DÖNEM: 23                            CİLT: 31                    YASAMA YILI: 3

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

19’uncu Birleşim

19 Kasım 2008 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

   I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

  II. - YOKLAMALAR

III. - OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkan Vekili Eyyüp Cenap Gülpınar’ın, İstanbul Milletvekili Gündüz Suphi Aktan’ın vefatı dolayısıyla merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine baş sağlığı dileyen konuşması

 

IV.- ÖLÜM, SAYGI DURUŞU VE TAZİYELER

1.- İstanbul Milletvekili Gündüz Suphi Aktan’ın vefatı dolayısıyla saygı duruşu

 

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, yaşanan ekonomik krizden olumsuz etkilenen Niğde’deki çiftçi, esnaf ve sanayicilerin sıkıntılarına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Van Milletvekili İkram Dinçer’in, Uluslararası Hoşgörü Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması

 

VI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, Sarıveliler ilçesinin banka şubesi ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/312)

2.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsüne ve Eti Bor Genel Müdürlüğüne ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/316)

3.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, işsizlik oranına ve işsizlikle mücadeleye ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/318)

4.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, banka kredilerini ödeyemeyenlerin mağduriyetine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/323)

5.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, satın alma gücüne ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/325)

6.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, kent aydınlatmasına ve elektrik enerjisi tasarrufuna ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/338)

7.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, petrol kaçakçılığı kapsamında dağıtılan ikramiyeye ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/341)

8.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, yurt dışı gezilerinin harcırahına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/351)

9.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, sınır güvenlik sistemlerine ve kapatılan sınır karakollarına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/366)

10.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, kamu kurum ve kuruluşlarının eczacılara olan borçlarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/368)

11.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, faili meçhul cinayetlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/370)

12.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Hazinenin karşıladığı Ziraat Bankasınca kullandırılan tarımsal kredilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/379)

13.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Ziraat Bankasınca kullandırılan tarımsal kredilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/380)

14.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tarım Kredi Kooperatiflerince kullandırılan kredilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/382) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

15.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Hazinenin karşıladığı Tarım Kredi Kooperatiflerince kullandırılan kredilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/383) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

16.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, artan gübre fiyatlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/397) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

17.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/423) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

18.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, kayısıda çiçek döneminin sigorta kapsamı dışında tutulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/432) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

19.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, buğday ithalatına ve gümrük vergisine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/482) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’ya bağlı bölge müdürlüğü olup olmadığına ve bir kadroya ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/539) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

21.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, buğday stoku ve un fiyatlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/550) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’nun buğday ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/636) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

23.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’nun buğday ithalatının etkilerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/637) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

24.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, buğday ve çeltik üretiminin artırılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/638) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’nun çeltik satışlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/639) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

26.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’nun pirinç satışına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/640) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

27.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, ithal pirincin niteliğine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/642) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

28.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, dolu ve don olaylarına karşı tarım sigortasında yaşanan sorunlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/650) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

29.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, kayısı üreticilerinin zararının tarım sigortasından karşılanmamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/688) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

30.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, TMO’nun çeltik satışlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/700) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

31.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, pirinç ithalatı kontrol belgelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/707) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

32.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, ucuz gübre teminine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/709) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

33.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/747) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

34.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Manisa’da meyve üreticilerinin desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/750) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

35.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, kayısıdaki zararın tarım sigortasından karşılanmamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/759) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

36.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, TMO’nun ithal ettiği ekmeklik buğdaya ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/770) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

37.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, gübrelerin denetimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/831) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

38.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, gıda katkı maddelerinin menşeinin belirtilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/832) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

39.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, kümes hayvancılığında dezenfektan madde seçimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/840) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

40.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, çiftçilerin kredi kullanımına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/851) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

41.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Kayısı Festivalindeki yemek duasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/917) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

42.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kuraklıktan etkilenen çiftçilerin kredi borçlarının ertelenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/932) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

43.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’te fıstık ve zeytinin kuraklık kapsamına alınmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/956) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

 

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253)

 

VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Çeşitli İşler

1.- Genel Kurulu ziyaret eden, Cezayir Ulusal Halk Meclisi Dışişleri, İşbirliği ve Göç Komisyonu Başkanı ve beraberindeki heyete Başkanlıkça “Hoş geldiniz” denilmesi

 

IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Karacabey ilçesindeki maden ve taş ocaklarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/4824)

2.- Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, Havran’daki bir taş kırma tesisine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/5000)

3.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, memurlara yapılan ek ödemelere ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı (7/5139)

4.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Çamlık Barajı Projesine ve Aşağı Gediz Havzasındaki sulama suyu ihtiyacına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/5148)

5.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, bir derenin ıslahına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/5150)

6.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, üniversitelerin ödeneklerinin artırılmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı (7/5204)

7.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, atık yönetimine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/5217)

8.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Kamu İhale Kanunu dışında yapılan ihalelere ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı (7/5269)

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak üç oturum yaptı.

 

Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, kamunun serbest diş hekimlerinden hizmet alımına,

Adıyaman Milletvekili Şevket Köse, Ağız ve Diş Sağlığı Haftasına,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

 

Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, mısır ve pamuk üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşmasına Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker cevap verdi.

 

Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun,

Adana Milletvekili Muharrem Varlı,

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in gündem dışı konuşmaya verdiği cevaba ilişkin;

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker de konuşmalara cevaben,

Birer açıklamada bulundular.

 

Çin Halkı Siyasi Danışma Konferansı Başkanı JIA Qinglin ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi,

Muş Milletvekili Nuri Yaman’ın, KİT Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi,

Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

 

Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün (6/958, 6/963),

Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/1003),

Esas numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergeleri okundu; sözlü sorularının geri verildiği bildirildi.

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan’ın, Makedonya Cumhuriyeti Meclis Başkanı Trajko Veljanoski’nin ve Arnavutluk Halk Meclisi Başkanı Jozefina Topalli’nin davetine icabet etmek üzere beraberinde Parlamento heyetiyle Makedonya ve Arnavutluk’a ziyarette bulunmasına,

Avrupa Parlamentosu ve Fransa’nın AB dönem başkanlığı tarafından 20-21 Kasım 2008 tarihlerinde Strazburg’da gerçekleştirilecek olan “Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma” konulu Parlamenter toplantısına ismen davet edilen Yozgat Milletvekili ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Kâtip Üyesi Osman Coşkun’un icabet etmesine,

İlişkin Başkanlık tezkereleri kabul edildi.

 

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında bulunan 251, 229, 236, 242, 271, 299, 300, 227, 266, 230, 257 ve 96 sıra sayılı kanun tasarı ve tekliflerinin bu kısmın sırasıyla 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14’üncü sıralarına alınmasına, diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine,

Genel Kurulun 18 Kasım 2008 Salı günkü birleşiminde sözlü sorulardan sonra denetim konularının görüşülmeyerek, gündemdeki kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işlerin görüşülmesine,

Genel Kurulun 25-26 Kasım 2008 ile 2-3 Aralık 2008 Salı ve Çarşamba günlerindeki birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer denetim konularının görüşülmemesine,

Genel Kurulun;

18 Kasım 2008 Salı günkü birleşiminde                 15.00-20.00,

19 Kasım 2008 Çarşamba günkü birleşiminde        11.00-20.00,

20 Kasım 2008 Perşembe günkü birleşiminde        11.00-20.00,

25 Kasım 2008 Salı günkü birleşiminde                 15.00-23.00,

26 Kasım 2008 Çarşamba günkü birleşiminde        11.00-23.00,

27 Kasım 2008 Perşembe günkü birleşiminde        11.00-23.00,

2 Aralık 2008 Salı günkü birleşiminde                    15.00-23.00,

3 Aralık 2008 Çarşamba günkü birleşiminde          11.00-23.00,

4 Aralık 2008 Perşembe günkü birleşiminde          11.00- 23.00 saatleri arasında çalışmasına,

4 Aralık 2008 Perşembe günkü birleşiminde 96 sıra sayılı Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın tamamlanamaması hâlinde 5 Aralık 2008 Cuma günü de kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmek üzere saat 14.00’te toplanmasına ve 23.00’e kadar çalışmalarını sürdürmesine,

İlişkin Danışma Kurulu önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi.

 

İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun; Perakende Ticaret Alışveriş Merkezleri ve Büyük Mağazalar ile Esnaf ve Sanatkârlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi’nin (2/199) İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.

 

İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, perakende sisteminin düzenlenmesiyle ilgili yasanın gündeme alınarak görüşülmesi gerektiğine ilişkin bir açıklamada bulundu.

 

KİT Komisyonunda boş bulunan ve Demokratik Toplum Partisi Grubuna düşen 1 üyeliğe grubunca aday gösterilen Siirt Milletvekili Osman Özçelik seçildi.

 

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmının:

1’inci sırasında bulunan              (6/255),

2’nci                                        (6/266),

Esas numaralı soruların üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından yazılı soruya çevrildiği ve gündemden çıkarıldığı bildirildi; (6/266) esas numaralı soru sahibi, sorusunun yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle bir açıklamada bulundu.

 

4’üncü sırasında bulunan (6/312) esas numaralı soru, ilgili bakan Genel Kurulda bulunmadığından ertelendi.

 

3’üncü sırasında bulunan                  (6/292),

10’uncu                                        (6/326),

30’uncu                                        (6/401),

32’nci                                          (6/404),

75’inci                                          (6/465),

133’üncü                                     (6/547),

160’ıncı                                       (6/578),

175’inci                                       (6/600),

222’nci                                         (6/656),

279’uncu                                      (6/726),

285’inci                                       (6/735),

374’üncü                                      (6/856),

Esas numaralı sözlü sorulara Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay cevap verdi; (6/292), (6/326), (6/600) ve (6/735) esas numaralı soruların sahibi de cevaba karşı görüşlerini açıkladı.

 

5’inci sırasında bulunan                    (6/315),

25’inci                                         (6/396),

27’nci                                           (6/398),

54’üncü                                        (6/434),

62’nci                                           (6/443),

68’inci                                          (6/453),

78’inci                                          (6/470),

80’inci                                          (6/473),

102’nci                                         (6/511),

104’üncü                                      (6/513)

Esas numaralı sözlü sorulara Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım cevap verdi; (6/511) esas numaralı soru sahibi de cevaba karşı görüşlerini açıkladı.

 

Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz, cevaplandırılacak sorular içerisinde olmayan ama Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından cevap verilen (6/546) esas numaralı sorusuyla ilgili açıklamada bulundu.

 

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporlarının (1/584) (S. Sayısı: 253) görüşmelerine devam olunarak birinci bölümün 7’nci maddesine kadar kabul edildi.

 

Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Divanın usulüne göre oluşturulmadığı iddiası üzerine açılan usul tartışması sonunda, Başkanlıkça, Divanın usulüne göre oluşturulduğu, ancak Divan üyesi muhalefet milletvekillerinden birinin sağlık sorunu, diğerinin de yurt dışında olması nedeniyle Divanın bu şekilde teşekkül etmesinin zorunlu olduğu açıklandı.

 

19 Kasım 2008 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 11.00’de toplanmak üzere, birleşime 19.56’da son verildi.

 

Eyyüp Cenap GÜLPINAR

 

 

 

Başkan Vekili

 

 

 

 

 

 

 

 

Fatma SALMAN KOTAN

Yusuf COŞKUN

 

Ağrı

Bingöl

 

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 

 

19 Kasım 2008 Çarşamba

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 11.02

BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR

KÂTİP ÜYELER : Yusuf COŞKUN  (Bingöl), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19’uncu Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkan Vekili Eyyüp Cenap Gülpınar’ın, İstanbul Milletvekili Gündüz Suphi Aktan’ın vefatı dolayısıyla merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine baş sağlığı dileyen konuşması

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, gündeme geçmeden önce, büyük bir üzüntüyle saygıdeğer milletvekili arkadaşımız Gündüz Aktan’ın vefatını öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve siz değerli arkadaşlarına şahsım ve Divan adına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

IV.- ÖLÜM, SAYGI DURUŞU VE TAZİYELER

1.- İstanbul Milletvekili Gündüz Suphi Aktan’ın vefatı dolayısıyla saygı duruşu

BAŞKAN - Sayın Aktan’ın aziz hatırası önünde Genel Kurulu bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.

(Saygı duruşunda bulunuldu)

BAŞKAN – Allah rahmet eylesin, ruhu şad olsun.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunları hakkında söz isteyen Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’e aittir.

Buyurun Sayın Öztürk.

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dünyada yaşanmakta olan ve ne zaman, nerede duracağı belli olmayan ekonomik krizin yaş sebze ve meyve üreticilerine etkileri her geçen gün daha fazla artmaktadır. Bugüne kadar izlenen yanlış tarım politikaları zaten üreticileri perişan etmekteydi ama üstüne bu ekonomik kriz de eklenince daha da çekilmez bir hâle gelmiştir.

Geçen yıl 18-46 gübrenin fiyatı 58 iken şimdi 100, triple süper fosfat 32 iken şimdi 80; 15-15 gübre 27 iken şimdi 68, yüzde 46’lık azot 30 iken şimdi 40, yüzde 21 azot 18 iken şimdi 32, yüzde 33 nitrat 22 lira iken şimdi 35, yüzde 26 nitrat 20 lira iken şimdi 32 ama buna karşılık limonu, mandalinayı, portakalı, yer fıstığını, buğdayı, susamı alan yok değerli arkadaşlarım.

Değerli milletvekilleri, ihracatçı, üretici ve dolayısıyla narenciyeyle ilgili tüm sektörler şimdiden çok ciddi bir sıkıntı içine girmişlerdir. Nakit akışları durma noktasına gelmiştir. Yaş sebze ve meyve sektörü ithal girdisi olmadan 1,5 milyar dolarlık ihracatla net döviz girdisi sağlayarak büyük bir katma değer yaratan bir sektördür. Sektörün emek-yoğun bir sektör olduğu düşünülürse, bu yaş sebze ve meyve ihracatının yaklaşık 15 milyon kişiye iş ve aş sağlayan bir faaliyet zinciri olduğu göz ardı edilmemelidir.

Yine, bu yaş sebze ve meyve ihracatının lokomotifi, temeli turunçgillerdir. Bu ihracatın üçte 1’i turunçgillerden meydana gelmektedir. Bu durum, olası bu ciddi krizden en fazla etkilenen sektörün turunçgiller sektörü olduğunu göstermektedir.

Sorunları ben kısaca hemen özetlemek istiyorum: Finansmanın yarısını kendi öz kaynaklarıyla, yarısını banka kredisiyle yapan ihracatçılar dövizin de artmasından dolayı büyük bir baskı altındadır. Döviz kredi faizleri kriz öncesi yüzde 5-6 iken, bugünlerde 11-12 seviyesine çıkartılmış, bu oranda da artış göstermektedir.

Yine, yaş sebze ve meyve ihracatçılarına, bu meydana gelen faiz artışından dolayı toplam zarar olarak 45 milyon dolarlık ek bir maliyet getirdiği hesaplanmaktadır. Rusya Federasyonu’na yapılan ihracatta her TIR yüklemesi için analiz yapılmakta, analiz ücretleri yüksek tutulduğundan büyük bir maliyet unsuru olmakta, ayrıca büyük bir zaman kaybına neden olmaktadır.

Yine, bunun ihracatın önemli bir kısmının başta Rusya olmak üzere Doğu Avrupa ülkelerine, Doğu Bloku ülkelerine ihraç edildiği düşünülürse ve ekonomik krizden en fazla bu ülkelerin etkilendiği düşünülürse, yine ihracatçıların ülke içerisindeki alımlarının da dolar olduğunu, dolar kullandıklarını düşündüğümüzde çok büyük kayıplarının olduğu düşünülmektedir.

Buna karşı acilen yapılması gereken olaylar: Geçmiş yıllarda bekleyen ve kullanılmamış olan hak edişlerin ve 2008-2009 sezonunda üzüm ve turunçgiller ihracatına ödenmesi planlanan hak edişlerin bir defaya mahsus olarak nakit olarak ödenmesi, ihracatçı kredilerindeki maliyet ve finansman sorununu çözebilmek için Eximbank kredilerinde yaş sebze ve meyve ihracatına öncelik verilmesi ve kolaylık gösterilmesi; yine, laboratuvar analiz giderlerinin makul seviyelere çekilmesi ve analiz sisteminin baştan, yeniden gözden geçirilmesidir değerli arkadaşlarım.

Hepiniz de takdir edersiniz ki artık köylü, çiftçi kullandığı toprağı ekemez olmuştur, ektiği ürünleri biçemez olmuştur ve biçtiği ürünleri satamaz hâle gelmiştir. Geçen sene darının kilogram fiyatı 450 iken şimdi 35 kuruşa alan yoktur değerli arkadaşlarım.

Toprak, kendisine ihanet edeni asla affetmez. Toprak, büyük bir üretim gücüdür, büyük bir üretim potansiyelidir. Ama son altı yılda tarım yük olarak görüldüğünden, toprak, üretim aracı olma özelliğinden çıkarılmıştır. Çiftçi, köylü, esnaf gerçekten perişan edilmiştir. Zaten vatandaşın alım gücü kalmamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Vatandaş alışveriş yapma gücünü kaybetmiştir. Tüketicinin tüketim gücü kalmamıştır değerli arkadaşlarım.

Siyasi iktidara bundan bir sene önceye kadar uyarılar yapılmasına rağmen, çeşitli ekonomik çevrelerden, siyasi çevrelerden bu ekonomik krize karşı uyarılar yapılmasına rağmen siyasi iktidar bu ekonomik krize karşı hiçbir önlem almamış, önce ekonomik krizin Türkiye’yi etkilemediğini Sayın Başbakan ifade etmiş, şimdi teğet geçtiğini söylemiş. Ama teğet geçen kriz, ne yazık ki tüm sanayi sektörünü, işverenleri etkilediği gibi, onları darmaduman ettiği gibi Türk çiftçisini, Türk köylüsünü de perişan etmiştir. Artık, vatandaş bugün pazara çıkamamaktadır. Ekonomi durmuştur. Esnaf siftah etmeden kepenk kapatmaktadır. Bunu tüm milletvekillerimiz yaşadıkları seçim bölgesinde bilmektedirler. Acilen yapılması gereken, derhâl Türkiye’nin gelişmekte olduğu bir ülke olduğu da dikkate alınarak tozpembe tablolar çizmek yerine, gerçekten üretimi artırmak, üreticilerin gücüne güç katmaktır, köylülere sahip çıkmaktır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Öztürk, teşekkür ederim.

Gündem dışı ikinci söz, yaşanan ekonomik krizden olumsuz etkilenen Niğde’deki esnaf ve sanayicilerin sıkıntıları hakkında söz isteyen Niğde Milletvekili Mümin İnan’a aittir.

Buyurun Sayın İnan. (MHP sıralarından alkışlar)

2.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, yaşanan ekonomik krizden olumsuz etkilenen Niğde’deki çiftçi, esnaf ve sanayicilerin sıkıntılarına ilişkin gündem dışı konuşması

MÜMİN İNAN (Niğde) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; dün gece Hakk’ın rahmetine kavuşan İstanbul Milletvekilimiz, değerli büyüğümüz Sayın Gündüz Aktan Bey’e Cenabı Allah’tan rahmet, kederli ailesine, Meclisimize ve camiamıza başsağlığı diliyorum.

Yaşanan ekonomik krizden çiftçi, esnaf ve sanayicilerimizin, Niğde’deki sanayicilerimizin sıkıntıları hakkında şahsım adına gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

22 Temmuz seçimlerinden önce öngörüyü doğru yapan iktisatçılar ve siyaset adamları, Türkiye’nin iyi yönetilmediğini, ekonomik hayatımızın son iki yıldır kriz sinyalleri vermekte olduğunu, bu ekonomik politikalar aynen uygulanmaya devam edilirse, bir düşünce değişikliği olmaz ise ülkemizi ekonomik olarak ciddi sıkıntıların beklediğini belirtmişlerdir. Bu uyarıların Hükûmet tarafından duymazdan ve görmezden gelinmesi, bugün küresel krizle beraber Türkiye’yi ekonomik olarak çok tehlikeli bir noktaya getirmiştir. Ünlü bir düşünür: “Uyuyan insanı uyandırmak kolaydır, uyur gibi yapanı ise uyandırmak imkânsızdır.” der. Ülkeyi yönetenler gözlerini kapatıp uyur gibi yaparak krizi görmezden gelmektedirler. Hükûmetin, gözünü açarak içeride ve dışarıda neler olduğunu görmesi gerekmektedir.

Hükûmet “kriz yok” dese de, TÜİK’in açıkladığı verilerde, sanayi üretiminde eylül ayında yaşanan yüzde 5,5 küçülme gibi rekor düşüşün ardından, ekim ayı imalat sanayi kapasite kullanım oranının da 6,4 puan azalarak yüzde 76,7 düzeyine indiği görülmektedir. Borsa çökmüş, fabrikalar kapanmış, esnaf perişan, çiftçiler son nefeste, çalışanlar huzursuz, işsizlik ise her geçen gün artmakta; buna rağmen, Hükûmet “Bizim finans sistemimiz sağlam, kriz etkilemez, teğet geçer.” yaklaşımını anlamak mümkün değildir. En kısa sürede gerekli tedbirler alınmazsa, bırakınız teğet geçmeyi, kriz, Türkiye ekonomisini maalesef kalbinden vuracaktır. Bugün sağlamlığına güvendiğimiz finans sisteminin altyapısı 57’nci Hükûmet tarafından oluşturulmamış olsaydı, bu krizin ekonomide yaratacağı tahribatın derinliğini kimse hesap edemezdi, ancak bu sağlam finans altyapısına rağmen Hükûmet krizi iyi yönetememektedir.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; tüm dünya özellikle 2008 yılının ikinci yarısında yaşanan ekonomik krizin etkilerini en aza indirmeye yönelik tedbirler arayışına girerken, Hükûmet bu dönemde âdeta krizi ülkemizde tetiklemek istercesine, elektrik ve doğal gaz gibi enerji fiyatlarına yüksek oranda zam yaparak sanayiciyi üretemez hâle getirmiştir. Uyguladığı ekonomik politikalarla piyasayı daraltmıştır. Ülkemizin genelinde ve Niğde’de, elektrik borçları ve diğer kamu alacakları için vatandaşlarımıza hacizler yağdırmıştır. Çiftçilerimizin bu borçlarının yeniden yapılandırılması gerektiği defalarca burada dile getirilmesine rağmen “Bırakın bu popülist yaklaşımları.” diyerek çiftçilerimizin bu talepleri hafife alınmıştır. Yüksek maliyetli gübre, ilaç, mazot ve elektrik fiyatlarıyla birlikte tarımsal sulama ve kredi borçları yüzünden tarlaları ve traktörleri haczedilen çiftçilerimiz üretim yapamaz hâle getirilmişlerdir. Tarım ürünlerimiz maliyet yüksekliği ve pazar darlığı yüzünden ambarlarda çürümeye terk edilmiştir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimiz hâlâ 2007 destekleme primlerini bile alamamışlardır. Bunların bir an önce ödenmesi gerekmektedir.

Niğde’de esnaf ve sanatkârlarımızın bir bölümü krizden dolayı dükkânlarını kapatarak esnaflıktan vazgeçmektedirler. Bazıları ise, günlerce siftah yapmadan iş yerlerine gidip gelmekte, çaresizlik içerisinde, yanında çalıştırdığı işçisini çıkarmakta, çeklerini; senetlerini ve kredilerini ödeyememektedir.

Niğde’de esnaf ve kefaletten aldığı krediyi ödeyemeyip takibe uğrayan esnaf oranı her geçen gün yükselmektedir.

