DÖNEM: 23 CİLT: 31 YASAMA YILI: 3 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 19’uncu
Birleşim 19 Kasım 2008 Çarşamba İ Ç İ N D E K İ L
E R I. -
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II. - YOKLAMALAR III.
- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI 1.- TBMM Başkan
Vekili Eyyüp Cenap Gülpınar’ın,
İstanbul Milletvekili Gündüz Suphi Aktan’ın vefatı
dolayısıyla merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine baş sağlığı dileyen
konuşması IV.-
ÖLÜM, SAYGI DURUŞU VE TAZİYELER 1.- İstanbul
Milletvekili Gündüz Suphi Aktan’ın vefatı dolayısıyla
saygı duruşu V.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları 1.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, yaş sebze ve meyve
üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması 2.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, yaşanan ekonomik krizden olumsuz etkilenen
Niğde’deki çiftçi, esnaf ve sanayicilerin sıkıntılarına ilişkin gündem dışı
konuşması 3.- Van
Milletvekili İkram Dinçer’in, Uluslararası Hoşgörü
Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması VI.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, Sarıveliler ilçesinin
banka şubesi ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/312) 2.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsüne ve Eti Bor Genel Müdürlüğüne ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/316) 3.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, işsizlik oranına ve
işsizlikle mücadeleye ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/318) 4.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, banka kredilerini
ödeyemeyenlerin mağduriyetine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/323) 5.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, satın alma gücüne ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den
sözlü soru önergesi (6/325) 6.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, kent aydınlatmasına ve
elektrik enerjisi tasarrufuna ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/338) 7.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, petrol kaçakçılığı kapsamında dağıtılan
ikramiyeye ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/341) 8.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, yurt dışı gezilerinin harcırahına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/351) 9.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, sınır güvenlik sistemlerine ve kapatılan
sınır karakollarına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/366) 10.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
kamu kurum ve kuruluşlarının eczacılara olan borçlarına ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/368) 11.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, faili meçhul cinayetlere ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/370) 12.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Hazinenin karşıladığı Ziraat Bankasınca
kullandırılan tarımsal kredilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/379) 13.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Ziraat Bankasınca kullandırılan tarımsal
kredilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/380) 14.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tarım Kredi Kooperatiflerince kullandırılan
kredilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/382) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 15.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Hazinenin karşıladığı Tarım Kredi
Kooperatiflerince kullandırılan kredilere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/383) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 16.- Adana Milletvekili
Muharrem Varlı’nın, artan gübre fiyatlarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/397) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 17.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, gübre fiyatlarındaki
artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/423) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 18.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
kayısıda çiçek döneminin sigorta kapsamı dışında tutulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/432) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 19.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, buğday ithalatına ve gümrük
vergisine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/482) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 20.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
TMO’ya bağlı bölge müdürlüğü olup olmadığına ve bir kadroya ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/539) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 21.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, buğday stoku ve un
fiyatlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/550) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 22.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
TMO’nun buğday ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/636) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 23.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
TMO’nun buğday ithalatının etkilerine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/637) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 24.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
buğday ve çeltik üretiminin artırılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/638) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 25.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
TMO’nun çeltik satışlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/639) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 26.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
TMO’nun pirinç satışına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/640) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 27.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
ithal pirincin niteliğine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/642) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 28.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, dolu ve don olaylarına
karşı tarım sigortasında yaşanan sorunlara ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/650) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 29.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
kayısı üreticilerinin zararının tarım sigortasından karşılanmamasına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/688)
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 30.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, TMO’nun çeltik
satışlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/700) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 31.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, pirinç ithalatı kontrol belgelerine ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/707)
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 32.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, ucuz gübre teminine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/709) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet
Mehdi Eker’in cevabı 33.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/747) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 34.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Manisa’da meyve
üreticilerinin desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/750) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 35.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
kayısıdaki zararın tarım sigortasından karşılanmamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/759) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 36.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, TMO’nun ithal ettiği
ekmeklik buğdaya ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/770) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 37.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, gübrelerin denetimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/831) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 38.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, gıda katkı maddelerinin menşeinin belirtilmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/832) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet
Mehdi Eker’in cevabı 39.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, kümes hayvancılığında dezenfektan madde seçimine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/840) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet
Mehdi Eker’in cevabı 40.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, çiftçilerin kredi kullanımına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/851) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 41.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
Kayısı Festivalindeki yemek duasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/917) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 42.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, kuraklıktan etkilenen
çiftçilerin kredi borçlarının ertelenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/932) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 43.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’te fıstık ve
zeytinin kuraklık kapsamına alınmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/956) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı VII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER A) Kanun Tasarı ve Teklifleri 1.- Kamu İhale
Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonları Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253) VIII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) Çeşitli İşler 1.- Genel Kurulu
ziyaret eden, Cezayir Ulusal Halk Meclisi Dışişleri, İşbirliği ve Göç Komisyonu
Başkanı ve beraberindeki heyete Başkanlıkça “Hoş geldiniz” denilmesi IX.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Karacabey ilçesindeki maden ve taş ocaklarına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/4824) 2.- Balıkesir
Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, Havran’daki
bir taş kırma tesisine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/5000) 3.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, memurlara yapılan ek ödemelere ilişkin
Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın
cevabı (7/5139) 4.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Çamlık Barajı Projesine ve Aşağı Gediz
Havzasındaki sulama suyu ihtiyacına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/5148) 5.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, bir derenin ıslahına ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/5150) 6.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, üniversitelerin
ödeneklerinin artırılmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı (7/5204) 7.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, atık yönetimine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/5217) 8.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Kamu İhale Kanunu dışında yapılan ihalelere
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın
cevabı (7/5269) I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak üç oturum yaptı. Burdur Milletvekili Bayram Özçelik,
kamunun serbest diş hekimlerinden hizmet alımına, Adıyaman Milletvekili Şevket Köse, Ağız ve Diş Sağlığı Haftasına, İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar. Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın,
mısır ve pamuk üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşmasına Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker cevap verdi. Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun, Adana Milletvekili Muharrem Varlı, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in gündem dışı konuşmaya verdiği cevaba ilişkin; Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Eker de konuşmalara cevaben, Birer açıklamada bulundular. Çin Halkı Siyasi Danışma Konferansı Başkanı JIA Qinglin ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaretinin uygun
bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi, Muş Milletvekili Nuri Yaman’ın, KİT Komisyonu üyeliğinden
çekildiğine ilişkin önergesi, Genel Kurulun bilgisine sunuldu. Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün
(6/958, 6/963), Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/1003), Esas numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergeleri
okundu; sözlü sorularının geri verildiği bildirildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan’ın, Makedonya
Cumhuriyeti Meclis Başkanı Trajko Veljanoski’nin
ve Arnavutluk Halk Meclisi Başkanı Jozefina Topalli’nin davetine icabet etmek üzere beraberinde
Parlamento heyetiyle Makedonya ve Arnavutluk’a ziyarette bulunmasına, Avrupa Parlamentosu ve Fransa’nın AB dönem başkanlığı tarafından
20-21 Kasım 2008 tarihlerinde Strazburg’da
gerçekleştirilecek olan “Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma” konulu Parlamenter toplantısına
ismen davet edilen Yozgat Milletvekili ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Kâtip Üyesi Osman Coşkun’un icabet
etmesine, İlişkin Başkanlık tezkereleri kabul edildi. Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler” kısmında bulunan 251, 229, 236, 242, 271, 299, 300, 227,
266, 230, 257 ve 96 sıra sayılı kanun tasarı ve tekliflerinin bu kısmın
sırasıyla 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14’üncü sıralarına alınmasına,
diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine, Genel Kurulun 18 Kasım 2008 Salı günkü birleşiminde sözlü
sorulardan sonra denetim konularının görüşülmeyerek, gündemdeki kanun tasarı ve
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işlerin görüşülmesine, Genel Kurulun 25-26 Kasım 2008 ile 2-3 Aralık 2008 Salı ve
Çarşamba günlerindeki birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer denetim
konularının görüşülmemesine, Genel Kurulun; 18 Kasım 2008 Salı günkü birleşiminde 15.00-20.00, 19 Kasım 2008 Çarşamba günkü birleşiminde 11.00-20.00, 20 Kasım 2008 Perşembe günkü birleşiminde 11.00-20.00, 25 Kasım 2008 Salı günkü birleşiminde 15.00-23.00, 26 Kasım 2008 Çarşamba günkü birleşiminde 11.00-23.00, 27 Kasım 2008 Perşembe günkü birleşiminde 11.00-23.00, 2 Aralık 2008 Salı günkü birleşiminde 15.00-23.00, 3 Aralık 2008 Çarşamba günkü birleşiminde 11.00-23.00, 4 Aralık 2008 Perşembe günkü birleşiminde 11.00- 23.00 saatleri arasında çalışmasına, 4 Aralık 2008 Perşembe günkü birleşiminde 96 sıra sayılı Türk
Ticaret Kanunu Tasarısı’nın tamamlanamaması hâlinde 5 Aralık 2008 Cuma günü de
kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmek üzere saat 14.00’te toplanmasına ve
23.00’e kadar çalışmalarını sürdürmesine, İlişkin Danışma Kurulu önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul
edildi. İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun;
Perakende Ticaret Alışveriş Merkezleri ve Büyük Mağazalar ile Esnaf ve
Sanatkârlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi’nin (2/199) İç
Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi. İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, perakende sisteminin
düzenlenmesiyle ilgili yasanın gündeme alınarak görüşülmesi gerektiğine ilişkin
bir açıklamada bulundu. KİT Komisyonunda boş bulunan ve Demokratik Toplum Partisi Grubuna
düşen 1 üyeliğe grubunca aday gösterilen Siirt Milletvekili Osman Özçelik seçildi. Gündemin “Sözlü Sorular” kısmının: 1’inci sırasında bulunan (6/255), 2’nci “ “ (6/266), Esas numaralı soruların üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından
yazılı soruya çevrildiği ve gündemden çıkarıldığı bildirildi; (6/266) esas
numaralı soru sahibi, sorusunun yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle bir
açıklamada bulundu. 4’üncü sırasında bulunan (6/312) esas numaralı soru, ilgili bakan
Genel Kurulda bulunmadığından ertelendi. 3’üncü sırasında bulunan (6/292), 10’uncu “ “ (6/326), 30’uncu “ “ (6/401), 32’nci “ “ (6/404), 75’inci “ “ (6/465), 133’üncü “ “ (6/547), 160’ıncı “ “ (6/578), 175’inci “ “ (6/600), 222’nci “ “ (6/656), 279’uncu “ “ (6/726), 285’inci “ “ (6/735), 374’üncü “ “ (6/856), Esas numaralı sözlü sorulara Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay cevap verdi; (6/292), (6/326), (6/600) ve (6/735)
esas numaralı soruların sahibi de cevaba karşı görüşlerini açıkladı. 5’inci sırasında bulunan (6/315), 25’inci “ “ (6/396), 27’nci “ “ (6/398), 54’üncü “ “ (6/434), 62’nci “ “ (6/443), 68’inci “ “ (6/453), 78’inci “ “ (6/470), 80’inci “ “ (6/473), 102’nci “ “ (6/511), 104’üncü “ “ (6/513) Esas numaralı sözlü sorulara Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım cevap verdi; (6/511) esas numaralı soru sahibi de cevaba karşı
görüşlerini açıkladı. Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz,
cevaplandırılacak sorular içerisinde olmayan ama Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından cevap verilen (6/546) esas
numaralı sorusuyla ilgili açıklamada bulundu. Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler” kısmının: 1’inci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi
kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporlarının (1/584) (S. Sayısı: 253)
görüşmelerine devam olunarak birinci bölümün 7’nci maddesine kadar kabul
edildi. Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Divanın usulüne göre
oluşturulmadığı iddiası üzerine açılan usul tartışması sonunda, Başkanlıkça,
Divanın usulüne göre oluşturulduğu, ancak Divan üyesi muhalefet
milletvekillerinden birinin sağlık sorunu, diğerinin de yurt dışında olması
nedeniyle Divanın bu şekilde teşekkül etmesinin zorunlu olduğu açıklandı. 19 Kasım 2008 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 11.00’de
toplanmak üzere, birleşime 19.56’da son verildi.
19 Kasım 2008 Çarşamba BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 11.02 BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp
Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER :
Yusuf COŞKUN (Bingöl), Canan
CANDEMİR ÇELİK (Bursa) BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19’uncu Birleşimini
açıyorum. Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz. III.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI 1.- TBMM Başkan Vekili Eyyüp Cenap Gülpınar’ın, İstanbul
Milletvekili Gündüz Suphi Aktan’ın vefatı dolayısıyla
merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine baş sağlığı dileyen konuşması BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, gündeme geçmeden önce, büyük bir
üzüntüyle saygıdeğer milletvekili arkadaşımız Gündüz Aktan’ın
vefatını öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve
siz değerli arkadaşlarına şahsım ve Divan adına başsağlığı ve sabırlar
diliyorum. IV.- ÖLÜM, SAYGI DURUŞU VE
TAZİYELER 1.- İstanbul Milletvekili Gündüz
Suphi Aktan’ın vefatı dolayısıyla saygı duruşu BAŞKAN - Sayın Aktan’ın aziz hatırası
önünde Genel Kurulu bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum. (Saygı duruşunda bulunuldu) BAŞKAN – Allah rahmet eylesin, ruhu şad olsun. Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim. Gündem dışı ilk söz yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunları
hakkında söz isteyen Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’e
aittir. Buyurun Sayın Öztürk. V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları 1.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Dünyada yaşanmakta olan ve ne zaman, nerede duracağı belli olmayan
ekonomik krizin yaş sebze ve meyve üreticilerine etkileri her geçen gün daha
fazla artmaktadır. Bugüne kadar izlenen yanlış tarım politikaları zaten
üreticileri perişan etmekteydi ama üstüne bu ekonomik kriz de eklenince daha da
çekilmez bir hâle gelmiştir. Geçen yıl 18-46 gübrenin fiyatı 58 iken şimdi 100, triple süper fosfat 32 iken şimdi 80; 15-15 gübre 27 iken
şimdi 68, yüzde 46’lık azot 30 iken şimdi 40, yüzde 21 azot 18 iken şimdi 32,
yüzde 33 nitrat 22 lira iken şimdi 35, yüzde 26 nitrat 20 lira iken şimdi 32
ama buna karşılık limonu, mandalinayı, portakalı, yer fıstığını, buğdayı,
susamı alan yok değerli arkadaşlarım. Değerli milletvekilleri, ihracatçı, üretici ve dolayısıyla
narenciyeyle ilgili tüm sektörler şimdiden çok ciddi bir sıkıntı içine
girmişlerdir. Nakit akışları durma noktasına gelmiştir. Yaş sebze ve meyve
sektörü ithal girdisi olmadan 1,5 milyar dolarlık ihracatla net döviz girdisi
sağlayarak büyük bir katma değer yaratan bir sektördür. Sektörün emek-yoğun bir
sektör olduğu düşünülürse, bu yaş sebze ve meyve ihracatının yaklaşık 15 milyon
kişiye iş ve aş sağlayan bir faaliyet zinciri olduğu göz ardı edilmemelidir. Yine, bu yaş sebze ve meyve ihracatının lokomotifi, temeli
turunçgillerdir. Bu ihracatın üçte 1’i turunçgillerden meydana gelmektedir. Bu
durum, olası bu ciddi krizden en fazla etkilenen sektörün turunçgiller sektörü
olduğunu göstermektedir. Sorunları ben kısaca hemen özetlemek istiyorum: Finansmanın
yarısını kendi öz kaynaklarıyla, yarısını banka kredisiyle yapan ihracatçılar
dövizin de artmasından dolayı büyük bir baskı altındadır. Döviz kredi faizleri
kriz öncesi yüzde 5-6 iken, bugünlerde 11-12 seviyesine çıkartılmış, bu oranda
da artış göstermektedir. Yine, yaş sebze ve meyve ihracatçılarına, bu meydana gelen faiz
artışından dolayı toplam zarar olarak 45 milyon dolarlık ek bir maliyet
getirdiği hesaplanmaktadır. Rusya Federasyonu’na yapılan ihracatta her TIR
yüklemesi için analiz yapılmakta, analiz ücretleri yüksek tutulduğundan büyük
bir maliyet unsuru olmakta, ayrıca büyük bir zaman kaybına neden olmaktadır. Yine, bunun ihracatın önemli bir kısmının başta Rusya olmak üzere
Doğu Avrupa ülkelerine, Doğu Bloku ülkelerine ihraç
edildiği düşünülürse ve ekonomik krizden en fazla bu ülkelerin etkilendiği
düşünülürse, yine ihracatçıların ülke içerisindeki alımlarının da dolar
olduğunu, dolar kullandıklarını düşündüğümüzde çok büyük kayıplarının olduğu
düşünülmektedir. Buna karşı acilen yapılması gereken olaylar: Geçmiş
yıllarda bekleyen ve kullanılmamış olan hak edişlerin ve 2008-2009 sezonunda
üzüm ve turunçgiller ihracatına ödenmesi planlanan hak edişlerin bir defaya
mahsus olarak nakit olarak ödenmesi, ihracatçı kredilerindeki maliyet ve
finansman sorununu çözebilmek için Eximbank
kredilerinde yaş sebze ve meyve ihracatına öncelik verilmesi ve kolaylık
gösterilmesi; yine, laboratuvar analiz giderlerinin
makul seviyelere çekilmesi ve analiz sisteminin baştan, yeniden gözden
geçirilmesidir değerli arkadaşlarım. Hepiniz de takdir edersiniz ki artık köylü, çiftçi kullandığı
toprağı ekemez olmuştur, ektiği ürünleri biçemez olmuştur ve biçtiği ürünleri
satamaz hâle gelmiştir. Geçen sene darının kilogram fiyatı 450 iken şimdi 35
kuruşa alan yoktur değerli arkadaşlarım. Toprak, kendisine ihanet edeni asla affetmez. Toprak, büyük bir
üretim gücüdür, büyük bir üretim potansiyelidir. Ama son altı yılda tarım yük
olarak görüldüğünden, toprak, üretim aracı olma özelliğinden çıkarılmıştır.
Çiftçi, köylü, esnaf gerçekten perişan edilmiştir. Zaten vatandaşın alım gücü
kalmamıştır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Vatandaş alışveriş yapma gücünü
kaybetmiştir. Tüketicinin tüketim gücü kalmamıştır değerli arkadaşlarım. Siyasi iktidara bundan bir sene önceye kadar uyarılar yapılmasına
rağmen, çeşitli ekonomik çevrelerden, siyasi çevrelerden bu ekonomik krize
karşı uyarılar yapılmasına rağmen siyasi iktidar bu ekonomik krize karşı hiçbir
önlem almamış, önce ekonomik krizin Türkiye’yi etkilemediğini Sayın Başbakan
ifade etmiş, şimdi teğet geçtiğini söylemiş. Ama teğet geçen kriz, ne yazık ki
tüm sanayi sektörünü, işverenleri etkilediği gibi, onları darmaduman ettiği
gibi Türk çiftçisini, Türk köylüsünü de perişan etmiştir. Artık, vatandaş bugün
pazara çıkamamaktadır. Ekonomi durmuştur. Esnaf siftah etmeden kepenk
kapatmaktadır. Bunu tüm milletvekillerimiz yaşadıkları seçim bölgesinde
bilmektedirler. Acilen yapılması gereken, derhâl Türkiye’nin gelişmekte olduğu
bir ülke olduğu da dikkate alınarak tozpembe tablolar çizmek yerine, gerçekten
üretimi artırmak, üreticilerin gücüne güç katmaktır, köylülere sahip çıkmaktır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Öztürk,
teşekkür ederim. Gündem dışı ikinci söz, yaşanan ekonomik krizden olumsuz etkilenen
Niğde’deki esnaf ve sanayicilerin sıkıntıları hakkında söz isteyen Niğde
Milletvekili Mümin İnan’a aittir. Buyurun Sayın İnan. (MHP sıralarından alkışlar) 2.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, yaşanan ekonomik krizden olumsuz etkilenen Niğde’deki çiftçi, esnaf ve
sanayicilerin sıkıntılarına ilişkin gündem dışı konuşması MÜMİN İNAN (Niğde) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım; dün gece Hakk’ın rahmetine kavuşan İstanbul Milletvekilimiz,
değerli büyüğümüz Sayın Gündüz Aktan Bey’e Cenabı Allah’tan rahmet, kederli
ailesine, Meclisimize ve camiamıza başsağlığı diliyorum. Yaşanan ekonomik krizden çiftçi, esnaf ve sanayicilerimizin,
Niğde’deki sanayicilerimizin sıkıntıları hakkında şahsım adına gündem dışı söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
22 Temmuz seçimlerinden önce öngörüyü doğru yapan iktisatçılar ve
siyaset adamları, Türkiye’nin iyi yönetilmediğini, ekonomik hayatımızın son iki
yıldır kriz sinyalleri vermekte olduğunu, bu ekonomik politikalar aynen
uygulanmaya devam edilirse, bir düşünce değişikliği olmaz ise ülkemizi ekonomik
olarak ciddi sıkıntıların beklediğini belirtmişlerdir. Bu uyarıların Hükûmet tarafından duymazdan ve görmezden gelinmesi, bugün
küresel krizle beraber Türkiye’yi ekonomik olarak çok tehlikeli bir noktaya
getirmiştir. Ünlü bir düşünür: “Uyuyan insanı uyandırmak kolaydır, uyur gibi
yapanı ise uyandırmak imkânsızdır.” der. Ülkeyi yönetenler gözlerini kapatıp
uyur gibi yaparak krizi görmezden gelmektedirler. Hükûmetin,
gözünü açarak içeride ve dışarıda neler olduğunu görmesi gerekmektedir. Hükûmet “kriz yok” dese
de, TÜİK’in açıkladığı verilerde, sanayi üretiminde
eylül ayında yaşanan yüzde 5,5 küçülme gibi rekor düşüşün ardından, ekim ayı
imalat sanayi kapasite kullanım oranının da 6,4 puan azalarak yüzde 76,7
düzeyine indiği görülmektedir. Borsa çökmüş, fabrikalar kapanmış, esnaf
perişan, çiftçiler son nefeste, çalışanlar huzursuz, işsizlik ise her geçen gün
artmakta; buna rağmen, Hükûmet “Bizim finans
sistemimiz sağlam, kriz etkilemez, teğet geçer.” yaklaşımını anlamak mümkün
değildir. En kısa sürede gerekli tedbirler alınmazsa, bırakınız teğet geçmeyi,
kriz, Türkiye ekonomisini maalesef kalbinden vuracaktır. Bugün sağlamlığına
güvendiğimiz finans sisteminin altyapısı 57’nci Hükûmet
tarafından oluşturulmamış olsaydı, bu krizin ekonomide yaratacağı tahribatın
derinliğini kimse hesap edemezdi, ancak bu sağlam finans altyapısına rağmen Hükûmet krizi iyi yönetememektedir. Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; tüm dünya
özellikle 2008 yılının ikinci yarısında yaşanan ekonomik krizin etkilerini en
aza indirmeye yönelik tedbirler arayışına girerken, Hükûmet
bu dönemde âdeta krizi ülkemizde tetiklemek istercesine, elektrik ve doğal gaz
gibi enerji fiyatlarına yüksek oranda zam yaparak sanayiciyi üretemez hâle
getirmiştir. Uyguladığı ekonomik politikalarla piyasayı daraltmıştır. Ülkemizin
genelinde ve Niğde’de, elektrik borçları ve diğer kamu alacakları için
vatandaşlarımıza hacizler yağdırmıştır. Çiftçilerimizin bu borçlarının yeniden yapılandırılması
gerektiği defalarca burada dile getirilmesine rağmen “Bırakın bu popülist yaklaşımları.” diyerek çiftçilerimizin bu talepleri
hafife alınmıştır. Yüksek maliyetli gübre, ilaç, mazot ve elektrik fiyatlarıyla
birlikte tarımsal sulama ve kredi borçları yüzünden tarlaları ve traktörleri
haczedilen çiftçilerimiz üretim yapamaz hâle getirilmişlerdir. Tarım
ürünlerimiz maliyet yüksekliği ve pazar darlığı yüzünden ambarlarda çürümeye
terk edilmiştir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimiz hâlâ 2007
destekleme primlerini bile alamamışlardır. Bunların bir an önce ödenmesi
gerekmektedir. Niğde’de esnaf ve sanatkârlarımızın bir bölümü krizden dolayı
dükkânlarını kapatarak esnaflıktan vazgeçmektedirler. Bazıları ise, günlerce
siftah yapmadan iş yerlerine gidip gelmekte, çaresizlik içerisinde, yanında
çalıştırdığı işçisini çıkarmakta, çeklerini; senetlerini ve kredilerini
ödeyememektedir. Niğde’de esnaf ve kefaletten aldığı krediyi ödeyemeyip takibe
uğrayan esnaf oranı her geçen gün yükselmektedir. Esnaf ve sanatkârlarımızın sıkıştığı zaman, çarkını döndürmek için
ilk başvurduğu yer olan esnaf ve sanatkârlar kredi kefalet kooperatifleri, bugün,
tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar zor durumdadır. Bu kooperatiflerin
esnafa vermiş olduğu kredi takiplerinin oranı yüzde 80’leri geçtiği için Halk
Bankası kredileri durdurmuş, kooperatifler ve esnafımız bundan dolayı zor
durumda kalmıştır. Esnaf ve sanatkârlarımızın günü geçmiş taksitlerini ödemek
kaydıyla, gelecek taksitlerinin en az bir yıl geriye ötelenmesi esnafımıza bir
nefes aldıracaktır. Bizim de faydalı bir proje olarak gördüğümüz Cansuyu
Projesi’yle imalatçı esnaf ve sanatkârlara verilen faizsiz kredilere ayrılan
kaynağın artırılarak, imalatçı olmayan esnaf ve sanatkârların da faydalanmasına
imkân verilmelidir. Ayrıca ticaret erbabına yönelik ekonomik sicil affıyla
ilgili verdiğimiz kanun teklifinin bir an önce gündeme alınarak sicili yüzünden
Cansuyu Projesi’nden faydalanamayan esnaflarımızın da
bu projeden faydalanması sağlanmalıdır. Niğde ve Bor Organize Sanayi Bölgelerinde ekonomik krizden dolayı
işçi çıkartmaları başlamış, kapasiteleri iyice düşürülmüştür. Organize sanayi
bölgelerimizi bekleyen en büyük tehlikelerden birisi de, 5084 ve 5330 sayılı
teşvik yasalarından yararlanma sürelerinin 31/12/2008
tarihinde sona erecek olmasıdır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın İnan, devam edin. MÜMİN İNAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum. Girdi maliyetlerinin çok yüksek olması nedeniyle sanayicimiz hem
iç hem de dış piyasada rekabet gücünü yitirmekte, bu durum zor şartlarda üretim yapan sanayiciyi
kara kara düşündürmektedir. Bu teşvik yasalarının
kapsamı daha da genişletilerek sürelerinin uzatılması ve bu kapsamda hazine
tarafından firmalara iade edilen enerji teşvikinin iade süreleri kısaltılmalı
ve günü geçen iade ödemeleri derhâl yapılmalıdır. Dünyadaki gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkeler piyasalarını
rahatlatacak ve ülkelerdeki ticari hayatı canlandıracak ekonomik tedbirleri
alırken, örneğin ABD’de toplam 2 trilyon dolar, AB ülkelerinde toplam 2 trilyon
doların üzerinde tedbir paketleri açıklanırken, maalesef ülkemizde Hükûmet herhangi bir önlem paketi henüz açıklamamıştır.
