DÖNEM: 23 CİLT: 16 YASAMA YILI: 2 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 78’inci
Birleşim 18 Mart 2008 Salı İ Ç İ N D E K İ L
E R I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II. - GELEN KÂĞITLAR III.
- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI 1.- Muğla
Milletvekili Gürol Ergin’in, balıkçıların sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı 2.- Adana
Milletvekili Muharrem Varlı’nın, dane mısır
üreticilerinin destekleme primlerine ilişkin gündem dışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı 3.- Niğde
Milletvekili İsmail Göksel’in, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma
Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A)
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ 1.- Diyarbakır
Milletvekili Gültan Kışanak
ve 19 milletvekilinin, 1995’te meydana gelen İstanbul Gazi Mahallesi
olaylarının araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/153) 2.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat ve 25 milletvekilinin,
Pazarcık’ta kurulması planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/154) 3.- Mersin Milletvekili
Vahap Seçer ve 28 milletvekilinin, tahıl üretimi ve
tüketiminde planlamadan kaynaklanan sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/155) B)
ÖNERGELER 1.- İstanbul Milletvekili
Atila Kaya’nın, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller
Hakkında Kanuna Ek Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi’nin (2/121) İç Tüzük’ün
37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/35) V.-
ÖNERİLER A)
DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ 1.- Genel Kurulun
çalışma saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ve 19/3/2008 Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların
görüşülmemesine; (8/4) esas no.lu genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin
Genel Kurulun 20/03/2008 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
Danışma Kurulu önerisi VI.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, uzlaşmaya konu vergi ve cezalara ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/235) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 2.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, köylerin elektrik
borçlarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/257) ve Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 3.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, bir firmayla ilgili bir iddiaya ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/262) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 4.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, büyükşehirlerde
enerji iletim hatlarının yeraltına alınmasına ilişkin Maliye Bakanından sözlü
soru önergesi (6/264) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın
cevabı 5.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
futbol kulüplerinin vergi borçlarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru
önergesi (6/284) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın
cevabı 6.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, öğretim üyelerinin özlük
haklarının iyileştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi
(6/286) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 7.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, çocuklarına ait
şirketlere ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/300) ve Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 8.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, kayıp ve kaçak elektriğe
ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/324) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 9.- Karaman Milletvekili
Hasan Çalış’ın, elektrik zammına ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/337) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 10.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, gazilere uygulanan elektrik bedeli indirimine
ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/342) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 11.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, memurların tedavi yolluklarının ödenmesine
ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/346) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 12.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, elektrik zammına ilişkin
Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/362) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 13.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’te sanayi
elektriği için ayrı bir fiyat uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/363) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 14.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, elektrik zammına ilişkin Maliye Bakanından
sözlü soru önergesi (6/367) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın
cevabı 15.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, vergi borç ve cezalarının tahsiline ilişkin
Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/369) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 16.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, özel bir sınavla gelir uzmanlığına atama
yapılmasına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/381) ve Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 17.- Gaziantep
milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, özelleştirme sonucu
başka kamu kurum ve kuruluşlarında çalıştırılan kişilere ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/433) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 18.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, tarımsal sulama aboneleri ve birliklerinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/440) ve
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 19.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
nüfusu azalan belediyelerin gelirlerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru
önergesi (6/447) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın
cevabı 20.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, çift kabinli kamyonet
sahiplerinden geçmişe dönük faiziyle tahsil edilen vergilere ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/463) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 21.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, rüzgâr makinelerinde KDV indirimi ve faizsiz
kredi talebine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/478) ve Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 22.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, gübredeki KDV
oranına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/490) ve Maliye Bakanı
Kemal Unakıtan’ın cevabı VII.-
MECLİS ARAŞTIRMASI A)
ÖN GÖRÜŞMELER 1.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat ve 20 milletvekilinin,
termik santrallerin çevreye verdiği zararların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/3) 2.- Tekirdağ
Milletvekili Enis Tütüncü ve 38 milletvekilinin, Trakya ve İstanbul ilinde
çevre konularındaki gelişmelerin Ergene Çevre Düzeni Havza Planı’na etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/8) 3.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış ve 23 milletvekilinin, Kırklareli ili Vize
ilçesindeki bir arazi ile ilgili iddiaların ve bu arazi üzerinde kurulması
planlanan çimento fabrikasının çevre üzerindeki muhtemel etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/12) 4.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur
ve 23 milletvekilinin, Adana’daki lagünlerin karşı karşıya bulunduğu çevresel
risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/28) 5.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya ve 22 milletvekilinin,
Bartın’da kurulması planlanan termik santralin olumlu ve olumsuz etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/31) 6.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet Küçük ve 22 milletvekilinin, Kaz Dağları’ndaki madencilik
faaliyetlerinin araştırılarak çevreye olumsuz etkilerinin önlenmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/33) 7.- Konya
Milletvekili Hasan Angı ve 19 milletvekilinin, Konya
Kapalı Havzası’ndaki su kaynaklarının karşı karşıya bulunduğu sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/38) 8.- Konya
Milletvekili Orhan Erdem ve 28 milletvekilinin, Akşehir ve Eber Göllerindeki
kirlilik ve diğer çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/42) 9.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 27 milletvekilinin, Kaz Dağları’ndaki
madencilik faaliyetlerinin araştırılarak çevrenin korunması için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/47) 10.- Aydın
Milletvekili Ahmet Ertürk ve 21 milletvekilinin,
Büyük Menderes Nehri’ndeki kirliliğin ve çevreye etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/56) 11.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan ve 25 Milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevreye
ve turizme olumsuz etkilerinin araştırılarak su ürünleri yetiştiriciliğinin
çevreyle uyumlu gerçekleştirilmesi için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/59) 12.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe
ve 23 milletvekilinin, Eber Gölü’ndeki çevre kirliliğinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/62) 13.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 29 milletvekilinin, altın arama
faaliyetlerinin hukuki durumu ile çevreye etkilerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/64) 14.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 23 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki kirlenmenin
önlenmesi ve Van ilinde turizmin geliştirilmesi için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/65) 15.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı ve 26 milletvekilinin, Küçük Menderes Nehri’ndeki
kirliliğin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/68) 16.- Artvin
Milletvekili Metin Arifağaoğlu ve 24 Milletvekilinin,
Artvin Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerinin
çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/71) 17.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir
Akcan ve 21 milletvekilinin, Eber Gölü’ndeki çevre sorunlarının araştırılarak
gölün korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/84) 18.- Van
Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu ve 19 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki çevre
sorunlarının ve gölün potansiyelinin araştırılarak korunması ve
değerlendirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/87) 19.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 23
milletvekilinin, başta Afşin Elbistan olmak üzere termik santrallerin çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/89) 20.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkuner
ve 25 milletvekilinin, Isparta ilindeki göllerin çevre sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/98) 21.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin ve 22 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevre ve
turizm üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/101) 22.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve 39
milletvekilinin, denizlerdeki kirliliğin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/119) 23.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin, Kahramanmaraş'ta Narlı
Ovası'na kurulması planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/145) 24.- Isparta
Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23 milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve
Havzası’ndaki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/146) VIII.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, bölücü terör
örgütünün eylemlerine ve bu eylemler sonucu hayatını kaybedenlere ilişkin
Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/1819) 2.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptan’ın, tarımsal girdilerde KDV indirimine gidilip
gidilmeyeceğine ve destekleme ödemelerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı (7/1826) 3.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, eğitici bilişim teknolojileri formatör sınavına sözleşmeli öğretmenlerin alınmamasına
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/1844) 4.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, esnafın ve tüketicilerin sorunlarına ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/1861) 5.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, özelleştirilen
Kütahya Şeker Fabrikasının taşınmazlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı (7/1863) 6.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Antalya’daki iki su
temin projesine, - Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur’un,
ağaçlandırılan alanlara ilişkin soruları ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/1876, 1942) 7.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, trafik kazalarına ilişkin sorusu ve İçişleri
Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/1890) 8.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, turizm rehberliğinin disipline edilmesine ilişkin
sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın
cevabı (7/1894) 9.- İstanbul
Milletvekili D. Ali Torlak’ın, tersanelere elektrik enerjisi desteği
verilmesine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın
cevabı (7/1895) 10.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, bir holdingin Malatya
fabrikalarının elektrik borcuna ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı (7/1897) 11.- İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, Şanlıurfa-Viranşehir’de sulamada kullanılan
elektrik bedellerini ödeyemeyen çiftçilere ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Kemal Unakıtan’ın cevabı (7/1898) 12.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkuner’in,
Uluborlu İlçe Millî Eğitim Şube Müdürü hakkında açılan soruşturmaya ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/1899) 13.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, devredilen sağlık meslek liseleri yöneticilerine ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/1901) 14.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur’un,
yükseköğrenim kredilerinin geri ödenmesinde yaşanan sorunlara ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/1902) 15.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, dinî inançları
nedeniyle baskı gördüğü iddia edilen eğitimci ve öğrencilere ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/1903) 16.- Muğla
Milletvekili Metin Ergun’un, halk kültürünün etkin
öğretimine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı
(7/1904) 17.- Artvin
Milletvekili Metin Arifağaoğlu’nun, Artvin’deki baraj
projelerine, - Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur’un,
botanik bahçelerine, - Muğla
Milletvekili Metin Ergun’un, sığla ağaçlarının
korunmasına, İlişkin soruları
ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/1941, 2003, 2071) 18.- Kocaeli
Milletvekili Cumali Durmuş’un,
Kocaeli’de işgal edilen orman arazileri ile “2B”
kapsamındaki alanlara, - İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın, İzmir’de iş akitleri askıya alınan özürlü
çalışanlara, İlişkin soruları
ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/1944, 2127) 19.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, İzmir’deki elektrik kesintilerine ilişkin sorusu
ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı (7/1953) 20.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, palmiye böceğiyle
mücadeleye, - Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, çiftçilere ödenen fark
ödemesi desteğine, İlişkin soruları
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/1960, 1961) 21.- Edirne
Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, Kapıkule Sınır Kapısındaki araç ve kişi giriş
çıkışlarıyla ilgili sınırlamalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın cevabı
(7/1975) 22.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, TOKİ konutları ile
ilgili şikayetlere ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/1985) 23.- Hatay
Milletvekili Fuat Çay’ın, Serinyol Belediyesinin
nüfus sayımına göre aldığı paya ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (7/2008) 24.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mut Kültür Sitesinin
Mersin Üniversitesine devrine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/2032) 25.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Balıkesir’deki kültür merkezi inşaatına
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın
cevabı (7/2034) 26.- Muğla
Milletvekili Metin Ergun’un, Milas’a zeytin ve
zeytinyağı müzesi kurulmasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/2035) 27.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, KOSGEB’te
görevden alınan personele ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet
Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/2039) 28.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, Kâhta Organize Sanayi Bölgesine ilişkin sorusu ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/2040) 29.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, RTÜK’ün verdiği
cezalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın cevabı
(7/2058) 30.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Van’daki yatırımlara ilişkin sorusu ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/2089) 31.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Van’daki yatırımlara ilişkin sorusu ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/2090) 32.- Muğla
Milletvekili Ali Arslan’ın, Milas ilçesine müze
yapılmasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/2091) 33.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, Spor Toto Teşkilatının reklam harcamalarına ve
personel alımına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu’nun
cevabı (7/2112) 34.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in, Tunceli’nin bazı köylerine imam atanmasına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Said
Yazıcıoğlu’nun cevabı (7/2118) 35.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, cenaze namazı
kılınmayan kişilere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Said
Yazıcıoğlu’nun cevabı (7/2128) 36.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Balıkesir Müftüsünün
cuma vaazına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Said
Yazıcıoğlu’nun cevabı (7/2129) 37.- Muğla
Milletvekili Metin Ergun’un, Milas’ta zeytin
ağaçlarında görülen bir hastalığa, - Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, fındığın
kuraklıkta tarım sigortası kapsamına alınmasına, İlişkin soruları
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/2156, 2157) 38.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, yeni Anayasa
taslağının yurt dışında bir konferansta açıklanacağı iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in
cevabı (7/2165) 39.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir soru önergesinin cevaplandırılmamasına ilişkin
sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in
cevabı (7/2295) 40.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, milletvekili
araçlarının aranmasına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/2381) I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ TBMM Genel Kurulu
saat 14.03’te açılarak iki oturum yaptı. Kırıkkale
Milletvekili Osman Durmuş’un, İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, 14 Mart Tıp
Bayramı ve Sağlık Haftası’na ilişkin gündem dışı konuşmalarına, Sağlık Bakanı
Recep Akdağ, Bursa
Milletvekili Ali Kul’un, İstiklal Marşı’mızın
kabulünün 87’nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşmasına, Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay, Cevap verdi. Mardin
Milletvekili Emine Ayna’nın Dilekçe Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin
önergesi Genel Kurulun bilgisine sunuldu. Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan ve 19 milletvekilinin,
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un
uygulanmasında yaşanan sorunların araştırılarak (10/150), Kastamonu
Milletvekili Musa Sıvacıoğlu ve 22 milletvekilinin,
Kastamonu başta olmak üzere tarihî ve kültürel varlıklarımızın araştırılarak
etkin korunması için (10/151), Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan ve 19 milletvekilinin, faili meçhul cinayetlerin
araştırılarak (10/152), Alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı. Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının: 1’inci sırasında
bulunan, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın (1/498) (S. Sayısı: 110)
görüşmeleri tamamlanarak kabul edilip kanunlaştığı açıklandı. 2’nci sırasında
bulunan, Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu
ve 3 milletvekilinin, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi’nin (2/146) (S. Sayısı: 111), 3’üncü sırasında
bulunan, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı’nın (1/478) (S. Sayısı: 93), Görüşmeleri,
ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, ertelendi. 18 Mart 2008 Salı
günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 19.46’da son verildi.
No.: 109 II.- GELEN KÂĞITLAR 14 Mart 2008 Cuma Süresi İçinde Cevaplandırılmayan
Yazılı Soru Önergeleri 1.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhan’ın, duble
yol çalışmalarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1648) 2.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın,
dağıtılan bazı hediyelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/1821) 3.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın,
Veremle Savaş Özel Sağlık Hizmetleri Şirketinin denetimine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1822) 4.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın,
illerin ve bölgelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik
sıralaması araştırmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1824) 5.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın, İstanbul’daki
tarihi bir yerin plan tadilatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/1825) 6.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, enerji
yatırımlarına ve enerji politikasına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/1831) 7.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un,
Ankara-Çayyolu semtinin belediye otobüslerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1835) 8.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un
Ankara-Çayyolu metrosu
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1837) 9.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, İstanbul İl
Millî Eğitim Müdürü hakkındaki iddialar ile okullara dernek ve spor kulübü
kurma baskısı yapıldığı iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1845) 10.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Çay
İşletmelerindeki bazı işçilerin sözleşmeli personel yapılmasına ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1846)
11.- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un,
Güllük Körfezi’ndeki balıkçıların kredi borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1847) 12.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın,
iletişim alanındaki vergilere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1848) 13.- Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmez’in,
demiryolu güvenliğine ve TCDD yönetimine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1849) 14.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, demiryollarının
bakım ve onarımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1850) 15.- Trabzon Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlu’nun, Türk Telekom’un sabit hat abonelerinden
aldığı sabit ücrete ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1851) 16.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun,
baz istasyonlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1852) 17.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, esnafın ve
tüketicilerin sorunlarına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Şimşek) yazılı soru
önergesi (7/1861) 18.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, açık lise
sınavlarına katılan öğrencilerin kıyafetlerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1862) No.: 110 17 Mart 2008 Pazartesi Süresi İçinde Cevaplandırılmayan
Yazılı Soru Önergeleri 1.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homriş’in, mahkum edilmiş eski milletvekillerinin özlük haklarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1548) 2.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kamu
görevlilerinin yurt dışı seyahatlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/1865) 3.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’de depreme
karşı dayanıklılık sağlamaya yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/1866) 4.- İzmir
Milletvekili Harun Öztürk’ün, gazilerin özlük
haklarındaki sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1867) 5.- İzmir
Milletvekili Harun Öztürk’ün, kamuda işçi olarak
çalışmış bulunanların sosyal güvenlik haklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/1868) 6.- Ankara
Milletvekili Eşref Erdem’in, TPAO’nun üretimine ve yapılan bir atamaya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1869) 7.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, cari açığa ve yabancı sermayeye ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1870) 8.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl’ün, patlayıcı madde imalathaneleri ile LPG
istasyonlarına ve LPG’li araç satışı yapan oto
galerilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1871) 9.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’daki kayıt dışı
yabancı, kaçak ve çocuk işçilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1874) 10.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Dengeleme ve Uzlaştırma
Yönetmeliği kapsamındaki elektrik satışlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/1882) 11.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, elektrik santrallerinin
üretimine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1883) 12.- İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, akaryakıt kaçakçılığına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/1884) 13.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Gaziosmanpaşa
İlçesinde nüfus artışından kaynaklanan sorunlara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1885) 14.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, muhtarlık
kurumunun işlevselleştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1886) 15.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, meskun mahallerde
parlayıcı ve patlayıcı maddelerin bulundurulmasının denetimine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1887) 16.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, Yalova’daki belediyelerce tahsil edilen
taşınmaz kültür varlıklarının korunması katkı payına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1888) 17.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, Yalova’daki bazı belediyelerin borçlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1889) 18.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş’in, muhtarlıkların bazı sorunlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1891) 19.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Üniversitelerarası
Kurul toplantısına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1900) 20.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Gaziosmanpaşa
İlçesinde açılacak devlet hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1905) 21.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, bir Amerikan sigara
şirketinin yeni ürününü Türkiye’de test edeceği iddiasına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1907) 22.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, tren kazalarına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1911) 23.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, tren raylarının
bakımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1912) 24.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, TCDD personelinin statülerine göre dağılımına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1913) 25.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, tren kazalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1914) 26.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, TCDD teknik personelinin seçimi ve eğitimine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1915) 27.- Hatay
Milletvekili İzzettin Yılmaz’ın, taşımacılıkta 20 yaş üzeri araçların yurtdışı
çıkış yasağına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1916) 28.- İstanbul
Milletvekili Atila Kaya’nın, Irak’ta Türkmenlere
yönelik şiddete ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1921) 29.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigen’in, Zeytinburnu’ndaki bir
iş merkezinde meydana gelen patlamaya ve zararların giderilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1924) No.: 111 18 Mart 2008 Salı Tasarılar 1.- Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları
Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/542) (Adalet
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.3.2008) 2.- Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı
Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında
Kanun Tasarısı (1/543) (Dışişleri; Millî Savunma; Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 7.3.2008) Teklifler 1.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homriş ve 4 Milletvekilinin;
Türkiye Emekli Subaylar, Emekli Astsubaylar, Harp Malulü Gaziler Şehit ve Dul
Yetimleri ile Muharip Gaziler Dernekleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/183) (Millî Savunma ile İçişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.3.2008) 2.- Samsun
Milletvekili Osman Çakır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili,
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Askerlik
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/184) (Millî Savunma ile
Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.3.2008) 3.- Yozgat
Milletvekili Osman Çoşkun’un; Karayolları Trafik
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/185) (Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.3.2008) 4.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin; 4733 Sayılı Tütün,
Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden
Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve
Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/186) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.3.2008) Rapor 1.- Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın;
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın;
Devlet Memurları Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün; 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 19 Milletvekilinin; 17.7.1964 Tarihli ve 506
Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun
Teklifi; Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu’nun;
Engelli Memurların Emekliliğini Düzenleyen 5434 Sayılı Kanunun 39 uncu
Maddesinin (j) Bendinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın; 3201 Sayılı “Yurt
Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal
Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun”da Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 24
Milletvekilinin; 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun Geçici 4 Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 12 Milletvekilinin;
Sanatçıların Sosyal Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun Teklifi ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(1/465, 2/30, 2/31, 2/37, 2/64, 2/71, 2/79, 2/136, 2/147, 2/149) (S. Sayısı:
119) (Dağıtma tarihi: 18.3.2008) (GÜNDEME) Sözlü Soru Önergeleri 1.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, öğretmen atamalarındaki
kontenjanlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/505)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 2.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’teki bazı
belediyelerin kapatılmasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/506) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/2/2008) 3.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, usta öğreticilerin sosyal güvenlik haklarına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/507)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 4.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, adrese dayalı nüfus
kayıt sistemi verilerinin belediye gelirlerine etkisine ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/508) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 5.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, belediyelere yapılacak afet yardımlarına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/509) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/2/2008) 6.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, kamuda bahşişle ilgili bir açıklamasına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/510) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/2/2008) 7.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Turhal-Tokat demiryolu çalışmalarına ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/511) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 8.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru’nun, özelleştirilen kuruluşların değerlerine ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/512) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 9.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekici’nin, İstanbul-Muş seferini
yapan uçaktaki bir arızaya ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/513) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 10.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, YÖK Başkanı hakkında
soruşturma izni verilmeyeceğine yönelik açıklamasına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/514) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 11.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, tasfiye halindeki bir finans kurumuna ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/515) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/3/2008) 12.-Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, özelleştirilen Kütahya Şeker Fabrikasına ait
arsayla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/516)
(Başkanlığa geliş tarihi: 4/3/2008) 13.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, TPAO eski Genel Müdürünün bir enerji şirketinde
çalışmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/517) (Başkanlığa geliş
tarihi: 4/3/2008) 14.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, Haydarpaşa Numune
Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi hakkındaki iddialara ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/518) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 15.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, televizyon dizilerindeki
bazı sahnelerin sürelerine ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) sözlü soru
önergesi (6/519) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) Yazılı Soru Önergeleri 1.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, narenciye
üretiminde don riskine karşı alınacak tedbirlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/2235) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 2.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, Başbakanlık Basın Sözcüsünün yazdığı iki kitabın
basım ve tanıtım maliyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2236)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 3.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Özyürek’in, satılan Sabah-ATV’nin devir işlemlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2237) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 4.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, velayeti annede olan bir çocuğun babası tarafından
kaçırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2238) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27/2/2008) 5.- Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsal’ın, Amasya’daki bir dershaneye baskı yapıldığı
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2239) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27/2/2008) 6.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe’nin,
bazı kamu kurumlarında ve liselerde türban takıldığı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2240) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 7.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici’nin, Ceylanpınar’da
Hazine arazilerinin tapuya dönüştürülmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2241) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 8.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in, yurt dışından soruşturma talepli bir dosya
gelip gelmediğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2242) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27/2/2008) 9.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş’in, doğalgaz sayacı aboneliğinde haksız kazanç
sağlandığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2243)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 10.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan Esnaf ve
Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifinin borçlarının yapılandırılmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2244) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 11.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, TRT haber bültenleri ile ilgili bir iddiaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2245) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 12.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, türbanla ilgili açıklamalarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2246) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 13.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Mavi Hat Operasyonu
soruşturma safhasıyla ilgili iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2247) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/2/2008) 14.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, YÖK’e atanan bir
danışmana ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2248) (Başkanlığa
geliş tarihi: 28/2/2008) 15.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, işsizliğe ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/2249) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27/2/2008) 16.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, işsizlik
sorununun çözümüne ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2250) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 17.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, sanayi
sektöründeki ara eleman açığına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2251) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 18.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, İzmir Sağlık İşleri İl Müdürlüğüyle ilgili bazı
iddialara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2252) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 19.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, balıkçılık
sektöründeki sorunlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2253) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 20.- Mersin
Milletvekili İsa Gök’ün, Mersin sahillerinde balık çiftlikleri kurulacağı
iddiasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2254)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 21.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, su kaynaklarındaki
azalmaya ve arıtma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2255) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 22.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Melen Çayından su temini projesine ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2256) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 23.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Adana’daki hava
kirliliğine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2257)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 24.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Mavi Hat Operasyonu
soruşturma safhasıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2258)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/2/2008) 25.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, BOTAŞ’ın vergi borcuna ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2259)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 26.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Adana Valilik
binasının engelli asansörüne ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2260) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 27.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana Büyükşehir
Belediyesince yaptırılan sosyal tesislere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2261) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 28.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, TEKEL’in
özelleştirilmesine tepki gösteren işçilere yapılan müdahaleye ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2262) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 29.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, polislerin özlük haklarının iyileştirilmesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2263) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27/2/2008) 30.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana Büyükşehir
Belediyesi taşınmaz tasarruflarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2264) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 31.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl’ün, Ankara Büyükşehir Belediyesinin bir kuruluşunun
eski genel müdürü hakkındaki iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2265) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 32.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Adana’nın ulaşım
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2266) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29/2/2008) 33.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, Bursa’da turizmin geliştirilmesine ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/2267) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27/2/2008) 34.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, Bursa’daki kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/2268) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27/2/2008) 35.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, İznik’te Roma dönemi kalıntılarında yapılan
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/2269)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 36.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, Perre Antik Kentindeki
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/2270)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 37.- Muğla
Milletvekili Ali Arslan’ın, Bodrum-Gümüşlük Beldesindeki
bir kazı çalışmasının durdurulmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2271) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 38.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, TEKEL’in
özelleştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2272)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 39.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, maden üretimi yapan kurumların özelleştirme
şartlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2273) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29/2/2008) 40.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, kurumlar vergisinde kaldırılan yatırım indirimine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2274) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/2/2008) 41.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, teşvik kapsamındaki illerde
asgari geçim indirimine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2275)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 42.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, sağlık meslek lisesi öğretmenlerinin görev
yerlerinin değiştirilmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2276) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 43.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, müdür ve müdür yardımcılığı sınavlarına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2277) (Başkanlığa geliş tarihi:
27/2/2008) 44.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, giyim öğretmenliği branşına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2278) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 45.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bir köy ilköğretim
okuluna taşımalı eğitim uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2279) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 46.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’da öğretmenlerin
yararlanabildiği sosyal tesislere ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2280) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 47.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, hastanelerde yaşanan şiddet olaylarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2281) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 48.- Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, Kale Devlet
Hastanesinin Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesine devrine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2282) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 49.- İstanbul
Milletvekili Hüseyin Mert’in, hizmete kapanan Beykoz Devlet Hastanesine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2283) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/2/2008) 50.- Edirne
Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, bir sağlık ocağında çalışan bir sağlık
personeline ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2284) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29/2/2008) 51.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, üretimin
artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2285) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 52.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’da kurulacak
Tarımsal İhtisas Organize Sanayi Bölgesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2286) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 53.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, sanayi siciline
kayıt işlemlerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2287) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 54.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Ertabur’un, Adana’daki
tarımsal destekleme ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2288) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008) 55.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Çukurova
topraklarının verimliliğine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2289) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 56.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Adana’da
destekleme primi ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2290) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 57.- Kars
Milletvekili Zeki Karabayır’ın, Kars-Ani bölünmüş yoluna
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2291) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/2/2008) 58.- Kars
Milletvekili Zeki Karabayır’ın, Selim-Göle yoluna
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2292) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/2/2008) 59.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa’daki bir
inşaat şirketinin vatandaşları mağdur ettiği iddiasına ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/2293) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 60.- Kars
Milletvekili Zeki Karabayır’ın, Kars’taki baraj
çalışmalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2294)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 61.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, bir soru önergesinin cevaplandırılmamasına ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/2295)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) 62.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın, siyasi parti
gruplarının parlamentolararası birlik gruplarında
temsiline ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi
(7/2296) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/2/2008) 63.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın, yurt dışı ziyaretlere
katılacak milletvekillerinin belirlenmesine ilişkin Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/2297) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/2/2008) 64.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın, dostluk gruplarının üye
seçimine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi
(7/2298) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/2/2008) 65.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Menderes Elektrik
Dağıtım A.Ş.’nin özelleştirilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2299) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 66.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, Millî Eğitim Bakanının YÖK Başkanıyla ilgili bir
açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2300) (Başkanlığa
geliş tarihi: 3/3/2008) 67.- Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in, Dünya
Bankasından alınan krediyle ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2301) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 68.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, tekstil ve hazır giyim sektöründeki sorunlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2302) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 69.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigen’in, yolsuzlukla ilgili bir
ihbar mektubu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2303)
(Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 70.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, şehit ailelerinin tazminat davası açıp
açmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2304) (Başkanlığa geliş
tarihi: 4/3/2008) 71.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, enflasyon artışının memur ve emekli maaşına
yansıtılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2305) (Başkanlığa
geliş tarihi: 4/3/2008) 72.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, Suriye sınırındaki mayınlardan temizlenecek
araziye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2306) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/3/2008) 73.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, bir enerji grubuyla ilgili iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2307) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 74.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, makine ve ekipman
hibe desteğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2308) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5/3/2008) 75.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in, Türkiye Kızılay Derneği yönetimine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2309) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 76.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Muş’ta lale yetiştiriciliğinin desteklenmesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2310) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 77.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigen’in, Feshane’nin
kiralanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2311) (Başkanlığa
geliş tarihi: 6/3/2008) 78.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici’nin, Suruç Sulama
Projesine ve çiftçilerin teşvikine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2312) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 79.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana Büyükşehir
Belediyesine vergi gelirlerinden verilen paya ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2313) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 80.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya’daki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/2314) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 81.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya’daki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/2315) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 82.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Sorgun Ormanındaki
ağaçların ve kumulların korunmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2316) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 83.- Kocaeli
Milletvekili Hikmet Erenkaya’nın, İzmit Körfezinde
yapılacak yeni tersanelere ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2317) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 84.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, Marmaris’teki bir ormanlık alanda verilen
madencilik iznine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2318) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 85.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Antalya’daki bir taş
ocağının çevreye etkisine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2319) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 86.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, TPAO’ya yapılan bir
bürokrat atamasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2320) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 87.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, TPAO ile bir enerji şirketinin elektrik santrali
konusunda gizlilik anlaşması yaptığı iddiasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2321)
(Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 88.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, Marmaris’teki bir ormanlık alanda ruhsat alan
madencilik firmasına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2322) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 89.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Antalya’daki termik
santral inşaatına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2323) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 90.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, gazetelerin belirli niteliğe sahip personel
çalıştırmak zorunda bırakılmasına yönelik düzenlemeye ilişkin Devlet Bakanından
(Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/2324) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 91.- Hatay
Milletvekili Gökhan Durgun’un, Antakya Huzurevinde kalanların emanetteki
paralarına ilişkin Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı soru önergesi
(7/2325) (Başkanlığa geliş tarihi:6/3/2008) 92.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal’ın, TRT’nin yeniden
yapılandırılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru
önergesi (7/2326) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 93.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Fonundan yapılan yardımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/2327) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 94.- Balıkesir
Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, kadına yönelik
şiddete ilişkin Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/2328)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 95.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, kadın istihdamına ve kadınlara karşı ayrımcı
uygulamalar yapıldığı iddiasına ilişkin Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu)
yazılı soru önergesi (7/2329) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 96.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkuner’in,
uzman jandarmaların özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2330) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 97.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana Büyükşehir
Belediyesince kurulan sosyal ve sağlık tesislerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2331) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 98.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana İl Özel
İdaresinin çocuk yuvası ve yetiştirme yurtları ile ilköğretim kurumlarına
yönelik hizmetlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2332)
(Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 99.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, il özel idarelerince
kullandırılan mikro kredilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2333) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 100.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl’ün, Ankara’daki yolların ve kaldırımların durumuna
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2334) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/3/2008) 101.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, polis teşkilatı olmayan ilçelere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2335) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 102.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya’daki yatırımlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2336) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 103.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya’daki yatırımlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2337) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 104.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, yerel medyanın
sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2338)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 105.- Hatay
Milletvekili Fuat Çay’ın, Antakya Belediyesinin imar düzenlemesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2339) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 106.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit’in, Davutpaşa’da yaşanan patlamaya ve Ayazma’daki sit
alanına yapılan inşaata ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2340) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 107.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, Meram Çomaklı mevkiinde kurulacak et kombinasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2341) (Başkanlığa geliş
tarihi: 6/3/2008) 108.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal’ın, Erzurum ve Rize’nin kurtuluşu etkinliklerindeki
temsili gösterilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2342)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 109.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal’ın, TOKİ’nin “Tarım Köy
Projesi” kapsamında Siirt’te yaptığı Bostancık konutlarıyla ilgili iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2343) (Başkanlığa geliş
tarihi: 6/3/2008) 110.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal’ın, Erzurum’un Ilıca İlçesinin isminin
değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2344)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 111.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana Büyükşehir
Belediyesinin kültür ve tabiat varlıklarına yönelik çalışmalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2345) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 112.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana Büyükşehir
Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2346) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 113.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Antalya Yüzüncüyıl Spor Kompleksi arazisi üzerindeki ihaleye
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2347) (Başkanlığa geliş
tarihi: 6/3/2008) 114.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Serik İlçesindeki bir
antik kente ve civarındaki tarihi değerlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2348) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 115.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, Devlet Halk Dansları Topluluğu genel sanat
yönetmeni hakkındaki iddialara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2349) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 116.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal’ın, İznik’teki kazı çalışmalarında iş makinelerinin
kullanıldığı iddiasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2350) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 117.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, Marmaris’teki bir ormanlık alanda verilen
madencilik iznine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2351) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 118.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, envanterden düşülen bir arkeolojik esere ve
müze müdürlerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2352) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 119.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya’daki yatırımlara ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/2353) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 120.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya’daki yatırımlara ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/2354) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 121.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, yargılanan bir grup lise öğrencisine ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2355) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 122.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, eğitim yatırımlarına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2356) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 123.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, Eğitim
Teknolojileri Genel Müdürlüğünce hazırlanan bir kitaba ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2357) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 124.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Çıldır Lisesindeki
öğretmen ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2358) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 125.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirel’in, Kütahya’daki ilköğretim okullarında derslik açığı olup
olmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2359)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 126.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Kütahya’da ikili eğitim verilen ilköğretim
okullarına ve sınıflardaki ortalama öğrenci sayısına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2360) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 127.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Kütahya’daki liselerde derslik açığı bulunup
bulunmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2361)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 128.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Kütahya’da ikili eğitim verilen liselere ve
sınıflardaki ortalama öğrenci sayısına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2362) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 129.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Kütahya’daki ilköğretim okullarının
yöneticilerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2363)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 130.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Tunceli’deki bir kütüphanenin kapatılmasına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2364) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/3/2008) 131.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya’daki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2365) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 132.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya’daki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2366) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 133.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal’ın, Erzurum ve Rize’nin kurtuluşu etkinliklerindeki
temsili gösterilere ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2367) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 134.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız’ın, Özel Hastaneler
Yönetmeliğinde yapılan değişikliğe ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2368) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 135.- Muğla
Milletvekili Metin Ergun’un, Bodrum’daki sualtı
hekimi ve yardımcı teknik personel ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2369) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/3/2008) 136.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya’daki yatırımlara ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2370) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 137.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya’daki yatırımlara ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2371) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 138.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, bal arılarının ölümüne
ve bal ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2372) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 139.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, Marmaris’te bir ormanlık alanda verilen madencilik
iznine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2373) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 140.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya’daki yatırımlara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2374) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 141.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Sakarya’daki yatırımlara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2375) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 142.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, Bandırma bağlantılı
bölünmüş yol çalışmaları sebebiyle kamulaştırılan arazilere ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2376) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 143.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gümrük Müsteşarlığında
yargılaması sürdüğü halde görevine devam eden bürokrat olup olmadığına ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi
(7/2377) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/3/2008) 144.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özer’in, Ziraat Bankası şubelerinin dış cephe ve iç
tadilat yenileme işine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi (7/2378) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/3/2008) 145.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, yerel yayın
kuruluşlarına vergi kolaylığı sağlanmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2379) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/3/2008) 146.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış’ın, Hazine Müsteşarlığı Merkezi Finans ve İhale
Birimlerine ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Şimşek) yazılı soru önergesi
(7/2380) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/3/2008) 147.- İzmir Milletvekili
Bülent Baratalı’nın, milletvekili araçlarının
aranmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru
önergesi (7/2381) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/2/2008) Meclis Araştırması Önergeleri 1.- Diyarbakır
Milletvekili Gültan Kışanak
ve 19 Milletvekilinin, 1995’te meydana gelen İstanbul-Gazi Mahallesi
olaylarının araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105
inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/153) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2008) 2.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat ve 25 Milletvekilinin,
Pazarcık’ta kurulması planlanan Katı Atık Depolama Tesisinin çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/154) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2008) 3.- Mersin
Milletvekili Vahap Seçer ve 28 Milletvekilinin, tahıl
üretimi ve tüketiminde planlamadan kaynaklanan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün
104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/155) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/03/2008) 18 Mart 2008 Salı BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 15.00 BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU KÂTİP ÜYELER:Harun
TÜFEKCİ (Konya), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
78’inci Birleşimini açıyorum. Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz. Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim. Gündem dışı ilk söz, balıkçıların sorunları hakkında söz isteyen
Muğla Milletvekili Gürol Ergin’e aittir. Buyurunuz Sayın Ergin. (CHP sıralarından alkışlar) Süreniz beş dakikadır. III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALARI 1.- Muğla Milletvekili Gürol
Ergin’in, balıkçıların sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı GÜROL ERGİN (Muğla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; balıkçılarımızın kimi
sorunlarını sizlerle paylaşmak ve bu sorunların giderilmesi konusundaki
düşüncelerimi belirtmek üzere söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlarken, Sayın
Başkan sizi, değerli milletvekillerini ve büyük Türk ulusunu saygıyla
selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, bugün 18 Mart. Bugün, tarihte eşine az
rastlanan destansı bir mücadele sonrasında kazandığımız Çanakkale Zaferi’nin
93’üncü yıl dönümü. Bu yıl dönümünü büyük bir mutlulukla kutluyoruz. Tarihe altın harflerle yazılan bu zaferin yıl dönümünde başta Ulu
Önder, Eşsiz Kahraman Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere,
özgürlük ve bağımsızlığımız uğruna hayatlarını yitiren kahraman şehitlerimizi, sonsuzluğa
ulaşan gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor, milletimizin bu onurlu
gününü kutlarken, tüm dünyaya büyük bir öz güvenle “Çanakkale bugün de
geçilmez” diyebilmenin onurunu yaşıyoruz. Değerli milletvekilleri, 8 Şubat 2008 tarih ve 26781 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve
Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 5728 sayılı Kanun’un 120’nci
maddesi ile 4922 sayılı Denizde Can ve Mal Koruma Hakkında Kanun’un 20’nci
maddesi değiştirilmiştir. Değiştirilen maddede gemi büyüklüğü ve kullanım amacı
gibi konular belirtilmemiş, 100 metrelik ticari gemi ile 9 metrelik bir balıkçı
teknesi aynı ceza kategorisine sokulmuş ve cezalar 5 bin ila 25 bin Türk lirası
arasında geniş bir miktar aralığında tutulmuştur. Ayrıca, cezaların uygulanması
da bu geniş aralıkta keyfîliğe bırakılmıştır. Son yasal değişiklik yapılmadan önce su ürünleri sektörü özellikle
Denizde Can ve Mal Koruma Hakkında Kanun gereği denetimler sırasında ortaya
çıkan ufak tefek eksiklikler nedeniyle mahkemelere gitmekten şikâyetçiydi.