Esnaf ve sanatkârlarımızın sıkıştığı zaman, çarkını döndürmek için ilk başvurduğu yer olan esnaf ve sanatkârlar kredi kefalet kooperatifleri, bugün, tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar zor durumdadır. Bu kooperatiflerin esnafa vermiş olduğu kredi takiplerinin oranı yüzde 80’leri geçtiği için Halk Bankası kredileri durdurmuş, kooperatifler ve esnafımız bundan dolayı zor durumda kalmıştır. Esnaf ve sanatkârlarımızın günü geçmiş taksitlerini ödemek kaydıyla, gelecek taksitlerinin en az bir yıl geriye ötelenmesi esnafımıza bir nefes aldıracaktır.

Bizim de faydalı bir proje olarak gördüğümüz Cansuyu Projesi’yle imalatçı esnaf ve sanatkârlara verilen faizsiz kredilere ayrılan kaynağın artırılarak, imalatçı olmayan esnaf ve sanatkârların da faydalanmasına imkân verilmelidir. Ayrıca ticaret erbabına yönelik ekonomik sicil affıyla ilgili verdiğimiz kanun teklifinin bir an önce gündeme alınarak sicili yüzünden Cansuyu Projesi’nden faydalanamayan esnaflarımızın da bu projeden faydalanması sağlanmalıdır.

Niğde ve Bor Organize Sanayi Bölgelerinde ekonomik krizden dolayı işçi çıkartmaları başlamış, kapasiteleri iyice düşürülmüştür. Organize sanayi bölgelerimizi bekleyen en büyük tehlikelerden birisi de, 5084 ve 5330 sayılı teşvik yasalarından yararlanma sürelerinin 31/12/2008 tarihinde sona erecek olmasıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın İnan, devam edin.

MÜMİN İNAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum.

Girdi maliyetlerinin çok yüksek olması nedeniyle sanayicimiz hem iç hem de dış piyasada rekabet gücünü yitirmekte, bu durum  zor şartlarda üretim yapan sanayiciyi kara kara düşündürmektedir. Bu teşvik yasalarının kapsamı daha da genişletilerek sürelerinin uzatılması ve bu kapsamda hazine tarafından firmalara iade edilen enerji teşvikinin iade süreleri kısaltılmalı ve günü geçen iade ödemeleri derhâl yapılmalıdır.

Dünyadaki gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkeler piyasalarını rahatlatacak ve ülkelerdeki ticari hayatı canlandıracak ekonomik tedbirleri alırken, örneğin ABD’de toplam 2 trilyon dolar, AB ülkelerinde toplam 2 trilyon doların üzerinde tedbir paketleri açıklanırken, maalesef ülkemizde Hükûmet herhangi bir önlem paketi henüz açıklamamıştır. “Kriz yok.” demekle kriz yok olmuyor. Kriz vardır ve acilen, Hükûmetin, bütün sosyal kesimleri rahatlatacak önlem paketlerini kamuoyuna duyurması ve toplumu rahatlatması gerekmektedir.

Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın İnan.

Gündem dışı üçüncü söz, Uluslararası Hoşgörü Günü hakkında söz isteyen Van Milletvekili İkram Dinçer’e aittir.

Buyurun Sayın Dinçer. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

3.- Van Milletvekili İkram Dinçer’in, Uluslararası Hoşgörü Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması

İKRAM DİNÇER (Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 16 Kasım Uluslararası Hoşgörü Günü nedeniyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Konuşmamın başında, vefat eden İstanbul Milletvekili merhum Gündüz Suphi Aktan’a Allah’tan rahmet, Meclisimize, Milliyetçi Hareket Partisi camiasına, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Bildiğiniz gibi, UNESCO 1995 yılında 16 Kasımı Uluslararası Hoşgörü Günü olarak kabul etmiştir. Bu vesileyle dünyanın birçok ülkesinde de değişik etkinlikler yapılmaktadır.

Bir arada, huzurlu, güvenli ve refah içinde yaşamak ancak hoşgörü ile mümkün olmaktadır. Bu değerden yoksun olan toplumlarda anarşi, terör, kan, gözyaşı ve çatışma asla eksik olmamıştır.

İçinde yaşadığımız Anadolu coğrafyasında zaman zaman çeşitli sıkıntılar yaşasak da farklı din, etnik ve mezhebe mensup insanlar aynı mahallede, aynı sokakta, iç içe, kardeşçe ve barış içinde yaşamışlardır. Bu coğrafyada Mevlânâlar, Yunus Emreler, Hacı Bektaşı Veliler ve Ahmedi Haniler yetişerek hoşgörünün, sevginin ve barışın sembolü olmuşlardır. Sekiz yüzyıldır barış, kardeşlik ve hoşgörü rehberliği yapan Mevlânâ’nın mesajı günümüze kadar gelmiş ve UNESCO 2007 yılını Mevlânâ Yılı olarak ilan etmiştir.

17’nci yüzyılda yaşamış olan büyük bilge Ahmedi Hani, insanı merkeze alan anlayışıyla bir aşk ve sevgi adamı olarak tarihe geçmiştir. Yazdığı Mem ü Zin eseriyle aşkı ve sevgiyi yücelterek ruhlarımızı okşamasının yanında, öğretici yönüyle de hem aklımıza hem gönlümüze ışık tutmuştur.

Yine, bir diğer büyük düşünürümüz Yunus Emre, şiirleri  ve sözleriyle insanlığı barış ve hoşgörüye davet etmiştir. Şanlı tarihimiz hoşgörü örnekleriyle doludur. İnanç ve kültürümüz bu topraklarda yaşayan farklı din, inanç, mezhep ve etnik kimliğe mensup insanların varlığının ve geleceğinin garantisi olmuştur.

Hoşgörüye dair burada binlerce davranışımızı sayabiliriz. Tarih bu alanda altın harflerle medeniyetimizden ve kültürümüzden bahsetmektedir.

Değerli arkadaşlarım, ülkemizde son yıllarda hepimizi üzen terör hadiseleri meydana gelmektedir. Terörü ve şiddeti meşru gören bir anlayış kabul edilemez. Hak arama adına yapılan terör faaliyetleri, tam anlamıyla bir hak ihlalidir, zulümdür. Terör hem bölge halkına hem de Türkiye’ye büyük zararlar vermiştir. Şüphesiz, bizler tarihî başarılarımızın temelini teşkil eden hoşgörü, sevgi ve barış kültürünü yeşerterek bu beladan da kurtulacağız.

Değerli milletvekilleri, Hükûmetimiz yaptığı yatırımlarla terörün beslendiği kaynakları kurutma noktasında önemli mesafeler almıştır. Popülizmden uzak, bölgenin beklentileri doğrultusunda attığımız adımlar müspet sonuçlar doğurmuştur. Sayın Başbakanımızın bölge gezilerinde yüz binlerce vatandaşımız büyük bir coşkuyla Sayın Başbakanımızı karşılamıştır. Küçük bir grup tarafından yapılan gösteriler bölge halkına asla mal edilmemelidir. Bölge halkı barıştan, kardeşlikten, dostluktan, devletinden ve bu ülkenin bölünmez bütünlüğünden yanadır, bundan kimsenin şüphesi olmasın. İstenmeyen olayları bütün bölge halkına mal edenler, unutmasınlar ki bu düşünce ve tavırlarıyla, en az saldırganlar kadar bu ülkeye kötülük etmektedirler.

Günümüzden binlerce yıl önce, insanlık tarihinde ilk uygarlığın temellerinin atıldığı bu coğrafyada Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Süryani, Müslüman, Musevi, Hristiyan gibi farklı din ve etnik yapıdaki topluluklar iç içe yaşamışlardır. Bizim bir arada yaşayamama gibi bir sorunumuz asla olmadı, birbirimizden kız almış kız vermişiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Dinçer, devam edin.

İKRAM DİNÇER (Devamla) – Suni gündemlerle kardeşliğimize gölge düşürecek gelişmelere halkımız asla prim vermedi ve bundan sonra da vermeyecektir. Sağcısı, solcusu, Kürt’ü, Türk’ü ile hepimiz bir arada kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz, bundan kimsenin kuşku duymaması lazım. Bizi birbirimize düşürme girişimleri boş çabalardır, varsa eğer bir sorunumuz onu da bu Meclis çatısı altında çözeceğiz.

Bu duygularla yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Dinçer.

Gündeme geçiyoruz.

Sayın milletvekilleri, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker, gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 14, 15, 20, 37, 44, 71, 109, 118, 187, 188, 189, 190, 191, 193, 197, 228, 235, 240, 242, 269, 272, 278, 286, 330, 331, 338, 346, 405, 418 ve 439’uncu sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemiştir.

Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

VI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, Sarıveliler ilçesinin banka şubesi ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/312)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

2.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsüne ve Eti Bor Genel Müdürlüğüne ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/316)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

3.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, işsizlik oranına ve işsizlikle mücadeleye ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/318)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

4.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, banka kredilerini ödeyemeyenlerin mağduriyetine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/323)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

5.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, satın alma gücüne ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/325)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

6.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, kent aydınlatmasına ve elektrik enerjisi tasarrufuna ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/338)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

7.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, petrol kaçakçılığı kapsamında dağıtılan ikramiyeye ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/341)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

8.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, yurt dışı gezilerinin harcırahına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/351)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

9.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, sınır güvenlik sistemlerine ve kapatılan sınır karakollarına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/366)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

10.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, kamu kurum ve kuruluşlarının eczacılara olan borçlarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/368)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

11.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, faili meçhul cinayetlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/370)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

12.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Hazinenin karşıladığı Ziraat Bankasınca kullandırılan tarımsal kredilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/379)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

13.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Ziraat Bankasınca kullandırılan tarımsal kredilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/380)

BAŞKAN – Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

14.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tarım Kredi Kooperatiflerince kullandırılan kredilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/382) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

15.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Hazinenin karşıladığı Tarım Kredi Kooperatiflerince kullandırılan kredilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/383) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

16.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, artan gübre fiyatlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/397) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

17.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/423) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

18.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, kayısıda çiçek döneminin sigorta kapsamı dışında tutulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/432) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

19.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, buğday ithalatına ve gümrük vergisine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/482) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’ya bağlı bölge müdürlüğü olup olmadığına ve bir kadroya ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/539) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

21.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, buğday stoku ve un fiyatlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/550) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’nun buğday ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/636) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

23.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’nun buğday ithalatının etkilerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/637) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

24.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, buğday ve çeltik üretiminin artırılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/638) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’nun çeltik satışlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/639) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

26.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’nun pirinç satışına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/640) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

27.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, ithal pirincin niteliğine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/642) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

28.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, dolu ve don olaylarına karşı tarım sigortasında yaşanan sorunlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/650) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

29.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, kayısı üreticilerinin zararının tarım sigortasından karşılanmamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/688) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

30.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, TMO’nun çeltik satışlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/700) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

31.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, pirinç ithalatı kontrol belgelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/707) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

32.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, ucuz gübre teminine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/709) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

33.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/747) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

34.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Manisa’da meyve üreticilerinin desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/750) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

35.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, kayısıdaki zararın tarım sigortasından karşılanmamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/759) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

36.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, TMO’nun ithal ettiği ekmeklik buğdaya ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/770) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

37.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, gübrelerin denetimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/831) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

38.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, gıda katkı maddelerinin menşeinin belirtilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/832) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı  

39.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, kümes hayvancılığında dezenfektan madde seçimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/840) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

40.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, çiftçilerin kredi kullanımına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/851) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

41.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Kayısı Festivalindeki yemek duasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/917) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

42.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kuraklıktan etkilenen çiftçilerin kredi borçlarının ertelenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/932) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

43.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’te fıstık ve zeytinin kuraklık kapsamına alınmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/956) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehdi Eker gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 14, 15, 20, 37, 44, 71, 109, 118, 187, 188, 189, 190, 191, 193, 197, 228, 235, 240, 242, 269, 272, 278, 286, 330, 331, 338, 346, 405, 418 ve 439’uncu sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemiştir.

Şimdi, bu soruları sırasıyla okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumunun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın M. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını,

Arz ederim.

                                                                                                                  Reşat Doğru

                                                                                                                        Tokat

Soru: Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından gerçek ve/veya tüzel kişi üreticilere kullandırılan tarımsal kredilerden;

31.12.2007 tarihi itibarı ile;

a- Ertelenmiş kredi borcu bulunan,

b- Taksitlendirilmiş kredi borcu bulunan,

c- Tasfiye olunacak alacaklar/vadesi geçen alacaklar hesabında kredi borcu bulunan,

d- Yeniden yapılandırılmış kredi borcu olup geri ödeme süreci devam eden,

üretici sayısı, borç tutarı anaparası ve faizi ne kadardır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumunun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın M. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını,

Arz ederim.

                                                                                                                  Reşat Doğru

                                                                                                                        Tokat

Soru: Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından gerçek ve/veya tüzel kişi üreticilere kullandırılan tarımsal kredilerden; borcu devam borçlular hakkındaki yasal takipler neticesinde, alacağın kesin aciz vesikasına bağlanması halinde, kesin aciz vesikasına bağlanan faiz dahil, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri alacakları (18/4/2001 tarihli ve 2001/2312 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındakiler hariç) Hazine tarafından karşılanacağı 5561 sayılı kanunun 5. maddesinde belirtilmiştir.

31.12.2007 tarihi itibarı ile borcu kesin aciz vesikasına bağlanarak Hazine tarafından karşılanan üretici sayısı, borç tutarı, anaparası ve faizi ne kadardır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki belirtilen soruların Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                Muharrem Varlı

                                                                                                                        Adana

Çiftçinin en önemli ekonomik girdilerinden bir tanesi gübredir. Zaten zor şartlarda geçimini temin etmeye çalışan çiftçilerimizin, gübre artışlarından dolayı mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle;

1) Hızla yükselen ve bir türlü engellenemeyen gübre fiyatları ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

2) Oluşan gübre tekelini kırmak için ithal edilecek gübrenin gümrük vergilerini düşürmeyi düşünüyor musunuz?

3) Gübrede KDV oranı %18, makyaj malzemelerinde de KDV oranı %18 bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                                                                                                                               Hasan Çalış

                                                                                                                                 Karaman

Gübre fiyatlarının alıp başını gitmesi çiftçilerimizi zor duruma düşürmektedir. Yüksek fiyat artışları karşısında çiftçilerimiz, tarlalarına gübre atamaz hale gelmiştir.

1- Amonyum Sülfat (% 21N), Amonyum Nitrat(%26N), Amonyum Nitrat(%33N), Üre, DAP, Kompoze(20-20-0) gübrelerin fiyatı son beş yıl içinde, yıllara göre yüzde kaç oranında artmıştır?

2- Çiftçilere gübre desteği konusunda bir çalışmanız var mıdır? Gübrede, çiftçilerimizin üretim maliyetlerini artıran Gümrük Vergisi ve KDV’yi kaldırmayı düşünüyor musunuz?

Bu konuda bir çalışmanız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı sayın Dr. Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                           Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                                       Malatya

Tarım Sigortaları kapsamında, çiftçilerimizin “Don” olayına karşı yapılan sigortalarda özellikle kayısı ürününde “Çiçek Dönemi” sigorta kapsamı içinde yer almamaktadır.

1) Tarım sigortaları uygulamasında kayısı ürününü “Çiçek Dönemini” kapsayacak düzenleme yapılacak mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen soruların Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın M. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                              Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                      Kütahya

Çok sayıda insanımızın buğday üretimi yaptığı ülkemizde, son zamanlarda buğday ithalatıyla ilgili yeni düzenlemelerin yapıldığı ve gümrük vergisinin düşürülerek buğday üretimi yapan Türk çiftçisinin önemli ölçüde etkileneceği bir uygulamanın başlayacağı belirtilmektedir. Bu konuyla ilgili olarak;

1) Buğday ithalatında Gümrük vergisinin 31.12.2007 tarihi itibarıyla %130’dan %8’e düşürüldüğü ve yakında sıfırlanacağı iddiaları doğru mudur? Doğru ise gerekçesi nedir?

2) Bu uygulama ile Türkiye'nin buğday ithalatı nasıl değişmiştir? Hangi ülkelerden ne kadar buğday ithalatı yapılmıştır?

3) İthalatın geçen yılın aynı dönemine göre farkı ne kadardır?

4) Gümrük vergisi indirimi, 2008 yılı ülkemiz buğday üretimini nasıl etkileyecektir?

5) Türkiye’de buğday fiyatları bu uygulamadan sonra nasıl değişmiştir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ilgili kuruluşu olan Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü ile ilgili aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Mehmet Akif Paksoy

                                                                                                                Kahramanmaraş

1) Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğüne bağlı herhangi bir Bölge Müdürlüğü var mıdır?

2) Eğer yok ise Bölge Müdür Yardımcılığı kadrosundan maaş alan herhangi bir personel var mıdır?

3) Eğer var ise bu personel hangi görevi yapmaktadır, hangi yetkileri kullanmaktadır, bu unvanla imzaladığı herhangi bir resmî evrak var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 13.03.2008

                                                                                                                  Yaşar Ağyüz

                                                                                                                     Gaziantep

Ülkemizde buğday sıkıntısı ve un fiyatlarına yapılan zamla tarımın yeniden gündeme geldiği günümüzde;

1) Ülkemizde stratejik buğday stokumuz ne kadar? TMO’da bu konuda envanter var mı? TMO 2007 yılında kaç bin ton buğday alabildi?

2) Bu yıl küresel kuraklık ülkemizde de olumsuz etkisini sürdürüyor. Dünyada çoğu ülke bu konuda tedbirlerini alırken Bakanlığınızın almayı düşündüğü tedbir veya tedbirler var mı?

3) Seçim bölgem Gaziantep’te un fiyatları 40 gün içinde torbası 34 milyondan 44 milyona çıktı. (yaklaşık  % 30 zam) Ekmek zammı kapıda beklerken kısa vadede çözüm arayışınız olacak mı? Yoksa gelişmeleri yeni hasılat dönemine kadar seyir mi edeceksiniz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Mehmet Akif Paksoy

                                                                                                                Kahramanmaraş

TMO tarafından piyasa regülasyonu için buğday ithalatı yapılacağı belirtilmektedir. Basına yansıdığı kadarı ile ve sizin ifadenizle dünya buğday rekoltesinin bu yıl tüketim için yeterli olacağı ve fiyatların düşeceği beklendiğine göre;

Bu dönemde yüksek fiyatla ithal edilen buğdayın TMO’ya oluşturacağı görev zararı ne kadar olacaktır? Bu konu ile ilgili bir çalışma yapılmış mıdır? Bu dönemde yapılan buğday ithalatının yaratacağı finans sıkıntısı, 2008 yılı buğday alım sezonunda TMO’nun alım faaliyetlerine olumsuz etkisi olmayacak mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Mehmet Akif Paksoy

                                                                                                                Kahramanmaraş

TMO tarafından piyasa regülasyonu için buğday ithalatı yapıldığı ve bağlantı yapılan miktarların da yurda girmesinin Mayıs ve hatta Haziran aylarını bulacağı ifade edilmektedir.

Malumunuz olduğu üzere, benim seçim bölgem K.Maraş, Çukurova ve Amik ovasında Mayıs ortasında buğday hasadı başlayacak olması dolayısıyla;

Bir taraftan hasat ve alım devam ederken diğer yandan ithalat yapılmasının doğru olduğunu düşünüyor musunuz? Bu durumun buğday üreticisinin pazarlık gücünü düşüreceğini ve tüccarın fiyatları indirmek için bahane oluşturacağının farkında mısınız? TMO nun şimdiye kadar hasat-alım sezonunda ithalat yaptığı olmuş mudur? Eğer olmuşsa gerekçesi nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Mehmet Akif Paksoy

                                                                                                                Kahramanmaraş

İthalatla ilgili tartışmaların temelinde üretim olduğu malumunuzdur. 57 Hükümetin Tarım Bakanı tarafından başlatılan “inadına üretim” sloganını tekrar kullanmayı ve kampanyasını başlatmayı düşünüyor musunuz? Buğday ve çeltik üretimini artırmak için neler planlıyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Mehmet Akif Paksoy

                                                                                                                Kahramanmaraş

Basında Bakanlığınıza bağlı TMO tarafından 31.452 tonluk çeltiğin 77 firmaya satışının yapıldığı haberleri yer almaktadır. Halbuki TMO web sitesinde satış tablosu incelendiğinde görülmektedir ki bu miktarın 20 000 tonu 10 firmaya verilmiştir. Diğer kalan 11 000 ton civarındaki küçük bir miktar da diğer 67 firmaya verilmiştir.

Bu yaklaşımı doğru ve ahlaki buluyor musunuz? Serbest piyasada pirinç fiyatlarının basına yansıdığı kadarıyla 7.5 TL/KG a yükselmesinde, bu yaklaşımın yani piyasada çeltik stoklarını elinde tutan ve tekel oluşturan bu 10 firmanın neden olduğunu düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Mehmet Akif Paksoy

                                                                                                                Kahramanmaraş

TMO web sitesinde stoklarda ancak 7.000 ila 7.500 ton pirinç olduğu ve bunun satışa verildiği yazılmaktadır. Bu miktarın yani 7.000 ila 7.500 tonun toplam 550.000 tonluk Pazar da piyasayı regüle edecek bir miktar olduğunu düşünüyor musunuz? Eğer düşünmüyorsanız TMO’nun yukarıda belirtilen çeltik satışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu kararları hangi gerekçelere ve piyasa kurallarına göre alıyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                            Mehmet Akif Paksoy

                                                                                                                 Kahramanmaraş

Geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye ithal edilen bir parti pirincin, Türkiye’ye ithal edilmeden daha önce başka bir ülkeye ithal edilme aşamasında iken ithal edilecek ülkenin laboratuvar bulgularının yüksek çıkmasından dolayı ithalatından vazgeçildiği ve daha sonra aynı parti pirincin Türkiye’ye ithalatı doğru mudur? Bu parti pirinç piyasaya verilmiş midir? Akıbeti ne olmuştur?

Yine Türkiye’ye ithalatı yapılan pirinç genetiği ile oynanan pirinç midir?

Bu konuda Bakanlığınız tarafından araştırma amaçlı çıkarılmış bir genetik raporu var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla. 

                                                                                                                   Hasan Çalış

                                                                                                                      Karaman

Çiftçilerin ürünlerine yönelik sigorta uygulamalarında özellikle çiçek ve meyvenin olgunlaşmasının değişik aşamalarındaki dolu ve don çok ciddi hasar vermektedir. Sigorta şirketleri ise, dolu ve dona karşı sigorta yapmakta çeşitli zorluklar çıkarmaktadır.

1) Dolu ve don gibi olaylara karşı çiftçimizi koruyacak sigorta yapılması konusunda çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda bir çalışmanız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                          Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                                      Malatya

Malatya'da nisan ayı içerisinde yaşanan hava değişimleri nedeniyle kayısı çiçeklerinin önemli bir bölümü ile çiçek sonrası oluşan meyveler ise gizli "don" nedeniyle fırtına etkisi ile tamamen dökülmüştür. Kayısı rekoltesinin çok düşük seviyede oluşacağı bugünden belli olmuş, kayısı üreticileri ve mazot paralarını ödeyemez duruma gelecektir.

1) Kayısı üreticileri, Tarım Sigortasına önemli destek vermesine karşın,  sigorta şirketleri, Malatya'da iklim değişiklikleri nedeniyle oluşan bu hasarın poliçe içeriğini kapsamadığını belirtmektedirler. Tarım Sigortaları çiftçinin uğradığı zararı karşılamak amacıyla uygulamaya konulmamıştır. Bu konuyu TARSİM Genel Müdürlüğü ve Bakanlığınız acilen çözüme kavuşturacak mıdır?

