DÖNEM: 23                            CİLT: 22                    YASAMA YILI: 2

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

115’inci Birleşim

10 Haziran 2008 Salı

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMALAR

IV. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Muğla Milletvekili Gürol Ergin’in, Güneydoğu Anadolu’nun tarım sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

2.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 2008 yılı enflasyon oranına ve memur maaşlarının bu orana göre artırılmasına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal’ın, Amasya Genelgesi ve 12 Haziran Amasya Uluslararası Kültür ve Sanat Etkinlikleri Haftası’na ilişkin gündem dışı konuşması

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Komisyonlardan Gelen Diğer İşler

1.- Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/151) (S. Sayısı: 188)

2.- Ordu Milletvekilleri Eyüp Fatsa ve Enver Yılmaz’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/152) (S. Sayısı: 189)

3.- Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/153) (S. Sayısı: 190)

4.- Samsun Milletvekili Haluk Koç’un yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/155) (S. Sayısı: 191)

5.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/156) (S. Sayısı: 192)

6.- Samsun Milletvekili Haluk Koç’un yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/157) (S. Sayısı: 193)

7.- Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/158) (S. Sayısı: 194)

8.- Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa’nın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/159) (S. Sayısı: 195)

9.- Mersin Milletvekili Ali Oksal’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/160) (S. Sayısı: 196)

10.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/161) (S. Sayısı: 197)

11.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/162) (S. Sayısı: 198)

12.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/163) (S. Sayısı: 199)

13.- Edirne Milletvekili Rasim Çakır’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/164) (S. Sayısı: 200)

14.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/165) (S. Sayısı: 201)

15.- Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen’in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/166) (S. Sayısı: 202)

B) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/541) (S. Sayısı: 219)

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Halife Bin Ahmed Al-Dahrani ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/458)

2.- Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/459)

3.- Ukrayna Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/460)

4.- (10/27, 34, 37, 40, 102) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonu Başkanlığının, komisyonun görev süresinin bir ay uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/461)

B) Önergeler

1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/543) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/56)

2.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın (6/645) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/57)

3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, 08.05.2006 Tarihli ve 3285 Sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin (2/22) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/58)

4.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, 2.5.1972 Tarih ve 1586 Sayılı “Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın Ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine Dair Kanunun” Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun Teklifi’nin (2/66) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/59)

C) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı ve 21 milletvekilinin, demir-çelik fiyatlarındaki artışın inşaat ve imalat sektörlerine etkisinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/185)

2.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı ve 21 milletvekilinin, Ergene Çevre Düzeni Havza Planı çerçevesinde yaşanan gelişmelerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/186)

3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin, Tokat ilinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/187)

D) Meclis Soruşturması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 57 milletvekilinin, yasa dışı dinlemelere zemin oluşturdukları ve himaye ettikleri; özel hayatın gizliliği ve korunması ile haberleşme hürriyeti ve gizliliği hak ve ilkelerinin yoğun ve keyfî şekilde ihlal edilmesine göz yumdukları; bu suretle görevlerini kötüye kullandıkları; bu eylemlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 257’nci maddesine uyduğu iddiasıyla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay haklarında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/2)

 

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- Genel Kurulun 10/6/2008 Salı ve 11/6/2008 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer denetim konularının görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine ve gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi

 

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Eskişehir Milletvekili H. Tayfun İçli’nin, konuşmasında Parlamentoya hakaret ettiği gerekçesiyle konuşması

2.- Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay’ın, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin konuşmasında geçen İsmet İnönü ile ilgili bölümü Rize Milletvekili Lütfi Çırakoğlu’nun teyit etmesi nedeniyle konuşması

 

IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, işkence ve zor kullanma yetkisinin aşılmasıyla suçlanan kamu görevlilerine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/2887)

2.- Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner’in, ceza infaz kurumları personelinin sorunlarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı (7/2992)

3.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, Elâzığ’ın Maden ilçesindeki saat kulesi ve hükûmet konağının onarımına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/3251)

4.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, Vakıflar Kanunu uyarınca taşınmaz edinimine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/3290)

5.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, Sabah-ATV ihale bedelinin finansmanına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (7/3292)

6.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, Sabah-ATV ihalesinin finansmanına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (7/3295)

7.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Sabah-ATV ihalesini alan şirkete ve sağladığı krediye ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (7/3328)

8.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, mevsimlik işçilerin sosyal güvenliklerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/3335)

9.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, GAP’ın finansmanında İşsizlik Fonunun kullanılacağı iddiasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (7/3337)

10.- İstanbul Milletvekili Hüseyin Mert’in, Çin’de Hereke halılarının taklidinin yapılıp aynı isimle satıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/3364)

11.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’nin doğal ve turistik zenginliklerinin tanıtımına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/3367)

12.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, Kayseri’deki yerel yönetimlerin genel bütçe vergi gelirlerinden aldığı paya ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı (7/3407)

13.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, TOKİ’nin kullandığı kredilere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/3421)

14.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman’daki bir TOKİ projesinde oluşan mağduriyete ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/3473)

15.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, bir imam hakkında inceleme yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu’nun cevabı (7/3489)

16.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Bandırma Müftüsü hakkındaki iddialara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu’nun cevabı (7/3490)

17.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, küçük işletmelerin korunmasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/3627)

18.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, tüketicilerin bilinçlendirilmesine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/3680)

19.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana gezisine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/3702)

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 13.06’da açılarak yedi oturum yaptı.

Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner, Isparta ilinin sorunlarına,

Adana Milletvekili Yılmaz Tankut, Adana’nın Karataş ilçesinde meydana gelen sel felaketine ve sonrasında yaşanan sıkıntılara,

Hatay Milletvekili Mustafa Öztürk, Dünya Çevre Günü’ne,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

Ankara Milletvekili Tekin Bingöl ile

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır,

Dünya Çevre Günü’ne;

Ankara Milletvekili Mehmet Emrehan Halıcı, Anayasa Mahkemesinin türban konusunda vereceği karar ne olursa olsun tüm kesimler ve kişilerce bu kararın saygıyla karşılanması gerektiğine,

İlişkin birer konuşma yaptılar.

Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 38 milletvekilinin, mermercilik sektöründeki sorunların (10/208),

Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 39 milletvekilinin, Köye Dönüş Projesi’nin uygulanmasında yaşanan sorunların (10/209),

İzmir Milletvekili Canan Arıtman ve 39 milletvekilinin, çocuklara yönelik cinsel istismarın (10/210),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan ve bastırılarak dağıtılan 240 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin kırk sekiz saat geçmeden gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 2’nci sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan, Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın (1/541) (S. Sayısı: 219) görüşmelerine devam edilerek 10’uncu maddesine kadar kabul edildi, 10’uncu maddesi üzerinde bir süre görüşüldü.

İstem üzerine yapılan yoklamalarda toplantı yeter sayısı bulunmadığı anlaşıldığından, 10 Haziran 2008 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 20.23’te son verildi.

 

 

Eyyüp Cenap GÜLPINAR

 

 

 

Başkan Vekili

 

 

Yusuf COŞKUN

 

Murat ÖZKAN

 

Bingöl

 

Giresun

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

 

Canan CANDEMİR ÇELİK

 

Harun TÜFEKCİ

 

Bursa

 

Konya

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

No.: 162

II.- GELEN KÂĞITLAR

6 Haziran 2008 Cuma

Tasarı

1.- Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolüne Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/597) (Çevre; Avrupa Birliği Uyum ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.6.2008)

Raporlar

1.- Samsun Milletvekili Haluk Koç’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/157) (S. Sayısı: 193) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008) (GÜNDEME)

2.- Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/158) (S. Sayısı: 194) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008) (GÜNDEME)

3.- Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/159) (S. Sayısı: 195) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008) (GÜNDEME)

4.- Mersin Milletvekili Ali Oksal’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/160) (S. Sayısı: 196) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008) (GÜNDEME)

5.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/161) (S. Sayısı: 197) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008) (GÜNDEME)

6.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/162) (S. Sayısı: 198) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008) (GÜNDEME)

7.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/163) (S. Sayısı: 199) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008) (GÜNDEME)

8.- Edirne Milletvekili Rasim Çakır’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/164) (S. Sayısı: 200) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008) (GÜNDEME)

9.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/165) (S. Sayısı: 201) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008) (GÜNDEME)

10.- Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/166) (S. Sayısı: 202) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008) (GÜNDEME)

No.: 163

9 Haziran 2008 Pazartesi

Meclis Soruşturması Önergesi

1.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 57 Milletvekilinin, yasa dışı dinlemelere zemin oluşturdukları ve himaye ettikleri; özel hayatın gizliliği ve korunması ile haberleşme hürriyeti ve gizliliği hak ve ilkelerinin yoğun ve keyfi şekilde ihlal edilmesine göz yumdukları; bu suretle görevlerini kötüye kullandıkları; bu eylemlerinin Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesine uyduğu iddiasıyla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay haklarında, Anayasanın 100 üncü ve İçtüzüğün 107 nci maddeleri uyarınca bir Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/2) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.6.2008) (Dağıtma tarihi: 9.6.2008)

 

 

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğünün vakıf zeytinliğini kiralamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3157)

2.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kilis’teki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3158)

3.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Karabük’teki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3159)

4.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kars’taki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3160)

5.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’deki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3161)

6.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Erzurum’daki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3162)

7.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bolu’daki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3163)

8.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bitlis’teki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3164)

9.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Karaman’daki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3165)

10.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, BM Güvenlik Konseyi seçimlerine yönelik çalışmalara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3172)

11.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, taşınmaz mal ediniminde karşılıklılık ilkesinin uygulamasına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3173)

12.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, yabancı sahil güvenlik güçlerinin Türk balıkçılarına müdahalelerine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3174)

13.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Osmaniye’deki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3175)

14.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Nevşehir’deki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3176)

15.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’deki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3177)

16.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bolu’daki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3178)

17.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Karaman’daki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3179)

18.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Erzurum’daki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3180)

19.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Ankara Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin bazı kurumlara olan borçlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3181)

20.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Yenimahalle Belediyesinin bir şirketine, bina tadilatına ve ilan harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3182)

21.- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, çevreyi olumsuz etkileyen faaliyetlerin turizme etkisine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3187)

22.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Nevşehir’deki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3189)

23.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Batman’daki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3190)

24.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kars’taki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3191)

25.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Osmaniye’deki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3192)

26.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Karaman’daki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3193)

27.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bolu’daki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3194)

28.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Erzurum’daki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3195)

29.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’deki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3196)

30.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bitlis’teki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3197)

31.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Türk dilinin etkin ve doğru kullanımına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3198)

32.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, atamaları iptal edilen yöneticilere ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3200)

33.- Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun’un, Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3201)

34.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kilis’teki yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3203)

35.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Karabük’teki yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3204)

36.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Çankırı’daki yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3205)

37.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Yozgat’taki yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3206)

38.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kastamonu’daki yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3207)

39.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kırşehir’deki yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3208)

40.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bitlis’teki yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3209)

41.- İzmir Milletvekili Şenol Bal’ın, özel hastaneler yönetmeliğindeki değişikliklere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3210)

42.- İzmir Milletvekili Şenol Bal’ın, atama ve görev yeri değişikliklerinde sendika üyeliğinin dikkate alındığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3211)

43.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Çankırı’daki yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3214)

44.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Iğdır’daki yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3215)

45.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Yozgat’taki yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3216)

46.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kastamonu’daki yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3217)

47.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kırşehir’deki yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3218)

48.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana ve Mersin’de yeni bir havaalanı yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3219)

49.- İstanbul Milletvekili Hüseyin Mert’in, polis maaşlarının iyileştirilmesine ve polis alımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3226)

50.- İstanbul Milletvekili Hüseyin Mert’in, kanser vakalarındaki artışa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3227)

51.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, orman yangınlarıyla mücadeleye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3228)

52.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, bölünmüş yol yapımıyla ilgili bazı hususlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3229)

53.- Hatay Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, Asi Nehrindeki su yetersizliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3233)

54.- Ankara Milletvekili Yıldırım Tuğrul Türkeş’in, AKPM Başkanının bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3234)

55.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Sağlık Bakanı ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3235)

56.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, İngilizcede Türkiye’ye karşılık kullanılan kelimeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3236)

57.- Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü’nün, Bingöl Adaklı deprem konutlarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3237)

58.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kastamonu’daki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3238)

59.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kırşehir’deki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3239)

60.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Yozgat’taki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3240)

61.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın, Marmara Denizinden kum çıkarıldığı iddiasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3242)

62.- Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu’nun, polis eğitim merkezlerine öğrenci alımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3245)

63.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, altyapı çalışmalarından mağdur olan işyerlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3246)

64.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kastamonu’daki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3247)

65.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bitlis’teki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3248)

66.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kırşehir’deki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3249)

67.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Yozgat’taki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3250)

68.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Genel Sekreterliği çalışanlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3252)

69.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, bir lisede öğrencilere izletilen bir filme ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3258)

70.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, brode ve nakış dalının meslek kapsamına alınmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3259)

71.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Hizan İlçesindeki eğitim imkanlarına ve bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3260)

72.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, ilköğretim müfettişliği mülakatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3261)

73.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kırşehir’deki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3262)

74.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Kastamonu’daki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3263)

75.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Yozgat’taki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3264)

76.- İzmir Milletvekili Şenol Bal’ın, Kamu Hastane Birlikleri Kanunu Tasarısındaki düzenlemelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3265)

77.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bolu’daki yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3266)

78.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Erzurum’daki yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3267)

79.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Karaman’daki yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3268)

80.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’deki yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3269)

81.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, bir karayolunun ıslahına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3278)

82.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir’in ulaşım sorunlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3279)

83.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bolu’daki yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3280)

84.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bitlis’teki yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3281)

85.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Erzurum’daki yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3282)

86.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Karaman’daki yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3283)

87.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’deki yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3284)

88.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, çiftçilerin elektrik borçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3289)

89.- Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın, Zonguldak İl Özel İdaresinin bir birimine personel alımına ve unvan değişikliklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3291)

90.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, kiraz üreticilerinin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3293)

91.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, mayın ve bomba tuzaklarında şehit ve malul olan güvenlik görevlilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3296)

92.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un, 23 Nisan kutlamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3297)

93.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Çağlayan Göleti projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3300)

94.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, orkinos balığı çiftliklerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3301)

95.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, Ankara Radyosundaki yöneticilere ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/3303)

96.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, bazı belediye başkanlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3307)

97.- Siirt Milletvekili Osman Özçelik’in, Siirt’te inanç turizminin geliştirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3309)

98.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in, sokakta yaşayan ve eğitim alamayan çocuklara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3310)

99.- Bursa Milletvekili Onur Öymen’in, bazı okullarda dini içerikli film seyrettirildiği iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3311)

100.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Gümüşhane İl Millî Eğitim Müdürlüğüne yapılan görevlendirmeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3312)

101.- İstanbul Milletvekili Hüseyin Mert’in, Anadolu liselerine öğretmen atamalarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3313)

102.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, üst düzey yönetici atamalarına, bina tadilatına ve bazı taşınmazlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3318)

103.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, bölünmüş yol çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3319)

104.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Karadeniz Bölgesindeki kanser vakalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3320)

105.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, Katar’a yapılan resmi ziyaretlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3321)

106.- Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal’ın, Gümüşhacıköy İlçesindeki yolsuzluk iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3322)

107.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, çevreyle ilgili bir konuda idari yargıya başvuran bir öğretmenin görev yerinin değiştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3323)

108.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, bazı ihalelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3325)

109.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3327)

110.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, Cumhurbaşkanının şehit ailelerine yaptığı bağışlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3329)

111.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir arazi ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3330)

112.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Seyhan Belediyesine yapılan ödeme ve kesintilere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3331)

113.- Ankara Milletvekili Tekin Bingöl’ün, Bingöl’de deprem sonrası verilen kredilerin geri ödemelerinde yaşanan zorluklara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3332)

114.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yabancılara satılan gayrimenkullere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3333)

115.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yabancılara satılan arazilere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3334)

116.- Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, BAĞ-KUR’dan emekli olmak isteyenlerin yaşadığı bazı sorunlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3336)

117.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, bir ihale bedelinin finansmanına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi (7/3338)

118.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, kaçak ve kayıp elektrik kullanımına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3342)

119.- Siirt Milletvekili Osman Özçelik’in, Siirt’te işletilen bir maden ocağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3344)

120.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, Atatürk Hava Limanı yoluna ve bir arazinin kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3345)

121.- Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, belediyelerin lale dikimine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3346)

122.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, 1 Mayıs 1977 Taksim olaylarının aydınlatılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3347)

123.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhan’ın, alkometre ve hız ölçüm aletlerinin kalibrasyon belgelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3348)

124.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Silivri’deki bir okul arsasının plan değişikliğine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3349)

125.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Samsun Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve danışman kadrolarında çalışan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3350)

126.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Konya Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve danışman kadrolarında çalışan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3351)

127.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Sakarya Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve danışman kadrolarında çalışan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3352)

128.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve danışman kadrolarında çalışan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3353)

129.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve danışman kadrolarında çalışan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3354)

130.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve danışman kadrolarında çalışan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3355)

131.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Ankara Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve danışman kadrolarında çalışan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3356)

132.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Antalya Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve danışman kadrolarında çalışan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3357)

133.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Bursa Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve danışman kadrolarında çalışan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3358)

134.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve danışman kadrolarında çalışan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3359)

135.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Erzurum Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve danışman kadrolarında çalışan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3360)

136.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, bazı büyükşehir belediyelerinin lale dikimine ve Antalya Büyükşehir Belediyesinin ithal palmiye ağacı alımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3361)

137.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, belediyelerin verdiği burslara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3362)

138.- Siirt Milletvekili Osman Özçelik’in, Siirt’teki kültür varlıklarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3363)

139.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, Burdur’daki kazı çalışmalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3365)

140.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın, Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür Yardımcısına yapılan ek ödemelere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3366)

141.- İstanbul Milletvekili Hüseyin Mert’in, vekaleten ve geçici görevlendirilen idarecilere ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3368)

142.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’nin eğitim kurumlarının yeniden düzenlenmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3369)

143.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, sınav ve kılavuz ücretlerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3370)

144.- Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmez’in, Seyitgazi İlçesinde öğrenci taşımacılığı yapan esnafın hak edişlerinin ödenmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3371)

145.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, bir lise müdürünün görevden alınmasına ve yerine yapılan atamaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3372)

146.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, eğitim kurumlarına yönetici atamalarında yargı kararlarının uygulanmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3373)

147.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, eczanelerin alacaklarının geç ödenmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3374)

148.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, aile hekimliği uygulamalarında yaşanan sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3375)

149.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük’ün, tarım ürünleri fiyatlarındaki artışa ve hayvancılığın desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3376)

150.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’de tarım ve hayvancılığın desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3377)

151.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Tarım Sigortaları Kanunu uygulamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3378)

152.- Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, tahıl ürünlerinin desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3379)

153.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, Bursa ve Balıkesir’de mera kapsamından çıkartılan alanlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3380)

154.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, kamyonlarda yolcu taşınmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3381)

155.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, Ankara-İstanbul hızlı tren projesi konusunda sunulan bir bildiriye ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3382)

156.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, Bartın-Amasra ayrımı Arıt-Aydınlar yoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3383)

157.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, karayolu taşımacılığında tonaj kontrolüne ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3384)

No.: 164

10 Haziran 2008 Salı

Tasarı

1.- Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/598) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.6.2008)

Teklifler

1.- Kars Milletvekili Zeki Karabayır ve 2 Milletvekilinin; Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/272) (Plan ve Bütçe ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2008)

2.- Kastamonu Milletvekili Hasan Altan ve 2 Milletvekilinin; Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/273) (Plan ve Bütçe ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2008)

3.- Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya ve 2 Milletvekilinin; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/274) (Plan ve Bütçe ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2008)

Raporlar

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hayvan Sağlığı ve Karantina Konusunda İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları (1/366) (S. Sayısı: 241) (Dağıtma tarihi: 10.6.2008) (GÜNDEME)

2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (GTÖ) Arasında GTÖ Orta Asya Alt Bölge Ofisi Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/397) (S. Sayısı: 242) (Dağıtma tarihi: 10.6.2008) (GÜNDEME)

3.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Avustralya Tarım, Balıkçılık ve Ormancılık Bakanlığı Arasındaki Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/411) (S. Sayısı: 243) (Dağıtma tarihi: 10.6.2008) (GÜNDEME)

 

10 Haziran 2008 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 115’inci Birleşimini açıyorum.

III.- Y O K L A M A

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama süresi üç dakikadır.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekilline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz Güneydoğu Anadolu’da tarımda yaşanan sorunlar hakkında söz isteyen Muğla Milletvekili Gürol Ergin’e aittir.

Buyurunuz Sayın Ergin. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri -lütfen biraz sakin olursanız- çok uğultu oluyor, konuşmacıyı rahat dinleyemeyeceğiz.

Buyurunuz efendim.

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Muğla Milletvekili Gürol Ergin’in, Güneydoğu Anadolu’nun tarım sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı

GÜROL ERGİN (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 4 Haziran 2008 tarihinde Şanlıurfa’da düzenlediğimiz Tarım ve Çiftçi Kurultayı’ndaki gözlemlerimizi, bölge halkının sıkıntılarını ve bu sıkıntıların giderilmesi için neler düşündüğümüzü sizlere aktarmak ve Hükûmeti göreve davet etmek amacıyla söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlarken Sayın Başkan sizi, değerli milletvekillerini, Güneydoğu Anadolu’nun çilekeş halkını ve büyük milletimi saygıyla selamlıyor; yakın tarihte ağabeyini yitiren Sayın Tarım Bakanımıza başsağlığı ve sabır, değerli ağabeyine Allah’tan rahmet diliyorum.

Değerli milletvekilleri, bizzat yaptığımız incelemeler ve Güneydoğu illerinden gelen çiftçilerimizin Tarım Kurultayı’nda ifade ettikleri yalın gerçekler, bölgede tam bir afet yaşandığını göstermektedir.

Sayın Başkan, bu gürültüde eğer konuşuluyorsa konuşayım.

BAŞKAN – Sayın Ergin, demin ikaz etmiştim ama…

Sayın milletvekilleri, lütfen biraz sakin olursanız…

HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) - Hocam, sizi dikkatle dinliyoruz.

BAŞKAN - Bir uğultu oluyor Genel Kurulda, o yüzden konuşmacıyı rahat dinleyemiyoruz.

Buyurunuz Sayın Ergin.

GÜROL ERGİN (Devamla) – Bir buçuk dakikam da gitti bu arada.

BAŞKAN – İlave ederiz efendim.

Buyurunuz.

GÜROL ERGİN (Devamla) – Sağ olun.

Bugün Güneydoğu Anadolu bir afet bölgesidir. Hükûmet bu gerçeği kabul etmeli, buna göre önlem almalıdır. Kuraklık hem bitkisel üretimi hem de hayvancılığı vurmuştur. Kuru koşullarda üretilen buğday ve arpada kayıp yüzde 100’e yakın olup, kırmızı mercimekte kayıp yüzde 60’lardadır. Güneydoğu çiftçisinin üretim kaybı buğdayda 2 milyon ton, arpada 1 milyon 400 bin ton, mercimekte 250 bin ton dolayındadır.

Fıstık üreticileri de büyük sıkıntı içindedir. Güneydoğu Fıstık Tarım Satış Kooperatifi üç yıldan bu yana taban fiyatı vermemekte, ayrıca, alım da yapmamaktadır. Fıstık üreticisi tüccara teslim olmuş durumdadır. Çiftçi tam anlamıyla bitiktir.

Hükûmetin, tohumluk yardımı yapma, Ziraat Bankası ve tarım krediye olan borçları bir yıl erteleme kararı çiftçi için hiçbir anlam ifade etmemektedir. Çünkü, çiftçinin, tohumu ekecek, gübre ve mazot alacak durumu yoktur. Çiftçinin yalnızca yüzde 15 ila 20’si Ziraat Bankasına, büyük çoğunluğu özel bankalara borçludur ve toprakları, sahipleri artık yabancılar olan bu bankalara ipoteklidir. Ziraat Bankasının kredi vermek için iki memur kefil ve şehirde ev, arsa teminatı istemesi çiftçileri özel bankalara gitmeye mecbur bırakmaktadır. Çiftçinin özel bankaya borcu, Ziraat Bankasına olan borcundan çok daha fazladır.

Ayrıca bölge çiftçisinin elektrik borcu bugün 1 milyar yeni Türk lirasını aşmıştır.

Sulamalarda büyük adaletsizlik vardır. Çiftçi, devletin getirdiği su için dekar başına 10 yeni Türk Lirası öderken, kendi olanaklarıyla kuyu açan, enerji hattı çeken, trafo kuran, trafo panosu yaptıran, motopomp alan, elektrik motoru alan, ayrıca boru hattı çeken, tüm bu masraflar için 100 ila 300 milyar lira harcayan çiftçi, açtığı kuyudan bir dekar toprağın sulaması için 70 ila 100 yeni Türk lirası elektrik parası ödemektedir. Bu açık bir haksızlıktır. Bu haksızlığın giderilmesi Hükûmetin görevi olmalıdır. Bu haksızlık, çiftçilerin bir kısmını kaçak elektrik kullanmak zorunda bırakmakta, bir kısmının da elektrik parasını ödeyemeyip, sürekli borçlanmasına neden olmaktadır.

Meralar yeşermediği için hayvancılık yapanlar da sıkıntılıdır. Köylü, kuraklıktan ötürü bakamadığı hayvanlarını yok pahasına elden çıkarmaktadır. Saman ve yem fiyatları astronomik artmıştır. Köylünün hayvancılık yapma takati kalmamıştır.

GAP yatırımları hemen tamamen durmuştur. Bölgede çoktan bitirilmesi gereken sulama yatırımları gerçekleştirilmemiş, altı yılda yalnızca 55 bin hektar alana su götürülmüştür. Çiftçinin kuraklıktan ötürü yaşadığı sıkıntıda Köy Hizmetlerini kapatan, sulama yatırımlarını ihmal eden, toprağı su ile buluşturmayan AKP Hükûmetlerinin inkâr edilemez sorumluluğu ve büyük vebali vardır. Esnaf da çiftçi kadar sıkıntıda olup piyasada yaprak kıpırdamamaktadır.

Değerli milletvekilleri, Güneydoğu’nun tarım ve çiftçi sorunlarının çözümü için bölge derhâl afet bölgesi ilan edilmeli, çiftçinin tüm zararı acilen karşılanmalıdır. Çiftçinin özel bankalara, gübreciye, akaryakıtçıya, piyasaya olan borcunu ödeyebilmesi için, Ziraat Bankası, borcunu ertelediği çiftçiye yeni kredi açmalıdır. Dekara 7 yeni Türk lirasına indirilen ve 3,5 yeni Türk liralık kısmı ödenen doğrudan gelir desteğinin kalan kısmı bölge çiftçisine hemen ödenmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayın.

Buyurunuz.

GÜROL ERGİN (Devamla) – Özellikle sulamada kullanılan elektrik ucuzlatılmalı, elektrik borçlarının faizleri silinip ana borç üç yılı ödemesiz olarak yeniden taksitlendirilmedir. Çiftçinin tarım kredi ve Ziraat Bankasına olan borcu da faizleri silinerek yeniden yapılandırılmalıdır. Nakliyecilerden istenen gereksiz belgeler kaldırılmalı, nakliyeci bir kamyon için yılda 6 bin yeni Türk lirasını bulan yükten ve gereksiz bürokrasiden kurtarılmalıdır. Nakliyecilerden ne için akıllı olup olmadıklarına dair belge istendiği bu kürsüden açıklanmalıdır. (CHP sıralarından alkışlar) GAP sulamalarına gerekli kaynak ayrılarak 1,5 milyon hektar toprak hızla suya kavuşturulmalı, GAP bir refah ve barış projesi olarak değerlendirilmelidir. Mayınlı araziler, temizlendikten sonra yerli yabancı şirketlere değil, bölgenin topraksız köylülerine, devletin tüm kaynaklarından yararlandırılarak organik tarım yapmak üzere verilmelidir.

Bu arada genel bir soruna da değineceğim. Değerli arkadaşlarım, buğday hasadı başlayalı yirmi günü geçti hâlâ buğday taban fiyatı belli değildir. Bugün Türkiye’de buğday çeşitli yörelerde 530 ila 575 bin lira arasında satılmaktadır. Bu yılın maliyeti 480 bin lira dolayındadır, fiyatın mutlaka 600 bin lira olarak açıklanması zorunluluğu vardır.

Değerli milletvekilleri, bu konuşmamda tarımın çok daha fazla olan genel sorunlarına değinmedim, yalnızca Güneydoğu’da yaşanan sorunları sizlere aktarmaya çalıştım.

Hükûmeti çözümler konusunda göreve davet ediyor, sizleri, Güneydoğulu kardeşlerimi ve yüce milletimi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve DTP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ergin.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker cevap verecektir.

Buyurunuz Sayın Eker. (AK Parti sıralarından alkışlar)

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Muğla Milletvekili Sayın Gürol Ergin’in gündem dışı konuşmasına cevap vermek için huzurlarınızdayım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son yıllarda dünyanın da gündeminde olan küresel ısınma ve kuraklık geçen sene Türkiye'nin belirli bölgelerini, bu sene de Güneydoğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere yine bazı illerimizi maalesef olumsuz etkilemiştir.

Uzun yıllar ortalamasına göre aslında oldukça düşük düzeyde seyreden yağışlar, Güneydoğu dışındaki diğer illerde geçtiğimiz yıla göre bir artış kaydetmiştir. Örneğin, Meteorolojinin kayıtlarına göre genel ortalamada geçen yıla göre yüzde 6 ilave yağış alınmıştır, ki bu, 1 Ekim 2007 ile 31 Mayıs 2008 tarihleri arasındaki yağışı göstermektedir. Geçen yıla göre genel ortalama yüzde 6 artmasına rağmen, uzun yıllar ortalamasına göre yine de yüzde 9,4 oranında bir yağış azalması söz konusu. Tabii, kuşkusuz bunun yol açtığı, özellikle açık alanlarda yapılan hububat üretimi başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ciddi bir kuraklık problemi maalesef var.

Bizim Hükûmet olarak, çiftçimizin karşı karşıya bulunduğu bu üretim kaybı ve gelir kaybı sebebiyle uğrayacağı zarardan dolayı, yeniden tarlaya gitmesini, yeniden üretim yapmasını temin etmek maksadıyla bir “kuraklık desteği ödemesi” yapacağımızı, buna dair bir prensip kararı aldığımızı ben daha önce ilan etmiştim.

Şu safhada Türkiye’de, hem Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde hem de Türkiye'nin diğer bölgelerinde -var ise- kuraklıkla ilgili problem yaşayan illerde bu tespit çalışmaları devam etmektedir. Bu tespit çalışmalarının tamamlanmasını müteakiben, hem kredi borçlarının -Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan borçların- ertelenmesi hem de en azından bir tohumluk yardımı -çiftçinin yeniden tohum ekmesini, yeniden üretim yapmasını temin edecek şekilde bir tohumluk yardımı- yapılması, bu konuda destek ödemesiyle ilgili prensip kararımız uygulamaya girecektir. Tabii, bu konuyla ilgili çalışmalar devam ediyor.

Bildiğiniz gibi, Türkiye'nin, şu an itibarıyla Hatay ve Çukurova başta olmak üzere Akdeniz’de hububat hasadı başlamıştır ve Çukurova’da rekolte, hamdolsun, oldukça iyi bu sene, önceki yıllara nispetle. Bunu da özellikle vurgulamak istiyorum, verim oldukça iyi. Diğer bölgelerde, tabii önümüzdeki haftalarda, yavaş yavaş, rekolte belli olacak, netleşecek.

Bizim yaptığımız tahminlere göre ve bugünkü durum, bugünkü şart itibarıyla, genel anlamda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki şiddetli kuraklığa rağmen diğer bölgelerdeki olumlu gelişmeler hesaba katıldığında Türkiye'nin bir önceki yıla göre daha yüksek bir hububat rekoltesi beklediğini ifade etmek istiyorum. Yani, buğdayda 18 milyon ton civarında bir rekolte beklentisi var. Bu da bizim iç ihtiyacımızı, tüketim ihtiyacımızı karşılayacak düzeydedir, tabii, eğer, bugünlerde, bu haftalarda ciddi bir başka tabii afet yaşamazsak, ki inşallah yaşamayacağız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’yle ilgili Sayın Milletvekilimizin, Sayın Ergin’in belirttiği hususlarla ilgili de sizlere bazı bilgiler sunmak istiyorum.