Sancak borda feneri ampul kesmiş veya can yeleğinde gemi ismi okunamayan 8
metrelik balıkçı teknesi kaptanı yargıç karşısına çıkıp savunma yapmakta,
avukat tutmakta, davası da yıllarca sürmekteydi. Özellikle can simitleri,
ışıklı şamandıraları devamlı arıza yaptığı için her denetim mahkemeye sevkle
bitiyordu; mahkemeler büyük iş yükü altında kalıyor, yüzlerce dosyayla yıllarca
uğraşıyordu. İstenen çözüm, adli ceza hükümlerinin idariye çevrilmesi, yani her
basit eksik için üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla dava açılmamasıydı.
Bunun yerine olay yerinde anında kesilecek bir para cezası hem idarenin hem
sektörün istediği en etkili çözüm olarak görülüyordu. İstenen sonunda gerçekleşti. Deniz mevzuatının tüm önemli
kanunlarının ceza hükümleri 8 Şubatta yayımlanan 5728 sayılı Kanun’la değişti.
Değişti ama, yapılan değişiklik balıkçıların yağmurdan
kaçarken doluya tutulduklarını, yeni düzenlemenin balıkçılar için çok daha
büyük kâbus oluşturacağını gösteriyor. 5728 sayılı Kanun’un balıkçıları
ilgilendiren maddeleri yüksek miktarda idari para cezaları öngörmektedir. Bu
Kanun, ekmeğini denizlerimizden bin bir özveriyle sağlayan balıkçılarımızın
kullandıkları balıkçı teknelerini hiçbir ayrım yapmadan uluslararası sefer
yapan gemiler ve yolcu gemileriyle aynı kefeye koymakta, ticari gemiler ve
yolcu gemilerine getirilen yüksek miktarda para cezalarının balıkçı teknelerine
de aynen uygulanmasını öngörmektedir. Bu, balıkçılarımıza yapılan büyük ve
kabul edilmez bir haksızlıktır. Bir gemideki her türlü cihaz ve donanım, ağır
hava ve deniz koşulları nedeniyle zaten her an arızaya maruz kalma riski
taşıyor. Böyle bir teçhizatın azizliğine uğrayan kişi için, hele hele küçük tekne ilgilisi için en az 5 bin YTL ceza
kesilmesi son derece aşırı kaçmaktadır. Kara yollarında giderken trafik çevirme yapsa, arka stop lambası
yanmayan arabamız için 5 bir YTL ceza yazsa, arabayı parka çekse, acaba nasıl
tepki verirdik? Konu deniz olunca cezalar birden fazlalaşıyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Ergin, lütfen, sözlerinizi tamamlayınız. Buyurunuz. GÜROL ERGİN (Devamla) – Elbette deniz emniyeti çok önemli ama
unutmayalım ki her gün ortalama 15-20 kişi denizde değil kara yollarında can
veriyor. Ceza uygulamalarına ilişkin çok sayıdaki güncel örneklerden birini
dikkatlerinize sunuyorum: İskenderun’da balıkçı Şaban Ödük’e,
balıkçı teknesinde beş adet can yeleği bulunması gerekirken dört adet can
yeleği bulunması nedeniyle sahil güvenlik tarafından 27 Şubat 2008’de 5 bin YTL
ceza kesilmiştir. Geçimini sağlamak için çırpınan bir balıkçıya kesilen bu
cezaya adil demek mümkün müdür? Su ürünlerini, avcılık yöntemiyle küçük çiftçi kapsamında yapmakta
olan balıkçılarımızın geliri son yıllarda oldukça düşmüş, av miktarı balıkçının
masraflarını karşılayamayacak kadar azalmıştır. Balıkçılarımız, çoğu zaman,
verilen para cezalarını bankalardan kredi alarak ödeyebilmekte ve geri ödemesi
için uzun süre mağdur yaşamaktadır. Çözüm için, söz konusu 120’nci maddenin ihlali durumunda,
teknesini dahi satsa ödeyemeyeceği bu cezaların tekne boylarına göre
değerlendirilmesi, uygulanan cezanın suça uygun ve adil olması ilkesi açısından
gereklidir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile
Denizcilik Müsteşarlığının bağlı olduğu Devlet Bakanlığını, bu açık haksızlığı
giderecek yasal düzenlemeyi gerçekleştirecek çalışmayı en kısa zamanda yapmaya
çağırıyor; Sayın Başkan, sizi, değerli milletvekillerini, balıkçı kardeşlerimi
ve yüce Türk ulusunu tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ergin. Gündem dışı ikinci söz, dane mısır primleri hakkında söz isteyen
Adana Milletvekili Muharrem Varlı’ya aittir. Buyurun Sayın Varlı. (MHP sıralarından alkışlar) Süreniz beş dakikadır. 2.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, dane mısır üreticilerinin destekleme primlerine
ilişkin gündem dışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı MUHARREM VARLI (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dane mısır destekleme primi
hakkında gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlarım. Sözlerime başlamadan, 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü
münasebetiyle başta Mustafa Kemal Atatürk ve resmî verilere göre 250 bin şehidimizi
minnet ve şükranla anmak istiyorum. Sayın milletvekilleri, mısır, Türk çiftçisinin ürettiği önemli bir
endüstri bitkisidir. Türkiye'nin yaklaşık mısır ihtiyacı 4 milyon ton
civarındadır. İki yıldır üretilen mısır, ihtiyacı karşılayacak miktara ulaşmıştır.
Mısırdan boya, yem, yağ ve glikoz gibi önemli sanayi ham maddeleri elde
edilmektedir. Sayın milletvekilleri, çiftçimiz çok zor günler yaşamaktadır.
Âdeta tarlasını ekmekten aciz hâle getirilmiştir ama ısrarla, inatla üretmeye
devam etme arzusu içerisindeki Türk çiftçisi; Hükûmet
tarafından yok sayılmaya, toprağından koparılmaya çalışılmaktadır. Gübre fiyatları ve akaryakıt fiyatları her gün yeni zam
görmektedir. Bunlar, çiftçinin en ağır girdileridir. Ziraat Odaları verilerine
göre, gübre, akaryakıt, tarla kirası, kimyasal ilaç, işçilik maliyeti ve sulama
giderleri ile 1 dönüm mısırın çiftçiye maliyeti 390 milyon civarındadır. İyi
bakıldığı zaman 1 dönüm mısırdan bin kilogram ile Bir de bunlar yetmiyormuş gibi, geçen yıl hem koçan hem sap kurdu
haşeresi yüzünden ikinci ürün mısırda çok ağır zayiat yaşandı bölgede. Sayın
Başbakanın sayın valilere söylediği gibi, tarım il müdürlüğü ve tarım ilçe
müdürlüğü yetkilileri aracın şoför mahalline binip bizzat tarla takım dolaşarak
zarar ziyan tespiti yaptılar, ilgili makamlara da bildirdiler. Ama, Sayın Başbakanın “gereğini yapın” dediği gereği
yapılmadı. Yetkililerce gereği yapılmadı, zayiat çiftçinin yanına kâr kaldı. Değerli milletvekilleri, Hükûmet
yetkilileri bu kürsüden defalarca popülist politika
yapmadıklarını zikrettiler, ama görüyoruz ki dane mısırın, ama görüyoruz ki
popülist politikanın en âlâsını onlar yapmışlar. Dane mısırın geçen yılki (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın Varlı. MUHARREM VARLI (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Enflasyon artışını da göz önünde bulundurarak geçen yılki rakamın
üzerinde bir destek prim verelim, çiftçimizi sevindirelim. Çiftçimiz üretmek ve
ürettiğinden kazanmak istiyor. “Avrupa Birliği, Avrupa Birliği” diyorsunuz,
peki, çiftçimize Avrupa Birliği ülkelerinin verdiği pirim desteği oranında
destek verin, girdileri Avrupa Birliği seviyesinde ayarlayın; o zaman Türk
çiftçisine dünya ülkeleriyle rekabet etme şansını vermiş olursunuz. Biz
biliyoruz ki Türk çiftçisinin anasını da alıp gideceği başka bir yer kalmadı! Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Varlı. Gündem dışı iki söze de Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker cevap verecektir. Buyurunuz Sayın Eker. (AK Parti sıralarından alkışlar) Süreniz yirmi dakikadır. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Öncelikle tabii ben 2 sayın milletvekilimizin gündem dışı
yaptıkları konuşma da tarımla ilgili olduğu için, benim konumla ilgili olduğu
için ikisine birleştirerek cevap vereceğim. Öncelikle tabii Sayın Gürol Ergin’in balıkçıların sorunları
ile ilgili gündem dışı yaptığı konuşmaya cevap vermek üzere şu hususları ifade
etmek istiyorum: Tabii, balıkçılık, Türkiye için tarımın önemli alt
sektörlerinden bir tanesi ve her zaman söyleriz, Türkiye’nin 8.300 küsur
kilometre kıyı uzunluğu bulunmakta, çok sayıda da baraj gölü, gölet, vesaire su
alanı bulunmakta ama buna rağmen, gelin görün ki Türkiye, balıkçılıkta maalesef
olması gereken düzeyde değil, olması gereken seviyede değil. Örneğin, ülkemizde 2006 yılındaki su ürünleri istihsali sadece 662
bin tondur. Bunun da 533 bini avcılıktan ve çoğunu da küçük balıklar
oluşturmakta hamsi gibi. Bu sene, 2007 tarihi itibarıyla, sadece 140 bin tonu da
bunun yetiştiricilikten yani kültür balıkçılığından elde edilmekte. Bizim kişi başına balık tüketimimiz Bizim, bu hususları dikkate almak suretiyle Hükûmet
olarak izlediğimiz politika, belirlediğimiz strateji, Türkiye’de kültür
balıkçılığını geliştirmek üzerine kurulmuştur ve 2003 yılından itibaren
Türkiye’de balıkçılığı, balık yetiştiriciliğini biz destekleme kapsamına aldık.
Bu kapsamda, 2003-2007 yılları arasında 175 milyon YTL kültür balıkçılığına
destek yapılmış, 20 milyon YTL de bu ay içerisinde ayrıca ödenecektir geçen
yıla ait desteklerden. Sağlanan bu desteklerle yetiştiricilik üretimimiz son
beş yılda -biraz önce de belirttiğim gibi- 60 küsur bin tondan, 140 bin tona
çıkarılmıştır. İhracatımız da yüzde 238 oranında artarak 350 milyon dolar
düzeyine ulaşmış ve burada, bu sektörde 10 bin kişinin doğrudan istihdamına
imkân sağlanmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, Avrupa ülkelerinde pazara sunulan
çupra ve levreğin yüzde 25’i Türkiye kaynaklıdır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir yandan çevreye saygılı
bir üretimi temin etmek amacıyla kurallar geliştirilirken, regülasyonlar
yapılırken, düzenlemeler yapılırken, diğer yandan da üreticilerin örgütlenmesi,
eğitimi ve daha bilinçli üretim yapmalarını sağlamak amacıyla da çalışmalar
yürütülmektedir. Özel sektörün problemlerinin çözülmesini temin amacıyla
başlattığımız sektörel ortak akıl toplantıları
çerçevesinde ekim ayında Bodrum’da ve geçen hafta da İzmir’de geniş katılımlı
toplantılar düzenlenmiştir. Bu çerçevede, belirlenen sorunların çözülmesi için
ilgili kurumlar nezdinde de girişimlerimiz sürmektedir. Balık çiftlikleriyle
ilgili yapılacak planlamanın en güzel yanlarından birisi de kurumlar arası
mutabakatın yanında, ortak akıl toplantılarıyla üreticilerin ve sivil toplum
kuruluşlarının da planlamanın her safhasına dâhil edilmesi ve gönüllü olarak
taşınmayı kabul etmiş olmalarıdır. Sektörün çevresel, ekonomik ve sosyal anlamda
sürdürülebilirliliğini sağlamak amacıyla Avrupa Birliği uzmanları ve tüm
paydaşlar ile bir ülkesel su ürünleri strateji planı hazırlanmıştır
tarafımızdan. Yapılan bilimsel çalışmalar, balık üretim faaliyetlerinin çevreye
zarar vermeden de yapılabileceğini ortaya koymaktadır. Bu maksatla
Bakanlığımızca, çevre dostu su ürünleri yetiştiriciliği ilkesi çerçevesinde
planlamalar yapılmakta ve üniversiteler, TÜBİTAK ve uluslararası düzeydeki
yabancı bilim adamlarıyla bu konuda çalışmalar müşterek olarak yürütülmektedir.
Yıllardır tartışma konusu olan denizlerdeki balık çiftliklerinin,
ilgili bütün kurumların mutabık olacağı alanlarda üretim yapmasını sağlamak
üzere de bir çalışma başlatılmıştır. Bu kapsamda, Aydın, İzmir, Mersin ve Muğla
illerinde yapılan yoğun çalışmalar sonucunda yeni alanlar belirlenmiştir. Muğla
ilinde mevcut 139 balık çiftliği küçüklerin birleştirilmesi suretiyle 85 adede
düşürülmüştür. Çevresel etki değerlendirmesi sürecinin tamamlanmasından sonra
çiftlikler yeni yerlerine taşınacaklardır. Bu alanlar, kıyıya en az 0,6 deniz
mili uzaklıkta, derinliğin en az Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; balık yetiştiriciliği
çerçevesinde ele aldığımız diğer bir alan -çupra, levrek dışında- orkinos
yetiştiriciliğidir. Orkinos yetiştiriciliğinde de 2002 yılından itibaren
başarılı çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Denizlerden avlanan orkinoslar
mayıs-haziran aylarında işletmelere yerleştirilerek aralık-ocak ayına kadar
taze balıkla bunlar beslenmekte ve daha sonra da tamamı ihraç edilmektedir.
Orkinos balıklarının stokları, ülkemizin de üye olduğu ICAT tarafından
yönetilmekte, üye olan ve olmayan ülkelerin avlayabilecekleri orkinos
miktarları bu komisyonca belirlenmektedir. Bizim ülkemizde 2008-2009 av sezonu
için tahsis edilen kota 887 tondur ancak diğer ülkelerin de kotalarının
kullanılması sonucu, her yıl 4 ila 5 bin ton orkinos ihraç edilmekte ve 60 ila
80 milyon dolar civarında döviz girdisi elde edilmektedir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüm dünyada olduğu gibi
ülkemizde de avcılık yoluyla su ürünleri istihsalinin daha fazla
artırılamayacağı bir gerçektir. Bu durum, mevcut düzeyin korunmasını ve
sürdürülebilirliliğin sağlanması yönünde tedbirler alınmasını zorunlu kılmaktadır.
Bakanlığımız, su ürünleri politikasının sektör temsilcilerinin katkı ve
katılımlarıyla oluşturulmasına büyük önem vermektedir. Bilindiği üzere, avcılığa ilişkin düzenlemelerin yer aldığı
sirküler hazırlanmakta ve Resmî Gazete’de yayınlanmaktadır. Bu sirküler ile su
ürünleri avcılığına zaman, yer, mesafe, derinlik, tür, boy ve avlanma araçları
bakımından düzenlemeler getirilmektedir. Bu düzenlemeler, bilimsel
araştırmaların, balıkçılarımızın, sanayici ve ihracatçılarımızın görüşleri
doğrultusunda oluşmaktadır. Usulsüz avcılıkla mücadelede uzaktan algılama yoluyla balıkçı
gemilerinin izlenmesine yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. 1 Temmuz 2009
tarihinden itibaren balıkçılık üretimimizin önemli kısmını gerçekleştiren Hükûmetimiz döneminde, ilk
defa, 2003 yılında çıkarılan bir kararname ile balıkçılarımıza ÖTV’siz mazot temin edilmeye başlanmış ve bu çerçevede,
balıkçılarımızın daha düşük bir maliyetle avlanmaları imkân dâhiline
getirilmiştir. Keza, su ürünleriyle ilgili düzenlemeleri, hem çağdaş dünyanın
ihtiyaçları, onun gerektirdiği ihtiyaçları dikkate almak suretiyle hem yeni
düzenlemeleri de ihtiva edecek şekilde bir su ürünleri kanunu taslağı
hazırlanmış ve geçen dönem, dönem sonuna denk geldiği için -Mecliste
bulunmasına rağmen- Başbakanlığa gönderilmiş, tekrar, önümüzdeki günlerde
Başbakanlığa getirilecektir. Ceza Kanunu’nda, Sayın Ergin’in bahsettiği hususlarla ilgili
olarak da biz konuyu incelemekteyiz ve bu çerçevede, balıkçılarımızın
mağduriyetini giderecek tedbirleri burada da almayla ilgili gerekli çalışmalar
şu anda yapılmaktadır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adana Milletvekili Sayın
Muharrem Varlı’nın dane mısır desteklemeleriyle
ilgili olarak dile getirdiği hususlarla alakalı, sizlere şu hususları arz etmek
istiyorum: Bildiğiniz gibi, mısır, Türkiye’de Çukurova başta olmak üzere
Akdeniz Bölgesi’nde, Karadeniz ve Marmara Bölgesi’yle Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nde yetiştirilmektedir. Türkiye’nin mısır üretimi 2002 yılında -yani AK Partinin hükûmete geldiği yıl- 2 milyon 100 bin ton civarındaydı.
2007 yılında, alınan tedbirler, verilen destekler ve verimliliğin artmasıyla
birlikte bu miktar 3 milyon 700 bin tona çıktı. 2006 yılında 4 milyon ton
civarına çıkmıştı. Bu tabii, yaklaşık 2 kata varan bir artıştır ki son derece
de önemlidir. Üretilen mısırın yüzde 75’i yem sanayisinde, yüzde 15’i nişasta,
glikoz ve yağ sektöründe, yüzde 2’si taze olarak, yüzde 6’sı yöresel, yerel
ihtiyaçlar için ve yüzde 2’si de diğer şekillerde kullanılmaktadır. Dünyada hemen her ülkede olduğu gibi ülkemizde de tarım sektörü
uzun yıllardan beri çeşitli yollarla desteklenmektedir. Ancak bu desteğin hem
verimliliği hem üretimi hem kaliteyi ve standardı hem de çiftçinin rekabet
edebilme yeteneğini artırmaya dönük olarak değiştirilmesi, farklı bir
stratejiyle, farklı bir politikayla ele alınması hususu uygulaması bizim Hükûmetimiz döneminde başlamıştır. İşte bu nedenledir ki
biz 2002 yılında sadece 1,8 milyar YTL civarında olan toplam tarımsal destek
miktarını 2007 yılında yaklaşık 5,5 milyar YTL’ye çıkardık; bu, 3 katlık bir
artış demektir toplam desteklerde. Aynı dönem itibarıyla, devraldığımız noktada Türkiye’de bütün
tarımsal ürünlere verilen primin miktarı, sadece ve sadece 186 milyon YTL’ydi.
Bunu da biz, 186 milyon YTL’lik desteği, bakın 2007 yılında 1 milyar 248 milyon
YTL’ye çıkardık. Artış miktarı ne kadar? 7 kat. Primlerde 7 katlık bir artış
sağladık çiftçilerimize. Ayrıca, üreticilerimize hububat primi uygulaması
getirdik. Bunların hepsinden gayemiz şudur: Piyasa fiyatlarına biz çok
müdahale etmeyelim. Piyasanın kendi işleyişi içerisinde arz ve talebe göre
fiyatlar teşekkül etsin ama biz üreticiyi destekleyelim. Üreticinin hem üretim
gücünü hem verimliliğini hem rekabet edebilme yeteneğini geliştirecek şekilde
desteklerimizi yeniden planlayalım istedik. Aynı anlayış ile 2002 yılında, sadece 83 milyon YTL olan
hayvancılığa verilen destekleri yani primleri, biz 9-10 kat artırmak suretiyle
750-800 milyon YTL’ye çıkardık. 2008 yılında, toplam olarak, aynı şekilde 5 milyar 400 milyon
civarında bir tarımsal destek verilecek ve bu çerçevede ihtiyaçları da
çiftçinin ihtiyaçlarını da dikkate almak suretiyle, harcamalarını da dikkate
almak suretiyle sadece mart ayı içerisinde ödediğimiz ve ödeyeceğimiz miktar 1
milyar 850 milyon YTL civarındadır. Yani 2002 yılında, bütün bir yılda, bütün
çiftçilere ödenen desteği biz sadece mart ayı içerisinde ödüyoruz. Dane mısırda destekleme aracı olarak prim ödemesi yanında doğrudan
gelir desteği, mazot ve kimyevi gübre destekleri de ödemekteyiz. Prim, Yüksek
Planlama Kurulunca onaylanan, Tarım Strateji Belgesi’ne göre uygulanan
destekleme araçlarından birisidir. Dane mısır üretimini artırmak, arz açığını
kapatmak için 2004 yılından itibaren mısırda biz destekleme primi uygulamasına
başladık. Daha önce böyle bir şey yoktu, biz başlattık ve bakın 2005 yılında
2004 yılı ürünü dane mısır için, Türkiye'nin 48 ilinde 44 bin üreticiye; 2,5
milyon dekar için, 2,3 milyon ton ürüne, 57 milyon YTL prim ödemesi yaptık.
2006 yılında 2005 yılı ürünü dane mısırı için, 51 ilde 66 bin üretici için, 3,7
milyon dekar alanda, 3,8 milyon ton ürün için, 190 milyon YTL prim ödemesi
yaptık. 2007 yılında 2006 yılı ürünü için, 45 ilde 208 milyon YTL prim ödemesi
yaptık. Toplam ne etti? 455. Yani Hükûmetimiz
döneminde, son üç yılda, 455 milyon YTL mısır için prim ödedik mısır
üreticilerine. 2008 yılında da 2007 yılı ürünü için müracaatlar 30 Nisan 2008
tarihine kadar değerlendirilecek, prim ödemeleri 2008 Haziran ayında ödenmeye
başlanacaktır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, prim ödemelerinde,
son üç yılda 2,68 katlık bir artış sağlanmıştır. Yine, mısır üreticisine verilen toplam tarımsal desteklerin
maliyet içindeki oranı şudur: 2002 yılında mısır üreticisine verilen desteğin
toplam maliyet içerisindeki payı yüzde 13’tür, 2007 yılında bu destekleme oranı
yüzde 36’ya çıkarılmıştır, yüzde 36’ya. SÜLEYMAN TURAN ÇİRKİN (Hatay) – 67’den 20’ye düştü mü, düşmedi mi
Sayın Bakan? TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Şimdi… Hiç
yoktan biz onu 67’ye çıkardık, hiç yoktan… SÜLEYMAN TURAN ÇİRKİN (Hatay) – Yani siz verdiniz siz alacaksınız! TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Dünya
fiyatlarını, maliyetin içerisindeki payını… Değerli arkadaşlar, biz, Türkiye’deki bütün ürünler için, bütün
tarım sektörü için bir hesap yapmak zorundayız. Türkiye'nin… Biz gerektiğinde
mısırı… Hiç, bizden önceki dönemde verilmiyorken, sadece DGD veriliyorken biz
buna 455 milyon YTL -sadece mısır üreticisine- sadece prim ödedik, sadece prim. SÜLEYMAN TURAN ÇİRKİN (Hatay) – Şimdi geri alıyorsunuz! TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Bugün, çok
şükür, mısır fiyatları hem Türkiye’de hem dünyada mısır üreticisi açısından son
derece de iyi bir noktaya gelmiştir. Maliyete göre oldukça şu anda kârlılığı
yüksektir, dekar başına net kârı şu anda 123-125 YTL civarındadır mısır ürünü
açısından. Dolayısıyla, fiyat, şu anda 440-450 YTL’ye çıkmıştır mısırın tonu.