2) Malatya'da oluşan bu hasar ile ilgili Bakanlığınızın herhangi bir çalışması var mı? Malatya çiftçisinin, sigorta şirketleri tarafından kabul edilmeyen bu hasarlar ile ilgili Bakanlığınız tarafından herhangi bir önlem alınmış mıdır ve bu hasarlar Bakanlığınız tarafınızdan afet kanunu kapsamında değerlendirilerek çiftçimize gerekli ödeme yapılacak mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                   Hasan Çalış

                                                                                                                      Karaman

Ülkemizde tarım politikalarının devlet politikası gibi ele alınamaması, güncel siyaset ve IMF doğrultusunda şekillendirilmesi bugün yaşanan sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bugün, pirinç başta olmak üzere bir çok ürünün fiyatı neredeyse yüzde 100 artmıştır.

Bu bilgiler ışığında;

1) Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) elindeki ürünü vakitsiz ve ucuza satması mı, pirinç fiyatlarını bu seviyeye getirmiştir? TMO, elindeki çeltiği hangi tarihte satmıştır?

2) Toplam 77 firmaya satılan 31 ton çeltik, kilosu kaç paradan bu firmalara satılmıştır?

3) TMO’dan hangi firma kaç ton çeltik alımı yapmıştır? İsim isim açıklayarak bu konuda kamuoyunu aydınlatmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                   Reşat Doğru

                                                                                                                        Tokat

Soru: 01.07.2007-30.04.2008 tarihleri arasında Bakanlığınızca hangi firmaya kaç ton pirinç ithalatı için kontrol belgesi düzenlenmiştir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla

                                                                                                                   Hasan Çalış

                                                                                                                      Karaman 

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanlığı, gübrede son bir yılda yüzde 150 fiyat artışı olduğunu belirterek, ülkenin ve ekonominin ana sektörünü oluşturan tarımdaki verimliliğin artırılmasının, girdi kullanımının yaygınlaştırılmasına ve bu girdilerin tekniğine uygun şekilde kullanılmasına bağlı olduğunu açıklamıştır.

Bu bilgiler ışığında;

1) Çiftçilerin ucuz gübreye ulaşmasını sağlama konusunda ne gibi tedbirler alınmaktadır? Alınan bu tedbirleri yeterli buluyor musunuz?

2) Nisan ayı içinde gübreye iki kez zam gelmesi, gübre kullanımını iyice azaltmıştır. Gübrenin bitkisel üretimde yaklaşık yüzde 40 etkisi olduğunu düşünürsek, üretimdeki bu kayıpları nasıl telafi etmeyi düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                        Tokat

Soru: Tokat ilinde çiftçilerimiz gübre fiyatlarının artmasından dolayı tarlasına gübre atamamaktadır. Gübre fiyatları artmaya devam edecek midir, gübre fiyatları artarken gübre destekleme oranlarını artırmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                  Mustafa Enöz

                                                                                                                       Manisa

Manisa ilimiz son derece verimli topraklara sahip bir tarım kentimiz olup, halkımızın büyük çoğunluğu geçimlerini çiftçilikle sağlamaktadırlar. Son yıllarda yaşanan kuraklık çiftçilerimizi oldukça zor durumda bırakmıştır. İlimizde 2007 yılında yaşanan kuraklık nedeniyle meyve ağaçlarında kurumalar meydana gelmiş, bu yıl da meyvelerin çiçekleme döneminde lodos rüzgarı esintisi ile meyve çiçekleri zarara uğramıştır.

Sorular:

1) Meyve üreticilerimizin desteklenmesi için Bakanlığınızca bir çalışma yapılmakta mıdır?

2) İlimizde kaliteli fide ve fidan üretiminin artırılması örtü altı tarımının desteklenmesi için Bakanlığınızca ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                          Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                                      Malatya

Nisan ayı içerisinde Malatya iklim değişiklikleri nedeni ile kayısı üreticilerimizin yüzde 70’i dökülmüştür.

Sayın Bakan, Nisan ayı içerisinde Malatya'da (-) eksi hava sıcaklığı nedeniyle kayısı ürünümüz donmuştur, ayrıca saatte 63 km olarak esen fırtına nedeniyle ürünlerimiz dökülmüştür.

1) Kayısı ürünü (-) hava sıcaklığı nedeniyle donmasına karşın sigorta şirketleri tarafından sigorta kapsamı içerisine neden alınmamaktadır?

2) Devlet Meteoroloji İşleri tarafından Nisan ayı içerisinde yaşanan   (-) eksi hava sıcaklığı ve 63 km hızla esen fırtına açıkça belirtilmesine karşın Tarsim Genel Müdürlüğü tarafından bu veriler neden dikkate alınmamaktadır?

3) Malatya'da yaşanan bu tabii afet nedeniyle Bakanlığınızca yapılan herhangi bir çalışma var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                   Hasan Çalış

                                                                                                                      Karaman

Yanlış tarım politikaları nedeniyle yükselen buğday fiyatlarını önlemek amacıyla, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından 75 bin ton ekmeklik buğday ithal edilmiştir.

Bu bilgiler ışığında;

1) TMO tarafından ithal edilen 75 bin ton ekmeklik buğday, hangi ülkelerden kaç ton ve kilosu kaç paradan alınmıştır?

2) İthal edilen 75 bin tonluk ekmeklik buğdayın kaç tonu kilosu kaç paradan sanayiciye satılmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                        Tokat

Soru: Çiftçilerimiz tarafından kullanmış oldukları gübrelerin etkisizliği yönünde şikâyetler vardır. Bakanlığınızca yapılan gübre denetimi ile ilgili çalışmalarda yılda kaç denetim yapılmaktadır? Bu denetimler neticesi içeriği ruhsatına uygun olmayan tespitler var mıdır, varsa ne gibi yaptırımlar uygulanmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                        Tokat

Soru: Hayvansal kaynaklardan elde edilen gıda katkı maddelerinin hangi hayvan cinsinden elde edildiğine ait bilginin Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine göre etikette bulunması gerekmektedir. Bununla ilgili olarak son bir yıldır yapılan bir çalışma var mıdır? Bu konuda tespit edilen eksiklik nedeniyle kaç firmaya yaptırım uygulanmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                        Tokat

Soru: Kümes hayvancılığında dezenfektan madde seçiminde hangi kriterleri uyguluyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                                 Kürşat Atılgan

                                                                                                                        Adana

1) Çiftçiye şimdiye kadar ne kadar kredi verilmiştir? Bu kredilerin meblağını belirtebilir misiniz?

2) Çiftçiye verilen kredilerden ne kadar ipotek alınmıştır?

3) Borcunu ödemeyen çiftçilerin ne kadarı icraya verilmiştir?

4) İcraya verilen çiftçilerin ipoteklerinin ne kadarı paraya çevrilmiştir?

5) Çiftçilerimize kredi veren bankalardan kaçı kamu kaçı özel bankadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                          Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                                      Malatya

16/07/2008 tarihinde, Malatya Kayısı Festivali nedeniyle Malatya Belediyesi tarafından tarafınıza verilen akşam yemeği sırasında, sizlerin de olduğu bir ortamda “Allah, Deniz Baykal’a akıl fikir versin” ifadesi kullanılarak yemek duası yapılmıştır.

a) Malatya Belediyesinin, Festival nedeniyle verdiği bu resmî yemekte Sayın Baykal için bu ifadenin kullanılma talimatını kim vermiştir?

b) Bakan olarak katıldığınız resmî yemeklerde, ana muhalefet partimizin Genel Başkanına bu ifadeleri kullandırmak için özel duahan talebiniz oldu mu?

c) Bu ifadeleri kullanan kişiyi resmî olan bu yemeğe kim davet etmiştir?

d) Bu olay karşısında neden tepkisiz kaldınız. Yoksa bu ifadeleri kullanan kişi sizin bilginiz dahilinde mi bu ifadeleri kullandı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen soruların Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın M. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                              Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                      Kütahya

Bilindiği gibi "2008 yılı ilkbahar döneminde Türkiye'de meydana gelen kuraklık nedeniyle zarar gören çiftçilere nakdi desteğin hibe olarak verilmesine ve bu çiftçilerin T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ile Tarım Kredi Kooperatiflerine olan tarımsal kredi borçlarının ertelenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı" 19 Temmuz 2008 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve ülkemiz genelinde 35 ile ait 210 ilçedeki çiftçilerimizin mağduriyetleri kısmen de olsa giderilmeye çalışılmıştır. Ancak kapsam dışında tutulan birçok il ve ilçemizde de destekleme kapsamındaki ürünlerinin %30'un üzerinde hasar gördüğünü ve zor durumda olduklarını iddia eden çok sayıda çiftçimiz bulunmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak;

1) Kararname kapsamına alınan 35 il ve 210 ilçe hangi yöntemle ve kimler tarafından belirlenmiştir? Bu amaçla hangi kıstaslar kullanılmıştır?

2) Destekleme kapsamına alınmayan illerdeki çiftçilerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda bakanlığınızca yürütülen başka bir çalışma var mıdır?

3) Ek bir kararname ile diğer bazı il ve ilçelerimizin de destek kapsamına alınması mümkün müdür?

4) Afyonkarahisar ve Eskişehir illeri ile benzer coğrafya ve iklim özelliklerine sahip Kütahya ilinin ve kuraklık zararına sahip ilçelerinin destek kapsamına alınmamasının sebebi nedir?

5) Burada ilimiz yetkililerinden kaynaklanan eksiklik ve ihmal söz konusu mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın M. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 12.08.2008

                                                                                                                  Yaşar Ağyüz

                                                                                                                     Gaziantep

Seçim bölgem Gaziantep ve ilçelerinde yaşanan yoğun kuraklık çiftçilerimizi ekonomik olarak mağdur etmiştir. Tarım ürünleri için çıkarılmış olan kuraklık destekleme kararnamesi Fıstık ve Zeytin ürünlerini kapsamamaktadır.

Kuraklık, nem yetersizliği ve aşırı sıcaklar Fıstık ve Zeytin üretimini de oldukça olumsuz etkilemiştir. Ekonomik sıkıntı ve borç yükü yaratmıştır.

Yerinde tespitler yaptırarak;

1) Fıstık ve zeytin üreticilerinin kuraklık ve aşırı sıcaklıklardan doğan mağduriyetlerinin giderilmesi için kararname kapsamına almayı düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Soruları Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker cevaplayacaktır.

Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, bugün hayatını kaybettiğini öğrendiğimiz Miliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili Sayın Gündüz Aktan’a Allah’tan rahmet diliyorum, başta Milliyetçi Hareket Partisi camiası olmak üzere tüm milletimize de başsağlığı diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben vakti de çok iyi kullanmaya gayret etmek suretiyle tarafıma yöneltilen sözlü soru önergelerini, benzer olanları, aynı konuda olanları da birleştirmek suretiyle cevaplamaya çalışacağım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru ve Adana Milletvekili Sayın Kürşat Atılgan’ın benzer konular ihtiva eden (6/382), (6/383) ve (6/851) numaralı önergeleri, 31/12/2007 tarihi itibarıyla tarım kredi kooperatiflerine olan ertelenmiş ve/veya taksitlendirilmiş kredi borçları ve kullandırılan tarımsal kredilerle ilgilidir.

Tarım kredi kooperatiflerine olan 5661 sayılı Kanun kapsamındaki borçlarını Kanun’un öngördüğü 31/12/2007 tarihine kadar ödemeyenler veya borçlarını yapılandırmayanlar ile borçları yapılandırılmasına rağmen yapılandırma taahhüdünü yerine getirmeyerek ilk taksitini 31/12/2007 tarihine kadar ödemeyenler hakkında, 1/1/2008 tarihinden itibaren takibata başlanılmıştır.

Kanunun yürürlüğe girdiği 1/4/2007 tarihi itibarıyla, bu kapsamda borcu bulunan 465.163 çiftçinin kefillikle ilgili taahhüdü sona ermiştir. Çünkü, aslında bu son derecede önemli bir değişiklikti.

2) 1/4/2007 tarihi itibarıyla bu kapsamda borcu bulunan 43.325 ortağa kanunun öngördüğü 31/12/2007 tarihine kadar, borçlarını tamamen ödemeleri için 31/12/2007 tarihine kadar süre tanınmıştır. Bu sürenin sonunda 43.325 asıl borçludan 10.825’i borcunu ödeyerek diğer borçlulara olan kefalet sorumlulukları sona ermiştir.

3) Borcunu 31/12/2007 tarihine kadar ödemeyen 32.500 ortak üzerindeki 31/12/2007 tarihi itibarıyla 190 milyon YTL tutarındaki  tarım ve kredi kooperatifleri alacaklarının tahsilini teminen  takip işlemleri yapılmıştır. 

4) 14/10/2008 tarihi itibarıyla 4.987 borçlu ortak üzerindeki 52,5 milyon YTL alacak kesin haciz vesikasına bağlanarak 5661 sayılı Kanun kapsamında Hazine Müsteşarlığından talep edilmiştir.

5) 14/10/2008 tarihi itibarıyla 4.987 borçlu ortak üzerindeki 52,5 milyon YTL alacaktan 4.765 ortaktan olan toplam 49,9 milyon YTL kesin haciz vesikası tutarının ödemesi yapılmıştır.

2007/12339 sayılı Bakanlar Kurulu kararı kapsamında, 2007 yılında kırk ilde meydana gelen kuraklık nedeniyle 72.867 ortak üzerindeki 421,4 milyon YTL kredi alacağı da ayrıca ertelenmiştir.

Sayın Kürşat Atılgan, soru önergesinde, çiftçi kredilerine ilişkin olarak kullanılan kredi miktarını, bu krediler karşılığındaki teminat miktarını, kaç özel banka tarafından tarımsal kredi kullandırıldığını sormakta.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan aldığımız bilgilerde, tarımsal kredi kullanan müşterilerin kredi teminat gruplarının yapısına ilişkin ayrıntılı bilgi elde etme imkânı bulunmadığı bildirilmekte; ayrıca, 37 banka tarafından tarımsal kredi kullandırıldığı bildirilmektedir.

2002 yılında yüzde 59 olan tarımsal kredi faiz oranları, bilindiği gibi yüzde 17,5’a düşürülmüştür. Hatta bazı alanlarda sübvansiyonlu kredi kullanımına imkân getirilmiş ve bu çerçevede faiz oranları yüzde 0 ilâ 13 aralığına çekilmiştir.

Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatifleri tarafından 2002 yılında 550 bin çiftçiye 529 milyon YTL kredi kullandırılabilmiş iken 2007 yılında 1 milyon 50 bin çiftçiye 6 milyar 356 milyon YTL kredi kullandırılmıştır ve bunun da yüzde 90’ının üzerindeki miktarı, biraz önce söylediğim, yüzde 0 ilâ 13 aralığındaki faiz oranıyla ödenmiştir. Ayrıca, bunun tahsilat oranı da oldukça yüksektir yani yüzde 98’ler oranında bunun geri dönüşü var.

2008 yılı Ekim ayı itibarıyla ise Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatifleri tarafından 944 bin çiftçimize 7 milyar 303 milyon YTL tarımsal kredi kullandırılmıştır. Yani aslında oldukça yüksek bir tarımsal kredi kullanımı söz konusu. Özel bankaların kullandırdığı 4 milyar YTL ile birlikte 2007 yılında kullandırılan toplam tarımsal kredi miktarı yaklaşık 9,4 milyar YTL’dir.

Kredilerin geri dönüş oranlarında da olumlu gelişmeler var. Örneğin, Ziraat Bankasının kullandırdığı kredilerin geri dönüş oranı 2002 yılında yüzde 38 düzeyinde iken 2007 yılında yüzde 97,4’e yükselmiştir. Biraz önce de söylediğim yüzde 98’ler düzeyine gelmiştir. Benzer şekilde tarım kredi kooperatiflerinde de bu oran, 2002 yılında geriye dönüş oranı yüzde 71 düzeyinde iken 2007 yılında yüzde 96’ya yükselmiştir.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Sayın Aslanoğlu ile Sayın Çalış’ın (6/432), (6/688), (6/759) ve (6/650) numaralı soru önergelerinin konusu tarım sigortası uygulamaları ve kapsamıyla ilgilidir. Tarım Sigortaları Kanunu bilindiği gibi 2005 yılı Haziran ayında yürürlüğe girmiştir. Türkiye'nin yetmiş yıllık bir rüyası idi bu ve bizim dönemimizde yüce Parlamentonun onayıyla yasalaşmıştır.

Tarım sigortaları 2008 yılı uygulaması, 2007/13010 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’yla havuz tarafından teminat altına alınacak ürünler ve riskler belirlenerek yürürlüğe girmiştir. Bu çerçevede 2008 yılı için, bitkisel ürünler için dolu riski ana teminatıyla birlikte yangın, heyelan, fırtına, hortum ve deprem ek teminatlarının paket hâlinde ve ayrıca açık alanda yetiştirilen meyveler için, isteğe bağlı, don riski teminatı, seralar için dolu riski ana teminatı, önsoy ve soy kütüğüne kayıtlı süt sığırlarında ölüm riski teminatı, biyogüvenlik ve hijyen tedbirlerini almış kümes hayvanlarında ölüm riski teminatı, denizlerde ve iç sularda yetiştirilen su ürünlerine ölüm riski teminatı, ilgili genel şartlar, teknik şartlar, tarife ve talimatlar çerçevesinde Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat kapsamına alınmıştır.

Bunlardan açık alanda yetiştirilen meyveler için don riski teminatı, çiçeklenmenin son bulup taç yapraklarının dökülmesi -yani teknik olarak “kürk içi dönemi” diye tanımladığımız- ve meyve bağlamasıyla başlamaktadır. Meyve ağaçlarında çiçeklenmenin son bulması -yani taç yapraklarının dökülmesi ve kürk içi dönemi- ve meyve bağlamasıyla sıfır derece santigradın altına düşen hava sıcaklığının doğrudan meyvelere zarar vermesi yoluyla meyve miktarında meydana gelen azalmalar dikkate alınmaktadır. Çiçeklenme döneminde meydana gelen bir don zararından dolayı da üründe ekonomik anlamda miktar ve kalite kaybının tespiti teknik olarak oldukça zordur. Ayrıca sigortacılık tekniğinde teminat çiçeğe değil üründeki miktar ve kalite kaybına verilmektedir, ki bütün dünyada, sigorta uygulaması yapılan ülkelerde de aynı şartlar, aynı standartlar geçerlidir.

Yirmi yedi yıllık tecrübeye sahip İspanya’da tarım sigortası uygulaması başladıktan ancak sekiz yıl sonra don teminatı verilebilmiş ve bu uygulama uzun yıllar sadece iki ürünle sınırlı kalmıştır. Hâlbuki bizde uygulamanın sekizinci ayında don riski sigorta kapsamına alınmış ve hâlen de başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.

Ülke genelinde tarım sigortası uygulamaları kapsamında bugüne kadar 81 il, 670 ilçe, yaklaşık 10 bin köy, devlet destekli tarım sigortası ile tanışmış, 485 bin poliçe kesilmiş, kesilen poliçeler karşılığında 90 milyon YTL devlet primi desteği ödemesi ve 54 milyon YTL tutarında da hasar ödemesi yapılmıştır. Eğitim ve yayım çalışmalarıyla uygulama yaygınlaşmaktadır. Örneğin Malatya ilimizde –ki Sayın Aslanoğlu Malatya Milletvekili- kayısı ürünü için bir örnek vereceğim: Toplam 8 bin 65 üreticiye 17.701 poliçe kesilmiştir. 2007 yılında çiftçilerimiz don zararına karşı 3 milyon YTL prim ödemiş ama bunun karşılığında 15 milyon 700 bin YTL hasar bedelini tazminat olarak almıştır. Demek ki 3 milyon prim karşılığında, çiftçi, 15,7 milyon YTL sigorta bedeli almıştır ki, bu son derecede yüksek bir rakam ve bu uygulamanın da ne kadar çiftçi lehine olduğunu göstermesi bakımından, ne kadar faydalı olduğunu göstermesi bakımından son derecede anlamlı. Malatyalı kayısı üreticisi uygulamadan memnun olduğu içindir ki bu paralelde sigortaya ilgi de önceki yıllara göre artmaktadır.

Yine Sayın Aslanoğlu’nun bir sorusu da nisan ayında Malatya’nın bazı bölgelerinde görülen don olayı çerçevesinde TARSİM’in Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün verilerini dikkate almamasıyla ilgilidir. Nisan ayı içerisinde oluşan hasarların TARSİM tarafından dikkate alınmaması gibi bir durum söz konusu değildir, öncelikle onu ifade etmek istiyorum. Ancak yine yukarıda açıklandığı gibi, sıcaklık değerinin sıfır derecenin altına inmesi ya da saatte 63 kilometre rüzgâr esmesi tek başına hasar olduğu anlamına gelmemektedir. Bu iki durum her arazi için ayrı ayrı değerlendirilerek sonuca varılmaktadır. Malatya genelinde hasar ihbarları incelendiğinde 1.252 poliçe için dolu ihbarı yapıldığı ve bunun 521 tanesinde hasar tespit edildiği, 2.280 poliçe için don ihbarı yapıldığı ve bunun 416 tanesinde hasar tespit edildiği, 1.590 poliçe için fırtına ihbarı yapıldığı ve hasar oluşmadığı tespit edilmiştir.

Ayrıca, Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan verilere göre 20 Nisan 2008 tarihinde Erhaç Havaalanı’nda rüzgâr hızı 17,5 metre/saniye ölçülürken Malatya Bölge Müdürlüğünde 12,4 metre/saniye ölçülmüştür. Buradan da görüleceği üzere Erhaç Havaalanı’nda -ki tamamıyla açık bir alandır- ölçülen rüzgâr hızının bölgenin geneline yansıtılamayacağı aşikârdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Varlı, Sayın Çalış, Sayın Doğru’nun (6/397), (6/423), (6/709), (6/747), (6/831) sayılı, kimyevi gübrelerle ilgili ve fiyat artışlarıyla ilgili benzer sorularıyla ilgili olarak da… Ülkemizde kimyevi gübre fiyat artışlarının başlıca nedeni yurt dışı ham madde fiyatlarında meydana gelen artıştır. Bunu, muhtelif zamanlarda gerek gündem dışı konuşmalar gerekse başka vesilelerle de bu bilgileri zaten kamuoyuyla paylaşıyoruz.

2007 Eylül ayına göre, 2008 yılı Eylül ayında FOB fiyatı DAP gübresinin 459 dolar/tondan yüzde 140 artışla 1.103 dolar/tona, amonyum sülfat gübresinin 164 dolar olan ton fiyatının yüzde 90 artışla 302 dolar/tona, amonyum nitrat gübresinin 207 dolar/ton olan fiyatının yüzde 140 artışla 496 dolar/tona, üre gübresinin de 312 dolar/ton olan fiyatının yüzde 147 artışla 770 dolar/tona yükseldiği bilinmektedir, ki bunlar uluslararası fiyatlar. Ancak kimyevi gübre dünya fiyatları, yaşanan global ekonomik kriz nedeniyle ekim ayının ortasından itibaren düşme eğilimine girmiştir. Bugün itibarıyla dünyada kimyevi gübre fiyatları, geçen yılın ekim ayına göre amonyum sülfatta yüzde 22, amonyum nitratta yüzde 34, ürede yüzde 32 ve DAP gübresinde yüzde 5 düzeyinde olmuştur. Benzer şekilde ülkemizde de, hatta bazı gübre cinslerinde daha fazla olmak üzere, kimyevi gübre fiyatlarında geçen yılın ekim ayına göre düşüş yaşanmıştır. Bu oranlar, amonyum sülfatta yüzde 23, amonyum nitratta yüzde 35, ürede yüzde 42 ve DAP gübresinde yüzde 17’dir. Çiftçilerimizin artan gübre fiyatlarından daha az etkilenmesi için, 2005 yılından bugüne kadar toplam 956 milyon YTL kimyevi gübre desteği çiftçilerimize ödenmiştir. Verdiğimiz destek ile çiftçilerimizin kimyevi gübre maliyetinin, toplam gübre maliyetinin yüzde 13,3’ü karşılanmıştır. 2009 yılında da kimyevi gübre desteği artarak devam edecektir. Bu çerçevede, kimyevi gübre destekleri için ayrılan, öngörülen bütçede, 2009 bütçesinde yüzde 109 oranında bir artış vardır.