Evet, bu sene özellikle hububatta kuraklığa bağlı olarak bir üretim kaybı söz konusu. Ama, uzun vadede, aslında, GAP’ın niye bitirilmediği ve bundan sonra hangi plan dâhilinde bitirilmesi gerektiği tam da bugünlerde konuşulması zaten gereken bir konuydu. Biz de Hükûmet olarak, geçtiğimiz haftalarda Sayın Başbakanın Diyarbakır’da GAP Eylem Planı’nı açıklamasıyla, ileriye dönük olarak bu sorunun tamamen çözülmesi yönünde bir irade ortaya koymuş durumdayız. Nedir bu? Türkiye'nin en büyük sulama projesinin -ki 1,8 milyon hektar alan demektir- devreye girmesiyle birlikte, bu, Türkiye’de üretimi en az -üretim değeri itibarıyla- 4-5 kat artıracak, geliri artıracak bir projedir. 1,8 milyon hektar alandan bugüne kadar, başlangıcından bugüne kadar, sadece 272 bin hektar alan sulamaya açılmıştır. Yeni GAP Eylem Planı’nda 308 bin hektarı Diyarbakır’da, 300 bin hektarı Mardin’de, 105 bin hektarı Şanlıurfa’da, 99 bin hektarı Adıyaman’da, 36 bin hektarı Batman’da, 30 bin hektarı da Gaziantep’te olmak üzere, toplam 883 bin hektar alanın 2008-2012 dönemi içerisinde sulamaya açılacağını, bu arada bu planımızda ortaya koymuş bulunuyoruz. Bu plan, kuşkusuz… Tabii, GAP projesi sadece bir sulama projesinden ibaret değildir. Türkiye'nin en büyük, dünyanın da en büyük projelerinden bir tanesidir. Çünkü bu proje bir entegre kalkınma projesidir, bütün sektörleri bir arada değerlendiren, hem ekonomik kalkınmayı hem sosyal gelişmeyi hem altyapı yatırımlarını hem de kurumsal kapasite geliştirilmesini dikkate alan, bütün sektörleri -eğitim, sağlık, altyapı, tarım, hepsi- bir arada değerlendirilen bir projedir.

Bildiğiniz gibi, bu projenin devreye girmesi, özellikle küresel ısınma ve küresel kuraklık tehdidiyle karşı karşıya bulunduğumuz bu dönemde sulama yatırımlarının devreye girmesi bizim açımızdan çok önemli bir meseledir. Bununla ilgili olarak da bugüne kadar Türkiye’de değişik defalar birtakım projeler, planlar sunuldu ama hiçbirisi bu defa açıklanan GAP Eylem Planı gibi, tarihi belli, sorumlu kuruluşu belli, iş birliği yapılacak kuruluşu belli, hedefi belli, kaynağı belli ve kaynağı ayrılmış şekilde bu kadar detaylı, yetmiş üç tedbirden oluşan bir eylem paketi olarak bu kadar somut hiçbir dönemde, hiçbir şekilde ortaya konmadı.

Değerli milletvekilleri, bu projeyle ilgili olarak, tabii, 26,7 milyar YTL’lik bir finansman ihtiyacı var ve 2008-2012 döneminde inşallah bu para harcanmış olacak. Hem cazibe merkezleri oluşturulması hem teşvik politikalarının gözden geçirilmesi hem KOBİ destekleriyle kümelenmenin hayata geçirilmesi, kalkınmada teknoparkların kurulması, kültür, turizm yatırımlarının gerçekleşmesi, doğal kaynaklar ve yenilenebilir enerjiyle -tarım sektörleri itibarıyla- ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesi buradaki ana başlıklardan birkaç tanesi. Sosyal gelişme altında yine eğitim, istihdam, sağlık, sosyal hizmet ve yardımlar başta olmak üzere, toplum hayatını ilgilendiren birçok alanda yapılacak olan faaliyetler detaylı bir şekilde projelendirilmiş ve tedbirleri tanımlanmıştır. Keza, altyapıyla ilgili sadece sulama değil, biraz önce arz ettiğim gibi, 1 milyon hektar civarındaki arazinin sulanması değil, enerji, ulaştırma ve fiziki altyapıyla ilgili de yine altyapı geliştirme çalışmaları burada öngörülmektedir. Bunlarla ilgili ayrılacak kaynaklar vesaire tamamı ortaya konmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetimiz, bütün çiftçilerimizle ilgili olarak tabii, üretim imkânlarını artırma, maliyetleri düşürme konusunda çiftçimize yardımcı olmak maksadıyla, bildiğiniz gibi, önemli miktarda bir tarımsal destek ödemesi yapmakta ki, bu yılın bütçesi 5,3 milyar YTL civarında. Bunun önemli bir kısmı bugüne kadar ödendi. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki pamuk üreticileri başta olmak üzere Türkiye'nin birçok bölgesindeki yağlı tohum üreticilerini ilgilendiren ödemeler bugünlerde yapılmakta. Bugün itibarıyla son on gün içerisinde yirmi bir ilimize 261 milyon YTL yağlı tohum ödemesi yapıldı. İllerden icmaller geldikçe peyderpey bunların parası ödenmekte ki, bu ay sonu itibarıyla inşallah yağlı tohum ödemeleri tamamlanmış olacaktır ve doğrudan gelir desteğinin kalan miktarı da ağustos ayı içerisinde ödenecek ve ağustos itibarıyla 5 milyar 300 milyon YTL ödenmiş olacaktır. Yani yıl bitmeden, ağustos ayı içerisinde bu yıla ait bütçe ödeneklerimizin büyük bir kısmı kullanılmış olacak, tarımsal destekleme yönünden.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, hububat sezonu şu anda açıldı. Biraz önce de söylediğim gibi, Akdeniz başta olmak üzere birçok ilimizde bu üretim yapılıyor ve bildiğiniz gibi, biz taban fiyat uygulamasını zaten yapmıyoruz. Ya ne yapıyoruz? Müdahale fiyatı belirliyoruz. Bunu da çiftçinin lehine olsun, çiftçi için faydalı olduğunu düşündüğümüz bir uygulama olarak değerlendiriyoruz. Çünkü başlangıç itibarıyla fiyatlar yüksek ve arz arttıkça, tabii, fiyatta oynama meydana gelebiliyor. Tabii, şu an itibarıyla fiyatlar üreticiyi memnun edecek düzeyde serbest piyasada şekilleniyor. Eğer fiyatlar düşerse biz zaten o eşiğe gelmeden oraya müdahale eder, çiftçi lehine gerekli teşebbüsü yapar, gerekli adımları atarız.

Tabiatıyla, üreticilerimizin, bu sezonda, özellikle elektrikle sulama yapan üreticilerimizin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bu geçiş döneminde, onların sorunlarıyla da ilgileniyoruz. Borçları olanların borçlarının yapılandırılması yoluyla, en azından belirli ödemeler yaptıkları takdirde, ödemelerini gerçekleştirdiklerinde onların elektriği kesilmemekte, böylece üretim süreçleri devam etmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hayvancılıkla ilgili olarak da tabii, bizim aslında hem kaçakçılığın önlenmesi hem Türkiye’deki hayvanların kayıt altına alınması yönünde aldığımız birtakım tedbirler var. Bu hem Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanunu çerçevesinde alınan tedbirler hem de buna bağlı olarak –ki, 30 Haziranda bir yeni uygulama başlatacağız- bu konudaki cezalar ağırlaştırılıyor, müeyyideler ağırlaştırılıyor. Bundan sonra, 30 Haziran tarihi itibarıyla 0-6 aylık buzağıların kayıt işlemi şartı getiriliyor. Çünkü kaçakların önlenmesi, hayvanların bir yerden bir yere nakledilirken muhakkak suretle kayıt altına alınmış ve kulaklarının küpelenmiş olmasına biz önem veriyoruz ve ağırlaştırılmış müeyyidelerle bunun, bu tür kaçak hayvan hareketlerinin veya kayıt dışılığın önüne geçilmesi yönünde tedbir getiriyoruz. Bu nedenle de, hem Kabahatler Kanunu çerçevesinde verilen cezaları biz bu safhada bununla ilgili yeterli görüyoruz ama hayvan sağlığı zabıtası çerçevesinde yeni uygulamalarımız var, Türkiye’de hayvancılığın özellikle kayıt altına alınmasını temin noktasında. Bu nedenle, Meclis gündeminden öğrendiğim kadarıyla, Sayın Öğüt’ün bugün 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanunu’na bir madde eklenmesiyle ilgili bir teklifinin öne alınması yönünde bir teklifi var. Biz, bu şartlar altında, cezalarda yapılan artırımların yeterli olacağını düşünüyoruz. Bu konuyla ilgili, zaten Bakanlık olarak gerekli tedbirleri alıyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarımla ilgili olarak, son olarak ilave etmek istediğim bir konu da, şu anda güncel olan bir konu. Bazı basın yayın organlarında da bu ifade edildi, Rusya Federasyonu’na yapılan meyve-sebze ihracatıyla ilgili bir gelişme; o konuda da bilgi sunmak istiyorum.

Öncelikle, 7 Haziran itibarıyla Rusya Federasyonu Türkiye’nin beş ürününü, ki, bunlar domates, patates, patlıcan, üzüm ve limon bu ürünler; bunlarla ilgili bir kısıtlama kararı aldığını bize bildirdi. Biz de zaten o tarih itibarıyla bu ürünleri göndermiyoruz Rusya’ya. Burada öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Türkiye Cumhuriyeti’nin laboratuvarları en son, modern cihazlarla donatılmıştır ve Avrupa Birliği standartlarıyla biz çalışıyoruz. Avrupa Birliği standartlarında yaptığımız üretim, yaptığımız denetim ve laboratuvar sonuçlarını… Avrupa Birliğine tamamen sorunsuz olarak gönderiliyor. Rusya Federasyonu’na son iki yılda 30 bin partide biz mal gönderdik. Bunlardan sadece, bir defa 52, bir defa da 56 tane bildirimde bulunuldu. Bunların hepsinin şahit numunesini biz tutuyoruz, beş ay süreyle. Şahit numuneleri inceledik ve bizden kaynaklanan hiçbir sorun yok, bunu kendilerine bildirdik. Bir yöntem farklılığı olabilir diye kendilerini buraya davet ettik. Bir mutabakat zaptı imzalamayı teklif ettik, tekliflerimizi şu anda onlar değerlendiriyorlar.

Bu konuda, kamuoyunda, özellikle, efendim işte Rusya’ya zehirli mallar gidiyor, oradan geri geliyor, bu da Türkiye vatandaşına yediriliyor gibi bir iki gazetede bugün bir haber vardı, bunlar kesinlikle doğru değildir. Bu şekilde ne bir ürün gidiyor ne de Türkiye’nin içerisinde bu tür ürünler satılıyor. Bunu özellikle altını çizerek vurgulamak istiyorum ki biz basın açıklaması da bu konuyla ilgili zaten yaptık. Bu konuda da vatandaşlarımızın hiçbir şekilde endişe duymaması lazım. Bu, ticari bir konudur ve şu anda da zaten domates belirli sezonunun sonuna gelmiş durumda, üzüm sezonu henüz açılmadı. Dolayısıyla bu manada da Avrupa Birliğine Rusya’ya verdiğimizin 2 katı mal satıyoruz, 600 milyon dolarlık, oraya, sebze-meyve satıyoruz. Bir sorunumuz yok. Standartlarımız da, laboratuvarlarımızda en modern cihazlarla dünyadaki en son, Dünya Sağlık Örgütünün, Avrupa Birliğinin kabul ettiği standartlardadır. Biz de bunları sıkı sıkıya takip ediyoruz, izliyoruz. Vatandaşlarımın da bunu bilmesini istiyorum.

Değerli milletvekilleri, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Eker.

Gündem dışı ikinci söz, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 2008 yılı enflasyon oranı ve memur maaşlarının bu orana göre arttırılmasıyla ilgili söz isteyen Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’a aittir.

Buyurunuz Sayın Uzunırmak. (MHP sıralarından alkışlar)

2.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 2008 yılı enflasyon oranına ve memur maaşlarının bu orana göre artırılmasına ilişkin gündem dışı konuşması

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye İstatistik Kurumumuzun 2008 yılındaki Hükûmetin öngördüğü ve Türkiye İstatistik Kurumunun tespit ettiği enflasyon oranlarıyla ilgili sosyal kesimlerde meydana gelen mağduriyetlerle ilgili söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kıymetli milletvekilleri, yönetmek, yönetebilmek bazı vasıflar ve özellikler ister. Öngörmek, öngörülerin doğruluğu yönetebilmenin en birincil şartlarındandır ve çok önemlidir. Yönetenin öngörüleri doğru olmazsa bundan yönetilenler çok büyük mağduriyetlere uğrarlar. Meydana gelen bu mağduriyetlerin sorumlusu da öngörüsüz olanlardır. Öngörüsüz olan yönetimlerin mağduriyetlerini gidermek de mutlaka onlara düşmelidir.

AKP Hükûmeti, bilhassa son üç yıldır Türkiye’yi, yanlış öngörülerin, yılbeyıl büyüdüğü hissedilen ekonomik sıkıntıların içinde kıvranmaya mahkûm etmektedir. Hükûmetin açıkladığı enflasyon ve diğer hedef rakamlar bir yanlış tercih ve yönetme zaafından dolayı büyük mağdur kesimler yaratmıştır. Ücretliler, memur, emekli, dul, yetim bunun en yoğun kesimidir. Buradaki en önemli yanlış tercih, Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarına göre ücrete zam yapılmasıdır. Bu, doğru bir tercih değildir. Çünkü Türkiye İstatistik Kurumunun enflasyon hesaplamasına esas olan 454 kalemin içerisinde vatandaşın kullandığı çok nadir kalemler bulunmaktadır. Esas olan zorunlu tüketim maddelerinden oluşan 84 kalemdir ki, hatta bu 84 kalemin içinde bile hayati derecede önemli olan, günbegün kullanmak mecburiyetinde olduğumuz bazı kalemler Türkiye’de İstatistik Kurumunun rakamlarının çok üzerinde artışlar göstermiştir. Dolayısıyla en basitinden bir örnek vermemiz gerekirse 2007 yılında TÜİK’in enflasyonu yüzde 8,39 iken 84 kalemden oluşan zorunlu tüketim maddelerinde 10,73 olmuştur enflasyon. Yani buradaki kastımız şudur ki TÜİK’in enflasyonu ile Ayşe Teyze’nin mutfağındaki enflasyon çok farklı konumdadır.

2008 yılı hedef enflasyonu yüzde 4 olarak açıklanmıştır ve ücretlilere 2+2 olarak zam öngörülmüştür. Oysa, daha beşinci ayda, TÜİK’in gerçekleşen enflasyonu beşinci ay itibarıyla yüzde 6,38 olmuştur. Yani yıllık hedefi daha beşinci ayda yüzde 2,38 aşmıştır. Zorunlu tüketim maddelerindeki artış ise yüzde 9,13 olmuştur. Buna ücretlilerin dayanması mümkün değildir. Ücretler hemen gözden geçirilmeli, adaletin temini için en azından, artış, zorunlu tüketim maddelerindeki artış oranı ile TÜİK’in 454 kaleminden oluşan artışın ortalaması alınarak ücretlilerin durumu iyileştirilmelidir.

Ayrıca, enflasyon oranında yapılan zam belki ücretlilerin gününü korumaya yöneliktir. Haklı bir zam yapılmış olsa bile, bunun da yeterli olması mümkün değildir kıymetli milletvekilleri; çünkü ücretliler sadece zorunlu tüketim maddelerindeki enflasyon oranında zam alsalar bile netice itibarıyla büyümeden pay alamamaktadırlar. Bunun da ayrıca düzeltilmesi gerekmektedir. Yani ücretliler aslında çok mağdur olmaktadır.

İkinci olarak da en çok mağdur olan kesimler, öngörüsüz yönetimden bugün ekonomik durumun ne noktaya geldiğine baktığımızda, iş dünyası da altüst olmuştur. Açıklanan yıllık enflasyon hedeflerine göre, bilhassa gıdada ve diğer alanlarda -inşaat alanında- Hükûmetin açıkladığı enflasyon oranlarına göre birtakım anlaşmalara giren kurumlar, kişiler, politikalarını bunlara göre çizenler, bugün çok mağdur duruma düşmüşlerdir. Aşağı yukarı beş bin dolayında gıda işi yapan şirket bugün iflasla karşı karşıyadır çünkü gıdadaki artışlar çok yoğun yaşanmaktadır. Bunların düzeltilmesi gerekmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Eğer Hükûmet bunlara doğru teşhis koyup sorumluluğunu idrak edip bunları düzeltmek istiyorsa, dünü bugünü karıştırmadan… Biliyorum ki, Sayın Bakan gelecek, birtakım şeyler söyleyecektir, ama Sayın Bakana en iyi cevap, dünle bugünün kıyaslanmasında kredi kartı borçlarındaki artış, karşılıksız çeklerdeki artış, protestolu senetlerin miktarında ve sayısındaki artış iyice düşünmeyi, doğru düşünmeyi ve bu noktadaki mağduriyetleri gidermeyi gerektirmektedir. 2007 yılındaki protestolu senet sayısı, daha üçüncü ay, dördüncü ay sonu itibarıyla üçte 1’ini 2007 yılına göre aşmış, 493.500 sayısına ulaşmıştır. Karşılıksız çekler, kredi kartı borçları ve protestolu senetlerin tutarı daha bugünden üçte 1’ini aşmıştır. Bunların iyileştirilmesi, öngörüsü sağlam olmayan Hükûmete düşmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bağlayınız.

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım, sağ olun. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Uzunırmak.

Gündem dışı üçüncü söz, Amasya Tamimi hakkında söz isteyen Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal’a aittir.

Buyurunuz Sayın Ünsal. (CHP sıralarından alkışlar)

3.- Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal’ın, Amasya Genelgesi ve 12 Haziran Amasya Uluslararası Kültür ve Sanat Etkinlikleri Haftası’na ilişkin gündem dışı konuşması

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Amasya Genelgesi ve Amasya 12 Haziran Uluslararası Kültür ve Sanat Etkinlikleri Haftası nedeniyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlarken heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Mondros Mütarekesi ve Sevr Anlaşmaları ile Osmanlı Devleti’yle birlikte bu devletin asıl dayanağı olan Türk milleti de yok farz edilmek istenmiştir. Yok sayılmak istenilen Türk milletinin kurtuluş direnişini uygulamak için, Gazi Mustafa Kemal Paşa, altı ay boyunca görevli olduğu İstanbul’dan Anadolu’ya geçmek için çok çaba sarf etmiş, nihayet 19 Mayıs 1919’da Samsun’a gelerek ilk adımı atmıştır. Bu ilk adımla birlikte Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun, Havza ve Amasya’daki faaliyetleri isyan olarak kabul edilmiş, Dahiliye Nazırı Ali Kemal, İstanbul Hükûmetinin bu kararını bütün ülkeye duyurmuştur. 12 Haziran 1919’da Amasya’ya gelen Gazi Mustafa Kemal Paşa, 22 Haziran 1919 günü yayınlanan Amasya Tamimi ile ileride kuracağı Türkiye Cumhuriyeti’nin şeklini de neredeyse Amasya Tamimi’nde belirtmiş ve oluşturmaya çalışmıştır.

İzin verirseniz, Amasya Tamimi’nin ilk paragrafını da okumak istiyorum: “Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir. İstanbul Hükûmeti üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” diyerek Amaysa Tamimi’nin yani genelgesinin bugün anlaşılabilen çok güzel sonuçları ortaya çıkmıştır.

Amasya Genelgesi’nde, o güne kadar sözü edilmek istenmeyen, çekinilen, hatta korkulan “ulusallık”, “bağımsızlık” ve “egemenlik” kavramları ile “millet”, “millî irade” ve “milliyetçilik” kavramları ısrarla vurgulanmıştır.

Genelge incelendiğinde, şahsilik ve bölgecilik yoktur, birlik ve beraberlik anlayışı vurgulanmıştır; etnik ve mezhepsel ayrımcılık yoktur, askerî, mahallî ve mülki birliktelik vurgulanmıştır. Milletin bağımsızlığı ve vatanın bütünlüğü konusunda birlik ve beraberlik vurgulaması vardır.

Günümüzde ise “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” sözünün ışığında sadakati üzerine yemin ettiğimiz Anayasa’nın şekil verdiği kurum ve kuruluşlar, ulusal egemenlik konusunda alacağı kararlarda tartışmasız hukuku ön plana alırlar. Hukuka saygı millî egemenliğin vazgeçilmez şartıdır. Anayasa’nın vücut bulduğu kuvvetler ayrılığı prensibi Türk milleti adına hareket eden güçlerin çatışması ile değil, dayanışması ile yerini bulacaktır.

Amasya Genelgesi’yle yola çıkılan ulusal seferberliğin en büyük eseri cumhuriyetimizin en temel dayanağı olan yasama, yargı ve yürütme şüphesiz tüm kararlarını Türk milleti adına almaktadır. Siyasetçiler, yürütme erki yani “iktidar” ile “millî egemenlik” kavramlarını bir tutmak gibi bilimsel bir yanılgıya düşmemelidirler. Bu yanılgı toplumda çok derin yaralara, belki de çatışmalara yol açabilir. Yürütme erki, yasama erkini sadece istenilen, arzu edilen yasaların çıktığı yer olarak değil, aynı zamanda kendisini denetleyen, kontrol eden eşit bir mekanizma olarak görmelidir.

İşte bu anlayışla hareket eden bizler, Amasya Genelgesi’nden yola çıkan Ulu Önder Atatürk ve onun yol arkadaşlarının kurduğu bu değerli çatıda Türkiye Büyük Millet Meclisinin biz üyeleri, milletten aldığı yetkileri kullanırken kürsü dokunulmazlığı hariç, milletvekilliği dokunulmazlığından artık ayrılmak zorundayız.

Millî mücadele için yola çıkan başta Gazi Mustafa Kemal Paşa ve onun silah arkadaşlarının emperyalizme karşı vermiş olduğu mücadele zor şartlarda idi, sıkıntılı şartlara idi ve dokunulmazlık yoktu, hatta İstanbul Hükûmetince yakalanma emri vardı, yani dokunulmak isteniyordu.

Bugün çağdaş bir Türkiye Büyük Millet Meclisi ve demokratik bir üye ülke olma yolunda ilerleyen Türkiye’ye ve onun Meclisine dokunulmazlık zırhı yakışmamaktadır. Eğer değerlendirilirse, milletin hassasiyeti bu konu üzerindedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 12 Haziran 2008 Perşembe gününden başlayarak, 22 Haziran 2008 Pazar gününe kadar sürecek olan Amasya 12 Haziran Uluslararası Atatürk ve Kültür Sanat Etkinlikleri düzenlenmiştir. Amasya Valiliği ve Belediyesince düzenlenen bu etkinlikler Amasya ilimizin tarihî ve doğa güzelliklerine ayrı bir katkı sunmuştur.

Bu etkinliklerin yapıldığı kentimiz Amasya’mız, kurulduğu tarihten bu güne kadar yaşadığı tüm uygarlıkları ve o uygarlıklardan bize kalan kültür mirasını hâlâ yaşatan bir müze, ender bir kültür merkezidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurun.

HÜSEYİN ÜNSAL (Devamla) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Rusya’sından Hindistan’ına kadar, Kazakistan’dan Romanya’sına kadar, uluslararası spor, kültür, folklor ve bilim adamlarının katıldığı Amasya 12 Haziran Kültür ve Sanat Etkinliği yıllar geçtikçe daha da coşkuyla kutlanmaktadır.

Bu bilgiyi de konuşmam nedeniyle sizlere aktarmayı bir görev sayıyorum. Saygılarımla Genel Kurulu selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal.

Şimdi, gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonun bazı sayın milletvekillerinin yasama dokunulmazlıkları hakkında 15 adet raporu vardır. Raporların muhalefet şerhleri aynı olduğundan ortak muhalefet şerhi son raporun altında okunacaktır.

Şimdi, raporları sırasıyla okutup, bilgilerinize sunacağım.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN

DİĞER İŞLER

A) Komisyonlardan Gelen Diğer İşler

1.- Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/151) (S. Sayısı: 188) (x)

2.- Ordu Milletvekilleri Eyüp Fatsa ve Enver Yılmaz’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/152) (S. Sayısı: 189) (x)

3.- Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/153) (S. Sayısı: 190) (x)

4.- Samsun Milletvekili Haluk Koç’un yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/155) (S. Sayısı: 191) (x)

5.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/156) (S. Sayısı: 192) (x)

6.- Samsun Milletvekili Haluk Koç’un yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/157) (S. Sayısı: 193) (x)

7.- Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/158) (S. Sayısı: 194) (x)

8.- Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa’nın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/159) (S. Sayısı: 195) (x)

9.- Mersin Milletvekili Ali Oksal’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/160) (S. Sayısı: 196) (x)

10.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/161) (S. Sayısı: 197) (x)

11.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/162) (S. Sayısı: 198) (x)

12.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/163) (S. Sayısı: 199) (x)

13.- Edirne Milletvekili Rasim Çakır’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/164) (S. Sayısı: 200) (x)

14.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/165) (S. Sayısı: 201) (x)

15.- Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen’in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/166) (S. Sayısı: 202)(x)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet verme suçunu işlediği iddia olunan Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Havaya silah ile ateş etmek suçunu işlediği iddia olunan Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Havaya silah ile ateş etmek suçunu işlediği iddia olunan Ordu Milletvekili Enver Yılmaz hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

                          

(x) 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202 S. Sayılı Basmayazılar tutanağa eklidir.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Ordu Milletvekili Enver Yılmaz hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Hakaret suçunu işlediği iddia olunan Antalya Milletvekili Deniz Baykal hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnad olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Antalya Milletvekili Deniz Baykal hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Hakaret suçunu işlediği iddia olunan Samsun Milletvekili Haluk Koç hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnad olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Samsun Milletvekili Haluk Koç hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İhaleye fesat karıştırmak suçunu işlediği iddia olunan İzmir Milletvekili Bülent Baratalı hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

İzmir Milletvekili Bülent Baratalı Komisyonumuza yazılı olarak dokunulmazlığının kaldırılması talebini iletmiştir.

Karma Komisyonumuz, isnad olunan eylemin niteliğini dikkate alarak İzmir Milletvekili Bülent Baratalı hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul    

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunu işlediği iddia olunan Samsun Milletvekili Haluk Koç hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Samsun Milletvekili Haluk Koç hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Hakaret suçunu işlediği iddia olunan Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

298 sayılı Seçim Kanununa muhalefet suçunu işlediği iddia olunan Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Taksirle ölüme sebebiyet vermek suçunu işlediği iddia olunan Mersin Milletvekili Ali Oksal hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Mersin Milletvekili Ali Oksal, Komisyonumuza yazılı olarak dokunulmazlığının dönem sonuna kadar devam etmesi talebini iletmiştir.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Mersin Milletvekili Ali Oksal hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret suçunu işlediği iddia olunan İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Alenen hakaret suçunu işlediği iddia olunan İzmir Milletvekili Kemal Anadol hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak İzmir Milletvekili Kemal Anadol hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Basın yoluyla hakaret suçunu işlediği iddia olunan Hatay Milletvekili Gökhan Durgun hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Hatay Milletvekili Gökhan Durgun hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Taksirle yaralama suçunu işlediği iddia olunan Edirne Milletvekili Rasim Çakır hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Edirne Milletvekili Rasim Çakır Komisyonumuza yazılı olarak dokunulmazlığının kaldırılması talebini iletmiştir.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Edirne Milletvekili Rasim Çakır hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kişiler arasında rıza dışında kayda alınan aleni olmayan konuşmaların diğer kişilere verilmesi, basın-yayın yoluyla yayımlanması suçunu işlediği iddia olunan Hatay Milletvekili Gökhan Durgun hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Hatay Milletvekili Gökhan Durgun hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçunu işlediği iddia olunan Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                  Burhan Kuzu

                                                                                                                      İstanbul

                                                                                                      Komisyon Başkanı ve üyeler

Muhalefet Şerhi

Karma Komisyon’un, kovuşturmanın dönem sonuna ertelenmesine dair kararına aşağıda yazılı gerekçelerle muhalefet ediyoruz;

(1) Dokunulmazlıklar konusunda, 22. Yasama Dönemindeki temel sorun; mevcut Anayasanın 76. maddesiyle TBMM İçtüzüğü'nün 131 ve devamı maddelerinin, düzenleniş amacına aykırı olarak ve çoğunluk diktasına dayalı bir anlayışla uygulanmasından kaynaklanmaktadır.

Aynı anlayış ve uygulamanın 23. Yasama Döneminde de devam edeceği görülmektedir.

Bilindiği gibi, TBMM İçtüzüğünün 131 ve müt. maddelerindeki hükümlere göre;

Karma Komisyon, olayın ve suçlamanın niteliğine göre; ya dokunulmazlığın kaldırılmasına ya da kovuşturmanın dönem sonuna ertelenmesine karar verecektir. Elbette bu değerlendirmeyi yaparken, önüne gelen dosya kapsamını da göz önünde bulunduracaktır. Dosyanın geldiği safahat, suçlamanın niteliği gibi hususları genel olarak göz önüne alıp, keza Anayasanın 76. maddesinde düzenlenmiş olan “Milletvekili seçilme engeli” teşkil eden bir suçlamanın söz konusu olup olmadığını da değerlendirerek; buna göre karar verecek ve rapor hazırlayacaktır.

Bunu yaparken, bir yargıç gibi davranmamak gerektiği açıktır. Delillerin tartışmasından özenle kaçınmak gerekmektedir.

Bu âdil ve objektif yaklaşım içinde hazırlanacak olan raporun, 2 ayrı sonucu olacaktır.

Karma Komisyon ise, hiçbir objektif ölçü arayışına girmeden, Hükümet kaynaklı talep ve talimatlar doğrultusunda karar vermiştir.

(2) 22. Yasama Döneminde, kişisel kaygı ve siyasi hesaplarla Meclis iradesine tahakküm eden siyasi iktidarın, aynı anlayış ve uygulamayı bu dönemde de devam ettirmek istediğini, demokrasi adına endişeyle gözlemliyoruz. Bu endişe sebebiyledir ki, her zeminde demokrasi ve hukuk adına, AKP Grubunu uyarmak gereğini duyuyoruz.

Hükümet kaynaklı olarak sürdürülen bu hukuk tanımaz uygulamalar sebebiyle; Anayasa ve İçtüzük açık bir şekilde ihlâl edilmektedir.

Hukuka aykırı olan, çoğunluk diktasına dayalı olan bu yanlış uygulamalar sebebiyledir ki; kişiler yargılanamamakta, bu durum gelişen süreçte tıkanmalara yol açmaktadır.

Bu yanlış uygulamalar ve dayatmalar sebebiyle; kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi mümkün olamamakta ve adli denetim süreci ihlâl edilmektedir.

Dokunulmazlık kurumu ve keza soruşturma izni kavramları, Siyasi İktidar tarafından hukuk tanımaz bir anlayışla yozlaştırıldığı ve kötüye kullanıldığı içindir ki; TBMM belli bir süreçten sonra bazı bürokratlar ve kanun kaçakları (58 ve 59. Hükümetler Dönemindeki Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı gibi) için bir sığınma mercii haline getirilebilmiştir.

Anılan kişi hakkında, yargı kararlarını uygulamamaktan dolayı Yargıtay 4. Ceza Dairesine intikal eden 20’ye yakın dosya mevcuttur. Bu dosya sayısının daha da artacağı anlaşılmaktadır.

Keza, AKP Mersin Milletvekili Ali Er hakkındaki dosya da üzerinde önemle durulması gereken bir dosyadır. Anılan Milletvekili hakkında, oğlunun yol açtığı ve ölümle sonuçlanan trafik kazasıyla ilgili olayda, sanık konumuna girerek olayı üstlendiği iddia edilmektedir. Bu çok ağır bir iddiadır. Bir Milletvekilinin böylesine nitelikli bir iddiayla görevini sürdürmesi ve zan altında kalması, Milletvekilliği sıfatı ve TBMM’nin saygınlığıyla bağdaşmaz. Ancak Hükümet kaynaklı talep ve talimatlar sebebiyledir ki, çoğunluk diktası uygulaması sonucunda, adı geçen Milletvekili de “âdil yargılanma hakkını” kullanamamaktadır.