Dünya fiyatları keza oldukça yüksektir. Dolayısıyla, böyle bir ortamda bütçe imkânlarını dikkate alıp
diğer ürünlerini, örneğin pamuğu, örneğin ayçiçeğini, örneğin ihtiyacımız olan
diğer ürünleri dikkate almak ve bütün bunları bir denge içerisinde ele almak,
kaynaklarımızı en rasyonel şekilde kullanmak durumundayız. Biraz önce, bir arkadaşımız burada bizi popülizmle
suçladı. Değerli arkadaşım, siz, aslında kendi kendinizle çelişiyorsunuz. Eğer popülizm olsaydı, biz bu kararları almazdık. Bizim aldığımız
kararların hiçbirisinin ne popülizmle alakası var… MUHARREM VARLI (Adana) – Seçimden önce dedik Sayın Bakan! Seçimden
önce popülizm yaptınız, onu söyledim ben! TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Bakın,
bağırmanız sizin haklı olduğunuzu göstermez. OKTAY VURAL (İzmir) – Bağırmıyor ki! SÜLEYMAN TURAN ÇİRKİN (Hatay) – Sizin de çok oy almanız haklı
olduğunuzu göstermez! TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Çok
bağırmayın. Çok bağırmayın. Biz, ekonominin gereği neyse, tarım sektörü neyi icap ettiriyorsa
ve Türk çiftçisi bir bütün olarak nasıl kalkınacaksa, nasıl gelişecekse, nasıl
zenginleşecekse, verimliliği nasıl artırılacaksa, o şekilde kararlarımızı
aldık, bundan sonra da bu yönde devam edeceğiz. Biz, bu politikalarla, Türkiye'de destekleri 3 kat artırdık, 186
milyon olan prim ödemesini 1,250 milyar YTL’ye çıkardık ve Türkiye'nin tarımsal
üretim değerini, devraldığımız 2002 yılındaki 21,8 milyar dolardan 42 milyar
dolara çıkardık. Yani bizim politikalarımızla Türkiye tarım sektörü büyüdü,
küçülmedi, 2 kat arttı, ithalatı… KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) – İthalat arttı, doğru! TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – …ihracatı arttı, gelişmesi arttı, bundan sonra da
gelişmeye devam eder. Ben bu düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Eker. GÜROL ERGİN (Muğla) – Sayın Bakan, benim sorum havada kaldı,
biliyorsunuz! BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz, 18 Mart Şehitler Günü ve
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 93’üncü yıl dönümü hakkında söz isteyen, Niğde
Milletvekili İsmail Göksel’e aittir. Buyurunuz Sayın Göksel. (AK Parti sıralarından alkışlar) 3.- Niğde Milletvekili İsmail
Göksel’in, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’ne ilişkin gündem
dışı konuşması İSMAİL GÖKSEL (Niğde) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 18
Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Haftası münasebetiyle gündem dışı söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Milletimizin zaferlerle taçlandırdığı binlerce yıllık şanlı
tarihinde kritik zamanlarda elde edilen, birlik ve beraberliğimizi pekiştirerek
varlığımızı ebedîleştiren birçok başarı vardır. Bu başarılardan biri de
Çanakkale savaşlarıdır. Milletimizin zor şartlar altında kendisinden çok güçlü
ordulara karşı verdiği muhteşem mücadele ile destanlaşmış tarihî dönüm
noktalarından biridir. Çanakkale, bağrında taşıdığı 280 bin kefensiz aziz şehidimizle
sadece bir kahramanlık beldesi değil, aynı zamanda, bozulmasına hiçbir zaman
müsaade etmeyeceğimiz, daima özenle sahip çıkacağımız birlik ve
beraberliğimizin de en büyük sembollerindendir. Bu sembolü vatan şairi Mehmed Âkif şöyle söylüyor: “Şu boğaz harbi nedir, var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların, yükleniyor dördü beşi.” Çanakkale’de teknik üstünlük, yurt ve ulus sevdası karşısında
bütün anlamını yitirmiş; zafer mertlikle kucaklaşmış, ölüm şehit olmakla
yüceltilmiştir. Çanakkale, düşmanın zannettiği gibi öylesine bir savaş ve
sıradan bir ölüm yeri değildir. Çanakkale, Türk’ün bitti sanılan askerî gücünün
tükenmediğini, koşullar ne kadar ağır olursa olsun, iyi yönetildiği takdirde
tüm zorlukların üstesinden gelebilecek güç ve inanca sahip bulunduğunu dünyaya
kanıtlamıştır. Kara harekâtı amacı, vatan şairimizin şu mısrası ile
özetlenebilir: “Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya, Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.” derken, işte gür bir
ses “Çanakkale geçilmez!” diyor. Kara savaşlarının özetini ise Yahya Çavuş Anıtı’ndaki kitabe
anlatmaya yetiyor: “Bir kahraman takım ve de Yahya Çavuş’tular. Tam üç alayla burada gönülden vuruştular. Düşman tümen sanırdı bu şahane erleri, Allah’ı arzu ettiler, akşama kavuştular.” Değerli milletvekilleri, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve
beraberliğini, huzur ve güvenini yıkmak isteyen mihraklar, doğulusu batılısı,
kuzeylisi güneylisi, kadını erkeğiyle bu güzel ülke insanlarının Çanakkale’de
ve daha birçok yerde bu vatan için beraberce verdikleri mücadeleyi görüp ders
almalıdır. Bu milletin kürsüsünden bir kez daha haykırıyorum: Şehitlerimizin
bize bıraktıkları bu kutsal emaneti sonsuza kadar koruyacak, Türkiye'yi
dünyanın en güçlü ülkelerinden biri yapacağız. Değerli milletvekilleri, Çanakkale’de 19’uncu Fırka’ya bağlı
57’nci Alay’da “Size, taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum!” komutunu veren
Mustafa Kemal’in emrinde görev yapan, benim de akrabam, Şehit Muallim Ethem’den de biraz bahsetmek istiyorum. Niğde’nin Hacıabdullah köyünden çıkıp İstanbul’a yerleşen, Beyazıt
Numune Mektebinde edebiyat öğretmeni olarak görev yaparken askerî hâkim
yetiştirilmek üzere seçilmiş, hukuk fakültesine kaydı yaptırılmış, hem öğretmen
hem öğrenci olarak, harbe gitmekten muaf olmasına rağmen, kendi isteğiyle, 3
kardeşiyle birlikte Çanakkale Harbi’ne katılıp 280 bin şehidimizin arasında yer
almıştır. Tek dileğimiz aziz şehidimizin adının Niğde Üniversitesinde “Niğde
Şehit Muallim Ethem Üniversitesi” olarak
yaşatılmasıdır. Değerli milletvekilleri, Türk vatanının ve milletinin,
ebedî varlığıyla devletimizin bölünmez bütünlüğü uğruna gözlerini kırpmadan
canlarını feda eden başta Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere,
asil kanlarını bu topraklara akıtarak sonsuzluğa ulaşan aziz şehitlerimize
Allah’tan rahmet diler, aziz hatıraları önünde minnet ve şükranla eğilirken
Çanakkale şehitlerimiz için yazılmış bir şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum: “Ey Kirte’nin, Anafartaların,
Kanlısırt’ın Ahmet’i, Bilerek görmeyeceğini üç dakika sonrayı, Elinde Kur’an, dilinde vatan, Seni sipere atan iman Ne muazzam bir imandı ki Doksan üç sene sonra duyan, Tekrar tekrar titredi. Ey anasının son bir kez öpemediği, Pırıl pırıl yüzündeki gülümsemeyle can
veren Muallim Ethem, Ey 57. Alay, ey kefensiz 280 bin vatan yiğidi, Ey bu toprakların ölümsüz şehitleri, Belki bir gün gelir de İzi kalmaz tarihin, Sözü geçmez beşerin, Ve hatırlanmaz olur da bir dakika öncesi, Yine hatırası silinmez Ahmet’in, Mehmet’in, Kemal’in. Gökler alıp başını gider, Yerse çoktan küsmüştür, Bir umman gibi sis çökmüştür Ve rengi gridir artık her yerin, Çevir kafanı ve bak, Toprağı yine kırmızıdır Çanakkale’nin.” Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şehitlerimize ise
söyleyecek tek söz, son söz Mehmed Âkif Ersoy’un mısralarında gizlidir: “Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.” Saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Göksel. Sayın milletvekilleri, şimdi gündeme geçiyoruz. Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır. Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, önergeleri
okutuyorum: IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI A) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ 1.- Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak ve 19
milletvekilinin, 1995’te meydana gelen İstanbul Gazi Mahallesi olaylarının
araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/153) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 12 Mart 1995’te İstanbul’un Gazi Mahallesi’nde yaşanan olaylarda
22 yurttaşımız yaşamını yitirmiştir. Aradan geçen 13 yıla rağmen bu olay hâlen
aydınlatılamamıştır. Ayrıca Gazi olaylarının Susurluk ile bağlantısına dikkat
çeken birçok iddia gündeme gelmiş, ancak bu iddialar araştırılmadığı için
gerçekler ortaya çıkmamıştır. Toplumda infial uyandıran ve kamuoyu vicdanında
derin yaralar açan bu olayı tezgâhlayan güçlerin ortaya çıkarılması amacıyla,
Anayasa’nın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis
Araştırması açılmasını saygılarımızla arz ederiz. 12.03.2008 1) Gültan Kışanak (Diyarbakır) 2) Ahmet Türk (Mardin) 3) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır) 4) Fatma Kurtulan (Van) 5) Emine Ayna (Mardin) 6) Ayla Akat Ata (Batman) 7) Sebahat Tuncel (İstanbul) 8) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis) 9) Bengi Yıldız (Batman) 10) Sırrı Sakık (Muş) 11) M. Nuri Yaman (Muş) 12) Özdal Üçer (Van) 13) Aysel Tuğluk (Diyarbakır) 14) Pervin Buldan (Iğdır) 15) Akın Birdal (Diyarbakır) 16) İbrahim Binici (Şanlıurfa) 17) Hasip Kaplan (Şırnak) 18) Sevahir Bayındır (Şırnak) 19) Şerafettin Halis (Tunceli) 20) Osman Özçelik (Siirt) Gerekçe: Edinilen bilgilere göre; 12 Mart 1995 günü, saat 20.40'ta gasp
ettikleri bir taksiyle İstanbul'un Gazi Mahallesi'ne gelen bir grup saldırgan,
dört kahvehane ile bir pastaneye ateş açmış ve Halil Kaya'nın ölümüne ve 25
kişinin de yaralanmasına neden olmuşlardır. Genellikle Alevi yurttaşlarımızın oturduğu Gazi mahallesindeki
saldırıdan sonra Cemevi önünde toplanan halk, polisin
ilgisizliğini protesto etmek amacıyla mahalle karakoluna doğru ilerlemeye
başlamış, panzerlerle barikat kuran polis ise gruba sert müdahalede
bulunmuştur. İki panzerden kalabalığın üzerine ateş açılmış ve Mehmet Gündüz hayatını
kaybederken, 10 kişi de yaralanmıştır. Ertesi gün devam eden gösteriler sırasında, polis ateşli silah
kullanmış ve toplam 12 kişi daha yaşamını yitirmiştir. Gazi Mahallesi'ndeki olaylarda çok sayıda kişinin yaşamını
yitirmesi üzerine Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi'nde yapılan gösteriye polis
silahla müdahale etmiş, burada da 5 kişi ölmüş, 20'den fazla kişi
yaralanmıştır. Böylece Gazi Mahallesi'nde başlayan olaylarda toplam can kaybı
22'ye yükselmiştir. Gazi olaylarıyla ilgili dava süreci de deyim yerindeyse tam bir
skandala dönüşmüştür. Dava süreciyle ilgili gelişmeler özetle şöyledir:
Gaziosmanpaşa Savcılığı'nın olayla ilgili fezlekesiyle Eyüp Cumhuriyet
Başsavcılığı, 20 polis hakkında "Müdafaa ve zaruret sınırını aşarak faili
belli olmayacak şekilde adam öldürmek" iddiasıyla dava açmıştır. Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi, davanın güvenlik gerekçesiyle başka bir
şehre naklini istemiş ve dava Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiştir.
Yargılama 5 yıl sürmüş, mahkeme heyeti, polislerin hedef gözeterek ateş
ettiklerine dair fotoğrafları ve Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı otopsi
raporlarını dikkate almamış, müdahil avukatların dönemin yetkililerinin tanık
olarak dinlenmesi taleplerini reddetmiştir. Susurluk sanığı özel timci Ayhan Çarkın'dan, Susurluk kazasında ölen İstanbul eski Emniyet
Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ'a, Oğuz Yorulmaz'dan, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'a kadar birçok
kişinin olayla ilgisi olduğuna dair iddialar araştırılmadan dava
sonuçlandırılmıştır. Davada yargılanan 20 polisten 18'i beraat ederken; Adem Albayrak ve Mehmet Metin Gündoğdu'ya toplam 4 yıl 32 ay hapis cezası verilerek,
toplumda infial yaratan bir olayın perede arkası karanlıkta bırakılmıştır.
Mağdur ailelerin AİHM'e yaptığı başvuru kabul
edilerek, Türkiye'yi toplam 510 bin Avro ödemeye mahkum
edilmiştir. Gazi olaylarının üzerinden tam 13 yıl geçmiştir. Türkiye'yi
karanlığa sürüklemek isteyen figüranlar ve arkasındaki güçler açığa
çıkartılmadığı için kamuoyu vicdanında açılan yara kapanmamıştır. Bu tür olayların karanlıkta kalması, hukukun üstünlüğüne olan
güveni sarstığı gibi; karanlık güçleri de yeni provokasyonlar
tertipleme konusunda cesaretlendirmektedir. Demokratik hukuk devleti olmanın
yolu, bu tür olayların aydınlatılması ve sorumlulardan hesap sorulmasından
geçmektedir. Sonuç olarak yukarıda dile getirilen görüşler ve olgular ışığında
hem Gazi Olaylarını tetikleyen, mahalledeki kahvehanelere yönelik ilk
saldırının faillerini bulmaya ve bu provokasyonun
kimler tarafından organize edildiğini ortaya çıkarmaya yönelik olarak; hem de
bu saldırıdan sonra yapılan gösterilerde yaşanan ölümlerin bütünüyle
aydınlatılmasına dönük olarak TBMM tarafından bir Meclis Araştırma Komisyonu
kurulması gerektiği inancındayız. 2.- Kahramanmaraş Milletvekili
Durdu Özbolat ve 25 milletvekilinin, Pazarcık’ta
kurulması planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/154) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Pazarcık ilçesi, Denizli köyü, Bölükçam
Tepesi, Tomsuklu mevkiinde, K.Maraş Belediyesi
tarafından, katı atık düzenli depolama sahası olarak yapılması planlanan alanın
seçimi, ne bölgede yaşayan insanların tepkileri ne de doğaya ilişkin kaygıları
içeren bilirkişi raporları hiçe sayılarak gizli veya açık bir inatlaşmayla, bir
oldubittiye getirilerek yapılmak istenmektedir. K. Maraş Belediye Başkanlığı tarafından ilgili kurum ve çevre
halkından kaçırılır gibi oluşturulan ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi)
Raporunun gerçeği yansıtmadığına ilişkin Pazarcık ve Narlı belediyeleri ve
çevre köylerin muhtarlıklarının başvurusu üzerine alınan, bilirkişi raporları
ortaya çıkan duruma ilişkin, ciddi kuşkular doğmasına neden olmaktadır. K. Maraş Belediyesinin bir oldubittisiyle 50.000 vatandaşımızın
mağdur edilmemesi için konunun, yüce meclisimizce kurulacak bir araştırma
komisyonu tarafından, yerinde incelenmesini, Anayasanın 98, içtüzüğün 104 ve
105. maddeleri gereğince arz ve teklif ederiz. 1) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş) 2) Selçuk Ayhan (İzmir) 3) Mehmet Ali Susam (İzmir) 4) Tekin Bingöl (Ankara) 5) Ali Arslan (Muğla) 6) Gürol Ergin (Muğla) 7) Hikmet Erenkaya (Kocaeli) 8) Çetin Soysal (İstanbul) 9) Ali Rıza Öztürk (Mersin) 10) Ergün Aydoğan (Balıkesir) 11) Nesrin Baytok (Ankara) 12) Abdurrezzak Erten (İzmir) 13) Hüsnü Çöllü (Antalya) 14) Mevlüt Coşkuner (Isparta) 15) Malik Ecder Özdemir (Sivas) 16) Ali Oksal (Mersin) 17) Ahmet Küçük (Çanakkale) 18) Vahap Seçer (Mersin) 19) Ali Rıza Ertemür (Denizli) 20) Gökhan Durgun (Hatay) 21) Hulusi Güvel (Adana) 22) Tansel Barış (Kırklareli) 23) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın) 24) Ahmet Ersin (İzmir) 25) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul) 26) Şevket Köse (Adıyaman)
Gerekçe: Yirmi birinci asrın en önemli sorunlarından birisi, küresel ısınma
ve insanların yaşanabilir uygun ortamlarda, temiz bir çevrede
barınabilmeleridir. Devletlerin asli görevi, vatandaşlarının yaşadığı çevreyi,
temiz, sağlıklı ve ekonomik faaliyetlerini rahatça yapabilecekleri şartlara
getirmektir. Toplumsal yaşam ve gelişen teknoloji, insanların çevreye verdiği
zarar ve tahribatı had safhaya çıkarmaktadır. Yoğun nüfus artışı, doğal olarak
ortaya çıkan "sıvı ve katı atıkların" sağlıklı bir biçimde
"dönüştürülüp" yeniden ekonomiye katkı sağlamasını zorunlu
kılmaktadır. Geçen yıl yaşadığımız "2007" yazındaki kuraklık,
kullanılabilir tatlı su kaynaklarının önemini tekrar ortaya çıkarmıştır. Birçok
büyük şehrimiz yaz aylarını kuraklıktan dolayı susuz geçirmiş, barajları kuruma
noktasına gelmiştir. Bütün dünyada tatlı su kaynakları hızla azalırken, bu yüz
yılda, petrolden çok "su savaşlarının" çıkacağına ilişkin birçok
strateji, bahis konusudur. Esas olarak katı atıkların dönüşümü ve depolanması, insan sağlığı
ve çevreye duyarlılığı yansıtıyorsa, çağdaş hiçbir insanın, karşı çıkabileceği
bir mesele olamaz. Yalnız yapılacak "işle ilgili seçilen mevkii", ne
doğayı, ne de çevresindeki insanların, huzur, mutluluk ve sağlığını tehlikeye
düşürmemesi, temel olmak kaydıyla. Pazarcık ilçesi, Denizli köyü, Bölükçam
Tepesi, Tomsuklu mevkiinde, K. Maraş Belediyesi
tarafından, katı atık düzenli depolama sahası olarak düşünülen alanın seçimi,
ne bölgede yaşayan insanların tepkileri, ne de doğaya ilişkin kaygıları içeren
bilirkişi raporları hiçe sayılarak gizli veya açık bir inatlaşmayla, bir
oldubittiye getirilerek yapılmak istenmektedir. Pazarcık ve Narlı belediye başkanlıkları, Halkaçayır,
Maksutuşağı, Denizli, Alibeyuşağı,
Çınarlı, Abbaslar, Sivricehöyük, Emiruşağı,
Yeniyurt, Eski narlı köyleri muhtarlıklarının yerel
mahkemede açmış oldukları davalar bilirkişi raporları hiçe sayılarak
reddedilmiş, bölgede yaşayan 50.000 insan yaşam şartlarının bozulmasından
dolayı göçe zorlanacaktır. K.Maraş Belediye Başkanlığı tarafından ilgili kurum
ve çevre halkından kaçırılır gibi oluşturulan ÇED (Çevresel Etki
Değerlendirmesi) Raporunun, gerçeği yansıtmadığına ilişkin Pazarcık ve Narh
belediyeleri ve çevre köylerin muhtarlıklarının başvurusu üzerine alınan Bilirkişi raporlarına göre katı atık tesisinin kurulmasıyla: a: Yer altı suları
zehirlenecektir: Yukarıda adı geçen köyler, içme suyu ve kullanma sularını bu
bölgeden çıkan sulardan karşılamaktadır. 31 Aralık 2004 tarih ve 25687 sayılı
resmi gazetede yayınlanan Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği 17. maddesinde"
İçme ve kullanma suyu rezervuarının maksimum su seviyesinden itibaren 100m.
Genişlikteki şerit, mutlak koruma alanıdır." denmektedir ve bu alanda
yapılaşmaya izin verilmemektedir. Aynı yönetmeliğin 18. maddesi " kısa
mesafeli koruma alanı, içme ve kullanma suyu rezervuarlarının mutlak koruma alanı
sınırından itibaren "Madde 24- Evsel ve evsel nitelikli endüstriyel katı
atıkları ve arıtma çamurlarını düzenli olarak depolamak amacıyla inşa edilecek
olan tesisler, Bakanlık veya ilgili belediyeler tarafından içme suyu temin
edilen ve edilecek olan yüzeysel su kaynaklarının korunması ile ilgili olarak
çıkarılan yönetmeliklerde, çöp dökülmeyeceği ve depolanmayacağı belirtilen
koruma alanlarında kurulamaz", denilmektedir. b- Katı atık
tesisi kurulmak istenilen bölge fay hattı üzerindedir: DAF (Doğu Anadolu Fayı)
hattı c- Katı atık
tesisi kurulmak istenilen bölge maden sahasıdır: Katı atık depolama alanında
Krom madeni bulunmakta olup Nil-Ay inşaat Tic, Tur. Tar. San A.Ş tarafından
13.07.2007 tarihinde 200707025 ruhsat numarasıyla TC
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünden 4.grup
Arama ruhsatı alınmıştır. d- Bölge Askeri
atış alanıdır: Bu bölgede her ay düzenli atış talimi yapılamakta olup en az beş
gün hiçbir vatandaş veya evcil hayvan girişine izin verilmemektedir. e- Bölgede,
Çınarlı Barajı projesi vardır. f- Bölge, orman
alanıdır. Bütün sayılan gerekçelere rağmen, katı atık tesisi bölgeye
kurulmak istenmektedir. 3.- Mersin Milletvekili Vahap Seçer ve 28 milletvekilinin, tahıl üretimi ve
tüketiminde planlamadan kaynaklanan sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/155) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Dünyada enerji talebine bağlı olarak artan petrol fiyatları ile
birlikte tahıl ürünleri bio yakıt üretiminde daha
fazla kullanılmaya başlanmıştır. Nüfus artışı ile birlikte artan tüketim ve
tüketim çeşitliğine bağlı olarak ekim alanlarının daralması ve küresel
ısınmanın da neden olduğu kuraklıkla birlikte dünyada ve ülkemizde buğday
üretiminde ciddi kayıplar oluşmuş, stoklar tükenme noktasına gelmiştir. Bu nedenle, tahıl ürünlerinin üretim ve tüketim planlamasında
karşılaşılan sorunların tespit edilerek, çözüm yollarının bulunması amacıyla,
Anayasanın 98 inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci
maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz. 1) Vahap Seçer (Mersin) 2) Ahmet Küçük (Çanakkale) 3) Ramazan Kerim Özkan (Burdur) 4) Ferit Mevlüt Aslanoğlu
(Malatya) 5) Yaşar Ağyüz (Gaziantep) 6) Suat Binici (Samsun) 7) Mevlüt Coşkuner
(Isparta) 8) Ali Rıza Ertemür (Denizli) 9) Eşref Karaibrahim (Giresun) 10) Bayram Ali Meral (İstanbul) 11) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak) 12) Necla Arat (İstanbul) 13)Abdülaziz Yazar (Hatay) 14) Malik Ecder Özdemir (Sivas) 15) Fevzi Topuz (Muğla) 16) Sacid Yıldız (İstanbul) 17) Hüsnü Çöllü (Antalya) 18) Hulusi Güvel (Adana) 19) Esfender Korkmaz (İstanbul) 20) Tansel Barış (Kırklareli) 21) Fatma Nur Serter (İstanbul) 22) Muharrem İnce (Yalova) 23) Turgut Dibek (Kırklareli) 24) Ali Koçal (Zonguldak) 25) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın) 26) Yaşar Tüzün (Bilecik) 27 Mehmet Ali Özpolat (İstanbul) 28) Ahmet Ersin (İzmir) 29) Şevket Köse (Adıyaman) Gerekçe: Son yıllarda tahıl ürünlerinin bio yakıt
enerjisinde kullanılması, dünyada tahıl piyasalarını önemli ölçüde
etkilemektedir. Ekim alanlarındaki daralma ve küresel ısınmanın etkisiyle
yaşanan kuraklık, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi üretim kayıplarına
neden olmuştur. 2007 hasat dönemi sezonundan 2008 ocak
ayı sonuna kadar, tahmin edilen düzeyde yükselen buğday fiyatları, son 20 gün
içerisinde baş döndürücü şekilde artış göstermiştir. Bu da iç piyasada un ve
ekmek fiyatlarını doğrudan olumsuz yönde etkilemiştir. Dünyadaki belirli buğday üreticisi ülkeler kendi tedbirlerini alıp
planlarını yaptığı bu durum karşısında Türkiye'de tahıl piyasalarını düzenlemek
ve alım yoluyla desteklemekle görevli Toprak Mahsulleri Ofisi önlem almayarak,
gerekli planlamaları yapmamış, yükselen buğday fiyatları karşısında,
üreticimiz, sanayicimiz ve halkımız zor durumda bırakılmıştır. Geçtiğimiz yıllarda 6 milyon tona varan alımlar gerçekleştiren
Toprak Mahsulleri Ofisi 2007 yılı tahıl alım sezonunda 42,5 kuruş gibi düşük
bir fiyatla tarihinin en düşük alım miktarı olan 102 bin ton buğday almıştır.
Bu nedenle TMO kritik stok miktarını bile temin edememiş ve piyasaları
düzenleyici rolünü yitirmiştir. Toprak Mahsulleri Ofisinin bu hatalı
politikalarında, ehil olmayan kadrolarca yönetilmesinin ve siyasi kadrolaşmanın
büyük etkisi olmuştur. Piyasaların 2-3 milyon ton buğday açığı olacağına yönelik tespit
ve uyarıları dikkate alınmadığından dolayı hasat döneminde 42,5 Ykr/Kg olan buğday fiyatı % 100 artarak 80 Ykr seviyelerine ulaşmıştır. Yine hasat dönemi sonunda dış
piyasalarda buğdayın ton fiyatı 250 dolar iken, bugün 550 dolara çıkmıştır.Bu gelişmeler de un fiyatlarına dolayısıyla da
ekmek fiyatlarını yükseltmiştir. Tüm bu öngörü ve yanlış planlamalara ek olarak, önümüzdeki hasat
dönemi için de, üretim ve verimlilik artışına yönelik gerekli tedbirler
alınmadığı gibi, başta akaryakıt ve gübre olmak üzere girdi fiyatlarının
artması karşısında tedbir alınmamış ve hiçbir destekleme yapılmamıştır. Girdi fiyatlarının aşırı artışı buğday üreticisinin yeteri kadar
ekim yapamamasına, bir çok arazının boş kalmasına,
ekimi yapılabilen arazilerde de yeterince gübre kullanılamamasına neden
olmuştur. Bu gelişmeler gelecek hasat döneminde de ciddi üretim kayıplarının
yaşanacağını göstermektedir. Bu doğrultuda, Tahıl ürünlerinin üretim ve tüketim planlamasında karşılaşılan
sorunların tespit edilerek, çözüm yollarının bulunması amacıyla bir Meclis
Araştırmasına ihtiyaç bulunmaktadır. BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır. Sayın milletvekilleri, Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan, gündemin “Sözlü Sorular” kısmında yer alan
sorulardan 1, 9, 10, 11, 20, 21, 28, 39, 46, 50, 52, 57, 58, 61, 63, 73, 122,
129, 136, 152, 167 ve 179’uncu sıralardaki soruları birlikte cevaplandırmak
istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim. Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım: V.- ÖNERİLER A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ 1.- Genel Kurulun çalışma saatleri
ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ve 19/3/2008
Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine; (8/4) esas no.lu
genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 20/03/2008 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi Danışma Kurulu Önerisi No.: 28 18.3.2008 Genel Kurulun; 19.3.2008 Çarşamba ve 20.3.2008 Perşembe günkü
Birleşimlerinde 14:00-20:00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesi, Genel
Kurulun 19.3.2008 Çarşamba günkü Birleşimindeki sözlü soruların görüşülmemesi,
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler”
kısmının 55 inci sırasında yer alan 118 sıra sayılı kanun tekliflerinin bu kısmın 2 nci sırasına alınması ve diğer kanun tasarı ve
tekliflerinin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi ve Gündemin “Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler”
kısmının 115 inci sırasında yer
alan 8/4 esas nolu Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Hakkı Suha
Okay, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu
ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un, Türk Silahlı
Kuvvetlerinin Kuzey Irak Operasyonu konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 102 ve 103 üncü
maddeleri uyarınca bir genel görüşme açılmasına ilişkin önergesinin öngörüşmelerinin Genel Kurulun 20.03.2008 Perşembe günkü
Birleşiminde yapılmasının Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca
önerilmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Söz istiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN – Sayın Genç, lehte mi aleyhte mi? KAMER GENÇ (Tunceli) – Aleyhte… BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Genç. Süreniz on dakikadır. KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Ben de bugün Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü olması dolayısıyla,
Çanakkale Zaferi’nde hayatlarını bu ülke için feda eden o büyük şehitlerimizin
anıları karşısında saygıyla eğiliyorum, kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Görüyorsunuz ki insanlar, bu ülkenin bağımsızlığını korumak için
canlarını veriyorlar, feda ediyorlar. Biz politikacılar ise bu memleketi
düzeltmek için çok ciddi bir çaba göstermiyoruz. Geçmişte bu ülke için kendini şehadet mevkiine götüren ve canlarını feda eden bu
insanların aziz hatıraları gereği, memleketin yönetimini elinde bulunduran
insanların da o aziz hatıralara uygun bir davranış içinde olmasını ilgililere
öneririm. Sayın milletvekilleri, ben geçen cuma günü Almanya’ya gittim.
Orada Alevi kültür merkezlerinin düzenlediği üç tane panele katıldım. Orada
bazı arkadaşlarımızın talepleri vardı. Mesela, işte, Türk vatandaşlığından
çıkan bu işçi vatandaşlarımıza, 5203’le -Ben tabii takip etmedim ama kanun
numarası yanlış olabilir- bir belge veriliyormuş kendilerine. Bu belgeyi tapuda
kullanamıyorlarmış, resmî dairelerde kullanamıyorlarmış; ilgililerin dikkatine
sunuyorum. Tabii Alevi derneklerinin en önemli isteklerinin başında, cemevlerine bir yasal statü kazandırılması... Biliyorsunuz,
tekke ve zaviyeler kanunla Türkiye’de kapatıldığından, insanlar, ibadetlerini,
ondan önce işte tekkelerde, zaviyelerde ve belli yerlerde yapıyorlardı; ama
bunlar kapatılınca… Alevi vatandaşların bugün ibadetlerini yapmak üzere
kurdukları cemevlerinin ismi kültür evleridir. Ancak
bunların yasal bir statüye kavuşması hâlinde, burası cemevi
sıfatını alır ve burada ibadet eden insanlarımızın statüleri mevcut kanunlara
aykırı olmaz. Bunun bir an önce düzeltilmesini istiyorlar. Ben de bu konuda bir
kanun teklifi verdim, Köy Kanunu’nda düzeltme yapılması ve İmar Kanunu’nda
düzeltme yapılması… Tabii, yurt dışında çalışan işçilerimizin, özellikle bu “yeşil
sermaye” adı altında kendisinden alınan ve üzerine yatılan paralar dolayısıyla
çok ciddi şikâyetleri var. Tabii, bu paraları getirip de Türkiye’de birtakım
siyasi iktidarlarla birlikte harcayan ve siyasi iktidarlara yakınlığıyla
bilinen kişiler tarafından korunduğu konusunda çok ciddi tereddütleri var.
İnşallah, bu arkadaşlarımızın da bu sıkıntılarını giderebilecek düzenlemeler
yapılabilir. Değerli milletvekilleri, tabii, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir
hukuk devletidir; hukuk devletinde… Türkiye Cumhuriyeti devleti kurumlar ve
kurallar ülkesidir. Geçen hafta, tabii, ben yurt dışına gittikten sonra
Yargıtay Başsavcısı bir partiyle ilgili kapatma davasını açmıştı. Ben, daha
önce bu kürsüde dedim: “Sayın Başsavcı, siz eğer zamanında görevinizi
yapmazsanız -laik Türkiye Cumhuriyeti devleti çok büyük bir tehlike altında-
zaman geçirirseniz, artık o zaman geçtikten sonra yapacağınız bir başvurunun
Türkiye için bir faydası yok.” Sayın Başsavcı da uzun yıllar belgelerini
toplamış… Anayasa’mızın 69’uncu maddesinde Başsavcının siyasi partiler hakkında
dava açma hakkı vardır. Ben, bu davayı açtığı için Sayın Başsavcıyı tebrik
ediyorum. Arkadaşlar, insanların, arkasında suç ithamı olmayan insanların
mahkemelerden korkmaması lazım, davalardan korkmaması lazım. Sayın Başsavcı
dava açmış, birtakım iddianame hazırlamıştır. Bu iddianame gidecek Anayasa
Mahkemesinde incelenecek. Türkiye Cumhuriyeti devleti, dediğim gibi, bir
kurumlar ve kurallar ülkesidir. Bu kuralları işletilmezse sonunda Türkiye’nin
başına ne felaketler geleceğini birtakım insanların tahmin etmesi mümkün değil.
BAŞKAN – Sayın Genç… KAMER GENÇ (Devamla) – Meclisin çalışmasıyla ilgili söylüyorum. Nitekim, Almanya’da
Hitler rejiminin gelmesinin temel nedeni de, o zaman hâkimler ve savcıların
korkarak birtakım önemli aşamalarda dava açmamasından kaynaklanıyor. Ben,
özellikle Yargıtay Başsavcısına ilişkin olarak bazı besleme basının yaptığı
hücumları şiddetle kınıyorum. Herkes burada görevini yapıyor. Görevini yapan insanların takdir edilmesi lazım, görevini yapan
insanların alkışlanması lazım. ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) – Senin kafanda sıkıntı var. Sen kendi işine baksana. KAMER GENÇ (Devamla) – Bana çok güzel şeyler yakışıyor. Bana
yakışan şeyleri ben şey ediyorum ama görevini yapan insanlara böyle saldırı
olmaz ve Türkiye’de bir korku âlemi yaratmaya çalışıyorlar. BAŞKAN – Sayın Genç, söz aldığınız konuda konuşursanız lütfen… KAMER GENÇ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, burası bir hukuk
devletidir, Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Burada suç işleme imtiyazı kimsede
yok. Herkes kanunlara, Anayasa’ya saygı duymak zorundadır. MEVLÜT AKGÜN (Karaman) – Her konuşma suç mu? KAMER GENÇ (Devamla) – Kanunlara ve Anayasa’ya karşı saygı
duymayan insanların elbette ki yargılanması en doğal haktır. BAŞKAN – Sayın Genç, Danışma Kurulu önerisi üzerine söz aldınız,
lütfen… KAMER GENÇ – Pardon efendim? BAŞKAN – Danışma Kurulu önerisi üzerine lütfen! KAMER GENÇ (Devamla) – Danışma Kuruluyla ilgili konuşuyorum Sayın
Başkanım. (AK Parti sıralarından gürültüler) BAŞKAN – Lütfen… KAMER GENÇ (Devamla) – Danışma Kurulunda, işte, soru müessesesi
var. Bu soru müessesesi, maalesef, burada, Mecliste soru müessesesinin
sorulmaması yönünde siyasi iktidar öyle hileli bir taktiğe gidiyor ki…
Arkadaşlar, İç Tüzük’ün 98’inci maddesine göre soru burada okunacak, ilgili
bakan çıkıp cevap verecek, arkasından, buna karşı milletvekilinin de konuşma
hakkı var, sonra bakan uygun görürse buna bir cevap vermesi lazım. Şimdi, böyle
yapılmıyor. Ne yapıyor? Siyasi iktidar bir hile bulmuş: Tutuyor, yirmi tane
soruyu, otuz tane soruyu peş peşe okutuyor ve o sorulara kendisine göre bir
yorum getiriyor, orada, soruda sorulan şeylere de cevap vermiyor, kendi siyasi
düşüncelerinin, kendi siyasi propagandasını yapıyor. Tabii, bu propagandayı
yapmak için de hakikaten insanların çok, biraz cesaret sahibi olması lazım.