Sayın Varlı önergesinde, ayrıca kimyevi gübrede gümrük vergisi oranlarının ve KDV oranının düşürülmesi konusunda herhangi bir çalışma olup olmadığını soruyor. Kimyevi gübre gümrük vergisi, ithal edilen ülkeye göre değişmekle birlikte, yüzde sıfır ila yüzde 6,5 arasında değişmektedir. Gübre fiyatını esas artıran unsur yurt dışı fiyat artışları olup, gümrük vergisinin tüm ülkeler için sıfıra indirilmesi hâlinde dahi fiyatlarda beklenen ölçüde bir azalma olması çok mümkün görülmemektedir, uzmanlar ve mali konularla ilgili tecrübe sahibi olanlar tarafından bu şekilde ifade edilmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Işık, Sayın Paksoy, Sayın Ağyüz, Sayın Çalış’ın (6/482), (6/636), (6/637), (6/638), (6/550), (6/770) numaralı, buğday üretimi ithalatı ve gümrük vergileriyle ilgili, benzer sorularıyla ilgili olarak da… Bilindiği üzere, son iki yıldır yaşadığımız kuraklık nedeniyle buğday üretimimiz 2006 yılına göre -ki 2006 yılı yaklaşık 20 milyon tondu- yaklaşık yüzde 11 azalmıştır, iki yılın ortalamasını kastediyorum. TÜİK verilerine göre, 2007 yılı Türkiye buğday üretimi 17,2 milyon ton olup, 2008 yılı birinci tahmini 17,8 milyon tondur. 2008 yılında buğdayda geçen yıla göre yüzde 3,5 oranında bir üretim artışı olmuştur. Yine, tabii, burada Türkiye’nin gerçekte ihtiyacı -yani kendi iç tüketimiyle ilgili ekmeklik buğday, tohumluk buğday ve yemlik buğdayı kastediyoruz- Türkiye’nin toplam ihtiyacının bir yıl içerisinde 17-18 milyon ton arasında değiştiği hesaplanmaktadır. Ama, Türkiye, zaman zaman özellikle un sanayisi sebebiyle dâhilde işleme rejimi kapsamında, dışarıdan ucuz buğday bulunduğu takdirde bu ithal edilip, Türkiye’de işlenmekte ve un olarak geri ihraç edilmektedir. Dolayısıyla, aslında, bu 2007 ve 2008 yılında kuraklığa rağmen bizim ithalat ve ihracat rakamlarını ortaya koyduğumuzda, Türkiye’nin üretiminde, önemli bir –tüketimi karşılama konusunda- açık olmadığı görülmekte. TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin buğday ithalatı 2007 yılında 2,1 milyon ton, 2008 yılı Ağustos ayı itibarıyla 2,3 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bunun da, dediğim gibi, sebebi esas daha çok ihraç amaçlı.

TMO, Almanya, Romanya, Rusya, Litvanya ve Ukrayna’dan 489 bin ton ithalat gerçekleştirmiştir. Bilindiği üzere buğdayda uygulanan gümrük vergileri 28/11/2007 tarihinde -o günün dünya konjonktürü dikkate alındığından dolayı- yüzde 130’dan yüzde 8’e indirilmiş, 23/2/2008 tarihinde ise 15/5/2008 tarihine kadar geçerli olmak üzere sıfırlanmıştır. Ama 15/5/2008’de tabii bu değiştirilmiş, söz konusu gümrük vergileri bu tarihten itibaren yüzde 50 olarak uygulanmıştır.

Gümrük vergileriyle ilgili düzenlemelerde üretimin sürdürülebilirliği de dikkate alınmaktadır. 2008 yılı başında dünya fiyatlarında yaşanan artış iç piyasa fiyatlarını da etkilemiş olup piyasa regülasyonu amacıyla ithal maliyetlerini düşürmek amaçlanmıştır. Türkiye’de 2007 yılı hasadı sonrasında Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğdayının borsa ortalama fiyatları, örneğin 2007 yılı Haziran ayında 450 YTL/ton iken Ekim ayında 502 YTL/ton, 2008 yılı Haziran ayında 565 YTL/ton, ekim ayında 559 YTL/ton olarak gerçekleşmiştir.

Ülkemizde olduğu gibi dünyada da 2007-2008 yıllarında hububat fiyatları önceki yıllara göre yüksek seyretmiştir. Dünya piyasalarında ekmeklik buğday fiyatı, 2007 yılı ortalaması, tonu 267 dolar iken 2008 ortalaması 357 dolar/ton olarak gerçekleşmiştir. TMO, 2008-2009 hasat döneminde piyasa fiyatlarının yüksek seyretmesi nedeniyle müdahale alım fiyatı açıklamamıştır. Piyasa regülasyonu amacıyla 31/5/2009 tarihine kadar kullanılmak üzere TMO’ya 700 bin ton buğday ithalat yetkisi verilmiş, TMO tarafından 2007 Eylül ayından itibaren 1,5 milyon ton buğday, 300 bin ton da arpa ithalatı gerçekleştirilmiştir. TMO tarafından 2007-2008 hasat döneminden sonra bağlantıları yapılan ithal ekmeklik buğdayların yaklaşık 440 bin tonu regülasyon amacıyla iç piyasaya satışa verilmiş olup, Aralık 2007’den Mayıs 2008’e kadar tamamı peşin bedel mukabili 490 ile 590 YTL/ton arasında değişen fiyatlarla un fabrikalarına satılmıştır.

Bu arada Sayın Ağyüz’ün soru önergesinde yer alan, Gaziantep ilindeki un fiyatlarıyla ilgili olarak da bir bilgi arz etmek istiyorum.

Biraz önce değindiğim gibi, buğday fiyatlarındaki artışa paralel olarak un fiyatlarında da artış söz konusu olmuş, Gaziantep’te tip-650/1 çuval unun fiyatı 2008 yılı Ocak ayında 36 YTL’ye, mart ayında 44 YTL’ye yükselmiştir. Kasım ayında da fiyat 44 YTL civarında kalmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Paksoy, Sayın Çalış, Sayın Doğru’nun (6/639), (6/640), (6/642), (6/700), (6/707) sayılı, pirinç ithalatı ve satışıyla ilgili, benzer, yine soruları var.

Bilindiği üzere, çeltik, temel tarımsal ürünlerimizden biri. Çeltik üretimine verdiğimiz desteklerle 2002 yılına göre 2008 yılında önemli artışlar gerçekleşti. Türkiye’de 2002 yılında 360 bin ton olan çeltik üretimi yüzde 112 artışla 2008 yılında 765 bin tona ulaşmıştır. TMO’nun görevi, müdahale kapsamına giren ürünlerle ilgili piyasayı düzenlemektir. Bu doğrultuda yurtta hububat fiyatlarının üreticiler yönünde normalin altına düşmesi ve tüketici aleyhine anormal derecede yükselmesini önlemek yönünde politikalar geliştirilmektedir.

Pirinçte 2008 yılı Nisan ayı başında en çok ithalat yaptığımız ülkelerden birisi olan Mısır devletinin, ihracatını 1 Ekim tarihine kadar yasaklamasıyla birlikte, önemli ihracatçı ülkeler olan Hindistan, Vietnam, Tayland, Pakistan ve Filipinler’in de ihracatlarını kısıtlama yoluna gideceklerini açıklamaları dünya piyasasında fiyatların hızla yükselmesine sebebiyet vermiştir. Dünya piyasalarındaki arz daralması ve fiyatlardaki yükselişe bağlı olarak yurt içi piyasada da fiyat artışı beklentisi devam etmiş, bunun sonucu olarak piyasaya yeterince ürün arzı gerçekleşmemiştir. Ayrıca, 1/1/2006 tarihinden beri uygulanmakta olan Türkiye’deki liman maliyeti üzerinden pirinçte yüzde 45, çeltikte yüzde 34, kahverengi pirinçte de yüzde 36 oranındaki ithalat vergisi oranlarında indirim yapılacağı beklentisiyle özel sektör tarafından ithal edilen ürünler millîleştirilmeyerek liman depolarında bekletilmiş, piyasaya sürülmemiştir.

Türkiye’deki fiyat artışlarının temel nedeni, önemli ihracatçı ülkelerin ihracatlarını durdurmaları üzerine, stoklarda çeltik veya pirinç bulunduranların dünya fiyatlarının artarak devam edeceği beklentisiyle ürünleri satmak yerine stoklamayı tercih etmeleridir.

Bu arada, pirinç stoklarının tükendiği yönündeki spekülatif haberler de fiyat artışlarını suni olarak etkilemiştir. TMO stoklarında bulunan çeltiklerden 31 bin ton civarındaki kısmı, 6/3/2008 tarihinde, piyasaların daralmaya başladığı bir zamanda bu iş ile iştigal eden firmalara piyasa regülasyonu amacıyla satılmıştır. Satışa sunulan 31 bin ton civarındaki çeltik randıman oranlarına göre değişen 0,69 ile 0,85 YTL/kilogram fiyatla satılmıştır.

2008-2009 hasat döneminde piyasa çeltik fiyatlarının beklentinin altına düşmesiyle çeltik müdahale alım fiyatları yüzde 95 oranında, üretimi yapılan Osmancık çeşidi çeltik için 870 YTL/ton olarak açıklanmış, emanet ve yerinde emanet alımına geçen yıl olduğu gibi devam edilmiştir. Uygulanan politikalar ile üretici ve sektöre kredi kullanma imkânının sağlanmasıyla, piyasa fiyatları, müdahale alım fiyatları üzerinde seyretmiştir.

 4 Kasım 2008 tarihine kadar TMO 501 bin ton peşin alım yapabilmişken, emanet alımlar 97 bin tona ulaşmıştır. Hâlen alımlar devam etmektedir.

Sayın Doğru’nun (6/707) No.lu soru önergesinde yer alan, kaç firmaya, kaç ton pirinç ithalatı için kontrol belgesi düzenlendiğine dair sorusuyla ilgili olarak… 1/7/2007-31/12/2007 tarihleri arasında Bakanlığımızca pirinç ve çeltik ithalatı için 83 firma için 224 adet kontrol belgesi, 2008 yılında ise, 1/1/2008-30/4/2008 tarihleri arasında 82 firmaya 249 adet kontrol belgesi düzenlenmiştir.

Sayın Paksoy’un (6/642) No.lu soru önergesinde yer alan “GDO’lu çeltik ithalatı yapılıyor mu?” sorusuyla ilgili olarak da… Ülkemizde  pirinç ithalat kontrolleri 19/04/2001 tarihli ve 24378 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Türk Gıda Kodeksi Pirinç Tebliği hükümlerine göre yapılmakta ve mevzuata uygun olan ürünlerin yurda girişine izin verilmektedir. Bugüne kadar etiketlerinde genetik olarak değiştirilmiş organizma bulunduğuna dair beyan edilen ürünlerin ithalatına izin verilmemiştir.

Yine Sayın Paksoy’un (6/639) No.lu soru önergesinde pirinç fiyatlarının serbest piyasada 7,5 YTL/kilogram olduğu iddia edilmektedir. Serbest piyasada perakende pirinç fiyatları hiçbir zaman 7,5 YTL/kilogram olmadı. Hasat başlangıcı olan Eylül 2007’den bu zamana aylık fiyat ortalamaları 2007 yılı Eylül ayında 1.710 YTL/ton, 2008 yılı Nisan ayında 2.830 YTL/ton, 2008 yılı Mayıs ayında 3.390 YTL/ton, 2008 yılı Eylül ayında 2.800 YTL/ton, 2008 yılı Kasım ayında ise 2.540 YTL/tondur. Görüldüğü gibi, aslında geçen sene ilkbaharda yaşanan yapay spekülatif amaçlı artışlardan sonra giderek, bir, pirinç fiyatları düşme eğilimine girmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Işık’ın, Sayın Ağyüz’ün, Sayın Enöz’ün (6/932, 956 ve 750) sayılı önergeleri yine benzer konularda; 2008 yılı kuraklık kararnamesi kapsamına Kütahya’nın dâhil edilmemesi, zeytin ve Antep fıstığının kararname kapsamına girip girmediği, kuraklığın meyve ağaçlarına olumsuz etkileriyle ilgili. 2008 yılı ilkbahar döneminde Türkiye’de meydana gelen kuraklık nedeniyle zarar gören çiftçilere nakdî desteğin hibe olarak verilmesine ve çiftçilerimizin Ziraat Bankası Anonim Şirketi ile tarım kredi kooperatiflerine olan tarımsal kredi borçlarının ertelenmesine ilişkin 2008/13881 sayılı Kuraklık Kararnamesi ve 2008/14074 sayılı ek Kuraklık Kararnamesi Resmî Gazete’de yayınlanmış, bu kararnamelerin kapsamına giren il ve ilçeler, il müdürlüklerimizden yapılan kuraklık hasarı ihbarları esas alınarak belirlenmiştir.

Kütahya ili, buğday, arpa, nohut, mercimek ve yem bitkilerinden kuraklık ihbarı olmadığı için kararname dışında kalmıştır.

Bildiğiniz gibi, bunun dışında, 500 bin civarındaki çiftçimiz, Türkiye’nin 35 vilayetinde yaşayan çiftçilerimizin bundan olumsuz etkilendiği tespit edilmiş ve onlar için de 535 milyon YTL tutarında nakdî ödeme gerçekleşmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Sayın Ağyüz’ün, Gaziantep’teki zeytin ve Antep fıstığı üreticilerinin kuraklıktan mağdur olması ve kararname kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğiyle ilgili sorusu: Kuru alanda buğday, arpa, mercimek, nohut, fiğ, burçak ve mürdümük ekilişi olan ve başvuruda bulunan çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçilerden 2008 yılı ilkbahar döneminde meydana gelen kuraklıktan yüzde 30 ve üzeri etkilendiği il-ilçe komisyon kararlarıyla belirlenenlere yardım yapılmaktadır, daha çok tarla ürünleriyle ilgili ve bu kapsamda zeytin ve Antep fıstığı alanları bulunmamakta. Ancak kararname kapsamında Gaziantep ilinde yaklaşık 13 bin çiftçiye 10 milyon 700 bin YTL kuraklık desteği sağlanmış, ödenmiştir. Kararname kapsamı dışında kalan il, ilçe ve ürünlerde kuraklık nedeniyle meydana gelen zararların karşılanması için Bakanlığımız tarafından uygulanan 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanun kapsamında, belirli şartları taşıyan çiftçilere yardım yapılabilmektedir, ki bunun prosedürü, mevzuatı ayrı şekilde işliyor. Ancak bu Kanun kapsamında borç ertelemesine yönelik işlem yapılamamaktadır.

Sayın Enöz’ün Manisa ile ilgili sorusu: Meyvecilikte yeni çeşitlerle bahçe tesislerinin kurulması, optimum işletme büyüklüğünün yanında kalite ve standartlara uygun yetiştiriciliğin geliştirilmesi ve ihracata yönelik üretimin yaygınlaştırılması amacıyla sertifikalı fidanla kurulan bağ ve bahçe tesisleri 2005 yılından itibaren desteklenmektedir. Bu çerçevede bugüne kadar 226 milyon 400 bin YTL destek sağlanmıştır. Verilen desteklerle 2005-2008 arasındaki dönemde -2006, 2007 çoğunlukla- 850 bin dekar alanda yeni meyve bahçesi tesis edilmiştir. Ayrıca, meyve üreticilerine mazot, gübre, toprak tahlili, organik tarım destekleri, DGD gibi diğer destekler de ödenmiştir. Bakanlığımızca örtü altı yetiştiriciliği konusunda herhangi bir destek uygulaması, özel bir destek uygulaması bulunmamakla birlikte, tarım kredi kooperatifleri ile Ziraat Bankasınca hazırlanan selektif kredi uygulama çerçevesinde, kontrollü örtü altı yetiştiriciliğine bankaca uygulanmakta olan tarımsal kredi cari faiz oranlarından yüzde 40 indirimli tarımsal kredi kullanımına imkân sağlanmaktadır.

Sayın Aslanoğlu’nun, kayısı festivalindeki yemek duası ile ilgili, Sayın Baykal’a “Allah Deniz Baykal’a akıl, fikir versin.” ifadesiyle ilgili sorusu ile ilgili olarak da…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sizin olduğunuz bir ortamda.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Ben oradaydım. Yemek Valilik tarafından düzenlenen bir yemekti ve…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Resmî bir yemekti.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Resmî niteliğini tabii bilmiyorum. Biz, sadece orada, bütün misafirlere, katılan herkese -sivil toplum kuruluşları ve halktan da insanlar vardı- düzenlenen bir yemekte, bir şahıs tarafından, ki herhangi bir…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Partinize ait belediye başkanı, şahıs değil.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Müsaade eder misiniz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Partinize ait belediye başkanı.

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, dinler misiniz.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Cevap veriyorum, endişe etmeyin.

Şimdi, bir şahıs tarafından, herhangi kimsenin talimatı olmadan veya herhangi kimseden izin alınmadan, birden gelişen bir şekilde bir dua sesi geldi, yemek duası ve orada da, doğrudur, Sayın Baykal için “Allah akıl, fikir versin.” denmiştir. Ama gerek şahsım tarafından gerekse Vali Bey tarafından bu konu yadırganmış ve kişi uyarılmış, şahsım tarafından da yadırganmıştır. Çünkü böyle bir yemek duası içerisinde bir siyasi şahsiyetin isminin geçmesi tarafımdan da doğru bulunmamıştır.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Başka türlü karnınız doymuyor ki!

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Yani, o herhangi bir temenni bile olsa -ki, bu yönde de değerlendirmeler var- neticede bunun kötü bir şey olmadığı, “Allah akıl, fikir versin.” demenin… Kişi de o şekilde söylemiştir ama biz yine de bunu yadırgadık ve kendisini de ikaz…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – O zaman ben size hep “Allah akıl, fikir versin.” derim efendim eğer kötü bir şey değilse.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Allah herkese akıl, fikir versin. Ama bunu söyledim, Allah herkese akıl, fikir versin.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Kötü bir şey değilse hep size “Allah akıl, fikir versin.” diyeceğim.

ŞEVKET GÜRSOY (Adıyaman) – Sana da, sana da!

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Çiftçilere Allah yardım etsin.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Bunu da yadırgadığımı ve yanlış bulduğumu zaten ben ifade ettim, bunu da söyledim Sayın Aslanoğlu.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Ama “güzel bir kelime” diyorsunuz!

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Bunun altında özel olarak ayrıca bir şey aramayın. Yani kendisini yadırgadığımı…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ben cevap vereceğim efendim.

BAŞKAN – Sayın Bakanım, devam edecek misiniz, sorular tamam mı? Otuz soruya cevap verdiniz çünkü. Devam ediyor musunuz?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – İzin verirseniz üç tane daha soru kaldı, onları da cevaplandırayım.

BAŞKAN – Peki, o zaman buyurun.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Doğru’nun, gıda katkı maddelerinin menşesinin belirtilmesiyle ilgili (6/832) sayılı sorusu... Türk Gıda Kodeksi Renklendiriciler ve Tatlandırıcılar Dışındaki Gıda Katkı Maddeleri Tebliği’nin “Katkı Maddelerinin Etiketlenmesi” başlıklı 6’ncı maddesinin (ı) bendinde, “Gıda katkı maddesi hayvansal kaynaklardan elde edilmiş ise elde edildiği hayvanın cinsi,” bilgisinin gıda katkı maddesinin etiketinde yer alması gerektiği belirtilmektedir.

Bakanlığımızca yürütülen rutin denetim ve kontrollere ilave olarak, risk bazında hazırlanmış olan 2008 yılı denetim ve izleme programları içerisinde Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliği’ne uygunluk denetim programı yürütülmekte, bu kapsamda 2008 yılı içerisinde 1.234 adet gıda katkı maddesi ürün etiketi kontrol edilmiş olup, bu kontroller sonucunda olumsuzluk tespit edilen on ürün ve sorumlu iş yerleri hakkında mevzuat çerçevesinde yasal işlem yapılmıştır.

Yine Sayın Doğru’nun (6/840) numaralı, kümes hayvancılığında dezenfektan madde seçimiyle ilgili sorusuyla ilgili olarak… Kümes hayvancılığında dezenfektan madde seçimi Bakanlığımız tarafından yapılmamakta olup, kullanacakları dezenfektan maddelerini kanatlı işletmecileri kendileri seçmektedir. Bakanlığımızca kümes hayvancılığına yönelik yürütülen hastalık mücadelesinde kullanılan dezenfektanlar ise, ihale yoluyla alınmakta, seçim kriterleri olarak aynı amaca yönelik dezenfektanlar arasında son kullanım şekli olan sulandırılmış solüsyon şeklinin birim fiyatı dikkate alınmaktadır.

Sayın Paksoy’un (6/539) sayılı, TMO’ya bağlı herhangi bir bölge müdürlüğü olup olmadığı sorusu… 2003 yılı sonunda gerçekleştirilen yeniden yapılanma sonucu Toprak Mahsulleri Ofisi bölge müdürlükleri kapatılmış ve taşradaki yapılanma şube müdürlüğü şekline dönüştürülmüştür. Kapatılan bölge müdürlüklerinde bölge müdür yardımcısı olarak çalışan personelin tamamı, statülerine uygun unvanlara nakledilmişlerdir. Bugün itibarıyla bu unvanda maaş alan bir personelimiz bulunmamakta. Bölge müdürlükleri kapatılmış olmasına rağmen, dava sonucu mahkemece verilen karar uyarınca bölge müdür yardımcısı kadrosuna atanan bir personel, talebi doğrultusunda başuzman kadrosuna atanmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benim bu oturumda cevaplayacağım sözlü sorular bunlardır. Verdiğiniz imkân için sizlere teşekkür ediyorum ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

 BAŞKAN -  Teşekkürler Sayın Bakan.

Sayın Süner, sisteme girmişsiniz, bir şey mi vardı? Soru soranların içinde isminiz yok. Böyle bir şey sistemimiz de yok yani… Soru mu soracaktınız Bakana?

TAYFUR SÜNER (Antalya) – Sorum vardı Başkanım, Sayın Bakana bir soru soracaktım.

BAŞKAN -  Efendim, böyle bir usulümüz yok, maalesef. Başka bir arkadaşa tevdi edin, o sizin yerinize sorsun efendim.

TAYFUR SÜNER (Antalya) – Sistemde sorulara cevap verileceğini…

BAŞKAN -  Veremiyorum efendim, maalesef, böyle bir sistem yok efendim.

Sayın Çalış, buyurun.

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Bakanıma sorularımıza gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür ediyorum. Ancak gübre fiyatları, maalesef çiftçinin kullanacağı zaman normal fiyatının iki katına kadar çıkmaktadır. Bunun yanında organik gübrede ve çiftlik gübrelerinde KDV’nin yüzde 18 olmasını anlamak mümkün değildir. Bunu yüzde 5’lere, yüzde 3’lere, daha aşağılara çekmeyi düşünüyorlar mı?

Bir diğer husus: Buğday alım döneminde, çeltik alım döneminde Tarım Bakanlığımızın uyguladığı politikalar maalesef tüccarı da çiftçiyi de memnun etmemektedir. Mesela bu sene 750-850 lira arasında giden buğday fiyatı, uygulanan yanlış politikalarla 400 liraya, 500 liraya düşmüştür. Gerçekten, çiftçi de, erken giren tüccar da mağdur edilmiş durumdadır.

