz bu kanunları yaparken, ihalelerin yolunu yöntemini
burada hazırlıyoruz ama eğer bu ihaleler ehil kimseler tarafından yapılmazsa
sonucun çok hüsranla bittiğini de görmekteyiz. Bunun örneğini, özellikle
Ulaştırma Bakanımız burada olduğundan dolayı kendi Bakanlığından vermek
istiyorum. Örneğin Türkiye’nin en önemli ihalelerinden biri olarak verilmiş
olan hızlı treni gündeme getirecek olursak, bunun ne kadar ehil olmayan
insanlar tarafından hazırlandığı görülür. Size hemen bir iki tane örneğini
vermek istiyorum, özellikle Bakanım da buradayken bilgisine sunmak istiyorum.
Çünkü kendisi 2005 yılında benim şehrim Eskişehir’de açıklamasını yapmıştır ve
şu cümleyi kullanmıştır Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım: “Projenin Ankara-Eskişehir ayağını önümüzdeki yıl açmış olacağız.”
Söylenilen tarih 24/4/2005. Yani 2006 yılında, bizim
Eskişehir’e geçen dönemki milletvekillerimizin bu hızlı trenle gitmiş olması
gerekiyordu, inşallah biz gideceğiz. Tabii, 2005’te Sayın Binali Yıldırım
bunu söylemiş ama bir ihale çıkarılıp ortaya, temel atma… Çeşitli nedenlerle
onun çok da reklamını yapmak gerekir. Bunun üzerine, bitmesi gereken
tarihlerde, 2006’da, o zamanki Dışişleri Bakanımız Abdullah Gül de (Sayın
Cumhurbaşkanı) gelmiş ve “Eskişehir-Ankara hızlı trenini 29 Ekim 2006’da kesin
açacağız.” diye söylemiş. Gene Eskişehir’de böyle bir hizmetten dolayı tabii ki
büyük alkışlar alınmış ama gene olmamış. Sonra Nisan 2007’de bu sefer Sayın
Başbakanımız gelmiş ve o da bir iki ay içerisinde hızlı treninin seferlerine
başlayacağını söylemiş; bu tarih de 1/4/2007. Bu arada
gene Sayın Bakanıma buradan bu hızlı trenle ilgili özellikle kendi söylediği
sözü yeniden hatırlatmak istiyorum. Şöyle demiş: “Biz verdiğimiz sözü tutarız.
Bizi başka siyasilerle karıştırmayın. Ankara-Eskişehir arası hızlı tren
seferleri bu yıl sonunda kesin başlayacaktır.” Tarih 23/06/2006. Ama maalesef olmadığı gibi herhâlde bu söz
unutulmuş ve 8/3/2008, iki yıl sonra gene bir açıklama: “Bu yıl sonuna doğru
yolcuları taşımaya başlayacağız.” (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Sönmez. FEHMİ MURAT SÖNMEZ (Devamla) - İhaleye çıkardınız, nasıl
araştırdınız? Yani bir yılda yapacağınız işi dört yılda bitirememek
karşılığında hiç olmazsa bir özür dilemek gerekmez mi? Normalde 2008 yılında
Ankara’dan İstanbul’a hızlı trenin gitmesi lazımdı ama biz hâlâ Eskişehir’e gidemedik.
Ama martta seçimler var, umut ediyorum, seçimlerde oy almak uğruna hiç olmazsa
Eskişehir’e kadar hızlı trenle gideceğimizi umuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Sönmez. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Sayın Başkan… BAŞKAN – Sayın Bakanım, açıklama mı yapacaksınız önerge için? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Evet. BAŞKAN – Buyurun. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Evet, Sayın Başkan,
değerli üyeler; Eskişehir Milletvekilimizi dinledik. Tabii hızlı tren
teknolojisi yeni bir teknolojidir. Ancak ben 1973 yılında üniversiteye
girmiştim. O zaman genel seçimler yapılacaktı. Propagandalarda Ankara-İstanbul
hızlı tren projesi bitecek, seyahat süresi üç saate inecek.” Otuz üç yıl geçti
aradan. HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Değişen bir şey yok! ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) - Bu sözler hafızalara
yer etti ama şu anda Eskişehir-Ankara tren hattı bitti Sayın Milletvekili.
Testlerin yapıldığını da biliyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İhalesinde herhangi bir yanlış yok, ihalesi vaktinde yapıldı, işe de başlandı
ancak unutmayın, Türkiye hızlı tren teknolojisine yeni giriyor, dünyada da
yeni. Bu proje bittiğinde Avrupa’da 6’ncı, dünyada 8’inci ülke olarak hızlı
tren işletmeciliğine başlayan ülke oluyoruz. Bu önemli bir başarıdır. Avrupa’da
bundan daha eski zamanda başlayıp sekiz yıldan önce hızlı treni bitiren ülke
yok. Bizde de tabii ki ihale şartları ve sözleşmede öngörülen süredir ama o
arazinin Porsuk Çayı üzerindeki 3 bin kilometrelik viyadük
Türkiye’deki en uzun viyadüktür. İşte o arazi şartlarında her türlü mühendislik
teknolojilerini kullanarak başarıyla bu proje tamamlanmıştır. Gecikme vardır
ama bunlar teknik zorluklardan dolayı olmuştur, arazide öngörülemeyen sorunlar
çıkması yüzünden olmuştur. Geç olsun, güç olmasın ama geç de olsa yapıyoruz.
Otuz üç sene bu milleti uyutanlardan değiliz. İşte fark buradadır. Ben hızlı trenin Eskişehir’imize, Ankara’mıza, ülkemize hayırlı
uğurlu olmasını diliyorum. Çok yakında da bitmiş olacak. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
28 inci maddesine eklenen 4734 sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesinde yer alan
“dinamik alım sisteminin süresi kırk sekiz aydan fazla olamaz” ibaresinin
“dinamik alım sisteminin süresi yirmi dört aydan fazla olamaz” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Muharrem
Varlı (Adana) ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Hasan Çalış konuşacak. BAŞKAN – Buyurun Sayın Çalış. (MHP sıralarından alkışlar) HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz 253 sıra sayılı Tasarı’nın 28’inci maddesi üzerine
verdiğimiz önerge nedeniyle söz aldım. Yüce heyetinizi sözlerime başlarken saygılarımla
selamlıyorum. Bu vesileyle bugün ebediyete uğurladığımız Değerli İstanbul
Milletvekilimiz Gündüz Aktan Beyefendi’ye ve hain terör saldırılarında
kaybettiğimiz şehitlerimize Cenabı Allah’tan rahmetler diliyorum. Ailelerine ve
büyük Türk milletine sabırlar ve başsağlığı diliyorum. Kıymetli arkadaşlar, vermiş olduğumuz önerge ile dinamik alım
sistemindeki kırk sekiz aylık sürenin yirmi dört aya çekilmesini amaçlıyoruz.
Bu vesileyle rekabeti engelleyici, sınırlayıcı, bozucu durumların önlenmesi hem
kamunun hem de taahhüt altına giren firmaların çıkarlarının gözetilmesi
amaçlanmıştır. Özellikle mal ve hizmet alımlarında girdilerdeki
değişikliklerden dolayı bu kırk sekiz ay, yani dört yıllık süre uzun bir
süredir. Bu uzun süredeki değişikliklerden karşılıklı mağduriyetler ortaya
çıkabilecektir. Bunların önlenebilmesi için yirmi dört ay yani iki yıl, makul
bir süredir ama bazen, belki büyük imalatlarda, uzun süreyi gerektiren büyük
imalatlarda bu süre uzatılabilir. Bir diğer husus da bu sürenin uzun tutulması nedeniyle bazen görev
başındaki yetkililerin görevinin bitimine yakın, kendinin görevde olmayacağı
dört yıllık sürelerle ilgili değişik bağlantılar, değişik taahhütler, değişik
ihaleler yapma imkânı doğacaktır. Bu ise beraberinde değişik tartışmaları
getirecektir. İşte, önergelerimizle bunları önlemeye çalışıyoruz değerli
arkadaşlar, önergelerimizle kamu vicdanını rahatlatmaya çalışıyoruz. Ama, gördüğümüz manzara nedir? Gördüğümüz manzara şudur
değerli arkadaşlar: Bürokratlarımıza bir hazırlık yaptırıyoruz, sayın
bakanlarımız bu hazırlığın arkasına takılıyor, tasarılar komisyonlarımıza
geliyor, alelacele geçiriliyor; Genel Kurula geliyor, maalesef,
milletvekillerinin katkısına, milletvekillerinin fikirlerine kapalı bir şekilde
geçiriyoruz. Pekala, ne oluyor? Aradan kısa bir süre
geçiyor, tekrar getiriyorsunuz “pardon” diyorsunuz. Kısa bir süre geçiyor, gene
getiriyorsunuz, gene “pardon” diyorsunuz. Değerli arkadaşlar, bu milletin mesaisine yazık, bu Meclisin
mesaisine yazık. Bugün, gerçekten, Türkiye’nin gündeminde bu tasarıdan çok daha
önemli konular var değerli arkadaşlar. Bu iktidar saltanatı çabuk geçer.
Türkiye kaynıyor. Bugün bizleri arayanlar sizleri de arıyorlar. Gittiğiniz
zaman yolunuzu kesiyorlar, bizim de kesiyorlar değerli arkadaşlarım. Gerçekten, benim köylerimde “Artık, haciz kapımıza dayandı, yakın
bir tarihte ‘satılık köy’ levhaları göreceksiniz.” diye bizi uyarıyorlar.