Şimdi, soru sorduğumuz konularda bize söz hakkı çıkmıyor, birçok suistimaller örtbas ediliyor. Şimdi, Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisine, bunu defalarca bu
kürsüden söyledim. Bu 98’inci maddedeki usule göre soruları cevaplandırsınlar.
Aksi takdirde, bakan çıkıyor burada yirmi beş dakika, otuz dakika, hatta kırk
beş dakika konuşuyor, biz soru sahibi olarak bir şey söyleyemiyoruz. Şimdi, bugün burada bir veya iki tane sorumu cevaplandıracak.
Burada çok ciddi deliller var elimde. Yani bu iktidar zamanında çok ciddi suistimaller yaptığı konusunda birtakım deliller var
elimizde. Peki, nasıl, ben bunları burada çıkıp savunmayayım da… Nasıl milletin
gözünden kaçırıyorsunuz? Onun için, sayın milletvekilleri, Sayın Başkanım; isterseniz,
lütfen, bu 98’inci maddeyi uygulayın. Soru önce okunsun, arkasından bakan
çıksın cevap versin, ondan sonra, milletvekili de buna söyleyeceğini söylesin
ve ondan sonra da ilgili bakan, cevabı varsa versin. Aksi takdirde, siz bakana cevap…
Buradan otuz tane soruyu, kırk tane soruyu peş peşe okutup da ondan sonra
burada bakan çıkıp da hikâye anlatmasın. Zaten anlattıkları, hikâyeden daha
ileri geçmiyor. (AK Parti sıralarından gürültüler) MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) – Sen ne anlarsın! HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Senin
gibi masal anlatmıyoruz. KAMER GENÇ (Devamla) – Şimdi, değerli milletvekilleri, bakın,
halkın içine gelin girelim. Halk, bakın neler diyor… Halkın içine gelin
gidelim. Hanginizin gücü varsa, buyurun, halkın içine gidip gezelim. HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) –
Gezelim. KAMER GENÇ (Devamla) – Burada konuşmak kolay. 340 milletvekiliyle geldiniz Meclise, bu Meclise ciddi bir yasama
düzenlemesini getirmediniz. HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Senin
masallarını dinliyoruz. KAMER GENÇ (Devamla) – Getirdiğiniz kanunların kime yaradığı
belli. Hepsini burada saymama gerek yok. Ama Türkiye çok ciddi sıkıntılar
içinde. Türkiye’de, çok ciddi rejim sıkıntısı içinde insanlar yaşıyor. İnsanlar
bir korku içinde. Efendim, çıkıp da sorumluluk… (AK Parti sıralarından
gürültüler) ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) – Senin kafanda sıkıntı var. KAMER GENÇ (Devamla) – Bakın, siz şimdi beş senedir veya altı
senedir iktidarsınız, burada, bir gensoru gelip de kabul edildi mi, bir Meclis
soruşturması kabul edildi mi? Çünkü kabul edilmiyor. VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Öyle bir zorunluluk mu var,
mecburiyet mi var? KAMER GENÇ (Devamla) – Türkiye’de suistimallerin
âlâsı sizde var ama kardeşim, Meclis çoğunluğunun yarattığı bu güçle siz
bunları örtbas ediyorsunuz. Bir de üstelik de çıkıyorsunuz: “Efendim, bizim
hakkımızda açılan dava bizim oylarımızı artıracak.” Ya, bu millete hakaret
ediyorsunuz. Yani bu millet, bile bile suistimal yapan, suç işleyen insanlara oy verir mi? Ha,
geçmişte bir mağdurları oynadınız. Yani suç işleyen insanları mağdur ilan edip
de onun karşısına çıkıp “Efendim, ben oyumu artırırım.” diyen kişi, bu millete
hakaret eden kişidir. Efendim, birisi çıkıyor diyor ki: “Efendim, böyle bir iddianamede
benim ismimin yer alması bana şeref kazandırır.” VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Gündeme gel! KAMER GENÇ (Devamla) – İddianame ne? Laik Türkiye Cumhuriyeti
devletinin kurumlarını yerinden kaldırma. Ee? (AK
Parti sıralarından gürültüler) VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Sen iddianameyi okumamışsın. KAMER GENÇ (Devamla) – Demek istiyor ki: Ben bu eylemleri zaten
işliyorum. Siz bunları söylemekle ben bundan şeref duyuyorum. VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Atıyorsun! KAMER GENÇ (Devamla) - Böyle bir parlamenterlik sistemi, böyle bir
düşünce olmaz. Anayasa Mahkemesi ve cumhuriyetin başsavcısı bu ülkenin en
saygıdeğer kurumlarıdır. Bu kurumlara saygı göstermek lazım. (AK
Parti sıralarından gürültüler) ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) – Sen Başbakana saygı göstermiyorsun!
Ülkenin Başbakanına saygı göstermiyorsun! KAMER GENÇ (Devamla) – Eğer korkunuz yoksa,
alnınız açıksa, çıkarsınız, yargılanır gelirsiniz. Bu memlekette kimsenin suç işleme hakkı yok beyler. Bu memlekette
Cumhurbaşkanı da suç işlerse bu vatandaş yakasına yapışacak, Başbakan da
yapacak, iktidar partisi de yapacak… (AK Parti sıralarından gürültüler) MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) – Yargıtay Başkanı suç işlerse
ne olacak? KAMER GENÇ (Devamla) – “Efendim, 340 milletvekilim var…” 340
milletvekilin varsa, buyurun, çık mahkemenin karşısında yargılan. Yani siz… MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) – Sayın Başkan, bu ne konuşuyor? KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, böyle, etrafa korku dağıtmakla,
bir de ayrıca birtakım satılmış, besleme basının, o satılmış kalemlerin
arkasına sığınmakla Türkiye’de halkın gözünü… ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Senin esas
emelin bu Meclisin kapatılması. Seni millet biliyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) –
Halikarnas’ı anlat! BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen, önerge üzerinde konuşuyordunuz. Lütfen…
Sözünüzü… KAMER GENÇ (Devamla) – Sayın Başkan, önerge… HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) –
Halikarnas’tan bahsetsene. MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) – Ne konuşturuyorsun Başkan? BAŞKAN – Saygılarınızı sununuz Meclise. Lütfen buyurunuz. KAMER GENÇ (Devamla) – Sayın Başkan… BAŞKAN – Danışma Kurulu önerisi üzerine… Buyurunuz. KAMER GENÇ (Devamla) – Şimdi Sayın Başkanım, Danışma Kurulu şudur:
Meclisin çalışma usullerini belirliyor. Tabii ki, bunların hepsi Meclisin
çalışma usulüne giriyor. Bu memlekette hırsızlıklar varsa bu kürsüye getirmemiz
lazım. Bu memleketin rejimini tehlikeye atan kişiler varsa bu Danışma Kurulunda
diyoruz ki öncelikle bunlara yer verelim diyorum. (AK Parti sıralarından
gürültüler) HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) –
Kararlara uy. KAMER GENÇ (Devamla) – Onun için, yani bu birtakım besleme köşe
yazarlarının o besleme kalemleriyle size yapılan övgüler size hayır getirmez,
size şer getirir. Bu sizin sonunuz olur. LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) – Sizin karanlık kafanız tehlike. KAMER GENÇ (Devamla) – Ben, Türkiye Cumhuriyeti Başsavcısını
tekrar tebrik ediyorum. ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) – Sana yakışanı
yapıyorsun. KAMER GENÇ (Devamla) – Bu yiğit savcılar oldukça, en azından bu
memlekette keyfîlik yapan insanların içine böyle bir korkular düşer. Neyse,
mahkemeyle ilgili bir şey söylemiyorum. Ama herkes bu memlekette suç işleyemez
efendim, suç işlerse bunun sonucuna katlanılır. Saygılar sunuyorum. BAŞKAN – Danışma Kurulu önerisini… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, lehte konuşmak istiyorum
öneri hakkında. BAŞKAN – Sayın Elitaş, buyurunuz
efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar) Süreniz on dakika, önerinin lehinde… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Çanakkale şehitlerinin şehitler günü olarak kutladığımız bu 18
Mart günü Çanakkale’de ülkemizin bekası için, Türk milletinin bekası için can
veren şehitlerimizi, atalarımızı, dedelerimizi saygıyla, hürmetle, rahmetle yad ediyorum. Onlar bu vatanın her bir karış toprağı, her
bir çakıl taşı için kanlarını feda ettiler. Biz onların evlatları olarak,
torunları olarak onlarla gurur duyuyoruz. Şehitlerimizi tekrar anarak sözlerime
başlamak istiyorum. İç Tüzük’ümüzün 19’uncu maddesi gereğince, Parlamentoda grubu
bulunan siyasi partiler Danışma Kurulu istedikleri takdirde, siyasi partilerin
grup başkan vekilleri, grup başkanları veya onların temsilcileri vasıtasıyla
Danışma Kurulu haftalık çalışma programlarını yapmak üzere yetkilendirilmiştir,
görevlendirilmiştir. Bu konuda dört siyasi partinin grup başkan vekili yaptıkları
istişare çerçevesinde bugün, yarın ve perşembe günü kaça kadar çalışacakları ve
gündemde hangi maddelerin, hangi konuların görüşüleceğiyle ilgili mutabakata
varmışlar. Bu mutabakat çerçevesinde de bugün, biraz önce Divanın okuduğu
gündemi inşallah görüşeceğiz. Biraz sonra, Maliye Bakanına sorulmuş sorularla ilgili, sayın
milletvekillerinin sözlü olarak cevap verilmesini istedikleri sorularla ilgili
Sayın Bakan bilgiler verecek. Yarın, toprak koruma ile ilgili, bir milletvekilimizin
verdiği üç maddelik kanun teklifi; arkasından, hakikaten çok önemli olduğunu
düşündüğümüz, bizim İzmir Milletvekilimiz Sayın Mehmet Tekelioğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Oktay Vural ve
arkadaşlarının ve tüm İzmirli hemşehrilerimizin, tüm
İzmir’de yaşayan kardeşlerimizin çok önemli diye vurguladıkları, bizim de çok
önemli olduğunu düşündüğümüz, Cumhuriyet Halk Partili İzmir Belediye Başkanı,
Milliyetçi Hareket Partili İzmir milletvekilleri, AK Partili milletvekilleriyle
birlikte inşallah yarın gündeme alacağımız EXPO 2015 ile ilgili beş maddelik
kanun teklifini de görüşeceğiz. Ümit ediyorum
yarın bunları çıkaracağız. Arkasından, Kuzey Irak’a yapılan kara operasyonu ile ilgili
basında, kamuoyunda, gündemde yoğun bir şekilde tartışılan, muhalefet
partilerinin bu konu ile ilgili fikir alışverişlerini, bilgi alışverişlerini
sunmak için yaptıkları eleştirileri gündeme getirmek üzere Cumhuriyet Halk
Partisi grup başkan vekillerinin verdiği bir genel görüşme önergesini perşembe
günü konuşmak üzere aldığımız kararlar bunlar. Şimdi, Danışma Kurulunun yaptığı önerileri fırsat bilip burada
olur olmaz şeyleri gündeme getirmek, bu Parlamentonun saygınlığına gölge
düşürecek hareketlerde bulunmak hiçbir milletvekiline yakışan bir hareket
değildir diye düşünüyorum. Buraya gelirsiniz, çıkarsınız, konuşursunuz. Ama, eğer siz bu İç Tüzük’ü zamanında en iyi şekilde
uyguluyorum ve en iyi biliyorum diye iddia ettiğiniz takdirde, buraya çıkıp İç
Tüzük’ü en iyi şekilde uygulamak ve buradaki milletvekillerine de örnek olmak
mecburiyeti sizdedir. Aksi hâlde, oturduğunuz yerde siz buradaki Başkana,
Başkanlık Divanına ve milletvekillerine “Şu şekilde yönetin.” diye laf atmak
hiçbir milletvekiline erdem kazandırmaz ve bilgiçlik noktasında da belli bir seviye
kazandırmaz. Değerli arkadaşlar, cuma günü saat 16.30 veya 16.35 itibarıyla
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Anayasa’nın 69’uncu maddesinin kendisine verdiği
yetkiyi kullanarak AK Parti hakkında kapatma davası açmış. Anayasa’nın
69’uncu maddesindeki hüküm açık ve net belli. Ama olaydaki ince nokta
şu: Saat 16.35’i bekliyor Sayın Başsavcı. Niye? Piyasalarda çok önemli
dalgalanmalar olabilir, piyasalar bundan zarar görmesin; Türkiye’deki yaşayan
vatandaşlar, işçisi, köylüsü, memuru, emekçisi zarar görmesin diye piyasaların
kapandığı tarihi bekliyor. Ama, 22 Temmuz tarihinde beş
yıllık yaptığı icraatlarla ilgili vatandaş tarafından sandıkta ibralaşmış bir
siyasi partinin, yüzde 47 oy almış siyasi partinin kapatılmasıyla ilgili sadece
gazete haberlerinden, sadece dedikoduyla alakalı olarak ortaya çıktığı,
çıkardığı iddianameyle ilgili yaptığı başvurunun neticesini, dün, piyasaların
önemli bir şekilde dalgalanarak, kimi medyada yazdığı gibi, 20 milyar dolar ila
35 milyar dolar Türk milletinin cebinden çıkan paranın ortaya çıktığını ortaya
koyuyorlar. Bakınız, 2001 yılında Şubat 19 tarihinde bir Anayasa kitapçığının
atılmasıyla birlikte 21 Şubat tarihinde Türkiye çok önemli bir kaosla karşı karşıya kaldı. O dönemde iktidarla
Cumhurbaşkanı arasındaki olumsuzluk ve iktidarın kendi arasındaki problemler
neticesinde, hep beraber biz, servetlerimizi döviz cinsinden yarıya kaybettik. Ama şu anda güçlü bir iktidarın olması, sivil toplum örgütlerinin,
bütün sivil toplum örgütlerinin -iki tane siyasi parti hariç olmak üzere- ve
Parlamentoda bulunan siyasi partilerin tam olarak, AK Partiye yapılan haksız
bir iddianame konusundaki verdikleri destekler, piyasada pazartesi günü çok
önemli bir şekilde zıplama beklenen, yani 2001 19 Şubat, 21 Şubat tarihinde
görülen ekonomik krizin benzeri bir krizle karşı karşıya kalınmasını düşünen
piyasalar, TÜSİAD’ı, MÜSİAD’ı
ve sendikaları, bütün sivil toplum örgütleri -siyasi partiler de dâhil olmak
üzere- verdikleri destek neticesinde, hamdolsun, beklenilen olumsuzluklar
ortaya çıkmadı ve bugün tekrar durulma noktasına doğru geldi. BAŞKAN – Sayın Elitaş, lütfen… MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkanım. Bakınız, Sayın Başsavcının iddianamede yasaklanması gereken 71
kişiden birisi de benim. İddianamede ben ne yapmışım, suçum nedir diye
bakıyorum… KAMER GENÇ (Tunceli) – Bunu mahkemede savunursun. BAŞKAN – Sayın Elitaş, lütfen… Danışma
Kurulunun önerisi üzerine söz istediniz. VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Kamer Genç konuşurken böyle
demiyordun Başkan. MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Sayın Başkan, bakın, biraz önce konuşan
konuşmacıya on bir dakika süre verdiniz, bunun sadece on beş saniyesi Danışma
Kurulu önerisiyle ilgiliydi. Burada bizi suçluyor, grubumu suçluyor ve beni
suçluyor. BAŞKAN – Sayın Elitaş, bu… MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Şimdi, bakınız, ben bu iddianamedeki
suçum nedir diye baktığım zaman, YÖK Kanunu’nun ek 17’nci maddesiyle ilgili bir
kanun teklifine imza atmışım. Yedi grup başkan vekiliyle beraber imza atmışım.
AK Parti Grup Başkan Vekilleri, beşimiz birlikte, Milliyetçi Hareket Partisinin
iki değerli Grup Başkan Vekiliyle birlikte, biz, YÖK Kanunu’nun ek 17’nci
maddesine göre… BAŞKAN – Sayın Elitaş, Danışma Kurulunun
önerisi üzerine konuşun. Ben Kamer Genç’i de uyardım. MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Sayın Başkan, istirham ediyorum. Bakın… BAŞKAN – Kınadığınız işlemleri lütfen kürsüden yapmayınız. Buyurun
sözünüzü… MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Sayın Başkan, daha önceki konuşmacıyı
uyararak bu işi yapmalıydınız ama… BAŞKAN – Ben uyardım efendim. Kınanan işlemleri yapmayınız. MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – … on bir
dakika süre veriyorsunuz, on saniyesi sadece Danışma Kurulu önerisiyle gidiyor.
BAŞKAN – Kınadığınız işlemleri yapmayınız. HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) –
İstediği gibi konuştu. MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bu, muhakkak ki
yargıda görüşülecek ama Türkiye’nin huzurunu, Türkiye’nin kazandığı istikrarı
hiç kimsenin tek başına 22 Temmuz tarihinden bu tarafa milletiyle ibralaşmış
bir partiyi kapatarak Türkiye’yi kaosa sürüklemek ve
bazı hırsları uğruna bazı siyasi düşüncelerinin kendisiyle uyuşmayan
düşünceleri doğrultusunda bu partiyle ilgili yaptığı söylemler 70 milyon Türk
vatandaşına zarar verecektir diye düşünüyorum. Herkes bunu aklıselim bir
şekilde düşünmeli. Nasıl ki cuma günü saat 16.30’da piyasaların kapandığındaki
gösterdiği hassasiyet neyse bundan sonraki süreçte de aynı hassasiyeti gösterip
Türkiye ekonomik bir kaos içerisine sürüklenmemeli. Siyaset, erdemli insanların işidir. Bakınız, bundan on beş-yirmi
gün önce gazetelerde bir haber yayımlandı. Bu haberde, İngiltere’de bir bakan
başkasının bahçesinde çiçek suladığı için tespit edilmiş, istifa ediyor.
Birilerinin bahçesinde çiçek sulayan insanların aynı erdemi göstermelerini
istiyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Elitaş.
Danışma Kurulunun önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme
alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım. Buyurunuz. IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam) B) ÖNERGELER 1.- İstanbul Milletvekili Atila Kaya’nın, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında
Kanuna Ek Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi’nin (2/121) İç Tüzük’ün 37’nci
maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/35) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 21 Mart gününün Nevruz Bayramı olarak Resmi Bayram şeklinde
kutlanmasını temin etmek için 17.03.1981 tarih ve 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve
Genel Tatiller Hakkındaki Kanuna ek madde eklenmesine dair vermiş olduğumuz Kanun
Teklifimizin üzerinden 45 gün geçmesine rağmen Komisyonda görüşülmemiştir. Bu Kanun teklifimizin İçtüzük 37 inci maddeye göre doğrudan TBMM
Genel Kurul gündemine alınması hususunda gereğini arz ederim. Saygılarımla Atila Kaya İstanbul BAŞKAN – Önerge üzerinde, önerge sahibi İstanbul Milletvekili Atila Kaya. Buyurunuz Sayın Kaya. (MHP sıralarından alkışlar) Süreniz beş dakikadır. ATİLA KAYA (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 21 Mart Nevruz Bayramı’nın
resmî tatil olarak kabul edilmesi hususunda vermiş olduğum bir kanun teklifinin
doğrudan gündeme alınmasıyla ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle
yüce Meclisi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, kanun teklifimizin gerekçesi hakkında
kısaca sizlere bilgi vermek istiyorum. Nevruz Bayramı olarak kutladığımız
bayram mart ayının 21’ine tekabül etmektedir. Mart ayının 21’i gece ile
gündüzün eşit olduğu bir gündür ve aslında baktığımız zaman güneş 21 Mart
tarihinden önce güney yarım küreye daha fazla ısı ve ışık vermekteyken 21 Mart
tarihinden sonra ise kuzey yarım küreye daha fazla ısı vermeye başlamaktadır.
İşte bu tabiat olayından dolayı kuzey yarım kürede yaşayan çok çeşitli halklar,
bu tabiatın uyanışını, tabiatın yeniden dirilişi anlamına da gelen bu günü
kutlamak için kendi kültürleri çerçevesinde çeşitli faaliyetler
geliştirmişlerdir ve kendi kültürleri içerisinde çeşitli açılımlar
gerçekleştirebilmişlerdir. Değerli milletvekilleri, Türk milletine, bizim tarihimiz açısından,
nevruzun bizim tarihimizde milletimizin kültürümüzdeki yerine baktığımız zaman
karşımıza çıkan tablo şudur: Bir kere, eski Türk takviminde, yani 12 hayvanlı
eski Türk takviminde nevruz yılbaşı olarak kabul edilmektedir. Aynı zamanda bu
birçok Türk kültürünü dile getiren şairlerimiz, hükümdarlarımız tarafından da
kabul edilmiş, dile getirilmiş bir konudur. Yani eski Türk takviminde yeni
yılın başlangıcı olarak nevruz kabul edilmiştir ve Türk dünyasının çok çeşitli
bölgelerinde, muhtelif coğrafyalarda asırlardan beri kutlanagelmiştir. Değerli milletvekilleri, ta Hunlardan başlayarak Göktürkler,
Uygurlar, Selçuklular, Osmanlılar, Cumhuriyetimiz ve günümüze kadar süren bir
tarihî zaman süreci içerisinde, aynı zamanda da Balkanlardan başlayarak Orta
Doğu, Çin Seddi’ne ve hatta Sibirya’nın içlerine kadar uzanan bir mekânda, bir
coğrafyada kutlanan bir bayramdır Nevruz Bayramı ve bugün, yine, Sovyetler
Birliği’nin dağılmasından sonra ortaya çıkan Türk dünyasına baktığımız zaman, ki Sovyetler Birliği döneminde Nevruz kutlamaları
yasaklanmıştı ama Sovyetlerin dağılmasından sonra yani 1990’lı yılların başında
bağımsızlıklarını ilan eden Türk cumhuriyetlerinin ilk yaptığı işlerden birisi
de Nevruz’u millî bayram ve resmî bir tatil, resmî bir bayram olarak kabul etmek
olmuştur ve bu anlamda Azerbaycan’da, Özbekistan’da, Türkmenistan’da,
Kazakistan’da bugün Nevruz bir resmî bayram olarak kutlanmaktadır. Aynı zamanda
yalnız bunlarla da sınırlı değildir bu durum. Bugün Rusya Federasyonu
içerisinde bulunan çeşitli özerk Türk cumhuriyetlerinde, Saha (Yakut) ya da
Başkurdistan ya da Tataristan gibi özerk cumhuriyetlerde de bu Nevruz bir millî
bayram, bir resmî bayram olarak kutlanagelmektedir. Dolayısıyla, değerli milletvekilleri, biraz önce, yine,
konuşmamda ifade ettiğim Ali Şir Nevai’den
Fuzuli’ye kadar, Pir Sultan Abdal’dan birçok şairimize kadar ve yine, Safevi Türkmen Hükümdarı Şah İsmail Hatayi’den
IV. Murad’a kadar çok çeşitli hükümdarlar tarafından
da Nevruz’la ilgili şiirler yazılmış ve bunların hepsinin ortak adı “Nevruziye” ya da “Bahariye” diye nitelendirilmiştir. Yani bizim Türk kültürümüzde, bu coğrafyada, bu bölgede çok önemli
yere sahip olan bir bayramdır. Hep tabiatın uyanışı, yeniden diriliş, birlik,
beraberlik, hoşgörü, sevgi, kardeşlik bayramı olarak kutlanmıştır ve bugün
Anadolu’nun çok çeşitli bölgelerinde de bu anlamıyla kutlanan bir bayramdır. Ben, Kars’ta doğdum, büyüdüm. Bizim çocukluğumuzda da çok büyük
bir coşkuyla kutladığımız bir bayramdı Nevruz Bayramı ve hâlen aynı coşku
içerisinde bütün bu bölgelerde kutlanmaya devam etmektedir. Aynı zamanda, değerli milletvekilleri, halk tabakalarını bir
millet hâline getiren en önemli unsurlardan birisi de ortak ritüellerimizdir.
Biraz önce ifade ettiğim gibi çok geniş bir coğrafya ve uzun bir zaman dilimi içerisinde
kutlanagelen Nevruz Bayramı bu yönüyle de
birliğimizin, bütünlüğümüzün bir bayramı olarak kutlanmaktadır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın Kaya. ATİLA KAYA (Devamla) – Teşekkür ederim. Bu vesileyle ben, bütün bu gerekçelerden, bu tarihî, kültürel
gerekçelerden dolayı Nevruz Bayramı’nın millî bayram, resmî bayram olarak kabul
edilmesini ve millet bütünlüğü içerisinde coşkuyla kutlanmaya devam etmesinin
kabulünü teklif ediyor, bu vesileyle yüce Meclisi sevgi ve saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kaya. Önerge üzerine Ordu Milletvekili Sayın Rıdvan Yalçın. Buyurunuz Sayın Yalçın. (MHP sıralarından alkışlar) Süreniz beş dakikadır. RIDVAN YALÇIN (Ordu) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın milletvekilleri, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Atila Kaya’nın, Nevruz’un resmî bayram olarak kutlanmasını
öngören yasa teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin müzakerelerde
şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. Sayın milletvekilleri, aynı zamanda bugün, metrekareye 6 bin
merminin düştüğü, insanlığın savaşı mağlup ettiği Çanakkale Zaferi’ni ve
şehitlerimizi anma günüdür. Âkif’in “Vurulup tertemiz
alnından uzanmış yatıyor;/ Bir hilâl uğruna, yâ Rab,
ne güneşler batıyor!” ve “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?/ ‘Gömelim
gel seni tarihe!’ desem, sığmazsın.” /Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,/ Sana âğuşunu
açmış duruyor Peygamber.” dizeleriyle yücelttiği Çanakkale şehitlerini ve bütün
şehitlerimizi bir kez daha şükranla yâd ediyoruz. Sayın milletvekilleri, Nevruz, bilindiği üzere Farsça bir kelime
olup “yeni gün” anlamına gelmektedir. Türk dünyasında Nevruz binlerce yıldır
“yeni yıl bayramı”, “Ergenekon’dan çıkış”, “bahar bayramı”, “birlik, kardeşlik,
özgürlük bayramı” anlamlarıyla kutlanagelmektedir.
Türkiye ve Azerbaycan’da “Nevruz”, Türkmenistan’da “Navruz”,
Doğu Türkistan’da “Noruz”, Özbekistan’da “Növroz”, Kırgızistan’da “Noruz”,
Kazakistan’da “Novrız”, Tataristan’da “Navruz”, Çuvaşistan’da “Naras” adlarıyla bayram olarak kutlanmaktadır. Nevruz, Hunlardan başlayarak Göktürkler, Uygur, Tatar,
Özbek, Kazak, Türkmen gibi bütün Türk devlet ve topluluklarında tarih boyunca
coşkuyla kutlanmış, bu günün şerefine büyük eğlenceler düzenlenmiş, bütün Türk
topluluklarında on iki hayvanlı Türk takviminin başlangıcı olarak kabul
edilmiş, bu günün şerefine fakir fukaraya yemekler dağıtılmış, Nevruz sofraları
kurulmuş, dargınlar barışmış, ziyaretler kutlamaların ayrılmaz bir parçası
olmuştur. Bugün de bu bayram bütün Avrasya coğrafyasında coşkuyla kutlanmaya
devam edildiği gibi, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan,
Türkmenistan, Karakalpakistan, Afganistan, Doğu
Türkistan, Irak, Kırım, İdil-Ural boyları, Tuva, Saha, Hakasya,
Çuvaş, Sibirya, Balkan ve Kıbrıs Türkleri arasında da resmî tatil olarak
kutlanmakta, millî bayram olarak kabul edilmektedir. Nevruz baharın geldiğinin müjdecisidir. Türk halkları baharın
gelmesini dört gözle bekler, uzun ve ağır kış şartlarından kurtuluş, tohum ve
fidanın ekilmesi, hayvanların yavrulaması, yeryüzünün yeşermesi, ağaçların
çiçek açması Türklerin gönlünü şad eden büyük bir olay olarak kabul edilirdi.
Bu yüzden bütün Türk ellerinde o gün büyük şenlikler düzenlenir, “yeni yıl
bayramı”, “bahar bayramı” olarak kutlamalar yapılırdı. Bu bakımdan Nevruz,
bütün Türk milleti arasında ortak bir hatıranın, ortak gelenek ve duyguların,
doğa ve dünya sırlarının çözümü üzerindeki ortak düşüncelerin, aynı
heyecanların çok küçük farklarla ifade edildiği ortak bir kültürel mirastır.
Türk kültürünün hâkim olduğu tüm coğrafyada, Türkistan topraklarından
Balkanlara kadar üç bin yıllık bir geçmişin eseri olan Nevruz, bu topraklar
üzerinde yaşayan halklar arasında en büyük kültür mirası olarak yaşamış,
hayatiyetini sürdürmüş, kültür hayatımızda ortaklık ve süreklilik göstermiş bir
olgudur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Karakeçili Aşireti, II. Abdülhamit
dönemine kadar Nevruz Bayramı’nı Söğüt’te Ertuğrul Gazi’nin türbesinde kutlardı.