Öte yandan; haklarında zimmet, dolandırıcılık, çete kurmak, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık yapmak gibi suçlamalar bulunan Milletvekilleriyle ilgili yargılamaların yapılamaması; kamuoyunun denetim yapması ve bilgi alması süreçlerini olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Türkiye’nin “karanlık suç ilişkileri” dönemini teşkil eden Susurluk ve bağlantılı dosyaların yargılaması bu yüzden uzun yıllar yapılamamıştır. Faili meçhul cinayetlerin yoğun olarak işlendiği bir dönemi kapsayan bu olayların gerçek boyutlarının ortaya çıkarılmamış olması sebebiyledir ki;

aradan geçen 8-10 yıldan sonra benzer nitelikte olan Hrant Dink, Malatya cinayetleri, Rahip cinayetleri ve eylemleri karşımıza çıkmıştır. Ergenekon ismiyle adlandırılan, ancak hazırlık tahkikatı aşamasından itibaren Hükümet sözcüsü medya yapılanmasına Emniyet tarafından servislerin yapıldığı bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz görülmektedir.

Acz ifade eden ve ibret verici olan bir diğer gelişme ise;

henüz iddianamesi dahi düzenlenmemiş olan bir soruşturma; Başbakan ve Kültür Bakanı tarafından, AKP aleyhine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından açılan davayla irtibatlandırılabilmiştir.

Böyle bir tablo ve sunuş, demokrasiler için utanç verici olmanın ötesinde, demokrasinin geleceği bakımından da endişe vericidir.

(3) Hükümet, dokunulmazlıklar konusunda sıkışmış durumdadır. 22. Yasama Döneminde yarattığı hukuk dışı uygulamalar Hükümet’i esir almıştır. Bu esaret, 23. Yasama Döneminde yeni hukuksuzlukları beraberinde getirmektedir.

Hükümet, 23. Yasama Döneminde PKK terörü sebebiyle gelişen toplumsal ve siyasi süreci, popülist bir anlayışla istismar etme girişimi içindedir.

Çoğunluk diktasına dayalı hukuk tanımaz uygulamalar 23. Yasama Döneminde, Meclis bünyesinde giderek tırmanmaktadır.

Gelinen süreçte, kamuoyunda doğmuş olan tepki sebebiyle; AKP Hükümeti, kendi suçluluğunu ve sorumluluğunu bertaraf edebilmek amacıyla, bilgi kirliliği ve karartma yaratarak; DTP’li Milletvekillerinin şahsında, dokunulmazlıkların kaldırılması uygulamasını gerçekleştirmek suretiyle, kürsü sorumsuzluğuna müdahalenin yolunu açmaktadır.

Böyle bir süreçte, Hükümet’in bazı kavramları istismar ederek bir oldu - bitti, bir emrivaki yaratmak istediği görülmektedir.

Bu girişimlere, demokrasi ve hukuk adına engel olunması gerekmektedir.

Böyle bir girişim kaçınılmaz olarak, kürsü sorumsuzluğunun ihlâli sonucunu doğuracaktır. Faşizan yapılanmayı ve Parti Devleti yapılanmasını kurumsallaştırma yolunda ciddi bir mesafe sağlayan siyasi iktidar; bu yolla, yasama sorumsuzluğunun da ihlâli sürecini başlatacaktır.

Anayasa’nın 83/2 ve 14. maddesiyle bağlantılı olan suçlamalar yönünden, TBMM Başkanlığına intikal eden dosyaların akıbeti hakkında karar verme yetkisi TBMM-Karma Komisyonuna aittir. Bu süreçte artık geçerli olan irade, Komisyonun iradesidir. Komisyon, dosya kapsamı ve yukarıda sözü edilen maddeler çerçevesinde değerlendirmesini yapacaktır.

TBMM Başkanlığına intikal eden bazı dosyaların, Karma Komisyonda görüşülmesine fırsat verilmeden, Hazırlık Komisyonu veya TBMM Başkanlığı aşamasında, Mahkemelerine veya Savcılıklara iade edilmesini; Karma Komisyon ve Meclisin iradesine müdahale olarak gördüğümüzü önemle ifade ediyoruz.

(4) Açıklanan sebeplerle;

AKP Grubunun, çoğunluk diktasına dayalı olarak, keyfi ve sorumsuz bir şekilde tesis ettiği bir Komisyon iradesi söz konusudur. Demokrasi ve kurallarla böylesine sorumsuz bir şekilde oynanması kaçınılmaz olarak adalet kavramını zedelemektedir.

Bu anlatımlarımız çerçevesinde, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda “ilkeli ve tutarlı” davranılmasının önemini bir kez daha vurguluyoruz.

Hukuk, kurallarla çalışır ve işler. Toptan veya götürü usulün, hukukta yeri yoktur.

Dokunulmazlıklar konusundaki temel ve objektif ölçü ise, Anayasanın 76 ncı maddesidir.

Bu madde kapsamında kalan suçlar yönünden ayrım yapılmadan, yargılama sürecinin devam etmesi gerekir. Çünkü bu suçlar sübut bulduğu takdirde, nitelikleri itibariyle Milletvekilliği göreviyle bağdaşmamaktadır. Sübut halinde sürdürülmesi mümkün olmayan Milletvekilliği görevinin devam etmesinin hiçbir hukuki açıklaması ve tutarlılığı söz konusu olamaz.

Böyle bir durum, Anayasa ve İçtüzüğün ilgili hükümlerinin ihlali anlamına gelir.

76 ncı madde ölçütünün dışında kalan suçlar yönünden ise; dosyası bulunan Milletvekilinin talep ve savunması da değerlendirilerek, dosya safahatına ve içeriğine göre karar verilmelidir.

Bu aşamada, diğer kamu görevlilerinin de dokunulmazlıklarının bulunduğu yolundaki AKP görüşlerini değerlendirmekte yarar görüyoruz. Önemle ifade ediyoruz; diğer kamu görevlileri hakkında dokunulmazlık söz konusu değildir. Kamu görevlileri hakkında “soruşturma izni” kavramı söz konusudur. Soruşturma izni ilgili amir tarafından verilmediği takdirde, idari yargı prosedürü içinde, adli kovuşturma ve yargılama süreci başlayabilmekte, daha doğrusu yargı denetimi süreci işlemektedir. Bu sebeple, kamu görevlilerinin dokunulmazlığı değil, belli usul dairesinde yargılanması söz konusudur.

Nitekim, yakın tarihte rektörler, kuvvet komutanları görevde iken yargılanmışlar, tutuklu kalmışlar, beraat etmişler veya mahkum olmuşlardır. Salt bu süreç dahi; AKP sözcülerinin söylemlerinin gerçeklerle ve mevzuatımızla ilgisi olmadığını göstermeye yeterlidir. Öte yandan; kamu görevlileriyle ilgili olarak bu adli sürecin dışında; görev yeri değişikliği, disiplin uygulamaları ve tazmin sorumluluğunun varlığı da ayrı bir gerçektir.

Bir kez daha ifade ediyoruz; soruşturma izni kavramı, görevin mahiyeti gereği uygulanan bir hukuksal durumdur.

En nihayet, soruşturma izni düzenlemesinden Hükümet rahatsız ise veya gerçekten düzeltilmesine gerek görüyor ise yahut daha seri hale getirmek istiyorsa; bu yöndeki yasal değişiklikleri her zaman değerlendirmeye açık olduğumuzu hep ifade ettik. Ancak burada da, Hükümetin gayri ciddi ve tutarlı olmayan tavrı hemen ortaya çıkmıştır. Çünkü; Hükümet, soruşturma izni kavramını ve yetkisini kendi tekelinde tutarak; siyasi ve kişisel yaklaşımına göre, soruşturma iznini kaldırmakta ya da reddetmektedir.

Soruşturma izninin kısıtlanması veya kaldırılması yönünde 22. Yasama Döneminde başta Bursa Milletvekili Sn. Ertuğrul Yalçınbayır tarafından sunulan kanun tekliflerinin, AKP’nin oylarıyla reddedildiğini de önemle ifade ediyor ve vurguluyoruz.

Görüldüğü gibi; Hükümet, demokrasi arayışı içinde olmayıp, dayatmacı bir anlayışla, kişisel çıkar ilişkileri ve siyasi kaygılarla; dokunulmazlıkların kaldırılması sürecini toptan bir anlayışla engellemektedir.

Böyle bir anlayış ve uygulamanın, hukukta ve anayasada yeri yoktur.

Tüm bu sebeplerle; Hükümet kaynaklı talep ve talimatlar doğrultusunda, kişisel çıkarlar ve siyasi kaygılarla, TBMM Karma Komisyonu’nun AKP’li üyelerinin çoğunluk diktası yoluyla tesis ettikleri erteleme kararına muhalefet ettiğimizi beyan ediyoruz.

 

Halil Ünlütepe

Turgut Dibek

Atilla Kart

 

Afyonkarahisar

Kırklareli

Konya

 

Şahin Mengü

Ali Rıza Öztürk

İsa Gök

 

Manisa

Mersin

Mersin

 

Rahmi Güner

 

Ali İhsan Köktürk

 

Ordu

 

Zonguldak

Muhalefet Şerhi

3/166 no ile işlem gören Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen’in dokunulmazlığının kaldırılması isteğinin dönem sonuna kadar ertelenmesine dair çoğunluk kararına muhalefet şerhimiz aşağıda arz edilmiştir.

Milletvekili dokunulmazlığı birçok modern ülkede bulunduğu gibi ülkemizde de anayasal bir hukuki müessese olarak yer almaktadır. Milletvekillerinin görevlerinin niteliği gereği birçok haksız ve uydurma isnatla karşılaşmaları muhtemeldir. Nitekim bu nedenle birçok suç tipi bakımından diğer kamu görevlileri de benzer korumalara sahiptir.

Ancak dokunulmazlıkla amaçlanan esas gaye milletvekillerinin meclis kürsüsündeki konuşmaları sebebiyle sınırsız yargılanmazlık güvencesine sahip olmaları yanında esas itibariyle iftira niteliğinde olacak ithamlardan korunmalarını temin etmektir. Bugün ise komisyon önüne gelen dosyalardan anlaşıldığı üzere sayın Başbakanımız hakkında zimmet, evrakta sahtecilik, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, bazı bakanlarımız hakkında vergi usul kanununa muhalefet ve yine partilerinde önemli görevlerinde bulunan bazı milletvekilleri hakkında sahtecilik, halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek açıkça tahrik etmek, ihaleye fesat karıştırmak, kamu kurumlarını dolandırmak, suçu ve suçluyu övmek gibi ağır toplumca yoğun antipati duyulan mahkûmiyetleri halinde bırakınız bakan olmayı milletvekili olmayı kamu görevi bile yapamayacak olan insanların dokunulmazlık zırhına bürünerek bu müessesenin istismarına neden oldukları anlaşılmaktadır.

Bu durum kamu vicdanında, demokratik sisteme, siyaset kurumuna, meclisin üstünlüğüne gölge düşürmekte, derin yaralar açmaktadır.

Çağdaş demokrasilerde bırakınız mahkûm olmayı bu tür isnatlarla karşılaşan siyasetçiler ve kamu görevlilerinin görevden ayrılmaları neredeyse yazısız bir kural haline gelmiştir.

Dokunulmazlıkların kaldırılma isteğine AKP’li üyeler yargının siyasallaştığı hâkim savcıların bağımsızlığını kaybettiği kamu görevlilerinin de dokunulamazlığının bulunduğu, milletvekillerinin itibarının bu şekilde korunduğu gerekçeleri ile karşı çıkmaktadırlar. Bu gerekçelerin hiç birisi gerçekçi bulunmamaktadır.

Her kurum içerisinde hatalar yapıldığı gibi kasıtlı yanlışlar da yapılabilmektedir. İşine geldiğinde hukuka saygı talep eden yargı kararlarını kendisine referans gösteren iktidar hatta zaman zaman ana muhalefetin bu tavrı bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüklerden biridir. Bu tavrın devamı halinde hakkındaki yargı kararını beğenmeyen bütün vatandaşlarımıza “yargı siyasallaşmıştır ben bu kararı tanımıyorum” deme imkânı getirecektir ki bu durum kaosa yol açacaktır.

AKP’nin diğer kamu görevlilerinin de dokunulmazlığı bulunduğu gerekçesi samimiyetten uzaktır. Bahsedilen kamu görevlilerinin dokunulmazlığını AKP kaldırmak istemiştir de engel olan mı olmuştur.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak yukarıda belirtilen suçlardan yargılanan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının devamı ile meclisin itibarının korunacağını düşünmüyoruz. Tam tersine bir kurum varsa içindeki sıfatını istismar edenleri ayıklayarak itibar kazanacağına inanmaktayız.

Bu sayede haklarında uydurma isnatlardan milletvekillerinin aklanmalarının önü açılmış olacaktır.

Bütün bu nedenlerle MHP olarak dokunulmazlığın anayasamızda kürsü dokunulmazlığı şeklinde yeniden düzenlenmesinin yerinde olacağına mevcut hal itibariyle de haklarında fezleke olan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılarak adaletin tecellisine tevdilerine karar verilmesi gerektiği inancıyla muhalefet şerhimizi arz ediyoruz.

 

Rıdvan Yalçın

Metin Çobanoğlu

Osman Ertuğrul

 

Ordu

Kırşehir

Aksaray

 

Behiç Çelik

S. Nevzat Korkmaz

Faruk Bal

 

Mersin

Isparta

Konya

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının üç tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup bilgilerinize sunacağım.

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Halife Bin Ahmed Al-Dahrani ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/458)

                                                                                                                      06 Haziran 2008

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı'nın 28 Mayıs 2008 tarih ve 28 sayılı Kararı ile Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Halife Bin Ahmed Al-Dahrani ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaret etmesi uygun bulunmuştur.

Söz konusu heyetin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun'un 7. Maddesi gereğince Genel Kurul'un bilgilerine sunulur.

                                                                                                                 Köksal Toptan

                                                                                                     Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                      Başkanı

2.- Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/459)

                                                                                                                      06 Haziran 2008

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

TBMM Başkanlık Divanı'nın 14 Mayıs 2008 tarih ve 27 sayılı Kararı ile, Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin konuğu olarak resmi temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyareti uygun bulunmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanun'un 7 nci Maddesi gereğince Genel Kurul'un bilgisine sunulur.

                                                                                                                 Köksal Toptan

                                                                                                     Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                      Başkanı

3.- Ukrayna Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/460)

                                                                                                                      06 Haziran 2008

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

TBMM Başkanlık Divanı'nın 14 Mayıs 2008 tarih ve 27 sayılı Kararı ile, Ukrayna Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin konuğu olarak resmi temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyareti uygun bulunmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanun'un 7 nci Maddesi gereğince Genel Kurul'un bilgisine sunulur.

                                                                                                                 Köksal Toptan

                                                                                                     Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                      Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sözlü soru önergesinin geri alınmasına dair iki tezkere vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

B) Önergeler

1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/543) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/56)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin sözlü sorular kısmının 189 uncu sırasında yer alan (6/543) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                         Reşat Doğru

                                                                                                                               Tokat

2.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın (6/645) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/57)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin sözlü sorular kısmının 280 inci sırasında yer alan (6/645) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                   İsmet Büyükataman

                                                                                                                              Bursa

BAŞKAN – Sözlü soru önergeleri geri verilmiştir.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır.

Önergeleri okutuyorum:

C) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı ve 21 milletvekilinin, demir-çelik fiyatlarındaki artışın inşaat ve imalat sektörlerine etkisinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/185)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Demir çelik fiyatlarının artması ile inşaat ve imalat sektörüne olumsuz etkilerini araştırmak, olumsuzlukları gidermek için alınması gereken önlemleri belirlemek amacıyla Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.                                              14.05.2008

1) Kemalettin Nalcı                  (Tekirdağ)

2) Mithat Melen                       (İstanbul)

3) Murat Özkan                        (Giresun)

4) Ertuğrul Kumcuoğlu            (Aydın)

5) Akif Akkuş                          (Mersin)

6) Kadir Ural                            (Mersin)

7) Hamza Hamit Homriş          (Bursa)

8) Mustafa Kalaycı                   (Konya)

9) Ahmet Kenan Tanrıkulu      (İzmir)

10) Hasan Çalış                        (Karaman)

11) Ahmet Orhan                     (Manisa)

12) Mümin İnan                       (Niğde)

13) Beytullah Asil                    (Eskişehir)

14) D. Ali Torlak                     (İstanbul)

15) Reşat Doğru                       (Tokat)

16) Emin Haluk Ayhan            (Denizli)

17) Necati Özensoy                  (Bursa)

18) Hasan Özdemir                  (Gaziantep)

19) Muharrem Varlı                 (Adana)

20) Şenol Bal                           (İzmir)

21) Yılmaz Tankut                   (Adana)

22) Alim Işık                            (Kütahya)

Gerekçe:

Demir-çelik ürünlerindeki fiyat artışı ocak ayından bu yana yüzde 100'ü geçtiği görülmektedir. Geçen yıl 80 Ykr olan inşaat demirinin fiyatı 1 YTL 95 Ykr'ye çıkmıştır.

Fiyat artışları, inşaattan, imalat ve üretim sektörüne birçok alanı olumsuz etkilemektedir. İmalatçılar vadeli mal alamaz duruma gelmiş, ana hammadde olan demiri almakta güçlük çeken fabrikalar ya üretimi durdurmaya, ya da eleman çıkararak küçülmeye başlamışlardır. Demir ve çelik alımlarındaki uzun vadelerin tamamen geçerliliğini yitirmiştir.

Demir fiyatlarının artması inşaat sektörünü de olumsuz etkilemektedir. Yeni inşaat yapımları durma noktasındadır. Birçok müteahhit anahtar teslim sözleşme yaptığından dolayı iflas noktasına gelmektedir. İnşaatlarını durdurmayan firmalar ise bu zamları konut fiyatlarına yansıtacaktır.

"Türkiye'deki demir fiyatlarının, dünyadaki demir fiyatlarından farklı bir şekilde arttığı gözlemlenmektedir. Dolar bazında, euro bazında bir artış olmadığı ancak YTL bazında fiyat artışı olduğu genel bir kanıdır. Bu da demir-çelik üreticilerinin keyfî bir şekilde fiyat açıkladığını ortaya koymaktadır. Dünyadaki fiyat artışı, ülkemizdeki artışla aynı oranda olmamaktadır. Oluşan tabloda demir-çelikte haksız kazanç ve tekelleşme olduğu gözlemlenmektedir.

Demir-çelik fiyatlarının aşırı zamlanmasının sebebi olarak Çin gösterilmektedir. Uzakdoğulu ekonomi devinin aşırı büyümesi ve Türkiye'deki demir-çeliğin de bu ülkeye ihraç edilmesi, fiyatların artışı için bir sebep olarak görülmektedir. Çin Halk Cumhuriyeti'nin piyasadan çok miktarda kütük alması sonucu demir fiyatlarına gelen zamların diğer bir sebebi olarak gösterilmektedir.

Çin'in de devreye girmesiyle haddecilerin, piyasaya arz edilen inşaat demirinin fiyatını yükselttiği söylenmektedir.

İhracat bağlantıları neden gösterilerek iç piyasanın ihtiyacı göz ardı edilmekte ve sektörde kriz oluşturulması ile inşaat sektörü çıkmaza sürüklenmektedir. İnşaat sektöründeki bu durum yatırımların yavaşlamasına ve iflasa neden olabileceği gibi sosyal problemleri de beraberinde getirecektir."

Konuyla ilgili çözüm yollarının araştırılması ve olumsuzlukların giderilmesi için alınması gereken önlemleri belirlemek amacıyla Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılması gerekmektedir.

2.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı ve 21 milletvekilinin, Ergene Çevre Düzeni Havza Planı çerçevesinde yaşanan gelişmelerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/186)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

TRAKAB’ın (Trakya Kalkınma Birliği) ve İMP’nin (İstanbul Metro Politan) Trakya’daki planlama çalışmaları ile ilgili konuların araştırılması amacıyla Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.

1) Kemalettin Nalcı                         (Tekirdağ)

2) Beytullah Asil                             (Eskişehir)

3) Hüseyin Yıldız                           (Antalya)

4) Metin Ergun                               (Muğla)

5) Yılmaz Tankut                            (Adana)

6) Muharrem Varlı                          (Adana)

7) Mehmet Ekici                             (Yozgat)

8) Akif Akkuş                                (Mersin)

9) Münir Kutluata                           (Sakarya)

10) Cemaleddin Uslu                      (Edirne)

11) Mehmet Akif Paksoy               (Kahramanmaraş)

12) Mustafa Kemal Cengiz             (Çanakkale)

13) Ümit Şafat                                (İstanbul)

14) Emin Haluk Ayhan                   (Denizli)

15) Necati Özensoy                        (Bursa)

16) Mustafa Enöz                           (Manisa)

17) Reşat Doğru                             (Tokat)

18) Süleyman Latif Yunusoğlu       (Trabzon)

19) Ahmet Orhan                            (Manisa)

20) Rıdvan Yalçın                           (Ordu)

21) Hamza Hamit Homriş               (Bursa)

22) Ertuğrul Kumcuoğlu                 (Aydın)

Genel Gerekçe:

57. Hükümet döneminde Trakya Üniversitesine yaptırılan 1/100.000 ölçekli Ergene Çevre Düzeni Havza Planı 59. Hükümet döneminde Çevre Bakanlığı tarafından onaylanmıştır. Daha sonra 1/100.000'lik plana uyumlu 1/25.000'lik alt planların yapılması Çevre Bakanlığı tarafından TRAKAB (Trakya Kalkınma Birliği) üç ilin (Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli) Valilerinin, Belediye Başkanlarının ve İl Özel İdarelerinin üye olduğu kuruluşa devredilmiştir. TRAKAB ise bu yetkiyi planları bedelsiz yapmayı teklif eden İstanbul Büyükşehir Belediyesine devretme kararını almıştır.

Bugün İMP, Trakya Üniversitesi'nin hazırladığı raporlara riayet etmeden kendi bildiğince, tamamen İstanbul Belediyesi'nin menfaatlerini göz önünde tutarak, Trakya'yı hiçe sayarak, Trakya'yı yok etme pahasına bir rapor hazırlamaktadır. İstanbul'u en fazla sıkıştıran sorunların, dezavantajlı sanayilerin ve buna bağlı iş gücünün ivedilikle Trakya'ya kaydırılması seçeneği ön plana çıkarılmaktadır.

Hazırlanan plana katkıda bulunması amacı ile üç ilimizin tüm il merkezleri ve ilçelerinde vizyon toplantıları yapılmış ve bu toplantılarda kararlar alınmıştır. Yapılan bu vizyon toplantılarına katılımlar zaman zaman az sayıda olmuş ve dolayısıyla bu toplantılar tüm kurumların görüşlerini yansıtmamaktadır.

İMP ile İl ve İlçelerimizde yapılan bilgilendirme toplantılarında İMP'nin hazırladığı plan ile vizyon toplantılarında çıkan kararların birçok yerde örtüşmediği ve bundan dolayı İl ve İlçe Belediye Başkanları ile İMP yetkililerinin mutabık olmakta zorlandıkları görülmüştür.

Çevre ve Orman Bakanlığı, Ergene Havzası Planı'nı yapan Trakya Üniversitesine bilgi dahi vermeden Plan kararlarını sürekli değiştirmektedir. Plan, onayından bir yıl sonra 7 kez değiştirilmiştir.

Plan dahilinde, Ergene Havzası'nda bulunan tarım arazileri yeniden sınıflandırılmış ve tarımsal olarak kullanılamayacak yerler zaman zaman tarım arazisi, 1. derecede tarım arazisi olabilecek yerler ise imara açılacak yerler olarak gösterilmiştir. Ergene Havzası'nı kirlilikten kurtarabilecek çalışmaların yeterli olmadığı tespit edilmiştir.

Kısaca özetlemeye çalıştığımız durumların Trakya'da sanayileşme ve nüfus yoğunluğunu artırmaya yönelik bir sonuç doğuracağı ve Trakya'nın geleceği ile ilgili telafisi olamayacak olumsuzluklara yol açabileceği aşikardır. Böylesine önemli stratejik bir karar TRAKAB ve İMP yönetimine bırakılmayacak kadar ciddidir. Yapılan plan, tüm Trakya'da yaşayan yaklaşık 10 milyon insanı ve sadece üç ilimize önümüzdeki 3-4 sene içerisinde göç etmesi düşünülen 2 milyon insanı ilgilendirmektedir. Dolayısıyla konunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir komisyon oluşturularak incelenip sağlıklı bir sonuca ulaştırılması gerekmektedir.

Yukarıda gerekçesi sunulan sorunların varlığının ve boyutlarının tespiti ve bunların çözümü hususunda alınması gereken önlemlerin belirlenmesi için, Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.

3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin, Tokat ilinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/187)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gerekçesini ekte belirttiğimiz üzere, Tokat İlinin genel sorunlarının araştırılarak, alınabilecek tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasamızın 98. ve İç Tüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması yapılmasını arz ederiz.

1) Reşat Doğru                               (Tokat)

2) Mehmet Şandır                           (Mersin)

3) Beytullah Asil                             (Eskişehir)

4) Yılmaz Tankut                            (Adana)

5) Osman Durmuş                          (Kırıkkale)

6) Recai Yıldırım                            (Adana)

7) Hasan Özdemir                           (Gaziantep)

8) Ali Uzunırmak                            (Aydın)

9) Metin Ergun                               (Muğla)

10) Ahmet Kenan Tanrıkulu           (İzmir)

11) Metin Çobanoğlu                      (Kırşehir)

12) D. Ali Torlak                            (İstanbul)

13) Ertuğrul Kumcuoğlu                 (Aydın)

14) Akif Akkuş                              (Mersin)

15) Hasan Çalış                              (Karaman)

16) Alim Işık                                  (Kütahya)

17) Cemaleddin Uslu                      (Edirne)

18) Süleyman Nevzat Korkmaz      (Isparta)

19) Mustafa Kalaycı                       (Konya)

20) Muharrem Varlı                        (Adana)

21) Mustafa Enöz                           (Manisa)

Gerekçe:

Tokat, Karadeniz Bölgesi ile iç Anadolu Bölgesi arasında geçit bölgesi olan bir ilimizdir.

ilimiz, 6000 yıllık mazisi boyunca birçok medeniyeti üzerinde barındırmaktadır. Zengin kültürel miras içersinde, Tokat Kalesi, Taşhan, Hıdırlık köprüsü, Alipaşa hamamı ve Alipaşa Camii, Sulusaray'daki Sebaptapolis yerleşim bölgesi, Kral Sezar'ın Zile' ye kadar gelmiş olması, Zile kalesi, Erbaa'daki Horoz tepesi ve Silahtarpaşa camisi ile Danişmentliler Beyliği'ne Başkentlik yapan Niksar ilçemiz Tokat'ımızın tarihi ve kültürel zenginliklerinin başlıcalarıdır.

Sulusaray ve Reşadiye termal kaynakları ile Pazar ilçesindeki doğa harikası Ballıca mağarası ve Niksar, Başçiftlik, Reşadiye yaylalarımız doğal zenginliklerimizdir.

Tokat, cumhuriyetIe birlikte başlayan kalkınma hamleleriyle Turhal Şeker Fabrikası, Sigara Fabrikası ve Almus Barajının kurulması ile ülke ekonomisindeki yerini almaya başlamış, özelleştirme çalışmaları neticesinde tek kamu yatırımı Turhal Şeker Fabrikası kalmıştır.

998.242 ha. yüzölçüme sahip Tokat ilinde bu alanın, % 38 tarım arazisi, % 12,4 çayır mera, %38,7 orman ve % 10,9 diğer alanlardan oluşur.

Tokat 2000 yılından 2007 yılına kadar 200.000 kişi göç vermiştir. Bugün 620.722 olan nüfusunun % 56,5'i şehirlerde, % 43,5' i köylerde yaşamaktadır.

Tokat ekonomisi büyük ölçüde tarıma ve tarıma dayalı sanayiye bağlıdır. Coğrafi özellikleri olarak, 230 metreden 1.500 metre rakımlara kadar entansif tarım yapılan, Erbaa, Niksar, Kazova, Omala, Artova, Yeşilyurt, Turhal ve Zile ovaları yanında yayla ve platoları da hayvancılık için müsaittir.

Yeşilırmak ve kolları tarafından sulanmakta olan Tokat ilinin, zengin bir tarımsal üretim potansiyeli vardır. Tarım sektörünün 2007 yılında ekonomiye katkısı 1.500.000 YTL. dir.

Ekonomisi ağırlıklı olarak tarıma dayalı olarak gelişmekte olan Tokat İlinde, gölet ve sulama kanalları gibi sulama altyapılarının yeterince geliştirilememiş olmasının yanında taşkın koruma çalışmalarının da yetersizliği nedeniyle tarım alanları tehdit altında kalmaktadır.

Organize Sanayi Bölgelerinin bitirilememesi nedeniyle, Tokat Sanayisi yeterince gelişememiştir. Bu nedenledir ki 2000-2007 yılları arsında ilimizden 200.000 kişi göç etmiştir. İlde işsizlik oranı yüksektir. İş kur kayıtlarına göre, 2008 yılı itibarı ile Mart ayında iş başvurusu yapan 575 kişiden 43, Nisan ayında iş başvurusunda bulunan 400 kişiden sadece 14 kişi işe yerleştirilmiştir.

Tokat, Ulaşım ağı bakımından Kuzeyi Güneye ve Doğuyu batıya özellikle İstanbul'a bağlayan karayollarımızın geçtiği kavşakta olmasına rağmen ulaşım altyapısı yetersizdir. Tokat çevre yolu, Tokat-Turhal arası raylı sistem, Zile-Alaca yolu, Tokat-Niksar ve Niksar-Ünye yol çalışmalarının bitirilememiş olması başlıca problemler olarak varlığını sürdürmektedir.

İlimizdeki Gaziosmanpaşa üniversitesinin çözüm bekleyen problemleri mevcuttur. Üniversite Hastanesi, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi ile Güzel Sanatlar Fakültesi halen açılamamıştır.

Bu çerçevede, Tokat ilinde, sürdürülebilir ve topyekün kalkınmayı temin etmek, istihdam ve üretimi arttırmak, sosyal refahı yükseltmek amacıyla, sanayi, turizm, tarım, eğitim, sağlık, madencilik v.b alanlarında yapılabilecek olan yatırımların belirlenmesi amacıyla Anayasamızın 98. ve İç Tüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince Melis Araştırması yapılması uygun olacaktır.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Zeytin ve zeytinyağı ile diğer bitkisel yağların üretiminde ve ticaretinde yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/27,34,37,40,102) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının Komisyonun görev süresinin uzatılmasına dair bir tezkeresi vardır, okutuyorum:

A) Tezkereler (Devam)

4.- (10/27, 34, 37, 40, 102) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonu Başkanlığının, komisyonun görev süresinin bir ay uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/461)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Zeytin ve Zeytinyağı ile Diğer Bitkisel Yağların Üretiminde ve Ticaretinde Yaşanan Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince Genel Kurul'un 22.01.2008 tarihli ve 907 sayılı kararı ile Araştırma Komisyonuz kurulmuştur.

Çalışmalarına 11.03.2008 tarihinde başlayan (10/27,34,37,40,102) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonumuz, Anayasa ve TBMM İçtüzüğü uyarınca Meclis Genel Kurulunun 907 Sayılı kararı ile kendine verilmiş olan 3 aylık süre içerisinde, araştırma konusunun kapsamlı olması nedeniyle, çalışmalarını tamamlayamamıştır.

Alınan 1'nolu karar gereğince Komisyonumuzun çalışmalarını tamamlaması için İçtüzüğün 105. maddesi uyarınca çalışma süremizin bittiği 11.06.2008 tarihinden itibaren 1 aylık ek süre istenmesi hususunun, Yüce Genel Kurulun onaylarına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                               Ahmet Edip Uğur

                                                                                                                      Balıkesir

                                                                                                              Komisyon Başkanı

BAŞKAN – İç Tüzük’ün 105’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Araştırmasını üç ay içinde bitiremeyen komisyona bir aylık kesin süre verilir.” hükmü gereğince Komisyona bir aylık ek süre verilmiştir.

Meclis Soruşturması önergesi vardır. Önerge bastırılıp 09/06/2008 tarihinde sayın üyelere dağıtılmıştır.

