DÖNEM: 23                            CİLT: 12                    YASAMA YILI: 2

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

51’inci Birleşim

17 Ocak 2008 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

   I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

  II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMA

IV. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI

1.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir Çamlı Barajı ve baraj havzasında altın madeni aranmasına ilişkin gündem dışı konuşması ve  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler’in cevabı

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Zafer Üskül’ün, Hrant Dink cinayetine ilişkin gündem dışı  konuşması

3.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, elektrik zamları ve kesintileri ile yanlış enerji politikalarına ilişkin gündem dışı konuşması ve  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler’in cevabı

 

 

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 28 milletvekilinin, hayvancılık sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/96)

2.- Muğla Milletvekili Ali Arslan ve 22 milletvekilinin, arıcılık sektöründe yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/97)

3.- Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve 25 milletvekilinin, Isparta ilindeki göllerin çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/98)

B) Tezkereler

1.- İsrail Parlamentosu ve Filistin Yasama Konseyi Dışişleri Komisyonları Başkanları tarafından davet edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu heyetinin davete icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/267)

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan’ın, Mısır Halk Meclisi Başkanı Fethi Surur’un davetine icabetle, beraberinde Parlamento heyetiyle Mısır’a resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/268)

3.- Slovenya Parlamentosu Çevre ve Geniş Alanlar Ekonomisi Komitesi Başkanlığı tarafından davet edilen Kütahya Milletvekili TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Soner Aksoy ile Ankara Milletvekili Çevre Komisyonu Başkanı Haluk Özdalga’nın davete icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/269)

 

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ( Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı) ve Adalet Komisyonu Raporu (1/335) (S. Sayısı: 56)

2.- Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/437) (S. Sayısı: 54)

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sırbistan ve Karadağ Bakanlar Konseyi Arasında Askeri-Bilimsel ve Askeri-Teknik İşbirliği Konusunda Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/294) (S. Sayısı: 68)

 

VII.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) Yazılı Sorular ve Cevapları

1.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, fındık ithalatı kontrol belgesi düzenlenmesine,

- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, genetiği değiştirilmiş gıda ürünlerine,

- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük’ün, doğrudan gelir desteği ve prim ödemelerine,

- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, muz ithalatına ve muz üretiminin desteklenmesine,

- Bursa Milletvekili Abdullah Özer’in, pancar ve buğday üreticilerinin ürün bedeli alacaklarındaki sorunlara,

- Edirne Milletvekili Rasim Çakır’ın, Trakya’da buğday üreticilerinin sel zararlarının karşılanmasına,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/1157, 1158, 1159, 1160, 1161, 1162)

2.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, Balkan göçmenlerinin sorunlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı  Mustafa Said Yazıcıoğlu’nun cevabı (7/1177)

3.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, özürlü çocukların eğitim giderlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/1179)

4.- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, Milas Ovası Sulama İkmali işine,

- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, İstanbul-Tuzla’da sanayi kaynaklı çevre kirliliğine,

- Bursa Milletvekili Hamza Hamit Homriş’in, Karacabey’deki bir köyde kurulması planlanan kireç tesisine,

İlişkin soruları ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/1183, 1184, 1246)

5.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın, İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olmasına ve bazı tarihi yerlere ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/1203)

6.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat’ın, bir öğretmenle ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/1207)

7.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, bir okulun isminin değiştirilmesine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/1209)

8.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, öğrenim ve borç kredisi geri ödemelerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/1210)

9.- Adana Milletvekili Mustafa Vural’ın, pamuk üreticilerinin desteklenmesine,

- Bursa Milletvekili Onur Öymen’in, Marmarabirliğin zeytin bedeli ödemelerine,

- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, Milas Avşar Ovasında toprak tuzlanmasına,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/1216, 1217, 1218)

10.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, Hurma ve Lara arıtma tesislerine ilişkin sorusu ve  Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/1249)

11.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, narenciye üretimine ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/1281)

12.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Diyanet İşleri Başkanlığına personel alımı ile ilgili bir iddiaya ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı  Mustafa Said Yazıcıoğlu’nun cevabı (7/1283)

13.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, kamu kurum ve kuruluşlarındaki yolsuzluk iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/1289)

14.- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, Bodrum-İçmeler mevkiindeki arıtma tesisine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/1297)

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 14.00’te açılarak beş oturum yaptı.

 

Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, Amasra’da kurulması düşünülen termik santralin çevreye vereceği zarara ilişkin gündem dışı konuşmasına, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler cevap verdi.

 

Giresun Milletvekili Murat Özkan, Karadeniz Sahil Yolu ve Giresun geçişinde yaşanan trafik   kazalarına,

Edirne Milletvekili Necdet Budak, Edirne’ye yapılan yatırımlar ve hizmetlere,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

 

İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ve 19 milletvekilinin, insan kaçakçılığı ve yasa dışı göçmen    hareketlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/95) Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergenin gündemdeki yerini alacağı ve ön görüşmesinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

 

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kararlaştırılmış olan Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın (Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

Tasarısı) (1/335) (S. Sayısı: 56) görüşmelerine devam edilerek yirminci bölümüne kadar kabul edildi.

 

17 Ocak 2008 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00’te toplanmak üzere, birleşime 22.56’da son verildi.

 

Eyyüp Cenap GÜLPINAR

 

 

Başkan Vekili

 

 

Fatoş GÜRKAN

Yaşar TÜZÜN

 

Adana

Bilecik

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 

Yusuf COŞKUN

 

 

Bingöl

 

 

Kâtip Üye

 

No.: 71

II.- GELEN KÂĞITLAR

17 Ocak 2008 Perşembe

Rapor

1.- Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ile Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/480) (S. Sayısı: 94) (Dağıtma tarihi: 17.1.2008) (GÜNDEME)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 28 Milletvekilinin, hayvancılık sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/96) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/01/2008)

2.- Muğla Milletvekili Ali Arslan ve 22 Milletvekilinin, arıcılık sektöründe yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/97) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/01/2008)

3.- Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve 25 Milletvekilinin, Isparta İlindeki göllerin çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/98) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/01/2008)

 

 

17 Ocak 2008 Perşembe

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR

KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Fatoş GÜRKAN (Adana)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51’inci Birleşimini açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayımız vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, İzmir Çamlı Barajı ve baraj havzasında altın madeni aranması hakkında söz isteyen İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’ye aittir.

Buyurun Sayın Sipahi. (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakika Sayın Sipahi.

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, İzmir Çamlı Barajı ve baraj havzasında altın madeni aranmasına ilişkin gündem dışı konuşması ve  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler ‘in cevabı

KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) – Sayın Başkan, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

İzmir Çamlı Barajı ve baraj havzasında altın işletme ruhsatı verilmesi konusunda Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, konu hakkında yazılı bir dosya muhteviyatı içerisinde teferruatlı bilgi veren İzmir Büyükşehir Belediyesine de teşekkürlerimi iletiyorum.

Küresel ısınma nedeniyle su konusunda en büyük olumsuzluğun tarımda ve büyük şehirlerimizde söz konusu olduğu bilinmektedir. Geçen yıl su problemi nedeniyle Türk tarımının kaybı bilinen rakamlarıyla 5 milyar doların üzerindedir. Buna karşılık, Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin raporuna göre, sadece gübre fiyatları yüzde 31 ile 54,5 arasında artmıştır. Buna yüzde 19,5’a varan bu yılın elektrik zammını da eklerseniz Türk çiftçisinin 2008 yılında da yoksulluk ve açlıkla mücadeleye devam edeceği doğal olarak anlaşılır. Tarımda AKP Hükûmetinin tek icraatı daha çok kredi, yani borç verip susuzluğa borç batağını eklemektir.

İzmir büyükşehir nüfusu hâlen 3 milyon 200 bine yakındır. 2030 perspektifiyle 5 milyonu geçeceği tahmin edilmektedir. İzmir havalisinde yağış azdır, yakınlarında önemli bir nehir yoktur. Yer altı suları sürekli daha derine çekilmektedir. Metropol su ihtiyacının yüzde 36’sı Tahtalı Barajı’ndan, yüzde 2’si Balçova Barajı’ndan, yüzde 62’si derin kuyulardan temin edilmektedir. Ancak derin kuyular gittikçe kullanım dışı kalmaktadır.

1987 yılından kalma bir Devlet Su İşleri Planlaması olan Çamlı Barajı bitirildiğinde 21,5 milyon metreküp aktif hacimle asgari olarak 250 bin kişiye temiz su imkânı sağlayacaktır. Ancak, 3 Ocak 2008’de Resmî Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla Çamlı Baraj havzasındaki Efemçukuru köyü arazisindeki 35 parselde yurt savunması gerekçesiyle acele kamulaştırma kararı alınmıştır.

ÇED raporu verilen şirket yüzde 100 yabancı sermayeli TÜPRAG olup merkezi Kanada’daki Eldoradogold Corporation’ın alt kuruluşudur. TÜPRAG isimli şirketin ruhsatı baraj havzasında olduğu için 2005’te iptal edilmiştir. Şirket, mahkeme kararına rağmen işletme ruhsatı ve iznini iade etmemiştir.