Sayın Bakanım, aynı zamanda, bugün mısır üreticileri de mağduriyetin eşiğindedir, sizden yardım bekliyorlar, Ofisin görevini yapmasını bekliyorlar ve benim çiftçilerim soruyorlar, “Uygulanan bu politikalar bizi de, tüccarı da öldürüyor. Tarım Bakanımız, Tarım Bakanlığımız spekülatörlerin yanında mı- dır yoksa çiftçinin ve köylünün yanında mıdır?” diye soruyorlar.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Enöz

MUSTAFA ENÖZ (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanımın vermiş olduğu cevaplara teşekkür ediyoruz. Her ne kadar bahar meyveleriyle ilgili sorduğumuz suallere kışın da cevap verse yine de teşekkür ediyoruz.

Özellikle Manisa yöresinde kiraz, şeftali, erik gibi ağırlıkla üretilen ve ihraç edilen, özellikle de kirazda çiçek açma döneminde esen lodos sebebi ve kuraklık nedeniyle Manisa yöresinde kiraz rekoltesi yüzde 60 dolayında düşmüştür. İhracatçı da bu sebeple, mal azlığı sebebiyle yöreye gelmemiştir, bu da fiyatları aşağıya çekmiştir. Bir önceki yıl 5 YTL olan ortalama kiraz fiyatları, bu yıl 2 YTL ortalama ile satılma mecburiyetinde bırakılmıştır çiftçilerimiz. Bunun yanı sıra, temel girdileri olan gübre, mazot ve elektrifikasyon maliyetleri de yüzde 100’leri aşan bir fazlalıkla üreticiye yansıtılmıştır. Bu temel girdilerin bu kadar yüksekliği üreticimizi son derece mağdur etmiştir, bu bilinen bir gerçektir.

Yani, sonuç olarak, verilen destekler maalesef yetersizdir ve bunların artırılması gerekmektedir. Sayın Bakanımızın tekrar dikkatine sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Aslanoğlu, buyurun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - O yemek resmî bir yemekti. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Bakanı, sosyal, laik, hukuk devletinin bir Bakanı orada resmî bir yemek yiyor. Dua eden kişi partinize ait bir belediye başkanı. Eğer orada ben olsaydım, ben sizin yerinizde olsaydım, tepkim, o adamı oradan kovardım. Tepkinizi sadece kendi aranızda yaptınız. O kişiye hiçbir şekilde tepki göstermediniz. “Allah akıl, fikir versin.” demek… Benim bir belediye başkanım o yemekte kalkıp şunu söyleseydi, “Allah, Mehdi Eker’e akıl, fikir verse.” deseydi siz bunu nasıl karşılardınız? Sadece dikkatinize sunuyorum. Allah o küçük beyinlere akıl, fikir versin. O yemekte haddi olmayan işgüzar adama, Allah ona akıl, fikir versin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Şu anda sen o adamın hâline düştün.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – İki: Yine bir soru sormuştum. Bizim Malatyalı üreticiler olarak çok canımız yandığı için, çok büyük zarar ettiğimiz için TARSİM sigortasına en büyük desteği Malatya halkı vermiştir, Malatya çiftçisi vermiştir çünkü çok canımız yandı ama çiçek dönemini bir şekilde kapsatmadığınız için -ve diğer sorduğum sorular da hep onunla ilgilidir- bir sürü zarar oluşmasına rağmen -siz de gözünüzle gördünüz, gittiniz, buna rağmen- maalesef TARSİM… Elimizde meteoroloji raporu var. 65 kilometre olan…

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, biraz kısa keser misiniz?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - …bir meteoroloji raporu olmasına rağmen, elimizde eksi 3 derece don olayı olduğuna dair meteorolojinin raporu olmasına rağmen, maalesef, sizin söylediğiniz gibi değil. TARSİM bunların hiçbirini karşılamadı. Dikkatlerinize sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Işık, buyurun.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ben de Sayın Bakanımızın vermiş olduğu cevaplar nedeniyle kendisine teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanımız önergede verdiği cevaplar sırasında, daha önce de olduğu gibi 2002’den 2007’ye olan rakamları sık sık telaffuz ederek sorulara cevap vermeye özen gösteriyor. Benzer şekilde bugün de nominal faiz oranının yüzde 59’lardan yüzde 17,5’a düştüğünü, 2002’de Ziraat Bankasından kredi kullanan çiftçilerimizin kredi tutarının 500 milyon YTL’den 6 milyar YTL’ye ulaştığını belirtti, âdeta bunu bir başarı gibi gösterdi. Ben, öncelikle reel faiz oranlarının kullanılarak karşılaştırmanın yapılmasının daha gerçekçi olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Eğer çiftçilerimizin durumu gerçekten iyi olsaydı krediye niye ihtiyaçları olsun? Yani bunu bir başarı gibi göstermenin bence bir anlamı olmadığını ifade etmek istiyorum. Şu anda Ziraat Bankasından ve tarım kredi kooperatiflerinden aldığı krediyi ödeyemediği için haciz uygulamasıyla karşı karşıya olan çok sayıda çiftçimin -kendi seçim bölgemde- olduğunu biliyorum. Bunlara mutlaka bir çözümü de inşallah yakın dönemde bekliyorum.

Buğday ithalatında 2008 yılının ilk beş ayında, gümrük vergisinin yüzde 130’dan yüzde 8’e, yüzde 8’den yüzde sıfıra düşürüldüğü dönemde, Toprak Mahsulleri Ofisi toplam ithalatın yüzde kaçını karşılamıştır? Acaba, ithalatı gerçekleştiren özel sektör temsilcileri kimlerdir? Bu konuda bir açıklama yapabilir mi?

Bir de ikinci soru önergemle ilgili olarak, otuz beş ile ait iki yüz on ilçenin kuraklık kapsamında desteklendiği son kararnameye göre Kütahya ilinin alınmama gerekçesini kuraklık ihbarı olmadığı şeklinde belirtti. Bu ihbarın yerine daha bilimsel, özellikle geçen yıl, 2007 yılındaki uygulamanıza benzer bir yöntem kullanılsa daha doğru olmaz mıydı? Çünkü aynı güzergâhtaki Eskişehir ve Afyon illeri bu kararname kapsamına alındı fakat Kütahya’nın Altıntaş, Aslanapa ve Dumlupınar gibi aynı güzergâhtaki ilçeleri bu kapsama alınmadı ve bu ilçelerdeki üreticilerimiz şu anda son derece sıkıntılı.

BAŞKAN – Sayın Işık, bitirelim lütfen.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Çok teşekkür ediyorum. Bu konuda bir ek açıklama yapabilirse memnun olurum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Ağyüz

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Sayın Başkanım, Sayın Bakan; teşekkür ederim.

Tabii, kuraklık nedeniyle rekolte düşüşü bu yıl da çok büyük olacak. Geçen yıl tedbir aldığınızı söylediniz buğday için ama bu yıl ne tedbirler aldınız? Diğer ülkeler, özellikle küresel kriz de ortaya çıkınca bu konuda tedbirlerini artırdılar. Un ve ekmek fiyatları artmaya devam edecek ve maalesef, kendi ununu alarak evde ekmek yapma alışkanlığına geri dönen insan sayımız, aile sayımız çok fazla. Ekmek fiyatları için, un fiyatları için bir tedbir almayı düşünüyor musunuz?

Ayrıca, hazırladığınız kararnamede kuraklık desteğinde… Niye geç verildi kuraklık desteği? Hâlen, benim seçim bölgemde almayan ilçeler var.

Ayrıca, tarım kredi kooperatiflerine talimat vermek bu kadar zor iş mi Sayın Bakan? Hâlen çiftçilerin üzerine gidiyorlar “Kredi borçlarınızı ödeyin yoksa temerrüt faizine düşersiniz.” diyorlar. Biz de kuraklık kararnamesinde fıstık ve zeytinin olmadığını biliyoruz ama bariz bir sorun var. En azından o insanlara bir destekleme, bir kuraklık primi vermek istemiyorsanız bunların borçlarının ertelenmesi için bir çaba göstermeniz lazım Sayın Bakanım.

Bunlar, benim görebildiğim kadarıyla sorularıma verilen cevaplardaki büyük eksiklikler. Tarım kredi kooperatiflerine talimat verilmesi lazım.

Ayrıca da Sayın Baykal’a söylenen sözü çok makul karşılıyorsunuz. Ben de diyorum ki “Allah çiftçilerimizi sizin gibi Tarım Bakanından korusun ve kurtarsın.”

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Paksoy

MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanıma verdiği cevaplardan dolayı teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, gübre ve mazota verilen destekler çiftçinin derdine derman olmayacaktır. Ödediğiniz destekler mazot ve gübre desteğinin yüzde 10’u civarındadır. Ürüne verilen destekler hiçbir zaman doğrudan gelir desteklerine ulaşamamıştır.

Bir de Tarım Kanunu’nda “Tarımsal desteklere bütçeden ayrılan ödenek gayrisafi millî hasılanın yüzde 1’inden aşağı olamaz.” diyor ama bütçeden ayrılan ödenek 2002’de binde 65’i iken 2008’de bu oran binde 50 civarındadır. Bu destekleri ne zaman yüzde 1’e getireceğiz?

Bir de TMO’ca çeltik satışı yapılan firmaları açıklamadınız.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakanım, cevap verecek misiniz? Kürsüden de verebilir siniz, yerinizden de verebilirsiniz.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Yerimden vereyim.

BAŞKAN – Buyurun.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Şimdi, Sayın Başkanım, ben aslında soruların hepsine cevap verdim. Dolayısıyla, tabii, arkadaşlar aynı soruları tekrarladıklarını bir daha dile getiriyorlar, saygı duyuyorum, bir şey demiyorum. Yalnız, kuraklıkla ilgili olarak Sayın Ağyüz’ün söylediği yani “Bundan sonra ne yapılıyor, ne ediliyor? Diğer ülkeler tedbirler alıyorlar.” şeklinde. Bizim de küresel ısınmayla ilgili olarak kısa, orta ve uzun vadede aldığımız tedbirler var. Bunları ilgili platformlarda, ilgili zeminlerde sık sık kamuoyuyla da paylaşıyoruz.

Örneğin, mevcut suyun tasarruflu kullanılması, kuraklıkla mücadeledeki en önemli yöntemlerden bir tanesi, en etkin yöntemlerden bir tanesi ve biz de 2006 yılında başlattığımız, daha sonra 2007’nin 1 Mayısı itibarıyla da daha geliştirdiğimiz bir destekleme mekanizmasıyla mevcut suyun en yüksek verimlilikte kullanılmasıyla alakalı olarak damla sulama ve yağmurlama sulama sistemlerini destekleme kapsamına aldık ve Bakanlığın Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi çerçevesinde, alet ekipmanına bunlarla ilgili yüzde 50 hibe destek veriyoruz. Bugüne kadar 1 milyon 400 bin dekar civarında bir alanda damla sulama ve yağmurlama sulama gerçekleşti yani 2007-2008 içerisinde ki oldukça önemli bir konu bu çünkü.

İkincisi, Türkiye’de kuraklıktan mesela bu sene en fazla etkilenen bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi yani yağmur suyunun yetersiz olduğu bölgeler. Buralarla ilgili yine orta ve uzun vadede Hükûmetimizin aldığı tedbirler var. GAP Eylem Planı budur. GAP Eylem Planı çerçevesinde 1 milyon hektar alanın sulanması programlandı ve ilk defa bu kadar somut, bu kadar sorumlu kuruluşu, kaynağı, ayrılan parası, her şeyi bu kadar detaylı bir şekilde tedbirlere bağlanmış bir eylem planıyla somut bir hâlde GAP Eylem Planı. Ayrıca, KOP Projesi gündeme geldi, gündeme girdi ve bununla ilgili şu anda çalışmalar yapılıyor.

Yine Bakanlığımızın bir kuraklık test merkezi kurma çalışması var Orta Anadolu’da. Bu yine küresel ısınmanın tarıma olumsuz etkilerini bir şekilde azaltmak, etkilemek açısından.

Yine, Bakanlığımızın araştırma kuruluşlarının uzun ve orta vadede muhtemel bir kuraklığa dayanıklı buğday ve hububat çeşitlerini geliştirme yönünde çalışmaları var. Nitekim bunlardan sonuçlar alındı ve bu sene yani 2007 sonbaharında, 2007-2008 ekilişi için biz çeşit tavsiyesinde bulunduk, 2008’de yine çeşit tavsiyesinde bulunduk. Özellikle kuraklık riskiyle karşı karşıya olan bölgelerde çiftçilerimiz hangi buğday çeşitlerini, hangi hububat çeşitlerini ekerlerse muhtemel bir kuraklıktan daha az etkilenirler veya o kuraklığa toleranslı, yüksek direnç gösteren, etkilenmeyen çeşitleri biz hem geliştiriyoruz hem bunlarla ilgili tavsiyelerde bulunuyoruz. Bütün bunlar aslında kuraklıkla ilgili olarak kısa, orta ve uzun vadede bizim aldığımız tedbirlerdir.

Ben, şimdi, yine, hem Sayın Aslanoğlu’nun hem Sayın Ağyüz’ün söylediği bu yemek meselesindeki hususla ilgili… Şimdi, herkesin katıldığı bir yemek ve bir kişi, sizin bilginiz, talimatınız dışında birisi kalkıp eğer bir duada bulunmuş, bir şey söylemiş ise sizin yapabileceğiniz… Zaten yemeğin sonunda yapılan bir duadır. Dolayısıyla, artık o kişiyi oradan kovmak veya onu azarlamak vesaire gibi bir şey fiilen mümkün değil çünkü yemek de toplantı da zaten bitmiştir. Bizim sadece söylediğimiz: Bu yakışıksızdır, doğru değildir. Bir siyasi şahsiyetin isminin böyle bir konuyla ilgili anılması doğru değildir. Bunu ben şahsen de söyledim, kamuoyu önünde de söyledim, daha sonraki açıklamalarımda da. Ama yani bunun üzerine bunu tekrar tekrar böyle gündeme getirip bunun üzerinden  işte “Şöyle söyledi, böyle söyledi, şöyle yapsaydınız.” demekde… Doğrusu ben onu da milletimizin takdirine bırakıyorum. Kem söz sahibine aittir. Kim yanlış bir şey söylerse, yanlış bir ifade kullanırsa o onu bağlar. Onu tasvip edip etmemek diğerlerinin işidir. Biz tasvip etmediğimizi zaten ifade ettik, söyledik. Bunu ifade etmek istiyorum.

Toprak Mahsulleri Ofisinin uygulamalarıyla ilgili -gerek hububat politikası gerek pirinç politikası- olarak ben aslında yeteri netlikte, açıklıkta cevap verdim.

Bu satılan pirinç işte kimlere, çeltik kimlere falan verildi şeklinde denildi. Yetmiş üç tane firmaya açıklama yapıldı, onlar çağırıldı ve bunlardan talep edenlere verildi. Bu gizli saklı bir şey değil, bu özel bir durumla, özel perde arkasından satılan bir şey değil. Açık, ihale usulü çağrıldı, herkese açık olan bir uygulamaydı.

Tabii bir arkadaşımız dedi ki: “Efendim işte ben mart ayında sordum, kasım ayında cevap verildi.” Doğrudur. Ben de gününde buna cevap vermek isterim ama Parlamentonun işleyişi eğer daha sağlıklı olursa, belki İç Tüzük’le ilgili birtakım değişiklikler yapılırsa bu tür konulara gününde, soru sorulduğu anda buna cevap verme imkânı olur, ben de ondan yanayım. Yani bu soruların bugün -sorusunu ki tamamını, bana yöneltilmiş doksan dört tane soru önergesi var- ancak işte otuz küsur tanesine cevap verebildim. Yani bunların büyük bir kısmı geçen ilkbaharda ki arkasından gensoru da verildi o konuyla ilgili yani o günlere tekabül eden aslında  sorulardı. O  gün içerisinde -ki güncelliğini de birçoğu bunların kaybetti bu sorular- biz cevaplarımızı verdik.

Ben yine Sayın Aslanoğlu’nun söylediği kayısı ve çiçek sigorta meselesiyle ilgili… Ben ona yeteri kadar açıklıkta cevap verdim. Bu doğru değildir, biz doğru olanı yaptık. Malatya üreticisi de kayısı üreticisi de Türkiye’nin seksen bir vilayetindeki bütün üreticiler de bizim için birdir ve biz bunların en iyi şekilde üretim yapmaları için de elimizden geleni yapıyoruz.

Şimdi arkadaşlar, efendim 2002’deki destek oranı bütçenin şu kadar idi, bugün bu kadardı… Arkadaşlar, 2002 yılında Türkiye’nin millî geliri 200 küsur milyar dolardı, bugün 650-700 milyar dolar oldu.  Yani 650-700 milyar doların yüzdesi ile 200 milyarın yüzdesi aynı mı? Bir de bunu dikkate alın yani. Bunu bir de dikkate alın, öyle konuşalım. Dolayısıyla, bunlarda eleştiri yapalım, başımızın üstünde -hiç, eleştiriden asla gocunmayız, gocunamayız, öyle bir lüksümüz, hakkımız yok- demokrasi içerisinde herkes fikrini, tenkidini, eleştirisini sonuna kadar yapsın ama yiğidi öldürüp hakkını da vermek lazım.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler.

Sayın Işık, sisteme girmişsiniz ama bir defa soru sorma hakkınız var efendim İç Tüzük’e göre, ikinci defa soramazsınız.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Ben cevaplarımı alamadım. İhbar bilimsel bir yöntem midir? Kütahya’nın hakkı niye yenmiştir?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Yeniden soru sorsun Sayın Başkan. 

BAŞKAN – Tutanaklara geçti efendim.

Teşekkür ederim.

Sayın milletvekilleri, saat 13.50’de toplanmak üzere birleşime ara veriyoruz.

 

Kapanma Saati. 12.48

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 13.55

BAŞKAN: Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR

KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19’uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet buradalar.

7’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 7’nci maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 21’inci maddesinin son fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

 

Hakkı Suha Okay

Metin Arifağaoğlu

Yaşar Ağyüz

 

 

Ankara

Artvin

Gaziantep

 

Tayfur Süner

Fevzi Topuz

 

 

 

Antalya

Muğla

 

 

“(b) bendi kapsamında yapılacak alımların kapsamını belirlemeye Kurum yetkilidir.”

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Okay

                                 

(x) 253 S. Sayılı Basmayazı 13/11/2008 tarihli 17’nci Birleşim Tutanağına eklidir.

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Arifağaoğlu

BAŞKAN – Buyurun Sayın Arifağaoğlu.

METİN ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Yasa Tasarısı’nın 7’nci maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, bugün ebediyete intikal eden MHP Milletvekili Sayın Gündüz Aktan’a ve beş dönem Ordu Milletvekilliği yapan eski Ulaştırma Bakanı Ferda Güley’e Tanrı’dan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Kamu İhale Yasa Tasarısı’ndaki 7’nci madde, oysaki meriyette olan Sözleşme’deki meriyette olan Yasa’nın 21’inci maddesinden söz ediyoruz. Bu maddeyle özel durumlarda mal alımı ve ihalelerle ilgili bir düzenleme yapılmış. Aslında 21’inci maddeyle, meriyette olan 21’inci maddeyle tasarıda yer alan 21’inci madde arasında çok büyük bir farklılık ben göremiyorum.

Bu özel durumlar için üç firmadan teklif alınarak mal alımı yapılabilir. Doğal afetler ve salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesiyle, ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülmeyen olayların ortaya çıkması durumunda yapılacak alımlarla ilgili bir düzenlemedir. Bu düzenlemeyle biz Kurumun yetkilerini artırmak istiyoruz. Önergemizdeki esas konu budur.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, İhale Yasası üzerinde konuşuyoruz. Ancak, bugüne kadar ihalesi yapılıp bir türlü bitirilemeyen yatırımlar vardır. Mesela bunlardan bir tanesi, 1998 yılında Karadeniz Sahil Yolu biliyorsunuz ihale oldu, bunun büyük bir kısmı tamamlandı. Biz, hemen hemen her hafta veya iki üç haftada bir Karadeniz’e gidiyoruz. Fakat Araklı Tüneli bir türlü bitirilemiyor. Araklı Tüneli’nin bitirilemeyişi İhale Yasası’ndan kaynaklanmıyor herhâlde. Bu Araklı Tüneli’nin bitirilemeyişini merak ediyoruz ve kısa sürede bitmesini arzu ediyoruz.

Yine, 1991 yılında ihale edilen Borçka-Camili yolu vardır. 43 kilometrelik yoldur Borçka-Camili yolu. On yedi senedir bitirilemedi. Yine bu kürsüde dile getirdim. Sayın Bakan 2009 yılında bitirileceğini belirttiler, ifade ettiler. Bugün Ulaştırma Bakanlığı bütçesi görüşülüyor Plan ve Bütçe Komisyonunda. Buradan oraya geçeceğim. Dilerim 2009 yılında bitmesi için gerekli ödenek Borçka-Camili yoluna koyulur diye düşünüyorum, arzu ediyorum.

Yine, 1993 yılında ihale olan, Artvin için çok önemli olan Ardanuç-Ardahan yolu vardır ve bu yol da on beş yıldır bitirilememiştir. Henüz yarısı dahi bitirilememiştir. Yine, Sayın Ulaştırma Bakanı 2009 yılında biteceğini ifade ettiler ve 2009 yılı bütçesinde bu yolun biteceği şeklinde ödeneğe rastlayacağımızı umut ediyorum.

Yine, 1992-93’lerde ihale olunan Şavşat ayrımı-Meydancık yolu vardır. Buranın da tünel inşaatı var, devam ediyor ve buranın da 2009 yılında bitirilmesi yönünde verilen sözün yerine getirileceğini umut ediyorum.

Bir de ihale olunmasını bekleyen işler vardır. Bunlardan biri de yıllardır birçok hükûmet tarafından söz verilen fakat bir türlü başlanamayan Hopa-Borçka yolu, Cankurtaran mevkisindeki bu geçişi ortadan kaldıracak Cankurtaran Tüneli’dir. Buna çoğu zaman söz verildi fakat bir türlü başlanamadı. Bu inşaat, Artvin için ve Karadeniz’i iç kesimlere bağlayan bu koridoru rahatlatacak bir inşaat ve imalat olacaktır. Karadeniz Sahil Yolu’nun Artvin’e, Ardahan’a ve oradan doğuya doğru rahatlaması için bu yolu önemsiyoruz ve bir an önce başlanmasını arzu ediyoruz.

Önergemize desteğinizi bekliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Arifağaoğlu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

7’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 7’nci madde kabul edilmiştir.

8’inci madde üzerinde iki adet önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık sırasına göre işleme alacağım.

Buyurun:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu ihale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 8 inci maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (f) bendinde yer alan "veya acil" ibaresinin "ve acil" şeklinde, 22 nci maddesinin son fıkrasının ise aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz .

 

Hakkı Suha Okay

Metin Arifağaoğlu

Yaşar Ağyüz

 

Ankara

Artvin

Gaziantep

 

Tayfur Süner

Fevzi Topuz

Ali Koçal

 

Antalya

Muğla

Zonguldak

"Bu maddeye göre yapılacak alımlarda, ceza ve yasaklamalara ilişkin hükümlerin uygulanması kaydıyla, ihale komisyonu kurma ve 10 uncu maddede sayılan yeterlilik kurallarını arama zorunluluğu bulunmaksızın, ihale yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat araştırması yapılarak ihtiyaçlar temin edilir."

BAŞKAN – En aykırı önergeyi okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 8 inci maddesinin çerçeve hükmünün aşağıdaki şekilde değiştirilmesini; çerçeve 8 inci madde ile değiştirilmesi öngörülen 4734 sayılı Kanunun 22 inci maddesine aşağıdaki bendin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Nurettin Canikli

İsmail Göksel

Yaşar Karayel

 

Giresun

Niğde

Kayseri

 

Nusret Bayraktar

Soner Aksoy

Ahmet Öksüzkaya

 

İstanbul

Kütahya

Kayseri

'"4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) ve (h) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki (i) bendi eklenmiştir."