Meclis soruşturması önergesini okutuyorum:

D) Meclis Soruşturması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 57 milletvekilinin, yasa dışı dinlemelere zemin oluşturdukları ve himaye ettikleri; özel hayatın gizliliği ve korunması ile haberleşme hürriyeti ve gizliliği hak ve ilkelerinin yoğun ve keyfî şekilde ihlal edilmesine göz yumdukları; bu suretle görevlerini kötüye kullandıkları; bu eylemlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 257’nci maddesine uyduğu iddiasıyla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay haklarında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/2)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Anayasa ve ulusalüstü insan hakları belgelerinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliği ve korunmasına ilişkin hakların yoğun ve keyfi şekilde ihlal edilmesine göz yuman, emniyet güçleri içinde özel birimler eliyle yasal olmayan dinleme yapılmasının zeminini oluşturan ve himaye eden ve bu eylemleri ile Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesi uyarınca görevini kötüye kullanan Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay hakkında Anayasanın 100 üncü, TBMM İçtüzüğünün 107 nci maddeleri gereğince Meclis Soruşturması açılmasını saygılarımızla arz ve teklif ederiz.

 

Kemal Kılıçdaroğlu

Hakkı Suha Okay

Kemal Anadol

 

İstanbul

Ankara

İzmir

 

F. Murat Sönmez

R. Kerim Özkan

Abdullah Özer

 

Eskişehir

Burdur

Bursa

 

Mevlüt Coşkuner

Esfender Korkmaz

Özlem Çerçioğlu

 

Isparta

İstanbul

Aydın

 

Nesrin Baytok

Derviş Günday

Selçuk Ayhan

 

Ankara

Çorum

İzmir

 

Onur Öymen

Kemal Demirel

Hikmet Erenkaya

 

Bursa

Bursa

Kocaeli

 

Yaşar Tüzün

Ali Oksal

Enis Tütüncü

 

Bilecik

Mersin

Tekirdağ

 

Şükrü M. Elekdağ

Canan Arıtman

Eşref Erdem

 

İstanbul

İzmir

Ankara

 

Ali Arslan

Oğuz Oyan

Şevket Köse

 

Muğla

İzmir

Adıyaman

 

Ensat Öğüt

Muhammet Rıza Yalçınkaya

Abdulaziz Yazar

 

Ardahan

Bartın

Hatay

 

Abdurrezzak Erten

Mehmet Ali Özpolat

Mehmet Ali Susam

 

İzmir

İstanbul

İzmir

 

Osman Kaptan

Ergün Aydoğan

Hüseyin Ünsal

 

Antalya

Balıkesir

Amasya

 

Ahmet Küçük

Bayram Ali Meral

Muharrem İnce

 

Çanakkale

İstanbul

Yalova

 

Tansel Barış

Turgut Dibek

Fevzi Topuz

 

Kırklareli

Kırklareli

Muğla

 

Osman Coşkunoğlu

Şahin Mengü

Atila Emek

 

Uşak

Manisa

Antalya

 

Metin Arifağaoğlu

Rahmi Güner

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

 

Artvin

Ordu

Malatya

 

Tekin Bingöl

Orhan Ziya Diren

Ali Koçal

 

Ankara

Tokat

Zonguldak

 

Suat Binici

Faik Öztrak

Cevdet Selvi

 

Samsun

Tekirdağ

Kocaeli

 

M.Akif Hamzaçebi

Ali İhsan Köktürk

Mustafa Özyürek

 

Trabzon

Zonguldak

İstanbul

 

Malik Ecder Özdemir

Ahmet Ersin

Bülent Baratalı

 

Sivas

İzmir

İzmir

 

 

Tayfur Süner

 

 

 

Antalya

 

Gerekçe:

Özel hayatın gizliliği ve korunması, Anayasanın 20 ve devam eden maddelerinde garanti altına alınmış, haberleşme hürriyeti başlıklı 22 nci maddesinde, "Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır." hükmüne yer verilmiştir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi kararlarında da, bu hak, özel ve evrensel olarak hüküm ve güvence altına alınmıştır.

Ceza Muhakemesi Kanununda iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması konusunda düzenleme getirilmiş, Türk Ceza Kanununun 132 ve devam eden maddelerinde de bu konudaki ihlallere uygulanacak cezai hükümler belirlenmiştir.

Buna karşın, AKP hükümetleri döneminde, aralarında YÖK Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili, gazeteciler ve komutanların da bulunduğu çok sayıda kişinin iletişimi dinlenmiş ve medya aracılığı ile kamuoyuna aktarılmıştır. Bunlarla birlikte soruşturmanın gizliliği ilkesi ve bu konuda yargı kararları olmasına karşın, devam eden davalara ilişkin emniyet güçlerinin elinde bulunan dinleme kayıtları, belli bir zamanlama içinde, bazı gazetelere servis edilmiş, siyasi iktidarın politikaları lehine kamuoyu oluşturulmaya çalışılmıştır. Daha iddianame hazırlanmadan dinleme kayıtlarının dinci ve siyasi iktidara yakın medyaya servis yapılması, ya istihbarat birimleri ya da bazı emniyet görevlilerinin kayıtları servis ettiği olasılıklarını ortaya koymaktadır. İçişleri Bakanı dinleme kayıtlarını medyaya servis eden Emniyet içindeki özel örgütlenmenin ortaya çıkarılması noktasında ciddi hiçbir çaba içerisine girmemiştir. Sonuç olarak yaşanan olaylarda dinlemenin nasıl yapıldığı ve medyaya servis edildiği hala aydınlatılamamıştır. Siyasi iktidar, yasa dışı dinlemelerin üstüne gideceğine, iletişimi dinlenen kişileri açıklama yapmaya davet etmiş, kayıt altına alınan konuşmalarının suç unsuru taşıdığını belirterek, sindirme politikası uygulamıştır.

Son olarak, Ana Muhalefet Partisinin Genel Sekreteri Sayın Önder Sav ile Bolu eski Valisi arasında CHP Genel Merkezinde gerçekleşen bir görüşmenin içeriğine ilişkin bilgiler, siyasi iktidara yakın bir gazetede 26 Mayıs 2008 tarihinde yayınlanmıştır.

Siyasi iktidar, dinleme olayının ortaya çıktığı 26 Mayıs 2008 tarihinden, CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'ın olayı kamuoyuna aktardığı 28 Mayıs 2008 tarihine kadar hiçbir açıklama yapmamış, olayın araştırılması için hiçbir girişimde bulunmamıştır.

Güvenlik önlemlerinin çok sıkı olduğu, çok sayıda kamera ile izlenen CHP Genel Merkezinin, ancak devletlerin sahip olabileceği yüksek teknoloji gerektiren araçlarla dinlenebileceği yalın bir gerçektir. Sayın Önder Sav ile konuğunun, CHP Genel Merkezinde görüşme yapacağı saatin önceden tespit edilmesinin, dinleme yapılmadan gerçekleştirilemeyeceği de açıktır. Yurttaşlarının temel hak ve özgürlüklerini korumak devletin görevidir. Ancak, ortada somut ve belgeli bir dinleme olayı olmasına karşın, siyasi iktidar ile aynı düşünceyi paylaştığı gazete tarafından işbirliği içinde olayın karartılmak istendiği görülmektedir.

Emniyet Genel Müdürlüğü içinde dinlemelere ilişkin birimlerde yurtdışında yaşayan bir kişinin örgütlenmeye gittiği devlet belgelerine yansımıştır. Bununla birlikte bu özel dinleme birimlerinin siyasi iktidar tarafından himaye edildiği yapılan atamalardan anlaşılmaktadır.

AKP hükümeti döneminde kabul edilen, 3.7.2005 tarihli 5397 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla "Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı" kurulmuş ve dinlemelerin bu Başkanlık tarafından tek bir merkezden yürütülmesi öngörülmüştür. Adı geçen Yasa'da Telekomünikasyon İletişim Başkanının, Başbakan tarafından atanması ve denetim faaliyetlerinin Başbakanın özel olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon tarafından yapılması hüküm altına alınmıştır. Yine 5397 sayılı Yasaya dayalı olarak çıkarılan Telekomünikasyon iletişim Başkanlığının Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmeliğin 17 nci maddesi uyarınca, "Başkanlık faaliyetleriyle ilgili olarak talep edildiğinde derhal Başbakana bilgi vermek" Başkanlığın görevleri arasında sayılmıştır. Sonuç olarak Türkiye'de iletişimin dinlenmesi ve bu dinlemelerin denetimi konusunda Başbakana geniş bir yetki tanınmıştır. Denetimin Başbakanın özel olarak yetkilendireceği kişi ya da komisyon tarafından yapılması ve dinlemeye ilişkin birimin başkanının geleneklere aykırı şekilde Cumhurbaşkanı devreden çıkarılarak Başbakan tarafından atanması AKP iktidarının dinlemeleri kendi tekeline alma eğilimini ortaya koymaktadır. Bu düzenleme demokratik içerikten yoksun, baskı rejimlerine özgü bir girişimdir. Başbakanın yetkilendireceği kişi ya da komisyondan Başbakanın himaye ettiği ya da işbirliği içinde olduğu dinlemeleri engellemesini beklemek gerçeklerle bağdaşmaz.

Bununla birlikte 5397 sayılı Yasa dayanak alınarak Türkiye'deki tüm kişilerin iletişiminin izlenmesine ilişkin alınan genel kararlar, Anayasanın 20 nci maddesi ve devamındaki maddeler ile güvenceye alınan özel hayatın gizliliği ve korunması ilkesinin ihlali olduğu gibi iletişimi izlenecek kişilerin mevzuatla açık bir şekilde belirlenmesini içeren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına da aykırıdır.

Bu durum AKP hükümetleri döneminde, ulusal ve ulusal üstü mevzuatla güvenceye alınmış temel hak ve özgürlüklerin sistematik, yoğun ve keyfi olarak ihlal edildiği bir süreç yaşandığını ortaya koymaktadır.

Yasal olmayan dinlemeler ve bunlara ilişkin kayıtların dinci ve siyasi iktidara yakın medyaya servis edilmesi olaylarında, CHP Genel Sekreteri Sayın Önder Sav'ın dinlenmesi ne son olaydır ne de önlem alınmaz ve suçlular bulunmazsa son olay olacaktır. Dinlemelerin Ana Muhalefet Partisi ve onun Genel Sekreteri Sayın Önder Sav'a kadar ulaşması, Anayasanın 68 inci maddesinde, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olarak tanımlanan siyasi partiler üzerinde oluşturulan baskıyı ve rejimin içinde bulunduğu tehlikeyi göstermektedir.

Konuşmaları dinlenilen ve medyaya servis edilen kesimlerin konumları ve siyasi iktidar yandaşı olmadıkları düşünüldüğünde, belirli siyasi amaçlara ulaşmak için, belli kişileri ve kurumları yıpratma sonucuna yönelik olarak bu girişimlerin yapıldığı ortaya çıkmaktadır.

Yaşanan bu olaylar, sıradan bir polisiye olay ya da lokal bir insan hakları ihlali değildir. Temel hak ve özgürlüklerin, siyasi hedeflere ulaşmak üzere, siyasi iktidarın kamu içinde örgütlediği ve himaye ettiği özel birimler eliyle ihlalidir.

Yasa dışı dinleme olaylarının Anayasa ve TBMM İçtüzüğü ile geniş yetkilerle donatılmış bir soruşturma komisyonu tarafından ele alınması sonuca ulaşılması noktasında önem taşımaktadır.

Yukarıda belirtilen gerekçelerle, Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay hakkında Anayasanın 100 üncü, TBMM içtüzüğünün 107 nci maddeleri gereğince Meclis Soruşturması açılmasını saygılarımızla arz ve teklif ederiz.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Anayasa’nın 100’üncü maddesinde ifade olunan “Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar.” hükmü uyarınca soruşturma önergesinin görüşülme gününe dair Danışma Kurulu önerisi daha sonra Genel Kurulun onayına sunulacaktır.

Sayın milletvekilleri, on beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati : 16.33

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.54

BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 115’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- Genel Kurulun 10/6/2008 Salı ve 11/6/2008 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer denetim konularının görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine ve gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi

                                                                                                                           10/6/2008

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu, 10.6.2008 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantıda siyasi parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, TBMM İçtüzüğünün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

                                                                                                                 Mustafa Elitaş

                                                                                                                       Kayseri

                                                                                                     AK Parti Grup Başkan Vekili

Öneri:

Genel Kurulun 10.6.2008 Salı ve 11.6.2008 Çarşamba günkü Birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer denetim konularının görüşülmeyerek Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesi,

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan 238 ve 93 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 4 ve 5 inci sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi;

Çalışma saatlerinin,

10.6.2008 Salı günü (bugün) 15:00 - 21:00

11.6.2008 Çarşamba günü 13:00 - 20:00

12.6.2008 Perşembe günü 13:00 - 20:00

Saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesi,

Önerilmiştir.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, öneri üzerine iki lehte, çok sayıda aleyhte başvuru var. Kura çekeceğimiz için şimdi, önce, lehtekilere sırayla söz veriyorum.

Sakarya Milletvekili Sayın Ayhan Sefer Üstün...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Lehte Turan Kıratlı, konuşacak efendim.

BAŞKAN – Kırıkkale Milletvekili Turan Kıratlı, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakika.

TURAN KIRATLI (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK Parti grup önerisi üzerinde, lehinde, şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, bilindiği gibi parti grup başkan vekillerimiz hemen her hafta bir araya gelerek Parlamentonun haftalık çalışmasıyla alakalı karar almaktadırlar. Bu zamana kadar çoğunlukla çalışma programı hakkında uzlaşma temin edilmektedir ancak bu hafta Parlamentonun çalışma programıyla alakalı oy birliği temin edilememiştir. Bu itibarla grubumuz bu öneriyi getirmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisine bilhassa bugünlerde, bu dönemde oldukça çok sayıda kanun tasarı ve teklifleri gelmiştir. Vatandaşlarımız seçim bölgelerine gittiğimizde bizlere sorarak, ayrıca buraya bizzat gelerek, telefonla, her vesileyle bu kanun tasarı ve tekliflerinin bir an önce kanunlaşması için dört gözle bizden haber beklemektedirler. Bize düşen de vatandaşlarımızın heyecanla bekledikleri, onların sorunlarına çözüm bulacak olan bu tasarı ve teklifleri bir an önce kanunlaştırmaktır.

Bu öneriyle de getirilmek istenen, gündemdeki iki tasarının yerinin değiştirilmesi ve sözlü soru önergelerinin alınmaması tarzındadır. Vatandaşlarımızın, ülkemizin menfaatine olacak tasarıları, teklifleri bir an önce kanunlaştırmak için bu önerinin doğru bir şey olduğunu ifade ediyor, desteğinizi bekliyor, hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kıratlı.

Sayın milletvekilleri, aleyhinde konuşacak olan milletvekillerini söylüyorum: İzmir Milletvekili Oktay Vural, Manisa Milletvekili Mustafa Enöz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, ben de lehte istiyorum o zaman.

BAŞKAN – Lehte olanlar başvurmuştu efendim. Kura çekildiği için, ben, ikinciyi onun için okudum.

Lehte Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Efendim, bir lehte, bir aleyhte konuşturuyorsunuz. Geleneğimizi uyguluyorsunuz.

BAŞKAN – Hayır, lehinde konuşmaya açmıştık efendim, lehinde devam ediyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) – Öyle mi, tamam efendim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Aleyhteki çekilmiş sayılacak.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Bir aleyhte, bir lehte söz verseniz de biz de cevap versek olmaz mı?

OKTAY VURAL (İzmir) – Ben aleyhte konuşacaktım.

BAŞKAN – Peki.

Aleyhte Sayın Oktay Vural, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; bugün Danışma Kurulu toplantısında hem Meclis gündeminin hem de çalışma saatlerinin düzenlenmesi konusunda AKP’nin önerisi üzerine bir araya geldik ancak Danışma Kurulunda oy birliğini temin edemedik. Danışma Kurulunda oy birliğini temin edemememizin sebepleri arasında Milliyetçi Hareket Partisinin duruşu şuydu: Elbette, Parlamentonun çalışmaları açısından önümüzde yaz dönemine giriyoruz. Bu dönemde Hükûmetin ve Türkiye’yi yönetme sorumluluğunda olan çoğunluk partisinin birtakım tercihleri olabilir ama Türkiye’de muhalefetin de denetim konularını dikkate alması ve özellikle sözlü soruların da salı ve çarşamba günleri görüşülmesi gerektiğini, bu konuda bir uzlaşma olursa biz bununla ilgili bir Danışma Kurulu önerisine imza atabileceğimizi ifade ettik ama kendilerince gösterdikleri sebeple bu konuda bir uzlaşma temin edemedik. Bu bakımdan, AKP Grubunun bir grup önerisiyle karşı karşıyayız.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, tabii bugün millî iradenin tesis ettiği ve Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkan iradenin tartıştırıldığı böylesine bir ortamda millî irade ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Parlamentoda kendi hukukuna sahip çıkmalıdır. Gerçekten, eğer biz Parlamentoda, İç Tüzük’le belirlenmiş hukukumuzu beraber, birlikte savunma iradesini gösterirsek, bu yönüyle… Burada, sadece bir çoğunluk iradesi değil ama aynı zamanda İç Tüzük çerçevesinde, İç Tüzük’ün de esasını dikkate alacak şekilde, muhalefetin de denetim yapmasını dikkate alacak tarzda bir gündem belirleseydik, gerçekten bunun son derece anlamlı olacağını düşünüyorum.

Değerli arkadaşlarım, eğer biz bu İç Tüzük’e sahip çıkmaz da muhalefetin denetim yapmasını fiilen ortadan kaldırırsak nasıl olacak? Burada beraber, birlikte, herkes kendi fikirleri doğrultusunda, beraber, birlikte bu Meclisi yönetmelidir. Sayısal çoğunluğa dayalı olarak, muhalefetin denetim yapmasını, soru sormasını ve sadece araştırma komisyonu kurulanlarla ilgili önergeleri görüşmemiz, doğrudan doğruya muhalefeti yok saymak ve yok etmek anlayışıdır. Sadece kanunlarda görüşmek, görüş ve düşüncelerimizi paylaşmak değildir denetim. Denetim, aynı zamanda Anayasa’mızda öngörülmüş soru müessesesi çerçevesinde ve İç Tüzük’te belirlenmiş esaslar çerçevesinde, burada milletvekilinin yürütmeye soru yöneltebilmesini temin etmektir. Bugün bu Danışma Kuruluyla fiilen yok sayıyorsunuz.

Nasıl olacak değerli arkadaşlarım? Bir taraftan, bir başkalarının millî iradeyi yok saydığını düşünerek eleştirilerimizi yöneltirken kendi içimizdeki hukuk içerisinde muhalefeti yok sayan bir anlayışa burada parmak kaldırırsak, beraber, birlikte Parlamento hukukuna sahip çıktığımızı nasıl gösteririz?

O bakımdan, bu konu gerçekten önemlidir çünkü değerli arkadaşlarım, İç Tüzük’ümüz aynen şunu söylüyor: “Sözlü soruların cevaplandırılması için; Anayasa, kanun ve İçtüzük gereği zorunluklar hariç…”

Şimdi, İç Tüzük’ün gerektirdiği bir zorunluluk var mı bugün? Yok. Anayasa’nın gerektirdiği bir zorunluluk var mı? Yok. “…haftanın en az iki gününde, birleşimin başında ve birer saatten az olmamak şartıyla…”

Değerli arkadaşlarım, İç Tüzük emrediyor, bunun Danışma Kurulu kararıyla yok edilmesi mümkün değildir. Size soruyorum değerli milletvekilleri… “…birleşimin başında, haftanın iki günü birer saatten az olmamak şartıyla…” diye söylüyor, şart koymuş. Şimdi, biz bu şartı yok sayıyoruz. Peki, bu fiilen, kendi aramızdaki hukuku, Parlamentonun iç işleyişini sağlayan bir İç Tüzük uygulamasını parmak çoğunluğuyla yok saymak demokrasiyle bağdaşır mı, millî iradeyle bağdaşır mı, bize oy veren vatandaşlarımızın hukukuyla bağdaşır mı? Onları yok saymak, bağdaşır mı? Dolayısıyla, bugün geldiğimiz bu noktada, aslında, Danışma Kurulunun bu önerisinin, artık fiilen bir İç Tüzük ihlali olduğunu dikkate alarak, gündeme alınmaması gerekmektedir. Çünkü İç Tüzük’ümüzün 98’inci maddesi -tekrar okuyorum- “…birleşimin başında, haftanın iki günü birer saatten az olmamak şartıyla, Danışma Kurulunun önerisi ve Genel Kurulun onayı ile belli bir süre ayrılır.” diyor. Demek ki, Danışma Kurulunun görüşebileceği husus hangi gün olabileceği, bir saatten fazla olup olmayacağı hususudur. Bugün sözlü soruları yok sayıyoruz. Kaç birleşimde… Geçenlerde Mustafa Bey iletti: 115 birleşimde, 112 birleşimde, işte, 15-20 birleşim, galiba, sözlü sorular okunmuş ya da dile getirilmiş.

Değerli arkadaşlarım, Parlamentoda iktidar ve muhalefetle birlikte Parlamento oluşur. Milletin hukuku ancak bu şekilde oluşabilir. Muhalefetin olmadığı bir parlamentonun, yürütmenin sorgulanmadığı bir parlamentonun, açıkçası, demokratik işlevini yerine getirmesi konusunda sürekli sorgulamalar yapılmak zorunda kalınır. Bu bakımdan, biz, özellikle Danışma Kurulunun da bu konuda sözlü soruların sorulmaması gerektiğine ilişkin bir düzenleme yapamayacağını düşünüyoruz. Çünkü amir bir hüküm vardır, emredici bir hüküm vardır, bu emredici hükmün gereğini yapmak lazım. Bir saat, değerli milletvekilleri, bir saat sözlü sorular konuşulacak. Bakan buradaysa cevaplar. Aslında, sayın bakanların bütün bu sorulara cevapları vardır. Şimdi Danışma Kurulunu görüşüyoruz; iki lehte, iki aleyhte; yaklaşık kırk beş, elli dakika, bir saatlik bir süre.

Değerli arkadaşlarım, muhalefetin bir saat müddetle soru sormasını engelleyelim derken, bu konuda parlamenterlerimizin ortaya çıkarttığı haklı endişelerden dolayı Danışma Kurulunda oy birliği sağlanmadığı için, grup önerisi konusunda yine bir saatimiz gidiyor. Bunun mantıklı bir tarafı var mı? Gelin, beraber, birlikte oluşturalım. Bu Parlamentoda denetim görüşülmelidir ve konuşulmalıdır. Anayasa’mız ve İç Tüzük’ümüz gereği haftanın iki gününde sözlü sorular sorulmalıdır, bir saat, değerli arkadaşlarım, bir saat… Bir saat sayın bakana milletvekilimiz soru soracak, bir saat. Eğer Parlamentoda partiler arasında bir uzlaşma temin edilebilirse yasama faaliyetlerinde, inanın ki bir saatlik denetimden vazgeçmek uğruna, aslında, bu konuşmalarda daha fazla tasarruf yapabilme imkânımız bile vardır. O bakımdan, çoğunluk partisini bu konuda, bu yasama döneminin sonuna gelirken tekrar uyarıyorum: Sözlü sorulardan vazgeçmenin amacı zaman kazanmak değil değerli arkadaşlarım. Biraz önce söyledim, zaman kazanmak olsaydı oy birliği ile getirirdik, sözlü sorular sorulurdu, diğer milletvekili arkadaşlarımız da Parlamento hukuku açısından katkı sağlardı bir saat boyunca, biz şu anda sözlü soruları bitirmiştik.

O bakımdan, bugün burada Danışma Kurulumuzun sözlü soruları artık yok sayan ve salı ve çarşamba günleri ya da haftada en az iki gün birleşimin başında sözlü soru sorulmamasını fiilen mümkün hâle getiren bu önerileri çoğunluk iradesiyle yapmamız mümkün değil. Eğer biz hukukumuzu buradaki çoğunlukla, oldubittilerle yok sayarsak başkaları da Parlamento hukuku hakkında kendilerince karar verebilirler. Onun için bu konu bence önemli bir konudur. Türkiye Büyük Millet Meclisinin iç işleyişi muhalefetin yaklaşımları açısından… Denetim konularının görüşülmesinden imtina eden bir meclis olarak burada bulunmamamız gerekir. Burada siyasi partilerimizin hepsinin, şu ya da bu kanunda konuşma süreleri, gündeme alma ya da çalışma saatlerinin uzatılması konusunda makul bir anlayışla bu Parlamentoyu çalıştırmaya kararlı olduğunu düşünüyorum ben. Bu kararlılığı beraber, birlikte oluşturmamız gerekir. Umarım ki bundan sonraki Danışma Kurulunda ve yasama yıllarında, yasama dönemlerinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde sözlü soru sorulmasını fiilen imkânsız hâle getiren, çoğunluk iradesiyle bu hakkı yok sayan grup önerileri oylanmaz. Aslında Başkanlık Divanının bu önerileri dikkate almaması gerekmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

OKTAY VURAL (Devamla) – Dolayısıyla değerli arkadaşlarım, eğer bir iç tüzük şart koşuyorsa şart şarttır. Bu şarta uymak lazım. Danışma Kurulu sadece bir saatin ötesinde ya da İç Tüzük, Anayasa gereği zorunlu hâller dışında yetkiyle bunu yok sayıyorsa benim hukukumu da yok sayıyorsunuz. Muhalefetin hukukunu yok sayamazsınız. Yok saymak demokrasi olmuyor. Demokrasi hepimizin hukukuna sahip çıkmakla oluyor. Onun için, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu bakış açısıyla, bugünkü AKP grup önerisinin aleyhinde oy kullanacağımızı ifade etmek istiyorum.

Hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Vural.

Grup önerisinin lehinde Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün.

Buyurunuz Sayın Üstün. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; AK Parti grup önerisinin lehinde söz aldım. Sözlerime başlamadan önce yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün Danışma Kurulu toplanmış, ancak gündem üzerinde bir birlik sağlanamamış, dolayısıyla AK Parti Grubu kendi grup önerisini sunmuştur. Burada benden önce çıkan konuşmacı, Meclisin denetim faaliyetlerini yapmadığı, özel olarak da sözlü soruların bu dönemde ihmal edildiği şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Bu beyanat doğru değildir değerli arkadaşlar. Bu Meclisimiz yeri geldiği zaman denetim faaliyetlerini yapmıştır, yeri geldiği zaman yasama faaliyetlerini yapmıştır. Bunun böyle olmadığı istatistiklerden de bellidir. Elimde son dokuz ay içerinde, yani bu 23’üncü Dönemden itibaren yaptığımız denetim faaliyetleriyle ilgili rakamlar mevcuttur. Bakın, en çok konuşulan, yani “Sözlü soruları sorma imkânımız verilmiyor.” iddiasına ilişkin olarak, istatistikte, son dokuz ayda, 23’üncü Dönemde 329 sözlü soruya cevap verilmiştir. Şimdi bu rakam aklınızda kalsın, 329 sayısı. Geriye doğru gittiğimizde, 18’inci Dönemde üç yıl on aylık süre içerisinde –bakın, dokuz aylık değil- 98 tane sözlü soruya cevap verilmiştir bu Mecliste. Atlayarak gidelim. 20’nci Dönemde, üç yıl üç aylık dönemde 353 tane sözlü soruya cevap verilmiştir. 21’inci Dönemde 467 tane sözlü soruya cevap verilmiştir. Kaç yılda? Üç yıl altı ayda. Bu Meclis, 23’üncü Dönem Meclisi ise daha dokuz ayda 329 tane sözlü soruya cevap vermiştir, Bakanlarımız cevaplamışlardır. Şimdi “Sözlü sorular cevaplanmıyor, denetim faaliyeti yapılmıyor.” denilebilir mi arkadaşlar bu rakamlar karşısında? Elbette denilemez.

Yine diğer denetim faaliyetlerine bakalım. Örneğin araştırma önergelerine bakalım arkadaşlar. Bakın, dokuz ay içerisinde 53 tane araştırma önergesi bu Mecliste görüşülmüş. 20’nci Dönemde 69 tane, 21’inci Dönemde -dikkatinizi çekerim arkadaşlar, 21’inci Dönemde- 44 tane araştırma önergesi görüşülebilmiş. Kaç yılda? Üç yıl altı ayda. Yani biz dokuz ayda görüştüğümüzü, onlar üç yıl dokuz ayda görüşememişler, durum bu.

Diğer denetim faaliyetlerine baktığımızda da böyle arkadaşlar. Yani bu Meclis, elbette, yeri geldiği zaman denetim faaliyetlerini de yapmıştır, yeri geldiği zaman yasama faaliyetlerini de yapmıştır. Ancak ne hazindir ki, bakın, biraz sonra görüşeceğimiz TRT Kanunu üç haftadan beri burada görüşülüyor, yasama faaliyetidir. 7’nci maddesine kadar sayı tuttum, kaç tane konuşma yapılmış diye, tam 120 konuşma yapılmış arkadaşlar. 7’nci maddesine kadar, 120 değerli milletvekilimiz kalkmış, burada görüşlerini ifade etmiştir. 7’nci maddesinden sonra artık ben de saymayı bıraktım.

Şimdi, eğer böyle bir yasama çalışması yürüteceksek, elbette, denetim faaliyetlerini biraz göz ardı edebiliriz, biraz saatleri uzatabiliriz çünkü milletimiz bizden dertlerine çözüm arıyor, kendi sorunlarına ilişkin kanunların da çıkmasını talep ediyor.

O bakımdan, bugünkü gündeme ilişkin önerimizde saatleri öncelikle düzenliyoruz. Değerli arkadaşlar, bugün 15.00-21.00, çarşamba ve perşembe 13.00-20.00, 13.00-20.00 olarak inşallah çalışacağız. Bunun yanı sıra, işte, salı ve çarşamba günkü gündemde sözlü soruların görüşülmemesini… Çünkü geçtiğimiz dokuz ayda, gerçekten, bu Meclis, yeterince sözlü soruyu cevaplamıştır bakanlarımız, yeterince denetim faaliyetini yapmıştır. O bakımdan, bu sözlü soruların görüşülmemesini öneriyoruz. Yine, gündeme kaldığımız yerden devam etmek üzere, inşallah yasama çalışmalarına devam edeceğiz.

O bakımdan, tekrar ediyorum, bu Meclis yeri geldiği zaman denetim faaliyetlerini fazlasıyla yapmıştır, yeri geldiği zaman da yasama çalışmalarını yürütmüştür. İnşallah bugün bu önerimiz kabul edilirse TRT Kanunu’ndan başlamak üzere sırasıyla diğer kanunları görüşeceğiz.

Ben AK Parti grup önerisinin lehinde söz aldım, tekrar yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Üstün.

Grup önerisinin aleyhinde Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli.

Buyurunuz Sayın İçli. (DSP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, devir mi var, kura mı çektiniz?

BAŞKAN – Devir var efendim.

Buyurunuz.

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle konuşma hakkını bana devreden Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili arkadaşıma ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna şükranlarımı sunuyorum.

Biraz evvel AKP sıralarından Sayın Başkana laf atmalar oldu “Nereden çıktı?” diye. Ben her salı konuştuğum için artık salı günleri, özellikle grup toplantılarında…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan kura çekti, nereden geldi diye…

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – …çok sayıda başvuru olmuş, ne yazık ki kurada da çıkamadık.

Değerli arkadaşlarım, yine aleyhinde konuşuyorum, biraz evvel AKP Grubunun önerisinin lehinde konuşan arkadaşlar denetim faaliyetlerinin yapıldığından söz etti. Sayın Oktay Vural neden yapılmadığının gerekçelerini anlattığı için tekrar bu konuya değinmek istemiyorum. Ancak AKP grup önerisine baktığınız zaman iki yasa teklifi veya tasarısının dördüncü ve beşinci sıraya alınmasını öneriyorlar.

Değerli arkadaşlarım, daha önceki grup önerilerinde daha üst sıralara getirdikleri kanun tasarı ve teklifleri dururken şimdi alttan Yükseköğretim Kanunu’yla ilgili kanunları sıraya koymuşlar. Bakın, daha önce grup önerisiyle gelen hangi kanunlar artık geriye kaydırılıyor? Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı -ki temel kanun olarak görüşülmesi yine Türkiye Büyük Millet Meclisinin oyuyla kabul edilmiş- sıraya girmiş, o şimdi öteleniyor. Başka başka yasalar da öteleniyor. Ben hep onu söylüyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi ciddi bir kurum. Yani her hafta onun gündemi böyle keyfilikle değişmez. Türkiye’nin gündeminde… Gerçekten Türkiye’nin gündemini ilgilendiren konuların burada görüşülmesi lazım, halkı ilgilendiren konuların burada görüşülmesi lazım. Böyle olmuyor.