“Kriz yok.” demekle kriz yok olmuyor. Kriz vardır ve acilen, Hükûmetin, bütün sosyal kesimleri rahatlatacak önlem
paketlerini kamuoyuna duyurması ve toplumu rahatlatması gerekmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın İnan. Gündem dışı üçüncü söz, Uluslararası Hoşgörü Günü hakkında söz
isteyen Van Milletvekili İkram Dinçer’e aittir. Buyurun Sayın Dinçer. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) 3.- Van Milletvekili İkram Dinçer’in, Uluslararası Hoşgörü Günü’ne ilişkin gündem dışı
konuşması İKRAM DİNÇER (Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 16
Kasım Uluslararası Hoşgörü Günü nedeniyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım.
Konuşmamın başında, vefat eden İstanbul Milletvekili merhum Gündüz Suphi Aktan’a Allah’tan rahmet, Meclisimize, Milliyetçi Hareket
Partisi camiasına, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Bildiğiniz gibi, UNESCO 1995 yılında 16 Kasımı Uluslararası
Hoşgörü Günü olarak kabul etmiştir. Bu vesileyle dünyanın birçok ülkesinde de
değişik etkinlikler yapılmaktadır. Bir arada, huzurlu, güvenli ve refah içinde yaşamak ancak hoşgörü
ile mümkün olmaktadır. Bu değerden yoksun olan toplumlarda anarşi, terör, kan,
gözyaşı ve çatışma asla eksik olmamıştır. İçinde yaşadığımız Anadolu coğrafyasında zaman zaman
çeşitli sıkıntılar yaşasak da farklı din, etnik ve mezhebe mensup insanlar aynı
mahallede, aynı sokakta, iç içe, kardeşçe ve barış içinde yaşamışlardır. Bu
coğrafyada Mevlânâlar, Yunus Emreler, Hacı Bektaşı Veliler ve Ahmedi Haniler
yetişerek hoşgörünün, sevginin ve barışın sembolü olmuşlardır. Sekiz yüzyıldır
barış, kardeşlik ve hoşgörü rehberliği yapan Mevlânâ’nın
mesajı günümüze kadar gelmiş ve UNESCO 2007 yılını Mevlânâ
Yılı olarak ilan etmiştir. 17’nci yüzyılda yaşamış olan büyük bilge Ahmedi
Hani, insanı merkeze alan anlayışıyla bir aşk ve sevgi adamı olarak tarihe
geçmiştir. Yazdığı Mem ü Zin
eseriyle aşkı ve sevgiyi yücelterek ruhlarımızı okşamasının yanında, öğretici
yönüyle de hem aklımıza hem gönlümüze ışık tutmuştur. Yine, bir diğer büyük düşünürümüz Yunus Emre, şiirleri ve sözleriyle insanlığı barış ve
hoşgörüye davet etmiştir. Şanlı tarihimiz hoşgörü örnekleriyle doludur. İnanç
ve kültürümüz bu topraklarda yaşayan farklı din, inanç, mezhep ve etnik kimliğe
mensup insanların varlığının ve geleceğinin garantisi olmuştur. Hoşgörüye dair burada binlerce davranışımızı sayabiliriz. Tarih bu
alanda altın harflerle medeniyetimizden ve kültürümüzden bahsetmektedir. Değerli arkadaşlarım, ülkemizde son yıllarda hepimizi üzen terör
hadiseleri meydana gelmektedir. Terörü ve şiddeti meşru gören bir anlayış kabul
edilemez. Hak arama adına yapılan terör faaliyetleri, tam anlamıyla bir hak
ihlalidir, zulümdür. Terör hem bölge halkına hem de Türkiye’ye büyük zararlar
vermiştir. Şüphesiz, bizler tarihî başarılarımızın temelini teşkil eden
hoşgörü, sevgi ve barış kültürünü yeşerterek bu beladan da kurtulacağız. Değerli milletvekilleri, Hükûmetimiz
yaptığı yatırımlarla terörün beslendiği kaynakları kurutma noktasında önemli
mesafeler almıştır. Popülizmden uzak, bölgenin beklentileri doğrultusunda
attığımız adımlar müspet sonuçlar doğurmuştur. Sayın Başbakanımızın bölge
gezilerinde yüz binlerce vatandaşımız büyük bir coşkuyla Sayın Başbakanımızı
karşılamıştır. Küçük bir grup tarafından yapılan gösteriler bölge halkına asla
mal edilmemelidir. Bölge halkı barıştan, kardeşlikten, dostluktan, devletinden
ve bu ülkenin bölünmez bütünlüğünden yanadır, bundan kimsenin şüphesi olmasın.
İstenmeyen olayları bütün bölge halkına mal edenler, unutmasınlar ki bu düşünce
ve tavırlarıyla, en az saldırganlar kadar bu ülkeye kötülük etmektedirler. Günümüzden binlerce yıl önce, insanlık tarihinde ilk uygarlığın
temellerinin atıldığı bu coğrafyada Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Süryani,
Müslüman, Musevi, Hristiyan gibi farklı din ve etnik
yapıdaki topluluklar iç içe yaşamışlardır. Bizim bir arada yaşayamama gibi bir
sorunumuz asla olmadı, birbirimizden kız almış kız vermişiz. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Dinçer, devam
edin. İKRAM DİNÇER (Devamla) – Suni gündemlerle kardeşliğimize gölge
düşürecek gelişmelere halkımız asla prim vermedi ve bundan sonra da
vermeyecektir. Sağcısı, solcusu, Kürt’ü, Türk’ü ile hepimiz bir arada kardeşçe
yaşamaya devam edeceğiz, bundan kimsenin kuşku duymaması lazım. Bizi
birbirimize düşürme girişimleri boş çabalardır, varsa eğer bir sorunumuz onu da
bu Meclis çatısı altında çözeceğiz. Bu duygularla yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Dinçer. Gündeme geçiyoruz. Sayın milletvekilleri, Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker, gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 14, 15, 20,
37, 44, 71, 109, 118, 187, 188, 189, 190, 191, 193, 197, 228, 235, 240, 242,
269, 272, 278, 286, 330, 331, 338, 346, 405, 418 ve 439’uncu sıralarındaki
soruları birlikte cevaplandırmak istemiştir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim. Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz. VI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, Sarıveliler ilçesinin banka şubesi ihtiyacına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den
sözlü soru önergesi (6/312) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 2.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsüne ve Eti Bor
Genel Müdürlüğüne ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru
önergesi (6/316) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 3.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, işsizlik oranına ve işsizlikle mücadeleye ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den
sözlü soru önergesi (6/318) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 4.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, banka kredilerini ödeyemeyenlerin mağduriyetine
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den
sözlü soru önergesi (6/323) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 5.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, satın alma gücüne ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru
önergesi (6/325) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 6.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, kent aydınlatmasına ve elektrik enerjisi
tasarrufuna ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/338) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 7.- Ordu Milletvekili Rıdvan
Yalçın’ın, petrol kaçakçılığı kapsamında dağıtılan ikramiyeye ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/341) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 8.- Ordu Milletvekili Rıdvan
Yalçın’ın, yurt dışı gezilerinin harcırahına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/351) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 9.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal
Sipahi’nin, sınır güvenlik sistemlerine ve kapatılan sınır karakollarına
ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/366) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 10.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, kamu kurum
ve kuruluşlarının eczacılara olan borçlarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü
soru önergesi (6/368) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 11.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan’ın, faili meçhul cinayetlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/370) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 12.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Hazinenin karşıladığı Ziraat Bankasınca kullandırılan tarımsal
kredilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü soru önergesi (6/379) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 13.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Ziraat Bankasınca kullandırılan tarımsal kredilere ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’den sözlü
soru önergesi (6/380) BAŞKAN – Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok. Ertelenmiştir. 14.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Tarım Kredi Kooperatiflerince kullandırılan kredilere ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/382)
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 15.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Hazinenin karşıladığı Tarım Kredi Kooperatiflerince kullandırılan
kredilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/383) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 16.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, artan gübre fiyatlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/397) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 17.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/423) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 18.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, kayısıda
çiçek döneminin sigorta kapsamı dışında tutulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/432) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 19.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, buğday ithalatına ve gümrük vergisine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/482) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 20.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’ya bağlı bölge müdürlüğü
olup olmadığına ve bir kadroya ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/539) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 21.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, buğday stoku ve un fiyatlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/550) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 22.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’nun buğday ithalatına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/636) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet
Mehdi Eker’in cevabı 23.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’nun buğday ithalatının
etkilerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/637) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 24.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mehmet Akif Paksoy’un, buğday ve çeltik üretiminin
artırılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/638) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 25.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’nun çeltik satışlarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/639) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet
Mehdi Eker’in cevabı 26.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mehmet Akif Paksoy’un, TMO’nun pirinç satışına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/640) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet
Mehdi Eker’in cevabı 27.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mehmet Akif Paksoy’un, ithal pirincin niteliğine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/642) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet
Mehdi Eker’in cevabı 28.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, dolu ve don olaylarına karşı tarım sigortasında
yaşanan sorunlara ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/650) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 29.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, kayısı
üreticilerinin zararının tarım sigortasından karşılanmamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/688) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 30.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, TMO’nun çeltik satışlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/700) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 31.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, pirinç ithalatı kontrol belgelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/707) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 32.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, ucuz gübre teminine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/709) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 33.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/747) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 34.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Manisa’da meyve üreticilerinin desteklenmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/750) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Eker’in cevabı 35.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, kayısıdaki
zararın tarım sigortasından karşılanmamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/759) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 36.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, TMO’nun ithal ettiği ekmeklik buğdaya ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/770) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 37.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, gübrelerin denetimine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/831) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 38.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, gıda katkı maddelerinin menşeinin belirtilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/832) ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 39.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, kümes hayvancılığında dezenfektan madde seçimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/840) ve Tarım ve
Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 40.- Adana Milletvekili Kürşat
Atılgan’ın, çiftçilerin kredi kullanımına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/851) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 41.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Kayısı
Festivalindeki yemek duasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/917) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 42.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kuraklıktan etkilenen çiftçilerin kredi
borçlarının ertelenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/932) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 43.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’te fıstık ve zeytinin kuraklık
kapsamına alınmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/956) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehdi Eker gündemin “Sözlü Sorular”
kısmının 14, 15, 20, 37, 44, 71, 109, 118, 187, 188, 189, 190, 191, 193, 197,
228, 235, 240, 242, 269, 272, 278, 286, 330, 331, 338, 346, 405, 418 ve 439’uncu
sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemiştir. Şimdi, bu soruları sırasıyla okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumunun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın M. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını, Arz ederim. Reşat
Doğru Tokat Soru: Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından gerçek ve/veya
tüzel kişi üreticilere kullandırılan tarımsal kredilerden; 31.12.2007 tarihi itibarı ile; a- Ertelenmiş
kredi borcu bulunan, b-
Taksitlendirilmiş kredi borcu bulunan, c- Tasfiye
olunacak alacaklar/vadesi geçen alacaklar hesabında kredi borcu bulunan, d- Yeniden
yapılandırılmış kredi borcu olup geri ödeme süreci devam eden, üretici sayısı, borç
tutarı anaparası ve faizi ne kadardır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumunun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın M. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını, Arz ederim. Reşat
Doğru Tokat Soru: Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından gerçek ve/veya
tüzel kişi üreticilere kullandırılan tarımsal kredilerden; borcu devam
borçlular hakkındaki yasal takipler neticesinde, alacağın kesin aciz vesikasına
bağlanması halinde, kesin aciz vesikasına bağlanan faiz dahil,
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri alacakları (18/4/2001 tarihli ve 2001/2312
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındakiler hariç) Hazine tarafından
karşılanacağı 5561 sayılı kanunun 5. maddesinde belirtilmiştir. 31.12.2007 tarihi itibarı ile borcu kesin aciz vesikasına
bağlanarak Hazine tarafından karşılanan üretici sayısı, borç tutarı, anaparası
ve faizi ne kadardır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki belirtilen soruların Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için
gereğini saygılarımla arz ederim. Muharrem
Varlı Adana Çiftçinin en önemli ekonomik girdilerinden bir tanesi gübredir.
Zaten zor şartlarda geçimini temin etmeye çalışan çiftçilerimizin, gübre
artışlarından dolayı mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmektedir. Bu nedenle; 1) Hızla yükselen ve bir türlü engellenemeyen gübre fiyatları ile
ilgili ne düşünüyorsunuz? 2) Oluşan gübre tekelini kırmak için ithal edilecek gübrenin
gümrük vergilerini düşürmeyi düşünüyor musunuz? 3) Gübrede KDV oranı %18, makyaj malzemelerinde de KDV oranı %18
bu konuda ne düşünüyorsunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman Gübre fiyatlarının alıp başını gitmesi çiftçilerimizi zor duruma
düşürmektedir. Yüksek fiyat artışları karşısında çiftçilerimiz, tarlalarına
gübre atamaz hale gelmiştir. 1- Amonyum Sülfat (% 21N), Amonyum Nitrat(%26N), Amonyum
Nitrat(%33N), Üre, DAP, Kompoze(20-20-0) gübrelerin fiyatı son beş yıl içinde,
yıllara göre yüzde kaç oranında artmıştır? 2- Çiftçilere gübre desteği konusunda bir çalışmanız var mıdır?
Gübrede, çiftçilerimizin üretim maliyetlerini artıran Gümrük Vergisi ve KDV’yi
kaldırmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda bir çalışmanız var mıdır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı sayın Dr. Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim. Saygılarımla. Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Malatya Tarım Sigortaları kapsamında, çiftçilerimizin “Don” olayına karşı
yapılan sigortalarda özellikle kayısı ürününde “Çiçek Dönemi” sigorta kapsamı
içinde yer almamaktadır. 1) Tarım sigortaları uygulamasında kayısı ürününü “Çiçek Dönemini”
kapsayacak düzenleme yapılacak mı? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıda belirtilen soruların Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın M. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için
gereğini saygılarımla arz ederim. Prof.
Dr. Alim Işık Kütahya Çok sayıda insanımızın buğday üretimi yaptığı ülkemizde, son
zamanlarda buğday ithalatıyla ilgili yeni düzenlemelerin yapıldığı ve gümrük
vergisinin düşürülerek buğday üretimi yapan Türk çiftçisinin önemli ölçüde
etkileneceği bir uygulamanın başlayacağı belirtilmektedir. Bu konuyla ilgili
olarak; 1) Buğday ithalatında Gümrük vergisinin 31.12.2007 tarihi
itibarıyla %130’dan %8’e düşürüldüğü ve yakında sıfırlanacağı iddiaları doğru
mudur? Doğru ise gerekçesi nedir? 2) Bu uygulama ile Türkiye'nin buğday ithalatı nasıl değişmiştir?
Hangi ülkelerden ne kadar buğday ithalatı yapılmıştır? 3) İthalatın geçen yılın aynı dönemine göre farkı ne kadardır? 4) Gümrük vergisi indirimi, 2008 yılı ülkemiz buğday üretimini
nasıl etkileyecektir? 5) Türkiye’de buğday fiyatları bu uygulamadan sonra nasıl
değişmiştir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ilgili
kuruluşu olan Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü ile ilgili aşağıdaki
sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet
Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Mehmet
Akif Paksoy Kahramanmaraş 1) Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğüne bağlı herhangi bir
Bölge Müdürlüğü var mıdır? 2) Eğer yok ise Bölge Müdür Yardımcılığı kadrosundan maaş alan
herhangi bir personel var mıdır? 3) Eğer var ise bu personel hangi görevi yapmaktadır, hangi
yetkileri kullanmaktadır, bu unvanla imzaladığı herhangi bir resmî evrak var
mıdır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 13.03.2008 Yaşar
Ağyüz Gaziantep Ülkemizde buğday sıkıntısı ve un fiyatlarına yapılan zamla tarımın
yeniden gündeme geldiği günümüzde; 1) Ülkemizde stratejik buğday stokumuz ne kadar? TMO’da bu konuda envanter var mı? TMO 2007 yılında kaç bin ton buğday
alabildi? 2) Bu yıl küresel kuraklık ülkemizde de olumsuz etkisini
sürdürüyor. Dünyada çoğu ülke bu konuda tedbirlerini alırken Bakanlığınızın
almayı düşündüğü tedbir veya tedbirler var mı? 3) Seçim bölgem Gaziantep’te un fiyatları 40 gün içinde torbası 34
milyondan 44 milyona çıktı. (yaklaşık %
30 zam) Ekmek zammı kapıda beklerken kısa vadede çözüm arayışınız olacak mı?
Yoksa gelişmeleri yeni hasılat dönemine kadar seyir mi
edeceksiniz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Mehmet
Akif Paksoy Kahramanmaraş TMO tarafından piyasa regülasyonu için
buğday ithalatı yapılacağı belirtilmektedir. Basına yansıdığı kadarı ile ve
sizin ifadenizle dünya buğday rekoltesinin bu yıl
tüketim için yeterli olacağı ve fiyatların düşeceği beklendiğine göre; Bu dönemde yüksek fiyatla ithal edilen buğdayın TMO’ya
oluşturacağı görev zararı ne kadar olacaktır? Bu konu ile ilgili bir çalışma
yapılmış mıdır? Bu dönemde yapılan buğday ithalatının yaratacağı finans
sıkıntısı, 2008 yılı buğday alım sezonunda TMO’nun alım faaliyetlerine olumsuz
etkisi olmayacak mıdır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Mehmet
Akif Paksoy Kahramanmaraş TMO tarafından piyasa regülasyonu için
buğday ithalatı yapıldığı ve bağlantı yapılan miktarların da yurda girmesinin
Mayıs ve hatta Haziran aylarını bulacağı ifade edilmektedir. Malumunuz olduğu üzere, benim seçim bölgem K.Maraş, Çukurova ve
Amik ovasında Mayıs ortasında buğday hasadı başlayacak olması dolayısıyla; Bir taraftan hasat ve alım devam ederken diğer yandan ithalat
yapılmasının doğru olduğunu düşünüyor musunuz? Bu durumun buğday üreticisinin
pazarlık gücünü düşüreceğini ve tüccarın fiyatları indirmek için bahane
oluşturacağının farkında mısınız? TMO nun şimdiye
kadar hasat-alım sezonunda ithalat yaptığı olmuş mudur? Eğer olmuşsa gerekçesi
nedir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Mehmet
Akif Paksoy Kahramanmaraş İthalatla ilgili tartışmaların temelinde üretim olduğu
malumunuzdur. 57 Hükümetin Tarım Bakanı tarafından başlatılan “inadına üretim”
sloganını tekrar kullanmayı ve kampanyasını başlatmayı düşünüyor musunuz?