Aynı şirketin Uşak Kışladağ’daki altın madeni işletmesi de Danıştay 6. Dairesince 2007 yılında durdurulmuştur. Ruhsat verilen bölge su havzasıdır, tarım bölgesidir, turizm ve termal bölgesidir ve ana teması sağlık olan ve İzmir’in geleceği olan EXPO 2015’in mücavir alanıdır. Menderes ilçesine bağlıdır, ancak Menderes, Seferihisar, Urla, Güzelbahçe, Balçova ilçe hudutlarının kesişme noktasındadır.

Bu yabancı şirketin menfaatleri, yabancı sermayenin çıkarları 250 bin kişinin su ihtiyacından daha mı önemlidir, binlerce köylünün üzüm ve narenciye gelirinden, İzmir’in turizm ve termal gelirinden ve sadece İzmir değil tüm Ege’nin geleceğini kurtaracak ve 31 Mart 2008’de karar verilecek olan EXPO 2015’in getireceklerinden, İzmir’i bir dünya kenti yapacak olmasından daha mı önemlidir sorusu ister istemez her İzmirlinin aklına gelmektedir. EXPO 2015’in karar aşamasında bu ruhsat, İzmir’e ve İzmirliye yapılan bir sabotajdır.

Acele kamulaştırma kararında yurt savunması gerekçesi nasıl açıklanacaktır? Yurt savunmasını, TÜPRAG isimli yabancı sermayeli şirket, İzmir halkından ve Efemçukuru köylüsünden daha mı iyi yapacaktır?

Ben, basında, bu, yurt savunması gerekçesini okuduğumda gözlerime inanamadım ve Bakanlar Kurulu kararını getirdim. Gerekçede yurt savunması yazmıyordu. Onun üzerine, “Acele kamulaştırma” bölümünü inceledim. Kamulaştırma Kanunu’nun 27’nci maddesinde “Acele kamulaştırma” şu şekilde ifade ediliyor, takdirlerinize sunuyorum: “3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde…” diye gidiyor.

Şimdi sizlere soruyorum: Baraj havzasında yabancıya altın ruhsatıyla, milli müdafaa mükellefiyetinin ve vatan savunmasının ne ilgisi, ne alakası var? Yurt savunması ne zamandan beri yabancı şirketlere ihale edildi? İzmirliler adına bu sorunun cevabını bekliyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Sipahi, lütfen konuşmanızı tamamlar mısınız.

KAMİL ERDAL SİPAHİ (Devamla) - Bergama, Uşak, Kozak Yaylası, Kaz Dağları, Madra Dağı ve şimdi İzmir’in yakını Menderes ilçesi, Seferhisar ilçesi.

Peki, çıkarılan altının bize bir faydası var mı? Hayır. Bize düşük oranlı gösterilen cevher yurt dışına 4-5 kat zenginleşmiş olarak gidiyor ve külçe altının tamamı yurt dışından ithal ediliyor. Sadece kuyumculuk sektörü geçen yıl 239 ton külçe altın ithal edip 5,8 milyar dolar ödemiş. Güya çıkartılan altın nerede diye soruyorum. Geriye topraklarından olmuş Türk insanı ve kirlenmiş, zehirlenmiş topraklar kalmakta. Bu topraklara ve bu toprağın insanına reva görülen zihniyete ve peşkeş çekmeye yeter diyorum.

Bu büyük yanlıştan geri dönülmesi dileğiyle sözlerime son veriyor, yüce Meclise saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Sipahi.

Gündem dışı konuşmaya Enerji Bakanı Sayın Hilmi Güler Bey cevap verecektir.

Buyurun Sayın Güler.

Süreniz yirmi dakika.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. İzmir Milletvekili Sayın Erdal Sipahi’nin, İzmir Çamlı Barajı ve baraj havzasında altın madeni aranması hakkında yaptığı konuşmaya açıklayıcı bilgiler sunmak ve bu noktada sizi aydınlatmak için söz almış bulunuyorum. Hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.

Hepinizin bildiği gibi Türkiye’de altın üretilmesi siyanür ve çevreye yönelik olarak ortaya atılan bazı ifadelerle zaman zaman tartışma konusu hâline geliyor. Ancak dünyada da altının yüzde 85’i bu metotla üretiliyor. Bunun dışında, tabii olarak bulunan altın da, daha evvel belki filmlerde gördüğünüz gibi, ırmak kenarlarında o saf altının birbiriyle sulu gravimetrik metotla üretilmesi gerçekleştiriliyor. Ama yaygın olarak dünyadaki usul bu.

Ancak bu nokta Türkiye’de biraz daha farklı algılanıyor. Türkiye’de, nedense, diğer madenlerin yanında, altın özel bir ilgi konusu oluyor. Kroma, bora, mermere, bakıra, çinkoya ilgi gösterilirken, altın noktasında zaman zaman çok farklı yaklaşımlar ele alınıyor. Bunu, tabii, biz, ilgiyle ve ibretle izliyoruz. Tabii Sayın Erdal Sipahi Bey’i bundan tenzih ederek söylüyorum, çünkü onun o konudaki hassasiyetinin bu noktadaki paralellik içinde olmadığını biliyorum. Ancak size şunu söyleyeyim: Buradaki siyanür, sodyum siyanürdür, bildiğimiz hidrojen siyanür değil.

Ayrıca, bununla ilgili yapılan, çevreyle ilgili yapılan çalışmalarda da, bunun, direkt temas olmadıkça bir sorun olmadığını da biliyoruz ve bununla ilgili olarak da dünyada zaten bilinen usullerle bu çalışmalar sürdürülüyor.

Bunun dışında da, ayrıca, atık havuzlarında kireçle muamele edildiği zaman, herhangi bir sorun olmadan da, çevreye duyarlı olarak da bu elimine edilebiliyor.

O bakımdan, siyanürü, burada farklı bir boyutta ele alarak bu tartışmaların konusu etmemek lazım. Çünkü, yüz yirmi yıldan beri dünyada bu sistem kullanılıyor. Dünyada, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Fransa, İsveç, İtalya, İspanya, Avustralya gibi çevre açısından çok duyarlı ülkelerde de bu kullanılıyor ve yaklaşık olarak da sekiz yüze yakın madende de bunlar kullanılıyor. Ülkemizde de aynı şekilde kullanılıyor. Ben, daha evvelden Etibank’ın Genel Müdürlüğünü yaptım. Kütahya’da da bu şekilde, gümüş tesislerinde kullanılıyor. En ufak bir sorun olmadı, çünkü bu nokta teknik olarak ele alındığı için, hiçbir sorun olmadan da sürdürülüyor.

Ayrıca, dediğim gibi, kireç ilavesi de siyanürün gaz hâline geçmesini önlüyor. Dünyada altın ve gümüş tesislerinde çalışan binlerce kişi ve mühendisten, siyanürden dolayı ölen bir kişiye rastlanmamıştır. Bunu bilhassa ifade etmek istiyorum. Çünkü devamlı kontrol altında tutulur bu.

Ayrıca, dünya, madenciliğin, tarımın ve turizmin iç içe olduğu pek çok örnek de geçerli ve Kanada’da olsun, diğer ülkelerde olsun, turizm tesisleriyle bu iç içe olabilmektedir. O bakımdan, bunun çok fazla abartıldığı kanaatindeyim. Çünkü, madenler insanların istediği yerde olmuyor. Madenlerin oluş şekli, petrolde de olduğu gibi, istediğimiz yerde değil, istenilen yerde oluyor. Yani, kainatın yaratılmasıyla beraber, o, kendine özgü bir şekilde, yer kabuğunda, yer kabuğunun derinliklerinde bulunabilmekte. Onun için, bizim isteğimize göre olmuyor. Biz mühendisler, teknik insanlar, işte, bu şartlar altında insana ve diğer canlılara zarar vermeyecek, çevreye zarar vermeyecek şekilde bunu üretebilmesi, işte, tekniğin konusu oluyor. İşte, esas bilgi, esas tecrübe burada devreye giriyor, bilim ve teknoloji burada metotlarını ortaya çıkarıyor ve bunu da ekonomik bir şekilde uygulamak gerekiyor.

Dolayısıyla, bunu, biz Türkiye’de de çok ciddi olarak ele alıyoruz, Çevre ve Orman Bakanlığımız bu konuda hassas, ayrıca, halkımızın çevreye olan bilinç düzeyi bizleri mutlu edecek kadar yüksek. Yani, bunu iftiharla söylüyorum. Çünkü, netice itibarıyla biz bugün varız yarın yokuz ama bu çevre, bu ülke, bu güzellikler her zaman devam edecek. Onun için de, biz, bu çevreye duyarlı hâlimizle geleceğe bunu güzel bir şekilde devretmeyi esas hedef olarak aldık.