Biraz evvel Sayın Vural onu söyledi. Şimdi, çalışma saatlerini 13.00 ile 20.00 arası yapmışsınız. Bir saat sözlü sorular sorulsa AKP ne kaybeder? Hiçbir şey kaybetmez.

Bakın, İç Tüzük’ün amir hükümleriyle oynarsanız, Parlamentonun yasama hukukuyla oynarsanız başınıza çok işler gelir. Bunu öncelikle belirteyim.

Değerli arkadaşlar…

HAYDAR KEMAL KURT (Isparta) – Ne gelir ya? Ne gelir?

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Neler geleceğini birazdan size açıklayacağım.

Bakın, bugün, birkaç gündür, Anayasa Mahkemesinin kararı açıklandıktan sonra kıyametler kopuyor. Anayasa Mahkemesi hakkında akla gelmedik sözler söyleniyor, hakaretler ediliyor. Anayasa’nın 10’uncu ve 42’nci maddesi bu Genel Kurulda konuşulurken ben kendi görüşümü ifade ettim, yapmayın dedim, bu Meclis her şeye kadir değildir. Bu Meclisin kendisinin uyması gerektiği kurallar vardır dedim ama her şeyi sizlerin yapabileceğinize inanıyorsunuz.

ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Ne alakası var?

HAYDAR KEMAL KURT (Isparta) – Öyle bir şey yok.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, laf atmayın, dinleyin. Bakın, ben sizi dinliyorum.

Bakın… (AK Parti sıralarından gürültüler)

Peki arkadaşım, her şeyi yapmaya kadirseniz al bayrağımızı değiştirebilir misiniz?

ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Ne alakası var?

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Türk Bayrağı’nı Millî Takım’ın forması gibi turkuaz rengine çevirebilir misiniz? Çeviremezsiniz. (AK Parti sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Lütfen…

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Başkent Ankara’yı İstanbul yapabilir misiniz? Yapamazsınız. Bakın, bunları yapamazsınız. Devletin üniter devlet yapısını federal yapıya çevirebilir misiniz?

ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Millet sana oy vermeyecek, asla!

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Çeviremezsiniz. Bu, Anayasa’nın 3’üncü maddesinde açıkça belirtilmiş. Sizi uyardık.

HAYDAR KEMAL KURT (Isparta) – Çok maharetlisiniz!

ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Millet onay vermeyecek!

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Anayasa’nın değişmez, değiştirilmesi de teklif edilemez hükümlerine dokunamazsınız dedik. Yine onu yaptınız.

BAŞKAN – Sayın İçli… Sayın İçli…

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Sayın Başkanım, müdahale eder misiniz.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen sakin dinleyiniz. (AK Parti sıralarından gürültüler)

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Şimdi, dinlemeyi bilin. Öyle kendiniz çalıp kendiniz oynamakla olmaz.

BAŞKAN – Konuşmacıyı lütfen sakin dinleyiniz. (AK Parti sıralarından gürültüler)

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Gündeme gel, gündeme!

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Dinleyeceksiniz… Dinlemek zorundasınız!

BAŞKAN – Sayın İçli… Sayın İçli, siz de konuya geliniz lütfen.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Laf atma timleriyle buradaki hatibi susturamazsınız.

HAYDAR KEMAL KURT (Isparta) – Sen kendine bak! Kendin olarak gelebiliyorsan gel, başkasıyla buraya gelme!

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Milletvekilleri her şeyden önce birbirine saygı göstermek zorunda.

BAŞKAN – Sayın İçli… Sayın İçli…

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Bakın, neler yapıyorsunuz? Neler yapıyorsunuz?

HAYDAR KEMAL KURT (Isparta) – Buraya isminle gel!

HALİDE İNCEKARA (İstanbul) – Kendi ambleminle gel!

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Kendine gel, kendine!

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - 411 milletvekili değil, 550 milletvekili Anayasa’nın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez hükümlerini değiştiremez! (AK Parti sıralarından gürültüler)

AVNİ ERDEMİR (Amasya) – Kim değiştirdi? Kendi kendine konuşma!

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Kendine gel!

BAŞKAN – Sayın İçli…

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Ya, gelin…

Şimdi, bakın, Anayasa Mahkemesi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra faşist rejimlere tepki olarak dünya hukuk sisteminde yerini almıştır. Anayasa yargısını bilmiyorsunuz. (AK Parti sıralarından gürültüler)

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Yazıklar olsun!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, İç Tüzük’e uygun hareket etmiyor.

AVNİ ERDEMİR (Amasya) – Konuya gel…

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Elinizdeki Anayasa’nın belirli paragraflarını okuyorsunuz.

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan, müdahale edin, konuya gelsin!

BAŞKAN – Sayın İçli… Sayın İçli…

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – İstediğiniz kadar bağırın, ben burada size saatlerce laf yetiştiririm.

Sayın Başbakan diyor ki…

BAŞKAN – Sayın İçli, beni dinliyor musunuz. Lütfen...

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Efendim…

BAŞKAN – Lütfen konuya geliniz, lütfen…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Konuyla alakalı konuşmuyor.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Efendim konuya geleceğim ama…

BAŞKAN – Tamam, buyurunuz.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Siz de, bakın, benim zamanımı durdurun, laf atıyorlar.

BAŞKAN – Sakin olunuz lütfen. Konuşmacıyı sakin dinleyiniz.

Buyurunuz efendim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Milletvekili İç Tüzük’e uygun hareket etmiyor.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Benim insicamım… Bana laf atmak suretiyle…

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Efendim, bana müdahale etmeyeceksiniz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Laf atan milletvekillerine müdahale edeceksiniz. (AK Parti sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Lütfen…

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – …ve benim sürem de kaçıyor.

AVNİ ERDEMİR (Amasya) – Konuya gel!

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Konuya geliyorum.

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Siz zaten her şeyi ihlal etmekle meşgulsünüz!

BAŞKAN – Sayın İçli, buyurun.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Konu, Türkiye’nin gündemi. Türkiye’nin gündemi. Konuya geliyorum.

Türkiye’nin gündemi neymiş? Yürütmenin faaliyetleri yargı tarafından denetleniyormuş. Neymiş? Yasamanın faaliyetleri Anayasa Mahkemesi tarafından denetleniyormuş. Doğrudur, bu Anayasa’nın amir hükmüdür.

Peki, yargının faaliyetleri kim tarafından denetlenecekmiş? Sayın Başbakan onu söylüyor. Hayretler içindeyim.

HALİDE İNCEKARA (İstanbul) – MHP konuşamadıklarını sana mı konuşturuyor?

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Sayın İyimaya’nın bugünlerde görüşülen görüşünün kendisine ait olmayıp, Sayın Başbakanın aklından çıktığını, bunun görüşüldüğünü, bugün Sayın Başbakanın talihsiz açıklamalarından öğreniyorum.

SERACETTİN KARAYAĞIZ (Muş) – Orayı oku, orayı! Arkandaki yazıyı oku!

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Yargıyı denetlemek kimin haddine? (AK Parti sıralarından gürültüler) Demokrasilerde… Bakın, Anayasa, Başbakan…

AVNİ ERDEMİR (Amasya) – O yetki milletin!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen sakin dinleyiniz.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Başbakan, Anayasa’nın 6’ncı maddesinin birinci fıkrasını okuyor. Okuyun, okuyun, okuyun… (AK Parti sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan! Sayın Başkan!

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Bakın “…yetkili organları eliyle kullanır.” diyor. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette bir kişiye… Başbakana mı ait egemenliğin kullanılması? (AK Parti sıralarından gürültüler)

ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen sakin dinleyiniz.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Bir sınıfa, bir zümreye devredilemez diyor. Bu kadar basit. İşinize geldiği gibi okumayın ve Anayasa’nın 7’nci maddesi yasama yetkisi.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, lütfen, Sayın Milletvekilini İç Tüzük’e uymaya davet ediniz!

BAŞKAN – Sayın İçli, lütfen konuya geliniz.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Konuya geliyorum.

BAŞKAN - Davet ediyorum efendim.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Laf atmayı kessinler, konuya geleyim. (AK Parti sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, bizi İç Tüzük’le ilgili eleştiren Sayın Milletvekili İç Tüzük’e uymalı.

BAŞKAN – Sakin olunuz lütfen sayın milletvekilleri.

Lütfen konuya geliniz.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Ben atılan laflara cevap veriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Lütfen siz konunuzu konuşun, atılan laflarla karşılıklı konuşmayınız.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Laf atmaktan vazgeçsinler, ben de gündeme geleyim. (AK Parti sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Lütfen konunuza geliniz.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Geliyorum, geliyorum. Sabredin, sabredin.

AVNİ ERDEMİR (Amasya) – Başbakana cevap veriyorsun sen!

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Sabredin, bunların hepsi… Bunların hepsi bakın…(AK Parti sıralarından gürültüler)

FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) – Başbakana cevap vermek senin haddine mi!

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Buraya geliyorum… Hiç laf atmayın, laf atmayın.

BAŞKAN – Sayın İçli, lütfen karşılıklı konuşmayınız.

HALİDE İNCEKARA (İstanbul) – Kendin olarak otur orada, kendin olarak. Oy CHP’nin, sen orada oturuyorsun.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Evet, evet, ben kendim olarak… Burayı tek başınıza, keyfî yönetemezsiniz. Bura yüce Meclistir.

HALİDE İNCEKARA (İstanbul) – Kendini temsil et, kendi ambleminle çık oraya.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Bakın, burada benim konuşmamı engellemek için önergeler veriyorsunuz.

BAŞKAN – Sayın Milletvekili, lütfen sakin dinleyiniz.

Sayın İçli…

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Bir de her şeyden önce bir milletvekilini dinlemeyi öğreneceksiniz.

AVNİ ERDEMİR (Amasya) – Millete hakaret ediyorsun.

HALİDE İNCEKARA (İstanbul) – Kendi ambleminle çık.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Hanım milletvekilisiniz, oradan laf atmayacaksınız, laf! (AK Parti sıralarından gürültüler) Buraya çıkıp konuşacaksınız. Bir sataşma varsa cevap vereceksiniz. Ben tek başıma size yeterim, tek başıma. Kimseden korkum yok. Hiç laf atmaya… (AK Parti sıralarından gürültüler)

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Kimsin sen! Kimsin sen!

FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) – Sen kimsin!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, sakin olun.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Gel, ne var! Gel! Gel bakayım! Gel! Tabii, ben laf olarak… (Burdur Milletvekili Bayram Özçelik’in kürsü önüne yürümesi, AK Parti sıralarından gürültüler)

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Kimsin sen! Kimsin sen!

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) - Ben milletvekiliyim, milleti temsil ediyorum. Beni öyle hakaretlerle, tahriklerle korkutamazsınız! Korkutamazsınız! (AK Parti sıralarından gürültüler)

FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) – Saygısız adam!

BAŞKAN – İdare amirleri…

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Yargıya karşı, milletin… Parlamento hukukuna karşı böyle tavır takınamazsınız.

AVNİ ERDEMİR (Amasya) – Millete karşı geliyorsun!

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Böyledir. Ben millete karşı değilim, ben milletin vekiliyim. Bana hakaret edemezsiniz! (AK Parti sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Sakin olun lütfen.

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Çık dışarıya! Çık dışarıya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, İç Tüzük’e davet edin bunu! İç Tüzük’e davet edin. Milletvekili olma iradesini bilmeyen adam bu kürsüye çıkmasın.

BAŞKAN – Sakin olun lütfen.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Bana öyle söylemeyin. Hakaret ediyorsunuz. Siz sürekli laf atıyorsunuz, dinleyeceksiniz. (AK Parti sıralarından bir grup milletvekilinin kürsü önüne yürümesi, gürültüler)

(Kürsü önünde toplanmalar)

BAŞKAN – Lütfen yerinize oturun.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Ben tek başıma yeterim. Hiç öyle değil. Tek başıma yeterim. (AK Parti sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, sakin dinlemeyi öğrenin, lütfen. Sonra cevap verirsiniz. Niçin böyle yapıyorsunuz? (Gürültüler)

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) –Tabii, ne var, sizden mi korkacağım!

Sayın Başkan, bakın, ben tahrik ediliyorum burada.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Efendim, konuyla ilgili konuşmuyor.

BAŞKAN – Yerlerinize oturunuz lütfen.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Ben elimde Anayasa’yla kendi görüşlerimi ifade ediyorum. Tahammül göstermelisiniz. Konuyla ilgili konuşuyorum. Niye konuyla ilgili konuşmayayım. (Gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Konuyla alakalı konuşmuyor. Meclis iradesiyle ilgili konuşuyor.

BAŞKAN – Oturuma ara veriyorum on beş dakika, oturmayı öğrenene kadar; iyi günler.

Kapanma Saati: 17.27

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.47

BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 115’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verdiği öneri üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi öneriyi oylarınıza sunuyorum…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, biraz önce…

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Sayın Başkan, üç dakikam vardı, ara verdiniz. İzin verirseniz kendimi ifade etmem için… Üç dakikam vardı, ara verdiniz. (AK Parti sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Hâlâ yalan söylüyor “Üç dakikam vardı.” diye. Burada bir dakika gösteriyor.

BAŞKAN – Sayın İçli, son bir dakikanız vardı ve konuşmanızı tamamladığınızı varsayıyorum ben. Lütfen…

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Sayın Başkanım, varsayamazsınız. Bir dakikam var, bir dakikada Genel Kurula teşekkür edeyim.

BAŞKAN – Sayın İçli, konuşmanızı yeterince açıklıkla ve netlikle yaptınız ve konuşmanız tamamlanmıştır. Bu konudaki tartışmaları sona erdiriyorum, oylamaya geçiyorum. Çok iyi şekilde biliyorsunuz ki oturuma ara verdikten sonra tekrar söz veremeyeceğim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım…

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Sayın Başkanım, bir dakikam varken… (AK Parti sıralarından gürültüler)

İzin verir misiniz kendimi ifade edeyim?

Sayın Başkanım, on dakika konuştuğumuza göre, bir dakika diye ifade ettiniz. Genel Kurulu germek diye değil, kendimi ifade edeyim, bir dakikada kapatayım. Bu benim hakkım. İç Tüzük gereğince ben on dakika konuşurum, yeterli sayamazsınız. (AK Parti sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan...

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Hakaret etmedim. Hakaret etsem beni ikaz ederdiniz. Üslubumda bir bozukluk yoktur.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, İç Tüzük’ün gerekli maddesine göre Sayın Milletvekilini birkaç kere uyardınız. Sayın Milletvekilini uyarmanıza rağmen, parlamento hukukuna uygun bir konuşma yapmamıştır. Lütfen… Parlamentoyu itham altında bırakan bir konuşma yapmıştır. Milletvekili olarak, bu Parlamentonun bir üyesi olarak, AK Parti Grubu adına değil, sadece milletin bana yüklediği şerefli görevi yerine getirmek için söz istiyorum.

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Bakın, hiç Parlamentoyu ben…

BAŞKAN – Şimdi… Bir dakika sayın milletvekilleri, bu konuyu kapatmıyorsunuz. O zaman bir dakikada Tayfun İçli sözünü bitirsin, sonra da siz cevabını veriniz.

Buyurunuz efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Teşekkür ederim. (AK Parti sıralarından gürültüler)

Bakın değerli milletvekili arkadaşlarım…

HÜSEYİN GÜLSÜN (Tokat) – Özür mü dileyecek acaba?!

ALİ KOYUNCU (Bursa) – Özür dile.

BAŞKAN – Sadece bir dakika Sayın İçli.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Bakın, hâlâ laf… Efendim başlarken laf atmaya… Olmaz...

BAŞKAN – Lütfen sakin dinleyiniz, lütfen…

Siz konuşmanızı lütfen Genel Kurula yapınız ve bitirin. Karşılıklı konuşmayınız. Lütfen siz konuşmanıza devam edin.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Sayın Başkanım… Evet... Peki efendim. (AK Parti sıralarından “Seni dinlemeye mecbur muyuz?” sesleri)

Bakın, ben milletvekiliyim, burada konuşurum. Gündemde şu olması gerekir: Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemi yargı organını güçlendirmek olmalıdır. (AK Parti sıralarından gürültüler)

ALİ KOYUNCU (Bursa) – Sen önce yasamayı güçlendireceksin.

ORHAN ERDEM (Konya) – Sen önce yasamayı kurtar.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Benim kanaatim bu. Tam bağımsız bir yargı olmalı. Yargı ne kadar bağımsız olursa o ülkede o kadar demokrasi gelişir. (AK Parti sıralarından gürültüler)

ORHAN ERDEM (Konya) – Milletin egemenliğine sahip çık.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sen Parlamentoya hakaret ediyorsun.

H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) – Bu benim düşüncem. Siz bunun aksi düşüncedeyseniz, çıkarsınız, burada konuşursunuz. Ama ben burada konuşurken bana hakaret etmek, laf atmak, benim dikkatimi dağıtmak doğru değildir. Ben burada yüce Parlamentonun yetkilerini kısıtlayalım demedim. Ben Anayasa’yı böyle algılıyorum. Bunu söylüyorum.

Bakın, düşünce özgürlüğünü savunan bizler, burada yasa çıkarıyoruz ama kürsü dokunulmazlığı olan milletvekilinin düşüncesini ifade etmesine tahammül edemiyoruz. (AK Parti sıralarından gürültüler)

Teşekkür ediyorum.

RECEP KORAL (İstanbul) – Ne alakası var senin söylediklerinin bizim şeyle! Hakaret ediyorsun, sonra da “düşünce” diyorsun.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın İçli.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Elitaş. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Üç dakika süre veriyorum, buyurunuz.

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Eskişehir Milletvekili H. Tayfun İçli’nin, konuşmasında Parlamentoya hakaret ettiği gerekçesiyle konuşması

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, biraz önce konuşan Sayın Milletvekilim, sadece bir dakikalık süresini İç Tüzük ve grup önerimizle ilgili kısma ayırdı, geriye kalan kısmını tamamen gündem dışı olan bir meseleye ve Parlamentosunun iradesini hakir gören, Parlamentonun iradesini hiçe sayan bir konuda konuşmasını tamamladı. Lütfen… Ben burada AK Parti Grubu adına değil, milleti tarafından seçilmiş, Türk milletinin temsilcisi ve arkada yazan egemenliğin bir temsilcisi, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletvekilinindir.” diyen iradenin temsilcisi olarak burada konuşuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Bakınız, Anayasa Mahkemesinin verdiği karara hepimiz uymak zorundayız, saygı duyarız duymayız ama nasıl ki yasama organının verdiği karar tartışılıyorsa Anayasa Mahkemesinin verdiği karar da her zaman tartışılabilir. (AK Parti sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, siz sataşmadan söz vermediniz mi?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Anayasa Mahkemesinin… 148’inci madde açık ve net şekilde düzenlemiş, Anayasa’nın 6’ncı maddesi de erkler ayrılığı ilkesini ortaya koymuş: Yasama, yürütme ve yargı. Hepimiz bu Anayasa’ya bağlı olmak zorundayız. Anayasa Mahkemesi, 411 milletvekilinin gizli oyuyla, 400 milletvekilinin teklifiyle ve buraya koyduğumuz kupalar içerisine, kimin hangi partiden verdiği belli olmayan, AK Partiden vermiş olabilir, Cumhuriyet Halk Partisinden, Milliyetçi Hareket Partisinden, DTP’den ve diğer partilerden de bu 411 milletvekilinin özgür iradesiyle verdiği bir oy ortada. (CHP sıralarından gürültüler)

OKTAY VURAL (İzmir) – Biz verdik, biz 70 milletvekili de verdik.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ama 411 milletvekilinin yasama görevini yerine getirirken Anayasa Mahkemesinin, Anayasa’daki yetki aşımını ortaya koyup burada Sayın Milletvekilinin Anayasa Mahkemesinin bizlerin özgür iradesine vurduğu gemi, açıkçası, savunmasını milletvekili adına, milletvekilleri adına utançla izlediğimi ifade etmek istiyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Şimdi, seçilememişsiniz…

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, Sayın Grup Başkan Vekili, Parlamento kürsüsünden…

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, Anayasa Mahkemesi mi sataştı Elitaş’a da Anayasa Mahkemesine cevap veriyor! Siz kendinize ilişkin sataşmaya cevap verin Sayın Elitaş!

BAŞKAN – Sayın Elitaş

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Seçilememişsiniz, gelmişsiniz bir partinin sırtına binmişsiniz. (AK Parti sıralarından “Bravo!” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Elitaş

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bir partinin imkânlarıyla gelmişsiniz, seçilmişsiniz, şimdi de -konuşma hakkını elde edememişsiniz- yine bir partinin imkânlarıyla gelip buraya konuşuyorsunuz. Allah aşkına siz kendi başınıza bir şey yapamaz mısınız? Muhakkak asalak olmak zorunda mısınız? (AK Parti sıralarından alkışlar, DSP ve CHP sıralarından gürültüler)

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, yani hiçbir parlamentere kimse “asalak” sözünü kullanamaz. Böyle bir şey olamaz! Efendim, olur mu öyle şey!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Sayın Başkan, size de görevinizi hatırlatıyorum.

BAŞKAN – Sayın Elitaş, ben de size… Konuşmanızı lütfen sataşma boyutlarında bırakınız.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Sayın Başkan, size de görevinizi hatırlatıyorum.

H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) – Sayın Başkan, müdahale edin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakınız, Sayın Başkan, İç Tüzük, milletvekillerinin bu kürsüde nasıl konuşacaklarını açık ve net ifade ediyor.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Ama İç Tüzük asla “asalak” sözünü kullanmayı öngörmüyor. Öyle şey mi olur Sayın Elitaş, istirham ederim!

BAŞKAN – Sayın Elitaş, lütfen, o sözcükleri düzeltirseniz…

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – İç Tüzük…

RECAİ BİRGÜN (İzmir) – Asalaklar! (Gürültüler)

MEHMET DANİŞ (Çanakkale) – Otur lan yerine! Kes sesini!

ALİ KOYUNCU (Bursa) – Otur yerine!

BAŞKAN – Sakin olun sayın milletvekilleri!

Sayın Elitaş, lütfen sözcüğünüzü, “asalak” kelimesini düzeltir misiniz.

Sayın Elitaş, buyurunuz. Lütfen…

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Sayın Başkan, İç Tüzük uygulamasını hatibin sözlerini keserek yaptınız.

MEHMET DANİŞ (Çanakkale) – Kimin asalak olduğu belli! Millet Meclisinde herkes biliyor kimin asalak olduğunu! (Gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İç Tüzük 66’ncı ve 67’nci maddeye göre hatibin sözlerini kestiniz ama hatibe dokuz dakika konuşma imkânı verdiniz. Sayın Başkan, lütfen, burada İç Tüzük’ü uygulamaya davet ediyorum. İç Tüzük’ü uygulamadığınızdan dolayı, gerekli gereksiz, milletvekilleri çeşitli konularda burada fikirlerini ifade ediyorlar ve Türkiye Büyük Millet Meclisini olmadık şekilde geriyorlar. Ben, size İç Tüzük’ün çeşitli maddelerine uymanızı hatırlatıyorum. İnşallah, bundan sonraki dönemde…

BAŞKAN – Ben de Sayın Elitaş, lütfen…

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - …İç Tüzük’le ilgili kurallara harfiyen uyacağınızı ümit ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Lütfen ayrılmayınız kürsüden Sayın Elitaş.

Ben de size İç Tüzük’ün kuralı gereği, temiz bir dil kullanmanızı “asalak” kelimesini, lütfen, sehven söylediğinizi, düzeltmenizi rica edeceğim. (DSP sıralarından alkışlar)

ESFENDER KORKMAZ (İstanbul) – Onun özrünü dilesin.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkanım, efendim, Sayın Grup Başkan Vekili kürsüye giden hatiplerin sözünü kesiyor ve grubu kavgaya tahrik ediyor. Bir de Anayasa Mahkemesine hakaret etti.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, gene parazit yapıyor, şu adamı susturun lütfen.

KAMER GENÇ (Tunceli) – “Anayasa Mahkemesi Meclisin iradesine gem vurdu.” dedi.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Seni ilgilendiren ne var?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Anayasa Mahkemesi yüce bir mahkemedir, onun Anayasa Mahkemesine dil uzatmaya hakkı yok efendim.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, tartışma burada son bulmuştur.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama, madem tartışma açtınızsa burada konuşalım efendim.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama Anayasa Mahkemesine hakaret etmeye hakkı yok.

BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) – Anayasa Mahkemesi seni sözcü mü seçti?

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, kimsenin Anayasa Mahkemesine hakaret etmeye hakkı yoktur tabii ki.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre…

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz efendim.

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Kalkın ayağa!

AKİF EKİCİ (Gaziantep) – Saygılı ol!

HAKKI SUHA OKAY (İzmir) – İç Tüzük’ün gereğini yapıyoruz, alay konusu bir şey yok.

SELÇUK AYHAN (İzmir) – Alışmışsınız talimatla oturup kalkmaya, herkesi kendiniz gibi görüyorsunuz.

BAŞKAN – Evet, yoklama talebi…

Sayın Öğüt, Sayın Korkmaz, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Okay, Sayın Gök, Sayın Ayhan, Sayın Karaibrahim, Sayın Özensoy, Sayın Bingöl…

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, yoklama istenirken en az 20 milletvekilinin ayağa kalkarak bu yoklamayı isteyeceğinin İç Tüzük’ün hükmü olduğunu Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna hatırlatırsanız sevinirim.

BAŞKAN – Evet, biz gereğini yapıyoruz efendim, onlar da görüyorlar.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, Sayın Grup Başkan Vekili tek başına kalktı da emir komutayla kalkıyor gibi geliyor.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Arkadaşlar böyle alaycı tavırla “ayağa kalkın” falan diyorlar da onu…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Arkadakiler ayağa kalkmadı da onun için uyarıyor arkadakileri.

BAŞKAN – Sayın Barış, Sayın Mengü, Sayın Hacaloğlu, Sayın Ekici, Sayın Aslanoğlu, Sayın Baratalı, Sayın Ünsal, Sayın Arat, Sayın Güner, Sayın Serter, Sayın Yıldız.

Yoklama için yeterli sayı vardır.

Adlarını okuduğum sayın üyelerin yoklama için elektronik cihaza girmemelerini rica ediyorum.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- Genel Kurulun 10/6/2008 Salı ve 11/6/2008 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer denetim konularının görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine ve gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi (Devam)

BAŞKAN - Grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Şimdi, İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş iki adet doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, ayrı ayrı okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) Önergeler (Devam)

3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, 08.05.2006 Tarihli ve 3285 Sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin (2/22) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/58)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

2/22 Esas Numaralı Kanun Teklifim 45 gün içinde Komisyonda görüşülmediğinden İç Tüzüğün 37. Maddesi gereğince doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 08.01.2008

                                                                                                                          Ensar Öğüt

                                                                                                                            Ardahan

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Öğüt. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; kaçak hayvancılıkla ilgili vermiş olduğum kanun teklifi üzerine konuşma yapacağım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, sözlerime başlamadan önce, hayvancılıkla uğraşan köylülerimiz şu anda…

BAŞKAN – Bir dakika Sayın Öğüt.

Sayın milletvekilleri, lütfen biraz daha sakin dinler misiniz konuşmacıyı, çok uğultu geliyor Genel Kuruldan.

Buyurunuz.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) – …yaylalarına çıkmaktadırlar. Yaylalarına çıkan köylülerimiz, maalesef yollar bozuk olduğu için traktörle bile zorlanıyorlar. Şu anda, Doğu ve Güneydoğu’da tek geçim kaynağı olan hayvancılık, yaylacılık sezonu başlamış ancak iş makineleri olmadığı için -özellikle benim ilim Ardahan’da iş makinelerinin eksik olması, Kars’ta ve Doğu Anadolu’da iş makinelerinin eksik olması nedeniyle- yayla yolları yapılmadığı için insanlar perişan durumda. Eğer iş makinesi bulursa bu defa mazot istiyorlar köylüden. Köylüler yoksul, fakir insanlar, mazot da veremiyorlar. Mazot biliyorsunuz, orada 3 milyon küsur oldu. Şimdi böyle bir durumda ben istirham ediyorum Hükûmetten: Derhâl, köylüler yaylalarına çıkarken iş makinelerini göndersinler, iş makinelerini çoğaltsınlar ve mazot paralarını da devlet versin.

Değerli arkadaşlar, kaçak hayvancılığa gelince: Geçen dönem de ben birkaç kanun teklifi verdim, kabul edilmedi. Türkiye’de ne yazık ki köylümüzün tek geçim kaynağı olan hayvancılık ölmüş durumdadır. Hayvancılıkla geçinen insanlarımız artık, hayvanı para etmediği için göç etmiş, hem büyük şehirde perişan olmuş hem köyde. Böyle bir ortamda hayvancılıkla ilgili bazı rakamlar vereceğim değerli arkadaşlar: Şimdi, Türkiye’de 2010 yılında 98 bin ton kırmızı et açığı var. Evet, bu, Türkiye Ziraat Odası Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’ın da beyanıdır. Yani, 2010 yılında 98 bin ton açık olacak, 2025 yılındaysa, arkadaşlar, 327 bin ton açık oluyor. Yani Türkiye, on yedi yıl sonra, artık, ete muhtaç kalacak, dışarıdan kırmızı et veya hayvan getirmek mecburiyetinde kalacak. Ama şu anda bu açığı kapatmak için maalesef, Hükûmet, köylüye destek verip köylüyü, hayvancılığını geliştirmesi gerekirken kaçakçılara göz yumuyor, günde 150 bin tane kaçak hayvan geliyor. Bunu, hayvan kooperatifi başkanı da söylüyor, sadece ben demiyorum.

Değerli arkadaşlar, kaçak hayvancılığı önlemenin yolu, kanun teklifi ile kanunlaştırmaktır. Şimdi, daha önceki kanunda şu var: Eğer kaçak hayvanı getiren kişi yakalanırsa üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılıyor, bir de 200 YTL ile 2 bin YTL para cezası alıyor. Ama, benim getirmiş olduğum kanun teklifim de şudur: İki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilsin, 10 bin YTL ile 50 bin YTL arasında da para cezası verilsin. Bu, caydırıcıdır. Bu yasa teklifim kabul edilirse özellikle İran ve Irak üzerinden gelen kaçak hayvan önlenmiş olur. Sadece kaçak hayvan gelmiyor değerli arkadaşlar, gemilerle, tırlarla ve otobüslerle kaçak et geliyor. Onun ötesinde, yine hayvan kooperatifi başkanının açıkladığı şey, domuz eti kaçak geliyor. Niçin geliyor? Sosis, salamda kullanılmak için. Evet, domuz eti de kaçak geliyor.

Şimdi, bu kaçağı önlemek için, değerli arkadaşlar, caydırıcı kanun çıkartmamız lazım. Caydırıcı kanun çıkartmanın da yolu Büyük Millet Meclisidir. Türkiye’nin nüfusunun üçte 1’ine yakını köylü, köylünün büyük bölümü hayvancılıkla geçiniyor. Eğer hayvanı da para etmezse, değerlendirilemezse o zaman köylü perişan durumda oluyor.

Şimdi, düşünün, yemler, yem bitkileri ve diğer ürünler yüzde 150- yüzde 160 artmış. Bir adam…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) – Bir köylü, hayvanına saman yedirecek, ot yedirecek, yem yedirecek, çobanı var, bakacak. Onun maliyeti, kışı bahar yaptığın zaman, dananın parasını geçiyor ve köylü zararda. Şu anda Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere bütün Türkiye’de hayvancılıkla iş yapan insanların çoğu icradan iflas etmiştir, çoğunun evine icra gelmiştir. Ziraat Bankasından kredi almışsa Ziraat Bankası evine icra götürmüştür, tarım krediden kredi almışsa tarım kredi evine icra götürmüştür.

Bu nedenle, bu kanun teklifinin kabul edileceğini umuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öğüt.

Önerge üzerinde söz, Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’na ait.

Buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum. Sayın Öğüt’ün verdiği teklife destek olmak için konuşma aldım.