Buğday ve çeltik üretimini artırmak için neler planlıyorsunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Mehmet
Akif Paksoy Kahramanmaraş Basında Bakanlığınıza bağlı TMO tarafından 31.452 tonluk çeltiğin
77 firmaya satışının yapıldığı haberleri yer almaktadır. Halbuki
TMO web sitesinde satış tablosu incelendiğinde görülmektedir ki bu miktarın 20
000 tonu 10 firmaya verilmiştir. Diğer kalan 11 000 ton civarındaki küçük bir
miktar da diğer 67 firmaya verilmiştir. Bu yaklaşımı doğru ve ahlaki buluyor musunuz? Serbest piyasada
pirinç fiyatlarının basına yansıdığı kadarıyla 7.5
TL/KG a yükselmesinde, bu yaklaşımın yani piyasada çeltik stoklarını elinde
tutan ve tekel oluşturan bu 10 firmanın neden olduğunu düşünüyor musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Mehmet
Akif Paksoy Kahramanmaraş TMO web sitesinde stoklarda ancak 7.000 ila 7.500 ton pirinç
olduğu ve bunun satışa verildiği yazılmaktadır. Bu miktarın yani 7.000 ila
7.500 tonun toplam 550.000 tonluk Pazar da piyasayı regüle
edecek bir miktar olduğunu düşünüyor musunuz? Eğer düşünmüyorsanız TMO’nun
yukarıda belirtilen çeltik satışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu kararları
hangi gerekçelere ve piyasa kurallarına göre alıyorsunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Mehmet
Akif Paksoy Kahramanmaraş Geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye ithal edilen bir parti pirincin,
Türkiye’ye ithal edilmeden daha önce başka bir ülkeye ithal edilme aşamasında
iken ithal edilecek ülkenin laboratuvar bulgularının
yüksek çıkmasından dolayı ithalatından vazgeçildiği ve daha sonra aynı parti
pirincin Türkiye’ye ithalatı doğru mudur? Bu parti pirinç piyasaya verilmiş
midir? Akıbeti ne olmuştur? Yine Türkiye’ye ithalatı yapılan pirinç genetiği ile oynanan
pirinç midir? Bu konuda Bakanlığınız tarafından araştırma amaçlı çıkarılmış bir
genetik raporu var mıdır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Saygılarımla. Hasan
Çalış Karaman
Çiftçilerin ürünlerine yönelik sigorta uygulamalarında özellikle
çiçek ve meyvenin olgunlaşmasının değişik aşamalarındaki dolu ve don çok ciddi
hasar vermektedir. Sigorta şirketleri ise, dolu ve dona karşı sigorta yapmakta
çeşitli zorluklar çıkarmaktadır. 1) Dolu ve don gibi olaylara karşı çiftçimizi koruyacak sigorta
yapılması konusunda çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda bir çalışmanız
var mıdır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Prof. Dr. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim. Saygılarımla. Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Malatya
Malatya'da nisan ayı içerisinde yaşanan hava değişimleri nedeniyle
kayısı çiçeklerinin önemli bir bölümü ile çiçek sonrası oluşan meyveler ise
gizli "don" nedeniyle fırtına etkisi ile tamamen dökülmüştür. Kayısı rekoltesinin çok düşük seviyede oluşacağı bugünden belli
olmuş, kayısı üreticileri ve mazot paralarını ödeyemez duruma gelecektir. 1) Kayısı üreticileri, Tarım Sigortasına önemli destek vermesine
karşın, sigorta şirketleri, Malatya'da
iklim değişiklikleri nedeniyle oluşan bu hasarın poliçe içeriğini kapsamadığını
belirtmektedirler. Tarım Sigortaları çiftçinin uğradığı zararı karşılamak
amacıyla uygulamaya konulmamıştır. Bu konuyu TARSİM Genel Müdürlüğü ve
Bakanlığınız acilen çözüme kavuşturacak mıdır? 2) Malatya'da oluşan bu hasar ile ilgili Bakanlığınızın herhangi
bir çalışması var mı? Malatya çiftçisinin, sigorta şirketleri tarafından kabul
edilmeyen bu hasarlar ile ilgili Bakanlığınız tarafından herhangi bir önlem
alınmış mıdır ve bu hasarlar Bakanlığınız tarafınızdan afet kanunu kapsamında
değerlendirilerek çiftçimize gerekli ödeme yapılacak mı? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Saygılarımla. Hasan
Çalış Karaman
Ülkemizde tarım politikalarının devlet politikası gibi ele
alınamaması, güncel siyaset ve IMF doğrultusunda şekillendirilmesi bugün
yaşanan sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bugün, pirinç başta olmak
üzere bir çok ürünün fiyatı neredeyse yüzde 100
artmıştır. Bu bilgiler ışığında; 1) Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) elindeki ürünü vakitsiz ve
ucuza satması mı, pirinç fiyatlarını bu seviyeye getirmiştir? TMO, elindeki
çeltiği hangi tarihte satmıştır? 2) Toplam 77 firmaya satılan 31 ton çeltik, kilosu kaç paradan bu
firmalara satılmıştır? 3) TMO’dan hangi firma kaç ton çeltik alımı yapmıştır? İsim isim açıklayarak bu konuda kamuoyunu aydınlatmayı düşünüyor
musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Saygılarımla. Reşat
Doğru Tokat
Soru: 01.07.2007-30.04.2008 tarihleri arasında Bakanlığınızca
hangi firmaya kaç ton pirinç ithalatı için kontrol belgesi düzenlenmiştir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Saygılarımla Hasan
Çalış Karaman Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanlığı, gübrede son bir yılda
yüzde 150 fiyat artışı olduğunu belirterek, ülkenin ve ekonominin ana sektörünü
oluşturan tarımdaki verimliliğin artırılmasının, girdi kullanımının
yaygınlaştırılmasına ve bu girdilerin tekniğine uygun şekilde kullanılmasına
bağlı olduğunu açıklamıştır. Bu bilgiler ışığında; 1) Çiftçilerin ucuz gübreye ulaşmasını sağlama konusunda ne gibi
tedbirler alınmaktadır? Alınan bu tedbirleri yeterli buluyor musunuz? 2) Nisan ayı içinde gübreye iki kez zam gelmesi, gübre kullanımını
iyice azaltmıştır. Gübrenin bitkisel üretimde yaklaşık yüzde 40 etkisi olduğunu
düşünürsek, üretimdeki bu kayıpları nasıl telafi etmeyi düşünüyorsunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Saygılarımla. Dr.
Reşat Doğru Tokat
Soru: Tokat ilinde çiftçilerimiz gübre fiyatlarının artmasından
dolayı tarlasına gübre atamamaktadır. Gübre fiyatları artmaya devam edecek
midir, gübre fiyatları artarken gübre destekleme oranlarını artırmayı düşünüyor
musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Mustafa
Enöz Manisa Manisa ilimiz son derece verimli topraklara sahip bir tarım
kentimiz olup, halkımızın büyük çoğunluğu geçimlerini çiftçilikle
sağlamaktadırlar. Son yıllarda yaşanan kuraklık çiftçilerimizi oldukça zor
durumda bırakmıştır. İlimizde 2007 yılında yaşanan kuraklık nedeniyle meyve
ağaçlarında kurumalar meydana gelmiş, bu yıl da meyvelerin çiçekleme döneminde
lodos rüzgarı esintisi ile meyve çiçekleri zarara
uğramıştır. Sorular: 1) Meyve üreticilerimizin desteklenmesi için Bakanlığınızca bir
çalışma yapılmakta mıdır? 2) İlimizde kaliteli fide ve fidan üretiminin artırılması örtü
altı tarımının desteklenmesi için Bakanlığınızca ne gibi çalışmalar
yapılmaktadır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki soruların Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla. Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Malatya Nisan ayı içerisinde Malatya iklim değişiklikleri nedeni ile
kayısı üreticilerimizin yüzde 70’i dökülmüştür. Sayın Bakan, Nisan ayı içerisinde Malatya'da (-) eksi hava
sıcaklığı nedeniyle kayısı ürünümüz donmuştur, ayrıca saatte 1) Kayısı ürünü (-) hava sıcaklığı nedeniyle donmasına karşın
sigorta şirketleri tarafından sigorta kapsamı içerisine neden alınmamaktadır? 2) Devlet Meteoroloji İşleri tarafından Nisan ayı içerisinde
yaşanan (-) eksi hava sıcaklığı ve 3) Malatya'da yaşanan bu tabii afet nedeniyle Bakanlığınızca
yapılan herhangi bir çalışma var mıdır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Saygılarımla. Hasan
Çalış Karaman
Yanlış tarım politikaları nedeniyle yükselen buğday fiyatlarını
önlemek amacıyla, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından 75 bin ton ekmeklik
buğday ithal edilmiştir. Bu bilgiler ışığında; 1) TMO tarafından ithal edilen 75 bin ton ekmeklik buğday, hangi
ülkelerden kaç ton ve kilosu kaç paradan alınmıştır? 2) İthal edilen 75 bin tonluk ekmeklik buğdayın kaç tonu kilosu
kaç paradan sanayiciye satılmıştır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Saygılarımla. Dr.
Reşat Doğru Tokat Soru: Çiftçilerimiz tarafından kullanmış oldukları gübrelerin
etkisizliği yönünde şikâyetler vardır. Bakanlığınızca yapılan gübre denetimi
ile ilgili çalışmalarda yılda kaç denetim yapılmaktadır? Bu denetimler neticesi
içeriği ruhsatına uygun olmayan tespitler var mıdır, varsa ne gibi yaptırımlar
uygulanmıştır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Saygılarımla. Dr.
Reşat Doğru Tokat Soru: Hayvansal kaynaklardan elde edilen gıda katkı maddelerinin
hangi hayvan cinsinden elde edildiğine ait bilginin Türk Gıda Kodeksi
Yönetmeliğine göre etikette bulunması gerekmektedir. Bununla ilgili olarak son
bir yıldır yapılan bir çalışma var mıdır? Bu konuda tespit edilen eksiklik
nedeniyle kaç firmaya yaptırım uygulanmıştır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Saygılarımla. Dr.
Reşat Doğru Tokat Soru: Kümes hayvancılığında dezenfektan madde seçiminde hangi kriterleri uyguluyorsunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Kürşat
Atılgan Adana 1) Çiftçiye şimdiye kadar ne kadar kredi verilmiştir? Bu
kredilerin meblağını belirtebilir misiniz? 2) Çiftçiye verilen kredilerden ne kadar ipotek alınmıştır? 3) Borcunu ödemeyen çiftçilerin ne kadarı icraya verilmiştir? 4) İcraya verilen çiftçilerin ipoteklerinin ne kadarı paraya
çevrilmiştir? 5) Çiftçilerimize kredi veren bankalardan kaçı kamu kaçı özel
bankadır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Prof. Dr. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim. Saygılarımla. Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Malatya 16/07/2008 tarihinde,
Malatya Kayısı Festivali nedeniyle Malatya Belediyesi tarafından tarafınıza
verilen akşam yemeği sırasında, sizlerin de olduğu bir ortamda “Allah, Deniz
Baykal’a akıl fikir versin” ifadesi kullanılarak yemek duası yapılmıştır. a) Malatya Belediyesinin, Festival nedeniyle verdiği bu resmî
yemekte Sayın Baykal için bu ifadenin kullanılma talimatını kim vermiştir? b) Bakan olarak katıldığınız resmî yemeklerde, ana muhalefet
partimizin Genel Başkanına bu ifadeleri kullandırmak için özel duahan talebiniz
oldu mu? c) Bu ifadeleri kullanan kişiyi resmî olan bu yemeğe kim davet
etmiştir? d) Bu olay karşısında neden tepkisiz kaldınız. Yoksa bu ifadeleri
kullanan kişi sizin bilginiz dahilinde mi bu ifadeleri
kullandı? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıda belirtilen soruların Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın M. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için
gereğini saygılarımla arz ederim. Prof.
Dr. Alim Işık Kütahya
Bilindiği gibi "2008 yılı ilkbahar döneminde
Türkiye'de meydana gelen kuraklık nedeniyle zarar gören çiftçilere nakdi
desteğin hibe olarak verilmesine ve bu çiftçilerin T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ile
Tarım Kredi Kooperatiflerine olan tarımsal kredi borçlarının ertelenmesine
ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı" 19 Temmuz 2008 tarihli resmi gazetede
yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve ülkemiz genelinde 35 ile ait 210 ilçedeki
çiftçilerimizin mağduriyetleri kısmen de olsa giderilmeye çalışılmıştır. Ancak kapsam dışında tutulan birçok il ve ilçemizde de destekleme
kapsamındaki ürünlerinin %30'un üzerinde hasar gördüğünü ve zor durumda
olduklarını iddia eden çok sayıda çiftçimiz bulunmaktadır. Bu konuyla ilgili
olarak; 1) Kararname kapsamına alınan 35 il ve 210 ilçe hangi yöntemle ve
kimler tarafından belirlenmiştir? Bu amaçla hangi kıstaslar kullanılmıştır? 2) Destekleme kapsamına alınmayan illerdeki çiftçilerimizin
mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda bakanlığınızca yürütülen başka bir
çalışma var mıdır? 3) Ek bir kararname ile diğer bazı il ve ilçelerimizin de destek
kapsamına alınması mümkün müdür? 4) Afyonkarahisar ve Eskişehir illeri
ile benzer coğrafya ve iklim özelliklerine sahip Kütahya ilinin ve kuraklık
zararına sahip ilçelerinin destek kapsamına alınmamasının sebebi nedir? 5) Burada ilimiz yetkililerinden kaynaklanan eksiklik ve ihmal söz
konusu mudur? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın M. Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim. 12.08.2008 Yaşar
Ağyüz Gaziantep Seçim bölgem Gaziantep ve ilçelerinde yaşanan yoğun kuraklık
çiftçilerimizi ekonomik olarak mağdur etmiştir. Tarım ürünleri için çıkarılmış
olan kuraklık destekleme kararnamesi Fıstık ve Zeytin ürünlerini
kapsamamaktadır. Kuraklık, nem yetersizliği ve aşırı sıcaklar Fıstık ve Zeytin
üretimini de oldukça olumsuz etkilemiştir. Ekonomik sıkıntı ve borç yükü
yaratmıştır. Yerinde tespitler yaptırarak; 1) Fıstık ve zeytin üreticilerinin kuraklık ve aşırı
sıcaklıklardan doğan mağduriyetlerinin giderilmesi için kararname kapsamına
almayı düşünüyor musunuz? BAŞKAN – Soruları Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker cevaplayacaktır. Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Sayın
Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sözlerimin başında, bugün hayatını kaybettiğini öğrendiğimiz Miliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili Sayın
Gündüz Aktan’a Allah’tan rahmet diliyorum, başta
Milliyetçi Hareket Partisi camiası olmak üzere tüm milletimize de başsağlığı
diliyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben vakti de çok iyi
kullanmaya gayret etmek suretiyle tarafıma yöneltilen sözlü soru önergelerini,
benzer olanları, aynı konuda olanları da birleştirmek suretiyle cevaplamaya
çalışacağım. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tokat Milletvekili Sayın
Reşat Doğru ve Adana Milletvekili Sayın Kürşat Atılgan’ın benzer konular ihtiva
eden (6/382), (6/383) ve (6/851) numaralı önergeleri, 31/12/2007
tarihi itibarıyla tarım kredi kooperatiflerine olan ertelenmiş ve/veya
taksitlendirilmiş kredi borçları ve kullandırılan tarımsal kredilerle
ilgilidir. Tarım kredi kooperatiflerine olan 5661 sayılı Kanun kapsamındaki
borçlarını Kanun’un öngördüğü 31/12/2007 tarihine
kadar ödemeyenler veya borçlarını yapılandırmayanlar ile borçları
yapılandırılmasına rağmen yapılandırma taahhüdünü yerine getirmeyerek ilk
taksitini 31/12/2007 tarihine kadar ödemeyenler hakkında, 1/1/2008 tarihinden
itibaren takibata başlanılmıştır. Kanunun yürürlüğe girdiği 1/4/2007 tarihi
itibarıyla, bu kapsamda borcu bulunan 465.163 çiftçinin kefillikle ilgili
taahhüdü sona ermiştir. Çünkü, aslında bu son derecede
önemli bir değişiklikti. 2) 1/4/2007 tarihi itibarıyla bu kapsamda
borcu bulunan 43.325 ortağa kanunun öngördüğü 31/12/2007 tarihine kadar,
borçlarını tamamen ödemeleri için 31/12/2007 tarihine kadar süre tanınmıştır.
Bu sürenin sonunda 43.325 asıl borçludan 10.825’i borcunu ödeyerek diğer
borçlulara olan kefalet sorumlulukları sona ermiştir. 3) Borcunu 31/12/2007 tarihine kadar ödemeyen 32.500 ortak
üzerindeki 31/12/2007 tarihi itibarıyla 190 milyon YTL tutarındaki tarım ve kredi kooperatifleri
alacaklarının tahsilini teminen takip işlemleri yapılmıştır. 4) 14/10/2008 tarihi itibarıyla 4.987
borçlu ortak üzerindeki 52,5 milyon YTL alacak kesin haciz vesikasına
bağlanarak 5661 sayılı Kanun kapsamında Hazine Müsteşarlığından talep
edilmiştir. 5) 14/10/2008 tarihi itibarıyla 4.987
borçlu ortak üzerindeki 52,5 milyon YTL alacaktan 4.765 ortaktan olan toplam
49,9 milyon YTL kesin haciz vesikası tutarının ödemesi yapılmıştır. 2007/12339 sayılı Bakanlar Kurulu kararı kapsamında, 2007 yılında
kırk ilde meydana gelen kuraklık nedeniyle 72.867 ortak üzerindeki 421,4 milyon
YTL kredi alacağı da ayrıca ertelenmiştir. Sayın Kürşat Atılgan, soru önergesinde, çiftçi kredilerine ilişkin
olarak kullanılan kredi miktarını, bu krediler karşılığındaki teminat
miktarını, kaç özel banka tarafından tarımsal kredi kullandırıldığını sormakta.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan aldığımız bilgilerde,
tarımsal kredi kullanan müşterilerin kredi teminat gruplarının yapısına ilişkin
ayrıntılı bilgi elde etme imkânı bulunmadığı bildirilmekte; ayrıca, 37 banka
tarafından tarımsal kredi kullandırıldığı bildirilmektedir. 2002 yılında yüzde 59 olan tarımsal kredi faiz oranları, bilindiği
gibi yüzde 17,5’a düşürülmüştür. Hatta bazı alanlarda sübvansiyonlu kredi
kullanımına imkân getirilmiş ve bu çerçevede faiz oranları yüzde 0 ilâ 13 aralığına çekilmiştir. Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatifleri tarafından 2002
yılında 550 bin çiftçiye 529 milyon YTL kredi kullandırılabilmiş iken 2007
yılında 1 milyon 50 bin çiftçiye 6 milyar 356 milyon YTL kredi
kullandırılmıştır ve bunun da yüzde 90’ının üzerindeki miktarı, biraz önce
söylediğim, yüzde 0 ilâ 13 aralığındaki faiz oranıyla
ödenmiştir. Ayrıca, bunun tahsilat oranı da oldukça
yüksektir yani yüzde 98’ler oranında bunun geri dönüşü var. 2008 yılı Ekim ayı itibarıyla ise Ziraat Bankası ve tarım kredi
kooperatifleri tarafından 944 bin çiftçimize 7 milyar 303 milyon YTL tarımsal
kredi kullandırılmıştır. Yani aslında oldukça yüksek bir
tarımsal kredi kullanımı söz konusu. Özel bankaların kullandırdığı 4
milyar YTL ile birlikte 2007 yılında kullandırılan toplam tarımsal kredi
miktarı yaklaşık 9,4 milyar YTL’dir. Kredilerin geri dönüş oranlarında da olumlu gelişmeler var.
Örneğin, Ziraat Bankasının kullandırdığı kredilerin geri dönüş oranı 2002
yılında yüzde 38 düzeyinde iken 2007 yılında yüzde 97,4’e yükselmiştir. Biraz
önce de söylediğim yüzde 98’ler düzeyine gelmiştir. Benzer şekilde tarım kredi
kooperatiflerinde de bu oran, 2002 yılında geriye dönüş oranı yüzde 71
düzeyinde iken 2007 yılında yüzde 96’ya yükselmiştir. Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Sayın Aslanoğlu
ile Sayın Çalış’ın (6/432), (6/688), (6/759) ve
(6/650) numaralı soru önergelerinin konusu tarım sigortası uygulamaları ve
kapsamıyla ilgilidir. Tarım Sigortaları Kanunu bilindiği gibi 2005 yılı Haziran
ayında yürürlüğe girmiştir. Türkiye'nin yetmiş yıllık bir rüyası idi bu ve
bizim dönemimizde yüce Parlamentonun onayıyla yasalaşmıştır. Tarım sigortaları 2008 yılı uygulaması, 2007/13010 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararı’yla havuz tarafından teminat altına alınacak ürünler ve riskler
belirlenerek yürürlüğe girmiştir. Bu çerçevede 2008 yılı için, bitkisel ürünler
için dolu riski ana teminatıyla birlikte yangın, heyelan, fırtına, hortum ve
deprem ek teminatlarının paket hâlinde ve ayrıca açık alanda yetiştirilen
meyveler için, isteğe bağlı, don riski teminatı, seralar için dolu riski ana
teminatı, önsoy ve soy kütüğüne kayıtlı süt
sığırlarında ölüm riski teminatı, biyogüvenlik ve hijyen tedbirlerini almış kümes hayvanlarında ölüm riski
teminatı, denizlerde ve iç sularda yetiştirilen su ürünlerine ölüm riski
teminatı, ilgili genel şartlar, teknik şartlar, tarife ve talimatlar
çerçevesinde Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat kapsamına alınmıştır. Bunlardan açık alanda yetiştirilen meyveler için don riski
teminatı, çiçeklenmenin son bulup taç yapraklarının dökülmesi -yani teknik
olarak “kürk içi dönemi” diye tanımladığımız- ve meyve bağlamasıyla
başlamaktadır. Meyve ağaçlarında çiçeklenmenin son bulması -yani taç
yapraklarının dökülmesi ve kürk içi dönemi- ve meyve bağlamasıyla sıfır derece
santigradın altına düşen hava sıcaklığının doğrudan meyvelere zarar vermesi
yoluyla meyve miktarında meydana gelen azalmalar dikkate alınmaktadır.
Çiçeklenme döneminde meydana gelen bir don zararından dolayı da üründe ekonomik
anlamda miktar ve kalite kaybının tespiti teknik olarak oldukça zordur. Ayrıca
sigortacılık tekniğinde teminat çiçeğe değil üründeki miktar ve kalite kaybına verilmektedir, ki bütün dünyada, sigorta uygulaması yapılan
ülkelerde de aynı şartlar, aynı standartlar geçerlidir. Yirmi yedi yıllık tecrübeye sahip İspanya’da tarım sigortası
uygulaması başladıktan ancak sekiz yıl sonra don teminatı verilebilmiş ve bu
uygulama uzun yıllar sadece iki ürünle sınırlı kalmıştır. Hâlbuki bizde
uygulamanın sekizinci ayında don riski sigorta kapsamına alınmış ve hâlen de
başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Ülke genelinde tarım sigortası uygulamaları kapsamında bugüne
kadar 81 il, 670 ilçe, yaklaşık 10 bin köy, devlet destekli tarım sigortası ile
tanışmış, 485 bin poliçe kesilmiş, kesilen poliçeler karşılığında 90 milyon YTL
devlet primi desteği ödemesi ve 54 milyon YTL tutarında da hasar ödemesi
yapılmıştır. Eğitim ve yayım çalışmalarıyla uygulama yaygınlaşmaktadır. Örneğin
Malatya ilimizde –ki Sayın Aslanoğlu Malatya
Milletvekili- kayısı ürünü için bir örnek vereceğim: Toplam 8 bin 65 üreticiye
17.701 poliçe kesilmiştir. 2007 yılında çiftçilerimiz don zararına karşı 3
milyon YTL prim ödemiş ama bunun karşılığında 15 milyon 700 bin YTL hasar
bedelini tazminat olarak almıştır. Demek ki 3 milyon prim karşılığında, çiftçi,
15,7 milyon YTL sigorta bedeli almıştır ki, bu son derecede yüksek bir rakam ve
bu uygulamanın da ne kadar çiftçi lehine olduğunu göstermesi bakımından, ne
kadar faydalı olduğunu göstermesi bakımından son derecede anlamlı. Malatyalı
kayısı üreticisi uygulamadan memnun olduğu içindir ki bu paralelde sigortaya
ilgi de önceki yıllara göre artmaktadır. Yine Sayın Aslanoğlu’nun bir sorusu da
nisan ayında Malatya’nın bazı bölgelerinde görülen don olayı çerçevesinde TARSİM’in Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün
verilerini dikkate almamasıyla ilgilidir. Nisan ayı içerisinde oluşan
hasarların TARSİM tarafından dikkate alınmaması gibi bir durum söz konusu
değildir, öncelikle onu ifade etmek istiyorum. Ancak yine yukarıda açıklandığı
gibi, sıcaklık değerinin sıfır derecenin altına inmesi ya da saatte Ayrıca, Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan verilere göre 20
Nisan 2008 tarihinde Erhaç Havaalanı’nda rüzgâr hızı
17,5 metre/saniye ölçülürken Malatya Bölge Müdürlüğünde 12,4 metre/saniye
ölçülmüştür. Buradan da görüleceği üzere Erhaç
Havaalanı’nda -ki tamamıyla açık bir alandır- ölçülen rüzgâr hızının bölgenin
geneline yansıtılamayacağı aşikârdır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Varlı, Sayın Çalış,
Sayın Doğru’nun (6/397), (6/423), (6/709), (6/747), (6/831) sayılı, kimyevi
gübrelerle ilgili ve fiyat artışlarıyla ilgili benzer sorularıyla ilgili olarak
da… Ülkemizde kimyevi gübre fiyat artışlarının başlıca nedeni yurt dışı ham
madde fiyatlarında meydana gelen artıştır. Bunu, muhtelif zamanlarda gerek
gündem dışı konuşmalar gerekse başka vesilelerle de bu bilgileri zaten
kamuoyuyla paylaşıyoruz. 2007 Eylül ayına göre, 2008 yılı Eylül ayında FOB fiyatı DAP
gübresinin 459 dolar/tondan yüzde 140 artışla 1.103 dolar/tona, amonyum sülfat
gübresinin 164 dolar olan ton fiyatının yüzde 90 artışla 302 dolar/tona,
amonyum nitrat gübresinin 207 dolar/ton olan fiyatının yüzde 140 artışla 496
dolar/tona, üre gübresinin de 312 dolar/ton olan fiyatının yüzde 147 artışla
770 dolar/tona yükseldiği bilinmektedir, ki bunlar
uluslararası fiyatlar. Ancak kimyevi gübre dünya fiyatları, yaşanan global ekonomik kriz nedeniyle ekim ayının ortasından
itibaren düşme eğilimine girmiştir. Bugün itibarıyla dünyada kimyevi gübre
fiyatları, geçen yılın ekim ayına göre amonyum sülfatta yüzde 22, amonyum
nitratta yüzde 34, ürede yüzde 32 ve DAP gübresinde yüzde 5 düzeyinde olmuştur.