Bu bayrama o gün de bu gün de “Yörük Bayramı” adı verilmektedir. Nevruz,
Osmanlı sarayında da kutlanırdı. O gün özel hediyeler hazırlanır, şerbetler
sunulur, macun karılır, devlet yöneticileri büyükten en küçüğe kadar bunları
birbirine takdim ederlerdi. Sayın milletvekilleri, Nevruz, Türk insanını birbirine kenetleyen,
bağlayan, Ergenekon’dan demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarıyla
yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de
kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak ortak kültür ocağında binlerce
ruhu ısıtmaya devam edecek… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Yalçın, lütfen sözlerinizi tamamlayın. RIDVAN YALÇIN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın milletvekilleri, bütün tarihsel gerçeklerden anlaşılmaktadır
ki, Nevruz, neredeyse milletimizin tarihi kadar eskiye dayanan, bütün Türk
coğrafyalarında baharın gelişi, doğanın yeniden dirilişi nedeniyle kutlanan
millî bir bayramdır. Milletimize ve devletimize karşı bölücü emeller besleyen
odakların bu güzel bayramı istismarı, Nevruz’u değil ancak bu odakları daha da
küçültecektir. Bu duygularla, bu önergeyi desteklediğimizi belirtiyor, bu güzel
bayramın şimdiden aziz milletimiz ve insanlık âlemine esenlikler, hayırlar,
güzellikler getirmesini temenni ediyor, Mevlit Kandili’nin de bütün inananlara
hayırlar getirmesini diliyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Yalçın. Şırnak Milletvekili Sayın Hasip
Kaplan’ın çok kısa bir sözü vardır bu konuda. Buyurunuz Sayın Kaplan, kısa olması kaydıyla. HASİP KAPLAN (Şırnak) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Gerçekten ülkemizde milyonlar, Nevruz Bayramı’nı büyük bir
coşkuyla kutluyor. Barış, özgürlük, kardeşlik duyguları ve bayram coşkusu
içinde kutlanan, resmî olarak da kabul edilen bu kutlamalara, resmî günlere
denk gelmesi nedeniyle çalışanların, öğrencilerin, okulda okuyanların katılması
oldukça zor ve biz bu yıl 81 ilde Nevruz kutlamalarını 81 birimde kutlarken bu
sıkıntıyı gerçekten yaşıyoruz. Örneğin Diyarbakır Kayapınar
Belediyesi, işçileriyle yaptığı sözleşmede onları idari izinli sayarak bu
kutlamalara katılmalarını sağlayabiliyor. Gerçekten
milyonların kutladığı, Orta Doğu halklarının, özellikle ülkemizin Kürt, Türk,
Orta Doğu halklarının kutladığı böylesi bir bayramın coşkusunu hep beraber
kutlayabilmemiz için bugün Meclisin, muhalefetin de, iktidarın da, AKP’nin,
CHP’nin, ÖDP’nin, Büyük Birlik Partisi ve diğer tüm
partilerin de desteğiyle bu günün resmî tatil günü olarak kutlanması aynı
zamanda ülkedeki birlikteliği de güçlendirecektir. Bu yönde olumlu oy
kullanacağımızı ifade etmek istiyorum. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kaplan. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir. On beş dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 16.42 İKİNCİ OTURUM Açılma Saati: 17.00 BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal
MUMCU KÂTİP ÜYELER:Harun TÜFEKCİ
(Konya), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı) BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 78’inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum. Gündemin “Sözlü
Sorular” kısmına geçiyoruz. VI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, uzlaşmaya konu
vergi ve cezalara ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/235) ve
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 2.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın,
köylerin elektrik borçlarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi
(6/257) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 3.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, bir firmayla ilgili
bir iddiaya ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/262) ve Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 4.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın,
büyükşehirlerde enerji iletim hatlarının yeraltına alınmasına ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/264) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 5.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu’nun, futbol kulüplerinin vergi borçlarına
ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/284) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 6.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın,
öğretim üyelerinin özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından
sözlü soru önergesi (6/286) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın
cevabı 7.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün,
çocuklarına ait şirketlere ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi
(6/300) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 8.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın,
kayıp ve kaçak elektriğe ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/324)
ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 9.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın,
elektrik zammına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/337) ve
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 10.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, gazilere uygulanan
elektrik bedeli indirimine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi
(6/342) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 11.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın’ın, memurların tedavi
yolluklarının ödenmesine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/346)
ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 12.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün,
elektrik zammına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/362) ve
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 13.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün,
Gaziantep’te sanayi elektriği için ayrı bir fiyat uygulanıp uygulanmayacağına
ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/363) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 14.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, elektrik
zammına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/367) ve Maliye Bakanı
Kemal Unakıtan’ın cevabı 15.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, vergi
borç ve cezalarının tahsiline ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi
(6/369) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 16.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, özel bir sınavla
gelir uzmanlığına atama yapılmasına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru
önergesi (6/381) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın
cevabı 17.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün,
özelleştirme sonucu başka kamu kurum ve kuruluşlarında çalıştırılan kişilere
ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/433) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 18.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, tarımsal sulama
aboneleri ve birliklerinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından sözlü
soru önergesi (6/440) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın
cevabı 19.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu’nun, nüfusu azalan belediyelerin
gelirlerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/447) ve Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 20.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın,
çift kabinli kamyonet sahiplerinden geçmişe dönük faiziyle tahsil edilen
vergilere ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/463) ve Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı 21.- Adana Milletvekili Kürşat Atılgan’ın, rüzgâr
makinelerinde KDV indirimi ve faizsiz kredi talebine ilişkin Maliye Bakanından
sözlü soru önergesi (6/478) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın
cevabı 22.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun,
gübredeki KDV oranına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/490) ve
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı BAŞKAN – 1’inci
sırada yer alan, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, uzlaşmaya konu vergi ve
cezalara ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine
başlıyoruz. Sayın
milletvekilleri, gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 1’inci sırasında yer alan bu
soruyla birlikte 9, 10, 11, 20, 21, 28, 39, 46, 50, 52, 57, 58, 61, 63, 73,
122, 129, 136, 152, 167 ve 179’uncu sıralarındaki soruları da birlikte
cevaplandırmak istemiştir Sayın Bakan. Sayın Bakan,
lütfen, soruları cevaplandırırken hangi soruya cevap verdiğinizi açıkça
belirtirseniz daha net bir şekilde işlemleri yürütebiliriz. Şimdi bu soruları
okutuyorum: Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki
sorularımın aracılığınızla Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. Kamer
Genç Tunceli 1- 1.01.2003 tarihinden bugüne kadar Merkezi Uzlaşma Komisyonunuza
kaç liralık vergi ve cezaları için uzlaşma talebinde bulunulmuştur? 2- Uzlaşmalarda ne kadar vergiden ve ne kadar vergi cezalarından
uzlaşma ile vazgeçilmiştir? 3- Yakın tarihlerde herhangi bir mükellefin 44 trilyon liralık
vergi borcu uzlaşma sonucu 4 trilyon liraya indirilmiş midir? KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, Bakan Genel Kurul Salonunda
yok! Efendim, soru okunurken Bakan yok! BAŞKAN – Sayın Bakan gelecek herhâlde efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, bizim sorularımızı dinlemedi, onun
için onları geçin. Yok Bakan efendim! BAŞKAN – Sayın Bakan şimdi gelecek herhâlde. Soruların okunmasına
mâni değil. Hazırlığını yaptığına göre… KAMER GENÇ (Tunceli) – Yok efendim, ilgili Bakan yok! OKTAY VURAL (İzmir) – Dinlemeden nasıl cevaplandıracak Sayın
Bakan? KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, o soruları geçin. “Bakan yok diye
ertelenmiştir.” deyin. ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Hükûmet
adına ben varım burada. Gerekirse ben cevap veririm. Biz cevaplandırırız
efendim. BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Bakan, lütfen yerinize geçiniz. KAMER GENÇ (Tunceli) – O zaman yeniden okunsun efendim. BAŞKAN – Şimdi… Başlayınız lütfen. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman Son yıllarda uygulanan tarımsal politikaların sonucu olarak
çiftçilerimiz çok ciddi şekilde giderek fakirleşmektedir. 2007 yılı içerisinde
ülkemizde meydana gelen kuraklık da buna eklenince, köy tüzel kişilikleri
elektrik borçlarını ödeyemez hâle gelmiştir. Bu bilgiler ışığında; 1. Köy tüzel kişiliklerinin bugün itibarıyla toplam elektrik borcu
ne kadardır? 2. Köy tüzel kişiliklerinin borç ödemelerini kolaylaştırıcı
herhangi bir çalışmanız var mıdır? Bu konuda çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Maliye Bakanı tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 27/11/2007 Kamer
Genç Tunceli 2004 yılında Tekele kullanılmış makine satan İspanyol MTS Tobacco S.A. firmasının ihalesi Bakanlığınızca
onaylanmasından iki gün sonra, bu firmaca Family
Finans Ümraniye Şubesinden A.B. Gıda San. ve Tic.
Şirketinde çalışan Sedat Güngörmüş’e 30 bin dolar gönderildiği Hazine Başkontrolörünce ifade edilmiştir. 1- A.B. Gıda San. ve Tic. Şirketi
çocuklarınıza ait midir? Ait ise Sedat Güngörmüş bu şirkette çalışmakta mıdır? 2- Çalışmakta ise gönderilen bu parayı kim almıştır? Bu firma bu
parayı neden bu şahsa göndermiştir? Sonuçta para kimin hesabına geçmiştir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından Anayasa’nın 98. ve TBMM İç Tüzüğü’nün
96. maddeleri gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 29/11/2007 Selahattin
Demirtaş Diyarbakır
1- Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından yürütülmekte olan
“Enerji İletim Hatlarının Yer Altına Alınması” çalışmalarının, anakent
statüsüne sahip 16 il bakımından şu ana kadar iller bazında gerçekleşme oranı
ne kadardır? 2- TEDAŞ tarafından 2003, 2004, 2005, 2006 ve 2007 yılları için,
16 anakente ayrılan elektrik dağıtım yatırım ödenekleri iller bazında ne
kadardır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Saygılarımla. Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Malatya Türkiye futbol liglerinde yer alan kulüplerimizin çok önemli kısmı
sürekli bir gelire sahip değildir. Kulüplerimizde yöneticilik yapanların sponsorlukları süreklilik arz etmemektedir. Özellikle
ekonomik aktiviteleri sınırlı olan bazı il ve ilçelerimizde yeterli kaynak
yaratılmamaktadır. Bu bölgelerdeki kulüplerimiz teker teker
kayyum heyetine gitmektedir. Bu kulüplerimizin ayrıca çok yüksek miktarda vergi
ve sigorta borçları bulunmaktadır. Mevcut 6182 sayılı Yasa uyarınca, oluşan
gecikme faizleri de ödenemez boyuta ulaşmıştır. Türkiye liglerinde yer alan
kulüplerimizle ilgili, Türkiye Birinci, İkinci ve Üçüncü liglerinde yer alan
kulüplerimizin vergi borçları ile herhangi bir yeni düzenleme ve çalışma yapmayı
düşünüyor musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman Yapılan araştırmalar; maaşları düşük olan akademisyenlerin geçinebilmek
için danışmanlık, bilirkişilik, özel ders verme ve muayene açma gibi
faaliyetlere ağırlık verildiğini ortaya koymaktadır. Bu durum teşvikin olmadığı
bilimsel araştırmaları olumsuz yönde etkilemektedir. 1- Akademisyen maaşlarında iyileştirme düşünüyor musunuz? Bu
konuda bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? 2- Ek ders ücreti yerine bilimsel araştırmalara teşvik vererek,
Akademisyenleri araştırmaya yöneltmeyi düşünüyor musunuz? 3- Akademisyenlerin, yurt dışı (araştırma, kongre, seminer, fuar
vb.) ile yakın ilişkiler sağlaması konusunda herhangi bir projeniz var mıdır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Kemal UNAKITAN
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 10/12/2007 Yaşar Ağyüz Gaziantep 04 Aralık 2007 Salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde
yaptığınız cevap olmayan kamuoyunu yanlış bilgilendiren (Çocuklarımın Kurduğu
Şirketlerin Verdiği Vergilerle Maaşlarınızı Alıyorsunuz.) ifadeniz sürçülisan
değil ise; 1. Çocuklarınızın şirketlerinin isimlerini, hangi tarihte
kurulduklarını, ortakların isim ve sayılarını, kuruldukları günden bugüne
kadar, ne kadar vergi ödediklerini açıklar mısınız? 2. Bütçe açığınızı ve maaş ödemelerini dar gelirlilerin sırtına
yüklediğiniz ve toplam vergi gelirlerinin içinde yaklaşık % 67’yi bulan,
dolaylı vergilerin, büyük payı yok mu? 3. Milletvekili olarak aldığım maaşı iade edeceğimden,
çocuklarınızın şirketlerinin devlet kurumlarıyla iş ilişkisi var mıdır? 550 milletvekilinin maaşları, bu şirketlerin ödediği vergilerle
ödeniyor ise 2006-2007 yılı net kârlarını açıklar mısınız? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman Son dört yılda Türkiye’de kullanılan kaçak elektriğin faturası
milyar dolar sınırını aşmıştır. 2003-2007 yılları arasında yapılan incelemede,
27 milyon elektrik abonesinin 1.2 milyonunun kaçak
elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Türkiye genelinde kayıp-kaçak oranı
yüzde 15’e çıkmıştır. 1- Kayıp-kaçak elektrik konusunda bugüne kadar niçin bir önlem
alınmamıştır? 2- En fazla kaçak elektrik hangi illerimizde kullanılmaktadır? Bu
illere yönelik ne gibi bir yaptırım uygulanmaktadır? 3- Kayıp-kaçak elektrik zararı, normal elektrik abonesi
faturalarına yansıtılmakta mıdır? Yansıtılıyorsa ne şekilde yansıtılmaktadır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman 1- 1 Ocak 2008’de yürürlüğe girmesi planlanan yüzde 15 oranındaki
mesken elektrik zammı, 2007 yılı enflasyon oranının kaç puan üzerinde bir
zamdır? 2- Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) yüzde 15’lik elektrik
zammının vatandaşlara, faturaya bedeller, fon ve vergilerin de artmasıyla
birlikte yüzde 17,4 olarak yansıyacağını belirtmektedir. Bu açıklamaya
katılıyor musunuz? Yüzde 15’lik zam, fon ve vergilerle birlikte vatandaşa kaç
para olarak yansıyacak? 3- Memur maaşı zammında baz alınan
enflasyon oranı niçin elektrik zammında baz alınmamıştır? Gerçek enflasyon
oranı kaçtır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki soruların Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim. 26/12/2007 Rıdvan
Yalçın Ordu Soru: 1- Asker gazileri için uygulanmakta olan, meskenlerde tüketilen
elektrik bedelleri indiriminin, polis gazileri için de uygulanması yönünde
Bakanlığınızca yapılmakta olan bir çalışma var mı? Açıklamanızı arz ederim. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki soruların Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim. 27/12/2007 Rıdvan
Yalçın Ordu Soru: 1- Resmî kurumlarımıza yapmış olduğumuz ziyaretlerde,
memurlarımızın tedavi yolluklarını alamadıklarını gözlemlemekteyiz. 2007 yılı
içinde ödenmeyen tedavi yollukları miktarı nedir? Yolluklarını alamayan
memurlarımızın tedavi yollukları ne zaman ödenecektir? Açıklanmasını arz
ederim. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından yanıtlanmasını arz ederim. 04/01/2008 Yaşar
Ağyüz Gaziantep 1 Ocak 2008’de uygulanmak üzere elektriğe zam yapılacağını ulusal
televizyon ve gazetelerde açıkladınız. 1. Elektrik dağıtımı ve üretimi özelleştirme aşamasında iken
özelleştirme öncesi zam yaparak özel şirketlerin zam talebini yerine getirmiş
olmuyor musunuz? Ayrıca da bu yüksek zamla özelleştirmeyi yerli ve yabancı talipler
için cazip hâle mi getirmek istiyorsunuz? 2. Sanayide kullanılan elektriğe son zam uygulandığında OECD
ülkeleri arasında kaçıncı sırada yer alacağız? 3. Bu zam uygulamanız 22 Temmuz seçimlerinden önce, zam
yapmayacağız vaadiyle çelişmiyor mu? Seçmenler ve halkımız aldatılmış olmuyor
mu? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından cevaplandırılmasını arz ederim. 04/01/2008 Yaşar
Ağyüz Gaziantep 01 Ocak 2008’de uygulanmak üzere elektriğe zam yapılacağını ulusal
televizyon ve gazetelerde açıkladınız. 1. Seçim bölgem Gaziantep Teşvik yasası kapsamı dışında bir ildir.
Çevresindeki iller; Kilis, Osmaniye, Adıyaman, Kahramanmaraş illeri teşvik
yasası kapsamında olup, her türlü indirimden faydalanmaktadır. Bu durum üretim
maliyetini artırmakta gerek civar illerle gerekse ihracatta rekabet şansını
kaybetmektedir. Sanayicilerimiz üretimi düşürerek, işçi çıkararak ve bazıları da
işletmesini kapatarak ayakta durmaya çalışmaktadır. Elektriğe yapılan zam da
ikinci bir kambur olmuştur. Bu koşullar göz önüne alınarak, Gaziantep’te sanayi elektriği için
ayrı bir fiyat uygulaması düşünüyor musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıda yer alan soruların Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. 04/01/2008 Ahmet
Duran Bulut Balıkesir Üretim maliyetini etkileyen en önemli kalem enerji maliyetidir. Hükûmetin uygulamış olduğu ekonomik politikalarla ihracat
pahalılaşmış, ithalat ucuzlamıştır. Üretim maliyetindeki enerji, hammadde,
işçilik, vergi maliyetleri üreticiyi dış piyasalarla rekabet edemez hâle
getirmiştir. Hükûmetin elektriğe yaptığı yüksek zam
oranı üreticinin, sanayicinin belini bükecektir. 1- TEDAŞ’ın elektriğe zam talebi
elektriğin maliyetinin yüksekliğinden midir yoksa sattığı elektriğin parasını
toplayamamaktan mıdır? 2- Ülkede kaçak elektrik kullanımı oranı ve bölgelere dağılımı
nedir? 3- Türkiye hangi komşu ülkelere ve kaç liraya elektrik
satmaktadır? 4- Yapılan zamla elektrik alacağını toplayamayan veya kaçak
elektrik kullanımına engel olamayan hükûmet, borcunu
düzenli ödeyen vatandaşları ve iş çevrelerini cezalandırmış olmuyor mu? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıda yer alan sorularımın Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. 09/01/2008 Ahmet
Duran Bulut Balıkesir 2003 yılında hükûmetin çıkardığı vergi
barışı affı ilk dönemlerde vatandaşlarda bir rahatlama getirdiyse de geçen
zaman içerisinde ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan etkilenen
esnaflar biriken vergi borçlarını ödeyemez hâle gelmiştir. 1- Hükûmet vergi borçlarının tahsili
için ne yapmaktadır? 2- Vatandaşın vergi cezalarının silinmesi, affedilmesi düşünülüyor
mu? 3- Vergi cezalarının silinmesi sonrası kalan verginin aslının
taksitlendirilmesi düşünülüyor mu? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını, Arz ederim. Dr.
Reşat Doğru Tokat
Soru: Gelir İdaresi Başkanlığınca Gelir Uzmanlığı Özel Sınavları
yapılmaktadır. Bu sınavlar neticesinde Gelir Uzmanı olarak atanan personelin
ücretleri artmakta ise de; Bu şekilde yapılan sınav sonucunda Gelir Uzmanı olarak
atandığı için ücreti artan personel aynı işi yapmaya devam etmekte olup, aynı
işi yapan ancak daha az ücret alan diğer personeller ve kariyer meslek olan
Gelir Uzmanlığı kadrosuna Gelir Uzman Yardımcılığında 3 yıl görev yaparak
atanan Gelir Uzmanları arasında iş barışı yönünden huzursuzluğa sebep olmamakta
mıdır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim. Yaşar
Ağyüz Gaziantep
14/02/2005 Tarih ve 2005/8502 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
yürürlüğe konulan “Özelleştirme Uygulamaları Sonucunda İşsiz Kalan ve Bilahare
İşsiz Kalacak Olan İşçilerin Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Geçici Personel
Statüsünde İstihdam Edilmelerine İlişkin Esaslara göre” yapılan uygulama ile; 1. Hizmet sözleşmesi yapılarak değişik kurumlarda çalışan kaç işçi
bulunmaktadır? Bu statüde çalışanların on ay çalışıp iki ay işten çıkarıldığı,
hiçbir ekonomik ödeme yapılmadığı sosyal güvencelerinin olmadığı doğru mudur? 2. 1999-2007 yılları arasında özelleştirilen kurum sayısı ve bu
kurumlarda toplam çalışan sayısı ne kadardır? Özelleştirme sonucu işsiz kalan
sayı ne kadardır? Bu sayının ne kadarı iş verilerek değerlendirilmiştir? 3. 4-C Statüsü adı alında, Sendikasız, Tazminatsız, Hiçbir sosyal
hak tanınmadan, Köle ücrete yılın on ayı çalıştırılıp, iki ay çoluk çocuğuyla
birlikte açlığa terk edilen, ek iş yapmasına izin verilmeyen, çağdaş çalışma
koşularına aykırı bu statünün değiştirilmesini düşünüyor musunuz? KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, yeter ama,
böyle soru olmaz! Yirmi tane soru okundu. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını, Arz ederim. Dr.
Reşat Doğru Tokat Soru: 31/12/2007 tarihi itibarı ile Tokat
ilinde ve Ülkemizde tarımsal sulama aboneleri ve Sulama birliklerinin vadesi
geçmiş elektrik borcu var mıdır, varsa ne kadardır? 31/01/2008 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. Saygılarımla. Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Malatya
Son yapılan Nüfus sayımı ile bazı il ve ilçelerimizin nüfusları
düşmüştür. Belediye Gelirleri Yasası gereğince, İller Bankasınca dağıtılan
Belediye paylarında nüfus başına ödeme yapılmaktadır. 1- Belediye Gelirleri Yasasında değişiklik düşünüyor musunuz? 2- Nüfusu düşen Belediyelerimizde önemli gelir kayıpları
olacağından, bu kayıpların ortaya çıkaracağı sorunları gidermeyi düşünüyor
musunuz? 3- Mevcut Büyükşehir Belediyeler objektif kriterlere
göre kurulmadığından, bu yasayı yeniden gözden geçirecek misiniz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Saygılarımla. Hasan
Çalış Karaman
Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan bir iç genelge ile
"Çift Kabin Kamyonet" sahiplerinden 2005, 2006, 2007 yıllarında
geriye dönük olarak ve gecikme faizleri ile birlikte yükseltilen yeni tarifeden
Motorlu Taşıt Vergisi'nin alınmasına karar verilmiştir. Motorlu Taşıt
Vergisi'ni zamanında ve tam olarak yatırdığı halde 2008 yılı Ocak ayında yıllık
vergisini ödemek üzere Vergi Dairelerine başvuran mükellefler büyük bir
sürprizle karşılaşmıştır. Örnek olarak, 8 yaşında Çift Kabin Kamyonete
çıkartılan cezalı vergi geçmiş üç yıl için 480 YTL olarak tahsil edilmiştir. Bu bilgiler ışığında; 1. Dönemin yasalarına göre, devlete olan vergi borçları ödemiş
bulunan Çift Kabin Kamyonet sahiplerinden, 2008 yılı içinde 2005, 2006 ve 2007
yılına ait vergilerin eksik ödendiği gerekçesiyle Motorlu Taşıtlar Vergisi
cezalı olarak ödemeleri istenmiş midir? 2. 2004 yılında bu konuda çıkartılan yasa niçin 2008 yılında
geriye dönük olarak uygulamaya konulmuştur? 3. Bu yanlış uygulama vergilerini zamanında ödeyen dürüst
vatandaşları vergi kaçakçısı durumuna düşürmüyor mu? 4. Geriye doğru
cezalı vergi getirdiği için hukukun temeline aykırı olan bu uygulamadan
vazgeçmeyi düşünüyor musunuz Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sn. Kemal Unakıtan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Kürşat
Atılgan Adana
Açıklama: Bilindiği üzere Akdeniz bölgesinin tarımsal üretiminde
narenciye ürünlerinin payı önemli bir yer tutar. Ancak bu ürünlerin
karşılaştığı en önemli sorunlar da don ve kırağı olaylarıdır. Narenciye meyvesi
ortalama -2,2 derecede donar. Akdeniz bölgesinde son on yılda fazlasıyla
karşılaşılan ve çiftçimizi perişan eden bu sorunlara karşı modern tarımda
rüzgâr makineleriyle mücadele etmek mümkündür. Bir adedi en az 60 dekarlık
alanı koruyabilen rüzgâr makinelerinin bu mücadeledeki muvaffakiyeti kati ve
tartışılmazdır. 1- Rüzgâr makineleri alımında KDV oranı % 18'dir. KDV oranının
traktör ve zirai ekipman seviyesine, yani % 8'e
indirilmesi mümkün müdür? 2- Modern sulama sistemlerine tanınan 5 yıl faizsiz kredi
uygulaması neden rüzgâr makinelerine de uygulanmıyor? Bunu uygulamayı düşünüyor
musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkalığına Aşağıdaki sorumun aracılığınızla Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim. 19/02/2008 Mehmet
Serdaroğlu Kastamonu
2007 yılında kimyevi gübre fiyatlarında yüzde 31-54,5 arasında ve
çok yüksek düzeyde artışlar olmuştur. Üstelik 2008 Ocak ayı içinde yeni zamlar
gelmiş, nitratlı gübrelerde yüzde 6,6'ya varan, kompoze gübrede yüzde 15, DAP'ta yüzde 29'u aşan yeni fiyat artışları meydana
gelmiştir. Ocak 2007-Ocak 2008 ayı itibariyle son bir yılda gübre
fiyatlarındaki artış yüzde 31-77,4'e ulaşmıştır. Çeşitli nedenlerden kaynaklanan fiyat artışları, çiftçimizin gübre
kullanımını kısıtlayacak, yeteri kadar gübre kullanılamaması üretimde
verimliliği azaltacak ve tarım ürünleri ithalatımızı artıracaktır. Soru 1- Astronomik fiyat artışlarından çiftçimizi bir nebze
koruyabilmek için halen yüzde 18 olan gübredeki KDV oranını daha aşağıya
çekmeyi ya da sıfırlamayı düşünüyor musunuz? Soru 2- Eksik gübre kullanımından dolayı azalan verimlilik sonucu
ithalata, yani yabancı çiftçiye aktaracağımız kaynağı KDV indirimi veya başka
bir şekilde kendi çiftçimize kullandırmamız daha doğru olmaz mı? BAŞKAN – Evet, Sayın Bakan, buyurunuz lütfen. (AK Parti
sıralarından alkışlar) Tekrar yineliyorum: Hangi sorulara cevap veriyorsanız, onu
öncelikle söylerseniz sırayı takip edebiliriz ve böylece kalan sorular daha
sonraki gündeme alınabilecek. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Genel Kurul gündeminin “Sözlü Sorular” bölümünde yer
alan ve Bakanlığıma yöneltilen (6/235, 257, 262, 264, 284, 286, 300, 324, 337,
342, 346, 362, 363, 367, 369, 381, 433, 440, 447, 463, 478 ve 490) esas no.lu
soru önergelerini cevaplandırmak üzere söz almış bulunuyorum. Bu münasebetle yüce heyetinizi de saygıyla selamlıyorum. Önce, Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç’in uzlaşmaya konu
vergi ve cezalara ilişkin Bakanlığıma yönelttiği sözlü soru önergesi; (6/235)
sayılı soruya cevap veriyorum. Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç’in sorusu: “Merkezî Uzlaşma
Komisyonunuza kaç liralık vergi ve cezaları için uzlaşma talebinde
bulunulmuştur? Uzlaşmalarda ne kadar vergiden ve ne kadar vergi cezalarında
uzlaşmayla vazgeçilmiştir? Yakın tarihlerde bir mükellefin 44 trilyonluk vergi
borcu uzlaşma sonucu 4 trilyon liraya indirilmiş midir?” Gelir İdaresi Başkanlığı Merkezî Uzlaşma Komisyonuna 2003, 2004,
2005, 2006 ve 2007, 31/12/2007 itibarıyla toplam 289
dosya gelmiş, bunlardan 202’si hakkında uzlaşma sağlanmıştır. Bu dosyalarla
ilgili olarak uzlaşmaya varılan toplam vergi tutarı 709 milyon 562 bin 401 YTL,
ceza tutarı ise 32 milyon 184 bin 129 YTL’dir. Öte yandan, Vergi Usul Kanunu’nun 5’inci maddesinde vergi
mahremiyeti hükümleri karşısında, önergede yer alan 3’üncü soruya cevap
verebilmemiz mümkün değildir. KAMER GENÇ (Tunceli) – Vergi mahremiyetine girmez Sayın Bakanım.
Vergi Usul Kanunu’ndaki mahremiyet bu değildir. Var mıdır, yok mudur? BAŞKAN – Sayın Genç... Cevabınız tamamlandı mı Sayın Unakıtan? MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Evet. BAŞKAN – Sayın Genç, ekstra bir sorunuz, bir şeyiniz varsa, lütfen
yerinizden sorunuz ve cevabı şey yapınız. Buyurunuz. KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Aslında, tabii, soru-cevabın böyle olması lazım. Sayın Başkanım, aslında Vergi Usul Kanunu’ndaki vergi
mahremiyetini ben ihlal edecek soru sormuyorum. Diyorum ki: Bir firmanın 44
trilyon liralık vergi aslı uzlaşması, Merkezî Uzlaşma Komisyonunda 4 trilyona
indirilmiş midir? Ben firmanın ismini söylemiyorum. Böyle bir olay var mıdır,
yok mudur, onu öğrenmek istiyorum efendim. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Genç. Buyurunuz Sayın Bakan. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Evet, Vergi Usul
Kanunu’nun 5’inci maddesine göre biz tek tek bireye
hitap eden veyahut da tek şirkete hitap eden bilgileri veremiyoruz, Vergi Usul
Kanunu böyle. Bundan sonra da öğrenin yani Vergi Usul Kanunu’nun maddesini. Sayın Başkan, Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın köylerin elektrik borçlarına dair (6/257),
Diyarbakır Milletvekili Sayın Selahattin Demirtaş’ın
büyükşehirlerde enerji iletim hatlarının yer altına alınmasına ilişkin (6/264)
esas no.lu, Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın
kayıp ve kaçak elektriğe ilişkin (6/324), Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın, yine elektrik zammına ilişkin (6/337), Gaziantep
Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün elektrik zammına
ilişkin (6/362), Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz’ün,
yine Gaziantep’te sanayi elektriği için ayrı bir fiyat uygulanıp
uygulanmayacağına ilişkin (6/363), Balıkesir Milletvekili Sayın Ahmet Duran
Bulut’un elektrik zammına ilişkin (6/367), Tokat Milletvekili Sayın Reşat
Doğru’nun tarımsal sulama aboneleri ve birliklerinin elektrik borcuna ilişkin
(6/440) esas no.lu, Bakanlığıma yönelttikleri soru önergeleri aynı mahiyette
elektrik benzerliği olan konular olduğu için bunları, müsaade ederseniz, toplu
olarak cevaplandırmak istiyorum. Son zamlarla ilgili olarak bildiğiniz gibi İktidarımız dönemi
Kasım 2002-Aralık 2007 arasında elektrik enerjisi satış tarifelerinde herhangi
bir artış yapılmadığı gibi sanayi elektriğinde de yüzde 5 indirim yapılmıştır. 2002 yılında uygulanmakta olan gecikme zammı oranı yüzde 7’den
2004 yılı itibarıyla yüzde 2’ye düşürülmüş ve hâlen uygulanmaktadır. Bu
yılbaşında yapılan son zam, maliyetlerde meydana gelen artışlardan
kaynaklanmıştır. Artış oranları EPDK’ca belirlenen
tarife sistemi nedeniyle, Bakanlar Kurulu kararında belirtilen oranlardan
farklı yansımakta olup fon ve vergilerle bir ilgisi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, TEDAŞ, elektrik piyasası mevzuatı çerçevesinde
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca onaylanan tarifeleri uygulamaktadır. Sanayi
abone grubu tarifesinde iller arasında herhangi bir farklılık bulunmamaktadır.
Kaldı ki 4628 sayılı Kanun hükümleri nedeniyle TEDAŞ’ın
herhangi bir abone grubuna farklı tarife uygulaması mümkün olmamaktadır. Elektrikteki kayıp kaçak meselesine gelince: İktidara
geldiğimizden bu yana alınan önlemler ve yapılan etkin mücadele sonucunda, 2002
yılında yüzde 20,86 olarak gerçekleşen kayıp kaçak oranı, 2007 yıl sonu itibarıyla yüzde 14,82 seviyesine indirilmiştir.
Ülke genelinde 28,5 milyon abone kaçak taramasına tabi tutulmuş, 1,2 milyonun
kaçak enerji kullandığı tespit edilmiş ve 1,3 milyar YTL kaçak elektrik bedeli
tahakkuka bağlanmış, 412 milyon YTL’si tahsil edilmiştir. Ayrıca, yaklaşık 340
bin abone için savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Kayıp kaçak oranı en
yüksek olan üç il, Mardin, Şırnak ve Batman’dır. Kaçak kullanım oranlarının
bölgelere göre dağılımına ilişkin listeyi, Sayın Milletvekilimiz istemesi
hâlinde kendisine takdim edebilirim. Türkiye genelinden seçilen, kaçak elektrik işlerinde çalışan
teknik personelle güçlendirilmiş özel mobil ekiplerle kayıp-kaçak oranı yüksek
illerde sürekli kontrol yapılmaktadır. Tarifelerde kayıp-kaçaktan doğan zarar,
elektrik piyasası mevzuatı gereği belirlenen formüller çerçevesinde dikkate
alınmaktadır. Tarımsal sulama elektrik borçlarıyla ilgili olarak ise, AK Parti
iktidara geldiğinde, önceden olan krizler nedeniyle ödenememiş, çiftçi, esnaf,
Bağ-Kur, SSK gibi kesimlerin borçlarını yeniden yapılandırmış ve ödenebilme
ortamını oluşturmuştur. Bu çerçevede de 5335 sayılı Kanun’un geçici 10’uncu maddesi
kapsamında, 2005 yılında, tarımsal sulama abonelerine, 31/12/2004
tarihine kadar olan elektrik borçları gecikme bedellerine uygulanan tarımsal
TEFE üzerinden yapılandırılarak ortalama yüzde 40 indirim uygulanmış ve faizsiz
üç yıl taksitlendirme imkânı tanınmıştır. 4/5/2005 tarih ve 25805
sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2005/22 sayılı Tebliğ
gereği, tarımsal sulama abonelerine, 2006 yılında 1,70 yeni kuruş elektrik
desteği verilmiştir. 2007 sonu itibarıyla tarımsal sulama abonelerinin ülke genelinde TEDAŞ’a toplam borçları yaklaşık 1,8 milyar YTL’dir. Bu
borçlar için mevcut mevzuat uygulanmakta ve bunlara otuz altı ayı geçmemek
üzere taksit imkânı sağlanmaktadır. Tokat ilindeki tarımsal sulama birlikleri ve tarımsal sulama
kooperatiflerinin 2007 sonu itibarıyla borçları, gecikme zammı dâhil 909.914
YTL’dir. Diğer taraftan, Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. ve bağlı birimleri
tarafından ihalesi yapılan elektrik dağıtım hatlarının yer altına alınması
çalışmaları kapsamında, ana kent statüsüne sahip olan üç ilimizin gerçekleşme
oranı İstanbul’da yüzde 56, Ankara’da yüzde 40, Erzurum’da yüzde 38’dir. Kayseri hariç on beş ana kent toplamı olarak TEDAŞ Genel
Müdürlüğünce 2003-2007 yıllarında yapılan yatırımların tutarı, 2003 yılında
196; 2004’te 207; 2005’te 462; 2006’da 421 ve 2007 yılında 443 milyon YTL’dir.