"(i) Seçim dönemi bitmeden önce seçimlerin yenilenmesine veya ara seçime ya da Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulmasına karar verilen hallerde; Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılacak filigranlı oy pusulası kağıdı ve filigranlı oy zarfı kağıdı alımı ile oy pusulası basım hizmeti alımı, mahalli seçimlerde ise İl Seçim Kurulu Başkanlıkları tarafından alınacak oy pusulası basım hizmeti alımı."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu efendim?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) –  Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi mi okutacağız?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçe okunsun Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun.

Gerekçe:

Yüksek Seçim Kurulu ile İl Seçim Kurulu Başkanlıklarının kendilerine verilen görev ve yetkileri zamanında ve etkin bir şekilde kullanarak seçimlerin sağlıklı ve düzenli bir şekilde gerçekleştirilmesini teminen, seçim dönemi bitmeden önce yapılacak olan genel veya mahalli seçimler ile ara seçimler veya Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulması durumlarında, Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılacak olan bazı mal ve hizmetlerin alımı ile mahalli seçimlerde İl Seçim Kurulu Başkanlıkları tarafından yapılacak olan oy pusulası basım hizmetinin doğrudan temin yöntemiyle alınmasına imkân tanınmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu ihale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 8 inci maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (f) bendinde yer alan "veya acil" ibaresinin "ve acil" şeklinde, 22 nci maddesinin son fıkrasının ise aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz .

                                                                       Hakkı Suha Okay (Ankara) ve arkadaşları

"Bu maddeye göre yapılacak alımlarda, ceza ve yasaklamalara ilişkin hükümlerin uygulanması kaydıyla, ihale komisyonu kurma ve 10 uncu maddede sayılan yeterlilik kurallarını arama zorunluluğu bulunmaksızın, ihale yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat araştırması yapılarak ihtiyaçlar temin edilir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Okay

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Ali Koçal

BAŞKAN – Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 8’inci maddesiyle değiştirilen Kamu İhale Kanunu’nun 22’nci maddesinin (f) bendinin değiştirilmesi yönünde verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, değişiklik önergemiz -22’nin (f)’si- şöyle: “Bu maddeye göre yapılacak alımlarda, ceza ve yasaklamalara ilişkin hükümlerin uygulanması kaydıyla, ihale komisyonu kurma ve 10’uncu maddede sayılan yeterlilik kurallarını arama zorunluluğu bulunmaksızın, ihale yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat araştırması yapılarak ihtiyaçlar temin edilir.”

Bu maddeyle ilgili gerekçemiz, madde bu şekilde değiştirildiğinde, kanunun 22’nci maddesinin (f) bendindeki “veya” ibaresi “ve” ibaresiyle değiştirilmiş olacak ve böylece, bir ihale usulü olmayan, doğrudan teminle yapılacak ihalelerin kapsamı daraltılmış ve kanun kapsamı dışına çıkılmaması sağlanmış olacaktır. Mevcut Yasa’da “ceza ve yasaklara ilişkin hükümlerin uygulanması kaydıyla” ibaresi yer almamaktadır.  Değişiklik önergesiyle bir ihale usulü olmayan doğrudan teminle yapılacak alımlarda ceza ve yasaklama işlemlerinin uygulanması sağlanacaktır diye düşünüyoruz. Aslında, bu tasarıyla bir ihale usulü olmayan doğrudan teminin kapsamı genişletilmektedir. Zaten idarelerin sıklıkla başvurduğu bu yolun bir de kapsamının genişletilmesiyle  olası kötü niyetlilerin amaçlarına ulaşmasının daha da önü açılmış olacaktır diye düşünüyoruz. O nedenle, değişiklik önergemizin kabulü büyük önem taşımaktadır.

Değerli milletvekilleri, esasında bu tasarıyı okuduğumuz zaman, AKP İktidarının ne kadar beceriksiz ve basiretsiz, ülke sorunlarından ne kadar uzak ve habersiz, sorunlara çözüm bulmakta ne kadar yetersiz olduğunu doğrusu bir kez daha görmüş ve anlamış olduk.

Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu gibi son derece önemli, toplumun ve kamunun çok büyük bölümünü ilgilendiren temel yasayla ilgili olarak Hükûmet on iki maddelik bir değişiklik tasarısını Meclise göndermiştir.  Meclise gönderdiğinde,  Komisyon -yani Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu- ise tasarıyı otuz altı maddeye çıkarmıştır.  Ancak, tasarı otuz altı maddeyle Genel Kurula gelmiş olmakla birlikte, burada, Genel Kurulda AKP Grup Başkanlığının da bir sürü değişiklik önergesini verdiğini görüyoruz. Tabii, görülüyor ki, Hükûmet ile Komisyon ve AKP Grubu arasında bir uyum yoktur, birbirlerinden habersiz oldukları anlaşılmaktadır.

Değerli arkadaşlar, herhâlde bunun bir çelişki olduğunu hepimiz kabul etmeliyiz diye düşünüyorum. Bu çelişki, aynı zamanda Hükûmet ayıbı değil midir? Hükûmet bu çelişkiyi nasıl izah eder? Ama bilinen bir şey var ki bu Hükûmet ülke sorunlarına çözüm bulma konusunda artık yetersiz kalmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bir başka husus da üzerinde görüşmekte olduğumuz Kamu İhale Yasası’nın bu Hükûmet döneminde tam 15 kez değişikliğe uğramasıdır. Şimdi sormazlar mı, bir yasa altı yılda neden 15 kez değişir?

Değerli arkadaşlar, bir yasa bu kadar sıklıkla değişiyorsa ve hele de bu değişen yasa İhale Yasası ise insanların aklına farklı sorular gelmektedir. Tabii ki bu farklı sorular hepimizi düşündürmektedir. Zaten yolsuzluklar konusunda durumu ortada olan AKP’nin toplum tarafından daha çok sorgulanmasına neden olmakta ve yukarıda ifade ettiğim gibi, Hükûmetin ülke sorunlarını kavrama ve onlara çözüm bulma konusundaki yetersizliğini de kanıtlamaktadır.

Diğer taraftan, görüşülmekte olan tasarının gerekçesine bakıldığında, Avrupa Birliği ile uyum süreci büyük ölçüde gerekçe olarak gösterilmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Koçal, devam edin.

ALİ KOÇAL (Devamla) - İyi de Avrupa Birliği uyum süreci için bir yasa 15 kez değiştirilir mi acaba? Eğer ihtiyaç varsa bu ihtiyaçlar tespit edilir ve bir kere de gereken düzenlemeler yapılır diye düşünüyoruz. O nedenle, vatandaşlarımız bilmelidir ki bu gerekçe bir bahanedir. Bu bahane iktidarın beceriksizliğinin de bir kılıfıdır.

MEHMET NİL HIDIR (Muğla) – Beceriksizlik bütün Meclise ait oluyor ama.

ALİ KOÇAL (Devamla) – Ayrıca, sadece sağlıkla ilgili konularda çerçeve sözleşme yapılmasına olanak tanıyan uygulamanın kapsamının tüm kurumların çerçeve sözleşme yapmasına olanak tanıyacak şekilde genişletilmesi kanunun esas temel unsurlarının uygulanmasını engelleyecek, uzun süreli sözleşme yapma olanaklarıyla da ihalelerde olması gereken ve beklenen rekabeti ortadan kaldıracaktır diye düşünüyoruz.

Değişiklik önergemizin kabul edilmesini bekliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Koçal.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 8’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 8’inci madde kabul edilmiştir.

9’uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 sayılı yasa tasarısının “9”uncu maddesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Hasip Kaplan

Akın Birdal

Sebahat Tuncel

 

Şırnak

Diyarbakır

İstanbul

 

Fatma Kurtulan

Özdal Üçer

 

 

Van

Van

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında Bütçe Komisyonu çalışmalarından dolayı fırsat bulamadığımız bu tasarıda bir önceki madde üzerinde konuşmak istiyordum ve bir hususa dikkat çekmek istiyordum.

Avukatlık hizmetleri konusunda, Türk ve yabancı uyruklu avukatlardan hizmet alımlarıyla ilgili, fikrî ve sınai haklar mülkiyet yasası geçti ki bu konuda daha önce geçen maddeler ve bundan sonra geçecek maddeler, doğrusu yasa tasarısının sistematik olmaması, 15 kez değişen İhale Kanunu’nun çarpık bir yeni mevzuat olarak karmaşa yaratacağı kaygısını taşıyorum.

Şimdi, İhale Kanunu’yla bugüne kadar Maliye Bakanlığı dışarıdan avukat hizmeti yararlanmasında ihale açtığı konusunda bir tek örnek gösterirse bizi ikna ederler, “bir tek örnek” diyorum. Bir tek örneği yok avukatların yabancı, fikrî, sınai haklarda. İşte bor madeni Avrupa Birliğinin yasak listesine alınıyor. Dünya Ticaret Örgütü nezdinde haklarımızı savunacağız. Bırakın onu, TMSF’nin yetkisini bu Yasa’yla aldık, Bakanlar Kuruluna verdik. TMSF’nin davalı olduğu, uluslararası tahkimde olan davalar var. Bırakın onu, Avrupa Mahkemesinde davalar var. Onu bırakın, Uluslararası Ceza Mahkemesine taraf olacağız yakında.

Geçmiş icraatına bakıyoruz hükûmetlerin: 2002 AKP dönemi öncesinde de sonrasında da yani 2002’den 2008’e kadar da avukat hizmetleri konusunda Türkiye'nin hiçbir standartlı ihalesi olmamıştır. Gitmiştir, Dışişleri Bakanlığı kanalıyla konuştuğu bir avukattan direkt avukatlık hizmetini üstlenmesi istenmiş, bu konuda ne kadar ücret ödendiği, ne sözleşme yapıldığı konusunda da kamuoyuna bir tek kelimeyle bilgi verilmemiştir.

Bunun örneklerini iki konuda vermek istiyorum: Bir, Heribert Gulsanck Avrupa Konseyinde uzun yıllar görev yapan bir hukukçuydu. Parti kapatma davalarında Türkiye, TBKP davasında Hükûmet avukat olarak tutmuştu. Bunu çok defa ben dile getirdim, nasıl bir sözleşme yapıldığını öğrenemedim. AKP dönemine geldiğimiz zaman, AKP hükûmetleri döneminde Avrupa Mahkemesinde Spınoza avukat olarak tutuldu; ne kadar ücret ödendiğini, nasıl tutulduğunu, nasıl bir ihale yapıldığını öğrenemedim.

İhalesiz yapılan bu işlerle ilgili olarak bu hükmün konulması neyi değiştirecektir? Hiçbir şeyi. Bu hükmün konulması bir değişiklik yaratıyor mu? Yaratmıyor. Yine, aynı şekilde ilan süreleriyle ilgili rakamların değiştirilmesi, ihalenin doğru ve adil olduğunu koyacak mı ortaya? Koymayacak. Şimdi böyle bir durumda, ilerleme raporuna baktığımız zaman yolsuzlukla mücadele politikası konusunda, aslında 60’ıncı Hükûmetin de geldiği noktada nasıl yerinde saydığını gösteriyor. 

“Türkiye, GRECO’nun 2005 yılı ilk ve ikinci ortak değerlendirme raporlarında yapılan tavsiyelerin üçte 1’ini uygulamaya koymuştur.” deniliyor yani üçte 2’si konulamamıştır. “Türkiye’nin mevcut yolsuzlukla mücadele mevzuatının hayata geçirilmesinde gösterdiği çabalara, kanun uygulayıcıları için yolsuzlukların ortaya çıkarılması ve soruşturulması konularında eğitim, el koyma ve müsadere konularında rehber ilkeler benimsenmesi ve yolsuzlukla mücadelede alınan tedbirlerin etkilerinin denetimi konusunda sistemler geliştirilmesi örnek olarak gösterilebilir.” diyor. Hükûmetin kapsamlı bir yolsuzlukla mücadele stratejisi hazırlayamaması eleştiri konusudur. “Bu alanda politika belirleme konusunda yeterli siyasi destek alınamamıştır.” deniliyor. Hâl böyleyken, özellikle gayrimenkul şirketleri, yerel yönetimler ve üniversitelerin adlarının karıştığı yolsuzluk dosyalarının artması karşısında…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan, devam edin.

HASİP KAPLAN (Devamla) – … şunu ifade etmek istiyoruz ki: Bu mevcut Kamu İhale Kanunu’yla bu çarpıklıkları, bu hastalıkları, bu yolsuzlukları düzeltmek mümkün değildir. Bu nedenle biz, başından beri muhalif olduğumuz Kamu İhale Yasa Tasarısı’nın, söz konusu maddesinin metinde bir fazlalık olduğunu düşünüyoruz, bu nedenle çıkarılması yönünde önerge verdik.

Saygılarımla. (DTP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kaplan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

9’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 9’uncu madde kabul edilmiştir.

10’uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 4734 sayılı Kanunun 36 ncı maddesini değiştiren 10 uncu maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Abdülkadir Akcan

Mehmet Akif Paksoy

Kemalettin Nalcı

 

Afyonkarahisar

Kahramanmaraş

Tekirdağ

 

Necati Özensoy

Ahmet Kenan Tanrıkulu

 

 

Bursa

İzmir

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Nalcı, buyurun efendim.

KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Kamu İhale Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öngören tasarının 10’uncu maddesi üzerinde bir değişiklik önergesi vermiş bulunmaktayız. Bu sebeple söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, şimdi bizim, devlet kamu ihalelerinde yaklaşık maliyet… Ki ilgili kurum kendi piyasa rayiçlerinden ve piyasadan toplamış olduğu belli fiyatlardan bir fiyat çıkartır. Fakat bizim burada istediğimiz şu: Bunun bir gizliliği… Gizliliğinin olmasının nedeni, aşırı düşük teklif sınırını belli ederken keşifle, yaklaşık maliyetle çarpılan bir oran sonucu bulunduğu için bunun gizliliği esas alınmıştır. Şimdi bizim bu maddenin metinden çıkarılmasını istememizdeki unsur, ihale iptal olduğu zaman bu artık deşifre edilmiş oluyor. Ya bizim burada bir düzenleme yapıp, bu aşırı düşük sınırını tespit ederken bunu yaklaşık maliyetten çıkartıp tekliflerin ortalamasına getirmemiz lazım veyahut da ihale sonuçlanıncaya kadar yaklaşık maliyeti kamuoyuna duyurmamamız lazım ki herhangi bir iptal söz konusu olduğunda yeniden ihaleye çıkıldığı zaman bunun deşifre olmamasını sağlamaktır.

Şimdi, değerli milletvekilleri, biz 3’üncü maddede de Milliyetçi Hareket Partisi ve AKP’nin de desteğiyle mühendislere yönelik, mühendislerin hakkını daha fazlalaştıracak bir tasarı geçirdik. Şimdi burada şunu belirtmek istiyorum: Bu kanunu düzenlerken bu mesleği icra eden mühendis ve mimarların haklarını korumamız lazım, ki 24’üncü maddede de vereceğimiz bir değişiklik önergesiyle, mühendislerin kendi diplomalarını veya mimarların kendi diplomalarını kullanırken o katsayı olan 122 bin liralık katsayıyı 250 bin liraya çıkartmakla, mühendisleri ve mimarları daha katılımcı ve rekabet düzeyini artırıcı bir sisteme ulaştırmamız lazım.

Bu kanunda yapacağımız bazı değişikliklerle biz mühendisleri mağdur etmek yerine, mühendislere ve mimarlara daha fazla hak vermiş olacağız. Bu konuda, eğer siz de bu önergemizi, ya aşırı düşük teklif sınırını belirlerken, keşif, yaklaşık maliyetten uzaklaşmamız lazım veyahut da bu ihale esnasında bu yaklaşık maliyeti kamuoyuna duyurmamamız lazım. Bu ölçülerde önergemize destek vermenizi bekliyorum.

Hepinize teşekkür ediyorum. Sağ olun.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Nalcı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

10’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 10’uncu madde kabul edilmiştir.

11’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 11. maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 37 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Belirlenen sürede bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır.” ibaresinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

S. Nevzat Korkmaz

Süleyman Lâtif Yunusoğlu

Kemalettin Nalcı

 

Isparta

Trabzon

Tekirdağ

 

Muharrem Varlı

Recep Taner

 

 

Adana

Aydın

 

TEKLİF: “Belirlenen sürede bilgileri ibraz etmeyen istekliler değerlendirme dışı bırakılır.”

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükümet?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Korkmaz. (MHP sıralarından alkışlar)

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Avrupa Birliğine tam üyeliğin, Avrupa Birliğinin yanlı ve haksız tavrı kadar, AKP Hükûmetinin basiretsiz ve teslimiyetçi duruşu dolayısıyla, en azından görünen gelecekte gerçekleşemeyeceği ortadadır. AKP’nin, ülkenin  bütünlüğü  ve cumhuriyetin  kuruluş felsefesine olan -ki Anayasa Mahkemesince de tespit edilmiş- tarihî rezervini gerçekleştirmek, âdeta kendisinin söylemeye cesaret edemeyeceği şeyleri AB talepleri olarak sunmak gayretleri maalesef devam ediyor. Kamuoyuna da “Madem Avrupa Birliğine üyelik hedefimiz var, Avrupa Birliği müktesebatı bizden bunu istiyor.” diyerek âdeta Avrupa Birliği sopası ile iç siyaseti şekillendirip kendi kafasınca sistemi ıslah etmeye çalışıyor. Bir yandan ülke ve millet menfaatlerine aykırı ne varsa Avrupa Birliğinin isteği gibi bahanelerle Meclisin önüne getirmekte, öte yandan da muhalefetin haklı itiraz gerekçelerine de “Bunlar ülkenin çağdaşlaşma projelerine karşı.” diyerek haksız bir tezvirat yapmaktadır.

Kamu İhale Yasası’nda da durum farklı değil. Bu Yasa da tıpkı diğer stratejik yasalar gibi hep Avrupa Birliğine uyum gerekçe gösterilerek gündeme getiriliyor. AKP’nin hatipleri, bu kürsüye gelip, çağdaş dünyaya ayak uydurmak, Avrupa Birliği müktesebatına uyumlu hâle gelmek gerekçelerini sıraladılar. “Hakikaten öyle midir, bu değişiklikler Avrupa Birliğinin istekleri midir, Avrupa bu yapılanlardan memnun mudur” diye araştırdık, Avrupa Birliğinin Türkiye ile ilgili olarak her yıl yayınlamış olduğu ilerleme raporlarını çıkardık, AKP’nin iddialarını çürüten cümleler ile karşılaştık. Hani bir fıkra var, sürekli suç işleyen ve soranlara da “Şeytana uydum.” diyen adama en sonunda şeytan dayanamayıp “Bu kadar yıllık şeytanım, bunlar benim bile aklıma gelmezdi.” demiş ya, aynısı. “Kendi yandaşlarıma nasıl avantajlar sağlarım, bu konuda hükmettiğim genel idarenin ve yerel yönetimlerin elini nasıl güçlendiririm, Kamu İhale Kanunu’nu nasıl baypas edebilirim.” anlayışından Avrupa Birliği de rahatsız, tıpkı ülkedeki muhalefet partileri gibi onlar da bu kayırmacılığı eleştiriyorlar.

Bakın raporlara: 2003-2004 İlerleme Raporu, diyor ki: “Kamu İhale Kanunu’nun Avrupa Birliği müktesebatına uyumu konusunda Türkiye’nin, bırakın istenilen tam uyumu sağlamayı, mevcut durumu koruyamadığı, yasayı daha da geriye götürdüğü anlaşılmaktadır. Rekabet ve tam şeffaflık konusunda kısıtlamalar getirilmiştir. Tüm bu kısıtlamalar müktesebata aykırılık teşkil etmektedir.”

2005 İlerleme Raporu: “Türk mevzuatının kamu ihaleleriyle ilgili müktesebata uyumlaştırılmasında son ilerleme raporlarından bu yana yeni bir gelişme kaydedilmemiş, aksine, bazı düzenlemeler uyum düzeyini dahi azaltmıştır. İstisnaların yürürlüğe konması Kamu İhale Kanunu’nun bütünlüğünü bozmakta, hedefe zarar vermektedir.”

2006 Raporu: “Genel prensiplerle ilgili olarak ilerlemeden söz edilemez. Getirilen istisnalarla sistemin ve Kamu İhale Kurumunun etkinliği azaltılmıştır.” denmektedir.

2007 Raporu da 2006’daki eleştirileri neredeyse aynı cümlelerle tekrarlamaktadır.

2008 İlerleme Raporu: Kamu ihalelerinde rekabet ve etkinliği azaltıcı etkisi olan genel hükümlere dair derogasyonlardan kaçınılması gerektiği belirtilmiştir.

Değerli milletvekilleri, Avrupa Birliğinin kamu ihale sistemindeki değişikliklerden ne kadar rahatsız olduğu bu cümlelerden anlaşılmaktadır. Sadece Avrupa Birliği mi, özellikle yapım ihaleleri alanında en önemli taraflardan biri olan Türkiye Mühendisler ve Mimarlar Odası da AKP’nin önümüze getirdiği bu tasarıdan rahatsızlığını çok değil, birkaç gün önce, 14 Kasımda yaptığı basın açıklamasıyla dile getirmiştir. Diyor ki: “Tasarı, mühendisler ve mimarlar açısından önemli hak kayıpları getirmektedir. İhale Kurumunun yetkileri baypas edilmekte ve Kurumun geleceği tehlikeye atılmaktadır. Yerel seçimler öncesinde ihalelerde Kurumun ve kamuoyunun denetimi azaltılmakta, idarelere keyfîliğe yol açabilecek çok fazla takdir hakkı verilmekte, istisnaların sayısı artırılmakta, Kurul üyeliğinin bir defaya mahsus yenilenmesi değişikliği kişiye özel olup, bu değişiklik hukuk devletine aykırılık teşkil etmekte, Kurul Başkanı ve üyelerinin ücretli ders verebilmesine ilişkin düzenlemede kimlere ve nerede ders verileceğine ilişkin bir ibareye yer verilmediğinden istekli firmalar ile Kurul üyelerinin bir arada olacağı platformları çağrıştırmakta, idarenin ihaleyi iptal kararının Kurulun gündemine getirilememesi en tabii haklardan biri olan şikâyet hakkını daraltmaktadır.

Kurul kendine özgü bir tebligat usulü belirlemektedir.”

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Korkmaz, devam edin.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Ezcümle, Oda sonunda şöyle bir tespit yapmaktadır değerli milletvekilleri:  “Tüm bu değişiklikler ile yeni tasarı yolsuzlukların önünü açmaktadır, şeffaflığı değil ihaleyi yapacak idareye keyfî davranma serbestisi getirmektedir, ihale süreçlerini denetleyebilecek kurum ve kuruluşlar devre dışı bırakılmaktadır. Bu nedenlerle, bu tasarı kamu yararına değildir.” denmektedir.

Görülmektedir ki değerli milletvekilleri, niyet, ne Avrupa Birliğine uyum ne de bu konuda objektif ve adil bir düzenleme yapma kaygısıdır, yandaşları müteahhit ve iş çevrelerine ihale verebilmek için Kamu İhale Kanunu’nu istenen kıvama getirmektir.

Bu düşüncelerle, vermiş olduğumuz önergeye desteklerinizi bekliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Korkmaz.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Karar yeter sayısı  Sayın Başkan.

BAŞKAN – Biraz geç kaldı ama…

ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) – Hayır, geç değil, erken söyledi ama siz duymadınız.

BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yok.

On dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 14.31

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 14.43

BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR

KÂTİP ÜYELER : Yusuf COŞKUN (Bingöl), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19’uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

253 sıra sayılı tasarının görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet buradalar.

11’inci madde üzerinde Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım: Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylamadan önce komisyonun bir redaksiyon talebi var.

Buyurun Sayın Komisyon.