Benzer şekilde ülkemizde de, hatta bazı gübre cinslerinde daha fazla olmak
üzere, kimyevi gübre fiyatlarında geçen yılın ekim ayına göre düşüş
yaşanmıştır. Bu oranlar, amonyum sülfatta yüzde 23, amonyum nitratta yüzde 35,
ürede yüzde 42 ve DAP gübresinde yüzde 17’dir. Çiftçilerimizin artan gübre
fiyatlarından daha az etkilenmesi için, 2005 yılından bugüne kadar toplam 956
milyon YTL kimyevi gübre desteği çiftçilerimize ödenmiştir. Verdiğimiz destek
ile çiftçilerimizin kimyevi gübre maliyetinin, toplam gübre maliyetinin yüzde
13,3’ü karşılanmıştır. 2009 yılında da kimyevi gübre desteği artarak devam
edecektir. Bu çerçevede, kimyevi gübre destekleri için ayrılan, öngörülen
bütçede, 2009 bütçesinde yüzde 109 oranında bir artış vardır. Sayın Varlı önergesinde, ayrıca kimyevi gübrede gümrük vergisi
oranlarının ve KDV oranının düşürülmesi konusunda herhangi bir çalışma olup
olmadığını soruyor. Kimyevi gübre gümrük vergisi, ithal edilen ülkeye göre
değişmekle birlikte, yüzde sıfır ila yüzde 6,5 arasında değişmektedir. Gübre
fiyatını esas artıran unsur yurt dışı fiyat artışları olup, gümrük vergisinin
tüm ülkeler için sıfıra indirilmesi hâlinde dahi fiyatlarda beklenen ölçüde bir
azalma olması çok mümkün görülmemektedir, uzmanlar ve mali konularla ilgili
tecrübe sahibi olanlar tarafından bu şekilde ifade edilmektedir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Işık, Sayın Paksoy, Sayın Ağyüz, Sayın Çalış’ın (6/482), (6/636), (6/637), (6/638), (6/550),
(6/770) numaralı, buğday üretimi ithalatı ve gümrük vergileriyle ilgili, benzer
sorularıyla ilgili olarak da… Bilindiği üzere, son iki yıldır yaşadığımız
kuraklık nedeniyle buğday üretimimiz 2006 yılına göre -ki 2006 yılı yaklaşık 20
milyon tondu- yaklaşık yüzde 11 azalmıştır, iki yılın ortalamasını
kastediyorum. TÜİK verilerine göre, 2007 yılı Türkiye buğday üretimi 17,2 milyon
ton olup, 2008 yılı birinci tahmini 17,8 milyon tondur. 2008 yılında buğdayda
geçen yıla göre yüzde 3,5 oranında bir üretim artışı olmuştur. Yine, tabii,
burada Türkiye’nin gerçekte ihtiyacı -yani kendi iç tüketimiyle ilgili ekmeklik
buğday, tohumluk buğday ve yemlik buğdayı kastediyoruz- Türkiye’nin toplam
ihtiyacının bir yıl içerisinde 17-18 milyon ton arasında değiştiği
hesaplanmaktadır. Ama, Türkiye, zaman zaman özellikle un sanayisi sebebiyle dâhilde işleme rejimi
kapsamında, dışarıdan ucuz buğday bulunduğu takdirde bu ithal edilip,
Türkiye’de işlenmekte ve un olarak geri ihraç edilmektedir. Dolayısıyla,
aslında, bu 2007 ve 2008 yılında kuraklığa rağmen bizim ithalat ve ihracat
rakamlarını ortaya koyduğumuzda, Türkiye’nin üretiminde, önemli bir –tüketimi
karşılama konusunda- açık olmadığı görülmekte. TÜİK verilerine göre,
Türkiye’nin buğday ithalatı 2007 yılında 2,1 milyon ton, 2008 yılı Ağustos ayı
itibarıyla 2,3 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bunun da, dediğim gibi,
sebebi esas daha çok ihraç amaçlı. TMO, Almanya, Romanya, Rusya, Litvanya
ve Ukrayna’dan 489 bin ton ithalat gerçekleştirmiştir. Bilindiği üzere buğdayda
uygulanan gümrük vergileri 28/11/2007 tarihinde -o
günün dünya konjonktürü dikkate alındığından dolayı- yüzde 130’dan yüzde 8’e
indirilmiş, 23/2/2008 tarihinde ise 15/5/2008 tarihine kadar geçerli olmak
üzere sıfırlanmıştır. Ama 15/5/2008’de tabii bu
değiştirilmiş, söz konusu gümrük vergileri bu tarihten itibaren yüzde 50 olarak
uygulanmıştır. Gümrük vergileriyle ilgili düzenlemelerde üretimin
sürdürülebilirliği de dikkate alınmaktadır. 2008 yılı başında dünya
fiyatlarında yaşanan artış iç piyasa fiyatlarını da etkilemiş olup piyasa regülasyonu amacıyla ithal maliyetlerini düşürmek
amaçlanmıştır. Türkiye’de 2007 yılı hasadı sonrasında Anadolu kırmızı sert
ekmeklik buğdayının borsa ortalama fiyatları, örneğin 2007 yılı Haziran ayında
450 YTL/ton iken Ekim ayında 502 YTL/ton, 2008 yılı Haziran ayında 565 YTL/ton,
ekim ayında 559 YTL/ton olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde olduğu gibi dünyada da 2007-2008 yıllarında hububat
fiyatları önceki yıllara göre yüksek seyretmiştir. Dünya piyasalarında ekmeklik
buğday fiyatı, 2007 yılı ortalaması, tonu 267 dolar iken 2008 ortalaması 357
dolar/ton olarak gerçekleşmiştir. TMO, 2008-2009 hasat döneminde piyasa
fiyatlarının yüksek seyretmesi nedeniyle müdahale alım fiyatı açıklamamıştır.
Piyasa regülasyonu amacıyla 31/5/2009 tarihine kadar
kullanılmak üzere TMO’ya 700 bin ton buğday ithalat yetkisi verilmiş, TMO
tarafından 2007 Eylül ayından itibaren 1,5 milyon ton buğday, 300 bin ton da
arpa ithalatı gerçekleştirilmiştir. TMO tarafından 2007-2008 hasat döneminden
sonra bağlantıları yapılan ithal ekmeklik buğdayların yaklaşık 440 bin tonu regülasyon amacıyla iç piyasaya satışa verilmiş olup, Aralık
2007’den Mayıs 2008’e kadar tamamı peşin bedel mukabili 490 ile 590 YTL/ton
arasında değişen fiyatlarla un fabrikalarına satılmıştır. Bu arada Sayın Ağyüz’ün soru önergesinde
yer alan, Gaziantep ilindeki un fiyatlarıyla ilgili olarak da bir bilgi arz
etmek istiyorum. Biraz önce değindiğim gibi, buğday fiyatlarındaki artışa paralel
olarak un fiyatlarında da artış söz konusu olmuş, Gaziantep’te tip-650/1 çuval
unun fiyatı 2008 yılı Ocak ayında 36 YTL’ye, mart ayında 44 YTL’ye
yükselmiştir. Kasım ayında da fiyat 44 YTL civarında kalmıştır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Paksoy,
Sayın Çalış, Sayın Doğru’nun (6/639), (6/640), (6/642), (6/700), (6/707)
sayılı, pirinç ithalatı ve satışıyla ilgili, benzer, yine soruları var. Bilindiği üzere, çeltik, temel tarımsal ürünlerimizden
biri. Çeltik üretimine verdiğimiz desteklerle
2002 yılına göre 2008 yılında önemli artışlar gerçekleşti. Türkiye’de 2002
yılında 360 bin ton olan çeltik üretimi yüzde 112 artışla 2008 yılında 765 bin
tona ulaşmıştır. TMO’nun görevi, müdahale kapsamına giren ürünlerle ilgili
piyasayı düzenlemektir. Bu doğrultuda yurtta hububat fiyatlarının üreticiler
yönünde normalin altına düşmesi ve tüketici aleyhine anormal derecede
yükselmesini önlemek yönünde politikalar geliştirilmektedir. Pirinçte 2008 yılı Nisan ayı başında en çok ithalat yaptığımız
ülkelerden birisi olan Mısır devletinin, ihracatını 1 Ekim tarihine kadar
yasaklamasıyla birlikte, önemli ihracatçı ülkeler olan Hindistan, Vietnam,
Tayland, Pakistan ve Filipinler’in de ihracatlarını
kısıtlama yoluna gideceklerini açıklamaları dünya piyasasında fiyatların hızla
yükselmesine sebebiyet vermiştir. Dünya piyasalarındaki arz daralması ve
fiyatlardaki yükselişe bağlı olarak yurt içi piyasada da fiyat artışı
beklentisi devam etmiş, bunun sonucu olarak piyasaya yeterince ürün arzı
gerçekleşmemiştir. Ayrıca, 1/1/2006 tarihinden beri
uygulanmakta olan Türkiye’deki liman maliyeti üzerinden pirinçte yüzde 45,
çeltikte yüzde 34, kahverengi pirinçte de yüzde 36 oranındaki ithalat vergisi
oranlarında indirim yapılacağı beklentisiyle özel sektör tarafından ithal
edilen ürünler millîleştirilmeyerek liman depolarında bekletilmiş, piyasaya
sürülmemiştir. Türkiye’deki fiyat artışlarının temel nedeni, önemli ihracatçı
ülkelerin ihracatlarını durdurmaları üzerine, stoklarda çeltik veya pirinç
bulunduranların dünya fiyatlarının artarak devam edeceği beklentisiyle ürünleri
satmak yerine stoklamayı tercih etmeleridir. Bu arada, pirinç stoklarının tükendiği yönündeki spekülatif haberler de fiyat artışlarını suni olarak
etkilemiştir. TMO stoklarında bulunan çeltiklerden 31 bin ton civarındaki
kısmı, 6/3/2008 tarihinde, piyasaların daralmaya
başladığı bir zamanda bu iş ile iştigal eden firmalara piyasa regülasyonu
amacıyla satılmıştır. Satışa sunulan 31 bin ton civarındaki çeltik randıman
oranlarına göre değişen 0,69 ile 0,85 YTL/kilogram fiyatla satılmıştır. 2008-2009 hasat döneminde piyasa çeltik fiyatlarının beklentinin altına
düşmesiyle çeltik müdahale alım fiyatları yüzde 95 oranında, üretimi yapılan
Osmancık çeşidi çeltik için 870 YTL/ton olarak açıklanmış, emanet ve yerinde
emanet alımına geçen yıl olduğu gibi devam edilmiştir. Uygulanan politikalar
ile üretici ve sektöre kredi kullanma imkânının sağlanmasıyla, piyasa
fiyatları, müdahale alım fiyatları üzerinde seyretmiştir. 4 Kasım 2008 tarihine kadar
TMO 501 bin ton peşin alım yapabilmişken, emanet alımlar 97 bin tona
ulaşmıştır. Hâlen alımlar devam etmektedir. Sayın Doğru’nun (6/707) No.lu soru önergesinde yer alan, kaç
firmaya, kaç ton pirinç ithalatı için kontrol belgesi düzenlendiğine dair
sorusuyla ilgili olarak… 1/7/2007-31/12/2007 tarihleri
arasında Bakanlığımızca pirinç ve çeltik ithalatı için 83 firma için 224 adet
kontrol belgesi, 2008 yılında ise, 1/1/2008-30/4/2008 tarihleri arasında 82
firmaya 249 adet kontrol belgesi düzenlenmiştir. Sayın Paksoy’un (6/642) No.lu soru
önergesinde yer alan “GDO’lu çeltik ithalatı
yapılıyor mu?” sorusuyla ilgili olarak da… Ülkemizde pirinç ithalat kontrolleri 19/04/2001
tarihli ve 24378 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Türk Gıda Kodeksi Pirinç
Tebliği hükümlerine göre yapılmakta ve mevzuata uygun olan ürünlerin yurda
girişine izin verilmektedir. Bugüne kadar etiketlerinde genetik olarak
değiştirilmiş organizma bulunduğuna dair beyan edilen ürünlerin ithalatına izin
verilmemiştir. Yine Sayın Paksoy’un (6/639) No.lu soru
önergesinde pirinç fiyatlarının serbest piyasada 7,5 YTL/kilogram olduğu iddia
edilmektedir. Serbest piyasada perakende pirinç fiyatları hiçbir zaman 7,5
YTL/kilogram olmadı. Hasat başlangıcı olan Eylül 2007’den bu
zamana aylık fiyat ortalamaları 2007 yılı Eylül ayında 1.710 YTL/ton, 2008 yılı
Nisan ayında 2.830 YTL/ton, 2008 yılı Mayıs ayında 3.390 YTL/ton, 2008 yılı
Eylül ayında 2.800 YTL/ton, 2008 yılı Kasım ayında ise 2.540 YTL/tondur. Görüldüğü
gibi, aslında geçen sene ilkbaharda yaşanan yapay spekülatif
amaçlı artışlardan sonra giderek, bir, pirinç fiyatları düşme eğilimine
girmiştir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Işık’ın, Sayın Ağyüz’ün, Sayın Enöz’ün (6/932,
956 ve 750) sayılı önergeleri yine benzer konularda; 2008 yılı kuraklık
kararnamesi kapsamına Kütahya’nın dâhil edilmemesi, zeytin ve Antep fıstığının
kararname kapsamına girip girmediği, kuraklığın meyve ağaçlarına olumsuz
etkileriyle ilgili. 2008 yılı ilkbahar döneminde Türkiye’de
meydana gelen kuraklık nedeniyle zarar gören çiftçilere nakdî desteğin hibe
olarak verilmesine ve çiftçilerimizin Ziraat Bankası Anonim Şirketi ile tarım kredi
kooperatiflerine olan tarımsal kredi borçlarının ertelenmesine ilişkin
2008/13881 sayılı Kuraklık Kararnamesi ve 2008/14074 sayılı ek Kuraklık
Kararnamesi Resmî Gazete’de yayınlanmış, bu kararnamelerin kapsamına giren il
ve ilçeler, il müdürlüklerimizden yapılan kuraklık hasarı ihbarları esas
alınarak belirlenmiştir. Kütahya ili, buğday, arpa, nohut, mercimek ve yem bitkilerinden
kuraklık ihbarı olmadığı için kararname dışında kalmıştır. Bildiğiniz gibi, bunun dışında, 500 bin civarındaki çiftçimiz, Türkiye’nin
35 vilayetinde yaşayan çiftçilerimizin bundan olumsuz etkilendiği tespit
edilmiş ve onlar için de 535 milyon YTL tutarında nakdî ödeme gerçekleşmiştir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Sayın Ağyüz’ün, Gaziantep’teki zeytin ve Antep
fıstığı üreticilerinin kuraklıktan mağdur olması ve kararname kapsamında
değerlendirilip değerlendirilemeyeceğiyle ilgili sorusu: Kuru alanda buğday,
arpa, mercimek, nohut, fiğ, burçak ve mürdümük ekilişi olan ve başvuruda
bulunan çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçilerden 2008 yılı ilkbahar
döneminde meydana gelen kuraklıktan yüzde 30 ve üzeri etkilendiği il-ilçe
komisyon kararlarıyla belirlenenlere yardım yapılmaktadır, daha çok tarla
ürünleriyle ilgili ve bu kapsamda zeytin ve Antep fıstığı alanları
bulunmamakta. Ancak kararname kapsamında
Gaziantep ilinde yaklaşık 13 bin çiftçiye 10 milyon 700 bin YTL kuraklık
desteği sağlanmış, ödenmiştir. Kararname kapsamı dışında kalan il, ilçe ve
ürünlerde kuraklık nedeniyle meydana gelen zararların karşılanması için
Bakanlığımız tarafından uygulanan 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören
Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanun kapsamında, belirli şartları
taşıyan çiftçilere yardım yapılabilmektedir, ki bunun
prosedürü, mevzuatı ayrı şekilde işliyor. Ancak bu Kanun kapsamında borç
ertelemesine yönelik işlem yapılamamaktadır. Sayın Enöz’ün Manisa ile ilgili sorusu:
Meyvecilikte yeni çeşitlerle bahçe tesislerinin kurulması, optimum
işletme büyüklüğünün yanında kalite ve standartlara uygun yetiştiriciliğin
geliştirilmesi ve ihracata yönelik üretimin yaygınlaştırılması amacıyla
sertifikalı fidanla kurulan bağ ve bahçe tesisleri 2005 yılından itibaren
desteklenmektedir. Bu çerçevede bugüne kadar 226 milyon 400 bin YTL destek
sağlanmıştır. Verilen desteklerle 2005-2008 arasındaki dönemde -2006, 2007
çoğunlukla- 850 bin dekar alanda yeni meyve bahçesi tesis edilmiştir. Ayrıca,
meyve üreticilerine mazot, gübre, toprak tahlili, organik tarım destekleri, DGD
gibi diğer destekler de ödenmiştir. Bakanlığımızca örtü altı yetiştiriciliği
konusunda herhangi bir destek uygulaması, özel bir destek uygulaması
bulunmamakla birlikte, tarım kredi kooperatifleri ile Ziraat Bankasınca
hazırlanan selektif kredi uygulama çerçevesinde,
kontrollü örtü altı yetiştiriciliğine bankaca uygulanmakta olan tarımsal kredi
cari faiz oranlarından yüzde 40 indirimli tarımsal kredi kullanımına imkân
sağlanmaktadır. Sayın Aslanoğlu’nun, kayısı
festivalindeki yemek duası ile ilgili, Sayın Baykal’a “Allah Deniz Baykal’a
akıl, fikir versin.” ifadesiyle ilgili sorusu ile ilgili olarak da… FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sizin olduğunuz bir ortamda. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Ben
oradaydım. Yemek Valilik tarafından düzenlenen bir yemekti ve… FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Resmî bir yemekti. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Resmî
niteliğini tabii bilmiyorum. Biz, sadece orada, bütün misafirlere, katılan
herkese -sivil toplum kuruluşları ve halktan da insanlar vardı- düzenlenen bir
yemekte, bir şahıs tarafından, ki herhangi bir… FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Partinize ait belediye başkanı,
şahıs değil. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Müsaade
eder misiniz. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Partinize ait belediye başkanı. BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, dinler
misiniz. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Cevap
veriyorum, endişe etmeyin. Şimdi, bir şahıs tarafından, herhangi kimsenin talimatı olmadan
veya herhangi kimseden izin alınmadan, birden gelişen bir şekilde bir dua sesi
geldi, yemek duası ve orada da, doğrudur, Sayın Baykal için “Allah akıl, fikir
versin.” denmiştir. Ama gerek şahsım tarafından gerekse Vali Bey tarafından bu
konu yadırganmış ve kişi uyarılmış, şahsım tarafından da yadırganmıştır. Çünkü
böyle bir yemek duası içerisinde bir siyasi şahsiyetin isminin geçmesi
tarafımdan da doğru bulunmamıştır. YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Başka türlü karnınız doymuyor ki! TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Yani, o
herhangi bir temenni bile olsa -ki, bu yönde de değerlendirmeler var- neticede
bunun kötü bir şey olmadığı, “Allah akıl, fikir versin.” demenin… Kişi de o
şekilde söylemiştir ama biz yine de bunu yadırgadık ve kendisini de ikaz… FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – O zaman ben size hep “Allah
akıl, fikir versin.” derim efendim eğer kötü bir şey değilse. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Allah
herkese akıl, fikir versin. Ama bunu söyledim, Allah herkese akıl, fikir
versin. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Kötü bir şey değilse hep size
“Allah akıl, fikir versin.” diyeceğim. ŞEVKET GÜRSOY (Adıyaman) – Sana da, sana da! BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu… YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Çiftçilere Allah yardım etsin. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Bunu da
yadırgadığımı ve yanlış bulduğumu zaten ben ifade ettim, bunu da söyledim Sayın
Aslanoğlu. YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Ama “güzel bir kelime” diyorsunuz! TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Bunun
altında özel olarak ayrıca bir şey aramayın. Yani kendisini yadırgadığımı… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ben cevap vereceğim efendim. BAŞKAN – Sayın Bakanım, devam edecek misiniz, sorular tamam mı?
Otuz soruya cevap verdiniz çünkü. Devam ediyor musunuz? TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – İzin
verirseniz üç tane daha soru kaldı, onları da cevaplandırayım. BAŞKAN – Peki, o zaman buyurun. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Doğru’nun, gıda katkı maddelerinin
menşesinin belirtilmesiyle ilgili (6/832) sayılı sorusu... Türk Gıda Kodeksi
Renklendiriciler ve Tatlandırıcılar Dışındaki Gıda Katkı Maddeleri Tebliği’nin
“Katkı Maddelerinin Etiketlenmesi” başlıklı 6’ncı maddesinin (ı) bendinde,
“Gıda katkı maddesi hayvansal kaynaklardan elde edilmiş ise elde edildiği
hayvanın cinsi,” bilgisinin gıda katkı maddesinin etiketinde yer alması
gerektiği belirtilmektedir. Bakanlığımızca yürütülen rutin denetim ve kontrollere ilave
olarak, risk bazında hazırlanmış olan 2008 yılı denetim ve izleme programları
içerisinde Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme
Kuralları Tebliği’ne uygunluk denetim programı yürütülmekte, bu kapsamda 2008
yılı içerisinde 1.234 adet gıda katkı maddesi ürün etiketi kontrol edilmiş
olup, bu kontroller sonucunda olumsuzluk tespit edilen on ürün ve sorumlu iş
yerleri hakkında mevzuat çerçevesinde yasal işlem yapılmıştır. Yine Sayın Doğru’nun (6/840) numaralı, kümes hayvancılığında
dezenfektan madde seçimiyle ilgili sorusuyla ilgili olarak… Kümes
hayvancılığında dezenfektan madde seçimi Bakanlığımız tarafından yapılmamakta
olup, kullanacakları dezenfektan maddelerini kanatlı işletmecileri kendileri
seçmektedir. Bakanlığımızca kümes hayvancılığına yönelik yürütülen hastalık
mücadelesinde kullanılan dezenfektanlar ise, ihale yoluyla alınmakta, seçim kriterleri olarak aynı amaca yönelik dezenfektanlar arasında
son kullanım şekli olan sulandırılmış solüsyon şeklinin birim fiyatı dikkate
alınmaktadır. Sayın Paksoy’un (6/539) sayılı, TMO’ya
bağlı herhangi bir bölge müdürlüğü olup olmadığı sorusu… 2003 yılı sonunda
gerçekleştirilen yeniden yapılanma sonucu Toprak Mahsulleri Ofisi bölge
müdürlükleri kapatılmış ve taşradaki yapılanma şube müdürlüğü şekline dönüştürülmüştür.