Bunun on beş il bazındaki dağılımını, istemesi hâlinde sayın milletvekilimize
yine takdim edebilirim. Türkiye'de elektrik ihracatı, kamu sektörü olarak, Türkiye
Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş. (TETAŞ) Genel Müdürlüğü kanalıyla Nahcivan özerk bölgesi, Azerbaycan yani, Acara Otonom
Bölgesi Gürcistan ve Yunanistan’dan mübadele kapsamında enerji alışverişi
yapmaktadır. Türkmenistan’dan enerji ithalatı, Suriye’ye de enerji ihracatı
yapılmaktadır. Özel sektör marifetiyle de Irak’a enerji ihracatı yapılmaktadır.
Enerji ithalat ve ihracatları gizli nitelikteki anlaşmalarla yapıldığından
fiyatların açıklanması uygun görülmemektedir. Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç’in bir firmayla ilgili bir
iddiaya ilişkin… BAŞKAN – Sayın Bakan, bir dakika… Bu elektrikle ilgili Sayın Çalış’ın bir
ekstra sorusu var galiba. Buyurunuz Sayın Çalış. HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum ilginiz
için. Tabii ki, bu verdiğiniz cevapları çiftçilerimiz de izliyorlar.
Tarımsal sulamayla ilgili elektrik borçlarından çiftçilerimiz gerçekten sıkıntı
içindeler. Geçenlerde Konya, Karaman bölgesi sulama birliklerinin temsilcileri
de sizleri ziyaret ettiler, bunu siz biliyorsunuz. Fakat,
şuna dikkatinizi çekmek istiyorum Sayın Bakanım: Bu çiftçilerimizin şu anda
gerçekten bu borçlarına bir kolaylık sağlanmazsa ödeme imkânları yoktur ve
önümüzde yaz sezonu geliyor, bu sezonda tarımsal ürünlerini sulama imkânı
olmayacaktır. Bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Çalış. Buyurunuz Sayın Bakan. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Sayın Başkan, yazımda
zaten bahsettim. Şu anda ödeme için zaten, geldiklerinde otuz altı aya kadar
taksitlendirme imkânı vardır. O taksitlendirmenin dışında ayrıca, yani şurayı
affettik, faizi de böyle bir şey söz konusu değildir. O taksitlendirmeden,
yapılandırmadan istifade ederek herkes borcunu ödeyebilir. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Evet, Sayın Yalçın, tekrar elektrikle ilgili ekstra bir
sorunuz… RIDVAN YALÇIN (Ordu) – Soru cevaplanmıştır Sayın Başkan. BAŞKAN – Cevaplandı mı? RIDVAN YALÇIN (Ordu) – Evet. BAŞKAN – Peki, teşekkür ediyorum. Buyurunuz Sayın Bakan. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Evet, ben teşekkür
ederim. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tunceli Milletvekili Sayın
Kamer Genç’in bir firmayla ilgili bir iddiaya ilişkin Bakanlığıma yönelttiği
sözlü soru önergesine cevap veriyorum; (6/262) sayılı soru: Sorular Divanca okunduğu için ben vaktinizi almamak için tekrar
okumuyorum, cevapları okuyorum. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Kontrolörlüğünün 3/4/2007 tarih 369/1 sayılı Raporu’nda yer alan iddialar
nedeniyle, basında “Tekel Yolsuzluğu” başlığıyla tekrar gündeme getirilen ve
soru önergesine konu yapılan Tekel AŞ sigara paketleme makineleri ihalesi,
zamanında her türlü idari ve adli kovuşturmadan geçerek makinelerin yeni ve
kullanılmamış olduğu, hazine zararının bulunmadığı, ihalenin usul ve yasalara
uygun yapıldığı hususu gerek müfettiş raporları gerekse yargı kararlarıyla
kesinlik kazanmıştır. Nitekim, söz konusu ihale
nedeniyle, imzasız üç şikâyet dilekçesi ve basında yer alan haberlere
dayanarak, organize suçlara bakan Beşiktaş Cumhuriyet Savcılığının 2005/556
hazırlık numarasına kayıtlı dosyasıyla yapılan kovuşturma sonucunda 30/5/2005
tarihli kararla, organize suç yönünden sanıkların işlediği iddia edilen suçun
4422 sayılı Organize Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası’na aykırılık teşkil
etmediğine, bu nedenle, sanıklar hakkında bu yönden takibata mahal olmadığına
karar verilmiştir. Bunu takiben, Tekel AŞ görevlileri hakkında İstanbul 4. Ağır Ceza
Mahkemesinin 2005/242 sayılı esasına kayden, ihaleye
fesat karıştırma suçundan kamu davası açılmıştır. Söz konusu Ağır Ceza
Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, ithal edilen makinelerin eski değil
yeni olduğu, ihaleye fesat karıştırılmadığı, olayda herhangi bir hazine
zararının bulunmadığı gerekçeleriyle sanıkların mesnet suçtan beraatlerine karar verilmiştir. Bu karar 17/11/2005
tarihinde kesinleşmiştir. Müteakiben, konuyu kambiyo mevzuatı yönünden incelemekle
görevlendirilen Hazine Başkontrolörü Uğur Katar,
kendisine verilen görev ve yetki sınırlarını aşarak gümrük müfettişi raporunda
yer alan ve Bakanlığımızca incelenmesi istenilen ihale işlemlerini de
inceleyerek düzenlediği raporda, Ankara İdare Mahkemesinin makinelerin eski
olduğu yönündeki görüşüne dayanarak, ihaleye fesat karıştırma suçundan beraatle neticelenen ve kesinleşen İstanbul Ağır Ceza
Mahkemesi kararına ilişkin olarak, yargılanmanın yenilenmesi isteğinde
bulunmuştur. Hani “Niye bunu şeye koymadınız,
müfettişin raporunu, kontrolörün raporunu niye muameleye koymadınız?” diyorlar,
her şey konuldu. Zaten bu konular o kadar fazla işleniyor ki -tabii arkasında
siyasi nedenler olduğu için- ve yargılanmanın yeniden yapılmasını istiyor
ilgili kontrolör. Yargılanmanın yenilenmesiyle birlikte, yeniden yapılacak
yargılamada, oğlum Abdullah Unakıtan ile Faysal yöneticilerinin
de dâhil olduğu 11 kişi hakkında da savunmalarının alınmasını müteakip, ihaleye
fesat karıştırma suçundan kovuşturma yapılmasını talep ediyor. Şimdi, yargılamanın yenilenmesi talebine İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığınca iştirak edilerek, konu görüşülmek üzere İstanbul 4. Ağır Ceza
Mahkemesine intikal ettiriliyor. Bu sefer, beraat kararını veren mahkeme heyeti
dışında, başka, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi üyelerinden oluşturulan yeni
bir heyet marifetiyle yapılan incelemede, önceki beraat kararı gerekçelerinin
tamamen yerinde olduğu görüşüyle, makinelerin eski değil yeni olduğu, hazine
zararı bulunmadığı, ihaleye fesat karıştırılmadığı hususları, 29/6/2007 tarihli ek karar ile bir kez daha tevsik ediliyor,
yani, 5. Ağır Ceza Mahkemesi de aynı kararı veriyor. Bu kararla, Tekel AŞ
görevlilerinin Kamu İhale Kanunu’na aykırı hareket etmedikleri, makinelerinin
eski değil yeni ve kullanılmamış olduğu ve tek kuruş hazine zararı bulunmadığı
hususları bir kez daha kesinlik kazanmış ve kaziyeyi muhkem hâline gelmiştir. Değerli arkadaşlar, buna rağmen, çeşitli yerlerde… Daha bununla
ilgili başka kararlar da var, tamamı da bu şekilde karar veriyorlar. Şimdi,
bunlar tabii, zaman zaman burada da, Büyük Millet
Meclisinin bu kürsüsünde de çok konuşuluyor. Bunlar kararları verilmiş, herkes
beraat etmiş ve bu suçlarının tamamen asılsız olduğu ortaya çıkmış, buna rağmen
siyasi birtakım düşüncelerle, burada gerek sözlü sorularla gerek yazılı
sorularla ve hatta bazı konuşmalarda tekrar tekrar
dile getirilerek temcit pilavı gibi pişirilip pişirilip
konuluyor herkesin önüne ama, burada maalesef hazine
kontrolörü tarafından yetkisini de aşarak yapılan incelemelerde birtakım
olmayan şeyler varmış gibi gösteriliyor. Mesela, orada bilmem kime 30 bin dolar
vermiş de o 30 bin doları almış da benim oğluma… Hayır, öyle bir şey yok ve
bunu o adam sonradan tekrar noterde “Ben böyle ifade vermedim.” Açıkça
söylüyor. Onu da noter ifadesiyle… Al, benim yanımda, burada noterin
ifadesinde: “Ben böyle bir şey yapmadım, söylemedim.” diyor. Ama birtakım
düşüncelerle maalesef birtakım görevler de kötüye kullanılıyor. Tabii, bunlar
hakkında biz de kanuni haklarımızı koruyacağız, onunla ilgili neyse de takip
edeceğiz, bu da bizim hakkımızdır. BAŞKAN – Sayın Genç, bir sorunuz daha mı var? Buyurunuz. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkanım, teşekkür ederim. Sayın Bakan benim soruma cevap vermedi. Benim sorum şu: Şimdi,
Tekelle ilgili mukavele Maliye Bakanlığı tarafından imzalandığı günden iki gün
sonra, Maliye Bakanının çocuklarının şirketinde çalışan bir kişiye, banka
şubesi kanalıyla 30 bin dolar gidiyor ve alınan ifadesinde o kişi “Ben bu
parayı aldım, işte, ilgili arkadaşlara verdim.” diyor. Şimdi, Sayın Bakan,
bunlarla ilgili hiçbir şeye değinmedi. Diyor ki öteki olaylarla ilgili… Esas
benim sorumun şeyi şu, diyorum ki: Sizin çocuğunuzun iş yerinde çalışan kişiye
30 bin dolar göndermiş. Kim göndermiş? Bu sizin mukavelesini imzaladığınız
İspanya’daki şirket göndermiş. Bu İspanya’daki şirket durup dururken sizin
çocuğunuzun dükkânında çalışan firmaya niye 30 bin dolar göndermiş? Banka şubesi kanalıyla sabit Sayın Başkanım. Şimdi, Sayın Bakan
bunlara cevap vermiyor, öteki ihaleleri de şey ediyor. Bir de diyor ki,
“İnceleme elemanı yetkisiz, sınırlarını aşarak inceleme yapmış.” Yani inceleme
elemanı kanuna aykırı bir şey ortaya çıkarmışsa niye sınırını aşsın ki? Biraz önce AKP Grup Başkan Vekili bana dedi ki: “İngiliz Bakan
gitmiş başkasının bahçesinde çiçek sulamış, istifa etmiş.” Sayın Bakan, senin
oğlunun çalıştığı firmaya giden bu 30 bin dolar dolayısıyla istifa etmeyi
düşünüyor musunuz? BAŞKAN – Sayın Genç, tamam. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Sayın Başkan, soruyu
cevaplandırayım. BAŞKAN – Buyurunuz efendim, buyurunuz. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Şimdi, Sayın Genç, bir
defa ben senin sorunu devamlı cevaplandırdım, ama siz şey yapmadınız… KAMER GENÇ (Tunceli) – Şey yaptım, şey yaptım. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Herhâlde almadınız, bunu
anlamadınız, ama bir daha söyleyeyim: Öyle bir insanın alıp da… Orada ismi
geçen şahıs Sedat Güngörmüş almış parayı da, efendim neymiş, benim oğluma
getirmiş. Böyle bir şey yok. KAMER GENÇ (Tunceli) – Para gelmiş mi gelmemiş mi? MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Yok, yok! KAMER GENÇ (Tunceli) – İstifa eder misiniz? MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Efendim, yok. Almış o
adam, bu tarihten, dediğin tarihten çok çok sene önce … KAMER GENÇ (Tunceli) – İki gün sonra. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – …birkaç sene önce adam
kendi hesabına para göndermiş, alınan para odur, götürülen, verilen de odur.
Bizimle alakası yok ve bizim şirketimizde de çalışmıyor. O tarihte o bankada o
adam stajyer olarak çalışıyormuş. KAMER GENÇ (Tunceli) – Kanıtlandı, kanıtlandı! MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Tamam mı? İstersen bir
daha söyleyeyim. KAMER GENÇ (Tunceli) – Bir araştırma konusu, inceleyelim… BAŞKAN – Lütfen Sayın Genç, lütfen. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Böyle bir para alınıp
verilme hadisesi yok. Tamam mı? KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkanım… BAŞKAN – Sayın Genç, sorunuzu sordunuz, cevabını… KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır vermedi, cevap vermedi. BAŞKAN – Ancak bu kadar verebildi efendim. Devam ediniz Sayın Bakan. AGÂH KAFKAS (Çorum) – Böyle bir İç Tüzük yok, yeni mi çıktı? ALİ RIZA ALABOYUN (Aksaray) – Sayın Başkan, böyle bir usul yok! AGÂH KAFKAS (Çorum) – Adam aynı şeyi tekrar edip duruyor sabahtan
beri. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Evet, aynı şeyi tekrar
ediyor, ama yavaş yavaş anlar. BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Bakan, devam ediniz. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt
Aslanoğlu’nun, futbol kulüplerinin vergi borçlarına
ilişkin Bakanlığıma yönelttiği sözlü soru önergesi: İktidarımız döneminde Türk sporuna destek için, 5228 sayılı
Bazı Kanunlarda ve 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun’un geçici 6’ncı maddesiyle, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
teşkilatınca tecil edilmiş olan ve Türkiye'de sportif alanda faaliyette bulunan
spor kulüplerinin 30 Haziran 2004 tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde 31
Temmuz 2004 tarihine kadar ödenmemiş olan vergi borçları hakkında düşük faiz
oranı uygulanarak taksitlendirme kolaylığı getirilmiştir. Bu uygulamaya göre, 31 Aralık 2004 tarihine kadar ilgili vergi
dairesine müracaat eden spor kulüplerinin söz konusu vergi borçları, müracaat
tarihinden itibaren beş yılı aşmamak ve uygulanmakta olan tecil faizi oranının
1/6’sı oranında tecil faizi uygulanmak suretiyle taksite bağlanmıştır. Bugünlerde yine bir kanunumuz var, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor. Orada da buna benzer bir kolaylık
getiriyoruz. Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış’ın,
öğretim üyelerinin özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin Bakanlığıma
yönelttiği sözlü soru önergesi: Hükûmetimizin temel
hedeflerinden biri, öğretim elemanlarını da kapsayacak şekilde kamu
personelinin özlük haklarına ilişkin olarak devlet personel rejimi reformunu
gerçekleştirmektir. Söz konusu reform ile, ücret
sisteminin sadeleştirilmesi, kamu personelinin mali ve özlük haklarına ilişkin
dengesizlik ve adaletsizliklerin giderilmesi, performansa dayalı ücret
sistemine geçilmesi ve mevcut statü sayısının azaltılması ilkelerini esas
alacak kapsamlı bir personel reformuna yönelik çalışmaların en kısa sürede
sonuçlandırılması hedeflenmektedir. Diğer taraftan, yükseköğretim kurumlarında, gerektiğinde ek ders
görevi ve buna bağlı olarak da ek ders ücretinin verilmesi tabii bir durumdur.
Öğretim elemanlarının yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarıyla ilişkileri,
Yükseköğretim Kurumlarının Yurtdışındaki Kapsama Dahil
Yükseköğretim Kurumlarıyla Ortak Eğitim Ve Öğretim Programları Tesisi Hakkında
Yönetmelik ve benzeri muhtelif projelerle sağlanmaktadır. Ayrıca bilimsel teknolojik
araştırmaların teşvik edilmesi amacıyla Yüksek Öğretim Kurulu ve
üniversitelerin bütçelerine her yıl belirli miktarlarda ödenek konulmaktadır.
Bu kapsamda 2008 yılında Yüksek Öğretim Kurulu ve üniversite bütçelerine 373
milyon YTL, TÜBİTAK bütçesine de Bilim İnsanı Destekleme ve TARAL Projelerine
483 milyon YTL ödenek ayrılmıştır. Gaziantep Milletvekili… BAŞKAN – Bir dakika Sayın Bakan. Sayın Aslanoğlu, buyurun. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Teşekkür ediyorum. Sayın Bakanım, spor kulüpleri çok büyük borç batağında, vergi ve
sigorta. Tabii bugünün meselesi değil, yıllardır gelen… Spor kulüpleri
dernekler şeklinde yönetiliyor. Her ay, faizle birlikte, bu faizleri
ödeyemiyorlar. Onun için, siz daha önce söz vermiştiniz. Yukarıda bir yasa var.
İnşallah, bu yasayla, söz verdiğiniz şekilde, spor kulüplerinin borçlarını
ödenebilir -affedin demiyorum- bir hâle getireceksiniz. Aynı şekilde sigorta
borçları da… Çünkü Türk sporu, özellikle İkinci ve Üçüncü Lig’deki takımlar
borç batağında, çaresiz durumdalar. Diliyorum ki Plan ve Bütçe Komisyonundaki
yasa teklifiyle… Aynı şekilde de spor kulüplerinin prim borçları - yeni bir
yasa tekiliyle, borç batağından- bir şekilde ödenebilir hâle
getirilebilecektir. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
Buyurun Sayın Bakan. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Sayın Aslanoğlu,
biliyorsunuz bir kanunumuz var. Siz de zaten Plan ve Bütçe Komisyonu
üyesisiniz. Şu anda alt komisyonda görüşmeler oluyor. Orada da önemli
iyileşmeler oluyor, hatta daha önceki yaptığımızdan daha ileri bazı maddeler
var o kanunda. Tahmin ediyorum, bu, spor kulüplerimiz için fevkalade bir nefes
alma gibi olacak, onların büyük problemlerine bir çözüm getiriliyor. Teşekkür ederim. BAŞKAN - Buyurunuz efendim. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Gaziantep Milletvekili
Sayın Yaşar Ağyüz’ün çocuklarıma ait şirketlere
ilişkin Bakanlığıma yönelttiği sözlü sorunun cevabı: Yapmış olduğum konuşmamda ifade ettiğim husus, kamu giderlerinin
asıl olarak toplanan vergilerden karşılandığı, bu sebeple, her vergi
mükellefinin bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğidir. Diğer taraftan, soru
önergesinde yer alan ve kendi düşünce ve değerlendirmelerinize dayalı hususlar
ise hiçbir şekilde geçerli değildir. AK Parti Hükûmetleri
döneminde yürütülen maliye politikaları ve özel olarak vergi politikalarının
ülkemizde ekonomik istikrarın sağlanmasına ve mali disiplinin tesisine yaptığı
olumlu katkılar ise milletimiz tarafından her zaman takdirle karşılanmıştır. Değerli arkadaşlar, ekonomideki son olayları biliyorsunuz. Yani,
pazartesi günü piyasalar epeyi sarsıldı, büyük düşüşler oldu, faizde yükselme
oldu, dolar ve avroda yükselmeler oldu. İnanın, bu maliye politikaları
olmasaydı, eğer bu mali disiplin olmasaydı ve bu bütçe disiplini olmasaydı
değerli arkadaşlar -hani o Anayasa atıldı ya bir zamanlar, nasıl allak bullak
oldu bütün şey, ondan beter olurdu- bu faizlerde yüzde 5 bin faizleri
görürdünüz. Onun için dua edin bu mali disipline ve bu mali disiplinin
kıymetini de bilin. Bu mali disiplinin kıymetini bilin, bu bütçe disiplininin
kıymetini iyi bilin. HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – İşinize bakın, işinize. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) - Türkiye eğer böyle
kuvvetli girmeseydi bugünlere, çok başka tablolarla karşı karşıya kalırdı. Bunu
da burada ifade etmek istiyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ordu Milletvekili Sayın
Avukat Rıdvan Yalçın’ın, gazilere uygulanan elektrik bedeli indirimine ilişkin
Bakanlığıma yönelttiği (6/342) numaralı sözlü soru önergesini
cevaplandırıyorum: 2847 sayılı Kanun’un mükerrer 1’inci maddesi ve Enerji Piyasası
Düzenleme Kurulunun 24/8/2006 tarih, 875 sayılı Kurul
Kararıyla onaylı yirmi dağıtım şirketi için tarife uygulamalarına ilişkin usul
ve esasların “Şehit Aileleri ile Muharip Malul Gaziler” başlıklı 1/C-1 maddesinde,
şehit aileleri, muharip malul gazilerin kapsamı ayrı ayrı
tanımlanmıştır. Anılan maddede belirtilen tanımlamalara göre, şehit ailesi,
muharip gazi ve malul gazi kapsamlarından birine dahil
olup, kendilerine TC Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü tarafından, şehit, muharip
gazi veya malul gazi maaşı bağlandığını belgeleyenlere, meskenlerinde
tükettikleri elektrik enerjisi için mesken tarifesinden yüzde 40 oranında
indirim uygulanmaktadır. Yürürlükte olan mevzuat bu kapsamda olup, konu
hakkında daha detaylı bir çalışma tarafımdan yapılacaktır. BAŞKAN – Bir dakika Sayın Bakan. Sayın Yalçın, cevaplandı mı sorunuz? RIDVAN YALÇIN (Ordu) – Diğer soruda… BAŞKAN – Peki. Buyurunuz Sayın Bakan. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Ordu Milletvekili Sayın
Avukat Rıdvan Yalçın’ın, memurların tedavi yolluklarının ödenmesine ilişkin
Bakanlığıma yönelttiği sözlü soru önergesi (6/346): Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği uyarınca, genel bütçeli
kurumlara ait bütçeleştirilmiş borçlar hesabında, 2007 yıl
sonu itibarıyla, yurt içi tedavi yollukları borç tutarı 21,5 milyon YTL
görülmekte olup, bugün itibarıyla konuyla ilgili bir problem kalmamıştır. RIDVAN YALÇIN (Ordu) – Sayın Başkanım, izin verir misiniz? BAŞKAN – Sayın Yalçın, buyurunuz. RIDVAN YALÇIN (Ordu) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Bakanım, bu, memurlarla ilgili tedavi yolluklarının yaklaşık
bir yıl gibi gecikmelerle ödendiği yoğun olarak memurlar tarafından ifade
ediliyor. Eskiden maaş çekim günleri memurlar bankalarda kuyruk oluştururlardı.
Sizin de malumunuz artık otomatik kesildiği için memurlar neredeyse
maaşlarından ellerine hiç nakit alamıyorlar. Bir yıl gibi gecikme sebebiyle
borç da bulamıyorlar. O sebeple bu mağduriyetin bir an evvel giderilmesini
özellikle istirham ediyorum. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yalçın. Buyurunuz Sayın Bakan. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Şu anda -yazımda da
belirttiğim gibi- Rıdvan Bey, bir problem kalmadığı bana bildiriliyor ama böyle
bir seneye yakın bizim bir borcumuz olacağını ben tahmin etmiyorum, olmaz. Ama
varsa da ben tekrar bir bakayım, inceleyeyim, bir şey varsa da ona bir çözüm
hemen getiririm. Çünkü bu, bu kadar beklemez yani, o bir sene beklemez. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Buyurunuz. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Balıkesir Milletvekili
Sayın Ahmet Duran Bulut’un, vergi borç ve cezalarının tahsiline ilişkin
Bakanlığıma yönelttiği söz soru önergesi (6/369): Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetimizin
kesinleşmiş vergi borçlarının tahsili konusunda bir yeniden yapılandırma
çalışması bulunmamaktadır. Vergi cezalarının silinmesi ya da affedilmesi ancak
yasal düzenlemeyle mümkün bulunmakta olup bu konuda bir yasal düzenleme
yapılması da düşünülmemektedir. Ancak, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun’un 48’inci maddesinde vergi borçlarının
taksitlendirilmesine yönelik düzenlemeler mevcuttur. Maddede belirtilen şartlar
dâhilinde müracaat eden mükelleflere tecil ve taksitlendirme yapılmak suretiyle
vergi borçlarını ödeme kolaylığı sağlanmaktadır. Burada değerli milletvekili herhâlde bu son zamanda çıkan Uzlaşma
Kanunu’yla ilgili acaba kesinleşmiş borçlarda da bir şey olacak mı diye sormuş
bu soruyu, öyle tahmin ediyorum. Uzlaşma… Biliyorsunuz, yargıda bulunan
ihtilaflı alacaklar için eğer o mükellef isterse bir uzlaşma kapısı açtık ama
kesinleşmiş vergi borçlarının tahsili konusunda herhangi böyle bir şey söz
konusu değil. BAŞKAN – Buyurunuz efendim. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Tokat Milletvekili Sayın
Doktor Reşat Doğru’nun, özel bir sınavla gelir uzmanlığına atama yapılmasına
ilişkin Bakanlığıma yönelttiği sözlü soru önergesi: Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gelir İdaresi Başkanlığı,
5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’la
kurulmuş olup; amacı, gelir politikasını adalet ve tarafsızlık içerisinde
uygulamak, vergi ve diğer gelirleri en az maliyetle toplamak, mükelleflerin
vergiye gönüllü uyumunu sağlamak, mükellef haklarını gözeterek yüksek kalitede
hizmet sunmaktır. Bu temel ilke ve hedeflerin gerçekleştirilmesi doğrultusunda
mevcut personelin de uzmanlaştırılması hedeflenmiştir. Mevcut personel arasından özel sınav neticesinde gelir uzmanı
olarak atanan personel ile mesleğe özel yarışma sınavıyla ilk defa gelir uzman
yardımcısı olarak başlayıp üç yıllık yardımcılık süresi sonunda atanan gelir
uzmanları arasında görev ve sorumluluk açısından bir fark bulunmamaktadır.
Gelir İdaresi Başkanlığı merkez ve taşra teşkilatında görev yapan personel
arasında iş barışı yönünden yönergede sözü edilen bir huzursuzluk bulunmayıp,
tüm personel en yüksek kalitede hizmet vermek için özverili bir şekilde
çalışmaktadır. BAŞKAN – Buyurunuz efendim, devam ediniz. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Gaziantep Milletvekili
Sayın Yaşar Ağyüz’ün, özelleştirme sonucu başka kamu
kurum ve kuruluşlarında çalıştırılan kişilere ilişkin Bakanlığıma yönelttiği
sözlü soru önergesi (6/433): Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İktidarımızdan önce
gerçekleştirilen özelleştirmeler nedeniyle iş sözleşmesi sona erdirilen işçiler
için herhangi bir hukuki düzenleme bulunmazken, 20/10/2004
tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla, 1/1/1992
tarihinden itibaren özelleştirme nedeniyle iş sözleşmesi sona erdirilenlerin
kamu kurum ve kuruluşlarına geçici personel olarak yerleştirilmesi imkânı
getirilmiştir. Bu kapsamda 1992 yılından bugüne kadar toplam 17.843 işçi
ataması yapılmıştır. Bunlar, emeklilik hakkını kazanıncaya kadar her yıl on ay
süreyle istihdam edilmektedirler. 1999-2007 dönemi itibarıyla ise özelleştirilen
70 kuruluşta iş kanunlarına tabi olarak çalışan işçi sayısı toplam 25.732’dir.
Bunlardan 13.338’i kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştirilmiştir. Kamu kurum ve
kuruluşlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/C maddesine göre geçici
personel olarak istihdam edilenler sadece özelleştirilen kuruluşlardan
atananlardan ibaret olmayıp kamu kurumlarının birçok hizmet alanında geçici
personel istihdam edilmektedir. Bunların ücretleri, göstergelerinin memur
aylıklarına uygulanan kat sayıyla çarpımı sonucu belirlenmekte olup,
dolayısıyla kat sayıdaki artışlardan istifade etmemektedirler. BAŞKAN – Buyurunuz efendim, devam ediniz. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Malatya Milletvekili
Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
nüfusu azalan belediyelerin gelirlerine ilişkin Bakanlığıma yönelttiği sözlü
soru önergesi: 25 Nisan 2006 tarih ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun
52’nci maddesindeki “Nüfus sayımında veya tespitinde, aile ve hayatî
istatistiklerin oluşturulmasında ve bu bilgileri esas alan kanunların
uygulanmasında MERNİS nüfus bilgileri kullanılır.” hükmü çerçevesinde 2007
yılında yapılan adrese dayalı nüfus sayımı neticesinde belediyelerin nüfusu
daha gerçekçi olarak yeniden belirlenmiştir. Elbette bunun çeşitli açılardan
sonuçları olmaktadır. Bu nedenle de Hükûmetimiz,
Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı’nı yüce Meclise sunmuş ve bu da 6
Mart 2008’de kanunlaşmıştır. Ayrıca, Hükûmetimiz, il
özel idarelerinin ve belediyelerin vergi, harç, katılma payı, hizmet karşılığı
alınan ücret ve diğer gelirleriyle bu idarelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılacak paylara ilişkin esas ve
usulleri yeniden belirleyen ve belediyelere ilave kaynaklar sağlanmasının
yanında, payların yüzde 75’inin belediyelere nüfus esasına göre, 25’inin de
gelişmişlik endeksine göre paylaştırılmasını öngörerek, nüfusu ve geliri düşük
olan belediyelerin gelir kaybının giderilmesi amacıyla, ancak hükümsüz sayılan
il özel idaresi ve belediye gelirleri kanun tasarısında da yenilenmesini uygun
gördüğünü Meclisimize 24 Ocak 2008 tarihinde bildirmiştir. 60’ıncı Hükûmet Eylem Planı’nda da bu kanunun çıkartılacağı
vurgulanmıştır. Bilindiği üzere, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 4’üncü
maddesine göre, büyükşehir belediyesi kurulması, bir, kanun çıkarmak ve
ikincisi de kanunda belirlenen nüfusa sahip olmak şartlarıyla bağlıdır. Bu
nedenle, üçüncü sorudaki “Mevcut büyükşehir belediyelerinin objektif kriterlere göre kurulmadığı…” ifadesini takdirlerinize
bırakıyorum. BAŞKAN – Devam ediniz efendim. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Karaman Milletvekili
Sayın Hasan Çalış’ın, motorlu taşıt vergisi
uygulamalarına ilişkin Bakanlığıma yönelttiği sözlü soru önergesi: Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2004 yılında 5035 sayılı
Kanun’la yapılan değişiklikle motorlu taşıtlar vergisine tabi taşıtlar yeniden
tanımlanmıştır. Buna göre, azami toplam ağırlığı 3.500
kilogramı geçmeyen kapalı kasalı (yandan camlı olanlar dâhil) sürücü kısmından
başka tek veya daha fazla sıralı oturma yeri bulunan, insan ve yük taşımaları
için imal edilmiş olan taşıtlar “panelvan”, izin
verilebilen azami yüklü ağırlığı 3,5 tonu geçmeyen ve yük taşımak için imal
edilmiş motorlu araçlar ise “kamyonet” olarak tanımlanmıştır. Bu
değişikliklerle, arazi taşıtları ve panelvan tipi
taşıtlar 1/1/2004 tarihinden geçerli olmak üzere
yaşlarına ve motor silindir hacimlerine göre; kamyonet, kamyon, çekici ve
benzeri taşıtlar ise 1/1/2005 tarihinden itibaren yaşlarına ve azami toplam
ağırlıklarına göre motorlu taşıtlar vergisine tabi tutulmaktadırlar. Ancak,
vergi idaresince yapılan araştırmada, bazı taşıtların vergilendirmeye etki eden
özelliklerinin ve unsurlarının yanlış belirlendiği, örneğin, motorlu araç tescil
belgesine göre “panelvan” olarak vergilendirilmesi
gereken bazı taşıtların “kamyonet” olarak vergilendirildiği anlaşılmıştır.
