DÖNEM: 23 CİLT: 23 YASAMA YILI: 2 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 121’inci
Birleşim 24 Haziran 2008 Salı İ Ç İ N D E K İ L
E R I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II.- GELEN KÂĞITLAR III.-
YOKLAMA IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI 1.- TBMM Başkan
Vekili Nevzat Pakdil’in, A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gösterdiği
başarının devamını dileyen konuşması V.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR 1.- Antalya
Milletvekili Abdurrahman Arıcı’nın,
A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol
Şampiyonası’nda gösterdiği başarıya ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet
Bakanı Murat Başesgioğlu’nun cevabı 2.- Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gösterdiği
başarıya ve maç sonrası meydana gelen üzücü olaylara ilişkin gündem dışı
konuşması ve Adana Milletvekili Mustafa Vural’ın aynı konuda açıklaması ile Devlet Bakanı
Murat Başesgioğlu’nun cevabı 3.- Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı’nın, organize sanayi
bölgelerindeki doğal gaz iskontosunun iptal
edilmesine ilişkin gündem dışı konuşması ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Mehmet Hilmi Güler’in cevabı VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A)
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ 1.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılgan ve 19 milletvekilinin, ATAK Helikopter Tedarik
İhalesi ile ilgili iddiaların araştırılarak sürdürülebilir koruma için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/224) 2.- Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkun ve 23 milletvekilinin, yaş sebze ve meyve başta olmak
üzere tarım ürünlerindeki gıda güvenliği konusunun araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/225) 3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 34
milletvekilinin, Kahramanmaraş ilinin sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/226) B)
ÖNERGELER 1.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtman’ın, 5237 Sayılı Türk Ceza
Kanununun 103. Maddesine Bir Fıkra Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi’nin (2/1)
İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesini geri çektiğine ilişkin önergesi (4/64) VII.-
ÖNERİLER A)
SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ 1.- Gündemdeki
sıralama ve çalışma saatleri ile “denetim” ve
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısımlarında yer alan işlerin görüşülme gün ve saatlerinin yeniden
düzenlenmesine; gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan ve bastırılarak dağıtılan
255 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın kırk sekiz saat geçmeden bu kısmın 15’inci
sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesine; 9/2 esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin gündemin “Özel
Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınarak görüşmelerinin 1/7/2008 Salı günkü birleşiminde yapılmasına; Meclis
soruşturması önergesinin görüşmelerinin bitiminden sonra gündemin “Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan
işlerin görüşülmesine; 255 sıra sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu
Tasarısı’nın, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülmesine; TBMM’nin 1 Temmuz 2008 tarihinde tatile girmeyerek yeni bir
karar alınıncaya kadar çalışmalara devam etmesine; TBMM’nin 24/6/2008 Salı günü
233 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin bitimine kadar çalışmalarını
sürdürmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi VIII.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI 1. - Tunceli
Milletvekili Kamer Genç'in, yurt dışı seyahatlerine ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in
cevabı (6/239) 2. - Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün, Antalya'da şehiriçi minibüslerin yenilenmesine ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/246) 3. - Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün, sezon sonunda işsiz
kalan turizm çalışanlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı
(6/247) 4. - İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in, basın yayın
kuruluşlarına yönelik idari yaptırımlara ve açılan davalara ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/271) 5. - Karaman
Milletvekili Hasan Çalış'ın, geçici personel
statüsündeki çalışanlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı
(6/277) 6. - Karaman
Milletvekili Hasan Çalış'ın, sınır ötesi askeri harekat yetkisinin kullanılmasına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in
cevabı (6/279) 7. - Tunceli
Milletvekili Kamer Genç'in, Bakanlar Kurulu üyelerinin yurt dışı gezilerine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Nazım Ekren’in cevabı (6/295) 8. - Tunceli
Milletvekili Kamer Genç'in, bazı gazete yazarlarına ve tele-vizyon
programı yapımcılarına ödenen ücretlere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in
cevabı (6/339) 9. - Karaman
Milletvekili Hasan Çalış'ın, sera gazları salımına ve Kyoto Protokolünün
imzalanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/347) 10. - Karaman
Milletvekili Hasan Çalış'ın, Konut Edindirme
Yardımlarının ödenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı
(6/352) 11. - Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu'nun, hane halkı borç
yüküne ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/364) 12. - Karaman
Milletvekili Hasan Çalış'ın, kaçak elektrik
kullanımına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/377) 13. - Karaman
Milletvekili Hasan Çalış'ın, Merkez Bankası ve kamu
bankalarının İstanbul'a taşınmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in
cevabı (6/378) 14. - Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu'nun, Suudi
Arabistan'daki bazı Osmanlı eserlerinin yıkılacağı iddiasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/384) 15. - Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz'ün, Alevi vatandaşların bazı
talep ve sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/385) 16. - Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun,
Cem evlerinin ibadet yeri sayılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in
cevabı (6/392) 17. - Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun,
Halkbank ve Vakıfbank Genel Müdürlüklerinin İstanbul'a
taşınmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/393) IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER A)
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ 1.- Tapu
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/568) (S. Sayısı: 223) 2.- Sivas
Milletvekili Hamza Yerlikaya’nın, Başarılı Sporculara
Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/68) (S. Sayısı: 254) 3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu
Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/312) (S. Sayısı: 27) 4.- Türkiye
Cumhuriyeti Jandarma Genel Komutanlığı ile Ukrayna İçiş-leri
Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında Güvenlik Alanında Personel
Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/306) (S. Sayısı: 81) 5.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Savunma Sanayi İş
Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/447) (S. Sayısı: 85) 6.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Kişilerin Geri
Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/321) (S. Sayısı: 113) 7.- Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu ile Ukrayna Devlet Nükleer Düzenleme Komitesi Arasında Nükleer
Düzenleme Konularında Teknik İşbirliği ve Bilgi Değişimi Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/356) (S. Sayısı: 233) X.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR 1.- Hatay
Milletvekili Sadullah Ergin’in, Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, konuşmasında partisine sataşması nedeniyle konuşması XI.-
OYLAMALAR 1.- Başarılı
Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun
Teklifi’nin oylaması 2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu
Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması 3.- Türkiye
Cumhuriyeti Jandarma Genel Komutanlığı ile Ukrayna İçiş-leri
Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında Güvenlik Alanında Personel
Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması 4.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Savunma Sanayi İş
Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın
oylaması 5.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Kişilerin Geri
Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı’nın oylaması XII.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, cezaevlerine
alınacak gazete ve dergilerin belirlenmesine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in
cevabı (7/3417) 2.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Özyürek’in, bir ifadesine
ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/3457) 3.- Mersin
Milletvekili İsa Gök’ün, Yargı Reformu Stratejisi Taslağı’na ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı
Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3554) 4.- Mersin
Milletvekili Kadir Ural’ın, Silifke Adliye Sarayı Projesi’ne ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı
Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3590) 5.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, inşaat sektöründeki tıkanıklığa ilişkin
Başbakandan sorusu ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız
Özak’ın cevabı (7/3542) 6.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bir katılım bankasının
logosuna ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (7/3573) 7.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, nüfus ve
seçmen kayıtlarında yanlışlıklar olduğu iddialarına ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı
(7/3594) 8.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, oluşturulacak bazı veri
tabanlarına ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (7/3595) 9.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, -Diyarbakır’daki
yatırımlara, -Muş İlindeki
yatırımlara, -Siirt İlindeki
yatırımlara İlişkin soruları ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Faruk Nafız Özak’ın
cevabı (7/3641, 3644, 3645) 10.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Gümrük Müsteşarlığı
Teftiş Kurulundan ilgili Bakanın soruşturmalar hakkında bilgi istemesine
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/3734) 11.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, kaçakçılıkla mücadeleye
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/3750) 12.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Gümrük Müsteşarlığı
Teşkilat Yasasına ve vekaletle yürütülen başmüdürlüklere ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/3751) 13.- Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkun’un, KPSS sonuçlarına göre göreve başlatılan kişilere
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’nun
cevabı (7/3783) 14.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir göletin
tadilatına ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/3788) 15.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, bağış ve promosyon kabulüne ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı Mustafa
Said Yazıcıoğlu’nun cevabı
(7/3817) 16.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, hükümlü ve tutuklulara
ilişkin sorusu ve
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3038) 17.- Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal’ın, iki tutuklunun görüşme
haklarına ilişkin sorusu ve
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3039) 18.- Kocaeli
Milletvekili Muzaffer Baştopçu’nun, bazı eski
belediye başkanları döneminde açılan davalara ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in
cevabı (7/3102) 19.- Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal’ın, bazı F tipi
cezaevlerinde yapıldığı iddia edilen uygulamalara ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı
Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3298) 20.- Kocaeli
Milletvekili Muzaffer Baştopçu’nun, zaman aşımına
uğrayan bazı davalara ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in
cevabı (7/3299) 21.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, öğrencilerin
yönlendirildiği iddialarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik’in cevabı (7/3441) 22.- Sinop
Milletvekili Engin Altay’ın, okul arsalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/3550) 23.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur’un,
felsefe grubu dersleri alan öğrencilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/3581) 24.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, bağış ve promosyon kabulüne ilişkin Başbakandan
sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/3789) 25.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, bağış ve promosyon
kabulüne ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’nun
cevabı (7/3818) 26.- Amasya Milletvekili
Hüseyin Ünsal’ın, TBMM Lojmanlarında kalan milletvekili olup olmadığına ilişkin
sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Nevzat Pakdil’in
cevabı (7/4139) I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ TBMM Genel Kurulu
saat 13.00’te açılarak altı oturum yaptı. Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal, Zonguldak’ta taş kömürünün
bulunuşu ve ilin sorunlarına, Adana
Milletvekili Mustafa Vural, 10 Mayıs günü Adana’nın Karataş ilçesinde meydana
gelen sel baskınına, İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar. Muğla
Milletvekili Metin Ergun’un, Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov’un ölümü nedeniyle yazarın edebî ve fikrî
kişiliğine ilişkin gündem dışı konuşmasına Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik cevap
verdi. Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzün ve 21 milletvekilinin, TOKİ’nin kurumsal yapısı ve faaliyetleri ile bazı
iddiaların araştırılarak (10/223), Edirne
Milletvekili Rasim Çakır ve 35 milletvekilinin, Saros
Körfezi’ndeki doğa tahribatının araştırılarak sürdürülebilir koruma için
(10/221), Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş ve 34 milletvekilinin, inşaat sektöründeki durgunluk
ve daralmanın araştırılarak
(10/222), Alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı. Millî Eğitim
Bakanlığının Gönül Köprüsü Projesi çerçevesinde Genel Kurulu ziyaret eden öğrencilere Başkanlıkça “Hoş
Geldiniz” denildi. Slovenya Ulusal
Meclisi ile Avrupa Parlamentosu tarafından 26 Haziran 2008 tarihinde Brüksel’de
düzenlenecek olan “Avrupa Birliği ve Genişleme” konulu “Karma Komisyon Toplantısı”na davet
edilen Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Başkanı Soner Aksoy ve AB Uyum Komisyonu Üyesi Mustafa Öztürk’ün
davete icabet etmesine ilişkin Başkanlık; İran’a resmî
ziyarette bulunan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’e, Kuveyt’e resmî
ziyarette bulunan Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu’na, Refakat eden
heyetlere iştirak etmesi uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık; Tezkereleri kabul
edildi. Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının: 1’inci sırasında
bulunan Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın (1/568)
(S. Sayısı: 223) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddeye ilişkin komisyon
raporu henüz gelmediğinden; 3’üncü sırasında
bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün ve 16 Milletvekilinin, İl
Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi
Hakkında Kanun Teklifi (2/241) (S. Sayısı: 248), 4’üncü sırasında
bulunan Avrupa Yatırım Bankasının Türkiye’de Temsilcilikler Açmasına Dair Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Avrupa Yatırım Bankası Arasındaki Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/592) (S. Sayısı: 247), İlgili komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından; Ertelendi. 2’nci sırasında
bulunan Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı’nın (1/478) (S. Sayısı: 93) yapılan görüşmelerden sonra kabul
edilip kanunlaştığı açıklandı. 24 Haziran 2008
Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 19.31’de son verildi.
No.: 172 II.- GELEN KÂĞITLAR 20 Haziran 2008 Cuma Raporlar 1.- Kütahya Milletvekili Soner Aksoy’un Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar
Ertelenmesine Dair Raporuna İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen
ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/117) (S.
Sayısı: 154’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME) 2.- Karabük Milletvekili Mehmet Ceylan’ın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar
Ertelenmesine Dair Raporuna İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen
ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/119) (S.
Sayısı: 156’ya 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME) 3.- Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen’in Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/120) (S. Sayısı: 157’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008)
(GÜNDEME) 4.- Trabzon Milletvekili Asım Aykan’ın
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/121) (S. Sayısı: 158’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008)
(GÜNDEME) 5.- Mersin Milletvekili Ali Er’in Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar
Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner
ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/122) (S.
Sayısı: 159’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME) 6.- İstanbul Milletvekili İdris Naim Şahin’in Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/123) (S. Sayısı: 160’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008)
(GÜNDEME) 7.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sekmen’in Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/124) (S. Sayısı: 161’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008)
(GÜNDEME) 8.- Şanlıurfa Milletvekili Abdurrahman
Müfit Yetkin’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve
Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın
Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu
Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin
İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/125) (S. Sayısı: 162’ye 1 inci Ek)
(Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME) 9.- Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe’nin
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe’nin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı
(3/126) (S. Sayısı: 163’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME) 10.- İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği
Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili
Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü
Maddesine Göre İtirazı (3/127) (S. Sayısı: 164’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi:
20.6.2008) (GÜNDEME) 11.- Eskişehir Milletvekili Kemal Unakıtan’ın
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/128) (S. Sayısı: 165’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008)
(GÜNDEME) 12.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar
Ertelenmesine Dair Raporuna Konya Milletvekili Atilla Kart’ın İçtüzüğün 133
üncü Maddesine Göre İtirazı (3/129) (S. Sayısı: 166’ya 1 inci Ek) (Dağıtma
tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME) 13.- Burdur Milletvekili Bayram Özçelik’in
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/130) (S. Sayısı: 167’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008)
(GÜNDEME) 14.- Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan ve Giresun Milletvekili
Ali Temür’ün Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması
Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun
Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair
Raporlarına Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir ve
4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazları (3/131) (S.
Sayısı: 168’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME) 15.- İstanbul Milletvekilleri Recep Tayyip
Erdoğan, İdris Naim Şahin, Sivas Milletvekili Mehmet Mustafa Açıkalın ve Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan’ın Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın
Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporlarına
Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir ve 4
Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazları (3/132) (S.
Sayısı: 169’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME) 16.- Sivas
Milletvekili Hamza Yerlikaya’nın; Başarılı Sporculara
Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/68) (S. Sayısı: 254) (Dağıtma tarihi:
20.6.2008) (GÜNDEME) 17.- Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu Raporu (1/598) (S. Sayısı: 256)
(Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME) No.: 173 23 Haziran 2008 Pazartesi Raporlar 1.- Elektronik
Haberleşme Kanunu Tasarısı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
Tezkeresi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporları (1/566)
(S. Sayısı: 255) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME) 2.- Konya Milletvekili Özkan Öksüz’ün
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Adıyaman Milletvekili Şevket
Köse ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/133) (S.
Sayısı: 170’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME) 3.- Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar
Ertelenmesine Dair Raporuna Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 4
Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/134) (S. Sayısı:
171’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME) 4.- Şanlıurfa Milletvekili Abdurrahman
Müfit Yetkin’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve
Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın
Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna
Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü
Maddesine Göre İtirazı (3/135) (S. Sayısı: 172’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi:
23.6.2008) (GÜNDEME) 5.- Tokat Milletvekili Zeyid Aslan’ın
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/136) (S. Sayısı: 173’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008)
(GÜNDEME) 6.- Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar
Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın İçtüzüğün 133
üncü Maddesine Göre İtirazı (3/137) (S. Sayısı: 174’e 1 inci Ek) (Dağıtma
tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME) 7.- Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen’in Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/138) (S. Sayısı: 175’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008)
(GÜNDEME) 8.- Diyarbakır Milletvekili Mehmet Mehdi Eker’in
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/139) (S. Sayısı: 176’ya 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008)
(GÜNDEME) 9.- Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün’ün Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/140) (S. Sayısı: 177’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008)
(GÜNDEME) 10.- Afyonkarahisar Milletvekilleri
Ahmet Koca ve Sait Açba’nın Yasama
Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporlarına Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazları (3/141) (S. Sayısı: 178’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi:
23.6.2008) (GÜNDEME) 11.- Adana Milletvekili Tacidar
Seyhan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği
Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı
(3/142) (S. Sayısı: 179’a 1 inci Ek)
(Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME) 12.- Karabük Milletvekili Mehmet Ceylan’ın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/143) (S. Sayısı: 180’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008)
(GÜNDEME) 13.- Kütahya Milletvekili Soner Aksoy’un Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar
Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok
ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/144) (S.
Sayısı: 181’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME) 14.- Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan’ın
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/145) (S. Sayısı: 182’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008)
(GÜNDEME) 15.- Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam’ın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/146) (S. Sayısı: 183’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008)
(GÜNDEME) 16.- Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan’ın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/147) (S. Sayısı: 184’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008)
(GÜNDEME) 17.- Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/148) (S. Sayısı: 185’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008)
(GÜNDEME) 18.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sekmen’in Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/149) (S. Sayısı: 186’ya 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008)
(GÜNDEME) 19.- Eskişehir Milletvekili Kemal Unakıtan’ın
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/150) (S. Sayısı: 187’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008)
(GÜNDEME) No.: 174 24 Haziran 2008 Salı Tasarılar 1.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Maldivler Cumhuriyeti Arasında
Kapsamlı İşbirliğine Dair Anlayış Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/611) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.6.2008) 2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Romanya Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/612) (Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.6.2008) 3.- Türkiye
Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/613) (Plan ve Bütçe; Avrupa
Birliği Uyum ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.6.2008) 4.- Dünya Sağlık
Örgütü Avrupa Bölgesel Ofisi ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye’de
Bir DSÖ Ülke Ofisi Kurulması Üzerine Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/614) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler;
Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.6.2008) 5.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Elektrik,
Petrol, Gaz ve Maden Kaynakları Alanlarında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/615) (Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13.6.2008) Teklifler 1.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt ve 22 Milletvekilinin;
23.11.2004 Tarihli ve 5253 Sayılı Dernekler Kanununun 27. Maddesinde Kızılay
ile İlgili Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/286) (İçişleri
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.6.2008) 2.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı ve 14 Milletvekilinin; İstiklal Madalyası Verilmiş
Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/287) (Plan ve Bütçe Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.6.2008) 3.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebi ve 10 Milletvekilinin;
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Milletvekili
Seçimi Kanununda Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/288) (Dışişleri
ile Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.6.2008) 4.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin;
Çiftçilerimizin, Tarımsal Sulamadan Dolayı Devlete Ait Elektrik Dağıtım
Şirketlerine Olan Vadesi Geçmiş Elektrik Borçları ile Tarım Kredi
Kooperatifleri ve T.C. Ziraat Bankası A.Ş.’ye Olan Zirai Kredi Borçlarının
Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/289) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.6.2008) 5.- Tekirdağ
Milletvekili Tevfik Ziyaeddin Akbulut’un; Dernekler
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/290) (İçişleri
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.6.2008) Raporlar 1.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Domaç ile Antalya Milletvekili
Hüsnü Çöllü ve 38 Milletvekilinin; Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/266,
2/268) (S. Sayısı: 257) (Dağıtma tarihi: 24.6.2008) (GÜNDEME) 2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Slovak Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/444) (S. Sayısı: 258 ) (Dağıtma tarihi:
24.6.2008) (GÜNDEME) Sözlü Soru Önergeleri 1.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, BOTAŞ eski Genel Müdürü’nün bir iddiasına ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/804) (Başkanlığa
geliş tarihi: 4/6/2008) 2.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, bir kaymakamın sözlerine ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/805) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 3.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, bazı yerlerdeki
yatırımlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/806) (Başkanlığa geliş
tarihi: 4/6/2008) 4.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, Taşköprü Organize
Sanayi Bölgesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi
(6/807) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 5.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Erbaa’ya geçici fındık alım merkezi açılmasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/808) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 6.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, patates üreticiliğine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/809)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 7.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, gübredeki KDV oranlarına ilişkin Maliye Bakanından
sözlü soru önergesi (6/810) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 8.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, emekli maaşlarının iyileştirilmesine ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/811) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/6/2008) 9.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, iletişimin izlendiği iddialarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/812) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 10.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un,
karayollarında hız sınırlarının artırılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
sözlü soru önergesi (6/813) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 11.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, sosyal güvenlik prim borçlularına kredi
sağlanmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) sözlü soru önergesi (6/814) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/6/2008) 12.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan’ın, Erzurum’da OKS sınavında yaşanan bir aksaklığa
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/815) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/6/2008) 13.- Aydın
Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu’nun, İngiltere ve
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında imzalanan mutabakat metnine ilişkin
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/816) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 14.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Van Valisi ve Emniyet
Müdürünün bazı olaylardaki müdahalelerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/817) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 15.- Aksaray
Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Aksaray’ın merkezinden geçen Uluırmak üzerindeki sabit yapılara ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/818) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) Yazılı Soru Önergeleri 1.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat’ın, merkeze alınan bir
valiye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3966) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/5/2008) 2.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, bir yasama dokunulmazlığı dosyasının akibetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3967)
(Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat’ın, Ankara Büyükşehir
Belediyesinin borçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3968)
(Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 4.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadol’un, Halk Bankası Genel
Müdürünün bir holdinge verilen kredi ile ilgili açıklamasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3969) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 5.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, bazı telefon
kuruluşlarının abonelerinden vatandaşlık numaralarını mesaj yolu ile istemesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3970) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 6.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, işverenlerin bazı fonlara olan
borçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3971) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/6/2008) 7.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat’ın, bir kaymakam ve ilçe
millî eğitim müdürü hakkındaki iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3972) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 8.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, yoğun bakımdaki bir tutuklunun durumuna ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3973) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 9.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Aksufat-Limonlu
Havzası Barajı projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3974)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 10.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Kayrak Tepe Barajı
projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3975) (Başkanlığa geliş
tarihi: 6/6/2008) 11.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in iş müfettişlerinin
denetim ve teftişlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3976) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 12.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, özürlü ve eski hükümlü
çalıştırmayan işverenlerden kesilen para cezalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3977) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 13.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, kirlilik izlemelerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3978) (Başkanlığa
geliş tarihi: 4/6/2008) 14.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Şebinkarahisar’daki hidroelektrik santrallerinin
sulamaya etkisine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3979) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 15.- Kayseri
Milletvekili Sabahattin Çakmakoğlu’nun, Kayseri’de
yapılan sulama kanallarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3980) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 16.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, tehlikeli atıkların bertarafına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3981) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 17.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, Çarşamba ve Terme ovaları drenaj çalışmalarına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3982) (Başkanlığa
geliş tarihi: 6/6/2008) 18.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, SHÇEK’de barınan bir
çocuğun kaybolduğu iddiasına ilişkin Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı
soru önergesi (7/3983) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 19.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, yetiştirme yurtlarında barınan
çocuklara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı soru önergesi
(7/3984) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 20.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, inanç
yaşamında sorunlar olup olmadığına ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Said Yazıcıoğlu) yazılı soru
önergesi (7/3985) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 21.- Aydın
Milletvekili Mehmet Fatih Atay’ın, Karabük’teki bir cenaze töreninde imamın
yaptığı konuşmaya ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Said
Yazıcıoğlu) yazılı soru önergesi (7/3986) (Başkanlığa
geliş tarihi: 4/6/2008) 22.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, dini özgürlüklerle ilgili konuşmasına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3987) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 23.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, dini özgürlüklerle
ilgili konuşmasına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3988)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 24.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in, bir kaymakam ve ilçe millî eğitim müdürüyle
ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3989)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 25.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır’ın, Samsun’daki bazı belediyelerin borçlarına ve bazı
harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3990)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 26.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in, TÜKODER Beykoz Şube Başkanlığının kira
sözleşmesinin feshine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3991)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 27.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Karakoçan Kaymakamı
hakkındaki bir iddiaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3992) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 28.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, Karakoçan Kaymakamının bir ifadesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3993) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 29.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin İl Özel
İdaresinin projelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3994) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 30.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, bazı festivallere
sağlanan devlet desteğine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3995) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 31.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, Hatay’daki bazı projelerin ödeneklerine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3996) (Başkanlığa
geliş tarihi: 4/6/2008) 32.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, bir kayak merkezi
projesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3997)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 33.- Kayseri
Milletvekili Sebahattin Çakmakoğlu’nun,
Kayseri’deki işyeri ve istihdam edilen işçi sayılarına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3998) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 34.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, sosyal güvenliği
olmayanların sağlık hizmetleri borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3999) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 35.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin’le ilgili bazı
verilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4000) (Başkanlığa
geliş tarihi: 6/6/2008) 36.- Kayseri
Milletvekili Sebahattin Çakmakoğlu’nun
Kayseri’de yeni bir üniversite açılıp açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4001) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 37.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, son sınıf
öğrencilerinin izinli sayılmalarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4002) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 38.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, öğrenim ve harç
kredilerinin geri ödemesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4003) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 39.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Karakoçan İlçe Millî
Eğitim Müdürü hakkındaki iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4004) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 40.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin’deki okullara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4005) (Başkanlığa geliş
tarihi: 6/6/2008) 41.- Eskişehir
Milletvekili Beytullah Asil’in, Ankara Şerife
Uludağlı Olgunlaşma Enstitüsüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4006) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 42.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, Kırım
Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4007) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 43.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoy’un, Bursa’daki hastane
projelerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4008) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5/6/2008) 44.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, bir hastane ek binası inşaatı ihalesine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4009) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 45.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bozyazı Devlet
Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4010) (Başkanlığa
geliş tarihi: 6/6/2008) 46.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, yaş sebze ve
meyvelerdeki ilaç kalıntısı sorununa ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4011) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 47.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptan’ın, Rusya’nın yaş sebze ve meyve alımını durdurmasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4012) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 48.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, ecri misil ödemesiyle
tarım yapılan alanlara ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4013) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 49.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin sahillerine kurulacak
balık çiftliklerine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4014) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 50.- Kayseri
Milletvekili Sebahattin Çakmakoğlu’nun,
Kayseri’deki hızlı tren çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4015) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 51.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin-Antalya
karayoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4016)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 52.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mara-Karaman
karayolunun yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4017)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 53.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Erdemli Kumkuyu Havaalanı projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4018) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 54.- İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, Denizcilik
Müsteşarlığı projelerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4019) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 55.- Muğla Milletvekili
Ali Arslan’ın, Ankara’nın şebeke suyu ile ilgili
açıklamasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek)
yazılı soru önergesi (7/4020) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 56.- Denizli
Milletvekili Emin Haluk Ayhan’ın, Denizli Sanayi Odasına bağlı firmaların
KOSGEB destek başvurularına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4021) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008) 57.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, yağda gümrük vergilerinin artırılmasına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Hayati Yazıcı) yazılı soru
önergesi (7/4022) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 58.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, TRT haberlerinde
tarafsızlığın gözetilmediği iddialarına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet
Aydın) yazılı soru önergesi (7/4023) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 59.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, bankaların
kullandırdığı kredilere ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Şimşek) yazılı soru
önergesi (7/4024) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008) 60.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Silifke’ye yeni bir
adliye binası yapımına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4025)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 61.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin’de kredi borcu
olan çiftçilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Erken)
yazılı soru önergesi (7/4026) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008) 62.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, balıkçıların bazı
sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4027) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9/6/2008) 63.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, enerji arz
güvenliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4028) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9/6/2008) 64.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, Futbol Millî Takımının forma renklerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4029) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 65.- Hatay
Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, büyük marketlerin şehir dışına taşınmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4030) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 66.- Samsun
Milletvekili Cemal Yılmaz Demir’in, bir merkez valisi hakkında Kamu Görevlileri
Etik Kurulunca işlem yapılıp yapılmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4031) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 67.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, bazı kurumlara açıktan atamaların yapıldığı iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4032) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 68.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik yasa tasarısı
çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4033) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10/6/2008) 69.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, bazı uluslararası tahkim davalarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4034) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 70.- Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsal’ın, lojmanlarda oturan milletvekili bulunup
bulunmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4035) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11/6/2008) 71.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, çiftçi borçlarının
ertelenip ertelenmeyeceğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4036)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 72.- Hatay
Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, Halkbank’ın esnaf ve
sanatkarlara ayırdığı bütçeye ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4037) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 73.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğünün yer
değişikliğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4038) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 74.- Hatay
Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, prim borcu olan esnaf ve sanatkarlara sağlık
hizmeti verilmemesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4039) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 75.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, kot taşlamanın
işçilerde oluşturduğu sağlık sorunlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4040) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 76.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4041) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 77.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, Demirköy İlçesindeki orman kadastrosuna ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4042) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/6/2008) 78.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, Kofçaz İlçesindeki bazı çalışmalara ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4043) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 79.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, TRT’de yayınlanan bir belgesele ilişkin Devlet Bakanından
(Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/4044) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 80.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, TRT’de program yapan bir gazeteciye ilişkin
Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/4045) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11/6/2008) 81.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, TRT’de program yapan bir kamu görevlisine
ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/4046)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 82.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Kırıkkale’deki içme ve sulama suyu projelerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4047) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9/6/2008) 83.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün yol sorunlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4048) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9/6/2008) 84.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün su sorunlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4049) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9/6/2008) 85.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Antalya’daki köpek
itlafına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4050) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9/6/2008) 86.- Hatay
Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, korsan taksiciliğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4051) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 87.- Samsun
Milletvekili Cemal Yılmaz Demir’in, bir merkez valisi hakkında işlem yapılıp
yapılmadığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4052)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 88.- İzmir
Milletvekili Abdürrezzak Erten’in,
bazı gösterilere müdahale edilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4053) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 89.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet Küçük’ün, Çan İlçesinde kömür
çıkaran bir firmayla ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4054) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 90.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl’ün, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden giren
kaçak akaryakıta ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4055)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 91.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, plakaya ceza yazılması uygulamasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4056) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 92.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Emniyet
Teşkilatının bir garajına ait görüntü kayıtlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4057) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 93.- Antalya
Milletvekili Mehmet Günal’ın, Antalya’da toplu
taşımdaki kart uygulamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4058) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 94.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Hakkari’deki yatırım programına ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4059) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 95.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Ağrı’daki yatırım programına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4060) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 96.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Isparta’daki
elektrik kesintilerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4061)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 97.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sulamada kullanılan
elektriğin kesilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4062)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 98.- Hatay
Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, esnafın vergi ve prim borçlarının
ertelenmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4063)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 99.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Giresun SEKA Kağıt Fabrikasının özelleştirilmesine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4064) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/6/2008) 100.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir kampanyada kullanılan fotoğrafa ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4065) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 101.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, milletlerarası özel
öğretim kurumlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4066) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 102.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, “Ana-Kız Okuldayız”
kampanyasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4067)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 103.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, okul öncesi eğitime
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4068) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/6/2008) 104.- İzmir
Milletvekili Recai Birgün’ün, bir kamu görevlisinin
siyasi bir etkinliğe katıldığı iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4069) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 105.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, kanser hastalığıyla ilgili bazı hususlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4070) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9/6/2008) 106.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengü’nün, Manisa’daki sağlık
personeli planlamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4071)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 107.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bir hastanenin
boş kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4072)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 108.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, Dursunbey Devlet Hastanesinin kapasitesine ve
eksik kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4073)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 109.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, Kars Devlet
Hastanesinin eski binasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4074) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 110.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, sözleşmeli
personelin sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4075)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 111.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, kot taşlamanın
işçilerde oluşturduğu sağlık sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4076) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 112.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, nişasta bazlı şeker
üretimine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4077)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 113.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’de KOSGEB
desteklemelerine başvuran firmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4078) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 114.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, Kars Şeker
Fabrikasının özelleştirme programına alınmasına ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4079) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 115.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekici’nin, TSE’de göreve
başlatıldığı iddia edilen bir şahsa ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4080) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 116.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, Tarım Kredi Kooperatiflerinden kredi alan
çiftçilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4081) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 117.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, fiğ desteklemesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4082)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 118.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakır’ın, baraj yapımından etkilenecek bir köyün durumuna
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4083) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 119.- Kocaeli
Milletvekili Hikmet Erenkaya’nın, Kocaeli’de
dolunun yol açtığı zarara ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4084) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 120.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da doludan
zarar gören çiftçilere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4085) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 121.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, yeniden yapılandırılan
üretici borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4086) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 122.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Gazipaşa İlçesinin yat
limanı ihtiyacına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4087)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 123.- Hatay Milletvekili
İzzettin Yılmaz’ın, karayolu taşımacılığındaki bazı sorunlara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4088) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008) 124.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Isparta
bağlantılı tren seferlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4089) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 125.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4090) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) 126.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, icra
dairelerinin iş yüküne ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4091)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 127.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Abhazya’ya
uygulanan ambargoya ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4092)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 128.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir uyuşturucu operasyonu ile ilgili iddialara
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Hayati Yazıcı) yazılı soru
önergesi (7/4093) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 129.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Nilüfer Spor Kompleksine ilişkin Devlet
Bakanından (Murat Başesgioğlu) yazılı soru önergesi
(7/4094) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 130.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Antalya’daki enerji
sorununa ve enerji ithalatına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4095) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008) 131.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, yabancı bir firmanın rüşvet dağıttığı iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4096) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 132.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, Kosova’ya büyükelçi
atanmamasına ve Kosova’daki soydaşların sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4097) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 133.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal’ın, TEDAŞ müfettişlerinin bazı
kurullarda görevlendirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4098) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 134.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, İstanbul-Bursa Ro-Ro hattı projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4099) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 135.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarsus’ta kilise
talebinde bulunulduğu iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4100) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 136.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarsus’ta kentsel
dönüşüm projesi uygulanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4101)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 137.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, bir TOKİ projesinde yüklenici firmanın bazı
yükümlülüklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4102) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/6/2008) 138.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, TOKİ
konutlarının denetimine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4103)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 139.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarsus’ta kurulacak
kimyasal atık tesisinin yer seçimine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4104) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 140.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Berdan
Nehrinin ıslahına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4105) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 141.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal’ın, Zonguldak’ta kurulacak
termik santral için yapılacak kamulaştırmalara ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4106) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 142.- İzmir
Milletvekili Abdürrezzak Erten’in,
İzmir-Kınık’ta taş kömürü bulunduğu iddialarına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4107) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 143.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, mermer sektöründeki
sorunlara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4108) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 144.- İzmir
Milletvekili Recai Birgün’ün, korsan taksilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4109) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/6/2008) 145.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, bir cami derneğinin yönetimiyle ilgili iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4110) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/6/2008) 146.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün içme suyu
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4111) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/6/2008) 147.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Celal Bayar
Üniversitesinin ödenek ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4112) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 148.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, İzmir’deki Açıköğretim
Lisesi sınavlarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4113) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 149.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, bir öğretmenin tayinine
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4114) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/6/2008) 150.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ithal ilaçlarla
ilgili bazı iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4115)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 151.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Adana Numune
Araştırma ve Eğitim Hastanesi yönetimine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4116) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 152.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Yalvaç
İlçesindeki ve köylerdeki sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4117) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 153.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın,
Şarkikaraağaç İlçesindeki ve köylerdeki sağlık personeli ihtiyacına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4118) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 154.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptan’ın, Kumluca Devlet Hastanesinin uzman doktor
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4119) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/6/2008) 155.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, denetim elemanlarına
baskı uygulandığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4120) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 156.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Ağrı’daki yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4121)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 157.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bornova Zeytin Araştırma Enstitüsüne ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4122) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 158.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Kırıkkale’deki yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4123)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 159.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Hakkari’deki yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4124)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 160.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homriş’in, bazı tarım
ürünlerinin gıda güvenliğine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4125) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 161.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Rusya’nın yaş sebze ve
meyve ithalatını durdurmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4126) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 162.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, şeker kaçakçılığına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4127)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 163.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, Kayseri
Tarım İl Müdürünün görevden alınmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4128) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 164.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, tarım kooperatiflerinin
kullandığı kredilere ve yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4129) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 165.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, baz istasyonlarının yer
seçimine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4130) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/6/2008) 166.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, şubeye dönüştürülen
PTT merkez müdürlüklerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4131) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 167.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, bir havayolu
şirketinin denetim raporlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4132) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 168.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, bir cami derneği denetimi ile ilgili iddialara
ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Said Yazıcıoğlu) yazılı soru önergesi (7/4133) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/6/2008) 169.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtman’ın, tutuklu ebeveynlerini
göremeyen çocuklara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4134)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008) 170.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarsus’un tarihi ve
turistik yerlerine yönelik çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4135) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 171.- Aydın
Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu’nun, Özelleştirme
İdaresinin giderlerine ve özelleştirme gelirlerine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4136) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 172.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Futbol Millî Takımının forma renklerine ilişkin
Devlet Bakanından (Murat Başesgioğlu) yazılı soru
önergesi (7/4137) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008) 173.- Muğla
Milletvekili Gürol Ergin’in, Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki bazı haberlere
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4138) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/6/2008) 174.- Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsal’ın, TBMM Lojmanlarında kalan milletvekili olup
olmadığına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru
önergesi (7/4139) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008) Meclis Araştırması Önergeleri 1.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılgan ve 19 Milletvekilinin, ATAK Helikopter Tedarik
İhalesi ile ilgili iddiaların araştırılarak sürdürülebilir koruma için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/224) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.06.2008) 2.- Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun ve 23 Milletvekilinin, yaş
sebze ve meyve başta olmak üzere tarım ürünlerindeki gıda güvenliği konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98
inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/225) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.06.2008) 3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 34
Milletvekilinin, Kahramanmaraş ilinin sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/226) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.06.2008) 24 Haziran 2008 Salı BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 15.04 BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Fatma SALMAN KOTAN
(Ağrı) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121’inci Birleşimini açıyorum. Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz. Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim. Konuşma süreleri
beşer dakikadır. Hükûmet bu konuşmalara cevap
verebilir. Hükûmetin cevap süresi yirmi dakikadır. IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI 1.- TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in,
A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol
Şampiyonası’nda gösterdiği başarının devamını dileyen konuşması BAŞKAN – Gündem
dışı söz vermeden önce, Avrupa Futbol Şampiyonası’nda ülkemizi, Türk milletini
başarıyla temsil eden ve bir tarih yazan Türk Millî Futbol Takımı’nı,
yöneticilerini, emeği geçenleri ve Sayın Bakanımızı tebrik ediyorum. Ümit
ediyoruz ki, inşallah, ayın sonunda kupayı alarak Türkiye’ye dönerler.
Dileklerimiz, dualarımız kendileriyle beraberdir. (Alkışlar) Gündem dışı ilk
söz, A Millî Futbol Takımı’mızın Avrupa Kupası’ndaki
başarıları hakkında söz isteyen Antalya Milletvekilimiz Abdurrahman
Arıcı’ya aittir. Sayın Arıcı,
buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar) V.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR 1.- Antalya Milletvekili Abdurrahman
Arıcı’nın, A Millî Futbol Takımı’mızın
2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gösterdiği başarıya ilişkin gündem dışı konuşması
ve Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’nun cevabı ABDURRAHMAN ARICI
(Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda göstermiş
bulunduğu başarı üzerine gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’yla ilgili yaptığım
konuşmada “Özerkleşme ve demokratikleşme ufukları açılmış böylesi bir oluşumu,
Türkiye Futbol Federasyonu’muzun geleceği ve
futbolumuzun başarısı adına önemli bir gelişme olarak değerlendirmemiz
gerekiyor.” demiş ve şunu eklemiştim: “Bu oluşum futbolumuzun başarılarına
katkı sağlayacaktır.” Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Fenerbahçe’mizin Şampiyonlar Ligi’ndeki başarılarından
sonra, Türk Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa
Şampiyonası’ndaki almış olduğu başarılı sonuçlar neticesi yarı finale
yükselmesi 70 milyon insanımızı aynı duygu yoğunluğu ve coşkusu içerisinde
kenetlerken, dünyanın dört bir yanındaki Türkleri de bayraklarını alarak
meydanlara çıkarmış ve aynı coşkuyu Viyana’da, Paris’te, Berlin’de, Bükreş’te, Bakü’de, Tebriz’de, Şam’da ve Türki
cumhuriyetlerinde yaşatmıştır. Göğüslerinde ay yıldızı taşıyan formayı giyen
gençlerimiz insanımızın azmettiğinde neleri yapacağını bir kez daha dünyaya
göstermesini sağlamıştır. Dünya basınının bu başarıya yaklaşımında da
anlaşılıyor ki azim ve kararlılıkla üstesinden gelinmeyecek sorun ve
başarılamayacak amaç yoktur. Ülkemizin son
yıllarda göstermiş olduğu gelişme ve kalkınma yolundaki adımlar hiç şüphesiz ki
dünyanın dikkatini çekmiş, futboldaki bu başarıda hiçbir şeyin rastlantısal
olmadığını, uzun süren çalışma ve yılmadan son ana kadar mücadeleyi sürdürmenin
toplumdaki bütün birim ve bireyleri etkilediğinin ve örnek olduğunun bir göstergesi
olmuştur. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; A Millî Futbol Takımı’mızın
bu başarısı ülke tanıtımına ve turizmine katkısı da çok büyük olmuştur.
Geçtiğimiz hafta sonu Meclis Futbol Takımı olarak Romanya’daydık ve Bükreş’te
Hırvatistan maçını izledik. Galibiyetimizle beraber caddelerde ve meydanlarda
vatandaşlarımızla beraber galibiyet coşkusunu kutladık. Cumartesi günü de
Romanya Parlamentosu Futbol Takımı’yla yaptığımız maçı 4-2 kazandık. Bu
vesileyle Meclis Futbol Takımı’mızı da kutluyorum. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bize bu gururu ve tarihî zaferleri yaşatan, başta
spordan sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Murat Başesgioğlu’na,
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Hasan Doğan ve Yönetim Kuruluna,
teknik heyetimize ve sahada her biri birer kahraman gibi mücadele eden
futbolcularımızı tebrik ediyor, yarı finalde de başarılar diliyorum. Millî takımımızı
yalnız bırakmayan ve takımımızı coşkuyla destekleyen milletimize teşekkür
ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Arıcı. Gündem dışı
ikinci söz, millî maçların yaşattığı heyecan ve neticesinde yaşanan üzücü
olaylar hakkında söz isteyen Aydın Milletvekili Sayın Ali Uzunırmak’a
aittir. Sayın Uzunırmak, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar) 2.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın,
A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol
Şampiyonası’nda gösterdiği başarıya ve maç sonrası meydana gelen üzücü olaylara
ilişkin gündem dışı konuşması ve Adana Milletvekili Mustafa Vural’ın aynı
konuda açıklaması ile
Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’nun
cevabı ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2008 Avrupa Şampiyonası’nda
millî takımımızın aldığı başarı ve bu sevincin neticesinde meydana gelen bazı
üzücü olaylara dikkat çekmek için gündem dışı söz aldım. Hepinizi en derin
saygılarımla selamlıyorum. Değerli
milletvekilleri, her şeyden önce, başarıya susamışlığımızın böyle bir
zamanlamasında bizleri sevindiren millî takımımıza, masöründen,
malzemecisinden, teknik heyetinden futbolcusuna varıncaya kadar, tribünlerde
onları destekleyen vatandaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Değerli
arkadaşlar, bu olaylar göstermiştir ki bu sevinç yumağı, Türk milletinin akraba
ve dostlarının da aynı derecede sevincine mazhar olmuştur. Sevinç, Mısırlı bir
spikerin ağlayarak maçı anlatmasından tutun, Bosna’da, Hırvatistan karşısında
bizleri destekleyen oradaki din kardeşlerimize, Azerbaycan’daki kan
kardeşlerimize, Doğu Türkistan’daki kan kardeşlerimize varıncaya kadar, aynı
tarihte olduğu bir birlik, bütünlük, bir duygusal bağ içerisinde bir anlam ifade
eden neticeler yüklenmiştir. Tabii ki bu sevinç, bu moral kaynağı başka
alanlara da mutlaka tesir etmeli ve değerlendirilmelidir. Kıymetli
milletvekilleri, tabii ki, bu sevinçlerin neticesinde de maalesef, ülkemizde
üzücü olaylar meydana gelmektedir. Ortak sevinçlerimizin olduğu, gerek böyle
millî heyecan duyduğumuz günlerde gerekse aile efradıyla, dostlarla paylaşılan
düğün törenlerinde hiç ama hiç arzu etmediğimiz olaylar meydana gelmektedir. Bu
bir, öncelikle mantalite meselesidir. Önce
vatandaşlarımızdan, biz sevinirken başkalarının üzülmesine sebep olacak
hadiselerden kaçınılması gerektiğini, sevinmenin de bir sınırının olması gerektiğini
hissetmek bir mesuliyet ister. Ama biz yasama organı olarak, hükûmet eden iktidar olarak sadece bunu iyi niyetlilere
bırakmamak gibi bir yükümlülükle sorumluluk hissetmemiz gerekir. Kıymetli
arkadaşlar, elimizde birtakım veriler var ki bu veriler dünyada bizim
üzülmemizin ne dereceye, hangi sınırlara geldiğini hatırlatmaktadır. İşte,
elimde, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ateşli Silahlardan Korunma Merkezi
Ajansının 2006 yılında yaptığı araştırmada Türkiye’de yılda ortalama 700
kişinin böyle günlerde hayatını yitirdiğini anlatmaktadır. Bunun yanında, gene
aynı şekilde Uluslararası Af Örgütü üyesi Özlem Dalkıran’ın, Türkiye’de yılda
yaklaşık 300 kişinin artık toplumda genel kabul gören “maganda” tabiriyle
tanımlanan bu sevinç türlerinden dolayı hayatını kaybettiği raporlara
geçirilmiştir. 13 Ekim 2007 yılında Jandarma Genel Komutanlığımızın “serseri
kurşun olayları” konusunda yaptığı araştırmalarda 81 ilde 250 vatandaşımızın
hayatını kaybettiği devletimizin kayıtlarına geçirilmiştir. Kıymetli milletvekilleri,
bunlar çok önemli konulardır. Biz bu konuda bir hazırlık yaptık. Böyle sevinç
günlerinde toplumun kaynaştığı günlerin bir başkalarına üzüntü getiren
hadiselere sebep olmaması için bazı yasalarda mutlaka değişiklik yapmak, tedbir
almak gerekmektedir. Bu konuda yaptığımız çalışmalar, biz bir muhalefet
milletvekili, bir muhalefet partisi olduğumuz için muhtemeldir ki vereceğimiz
kanun teklifi sıralarda uzun süre beklemek mecburiyetinde kalır. Buradan şunu
sizlerle paylaşmak istiyorum: Eğer mümkünse Hükûmetimizi
bu konuda mesuliyetli davranışa, Hükûmet tasarısı
olmasa bile Parlamentodaki iktidar-muhalefet grupları ile bir ortak teklif
vererek bir an önce yasalardaki bu düzenlemeleri temin edip ve öncelikle bu
acıların… (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Uzunırmak, konuşmanızı tamamlayınız. Buyurun. ALİ UZUNIRMAK
(Devamla) - …meydana gelmemesi için tedbir almayı siz kıymetli milletvekili
arkadaşlarımıza, grup başkanlarımıza teklif ediyorum ve bu sevinç günlerimizin
daha da büyüyerek yarı finalde de, finalde de takımımızın iyi oynayarak bu
başarıyı sürdürmesini Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum. Kıymetli
arkadaşlar, burada bir yanlışı ifade etmek istiyorum: Türk Millî Takımı’nın
gösterdiği bu başarıyı bir mucize olarak adlandırmaktadırlar. Bir mucize,
beklenmeyen bir neticenin doğmasıdır. Bir mucize olarak adlandırmak bu
çocuklarımıza bir haksızlıktır bir yandan ama diğer yandan da belki çok büyük
bir başarı demek haklılıktır. Türk Millî Takımı 2008 Avrupa Futbol
Şampiyonası’nın âdeta geriden gelip öne geçerek bir rengi olmuştur. Uzun yıllar
2008 Avrupa Şampiyonası Türk Millî Takımı’nın bu rengi katmasıyla
hatırlanacaktır. Çok teşekkür
ediyorum, başarılarının devamını diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Uzunırmak. Buyurun Sayın
Vural. MUSTAFA VURAL
(Adana) – Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum. Şahsım ve
Demokratik Sol Parti Grubu adına millî takımımızın başarısını yürekten
kutluyoruz. Sevinçlerimiz ne
kadar büyükse kutlama anında çıkan bazı tatsız olaylar, ölüm olayları da
yüreğimizi burkuyor. Onların bir daha son olması dileğiyle millî takımımızın
final oynayacağı inancıyla hepinize teşekkür ediyorum. Sağ olun. BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Vural. Gündem dışı
konuşmalarla duygularını dile getiren arkadaşlarımızın konuşmalarına Devlet
Bakanımız Sayın Murat Başesgioğlu cevap
vereceklerdir. Sayın Bakanım,
buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar) DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Antalya
Milletvekilimiz Abdurrahman Arıcı ve Aydın
Milletvekilimiz Ali Uzunırmak’ın gündem dışı yapmış
olduğu konuşmalara cevap vermek üzere huzurunuzdayım. Bu vesileyle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Evet, belki de
itiraf etmem lazım ki gündem dışı konuşmaya bu kadar heyecanla, bu kadar
gururla cevap vermek büyük bir mutluluk. Onun için, başta Başkanlık Divanı
olmak üzere bütün gruplarımıza ve değerli milletvekillerimize çok teşekkür
ediyorum. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; A Millî Futbol Takımı’mız,
Avrupa 2008 Şampiyonası’nda şu ana kadar oynamış olduğu maçlarda büyük bir
başarı göstermiştir. Bu başarıyla birlikte bütün milletimize büyük bir gurur,
sevinç yaşatmıştır. Bu başarılarını ne kadar konuşsak, ne kadar övsek azdır.
Gerçekten, futbolun ötesini aşan birçok yansımaları olmuştur. İnşallah,
önümüzdeki günlerde de bu güzel yansımalar devam edecektir. Değerli
milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi Futbol Federasyonumuzun kuruluşu
1923’tür. Cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte Futbol Federasyonumuz kurulmuş
ve FIFA’ya üye olmuştur. Seksen beş yıllık futbol
tarihimizde 2002 Dünya 3’üncülüğü futbol tarihimizin önemli başarılarından
biridir ve 2008 Avrupa Şampiyonası’nda A Millî Futbol Takımı’mızın
yarı finale kalması bu seksen beş yıllık futbol tarihimizin en önemli başarılar
listesi arasında yer almış bulunmaktadır. A Millî Futbol Takımı’mız, 1960’lı yıllarda başlayan Avrupa Şampiyonası’na
3 kez katılma hakkını kazanmıştır. Bunlardan ilki 1996 yılı, ikincisi 2000 yılı
ve üçüncüsü 2008 yılı olmak üzere üç kez Millî Takımımız Avrupa
şampiyonalarında mücadele etmiştir. 1996 yılında katıldığımız Avrupa
Şampiyonası’nda maalesef grubumuzdan çıkamadık, elendik; 2000 yılında yapılan
şampiyonada çeyrek finale kadar yükselebildik, daha ileriye gidemedik; bu
sefer, 2008 yılında ilk kez çeyrek finali geçerek yarı finale kalma başarısını
gösterdi A millî takımımız. Bu işin
başlangıcında Avrupa Şampiyonası 50 takımla başladı, 50 takım girdi bu
mücadeleye. Millî takımımız bu 50 takım arasından önce 16 takım arasına girme
başarısını gösterdi, çeyrek finale kalarak 8 takım arasına girdi ve yarı finale
gelmiş olmakla da Avrupa’nın başarılı 4 takımı arasına girmiş oldu. Millî takımımız
16 Mayıstan itibaren yurt dışında, Almanya’da bir hazırlık kampı geçirdi. O
günden bu tarafa hazırlık dönemi ve maçları yurt dışında devam ediyor. Değerli arkadaşlarım,
bu müsabakalarda grubumuzda olan takımlara bir baktığımız zaman, FIFA
istatistiklerine bir baktığımız zaman şöyle bir tabloyla karşılaşıyoruz: FIFA
dünya sıralamasında, örneğin çarşamba günü oynayacağımız Almanya 5’inci sırada,
yenmiş olduğumuz Çek Cumhuriyeti 6’ncı sırada, Portekiz 11’inci sırada ve
Hırvatistan 15’inci sırada. Sadece İsviçre 44’üncü sırada yer almaktadır. A
millî takımımız ise 25’inci sırada idi, bu hazırlık maçları dolayısıyla 5 puan
birden yükseldi. Şu anda dünya futbol sıralamasında millî takımımız 20’nci
sırada bulunmaktadır. Ama bu çeyrek final ve yarı finale yükselmiş olması
elbette bu sıralamadaki yerini yükseltecektir. Değerli
arkadaşlarım, bildiğiniz gibi ilk maçımızı Portekiz’le oynadık, 2-0 kaybettik.
Ardından İsviçre maçını 2-1 kazandık, Çek Cumhuriyeti’ni 3-2 yendik ve en sonda
Hırvatistan maçını da alarak yarı finale gelme hakkını takımımız elde etmiş
oldu. Tabii, bu
maçların hepsi zor maçlardı, geriden gelip galip gelmek bu Avrupa
şampiyonalarında zor iştir. Oynadığımız takımlarım hepsi dünya futbolunda,
Avrupa futbolunda söz sahibi ülkelerdir ama millî futbolcularımız bu başarıyı
gösterdiler ve âdeta Avrupa Şampiyonasına damgasını vurdular. Uzun yıllar Türk
Millî Takımı’nın bu başarısı futbol dünyasında görüşülecektir, konuşulacaktır. Ancak, bu zorluğu
başarırken çocuklarımız mesleki kariyerlerini hiç dikkate almadan 70 milyon
Türk insanını temsil etmenin yüksek duygusuyla hareket ettiler ve güçlerini çok
zorladılar, güçlerinin sınırlarını aştılar. Bu sebeple bazıları sakatlandı,
bazıları sarı kart ve kırmızı kart görmek zorunda kaldı. Şu anda 10 sarı kart
ve 1 kırmızı kartla turnuvanın en çok kart gören takımıyız. Sakatlıklar
itibarıyla da en çok sakat veren bir takımız. Şimdi, Fatih Terim’in elinde on
üç futbolcu var, 13 tane kahraman var. Bu 13 kahramanla Millî Takımımızı sahaya
sürecek ve Almanya’ya karşı mücadele edecekler. Sayın
milletvekilleri, Değerli Başkanım; bir söz var: “Futbol sadece futbol
değildir.” Evet, futbolun sadece futbol olmadığı, sadece stadyumlarda kalmadığı
bir kez daha ortaya çıktı. Birçok yansımaları var. Örneğin, bu organizasyonun,
Millî Takımımızın Avrupa Şampiyonası’na katılmasının ekonomimize doğrudan
etkisinin 500 milyon dolar olduğu hesap edilmektedir. Tekstil, elektronik ve
diğer sektörlere doğrudan katkısı 500 milyon dolar civarındadır. Bunun
ülkemizin imajına, tanıtımına ve diğer sektörlere yapacağı katkılar hariçtir.
Yunanistan 2004 yılında şampiyon olduğu zaman 2,5 milyon kişi daha ilave olarak
Yunanistan’ı görmeye gitti, yani turizm potansiyeline 2,5 milyon yeni insan
daha katıldı. Mutlaka futbolumuzun bu başarısı, ülke ekonomisi başta olmak üzere,
diğer sektörlere yansıyacaktır. Bundan da büyük bir mutluluk duyacağız. Tabii, bu başarı
hepimizde büyük bir sevinç yarattı. Yurt dışında yaşayan gurbetçi
vatandaşlarımız, diyelim ki, Balkanlardan Uzak Doğu’ya kadar bu topraklara en
ufak sempatisi olan kişiler, Türkiye’yi sevenler Türkiye’nin bu başarısından
büyük bir mutluluk duydular. Avrupa’nın bütün başkentleri âdeta kırmızı-beyaz
gelincik tarlasına dönüştü. Viyana sokakları Bağdat’tan farksızdı. Bern, Basel, İsviçre, Kızılay’dan ve ülkemizin bu alandaki
kutlama yapılan alanlarından farksızdı. Şunu fark ettik: Başarıya susamışız,
başarıya ihtiyacımız var. Umarım millî takımımızın yaratmış olduğu bu başarı
iklimini diğer sektörlerde de devam ettirebiliriz ve milletimizi bu anlamda
sevindirebiliriz. Sayın Başkan,
değerli arkadaşlarım; Türk Futbol Takımının bu başarısı birçok hususa da
sirayet etti. Örneğin, Almanlar vatandaşlık politikalarını ve göç
politikalarını sorgulamak zorunda kaldılar. “Niye Hamit Alman Millî Takımı’nda
oynamıyor da Türk Millî Takımı’nda oynuyor” diye entegrasyon
politikalarını, göç politikalarını ciddi bir şekilde gözden geçirme ihtiyacında
olduklarını gördüler. Şu anda kendi iç politikalarında bunu yoğun bir şekilde
tartışıyorlar. Bunun dışında,
İsviçre’de oynayan 3 Türk çocuğu var. Bir tanesi, bize gol atan Hakan Yakın;
Avusturya’da oynayan 2 çocuğumuz var. Dolayısıyla bunlar da o millî takımlarda
oynasalar bile bizim gururumuz oldu, başarılı sporcular, başarılı oyuncular.
Onlar da turnuvaya değişik bir renk kattılar. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tabii, bu kutlamaları yaparken ölçülü olmak, bu
başarıya gölge düşürmememiz lazım. Şundan büyük memnuniyet duyuyorum: Yurt
dışında, maç izlemeye gelen vatandaşlarımız büyük bir centilmenlik içerisinde
maçları izlediler, hiçbir taşkınlığa mahal vermediler; İsviçrelilerle,
Portekizlilerle, Hırvatlarla, Çeklerle yan yana maçları seyrettiler ama hiçbir
taşkınlığa, sportmenlik dışı bir davranışa şahit olmadık, bundan da büyük bir
mutluluk duyuyoruz. Ancak, ülkemizde maalesef, geçmiş dönemlerde olduğu gibi,
bu kutlamalar sırasında ateşli silahların kullanılması bizi, hepimizi üzmüştür.
Emniyet Genel Müdürlüğümüzün vermiş olduğu bilgiye göre, 11 Haziran-20 Haziran
2008 tarihleri arasında oynanan millî maçlar sonrası ülkemizde yapılan
kutlamalar esnasında, on ilde meydana gelen silahla ateş edilmesi olaylarında
toplam 30 vatandaşımız maalesef yaralanmıştır, şu ana kadar bir ölüm olayı
meydana gelmediği belirtilmektedir. Emniyet mensuplarımız, meskûn mahalde silah
kullanan bu vatandaşlara gerekli cezai yaptırımları derhâl uygulamışlar ve
silahlarına el konmuştur. Ama bir kez daha bu kürsüden
hepimiz adına ifade etmek istiyorum ki, bütün vatandaşlarımız, lütfen,
kutlamaları, asla ve asla sportmenlik dışında, hele hele
silah gibi bir araçla kutlama yolunu denemesinler, bunu kendilerinden rica
ediyoruz; yoksa bu büyük coşkuya, bu büyük sevince büyük bir gölge düşürürler
ve hepimizi bu sevinçten mahrum bırakırlar, kendilerinden bunu özellikle rica
ediyoruz. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; çarşamba günü A Millî Futbol Takımı’mız
Almanya’yla yarı final maçı oynayacak. Demin de ifade ettim, kadromuzda 9
cezalı ve sakat futbolcu bulunuyor. Şimdi, futbolu bilen arkadaşlarımız gayet
iyi değerlendirecektir ki 23 kişilik bir kadroda 9 kişinin sakat ve cezalı
olması rakip takıma çok büyük avantaj sağlayan bir husustur; bunu, futbol
otoriteleri, tarafsız gözle baktıkları zaman çok açık bir şekilde
göreceklerdir. Biz de şu andaki duygularımızdan bir an arınıp Millî Futbol Takımı’mızın bu eksik ve cezalı durumunu görmeliyiz, bu bir
dezavantajdır. Ancak tabii, gönlümüz arzu ediyor ki imkânsızı başarsınlar,
geçmiş maçlarda olduğu gibi tekrar geriden gelip başarı kazansınlar, goller
atsınlar ve rakiplerini elesinler. Şimdi, hepimizin
gönlünden geçen şudur ki, sahaya çıkacak 11 millî futbolcu sorumluluklarının
farkındadırlar, 70 milyon insan adına oynadıklarının farkındadırlar. Bu
bilinçle, bu sorumlulukla sahaya çıkacaklardır ve nefeslerinin sonuna kadar o
millî formanın hakkını vereceklerdir. Ancak maçın sonucu ne olursa olsun, bu
çocukları biz her türlüsüyle bağrımıza basmaya hazırız. Onun için millî
takımımıza çarşamba günü Almanya’yla oynayacakları millî maçta üstün başarılar
diliyoruz ve Türkiye’ye yaşattıkları bu sevinçten dolayı, Türkiye’de
yarattıkları bu güzel iklimden dolayı onlara binlerce teşekkür ediyoruz. Başka
ülkeler bu şekilde bir iklimin yaratılması için milyarlarca dolar para
harcıyorlar, ülkedeki birlik ve dirliği kurmak adına özel projeler yapıyorlar
ama bu, maliyeti çok ucuz, 11 kahraman Türk çocuğunun Türk milletine güzel bir
hediyesidir. Bu birlik, beraberlik atmosferini -sadece kendi sınırlarımız
içerisinde değil- Balkanlardan Orta Asya’ya kadar uzanan bu büyük iklimde
yaratmış oldukları bu güzel havayı bizim değerlendirmemiz lazım, bunun
çıktılarını almamız lazım, bunun üzerine güzel projeler inşa etmemiz lazım. Bu
bir nefeste harcanacak bir atmosfer değildir çünkü hani bazen söylüyorlar, hep
birlikte bir direnç gösterdiğimiz zaman, bir dayanışma gösterdiğimiz zaman “Ya,
eyvah, Türkiye’de yine millî duygular yükseldi, vatanseverlik yükseldi. Bu,
Avrupa Birliğine girme konusunda sıkıntılı olur.” filan diyenler, bunun için
özel gayret sarf edenler, uğraşanlar gördüler ki bu topraklarda doğanların yüreklerindeki
bu sevgiyi, bu vatanseverliği, bu yurtseverliği, bu milliyetçiliği sökmek
mümkün değil. Bu bizim satın aldığımız bir şey değil, bu bizim tarihimizin,
coğrafyamızın ilmik ilmik bize dokuduğu güzel bir
mozaiktir. Onun için bundan bir şekilde vazgeçmek mümkün değil. Zaman zaman külleniyor ama işte, böyle başarılar kazandığınız
zaman bütün berraklığıyla, bütün güzelliğiyle bu duygular ortaya çıkıyor. Bu
bizim yaşama azmimizdir. Avrupa Birliğinde
bir kez daha gördük ki dünya, ulusların mücadelesidir, ulusların rekabet
alanıdır. Bu rekabet alanının da en somut, en görsel platformu futboldur. Bu
acımasız yarış ekonomide var, kültürde var, her şeyde var. Avrupa Birliğine
gelen takımların çoğu Avrupa Birliği üyesiydi, Avrupa Birliği vatandaşıydı ama
orada gördük ki Portekiz, Portekiz’in millî duygularını, Çek, Hırvat, herkes
kendi benliklerini en iyi şekilde yaşamak ve yansıtmak için elinden geleni
gösteriyor, istiklal marşlarını, millî marşlarını büyük bir coşkuyla
söylüyorlar. Bütün bunlar bize
gösteriyor ki millî duygularımızla birlikte evrensel değerleri örtüştürerek
dünya milletler arasındaki rekabet yarışında güçlü kalmamız lazım. Bizi güçlü
kılacak en büyük dinamizmlerden biri de bu millî birlik ve beraberlik
duygusudur. Onun için, kahramanlarımıza, böyle bir duyguyu tekrar
canlandırdıkları için çok teşekkür ediyorum. Fatih Terim başta olmak üzere
bütün futbolcularımıza, teknik heyete, Futbol Federasyonumuzun eski ve yeni
başkanlarına, siyasi partilerimizin sayın genel başkanlarına, grup başkanlarına,
herkese şükranlarımı sunuyor, millî takımımıza çarşamba günü üstün başarılar
diliyor, hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (Alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bakanım. Duamız, ümidimiz,
şampiyonluk kupasını millîlerimizin alarak Türkiye’ye dönmesidir. Ay yıldızlı
bayrağımızı göndere çekmeyi canı gönülden ümit ediyoruz ve dua ediyoruz. Gündem dışı
üçüncü söz, organize sanayi bölgelerindeki doğal gaz indiriminin iptal edilmesi
hakkında söz isteyen Çorum Milletvekili Cahit Bağcı’ya
aittir. Sayın Bağcı,
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar) Bu kadar millî
heyecandan sonra doğal gaz nasıl olacak bakalım! 3.- Çorum Milletvekili Cahit Bağcı’nın,
organize sanayi bölgelerindeki doğal gaz iskontosunun
iptal edilmesine ilişkin gündem dışı konuşması ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet
Hilmi Güler’in cevabı CAHİT BAĞCI
(Çorum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; organize sanayi bölgelerindeki
doğal gaz iskontosunun yüzde 3’ten yüzde 1’e
indirilmesi üzerine gündem dışı söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlarım. Değerli
milletvekilleri, ülkemizde ticaret ve sanayinin gelişmesi yönünde atılan
adımlar, cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren sürdürülmektedir. Sanayi
bölgelerinin yüksek standartlarla işletilebilecek şekilde planlanmaya
başlanması sonucu organize sanayi bölgeleri kavramı doğmuştur. Organize sanayi
bölgeleri, ihtisaslaşmış sanayilerin bir arada üretim yapmalarının sağlayacağı
imkânlardan faydalanmak amacıyla geliştirilmiş bir sanayileşme yöntemi ve
aracıdır. Organize sanayi bölgeleri, kısaca, devletin işletmeleri bir araya
getirerek çevreye verilen zararın azaltılmasının yanında onlara daha uygun
imkânlar yaratarak düşük faizli kredi sağlamak, doğal gaz ve elektrik gibi bazı
maliyet kalemlerinde indirim yapmak ve benzeri destekler aracılığı ile bu
işletmelerin belirli bölgelerde toplanmaya çalışılması sonucu oluşmuşlardır.
Toplu hâlde üretim faaliyetlerinde bulunmanın sonucu, dışsal ekonominin
etkisiyle kaynak kullanımında da daha rasyonel olunmaktadır. Organize sanayi
bölgeleri ve küçük sanayi siteleri, genel anlamda elektrik, yol, su, kanalizasyon,
haberleşme, banka, postane, ilk yardım istasyonu, eğitim ve araştırma
merkezleri, destek hizmeti gibi kolaylıklara sahip olan ve işletmelere uygun
bir konumda iş yeri sağlayan iş merkezleridir. Organize sanayi bölgelerinin bir
diğer önemi, bölgeler arası kalkınma farklılıklarını azaltarak göçü
önlemesidir. Değerli
milletvekilleri, organize sanayi bölgelerinin işletmelere sağladığı başlıca
avantajlar şunlardır: Altyapısı hazır ucuz arsa olanağı, arsa bedelini taksitle
ödeme kolaylığı, yapı ruhsatı harcı istisnası, yapı kullanma izin harcı
istisnası ve her yıl teşvik kararnameleriyle getirilen yatırım indirimi, gümrük
vergisi muafiyeti, fon maliyetlerinin daha düşük oranda alınması gibi ek
ayrıcalıklardır. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye'nin sosyoekonomik durumu dolayısıyla organize
sanayi bölgelerinin düzgün bir şekilde hayata geçirilmesi önem teşkil
etmektedir. Organize sanayi bölgelerinin gelişmesi önündeki iç ve dış engeller
birer birer kaldırılmaktadır. Ancak 1 Mart 2008 tarihi
itibarıyla BOTAŞ Genel Müdürlüğünün organize sanayi bölgelerine verdiği doğal
gaza uyguladığı yüzde 3’lük indirimi yüzde 1’e düşürmesi, OSB’lerimiz için,
OSB’lerimizin yasalardan aldığı yetkiyle tek durak ofis olarak Türk sanayisine
minimum maliyet, maksimum verimlilik ilkesiyle hizmet vermeye çalışması önünde
önemli bir engel olmuştur. 2003 ve 2004 yıllarında yüzde 3,85; 2005, 2006,
2007’de yüzde 3 olarak uygulanmıştır. BOTAŞ’ın 2007
doğal gaz satışının yüzde 10’una isabet eden 3,8 milyon metreküp doğal gaz
miktarı, kırk yedi organize sanayi bölgesi tarafından tüketilmektedir. Öte
yandan, BOTAŞ’ın sanayi için 2007 yılı doğal gaz satışının yüzde 51’ini, yani
7,5 milyon metreküpünü organize sanayi bölgeleri tüketmektedir. Organize sanayi
bölgelerinin mütevazı bütçesi içinde önemli bir gelir kaynağı olan bu yüzde
2’lik iskonto tutarı, BOTAŞ gelirleri içerisinde çok
küçük bir yer tutmaktadır. Çünkü organize sanayi bölgeleri BOTAŞ’tan aldıkları iskontoyu bölge içerisindeki doğal gaz şebeke ve yeni
şebeke inşası, yeni abonelikler tesisi, şebeke bakım-onarımı, yedek malzeme,
istasyon bakımı, personel istihdamı gibi konularda kullanmaktadırlar. Ancak,
söz konusu tarihten itibaren organize sanayi bölgelerinin bu hizmetleri üretme
imkânı zayıflamıştır. Unutulmamalıdır
ki, organize sanayi bölgeleri 2008 bütçelerini çoktan yapmışlardır ve altyapı
yatırımlarını yapmakta ve borçlanmaktadırlar. Birçok organize sanayi bölgesi
yüzde 3’lük indirimi göz önünde bulundurarak banka kredisi kullanmıştır ve
uygulama dolayısıyla zarara uğramaktadır. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sadece Çorum Organize Sanayi Bölgesinde faaliyette
bulunan işletme sayısı 78, istihdam edilen kişi sayısı 5.250’dir. Hâlihazırda
Çorum’da 41 işletmeye tahsis yapılmış, bunlardan 16 tanesine ruhsat verilerek
inşaatı başlamıştır. 25 adet proje safhasında işletme bulunmaktadır. (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun
efendim, konuşmanızı tamamlayınız. CAHİT BAĞCI
(Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan. Çorum Organize
Sanayi Bölgesinin Mart 2008’den bu yana yaşadığı kayıp ve kaçaklar, sıcaklık
değişimleri ve benzeri sebepler nedeniyle zararı 6 milyar YTL’nin
üzerindedir. Organize sanayi bölgelerinin hizmet giderlerini karşılaması
amacıyla BOTAŞ’ın sanayi tarifesinden yüksek bir fiyata doğal gaz satmaya
zorlanması rekabet piyasasına da uygun olmayacaktır. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kendi kendini yöneten, geliri olan, 1 milyon 150 bin
kişilik istihdam sağlayan, sanayicisi yararına yatırım yapabilen organize
sanayi bölgeleri yönetimlerinin bütçeden pay almak için çabalamalarıyla karşı
karşıya kalacağız. Organize sanayi bölgelerinin tek sayaçtan ölçülen doğal gaz
bedelini muntazam olarak BOTAŞ’a ödemekte, buna karşılık ödeme yapamayan sanayiciler
finanse edilmektedir. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; organize sanayi bölgelerinin ülke kalkınmasındaki
önemini de düşündüğümüzde hâlihazırdaki uygulamanın özellikle OSB’ler
yönetimlerince yeni işletmelere yönelik tahsis ve projelendirme süreçlerine
olumsuz etki yaratacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, hiçbir şekilde başka
geliri olmayan OSB’lere uygulanan doğal gaz iskontosunda
yaşanan sorunun bir an önce çözülmesi dileklerimle hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bağcı. Gündem dışı
konuşmaya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Mehmet Hilmi Güler cevap
vereceklerdir. Buyurun Sayın
Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar) ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Çorum
Milletvekili Sayın Cahit Bağcı’nın konuşmasına Sayın
Zafer Çağlayan Bey adına cevap veriyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Burada tabii
Sayın Milletvekilimiz organize sanayi bölgeleriyle ilgili önemli bir noktaya
dokundular. Bu noktada birkaç açık kısım var, onlara ilaveten bazı katkılarda
bulunmak istiyorum. Sebebi de şu: Çıkan yeni kanunlarla bu düzenlemeleri yapmak
durumundaydık. Biz, aslında, doğal gazı yaygınlaştıran bir Hükûmet
olarak, göreve geldiğimizde 9 vilayette doğal gaz vardı, biz bunu 59 vilayete
çıkardık -bu önemli bir rakam- ve yeni projelerle de bunu yaygınlaştırmaya
çalışıyoruz. Bunlar içinde en önem verdiğimiz yer de tabii ki organize sanayi
bölgeleri çünkü organize sanayi bölgelerine biz elektriği de ucuz veriyoruz
özel bir tarifeyle. Hükûmetimiz, bilhassa sanayinin
kalkınması çerçevesinde, bu amaca uygun olarak böyle bir uygulamayı yapıyor.
Ancak yeni kanunla bazı değişiklikler oldu, dağıtım şirketleri de bu işin içine
girdiler. Dolayısıyla, bir haksız rekabetten bahsedilir oldu yaygın bir şekilde
ve şikâyetler oldu. Bunun dışında,
çapraz sübvansiyonlar zaten söz konusu değil. Yani organize sanayi bölgesi
içindeki sanayicilerimizin OSB dışındaki sanayiciler tarafından sübvanse
edilmesi de söz konusu olamayacağı için, biz burada, hepsi aynı seviyede olsun
istedik ve tedricen de 3’ten 1’e düşürdük bunu. Yani OSB dışındaki
sanayicilerimizin OSB’deki sanayicilerimizi finanse etmesi uygulaması büyük
ölçüde ortadan kalktı. Ayrıca diğer ülkelerde de, Avrupa Birliği
uygulamalarında da bu çapraz sübvansiyon bulunmamakta. Ayrıca bunun bir makul
sebebi de yok. Bu arada,
BOTAŞ’ın tekel konumu da ortadan kalktı. Bu çok tartışma konusudur. Yani “BOTAŞ
tekel.” falan deniliyor, BOTAŞ artık tekel değil. Hem dağıtımda özel şirketler
bu görevi büyük ölçüde paylaştılar, ayrıca da tedarik konusunda da kontratların
4 milyar metreküpünü devrettik biz. Şimdi, bu BOTAŞ’a ilaveten yeni şirketler
çıktı tedarik konusunda da, dağıtım konusunda da. Her iki durumda da tekel
konumu sona erdi. Bu bakımdan onların da şikâyetleri söz
konusu. Yani burada farklı uygulamalarla, değişik standartlar, çifte
standartlar uygulayamıyoruz. Ayrıca, abone ve
serbest tüketici olmak üzere iki kategori var biliyorsunuz. Abonelerin
kullandıkları doğal gazı dağıtım şirketinden alma mecburiyeti var, serbest
tüketiciler ise tedarikçisini seçme hakkına sahip. Dolayısıyla, burada,
organize sanayi bölgeleri de serbest tüketici kategorisine girdiği takdirde
kendi gazını istediği yerden alma durumu var. Bu bakımdan artık BOTAŞ’ın bir
tekel durumu söz konusu değil. Ayrıca biz daha
evvelden bunları yaygınlaştırmak için, bu Kanun çıkmadan önce organize sanayi
bölgelerine doğal gazı götürdük, dağıtım hatlarına katkıda bulunduk, onların
ölçüm aletlerine, hepsine, altyapısına yardımcı olduk. Ancak dediğim gibi,
şimdi artık bu söz konusu olamıyor. Bunu da ayrıca ifade etmekte yarar var. Bunun dışında
rekabete aykırı düşmesi en büyük eleştiri konusuydu. Bu bakımdan biz piyasa
koşullarını da dikkate alarak OSB’lere doğal gaz satış fiyatını, indirim
oranını yüzde 1’e düşürdük. Bu arada şunu da söyleyeyim: Buna rağmen, doğal gaz
hâlen en ucuz yakıtlardan bir tanesi, diğer yakıtlarla mukayese ettiğimiz
zaman. Eğer birim enerji bazında olaya bakacak olursak fuel-oil’den yüzde 108 daha ucuz, motorinden yüzde 329 daha
ucuz, kalorifer yakıtından yüzde 183 daha ucuz, LPG’den
de yüzde 359 daha ucuz, bu kalorifik bazda olaya bakarsak. Bunun dışında,
ayrıca biz uyguladığımız enerji politikasının gereği olarak da şu anda
Avrupa’da en ucuz doğal gazı kullandıran ülkelerden bir tanesiyiz. Yani biz
elektrikte de doğal gazda da -bu hep söyleniyor, “pahalı” filan deniyor-
Türkiye olarak hem doğal gazı hem elektriği en ucuz kullanan ülkelerden bir
tanesiyiz. Bunu da rakamlarla size ifade edeyim: Bir kere Avrupa Birliğinin
istatistik kurumu Eurostat’ın rakamlarıyla
söyleyeceğim. 27 ülke içinde KDV hariç bakarsak sanayide biz 6’ncı durumdayız
ucuzlukta yani geri kalan ülkeler bizden daha pahalı. Bizim rakamımız 7,41
Euro/gigajoule, ortalama ise 11 civarında. Evlerde,
eğer konutlarda bakarsak yani normal vatandaşımızın kullandığı doğal gaza
bakacak olursak da burada 4’üncü durumdayız yani bizden daha pahalı 23 ülke
var, biz bunu da tespit ettik. Ayrıca, vergi
hariç olarak söyledim, vergi dâhil olarak bakarsak, burada da konutta yine
4’üncü durumdayız doğal gazda. Hâlbuki, bildiğiniz
gibi göreve geldiğimizde petrolün varil fiyatı 22 dolardı, şu anda 140 doları
bulduğu hâlde, yani yaklaşık 7 kat arttığı hâlde, biz, bunu, hem halkımıza hem
sanayicimize hem ihracatçımıza hem dar gelirli vatandaşımıza yük olmasın diye
çok makul seviyelerde tuttuk, buna rağmen de zarar etmeden bunu yaptık, verimli
çalışarak. Ve bu arada da önemli yatırımları gerçekleştirdik. Dediğim gibi 9
ilden 59 ile çıkardık. Şahdeniz devreye girdi. Nabucco Projesi şu anda büyük bir hızla devam ediyor, biraz
sonra bununla ilgili bir toplantıya da katılacağız. Biz elektrikte de
benzer şeyleri yaptık. Elektrikte üretim yüzde 58 arttı, yani biz, üretim artış
oranında, hem doğal gazda hem elektrikte, dünyada Çin’den sonra 2’nci
durumdayız, bunu da bizler gerçekleştirdik. Elektriğin yüzde 58’i bizim
dönemimizde, yani altmış yılda üretilen elektriğin yüzde 58’i bu dönemde oldu.
Doğal gazda da yüzde 140 arttı, bu senenin sonunda bu rakam yüzde 150’ye
ulaşacak, yani 15 milyar metreküpten aldık, geçen sene 37 milyar metreküpe
çıktı, bu sene de nasip olursa bu 39’a yaklaşacak. Dolayısıyla, bu çalışmalarda
gene aynı düşünce ve politikanın gereği olarak bunu gerçekleştirdik. Bu arada, bütün
yumurtaları bir sepete koymamak için de Rusya, İran, Cezayir ve Nijerya’nın
dışında yeni kaynakları devreye sokmaya çalışıyoruz, bunlardan bir tanesi Şahdeniz’de devreye girdi ve biz, kardeş Azeri gazını,
Azerbaycan’ın gazını kullanıyoruz. Mısır gazını Türkiye'ye getirmek üzere
çalışmaları sürdürüyoruz. Bu arada Irak’la ilgili güzel gelişmeler var ve
Türkiye Petrolleri ayrıca Irak’ın listesine dâhil edildi, o da büyük bir enerji
diplomasisi çalışmasının sonucu olarak gerçekleşti. Kısacası, dışa
bağımlılığımızı azaltacak çalışmaları da bu çerçeve içinde geliştirmeye
çalışıyoruz. Hepinize saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Bakan. Gündeme
geçiyoruz. Sayın
milletvekilleri, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Nazım Ekren, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan
sorulardan 1, 2, 3, 6, 9 10, 12, 28, 30, 32, 34, 39, 40, 45, 46, 51, 52, 53,
57, 71, 74, 144, 149 ve 161’inci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak
istemişlerdir. Sayın Bakanın bu talebini sırası geldiğinde yerine getireceğim. Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır. Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır. Önergeleri
okutuyorum: VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ 1.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan ve 19
milletvekilinin, ATAK Helikopter Tedarik İhalesi ile ilgili iddiaların
araştırılarak sürdürülebilir koruma için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/224) Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına ATAK Helikopter
Tedarik İhalesi ile ilgili iddiaların araştırılarak, alınacak tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasamızın 98 ve içtüzüğün 104 ve 105. maddeleri
gereğince Meclis Araştırması Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.
Gerekçe: Atak Helikopter
Tedarik ihale şartnamesine kazanan firmanın imzalayacağı standart olduğu ifade
edilen bir kontrat metni konulmuştur. Dünyanın önemli helikopter üreticileri bu
standart kontrat metninin bazı maddelerinde değişiklik talep etmişler ancak ihale
makamı hiçbir değişiklik olmayacağını belirtmiştir. Bu durumda 2,5 (iki buçuk)
milyar dolar bedelli bu ihaleye önemli helikopter üreticileri teklif
verememişler ve rekabet şartları sağlanamamıştır. Bu konunun açıklığa kavuşması
gerekmektedir. Çünkü çok önemli ve çok pahalı bir projenin her aşaması
açıklanabilir olmalıdır. İhalenin son
aşamasında 2 (iki) firma kısa listeye kalmıştır. - Agusta Westland : İtalyan - DENEL
: Güney Afrika DENEL teknik puan
olarak önde ve 350 milyon dolar daha düşük fiyat teklif etmiştir. En son ve en
iyi teklif (BAFO : Best and Final Offer) istendiğinde,
tüm ihale mevzuatlarına aykırı olarak DENEL fiyatını azaltmak yerine, 700 (yedi
yüz) milyon dolar arttırarak karşı tarafın kazanmasını sağlamıştır. Bu durumun
neden kaynaklandığının ortaya çıkarılması gerekmektedir. Ayrıca en iyi teklif
yapılma aşamasında böyle bir fiyat artırımı normal görünmemektedir. Aksine
fiyat azaltılması veya en azından aynı fiyatta kalınması gerekir. Teknik
değerlendirmede en düşük puanı Agusta Westland-İtalyan firmasının aldığı bilinmektedir. Buna
rağmen bu firmaya helikopterini geliştireceği ve yeni bir motor adapte edeceği
taahhüdü esas alınarak ihale verilmiştir. Oysa bu husus yüksek maliyet ve ilave
zaman unsurlarını ihtiva eden yeni bir tasarım ve sertifikasyon
gerektirmektedir. Yukarıda
belirttiğimiz hususlar çerçevesinde savunma gibi son derece stratejik ve milli
bir konuda yapılan bu ihalenin Meclisimiz tarafından anayasanın 98 ve içtüzüğün
104 ve 105. maddeleri uyarınca araştırılarak, sonuçlarının kamuoyuyla
paylaşılması gerekmektedir. 2.- Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun ve 23
milletvekilinin, yaş sebze ve meyve başta olmak üzere tarım ürünlerindeki gıda
güvenliği konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/225) Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Ülkemizde yaş
sebze meyve ihracatında ve iç piyasada yaşanan sorunların tespit edilmesi ve
gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Anayasanın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün 104
ve 105 inci maddeleri gereğince "Meclis Araştırma Komisyonu"
kurulmasını saygılarımızla arz ederiz. 7.06.2008
Gerekçe: Uluslararası
alanda yaşanan gelişmeler doğrultusunda tüketicilerin çevreye dost, insan
sağlığına duyarlı güvenli gıda talepleri, tarımsal arzı yönlendiren en önemli
etken haline gelmiştir. Tüketicilerin bu talepleri, uluslar arası ticareti de
etkilemekte ve tüm uluslar satın alacakları ürünlere karşı güveni artıracak
teknik tedbirlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır. Bu gelişmeler
özellikle herhangi bir işleme tabi tutulmadan tüketilen yaş meyve ve sebzenin,
üretim teknikleri şeklini önemini kılmaktadır. Özellikle ihracatta bulunduğumuz
Avrupa ülkeleri, yaş meyve ve sebze sektöründe EurepGAP
(GlobalGAP), BRC vb. sertifikaları talep etmeye
başlamıştır. Bu talep sadece AB ülkeleri ile sınırlı kalmamakta, her hangi bir
sertifika adı ile anılmasa da özellikle Rusya gibi ülkelere yaptığımız yaş
meyve ve sebze ihracatında da benzer sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bugün için
Rusya zirai ilaç kalıntısından kaynaklanan sorunları gündeme getirmektedir.
Ancak çok yakın gelecekte, artan gelirine paralel olarak fiyatı uygun olan her
hangi bir sebzeyi, meyveyi değil de, daha kaliteli sebzeyi, Bu sebzenin nerede
üretildiğini, Üretim aşamasında hangi üretim tekniklerinin kullandığını, Hangi
gübrenin, hangi zirai ilacın uygulandığını sorgulayacaktır. Bu durumda ülkemiz, Dünya'da yaşanan değişim ve gelişmelerin ışığı
altında hem ulusal beslenmesini sürdürülebilir bir şekilde güvence altına
alabilmek, hem de uluslar arası piyasaların talep ettiği koşullarda tarımsal
ürün ihracatında bulunabilmek için uygun üretim tekniklerini ve standartlarını
oluşturmalı, bu standartlar hem dünyanın taleplerini hem de iç piyasanın
taleplerine hitap etmelidir. Ülkemizde, yıllık
ortalama 25 milyon ton sebze ve 15 milyon ton meyve üretilmektedir. Üretilen
meyve ve sebzenin ancak 2.1 milyon tonu (yüzde 5'i)
doğrudan ihraç edilmektedir. İhracattan elde edilen döviz girdisi ise 1.4 milyar dolardır. Rusya Federasyonu,
ülkemiz yaş meyve sebze ihracatı açısından en büyük ve en önemli ihraç
pazarımızdır. Geçen yıl Rusya Federasyonu'na 501 milyon dolarlık yaş
meyve-sebze ihraç eden Türkiye, bu yılın ilk 5 ayında da 322 milyon dolarlık
ihracat yapmıştır. Türkiye'den her yıl ihraç edilen meyve ve sebzenin % 35'i
Rusya'ya gitmektedir. Dünya'da yaşanan
gelişmeler, geleceğin en önemli sektörünün tarım, stratejik ürünün ise gıda
olacağını göstermektedir. Gıda arzını sağlayan tarımsal üretimi yönlendiren en
önemli unsur da tüketici talebi olmaktadır. Tüketiciler ise kendilerine sunulan
ürünün güvenli olduğuna dair kanıtları aramaktadır. Bu durumda Türkiye,
Dünya'da yaşanan değişim ve gelişmelerin ışığı altında hem ulusal beslenmesini
sürdürülebilir bir şekilde güvence altına alabilmek, hem de uluslar arası
piyasaların talep ettiği koşullarda tarımsal ürün ihracatında bulunabilmek için
doğru üretim tekniklerini yaygınlaştırarak devam ettirmelidir. Bununla ilgili
çalışmalar ülkemizin AB uyum çalışması içerisinde yapılmakta olup, bu konunun
ciddiyetini ve eksikliklerinin bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Bu
kapsamda gerekli mevzuatların ilgili kurumlar tarafından bir an önce
çıkarılması, üreticilerimizin altyapılarının iyileştirilerek desteklenmesi,
çiftçilerimizin eğitimi ve bilinçli tüketici kitlelerinin oluşması çok önem
kazanacaktır. Bu itibarla,
ihracatta yaşanan sorunların giderilmesi, iç piyasada tüketilen ürünlerin gıda
güvenliğine uygun üretilmesi, çitçilerimizin uygulamada yaşadıkları sorunların
ve gerekli alt yapı tedbirlerinin alınabilmesi ve standartları olan bir ülke
olabilmemiz için bu konuda Araştırma Komisyonu Kurulmasına ihtiyaç
bulunmaktadır. 3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 34 milletvekilinin, Kahramanmaraş ilinin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/226) Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Kahramanmaraş
1.004.414 nüfusu ile Türkiye'nin 18 inci, 14.346 km²'lik
yüzölçümü ile 11 inci büyük ili durumundadır. Ülkemizin göç vermeyen nadir
illeri arasında bulunan, hatta bir miktar da göç alan Kahramanmaraş'ın acil
çözüm bekleyen sorunları bulunmaktadır. Hükümetin takip
ettiği yüksek reel faiz düşük kur politikasından vazgeçilerek üretim ve
istihdamı teşvik edici politikaların benimsenmesi şehrimizi olumlu
etkileyecektir. İlimiz sorunlarına çözüm üretilebilmesi ve gerekli tedbirlerin
alınması amacıyla Anayasamızın 98 ve İç Tüzüğün 104. ve 105. maddeleri
gereğince "Meclis Araştırma Komisyonu" kurulmasını arz ve teklif
ederiz.
Gerekçe: Kahramanmaraş
sanayisi yılda 1,5 milyar kwh elektrik tüketen dev
bir üretim merkezi olup, Türkiye'nin ilk 15 ili arasında yer almaktadır. Enerji
alt yapısının yetersizliği ve Kahramanmaraş 2 Trafo Merkezinin kapasitesini
doldurmuş olması nedeniyle neredeyse sanayiye enerji verilemez hale gelmiştir. İlimiz
havaalanının teknik eksiklikleri tamamlanmamıştır. Acil Eylem
Planında bitirilmesi hedeflenen Kahramanmaraş
Organize Sanayi Bölgesinin 5350 sayılı Teşvik Yasasının çıkması ile doluluk
oranı % 80'e ulaşmıştır. Ancak, genişleme çalışmaları kapsamındaki 3.000 dönüm
arazinin istimlâk çalışmaları yavaş yürütülmektedir. Hızlı sanayileşme sonucu
ilimizde anorganize sanayi bölgeleri oluşmuştur.
Mevcut OSB de boş parsel kalmadığından, Erkenez
Sanayi Bölgesi fiziki olarak tek başına büyük bir OSB niteliği kazanmıştır. Söz
konusu bölgenin organize sanayi bölgesi olarak ilan edilmesi için müracaat
yapılmıştır. Kartalkaya Barajı'nın %
80'inin, Mizmilli Gölünün ise tamamının Gaziantep
içme suyuna verilmesi Pazarcık ve Türkoğlu Ovasının susuz kalmasına sebep
olmuştur. Bu ovaların sulanması için hayati önem arz eden Kılavuzlu Barajı
sulamasının bir an önce tamamlanması gerekmektedir. Türkiye'nin
dördüncü büyük ovası olan Elbistan Ovasında toplam Ayrıca, termik
santralin A ünitesinin çevreye yaydığı kirlilik konusunda bir önlem alınmadığı
gibi, yapılmasına başlanılacak olan C ve D santralleri sahasındaki
kamulaştırmalarla ilgili sorunlar çözülememiştir. Kahramanmaraş'a
yılda 52 hm3 içme suyu temin etmek, Kartalkaya Barajı daha önce
suladığı arazilerin bir kısmına bugün su veremez duruma gelmiştir. Hem
Kahramanmaraşlı çiftçilerin, hem de Gaziantep'in içme suyunun çözümü Göksu
üzerine kurulacak Çetintepe Barajının yapılmasına
bağlıdır. 1992 yılında
kurulan Üniversitemizin Avşar Kampüsü
tamamlanamamıştır. Yaklaşık 20.000 öğrencinin barınma ihtiyacını karşılamak
üzere 1.500 kişilik mevcut öğrenci yurduna ek olarak Avşar Yerleşkesinde 3.000
kişilik kız, 3.000 kişilik erkek öğrenci yurdunun yapılması gerekmektedir. 400
yataklı Kahramanmaraş
altı bin yıllık tarihi, ilginç doğa yapısı, zengin bitki örtüsü, yaylaları,
arkeolojik bölgeleri, kaleleri, jeolojik özellikleri nedeniyle oluşan içme ve
kaplıcaları turizm konusunda birer önemli hazinedir. Kahramanmaraş vazgeçilmez
bir alternatif turizm alanı olabilecek konumdadır. Kahramanmaraş'ta
mesleki eğitimin istenen seviye ve niteliğe ulaşabilmesi için acilen bir
Mesleki Eğitim Kampüsü kurulması gerekmektedir. BAŞKAN –
Bilgilerinize sunulmuştur. Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır. Sayın
milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım. Buyurun. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, gündemde bir hata var efendim. Şimdi, gündemin
“Sözlü Sorular” kısmının 1’inci sırasında yer alan sorumda, iki birleşimde
cevaplandırılmadığı hâlde “Bir birleşim cevaplandırılmamış” şeklinde yazılmış,
onu düzeltiniz. BAŞKAN – Tamam,
Sayın Genç, arkadaşlarımız şu anda geldiler, o hususta bilgi verdiler. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Tamamla olmaz Sayın Başkan, doğru dürüst gündem düzenlesinler
efendim. BAŞKAN – 1’inci,
2’nci, 3’üncü sıradaki sorular iki kez cevaplandırılmamış, 4’üncü ve 5’inci
sıradaki sorular bir kez cevaplandırılmamıştır. Teşekkür ederim. Buyurun. VII.- ÖNERİLER A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ 1.- Gündemdeki sıralama ve çalışma saatleri ile “denetim”
ve "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısımlarında yer alan işlerin görüşülme
gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan
ve bastırılarak dağıtılan 255 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın kırk sekiz saat
geçmeden bu kısmın 15’inci sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna
göre teselsül ettirilmesine; 9/2 esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin
gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınarak görüşmelerinin 1/7/2008 Salı günkü birleşiminde yapılmasına; Meclis
soruşturması önergesinin görüşmelerinin bitiminden sonra gündemin “Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan
işlerin görüşülmesine; 255 sıra sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu
Tasarısı’nın, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülmesine; TBMM'nin 1 Temmuz 2008 tarihinde tatile girmeyerek yeni bir
karar alınıncaya kadar çalışmalara devam etmesine; TBMM’nin 24/6/2008 Salı günü
233 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin bitimine kadar çalışmalarını
sürdürmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Danışma Kurulu,
24.06.2008 Salı günü (Bugün) toplanamadığından, TBMM İçtüzüğünün 19 uncu
maddesi gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim. Sadullah Ergin Hatay AK
Parti Grup Başkan Vekili Öneri: Genel Kurulun;
24.6.2008 Salı günkü (bugün) birleşiminde 1 saat sözlü sorulardan sonra diğer
denetim konularının görüşülmeyerek, Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin
görüşülmesi, 25 Haziran 2008
ve 2.7.2008 Çarşamba günlerindeki Birleşimlerde, sözlü soruların görüşülmemesi,
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmında yer alan 254, 27,
81, 85, 113, 233, 256 ve 232 sıra sayılı kanun teklifi ve tasarılarının bu
kısmın 2, 3, 4, 5, 6, 7, 12 ve 14 üncü sıralarına alınması, Gelen Kağıtlar listesinde yayınlanan ve bastırılarak dağıtılan 255
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 48 saat geçmeden bu kısmın 15 inci sırasına
alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi; 9/2 esas numaralı Meclis Soruşturma Önergesinin gündemin “Özel Gündemde
Yer Alacak İşler" kısmına alınarak, görüşmelerinin 1.7.2008 Salı günkü
birleşimde yapılması, bu birleşimde sözlü sorular ve diğer denetim konularının
görüşülmemesi, Meclis Soruşturması Önergesinin görüşmelerinin bitiminden sonra
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmında yer alan işlerin görüşülmesi, 255 Sıra Sayılı
Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısının, İçtüzüğün 91. Maddesine göre Temel
Kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekte yer alan cetveldeki şekliyle
olması, TBMM'nin 1 Temmuz
2008 tarihinde tatile girmeyerek, yeni bir karar alınıncaya kadar çalışmalara
devam etmesi, TBMM’nin 24.6.2008 Salı günü (bugün) 233 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerinin bitimine kadar, 25.6.2008 Çarşamba günü 13.00-20.00,
26.6.2008 Perşembe günü 13.00-20.00, 1.7.2008 Salı günü 15.00-21.00, 2.7.2008
Çarşamba günü 13.00- 20.00, 3.7.2008 Perşembe günü 15.00-20.00 saatleri
arasında çalışmalarını sürdürmesi, Önerilmiştir. 255 Sıra Sayılı
Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı (1/ 566) BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE
SAYISI 1. BÖLÜM 1 ila 30 uncu Maddeler 30
2. BÖLÜM 31 ila 60 ıncı
Maddeler 30
3. BÖLÜM 61 ila 69 uncu Maddeler 23
(5 tane EK MADDE ile 9
GEÇİCİ MD. dahil) Toplam Madde Sayısı 83
BAŞKAN – Teşekkür
ederim. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, usulle ilgili bir şey söyleyebilir miyim? BAŞKAN – Evet,
buyurun Sayın Genç. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Efendim, şimdi, bu grup önerisinde arkadaşlarımız getirmişler, 254,
27, 81, 85… Böyle devam ediyor. Bu gündemin hangi sırasında olduğunu lütfen
yazsınlar karşısına. Çünkü, mesela ben 254 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın gündemin hangi maddesinde olduğunu görmedim. Yani bu grup
önerileri böyle gelirse milletvekilleri de hangi sırada olduklarını rahatlıkla
tespit edebilirler. Gündemde yer alıyor mu almıyor mu? Yani siz
Başkanlık Divanı olarak bunu gruplara lütfen telkin edin. Bizim karşımıza
gelen, gündemin hangi sırasının değil, hangi sıra sayılı kanunun hangi sıraya
alındığını burada belirtsinler efendim. BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Genç. Arkadaşlarımız o
hususta grup başkan vekili arkadaşlarımızı bilgilendirecekler, bilgi arz
edecekler efendim. Arkadaşlarımızın
çektiği kura sonucunda aleyhte İsa Gök, Mersin Milletvekili; Hikmet Erenkaya, Kocaeli Milletvekili. İlk söz, aleyhte,
İsa Gök, Mersin Milletvekilimiz. Buyurun Sayın
Gök. OKTAY VURAL
(İzmir) – Aslında lehte olanlar bir açıklasalardı Sayın Başkanım. BAŞKAN – Buyurun.
İSA GÖK (Mersin)
– Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Değerli
milletvekilleri, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Şimdi, zaten
Danışma Kurulu önerisi olarak özellikle AKP’den gelen tüm önerilerde klasik bir
satır var: “Denetim konularının görüşülmemesi.” Bu zaten düsturumuz. Meclis
denetim görevini yapmayacak. Bu kesin. Bir tek salı günleri bir saat sözlü
sorulara cevap verilecek, onun haricinde denetim yok. Lütfen
Anayasa’yı, Meclis İç Tüzüğü’nü açıp okuyun. Meclisin iki asli görevi var: Yasa
yapmak ve yürütmeyi denetlemek. İkinci ayağı öldürüyorsunuz, yalnızca yasa
yapmayı değerlendiriyorsunuz. İç Tüzük, madde
54, lütfen bir okuyun. Lütfen okuyun çünkü İç Tüzük tümüyle AKP tarafından rafa
kaldırılıyor, İç Tüzük uygulanmıyor. Arkadaşlar,
bakın, bu işin nereye varacağını kimse kestiremez. Ama -AKP sıralarında toplam 20 arkadaşımız
oturuyor şu anda- AKP’li vekiller dâhil hiç kimse hangi saatte Meclise neyin geleceğini
bilemiyor. Muhalefeti es geçiyorum zaten. Kimse bir şey bilmiyor. Herkes
geliyor, yalnızca iki elini koyup başının üstüne oturtuyor: Acaba ne buyurulacak? Gelen konuda da -birileri bir yerde bir şey hazırlıyor-
yalnızca el kaldırılıyor. Yahu, böyle Meclis olur mu? Ben bir yıldır buradayım,
hâlâ olayı idrak edemedim ki ben çalıştığımı sanıyorum. Ben gece gündüz
çalışmayı seven bir adamım, okurum sürekli, mümkün değil anlayamıyorum. Acaba
birileri ne buyuracaklar, ne fetva verilecek de neyi görüşeceğiz, hangi gün
hangi kanun konuşulacak, belli değil arkadaşlar. Allah aşkına, Mecliste biraz
ciddiyet, şuradaki yasama faaliyetine ciddiyet, bu millete karşı saygı. Millete
saygı “Bana oy verdiniz, artık susun.” şekliyle olmaz. Millete saygı, yapılan işin
gereğinin yapılmasıyla olur. Arkadaşlar, bugün
geldik ki Tapu Kanunu vardı. Yabancılara, özellikle yabancı tüzel kişiliklere,
Türkiye’de, alakasız bir kanunun Tapu Kanunu’na dâhil edilmesiyle yani Doğrudan
Yabancı Yatırımlar Kanunu’ndaki Anayasa Mahkemesi iptalini, “Hazır elimizde Tapu
Kanunu var, burada çözümleyelim.” diye bir önerge verdiniz geçen hafta, apar
topar komisyona getirdiniz bunu, geçirdiniz. Biz bugün Tapu Kanunu’nu görüşmeye
geldik. Çünkü verilen önergede Tapu Kanunu vardı. Tapu Kanunu ne oldu? Ne oldu
gene Tapu Kanunu? Gitti. VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) – Gelecek. İSA GÖK (Devamla)
- Bir anda sporcularla alakalı kanun gelmiş. Niye? Çünkü millî takımımız “Euro
2008”de büyük bir başarıya imza attı. YILMAZ TUNÇ
(Bartın) – Ne güzel! İSA GÖK (Devamla)
- Ne güzel! Ağzına sağlık, ne güzel! Aynen katılıyorum. Ben de sporcu bir
insanım. Ne kadar sevindik, yollara düştük. Ama bakın, konjonktüre göre kanun yapılmaz. Konjonktürel
durumlar kanun belirlemez. Şimdi o başarıdan dolayı apar topar gene bir
toplantı oldu AKP içerisinde, pat diye ön sıraya sporcularla alakalı -işte
maaştı, VIP salonu kullanmak, yeşil pasaport, unvan verilmeyle alakalı- kanun
gündeme geldi. Peki, arkadaşlar, o aslanlar gibi 11 tane yiğit sporcumuz
Hırvatistan’a elenseydi, bu sefer de Türk Ceza Kanunu’nda fıkra getirip görevi
ihmalden yargılayacak mıydınız yani, bunlara ceza mı verecektiniz? SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Öyle bir düşüncemiz yok bizim. İSA GÖK (Devamla)
– Vallahi, şimdi, bakın Sadullah Bey, konjonktüre göre tavır koyarsanız, başarı oldu,
Hırvatistan’ı eledik, haydi hemen buraya kanun getirelim, bir şeyler verelim bu
insanlara; başarısızlık, o zaman ceza verelim. Böyle bir mantığı var mı bunun
arkadaşlar? Kanun yapmanın tekniğinde böyle bir şey var mı Allah aşkına!
Konjonktüre göre, dengelere göre veya o anda birilerinin esmesine göre kanun
yapmak. SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Yok öyle bir şey. İSA GÖK (Devamla)
– Ama bunu yapıyorsunuz. Bakın, şu anda
asgari ücret 435 YTL. Bir tek teklifiniz var mı bu konuda? Bir tek çalışmanız
var mı? KEY ödemeleri hâlâ yapılamadı, günleri atlatıyorsunuz. KEY ödemeleri
konusunda konut edindirme yardımından kaynaklanan bu insanlara borcunuz var,
altı yıldır bu insanlara borcunuz var. Bunun ödenmesi konusunu şu kürsüde
konuşuyor musunuz? Hayır, onu da konuşmuyorsunuz. Arkadaşlar,
emekli ve memurların enflasyondan kaynaklanan maaş farklarını hâlâ ağzınıza
almadınız. Eğer konjonktür diyorsanız işte konjonktür
budur, budur. İnsanlar aç, insanlar maaşına gelecek zammı biliyor, bunu
bekliyor. Hâlâ bunları konuşmuyorsunuz, Hırvatistan başarımız üzerinden pay
kapmaya, Hırvatistan başarısı üzerinden şirin görünmeye çalışıyorsunuz.
Yapmayın ya! Bu manevi değerleri kullanmayın siyasette. Hakikaten hoş değil.
Kanun böyle yapılmaz, böyle kanun yapılmaz. Arkadaşlar, şu
ana kadar hanginiz bugün kaça kadar çalışacağımızı biliyordunuz? Bilmiyordunuz.
Herkes geldi ben gibi, bütün AKP’li arkadaşlar masum masum
bana bakıyorlar. Bugün arkadaşlar… AZİZE SİBEL GÖNÜL
(Kocaeli) – 20.00. İSA GÖK (Devamla)
– 20.00 değil Hanımefendi. AZİZE SİBEL GÖNÜL
(Kocaeli) – 20.00 – 21.00. İSA GÖK (Devamla)
– 20.00 – 21.00 değil. Yine bilmiyorsunuz, çünkü Grup Başkan Vekilinizin
imzasında “bitimine kadar” yazıyor. Günaydın! “Bitimine kadar” yazıyor, şu anda
okudum. Yani bakın, hiç kimse bilmiyor. Yarım saat önce “ Arkadaşlar, ön
sırada oturup laf atmayı biliyorsunuz ama akşam kaça kadar çalışacağınızı
bilemiyorsunuz, kendi grubunuzun önergesini bilemiyorsunuz. Bu hoş değil, bu
hoş değil. Bakın, burada
oturanlar milletvekili. Yoldan geçerken maç kutlamaya buraya gelmedik,
milletvekilliği yapmaya geldik, yasama organında görev yapıyoruz. Arkadaşlar,
çalışma saatlerimizi bilmiyoruz, çalışma takvimimizi bilmiyoruz. Yalnızca,
birilerine bir yerden vahiy gelip buraya kâğıtla ulaştırılmasını bekliyoruz.
Ben bunu kendime karşı aşağılanmışlık olarak görüyorum, aşağılanıyorum ben. Ben iki gün kanun
çalıştım evimde. Tapu Kanunu’nu çalıştım, temel Ceza Kanunu… Tabii konjonktür ya! Seçimlere gideceksiniz, şimdi yerel seçimler
var. Bir anda arkadaşımız, belediye başkanlarına… Gecekondulara hizmet
götürülmesini yasaklayan Türk Ceza Kanunu’nun 184’üncü maddesi vardı, yasak
getirildi. Ama olmaz! Niye? “AKP seçime gidiyor, yasağı kaldıralım. Yani ruhsatsız yerlere hizmet götüren belediye başkanlarına ceza
veren maddeyi değiştirmek lazım.” VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) – Teklifi okumamışsın. İSA GÖK (Devamla)
- Arkadaşlar, bunun adı popülizmdir. Bunun adı… Argoda
çok kelime var da şimdi onları kullanmak istemiyorum. Bunun adına “dalkavukluk”
denebilir, her şey denebilir ama bunun adına “yasama faaliyetinde ciddi kanun
teklifi vermek” denmez. Ama ne yazık ki arkadaşlar, Meclisi bu şekilde
kullanıyorsunuz. Meclisin tatile
girip girmeyeceğini bilemiyorsunuz. Aynı, bana böyle bakıyorsunuz, hepimiz
birbirimize bakıyoruz böyle. Ne zamana kadar çalışacağız? Bilmiyorsunuz. Ne
zaman tatil olacak? Bilmiyorsunuz. KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Hükûmet… İSA GÖK (Devamla)
– Efendim? KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Yürütme organı yasamaya tahakküm ediyor. İSA GÖK (Devamla)
– Bakın arkadaşlar, İç Tüzük rafa kalkarsa, İç Tüzük’ün Meclise verdiği
yetkileri orada otururken kullanmayıp bu hakkınızdan feragat ederseniz
-parantez- biattır bu biat ederseniz, bu yetkinizi
kullanmazsanız… Denetleme yetkisini muhalefet kadar iktidar vekilleri de
kullanmak zorundadır. Siz, iktidar partisinin vekili olabilirsiniz ama halkın
vekilisiniz. Bu İç Tüzük size “biat” demiyor “Sorgula.” diyor, “Denetle.”
diyor, “Önerge ver.” diyor, “Sözlü soru ver.” diyor, “Araştırma iste.” diyor
yani “Denetim yap.” diyor. Denetim yapmıyorsunuz. Koltukta oturuyorsunuz, onun
hakkını vermiyorsunuz. Hakkı, yalnızca koridorda oturup buraya koşup sağ elini
kaldırıp oy vermek değil, sorgulamaktır, her kanunu sorgulamaktır “Doğru mu
yapıyoruz, yanlış mı yapıyoruz…” Bakın arkadaşlar,
yasama burada, yürütme orada. O yüzden Meclis ayrılır. Burada halkın temsili,
yasama, burada da yürütme var. Siz bunu karıştırıyorsunuz. Burası
gibi, orası gibi, orası gibi farklı. Bunun farkına varın. Mimari olarak
değil, İç Tüzük olarak farklı, kanun olarak farklı, Anayasa olarak farklı. Arkadaşlar, çok
bir şey istemiyoruz. Biz CHP olarak tek şunu istiyoruz: Milletvekilliğinizin,
Anayasa’nın, hukuk devletinin farkına varın. Çok mu bir şey istiyoruz? Teşekkür
ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Gök. Lehte,
Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Veysi Kaynak. Buyurun Sayın
Kaynak. (AK Parti sıralarından alkışlar) VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; Türkiye
Büyük Millet Meclisi Danışma Kurulu bugün toplanamadığından, Meclis İç Tüzüğü’müzün 19’uncu maddesi uyarınca hazırlanan grup
önerimizin lehinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Grup önerimize
geçmeden önce, Avrupa Şampiyonası’nda göğsümüzü kabartan Millî Futbol Takımı’mıza bir kez daha ben de tebriklerimi sunuyorum ve
yarın yapılacak olan yarı final maçında başarılar diliyorum. Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; grup önerimiz iki haftalık bir süreyi kapsamaktadır
ve bu iki hafta içerisinde Meclisimizin gerek çalışma saatlerini ve gerekse
görüşülmesini önerdiğimiz kanun tasarı ve tekliflerini içermektedir. Özellikle, yüce Meclisimizin bugün görüşeceği kanun teklifi, Sivas
Milletvekilimiz Hamza Yerlikaya’nın Başarılı
Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun
Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu, yarın önemli bir maça çıkacak olan
ve bu sınavda da başarılı olacağına inandığımız Millî Futbol Takımı’mıza ilave bir şevk, ilave bir heyecan verecektir
diye düşünüyorum. Ayrıca, görüşülmesini istediğimiz diğer teklifler bu iki hafta
içerisinde: Tapu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı,
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Ukrayna Bakanlar
Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasına İlişkin Kanun Tasarısı, Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Genel
Komutanlığı ile Ukrayna İçişleri Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında
Güvenlik Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolünün
Onaylanması gibi beş uluslararası anlaşma ile Partimiz Grup Başkan Vekili Sayın
Nihat Ergün ve 16 arkadaşının İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe
Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi, Elektrik Piyasası
Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı, Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik
ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,
Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı yer almaktadır. Bu tekliflerden,
tasarılardan, İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi
Gelirlerinden Pay verilmesi Hakkında Kanun Teklifinin ne kadar önemli olduğu
aslında bütün milletimiz tarafından bilinmektedir. Yaz sezonu, yaz mevsimi,
belediyelerimiz ve özel idarelerimizin aynı zamanda çalışma sezonudur. Bu
tasarı ve tekliflerin bir an önce yasalaşması o sebeple çok önemlidir ve çok
hayırlı olacaktır. Yine Meclisimiz bu iki hafta içerisinde, bugün 233 sıra sayılı
Kanun Tasarısı’nın görüşülmesinin bitimine kadar, çarşamba ve perşembe günleri
13.00-20.00 saatleri arasında, gelecek hafta da salı günü 15.00-21.00, çarşamba
günü 13.00-20.00 ve perşembe günü de 15.00-20.00 saatleri arasında
çalışacaktır. Gizli saklı
hiçbir şey yoktur. Benden önce söz alan Değerli Milletvekilimiz, Mersin
Milletvekili Sayın İsa Gök, az önce, Ceza Kanunu’nda bir değişiklik yapılmak
istendiğini ve bununla gecekonduların önünün açılmak istendiğini, parantez
içinde “dalkavukluk” yapılmaya çalışıldığını söylediler. İsa Bey’in
hukukçuluğuna güvenirim. Teklifi bir kez daha okumasını tavsiye ediyorum çünkü
yarın Adalet Komisyonunda birlikte görüşeceğiz. Görecektir ki hiçbir
gecekonduya, hiçbir kaçak yapıya hiçbir af içermemektedir. Tamamen inşaat
ruhsatına uygun yapılmış binaların yapı kullanma izni almalarındaki
gecikmelerden dolayı elektrik, su aboneliklerinin verilmesi hâlinde,
verilmesine izin veren kamu görevlilerinin cezalandırılmamaları
öngörülmektedir. Burada herkes bilir ki bir inşaat eğer ruhsata uygun
yapılmışsa zaten kaçak değildir, ruhsata uygun yapılmışsa zaten gecekondu
değildir. Yarın bu konu Adalet Komisyonumuzda görüşülecektir. Dediğim gibi,
Sayın İsa Gök’ün bu teklifi yarına kadar bir kez daha incelemesini tavsiye
ediyorum. Grup önerimizin
bu iki haftalık çalışma süresi içerisinde görüşülmesini istediği kanun tasarı
ve tekliflerinin milletimizin hayrına olacağını beyan ediyorum ve hepinize
saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ederim. Grup önerisinin
aleyhinde İzmir Milletvekili Sayın Oktay Vural, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar) OKTAY VURAL
(İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Çok değerli
milletvekili arkadaşlarım, bugün yine karşınızda, bir sürpriz olarak âdeta yine
bir Danışma Kurulu, yeni çalışma saatleri, yeni bir gündem. Dolayısıyla, âdeta
her hafta Danışma Kurulu kararıyla, İç Tüzük’le düzenlenmiş Türkiye Büyük
Millet Meclisinin çalışma usul ve esasları, milletvekillerinin çalışma usul ve
esasları istisna hâle dönüştürülüyor, İç Tüzük’ün yerine Danışma Kurulu...
İstediği zaman, istediği şeyleri gündeme getirmek için Danışma Kurulunu bir
araç olarak kullanıyor. Bakın, bugüne
kadar bizim yaptığımız Danışma Kurulunun -yaklaşık yirmi iki tane yapmışız- iki
tanesinde toplanamamış, çoğunluk sağlanamamış, otuz adet de elden Danışma
Kurulu yapmışız. Değerli
arkadaşlarım, bu İç Tüzük niye var? Yani bu İç Tüzük niye var? Bu İç Tüzük’ün
esas olması gerekirken bugün huzurlarınızda Danışma Kurulu İç Tüzük’ün yerine
geçmiş, esas Danışma Kurulu olmuş, çoğunluk iradesi olmuş. Daha önce de
söyledim, milletvekillerimiz de burada ifade ettiler. Değerli arkadaşlarım,
burada muhalefet partilerinin sesini kısmak, soru sormasını engellemek, verdiği
araştırma önergelerinin görüşüleceği salı günlerine… Bu araştırma önergeleri
içerisinde milletimizin işsizlik sorununu, tarımla ilgili sorunlarını,
yöreleriyle ilgili sorunlarını bu Meclisten kaçırmanın ne faydası var? Bunu
dile getirelim diyoruz, siz çoğunluğun iradesiyle bizim hakkımızı, hukukumuzu gasbediyorsunuz. Böyle bir demokrasi olabilir mi ya? Size
bu hakkı kim veriyor? Kim veriyor size ya kim veriyor? Benim sesimi kısma
hakkını kim veriyor size? Hepimiz seçime gidiyoruz. “Yüzde 47 oy aldık.”
diyorsunuz. Siz yüzde 47 almışsanız biz de yüzde 15 oy aldık, diğeri de yüzde
20 aldı, ne aldıysa aldı. Ama burada milletvekillerimizin sesini, muhalefet
yapmasını engellemeye yönelik çoğunluk iradesini kullanmak bizatihi demokrasiyi
anlamamak, millî iradeyi anlamamak demektir. Yok ediyorsunuz. Dolayısıyla, bu
yaklaşımı benimsemediğimizi daha önce de söyledim. Beraber, birlikte,
anlaşarak, Türkiye’nin gündemiyle ilgili konularda gerekirse az konuşma yapıp
gündemimizi belirleriz. Ama nedir bu yahu? Denetim konuları görüşülmesin, sözlü
sorular çarşamba günü görüşülmesin! Bugün lütfediliyor, bir saatlik bir sözlü
soru dönemi var. Ama, Meclis çalışmalarının
normalleşmesi gerekiyor, bu normalleşmeyi temin etmemiz gerekiyor. Şimdi
milletvekillerimiz burada sabaha kadar, bitimine kadar… Değerli arkadaşlarım,
Türkiye Büyük Millet Meclisini ve milletvekillerini bu şekilde çalıştırmak
doğru değil. Verimli bir çalışma değildir. Hele hele
bu siyasi konjonktürde -çok özür dileyerek söylüyorum-
yani milletvekillerini burada tutmak için Meclisi çalıştırmak gibi bir siyasal
amaç doğru olmaz. Biz buraya yasama için, milletimizin hakkını hukukunu ifade
etmek için, korumak için geldik. Bütün bunlar ortadayken Danışma Kurulunda
geldi, “Ara verilmesin, tatil yapılmasın…” Tamam. Ne konuşacağız değerli
arkadaşlarım? Önümüzdeki hafta neleri konuşacağız, Türkiye’nin en önemli
konularından? Hepinizin muhakkak seçmenlerden gelen talepler konusunda… Ne
konuşacaksınız, bir gündem yok, bir öngörü yok. Bugün başarılı sporcuları
konuşacağız, tamam. Mahallî idarelerin gelirleri, yerel seçimler vardır, onu da
konuşalım; tamam, bir diyeceğimiz yok. Başka ne var Türkiye’nin elzem
konularıyla ilgili? Çözüm önerileriyle ilgili getirdikleriniz, neler var? Yok. MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Çiftçilerle ilgili ne getiriyorsunuz? İşsizlik… OKTAY VURAL
(Devamla) - Tarım var mı? Sıkıntıda olan çiftçilerin, memurların, esnafın
sıkıntılarını çözmek için herhangi bir kanun teklifi var mı? Yok. Değerli
arkadaşlarım, o bakımdan, Meclis çalışmalarında gündemi belli olmayan… Ara
vermeyelim… Beraber, birlikte belirleyelim. Ne ihtiyacınız varsa Türkiye Büyük
Millet Meclisinde, bu milletin ihtiyacı ne varsa, Milliyetçi Hareket Partisi
olarak o ihtiyaç çerçevesinde beraber, birlikte onları görüşmeye hazırız. Ama, Türkiye’nin ihtiyacı olan kanunları görüşmek için değil
de, âdeta başkalarına nispet yaparcasına, bu Meclisi başkalarının istekleri
doğrultusunda ya da baskısı doğrultusunda çalışıyor göstermenin doğru
olmadığını ben şahsen düşünüyorum. Bu bakımdan,
Meclisin çalışmasını, verimli çalışmasını biz istiyoruz, gerçekten istiyoruz
ama önünüze hangi programla gelindi? Bugün beş tane, Ukrayna’yla ilgili
uluslararası anlaşmayı görüşeceğiz. Evet, görüşelim; az konuşalım, bitirelim,
yapalım ama soruyorum size: Gelecek hafta ne konuşacağız? Çok acil olan
gündeminiz nedir? Bu memleketin ihtiyacı olan kanunlar nelerdir? Onları
getirirseniz, o çerçevede bir program yaparız, milletvekilleri de seçim
bölgeleriyle ilgili ya da sosyal hayatıyla ilgili kendilerine özgü
programlarını yapabilir, milletten koparılmaz milletvekilleri. Milletten kopartmamak lazım. O bakımdan, bu
Danışma Kurulu, Meclisin tatil yapmamasına ilişkin Danışma Kurulu, bir
çalışmayı öngören Danışma Kurulu kararı değildir maalesef. Sadece ve sadece,
Meclisin çalıştığını göstermek için verilen bir Danışma Kurulu grup önerisidir.
O bakımdan, böyle bir önerinin doğru olmadığını… Eğer gerçekten Hükûmetin isteği varsa, çoğunluk partisinin isteği varsa,
gelsinler bize, getirsinler. Şimdi gündemde
120 tane tasarı ve teklif var değerli arkadaşlarım. Bunun 51 tanesi
uluslararası, 30 tanesi dokunulmazlık, 2 tanesi de 37’ye göre doğrudan gündeme
alma. Şimdi, bütün bunlarla ilgili, 51 tane uluslararası sözleşmeyi geçirmek mi
istiyorsunuz? Hodri meydan. Bir hafta içerisinde 51 tanesiyle ilgili
görüşlerimizi ifade ederiz, burada geçiririz ama sizin Türkiye’yle ilgili
gündeminiz ne? Ne getirmek istiyorsunuz, ne yapmak istiyorsunuz? Bu grup
önerisinde ya da Hükûmetin bu konuda bir talebi
varsa, bunu görebilmiş değiliz. Çok acil çıkarılması gereken bir kanun mu var,
yok mu, gerçekten onu kabul etmemiz mümkün değil. Danışma Kurulu
önerisi… İktidar son dönemdeki ilginç tavırlarıyla muhalefeti yok saymak gibi
bir üslubun içerisine girmiştir, evet. “Sayın Başbakan
başta olmak üzere, Parlamento çalışmasın diye kanun tasarı ve tekliflerini
âdeta dayattınız. Peki, kış uykusundan yeni uyanan birileri gibi Meclis tatil
dönemine gelmiş, mevsim yaz olmuş, okullar kapanmış, iktidar uyanmaya başlamış…
Değerli arkadaşlar, hayrola, sabah yeni mi oluyor yoksa? Koskoca bir dönemi
geride bıraktınız; şimdi, gece gündüz çalışma getiriyorsunuz. Şimdi, buraya
getirmiş olduğunuz çalışmalarda sadık olarak çalışacağınıza inansak…” Değerli
arkadaşlarım “İnanmıyoruz.” diyor. “Bütün mesuliyet sanki yasamadaymış gibi
yürütme topu yasamaya atıyor, kendi görevlerini ihmal ediyor. Siz yürütme
olarak liyakatle milletin arzuladığı hizmetleri verdiniz de bu millet size
karşı mı çıktı? Hayır. Siz yürütme olarak başarısızsınız ama başarısızlığınızı
birine fatura etmek istiyorsunuz. Orada da hedef olarak Parlamentoyu ve
milletvekillerini gösteriyorsunuz. Bu aleni olarak bir haksızlıktır. Parlamento
bugüne kadar ve bundan sonraki çalışmalarda da elbette elinden geleni
yapacaktır.” Önünüzde daha dört yıllık bir süre var. “Dokuz aylık” diyor
burada. Kim söylemiş bunu? Eski Grup Başkan Vekili Sayın Kapusuz
söylemiş 1998 yılında Meclisin tatile girmesiyle ilgili bir öneri üzerinde. Şimdi, değerli
arkadaşlarım, milletvekillerinin çalışması, Parlamentonun verimli çalışması
doğrudur. Ama Parlamentoyu önü belli olmayan, gündemi belli olmayan bir çalışma
yerine, bizim AKP Grubuna önerimiz, Hükûmete
önerimiz: Türkiye’nin acil ihtiyacı olan kanun tasarı ve teklifleri nelerdir,
bu konularda nasıl bir çalışma takvimi yapabiliriz, bunları bizim önümüze
getirmeleri ve bu konuda bir mutabakat sağlanması. Ve Parlamentoda çalışırken
muhalefeti ve denetimi göz ardı etmeden bu çalışmaları yapması gerekmektedir.
Böyle bir çalışma modeli gerçekten Meclis çalışmalarını normalleştirmez değerli
arkadaşlarım. Zaten, yani bugüne kadar yedi yüz saat kadar bir çalışma, yedi
yüz saati aşan bir çalışma gerçekleştirdi sayın milletvekilleri, oldukça
fedakâr ve feragat içerisinde çalışma yapan milletvekilleri. Ama görüyorsunuz,
bakın, bazı tekliflerde, bazı kanunlarda, bazı önergelerde yapılan yanlışlıklar
ve yasama kalitesinin azlığı gerçekten eleştiri konusu oluyor. Bu bakımdan, biz
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin verimli
çalışmasından yanayız ama böyle çoğunluk iradesinin milletvekillerini tahakküm
altına alıp “bitimine kadar”, “ara verilmemesi”, “tatile girmemesi” şeklinde
belirsiz bir ortamda milletvekillerini âdeta burada toplamayı amaçlayan… (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın
Vural, konuşmanızı tamamlayınız. Buyurun. OKTAY VURAL
(Devamla) - …bir siyasal amaca yasamanın hizmet etmemesi gerektiğini
düşünüyorum. O bakımdan, böyle
bir ortam içerisinde, bu kadar yoğun çalışma temposu içerisinde, maalesef
gelecek hafta da dâhil olmak kaydıyla, yine her hafta yeni bir Danışma Kurulu
gelecektir muhtemelen. Bundan sonraki süreç içerisinde milletvekillerimizin
hangi kanun tasarı ve tekliflerinin görüşüleceğini, ne zaman görüşüleceği
konusunda bir belirsizlik ortamında çalışmalarını doğru bulmuyoruz. Milliyetçi
Hareket Partisi olarak bizim önerimiz, normal çalışma dönemi içerisine girmek,
eğer acil birtakım hususlar varsa, memleketimizin, milletimizin ihtiyacı olan
bu kanun tasarı ve tekliflerini görüşmeyi temin edecek bir uzlaşma zemininin
oluşmasını temin etmektir. O bakımdan,
Danışma Kurulunun aleyhinde olduğumu ifade ediyor, hepinize saygılarımı arz
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Vural. Grup önerisinin
lehinde Hatay Milletvekili Sayın Sadullah Ergin. Sayın Ergin,
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar) SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK Parti Grubunun önerisinin
lehinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Grup önerimizle
bu hafta ve önümüzdeki hafta çalışma gün ve saatlerine dair açıklamayı benden
önce konuşan Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Kaynak ifade ettiler. Ben aynı
konulara tekrar girmeyeceğim ancak önerimizin aleyhine konuşan 2 değerli
milletvekilimiz birtakım değerlendirmelerde bulundular. Kısaca bu değerlendirmelere
katılmadığımı ifade etmek istiyorum. O da şudur: Hem Sayın İsa Gök hem de Sayın
Oktay Vural, Parlamento çalışmalarında denetim konusunun ihmal edildiğini, bu
Parlamentonun milletvekillerimizin soru sorma hakkını, araştırma önergelerini
görüşme isteğini ötelediğini ve iktidar grubunun denetimden âdeta kaçtığını
ifade etmişlerdir ki buna katılmamız mümkün değil. Bunu söylerken kuru bir
temenni olarak ifade etmiyorum. Burada, değerli
arkadaşlarım, bu Parlamentonun bugüne kadar yaptığı çalışmalara dair
istatistikler elimizde. Hem geçen 22’nci Yasama Döneminde hem şu andaki
Parlamento, 23’üncü Yasama Dönemi milletvekilleri olarak ve AK Parti Grubunun
ortaya koyduğu tavrı sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 18’inci Dönem, 19’uncu Dönem, 20’nci Dönem, 21’inci Dönem
çalışmaları AK Partiden önceki dönemlere ait çalışmalardır. Ki bunlardan
21’inci Dönem, içinde Milliyetçi Hareket Partisinin de ortağı olduğu koalisyon
dönemine ait parlamento dönemidir. Şimdi bakıyorum,
milletvekillerince hazırlanan sözlü sorular ve cevaplananlar, sayı ve oran
itibarıyla vereceğim: 18’inci Dönem, üç yıl on ay görev yapmış o dönem, 1.255
soru sorulmuş, 98 tanesi cevaplandırılmış, oran olarak yüzde 7,8. NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) – Bunları anlattınız; bir daha bir daha anlatmayın. SADULLAH ERGİN
(Devamla) – 19’uncu Dönem, dört yıl iki ay, 1.824 soru sorulmuş, 276
cevaplandırılmış, toplam yüzde 15 karşılanma oranı. 20’nci Dönem, üç
yıl üç ay sürmüş, 1.261 soru sorulmuş, 353 tanesi cevaplandırılmış, toplam yüzde
28 cevaplandırılan oran. 21’inci Dönem,
içinde MHP’nin de olduğu dönem, üç yıl altı ay sürmüş, 1.980 sözlü soru
önergesi gelmiş, cevaplandırılan 467, oran itibarıyla yüzde 23,6; ötekilere
göre fena değil. Ama, 22’nci Dönem,
geçen yasama dönemi, AK Partinin olduğu dönem, 2.297 soru gelmiş, bunun 981
tanesi cevaplandırılmış… HASAN ÇALIŞ
(Karaman) – Kaç yılda? SADULLAH ERGİN
(Devamla) – Dört yıl altı ay. Önemli olan, oranını veriyorum ben, yıl uzayınca
soru sayısı da artıyor çünkü, oranda bir değişiklik olmuyor.
Toplam yüzde 42,7 cevaplandırılma oranı. MHP döneminde yüzde 23,6. Yaklaşık 2
kat… HASAN ÇALIŞ
(Karaman) – Bir yıla ne kadar düşüyor? FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – O dönemi bırak, bu dönemden konuşalım ya! RECEP TANER
(Aydın) – O dönemde iki parti vardı Mecliste. SADULLAH ERGİN
(Devamla) – Müsaade edin… FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – O dönemi bırak, o dönem geçti. SADULLAH ERGİN
(Devamla) – Bu Parlamentonun denetim yapmadığını, denetimden kaçtığını söyleyen
arkadaşlarıma… MEHMET GÜNAL (Antalya)
– Yapılan işler güzelmiş, soru sorulacak bir şey yokmuş demek ki. SADULLAH ERGİN
(Devamla) - Ben sizi saygıyla dinledim… FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Ama o dönem geçti. SADULLAH ERGİN
(Devamla) - Ama ben burada Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının
istatistiklerini veriyorum. FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Ama o dönem bitti, yok o dönem. SADULLAH ERGİN
(Devamla) - Bu dönem, 23’üncü Yasama Dönemimizin onuncu ayında, 818 soru
sorulmuş, 350 tanesi cevaplandırılmış. Bugün de bir saat süreyle sözlü soruları
cevaplayacağız. Karşılanma oranı yüzde 42,8. Değerli
arkadaşlarım, bu sözlü sorulardaki oranları, 18, 19, 20 ve 21’inci dönemlerle
mukayese ettiğinizde bizim grubumuzun cevaplamış olduğu, bu dönem bu
Parlamentoda yapılan cevaplandırmalar, önceki dönemlerin yaklaşık 2 katı kadar
fazla… MEHMET GÜNAL
(Antalya) – Büyük başarı! OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) – Siz yalan söylüyor, yalan cevap veriyorsunuz. SADULLAH ERGİN
(Devamla) – Onun dışında araştırma önergeleri var, hemen onu da müsaadenizle
ifade edeyim. Bakınız, 20’nci Dönem, üç yıl üç ay, yüzde 22. Araştırma önergesi
verilmiş araştırma komisyonu kurulmasına dair, yüzde 22’si karşılanmış. 21’inci Dönem,
yine Sayın MHP’lilerin içinde olduğu dönem, 294 araştırma önergesi verilmiş, 44
tanesi görüşülmüş; yüzde 15. Geçen döneme,
22’nci Döneme bakıyoruz: 434 araştırma önergesi var, 89 tanesi görüşülmüş;
yüzde 20,5. Yüzde 15-yüzde 20,5. Şimdi, bu döneme
bakıyoruz: On ay içerisinde 223 tane araştırma önergesi verilmiş, bunun 55
tanesi görüşülmüş; yüzde 24,7. Eleştirenlere bakıyorsunuz, kendi dönemlerinde
yüzde 15’ini görüşmüşler. Ben, şimdi, bu yeterlidir diye söylemiyorum, ancak,
değerli arkadaşlar, Parlamentomuzun 22 ve 23’üncü yasama dönemlerinde görev
yapan bu Meclisimiz, önceki dönemlere oranla denetim faaliyetlerini daha fazla
icra etmiş. Ha, yeterli değildir dersiniz, daha fazla yapalım dersiniz,
saygıyla karşılarım. Onun dışında,
Değerli İsa Gök, “İç Tüzük’ün 54’üncü maddesini bir okuyun bakalım.” diye bir
öneride bulundu. Ben de Sayın Gök’ün önerisini dikkate alarak 54’üncü maddeyi
okudum. 54’üncü madde aynen şöyle söylüyor: “Resmî tatile rastlamadığı takdirde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, Salı, Çarşamba, Perşembe günleri
saat 15.00’ten 19.00’a kadar toplanır. “ Zannediyorum, Sayın Gök, burayı
hatırlatıyor bize, ama bu, birinci fıkrası; hemen altında bir ikinci fıkra var
Sayın Gök, onu da okumaya devam ediyorum: “Danışma Kurulunun teklifi üzerine
Genel Kurul, toplantı hafta, gün ve saatlerini değiştirebileceği gibi, diğer
günlerde de toplantı yapılmasına karar verebilir.” MEHMET GÜNAL
(Antalya) – Her gün mü? Her hafta mı? SADULLAH ERGİN
(Devamla) - 54’üncü maddenin bir ve
ikinci fıkralarını birlikte okuduğumuzda, Meclisimizin şu anda yaptığı
faaliyetin anormal bir yanı olmadığını düşünüyorum. KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – İstisna genel kurala dönüşmez! SADULLAH ERGİN
(Devamla) - Onun dışında, “Biz, bugün
Tapu Kanunu’nu görüşecektik, ama sürpriz olarak, başarılı sporcularla ilgili
kanun teklifi geldi.” dediler. Sayın Gök’ün haberi olmayabilir, ama biz
haftalık gündemi, Parlamento çalışmaları başlamazdan en az bir gün önce yani
pazartesi günü, bazen cuma günleri, muhalefet partilerimizin değerli grup
başkan vekilleriyle, gruplarıyla paylaşırız ki, o hafta muhalefet partilerimiz
kendileri açısından hazırlıklarını yapabilsinler ve Genel Kurulda görüşülecek
konularla ilgili konuşmacılarını, sorularını hazırlayabilsinler. Bu Parlamento
çalışmaya başladığından beri buna itina gösteriyoruz değerli arkadaşlar ve bu
neticededir ki, birçok Danışma Kurulunu elden imzaladık, Sayın Oktay Vural da
bunu ifade ettiler. Bu bir olumsuzluk değil, bu bir meziyettir. Gruplarımızın
kendi aralarında Meclisin çalışma gün ve saatleri konusunda anlaşmaları, bu
konuda elden Danışma Kurulu yapmaları, aslında bu Parlamento açısından olumlu
bir örnektir, olumlu bir göstergedir, bunun olması da lazım geldiğini ifade
ediyorum, ama zaman zaman da anlaşamadığımız noktalar
oluyor. Biz de her hafta Danışma Kurulu yapmaktan, grup önerisi getirmekten
memnun değiliz, zaman zaman iki haftalık, üç haftalık
öneriler götürdüğümüz oluyor arkadaşlarımıza, ama iki haftalık öneri olduğunda,
değişik gruplardan değişik şekilde “iki hafta olmasın” diye talepler de
gelebiliyor, mecburen bazen haftalık getirme durumu da hasıl
olabiliyor. Gene, sözcülerden
kıymetli bir arkadaşım “Bu Parlamento konjonktüre göre
kanun yapmaz, yapmamalı.” dediler. Evet, Türkiye’nin temel ihtiyacı olan
yasalar ihtiyaca göre belirlenir, ama bu Parlamento, dünyada ve Türkiye'de akıp
giden hadiseleri dinamik olarak takip etmekle de görevlidir. Allah korusun,
ülkemizin bir yerinde bir sıkıntı olur, dünyanın başka bir bölgesinde bir
hadise gelişir, dış politikada istemediğimiz bir gelişme olur, anında gündem
değişir, bu Genel Kurul olaya el koyar ve o konuyla ilgili görüşme de yapar,
kanun da çıkartır. OKTAY VURAL
(İzmir) – Nerede? Bakan yok ki! El koyacak bakan yok. SADULLAH ERGİN
(Devamla) – Dünyadaki ve ülkemizdeki gelişen şartlara, değişen koşullara göre
bu Parlamentonun inisiyatif alması kadar doğal bir şey
olamaz. Onun dışında,
değerli arkadaşlar, bir milletvekilimize Sayın Gök “Bugün Meclis kaçta
kapanacak?” diye sordu, arkadaşımız da haklı olarak “ (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın
Ergin, konuşmanızı tamamlayınız. SADULLAH ERGİN
(Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkan. … gruplarımızın da bu konuda büyük ölçüde mutabakatı olduğunu,
mümkünse bunun çıkartılması hâlinde heyetimizin elinin daha güçlü olarak
Ukrayna’ya gideceğini ifade ettiler. Grup başkan vekillerimizle Danışma
Kurulunda, Meclisin Başkanımızın da huzurunda bunları konuştuk ve bu
uluslararası sözleşmeler bitinceye kadar çalışma noktasında orada âdeta bir
mutabakata varıldı diyebilirim. Danışma Kurulumuzun ya da grup önerimizin diğer
hususlarına muhalefet partilerimiz karşı çıkıyorlar, saygı duyarım. Buradaki
saat değişikliği bundan kaynaklanmıştır. Bu konuda da Genel Kurulu
bilgilendirmeyi görev addediyorum. Değerli
arkadaşlar, bir de Sayın Vural “Milletvekillerini burada tutmak için Meclisi
açık tutmak, çalıştırmak doğru değil.” dedi. Değerli arkadaşlarım, bu
Parlamento 2003 yılında 31 Temmuzda tatile girmiş, 2004’te 16 Temmuzda tatile
girmiş, 2005’te 13 Temmuzda tatile girmiş, sadece 2006 yılında vaktinde tatile
girmiş. 2007’de ise seçimden dolayı otomatik olarak zaruretten kaynaklı bir
durum… (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) SADULLAH ERGİN
(Devamla) – Sayın Başkanım… BAŞKAN – Buyurun. SADULLAH ERGİN
(Devamla) – Dolayısıyla, bu Parlamentonun bugün tatil yapmama ya da 1 Temmuz
itibarıyla çalışmalara devam etme kararı olağanüstü bir hâl değil, daha önce de
bu Parlamentonun yaptığı uygulamaların bir devamı olarak düzenlemeyi getirdiğini
ifade ediyorum. Bu grup
önerimizin gündemi de vardır, o da şudur: Bugün görüşülecek kanun tasarı ve
tekliflerinden sonra, bilindiği gibi belediyelerimizin, il özel idarelerimizin
gelirini artırıcı bir kanun tasarısı var; çok önemli ve bütün yerel
yönetimlerin beklediği bir tasarı. Onun dışında, Avrupa
Yatırım Bankasının Türkiye’de temsilcilikler açmasına dair çok önemli -yine dış
ticareti ilgilendiren- bir uluslararası anlaşmanın onaylanması var, Çin Halk
Cumhuriyetiyle ilgili anlaşma var, RTÜK Kanunu’nda değişiklik var, Elektrik
Piyasası Kanunu’nu düzenleyen önemli bir kanun var ve Türkiye'nin enerji
sorununa önemli ölçüde çözüm getirmesi düşünülüyor, gene Elektronik Haberleşme
Kanunu var. Hülasa, biz, milletvekillerimizi burada tutma ihtiyacı için
değil, Türkiye'nin çözüm beklediği konularda yasal altyapıyı yapmak üzere bu
çalışma kararını alıyoruz. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyor, önerimize desteklerinizi bekliyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Ergin. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Karar yeter sayısı istiyorum. BAŞKAN – Tamam
Sayın Genç. III.- YOKLAMA (MHP sıralarından
bir grup milletvekilli ayağa kalktı) BEHİÇ ÇELİK
(Mersin) – Başkanım, grup olarak yoklama istiyoruz. BAŞKAN - Sayın
Şandır, Sayın Vural, Sayın Bal, Sayın Çelik, Sayın Korkmaz, Sayın Nalcı, Sayın
İnan, Sayın Enöz, Sayın Orhan, Sayın Yıldız, Sayın Tankut, Sayın Çalış, Sayın Yalçın, Sayın Serdaroğlu, Sayın Asil, Sayın Özkan, Sayın Yunusoğlu, Sayın Genç, Sayın Dibek. Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, isimlerini kaydetmiş olduğumuz arkadaşlarımız lütfen
sisteme girmesinler. Yoklama için üç
dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum. (Elektronik
cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır. VII.- ÖNERİLER (Devam) B) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam) 1.- Gündemdeki sıralama ve çalışma saatleri ile “denetim”
ve "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısımlarında yer alan işlerin görüşülme
gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan
ve bastırılarak dağıtılan 255 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın kırk sekiz saat
geçmeden bu kısmın 15’inci sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna
göre teselsül ettirilmesine; 9/2 esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin
gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınarak görüşmelerinin 1/7/2008 Salı günkü birleşiminde yapılmasına; Meclis
soruşturması önergesinin görüşmelerinin bitiminden sonra gündemin “Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan
işlerin görüşülmesine; 255 sıra sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu
Tasarısı’nın, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülmesine; TBMM'nin 1 Temmuz 2008 tarihinde tatile girmeyerek yeni bir
karar alınıncaya kadar çalışmalara devam etmesine; TBMM’nin 24/6/2008 Salı günü
233 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin bitimine kadar çalışmalarını
sürdürmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi (Devam) BAŞKAN - Grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir. VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam) B) ÖNERGELER 1.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın,
5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 103. Maddesine Bir Fıkra Eklenmesi Hakkında
Kanun Teklifi’nin (2/1) İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesini geri çektiğine ilişkin önergesi (4/64) BAŞKAN - İç
Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi
vardır. Ancak, teklif sahibi İzmir Milletvekili Sayın Canan Arıtman bu
önergesini geri çekmiştir. Bilgilerinize
sunuyorum. Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz. Sayın
milletvekilleri, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Nazım Ekren, gündemin sözlü sorular kısmının 1, 2, 3, 6, 9, 10,
12, 28, 30, 32, 34, 39, 40, 45, 46, 51, 52, 53, 57, 71, 74, 144, 149 ve
161’inci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan… BAŞKAN – Buyurun. KAMER GENÇ
(Tunceli) - Sayın Başkan, usulle ilgili bir şey söyleyeceğim. Sayın Bakan yirmi
dört tane soruyu birden cevaplandırıyor. Şimdi iki dakikadan kırk sekiz dakika
eder Sayın Bakanın konuşması. Bir dakika da milletvekilinin cevap verme hakkı
olsa altmış iki dakika eder. Yani, böyle sorulara cevap vereceklerse hiç
vermesinler. On tane soruya cevap versin. Biz de sorularımıza karşı verilen
cevabın doğru olup olmadığını kamuoyuna duyuralım. Yani böyle soru soran
milletvekillerimizin cevap verme hakkını ortadan kaldırmasınlar efendim. Burada
yirmi dört tane soru var Sayın Başkan. BAŞKAN – Tamam,
okudum Sayın Genç. Sayın Bakanın
konuşma üslubuna, cevap süresine bakarak değerlendirme yaparım ben. Teşekkür ediyorum
sizlere de ikazınız için. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Nasıl yapacaksınız efendim? Yani her sorudan
sonra bize söz hakkı mı… Bir de soruyu
okuyan arkadaşımız yavaş okusun soruyu, millet anlasın ne sorduğumuzu. BAŞKAN – Tamam,
anlaşılabilir şekilde okunmasını tavsiye edeceğim. Şimdi bu soruları
sırasıyla okutuyorum: VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, yurt dışı
seyahatlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/239) 2.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün,
Antalya'da şehiriçi minibüslerin yenilenmesine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Nazım Ekren’in cevabı (6/246) 3. - Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün,
sezon sonunda işsiz kalan turizm çalışanlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in
cevabı (6/247) 4.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in,
basın yayın kuruluşlarına yönelik idari yaptırımlara ve açılan davalara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/271) 5.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın,
geçici personel statüsündeki çalışanlara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in
cevabı (6/277) 6. - Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın,
sınır ötesi askeri harekat yetkisinin kullanılmasına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Nazım Ekren’in cevabı (6/279) 7. - Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, Bakanlar Kurulu
üyelerinin yurt dışı gezilerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in
cevabı (6/295) 8.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, bazı gazete
yazarlarına ve televizyon programı yapımcılarına ödenen ücretlere ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/339) 9.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın,
sera gazları salımına ve Kyoto
Protokolünün imzalanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı
(6/347) 10.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın,
Konut Edindirme Yardımlarının ödenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in
cevabı (6/352) 11. - Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu'nun,
hane halkı borç yüküne ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/364) 12.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın,
kaçak elektrik kullanımına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı
(6/377) 13.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın,
Merkez Bankası ve kamu bankalarının İstanbul'a taşınmalarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/378) 14.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu'nun,
Suudi Arabistan'daki bazı Osmanlı eserlerinin yıkılacağı iddiasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/384) 15.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz'ün,
Alevi vatandaşların bazı talep ve sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in
cevabı (6/385) 16.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun, Cem evlerinin ibadet yeri sayılmasına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Nazım Ekren’in cevabı (6/392) 17.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun, Halkbank ve
Vakıfbank Genel Müdürlüklerinin İstanbul'a taşınmasına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/393) Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 20.11.2007 Kamer
Genç Tunceli Başbakan olarak
yurt dışına sık sık seyahat düzenleyen Tayyip Erdoğan: 1- Başbakan
olduktan sonra bu güne kadar kaç tane yurt dışı seyahati yapmıştır? 2- Bu
seyahatlerin kaçında eşiyle ve kaçında da kaç çocuğuyla seyahat etmiştir? 3- Bu
seyahatlerde aldığı şahsi ve aile harcırah (ayrı ayrı)
miktarı kaç liradır? 4- Yurt dışına
gidişte Türkiye'den kendisini korumak için her seyahat için kaç koruma gidiyor?
Ve bunlara kaç lira harcırah ödenmiştir? TBMM Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın R. Tayyip
Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanması için gereğini arz ederim. 22.11.2007 Hüsnü
Çöllü Antalya Antalya'da
çalışmaları yürütülen ANTKART uygulaması kapsamında, şehir içi taşımacılık
yapan minibüslerin yenilenmesi gündeme gelmiş, ancak alınacak araçların
nitelikleri, markası ve ihale yöntemi konusunda kamuoyunda ciddi tartışmalar
yaşanmaktadır. Bu kapsamda; 1- Antalya'da
şehir içi taşımacılıkta kullanılacak araçların teknik özelliklerinin
belirlenmesi ile yetinilmeyerek, özel girişimci olan minibüsçü esnafının, bir
özel ticari işletmeden, aynı marka araç satın almaya zorlandığı doğru mudur?
Böyle bir kararın ve uygulamanın yasal dayanağı nedir? Serbest piyasa ekonomisi
içerisinde, teknik özellikleri taşıması koşuluyla minibüsçü esnafının, istediği
aracı istediği yerden alma hakkı, hangi yetki ve yasal dayanakla
engellenmektedir? 2- Antalya'da
şehir içi taşımacılıkta kullanılacak minibüslerin yenilenmesi kararı, ihale
süreci, minibüsçü esnafının bir firmadan araç almaya zorlandıkları yakınmaları
ve ANTKART uygulamasına yönelik itirazlar gibi konularda, kamuoyunda oluşan
şüphelerin giderilmesine yönelik olarak bir inceleme yaptıracak mısınız?
Sonuçlarını kamuoyuna açıklayacak mısınız? TBMM Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın R. Tayyip
Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanması için gereğini arz ederim. 22.11.2007 Hüsnü
Çöllü Antalya Her yıl turizm
sezonunun kapanması ile birlikte ortaya çıkan "işsiz turizmciler"
olgusu, bu yıl da çarpıcı bir şekilde yaşanmaktadır. Turizm örgütleri, işsiz
turizmcilerin sayısını 180 bin olarak açıklamışlardır. Bu kapsamda; 1- Ülkemize
milyarlarca dolar girdi sağlayan bir sektörde, emekleri ile bu sektörü ayakta
tutan turizm çalışanlarının her yıl aynı sorunu yaşamaması için ne gibi
önlemler alacaksınız? 2- Turizm
alanında faaliyet gösteren örgütlerin, kış aylarında SSK primleri ve vergilerde
gerekli desteğin sağlanması durumunda, bu sorunun yaşanmayabileceği yönündeki
görüşleri, size ulaşmış mıdır? Bu önerileri yaşama geçirmek için bir adım
atacak mısınız? 3- Turizm
sektörünün temelini oluşturan turizm emekçilerinin, işsiz kaldıkları dönemlerde
desteklenmesi için bir çözüm geliştirecek misiniz? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan
tarafın-dan sözlü olarak cevaplanmasını saygılarımla
arz ederim. Sebahat
Tuncel İstanbul Türkiye'de son
dönemde muhalif basın ve yayın kuruluşlarına yönelik olarak; yayın durdurma,
gazete kapatma kararları ve habercilere açılan davalarla yoğun biçimde
karşılaşmaktayız. Ağustos 2006-Kasım 2007 arasında 7 gazetenin yayını toplam 15
kez durdurulmuştur. Nisan-Mayıs- Haziran ay-larında TCK'nın "Türklüğü ve devlet kurumlarını
aşağılamak" başlıklı 301. maddesinden, "kin ve düşmanlığa sevk
etmek" başlıklı 216. maddeden ve "terör propagandası" iddiasıyla
toplam yirmi bir dava açılmıştır. 1- Yargı
unsurları tarafından yürütülen kovuşturmalar, hükümetinizce ülkemizde
demokratik sürecin gelişmesini sekteye uğratan bir müdahale olarak
değerlendirilmekte midir? 2- Hükümetçe TCK'nın ilgili kovuşturma ve kapatma kararlarında
kullanılan hükümlerinin kaldırılması ve ifade özgürlüğünün genişletilmesi
yönünde bir çaba ve girişiminiz bulunmakta mıdır? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman Sorular: 1- Kamu kurum ve
kuruluşlarında 4/C statüsünde toplam kaç kişi ça-lışmaktadır? Bu kişilerin kurumlara ve illere göre dağılımı
ne şekildedir? 2- Bugüne kadar sözleşmesi yenilenmeyen işsiz
bırakılan toplam 4/C statüsündeki personel sayısı kaç kişidir? Bu personellerin
sözleşmesi niçin yenilenmemiştir? 3- 4/C statüsünde
çalışan personel bir yıllık süre içinde kaç gün çıkış yapmaktadır? Bu çıkış
süreleri kurumlara göre değişmekte midir? 4- Bu statüde
çalışan personelin maaş iyileştirme ve sosyal haklarına yönelik herhangi bir
çalışmanız var mıdır? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman Kuzey Irak'taki
PKK unsurlarına karşı sınır ötesi askeri harekât yapı-labilmesi
için hükümete bir yıl süreyle yetki verilmesini öngören tezkere TBMM Genel
Kurulu’nda 17 Ekim 2007 tarihinde kabul edilmişti. 1- Hükümet,
tezkereyi niçin 40 gün elinde bekledikten sonra 28 Kasım 2007 tarihinde Türk
Silahlı Kuvvetleri'ne sınır ötesi operasyon yetki vermiş-tir?
2- Ağır kış
şartlarını dikkate alacak olursak, şu an için TSK'ne verilen bu yetkinin bir
anlamı var mıdır? Bu 40 günlük bekleme süre zarfında PKK ile mücadele konusunda
ne gibi bir çalışma yapılmıştır? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Başbakan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 07.12.2007
Kamer
Genç Tunceli
Bilindiği üzere
gerek siz ve gerekse Bakanlarınızın yaptığı yurt dışı gezilerine çoğunluğu
partiliniz olmak üzere bir çok Milletvekili yanında eş
ve çocuklarını hazineden harcırah ödemek suretiyle götürmektesiniz. 1- İktidara
geldiğiniz günden bu güne siz ve Bakanlarınız hangi Milletvekillerini
Anayasanın 82. maddesine göre yurt dışına götürdünüz? 2- Bunların her
birine yol ve harcırah olarak ödenen miktar kaç YTL’dir? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 31.12.2007 Kamer
GENÇ Tunceli
T.M.S.F. nin elinde bulunan sabah
gazetesi ve ATV televizyonundan: 1- Nazlı Ilıcak, Ergun Babahan, Emre Aköz, Hasan Bülent Kahraman isimli yazarlara aylık maaş ve
saire adlar altında kaç lira ödenmektedir? 2- Bu kişilere
transfer adı altında herhangi bir ödeme yapılmış mıdır? Yapılmış ise kaç
liradır? 3- Fehmi Koru ile
Bülent Kahraman'ın ATV’de yaptığı programlar
nedeniyle kendilerine ne kadar ödeme yapılmıştır? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman
Sera etkisi
yaratan gazlar, kısmi de olsa küresel ısınmanın yeryüzündeki hayatı tehdit eden
derecede artmasının nedenleri arasında gösterilmektedir. Bu nedenle, sera
etkisi yaratan gazların salımlarını (emisyon) kısmak üzere 178 ülke tarafından Kyoto Protokolü imzalanmıştır. Bu bilgiler
ışığında; 1- Türkiye, bu
178 ülke ile birlikte Kyoto protokolünü imzalamış
mıdır? İmzalamış ise hangi tarihte imzalamıştır? İmzalamamış ise niçin
imzalamamıştır? 2- Sanayileşmiş
ve/veya sanayileşmekte olan ülkelerde, sera gazları salımları
bir tehlike oluşturmakta mıdır? Hangi durumlarda tehlikeleri oluşturmaktadır?
Ülkemizde böyle bir tehlike söz konusu mudur? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman
1- Konut
Edindirme Yardımlarının hak sahiplerine geri ödenmesi konusunda bir çalışmanız
var mıdır? Bu çalışma konusunda hangi aşamaya gelinmiştir? 2- Hak sahipleri
ile ilgili bilgi ve arşivlere ulaşma konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmakta
mıdır? 3- Bu kapsamda
toplam kaç kişiye ne kadar ödeme yapmayı planlıyorsunuz? 4- Konut
Edindirme Yardımlarını hak sahiplerine hisse senedi olarak mı, yoksa nakden mi
ödemeyi düşünüyorsunuz? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. Mehmet
Serdaroğlu Kastamonu Faiz oranlarının
düşmesi ile birlikte kredili alış verişe yönelen vatandaşlarımızın gelirindeki
artış, borçlarını ödeyecek durumdan geride kalmıştır. Merkez
Bankası-BDDK ve TÜİK verilerine göre, son 5 yılda hane halkı borç yükü 13
katrilyondan 90 katrilyona çıkarak yüzde 572 oranında artmıştır. Oysa, son 5 yılda hane
halkı harcanabilir gelirindeki artış ise 180 katrilyondan 340 katrilyona
çıkarak yüzde 89’da kalmıştır. Konut-otomobil-tüketici-Ziraat
Bankası-Tarım Kredi-Esnaf Kefalet ve kredi kartı borcu olan vatandaşlarımızın
ödeme güçleri tıkanmış, çark dönmez, evdeki tasarruflar tükenmiş, icra
dairelerinin yoğunluğu artmıştır. 1- Son 5 yılda
yüzde 572 oranında artan hane halkı borç yükü, aynı dönemde yüzde 89 artan hane
halkı harcanabilir gelirindeki artış ile nasıl karşılanacaktır? 2- Toplumun borç
yükü ile ilgili aldığınız bir önlem var mı? 3- Borçlular
icraya düştüklerinde ortaya çıkacak sosyal, hukuksal ve yaratacağı diğer
sorunları nasıl aşmayı düşünüyorsunuz? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman AKP Diyarbakır
Milletvekili Abdurrahman Kurt’un Diyarbakır
İlimizdeki kaçak elektrik ile ilgili yapmış olduğu “şok” açıklamayı tüm Türkiye
hayretle izlemiştir. Diyarbakır’da kaçak elektrik kullanımının yüzde 60-70
olduğunu ifade eden Kurt, yıllık zararın 250-350 milyon YTL’yi
aştığını belirtmektedir. Bu bilgiler
ışığında; 1- Açıklamayı
ihbar kabul ederek, kaçak elektrik konusunda başta Diyarbakır İlimiz olmak
üzere, Doğu ve Güneydoğu İllerimiz ve Türkiye genelindeki İllerde çalışma
yapmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda bir çalışmanız var mıdır? 2- Ülkemizde
kaçak elektrik kullanımı suç mudur, değil midir? “Suç” diyorsanız son 5 yıl
içinde Diyarbakır İlimiz, Doğu ve Güneydoğu İllerimiz ile Türkiye genelindeki
İllerimizde kaçak elektrik konusunda kaç kişiye işlem yapılmıştır? 3- Diyarbakır
İlimizde kaçak elektrik teşvik mi edilmek isteniyor? Kaçak elektrik kullanmayı
teşvik eden sebepler nelerdir? Kaçakla mücadele konusunda yeterli denetimler
yapılamıyor mu? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman 1- Merkez Bankası
ve kamu bankaları binalarının İstanbul’a taşınma işlemi devlete kaç milyon YTL’ye mal olacaktır? Bu para ile ülkemizde kaç okul
yapılabilir? 2- Merkez Bankası
ve kamu bankalarının taşınma işlemleri 6 bine yakın personeli ve ailesini ilgilendirmektedir.
6 bin personelden büyük bir çoğunluğu çeşitli mazeretleri nedeniyle İstanbul’a
gitmek istemeyeceklerdir. Bu kişilerin yerine kamu kurum ve kuruluşlarından
yatay geçiş yapılacak veya yeni personel alınacaktır. Taşınmaların altında bu
kurumlarda kadrolaşma mı yatmaktadır? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 15/01/2008 Mehmet
Serdaroğlu Kastamonu Ecyad Kalesini yıkan,
Hz. Muhammed'in Annesi Hz. Amine'nin mezarını
dağıtan, Hz. Hatice'nin (Efendimizin ilk eşi) evinin yerine şadırvan yapan, Hz.
Ebubekir'in evinin üstüne Hilton Otelini yapan Suudi
yönetimi, son olarak Medine'deki Osmanlı eserleri Hz. Ali, Hz. Ömer, Hz. Ebubekir Camilerini de yıkarak otel yapacağı basında yer
almıştır. Her biri kültür
varlığı olan bu eserler, öncelikle İslam dini ve medeniyeti, sonra da Osmanlı
eserleri açısından önem taşımaktadır. Sorular 1- Hz.
Muhammed'in Annesinin mezarı sadece Suudilerin değildir. Tüm İslam Âleminin
annesinin mezarıdır. Bu konuda bir Müslüman ülkenin Başbakanı olarak ne gibi
bir girişiminiz oldu? 2- Hz. Ali, Hz.
Ömer, Hz. Ebubekir camilerini yıkarak yerine otel
yapacak olan Suudilere tepkinizi koyup, Dünya Kültür Mirası Komitesi'ne
müracaat etmeyi düşünüyor musunuz? 3- Temayüller
dışına çıkarak, kaldığı otelde ziyaret ettiğiniz Suudi yetkililerini,
dostluğunuza dayanarak bu işten vazgeçiremez misiniz? Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. Yaşar
Ağyüz Gaziantep
Son günlerde
Alevi açılımı iddiasıyla düzenlenen "Muharrem Orucu İftarı'nın"
Alevilerin sorunlarını öğrenmek, tartışmak ve çözüm önerileri sunmak amacıyla
yapılacağı beklentisi kamuoyunca ilgiyle izlenmiştir. Katılımınızla gerçekleşen
bu yemek ile, 1- inançları ile
çağdaş yaşamak isteyen Alevi toplumunun sorunları için ne açılım
kazandırılmıştır? Alevi köylerine
kendi istem ve önerileri olmadan, Diyanet işleri Başkanlığı ve bazı il
müftülüklerince yönlendirilen cami yapma, yaptırma baskıları devam edecek mi? 2- Bazı eğitim
kurumlarında Alevi öğrencilere Alevi oldukları için yapılan, insan hak ve
özgürlüklerine aykırı baskılar bitecek mi? 3- Demokratik bir
talep olan zorunlu din derslerinin kalkması talebi değerlendirilecek mi? 4- Cemevlerini kendi olanakları ile yapan Alevilere, bu konuda
ne yerel ne de genel iktidarlar katkıda bulunmadı, somut taleplerine hep kulak
tıkandı. Bundan sonra da böyle mi devam edecek, yeni bir yasal düzenleme
yapılmasını düşünüyor musunuz? 5- 2008 yılı
Diyanet işleri Başkanlığı bütçe görüşmeleri sırasında, Plan Bütçe Komisyonu'nda
“Alevilere bir tahsisat yapılırsa, Aleviliğin diğer kolları da bize tahsisat
yapın derse ne olacak? Mecusiler, Satanistler gibi gruplar da benzer taleplerle
gelebilir" diyerek Alevi toplumuna hakaret eden AKP'li Milletvekili
uyarılıp, kınanmaz iken, Bu açılımı iyi
niyetli kabullenmek mümkün müdür? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Saygılarımla. Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Malatya
1) Cem evlerinin
ibadethane sayılması konusunda tarafınıza herhangi talep gelmediği yönündeki
sözleriniz size mi aittir? 2) Geçtiğimiz 5
yıldaki hükümetiniz döneminde Cem evlerinin ibadethane sayılması ve Diyanet
İşleri Başkanlığı bütçesinden pay verilmesi konusunda defalarca hükümetinizi
uyarmama karşı böyle bir talebin karşılanamayacağı Diyanet İşlerinin bağlı
olduğu Devlet Bakanı tarafından açıkça söylenmiştir. 3) 2007 yılı
Bütçe görüşmeleri sırasında Plan ve Bütçe Komisyonunda tarafımızdan verilen
önergeyle Cem evlerinin tamir, bakım ve diğer ihtiyaçlar için 10 milyon YTL
ödenek talebinde bulunmamıza karşın Plan ve Bütçe Komisyonunun AKP’li üyeleri
ve hükümet temsilcisi tarafından bu önergemiz ret edilmiştir. 4) Cem evlerinin
ibadet yeri sayılması konusundaki yasal düzenlemeleri ne zaman yapacaksınız? Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Saygılarımla. Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Malatya
1) Halk Bankası
ve Vakıflar Bankasının Genel Müdürlüklerinin İstanbul’a taşınma gereksinim
nedenlerini açık ve net bir dille izah edebilir misiniz? 2) Özellikle Halk
Bankası kamunun diğer kurumlarıyla KOBİ’ler ve Küçük
ve Orta işletmeler için Sanayi Bakanlığı ve Türkiye Esnaf Kefaletleri ile
sürekli işbirliği yapmak zorunda değil midir? 3) Bu
Bankalarımızda kaç kişi çalışmakta ve kaç çalışanın eşi kamu kurumlarında görev
yapmaktadır. Kamu kurumlarında görev yapan bu çalışanlara İstanbul’da istihdam
edecek kadro var mıdır? KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, yirmi dakika oldu efendim. BAŞKAN –
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, şu anda on altı tane soruyu okudu
arkadaşımız. Sayın Bakanın cevap vermesini isteyeceğim, eğer Sayın Bakanın
cevap vermesinden ve soru soran arkadaşlarımızın ek izahatlarından vakit
kalırsa diğer sorulara devam edeceğiz. Sayın Bakanım,
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar) DEVLET BAKANI VE
BAŞBAŞKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; farklı bakanlık, kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve yetki
alanına giren konularla ilgili olarak Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan sözlü olarak yanıtlanması talep edilen
değişik esas no.lu soru önergelerini cevaplandırmak üzere söz aldım. Sayın
Başkan, sizi, yüce Meclisi ve halkımızı saygıyla selamlıyorum. (6/239) esas
no.lu sözlü soru önergesine cevabı kısaca okumak istiyorum. Başbakanlık Özel
Kalem yurt içi-yurt dışı geçici görev yolluklarıyla ilgili rakamsal verileri de
paylaşmak isterim. Özellikle 2003 yılından başlayarak ödenekleri, harcamaları
ve kişi sayılarını ana hatlarıyla aktaracağım: 2003 yılında ödenek tutarı 1
milyon 500 bin YTL, harcama 1 milyon 325 bin 989 YTL, kişi sayısı da 1.026’dır.
Aynı şekilde, 2004, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında da ödeneklerin bütçe
imkânları çerçevesinde arttığını, buna paralel olarak da kişi sayısının da
2004’te 1.103, 2005’te 1.439, 2006’da 1.113 ve 2007 yılı için ödenek tutarının
2 milyon 700 bin, harcamanın da 1 milyon 600 bin 386 YTL olmuştur. (6/246) esas no.lu sözlü soru önergesine ilişkin olarak da minibüs
ve esnaf odasının yazılı talebi ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi
Kanunu’nun 7’nci ve 9’uncu maddelerine göre UKOME Yönetmeliği’nin 18’inci
maddesi çerçevesinde Ulaşım Koordinasyon Merkezi Genel Kurulunun 18+1 kapasiteli
ve Kurulun belirlediği teknik özelliklerden ilgili araçların yenilenmesi ve
değiştirilmesi kararı alınmıştır. Akıllı kart
uygulamasına yönelik olarak Antalya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon
Merkezinin 24/05/2005 tarih ve 2005/08-14 sayılı kararı
ile kentte çalışan toplu taşım araçlarını… Akıllı kart sisteminin otobüs ve
minibüslere takılması kararı da alınmış bulunmaktadır. Alınan karar
doğrultusunda Büyükşehir Belediye Encümeninin 22/02/2007
tarih ve 2007/96 sayılı kararı ile ihalesi yapılmış ve katılan firmalar
arasından Antkart firması kazanmış olup sözleşmenin
imzalanmasıyla birlikte başta Büyükşehir Belediyesi raylı sistem tramvayında
kullanılmaya başlanmış ve etap etap minibüs ve
otobüslerde de uygulanmaya başlanacaktır. Minibüs alımı
için yapılan ihaleyi… Önergede belirtilen şekilde ihale yapılmamış; belediye,
İhale Kanunu’na tabi olup resmî ilan suretiyle ihalelerini
gerçekleştirmektedir. Yenilenecek ve alınacak araçların markasını UKOME Genel
Kurulunun belirlemiş olduğu teknik özelliklere göre minibüsçüler esnaf odası ve
odaya kayıtlı üyeler tarafından belirlenmektedir. Belediye tarafından
minibüslerin değiştirilmesi ve akıllı kart sistemine geçiş ile ilgili yasal
gerekçeler de ilgili düzenlemelerde belirtilmiştir. (6/247) sayılı soru
önergesine ilişkin olarak da serbest rekabet ortamı içinde turizm sektöründeki
işletmeler, pazarlama ilkelerini, işletmecilik anlayışı ve talep doğrultusunda
çalışma dönemlerini kendileri belirlediğinden çalışma dönemlerinin resmî olarak
belirlenmesi söz konusu değildir. Bu nedenle, sezonun bitmesi gerekçesiyle
kapanan faaliyetlerine ara veren ve işsiz kalan çalışan sayısına ilişkin istatistiki çalışmanın derlenmesi de zaman almaktadır. Buna
karşılık, Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre turizm sektöründe faaliyet
gösteren iş yerleri, eğlence hizmetleri ile oteller, pansiyonlar, hanlar ve
talebe yurtları olmak üzere iki iş kolu içerisinde de sınıflandırma
yapılmıştır. Bu istatistikler dikkate alındığında, gereken öğrenci yurtlarının
da aynı iş kolu içinde yer aldığını söyleyebiliriz. Bu çalışmalar sonucunda
turizmin tüm yıla ve ülke sathına yayılması sayesinde, sektörde çalışanların
mevsimsel olarak değil bütün yıl ve süreli olarak istihdamı da önemlidir ve
sağlanacaktır. Turizm sektörünün içinde bulunduğu sorunlar Hükûmetimizce
malum olup, sadece turizm sektörüne değil tüm sektörlere yönelik işletme hedef
ve çabalarımız devam etmektedir. Sosyal Sigortalar
Kurumunun amacı ve işlevi, ülkemiz çalışanlarının büyük bir bölümünün sosyal
güvenliklerini sağlamaktır. Sosyal güvenliğin sağlanması ise her şeyden önce
bir finans sorunudur. Kurumun en önemli finans kaynağı da elbette ki sigorta
primleridir. Sigorta primleri açısından hizmet iş kolundaki iş yerlerinin prim
tahakkuk ve tutarları; oteller, pansiyonlar, hanlar ve talebe yurtları iş
kolundaki iş yerlerinin prim ve tahakkuk tutarları ilgili kurumlar tarafından
kendi sitelerinde de açık şekilde yayınlanmaktadır. 6183 sayılı Kanun’un
48’inci maddesi hükümlerine göre ödeme güçlüğü içinde bulunduğu anlaşılan işverenlerin
sosyal güvenlik kurumuna olan borçlarının taksitle ödenmesi mümkün
bulunduğundan, talep edilmesi hâlinde, yasa maddesinde belirtilmiş olan
şartların yerine getirilmesi kaydıyla borçları en fazla yirmi dört ay ile tecil
ve taksitlendirilebilmektedir. Nitekim, benzer şekilde
5073, 5084, 5198 ve 5350 sayılı Kanunlarla istihdamın artırılması ve
işverenlerin prim yükünün azaltılması yönünde kanuni düzenlemeler yapılmıştır.
Bununla birlikte, ülkemizin sanayisinin desteklenerek istihdam odaklı büyümeyi
gerçekleştirmek üzere tüm sektörler için işveren sigorta priminde yüzde 5’lik
indirim yapılmasına ilişkin düşünceler kamuoyunda “istihdam paketi” olarak
bilinmektedir ve burada da 5 puanlık bir düşüş sağlanmıştır. Öte yandan, 1 Ocak
2008 tarihinden itibaren turizm sektörü için KDV oranları da yüzde 18’den yüzde
8’e düşürülmüştür. (6/271) esas no.lu soru önergesiyle ilgili olarak da Türkiye Büyük
Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün “Soru” kenar başlıklı 96’ncı maddesinde sorunun
kısa, gerekçesiz ve kişisel görüşler ileri sürülmeksizin, kişilik ve özel
yaşama ilişkin konuları içermeyen bir önergeyle hükûmet
adına sözlü ve yazılı olarak cevaplandırmak üzere Başbakan veya bir bakandan
açık ve belli konular hakkında bilgi istemekten ibaret olduğu hükme
bağlandığından, önergenin bilgi istemeye yönelik olmayıp kişisel görüş ileri
sürülmek suretiyle düşünce öğrenmeyi amaçlayan 1 numaralı sorusunun Anayasa ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün yukarıda belirtilen hükümleri
karşısında cevap verilmesi yasal bakımdan mümkün gözükmemektedir. Türk Ceza
Kanunu’nun 301’inci maddesinin yerleşmiş Yargıtay içtihatları da dikkate
alınmak suretiyle değiştirilmesi yönünde yapılan çalışmalar son aşamaya gelmiş
bulunmaktadır. Bilgilerinize arz
ederiz. (2/277) sayılı
soru önergesinde de, genel olarak 4/C statüsünde çalışanların toplamı 2007 yılı
sonu itibarıyla 47.933’tür Bunların kurumlar arasındaki dağılımında,
özelleştirme işlemleri dolayısıyla kullanılacak pozisyonlar ise 21.193 olarak
da belirlenmiştir. Usulüne uygun
olarak tahsis yapılmış geçici personel pozisyonları ataması yapılan geçici
personel, atama tarihi itibarıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının personeli
konumuna da gelmektedir. 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun 4’üncü maddesinin (C) fıkrasında, geçici personel, bir
yıldan daha az süreli veya mevsimlik hizmet olduğunda Devlet Personel
Başkanlığının ve Maliye Bakanlığının görüşlerine dayanılarak Bakanlar Kurulunca
karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde
sözleşmeyle çalıştırılan, işçi sayılmayan kimselerdir. Yukarıda
teferruatlı şekilde açıklandığı veçhile geçici personel, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nda müstakilen bir istihdam biçimi
olarak tarif edilmiş ve personel, sözleşmeyle çalıştırılan ve işçi sayılmayan
kimseler olarak tanımlanmıştır. Geçici personelin
statüsünün değiştirilmesi hususunda kanun değişikliği gerekmekte olup bu
aşamada söz konusu kanun değişikliği çalışması bulunmamaktadır. (6/279) sayılı
sözlü soru önergesinde ise, terörle mücadelede ulusal sorumluluk kapsamında
yürütülen bir mücadeledir. Türkiye’nin birliği ve ulusal bütünlüğüne ilişkin
her millî konu devlet politikası olarak şekillenmekte ve yürütülmektedir. Terör
ve terörizm ile mücadele hem ulusal hem de uluslararası çapta yürütülmektedir.
Devletimiz ve cumhuriyet hükûmetleri, bu ulusal
sorunla ilgili mücadelesini bu hassasiyetle, dikkatle sürdürmüş ve
sürdürmektedir. Türk Silahlı
Kuvvetleri dünyanın en önemli askerî gücüdür. Her koşulda Türkiye’nin
güvenliğini sağlayacak güce ve düşmanlarını bertaraf edecek yeteneğe sahiptir;
bundan kimsenin şüphesi olmamalıdır. (6/295) sayılı
sözlü soru önergesinde de, Sayın Başbakanımız ve bakanlarımız tarafından
yapılan yurt dışı gezilerine milletvekillerimizin katılımları, ziyaretlerin
amaçları ve bu görevin gereklerine uygun olup üyelikle bağdaşmayan işlere
ilişkin hususları düzenleyen Anayasa’nın 82’nci maddesiyle bir ilgisi
bulunmamaktadır. (6/339) sayılı soru önergesinde TMSF’yle
ilgili kısmı da şu şekilde açıklamak mümkün: Meclis İç Tüzüğü’nün “Soru”
başlıklı 96’ncı maddesi, aynı Tüzük’ün 97’nci maddesinin (a) bendi, “Başka bir
kaynaktan kolayca öğrenilmesi mümkün olan…” hükümleriyle 6762 sayılı Türk
Ticaret Kanunu’nun 57’nci ve devamı maddeleri uyarınca, Fondan bağımsız tüzel
kişiliklere sahip şirketlerin Fon ile hukuksal bağlantısı bulunmayan
çalışmalarına ait bilgilerin ilgili şirketlerden temin edilmesi uygun
olacaktır. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, sözlü soru önergesine böyle cevap verilmez! DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) - (6/347) sayılı soru önergesi Kyoto Protokolü’ne ilişkin açıklamalar söz konusuydu. Kyoto Protokolü’ne ilişkin tasarı Bakanlar Kurulunca
imzalanmış olup, 05/06/2008 tarih ve 2467 sayılı
olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine de sevk edilmiştir. (6/352) esas nolu sözlü soru önergesinin cevabı konusunda: Konut
edindirme yardımlarına ilişkin olarak, konut edindirme yardımlarının hak
sahiplerine geri ödenmesi amacıyla 22/05/2007
tarihinde kabul edilen 5664 sayılı Kanun’la, Mülga 3320 sayılı Memurlar ve
İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında
Kanun uyarınca hak sahibi olanlara nakit veya hisse senedi olarak ödeme
yapılmasına ilişkin usul ve esaslar yeniden düzenlenmiştir. Başta SSK olmak
üzere, ilgili kuruluşlar, hak sahipleriyle ilgili bilgi ve belgeleri, yasayla
kendilerine verilen süre içinde temin etme konusunda gerekli çalışmaları
yapmış, ilgili kuruma da göndermiştir. Mülga 3320 sayılı
Kanun uyarınca kurumlarca adına ödeme yapılan ve 5664 sayılı Kanun uyarınca
belirlenen formatta ve sürede bildirimi yapılan tüm hak sahiplerine ödeme
yapılacaktır. Ödeme yapılacak hak sahibinin sayısı ve ödenecek tutarlar çalışma
tamamlandıktan sonra netleşecektir. 5664 sayılı Konut
Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair Kanun’un 4’üncü
maddesinin üçüncü bendine göre ne tür ödeme yapılacağı açık şekilde yer
almıştır. Önümüzdeki günlerde bu ödemenin yapılabilmesi için bir yasa
değişikliği de yüce Meclisin takdirlerine arz edilecektir. (6/364) esas
no.lu sözlü soru önergesiyle ilgili olarak: Türk bankacılık sektörünce
kullandırılan konut ve araç kredilerinin hacmi son yıllarda belirgin bir artış
göstermiştir. Bu artışta, elbette ertelenen tüketim harcamaları, ekonominin
içinde bulunduğu konjonktür, kişi başına düşen
gelirdeki yükselme ve bankaların da elindeki fon miktarındaki artışlar temel
belirleyicidir. Bu çerçevede, özellikle hane halkı bireysel kredilerinin reel
gelişimi incelendiğinde, 2003-2005 arasında yıllık yüzde 100 dolaylarında
gerçekleşen toplam kredi genişleme hızı olduğu görülmektedir. Ancak 2006
yılında söz konusu artış hızının yavaşladığını, 2007 yılında da benzer
eğilimini koruduğunu söyleyebiliriz. Hane halkı
borçlarına ilişkin kendi hesaplarını ve tahminlerini düzenli olarak BDDK
Finansal Piyasalar Raporu’nda yayınlamaktadır. Genel eğilimler incelendiğinde,
gerek gelişmiş ekonomiler gerekse yükselmekte olan ülke ekonomileriyle
kıyaslandığında, Türkiye’de hane halkı finansal yükümlülüklerin gayrisafi yurt
içi hasılaya oranı hâlâ düşük seviyededir. Bu
çerçevede 2002 yıl sonu ile 2007 yılı ekim ayı arasındaki yaklaşık beş yıllık
dönemde konut kredileri 460 milyon YTL’den 65 kat artış göstererek
30 milyar 355 milyon YTL’ye ulaşırken, taşıt kredileri 10 katlık artışla
541 milyon YTL’den 5 milyar 939 milyon YTL’ye ulaşmış bulunmaktadır. Müşteri
sayılarında da 2004 yılı sonu ile 2007 yılı Ekimi arasında da artışlar
112.189’dan 628.320’ye, taşıt kredilerinde de 460.662’den 812.359’a
yükselmiştir. Bireysel krediler
hacmindeki artış ile yükselen hane halkı borç yükü incelendiğinde, daha önce
ifade edildiği gibi, baz etkisinden dolayı yüksek
oranlı bir artış söz konusudur. 2006 yılı sonu itibarıyla Türkiye’de kişi
başına düşen tüketici kredisi yaklaşık olarak 360 avro
iken, bu değerin Almanya’da 2.386 avro, İspanya’da
1.792 avro, Yunanistan’da 1.882 avro
ve Portekiz’de de 893 avro olduğu görülmektedir.
Benzer şekilde, gelişmiş ülkelerde tüketici kredilerinin tutarı millî gelire
yakın, hatta millî geliri aşan tutarlarda iken, ülkemizde bu oran hâlâ yüzde
10’lar civarında seyretmektedir. Uluslararası en
iyi uygulamalara paralel olarak yapılan düzenleme ve gözetim yapısı
çerçevesinde başta tüketici birlik ve dernekleri, meslek kuruluşları ve
finansal kuruluşlar olmak üzere ilgili tüm taraflarca tüketici bilincini
geliştirmeye dönük programlara ağırlık verilmesi, tüketici bilincinin
artırılması finansal hizmetleri ilgilendiren her konu için şüphesiz fayda
sağlayacaktır. (6/377) sayılı
sözlü soru önergesinde: Elektrik kayıp ve kaçak özel yöntemler ve teknikler
kullanılarak ülke genelinde takip edilmekte, özel olarak oluşturulmuş mobil
ekiplerle sürekli kontrolü yapılmaktadır. Bu çerçevede, kayıp kaçak oranının
yüksek olduğu yerlere daha fazla önem verilmektedir. Nitekim Diyarbakır, Mardin,
Batman, Şanlıurfa, Şırnak ve Van illerimizde diğer bölgelerden 328 personel
görevlendirilerek oluşturulan mobil ekiplerle 18-28/1/2008
arasında yapılan çalışmalarda 31.500 abone taranmış, 2.187 adet büyük tüketimli
kaçak yakalanmıştır. Ekipler bölgede tekrar görevlendirilmiş olup, yoğun
çalışmalar ve taramalar da devam etmektedir. Kaçak elektrik
kullanıcılarının anılan bölgelerde yoğun olmasının yanında, diğer tüm
bölgelerde kaçak olanlar da mevcuttur. Türkiye genelinde son beş yıl içinde
toplam 341.176 kişi için savcılıklara suç duyurusunda bulunulmuştur. Elektrikte kaçak
kullanımı teşvik için veya teşvik gibi bir politikamız yoktur ve olamaz. Kaçak
elektrik kullanmak Türk Ceza Kanunu’nun 142’nci maddesine göre nitelikli
hırsızlık suçudur. Kaçak elektrik kullanmanın elbette birçok nedeni vardır;
ekonomik, sosyal ve kültürel olanlar bunların başında yer almaktadır. Kaçak
önleme çalışmaları aralıksız devam etmektedir ve devam edecektir. (6/378), (6/394) esas no.lu sözlü soru önergelerine ilişkin
olarak: 1211 sayılı Kanun’la anonim şirket olarak kurulmuş ve örgütlenmiş
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, merkezî idare veya hizmet, yerinden yönetim
kuruluşu, KİT olmayan, bağımsız idari otorite olarak nitelendirilmeyen, bağlı,
ilgili ve ilişkili kuruluş tanımları dışında kalan, idari hiyerarşi ve vesayete
tabi bulunmayan, bütçe kanunları kapsamında yer almayan, bağımsızlık, özerklik
olarak ifade edilen, bütünüyle kendine özgü hukuki bir statüye sahiptir. 1211 sayılı
Kanun’un 4’üncü maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, kanun ile
kendisine verilen görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak
yerine getirir ve kullanır. Ancak, kanun değişikliğini gerektiren bir hususun
Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisinde bulunduğu da tabiidir. Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası idare merkezinde 2.559 kişi çalışmakta olup eşi banka
dışında Emekli Sandığına tabi olarak çalışan 292 kişi bulunmaktadır. Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankasının 1211 sayılı Kanun’la belirlenmiş görev ve
yetkileri ekonomik ve finansal tüm birimlerle ilişki içinde olunmasını da
gerekli kılmaktadır. Finans
kurumlarının İstanbul’a taşınma sürecine ilişkin tercih ve önceliklerimiz
kamuoyuna açık bir şekilde ifade edilmiştir. Gerekli kararlar ilgili
kurumlarda, gerekli yasal değişiklik ise Türkiye Büyük Millet Meclisinin
yetkisinde bulunmaktadır. (6/384) esas
no.lu sözlü soru önergesine cevabımızı sizlere kısaca arz ediyorum: Hazreti
Peygamberin annesinin defnedilmiş olduğu –mekânda Mekke-Medine arasındaki Ebva köyü yakınlarında- zaman zaman
bazı Suudlular ve yabancı ziyaretçiler bir mezar
türbe yapımı teşebbüsünde bulunmakta ancak bu teşebbüse Suudi makamlarınca
müsaade edilmemektedir. Hazreti Ali,
Hazreti Ömer ve Hazreti Ebubekir Camilerinin durumu
hakkında Cidde Başkonsolosluğumuzca Medine’de 2007 yılında yapılan temas ve
araştırmalar neticesinde, anılan camilerin restore edilerek korunacağı bilgisi
edinilmiştir. Bahse konu restorasyon işini üstlendiği
belirtilen Suudi şirketiyle 2008 Ocak ayında yapılan temaslar neticesinde adı
geçen üç caminin restore edilerek korunacağı bilgisi aynı zamanda da teyit
edilmiştir. Öte yandan,
kültürel ve doğal mirasın korunmasıyla ilgili konular, UNESCO çerçevesinde,
Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında
değerlendirilmektedir. 1978 yılında anılan Sözleşmeye taraf olan Suudi
Arabistan’ın dünya miras listesine kaydedilmiş bir alanı bulunmamaktadır. Suudi
Arabistan’ın geçici listesinde ise üç alan yer almaktadır. Mezkûr sözleşme
çerçevesinde, taraf devletler kendi topraklarında, sözleşmenin 1’inci
maddesinde tanımı yapılan, kültürel mirası tespit etmek, korumak, sunumunu
düzenlemek ve gelecek kuşaklara aktarma sorumluluğu çerçevesinde ve imkânları
ölçüsünde gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; (6/385) esas no.lu sözlü soru önergesinin içeriği
konusundaki cevabımızı sizlere kısaca arz etmek istiyorum. Anayasa’mızın
10’uncu maddesinde “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî
inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”
denilmektedir. “(Ek:
7.5.2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu
eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kimseye, aileye,
zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları
bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek
zorundadırlar.” denilmektedir. Gerekçesi ne olursa olsun, hiçbir öğrencimize
baskı yapılmasına müsaade edilmemektedir. Diğer taraftan,
okullarımızda “din dersi” adıyla okutulan herhangi bir ders bulunmamaktadır.
Anayasa’mızın 24’üncü maddesi gereği, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi
ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarımızda okutulan zorunlu dersler arasında yer
almakta olup bu dersle ilgili olarak söz konusu kapsamda herhangi bir çalışma
bulunmamaktadır. Yine aynı soru
önergesi çerçevesinde, Diyanet İşleri Başkanlığının 633 sayılı Kuruluş
Kanunu’nda, Başkanlığın görevleri içerisinde cami yeri tespiti, cami yapımı ve
cami onarımı gibi görevler yer almamaktadır. Dolayısıyla, cami yapımı, bakımı,
onarımı için bütçeden herhangi bir ödenek de ayrılmamaktadır. Ülkemizde
camiler, vatandaşların katkılarıyla, şahıslar ya da dernekler gibi özel ve
tüzel kişilerce yapılmaktadır. Bu noktada Başkanlığın görevi, inşası
tamamlanmış camilerin ibadete açılış beratlarını vermek, camileri yönetmek,
denetlemek ve din hizmetinin sunulmasını sağlamak amacıyla kadro taleplerini
karşılamaktır. Bu görevler dışında Başkanlığımızın bir görev ve yetkisi de
bulunmamaktadır. Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; (6/392) esas no.lu soru önergesine ilişkin olarak da
bütün Müslümanların ortak ibadet yeri camidir. İslam tarihinin hiçbir döneminde
kendisini İslam içinde görüp de camiye alternatif başka bir ibadethane kuran
mezhep ve tarikat olmamıştır. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Cemevleri neden ibadet yeri olamazmış? MUZAFFER BAŞTOPÇU
(Kocaeli) – Dinle, dinle! Dinlemesini öğren! DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) - Yine İslam tarihinde, tasavvufi
adap ve erkânın yürütüldüğü mekânlar hiçbir zaman caminin alternatifi bir
ibadethane olarak da algılanmamış ve isimlendirilmemiştir. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Cemevi niye ibadet yeri olmasın? DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) - Dolayısıyla, adap ve erkânın
yürütüldüğü mekânları ibadethane olarak kabul etmek de mümkün değildir. Bütün bu
gerekçeler göz önünde bulundurulduğunda soru önergesine ilişkin yasal düzenleme
yapmanın uygun olmadığını da ifade edebilirim. Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; (6/393) esas no.lu soru önergesine ilişkin olarak: Kamu
bankalarının İstanbul’a ilişkin yerleşim yerlerinin değiştirilmesi konusu -az
önce ifade ettim- ilgili bankaların genel kurullarının alacağı bir karardır. Dolayısıyla,
bu karar, kendileri açısından hem mali tablolarının hem müşteri ilişkilerinin
hem ulusal ve uluslararası bağlantılarının ortaya çıkartacağı kararın da bir
sonucu olacaktır. Bankanın İstanbul’a fiilen taşınması durumunda, KOBİ’ler, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, TESKOMB ve diğer
kamu kurum ve kuruluşları ile gerek İstanbul’da gerekse Ankara’da bulunan Genel
Müdürlük ve bölge koordinatörlük birimleri vasıtasıyla ilişkiler devam
ettirilecektir. Bu nedenle, adı geçen kuruluşlar ile sürekli bir ilişki açısından
bir sorun yaşanmayacağı ifade edilebilir. Halkbankasının hâlen 11.520
personeli olup bankanın personel kayıtlarında 878 personelin eşi kamu kurum ve
kuruluşlarında görev yapmaktadır. Vakıfbank’la
ilgili olarak: Sermaye yapısında ağırlıklı olarak kamu kontrolü olmakla
birlikte özel hukuk hükümlerine tabi olan bankanın en az özel bankalar kadar
iyi ve basiretli bir şekilde yönetilerek sektörde rekabette geri düşmemesinin
sağlanması da önemli bir zorunluluktur. Bankamız, sektördeki rekabet gücünü ve
pazar payını müşterilere sunduğu farklı ürünlerle kredi portföyünün
çeşitliliğini sağlayarak, bölgesel ve sektörel
risklerini dengeleyecek ve rekabet gücünü daha da artıracaktır. Bu hedefleri
gerçekleştirmek amacıyla faaliyetlerinin İstanbul’da yoğunlaştırılması kararını
bankanın genel kurulu verecektir. Bankanın Genel Müdürlüğünde yaklaşık bin
personel görev yapmaktadır. Bu personelin İstanbul’da görevlendirilmesine
ilişkin olarak gerekli çalışmalar yapılmakta olup, herhangi bir mağduriyete
sebep verilmemesi için özel çalışmalar devam etmektedir. Genel Müdürlükte görev
yapan personelin 135’inin eşleri İstanbul kamu kurumlarında görev yapmaktadır. Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; bu genel değerlendirmeden sonra vaktim var ise esas
numaralı sözlü soru önergelerine biraz daha detaylı cevap verebilirim. BAŞKAN – Sayın
Bakanım, şimdi arkadaşlarımıza çok kısa bir açıklama için ek süre vereceğim.
Eğer ondan sonra süre kullanmak gerekirse o sürenizi kullanırsınız. Teşekkür ediyorum
size. (AK Parti sıralarından alkışlar) Buyurun Sayın
Çöllü. HÜSNÜ ÇÖLLÜ
(Antalya) – Efendim, önergemin yanıtına yedi ay gecikmeli de olsa cevap verdiği
için Sayın Bakanıma teşekkür ederim. O günden bugüne
kadar Antalya’da çok sıkıntılar yaşandı Sayın Bakan. Dolmuşlar, otobüsler
bağlandı, vatandaşlar yollarda bırakıldı. Önergemde de belirttiğim gibi, bütün
dolmuşların bir firmadan alınması gibi bir zorunluluk getiriliyor. Buna kimin
hakkı var, soruyorum? Ayrıca, Antkart, Antalya’da ciddi bir şekilde tartışılıyor ve ciddi
sorunlar yaşanıyor. En son, araçlara zabıta bindirilerek Antkart
kontrolü yaptırıldı. Belediye araçlarında bu sistem uygulanabilir. Yani Antalya
dışında hangi illerde dolmuşlarda ve özel halk otobüslerinde kart uygulaması
var? “Ben yaptım oldu” anlayışıyla ulaşım sorunu çözülemez. Burada yapılması
gereken, ilgili tüm kesimlerin katılımlarıyla ulaşımı planlamak ve uygulamaları
bu doğrultuda yapmak olmalıdır. Biz soruyoruz ama
sağlıklı bilgi alamıyoruz. Bu konunun tüm boyutlarıyla ortaya konulmasında ve
sizler tarafından yerinde bir kez daha incelenmesinde fayda mütalaa ediyorum. Teşekkür
ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Çöllü. Sayın Aslanoğlu… FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakanım, bu sorduğum soruyu, muharrem ayında, Sayın
Başbakanın cemevlerinin ibadethane sayılması
konusunda tarafına herhangi bir talep gelmediğini belirtmesi nedeniyle
sormuştum. Şimdi, cemevleri Alevi-Bektaşi kardeşlerimiz için son derece
manevi önemde yerlerdir. O zaman bir daha bu Hükûmet,
cemevleri ve cemevlerine
yapılan, Alevi-Bektaşi kardeşlerimizin inanç özgürlüğü nedeniyle yaptıkları
olayı ağızlarına almasınlar. Eğer buranın manevi bir değeri varsa ve böyle bir
şey kabul ediliyorsa… “En azından, buraların su, elektrik ve diğer masrafları
için yardım edeceğiz.” diyorlar, ama ondan sonra etmiyorlar. O zaman, bundan
böyle Alevi-Bektaşi kardeşlerimize gidip cemevlerinin
manevi değerini belirtmesinler. Çünkü bu altıncı yılda aynı şeyi söylüyorum. Yine Sayın Bakan
verdiği yanıtta da, herhangi bir şekilde hiçbir yardım yapılamayacağını ve
ibadethane kabul edilmeyeceğini belirtiyor. O zaman bu sorunu bitirelim; bir
daha, Hükûmet, cemevlerinin
Alevi-Bektaşi kardeşlerimizin manevi özellikli değeri olmadığını artık
kabullensin. Teşekkür
ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür
ederim. Sayın Genç,
buyurun. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. “İmam bildiğini
okur.” diye bir laf var. Burada Hükûmet adına
sorularımıza cevap veren Bakan maalesef hiçbir sorumu cevaplandırmadı. Ayrıca bir şeyi
düzeltmesini istiyorum. “Müslümanların ibadet yeri yalnız camidir.” dedi.
Müslümanlar her yerde ibadet yapar, cemevinde de
yapar, camide de yapar, evinde de yapar, dağın tepesinde de yapar. Sayın Başkan,
şimdi, bu gerçekleri kimden saklıyor Bakan? Gerçeklerden neden korkuyor? Benim sorum şu: Tayyip Erdoğan Başbakan olarak kendisi, çocukları ve karısı
kaç defa yurt dışına gitmiştir, ne kadar harcırah almıştır; bunu soruyorum.
Buna karşı verilecek cevap açık ve netken, Sayın Bakan diyor ki: “Efendim,
Başbakanlık geçici ödenek yokluğu bilmem şu tarihte 2 trilyon 700 milyar
liradır, şu tarihte 3 trilyon liradır.” diyor. Efendime söyleyeyim, diyor:
“1.439 kişi gitmiş, 1.113 kişi gitmiş.” Ben bunları sormuyorum. Ben size açık
ve net diyorum ki: Tayyip Erdoğan, karısı ve
çocukları kaç defa yurt dışına geçmiştir? Ne kadar harcırah almıştır? Bunun
sorusunu soruyorum. İkinci sorum: Her
bakan ve Başbakan yurt dışına gittiklerinde, AKP içinde her defasında -işte
geçen hafta okundu- bir bakan ve Tayyip Erdoğan yurt
dışına yanında 10 tane bakan götürüyor. Bu 10 tane bakan nasıl götürülüyor?
Anayasa’nın 82’nci maddesine göre götürülüyor. Bunların her birisine -bazıları
çoluk çocuklarını da getiriyor- devletin kesesinden harcırah ödeniyor. Bunlar,
yapılan bir suistimaldir. Bakanlar veya
milletvekilleri yurt dışına gidiyorsa kendi cebinden para çıkarsınlar,
harcırahlarını ödesinler, uçak paralarını versinler, kaldıkları otellerin
paralarını versinler ve böylece gitsinler. Yani, benim, Ahmet’in, Mehmet’in
verdiği vergiyle benim kesemden yurt dışına gitmesinler Sayın Başkan ve
inanmanızı istiyorum, her defasında 5 milletvekili, 10 milletvekili yurt dışına
gidiyor. Böyle bir şey olur mu? Bu devlet böyle talan edilir mi? Böyle,
devletin kaynakları israf edilir mi? Bize burada açık ve net söyleyecek Sayın
Bakan, diyecek ki: Şu tarihte, şu yılda şu kadar bakan şu kadar milletvekilini
götürmüş. Başbakan şu kadar milletvekilini götürmüş, şu kadar harcırah
almışlar. Ailelerini götürmüşlerse o ailelerin de aldığı harcırahları bize
söylemesi lazım. Sayın Başkan, soruya verilecek cevap buyken hiç “Efendim,
Bakanlar Anayasa’nın 82’nci maddesine göre götürmüşler.” demekle bu soru
cevaplandırılmaz, Sayın Başkan. Gerçekleri kimden saklıyorlar, niye
korkuyorlar? Yine, ATV ve
Sabah gazetesi Tasarruf Mevduat Sigortasına bağlı. Ben soruyorum: Nazlı Ilıcak
buradan ne kadar maaş alıyor? Mehmet Barlas buraya transfer olduğu zaman 900
milyar lira para aldı. Bu parayı iade etti mi etmedi mi? Ayrıca, Sabah ve ATV’de, özel, bu AKP’ye yakın birtakım gazetecilere… (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, sorumu bitirmedim. BAŞKAN – Sayın
Genç, şu şekilde: Bütün arkadaşlarıma, her sorusu için bir dakikalık süre
verdim, size de üç dakikalık süre verdim, üç sorunuz vardı burada. Eğer
kalırsa… KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, öyle bir şey yok. BAŞKAN – Efendim,
şöyle: Bir sistem içinde çalışmamız lazım. Katkınız için teşekkür ediyorum. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, siz de yardımcı olmuyorsunuz yani. BAŞKAN - Sayın Süner, sizin sorunuz yoktu, ben size onun için soru sorma
hakkı veremeyeceğim, özür dilerim. Kendi sorunuz olmadığı için, beni
bağışlayın. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Ben diyorum ki, ATV ile Sabah gazetesinde çalışan şu şu muhabirlere ne kadar para ödenmiştir? Devletin
vergisiyle bu paralar ödeniyor efendim. Bizim verdiğimiz vergilerle bu paralar
ödeniyor. BAŞKAN – Sayın
Çalış, buyurun efendim. HASAN ÇALIŞ
(Karaman) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum. Öncelikle,
Başkanlık makamından bir istirhamım olacak: Sorularımız soruluyor, Sayın Bakan
sonra soruları toplu olarak sorulup ve toplu cevap verdiği için kopukluk
oluyor. Sizlerden istirhamım, bundan sonraki uygulamalarda, Bakanımız her
soruya anında cevap verirse daha kolay anlaşılır, hem bizim açımızdan hem de
izleyiciler açısından hem de dinleyiciler açısından diye düşünüyorum. Bunu
uygulayabilirsek iyi olur diye düşünüyorum, bir. Bir diğer husus:
Sayın Bakana teşekkür ediyorum; sorularımıza geç de olsa, güncelliğini
kaybetmiş de olsa cevap verme lütfunu gösterdiler.
Tabii ki, bizler milletvekili olarak arzu ediyoruz ki, sorularımız bir anlamda
seçmenlerimizin talebidir, milletimizin talebidir, bunlara zamanında ilgi
gösterilsin ve zamanında cevap verilsin. Bunun yanında da,
Sayın Bakanım, sizlerden özellikle istirham ediyorum, bu soruları çalışan
arkadaşlarımız, bürokrat arkadaşlarımız soruların cevabı olacak şekilde
hazırlık yapsınlar. Yani lütfen, sizi kamuoyu önünde yasak savar duruma
düşürmesinler diyorum. Teşekkür
ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Çalış. Sayın Doğru, aynı
şekilde, sizin de sorunuz yok burada. Onun için, size de soru sorma hakkı
veremeyeceğim, kusura bakmayın. Sayın Serdaroğlu, buyurun efendim. MEHMET SERDAROĞLU
(Kastamonu) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum. Sayın Bakanıma,
verdiği cevaplardan dolayı teşekkür ediyorum ancak yeterli olmadığını ifade
etmek istiyorum. (6/364) sayılı
önergemle ilgili düşüncelerimi bir kere daha dile getirmek istiyorum. Hane
halkı borç yükü son beş buçuk yılda yüzde 600 artış sağlamıştır, 13
katrilyondan 100 katrilyona çıkmıştır. Bunun yanında hane halkı harcanabilir
gelirindeki artış ise yüzde 90’larda kalmıştır. Bu durumda vatandaşın borcunu
ödeme gücü hem teorik olarak hem de pratik olarak fiilen yoktur. Borçlarını
ödeyemez duruma düşen halkın bıçak kemiğine dayanmıştır. İcralardaki dosya
sayısı son üç yılda yüzde 300 artmıştır. Sosyal patlamaya sebep olacak,
ailelerin yıkılmasına, intiharlara vesile olan bu borç yüküyle ilgili bir önlem
almak iktidarın görevidir. Hatırlatmak, uyarmak ise muhalefete düşer. Milliyetçi
Hareket Partisi olarak, ülkenin dört önemli sorunundan birinin borç batağındaki
vatandaşlarımızın sorununa çare bulunmasıdır. Ayrıca kredi kartı borçları da
ayrı bir problemdir. Kart faizleri yüksektir ve bankaların usulsüz aldıkları
paralar da vardır. Bu konuda kanun teklifimiz de vardır ve bu kanun
teklifimizle birlikte AKP’nin de bir kanun teklifi vardır. Bu manada iki
teklifin birleştirilerek en kısa süre içerisinde Meclis gündeminde görüşülmesi
talebimizdir. Eğer bu talebimiz yerine gelmediği takdirde iktidar bir testten
geçecektir, ya az sayıdaki bankaların yanında olduğunu ifade edecek veya Türk
milletinin yanında olduğunu, hep beraber göreceğiz. Bunun yanında,
(6/415) sayılı önergemle ilgili düşüncelerimiz de şunlardır, sorularımız da
vardır: Altı yıldır iktidarınız devam etmektedir değerli Bakanım. İktidarınız
döneminde yapmış olduğunuz birkaç ufak yasal düzenlemelerle… (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Serdaroğlu teşekkür ediyorum. Sayın Bakanım, ek
açıklamalara bir cevap verecek misiniz? MEHMET SERDAROĞLU
(Kastamonu) – Üç dakikaydı Sayın Başkanım. DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (İstanbul) – Evet. BAŞKAN - Buyurun
efendim. MEHMET SERDAROĞLU
(Kastamonu) – Üç dakika dolmadı henüz. Üç soru sordum ben. OKTAY VURAL
(İzmir) – Üç soru. BAŞKAN – Hayır iki dakika. MEHMET SERDAROĞLU
(Kastamonu) – Üç efendim benim. BAŞKAN – Hayır,
buradaki şeyin içinde, Serdaroğlu, iki sorunuz var
birisi daha sonra. O soruyu okutmadım ben efendim. MEHMET SERDAROĞLU
(Kastamonu) – Öyle mi? BAŞKAN - Evet
efendim. MEHMET SERDAROĞLU
(Kastamonu) – Teşekkür ederim. BAŞKAN – Ben
teşekkür ederim. OKTAY VURAL
(İzmir) – Zor bir soru galiba! BAŞKAN – Buyurun
Sayın Bakanım. DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (İstanbul) – Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; teşekkür ediyorum. Ben de (6/415)
sayılı sözlü soru önergesi ile ilgili cevap vermediğim için bu konuyu daha
sonra kısaca açıklayacağım. BAŞKAN – Sayın
Bakanım, (6/415)’i okutmadık. DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) – Tamam, ona sonra cevap vereceğiz. BAŞKAN – Bu
arkadaşlarımızın izahat verdikleri ek, tekrar soru sordukları hususları
cevaplandırırsanız… Çünkü ben soru önergelerini okutmaya saat tam 17.00’de
başlamıştım. Süremiz de zaten dolmak üzere. DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) – Tamam Sayın Başkan. Kısaca, çok
özet olarak ben de cevap vereceğim. Sayın Çalış’a teşekkür ediyorum. Burada belirttiği hususları
elbette dikkate alacağız. Önemli bir diğer husus, Sayın Başbakanımızın ve
bakanlarımızın yurt dışı gezilerine milletvekillerimizin katılımları,
ziyaretlerin amaçları, görevin gereklerine uygun olup olmadığı, üyelikle
bağdaşmayan işlere ilişkin hususları düzenleyen Anayasa’nın 82’nci maddesiyle
bir ilişkisi bulunmamaktadır. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Efendim, öyle değil. Aldıkları parayı soruyorum, parayı. Ben parayı
soruyorum. DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) – Kredi kartlarına ilişkin olarak ana
hatlarıyla şunu söylemek lazım: Konut ve taşıt kredilerindeki takibe dönüşüm
oranlarıyla ilgili birkaç rakam verirsem az önce sorulan sorunun da bir kısmını
cevaplamış olurum. 2002 yılından
itibaren belirgin bir şekilde düştüğünü söylemek mümkün. 2005, 2006 yılından
itibaren de bir miktar yükseldiğini söyleyebiliriz ama konut kredilerinde 2002
yılı sonunda 2,3 olan takibe dönüşüm oranı 2005 yılında 0,1’e düşmüştür yüzde
olarak. Ancak 2006 yılında hafif bir artışla 0,2’ye yükselmiş ve 2007 yılı ekim
ayı sonu itibarıyla 0,6’ya yükselmiştir. Benzer şekilde taşıt kredilerinde de
2002 yıl sonunda yüzde 3,7 olan takibe dönüşme oranı
2007 yılı ekim sonunda yüzde 3,6’dır. Bu da genelde Türk banka sektöründe
takibe düşme oranıyla paralellik göstermektedir. Bunu da, yine, hem
müşterilerin hem de bankaların tolere edebileceği
limitler dâhilinde olduğunu söyleyebiliriz. TMSF’yle ilgili olarak da
az önce açıklamıştım, tekrar vurgulamakta fayda görüyorum. 6762 sayılı Türk
Ticaret Kanunu’nun 57’nci ve devamı maddeleri uyarınca Fondan bağımsız tüzel
kişiliklere sahip şirketlerin Fon ile hukuksal bağlantısı bulunmayan çalışmalarına
ait bilgilerin ilgili şirketlerden temini uygun olacaktır. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Devletin parasını harcıyorlar, devletin parasını. Nazlı Ilıcak’a
örtülü maaş ödüyorsunuz. DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) – İkinci önemli olan bir başka husus,
İslam tarihinin değişik dönemlerinde ve bütün dönemi boyunca alternatif
ibadethane ile tasavvufi adap ve erkânların sergilendiği yerler farklı şekilde
ele alınmış -burada da ifade etmiştim- buna ilişkin düzenleme uygun
olmamaktadır ve uygun görülmemektedir. CHP
Milletvekilimiz Hüsnü Çöllü’nün az önce ifade ettiği
-ama zannediyorum şu anda aramızda değil- konuyla ilgili çok kısa bir açıklama
yapıp ben de konuşmalarımı bitirmek istiyorum. Minibüslerin
yenilenmesi kararı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 7’nci ve 9’uncu
maddeleri ile UKOME Yönetmeliği’nin 18’inci maddesinde çok açık şekilde
belirtilmiştir: Yenilenecek araçlar, UKOME Genel Kurulunun belirlediği teknik
özelliklerdeki araçlar olmalıdır. Markası ve alınacak araçlar, minibüsçüler,
esnaf odası ve odaya kayıtlı üyeler tarafından belirlenecektir. Minibüsçüler
Odası ve üyelerin, firmalar arasındaki ticaret ve akit işleri olup, belediyeyi
doğrudan ilgilendirmemektedir. Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bakanım. Sayın
milletvekilleri, soru önergeleri cevaplandırılmıştır. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, itiraz ediyorum, hiçbir soruma cevap alamadım
efendim. Tutanaklara geçsin diye söylüyorum. BAŞKAN -
Birleşime on dakika ara veriyorum. Kapanma Saati : 18.01 İKİNCİ OTURUM Açılma Saati: 18.15 BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Fatma SALMAN KOTAN
(Ağrı) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121’inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum. Alınan karar
gereğince, diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz. IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ 1.- Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/568) (S. Sayısı: 223) BAŞKAN – 1’inci
sırada yer alan, Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın
Adalet Komisyonuna geri verilen maddesiyle ilgili komisyon raporu
Başkanlığımıza henüz verilmediğinden tasarının görüşmeleri ertelenmiştir. 2’nci sıraya
alınan, Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya'nın,
Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi
Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
başlayacağız. 2.- Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya’nın,
Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı
Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/68) (S. Sayısı: 254) (x) BAŞKAN –
Komisyon? Yerinde. Hükûmet? Yerinde. Komisyon raporu
254 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır. Teklifin tümü
üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, AK Parti Grubu adına Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Antalya
Milletvekili Mehmet Günal; şahısları adına Van
Milletvekili Gülşen Orhan ve Şanlıurfa Milletvekili Ramazan Başak’ın söz
talepleri vardır. İlk söz
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Sevigen’e aittir. Sayın Sevigen, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar) CHP GRUBU ADINA
MEHMET SEVİGEN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce
hepinizi sevgi, saygıyla selamlıyorum. Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve
Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi’nde, Cumhuriyet Halk
Partisi adına ve kendi adıma bütün milletvekili arkadaşlarımı tekrar sevgi,
saygıyla selamlıyorum. (x)
254 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir. Hamza arkadaşım,
bir dünya yıldızı, biliyorsunuz kendisini. Bir sporcu dünyasında böyle çok
başarılı, yetişmiş, kendi dalında gerçekten emeğiyle, alın teriyle gelen bir
Anadolu delikanlısı, hele bir de başarılı olmuş. Diğer milletvekillerinden
biraz farklı o. Diğer milletvekilleri buralara geldikten sonra özlerini,
köylerini, atalarını, geçmişlerini, kendi meslektaşlarını unutuyor ama Hamza
unutmamış onları, demiş ki; hiç olmazsa bunlardan geride kalan, mağdur olan ama
Türkiye’yi temsil eden… OKTAY VURAL
(İzmir) – Diğer milletvekilleri de unutmuyor. MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – Unutuyor diğer milletvekillerinin büyük bir kısmı. Ben iktidar
partisi için bahsediyorum yani sizin üzerinize alınmanıza gerek yok. MHP’liler
de unutuyorsa bir şey diyemiyorum ama iktidarda olup da iktidar gücünü elinde
bulunduran, o iktidar gücünü, böyle, kendi yandaşlarına, kendi eşlerine,
dostlarına harcamaktan ziyade… S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Bazı milletvekilleri diyelim. MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – Kendi yandaşlarından ziyade ben kendi meslektaşlarıma, geride kalan
benim gibi… Ama herkes milletvekili olma şansına sahip değil, herkesin
milletvekili olma ihtimali olmuyor. Ama Hamza Yerlikaya
gibi çalışmış, onun kadar başarılı olmuş, onun kadar bu ülkeye alın teri dökmüş,
emek vermiş, çaba sarf etmiş, onun kadar bu ülkeyi seven, sayan, onun kadar bu
ülkenin bayrağını havada tutmak için… Kendi çocuklarının, belki de babalarının,
ailelerinin, kardeşlerinin kursağına gidecek o gıdaları bir başkalarına
vermeden kendisi harcamış olduğu için Hamza Yerlikaya,
geriye dönüp bakıyor, aslan gibi “Bizden sonra ortada kalacaklar boynu bükük
olmasın, mağdur olmasın, hiç olmazsa onlara biraz sahip çıkalım.” düşüncesiyle,
böyle, Hükûmeti de ikna ederek… Çünkü,
daha önce de bu birkaç defa geldi, AKP Grubundan pek geçiremediler. Geçen dönem
de bir AKP milletvekili böyle bir teşebbüs etti ama AKP’liler bunu nedense
kabul etmediler. Balede devlet
sanatçısı var, devlet sanatçılarını koruyoruz işte biliyorsunuz. Ama şimdi
devlet sporcularının da olmasında büyük yarar var diye düşünüyoruz. Sevgili
arkadaşlarım, bu konuda gerçekten -ben tekrar Hamza Bey’i tebrik ediyorum- çok
mağdur olan sporcularımız var. Yani dünyaya kendi isimlerini duyurmuşlar…
Mesela bir Ali Rıza Alan arkadaşımız, olimpiyat ve dünya şampiyonu. Ali Rıza
Alan çobanlık yapıyor bu yaşına rağmen, çok yaşlı, kimse sahip çıkmıyor buna.
Ama inanın, yaşlı olduğundan dolayı çobanlığı bile elinden almışlar, demişler
ki: “Kardeşim, sen çobanlık bile yapamazsın artık. Sen artık evinde
oturacaksın.” Yok para,
çalışamıyor, evine götüreceği ekmeği yok, mecbur kalıyor. Ama şimdi böyle bir
kanun çıktığı zaman, zannediyorum ki o da -kimseye, muhannete muhtaç olmadan-
“Ben bu ülke için bu kadar hizmet ettim, bu ülke de bana sahip çıkıyor.” diye
geriye dönüp yapanlara da bir “Allah razı olsun.” der diye düşünüyorum. Yine,
Ali Akbaş, zannediyorum vefat etti, değil mi Hamza? HAMZA YERLİKAYA (Sivas)
– Evet. MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – Ali Akbaş vefat etti… HAMZA YERLİKAYA
(Sivas) – Hüseyin. MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – Hüseyin Akbaş, özür dilerim. Vefat etti ve
şimdi eşi mağdur, ortada, perişan, hiçbir geliri yok, sahipsiz. Belki de
buradaki milletvekillerinin böyle, Hamza’nın önerisiyle, iktidar ve muhalefet
partisi bütün milletvekillerinin ortak olarak sahiplendiği kanunla çıkacak.
Belki de, o şimdi yine kimseye muhtaç olmadan eşinden geri dönüp, eşinin
kokusunu da böyle koklaya koklaya, onun ürettiği,
emek verdiği, çalıştığı ülkeden kendisine de bir maaş bağlanacak. O da kimseye
boynu bükük kalmayacak, muhannette muhtaç olmayacak. Fakirlik, yoksulluk
birileri için çok zor sevgili arkadaşlarım. Yine, geriye
dönüp baktığımız zaman, Türkiye olarak gerçekten sporcu konusunda, hangi branşlarda olursa olsun, çeşitli branşlarda büyük başarılar
elde ediyoruz. Geriye dönüp baktığımızda gerek güreşte gerek atletizmde gerekse
çeşitli spor kollarında ülkemizi çok başarıyla temsil eden sporcu
arkadaşlarımız var. Bütün bunların sayısı yaklaşık zannediyorum 250 civarında.
Maaş bağlanacak sayı da yaklaşık 700 civarında. Yani 250 kişiye devlet sporcusu
unvanı vereceğiz, onun VIP’ten geçmesini
sağlayacağız, herhâlde yeşil pasaport vereceğiz, onları onure
etmiş olacağız. Yaptıkları işlere, başarılarından dolayı sahip çıkacağız. Bunların, tabii,
ölçüleri nelerdir, bilemem. Buradaki kanuna arkadaşlarımız derece derece koymuşlar, gençlik ve spordan sorumlu Bakan da
burada. İşte, olimpiyat şampiyonlarına, dünya şampiyonlarına ve Avrupa
1’incilerine, dünya 3’üncülerine karşı üst kademede, kademe kademe
kademeleştirmişiz bunları. Her kademeye göre, belli bir başarıya göre onları
ödüllendirme projesi burada daha mevcut. Ama şimdi, zannediyorum buna, 2002’de
dünya 3’üncüsü olan Sayın Haluk Ulusoy’un
başkanlığındaki Futbol Federasyonu üyeleri de giriyor bu kapsama değil mi Sayın
Bakanım? O Yönetim filan da giriyor galiba, o dönemin yöneticileri de…
Yöneticileri yok galiba? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Yöneticiler girmiyorlar. MEHMET SEVİGEN
(Devamla) - Ama, işte o yöneticiler de, mesela şimdiki
Futbol Federasyonu, o dönemin futbol federasyonları da bu konuda çok başarılı
oldular. Yani eğer bir millî takım… CEMAL KAYA (Ağrı)
– Paraya ihtiyacı yok. MEHMET SEVGİEN
(Devamla) – Yani paraya ihtiyaç değil, bu parayla ilgili bir şey değil bu,
unvanla ilgili bir şey, yani bunlara maaş bağlanmıyor zaten. Yani bunları
mesela, Fatih Terim’e veriyorsanız eğer bu unvanı -o da bir antrenör-
teknik kadroya veriyorsanız, bu da Futbol Federasyonunun Başkanlığını yapmış ve
dünya 3’üncüsü yapmış bir ekip. Yani iyi-kötü, seversiniz-sevmezsiniz, alt
tarafı bunların yedişer kişilik bir yönetim kurulu üyeleri vardır. Öyle bir
imkân verirseniz onlara, o imkân da, eğer becerebilirsek, hepimiz
sahiplenebilirsek geçen dönemin yöneticilerini de, bu dönemin yöneticilerini de
ödüllendirmiş oluruz diye düşünüyorum. Çünkü, o dönem,
biliyorsunuz, biz Kore’de, Japonya’da çok büyük destanlar yazdık. Yani yine o
dönem de Türkiye’de yer yerinden oynadı. O dönemin ve… Buradan sevgiyle
anıyorum, Sevgili Şenol Güneş’in teknik adamlığında Türk Millî Takımı büyük
harikalar yarattı. Sonra Haluk Ulusoy gerçekten o
dönemde Hükûmetle çelişki içerisinde olmasaydı, Sayın
Bakan ona karşı gelmeseydi, Haluk Ulusoy’la bir kavga
etmeseydi ve zannediyorum ki şimdi onlar da daha çok başarılı olur, bu da
ortada kalmazdı. Maalesef, sevgili
arkadaşlarım, biz her şeyi birbirine karıştırır konumdayız. Eğer siyaset şu
sporun üzerinden elini çekebilse, çok başarılı olacağız. Yani nasıl bazı
eleştiriler vardı, herkes yerinde oynasa daha başarılı oluruz diye Fatih
Terim’e de eleştiriler vardı, sporun üzerinden çekebilirsek elimizi çok
başarılı oluruz diye düşünüyorum. Sevgili
arkadaşlarım, ikinci bölümü, sporla, Türkiye’yi tanıtma bakımından Kültür ve
Turizm Bakanlığının harcadığı paraların çok çok azına
bir spor müsabakasıyla yüzlerce televizyonun ve de yüzlerce ülkenin o ülke
hakkında büyük bilgi sahibi olduğunu görüyoruz. Yani bu sporcular hem ülkesine
para kazandırıyorlar hem bu sporcular o ülkenin tanıtımında, o ülkenin var
oluşunda Türkiye’ye, dünyaya herhangi bir konuda, kültürel konuda, turizm
yerleri konusunda, turistik açıdan, her açıdan ülkenin tanıtımı açısından büyük
imkânlar sağlıyor. Bu çocuklarımız, bana göre, her şeyi hak ediyorlar diye
düşünüyorum. Geride kalan, geçmişte başarılı olan arkadaşlarım da her şeyi hak
ediyorlar. Bu sporcuları,
sevgili arkadaşlarım, eğer, yetiştirirken hükûmetler
daha dikkatli olup altyapılarını böyle biraz sağlam yapabilirse, yani amatör
spora da biraz önem verebilirsek, o amatör spordaki… Mesela Derwall’di
galiba zannediyorum, Trabzon’a bir geziye gitmiş, Galatasaray-Trabzonspor
maçından sonra Trabzon’u gezerken, bir sokaktan geçerken bakmış ki, alt tarafta
eczaneler, üst tarafta doktorlar, “Ya burada eczaneler, doktorlar ne kadar çok.
Ama yeşil saha hiç göremedim.” demiş. Yani biz eğer bakabilirsek, bunun
altyapısını yapabilirsek Türkiye’de sporcuların, dışarıdan, işte Almanya’dan
futbolcu ve yurt dışından Elvanları getirmeyiz. Yani getiririz tabii, onlar da
gelsinler, Türkiye’yle ilgili, onlara karşı değilim, onlarla da başarırız ama, kendi çocuklarımıza, o amatör spora biraz daha
eğilebilirsek, o sahaları çoğaltabilirsek, bu konuda partizanlık yapmazsak, hükûmette görev yapan insanların ta köşedeki amatör spor
kulüplerine kadar eli uzanmazsa… Ya ne olur, amatör spor kulübü federasyonu
başkanı hükûmetten de olmayıversin, o amatörler kimi
seçerse seçsin! Niye bu kadar böyle ta onun içine kadar iktidar partileri
giderler oradakileri iyice kurcalarlar; hükûmet
girer, bakan girer, o bölgenin belediye başkanları girer, girer, girer de
girer. Ya bırakın sporu! İnanın, serbest bıraktığımız zaman o kadar çok çabuk
başarı gelecek ki. Ama biz, maalesef, hükûmete
gelince, elimiz kolumuz bağlı, her şey benden olsun! Olsun kardeş, ne olacak
senden olursa? İşte Futbol Federasyonu senden oldu, ne yaptın, ne geçti eline?
Senin adamların geldi. Gelsin, geldikten sonra ne olacak? Başarı sana mı
yazılacak? Yine Türkiye’ye yazılıyor. Yani siyaset adamlarının siyaseti er
meydanında yapmaları lazım. Böyle derneklerle, şoförler cemiyetiyle, spor
kulüpleriyle, bu kurum ve kuruluşların üzerine giderek bunları yapmaları çok
doğru değil, çok sağlıklı da değil diye düşünüyorum. Bu bakımdan, ben Gençlik
ve Spor Genel Müdürlüğünün bu konudan, bütün federasyon konularından… Çünkü, içinde bulunduğumuz durumu… Arkadaşlar
dinlerse, Sayın Bakan dinleyecek meşgul etmezseniz. Sevgili arkadaşım,
bilemiyorum milletvekilini… Eğer önemli değilse tabii, konuşmayalım hiç! Halterin durumunu
biliyorsunuz, şu Süreyya’nın başına geleni biliyorsunuz. Eğer siz devlet olarak
bu federasyonlara el attığımız zaman rezil oluyoruz dünyaya. Halterde dünyada
en çok başarısızlık dönemimizi yaşadığımız dönem devletin, devlet adamlarının,
spordan sorumlu bakanların, hükûmetlerin spor
federasyonlarına el atmasıdır. Halterde böyleyiz, atletizmde böyleyiz. Yani
eğer bunları özgür bırakabilirsek biz daha çok başarılı oluruz diye
düşünüyorum. Bir de
belediyelerimizin… Biliyorsunuz sevgili arkadaşlarım, hiç böyle durmadan
maalesef spor kulüpleri üretiriz, altyapılarına yardım etmeyiz, amatörlere
yardım etmeyiz. Ben söylemiştim, kızıyordu Melih Bey bana “250 milyon dolarlık
oyuncak aldı oğluna.” demiştim. Ankaraspor’u kurdu
belediyenin paralarıyla, nereden kurduğu belli değil. İstanbul Büyükşehir var
bir tane daha Birinci Lig’de. Yani biz, Birinci Lig’deki spor
kulüpleri, futbol kulüpleri işte Diyarbakır olsun, Adana olsun, Şanlıurfa
olsun, doğu ve güneydoğuya gitsin, çeşitli illerde olsun, hem ekonomik açıdan
hem sportif açıdan hem kardeşlik açısından çok faydalı olur diye düşünüyoruz,
ama bakın Birinci Lig’dekine, dört tane: İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa,
Kocaeli tamam, başka bir ilimiz yok sanki Türkiye'de. SADULLAH ERGİN
(Hatay) – İzmir yok. MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – İzmir yok tabii. Yani
daraltıyoruz, onu demeye çalışıyorum, yani beş tane, on tane ille daraltıyoruz.
Bir şehirde dört tane Birinci Lig kulübü, ama belediyeler eğer bunlardan
ellerini, eteklerini çekerlerse… Belediyenin işi değil ki bu! Belediye amatör
küme yapsın, altyapı yapsın, şehir kulüplerinin göçük sahalarını yapsın.
Sahalarının kiralarını ödeyemeyen o kadar çok amatör kulüp var ki sevgili
arkadaşlarım, ama nedense feryatları çıkmıyor, feryatları çıkıyor da sesleri
duyulmuyor. Neyse, bu kadar, hepsine biz gerekeni yapacağız, elimizden geldiği
kadar uğraşacağız, geleceğiz. Biliyorsunuz
yarın büyük bir maçımız var. Bu şampiyonada Türk Millî Takımı çok büyük başarı
elde etmiştir. Kim ne derse desin, çocukların alın teridir. Onlar ter içinde
koşarken böyle nefes alışları bile bizim yüreğimizi hoplatıyordu, onların her
soluk alışı Türkiye'de 70 milyonun soluk alışı gibiydi. Başarı, herkesin
başarısıdır -bilin diye söylüyorum- yalnız oradaki 18 tane çocuğumuzun değil,
Türkiye'de bütün herkesin, o top oynayanlar, kadrodan çıkartılanlar, millî
takıma çağrılmayanlar, bütün sporcuların başarısıdır, yeter ki bu başarı…
Sevgili arkadaşlarım, işte, zannediyorum biraz sonra da onları
ödüllendireceğiz, maddi açıdan olmasa bile manevi açıdan onları
ödüllendireceğiz diye düşünüyorum. Tabii, bütün
bunlara geriye dönüp baktığımız zaman sevgili arkadaşlarım, bunlar cumhuriyetin
eserleridir. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu bu rejim düzeni var ya,
hani bu cumhuriyet, bazılarının “travma yarattı”
dediği cumhuriyet. Kan döküldü. 1920’lerde sevgili arkadaşlarım, Almanya’da
Nazizm, Rusya’da komünizm, İtalya’da faşizm, yani kısacası, kısmi demokrasi
olan ülkelerden alınıyordu bunlar, tek bireylere veriliyordu, ama Türkiye'de
bir kişiden alınıp millete dağıldı ve o proje sayesinde, bizim çocuklarımız
Avrupa’da bugün başarıdan başarıya koşuyor. Gerçi Türkiye’de Mustafa Kemal
devrimlerine “travma” diyenler bunları
anlamayabilirler, bunları pek içlerine sindiremeyebilirler, ama bilsinler ki,
şu bayraklar dalgalanıp, şu ezanlar söyleniyorsa, bu, Mustafa Kemal Atatürk ve
arkadaşları sayesinde olmuştur. Bunu böyle bilin diye söylüyorum. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar) Sevgili
arkadaşlarım, insanlar şunu unutmayacak: Millî bayramları olmayanların dinî
bayramları olmaz. Herkes kafasına yerleştirsin, herkes kafasında netleştirsin,
herkes kafasının içine koysun. Bu başarı geliyorsa, bu başarı Mustafa Kemal ve
arkadaşlarının yaptığı projeden geliyor, onların Avrupa’ya dönük yüzünden
kaynaklanarak geliyor. Yoksa Türkiye’yi karanlığa götüren zihniyetle mücadele
ederek neler kazanmışız hepiniz biliyorsunuz. Burada oturan arkadaşımın
kravatı… Ve burada bulunan milletvekili arkadaşlarımın hepsi
Anadolu çocukları. Hanginiz burjuvanın çocuğusunuz? Hanginiz
aristokratın çocuğusunuz? Hepimiz öyleyiz. Ben Malatya’dan gelen Kürt Mevlüt’ün oğluyum. Eğer bu koltuklarda oturuyorsam, Dengir Mir Mehmet Fırat bu koltuklarda oturup Adalet ve
Kalkınma Partisinin Genel Başkan Yardımcılığını yapıyorsa, eğer Tayyip Erdoğan -beğenirsiniz beğenmezsiniz, kimisine göre
eksik olabilir- Başbakanlık yapıyorsa bu ülkede, bu, Mustafa Kemal devrimleri
ve bu rejim sayesinde olmuştur. Herkes haddini bilecek, sözünü geri alacak
sevgili arkadaşlarım. Neyin taravmasıymış bu, kimin
beyni karışık, onu merak ediyorum. Mustafa Kemal ve arkadaşları, bu devrimleri
yaptıktan sonra, Anadolu’ya gittikleri zaman
-Anadolu’nun bütün şehirlerinde, hangi şehre giderlerse gitsinler- o
milletin sevgisiyle, milletin coşkusuyla bağırlarına basa basa
karşılandılar. İnsanlarımız sokakta ağlıyorlardı, Mustafa Kemal’i görmek için
yarış ediyorlardı. Böyle kan dökeceğiz, böyle mücadele edeceğiz, böyle çaba
sarf edeceğiz, çıkacak birisi, gelecek diyecek ki: “Mustafa Kemal devrimleri travma yarattı.” Sevgili
arkadaşlarım, buna önce Adalet ve Kalkınma Partisinin karşı çıkması lazım.
Şurada ne diyor bak: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Ne güzel
söylemiş Mustafa Kemal. (AK Parti sıralarından gürültüler) Sizden söylüyorum,
sizden, sevgili arkadaşlarım, biliyorsanız bunu mesele yok. Biliyorsanız,
kulağını çekeceksiniz, diyeceksiniz ki: “Arkadaş, niye söylüyorsun sen bunu?”
Biz burada oturuyorsak, bu yazılar varsa Mustafa Kemal’in devrimleri sayesinde
olmuştur, devrimleri sayesinde. 50’lilerde İsmet Paşa kendi eliyle teslim etti
bize demokrasiyi sevgili arkadaşlarım. Etmeyebilirdi, hatırlarsanız, 1946’da
seçim yapıldıktan sonra “Teslim etme” dediler. Dediler ki: “Ben demokrasiye
inanan bir insanım.” Kendi eliyle götürdü İsmet Paşa, teslim etti. Biz, böyle
bir soydan gelen, kökten gelen bir siyasi partinin mensuplarıyız. Siz burada
oturuyorsanız, milletvekili oluyorsanız, hepiniz yörenizden gelip buralarda bu
yemini ederek burada yaşıyorsanız, bu rejimde yaşıyorsanız, o sizin beğenmediğiniz,
“Atatürkçü” diyordunuz ya, “Biz Atatürkçüyüz” diyordunuz... Atatürkçüyseniz,
çıkın savunun Atatürk’ü. Arkadaşlarınız hakaret ediyor, direkt saldırıyorlar
artık, karşıdan saldırıyorlar. Artık öyle şey yok. Hani “Kenardan saldıralım”
diye yok, artık direkt kafadan saldırıyor. Direkt karşıdan saldırıyor artık,
devrimleri bahane ederek önce arkadaşlarına, sonra Atatürk’ün yaptığı
devrimlere. Bunlar çok yanlış şeyler. Bu şeylere tevessül
etmemek lazım. Onu anlatmaya çalışıyorum. Bizim, kendi tarihimize dönüp
bir bakmamız lazım, nereden nereye geldik. Hangi sayede geldik? Nasıl geldik?
Hangi rejimle geldik? Bu devrimler olmasaydı, bir anda biz nerelerde olurduk
sevgili arkadaşlarım? Bunları çok iyi bilmek lazım. Bunları
çok iyi bilerek konuşmak lazım diye düşünüyorum. Genel Başkanlık
yapan arkadaşlarımıza bakın Allah aşkına: Süleyman Demirel bir köylü çocuğu,
gelmiş, bu ülkede Cumhurbaşkanlığı yapmış. Deniz Baykal’ın
babası 6’ncı dereceden bir devlet memuru. Tayyip
Erdoğan’ın babası bir esnaf, bir çalışan. Abdullah Gül’ün
babası bir esnaf. Böyle insanlardan geliyor. Sizlerin çoğu, hepiniz
emekle geliyorsunuz, çalışıyorsunuz, didiniyorsunuz. Çoğunuz memur çocuğu, işçi
çocuğu, köylü çocuğusunuz. İşte, burada oturmamızın bedeli, Mustafa Kemal ve
arkadaşları sayesinde olmuştur. İKRAM DİNÇER
(Van) – Aksini söyleyen yok ki! MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – Aksini söyleyen, işte Dengir Mir Fırat.
Söylüyorsunuz kardeşim! Bazı zaman o söylüyor. Söylüyorsunuz. Söylemiyor
musunuz aksini? Söylüyorsunuz. FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) – Travma geçirenler var. Beyin travması
geçirenler var! MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – “Travma geçiren…” Ne demek “Travma geçirmek?” “Travma geçirmek” ne
demek sevgili arkadaşlarım? “Mustafa Kemal devrimleri travma
geçirtti.” demek ne demek? İKRAM DİNÇER
(Van) – Siz anlamak istediğiniz gibi anlıyorsunuz. MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – Ne demek “Travma geçirdi” demek? Bunu anlamaya çalışıyorum. Bu ne
demek? Bunu bir açıklasınlar bakalım ya! “Ben bunu
sosyolojik anlamda söyledim.” diyor. Sosyolojik anlamda söylediysen, git,
beyefendi, üniversitede hocalık yap, hocalık! Siyaseti bırak! OKTAY VURAL
(İzmir) – “Tramvay” mı demiş! Tramvay çarpmış olmalı! MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – Siyaseti bırak, git hocalık yap! (CHP sıralarından alkışlar)
Siyaset adamının söyleyeceği söz değil o. Ya söyleyeceğin sözü… Allah ne demiş
biliyor musunuz? İki dudak, bir dil vermiş “İki düşünün, bir söyleyin” demiş.
Ama alıştık biz, Adalet ve Kalkınma Partisinin iki ileri, bir geri adım gidip
gelmesine. Onun için, çok fazla yadırgamıyoruz diye düşünüyorum. (AK Parti
sıralarından gürültüler) Sevgili
arkadaşlarım, tabii moda oldu, Ali Babacan gidiyor yurt dışına Türkiye’yi
şikâyet ediyor, diyor ki: “Türkiye’deki Ermeniler, Rumlar, Yahudiler değil
Müslümanlar bile baskı altında.” ERTEKİN ÇOLAK (Artvin)
– Sen futboldan konuş. MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – İşte bak, diyorum ki: Bu spor var ya, bu aydınlık yüzüyle işte,
Avrupa’ya dönük olduğumuz için, bu rejimlerden kaynaklanıyor. Eğer, siz bunları
yok etmeye çalışırsanız o kızımız gibi… Ne diyor? “Ben Atatürk’ü sevmiyorum,
Humeyni’yi seviyorum. Keşke Fransız İhtilali devam etseydi.” Aynı kafada
mısınız kardeşim? BAYRAM ALİ
BAYRAMOĞLU (Rize) – Ya, kişisel meseleleri böyle genel mesele hâline getirme. MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – Ya, mesele hâli yok. Ama bak, bu nereden kaynaklanıyor? Bu, böyle
boşuna söylenmiş sözler mi, arka arkaya takip eden sözler mi? İnanıyor musunuz
buna? Bir Dengir Mir Fırat söylüyor, televizyondaki
bir kızımız söylüyor. Bir Dışişleri Bakanı gidip de yurt dışına Türkiye’yi
şikâyet eder mi Allah aşkına ya? Biz Müslümanlığı Türkiye’de aslan gibi
yaşıyoruz, bize hiç kimse karışmıyor. Biz Müslümanlığı Müslüman gibi yaşıyoruz.
BAYRAM ALİ
BAYRAMOĞLU (Rize) – Elhamdülillah yaşıyoruz. MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – Ama biz Müslümanlığı Ali Babacan gibi yaşamıyoruz. Ali Babacan
Türkiye’deki Müslümanlığın yaşam şeklini beğenmiyorsa yolu açık kardeşim, işte
şurada. Dön bak, İran var, Irak var, şurası; gitsin, yaşasın, görsün. Eğer
beğenmiyorsa görsün… BAYRAM ALİ
BAYRAMOĞLU (Rize) – Bir kişiye indirgiyorsun. MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – Onu anlatmaya çalışıyorum. Yani biz
Türkiye’yi şikâyet etmeye, Türkiye’yi hor görmeye alışmışız. Ya, ne geçiyor
elinize anlamadım ki. Sen bu ülkenin Dışişleri Bakanısın kardeşim, eğer
Türkiye’de gerçekten insanlar dinini özgürce kullanamıyorsa altı yıldır hükûmettesin, ne işe yarıyorsun? Gereğini yapsana! Gereğini
yapmıyorsun, dışarıda şikâyet ediyorsun. Olmaz sevgili arkadaşlarım, bunlar
yanlış şeyler ama biz bunlara alıştık. (AK Parti sıralarından “Demagoji
yapıyorsun.” sesleri, gürültüler) Demagojiyle
alakası yok. Eğer bunların başarısı varsa tamamen bu rejimin, bu cumhuriyetin
getirdiği başarılardır, bu cumhuriyetin getirdiği kazanımlardır, cumhuriyetin
getirdiği birlik beraberliktir. O bakımdan hiç kimse endişe etmesin, hangi
çabalar içerisinde olursak olalım biz laik, demokratik cumhuriyetle yaşamaya
devam edeceğiz. Biz bu ülkede çocuklarımızın geleceğiyle ilgili çalışmalarımıza
devam edeceğiz. (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Sevigen, konuşmanızı tamamlayınız. Buyurun. MEHMET SEVİGEN
(Devamla) – Sayın Hamza Yerlikaya’nın getirdiği bu
öneriyi sevinçle karşılıyoruz ve destekliyoruz. Getirdiği için teşekkür
ediyorum. Beni dinlediğiniz
için hepinize de saygılar, sevgiler sunuyorum, eksik olmayın. (CHP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum. AK Parti Grubu
adına Sivas Milletvekili Sayın Hamza Yerlikaya. Sayın Yerlikaya, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar) AK PARTİ GRUBU
ADINA HAMZA YERLİKAYA (Sivas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Başarılı
Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun
Teklifi üzerinde grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. Öncelikle,
Değerli Milletvekilimiz Mehmet Sevigen Bey’e çok
teşekkür ediyorum katkılarından dolayı. Bizler de Türkiye’deki, Türkiye’mizdeki
sporcularımızın, yurt dışında ülkemizi onuruyla, şerefiyle, layıkıyla temsil
etmiş sporcularımızın Meclis çatısı altındaki temsilcileri olmaya bir nebze
gayret ediyoruz ve bu konuda da desteklerinden dolayı kutluyorum, çok sağ olun,
var olun. Ülkemiz adına çok
önemli bir haftayı geride bıraktık. Hepimizin bildiği gibi, Avrupa Futbol
Şampiyonası’nda yarı finale kalmamız tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. A
Millî Futbol Takımı’mızın bu başarısı, yurt içinde ve
yurt dışında tüm vatandaşlarımızın göğsünü kabartmış ve büyük sevinç
gösterileriyle kutlanmıştır. Vatandaşlarımıza bir konuda hatırlatma yapmak
istiyorum: Hiçbir başarı insan hayatından önemli değildir. Silahları artık bir
kenara bırakalım. Silah bir kutlama aracı değildir. Sevinçler hüzünlere
dönüşmesin, davullarla, zurnalarla, halaylarla sevinen bir Türkiye olmaya artık
alışalım. Bu büyük başarıda
emeği olan herkese huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Teknik ekibi,
federasyonu, yönetimi, idaresi, masörüne kadar, sporcularına kadar herkesin bu
başarıda büyük katkısı olduğuna inanıyor, çarşamba günkü mücadelede de millî
takımımızı canıgönülden destekliyor, büyük başarıya
imza atacaklarına inanıyorum. Değerli
milletvekilleri, ben bugün size sporun, ülkelerin kültürel, sosyal, coğrafi
yönden tanıtımına, uluslararası itibarın artmasına, ekonomik yönden
kalkınmasına ve birçok olumlu etkilerinden bahsetmek istiyorum. Ama, yaşamış olduğumuz son on beş gün bize bunları
fazlasıyla anlatmıştır. Sporun insanın kişiliği üzerinde olan etkileri göz
önünde tutulduğunda, insanın kişilik gelişimi açısından sporun önemi
yadsınamaz; insanların başarılı olma ihtiyacı, psikososyal
gelişim süreci içerisinde kendine olan güvenini kazanması ve tazelemesi
açısından büyük önem taşır. Kişinin kendisini başarılı kılabilmesi ve
hissetmesinin en kolay yolu spor ile olmaktadır. Değerli
milletvekilleri, ülkemiz ve milletimiz adına yurt dışında çok zor başarılar
elde ediyoruz ve bu başarıların bir kısmı aynı sporcularımız tarafından
tekrarlanmakta. Biz bu değerlerimizi el üstünde tutmalı, yaşatmalı ve
çoğaltmalıyız. Üzülerek
belirtmek isterim ki -belki bu, bizlerin istemediğimiz yönü- bir değerimizin
yaşarken kıymetini maalesef bilemiyoruz. Kıymetini bilmek için illaki onu
musalla taşında görmeye alışmış bir toplum olmaktan vazgeçmek gerektiği
kanaatindeyim. Saygıdeğer
milletvekilleri, bundan sonra şampiyonlarımızın değerini yaşarken bileceğiz,
onlara layık olduğu değeri vereceğiz. Yeni şampiyonların çıkmasının önündeki
engelleri kaldırmış olacağız. Gençliğe örnek olarak onları gösterecek, bu
çalışmalarla hazırlıklarımızı sürdüreceğiz. Sporu bıraktıktan sonra muhtaç
olmadan daha iyi imkânlarla yaşamak ve yaşatmak için elimizden gelen ne varsa
onu yapmak gayreti içindeyiz. Değerli milletvekilleri, olimpiyat ve dünya şampiyonaları gibi
önemli ve büyük spor organizasyonlarında başarı kazanan üst düzey performans
sporcularının faal sporculuk dönemlerinde söz konusu başarıları kazanabilmesi
için yapmak zorunda oldukları sportif çalışmalar çoğu zaman öğrenim ve çalışma
hayatını aksatabilmekte ve bu durum faal sporculuk döneminin sona ermesiyle
birlikte söz konusu sporcuların maddi yönden çok zor durumda kalmalarına neden
olmakta, zaman içinde söz konusu başarıların unutulması da sporcuları manevi
yönden yıkmakta ve yeni nesillerin de spor yapma azmini olumsuz yönde
etkilemektedir. Bu kanun
teklifiyle başarılı sporculara ve ailelerine aylık bağlanması maddi
yönden, “devlet sporcusu” unvanı verilmek suretiyle de manevi yönden takdir
edildiklerini görmek, onları refaha ulaştırmanın yanı sıra spora yeni başlayan
çocuklarımıza büyük bir şevk katacaktır. Devletimizin ve kurumlarımızın verdiği
maddi ve manevi destek çok büyük moral kaynağıdır. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepimizin çocukları var. Onların en iyi şekilde eğitim
almaları için şahsen elimizden ne gelirse fazlasıyla yapmaya çalışıyoruz. Çünkü, bizden sonra kimseye muhtaç olmasın, iyi eğitimli,
donanımlı olsun istiyoruz ve en önemlisi, gelecekte bu memleketi onlara emanet
edeceğiz. Şimdi tüm
milletvekillerimize bir soru sormak istiyorum: Çocuğunuzun öğretmeni size
gelse, “Evladınız derslerinde başarılı, fakat karate, judo, halter, güreş gibi
başka branşa yeteneği var. Üstünde durulursa ileride
ülkemize uluslararası alanda başarı getirebilir.” dese, siz evladınızın
eğitimini yarıda kesmesini ya da aksamasını göze alabilir misiniz? Bakınız sayın
milletvekilleri, ben olimpiyat şampiyonu bir sporcu olarak inanın “Göze
alırım.” diyemiyorum. Bizler hayatta en büyük riskleri kendi isteğimizle göze
aldık. İşte ben yükseköğrenimimi daha yeni tamamladım. Normal süremden on yıl
geriden geliyorum. Ama benim için zarar değil. Neden? Çünkü,
akranlarım üniversitede öğrenim görürken ben daha mühim işler yaptım, milletim
ve ülkem adına her gün çok uzun süren idmanlar yaparak ülkeme çok ciddi
başarılar getirmiş bir milletvekili olarak buradan konuşuyorum. Siz bu riskleri
çocuğunuz için alabilir misiniz ya da müsaade eder misiniz? Her iyi sporcu
şampiyon olamayabilir. Binlerce iyi seviyede sporcu var ama her defasında
yalnızca bir tanesi şampiyon oluyor. Şöyle geriye dönüp hafızanızda
yaşadıklarınızı bir tazeleyelim. Hayatınızda girdiğiniz risklerin kaç tanesini
kendi çocuğunuzun yaşamasını istersiniz? İşte, değerli
milletvekilleri, bu kanunla şampiyonlarımızı, dolayısıyla evlatlarımızı daha
güzel bir gelecek bekliyor. Artık spor yapmak isteyen çocuğumuza cevaben
“Evladım, bunun sonu yok; işsiz kalırsın, aç kalırsın.” demeyeceğiz ve bundan
sonraki cümleyi literatürümüzden çıkaracağız.
Şampiyonlarımız sporu bıraktıktan sonra da maddi anlamda örnek bir yaşam
sürecek, çocuklarımız spora yönelecek, hem fikren hem de bedenen sağlıklı
nesiller yetişmiş olacak. Sigaraya ve uyuşturucuya başlama yaşının dünyada ilköğretim
çağlarına indiği günümüzde evlatlarımızı bu kötü alışkanlıklardan bu sayede
uzak tutmuş olacağız. İçinde
yaşadığımız bilgi çağında her geçen gün daha cazip hâle getirilerek
evlatlarımızı sosyal hayattan uzaklaştıran bilgisayar, cep telefonu gibi
teknolojik ürünlerin bundan sonra çocuklarımızın daha az vaktini alacağı
kanaatindeyim. Her geçen gün daha
karmaşık hâle gelen sanal dünyanın olumsuz etkilerinden çocuklarımızı
kurtaracağız. Sağlıklı bir bedene ve beyne sahip nesiller için imkânlarımızı
bugün seferber etmezsek gelecekte bizleri bekleyen tehlikeleri, hele de
üzerinde yaşadığımız bu coğrafyada nasıl bertaraf edeceğiz? Yarın “Geç kaldık,
eyvah!” dememek için, devletimiz ve milletimizin aydınlık geleceği için bu
kanunun vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Sporu ve sporcuyu
hiç yalnız bırakmayan başta Sayın Başbakanımıza, spordan sorumlu Devlet
Bakanımıza ve Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğümüze, siz değerli
milletvekillerimize, Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi ve
22’nci Dönemde Grup Başkan Vekillerimiz Eyüp Fatsa ve İrfan Gündüz Hocama
katkılarından dolayı çok çok teşekkür ediyorum. Bu kanunumuzun
Türkiye’mize, milletimize, millî
takımlarımıza hayırlı olmasını canıgönülden diliyor,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Yerlikaya. Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal. Sayın Günal, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar) MHP GRUBU ADINA
MEHMET GÜNAL (Antalya) – Teşekkürler Sayın Başkan. Değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Milliyetçi Hareket Partisi adına, görüşülmekte
olan tasarı hakkında söz aldım. Değerli
arkadaşlarım, öncelikle az önce
konuşmasını yapan Sayın Hamza Yerlikaya başta olmak
üzere, emeği geçen bütün bürokrat arkadaşlara, Komisyondaki arkadaşlarıma
teşekkür ediyorum. Burada, spor,
barış, dostluk, kardeşliktir diyoruz. Son dönemde hakikaten üzerinde uzlaşarak
çıkardığımız ender kanunlardan bir tanesi yani her ne kadar bazı ayrıntılarda
tartıştıysak da. Dolayısıyla, bunun da iktidar grubu açısından bir örnek
olmasını, diğer kanunlarda da benzer yaklaşımların izlenmesini istirham
ediyorum. Böylece daha sağlıklı bir şekilde kanun yapma sürecini yürütürüz diye
düşünüyorum. Bu çerçevede
diğer bir teşekkür ve başarı mesajı da Millî Futbol Takımı’mıza.
Bu, sadece bizim 70 milyon olarak hepimizin kenetlendiği bir başarı değil, tüm
dünyaya örnek olan, bir nevi büyük takımlara karşı bir başkaldırı örneği gibi
diğer az gelişmiş ülkelere de turnuvadan elenen ülkelere de örnek olduğumuzu
gördük. Öbür yandan,
yalnız bu kutlamalarda da yine birtakım sıkıntılı işler olduğunu gördük.
Konuşmama başlamadan önce bu konuda da vatandaşlarımızı uyarmak istiyorum.
Kutlama yapmasını hâlâ bazı durumlarda beceremiyoruz. Bu konularda da hassas olunmasını,
bir kutlamanın… Bir canın bütün şampiyonluklardan daha önemli olduğunu
düşünüyorum. Dolayısıyla, spora uygun şekilde kutlamaların da yapılmasını
temenni ediyorum. Bu vesileyle hatırlatmış olmak istedim. Diğer bir, spor
vesilesi gündeme gelmişken… Değerli arkadaşlarım, biz, maçın oynandığı sırada
Romanya’da Meclis Futbol Takımı’nın Romanya’yla yapacağı maç için oradaydık.
Oradaki tepkileri görünce, gerçekten Türkiye'nin başarısının önemini bir defa
daha kavradık. Bu vesileyle yine futbol takımındaki arkadaşlarıma da teşekkür
ediyorum, emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Son bir, spor
günü, bugün spor günü, onun için az önce de Meclisin tenis turnuvasına katılım plaketini alıp geldik. Değerli arkadaşlarım, bu tip sportif
faaliyetler, parti ve siyaset gözetmeden arkadaşlarımızın bir araya gelmesine
vesile oluyor ve başta, ben de konuşmamın başında sporun siyasete alet
edilmemesini, spordaki başarıların da tüm milletin başarısı olarak tüm Türk
milletine mal edilmesi için bu konuda da hassas olmamız gerektiğini
düşünüyorum. Baştan belirtmiştim, spor, dostluk, kardeşlik, barışın sembolüdür
diye. Dolayısıyla bu müesseseyi yıpratmadan tüm Türk milletine mal etmeye hep
beraber gayret edersek mutlu oluruz. Şimdi, sporun
toplumsal boyutu var. Öncelikle arkadaşlar, sporu yapan açısından, kazanmaya
dönük teknik ve fiziki bir çaba; izleyen yani seyirci açısından, yarışmaya
dayalı estetik bir süreç; toplum genelinde oluşturulan bütün içinde de yerine
göre o toplumun çelişki ve özelliklerini olduğu gibi yansıtan bir ayna, yerine
göre de yönlendirmede bulunabilen etkili bir amaç olarak tanımlayabiliyoruz.
Ancak son tahlilde baktığımız zaman sporun toplumsal bir etkisi olduğu,
toplumsal bir müessese olduğu kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Değerli arkadaşlarım,
burada bir başka açıdan baktığımız zaman da spor ülkelere saygınlık
kazandırmak, çeşitli olay ve durumlara tepki göstermek, bazen bir ülkenin
propagandasını yapmak veya belli ülkeleri uluslararası topluluğa kazandırmak ya
da ondan soyutlamak için de kullanılan, çok yararlı ve etkili olan bir
diplomatik araç olarak da kullanılabilmektedir. Günümüzde
gelişmiş ülkeler siyasi yapılarına göre belirledikleri spor politikalarını en
etkin şekilde gerçekleştirecekleri spor örgütlenmeleriyle ve spor yönetimi
sistemleriyle yönlendirebilmektedirler. Zaman içerisinde sporun örgütsel bir
yapıya kavuştuğunu ve yönetsel bir sistemin oluştuğunu görüyoruz. Toplumun spora
bakış açısı dolayısıyla sporun yönetim ve organizasyonu büyük bir önem taşıyor.
Bu vesileyle bu saygınlık mücadelesinde önemli bir yeri olan spor
faaliyetlerinin daha organize bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Başarıları
sürekli olan ülkelere baktığımızda, sporun bu toplumların bir yaşam biçimi
hâline geldiğini görüyoruz. Dolayısıyla başarılı sporcuların ödüllendirilmesi
-bugün bu kanun tasarısında olduğu gibi- veya kendilerinin teşvik edilmesi ve
sporcu yetiştirmeye ilişkin altyapının oluşturulması bu anlamda büyük önem
taşımaktadır. Bu amaçla sporun
toplumun çeşitli kesimlerine yayılabilmesi ve yaygın bir hâl alabilmesi için
hem devlet tarafından yerine getirilmesi şart olan fonksiyonlar hem de
fertlerin ve sosyal grupların önemli katkıları gerekmektedir. Esas itibarıyla
bütün insanlar için spor gereklidir. Sporla birlikte her insan kendine özgü bir
yaşam tarzı geliştirir ve bu esnada da bütün insanlarla bütünleşerek bir sosyal
etkinliğe girmiş olur. Burada, Anayasa’mızın 59’uncu maddesinde de, her yaştaki
vatandaşlarımız için beden eğitiminin sağlanması yine devletin temel görevi olarak
belirlenmiş bulunmaktadır. Değerli
arkadaşlarım, diğer bir boyutu sporun, ülkelerin tanıtım aracı olarak
kullanılmasıdır. Bizde yaygın bir şekilde kulüpler aracılığıyla spor
yapılmakta. Ancak, esas itibarıyla sporun temel kaynağı olabilecek olan okullarımızdaki
spor anlayışı maalesef gelişmemiş bulunmakta, aynı zamanda altyapısı da
yetersiz bulunmaktadır. Eğer sporda uluslararası başarıları kalıcı hâle
getirmek istiyorsak, yaygın olarak sporun yapıldığı kulüplere eşit imkânların
yanı sıra bunları çalıştıracak, süreklilik sağlayacak sağlam bir sistemin de
tesis edilmesi gerekmektedir. Diğer bir husus
da sporda toplam kalite yönetiminin yaygınlaştırılması olarak karşımıza
çıkmaktadır. Burada spor kulüplerimizin yapısının geliştirilmesi ve antrenörlerin yetiştirilmesi, altyapı sorunlarının
giderilmesi ve mahallî idareler tarafından ve spor kulüpleri tarafından
sistemli bir şekilde spor tesislerinin kazandırılması ve taraftarların ve
seyircilerin de tatminini sağlayacak bir sistemin oluşturulması önem kazanmaktadır.
Değerli
arkadaşlar, sporun yaygınlaşması açısından diğer önemli bir husus ise medya
unsurudur. Geçmişten günümüze doğru baktığımız zaman hem sporun medyaya hem de
medyanın spora karşılıklı etkisi görülmektedir. Özellikle sporun tüm dünyada
bir sosyal olgu olarak gelişmiş olduğu konumda kitle iletişim araçlarının büyük
rolü olmuştur. Medya, sporun
bunca değişik çeşidi, fizyolojisi, anatomisi, antrenman planlaması ve periyotlaması, organizasyon ve yönetimi, psikolojik ve
sosyolojik yönü karşısında gerekli uzmanlaşmayı henüz sağlayamamıştır. Bu
çerçevede, değerli arkadaşlar, özellikle profesyonel sporun gazetelerde daha
çok yer aldığını ve birçok amatör spor dallarındaki başarılarımızın maalesef bu
derece önemsenmediğini ve küçük puntolarla iç sayfalarda yer aldığını
görüyoruz. Değerli
arkadaşlarım, burada diğer bir husus da sporun millî bir politika hâline
getirilmemiş olmasıdır. Bu çerçevede Milliyetçi Hareket Partisi olarak her
zaman çözümden yana olduğumuzu ve her konuda da çözümlerimizi sizlerle
paylaştığımızı biliyorsunuz. Bu hususlara geçmeden önce Atatürk’ün iki önemli
sözünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Ulu Önder diyor ki: “Spor yalnız beden
yeteneğinin bir üstünlüğü sayılamaz. Anlayış ve zekâ, ahlak da bu işe yardım
eder. Zekâ ve kavrayışı geri olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan
daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar.” Ve arkasından o meşhur sözünü söylüyor:
“Ben, sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” Ve diğer bir
sözünde ise “Her çeşit spor faaliyetlerini Türk gençliğinin millî terbiyesinin
ana unsurlarından saymak lazımdır. Bu işte Hükûmetin
şimdiye kadar olduğundan daha ciddi ve dikkatli davranması, Türk gençliğini
spor bakımından da millî heyecan içinde özenle yetiştirmesi önemli
tutulmalıdır." diyor. Bu çerçevede,
demek ki millî bir politika hâline sporu getirmeden ve gençliği buna
yönlendirmeden başarılı olmamız mümkün değildir. Biz Milliyetçi Hareket Partisi
olarak Türk toplumunun her ferdinin, özellikle gençliğin beden ve ruh sağlığını
geliştirmek için millî bir spor politikası uygulanması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu çerçevede sigara, alkol ve her türlü uyuşturucu madde kullanımına, kumar ve
benzeri alışkanlıklara, fuhuş, anarşi ve teröre karşı gençleri korumak ve
bilinçlendirmek amacıyla aile müessesesinin güçlendirilmesine, gençlerin
kendilerini ifade edebilecekleri sosyal ve kültürel ortamların oluşturulmasına
önem verilmeli, spor ve sosyal faaliyet imkânları geliştirilmelidir. Diğer bir önemli
husus ise, millî spor politikamız doğrultusunda, gerekli insan gücünün
yetiştirilmesine ağırlık verilmeli, mevcut eğitim-öğretim kurumları
iyileştirilerek yeterli tesis ve öğretim elemanına sahip olanlar spor bilimleri
fakültesine dönüştürülmeli, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine hız
kazandırılmalıdır. Ayrıca bu
çerçevede, sporcunun sağlığına önem verilerek bu amaçla spor hekimliği
yaygınlaştırılmalı, sporcular sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmalıdır. Modern spor
dallarıyla birlikte az önce de bahsetmiş olduğum amatör sporların yanı sıra
geleneksel sporların -örneğin yağlı güreş ve cirit gibi- yaygınlaştırılması ve
uluslararası hâle getirilmesi için de tedbirler alınmalıdır. Ayrıca bu
dostluk, barış ve kardeşlik timsali sporun Türk dünyasında da yaygınlaşması ve
bu ülkelerin birbiriyle kaynaşması için Türk dünyası spor şenliklerinin
organize edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla,
sonuç olarak, millî bir spor politikası çerçevesinde hem spor altyapısının hem
de spor üstyapısının geliştirilmesi gerekmektedir ve bu çerçevede de bütün
yerel yönetimlerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, millî eğitim kurumlarının bu
altyapının yapılmasına destek vermesi ve topyekûn, gençlik politikasıyla
birlikte bir spor politikasının oluşturulması gerekmektedir. Bu vesileyle, son
bir hususu daha dikkatlerinize sunmak istiyorum. Komisyonlarda da tartışmıştık
ama bu süreçte gerçekleşmedi. Sporun dışında da bilim dallarında, bilim
olimpiyatlarında, uluslararası alanda Türkiye'nin tanıtımına katkıda bulunan,
Türkiye çapında değil sadece, dünya çapında başarılı olan diğer insanlarımıza
da bu kapsamda teşvik verilmesi, onların yetiştirilmesine de destek olunması
gerekmektedir. İnşallah diğer
kanun teklif ve tasarılarıyla bunları da yüce Meclis olarak gerçekleştiririz
diyorum. Tekrar millî
takımımıza ve emeği geçenlere başarılar diliyorum. İnşallah finalde de şampiyon
olmak üzere hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ederim Sayın Günal. Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, gruplar adına konuşmalar tamamlanmıştır. Şahsı adına söz talebi
var mı efendim? Yok. Teklifin
maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir. 1’inci maddeyi
okutuyorum: BAŞARILI SPORCULARA AYLIK BAĞLANMASI İLE DEVLET SPORCUSU
UNVANI VERİLMESİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ Amaç MADDE 1- (1) Bu
Kanunun amacı; Türk vatandaşlarından uluslararası düzeyde üstün başarı kazanmış
amatör sporculara ve bunların ölümü halinde bakmakla yükümlü oldukları eş ve
çocukları ile takım halinde olimpiyat veya dünya şampiyonu olmuş amatör
sporcuların milli takım teknik direktörlerine aylık bağlanması ve uluslararası
düzeyde üstün başarı kazanmış sporcular ile bunların milli takım teknik
direktör ve antrenörlerine "Devlet Sporcusu"
unvanı verilerek, bu başarılarının taltif edilmesi suretiyle Türk vatandaşlarının
spora özendirilmesi ve bu çerçevede Devlet tarafından yapılacak yardımların
şekli ile bu yardımlardan yararlanma usul ve esaslarının tespit edilerek Devlet
Sporcusu unvanı verilmesine ilişkin şartların belirlenmesidir. BAŞKAN – 1’inci madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut. Buyurun Sayın
Bulut. (MHP sıralarından alkışlar) MHP GRUBU ADINA
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 254
sıra sayılı “Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı
Verilmesi” isimli teklif hakkında grubumun düşüncelerini ifade etmek üzere
-1’inci madde hakkında- huzurlarınızdayım. Yüce Türk milletini ve muhterem
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli
milletvekilleri, önümüzde bizlere büyük mutluluklar yaşatan millî takıma
Almanya maçında başarılar diliyor, maç sonrasında, geçtiğimiz günlerde şehir
eşkıyalarının yapmış oldukları bu büyük üzüntüye bir şekilde “dur” denilmesini,
faillerinin tespit edilerek cezalandırılıp daha sonra akıl ve ruh
hastanelerinde bunların tedavi ettirilip düzelmeden çıkarılmamasını diliyorum.
Millî Futbol Takımı’mızın bu başarısı hepimizi mutlu
etmiştir. İnşallah, Almanya zaferini de hep birlikte coşkuyla, ama zararsız,
ama kavgasız bir şekilde karşılayacağız diyorum. Değerli
milletvekilleri, Anayasa’nın “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlıklı
Üçüncü Bölümünde yer alan “Gençliğin korunması” başlıklı 58’inci madde ve
59’uncu maddede, devletin başarılı sporcuyu koruması emredilmektedir. Ben, bizim
bayrağımız olan, başımızın tacı olan, İstiklal Marşı’nı dünyaya dinletmiş,
bayrağımızı dalgalandırmış Değerli Milletvekilimiz Hamza Yerlikaya’ya,
Sayın Bakanıma ve bu işin mutfağı olan Beden Terbiyesi yetkililerine teşekkür
ediyorum, geç de olsa devletin görevi olan bu görevi yerine getirmek adına
böyle bir teklifi gündeme getirdiler. Bu teklif tabii ki aynı zamanda bir
ihtiyaçtan da meydana geldi. Ülkede böyle başarılara imza atmış birçok sporcu,
eğer imkânı ve çevresi varsa hayatını iyi şekilde, bir şampiyona yakışır
vaziyette devam ettirmiştir. Ama bir sporcumuzun, Yozgat’ın bir köyünde
çobanlığa mahkûm edilmiş eski bir şampiyonun o acı kaderini görmenin üzüntüsü
içerisinde, bunun milletimizin bir ayıbı olduğunu huzurlarınızda ifade etmek istiyorum.
Başarı çok
ihtiyacımız olan, bulunduğumuz coğrafyada mecburiyetten bizi mahkûmiyete
götüren çok önemli bir kavram. Sadece sporda değil sanatta, bilimde, bu noktada
büyük başarılara, şampiyonluklara ihtiyacımız var. Ülkede
bunların ihmal edilmediğini, haklarının verildiğini, layık oldukları kıymetin
kendilerine tanındığını ifade etmek çok zor. Gerçi, hangi kesimin hakları ihmal
edilmemiştir diye bakarsanız, genel nüfusta toplam gelirden en az pay alan
yüzde 20’lik kesim ile en çok pay alan yüzde 20’lik kesim arasındaki açının
giderek büyüdüğünü ve bu farkın 8 kata ulaştığını düşünecek olursak, asgari
ücretin 630 lira, bir devlet memurunun ortalama 850 lira aylığının olduğunu da
düşünürsek, ülkede gerçekten şartların hiç de iç açıcı olmadığını, insanların
zor ayakta durduğunu ifade etmek gerekiyor. Ben, bölgemden
bugün sabah geldim. Manyas ilçesini gezdim. Manyas ilçesinde, çiftçiler buğdayı
başakta, kilosunu 25 kuruşa satmışlar. “Niye sattınız?” dediğimde, kendileri
“Tarlam ipotekliydi. Bankaya mı verseydim? Mecburen sattım.” diye ifade
ettiler. Değerli
milletvekilleri, bölgemizde halkımızın içinde bulunmuş olduğu bu durum tabii ki
sporla… Sporun yeri ayrı. Başarıları gölgelendirmemesi lazım.
Türk gençliğinin sağlıklı bir spora kavuşması, bunun beden ve ruh sağlığının
karşılanması için devlet olarak, millet olarak üzerimize ne düşüyorsa mutlaka
yapmamız gerekiyor. Okullarda ders programları, müfredat programları buna göre
planlanmalı, buna göre düzenlenmelidir. Eğitimde başarı
gencin yeteneklerini tespit etmek, yetenekleri doğrultusunda onun eğitimini
sağlamakla mümkündür. Okullarımızda yabancı dil eğitimi veririz. Üniversite
öncesi altı yıl, üniversitede dört yıl, on yıl yabancı dil eğitimi alan
çocuğumuz, on yıl sonunda bir yabancı dili konuşamaz.
O hâlde, bu dili ders olmaktan çıkaralım, bunun eğitimini vermeyelim veyahut da
bilimsel, çocuklara faydalı, öğretilebilir bir şekle sokalım. İşte, beden
eğitimi derslerinin de okullarda sporun gelişmesine bu noktada yeteri kadar bir
temel oluşturmadığını ifade etmek istiyorum. İşte, bir teknik
arıza da var. Sporla ilgili birim, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü bir bakana
bağlıdır. Yine, gençlerin beden eğitimleriyle ilgili Millî Eğitim Bakanlığı
ayrı bir şekilde eğitim, faaliyet sürdürmektedir. Bunların bir arada, bir araya
gelip koordinasyonunun sağlanması konusunda zaman zaman
tesislerin kullanılmasında, programların yapılmasında güçlükler de
çekilmektedir. Ülkemizde spor faaliyetlerinde bu anlamda kurumlar arasında
birlikteliğe, paylaşıma, iş birliğine ihtiyaç büyüktür. İlköğretim
çağından itibaren her çocuğun, eğitim, sağlık, güvenlik adı altında çocukların
bir takibinin olması lazım. Türkiye’de gençlerimizi, çocuklarımızı gelişigüzel
yetiştiriyoruz. Sporda da böyle. İlgilenen ailelerin,
özellikle iyi yetişmiş öğretmenlerin tespit ettiği yetenekler, daha sonra çevre
imkânlarıyla elinden tutularak bir yere getiriliyor. Yoksa çocuğumuzun
ilkokuldan itibaren, ilköğretim okulundan itibaren eğitimdeki başarısı nedir,
bu çocuğumuzun bir disiplin suçu, meyli, temayülü var mıdır, spordaki istidadı,
yeteneği nedir? Bunların düzenli bir şekilde takip edilmesi mümkün değildir.
Öğrenci takip dosyaları vardır okullarda, sadece âdet yerini bulsun diye
doldurulur. Çocuk ilkokulda, ilköğretim okulunda arkadaşının çantasından hırsızlık
yapar, hırsızlık gibi bir hastalığa sahiptir. Bunun tedavisi değil, disipline
verilir, ceza alır. Eğer bu çocuk çok zeki, akıllı ise başarılı olur,
üniversiteyi bitirir ama bu özelliği bilinmediği için bir kurumun başına
getirilir, o kurumu soyar. Bu anlamda spordaki bu tespitin yapılarak çocuğun
yetenekleri doğrultusunda ve imkânlar ölçüsünde eğitilmesiyle ondan çok iyi bir
sporcu elde edilmesi mümkün olabilir. Spor için ülkede yeterince tesislerin
varlığından da söz etmek mümkün değildir çünkü yerel yönetimler yeterince… Bu
anlamda çalışmalar gösteriliyor. Bir yanlış
kanaat, ülkede “spor” deyince sadece “futbol” akla geliyor. Hâlbuki
kendi imkânlarımızla ata sporumuz güreşten tutun, üç tarafı denizlerle çevrili,
Yine, babalar,
aileler çocuklarını “İleride iyi bir futbolcu olsun, para getirsin.” diyerek,
“İstikbalini sağlasın.” diyerek sadece o yöne kanalize
etmek yerine, “Eğer başarılı bir sporcu olursa yarın devlet ona bakacak.”
kanaatinin de olması değişik spor dallarında çocukların yetişmesinin fırsatını
yakalayacaktır. Bu anlamda bu
gelen yasayı biz canıgönülden destekliyoruz. Geç
kalmış olsa bile, bizim bayrağımızı dünyanın her tarafında dalgalandıran,
İstiklal Marşı’mızı söyleten, dinleten o kahramanları
saygıyla, sevgiyle bizler selamlıyoruz. Önümüzdeki yıllarda, çıkacak bu yasadan
moral alarak, inanarak… (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun
Sayın Bulut. AHMET DURAN BULUT
(Devamla) - …büyük başarılara imza atacak olan çocuklarımız inşallah Türk
milletine layık olmanın, onların onurunu, gururunu, arkasında varlığını
hissederek büyük başarılara imza atarak bizim göğsümüzü yine kabartacaklardır. Bu yasanın
hazırlanmasında, tekraren, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Spor
dünyamıza, Türk milletine hayırlı olması dileğiyle hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ederim. Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu. Sayın Aslanoğlu, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar) CHP GRUBU ADINA
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinize saygılar sunuyorum. Değerli
arkadaşlarım, Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı
Verilmesi Hakkında Yasa Teklifi’nde grubum adına söz aldım. Değerli
arkadaşlarım, demek ki sevgi, barış, dostluk adına olduğu zaman bu yüce Meclis,
ortak değerimiz olan birtakım şeylerde birleşebiliyor. Bakın bu yasaya, tek bir
tane -tüm partilerin, grubu olan olmayan- tek bir milletvekilinin muhalefet
şerhi yoktur. Herkes, Plan Bütçe Komisyonundaki tüm arkadaşlarım, Sayın Yerlikaya’nın -teşekkür ediyorum- hazırladığı bu teklif
görüşülürken tüm milletvekilleri, Plan Bütçe Komisyonundaki arkadaşlarımız,
sevgiyle, dostlukla ve gurur duyarak buna imza attılar. Demek ki bazı şeyleri,
ortak değerde bulaşabilirsek bu Meclis ortak bir değer yakalayabiliyor. Bunun
için, bu Mecliste bu yasa, ortak bir değerdir, başarının değeridir. Ülkemizdeki
sevginin, dostluğun… Ülkenin buna ihtiyacı vardır. Ülkenin sevgiye, dostluğa,
birliğe, beraberliğe ihtiyacı vardır. Çünkü spor birliktir, beraberliktir,
başarıdır, hedeftir. Bu Meclis dilerse, demek ki istediği zaman, ülkenin
sorunlarına, birlik, beraberlik, hedef ve başarı noktasını yakalayabilecek noktaları
bulabiliyor. Bu bir örnek olsun arkadaşlar, hepimize örnek bir yasa teklifi
olsun. Değerli
arkadaşlarım, tabii, ben öncelikle millî takımımıza teşekkür ediyorum. Hepimize
gurur yaşattı, yaşatıyor ve yarınki maçta da bir kez daha hepimiz onunla gurur
duyacağız. Ben bugünden millî takımımıza, Hocamıza ve tüm futbolcu kardeşlerime
bir kez daha başarı dileklerimi iletiyorum. Değerli
arkadaşlarım, bu yasa… Bu dönem, yasama yılında yine bu Meclis sporla ilgili
iki yasayı ortak yasa olarak aldı. Yani demek ki spor hepimizin ortak noktası,
sevgi noktası olduğu zaman… Örneğin, spor kulüplerimiz çok büyük bir mali
bataklık içindeydi. Türkiye’deki özellikle Birinci Lig’den sonraki, yani Süper
Lig’den sonraki kulüplerimiz bir borç batağındaydı. Yine Sayın Arıcı,
Sayın Ali Uzunırmak, her iki gruptan ve Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu Türkiye’deki kulüplerimizin sorunlarını hep burada dile
getirdik. Ama Sayın Bakanıma teşekkür ediyorum, çok sıcak baktı ve geçtiğimiz
günlerde, biliyorsunuz, Meclisimiz bu yasayı kabul etti ve Türkiye’deki spor
kulüplerinin… Artık batmış kulüpler vardı. Yani 50 milyar borcu olan
kulüplerimiz vardı. Süper Lig’de değil arkadaşlar, yıllardan gelen bir kangren
borçları vardı. Bir şekilde artık bunu çözdük, bir şekilde artık on yıla
yaydık. Artık kulüplerimiz bunu… Basit faize indirgendi. Çünkü arkadaşlar,
bileşik faizdi yani Amme Alacakları Kanunu’na tabiydi ve çok yüksek faiz
yiyordu. Her yıl faizi ödeyemezdi bu kulüpler. Bu nedenle ben bir kez daha tüm
Meclisimize teşekkür ediyorum. Yine sporcu
kardeşlerimizin askerlik yaşlarıyla ilgili bir yasa teklifi vardı. Yine burada
arkadaşlarımız hep beraber baktık, gerekiyordu ve bu yasa da artık Sayın
Cumhurbaşkanı tarafından imzalandı, bugünden itibaren yürürlüğe girdi
arkadaşlar. Demek ki ortak nokta yakalayabiliyoruz. Türkiye'nin buna ihtiyacı
var, Türkiye'nin sevgiye ihtiyacı var, Türkiye'nin barışa ihtiyacı var.
Türkiye'nin dışarıya, Türkiye dışına, birlik, beraberlik verdiğine, buna
ihtiyacı var arkadaşlar. Değerli
arkadaşlarım, başarı toplumu motive eder, başarı toplumda huzur getirir, başarı
toplumda barış getirir ama eğer başarısızlık varsa o toplumda huzursuzluk
vardır, o toplumda her şey vardır. Bu nedenle, eğer biz, her dalda, ilimde,
bilimde, sporda, her şeyde bir şekilde iyi hedefli bir ülke olursak ülkede
herkes huzurlu ve mutlu olur arkadaşlar. Değerli
arkadaşlarım, tabii sporcularımız bizim kültür elçilerimiz, ülkenin yurt
dışında tanınmasında yurt dışında ülkenin vizyonunu,
ülkenin kültürel değerlerini yansıtan bir aynamızdır onlar. Her sporcumuzun
kişiliği, yapısı, karakteri, tavrı bizim ülkemizi temsil ediyor. Ülke olarak
karakterli, kişilikli, namuslu sporcularımız olduğu sürece ülkemizi dışarıda en
iyi şekilde temsil ediyorsa bu hepimize gurur verir ve ülkenin imajına büyük
yarar getirir. Bu, çok önemli bir etkendir ülkenin tanıtımında. Tabii, ben,
dilerseniz işin biraz ekonomik boyutuna girmek istiyorum. Değerli
arkadaşlarım, öyle ülkeler var ki… Bakın o ülkenin döviz girdisine, bir
numaralı döviz girdisi futbolculardan sağladığı döviz girdisidir. Gidin
-Afrika’da küçük ülkeler var biliyorsunuz- bakın Gana’ya, dünyanın her tarafına
futbolcu ihraç ediyor. Ülkenin en büyük geçim kaynağı, ülkedeki ailelerin en
büyük geçim kaynağı sattığı futbolculardandır arkadaşlar. Yani, başarı, bir
şekilde ülkeye gelir de getirir hâle geldi. Bugün Türkiye’ye baktığınız zaman,
Türkiye’de başarılı sporcularımız yurt dışında görev aldığı zaman, yurt dışında
görev yaptığı zaman mutlaka kazandığı bu parayı ülkemize getiriyor. Olaya bir
de bu boyutuyla bakın. Biz, ne kadar başarılı sporcu yetiştirip bu
sporcularımızı bir şekilde eğer uluslararası arenaya gönderirsek hepimiz bundan
gurur duyarız. Bir şekilde bu arkadaşlarımız da ülkeye çok büyük bir ekonomik
hizmet vermiş olur arkadaşlar. Olaya ben bir tarafıyla böyle bakmak istiyorum. Değerli
arkadaşlarım, tabii amatör sporcularımız, amatörlerimiz, hakikaten çok cefa
çeken ve sporun çilesini çeken… Özellikle amatör futbol kulüplerimiz, yağmurda
çamurda, bir şekilde hakikaten Türkiye’de en büyük çileyi çeken, en büyük
imkânsızlığı olan kulüplerimizdir. Yani, tüm illerimizde amatör kulüplerimiz
-mutlaka yardım ediliyor ama- son derece güç durumda ve çaresiz, biçare, kendi
eşofmanını kendileri yıkıyor, çantaları yok. Bir şekilde, bu amatör kardeşlerimize,
Türkiye'deki tüm amatör kulüplerimize, mutlaka, malzeme yardımı yapmak
zorundayız. Bu hepimizin görevi. O insanlar bunu geçim
için yapmıyorlar, ekmek için yapmıyorlar, sadece amatörce yapıyorlar. Amatör sporlara destek olmak hepimizin görevi. Ben, bunun
altını bir kez daha çizmek istiyorum. Değerli
arkadaşlarım, tabii, tesisler… Tabii, özellikle amatör sporların yapıldığı
alanlarda hâlâ daha önemli sorunlarımız var tesisleşme yönünde. Gerçi, ben
Sayın Bakana teşekkür ediyorum. Yani birçok ilde o çok kötü tesislerde önemli
aşamalar yapıldı ve en azından o çamur sahalar, yani yürünmeyecek sahaların
çoğu gitti, ama hâlâ daha amatörlerimizde “semt sahaları” dediğimiz… Buralarda
kulüplerimize amatör evleri yapmak zorundayız. Ben Sayın Bakandan istirham
ediyorum. Tüm kulüpleri bir çatı altında toplayacak, her birinin birer odası ve
ortak soyunma odaları, ortak duş, ortak kullanımı olan, restoranıyla ve
birtakım dinlenme alanlarıyla ortak amatör evleri olması gerekir. Her ilde, bu
amatör sporcularımızın rahatça kendi evi gibi gidip kullanabileceği amatör
evlerine ihtiyacı var amatör sporlarımızın. Ben, bir kez daha Sayın Bakana rica
ediyorum. Değerli
arkadaşlar, tabii -vaktim çok dar ama- burada uluslararası arenadaki
şampiyonlarımıza biz bunları getirdik. Doğrudur, objektif kriterdir,
teşekkür ediyorum ama bizim bir de ata sporumuz var: Yağlı güreşlerimiz. Tabii,
bunu nasıl yaparız? Ama bu ata sporumuz hepimizin ananesi, hepimizin
geleneğidir. Örneğin, bir Kırkpınar yaklaşık altı yüz yıldır devam eden bir
ananedir, bir kültürdür. Bir şekilde, en azından yağlı güreşler konusunda, yani
Kırkpınar’da belli kriterler getirerek bir şekilde bu
arkadaşlarımızı da mutlaka motive etmek zorundayız. Tabii, bu yasa,
hakikaten belli evrede çok iyi bir yasa olacaktır ve hepimiz biliyoruz birçok
başarıyla şampiyon olmuş… (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun
Sayın Aslanoğlu. FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - …birçok başarıya imza atmış millî sporcularımızın nasıl
bir şekilde hastalandığını, bakıma muhtaç olduğunu ve çaresiz kaldığını… Her
gün bunları gördük biz. Onun için, bu yasa, en azından bu başarılı
sporcularımızın onurunu Türk milletinin onuru gibi başında taç edeceğimiz bu
sporcuları… Bu yasa bu açıdan
çok önemlidir arkadaşlar. Bunlar bizim değerlerimizdir. Bunları perişan
etmeyecektir bu yasa ve bu nedenle tüm Meclisin katıldığı, tüm
milletvekillerinin ortak değeri olan barış, sevgi, sporun ülkemize başarılar
getirmesini dileyerek hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum. Madde üzerinde
bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan
Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi
Hakkında Kanun Teklifinin 1 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
“Madde 1- Bu
Kanunun amacı; Türk vatandaşlarından uluslararası düzeyde üstün başarı kazanmış
amatör sporculara ve bunların ölümü halinde bakmakla yükümlü oldukları eş ve
çocukları ile takım halinde olimpiyat veya dünya şampiyonu olmuş amatör
sporcuların milli takım teknik direktör ve antrenörlerine
aylık bağlanması ve uluslararası düzeyde üstün başarı kazanmış sporculara
“Devlet Sporcusu” unvanı verilerek, bu başarıların taltif edilmesi suretiyle
Türk vatandaşlarının spora özendirilmesi ve bu çerçevede Devlet tarafından
yapılacak yardımların şekli ile bu yardımlardan yararlanma usul ve esaslarının
tespit edilerek Devlet Sporcusu unvanı verilmesine ilişkin şartların
belirlenmesidir.” BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Katılıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Sayın Hükûmet önergeye katılıyor mu? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan. SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Gerekçe… BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Yapılan düzenleme
ile antrenörlerin şeref aylığı almalarına imkân
sağlanmıştır. BAŞKAN –
Komisyonun takdire bıraktığı, Hükûmetin katıldığı
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir. Birleşime on
dakika ara veriyorum. Kapanma Saati : 19.26 ÜÇÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: 19.42 BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Canan CANDEMİR ÇELİK
(Bursa) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121’inci Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum. 254 sıra sayılı
Kanun Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet yerinde. 1’inci maddeyi
kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 2’nci maddeyi
okutuyorum: Kapsam MADDE 2- (1) Bu
Kanun, müsabakaların yapıldığı dönem itibariyle Uluslararası Olimpiyat Komitesi
(IOC) tarafından olimpik veya paralimpik spor dalları
içinde kabul edilmiş spor dallarının büyükler kategorisinde; Olimpiyat
Oyunlarında, Dünya veya Avrupa şampiyonalarında ferdi ya da takım sporlarında
takım halinde birinci, ikinci ve üçüncü olan amatör sporcular ile bunların
ölümü halinde bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocuklarını ve takım halinde
olimpiyat veya dünya şampiyonu olmuş amatör sporcuların milli takım teknik
direktörlerini ve Devlet Sporcusu unvanı verilmesi açısından da milli takım antrenörlerini kapsar. (2) Katılımcı
ülkeler ve yarışma kategorisi itibariyle birinci fıkra kapsamına girmekle
birlikte belirli nüfus veya sosyal gruplar ya da meslekler ile sınırlı olarak
düzenlenen oyun veya şampiyonalar ile bu oyun veya şampiyonalarda alınan
dereceler bu Kanunun kapsamı dışındadır. BAŞKAN – Madde
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Isparta Milletvekili Sayın
Nevzat Korkmaz. Sayın Korkmaz,
buyurun. (MHP sıralarından alkışlar) MHP GRUBU ADINA
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Başarılı
Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun
Teklifi ile ilgili söz almış bulunuyorum partim ve şahsım adına görüşlerimizi
ifade etmek üzere. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli
milletvekilleri, son yıllarda artan bir ağırlıkta hem ülkemizin hem de dünyanın
gündemini üç konunun belirlediğini dikkatlerinize sunmak istiyorum. Nedir bunlar?
Bunlar spordur, kültürel aktivitelerdir, sanattır. Bir dönem hobi gibi
değerlendirilen, ihtiyari bir uğraş gibi görülen bu alanlar, bugün, tüm
devletlerin özel önem verdiği, milyarlarca dolarlık kaynaklarını ayırdığı
alanlardır. İşte en bariz örneği, yaklaşık on beş-yirmi gündür tüm dünya 2008
Avrupa Futbol Şampiyonası’nı konuşuyor. Ne mutlu ki, yine bütün dünya Türk
millî takımının olağanüstü mücadelesini ve başarısını alkışlıyor. Uzmanlar
araştırmış, millî takımın başardığı ülke tanıtımını yapmanın bedeli 200 milyon euro kadar. Bu başarı sadece
sportif sonuçlar doğuran bir netice değil, diğer ülkelerin ve dünya kamuoyunun
ülkemize bakış açısının değişmesinden tutun sporcularımızın yabancı ülkelere
ihracına yani transferine kadar, reklam sektöründen medyaya
kadar birçok alanda kazanımlar sağlayan bir sektör. Bu yüzden altın yumurtlayan
bu sektöre ve sektörün kahramanlarına, aktörlerine yatırım yapmak lazım. Hem ülke
insanının sporla tanıştırılması, sportif alanlarda yetiştirilmesi hem de ülke
tanıtımına büyük katkılar yapması sebebiyle devletler spora ve sporcuya büyük
destekler, primler vermekte, onları âdeta başarılı olmaya mecbur
bırakmaktadırlar. İsimleriyle
bayraklaşmış, markalaşmış öyle sporcular vardır ki onun ismiyle ülkeleri anılır
hâle gelmiştir. Bugün futbolun Brezilya’ya, Arjantin’e, voleybolun Çin’e,
Japonya’ya, boksun Küba’ya, güreşin Türkiye, İran ve Rusya’ya tanıtım
katkılarını kim inkâr edebilir. Futbolda “Brezilya ekolü ”, “Alman ekolü”,
basketbolda “Amerikan ekolü” boşuna mı söylenmiştir. Milliyetçi
Hareket Partisi olarak bu tasarıyı genel olarak desteklediğimizi ancak katkı
mahiyetinde birkaç hususa da değineceğimizi belirtmek istiyorum. Sporun
geliştirilmesi ve sporcunun desteklenmesi ile uluslararası alanda başarılı
sporcuların yetiştirilmesi, özellikle aleyhinde kampanyalar düzenlenen bizim
gibi ülkeler açısından son derece önem arz etmektedir. Başarılı sporcuların
tanıtım atağında ülkenin vitrinine konulan biblolar olduğunu ancak bu tür
sporcuların yetiştirilmesinin ve başarılı konumlarının muhafaza edilmesinin
önemli bir maliyet getirdiğini, elbette ülke tanıtımına katkı sağlayan
sporcuların bu manada desteklenmesinin gerekli olduğunu ifade etmeliyiz. Çünkü, çok iyi biliyoruz ki spor vitrinindeki sporcular
kendisinden sonra gelen birçok genci, çocuğu etkileyip, onları spora sevk
edebiliyor. 12 dev adam değil mi ülkemizde basketbolun yeniden keşfedilmesini
sağlayan? Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin, millî takımın başarıları değil mi
ülkede çocuklarımızı Arda, Nihat, Semih olmaya özendiren? İşte, Hamza Yerlikaya, eminim arkasında kendisini örnek almış birçok
güreşçi sporcu bıraktı. Profesyonel spor
dalları değil sadece kastettiğimiz. Asıl olarak ve bununla birlikte,
profesyonel sporcuları yetiştiren ve gündeme kazandıran amatör spor dalları ve
amatör sporcular. Amatör spor dalları ve sporcular desteklenmeli, bu alana
yapılan yatırımlara da teşvik kolaylıkları getirilmelidir diyoruz. Meşhur söz:
“Futbol sadece futbol değildir.” Spor dallarının tüm dünyada belki de en
popüleri olan futbol ve tabii ki diğerleri aynı zamanda milyonlarca insanın
karnını doyurmaktadır. Önemli bir sektördür ve istihdam sağlamaktadır. Bu
alanlara getirilecek yatırım kolaylıklarını da istihdam paketi çerçevesi
içerisinde değerlendirmek daha doğru olacaktır. Bu düşünceyle
sadece başarılı sporcuları değil bu sporcuları yetiştiren kulüplere de destek
olmak gerekmektedir. Şampiyonluklar kazanmış, ülkelerini en iyi biçimde temsil
etmiş bazı kulüplerin borç batağına düştüklerini ve âdeta kapanma tehlikesiyle
karşı karşıya kaldıklarını üzüntüyle izlemekteyiz. Başarılı sporcular ile
kucaklaşmak ve onlarla aynı fotoğraf karelerine girmek bir maharet olmasa
gerek. Bundan daha önemlisi, bu kulüplerin yaşayabilmesi, ülkeye sporcu
kazandırmaları konusunda önlerinin açılması ve destek verilmesidir. Dünyadaki spor
pastasından büyük paylar alan ülkeler, kulüpleri ve sporcuları bu oyunda önemli
aktörler olarak görmektedirler. Açıkçası, profesyonel anlamda ülkeye gelir
kazandıran ve ülkeyi tanıtma konusunda altın yumurtlayan tavuğu kesmemekte,
aksine beslemektedirler. Sporu okullaştırmakta, okula sporu sokmaktadırlar,
sporcunun eğitimli olmasına büyük önem vermektedirler ve böylece ülke tanıtımında
azami faydayı temin etmeye çalışmaktadırlar. Başarılı sporculara burs vererek
diğer sporcuların da ondan istifade etmesine zemin hazırlamaktadırlar. Bu ve benzeri
önerilerin bütün olarak bir araya getirildiği ve Türk sporunun
geliştirilmesini, Türk sporcusunun desteklenmesini amaçlayan bir yasa
çalışmasının vakit geçirilmeden Meclise getirilmesini istediğimizi,
beklediğimizi, sadece maaş ve unvan verilmesi teklifinin palyatif
bir teklif olduğunu, buna rağmen, özellikle zor durumda olan sporcularımızı
düşünerek bu yasaya destek vereceğimizi belirtiyor, yarın İsviçre’nin Basel kentinde yapılacak 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası
yarı finalinde Almanya ile karşılaşacak Millî Futbol Takımı’mıza
üstün başarılar diliyor, perşembenin yeni bir zaferi getirmiş olmasını temenni
ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür
ederim Sayın Korkmaz. Şahsı adına başka
bir söz talebi var mı? Yok. Madde üzerinde
iki adet önerge vardır; önergeleri okutuyorum: Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan
Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi
Hakkında Kanun Teklifinin 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(1) Bu Kanun,
müsabakaların yapıldığı dönem itibarıyla Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC)
tarafından olimpik, paralimpik ve defolimpik
spor dalları içinde kabul edilmiş spor dallarının büyükler kategorisinde,
Olimpiyat Oyunlarında, Dünya veya Avrupa şampiyonalarında ferdî ya da takım
sporlarında takım hâlinde birinci, ikinci ve üçüncü olan amatör sporcular ile
bunların ölümü hâlinde
bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocuklarını ve takım hâlinde
olimpiyat veya dünya şampiyonu olmuş amatör sporcuların millî takım teknik
direktör ve antrenörlerini kapsar.” Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan
254 sıra sayılı Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı
Verilmesi Hakkında Kanun Teklifinin “Kapsam” başlıklı 2 nci
Maddesinin (1) nolu fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Kapsam (1) Bu Kanun,
müsabakaların yapıldığı dönem itibarıyla Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC)
tarafından kabul edilen spor dallarının Olimpiyat Oyunlarında, Dünya ve Avrupa
şampiyonalarında ferdi ya da takım sporlarında takım halinde birinci, ikinci
veya üçüncü olan amatör sporcular ile bunların ölümü halinde bakmakla yükümlü
oldukları eş ve çocuklarını ve takım halinde olimpiyat veya dünya şampiyonu
olmuş amatör sporcuların milli takım teknik direktörlerini ve Devlet Sporcusu
unvanı verilmesi açısından da milli takım antrenörlerini
kapsar.” BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Sayın
Gök, buyurun efendim. İSA GÖK (Mersin)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Kapsamı taşıyan
2’nci maddenin ilk cümlesi şunu diyor: “Bu Kanun, müsabakaların yapıldığı dönem
itibarıyla Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından olimpik veya parolimpik spor dalları içinde kabul edilmiş spor
dalları...” diyor. Arkadaşlar, şimdi bu olimpik ve parolimpik
spor dalları, malumunuz, olayı sınırlıyor. Olimpik spor
dalları: Bildiğimiz gibi, kış sporları yedi daldan oluşuyor; yaz sporları, su
sporlarını tek dal kabul edersek, toplam yirmi sekiz daldan oluşuyor. Malum, parolimpik çok daha dar. Mademki bu konuda başarılı
sporculara bir teşvik, bir aylık bağlanma ve bir unvan vermeye çalışıyoruz,
olimpik veya parolimpik spor dalları içinde
sayılmayan, arkadaşlar, satranç, karate, dağcılık, wushu,
vücut geliştirme, su altı, otomobil, motosiklet, bowling, bilardo, golf, briç
gibi yirmiden fazla spor dalı var. Biliyor musunuz ki, Avrupa satranç şampiyonu
bizim çocuğumuz, on altı yaşındaki Kübra Öztürk
Avrupa satranç şampiyonudur. Yine, sekiz yaşında Deniz Can Temizkan var. Bunlar
yarın büyükler kategorisine girecekler. Neden olimpik, parolimpik
diyerek sınırlandırıyoruz? Gelin, bunu, önergemizde olduğu gibi “Bu Kanun, müsabakaların
yapıldığı dönem itibarıyla Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından kabul
edilen spor dallarının…” Yani olimpik ve parolimpiği
kaldıralım. Kaldıralım ki, olimpik veya parolimpik
sınıfına girmeyen yirmi civarında spor dalında da başarılı olan gençlerimizin,
hiç olmazsa o devlet unvanı ve aylık bağlanmasından faydalanmasını sağlayalım
-ki bu konuda Sayın Bakan ve Genel Müdürümüz herhâlde olumsuz görüş
belirtmezler- çünkü hakikaten bu konuda çok az sporcumuz var ve başarılı
insanlarımız var. Bunun değerlendirilmesini talep ediyoruz. Bu iki kelimenin
çıkarılması durumunda, yani sınırlandırma kelimelerini çıkardığımızda, yirmi
spor dalını da kattığımızda önümüz çok daha açılacaktır. Sayın Bakanım,
efendim, bir hususa daha değinmek istiyorum. Bir ödül yönetmeliğimiz var
malumunuz. Ödül yönetmeliğimiz, yıldızlar ve miniklerde çok cüzi, çok komik
ödüllerden bahsediyor. Bu yönetmeliğin değiştirilerek, en azından, bu
çocuklarımız için eğitiminde başarılı olduğu sürece burs verilmesi, burs olarak
takviye edilmesi; yine bu çocuklarımızın, malumunuz üniversitelerin beden
eğitim spor bölümleri var, buralara sınavsız veya farklı bir sistemle
alınmasına bu yönetmeliğin değiştirilerek imkân verilmesinin çok daha olumlu
olacağını düşünüyoruz. Biz, Cumhuriyet
Halk Partisi olarak teklife olumlu oy veriyoruz, sıcak bakıyoruz. Aynı şekilde,
yarınki büyük maç için millî takımımıza başarılar diliyoruz. Önergemizin
kabulü durumunda -özellikle sana bakıyorum Hamza- o çok başarılı, Avrupa
şampiyonu olan kızımız Kübra Öztürk’le, en azından
Deniz Can’ı da unutmamamız gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Saygılar
sunuyorum. (Alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Gök. Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir. Diğer önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan
Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi
Hakkında Kanun Teklifinin 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hamza
Yerlikaya (Sivas) ve arkadaşları “(1) Bu Kanun,
müsabakaların yapıldığı dönem itibarıyla Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC)
tarafından olimpik, paralimpik ve defolimpik
spor dalları içinde kabul edilmiş spor dallarının büyükler kategorisinde,
Olimpiyat Oyunlarında, Dünya veya Avrupa şampiyonalarında ferdî ya da takım
sporlarında takım hâlinde birinci, ikinci ve üçüncü olan amatör sporcular ile
bunların ölümü hâlinde bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocuklarını ve takım
hâlinde olimpiyat veya dünya şampiyonu olmuş amatör sporcuların millî takım
teknik direktör ve antrenörlerini kapsar.” BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan. MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Gerekçe okunsun. BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Yapılan düzenleme
ile antrenörler Kanun kapsamına alınmıştır. OKTAY VURAL
(İzmir) - Sayın Başkanım, burada bir hususu öğrenmek istiyorum. BAŞKAN – Buyurun. OKTAY VURAL
(İzmir) – Bu bir önceki önergede “parolimpik”, burada
“paralimpik”. Hangisi? HAMZA YERLİKAYA
(Sivas) – Paralimpik, “a”yla. OKTAY VURAL
(İzmir) – Paralimpik… Dolayısıyla iki önerge…
Birisinde “parolimpik” yazıyor, diğerinde “paralimpik” yazıyor. MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Redaksiyonla düzeltilir. OKTAY VURAL
(İzmir) – Doğru olanı? HAMZA YERLİKAYA
(Sivas) – Paralimpik. İSA GÖK (Mersin)
– Sıra sayısı hatalı gelmiş, “paralimpik” yazıyor,
böyle bir şey yok. OKTAY VURAL
(İzmir) – “Parolimpik” olması gerekir diye… HAMZA YERLİKAYA
(Sivas) – “a”, “paralimpik”. BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Kabul edilen
önerge istikametinde 2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 3’üncü maddeyi
okutuyorum: Sporcu şeref
aylığı MADDE 3- (1) Bu
Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamına
giren amatör sporcular ile olimpiyat veya dünya şampiyonalarında takım
sporlarında takım halinde şampiyon olmuş amatör sporcuların milli takım teknik
direktörlerinden, daha sonra ömür boyu hak mahrumiyeti cezası almadıkları ve
başarı derecelerinin doping dahil herhangi bir sebeple
geçersiz olarak kabul edilmediği Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından
belgelendirilecek veya bildirilecek olanlara; Maliye Bakanlığına yazılı olarak
müracaatları halinde ve başarı derecesinin kazanıldığı tarihten önceki bir
tarih olmamak kaydıyla, 40 yaşını doldurdukları tarihten başlatılmak üzere ve
Türk vatandaşlığını korudukları müddetçe Bakanlar Kurulu kararı ile “Sporcu
Şeref Aylığı” adı altında aylık bağlanır. (2) Kapsama dahil amatör sporculardan, 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı
Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunun 5 inci maddesi çerçevesinde alacakları sağlık kurulu raporu
neticesinde özür durumuna göre tüm vücut fonksiyonlarının en az % 40’ını
kaybetmiş olduğu Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 1/7/1976 tarihli ve 2022
sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık
Bağlanması Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca
oluşturmuş olduğu sağlık kurullarınca karar verilenlere yaş kaydı aranmaksızın
bu fıkradaki usul ve esaslara göre aylık bağlanır ve ödenir. Özür durumuna göre
aylık bağlananlardan, özürlülük durumunun geçici olduğu anılan sağlık kurulunca
karara bağlananlar, 40 yaşını doldurdukları tarihe kadar üç yılda bir muayeneye
tabi tutulurlar. Özürlülük durumu ortadan kalkan veya % 40’ın altına düşenlerin
aylıkları, rapor tasdik tarihini takip eden ay başından
itibaren kesilir ve haklarında birinci fıkra hükümleri uygulanır. Sporcu şeref
aylığı bağlanmasını gerektirecek bir başarı derecesi bulunan amatör sporcular
ile bu sporcuların milli takım teknik direktörlerinin aylık bağlanmasına hak
kazanmaları ile ilgili bilgi ve belgeler Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
tarafından kayıt altına alınır ve aylık bağlanma işlemleri bu Genel Müdürlükçe
takip edilir. (3) Sporcu Şeref
Aylığının bir aylık tutarı, 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan 30 günlük
net asgari ücretin; a) Olimpiyat
Oyunlarında ferdi olarak; birinci olan amatör sporculara % 200’ü, ikinci olan
amatör sporculara yüzde 160’ı, üçüncü olan amatör sporculara ise % 140’ı, b) Dünya
şampiyonalarında ferdi olarak; birinci olan amatör sporculara % 140’ı, ikinci
olan amatör sporculara yüzde 120’si, üçüncü olan amatör sporculara ise % 100’ü, c) Avrupa
şampiyonalarında ferdi olarak; birinci olan amatör sporculara % 100’ü, ikinci
olan amatör sporculara yüzde 80’i, ferdi olarak üçüncü olan amatör sporculara
ise % 60’ı, olarak tespit edilir. (4) Olimpiyat
Oyunları ile Dünya veya Avrupa şampiyonalarında takım sporlarında takım halinde
birinci, ikinci veya üçüncü olan amatör sporculara, aynı seviyedeki bir
şampiyonada ferdî başarıları
sebebiyle aylık bağlananların
başarı dereceleri esas alınarak hesaplanacak aylık tutarının % 75’i
oranında aylık bağlanır. Takım sporlarında takım halinde olimpiyat veya dünya
şampiyonu olmuş amatör sporcuların milli takım teknik direktörlerine ise bu
sporculara bağlanan aylık oranında aylık bağlanır. (5) Amatör
sporcular ile milli takım teknik direktörlerinin, bu Kanun kapsamında
belirtilen derecelerden birden fazlasına sahip olmaları halinde, kendilerine
sadece sahip oldukları derecelerden en yüksek olanının karşılığı olan aylık
bağlanır. BAŞKAN – Madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil… Yok. Şahsı adına başka
bir konuşmacı? Yok. Madde üzerinde
iki adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum: Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan
254 Sıra Sayılı yasa teklifinin 3. maddesinin (1) nolu
fıkrasında geçen (40) ibaresinin (50) olarak değiştirilmesini saygılarımla arz
ederim. Kamer
Genç Tunceli Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan
Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi
Hakkında Kanun Teklifinin 3 üncü maddesinde geçen “direktörlerinden” ibaresinin
“direktörlerinden ve antrenörlerinden”, “direktörlerinin”
ibaresinin “direktörlerinin ve antrenörlerinin”, “direktörlerin” ibaresinin
“direktör ve antrenörlerine” şeklinde değiştirilmesini ve aynı maddenin birinci
fıkrasında geçen “takım sporlarında” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya takım
tasnifi yapılan branşlarda” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Yapılan düzenleme
ile antrenörler kapsama dahil edilerek şeref
aylığından yararlanmalarına imkan sağlanmış, ayrıca takım tasnifi yapılan spor
dalları ile takım sporları arasındaki eşitsizlik giderilmiştir. BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Diğer önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan
254 Sıra Sayılı yasa teklifinin 3. maddesinin (1) nolu
fıkrasında geçen (40) ibaresinin (50) olarak değiştirilmesini saygılarımla arz
ederim. Kamer
Genç Tunceli BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: 50 yaş ibaresi
gerçeklere daha uygun bulunmaktadır. BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir. Kabul edilen
önerge istikametinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 4’üncü maddeyi
okutuyorum: Aile fertlerine
aylık bağlanması MADDE 4- (1) Bu
Kanunun 3 üncü maddesine göre sporcu şeref aylığı almakta iken ölen amatör
sporcular ile 3 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen diğer şartları haiz
olmakla birlikte 40 yaşını doldurmamış olmaları sebebiyle henüz aylık
bağlanmaksızın ölen amatör sporcuların; 31/5/2006
tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
hükümlerine göre ölüm aylığı bağlanması şartlarını haiz olan eşlerine bu
şartları haiz olmaya devam ettikleri müddetçe, aylık bağlanan eşin ölümü veya
aylık bağlanması şartlarını kaybetmesi halinde ise yine 5510 sayılı Kanun
hükümlerine göre ölüm aylığı bağlanması şartlarını haiz çocuklarına bu şartları
haiz olmaya devam ettikleri müddetçe aylık bağlanır. Eş veya çocuklara
bağlanacak aylıkların ödenmesine, hak sahiplerinin Sosyal Güvenlik Kurumu
Başkanlığına yazılı talepleri üzerine ve ölüm tarihini izleyen aylık ödeme
döneminden itibaren başlanır. Aylık ödenmesine ilişkin şartlara, ölüm tarihinden
daha sonraki bir tarihte haiz olanlara ise, bu şartlara haiz olduktan sonraki
yapacakları müracaatı izleyen aylık ödeme döneminden itibaren aylık ödenmeye
başlanır. (2) Eşe
bağlanacak aylık tutarı, 3 üncü maddeye göre belirlenecek aylık tutarının
%75’inin; çocuklar için bağlanacak aylığın toplam tutarı ise, 3 üncü maddeye
göre belirlenecek aylık tutarının %50’sinin hesaplanması sonucu bulunacak
tutardır. (3) Aylığa
müstahak birden fazla çocuk olması halinde, yukarıda belirtilen yönteme göre
yapılacak hesaplama neticesinde bulunacak tutar çocuklar arasında eşit olarak
paylaştırılır. Evlenmesi sebebiyle bu Kanuna göre bağlanmış aylıkları kesilmiş
olanlardan tekrar dul kalanlara, birinci fıkrada belirtilen şartları haiz
olmalarının yanı sıra sonradan evlendikleri eşlerinden dolayı gelir veya aylık
bağlanmasına hak kazanamamış olmaları kaydıyla aylıkları yeniden bağlanır. Dul
eşe yeniden aylık bağlanması durumunda aylık bağlanmış olan çocukların
aylıkları kesilir. (4) Bu Kanun
hükümlerine göre eş ve çocuklara bağlanacak aylıklar, ölen amatör sporcunun
ödemiş olduğu prim veya kesenekler karşılığında sosyal güvenlik kurumları
tarafından bağlanacak aylık ya da gelirlere hak kazanılmasında veya aylık ya da
gelirlerin miktarının hesabında dikkate alınmaz. BAŞKAN – Madde
üzerinde söz talebi yoktur. Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 5’inci maddeyi
okutuyorum: Aylıkların ödenme
zamanı, vergi muafiyeti ve haczi MADDE 5- (1) Bu
Kanuna göre bağlanan aylıkların ödeme dönemleri, 8/6/1949
tarihli 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun aylık ödeme
dönemine ilişkin hükümlerine uy-gun olarak
belirlenir, bu aylıklar hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz ve nafaka
borçları hariç hiçbir suretle haczedilemez. BAŞKAN – Madde
üzerinde söz talebi yoktur. Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 6’ncı maddeyi
okutuyorum: Hazineden tahsil MADDE 6- (1) Bu
Kanunun 3 üncü ve 4 üncü maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu Baş-kanlığı
tarafından yapılan ödemeler, faturası karşılığında iki ay içerisinde Hazineden
tahsil edilir. BAŞKAN - Madde
üzerinde söz talebi yoktur. 6’ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 7’nci maddeyi
okutuyorum: Devlet Sporcusu
unvanının verilmesi ve geri alınması MADDE 7- (1)
Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından olimpik veya paralimpik
spor dalları içinde kabul edilmiş spor branşlarının büyükler kategorisinde
yapılan olimpiyat oyunlarında veya dünya şampiyonalarında; ferdi spor
dallarında birinci olanlar ile takım veya takım tasnifi yapılan spor dal-larında takım halinde ilk üçe giren sporculara ve bu
sporcuların milli takım teknik direktör ve antrenör-lerine Devlet Sporcusu unvanı verilir. Devlet Sporcusu
unvanı verileceklerin sporda şiddet, şike veya doping
suçundan dolayı ömür boyu hak mahrumiyeti cezası almamış olmaları gerekir. (2) Devlet
Sporcusu seçilen adaylara Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu
Bakanın teklifi ve Cumhurbaşkanının onayı ile Devlet Sporcusu unvanı verilir.
Devlet Sporcusu seçilenlere veri-len berat
Cumhurbaşkanı tarafından imzalanır. (3) Devlet Sporcusu unvanı; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün
bağlı olduğu Bakanın Baş-kanlığında Gençlik ve Spor Genel Müdürü, Türkiye Milli
Olimpiyat Komitesi Başkanı, Türkiye Milli Paralimpik
Komitesi Başkanı ve ilgili Federasyon Başkanından oluşacak Kurulun gerekçeli
kararı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanın teklifi ve
Cumhurbaşkanının onayı ile geri alınır. BAŞKAN – Madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına, Görüşülmekte olan
Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi
Hakkında Kanun Teklifinin 7. maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Madde 7- (1)
Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından olimpik, paralimpik
ve defolimpik spor dalları içinde kabul edilmiş spor branşlarının büyükler kategorisinde yapılan olimpiyat
oyunlarında veya Dünya şampiyonalarında; a) Ferdi spor
dallarında birinci olanlara, b) Takım veya
takım tasnifi yapılan spor dallarında takım halinde ilk üçe giren sporcular ile
bu sporcuların millî takım teknik direktör ve antrenörlerine, c) Avrupa
şampiyonalarında final oynayan millî takım sporcuları ile bunların teknik
direktör ve antrenörlerine, Devlet Sporcusu
unvanı verilir. Devlet Sporcusu unvanı verileceklerin sporda şiddet, şike veya doping suçundan dolayı ömür boyu hak mahrumiyeti cezası
almamış olmaları gerekir.” BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet ? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Devlet Sporcusu
unvanı verilecek olanların kapsamına, Avrupa şampiyonalarında final oynayan
sporcular ile bunların teknik direktör ve antrenörleri
de alınarak, ülkemizi Avrupa şampiyonalarında başarı ile temsil eden
futbolcular teknik direktör ve antrenörlerin de bu haktan yararlanmalarına
olanak sağlanmıştır. OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkanım, bu önergeyle ilgili, sadece “Avrupa şampiyonasında”
var, “Avrupa ve dünya şampiyonalarında” demek gerekmiyor mu? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – “Dünyada ilk üç” var zaten Sayın Başkanım. BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Kabul edilen
önerge istikametinde 7’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. Birleşime beş
dakika ara veriyorum. Kapanma Saati : 20.12 DÖRDÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: 20.22 BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Canan CANDEMİR ÇELİK
(Bursa) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121’inci Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum. 254 sıra sayılı
Kanun Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet yerinde. 8’inci maddeyi
okutuyorum: Diğer haklar MADDE 8- (1)
Devlet sporcusu seçilenler VIP salonlarını kullanabilme ve devlet törenlerinde
protokolde ağırlanma haklarından faydalanırlar. Bu Kanun kapsamında Sporcu
Şeref Aylığı bağlanan sporculara müracaatları halinde 15/7/1950
tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 14/A maddesinde düzenlenen “Hususi
Damgalı Pasaport” verilir. (2) Bu Kanuna
göre aylık bağlanan amatör sporcuların kendileri 24/2/1968
tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet
Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun 2 nci
maddesinin birinci fıkrası ile Ek 1 inci Maddesinde düzenlenen haklardan, aynı
usul ve esaslar çerçevesinde yararlandırılırlar. BAŞKAN – Madde
üzerinde söz talebi yok. Bir adet önerge
vardır, önergeyi okutuyorum: TBMM Başkanlığına Görüşülmekte olan
(254) sıra sayılı Kanun Teklifinin 8 inci maddesinin birinci cümlesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve ikinci cümlesinde geçen “bağlanan”
ibaresinden sonra gelmek üzere “ve devlet sporcusu unvanı verilen” ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“Devlet sporcusu
seçilenler VIP salonları kullanabilirler.” BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) -
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN –
Katılıyorsunuz… Gerekçeyi
okutuyorum: Gerekçe: Fıkradaki anlam
bozukluğu giderilmiştir. Ayrıca devlet sporcusu unvanı verilenler kapsama
alınmıştır. BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Kabul edilen
önerge istikametinde 8’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 9’uncu maddeyi
okutuyorum: Diğer
kanunlardaki atıflar MADDE 9- (1) Bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan 11/10/1983 tarihli ve
2913 sayılı Dünya Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonluğu Kazanmış Sporculara ve
Bunların Ailelerine Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna ve aynı Kanuna göre aylık
bağlanmış olanlara yapılmış olan atıflar, bu Kanuna ve bu Kanuna göre aylık
bağlanmış olanlara yapılmış sayılır. BAŞKAN – Madde
üzerinde söz talebi yoktur. Bir adet önerge vardır,
önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan
Kanun Teklifi’nin 9. maddesinin başlığının “Diğer kanunlardaki atıflar ve
yönetmelik” şeklinde değiştirilmesini, maddenin sonuna aşağıdaki fıkranın
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“(2) Bu Kanunun
uygulanmasına dair usul ve esaslar Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Kanunun
uygulanmasına ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği
amaçlanmıştır. BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Kabul edilen
önerge istikametinde 9’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 10’uncu maddeyi
okutuyorum: Yürürlükten
kaldırılan hükümler MADDE 10- (1) 11/10/1983 tarihli ve 2913 sayılı Dünya Olimpiyat ve Avrupa
Şampiyonluğu Kazanmış Sporculara ve Bunların Ailelerine Aylık Bağlanması
Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. BAŞKAN – 10’uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir. Geçici madde 1’i
okutuyorum: GEÇİCİ MADDE 1-
(1) Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından 2012 olimpiyat oyunlarına
hazırlanmak amacıyla olimpik ve paralimpik spor
dallarında en az yıldızlar seviyesinde olmak kaydıyla seçilecek 1000 sporcu
yetiştirilir. (2)
Yetiştirilecek sporcuların iaşe, ibate ve yol giderleri Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğü tarafından karşılanır. Ayrıca bu sporculara 16 yaşını doldurmamış
işçiler için tespit edilen asgari ücretin net tutarını geçmemek üzere; yaş grupları,
branş farklılıkları, sporcuların karşılaması gereken
kişisel giderler gibi hususlar da dikkate alınarak, gerektiğinde farklı
tutarlarda belirleme yapılmak suretiyle her ay harçlık ödenir. (3) Spor branşlarının ve sporcuların tespiti, verilecek harçlığın
miktarı, iaşe, ibate ve yol giderlerinin karşılanması ile harçlık ödenmesine
ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığının görüşü alınarak, Gençlik ve Spor
Genel Müdürlüğü tarafından çıkartılacak yönetmelikle belirlenir. (4) Bu maddeye
göre yapılan harçlık ödemeleri hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın
ayda bir ödenir, bu ödemeler hiçbir suretle haczedilemez. OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkan… BAŞKAN – Buyurun. OKTAY VURAL
(İzmir) – Sayın Başkanım, biraz önce Sayın Bakana ve Komisyona da ifade ettim;
bu maddenin geçiciliği neyle temin ediliyor? Dolayısıyla, yani 2012 yılına
hazırlanacak yıldızlar yetiştirildi ama ödeme ne zaman bitecek, bununla ilgili
bir hüküm yok. Dolayısıyla, kanaatimize göre burada bir geçici sonlandırma… Hiç
olmazsa, belki de bu çıkartılacak yönetmelikte “2012 yılına kadar ne şekilde
sonlandırılacağı belirlenir.” diye bir hüküm konması lazım. Bu bir geçici madde
değil. O bakımdan, kalıcı bir madde hükmündedir. Dolayısıyla, bunun bu şekilde
düzenlenmesi, zannederim, bundan sonraki problemleri biraz artırır diye
düşünüyorum. Ama her açıdan, hiç olmazsa Komisyon ya da Sayın Bakan bununla
ilgili, tutanaklar açısından bir değerlendirme yaparsa… KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan… BAŞKAN – Sayın
Bakanım, Sayın Kılıçdaroğlu’nun da bir söz talebi
var. KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Şimdi, dördüncü fıkrada “…hiçbir vergi ve kesintiye
tabi tutulmaksızın ayda bir ödenir.” deniyor. Buraya parantez
içinde “sosyal sigorta primleri hariç” demek lazım. Yani bunlar her
hâlükârda aylık alıyorlar ama en azından o primlerin yatması lazım. MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Harçlık alıyorlar, aylık değil herhâlde. KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Efendim? MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Harçlık değil mi? KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) – Hayır. MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Harçlıklar vergiye tabi mi? KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – “Harçlık ödemeleri” diyor. Ama yani bir ödeme
yapılıyor bunlara, adı harçlık ama… Yani, ayrıca bir aylık ödeniyor mu acaba
bunlara? MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Aylık yok, harçlık var sadece. OKTAY VURAL (İzmir) – Sadece harçlık, iaşe-ibate karşılığı
harçlık. MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Harçlık maaşa girmiyor. KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Eğer sadece öyleyse mesele yok. BAŞKAN – Sayın
Bakanımızı dinleyelim. Buyurun Sayın
Bakanım. DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Evet, teşekkür ediyorum değerli grup başkan
vekillerimize. Öncelikle sigorta
ilişkisi açısından, yani matraha tabi olmayan bir ödeme olduğu kanaatindeyiz.
Bir iş ilişkisi söz konusu olmayacak. O konuda SSK noktasında herhangi bir
ilave yapılması gerekmediği kanaatindeyim. Oktay Bey’in söylediği konu maddenin açıklığa kavuşması açısından
önemli. Tutanaklara bu konuşmalarımız da geçti.
Çıkarılacak yönetmelikte bu projenin 2012 yılıyla sınırlı olduğunu
arkadaşlarımız yazacaklar, o şekilde de bu ihtilaflara ve belirsizliğe meydan
vermeyeceğiz. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bakanım. Madde üzerinde
bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum: TBMM Başkanlığına Görüşülmekte olan
254 sıra sayılı yasa teklifinin geçici birinci maddesinin sonuna aşağıdaki
cümlenin eklenmesini arz ederim. Kamer
Genç Tunceli Cümle: Bu
ödemeler, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki dönemleri kapsar. BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum. Gerekçe: Maddenin
yayımındaki muğlaklığı gidermek amacıyla bu cümle
ilave edilmiştir. BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir. Geçici madde 1’i
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Geçici madde 2’yi
okutuyorum: GEÇİCİ MADDE 2- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce,
2913 sayılı Kanuna göre aylık bağlanmış veya aylık bağlanması işlemleri devam
etmekte olanların aylıkları; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
alabilecekleri aylık tutarından daha az olmamak kaydıyla ve bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın aylık ödeme döneminden itibaren bu
Kanunun kendi durumlarına uygun hükümlerine göre hesaplanacak tutar üzerinden
ve daha önceki aylığa hak kazanma şartları esas alınmak suretiyle ödenmeye
devam olunur. (2) Bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce, 2913 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık
bağlanması hakkını kazandıracak bir derecesi veya böyle bir dereceye sahip;
eşi, babası ya da annesi olmakla birlikte, bu Kanun hükümleri gereğince aylık
bağlanması hakkı ortadan kalkmış olanların aylık bağlanmaya hak kazanmalarında,
önceki hükümlerin uygulanmasına devam olunur. BAŞKAN – Madde
üzerinde söz talebi yok. Bir adet önerge
vardır, okutuyorum: TBMM Başkanlığına Görüşülmekte olan
254 sıra sayılı yasa teklifinin geçici ikinci maddesinin (2) fıkrasının madde
metninden çıkarılmasını arz ederim. Kamer
Genç Tunceli BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum. Gerekçe: Yasanın genel
ilkesine aykırı olan bu fıkranın çıkarılması uygun görülmüştür. BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir. Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Geçici madde 3’ü
okutuyorum: GEÇİCİ MADDE 3-
(1) Bu Kanunun; a) 3 üncü ve 4
üncü maddesine göre aylık bağlanmış olanlardan tabi oldukları sosyal güvenlik
mevzuatı gereğince tedavi yardımından yararlanamayanlar, b) 3 üncü maddesi
gereğince aylık bağlanmış olanların eş ve çocukları ile 4 üncü maddesi
gereğince aylık bağlanmış olan dul eşin çocukları, 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince genel sağlık sigor-talısı sayılıncaya kadar,
5434 sayılı Kanunun Geçici 139 uncu maddesinin sekizinci fıkrasına göre Vatani
Hizmet Tertibinden aylık alanlara sağlanan tedavi yardımından yararlandırılmaya
devam olunur. BAŞKAN – Geçici
madde 3’ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir. Geçici madde 4’ü
okutuyorum: GEÇİCİ MADDE 4-
(1) 2913 sayılı Kanuna göre aylık bağlanması hakkından yararlanama-yanlardan bu
Kanun ile aylık bağlanmasına hak kazananlar, bu Kanunun yürürlük tarihinden
önceki dönemler için “Devlet Sporcusu” unvanı verilmesi hariç bu Kanunla
getirilen diğer haklardan yarar-landırılmaz. (2) Bu Kanuna
göre ilk defa aylık bağlanması kapsamına alınanların aylıklarının ödenmesine ve
diğer haklardan yararlandırılmasına, müracaatlarını izleyen aylık ödeme
döneminden itibaren başlanır. BAŞKAN – Geçici
madde 4’ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir. Yeni geçici madde
ihdas edilmesine ilişkin bir önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan
254 sıra sayılı yasa teklifine aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz
ederim. Kamer
Genç Tunceli Geçici Madde 5:
Bu kanun uyarınca sporculara yapılacak ödemelerin bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren iki yıl için hiçbir vergi alınmaz. BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Sporu
teşvik etmek amacıyla verilen bu paralardan vergi alınmaması uygun
görülmemiştir. BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir. BAŞKAN – Madde
11’i okutuyorum: Yürürlük MADDE 11- (1) Bu
Kanun, yayımı tarihini izleyen aybaşından geçerli olmak üzere yürürlüğe girer. BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 12’nci maddeyi
okutuyorum: Yürütme MADDE 12- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, teklifin tümü açık oylamaya tabidir. Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Oylama için üç
dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik
personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen
üyelerin oy pusulalarını oylama için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum. Oylama işlemini
başlatıyorum. (Elektronik
cihazla oylama yapıldı) BAŞKAN –
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, 254 sıra sayılı, Sivas Milletvekili Hamza
Yerlikaya’nın, Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması
ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi’nin açıkoylama sonucunu açıklıyorum: Kullanılan oy
sayısı : 210 Kabul : 208 Ret :
1 Çekimser : 1 (x) Böylece, teklif
kanunlaşmıştır. Ülkemiz, milletimiz ve sporcularımız için hayırlı olmasını
diliyorum. Sayın Bakanımızın
kısa bir teşekkür konuşması olacaktır. Buyurun Sayın
Bakanım. (Alkışlar) DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz
önce, oylarınızla başarılı sporcularımıza sporcu şeref aylığı bağlanması ve
“Devlet Sporcusu” unvanı verilmesine ilişkin hükümler yasalaşmış bulunmaktadır.
Meclisimizin Türk
sporuna ve başarılı sporculara göstermiş olduğu bu yakınlıktan ve hassasiyetten
dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Yasanın
görüşülmesine imkân sağlayan değerli grup başkan vekillerimize,
milletvekillerimize ve Başkanlık Divanımıza çok teşekkür ediyor; bu Yasa’nın
Türk sporuna yeni şampiyonlar, yeni yıldızlar kazandıracağına olan inancımı
tekrar sizlerle paylaşarak hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
(Alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bakanım. Saygıdeğer
milletvekilleri, 3’üncü sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna
Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna İlişkin Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız. 3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar
Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/312) (S. Sayısı: 27) (xx) BAŞKAN –
Komisyon? Burada. Hükûmet? Burada. Komisyon raporu
27 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır. (x)
Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa
eklidir. (xx) 27 S. Sayılı Basmayazı
tutanağa eklidir. Tasarının tümü
üzerinde söz talebi yoktur. Tasarının
maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir. 1’inci maddeyi
okutuyorum: TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE UKRAYNA BAKANLAR KURULU ARASINDA DEMİRYOLU
TAŞIMACILIĞI ALANINDA İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN TASARISI MADDE 1- 7
Haziran 2005 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği
Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur. BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 2’nci maddeyi
okutuyorum: MADDE 2 – Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 3’üncü maddeyi
okutuyorum: MADDE 3 - Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Sayın
milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir. Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Oylama için iki
dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum. (Elektronik
cihazla oylama yapıldı) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, 27 sıra sayılı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna
Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna İlişkin Kanun Tasarısı’nın yapılan açık oylama
sonucunu açıklıyorum: Kullanılan Oy
Sayısı : 190 Kabul : 190 (x) Ülkemiz,
milletimiz ve Ukrayna Hükûmeti için hayırlı olmasını
diliyorum. Saygıdeğer
milletvekilleri, 4’üncü sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Genel
Komutanlığı ile Ukrayna İçişleri Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında
Güvenlik Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız. 4.- Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Genel Komutanlığı ile
Ukrayna İçişleri Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında Güvenlik
Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/306) (S.
Sayısı: 81) (xx) (x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir. (xx) 27 S. Sayılı Basmayazı
tutanağa eklidir. BAŞKAN – Komisyon
ve Hükûmet yerinde. Komisyon Raporu
81 sıra sayısı ile bastırılıp dağıtılmıştır. Tasarının tümü
üzerinde, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Kamil
Erdal Sipahi’nin söz talebi vardır. Sayın Sipahi,
buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar) MHP GRUBU ADINA
KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) – Sayın Başkan, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. 81 ve 85 sıra
sayılı ve her ikisi de Ukrayna ile yapılmış anlaşmaların onayı hakkında
Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Her iki konu da
geçen yasama döneminden kalmış olup Dışişleri Komisyonunda tekrar görüşülmüş ve
Genel Kurul kararına sunulmak üzere gündeme getirilmiştir. Sovyetlerin
dağılmasından sonra kıyıdaş ülke konumuna gelen Ukrayna ile aramızda, geçmişte
Karadenizli balıkçılarımıza yönelik silahlı müessif müdahaleler hariç, ciddi
bir sorun olmamıştır. Ancak, ekmek parası uğruna gittikleri sularda, yasa
ihlali yapsalar bile, kasten ateş açılarak ölümle sonuçlanan olayların acısını
da unutmuş değiliz. Sovyetler
döneminde ağır sanayi ve özellikle silah sanayisi altyapısının önemli bir
bölümü Ukrayna bölgesindeydi. Bu altyapı, Sovyetlerin dağılmasıyla, Ukrayna’yı
âdeta kurulu bir harp sanayisinin mirasçısı durumuna getirmiştir. Dolayısıyla,
özellikle harp sanayisi iş birliği konusunda ilişki kurulabilecek ve teknoloji
transferinin mümkün olduğu bir ülkedir. Ancak bu yararlı ilişki potansiyelinden
şu ana kadar yeterince yararlanabildiğimiz söylenemez. 81 sıra sayılı
konu, Jandarma Genel Komutanlığımız ile Ukrayna’daki karşıtı olan İç Birlikler
Komutanlığı arasındaki iş birliğini kapsamaktadır. Bilindiği gibi
Jandarma Genel Komutanlığımız, ülkenin yüzde 92’sinde huzur ve güvenlik için
görev yapan, 1984 yılından itibaren de terörle mücadeleyi başlangıçta kendi
başına, bilahare Kara Kuvvetleri Komutanlığıyla müşterek yürütün güzide bir
kuruluşumuzdur. En hassas sınır olan Irak sınırı jandarma sorumluluğundadır. Bu
teşkilatın vefakâr, cefakâr ve fedakâr mensupları, bir yandan Türk Silahlı
Kuvvetlerinin ayrılmaz parçası, diğer yandan İçişleri Bakanlığı kuruluşunda,
kısmen Adalet Bakanlığıyla ilişkili, karmaşık fakat başarılı bir ilişki
yumağında, güvenlikten teröre, asayişten hudut sorumluluğuna, trafikten kriminal görevlere, dağ arama kurtarma timinden hapishane
dış emniyetine kadar onlarca görevi başarıyla yürütmektedirler. Jandarma Genel
Komutanlığı ile Ukrayna İç Birlikler Komutanlığı arasında, önce 14 Nisan
1994’te Ankara’da suça karşı iş birliği mutabakat zaptı imzalanmış, bilahare 16
Kasım 2000’de Kiev’de iş birliği zaptı tekrarlanmıştır ve bunların
doğrultusunda 14 Aralık 2004’te Güvenlik Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi
İş Birliği Protokolü hazırlanmıştır. Bugün, bu protokolün uygun bulunduğu
konusunu görüşmekteyiz. Protokol on sekiz maddeden ibaret olup iş birliği
sağlanacak alanlar şunlardır: Birlik ve karargâh ziyaretleri… Sayın Başkan,
devam edeyim mi? BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, arkadaşlar, çok uğultu var salonda. Lütfen… Sayın Hatibin
konuşması engelleniyor. Buyurun Sayın
Sipahi. KAMİL ERDAL SİPAHİ (Devamla) – Bu iş birliği alanları: Birlik,
karargâh ziyaretleri; okullar, eğitim öğretim kurumları ve birliklerde
verilecek karşılıklı eğitim öğretim; zabıtaya ait bilgi değişimi, karşılıklı
görev başı eğitimi, kurslar, eğitimde teçhizatın geliştirilmesi ve en önemli
gündem maddelerinden birisi terörizm, organize suçlarla mücadele; uyuşturucu
madde, silah, insan ve radyoaktif madde kaçakçılığı konusunda tecrübe
transferi; bilgi ve personel mübadelesi, eğitime ilişkin lojistik, teknik
yardımlaşma ve danışmanlık; eğitim ve tatbikatlara gözlemci gönderme, ortak
tatbikat yapma ve ihtiyaç duyulacak diğer alanlardır. Biz, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak bu iş birliğinin faydalı ve başarılı olacağına
inanıyoruz ve Jandarma Genel Komutanlığımıza ve onun değerli personeline en iyi
dileklerimizle bu konuya “evet” diyeceğimizi iletiyoruz. Jandarmamız
sadece yurt içi görevlerde değil, Türk jandarması olarak uluslararası
ilişkilerde de büyük başarılara sahiptir. Birçok ülke personeline son derece
yararlı eğitim verilmiştir. Sayın
milletvekilleri, bugün, Afrika’nın ortasında, örneğin Gambia’da
Yaylalar Türküsü’yle spor yapan Afrikalı askerler görürseniz şaşmayın. Çünkü
onlara Türk jandarması eğitim vermektedir. Görüşeceğimiz
ikinci konu, 85 sıra sayılı ve Hükûmetimiz ile
Ukrayna Bakanlar Kurulu arasında Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasına Dair Kanun Tasarısı’dır. Konuşmamın
başlangıcında belirttiğim gibi, Ukrayna dönemin silah sanayisi mirasına konmuş
bir ülkedir. Türkiye ise savunma sanayisini dışa bağımlılıktan kurtarmak ve
millî harp sanayisini asgari dışa bağımlı hâle getirmekten kurtarmak zorunda
olan bir ülkedir. Bu vesileyle,
bugün imzalanmış olan ATAK Projesi’ne kısaca değinmek istiyorum. Türk Kara
Kuvvetlerinin taarruz helikopterleri edinme konusundaki projeye hiç kimsenin
söyleyeceği bir şey yoktur. Bu proje gereklidir, yararlıdır ve özellikle kısa
vadede terörle mücadele açısından da büyük yararlar sağlayacaktır. Ancak mevcut
proje, başlangıcından bu yana birtakım şaibelerin, dedikoduların, basına taşan
birtakım görüşlerin, olumsuz fikirlerin odağı olmuş bir projedir. En son 19
Haziran günü, bu konuda büyük bir gazetemizde birtakım sorular sorulmuştur.
Yine partimiz milletvekillerince bu konu muhtelif defalar soru önergesi hâlinde
Hükûmete sorulmuş, ancak yeterli ve tatmin edici bir
cevap alınamamıştır. Dolayısıyla, bu ATAK Projesi’nin evet, onaylanması hayırlı
olsun, bugün imzalanması hayırlı olsun diyoruz ama projeyle ilgili birtakım
şüphelerimiz ve projenin şaibe kokan konularıyla ilgili de ciddi sakıncalarımız
ve şüphelerimiz devam etmektedir. Bunu da belirtmekte yarar var. Tekrar, Ukrayna
ile savunma iş birliği konusundaki anlaşmanın onaylanması konusuna dönüyorum.
Önce, 27 Temmuz 1994 tarihinde iki ülke arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik
ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması imzalanmıştır. Daha sonra, 21 Mayıs 1998’de
imzalanıp 9 Ocak 2001’de yürürlüğe giren Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşması ile
bu iş birliği konusundaki ortak ve karşılıklı niyetler bir kez daha
vurgulanmıştır. Ancak, daha sonra Ukrayna’daki bakanlık sorumluluk alanlarında
değişiklik yapılması nedeniyle Ukrayna tarafımıza müracaatla bu anlaşmanın
yenilenmesini talep etmiş ve 17 Ocak 2007’de aynı anlaşma tekrar imzalanmıştır.
Geçen yasama döneminde yetişmediği için de Dışişleri Komisyonu tekrar Meclis
gündemine getirmiştir. Biraz önce
belirttiğim gibi, Ukrayna ile her konuda olduğu gibi özellikle savunma sanayisi
iş birliği konusunda yapılabilecek çokça iş birliği alanları vardır. Bu iş
birliği alanlarının ülkemize ve savunma sanayimize, Milliyetçi Hareket Partisi
adına, hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Sipahi. Tasarının
maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir. 1’inci maddeyi
okutuyorum: TÜRKİYE
CUMHURİYETİ JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI İLE UKRAYNA İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İÇ BİRLİKLER ANA
DEPARTMANI ARASINDA GÜVENLİK ALANINDA PERSONEL EĞİTİMİ
VE ÖĞRETİMİ İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜNÜN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI MADDE 1- 14
Aralık 2004 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Genel
Komutanlığı ile Ukrayna İçişleri Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında
Güvenlik Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolü”nün
onaylanması uygun bulunmuştur. BAŞKAN – Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 2’nci maddeyi
okutuyorum: MADDE 2- Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer. BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 3’üncü maddeyi
okutuyorum: MADDE 3- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Sayın
milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir. Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Oylama için iki
dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum. (Elektronik
cihazla oylama yapıldı) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Genel Komutanlığı ile Ukrayna
İçişleri Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında Güvenlik Alanında
Personel Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylama sonucunu açıklıyorum: Kullanılan oy
sayısı : 195 Kabul : 195 (x) Her iki ülke için
de hayırlar getirmesini diliyorum. Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, 5’inci sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız. 5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar
Kurulu Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/447) (S.
Sayısı: 85) (xx) BAŞKAN - Komisyon
ve Hükûmet yerinde. Komisyon raporu
85 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır. Tasarının
üzerinde söz talebi yoktur. Tasarının
maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir. 1’inci maddeyi
okutuyorum: (x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir. (xx) 85 S. Sayılı Basmayazı
tutanağa eklidir. TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE UKRAYNA BAKANLAR KURULU ARASINDA SAVUNMA
SANAYİ İŞ BİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI MADDE 1- (1) 17
Ocak 2007 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Anlaşması”nın
onaylanması uygun bulunmuştur. BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 2’nci maddeyi
okutuyorum: MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 3’üncü maddeyi
okutuyorum: MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. BAŞKAN – Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Sayın
milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir. Açık oylamanın
elektronik cihazla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. Oylama için iki dakika
süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum. (Elektronik
cihazla oylama yapıldı) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu
Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu: Kullanılan oy
sayısı : 197 Kabul : 197
(x) Hayırlı olmasını
diliyorum. Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, 6’ncı sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız. 6.-Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu
Arasında Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/321) (S.
Sayısı: 113) (xx) BAŞKAN – Komisyon
ve Hükûmet yerinde. Komisyon raporu
113 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır. Tasarının tümü
üzerinde söz talebi yoktur. Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… KAMER GENÇ
(Tunceli) – Ben söz istiyorum Sayın Başkan. (x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir. (xx) 113 S. Sayılı Basmayazı
tutanağa eklidir. MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Geçti, geçti. SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Maddede, maddede verirsiniz. BAŞKAN – Sayın
Genç, biraz sonra madde üzerinde söz vereyim size. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Hayır efendim, tümü üzerinde konuşacağım. BAŞKAN – Nasıl
“hayır efendim.” KAMER GENÇ
(Tunceli) – Meclisi doğru dürüst yönetin. BAŞKAN – Biraz
sonra söz vereceğim size. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Siz “Söz isteyen var mı?” dediniz mi? BAŞKAN – Dedim. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Ben duymadım. (AK Parti sıralarından “Dedi, dedi” sesleri) BAŞKAN – Hayır…
Buyurun, buyurun. MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Ama oylamaya geçtiniz Sayın Başkan. BAŞKAN – Buyurun
Sayın Genç. Uluslararası
anlaşmanın tasarısının tümü üzerinde şahsı adına Sayın Kamer Genç. [AK Parti
sıralarından alkışlar(!)] Buyurun Sayın Genç. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi ben anlamıyorum, yani
siz bu Parlamentoda bazı insanları yok sayıyorsunuz. Böyle bir şey olur mu ya!
Bu Parlamentoda 550 milletvekili var, bu 550 milletvekilinin hepsi de eş
değerdir. Ha, siz 340 milletvekilisiniz. O sizin 340 milletvekili olmanız
önemli değil. Önemli olan, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir,
bir anayasası vardır, bir iç tüzüğü vardır, buna göre insanlar buraya kendi
temsilcilerini göndermişlerdir. Bu temsilcileri, burada kendisinin duygularını,
düşüncelerini, Türkiye’nin gerçeklerini dile getirecekler. Yani niye bu
kadar aceleci davranıyorsunuz Sayın Meclis Başkan Vekili? Bugün burada çok
ciddi sorular sorduk. Hükûmet sırasından buraya gelen
bakan her şeyi gizliyor. Bu gizlilik size ne kazandırır? Her şeyi inkâr
etmekle, gerçeklerden kaçmakla siz nereye varacağınızı zannediyorsunuz? Devleti
soyan insanları gizlemekle… YILMAZ TUNÇ
(Bartın) – Konuya gel! KAMER GENÇ
(Devamla) – Konuya geliyorum. Bu, devletin
itibarıdır. Eğer bir devlette itibar yoksa o devlet bitmiş demektir. YILMAZ TUNÇ
(Bartın) – Konuya gel, konuya! KAMER GENÇ
(Devamla) – Konu ne? Anlaşma. YILMAZ TUNÇ
(Bartın) - Anlaşmaya gel! KAMER GENÇ
(Devamla) - “Anlaşma” diyorum, tamam. Yani şimdi ben
konuşacağım… Bakın, herhangi bir kanun tasarısının tümü üzerinde konuşmak
demek, o kanun tasarının tümü üzerindeki yapılan görüşmelerde hükûmetin genel politikalarını eleştirmek demektir. Şimdi,
bakın… (AK Parti sıralarından “Vay vay!” sesleri) Ya, anladım, yani
isterseniz… Beyler, yani ne demek istiyorsunuz siz? Ben burada konuşmayacak
mıyım? (AK Parti sıralarından “Konuş, konuş!” sesleri, gürültüler.) Daha ne
karışıyorsunuz? Sayın Başkan,
susturur musunuz bunları. Susturun bunu. BAŞKAN – İkaz edeceğim
Sayın Genç. Sayın
milletvekilleri, lütfen dinleyiniz. KAMER GENÇ
(Devamla) – Yani şu Parlamentonun bir adabı var, bir saygınlığı var. Yani böyle
bir şey olur mu? Ben kürsüye çıktığım zaman, bakın, tutanakları inceleyin, ben
bir laf söylüyorum, AKP’liler bir laf söylüyor; ben bir laf söylüyorum,
AKP’liler bir laf söylüyor. Böyle bir şey olmaz değerli milletvekilleri. Yani
eğer sizin sabrınız tükenmişse, buyurun gidin, istirahat edin. Böyle bir şey
olur mu yahu? MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Sessiz olalım arkadaşlar. KAMER GENÇ
(Devamla) – Hayır hayır Mustafa Bey, senin de hiç şey
etmene gerek yok yani. (Gülüşmeler) Onun için, bakın,
değerli milletvekilleri… MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Sana yardım etmeye çalışıyorum. KAMER GENÇ
(Devamla) – Bana yardım etmene gerek yok, sen kendine yardım et. Senin yardıma
ihtiyacın var, benim yardıma ihtiyacım yok. Şimdi, bakın,
Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir. Bakın, Lizbon Anlaşması’nı,
Çek Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi çıktı, dedi ki: “Ben bu Anayasa’nın Çek Hükûmetine, Çek milletine, onun egemenlik haklarına zararı
mı vardır, faydası mı vardır diye Anayasa Mahkemesi olarak inceleyeceğim.”
İrlanda da referandumla reddetti. Şimdi, Türkiye de
bir hukuk devletidir. Uluslararası birtakım kuruluşlar, işte Avrupa Birliği,
birtakım insanlar Türkiye’nin hukukuna, yargısına müdahale ediyor. Amerikalı
diyor ki: “Sen karar verirken, halkın oyuna herhâlde değer vereceksin.” Sana ne
ya! Sana ne! Yani bir yargı, hukukta bir mahkeme karar verirken, incelemeye
aldığı, hakkında dava açıldığı kişiyle ilgili olarak verdiği kararda, efendim
bu şu kadar oyu almış, bu kadar oyu almış, ona göre mi karar verecek, yoksa
onun suçlu olup olmadığına mı karar verecek? Yani… MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Anlaşmayla ilgili bir şey söyle de anlayalım. KAMER GENÇ
(Devamla) – Anlaşma tabii… Sayın Başkan, şimdi bunların kafaları ermez benim
konuştuğum şeylere. Böyle bir şey olur mu? BAŞKAN – Sayın
Tutan lütfen. Sayın Genç, siz
Genel Kurula hitap ediniz efendim. KAMER GENÇ (Devamla) – Böyle bir şey olur mu… Bakın, ben uluslararası kanunun tümü üzerinde görüşüyorum ve
düşüncelerimi söylüyorum. Bakın… MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Benim kafam senden çok çalışır, ne demek istiyorsun? KAMER GENÇ
(Devamla) – İşte, çalışıyorsa susarsın sen, susarsın. BAŞKAN – Sayın
Genç, Sayın Tutan… Karşılıklı konuşmayınız arkadaşlar, lütfen. KAMER GENÇ
(Devamla) – Şimdi, değerli milletvekilleri, bu İktidar zamanında… Bakın, 22
Temmuzda seçim yapıldı, daha bir sene dolmadan bu Parlamento fonksiyonunu
kaybetti. Bugün bir erken seçim meselesi gündeme geldi… MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Konuyla ne alakası var? KAMER GENÇ
(Devamla) – Bu erken seçim niye gündeme geldi? İşte, bu Bakanlar Kurulu sırası
boş, çünkü bu Bakanlar Kurulu bu Meclise değer vermiyor. Niye değer vermiyor?
Bakın, ben 1980’den beri bu Parlamentonun çatısı altında görev yapıyorum. Eğer,
bu Bakanlar Kurulu, bu Parlamentoya değer verseydi, buraya gelip otursalardı,
bu Parlamento kısa zamanda fonksiyonunu yitirmezdi. Gelmedikleri için, ondan
sonra… Zaten genel başkanlar diyorlar ki: Nasıl olsa işte bizim iki dudağımızın
arasından çıkan bir lafla milletvekilliği müessesi tayin ediliyor, biz gitsek
de gitmesek de onlar gelecek, orada oturacak, karar verecek. Şimdi,
uluslararası anlaşmalar konusu çok önemli. Bir uluslararası
anlaşmanın enine boyuna tartışılması, incelenmesi lazım, komisyonların bunları
tartışması, incelemesi lazım. Maalesef, bizde komisyonlar bu konuda
ciddi bir inceleme yapmıyorlar. Bakın, bizim Anayasa’mıza göre uluslararası
anlaşmaları Anayasa Mahkemesine iptal davasına konu edemiyorsunuz, ama bakın
bir Çek Cumhuriyeti, Avrupa Birliği Lizbon Anlaşması’nı getiriyor, “Ben bunu
inceleyeceğim” diyor. “Ben bunu inceleyeceğim, eğer Çek Cumhuriyeti’nin
menfaatlerine, egemenlik haklarına, demokratik haklarına aykırı ise ben bunu
icabında iptal ederim” diyor. Yani şimdi Türkiye’de, bizim göreve gelen,
özellikle AKP İktidarının kavramadığı bir şey var: Millî irade ile Meclis
iradesini birbirine karıştıran bir kafa yapısına… HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Danışma Meclisinde o Anayasa’yı siz
yapmadınız mı? KAMER GENÇ
(Devamla) – Ben, Danışma Meclisinde o Anayasa’yı yaparken karşı çıktım, o
Anayasa 25 defa değişti, bugün de o Anayasa’nın değişmesine gerek yok. Neden
gerek yok? Ben size onu zaman verirseniz açıklarım. Çünkü,
siz Türkiye’de bir tek kurumdan şikâyetçisiniz: Yargıdan. Diyorsunuz ki, -yani sizin işte bu genel başkan
yardımcılarınızın Atatürk’ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti’ni ve onun
kurumlarını “travma” olarak kabul etmesinin nedeni-
bizi kapatın, bizi kapattıktan sonra gideceğiz, diyeceğiz ki: Ey halk, biz 340
milletvekiliyle iktidara geldik, bizi çalıştırmadılar. Ne yapacağız: Erken
seçime gidelim ve ondan sonra bu yargıyı kaldıralım. Yani diyorsunuz ki:
380-400 milletvekili ile gelelim, ne yapalım? Yargıyı kaldıralım. Yargıyı
kaldırdıktan sonra, Anayasa’yı da değiştirelim. O zaman ne yapalım? Türkiye’ye
bir şeriat rejimini getirelim. FATİH ARIKAN
(Kahramanmaraş) – Halt etme! KAMER GENÇ
(Devamla) - Şeriat rejimini getirdikten sonra… MEHMET ERDOĞAN
(Gaziantep) – Öyle bir şey yok. KAMER GENÇ
(Devamla) – Şimdi, sizin korkunuz var, sizin yöneticilerin korkusu var. O korku
şuradan kaynaklanıyor: Çünkü devlette çok ciddi soygun var. MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Doğru söyle, doğru! KAMER GENÇ (Devamla)
- Yani sizin Genel Başkanınız kendi damadına 1 katrilyon 200 trilyon lira
devlet bankalarından kredi aldı mı almadı mı? (AK Parti sıralarından “Almadı”
sesleri) Aldı… Aldı… Ondan sonra Kuveyt’ten o 350 milyon dolar hangi parayla
geldi? Kuveyt’te o parayı gönderen adam belli mi değil mi? Değil, belli değil. FATİH ARIKAN
(Kahramanmaraş) – Kuveyt’le ne ilgisi var? KAMER GENÇ
(Devamla) - Belliyse, buyursun getirelim orada… Türkiye’den devletin
kaynaklarını hırsızlık yaparak yurt dışına çeken, oraya kara para götüren
insanların Türkiye’ye o parayı getirip aklama meselesi vardır. Ha şimdi
diyorsunuz ki: Biz nasıl olsa, eğer normal bir seçim yapılırsa, eğer seçim
yapılırsa, seçimi kaybettiğimiz zaman… Yöneticileriniz diyorlar ki: Bizim
gideceğimiz yer hapishanedir! Onun nasıl önünü keselim? En iyisi biz bu Anayasa
Mahkemesinin üzerine gidelim, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin niteliklerine,
kurumlarına hakaret edelim… MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Zavallı! Zavallı! KAMER GENÇ
(Devamla) - …Anayasa Mahkemesinde açılmış bir dava var, bu davayı biz
kaybedelim, kaybettikten sonra erken seçim kararı alalım, halka gidelim: Ey
halk, bakın biz 340 milletvekiliydik orada, bunlar bizi çalıştırmadılar. “Ee ne yapalım?” Bize 500 milletvekili verin. “Ee ne yapalım?” O zaman Anayasa’yı değiştirelim… MEHMET ERDOĞAN
(Gaziantep) – Müsterih ol, öyle bir şey yok. KAMER GENÇ
(Devamla) - …o Atatürk’ün getirdiği bütün kurumları yok edelim, bir şeriat
devletini getirelim, bizim bugünkü yöneticilerimiz de bu şeriat devletinde
hesap vermesinler. Bakın, sizin bütün korkunuz bu. Onun için… MEHMET ERDOĞAN
(Gaziantep) – Öyle bir şey yok. KAMER GENÇ
(Devamla) – Bakın, sayın milletvekilleri… MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Konuş! Konuş! MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) – Yok Kamer Bey. KAMER GENÇ (Devamla)
– Ya bakın… Değerli arkadaşlarım, bakın ben size bir şey söylüyorum. Bakın,
benimle laf yarışına katılmayın. Sizin değil, yöneticilerinizin istediği bu. Ya
eğer bir devlette yönetim kadrosunda bulunan insanlar hesap vermekten
korkuyorsa… İşte, bugün Bakan benim dört tane sorumun bir tanesine cevap
vermedi. MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Vermez, niye versin! KAMER GENÇ
(Devamla) - Ben diyorum ki: “Ey Bakan, Tayyip
Erdoğan, çocuklarıyla, karısıyla kaç tane dış geziye katıldı, ne kadar harcırah
aldı?”, “Ey Bakan, senin bakanların hangi milletvekillerini yurt dışı gezisine
götürdü, ne kadar harcırah aldı? Bunu söyle.” Söylemiyor. Ben diyorum ki: “TMSF’nin kontrolünde olan ATV ile Sabah gazetesinde… (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın
Genç, konuşmanızı tamamlayınız lütfen. Buyurun. KAMER GENÇ
(Devamla) – Diyorum ki: “Köşe yazarlığını yapan Nazlı Ilıcak ve onun benzeri
kişiler benim verdiğim vergiyle ayda kaç milyar para alıyor? Bunu söyle.”,
“Söylemiyorum” diyor. Niye söylemiyor? Çünkü korkusu var, çünkü bu milletten
sakladığı gerçekler var. Onun için, değerli milletvekilleri, bu korku sizin
içinizde olduğu sürece bu memlekette gerçekler su yüzüne çıkmıyor. Ama ben size
bir tavsiyede bulunuyorum: Beyler, bakın, çok onurlu ve soylu insanların
oturduğu bu sandalyelerde daima milletin menfaatini göz önünde tutalım,
memleketimizi ve milletimizi büyütecek davranış ve akıl birliği içinde olalım,
o davranışlar içinde olalım. Yoksa, bugün varız…
Bakın, 1980 ve 2008, yirmi sekiz sene geçmiş. Değerli milletvekilleri, sanki
arkada hiçbir şey yok. Ben sizden ricada bulunuyorum, ne olur kendimizi aşalım,
bu memleketin gerçeklerini kabul edelim, bu memleketin potansiyelini en iyi
değerlendirelim. Bundan sonraki
maddede de konuşacağım. Saygılar
sunuyorum. BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum. SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Sayın Başkan, Değerli Hatip konuşması esnasında AK Partiyi ve
grubumuzu itham etmiştir. Bu ithamından dolayı, İç Tüzük 69’uncu maddeye göre
sataşmadan söz talep ediyorum. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, söz alsın, sataşmadan dolayı söz alsın. BAŞKAN – Buyurun
Sayın Ergin. (AK Parti sıralarından alkışlar) X.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR 1.- Hatay Milletvekili Sadullah
Ergin’in, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, konuşmasında partisine sataşması
nedeniyle konuşması SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. Biraz önce
konuşan Hatip, AK Partiyle ilgili olarak, AK Partinin kendini kapattırmak
istediği, ondan sonra mağduriyet söylemiyle halka gidip daha büyük bir güçle
Meclise gelmek istediği ve bundan sonra da yargı kurumunu Türkiye'de
kaldırarak, arkasından da şeriat düzeni getirmek gibi bir hedefi olduğunu ifade
etti. Ben, Sayın Genç’in bu konuşmasında söyledikleri tüm sözün iftira olduğunu
buradan ilan ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) İftirasını ispat
etmezse müfteridir. AK Parti, 2001
yılında kurulmuş, programı, tüzüğü açık, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına
programını vermiş, tüzüğünü vermiş, kurulduğu günden bir sene sonra bu milletin
tensibiyle, tercihiyle tek başına iktidara gelmiş bir parti. İktidara geldikten
kısa bir süre sonra yerel seçime girmiş, halk, icraatlarından memnun olduğu
için yüzde 34,5 olan oyunu yüzde 41’e çıkartmış, 2007’de yapılan seçimde bu oy
oranı yüzde 47’ye gelmiş ve milletimizin her geçen gün memnuniyeti artarak
devam ediyor. Biz gidip,
dolaşıp dolaşıp gelip, burada aklına estiği lafları
söyleyen bir milletvekilinin laflarıyla itham edilemeyecek bir partiyiz. Biz
milletin gönlünde taht kurmuş bir partiyiz. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Türkiye'nin 81 vilayetinin 80’inde milletvekili çıkartmış ve Türkiye'nin her
coğrafyasında halkın desteğini gören, tüm sosyal katmanlardan oy alan bir
partiyiz. Biz Türkiye'nin partisiyiz, Kamer Genç’in değil! (AK Parti
sıralarından alkışlar) Değerli
arkadaşlar, buraya çıktığı zaman “Bu Bakanlar Kurulu sıraları boş, bunlar
nerede, şunlar nerede?” Üç beş tane basmakalıp: “Soyguncular, hırsızlar” deyip…
Belli bir konuşma kalıbı var Sayın Genç’in. Ama buradaki bakanlarımız
Türkiye'nin değişik yerlerinde, yurt dışında, Türkiye'nin gelişimi için,
ihracatını artırması için, Türkiye'nin kalkınması için çalışıyorlar. Milletvekillerimiz
on altı ihtisas komisyonunda çalışmak suretiyle… Milletvekilinin bütün işi
Genel Kurulda değil, yurt dışı komisyonlarda çalışanlar var, on altı ihtisas
komisyonunda çalışan arkadaşlarımız var, dolayısıyla her zeminde çalışmak
gerekiyor. Türkiye'nin ihracatı 33 milyar dolardan şimdi 120 milyar dolara
çıkmışsa, bakanlarımız, Başbakanımız gezdiği için, adım adım,
bucak bucak dolaştığı için, dünyanın dört bir yanını
fellik fellik gezdikleri için bu böyle olmuş. Burada
oturarak, laf ederek olmamış. (AK Parti sıralarından alkışlar) Değerli
arkadaşlar, ikide bir bu ülkenin kurucusu ve ortak paydası olan Mustafa Kemal
Atatürk’ün arkasına saklanıp siyaset yapmak kimseye yakışmıyor. Biz, Atatürk’ün
lafını değil, gösterdiği hedefi gerçekleştirmek için… (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın
Ergin, konuşmanızı tamamlayınız. SADULLAH ERGİN
(Devamla) – Hemen toparlıyorum Sayın Başkanım. Biz, Mustafa
Kemal’in lafını, onun istismarını değil, bu millet için, bu ülke için göstermiş
olduğu çağdaş medeniyetler seviyesini yakalamak ve üstüne çıkmak noktasında
gayret sarf ediyoruz. Geldiğimiz günden bugüne kadarki icraatlarımız ortadadır.
Bizim referansımız icraatlardır, iftiralar değil, dedikodular değil. (AK Parti
sıralarından alkışlar) Değerli
arkadaşlarım, bu ülkede parametreler ortada, AK Parti geldiği gün ekonominin
değerleri ortada, Türkiye’nin bölgesinde ve dünya üzerindeki itibarı ortada,
bugün geldiğimiz nokta ortada, en önemlisi şaşmaz hakem milletimizin tercihi
ortada. Siz ne derseniz deyin, Sayın Genç, bu millet gördüğü icraatlarla, AK
Parti Hükûmetinin yaptığı hizmetler sonrasında AK
Partiye olan sevgisini sandıkta gösteriyor. Bu bize yeter. Biz aziz
milletimizle gönül bağımızı kurup yürüyüşümüze devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ederim. IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ (Devam) 6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar
Kurulu Arasında Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/321) (S.
Sayısı: 113) (Devam) BAŞKAN –
Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 1’inci maddeyi
okutuyorum: TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE UKRAYNA BAKANLAR KURULU ARASINDA KİŞİLERİN GERİ
KABULÜNE İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI MADDE 1- 7
Haziran 2005 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşma”nın
onaylanması uygun bulunmuştur. BAŞKAN - Madde
üzerinde söz talebi var mı? KAMER GENÇ (Tunceli)
– Söz istiyorum. BAŞKAN – Buyurun.
(AK Parti sıralarından “Maddeyle ilgili konuşsun.” sesleri) MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Maddeden haberin var mı senin? KAMER GENÇ
(Tunceli) – Maddeden niye haberim olmasın ya! Benim, maddede… Madde okundu. Madde, bir uluslararası anlaşmanın uygun bulunmasına ilişkin bir
madde. (AK Parti sıralarından gürültüler) MUSA SIVACIOĞLU
(Kastamonu) - Hangi madde? KAMER GENÇ
(Devamla) – Ya, bakın beyler, efendiler; biraz sükûnetinizi muhafaza edin. Ben
sizden rica ediyorum. Ben, burada birtakım şeyler… Sizin grup başkan vekiliniz
çıktı, bana dedi ki: “Biz 33 milyar dolardan şu kadara çıkardık.” ÜNAL KACIR
(İstanbul) – Sayın Başkan, tekrar tekrar bunlarla
ilgili mi olacak? KAMER GENÇ
(Devamla) – Acaba, siz o 33 milyar dolarda, Türkiye’deki işçilerin, köylülerin,
esnafın kazandığı ve gerçek emekle yapılan ihracatla, bugün ithalata dayalı
ihracatın farkında mısınız? MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Bir de konuşmasını öğrensen var ya! KAMER GENÇ
(Devamla) - Şimdi bakın değerli arkadaşlarım… ÜNAL KACIR
(İstanbul) – Sayın Başkanım, lütfen madde üzerinde konuşsun. KAMER GENÇ
(Devamla) – Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devletinin siz hiç
farkında değilsiniz. Türkiye’de çok ciddi sıkıntılar var. Bu sıkıntıların en
başında, Türkiye Cumhuriyeti devletini, yurt dışında, Türkiye Cumhuriyeti
devletinin büyüklüğüyle, şanıyla, şöhretiyle temsil eden bir hükûmet yok. Ben sizin Hükûmetinize
diyorum ki: “Ali Babacan -Bebecan veya- sen gidip de
Avrupalılardan, Amerikalılardan destek isteyeceğine bu Türk halkının gücüne
güven.” BAŞKAN – Sayın
Genç… KAMER GENÇ
(Devamla) – Türk halkı, gücünü size… (AK Parti sıralarından gürültüler) MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Özür dile! BAŞKAN – Sayın
Genç, lütfen sözünüzü tashih ediniz. KAMER GENÇ
(Devamla) – Uluslararası anlaşmayı anlatıyorum arkadaşlar. BAŞKAN – Sayın
Genç, lütfen sözünüzü tashih ediniz. LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) – Terbiyeli olsun, edepli olsun,
özür dilesin! YILMAZ TUNÇ
(Bartın) – Terbiyesizlik yapma! Bu kadar da terbiyesizlik olmaz ya! KAMER GENÇ
(Devamla) – Yani anlamadım ya, böyle bir müzakere sistemi yok. Sayın Başkan,
böyle bir müzakere sistemi yok. BAŞKAN – Hayır,
siz, bakınız Sayın Genç, Dışişleri Bakanının… KAMER GENÇ
(Devamla) – Anladım, yani uluslararası anlaşma… BAŞKAN - Dinliyor
musunuz Sayın Genç? KAMER GENÇ
(Devamla) – Bakın, biraz önce çıkan Grup Başkan Vekilinin söyledikleri şey… (AK
Parti sıralarından gürültüler) Sayın Başkan… BAŞKAN - Sayın
Genç, Dışişleri Bakanının ismi -bilmiyorsanız- Sayın Ali Babacan’dır. KAMER GENÇ
(Devamla) – Ya olabilir yani, Bebecan da olur,
Babacan da olabilir. (AK Parti sıralarından gürültüler) BAŞKAN – Hayır, Bebecan olmaz, Babacan. KAMER GENÇ
(Devamla) – Şimdi, burada Enerji Bakanımız var. Sayın Enerji Bakanı, bir şey
soracağım sana: Sen, 426 bürokratı emeklilik için bir yerde toplamış mısın
toplamamış mısın? Geçen gün, onları topladın… Bakın, beyler,
426 tane… Burada yahu, çıksın bana cevap versin. 426 tane üst bürokratı
görevden almış, bir yerlerde barındırıyor. Geçen gün toplantı yapıyor, diyor
ki: “Ya arkadaşlar, gelin bana yardım edin.” 426 tane daire başkanı, müsteşar,
genel müdür yardımcısı bunlar. Böyle, Türkiye yönetilir mi değerli
milletvekillerim? Ya şimdi bakın,
ben anlamıyorum şimdi, ben burada milletvekili miyim değil miyim? LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) – Sen ne anlarsın terbiyeden! KAMER GENÇ
(Devamla) - Bir onu söyleyin, benim burada konuşma hakkım var mı yok mu? (AK
Parti sıralarından “Madde üzerinde konuşsun.” sesleri) Madde üzerinde
konuşuyorum. Yani sizin… SERACETTİN
KARAYAĞIZ (Muş) – Ne maddesi! Saçmalıyor ya! MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Hangi madde? KAMER GENÇ
(Devamla) - Yani Sayın Başkan, o zaman burada sükûneti sağlamak zorundasınız.
Bu ne demek yani? LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) – Özür dilesin! KAMER GENÇ
(Devamla) - Biz burada konuşmayacak mıyız yani? LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) – Türk milletinin bakanından özür dilesin, Türk milletinden özür
dilesin! KAMER GENÇ
(Devamla) - Niye özür dileyeceğim ki, ben Türk milletinin onurlu bir ferdiyim, LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) – Hakaret edemez Bakana! KAMER GENÇ
(Devamla) - Ben Türk milletini her yerde temsil eden bir insanım ama siz gidip
de yurt dışında “Aman bizim şunları…” AHMET GÖKHAN
SARIÇAM (Kırklareli) – Sayın Başkanım, sarhoş olabilir, ağzı dolanıyor sürekli. KAMER GENÇ
(Devamla) - Şimdi, o sizi ilgilendirmez, ben burada bir yasama görevini
yapıyorum. Ama şimdi, böyle bir şey olmaz ki yani, siz bizi konuşturmak da
istemiyorsunuz. LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) – Edepli, terbiyeli konuş! BAŞKAN –
Arkadaşlar, konuşmaları anlamıyoruz. KAMER GENÇ
(Devamla) - Yani, siz şunu bilesiniz ki burada beni susturmakla bir şeye
varamazsınız. LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) – Terbiyeli konuş, terbiyeli! KAMER GENÇ
(Devamla) - Ben terbiyeli konuşuyorum. SERACETTİN
KARAYAĞIZ (Muş) – Saçmalıyorsun ya, saçmalıyorsun! KAMER GENÇ
(Devamla) - Şimdi, Sayın Başkan, yani böyle kürsüye çıktığımız zaman eğer
burada dokunulmazlığımız yoksa nasıl olacak burada vaziyetimiz? BAŞKAN – Siz
Genel Kurula hitap edin Sayın Genç. Buyurun efendim. KAMER GENÇ
(Devamla) – Susturun bunları o zaman. BAŞKAN – Buyurun,
Genel Kurula hitap ediniz, buyurun. MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Madde üzerinde konuş! KAMER GENÇ
(Devamla) – Susturun! (AK Parti sıralarından gürültüler) MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Kimi susturuyorsun sen be! Kimi susturuyorsun! BAŞKAN –
Arkadaşlar dinleyelim. KAMER GENÇ
(Devamla) – Ben milletvekiliyim beyefendi, çık burada konuş! Burada çık konuş! MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Konuşacağım, görürsün! KAMER GENÇ
(Devamla) – Çık konuş! Niye benim
konuşma hakkımı elimden alıyorsunuz? Yani şimdi burada
beni konuşturmamakla siz büyük bir avantaj mı sağlayacağınızı zannediyorsunuz?
Böyle bir şey olmaz ya! Burada konuşmamızı istemiyorsanız, o zaman bizim
dokunulmazlığımızı da kaldırın, bir kanun çıkarın “Kamer Genç burada
konuşmasın.” deyin. BAYRAM ALİ
BAYRAMOĞLU (Rize) - Ne kadar iyi olur! MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Millet kaldıracak seni, millet! KAMER GENÇ
(Devamla) - Efendim, gelin, yiğitliğiniz varsa Tunceli’ye gelin, benim karşımda
aday olun. Buyurun, buyurun! MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Millet kaldıracak senin dokunulmazlığını! KAMER GENÇ
(Devamla) - Onun için yani, burada niye bu kadar bana müdahale ediyorsunuz ki!
Yani daha ağzımdan kelime çıkmadan beni burada böyle susturmanızın bir anlamı
yok, böyle bir parlamento sistemi yok! Ben burada milletvekiliyim, çıkıp da
düşüncelerimi söyleme özgürlüğünden yoksun tutuluyorum. LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) – Sen kimsin ya! Kapkaranlık bir adamsın. MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Hakaret ediyorsun, hakaret! KAMER GENÇ
(Devamla) - Ben baskı altında tutuluyorum. Böyle bir şey olmaz ki Sayın Başkan!
Böyle bir şey olur mu yani? Burada konuşmayalım mı yani? BAŞKAN –
Konuşuyorsunuz Sayın Genç, bir şey yok, problem yok. KAMER GENÇ
(Devamla) – Ama herkes müdahale ediyor efendim. (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN -
Konuşmanızı tamamlayınız siz. KAMER GENÇ
(Devamla) – Değerli milletvekilleri, bakın, beni bu yolla susturamazsınız.
Susturmaya çalıştığınız zaman siz çok zarar görürsünüz. SERACETTİN
KARAYAĞIZ (Muş) – Yok ya! KAMER GENÇ
(Devamla) – Ben Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir milletvekiliyim ve siz
Türkiye Cumhuriyeti devletini, Genel Başkan Yardımcınızın söylediği o bilgiler
Türkiye Cumhuriyeti’ni bir “travma” olarak kabul
ediyor. FEHMİ HÜSREV
KUTLU (Adıyaman) – Ne demiş? KAMER GENÇ (Devamla)
– Ben bunlara karşı elbette ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumlarını
savunacağım. Onun için, niye bunu engelliyorsunuz, ben anlamıyorum. (AK Parti
sıralarından “Ne biçim konuşuyorsun!” sesleri) O zaman, Sayın
Başkan, rahatsız oluyorsa arkadaşlar ben susayım o zaman, peki. BAŞKAN – Hayır,
siz Genel Kurula hitap edin, dinliyor arkadaşlar sizi. Sayın
milletvekilleri, maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2’nci maddeyi
okutuyorum: MADDE 2- Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer. BAŞKAN – Madde
üzerinde şahsı adına Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan. Sayın Tutan,
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar) MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri, 113 sıra sayılı uluslararası
anlaşma üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu anlaşmanın
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ederim. Şahsı adına Van Milletvekili Gülşen Orhan. Sayın Orhan,
buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar) GÜLŞEN ORHAN
(Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 113 sıra sayılı Kanun Tasarısı
üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. Tasarının
ülkemize ve Ukrayna’ya hayırlı olmasını temenni ediyor, saygılar sunuyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ederim. Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3’üncü maddeyi
okutuyorum: MADDE 3- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. BAŞKAN – Madde
üzerinde şahsı adına Bursa Milletvekili Sayın Mehmet Emin Tutan. (AK Parti
sıralarından alkışlar) MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; anlaşmanın sonuna geldik.
Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar) BAŞKAN - Şahsı adına Van Milletvekili Gülşen Orhan. Sayın Orhan,
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar) GÜLŞEN ORHAN
(Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 113 sıra sayılı Kanun Tasarısı
üzerinde şahsım adına söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. Kanunun hayırlı
uğurlu olmasını diliyorum. Saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum. Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Sayın
milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, aleyhte oyumun rengini belirtmek için söz istiyorum. BAŞKAN – Geçti. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Ne demek geçti? BAŞKAN – Biraz
önce söyleyecektiniz. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Efendim, geçmedi. BAŞKAN – Geçti,
tabii… KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, geçmedi. Ben aleyhte oyumun rengini belirtmek üzere
söz istiyorum! BAŞKAN – Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, çok yakışıyor size bu hareket! O kadar çok yakışıyor
ki size! Tebrik ederim! BAŞKAN – Oylama
için iki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum. (Elektronik cihazla
oylama yapıldı) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu
Arasında Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylama sonucunu açıklıyorum: Kullanılan oy
sayısı : 195 Kabul : 195 (x) Evet, tasarının
hayırlı olmasını diliyorum. Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, 7’nci sıraya alınan, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
ile Ukrayna Devlet Nükleer Düzenleme Komitesi Arasında Nükleer Düzenleme
Konularında Teknik İşbirliği ve Bilgi Değişimi Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız. 7.- Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ile Ukrayna Devlet Nükleer
Düzenleme Komitesi Arasında Nükleer Düzenleme Konularında Teknik İşbirliği ve
Bilgi Değişimi Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/356) (S. Sayısı: 233) BAŞKAN –
Komisyon? Yok. Ertelenmiştir. Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, bu anlaşmanın bitimine kadardı görüşmelerimiz. Şu
anda Komisyon yok. Komisyonunun tekrar bulunamayacağı
da dikkate alınarak, alınan karar gereğince kanun tasarı ve tekliflerini
sırasıyla görüşmek için 25 Haziran 2008 Çarşamba günü saat 13.00’te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum. Kapanma Saati : 21.35 (x)
Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa
eklidir. |
|