Burada da, ayrıca, 2001 yılında Bergama Ovacık’ta kullanılan tesiste, Uşak Kışladağ’da 2006’dan beri aynı yöntemle altın üretiliyor, bugüne kadar hiçbir çevre sorunu olmadı. Bizzat, ben, kendim giderek orayı gezdim, yani, bir yerde teftiş ettim. Ayrıca, Maden İşleri Genel Müdürlüğümüz burayı devamlı inceliyor. Çevre ve Orman Bakanlığımızın değerli uzmanları bu noktada çok hassaslar, hatta, en ufak bir taviz göstermeden bu çalışmaları sürdürüyor, burada, biz, çevreye en ufak bir terslik görmedik. Bunu, oradaki canlılarla olan dengeyi de etüt ediyoruz, sorun yok.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Ama yargı kararlarına rağmen Sayın Bakan. Bergama’daki olay yargı kararına rağmen ortaya çıktı.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Şöyle söyleyeyim, o yargı kararını farklı olarak almak lazım. Yani, onu hukuki bazda değerlendirmeyi hukukçulara bırakalım, çünkü biz onlarla da görüşerek bu işi sürdürüyoruz. Bizim, herhangi bir şekilde yasa dışı veya yasaya aykırı bir hareketimiz söz konusu olamaz. Bu, kendimizi reddetmek olur. Bu bakımdan bunu çok saygılı biçimde yapıyoruz. Yani bunu yaparken sadece ona değil, etik kurallara da yazılı olmayan kurallara da biz ayrıca dikkat ediyoruz, çünkü çevreye gerçekten saygılıyız. Bu, hem inancımızın gereği hem bilim ve teknolojiye olan saygımız gereği hem de bu noktada kalkınmak için bunu biz bir esas umde, esas bir ilke kabul ettik.

Ayrıca şunu söyleyeyim: Ulu Önder Atatürk, MTA’yı 1936 yılında kurarken yer altı zenginliklerimizi de insanımızın hizmetine sunmayı amaçlayarak bunu kurmuştur ve kurduğu birimlerden bir tanesi de altınla ilgili birimlerdir. Netice itibarıyla da MTA’nın kuruluş amacında da bizden birtakım mesut sürprizlerle karşılaşmamızı, mesut sürprizler yapmamızı beklemiştir. Kendi ifadesidir. Biz de bu çalışmaları tıpkı kromda, borda, mermerde, bakırda, çinkoda olduğu gibi, zeolitte olduğu gibi, diğer endüstriyel minerallerde olduğu gibi aynı hassasiyeti buna gösteriyoruz.

Burada biraz önce bahsettiğiniz -kamulaştırmayla ilgili- kanunla ilgili olarak da şunu ifade edeyim: Burada tabii ki bir millî güvenlik veya herhangi bir ulusal bütünlükten ziyade… O cümle orada virgülle geçen bir ifadedir. Onun dışında, gerektiğinde bu kamulaştırma yapılır diye ifade edilmiştir. Bunun yapılmasını, ikisini o amaçla olmuş gibi yapmak biraz kelimeleri ve cümleleri zorlamak demektir, anlamı zorlamak demektir. Orada virgülle geçen ifadeler bu kamulaştırmaya örnek olabilecek durumları ifade ediyor. Onlardan bir tanesi de, “gerek görüldüğünde” denmesinin sebebi bu tip yatırımların fazla uzamaması içindir. Daha evvelden de iki emsal uygulaması daha vardır. Bu uygulamadan dolayı da bir farklılık olmasın, bir ayrıcalıklı hareket yapılmasın diye bu da aynı kategoriye konulmuştur ki süratli bir şekilde bu yatırım yapılsın. Aksi takdirde bu yatırımlar uzadıkça, biz, aynı zamanda bol miktarda altın ithal eden ülke durumunda oluyoruz.

Hâlbuki Türkiye’nin altın kaynakları bakımından bakıldığı takdirde, bizim 6.500 ton altın bulma ihtimalimiz var. Şu anda 600 tonluk kısmı ispatlanmış vaziyette. Biz bu hâliyle bile dünyada 9’uncu durumdayız. Eğer, 6.500 tonluk altını bulup gerçekleştirdiğimiz zaman dünya 2’ncisi olacağız. En az 5 milyar dolarlık altın ithalatımız var. Her ne kadar bu ithal ettiğimiz altını işleyerek sattığımız için katma değeri yüksek ürünlere döndürüyorsak da bunu kendi altınımızdan yaparsak bu daha önemli olacak. Bunun için de Maden Kanunu’ndaki birtakım maddeleri düzeltmek istiyoruz, yeniden düzenliyoruz. Yani, bu altının daha fazla ülkemizde kalması, işlenmesi ve bizim ekonomimize daha fazla katkıda bulunması için Maden Yasası’nı ayrıca düzenliyoruz. Bu bakımdan, herhangi bir sorun söz konusu değil. Zaten bu firma oradaki arsaların bir kısmını satın almıştır, almadığı kısımlarla ilgili bu kamulaştırma kararı alınmıştır.

Ayrıca, bizim yaptığımız çalışmalarda… ÇED raporunu da çok güzel bir çalışma yaparak almıştır. Burada da eğer herhangi bir sorun olmuş olsa, Çevre ve Orman Bakanlığımızın değerli uzmanları, ilgili birimleri bu noktada zaten bu izni vermezlerdi.

Dolayısıyla, ÇED raporu alınmış, yasaya uygun çalışmaları sürdüren bir müteşebbise yardımcı olmak ayrıca da bizim görevimizdir. Çünkü bu da bir yatırımdır. Yani, buradaki mermer yatırımı neyse bu da onlardan bir tanesidir. Çevreye uyarlılığını sağlamak da zaten bizim görevimizdir.

 Bunun dışında yapılan… Gene su ile ilgili söyleyeyim: Daha evvelden (İZSU) İzmir Sular İdaresi Genel Müdürlüğü, 21/9/1999 tarihli yazısıyla Çamlı Barajı’nın inşaatını yapmaktan  vazgeçtiğini bildirmiştir. Yani burada, biraz, “bahane” diye nitelendirebileceğimiz birtakım engellemeler söz konusudur. Yani Çamlı Barajı’nın inşaatını yapmaktan vazgeçtiğini belirterek, barajın DSİ’ce uygulama programına konulmasını istemiştir.

Ayrıca, biz, İzmir’in -ki, üzerine titrediğimiz şehirlerimizden bir tanesi- barajlarını zaten süratli bir şekilde yapmaya çalışıyoruz ve şu anda İzmir içme suyu Gördes Barajı’yla yapılacaktır. Gördes’in de şu anda inşaatı devam ediyor. Eğer, ilgili değerli belediyemiz, İzmir Belediyemiz -ki ben Başkanını da aradım ama ulaşamadım kendilerine- Sayın Başkan, eğer yapabiliyorsa, bu noktada gayretlerini gösterebiliyorsa bu Gördes Barajı’nın isale hatlarını  yapmaya çalışsın. Biz de ona ayrıca… Gene, DSİ’miz, Çevre ve Orman Bakanlığımız zaten bu desteği sürdürüyor.

O bakımdan, burada, ne altın meselesi bir engel olabilir ne “siyanür” diye işin saptırılması ayrı bir boyutunu oluşturabilir. Eğer içme suyu meselesiyse, zaten İZSU, Çamlı Barajı’nın yapımından vazgeçmiştir, yazısıyla. O zaman, geriye kalan da -biz zaten, onun, Gördes Barajı’nı da yapıyoruz- Gördes Barajı’nın da isale hattını yapsın.

SELÇUK AYHAN (İzmir) – Yanlış söylüyorsun, doğruyu söyle.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Dolayısıyla, ben bu noktada, Çevre ve Orman Bakanlığımızdan aldığım bu bilgiyi de size ayrıca saygılarımla sunmak istiyorum. Eğer bu noktada ilave tereddütleriniz veya aydınlatılması gereken noktalar varsa Çevre ve Orman Bakanımız da zaten buradalar; size, gerek şimdi gerekse uygun gördüğünüz bir anda daha detaylı bilgiler sunabilir.

Bizim yapmak istediğimiz şey, ülkemizin yer altı zenginliklerine gereken önemi bu dönemde biz fazlasıyla veriyoruz. Çıkarttığımız Maden Kanunu’yla ruhsatlarımızı artırdık. Bu, aynı zamanda, MTA’nın kuruluş felsefesinde, kuruluş amacında Ulu Önder Atatürk’ün ifade ettiği sözlere de uygun bir çalışmadır. O “İstikbal göklerdedir.” demişti, biz de “İstikbal derinlerdedir.” diyoruz ve daha fazla derinlere inerek, hem petrolümüzü hem doğal gazımızı hem madenlerimizi –buna altın, gümüş de dâhil- bunları da çıkaracağız.

Bu arada da, biz, altın hakkındaki gösterilen çevre hassasiyetini saygıyla karşılıyoruz, bu bilincin yüksek olması bizi son derece mutlu ediyor. Ama onun dışındaki engellemeleri de ibretle izliyoruz ve bu amacımızdan da vazgeçecek değiliz. Ancak, Maden Kanunu’ndaki aksaklıkları da ayrıca düzeltmek üzere çalışmalarımızı hazırladık. Meclisimizin uygun bir gündeminde bunu da devreye alarak, çevreyle olan, taş ocaklarıyla olan, hatta bu altın madeniyle ilgili birtakım düzenlemeleri de içerecek çalışmaları da bununla ele alacağız.

Benim bu noktadaki açıklamalarımı bu çerçevede kabul edin.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan.

Gündem dışı ikinci söz, Hrant Dink cinayeti hakkında söz isteyen Mersin Milletvekili Zafer Üskül’e aittir.

Buyurun Sayın Üskül. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakika Sayın Üskül.