Kapatılan bölge müdürlüklerinde bölge müdür yardımcısı olarak çalışan
personelin tamamı, statülerine uygun unvanlara nakledilmişlerdir. Bugün
itibarıyla bu unvanda maaş alan bir personelimiz bulunmamakta. Bölge
müdürlükleri kapatılmış olmasına rağmen, dava sonucu mahkemece verilen karar
uyarınca bölge müdür yardımcısı kadrosuna atanan bir personel, talebi
doğrultusunda başuzman kadrosuna atanmıştır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benim bu oturumda
cevaplayacağım sözlü sorular bunlardır. Verdiğiniz imkân için sizlere teşekkür
ediyorum ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan. Sayın Süner, sisteme girmişsiniz, bir
şey mi vardı? Soru soranların içinde isminiz yok. Böyle bir şey sistemimiz de
yok yani… Soru mu soracaktınız Bakana? TAYFUR SÜNER (Antalya) – Sorum vardı Başkanım, Sayın Bakana bir
soru soracaktım. BAŞKAN - Efendim, böyle bir
usulümüz yok, maalesef. Başka bir arkadaşa tevdi edin, o sizin yerinize sorsun
efendim. TAYFUR SÜNER (Antalya) – Sistemde sorulara cevap verileceğini… BAŞKAN - Veremiyorum
efendim, maalesef, böyle bir sistem yok efendim. Sayın Çalış, buyurun. HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Bakanıma sorularımıza gösterdiği
ilgiden dolayı teşekkür ediyorum. Ancak gübre fiyatları, maalesef çiftçinin
kullanacağı zaman normal fiyatının iki katına kadar çıkmaktadır. Bunun yanında
organik gübrede ve çiftlik gübrelerinde KDV’nin yüzde 18 olmasını anlamak
mümkün değildir. Bunu yüzde 5’lere, yüzde 3’lere, daha aşağılara çekmeyi
düşünüyorlar mı? Bir diğer husus: Buğday alım döneminde, çeltik alım döneminde
Tarım Bakanlığımızın uyguladığı politikalar maalesef tüccarı da çiftçiyi de
memnun etmemektedir. Mesela bu sene 750-850 lira arasında giden buğday fiyatı,
uygulanan yanlış politikalarla 400 liraya, 500 liraya düşmüştür. Gerçekten,
çiftçi de, erken giren tüccar da mağdur edilmiş durumdadır. Sayın Bakanım, aynı zamanda, bugün mısır üreticileri de
mağduriyetin eşiğindedir, sizden yardım bekliyorlar, Ofisin görevini yapmasını
bekliyorlar ve benim çiftçilerim soruyorlar, “Uygulanan bu politikalar bizi de,
tüccarı da öldürüyor. Tarım Bakanımız, Tarım Bakanlığımız spekülatörlerin
yanında mı- dır yoksa çiftçinin ve köylünün yanında
mıdır?” diye soruyorlar. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederim. Sayın Enöz… MUSTAFA ENÖZ (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Sayın Bakanımın vermiş olduğu cevaplara teşekkür ediyoruz. Her ne
kadar bahar meyveleriyle ilgili sorduğumuz suallere kışın da cevap verse yine
de teşekkür ediyoruz. Özellikle Manisa yöresinde kiraz, şeftali, erik gibi ağırlıkla
üretilen ve ihraç edilen, özellikle de kirazda çiçek açma döneminde esen lodos
sebebi ve kuraklık nedeniyle Manisa yöresinde kiraz rekoltesi
yüzde 60 dolayında düşmüştür. İhracatçı da bu sebeple, mal azlığı sebebiyle yöreye
gelmemiştir, bu da fiyatları aşağıya çekmiştir. Bir önceki yıl 5 YTL olan
ortalama kiraz fiyatları, bu yıl 2 YTL ortalama ile satılma mecburiyetinde
bırakılmıştır çiftçilerimiz. Bunun yanı sıra, temel girdileri olan gübre, mazot
ve elektrifikasyon maliyetleri de yüzde 100’leri aşan bir fazlalıkla üreticiye
yansıtılmıştır. Bu temel girdilerin bu kadar yüksekliği üreticimizi son derece
mağdur etmiştir, bu bilinen bir gerçektir. Yani, sonuç olarak, verilen destekler maalesef yetersizdir ve
bunların artırılması gerekmektedir. Sayın Bakanımızın tekrar dikkatine
sunuyorum. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederim. Sayın Aslanoğlu, buyurun. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - O yemek resmî bir yemekti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Bakanı, sosyal, laik, hukuk devletinin bir Bakanı
orada resmî bir yemek yiyor. Dua eden kişi partinize ait bir
belediye başkanı. Eğer orada ben olsaydım, ben sizin yerinizde olsaydım,
tepkim, o adamı oradan kovardım. Tepkinizi sadece kendi aranızda yaptınız. O
kişiye hiçbir şekilde tepki göstermediniz. “Allah akıl, fikir versin.” demek…
Benim bir belediye başkanım o yemekte kalkıp şunu söyleseydi, “Allah, Mehdi Eker’e akıl, fikir verse.” deseydi siz bunu nasıl
karşılardınız? Sadece dikkatinize sunuyorum. Allah o küçük beyinlere akıl,
fikir versin. O yemekte haddi olmayan işgüzar adama, Allah ona akıl, fikir
versin. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Şu anda sen o adamın hâline düştün. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – İki: Yine bir soru sormuştum. Bizim Malatyalı üreticiler olarak çok canımız yandığı için, çok
büyük zarar ettiğimiz için TARSİM sigortasına en büyük desteği Malatya halkı
vermiştir, Malatya çiftçisi vermiştir çünkü çok canımız yandı ama çiçek
dönemini bir şekilde kapsatmadığınız için -ve diğer sorduğum sorular da hep
onunla ilgilidir- bir sürü zarar oluşmasına rağmen -siz de gözünüzle gördünüz,
gittiniz, buna rağmen- maalesef TARSİM… Elimizde meteoroloji raporu var.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, biraz kısa
keser misiniz? FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - …bir meteoroloji raporu
olmasına rağmen, elimizde eksi 3 derece don olayı olduğuna dair meteorolojinin
raporu olmasına rağmen, maalesef, sizin söylediğiniz gibi değil. TARSİM
bunların hiçbirini karşılamadı. Dikkatlerinize sunuyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederim. Sayın Işık, buyurun. ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Ben de Sayın Bakanımızın vermiş olduğu cevaplar nedeniyle
kendisine teşekkür ediyorum. Sayın Bakanımız önergede verdiği cevaplar sırasında, daha önce de
olduğu gibi 2002’den 2007’ye olan rakamları sık sık
telaffuz ederek sorulara cevap vermeye özen gösteriyor. Benzer şekilde bugün de
nominal faiz oranının yüzde 59’lardan yüzde 17,5’a
düştüğünü, 2002’de Ziraat Bankasından kredi kullanan çiftçilerimizin kredi
tutarının 500 milyon YTL’den 6 milyar YTL’ye ulaştığını belirtti, âdeta bunu
bir başarı gibi gösterdi. Ben, öncelikle reel faiz oranlarının kullanılarak
karşılaştırmanın yapılmasının daha gerçekçi olduğunu hatırlatmak istiyorum. Eğer çiftçilerimizin durumu gerçekten iyi olsaydı krediye niye
ihtiyaçları olsun? Yani bunu bir başarı gibi göstermenin bence bir anlamı
olmadığını ifade etmek istiyorum. Şu anda Ziraat Bankasından ve tarım kredi
kooperatiflerinden aldığı krediyi ödeyemediği için haciz uygulamasıyla karşı
karşıya olan çok sayıda çiftçimin -kendi seçim bölgemde- olduğunu biliyorum.
Bunlara mutlaka bir çözümü de inşallah yakın dönemde bekliyorum. Buğday ithalatında 2008 yılının ilk beş ayında, gümrük vergisinin
yüzde 130’dan yüzde 8’e, yüzde 8’den yüzde sıfıra düşürüldüğü dönemde, Toprak
Mahsulleri Ofisi toplam ithalatın yüzde kaçını karşılamıştır? Acaba, ithalatı
gerçekleştiren özel sektör temsilcileri kimlerdir? Bu konuda bir açıklama
yapabilir mi? Bir de ikinci soru önergemle ilgili olarak, otuz beş ile ait iki
yüz on ilçenin kuraklık kapsamında desteklendiği son kararnameye göre Kütahya
ilinin alınmama gerekçesini kuraklık ihbarı olmadığı şeklinde belirtti. Bu
ihbarın yerine daha bilimsel, özellikle geçen yıl, 2007 yılındaki uygulamanıza benzer
bir yöntem kullanılsa daha doğru olmaz mıydı? Çünkü aynı güzergâhtaki Eskişehir
ve Afyon illeri bu kararname kapsamına alındı fakat Kütahya’nın Altıntaş,
Aslanapa ve Dumlupınar gibi aynı güzergâhtaki ilçeleri bu kapsama alınmadı ve
bu ilçelerdeki üreticilerimiz şu anda son derece sıkıntılı. BAŞKAN – Sayın Işık, bitirelim lütfen. ALİM IŞIK (Kütahya) –
Çok teşekkür ediyorum. Bu konuda bir ek açıklama yapabilirse memnun olurum. BAŞKAN – Teşekkür ederim. Sayın Ağyüz… YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Sayın Başkanım, Sayın Bakan; teşekkür
ederim. Tabii, kuraklık nedeniyle rekolte düşüşü
bu yıl da çok büyük olacak. Geçen yıl tedbir aldığınızı söylediniz buğday için
ama bu yıl ne tedbirler aldınız? Diğer ülkeler, özellikle küresel kriz de
ortaya çıkınca bu konuda tedbirlerini artırdılar. Un ve ekmek fiyatları artmaya
devam edecek ve maalesef, kendi ununu alarak evde ekmek yapma alışkanlığına
geri dönen insan sayımız, aile sayımız çok fazla. Ekmek fiyatları için, un
fiyatları için bir tedbir almayı düşünüyor musunuz? Ayrıca, hazırladığınız kararnamede kuraklık desteğinde… Niye geç
verildi kuraklık desteği? Hâlen, benim seçim bölgemde almayan ilçeler var. Ayrıca, tarım kredi kooperatiflerine talimat vermek bu kadar zor
iş mi Sayın Bakan? Hâlen çiftçilerin üzerine gidiyorlar “Kredi borçlarınızı
ödeyin yoksa temerrüt faizine düşersiniz.” diyorlar. Biz de kuraklık
kararnamesinde fıstık ve zeytinin olmadığını biliyoruz ama bariz bir sorun var.
En azından o insanlara bir destekleme, bir kuraklık primi vermek istemiyorsanız
bunların borçlarının ertelenmesi için bir çaba göstermeniz lazım Sayın Bakanım.
Bunlar, benim görebildiğim kadarıyla sorularıma verilen
cevaplardaki büyük eksiklikler. Tarım kredi kooperatiflerine talimat verilmesi
lazım. Ayrıca da Sayın Baykal’a söylenen sözü çok makul karşılıyorsunuz.
Ben de diyorum ki “Allah çiftçilerimizi sizin gibi Tarım Bakanından korusun ve
kurtarsın.” Teşekkür ederim. BAŞKAN – Sayın Paksoy… MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Teşekkür ederim Sayın
Başkanım. Sayın Bakanıma verdiği cevaplardan dolayı teşekkür ediyorum. Sayın Bakanım, gübre ve mazota verilen destekler çiftçinin derdine
derman olmayacaktır. Ödediğiniz destekler mazot ve gübre desteğinin yüzde 10’u
civarındadır. Ürüne verilen destekler hiçbir zaman doğrudan gelir desteklerine
ulaşamamıştır. Bir de Tarım Kanunu’nda “Tarımsal desteklere bütçeden ayrılan
ödenek gayrisafi millî hasılanın yüzde 1’inden aşağı
olamaz.” diyor ama bütçeden ayrılan ödenek 2002’de binde 65’i iken 2008’de bu
oran binde 50 civarındadır. Bu destekleri ne zaman yüzde 1’e getireceğiz? Bir de TMO’ca çeltik satışı yapılan firmaları açıklamadınız. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Sayın Bakanım, cevap verecek misiniz? Kürsüden de
verebilir siniz, yerinizden de verebilirsiniz. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) –
Yerimden vereyim. BAŞKAN – Buyurun. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Şimdi,
Sayın Başkanım, ben aslında soruların hepsine cevap verdim. Dolayısıyla, tabii,
arkadaşlar aynı soruları tekrarladıklarını bir daha dile getiriyorlar, saygı
duyuyorum, bir şey demiyorum. Yalnız, kuraklıkla ilgili olarak Sayın Ağyüz’ün söylediği yani “Bundan sonra ne yapılıyor, ne
ediliyor? Diğer ülkeler tedbirler alıyorlar.” şeklinde. Bizim de küresel
ısınmayla ilgili olarak kısa, orta ve uzun vadede aldığımız tedbirler var.
Bunları ilgili platformlarda, ilgili zeminlerde sık sık
kamuoyuyla da paylaşıyoruz. Örneğin, mevcut suyun tasarruflu kullanılması, kuraklıkla
mücadeledeki en önemli yöntemlerden bir tanesi, en etkin yöntemlerden bir
tanesi ve biz de 2006 yılında başlattığımız, daha sonra 2007’nin 1 Mayısı
itibarıyla da daha geliştirdiğimiz bir destekleme mekanizmasıyla mevcut suyun
en yüksek verimlilikte kullanılmasıyla alakalı olarak damla sulama ve
yağmurlama sulama sistemlerini destekleme kapsamına aldık ve Bakanlığın Kırsal
Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi çerçevesinde, alet ekipmanına bunlarla ilgili yüzde 50 hibe destek veriyoruz.
Bugüne kadar 1 milyon 400 bin dekar civarında bir alanda damla sulama ve
yağmurlama sulama gerçekleşti yani 2007-2008 içerisinde ki oldukça önemli bir
konu bu çünkü. İkincisi, Türkiye’de kuraklıktan mesela bu sene en fazla etkilenen
bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi yani yağmur suyunun
yetersiz olduğu bölgeler. Buralarla ilgili yine orta ve uzun vadede Hükûmetimizin aldığı tedbirler var. GAP Eylem Planı budur.
GAP Eylem Planı çerçevesinde 1 milyon hektar alanın sulanması programlandı ve
ilk defa bu kadar somut, bu kadar sorumlu kuruluşu, kaynağı, ayrılan parası,
her şeyi bu kadar detaylı bir şekilde tedbirlere bağlanmış bir eylem planıyla
somut bir hâlde GAP Eylem Planı. Ayrıca, KOP Projesi gündeme geldi, gündeme
girdi ve bununla ilgili şu anda çalışmalar yapılıyor. Yine Bakanlığımızın bir kuraklık test merkezi kurma çalışması var
Orta Anadolu’da. Bu yine küresel ısınmanın tarıma olumsuz
etkilerini bir şekilde azaltmak, etkilemek açısından. Yine, Bakanlığımızın araştırma kuruluşlarının uzun ve orta vadede
muhtemel bir kuraklığa dayanıklı buğday ve hububat çeşitlerini geliştirme
yönünde çalışmaları var. Nitekim bunlardan sonuçlar alındı ve bu sene yani 2007
sonbaharında, 2007-2008 ekilişi için biz çeşit tavsiyesinde bulunduk, 2008’de
yine çeşit tavsiyesinde bulunduk. Özellikle kuraklık riskiyle karşı karşıya
olan bölgelerde çiftçilerimiz hangi buğday çeşitlerini, hangi hububat
çeşitlerini ekerlerse muhtemel bir kuraklıktan daha az etkilenirler veya o
kuraklığa toleranslı, yüksek direnç gösteren, etkilenmeyen çeşitleri biz hem
geliştiriyoruz hem bunlarla ilgili tavsiyelerde bulunuyoruz. Bütün bunlar
aslında kuraklıkla ilgili olarak kısa, orta ve uzun vadede bizim aldığımız
tedbirlerdir. Ben, şimdi, yine, hem Sayın Aslanoğlu’nun
hem Sayın Ağyüz’ün söylediği bu yemek meselesindeki
hususla ilgili… Şimdi, herkesin katıldığı bir yemek ve bir kişi, sizin
bilginiz, talimatınız dışında birisi kalkıp eğer bir duada bulunmuş, bir şey
söylemiş ise sizin yapabileceğiniz… Zaten yemeğin sonunda yapılan bir duadır.
Dolayısıyla, artık o kişiyi oradan kovmak veya onu azarlamak vesaire gibi bir
şey fiilen mümkün değil çünkü yemek de toplantı da zaten bitmiştir. Bizim
sadece söylediğimiz: Bu yakışıksızdır, doğru değildir. Bir siyasi şahsiyetin
isminin böyle bir konuyla ilgili anılması doğru değildir. Bunu ben şahsen de
söyledim, kamuoyu önünde de söyledim, daha sonraki açıklamalarımda da. Ama yani
bunun üzerine bunu tekrar tekrar böyle gündeme
getirip bunun üzerinden
işte “Şöyle söyledi, böyle söyledi, şöyle yapsaydınız.” demekde… Doğrusu ben onu da milletimizin takdirine
bırakıyorum. Kem söz sahibine aittir. Kim yanlış bir şey söylerse, yanlış bir
ifade kullanırsa o onu bağlar. Onu tasvip edip etmemek diğerlerinin işidir. Biz
tasvip etmediğimizi zaten ifade ettik, söyledik. Bunu ifade etmek istiyorum. Toprak Mahsulleri Ofisinin uygulamalarıyla ilgili -gerek hububat
politikası gerek pirinç politikası- olarak ben aslında yeteri netlikte,
açıklıkta cevap verdim. Bu satılan pirinç işte kimlere, çeltik kimlere falan verildi
şeklinde denildi. Yetmiş üç tane firmaya açıklama yapıldı, onlar çağırıldı ve
bunlardan talep edenlere verildi. Bu gizli saklı bir şey değil, bu özel bir
durumla, özel perde arkasından satılan bir şey değil. Açık, ihale usulü
çağrıldı, herkese açık olan bir uygulamaydı. Tabii bir arkadaşımız dedi ki: “Efendim işte ben mart ayında
sordum, kasım ayında cevap verildi.” Doğrudur. Ben de gününde buna cevap vermek
isterim ama Parlamentonun işleyişi eğer daha sağlıklı olursa, belki İç Tüzük’le
ilgili birtakım değişiklikler yapılırsa bu tür konulara gününde, soru sorulduğu
anda buna cevap verme imkânı olur, ben de ondan yanayım. Yani bu soruların
bugün -sorusunu ki tamamını, bana yöneltilmiş doksan dört tane soru önergesi
var- ancak işte otuz küsur tanesine cevap verebildim. Yani bunların büyük bir
kısmı geçen ilkbaharda ki arkasından gensoru da verildi o konuyla ilgili yani o
günlere tekabül eden aslında
sorulardı. O
gün içerisinde -ki güncelliğini de birçoğu bunların kaybetti bu
sorular- biz cevaplarımızı verdik. Ben yine Sayın Aslanoğlu’nun söylediği
kayısı ve çiçek sigorta meselesiyle ilgili… Ben ona yeteri kadar açıklıkta
cevap verdim. Bu doğru değildir, biz doğru olanı yaptık. Malatya üreticisi de
kayısı üreticisi de Türkiye’nin seksen bir vilayetindeki bütün üreticiler de
bizim için birdir ve biz bunların en iyi şekilde üretim yapmaları için de
elimizden geleni yapıyoruz. Şimdi arkadaşlar, efendim 2002’deki destek oranı bütçenin şu kadar
idi, bugün bu kadardı… Arkadaşlar, 2002 yılında Türkiye’nin millî geliri 200
küsur milyar dolardı, bugün 650-700 milyar dolar oldu. Yani 650-700 milyar doların yüzdesi ile 200
milyarın yüzdesi aynı mı? Bir de bunu dikkate alın yani. Bunu bir de dikkate
alın, öyle konuşalım. Dolayısıyla, bunlarda eleştiri yapalım, başımızın üstünde
-hiç, eleştiriden asla gocunmayız, gocunamayız, öyle bir lüksümüz, hakkımız
yok- demokrasi içerisinde herkes fikrini, tenkidini, eleştirisini sonuna kadar
yapsın ama yiğidi öldürüp hakkını da vermek lazım. Saygılar sunuyorum. BAŞKAN – Teşekkürler. Sayın Işık, sisteme girmişsiniz ama bir defa soru sorma hakkınız
var efendim İç Tüzük’e göre, ikinci defa soramazsınız. ALİM IŞIK (Kütahya) –
Ben cevaplarımı alamadım. İhbar bilimsel bir yöntem midir? Kütahya’nın hakkı
niye yenmiştir? MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Yeniden soru sorsun Sayın Başkan. BAŞKAN – Tutanaklara geçti efendim. Teşekkür ederim. Sayın milletvekilleri, saat 13.50’de toplanmak üzere birleşime ara
veriyoruz. Kapanma Saati. 12.48 İKİNCİ OTURUM Açılma Saati: 13.55 BAŞKAN: Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
19’uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum. Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler” kısmına geçiyoruz. 1’inci sırada yer alan, Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz. VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri 1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları
Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253) (x) BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet buradalar. 7’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 7’nci
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 21’inci maddesinin son fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“(b) bendi kapsamında yapılacak alımların kapsamını belirlemeye
Kurum yetkilidir.” BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – Sayın Okay… (x) 253 S. Sayılı Basmayazı 13/11/2008 tarihli
17’nci Birleşim Tutanağına eklidir. HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Arifağaoğlu… BAŞKAN – Buyurun Sayın Arifağaoğlu. METİN ARİFAĞAOĞLU (Artvin) – Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Yasa Tasarısı’nın
7’nci maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge hakkında söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Sözlerime başlamadan önce, bugün ebediyete intikal eden MHP
Milletvekili Sayın Gündüz Aktan’a ve beş dönem Ordu
Milletvekilliği yapan eski Ulaştırma Bakanı Ferda Güley’e
Tanrı’dan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Şimdi, değerli arkadaşlar, Kamu İhale Yasa Tasarısı’ndaki 7’nci
madde, oysaki meriyette olan Sözleşme’deki meriyette olan Yasa’nın 21’inci
maddesinden söz ediyoruz. Bu maddeyle özel durumlarda mal alımı ve ihalelerle
ilgili bir düzenleme yapılmış. Aslında 21’inci maddeyle, meriyette olan 21’inci
maddeyle tasarıda yer alan 21’inci madde arasında çok büyük bir farklılık ben göremiyorum.
Bu özel durumlar için üç firmadan teklif alınarak mal alımı
yapılabilir. Doğal afetler ve salgın hastalıklar, can veya mal kaybı
tehlikesiyle, ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülmeyen
olayların ortaya çıkması durumunda yapılacak alımlarla ilgili bir düzenlemedir.
Bu düzenlemeyle biz Kurumun yetkilerini artırmak istiyoruz. Önergemizdeki esas
konu budur. Şimdi, değerli arkadaşlarım, İhale Yasası üzerinde konuşuyoruz.
Ancak, bugüne kadar ihalesi yapılıp bir türlü bitirilemeyen yatırımlar vardır.
Mesela bunlardan bir tanesi, 1998 yılında Karadeniz Sahil Yolu biliyorsunuz
ihale oldu, bunun büyük bir kısmı tamamlandı. Biz, hemen hemen
her hafta veya iki üç haftada bir Karadeniz’e gidiyoruz. Fakat Araklı Tüneli
bir türlü bitirilemiyor. Araklı Tüneli’nin bitirilemeyişi İhale Yasası’ndan
kaynaklanmıyor herhâlde. Bu Araklı Tüneli’nin bitirilemeyişini merak ediyoruz
ve kısa sürede bitmesini arzu ediyoruz. Yine, 1991 yılında ihale edilen Borçka-Camili yolu vardır. 43
kilometrelik yoldur Borçka-Camili yolu. On yedi senedir bitirilemedi. Yine bu
kürsüde dile getirdim. Sayın Bakan 2009 yılında bitirileceğini belirttiler,
ifade ettiler. Bugün Ulaştırma Bakanlığı bütçesi görüşülüyor Plan ve Bütçe
Komisyonunda. Buradan oraya geçeceğim. Dilerim 2009 yılında bitmesi için
gerekli ödenek Borçka-Camili yoluna koyulur diye düşünüyorum, arzu ediyorum. Yine, 1993 yılında ihale olan, Artvin için çok önemli olan
Ardanuç-Ardahan yolu vardır ve bu yol da on beş yıldır bitirilememiştir. Henüz
yarısı dahi bitirilememiştir. Yine, Sayın Ulaştırma Bakanı 2009 yılında
biteceğini ifade ettiler ve 2009 yılı bütçesinde bu yolun biteceği şeklinde
ödeneğe rastlayacağımızı umut ediyorum. Yine, 1992-93’lerde ihale olunan Şavşat ayrımı-Meydancık yolu
vardır. Buranın da tünel inşaatı var, devam ediyor ve buranın da 2009 yılında
bitirilmesi yönünde verilen sözün yerine getirileceğini umut ediyorum. Bir de ihale olunmasını bekleyen işler vardır. Bunlardan biri de
yıllardır birçok hükûmet tarafından söz verilen fakat
bir türlü başlanamayan Hopa-Borçka yolu, Cankurtaran mevkisindeki bu geçişi
ortadan kaldıracak Cankurtaran Tüneli’dir. Buna çoğu zaman söz verildi fakat
bir türlü başlanamadı. Bu inşaat, Artvin için ve Karadeniz’i iç kesimlere
bağlayan bu koridoru rahatlatacak bir inşaat ve imalat olacaktır. Karadeniz
Sahil Yolu’nun Artvin’e, Ardahan’a ve oradan doğuya doğru rahatlaması için bu
yolu önemsiyoruz ve bir an önce başlanmasını arzu ediyoruz. Önergemize desteğinizi bekliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Arifağaoğlu. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. 7’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 7’nci madde kabul edilmiştir. 8’inci madde üzerinde iki adet önerge vardır. Önergeleri önce
geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık sırasına göre işleme alacağım. Buyurun: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu ihale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 8 inci
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 22 nci
maddesinin (f) bendinde yer alan "veya acil" ibaresinin "ve
acil" şeklinde, 22 nci maddesinin son fıkrasının
ise aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz .
"Bu maddeye göre yapılacak alımlarda, ceza ve yasaklamalara
ilişkin hükümlerin uygulanması kaydıyla, ihale komisyonu kurma ve 10 uncu
maddede sayılan yeterlilik kurallarını arama zorunluluğu bulunmaksızın, ihale
yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat
araştırması yapılarak ihtiyaçlar temin edilir." BAŞKAN – En aykırı önergeyi okutup işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 8
inci maddesinin çerçeve hükmünün aşağıdaki şekilde değiştirilmesini; çerçeve 8
inci madde ile değiştirilmesi öngörülen 4734 sayılı Kanunun 22 inci maddesine
aşağıdaki bendin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
'"4734 sayılı Kanunun 22 nci
maddesinin birinci fıkrasının (f) ve (h) bentleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki (i) bendi eklenmiştir." "(i) Seçim dönemi bitmeden önce seçimlerin yenilenmesine veya
ara seçime ya da Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulmasına karar verilen
hallerde; Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılacak filigranlı oy pusulası kağıdı ve filigranlı oy zarfı kağıdı alımı ile oy pusulası
basım hizmeti alımı, mahalli seçimlerde ise İl Seçim Kurulu Başkanlıkları
tarafından alınacak oy pusulası basım hizmeti alımı." BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu efendim? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılıyoruz. BAŞKAN - Gerekçeyi mi okutacağız? MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçe okunsun Sayın Başkan. BAŞKAN – Buyurun. Gerekçe: Yüksek Seçim Kurulu ile İl Seçim Kurulu Başkanlıklarının
kendilerine verilen görev ve yetkileri zamanında ve etkin bir şekilde
kullanarak seçimlerin sağlıklı ve düzenli bir şekilde gerçekleştirilmesini teminen, seçim dönemi bitmeden önce yapılacak olan genel
veya mahalli seçimler ile ara seçimler veya Anayasa değişikliklerinin halkoyuna
sunulması durumlarında, Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılacak olan bazı mal
ve hizmetlerin alımı ile mahalli seçimlerde İl Seçim Kurulu Başkanlıkları
tarafından yapılacak olan oy pusulası basım hizmetinin doğrudan temin
yöntemiyle alınmasına imkân tanınmaktadır. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu ihale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 8 inci
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 22 nci
maddesinin (f) bendinde yer alan "veya acil" ibaresinin "ve
acil" şeklinde, 22 nci maddesinin son fıkrasının
ise aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz . Hakkı
Suha Okay (Ankara) ve
arkadaşları "Bu maddeye göre yapılacak alımlarda, ceza ve yasaklamalara
ilişkin hükümlerin uygulanması kaydıyla, ihale komisyonu kurma ve 10 uncu
maddede sayılan yeterlilik kurallarını arama zorunluluğu bulunmaksızın, ihale
yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat
araştırması yapılarak ihtiyaçlar temin edilir." BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – Sayın Okay… HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Ali Koçal… BAŞKAN – Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar) ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Teşekkür ediyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu İhale Kanunu ile Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın
8’inci maddesiyle değiştirilen Kamu İhale Kanunu’nun 22’nci maddesinin (f)
bendinin değiştirilmesi yönünde verdiğimiz önerge üzerinde söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak
selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, değişiklik önergemiz -22’nin (f)’si-
şöyle: “Bu maddeye göre yapılacak alımlarda, ceza ve yasaklamalara ilişkin
hükümlerin uygulanması kaydıyla, ihale komisyonu kurma ve 10’uncu maddede
sayılan yeterlilik kurallarını arama zorunluluğu bulunmaksızın, ihale
yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat
araştırması yapılarak ihtiyaçlar temin edilir.” Bu maddeyle ilgili gerekçemiz, madde bu şekilde değiştirildiğinde,
kanunun 22’nci maddesinin (f) bendindeki “veya” ibaresi “ve” ibaresiyle
değiştirilmiş olacak ve böylece, bir ihale usulü olmayan, doğrudan teminle
yapılacak ihalelerin kapsamı daraltılmış ve kanun kapsamı dışına çıkılmaması
sağlanmış olacaktır. Mevcut Yasa’da “ceza ve yasaklara ilişkin hükümlerin
uygulanması kaydıyla” ibaresi yer almamaktadır.
Değişiklik önergesiyle bir ihale usulü olmayan doğrudan teminle
yapılacak alımlarda ceza ve yasaklama işlemlerinin uygulanması sağlanacaktır
diye düşünüyoruz. Aslında, bu tasarıyla bir ihale usulü olmayan doğrudan
teminin kapsamı genişletilmektedir. Zaten idarelerin sıklıkla başvurduğu bu
yolun bir de kapsamının genişletilmesiyle olası kötü niyetlilerin amaçlarına
ulaşmasının daha da önü açılmış olacaktır diye düşünüyoruz. O nedenle,
değişiklik önergemizin kabulü büyük önem taşımaktadır. Değerli milletvekilleri, esasında bu tasarıyı okuduğumuz zaman,
AKP İktidarının ne kadar beceriksiz ve basiretsiz, ülke sorunlarından ne kadar
uzak ve habersiz, sorunlara çözüm bulmakta ne kadar yetersiz olduğunu doğrusu
bir kez daha görmüş ve anlamış olduk. Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu gibi son
derece önemli, toplumun ve kamunun çok büyük bölümünü ilgilendiren temel
yasayla ilgili olarak Hükûmet on iki maddelik bir
değişiklik tasarısını Meclise göndermiştir.
Meclise gönderdiğinde, Komisyon
-yani Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu- ise tasarıyı otuz altı
maddeye çıkarmıştır. Ancak, tasarı otuz
altı maddeyle Genel Kurula gelmiş olmakla birlikte, burada, Genel Kurulda AKP
Grup Başkanlığının da bir sürü değişiklik önergesini verdiğini görüyoruz.
Tabii, görülüyor ki, Hükûmet ile Komisyon ve AKP
Grubu arasında bir uyum yoktur, birbirlerinden habersiz oldukları
anlaşılmaktadır. Değerli arkadaşlar, herhâlde bunun bir çelişki olduğunu hepimiz
kabul etmeliyiz diye düşünüyorum. Bu çelişki, aynı zamanda Hükûmet
ayıbı değil midir? Hükûmet bu çelişkiyi nasıl izah
eder? Ama bilinen bir şey var ki bu Hükûmet ülke
sorunlarına çözüm bulma konusunda artık yetersiz kalmaktadır. Değerli milletvekilleri, bir başka husus da üzerinde görüşmekte
olduğumuz Kamu İhale Yasası’nın bu Hükûmet döneminde
tam 15 kez değişikliğe uğramasıdır. Şimdi sormazlar mı, bir yasa altı yılda
neden 15 kez değişir? Değerli arkadaşlar, bir yasa bu kadar sıklıkla değişiyorsa ve hele
de bu değişen yasa İhale Yasası ise insanların aklına farklı sorular
gelmektedir. Tabii ki bu farklı sorular hepimizi düşündürmektedir. Zaten
yolsuzluklar konusunda durumu ortada olan AKP’nin toplum tarafından daha çok
sorgulanmasına neden olmakta ve yukarıda ifade ettiğim gibi, Hükûmetin ülke sorunlarını kavrama ve onlara çözüm bulma
konusundaki yetersizliğini de kanıtlamaktadır. Diğer taraftan, görüşülmekte olan tasarının gerekçesine
bakıldığında, Avrupa Birliği ile uyum süreci büyük ölçüde gerekçe olarak
gösterilmektedir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Koçal, devam
edin. ALİ KOÇAL (Devamla) - İyi de Avrupa Birliği uyum süreci için bir
yasa 15 kez değiştirilir mi acaba? Eğer ihtiyaç varsa bu ihtiyaçlar tespit
edilir ve bir kere de gereken düzenlemeler yapılır diye düşünüyoruz. O nedenle,
vatandaşlarımız bilmelidir ki bu gerekçe bir bahanedir. Bu bahane iktidarın
beceriksizliğinin de bir kılıfıdır. MEHMET NİL HIDIR (Muğla) – Beceriksizlik bütün Meclise ait oluyor
ama. ALİ KOÇAL (Devamla) – Ayrıca, sadece sağlıkla ilgili konularda
çerçeve sözleşme yapılmasına olanak tanıyan uygulamanın kapsamının tüm
kurumların çerçeve sözleşme yapmasına olanak tanıyacak şekilde genişletilmesi
kanunun esas temel unsurlarının uygulanmasını engelleyecek, uzun süreli
sözleşme yapma olanaklarıyla da ihalelerde olması gereken ve beklenen rekabeti
ortadan kaldıracaktır diye düşünüyoruz. Değişiklik önergemizin kabul edilmesini bekliyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Koçal. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. Kabul edilen önerge doğrultusunda 8’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 8’inci madde kabul edilmiştir. 9’uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum: TBMM Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sayılı yasa tasarısının “9”uncu maddesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım. BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan. HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
aslında Bütçe Komisyonu çalışmalarından dolayı fırsat bulamadığımız bu tasarıda
bir önceki madde üzerinde konuşmak istiyordum ve bir hususa dikkat çekmek
istiyordum. Avukatlık hizmetleri konusunda, Türk ve yabancı uyruklu
avukatlardan hizmet alımlarıyla ilgili, fikrî ve sınai
haklar mülkiyet yasası geçti ki bu konuda daha önce geçen maddeler ve bundan
sonra geçecek maddeler, doğrusu yasa tasarısının sistematik olmaması, 15 kez
değişen İhale Kanunu’nun çarpık bir yeni mevzuat olarak karmaşa yaratacağı
kaygısını taşıyorum. Şimdi, İhale Kanunu’yla bugüne kadar Maliye Bakanlığı dışarıdan
avukat hizmeti yararlanmasında ihale açtığı konusunda bir tek örnek gösterirse
bizi ikna ederler, “bir tek örnek” diyorum. Bir tek örneği yok avukatların
yabancı, fikrî, sınai haklarda. İşte bor madeni Avrupa
Birliğinin yasak listesine alınıyor. Dünya Ticaret Örgütü nezdinde haklarımızı
savunacağız. Bırakın onu, TMSF’nin yetkisini bu
Yasa’yla aldık, Bakanlar Kuruluna verdik. TMSF’nin
davalı olduğu, uluslararası tahkimde olan davalar var. Bırakın onu, Avrupa
Mahkemesinde davalar var. Onu bırakın, Uluslararası Ceza Mahkemesine taraf
olacağız yakında. Geçmiş icraatına bakıyoruz hükûmetlerin:
2002 AKP dönemi öncesinde de sonrasında da yani 2002’den 2008’e kadar da avukat
hizmetleri konusunda Türkiye'nin hiçbir standartlı ihalesi olmamıştır.
Gitmiştir, Dışişleri Bakanlığı kanalıyla konuştuğu bir avukattan direkt
avukatlık hizmetini üstlenmesi istenmiş, bu konuda ne kadar ücret ödendiği, ne
sözleşme yapıldığı konusunda da kamuoyuna bir tek kelimeyle bilgi
verilmemiştir. Bunun örneklerini iki konuda vermek istiyorum: Bir, Heribert Gulsanck Avrupa
Konseyinde uzun yıllar görev yapan bir hukukçuydu. Parti kapatma davalarında
Türkiye, TBKP davasında Hükûmet avukat olarak
tutmuştu. Bunu çok defa ben dile getirdim, nasıl bir sözleşme yapıldığını
öğrenemedim. AKP dönemine geldiğimiz zaman, AKP hükûmetleri
döneminde Avrupa Mahkemesinde Spınoza avukat olarak
tutuldu; ne kadar ücret ödendiğini, nasıl tutulduğunu, nasıl bir ihale
yapıldığını öğrenemedim. İhalesiz yapılan bu işlerle ilgili olarak bu hükmün konulması neyi
değiştirecektir? Hiçbir şeyi. Bu hükmün konulması bir değişiklik yaratıyor mu?
Yaratmıyor. Yine, aynı şekilde ilan süreleriyle ilgili rakamların
değiştirilmesi, ihalenin doğru ve adil olduğunu koyacak mı ortaya? Koymayacak.
Şimdi böyle bir durumda, ilerleme raporuna baktığımız zaman yolsuzlukla
mücadele politikası konusunda, aslında 60’ıncı Hükûmetin
de geldiği noktada nasıl yerinde saydığını gösteriyor. “Türkiye, GRECO’nun 2005 yılı ilk ve
ikinci ortak değerlendirme raporlarında yapılan tavsiyelerin üçte 1’ini
uygulamaya koymuştur.” deniliyor yani üçte 2’si konulamamıştır. “Türkiye’nin
mevcut yolsuzlukla mücadele mevzuatının hayata geçirilmesinde gösterdiği
çabalara, kanun uygulayıcıları için yolsuzlukların ortaya çıkarılması ve
soruşturulması konularında eğitim, el koyma ve müsadere konularında rehber
ilkeler benimsenmesi ve yolsuzlukla mücadelede alınan tedbirlerin etkilerinin
denetimi konusunda sistemler geliştirilmesi örnek olarak gösterilebilir.”
diyor. Hükûmetin kapsamlı bir yolsuzlukla mücadele
stratejisi hazırlayamaması eleştiri konusudur. “Bu alanda politika belirleme
konusunda yeterli siyasi destek alınamamıştır.” deniliyor. Hâl böyleyken,
özellikle gayrimenkul şirketleri, yerel yönetimler ve üniversitelerin adlarının
karıştığı yolsuzluk dosyalarının artması karşısında… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan, devam edin. HASİP KAPLAN (Devamla) – … şunu ifade
etmek istiyoruz ki: Bu mevcut Kamu İhale Kanunu’yla bu çarpıklıkları, bu
hastalıkları, bu yolsuzlukları düzeltmek mümkün değildir. Bu nedenle biz,
başından beri muhalif olduğumuz Kamu İhale Yasa Tasarısı’nın, söz konusu
maddesinin metinde bir fazlalık olduğunu düşünüyoruz, bu nedenle çıkarılması
yönünde önerge verdik. Saygılarımla. (DTP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kaplan. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. 9’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 9’uncu madde kabul edilmiştir. 10’uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 4734
sayılı Kanunun 36 ncı maddesini değiştiren 10 uncu
maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – Sayın Nalcı, buyurun efendim. KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan Kamu İhale Kanunu’nda değişiklik yapılmasını
öngören tasarının 10’uncu maddesi üzerinde bir değişiklik önergesi vermiş
bulunmaktayız. Bu sebeple söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Sayın milletvekilleri, şimdi bizim, devlet kamu ihalelerinde
yaklaşık maliyet… Ki ilgili kurum kendi piyasa rayiçlerinden ve piyasadan
toplamış olduğu belli fiyatlardan bir fiyat çıkartır. Fakat bizim burada
istediğimiz şu: Bunun bir gizliliği… Gizliliğinin olmasının nedeni, aşırı düşük
teklif sınırını belli ederken keşifle, yaklaşık maliyetle çarpılan bir oran
sonucu bulunduğu için bunun gizliliği esas alınmıştır. Şimdi bizim bu maddenin
metinden çıkarılmasını istememizdeki unsur, ihale iptal olduğu zaman bu artık
deşifre edilmiş oluyor. Ya bizim burada bir düzenleme yapıp, bu aşırı düşük
sınırını tespit ederken bunu yaklaşık maliyetten çıkartıp tekliflerin
ortalamasına getirmemiz lazım veyahut da ihale sonuçlanıncaya kadar yaklaşık
maliyeti kamuoyuna duyurmamamız lazım ki herhangi bir iptal söz konusu
olduğunda yeniden ihaleye çıkıldığı zaman bunun deşifre olmamasını sağlamaktır.
Şimdi, değerli milletvekilleri, biz 3’üncü maddede de Milliyetçi
Hareket Partisi ve AKP’nin de desteğiyle mühendislere yönelik, mühendislerin
hakkını daha fazlalaştıracak bir tasarı geçirdik. Şimdi burada şunu belirtmek
istiyorum: Bu kanunu düzenlerken bu mesleği icra eden mühendis ve mimarların
haklarını korumamız lazım, ki 24’üncü maddede de
vereceğimiz bir değişiklik önergesiyle, mühendislerin kendi diplomalarını veya
mimarların kendi diplomalarını kullanırken o katsayı olan 122 bin liralık
katsayıyı 250 bin liraya çıkartmakla, mühendisleri ve mimarları daha katılımcı
ve rekabet düzeyini artırıcı bir sisteme ulaştırmamız lazım. Bu kanunda yapacağımız bazı değişikliklerle biz mühendisleri
mağdur etmek yerine, mühendislere ve mimarlara daha fazla hak vermiş olacağız.
Bu konuda, eğer siz de bu önergemizi, ya aşırı düşük teklif sınırını
belirlerken, keşif, yaklaşık maliyetten uzaklaşmamız lazım veyahut da bu ihale
esnasında bu yaklaşık maliyeti kamuoyuna duyurmamamız lazım. Bu ölçülerde
önergemize destek vermenizi bekliyorum. Hepinize teşekkür ediyorum. Sağ olun. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Nalcı. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge reddedilmiştir. 10’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 10’uncu madde kabul edilmiştir. 11’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 11.
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 37 nci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Belirlenen sürede bilgileri tamamlamayan
istekliler değerlendirme dışı bırakılır.” ibaresinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
TEKLİF: “Belirlenen sürede bilgileri ibraz etmeyen istekliler
değerlendirme dışı bırakılır.” BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükümet? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – Buyurun Sayın Korkmaz. (MHP sıralarından alkışlar) S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Avrupa Birliğine tam üyeliğin, Avrupa Birliğinin yanlı ve
haksız tavrı kadar, AKP Hükûmetinin basiretsiz ve
teslimiyetçi duruşu dolayısıyla, en azından görünen gelecekte
gerçekleşemeyeceği ortadadır. AKP’nin, ülkenin bütünlüğü ve cumhuriyetin kuruluş felsefesine olan -ki Anayasa
Mahkemesince de tespit edilmiş- tarihî rezervini gerçekleştirmek, âdeta
kendisinin söylemeye cesaret edemeyeceği şeyleri AB talepleri olarak sunmak
gayretleri maalesef devam ediyor. Kamuoyuna da “Madem Avrupa Birliğine üyelik
hedefimiz var, Avrupa Birliği müktesebatı bizden bunu istiyor.” diyerek âdeta
Avrupa Birliği sopası ile iç siyaseti şekillendirip kendi kafasınca sistemi
ıslah etmeye çalışıyor. Bir yandan ülke ve millet menfaatlerine aykırı ne varsa
Avrupa Birliğinin isteği gibi bahanelerle Meclisin önüne getirmekte, öte yandan
da muhalefetin haklı itiraz gerekçelerine de “Bunlar ülkenin çağdaşlaşma
projelerine karşı.” diyerek haksız bir tezvirat yapmaktadır. Kamu İhale Yasası’nda da durum farklı değil. Bu Yasa da tıpkı
diğer stratejik yasalar gibi hep Avrupa Birliğine uyum gerekçe gösterilerek
gündeme getiriliyor. AKP’nin hatipleri, bu kürsüye gelip, çağdaş dünyaya ayak
uydurmak, Avrupa Birliği müktesebatına uyumlu hâle gelmek gerekçelerini
sıraladılar. “Hakikaten öyle midir, bu değişiklikler Avrupa Birliğinin
istekleri midir, Avrupa bu yapılanlardan memnun mudur” diye araştırdık, Avrupa
Birliğinin Türkiye ile ilgili olarak her yıl yayınlamış olduğu ilerleme raporlarını
çıkardık, AKP’nin iddialarını çürüten cümleler ile karşılaştık. Hani bir fıkra
var, sürekli suç işleyen ve soranlara da “Şeytana uydum.” diyen adama en
sonunda şeytan dayanamayıp “Bu kadar yıllık şeytanım, bunlar benim bile aklıma
gelmezdi.” demiş ya, aynısı. “Kendi yandaşlarıma nasıl avantajlar sağlarım, bu
konuda hükmettiğim genel idarenin ve yerel yönetimlerin elini nasıl
güçlendiririm, Kamu İhale Kanunu’nu nasıl baypas edebilirim.” anlayışından
Avrupa Birliği de rahatsız, tıpkı ülkedeki muhalefet partileri gibi onlar da bu
kayırmacılığı eleştiriyorlar. Bakın raporlara: 2003-2004 İlerleme Raporu, diyor ki: “Kamu İhale
Kanunu’nun Avrupa Birliği müktesebatına uyumu konusunda Türkiye’nin, bırakın
istenilen tam uyumu sağlamayı, mevcut durumu koruyamadığı, yasayı daha da
geriye götürdüğü anlaşılmaktadır. Rekabet ve tam şeffaflık konusunda
kısıtlamalar getirilmiştir. Tüm bu kısıtlamalar müktesebata aykırılık teşkil
etmektedir.” 2005 İlerleme Raporu: “Türk mevzuatının kamu ihaleleriyle ilgili
müktesebata uyumlaştırılmasında son ilerleme raporlarından bu yana yeni bir
gelişme kaydedilmemiş, aksine, bazı düzenlemeler uyum düzeyini dahi
azaltmıştır. İstisnaların yürürlüğe konması Kamu İhale Kanunu’nun bütünlüğünü
bozmakta, hedefe zarar vermektedir.” 2006 Raporu: “Genel prensiplerle ilgili olarak ilerlemeden söz edilemez.
Getirilen istisnalarla sistemin ve Kamu İhale Kurumunun etkinliği
azaltılmıştır.” denmektedir. 2007 Raporu da 2006’daki eleştirileri neredeyse aynı cümlelerle
tekrarlamaktadır. 2008 İlerleme Raporu: Kamu ihalelerinde rekabet ve etkinliği
azaltıcı etkisi olan genel hükümlere dair derogasyonlardan
kaçınılması gerektiği belirtilmiştir. Değerli milletvekilleri, Avrupa Birliğinin kamu ihale sistemindeki
değişikliklerden ne kadar rahatsız olduğu bu cümlelerden anlaşılmaktadır.
Sadece Avrupa Birliği mi, özellikle yapım ihaleleri alanında en önemli
taraflardan biri olan Türkiye Mühendisler ve Mimarlar Odası da AKP’nin önümüze
getirdiği bu tasarıdan rahatsızlığını çok değil, birkaç gün önce, 14 Kasımda
yaptığı basın açıklamasıyla dile getirmiştir. Diyor ki: “Tasarı, mühendisler ve
mimarlar açısından önemli hak kayıpları getirmektedir. İhale Kurumunun
yetkileri baypas edilmekte ve Kurumun geleceği tehlikeye atılmaktadır. Yerel seçimler öncesinde ihalelerde Kurumun ve kamuoyunun denetimi
azaltılmakta, idarelere keyfîliğe yol açabilecek çok fazla takdir hakkı
verilmekte, istisnaların sayısı artırılmakta, Kurul üyeliğinin bir defaya
mahsus yenilenmesi değişikliği kişiye özel olup, bu değişiklik hukuk devletine
aykırılık teşkil etmekte, Kurul Başkanı ve üyelerinin ücretli ders
verebilmesine ilişkin düzenlemede kimlere ve nerede ders verileceğine ilişkin
bir ibareye yer verilmediğinden istekli firmalar ile Kurul üyelerinin bir arada
olacağı platformları çağrıştırmakta, idarenin ihaleyi iptal kararının Kurulun
gündemine getirilememesi en tabii haklardan biri olan şikâyet hakkını
daraltmaktadır. Kurul kendine özgü bir tebligat usulü belirlemektedir.” (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Korkmaz, devam edin. S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Ezcümle, Oda sonunda şöyle bir
tespit yapmaktadır değerli milletvekilleri:
“Tüm bu değişiklikler ile yeni tasarı yolsuzlukların önünü açmaktadır,
şeffaflığı değil ihaleyi yapacak idareye keyfî davranma serbestisi
getirmektedir, ihale süreçlerini denetleyebilecek kurum ve kuruluşlar devre
dışı bırakılmaktadır. Bu nedenlerle, bu tasarı kamu yararına değildir.”
denmektedir. Görülmektedir ki değerli milletvekilleri, niyet, ne Avrupa
Birliğine uyum ne de bu konuda objektif ve adil bir düzenleme yapma kaygısıdır,
yandaşları müteahhit ve iş çevrelerine ihale
verebilmek için Kamu İhale Kanunu’nu istenen kıvama getirmektir. Bu düşüncelerle, vermiş olduğumuz önergeye desteklerinizi
bekliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Korkmaz. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Karar yeter sayısı Sayın Başkan. BAŞKAN – Biraz geç kaldı ama… ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) –
Hayır, geç değil, erken söyledi ama siz duymadınız. BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım. Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yok. On dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 14.31 ÜÇÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: 14.43 BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp
Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER :
Yusuf COŞKUN (Bingöl), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
19’uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum. 253 sıra sayılı tasarının görüşmelerine devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet buradalar. 11’inci madde üzerinde Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım:
Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir. Maddeyi oylamadan önce komisyonun bir redaksiyon talebi var. Buyurun Sayın Komisyon. BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, madde metninin birinci cümlesindeki “son
fıkrası madde metninden çıkarılmıştır” ibaresinin “son maddesi yürürlükten
kaldırılmıştır” değişikliğiyle oylanmasını talep ediyoruz. BAŞKAN – Yapılan redaksiyonla birlikte 11’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir. 12’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 12’nci madde kabul edilmiştir. 13’üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 13.