Esnaflarımızı ziyaret ediyoruz. “Kırk yıldır böyle bir şey görmedik,
küçülüyoruz, batıyoruz.” diyorlar değerli arkadaşlar. EŞREF KARAİBRAHİM (Giresun) – Daha batmamışlar mı? HASAN ÇALIŞ (Devamla) – Bugün gerçekten bir şey yapmak istiyorsak
bu yüce Mecliste, bu yangını söndürmemiz gerekir. Evet, diyeceksiniz ki “Bizim önceliğimiz bu tür tasarılardır.”
Tamam, getirin, bunları da getirin ama defalarca “pardon” demek zorunda
kalmayın. Hafızalarınızı tazelemek açısından söylüyorum, 657 maddelik bir
torba tasarı getirmiştiniz ve tasarıyı görüşmeye başlamadan grup başkan
vekillerinin masalarının önünde bir not: “Biz bu tasarıdaki doksan üç maddeyi
sehven koymuşuz. Daha önceki tasarılarda değiştirmişiz. Bunları önergelerle
çıkaracağız.” Ya arkadaşlar, yani bu yetersizlik bürokraside ise halledelim,
komisyondaysa çalıştıralım, Meclisteyse çalıştıralım ama gerçekten bu kurumun saygınlığını,
bu kurumun ciddiyetini koruyalım. Değerli arkadaşlar, bu duygu ve düşüncelerle önergemize
desteğinizi bekliyoruz, saygılarımızı arz ediyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Çalış. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. 28’e bağlı ek madde 4’ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 28’e bağlı ek madde 5’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Karar yeter sayısı istiyoruz. BAŞKAN – Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 28’e bağlı ek madde 6’yı… ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Karar yeter sayısı… BAŞKAN – Arayacağım efendim. 28’e bağlı ek madde 6’yı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, madde kabul edilmiştir efendim. Çerçeve 28’inci maddeyi bağlı ek maddelerle birlikte oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Kaç milletvekili var Sayın Başkan? KADİR URAL (Mersin) - Sayın Başkanım, kaç kişi var? ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Tutanaklara sayının geçmesini istiyorum,
kaç milletvekili var burada? KADİR URAL (Mersin) – Sayın Başkanım, kaç kişi var burada? BAŞKAN – Böyle bir usulümüz yok efendim. KADİR URAL (Mersin) - Yani onu bir şey yapalım, kaç kişi var? BAŞKAN – Böyle bir usulümüz yok. ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Kaç milletvekili var? Tutanaklara kaç oyla
kabul edildiği geçirilsin istiyoruz. KADİR URAL (Mersin) – Tutanaklara ne kadar geçti efendim? BAŞKAN – 2 Kâtip Üyenin şehadeti var
efendim. EŞREF KARAİBRAHİM (Giresun) – Sayın Başkan, 80 kişi var içeride,
siz de sayın. ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Tutanaklarda sayının belirlenmesini
istiyorum, sayılmasını istiyorum. KADİR URAL (Mersin) – Tutanaklara kaç kişi geçti efendim? ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Olur mu böyle bir şey? KADİR URAL (Mersin) - Katip Üyelerimiz
tarafından kaç kişi geçirildi? EŞREF KARAİBRAHİM (Giresun) – Kaç kişi var? BAŞKAN - 29’uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 29 uncu
maddesinin çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu önergeye? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Kemalettin
Nalcı konuşacaklar efendim. BAŞKAN – Buyurun Sayın Nalcı. KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın
29’uncu maddesine istinaden vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz Kamu İhale Kanunu
Tasarısı’nın amacı bu işi ehillerine vermek, bu işi verirken suistimali önlemek ve bu işi zamanında yaptırmaktır. Tabii
burada ben şunu üzülerek belirtmek istiyorum, burada bu kanunun hiçbir
sayfasıyla veya amacıyla ilgili bilgisi olmayan arkadaşlar, bu kanuna burada
müdahale etmek suretiyle mühendis ve mimarların, bu işin asıl sahibi olan
mühendis ve mimarların haklarını gasbetmektedir. Şimdi, bizim bundan önceki bir önergemizde mühendis ve mimarların
belgelerini değerlendirirken 122.387 olan kat sayının 250 bin liraya
çıkarılmasını talep ettik. Bunu şöyle bir açmak istiyorum ne anlama geliyor:
Yirmi senelik bir mühendis -bugün çıkarmış olduğunuz bir yasaya- beş senedir
şirketi olan bir mühendis 2,5 trilyona varmayan ancak teklif atabiliyorlar. Ama
dışarıda köfteci, perdeci fark etmiyor, bir müteahhitle
sözleşme yaptığı zaman isterse 50 trilyonluk iş bitirme almış oluyor. Ben
burada şunu soruyorum, hangi mantıkla bunu reddettiniz? Bunu açıklamanızı
istiyorum ben. Yani, burada Sayın Elitaş’tan özelikle
rica ediyorum ve tüm mühendislere sizi şikâyet ediyorum. Tüm halka şikâyet
ediyorum sizi. Daha 99’daki depremi kimse unutmadı. Bu işi ehillerinin yapması
gerekirken, mühendis ve mimarların şahsi kapris yüzünden bu kadar rencide
edilmesini ve haklarının elinden alınmasını ben kabullenemiyorum bir meslektaş
olarak. Burada Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum -Sayın Bakanımız bu
konuya şey yaptı- Sayın Komisyona da. Fakat ben buradaki arkadaşlara da
soruyorum: Neyi acaba reddettiğinizin farkında mısınız? Yani bu işi ehillerinin
yapması, sizin için kötü bir şey mi? Bu işin eğitimini almış insanların bu
işlerin içinde bulunması sizi bu kadar mı kızdırıyor, yoksa bu dönem içinde
sermaye güçleri değişmiş olan, kamu ihalelerine girmiş olan bazı patronların
baskıları mı sizi bu noktaya getiriyor? Bu işler… Eğitimini almadan yapılabilen tek meslek hâline
getirdiniz şu kamu ihalelerini. Böyle bir şey yok. Yani bugün altyapılardan
tutun, üstyapılardan tutun yani 2,5 trilyonluk bir hak tanıdınız. Yani bunu 5
trilyona çıkarsaydık ne vardı? Mühendislerin, mimarların rekabet koşulları
içinde daha iyi hizmet etmelerini sağlamak bu Meclisin görevi değil midir? Ama
tabii, yok çünkü bir şahsi kapris yüzünden bu olay engellenmiştir sayın milletvekilleri
ve ben bir inşaat mühendisi olarak, bu mesleğin içinde bulunan birisi olarak,
bu Meclisi ben kınıyorum. VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Meclis kınanır mı ya? MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Meclis kınanmaz… Meclis kınanmaz… AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Meclisi kınama… KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Şimdi, şunu söylemek istiyorum: Belki
yanlış bir tabir kullanmış olabilirim. Tutumu, tutumu, tutumu kınıyorum. VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Meclis ortak akıldır. Öyle şey olur
mu? KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Pardon… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sözünü geri al… Çok acemisin, sözünü
geri al. KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Pardon… Pardon… MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Maksat anlaşılmıştır. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Çok acemisin… EŞREF KARAİBRAHİM (Giresun) – Olur o kadar canım! KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Şimdi, bakın, ben, şunu söylemek
istiyorum: Bu olay beni çok üzdü. HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sözünde durmayanları, sözünü
tutmayanları kınadığınızı kastediyorsunuz. KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Yani çok yıkıldım diyebilirim. Haklı
olduğumuz bir konuydu bu ve antakt kaldığımızı
zannettiğimiz bir konuda bu şekildeki bir tutum beni fazlasıyla üzdü ve buradan
da bu kanunun mühendislere ve mimarlara getirmiş olduğu hiçbir şey… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Nalcı, devam edin. KEMALETTİN NALCI (Devamla) – Bu kanunun mühendis ve mimarlara… İnşallah bundan sonra bu olayın düzeltilmesi temennisiyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.(MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Nalcı. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, Sayın Konuşmacı biraz
önce benim ismimi telaffuz ederek açıklama yapmamı istedi. BAŞKAN – Lütfen, yerinizden kısa bir açıklama yapın Sayın Elitaş. VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR 1.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Tekirdağ Milletvekili Kemalettin
Nalcı’nın şahsına sataşması nedeniyle konuşması MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, uzun zamandır burada
kanun tasarı ve tekliflerini yasalaştırmaya çalışıyoruz. Muhalefetten,
iktidardan çeşitli arkadaşlar çeşitli önergeler veriyorlar. Bu önergelerin
hangilerine “evet” vereceğimiz, hangilerine “hayır” vereceğimiz muhalefet
milletvekillerinin takdirinde olan bir konu değildir, bizim arkadaşlarımızın
takdirinde olan bir konudur. O konuda Sayın Milletvekilinin bir kere
acemiliğinden dolayı herhâlde bu işi yaptığını kendisine ifade etmek istiyorum.
Öte yandan, bu Komisyonda daha önceki rakamlar belirli bir
seviyeye getirilmiş, yükseltilmiş. Komisyonda yapmadıkları işi, burada tekrar
düzeltme yapmanın kanun yapma tekniğine pek uygun olmadığını düşünüyorum.