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, madde metninin birinci cümlesindeki “son fıkrası madde metninden çıkarılmıştır” ibaresinin “son maddesi yürürlükten kaldırılmıştır” değişikliğiyle oylanmasını talep ediyoruz.

BAŞKAN – Yapılan redaksiyonla birlikte 11’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

12’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 12’nci madde kabul edilmiştir.

13’üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 13. maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Kemal Cengiz

Mustafa Enöz

Kemalettin Nalcı

 

Çanakkale

Mersin

Tekirdağ

 

Süleyman L. Yunusoğlu

Akif Akkuş

 

 

Trabzon

Mersin

 

Teklif: “İhale kararları ihale yetkilisince onaylanmadan önce idareler, ihale üzerinde kalan istekli ile varsa ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi isteklinin ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığını teyit ettirerek buna ilişkin belgeyi ihale kararına eklemek zorundadır. İki isteklinin de yasaklı çıkması durumunda ihale iptal edilir.”

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu önergeye?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Gerekçeyi mi okutuyoruz?

OKTAY VURAL (İzmir) – Gerekçe, Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Uygulama yönetmelikleri hükümlerine göre ihale üzerinde kalan isteklinin yasaklı çıkması hâlinde ihale iptal edilmekte (ikinci uygun teklif sahibinin de mağduriyetine neden olunmaktadır.) ve sürecin uzaması nedeniyle kamu zararına sebebiyet verilmektedir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 13’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 13’üncü madde kabul edilmiştir.

14’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 14’üncü madde kabul edilmiştir.

15’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 15’inci madde kabul edilmiştir.

16’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 16’ncı madde kabul edilmiştir.

17’nci madde üzerinde iki adet önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 17. maddesi ile değiştirilen 4743 sayılı Kanunun 47’nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mehmet Şandır

Hasan Çalış

Mümin İnan

 

Mersin

Karaman

Niğde

 

Ahmet Serdaroğlu

Süleyman Yunusoğlu

Kemalettin Nalcı

 

Kastamonu

Trabzon

Tekirdağ

 

 

S. Nevzat Korkmaz

 

 

 

Isparta

 

“Madde 47- Bu Kanun kapsamında yer alan idarelerin yapım işleri ile mal ve hizmet alımlarının sonuçları, 42 nci maddeye göre gönderilenler hariç, en geç onbeş gün içinde kuruma bildirilir. Bu sonuçlardan Kanun kapsamındaki ihalelere ilişkin olanlar Kurum tarafından Kamu İhale Bülteninde, yurt içinde ve yurt dışında çıkan başka gazeteler veya yerel gazeteler, yayın araçları, bilgi işlem ağı veya elektronik haberleşme (internet) yolu ile de yayımlanabilir. Sonuç bildirimlerinde yer verilecek bilgiler ile savunma, güvenlik ve istihbarat alanlarında görev yapan idarelerin Kanun kapsamında yaptıkları mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin ihale sonuçlarından hangilerinin yayımlanacağı ilgili idarenin görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir.”

BAŞKAN - En aykırı önergeyi okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

4734 sayılı Kanunun, görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı “Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” nın çerçeve 17 nci maddesi ile değiştirilen 47 nci maddesine birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                                  Harun Öztürk

                                                                                                                         İzmir

“İdareler ihale konusu işin önem ve özelliğine göre ihale sonuçlarını, yurt içinde ve yurt dışında çıkan başka gazeteler veya yayın araçları, bilgi işlem ağı veya elektronik haberleşme (internet) yolu ile de ayrıca ilân edebilirler.”

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Öztürk, buyurun.

HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerlendirmeme geçmeden önce eski bakanlardan Sayın Ferda Güley ve İstanbul Milletvekili Sayın Gündüz Aktan’a Allah’tan rahmet diliyor ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu DSP’nin de içinde yer aldığı 57’nci Koalisyon Hükûmetinin kabul ettiği bir Kanun’dur. Yasa, ihalelerde saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarda ve zamanlarda karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını ilke olarak benimsemişti. Başlangıçta Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında bırakılan işler oldukça sınırlı tutulmaya çalışılmıştı. Ancak bu konuda geçmişte yaşananları birlikte hatırlamaya çalışalım: AKP Hükûmeti 57’nci Ecevit Hükûmetinin yasalaştırdığı bu Kanunu katı bularak yürürlüğünü bir süre ertelemiş ve ardından 2003 yılında kapsamlı bir değişiklik yaptıktan sonra yürürlüğe sokmuştu.

Değerli milletvekilleri, AKP yönetimi Kamu İhale Kanunu’ndan duyduğu rahatsızlığı her vesileyle dile getirmeye devam etmiş ve sadece Kanun’un kapsam ve istisna maddelerinde bugüne kadar dokuz adet değişiklik yapmıştır. Kamu İhale Kanunu’nda yapılan ve istisnaları genişletmeyi hedefleyen bu düzenlemelerin dışında aynı amaçla özel kanunlarla da çok sayıda düzenleme yapılmıştır. Bunların sayısı konusunda bir bilgi verme imkânımız bulunmamaktadır. Bunun ne kadar çok olduğuna işaret etmek için söylüyorum. Sayın Bakanın elinde bu konuda bilgi var ve Genel Kurulu bilgilendirirse seviniriz. Ben, aklıma gelenlerden bazılarını bilgilerinize sunmak istiyorum.

2008 yılında Yap-İşlet-Devret Yasası’nda yapılan değişiklik, EXPO 2015 için yapılan yasa, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkında Kanun’da getirilen istisnalar, Genel Kurul gündeminde olan Mayınların Temizlenmesine İlişkin Tasarı’daki istisnalar. Yine, Genel Kurulun gündeminde olan ve Başbakanlıkta acil durum yönetimi oluşturulmasına ilişkin yasa tasarısında getirilen istisnalar. Görüşülmekte olan bu tasarıda da önergelerle her an yeni istisnalar eklenmesi ihtimali göz ardı edilmemelidir.

Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan bu tasarı AKP Hükûmetinin ikinci kapsamlı düzenlemesidir. Büyük ölçüde teknik düzenlemeleri içeren tasarı genel olarak olumlu karşılanmakla birlikte katılmadığımız değişikliklere ilişkin değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Düzenleme, yerel basının desteklenmesini sıkıntıya sokabilecektir. Kamu ihalelerine itiraz edilebilmesi için öngörülen ücretlere yapılan ölçüsüz artış itiraz hakkını ortadan kaldırıcı niteliktedir. Şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusu için bir hak kaybına veya zarara uğranıldığının veya zarara uğrama ihtimali olduğunun koşul olarak aranması, yolsuzluklarla mücadelede sivil toplum kuruluşlarının ve kamuoyu baskısının etkisiz kılınması sonucunu doğuracaktır. Ayrıca, bu sınırlayıcı hüküm, ihaleye katılanların aralarında anlaşarak şikâyet mekanizmasını tıkamaları sonucunu da doğurabilecektir.

Şikâyet başvurularının Kamu İhale Kurumu yerine sadece idareye yapılabilmesi, özerk Kamu İhale Kurumunun devre dışı bırakılması anlamına geldiğinden, uygun görülmemektedir. Şikayet ve itirazen şikâyet yoluna başvurmadan yargıya gidilemeyeceği yolundaki düzenlemenin de hak arama şekline müdahale anlamına geleceğini düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Öztürk, devam edin.

HARUN ÖZTÜRK (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkan.

İdarenin yeterli nitelik ve sayıda personele sahip olsa dahi dışarıdan danışmanlık hizmeti satın alınabilmesine izin veren düzenlemenin gerekçelendirilmesinde sıkıntı olacağını düşünüyorum. Sağlıkla ilgili mal ve hizmet alımına mahsus uygulanmakta olan çerçeve anlaşma yapma yetkisinin bütün mal ve hizmet alımıyla yapım işlerini de kapsayacak şekilde genişletilmesini uygun bulmadığımızı ifade etmek istiyorum.

Koşulların baştan belirlenmesi kaydıyla üç istekli yerine tek isteklinin yeterli sayılması da rekabet ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Dinamik alım yöntemiyle ihalede gizlilik nasıl sağlanabilecektir? Rekabetin sağlandığından nasıl emin olunacaktır?

Yukarıda belirtilen hususlarda tasarıyla getirilen düzenlemelere katılmadığımızı tekrar eder, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Öztürk.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 17. maddesi ile değiştirilen 4743 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                 Mehmet Şandır (Mersin) ve arkadaşları

“Madde 47- Bu Kanun kapsamında yer alan idarelerin yapım işleri ile mal ve hizmet alımlarının sonuçları, 42 nci maddeye göre gönderilenler hariç, en geç onbeş gün içinde kuruma bildirilir. Bu sonuçlardan Kanun kapsamındaki ihalelere ilişkin olanlar Kurum tarafından Kamu İhale Bülteninde, yurt içinde ve yurt dışında çıkan başka gazeteler veya yerel gazeteler, yayın araçları, bilgi işlem ağı veya elektronik haberleşme (internet) yolu ile de yayımlanabilir. Sonuç bildirimlerinde yer verilecek bildiriler ile savunma, güvenlik ve istihbarat alanlarında görev yapan idarelerin Kanun kapsamında yaptıkları mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin ihale sonuçlarından hangilerinin yayınlanacağı ilgili idarenin görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir.”

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

OKTAY VURAL (İzmir) – Hasan Çalış konuşacak.

BAŞKAN – Sayın Çalış, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 17’nci maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili olarak söz aldım. Sözlerime başlarken yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum ve bugün Hakk’ın rahmetine kavuşan Değerli İstanbul Milletvekilimiz Sayın Gündüz Aktan Beyefendi’ye Allah’tan rahmetler diliyorum.

Değerli arkadaşlar, benden önce burada söz alan pek çok arkadaşımız Kamu İhale Kanunu’nun önemini vurguladı. Gerçekten Kamu İhale Kanunu önemli. Niye önemli? Halkın alın terinden, göz nurundan devletin kasasında biriken imkânların gene kamu ihaleleri yöntemiyle halkın hizmetine sunulmasını sağlamaktadır. Tabii ki böyle bir amaç olunca, böyle bir kanun üzerinde de çok çalışılıyor, çok konuşuluyor, çok sık da değişikliklere uğruyor. Her defasında kamu vicdanını rahatlatmak, ihaleleri şeffaflık içerisinde yapmak, yolsuzlukları önlemek, Sayın Başbakanın sıkça kullandığı bir deyimle “Garip gurebanın, yetimin hakkını kimseye yedirmemek” gibi gerekçelerle önümüze gelen bütün değişikliklere rağmen maalesef yolsuzluklar önlenememektedir, kamu vicdanını rahatsız edecek suistimaller bir türlü bitirilememektedir. Nitekim televizyonlarımızı açtığımız zaman hemen hemen günaşırı bir yolsuzluk operasyonuyla karşı karşıya oluyoruz, bölgelerimize gittiğimiz zaman da en çok dinlediğimiz yolsuzluk olayları oluyor, hele hele iktidar partisine yakınlığı dolayısıyla işleri kolaylaşan, hayat standardı değişen, zenginleşen arkadaşlarla ilgili hikâyeleri dinlememiz maalesef Türkiye'nin hiçbir yanında bitmiyor.

Değerli arkadaşlar, bu yolsuzlukların bitirilmesinde, gerekli şeffaflığın sağlanmasında tabii ki halkın, ihaleye katılacak tarafların en iyi şekilde bilgilendirilmesi çok önemlidir. Düşünün ki bu 17’nci  maddeyle sadece Kamu İhale Kurumunun bülteninde bilgiler yayımlanacakmış. Yasanın geneline baktığımız zaman ortaya çıkacak olan nedir? Kurumun İnternet sayfasında yayınlanacak bilgilerle bu olayların takip edilmesi gerekiyor. Tabii ki bu neyi getirecektir? Bu tür çalışmalarda ihaleleri kamuoyunun ilgisinden, kamuoyunun baskısından uzaklaştıracaktır değerli arkadaşlar.

İşte, verdiğimiz önergeyle biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu tür ihalelerde duyuruların objektiflik içerisinde yapılabilmesi için, ihaleye katılacak tarafların hepsinin haberdar edilebilmesi için, zamanında kendini hazırlayabilmesi için böyle bir bülten metodunun ötesinde gazetelerde, özellikle yerel gazetelerde ilanların verilmesini öneriyoruz.

Değerli arkadaşlar, her birimizin odasında yerel gazeteler vardır, yerel gazeteler aracılığıyla bölgelerimizdeki haberleri takip ederiz, bölgelerimizdeki olayları takip ederiz, bölgelerimizdeki doğumları, ölümleri takip ederiz; yerel gazeteler ve televizyonlar aracılığıyla vatandaşlarımıza seslerimizi duyururuz. Bakın, bu tür uygulamalarla yerel basını bitiririz, bitiriyoruz. Bitirmemenin yolu nedir? Yerel basının nefes alacağı, ayakta durabileceği yasal beslenme yollarını, gelirlerini kısacak uygulamalardan uzaklaşmamız gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Çalış, devam edin.

HASAN ÇALIŞ (Devamla) - Tabii ki bu konuda Sayın Hükûmetin de belli bir anlayış içerisinde olacağını ve bu yayın araçlarında yerel basının ve genel basın ve medyanın yine kullanılmaya devam edeceğini ümit ediyoruz.

Tabii ki arkadaşlar, bu tür ihalelerin yapılmasında, düzenlenmesinde yasalar, yönetmelikler çok önemli ama en az bunlar kadar önemli bir şey vardır; bu ihaleleri yönetecek olan insanların güvenilirlikleri, yaptıkları işlerle, çalışmalarla güvenilirliklerine yeni güvenilirlikler kazandırmaları ve ihale oluşumunun başlangıçtan sonuna kadar otokontrol sistemiyle ve hakkaniyet ölçüleri içerisinde yapılması önemlidir.

Değerli arkadaşlar, önergemize desteğinizi bekliyoruz. Yasanın hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.

Saygılarımı arz ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Çalış.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

17’nci maddeyi oylarınıza…

OKTAY VURAL (İzmir) – Karar yeter sayısı istiyoruz.

BAŞKAN – Arayacağız.

17’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum ve karar yeter sayısını arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yok maalesef.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 15.03

 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 15.15

BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR

KÂTİP ÜYELER : Yusuf COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19’uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

253 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet buradalar.

17’nci maddenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi maddeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Karar yeter sayısı vardır, madde kabul edilmiştir.

18’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 18. maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin 1. paragrafında yer alan “danışmanlık hizmet sunucularından alınır” ibaresinin “danışmanlık hizmet sunucularından alınabilir” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

M. Kemal Cengiz

Mustafa Enöz

Kemalettin Nalcı

 

Çanakkale

Manisa

Tekirdağ

 

Akif Akkuş

Süleyman L. Yunusoğlu

 

 

Mersin

Trabzon

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Akkuş.

AKİF AKKUŞ (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, biliyorsunuz İstanbul Milletvekilimiz Gündüz Aktan Bey vefat etmiştir. Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına da sabırlar diliyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 48’inci maddeyi değiştiren 18’inci maddesinin birinci bendinin son kelimesi olan “alınır” kelimesinin “alınabilir” olarak değiştirilmesi için verdiğimiz önerge üzerinde konuşacağım.

Değerli milletvekilleri, bu yasa, 2003 yılında yürürlüğe giren Yasa’nın değiştirilmesine müteallik bir yasadır, yani daha beş sene önce çıkmış olan bir Yasa. Burada aşağı yukarı bir buçuk seneye yakın bir zamandır bulunuyoruz ve Yasa yeniden güncelleniyor, yeni yeni değişiklikler ekleniyor. Bu da onlardan birisidir diye bakıyoruz.

Tabii, ayrıca 2003’te çıktıktan sonra da bugüne kadar birtakım değişiklikler yine geçirdi, bundan sonra geldi. Bu değişikliğe de AB müktesebatındaki değişikliklerin etkili olduğu, onun üzerine değiştirildiği belirtiliyor. Demin Nevzat arkadaşımız bu konuya birazcık girdi. Tabii biz bu değişiklikleri yapıyoruz ama Avrupa Birliği bizim yaptığımız bu değişiklikleri dikkate almıyor. Ben bu konuda bütün milletvekillerinin dikkatini çekiyorum.

Değerli milletvekilleri, devlet zaman zaman birtakım mal ve hizmetler satın almakta, bazen de bina, demir yolu, kara yolu, liman, havaalanı vesaire yaptırmaktadır. Bunların tamamında Kamu İhale Kanunu söz konusu olmaktadır. Ancak Kanun’da sık sık değişikliklerin yapılması ihaleleri standart ölçütlerden uzaklaştırmakta ve oldukça karmaşık bir yapı arz etmektedir. Hâlbuki idareler, saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenilirliği, gizliliği ve kamuoyu denetimini sağlamakla sorumludur. Ancak bu kadar sık yapılan yasa değişikliği, idareleri de içinden çıkılmaz bir konuma getiriyor ve her kademede yolsuzluk, adam kayırma, ihaleye fesat karıştırma gibi sorunların sık sık yaşanmasına meydan veriyor.

Düşünün, iki üç gün önce Selçuk Üniversitesi rektörünün bile içerisine girdiği bir çete, ihale çetesi söz konusu oldu. Bunun büyük bir kısmı bu şekilde sık sık meydana gelen değişikliklerden kaynaklanıyor yahut da mevzuatın çok karmaşık olmasından ileri geliyor diye düşünüyorum.

Bunun bir sonucu olarak da diyorum ki -öyle bir yasa çıkarmalıyız ki- üzerinde uzun uzun düşünerek, sivil toplum örgütlerinden bilgiler alarak, muhalefetiyle iktidarıyla bir araya gelip, muhalefet-iktidar anlayışını bir kenara bırakıp yeni yasalar çıkarmalıyız ve bu çıkardığımız yasalar gerçekçi, gerçeğe daha yakın ve gerçekleri ortaya koyacak yasalar olmalı.

Bakıyoruz, ihaleye çıkan iş için önce bir dosya alınıyor. Dosya ücreti zaman zaman anormal derecede yüksek, bazen de normal oluyor. Tabii bu anormal derecede dosya ücreti yüksek olduğunda hemen aklımıza şu geliyor: Bu dosyadan istifade edecek kişi, bu işi alacağına yüzde yüz bakan kişi ancak gider bu kadar ücreti öder ve dosyayı alır diye düşünüyoruz. Tabii bunu düşündüğümüz için de bu işe talip olacak bir kısım yükleniciler işten vazgeçiyor. Yani, ihalenin âdeta özünde yolsuzluklara yahut işte fesada yönelmek söz konusu gibi gözüküyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Akkuş, devam edin.

AKİF AKKUŞ (Devamla) – Teşekkür ederim.

Tabii şöyle bir ihale hatırlıyorum: İhaleyi veren komisyonun başındaki kişi şununla övünüyordu: “Yüzde 65’le verdim bu işi.” Şimdi, yüzde 65’le bir iş verilirse, bunu yapacak olan, bu işi yapacak olan yüklenici mutlaka bu işe bir fesat karıştıracaktır. Aksi takdirde bunun içinden nasıl çıkar? O zaman şu olabilir  tabii, ihale dosyasını hazırlayan komisyonun aslında iş -atıyorum- 100 milyara yapılacakken, bunu 250 milyar gösterip bu kadar düşük bir ücretle yapılmasını sağlayabilir gibi düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, önergede belirttiğimiz “alınır” ibaresi, bir zorunluluk ifade etmektedir, bu yüzden “alınır” ibaresinin Kanun’un eski hâlinde olduğu gibi “alınabilir” olarak değiştirilmesinin uygun olacağını belirtir, önergemize desteğinizi bekleriz.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Akkuş.

II.- Y O K L A M A

(CHP ve MHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

OKTAY VURAL (İzmir) – Toplantı yeter sayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı…

İsimleri kaydediyorum: Sayın Vural, Sayın Çalış, Sayın Küçük, Sayın Korkmaz, Sayın Doğru, Sayın Bingöl, Sayın Karaibrahim, Sayın Ekici, Sayın Ağyüz, Sayın Mengü, Sayın Emek, Sayın Barış, Sayın Gök, Sayın Oksal, Sayın Köse, Sayın Kaptan, Sayın Paçarız, Sayın Hakkı Suha Okay, Sayın Yıldız, Sayın Taner.

Evet, yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum efendim.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Evet, toplantı yeter sayısı yok efendim.

On beş dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 15.28

 

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.44

BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR

KÂTİP ÜYELER : Yusuf COŞKUN (Bingöl), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19’uncu Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

Tasarının 18’inci maddesi üzerindeki önerge oylanmadan önce yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Bu nedenle yeniden yoklama yapacağız.

II.- Y O K L A M A

BAŞKAN – Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayımız vardır.

253 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporları (1/584) (S. Sayısı:253) (Devam)

BAŞKAN – Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

18’inci madde üzerinde Mersin Milletvekili Sayın Akif Akkuş ve arkadaşlarının önergelerini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

18’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…  Kabul edilmiştir.

19’uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 19. maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 52 nci maddesinde yer alan “Belirlenen sürede eksik bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır ve geçici teminatları gelir kaydedilir” ibaresinin “Belirlenen sürede bilgileri ibraz etmeyen istekliler değerlendirme dışı bırakılır” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Akif Akkuş

Mustafa Enöz

Kemalettin Nalcı

 

Mersin

Manisa

Tekirdağ

 

Süleyman L. Yunusoğlu

Mustafa Kemal Cengiz

 

 

Trabzon

Çanakkale

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Enöz.

MUSTAFA ENÖZ (Manisa) -  Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 19. maddesi ile ilgili vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün Hakk’ın rahmetine kavuşan İstanbul Milletvekilimiz Sayın Gündüz Aktan’a rahmetler diliyorum. Başımız sağ olsun.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz tasarının 19’uncu maddesi 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 52’nci maddesinde değişiklikler yapmaktadır. Kanun’un 52’nci maddesi…

BAŞKAN – Sayın Enöz, bir dakikanızı rica edeceğim, heyet geldi de onu bir takdim edeyim.

VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Çeşitli İşler

1.- Genel Kurulu ziyaret eden, Cezayir Ulusal Halk Meclisi Dışişleri, İşbirliği ve Göç Komisyonu Başkanı ve beraberindeki heyete Başkanlıkça “Hoş geldiniz” denilmesi

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Dışişleri Komisyonu Başkanı Sayın Murat Mercan’ın resmî konuğu olarak ülkemizi ziyaret etmekte olan Cezayir Ulusal Halk Meclisi Dışişleri, İşbirliği ve Göç Komisyonu Başkanı ve beraberindeki Parlamento heyeti şu anda Meclisimizi teşrif etmiş bulunuyorlar, kendilerine yüce Meclisimiz adına “Hoş geldiniz.” diyoruz. (Alkışlar)

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253) (Devam)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Enöz.

MUSTAFA ENÖZ (Devamla) – Ben teşekkür ederim.

İhale Kanunu’nun 52’nci maddesinde değişiklikler yapmaktadır. Kanun’un 52’nci maddesi tekliflerin değerlendirilmesi ve ihalenin yapılmasını düzenlemektedir. Bu maddede yapılacak değişikliğin ihale şartlarını bütünüyle etkileyeceğini düşündüğümüzde çok titiz ve dikkatli davranılması gerektiğine inanmaktayız.

Bu önerge ile 19’uncu madde ile Kanun’un 52’nci maddesinde yapılacak olan düzenlemenin ikinci paragrafında yer alan “Belirlenen sürede eksik bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır ve geçici teminatları gelir kaydedilir.” ibaresinin yerine “Belirlenen sürede bilgileri ibraz etmeyen istekliler değerlendirme dışı bırakılır.” ifadesinin getirilmesini talep etmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, “tamamlamayan” ibaresinin yerine “ibraz etmeyen” ifadesinin konulması ile idarece talep edilen bilgi eksikliği ile ilgili verileri ibraz eden isteklinin ibraz ettiği belgelerin uygun bulunmaması hâlinde ihale dışı bırakılmasını, ancak teminatının gelir kaydedilmemesini sağlayacaktır. Teklif, art niyetli düşük teklif vermiş isteklilerin daha pahalı teklif veren isteklilerle anlaşma yoluna giderek istenilen bilgileri ibraz etmemek suretiyle ihale dışı kalmalarını ve kamuyu zarara uğratmalarını önlemektedir.