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 40 ıncı
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Teklif: “İhale kararları ihale yetkilisince onaylanmadan önce
idareler, ihale üzerinde kalan istekli ile varsa ekonomik açıdan en avantajlı
ikinci teklif sahibi isteklinin ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığını
teyit ettirerek buna ilişkin belgeyi ihale kararına eklemek zorundadır. İki
isteklinin de yasaklı çıkması durumunda ihale iptal edilir.” BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu önergeye? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılıyoruz. BAŞKAN – Gerekçeyi mi okutuyoruz? OKTAY VURAL (İzmir) – Gerekçe, Sayın Başkan. BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Uygulama yönetmelikleri hükümlerine göre ihale üzerinde kalan
isteklinin yasaklı çıkması hâlinde ihale iptal edilmekte (ikinci uygun teklif
sahibinin de mağduriyetine neden olunmaktadır.) ve sürecin uzaması nedeniyle
kamu zararına sebebiyet verilmektedir. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir. Kabul edilen önerge doğrultusunda 13’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 13’üncü madde kabul edilmiştir. 14’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 14’üncü madde kabul edilmiştir. 15’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 15’inci madde kabul edilmiştir. 16’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 16’ncı madde kabul edilmiştir. 17’nci madde üzerinde iki adet önerge vardır; okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 17.
maddesi ile değiştirilen 4743 sayılı Kanunun 47’nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Madde 47- Bu Kanun kapsamında yer alan idarelerin yapım işleri
ile mal ve hizmet alımlarının sonuçları, 42 nci
maddeye göre gönderilenler hariç, en geç onbeş gün
içinde kuruma bildirilir. Bu sonuçlardan Kanun kapsamındaki ihalelere ilişkin
olanlar Kurum tarafından Kamu İhale Bülteninde, yurt içinde ve yurt dışında
çıkan başka gazeteler veya yerel gazeteler, yayın araçları, bilgi işlem ağı
veya elektronik haberleşme (internet) yolu ile de yayımlanabilir. Sonuç
bildirimlerinde yer verilecek bilgiler ile savunma, güvenlik ve istihbarat
alanlarında görev yapan idarelerin Kanun kapsamında yaptıkları mal ve hizmet
alımları ile yapım işlerine ilişkin ihale sonuçlarından hangilerinin
yayımlanacağı ilgili idarenin görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir.” BAŞKAN - En aykırı önergeyi okutup işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 4734 sayılı Kanunun, görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı “Kamu İhale
Kanunu ile Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı” nın çerçeve 17 nci
maddesi ile değiştirilen 47 nci maddesine birinci
cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz. Harun
Öztürk İzmir “İdareler ihale konusu işin önem ve özelliğine göre ihale
sonuçlarını, yurt içinde ve yurt dışında çıkan başka gazeteler veya yayın
araçları, bilgi işlem ağı veya elektronik haberleşme (internet) yolu ile de
ayrıca ilân edebilirler.” BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım. BAŞKAN – Sayın Öztürk, buyurun. HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Değerlendirmeme geçmeden önce eski bakanlardan Sayın Ferda Güley ve İstanbul Milletvekili Sayın Gündüz Aktan’a Allah’tan rahmet diliyor ve yakınlarına başsağlığı
diliyorum. Değerli milletvekilleri, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu DSP’nin de
içinde yer aldığı 57’nci Koalisyon Hükûmetinin kabul
ettiği bir Kanun’dur. Yasa, ihalelerde saydamlığı,
rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini,
ihtiyaçların uygun şartlarda ve zamanlarda karşılanmasını ve kaynakların
verimli kullanılmasını ilke olarak benimsemişti. Başlangıçta Kamu İhale Kanunu
kapsamı dışında bırakılan işler oldukça sınırlı tutulmaya çalışılmıştı. Ancak
bu konuda geçmişte yaşananları birlikte hatırlamaya çalışalım: AKP Hükûmeti 57’nci Ecevit Hükûmetinin
yasalaştırdığı bu Kanunu katı bularak yürürlüğünü bir süre ertelemiş ve
ardından 2003 yılında kapsamlı bir değişiklik yaptıktan sonra yürürlüğe
sokmuştu. Değerli milletvekilleri, AKP yönetimi Kamu İhale Kanunu’ndan
duyduğu rahatsızlığı her vesileyle dile getirmeye devam etmiş ve sadece
Kanun’un kapsam ve istisna maddelerinde bugüne kadar dokuz adet değişiklik
yapmıştır. Kamu İhale Kanunu’nda yapılan ve istisnaları genişletmeyi hedefleyen
bu düzenlemelerin dışında aynı amaçla özel kanunlarla da çok sayıda düzenleme
yapılmıştır. Bunların sayısı konusunda bir bilgi verme imkânımız
bulunmamaktadır. Bunun ne kadar çok olduğuna işaret etmek için söylüyorum.
Sayın Bakanın elinde bu konuda bilgi var ve Genel Kurulu bilgilendirirse
seviniriz. Ben, aklıma gelenlerden bazılarını bilgilerinize sunmak istiyorum. 2008 yılında Yap-İşlet-Devret Yasası’nda
yapılan değişiklik, EXPO 2015 için yapılan yasa, İstanbul 2010 Avrupa Kültür
Başkenti Hakkında Kanun’da getirilen istisnalar, Genel Kurul gündeminde olan
Mayınların Temizlenmesine İlişkin Tasarı’daki istisnalar. Yine, Genel Kurulun
gündeminde olan ve Başbakanlıkta acil durum yönetimi oluşturulmasına ilişkin
yasa tasarısında getirilen istisnalar. Görüşülmekte olan bu tasarıda da
önergelerle her an yeni istisnalar eklenmesi ihtimali göz ardı edilmemelidir. Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan bu tasarı AKP Hükûmetinin ikinci kapsamlı düzenlemesidir. Büyük ölçüde
teknik düzenlemeleri içeren tasarı genel olarak olumlu karşılanmakla birlikte
katılmadığımız değişikliklere ilişkin değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmak
istiyorum. Düzenleme, yerel basının desteklenmesini sıkıntıya sokabilecektir.
Kamu ihalelerine itiraz edilebilmesi için öngörülen ücretlere yapılan ölçüsüz
artış itiraz hakkını ortadan kaldırıcı niteliktedir. Şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusu için bir hak kaybına veya zarara
uğranıldığının veya zarara uğrama ihtimali olduğunun koşul olarak aranması,
yolsuzluklarla mücadelede sivil toplum kuruluşlarının ve kamuoyu baskısının
etkisiz kılınması sonucunu doğuracaktır. Ayrıca, bu sınırlayıcı hüküm, ihaleye
katılanların aralarında anlaşarak şikâyet mekanizmasını tıkamaları sonucunu da
doğurabilecektir. Şikâyet başvurularının Kamu İhale Kurumu yerine sadece idareye
yapılabilmesi, özerk Kamu İhale Kurumunun devre dışı bırakılması anlamına
geldiğinden, uygun görülmemektedir. Şikayet ve itirazen şikâyet yoluna başvurmadan yargıya gidilemeyeceği yolundaki
düzenlemenin de hak arama şekline müdahale anlamına geleceğini düşünüyorum. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Öztürk, devam
edin. HARUN ÖZTÜRK (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkan. İdarenin yeterli nitelik ve sayıda personele sahip olsa dahi
dışarıdan danışmanlık hizmeti satın alınabilmesine izin veren düzenlemenin
gerekçelendirilmesinde sıkıntı olacağını düşünüyorum. Sağlıkla ilgili mal ve
hizmet alımına mahsus uygulanmakta olan çerçeve anlaşma yapma yetkisinin bütün
mal ve hizmet alımıyla yapım işlerini de kapsayacak şekilde genişletilmesini
uygun bulmadığımızı ifade etmek istiyorum. Koşulların baştan belirlenmesi kaydıyla üç istekli yerine tek
isteklinin yeterli sayılması da rekabet ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Dinamik
alım yöntemiyle ihalede gizlilik nasıl sağlanabilecektir? Rekabetin
sağlandığından nasıl emin olunacaktır? Yukarıda belirtilen hususlarda tasarıyla getirilen düzenlemelere
katılmadığımızı tekrar eder, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Öztürk. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 17.
maddesi ile değiştirilen 4743 sayılı Kanunun 47 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları “Madde 47- Bu Kanun kapsamında yer alan idarelerin yapım işleri
ile mal ve hizmet alımlarının sonuçları, 42 nci
maddeye göre gönderilenler hariç, en geç onbeş gün
içinde kuruma bildirilir. Bu sonuçlardan Kanun kapsamındaki ihalelere ilişkin
olanlar Kurum tarafından Kamu İhale Bülteninde, yurt içinde ve yurt dışında
çıkan başka gazeteler veya yerel gazeteler, yayın araçları, bilgi işlem ağı
veya elektronik haberleşme (internet) yolu ile de yayımlanabilir. Sonuç
bildirimlerinde yer verilecek bildiriler ile savunma, güvenlik ve istihbarat
alanlarında görev yapan idarelerin Kanun kapsamında yaptıkları mal ve hizmet
alımları ile yapım işlerine ilişkin ihale sonuçlarından hangilerinin
yayınlanacağı ilgili idarenin görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir.” BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. OKTAY VURAL (İzmir) – Hasan Çalış konuşacak. BAŞKAN – Sayın Çalış, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar) HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 17’nci
maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili olarak söz aldım. Sözlerime
başlarken yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum ve bugün Hakk’ın rahmetine
kavuşan Değerli İstanbul Milletvekilimiz Sayın Gündüz Aktan Beyefendi’ye
Allah’tan rahmetler diliyorum. Değerli arkadaşlar, benden önce burada söz alan pek çok
arkadaşımız Kamu İhale Kanunu’nun önemini vurguladı. Gerçekten
Kamu İhale Kanunu önemli. Niye önemli? Halkın alın terinden, göz
nurundan devletin kasasında biriken imkânların gene kamu ihaleleri yöntemiyle
halkın hizmetine sunulmasını sağlamaktadır. Tabii ki böyle bir amaç olunca,
böyle bir kanun üzerinde de çok çalışılıyor, çok konuşuluyor, çok sık da
değişikliklere uğruyor. Her defasında kamu vicdanını rahatlatmak, ihaleleri
şeffaflık içerisinde yapmak, yolsuzlukları önlemek, Sayın Başbakanın sıkça
kullandığı bir deyimle “Garip gurebanın, yetimin
hakkını kimseye yedirmemek” gibi gerekçelerle önümüze gelen bütün
değişikliklere rağmen maalesef yolsuzluklar önlenememektedir, kamu vicdanını
rahatsız edecek suistimaller bir türlü
bitirilememektedir. Nitekim televizyonlarımızı açtığımız zaman hemen hemen günaşırı bir yolsuzluk operasyonuyla karşı karşıya
oluyoruz, bölgelerimize gittiğimiz zaman da en çok dinlediğimiz yolsuzluk
olayları oluyor, hele hele iktidar partisine
yakınlığı dolayısıyla işleri kolaylaşan, hayat standardı değişen, zenginleşen
arkadaşlarla ilgili hikâyeleri dinlememiz maalesef Türkiye'nin hiçbir yanında
bitmiyor. Değerli arkadaşlar, bu yolsuzlukların bitirilmesinde, gerekli
şeffaflığın sağlanmasında tabii ki halkın, ihaleye katılacak tarafların en iyi
şekilde bilgilendirilmesi çok önemlidir. Düşünün ki bu 17’nci maddeyle sadece Kamu İhale Kurumunun
bülteninde bilgiler yayımlanacakmış. Yasanın geneline baktığımız zaman ortaya
çıkacak olan nedir? Kurumun İnternet sayfasında yayınlanacak bilgilerle bu
olayların takip edilmesi gerekiyor. Tabii ki bu neyi getirecektir? Bu tür
çalışmalarda ihaleleri kamuoyunun ilgisinden, kamuoyunun baskısından
uzaklaştıracaktır değerli arkadaşlar. İşte, verdiğimiz önergeyle biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak
bu tür ihalelerde duyuruların objektiflik içerisinde yapılabilmesi için,
ihaleye katılacak tarafların hepsinin haberdar edilebilmesi için, zamanında
kendini hazırlayabilmesi için böyle bir bülten metodunun ötesinde gazetelerde,
özellikle yerel gazetelerde ilanların verilmesini öneriyoruz. Değerli arkadaşlar, her birimizin odasında yerel gazeteler vardır,
yerel gazeteler aracılığıyla bölgelerimizdeki haberleri takip ederiz,
bölgelerimizdeki olayları takip ederiz, bölgelerimizdeki doğumları, ölümleri
takip ederiz; yerel gazeteler ve televizyonlar aracılığıyla vatandaşlarımıza
seslerimizi duyururuz. Bakın, bu tür uygulamalarla yerel basını bitiririz,
bitiriyoruz. Bitirmemenin yolu nedir? Yerel basının nefes alacağı, ayakta
durabileceği yasal beslenme yollarını, gelirlerini kısacak uygulamalardan
uzaklaşmamız gerekiyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Çalış, devam edin. HASAN ÇALIŞ (Devamla) - Tabii ki bu konuda Sayın Hükûmetin de belli bir anlayış içerisinde olacağını ve bu
yayın araçlarında yerel basının ve genel basın ve medyanın yine kullanılmaya
devam edeceğini ümit ediyoruz. Tabii ki arkadaşlar, bu tür ihalelerin yapılmasında,
düzenlenmesinde yasalar, yönetmelikler çok önemli ama en az bunlar kadar önemli
bir şey vardır; bu ihaleleri yönetecek olan insanların güvenilirlikleri, yaptıkları
işlerle, çalışmalarla güvenilirliklerine yeni güvenilirlikler kazandırmaları ve
ihale oluşumunun başlangıçtan sonuna kadar otokontrol sistemiyle ve hakkaniyet
ölçüleri içerisinde yapılması önemlidir. Değerli arkadaşlar, önergemize desteğinizi bekliyoruz. Yasanın
hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Saygılarımı arz ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Çalış. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge reddedilmiştir. 17’nci maddeyi oylarınıza… OKTAY VURAL (İzmir) – Karar yeter sayısı istiyoruz. BAŞKAN – Arayacağız. 17’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum ve karar yeter sayısını
arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yok maalesef. Birleşime on dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 15.03 DÖRDÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: 15.15 BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp
Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER :
Yusuf COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
19’uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum. 253 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet buradalar. 17’nci maddenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi maddeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım: Maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, madde kabul edilmiştir. 18’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 18.
maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin 1. paragrafında
yer alan “danışmanlık hizmet sunucularından alınır” ibaresinin “danışmanlık
hizmet sunucularından alınabilir” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım. BAŞKAN – Buyurun Sayın Akkuş. AKİF AKKUŞ (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bugün, biliyorsunuz İstanbul Milletvekilimiz Gündüz Aktan Bey vefat etmiştir.
Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına da sabırlar diliyorum. Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu
İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı’nın 48’inci maddeyi değiştiren 18’inci maddesinin birinci
bendinin son kelimesi olan “alınır” kelimesinin “alınabilir” olarak değiştirilmesi
için verdiğimiz önerge üzerinde konuşacağım. Değerli milletvekilleri, bu yasa, 2003 yılında yürürlüğe giren
Yasa’nın değiştirilmesine müteallik bir yasadır, yani daha beş sene önce çıkmış
olan bir Yasa. Burada aşağı yukarı bir buçuk seneye yakın bir zamandır
bulunuyoruz ve Yasa yeniden güncelleniyor, yeni yeni
değişiklikler ekleniyor. Bu da onlardan birisidir diye bakıyoruz. Tabii, ayrıca 2003’te çıktıktan sonra da bugüne kadar birtakım
değişiklikler yine geçirdi, bundan sonra geldi. Bu değişikliğe de AB
müktesebatındaki değişikliklerin etkili olduğu, onun üzerine değiştirildiği
belirtiliyor. Demin Nevzat arkadaşımız bu konuya birazcık girdi. Tabii biz bu
değişiklikleri yapıyoruz ama Avrupa Birliği bizim yaptığımız bu değişiklikleri
dikkate almıyor. Ben bu konuda bütün milletvekillerinin dikkatini çekiyorum. Değerli milletvekilleri, devlet zaman zaman
birtakım mal ve hizmetler satın almakta, bazen de bina, demir yolu, kara yolu,
liman, havaalanı vesaire yaptırmaktadır. Bunların tamamında Kamu İhale Kanunu
söz konusu olmaktadır. Ancak Kanun’da sık sık
değişikliklerin yapılması ihaleleri standart ölçütlerden uzaklaştırmakta ve
oldukça karmaşık bir yapı arz etmektedir. Hâlbuki idareler, saydamlığı,
rekabeti, eşit muameleyi, güvenilirliği, gizliliği ve kamuoyu denetimini
sağlamakla sorumludur. Ancak bu kadar sık yapılan yasa değişikliği, idareleri
de içinden çıkılmaz bir konuma getiriyor ve her kademede yolsuzluk, adam
kayırma, ihaleye fesat karıştırma gibi sorunların sık sık
yaşanmasına meydan veriyor. Düşünün, iki üç gün önce Selçuk Üniversitesi rektörünün bile
içerisine girdiği bir çete, ihale çetesi söz konusu oldu. Bunun büyük bir kısmı
bu şekilde sık sık meydana gelen değişikliklerden
kaynaklanıyor yahut da mevzuatın çok karmaşık olmasından ileri geliyor diye
düşünüyorum. Bunun bir sonucu olarak da diyorum ki -öyle bir yasa çıkarmalıyız
ki- üzerinde uzun uzun düşünerek, sivil toplum
örgütlerinden bilgiler alarak, muhalefetiyle iktidarıyla bir araya gelip,
muhalefet-iktidar anlayışını bir kenara bırakıp yeni yasalar çıkarmalıyız ve bu
çıkardığımız yasalar gerçekçi, gerçeğe daha yakın ve gerçekleri ortaya koyacak
yasalar olmalı. Bakıyoruz, ihaleye çıkan iş için önce bir dosya alınıyor. Dosya
ücreti zaman zaman anormal derecede yüksek, bazen de
normal oluyor. Tabii bu anormal derecede dosya ücreti yüksek olduğunda hemen
aklımıza şu geliyor: Bu dosyadan istifade edecek kişi, bu işi alacağına yüzde
yüz bakan kişi ancak gider bu kadar ücreti öder ve dosyayı alır diye
düşünüyoruz. Tabii bunu düşündüğümüz için de bu işe talip olacak bir kısım
yükleniciler işten vazgeçiyor. Yani, ihalenin âdeta özünde yolsuzluklara yahut
işte fesada yönelmek söz konusu gibi gözüküyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Akkuş, devam edin. AKİF AKKUŞ (Devamla) – Teşekkür ederim. Tabii şöyle bir ihale hatırlıyorum: İhaleyi veren komisyonun
başındaki kişi şununla övünüyordu: “Yüzde 65’le
verdim bu işi.” Şimdi, yüzde 65’le bir iş verilirse, bunu yapacak olan, bu işi
yapacak olan yüklenici mutlaka bu işe bir fesat karıştıracaktır. Aksi takdirde
bunun içinden nasıl çıkar? O zaman şu olabilir tabii, ihale dosyasını hazırlayan
komisyonun aslında iş -atıyorum- 100 milyara yapılacakken, bunu 250 milyar
gösterip bu kadar düşük bir ücretle yapılmasını sağlayabilir gibi düşünüyorum. Değerli milletvekilleri, önergede belirttiğimiz “alınır” ibaresi,
bir zorunluluk ifade etmektedir, bu yüzden “alınır” ibaresinin Kanun’un eski
hâlinde olduğu gibi “alınabilir” olarak değiştirilmesinin uygun olacağını
belirtir, önergemize desteğinizi bekleriz. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Akkuş. II.- Y O K L A M A (CHP ve MHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı) OKTAY VURAL (İzmir) – Toplantı yeter sayısının aranılmasını
istiyoruz. BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı… İsimleri kaydediyorum: Sayın Vural, Sayın Çalış, Sayın Küçük,
Sayın Korkmaz, Sayın Doğru, Sayın Bingöl, Sayın Karaibrahim,
Sayın Ekici, Sayın Ağyüz, Sayın Mengü,
Sayın Emek, Sayın Barış, Sayın Gök, Sayın Oksal, Sayın Köse, Sayın Kaptan,
Sayın Paçarız, Sayın Hakkı Suha Okay,
Sayın Yıldız, Sayın Taner. Evet, yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum
efendim. (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN – Evet, toplantı yeter sayısı yok efendim. On beş dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 15.28 BEŞİNCİ OTURUM Açılma Saati: 15.44 BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp
Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER :
Yusuf COŞKUN (Bingöl), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
19’uncu Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum. Tasarının 18’inci maddesi üzerindeki önerge oylanmadan önce
yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Bu nedenle yeniden
yoklama yapacağız. II.- Y O K L A M A BAŞKAN – Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı
başlatıyorum. (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN – Toplantı yeter sayımız vardır. 253 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz. VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam) 1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları
Raporları (1/584) (S. Sayısı:253) (Devam) BAŞKAN – Komisyon? Burada. Hükûmet? Burada. 18’inci madde üzerinde Mersin Milletvekili Sayın Akif Akkuş ve
arkadaşlarının önergelerini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. 18’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 19’uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
19. maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 52 nci
maddesinde yer alan “Belirlenen sürede eksik bilgileri tamamlamayan istekliler
değerlendirme dışı bırakılır ve geçici teminatları gelir kaydedilir” ibaresinin
“Belirlenen sürede bilgileri ibraz etmeyen istekliler değerlendirme dışı
bırakılır” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz. BAŞKAN – Hükûmet? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz. BAŞKAN – Buyurun Sayın Enöz. MUSTAFA ENÖZ (Manisa) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 253 sıra sayılı
Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı’nın 19. maddesi ile ilgili vermiş olduğumuz önerge üzerine
söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Bugün Hakk’ın rahmetine kavuşan İstanbul Milletvekilimiz Sayın
Gündüz Aktan’a rahmetler diliyorum. Başımız sağ
olsun. Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz tasarının 19’uncu
maddesi 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 52’nci maddesinde değişiklikler
yapmaktadır. Kanun’un 52’nci maddesi… BAŞKAN – Sayın Enöz, bir dakikanızı rica
edeceğim, heyet geldi de onu bir takdim edeyim. VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI A)
Çeşitli İşler 1.- Genel Kurulu ziyaret eden,
Cezayir Ulusal Halk Meclisi Dışişleri, İşbirliği ve Göç Komisyonu Başkanı ve
beraberindeki heyete Başkanlıkça “Hoş geldiniz” denilmesi BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Dışişleri Komisyonu Başkanı Sayın
Murat Mercan’ın resmî konuğu olarak ülkemizi ziyaret etmekte olan Cezayir
Ulusal Halk Meclisi Dışişleri, İşbirliği ve Göç Komisyonu Başkanı ve
beraberindeki Parlamento heyeti şu anda Meclisimizi teşrif etmiş bulunuyorlar,
kendilerine yüce Meclisimiz adına “Hoş geldiniz.” diyoruz. (Alkışlar) VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam) 1.- Kamu İhale Kanunu ile Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları
Raporları (1/584) (S. Sayısı: 253) (Devam) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Enöz. MUSTAFA ENÖZ (Devamla) – Ben teşekkür ederim. İhale Kanunu’nun 52’nci maddesinde değişiklikler yapmaktadır.
Kanun’un 52’nci maddesi tekliflerin değerlendirilmesi ve ihalenin yapılmasını
düzenlemektedir. Bu maddede yapılacak değişikliğin ihale şartlarını bütünüyle
etkileyeceğini düşündüğümüzde çok titiz ve dikkatli davranılması gerektiğine
inanmaktayız. Bu önerge ile 19’uncu madde ile Kanun’un 52’nci maddesinde
yapılacak olan düzenlemenin ikinci paragrafında yer alan “Belirlenen sürede
eksik bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır ve geçici
teminatları gelir kaydedilir.” ibaresinin yerine “Belirlenen sürede bilgileri
ibraz etmeyen istekliler değerlendirme dışı bırakılır.” ifadesinin
getirilmesini talep etmekteyiz. Değerli milletvekilleri, “tamamlamayan” ibaresinin yerine “ibraz
etmeyen” ifadesinin konulması ile idarece talep edilen bilgi eksikliği ile
ilgili verileri ibraz eden isteklinin ibraz ettiği belgelerin uygun bulunmaması
hâlinde ihale dışı bırakılmasını, ancak teminatının gelir kaydedilmemesini
sağlayacaktır. Teklif, art niyetli düşük teklif vermiş isteklilerin daha pahalı
teklif veren isteklilerle anlaşma yoluna giderek istenilen bilgileri ibraz
etmemek suretiyle ihale dışı kalmalarını ve kamuyu zarara uğratmalarını
önlemektedir. Değerli milletvekilleri, öncelikle bu kanunun amacı kamu
kaynaklarını kullanan bütün kurum ve kuruluşların, kamunun ihtiyaçlarını
karşılamak üzere yapacakları ihalelerde kamu yararının sağlanması amacıyla
uygulanacak esas ve usulleri belirlemek olmalıdır. Bu düzenlemeyle Kamu İhale
Kanunu’nun uygulama kapsamı daraltılmakta, dolayısıyla Kanun’un kendisinden
beklenen kamu yararı oluşmamaktadır. Tasarı bu hâliyle, yürürlükteki 4734
sayılı Kanun’un bile gerisine düşülerek böylelikle 2886 sayılı eski İhale
Kanunu’nda eleştirilere temel olan koşullara geri dönmektedir. AKP Hükûmeti, Kamu İhale Kanunu ile sorunları çözen bir ihale
mevzuatı yerine yeni sorunlara neden olacak bir düzenleme içerisinde olduğunu
açıklıkla ortaya koymaktadır. 4734 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra,
gerek 58 gerekse 59’uncu Hükûmet dönemlerinde Kanun
üzerinde değişikliklerin yapılma sürecinde, ilgili ve yetkin hiçbir kurum ve
kuruluşun görüşleri sürece dâhil edilmemiştir. Bu kanunla, ülkemizin dış koşul ve dayatmalara karşı direnci büsbütün
kırılmak istenmektedir. Konuya ilişkin ihale prosedürü
üzerinde söz konusu dayatmaları geri püskürtecek hiçbir düzenleme
getirilmemiştir. Bu düzenlemeyle, ülkemizin ihale alanındaki kurumsal
işleyişine ve bu konulardaki sorununa çözüm getirilmemektedir; aksine, AKP
İktidarı “Ben yaptım oldu.” yaklaşımından vazgeçmediğini bir kez daha
göstermektedir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Enöz, devam edin. MUSTAFA ENÖZ (Devamla) – Teşekkür ederim. Değerli milletvekilleri, bu tasarıyla ihale makamı, hiçbir gerekçe
göstermeden ihaleyi iptal etme yetkisine sahip olmaktadır. Keyfî iptallerin
olmayacağını hangimiz garanti edebiliriz? Bu durumda hak sahibi kişiler veya
firmaların durumları ne olacak? Bunlarla ilgili bir yaptırımın da mutlaka
olması gerekmektedir. Davet usulü yapılan ihalenin kapsamının genişletilmesi,
kötü niyet besleyen uygulamaların önünü açabilecektir; yandaşların korunması,
kollanması gibi şaibeli ihaleler gündemimizden düşmeyecektir. Bu konuda Hükûmeti daha dikkatli olmaya davet ediyoruz. Değerli milletvekilleri, ihalelerde esas olan rekabet ortamının
sağlanması ve ihalenin şeffaf olmasıdır. Bu durum sağlanmadığı sürece taraflara
hakkaniyetli davranmanız söz konusu değildir. Önergemizin kabulü yönünde oy kullanmanızı bekler, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar) Teşekkürler Sayın Enöz. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. 19’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 19’uncu madde kabul edilmiştir. 20’nci madde üzerinde dört adet önerge vardır. Önergeleri önce
geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık sırasına göre işleme alacağım. İlk önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 4734 sayılı Kanunun, görüşülmekte
olan 253 Sıra Sayılı "Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı"nın çerçeve 20 nci maddesi
ile değiştirilen 53 üncü maddesinin (2) numaralı alt bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Harun
Öztürk İzmir "2) İtirazen şikâyette
bulunanlardan alınacak; mal ve hizmet alımlarında bin Yeni Türk Lirası, yapım
işi ihalelerinde iki bin Yeni Türk Lirası." Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 sıra sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 20
nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Madde 20 - 4734 sayılı
Kanunun 53 üncü maddesinin (b) fıkrasının (9) numaralı bendinden sonra gelen paragraf
yürürlükten kaldırılmış; (c) fıkrasının üçüncü paragrafının son cümlesi
yürürlükten kaldırılmış, aynı fıkranın sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiş; (e)
fıkrasının birinci paragrafının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, bu paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar eklenmiş
ve mevcut ikinci paragrafın üçüncü ve dördüncü cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş; (h) fıkrasının birinci paragrafının ilk cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş, aynı fıkranın ikinci paragrafının sonuna aşağıdaki cümle
eklenmiş; (i) fıkrasının altıncı paragrafının birinci cümlesinin başına
"Kamu ihale uzmanlığı hariç olmak üzere" ibaresi eklenmiş, aynı
fıkranın beşinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiş;
(j) fıkrasının (2) ve (4) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Dava açma, icra takibi yapma ve mahkemelerce verilen kararlara
karşı üst mercilere başvurmaktan vazgeçme yetkisi ile üst dereceli mahkemelerce
verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesinden vazgeçme yetkisi
Kurula aittir." "Kurul Başkan ve üyeleri, asli görevlerini aksatmamak
kaydıyla telif ücreti karşılığı bilimsel amaçlı yayın yapabilir, ücret
karşılığı ders verebilir, bunun dışında özel bir kanuna dayanmadıkça resmi veya
özel hiçbir görev alamaz, dernek, vakıf, kooperatif ve benzeri yerlerde
yöneticilik yapamaz, ticaretle uğraşamaz, serbest meslek faaliyetinde
bulunamaz." "Kurul kararları yerindelik denetimine tabi tutulamaz. Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personeli hakemlik ve
bilirkişilik yapamazlar." "Kurul üyeleri ve Kurum personeli, görevleri nedeniyle
işledikleri ve kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından Devlet memuru
sayılırlar. Kurul üyeleri ile Kurum personelinin cezai ve hukuki sorumluluğuna
ilişkin olarak 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı
Bankacılık Kanununun 104 üncü maddesi hükümleri uygulanır." "Başkana görevlerinde yardımcı olmak üzere Başkanın önerisi
üzerine Kurul kararı ile üç başkan yardımcısı atanabilir." "Daire başkanlarının ataması başkanın önerisi üzerine Kurul
kararı ile, diğer personelin ataması ise Başkan
tarafından yapılır." "Mükteseplerine uygun bir kadroya atamaları gerçekleşinceye
kadar süresi dolması sebebiyle görevi sona eren Kurul Başkan ve üyelerine
almakta oldukları aylık ücret ile sosyal hak ve yardımların Kurum tarafından
yapılmasına devam olunur. Mükteseplerine uygun kadrolara atananlara, atama yapıldığı
tarih itibarıyla Kurum tarafından ödemede bulunulmasına son verilir. Bir kamu
kurumunda çalışmayanlardan Kurul Başkan ve üyeliğine atanıp süresi dolması
sebebiyle görevi sona erenlere herhangi bir göreve veya işe başlayıncaya kadar,
görevlerinin sona erdiği tarihte almakta oldukları aylık ücret ile sosyal hak
ve yardımların Kurum tarafından yapılmasına devam olunur. Kurum tarafından bu
kapsamda yapılacak ödemeler üç ayı geçemez." "2) Mal ve hizmet alımı ihalelerinde; yaklaşık maliyeti beşyüz bin Yeni Türk Lirasına kadar olanlarda bin Yeni Türk
Lirası, beşyüz bin ile bir milyon Yeni Türk Lirası
arasında olanlarda iki bin Yeni Türk Lirası, bir milyon Yeni Türk Lirası ve
üzerinde olanlarda üç bin Yeni Türk Lirası, yapım işi ihalelerinde yaklaşık
maliyeti bir milyon Yeni Türk Lirasına kadar olanlarda bin Yeni Türk Lirası,
bir milyon ile on milyon Yeni Türk Lirasına kadar olanlarda iki bin Yeni Türk
Lirası, on milyon ile yirmi milyon Yeni Türk Lirası arasında olanlarda üç bin
Yeni Türk Lirası, yirmi milyon Yeni Türk Lirası ve üzerinde olanlarda dört bin
Yeni Türk Lirası tutarındaki itirazen şikayet başvuru bedeli." "4) Her türlü basılı evrak, form, ilan, doküman ve yayınlar
ile Elektronik Kamu Alımları Platformunun işletilmesinden elde edilecek
gelirler." BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı
mahiyette olduğu için birlikte işleme alacağım. Talepleri hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim. Önergeleri okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 253 Sıra Sayılı Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 20 nci maddesi ile değiştirilen 4734 sayılı Kanunun 53 üncü
maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan tasarının 20. maddesinin tasarıdan çıkarılmasını
öneriyoruz. 19 Kasım 2008
BAŞKAN – Komisyon önergelere katılıyor mu? BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
DEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan. BAŞKAN – Buyurun Sayın Gök. (CHP sıralarından alkışlar) İSA GÖK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. Arkadaşlar, her kanunu yapmanın bir amacı vardır. Bunu özellikle
sizler için söylüyorum arkadaşlar. Bu 4734 sayılı Kanun niye çıkarılmıştı
arkadaşlar? Hatırlayın bir. Bir: 99 büyük Gölcük depremi olmuştu, en önce
yıkılanlar kamu binaları olmuştu, yani bu ihalelerle yapılan binalar olmuştu. Herkes
ağladı, hepimiz ağladık ama hata ortaya çıkmıştı. İki: Uluslararası Para
Fonundan para istenmişti, kredi istenmişti; denmişti ki: “Verilen paralar
çarçur ediliyor ihalelerle, vermeyiz. İhale Kanunu’nuzu
getirin, denetlenebilirlik ve şeffaflığı sağlayın, öyle veririz.” Bu Kanun öyle
çıkmıştı. Gelinen nokta ne arkadaşlar? Sizden istirham ediyorum AKP’li
arkadaşlar, bakın, AKP’ye sesleniyorum: Lütfen, önceki kanunu sola koyun, şimdi
de getirdiğiniz tasarıyı sağ tarafa koyun, beraber okuyun. Bakın arkadaşlar, değiştirmeye çalıştığınız 20’nci maddenin 2002
metninde ne yazıyor: “Kurum gerekli gördüğü takdirde, bu Kanun ve ilgili
mevzuat hükümlerine aykırılık bulunduğuna ilişkin iddiaları da inceler ve
sonuçlandırır.” Yani, Kurum “Kamu İhale Kanunu’na tabi ihaleleri denetler,
resen denetler, yasaya uygunluk denetimi yapar.” diyor. Siz ne getiriyorsunuz
arkadaşlar? Resen inceleme yetkisini kaldırıyorsunuz. Allah aşkına, şu
getirdiğiniz tasarıya bir bakın, bunu bir denetleyin. Eğer ki amacınız Kamu
İhale Kanunu’nu yürürlükten kaldırmaksa, ayrı veya kamu ihalelerini denetlemek
istemiyorsanız o da ayrı, ki zaten bunu
başarıyorsunuz. Nasıl başarıyorsunuz? Biliyorsunuz arkadaşlar, Elektrik
Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikle de -tarafınızdan yapıldı bu değişiklik-
içinden demir yolu geçen barajlarda demir yolu güzergâhının değişim işi barajı
yapan şirkete ihalesiz verilecek. Bunu siz çıkarttınız, kanuna falan tabi
değil, keyfî ihale veriyorsunuz. Diğer taraftan, petrol ve doğal gazdaki projelerin İhale Yasası’na
uyma zorunluluğunu da kaldırdınız. Bir sürü özel kanunda ihalelerin
denetimsizliğini getirdiniz. Bu para devletin parası, bu para kamunun parası,
yani sizin, çoluğun çocuğun, fakirin parası, yetimin
parası. Bu paraları denetimsiz vermekten bahsediyorsunuz; bravo size! Daha ne getiriyor arkadaşlar 20’nci madde? Başkana özel fıkra var.
Bakın, Kurul Başkanını bir daha atayabilmek için özel fıkra getirdiniz, tebrik
etmek lazım sizi! Kurulun, Kurumun davalı olduğu olaylarda dava açma, icra takibi
yapma, bunlardan vazgeçme, temyizden vazgeçme, karar düzeltme, tashihikarardan
vazgeçme yetkisi veriyorsunuz dava konusu olan olaylarda, işlerde. Hangi kritere göre? Kriter falan yok, tam bir keyfîlik, Kurula
ver, gitsin! Ama gene Kurula güvenmiyorsunuz. Bir de, ne hikmetse, Kurul üyelerine, arkadaşlar, ücret karşılığı
ders verme yetkisi veriyorsunuz. Bu Kanun’un orijinal metnine, yani 2002
metnine baktığınızda bu konuda özel yasak var: “Ücret karşılığı konferans veya
ders veremez.” hükmü var. Bunu değiştiriyorsunuz, “Ücret karşılığı konferans
verir, ders verir.” diyorsunuz. Niye? Amacınız acaba şirketler ile kurum
yöneticilerini bir yerde buluşturmak mı? Alacakları paraya ilişkin fatura
kesmelerini sağlamak mı? Hizmet alımı yapmak mı? Bu nasıl bir madde değişikliği?
Hiç mi vicdan yok?! Düşünemiyor musunuz bunları? Diğer husus, atamalarda tüm personelin atanmasını başkana
bırakıyorsunuz. Bu nerede var ya? Bu hangi padişahlıkta var? Okuyun şu fıkrayı
arkadaşlar, okuyun. Ne diyor? Başkan yardımcılarını ve daire başkanlıklarını
başkanın önerisiyle Kurul atayacak, ama diğer tüm personeli ise başkan
atayacak. Zaten bu Kurulun başkan artı 5 üyesini siz belirliyorsunuz. Bu
demektir ki, Kurul içerisinde, Kurum içerisinde her türden personel alımını,
doğrudan, siz, iktidar partisi belirleyecek. Bunun adı nedir? Bu denetim mi?
Kamu İhale Kanunu, arkadaşlar, keyfîlik yaratılsın diye, denetimsizlik
yaratılsın diye gelen bir kanun değil. Lütfen, kanunun yapılış amacına bir
bakınız. Getirdiğiniz sırf 20’nci maddede arkadaşlar –bakın, diğerine hiç
geçmiyorum- beş tane, kanuna değil, hukuka aykırılık var, beş noktada önceki
kanunu tamamıyla rafa kaldırıyorsunuz, beş maddede, bir madde değişikliğiyle. Sizden istirhamım… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Gök, devam ediniz lütfen. İSA GÖK (Devamla) – Sağ olun Sayın Başkan. Kamu İhale Kanunu 2002 yılında çıkartılırken, kamu ihalelerindeki
yolsuzluklar, amiyane tabirle üçkâğıtlar, adam kayırmalar, kötü iş yapmaların
önüne geçmek ve uluslararası arenada, özellikle Avrupa Birliği nezdinde bizim
ihalelerimizi şaibeli ihale noktasından çıkartmak için getirilen bu kanuna
dokunmayın. Hiç olmazsa, 20’nci maddeyi –önergemizi destekleyerek- geri çekin.
Yerel seçimler öncesi aklınızdan ne hinlikler geçiyorsa, yerel seçimlerde ihale
yapmaya muktedir yerlerde, denetimsiz, şeffaflıktan uzak ve yargı denetimsiz…
Sayın Başkan, önergenizi okudum. AKP’nin bu önergesiyle Kurul kararlarına karşı
idari yargı yolunu da kapıyorsunuz. Bu kabul edilemez. Önergenizi lütfen geri
çekiniz. Böyle bir şey olmaz. Kurul kararlarına hem güvenmiyorsunuz hem her
ihaleyi bunun dışına çıkartıyorsunuz, yetmediği gibi yasa
denetiminin dışına çıkartarak bir
de -verdiğiniz önergeyi oylayacaksınız şimdi arkadaşlar- idari yargı denetimini
de kaldırıyorsunuz. Tebrik ediyorum sizi. Sağ olun. (CHP Sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Gök. Diğer önerge üzerinde Sayın Akın Birdal. Buyurun Sayın Birdal. (DTP sıralarından
alkışlar) AKIN BİRDAL (Diyarbakır) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Meclis çatımızdan değerli bir vekilimizin, İstanbul Milletvekili Sayın Gündüz Aktan’ın yitirilmiş olmasından ötürü biz de üzüntümüzü
bildirir, ailesine, yakınlarına ve partili arkadaşlarına başsağlığı dileriz. Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; görüşülmekte olan tasarının
20’nci maddesiyle yapılacak olan değişikliklere ilişkin gerçekten bütün
öngörülen değişiklikler hukukun temel ilkelerine aykırı. Biz de bu nedenle
konuşma almış bulunuyoruz. Bu nedenle saygıyla hepinizi selamlıyorum. Bu madde ile 4734 sayılı Yasa’nın 53’üncü maddesinde değişiklikler
önerilmektedir. Bu değişikliklere göre Kamu İhale Kurumunun resen inceleme
yetkisi kaldırılmaktadır. Kamu İhale Kurulu, ihalenin yasada belirtilen esas
usul ve işlemlerin doğru olarak uygulanmasında görevli ve yetkili kılınmıştır.
Oysa değişiklik ile Kurulun resen tespit yetkisi ya da kendisine ulaştırılan
iddiaları inceleme yetkisi elinden alınmaktadır. Yani Kurulun kamu adına
inceleme ve denetleme yapma yetki ve görevi ortadan kaldırılmaktadır. Peki bu inceleme ve denetlemeyi kim yapacaktır? Bu sorunun
yanıtı ne yazık ki yoktur. Kamu adına görev yürüten Kamu İhale Kurulunun bu
yetkisinin alınması kamusal alanın daraltılması sonucunu getirecektir. Burada
kamu yararı ilkesinin gözetilmediği ortaya çıkmaktadır. 53’üncü maddenin (c) bendinde yapılan değişiklik ise kişiye özel
bir değişiklik niteliğindedir. Bir başkanın görevinin devamına yönelik yasa
değişikliği önerisi hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Neredeyse babadan oğla
geçecek düzenlemeler yapılmaktadır. Bu durum eşitlik ve adalet duygusunu da
zedelemektedir. Haksız kazanç denilince ya da yolsuzluk denilince ilk akla gelen,
kamu ihalelerinde kişilerin ve grupların korunması ve gözetilmesidir. Ve
nitekim bugün gerçekten Avrupa ile Türkiye’deki siyaset adamlarının niteliğine
baktığınız zaman, bizde önce devlet eliyle, devlet ihaleleriyle birtakım
olanaklar sağlanıyor, para kazanıyor ve sonra da siyasete atılıyor ve sonra da
geliyor aynı şekilde burada yine aynı doğrultuda yasa tasarıları getiriyor.
Avrupa’da farklı. O nedenle, Avrupa’nın gerçekten bu hazırlanmakta olan yasa
tasarılarına ilişkin kaygıları da oradan kaynaklanıyor. O nedenle, zamanımın
darlığı nedeniyle şimdi onun ayrıntısına girmeyeceğim. Ama,
gerçekten vagonlarını bırakıp giden lokomotif rolündeyiz Türkiye Büyük Millet
Meclisi olarak. Gerçekten bu çıkarılmak istenilen yasa ve tasarılarda Türk
Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin, sivil toplum örgütlerinin, kamuoyunun
görüşleri alınmakta mıdır? Dün de söyledim, neden buna gereksinme duymuyoruz? Ve
onlar, sivil toplum örgütleri, toplumun beklentileri ve gereksinmelerini ortaya
çıkaran kurumlardır. Ama ne yazık ki biz başka gereksinmelere karşılık
veriyoruz. Nitekim (e) fıkrasında yapılan değişiklikte ise, dava açma, icra
takibi, temyiz ve karar düzeltme haklarından vazgeçmeyi herhangi bir esas
beklemeden, belirlemeden Kurulun takdirine bırakmak aynı zamanda görev ve
yetkinin takdire bırakılması anlamına gelir ki, bu da yine hukuk devletinin
kabul edemeyeceği bir düzenlemedir. Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; başka bir kuralsızlık, Kurul
başkan ve üyelerinin asli görevlerini aksatmamak kaydıyla ücret karşılığı ders
vermesine onay verilmesidir. Az önce de söylendiği gibi, bu düzenleme kamu
görevlileri etik davranışına denk düşmemektedir. Bu nedenle, onaylanabilecek
bir düzenleme değildir. Kurul başkan ve üyelerinin kimlere ve nerede ders
vereceğine ilişkin bir ibarenin yer almadığı bu düzenleme istekli firmalarla
Kurul üyelerinin bir arada olacağı platformları çağrıştırmaktadır. Kurul üye ve
başkanının isteklilere ve firmalara ders verdiğini düşündüğümüzde yüz yüze
etkilenmeler kaçınılmaz olacaktır. Tarafsızlığı etkileyecek düzenlemeler tasarı
metninden çıkarılmalıdır. Kurul üye ve başkanının ücret karşılığı ders verme
istemleri etik ve kamusal bir yararla örtüşmediğinden düzenleme konusu
yapılmamalıdır. Ücretleri belirleme yetkisi Hükûmete
aittir. Kurul üye ve başkanın ücreti düşük ise bu konuda Hükûmete
düşen görev ücret iyileştirmesinde bulunmaktır. Hükûmet
kendi görevini yerine getirmemekte, onun yerine tartışılır uygulamalar öne
sürmektedir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Birdal, devam
ediniz. AKIN BİRDAL (Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkan. Başkan yardımcıları ile daire başkanlarının başkanın önerisiyle
kurul tarafından atanacağı, diğer tüm personelin ise başkanca atanacağı
düzenlemesi de Kamu İhale Kurulunda tek yetkili olarak başkanlık sisteminin
hâkim kılınmasını esas alındığını düşündürmektedir. Bu kadar olağanüstü
yetkinin tek kişinin elinde toplanması sakıncalı olacaktır. Liyakat ve
üstlenilen görevin önemini kavramak esas olması gerekirken başkana yakınlık her
şeyin önüne geçebilmektedir. Bütün bu gerekçeler önergemizin onaylanmasının
gerekçelerini de oluşturmaktadır. Bu nedenle, hukuk dışına daha fazla izin verilmemesi,
adaletsizliğin engellenmesi, kamu yararı ve kamu denetimi ilkesinin tekrar
yasanın özüne yedirilmesi için yüce Meclisin önergemizi kabul etmesini umuyor,
saygıyla selamlıyorum. (DTP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Birdal. II.- Y O K L A M A (CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı) HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, toplantı yeter sayısı
istiyoruz. BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı istiyorsunuz… İsimleri alalım: Sayın Okay, Sayın Köse,
Sayın Ayhan, Sayın Güvel, Sayın Emek, Sayın Gök,
Sayın Ağyüz, Sayın İnce, Sayın Kemal Anadol, Sayın Bingöl, Sayın Kaptan, Sayın Ekici, Sayın Koçal, Sayın Sönmez, Sayın Karaibrahim,
Sayın Günday, Sayın Yıldız, Sayın Arifağaoğlu,
Sayın Özdemir, Sayın Hüseyin Yıldız. Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum. (Elektronik cihazla yoklamaya başlanıldı) HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Divan düştü şu an. Sayın Başkan,
Divanda 1 Kâtip Üye eksik, Divan düşmüştür. Sayın Başkan, Kâtip Üyeler sonradan
oy kullanır. O Divanın boşalmaması lazım. En son oy kullanacaksınız, en son,
oylama bitecek ondan sonra. İç Tüzük’e bakın, İç Tüzük öyle. ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) - İç
Tüzük öyle diyor. Eğer İç Tüzük’e siz uymazsanız buradakiler hiç uymaz. (Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi) BAŞKAN – Toplantı yeter sayımız yoktur. Birleşime on dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 16.20 ALTINCI OTURUM Açılma Saati: 16.29 BAŞKAN : Başkan Vekili Eyyüp
Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER :
Yusuf COŞKUN (Bingöl), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
19’uncu Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum. İstem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım. II.- Y O K L A M A BAŞKAN – Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı
başlatıyorum. (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayımız maalesef
yok. Kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 20 Kasım
2008 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 11.00’de toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum. Kapanma Saati: 16.32 |
|