Grubumuz bu önergeye katılmamıştır. Bunun başka şekilde izah tarzının, ifade
etmenin yanlış olduğunu ifade ediyorum ve şunu da açıkça söylüyorum: AK PARTİ
Grubundan hiç kimsenin o önerge altında imzası yoktur. Burada değerli grup
başkan vekilleri de bu konuda sanki bizim imzamız varmış, mutabakatımız varmış…
Mutabakat dışı bir işlem yaptığımızı ifade ediyorlar. Lütfen değerli
arkadaşlarım o konuya baksınlar, önergede bizim imzamız yoktur. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, sorun bizim değil, sorun
AKP Grubuyla AKP Hükûmetinin bakanı arasında. Bakanın
katıldığı, Komisyonun takdire bıraktığı bir önergeyi önce kabul edip sonra
kabul etmemek gibi maalesef bir güvensiz ortamı kendileri yarattı. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Önce kabul edip sonra kabul etmemek
gibi bir durum söz konusu değil. BAŞKAN – Efendim, şu anda yapılacak bir şey yok maalesef. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Onun için Sayın Grup Başkan Vekilinin
yani… Bundan sonra da beraber çalışacağız. Burada sürekli önerge veren
sizsiniz. Madem bu işler komisyonda düzeltilecek, niye burada önerge
veriyorsunuz? MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Önergelerde gerekli yerlerde
mutabakatımızı sağlıyoruz, mutabık olduğumuz önergeler de mevcut. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Bakanın mutabakatı var ama. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Bizim imzamız yok. BAŞKAN – Sayın Şandır… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekli mutabakat imzalı önergeleri de
verdik. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Anladım ama yani bu güvensiz ortamı
yaratan sizsiniz. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Hayır, güvensiz ortam değil. BAŞKAN – Sayın Şandır… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Güvensiz ortam diye ifade edip kendi
başınıza mutabakatı sağlamayın. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Tabii, buyurun, kendiniz çalın, kendiniz
oynayın o zaman. Yani bu önergeyi… Zararlı bir önerge mi bu? BAŞKAN – Sayın Şandır, bunun müzakeresini yapamıyoruz artık, geçti
efendim. VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam) 1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları
Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253) (Devam) BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum… MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Karar yeter sayısı… BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım efendim. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Buyurun… İç Tüzük’ün tüm imkânlarını
kullanarak görüşelim. BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın… MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkanım, sayılsın, Sayın Divan
üyelerinin rakamlarını öğrenmek istiyorum. BAŞKAN – Sayacağız efendim. Cihazla yapacağım efendim, tereddüdünüz varsa cihazla yapıyorum. MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Cihazla yapın. BAŞKAN – Cihazla yapıyorum, iki dakika da süre veriyorum efendim. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – 139’u geçtikten sonra sayı söylenmez
Sayın Başkan. Grup Başkan Vekilinin bunu bilmesi lazım. (MHP
sıralarından gürültüler) BAŞKAN – Önergeyi oyluyoruz efendim. İki dakika süre veriyorum, oylamayı başlatıyorum. (Elektronik cihazla oylama yapıldı) ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) – Süre
bitti, pusula almayın. BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Kaç kişi? KÂTİP ÜYE YUSUF COŞKUN (Bingöl) – 169. BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, müsaade ederseniz... BAŞKAN – Bir açıklama yapacaksınız herhâlde. Buyurun konuşun. BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, tasarının 1’inci maddesi bir önergeyle
değişiklik neticesinde mevcut tasarıdaki (m) ibaresi (n) şeklinde
değiştiğinden, 29’uncu maddede de orayı (n) olarak değiştirerek maddenin
oylanmasını teklif ediyoruz. BAŞKAN – Yapılan redaksiyonla birlikte maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 30’a bağlı geçici madde 8’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 30’a bağlı geçici madde 9 üzerinde iki adet önerge vardır. Okutup
işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 30 uncu
maddesi ile 4734 sayılı kanuna eklenen geçici 9 uncu maddenin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Geçici Madde 9.- “31/05/2008 tarihinden
önce 53 üncü maddenin (i) fıkrasının son paragrafına göre Kurumda kamu ihale
uzmanı olarak görevlendirilenlerden halen görevine devam edenler, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde başvurmaları halinde,
kurumlarının muvafakati aranmaksızın Kamu İhale Uzmanı olarak atanırlar. Bu
şekilde görevlendirilenlerden Kamu İhale Uzmanlığına atanmak için
başvurmayanların görevlendirmeleri devam eder.” Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu ihale Kanunu ile Kamu ihale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 30 uncu
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun geçici 9 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"Geçici Madde 9- 31/1212006 tarihinden önce 53 üncü
maddenin (i) fıkrasının son paragrafına göre Kurumda kamu ihale uzmanı olarak
görevlendirilenlerden, halen görevine devam edenler, bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren üç ay içinde başvurmaları ve Kurumca belirlenecek
esas ve usullere göre dört içinde bir defaya mahsus olarak yapılacak yeterlik sınavında
başarılı olmaları kaydıyla, kurumlarının muvafakati aranmaksızın kamu ihale
uzmanı olarak atanırlar. 31/1212006
tarihinden sonra 53 üncü maddenin (i) fıkrasının son paragrafına göre Kurumda
kamu ihale uzmanı olarak yapılan görevlendirmeler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte sona erer." BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – Konuşacak mısınız? HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Ali Koçal,
efendim. BAŞKAN – Sayın Koçal, buyurun efendim.
(CHP sıralarından alkışlar) ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu
İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı’nın 30’uncu maddesiyle değiştirilen Kamu İhale Kanun’unun geçici
9’uncu maddesinin değiştirilmesine yönelik verdiğimiz önerge üzerinde söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi adına selamlıyorum. Değerli arkadaşlar, konuşmama başlamadan önce dün saat 16.00’ya
kadar Genel Kurulda çalışmalara katılan Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili
arkadaşlara teşekkür ediyorum ve İhale Yasası görüşülürken ihale takip ederek
Meclis çalışmalarına katılmayan ve Meclisin dört saat eksik çalışmasına neden
olan… (AK PARTİ sıralarından ayağa kalkmalar, gürültüler) MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan… Sayın Başkan… ALİ KOÇAL (Devamla) – …AKP’li milletvekili arkadaşları da
vatandaşlara şikâyet ediyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar) Değerli milletvekilleri… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan… Sayın Başkan… BAŞKAN – Sayın Koçal… Sayın Koçal… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, burada olmayan
milletvekilleri ihale mi takip ediyor? ORHAN KARASAYAR (Hatay) – Varsa belge getir koy ortaya! MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Bizi töhmet altında bırakıyor. MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – İhale işini kendisi takip ediyor. ALİ KOÇAL (Devamla) – …dün saat 16.00’da burada yok… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Kendi yaptığın işi bize mi söylüyorsun,
sen yapmışsındır o işi. MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – Sayın Milletvekili, ihale takip ediyor.
İhale işini bu takip ediyor. BAŞKAN – Sayın Koçal, lafınızı kesin.
Sayın Koçal… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, hakaret ediyor! MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – İhaleci bu, ihaleci bu! BAŞKAN – Sayın Koçal… (AK PARTİ ve CHP
sıralarından gürültüler) Yerinize oturun, yerinize oturun. VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, hakaret ediyor. ORHAN KARASAYAR (Hatay) – Belge varsa koy ortaya! MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, lütfen terbiyeye davet
edin! YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) – Sözünü geri alsın, sözünü geri alsın! BAŞKAN – Sayın Koçal, lütfen konunun
dışına çıkmayınız, kimseyi de itham etmeyiniz lütfen. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, sözünü geri alsın! BAŞKAN – Efendim, burada hiçbir arkadaşımız ihale takipçisi
değildir. Lütfen… Lütfen, tavzih edin sözünüzü. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, lütfen terbiyeye davet
edin! ALİ KOÇAL (Devamla) – Dört saat çalışmadık, dört saat çalışmadık
Sayın Başkan. BAŞKAN – Çalışmayabilirsin, ama kimseyi itham edemezsiniz efendim
siz. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, şurada olmayan arkadaşlar
iş mi takip ediyor, ihale mi takip ediyorlar? ALİ KOÇAL (Devamla) – O zaman şöyle diyebiliriz: Arkadaşların çok
önemli çalışmaları vardı demek ki. Genel Kurulun önünde, Genel Kuruldan daha
önemli çalışmaları vardı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gelmeyen CHP’liler ihale mi takip
ediyor? ALİ KOÇAL (Devamla) – Burada, Genel Kuruldan daha önemli
çalışmalarınız vardı, Genel Kurulda yoktunuz. BAŞKAN – Sayın Koçal, bu sizi
ilgilendirmez, devam edip etmedikleri… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İhale mi takip ediyor, yolsuzluk
peşinde mi? Çankaya Belediyesine… (CHP sıralarından gürültüler) VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – 8 kişi var şurada! BAŞKAN – Konuya gelmiyorsanız kesiyorum, bakın konuşturmam sizi.