Değerli milletvekilleri, öncelikle bu kanunun amacı kamu kaynaklarını kullanan bütün kurum ve kuruluşların, kamunun ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapacakları ihalelerde kamu yararının sağlanması amacıyla uygulanacak esas ve usulleri belirlemek olmalıdır. Bu düzenlemeyle Kamu İhale Kanunu’nun uygulama kapsamı daraltılmakta, dolayısıyla Kanun’un kendisinden beklenen kamu yararı oluşmamaktadır. Tasarı bu hâliyle, yürürlükteki 4734 sayılı Kanun’un bile gerisine düşülerek böylelikle 2886 sayılı eski İhale Kanunu’nda eleştirilere temel olan koşullara geri dönmektedir. AKP Hükûmeti, Kamu İhale Kanunu ile sorunları çözen bir ihale mevzuatı yerine yeni sorunlara neden olacak bir düzenleme içerisinde olduğunu açıklıkla ortaya koymaktadır. 4734 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra, gerek 58 gerekse 59’uncu Hükûmet dönemlerinde Kanun üzerinde değişikliklerin yapılma sürecinde, ilgili ve yetkin hiçbir kurum ve kuruluşun görüşleri sürece dâhil edilmemiştir.

Bu kanunla, ülkemizin dış koşul ve  dayatmalara karşı direnci büsbütün kırılmak istenmektedir. Konuya ilişkin ihale prosedürü üzerinde söz konusu dayatmaları geri püskürtecek hiçbir düzenleme getirilmemiştir. Bu düzenlemeyle, ülkemizin ihale alanındaki kurumsal işleyişine ve bu konulardaki sorununa çözüm getirilmemektedir; aksine, AKP İktidarı “Ben yaptım oldu.” yaklaşımından vazgeçmediğini bir kez daha göstermektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Enöz, devam edin.

MUSTAFA ENÖZ (Devamla) – Teşekkür ederim.

Değerli milletvekilleri, bu tasarıyla ihale makamı, hiçbir gerekçe göstermeden ihaleyi iptal etme yetkisine sahip olmaktadır. Keyfî iptallerin olmayacağını hangimiz garanti edebiliriz? Bu durumda hak sahibi kişiler veya firmaların durumları ne olacak? Bunlarla ilgili bir yaptırımın da mutlaka olması gerekmektedir. Davet usulü yapılan ihalenin kapsamının genişletilmesi, kötü niyet besleyen uygulamaların önünü açabilecektir; yandaşların korunması, kollanması gibi şaibeli ihaleler gündemimizden düşmeyecektir. Bu konuda Hükûmeti daha dikkatli olmaya davet ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, ihalelerde esas olan rekabet ortamının sağlanması ve ihalenin şeffaf olmasıdır. Bu durum sağlanmadığı sürece taraflara hakkaniyetli davranmanız söz konusu değildir.

Önergemizin kabulü yönünde oy kullanmanızı bekler, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

Teşekkürler Sayın Enöz.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

19’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 19’uncu madde kabul edilmiştir.

20’nci madde üzerinde dört adet önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık sırasına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

4734 sayılı Kanunun, görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı "Kamu İhale Kanunu ile Kamu              İhaleleri Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın çerçeve 20 nci maddesi ile değiştirilen 53 üncü maddesinin (2) numaralı alt bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                                  Harun Öztürk

                                                                                                                         İzmir

"2) İtirazen şikâyette bulunanlardan alınacak; mal ve hizmet alımlarında bin Yeni Türk Lirası, yapım işi ihalelerinde iki bin Yeni Türk Lirası."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 20 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Yaşar Karayel

İbrahim Yiğit

 

Kayseri

Kayseri

İstanbul

 

Kayhan Türkmenoğlu

Muharrem Selamoğlu

Hasan Kara

 

Van

Niğde

Kilis

Madde 20 - 4734 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin (b) fıkrasının (9) numaralı  bendinden sonra gelen paragraf yürürlükten kaldırılmış; (c) fıkrasının üçüncü paragrafının son cümlesi yürürlükten kaldırılmış, aynı fıkranın sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiş; (e) fıkrasının birinci paragrafının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, bu paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar eklenmiş ve mevcut ikinci paragrafın üçüncü ve dördüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; (h) fıkrasının birinci paragrafının ilk cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı fıkranın ikinci paragrafının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiş; (i) fıkrasının altıncı paragrafının birinci cümlesinin başına "Kamu ihale uzmanlığı hariç olmak üzere" ibaresi eklenmiş, aynı fıkranın beşinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiş; (j) fıkrasının (2) ve (4) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Dava açma, icra takibi yapma ve mahkemelerce verilen kararlara karşı üst mercilere başvurmaktan vazgeçme yetkisi ile üst dereceli mahkemelerce verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesinden vazgeçme yetkisi Kurula aittir."

"Kurul Başkan ve üyeleri, asli görevlerini aksatmamak kaydıyla telif ücreti karşılığı bilimsel amaçlı yayın yapabilir, ücret karşılığı ders verebilir, bunun dışında özel bir kanuna dayanmadıkça resmi veya özel hiçbir görev alamaz, dernek, vakıf, kooperatif ve benzeri yerlerde yöneticilik yapamaz, ticaretle uğraşamaz, serbest meslek faaliyetinde bulunamaz."

"Kurul kararları yerindelik denetimine tabi tutulamaz.

Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personeli hakemlik ve bilirkişilik yapamazlar."

"Kurul üyeleri ve Kurum personeli, görevleri nedeniyle işledikleri ve kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından Devlet memuru sayılırlar. Kurul üyeleri ile Kurum personelinin cezai ve hukuki sorumluluğuna ilişkin olarak 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104 üncü maddesi hükümleri uygulanır."

"Başkana görevlerinde yardımcı olmak üzere Başkanın önerisi üzerine Kurul kararı ile üç başkan yardımcısı atanabilir."

"Daire başkanlarının ataması başkanın önerisi üzerine Kurul kararı ile, diğer personelin ataması ise Başkan tarafından yapılır."

"Mükteseplerine uygun bir kadroya atamaları gerçekleşinceye kadar süresi dolması sebebiyle görevi sona eren Kurul Başkan ve üyelerine almakta oldukları aylık ücret ile sosyal hak ve yardımların Kurum tarafından yapılmasına devam olunur. Mükteseplerine uygun kadrolara atananlara, atama yapıldığı tarih itibarıyla Kurum tarafından ödemede bulunulmasına son verilir. Bir kamu kurumunda çalışmayanlardan Kurul Başkan ve üyeliğine atanıp süresi dolması sebebiyle görevi sona erenlere herhangi bir göreve veya işe başlayıncaya kadar, görevlerinin sona erdiği tarihte almakta oldukları aylık ücret ile sosyal hak ve yardımların Kurum tarafından yapılmasına devam olunur. Kurum tarafından bu kapsamda yapılacak ödemeler üç ayı geçemez."

"2) Mal ve hizmet alımı ihalelerinde; yaklaşık maliyeti beşyüz bin Yeni Türk Lirasına kadar olanlarda bin Yeni Türk Lirası, beşyüz bin ile bir milyon Yeni Türk Lirası arasında olanlarda iki bin Yeni Türk Lirası, bir milyon Yeni Türk Lirası ve üzerinde olanlarda üç bin Yeni Türk Lirası, yapım işi ihalelerinde yaklaşık maliyeti bir milyon Yeni Türk Lirasına kadar olanlarda bin Yeni Türk Lirası, bir milyon ile on milyon Yeni Türk Lirasına kadar olanlarda iki bin Yeni Türk Lirası, on milyon ile yirmi milyon Yeni Türk Lirası arasında olanlarda üç bin Yeni Türk Lirası, yirmi milyon Yeni Türk Lirası ve üzerinde olanlarda dört bin Yeni Türk Lirası tutarındaki itirazen şikayet başvuru bedeli."

"4) Her türlü basılı evrak, form, ilan, doküman ve yayınlar ile Elektronik Kamu Alımları Platformunun işletilmesinden elde edilecek gelirler."

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyette olduğu için birlikte işleme alacağım. Talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.

Önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 20 nci maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Hakkı Suha Okay

Metin Arifağaoğlu

Yaşar Ağyüz

 

Ankara

Artvin

Gaziantep

 

İsa Gök

Tayfur Süner

Fevzi Topuz

 

Mersin

Antalya

Muğla

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan tasarının 20. maddesinin tasarıdan çıkarılmasını öneriyoruz. 19 Kasım 2008

Akın Birdal

Osman Özçelik

İbrahim Binici

Diyarbakır

Siirt

Şanlıurfa

Pervin Buldan

Sırrı Sakık

Sebahat Tuncel

Iğdır

Muş

İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergelere katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Gök. (CHP sıralarından alkışlar)

İSA GÖK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Arkadaşlar, her kanunu yapmanın bir amacı vardır. Bunu özellikle sizler için söylüyorum arkadaşlar. Bu 4734 sayılı Kanun niye çıkarılmıştı arkadaşlar? Hatırlayın bir. Bir: 99 büyük Gölcük depremi olmuştu, en önce yıkılanlar kamu binaları olmuştu, yani bu ihalelerle yapılan binalar olmuştu. Herkes ağladı, hepimiz ağladık ama hata ortaya çıkmıştı. İki: Uluslararası Para Fonundan para istenmişti, kredi istenmişti; denmişti ki: “Verilen paralar çarçur ediliyor ihalelerle, vermeyiz. İhale Kanunu’nuzu getirin, denetlenebilirlik ve şeffaflığı sağlayın, öyle veririz.” Bu Kanun öyle çıkmıştı.

Gelinen nokta ne arkadaşlar? Sizden istirham ediyorum AKP’li arkadaşlar, bakın, AKP’ye sesleniyorum: Lütfen, önceki kanunu sola koyun, şimdi de getirdiğiniz tasarıyı sağ tarafa koyun, beraber okuyun.

Bakın arkadaşlar, değiştirmeye çalıştığınız 20’nci maddenin 2002 metninde ne yazıyor: “Kurum gerekli gördüğü takdirde, bu Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık bulunduğuna ilişkin iddiaları da inceler ve sonuçlandırır.” Yani, Kurum “Kamu İhale Kanunu’na tabi ihaleleri denetler, resen denetler, yasaya uygunluk denetimi yapar.” diyor. Siz ne getiriyorsunuz arkadaşlar? Resen inceleme yetkisini kaldırıyorsunuz. Allah aşkına, şu getirdiğiniz tasarıya bir bakın, bunu bir denetleyin. Eğer ki amacınız Kamu İhale Kanunu’nu yürürlükten kaldırmaksa, ayrı veya kamu ihalelerini denetlemek istemiyorsanız o da ayrı, ki zaten bunu başarıyorsunuz. Nasıl başarıyorsunuz? Biliyorsunuz arkadaşlar, Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikle de -tarafınızdan yapıldı bu değişiklik- içinden demir yolu geçen barajlarda demir yolu güzergâhının değişim işi barajı yapan şirkete ihalesiz verilecek. Bunu siz çıkarttınız, kanuna falan tabi değil, keyfî ihale veriyorsunuz.

Diğer taraftan, petrol ve doğal gazdaki projelerin İhale Yasası’na uyma zorunluluğunu da kaldırdınız. Bir sürü özel kanunda ihalelerin denetimsizliğini getirdiniz. Bu para devletin parası, bu para kamunun parası, yani sizin, çoluğun çocuğun, fakirin parası, yetimin parası. Bu paraları denetimsiz vermekten bahsediyorsunuz; bravo size!

Daha ne getiriyor arkadaşlar 20’nci madde? Başkana özel fıkra var. Bakın, Kurul Başkanını bir daha atayabilmek için özel fıkra getirdiniz, tebrik etmek lazım sizi!

Kurulun, Kurumun davalı olduğu olaylarda dava açma, icra takibi yapma, bunlardan vazgeçme, temyizden vazgeçme, karar düzeltme, tashihikarardan vazgeçme yetkisi veriyorsunuz dava konusu olan olaylarda, işlerde. Hangi kritere göre? Kriter falan yok, tam bir keyfîlik, Kurula ver, gitsin! Ama gene Kurula güvenmiyorsunuz.

Bir de, ne hikmetse, Kurul üyelerine, arkadaşlar, ücret karşılığı ders verme yetkisi veriyorsunuz. Bu Kanun’un orijinal metnine, yani 2002 metnine baktığınızda bu konuda özel yasak var: “Ücret karşılığı konferans veya ders veremez.” hükmü var. Bunu değiştiriyorsunuz, “Ücret karşılığı konferans verir, ders verir.” diyorsunuz. Niye? Amacınız acaba şirketler ile kurum yöneticilerini bir yerde buluşturmak mı? Alacakları paraya ilişkin fatura kesmelerini sağlamak mı? Hizmet alımı yapmak mı? Bu nasıl bir madde değişikliği? Hiç mi vicdan yok?! Düşünemiyor musunuz bunları?

Diğer husus, atamalarda tüm personelin atanmasını başkana bırakıyorsunuz. Bu nerede var ya? Bu hangi padişahlıkta var? Okuyun şu fıkrayı arkadaşlar, okuyun. Ne diyor? Başkan yardımcılarını ve daire başkanlıklarını başkanın önerisiyle Kurul atayacak, ama diğer tüm personeli ise başkan atayacak. Zaten bu Kurulun başkan artı 5 üyesini siz belirliyorsunuz. Bu demektir ki, Kurul içerisinde, Kurum içerisinde her türden personel alımını, doğrudan, siz, iktidar partisi belirleyecek. Bunun adı nedir? Bu denetim mi? Kamu İhale Kanunu, arkadaşlar, keyfîlik yaratılsın diye, denetimsizlik yaratılsın diye gelen bir kanun değil. Lütfen, kanunun yapılış amacına bir bakınız. Getirdiğiniz sırf 20’nci maddede arkadaşlar –bakın, diğerine hiç geçmiyorum- beş tane, kanuna değil, hukuka aykırılık var, beş noktada önceki kanunu tamamıyla rafa kaldırıyorsunuz, beş maddede, bir madde değişikliğiyle.

Sizden istirhamım…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Gök, devam ediniz lütfen.

İSA GÖK (Devamla) – Sağ olun Sayın Başkan.

Kamu İhale Kanunu 2002 yılında çıkartılırken, kamu ihalelerindeki yolsuzluklar, amiyane tabirle üçkâğıtlar, adam kayırmalar, kötü iş yapmaların önüne geçmek ve uluslararası arenada, özellikle Avrupa Birliği nezdinde bizim ihalelerimizi şaibeli ihale noktasından çıkartmak için getirilen bu kanuna dokunmayın. Hiç olmazsa, 20’nci maddeyi –önergemizi destekleyerek- geri çekin. Yerel seçimler öncesi aklınızdan ne hinlikler geçiyorsa, yerel seçimlerde ihale yapmaya muktedir yerlerde, denetimsiz, şeffaflıktan uzak ve yargı denetimsiz… Sayın Başkan, önergenizi okudum. AKP’nin bu önergesiyle Kurul kararlarına karşı idari yargı yolunu da kapıyorsunuz. Bu kabul edilemez. Önergenizi lütfen geri çekiniz. Böyle bir şey olmaz. Kurul kararlarına hem güvenmiyorsunuz hem her ihaleyi bunun dışına çıkartıyorsunuz,  yetmediği  gibi  yasa  denetiminin  dışına çıkartarak bir de -verdiğiniz önergeyi oylayacaksınız şimdi arkadaşlar- idari yargı denetimini de kaldırıyorsunuz. Tebrik ediyorum sizi.

Sağ olun. (CHP Sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Gök.

Diğer önerge üzerinde Sayın Akın Birdal.

Buyurun Sayın Birdal. (DTP sıralarından alkışlar)

AKIN BİRDAL (Diyarbakır) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclis çatımızdan değerli bir vekilimizin, İstanbul Milletvekili Sayın Gündüz Aktan’ın yitirilmiş olmasından ötürü biz de üzüntümüzü bildirir, ailesine, yakınlarına ve partili arkadaşlarına başsağlığı dileriz.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; görüşülmekte olan tasarının 20’nci maddesiyle yapılacak olan değişikliklere ilişkin gerçekten bütün öngörülen değişiklikler hukukun temel ilkelerine aykırı. Biz de bu nedenle konuşma almış bulunuyoruz. Bu nedenle saygıyla hepinizi selamlıyorum.

Bu madde ile 4734 sayılı Yasa’nın 53’üncü maddesinde değişiklikler önerilmektedir. Bu değişikliklere göre Kamu İhale Kurumunun resen inceleme yetkisi kaldırılmaktadır. Kamu İhale Kurulu, ihalenin yasada belirtilen esas usul ve işlemlerin doğru olarak uygulanmasında görevli ve yetkili kılınmıştır. Oysa değişiklik ile Kurulun resen tespit yetkisi ya da kendisine ulaştırılan iddiaları inceleme yetkisi elinden alınmaktadır. Yani Kurulun kamu adına inceleme ve denetleme yapma yetki ve görevi ortadan kaldırılmaktadır. Peki bu inceleme ve denetlemeyi kim yapacaktır? Bu sorunun yanıtı ne yazık ki yoktur. Kamu adına görev yürüten Kamu İhale Kurulunun bu yetkisinin alınması kamusal alanın daraltılması sonucunu getirecektir. Burada kamu yararı ilkesinin gözetilmediği ortaya çıkmaktadır.

53’üncü maddenin (c) bendinde yapılan değişiklik ise kişiye özel bir değişiklik niteliğindedir. Bir başkanın görevinin devamına yönelik yasa değişikliği önerisi hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Neredeyse babadan oğla geçecek düzenlemeler yapılmaktadır. Bu durum eşitlik ve adalet duygusunu da zedelemektedir.

Haksız kazanç denilince ya da yolsuzluk denilince ilk akla gelen, kamu ihalelerinde kişilerin ve grupların korunması ve gözetilmesidir. Ve nitekim bugün gerçekten Avrupa ile Türkiye’deki siyaset adamlarının niteliğine baktığınız zaman, bizde önce devlet eliyle, devlet ihaleleriyle birtakım olanaklar sağlanıyor, para kazanıyor ve sonra da siyasete atılıyor ve sonra da geliyor aynı şekilde burada yine aynı doğrultuda yasa tasarıları getiriyor. Avrupa’da farklı. O nedenle, Avrupa’nın gerçekten bu hazırlanmakta olan yasa tasarılarına ilişkin kaygıları da oradan kaynaklanıyor. O nedenle, zamanımın darlığı nedeniyle şimdi onun ayrıntısına girmeyeceğim. Ama, gerçekten vagonlarını bırakıp giden lokomotif rolündeyiz Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak. Gerçekten bu çıkarılmak istenilen yasa ve tasarılarda Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin, sivil toplum örgütlerinin, kamuoyunun görüşleri alınmakta mıdır? Dün de söyledim, neden buna gereksinme duymuyoruz? Ve onlar, sivil toplum örgütleri, toplumun beklentileri ve gereksinmelerini ortaya çıkaran kurumlardır. Ama ne yazık ki biz başka gereksinmelere karşılık veriyoruz.

Nitekim (e) fıkrasında yapılan değişiklikte ise, dava açma, icra takibi, temyiz ve karar düzeltme haklarından vazgeçmeyi herhangi bir esas beklemeden, belirlemeden Kurulun takdirine bırakmak aynı zamanda görev ve yetkinin takdire bırakılması anlamına gelir ki, bu da yine hukuk devletinin kabul edemeyeceği bir düzenlemedir.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; başka bir kuralsızlık, Kurul başkan ve üyelerinin asli görevlerini aksatmamak kaydıyla ücret karşılığı ders vermesine onay verilmesidir. Az önce de söylendiği gibi, bu düzenleme kamu görevlileri etik davranışına denk düşmemektedir. Bu nedenle, onaylanabilecek bir düzenleme değildir. Kurul başkan ve üyelerinin kimlere ve nerede ders vereceğine ilişkin bir ibarenin yer almadığı bu düzenleme istekli firmalarla Kurul üyelerinin bir arada olacağı platformları çağrıştırmaktadır. Kurul üye ve başkanının isteklilere ve firmalara ders verdiğini düşündüğümüzde yüz yüze etkilenmeler kaçınılmaz olacaktır. Tarafsızlığı etkileyecek düzenlemeler tasarı metninden çıkarılmalıdır. Kurul üye ve başkanının ücret karşılığı ders verme istemleri etik ve kamusal bir yararla örtüşmediğinden düzenleme konusu yapılmamalıdır. Ücretleri belirleme yetkisi Hükûmete aittir. Kurul üye ve başkanın ücreti düşük ise bu konuda Hükûmete düşen görev ücret iyileştirmesinde bulunmaktır. Hükûmet kendi görevini yerine getirmemekte, onun yerine tartışılır uygulamalar öne sürmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Birdal, devam ediniz.

AKIN BİRDAL (Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Başkan yardımcıları ile daire başkanlarının başkanın önerisiyle kurul tarafından atanacağı, diğer tüm personelin ise başkanca atanacağı düzenlemesi de Kamu İhale Kurulunda tek yetkili olarak başkanlık sisteminin hâkim kılınmasını esas alındığını düşündürmektedir. Bu kadar olağanüstü yetkinin tek kişinin elinde toplanması sakıncalı olacaktır. Liyakat ve üstlenilen görevin önemini kavramak esas olması gerekirken başkana yakınlık her şeyin önüne geçebilmektedir. Bütün bu gerekçeler önergemizin onaylanmasının gerekçelerini de oluşturmaktadır.

Bu nedenle, hukuk dışına daha fazla izin verilmemesi, adaletsizliğin engellenmesi, kamu yararı ve kamu denetimi ilkesinin tekrar yasanın özüne yedirilmesi için yüce Meclisin önergemizi kabul etmesini umuyor, saygıyla selamlıyorum. (DTP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Birdal.

II.- Y O K L A M A

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, toplantı yeter sayısı istiyoruz.

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı istiyorsunuz…

İsimleri alalım: Sayın Okay, Sayın Köse, Sayın Ayhan, Sayın Güvel, Sayın Emek, Sayın Gök, Sayın Ağyüz, Sayın İnce, Sayın Kemal Anadol, Sayın Bingöl, Sayın Kaptan, Sayın Ekici, Sayın Koçal, Sayın Sönmez, Sayın Karaibrahim, Sayın Günday, Sayın Yıldız, Sayın Arifağaoğlu, Sayın Özdemir, Sayın Hüseyin Yıldız.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklamaya başlanıldı)

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Divan düştü şu an. Sayın Başkan, Divanda 1 Kâtip Üye eksik, Divan düşmüştür. Sayın Başkan, Kâtip Üyeler sonradan oy kullanır. O Divanın boşalmaması lazım. En son oy kullanacaksınız, en son, oylama bitecek ondan sonra. İç Tüzük’e bakın, İç Tüzük öyle.

ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) - İç Tüzük öyle diyor. Eğer İç Tüzük’e siz uymazsanız buradakiler hiç uymaz.

(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayımız yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 16.20

 

ALTINCI OTURUM

Açılma Saati: 16.29

BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR

KÂTİP ÜYELER : Yusuf COŞKUN (Bingöl), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19’uncu Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.

İstem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

II.- Y O K L A M A

BAŞKAN – Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayımız maalesef yok.

Kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 20 Kasım 2008 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 11.00’de toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati: 16.32

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.