Değerli arkadaşlarım, 1983’lü yıllarda -Antep milletvekilleri vardır- sadece Gaziantep’ten bir firma yılda 200 milyon dolar ihracat yapardı -firmanın ismini vermek istemiyorum- Türkiye’den canlı hayvan ihracatı yapardı. Orada en az yedi sekiz tane firma vardı. Bırakın kaçak hayvan girmesini, bu ülke yılda yaklaşık 1 milyar dolarlık canlı hayvan ihraç ederdi. Anadolu’nun her tarafından toplarlar bu canlı hayvanları ve onları bir ay-iki ay vadeli alırlar, ihraç ederler, parasını öderlerdi. Bu bir sektördü. Daha sonra yaşanan terör, birtakım olaylar, yaylaların köylüye açılmaması, sektörü yok etti arkadaşlar. Türkiye hayvancılığa… Yani biz yok ettik hayvancılığı başta ve başladı kaçak hayvan gelmeye ve bugün günde yüz elli bin tane kaçak hayvan geliyor arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, bu ülkenin yaylaları bizim, bu ülkenin suyu bizim, toprağı bizim. Biz yetiştirmek zorundayız, ihraç etmek zorundayız. Ama maalesef bunu yapamadığımız gibi, bir başka ülkenin kaçak hayvanlarını buraya sokuyoruz.

Değerli arkadaşlar, şimdi başladık, kene ithal ediyoruz. Ülkede bir kene krizi yaşanıyor. Ama hiç kimseden ses yok. Kongo’dan, oradan buradan şimdi bir de kaçak keneler gelmeye başladı. İki: Bir de hormonlu domatesler üreticiyi yok etti arkadaşlar. “Hormonlu domates” kavramı çıkarıldı, Antalya’da bazı yörelerde domates üreticileri artık domatesi denize dökmeye başladı arkadaşlar.

Yani bu ülkenin birtakım değerleri böyle yok ediliyor. Bu ülke bizim, üretici bizim. Zaten hayvan üreticileri yem almaktan âciz, zaten ülkede bir kuraklık yaşanıyor, kuraklıktan dolayı akaryakıt parasını, gübre parasını ve diğer paraları ödeyemez hâlde köylü. Yani bir dirhem buğday çıkmadı, arpa çıkmadı, bir kuruş para ödeyecek ürünü almadı ki ödesin. Ülke bu durumda.

Bu nedenle, Sayın Öğüt’ün verdiği teklifi, arkadaşlar, bu ülkenin yetiştiricisine daha bir imkân sağlamak için, ülkedeki hayvanın para etmesi için… Ve bugün, baktığınız zaman, yem fiyatları almış yürümüş ama Et Balık Kurumu hâlâ görevini yapamıyor. Üreticiye peşin ödeme yapmıyor ve bir şekilde, arada 1.500 lira fark var, piyasadaki et fiyatları ile Et Balık Kurumunun arasında 1.500 lira eksik kalıyor. Yani “Bana hayvan getirmeyin.” diyor Et Balık Kurumu.

Arkadaşlar, bu ülkenin üreticisinin birtakım fiyatlarını -serbest ekonomi olabilir ama- bu ülkenin üreticisinin haklarını korumak da Hükûmetin görevidir. Yani, bir şekilde, hayvan teşviki konusunda yetiştirme bedelleri yedi sekiz aydır ödemiyor. Yani üretici elindeki buzağısını satmak zorunda kalıyor ve bir şekilde sorun devam ediyor.

Bu ülke bizim arkadaşlar. Eğer biz bu ülkedeki hayvan yetiştiricilerini iyi örgütleyip bunları teşvik etmezsek, bugün yüz eli bin hayvan, yarın iki yüz elli bin hayvan olur. Zaten yaylara çıkma izninde sorunlar var.

Değerli arkadaşlarım, hep beraber bu yasaya… Yani, yurt dışından kim kaçak hayvan getiriyorsa, yurt dışından bu ülkeye kim kaçak hayvan veya kaçak et sokuyorsa bunlara ceza verdirmek hepimizin görevi olmalıdır. Bu, hepimizin sorumluluğu. Sayın Öğüt yasasında diyor ki: “Yurt dışından her kim ki kaçak hayvan ve kaçak et getirirse buna bu cezalar yetmiyor, biraz daha ağırlaştıralım.” Dediğimiz bu. Tüm arkadaşlarımızın, hepimizin üreticisi var, hepimizin üreticilerine destek olmak zorundayız. Diliyorum ki yüce Meclis bu yasaya destek olur ve bir şekilde yurt dışından kaçak et ve canlı hayvan getirenler biraz daha ağırlaştırılmış cezayla vazgeçerler. Dilediğimiz bu.

Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

4.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, 2.5.1972 Tarih ve 1586 Sayılı “Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın Ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine Dair Kanunun” Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun Teklifi’nin (2/66) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/59)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

2/66 esas numaralı Kanun Teklifimin, İçtüzüğün 37. maddesi uyarınca doğrudan gündeme alınması konusunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                       Bülent Baratalı

                                                                                                                               İzmir

BAŞKAN – Önerge üzerine Sayın Baratalı, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

BÜLENT BARATALI (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 9/11/2007 tarih ve (2/66) esas numaralı Kanun Teklifi’min süresi içinde Genel Kurul gündemine alınmaması nedeniyle İç Tüzük’ün 37’nci maddesi gereğince söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlarken sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, süre çok kısa da olsa biraz dertleşmek, sohbet etmek, vicdanları sızlatan bir acıyı sizlerle paylaşmak için karşınızdayım. Toplumların kökenini insanların ihtiyaçları, devletin kökenini ise güç belirler. Ama güç akılla birleşmediği zaman güçsüzlüğe dönüşmeye mahkûmdur. Şöyle bir yoklayın coğrafya ve tarih bilginizi, on altı devlet kurmuş başka bir ulus var mı acaba dünyada? Ulus olarak en büyük övüncümüzdür tarihte on altı devleti kurmak. Cumhurbaşkanlığı Forsu’nda on altı Türk devletinin bayrakları vardır. İçinde bulunduğumuz bu Genel Kurul salonunda on altı tane avize bulunmaktadır, on altı devlet kurduğumuz için. Ama nedense hiç kimse on altı devletin neden yıkıldığını dillendirmez, araştırmaz ve sorgulamaz, yapılan yanlışlıklardan ve hainliklerden bahsetmez, söz etmez. Oysa binlerce yıllık kültürlere ev sahipliği yapmış olan, toprağı, suyu, havasıyla çeşitli uygarlıklara beşiklik etmiş verimli ve bereketli Anadolu topraklarında hainler de en az kahramanlar kadar çoktur. Mayasında özgürlük, bağımsızlık, yurt sevgisi, dostluk, kardeşlik ve dayanışma vardır. Ama bunlarla birlikte her dönem yaban ve ayrık otları da kök salmıştır bu topraklara, tıpkı Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde olduğu gibi, tıpkı günümüzde olduğu gibi.

Acı da olsa yaşananlar öğretmiştir ki bireyler yanlış yapabilir ancak yöneticilerin, karar vericilerin ve uygulayıcıların böyle bir lüksü yoktur yani erk sahipleri yanlış yapamaz. Ülkeyi ya da toplumu yönetenler, yasama, yürütme ve yargıyı ellerinde bulunduranlar yanlışlık yapamaz, yaparlarsa bedelleri çok ağır olur. Çok değil bundan otuz altı yıl önce gerçekleştirilen idamlar da erk sahiplerinin yapmış olduğu yanlışların en çarpıcı örneklerinden biridir.

“Tarih 6 Mayıs 1972,

Ağızları bıçak açmıyordu.

Gözler kör, kulaklar sağırdı.

Hüküm verildi, kalemler kırıldı.

Deniz, Yusuf ve Hüseyin…

Gencecik 3 fidan.

İdam edildi.”

Yusuf ve Hüseyin on beş-yirmi dakikalık bir süreçten sonra can verirken, benim sınıf arkadaşım Deniz Gezmiş, 1.91’lik o yiğit tam elli iki dakika süreyle ölüme karşı direndi, ölüme karşı da savaş verdi. Böylesi korkunç bir işkenceyi düşünmek hepimizin tüylerini biliyorum ki diken diken etmiştir ama maalesef bu doğrudur. Çağdaş demokrasilerde idamlar insanlık suçudur, ama 2 Mayıs 1972’deki Meclis, maalesef bu suça iştirak etmiş ve bu suçu hukuki hâle getirmiştir.

Bu arkadaşların suçları neydi? Gençtiler, bilgili, birikimli, her şeyden önemlisi yurtseverdiler. Zenginlik peşinde koşmadılar. Arabaları, yatları, katları olmadı ama idealleri vardı. Bu ideal, hepimizin olduğu gibi 68 kuşağının tam bağımsızlık idealiydi.

Değerli arkadaşlar, düşünüyorlardı, sorguluyorlardı, tartışıyorlardı, öyle yapıldı. “Hırsızlık, yolsuzluk, yoksulluk, savurganlık bitsin.” diyor, demokrasi ve adalet istiyorlardı, aynen şimdi olduğu gibi. Şimdi aradan geçen otuz altı yıl sonra hepimiz diyoruz ki veya bazı arkadaşlarımız diyor ki: “Ne kadar haklılarmış.” Bugün ülkemizin tam bağımsız olduğunu söylemek sanıyorum hepimiz için bile mümkün değildir. Ama 68 kuşağının tek amacı bu tam bağımsızlıktı.

Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; bu kanun teklifim bir itibar iadesi talebi değildir. Çünkü bunların toplumda zaten itibarları vardır. Bugün onlar anılıyor. Ama o gün onların idamına el kaldıranların ülkede esamisi bile okunmuyor. Mahkeme Savcısının “Onlar mahkemeye iyi davransalardı indirim uygulanır, cezaları müebbede çevrilebilirdi.” diye bir peşin yargısı ve hukuk dışı kararını ortaya koymaktadır.

Yapacağınız tercihle, otuz altı yıl sonra da olsa bu ön yargılı karara, hukuk dışı yanlışlığa ortak olmayalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

BÜLENT BARATALI (Devamla) – Sizlerden bu talebin gündeme alınmasını diliyor ve izin verirseniz bir şiir okumak istiyorum.

Şiirin ismi: Mare Nostrum, “Bizim Deniz” demek.

“En uzun koşuysa elbet Türkiye’de de devrim

O, onun en güzel yüz metresini koştu,

En sekmez luverin namlusundan fırlayarak…

En hızlısıydı hepimizin,

En önce göğüsledi ipi…

Acıyorsam sana anam avradım olsun

Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun.”

Teklifimin gündeme alınmasını tekrar diler, hepinize saygılar sunarım. (CHP ve DTP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Baratalı.

Önerge üzerine ikinci söz, Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’e ait.

Buyurunuz Sayın Öztürk.(CHP sıralarından alkışlar)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bülent Baratalı ve arkadaşlarının verdiği önergeyle ilgili ben de söz almış bulunuyorum. Özellikle 1968-1972, 12 Eylül sürecini yaşayanlar ya da yaşamayıp bu süreci sonradan okuyanlar ya da televizyonda “Hatırla Sevgili” dizisini izleyenler, bağımsız mahkemelerin olmadığı, güvenceli yargıçların bulunmadığı zamanlarda ne olduğunu çok acı bir şekilde göreceklerdir.

Bundan kırk yıl önce Avrupa’da, Amerika’da esen gençlik rüzgârları Türkiye’yi de etkilemiştir. Amerika ve Avrupa ülkeleri bunları demokrasi içerisinde çözmüş ama ülkemizdeki gençlik hareketleri mevcut iktidardan idamla, kanla, tankla, topla susturulmuştur. 68-72 sürecinin liderleri bizde öldürülmüş, idam sehpalarına çekilmiş, kimileri de katledilerek öldürülmüş ama Avrupa’da o kuşağın temsilcileri bakan olmuştur.

Değerli milletvekilleri, 68 kuşağının temsilcilerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan bundan tam otuz altı yıl bir ay dört gün önce şafak vakti idam sehpasına çekilmişlerdir. Onları yargılayan mahkemelerin bağımsız olmadığı, hâkimlerin de yargıç güvencesine sahip olmadığı, bugün hangi siyasal düşünceden olursa olsun tüm hukukçular tarafından kabul edilmektedir. Onlar aslında yargılanmamışlardır, onlar 353 sayılı Askerî Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’la kurulan, bu Kanun’a göre yürütülen, emir ve talimatları zamanın sıkıyönetim komutanlarından alan mahkemelerce, sözüm ona yargılanır gibi yapılmışlardır. Avukatların ilk duruşmada sundukları Anayasa’ya aykırılık iddiaları dinlenilmemiştir. Yargılama sürecinde avukatlar bile sorguya çekilmiştir, avukatlar bile tutuklanmıştır, hatta idamdan sonra bile avukatların yargılaması daha devam ettirilmiştir.

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Aynen sizin gibi.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, insanlar birbirleriyle konuşarak anlaşırlar, hayvanlar ise tokuşarak, koklaşarak anlaşırlar. Ben düşüncelerimi burada ifade ediyorum. Siz düşüncelere katılmayabilirsiniz ama demokratlıktan, özgürlükten bahsedenler, karşıdaki düşünceleri istemeseler de, sevmeseler de o düşünceleri hazmetmesini bilmelidirler diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlarım, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın ne için mücadele ettiği bugün bellidir. Ne için asıldığı da zamanın Mahkeme Başkanı Ali Elverdi’nin idamlar bittikten sonra avukatlara söylediği “Siz avukat olarak elinizden gelen her şeyi yaptınız, ama bu iş başka iş.” demesiyle daha da anlaşılmaktadır.

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – 60 İhtilali’nin Mahkeme Başkanı da aynı şeyi söylemişti.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – 60 İhtilali’ni de söylüyorum, demagoji yapmaya gerek yok. Olağanüstü dönemlerde… Bir ülkede hukuksuzluk, keyfîlik varsa mutlaka o dönemlerde olağanüstü yönetimler vardır. Ben 60 İhtilali’ni de söylüyorum. Ben idam cezalarına karşıyım. İdam cezaları bu ülkede ceza hukuku açısından teknik değildir. Ben tüm ihtilalleri söylüyorum değerli arkadaşım.

Sevgili arkadaşlarım, şimdi Deniz Gezmişler, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanları anlamak lazım. Otuz yıl geçtikten sonra daha hâlâ onları anlamamışlarsa buna bizim diyecek hiçbir lafımız yoktur.

Bakın, Hüseyin İnan idam sehpasında “Ben şahsi hiçbir çıkar gözetmeden halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım. Bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım. Bundan sonra da bu bayrağı Türk halkına emanet ediyorum. Yaşasın işçiler, köylüler ve yaşasın devrimciler.” demiştir.

Değerli arkadaşlarım, o dönem bunlara isnat edilen suç, Türk Ceza Kanunu 146/1’inci maddesiydi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Oysa bu maddenin bu suçta tanımlanan suç tipi, unsurları olmadığını o dönemde yargılayanlar da biliyor, bugünkü hukukçular da biliyor. O nedenle, Meclis o zaman bir karar vermiştir. Bu karar yanlıştır. Bu kararın yanlış olduğunu o gün ellerini kaldıran milletvekilleri söylemişlerdir.

Şimdi yapılması gereken, demokrasi adına, özgürlükler adına, insan hakları adına, o zaman alınmış yanlış kararın geri alınmasıdır, düzeltilmesidir. O nedenle, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilmelerine ilişkin Yasa’nın yürürlükten kaldırılmasına ilişkin bu teklife destek vermek, oy vermek, bunun doğrudan gündeme alınmasını sağlamak bir demokratlık görevidir, bir yurtseverlik görevidir. Hepinizin desteğini bekliyorum.

Hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum. (CHP ve DTP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

On dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.27

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.54

BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 115’inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Alınan karar gereğince, sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

B) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/541) (S. Sayısı: 219) (x)

BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.

Hükûmet? Yerinde.

Geçen birleşimde 10’uncu madde üzerindeki konuşmalar tamamlanmış ve İç Tüzük’ün 72’nci maddesine göre verilen önerge işleminde kalınmıştı. Şimdi önergeyi tekrar okutup oylarınıza sunacağım.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

219 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 10’uncu maddesinin görüşmelerinin İç Tüzük’ün 72’nci maddesi uyarınca devam etmesini arz ederiz.

 

Oktay Vural

Hasan Çalış

Reşat Doğru

 

İzmir

Karaman

Tokat

 

Mustafa Enöz

 

Kamil Erdal Sipahi

 

Manisa

 

İzmir

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Başkan, oylamadan evvel karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Peki, arayacağız efendim.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır; kabul edilmemiştir.

10’uncu madde üzerinde beş önerge vardır, önergeleri sırasıyla okutuyorum:

                     

(x) 219 S. Sayılı Basmayazı 09/05/2008 tarihli 102’nci Birleşim Tutanağı’na eklidir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1/541 Esas Numaralı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 10 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mehmet Günal

Muharrem Varlı

Cemaleddin Uslu

 

Antalya

Adana

Edirne

 

Yılmaz Tankut

 

Süleyman L. Yunusoğlu

 

Adana

 

Trabzon

“Madde 10 – 2954 sayılı Kanunun; 31 inci maddesinin birinci fıkrasında geçen “Yayın Denetleme Kurulu Başkanlığı” ibaresi “Yayın Denetleme ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı” şeklinde değiştirilmiş, 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (e) bentleri, 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi; 13 üncü maddesinin beşinci fıkrasının (b) bendi, 14 üncü maddesi, 25 inci maddesi, geçici 1 inci, geçici 2 nci, geçici 3 üncü, geçici 4 üncü, geçici 5 inci, geçici 7 nci, geçici 8 inci, geçici 9 uncu, geçici 10 uncu maddesi ile 13/04/1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 24 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve Geçici 8 inci maddesinin birinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.”

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım önergenin metni biraz önce okunan önergeyle aynı olduğundan sadece imza sahiplerini okutuyorum:

 

Mustafa Elitaş

Ayhan Sefer Üstün

Veysi Kaynak

 

Kayseri

Sakarya

Kahramanmaraş

 

Musa Sıvacıoğlu

 

Hakkı Köylü

 

Kastamonu

 

Kastamonu

BAŞKAN – Şimdi okutacağım üç önergenin metinleri de aynı olduğundan üç önergenin işlemlerini ve oylamalarını birlikte yapacağım. İstemleri hâlinde, önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 219 Sıra Sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 10’uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Hasip Kaplan

Sırrı Sakık

Nuri Yaman

 

Şırnak

Muş

Muş

 

Akın Birdal

Şerafettin Halis

M. Nezir Karabaş

 

Diyarbakır

Tunceli

Bitlis

 

 

Ufuk Uras

 

 

 

İstanbul

 

“Madde 10- 2954 sayılı Kanunun; 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (e) bentleri, 13 üncü maddesinin beşinci fıkrasının (b) bendi ve 25 inci maddeleri ile 13/04/1994 tarihli 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 24 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve Geçici 8’inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.”

BAŞKAN – İkinci önergenin imza sahiplerini okutuyorum:

 

Bülent Baratalı

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

Halil Ünlütepe

 

 

İzmir

Malatya

Afyonkarahisar

 

 

Ensar Öğüt

Ali İhsan Köktürk

Turgut Dibek

 

 

Ardahan

Zonguldak

Kırklareli

 

 

Enis Tütüncü

 

Ali Rıza Öztürk

 

 

Tekirdağ

 

Mersin

 

BAŞKAN – Üçüncü önergenin imza sahibini okutuyorum:

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

BAŞKAN - En son okuttuğum aynı mahiyetteki üç önergeye Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) – Katılmıyoruz efendim.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Öğüt konuşacak efendim.

BAŞKAN – Sayın Ensar Öğüt, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) – Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; vermiş olduğum önergem üzerine söz almış bulunuyorum.

TRT’nin Türkiye’miz ve dışarıda yaşayan Türkler için çok önem taşıdığını biliyorum. Ancak, TRT’nin Türk toplumunun gelenek ve göreneklerine göre çok fazla doğru program yapmadığına inanıyorum. Bir de en önemlisi, TRT’nin Türkiye’nin gerçeklerini yansıtan programlar yapmadığını düşünüyorum.

Şimdi burada açıklıyorum: Türkiye’de, Doğu Anadolu’da, Güneydoğu’da bu kadar yoksul ve işsiz insan varken; Doğu Anadolu’da, Güneydoğu’da köylerde yol yokken, köylerde su yokken, Doğu Anadolu’nun 16 ilinde 2,5 milyon insanın tuvaleti ve banyosu yokken, TRT bu programları niye yapmıyor? Bu, çok önemli değerli arkadaşlar.

İnsanlar göç vermiş, bölgeler boşalmış, köyler yıkılmış, TRT bu programları yapmıyor, farklı programlar yapıyor.

Şimdi, Sayın Genel Müdürden rica ediyorum, sizden istirham ediyorum: Anadolu’nun her tarafında festivaller yapılıyor, bu festivallere lütfen çok geniş yer verin o bölgenin kalkınmasını istiyorsanız. İşte, Ardahan’da Bal Festivali yapılıyor. Ardahan’ın balı çok meşhur ama tanıtamıyoruz. Malatya’nın kayısısı çok meşhur ama fazla tanıtılamıyor. Şimdi, burada saydığınız zaman; Antalya’nın portakalı meşhur, Trakya’nın başka şeyi meşhur, her yerin meşhur bir şeyi var. Yani, ben şunu söylüyorum: Anadolu’da üretilen, köylünün ürettiği, alın teriyle ürettiği mamullerin festivalleri olurken bunları TRT tanıtsın, göç vermiş, büyük şehirlere oturmuş insanlar memleket özlemleriyle hiç olmazsa yaz tatillerini memlekette geçirsinler.

Şimdi, bizim, Damal’da Atatürk izinde ve gölgesinde bir festivalimiz var. Buna hiç, doğru dürüst TRT önem vermiyor. Ben buradan söylüyorum. TRT niçin var? Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün her yıl Damal’da dağlara düşen gölgesi var. Hiçbir lidere nasip olmamış; Allah, hiçbir lidere, kendi kurtarmış olduğu topraklarında güneş batarken kendisini doğurmamış. İnsan eliyle yapılamayacak kadar mükemmel bir tablo. Akşam saat 18.00 sularında dağların gölgesine Atatürk çıkıyor; şunu tanıtamıyoruz. Doğu Anadolu yoksul, işsiz. E, bunu tanıtsak iç turizm, dış turizm o bölgeye gittiği zaman, o zaman o bölge kalkınacak; sadece Damal, Ardahan değil.

Ardahan’da Bal Festivali, Göle’de Kaşar Festivali… Mesela benim kendi bölgem olduğu için söylüyorum. Kaşar peyniri tamamen organik. Göle Festivali’ne her yıl 50-60 bin kişi gelir, doğru dürüst bir tanıtım olmaz. Posof’ta Halk Ozanları Festivali olur. Şimdi Çıldır’da Göl Festivali’miz var. Bunları tanıtamıyoruz. Kars’ta var, Ağrı’da var, Van’da var, Iğdır’da var. Şimdi, Iğdır’ın kayısısı hakikaten çok kaliteli. Yani, bugün Malatyalılar alınmasın ama Mevlüt’çüğüm, Iğdır’ın kayısısı çok kaliteli.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Hayır, karşılaştırma yapma, sakın ola ki ona girme! Sen Ardahan’dan konuş Ardahan’dan!

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) – Belki sizinki dayanıklı ama bizimki çok kaliteli. İnanın, yemin ediyorum… Bunların tanıtımıyla ilgili, Sayın Genel Müdürümden ben istirham ediyorum…

Şimdi, bizim bölge… Bakın, bütün dünya organik tarıma gidiyor, ekolojik tarıma gidiyor. Doğu ve Güneydoğu’da etimiz de organik, sütümüz de organik, peynirimiz de organik, balımız da organik, her şey organik. Ee, bunların tanıtımını yapmıyoruz, her türlü karışımlı olan gıda maddelerini çocuklarımıza yediriyoruz! Ama burada TRT’ye bir görev düşüyor, bunu tanıtsın.

Bir de bir şey diyeyim arkadaşlar: Anadolujete binen var mı? Anadolujet uçakları çıktı; biliyorsunuz, Türk Hava Yollarının birlikte olduğu uçak. Yahu, değerli arkadaşlar, ben o uçakla yolculuk ettim, utandım. “Anadolu” ismini lütfen ya kaldırsınlar ya da doğru dürüst hizmet versinler. Şimdi, biniyorsunuz uçağa, bir su veriyorlar bir de kek. Orada, Kars’a giderken bir vatandaş dedi ki: ”Ya bir çay içeyim, ben çay içmek istiyorum.” “Çay veremeyiz.” dediler. “Kahve…” “Kahve de yok.” Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar ya? Yani, çay ve kahve… “Kahvenin kırk yıl hatırı var.” derler ya. Yani, Anadolujet TRT’de reklam yapıyor: ”Anadolujete binin.” Tamam, hepimiz binelim, devletin kuruluşu ama kardeşim, yani, lütfen, sizden rica ediyorum… Yani, bu tutanaklardan ilgili sayın bakan alsın, bu AnadolujJete talimat versin. Anadolu’nun topraklarını vatan yapan ve Anadolu’nun kahrını çeken, bu ülkenin temel taşı olan insanlara hizmet bir suyla olmaz, ayıptır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayın.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) – Destekliyorsunuz değil mi, sağ olun, Polat’çığım teşekkür ederim. Bak, hemen Zonguldak destekledi.

Şimdi, değerli arkadaşlar, toparlayacak olursak, memleket bizim, ülke bizim, insanlar da bizim, bu Meclis de bizim. Bizi seçti insanlar, getirdi buraya, kanun çıkarsınlar, Türkiye’yi iyi yönetsinler, kavga etmesinler… Biz kavga etmeden birbirimizi dinleyeceğiz, medeni insanlar gibi anlayacağız, hoşgörüyle, sağduyuyla birbirimize yaklaşacağız ve de ülkeye hizmet edeceğiz.

İşte, ben, Anadolujetin bundan sonra daha iyi hizmet edeceğine inanıyorum ama TRT’nin bütün Anadolu’ya, Edirne’den Ardahan’a kadar, bütün festivalleri, bütün etkinlikleri vererek, bölge insanlarına büyük katkı sunacağını umuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öğüt.

Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum.

Gerekçe:

Anayasa’nın 133’üncü maddesindeki özerklik ilkesine uygun olarak TRT personelinin özlük haklarının Kurum Yönetim Kurulu tarafından belirlenmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN - Sayın Genç, aynı mahiyetteki üç önergenin üçüncü söz sahibi.

Buyurunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 219 sıra sayılı Radyo Televizyon Kanunu’nun 10’uncu maddesiyle ilgili olarak verdiğim bir önerge üzerine, önergemi açıklamak üzere söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, geçen perşembe günü Duisburg’da Tuncelilerin bir tanışma toplantısı vardı, Almanya’ya gittim. Almanya’da havaalanından inince, Alman polisi daha ben uçağın kapısındayken -elimde kırmızı pasaport var- “dur” dedi. Ondan sonra…

FATİH ÖZTÜRK (Samsun) – Biz de çıkıyoruz.

KAMER GENÇ (Devamla) - Herhâlde siz tembihlemişsiniz. Oraya adam… O polisin de herhâlde siz kulağına bir şeyler üfürmüşsünüz!

Ondan sonra “Ne var?” dedim. “Efendim, dönüş biletini göster.” dedi. Bakın, o kadar çok basitleştiriyorsunuz ki olayları… Ben Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir parlamenteriyim, kırmızı pasaport taşıyorum. Benim Türkiye Cumhuriyeti devletinin şerefine uygun bir muameleyle karşı karşıya kalmam lazım. Bu, sizin… Tabii, bu devletin şerefi, onuru, haysiyeti, dışarıdaki görüntüsü birileri için belki bir değer ifade etmez ama benim için çok değer ifade eder. Yani o polise tokadı yapıştıracaktım. Özellikle de olay yaratacaktım ki hele gelsin de beni şey etsinler.

Şimdi, bu devletin dış işleri politikasını izleyen, nerede, kim var ya? Yani şimdi ben bu sene 2 defa gittim yurt dışına, ikisinde de kırmızı pasaport görünce kan gören boğaya dönüyor, Türk pasaportunu görünce. Bunlar önemli. Size bir şeyler söylemek istiyorum, ister anlayın ister anlamayın.

RASİM ÇAKIR (Edirne) – Dışişleri Bakanı şikâyet etmiştir seni!

KAMER GENÇ (Devamla) - Bunu gidin, kendi Dışişlerinize söyleyin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir parlamenterine gösterilmesi gereken saygıyı göstersinler. Siz onları VIP’ten geçiriyorsunuz, özel şeylerden geçiriyorsunuz… Sizin için bir değer ifade etmeyebilir ama benim için değer ifade ediyor.

Değerli milletvekilleri, şimdi, TRT gibi çok saygıdeğer bir kurum… Türkiye'nin kurumlarının saygıdeğer olabilmesi için başına gelen yöneticilerin de saygıdeğer olması lazım. İşte -Sayın Başkan geçen hafta yine TRT kanunu görüşülüyordu- ben olsaydım… Meclis Başkan Vekilliği koltuğunda oturan arkadaşa “TRT Genel Müdürünü bu salondan çıkar.” dedim. Niye “çıkar” dedim? Buraya gelen, bu Hükûmetin yanında oturan bürokratlar Türkiye Büyük Millet Meclisine saygı göstermek zorundadır. Kendisi, kendi maaşıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisine yanlış bilgi verdi. (AK Parti sıralarından gülüşmeler) Bakın beyler, ben size ciddi söylüyorum. Ben otuz senedir bu kürsüde konuşuyorum. Ben alaylı bir şey konuşmuyorum. Burada bu kişilerin… Eğer böyle bir işlem yapılsaydı bundan sonra buraya gelen müsteşar da, genel müdür de, bürokrat da burada bu Parlamentonun en azından bir ağırlığı olduğunu, en ufak bir hata yaptığı zaman burada Meclis Başkanı olan kişinin kendisi tarafından bir tepki gösterileceğini bilir ve ona göre de burada ayağını denk alırdı. Ama yapılmadı. Neyse, yapılmadı, devam edin.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, ben burada geçen hafta da konuştum, Sayın Bakan “Efendim, Aleviler adına seni protesto ediyorum.” dedi. Böyle bir şey yok. Ben zaten ayrımcılığa dayalı bir lafı ağzıma almak istemiyorum. Ama inanmanızı istiyorum, ister inanın ister inanmayın. Bakın, Sabah gazetesinin Avrupa şeyinde “Tunceli toplantısında meydanda 12 bin kişi var.” Getirip size gazetenin kupürünü gösterebilirim. O kişilerin karşısında konuştum. Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğinden, bütünlüğünden bahseden bir insanım daima. Bu memleketin haysiyeti hepimizin haysiyeti, birliği ve bütünlüğü… Ama, şimdi, bu memlekette bunu korumak için herkesin kendine bir çeki düzen vermesi lazım. Ben dedim ki: “Sayın Bakan, bakın, mesela bana buradan geçen hafta bir şey geldi. Bu TRT Genel Müdürü 500 tane geçici işçiden 12 işçinin sözleşmesini yenilememiş, 12’si de Alevi! Bunları yaparsanız, bakın, sıkıntı yaratır memlekette.” Yahu, artık… Bakın, size söyleyeyim, siz bir zamanlar bu kürsülerden bağırıyordunuz “İmam-hatip mezunlarını bir göreve almıyorlar.” diye.

METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) – Öyle bir şey yok.

KAMER GENÇ (Devamla) – Ama, şimdi aynı bağırtıyı yaptığınıza göre Alevi inançlı insanlara karşı da ayrımcılık etmeyin. Bunu söylemek de bizim hakkımız. Bunu ayrımcılık yapmak için demiyorum. Doğru dürüst işlemler yapalım diyoruz… Ha, şimdi çıksın, burada söylesin aksini. Ama eğer yalan söylerse, ben bunun hesabını size sorarım.

AVNİ ERDEMİR (Amasya) – Senin söylediğin yanlış oldu.

KAMER GENÇ (Devamla) – Ya, ben sana söz söylüyorum…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

KAMER GENÇ (Devamla) – İşte, diyorum ki: “500 tane geçici işçinin içinden 12 tane geçici işçinin mukavelesini yenilememiş, 12’si de Alevi.”

AHMET YENİ (Samsun) – Nereden biliyorsun?