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Zafer Üskül’ün, Hrant Dink cinayetine ilişkin gündem dışı  konuşması

MEHMET ZAFER ÜSKÜL (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz, bir yıl önce, yürekli, vatansever evlatlarından birisini daha yitirdi. Gazeteci, yazar Hrant Dink’i, 19 Ocak 2007 günü İstanbul’da alçak bir saldırıyla aramızdan aldılar. Hrant Dink cinayeti toplumumuzun kalbine sıkılmış bir kurşun oldu. Bizi bir arada tutan barışa, kardeşliğe, birliğe ve beraberliğe, farklı kimliklere ve fikirlere yüzyıllardır gösterilen saygıya sıkılan bu kurşun, umarım son kurşun olur. Daha demokratik, daha özgürlükçü, daha hoşgörülü bir ülkeyi bizlere çok görenlerin, ülkemizdeki kardeşliği, birliği, beraberliği içlerine sindiremeyenlerin hedefi olan Hrant Dink, emin olun ki, katillerinden çok daha samimi bir şekilde bu ülkeye bağlıydı. Buradan, huzurunuzda Hrant Dink’i bir kez daha saygıyla anmak istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmet, olayın gerçekleştiği andan itibaren büyük bir duyarlılıkla cinayeti aydınlatmaya çalışıyor, samimi bir çaba harcıyor. Bildiğiniz gibi, failin kimliği çok kısa bir süre içinde tespit edildi ve ardından da silahıyla birlikte yakalandı.

Başbakanımız Hrant Dink’in eşiyle ve kardeşleriyle görüştü, üzüntülerini ileterek başsağlığı diledi ve bazı bilgileri onlarla paylaştı. İçişleri Bakanımızın da iki gün önce belirttiği gibi Hükûmet, olayın bütün boyutlarını ortaya çıkarma konusunda üstüne düşeni yapmaktadır. Olayda idari açıdan sorumluluğu ve kusuru bulunan kamu görevlileri hakkında işlem yapılması ve kamuoyuna yansıyan iddiaların araştırılması için de mülkiye ve polis başmüfettişleri ile jandarma müfettişi görevlendirildi. Müfettiş raporlarının bir kısmı ilgili yargı mercilerine sevk edilmiş, bir kısmı için de gerekli disiplin işlemi yapılmak üzere ilgili idari birimlere gönderilmiş bulunmaktadır. Hiçbir karanlık nokta kalmayacak şekilde, önemli ya da önemsiz ayrımı yapılmaksızın, ortaya atılan tüm iddialar için müfettişler inceleme yapıyor. Konuyla ilgili yeni ipuçlarının bulunması hâlinde derhal bunların da üzerine gidileceğini Sayın Bakanımız buradan ifade etti. Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak bizler de bir alt komisyon oluşturarak olayda ihmali bulunan kamu görevlilerinin tespiti için bir araştırma yürütmekteyiz.

Türkiye’de hiç kimse çeteleri, çapulcuları, katilleri, teröristleri kollayarak bu ülkenin barışına, kardeşliğine ve geleceğine hizmet ettiğini sanmasın. Bu ülkeye gerçekten hizmet etmek isteyenler, Hrant’ın özlediği gibi, demokratik kurumlarına güvenilen, hiçbir düşüncenin tahakkümüne izin vermeyen, farklı görüşlerin ve kimliklerin kendilerini sürekli bir güvercinin ruh tedirginliğinde değil, özgür ve güven içinde hissettiği bir ülke yaratmak için çalışanlardır. Nitekim, ülkemiz, şu anda bu zihniyetteki bir hükûmet tarafından yönetilmektedir ve böyle bir ülke yaratmak için kararlılıkla çalışılmaktadır. Sadece son altı yılda ülkemizde yaşanan insan hakları ve demokratikleşme çabalarına bakarak bile bunu görmek mümkündür. Bu çabalar hâlen de sürdürülmektedir. Kısa bir süre sonra 301’inci maddeyle ilgili yeni düzenleme Parlamentoya gelecek ve yine aynı dönemde AK Partinin anayasa taslağı da kamuoyunun tartışmasına açılacaktır.

Daha demokratik, insan hakları ve özgürlükler temelinde yükselen, vatandaşlarıyla barışık bir devleti hak ediyoruz. Bebeklerden katiller yaratan karanlığı aşmak için çalışmak başta devlet olmak üzere hepimizin görevidir. Hrant Dink’i kaybetmenin acısını ancak daha demokratik, barış ve kardeşlik duygularının kökleştiği bir ülke yaratarak bir parça hafifletebiliriz.

Bu duygularla yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Üskül.

Gündem dışı üçüncü söz, elektrik zamları ve elektrik kesintileri hakkında söz isteyen İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’a aittir.

Buyurun Sayın Ayhan. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakika.

3.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’ın, elektrik zamları ve kesintileri ile yanlış enerji politikalarına ilişkin gündem dışı konuşması ve  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler’in cevabı

SELÇUK AYHAN (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son dönemlerde elektriğe yapılan zamlar, elektrik kesintileri ve yanlış enerji politikalarına dönük söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dört yılı aşkın bir süredir elektriğe zam yapmamakla övünen Hükûmetimiz, yeni yıldan geçerli olmak üzere, konutlara yüzde 15, sanayiye yüzde 10 oranında zam yapmıştır. Sanıyorum bu zamlar Hükûmetimizin vatandaşa yeni yıl hediyesi.

Her ne kadar Hükûmet sözcülerimiz en ucuz enerjinin ülkemizde olduğunu söyleseler de OECD ülkeleri içinde sanayi elektriğinin pahalı kullanımında dördüncü sırada idik bu zamlardan önce, şimdiki konumu bilemiyorum. Geçtiğimiz Parlamento döneminde önceki dönemlere dönük uygulamalardan yakınan, işletme hakkı devir sözleşmelerinin yeniden masaya yatırılmasını isteyenler hâlen bu santrallerden pahalı elektrik alımını sürdürmektedirler. Bununla birlikte, dengeleme ve uzlaştırma sistemini 1 Ağustos 2006 tarihinden itibaren nakdî olarak uygulamaya başlayarak özel sektörün kamuya yüksek fiyatlı elektrik satışına olanak sağlamaktadırlar.

Özellikle Türkiye’nin elektrik üretiminin yarıya yakınının doğal gaza dayalı olduğu ve giderek ithal kaynaklara bağımlılığının arttığı düşünülürse, düşük kur politikasına karşın elektrik fiyatları zammı kaçınılmaz hâle gelmiştir. Özel sektörün de elektrik üretiminde yüzde 85 oranında ithal kaynakları kullandığını, değerlendirdiğini göz önüne alırsak önümüzdeki seçimlere kadar birkaç zam daha görebileceğimizi tahmin etmek kehanet olmaz.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; yanlış planlanma nedeniyle elektrik enerjisi sıkıntısıyla karşı karşıya kalan ülkemizde, şimdilerde yeniden pahalı elektrik alımına neden olacak sözleşmeler ve doğal gaz, ithal kömüre dayalı santraller gündemdedir. Tüm bunlar enerji konusunda ülkemizin içinde bulunduğu kısır döngüyü daha da derinleştirmektedir. Hidrolik enerjiyi, rüzgâr ve güneş gibi doğaya zararsız ve Türkiye koşullarına uygun enerji yatırımlarını, yerli kömüre dayalı santralleri yatırım programına almazsak, doğal gaza dayalı enerjiyi yüzde 40’lardan makul sınırlara çekmezsek enerji ve pahalı elektrik sorunu giderek kronik hâle gelecektir. Son günlerde İran’la yaşanan doğal gaz krizi gelecek kara günlerin habercisi olarak görülmelidir.

Artan fiyatlarla elektrik alımı nedeniyle 2006 yılında elektriğin toptan satış fiyatına yüzde 24 zam yapan TEDAŞ, 1 Ocak 2008’den geçerli olmak üzere de yüzde 10,4 oranında yeni bir zam daha yapmıştır. Maliyetleri düşürecek yatırımlara ağırlık vermediğimiz sürece pahalı üretimin faturasını halkımız, sanayicimiz, çiftçimiz ödemeye devam edecek, üzerine dolaylı vergiler de eklenince ihracatta rekabet şansımız iyice düşecek, istihdam sorunu da büyüyerek devam edecektir.

Bu kürsüden, Hükûmeti, enerji politikalarını yeni baştan masaya yatırmaya, bir an önce enerji konusunda ciddi yatırımlar yapmaya ve pahalı elektrik alımına neden olan uygulamalara son vermeye çağırıyorum. Elektrik zammının açıklandığı günlerde İzmir’de yoğun elektrik arıza ve kesintileri başladı. Sorun, başta bölge gazetesi Yeni Asır olmak üzere İzmir basınında ve Ege TV’de enine boyuna ele alındı. Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesince kamuoyu önüne taşındı. Çalışan sayısında yaşanan azalma, yetersiz ekipman, yatırım ve en önemlisi teknik ve bilimsel öngörüyü yok eden siyasal yandaşlık ilişkileri bugünlerde elektrik şebekesinde kesinti olarak ortaya çıkıyor. İzmir’in göç ve benzeri sebeplerle hızlı büyümesi ve tüketimin artmasına karşın planlama ve yatırım çalışmalarındaki eksiklik sonucu indirici trafo merkezleriyle besleme kabloları anormal sıcaklık koşullarında bile ancak nominal yüklerinde çalışmaktadır.