Konuşturmam sizi efendim. Lütfen, konuya gelin efendim. Önergenizle ilgili
konuşun efendim ve kimseyi de itham etmeyiniz lütfen… ALİ KOÇAL (Devamla) – Hayır, kimseyi itham etmiyorum, Genel
Kurulda olmayanlara söylüyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) BAŞKAN – Olsun efendim, kim olursa olsun. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Senin ne hakkın var? Sen git kendi
partine konuş. MEHMET ÇERÇİ (Manisa) – Nerede, CHP’liler nerede, şu anda Genel
Kurulda olmayanlar nerede? (CHP sıralarından gürültüler) METİN ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – Konuşabilir, konuşabilir! Sen nasıl
karışıyorsun? BAŞKAN – Sesiniz gelmiyor efendim, her kafandan bir ses çıkıyor. ALİ KOÇAL (Devamla) – Lütfen Sayın Başkan… (AK PARTİ ve CHP
sıralarından ayağa kalkmalar, gürültüler) BAŞKAN – Birleşime beş dakika ara veriyorum efendim. Kapanma Saati: 18.27 YEDİNCİ OTURUM Açılma Saati: 18.33 BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp
Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER :
Yusuf COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
20’nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum. 253 sıra sayılı Tasarı üzerindeki görüşmelere devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet buradadır. Konuşmasını tamamlamak üzere Sayın Koçal’ı
kürsüye davet ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Bir dakika… Bir dakika efendim… Ancak deminki konuşmanız bu Meclisin mehabetine uymadı. Siz hiçbir
arkadaşımızı itham edemezsiniz. YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Özür dilesin Sayın Başkan! BAŞKAN – Devam eder, etmez; kendi sorunları. METİN ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – “İşleri var.” dedi, ne dedi ki? BAŞKAN – Lütfen bunu tavzih edin, bunu düzeltin efendim. Buyurun. METİN ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – “3 defa yoklama yapıldı.” dedi,
doğruları söylemiyor mu arkadaş? BAŞKAN – Böyle bir itham olmaz, şimdiye kadar hayatta olmamış bu
Mecliste efendim. Ben sürenizi veriyorum, buyurun konuşun efendim. ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Sizden kaç kişi var? Saysana… METİN ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – Size ne? İktidar çalıştırır burayı! ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben
burada… (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler) METİN ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – İktidar çalıştırır burayı! ALİ KOÇAL (Devamla) – İzin verir misiniz arkadaşlar… Ben burada hiç kimseyi itham etmedim. METİN ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – Bilmiyorsan öğren! İktidar çalıştırır
burayı! BAŞKAN – Sayın Arifağaoğlu, lütfen… ALİ KOÇAL (Devamla) – Ben burada dün oturuma katılan AKP’li
milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ettim, katılmayanları da halka şikâyet
ettim ve şunu ifade ediyorum: Biz hepimiz buraya yetimin, garip gurabanın hakkını korumak için geldik ve buradaki zamanımız
çok önemlidir, çok değerlidir. Dün Meclis dört saat çalışmamıştır. Hani, Sayın
Başbakan başta olmak üzere Hükûmet yetkilileri garip gurabanın, vatandaşın hakkını korumak için burada vardı.
Dört saatlik zamanı boşa harcayan arkadaşlara “Acaba böyle bir şey olabilir mi?”
dedim. Kimseyi itham etmedim. Bunu tekrar ediyorum, kimseyi itham etmedim. MEHMET NİL HIDIR (Muğla) – Karar yeter sayısı isteyen sizdiniz. ALİ KOÇAL (Devamla) – “Acaba böyle bir şey olabilir mi?” dedim ve
burada bu Meclisi çalıştıracak olan da iktidardır. Bu Meclisi çalıştıracak olan
muhalefet partileri değildir. MEHMET NİL HIDIR (Muğla) – Zeytinyağı gibi üste çıkma! ALİ KOÇAL (Devamla) – Çoğunluğu sağlayacak olan da iktidardır. MEHMET NİL HIDIR (Muğla) – Hâlâ geriyorsun ortamı. BAŞKAN – Sayın Koçal, bakın, yine…
Önerge üzerinde konuşalım lütfen. ALİ KOÇAL (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben,
verdiğimiz önerge üzerindeki konuşmamı sürdürmeye devam ediyorum. MEHMET NİL HIDIR (Muğla) – Tabii, önce ger, sonra konuş! ALİ KOÇAL (Devamla) – AKP, ülke ekonomisini yönetmeyi beceremeyip
bu konuda sınıfta kaldığı gibi kamu yönetimi alanında da “hamdolsun” felsefesi
sayesinde başarısız olmuş, işin ehli olmayan, kamu deneyimi olmayan kişileri
bürokraside istihdam ederek her geçen gün kamu yönetiminin biraz daha
bozulmasına neden olmuştur. Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Sözleşmeleri
Kanunu, uygulama süreçleri itibarıyla kamu kurum ve kuruluşlarıyla isteklileri
zaman zaman karşı karşıya getirebilmekte, ihale
yasalarının karmaşık yapısı ve kurumlarda söz konusu süreçleri yönetecek
yeterince eleman bulunmayışı da ihalelerin zamanında sonuçlanamamasına neden
olabilmektedir. Bu bağlamda, hemen ifade etmeliyim ki, bu yasa tasarısı ihale
konusunda yaşanan sorunları çözmekten uzak olacaktır. Bunlardan önemli bulduğum
bir husus, Kamu İhale Kurumuna tanınan yetkilerin, görüşülmekte olan tasarıyla
kısıtlanmasıdır. İdarelerin, ihalenin iptaline ilişkin işlem ve kararlarının itirazen şikâyete konu edilememesi, kurum ve kuruluşların
ihale sürecindeki olası hataların düzeltilmesine olanak tanımayarak olası kötü
niyetlerin de önüne geçilmesinin yolu kapanmış olacaktır. Bu şekildeki
düzenleme kanunun temel anlayışına ve mantığına ters düşmektedir. Maliye
Bakanlığının ve Sayıştayın vize ve tescil
işlemlerinin 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun yürürlüğe
girmesiyle ortadan kalkmış olması Kamu İhale Kurumunun bu konudaki görevini son
derece önemli kılmıştır. Kamu İhale Kurumunun bu yöndeki yetkisinin
kaldırılması harcamadan önceki ihale sürecini tamamen denetimsiz bırakacaktır. Değerli milletvekilleri, tasarının 30’uncu maddesiyle Kamu İhale
Kanunu’nun geçici 9’uncu maddesi değiştirilmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi
olarak değişiklik önergemizi verdik. Değerli arkadaşlar, tasarının 20’nci maddesiyle Kamu İhale
Kanunu’nun 53’üncü maddesi değiştirilmiştir. Yapılan değişiklik ile geçici
görevle kamu ihale uzmanı istihdamının önü kapatılmıştır. Önergemizin kabulü
hâlinde fiilen Kurumda görev yapanların haklarının ve durumlarının korunması
amaçlanmıştır. Ne yazık ki önergenin kabul edilmemesi durumunda görülen odur ki
diğer kurumlarda olduğu gibi Kamu İhale Kurumunda da kadrolaşmanın önü iyice
açılmış olacaktır. AKP Hükûmetinin her fırsatta
olduğu gibi bugün görüştüğümüz bu kanun tasarısında da kadrolaşmanın önünü açma
çabası içerisinde olduğu görülmektedir. Eğer böyle bir şey söz konusu değildir
diyorsanız önergemize destek vermenizi bekliyoruz. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun, devam edin. ALİ KOÇAL (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bu düşüncelerle
önergemizin kabul edilmesini bekliyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar) MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan… BAŞKAN – Buyurun Sayın Elitaş. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Biraz önce, Sayın Milletvekili, ara
vermenizden önce grubumuzu töhmet altında bırakan, grubumuza hakaretamiz sözler
ifade ettiler. BAŞKAN – Onu düzelttiler, zannediyorum. HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, düzeltti, siz de
açıklamada bulundunuz. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Düzeltmedi. İzin verirseniz, bir
açıklama yapmak istiyorum. HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, siz bir açıklamada
bulundunuz, Sayın Koçal niyetini ifade etti. BAŞKAN – Efendim, bence niyetini ifade etti. Ben de aynı
kanaatteyim. Yani öyle bir şey… İtham etmiyor… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, grubumdaki arkadaşların
hakkını aramak benim görevim, lütfen izin verin, konuşma yapmak istiyorum. BAŞKAN – Buyurun konuşun. İki dakika konuşun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) KAMER GENÇ (Tunceli) – Söz veremezsiniz. BAŞKAN – Sataşmadan dolayı veriyorum. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, sataşmaya aynı oturum içinde
söz verebilirsiniz, geçti efendim. AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) – Ara verdiniz, söz veremezsiniz. Doğru
söylüyor, Sayın Başkan. BAŞKAN – Evet, buyurun. Yeni bir sataşmaya mahal vermeyelim efendim, lütfen. KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, oturum geçti, sataşmadan dolayı
söz veremezsiniz. AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) – Ara verildi, söz veremezsiniz. VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam) 2.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın
grubuna sataşması nedeniyle konuşması MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Şimdi burada konuşan, biraz önce Cumhuriyet Halk Partisinin bir
önergesi hakkında konuşan Milletvekili Arkadaşımız Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunda yoklamada bulunmayan arkadaşlarımızı, dün saat 16.30’daki yapılan
yoklamada bulunmayan arkadaşlarımızı iş takibiyle, ihale takip etmekle suçladı.
AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) – “Acaba…” dedi. MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Açıkçası, bu, bir insana yakışmayan,
milletvekilliğini bir tarafa bırakın, insana yakışmayan bir söylemdir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) BAŞKAN – Sayın Elitaş… HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, bu nasıl bir itham! ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Nasıl bir itham Sayın Başkan! HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Olur mu, ne demek “İnsana yakışmıyor!”