KAMER GENÇ (Devamla) – Bana öyle bilgi geldi.

AHMET YENİ (Samsun) – Yanlış söylemişler.

KAMER GENÇ (Devamla) – Yanlış bilgiyse çıksın söylesin be kardeşim! Sen vekili misin onun? Çıksın söylesin. (AK Parti sıralarından gürültüler) Yani, şimdi ben size buradan bir şeyler söylüyorum. Bakın, böyle yani…

Bakın, sizin daha sinirleriniz bozulmuş. Bence siz kendinizi rehabilite edin. Yahu, şimdi burada da insanları konuşturmuyorsunuz. Bu olur mu sayın milletvekilleri? İktidar partisindekiler konuşmaz, muhalefetin sesini dinler. Siz böyle devam ederseniz bu iktidarınıza devam edemezsiniz. Rica ediyorum yahu! Şimdi burada, bugün milletvekili arkadaşımız çıktı, daha ağzından laf çıkmadan başladınız saldırmaya. Ee, peki, biz bu kürsüden neyi konuşacağız?

Onun için, bu Genel Müdürün TRT’nin başına gelmesi TRT için çok büyük şanssızlık. Tamamen taraflı, ön yargılı, kendi adamlarını işe alan, TRT’nin yayın politikasını dumura uğratan, o TRT’ye en ufak bir değer kazandırmayan bir kişi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMER GENÇ (Devamla) – Böyle bir kişiyi siz nasıl Genel Müdürlüğe getiriyorsunuz? Beyler yani…

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, daha sürem dolmadı. Bir dakikam var herhâlde.

BAŞKAN – Son bir dakikanızı verdim efendim.

KAMER GENÇ (Devamla) – Yani, o bakımdan, böyle bir kişiyi Genel Müdürlükte tutmakla, ne kendinize ne memleketinize ne milletinize fayda sağlamazsınız.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Genç.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önergenin metinleri aynı olduğundan iki önergenin işlemlerini ve oylamalarını birlikte yapacağım. İstemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.

Buyurunuz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1/541 Esas Numaralı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 10 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                 Mehmet Günal (Antalya) ve arkadaşları

                                                                                 Mustafa Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları

 “Madde 10 – 2954 sayılı Kanunun; 31 inci maddesinin birinci fıkrasında geçen “Yayın Denetleme Kurulu Başkanlığı” ibaresi “Yayın Denetleme ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı” şeklinde değiştirilmiş; 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (e) bentleri, 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi; 13 üncü maddesinin beşinci fıkrasının (b) bendi, 14 üncü maddesi, 25 inci maddesi, geçici 1 inci, geçici 2 nci, geçici 3 üncü, geçici 4 üncü, geçici 5 inci, geçici 7 nci, geçici 8 inci, geçici 9 uncu, geçici 10 uncu maddesi ile 13/04/1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 24 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve Geçici 8 inci maddesinin birinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Uygun görüşle takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) – Katılıyoruz efendim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçe okunsun Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 5 inci maddesi ile 2954 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinde değişikliğe gidilmiş Yayın Denetleme Kurulu Başkanlığı kaldırılarak Yayın Denetleme ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı kurulmuştur. Bu sebeple 31 inci maddede değişiklik gerekmektedir.

2954 sayılı Kanunun söz konusu geçici maddeleri, 2954 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14/11/1983 ve 01/01/1984 tarihlerine rastlayan yeniden yapılanma düzenlemelerine yönelik hukuki metinler olduğundan, tereddüt oluşmaması için yürürlükten kaldırılması öngörülmüştür.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar yetersayısı istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Peki.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arıyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 10’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

11’inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 11- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – 11’inci madde üzerinde gruplar adına, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal.

Buyurunuz Sayın Ünsal. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Türkiye Radyo Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı’nın 11’inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum, heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu kanunun 1’inci maddesinde konuşurken Türkiye’de 59’uncu Hükûmetin yaptığı ve her zamanki gibi sözde bıraktığı İletişim Şûrası notlarından bir aktarma yapmıştım. İletişim Şûrası 20-21 Şubat 2003, Kamu Yayıncılığı ve TRT Komisyonu Raporları’ndan sizlere bir pasajı tekrar aktarmak istiyorum. Bu pasajlardan bir tanesinde, TRT’nin diğer yayın kuruluşlarından farklı olarak frekanslar dışında kamusal kaynakları kullanan anayasal bir kamu kuruluşu olarak toplumun bütününe yönelik sorumluluk ve yükümlülükleri olduğu ifade ediliyor. 2003 yılında bu ifade yapılmış ve bugüne kadar da gelinmiş. Yani bir beş yıl aradan geçmiş.

Burada ne demek isteniyor? Toplum, bu Kurumuna, her harcadığı elektrikten yüzde 2 pay veriyor. Dolayısıyla elektriğini tüketen ve her Türk vatandaşın tamamına hitap eden bir yayıncılık yapma gereği TRT’nin vardır. Eğer bu yayıncılık anlayışını bir parti veya bir düşünce adına yaparsa, toplumu yaralar. Yani TRT, yüzde 40’ların yayın aracı değildir, buna çok dikkat etmek gerekiyor.

Bir pasaj daha: “TRT bütün yurttaşlar için kamu gücü ve kamusal kaynaklar kullanarak işleyen bir kamu kurumudur. Bütün yurttaşların vergi niteliğindeki kaynaklardan finanse edilen bu hizmet, hiçbir ayrım yapmadan, Anayasa’daki eşitlik ilkesi gereği bütün yurttaşları kapsamalı; hükûmetin değil, tüm toplumun sesi olmalıdır.” Şimdi ben bunu pasaj olarak okumamış olsam sanki kendi sözümmüş gibi algılayacaksınız. Ama bu, 2003 yılının İletişim Şûrasından çıkan bir karar.

Değerli arkadaşlarım, burada TRT’nin yayıncılığıyla ilgili böyle bir karar çıkmış. Bundan itibaren de aynı anlayış ve mantık maalesef de devam etmiş. Nedir bu kararlar? Bunlar da Dokuzuncu Kalkınma Planı’nın içerisine de konulmuş.

Bir konu daha: “TRT’nin yapması gereken kamusal yayıncılık hizmetinin, devletin eğitim, sağlık hizmetleri gibi kâr amacına yöneltilmeyen, rating endişesi gütmeyen, devletin kaynaklarıyla karşılanan yansız, özerk ve laik bir hizmet olması.” Vurgulanan konulardan bir tanesi. Bakın, TRT’de biz çoğu zaman seyrediyoruz, izliyoruz, izlediğimizde bir şeyleri görüyoruz. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yeterli yayın yapılmadığını görüyoruz. Son zamanlarda hepimizi ilgilendiriyor, hepimizi üzüyor, Tuzla tersanelerindeki ölümleri hep beraber izliyoruz. Bunun nedenleriyle ilgili ciddi bir yayın yapıldığına hepimiz şahit olduk mu? Olamadık. Bakın, mensubu bulunduğum Amasya’nın, Çorum’un, Karabük’ün çevresinde –şu anda Kırıkkale’ye de sirayet etti- bir kene vakası var. Bu konuyla ilgili, mücadeleyle ilgili bir ciddi yayın var mı? Yok. Dolayısıyla bu konulara eğilinmesi gerektiğini de buradan tekrar hatırlatmak istiyorum.

Yapılan yayınlara baktığımızda, bir kanalın eğitim, sağlık konularıyla ilgili yeterli yayıncılık yapmadığını görmekteyiz. Bu kanunla Avrupa kamu yayıncılarını izlediğimizde ne kadar yetersiz kaldığını da göreceğiz.

Şûranın laik yayıncılık adına yapmış olduğu tavsiyeye de Kurumun hassasiyet göstermesi gerektiğini bir kez daha Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına hatırlatmak istiyorum. Bu konuyla alakalı olarak bu kürsüde konuşma yapan İzmir Milletvekilimiz Sayın Bülent Baratalı bir miktar değinmişti. Biraz da ben bu konuyla ilgili açıklama yapmak istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, 23/5/2008, TRT’de bir haber veriliyor: “Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, üniversitelerde baş örtüsü serbestliği getiren Anayasa değişikliğinin iptaline ilişkin davanın haziran ayının ilk haftası görüşüleceğini söyledi.” Bu tarihte hem bir mahkeme süreci sürüyor hem de bu konu baş örtüsü değil, türban ve burada yanlı bir yayın görüyoruz.

İkincisi, yine… “Haşim Kılıç Anayasa Mahkemesine gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. -Altını çiziyorum bundan sonra- Özgürlüklerin kapsamını genişleten Anayasa değişikliğinin bazı maddelerinin iptali veya yok sayılmasına karar verilmesine…” Ve haber devam ediyor.

Neyin özgürlükleri genişletildi? Ve özgürlüklerin genişletilmesi değil, devletin temel bir ilkesine saldırı olduğu nihayet ortaya çıktı.

TRT’nin yapmış olduğu… (AK Parti sıralarından gürültüler)

ASIM AYKAN (Trabzon) – O sizin görüşünüz…

HÜSEYİN ÜNSAL (Devamla) – Efendim, gelin konuşun, cevap verin.

ASIM AYKAN (Trabzon) – Size göre… Sizin kafanız öyle!

HÜSEYİN ÜNSAL (Devamla) – Siz de gelin, size göre neyse konuşmanız, cevap verin.

Bakın, TRT bu konuda yanlış yayın yapmıştır; bu konuda uyarıyoruz.

Ve TRT’deki kadrolaşmayla ilgili çok yeterli laflar söylendi, bu konuyla ilgili çok özel şeyler söylememize gerek yok. Yalnız, TRT’yle ilgili yapılan bir uyarıyı da yine Şûradan, Şûra yayınlarından söylüyoruz. Şûra, artık, bu konuyla ilgili fakülte mezunlarının TRT’de çalışmasını öneriyor. Bu konuyla ilgili hiçbir gayret olmamış. Ve haber alıyoruz ki, TRT’de Haber Müdürlüğüne laborant, Yayın Dairesi Başkanlığına ilahiyat fakültesi mezunları geliyor. Bu konuda hassas olmalıyız, bu konudaki hassasiyetimizi de ortaya koymalıyız.

Çalışanların kendi örgütleri aracılığıyla yönetime katılmaları, yeterli sendikadan iki üyenin yönetim kurulunda bulunması gerektiği yine bir şûra kararı olarak çıkmış ve Dokuzuncu Kalkınma Planı’nın içerisine alındığı hâlde bu yasada bunu görmemiz, çalışanların katkısını görmemiz mümkün değil.

Değerli milletvekilleri, demokratik ülkelerde en temel yönetim anlayışı çalışanların yönetime katılması, örgütlü görüşlerin, sendikaların iş yerine sahip çıkması… Bu anlayış Avrupa Birliği sürecinin yaşandığı bir ülkede üstelik kamu yayıncılığı yapan bir kurum için geçerli değil midir? Her alanda demokrasiyi ön plana çıkaran, demokratik yaşamı öneren Hükûmet, çalışanların bu isteklerine daima sırt çevirmiştir.

Burada kamu yayıncılığıyla ilgili objektifliğini ortaya koyacak. Biz kamu yayını yapan bir sürü kuruluşlar biliyoruz ve dünyada bunların hepsini de izliyoruz.

BBC muhabirinin Tony Blair’e sorduğu soru cesaretini, acaba Türkiye’de bir TRT muhabirinin sorma şansı var mı diye de sizlere soruyorum ve buradan şuna gelmek istiyorum: TRT’nin muhabirinin mikrofonu uzatıp, acaba Sayın Başbakana “Sayın Başbakan, damadınızın yöneticisi olduğu şirkete Türkiye’nin en büyük holdinglerine verilmeyen krediler veriliyor. Bu konuda bir sözünüz var mı?” deme şansı var mı? Veya “Maliye Bakanının çocukları özelleştirme kurumlarından ihale alan firmalardan iş alıyorlar, haksız rekabet sonucu kazanç elde ediyorlar?” sorusunu sorma hakkı var mı TRT muhabirinin? Veya “Şahsınızın ve Ulaştırma Bakanınızın oğulları gemi işlerinde olmadık mesafeler, kârlar aldılar?” diye bu konuda soru sorma hakkı var mı? Veya çok basit bir şeyde, demin de anlatmaya çalıştığım “Dokunulmazlık zırhı nedeniyle hakkınızda ve bazı parti yöneticisi milletvekilleri hakkında davalar adliyenin raflarında tozlanıyor. Dokunulmazlıkla ilgili düşünceniz?” deme şansı acaba bir TRT muhabirinin var mı?

İşte özerk TRT’cilik ve editöryal bağımsızlık dediğimiz şey, İtalya’nın RAİ’sinde, İngiltere’nin BBC’sinde, Fransa’nın televizyonunda var. Ama, maalesef, hep özenle oraya, Avrupa Birliği diye koşuyoruz, öykünüyoruz ama bu konuyla hiçbir tedbiri bu yasada almadığımızı da ciddi bir şekilde görüyoruz.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanımıza da bu konuda madem bu TRT yasası gelmişken, bir fırsat geçmişken de bir konuyu da aktarmak istiyorum. Bundan sonra buraya yönetici atarken, ayrıca TRT’yi tanıyan yöneticiler atayın. Bakın, Yönetim Kurulu üyeleri TRT Genel Müdürüne rapor hazırlıyorlar ve bu raporlarını da imzalayarak 4/10/2007 tarihinde veriyorlar. Bakın, bu raporlardan bir tanesi Sayın Bakanım, bu, TRT’ye 4/10/2007 tarihinde hazırlanan bir rapor. Dört numaralı bent: “Müzik arşivleri daire başkanları uhdesinde bulunan arşiv materyalinin tam bir envanterinin çıkarılması…” Buraya yönetici olmuş, üç senedir yöneticilik yapıyor, ama TRT’de müzik arşivleri dairesi başkanlığı olmadığını, TRT’nin bir Yönetim Kurulu üyesi bilmiyor; bu, olacak şey değil, anlaşılır değil! Dolayısıyla TRT Yönetim Kurulu oluşturulurken her zaman için, başından da söylüyoruz, Danıştay’ın size uyarıları da var, o uyarıları da göz önüne alarak gerçekten objektif kriterlerle yöneticilerin atanması gerekir diyoruz.

Danıştay, açılan bir dava sonucu TRT’yle ilgili görüşünü şu şekilde açıklıyor: “TRT yayınlarının tarafsızlığından anlaşılması gereken, Kurumun yayınlarında, idari vesayeti altında olduğu yürütme organı da dâhil, hiç kimseden emir almaması; toplumsal, siyasi, etik, inançsal... hiçbir kurum ve kuruluşun yanında yer almaması ve sadece Türk hukuk düzeninin temel ilkelerine ve mesleğin evrensel kurallarına uygun bir yayıncılık faaliyetinde bulunmasıdır.” diye Danıştay, kararlarında TRT’nin işleviyle ilgili bir karar veriyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; TRT’nin programlarıyla ilgili burada yeteri kadar konuşma yapıldı…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen, sözlerinizi tamamlayın.

HÜSEYİN ÜNSAL (Devamla) - Bizler burada editöryal bağımsızlığın sağlanması ve TRT’nin herkesin, 70 milyon insanın, evet, açtığı zaman bu haber objektiftir, bu program hepimizin kültürünü yansıtıyor, Türkiye’yi yansıtıyor demesinin tek nedeni, burada çok ciddi bir tavır alarak TRT’yi objektif bir kurum hâline getirmeniz. Getirmezseniz, beş yıllık iktidarınız boyunca getirdiğiniz bu durumdan bir beş yıl sonra tekrar tartışma durumuna geçeceğiz ve herkesin parasıyla, tükettiği elektrik paralarıyla, aldığı televizyonlara ödediği bandrollerle, halkın kendiliğinden ödediği kendi yayın kuruluşunu, bir kamu yayıncılığı anlayışı içerisinde izleme olanağı bulamayacağız. Dolayısıyla, bu kanunun yeterli bir şekilde bağımsız bir anlayışı, tarafsız, özerk ve editöryal bağımsızlığı sağlayacak bir anlayışı getirmeyeceğini söylüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal.

11’inci madde üzerinde, gruplar adına ikinci söz Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’a aittir. (MHP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz Sayın Şandır.

MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın sonuna geldik. Gerçekten yirmi beş yıl gecikmeyle, Türkiye için, Türk milletinin geleceği açısından çok önemli bir kurumun işleviyle, fonksiyonuyla, görevlerini yerine getirmesiyle ilgili yapılması gereken düzenlemelerin bu kadar gecikilmiş olması tüm ülkeyi yöneten siyasi iktidarlar açısından bir handikap olsa gerek. Zaman değişti, devir değişti, teknik değişti, dünya dengeleri değişti. Dolayısıyla, Türk milletinin kültür değerlerini gelecek nesillere aktarabileceği en önemli kamu kurumu olarak -diğer özel televizyonlara böyle bir sorumluluk yüklemeye hakkımız yok ama- Türk milleti adına görev yapan TRT’nin, Türk kültürünün değerlerini, kendin olmak, kendimize ait değerlerimizi yaşatmak konusunda vazgeçilmez, önemli, stratejik değerde görevi olan TRT’nin kanununun bu kadar uzun süre hiç dokunulmadan devam ettirilmiş olması gerçekten Türkiye’de siyasetin, yönetimin zaafının en çarpıcı örneklerinden biridir.

Şimdi, siyasi iktidar olarak beş yıl sonra, gerekçesi kendine ait, bu Kanun’da bazı değişiklikleri düşünmüş ve Türkiye Büyük Millet Meclisine bir kanun tasarısı olarak sunmuş. Ama ne yazık ki incelediğimizde gördüğümüz hadise şudur: Bu konuda yapılan değişiklikler ne çağı anlamak ne çağın getirdiği yeni misyonu kavramaktan çok uzaktır. Üç maddelik bir kanun olarak gelmiştir. Sonra komisyonda, alt komisyonda tüm milletvekillerinin, tüm gruplara ait milletvekillerinin gayretiyle bu kanun bir şekle getirilmiştir.

Bize göre TRT’nin misyonunu tanımlamakta bu kanun yeterli değildir. Türkiye’nin gelecek öngörüsünü yani vizyonunu tanımakta bu kanun yeterli değildir. Yayın ilkelerine hiç dokunulmamış. Dolayısıyla, TRT, devletin herhangi bir kurumu gibi, atamaların nasıl yapılacağını, yönetimin nasıl yapılacağını belirleyecek değişikliklerle çağa ayak uyduracak bir kurum değildir. Bu sebeple, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu kanunun yeterli olmadığını, bu kanunun hazırlanmasında, hazırlayanların meselenin önemini müdrik olmadıklarını düşünüyoruz. TRT yönetimini ve TRT’den sorumlu Sayın Bakanı bu konuyu yeniden düşünmeye…

Yeni bir yüzyılın başındayız, yeni bir binyılın başındayız. Küreselleşme denen bir olgu hayatın her alanını kuşatmış bulunuyor. Değerli milletvekilleri, şuradan 1 kilometre ileride Tunalı Hilmi Caddesi’ne gidiniz, iş yerlerinin levhalarını sayınız, kaç tane Türkçe kelimeye rastlayacaksınız? Bu kürselleşme olgusu eğer bir realite, bir gerçekse buna karşı kendimizi koruyabilmenin, buna bir yerel katkı olarak kendi değerlerimizi kabul ettirebilmenin yolu, kendimizden vazgeçmek, her şeyden önemlisi Türkçemizden vazgeçmek olmamalıdır. E, Türkçeyi nasıl yaşatacağız, nasıl koruyacağız?

Tekrar ediyorum: Bu kanun tasarısını hazırlayan yönetimin, TRT’nin misyonunun ve Türkiye’nin gelecek vizyonunun idrakinde olmadığı kanaatindeyim. Bir fırsat kaçırılmaktadır. Bu kanun çok daha kapsamlı, çok daha anlamlı, kucaklayıcı bir şekilde hazırlanmalıydı.

Değerli milletvekilleri, biz, alt Komisyonda ve komisyonda bu kanuna çok ciddi katkılar vermeye çalıştık. Bazı yanlış ve eksik gördüğümüz hususları da burada iktidar partisinin grubuyla anlaşarak, bazı değişiklik önergeleri vererek düzeltmeye çalıştık. Bazı adaletsizlikler vardı, düzeltmeye çalıştık. Bu noktada “Uygundur, katılıyoruz.” diyerek meseleye destek veren Sayın Bakana, Sayın Komisyona teşekkür etmiştim daha önce. Ancak bir yanlışı da ifade etmemiz lazım: Bakınız, 6’ncı maddede bir önerge verildi. Bu önergenin altında imzası olan arkadaşlarımızın hassasiyetine saygı duyuyorum, tepkilerine de saygı duyuyorum ancak hangi gerekçe ile Türkçenin dışında bir başka lehçeyi, dili TRT’nin resmî yayınlarına yerleştiriyorsunuz?

Değerli arkadaşlar, bir millet yaratmanın metotları bellidir, çok evrenseldir. Emperyalizm dediğimiz hadise, kimlikleri, farklılıkları kimlikleştirerek, kimlikleri resmîleştirerek milletleri, toplulukları milletleştirir ve milletleri parçalar. Bütün Afrika’yı böyle parçaladılar, bütün Osmanlı coğrafyasını böyle parçaladılar. Bu coğrafyada yaşayan herkes bizim kardeşimizdir. Kimse kimseden rahatsız değildir. Herkes keyfine nasıl geliyorsa öyle türkü söylesin, öyle konuşsun. Hangi hakla, halkımızın bir kısmını bir başka kimlikle tanımak, onları ayrıştırma hakkına sahiptir…

Değerli arkadaşlar, Türkçe dışındaki dillerde sürekli yayın yapılması, bu yayının eğitime taşınması bu ülkeyi parçalayacak, iyi niyetli, cehenneme giden taşlardır. Lütfen, tekrar düşünün. Kimse kimseden rahatsız değil. İsteyen Kürtçe konuşuyor, isteyen Arapça konuşuyor, isteyen ana dili neyse, lehçesi neyse onunla konuşuyor. Niye gerekli görüyorsunuz bu milleti Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkez diye ayırmaya? Bu Anayasa’nın üzerine yemin ettik. Bu Anayasa’nın neresinde “Kürt vatandaşlarım” yazıyor? Neresinde “Kürt milletvekillerim” diye bir ifade var?

Değerli dostlar, yanlış yapıyorsunuz. Yanlış yapıyorsunuz. Böyle yaparak ne Avrupa Birliği üyesi olabiliriz ne bu küreselleşme denen hadiseye entegre olabiliriz. Kendi onurumuzla…

Bakınız değerli milletvekilleri, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinin egemenliğine saldırıya hep birlikte tepki gösteriyoruz. Burada, millet adına yasama görevimizin cumhuriyetimizin temel niteliklerini değiştirmeyi amaçlayan bir eylem olarak değerlendirilmesine hep beraber karşı çıkıyoruz ama eğer siz bu milletin egemenliğine sahip çıkmazsanız, bu milleti farklılıklarına dayalı ayrıştırmayı bir politika olarak getirip milletin önüne “hukuk” diye koyarsanız yanlış yapmış olursunuz. Yanlış yaptılar, koca bir coğrafyayı paramparça parçalayıp devleti yıktılar.

Değerli dostlar, birbirimizle farklılıklarımız olabilir, politikalarımız ayrı olabilir ama inanınız ki ortak paydamız, bizi burada var eden sebep bu milletin kimliğine, egemenliğine, bu devletin bağımsızlığına ve bu Anayasa’ya sahip çıkmaktır.

Şimdi, Sayın Dışişleri Bakanının bir beyanı var, diyor ki: “Eğer devlet kanalında Kürtçe yayın yaparsanız bu ikinci bir resmî dil olur.” Bunu sayın iktidarın Dışişleri Bakanı söylüyor. Ee, ne değişti de şimdi sayın iktidarın milletvekillerinin imzasıyla verilen önergeyle kanunun 6’ncı maddesinde TRT’nin bir kanalının yirmi dört saat boyunca bir lehçede yayın yapmasını kabul ettiniz? Elinizi vicdanınıza koyun, millet huzurundaki sorumluluğunuzun idrakinde bu hususu yeniden dikkate alınız. Bu, doğru olmamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bir önerge veriyoruz. Bu önerge, bu önergenin kabul edildiği 6’ncı maddenin yürürlüğünün ertelenmesi hususudur. Tekrar düşünmeniz, tekrar değerlendirmeniz açısından bir fırsat olarak, bir süre kazanmak açısından bu önergemizi lütfen kabul ediniz. Tarihî bir yanlıştan geri döneceksiniz. Bakın, bir milletvekili bu kürsüden –not aldım, tutanaklardan okuyabilirsiniz- “TRT’nin bir kanalına yirmi dört saat Kürtçe yayın hakkı verildi.” diyor. Değiştirdiğiniz önergeyle maddenin başlığını da değiştirdiniz “eğitim ve öğrenim” kelimelerini de eklediniz. Üç gün sonra TRT’de, yalnız türkü söylemek için değil, haber vermek için değil millî eğitimde eğitim için de Türkçenin dışında bir dilin talebi olursa, bir dilin kabul edilmesi talebi olursa ne yapacaksınız? Yanlış yapıyorsunuz, bu yanlış çok tarihî ve stratejik bir yanlışlıktır. Geliniz, bu yanlışlıktan dönünüz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Şandır, lütfen sözlerinizi bitiriniz.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum efendim. Zannediyorum maksadım anlaşılmıştır.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır.

11’inci madde üzerine şahsı adına Siirt Milletvekili Yılmaz Helvacıoğlu.

Buyurunuz Sayın Helvacıoğlu. (AK Parti sıralarından alkışlar)

M. YILMAZ HELVACIOĞLU (Siirt) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmeleri tamamlanmış bulunan Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın geneli üzerinde söz almış bulunuyorum. Konuşmama başlamadan evvel hepinize saygılar sunuyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, şu anda görüşmekte olduğumuz TRT Kanunu Tasarısı’nın görüşmelerinde, değerli katkılarınızla yasalaşma sürecinin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Tasarının yasalaşma sürecindeki gelişmeleri hatırlayacak olursak: Ülkemizdeki telekomünikasyon, bilgisayar ve yayıncılık hizmetlerindeki bütünleşme ve sayısal yayın teknolojisindeki ilerlemeler, 2954 sayılı Kanun’da değişiklik yapmayı zorunlu hâle getirmiş; bu husus, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından kabul edilen uzun vadeli strateji ve Sekizinci Beş Yıllık (2001-2005) Kalkınma Planı ile Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporlarında özellikle vurgulanmıştır.

Tasarıyla getirilen düzenlemelerle, uluslararası radyo ve televizyon kurum ve kuruluşlarıyla yapılan anlaşma, sözleşme ve protokollerin yanı sıra Türkiye sınırları içinde yayın yapan yerel, bölgesel, ulusal radyo ve televizyon kurum ve kuruluşlarıyla da sözleşme, anlaşma ve protokoller imza etmenin önü açılmıştır. Yönetici kadrolarına yapılacak atamalarda aranacak nitelikler, teknolojik gelişmeler de dikkate alınarak yeniden belirlenmiştir. Bu çerçevede, televizyon, radyo, haberleşme, bilgisayar, telekomünikasyon, elektronik, kitle iletişimi, hukuk, işletme, iktisat, maliye, ekonomi, sanat, kültür alanları, yeni belirlenen nitelikler olarak ortaya çıkmıştır. Daire başkanlıklarının görev ve fonksiyonları gözden geçirilerek görev ve fonksiyonu kalmayan daire başkanlıkları kaldırılmış; birbirinin tamamlayıcısı veya devamı niteliğinde olan, benzer işleri yapan, görev ve yetkileri iç içe olan, gereksiz kadro ve maliyetlere neden olan daire başkanlıkları da birleştirilmiştir. Taşra teşkilatının görev ve fonksiyonları gözden geçirilerek hantal yapıya bürünen bölge müdürlükleri kaldırılmış, yerine daha küçük ve fonksiyonel müdürlükler ve haber bürolarının kurulması sağlanmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Avrupa Birliğine üye ülkelerin yanı sıra diğer birçok ülkede, resmî dil dışında farklı dil ve lehçelerde yayın imkânı tanınmıştır. Kamu yayıncısı olan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun da evrensel kültür ve bilim eserlerinin oluşmasına katkısı olan yabancı diller ile Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın yayın yapması hususu çağdaş yayıncılığın gereği olarak ortaya çıkmıştır.

Dünyanın en önemli kriz merkezlerinin kavşağında yer alan ülkemizin, bölgesinde meydana gelen gelişmelere karşı politikalar belirleyip harekete geçmesinin zorunluluğu hayati bir önem arz etmektedir. Günümüzde içe kapanmaya devam eden, inisiyatif almayan ve teknolojik gelişmeyi takip etmeyen yönetimlerin dünya sahnesinde etkin güç olabilmeleri bir yana, kendi coğrafyasında sözünün dinlenmesi bile olası değildir.

Bilişim çağını yaşadığımız 21’inci asırda dünya olağanüstü gelişmeler ve yenilikler yaparken Türkiye gibi bir devletin asrımızın en önemli ve etkin aracı olan medyayla iletişimin sayısız olanaklarını göz ardı ederek bunları yadsıması düşünülemez. Eğer ülkemiz dünya sahnesinde etkin rol oynayıp hadiseleri şekillendirmek, karşılaştığı uluslararası sorunlarla mücadelede diğer devletlerin desteğini almak istiyorsa çok geç kalmış olduğu medya alanında gerekli adımlar atıp bir an önce çok dilli televizyon ve medya yayıncılığına başlaması gerekmektedir. Bu sebeple de farklı dil ve lehçelerde yayın imkânı getirilerek bu alanın etkili bir şekilde kullanılacağına, ülkemizde önemli sosyal fayda sağlanacağına inancım sonsuzdur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarıyla istihdam şekilleri yeniden düzenlenmiştir. Kurumda radyo-televizyon yayın, yapım, teknik ve bilişim hizmetlerini yürütmek üzere yeni bir sözleşmeli personel uygulaması kabul edilmiştir. Yönetim Kurulunca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde istisnai ve zaruri durumlarda yabancı uyruklular da sözleşmeli olarak istihdam edilebilecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

M. YILMAZ HELVACIOĞLU (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının 9’uncu maddesinde kabul edilen önerge ile Kurumda görev yapan geçici personelin sözleşmeli personel statüsünde istihdamlarının önü açılmıştır. Bu imkândan yaklaşık 500 personel yararlanacaktır. Bu önemli bir gelişmedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir taraftan yepyeni bir sözleşmeli personel uygulamasına yönelik düzenlemeler getirilirken, bir taraftan da 1984 yılında yürürlüğe giren ve hâlen uygulanmakta olan işçi sayılmayan sözleşmeli personel uygulamasına da son verilmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve düşüncelerle, TRT Kanunu değişikliğinin ülkemize yararlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Helvacıoğlu.

Şahsı adına ikinci söz Bitlis Milletvekili Cemal Taşar’a ait.

Buyurunuz Sayın Taşar. (AK Parti sıralarından alkışlar)

CEMAL TAŞAR (Bitlis) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 219 sıra sayılı TRT Kanunu’ndaki değişikliklerden 11’inci madde üzerinde şahsım adına söz almış buluyorum. Bu vesileyle millet iradesinin temsil edildiği yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tabii ki, yapılan her değişikliğin bir ihtiyaçtan kaynaklandığı malumlarımızdır. Bugün, inşallah son görüşmelerini yapmış olduğumuz TRT Kanunu’ndaki bu değişikliğin de günümüz ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde düzenlenmesi gerektiği inancıyla kaç gündür çalışıyoruz. Tabii, medyada meydana gelen değişiklikler, bilişim ve iletişim teknolojisindeki değişiklikler sonucu TRT’de de yeniden bir yapılanmanın kaçınılmaz olduğu ortadadır. Günlerdir bunu konuşuyoruz, bunu tartışıyoruz.

Burada yıllardan beri hantal bir yapının oluşmasından dolayı artık bir rekabet gücünün de azaldığının farkındayız. Yeniden bir yapılanmayla çağdaş ve sistemli bir yapı oluşacağı kanaati hasıl olmuştur.

Milletleri millet yapan en önemli unsurlardan biri onların folklorik özellikleri, onların kültürleridir. Bu folklorik özellikleri, bu kültürel yapıyı gelecek nesillerimize aktarabileceğimiz en önemli unsurlardan birisi de medyadır ve bizim millî medyamız olan TRT’dir. Çok açık ve samimiyetle şunu söylemek istiyorum: TRT’nin bütün programlarını, ailenizle, çocuklarınızla, eşinizle hiç yüzünüz kızarmadan izleyebilirsiniz. Yani milletimizin hassasiyetlerini gözeten, milletimizin millî varlığını, benliğini ortaya koyan gayet güzel eserler ortaya konulmuştur. Bundan dolayı da TRT yetkililerine teşekkür ediyoruz.

İnşallah bu tasarıyla daha güzel bir yapılanma, daha etkin bir yapılanma oluşacağı inancındayız.

Bundan dolayı da bu tasarının hazırlanmasında emeği geçen bütün arkadaşlarıma, siz değerli milletvekillerine teşekkür ediyorum. Bu tasarının öncelikle, TRT’ye, halkımıza, milletimize hayırlar getirmesini diliyorum, bu vesileyle yüce Meclisi en derin saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Taşar.

Sayın milletvekilleri, şimdi on dakikalık soru-cevap işlemine geçeceğim. Biliyorsunuz bunun beş dakikası sorulara, beş dakikası cevaba ayrılıyor.

Şimdi, sırayla, Sayın Gök, Sayın Bingöl, Sayın Barış, Sayın Süner ve Sayın Özkan’a söz vereceğim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, ben burada şeye girmiştim, silmişler efendim. Protesto ediyorum.

BAŞKAN – Burada görüyorum efendim, fakat demin…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama ben yeni girdim.

BAŞKAN – Bir dakika Sayın Genç.

…demin sistem kilitlendi, deminki sıraya göre ben tekrar açıldığında onu veriyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama ben çoktan girmiştim.

BAŞKAN – Evet, liste vardı onun için…

Evet, buyurunuz Sayın Gök.

İSA GÖK (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, İnternet Protokol TV, yani IPTV yayınına başlamak için Türk Telekom çalışma yapıyor. Arşivinden yararlanmak için TRT ile görüşmeler yapılıyor mu?

2) Telekom Yönetim Kurulu üyesi olan Sayın Şahin bu görüşmelerde TRT’nin çıkarlarını mı savunuyor, Telekom’un çıkarlarını mı?

3) TRT arşivi cumhuriyet arşividir. Bu arşiv Telekom’a açılacak, bir özel şirkete. Görüşmeler devam ederken Yayın Arşivleri Dairesi Başkanı Turgay Çakımcı görevinden alınmış mıdır alınmamış mıdır; alınmışsa da niye alınmıştır?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Gök.

Sayın Barış…

TANSEL BARIŞ (Kırklareli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, dünyada şu anda büyük bir organizasyon yaşanmaktadır, Avrupa Futbol Şampiyonası. 2 milyara yakın insan, belki de daha fazla, bu şampiyonayı izlemektedir. Ülkemiz de bu şampiyona içerisinde yer almaktadır.

Benim sorum şu: Halkımızın içinde bulunduğu ekonomik koşullar, tiyatroya, sinemaya veya başka yerlere gitmeye engel olmaktadır. Elde kalan bir tek televizyon var. Acaba TRT bu naklen yayınları, bu şampiyonayı niye vermemektedir? İhale yapıldı da çok pahalı mı gelmiştir? TRT, halka hizmet için yok mudur? TRT, halkın vergileriyle ayakta duran bir kurum değil midir, bir hizmet kurumu değil midir? Bu nedenle soruyorum: Bu naklen yayınlar TRT’den niye verilmemektedir?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Barış.

Sayın Bingöl…

TEKİN BİNGÖL (Ankara) – Sayın Bakana sormak istiyorum: Seslendirme sanatçıları çok ciddi sorunla karşı karşıya. Maalesef diksiyon ve benzeri birtakım özellikleri haiz olmayan birileri rahatlıkla seslendirme yapabiliyorlar. Bu da profesyonel seslendirme sanatçılarına yapılan bir haksızlık olduğu gibi, tiyatro ve sinema eserlerinin kalitesini düşürebilmekte. Beyhan Saranlar, Mehmet Ataylar, Rüştü Asyalılar, Macide Tanırlar ve daha birçoğu artık seslendirme yapmıyorlar. Maalesef seslendirme sanatçılarının hakları gasbediliyor. Acaba Seslendirme Sanatçıları Meslek Birliği adı altında bir düzenleme yapılarak, burada verilecek eğitim sonrasındaki sertifikalarla, seslendirme sanatçıları sanatçıları profesyonel bir kimliğe büründürülebilir mi? Bunu yapmayı düşünür müsünüz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Bingöl.

Sayın Süner

TAYFUR SÜNER (Antalya) – Sayın Başkan, Sayın Bakana sormak istiyorum: TRT yurt dışı bürolara atama yaparken eski dönemlerde dil bilme şartı aranırdı. Fakat İbrahim Şahin döneminde dil bilme şartı ortadan kalkmış gibi görünüyor. Haber Daire Başkanlığına getirilen Ahmet Çavuşoğlu, daha önce, dil bilmemesine rağmen Kahire bürosuna dokuz ay gönderildi mi? Kahire bürosuna Çavuşoğlu’ndan sonra yine dil bilmemesine rağmen Haber Program Müdür Yardımcısı Meryem Uysal atandı mı? Yine TRT Brüksel Bürosuna Yavuz Yorulmaz, Berlin Bürosuna Yalçın Güler dil bilmemelerine rağmen atandılar mı? Atandılarsa dil bilmeyen bir kişi haber takip etme konusunda TRT adına nasıl çalışma yapacak?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Süner.

Sayın Özkan…

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Sayın Bakan, görüştüğümüz TRT yasasında “Haber Dairesi”nin adı “Haber ve Spor Dairesi” olarak değiştiriliyor. Bu değişiklikteki amaç, görevden aldığınız Haber Dairesi başkan yardımcılarının mahkeme kararıyla görevlerine dönmesinin önüne geçmek için midir? Yani hukuka karşı hile mi yapılmak isteniyor?

Bu arada göreve dönmek için mahkeme kararı alan eski Haber Dairesi Başkan Yardımcısı Avni Küpeli’yi görevine iade etmeyi düşünüyor musunuz? TRT mahkeme kararlarını uygulayacak mı?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.

Buyurunuz Sayın Bakan.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) – Sayın Başkanım, sorulara yazılı olarak cevap vereceğiz. Zabıtlar fevkalade iyi incelenerek en iyi şekilde cevap verilecektir.

Arz ederim. (CHP sıralarından “Soru sormaya devam edelim Sayın Başkan, zaman var.” sesleri)

BAŞKAN – O zaman, süremiz var, sorulara devam ediyorum.

Sayın Köse…

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakana soruyorum: TRT Washington Bürosuna atanan Mustafa Erdem’e ABD Hükûmetince çalışma izni neden verilmedi? İzin verilmeme nedenleri arasında irticai neden mi bulunuyor?

İkinci sorum: Biraz önce konuşan hatibin dediklerine göre… Sözleşmesi yapılmayan 12 kişinin Alevi olduğunu söyledi. Gerçekten ispatlanırsa TRT Genel Müdürünü görevden almayı düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Köse.

Sayın Çöllü…

HÜSNÜ ÇÖLLÜ (Antalya) – 29 Şubat 2008 tarihinde Haber Dairesi Başkanlığı görevine getirdiğiniz Ahmet Çavuşoğlu 22 Temmuz seçimlerinden önce de Haber Müdürlüğü görevine getirilerek, bir anlamda muhalefet partilerinin TRT’de sesini kısmakla mı görevlendirildi?

Haber Daire Başkanı Ahmet Çavuşoğlu ve Haber Daire Başkanı Atilla Tunga’nın eşleri türbanlı mı? TRT’de üst bir göreve gelmek için eşlerin türbanlı mı olması gerekiyor?

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Çöllü.

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) – Çok ayıp bu soru ya!

RASİM ÇAKIR (Edirne) – Yapana ayıp olmuyor da sorana mı ayıp?

BAŞKAN – Sayın Genç…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Efendim, özellikle son zamanlarda TRT’de Anayasa Mahkemesi düşmanlığı yapan bazı kişiler programlara çıkarılmakta. Mesela dün bir program seyredildi. Burada birisi çıkıyor, 9 tane Anayasa Mahkemesi üyesine “çoban” diyor. TRT Genel Müdürü bunların çoban olduğunu kabul ediyor mu? Etmiyorsa o zaman bu yüce mahkemenin üyelerine hakaret eden kişileri bir daha programa almama konusunda bir karar verecek mi? Sayın Bakana soruyorum.

İki: TRT Haber Dairesi Başkanlığınca kaç kişiye götürü bedelle hizmet alım sözleşmesi yapılmıştır? Hangi ünitelerde hangi görevlerle istihdam edilmektedir? Bunlardan kaçı İbrahim Şahin döneminde alınmıştır? Bu kişiler hangi özel niteliklerinden dolayı Kurumda istihdam edilmektedir? TRT’den önce çalıştıkları yan kuruluşların adı ve bu kuruluşlarda yaptıkları görevler nelerdir? Götürü bedelle hizmet alımı sözleşmesiyle istihdam edilenlerin isimleri ve bunlara ödenen ücretler nedir? Bu kişilere…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.

Sayın Şandır…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, aracılığınızla Sayın Bakanıma sormak istiyorum: TRT, özellikle Türk coğrafyasında, Orta Asya’da ve Orta Doğu’da çok yaygın izlenmektedir. Ancak yeterince yayın yapılmadığı gibi, bu coğrafyanın özelliklerine dayalı, buraya hitap edecek programların olmadığı gibi geçen hafta Suriye’de yaptığım ziyaretler sırasında çok yaygın şekilde şikâyet aldım. TRT’nin gerçekten sınırlarımız ötesinde yaşayan, bize mensubiyet duyan insanlara karşı da bir sorumluluğunun olması gerekir. Bu konunun dikkate alınmasını istiyorum. Bu konuda herhangi bir hazırlık var mı, bir program var mı, bunu öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Şandır.

Sayın İnce…

MUHARREM İNCE (Yalova) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

TRT sanatçılarının Kurum dışında çalıştırıldıkları zaman TRT’nin 4 milyar para istediği doğru mu? Yani bir TRT sanatçısı bir ildeki bir amatör musiki derneğine gittiği zaman 4 milyar lira TRT’ye verecek. TRT bu göreviyle menajerlik mi yapmaktadır, yoksa tüccar TRT anlayışının bir yansıması mıdır bu, bunu öğrenmek istiyorum.

Bir de, çeşitli bakanlıkların özel kalem müdürlüklerinden ve müşavirlik kadrolarından TRT’ye zıplama kadrosu olarak kimler, hangi bakanlıktan TRT’ye geçirilmiştir, bu kişileri öğrenmek istiyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın İnce.

Soru-cevap işlemimiz sona ermiştir.

İSA GÖK (Mersin) – Sorum vardı Sayın Başkan.

BAŞKAN – Siz daha önce, ilk başta sordunuz efendim.

11’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan 219 S. Sayılı Kanun tasarısının 11. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.

“Madde 11: Bu Kanunun 6. maddesinin son fıkrası dışındaki maddeler yayımı tarihinde yürürlüğe girer.”

 

Oktay Vural

Abdülkadir Akcan

Rıdvan Yalçın

 

İzmir

Afyonkarahisar

Ordu

 

Mehmet Şandır

Mustafa Enöz

Ali Torlak

 

Mersin

Manisa

İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) – Katılmıyoruz efendim.

OKTAY VURAL (İzmir) – Mehmet Şandır Bey konuşacak.

BAŞKAN – Sayın Şandır, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

11’inci maddede grubum adına yaptığım konuşmanın devamı niteliğinde konuşacağım. Orada da ifade etmiştim bir önerge vereceğimizi.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanunun 6’ncı maddesinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu milletvekillerinin verdiği bir önergeyle şöyle bir değişiklik yapıldı, denildi ki: “6’ncı maddedeki değişiklik, 2954 sayılı Yasa’nın 20'nci maddesinin öncelikle başlığını değiştiriyor.” Başlığı -bize göre hiç gerek yokken- “Türkiye Büyük Millet Meclisi ve açıköğretim yayınları ile eğitim ve öğretim amaçlı yayınlar ve diğer yayınlar” şeklinde değiştiriyor. Buna niye gerek duydular, bu gerçekten cevaplandırılması gereken bir husus.

İkinci husus -itiraz ettiğimiz husus- bu önergeyle 21’inci maddenin son fıkrası olarak: “Kurum tarafından Türkçenin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde yayın yapılabilinir.” diye bir madde eklediler.

Değerli dostlar -demin de ifade ettim- bu iyi niyetli verilmiş bir madde olabilir, bir önerge olabilir ama bilesiniz ki bugünü anlamak, geleceği öngörebilmek, bugünün geçmişteki iz düşümünü doğru tanımlamakla mümkündür. Geçmişte yaşananları yok sayarak ne bugünü anlayabilirsiniz ne muhtemeli, geleceği tahmin edebilirsiniz.

Bakınız -demin de arz ettim- koca bir imparatorluğu farklılıkların üzerinden kimlikleştirerek, o kimlikleri resmîleştirerek milletleştirdiler, o milletlerin egemenliğinin mücadelesi sonunda da koca Osmanlı İmparatorluğu parçalandı. Aynı şeyi Afrika’da yaptılar, aynı şeyi şimdi başka yerlerde yapıyorlar.

Bir millet yaratabilmenin çok temel aracı olarak bir lehçeyi yanı başındakinden ayırarak onu dil hâline getirmekle bir topluluğu milletleştirirler. Bir topluluğu millet hâline getirdiğiniz takdirde de onun egemenliğini vermek, o egemenliğin devletini tanımak mecburiyetindesiniz. Bugün değil ama elli yıl sonrasını düşünün. Hiç kimse diyemezdi ki Orta Doğu bölgesi Osmanlı’ya kılıç çekecek ve devletin yıkılmasına doğrudan katılacak.

Değerli milletvekilleri, bunun böyle olduğunu demin de okudum. Bu İktidarın Dışişleri Bakanı çok açık, net ifade ediyor, diyor ki: “Devlet kanalında Türkçenin dışında bir dili yayın programına alırsanız ikinci bir resmî dil yaratırsınız.”

Değerli milletvekilleri, bu, Meclisin görevi, hepimizin görevi. Tekrar ediyorum: Hiç kimse kimseden rahatsız değil.

Değerli Milletvekilim, bakınız, siz çocuğunuza İngilizce öğretirken, İngilizce öğrenmesi için kolejlere gönderirken, yani Kürtçe konuşulmasından, Arapça konuşulmasından, bir başka lehçenin konuşulmasından kim rahatsızlık duyuyor da bugün, bugün, yani beş yıl sonra buna gerek görüyorsunuz ve TRT Kanunu’na böyle bir madde ekliyorsunuz? Bu maddenin amacını anlamıyor musunuz? Bu doğru olmamıştır, bu yanlış olmuştur. Verdiğimiz önergeyle diyoruz ki: Geliniz, Kurumun, Türkçenin yanı sıra başka dil ve lehçelerde yayın yapabilmesini erteleyelim, yeniden düşünelim, yeniden düşünelim. Dolayısıyla bu ülkenin birlik ve beraberliğini korumaya, bu cumhuriyeti korumaya yemin etmiş milletvekilleri olarak tarihte örneği yaşanmış bir sürece katkı vermeyiniz. Yarın çocuklarınız, yarın tarih sizi bugünkü iyi niyetinizden dolayı mahkûm edecektir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak iyi niyetle uyarıyoruz -bir suçlama değil- bir yanlış yapıldığını ifade ediyoruz. İnanıyorum ki içinizden birçok milletvekili de bu yanlışın farkındadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayın.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Ama grup kararı, bazı verilen sözler, bu “Avrupa Birliğine uyacağız” aldatması maalesef insanımızı birbirinden ayırıyor. Ne olur, farklılıkların farkında olarak birlikte yaşamayı güçlendiren, bunu cazibe merkezi hâline getiren politikalara öncelik veremez miyiz?

RÜSTEM ZEYDAN (Hakkâri) – Bu, efendim bu.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Bu değil Sayın Milletvekilim, bu değil.

Hiç kimse kimseden rahatsız değil. İnsanlarımızı dilinden, mezhebinden dolayı birbirinden ayırmanın adı bölücülüktür. Bunu bu Meclise yakıştıramam, bunu hiç kimseye yakıştıramam. Gelin, bu önergeyi kabul ediniz ve bu yanlıştan geri dönelim, düşünelim, tekrar kanun getirmek mümkün ama bu yürürlülüğü bu önergeyle durduralım.

Çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

11’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 11’inci madde kabul edilmiştir.

12’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 12- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – 12’nci madde üzerinde gruplar adına, Cumhuriyet Halk Partisi adına söz Yalova Milletvekili Muharrem İnce’ye ait.

Buyurunuz Sayın İnce. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

On beş gündür bu kürsüde TRT sürekli eleştirildi. Ben teşekkürle başlıyorum TRT Genel Müdürüne ve TRT yönetimine. Her ne kadar basın toplantısı yaptığımda kameraman gelip muhabir gelmese de beni yakından izledikleri için -herhâlde hakkımda bir belgesel çekecekler- seçim bölgem başta olmak üzere, Ankara’da yakından beni izledikleri için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Bu belgeseli de dört gözle bekliyorum ve öncelikle şunu söylemek istiyorum:

Mesela, benim bir teyzemin oğlu yok; Devlet Demiryollarında yönetici, Telekom’da yönetici, Telekom’un yıllık 1,5 trilyonluk etinin alımı için şu firmadan alacaksınız diye öneren bir teyzemin oğlu yok. Eğer böyle bir belgesel çekecekseniz, o teyzesinin oğlu kiminse, bence, belgeselin giriş kısmına da lütfen, bu ayrıntıyı unutmayın diyorum.

Sayın milletvekilleri, burada çeşitli sorular sorduk. Bu sorulara cevapları, tabii ki Sayın Genel Müdür Sayın Bakana aktardı, Sayın Bakan da Genel Kurula, dolayısıyla halkımıza, milletimize anlattı. Peki, bu verilen bilgiler doğru muydu? Giriş sürecinden itibaren anlatmak istiyorum.

Birincisi, Sayın Genel Müdür, RTÜK’e yaptığı başvuruda Telekom ve Telekom’un iştiraklerindeki görevlerini yazmamış. RTÜK’e verdiği CV’si elimde. Bu CV’sinde feragat ettiği iştirakçi kuruluşlarla ilgili hiçbir görevini yazmamış.

Şimdi, diyorum ki: Bu görevini yazmamışsa ne olacak? Ben, yarın sabah suç duyurusunda bulunuyorum. Türk Ceza Kanunu madde 206: “Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.” Ben, Sayın Genel Müdürün daha görevine başlarken RTÜK’e öz geçmişini bildirirken bu görevlerini bildirmediği için yarın suç duyurusunda bulunuyorum.

Şimdi, o feragat ettiği işlere de geleceğim, sırasıyla.

Sayın milletvekilleri, yine benim öğrenmek istediklerim var. 12-14 Mart 2008 tarihlerinde İngiltere’de yapılan IPTV Dünya Forumu toplantısına hangi kimlikle gitmiştir Sayın Genel Müdür? Telekom yöneticisi kimliğiyle mi, TRT yöneticisi kimliğiyle mi ve eğer Telekom yöneticisi kimliğiyle gittiyse, ayrıca TRT’den harcırah almış mıdır? Bu milletin temsilcisi olarak bunları öğrenmek istiyorum.

Haber Dairesi Başkanlığına getirilen kişiyle ilgili çeşitli sorular soruldu. Ben bir tane daha sorayım: El Ezher’de eğitim gördü mü? Tercih sebebiniz bu mu? Bunları öğrenmek istiyoruz.

Yine bir başka konu, bunu sizin vicdanlarınıza bırakıyorum. Şu açıklayacağım konuyu sizin vicdanlarınıza bırakıyorum: Bakınız, TRT’de “Ezberbozan” diye program yapan bir kişi, Tamer Korkmaz. Sayın Bakan, sizin de takdirlerinize bırakıyorum bunu. Siz, yarın bu ülkenin askerleriyle, generalleriyle, paşalarıyla yan yana olacaksınız. Bakın, bu ülkeyi kuran iki kişiden birisi olan İsmet İnönü’ye ne yazmış TRT’de “Ezberbozan” programını yapan Tamer Korkmaz adlı kişi, 8/6/2008 günü, iki gün önce. Yazının üst kısmında Ertuğrul Özkök’ü eleştiriyor. Ondan sonra diyor ki: “Böylelikle, aynen İsmet İnönü gibi bu millete düşman olduğunu kanıtlıyor.”

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Doğru. (CHP sıralarından “Yuh” sesleri)

MUHARREM İNCE (Devamla) – İsmet İnönü bu millete düşman mıydı da “Doğru” diyorsun. Düşman mıydı?

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Millet karar verir.

MUHARREM İNCE (Devamla) - İsmet İnönü bu millete düşman mıydı da “Doğru” diyorsun oradan. Yazıklar olsun be!

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Sana yazıklar olsun!

MUHARREM İNCE (Devamla) – Yazıklar olsun. Bu ülkenin Meclisinde, bu ülkenin Meclisinde İsmet İnönü için “Bu millete düşman” diyebiliyorsun. Sana yazıklar olsun.

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Sana yazıklar olsun!

MUHARREM İNCE (Devamla) – Sana yazıklar olsun!

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Yalova’nın Kaymakamı, sana yazıklar olsun!

MUHARREM İNCE (Devamla) – Yalova Kaymakamını sana gönderdim ben.

LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Ben sana gönderirim.

MUHARREM İNCE (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bu ülkede İsmet İnönü’ye “Millete düşman” diyen bir kişi, bu ülkenin, bu devletin kanalında program yapıyorsa takdir sizin. Benim muhatabım Genel Müdür değil, benim muhatabım siyasetçi. Bunun hesabını elbet bir gün gelecek vereceksiniz.

Verilen bilgiler, Sayın Genel Müdürün Sayın Bakana aktardığı bilgiler doğru mu, yanlış mı? Bakın, iddia ediyorum buradan: Alınan personel sayısı 21 değil 69’dur; 21’i kadrolu, 33’ü götürü bedel hizmet sözleşmeli, 15’i geçici işçidir. Bu Genel Kurul yanıltılmaktadır, halkımız yanıltılmaktadır. Yine Sayın Genel Müdür açıklamış, “TRT Ankara Radyosunda 200 tane genel müdür var” demiş; müdür sayısı 18. Burada verdiği bilgi de doğru değil.

Şimdi gelelim diğer verdiği bilgilere. Geçtiğimiz hafta burada ben konuşurken sendikacılara baskı yapıldığını söyledim. Sayın Genel Müdür de Sayın Bakana “Hayır, böyle bir şey yok.” dedi. Bakın, merak ediyorsa Sayın Bakan belgeler elimde, tutanaklar elimde. Bakın, 12/5/2008 tarihli gizli yazı, 9 Mayıs 2008 tarihindeki tutanak ve…

ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Gizli yazı nasıl eline geldi?

MUHARREM İNCE (Devamla) – Tabii benim elime gelecek, ben ana muhalefet partisinin milletvekiliyim. Milletvekilliği yan gelip yatma yeri değildir, çalışıyorum ben. (CHP sıralarından alkışlar) Tabii bana gelecek, kime gelecek? Ben çiğ yemedim ki karnım ağrısın. İhaleden avanta almadım, iş takibi yapmadım; adam gibi milletvekilliği yapıyorum. Tabii bana gelecek bilgi, belgeler. Tabii bana gelecek, sana mı gelecek? (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bakın, Sayın Genel Müdür Başbakanlık Genelgesini dahi dinlemiyor. Başbakanlık 2003/37 sayılı Genelge’sinde şöyle diyor: “Sendika ve konfederasyon yöneticileriyle, aylıksız izinli sayılan şube yöneticilerinin il dışına çıkışlarında izin almalarına gerek yoktur.” Böyle bir Başbakanlık genelgesi olmasına rağmen sendikacılara, izin almadan kent dışına çıktın diye soruşturma açılıyor. Değerli arkadaşlarım, TRT’de bir keyfîlik söz konusudur.

Şimdi gelelim bu maaş olayına, fazla zamanım yok maaşı açıklayayım. Herkes sordu “TRT Genel Müdürü kaç para maaş alıyor?” diye, cevap yok. Ben kürsüye geldim, cevap yok. Gizli oturum istedik, kapalı oturum istedik, cevap yok. Sonra ne olduysa… Bakın, ticaret sicili kayıtları elimizde: Assist Rehberlik, Argela Yazılım, İnnova Bilişim; 1 milyar bundan, 1 milyar bundan, 5 milyar ondan, 8 milyar Telekom’dan; 6,296 TRT’den. Sonra, Sayın Bakan çıktı geçen gün, burada, “Bunlardan feragat etmiş.” dedi.

Bakın değerli arkadaşlarım, biz bu kadar sorduk. Bir: Ne zaman feragat etti? Tutanakları tek tek inceledim, acaba kaçırdım mı diye... Mademki Assist başta olmak üzere -oradan 5 milyar çünkü- bu tür yönetim kurulu üyeliklerinden aldığı paralardan feragat etmişse, ne zaman feragat etti? Huzur hakkı aldı mı? Genel Müdürlüğe başladığı günden bu yana, başladığı ilk gün daha, feragat etti mi? Ne zaman etti? Yani biz bunları gündeme getirince mi feragat etti? Ben feragate mi inanacağım, sözle söylenen bir şeye mi inanacağım, elimdeki ticaret sicil kaydına mı inanacağım? Benim elimde bunlar resmî belge. Yani çalışırsanız sizin de olur elinizde bu tür belgeler. Bunlar burada yazılı. Telekom’dan 8 milyar alıyor. Öger Telekom’dan para alıyor mu? Sayın Bakan, merak ediyorum ben bunları. Ben feragat dilekçesini görmek istiyorum. Bu feragat dilekçesinin tarihi ne zaman?

OKTAY VURAL (İzmir) – Tarihsiz!

MUHARREM İNCE (Devamla) – Tarihi yok… Kimse söylemiyor... Yani biz, on beş gündür, Türkiye Büyük Millet Meclisi, burada bütün arkadaşlarım, kürsüye gelen her arkadaşım, soru soran her arkadaşım ısrarla bunu soruyor, ısrarla cevap alamıyoruz. Feragat… Neden feragat etti? Yani feragat edecekse, buralardan ücret almayacaksa -angarya anayasal bir suçtur- bu kadar işi niye yapıyorsunuz bedava? Bunları öğrenmek bizim hakkımız.

Yine, Telekom’la TRT arasında bir çıkar çatışması olduğunda Sayın Genel Müdür hangi tarafı tutacak? Ben size söyleyeyim: Kesinlikle Telekom’un tarafını tutacak. Son model araba, 06 TJL 73 plakalı, Telekom’dan Sayın Genel Müdüre tahsis edilmiş. TRT’de araba yok mu? Yahu, bu ülkede yüz elli bin tane makam otomobili var. Bu ülkede, bir tek milletvekillerinin makam otomobili yoktur, bir tek onların yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

HAYRETTİN ÇAKMAK (Bursa) – Önerge getirin…

MUHARREM İNCE (Devamla) – Öyle bir talebimiz yok, istediğimizden değil ama TRT’deki araçları beğenmeyip de Telekom’dan son model arabaya binmesini söylüyorum ben. Bizim öyle bir talebimiz yok. Allah’a şükür, şoförlüğümüz de var, arabamızı kullanıyoruz. Talebi olanlar düşünsün.

Değerli arkadaşlarım, ben tekrar tekrar şunu söylüyorum, konuşmamın başında söylediğimi belki anlaşılmamıştır diye bir daha hatırlatıyorum: Benimle ilgili belgesel çekimlerinde bir teyze oğlunu araştırın lütfen. Acaba bu teyze oğlu, Telekom’daki ve Devlet Demiryollarındaki yönetici olan bu teyze oğlu “Şu firmadan et alacaksınız.” diye Telekom'a 1,5 trilyonluk et aldırdı mı aldırmadı mı? Böyle bir tavsiyede, böyle bir baskıda bulundu mu bulunmadı mı? Ben de bunun belgeselini yakında açıklayacağım. Benim belgeselimde çıksa çıksa aslan gibi yürekli bir fizik öğretmeni çıkar, başka bir şey çıkmaz.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın İnce.

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan… Sayın Başkan…

BAŞKAN - Buyurunuz.

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Efendim, biraz evvel Değerli Hatip konuşma yaparken, İsmet İnönü’yle ilgili bölümde, AKP sıralarından bir arkadaş “bu milletin düşmanı” lafını “Doğru.” diye teyit etti ve bu, tutanaklara geçti. Bu konuda izin verirseniz, yerimden açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

2.- Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay’ın, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin konuşmasında geçen İsmet İnönü ile ilgili bölümü Rize Milletvekili Lütfi Çırakoğlu’nun teyit etmesi nedeniyle konuşması

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Bu Parlamentoda bu TRT Yasası görüşülürken TRT Genel Müdürünün, hatiplerin konuşmasına müstehzi bir eda ile cevap verdiği, konuşmaları öyle izlediği söylendiğinde, AKP sıralarından 4-5 tane arkadaşım yerinden söz talebinde bulunarak “Burada konuşma hakkı olmayan kişiler aleyhine konuşulmasın.” demişlerdi.

Şimdi, çok daha hazin bir tabloyu yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal’in en yakın silah arkadaşı, Garp Cephesi Komutanı, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Cumhurbaşkanı, Mustafa Kemal’le birlikte bu ülkenin kuruluşunda büyük emeği olan İsmet İnönü’yle ilgili, gerçekten düşük düzeydeki bir yazıya, bu Parlamentonun içerisinden, bu Parlamentonun kuruluşunda emeği olan İsmet İnönü’ye ilişkin “Türk milletinin düşmanı” lafına “Doğru.” diyen bir parlamenterin olmasını şaşkınlıkla izledim. Bu parlamenteri kınıyorum. Aslında bunu bir tek Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili olarak ben değil, bu Parlamentoda bulunan tüm milletvekillerinin, İsmet İnönü’ye karşı yapılan bu saygısızlığı kınaması gerektiğini düşünüyorum ve bundan sonra herkes haddini bilsin, denini bilsin ve konuşurken, laf atarken ne söylediğini, kime söylediğini, nasıl söylediğini kontrol etsin diyorum ve bu parlamenter arkadaşımın da bu kürsüden özür dilemesini bekliyorum. Özür dilemesini bekliyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Özür dilesin Sayın Başkan.

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Evet, Sayın Milletvekili…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Gel buraya… (CHP ve AK Parti sıralarından birbirlerinin üzerine yürümeler, gürültüler)

ZEYİD ASLAN (Tokat) – Ne artistlik yapıyorsun orada?

BAŞKAN - Lütfen sakin olun… (CHP ve AK Parti sıralarından gürültüler) Sayın milletvekilleri, lütfen sakin olun…

Sayın Okay… Sayın Okay, Sayın Milletvekili sizin bu talebinizi yerine getirmiyor. Özür dilemek istemiyor herhâlde, gelmediğine göre.

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Bu düzeysiz konuşma tutanaklara geçsin. Bu, tutanaklara geçsin. Bu Mecliste İsmet İnönü’ye “millet düşmanı” diyen birilerinin olduğu tutanaklara geçsin. (CHP ve AK Parti sıralarından gürültüler)

AKİF EKİCİ (Gaziantep) – O mavi gömlekli, mavi gömlekli… Gülme! Kalk ayağa!

BAŞKAN - Sakin olun sayın milletvekilleri…

On dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 20.25

 

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 20.53

BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 115’inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

B) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

1.- Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/541) (S. Sayısı:219) (Devam)

BAŞKAN – 219 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz ama Komisyon ve Hükûmet yerinde yok. (CHP sıralarından alkışlar) Ertelenmiştir.

Sayın milletvekilleri, demin Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarından atılmış olan o sözü bir Meclis Başkan Vekili olarak kınadığımı belirtiyorum. İsmet İnönü, bu ülkenin Kurtuluş Savaşı’nın en önemli komutanlarından birisidir, Türkiye Cumhuriyeti’nin de İkinci Cumhurbaşkanıdır ve çok partili rejimi Türk demokrasi hayatına kazandıran bir isimdir. Bunu kınadığımı belirtiyorum.

Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 11 Haziran 2008 Çarşamba günü saat 13.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 20.54

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.