Dağıtım trafo merkezleri sayısı ve alçak gerilim şebekeleri nitelik açısından uygun değildir. Dağıtım trafolarının yapımının üçüncü şahıslar üzerinden çözülme yanlışlığı devam etmekte, özellikle yapılaşmanın tamamlandığı alanlarda yeraltı elektrik şebekesi yapımına, görev alanı olmamasına karşın İzmir Büyükşehir Belediyesi kadar destek ayrılmamaktadır.

Değerli arkadaşlarım, İzmir elektrik şebekesi hava sıcaklıklarının bir miktar değişmesiyle çökmekte, trafo yangınları çıkmakta ve kesintiler zorunlu olmaktadır. Arızaların giderilmesi, saatleri, bazen günleri almaktadır. Bugünlerde nitelikli personel yerine tercih edilen taşeron yöntemi de yeni işletme kazalarına gebedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Ayhan, konuşmanızı tamamlar mısınız lütfen.

SELÇUK AYHAN (Devamla) – Tabii efendim.

Elektrik tüketiminin üç ana unsuru olan kaliteli, sürekli ve ekonomik elektrik enerjisi artık bir düş olmuştur. Abonelerin kaliteli ve sürekli elektrik talebi karşılanamamaktadır. Evlerde yaşanan kesintiler elektrikli ev araçlarını kullanılmaz hâle getirmekte, sanayide olan benzer arızalar ve iş durmaları ise üretimi düşürmektedir. Türkiye’nin giderek derinleşen enerji sorununu öncelikle elindeki temiz enerji kaynaklarını kullanarak çözmesi gerekecektir.

Değerli arkadaşlarım, son olarak, biraz önce Sayın MHP Milletvekilimizin İzmir’le ilgili gündeme getirdiği baraj havzasında altın madeni arama konusunda Sayın Bakanımızın uzun açıklamalarında eksikler ve yanlışlar olduğunu söylüyorum.

Dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Ayhan.

Gündem dışı konuşmaya Enerji Bakanı Sayın Hilmi Güler cevap vereceklerdir.

Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz yirmi dakikadır.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İzmir Milletvekili Sayın Selçuk Ayhan’ın elektrik zamları ve elektrik kesintileri hakkındaki konuşmasına cevaben söz almış bunuyorum, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Bildiğiniz gibi, 2003 yılında göreve geldiğimizde Bulgaristan’dan elektrik alan ve büyük ölçüde kesintiler olan, elektriği yetmeyen bir ülke vardı ve bu ülkede yaşıyorduk. Doğal gazını anlaşmalarla pahalıya alan, elektriği de gene dünyada sayılı pahalı ülkelerden biriydik. Hem doğal gazda hem elektrikte pahalı ürün kullanan, elektrik ve doğal gaz kullanan bir ülkeydik ancak göreve gelir gelmez çok önemli adımlar attık. Bunlardan bir tanesi, Rusya’yla yaptığımız doğal gaz anlaşmasını masaya yatırarak orada hem fiyat indirimi aldık hem de “al ya da öde” diye bahsedilen, kullanmadığımız hâlde parasını ödemek zorunda olduğumuz doğal gazın yaklaşık 40 milyar metreküpünü sildirdik, üzerimizden bir yük kalktı. Ondan dolayıdır ki doğal gaza büyük bir talep oldu. Hava kirliliğiyle mücadelede biz bunu çok önemli bir enstrüman olarak kullandık. Daha evvelden de İstanbul’dan tecrübemiz vardı. Ben İstanbul’da doğal gazın başındaydım. Dolayısıyla, şehirlerin doğal gaza dönüşümünde bu ucuzlayan doğal gazı kullandığımız için halkımız birbiriyle yarıştı ve bunun neticesinde de biz 9 vilayetten bugün 51 vilayete, ile çıktık doğal gaz dağıtımında. Bunun dışında da fiyatı düştüğü için biz elektrik maliyetinde de daha düşük bir miktarla, daha doğrusu mali yükle bunu üretmeye devam ettik.

Bu arada kayıp-kaçakla mücadele ettik. Kayıp-kaçak oranı yüzde 25’ten şu anda yüzde 15’e düştü ve bunu yoğun çalışmalarla inşallah daha da düşüreceğiz, çünkü kayıp-kaçağın içinde bir kayıp var, bir kaçak var. Kaybın içinde teknik kayıplar var. Bu teknik kayıpta da şimdi kabloları yer altına indirerek, trafoları yenileyerek çok büyük yatırımlar yapıyoruz. Yani bu yaptığımız yatırımlar zaten kendini hissettiriyor. Eskiden evlerimizde gaz lambası ve mumlar hemen yanı başımızda bulunurdu. Şimdi, zaruretten dolayı, zaman zaman bakımdan dolayı, belediyelerin yaptığı çalışmalardan dolayı bazen de bizim eksikliğimizden dolayı oluyor, ama eskisi kadar olmadığını hepimiz rahatlıkla görüyoruz.

Bunun dışında kömüre ve suya ağırlık verdik. Yenilenebilir Enerji Yasası’nı çıkarttık ve burada da yerli kaynaklara döndük. Sonuç olarak şunu söyleyeyim: Biz şu anda uyguladığımız beş yıldır elektriğe zam yapmamanın neticesini, ben burada enflasyonun düşmesiyle ilgili bir tablo olarak size bunu göstermek istiyorum. Burada şu eğri enflasyon eğrisidir, şu çubuk şeklinde olanlar da enerji fiyatlarıdır dönemimizde. Bu, bizden önceki dönem. Biz şurada görevi aldık. Bizden önce enerji fiyatlarının fazla oluşu enflasyonu da yukarı çıkartmıştı, biz enerji fiyatlarını aşağı çektiğimiz için enflasyon da burada aşağı doğru inmiş oldu. Yani bizim beş yıllık elektriğe zam yapmamamızın ve aynı zamanda doğal gazda da bunu çok uygun şekilde, hem fiyatını indirdiğimiz için enflasyonun düşmesine son derece önemli katkılarda bulundu. Sadece bunun… Yani elektrikle ilgili yaptığımızı size şöyle ifade edeyim: Yaklaşık 20 milyar dolar ekonomimize katkıda bulunduk bunu yapmakla, enflasyon oranında yapmamakla. Yani bizim şu beş yıllık çok başarılı ekonomi yönetimimizde beş yılın toplam enflasyon oranı yüzde 63 civarındadır. Biz, ayrıca elektrikte sanayide bir yüzde 5 indirim yaptık, bir de yüzde 1,5 indirim yaptık, dolayısıyla 6,5 da indirim yaptık. Buna karşılık yapılan bu zam miktarı, aslında bir yerde yükselen maliyetlere göre bir fiyat ayarlamasıdır ve bizim beş sene yapmadığımız bu zam daha önceden her ay yapılıyordu. Yani her ay yapılan zammı biz bir defaya mahsus, o da mecburiyetten dolayı yaptık. Çünkü, biz bilhassa bu tip çalışmaların, fiyat artışlarının ekonomideki etkilerini bildiğimiz için bunu tek başımıza da yapmıyoruz. İlgili bakan arkadaşlarımızla enine boyuna tartışıyoruz, ilgili birimlerle görüşüyoruz, Hazineyle görüşüyoruz, icabında Merkez Bankasıyla dahi bunun en azından istişaresini yapıyoruz. Bu bakımdan, uyguladığımız enerji politikasının neticesinde fiyatın düşmesi ekonomimize de aynen yansıdı.

Bu bakımdan, yapılan çalışmaların çok sık yapılan bir zam gibi gösterilmesinin sebebi de uzunca bir süredir yapmadığımız zam “Niye zam yapmıyorsunuz?”a dönüştü. İlk defa “Niye zam yapmıyorsunuz?” diye eleştirilen bir bakan durumuna geçtiğim için, basında da bu çok fazla yer aldığı için sanki çok fazla zam yapılmış gibi bir hava oldu. Aslında, bir defa bu, beş yıl boyunca ilk defa olan bir zamdır, üstelik yüzde 63 toplam enflasyon oranına karşı yapılan bir miktardır ve artan petrol fiyatlarına göre yapılması zaruret hâline gelmiş bir durumdur, çünkü biz göreve geldiğimizde 22 dolardı petrolün varili…

ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) – Hayır Sayın Bakan, 37 dolardı.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – …geçtiğimiz günlerde 100 doları buldu. Dolayısıyla, elektriğin yaklaşık yüzde 50’si -bu 46 ile 50 arasında değişiyor- neticede doğal gazdan alınıyor. Yani, bunu eğer yapmamış olsaydık, bu sefer de bu neticede yine KİT’lerden çıkacaktı, yine sizlerden çıkacaktı.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Doğru değil!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Kaldı ki bu yapılan fiyat ayarlaması neticede cebimize attığımız bir para değil. Bu yine yatırıma dönecek, yine bu trafolara dönüşecek, yine bu kablolara dönüşecek, yine bu diğer…