Uygulama birliğinin sağlanması amacıyla, vergi daireleri, 3/9/2007
tarihli ve 2007/1 sıra no.lu İç Genelge’miz ile bilgilendirilmiştir. Hatalı
vergilendirildiği belirlenen taşıtlar için zaman aşımı süresi dikkate alınarak
2004-2007 yılları için ilave vergi tahakkuk ettirilmiştir. Bazı mükelleflerimiz
de bu tahakkukları ihtilaf konusu yapmıştır. Eksik tahakkuk ettirilen ve mükellefler
tarafından da eksik ödenen verginin gecikme zammı ve takip ve tahsili 6183
sayılı Kanun hükümleri gereğidir. Şubat ayında çıkan 5736 sayılı Kanun’la, bu mükelleflerimiz için
dava açılmaması, açılmış olan davalardan vazgeçilmesi, vergi asıllarının 30/6/2008 tarihine kadar ödenmesi şartıyla, hesapların
gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilmesi imkânı da getirilmiştir. BAŞKAN – Sayın Çalış, bir ek sorunuz var mı, açıklama istiyor
musunuz? HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Bakanım, bu soruma gösterdiğiniz ilgi
için teşekkür ediyorum. Ancak, burada bazı mükelleflerimiz kendisinin
haksızlığa uğradığını düşünmektedir, geriye doğru ceza tahakkuk ettirildiğini
düşünmektedir. Bu hakkın iade edilmiş olması, haksızlığın giderilmiş olması bu
mükellefler açısından önemli bir iş olmuştur. Teşekkür ediyorum. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Ben teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Çalış. Buyurunuz efendim. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Adana Milletvekili Sayın Kürşat Atılgan’ın (6/478)
esas no.lu rüzgâr makinelerinde KDV indirimi ve faizsiz kredi talebine ilişkin
sözlü soru önergesi ile Kastamonu Milletvekili Sayın Mehmet Serdaroğlu’nun
(6/490) esas no.lu gübredeki KDV oranına ilişkin sözlü soru önergelerine
birlikte cevap vermek istiyorum. BAŞKAN – Buyurun. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) - Katma değer
vergisi oranları, bu verginin kendine özgü yapısı, yansıma özelliği ile
ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal şartlar, mal ve hizmetlerin
toplam talep ve arzı ile bu mal ve hizmetlerin düşük gelir gruplarının
harcamaları içindeki payı yanında bütçenin gelir ihtiyacı da dikkate alınarak
tespit edilmektedir. Rüzgâr makineleri ile kimyevi gübre teslimlerinde yüzde 18 olarak
uygulanan katma değer vergisi oranında indirimlere gidilmesi hususunda bu
aşamada Bakanlığımda yürütülen bir çalışma bulunmamaktadır. Rüzgâr makinelerine
faizsiz kredi uygulanması hususu ise Bakanlığımın yetki alanında
bulunmamaktadır. Öte yandan, tarımı geliştirmek suretiyle çiftimizin refah
seviyesini artırmak amacıyla traktör ile tarımda kullanılan diğer makine ve ekipmanların temininde de indirimli katma değer vergisi
uygulamasının yanı sıra doğrudan gelir desteği ve alternatif ürün ödemeleri
gibi teşvik tedbirleri ile çiftçimiz desteklenmektedir. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz. Şimdi, Sayın Atılgan, bir ekstra bilginiz olacak herhâlde, söz
istediniz. Buyurun. KÜRŞAT ATILGAN (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Bakanım, tabii, rüzgâr makinesinde yüzde 18’den 8’e
indirmeyi düşünmeyebilirsiniz. Ama işin gerçeğine bakarsanız, o makine
narenciye bahçelerinin donmasını engelliyor, hava sirkülasyonu
nedeniyle. Bu sene narenciye bahçelerinin Çukurova’daki durumu -mutlaka
haberler ulaşmıştır, sizler de yürütmeden sorumlu makamda olduğunuz için- son
derece zordur. Genç portakal ağaçları, limon ağaçları tamamen kurudu, ihtiyar
ağaçlar ise yüzde 50 kurudu. Dolayısıyla, Çukurova’daki narenciye üreticilerini
bir şekilde canlandırmak, yardımcı olmak gerekir. Ayrıca, bu sayede donmayacak
portakallar üzerinden veya narenciye üzerinden alacağınız vergiler, o
makinelerden indireceğiniz KDV’den daha fazla olacaktır. Bir yıllık donma, emin
olun ki, bu makinelere vereceğiniz KDV indiriminden çok daha fazladır. Ben
sadece bunu arz etmek istiyorum. Eğer Bakanlığınız uygun görürse, üzerinde bir
çalışırlarsa hem çiftçiler memnun olacaktır hem de devlet için faydalı bir iş
olacaktır. Bunu söylemek istiyorum. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Peki, çok teşekkür
ederim. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Atılgan. Sayın Serdaroğlu, buyurun. MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) – Sayın Başkanım, teşekkür ederim. Sayın Bakanım, çiftçimiz gerçekten zor durumda. Şu günler de gübre
kullanma zamanının içinde olduğu günler. Gübre fiyatları ise son üç beş ay
içerisinde yüzde 80’lere varacak derecede zamlanmıştır. Sayın Bakanım, maalesef topraklarımız yanlış gübre kullanımı
nedeniyle gübrekolik olmuştur. Gübresiz verim
alınamamaktadır. Verimin düşmesi ise üretimin azalmasına, dolayısıyla ithalatın
artmasına vesile olmaktadır. Bu da Türk çiftçisinin cebine girecek olan paranın
ithalat yoluyla yabancı ülkelerin çiftçilerinin cebine girmesine sebep
vermektedir. Yabancı ülkenin çiftçisinin cebine girecek olan paramızı KDV
indirimi yaparak veya başka bir şekilde, çiftçimizin kullanacağı gübreyi
kullanılabilir hâle getirerek üretimin artmasına katkı sağlamanız tarafımızdan
ve çiftçi tarafından istenmektedir. Sonuç olarak, gerçekten çok zor durumda olan çiftçimizin
beklentisini ve sıkıntısını dile getirmeye çalıştık. Zatıalinize
de bu sorumuza cevap vererek ilgi duyduğunuzdan dolayı ben Türk çiftçisi adına
teşekkür ediyorum ve bu sorumun, mutlaka, Türk çiftçisi adına dikkate
alınacağından eminim. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Serdaroğlu. Sayın Aslanoğlu’nun bir sorusu var. Buyurunuz Sayın Aslanoğlu. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Efendim, belediyelerle ilgili
bir cevap verdiniz. Şimdi, adil olmak… Herkesin hakkına, hukukuna saygılıyız. Ancak,
bir büyükşehir-küçük şehir ayrımı var. Büyükşehir belediyeleri on altı tane,
nasıl olmuşsa, hangi objektif kriterle olmuşsa olmuş. Ama bunların nüfusu, bazılarının nüfusu mevcut büyükşehirlerden
daha fazla şu anda. Yani büyükşehir olmayan bazı illerimizin nüfusu
mevcut büyükşehirlerinkinden daha fazla olmasına rağmen, o belediyelerin iki
katı fazla para alıyor büyükşehir olduğu için. Burada objektif kriter yoktur. Özellikle büyükşehirlere, bir şekilde nüfusu
daha az olmasına rağmen… Daha fazla nüfuslu belediyelere haksızlık yapılıyor.
Örneğin Şanlıurfa’nın nüfusu 650 bin. Ben “Diğer belediyelere niye
veriyorsunuz?” demiyorum. Malatya… Bu yeni Belediye Yasası’nda, objektif,
büyükşehir-küçük şehir ayrımı olmaksızın herhangi bir düzenleme yapacak
mısınız? Herkes hakkına razı olur, ama zamanında on altı tane, her nedense,
hangi kriterle olmuşsa, ama olmayanların hakkını
yiyorsunuz, yeniliyor. Ben bir kez daha dikkatlerinize sunuyorum. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu. Buyurunuz Sayın Bakan. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Sayın Başkan, bu son
sorulan sorularla ilgili olarak kısaca bir açıklama yapmak istiyorum, müsaade
ederseniz. BAŞKAN – Tabii, buyurunuz efendim. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Birincisi, Mersin’le
ilgili olarak, orada yetişen narenciyeler ve onların sorunlarıyla ilgili Sayın
Milletvekilimiz dile getirdi, ayrıca tabii Türk tarımı ve Türk çiftçisiyle
ilgili de bazı sorunları dile getirdi. Değerli arkadaşlar, bugün Türk çiftçisine bizim sadece bütçeden
yapmış olduğumuz destekler 5 milyar 400 milyon YTL’yi buluyor, bu sene, 2008
yılında. Bu gübreleme zamanı geldiği için, çiftçilerimize sadece mart ayında 1
milyar 800 milyon ödeme yapıyoruz ve bunların da büyük kısmı ödendi, yani
maliyeden ödendi, dağıtımları da yapılıyor ve bunun yanında, ayrıca,
çiftçilerimize teknolojinin kazandırılması için, benim bildiğim, Tarım
Bakanlığımızda da çok ciddi çalışmalar yapılıyor, hele bu narenciyeyle ilgili
olarak. Ayrıca bu konuda Dış Ticaret Müsteşarlığımızın da önemli katkıları var,
bildiğim kadarıyla. Ama, bunlar daha fazla yapılabilir
mi? Daha fazla da uğraşılıyor, yapılıyor. Bütün dikkatlerimiz de Hükûmetimizin, bu çiftçilerimize daha fazla nasıl yardımcı
olmanın gayreti içerisindeyiz çünkü tarımdaki girdiler korkunç derecede arttı.
Petrol arttı, gübre arttı, o arttı ama bütün dünyada bu artış var ama bunun
yanında bir şey var: Şimdi, gıda maddelerinin fiyatları çok yükseldi. Bu da
bütün dünyada, sade bizde değil. Çok yükseldi ve bundan sonra da mevcut
fiyatların üstüne konulacak, alta düşmeyecek bu. Öyle gözüküyor bu, yani
dünyadaki gidişat öyle gözüküyor. Neden? Petrol fiyatlarının yükselmesi… Şimdi,
birçok gıda maddesi olarak yetiştirilen tarım ürünlerini, benzin, biyoetanol, biyodizel, ne yapacasaksak işte, yapalım şeklinde, bütün dünyada bir akım
var. Büyük bir akım var çünkü petrol fiyatları aldı başını gidiyor. Yani
düşecek mi düşmeyecek mi, kimsenin bildiği de yok. Hele hele
tabii bizim gibi ülkelerde… Biz petrolü olduğu gibi dışarıdan ithal ediyoruz.
Bu sene, yani 2008 yılında 35 milyar dolara yakın biz petrol veyahut da enerji
faturası ödüyoruz, enerji ham maddelerinin faturalarını ödüyoruz. Dolayısıyla
bir de bu yönden de bakmak icap ediyor tarımımıza. Geniş olarak bakıyoruz,
çiftçimizin her zaman yanındayız, yanında olmaya da devam edeceğiz. Sayın Aslanoğlu’nun sorusu… Tabii, Sayın
Aslanoğlu Malatya Milletvekilimiz olduğu için,
devamlı surette, Malatya’nın Urfa’ya karşı biraz az para aldığını, bunun da
haksızlık olduğunu söylüyor. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Urfa da almıyor Sayın Bakan,
yanlış. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Kim alıyor? FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Urfa da almıyor, 650 bin nüfusu
var. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Öyle mi? Tamam… Şimdi, burada… BAŞKAN – Sayın Bakan, süremizi epey aştık, soru-cevap, sözlü
soruları. Bir de… MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Şimdi, bu konuda,
Belediye Gelirleri Kanunu da var, şimdi geliyor. Siz de Plan ve Bütçede bu
konuda da hassas duran bir arkadaşımızsınız. Bu konuda gerekli çalışmaları
yapmanızı tavsiye ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Tavsiyelere uyacak mısınız? BAŞKAN – Sayın Bakan, bir dakika. Sayın Vural’ın, yerinden çok kısa bir sorusu varmış. Onu bir…
Yerinden bir açıklama… Buyurun, çok kısa olmak üzere Sayın Vural. OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Bakan, sorulara cevap verirken
oğullarınızın şirketleriyle ilgili birtakım sualler oldu tabiatıyla. Sonra bir
ara “bizim şirketimiz” dediniz. Yani, bu, acaba sehven mi oldu, yoksa ortak
mısınız? Bu konuda zannediyorum bir açıklama olursa, o bakımdan… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım… OKTAY VURAL (İzmir) – Sadece tavzih etmek açısından şey yapıyorum.
Daha sonra bu konuda herhangi bir spekülasyon,
değerlendirme falan… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım… MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Ben ortak falan değilim,
ama dil sürçmesi olabilir. OKTAY VURAL (İzmir) – Anlıyorum, tamam. Teşekkür ederim. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, İç Tüzük 98 açık ve
net. Sayın Bakan sözlü sorulara cevap vermek üzere burada milletvekillerinin
sorularını cevaplıyor. BAŞKAN – Evet efendim. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Müsaade edin efendim. Kâtip Üye orada okuyor ve sözlü soruların da cevap süresi bir
saattir. Saat 17.00’de başladınız, şu anda 18.15. Yerinden soran
milletvekillerinin çok kısa, açıklayıcı bilgi vermeleri gerekirken soruların
tekrarına müsaade ediyorsunuz. BAŞKAN – Soruların tekrarına… Süremiz bitti efendim. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sorusu olmayan bir milletvekilinin
burada Sayın Bakana soru tevdi etmesi mümkün değil. Lütfen İç Tüzük’ü
uygulayın. BAŞKAN – İç Tüzük’ü uyguluyorum efendim. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ama sorusu olmayan bir milletvekiline
söz veriyorsunuz. BAŞKAN – Ufak bir açıklama yapmak isteyen bir milletvekiline de
söz hakkı verebiliriz efendim. OKTAY VURAL (İzmir) – Hayır efendim, İç Tüzük’e göre yerimden kısa
bir açıklama isteme hakkım var. Sayın Grup Başkan Vekili, eğer İç Tüzük’e
bakarsanız, bir soru sormuyorum, sadece Sayın Bakanı bu konuda… MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, İç Tüzük 98 açık. OKTAY VURAL (İzmir) – Yani “bizim şirketimiz” dedi. Bunun olup
olmadığını sormak, zannederim Sayın Bakan için, bundan sonraki sualler için
doğru bir sualdir. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Efendim, zaten Sayın Bakan “Topluca
cevap vereceğim.” diye söylemiş. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – İç Tüzük’e uysa da uymasa
da ben cevabını vereyim, hiç merak etmeyin siz. Her zaman… OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Bakanın bir rahatsızlığı yok bu
konuda, sorulara cevap konusunda. Sayın Bakanın bir rahatsızlığı yok. MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Yok. BAŞKAN – Sözlü sorular… Sayın Bakan, lütfen… MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Bitmiştir. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İç Tüzük’ü, uyarmak için söylüyorum,
Sayın Bakan soruya cevap vermekten kaçındığı için değil. Açık ve net şekilde
cevap verdi zaten. BAŞKAN – Sayın Unakıtan, sözlü
sorularımıza cevabınız varsa… Bitti, süremiz de tamamlandı, lütfen… MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) – Peki. Değerli arkadaşlar, beni sabırla dinlediğiniz için hepinize
saygılar, sevgiler sunuyorum. Sağ olun. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Unakıtan.
Şimdi, gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler” kısmına geçiyoruz. Sayın milletvekilleri, geçen hafta görüşmelerine
başladığımız ve yarım kalan çevre ve çevre kirliliğinin önlenmesi konusunda
(10/3, 8, 12, 28, 31, 33, 38, 42, 47, 56, 59, 62, 64, 65, 68, 71, 84, 87, 89,
98, 101, 119, 145, 146) esas numaralı Meclis araştırması önergelerinin birlikte
yapılan görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz. VII.- MECLİS ARAŞTIRMASI A) ÖN GÖRÜŞMELER 1.- Kahramanmaraş Milletvekili
Durdu Özbolat ve 20 milletvekilinin, termik
santrallerin çevreye verdiği zararların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/3) 2.- Tekirdağ Milletvekili Enis
Tütüncü ve 38 milletvekilinin, Trakya ve İstanbul ilinde çevre konularındaki
gelişmelerin Ergene Çevre Düzeni Havza Planı’na etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/8) 3.- Kırklareli Milletvekili Tansel
Barış ve 23 milletvekilinin, Kırklareli ili Vize ilçesindeki bir arazi ile
ilgili iddiaların ve bu arazi üzerinde kurulması planlanan çimento fabrikasının
çevre üzerindeki muhtemel etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/12) 4.- Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 23 milletvekilinin,
Adana’daki lagünlerin karşı karşıya bulunduğu çevresel risklerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/28) 5.- Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya ve 22 milletvekilinin, Bartın’da
kurulması planlanan termik santralin olumlu ve olumsuz etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/31) 6.- Çanakkale Milletvekili Ahmet
Küçük ve 22 milletvekilinin, Kaz Dağları’ndaki madencilik faaliyetlerinin
araştırılarak çevreye olumsuz etkilerinin önlenmesi için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/33) 7.- Konya Milletvekili Hasan Angı ve 19 milletvekilinin, Konya Kapalı Havzası’ndaki su
kaynaklarının karşı karşıya bulunduğu sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/38) 8.- Konya Milletvekili Orhan Erdem
ve 28 milletvekilinin, Akşehir ve Eber Göllerindeki kirlilik ve diğer çevre
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/42) 9.- Çanakkale Milletvekili Mustafa
Kemal Cengiz ve 27 milletvekilinin, Kaz Dağları’ndaki madencilik
faaliyetlerinin araştırılarak çevrenin korunması için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/47) 10.- Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk ve 21 milletvekilinin, Büyük Menderes Nehri’ndeki
kirliliğin ve çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/56) 11.- İzmir Milletvekili Selçuk
Ayhan ve 25 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevreye ve turizme olumsuz
etkilerinin araştırılarak su ürünleri yetiştiriciliğinin çevreyle uyumlu
gerçekleştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/59) 12.- Afyonkarahisar
Milletvekili Halil Ünlütepe ve 23 milletvekilinin,
Eber Gölü’ndeki çevre kirliliğinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/62) 13.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susam ve 29 milletvekilinin, altın arama faaliyetlerinin hukuki durumu ile
çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/64) 14.- Adıyaman Milletvekili Şevket
Köse ve 23 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki kirlenmenin önlenmesi ve Van ilinde
turizmin geliştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/65) 15.- İzmir Milletvekili Bülent
Baratalı ve 26 milletvekilinin, Küçük Menderes Nehri’ndeki kirliliğin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/68) 16.- Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu ve 24 milletvekilinin, Artvin Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerinin çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/71) 17.- Afyonkarahisar
Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 21 milletvekilinin,
Eber Gölü’ndeki çevre sorunlarının araştırılarak gölün korunması için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/84) 18.- Van Milletvekili Kayhan
Türkmenoğlu ve 19 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki çevre sorunlarının ve gölün
potansiyelinin araştırılarak korunması ve değerlendirilmesi için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/87) 19.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mehmet Akif Paksoy ve 23 milletvekilinin, başta Afşin-Elbistan
olmak üzere termik santrallerin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/89) 20.- Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve 25
milletvekilinin, Isparta ilindeki göllerin çevre sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/98) 21.- İzmir Milletvekili Ahmet
Ersin ve 22 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevre ve turizm üzerindeki
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/101) 22.- İzmir Milletvekili Ahmet
Kenan Tanrıkulu ve 39 milletvekilinin, denizlerdeki
kirliliğin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/119) 23.- Van Milletvekili Fatma
Kurtulan ve 19 milletvekilinin, Kahramanmaraş'ta Narlı Ovası'na kurulması
planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/145) 24.- Isparta Milletvekili Haydar
Kemal Kurt ve 23 milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve Havzası’ndaki çevre
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/146) (x) BAŞKAN – Hükûmet? Burada, yerinde. Sayın milletvekilleri, araştırma önergeleri üzerinde Hükûmet adına Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu konuşmuştu. Şimdi, söz sırası Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Eskişehir
Milletvekili Sayın Fehmi Murat Sönmez’e aittir. Buyurunuz Sayın Sönmez. Sayın Sönmez, süreniz yirmi dakikadır. CHP GRUBU ADINA FEHMİ MURAT SÖNMEZ (Eskişehir) – Teşekkür
ediyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konularını çevre
sorunlarının oluşturduğu yirmi araştırma önergesinin görüşülmesi dolayısıyla
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. Çanakkale Zaferi’nin 93’üncü yıl dönümünde tüm şehitlerimizi de
saygıyla, rahmetle anıyorum. Değerli milletvekilleri, ülkemiz pek çok gelişmiş ülkeyle
karşılaştırıldığında çevre standartları bakımından çok daha geri bir
noktadadır. AKP Hükûmeti göreve geldiği 3 Kasım seçimlerinden
bu yana maalesef çevre konusunda bir ilerleme kaydedememiştir. Bu, sadece bizim
görüşümüz değildir. Bu konudaki çevreyle ilgili sivil toplum örgütleri ve
özellikle de Avrupa Birliğinin İlerleme Raporu’nda açıkça belirtilmektedir. AB
Komisyonu 2007 İlerleme Raporu’nda çevre konusunda Türkiye’nin önemli bir
ilerleme kaydetmediği, hatta yerinde saydığı belirtilmiştir. Özellikle de
mevzuat ve uygulama alanlarında bir ilerleme olmadığı görülmektedir. Aynı
raporda hava kalitesi, atık yönetimi, su kalitesi, doğanın korunması,
endüstriyel kirlenmenin kontrolü ve risk yönetimi, kimyasallar, genetik açıdan
değiştirilmiş organizmalar, gürültü ve idari kapasite alanında hiçbir ilerleme
kaydedilmediği belirtilmektedir. Yani AKP Hükûmeti,
AB tarafından, çevre konusunda kırık not almıştır. (x) (10/3, 8, 12, 28, 31, 33, 38,
42, 47, 56, 59, 62, 64, 65, 68, 71, 84, 87, 89, 98, 101, 119, 145, 146) esas
numaralı Meclis araştırması önergelerinin ön görüşmelerine 11 Mart 2008 tarihli
75’inci Birleşimde başlanmıştır. Bilindiği üzere, çevre ile ilgili konular AB müzakerelerinin en
önemli ayağını teşkil etmektedir. Tabii, çevre konusunu salt AB’ye dayandırarak
çözmek doğru değildir. Kuşkusuz ülkemizde de bu konuda çok sayıda kişi ve
kuruluşlar vardır. Bunların başındaki sivil toplum örgütleri ve bilim
çevrelerinin Türkiye’nin çevre yönetimine ilişkin görüşleri ise özetle
şöyledir: Türkiye’nin bir çevre politikası yoktur, siyasi irade çevre konusunda
çok istekli ve duyarlı değildir, çevreye ilişkin altyapı yatırımlarına kaynak
aktarılmamaktadır, çevresel veri ve bilgi sistemleri yeterli değildir, çevre
politikalarının oluşum süreçlerine ve karar mekanizmalarına halk katılımı
yetersizdir. Türkiye, çevre konusunda artık kendi inisiyatifini
ele almalı ve bulunduğu özel koşulları ve ihtiyaçları da göz önüne alınırsa,
artık Kyoto Protokolü’nü onaylamayı gündemine almalıdır. Avrupa Birliği veya
diğer ülkelerden tavsiye gelmesi beklenilmemelidir. Sanayileşme ve diğer insan
faaliyetleriyle birlikte günümüzün en önemli konusu çevre hâline gelmiştir. Dünyanın en çok üzerinde kafa yorduğu konu ise çevreyle ilgili
olarak küresel ısınmadır. Bugün çevre dendiğinde ilk akla gelen konu küresel
ısınmadır. Küresel iklim değişikliği şimdiye kadar gerçekleşmiş ve gerçekleşmekte
olan ekolojik afetlerin en tehlikelisi olarak kabul
edilmektedir. Bunlar göz önüne alındığında, Türkiye’nin Kyoto Protokolü’nü
onaylamaktan uzak durması doğru olmayacaktır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündemdeki araştırma
önergelerinden iki tanesini Kaz Dağları’ndaki altın arama faaliyetleri
oluşturmaktadır. Biliyorsunuz geçen yılın sonlarına doğru Kaz Dağları’ndaki
altın arama faaliyetleri gündemi oluşturmuş ve büyük bir tepkiye yol açmıştır,
çok ciddi itirazlar yükselmiştir. Yükselen bu itirazlar sonucunda, Cumhuriyet
Halk Partisi, Sayın Bihlun Tamaylıgil
başkanlığında milletvekillerinden oluşan bir komisyon kurmuş ve bu komisyon, bu
bölgede sivil toplum kuruluşları, belediyeler, yerel yönetimde görevliler ve
özellikle de halkla bir araya gelmiş, onların görüşlerini almıştır. Bu
görüşmeler sonunda buradaki insanların bu konuda, ciddi olarak çevre konusunda
endişelerinin olduğu görülmüştür. Gerçekten de Kaz Dağları tahrip edilmesi gereken değil, korunması
gereken, geliştirilmesi gereken birçok özelliği taşımaktadır. Burası, bu bölge,
dünyanın en zengin oksijen bölgesi olarak yer almaktadır. Ülkemizin
akciğerleridir ve turizm olarak da en önemli bölgelerimizden biridir, bir
turizm cennetidir. Bu özelliklere sahip bir coğrafyada gerekli önlemler
almadan, çıkarılacak madenin ne kadar kâr edeceği veya Türkiye’ye ne
kazandıracağı tam bilinmeden, gelişigüzel, umursamaz bir şekilde altın arama
faaliyeti yapılmamalıdır. Burası, maalesef, verilen çok sayıdaki ruhsatlar
yüzünden neredeyse bir arama sahasına dönüştürülmüş, adım başı bir çukur
meydana gelmiştir. Aslında tüm bu araştırmaların, tartışmaların, olumsuzlukların ana
kaynağı, geçen dönem AKP Hükûmeti tarafından
çıkarılan Maden Arama Kanunu’dur, 5177 sayılı Kanun. Maalesef bu Kanun, doğayı
korumak yerine, neredeyse tahrip etmek için ne gerekirse içinde
barındırmaktadır. İlk yapılması gereken şey bu Maden Arama Kanunu’nun derhâl
yeniden düzenlenmesidir. Maden Kanunu’nda yapılan bu değişikliklerle ormanlar, tarım
alanları, sit alanları, kıyı şeritleri, sulak alanlar, millî parklar neredeyse
tahrip edilmekte ve maalesef Sanayi ve Çevre Bakanlığı da bu konuda seyirci
kalmaktadır. Nitekim bu kanuna göre, geçen dönem Çevre ve Orman Bakanımız da bu
Kanun’la çevrenin korunamayacağını açıkça itiraf etmiştir. Geçen sene Kaz Dağları’yla ilgili bu tartışmaları yaparken,
maalesef, geçen hafta içinde de Muğla’daki magnezyum madeniyle ilgili konu
gündeme gelmiş ve Osmaniye köyündeki köylüler de buradaki maden çalışmalarına
karşı olduklarını belirten eylemlerde bulunmuşlardır. Fakat ne gariptir ki,
buradaki faaliyetlerin devam etmesi için maden şirketinin neredeyse
avukatlığını Muğla’daki AKP’li bir milletvekilinin yapması da çok ilginçtir.
Biz milletvekili olarak, başka şirketlerin savunmasını yapmak değil, burada
milletin hakkını korumak için görev yapmalıyız. Üstündekilerin altındakilerden daha da değerli olduğu Kaz
Dağları’ndaki altın arama faaliyetlerinde gelinen durum nedir, bu da Hükûmet tarafından açıklanmalıdır. Bu bölgede yaklaşık olarak 1,5 milyon insan yaşamaktadır ve
buradaki insanların en büyük sıkıntısı, bu faaliyetler sırasında sularının
kirlendiğiyle ilgili endişeleridir. Bu bölgedeki en önemli tarım ürünlerinden
biri kırmızı biberdir. Biz bu bölgede yaptığımız
araştırmada -ben de bu komisyonun içindeydim- dünyanın en güzel kırmızı biberinin yetişmekte ve ihraç edilmekte olduğunu
gördük. Bu biberin yetiştirilmesindeki en önemli neden de buradaki suyun
niteliğidir. Ama, maalesef, bugün o su niteliğini
kaybetmek üzeredir. Yine, Çanakkale’de, Bayramiç’in Muratlar köyünde… Çevredeki diğer
insanlar bu Muratlar köyünden su ihtiyaçlarını karşılarken, şimdi bu köy su
ihtiyacını neredeyse pet şişede karşılamaktadır. Yine, bu köylümüz süt satarak geçimini sağlarken, maalesef, bugün
bu sütleri alan firmalar suların kirliliğinden dolayı sütün de kalitesinde
bozulma olup olmadığı şüphesiyle bu sütü almamakta veyahut da inceleme
istemektedirler. Bu konuda çoğaltabileceğimiz daha pek çok soru bu araştırma
önergesi vesilesiyle cevabını bulursa memnun oluruz. Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz araştırma
önergelerinin önemli bir çoğunluğu da su kaynaklarının karşı karşıya olduğu
sorunlardır. Gerçekten de su kirliliği en önemli konudur, hava ve su. Su en son
kirlenmesi gereken bir maddedir, çünkü her şeyin temizlenmesi suyla olmaktadır.
Türkiye’de nüfus artışı, kentleşme, sanayileşme, tarımsal ilaçlar ile gübrelere
bağlı olarak akarsu, göl ve denizlerdeki su kirliliğimiz hızla artmaktadır. Ülkemiz su kontrolü uygulamalarında, atık su üretimi konusunda,
maalesef gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kalmıştır. Üç bin iki yüz küsur
belediyemizin belki yüzlerle ifade edilen sayısındaki belediyelerde atık su
arıtma tesisleri mevcuttur ve bunların da ne kadar iyi çalıştırıldığı veya
teknolojisinin ne durumda olduğunun da bilgilendirilmesi gerekmektedir. Diğer çevre kirliliği konusunda önemli bir etken olan organize
sanayi bölgelerimizdeki arıtma tesisleridir. Aynı zamanda,
Meclisin kurmuş olduğu küresel ısınma ve su kaynaklarının sürdürülebilir
yönetimiyle ilgili, AKP’li arkadaşlarımızla beraber yaptığımız gezilerde de,
ufak bir olayı size anlatmak istiyorum: Örneğin, Uşak’ta dericiler bir araya
gelmiş hem güzel bir mekân oluşturmuşlar ve arıtma tesislerini de, oradaki
valinin, emniyetin yardımıyla iyi bir çalışma sonucu atık su arıtma tesislerini
de kurmuşlardır. Tabii, burada mükâfatlandırılmaları gerekirken,
maalesef cezalandırılır duruma düşmektedirler. Nedeni de, Hükûmet
böyle bir uygulamayı yaparken, maalesef noktasal olarak zorlamalar yapılırken,
hâlbuki bölge olarak ya da tüm ülkede aynı önlemlerin alınması gerekmektedir.
Uşak’taki derici bu yüzden ürününü çevreye saygısından dolayı daha fazla, daha
pahalıya üretirken hemen yanı başındaki il çok daha ucuza ürününü mal
etmektedir. Nedeni de, çünkü atık suyunu direkt açığa bırakmasından dolayı. Bu
yüzden de gerekli önlemlerin alınması gerektiğini burada ifade etmek istiyorum.
Akarsu havzaları, aynı zamanda tarımsal üretim potansiyeli yüksek
yerlerdir. Ancak, sanayi ve evsel atıklarla nehir sularına karışan tarım ilacı
ve gübre kalıntıları bu tarımsal alanları da, maalesef, ciddi tehlikeyle karşı
karşıya bırakmaktadırlar. Şimdi, bahsettiğim biraz evvelki komisyonla biz büyük bir çaba
göstererek rapor hazırladık ve hakikaten başarılı bir çalışma yaptığımıza inanıyorum.