Milletvekillerini savunacağım derken hakaret ediyorsun. MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Şurada Cumhuriyet Halk Partisinin 18
tane milletvekili var, Cumhuriyet Halk Partisinin 18 milletvekili var. (CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler) HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Elitaş,
üslubuna dikkat et! Ne demek bu! Ne demek “İnsana yakışmıyor!” MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Geriye kalan 80 tane milletvekili acaba
Çankaya Belediyesindeki rüşvet… (AK PARTİ sıralarından alkışlar; CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler) (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Sayın Başkan, sözünü kesmeniz lazım. HAKKI SUHA OKAY (Ankara) - Sayın Başkan, bu, adaba yakışmıyor,
sözünü kesmeniz lazım. Buna hakkınız yok sizin ve Sayın Başkan, buna sebebiyet
veriyorsunuz. Bu kürsü işgalini devam ettiriyorsun. ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Nasıl bir konuşma bu! HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Böyle bir şey olmaz! BAŞKAN – Bir dakika susar mısınız. ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Hep olayı sen çıkartıyorsun. MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bu tepkiyi gösteriyorsunuz. (CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler) HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – İnsana yakışmayan şeyler şu anda oluyor
ama, aynı şekilde oluyor. ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Hep olayı sen çıkartıyorsun! BAŞKAN – Sayın Elitaş… MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bakınız, sizin bir belediye başkanınız
kendi meclis üyelerinizi yamyamlıkla suçlarken ağzınızı açmıyorsunuz, kendi
eksikliklerinizi gelip bizim milletvekillerimize atmaya çalışıyorsunuz. (CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler) YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Sayın Başkan, sözünü kesmeniz lazım. MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Hiç kimsenin bu AK kadrolara çamur
atmaya hakkı yoktur, haddi de yoktur… (AK PARTİ sıralarından alkışlar; CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler) (Mikrofon Başkan tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Elitaş… Sayın Elitaş… HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, neyi bekliyorsunuz? Böyle
kürsü işgaline nasıl izin verirsiniz Sayın Başkan? BAŞKAN – Ben ikaz ediyorum. HAKKI SUHA OKAY (Ankara) - Neyi bekliyorsunuz Sayın Başkan? Bu
nasıl hoşgörü! Nasıl kürsü işgaline bu kadar izin veriyorsunuz? BAŞKAN – Sözünü kestim efendim. ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Bunlara sebep sensin. Senin yönettiğin
grupta sen yapıyorsun bu kavgaları! Kışkırtıcılığı sen yapıyorsun, hep sen
yapıyorsun, hep sen yapıyorsun. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Konuşma, sus! ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sen sus! Hep sen yapıyorsun, insanları
kışkırtıyorsun. VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
(Devam) 1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları
Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253) (Devam) BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum efendim: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 30 uncu
maddesi ile 4734 sayılı kanuna eklenen geçici 9 uncu maddenin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Muharrem
Varlı (Adana) ve arkadaşları. “31/05/2008 tarihinden önce 53 üncü
maddenin (i) fıkrasının son paragrafına göre Kurumda kamu ihale uzmanı olarak
görevlendirilenlerden halen görevine devam edenler, bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren üç ay içinde başvurmaları halinde, kurumlarının
muvafakati aranmaksızın Kamu İhale Uzmanı olarak atanırlar. Bu şekilde
görevlendirilenlerden Kamu İhale Uzmanlığına atanmak için başvurmayanların
görevlendirmeleri devam eder.” HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) – Sayın
Başkan, tutumunuz hakkında söz istiyorum. BAŞKAN – Sayın Elitaş, deminki
konuşmanızda bir kelime çok ağır kaçtı bence. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan… BAŞKAN – Hayır, o kabul edilemez, “İnsan olmayan” lafı… HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Daha nasıl olacak Sayın Başkan? MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, ben bir örnek verdim. BAŞKAN – Lütfen efendim… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Verdiğim örnek şu: “Biz sizin milletvekillerinize
bunu desek ne dersiniz?” dedim. HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Ne demek Sayın Başkan! BAŞKAN – Lütfen efendim, oturun, ben söylüyorum, siz karışmayın. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Bizim arkadaşlarımız tepki bile
göstermedi. ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Sen de göstermeseydin. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Konuşma sen! BAŞKAN – Efendim, biraz ağır kaçtı. K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Ağır kaçtıysa niye söz vermiyorsunuz? ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Hep sen yapıyorsun, insanları sen
kışkırtıyorsun. (AK PARTİ ve CHP sıralarından ayağa kalkmalar, gürültüler) MEVLÜT AKGÜN (Karaman) – Otur lan! BAŞKAN – Yerlerinize oturur musunuz. Birleşime beş dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 18.44 SEKİZİNCİ OTURUM Açılma Saati: 18.54 BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp
Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER :
Yusuf COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
20’nci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum. 253 sıra sayılı Tasarı üzerindeki görüşmelere devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet burada. Tasarının 30’uncu maddesine bağlı geçici madde 9 üzerinde Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcı ve arkadaşlarının
önergesini okutmuştum. Komisyon katılıyor mu önergeye efendim? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz
Başkanım. BAŞKAN – Konuşacak mısınız? MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Akif Akkuş konuşacak. BAŞKAN – Sayın Akkuş, buyurun. AKİF AKKUŞ (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri,
görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 30’uncu maddesiyle
4734 sayılı Kanun’a eklenen 9’uncu maddenin (i) fıkrasının değiştirilmesi için
verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, daha önce de belirttiğimiz gibi ve
belirtildiği gibi, ihaleler saydam, rekabete açık, güvenilir ve gizliliğe
riayet edilecek şekilde düzenlenmelidir. 30’uncu maddeye eklenen geçici 8’inci
maddeyle “Başlanmış olan ihaleler için bu Kanun yürürlüğe girinceye kadar
yürürlükte bulunan kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.”
denilmektedir. Ayrıca “Bu Kanunun 35’inci maddesinin (b) bendinde sayılanların
yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapılmış olan şikayet
başvuruları… başvurunun yapıldığı tarihte yürürlükte
bulunan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.” denmektedir ki, bunun başka
türlü olması zaten beklenemez. Yani daha önceden işe başlanmışsa, elbette ki o
günkü meri kanunlar, yasalar geçerli olacaktır ve bu şekilde bir ihale söz
konusu olacaktır diyoruz. Ancak, bu ihaleleri yapan ihale kurullarının atama,
çalışma usul ve esaslarında ve ücretlerinde dikkate alınması gereken birtakım
kural ve kaideler olmalıdır. Bunu şunun için diyoruz… Burada diyor ki: “Kurum personelinin
ücret ile diğer mali ve sosyal hakları Kurulun önerisi ve Maliye Bakanlığının
görüşü üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenecek miktar, usul ve esaslar
çerçevesinde Kurul tarafından belirlenir.” Yani bunu, önceden, bu Kurula girmek
isteyen kişinin haberi yok gibi geliyor. Aksi takdirde, burada, özellikle
atamalarda birtakım keyfîlikler ortaya çıkacaktır. Bu keyfîlikler çıkan yasanın
gereken yarardan uzaklaşmasına sebep olacaktır. İhalede bir kısım manipülasyonlar, fesatlar olduğu zaten vatandaşlar
tarafından sık sık gündeme getirilmekte yahut
belirtilmektedir. Yani her ihaleyi yapışta gazetelerde, diğer basın yayın
organlarında görüyoruz; bu ihaleye fesat karıştığı, bu ihalenin birilerine
peşkeş çekildiği tarzında sık sık görüyoruz. Nitekim, en son ATV’nin satışında
da buna benzer bir yayınlar dizisine rastlamış idik, banka külliyetli miktarda
kredi açmıştı. Değerli milletvekilleri, bugüne kadar yapılan ihalelerde, herhangi
bir ihalede görev almamış vatandaşlar bile ihalelerde birtakım suistimallerin yapıldığı hakkında şikâyetçi olmaktadırlar.
Yani kendisi ihaleye katılmadığı hâlde bundan şikâyet eden insanlarımız var
anlamına kullanıyorum. Bu yüzden, kamu ihale kurullarına alınacaklar mutlaka
bazı özelliklere sahip olmalıdır. Bu kurulların gelişigüzel, eş dost işi
düzenlendiği şüpheleri vatandaşı ve ihale kurulunun üyelerini tedirgin
etmektedir. Özellikle burada mühendislere sanki bir haksızlık
yapıldığı kanaati söz konusu. Çünkü, Ankara-Konya arasındaki bir yolun
ihalesinin bir kunduracıya verildiği söylenir sık sık.
Özellikle de tabii bu kunduracıya verilen, kunduracının yaptığı yol, maalesef
altı ay geçmeden kasislerle delik deşik hâle gelmiş idi. Bu bakımdan ihalelerin
mutlaka ehline verilmesi gerektiği kanaatindeyim. VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Yanında mühendis çalışmıyor muymuş? AKİF AKKUŞ (Devamla) – Çalışabilir. Şimdi, şöyle bir şey belirteyim: Konya’da bir fabrika ihale
ediliyor. Ben dedim ki: “Ben alıyorum ihalesini ancak şartım da şu: Kim ne
veriyorsa 1 milyon dolar fazla vereceğim fabrikaya.” Tabii dikkate bile
alınmadım. Niye? (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Akkuş, devam edin. AKİF AKKUŞ (Devamla) – Teşekkür ederim. Çünkü ihale dosyası almamıştım. Önce dosyayı almak gerekiyordu.