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Ayarlama değil, zam.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – İsterseniz “zam”, isterseniz “ayarlama” deyin. Netice itibarıyla ekonominin gereği neyse yaptık bunu ve ben de burada savunuyorum. Yani, bundan çekindiğim de yok, çünkü bunu yapmak zorundaydık. Nasıl ki beş sene yapmayıp vatandaşımıza fazla fazla kaynak aktarmışsak, şimdi de bunu yapmak zorunda kaldık ve yaptık. Yani bu ekonominin gereği. Tıpkı bir arabanın kullanılması gibi, bu. Direksiyonda da biz olduğumuz için, bunu da biz rahatlıkla burada size söyleyebiliyoruz. Rakamları size söyleyeceğim... (CHP sıralarından gürültüler) Biraz müsaade ederseniz…

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen yerinizden müdahale etmeyiniz.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Müsaade ederseniz şöyle izah edeyim. Bakınız, daha bitmedi benim söyleyeceklerim. Çünkü, bu, çok değişik şekillerde ele alındı. Ben size burada 2002 ile 2007 arasındaki fiyat farkını göstereyim: Eğer, biz normal olarak enflasyon oranında yapmış olsaydık, şu yukarıya çıkan fiyatlar olacaktı. Bu, konut ve sanayi diye değişiyor. Biz bunu sabit tuttuk. Dolayısıyla, burada yaklaşık 20 milyar doları dar gelirli vatandaşımıza, aynı zamanda sanayicimize, turizmcimize, ihracatçımıza aktardık. Bir misal vereyim: Dar gelirli vatandaşımız, biz göreve geldiğimizde asgari ücretinin yüzde 20’sini elektriğe harcıyordu değerli milletvekilleri, maaşının yüzde 20’sini elektriğe ödüyordu. Şu anda ödediği rakam yüzde 8’dir. Bu herhâlde bir başarı işaretidir, başarı hikâyesidir ve biz bunu rahatlıkla... Şu andaki rakam gene de düşüktür. Çünkü biz bunu bir politika olarak yapıyoruz, halkımızın kalkınması için yapıyoruz. Biz bunu yaparken kömür de dağıtıyoruz. Bu kömürü beş yıldır dağıttık. 6 milyon ton kömür dağıttık. Neden yaza rastladı? “Seçim dönemi” dendi. Halbuki, her akıllı insan kömürünü, odununu yazın alır, kuruyken alır. Kış gelince de zaten bu alınmaz. Sonra 6 milyon ton kömür de -her yıl 1,5 milyon ton gibi düşünecek olursanız- öyle bir ayda, kar yağarken dağıtılmaz. Onun için bunun bir planlaması vardır. Biz bu kömürümüzü çıkarıyoruz, kırıyoruz, yıkıyoruz, paketliyoruz ve evlere de bunları dağıtıyoruz. Yani, “bunun yaza rastlamasının sebebi, seçimi öne aldınız…” Yoksa biz seçimin öne alınacağını da bilmiyorduk. Her sene yaza rastladı bu, çünkü yazın olması lazım gelen bir çalışma bu. Onun için bunları da özellikle bilesiniz.

Elektrikte…

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) – Maşallah, dağıtım şirketi gibisiniz!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Tekrar elektriğe devam edeyim. Yani, bu, bizim enerji politikamızın bir devamıdır. Burada da diğer ülkelerle mukayesesi var. Zaman zaman bunu anlatırken çok kişi elma ile armudu birbirine karıştırıyor. Çünkü, yaptıkları çalışmanın tarihlerini de, verileri de mukayese etmeleri lazım. Bu, konut fiyatlarıdır. Avrupa Birliğinin 25 ülkesi ile bizim ülkemizdeki evlerde kullanılan elektriğin fiyatıdır. En pahalısı Danimarka, İtalya, Hollanda, Almanya, Norveç, İsveç diye gidiyor. Biz şuradayız, şu sarı olan bizimki ve biz…

AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) – Bakanım, orayla biz aynı parayı mı alıyoruz?!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Ve burada -bunu özellikle ifade edeyim- bizden daha ucuz Litvanya, Estonya, Letonya gibi ülkeler var. Bunlar da elektriğini, doğal gazını daha evvelden Rusya’yla farklı fiyatlarla yapan ülkeler diye yorumluyoruz.

Yani, biz burada en ucuz ülkelerden bir tanesiyiz. Onun için şöyle söyleyeyim: Eskiden -bir misal vereyim- pazarda pazarcılar, biliyorsunuz, portakal sandıklarını yakarlardı ısınmak için, ellerini ovuşturarak  elini, ayağını ısıtırdı. Şimdi, pazarlarda birtakım ısıtıcılarla bunu yapıyorlar. Demek ki ucuz. Evler de öyle. Hemen hemen eskiden bir vantilatörümüz olmazdı bizim evimizde. Şimdi, odalarında klimalar, ısıtıcılar. Bunlar aynı zamanda bize mutluluk da veriyor, ama bu tabii ki tüketimi de artırdı.

Şimdi bir misal vereyim size: 2001 ve 2007 yılları arasındaki elektrik ve doğal gazın tüketim artış oranlarını inceledik dünyada. Biz, şu anda hem elektrikte hem doğal gazda tüketim artış oranı olarak Çin’den sonra dünya ikincisiyiz ve biz bunu yönetiyoruz. İşte İran’dan gaz gelmediğini biraz önce Sayın Milletvekilim söyledi. Öyle olduğu hâlde… Şu anda son yılların, son yetmiş seksen yılın en soğuk kışlarından birini yaşıyoruz. Avrupa’da da böyle, Tuna Nehri’nin donduğunu söylüyorlar. Yanı başımızda Gölbaşı dondu. Biz, buna rağmen bir ülkeden, hem de ana kaynak ülkelerden birinden doğal gaz gelmediği hâlde koskoca bir ülkeyi doğusuyla batısıyla, dağıyla deniziyle yönetiyoruz. Bu bir yönetim biçimidir ve biz bunu aldığımız tedbirlerle ve yaptığımız yatırımlarla yaptık. Ne yaptık? Şah Denizi gazını getirdik. Daha evvelden Rusya ve İran’a bağımlılık vardı. Şimdi, Şah Denizi gazını getirdik, şimdi onu kapasitesinin üstünde kullanıyoruz. Bu çok önemli bir şey ve bunu Yunanistan’a da verdik. Bu, enerji politikamızın bir gereği. Boş durmadık, bunları yaptık ve üstelik risk aldık. Onları eğer biz mahkemelerin kararlarına bıraksaydık ki pekâlâ tahkim neticesinde durabilirdik, biz üstüne üstüne gittik, o gazı getirdik.

Yer altı deposu. “Yer altı depomuz yok.” deniyordu, şu anda denizin altında, Silivri’de yer altı deposuna 1,6 milyar metreküp gazı yazın doldurduk tedbirli olarak çok şükür, şimdi onu, o güzel kendi depomuzu kullanıyoruz. Bu da gene mahkemeliktir, şu anda tahkimde. Eğer biz tahkimde diye el frenini çekip dursaydık, şimdi sıkıntıda olacaktık. Şimdi o gazı kullanıyoruz.

Ege Gaz vardı. Bizden önce İzmir Aliağa’da boş yatan tesis orada duruyordu, biz onu devreye aldık. Onun dışında, ayrıca Marmara Ereğlisi’ndeki LNG terminalinin günlük çekiş miktarını artırdık. 16-17 milyon metreküptü, 22 milyon metreküpe çıkarttık.

Şimdi, bunlar alınan tedbirler. Bunlar tabii neyle olacak? Parayla olacak ve biz buna rağmen şu anda…

Tekrar söylüyorum: Bu konut elektrik fiyatıydı, bu da sanayi elektrik fiyatı. Sanayicilerimiz de, sizler de lütfen görün. Burada da en pahalı bu sefer İtalya, İrlanda, Almanya, Hollanda, Lüksemburg diye gidiyor. Biz burada en ucuzlar arasındayız. Avrupa Birliğinin ortalamasının yarısıyız biz. Diğer ülkelerin de, en çok kullanan, en pahalı ülkelerin de üçte 1’i durumundayız. Bu da sanayi elektriği.

Bunun dışında doğal gazı göstereceğim. Bu da konutun doğal gaz fiyatı. Konut doğal gazında en pahalısı Danimarka, İsveç, Almanya, Hollanda. Biz şu anda en düşükler arasındayız. Bizden düşük Letonya, Macaristan, Litvanya ve Estonya var konut doğal gazında.

Bu da sanayi doğal gazı. Sanayide doğal gaz kullanımında en pahalısı Almanya, İsveç, Avusturya, İngiltere, Lüksemburg. Biz burada en ucuzlar arasındayız, gene biraz önceki dediğim oranlar arasında.

Burada da…

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Sayın Bakanım, Marmara Ereğlisi’ndeki santrale doğal gaz verebiliyor musunuz?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Veriyoruz tabi.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Hayır, şu an mazot kullanıyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Hayır, veriyoruz.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Mazot kullanıyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Hayır, şöyle. Bakınız, aradaki fark şu Sayın Milletvekili. Burada da gene bir incelik var. Bu inceliği bilmek için biraz işin içine girmek lazım. Size de ben bunu izah edeyim. Şimdi, bizim yakıtlarımızın…

BAŞKAN – Sayın Bakan, lütfen… Genel Kurula hitap edin Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Sağ olun Sayın Başkanım.

Şimdi, bizim bazı santrallerimiz ikili yakıt kullanıyor, hem doğal gaz hem mazot kullanıyor.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Pahalı değil mi mazot?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Tercihen doğal gaz kullanıyor. Herhangi bir kritik durumda biz ona -mukavelenin gereğidir o- fuel oile geç, mazota geç diyoruz.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Veremediğiniz için mazota geçiyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Gayet tabii, sıkışınca vermiyoruz. Bu bir yönetim tarzıdır. İşi bilen adam… Ben şimdi ihtiyacım varken… Bu planlamadır. Körü körüne dümdüz gidemezsiniz. Onun için… Bütün yollar dümdüz olurdu. Arada sırada burada direksiyonu kullanın.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Önümüzdeki günlerde elektrik kesintisi olmayacağına buradan söz verebilir misiniz?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Bazı hâllerde ikinci yakıta geçilir. Bu, mukavelenin gereğidir.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Söz verebilir misiniz elektrik kesintisi olmayacağına?

BAŞKAN – Lütfen yerinizden müdahale etmeyiniz. Böyle bir usul yok yani.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Şimdi şöyle söyleyeyim. Şimdi ben burada bir başka şey daha göstereyim.

BAŞKAN – Sayın Bakan, lütfen, Genel Kurula hitap edin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Bizim, esas buradaki başarımızın püf noktası burada. Konut elektriğiyle sanayi elektriğinde Avrupa Birliğinin rakamları ve Türkiye’nin rakamları burada, grafik burada. Biz, şu aradaki boşluğu sanayicimize kullandırdık ve vatandaşımıza kullandırdık, burada da sanayicimize.

Bu da doğal gazdaki grafik. Doğal gazda da şu kavuniçi renk Avrupa’nın rakamıdır, alttaki Türkiye’nindir. Bu aradaki boşluklar, lehimize hareket edilmiştir. Burada sanayicimiz bir avantaj sağlamıştır ve biz bunu bilinçli yaptık. Bu bilinçliliğin neticesinde de ihracatımızda artışlar ve diğer artışlar bu şekilde oldu, enflasyondaki düşüşlerde de önemli katkılarımız oldu. Bir misal vereyim: Bizim IMF’den dönemimizde aldığımız para 6,4 milyar dolardı, o da kredidir. Enerji politikası neticesinde sanayimize katkımız, ticarethanelere, vatandaşımıza, doğrudan doğruya ülkemize katkımız 20 milyar dolardır. Biri kredidir, biri doğrudan doğruya sağladığımız bir avantajdır. İşte bunu sürdürmeye devam ediyoruz ve biz, şu anda, bütün bunlara rağmen hâlâ çok ucuzuz. Bunu özellikle bilesiniz, hem elektrik hem doğal gaz hâlâ çok düşüktür.

SELÇUK AYHAN (İzmir) – O zaman biraz daha yükseltin!

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Maaşlar yüksek, elektrik ucuz! Vatandaşa hikâye anlatıyorsunuz.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Biraz önce de söyledim, bakın, tekrar söyleyeyim: Dar gelirli vatandaşımızınki burada ölçüdür, onu alalım. Dediğim gibi, biz göreve geldiğimizde dar gelirli vatandaşımız asgari ücretin yüzde 20’sini elektriğe harcıyordu, şimdi yüzde 8’ini harcıyor. Burada rakamlar konuşuyor ve biz de bu çalışmaları, bu yatırımları bilinçli bir şekilde, bu şekilde sürdürüyoruz.

İran’la olan meselemizi de, inşallah, havaların düzelmesiyle… Onlar da bunun farkındalar, onu atlatacaklar.

Onun dışında da şöyle söyleyeyim size: Bu bir yönetim tarzıdır. Bu yönetim tarzında güzel günlerimiz olacaktır ama zor günleri de yönetebilmek bir başarıdır. Ayıca şunu da ifade edeyim: Yerli kaynaklara ağırlık vererek rüzgâr enerjisinin… İşte, sizlere de birer tane ayrıca rüzgâr atlası dağıtacağım, onlardan da bölgenizdeki -hatta köylere varıncaya kadar- rüzgâr hızlarının kaç olduğunu orada göreceksiniz.

Jeotermal haritasını hazırlıyoruz, başta Ege olmak üzere, jeotermal kaynaklarımızı ortaya çıkaracağız.

Suda zaten çok büyük bir atak yaptık. Binin üzerindeki proje sahiplerini buldu. Herkesin bir enerji projesi var. Bir zaman gelecek, belki bunların açılışlarına yetişemeyeceğiz ve bu dönem, bu yenilenebilir enerjinin ele alındığı, başarıyla uygulandığı bir dönem olacak.

Kömürde çok güzel çalışmalar yapılıyor. Bunları size ifade edeyim. Biraz önce arkadaşlarımla toplantı yaptım. 800 milyon ton kömür sahası bulmuştuk, buna 600 milyon ton ekliyoruz. Ayrıca, Trakya’da ve Konya’da yeni sahalar bulduk, bunların rezerv hesaplarını yapıyoruz. Bunlar bir yandan ortaya çıkıyor. Bunları yaptıkça da dışa bağımlılığımız azalacak. Dışa bağımlılığımız azalınca da tabii ne olacak? Bu sefer biz maliyetleri de daha sıkı kontrol edeceğiz.

Elektrik fiyatlarıyla ilgili de otomatik fiyat sistemine geçmek üzere çalışmamızı Bakanlar Kuruluna sunduk. Burada da tıpkı petrol piyasasında olduğu gibi… Petrol piyasasında, göreve geldiğimizde, her an sıkıntı içindeydik, fiyat artacak, düşecek, bunların izahı zor oluyordu. Şimdi, piyasa bir yerde liberalize oldu. Biz, olduğu gibi sistemi liberalize ettik. Şimdi, elektrikte de doğal gazda da bu böyle olacak.

Bu arada, son cümlem olarak da şunu söyleyeyim: Petrol ve doğal gaz aramalarımızda da çalışmalar iyi gidiyor. İnşallah, şu anda mütevazı ölçülerde olan buluş miktarımız ve çıkarttığımız miktar, önümüzdeki günlerde daha iyi bir noktaya da gelecek.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Bu verimli çalışmalarınızın sonucunda elektrik kesintisi olacak mı, olmayacak mı? Bunu da söyler misiniz Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Bundan sonraki hedefimiz, jeotermal ve güneştir. İnşallah, bu yatırımları da birlikte, sizlerle beraber, başarıyla çıkarttığımız yasalarla birlikte, bunları da uygulayacağız.

Ben, bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır.

Önergeleri okutuyorum…

KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) – Sayın Başkan, söz istemiştim. Yandı ışık, müsaade ettiniz efendim, ondan sonra iptal ettiniz.

BAŞKAN – Pardon.

KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) – Gündem dışı konuşmayla ilgili Sayın Bakandan bir bilgi isteyeceğim. Onun için kısa bir söz istiyorum.

BAŞKAN – Yerinizden mi?

KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) – Evet, yerimden.

BAŞKAN – Çok kısa olmasını rica ediyorum.

Sayın Sipahi, buyurun.

KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) – Efendim, bu Çamlı Barajı’yla ilgili Sayın Bakanın verdiği cevaba teşekkür ediyorum ancak İZSU’nun bu projeden vazgeçtiğine dair bir bilgiden bahsettiler -böyle bir bilgi varsa- bizde böyle bir bilgi yok. Buna karşılık, böyle bir bilgi olmadığı gibi, bu yabancı şirkete ÇED raporu verilirken, baraj projesine ÇED raporu verilmediğine dair bir bilgi var elimizde. Konu, altın madeni konusunun bir yönü bizim için önemli, 4 milyon kişinin yaşadığı bir çevrenin ortasında bu baraj havzası ve bu altın madeni, bizim endişemiz ondan dolayıdır.

Diğer bir konu bu millî şey konusu, acele kamulaştırma konusu. Sayın Bakan, eğer, millî müdafaa mükellefiyeti veya yurt savunması gerekçesi yoksa bir tek gerekçe kalıyor geriye, olağanüstü durumlar. Hangi olağanüstü durum söz konusu onu anlamış değilim bu sefer. Biz bu siyanür konusunda, adam öldürüyor demedik ama uzun süreçte zehirliyor dedik. Örneği, Kozak Yaylası’dır. Orada bir göletin içerisinde dört tane ördek, gelenlere, zehirlenme olmadığının belgesi olarak gösterilir. Ee, siz bu ördeklerin, bir haftada, on günde bir rahmetli olan ördeklerin yerine yenilerini ikame ederseniz ördeklere bir şey olmamış gibi görünür.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Sipahi, teşekkür ederim.

Cevap verecek misiniz?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Evet.

BAŞKAN – Yerinizden mi?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Hayır, kürsüden.

BAŞKAN – Buyurun.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; tekrar söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

Şimdi, bendeki rakamlar şöyle: İZSU Genel Müdürlüğünün 21/9/1999 tarihli sayısı. Onu lütfen, Sayın Milletvekilim incelerlerse Çamlı Barajı’nın inşaatını yapmaktan İZSU vazgeçtiğini belirtilerek barajın DSİ’ce uygulama programına konulmasını istiyor. Bendeki bilgi bu.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – 21/9 mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - 21/9/1999.

Bakın, ben, böyle…

KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) – Efendim, barajdan vazgeçmiyor Sayın Bakanım.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Hayır, bu, bir…

KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) – Barajdan vazgeçmiyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Anlatayım. Onun yerine, Gördes Barajı’nı biz yapıyoruz. Ben de diyorum ki yani neticede İzmir’in susuz kalacak hâli yok. Zaten İzmir’in Beydağı’nı filan DSİ başarıyla yaptı. Sayın Bakanımızın da katılımıyla, Başbakanın katılımıyla atıldı. Şimdi, Gördes Barajı da yapılıyor, eğer, Sayın Belediye Başkanı –ki çok da sevdiğim bir arkadaşımız- eğer arzu ediyorlarsa isale hatlarını yapsın, bir an evvel bitirsin.

Efem Çukuru’na gelince. Efem Çukuru’nda, bakınız, orada bir yanlışlık var, yanlış ifade edilmeye çalışılma var. Sizi tenzih ediyorum, sizin böyle bir şey yapmadığınızı biliyorum. Sanki orada siyanürler suyun içinde çıkarılacak gibi bir şey var. Hayır, orada çıkacak, taşınacak ve öbür tarafta yapılacak, Uşak’a gidecek bu yani orada herhangi bir muamele görmeyecek maden. Tıpkı mermer çıkarılır gibi, alınacak, taşınacak ve Uşak’ta bu yapılacak. O bakımdan, gazetelere öyle bir veriliyor ki bu, işte, millî müdafaaydı, şuydu, buydu… Böyle bir şey söz konusu değil. Orada, virgüllerle geçen ifadelerden bir tanesi, yatırım süratli yapılsın diye, hukukçulardan da görüş aldık. Ben bir mühendis olarak, biz bakanlar olarak buna müdahale edemeyiz, görüş alınmış, ÇED raporu alınmış, neticede de buna karar vermiş.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Hukukçular takiye yapmışlar Sayın Bakanım.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Daha evvelden de var, uygulamaları da var. Daha evvelden, benzer uygulama da var. Buna da farklı muamele yapmayalım diye aynı yol takip edilmiştir. Olay bundan ibaret.

Ördeklerin de rahmetli olma meselesi ayrı bir mesele. Biz, orada, ördekleri ve diğer canlıları, hatta, cansızların da onlara da hürmetimiz vardır, taşın dahi hakkı vardır bizim inancımızda, onun için, merak etmeyin.

Saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakanım.

Önergeleri okutuyorum:

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 28 milletvekilinin, hayvancılık sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/96)

                                  Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Hayvancılık sektöründe pek çok sorun bulunmaktadır. Bu sorunların büyük çoğunluğu hatalı uygulamadan kaynaklanmaktadır. Küresel ısınmanın gözle görünür etkilerini yaşadığımız bu günlerde gıda üretiminin giderek değer kazanması, ülkemizde hayvancılığa özel bir önem verilmesini gerekli kılmaktadır. Bundan dolayı gerekçelerini ekte sunduğumuz hayvansal üretimimizdeki düşüşün asıl sebeplerinin ve uygulamaların toplumun bütününün çıkarına olup olmadığının ortaya konması amacıyla Anayasanın 98. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105. Maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılması hususunda gereğini saygılarımızla arz ederiz.

1) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)

2) Oktay Vural (İzmir)

3) Mehmet Şandır (Mersin)

4) Yılmaz Tankut (Adana)

5) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)

6) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)

7) Rıdvan Yalçın (Ordu)

8) Hasan Çalış (Karaman)

9) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)

10) Mustafa Enöz (Manisa)

11) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)

12) Muharrem Varlı (Adana)

13) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)

14) Münir Kutluata (Sakarya)

15) Emin Haluk Ayhan (Denizli)

16) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)

17) Hamza Hamit Homriş (Bursa)

18) Akif Akkuş (Mersin)

19) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)

20) Ali Torlak (İstanbul)

21) Mustafa Kalaycı (Konya)

22) Nevzat Korkmaz (Isparta)

23) Metin Ergun (Muğla)

24) Osman Durmuş (Kırıkkale)

25) Hüseyin Yıldız (Antalya)

26) Recep Taner (Aydın)

27) Süleyman Latif Yunusoğlu (Trabzon)

28) Ahmet Deniz Bölükbaşı (Ankara)

29) Hasan Özdemir (Gaziantep)

Gerekçe:

İnsanlar için temel besin maddelerinden ikisi et ve süt olduğundan hayvancılık hem ekonomik hem sosyal açıdan en önemli sektörlerdendir. Son yıllarda kişi başı günlük hayvansal protein tüketimi gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde artış gösterirken, ülkemizde azalmaktadır. Ülke geleceği açısından stratejik öneme sahip bu durumun ve bunu yaratan faktörlerin çok iyi irdelenmesi gerekmektedir.

Üretimin azalmasının ana sebebi arz-talep dengesini bozan piyasa müdahaleleridir. Bunların başında ithalat gelmektedir. Yapılan ithalatlar insan sağlığı da dahil oluşturacağı olumsuzluklar düşünülmeden yapılmaktadır. Örneğin insanlarda ölümcül bir hastalığa sebep olan Deli Dana Hastalığı (BSE) sebebiyle ithalatın yıllardır kapalı olduğu ABD'den 2007 yılında, ABD'nin anılan hastalıkla ilgili durumunda bir değişme olmamasına rağmen Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisi'nin bu ülkeyi gruplandırmada "kontrol edilebilir riskli ülke" statüsüne taşımasıyla damızlık sığır ithalatı açılmıştır. Canlı hayvanda teşhisi mümkün olmayan ve insanlarda etkenin alınmasından çok uzun yıllar sonra hastalık görülebilmesine rağmen bu hayvanların ithaline izin verilmesi, halk sağlığı açısından onarılamaz bir hatadır. Üstelik kaçak kesim miktarının bir hayli yüksek olduğu tahmin edilen ülkemizde, ithal edilen bu sığırların kesimlerinin takibi ve BSE yönünden muayenelerinin sağlıklı bir şekilde yapılacağına şüpheyle yaklaşılmaktadır.

Piyasa dengesini bozan bir diğer sebep ise hayvan kaçakçılığıdır. Ülkemiz hayvancılığına hem taşıdığı yeni hastalıklarla, hem kayıtsız ekonomik bir sektör oluşturarak hem de en önemlisi ülke insanımızın sağlığını riske atan hayvan kaçakçılığı ne yazık ki devam etmektedir. Hatta Bakanlığın TÜRKVET'e kayıt yaşındaki sınırı kaldırmasıyla teşvik edildiği bile düşünülecek kaçakçılık üzerinde ayrıntılı biçimde durulmalıdır. Koyun kaçakçılığı sebebiyle son 10 yıldır koyun eti fiyatları neredeyse hiç artmamış üstelik koyun sayımız %25 azalmıştır.

Diğer yandan, gelişmenin sağlanabilmesi iyi bir planlama ve uygun desteklemelerle mümkündür. Ülkemizde her ikisinde de hata yapılmaktadır. Örneğin hayvancılık desteklemelerinde 2006 yılı için öngörülen destekleme ödemesi 650 trilyon TL iken bunun iki katı tahakkuk etmiştir. Oluşan bu tabloda 2007 yılı bütçesi 2006 yılı ödemelerinde kullanılmış ve 2007 yılı için öngörülen miktar da yeterli gelmemiştir. 2008 için de aynı tablo tekrar edecektir. Bu desteklemelere uygun planlama yapan işletmeler de buna uyum sağlayamayacak ve işletmelerin sürdürülebilirliği etkilenecektir. Koyunculuk desteklemelerinde, veritabanına kaydetmeden sadece küpe takılmasına prim verilmesi hatalı desteklemelere örnek olarak gösterilebilir.

Planlama doğru rakamlar üzerinden yapılmadığında alınacak sonuçların doğru olmayacağı herkes tarafından bilinmektedir. Örneğin Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Eker'in süt üretimini 3 milyon ton artırdıklarını iddia etmektedir. Oysa bu artışın, istatistiklerde kullanılan katsayılarla oynanması sonucu ortaya çıkmış olma ihtimali oldukça yüksek görünmektedir. Bu sebeple telaffuz edilen değerlerin Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2002-2005 yıllarına ait rakamlarında yapılan değişiklik sonucu ortaya çıkıp çıkmadığı araştırılmalıdır.

Sonuç itibariyle hayvancılıkta pek çok sorun bulunmaktadır. Bu sorunların büyük çoğunluğu hatalı uygulamadan kaynaklanmaktadır. Küresel ısınmanın gözle görünür etkilerini yaşadığımız bu günlerde gıda üretiminin giderek değer kazanması, ülkemizde hayvancılığa özel bir önem verilmesini gerekli kılmaktadır. Bundan dolayı bir an önce hayvansal üretimimizdeki düşüşün asıl sebeplerinin ve uygulamaların toplumun bütününün çıkarına olup olmadığının ortaya konması amacıyla Anayasanın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105. Maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılması hususunda gereğini saygılarımızla arz ederiz .

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

2.- