DÖNEM: 23                            CİLT: 23                    YASAMA YILI: 2

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

121’inci Birleşim

24 Haziran 2008 Salı

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMA

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in, A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gösterdiği başarının devamını dileyen konuşması

 

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

1.- Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı’nın, A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gösterdiği başarıya ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’nun cevabı

2.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gösterdiği başarıya ve maç sonrası meydana gelen üzücü olaylara ilişkin gündem dışı konuşması ve Adana Milletvekili Mustafa Vural’ın aynı konuda açıklaması ile  Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’nun cevabı

3.- Çorum Milletvekili Cahit Bağcı’nın, organize sanayi bölgelerindeki doğal gaz iskontosunun iptal edilmesine ilişkin gündem dışı konuşması ve  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler’in cevabı

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan ve 19 milletvekilinin, ATAK Helikopter Tedarik İhalesi ile ilgili iddiaların araştırılarak sürdürülebilir koruma için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/224)

2.- Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun ve 23 milletvekilinin, yaş sebze ve meyve başta olmak üzere tarım ürünlerindeki gıda güvenliği konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/225)

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 34 milletvekilinin, Kahramanmaraş ilinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/226)

 

B) ÖNERGELER

1.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 103. Maddesine Bir Fıkra Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi’nin (2/1) İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesini geri çektiğine ilişkin önergesi (4/64)

 

VII.- ÖNERİLER

A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1.- Gündemdeki sıralama ve çalışma saatleri ile “denetim” ve  "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısımlarında yer alan işlerin görüşülme gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan ve bastırılarak dağıtılan 255 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın kırk sekiz saat geçmeden bu kısmın 15’inci sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; 9/2 esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınarak görüşmelerinin 1/7/2008 Salı günkü birleşiminde yapılmasına; Meclis soruşturması önergesinin görüşmelerinin bitiminden sonra gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 255 sıra sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı’nın, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesine; TBMM’nin 1 Temmuz 2008 tarihinde tatile girmeyerek yeni bir karar alınıncaya kadar çalışmalara devam etmesine; TBMM’nin 24/6/2008 Salı günü 233 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin bitimine kadar çalışmalarını sürdürmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi

VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. - Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, yurt dışı seyahatlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/239)

2. - Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün, Antalya'da şehiriçi minibüslerin yenilenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/246)

3. - Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün, sezon sonunda işsiz kalan turizm çalışanlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/247)

4. - İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in, basın yayın kuruluşlarına yönelik idari yaptırımlara ve açılan davalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/271)

5. - Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın, geçici personel statüsündeki çalışanlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/277)

6. - Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın, sınır ötesi askeri harekat yetkisinin kullanılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/279)

7. - Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, Bakanlar Kurulu üyelerinin yurt dışı gezilerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/295)

8. - Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, bazı gazete yazarlarına ve tele-vizyon programı yapımcılarına ödenen ücretlere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/339)

9. - Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın, sera gazları salımına ve Kyoto Protokolünün imzalanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/347)

10. - Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın, Konut Edindirme Yardımlarının ödenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/352)

11. - Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu'nun, hane halkı borç yüküne ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/364)

12. - Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın, kaçak elektrik kullanımına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/377)

13. - Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın, Merkez Bankası ve kamu bankalarının İstanbul'a taşınmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/378)

14. - Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu'nun, Suudi Arabistan'daki bazı Osmanlı eserlerinin yıkılacağı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/384)

15. - Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz'ün, Alevi vatandaşların bazı talep ve sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/385)

16. - Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Cem evlerinin ibadet yeri sayılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/392)

17. - Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Halkbank ve Vakıfbank Genel Müdürlüklerinin İstanbul'a taşınmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/393)

 

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ

1.- Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/568) (S. Sayısı: 223)

2.- Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya’nın, Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/68) (S. Sayısı: 254)

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/312) (S. Sayısı: 27)

4.- Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Genel Komutanlığı ile Ukrayna İçiş-leri Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında Güvenlik Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/306) (S. Sayısı: 81)

5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/447) (S. Sayısı: 85)

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/321) (S. Sayısı: 113)

7.- Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ile Ukrayna Devlet Nükleer Düzenleme Komitesi Arasında Nükleer Düzenleme Konularında Teknik İşbirliği ve Bilgi Değişimi Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/356) (S. Sayısı: 233)

X.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Hatay Milletvekili Sadullah Ergin’in, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, konuşmasında partisine sataşması nedeniyle konuşması

 

XI.- OYLAMALAR

1.- Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi’nin oylaması

2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

3.- Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Genel Komutanlığı ile Ukrayna İçiş-leri Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında Güvenlik Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

4.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

 

XII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, cezaevlerine alınacak gazete ve dergilerin belirlenmesine ilişkin sorusu ve  Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3417)

2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek’in, bir ifadesine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı  (7/3457)

3.- Mersin Milletvekili İsa Gök’ün, Yargı Reformu Stratejisi Taslağı’na ilişkin sorusu ve  Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3554)

4.- Mersin Milletvekili Kadir Ural’ın, Silifke Adliye Sarayı Projesi’ne ilişkin sorusu ve  Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3590)

5.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, inşaat sektöründeki tıkanıklığa ilişkin Başbakandan sorusu ve  Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız Özak’ın cevabı (7/3542)

6.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bir katılım bankasının logosuna ilişkin sorusu  ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in  cevabı (7/3573)

7.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, nüfus ve seçmen kayıtlarında yanlışlıklar olduğu iddialarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (7/3594)

8.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, oluşturulacak bazı veri tabanlarına ilişkin sorusu  ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in  cevabı (7/3595)

9.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in,

-Diyarbakır’daki yatırımlara,

-Muş İlindeki yatırımlara,

-Siirt İlindeki yatırımlara

İlişkin soruları ve  Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız Özak’ın cevabı (7/3641, 3644, 3645)

10.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulundan ilgili Bakanın soruşturmalar hakkında bilgi istemesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın  cevabı (7/3734)

11.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, kaçakçılıkla mücadeleye ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın  cevabı (7/3750)

12.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Gümrük Müsteşarlığı Teşkilat Yasasına ve vekaletle yürütülen başmüdürlüklere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın  cevabı (7/3751)

13.- Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun’un, KPSS sonuçlarına göre göreve başlatılan kişilere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’nun cevabı (7/3783)

14.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir göletin tadilatına ilişkin sorusu ve  Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/3788)

15.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, bağış ve promosyon kabulüne ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı  Mustafa Said Yazıcıoğlu’nun cevabı (7/3817)

16.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, hükümlü ve tutuklulara ilişkin sorusu ve  Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3038)

17.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın, iki tutuklunun görüşme haklarına ilişkin sorusu ve  Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3039)

18.- Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu’nun, bazı eski belediye başkanları döneminde açılan davalara ilişkin sorusu ve  Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3102)

19.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın, bazı F tipi cezaevlerinde yapıldığı iddia edilen uygulamalara ilişkin sorusu ve  Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3298)

20.- Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu’nun, zaman aşımına uğrayan bazı davalara ilişkin sorusu ve  Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/3299)

21.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, öğrencilerin yönlendirildiği iddialarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/3441)

22.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, okul arsalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/3550)

23.- Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur’un, felsefe grubu dersleri alan öğrencilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/3581)

24.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, bağış ve promosyon kabulüne ilişkin Başbakandan sorusu ve  Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/3789)

25.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, bağış ve promosyon kabulüne ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’nun cevabı (7/3818)

26.- Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal’ın, TBMM Lojmanlarında kalan milletvekili olup olmadığına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/4139)

   

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 13.00’te açılarak altı oturum yaptı.

Zonguldak Milletvekili Ali Koçal, Zonguldak’ta taş kömürünün bulunuşu ve ilin sorunlarına,

Adana Milletvekili Mustafa Vural, 10 Mayıs günü Adana’nın Karataş ilçesinde meydana gelen sel baskınına,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov’un ölümü nedeniyle yazarın edebî ve fikrî kişiliğine ilişkin gündem dışı konuşmasına Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik            cevap verdi.

Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün ve 21 milletvekilinin, TOKİ’nin kurumsal yapısı ve faaliyetleri ile bazı iddiaların araştırılarak (10/223),

Edirne Milletvekili Rasim Çakır ve 35 milletvekilinin, Saros Körfezi’ndeki doğa tahribatının araştırılarak sürdürülebilir koruma için (10/221),

Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş ve 34 milletvekilinin, inşaat sektöründeki durgunluk ve             daralmanın araştırılarak (10/222),

Alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Millî Eğitim Bakanlığının Gönül Köprüsü Projesi çerçevesinde Genel Kurulu ziyaret eden              öğrencilere Başkanlıkça “Hoş Geldiniz” denildi.

Slovenya Ulusal Meclisi ile Avrupa Parlamentosu tarafından 26 Haziran 2008 tarihinde Brüksel’de düzenlenecek olan “Avrupa Birliği ve Genişleme” konulu “Karma Komisyon Toplantısı”na      davet edilen Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Soner Aksoy ve AB Uyum Komisyonu Üyesi Mustafa Öztürk’ün davete icabet etmesine ilişkin Başkanlık;

İran’a resmî ziyarette bulunan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’e,

Kuveyt’e resmî ziyarette bulunan Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu’na,

Refakat eden heyetlere iştirak etmesi uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık;

Tezkereleri kabul edildi.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın (1/568) (S. Sayısı: 223) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddeye ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden;

3’üncü sırasında bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kocaeli Milletvekili  Nihat Ergün ve 16 Milletvekilinin, İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/241) (S. Sayısı: 248),

4’üncü sırasında bulunan Avrupa Yatırım Bankasının Türkiye’de Temsilcilikler Açmasına          Dair Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Avrupa Yatırım Bankası Arasındaki Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/592) (S. Sayısı: 247),

İlgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;

Ertelendi.

2’nci sırasında bulunan Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın (1/478) (S. Sayısı: 93) yapılan görüşmelerden sonra kabul edilip kanunlaştığı açıklandı.

24 Haziran 2008 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 19.31’de son verildi.

                                                                       

Meral AKŞENER

 

 

 

Başkan Vekili

 

 

Yusuf COŞKUN

Yaşar TÜZÜN

 

Bingöl

Bilecik

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 

Fatoş GÜRKAN

 

 

Adana

 

 

Kâtip Üye

 

 

                                                                                                                                No.: 172

II.- GELEN KÂĞITLAR

20 Haziran 2008 Cuma

Raporlar

1.- Kütahya Milletvekili Soner Aksoy’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/117) (S. Sayısı: 154’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

2.- Karabük Milletvekili Mehmet Ceylan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/119) (S. Sayısı: 156’ya 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

3.- Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/120) (S. Sayısı: 157’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

4.- Trabzon Milletvekili Asım Aykan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/121) (S. Sayısı: 158’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

5.- Mersin Milletvekili Ali Er’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/122) (S. Sayısı: 159’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

6.- İstanbul Milletvekili İdris Naim Şahin’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/123) (S. Sayısı: 160’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

7.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sekmen’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/124) (S. Sayısı: 161’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

8.- Şanlıurfa Milletvekili Abdurrahman Müfit Yetkin’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/125) (S. Sayısı: 162’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

9.- Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe’nin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/126) (S. Sayısı: 163’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

10.- İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/127) (S. Sayısı: 164’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

11.- Eskişehir Milletvekili Kemal Unakıtan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/128) (S. Sayısı: 165’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

12.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Konya Milletvekili Atilla Kart’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/129) (S. Sayısı: 166’ya 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

13.- Burdur Milletvekili Bayram Özçelik’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/130) (S. Sayısı: 167’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

14.- Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan ve Giresun Milletvekili Ali Temür’ün Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporlarına Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazları (3/131) (S. Sayısı: 168’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

15.- İstanbul Milletvekilleri Recep Tayyip Erdoğan, İdris Naim Şahin, Sivas Milletvekili Mehmet Mustafa Açıkalın ve Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan’ın Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporlarına Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazları (3/132) (S. Sayısı: 169’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

16.- Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya’nın; Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/68) (S. Sayısı: 254) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

17.- Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu Raporu (1/598) (S. Sayısı: 256) (Dağıtma tarihi: 20.6.2008) (GÜNDEME)

                                                                                                                        No.: 173

23 Haziran 2008 Pazartesi

Raporlar

1.- Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporları (1/566) (S. Sayısı: 255) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

2.- Konya Milletvekili Özkan Öksüz’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/133) (S. Sayısı: 170’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

3.- Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/134) (S. Sayısı: 171’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

4.- Şanlıurfa Milletvekili Abdurrahman Müfit Yetkin’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/135) (S. Sayısı: 172’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

5.- Tokat Milletvekili Zeyid Aslan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/136) (S. Sayısı: 173’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

6.- Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/137) (S. Sayısı: 174’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

7.- Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/138) (S. Sayısı: 175’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

8.- Diyarbakır Milletvekili Mehmet Mehdi Eker’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/139) (S. Sayısı: 176’ya 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

9.- Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/140) (S. Sayısı: 177’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

10.- Afyonkarahisar Milletvekilleri Ahmet Koca ve Sait Açba’nın Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporlarına Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazları (3/141) (S. Sayısı: 178’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

11.- Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/142)  (S. Sayısı: 179’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

12.- Karabük Milletvekili Mehmet Ceylan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/143) (S. Sayısı: 180’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

13.- Kütahya Milletvekili Soner Aksoy’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/144) (S. Sayısı: 181’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

14.- Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/145) (S. Sayısı: 182’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

15.- Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/146) (S. Sayısı: 183’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

16.- Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/147) (S. Sayısı: 184’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

17.- Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/148) (S. Sayısı: 185’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

18.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sekmen’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/149) (S. Sayısı: 186’ya 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

19.- Eskişehir Milletvekili Kemal Unakıtan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/150) (S. Sayısı: 187’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 23.6.2008) (GÜNDEME)

                                                                                                                        No.: 174

24 Haziran 2008 Salı

Tasarılar

1.- Türkiye Cumhuriyeti ile Maldivler Cumhuriyeti Arasında Kapsamlı İşbirliğine Dair Anlayış Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/611) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.6.2008)

2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Romanya Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/612) (Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.6.2008)

3.- Türkiye Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/613) (Plan ve Bütçe; Avrupa Birliği Uyum ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.6.2008)

4.- Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesel Ofisi ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye’de Bir DSÖ Ülke Ofisi Kurulması Üzerine Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/614) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.6.2008)

5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Elektrik, Petrol, Gaz ve Maden Kaynakları Alanlarında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/615) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.6.2008)

Teklifler

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt ve 22 Milletvekilinin; 23.11.2004 Tarihli ve 5253 Sayılı Dernekler Kanununun 27. Maddesinde Kızılay ile İlgili Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/286) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.6.2008)

2.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 14 Milletvekilinin; İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/287) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.6.2008)

3.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi ve 10 Milletvekilinin; Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/288) (Dışişleri ile Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.6.2008)

4.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; Çiftçilerimizin, Tarımsal Sulamadan Dolayı Devlete Ait Elektrik Dağıtım Şirketlerine Olan Vadesi Geçmiş Elektrik Borçları ile Tarım Kredi Kooperatifleri ve T.C. Ziraat Bankası A.Ş.’ye Olan Zirai Kredi Borçlarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/289) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.6.2008)

5.- Tekirdağ Milletvekili Tevfik Ziyaeddin Akbulut’un; Dernekler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/290) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.6.2008)

Raporlar

1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Domaç ile Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü ve 38 Milletvekilinin; Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/266, 2/268) (S. Sayısı: 257) (Dağıtma tarihi: 24.6.2008) (GÜNDEME)

2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Slovak Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/444) (S. Sayısı: 258 ) (Dağıtma tarihi: 24.6.2008) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, BOTAŞ eski Genel Müdürü’nün bir iddiasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/804) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

2.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, bir kaymakamın sözlerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/805) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

3.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, bazı yerlerdeki yatırımlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/806) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

4.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, Taşköprü Organize Sanayi Bölgesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/807) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

5.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Erbaa’ya geçici fındık alım merkezi açılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/808) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

6.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, patates üreticiliğine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/809) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

7.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, gübredeki KDV oranlarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/810) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

8.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, emekli maaşlarının iyileştirilmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/811) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

9.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, iletişimin izlendiği iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/812) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, karayollarında hız sınırlarının artırılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/813) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

11.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, sosyal güvenlik prim borçlularına kredi sağlanmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) sözlü soru önergesi (6/814) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

12.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, Erzurum’da OKS sınavında yaşanan bir aksaklığa ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/815) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

13.- Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu’nun, İngiltere ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında imzalanan mutabakat metnine ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/816) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

14.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Van Valisi ve Emniyet Müdürünün bazı olaylardaki müdahalelerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/817) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

15.- Aksaray Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Aksaray’ın merkezinden geçen Uluırmak üzerindeki sabit yapılara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/818) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, merkeze alınan bir valiye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3966) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2008)

2.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, bir yasama dokunulmazlığı dosyasının akibetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3967) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, Ankara Büyükşehir Belediyesinin borçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3968) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

4.- İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un, Halk Bankası Genel Müdürünün bir holdinge verilen kredi ile ilgili açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3969) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

5.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, bazı telefon kuruluşlarının abonelerinden vatandaşlık numaralarını mesaj yolu ile istemesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3970) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

6.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, işverenlerin bazı fonlara olan borçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3971) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

7.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, bir kaymakam ve ilçe millî eğitim müdürü hakkındaki iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3972) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

8.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, yoğun bakımdaki bir tutuklunun durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3973) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

9.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Aksufat-Limonlu Havzası Barajı projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3974) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

10.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Kayrak Tepe Barajı projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3975) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

11.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in iş müfettişlerinin denetim ve teftişlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3976) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

12.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, özürlü ve eski hükümlü çalıştırmayan işverenlerden kesilen para cezalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3977) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

13.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, kirlilik izlemelerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3978) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

14.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Şebinkarahisar’daki hidroelektrik santrallerinin sulamaya etkisine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3979) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

15.- Kayseri Milletvekili Sabahattin Çakmakoğlu’nun, Kayseri’de yapılan sulama kanallarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3980) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

16.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, tehlikeli atıkların bertarafına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3981) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

17.- Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, Çarşamba ve Terme ovaları drenaj çalışmalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3982) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

18.- Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, SHÇEK’de barınan bir çocuğun kaybolduğu iddiasına ilişkin Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/3983) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

19.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, yetiştirme yurtlarında barınan çocuklara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/3984) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

20.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, inanç yaşamında sorunlar olup olmadığına ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Said Yazıcıoğlu) yazılı soru önergesi (7/3985) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

21.- Aydın Milletvekili Mehmet Fatih Atay’ın, Karabük’teki bir cenaze töreninde imamın yaptığı konuşmaya ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Said Yazıcıoğlu) yazılı soru önergesi (7/3986) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

22.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, dini özgürlüklerle ilgili konuşmasına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3987) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

23.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, dini özgürlüklerle ilgili konuşmasına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3988) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

24.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, bir kaymakam ve ilçe millî eğitim müdürüyle ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3989) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

25.- Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, Samsun’daki bazı belediyelerin borçlarına ve bazı harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3990) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

26.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, TÜKODER Beykoz Şube Başkanlığının kira sözleşmesinin feshine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3991) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Karakoçan Kaymakamı hakkındaki bir iddiaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3992) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

28.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, Karakoçan Kaymakamının bir ifadesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3993) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

29.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin İl Özel İdaresinin projelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3994) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

30.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, bazı festivallere sağlanan devlet desteğine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3995) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

31.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, Hatay’daki bazı projelerin ödeneklerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3996) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

32.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, bir kayak merkezi projesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3997) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

33.- Kayseri Milletvekili Sebahattin Çakmakoğlu’nun, Kayseri’deki işyeri ve istihdam edilen işçi sayılarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/3998) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

34.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, sosyal güvenliği olmayanların sağlık hizmetleri borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/3999) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

35.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin’le ilgili bazı verilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4000) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

36.- Kayseri Milletvekili Sebahattin Çakmakoğlu’nun Kayseri’de yeni bir üniversite açılıp açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4001) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

37.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, son sınıf öğrencilerinin izinli sayılmalarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4002) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

38.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, öğrenim ve harç kredilerinin geri ödemesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4003) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

39.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Karakoçan İlçe Millî Eğitim Müdürü hakkındaki iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4004) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

40.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin’deki okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4005) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

41.- Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil’in, Ankara Şerife Uludağlı Olgunlaşma Enstitüsüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4006) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

42.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4007) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

43.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un, Bursa’daki hastane projelerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4008) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

44.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, bir hastane ek binası inşaatı ihalesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4009) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

45.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Bozyazı Devlet Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4010) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

46.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, yaş sebze ve meyvelerdeki ilaç kalıntısı sorununa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4011) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

47.- Antalya Milletvekili Osman Kaptan’ın, Rusya’nın yaş sebze ve meyve alımını durdurmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4012) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

48.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, ecri misil ödemesiyle tarım yapılan alanlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4013) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

49.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin sahillerine kurulacak balık çiftliklerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4014) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

50.- Kayseri Milletvekili Sebahattin Çakmakoğlu’nun, Kayseri’deki hızlı tren çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4015) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

51.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin-Antalya karayoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4016) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

52.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mara-Karaman karayolunun yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4017) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

53.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Erdemli Kumkuyu Havaalanı projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4018) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

54.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, Denizcilik Müsteşarlığı projelerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4019) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

55.- Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın, Ankara’nın şebeke suyu ile ilgili açıklamasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek) yazılı soru önergesi (7/4020) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

56.- Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan’ın, Denizli Sanayi Odasına bağlı firmaların KOSGEB destek başvurularına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4021) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/6/2008)

57.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, yağda gümrük vergilerinin artırılmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/4022) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

58.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, TRT haberlerinde tarafsızlığın gözetilmediği iddialarına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/4023) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

59.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, bankaların kullandırdığı kredilere ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Şimşek) yazılı soru önergesi (7/4024) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/6/2008)

60.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Silifke’ye yeni bir adliye binası yapımına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4025) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

61.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin’de kredi borcu olan çiftçilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Erken) yazılı soru önergesi (7/4026) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/6/2008)

62.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, balıkçıların bazı sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4027) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

63.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, enerji arz güvenliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4028) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

64.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, Futbol Millî Takımının forma renklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4029) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

65.- Hatay Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, büyük marketlerin şehir dışına taşınmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4030) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

66.- Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir’in, bir merkez valisi hakkında Kamu Görevlileri Etik Kurulunca işlem yapılıp yapılmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4031) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

67.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, bazı kurumlara açıktan atamaların yapıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4032) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

68.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik yasa tasarısı çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4033) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

69.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, bazı uluslararası tahkim davalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4034) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

70.- Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal’ın, lojmanlarda oturan milletvekili bulunup bulunmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4035) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

71.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, çiftçi borçlarının ertelenip ertelenmeyeceğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4036) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

72.- Hatay Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, Halkbank’ın esnaf ve sanatkarlara ayırdığı bütçeye ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4037) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

73.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğünün yer değişikliğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4038) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

74.- Hatay Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, prim borcu olan esnaf ve sanatkarlara sağlık hizmeti verilmemesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4039) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

75.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, kot taşlamanın işçilerde oluşturduğu sağlık sorunlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4040) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

76.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4041) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

77.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Demirköy İlçesindeki orman kadastrosuna ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4042) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

78.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Kofçaz İlçesindeki bazı çalışmalara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4043) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

79.- Bursa Milletvekili Abdullah Özer’in, TRT’de yayınlanan bir belgesele ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/4044) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

80.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, TRT’de program yapan bir gazeteciye ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/4045) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

81.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, TRT’de program yapan bir kamu görevlisine ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/4046) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

82.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kırıkkale’deki içme ve sulama suyu projelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4047) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

83.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4048) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

84.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4049) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

85.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, Antalya’daki köpek itlafına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4050) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

86.- Hatay Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, korsan taksiciliğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4051) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

87.- Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir’in, bir merkez valisi hakkında işlem yapılıp yapılmadığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4052) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

88.- İzmir Milletvekili Abdürrezzak Erten’in, bazı gösterilere müdahale edilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4053) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

89.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük’ün, Çan İlçesinde kömür çıkaran bir firmayla ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4054) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

90.- Ankara Milletvekili Tekin Bingöl’ün, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden giren kaçak akaryakıta ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4055) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

91.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, plakaya ceza yazılması uygulamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4056) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

92.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Emniyet Teşkilatının bir garajına ait görüntü kayıtlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4057) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

93.- Antalya Milletvekili Mehmet Günal’ın, Antalya’da toplu taşımdaki kart uygulamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4058) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

94.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Hakkari’deki yatırım programına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4059) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

95.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Ağrı’daki yatırım programına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4060) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

96.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Isparta’daki elektrik kesintilerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4061) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

97.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sulamada kullanılan elektriğin kesilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4062) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

98.- Hatay Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, esnafın vergi ve prim borçlarının ertelenmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4063) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

99.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Giresun SEKA Kağıt Fabrikasının özelleştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4064) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

100.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir kampanyada kullanılan fotoğrafa ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4065) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

101.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, milletlerarası özel öğretim kurumlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4066) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

102.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, “Ana-Kız Okuldayız” kampanyasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4067) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

103.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, okul öncesi eğitime ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4068) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

104.- İzmir Milletvekili Recai Birgün’ün, bir kamu görevlisinin siyasi bir etkinliğe katıldığı iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4069) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

105.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, kanser hastalığıyla ilgili bazı hususlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4070) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

106.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün, Manisa’daki sağlık personeli planlamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4071) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

107.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bir hastanenin boş kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4072) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

108.- Bursa Milletvekili Abdullah Özer’in, Dursunbey Devlet Hastanesinin kapasitesine ve eksik kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4073) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

109.- Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, Kars Devlet Hastanesinin eski binasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4074) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

110.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, sözleşmeli personelin sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4075) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

111.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, kot taşlamanın işçilerde oluşturduğu sağlık sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4076) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

112.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, nişasta bazlı şeker üretimine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4077) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

113.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’de KOSGEB desteklemelerine başvuran firmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4078) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

114.- Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, Kars Şeker Fabrikasının özelleştirme programına alınmasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4079) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

115.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, TSE’de göreve başlatıldığı iddia edilen bir şahsa ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4080) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

116.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, Tarım Kredi Kooperatiflerinden kredi alan çiftçilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4081) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

117.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, fiğ desteklemesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4082) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

118.- Edirne Milletvekili Rasim Çakır’ın, baraj yapımından etkilenecek bir köyün durumuna ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4083) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

119.- Kocaeli Milletvekili Hikmet Erenkaya’nın, Kocaeli’de dolunun yol açtığı zarara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4084) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

120.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da doludan zarar gören çiftçilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4085) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

121.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, yeniden yapılandırılan üretici borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4086) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

122.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, Gazipaşa İlçesinin yat limanı ihtiyacına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4087) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

123.- Hatay Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, karayolu taşımacılığındaki bazı sorunlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4088) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/6/2008)

124.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Isparta bağlantılı tren seferlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4089) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

125.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4090) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

126.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, icra dairelerinin iş yüküne ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4091) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

127.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, Abhazya’ya uygulanan ambargoya ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4092) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

128.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir uyuşturucu operasyonu ile ilgili iddialara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/4093) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

129.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Nilüfer Spor Kompleksine ilişkin Devlet Bakanından (Murat Başesgioğlu) yazılı soru önergesi (7/4094) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

130.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, Antalya’daki enerji sorununa ve enerji ithalatına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4095) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2008)

131.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, yabancı bir firmanın rüşvet dağıttığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4096) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

132.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, Kosova’ya büyükelçi atanmamasına ve Kosova’daki soydaşların sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4097) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

133.- Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın, TEDAŞ müfettişlerinin bazı kurullarda görevlendirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4098) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

134.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, İstanbul-Bursa Ro-Ro hattı projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4099) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

135.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarsus’ta kilise talebinde bulunulduğu iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4100) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

136.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarsus’ta kentsel dönüşüm projesi uygulanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4101) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

137.- Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in, bir TOKİ projesinde yüklenici firmanın bazı yükümlülüklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4102) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

138.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, TOKİ konutlarının denetimine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4103) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

139.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarsus’ta kurulacak kimyasal atık tesisinin yer seçimine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4104) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

140.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Berdan Nehrinin ıslahına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4105) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

141.- Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın, Zonguldak’ta kurulacak termik santral için yapılacak kamulaştırmalara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4106) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

142.- İzmir Milletvekili Abdürrezzak Erten’in, İzmir-Kınık’ta taş kömürü bulunduğu iddialarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4107) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

143.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, mermer sektöründeki sorunlara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4108) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

144.- İzmir Milletvekili Recai Birgün’ün, korsan taksilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4109) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

145.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, bir cami derneğinin yönetimiyle ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4110) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

146.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köyün içme suyu sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4111) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

147.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Celal Bayar Üniversitesinin ödenek ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4112) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

148.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, İzmir’deki Açıköğretim Lisesi sınavlarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4113) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

149.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, bir öğretmenin tayinine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4114) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

150.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ithal ilaçlarla ilgili bazı iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4115) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

151.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Adana Numune Araştırma ve Eğitim Hastanesi yönetimine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4116) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

152.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Yalvaç İlçesindeki ve köylerdeki sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4117) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

153.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Şarkikaraağaç İlçesindeki ve köylerdeki sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4118) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

154.- Antalya Milletvekili Osman Kaptan’ın, Kumluca Devlet Hastanesinin uzman doktor ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4119) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

155.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın, denetim elemanlarına baskı uygulandığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4120) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

156.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Ağrı’daki yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4121) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

157.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bornova Zeytin Araştırma Enstitüsüne ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4122) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

158.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kırıkkale’deki yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4123) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

159.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Hakkari’deki yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4124) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

160.- Bursa Milletvekili Hamza Hamit Homriş’in, bazı tarım ürünlerinin gıda güvenliğine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4125) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

161.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Rusya’nın yaş sebze ve meyve ithalatını durdurmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4126) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

162.- Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in, şeker kaçakçılığına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4127) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

163.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, Kayseri Tarım İl Müdürünün görevden alınmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4128) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

164.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, tarım kooperatiflerinin kullandığı kredilere ve yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4129) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

165.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, baz istasyonlarının yer seçimine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4130) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

166.- Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, şubeye dönüştürülen PTT merkez müdürlüklerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4131) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

167.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, bir havayolu şirketinin denetim raporlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4132) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

168.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, bir cami derneği denetimi ile ilgili iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Said Yazıcıoğlu) yazılı soru önergesi (7/4133) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

169.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, tutuklu ebeveynlerini göremeyen çocuklara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4134) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/6/2008)

170.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarsus’un tarihi ve turistik yerlerine yönelik çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4135) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

171.- Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu’nun, Özelleştirme İdaresinin giderlerine ve özelleştirme gelirlerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4136) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

172.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Futbol Millî Takımının forma renklerine ilişkin Devlet Bakanından (Murat Başesgioğlu) yazılı soru önergesi (7/4137) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

173.- Muğla Milletvekili Gürol Ergin’in, Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki bazı haberlere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4138) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/6/2008)

174.- Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal’ın, TBMM Lojmanlarında kalan milletvekili olup olmadığına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/4139) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/6/2008)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan ve 19 Milletvekilinin, ATAK Helikopter Tedarik İhalesi ile ilgili iddiaların araştırılarak sürdürülebilir koruma için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/224) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.06.2008)

2.- Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun ve 23 Milletvekilinin, yaş sebze ve meyve başta olmak üzere tarım ürünlerindeki gıda güvenliği konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/225) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.06.2008)

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 34 Milletvekilinin, Kahramanmaraş ilinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/226) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.06.2008)

24 Haziran 2008 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.04

BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı)

 

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121’inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Konuşma süreleri beşer dakikadır. Hükûmet bu konuşmalara cevap verebilir. Hükûmetin cevap süresi yirmi dakikadır.

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in, A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gösterdiği başarının devamını dileyen konuşması

BAŞKAN – Gündem dışı söz vermeden önce, Avrupa Futbol Şampiyonası’nda ülkemizi, Türk milletini başarıyla temsil eden ve bir tarih yazan Türk Millî Futbol Takımı’nı, yöneticilerini, emeği geçenleri ve Sayın Bakanımızı tebrik ediyorum. Ümit ediyoruz ki, inşallah, ayın sonunda kupayı alarak Türkiye’ye dönerler. Dileklerimiz, dualarımız kendileriyle beraberdir. (Alkışlar)

Gündem dışı ilk söz, A Millî Futbol Takımı’mızın Avrupa Kupası’ndaki başarıları hakkında söz isteyen Antalya Milletvekilimiz Abdurrahman Arıcı’ya aittir.

Sayın Arıcı, buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

V.-  GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

1.- Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı’nın, A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gösterdiği başarıya ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’nun cevabı

ABDURRAHMAN ARICI (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda göstermiş bulunduğu başarı üzerine gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’yla ilgili yaptığım konuşmada “Özerkleşme ve demokratikleşme ufukları açılmış böylesi bir oluşumu, Türkiye Futbol Federasyonu’muzun geleceği ve futbolumuzun başarısı adına önemli bir gelişme olarak değerlendirmemiz gerekiyor.” demiş ve şunu eklemiştim: “Bu oluşum futbolumuzun başarılarına katkı sağlayacaktır.”

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Fenerbahçe’mizin Şampiyonlar Ligi’ndeki başarılarından sonra, Türk Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Şampiyonası’ndaki almış olduğu başarılı sonuçlar neticesi yarı finale yükselmesi 70 milyon insanımızı aynı duygu yoğunluğu ve coşkusu içerisinde kenetlerken, dünyanın dört bir yanındaki Türkleri de bayraklarını alarak meydanlara çıkarmış ve aynı coşkuyu Viyana’da, Paris’te, Berlin’de, Bükreş’te, Bakü’de, Tebriz’de, Şam’da ve Türki cumhuriyetlerinde yaşatmıştır. Göğüslerinde ay yıldızı taşıyan formayı giyen gençlerimiz insanımızın azmettiğinde neleri yapacağını bir kez daha dünyaya göstermesini sağlamıştır. Dünya basınının bu başarıya yaklaşımında da anlaşılıyor ki azim ve kararlılıkla üstesinden gelinmeyecek sorun ve başarılamayacak amaç yoktur.

Ülkemizin son yıllarda göstermiş olduğu gelişme ve kalkınma yolundaki adımlar hiç şüphesiz ki dünyanın dikkatini çekmiş, futboldaki bu başarıda hiçbir şeyin rastlantısal olmadığını, uzun süren çalışma ve yılmadan son ana kadar mücadeleyi sürdürmenin toplumdaki bütün birim ve bireyleri etkilediğinin ve örnek olduğunun bir göstergesi olmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; A Millî Futbol Takımı’mızın bu başarısı ülke tanıtımına ve turizmine katkısı da çok büyük olmuştur. Geçtiğimiz hafta sonu Meclis Futbol Takımı olarak Romanya’daydık ve Bükreş’te Hırvatistan maçını izledik. Galibiyetimizle beraber caddelerde ve meydanlarda vatandaşlarımızla beraber galibiyet coşkusunu kutladık. Cumartesi günü de Romanya Parlamentosu Futbol Takımı’yla yaptığımız maçı 4-2 kazandık. Bu vesileyle Meclis Futbol Takımı’mızı da kutluyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bize bu gururu ve tarihî zaferleri yaşatan, başta spordan sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Murat Başesgioğlu’na, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Hasan Doğan ve Yönetim Kuruluna, teknik heyetimize ve sahada her biri birer kahraman gibi mücadele eden futbolcularımızı tebrik ediyor, yarı finalde de başarılar diliyorum.

Millî takımımızı yalnız bırakmayan ve takımımızı coşkuyla destekleyen milletimize teşekkür ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Arıcı.

Gündem dışı ikinci söz, millî maçların yaşattığı heyecan ve neticesinde yaşanan üzücü olaylar hakkında söz isteyen Aydın Milletvekili Sayın Ali Uzunırmak’a aittir.

Sayın Uzunırmak, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

2.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, A Millî Futbol Takımı’mızın 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gösterdiği başarıya ve maç sonrası meydana gelen üzücü olaylara ilişkin gündem dışı konuşması ve Adana Milletvekili Mustafa Vural’ın aynı konuda açıklaması ile  Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’nun cevabı

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2008 Avrupa Şampiyonası’nda millî takımımızın aldığı başarı ve bu sevincin neticesinde meydana gelen bazı üzücü olaylara dikkat çekmek için gündem dışı söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, her şeyden önce, başarıya susamışlığımızın böyle bir zamanlamasında bizleri sevindiren millî takımımıza, masöründen, malzemecisinden, teknik heyetinden futbolcusuna varıncaya kadar, tribünlerde onları destekleyen vatandaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, bu olaylar göstermiştir ki bu sevinç yumağı, Türk milletinin akraba ve dostlarının da aynı derecede sevincine mazhar olmuştur. Sevinç, Mısırlı bir spikerin ağlayarak maçı anlatmasından tutun, Bosna’da, Hırvatistan karşısında bizleri destekleyen oradaki din kardeşlerimize, Azerbaycan’daki kan kardeşlerimize, Doğu Türkistan’daki kan kardeşlerimize varıncaya kadar, aynı tarihte olduğu bir birlik, bütünlük, bir duygusal bağ içerisinde bir anlam ifade eden neticeler yüklenmiştir. Tabii ki bu sevinç, bu moral kaynağı başka alanlara da mutlaka tesir etmeli ve değerlendirilmelidir.

Kıymetli milletvekilleri, tabii ki, bu sevinçlerin neticesinde de maalesef, ülkemizde üzücü olaylar meydana gelmektedir. Ortak sevinçlerimizin olduğu, gerek böyle millî heyecan duyduğumuz günlerde gerekse aile efradıyla, dostlarla paylaşılan düğün törenlerinde hiç ama hiç arzu etmediğimiz olaylar meydana gelmektedir. Bu bir, öncelikle mantalite meselesidir. Önce vatandaşlarımızdan, biz sevinirken başkalarının üzülmesine sebep olacak hadiselerden kaçınılması gerektiğini, sevinmenin de bir sınırının olması gerektiğini hissetmek bir mesuliyet ister. Ama biz yasama organı olarak, hükûmet eden iktidar olarak sadece bunu iyi niyetlilere bırakmamak gibi bir yükümlülükle sorumluluk hissetmemiz gerekir.

Kıymetli arkadaşlar, elimizde birtakım veriler var ki bu veriler dünyada bizim üzülmemizin ne dereceye, hangi sınırlara geldiğini hatırlatmaktadır. İşte, elimde, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ateşli Silahlardan Korunma Merkezi Ajansının 2006 yılında yaptığı araştırmada Türkiye’de yılda ortalama 700 kişinin böyle günlerde hayatını yitirdiğini anlatmaktadır. Bunun yanında, gene aynı şekilde Uluslararası Af Örgütü üyesi Özlem Dalkıran’ın, Türkiye’de yılda yaklaşık 300 kişinin artık toplumda genel kabul gören “maganda” tabiriyle tanımlanan bu sevinç türlerinden dolayı hayatını kaybettiği raporlara geçirilmiştir. 13 Ekim 2007 yılında Jandarma Genel Komutanlığımızın “serseri kurşun olayları” konusunda yaptığı araştırmalarda 81 ilde 250 vatandaşımızın hayatını kaybettiği devletimizin kayıtlarına geçirilmiştir.

Kıymetli milletvekilleri, bunlar çok önemli konulardır. Biz bu konuda bir hazırlık yaptık. Böyle sevinç günlerinde toplumun kaynaştığı günlerin bir başkalarına üzüntü getiren hadiselere sebep olmaması için bazı yasalarda mutlaka değişiklik yapmak, tedbir almak gerekmektedir. Bu konuda yaptığımız çalışmalar, biz bir muhalefet milletvekili, bir muhalefet partisi olduğumuz için muhtemeldir ki vereceğimiz kanun teklifi sıralarda uzun süre beklemek mecburiyetinde kalır. Buradan şunu sizlerle paylaşmak istiyorum: Eğer mümkünse Hükûmetimizi bu konuda mesuliyetli davranışa, Hükûmet tasarısı olmasa bile Parlamentodaki iktidar-muhalefet grupları ile bir ortak teklif vererek bir an önce yasalardaki bu düzenlemeleri temin edip ve öncelikle bu acıların…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Uzunırmak, konuşmanızı tamamlayınız.

Buyurun.

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - …meydana gelmemesi için tedbir almayı siz kıymetli milletvekili arkadaşlarımıza, grup başkanlarımıza teklif ediyorum ve bu sevinç günlerimizin daha da büyüyerek yarı finalde de, finalde de takımımızın iyi oynayarak bu başarıyı sürdürmesini Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.

Kıymetli arkadaşlar, burada bir yanlışı ifade etmek istiyorum: Türk Millî Takımı’nın gösterdiği bu başarıyı bir mucize olarak adlandırmaktadırlar. Bir mucize, beklenmeyen bir neticenin doğmasıdır. Bir mucize olarak adlandırmak bu çocuklarımıza bir haksızlıktır bir yandan ama diğer yandan da belki çok büyük bir başarı demek haklılıktır. Türk Millî Takımı 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın âdeta geriden gelip öne geçerek bir rengi olmuştur. Uzun yıllar 2008 Avrupa Şampiyonası Türk Millî Takımı’nın bu rengi katmasıyla hatırlanacaktır.

Çok teşekkür ediyorum, başarılarının devamını diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Uzunırmak.

Buyurun Sayın Vural.

MUSTAFA VURAL (Adana) – Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Şahsım ve Demokratik Sol Parti Grubu adına millî takımımızın başarısını yürekten kutluyoruz.

Sevinçlerimiz ne kadar büyükse kutlama anında çıkan bazı tatsız olaylar, ölüm olayları da yüreğimizi burkuyor. Onların bir daha son olması dileğiyle millî takımımızın final oynayacağı inancıyla hepinize teşekkür ediyorum. Sağ olun.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Vural.

Gündem dışı konuşmalarla duygularını dile getiren arkadaşlarımızın konuşmalarına Devlet Bakanımız Sayın Murat Başesgioğlu cevap vereceklerdir.

Sayın Bakanım, buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Antalya Milletvekilimiz Abdurrahman Arıcı ve Aydın Milletvekilimiz Ali Uzunırmak’ın gündem dışı yapmış olduğu konuşmalara cevap vermek üzere huzurunuzdayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, belki de itiraf etmem lazım ki gündem dışı konuşmaya bu kadar heyecanla, bu kadar gururla cevap vermek büyük bir mutluluk. Onun için, başta Başkanlık Divanı olmak üzere bütün gruplarımıza ve değerli milletvekillerimize çok teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; A Millî Futbol Takımı’mız, Avrupa 2008 Şampiyonası’nda şu ana kadar oynamış olduğu maçlarda büyük bir başarı göstermiştir. Bu başarıyla birlikte bütün milletimize büyük bir gurur, sevinç yaşatmıştır. Bu başarılarını ne kadar konuşsak, ne kadar övsek azdır. Gerçekten, futbolun ötesini aşan birçok yansımaları olmuştur. İnşallah, önümüzdeki günlerde de bu güzel yansımalar devam edecektir.

Değerli milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi Futbol Federasyonumuzun kuruluşu 1923’tür. Cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte Futbol Federasyonumuz kurulmuş ve FIFA’ya üye olmuştur. Seksen beş yıllık futbol tarihimizde 2002 Dünya 3’üncülüğü futbol tarihimizin önemli başarılarından biridir ve 2008 Avrupa Şampiyonası’nda A Millî Futbol Takımı’mızın yarı finale kalması bu seksen beş yıllık futbol tarihimizin en önemli başarılar listesi arasında yer almış bulunmaktadır.

A Millî Futbol Takımı’mız, 1960’lı yıllarda başlayan Avrupa Şampiyonası’na 3 kez katılma hakkını kazanmıştır. Bunlardan ilki 1996 yılı, ikincisi 2000 yılı ve üçüncüsü 2008 yılı olmak üzere üç kez Millî Takımımız Avrupa şampiyonalarında mücadele etmiştir. 1996 yılında katıldığımız Avrupa Şampiyonası’nda maalesef grubumuzdan çıkamadık, elendik; 2000 yılında yapılan şampiyonada çeyrek finale kadar yükselebildik, daha ileriye gidemedik; bu sefer, 2008 yılında ilk kez çeyrek finali geçerek yarı finale kalma başarısını gösterdi A millî takımımız.

Bu işin başlangıcında Avrupa Şampiyonası 50 takımla başladı, 50 takım girdi bu mücadeleye. Millî takımımız bu 50 takım arasından önce 16 takım arasına girme başarısını gösterdi, çeyrek finale kalarak 8 takım arasına girdi ve yarı finale gelmiş olmakla da Avrupa’nın başarılı 4 takımı arasına girmiş oldu.

Millî takımımız 16 Mayıstan itibaren yurt dışında, Almanya’da bir hazırlık kampı geçirdi. O günden bu tarafa hazırlık dönemi ve maçları yurt dışında devam ediyor.

Değerli arkadaşlarım, bu müsabakalarda grubumuzda olan takımlara bir baktığımız zaman, FIFA istatistiklerine bir baktığımız zaman şöyle bir tabloyla karşılaşıyoruz: FIFA dünya sıralamasında, örneğin çarşamba günü oynayacağımız Almanya 5’inci sırada, yenmiş olduğumuz Çek Cumhuriyeti 6’ncı sırada, Portekiz 11’inci sırada ve Hırvatistan 15’inci sırada. Sadece İsviçre 44’üncü sırada yer almaktadır. A millî takımımız ise 25’inci sırada idi, bu hazırlık maçları dolayısıyla 5 puan birden yükseldi. Şu anda dünya futbol sıralamasında millî takımımız 20’nci sırada bulunmaktadır. Ama bu çeyrek final ve yarı finale yükselmiş olması elbette bu sıralamadaki yerini yükseltecektir.

Değerli arkadaşlarım, bildiğiniz gibi ilk maçımızı Portekiz’le oynadık, 2-0 kaybettik. Ardından İsviçre maçını 2-1 kazandık, Çek Cumhuriyeti’ni 3-2 yendik ve en sonda Hırvatistan maçını da alarak yarı finale gelme hakkını takımımız elde etmiş oldu.

Tabii, bu maçların hepsi zor maçlardı, geriden gelip galip gelmek bu Avrupa şampiyonalarında zor iştir. Oynadığımız takımlarım hepsi dünya futbolunda, Avrupa futbolunda söz sahibi ülkelerdir ama millî futbolcularımız bu başarıyı gösterdiler ve âdeta Avrupa Şampiyonasına damgasını vurdular. Uzun yıllar Türk Millî Takımı’nın bu başarısı futbol dünyasında görüşülecektir, konuşulacaktır.

Ancak, bu zorluğu başarırken çocuklarımız mesleki kariyerlerini hiç dikkate almadan 70 milyon Türk insanını temsil etmenin yüksek duygusuyla hareket ettiler ve güçlerini çok zorladılar, güçlerinin sınırlarını aştılar. Bu sebeple bazıları sakatlandı, bazıları sarı kart ve kırmızı kart görmek zorunda kaldı. Şu anda 10 sarı kart ve 1 kırmızı kartla turnuvanın en çok kart gören takımıyız. Sakatlıklar itibarıyla da en çok sakat veren bir takımız. Şimdi, Fatih Terim’in elinde on üç futbolcu var, 13 tane kahraman var. Bu 13 kahramanla Millî Takımımızı sahaya sürecek ve Almanya’ya karşı mücadele edecekler.

Sayın milletvekilleri, Değerli Başkanım; bir söz var: “Futbol sadece futbol değildir.” Evet, futbolun sadece futbol olmadığı, sadece stadyumlarda kalmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Birçok yansımaları var. Örneğin, bu organizasyonun, Millî Takımımızın Avrupa Şampiyonası’na katılmasının ekonomimize doğrudan etkisinin 500 milyon dolar olduğu hesap edilmektedir. Tekstil, elektronik ve diğer sektörlere doğrudan katkısı 500 milyon dolar civarındadır. Bunun ülkemizin imajına, tanıtımına ve diğer sektörlere yapacağı katkılar hariçtir. Yunanistan 2004 yılında şampiyon olduğu zaman 2,5 milyon kişi daha ilave olarak Yunanistan’ı görmeye gitti, yani turizm potansiyeline 2,5 milyon yeni insan daha katıldı. Mutlaka futbolumuzun bu başarısı, ülke ekonomisi başta olmak üzere, diğer sektörlere yansıyacaktır. Bundan da büyük bir mutluluk duyacağız.

Tabii, bu başarı hepimizde büyük bir sevinç yarattı. Yurt dışında yaşayan gurbetçi vatandaşlarımız, diyelim ki, Balkanlardan Uzak Doğu’ya kadar bu topraklara en ufak sempatisi olan kişiler, Türkiye’yi sevenler Türkiye’nin bu başarısından büyük bir mutluluk duydular. Avrupa’nın bütün başkentleri âdeta kırmızı-beyaz gelincik tarlasına dönüştü. Viyana sokakları Bağdat’tan farksızdı. Bern, Basel, İsviçre, Kızılay’dan ve ülkemizin bu alandaki kutlama yapılan alanlarından farksızdı. Şunu fark ettik: Başarıya susamışız, başarıya ihtiyacımız var. Umarım millî takımımızın yaratmış olduğu bu başarı iklimini diğer sektörlerde de devam ettirebiliriz ve milletimizi bu anlamda sevindirebiliriz.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Türk Futbol Takımının bu başarısı birçok hususa da sirayet etti. Örneğin, Almanlar vatandaşlık politikalarını ve göç politikalarını sorgulamak zorunda kaldılar. “Niye Hamit Alman Millî Takımı’nda oynamıyor da Türk Millî Takımı’nda oynuyor” diye entegrasyon politikalarını, göç politikalarını ciddi bir şekilde gözden geçirme ihtiyacında olduklarını gördüler. Şu anda kendi iç politikalarında bunu yoğun bir şekilde tartışıyorlar.

Bunun dışında, İsviçre’de oynayan 3 Türk çocuğu var. Bir tanesi, bize gol atan Hakan Yakın; Avusturya’da oynayan 2 çocuğumuz var. Dolayısıyla bunlar da o millî takımlarda oynasalar bile bizim gururumuz oldu, başarılı sporcular, başarılı oyuncular. Onlar da turnuvaya değişik bir renk kattılar.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, bu kutlamaları yaparken ölçülü olmak, bu başarıya gölge düşürmememiz lazım. Şundan büyük memnuniyet duyuyorum: Yurt dışında, maç izlemeye gelen vatandaşlarımız büyük bir centilmenlik içerisinde maçları izlediler, hiçbir taşkınlığa mahal vermediler; İsviçrelilerle, Portekizlilerle, Hırvatlarla, Çeklerle yan yana maçları seyrettiler ama hiçbir taşkınlığa, sportmenlik dışı bir davranışa şahit olmadık, bundan da büyük bir mutluluk duyuyoruz. Ancak, ülkemizde maalesef, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, bu kutlamalar sırasında ateşli silahların kullanılması bizi, hepimizi üzmüştür. Emniyet Genel Müdürlüğümüzün vermiş olduğu bilgiye göre, 11 Haziran-20 Haziran 2008 tarihleri arasında oynanan millî maçlar sonrası ülkemizde yapılan kutlamalar esnasında, on ilde meydana gelen silahla ateş edilmesi olaylarında toplam 30 vatandaşımız maalesef yaralanmıştır, şu ana kadar bir ölüm olayı meydana gelmediği belirtilmektedir. Emniyet mensuplarımız, meskûn mahalde silah kullanan bu vatandaşlara gerekli cezai yaptırımları derhâl uygulamışlar ve silahlarına el konmuştur. Ama bir kez daha bu kürsüden hepimiz adına ifade etmek istiyorum ki, bütün vatandaşlarımız, lütfen, kutlamaları, asla ve asla sportmenlik dışında, hele hele silah gibi bir araçla kutlama yolunu denemesinler, bunu kendilerinden rica ediyoruz; yoksa bu büyük coşkuya, bu büyük sevince büyük bir gölge düşürürler ve hepimizi bu sevinçten mahrum bırakırlar, kendilerinden bunu özellikle rica ediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çarşamba günü A Millî Futbol Takımı’mız Almanya’yla yarı final maçı oynayacak. Demin de ifade ettim, kadromuzda 9 cezalı ve sakat futbolcu bulunuyor. Şimdi, futbolu bilen arkadaşlarımız gayet iyi değerlendirecektir ki 23 kişilik bir kadroda 9 kişinin sakat ve cezalı olması rakip takıma çok büyük avantaj sağlayan bir husustur; bunu, futbol otoriteleri, tarafsız gözle baktıkları zaman çok açık bir şekilde göreceklerdir. Biz de şu andaki duygularımızdan bir an arınıp Millî Futbol Takımı’mızın bu eksik ve cezalı durumunu görmeliyiz, bu bir dezavantajdır. Ancak tabii, gönlümüz arzu ediyor ki imkânsızı başarsınlar, geçmiş maçlarda olduğu gibi tekrar geriden gelip başarı kazansınlar, goller atsınlar ve rakiplerini elesinler.

Şimdi, hepimizin gönlünden geçen şudur ki, sahaya çıkacak 11 millî futbolcu sorumluluklarının farkındadırlar, 70 milyon insan adına oynadıklarının farkındadırlar. Bu bilinçle, bu sorumlulukla sahaya çıkacaklardır ve nefeslerinin sonuna kadar o millî formanın hakkını vereceklerdir. Ancak maçın sonucu ne olursa olsun, bu çocukları biz her türlüsüyle bağrımıza basmaya hazırız. Onun için millî takımımıza çarşamba günü Almanya’yla oynayacakları millî maçta üstün başarılar diliyoruz ve Türkiye’ye yaşattıkları bu sevinçten dolayı, Türkiye’de yarattıkları bu güzel iklimden dolayı onlara binlerce teşekkür ediyoruz. Başka ülkeler bu şekilde bir iklimin yaratılması için milyarlarca dolar para harcıyorlar, ülkedeki birlik ve dirliği kurmak adına özel projeler yapıyorlar ama bu, maliyeti çok ucuz, 11 kahraman Türk çocuğunun Türk milletine güzel bir hediyesidir. Bu birlik, beraberlik atmosferini -sadece kendi sınırlarımız içerisinde değil- Balkanlardan Orta Asya’ya kadar uzanan bu büyük iklimde yaratmış oldukları bu güzel havayı bizim değerlendirmemiz lazım, bunun çıktılarını almamız lazım, bunun üzerine güzel projeler inşa etmemiz lazım. Bu bir nefeste harcanacak bir atmosfer değildir çünkü hani bazen söylüyorlar, hep birlikte bir direnç gösterdiğimiz zaman, bir dayanışma gösterdiğimiz zaman “Ya, eyvah, Türkiye’de yine millî duygular yükseldi, vatanseverlik yükseldi. Bu, Avrupa Birliğine girme konusunda sıkıntılı olur.” filan diyenler, bunun için özel gayret sarf edenler, uğraşanlar gördüler ki bu topraklarda doğanların yüreklerindeki bu sevgiyi, bu vatanseverliği, bu yurtseverliği, bu milliyetçiliği sökmek mümkün değil. Bu bizim satın aldığımız bir şey değil, bu bizim tarihimizin, coğrafyamızın ilmik ilmik bize dokuduğu güzel bir mozaiktir. Onun için bundan bir şekilde vazgeçmek mümkün değil. Zaman zaman külleniyor ama işte, böyle başarılar kazandığınız zaman bütün berraklığıyla, bütün güzelliğiyle bu duygular ortaya çıkıyor. Bu bizim yaşama azmimizdir.

Avrupa Birliğinde bir kez daha gördük ki dünya, ulusların mücadelesidir, ulusların rekabet alanıdır. Bu rekabet alanının da en somut, en görsel platformu futboldur. Bu acımasız yarış ekonomide var, kültürde var, her şeyde var. Avrupa Birliğine gelen takımların çoğu Avrupa Birliği üyesiydi, Avrupa Birliği vatandaşıydı ama orada gördük ki Portekiz, Portekiz’in millî duygularını, Çek, Hırvat, herkes kendi benliklerini en iyi şekilde yaşamak ve yansıtmak için elinden geleni gösteriyor, istiklal marşlarını, millî marşlarını büyük bir coşkuyla söylüyorlar.

Bütün bunlar bize gösteriyor ki millî duygularımızla birlikte evrensel değerleri örtüştürerek dünya milletler arasındaki rekabet yarışında güçlü kalmamız lazım. Bizi güçlü kılacak en büyük dinamizmlerden biri de bu millî birlik ve beraberlik duygusudur. Onun için, kahramanlarımıza, böyle bir duyguyu tekrar canlandırdıkları için çok teşekkür ediyorum. Fatih Terim başta olmak üzere bütün futbolcularımıza, teknik heyete, Futbol Federasyonumuzun eski ve yeni başkanlarına, siyasi partilerimizin sayın genel başkanlarına, grup başkanlarına, herkese şükranlarımı sunuyor, millî takımımıza çarşamba günü üstün başarılar diliyor, hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

Duamız, ümidimiz, şampiyonluk kupasını millîlerimizin alarak Türkiye’ye dönmesidir. Ay yıldızlı bayrağımızı göndere çekmeyi canı gönülden ümit ediyoruz ve dua ediyoruz.

Gündem dışı üçüncü söz, organize sanayi bölgelerindeki doğal gaz indiriminin iptal edilmesi hakkında söz isteyen Çorum Milletvekili Cahit Bağcı’ya aittir.

Sayın Bağcı, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Bu kadar millî heyecandan sonra doğal gaz nasıl olacak bakalım!

3.- Çorum Milletvekili Cahit Bağcı’nın, organize sanayi bölgelerindeki doğal gaz iskontosunun iptal edilmesine ilişkin gündem dışı konuşması ve  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler’in cevabı

CAHİT BAĞCI (Çorum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; organize sanayi bölgelerindeki doğal gaz iskontosunun yüzde 3’ten yüzde 1’e indirilmesi üzerine gündem dışı söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde ticaret ve sanayinin gelişmesi yönünde atılan adımlar, cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren sürdürülmektedir. Sanayi bölgelerinin yüksek standartlarla işletilebilecek şekilde planlanmaya başlanması sonucu organize sanayi bölgeleri kavramı doğmuştur. Organize sanayi bölgeleri, ihtisaslaşmış sanayilerin bir arada üretim yapmalarının sağlayacağı imkânlardan faydalanmak amacıyla geliştirilmiş bir sanayileşme yöntemi ve aracıdır. Organize sanayi bölgeleri, kısaca, devletin işletmeleri bir araya getirerek çevreye verilen zararın azaltılmasının yanında onlara daha uygun imkânlar yaratarak düşük faizli kredi sağlamak, doğal gaz ve elektrik gibi bazı maliyet kalemlerinde indirim yapmak ve benzeri destekler aracılığı ile bu işletmelerin belirli bölgelerde toplanmaya çalışılması sonucu oluşmuşlardır. Toplu hâlde üretim faaliyetlerinde bulunmanın sonucu, dışsal ekonominin etkisiyle kaynak kullanımında da daha rasyonel olunmaktadır. Organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi siteleri, genel anlamda elektrik, yol, su, kanalizasyon, haberleşme, banka, postane, ilk yardım istasyonu, eğitim ve araştırma merkezleri, destek hizmeti gibi kolaylıklara sahip olan ve işletmelere uygun bir konumda iş yeri sağlayan iş merkezleridir. Organize sanayi bölgelerinin bir diğer önemi, bölgeler arası kalkınma farklılıklarını azaltarak göçü önlemesidir.

Değerli milletvekilleri, organize sanayi bölgelerinin işletmelere sağladığı başlıca avantajlar şunlardır: Altyapısı hazır ucuz arsa olanağı, arsa bedelini taksitle ödeme kolaylığı, yapı ruhsatı harcı istisnası, yapı kullanma izin harcı istisnası ve her yıl teşvik kararnameleriyle getirilen yatırım indirimi, gümrük vergisi muafiyeti, fon maliyetlerinin daha düşük oranda alınması gibi ek ayrıcalıklardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin sosyoekonomik durumu dolayısıyla organize sanayi bölgelerinin düzgün bir şekilde hayata geçirilmesi önem teşkil etmektedir. Organize sanayi bölgelerinin gelişmesi önündeki iç ve dış engeller birer birer kaldırılmaktadır. Ancak 1 Mart 2008 tarihi itibarıyla BOTAŞ Genel Müdürlüğünün organize sanayi bölgelerine verdiği doğal gaza uyguladığı yüzde 3’lük indirimi yüzde 1’e düşürmesi, OSB’lerimiz için, OSB’lerimizin yasalardan aldığı yetkiyle tek durak ofis olarak Türk sanayisine minimum maliyet, maksimum verimlilik ilkesiyle hizmet vermeye çalışması önünde önemli bir engel olmuştur. 2003 ve 2004 yıllarında yüzde 3,85; 2005, 2006, 2007’de yüzde 3 olarak uygulanmıştır.

BOTAŞ’ın 2007 doğal gaz satışının yüzde 10’una isabet eden 3,8 milyon metreküp doğal gaz miktarı, kırk yedi organize sanayi bölgesi tarafından tüketilmektedir. Öte yandan, BOTAŞ’ın sanayi için 2007 yılı doğal gaz satışının yüzde 51’ini, yani 7,5 milyon metreküpünü organize sanayi bölgeleri tüketmektedir.

Organize sanayi bölgelerinin mütevazı bütçesi içinde önemli bir gelir kaynağı olan bu yüzde 2’lik iskonto tutarı, BOTAŞ gelirleri içerisinde çok küçük bir yer tutmaktadır. Çünkü organize sanayi bölgeleri BOTAŞ’tan aldıkları iskontoyu bölge içerisindeki doğal gaz şebeke ve yeni şebeke inşası, yeni abonelikler tesisi, şebeke bakım-onarımı, yedek malzeme, istasyon bakımı, personel istihdamı gibi konularda kullanmaktadırlar. Ancak, söz konusu tarihten itibaren organize sanayi bölgelerinin bu hizmetleri üretme imkânı zayıflamıştır.

Unutulmamalıdır ki, organize sanayi bölgeleri 2008 bütçelerini çoktan yapmışlardır ve altyapı yatırımlarını yapmakta ve borçlanmaktadırlar. Birçok organize sanayi bölgesi yüzde 3’lük indirimi göz önünde bulundurarak banka kredisi kullanmıştır ve uygulama dolayısıyla zarara uğramaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sadece Çorum Organize Sanayi Bölgesinde faaliyette bulunan işletme sayısı 78, istihdam edilen kişi sayısı 5.250’dir. Hâlihazırda Çorum’da 41 işletmeye tahsis yapılmış, bunlardan 16 tanesine ruhsat verilerek inşaatı başlamıştır. 25 adet proje safhasında işletme bulunmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun efendim, konuşmanızı tamamlayınız.

CAHİT BAĞCI (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan.

Çorum Organize Sanayi Bölgesinin Mart 2008’den bu yana yaşadığı kayıp ve kaçaklar, sıcaklık değişimleri ve benzeri sebepler nedeniyle zararı 6 milyar YTL’nin üzerindedir. Organize sanayi bölgelerinin hizmet giderlerini karşılaması amacıyla BOTAŞ’ın sanayi tarifesinden yüksek bir fiyata doğal gaz satmaya zorlanması rekabet piyasasına da uygun olmayacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kendi kendini yöneten, geliri olan, 1 milyon 150 bin kişilik istihdam sağlayan, sanayicisi yararına yatırım yapabilen organize sanayi bölgeleri yönetimlerinin bütçeden pay almak için çabalamalarıyla karşı karşıya kalacağız. Organize sanayi bölgelerinin tek sayaçtan ölçülen doğal gaz bedelini muntazam olarak BOTAŞ’a ödemekte, buna karşılık ödeme yapamayan sanayiciler finanse edilmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; organize sanayi bölgelerinin ülke kalkınmasındaki önemini de düşündüğümüzde hâlihazırdaki uygulamanın özellikle OSB’ler yönetimlerince yeni işletmelere yönelik tahsis ve projelendirme süreçlerine olumsuz etki yaratacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, hiçbir şekilde başka geliri olmayan OSB’lere uygulanan doğal gaz iskontosunda yaşanan sorunun bir an önce çözülmesi dileklerimle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bağcı.

Gündem dışı konuşmaya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Mehmet Hilmi Güler cevap vereceklerdir.

Buyurun Sayın Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Çorum Milletvekili Sayın Cahit Bağcı’nın konuşmasına Sayın Zafer Çağlayan Bey adına cevap veriyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Burada tabii Sayın Milletvekilimiz organize sanayi bölgeleriyle ilgili önemli bir noktaya dokundular. Bu noktada birkaç açık kısım var, onlara ilaveten bazı katkılarda bulunmak istiyorum. Sebebi de şu: Çıkan yeni kanunlarla bu düzenlemeleri yapmak durumundaydık. Biz, aslında, doğal gazı yaygınlaştıran bir Hükûmet olarak, göreve geldiğimizde 9 vilayette doğal gaz vardı, biz bunu 59 vilayete çıkardık -bu önemli bir rakam- ve yeni projelerle de bunu yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Bunlar içinde en önem verdiğimiz yer de tabii ki organize sanayi bölgeleri çünkü organize sanayi bölgelerine biz elektriği de ucuz veriyoruz özel bir tarifeyle. Hükûmetimiz, bilhassa sanayinin kalkınması çerçevesinde, bu amaca uygun olarak böyle bir uygulamayı yapıyor. Ancak yeni kanunla bazı değişiklikler oldu, dağıtım şirketleri de bu işin içine girdiler. Dolayısıyla, bir haksız rekabetten bahsedilir oldu yaygın bir şekilde ve şikâyetler oldu.

Bunun dışında, çapraz sübvansiyonlar zaten söz konusu değil. Yani organize sanayi bölgesi içindeki sanayicilerimizin OSB dışındaki sanayiciler tarafından sübvanse edilmesi de söz konusu olamayacağı için, biz burada, hepsi aynı seviyede olsun istedik ve tedricen de 3’ten 1’e düşürdük bunu. Yani OSB dışındaki sanayicilerimizin OSB’deki sanayicilerimizi finanse etmesi uygulaması büyük ölçüde ortadan kalktı. Ayrıca diğer ülkelerde de, Avrupa Birliği uygulamalarında da bu çapraz sübvansiyon bulunmamakta. Ayrıca bunun bir makul sebebi de yok.

Bu arada, BOTAŞ’ın tekel konumu da ortadan kalktı. Bu çok tartışma konusudur. Yani “BOTAŞ tekel.” falan deniliyor, BOTAŞ artık tekel değil. Hem dağıtımda özel şirketler bu görevi büyük ölçüde paylaştılar, ayrıca da tedarik konusunda da kontratların 4 milyar metreküpünü devrettik biz. Şimdi, bu BOTAŞ’a ilaveten yeni şirketler çıktı tedarik konusunda da, dağıtım konusunda da. Her iki durumda da tekel konumu sona erdi. Bu bakımdan onların da şikâyetleri söz konusu. Yani burada farklı uygulamalarla, değişik standartlar, çifte standartlar uygulayamıyoruz.

Ayrıca, abone ve serbest tüketici olmak üzere iki kategori var biliyorsunuz. Abonelerin kullandıkları doğal gazı dağıtım şirketinden alma mecburiyeti var, serbest tüketiciler ise tedarikçisini seçme hakkına sahip. Dolayısıyla, burada, organize sanayi bölgeleri de serbest tüketici kategorisine girdiği takdirde kendi gazını istediği yerden alma durumu var. Bu bakımdan artık BOTAŞ’ın bir tekel durumu söz konusu değil.

Ayrıca biz daha evvelden bunları yaygınlaştırmak için, bu Kanun çıkmadan önce organize sanayi bölgelerine doğal gazı götürdük, dağıtım hatlarına katkıda bulunduk, onların ölçüm aletlerine, hepsine, altyapısına yardımcı olduk. Ancak dediğim gibi, şimdi artık bu söz konusu olamıyor. Bunu da ayrıca ifade etmekte yarar var.

Bunun dışında rekabete aykırı düşmesi en büyük eleştiri konusuydu. Bu bakımdan biz piyasa koşullarını da dikkate alarak OSB’lere doğal gaz satış fiyatını, indirim oranını yüzde 1’e düşürdük. Bu arada şunu da söyleyeyim: Buna rağmen, doğal gaz hâlen en ucuz yakıtlardan bir tanesi, diğer yakıtlarla mukayese ettiğimiz zaman. Eğer birim enerji bazında olaya bakacak olursak fuel-oil’den yüzde 108 daha ucuz, motorinden yüzde 329 daha ucuz, kalorifer yakıtından yüzde 183 daha ucuz, LPG’den de yüzde 359 daha ucuz, bu kalorifik bazda olaya bakarsak.

Bunun dışında, ayrıca biz uyguladığımız enerji politikasının gereği olarak da şu anda Avrupa’da en ucuz doğal gazı kullandıran ülkelerden bir tanesiyiz. Yani biz elektrikte de doğal gazda da -bu hep söyleniyor, “pahalı” filan deniyor- Türkiye olarak hem doğal gazı hem elektriği en ucuz kullanan ülkelerden bir tanesiyiz. Bunu da rakamlarla size ifade edeyim: Bir kere Avrupa Birliğinin istatistik kurumu Eurostat’ın rakamlarıyla söyleyeceğim. 27 ülke içinde KDV hariç bakarsak sanayide biz 6’ncı durumdayız ucuzlukta yani geri kalan ülkeler bizden daha pahalı. Bizim rakamımız 7,41 Euro/gigajoule, ortalama ise 11 civarında. Evlerde, eğer konutlarda bakarsak yani normal vatandaşımızın kullandığı doğal gaza bakacak olursak da burada 4’üncü durumdayız yani bizden daha pahalı 23 ülke var, biz bunu da tespit ettik.

Ayrıca, vergi hariç olarak söyledim, vergi dâhil olarak bakarsak, burada da konutta yine 4’üncü durumdayız doğal gazda. Hâlbuki, bildiğiniz gibi göreve geldiğimizde petrolün varil fiyatı 22 dolardı, şu anda 140 doları bulduğu hâlde, yani yaklaşık 7 kat arttığı hâlde, biz, bunu, hem halkımıza hem sanayicimize hem ihracatçımıza hem dar gelirli vatandaşımıza yük olmasın diye çok makul seviyelerde tuttuk, buna rağmen de zarar etmeden bunu yaptık, verimli çalışarak. Ve bu arada da önemli yatırımları gerçekleştirdik. Dediğim gibi 9 ilden 59 ile çıkardık. Şahdeniz devreye girdi. Nabucco Projesi şu anda büyük bir hızla devam ediyor, biraz sonra bununla ilgili bir toplantıya da katılacağız.

Biz elektrikte de benzer şeyleri yaptık. Elektrikte üretim yüzde 58 arttı, yani biz, üretim artış oranında, hem doğal gazda hem elektrikte, dünyada Çin’den sonra 2’nci durumdayız, bunu da bizler gerçekleştirdik. Elektriğin yüzde 58’i bizim dönemimizde, yani altmış yılda üretilen elektriğin yüzde 58’i bu dönemde oldu. Doğal gazda da yüzde 140 arttı, bu senenin sonunda bu rakam yüzde 150’ye ulaşacak, yani 15 milyar metreküpten aldık, geçen sene 37 milyar metreküpe çıktı, bu sene de nasip olursa bu 39’a yaklaşacak. Dolayısıyla, bu çalışmalarda gene aynı düşünce ve politikanın gereği olarak bunu gerçekleştirdik.

Bu arada, bütün yumurtaları bir sepete koymamak için de Rusya, İran, Cezayir ve Nijerya’nın dışında yeni kaynakları devreye sokmaya çalışıyoruz, bunlardan bir tanesi Şahdeniz’de devreye girdi ve biz, kardeş Azeri gazını, Azerbaycan’ın gazını kullanıyoruz. Mısır gazını Türkiye'ye getirmek üzere çalışmaları sürdürüyoruz. Bu arada Irak’la ilgili güzel gelişmeler var ve Türkiye Petrolleri ayrıca Irak’ın listesine dâhil edildi, o da büyük bir enerji diplomasisi çalışmasının sonucu olarak gerçekleşti.

Kısacası, dışa bağımlılığımızı azaltacak çalışmaları da bu çerçeve içinde geliştirmeye çalışıyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Gündeme geçiyoruz.

Sayın milletvekilleri, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Nazım Ekren, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan sorulardan 1, 2, 3, 6, 9 10, 12, 28, 30, 32, 34, 39, 40, 45, 46, 51, 52, 53, 57, 71, 74, 144, 149 ve 161’inci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu talebini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır.

Önergeleri okutuyorum:

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan ve 19 milletvekilinin, ATAK Helikopter Tedarik İhalesi ile ilgili iddiaların araştırılarak sürdürülebilir koruma için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/224)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

ATAK Helikopter Tedarik İhalesi ile ilgili iddiaların araştırılarak, alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasamızın 98 ve içtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.

1) Kürşat Atılgan

(Adana)

2) Behiç Çelik

(Mersin)

3) Hasan Çalış

(Karaman)

4) Oktay Vural

(İzmir)

5) Kamil Erdal Sipahi

(İzmir)

6) Beytullah Asil

(Eskişehir)

7) Recep Taner

(Aydın)

8) Süleyman Latif Yunusoğlu

(Trabzon)

9) Necati Özensoy

(Bursa)

10) Ahmet Orhan

(Manisa)

11) Abdülkadir Akcan

(Afyonkarahisar)

12) Osman Durmuş

(Kırıkkale)

13) Mehmet Akif Paksoy

(Kahramanmaraş)

14) Hüseyin Yıldız

(Antalya)

15) Şenol Bal

(İzmir)

16) Rıdvan Yalçın

(Ordu)

17) D. Ali Torlak

(İstanbul)

18) Mustafa Enöz

(Manisa)

19) Ahmet Duran Bulut

(Balıkesir)

20) Yılmaz Tankut

(Adana)

Gerekçe:

Atak Helikopter Tedarik ihale şartnamesine kazanan firmanın imzalayacağı standart olduğu ifade edilen bir kontrat metni konulmuştur. Dünyanın önemli helikopter üreticileri bu standart kontrat metninin bazı maddelerinde değişiklik talep etmişler ancak ihale makamı hiçbir değişiklik olmayacağını belirtmiştir. Bu durumda 2,5 (iki buçuk) milyar dolar bedelli bu ihaleye önemli helikopter üreticileri teklif verememişler ve rekabet şartları sağlanamamıştır. Bu konunun açıklığa kavuşması gerekmektedir. Çünkü çok önemli ve çok pahalı bir projenin her aşaması açıklanabilir olmalıdır.

İhalenin son aşamasında 2 (iki) firma kısa listeye kalmıştır.

- Agusta Westland :         İtalyan

- DENEL               :            Güney Afrika

DENEL teknik puan olarak önde ve 350 milyon dolar daha düşük fiyat teklif etmiştir. En son ve en iyi teklif (BAFO : Best and Final Offer) istendiğinde, tüm ihale mevzuatlarına aykırı olarak DENEL fiyatını azaltmak yerine, 700 (yedi yüz) milyon dolar arttırarak karşı tarafın kazanmasını sağlamıştır. Bu durumun neden kaynaklandığının ortaya çıkarılması gerekmektedir. Ayrıca en iyi teklif yapılma aşamasında böyle bir fiyat artırımı normal görünmemektedir. Aksine fiyat azaltılması veya en azından aynı fiyatta kalınması gerekir.

Teknik değerlendirmede en düşük puanı Agusta Westland-İtalyan firmasının aldığı bilinmektedir. Buna rağmen bu firmaya helikopterini geliştireceği ve yeni bir motor adapte edeceği taahhüdü esas alınarak ihale verilmiştir. Oysa bu husus yüksek maliyet ve ilave zaman unsurlarını ihtiva eden yeni bir tasarım ve sertifikasyon gerektirmektedir.

Yukarıda belirttiğimiz hususlar çerçevesinde savunma gibi son derece stratejik ve milli bir konuda yapılan bu ihalenin Meclisimiz tarafından anayasanın 98 ve içtüzüğün 104 ve 105. maddeleri uyarınca araştırılarak, sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir.

2.- Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun ve 23 milletvekilinin, yaş sebze ve meyve başta olmak üzere tarım ürünlerindeki gıda güvenliği konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/225)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizde yaş sebze meyve ihracatında ve iç piyasada yaşanan sorunların tespit edilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Anayasanın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince "Meclis Araştırma Komisyonu" kurulmasını saygılarımızla arz ederiz. 7.06.2008

1) Hakan Coşkun

 

(Osmaniye)

2) Mehmet Şandır

 

(Mersin)

3) Hasan Çalış

 

(Karaman)

4) Recep Taner

 

(Aydın)

5) Ahmet Duran Bulut

 

(Balıkesir)

6) Hüseyin Yıldız

 

(Antalya)

7) Cemaleddin Uslu

 

(Edirne)

8) Mehmet Akif Paksoy

 

(Kahramanmaraş)

9) Ertuğrul Kumcuoğlu 

 

(Aydın)

10) Osman Çakır

 

(Samsun)

11) Akif Akkuş

 

(Mersin)

12) Hamza Hamit Homriş

 

(Bursa)

13) Kamil Erdal Sipahi

 

(İzmir)

14) Metin Ergun

 

(Muğla)

15) Hasan Özdemir

 

(Gaziantep)

16) Ahmet Orhan

 

(Manisa)

17) Metin Çobanoğlu

 

(Kırşehir)

18) Mümin İnan

 

(Niğde)

19) Kürşat Atılgan

 

(Adana)

20) Mehmet Günal

 

(Antalya)

21) Beytullah Asil

 

(Eskişehir)

22) Yılmaz Tankut

 

(Adana)

23) İzzettin Yılmaz

 

(Hatay)

24) Mithat Melen

 

(İstanbul)

Gerekçe:

Uluslararası alanda yaşanan gelişmeler doğrultusunda tüketicilerin çevreye dost, insan sağlığına duyarlı güvenli gıda talepleri, tarımsal arzı yönlendiren en önemli etken haline gelmiştir. Tüketicilerin bu talepleri, uluslar arası ticareti de etkilemekte ve tüm uluslar satın alacakları ürünlere karşı güveni artıracak teknik tedbirlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır.

Bu gelişmeler özellikle herhangi bir işleme tabi tutulmadan tüketilen yaş meyve ve sebzenin, üretim teknikleri şeklini önemini kılmaktadır. Özellikle ihracatta bulunduğumuz Avrupa ülkeleri, yaş meyve ve sebze sektöründe EurepGAP (GlobalGAP), BRC vb. sertifikaları talep etmeye başlamıştır. Bu talep sadece AB ülkeleri ile sınırlı kalmamakta, her hangi bir sertifika adı ile anılmasa da özellikle Rusya gibi ülkelere yaptığımız yaş meyve ve sebze ihracatında da benzer sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bugün için Rusya zirai ilaç kalıntısından kaynaklanan sorunları gündeme getirmektedir. Ancak çok yakın gelecekte, artan gelirine paralel olarak fiyatı uygun olan her hangi bir sebzeyi, meyveyi değil de, daha kaliteli sebzeyi, Bu sebzenin nerede üretildiğini, Üretim aşamasında hangi üretim tekniklerinin kullandığını, Hangi gübrenin, hangi zirai ilacın uygulandığını sorgulayacaktır.

Bu durumda ülkemiz, Dünya'da yaşanan değişim ve gelişmelerin ışığı altında hem ulusal beslenmesini sürdürülebilir bir şekilde güvence altına alabilmek, hem de uluslar arası piyasaların talep ettiği koşullarda tarımsal ürün ihracatında bulunabilmek için uygun üretim tekniklerini ve standartlarını oluşturmalı, bu standartlar hem dünyanın taleplerini hem de iç piyasanın taleplerine hitap etmelidir.

Ülkemizde, yıllık ortalama 25 milyon ton sebze ve 15 milyon ton meyve üretilmektedir. Üretilen meyve ve sebzenin ancak 2.1 milyon tonu (yüzde 5'i) doğrudan ihraç edilmektedir. İhracattan elde edilen döviz girdisi ise 1.4 milyar dolardır.

Rusya Federasyonu, ülkemiz yaş meyve sebze ihracatı açısından en büyük ve en önemli ihraç pazarımızdır. Geçen yıl Rusya Federasyonu'na 501 milyon dolarlık yaş meyve-sebze ihraç eden Türkiye, bu yılın ilk 5 ayında da 322 milyon dolarlık ihracat yapmıştır. Türkiye'den her yıl ihraç edilen meyve ve sebzenin % 35'i Rusya'ya gitmektedir.

Dünya'da yaşanan gelişmeler, geleceğin en önemli sektörünün tarım, stratejik ürünün ise gıda olacağını göstermektedir. Gıda arzını sağlayan tarımsal üretimi yönlendiren en önemli unsur da tüketici talebi olmaktadır. Tüketiciler ise kendilerine sunulan ürünün güvenli olduğuna dair kanıtları aramaktadır. Bu durumda Türkiye, Dünya'da yaşanan değişim ve gelişmelerin ışığı altında hem ulusal beslenmesini sürdürülebilir bir şekilde güvence altına alabilmek, hem de uluslar arası piyasaların talep ettiği koşullarda tarımsal ürün ihracatında bulunabilmek için doğru üretim tekniklerini yaygınlaştırarak devam ettirmelidir. Bununla ilgili çalışmalar ülkemizin AB uyum çalışması içerisinde yapılmakta olup, bu konunun ciddiyetini ve eksikliklerinin bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda gerekli mevzuatların ilgili kurumlar tarafından bir an önce çıkarılması, üreticilerimizin altyapılarının iyileştirilerek desteklenmesi, çiftçilerimizin eğitimi ve bilinçli tüketici kitlelerinin oluşması çok önem kazanacaktır.

Bu itibarla, ihracatta yaşanan sorunların giderilmesi, iç piyasada tüketilen ürünlerin gıda güvenliğine uygun üretilmesi, çitçilerimizin uygulamada yaşadıkları sorunların ve gerekli alt yapı tedbirlerinin alınabilmesi ve standartları olan bir ülke olabilmemiz için bu konuda Araştırma Komisyonu Kurulmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 34 milletvekilinin, Kahramanmaraş ilinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/226)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kahramanmaraş 1.004.414 nüfusu ile Türkiye'nin 18 inci, 14.346 km²'lik yüzölçümü ile 11 inci büyük ili durumundadır. Ülkemizin göç vermeyen nadir illeri arasında bulunan, hatta bir miktar da göç alan Kahramanmaraş'ın acil çözüm bekleyen sorunları bulunmaktadır.

Hükümetin takip ettiği yüksek reel faiz düşük kur politikasından vazgeçilerek üretim ve istihdamı teşvik edici politikaların benimsenmesi şehrimizi olumlu etkileyecektir. İlimiz sorunlarına çözüm üretilebilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Anayasamızın 98 ve İç Tüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince "Meclis Araştırma Komisyonu" kurulmasını arz ve teklif ederiz.

1) Mehmet Akif Paksoy

(Kahramanmaraş)

2) Oktay Vural

(İzmir)

3) Mehmet Ekici

(Yozgat)

4) Hakan Coşkun

(Osmaniye)

5) Ahmet Kenan Tanrıkulu

(İzmir)

6) Ahmet Bukan

(Çankırı)

7) Metin Çobanoğlu

(Kırşehir)

8) Yılmaz Tankut

(Adana)

9) Mümin İnan

(Niğde)

10) Yıldırım Tuğrul Türkeş

(Ankara)

11) Bekir Aksoy

(Ankara)

12) Mehmet Günal

(Antalya)

13) Mithat Melen

(İstanbul)

14) İzzettin Yılmaz

(Hatay)

15) Akif Akkuş

(Mersin)

16) Sabahattin Çakmakoğlu

(Kayseri)

17) Gürcan Dağdaş

(Kars)

18) Mehmet Şandır

(Mersin)

19) Kürşat Atılgan

(Adana)

20) Süleyman Turan Çirkin

(Hatay)

21) Hasan Çalış

(Karaman)

22) Mustafa Cihan Paçacı

(Ankara)

23) Recai Yıldırım

(Adana)

24) Reşat Doğru

(Tokat)

25) Erkan Akçay

(Manisa)

26) Hüseyin Yıldız

(Antalya)

27) Alim Işık

(Kütahya)

28) Ahmet Deniz Bölükbaşı

(Ankara)

29) Mustafa Kalaycı

(Konya)

30) Metin Ergun

(Muğla)

31) Hasan Özdemir

(Gaziantep)

32) Münir Kutluata

(Sakarya)

33) Osman Durmuş

(Kırıkkale)

34) Necati Özensoy

(Bursa)

35) İsmet Büyükataman

(Bursa)

Gerekçe:

Kahramanmaraş sanayisi yılda 1,5 milyar kwh elektrik tüketen dev bir üretim merkezi olup, Türkiye'nin ilk 15 ili arasında yer almaktadır. Enerji alt yapısının yetersizliği ve Kahramanmaraş 2 Trafo Merkezinin kapasitesini doldurmuş olması nedeniyle neredeyse sanayiye enerji verilemez hale gelmiştir.

İlimiz havaalanının teknik eksiklikleri tamamlanmamıştır.

Acil Eylem Planında bitirilmesi hedeflenen 60 km'lik Kahramanmaraş-Narlı otoyolunun yaklaşık 18 km'lik kısmı tamamlanabilmiş, 130 km'lik Kahramanmaraş-Kayseri Otoyolu ise bitirilememiştir Bu yol tamamlandığı takdirde Şanlıurfa Gaziantep yönünden de kullanılarak İçanadolu'ya bağlantı sağlanabilir.

Kahramanmaraş Organize Sanayi Bölgesinin 5350 sayılı Teşvik Yasasının çıkması ile doluluk oranı % 80'e ulaşmıştır. Ancak, genişleme çalışmaları kapsamındaki 3.000 dönüm arazinin istimlâk çalışmaları yavaş yürütülmektedir. Hızlı sanayileşme sonucu ilimizde anorganize sanayi bölgeleri oluşmuştur. Mevcut OSB de boş parsel kalmadığından, Erkenez Sanayi Bölgesi fiziki olarak tek başına büyük bir OSB niteliği kazanmıştır. Söz konusu bölgenin organize sanayi bölgesi olarak ilan edilmesi için müracaat yapılmıştır.

Kartalkaya Barajı'nın % 80'inin, Mizmilli Gölünün ise tamamının Gaziantep içme suyuna verilmesi Pazarcık ve Türkoğlu Ovasının susuz kalmasına sebep olmuştur. Bu ovaların sulanması için hayati önem arz eden Kılavuzlu Barajı sulamasının bir an önce tamamlanması gerekmektedir.

Türkiye'nin dördüncü büyük ovası olan Elbistan Ovasında toplam 35.840 ha araziyi cazibeyle sulayacak, 32 gwh elektrik enerjisi üretecek, Afşin Elbistan C ve D Termik Santrallerine de su sağlayacak olan Adatepe ve Karakuz Barajları tamamlanamamıştır.

Ayrıca, termik santralin A ünitesinin çevreye yaydığı kirlilik konusunda bir önlem alınmadığı gibi, yapılmasına başlanılacak olan C ve D santralleri sahasındaki kamulaştırmalarla ilgili sorunlar çözülememiştir.

Kahramanmaraş'a yılda 52 hm3 içme suyu temin etmek, 500 ha araziyi taşkından korumak, 1.680 ha tarım arazisini sulamak amacıyla yapılan ve inşaatı bitmiş olan Ayvalı Barajı'nın tarımsal sulama projesinin ihalesi yapılamamıştır.

Kartalkaya Barajı daha önce suladığı arazilerin bir kısmına bugün su veremez duruma gelmiştir. Hem Kahramanmaraşlı çiftçilerin, hem de Gaziantep'in içme suyunun çözümü Göksu üzerine kurulacak Çetintepe Barajının yapılmasına bağlıdır.

1992 yılında kurulan Üniversitemizin Avşar Kampüsü tamamlanamamıştır. Yaklaşık 20.000 öğrencinin barınma ihtiyacını karşılamak üzere 1.500 kişilik mevcut öğrenci yurduna ek olarak Avşar Yerleşkesinde 3.000 kişilik kız, 3.000 kişilik erkek öğrenci yurdunun yapılması gerekmektedir. 400 yataklı 99.000 m2 lik hastane inşaatına 1997 yılında başlanmasına rağmen bugüne kadar % 42 fiziki gerçekleşme sağlanabilmiştir. Üniversitenin altyapı sorunlarının öncelikle çözümlenmesi gerekmektedir. Yine Tıp Fakültesinin Kadro Kanununun acilen çıkartılması gerekmektedir.

Kahramanmaraş altı bin yıllık tarihi, ilginç doğa yapısı, zengin bitki örtüsü, yaylaları, arkeolojik bölgeleri, kaleleri, jeolojik özellikleri nedeniyle oluşan içme ve kaplıcaları turizm konusunda birer önemli hazinedir. Kahramanmaraş vazgeçilmez bir alternatif turizm alanı olabilecek konumdadır.

Kahramanmaraş'ta mesleki eğitimin istenen seviye ve niteliğe ulaşabilmesi için acilen bir Mesleki Eğitim Kampüsü kurulması gerekmektedir.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Sayın milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.

Buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, gündemde bir hata var efendim.

Şimdi, gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 1’inci sırasında yer alan sorumda, iki birleşimde cevaplandırılmadığı hâlde “Bir birleşim cevaplandırılmamış” şeklinde yazılmış, onu düzeltiniz.

BAŞKAN – Tamam, Sayın Genç, arkadaşlarımız şu anda geldiler, o hususta bilgi verdiler. 

KAMER GENÇ (Tunceli) – Tamamla olmaz Sayın Başkan, doğru dürüst gündem düzenlesinler efendim.

BAŞKAN – 1’inci, 2’nci, 3’üncü sıradaki sorular iki kez cevaplandırılmamış, 4’üncü ve 5’inci sıradaki sorular bir kez cevaplandırılmamıştır.

Teşekkür ederim.

Buyurun.

VII.- ÖNERİLER

A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1.- Gündemdeki sıralama ve çalışma saatleri ile “denetim” ve  "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısımlarında yer alan işlerin görüşülme gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan ve bastırılarak dağıtılan 255 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın kırk sekiz saat geçmeden bu kısmın 15’inci sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; 9/2 esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınarak görüşmelerinin 1/7/2008 Salı günkü birleşiminde yapılmasına; Meclis soruşturması önergesinin görüşmelerinin bitiminden sonra gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 255 sıra sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı’nın, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesine; TBMM'nin 1 Temmuz 2008 tarihinde tatile girmeyerek yeni bir karar alınıncaya kadar çalışmalara devam etmesine; TBMM’nin 24/6/2008 Salı günü 233 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin bitimine kadar çalışmalarını sürdürmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu, 24.06.2008 Salı günü (Bugün) toplanamadığından, TBMM İçtüzüğünün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

                                                                                                            Sadullah Ergin

                                                                                                                   Hatay                           

                                                                                                 AK Parti Grup Başkan Vekili

Öneri:

Genel Kurulun; 24.6.2008 Salı günkü (bugün) birleşiminde 1 saat sözlü sorulardan sonra diğer denetim konularının görüşülmeyerek, Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesi,

25 Haziran 2008 ve 2.7.2008 Çarşamba günlerindeki Birleşimlerde, sözlü soruların görüşülmemesi,

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan                 254, 27, 81, 85, 113, 233, 256 ve 232 sıra sayılı kanun teklifi ve tasarılarının bu kısmın 2, 3, 4, 5, 6, 7, 12 ve 14 üncü sıralarına alınması, Gelen Kağıtlar listesinde yayınlanan ve bastırılarak dağıtılan 255 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 48 saat geçmeden bu kısmın 15 inci sırasına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi;

9/2 esas numaralı Meclis Soruşturma Önergesinin gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınarak, görüşmelerinin 1.7.2008 Salı günkü birleşimde yapılması, bu birleşimde sözlü sorular ve diğer denetim konularının görüşülmemesi, Meclis Soruşturması Önergesinin görüşmelerinin bitiminden sonra Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesi,

255 Sıra Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısının, İçtüzüğün 91. Maddesine göre Temel Kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekte yer alan cetveldeki şekliyle olması,

TBMM'nin 1 Temmuz 2008 tarihinde tatile girmeyerek, yeni bir karar alınıncaya kadar çalışmalara devam etmesi,

TBMM’nin 24.6.2008 Salı günü (bugün) 233 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerinin bitimine kadar, 25.6.2008 Çarşamba günü 13.00-20.00, 26.6.2008 Perşembe günü 13.00-20.00, 1.7.2008 Salı günü 15.00-21.00, 2.7.2008 Çarşamba günü 13.00- 20.00, 3.7.2008 Perşembe günü 15.00-20.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesi,

Önerilmiştir.

255 Sıra Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı

(1/ 566)

BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ                                            BÖLÜMDEKİ

                                                                                                        MADDE SAYISI

1. BÖLÜM      1 ila 30 uncu Maddeler                                                            30

2. BÖLÜM      31 ila 60 ıncı Maddeler                                                            30

3. BÖLÜM      61 ila 69 uncu Maddeler                                                          23

                        (5 tane EK MADDE ile 9 GEÇİCİ MD. dahil)     

                        Toplam Madde Sayısı                                                             83

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, usulle ilgili bir şey söyleyebilir miyim?

BAŞKAN – Evet, buyurun Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, şimdi, bu grup önerisinde arkadaşlarımız getirmişler, 254, 27, 81, 85… Böyle devam ediyor. Bu gündemin hangi sırasında olduğunu lütfen yazsınlar karşısına. Çünkü, mesela ben 254 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın gündemin hangi maddesinde olduğunu görmedim.

Yani bu grup önerileri böyle gelirse milletvekilleri de hangi sırada olduklarını rahatlıkla tespit edebilirler. Gündemde yer alıyor mu almıyor mu?

Yani siz Başkanlık Divanı olarak bunu gruplara lütfen telkin edin. Bizim karşımıza gelen, gündemin hangi sırasının değil, hangi sıra sayılı kanunun hangi sıraya alındığını burada belirtsinler efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Genç.

Arkadaşlarımız o hususta grup başkan vekili arkadaşlarımızı bilgilendirecekler, bilgi arz edecekler efendim.

Arkadaşlarımızın çektiği kura sonucunda aleyhte İsa Gök, Mersin Milletvekili; Hikmet Erenkaya, Kocaeli Milletvekili.

İlk söz, aleyhte, İsa Gök, Mersin Milletvekilimiz.

Buyurun Sayın Gök.

OKTAY VURAL (İzmir) – Aslında lehte olanlar bir açıklasalardı Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Buyurun.

İSA GÖK (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, zaten Danışma Kurulu önerisi olarak özellikle AKP’den gelen tüm önerilerde klasik bir satır var: “Denetim konularının görüşülmemesi.” Bu zaten düsturumuz. Meclis denetim görevini yapmayacak. Bu kesin. Bir tek salı günleri bir saat sözlü sorulara cevap verilecek, onun haricinde denetim yok.

Lütfen Anayasa’yı, Meclis İç Tüzüğü’nü açıp okuyun. Meclisin iki asli görevi var: Yasa yapmak ve yürütmeyi denetlemek. İkinci ayağı öldürüyorsunuz, yalnızca yasa yapmayı değerlendiriyorsunuz.

İç Tüzük, madde 54, lütfen bir okuyun. Lütfen okuyun çünkü İç Tüzük tümüyle AKP tarafından rafa kaldırılıyor, İç Tüzük uygulanmıyor.

Arkadaşlar, bakın, bu işin nereye varacağını kimse kestiremez. Ama   -AKP sıralarında toplam 20 arkadaşımız oturuyor şu anda- AKP’li vekiller dâhil hiç kimse hangi saatte Meclise neyin geleceğini bilemiyor. Muhalefeti es geçiyorum zaten. Kimse bir şey bilmiyor. Herkes geliyor, yalnızca iki elini koyup başının üstüne oturtuyor: Acaba ne buyurulacak? Gelen konuda da     -birileri bir yerde bir şey hazırlıyor- yalnızca el kaldırılıyor. Yahu, böyle Meclis olur mu? Ben bir yıldır buradayım, hâlâ olayı idrak edemedim ki ben çalıştığımı sanıyorum. Ben gece gündüz çalışmayı seven bir adamım, okurum sürekli, mümkün değil anlayamıyorum. Acaba birileri ne buyuracaklar, ne fetva verilecek de neyi görüşeceğiz, hangi gün hangi kanun konuşulacak, belli değil arkadaşlar. Allah aşkına, Mecliste biraz ciddiyet, şuradaki yasama faaliyetine ciddiyet, bu millete karşı saygı. Millete saygı “Bana oy verdiniz, artık susun.” şekliyle olmaz. Millete saygı, yapılan işin gereğinin yapılmasıyla olur.

Arkadaşlar, bugün geldik ki Tapu Kanunu vardı. Yabancılara, özellikle yabancı tüzel kişiliklere, Türkiye’de, alakasız bir kanunun Tapu Kanunu’na dâhil edilmesiyle yani Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’ndaki Anayasa Mahkemesi iptalini, “Hazır elimizde Tapu Kanunu var, burada çözümleyelim.” diye bir önerge verdiniz geçen hafta, apar topar komisyona getirdiniz bunu, geçirdiniz. Biz bugün Tapu Kanunu’nu görüşmeye geldik. Çünkü verilen önergede Tapu Kanunu vardı. Tapu Kanunu ne oldu? Ne oldu gene Tapu Kanunu? Gitti.

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Gelecek.

İSA GÖK (Devamla) - Bir anda sporcularla alakalı kanun gelmiş. Niye? Çünkü millî takımımız “Euro 2008”de büyük bir başarıya imza attı.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Ne güzel!

İSA GÖK (Devamla) - Ne güzel! Ağzına sağlık, ne güzel! Aynen katılıyorum. Ben de sporcu bir insanım. Ne kadar sevindik, yollara düştük.

Ama bakın, konjonktüre göre kanun yapılmaz. Konjonktürel durumlar kanun belirlemez. Şimdi o başarıdan dolayı apar topar gene bir toplantı oldu AKP içerisinde, pat diye ön sıraya sporcularla alakalı -işte maaştı, VIP salonu kullanmak, yeşil pasaport, unvan verilmeyle alakalı- kanun gündeme geldi. Peki, arkadaşlar, o aslanlar gibi 11 tane yiğit sporcumuz Hırvatistan’a elenseydi, bu sefer de Türk Ceza Kanunu’nda fıkra getirip görevi ihmalden yargılayacak mıydınız yani, bunlara ceza mı verecektiniz?

SADULLAH ERGİN (Hatay) – Öyle bir düşüncemiz yok bizim.

İSA GÖK (Devamla) – Vallahi, şimdi, bakın Sadullah Bey, konjonktüre göre tavır koyarsanız, başarı oldu, Hırvatistan’ı eledik, haydi hemen buraya kanun getirelim, bir şeyler verelim bu insanlara; başarısızlık, o zaman ceza verelim. Böyle bir mantığı var mı bunun arkadaşlar? Kanun yapmanın tekniğinde böyle bir şey var mı Allah aşkına! Konjonktüre göre, dengelere göre veya o anda birilerinin esmesine göre kanun yapmak.

SADULLAH ERGİN (Hatay) – Yok öyle bir şey.

İSA GÖK (Devamla) – Ama bunu yapıyorsunuz.

Bakın, şu anda asgari ücret 435 YTL. Bir tek teklifiniz var mı bu konuda? Bir tek çalışmanız var mı? KEY ödemeleri hâlâ yapılamadı, günleri atlatıyorsunuz. KEY ödemeleri konusunda konut edindirme yardımından kaynaklanan bu insanlara borcunuz var, altı yıldır bu insanlara borcunuz var. Bunun ödenmesi konusunu şu kürsüde konuşuyor musunuz? Hayır, onu da konuşmuyorsunuz.

Arkadaşlar, emekli ve memurların enflasyondan kaynaklanan maaş farklarını hâlâ ağzınıza almadınız. Eğer konjonktür diyorsanız işte konjonktür budur, budur. İnsanlar aç, insanlar maaşına gelecek zammı biliyor, bunu bekliyor. Hâlâ bunları konuşmuyorsunuz, Hırvatistan başarımız üzerinden pay kapmaya, Hırvatistan başarısı üzerinden şirin görünmeye çalışıyorsunuz. Yapmayın ya! Bu manevi değerleri kullanmayın siyasette. Hakikaten hoş değil. Kanun böyle yapılmaz, böyle kanun yapılmaz.

Arkadaşlar, şu ana kadar hanginiz bugün kaça kadar çalışacağımızı biliyordunuz? Bilmiyordunuz. Herkes geldi ben gibi, bütün AKP’li arkadaşlar masum masum bana bakıyorlar. Bugün arkadaşlar…

AZİZE SİBEL GÖNÜL (Kocaeli) – 20.00.

İSA GÖK (Devamla) – 20.00 değil Hanımefendi.

AZİZE SİBEL GÖNÜL (Kocaeli) – 20.00 – 21.00.

İSA GÖK (Devamla) – 20.00 – 21.00 değil. Yine bilmiyorsunuz, çünkü Grup Başkan Vekilinizin imzasında “bitimine kadar” yazıyor. Günaydın! “Bitimine kadar” yazıyor, şu anda okudum. Yani bakın, hiç kimse bilmiyor. Yarım saat önce “21.00” dendi, şu anda gelende “bitimine kadar” yazıyor, “233 sıra sayılı kanunun bitimine kadar.”

Arkadaşlar, ön sırada oturup laf atmayı biliyorsunuz ama akşam kaça kadar çalışacağınızı bilemiyorsunuz, kendi grubunuzun önergesini bilemiyorsunuz. Bu hoş değil, bu hoş değil.

Bakın, burada oturanlar milletvekili. Yoldan geçerken maç kutlamaya buraya gelmedik, milletvekilliği yapmaya geldik, yasama organında görev yapıyoruz.

Arkadaşlar, çalışma saatlerimizi bilmiyoruz, çalışma takvimimizi bilmiyoruz. Yalnızca, birilerine bir yerden vahiy gelip buraya kâğıtla ulaştırılmasını bekliyoruz. Ben bunu kendime karşı aşağılanmışlık olarak görüyorum, aşağılanıyorum ben.

Ben iki gün kanun çalıştım evimde. Tapu Kanunu’nu çalıştım, temel Ceza Kanunu… Tabii konjonktür ya! Seçimlere gideceksiniz, şimdi yerel seçimler var. Bir anda arkadaşımız, belediye başkanlarına… Gecekondulara hizmet götürülmesini yasaklayan Türk Ceza Kanunu’nun 184’üncü maddesi vardı, yasak getirildi. Ama olmaz! Niye? “AKP seçime gidiyor, yasağı kaldıralım. Yani ruhsatsız yerlere hizmet götüren belediye başkanlarına ceza veren maddeyi değiştirmek lazım.”

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Teklifi okumamışsın.

İSA GÖK (Devamla) - Arkadaşlar, bunun adı popülizmdir. Bunun adı… Argoda çok kelime var da şimdi onları kullanmak istemiyorum. Bunun adına “dalkavukluk” denebilir, her şey denebilir ama bunun adına “yasama faaliyetinde ciddi kanun teklifi vermek” denmez. Ama ne yazık ki arkadaşlar, Meclisi bu şekilde kullanıyorsunuz.

Meclisin tatile girip girmeyeceğini bilemiyorsunuz. Aynı, bana böyle bakıyorsunuz, hepimiz birbirimize bakıyoruz böyle. Ne zamana kadar çalışacağız? Bilmiyorsunuz. Ne zaman tatil olacak? Bilmiyorsunuz.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Hükûmet

İSA GÖK (Devamla) – Efendim?

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Yürütme organı yasamaya tahakküm ediyor.

İSA GÖK (Devamla) – Bakın arkadaşlar, İç Tüzük rafa kalkarsa, İç Tüzük’ün Meclise verdiği yetkileri orada otururken kullanmayıp bu hakkınızdan feragat ederseniz -parantez- biattır bu biat ederseniz, bu yetkinizi kullanmazsanız… Denetleme yetkisini muhalefet kadar iktidar vekilleri de kullanmak zorundadır. Siz, iktidar partisinin vekili olabilirsiniz ama halkın vekilisiniz. Bu İç Tüzük size “biat” demiyor “Sorgula.” diyor, “Denetle.” diyor, “Önerge ver.” diyor, “Sözlü soru ver.” diyor, “Araştırma iste.” diyor yani “Denetim yap.” diyor. Denetim yapmıyorsunuz. Koltukta oturuyorsunuz, onun hakkını vermiyorsunuz. Hakkı, yalnızca koridorda oturup buraya koşup sağ elini kaldırıp oy vermek değil, sorgulamaktır, her kanunu sorgulamaktır “Doğru mu yapıyoruz, yanlış mı yapıyoruz…”

Bakın arkadaşlar, yasama burada, yürütme orada. O yüzden Meclis ayrılır. Burada halkın temsili, yasama, burada da yürütme var. Siz bunu karıştırıyorsunuz. Burası gibi, orası gibi, orası gibi farklı. Bunun farkına varın. Mimari olarak değil, İç Tüzük olarak farklı, kanun olarak farklı, Anayasa olarak farklı.

Arkadaşlar, çok bir şey istemiyoruz. Biz CHP olarak tek şunu istiyoruz: Milletvekilliğinizin, Anayasa’nın, hukuk devletinin farkına varın. Çok mu bir şey istiyoruz?

Teşekkür ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Gök.

Lehte, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Veysi Kaynak.

Buyurun Sayın Kaynak. (AK Parti sıralarından alkışlar)

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; Türkiye Büyük Millet Meclisi Danışma Kurulu bugün toplanamadığından, Meclis İç Tüzüğü’müzün 19’uncu maddesi uyarınca hazırlanan grup önerimizin lehinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Grup önerimize geçmeden önce, Avrupa Şampiyonası’nda göğsümüzü kabartan Millî Futbol Takımı’mıza bir kez daha ben de tebriklerimi sunuyorum ve yarın yapılacak olan yarı final maçında başarılar diliyorum.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; grup önerimiz iki haftalık bir süreyi kapsamaktadır ve bu iki hafta içerisinde Meclisimizin gerek çalışma saatlerini ve gerekse görüşülmesini önerdiğimiz kanun tasarı ve tekliflerini içermektedir. Özellikle, yüce Meclisimizin bugün görüşeceği kanun teklifi, Sivas Milletvekilimiz Hamza Yerlikaya’nın Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu, yarın önemli bir maça çıkacak olan ve bu sınavda da başarılı olacağına inandığımız Millî Futbol Takımı’mıza ilave bir şevk, ilave bir heyecan verecektir diye düşünüyorum.

Ayrıca, görüşülmesini istediğimiz diğer teklifler bu iki hafta içerisinde: Tapu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasına İlişkin Kanun Tasarısı, Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Genel Komutanlığı ile Ukrayna İçişleri Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında Güvenlik Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolünün Onaylanması gibi beş uluslararası anlaşma ile Partimiz Grup Başkan Vekili Sayın Nihat Ergün ve 16 arkadaşının İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi, Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı yer almaktadır.

Bu tekliflerden, tasarılardan, İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay verilmesi Hakkında Kanun Teklifinin ne kadar önemli olduğu aslında bütün milletimiz tarafından bilinmektedir. Yaz sezonu, yaz mevsimi, belediyelerimiz ve özel idarelerimizin aynı zamanda çalışma sezonudur. Bu tasarı ve tekliflerin bir an önce yasalaşması o sebeple çok önemlidir ve çok hayırlı olacaktır.

Yine Meclisimiz bu iki hafta içerisinde, bugün 233 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşülmesinin bitimine kadar, çarşamba ve perşembe günleri 13.00-20.00 saatleri arasında, gelecek hafta da salı günü 15.00-21.00, çarşamba günü 13.00-20.00 ve perşembe günü de 15.00-20.00 saatleri arasında çalışacaktır.

Gizli saklı hiçbir şey yoktur. Benden önce söz alan Değerli Milletvekilimiz, Mersin Milletvekili Sayın İsa Gök, az önce, Ceza Kanunu’nda bir değişiklik yapılmak istendiğini ve bununla gecekonduların önünün açılmak istendiğini, parantez içinde “dalkavukluk” yapılmaya çalışıldığını söylediler. İsa Bey’in hukukçuluğuna güvenirim. Teklifi bir kez daha okumasını tavsiye ediyorum çünkü yarın Adalet Komisyonunda birlikte görüşeceğiz. Görecektir ki hiçbir gecekonduya, hiçbir kaçak yapıya hiçbir af içermemektedir. Tamamen inşaat ruhsatına uygun yapılmış binaların yapı kullanma izni almalarındaki gecikmelerden dolayı elektrik, su aboneliklerinin verilmesi hâlinde, verilmesine izin veren kamu görevlilerinin cezalandırılmamaları öngörülmektedir. Burada herkes bilir ki bir inşaat eğer ruhsata uygun yapılmışsa zaten kaçak değildir, ruhsata uygun yapılmışsa zaten gecekondu değildir. Yarın bu konu Adalet Komisyonumuzda görüşülecektir. Dediğim gibi, Sayın İsa Gök’ün bu teklifi yarına kadar bir kez daha incelemesini tavsiye ediyorum.

Grup önerimizin bu iki haftalık çalışma süresi içerisinde görüşülmesini istediği kanun tasarı ve tekliflerinin milletimizin hayrına olacağını beyan ediyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Grup önerisinin aleyhinde İzmir Milletvekili Sayın Oktay Vural, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, bugün yine karşınızda, bir sürpriz olarak âdeta yine bir Danışma Kurulu, yeni çalışma saatleri, yeni bir gündem. Dolayısıyla, âdeta her hafta Danışma Kurulu kararıyla, İç Tüzük’le düzenlenmiş Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma usul ve esasları, milletvekillerinin çalışma usul ve esasları istisna hâle dönüştürülüyor, İç Tüzük’ün yerine Danışma Kurulu... İstediği zaman, istediği şeyleri gündeme getirmek için Danışma Kurulunu bir araç olarak kullanıyor.

Bakın, bugüne kadar bizim yaptığımız Danışma Kurulunun -yaklaşık yirmi iki tane yapmışız- iki tanesinde toplanamamış, çoğunluk sağlanamamış, otuz adet de elden Danışma Kurulu yapmışız.

Değerli arkadaşlarım, bu İç Tüzük niye var? Yani bu İç Tüzük niye var? Bu İç Tüzük’ün esas olması gerekirken bugün huzurlarınızda Danışma Kurulu İç Tüzük’ün yerine geçmiş, esas Danışma Kurulu olmuş, çoğunluk iradesi olmuş. Daha önce de söyledim, milletvekillerimiz de burada ifade ettiler. Değerli arkadaşlarım, burada muhalefet partilerinin sesini kısmak, soru sormasını engellemek, verdiği araştırma önergelerinin görüşüleceği salı günlerine… Bu araştırma önergeleri içerisinde milletimizin işsizlik sorununu, tarımla ilgili sorunlarını, yöreleriyle ilgili sorunlarını bu Meclisten kaçırmanın ne faydası var? Bunu dile getirelim diyoruz, siz çoğunluğun iradesiyle bizim hakkımızı, hukukumuzu gasbediyorsunuz. Böyle bir demokrasi olabilir mi ya? Size bu hakkı kim veriyor? Kim veriyor size ya kim veriyor? Benim sesimi kısma hakkını kim veriyor size? Hepimiz seçime gidiyoruz. “Yüzde 47 oy aldık.” diyorsunuz. Siz yüzde 47 almışsanız biz de yüzde 15 oy aldık, diğeri de yüzde 20 aldı, ne aldıysa aldı. Ama burada milletvekillerimizin sesini, muhalefet yapmasını engellemeye yönelik çoğunluk iradesini kullanmak bizatihi demokrasiyi anlamamak, millî iradeyi anlamamak demektir. Yok ediyorsunuz. Dolayısıyla, bu yaklaşımı benimsemediğimizi daha önce de söyledim. Beraber, birlikte, anlaşarak, Türkiye’nin gündemiyle ilgili konularda gerekirse az konuşma yapıp gündemimizi belirleriz. Ama nedir bu yahu? Denetim konuları görüşülmesin, sözlü sorular çarşamba günü görüşülmesin! Bugün lütfediliyor, bir saatlik bir sözlü soru dönemi var. Ama, Meclis çalışmalarının normalleşmesi gerekiyor, bu normalleşmeyi temin etmemiz gerekiyor.

Şimdi milletvekillerimiz burada sabaha kadar, bitimine kadar… Değerli arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisini ve milletvekillerini bu şekilde çalıştırmak doğru değil. Verimli bir çalışma değildir. Hele hele bu siyasi konjonktürde -çok özür dileyerek söylüyorum- yani milletvekillerini burada tutmak için Meclisi çalıştırmak gibi bir siyasal amaç doğru olmaz. Biz buraya yasama için, milletimizin hakkını hukukunu ifade etmek için, korumak için geldik. Bütün bunlar ortadayken Danışma Kurulunda geldi, “Ara verilmesin, tatil yapılmasın…” Tamam. Ne konuşacağız değerli arkadaşlarım? Önümüzdeki hafta neleri konuşacağız, Türkiye’nin en önemli konularından? Hepinizin muhakkak seçmenlerden gelen talepler konusunda… Ne konuşacaksınız, bir gündem yok, bir öngörü yok. Bugün başarılı sporcuları konuşacağız, tamam. Mahallî idarelerin gelirleri, yerel seçimler vardır, onu da konuşalım; tamam, bir diyeceğimiz yok. Başka ne var Türkiye’nin elzem konularıyla ilgili? Çözüm önerileriyle ilgili getirdikleriniz, neler var? Yok.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çiftçilerle ilgili ne getiriyorsunuz? İşsizlik…

OKTAY VURAL (Devamla) - Tarım var mı? Sıkıntıda olan çiftçilerin, memurların, esnafın sıkıntılarını çözmek için herhangi bir kanun teklifi var mı? Yok. Değerli arkadaşlarım, o bakımdan, Meclis çalışmalarında gündemi belli olmayan… Ara vermeyelim… Beraber, birlikte belirleyelim. Ne ihtiyacınız varsa Türkiye Büyük Millet Meclisinde, bu milletin ihtiyacı ne varsa, Milliyetçi Hareket Partisi olarak o ihtiyaç çerçevesinde beraber, birlikte onları görüşmeye hazırız. Ama, Türkiye’nin ihtiyacı olan kanunları görüşmek için değil de, âdeta başkalarına nispet yaparcasına, bu Meclisi başkalarının istekleri doğrultusunda ya da baskısı doğrultusunda çalışıyor göstermenin doğru olmadığını ben şahsen düşünüyorum.

Bu bakımdan, Meclisin çalışmasını, verimli çalışmasını biz istiyoruz, gerçekten istiyoruz ama önünüze hangi programla gelindi? Bugün beş tane, Ukrayna’yla ilgili uluslararası anlaşmayı görüşeceğiz. Evet, görüşelim; az konuşalım, bitirelim, yapalım ama soruyorum size: Gelecek hafta ne konuşacağız? Çok acil olan gündeminiz nedir? Bu memleketin ihtiyacı olan kanunlar nelerdir? Onları getirirseniz, o çerçevede bir program yaparız, milletvekilleri de seçim bölgeleriyle ilgili ya da sosyal hayatıyla ilgili kendilerine özgü programlarını yapabilir, milletten koparılmaz milletvekilleri. Milletten kopartmamak lazım.

O bakımdan, bu Danışma Kurulu, Meclisin tatil yapmamasına ilişkin Danışma Kurulu, bir çalışmayı öngören Danışma Kurulu kararı değildir maalesef. Sadece ve sadece, Meclisin çalıştığını göstermek için verilen bir Danışma Kurulu grup önerisidir. O bakımdan, böyle bir önerinin doğru olmadığını… Eğer gerçekten Hükûmetin isteği varsa, çoğunluk partisinin isteği varsa, gelsinler bize, getirsinler.

Şimdi gündemde 120 tane tasarı ve teklif var değerli arkadaşlarım. Bunun 51 tanesi uluslararası, 30 tanesi dokunulmazlık, 2 tanesi de 37’ye göre doğrudan gündeme alma. Şimdi, bütün bunlarla ilgili, 51 tane uluslararası sözleşmeyi geçirmek mi istiyorsunuz? Hodri meydan. Bir hafta içerisinde 51 tanesiyle ilgili görüşlerimizi ifade ederiz, burada geçiririz ama sizin Türkiye’yle ilgili gündeminiz ne? Ne getirmek istiyorsunuz, ne yapmak istiyorsunuz? Bu grup önerisinde ya da Hükûmetin bu konuda bir talebi varsa, bunu görebilmiş değiliz. Çok acil çıkarılması gereken bir kanun mu var, yok mu, gerçekten onu kabul etmemiz mümkün değil.

Danışma Kurulu önerisi… İktidar son dönemdeki ilginç tavırlarıyla muhalefeti yok saymak gibi bir üslubun içerisine girmiştir, evet.

“Sayın Başbakan başta olmak üzere, Parlamento çalışmasın diye kanun tasarı ve tekliflerini âdeta dayattınız. Peki, kış uykusundan yeni uyanan birileri gibi Meclis tatil dönemine gelmiş, mevsim yaz olmuş, okullar kapanmış, iktidar uyanmaya başlamış… Değerli arkadaşlar, hayrola, sabah yeni mi oluyor yoksa? Koskoca bir dönemi geride bıraktınız; şimdi, gece gündüz çalışma getiriyorsunuz. Şimdi, buraya getirmiş olduğunuz çalışmalarda sadık olarak çalışacağınıza inansak…” Değerli arkadaşlarım “İnanmıyoruz.” diyor. “Bütün mesuliyet sanki yasamadaymış gibi yürütme topu yasamaya atıyor, kendi görevlerini ihmal ediyor. Siz yürütme olarak liyakatle milletin arzuladığı hizmetleri verdiniz de bu millet size karşı mı çıktı? Hayır. Siz yürütme olarak başarısızsınız ama başarısızlığınızı birine fatura etmek istiyorsunuz. Orada da hedef olarak Parlamentoyu ve milletvekillerini gösteriyorsunuz. Bu aleni olarak bir haksızlıktır. Parlamento bugüne kadar ve bundan sonraki çalışmalarda da elbette elinden geleni yapacaktır.” Önünüzde daha dört yıllık bir süre var. “Dokuz aylık” diyor burada. Kim söylemiş bunu? Eski Grup Başkan Vekili Sayın Kapusuz söylemiş 1998 yılında Meclisin tatile girmesiyle ilgili bir öneri üzerinde.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, milletvekillerinin çalışması, Parlamentonun verimli çalışması doğrudur. Ama Parlamentoyu önü belli olmayan, gündemi belli olmayan bir çalışma yerine, bizim AKP Grubuna önerimiz, Hükûmete önerimiz: Türkiye’nin acil ihtiyacı olan kanun tasarı ve teklifleri nelerdir, bu konularda nasıl bir çalışma takvimi yapabiliriz, bunları bizim önümüze getirmeleri ve bu konuda bir mutabakat sağlanması. Ve Parlamentoda çalışırken muhalefeti ve denetimi göz ardı etmeden bu çalışmaları yapması gerekmektedir. Böyle bir çalışma modeli gerçekten Meclis çalışmalarını normalleştirmez değerli arkadaşlarım. Zaten, yani bugüne kadar yedi yüz saat kadar bir çalışma, yedi yüz saati aşan bir çalışma gerçekleştirdi sayın milletvekilleri, oldukça fedakâr ve feragat içerisinde çalışma yapan milletvekilleri. Ama görüyorsunuz, bakın, bazı tekliflerde, bazı kanunlarda, bazı önergelerde yapılan yanlışlıklar ve yasama kalitesinin azlığı gerçekten eleştiri konusu oluyor.

Bu bakımdan, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin verimli çalışmasından yanayız ama böyle çoğunluk iradesinin milletvekillerini tahakküm altına alıp “bitimine kadar”, “ara verilmemesi”, “tatile girmemesi” şeklinde belirsiz bir ortamda milletvekillerini âdeta burada toplamayı amaçlayan…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Vural, konuşmanızı tamamlayınız.

Buyurun.

OKTAY VURAL (Devamla) - …bir siyasal amaca yasamanın hizmet etmemesi gerektiğini düşünüyorum.

O bakımdan, böyle bir ortam içerisinde, bu kadar yoğun çalışma temposu içerisinde, maalesef gelecek hafta da dâhil olmak kaydıyla, yine her hafta yeni bir Danışma Kurulu gelecektir muhtemelen. Bundan sonraki süreç içerisinde milletvekillerimizin hangi kanun tasarı ve tekliflerinin görüşüleceğini, ne zaman görüşüleceği konusunda bir belirsizlik ortamında çalışmalarını doğru bulmuyoruz.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim önerimiz, normal çalışma dönemi içerisine girmek, eğer acil birtakım hususlar varsa, memleketimizin, milletimizin ihtiyacı olan bu kanun tasarı ve tekliflerini görüşmeyi temin edecek bir uzlaşma zemininin oluşmasını temin etmektir.

O bakımdan, Danışma Kurulunun aleyhinde olduğumu ifade ediyor, hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Vural.

Grup önerisinin lehinde Hatay Milletvekili Sayın Sadullah Ergin.

Sayın Ergin, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

SADULLAH ERGİN (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK Parti Grubunun önerisinin lehinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Grup önerimizle bu hafta ve önümüzdeki hafta çalışma gün ve saatlerine dair açıklamayı benden önce konuşan Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Kaynak ifade ettiler. Ben aynı konulara tekrar girmeyeceğim ancak önerimizin aleyhine konuşan 2 değerli milletvekilimiz birtakım değerlendirmelerde bulundular. Kısaca bu değerlendirmelere katılmadığımı ifade etmek istiyorum. O da şudur: Hem Sayın İsa Gök hem de Sayın Oktay Vural, Parlamento çalışmalarında denetim konusunun ihmal edildiğini, bu Parlamentonun milletvekillerimizin soru sorma hakkını, araştırma önergelerini görüşme isteğini ötelediğini ve iktidar grubunun denetimden âdeta kaçtığını ifade etmişlerdir ki buna katılmamız mümkün değil. Bunu söylerken kuru bir temenni olarak ifade etmiyorum.

Burada, değerli arkadaşlarım, bu Parlamentonun bugüne kadar yaptığı çalışmalara dair istatistikler elimizde. Hem geçen 22’nci Yasama Döneminde hem şu andaki Parlamento, 23’üncü Yasama Dönemi milletvekilleri olarak ve AK Parti Grubunun ortaya koyduğu tavrı sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Dönem, 19’uncu Dönem, 20’nci Dönem, 21’inci Dönem çalışmaları AK Partiden önceki dönemlere ait çalışmalardır. Ki bunlardan 21’inci Dönem, içinde Milliyetçi Hareket Partisinin de ortağı olduğu koalisyon dönemine ait parlamento dönemidir.

Şimdi bakıyorum, milletvekillerince hazırlanan sözlü sorular ve cevaplananlar, sayı ve oran itibarıyla vereceğim: 18’inci Dönem, üç yıl on ay görev yapmış o dönem, 1.255 soru sorulmuş, 98 tanesi cevaplandırılmış, oran olarak yüzde 7,8.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Bunları anlattınız; bir daha bir daha anlatmayın.

SADULLAH ERGİN (Devamla) – 19’uncu Dönem, dört yıl iki ay, 1.824 soru sorulmuş, 276 cevaplandırılmış, toplam yüzde 15 karşılanma oranı.

20’nci Dönem, üç yıl üç ay sürmüş, 1.261 soru sorulmuş, 353 tanesi cevaplandırılmış, toplam yüzde 28 cevaplandırılan oran.

21’inci Dönem, içinde MHP’nin de olduğu dönem, üç yıl altı ay sürmüş, 1.980 sözlü soru önergesi gelmiş, cevaplandırılan 467, oran itibarıyla yüzde 23,6; ötekilere göre fena değil.

Ama, 22’nci Dönem, geçen yasama dönemi, AK Partinin olduğu dönem, 2.297 soru gelmiş, bunun 981 tanesi cevaplandırılmış…

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Kaç yılda?

SADULLAH ERGİN (Devamla) – Dört yıl altı ay. Önemli olan, oranını veriyorum ben, yıl uzayınca soru sayısı da artıyor çünkü, oranda bir değişiklik olmuyor. Toplam yüzde 42,7 cevaplandırılma oranı. MHP döneminde yüzde 23,6. Yaklaşık 2 kat…

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Bir yıla ne kadar düşüyor?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – O dönemi bırak, bu dönemden konuşalım ya!

RECEP TANER (Aydın) – O dönemde iki parti vardı Mecliste.

SADULLAH ERGİN (Devamla) – Müsaade edin…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – O dönemi bırak, o dönem geçti.

SADULLAH ERGİN (Devamla) – Bu Parlamentonun denetim yapmadığını, denetimden kaçtığını söyleyen arkadaşlarıma…

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Yapılan işler güzelmiş, soru sorulacak bir şey yokmuş demek ki.

SADULLAH ERGİN (Devamla) - Ben sizi saygıyla dinledim…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ama o dönem geçti.

SADULLAH ERGİN (Devamla) - Ama ben burada Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının istatistiklerini veriyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ama o dönem bitti, yok o dönem.

SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bu dönem, 23’üncü Yasama Dönemimizin onuncu ayında, 818 soru sorulmuş, 350 tanesi cevaplandırılmış. Bugün de bir saat süreyle sözlü soruları cevaplayacağız. Karşılanma oranı yüzde 42,8.

Değerli arkadaşlarım, bu sözlü sorulardaki oranları, 18, 19, 20 ve 21’inci dönemlerle mukayese ettiğinizde bizim grubumuzun cevaplamış olduğu, bu dönem bu Parlamentoda yapılan cevaplandırmalar, önceki dönemlerin yaklaşık 2 katı kadar fazla…

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Büyük başarı!

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) – Siz yalan söylüyor, yalan cevap veriyorsunuz.

SADULLAH ERGİN (Devamla) – Onun dışında araştırma önergeleri var, hemen onu da müsaadenizle ifade edeyim. Bakınız, 20’nci Dönem, üç yıl üç ay, yüzde 22. Araştırma önergesi verilmiş araştırma komisyonu kurulmasına dair, yüzde 22’si karşılanmış.

21’inci Dönem, yine Sayın MHP’lilerin içinde olduğu dönem, 294 araştırma önergesi verilmiş, 44 tanesi görüşülmüş; yüzde 15.

Geçen döneme, 22’nci Döneme bakıyoruz: 434 araştırma önergesi var, 89 tanesi görüşülmüş; yüzde 20,5. Yüzde 15-yüzde 20,5.

Şimdi, bu döneme bakıyoruz: On ay içerisinde 223 tane araştırma önergesi verilmiş, bunun 55 tanesi görüşülmüş; yüzde 24,7. Eleştirenlere bakıyorsunuz, kendi dönemlerinde yüzde 15’ini görüşmüşler. Ben, şimdi, bu yeterlidir diye söylemiyorum, ancak, değerli arkadaşlar, Parlamentomuzun 22 ve 23’üncü yasama dönemlerinde görev yapan bu Meclisimiz, önceki dönemlere oranla denetim faaliyetlerini daha fazla icra etmiş. Ha, yeterli değildir dersiniz, daha fazla yapalım dersiniz, saygıyla karşılarım.

Onun dışında, Değerli İsa Gök, “İç Tüzük’ün 54’üncü maddesini bir okuyun bakalım.” diye bir öneride bulundu. Ben de Sayın Gök’ün önerisini dikkate alarak 54’üncü maddeyi okudum. 54’üncü madde aynen şöyle söylüyor: “Resmî tatile rastlamadığı takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, Salı, Çarşamba, Perşembe günleri saat 15.00’ten 19.00’a kadar toplanır. “ Zannediyorum, Sayın Gök, burayı hatırlatıyor bize, ama bu, birinci fıkrası; hemen altında bir ikinci fıkra var Sayın Gök, onu da okumaya devam ediyorum: “Danışma Kurulunun teklifi üzerine Genel Kurul, toplantı hafta, gün ve saatlerini değiştirebileceği gibi, diğer günlerde de toplantı yapılmasına karar verebilir.”

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Her gün mü? Her hafta mı?

SADULLAH ERGİN (Devamla) -  54’üncü maddenin bir ve ikinci fıkralarını birlikte okuduğumuzda, Meclisimizin şu anda yaptığı faaliyetin anormal bir yanı olmadığını düşünüyorum.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – İstisna genel kurala dönüşmez!

SADULLAH ERGİN (Devamla) -  Onun dışında, “Biz, bugün Tapu Kanunu’nu görüşecektik, ama sürpriz olarak, başarılı sporcularla ilgili kanun teklifi geldi.” dediler. Sayın Gök’ün haberi olmayabilir, ama biz haftalık gündemi, Parlamento çalışmaları başlamazdan en az bir gün önce yani pazartesi günü, bazen cuma günleri, muhalefet partilerimizin değerli grup başkan vekilleriyle, gruplarıyla paylaşırız ki, o hafta muhalefet partilerimiz kendileri açısından hazırlıklarını yapabilsinler ve Genel Kurulda görüşülecek konularla ilgili konuşmacılarını, sorularını hazırlayabilsinler. Bu Parlamento çalışmaya başladığından beri buna itina gösteriyoruz değerli arkadaşlar ve bu neticededir ki, birçok Danışma Kurulunu elden imzaladık, Sayın Oktay Vural da bunu ifade ettiler. Bu bir olumsuzluk değil, bu bir meziyettir. Gruplarımızın kendi aralarında Meclisin çalışma gün ve saatleri konusunda anlaşmaları, bu konuda elden Danışma Kurulu yapmaları, aslında bu Parlamento açısından olumlu bir örnektir, olumlu bir göstergedir, bunun olması da lazım geldiğini ifade ediyorum, ama zaman zaman da anlaşamadığımız noktalar oluyor. Biz de her hafta Danışma Kurulu yapmaktan, grup önerisi getirmekten memnun değiliz, zaman zaman iki haftalık, üç haftalık öneriler götürdüğümüz oluyor arkadaşlarımıza, ama iki haftalık öneri olduğunda, değişik gruplardan değişik şekilde “iki hafta olmasın” diye talepler de gelebiliyor, mecburen bazen haftalık getirme durumu da hasıl olabiliyor.

Gene, sözcülerden kıymetli bir arkadaşım “Bu Parlamento konjonktüre göre kanun yapmaz, yapmamalı.” dediler. Evet, Türkiye’nin temel ihtiyacı olan yasalar ihtiyaca göre belirlenir, ama bu Parlamento, dünyada ve Türkiye'de akıp giden hadiseleri dinamik olarak takip etmekle de görevlidir. Allah korusun, ülkemizin bir yerinde bir sıkıntı olur, dünyanın başka bir bölgesinde bir hadise gelişir, dış politikada istemediğimiz bir gelişme olur, anında gündem değişir, bu Genel Kurul olaya el koyar ve o konuyla ilgili görüşme de yapar, kanun da çıkartır.

OKTAY VURAL (İzmir) – Nerede? Bakan yok ki! El koyacak bakan yok.

SADULLAH ERGİN (Devamla) – Dünyadaki ve ülkemizdeki gelişen şartlara, değişen koşullara göre bu Parlamentonun inisiyatif alması kadar doğal bir şey olamaz.

Onun dışında, değerli arkadaşlar, bir milletvekilimize Sayın Gök “Bugün Meclis kaçta kapanacak?” diye sordu, arkadaşımız da haklı olarak “21.00” dedi. Değerli arkadaşlar, bugün biz Danışma Kuruluna giderken saat önerimiz 21.00’di, arkadaşlarımız da onu biliyor. Ancak, Meclis Başkanımız Sayın Köksal Toptan, değerli siyasi partilerin temsilcileriyle beraber yarın Ukrayna’ya bir ziyaret yapacaklarını ve -bugün başarılı sporcularla ilgili kanun teklifinden sonra- Ukrayna’yla ikili anlaşmaları içeren kanun tasarıları olduğunu ve …

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Ergin, konuşmanızı tamamlayınız.

SADULLAH ERGİN (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkan.

gruplarımızın da bu konuda büyük ölçüde mutabakatı olduğunu, mümkünse bunun çıkartılması hâlinde heyetimizin elinin daha güçlü olarak Ukrayna’ya gideceğini ifade ettiler. Grup başkan vekillerimizle Danışma Kurulunda, Meclisin Başkanımızın da huzurunda bunları konuştuk ve bu uluslararası sözleşmeler bitinceye kadar çalışma noktasında orada âdeta bir mutabakata varıldı diyebilirim. Danışma Kurulumuzun ya da grup önerimizin diğer hususlarına muhalefet partilerimiz karşı çıkıyorlar, saygı duyarım. Buradaki saat değişikliği bundan kaynaklanmıştır. Bu konuda da Genel Kurulu bilgilendirmeyi görev addediyorum.

Değerli arkadaşlar, bir de Sayın Vural “Milletvekillerini burada tutmak için Meclisi açık tutmak, çalıştırmak doğru değil.” dedi. Değerli arkadaşlarım, bu Parlamento 2003 yılında 31 Temmuzda tatile girmiş, 2004’te 16 Temmuzda tatile girmiş, 2005’te 13 Temmuzda tatile girmiş, sadece 2006 yılında vaktinde tatile girmiş. 2007’de ise seçimden dolayı otomatik olarak zaruretten kaynaklı bir durum…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SADULLAH ERGİN (Devamla) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Buyurun.

SADULLAH ERGİN (Devamla) – Dolayısıyla, bu Parlamentonun bugün tatil yapmama ya da 1 Temmuz itibarıyla çalışmalara devam etme kararı olağanüstü bir hâl değil, daha önce de bu Parlamentonun yaptığı uygulamaların bir devamı olarak düzenlemeyi getirdiğini ifade ediyorum.

Bu grup önerimizin gündemi de vardır, o da şudur: Bugün görüşülecek kanun tasarı ve tekliflerinden sonra, bilindiği gibi belediyelerimizin, il özel idarelerimizin gelirini artırıcı bir kanun tasarısı var; çok önemli ve bütün yerel yönetimlerin beklediği bir tasarı. Onun dışında, Avrupa Yatırım Bankasının Türkiye’de temsilcilikler açmasına dair çok önemli -yine dış ticareti ilgilendiren- bir uluslararası anlaşmanın onaylanması var, Çin Halk Cumhuriyetiyle ilgili anlaşma var, RTÜK Kanunu’nda değişiklik var, Elektrik Piyasası Kanunu’nu düzenleyen önemli bir kanun var ve Türkiye'nin enerji sorununa önemli ölçüde çözüm getirmesi düşünülüyor, gene Elektronik Haberleşme Kanunu var. Hülasa, biz, milletvekillerimizi burada tutma ihtiyacı için değil, Türkiye'nin çözüm beklediği konularda yasal altyapıyı yapmak üzere bu çalışma kararını alıyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyor, önerimize desteklerinizi bekliyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ergin.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar yeter sayısı istiyorum.

BAŞKAN – Tamam Sayın Genç.

III.- YOKLAMA

(MHP sıralarından bir grup milletvekilli ayağa kalktı)

BEHİÇ ÇELİK (Mersin) – Başkanım, grup olarak yoklama istiyoruz.

BAŞKAN - Sayın Şandır, Sayın Vural, Sayın Bal, Sayın Çelik, Sayın Korkmaz, Sayın Nalcı, Sayın İnan, Sayın Enöz, Sayın Orhan, Sayın Yıldız, Sayın Tankut, Sayın Çalış, Sayın Yalçın, Sayın Serdaroğlu, Sayın Asil, Sayın Özkan, Sayın Yunusoğlu, Sayın Genç, Sayın Dibek.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, isimlerini kaydetmiş olduğumuz arkadaşlarımız lütfen sisteme girmesinler.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

B) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)

1.- Gündemdeki sıralama ve çalışma saatleri ile “denetim” ve  "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısımlarında yer alan işlerin görüşülme gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan ve bastırılarak dağıtılan 255 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın kırk sekiz saat geçmeden bu kısmın 15’inci sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; 9/2 esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına alınarak görüşmelerinin 1/7/2008 Salı günkü birleşiminde yapılmasına; Meclis soruşturması önergesinin görüşmelerinin bitiminden sonra gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 255 sıra sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı’nın, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesine; TBMM'nin 1 Temmuz 2008 tarihinde tatile girmeyerek yeni bir karar alınıncaya kadar çalışmalara devam etmesine; TBMM’nin 24/6/2008 Salı günü 233 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin bitimine kadar çalışmalarını sürdürmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi (Devam)

BAŞKAN - Grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) ÖNERGELER

1.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 103. Maddesine Bir Fıkra Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi’nin (2/1) İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesini geri çektiğine ilişkin önergesi (4/64)

BAŞKAN - İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır. Ancak, teklif sahibi İzmir Milletvekili Sayın Canan Arıtman bu önergesini geri çekmiştir.

Bilgilerinize sunuyorum.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

Sayın milletvekilleri, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Nazım Ekren, gündemin sözlü sorular kısmının 1, 2, 3, 6, 9, 10, 12, 28, 30, 32, 34, 39, 40, 45, 46, 51, 52, 53, 57, 71, 74, 144, 149 ve 161’inci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, usulle ilgili bir şey söyleyeceğim.

Sayın Bakan yirmi dört tane soruyu birden cevaplandırıyor. Şimdi iki dakikadan kırk sekiz dakika eder Sayın Bakanın konuşması. Bir dakika da milletvekilinin cevap verme hakkı olsa altmış iki dakika eder. Yani, böyle sorulara cevap vereceklerse hiç vermesinler. On tane soruya cevap versin. Biz de sorularımıza karşı verilen cevabın doğru olup olmadığını kamuoyuna duyuralım. Yani böyle soru soran milletvekillerimizin cevap verme hakkını ortadan kaldırmasınlar efendim. Burada yirmi dört tane soru var Sayın Başkan.

BAŞKAN – Tamam, okudum Sayın Genç.

Sayın Bakanın konuşma üslubuna, cevap süresine bakarak değerlendirme yaparım ben.

Teşekkür ediyorum sizlere de ikazınız için.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Nasıl yapacaksınız efendim? Yani her sorudan sonra bize söz hakkı mı…

Bir de soruyu okuyan arkadaşımız yavaş okusun soruyu, millet anlasın ne sorduğumuzu.

BAŞKAN – Tamam, anlaşılabilir şekilde okunmasını tavsiye edeceğim.

Şimdi bu soruları sırasıyla okutuyorum:

VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, yurt dışı seyahatlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/239)

2.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün, Antalya'da şehiriçi minibüslerin yenilenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/246)

3. - Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün, sezon sonunda işsiz kalan turizm çalışanlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/247)

4.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in, basın yayın kuruluşlarına yönelik idari yaptırımlara ve açılan davalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/271)

5.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın, geçici personel statüsündeki çalışanlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/277)

6. - Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın, sınır ötesi askeri harekat yetkisinin kullanılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/279)

7. - Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, Bakanlar Kurulu üyelerinin yurt dışı gezilerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/295)

8.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, bazı gazete yazarlarına ve televizyon programı yapımcılarına ödenen ücretlere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/339)

9.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın, sera gazları salımına ve Kyoto Protokolünün imzalanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/347)

10.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın, Konut Edindirme Yardımlarının ödenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/352)

11. - Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu'nun, hane halkı borç yüküne ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/364)

12.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın, kaçak elektrik kullanımına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/377)

13.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın, Merkez Bankası ve kamu bankalarının İstanbul'a taşınmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/378)

14.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu'nun, Suudi Arabistan'daki bazı Osmanlı eserlerinin yıkılacağı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/384)

15.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz'ün, Alevi vatandaşların bazı talep ve sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/385)

16.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Cem evlerinin ibadet yeri sayılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/392)

17.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Halkbank ve Vakıfbank Genel Müdürlüklerinin İstanbul'a taşınmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (6/393)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.      20.11.2007

                                                                                                             Kamer Genç

                                                                                                                 Tunceli

Başbakan olarak yurt dışına sık sık seyahat düzenleyen Tayyip Erdoğan:

1- Başbakan olduktan sonra bu güne kadar kaç tane yurt dışı seyahati yapmıştır?

2- Bu seyahatlerin kaçında eşiyle ve kaçında da kaç çocuğuyla seyahat etmiştir?

3- Bu seyahatlerde aldığı şahsi ve aile harcırah (ayrı ayrı) miktarı kaç liradır?

4- Yurt dışına gidişte Türkiye'den kendisini korumak için her seyahat için kaç koruma gidiyor? Ve bunlara kaç lira harcırah ödenmiştir?

TBMM Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın R. Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanması için gereğini arz ederim.            22.11.2007

                                                                                                           Hüsnü Çöllü

                                                                                                               Antalya

Antalya'da çalışmaları yürütülen ANTKART uygulaması kapsamında, şehir içi taşımacılık yapan minibüslerin yenilenmesi gündeme gelmiş, ancak alınacak araçların nitelikleri, markası ve ihale yöntemi konusunda kamuoyunda ciddi tartışmalar yaşanmaktadır.

Bu kapsamda;

1- Antalya'da şehir içi taşımacılıkta kullanılacak araçların teknik özelliklerinin belirlenmesi ile yetinilmeyerek, özel girişimci olan minibüsçü esnafının, bir özel ticari işletmeden, aynı marka araç satın almaya zorlandığı doğru mudur? Böyle bir kararın ve uygulamanın yasal dayanağı nedir? Serbest piyasa ekonomisi içerisinde, teknik özellikleri taşıması koşuluyla minibüsçü esnafının, istediği aracı istediği yerden alma hakkı, hangi yetki ve yasal dayanakla engellenmektedir?

2- Antalya'da şehir içi taşımacılıkta kullanılacak minibüslerin yenilenmesi kararı, ihale süreci, minibüsçü esnafının bir firmadan araç almaya zorlandıkları yakınmaları ve ANTKART uygulamasına yönelik itirazlar gibi konularda, kamuoyunda oluşan şüphelerin giderilmesine yönelik olarak bir inceleme yaptıracak mısınız? Sonuçlarını kamuoyuna açıklayacak mısınız?

TBMM Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın R. Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanması için gereğini arz ederim.            22.11.2007

                                                                                                            Hüsnü Çöllü

                                                                                                                Antalya

Her yıl turizm sezonunun kapanması ile birlikte ortaya çıkan "işsiz turizmciler" olgusu, bu yıl da çarpıcı bir şekilde yaşanmaktadır. Turizm örgütleri, işsiz turizmcilerin sayısını 180 bin olarak açıklamışlardır.

Bu kapsamda;

1- Ülkemize milyarlarca dolar girdi sağlayan bir sektörde, emekleri ile bu sektörü ayakta tutan turizm çalışanlarının her yıl aynı sorunu yaşamaması için ne gibi önlemler alacaksınız?

2- Turizm alanında faaliyet gösteren örgütlerin, kış aylarında SSK primleri ve vergilerde gerekli desteğin sağlanması durumunda, bu sorunun yaşanmayabileceği yönündeki görüşleri, size ulaşmış mıdır? Bu önerileri yaşama geçirmek için bir adım atacak mısınız?

3- Turizm sektörünün temelini oluşturan turizm emekçilerinin, işsiz kaldıkları dönemlerde desteklenmesi için bir çözüm geliştirecek misiniz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafın-dan sözlü olarak cevaplanmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                          Sebahat Tuncel

                                                                                                                İstanbul

Türkiye'de son dönemde muhalif basın ve yayın kuruluşlarına yönelik olarak; yayın durdurma, gazete kapatma kararları ve habercilere açılan davalarla yoğun biçimde karşılaşmaktayız. Ağustos 2006-Kasım 2007 arasında 7 gazetenin yayını toplam 15 kez durdurulmuştur. Nisan-Mayıs- Haziran ay-larında TCK'nın "Türklüğü ve devlet kurumlarını aşağılamak" başlıklı 301. maddesinden, "kin ve düşmanlığa sevk etmek" başlıklı 216. maddeden ve "terör propagandası" iddiasıyla toplam yirmi bir dava açılmıştır.

1- Yargı unsurları tarafından yürütülen kovuşturmalar, hükümetinizce ülkemizde demokratik sürecin gelişmesini sekteye uğratan bir müdahale olarak değerlendirilmekte midir?

2- Hükümetçe TCK'nın ilgili kovuşturma ve kapatma kararlarında kullanılan hükümlerinin kaldırılması ve ifade özgürlüğünün genişletilmesi yönünde bir çaba ve girişiminiz bulunmakta mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                                                                                                             Hasan Çalış

                                                                                                               Karaman

Sorular:

1- Kamu kurum ve kuruluşlarında 4/C statüsünde toplam kaç kişi ça-lışmaktadır? Bu kişilerin kurumlara ve illere göre dağılımı ne şekildedir?

2-  Bugüne kadar sözleşmesi yenilenmeyen işsiz bırakılan toplam 4/C statüsündeki personel sayısı kaç kişidir? Bu personellerin sözleşmesi niçin yenilenmemiştir?

3- 4/C statüsünde çalışan personel bir yıllık süre içinde kaç gün çıkış yapmaktadır? Bu çıkış süreleri kurumlara göre değişmekte midir?

4- Bu statüde çalışan personelin maaş iyileştirme ve sosyal haklarına yönelik herhangi bir çalışmanız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                                                                                                            Hasan Çalış

                                                                                                              Karaman

Kuzey Irak'taki PKK unsurlarına karşı sınır ötesi askeri harekât  yapı-labilmesi için hükümete bir yıl süreyle yetki verilmesini öngören tezkere TBMM Genel Kurulu’nda 17 Ekim 2007 tarihinde kabul edilmişti.

1- Hükümet, tezkereyi niçin 40 gün elinde bekledikten sonra 28 Kasım 2007 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sınır ötesi operasyon yetki vermiş-tir?

2- Ağır kış şartlarını dikkate alacak olursak, şu an için TSK'ne verilen bu yetkinin bir anlamı var mıdır? Bu 40 günlük bekleme süre zarfında PKK ile mücadele konusunda ne gibi bir çalışma yapılmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.           07.12.2007

                                                                                                            Kamer Genç

                                                                                                                Tunceli

Bilindiği üzere gerek siz ve gerekse Bakanlarınızın yaptığı yurt dışı gezilerine çoğunluğu partiliniz olmak üzere bir çok Milletvekili yanında eş ve çocuklarını hazineden harcırah ödemek suretiyle götürmektesiniz.

1- İktidara geldiğiniz günden bu güne siz ve Bakanlarınız hangi Milletvekillerini Anayasanın 82. maddesine göre yurt dışına götürdünüz?

2- Bunların her birine yol ve harcırah olarak ödenen miktar kaç YTL’dir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.      31.12.2007

                                                                                                          Kamer GENÇ

                                                                                                                Tunceli

T.M.S.F. nin elinde bulunan sabah gazetesi ve ATV televizyonundan:

1- Nazlı Ilıcak, Ergun Babahan, Emre Aköz, Hasan Bülent Kahraman isimli yazarlara aylık maaş ve saire adlar altında kaç lira ödenmektedir?

2- Bu kişilere transfer adı altında herhangi bir ödeme yapılmış mıdır?

Yapılmış ise kaç liradır?

3- Fehmi Koru ile Bülent Kahraman'ın ATV’de yaptığı programlar nedeniyle kendilerine ne kadar ödeme yapılmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                                                                                                             Hasan Çalış

                                                                                                               Karaman

Sera etkisi yaratan gazlar, kısmi de olsa küresel ısınmanın yeryüzündeki hayatı tehdit eden derecede artmasının nedenleri arasında gösterilmektedir. Bu nedenle, sera etkisi yaratan gazların salımlarını (emisyon) kısmak üzere 178 ülke tarafından Kyoto Protokolü imzalanmıştır.

Bu bilgiler ışığında;

1- Türkiye, bu 178 ülke ile birlikte Kyoto protokolünü imzalamış mıdır? İmzalamış ise hangi tarihte imzalamıştır? İmzalamamış ise niçin imzalamamıştır?

2- Sanayileşmiş ve/veya sanayileşmekte olan ülkelerde, sera gazları salımları bir tehlike oluşturmakta mıdır? Hangi durumlarda tehlikeleri oluşturmaktadır? Ülkemizde böyle bir tehlike söz konusu mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                                                                                                             Hasan Çalış

                                                                                                               Karaman

1- Konut Edindirme Yardımlarının hak sahiplerine geri ödenmesi konusunda bir çalışmanız var mıdır? Bu çalışma konusunda hangi aşamaya gelinmiştir?

2- Hak sahipleri ile ilgili bilgi ve arşivlere ulaşma konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmakta mıdır?

3- Bu kapsamda toplam kaç kişiye ne kadar ödeme yapmayı planlıyorsunuz?

4- Konut Edindirme Yardımlarını hak sahiplerine hisse senedi olarak mı, yoksa nakden mi ödemeyi düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                       Mehmet Serdaroğlu

                                                                                                             Kastamonu

Faiz oranlarının düşmesi ile birlikte kredili alış verişe yönelen vatandaşlarımızın gelirindeki artış, borçlarını ödeyecek durumdan geride kalmıştır.

Merkez Bankası-BDDK ve TÜİK verilerine göre, son 5 yılda hane halkı borç yükü 13 katrilyondan 90 katrilyona çıkarak yüzde 572 oranında artmıştır.

Oysa, son 5 yılda hane halkı harcanabilir gelirindeki artış ise 180 katrilyondan 340 katrilyona çıkarak yüzde 89’da kalmıştır.

Konut-otomobil-tüketici-Ziraat Bankası-Tarım Kredi-Esnaf Kefalet ve kredi kartı borcu olan vatandaşlarımızın ödeme güçleri tıkanmış, çark dönmez, evdeki tasarruflar tükenmiş, icra dairelerinin yoğunluğu artmıştır.

1- Son 5 yılda yüzde 572 oranında artan hane halkı borç yükü, aynı dönemde yüzde 89 artan hane halkı harcanabilir gelirindeki artış ile nasıl karşılanacaktır?

2- Toplumun borç yükü ile ilgili aldığınız bir önlem var mı?

3- Borçlular icraya düştüklerinde ortaya çıkacak sosyal, hukuksal ve yaratacağı diğer sorunları nasıl aşmayı düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                                                                                                             Hasan Çalış                                        Karaman

AKP Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt’un Diyarbakır İlimizdeki kaçak elektrik ile ilgili yapmış olduğu “şok” açıklamayı tüm Türkiye hayretle izlemiştir. Diyarbakır’da kaçak elektrik kullanımının yüzde 60-70 olduğunu ifade eden Kurt, yıllık zararın 250-350 milyon YTL’yi aştığını belirtmektedir.

Bu bilgiler ışığında;

1- Açıklamayı ihbar kabul ederek, kaçak elektrik konusunda başta Diyarbakır İlimiz olmak üzere, Doğu ve Güneydoğu İllerimiz ve Türkiye genelindeki İllerde çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda bir çalışmanız var mıdır?

2- Ülkemizde kaçak elektrik kullanımı suç mudur, değil midir? “Suç” diyorsanız son 5 yıl içinde Diyarbakır İlimiz, Doğu ve Güneydoğu İllerimiz ile Türkiye genelindeki İllerimizde kaçak elektrik konusunda kaç kişiye işlem yapılmıştır?

3- Diyarbakır İlimizde kaçak elektrik teşvik mi edilmek isteniyor? Kaçak elektrik kullanmayı teşvik eden sebepler nelerdir? Kaçakla mücadele konusunda yeterli denetimler yapılamıyor mu?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                                                                                                             Hasan Çalış

                                                                                                               Karaman

1- Merkez Bankası ve kamu bankaları binalarının İstanbul’a taşınma işlemi devlete kaç milyon YTL’ye mal olacaktır? Bu para ile ülkemizde kaç okul yapılabilir?

2- Merkez Bankası ve kamu bankalarının taşınma işlemleri 6 bine yakın personeli ve ailesini ilgilendirmektedir. 6 bin personelden büyük bir çoğunluğu çeşitli mazeretleri nedeniyle İstanbul’a gitmek istemeyeceklerdir. Bu kişilerin yerine kamu kurum ve kuruluşlarından yatay geçiş yapılacak veya yeni personel alınacaktır. Taşınmaların altında bu kurumlarda kadrolaşma mı yatmaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.                                                                                                                      15/01/2008

                                                                                                       Mehmet Serdaroğlu

                                                                                                             Kastamonu

Ecyad Kalesini yıkan, Hz. Muhammed'in Annesi Hz. Amine'nin mezarını dağıtan, Hz. Hatice'nin (Efendimizin ilk eşi) evinin yerine şadırvan yapan, Hz. Ebubekir'in evinin üstüne Hilton Otelini yapan Suudi yönetimi, son olarak Medine'deki Osmanlı eserleri Hz. Ali, Hz. Ömer, Hz. Ebubekir Camilerini de yıkarak otel yapacağı basında yer almıştır.

Her biri kültür varlığı olan bu eserler, öncelikle İslam dini ve medeniyeti, sonra da Osmanlı eserleri açısından önem taşımaktadır.

Sorular

1- Hz. Muhammed'in Annesinin mezarı sadece Suudilerin değildir. Tüm İslam Âleminin annesinin mezarıdır. Bu konuda bir Müslüman ülkenin Başbakanı olarak ne gibi bir girişiminiz oldu?

2- Hz. Ali, Hz. Ömer, Hz. Ebubekir camilerini yıkarak yerine otel yapacak olan Suudilere tepkinizi koyup, Dünya Kültür Mirası Komitesi'ne müracaat etmeyi düşünüyor musunuz?

3- Temayüller dışına çıkarak, kaldığı otelde ziyaret ettiğiniz Suudi yetkililerini, dostluğunuza dayanarak bu işten vazgeçiremez misiniz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                            Yaşar Ağyüz

                                                                                                               Gaziantep

Son günlerde Alevi açılımı iddiasıyla düzenlenen "Muharrem Orucu İftarı'nın" Alevilerin sorunlarını öğrenmek, tartışmak ve çözüm önerileri sunmak amacıyla yapılacağı beklentisi kamuoyunca ilgiyle izlenmiştir. Katılımınızla gerçekleşen bu yemek ile,

1- inançları ile çağdaş yaşamak isteyen Alevi toplumunun sorunları için ne açılım kazandırılmıştır?

Alevi köylerine kendi istem ve önerileri olmadan, Diyanet işleri Başkanlığı ve bazı il müftülüklerince yönlendirilen cami yapma, yaptırma baskıları devam edecek mi?

2- Bazı eğitim kurumlarında Alevi öğrencilere Alevi oldukları için yapılan, insan hak ve özgürlüklerine aykırı baskılar bitecek mi?

3- Demokratik bir talep olan zorunlu din derslerinin kalkması talebi değerlendirilecek mi?

4- Cemevlerini kendi olanakları ile yapan Alevilere, bu konuda ne yerel ne de genel iktidarlar katkıda bulunmadı, somut taleplerine hep kulak tıkandı. Bundan sonra da böyle mi devam edecek, yeni bir yasal düzenleme yapılmasını düşünüyor musunuz?

5- 2008 yılı Diyanet işleri Başkanlığı bütçe görüşmeleri sırasında, Plan Bütçe Komisyonu'nda “Alevilere bir tahsisat yapılırsa, Aleviliğin diğer kolları da bize tahsisat yapın derse ne olacak? Mecusiler, Satanistler gibi gruplar da benzer taleplerle gelebilir" diyerek Alevi toplumuna hakaret eden AKP'li Milletvekili uyarılıp, kınanmaz iken,

Bu açılımı iyi niyetli kabullenmek mümkün müdür?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                   Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                               Malatya

1) Cem evlerinin ibadethane sayılması konusunda tarafınıza herhangi talep gelmediği yönündeki sözleriniz size mi aittir?

2) Geçtiğimiz 5 yıldaki hükümetiniz döneminde Cem evlerinin ibadethane sayılması ve Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinden pay verilmesi konusunda defalarca hükümetinizi uyarmama karşı böyle bir talebin karşılanamayacağı Diyanet İşlerinin bağlı olduğu Devlet Bakanı tarafından açıkça söylenmiştir.

3) 2007 yılı Bütçe görüşmeleri sırasında Plan ve Bütçe Komisyonunda tarafımızdan verilen önergeyle Cem evlerinin tamir, bakım ve diğer ihtiyaçlar için 10 milyon YTL ödenek talebinde bulunmamıza karşın Plan ve Bütçe Komisyonunun AKP’li üyeleri ve hükümet temsilcisi tarafından bu önergemiz ret edilmiştir.

4) Cem evlerinin ibadet yeri sayılması konusundaki yasal düzenlemeleri ne zaman yapacaksınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                  Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                              Malatya

1) Halk Bankası ve Vakıflar Bankasının Genel Müdürlüklerinin İstanbul’a taşınma gereksinim nedenlerini açık ve net bir dille izah edebilir misiniz?

2) Özellikle Halk Bankası kamunun diğer kurumlarıyla KOBİ’ler ve Küçük ve Orta işletmeler için Sanayi Bakanlığı ve Türkiye Esnaf Kefaletleri ile sürekli işbirliği yapmak zorunda değil midir?

3) Bu Bankalarımızda kaç kişi çalışmakta ve kaç çalışanın eşi kamu kurumlarında görev yapmaktadır. Kamu kurumlarında görev yapan bu çalışanlara İstanbul’da istihdam edecek kadro var mıdır?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, yirmi dakika oldu efendim.

BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, şu anda on altı tane soruyu okudu arkadaşımız. Sayın Bakanın cevap vermesini isteyeceğim, eğer Sayın Bakanın cevap vermesinden ve soru soran arkadaşlarımızın ek izahatlarından vakit kalırsa diğer sorulara devam edeceğiz.

Sayın Bakanım, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI VE BAŞBAŞKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; farklı bakanlık, kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve yetki alanına giren konularla ilgili olarak Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan sözlü olarak yanıtlanması talep edilen değişik esas no.lu soru önergelerini cevaplandırmak üzere söz aldım. Sayın Başkan, sizi, yüce Meclisi ve halkımızı saygıyla selamlıyorum.

(6/239) esas no.lu sözlü soru önergesine cevabı kısaca okumak istiyorum. Başbakanlık Özel Kalem yurt içi-yurt dışı geçici görev yolluklarıyla ilgili rakamsal verileri de paylaşmak isterim. Özellikle 2003 yılından başlayarak ödenekleri, harcamaları ve kişi sayılarını ana hatlarıyla aktaracağım: 2003 yılında ödenek tutarı 1 milyon 500 bin YTL, harcama 1 milyon 325 bin 989 YTL, kişi sayısı da 1.026’dır. Aynı şekilde, 2004, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında da ödeneklerin bütçe imkânları çerçevesinde arttığını, buna paralel olarak da kişi sayısının da 2004’te 1.103, 2005’te 1.439, 2006’da 1.113 ve 2007 yılı için ödenek tutarının 2 milyon 700 bin, harcamanın da 1 milyon 600 bin 386 YTL olmuştur.

(6/246) esas no.lu sözlü soru önergesine ilişkin olarak da minibüs ve esnaf odasının yazılı talebi ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7’nci ve 9’uncu maddelerine göre UKOME Yönetmeliği’nin 18’inci maddesi çerçevesinde Ulaşım Koordinasyon Merkezi Genel Kurulunun 18+1 kapasiteli ve Kurulun belirlediği teknik özelliklerden ilgili araçların yenilenmesi ve değiştirilmesi kararı alınmıştır.

Akıllı kart uygulamasına yönelik olarak Antalya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezinin 24/05/2005 tarih ve 2005/08-14 sayılı kararı ile kentte çalışan toplu taşım araçlarını… Akıllı kart sisteminin otobüs ve minibüslere takılması kararı da alınmış bulunmaktadır. Alınan karar doğrultusunda Büyükşehir Belediye Encümeninin 22/02/2007 tarih ve 2007/96 sayılı kararı ile ihalesi yapılmış ve katılan firmalar arasından Antkart firması kazanmış olup sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte başta Büyükşehir Belediyesi raylı sistem tramvayında kullanılmaya başlanmış ve etap etap minibüs ve otobüslerde de uygulanmaya başlanacaktır.

Minibüs alımı için yapılan ihaleyi… Önergede belirtilen şekilde ihale yapılmamış; belediye, İhale Kanunu’na tabi olup resmî ilan suretiyle ihalelerini gerçekleştirmektedir. Yenilenecek ve alınacak araçların markasını UKOME Genel Kurulunun belirlemiş olduğu teknik özelliklere göre minibüsçüler esnaf odası ve odaya kayıtlı üyeler tarafından belirlenmektedir. Belediye tarafından minibüslerin değiştirilmesi ve akıllı kart sistemine geçiş ile ilgili yasal gerekçeler de ilgili düzenlemelerde belirtilmiştir.

(6/247) sayılı soru önergesine ilişkin olarak da serbest rekabet ortamı içinde turizm sektöründeki işletmeler, pazarlama ilkelerini, işletmecilik anlayışı ve talep doğrultusunda çalışma dönemlerini kendileri belirlediğinden çalışma dönemlerinin resmî olarak belirlenmesi söz konusu değildir. Bu nedenle, sezonun bitmesi gerekçesiyle kapanan faaliyetlerine ara veren ve işsiz kalan çalışan sayısına ilişkin istatistiki çalışmanın derlenmesi de zaman almaktadır. Buna karşılık, Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre turizm sektöründe faaliyet gösteren iş yerleri, eğlence hizmetleri ile oteller, pansiyonlar, hanlar ve talebe yurtları olmak üzere iki iş kolu içerisinde de sınıflandırma yapılmıştır. Bu istatistikler dikkate alındığında, gereken öğrenci yurtlarının da aynı iş kolu içinde yer aldığını söyleyebiliriz. Bu çalışmalar sonucunda turizmin tüm yıla ve ülke sathına yayılması sayesinde, sektörde çalışanların mevsimsel olarak değil bütün yıl ve süreli olarak istihdamı da önemlidir ve sağlanacaktır. Turizm sektörünün içinde bulunduğu sorunlar Hükûmetimizce malum olup, sadece turizm sektörüne değil tüm sektörlere yönelik işletme hedef ve çabalarımız devam etmektedir.

Sosyal Sigortalar Kurumunun amacı ve işlevi, ülkemiz çalışanlarının büyük bir bölümünün sosyal güvenliklerini sağlamaktır. Sosyal güvenliğin sağlanması ise her şeyden önce bir finans sorunudur. Kurumun en önemli finans kaynağı da elbette ki sigorta primleridir. Sigorta primleri açısından hizmet iş kolundaki iş yerlerinin prim tahakkuk ve tutarları; oteller, pansiyonlar, hanlar ve talebe yurtları iş kolundaki iş yerlerinin prim ve tahakkuk tutarları ilgili kurumlar tarafından kendi sitelerinde de açık şekilde yayınlanmaktadır. 6183 sayılı Kanun’un 48’inci maddesi hükümlerine göre ödeme güçlüğü içinde bulunduğu anlaşılan işverenlerin sosyal güvenlik kurumuna olan borçlarının taksitle ödenmesi mümkün bulunduğundan, talep edilmesi hâlinde, yasa maddesinde belirtilmiş olan şartların yerine getirilmesi kaydıyla borçları en fazla yirmi dört ay ile tecil ve taksitlendirilebilmektedir.

Nitekim, benzer şekilde 5073, 5084, 5198 ve 5350 sayılı Kanunlarla istihdamın artırılması ve işverenlerin prim yükünün azaltılması yönünde kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Bununla birlikte, ülkemizin sanayisinin desteklenerek istihdam odaklı büyümeyi gerçekleştirmek üzere tüm sektörler için işveren sigorta priminde yüzde 5’lik indirim yapılmasına ilişkin düşünceler kamuoyunda “istihdam paketi” olarak bilinmektedir ve burada da 5 puanlık bir düşüş sağlanmıştır. Öte yandan, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren turizm sektörü için KDV oranları da yüzde 18’den yüzde 8’e düşürülmüştür.

(6/271) esas no.lu soru önergesiyle ilgili olarak da Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün “Soru” kenar başlıklı 96’ncı maddesinde sorunun kısa, gerekçesiz ve kişisel görüşler ileri sürülmeksizin, kişilik ve özel yaşama ilişkin konuları içermeyen bir önergeyle hükûmet adına sözlü ve yazılı olarak cevaplandırmak üzere Başbakan veya bir bakandan açık ve belli konular hakkında bilgi istemekten ibaret olduğu hükme bağlandığından, önergenin bilgi istemeye yönelik olmayıp kişisel görüş ileri sürülmek suretiyle düşünce öğrenmeyi amaçlayan 1 numaralı sorusunun Anayasa ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün yukarıda belirtilen hükümleri karşısında cevap verilmesi yasal bakımdan mümkün gözükmemektedir.

Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesinin yerleşmiş Yargıtay içtihatları da dikkate alınmak suretiyle değiştirilmesi yönünde yapılan çalışmalar son aşamaya gelmiş bulunmaktadır.

Bilgilerinize arz ederiz.

(2/277) sayılı soru önergesinde de, genel olarak 4/C statüsünde çalışanların toplamı 2007 yılı sonu itibarıyla 47.933’tür Bunların kurumlar arasındaki dağılımında, özelleştirme işlemleri dolayısıyla kullanılacak pozisyonlar ise 21.193 olarak da belirlenmiştir.

Usulüne uygun olarak tahsis yapılmış geçici personel pozisyonları ataması yapılan geçici personel, atama tarihi itibarıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının personeli konumuna da gelmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4’üncü maddesinin (C) fıkrasında, geçici personel, bir yıldan daha az süreli veya mevsimlik hizmet olduğunda Devlet Personel Başkanlığının ve Maliye Bakanlığının görüşlerine dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde sözleşmeyle çalıştırılan, işçi sayılmayan kimselerdir.

Yukarıda teferruatlı şekilde açıklandığı veçhile geçici personel, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda müstakilen bir istihdam biçimi olarak tarif edilmiş ve personel, sözleşmeyle çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimseler olarak tanımlanmıştır.

Geçici personelin statüsünün değiştirilmesi hususunda kanun değişikliği gerekmekte olup bu aşamada söz konusu kanun değişikliği çalışması bulunmamaktadır.

(6/279) sayılı sözlü soru önergesinde ise, terörle mücadelede ulusal sorumluluk kapsamında yürütülen bir mücadeledir. Türkiye’nin birliği ve ulusal bütünlüğüne ilişkin her millî konu devlet politikası olarak şekillenmekte ve yürütülmektedir. Terör ve terörizm ile mücadele hem ulusal hem de uluslararası çapta yürütülmektedir. Devletimiz ve cumhuriyet hükûmetleri, bu ulusal sorunla ilgili mücadelesini bu hassasiyetle, dikkatle sürdürmüş ve sürdürmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın en önemli askerî gücüdür. Her koşulda Türkiye’nin güvenliğini sağlayacak güce ve düşmanlarını bertaraf edecek yeteneğe sahiptir; bundan kimsenin şüphesi olmamalıdır.

(6/295) sayılı sözlü soru önergesinde de, Sayın Başbakanımız ve bakanlarımız tarafından yapılan yurt dışı gezilerine milletvekillerimizin katılımları, ziyaretlerin amaçları ve bu görevin gereklerine uygun olup üyelikle bağdaşmayan işlere ilişkin hususları düzenleyen Anayasa’nın 82’nci maddesiyle bir ilgisi bulunmamaktadır.

(6/339) sayılı soru önergesinde TMSF’yle ilgili kısmı da şu şekilde açıklamak mümkün: Meclis İç Tüzüğü’nün “Soru” başlıklı 96’ncı maddesi, aynı Tüzük’ün 97’nci maddesinin (a) bendi, “Başka bir kaynaktan kolayca öğrenilmesi mümkün olan…” hükümleriyle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 57’nci ve devamı maddeleri uyarınca, Fondan bağımsız tüzel kişiliklere sahip şirketlerin Fon ile hukuksal bağlantısı bulunmayan çalışmalarına ait bilgilerin ilgili şirketlerden temin edilmesi uygun olacaktır.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, sözlü soru önergesine böyle cevap verilmez!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) - (6/347) sayılı soru önergesi Kyoto Protokolü’ne ilişkin açıklamalar söz konusuydu. Kyoto Protokolü’ne ilişkin tasarı Bakanlar Kurulunca imzalanmış olup, 05/06/2008 tarih ve 2467 sayılı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine de sevk edilmiştir.

(6/352) esas nolu sözlü soru önergesinin cevabı konusunda: Konut edindirme yardımlarına ilişkin olarak, konut edindirme yardımlarının hak sahiplerine geri ödenmesi amacıyla 22/05/2007 tarihinde kabul edilen 5664 sayılı Kanun’la, Mülga 3320 sayılı Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanun uyarınca hak sahibi olanlara nakit veya hisse senedi olarak ödeme yapılmasına ilişkin usul ve esaslar yeniden düzenlenmiştir.

Başta SSK olmak üzere, ilgili kuruluşlar, hak sahipleriyle ilgili bilgi ve belgeleri, yasayla kendilerine verilen süre içinde temin etme konusunda gerekli çalışmaları yapmış, ilgili kuruma da göndermiştir.

Mülga 3320 sayılı Kanun uyarınca kurumlarca adına ödeme yapılan ve 5664 sayılı Kanun uyarınca belirlenen formatta ve sürede bildirimi yapılan tüm hak sahiplerine ödeme yapılacaktır. Ödeme yapılacak hak sahibinin sayısı ve ödenecek tutarlar çalışma tamamlandıktan sonra netleşecektir.

5664 sayılı Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair Kanun’un 4’üncü maddesinin üçüncü bendine göre ne tür ödeme yapılacağı açık şekilde yer almıştır. Önümüzdeki günlerde bu ödemenin yapılabilmesi için bir yasa değişikliği de yüce Meclisin takdirlerine arz edilecektir.

(6/364) esas no.lu sözlü soru önergesiyle ilgili olarak: Türk bankacılık sektörünce kullandırılan konut ve araç kredilerinin hacmi son yıllarda belirgin bir artış göstermiştir. Bu artışta, elbette ertelenen tüketim harcamaları, ekonominin içinde bulunduğu konjonktür, kişi başına düşen gelirdeki yükselme ve bankaların da elindeki fon miktarındaki artışlar temel belirleyicidir. Bu çerçevede, özellikle hane halkı bireysel kredilerinin reel gelişimi incelendiğinde, 2003-2005 arasında yıllık yüzde 100 dolaylarında gerçekleşen toplam kredi genişleme hızı olduğu görülmektedir. Ancak 2006 yılında söz konusu artış hızının yavaşladığını, 2007 yılında da benzer eğilimini koruduğunu söyleyebiliriz.

Hane halkı borçlarına ilişkin kendi hesaplarını ve tahminlerini düzenli olarak BDDK Finansal Piyasalar Raporu’nda yayınlamaktadır. Genel eğilimler incelendiğinde, gerek gelişmiş ekonomiler gerekse yükselmekte olan ülke ekonomileriyle kıyaslandığında, Türkiye’de hane halkı finansal yükümlülüklerin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı hâlâ düşük seviyededir. Bu çerçevede 2002 yıl sonu ile 2007 yılı ekim ayı arasındaki yaklaşık beş yıllık dönemde konut kredileri 460 milyon YTL’den 65 kat  artış  göstererek  30  milyar 355  milyon YTL’ye  ulaşırken, taşıt kredileri 10 katlık artışla 541 milyon YTL’den 5 milyar 939 milyon YTL’ye ulaşmış bulunmaktadır.

Müşteri sayılarında da 2004 yılı sonu ile 2007 yılı Ekimi arasında da artışlar 112.189’dan 628.320’ye, taşıt kredilerinde de 460.662’den 812.359’a yükselmiştir.

Bireysel krediler hacmindeki artış ile yükselen hane halkı borç yükü incelendiğinde, daha önce ifade edildiği gibi, baz etkisinden dolayı yüksek oranlı bir artış söz konusudur. 2006 yılı sonu itibarıyla Türkiye’de kişi başına düşen tüketici kredisi yaklaşık olarak 360 avro iken, bu değerin Almanya’da 2.386 avro, İspanya’da 1.792 avro, Yunanistan’da 1.882 avro ve Portekiz’de de 893 avro olduğu görülmektedir. Benzer şekilde, gelişmiş ülkelerde tüketici kredilerinin tutarı millî gelire yakın, hatta millî geliri aşan tutarlarda iken, ülkemizde bu oran hâlâ yüzde 10’lar civarında seyretmektedir.

Uluslararası en iyi uygulamalara paralel olarak yapılan düzenleme ve gözetim yapısı çerçevesinde başta tüketici birlik ve dernekleri, meslek kuruluşları ve finansal kuruluşlar olmak üzere ilgili tüm taraflarca tüketici bilincini geliştirmeye dönük programlara ağırlık verilmesi, tüketici bilincinin artırılması finansal hizmetleri ilgilendiren her konu için şüphesiz fayda sağlayacaktır.

(6/377) sayılı sözlü soru önergesinde: Elektrik kayıp ve kaçak özel yöntemler ve teknikler kullanılarak ülke genelinde takip edilmekte, özel olarak oluşturulmuş mobil ekiplerle sürekli kontrolü yapılmaktadır. Bu çerçevede, kayıp kaçak oranının yüksek olduğu yerlere daha fazla önem verilmektedir. Nitekim Diyarbakır, Mardin, Batman, Şanlıurfa, Şırnak ve Van illerimizde diğer bölgelerden 328 personel görevlendirilerek oluşturulan mobil ekiplerle 18-28/1/2008 arasında yapılan çalışmalarda 31.500 abone taranmış, 2.187 adet büyük tüketimli kaçak yakalanmıştır. Ekipler bölgede tekrar görevlendirilmiş olup, yoğun çalışmalar ve taramalar da devam etmektedir.

Kaçak elektrik kullanıcılarının anılan bölgelerde yoğun olmasının yanında, diğer tüm bölgelerde kaçak olanlar da mevcuttur. Türkiye genelinde son beş yıl içinde toplam 341.176 kişi için savcılıklara suç duyurusunda bulunulmuştur.

Elektrikte kaçak kullanımı teşvik için veya teşvik gibi bir politikamız yoktur ve olamaz. Kaçak elektrik kullanmak Türk Ceza Kanunu’nun 142’nci maddesine göre nitelikli hırsızlık suçudur. Kaçak elektrik kullanmanın elbette birçok nedeni vardır; ekonomik, sosyal ve kültürel olanlar bunların başında yer almaktadır. Kaçak önleme çalışmaları aralıksız devam etmektedir ve devam edecektir.

(6/378), (6/394) esas no.lu sözlü soru önergelerine ilişkin olarak: 1211 sayılı Kanun’la anonim şirket olarak kurulmuş ve örgütlenmiş Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, merkezî idare veya hizmet, yerinden yönetim kuruluşu, KİT olmayan, bağımsız idari otorite olarak nitelendirilmeyen, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluş tanımları dışında kalan, idari hiyerarşi ve vesayete tabi bulunmayan, bütçe kanunları kapsamında yer almayan, bağımsızlık, özerklik olarak ifade edilen, bütünüyle kendine özgü hukuki bir statüye sahiptir.

1211 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, kanun ile kendisine verilen görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır. Ancak, kanun değişikliğini gerektiren bir hususun Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisinde bulunduğu da tabiidir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası idare merkezinde 2.559 kişi çalışmakta olup eşi banka dışında Emekli Sandığına tabi olarak çalışan 292 kişi bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 1211 sayılı Kanun’la belirlenmiş görev ve yetkileri ekonomik ve finansal tüm birimlerle ilişki içinde olunmasını da gerekli kılmaktadır.

Finans kurumlarının İstanbul’a taşınma sürecine ilişkin tercih ve önceliklerimiz kamuoyuna açık bir şekilde ifade edilmiştir. Gerekli kararlar ilgili kurumlarda, gerekli yasal değişiklik ise Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisinde bulunmaktadır.

(6/384) esas no.lu sözlü soru önergesine cevabımızı sizlere kısaca arz ediyorum: Hazreti Peygamberin annesinin defnedilmiş olduğu –mekânda Mekke-Medine arasındaki Ebva köyü yakınlarında- zaman zaman bazı Suudlular ve yabancı ziyaretçiler bir mezar türbe yapımı teşebbüsünde bulunmakta ancak bu teşebbüse Suudi makamlarınca müsaade edilmemektedir.

Hazreti Ali, Hazreti Ömer ve Hazreti Ebubekir Camilerinin durumu hakkında Cidde Başkonsolosluğumuzca Medine’de 2007 yılında yapılan temas ve araştırmalar neticesinde, anılan camilerin restore edilerek korunacağı bilgisi edinilmiştir. Bahse konu restorasyon işini üstlendiği belirtilen Suudi şirketiyle 2008 Ocak ayında yapılan temaslar neticesinde adı geçen üç caminin restore edilerek korunacağı bilgisi aynı zamanda da teyit edilmiştir.

Öte yandan, kültürel ve doğal mirasın korunmasıyla ilgili konular, UNESCO çerçevesinde, Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında değerlendirilmektedir. 1978 yılında anılan Sözleşmeye taraf olan Suudi Arabistan’ın dünya miras listesine kaydedilmiş bir alanı bulunmamaktadır. Suudi Arabistan’ın geçici listesinde ise üç alan yer almaktadır. Mezkûr sözleşme çerçevesinde, taraf devletler kendi topraklarında, sözleşmenin 1’inci maddesinde tanımı yapılan, kültürel mirası tespit etmek, korumak, sunumunu düzenlemek ve gelecek kuşaklara aktarma sorumluluğu çerçevesinde ve imkânları ölçüsünde gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; (6/385) esas no.lu sözlü soru önergesinin içeriği konusundaki cevabımızı sizlere kısaca arz etmek istiyorum. Anayasa’mızın 10’uncu maddesinde “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri  sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” denilmektedir.

“(Ek: 7.5.2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kimseye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” denilmektedir. Gerekçesi ne olursa olsun, hiçbir öğrencimize baskı yapılmasına müsaade edilmemektedir.

Diğer taraftan, okullarımızda “din dersi” adıyla okutulan herhangi bir ders bulunmamaktadır. Anayasa’mızın 24’üncü maddesi gereği, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarımızda okutulan zorunlu dersler arasında yer almakta olup bu dersle ilgili olarak söz konusu kapsamda herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.

Yine aynı soru önergesi çerçevesinde, Diyanet İşleri Başkanlığının 633 sayılı Kuruluş Kanunu’nda, Başkanlığın görevleri içerisinde cami yeri tespiti, cami yapımı ve cami onarımı gibi görevler yer almamaktadır. Dolayısıyla, cami yapımı, bakımı, onarımı için bütçeden herhangi bir ödenek de ayrılmamaktadır. Ülkemizde camiler, vatandaşların katkılarıyla, şahıslar ya da dernekler gibi özel ve tüzel kişilerce yapılmaktadır. Bu noktada Başkanlığın görevi, inşası tamamlanmış camilerin ibadete açılış beratlarını vermek, camileri yönetmek, denetlemek ve din hizmetinin sunulmasını sağlamak amacıyla kadro taleplerini karşılamaktır. Bu görevler dışında Başkanlığımızın bir görev ve yetkisi de bulunmamaktadır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; (6/392) esas no.lu soru önergesine ilişkin olarak da bütün Müslümanların ortak ibadet yeri camidir. İslam tarihinin hiçbir döneminde kendisini İslam içinde görüp de camiye alternatif başka bir ibadethane kuran mezhep ve tarikat olmamıştır.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Cemevleri neden ibadet yeri olamazmış?

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) – Dinle, dinle! Dinlemesini öğren!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) - Yine İslam tarihinde, tasavvufi adap ve erkânın yürütüldüğü mekânlar hiçbir zaman caminin alternatifi bir ibadethane olarak da algılanmamış ve isimlendirilmemiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Cemevi niye ibadet yeri olmasın?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) - Dolayısıyla, adap ve erkânın yürütüldüğü mekânları ibadethane olarak kabul etmek de mümkün değildir.

Bütün bu gerekçeler göz önünde bulundurulduğunda soru önergesine ilişkin yasal düzenleme yapmanın uygun olmadığını da ifade edebilirim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; (6/393) esas no.lu soru önergesine ilişkin olarak: Kamu bankalarının İstanbul’a ilişkin yerleşim yerlerinin değiştirilmesi konusu -az önce ifade ettim- ilgili bankaların genel kurullarının alacağı bir karardır. Dolayısıyla, bu karar, kendileri açısından hem mali tablolarının hem müşteri ilişkilerinin hem ulusal ve uluslararası bağlantılarının ortaya çıkartacağı kararın da bir sonucu olacaktır. Bankanın İstanbul’a fiilen taşınması durumunda, KOBİ’ler, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, TESKOMB ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile gerek İstanbul’da gerekse Ankara’da bulunan Genel Müdürlük ve bölge koordinatörlük birimleri vasıtasıyla ilişkiler devam ettirilecektir. Bu nedenle, adı geçen kuruluşlar ile sürekli bir ilişki açısından bir sorun yaşanmayacağı ifade edilebilir.

Halkbankasının hâlen 11.520 personeli olup bankanın personel kayıtlarında 878 personelin eşi kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapmaktadır.

Vakıfbank’la ilgili olarak: Sermaye yapısında ağırlıklı olarak kamu kontrolü olmakla birlikte özel hukuk hükümlerine tabi olan bankanın en az özel bankalar kadar iyi ve basiretli bir şekilde yönetilerek sektörde rekabette geri düşmemesinin sağlanması da önemli bir zorunluluktur. Bankamız, sektördeki rekabet gücünü ve pazar payını müşterilere sunduğu farklı ürünlerle kredi portföyünün çeşitliliğini sağlayarak, bölgesel ve sektörel risklerini dengeleyecek ve rekabet gücünü daha da artıracaktır. Bu hedefleri gerçekleştirmek amacıyla faaliyetlerinin İstanbul’da yoğunlaştırılması kararını bankanın genel kurulu verecektir. Bankanın Genel Müdürlüğünde yaklaşık bin personel görev yapmaktadır. Bu personelin İstanbul’da görevlendirilmesine ilişkin olarak gerekli çalışmalar yapılmakta olup, herhangi bir mağduriyete sebep verilmemesi için özel çalışmalar devam etmektedir. Genel Müdürlükte görev yapan personelin 135’inin eşleri İstanbul kamu kurumlarında görev yapmaktadır.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; bu genel değerlendirmeden sonra vaktim var ise esas numaralı sözlü soru önergelerine biraz daha detaylı cevap verebilirim.

BAŞKAN – Sayın Bakanım, şimdi arkadaşlarımıza çok kısa bir açıklama için ek süre vereceğim. Eğer ondan sonra süre kullanmak gerekirse o sürenizi kullanırsınız.

Teşekkür ediyorum size. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Çöllü.

HÜSNÜ ÇÖLLÜ (Antalya) – Efendim, önergemin yanıtına yedi ay gecikmeli de olsa cevap verdiği için Sayın Bakanıma teşekkür ederim.

O günden bugüne kadar Antalya’da çok sıkıntılar yaşandı Sayın Bakan. Dolmuşlar, otobüsler bağlandı, vatandaşlar yollarda bırakıldı. Önergemde de belirttiğim gibi, bütün dolmuşların bir firmadan alınması gibi bir zorunluluk getiriliyor. Buna kimin hakkı var, soruyorum?

Ayrıca, Antkart, Antalya’da ciddi bir şekilde tartışılıyor ve ciddi sorunlar yaşanıyor. En son, araçlara zabıta bindirilerek Antkart kontrolü yaptırıldı. Belediye araçlarında bu sistem uygulanabilir. Yani Antalya dışında hangi illerde dolmuşlarda ve özel halk otobüslerinde kart uygulaması var? “Ben yaptım oldu” anlayışıyla ulaşım sorunu çözülemez. Burada yapılması gereken, ilgili tüm kesimlerin katılımlarıyla ulaşımı planlamak ve uygulamaları bu doğrultuda yapmak olmalıdır.

Biz soruyoruz ama sağlıklı bilgi alamıyoruz. Bu konunun tüm boyutlarıyla ortaya konulmasında ve sizler tarafından yerinde bir kez daha incelenmesinde fayda mütalaa ediyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çöllü.

Sayın Aslanoğlu

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakanım, bu sorduğum soruyu, muharrem ayında, Sayın Başbakanın cemevlerinin ibadethane sayılması konusunda tarafına herhangi bir talep gelmediğini belirtmesi nedeniyle sormuştum.

Şimdi, cemevleri Alevi-Bektaşi kardeşlerimiz için son derece manevi önemde yerlerdir. O zaman bir daha bu Hükûmet, cemevleri ve cemevlerine yapılan, Alevi-Bektaşi kardeşlerimizin inanç özgürlüğü nedeniyle yaptıkları olayı ağızlarına almasınlar. Eğer buranın manevi bir değeri varsa ve böyle bir şey kabul ediliyorsa… “En azından, buraların su, elektrik ve diğer masrafları için yardım edeceğiz.” diyorlar, ama ondan sonra etmiyorlar. O zaman, bundan böyle Alevi-Bektaşi kardeşlerimize gidip cemevlerinin manevi değerini belirtmesinler. Çünkü bu altıncı yılda aynı şeyi söylüyorum.

Yine Sayın Bakan verdiği yanıtta da, herhangi bir şekilde hiçbir yardım yapılamayacağını ve ibadethane kabul edilmeyeceğini belirtiyor. O zaman bu sorunu bitirelim; bir daha, Hükûmet, cemevlerinin Alevi-Bektaşi kardeşlerimizin manevi özellikli değeri olmadığını artık kabullensin.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Genç, buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

“İmam bildiğini okur.” diye bir laf var. Burada Hükûmet adına sorularımıza cevap veren Bakan maalesef hiçbir sorumu cevaplandırmadı.

Ayrıca bir şeyi düzeltmesini istiyorum. “Müslümanların ibadet yeri yalnız camidir.” dedi. Müslümanlar her yerde ibadet yapar, cemevinde de yapar, camide de yapar, evinde de yapar, dağın tepesinde de yapar.

Sayın Başkan, şimdi, bu gerçekleri kimden saklıyor Bakan? Gerçeklerden neden korkuyor?

Benim sorum şu: Tayyip Erdoğan Başbakan olarak kendisi, çocukları ve karısı kaç defa yurt dışına gitmiştir, ne kadar harcırah almıştır; bunu soruyorum. Buna karşı verilecek cevap açık ve netken, Sayın Bakan diyor ki: “Efendim, Başbakanlık geçici ödenek yokluğu bilmem şu tarihte 2 trilyon 700 milyar liradır, şu tarihte 3 trilyon liradır.” diyor. Efendime söyleyeyim, diyor: “1.439 kişi gitmiş, 1.113 kişi gitmiş.” Ben bunları sormuyorum. Ben size açık ve net diyorum ki: Tayyip Erdoğan, karısı ve çocukları kaç defa yurt dışına geçmiştir? Ne kadar harcırah almıştır? Bunun sorusunu soruyorum.

İkinci sorum: Her bakan ve Başbakan yurt dışına gittiklerinde, AKP içinde her defasında -işte geçen hafta okundu- bir bakan ve Tayyip Erdoğan yurt dışına yanında 10 tane bakan götürüyor. Bu 10 tane bakan nasıl götürülüyor? Anayasa’nın 82’nci maddesine göre götürülüyor. Bunların her birisine -bazıları çoluk çocuklarını da getiriyor- devletin kesesinden harcırah ödeniyor. Bunlar, yapılan bir suistimaldir. Bakanlar veya milletvekilleri yurt dışına gidiyorsa kendi cebinden para çıkarsınlar, harcırahlarını ödesinler, uçak paralarını versinler, kaldıkları otellerin paralarını versinler ve böylece gitsinler. Yani, benim, Ahmet’in, Mehmet’in verdiği vergiyle benim kesemden yurt dışına gitmesinler Sayın Başkan ve inanmanızı istiyorum, her defasında 5 milletvekili, 10 milletvekili yurt dışına gidiyor. Böyle bir şey olur mu? Bu devlet böyle talan edilir mi? Böyle, devletin kaynakları israf edilir mi? Bize burada açık ve net söyleyecek Sayın Bakan, diyecek ki: Şu tarihte, şu yılda şu kadar bakan şu kadar milletvekilini götürmüş. Başbakan şu kadar milletvekilini götürmüş, şu kadar harcırah almışlar. Ailelerini götürmüşlerse o ailelerin de aldığı harcırahları bize söylemesi lazım. Sayın Başkan, soruya verilecek cevap buyken hiç “Efendim, Bakanlar Anayasa’nın 82’nci maddesine göre götürmüşler.” demekle bu soru cevaplandırılmaz, Sayın Başkan. Gerçekleri kimden saklıyorlar, niye korkuyorlar?

Yine, ATV ve Sabah gazetesi Tasarruf Mevduat Sigortasına bağlı. Ben soruyorum: Nazlı Ilıcak buradan ne kadar maaş alıyor? Mehmet Barlas buraya transfer olduğu zaman 900 milyar lira para aldı. Bu parayı iade etti mi etmedi mi? Ayrıca, Sabah ve ATV’de, özel, bu AKP’ye yakın birtakım gazetecilere…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, sorumu bitirmedim.

BAŞKAN – Sayın Genç, şu şekilde: Bütün arkadaşlarıma, her sorusu için bir dakikalık süre verdim, size de üç dakikalık süre verdim, üç sorunuz vardı burada. Eğer kalırsa…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, öyle bir şey yok.

BAŞKAN – Efendim, şöyle: Bir sistem içinde çalışmamız lazım. Katkınız için teşekkür ediyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, siz de yardımcı olmuyorsunuz yani.

BAŞKAN - Sayın Süner, sizin sorunuz yoktu, ben size onun için soru sorma hakkı veremeyeceğim, özür dilerim. Kendi sorunuz olmadığı için, beni bağışlayın.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben diyorum ki, ATV ile Sabah gazetesinde çalışan şu şu muhabirlere ne kadar para ödenmiştir? Devletin vergisiyle bu paralar ödeniyor efendim. Bizim verdiğimiz vergilerle bu paralar ödeniyor.

BAŞKAN – Sayın Çalış, buyurun efendim.

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Öncelikle, Başkanlık makamından bir istirhamım olacak: Sorularımız soruluyor, Sayın Bakan sonra soruları toplu olarak sorulup ve toplu cevap verdiği için kopukluk oluyor. Sizlerden istirhamım, bundan sonraki uygulamalarda, Bakanımız her soruya anında cevap verirse daha kolay anlaşılır, hem bizim açımızdan hem de izleyiciler açısından hem de dinleyiciler açısından diye düşünüyorum. Bunu uygulayabilirsek iyi olur diye düşünüyorum, bir.

Bir diğer husus: Sayın Bakana teşekkür ediyorum; sorularımıza geç de olsa, güncelliğini kaybetmiş de olsa cevap verme lütfunu gösterdiler. Tabii ki, bizler milletvekili olarak arzu ediyoruz ki, sorularımız bir anlamda seçmenlerimizin talebidir, milletimizin talebidir, bunlara zamanında ilgi gösterilsin ve zamanında cevap verilsin.

Bunun yanında da, Sayın Bakanım, sizlerden özellikle istirham ediyorum, bu soruları çalışan arkadaşlarımız, bürokrat arkadaşlarımız soruların cevabı olacak şekilde hazırlık yapsınlar. Yani lütfen, sizi kamuoyu önünde yasak savar duruma düşürmesinler diyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çalış.

Sayın Doğru, aynı şekilde, sizin de sorunuz yok burada. Onun için, size de soru sorma hakkı veremeyeceğim, kusura bakmayın.

Sayın Serdaroğlu, buyurun efendim.

MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanıma, verdiği cevaplardan dolayı teşekkür ediyorum ancak yeterli olmadığını ifade etmek istiyorum.

(6/364) sayılı önergemle ilgili düşüncelerimi bir kere daha dile getirmek istiyorum. Hane halkı borç yükü son beş buçuk yılda yüzde 600 artış sağlamıştır, 13 katrilyondan 100 katrilyona çıkmıştır. Bunun yanında hane halkı harcanabilir gelirindeki artış ise yüzde 90’larda kalmıştır. Bu durumda vatandaşın borcunu ödeme gücü hem teorik olarak hem de pratik olarak fiilen yoktur. Borçlarını ödeyemez duruma düşen halkın bıçak kemiğine dayanmıştır. İcralardaki dosya sayısı son üç yılda yüzde 300 artmıştır. Sosyal patlamaya sebep olacak, ailelerin yıkılmasına, intiharlara vesile olan bu borç yüküyle ilgili bir önlem almak iktidarın görevidir. Hatırlatmak, uyarmak ise muhalefete düşer.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, ülkenin dört önemli sorunundan birinin borç batağındaki vatandaşlarımızın sorununa çare bulunmasıdır. Ayrıca kredi kartı borçları da ayrı bir problemdir. Kart faizleri yüksektir ve bankaların usulsüz aldıkları paralar da vardır. Bu konuda kanun teklifimiz de vardır ve bu kanun teklifimizle birlikte AKP’nin de bir kanun teklifi vardır. Bu manada iki teklifin birleştirilerek en kısa süre içerisinde Meclis gündeminde görüşülmesi talebimizdir. Eğer bu talebimiz yerine gelmediği takdirde iktidar bir testten geçecektir, ya az sayıdaki bankaların yanında olduğunu ifade edecek veya Türk milletinin yanında olduğunu, hep beraber göreceğiz.

Bunun yanında, (6/415) sayılı önergemle ilgili düşüncelerimiz de şunlardır, sorularımız da vardır: Altı yıldır iktidarınız devam etmektedir değerli Bakanım. İktidarınız döneminde yapmış olduğunuz birkaç ufak yasal düzenlemelerle…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Serdaroğlu teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, ek açıklamalara bir cevap verecek misiniz?

MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Üç dakikaydı Sayın Başkanım.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (İstanbul) – Evet.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Üç dakika dolmadı henüz. Üç soru sordum ben.

OKTAY VURAL (İzmir) – Üç soru.

BAŞKAN – Hayır iki dakika.

MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Üç efendim benim.

BAŞKAN – Hayır, buradaki şeyin içinde, Serdaroğlu, iki sorunuz var birisi daha sonra. O soruyu okutmadım ben efendim.

MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Öyle mi?

BAŞKAN - Evet efendim.

MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Ben teşekkür ederim.

OKTAY VURAL (İzmir) – Zor bir soru galiba!

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (İstanbul) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; teşekkür ediyorum.

Ben de (6/415) sayılı sözlü soru önergesi ile ilgili cevap vermediğim için bu konuyu daha sonra kısaca açıklayacağım.

BAŞKAN – Sayın Bakanım, (6/415)’i okutmadık.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) – Tamam, ona sonra cevap vereceğiz.

BAŞKAN – Bu arkadaşlarımızın izahat verdikleri ek, tekrar soru sordukları hususları cevaplandırırsanız… Çünkü ben soru önergelerini okutmaya saat tam 17.00’de başlamıştım. Süremiz de zaten dolmak üzere.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) – Tamam Sayın Başkan. Kısaca, çok özet olarak ben de cevap vereceğim.

Sayın Çalış’a teşekkür ediyorum. Burada belirttiği hususları elbette dikkate alacağız. Önemli bir diğer husus, Sayın Başbakanımızın ve bakanlarımızın yurt dışı gezilerine milletvekillerimizin katılımları, ziyaretlerin amaçları, görevin gereklerine uygun olup olmadığı, üyelikle bağdaşmayan işlere ilişkin hususları düzenleyen Anayasa’nın 82’nci maddesiyle bir ilişkisi bulunmamaktadır.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, öyle değil. Aldıkları parayı soruyorum, parayı. Ben parayı soruyorum.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) – Kredi kartlarına ilişkin olarak ana hatlarıyla şunu söylemek lazım: Konut ve taşıt kredilerindeki takibe dönüşüm oranlarıyla ilgili birkaç rakam verirsem az önce sorulan sorunun da bir kısmını cevaplamış olurum.

2002 yılından itibaren belirgin bir şekilde düştüğünü söylemek mümkün. 2005, 2006 yılından itibaren de bir miktar yükseldiğini söyleyebiliriz ama konut kredilerinde 2002 yılı sonunda 2,3 olan takibe dönüşüm oranı 2005 yılında 0,1’e düşmüştür yüzde olarak. Ancak 2006 yılında hafif bir artışla 0,2’ye yükselmiş ve 2007 yılı ekim ayı sonu itibarıyla 0,6’ya yükselmiştir. Benzer şekilde taşıt kredilerinde de 2002 yıl sonunda yüzde 3,7 olan takibe dönüşme oranı 2007 yılı ekim sonunda yüzde 3,6’dır. Bu da genelde Türk banka sektöründe takibe düşme oranıyla paralellik göstermektedir. Bunu da, yine, hem müşterilerin hem de bankaların tolere edebileceği limitler dâhilinde olduğunu söyleyebiliriz.

TMSF’yle ilgili olarak da az önce açıklamıştım, tekrar vurgulamakta fayda görüyorum. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 57’nci ve devamı maddeleri uyarınca Fondan bağımsız tüzel kişiliklere sahip şirketlerin Fon ile hukuksal bağlantısı bulunmayan çalışmalarına ait bilgilerin ilgili şirketlerden temini uygun olacaktır.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Devletin parasını harcıyorlar, devletin parasını. Nazlı Ilıcak’a örtülü maaş ödüyorsunuz.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Devamla) – İkinci önemli olan bir başka husus, İslam tarihinin değişik dönemlerinde ve bütün dönemi boyunca alternatif ibadethane ile tasavvufi adap ve erkânların sergilendiği yerler farklı şekilde ele alınmış -burada da ifade etmiştim- buna ilişkin düzenleme uygun olmamaktadır ve uygun görülmemektedir.

CHP Milletvekilimiz Hüsnü Çöllü’nün az önce ifade ettiği -ama zannediyorum şu anda aramızda değil- konuyla ilgili çok kısa bir açıklama yapıp ben de konuşmalarımı bitirmek istiyorum.

Minibüslerin yenilenmesi kararı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 7’nci ve 9’uncu maddeleri ile UKOME Yönetmeliği’nin 18’inci maddesinde çok açık şekilde belirtilmiştir: Yenilenecek araçlar, UKOME Genel Kurulunun belirlediği teknik özelliklerdeki araçlar olmalıdır. Markası ve alınacak araçlar, minibüsçüler, esnaf odası ve odaya kayıtlı üyeler tarafından belirlenecektir. Minibüsçüler Odası ve üyelerin, firmalar arasındaki ticaret ve akit işleri olup, belediyeyi doğrudan ilgilendirmemektedir.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

Sayın milletvekilleri, soru önergeleri cevaplandırılmıştır.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, itiraz ediyorum, hiçbir soruma cevap alamadım efendim. Tutanaklara geçsin diye söylüyorum.

BAŞKAN - Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati : 18.01

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 18.15

BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Alınan karar gereğince, diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ

1.- Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/568) (S. Sayısı: 223)

BAŞKAN – 1’inci sırada yer alan, Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın Adalet Komisyonuna geri verilen maddesiyle ilgili komisyon raporu Başkanlığımıza henüz verilmediğinden tasarının görüşmeleri ertelenmiştir.

2’nci sıraya alınan, Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya'nın, Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

2.- Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya’nın, Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu  Unvanı  Verilmesi  Hakkında  Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/68) (S. Sayısı: 254) (x)

BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.

Hükûmet? Yerinde.

Komisyon raporu 254 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Teklifin tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, AK Parti Grubu adına Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Antalya Milletvekili Mehmet Günal; şahısları adına Van Milletvekili Gülşen Orhan ve Şanlıurfa Milletvekili Ramazan Başak’ın söz talepleri vardır.

İlk söz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Sevigen’e aittir.

Sayın Sevigen, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA MEHMET SEVİGEN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce hepinizi sevgi, saygıyla selamlıyorum. Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi’nde, Cumhuriyet Halk Partisi adına ve kendi adıma bütün milletvekili arkadaşlarımı tekrar sevgi, saygıyla selamlıyorum.

                             

(x) 254 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Hamza arkadaşım, bir dünya yıldızı, biliyorsunuz kendisini. Bir sporcu dünyasında böyle çok başarılı, yetişmiş, kendi dalında gerçekten emeğiyle, alın teriyle gelen bir Anadolu delikanlısı, hele bir de başarılı olmuş. Diğer milletvekillerinden biraz farklı o. Diğer milletvekilleri buralara geldikten sonra özlerini, köylerini, atalarını, geçmişlerini, kendi meslektaşlarını unutuyor ama Hamza unutmamış onları, demiş ki; hiç olmazsa bunlardan geride kalan, mağdur olan ama Türkiye’yi temsil eden…

OKTAY VURAL (İzmir) – Diğer milletvekilleri de unutmuyor.

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – Unutuyor diğer milletvekillerinin büyük bir kısmı. Ben iktidar partisi için bahsediyorum yani sizin üzerinize alınmanıza gerek yok. MHP’liler de unutuyorsa bir şey diyemiyorum ama iktidarda olup da iktidar gücünü elinde bulunduran, o iktidar gücünü, böyle, kendi yandaşlarına, kendi eşlerine, dostlarına harcamaktan ziyade…

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bazı milletvekilleri diyelim.

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – Kendi yandaşlarından ziyade ben kendi meslektaşlarıma, geride kalan benim gibi… Ama herkes milletvekili olma şansına sahip değil, herkesin milletvekili olma ihtimali olmuyor. Ama Hamza Yerlikaya gibi çalışmış, onun kadar başarılı olmuş, onun kadar bu ülkeye alın teri dökmüş, emek vermiş, çaba sarf etmiş, onun kadar bu ülkeyi seven, sayan, onun kadar bu ülkenin bayrağını havada tutmak için… Kendi çocuklarının, belki de babalarının, ailelerinin, kardeşlerinin kursağına gidecek o gıdaları bir başkalarına vermeden kendisi harcamış olduğu için Hamza Yerlikaya, geriye dönüp bakıyor, aslan gibi “Bizden sonra ortada kalacaklar boynu bükük olmasın, mağdur olmasın, hiç olmazsa onlara biraz sahip çıkalım.” düşüncesiyle, böyle, Hükûmeti de ikna ederek… Çünkü, daha önce de bu birkaç defa geldi, AKP Grubundan pek geçiremediler. Geçen dönem de bir AKP milletvekili böyle bir teşebbüs etti ama AKP’liler bunu nedense kabul etmediler.

Balede devlet sanatçısı var, devlet sanatçılarını koruyoruz işte biliyorsunuz. Ama şimdi devlet sporcularının da olmasında büyük yarar var diye düşünüyoruz.

Sevgili arkadaşlarım, bu konuda gerçekten -ben tekrar Hamza Bey’i tebrik ediyorum- çok mağdur olan sporcularımız var. Yani dünyaya kendi isimlerini duyurmuşlar… Mesela bir Ali Rıza Alan arkadaşımız, olimpiyat ve dünya şampiyonu. Ali Rıza Alan çobanlık yapıyor bu yaşına rağmen, çok yaşlı, kimse sahip çıkmıyor buna. Ama inanın, yaşlı olduğundan dolayı çobanlığı bile elinden almışlar, demişler ki: “Kardeşim, sen çobanlık bile yapamazsın artık. Sen artık evinde oturacaksın.”

Yok para, çalışamıyor, evine götüreceği ekmeği yok, mecbur kalıyor. Ama şimdi böyle bir kanun çıktığı zaman, zannediyorum ki o da -kimseye, muhannete muhtaç olmadan- “Ben bu ülke için bu kadar hizmet ettim, bu ülke de bana sahip çıkıyor.” diye geriye dönüp yapanlara da bir “Allah razı olsun.” der diye düşünüyorum. Yine, Ali Akbaş, zannediyorum vefat etti, değil mi Hamza?

HAMZA YERLİKAYA (Sivas) – Evet.

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – Ali Akbaş vefat etti…

HAMZA YERLİKAYA (Sivas) – Hüseyin.

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – Hüseyin Akbaş, özür dilerim.

Vefat etti ve şimdi eşi mağdur, ortada, perişan, hiçbir geliri yok, sahipsiz. Belki de buradaki milletvekillerinin böyle, Hamza’nın önerisiyle, iktidar ve muhalefet partisi bütün milletvekillerinin ortak olarak sahiplendiği kanunla çıkacak. Belki de, o şimdi yine kimseye muhtaç olmadan eşinden geri dönüp, eşinin kokusunu da böyle koklaya koklaya, onun ürettiği, emek verdiği, çalıştığı ülkeden kendisine de bir maaş bağlanacak. O da kimseye boynu bükük kalmayacak, muhannette muhtaç olmayacak. Fakirlik, yoksulluk birileri için çok zor sevgili arkadaşlarım.

Yine, geriye dönüp baktığımız zaman, Türkiye olarak gerçekten sporcu konusunda, hangi branşlarda olursa olsun, çeşitli branşlarda büyük başarılar elde ediyoruz. Geriye dönüp baktığımızda gerek güreşte gerek atletizmde gerekse çeşitli spor kollarında ülkemizi çok başarıyla temsil eden sporcu arkadaşlarımız var. Bütün bunların sayısı yaklaşık zannediyorum 250 civarında. Maaş bağlanacak sayı da yaklaşık 700 civarında. Yani 250 kişiye devlet sporcusu unvanı vereceğiz, onun VIP’ten geçmesini sağlayacağız, herhâlde yeşil pasaport vereceğiz, onları onure etmiş olacağız. Yaptıkları işlere, başarılarından dolayı sahip çıkacağız.

Bunların, tabii, ölçüleri nelerdir, bilemem. Buradaki kanuna arkadaşlarımız derece derece koymuşlar, gençlik ve spordan sorumlu Bakan da burada. İşte, olimpiyat şampiyonlarına, dünya şampiyonlarına ve Avrupa 1’incilerine, dünya 3’üncülerine karşı üst kademede, kademe kademe kademeleştirmişiz bunları. Her kademeye göre, belli bir başarıya göre onları ödüllendirme projesi burada daha mevcut. Ama şimdi, zannediyorum buna, 2002’de dünya 3’üncüsü olan Sayın Haluk Ulusoy’un başkanlığındaki Futbol Federasyonu üyeleri de giriyor bu kapsama değil mi Sayın Bakanım? O Yönetim filan da giriyor galiba, o dönemin yöneticileri de… Yöneticileri yok galiba?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Yöneticiler girmiyorlar.

MEHMET SEVİGEN (Devamla) - Ama, işte o yöneticiler de, mesela şimdiki Futbol Federasyonu, o dönemin futbol federasyonları da bu konuda çok başarılı oldular. Yani eğer bir millî takım…

CEMAL KAYA (Ağrı) – Paraya ihtiyacı yok.

MEHMET SEVGİEN (Devamla) – Yani paraya ihtiyaç değil, bu parayla ilgili bir şey değil bu, unvanla ilgili bir şey, yani bunlara maaş bağlanmıyor zaten. Yani bunları mesela, Fatih Terim’e veriyorsanız eğer bu unvanı -o da bir antrenör- teknik kadroya veriyorsanız, bu da Futbol Federasyonunun Başkanlığını yapmış ve dünya 3’üncüsü yapmış bir ekip. Yani iyi-kötü, seversiniz-sevmezsiniz, alt tarafı bunların yedişer kişilik bir yönetim kurulu üyeleri vardır. Öyle bir imkân verirseniz onlara, o imkân da, eğer becerebilirsek, hepimiz sahiplenebilirsek geçen dönemin yöneticilerini de, bu dönemin yöneticilerini de ödüllendirmiş oluruz diye düşünüyorum. Çünkü, o dönem, biliyorsunuz, biz Kore’de, Japonya’da çok büyük destanlar yazdık. Yani yine o dönem de Türkiye’de yer yerinden oynadı. O dönemin ve… Buradan sevgiyle anıyorum, Sevgili Şenol Güneş’in teknik adamlığında Türk Millî Takımı büyük harikalar yarattı. Sonra Haluk Ulusoy gerçekten o dönemde Hükûmetle çelişki içerisinde olmasaydı, Sayın Bakan ona karşı gelmeseydi, Haluk Ulusoy’la bir kavga etmeseydi ve zannediyorum ki şimdi onlar da daha çok başarılı olur, bu da ortada kalmazdı.

Maalesef, sevgili arkadaşlarım, biz her şeyi birbirine karıştırır konumdayız. Eğer siyaset şu sporun üzerinden elini çekebilse, çok başarılı olacağız. Yani nasıl bazı eleştiriler vardı, herkes yerinde oynasa daha başarılı oluruz diye Fatih Terim’e de eleştiriler vardı, sporun üzerinden çekebilirsek elimizi çok başarılı oluruz diye düşünüyorum.

Sevgili arkadaşlarım, ikinci bölümü, sporla, Türkiye’yi tanıtma bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığının harcadığı paraların çok çok azına bir spor müsabakasıyla yüzlerce televizyonun ve de yüzlerce ülkenin o ülke hakkında büyük bilgi sahibi olduğunu görüyoruz. Yani bu sporcular hem ülkesine para kazandırıyorlar hem bu sporcular o ülkenin tanıtımında, o ülkenin var oluşunda Türkiye’ye, dünyaya herhangi bir konuda, kültürel konuda, turizm yerleri konusunda, turistik açıdan, her açıdan ülkenin tanıtımı açısından büyük imkânlar sağlıyor. Bu çocuklarımız, bana göre, her şeyi hak ediyorlar diye düşünüyorum. Geride kalan, geçmişte başarılı olan arkadaşlarım da her şeyi hak ediyorlar.

Bu sporcuları, sevgili arkadaşlarım, eğer, yetiştirirken hükûmetler daha dikkatli olup altyapılarını böyle biraz sağlam yapabilirse, yani amatör spora da biraz önem verebilirsek, o amatör spordaki… Mesela Derwall’di galiba zannediyorum, Trabzon’a bir geziye gitmiş, Galatasaray-Trabzonspor maçından sonra Trabzon’u gezerken, bir sokaktan geçerken bakmış ki, alt tarafta eczaneler, üst tarafta doktorlar, “Ya burada eczaneler, doktorlar ne kadar çok. Ama yeşil saha hiç göremedim.” demiş. Yani biz eğer bakabilirsek, bunun altyapısını yapabilirsek Türkiye’de sporcuların, dışarıdan, işte Almanya’dan futbolcu ve yurt dışından Elvanları getirmeyiz. Yani getiririz tabii, onlar da gelsinler, Türkiye’yle ilgili, onlara karşı değilim, onlarla da başarırız ama, kendi çocuklarımıza, o amatör spora biraz daha eğilebilirsek, o sahaları çoğaltabilirsek, bu konuda partizanlık yapmazsak, hükûmette görev yapan insanların ta köşedeki amatör spor kulüplerine kadar eli uzanmazsa… Ya ne olur, amatör spor kulübü federasyonu başkanı hükûmetten de olmayıversin, o amatörler kimi seçerse seçsin! Niye bu kadar böyle ta onun içine kadar iktidar partileri giderler oradakileri iyice kurcalarlar; hükûmet girer, bakan girer, o bölgenin belediye başkanları girer, girer, girer de girer. Ya bırakın sporu! İnanın, serbest bıraktığımız zaman o kadar çok çabuk başarı gelecek ki. Ama biz, maalesef, hükûmete gelince, elimiz kolumuz bağlı, her şey benden olsun! Olsun kardeş, ne olacak senden olursa? İşte Futbol Federasyonu senden oldu, ne yaptın, ne geçti eline? Senin adamların geldi. Gelsin, geldikten sonra ne olacak? Başarı sana mı yazılacak? Yine Türkiye’ye yazılıyor. Yani siyaset adamlarının siyaseti er meydanında yapmaları lazım. Böyle derneklerle, şoförler cemiyetiyle, spor kulüpleriyle, bu kurum ve kuruluşların üzerine giderek bunları yapmaları çok doğru değil, çok sağlıklı da değil diye düşünüyorum. Bu bakımdan, ben Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün bu konudan, bütün federasyon konularından… Çünkü, içinde bulunduğumuz durumu…

Arkadaşlar dinlerse, Sayın Bakan dinleyecek meşgul etmezseniz. Sevgili arkadaşım, bilemiyorum milletvekilini… Eğer önemli değilse tabii, konuşmayalım hiç!

Halterin durumunu biliyorsunuz, şu Süreyya’nın başına geleni biliyorsunuz. Eğer siz devlet olarak bu federasyonlara el attığımız zaman rezil oluyoruz dünyaya. Halterde dünyada en çok başarısızlık dönemimizi yaşadığımız dönem devletin, devlet adamlarının, spordan sorumlu bakanların, hükûmetlerin spor federasyonlarına el atmasıdır. Halterde böyleyiz, atletizmde böyleyiz. Yani eğer bunları özgür bırakabilirsek biz daha çok başarılı oluruz diye düşünüyorum.

Bir de belediyelerimizin… Biliyorsunuz sevgili arkadaşlarım, hiç böyle durmadan maalesef spor kulüpleri üretiriz, altyapılarına yardım etmeyiz, amatörlere yardım etmeyiz. Ben söylemiştim, kızıyordu Melih Bey bana “250 milyon dolarlık oyuncak aldı oğluna.” demiştim. Ankaraspor’u kurdu belediyenin paralarıyla, nereden kurduğu belli değil. İstanbul Büyükşehir var bir tane daha Birinci Lig’de. Yani biz, Birinci Lig’deki spor kulüpleri, futbol kulüpleri işte Diyarbakır olsun, Adana olsun, Şanlıurfa olsun, doğu ve güneydoğuya gitsin, çeşitli illerde olsun, hem ekonomik açıdan hem sportif açıdan hem kardeşlik açısından çok faydalı olur diye düşünüyoruz, ama bakın Birinci Lig’dekine, dört tane: İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli tamam, başka bir ilimiz yok sanki Türkiye'de.

SADULLAH ERGİN (Hatay) – İzmir yok.

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – İzmir yok tabii.

Yani daraltıyoruz, onu demeye çalışıyorum, yani beş tane, on tane ille daraltıyoruz. Bir şehirde dört tane Birinci Lig kulübü, ama belediyeler eğer bunlardan ellerini, eteklerini çekerlerse… Belediyenin işi değil ki bu! Belediye amatör küme yapsın, altyapı yapsın, şehir kulüplerinin göçük sahalarını yapsın. Sahalarının kiralarını ödeyemeyen o kadar çok amatör kulüp var ki sevgili arkadaşlarım, ama nedense feryatları çıkmıyor, feryatları çıkıyor da sesleri duyulmuyor. Neyse, bu kadar, hepsine biz gerekeni yapacağız, elimizden geldiği kadar uğraşacağız, geleceğiz.

Biliyorsunuz yarın büyük bir maçımız var. Bu şampiyonada Türk Millî Takımı çok büyük başarı elde etmiştir. Kim ne derse desin, çocukların alın teridir. Onlar ter içinde koşarken böyle nefes alışları bile bizim yüreğimizi hoplatıyordu, onların her soluk alışı Türkiye'de 70 milyonun soluk alışı gibiydi. Başarı, herkesin başarısıdır -bilin diye söylüyorum- yalnız oradaki 18 tane çocuğumuzun değil, Türkiye'de bütün herkesin, o top oynayanlar, kadrodan çıkartılanlar, millî takıma çağrılmayanlar, bütün sporcuların başarısıdır, yeter ki bu başarı… Sevgili arkadaşlarım, işte, zannediyorum biraz sonra da onları ödüllendireceğiz, maddi açıdan olmasa bile manevi açıdan onları ödüllendireceğiz diye düşünüyorum.

Tabii, bütün bunlara geriye dönüp baktığımız zaman sevgili arkadaşlarım, bunlar cumhuriyetin eserleridir. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu bu rejim düzeni var ya, hani bu cumhuriyet, bazılarının “travma yarattı” dediği cumhuriyet. Kan döküldü. 1920’lerde sevgili arkadaşlarım, Almanya’da Nazizm, Rusya’da komünizm, İtalya’da faşizm, yani kısacası, kısmi demokrasi olan ülkelerden alınıyordu bunlar, tek bireylere veriliyordu, ama Türkiye'de bir kişiden alınıp millete dağıldı ve o proje sayesinde, bizim çocuklarımız Avrupa’da bugün başarıdan başarıya koşuyor. Gerçi Türkiye’de Mustafa Kemal devrimlerine “travma” diyenler bunları anlamayabilirler, bunları pek içlerine sindiremeyebilirler, ama bilsinler ki, şu bayraklar dalgalanıp, şu ezanlar söyleniyorsa, bu, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları sayesinde olmuştur. Bunu böyle bilin diye söylüyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

Sevgili arkadaşlarım, insanlar şunu unutmayacak: Millî bayramları olmayanların dinî bayramları olmaz. Herkes kafasına yerleştirsin, herkes kafasında netleştirsin, herkes kafasının içine koysun. Bu başarı geliyorsa, bu başarı Mustafa Kemal ve arkadaşlarının yaptığı projeden geliyor, onların Avrupa’ya dönük yüzünden kaynaklanarak geliyor. Yoksa Türkiye’yi karanlığa götüren zihniyetle mücadele ederek neler kazanmışız hepiniz biliyorsunuz. Burada oturan arkadaşımın kravatı… Ve burada bulunan milletvekili arkadaşlarımın hepsi Anadolu çocukları. Hanginiz burjuvanın çocuğusunuz? Hanginiz aristokratın çocuğusunuz? Hepimiz öyleyiz. Ben Malatya’dan gelen Kürt Mevlüt’ün oğluyum. Eğer bu koltuklarda oturuyorsam, Dengir Mir Mehmet Fırat bu koltuklarda oturup Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkan Yardımcılığını yapıyorsa, eğer Tayyip Erdoğan -beğenirsiniz beğenmezsiniz, kimisine göre eksik olabilir- Başbakanlık yapıyorsa bu ülkede, bu, Mustafa Kemal devrimleri ve bu rejim sayesinde olmuştur. Herkes haddini bilecek, sözünü geri alacak sevgili arkadaşlarım. Neyin taravmasıymış bu, kimin beyni karışık, onu merak ediyorum. Mustafa Kemal ve arkadaşları, bu devrimleri yaptıktan sonra, Anadolu’ya gittikleri zaman     -Anadolu’nun bütün şehirlerinde, hangi şehre giderlerse gitsinler- o milletin sevgisiyle, milletin coşkusuyla bağırlarına basa basa karşılandılar. İnsanlarımız sokakta ağlıyorlardı, Mustafa Kemal’i görmek için yarış ediyorlardı. Böyle kan dökeceğiz, böyle mücadele edeceğiz, böyle çaba sarf edeceğiz, çıkacak birisi, gelecek diyecek ki: “Mustafa Kemal devrimleri travma yarattı.”

Sevgili arkadaşlarım, buna önce Adalet ve Kalkınma Partisinin karşı çıkması lazım. Şurada ne diyor bak: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Ne güzel söylemiş Mustafa Kemal. (AK Parti sıralarından gürültüler) Sizden söylüyorum, sizden, sevgili arkadaşlarım, biliyorsanız bunu mesele yok. Biliyorsanız, kulağını çekeceksiniz, diyeceksiniz ki: “Arkadaş, niye söylüyorsun sen bunu?” Biz burada oturuyorsak, bu yazılar varsa Mustafa Kemal’in devrimleri sayesinde olmuştur, devrimleri sayesinde. 50’lilerde İsmet Paşa kendi eliyle teslim etti bize demokrasiyi sevgili arkadaşlarım. Etmeyebilirdi, hatırlarsanız, 1946’da seçim yapıldıktan sonra “Teslim etme” dediler. Dediler ki: “Ben demokrasiye inanan bir insanım.” Kendi eliyle götürdü İsmet Paşa, teslim etti. Biz, böyle bir soydan gelen, kökten gelen bir siyasi partinin mensuplarıyız. Siz burada oturuyorsanız, milletvekili oluyorsanız, hepiniz yörenizden gelip buralarda bu yemini ederek burada yaşıyorsanız, bu rejimde yaşıyorsanız, o sizin beğenmediğiniz, “Atatürkçü” diyordunuz ya, “Biz Atatürkçüyüz” diyordunuz... Atatürkçüyseniz, çıkın savunun Atatürk’ü. Arkadaşlarınız hakaret ediyor, direkt saldırıyorlar artık, karşıdan saldırıyorlar. Artık öyle şey yok. Hani “Kenardan saldıralım” diye yok, artık direkt kafadan saldırıyor. Direkt karşıdan saldırıyor artık, devrimleri bahane ederek önce arkadaşlarına, sonra Atatürk’ün yaptığı devrimlere. Bunlar çok yanlış şeyler. Bu şeylere tevessül etmemek lazım. Onu anlatmaya çalışıyorum. Bizim, kendi tarihimize dönüp bir bakmamız lazım, nereden nereye geldik. Hangi sayede geldik? Nasıl geldik? Hangi rejimle geldik? Bu devrimler olmasaydı, bir anda biz nerelerde olurduk sevgili arkadaşlarım? Bunları çok iyi bilmek lazım. Bunları çok iyi bilerek konuşmak lazım diye düşünüyorum.

Genel Başkanlık yapan arkadaşlarımıza bakın Allah aşkına: Süleyman Demirel bir köylü çocuğu, gelmiş, bu ülkede Cumhurbaşkanlığı yapmış. Deniz Baykal’ın babası 6’ncı dereceden bir devlet memuru. Tayyip Erdoğan’ın babası bir esnaf, bir çalışan. Abdullah Gül’ün babası bir esnaf. Böyle insanlardan geliyor. Sizlerin çoğu, hepiniz emekle geliyorsunuz, çalışıyorsunuz, didiniyorsunuz. Çoğunuz memur çocuğu, işçi çocuğu, köylü çocuğusunuz. İşte, burada oturmamızın bedeli, Mustafa Kemal ve arkadaşları sayesinde olmuştur.

İKRAM DİNÇER (Van) – Aksini söyleyen yok ki!

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – Aksini söyleyen, işte Dengir Mir Fırat. Söylüyorsunuz kardeşim! Bazı zaman o söylüyor. Söylüyorsunuz. Söylemiyor musunuz aksini? Söylüyorsunuz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Travma geçirenler var. Beyin travması geçirenler var!

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – “Travma geçiren…” Ne demek “Travma geçirmek?” “Travma geçirmek” ne demek sevgili arkadaşlarım? “Mustafa Kemal devrimleri travma geçirtti.” demek ne demek?

İKRAM DİNÇER (Van) – Siz anlamak istediğiniz gibi anlıyorsunuz.

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – Ne demek “Travma geçirdi” demek? Bunu anlamaya çalışıyorum. Bu ne demek? Bunu bir açıklasınlar bakalım ya!

“Ben bunu sosyolojik anlamda söyledim.” diyor. Sosyolojik anlamda söylediysen, git, beyefendi, üniversitede hocalık yap, hocalık! Siyaseti bırak!

OKTAY VURAL (İzmir) – “Tramvay” mı demiş! Tramvay çarpmış olmalı!

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – Siyaseti bırak, git hocalık yap! (CHP sıralarından alkışlar) Siyaset adamının söyleyeceği söz değil o. Ya söyleyeceğin sözü… Allah ne demiş biliyor musunuz? İki dudak, bir dil vermiş “İki düşünün, bir söyleyin” demiş. Ama alıştık biz, Adalet ve Kalkınma Partisinin iki ileri, bir geri adım gidip gelmesine. Onun için, çok fazla yadırgamıyoruz diye düşünüyorum. (AK Parti sıralarından gürültüler)

Sevgili arkadaşlarım, tabii moda oldu, Ali Babacan gidiyor yurt dışına Türkiye’yi şikâyet ediyor, diyor ki: “Türkiye’deki Ermeniler, Rumlar, Yahudiler değil Müslümanlar bile baskı altında.”

ERTEKİN ÇOLAK (Artvin) – Sen futboldan konuş.

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – İşte bak, diyorum ki: Bu spor var ya, bu aydınlık yüzüyle işte, Avrupa’ya dönük olduğumuz için, bu rejimlerden kaynaklanıyor. Eğer, siz bunları yok etmeye çalışırsanız o kızımız gibi… Ne diyor? “Ben Atatürk’ü sevmiyorum, Humeyni’yi seviyorum. Keşke Fransız İhtilali devam etseydi.” Aynı kafada mısınız kardeşim?

BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) – Ya, kişisel meseleleri böyle genel mesele hâline getirme.

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – Ya, mesele hâli yok. Ama bak, bu nereden kaynaklanıyor? Bu, böyle boşuna söylenmiş sözler mi, arka arkaya takip eden sözler mi? İnanıyor musunuz buna? Bir Dengir Mir Fırat söylüyor, televizyondaki bir kızımız söylüyor. Bir Dışişleri Bakanı gidip de yurt dışına Türkiye’yi şikâyet eder mi Allah aşkına ya? Biz Müslümanlığı Türkiye’de aslan gibi yaşıyoruz, bize hiç kimse karışmıyor. Biz Müslümanlığı Müslüman gibi yaşıyoruz.

BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) – Elhamdülillah yaşıyoruz.

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – Ama biz Müslümanlığı Ali Babacan gibi yaşamıyoruz. Ali Babacan Türkiye’deki Müslümanlığın yaşam şeklini beğenmiyorsa yolu açık kardeşim, işte şurada. Dön bak, İran var, Irak var, şurası; gitsin, yaşasın, görsün. Eğer beğenmiyorsa görsün…

BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) – Bir kişiye indirgiyorsun.

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – Onu anlatmaya çalışıyorum.

Yani biz Türkiye’yi şikâyet etmeye, Türkiye’yi hor görmeye alışmışız. Ya, ne geçiyor elinize anlamadım ki. Sen bu ülkenin Dışişleri Bakanısın kardeşim, eğer Türkiye’de gerçekten insanlar dinini özgürce kullanamıyorsa altı yıldır hükûmettesin, ne işe yarıyorsun? Gereğini yapsana! Gereğini yapmıyorsun, dışarıda şikâyet ediyorsun. Olmaz sevgili arkadaşlarım, bunlar yanlış şeyler ama biz bunlara alıştık. (AK Parti sıralarından “Demagoji yapıyorsun.” sesleri, gürültüler)

Demagojiyle alakası yok. Eğer bunların başarısı varsa tamamen bu rejimin, bu cumhuriyetin getirdiği başarılardır, bu cumhuriyetin getirdiği kazanımlardır, cumhuriyetin getirdiği birlik beraberliktir. O bakımdan hiç kimse endişe etmesin, hangi çabalar içerisinde olursak olalım biz laik, demokratik cumhuriyetle yaşamaya devam edeceğiz. Biz bu ülkede çocuklarımızın geleceğiyle ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Sevigen, konuşmanızı tamamlayınız.

Buyurun.

MEHMET SEVİGEN (Devamla) – Sayın Hamza Yerlikaya’nın getirdiği bu öneriyi sevinçle karşılıyoruz ve destekliyoruz. Getirdiği için teşekkür ediyorum.

Beni dinlediğiniz için hepinize de saygılar, sevgiler sunuyorum, eksik olmayın. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

AK Parti Grubu adına Sivas Milletvekili Sayın Hamza Yerlikaya.

Sayın Yerlikaya, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA HAMZA YERLİKAYA (Sivas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi üzerinde grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Değerli Milletvekilimiz Mehmet Sevigen Bey’e çok teşekkür ediyorum katkılarından dolayı. Bizler de Türkiye’deki, Türkiye’mizdeki sporcularımızın, yurt dışında ülkemizi onuruyla, şerefiyle, layıkıyla temsil etmiş sporcularımızın Meclis çatısı altındaki temsilcileri olmaya bir nebze gayret ediyoruz ve bu konuda da desteklerinden dolayı kutluyorum, çok sağ olun, var olun.

Ülkemiz adına çok önemli bir haftayı geride bıraktık. Hepimizin bildiği gibi, Avrupa Futbol Şampiyonası’nda yarı finale kalmamız tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. A Millî Futbol Takımı’mızın bu başarısı, yurt içinde ve yurt dışında tüm vatandaşlarımızın göğsünü kabartmış ve büyük sevinç gösterileriyle kutlanmıştır. Vatandaşlarımıza bir konuda hatırlatma yapmak istiyorum: Hiçbir başarı insan hayatından önemli değildir. Silahları artık bir kenara bırakalım. Silah bir kutlama aracı değildir. Sevinçler hüzünlere dönüşmesin, davullarla, zurnalarla, halaylarla sevinen bir Türkiye olmaya artık alışalım.

Bu büyük başarıda emeği olan herkese huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Teknik ekibi, federasyonu, yönetimi, idaresi, masörüne kadar, sporcularına kadar herkesin bu başarıda büyük katkısı olduğuna inanıyor, çarşamba günkü mücadelede de millî takımımızı canıgönülden destekliyor, büyük başarıya imza atacaklarına inanıyorum.

Değerli milletvekilleri, ben bugün size sporun, ülkelerin kültürel, sosyal, coğrafi yönden tanıtımına, uluslararası itibarın artmasına, ekonomik yönden kalkınmasına ve birçok olumlu etkilerinden bahsetmek istiyorum. Ama, yaşamış olduğumuz son on beş gün bize bunları fazlasıyla anlatmıştır. Sporun insanın kişiliği üzerinde olan etkileri göz önünde tutulduğunda, insanın kişilik gelişimi açısından sporun önemi yadsınamaz; insanların başarılı olma ihtiyacı, psikososyal gelişim süreci içerisinde kendine olan güvenini kazanması ve tazelemesi açısından büyük önem taşır. Kişinin kendisini başarılı kılabilmesi ve hissetmesinin en kolay yolu spor ile olmaktadır.

Değerli milletvekilleri, ülkemiz ve milletimiz adına yurt dışında çok zor başarılar elde ediyoruz ve bu başarıların bir kısmı aynı sporcularımız tarafından tekrarlanmakta. Biz bu değerlerimizi el üstünde tutmalı, yaşatmalı ve çoğaltmalıyız.

Üzülerek belirtmek isterim ki -belki bu, bizlerin istemediğimiz yönü- bir değerimizin yaşarken kıymetini maalesef bilemiyoruz. Kıymetini bilmek için illaki onu musalla taşında görmeye alışmış bir toplum olmaktan vazgeçmek gerektiği kanaatindeyim.

Saygıdeğer milletvekilleri, bundan sonra şampiyonlarımızın değerini yaşarken bileceğiz, onlara layık olduğu değeri vereceğiz. Yeni şampiyonların çıkmasının önündeki engelleri kaldırmış olacağız. Gençliğe örnek olarak onları gösterecek, bu çalışmalarla hazırlıklarımızı sürdüreceğiz. Sporu bıraktıktan sonra muhtaç olmadan daha iyi imkânlarla yaşamak ve yaşatmak için elimizden gelen ne varsa onu yapmak gayreti içindeyiz.

Değerli milletvekilleri, olimpiyat ve dünya şampiyonaları gibi önemli ve büyük spor organizasyonlarında başarı kazanan üst düzey performans sporcularının faal sporculuk dönemlerinde söz konusu başarıları kazanabilmesi için yapmak zorunda oldukları sportif çalışmalar çoğu zaman öğrenim ve çalışma hayatını aksatabilmekte ve bu durum faal sporculuk döneminin sona ermesiyle birlikte söz konusu sporcuların maddi yönden çok zor durumda kalmalarına neden olmakta, zaman içinde söz konusu başarıların unutulması da sporcuları manevi yönden yıkmakta ve yeni nesillerin de spor yapma azmini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu kanun teklifiyle başarılı sporculara  ve ailelerine aylık bağlanması maddi yönden, “devlet sporcusu” unvanı verilmek suretiyle de manevi yönden takdir edildiklerini görmek, onları refaha ulaştırmanın yanı sıra spora yeni başlayan çocuklarımıza büyük bir şevk katacaktır. Devletimizin ve kurumlarımızın verdiği maddi ve manevi destek çok büyük moral kaynağıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepimizin çocukları var. Onların en iyi şekilde eğitim almaları için şahsen elimizden ne gelirse fazlasıyla yapmaya çalışıyoruz. Çünkü, bizden sonra kimseye muhtaç olmasın, iyi eğitimli, donanımlı olsun istiyoruz ve en önemlisi, gelecekte bu memleketi onlara emanet edeceğiz.

Şimdi tüm milletvekillerimize bir soru sormak istiyorum: Çocuğunuzun öğretmeni size gelse, “Evladınız derslerinde başarılı, fakat karate, judo, halter, güreş gibi başka branşa yeteneği var. Üstünde durulursa ileride ülkemize uluslararası alanda başarı getirebilir.” dese, siz evladınızın eğitimini yarıda kesmesini ya da aksamasını göze alabilir misiniz?

Bakınız sayın milletvekilleri, ben olimpiyat şampiyonu bir sporcu olarak inanın “Göze alırım.” diyemiyorum. Bizler hayatta en büyük riskleri kendi isteğimizle göze aldık. İşte ben yükseköğrenimimi daha yeni tamamladım. Normal süremden on yıl geriden geliyorum. Ama benim için zarar değil. Neden? Çünkü, akranlarım üniversitede öğrenim görürken ben daha mühim işler yaptım, milletim ve ülkem adına her gün çok uzun süren idmanlar yaparak ülkeme çok ciddi başarılar getirmiş bir milletvekili olarak buradan konuşuyorum. Siz bu riskleri çocuğunuz için alabilir misiniz ya da müsaade eder misiniz?

Her iyi sporcu şampiyon olamayabilir. Binlerce iyi seviyede sporcu var ama her defasında yalnızca bir tanesi şampiyon oluyor. Şöyle geriye dönüp hafızanızda yaşadıklarınızı bir tazeleyelim. Hayatınızda girdiğiniz risklerin kaç tanesini kendi çocuğunuzun yaşamasını istersiniz?

İşte, değerli milletvekilleri, bu kanunla şampiyonlarımızı, dolayısıyla evlatlarımızı daha güzel bir gelecek bekliyor. Artık spor yapmak isteyen çocuğumuza cevaben “Evladım, bunun sonu yok; işsiz kalırsın, aç kalırsın.” demeyeceğiz ve bundan sonraki cümleyi literatürümüzden çıkaracağız. Şampiyonlarımız sporu bıraktıktan sonra da maddi anlamda örnek bir yaşam sürecek, çocuklarımız spora yönelecek, hem fikren hem de bedenen sağlıklı nesiller yetişmiş olacak. Sigaraya ve uyuşturucuya  başlama yaşının dünyada ilköğretim çağlarına indiği günümüzde evlatlarımızı bu kötü alışkanlıklardan bu sayede uzak tutmuş olacağız.

İçinde yaşadığımız bilgi çağında her geçen gün daha cazip hâle getirilerek evlatlarımızı sosyal hayattan uzaklaştıran bilgisayar, cep telefonu gibi teknolojik ürünlerin bundan sonra çocuklarımızın daha az vaktini alacağı kanaatindeyim.  Her geçen gün daha karmaşık hâle gelen sanal dünyanın olumsuz etkilerinden çocuklarımızı kurtaracağız. Sağlıklı bir bedene ve beyne sahip nesiller için imkânlarımızı bugün seferber etmezsek gelecekte bizleri bekleyen tehlikeleri, hele de üzerinde yaşadığımız bu coğrafyada nasıl bertaraf edeceğiz? Yarın “Geç kaldık, eyvah!” dememek için, devletimiz ve milletimizin aydınlık geleceği için bu kanunun vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Sporu ve sporcuyu hiç yalnız bırakmayan başta Sayın Başbakanımıza, spordan sorumlu Devlet Bakanımıza ve Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğümüze, siz değerli milletvekillerimize, Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi ve 22’nci Dönemde Grup Başkan Vekillerimiz Eyüp Fatsa ve İrfan Gündüz Hocama katkılarından dolayı çok çok teşekkür ediyorum.

Bu kanunumuzun Türkiye’mize, milletimize,  millî takımlarımıza hayırlı olmasını canıgönülden diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yerlikaya.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal.

Sayın Günal, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Milliyetçi Hareket Partisi adına, görüşülmekte olan tasarı hakkında söz aldım.

Değerli arkadaşlarım,  öncelikle az önce konuşmasını yapan Sayın Hamza Yerlikaya başta olmak üzere, emeği geçen bütün bürokrat arkadaşlara, Komisyondaki arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Burada, spor, barış, dostluk, kardeşliktir diyoruz. Son dönemde hakikaten üzerinde uzlaşarak çıkardığımız ender kanunlardan bir tanesi yani her ne kadar bazı ayrıntılarda tartıştıysak da. Dolayısıyla, bunun da iktidar grubu açısından bir örnek olmasını, diğer kanunlarda da benzer yaklaşımların izlenmesini istirham ediyorum. Böylece daha sağlıklı bir şekilde kanun yapma sürecini yürütürüz diye düşünüyorum.

Bu çerçevede diğer bir teşekkür ve başarı mesajı da Millî Futbol Takımı’mıza. Bu, sadece bizim 70 milyon olarak hepimizin kenetlendiği bir başarı değil, tüm dünyaya örnek olan, bir nevi büyük takımlara karşı bir başkaldırı örneği gibi diğer az gelişmiş ülkelere de turnuvadan elenen ülkelere de örnek olduğumuzu gördük.

Öbür yandan, yalnız bu kutlamalarda da yine birtakım sıkıntılı işler olduğunu gördük. Konuşmama başlamadan önce bu konuda da vatandaşlarımızı uyarmak istiyorum. Kutlama yapmasını hâlâ bazı durumlarda beceremiyoruz. Bu konularda da hassas olunmasını, bir kutlamanın… Bir canın bütün şampiyonluklardan daha önemli olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla, spora uygun şekilde kutlamaların da yapılmasını temenni ediyorum. Bu vesileyle hatırlatmış olmak istedim.

Diğer bir, spor vesilesi gündeme gelmişken… Değerli arkadaşlarım, biz, maçın oynandığı sırada Romanya’da Meclis Futbol Takımı’nın Romanya’yla yapacağı maç için oradaydık. Oradaki tepkileri görünce, gerçekten Türkiye'nin başarısının önemini bir defa daha kavradık. Bu vesileyle yine futbol takımındaki arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Son bir, spor günü, bugün spor günü, onun için az önce de Meclisin tenis turnuvasına katılım plaketini alıp geldik. Değerli arkadaşlarım, bu tip sportif faaliyetler, parti ve siyaset gözetmeden arkadaşlarımızın bir araya gelmesine vesile oluyor ve başta, ben de konuşmamın başında sporun siyasete alet edilmemesini, spordaki başarıların da tüm milletin başarısı olarak tüm Türk milletine mal edilmesi için bu konuda da hassas olmamız gerektiğini düşünüyorum. Baştan belirtmiştim, spor, dostluk, kardeşlik, barışın sembolüdür diye. Dolayısıyla bu müesseseyi yıpratmadan tüm Türk milletine mal etmeye hep beraber gayret edersek mutlu oluruz.

Şimdi, sporun toplumsal boyutu var. Öncelikle arkadaşlar, sporu yapan açısından, kazanmaya dönük teknik ve fiziki bir çaba; izleyen yani seyirci açısından, yarışmaya dayalı estetik bir süreç; toplum genelinde oluşturulan bütün içinde de yerine göre o toplumun çelişki ve özelliklerini olduğu gibi yansıtan bir ayna, yerine göre de yönlendirmede bulunabilen etkili bir amaç olarak tanımlayabiliyoruz. Ancak son tahlilde baktığımız zaman sporun toplumsal bir etkisi olduğu, toplumsal bir müessese olduğu kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Değerli arkadaşlarım, burada bir başka açıdan baktığımız zaman da spor ülkelere saygınlık kazandırmak, çeşitli olay ve durumlara tepki göstermek, bazen bir ülkenin propagandasını yapmak veya belli ülkeleri uluslararası topluluğa kazandırmak ya da ondan soyutlamak için de kullanılan, çok yararlı ve etkili olan bir diplomatik araç olarak da kullanılabilmektedir.

Günümüzde gelişmiş ülkeler siyasi yapılarına göre belirledikleri spor politikalarını en etkin şekilde gerçekleştirecekleri spor örgütlenmeleriyle ve spor yönetimi sistemleriyle yönlendirebilmektedirler. Zaman içerisinde sporun örgütsel bir yapıya kavuştuğunu ve yönetsel bir sistemin oluştuğunu görüyoruz.

Toplumun spora bakış açısı dolayısıyla sporun yönetim ve organizasyonu büyük bir önem taşıyor. Bu vesileyle bu saygınlık mücadelesinde önemli bir yeri olan spor faaliyetlerinin daha organize bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Başarıları sürekli olan ülkelere baktığımızda, sporun bu toplumların bir yaşam biçimi hâline geldiğini görüyoruz. Dolayısıyla başarılı sporcuların ödüllendirilmesi -bugün bu kanun tasarısında olduğu gibi- veya kendilerinin teşvik edilmesi ve sporcu yetiştirmeye ilişkin altyapının oluşturulması bu anlamda büyük önem taşımaktadır.

Bu amaçla sporun toplumun çeşitli kesimlerine yayılabilmesi ve yaygın bir hâl alabilmesi için hem devlet tarafından yerine getirilmesi şart olan fonksiyonlar hem de fertlerin ve sosyal grupların önemli katkıları gerekmektedir. Esas itibarıyla bütün insanlar için spor gereklidir. Sporla birlikte her insan kendine özgü bir yaşam tarzı geliştirir ve bu esnada da bütün insanlarla bütünleşerek bir sosyal etkinliğe girmiş olur. Burada, Anayasa’mızın 59’uncu maddesinde de, her yaştaki vatandaşlarımız için beden eğitiminin sağlanması yine devletin temel görevi olarak belirlenmiş bulunmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, diğer bir boyutu sporun, ülkelerin tanıtım aracı olarak kullanılmasıdır. Bizde yaygın bir şekilde kulüpler aracılığıyla spor yapılmakta. Ancak, esas itibarıyla sporun temel kaynağı olabilecek olan okullarımızdaki spor anlayışı maalesef gelişmemiş bulunmakta, aynı zamanda altyapısı da yetersiz bulunmaktadır. Eğer sporda uluslararası başarıları kalıcı hâle getirmek istiyorsak, yaygın olarak sporun yapıldığı kulüplere eşit imkânların yanı sıra bunları çalıştıracak, süreklilik sağlayacak sağlam bir sistemin de tesis edilmesi gerekmektedir.

Diğer bir husus da sporda toplam kalite yönetiminin yaygınlaştırılması olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada spor kulüplerimizin yapısının geliştirilmesi ve antrenörlerin yetiştirilmesi, altyapı sorunlarının giderilmesi ve mahallî idareler tarafından ve spor kulüpleri tarafından sistemli bir şekilde spor tesislerinin kazandırılması ve taraftarların ve seyircilerin de tatminini sağlayacak bir sistemin oluşturulması önem kazanmaktadır.

Değerli arkadaşlar, sporun yaygınlaşması açısından diğer önemli bir husus ise medya unsurudur. Geçmişten günümüze doğru baktığımız zaman hem sporun medyaya hem de medyanın spora karşılıklı etkisi görülmektedir. Özellikle sporun tüm dünyada bir sosyal olgu olarak gelişmiş olduğu konumda kitle iletişim araçlarının büyük rolü olmuştur.

Medya, sporun bunca değişik çeşidi, fizyolojisi, anatomisi, antrenman planlaması ve periyotlaması, organizasyon ve yönetimi, psikolojik ve sosyolojik yönü karşısında gerekli uzmanlaşmayı henüz sağlayamamıştır. Bu çerçevede, değerli arkadaşlar, özellikle profesyonel sporun gazetelerde daha çok yer aldığını ve birçok amatör spor dallarındaki başarılarımızın maalesef bu derece önemsenmediğini ve küçük puntolarla iç sayfalarda yer aldığını görüyoruz.

Değerli arkadaşlarım, burada diğer bir husus da sporun millî bir politika hâline getirilmemiş olmasıdır. Bu çerçevede Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman çözümden yana olduğumuzu ve her konuda da çözümlerimizi sizlerle paylaştığımızı biliyorsunuz. Bu hususlara geçmeden önce Atatürk’ün iki önemli sözünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Ulu Önder diyor ki: “Spor yalnız beden yeteneğinin bir üstünlüğü sayılamaz. Anlayış ve zekâ, ahlak da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı geri olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar.” Ve arkasından o meşhur sözünü söylüyor: “Ben, sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” Ve diğer bir sözünde ise “Her çeşit spor faaliyetlerini Türk gençliğinin millî terbiyesinin ana unsurlarından saymak lazımdır. Bu işte Hükûmetin şimdiye kadar olduğundan daha ciddi ve dikkatli davranması, Türk gençliğini spor bakımından da millî heyecan içinde özenle yetiştirmesi önemli tutulmalıdır." diyor.

Bu çerçevede, demek ki millî bir politika hâline sporu getirmeden ve gençliği buna yönlendirmeden başarılı olmamız mümkün değildir. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türk toplumunun her ferdinin, özellikle gençliğin beden ve ruh sağlığını geliştirmek için millî bir spor politikası uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede sigara, alkol ve her türlü uyuşturucu madde kullanımına, kumar ve benzeri alışkanlıklara, fuhuş, anarşi ve teröre karşı gençleri korumak ve bilinçlendirmek amacıyla aile müessesesinin güçlendirilmesine, gençlerin kendilerini ifade edebilecekleri sosyal ve kültürel ortamların oluşturulmasına önem verilmeli, spor ve sosyal faaliyet imkânları geliştirilmelidir.

Diğer bir önemli husus ise, millî spor politikamız doğrultusunda, gerekli insan gücünün yetiştirilmesine ağırlık verilmeli, mevcut eğitim-öğretim kurumları iyileştirilerek yeterli tesis ve öğretim elemanına sahip olanlar spor bilimleri fakültesine dönüştürülmeli, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine hız kazandırılmalıdır.

Ayrıca bu çerçevede, sporcunun sağlığına önem verilerek bu amaçla spor hekimliği yaygınlaştırılmalı, sporcular sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmalıdır.

Modern spor dallarıyla birlikte az önce de bahsetmiş olduğum amatör sporların yanı sıra geleneksel sporların -örneğin yağlı güreş ve cirit gibi- yaygınlaştırılması ve uluslararası hâle getirilmesi için de tedbirler alınmalıdır.

Ayrıca bu dostluk, barış ve kardeşlik timsali sporun Türk dünyasında da yaygınlaşması ve bu ülkelerin birbiriyle kaynaşması için Türk dünyası spor şenliklerinin organize edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Dolayısıyla, sonuç olarak, millî bir spor politikası çerçevesinde hem spor altyapısının hem de spor üstyapısının geliştirilmesi gerekmektedir ve bu çerçevede de bütün yerel yönetimlerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, millî eğitim kurumlarının bu altyapının yapılmasına destek vermesi ve topyekûn, gençlik politikasıyla birlikte bir spor politikasının oluşturulması gerekmektedir.

Bu vesileyle, son bir hususu daha dikkatlerinize sunmak istiyorum. Komisyonlarda da tartışmıştık ama bu süreçte gerçekleşmedi. Sporun dışında da bilim dallarında, bilim olimpiyatlarında, uluslararası alanda Türkiye'nin tanıtımına katkıda bulunan, Türkiye çapında değil sadece, dünya çapında başarılı olan diğer insanlarımıza da bu kapsamda teşvik verilmesi, onların yetiştirilmesine de destek olunması gerekmektedir.

İnşallah diğer kanun teklif ve tasarılarıyla bunları da yüce Meclis olarak gerçekleştiririz diyorum. 

Tekrar millî takımımıza ve emeği geçenlere başarılar diliyorum. İnşallah finalde de şampiyon olmak üzere hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Günal.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, gruplar adına konuşmalar tamamlanmıştır.

Şahsı adına söz talebi var mı efendim? Yok.

Teklifin maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

BAŞARILI SPORCULARA AYLIK BAĞLANMASI İLE DEVLET SPORCUSU UNVANI

VERİLMESİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

Amaç

MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; Türk vatandaşlarından uluslararası düzeyde üstün başarı kazanmış amatör sporculara ve bunların ölümü halinde bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocukları ile takım halinde olimpiyat veya dünya şampiyonu olmuş amatör sporcuların milli takım teknik direktörlerine aylık bağlanması ve uluslararası düzeyde üstün başarı kazanmış sporcular ile bunların milli takım teknik direktör ve antrenörlerine "Devlet Sporcusu" unvanı verilerek, bu başarılarının taltif edilmesi suretiyle Türk vatandaşlarının spora özendirilmesi ve bu çerçevede Devlet tarafından yapılacak yardımların şekli ile bu yardımlardan yararlanma usul ve esaslarının tespit edilerek Devlet Sporcusu unvanı verilmesine ilişkin şartların belirlenmesidir.

BAŞKAN – 1’inci madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut.

Buyurun Sayın Bulut. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 254 sıra sayılı “Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi” isimli teklif hakkında grubumun düşüncelerini ifade etmek üzere -1’inci madde hakkında- huzurlarınızdayım. Yüce Türk milletini ve muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, önümüzde bizlere büyük mutluluklar yaşatan millî takıma Almanya maçında başarılar diliyor, maç sonrasında, geçtiğimiz günlerde şehir eşkıyalarının yapmış oldukları bu büyük üzüntüye bir şekilde “dur” denilmesini, faillerinin tespit edilerek cezalandırılıp daha sonra akıl ve ruh hastanelerinde bunların tedavi ettirilip düzelmeden çıkarılmamasını diliyorum. Millî Futbol Takımı’mızın bu başarısı hepimizi mutlu etmiştir. İnşallah, Almanya zaferini de hep birlikte coşkuyla, ama zararsız, ama kavgasız bir şekilde karşılayacağız diyorum.

Değerli milletvekilleri, Anayasa’nın “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlıklı Üçüncü Bölümünde yer alan “Gençliğin korunması” başlıklı 58’inci madde ve 59’uncu maddede, devletin başarılı sporcuyu koruması emredilmektedir.

Ben, bizim bayrağımız olan, başımızın tacı olan, İstiklal Marşı’nı dünyaya dinletmiş, bayrağımızı dalgalandırmış Değerli Milletvekilimiz Hamza Yerlikaya’ya, Sayın Bakanıma ve bu işin mutfağı olan Beden Terbiyesi yetkililerine teşekkür ediyorum, geç de olsa devletin görevi olan bu görevi yerine getirmek adına böyle bir teklifi gündeme getirdiler. Bu teklif tabii ki aynı zamanda bir ihtiyaçtan da meydana geldi. Ülkede böyle başarılara imza atmış birçok sporcu, eğer imkânı ve çevresi varsa hayatını iyi şekilde, bir şampiyona yakışır vaziyette devam ettirmiştir. Ama bir sporcumuzun, Yozgat’ın bir köyünde çobanlığa mahkûm edilmiş eski bir şampiyonun o acı kaderini görmenin üzüntüsü içerisinde, bunun milletimizin bir ayıbı olduğunu huzurlarınızda ifade etmek istiyorum.

Başarı çok ihtiyacımız olan, bulunduğumuz coğrafyada mecburiyetten bizi mahkûmiyete götüren çok önemli bir kavram. Sadece sporda değil sanatta, bilimde, bu noktada büyük başarılara, şampiyonluklara ihtiyacımız var. Ülkede bunların ihmal edilmediğini, haklarının verildiğini, layık oldukları kıymetin kendilerine tanındığını ifade etmek çok zor. Gerçi, hangi kesimin hakları ihmal edilmemiştir diye bakarsanız, genel nüfusta toplam gelirden en az pay alan yüzde 20’lik kesim ile en çok pay alan yüzde 20’lik kesim arasındaki açının giderek büyüdüğünü ve bu farkın 8 kata ulaştığını düşünecek olursak, asgari ücretin 630 lira, bir devlet memurunun ortalama 850 lira aylığının olduğunu da düşünürsek, ülkede gerçekten şartların hiç de iç açıcı olmadığını, insanların zor ayakta durduğunu ifade etmek gerekiyor.

Ben, bölgemden bugün sabah geldim. Manyas ilçesini gezdim. Manyas ilçesinde, çiftçiler buğdayı başakta, kilosunu 25 kuruşa satmışlar. “Niye sattınız?” dediğimde, kendileri “Tarlam ipotekliydi. Bankaya mı verseydim? Mecburen sattım.” diye ifade ettiler.

Değerli milletvekilleri, bölgemizde halkımızın içinde bulunmuş olduğu bu durum tabii ki sporla… Sporun yeri ayrı. Başarıları gölgelendirmemesi lazım. Türk gençliğinin sağlıklı bir spora kavuşması, bunun beden ve ruh sağlığının karşılanması için devlet olarak, millet olarak üzerimize ne düşüyorsa mutlaka yapmamız gerekiyor. Okullarda ders programları, müfredat programları buna göre planlanmalı, buna göre düzenlenmelidir.

Eğitimde başarı gencin yeteneklerini tespit etmek, yetenekleri doğrultusunda onun eğitimini sağlamakla mümkündür. Okullarımızda yabancı dil eğitimi veririz. Üniversite öncesi altı yıl, üniversitede dört yıl, on yıl yabancı dil eğitimi alan çocuğumuz, on yıl sonunda bir yabancı dili konuşamaz. O hâlde, bu dili ders olmaktan çıkaralım, bunun eğitimini vermeyelim veyahut da bilimsel, çocuklara faydalı, öğretilebilir bir şekle sokalım. İşte, beden eğitimi derslerinin de okullarda sporun gelişmesine bu noktada yeteri kadar bir temel oluşturmadığını ifade etmek istiyorum.

İşte, bir teknik arıza da var. Sporla ilgili birim, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü bir bakana bağlıdır. Yine, gençlerin beden eğitimleriyle ilgili Millî Eğitim Bakanlığı ayrı bir şekilde eğitim, faaliyet sürdürmektedir. Bunların bir arada, bir araya gelip koordinasyonunun sağlanması konusunda zaman zaman tesislerin kullanılmasında, programların yapılmasında güçlükler de çekilmektedir. Ülkemizde spor faaliyetlerinde bu anlamda kurumlar arasında birlikteliğe, paylaşıma, iş birliğine ihtiyaç büyüktür.

İlköğretim çağından itibaren her çocuğun, eğitim, sağlık, güvenlik adı altında çocukların bir takibinin olması lazım. Türkiye’de gençlerimizi, çocuklarımızı gelişigüzel yetiştiriyoruz. Sporda da böyle. İlgilenen ailelerin, özellikle iyi yetişmiş öğretmenlerin tespit ettiği yetenekler, daha sonra çevre imkânlarıyla elinden tutularak bir yere getiriliyor. Yoksa çocuğumuzun ilkokuldan itibaren, ilköğretim okulundan itibaren eğitimdeki başarısı nedir, bu çocuğumuzun bir disiplin suçu, meyli, temayülü var mıdır, spordaki istidadı, yeteneği nedir? Bunların düzenli bir şekilde takip edilmesi mümkün değildir. Öğrenci takip dosyaları vardır okullarda, sadece âdet yerini bulsun diye doldurulur. Çocuk ilkokulda, ilköğretim okulunda arkadaşının çantasından hırsızlık yapar, hırsızlık gibi bir hastalığa sahiptir. Bunun tedavisi değil, disipline verilir, ceza alır. Eğer bu çocuk çok zeki, akıllı ise başarılı olur, üniversiteyi bitirir ama bu özelliği bilinmediği için bir kurumun başına getirilir, o kurumu soyar. Bu anlamda spordaki bu tespitin yapılarak çocuğun yetenekleri doğrultusunda ve imkânlar ölçüsünde eğitilmesiyle ondan çok iyi bir sporcu elde edilmesi mümkün olabilir. Spor için ülkede yeterince tesislerin varlığından da söz etmek mümkün değildir çünkü yerel yönetimler yeterince… Bu anlamda çalışmalar gösteriliyor.

Bir yanlış kanaat, ülkede “spor” deyince sadece “futbol” akla geliyor. Hâlbuki kendi imkânlarımızla ata sporumuz güreşten tutun, üç tarafı denizlerle çevrili, 7.333 kilometre sahil şeridine sahip, dünyada en uzun sahil şeridine sahip ülke olarak, Avrupa’da her ilköğretim okulunda yüzme ve oralardaki göllerde yelkencilik dersi verilirken biz bu zengin sahillerin fakir insanları, sahipleri, kaderini bize dayatanlara karşı yıllarca hep suskun kaldık. İşte, benim yetiştirdiğim yelkenci, Avrupa şampiyonu olmuş çocuklarımın da şu an yaşları tutmuyorsa bile önümüzdeki yıllarda, yaşı kırka geldiğinde bu çıkacak yasadan faydalanarak hayatını idame ettireceğini görmenin mutluluğunu yaşıyorum.

Yine, babalar, aileler çocuklarını “İleride iyi bir futbolcu olsun, para getirsin.” diyerek, “İstikbalini sağlasın.” diyerek sadece o yöne kanalize etmek yerine, “Eğer başarılı bir sporcu olursa yarın devlet ona bakacak.” kanaatinin de olması değişik spor dallarında çocukların yetişmesinin fırsatını yakalayacaktır.

Bu anlamda bu gelen yasayı biz canıgönülden destekliyoruz. Geç kalmış olsa bile, bizim bayrağımızı dünyanın her tarafında dalgalandıran, İstiklal Marşı’mızı söyleten, dinleten o kahramanları saygıyla, sevgiyle bizler selamlıyoruz. Önümüzdeki yıllarda, çıkacak bu yasadan moral alarak, inanarak…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bulut.

AHMET DURAN BULUT (Devamla) - …büyük başarılara imza atacak olan çocuklarımız inşallah Türk milletine layık olmanın, onların onurunu, gururunu, arkasında varlığını hissederek büyük başarılara imza atarak bizim göğsümüzü yine kabartacaklardır.

Bu yasanın hazırlanmasında, tekraren, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Spor dünyamıza, Türk milletine hayırlı olması dileğiyle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu.

Sayın Aslanoğlu, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Yasa Teklifi’nde grubum adına söz aldım. Değerli arkadaşlarım, demek ki sevgi, barış, dostluk adına olduğu zaman bu yüce Meclis, ortak değerimiz olan birtakım şeylerde birleşebiliyor. Bakın bu yasaya, tek bir tane -tüm partilerin, grubu olan olmayan- tek bir milletvekilinin muhalefet şerhi yoktur. Herkes, Plan Bütçe Komisyonundaki tüm arkadaşlarım, Sayın Yerlikaya’nın -teşekkür ediyorum- hazırladığı bu teklif görüşülürken tüm milletvekilleri, Plan Bütçe Komisyonundaki arkadaşlarımız, sevgiyle, dostlukla ve gurur duyarak buna imza attılar. Demek ki bazı şeyleri, ortak değerde bulaşabilirsek bu Meclis ortak bir değer yakalayabiliyor. Bunun için, bu Mecliste bu yasa, ortak bir değerdir, başarının değeridir. Ülkemizdeki sevginin, dostluğun… Ülkenin buna ihtiyacı vardır. Ülkenin sevgiye, dostluğa, birliğe, beraberliğe ihtiyacı vardır. Çünkü spor birliktir, beraberliktir, başarıdır, hedeftir. Bu Meclis dilerse, demek ki istediği zaman, ülkenin sorunlarına, birlik, beraberlik, hedef ve başarı noktasını yakalayabilecek noktaları bulabiliyor. Bu bir örnek olsun arkadaşlar, hepimize örnek bir yasa teklifi olsun.

Değerli arkadaşlarım, tabii, ben öncelikle millî takımımıza teşekkür ediyorum. Hepimize gurur yaşattı, yaşatıyor ve yarınki maçta da bir kez daha hepimiz onunla gurur duyacağız. Ben bugünden millî takımımıza, Hocamıza ve tüm futbolcu kardeşlerime bir kez daha başarı dileklerimi iletiyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu yasa… Bu dönem, yasama yılında yine bu Meclis sporla ilgili iki yasayı ortak yasa olarak aldı. Yani demek ki spor hepimizin ortak noktası, sevgi noktası olduğu zaman… Örneğin, spor kulüplerimiz çok büyük bir mali bataklık içindeydi. Türkiye’deki özellikle Birinci Lig’den sonraki, yani Süper Lig’den sonraki kulüplerimiz bir borç batağındaydı.

Yine Sayın Arıcı, Sayın Ali Uzunırmak, her iki gruptan ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Türkiye’deki kulüplerimizin sorunlarını hep burada dile getirdik. Ama Sayın Bakanıma teşekkür ediyorum, çok sıcak baktı ve geçtiğimiz günlerde, biliyorsunuz, Meclisimiz bu yasayı kabul etti ve Türkiye’deki spor kulüplerinin… Artık batmış kulüpler vardı. Yani 50 milyar borcu olan kulüplerimiz vardı. Süper Lig’de değil arkadaşlar, yıllardan gelen bir kangren borçları vardı. Bir şekilde artık bunu çözdük, bir şekilde artık on yıla yaydık. Artık kulüplerimiz bunu… Basit faize indirgendi. Çünkü arkadaşlar, bileşik faizdi yani Amme Alacakları Kanunu’na tabiydi ve çok yüksek faiz yiyordu. Her yıl faizi ödeyemezdi bu kulüpler. Bu nedenle ben bir kez daha tüm Meclisimize teşekkür ediyorum.

Yine sporcu kardeşlerimizin askerlik yaşlarıyla ilgili bir yasa teklifi vardı. Yine burada arkadaşlarımız hep beraber baktık, gerekiyordu ve bu yasa da artık Sayın Cumhurbaşkanı tarafından imzalandı, bugünden itibaren yürürlüğe girdi arkadaşlar. Demek ki ortak nokta yakalayabiliyoruz. Türkiye'nin buna ihtiyacı var, Türkiye'nin sevgiye ihtiyacı var, Türkiye'nin barışa ihtiyacı var. Türkiye'nin dışarıya, Türkiye dışına, birlik, beraberlik verdiğine, buna ihtiyacı var arkadaşlar.

Değerli arkadaşlarım, başarı toplumu motive eder, başarı toplumda huzur getirir, başarı toplumda barış getirir ama eğer başarısızlık varsa o toplumda huzursuzluk vardır, o toplumda her şey vardır. Bu nedenle, eğer biz, her dalda, ilimde, bilimde, sporda, her şeyde bir şekilde iyi hedefli bir ülke olursak ülkede herkes huzurlu ve mutlu olur arkadaşlar.

Değerli arkadaşlarım, tabii sporcularımız bizim kültür elçilerimiz, ülkenin yurt dışında tanınmasında yurt dışında ülkenin vizyonunu, ülkenin kültürel değerlerini yansıtan bir aynamızdır onlar. Her sporcumuzun kişiliği, yapısı, karakteri, tavrı bizim ülkemizi temsil ediyor. Ülke olarak karakterli, kişilikli, namuslu sporcularımız olduğu sürece ülkemizi dışarıda en iyi şekilde temsil ediyorsa bu hepimize gurur verir ve ülkenin imajına büyük yarar getirir. Bu, çok önemli bir etkendir ülkenin tanıtımında.

Tabii, ben, dilerseniz işin biraz ekonomik boyutuna girmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, öyle ülkeler var ki… Bakın o ülkenin döviz girdisine, bir numaralı döviz girdisi futbolculardan sağladığı döviz girdisidir. Gidin -Afrika’da küçük ülkeler var biliyorsunuz- bakın Gana’ya, dünyanın her tarafına futbolcu ihraç ediyor. Ülkenin en büyük geçim kaynağı, ülkedeki ailelerin en büyük geçim kaynağı sattığı futbolculardandır arkadaşlar. Yani, başarı, bir şekilde ülkeye gelir de getirir hâle geldi. Bugün Türkiye’ye baktığınız zaman, Türkiye’de başarılı sporcularımız yurt dışında görev aldığı zaman, yurt dışında görev yaptığı zaman mutlaka kazandığı bu parayı ülkemize getiriyor. Olaya bir de bu boyutuyla bakın. Biz, ne kadar başarılı sporcu yetiştirip bu sporcularımızı bir şekilde eğer uluslararası arenaya gönderirsek hepimiz bundan gurur duyarız. Bir şekilde bu arkadaşlarımız da ülkeye çok büyük bir ekonomik hizmet vermiş olur arkadaşlar. Olaya ben bir tarafıyla böyle bakmak istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, tabii amatör sporcularımız, amatörlerimiz, hakikaten çok cefa çeken ve sporun çilesini çeken… Özellikle amatör futbol kulüplerimiz, yağmurda çamurda, bir şekilde hakikaten Türkiye’de en büyük çileyi çeken, en büyük imkânsızlığı olan kulüplerimizdir. Yani, tüm illerimizde amatör kulüplerimiz -mutlaka yardım ediliyor ama- son derece güç durumda ve çaresiz, biçare, kendi eşofmanını kendileri yıkıyor, çantaları yok. Bir şekilde, bu amatör kardeşlerimize, Türkiye'deki tüm amatör kulüplerimize, mutlaka, malzeme yardımı yapmak zorundayız. Bu hepimizin görevi. O insanlar bunu geçim için yapmıyorlar, ekmek için yapmıyorlar, sadece amatörce yapıyorlar. Amatör sporlara destek olmak hepimizin görevi. Ben, bunun altını bir kez daha çizmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, tabii, tesisler… Tabii, özellikle amatör sporların yapıldığı alanlarda hâlâ daha önemli sorunlarımız var tesisleşme yönünde. Gerçi, ben Sayın Bakana teşekkür ediyorum. Yani birçok ilde o çok kötü tesislerde önemli aşamalar yapıldı ve en azından o çamur sahalar, yani yürünmeyecek sahaların çoğu gitti, ama hâlâ daha amatörlerimizde “semt sahaları” dediğimiz… Buralarda kulüplerimize amatör evleri yapmak zorundayız. Ben Sayın Bakandan istirham ediyorum. Tüm kulüpleri bir çatı altında toplayacak, her birinin birer odası ve ortak soyunma odaları, ortak duş, ortak kullanımı olan, restoranıyla ve birtakım dinlenme alanlarıyla ortak amatör evleri olması gerekir. Her ilde, bu amatör sporcularımızın rahatça kendi evi gibi gidip kullanabileceği amatör evlerine ihtiyacı var amatör sporlarımızın. Ben, bir kez daha Sayın Bakana rica ediyorum.

Değerli arkadaşlar, tabii -vaktim çok dar ama- burada uluslararası arenadaki şampiyonlarımıza biz bunları getirdik. Doğrudur, objektif kriterdir, teşekkür ediyorum ama bizim bir de ata sporumuz var: Yağlı güreşlerimiz. Tabii, bunu nasıl yaparız? Ama bu ata sporumuz hepimizin ananesi, hepimizin geleneğidir. Örneğin, bir Kırkpınar yaklaşık altı yüz yıldır devam eden bir ananedir, bir kültürdür. Bir şekilde, en azından yağlı güreşler konusunda, yani Kırkpınar’da belli kriterler getirerek bir şekilde bu arkadaşlarımızı da mutlaka motive etmek zorundayız.

Tabii, bu yasa, hakikaten belli evrede çok iyi bir yasa olacaktır ve hepimiz biliyoruz birçok başarıyla şampiyon olmuş…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Aslanoğlu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - …birçok başarıya imza atmış millî sporcularımızın nasıl bir şekilde hastalandığını, bakıma muhtaç olduğunu ve çaresiz kaldığını… Her gün bunları gördük biz. Onun için, bu yasa, en azından bu başarılı sporcularımızın onurunu Türk milletinin onuru gibi başında taç edeceğimiz bu sporcuları…

Bu yasa bu açıdan çok önemlidir arkadaşlar. Bunlar bizim değerlerimizdir. Bunları perişan etmeyecektir bu yasa ve bu nedenle tüm Meclisin katıldığı, tüm milletvekillerinin ortak değeri olan barış, sevgi, sporun ülkemize başarılar getirmesini dileyerek hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifinin 1 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                              

Abdurrahman Arıcı

Yılmaz Helvacıoğlu

Hüseyin Gülsün

 

 

Antalya

Siirt

Tokat

 

Hamza Yerlikaya

 

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

 

Sivas

 

Malatya

“Madde 1- Bu Kanunun amacı; Türk vatandaşlarından uluslararası düzeyde üstün başarı kazanmış amatör sporculara ve bunların ölümü halinde bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocukları ile takım halinde olimpiyat veya dünya şampiyonu olmuş amatör sporcuların milli takım teknik direktör ve antrenörlerine aylık bağlanması ve uluslararası düzeyde üstün başarı kazanmış sporculara “Devlet Sporcusu” unvanı verilerek, bu başarıların taltif edilmesi suretiyle Türk vatandaşlarının spora özendirilmesi ve bu çerçevede Devlet tarafından yapılacak yardımların şekli ile bu yardımlardan yararlanma usul ve esaslarının tespit edilerek Devlet Sporcusu unvanı verilmesine ilişkin şartların belirlenmesidir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükûmet önergeye katılıyor mu?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

SADULLAH ERGİN (Hatay) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Yapılan düzenleme ile antrenörlerin şeref aylığı almalarına imkân sağlanmıştır.

BAŞKAN – Komisyonun takdire bıraktığı, Hükûmetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati : 19.26

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.42

BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

 

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

254 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

1’inci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

Kapsam

MADDE 2- (1) Bu Kanun, müsabakaların yapıldığı dönem itibariyle Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından olimpik veya paralimpik spor dalları içinde kabul edilmiş spor dallarının büyükler kategorisinde; Olimpiyat Oyunlarında, Dünya veya Avrupa şampiyonalarında ferdi ya da takım sporlarında takım halinde birinci, ikinci ve üçüncü olan amatör sporcular ile bunların ölümü halinde bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocuklarını ve takım halinde olimpiyat veya dünya şampiyonu olmuş amatör sporcuların milli takım teknik direktörlerini ve Devlet Sporcusu unvanı verilmesi açısından da milli takım antrenörlerini kapsar.

(2) Katılımcı ülkeler ve yarışma kategorisi itibariyle birinci fıkra kapsamına girmekle birlikte belirli nüfus veya sosyal gruplar ya da meslekler ile sınırlı olarak düzenlenen oyun veya şampiyonalar ile bu oyun veya şampiyonalarda alınan dereceler bu Kanunun kapsamı dışındadır.

BAŞKAN – Madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Isparta Milletvekili Sayın Nevzat Korkmaz.

Sayın Korkmaz, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi ile ilgili söz almış bulunuyorum partim ve şahsım adına görüşlerimizi ifade etmek üzere. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, son yıllarda artan bir ağırlıkta hem ülkemizin hem de dünyanın gündemini üç konunun belirlediğini dikkatlerinize sunmak istiyorum. Nedir bunlar? Bunlar spordur, kültürel aktivitelerdir, sanattır. Bir dönem hobi gibi değerlendirilen, ihtiyari bir uğraş gibi görülen bu alanlar, bugün, tüm devletlerin özel önem verdiği, milyarlarca dolarlık kaynaklarını ayırdığı alanlardır. İşte en bariz örneği, yaklaşık on beş-yirmi gündür tüm dünya 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı konuşuyor. Ne mutlu ki, yine bütün dünya Türk millî takımının olağanüstü mücadelesini ve başarısını alkışlıyor. Uzmanlar araştırmış, millî takımın başardığı ülke tanıtımını yapmanın bedeli 200 milyon euro kadar.

Bu başarı sadece sportif sonuçlar doğuran bir netice değil, diğer ülkelerin ve dünya kamuoyunun ülkemize bakış açısının değişmesinden tutun sporcularımızın yabancı ülkelere ihracına yani transferine kadar, reklam sektöründen medyaya kadar birçok alanda kazanımlar sağlayan bir sektör. Bu yüzden altın yumurtlayan bu sektöre ve sektörün kahramanlarına, aktörlerine yatırım yapmak lazım.

Hem ülke insanının sporla tanıştırılması, sportif alanlarda yetiştirilmesi hem de ülke tanıtımına büyük katkılar yapması sebebiyle devletler spora ve sporcuya büyük destekler, primler vermekte, onları âdeta başarılı olmaya mecbur bırakmaktadırlar.

İsimleriyle bayraklaşmış, markalaşmış öyle sporcular vardır ki onun ismiyle ülkeleri anılır hâle gelmiştir. Bugün futbolun Brezilya’ya, Arjantin’e, voleybolun Çin’e, Japonya’ya, boksun Küba’ya, güreşin Türkiye, İran ve Rusya’ya tanıtım katkılarını kim inkâr edebilir. Futbolda “Brezilya ekolü ”, “Alman ekolü”, basketbolda “Amerikan ekolü” boşuna mı söylenmiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu tasarıyı genel olarak desteklediğimizi ancak katkı mahiyetinde birkaç hususa da değineceğimizi belirtmek istiyorum. Sporun geliştirilmesi ve sporcunun desteklenmesi ile uluslararası alanda başarılı sporcuların yetiştirilmesi, özellikle aleyhinde kampanyalar düzenlenen bizim gibi ülkeler açısından son derece önem arz etmektedir. Başarılı sporcuların tanıtım atağında ülkenin vitrinine konulan biblolar olduğunu ancak bu tür sporcuların yetiştirilmesinin ve başarılı konumlarının muhafaza edilmesinin önemli bir maliyet getirdiğini, elbette ülke tanıtımına katkı sağlayan sporcuların bu manada desteklenmesinin gerekli olduğunu ifade etmeliyiz. Çünkü, çok iyi biliyoruz ki spor vitrinindeki sporcular kendisinden sonra gelen birçok genci, çocuğu etkileyip, onları spora sevk edebiliyor. 12 dev adam değil mi ülkemizde basketbolun yeniden keşfedilmesini sağlayan? Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin, millî takımın başarıları değil mi ülkede çocuklarımızı Arda, Nihat, Semih olmaya özendiren? İşte, Hamza Yerlikaya, eminim arkasında kendisini örnek almış birçok güreşçi sporcu bıraktı.

Profesyonel spor dalları değil sadece kastettiğimiz. Asıl olarak ve bununla birlikte, profesyonel sporcuları yetiştiren ve gündeme kazandıran amatör spor dalları ve amatör sporcular. Amatör spor dalları ve sporcular desteklenmeli, bu alana yapılan yatırımlara da teşvik kolaylıkları getirilmelidir diyoruz. Meşhur söz: “Futbol sadece futbol değildir.” Spor dallarının tüm dünyada belki de en popüleri olan futbol ve tabii ki diğerleri aynı zamanda milyonlarca insanın karnını doyurmaktadır. Önemli bir sektördür ve istihdam sağlamaktadır. Bu alanlara getirilecek yatırım kolaylıklarını da istihdam paketi çerçevesi içerisinde değerlendirmek daha doğru olacaktır.

Bu düşünceyle sadece başarılı sporcuları değil bu sporcuları yetiştiren kulüplere de destek olmak gerekmektedir. Şampiyonluklar kazanmış, ülkelerini en iyi biçimde temsil etmiş bazı kulüplerin borç batağına düştüklerini ve âdeta kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldıklarını üzüntüyle izlemekteyiz. Başarılı sporcular ile kucaklaşmak ve onlarla aynı fotoğraf karelerine girmek bir maharet olmasa gerek. Bundan daha önemlisi, bu kulüplerin yaşayabilmesi, ülkeye sporcu kazandırmaları konusunda önlerinin açılması ve destek verilmesidir.

Dünyadaki spor pastasından büyük paylar alan ülkeler, kulüpleri ve sporcuları bu oyunda önemli aktörler olarak görmektedirler. Açıkçası, profesyonel anlamda ülkeye gelir kazandıran ve ülkeyi tanıtma konusunda altın yumurtlayan tavuğu kesmemekte, aksine beslemektedirler. Sporu okullaştırmakta, okula sporu sokmaktadırlar, sporcunun eğitimli olmasına büyük önem vermektedirler ve böylece ülke tanıtımında azami faydayı temin etmeye çalışmaktadırlar. Başarılı sporculara burs vererek diğer sporcuların da ondan istifade etmesine zemin hazırlamaktadırlar.

Bu ve benzeri önerilerin bütün olarak bir araya getirildiği ve Türk sporunun geliştirilmesini, Türk sporcusunun desteklenmesini amaçlayan bir yasa çalışmasının vakit geçirilmeden Meclise getirilmesini istediğimizi, beklediğimizi, sadece maaş ve unvan verilmesi teklifinin palyatif bir teklif olduğunu, buna rağmen, özellikle zor durumda olan sporcularımızı düşünerek bu yasaya destek vereceğimizi belirtiyor, yarın İsviçre’nin Basel kentinde yapılacak 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası yarı finalinde Almanya ile karşılaşacak Millî Futbol Takımı’mıza üstün başarılar diliyor, perşembenin yeni bir zaferi getirmiş olmasını temenni ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Korkmaz.

Şahsı adına başka bir söz talebi var mı? Yok.

Madde üzerinde iki adet önerge vardır; önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifinin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                

Hamza Yerlikaya

 Yılmaz Helvacıoğlu

Abdurrahman Arıcı

 

 

Sivas

Siirt

Antalya

 

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

 

Ertekin Çolak

 

Malatya

 

Artvin

“(1) Bu Kanun, müsabakaların yapıldığı dönem itibarıyla Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından olimpik, paralimpik ve defolimpik spor dalları içinde kabul edilmiş spor dallarının büyükler kategorisinde, Olimpiyat Oyunlarında, Dünya veya Avrupa şampiyonalarında ferdî ya da takım sporlarında takım hâlinde birinci, ikinci ve üçüncü olan amatör sporcular ile bunların ölümü hâlinde  bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocuklarını ve takım hâlinde olimpiyat veya dünya şampiyonu olmuş amatör sporcuların millî takım teknik direktör ve antrenörlerini kapsar.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 254 sıra sayılı Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifinin “Kapsam” başlıklı 2 nci Maddesinin (1) nolu fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                           

R. Kerim Özkan

Ali Rıza Öztürk

Bihlun Tamaylıgil

 

 

 

Burdur

Mersin

İstanbul

 

 

Mevlüt Coşkuner

İsa Gök

Hikmet Erenkaya

 

 

Isparta

Mersin

Kocaeli

 

 

Yaşar Tüzün

 

Rasim Çakır

 

 

Bilecik

 

Edirne

 

“Kapsam

(1) Bu Kanun, müsabakaların yapıldığı dönem itibarıyla Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından kabul edilen spor dallarının Olimpiyat Oyunlarında, Dünya ve Avrupa şampiyonalarında ferdi ya da takım sporlarında takım halinde birinci, ikinci veya üçüncü olan amatör sporcular ile bunların ölümü halinde bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocuklarını ve takım halinde olimpiyat veya dünya şampiyonu olmuş amatör sporcuların milli takım teknik direktörlerini ve Devlet Sporcusu unvanı verilmesi açısından da milli takım antrenörlerini kapsar.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Gök, buyurun efendim.

İSA GÖK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Kapsamı taşıyan 2’nci maddenin ilk cümlesi şunu diyor: “Bu Kanun, müsabakaların yapıldığı dönem itibarıyla Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından olimpik veya parolimpik spor dalları içinde kabul edilmiş spor dalları...” diyor. Arkadaşlar, şimdi bu olimpik ve parolimpik spor dalları, malumunuz, olayı sınırlıyor.

Olimpik spor dalları: Bildiğimiz gibi, kış sporları yedi daldan oluşuyor; yaz sporları, su sporlarını tek dal kabul edersek, toplam yirmi sekiz daldan oluşuyor. Malum, parolimpik çok daha dar. Mademki bu konuda başarılı sporculara bir teşvik, bir aylık bağlanma ve bir unvan vermeye çalışıyoruz, olimpik veya parolimpik spor dalları içinde sayılmayan, arkadaşlar, satranç, karate, dağcılık, wushu, vücut geliştirme, su altı, otomobil, motosiklet, bowling, bilardo, golf, briç gibi yirmiden fazla spor dalı var. Biliyor musunuz ki, Avrupa satranç şampiyonu bizim çocuğumuz, on altı yaşındaki Kübra Öztürk Avrupa satranç şampiyonudur. Yine, sekiz yaşında Deniz Can Temizkan var. Bunlar yarın büyükler kategorisine girecekler. Neden olimpik, parolimpik diyerek sınırlandırıyoruz? Gelin, bunu, önergemizde olduğu gibi “Bu Kanun, müsabakaların yapıldığı dönem itibarıyla Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından kabul edilen spor dallarının…” Yani olimpik ve parolimpiği kaldıralım. Kaldıralım ki, olimpik veya parolimpik sınıfına girmeyen yirmi civarında spor dalında da başarılı olan gençlerimizin, hiç olmazsa o devlet unvanı ve aylık bağlanmasından faydalanmasını sağlayalım -ki bu konuda Sayın Bakan ve Genel Müdürümüz herhâlde olumsuz görüş belirtmezler- çünkü hakikaten bu konuda çok az sporcumuz var ve başarılı insanlarımız var. Bunun değerlendirilmesini talep ediyoruz. Bu iki kelimenin çıkarılması durumunda, yani sınırlandırma kelimelerini çıkardığımızda, yirmi spor dalını da kattığımızda önümüz çok daha açılacaktır.

Sayın Bakanım, efendim, bir hususa daha değinmek istiyorum. Bir ödül yönetmeliğimiz var malumunuz. Ödül yönetmeliğimiz, yıldızlar ve miniklerde çok cüzi, çok komik ödüllerden bahsediyor. Bu yönetmeliğin değiştirilerek, en azından, bu çocuklarımız için eğitiminde başarılı olduğu sürece burs verilmesi, burs olarak takviye edilmesi; yine bu çocuklarımızın, malumunuz üniversitelerin beden eğitim spor bölümleri var, buralara sınavsız veya farklı bir sistemle alınmasına bu yönetmeliğin değiştirilerek imkân verilmesinin çok daha olumlu olacağını düşünüyoruz.

Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak teklife olumlu oy veriyoruz, sıcak bakıyoruz. Aynı şekilde, yarınki büyük maç için millî takımımıza başarılar diliyoruz.

Önergemizin kabulü durumunda -özellikle sana bakıyorum Hamza- o çok başarılı, Avrupa şampiyonu olan kızımız Kübra Öztürk’le, en azından Deniz Can’ı da unutmamamız gerektiğini hatırlatmak istiyorum.

Saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Gök.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifinin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                        Hamza Yerlikaya (Sivas) ve arkadaşları

“(1) Bu Kanun, müsabakaların yapıldığı dönem itibarıyla Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından olimpik, paralimpik ve defolimpik spor dalları içinde kabul edilmiş spor dallarının büyükler kategorisinde, Olimpiyat Oyunlarında, Dünya veya Avrupa şampiyonalarında ferdî ya da takım sporlarında takım hâlinde birinci, ikinci ve üçüncü olan amatör sporcular ile bunların ölümü hâlinde bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocuklarını ve takım hâlinde olimpiyat veya dünya şampiyonu olmuş amatör sporcuların millî takım teknik direktör ve antrenörlerini kapsar.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Yapılan düzenleme ile antrenörler Kanun kapsamına alınmıştır.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkanım, burada bir hususu öğrenmek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

OKTAY VURAL (İzmir) – Bu bir önceki önergede “parolimpik”, burada “paralimpik”. Hangisi?

HAMZA YERLİKAYA (Sivas) – Paralimpik, “a”yla.

OKTAY VURAL (İzmir) – Paralimpik… Dolayısıyla iki önerge… Birisinde “parolimpik” yazıyor, diğerinde “paralimpik” yazıyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Redaksiyonla düzeltilir.

OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru olanı?

HAMZA YERLİKAYA (Sivas) – Paralimpik.

İSA GÖK (Mersin) – Sıra sayısı hatalı gelmiş, “paralimpik” yazıyor, böyle bir şey yok.

OKTAY VURAL (İzmir) – “Parolimpik” olması gerekir diye…

HAMZA YERLİKAYA (Sivas) – “a”, “paralimpik”.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge istikametinde 2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

Sporcu şeref aylığı

MADDE 3- (1) Bu Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren amatör sporcular ile olimpiyat veya dünya şampiyonalarında takım sporlarında takım halinde şampiyon olmuş amatör sporcuların milli takım teknik direktörlerinden, daha sonra ömür boyu hak mahrumiyeti cezası almadıkları ve başarı derecelerinin doping dahil herhangi bir sebeple geçersiz olarak kabul edilmediği Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından belgelendirilecek veya bildirilecek olanlara; Maliye Bakanlığına yazılı olarak müracaatları halinde ve başarı derecesinin kazanıldığı tarihten önceki bir tarih olmamak kaydıyla, 40 yaşını doldurdukları tarihten başlatılmak üzere ve Türk vatandaşlığını korudukları müddetçe Bakanlar Kurulu kararı ile “Sporcu Şeref Aylığı” adı altında aylık bağlanır.

(2) Kapsama dahil amatör sporculardan, 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5 inci maddesi çerçevesinde alacakları sağlık kurulu raporu neticesinde özür durumuna göre tüm vücut fonksiyonlarının en az % 40’ını kaybetmiş olduğu Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca oluşturmuş olduğu sağlık kurullarınca karar verilenlere yaş kaydı aranmaksızın bu fıkradaki usul ve esaslara göre aylık bağlanır ve ödenir. Özür durumuna göre aylık bağlananlardan, özürlülük durumunun geçici olduğu anılan sağlık kurulunca karara bağlananlar, 40 yaşını doldurdukları tarihe kadar üç yılda bir muayeneye tabi tutulurlar. Özürlülük durumu ortadan kalkan veya % 40’ın altına düşenlerin aylıkları, rapor tasdik tarihini takip eden ay başından itibaren kesilir ve haklarında birinci fıkra hükümleri uygulanır. Sporcu şeref aylığı bağlanmasını gerektirecek bir başarı derecesi bulunan amatör sporcular ile bu sporcuların milli takım teknik direktörlerinin aylık bağlanmasına hak kazanmaları ile ilgili bilgi ve belgeler Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından kayıt altına alınır ve aylık bağlanma işlemleri bu Genel Müdürlükçe takip edilir.

(3) Sporcu Şeref Aylığının bir aylık tutarı, 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan 30 günlük net asgari ücretin;

a) Olimpiyat Oyunlarında ferdi olarak; birinci olan amatör sporculara % 200’ü, ikinci olan amatör sporculara yüzde 160’ı, üçüncü olan amatör sporculara ise % 140’ı,

b) Dünya şampiyonalarında ferdi olarak; birinci olan amatör sporculara % 140’ı, ikinci olan amatör sporculara yüzde 120’si, üçüncü olan amatör sporculara ise % 100’ü,

c) Avrupa şampiyonalarında ferdi olarak; birinci olan amatör sporculara % 100’ü, ikinci olan amatör sporculara yüzde 80’i, ferdi olarak üçüncü olan amatör sporculara ise % 60’ı, olarak tespit edilir.

(4) Olimpiyat Oyunları ile Dünya veya Avrupa şampiyonalarında takım sporlarında takım halinde birinci, ikinci veya üçüncü olan amatör sporculara, aynı seviyedeki bir şampiyonada ferdî başarıları  sebebiyle  aylık  bağlananların  başarı dereceleri esas alınarak hesaplanacak aylık tutarının % 75’i oranında aylık bağlanır. Takım sporlarında takım halinde olimpiyat veya dünya şampiyonu olmuş amatör sporcuların milli takım teknik direktörlerine ise bu sporculara bağlanan aylık oranında aylık bağlanır.

(5) Amatör sporcular ile milli takım teknik direktörlerinin, bu Kanun kapsamında belirtilen derecelerden birden fazlasına sahip olmaları halinde, kendilerine sadece sahip oldukları derecelerden en yüksek olanının karşılığı olan aylık bağlanır.

BAŞKAN –  Madde üzerinde  Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil… Yok.

Şahsı adına başka bir konuşmacı? Yok.

Madde üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 254 Sıra Sayılı yasa teklifinin 3. maddesinin (1) nolu fıkrasında geçen (40) ibaresinin (50) olarak değiştirilmesini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                        Kamer Genç

                                                                                                             Tunceli

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifinin 3 üncü maddesinde geçen “direktörlerinden” ibaresinin “direktörlerinden ve antrenörlerinden”, “direktörlerinin” ibaresinin “direktörlerinin ve antrenörlerinin”, “direktörlerin” ibaresinin “direktör ve antrenörlerine” şeklinde değiştirilmesini ve aynı maddenin birinci fıkrasında geçen “takım sporlarında” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya takım tasnifi yapılan branşlarda” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                           

Abdurrahman Arıcı

Yılmaz Helvacıoğlu

Mehmet Günal

 

 

Antalya

Siirt

Antalya

 

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

 

Hamza Yerlikaya

 

Malatya

 

Sivas

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Yapılan düzenleme ile antrenörler kapsama dahil edilerek şeref aylığından yararlanmalarına imkan sağlanmış, ayrıca takım tasnifi yapılan spor dalları ile takım sporları arasındaki eşitsizlik giderilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 254 Sıra Sayılı yasa teklifinin 3. maddesinin (1) nolu fıkrasında geçen (40) ibaresinin (50) olarak değiştirilmesini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                            Kamer Genç

                                                                                                                 Tunceli

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

50 yaş ibaresi gerçeklere daha uygun bulunmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Kabul edilen önerge istikametinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

4’üncü maddeyi okutuyorum:

Aile fertlerine aylık bağlanması

MADDE 4- (1) Bu Kanunun 3 üncü maddesine göre sporcu şeref aylığı almakta iken ölen amatör sporcular ile 3 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen diğer şartları haiz olmakla birlikte 40 yaşını doldurmamış olmaları sebebiyle henüz aylık bağlanmaksızın ölen amatör sporcuların; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümlerine göre ölüm aylığı bağlanması şartlarını haiz olan eşlerine bu şartları haiz olmaya devam ettikleri müddetçe, aylık bağlanan eşin ölümü veya aylık bağlanması şartlarını kaybetmesi halinde ise yine 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre ölüm aylığı bağlanması şartlarını haiz çocuklarına bu şartları haiz olmaya devam ettikleri müddetçe aylık bağlanır. Eş veya çocuklara bağlanacak aylıkların ödenmesine, hak sahiplerinin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına yazılı talepleri üzerine ve ölüm tarihini izleyen aylık ödeme döneminden itibaren başlanır. Aylık ödenmesine ilişkin şartlara, ölüm tarihinden daha sonraki bir tarihte haiz olanlara ise, bu şartlara haiz olduktan sonraki yapacakları müracaatı izleyen aylık ödeme döneminden itibaren aylık ödenmeye başlanır.

(2) Eşe bağlanacak aylık tutarı, 3 üncü maddeye göre belirlenecek aylık tutarının %75’inin; çocuklar için bağlanacak aylığın toplam tutarı ise, 3 üncü maddeye göre belirlenecek aylık tutarının %50’sinin hesaplanması sonucu bulunacak tutardır. 

(3) Aylığa müstahak birden fazla çocuk olması halinde, yukarıda belirtilen yönteme göre yapılacak hesaplama neticesinde bulunacak tutar çocuklar arasında eşit olarak paylaştırılır. Evlenmesi sebebiyle bu Kanuna göre bağlanmış aylıkları kesilmiş olanlardan tekrar dul kalanlara, birinci fıkrada belirtilen şartları haiz olmalarının yanı sıra sonradan evlendikleri eşlerinden dolayı gelir veya aylık bağlanmasına hak kazanamamış olmaları kaydıyla aylıkları yeniden bağlanır. Dul eşe yeniden aylık bağlanması durumunda aylık bağlanmış olan çocukların aylıkları kesilir.

(4) Bu Kanun hükümlerine göre eş ve çocuklara bağlanacak aylıklar, ölen amatör sporcunun ödemiş olduğu prim veya kesenekler karşılığında sosyal güvenlik kurumları tarafından bağlanacak aylık ya da gelirlere hak kazanılmasında veya aylık ya da gelirlerin miktarının hesabında dikkate alınmaz.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi yoktur.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

5’inci maddeyi okutuyorum:

Aylıkların ödenme zamanı, vergi muafiyeti ve haczi

MADDE 5- (1) Bu Kanuna göre bağlanan aylıkların ödeme dönemleri, 8/6/1949 tarihli 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun aylık ödeme dönemine ilişkin hükümlerine uy-gun olarak belirlenir, bu aylıklar hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz ve nafaka borçları hariç hiçbir suretle haczedilemez.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi yoktur.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

6’ncı maddeyi okutuyorum:

Hazineden tahsil

MADDE 6- (1) Bu Kanunun 3 üncü ve 4 üncü maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu Baş-kanlığı tarafından yapılan ödemeler, faturası karşılığında iki ay içerisinde Hazineden tahsil edilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi yoktur.

6’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

7’nci maddeyi okutuyorum:

Devlet Sporcusu unvanının verilmesi ve geri alınması

MADDE 7- (1) Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından olimpik veya paralimpik spor dalları içinde kabul edilmiş spor branşlarının büyükler kategorisinde yapılan olimpiyat oyunlarında veya dünya şampiyonalarında; ferdi spor dallarında birinci olanlar ile takım veya takım tasnifi yapılan spor dal-larında takım halinde ilk üçe giren sporculara ve bu sporcuların milli takım teknik direktör ve antrenör-lerine Devlet Sporcusu unvanı verilir. Devlet Sporcusu unvanı verileceklerin sporda şiddet, şike veya doping suçundan dolayı ömür boyu hak mahrumiyeti cezası almamış olmaları gerekir.

(2) Devlet Sporcusu seçilen adaylara Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanın teklifi ve Cumhurbaşkanının onayı ile Devlet Sporcusu unvanı verilir. Devlet Sporcusu seçilenlere veri-len berat Cumhurbaşkanı tarafından imzalanır.

(3) Devlet Sporcusu unvanı; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanın Baş-kanlığında Gençlik ve Spor Genel Müdürü, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı ve ilgili Federasyon Başkanından oluşacak Kurulun gerekçeli kararı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanın teklifi ve Cumhurbaşkanının onayı ile geri alınır.

BAŞKAN – Madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına,

Görüşülmekte olan Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifinin 7. maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                           

Mehmet Günal

R. Kerim Özkan

Hamza Yerlikaya

 

 

Antalya

Burdur

Sivas

 

Muharrem Selamoğlu

 

Tuğrul Yemişci

 

Niğde

 

İzmir

“Madde 7- (1) Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından olimpik, paralimpik ve defolimpik spor dalları içinde kabul edilmiş spor branşlarının büyükler kategorisinde yapılan olimpiyat oyunlarında veya Dünya şampiyonalarında;

a) Ferdi spor dallarında birinci olanlara,

b) Takım veya takım tasnifi yapılan spor dallarında takım halinde ilk üçe giren sporcular ile bu sporcuların millî takım teknik direktör ve antrenörlerine,

c) Avrupa şampiyonalarında final oynayan millî takım sporcuları ile bunların teknik direktör ve antrenörlerine,

Devlet Sporcusu unvanı verilir. Devlet Sporcusu unvanı verileceklerin sporda şiddet, şike veya doping suçundan dolayı ömür boyu hak mahrumiyeti cezası almamış olmaları gerekir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet ?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Devlet Sporcusu unvanı verilecek olanların kapsamına, Avrupa şampiyonalarında final oynayan sporcular ile bunların teknik direktör ve antrenörleri de alınarak, ülkemizi Avrupa şampiyonalarında başarı ile temsil eden futbolcular teknik direktör ve antrenörlerin de bu haktan yararlanmalarına olanak sağlanmıştır.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım, bu önergeyle ilgili, sadece “Avrupa şampiyonasında” var, “Avrupa ve dünya şampiyonalarında” demek gerekmiyor mu?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – “Dünyada ilk üç” var zaten Sayın  Başkanım.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge istikametinde 7’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati : 20.12

 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 20.22

BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121’inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

254 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

8’inci maddeyi okutuyorum:

Diğer haklar

MADDE 8- (1) Devlet sporcusu seçilenler VIP salonlarını kullanabilme ve devlet törenlerinde protokolde ağırlanma haklarından faydalanırlar. Bu Kanun kapsamında Sporcu Şeref Aylığı bağlanan sporculara müracaatları halinde 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 14/A maddesinde düzenlenen “Hususi Damgalı Pasaport” verilir.

(2) Bu Kanuna göre aylık bağlanan amatör sporcuların kendileri 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrası ile Ek 1 inci Maddesinde düzenlenen haklardan, aynı usul ve esaslar çerçevesinde yararlandırılırlar.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi yok.

Bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan (254) sıra sayılı Kanun Teklifinin 8 inci maddesinin birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve ikinci cümlesinde geçen “bağlanan” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve devlet sporcusu unvanı verilen” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                             

Hamza Yerlikaya

Mehmet Günal

 Ertekin Çolak

 

 

Sivas

Antalya

Artvin

 

Hüseyin Gülsün

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

Lütfi Çırakoğlu

 

Tokat

Malatya

Rize

“Devlet sporcusu seçilenler VIP salonları kullanabilirler.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) -  Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Katılıyorsunuz…

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Fıkradaki anlam bozukluğu giderilmiştir. Ayrıca devlet sporcusu unvanı verilenler kapsama alınmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge istikametinde 8’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

9’uncu maddeyi okutuyorum:

Diğer kanunlardaki atıflar

MADDE 9- (1) Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 11/10/1983 tarihli ve 2913 sayılı Dünya Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonluğu Kazanmış Sporculara ve Bunların Ailelerine Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna ve aynı Kanuna göre aylık bağlanmış olanlara yapılmış olan atıflar, bu Kanuna ve bu Kanuna göre aylık bağlanmış olanlara yapılmış sayılır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi yoktur.

Bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kanun Teklifi’nin 9. maddesinin başlığının “Diğer kanunlardaki atıflar ve yönetmelik” şeklinde değiştirilmesini, maddenin sonuna aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                            

Mehmet Günal

Hamza Yerlikaya

Ertekin Çolak

 

 

Antalya

Sivas

Artvin

 

Celal Erbay

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

İsmail Hakkı Biçer

 

Düzce

Malatya

Kütahya

“(2) Bu Kanunun uygulanmasına dair usul ve esaslar Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge istikametinde 9’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

10’uncu maddeyi okutuyorum:

Yürürlükten kaldırılan hükümler

MADDE 10- (1) 11/10/1983 tarihli ve 2913 sayılı Dünya Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonluğu Kazanmış Sporculara ve Bunların Ailelerine Aylık Bağlanması Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.

BAŞKAN – 10’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Geçici madde 1’i okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 1- (1) Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından 2012 olimpiyat oyunlarına hazırlanmak amacıyla olimpik ve paralimpik spor dallarında en az yıldızlar seviyesinde olmak kaydıyla seçilecek 1000 sporcu yetiştirilir.

(2) Yetiştirilecek sporcuların iaşe, ibate ve yol giderleri Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından karşılanır. Ayrıca bu sporculara 16 yaşını doldurmamış işçiler için tespit edilen asgari ücretin net tutarını geçmemek üzere; yaş grupları, branş farklılıkları, sporcuların karşılaması gereken kişisel giderler gibi hususlar da dikkate alınarak, gerektiğinde farklı tutarlarda belirleme yapılmak suretiyle her ay harçlık ödenir.

(3) Spor branşlarının ve sporcuların tespiti, verilecek harçlığın miktarı, iaşe, ibate ve yol giderlerinin karşılanması ile harçlık ödenmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığının görüşü alınarak, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından çıkartılacak yönetmelikle belirlenir.

(4) Bu maddeye göre yapılan harçlık ödemeleri hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın ayda bir ödenir, bu ödemeler hiçbir suretle haczedilemez.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım, biraz önce Sayın Bakana ve Komisyona da ifade ettim; bu maddenin geçiciliği neyle temin ediliyor? Dolayısıyla, yani 2012 yılına hazırlanacak yıldızlar yetiştirildi ama ödeme ne zaman bitecek, bununla ilgili bir hüküm yok. Dolayısıyla, kanaatimize göre burada bir geçici sonlandırma… Hiç olmazsa, belki de bu çıkartılacak yönetmelikte “2012 yılına kadar ne şekilde sonlandırılacağı belirlenir.” diye bir hüküm konması lazım. Bu bir geçici madde değil. O bakımdan, kalıcı bir madde hükmündedir. Dolayısıyla, bunun bu şekilde düzenlenmesi, zannederim, bundan sonraki problemleri biraz artırır diye düşünüyorum. Ama her açıdan, hiç olmazsa Komisyon ya da Sayın Bakan bununla ilgili, tutanaklar açısından bir değerlendirme yaparsa…

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Bakanım, Sayın Kılıçdaroğlu’nun da bir söz talebi var.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Şimdi, dördüncü fıkrada “…hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın ayda bir ödenir.” deniyor. Buraya parantez içinde “sosyal sigorta primleri hariç” demek lazım. Yani bunlar her hâlükârda aylık alıyorlar ama en azından o primlerin yatması lazım.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Harçlık alıyorlar, aylık değil herhâlde.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Efendim?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Harçlık değil mi?

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Hayır.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Harçlıklar vergiye tabi mi?

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – “Harçlık ödemeleri” diyor. Ama yani bir ödeme yapılıyor bunlara, adı harçlık ama… Yani, ayrıca bir aylık ödeniyor mu acaba bunlara?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Aylık yok, harçlık var sadece.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sadece harçlık, iaşe-ibate karşılığı harçlık.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Harçlık maaşa girmiyor.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Eğer sadece öyleyse mesele yok.

BAŞKAN – Sayın Bakanımızı dinleyelim.

Buyurun Sayın Bakanım.

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Evet, teşekkür ediyorum değerli grup başkan vekillerimize.

Öncelikle sigorta ilişkisi açısından, yani matraha tabi olmayan bir ödeme olduğu kanaatindeyiz. Bir iş ilişkisi söz konusu olmayacak. O konuda SSK noktasında herhangi bir ilave yapılması gerekmediği kanaatindeyim.

Oktay Bey’in söylediği konu maddenin açıklığa kavuşması açısından önemli. Tutanaklara bu konuşmalarımız da geçti. Çıkarılacak yönetmelikte bu projenin 2012 yılıyla sınırlı olduğunu arkadaşlarımız yazacaklar, o şekilde de bu ihtilaflara ve belirsizliğe meydan vermeyeceğiz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

Madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan 254 sıra sayılı yasa teklifinin geçici birinci maddesinin sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ederim.

                                                                                                            Kamer Genç

                                                                                                                Tunceli

Cümle: Bu ödemeler, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki dönemleri kapsar.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

Maddenin yayımındaki muğlaklığı gidermek amacıyla bu cümle ilave edilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Geçici madde 1’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Geçici madde 2’yi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 2- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 2913 sayılı Kanuna göre aylık bağlanmış veya aylık bağlanması işlemleri devam etmekte olanların aylıkları; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla alabilecekleri aylık tutarından daha az olmamak kaydıyla ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın aylık ödeme döneminden itibaren bu Kanunun kendi durumlarına uygun hükümlerine göre hesaplanacak tutar üzerinden ve daha önceki aylığa hak kazanma şartları esas alınmak suretiyle ödenmeye devam olunur.

(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 2913 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık bağlanması hakkını kazandıracak bir derecesi veya böyle bir dereceye sahip; eşi, babası ya da annesi olmakla birlikte, bu Kanun hükümleri gereğince aylık bağlanması hakkı ortadan kalkmış olanların aylık bağlanmaya hak kazanmalarında, önceki hükümlerin uygulanmasına devam olunur.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi yok.

Bir adet önerge vardır, okutuyorum:

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan 254 sıra sayılı yasa teklifinin geçici ikinci maddesinin (2) fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ederim.

                                                                                                               Kamer Genç

                                                                                                                   Tunceli

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

Yasanın genel ilkesine aykırı olan bu fıkranın çıkarılması uygun görülmüştür.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Geçici madde 3’ü okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 3- (1) Bu Kanunun;

a) 3 üncü ve 4 üncü maddesine göre aylık bağlanmış olanlardan tabi oldukları sosyal güvenlik mevzuatı gereğince tedavi yardımından yararlanamayanlar,

b) 3 üncü maddesi gereğince aylık bağlanmış olanların eş ve çocukları ile 4 üncü maddesi gereğince aylık bağlanmış olan dul eşin çocukları,

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince genel sağlık sigor-talısı sayılıncaya kadar, 5434 sayılı Kanunun Geçici 139 uncu maddesinin sekizinci fıkrasına göre Vatani Hizmet Tertibinden aylık alanlara sağlanan tedavi yardımından yararlandırılmaya devam olunur.

BAŞKAN – Geçici madde 3’ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Geçici madde 4’ü okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 4- (1) 2913 sayılı Kanuna göre aylık bağlanması hakkından yararlanama-yanlardan bu Kanun ile aylık bağlanmasına hak kazananlar, bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki dönemler için “Devlet Sporcusu” unvanı verilmesi hariç bu Kanunla getirilen diğer haklardan yarar-landırılmaz.

(2) Bu Kanuna göre ilk defa aylık bağlanması kapsamına alınanların aylıklarının ödenmesine ve diğer haklardan yararlandırılmasına, müracaatlarını izleyen aylık ödeme döneminden itibaren başlanır.

BAŞKAN – Geçici madde 4’ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yeni geçici madde ihdas edilmesine ilişkin bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 254 sıra sayılı yasa teklifine aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ederim.

                                                                                                             Kamer Genç

                                                                                                                 Tunceli

Geçici Madde 5: Bu kanun uyarınca sporculara yapılacak ödemelerin bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl için hiçbir vergi alınmaz.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Sporu teşvik etmek amacıyla verilen bu paralardan vergi alınmaması uygun görülmemiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

BAŞKAN – Madde 11’i okutuyorum:

Yürürlük

MADDE 11- (1) Bu Kanun, yayımı tarihini izleyen aybaşından geçerli olmak üzere yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

12’nci maddeyi okutuyorum:

Yürütme

MADDE 12- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, teklifin tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin oy pusulalarını oylama için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, 254 sıra sayılı, Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya’nın, Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi’nin açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı :       210

Kabul                       :       208

Ret                           :          1

Çekimser                 :          1 (x)

Böylece, teklif kanunlaşmıştır. Ülkemiz, milletimiz ve sporcularımız için hayırlı olmasını diliyorum.

Sayın Bakanımızın kısa bir teşekkür konuşması olacaktır.

Buyurun Sayın Bakanım. (Alkışlar)

DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce, oylarınızla başarılı sporcularımıza sporcu şeref aylığı bağlanması ve “Devlet Sporcusu” unvanı verilmesine ilişkin hükümler yasalaşmış bulunmaktadır.

Meclisimizin Türk sporuna ve başarılı sporculara göstermiş olduğu bu yakınlıktan ve hassasiyetten dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Yasanın görüşülmesine imkân sağlayan değerli grup başkan vekillerimize, milletvekillerimize ve Başkanlık Divanımıza çok teşekkür ediyor; bu Yasa’nın Türk sporuna yeni şampiyonlar, yeni yıldızlar kazandıracağına olan inancımı tekrar sizlerle paylaşarak hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

Saygıdeğer milletvekilleri, 3’üncü sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna İlişkin Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/312) (S. Sayısı: 27) (xx)

BAŞKAN – Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

Komisyon raporu 27 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

                               

(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 27 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi yoktur.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE UKRAYNA BAKANLAR KURULU

ARASINDA  DEMİRYOLU  TAŞIMACILIĞI  ALANINDA  İŞBİRLİĞİ  ANLAŞMASININ

ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN TASARISI

MADDE 1- 7 Haziran 2005 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için iki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 27 sıra sayılı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna İlişkin Kanun Tasarısı’nın yapılan açık oylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan Oy Sayısı       : 190

Kabul                              :  190 (x)

Ülkemiz, milletimiz ve Ukrayna Hükûmeti için hayırlı olmasını diliyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, 4’üncü sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Genel Komutanlığı ile Ukrayna İçişleri Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında Güvenlik Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

4.- Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Genel Komutanlığı ile Ukrayna İçişleri Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında Güvenlik Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/306) (S. Sayısı: 81) (xx)

                          

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 27 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 81 sıra sayısı ile bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Kamil Erdal Sipahi’nin söz talebi vardır.

Sayın Sipahi, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) – Sayın Başkan, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

81 ve 85 sıra sayılı ve her ikisi de Ukrayna ile yapılmış anlaşmaların onayı hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum.

Her iki konu da geçen yasama döneminden kalmış olup Dışişleri Komisyonunda tekrar görüşülmüş ve Genel Kurul kararına sunulmak üzere gündeme getirilmiştir.

Sovyetlerin dağılmasından sonra kıyıdaş ülke konumuna gelen Ukrayna ile aramızda, geçmişte Karadenizli balıkçılarımıza yönelik silahlı müessif müdahaleler hariç, ciddi bir sorun olmamıştır. Ancak, ekmek parası uğruna gittikleri sularda, yasa ihlali yapsalar bile, kasten ateş açılarak ölümle sonuçlanan olayların acısını da unutmuş değiliz.

Sovyetler döneminde ağır sanayi ve özellikle silah sanayisi altyapısının önemli bir bölümü Ukrayna bölgesindeydi. Bu altyapı, Sovyetlerin dağılmasıyla, Ukrayna’yı âdeta kurulu bir harp sanayisinin mirasçısı durumuna getirmiştir. Dolayısıyla, özellikle harp sanayisi iş birliği konusunda ilişki kurulabilecek ve teknoloji transferinin mümkün olduğu bir ülkedir. Ancak bu yararlı ilişki potansiyelinden şu ana kadar yeterince yararlanabildiğimiz söylenemez.

81 sıra sayılı konu, Jandarma Genel Komutanlığımız ile Ukrayna’daki karşıtı olan İç Birlikler Komutanlığı arasındaki iş birliğini kapsamaktadır.

Bilindiği gibi Jandarma Genel Komutanlığımız, ülkenin yüzde 92’sinde huzur ve güvenlik için görev yapan, 1984 yılından itibaren de terörle mücadeleyi başlangıçta kendi başına, bilahare Kara Kuvvetleri Komutanlığıyla müşterek yürütün güzide bir kuruluşumuzdur. En hassas sınır olan Irak sınırı jandarma sorumluluğundadır. Bu teşkilatın vefakâr, cefakâr ve fedakâr mensupları, bir yandan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ayrılmaz parçası, diğer yandan İçişleri Bakanlığı kuruluşunda, kısmen Adalet Bakanlığıyla ilişkili, karmaşık fakat başarılı bir ilişki yumağında, güvenlikten teröre, asayişten hudut sorumluluğuna, trafikten kriminal görevlere, dağ arama kurtarma timinden hapishane dış emniyetine kadar onlarca görevi başarıyla yürütmektedirler.

Jandarma Genel Komutanlığı ile Ukrayna İç Birlikler Komutanlığı arasında, önce 14 Nisan 1994’te Ankara’da suça karşı iş birliği mutabakat zaptı imzalanmış, bilahare 16 Kasım 2000’de Kiev’de iş birliği zaptı tekrarlanmıştır ve bunların doğrultusunda 14 Aralık 2004’te Güvenlik Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi İş Birliği Protokolü hazırlanmıştır. Bugün, bu protokolün uygun bulunduğu konusunu görüşmekteyiz. Protokol on sekiz maddeden ibaret olup iş birliği sağlanacak alanlar şunlardır: Birlik ve karargâh ziyaretleri…

Sayın Başkan, devam edeyim mi?

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, arkadaşlar, çok uğultu var salonda. Lütfen… Sayın Hatibin konuşması engelleniyor.

Buyurun Sayın Sipahi.

KAMİL ERDAL SİPAHİ (Devamla) – Bu iş birliği alanları: Birlik, karargâh ziyaretleri; okullar, eğitim öğretim kurumları ve birliklerde verilecek karşılıklı eğitim öğretim; zabıtaya ait bilgi değişimi, karşılıklı görev başı eğitimi, kurslar, eğitimde teçhizatın geliştirilmesi ve en önemli gündem maddelerinden birisi terörizm, organize suçlarla mücadele; uyuşturucu madde, silah, insan ve radyoaktif madde kaçakçılığı konusunda tecrübe transferi; bilgi ve personel mübadelesi, eğitime ilişkin lojistik, teknik yardımlaşma ve danışmanlık; eğitim ve tatbikatlara gözlemci gönderme, ortak tatbikat yapma ve ihtiyaç duyulacak diğer alanlardır.

Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu iş birliğinin faydalı ve başarılı olacağına inanıyoruz ve Jandarma Genel Komutanlığımıza ve onun değerli personeline en iyi dileklerimizle bu konuya “evet” diyeceğimizi iletiyoruz.

Jandarmamız sadece yurt içi görevlerde değil, Türk jandarması olarak uluslararası ilişkilerde de büyük başarılara sahiptir. Birçok ülke personeline son derece yararlı eğitim verilmiştir.

Sayın milletvekilleri, bugün, Afrika’nın ortasında, örneğin Gambia’da Yaylalar Türküsü’yle spor yapan Afrikalı askerler görürseniz şaşmayın. Çünkü onlara Türk jandarması eğitim vermektedir.

Görüşeceğimiz ikinci konu, 85 sıra sayılı ve Hükûmetimiz ile Ukrayna Bakanlar Kurulu arasında Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasına Dair Kanun Tasarısı’dır.

Konuşmamın başlangıcında belirttiğim gibi, Ukrayna dönemin silah sanayisi mirasına konmuş bir ülkedir. Türkiye ise savunma sanayisini dışa bağımlılıktan kurtarmak ve millî harp sanayisini asgari dışa bağımlı hâle getirmekten kurtarmak zorunda olan bir ülkedir.

Bu vesileyle, bugün imzalanmış olan ATAK Projesi’ne kısaca değinmek istiyorum. Türk Kara Kuvvetlerinin taarruz helikopterleri edinme konusundaki projeye hiç kimsenin söyleyeceği bir şey yoktur. Bu proje gereklidir, yararlıdır ve özellikle kısa vadede terörle mücadele açısından da büyük yararlar sağlayacaktır. Ancak mevcut proje, başlangıcından bu yana birtakım şaibelerin, dedikoduların, basına taşan birtakım görüşlerin, olumsuz fikirlerin odağı olmuş bir projedir. En son 19 Haziran günü, bu konuda büyük bir gazetemizde birtakım sorular sorulmuştur. Yine partimiz milletvekillerince bu konu muhtelif defalar soru önergesi hâlinde Hükûmete sorulmuş, ancak yeterli ve tatmin edici bir cevap alınamamıştır. Dolayısıyla, bu ATAK Projesi’nin evet, onaylanması hayırlı olsun, bugün imzalanması hayırlı olsun diyoruz ama projeyle ilgili birtakım şüphelerimiz ve projenin şaibe kokan konularıyla ilgili de ciddi sakıncalarımız ve şüphelerimiz devam etmektedir. Bunu da belirtmekte yarar var.

Tekrar, Ukrayna ile savunma iş birliği konusundaki anlaşmanın onaylanması konusuna dönüyorum. Önce, 27 Temmuz 1994 tarihinde iki ülke arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması imzalanmıştır. Daha sonra, 21 Mayıs 1998’de imzalanıp 9 Ocak 2001’de yürürlüğe giren Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşması ile bu iş birliği konusundaki ortak ve karşılıklı niyetler bir kez daha vurgulanmıştır. Ancak, daha sonra Ukrayna’daki bakanlık sorumluluk alanlarında değişiklik yapılması nedeniyle Ukrayna tarafımıza müracaatla bu anlaşmanın yenilenmesini talep etmiş ve 17 Ocak 2007’de aynı anlaşma tekrar imzalanmıştır. Geçen yasama döneminde yetişmediği için de Dışişleri Komisyonu tekrar Meclis gündemine getirmiştir.

Biraz önce belirttiğim gibi, Ukrayna ile her konuda olduğu gibi özellikle savunma sanayisi iş birliği konusunda yapılabilecek çokça iş birliği alanları vardır. Bu iş birliği alanlarının ülkemize ve savunma sanayimize, Milliyetçi Hareket Partisi adına, hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Sipahi.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI İLE UKRAYNA İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İÇ  BİRLİKLER ANA DEPARTMANI ARASINDA GÜVENLİK ALANINDA

PERSONEL EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜNÜN ONAYLANMASININ

UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- 14 Aralık 2004 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Genel Komutanlığı ile Ukrayna İçişleri Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında Güvenlik Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolü”nün onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için iki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Genel Komutanlığı ile Ukrayna İçişleri Bakanlığı İç Birlikler Ana Departmanı Arasında Güvenlik Alanında Personel Eğitimi ve Öğretimi İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı         : 195

Kabul                               : 195 (x)

Her iki ülke için de hayırlar getirmesini diliyorum.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, 5’inci sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/447) (S. Sayısı: 85) (xx)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 85 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının üzerinde söz talebi yoktur.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

                          

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 85 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE UKRAYNA BAKANLAR KURULU

ARASINDA SAVUNMA SANAYİ İŞ BİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ

UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 17 Ocak 2007 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik cihazla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için iki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

Kullanılan oy sayısı :       197

Kabul                       :       197 (x)

Hayırlı olmasını diliyorum.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, 6’ncı sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

6.-Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/321) (S. Sayısı: 113) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 113 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben söz istiyorum Sayın Başkan.

                          

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 113 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Geçti, geçti.

SADULLAH ERGİN (Hatay) – Maddede, maddede verirsiniz.

BAŞKAN – Sayın Genç, biraz sonra madde üzerinde söz vereyim size.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır efendim, tümü üzerinde konuşacağım.

BAŞKAN – Nasıl “hayır efendim.”

KAMER GENÇ (Tunceli) – Meclisi doğru dürüst yönetin.

BAŞKAN – Biraz sonra söz vereceğim size.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Siz “Söz isteyen var mı?” dediniz mi?

BAŞKAN – Dedim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben duymadım. (AK Parti sıralarından “Dedi, dedi” sesleri)

BAŞKAN – Hayır… Buyurun, buyurun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ama oylamaya geçtiniz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Genç.

Uluslararası anlaşmanın tasarısının tümü üzerinde şahsı adına Sayın Kamer Genç. [AK Parti sıralarından alkışlar(!)]

Buyurun Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi ben anlamıyorum, yani siz bu Parlamentoda bazı insanları yok sayıyorsunuz. Böyle bir şey olur mu ya! Bu Parlamentoda 550 milletvekili var, bu 550 milletvekilinin hepsi de eş değerdir. Ha, siz 340 milletvekilisiniz. O sizin 340 milletvekili olmanız önemli değil. Önemli olan, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir, bir anayasası vardır, bir iç tüzüğü vardır, buna göre insanlar buraya kendi temsilcilerini göndermişlerdir. Bu temsilcileri, burada kendisinin duygularını, düşüncelerini, Türkiye’nin gerçeklerini dile getirecekler.

Yani niye bu kadar aceleci davranıyorsunuz Sayın Meclis Başkan Vekili? Bugün burada çok ciddi sorular sorduk. Hükûmet sırasından buraya gelen bakan her şeyi gizliyor. Bu gizlilik size ne kazandırır? Her şeyi inkâr etmekle, gerçeklerden kaçmakla siz nereye varacağınızı zannediyorsunuz? Devleti soyan insanları gizlemekle…

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Konuya gel!

KAMER GENÇ (Devamla) – Konuya geliyorum.

Bu, devletin itibarıdır. Eğer bir devlette itibar yoksa o devlet bitmiş demektir.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Konuya gel, konuya!

KAMER GENÇ (Devamla) – Konu ne? Anlaşma.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Anlaşmaya gel!

KAMER GENÇ (Devamla) - “Anlaşma” diyorum, tamam.

Yani şimdi ben konuşacağım… Bakın, herhangi bir kanun tasarısının tümü üzerinde konuşmak demek, o kanun tasarının tümü üzerindeki yapılan görüşmelerde hükûmetin genel politikalarını eleştirmek demektir. Şimdi, bakın… (AK Parti sıralarından “Vay vay!” sesleri)

Ya, anladım, yani isterseniz… Beyler, yani ne demek istiyorsunuz siz? Ben burada konuşmayacak mıyım? (AK Parti sıralarından “Konuş, konuş!” sesleri, gürültüler.) Daha ne karışıyorsunuz?

Sayın Başkan, susturur musunuz bunları. Susturun bunu.

BAŞKAN – İkaz edeceğim Sayın Genç.

Sayın milletvekilleri, lütfen dinleyiniz.

KAMER GENÇ (Devamla) – Yani şu Parlamentonun bir adabı var, bir saygınlığı var. Yani böyle bir şey olur mu? Ben kürsüye çıktığım zaman, bakın, tutanakları inceleyin, ben bir laf söylüyorum, AKP’liler bir laf söylüyor; ben bir laf söylüyorum, AKP’liler bir laf söylüyor. Böyle bir şey olmaz değerli milletvekilleri. Yani eğer sizin sabrınız tükenmişse, buyurun gidin, istirahat edin. Böyle bir şey olur mu yahu?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sessiz olalım arkadaşlar.

KAMER GENÇ (Devamla) – Hayır hayır Mustafa Bey, senin de hiç şey etmene gerek yok yani. (Gülüşmeler)

Onun için, bakın, değerli milletvekilleri…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sana yardım etmeye çalışıyorum.

KAMER GENÇ (Devamla) – Bana yardım etmene gerek yok, sen kendine yardım et. Senin yardıma ihtiyacın var, benim yardıma ihtiyacım yok.

Şimdi, bakın, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir. Bakın, Lizbon Anlaşması’nı, Çek Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi çıktı, dedi ki: “Ben bu Anayasa’nın Çek Hükûmetine, Çek milletine, onun egemenlik haklarına zararı mı vardır, faydası mı vardır diye Anayasa Mahkemesi olarak inceleyeceğim.” İrlanda da referandumla reddetti.

Şimdi, Türkiye de bir hukuk devletidir. Uluslararası birtakım kuruluşlar, işte Avrupa Birliği, birtakım insanlar Türkiye’nin hukukuna, yargısına müdahale ediyor. Amerikalı diyor ki: “Sen karar verirken, halkın oyuna herhâlde değer vereceksin.” Sana ne ya! Sana ne! Yani bir yargı, hukukta bir mahkeme karar verirken, incelemeye aldığı, hakkında dava açıldığı kişiyle ilgili olarak verdiği kararda, efendim bu şu kadar oyu almış, bu kadar oyu almış, ona göre mi karar verecek, yoksa onun suçlu olup olmadığına mı karar verecek? Yani…

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Anlaşmayla ilgili bir şey söyle de anlayalım.

KAMER GENÇ (Devamla) – Anlaşma tabii… Sayın Başkan, şimdi bunların kafaları ermez benim konuştuğum şeylere. Böyle bir şey olur mu?

BAŞKAN – Sayın Tutan lütfen.

Sayın Genç, siz Genel Kurula hitap ediniz efendim.

KAMER GENÇ (Devamla) – Böyle bir şey olur mu… Bakın, ben uluslararası kanunun tümü üzerinde görüşüyorum ve düşüncelerimi söylüyorum. Bakın…

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Benim kafam senden çok çalışır, ne demek istiyorsun?

KAMER GENÇ (Devamla) – İşte, çalışıyorsa susarsın sen, susarsın.

BAŞKAN – Sayın Genç, Sayın Tutan… Karşılıklı konuşmayınız arkadaşlar, lütfen.

KAMER GENÇ (Devamla) – Şimdi, değerli milletvekilleri, bu İktidar zamanında… Bakın, 22 Temmuzda seçim yapıldı, daha bir sene dolmadan bu Parlamento fonksiyonunu kaybetti. Bugün bir erken seçim meselesi gündeme geldi…

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Konuyla ne alakası var?

KAMER GENÇ (Devamla) – Bu erken seçim niye gündeme geldi? İşte, bu Bakanlar Kurulu sırası boş, çünkü bu Bakanlar Kurulu bu Meclise değer vermiyor. Niye değer vermiyor? Bakın, ben 1980’den beri bu Parlamentonun çatısı altında görev yapıyorum. Eğer, bu Bakanlar Kurulu, bu Parlamentoya değer verseydi, buraya gelip otursalardı, bu Parlamento kısa zamanda fonksiyonunu yitirmezdi. Gelmedikleri için, ondan sonra… Zaten genel başkanlar diyorlar ki: Nasıl olsa işte bizim iki dudağımızın arasından çıkan bir lafla milletvekilliği müessesi tayin ediliyor, biz gitsek de gitmesek de onlar gelecek, orada oturacak, karar verecek.

Şimdi, uluslararası anlaşmalar konusu çok önemli. Bir uluslararası anlaşmanın enine boyuna tartışılması, incelenmesi lazım, komisyonların bunları tartışması, incelemesi lazım. Maalesef, bizde komisyonlar bu konuda ciddi bir inceleme yapmıyorlar. Bakın, bizim Anayasa’mıza göre uluslararası anlaşmaları Anayasa Mahkemesine iptal davasına konu edemiyorsunuz, ama bakın bir Çek Cumhuriyeti, Avrupa Birliği Lizbon Anlaşması’nı getiriyor, “Ben bunu inceleyeceğim” diyor. “Ben bunu inceleyeceğim, eğer Çek Cumhuriyeti’nin menfaatlerine, egemenlik haklarına, demokratik haklarına aykırı ise ben bunu icabında iptal ederim” diyor. Yani şimdi Türkiye’de, bizim göreve gelen, özellikle AKP İktidarının kavramadığı bir şey var: Millî irade ile Meclis iradesini birbirine karıştıran bir kafa yapısına…

HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Danışma Meclisinde o Anayasa’yı siz yapmadınız mı?

KAMER GENÇ (Devamla) – Ben, Danışma Meclisinde o Anayasa’yı yaparken karşı çıktım, o Anayasa 25 defa değişti, bugün de o Anayasa’nın değişmesine gerek yok. Neden gerek yok? Ben size onu zaman verirseniz açıklarım. Çünkü, siz Türkiye’de bir tek kurumdan şikâyetçisiniz: Yargıdan. Diyorsunuz ki,  -yani sizin işte bu genel başkan yardımcılarınızın Atatürk’ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti’ni ve onun kurumlarını “travma” olarak kabul etmesinin nedeni- bizi kapatın, bizi kapattıktan sonra gideceğiz, diyeceğiz ki: Ey halk, biz 340 milletvekiliyle iktidara geldik, bizi çalıştırmadılar. Ne yapacağız: Erken seçime gidelim ve ondan sonra bu yargıyı kaldıralım. Yani diyorsunuz ki: 380-400 milletvekili ile gelelim, ne yapalım? Yargıyı kaldıralım. Yargıyı kaldırdıktan sonra, Anayasa’yı da değiştirelim. O zaman ne yapalım? Türkiye’ye bir şeriat rejimini getirelim.

FATİH ARIKAN (Kahramanmaraş) – Halt etme!

KAMER GENÇ (Devamla) - Şeriat rejimini getirdikten sonra…

MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) – Öyle bir şey yok.

KAMER GENÇ (Devamla) – Şimdi, sizin korkunuz var, sizin yöneticilerin korkusu var. O korku şuradan kaynaklanıyor: Çünkü devlette çok ciddi soygun var.

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Doğru söyle, doğru!

KAMER GENÇ (Devamla) - Yani sizin Genel Başkanınız kendi damadına 1 katrilyon 200 trilyon lira devlet bankalarından kredi aldı mı almadı mı? (AK Parti sıralarından “Almadı” sesleri) Aldı… Aldı… Ondan sonra Kuveyt’ten o 350 milyon dolar hangi parayla geldi? Kuveyt’te o parayı gönderen adam belli mi değil mi? Değil, belli değil.

FATİH ARIKAN (Kahramanmaraş) – Kuveyt’le ne ilgisi var?

KAMER GENÇ (Devamla) - Belliyse, buyursun getirelim orada… Türkiye’den devletin kaynaklarını hırsızlık yaparak yurt dışına çeken, oraya kara para götüren insanların Türkiye’ye o parayı getirip aklama meselesi vardır.

Ha şimdi diyorsunuz ki: Biz nasıl olsa, eğer normal bir seçim yapılırsa, eğer seçim yapılırsa, seçimi kaybettiğimiz zaman… Yöneticileriniz diyorlar ki: Bizim gideceğimiz yer hapishanedir! Onun nasıl önünü keselim? En iyisi biz bu Anayasa Mahkemesinin üzerine gidelim, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin niteliklerine, kurumlarına hakaret edelim…

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Zavallı! Zavallı!

KAMER GENÇ (Devamla) - …Anayasa Mahkemesinde açılmış bir dava var, bu davayı biz kaybedelim, kaybettikten sonra erken seçim kararı alalım, halka gidelim: Ey halk, bakın biz 340 milletvekiliydik orada, bunlar bizi çalıştırmadılar. “Ee ne yapalım?” Bize 500 milletvekili verin. “Ee ne yapalım?” O zaman Anayasa’yı değiştirelim…

MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) – Müsterih ol, öyle bir şey yok.

KAMER GENÇ (Devamla) - …o Atatürk’ün getirdiği bütün kurumları yok edelim, bir şeriat devletini getirelim, bizim bugünkü yöneticilerimiz de bu şeriat devletinde hesap vermesinler. Bakın, sizin bütün korkunuz bu. Onun için…

MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) – Öyle bir şey yok.

KAMER GENÇ (Devamla) – Bakın, sayın milletvekilleri…

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Konuş! Konuş!

MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) – Yok Kamer Bey.

KAMER GENÇ (Devamla) – Ya bakın… Değerli arkadaşlarım, bakın ben size bir şey söylüyorum. Bakın, benimle laf yarışına katılmayın. Sizin değil, yöneticilerinizin istediği bu. Ya eğer bir devlette yönetim kadrosunda bulunan insanlar hesap vermekten korkuyorsa… İşte, bugün Bakan benim dört tane sorumun bir tanesine cevap vermedi.

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Vermez, niye versin!

KAMER GENÇ (Devamla) - Ben diyorum ki: “Ey Bakan, Tayyip Erdoğan, çocuklarıyla, karısıyla kaç tane dış geziye katıldı, ne kadar harcırah aldı?”, “Ey Bakan, senin bakanların hangi milletvekillerini yurt dışı gezisine götürdü, ne kadar harcırah aldı? Bunu söyle.” Söylemiyor. Ben diyorum ki: “TMSF’nin kontrolünde olan ATV ile Sabah gazetesinde…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Genç, konuşmanızı tamamlayınız lütfen.

Buyurun.

KAMER GENÇ (Devamla) – Diyorum ki: “Köşe yazarlığını yapan Nazlı Ilıcak ve onun benzeri kişiler benim verdiğim vergiyle ayda kaç milyar para alıyor? Bunu söyle.”, “Söylemiyorum” diyor. Niye söylemiyor? Çünkü korkusu var, çünkü bu milletten sakladığı gerçekler var. Onun için, değerli milletvekilleri, bu korku sizin içinizde olduğu sürece bu memlekette gerçekler su yüzüne çıkmıyor. Ama ben size bir tavsiyede bulunuyorum: Beyler, bakın, çok onurlu ve soylu insanların oturduğu bu sandalyelerde daima milletin menfaatini göz önünde tutalım, memleketimizi ve milletimizi büyütecek davranış ve akıl birliği içinde olalım, o davranışlar içinde olalım. Yoksa, bugün varız… Bakın, 1980 ve 2008, yirmi sekiz sene geçmiş. Değerli milletvekilleri, sanki arkada hiçbir şey yok. Ben sizden ricada bulunuyorum, ne olur kendimizi aşalım, bu memleketin gerçeklerini kabul edelim, bu memleketin potansiyelini en iyi değerlendirelim.

Bundan sonraki maddede de konuşacağım.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

SADULLAH ERGİN (Hatay) – Sayın Başkan, Değerli Hatip konuşması esnasında AK Partiyi ve grubumuzu itham etmiştir. Bu ithamından dolayı, İç Tüzük 69’uncu maddeye göre sataşmadan söz talep ediyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, söz alsın, sataşmadan dolayı söz alsın.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Ergin. (AK Parti sıralarından alkışlar)

X.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Hatay Milletvekili Sadullah Ergin’in, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, konuşmasında partisine sataşması nedeniyle konuşması

SADULLAH ERGİN (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Biraz önce konuşan Hatip, AK Partiyle ilgili olarak, AK Partinin kendini kapattırmak istediği, ondan sonra mağduriyet söylemiyle halka gidip daha büyük bir güçle Meclise gelmek istediği ve bundan sonra da yargı kurumunu Türkiye'de kaldırarak, arkasından da şeriat düzeni getirmek gibi bir hedefi olduğunu ifade etti. Ben, Sayın Genç’in bu konuşmasında söyledikleri tüm sözün iftira olduğunu buradan ilan ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) İftirasını ispat etmezse müfteridir.

AK Parti, 2001 yılında kurulmuş, programı, tüzüğü açık, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına programını vermiş, tüzüğünü vermiş, kurulduğu günden bir sene sonra bu milletin tensibiyle, tercihiyle tek başına iktidara gelmiş bir parti. İktidara geldikten kısa bir süre sonra yerel seçime girmiş, halk, icraatlarından memnun olduğu için yüzde 34,5 olan oyunu yüzde 41’e çıkartmış, 2007’de yapılan seçimde bu oy oranı yüzde 47’ye gelmiş ve milletimizin her geçen gün memnuniyeti artarak devam ediyor.

Biz gidip, dolaşıp dolaşıp gelip, burada aklına estiği lafları söyleyen bir milletvekilinin laflarıyla itham edilemeyecek bir partiyiz. Biz milletin gönlünde taht kurmuş bir partiyiz. (AK Parti sıralarından alkışlar) Türkiye'nin 81 vilayetinin 80’inde milletvekili çıkartmış ve Türkiye'nin her coğrafyasında halkın desteğini gören, tüm sosyal katmanlardan oy alan bir partiyiz. Biz Türkiye'nin partisiyiz, Kamer Genç’in değil! (AK Parti sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, buraya çıktığı zaman “Bu Bakanlar Kurulu sıraları boş, bunlar nerede, şunlar nerede?” Üç beş tane basmakalıp: “Soyguncular, hırsızlar” deyip… Belli bir konuşma kalıbı var Sayın Genç’in. Ama buradaki bakanlarımız Türkiye'nin değişik yerlerinde, yurt dışında, Türkiye'nin gelişimi için, ihracatını artırması için, Türkiye'nin kalkınması için çalışıyorlar. Milletvekillerimiz on altı ihtisas komisyonunda çalışmak suretiyle… Milletvekilinin bütün işi Genel Kurulda değil, yurt dışı komisyonlarda çalışanlar var, on altı ihtisas komisyonunda çalışan arkadaşlarımız var, dolayısıyla her zeminde çalışmak gerekiyor. Türkiye'nin ihracatı 33 milyar dolardan şimdi 120 milyar dolara çıkmışsa, bakanlarımız, Başbakanımız gezdiği için, adım adım, bucak bucak dolaştığı için, dünyanın dört bir yanını fellik fellik gezdikleri için bu böyle olmuş. Burada oturarak, laf ederek olmamış. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, ikide bir bu ülkenin kurucusu ve ortak paydası olan Mustafa Kemal Atatürk’ün arkasına saklanıp siyaset yapmak kimseye yakışmıyor. Biz, Atatürk’ün lafını değil, gösterdiği hedefi gerçekleştirmek için…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Ergin, konuşmanızı tamamlayınız.

SADULLAH ERGİN (Devamla) – Hemen toparlıyorum Sayın Başkanım.

Biz, Mustafa Kemal’in lafını, onun istismarını değil, bu millet için, bu ülke için göstermiş olduğu çağdaş medeniyetler seviyesini yakalamak ve üstüne çıkmak noktasında gayret sarf ediyoruz. Geldiğimiz günden bugüne kadarki icraatlarımız ortadadır. Bizim referansımız icraatlardır, iftiralar değil, dedikodular değil. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bu ülkede parametreler ortada, AK Parti geldiği gün ekonominin değerleri ortada, Türkiye’nin bölgesinde ve dünya üzerindeki itibarı ortada, bugün geldiğimiz nokta ortada, en önemlisi şaşmaz hakem milletimizin tercihi ortada. Siz ne derseniz deyin, Sayın Genç, bu millet gördüğü icraatlarla, AK Parti Hükûmetinin yaptığı hizmetler sonrasında AK Partiye olan sevgisini sandıkta gösteriyor. Bu bize yeter. Biz aziz milletimizle gönül bağımızı kurup yürüyüşümüze devam edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ (Devam)

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/321) (S. Sayısı: 113) (Devam)

BAŞKAN – Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE UKRAYNA BAKANLAR KURULU ARASINDA KİŞİLERİN GERİ KABULÜNE İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ

UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- 7 Haziran 2005 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşma”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi var mı?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Söz istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun. (AK Parti sıralarından “Maddeyle ilgili konuşsun.” sesleri)

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Maddeden haberin var mı senin?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Maddeden niye haberim olmasın ya! Benim, maddede…

Madde okundu. Madde, bir uluslararası anlaşmanın uygun bulunmasına ilişkin bir madde. (AK Parti sıralarından gürültüler)

MUSA SIVACIOĞLU (Kastamonu) - Hangi madde?

KAMER GENÇ (Devamla) – Ya, bakın beyler, efendiler; biraz sükûnetinizi muhafaza edin. Ben sizden rica ediyorum. Ben, burada birtakım şeyler… Sizin grup başkan vekiliniz çıktı, bana dedi ki: “Biz 33 milyar dolardan şu kadara çıkardık.”

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sayın Başkan, tekrar tekrar bunlarla ilgili mi olacak?

KAMER GENÇ (Devamla) – Acaba, siz o 33 milyar dolarda, Türkiye’deki işçilerin, köylülerin, esnafın kazandığı ve gerçek emekle yapılan ihracatla, bugün ithalata dayalı ihracatın farkında mısınız?

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Bir de konuşmasını öğrensen var ya!

KAMER GENÇ (Devamla) - Şimdi bakın değerli arkadaşlarım…

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sayın Başkanım, lütfen madde üzerinde konuşsun.

KAMER GENÇ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devletinin siz hiç farkında değilsiniz. Türkiye’de çok ciddi sıkıntılar var. Bu sıkıntıların en başında, Türkiye Cumhuriyeti devletini, yurt dışında, Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyüklüğüyle, şanıyla, şöhretiyle temsil eden bir hükûmet yok. Ben sizin Hükûmetinize diyorum ki: “Ali Babacan -Bebecan veya- sen gidip de Avrupalılardan, Amerikalılardan destek isteyeceğine bu Türk halkının gücüne güven.”

BAŞKAN – Sayın Genç…

KAMER GENÇ (Devamla) – Türk halkı, gücünü size… (AK Parti sıralarından gürültüler)

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Özür dile!

BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen sözünüzü tashih ediniz.

KAMER GENÇ (Devamla) – Uluslararası anlaşmayı anlatıyorum arkadaşlar.

BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen sözünüzü tashih ediniz.

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize)  – Terbiyeli olsun, edepli olsun, özür dilesin!

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Terbiyesizlik yapma! Bu kadar da terbiyesizlik olmaz ya!

KAMER GENÇ (Devamla) – Yani anlamadım ya, böyle bir müzakere sistemi yok.

Sayın Başkan, böyle bir müzakere sistemi yok.

BAŞKAN – Hayır, siz, bakınız Sayın Genç, Dışişleri Bakanının…

KAMER GENÇ (Devamla) – Anladım, yani uluslararası anlaşma…

BAŞKAN - Dinliyor musunuz Sayın Genç?

KAMER GENÇ (Devamla) – Bakın, biraz önce çıkan Grup Başkan Vekilinin söyledikleri şey… (AK Parti sıralarından gürültüler)

Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın Genç, Dışişleri Bakanının ismi -bilmiyorsanız- Sayın Ali Babacan’dır.

KAMER GENÇ (Devamla) – Ya olabilir yani, Bebecan da olur, Babacan da olabilir. (AK Parti sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Hayır, Bebecan olmaz, Babacan.

KAMER GENÇ (Devamla) – Şimdi, burada Enerji Bakanımız var. Sayın Enerji Bakanı, bir şey soracağım sana: Sen, 426 bürokratı emeklilik için bir yerde toplamış mısın toplamamış mısın? Geçen gün, onları topladın…

Bakın, beyler, 426 tane… Burada yahu, çıksın bana cevap versin. 426 tane üst bürokratı görevden almış, bir yerlerde barındırıyor. Geçen gün toplantı yapıyor, diyor ki: “Ya arkadaşlar, gelin bana yardım edin.” 426 tane daire başkanı, müsteşar, genel müdür yardımcısı bunlar. Böyle, Türkiye yönetilir mi değerli milletvekillerim?

Ya şimdi bakın, ben anlamıyorum şimdi, ben burada milletvekili miyim değil miyim?

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Sen ne anlarsın terbiyeden!

KAMER GENÇ (Devamla) - Bir onu söyleyin, benim burada konuşma hakkım var mı yok mu? (AK Parti sıralarından “Madde üzerinde konuşsun.” sesleri)

Madde üzerinde konuşuyorum. Yani sizin…

SERACETTİN KARAYAĞIZ (Muş) – Ne maddesi! Saçmalıyor ya!

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Hangi madde?

KAMER GENÇ (Devamla) - Yani Sayın Başkan, o zaman burada sükûneti sağlamak zorundasınız. Bu ne demek yani?

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Özür dilesin!

KAMER GENÇ (Devamla) - Biz burada konuşmayacak mıyız yani?

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Türk milletinin bakanından özür dilesin, Türk milletinden özür dilesin!

KAMER GENÇ (Devamla) - Niye özür dileyeceğim ki, ben Türk milletinin onurlu bir ferdiyim,

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Hakaret edemez Bakana!

KAMER GENÇ (Devamla) - Ben Türk milletini her yerde temsil eden bir insanım ama siz gidip de yurt dışında “Aman bizim şunları…”

AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Kırklareli) – Sayın Başkanım, sarhoş olabilir, ağzı dolanıyor sürekli.

KAMER GENÇ (Devamla) - Şimdi, o sizi ilgilendirmez, ben burada bir yasama görevini yapıyorum. Ama şimdi, böyle bir şey olmaz ki yani, siz bizi konuşturmak da istemiyorsunuz.

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Edepli, terbiyeli konuş!

BAŞKAN – Arkadaşlar, konuşmaları anlamıyoruz.

KAMER GENÇ (Devamla) - Yani, siz şunu bilesiniz ki burada beni susturmakla bir şeye varamazsınız.

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Terbiyeli konuş, terbiyeli!

KAMER GENÇ (Devamla) - Ben terbiyeli konuşuyorum.

SERACETTİN KARAYAĞIZ (Muş) – Saçmalıyorsun ya, saçmalıyorsun!

KAMER GENÇ (Devamla) - Şimdi, Sayın Başkan, yani böyle kürsüye çıktığımız zaman eğer burada dokunulmazlığımız yoksa nasıl olacak burada vaziyetimiz?

BAŞKAN – Siz Genel Kurula hitap edin Sayın Genç.

Buyurun efendim.

KAMER GENÇ (Devamla) – Susturun bunları o zaman.

BAŞKAN – Buyurun, Genel Kurula hitap ediniz, buyurun.

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Madde üzerinde konuş!

KAMER GENÇ (Devamla) – Susturun! (AK Parti sıralarından gürültüler)

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Kimi susturuyorsun sen be! Kimi susturuyorsun!

BAŞKAN – Arkadaşlar dinleyelim.

KAMER GENÇ (Devamla) – Ben milletvekiliyim beyefendi, çık burada konuş! Burada çık konuş!

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Konuşacağım, görürsün!

KAMER GENÇ (Devamla) – Çık konuş!

Niye benim konuşma hakkımı elimden alıyorsunuz?

Yani şimdi burada beni konuşturmamakla siz büyük bir avantaj mı sağlayacağınızı zannediyorsunuz? Böyle bir şey olmaz ya! Burada konuşmamızı istemiyorsanız, o zaman bizim dokunulmazlığımızı da kaldırın, bir kanun çıkarın “Kamer Genç burada konuşmasın.” deyin.

BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) - Ne kadar iyi olur!

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Millet kaldıracak seni, millet!

KAMER GENÇ (Devamla) - Efendim, gelin, yiğitliğiniz varsa Tunceli’ye gelin, benim karşımda aday olun. Buyurun, buyurun!

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Millet kaldıracak senin dokunulmazlığını!

KAMER GENÇ (Devamla) - Onun için yani, burada niye bu kadar bana müdahale ediyorsunuz ki! Yani daha ağzımdan kelime çıkmadan beni burada böyle susturmanızın bir anlamı yok, böyle bir parlamento sistemi yok! Ben burada milletvekiliyim, çıkıp da düşüncelerimi söyleme özgürlüğünden yoksun tutuluyorum.

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Sen kimsin ya! Kapkaranlık bir adamsın.

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Hakaret ediyorsun, hakaret!

KAMER GENÇ (Devamla) - Ben baskı altında tutuluyorum. Böyle bir şey olmaz ki Sayın Başkan! Böyle bir şey olur mu yani? Burada konuşmayalım mı yani?

BAŞKAN – Konuşuyorsunuz Sayın Genç, bir şey yok, problem yok.

KAMER GENÇ (Devamla) – Ama herkes müdahale ediyor efendim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Konuşmanızı tamamlayınız siz.

KAMER GENÇ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, bakın, beni bu yolla susturamazsınız. Susturmaya çalıştığınız zaman siz çok zarar görürsünüz.

SERACETTİN KARAYAĞIZ (Muş) – Yok ya!

KAMER GENÇ (Devamla) – Ben Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir milletvekiliyim ve siz Türkiye Cumhuriyeti devletini, Genel Başkan Yardımcınızın söylediği o bilgiler Türkiye Cumhuriyeti’ni bir “travma” olarak kabul ediyor.

FEHMİ HÜSREV KUTLU (Adıyaman) – Ne demiş?

KAMER GENÇ (Devamla) – Ben bunlara karşı elbette ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumlarını savunacağım. Onun için, niye bunu engelliyorsunuz, ben anlamıyorum. (AK Parti sıralarından “Ne biçim konuşuyorsun!” sesleri)

O zaman, Sayın Başkan, rahatsız oluyorsa arkadaşlar ben susayım o zaman, peki.

BAŞKAN – Hayır, siz Genel Kurula hitap edin, dinliyor arkadaşlar sizi.

Sayın milletvekilleri, maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Madde üzerinde şahsı adına Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan.

Sayın Tutan, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri, 113 sıra sayılı uluslararası anlaşma üzerinde söz almış bulunuyorum.

Bu anlaşmanın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Şahsı adına Van Milletvekili Gülşen Orhan.

Sayın Orhan, buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

GÜLŞEN ORHAN (Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 113 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Tasarının ülkemize ve Ukrayna’ya hayırlı olmasını temenni ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Madde üzerinde şahsı adına Bursa Milletvekili Sayın Mehmet Emin Tutan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; anlaşmanın sonuna geldik. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Şahsı adına Van Milletvekili Gülşen Orhan.

Sayın Orhan, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

GÜLŞEN ORHAN (Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 113 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerinde şahsım adına söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Kanunun hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, aleyhte oyumun rengini belirtmek için söz istiyorum.

BAŞKAN – Geçti.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ne demek geçti?

BAŞKAN – Biraz önce söyleyecektiniz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, geçmedi.

BAŞKAN – Geçti, tabii…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, geçmedi. Ben aleyhte oyumun rengini belirtmek üzere söz istiyorum!

BAŞKAN – Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, çok yakışıyor size bu hareket! O kadar çok yakışıyor ki size! Tebrik ederim!

BAŞKAN – Oylama için iki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin  Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı :       195

Kabul                       :       195  (x)

Evet, tasarının hayırlı olmasını diliyorum. 

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, 7’nci sıraya alınan, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ile Ukrayna Devlet Nükleer Düzenleme Komitesi Arasında Nükleer Düzenleme Konularında Teknik İşbirliği ve Bilgi Değişimi Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

7.- Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ile Ukrayna Devlet Nükleer Düzenleme Komitesi Arasında Nükleer Düzenleme Konularında Teknik İşbirliği ve Bilgi Değişimi Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/356) (S. Sayısı: 233)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, bu anlaşmanın bitimine kadardı görüşmelerimiz. Şu anda Komisyon yok.

Komisyonunun tekrar  bulunamayacağı da dikkate alınarak, alınan karar gereğince kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için 25 Haziran 2008 Çarşamba günü saat 13.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati : 21.35

 

 

 

 

                          

(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.