Yani, dolayısıyla bu ihalelerde zaman zaman eş dost
kayırıldığını hepimiz biliyoruz, herkes biliyor. İhalelerde özellikle yüklenicilerden çok değişik elemanlar
isteniyor. Mesela temizlik şirketlerinden “sağlık uzmanı” adı altında bir
eleman isteniyor. Beş yıl kadar önce bu elemanların sayısı, yani Sağlık
Bakanlığında birtakım kurslardan geçmiş bu elemanların sayısı 6’ydı ve bu 6
tane insanın 4 tanesi bir şirketteydi. O zaman, bütün ihalelerin bu şirkette
kalması söz konusu oluyor idi. Dolayısıyla ihalelere demek ki biraz daha
titizlik gerekir diye düşünüyorum. Bu yasanın yürürlüğe girmesiyle “kamu ihale uzmanı” olarak
görevlendirme yolu yürürlükten bundan sonra kaldırılacaktır. Kurumda yaklaşık… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Akkuş, süreniz bitti. AKİF AKKUŞ (Devamla) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza… III.- Y O K L A M A (CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı) K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Toplantı yeter sayısı istiyoruz. BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı istiyorsunuz. Peki. Sayın Anadol, Sayın Okay,
Sayın Arifağaoğlu, Sayın Keleş, Sayın Korkmaz, Sayın Güner, Sayın Emek, Sayın Güvel,
Sayın Paçarız, Sayın Oyan, Sayın Yıldız, Sayın Gök, Sayın Koçal,
Sayın Karaibrahim, Sayın Küçük, Sayın Köktürk, Sayın Mengü, Sayın Aslanoğlu, Sayın
Dibek, Sayın Öztürk, Sayın Ersin. Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum
efendim. (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN – Toplantı yeter sayımız vardır. VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
(Devam) 1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları
Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253) (Devam) BAŞKAN – Sayın Akkuş’un önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir. Geçici madde 9’u oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri, geçici madde 9’dan sonra yeni bir geçici
madde eklenmesini öngören bir önerge vardır. Önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 4734
sayılı Kanuna geçici maddeler eklenmesine dair çerçeve 30 uncu maddesine
aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“Kurul Başkan ve Üyelerinin Görev Süreleri Geçici madde 10- Kurulun mevcut başkan ve üyelerinden bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce başka bir üyenin görev süresini tamamlamak
üzere atanmış olanların görev süreleri atandıkları tarihten itibaren beş yıl
olarak uygulanır. “ BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – Gerekçeyi mi okutuyorum? MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçe okunsun. BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Kanunun 53’üncü maddesinde yapılan ve kalan sürenin tamamlanması
şeklindeki düzenlemeyi yürürlükten kaldıran hükmün, bu değişiklikten önce
atanan ve hâlen görev yapmakta olan üyeler için de geçerli olması
sağlanmaktadır. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, madde üzerinde söz istiyorum. BAŞKAN – Çerçeve madde 30’u, bağlı geçici maddelerle birlikte
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, yeni madde eklediniz, söz
istiyorum. BAŞKAN – Geçici maddede yok böyle bir şey efendim. Kabul edilmiştir efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, geçici madde üzerinde… BAŞKAN – 31’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 32’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 253 sıra sayılı tasarının 32’nci maddesiyle 4735 sayılı kanunun
6’ncı maddesine eklenen “e” fıkrasının tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – Sayın Sakık, buyurun. SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinize iyi
akşamlar diliyorum. Şairin dediği gibi: “Hava kurşun gibi ağır.” İhale Yasası tartışılırken genelde hep böyle olur. Aslında çok hoş
bir söz vardır: “Hepimiz Osmanlı Bankasıyız.” Aslında, bu ülkede iktidar olan
bütün siyasi partiler Osmanlı Bankası gibidir, birbirlerine söyleyecek fazla
bir sözleri yoktur çünkü bu, Türkiye’nin kanayan bir yarası. Yıllardır, her
iktidar döneminde, bütün iktidarlar yolsuzlukla, bu ihale yolsuzluklarıyla
itham edilirler ve bugüne kadar yüzlerce olaya tanık olduk. Hâlen cezaevinde
bürokratlar var, müteahhitler var. Onun için, bu
ülkede iktidar olanların büyük bir çoğunluğu bu süreci geçtiler, yaşadılar.
Şimdi, bu ülkede en rahat zengin olabilmenin yolu nedir? Bir ihale için siyasal
bir alanda bir destek bulduğunuzda çok rahat zengin olabilirsiniz. Dönün, 12
Eylül sonrası ve bugüne kadar, Türkiye’de o kadar çok büyük zenginler türedi ki
rahmetli Özal’ın zenginleri… Allah gani gani rahmet
eylesin, çok rahatlıkla da söylüyordu. Arkasından Sayın Başbakan Demirel “Ben
verdiysem verdim.” diyebiliyordu. Yani ülke çiftlik gibi yönetildi. O günden
bugüne kadar, bütün siyasi iktidarlar bunlarla itham edildiler ama biz hepimiz,
elimizi vicdanımıza koyacağız. Yani bu yoksul ülke, Anadolu’nun dört bir
tarafında insanlar yoksullukla cebelleşiyorlar. Siz AKP İktidarı, gelirken
halka bir vaatte bulundunuz “Üç ‘y’ ile mücadele edeceğiz.” dediniz. Ne oldu?
Yoksulluğu yenebildiniz mi? Hayır, insanlar yoksul. “Yasaklarla mücadele
edeceğiz.” dediniz, yasaklar devam ediyor. Dün, bir yazar 301’inci maddeden
yargılandı. Her gün antidemokratik yasaklar devam ediyor, işkencelerden
insanlar yaşamlarını yitiriyor. “Yolsuzlukla mücadele edeceğiz.” dediniz ama
her gün, nasıl belediyelerin ve siyasetçilerin yoksullukla iç içe olduğunu da
hep birlikte görüyoruz ama bir taraftan, hiçbir dönem iktidar olmamış ve sadece
buradan giden, belediyeye ayrılan paylarla orada büyük hizmetler veren DTP’li belediyeleri yolsuzlukla itham ettiniz. Burada ne
vicdan vardı, ne ahlak vardı, ne inanç vardı. Oysaki DTP’li
belediyelere giden para o kadar net ki, o kadar mercek altında ki. Şu ana kadar
DTP’li belediyelerle ilgili, yolsuzlukla ilgili bir
tek dava açılmamıştır. Evet, yüzlerce dava açılmıştır. Neyle ilgili? Düşünce özgürlüğüyle ilgili. İşte, bu ülkede yolsuzluğa
bulaşmamış tek siyasal parti varsa o da DTP’dir. Bunu
bütün samimiyetimle söylüyorum ve siz dönün, kendi belediyelerinize bakın. Size
şu anda on tane, yirmi tane belediye sayabilirim ve siz kendi
belediyelerinizden memnun değilsiniz. Onun için, ilk önce kendi evimizin önünü
temizleyeceğiz ve sonra diğer alanlara bu ithamlarda bulunacağız. Biz daha önce
de belediyelerle ilgili bu suçlamanın çok haklı bir gerekçe olmadığını, asla
bizim belediyelerin akçalı işlerle ilintisi olmadığını kamuoyuna duyurduk,
hepimiz de duyurduk. Buradan da tekrar ilan ediyorum ve bu konuda eğer küçük
bir şey olursa -hiçbir müfettişe gerek yok- ilk önce biz, kendi partimiz olarak,
böyle bir şey olursa buradan size söz veriyoruz, gereğini biz yapacağız ve
şuradan tekrar sesleniyorum ve rica ediyorum: Biz burada bir birlik, gerçekten
bir birlik oluşturmalıyız. Gerçekten bu ülkeyi seviyorsak ve “bu ülkenin bütün
değerleri bizim değerlerimiz” diyorsak halkın, bu yoksul halkın malını, mülkünü
bu ülkede beyazlara peşkeş çekmeyelim, kendi yandaşlarımıza peşkeş çekmeyelim. Burada zaman zaman bu kürsüye çıkıp
nutuk atanlar var. Biz onların hepsini tanırız ama son on beş yirmi yıl içerisinde
nasıl trilyonları götürdüğünü de hep birlikte biliyoruz. Onun için, isim vermek
istemiyorum. Bu vesileyle diliyorum, umuyorum ki bu yasa, hırsızlığın ve
yolsuzluğun önünü keser, bu ülkenin akarları bu ülkenin yoksullarına sunulur. Teşekkür ediyorum, iyi akşamlar diliyorum. (DTP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. 32’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 33’üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sayılı yasa tasarısının 33’üncü maddesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Kaplan, buyurun. HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
gerçekten yolsuzlukla mücadele politikamız olacaksa bir bütün olarak ve bizim
de katkı sunacağımız bir sürece katkı sunmaya hazırız. Ancak, böyle, Avrupa
Birliği istedi diye bir parça, perakende değişikliklerin, yama yama değişikliklerin gerçekten etkili bir mücadele yöntemi
olmadığını ifade etmek istiyoruz. Örneğin, Avrupa Birliği İlerleme Raporu,
yakın tarih. Ne diyor? Türkiye, GRECO’nun 2005 yılı
ilk ve ikinci ortak değerlendirme raporlarında yapılan tavsiyelerin üçte 1’ini
uygulamaya koymuştur yolsuzlukla mücadelede. Türkiye’nin mevcut yolsuzlukla mücadele mevzuatının hayata
geçirilmesinde gösterdiği çabalara kanun uygulayıcıları için yolsuzlukların
ortaya çıkarılması ve soruşturulması konularında eğitim, el koyma ve müsadere
konularında rehber ilkeler benimsenmesi gerekiyor ve yolsuzlukla mücadelede
alınan tedbirlerin etkilerinin denetimi konusunda sistemler geliştirilmesi
gerekiyor. Biz bu yasayı çıkarıyoruz ama bütçede Mali Denetim Yasa Tasarısı
var, görüşüyoruz yani ondan önce bunu görüşüyoruz. Bu bir
tezat işte. Bununla birlikte, Hükûmet kapsamlı bir
yolsuzlukla mücadele stratejisi hazırlayamamıştır. Bakın, dikkat çekici olan
nokta bu. Bu alanda politika belirleme konusunda da yeterli siyasi destek
alınamamıştır deniyor. Biz de buradan davet ediyoruz Demokratik Toplum Partisi
olarak. Hükûmetin yolsuzlukla mücadele stratejisini
hazırlamasında… Ulusal programını Sayın Babacan getirdi partimize önerilerimizi
almak üzere ve biz önerilerimizi bildirdik. Böylesi toplumsal, ulusal, ülke
yararına olacak projelerde hep imza koyduk, yine imza koymaya hazırız.
Özellikle gayrimenkul şirketleriyle yerel yönetimler ve üniversitelerin
adlarının karıştığı yolsuzluklar… Bakın, dikkat çekiyorum, alanlara dikkat
çekiyorum. Hele ARGE Yasamızdan sonra, Yap-İşlet-Devret Yasamızdan sonra
yolsuzlukla mücadelenin yolları değil kapanmak, açılır duruma geldi. Çünkü o
kadar çok fazla imkân getiren yasalar ki sonuçta bunlarla ilgili Frankfurt Mainz Mahkemesinin kararından buraya kadar yansıyan ve
enerji alanı dâhil, sağlık, silah harcamaları ve inşaat sektöründe en ciddi
ihale yolsuzluklarının yapıldığı alanlardır. Ben sadece bir rakam söylemek istiyorum: SGK Başkanı, Sosyal
Güvenlik Kurumu Başkanı Acar diyor ki: “Bu yılın ilk ayında sağlık harcamaları
12 milyar YTL.” Son iki aylık denetimde tespit edilen yolsuzluk 77 milyon, son
iki ayda. Tabii ben özel hastaneleri, devlet hastanelerini… Elbette ki
yolsuzluk yapanla yapmayanı ayrıştırdığınız zaman bu ülkede adalet yerini
bulur. Ancak enerji piyasasındaki yolsuzluklarla ilgili o kadar çok olay
yaşandı ki hemen EPDK kuruldu, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu. Ama sağlıkta
yok. E, Millî Savunma Bakanlığının bütçesini zaten denetleyemiyoruz ve bütün
bunların altında inanın yine bizden kaynaklanan bir durum var: Milletvekili
dokunulmazlıklarının sınırlandırılması konusunda bir ilerleme kaydedemiyoruz.
Cesur olursak… İnanın başı dik, alnı açık kimse dokunulmazlık zırhına bürünmek
istemez. Yani bu konuda da eleştiri konusuyuz, eleştiri alıyoruz ve bu konuda
da Sayıştaya ilişkin yasal düzenlemelerin hâlâ hayata
geçirilmemesinden bahsediliyor. Şimdi, bütün bunları dikkate aldığımız zaman sonuç: “Yolsuzluk
hâlâ yaygındır.” deniliyor. Ve ben bir rakamla son durumu ifade etmek
istiyorum: Sağlık Bakanlığı 60 müfettiş… Son olarak ilaç satımında sekiz yüz on
bir soruşturma açmışlar, sekiz yüz on bir soruşturma. Şimdi, bu örneklerden yola çıktığımız zaman bu yasada -önerge
verdik- ihale alacak kişi sigortalı yapacakmış. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan, devam edin. HASİP KAPLAN (Devamla) – Önceki yasalarda, bir inşaat yapıldığı
zaman, bir şey yapıldığı zaman sigorta mecburiyeti zaten var. Yok zannediliyorsa orada bir yanılgı var, bütün ihalelerde
zaten sigorta hukuku var ama nedense birbirine karıştırıyoruz. Geçen gün burada ifade ettim: Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti yabancı avukatlar tutuyor davalarda, hiçbirisinde
ihale yapılmamıştır. İddia ediyorum, ihale yok. Direkt gitmişler, ahbap çavuş
ilişkisiyle bir tanıdık bulmuşlar, bu işi biliyor diye yüksek paralar ödenmiş
ve bu paraların hiçbirisi de denetlenmemiş. Onun için gerçekten Türkiye’nin ak
bir sayfaya ihtiyacı var. Bilmiyorum anlatabildim mi? AK PARTİ değil, ak bir
sayfaya ve bütün hepimizin birlikte bunu aşmamız gerekiyor. Teşekkür ederim. (DTP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kaplan. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. 33’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 34’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 35’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Tasarı’nın 35 inci maddesinin
(a) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“a) 1, 2, 8, 10, bu maddenin (b) bendi ile yürürlüğü düzenlenen
hükümleri hariç 20 nci maddesinin diğer hükümleri ile
26, 28, 29 ve 30 uncu maddeleri yayımı tarihinde,” BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Katılıyoruz. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçe… BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Değişiklikle bu Kanunun 20 nci maddesi
ile ilgili yürürlük ayrımının daha açık bir şekilde ifade edilmesi
amaçlanmıştır. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. Kabul edilen önerge doğrultusunda 35’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 36’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri, ikinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır. Şimdi, oyunun rengini belirtmek üzere lehte ve aleyhte söz
istemleri vardır. Lehte Gülşen Orhan, Van Milletvekili. Yoklar mı? Aleyhte Tunceli Milletvekili Kamer Genç. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu
İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı’nın son oylamasından önce aleyhte oyumun rengini belirtmek üzere
söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Oyumun
rengi zaten belli, ret. Şimdi, burada biraz önce bir usulsüzlük yapıldı. Mustafa Bey Grup
Başkan Vekilidir. Biraz şu İç Tüzük’ü okusan da buraya gelsen… İç Tüzük’ün
69’uncu maddesine göre, sataşmada söz o oturum içinde verilir. Sataşma yapıldı,
oturuma ara verildi, oturum açıldıktan sonra sataşmadan söz istenmez. Bu, İç
Tüzük hükmü. H. HASAN SÖNMEZ (Giresun) – Ara verildi. Nasıl verecek? KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, Başkanın onu takdir etmesi lazım.
Yani, şimdi, İç Tüzük öyle… Değiştirin efendim. MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Değiştireceğiz zaten, değiştireceğiz. KAMER GENÇ (Devamla) – Açın, 69’uncu maddeyi okuyun. İşte… Aynı
oturum içinde verilir. H. HASAN SÖNMEZ (Giresun) – Aynı İç Tüzük’ün diğer maddelerini de
oku. KAMER GENÇ (Devamla) – Aç oku kardeşim bilmiyorsan. Yahu, aç oku
69’uncu maddeyi. H. HASAN SÖNMEZ (Giresun) – Biliyorum, onu ben yazdım. BAŞKAN – Müdahale etmeyelim lütfen. KAMER GENÇ (Devamla) – Şimdi, şu İç Tüzük’ü evvela AKP’lilerin iyi
okuması lazım. Buraya çıkıp da ondan sonra Meclisi geren,
Meclisin çalışmasını engelleyen AKP Grubu. Şimdi, getirdiğiniz kanunlar ne? Getirdiğiniz kanunlar, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin hazinesine hayır getiren kanunlar değil. Çok büyük
keyfîlikler var. Geçenlerde -burada Bursa Milletvekili var, çok konuşuyor- Bursa
Anakent Belediye Başkanı olan kişi, oraya, trilyonlarca lira sarf edilen bir
binanın içine geçmemiş, o binaya belediyenin trilyonları harcanmış
“Geçmeyeceğim.” demiş, barakada durmuş. O binayı getirmiş, bir tane kişiye
vermiş. O anahtarı, tamamı bitmiş binayı yıkmışlar, yeniden büyük bir iş hanı
yapmışlar. Arkadaşlar, bu devlet bu kadar zengin mi? Bu kadar bu devletin… MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – CHP’nin belediyesi o. KAMER GENÇ (Devamla) – Bu devletin kaynakları bu kadar heba
edilebilir mi? MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Onu CHP’ye sor. BAŞKAN – Lütfen dinler misiniz. KAMER GENÇ (Devamla) – Şimdi, siz iktidara geldiğiniz zaman
şurada… MEHMET TUNÇAK (Bursa) – CHP’nin belediyesi o. KAMER GENÇ (Devamla) – Siz iktidara geldiğiniz zaman burada, bu
Türkiye Büyük Millet Meclisinin beş yüz elli tane lojmanı vardı, spor tesisleri
vardı, her türlü güzel alanları vardı ama tuttunuz, bir kapris uğruna bütün o
lojmanları, o spor tesislerinin hepsini yok ettiniz. MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Kamer… Kamer… BAŞKAN – Sayın Tutan, lütfen… KAMER GENÇ (Devamla) – Getirdiniz, o güzelim arsaları ne ettiniz?
Kendi yandaşlarınıza rant kaynağı yaptınız. Allah’tan
insan utanmaz mı? Yani devletin katrilyonlarını getirip de kaprisleriniz uğruna
hem de yandaşlarınıza, müteahhitlere vererek bu
devletin nasıl ekonomik durumunu düzeltebilirsiniz? Değerli milletvekilleri, ihalelerde… Yahu hangi ihalede,
Allah’ınızı severseniz, usulüne uygun ihale yapılıyor sizin İktidarınız
zamanında? Şimdi denetimi kaldırdınız. Sayıştay denetimini de hesabınıza
gelmediği zaman kaldırıyorsunuz. Burada gelen kanunların, suistimale
elverişli olan her kanunda bu “2886 sayılı Kanun uygulanmaz.” diyorsunuz, “Kamu
İhale Kanunu uygulanmaz.” diyorsunuz. Şimdi, uluslar arası… Hani bizi Birleşmiş Milletler geçici üyeliğine
aldılar ya, 50 milyon dolar buna para harcadınız. Bu paraları kim, nasıl
harcadı? MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Yahu sen Tunceli’yi anlat, anlamazsın
bu işleri. KAMER GENÇ (Devamla) – Tamam, Birleşmiş Milletler geçici üyeliği
iyi de ama karşınızda zaten kimse de doğru dürüst aday yoktu. Üç tane devlet
vardı, birisi iflas etmişti. Ama 50 milyon dolar getirdiniz, harcadınız. Bu devletin parası sizin elinizde harcanırken bir sisteme bağlı
değil. Yani burada 5 milyar lira örtülü ödenekten para çekildi diye o zaman
Başbakan düşürüldü ama sizin zamanınızda 292 trilyon lira harcanıyor, nereye
gittiği belli değil. Örtülü ödeneğin başındaki adamın nereden geldiği belli,
geçmişinde suistimallerle ilgili hakkında soruşturma
var. Şimdi, bu devletin kaynaklarını bu kadar israf eden bir zihniyetin
sorumluluk duygusu olur mu? Devletin hangi kaynağına el atarsanız atın, hangi
yerine atarsanız atın tamamen bir keyfîlik, tamamen bir keyfîlik, harcama için
de… İşte, burada ödenek veriyorsunuz, Sayıştay çıkarıyor, diyor ki: “Ödenek
üstü harcama yapılmış.” E siz de getirip ödenek veriyorsunuz. Böyle bir şey
olur mu? O zaman bu devlette düzen olur mu? Bu devlette düzen olmaz. Burada
bana laf atacağınıza evvela burada Anayasa’ya göre yaptığınız yemine sadakat
gösterin. Dürüst olmak her şeyin en büyük erdemliğidir. Şimdi, burada çıkıp da “Efendim, bu memleketin kaynakları bu kadar
çarçur ediliyor, bu kadar talan ediliyor…” Bunu söyleyen insanlara karşı itiraz
etmek önemli değil ki. Ben size isim veriyorum kaç tane. Sizin hangi belediye
başkanınız, hangi milletvekiliniz… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Konuşmanızı tamamlar mısınız. MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Oyunun rengini belirtecek Başkanım,
her şeyi söyledi! KAMER GENÇ (Devamla) – Bunları bütün ihalelere bugün… Birçok
ildeki ihaleler getirilip kendi yandaşlarınıza veriliyor. E, burada nasıl
dürüstlükten bahsedilebilir? Bakın bir yere… Bir kamu personelinde KPSS vardı, onu, şeyleri
kaldırdınız. Temizlik işçisini kaldırdınız. Ondan sonra bir de güvenliği
kaldırdınız. Bir yere bir temizlik işçisi alınca, bir güvenlik işçisi alınca
hemen sizin oradaki
teşkilat listeyi veriyor ve öyle alınıyor. Böyle bir devlet
anlayışı olur mu? Böyle bir devlet anlayışında hak, adalet, dürüstlük, erdemlik
olur mu? Yok. MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Senin akraban çalışıyor mu burada? KAMER GENÇ (Devamla) – Tamamen keyfî, istediğimi yaparım,
istemediğimi yapmam. MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Sen oğlunu işe aldın mı burada? KAMER GENÇ (Devamla) – Ama siz bu 340 milletvekiline güvenmeyin,
yarına bunun hesabını size çok ağır sorarlar. MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Senin oğlun nerede çalışıyor Kamer
Genç? Sen oğlunu işe aldın mı burada? KAMER GENÇ (Devamla) – Bunun hesabını hem ahirette
çok ağır verirsiniz… MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Dürüst Kamer Genç, oğlunu işe aldın mı
Mecliste? KAMER GENÇ (Devamla) - …hem de burada… Yarın öbür gün sizler
buradan gideceksiniz ve haram yoluyla elde edilen… MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Kamer Genç, oğlunu işe aldın mı
burada? KAMER GENÇ (Devamla) – Yahu, sen git, cezanı çek gel! Sen o cezanı çek gel! (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Evet, konuşmanız bitmiştir. MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Oğlunu işe aldın mı burada, oğlunu?
Doğru söyle, oğlunu işe aldın mı burada? BAŞKAN – Sayın Tutan, lütfen… KAMER GENÇ (Devamla) – Sen bir sene iki aya mahkûm değil misin? Ne
geziyorsun burada? BAŞKAN – Konuşmanız bitmiştir. MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Ben buradayım. Sen oğlunu işe aldın mı? KAMER GENÇ (Devamla) - Senin buraya milletvekili olarak gelmen
hata! Sen bir yıl iki ay ceza aldın mı almadın mı? MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Sen oğlunu işe aldın mı, doğru söyle? BAŞKAN – Sayın Tutan, lütfen… KAMER GENÇ (Devamla) – Bir yıl iki ay ceza aldın mı almadın mı? MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Sen oğlunu işe aldın mı, doğru söyle? BAŞKAN –Sayın Tutan, lütfen… KAMER GENÇ (Devamla) – Bir yıl iki ay ceza aldın mı? Aldın mı
almadın mı? BAŞKAN – Biraz sabırlı olun yahu! MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Oğlunu işe aldın mı? KAMER GENÇ (Devamla) – Normal olarak senin burada milletvekili
olmaman lazım! Bir yıl iki ay cezan var. Git, cezanı çek gel buraya! BAŞKAN – Konuşmanız bitmiştir, kürsüyü terk eder misiniz. MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Yargılamam devam ediyor. KAMER GENÇ (Devamla) – Onun için, değerli milletvekilleri, ben bu
kanuna karşıyım efendim. Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, tasarının görüşmeleri
tamamlanmıştır. Tasarının tümü açık oylamaya tabidir. Açık oylamanın elektronik cihazla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme
giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de
sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını oylama için öngörülen üç dakikalık
süre içinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum. Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise hangi
bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile
imzasını da taşıyan oy pusulasını yine oylama için öngörülen üç dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum. Oylama işlemini başlatıyorum. (Elektronik cihazla oylama yapıldı) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın açık
oylama sonucunu açıklıyorum: Kullanılan oy sayısı : 226 Kabul :
197 Ret :
29 (x) Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı olsun. Teşekkür konuşması yapmak üzere Sayın Bakanı kürsüye davet
ediyorum. Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Sayın Başkan,
Meclisimizin değerli üyeleri; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı yüce Meclisimizin
tensibiyle, oylarınızla yasalaştı, hayırlı uğurlu olsun. (x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir. Kısaca, kanun ne getiriyor? Biliyorsunuz, eskiden 2886 vardı. Onun
üzerine, o Kanun, artık “ne zaman biterse, kaça biterse” usulüne
dönüşmüştü. Köklü bir kanun çıkarıldı.
2002 başında çıkarılan 4734 sayılı Kanun 2003’ün başında yürürlüğe girdi. Bu
süre içerisinde değişiklikler de oldu. Şüphesiz, kanunlarda
değişikliklerin olmasını gayet doğal karşılamak lazım, çünkü yaşayan bir süreç.
Yeni baştan ihale sistemini tanımlayan, bütün kurumları yeni baştan dizayn eden bir kanun olduğu için uygulamada karşılaşılan
sorunlarda da değişiklikler, şüphesiz kaçınılmaz oldu. Ama bu değişiklik köklü
bir değişiklikti. Bugüne kadar elde edilen tecrübelerin ışığında neler getirdi?
Şikâyetlerle ilgili süreler çok uzundu, yüz yirmi iki güne kadar süre uzunluğu
vardı. Bu süre elli güne inmiş durumda, bütün şikâyet, şikâyetlerin
değerlendirilmesi… İlanla ilgili süreler kırk günden yirmi dört güne indi.
Teknoloji gelişiyor, gelişen teknolojiye göre bundan böyle elektronik ihale
usulü başlatılmış olacak. E-devlet uygulaması da devreye girince, artık,
İnternet üzerinden ihaleye katılma mümkün hâle gelecek. Daha fazla rekabet,
daha fazla saydamlık böylece sağlanmış olacak. İş deneyim belgelerinin elde
edilmesine yönelik uygulamada rastladığımız sıkıntılar giderilmiş oldu. Ayrıca,
Kamu İhale Kurumunun görev ve yetkileriyle ilgili birtakım düzenlemeler yapıldı.
Kısacası, özellikle yapım işleri konusunda, ülkemizin değişik bölgelerinde
zaten mevsim kısa, ihale süreçlerinin uzun sürmesi yüzünden maalesef ihalelerin
değerlendirmesi bittiğinde mevsim bitiyor idi, işlere başlayamıyor durumda
kalıyorduk. Bu Kanun’la bu süreçler kısaltıldı ve uygulamada rastlanan bütün
olumsuzluklar olabildiğince giderildi. Umarım, bundan sonra, ülkemizin, milletimizin ihtiyacı olan
projeler, altyapı projeleri ve diğer sosyal, eğitim, ekonomiyle ilgili her
türlü projelerimiz, yatırımlarımız daha kısa sürede, daha etkin, kamu
kaynaklarını daha dikkatli kullanacak şekilde bu Yasa’yla gerçekleşmiş olur. Ben bu Yasa’nın ülkemize, milletimize hayırlı olmasını dilerken,
bu Yasa’nın hazırlık aşamasından bugüne kadar, sivil toplum kuruluşlarına,
muhalefet-iktidar Komisyondaki üyelerimize ve Genel Kurulda katkı sağlayan siz
değerli milletvekillerimize tekrar bu vesileyle teşekkür ediyorum. Yasa’nın hayırlı, uğurlu olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan. Sayın milletvekilleri, çalışma süremiz tamamlanmak üzere
olduğundan, grupların da mutabakatıyla, alınan karar gereğince kanun tasarı ve
tekliflerini sırasıyla görüşmek için 25 Kasım 2008 Salı günü saat 15.00’te
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum. Kapanma Saati: 19.42 |
|