Amacımız, organize sanayideki fabrikaların arıtma tesisleri olsun, su
kaynaklarımız daha düzenli kullanılsın, israf edilmesin ve çeşitli konularda…
Bir yandan bu çalışmaları yaparken, yarın galiba gelecek bir yasa tasarısı var
ya da önümüzdeki hafta gelecek. Nedir bu yasa tasarısı? Toprak koruma ve arazi
kullanımı. Şimdi, bugünkü konuşmadan sonra yarın lütfen dikkat edelim. Burada
ne deniyor: “2004 yılından evvel kurulan fabrikalar, ruhsatsız olsa dahi
işletmelerine devam edebilsin, iki yıl içinde de ruhsatlarını alsınlar.” Gayet
masumane görünüyor. Fakat burada şu soru hiç akla gelmiyor. Böyle bir komisyon
kuruyoruz, biz üç aydır çalışıyoruz, atıkları dışarı çıkmasın, çevreyi
kirletmesin diye. Ondan sonra, ruhsatsız fabrikaların atık su arıtma tesisleri
var mıdır, çevreye ne kadar zararlı olacaklar,
tarım arazilerinin içindeki bu fabrikalar acaba tarım arazilerine ne
kadar zara verecekler? Hiçbir incelemesi yapılmadan izin vereceğiz. Bu konunun,
lütfen, bu madde geldiğinde bunun ciddi bir şekilde ele alınması gerekir. Eğer,
bu önlemi almadan yarın yasa tasarısını gerçekleştirirsek, vatandaş bize üç
aylık çalışmamız sonunda bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu der. Ülkemizin su kaynakları akarsular bazında yirmi altı havzaya
ayrılıyor. Bu sularımızın çok büyük bir bölümü de kirlilik tehdidi altında
bulunmaktadır. Benim seçim çevrem olan Eskişehir’de de Porsuk çok kirli bir
şekilde akmaktadır. Burada balık ölümleri, kuş ölümleri olmuştur, Bakanlık
gereğinde incelemelerde bulunmuştur ve Porsuk’u kirleten fabrikalara ceza da
yazmıştır. Bu fabrikalardan birisi de Şeker Fabrikasıdır. Şeker Fabrikası
devletindir ve 2009 yılına kadar da arıtma tesisinin kurulması yazıyla
bildirilmiştir. Tabii, Şeker Fabrikası da buna cevap olarak “O zaman siz de
bize ödenek gönderin.” demiştir. Böylece, yazışmalar devam edip sonuçsuz
kalacaktır. Zaten bu fabrika da iki yıl sonra özelleştirilecektir. Burada
dileğimiz, özelleştirme sırasında bu konunun dikkate alınarak, lütfen, arıtma
tesislerinin yapılması şartının… Zaten olacaktır herhâlde, ama daha dikkatli
bir şekilde irdelenip, bu şart yerine getirildikten sonra özelleştirmeler bütün
fabrikalarda yapılırsa herhâlde daha faydalı bir iş yapılmış olacağını
düşünüyorum. Ülkemizdeki mevcut arıtma teknolojileri de maalesef eskimiş
durumdadır. Belediyeler tarafından kullanılan arıtma tesislerinin ne kadarı şu
anda ihtiyacı gidermektedir? Bunun bilgisine de ulaşacağımıza inanıyorum.
Maalesef Bakanımız burada yok ama, inşallah bizi
dinliyordur. Ve küresel ısınma su kaynaklarında büyük kuraklıklara yol
açtığından ve çevre kirliliğinden dolayı bugün şehirlerimiz susuz kalmıştır. Bu
yaz büyük bir su sıkıntısı çekilmektedir. Bu su sıkıntısını bertaraf etmenin
bir yolu olarak, çözüm olarak, çok kirli olan bu akarsularımızın sularını şehirlere
taşıma yöntemini seçmiş bulunmaktayız. Örnek olarak da Ankara’yı verecek
olursak, bugün Ankara’nın su ihtiyacını karşılamak için Kızılırmak’la iletim
olanağı sağlanmak üzere ve bitmek üzeredir bu proje. Yalnız, halkımız ve Ankara
halkının şöyle bir soru kafasına takılmaktadır, gündemdedir: “Acaba, bu kadar
kirlilikten bahsedilirken bu akarsularda, Kızılırmak suyu temiz midir, bu suyu
rahat kullanabilecek miyiz?” Büyükşehir Belediyesi bu suyun temiz olduğunu
söylemiş olmasına rağmen insanların kafasında bu sıkıntı, şüphe durmaktadır ve
Ankara’nın atık su arıtma tesislerinin bu suyu arıtabileceği konusunda kaygılar
vardır. Keşke Bakanımız burada olsaydı da kendisinden yeterli, gerekli
açıklamayı alabilseydik. Su kaynaklarına gelince ve özellikle de arıtma tesisleri konusu
olunca, ruhsatsız kuyularla ilgili birkaç konuya da değinmeden geçemeyeceğim.
Gene komisyonumuzla beraber gezdiğimizde, maalesef, özellikle Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğünün bu konuda sınıfı geçtiğini söyleyemeyeceğim, çünkü bazı illerde
ne kadar kaçak, ruhsatsız kuyu olduğunun ya sayılarını bilmiyorlardı ya da
sayılarını bildikleri zaman da bunlara karşı bir önlem alınmadığını gördük. Suyun ne kadar değerli olduğunu, sulamada su kaynaklarımızın ne
kadar hızlı tükendiğini ve alınması gereken önlemleri çiftçimize, köylümüze en
çok Devlet Su İşlerinin yetkililerinin anlatması gerekirken, maalesef, ben -ki
şahsım adına- Devlet Su İşlerinin bu anlamda gerekli bilgi, beceri ve donanıma
sahip olmadığını gözlemledim. Hükûmetimizin iyi bir
çalışma yaparak, su kaynaklarımızın tükenmemesi için yağmurlama ve damlama
sistemine geçme çabası içinde olacağını biliyoruz, ama bu çabanın öncülüğünü
eğer Devlet Su İşleri yapacaksa, bu kurumun bir daha gözden geçirilmesi
gerektiğini dile getirmek isterim. Türkiye’nin diğer su kaynakları olan göllerin, bu akan akarsuların
kirliliğinden dolayı ne kadar kirlendiğini de ve çok kötü koşullar altında
olduğunu da belirtmek istiyorum. Türkiye’nin yüzde 74 tuz ihtiyacını karşılayan
Tuz Gölü’ne bugün on yıl ömür biçilmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin dördüncü büyük
gölü olan Eğirdir Gölü, endemik balık türlerinin yaşadığı Burdur ve Van Gölü,
çevrelerinden gelen akarsuların kirliliğinden dolayı neredeyse bir ölü hâline
gelmişlerdir, müthiş bir kirlenme içindedirler. Çevreyle ilgili konuşmada hava kirliliğine değinmeden geçmek doğru
olmayacaktır. Büyük şehirlerimiz, doğal gaza geçildikten sonra, hava
kirliliğinde oldukça olumlu adım atılmış bir intiba yaratmıştır ve hava
hakikaten daha soluk alabilir hâle gelmiştir. Ama son yıllarda, doğal gazın
bağlantı ücretlerinin yüksek olması, doğal gazın ücretinin fazlalığından dolayı
maalesef hava kirliliği artmaktadır. Hava kirliliğinin birinci nedeni ekonomik
olmuştur. İkinci neden ise dağıtılan kömürlerin kalitesiz olduğu söylenmektedir.
Sosyal yardımlaşma vakıfları ve belediyeler aracılığıyla dağıtılan kömürler
kalitesiz olduğundan dolayı artık soluk alınamaz olduğu dile getirilmektedir.
Tabii temiz hava için doğal gazın kullanılması çok doğru bir karar olacaktır
ama bedava kömür dağıtılırken de herkesin doğal gaza geçme gibi bir niyetinin
olacağını da ben açıkçası zannetmiyorum. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın Sönmez. FEHMİ MURAT SÖNMEZ (Devamla) – Teşekkürler Başkanım. Nükleer santrallerin kurulmasına ilişkin yasal düzenleme 22’nci
Dönem Parlamentosunda yapılmış ancak dönemin Cumhurbaşkanı tarafından veto
edilmişti. Nükleer enerji santrallerinin kurulumunun pahalı olması, atık
problemleri olmasından dolayı uzun süredir tartışılagelmiştir.
Ayrıca termik santrallerin kurulması… Neredeyse, Karadeniz’in bir termik
santraller üssü hâline getirilmesi gibi bir izlenim edinilmektedir. Bence,
Bartın, Amasra gibi bir turizm cennetine termik santral düşünülmesinin ne kadar
doğru olduğunu sizlerin takdirine bırakıyorum. Değerli milletvekilleri, ülkemizin değişik yerlerinde yaşanan
çevre sorunlarına ilişkin olarak verilmiş olan araştırma önergeleri
doğrultusunda Meclis araştırması açılması konusuna destek vermenizi bekler,
saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Sönmez. Şimdi söz sırası, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Niğde
Milletvekili Sayın Mümin İnan’a ait. Buyurunuz Sayın İnan. (MHP sıralarından alkışlar) Süreniz yirmi dakika. MHP GRUBU ADINA MÜMİN İNAN (Niğde) – Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan. Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Farklı partilerden bazı milletvekili arkadaşlarımızın değişik
konularda verdiği, ancak genel olarak çevre ve çevre kirliliğiyle ilgili olarak
özetlenebilecek Türkiye Büyük Millet Meclisi araştırma önergelerinin birlikte
yapılacak olan ön görüşmesi için Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Bugün Şehitleri Anma ve 18 Mart Çanakkale Savaşı’nın
93’üncü zafer yıl dönümü olması nedeniyle, dönemin en güçlü emperyalist
ordularına karşı tarihte eşi görülmemiş bir mücadele örneği veren ve bu zaferin
kazanılmasında emeği olan herkese minnettarlığımı sunuyor, başta şehitlerimiz
olmak üzere yurt savunmamızda mücadele edip de ahrete intikal eden herkesi
rahmetle anıyorum. O gün
Çanakkale’yi geçemeyen küresel güçlerin bugün ülkemizin bütün zenginliklerini
hortumladıkları bir zamanda yaşıyoruz. Gereğini yüce milletimize ve yüce
Meclisimize ve aziz milletimizin takdirlerine sunuyorum. Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; yaşadığımız
yüzyılda ülkelerin ve toplumların ortak problemi hâline gelen en önemli konu
çevre sorunları olarak karşımızda durmaktadır. Çevresel kaynakların iyi
kullanılmamasından dolayı ekolojik dengenin bozulması,
bozulan çevrenin eski hâline getirilmesinin maliyetinin ise çevre koruma
tedbirlerinden çok daha yüksek olması bazı gelişmiş ülkelerin çevre
politikalarını etkilemiş, artık bu çevreye duyarlı ülkelerde sürdürülebilir
kalkınmayla beraber çevrenin korunması ve geliştirilmesi de öngörülmektedir.
Maalesef, hâlâ birçok ülke ve toplumun bu duyarlılıktan oldukça uzak olduğu da
bilinmektedir. Çevre sorunlarının önemli bir bölümü artık ülke sınırlarını aşmış,
küresel sorunlar olarak önümüzde durmaktadır. Sera gazlarının salınımı, küresel ısınma, nükleer atıklar, sınır aşan
nehirlerin kirletilmesi, kullanılabilir su kaynaklarının bilinçsiz tüketimi,
katı atıkların uygun şekilde depolanmaması, denizlerin ve göllerin
kirletilmesini örnek olarak gösterebiliriz. Küresel boyut kazanan bu tür
sorunların çözümü için uluslararası birtakım anlaşmalar ve düzenlemeler
yapılmıştır ve yapılmaya da devam edilmektedir. Geçtiğimiz günlerde hazırlanan AB raporunda küresel ısınmadan
dolayı Kuzey Kutbu’ndaki buzulların erimesi sonucu ortaya çıkacak bazı enerji
kaynaklarının paylaşılması konusunda bu bölge üzerinde hak iddiasında bulunan
ülkeler arasında çıkması muhtemel olabilecek bir savaştan bahsedilmektedir. Ayrıca, gelecekte savaş sebebi sayılabilecek konuların başında da
suyun olacağı birçok siyaset bilimci tarafından öngörülmektedir. Bu nedenle
ortaya çıkabilecek küresel krizleri ülkelerin son derece hassas bir dengede
yönetmesi gerekmektedir. Bugün dünyada çevre sorunlarının ortaya çıkmasına en fazla sebep
olan gelişmiş sanayi ülkeleriyken, bunların zararlarını ne yazık ki bütün
insanlık ve bizim gibi ülkeler çekmekte hâlâ kirletici ülkelerin bazıları
uluslararası anlaşmaları ve protokolleri imzalamaktan kaçınmaktadırlar. Çevre
konusunda ülkelerin kendi yaptıkları ya da uluslararası düzenlemeler insan
sağlığı ve yaşamıyla doğrudan ilgili olan çevrenin korunmasının yanı sıra
sanayi kuruluşlarının uluslararası rekabetinde de önemli bir etkendir. Türkiye, insan sağlığı ve çevre alanında, ulusal programla AB
çevre mevzuatına uyum taahhüdünde bulunmuş, ayrıca bölgesel ve küresel anlamda
birçok uluslararası sözleşmeye taraf olmuştur. Buna dayalı olarak
milletlerarası gelişmeleri ve düzenlemeleri takip ederek uyum sorumluluğunu da
yerine getirmeye çalışmaktadır. Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bütün ülkelerde
olduğu gibi ülkemizde de ekonomi ile ekolojinin
birbirinden ayrılmaz bileşenleri vardır. Önümüzdeki dönemler, AB’ye katılım
sürecinde olan ülkemizdeki sanayi açısından önemli bir sınav olacaktır. Avrupa
Birliği çevre mevzuatına uyum sağlanması ve bu mevzuatın uygulanması Türk
sanayisi için zorlu bir süreç olacaktır. Uyum sürecinin önemi ve zorluğu, çevre
konusunun kapsamının çok geniş olmasından ve bu sürecin sanayiye ve ülkeye olan
ekonomik etkilerinin henüz bilinememesinden kaynaklanmaktadır. AB’nin
yayınladığı 2003 yılı Türkiye'nin Katılım Yönünden İlerlemesi Raporu’nda çevre
alanındaki alt sektörler itibarıyla müktesebatın uyumlaştırılması ve
uygulanmasına yönelik çalışmaların henüz başlangıç aşamasında olduğu ve
güçlendirilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulanmaktadır. Kasım 2006’da yayımlanan
AB İlerleme Raporu’nda ise atık yönetimi ve gürültü dışında hava kalitesi,
doğanın korunması ve su kalitesi alanlarındaki mevzuatın aktarımının genel
olarak düşük düzeyde olduğu belirtilmiştir. Tehlikeli maddeler içeren büyük
endüstriyel kazaların zararlarının kontrolüne ilişkin direktif, büyük yakma
tesisleri, entegre kirlilik önleme ve kontrol ve
benzeri direktifleri kapsayan endüstriyel kirlenmenin kontrolü ve risk yönetimi
alanında ise ilerlemenin olmadığı, mevzuatlara uyumun gerçekleşmediği ifade
edilmiştir. AB uyum sürecinde yürürlüğe girecek mevzuat arasında sanayinin
yüksek yatırımlar yapmasını gerektirecek en önemli direktiflerden biri, AB’de
1996 yılında yürürlüğe giren Entegre Kirliliğin Önlenmesi ve Kontrolü Direktifi
yani kısaca EKÖK Direktifi’dir. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 2005 yılında tamamlanan Yüksek
Maliyetli Çevre Yatırımlarının Planlanması İçin Teknik Yardım Projesi’nde, Türkiye’nin
EKÖK Direktifi’ni uygulamak için özel kuruluşların yapması gereken yatırımın
toplam 13-14 milyon avro civarında olacağı öngörülmüştür. Aynı projede kamu
sektörünün ise yaklaşık 50 milyon avro yatırım yapması gerektiği
belirtilmiştir. TÜSİAD’ın 2007 yılında hazırlattığı
Sanayide AB Çevre Mevzuatına Uyum Raporu’nda ise bugün bu rakamların -kamu ve
özel sektör dâhil- yaklaşık 100 milyon avroyu bulacağı yönündedir. Bu
rakamların, sanayinin büyük kısmını oluşturan KOBİ düzeyindeki işletmeleri çok
ciddi olarak etkileyeceği açık bir gerçektir. Aday ülkelere müzakere sürecinde farklı alanlarda değişik geçiş
süreleri tanınmış olmasından yola çıkarak Türkiye’nin bu konudaki ihtiyaçları
net olarak belirlenmelidir. Türkiye açısından EKÖK Direktifleri uyum sürecinin
daha hızlı ve emin adımlarla ilerlemesi için sanayicilerin özellikle uyum
çalışmalarının her aşamasına katılımı sağlanmalıdır. Sürecin verimli
ilerlemesi, özellikle Türk sanayicisinin bu süreci sahiplenmesiyle mümkündür.
Aksi takdirde, EKÖK Direktifi’nin yürürlüğe girmesiyle birlikte yüksek
miktardaki maliyetleri karşılamak durumunda kalacak olan sanayinin rekabet
gücünün hem iç pazarda hem de dış pazarda olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdır.
Türk sanayisinin bu süreçten olumsuz etkilenmemesi için, ülke ekonomisinin
sürdürülebilir kalkınması ve dolaylı olarak doğal çevrenin de olumsuz
etkilenmesi anlamına gelecektir. Ayrıca, sanayi sektörümüz bu zorlu sürece
hazırlanırken Hükûmet de özellikle Uzak Doğu’dan
yapılan dampingli ithalat sonucu çok zor durumda kalan
bu müteşebbislerimizin talep ettiği tedbirleri alarak yerli sanayinin yanında
olduğunu göstermelidir. AB’nin önümüzdeki on yıl içerisinde en önemli hedefleri, iklim
değişikliği, doğal ve biyolojik çeşitlilik, çevre ve sağlık, doğal kaynaklar ve
atıklar olarak belirlenmiştir. AB çevre politikasının temeli, çevrenin
korunması ve kollanması, çevre kalitesinin yükseltilmesi, doğal kaynakların ekolojik dengeye zarar vermeyecek şekilde kullanılmasının
yanı sıra bunların gerçekçi bir biçimde yönetilmesidir. AB Çevre Mevzuatı,
müzakere sürecinin en zor başlıklarından birini oluşturmakla birlikte, geçiş
süreci için de bazı toleranslar göstermekte ve maliyetinin temini için de bazı
süreler vermektedir. Çevre ile ilgili üç yüzden fazla düzenlemeyi kapsayan AB
müktesebatı, hukuki düzenlemelerin yanı sıra, kamu altyapısının
iyileştirilmesini, bunun sonucu olarak da uzun dönemli kamu yatırımlarının
hayata geçirilmesini gerekli kılacaktır. Hükûmetin
vakit kaybetmeden bu konuyla ilgili tedbirleri şimdiden alması gerekmektedir.
Çevre sorunlarının gelişen teknolojiyle birlikte sürekli artması, çevre
düzenlemelerine paralel olarak yeni düzenleme alanlarının ortaya çıkması; çevre
hedefinin sabit değil, değişken şartlara göre gelişme gösteren bir nitelikte
olması gereğini ortaya koymaktadır. Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; bugün Genel
Kurulda görüşmeye açılan bu araştırma önergeleri farklı yöreler ve konularla
ilgili olsa da hepsi ülkemizdeki çevre ve insan sağlığıyla ilgilidir. Farklı
partilerden farklı konuların yanı sıra, farklı partilerden ortak sorunların da
dile getirilerek araştırılması istenmektedir. Şehirlerin,
göllerin, denizlerin kirletilmesi; yer altı sularının tehdit altında olması;
madencilik sektörünün doğaya ve çevreye verdiği tahribat; sanayi kuruluşları
tarafından havanın, suyun ve toprağın kirletilmesi; büyük şehirlerin evsel
atıklarının ve katı atıkların kontrolsüzlüğü ve benzerleri gibi konularda
gerekçelerle verdiğimiz ve bugün görüşmekte olduğumuz bu araştırma önergeleri,
sadece önergeye konu oldukları bölgelerin sorunları gibi görülmemelidir. Eminim
ki, ülkemizin tamamında bunlara benzer çevre sorunları vardır ve belki de çok
daha büyük boyutlardadır. Gerekçelerde belirtilen konuların yanı sıra, ülkemizin en büyük
göllerinden biri olan Tuz Gölü hızla kirlenmekte, kurumaya doğru yol almakta ve
küçülmektedir. Ayrıca irili ufaklı birçok çay ve dere de, yanında bulunan
yerleşim alanları ve sanayi kuruluşları tarafından kirletilmeye ve yok edilmeye
mahkûm edilmiştir. Hâlen ülkemizde birçok belediyenin katı atık depolama
tesisleri ve atık su arıtma tesisleri yoktur. Bu depolama ve arıtma tesislerini
kurabilecek ve işletebilecek gücü olan çok az sayıda belediye bulunmaktadır.
Devletimiz özellikle bu konuya özel çalışmalar yaparak, gerekirse uzaklıkları
ve nüfuslarına göre birkaç belediyenin sorumluluğunda işletilen tesislerin
kurulması için belediyelere hem teknik hem de mali destek sağlamalıdır. Çünkü, arıtma tesisi kurma ve işletme maliyetinin yüksek
olması, birçok sanayi kuruluşunu ve belediyeyi bundan kaçırmakta ve sonuçta
kaçak olarak çalışan sanayi tesisleri, suyu ve toprağı kirleterek çevreyi yok
etmektedir. Ayrıca, filtre takmayan birçok sanayi kuruluşu da havayı
kirletmektedir. Niğde’mizde yıllar önce çimento fabrikasının bacasından çıkan
toz, şehir ve insan sağlığını tehdit ederken takılan filtre sayesinde Niğde
zehirlenmekten kurtulmuştur. Fabrika da hâlen ülke ekonomisine önemli katkılar
yapmaya devam etmektedir. Fakat birçok şehrimizde fabrika bacalarından zehir
solunmaya devam edilmektedir. Niğde Belediyesi, atık su arıtma tesisini kurmak ve çalıştırmak
suretiyle bölgemizin önemli tarımsal sulama kaynaklarından bir tanesi olan Akkaya Barajı’nı ve Bor ilçemizdeki tarım arazilerini
kurtarmaya çalışırken, Niğde Üniversitemiz, ödenek yetersizliğinden dolayı
arıtma tesisini kuramamış ve ne yazık ki istemeyerek de olsa barajı kirletmeye
devam etmektedir. Niğde Üniversitesinin genişleme alanı içerisinde bulunan bu
baraj önemli göçmen kuşların konaklama alanlarından birisi iken, bugün, bu
kirlenmeden dolayı çevreye yaydığı pis kokular nedeniyle üniversite alanını ve
çevresinde yaşayan insanların sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu çevre
felaketinin bir an önce önüne geçilebilmesi için Niğde Üniversitesine ödenek
gönderilmesini ve bir an önce arıtma tesisinin yapılmasına katkı yapılmasını
hasseden hükûmetimizden talep ediyorum. Ayrıca, Niğde Bor ilçemizde yıllardan beri tabakhane olarak
ekonomimize katkı yapan tesislerin çevreye verdiği zarar neticesinde Bor
Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınması kararı alınmıştır. Bunun için bir miktar
kredi de devlet tarafından verilmektedir. Ancak verilen kredinin yetersizliği
ve burada faaliyet gösteren esnafların mali durumlarının da zayıf olması
nedeniyle bugüne kadar taşınma imkânı gerçekleşmemiştir. Buradaki esnafımızın
devletimizden talebi, Bor Organize Sanayi Bölgesi’nde tesislerinin devlet
tarafından yapılması ve eşit taksitlerle ödeme imkânının getirilmesidir. Bu
işin maliyeti 3 ila 4 milyon YTL civarındadır. Devlet bu desteği bir müddet
sonra taksit ile geri almak üzere vermelidir ya da devletin yapacağı tesislere
karşılık, vatandaşlarımız, mevcut yerlerindeki tapulu arsalarını da devlete
vermeyi önermektedirler. Bu olay gerçekleştirildiği takdirde, hem bir çevre
sorunu çözümlenecek hem de deri sanayicilerimiz üretmeye ve yüzlerce işçi
istihdam etmeye devam edeceklerdir. Sadece Bor ilçemizde değil, ülkemizin neresinde olursa olsun böyle
iyi niyetli ve samimi yaklaşan sanayici ve esnafımıza da bu anlamda gereken
ilgi ve desteği göstermeliyiz. Bu tür çevresel konuların farklı kurumlar ve
kuruluşları ilgilendirdiği bilinen bir gerçek olmasına rağmen, zaman zaman iletişim eksikliği nedeniyle kurumsal çatışmalar da
ortaya çıkmaktadır. Niğde Belediye Başkanlığım döneminde başlattığım ve hâlen
milletvekili olarak da takip ettiğim Niğde Belediyesi katı atık depolama tesisi
projesiyle ilgili olarak depolama alanı hazine tarafından belediyemize tahsis
edilmesine rağmen, iki yıl sonra bir başka maden şirketine bir kısmı tahsis
edilmiştir. Sayın Çevre Bakanımız Veysel Eroğlu’na
konuyu götürdük. Gösterdiği ilgiden dolayı kendisine teşekkür ediyorum. Konu da
çözüm aşamasına gelmiştir. Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; en önemli
çevre sorunlarından birisi de tarım arazilerimizin bilinçsiz bir biçimde
kullanılması sonucu kirletilmesi ve toprağın hastalıklı hâle getirilmesidir.
Bilinçsiz gübre kullanımı, sulama, hastalıklı tohumlar, tarımımızı, suyumuzu ve
toprağımızı ve insanımızı tehdit etmektedir. Vahşi sulama yöntemleri
milyonlarca yıldır biriken yer altı su kaynaklarımızı yok ederken, daha çok
ürün alabilme umuduyla atılan gübreler, Türk tarımına önemli zararlar
vermiştir. İç Anadolu Bölgemizde ve Türkiye’mizin genelinde yer altı suları 50- Çiftçilerimizin tarımsal sulamadan doğan elektrik borçlarından
dolayı yaşadığı sorunlar, tarafımdan ve birçok milletvekili arkadaşımız
tarafından defalarca dile getirilmesine rağmen, ne yazık ki bugüne kadar
herhangi bir çözüme kavuşturulamamıştır. Çiftçilerimizin burada istedikleri
konu çok basittir. Geçtiğimiz hafta içerisinde vergi problemleri olan
esnafımızın çözülen problemleri yani on sekiz ayda borçlarının sabitlenmesi ve
eşit taksitte ödenmesini çiftçilerimiz hassaten istirham etmektedirler ve bu
müjdeyi, Sayın Bakanım, beklemektedirler. Samimi olarak söylüyorum: Şu anda İç Anadolu’da birçok çiftçimizin
elektrik borçlarından dolayı kapısındaki traktörleri haczedilmiştir,
bağlanmıştır ve ekmeğe muhtaç edilmiştir. Konunun, özellikle Tarım Bakanımız
burada olsaydı… Niğde’deki tarım işçisini, tarım esnafını, tarım üreticisini
yerinde görmek ve çiftçinin ne kadar zor durumda olduğunu tespit etmek için
sizleri Niğde’ye davet ediyorum. Özellikle elektrikle ilgili… Saygıdeğer
Bakanım, size de ilettim, konuyu Bakanlar Kuruluna götüreceğinizi
söylemiştiniz. İnanıyorum ki bu desteğiniz Bakanlar Kurulundan olumlu bir
biçimde çıkar ve bizden müjde bekleyen insanlar da bu vesileyle huzura kavuşur
ve onlar üretmeye devam ederler diye düşünüyorum. Teşekkür ediyorum efendim. Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; Milliyetçi
Hareket Partisi olarak, biz, ülkemizdeki kalkınma çabalarına paralel olarak
çevre dengesinin sağlanmasına, kaynakların korunmasına ve geliştirilmesine
yönelik hedef ve ilkeler doğrultusunda, geleceğe yönelik, istikrarlı ve dengeli
bir çevre politikası yürütülmeli, bu çerçevede ekolojik
ve ekonomik kararlar birbiriyle uyum ve bütünlük içinde ele alınmalı, temiz bir
çevrede yaşama hakkı her insanın temel haklarından birisidir diyor ve aşağıdaki
önerilerin dikkate alınması gerekliliğine inanıyoruz: Çevre sorunlarını “kalkınma-çevre koruma” ikilemi yerine akılcı
bir koruma, kullanma ve geliştirmeyi öngören sürdürülebilir kalkınma modeliyle
aşarak, gelecek nesillere temiz, yaşanabilir, doğal ve kültürel değerleri
korunmuş bir çevrenin intikali sağlanmalıdır. Ekonomik ve sosyal politikalar ile çevre politikası arasında uyum
sağlanarak kalkınma gerçekleştirilmeli, insan sağlığı, ekolojik
denge, kültürel tarih ve estetik değerler korunmalıdır. Millî çevre politikasının oluşturulmasında, her projenin, ekonomi,
sağlık ve çevre açısından ortaya çıkaracağı fayda ve maliyet ve risk faktörlerinin
değerlendirilmesinin yanı sıra millî ve bölgesel öncelikler de dikkate
alınarak, tesislerin yer seçimi aşamasında çevre duyarlılığına gereken önem
verilmelidir. Yatırımlarda çevre dostu teknoloji kullanımı teşvik edilmeli;
turizm, sanayi, tarım ve şehirleşmenin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması için
çevre düzeni planlarının ülke sathında tamamlanması sağlanmalıdır. Şu anda
Çevre Bakanlığının çevre düzeni planlarında son derece eksik noktalar vardır ve
birçok belediye bu konuda itirazlarını dile getirmektedir. Bunların da Hükûmetimiz tarafından dikkate alınmasını arzu ediyoruz
efendim. Atık su arıtma ve katı atıkların ekonomik bir değer olarak geri
dönüşümünü sağlayacak yatırımlara önem ve öncelik verilmeli, bu amaçlar
doğrultusunda sanayi kuruluşlarıyla belediyelere özendirecek teşvikler
verilmelidir. Su kaynakları, hava, toprak ve denizlerimizi birlikte dikkate
alıp, değerlendiren entegre çevre politikaları
geliştirilmesi sağlanmalıdır. Çevre denetiminde etkinliğini sağlamak üzere çevre zabıtası ve
gerekirse çevre ihtisas mahkemeleri kurularak gerekli tedbirler alınmalıdır. Çevre bilgi sistemi oluşturulmalı, meteorolojik ölçüm istasyonları
çevre kirliliğine ilişkin ölçümleri de yapabilecek şekilde geliştirerek
oluşturulacak veri tabanı yeni tesislerin projelendirilme aşamalarında
kullanıma sunulmalıdır. Tarım arazileri korunarak amaç dışı kullanımı ve erozyon
önlenmelidir. Önümüzdeki günlerde Genel Kurula gelecek olan Toprak Koruma Yasa
Tasarısı’nda –ama, kamuoyunda Amerikan şirketi Cargill yasası olarak kabul edilen ve tali komisyon olarak
gönderildiğinde üyesi bulunduğum bu komisyonda bu konuya şerh koymamıza rağmen
bir türlü kabul ettiremedik- bu konunun, özellikle toprağın korunması konusunun
dikkate alınmasını ve bu yasa tasarısı üzerindeki eksiklerin giderilmesini,
hatta geri çekilmesini öneriyoruz. Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; tabii
zenginliklerimize toplum olarak sahip çıkma anlayışının kuvvetlenmesi ve çevre
duyarlılığının geliştirilmesi için eğitime ve kamuoyunun doğru
bilgilendirilmesine önem verilmeli, ülkemizin sahip olduğu biyolojik
çeşitliliğin ve genetik kaynakların araştırılması, korunması ve bunları
yağmalamadan ekonomik değer kazandırılması sağlanmalıdır. Ormanlarımız, sulak alanlarımız, endemik ve nesli tükenmekte olan
bitki ve hayvan nesli korunmalı, bu konuda uluslararası kaçakçılık da
önlenmelidir. Genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithalatı kısıtlanarak gen
kaynaklarımızın korunması ve yaşatılması amacıyla sistematik tedbirlerin
alınması gerekmektedir. Biyogüvenlik ve genetiği
değiştirilmiş organizmalar konusunda risklerin en aza indirilmesi için tarım ve
çevre teknolojileri politikaları birlikte ele alınmalıdır. Kıyı, deniz, akarsu, göl, yapay göl ve… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözünüzü tamamlayınız, süremiz bitiyor. MÜMİN İNAN (Devamla) – …çevresiyle ilgili eko sistemlerin tamamını
bütünlük içinde ele alan kıyı alanlarının planlaması ve yönetimi birlikte
uygulanmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, çevreye olumlu
katkı sağlayan ve temiz bir çevrenin oluşmasına yönelik bütün çalışmalara
destek verdiğimiz ve bundan sonra da destek vereceğimiz gibi, bu konularda da
arkadaşlarımızın verdikleri önergeleri desteklediğimizi belirtir, yüce
Meclisimizin bu önergeleri kabul ederek toprak, hava, su ve denizlerimizle
ilgili en az dört komisyon kurulmasını ve bu sorunları çok ince detaylarına
kadar inceleyip, topluma ve çevreye karşı yaratacağı risklerin en aza
indirilmesi yönünde önemli fayda sağlayacağı düşüncesiyle yüce heyetinizi saygı
ve sevgiyle selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın İnan. Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince kanun tasarı ve
tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 19 Mart 2008 Çarşamba günü saat 14.00’te
toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum. Kapanma Saati: 19.01 |
|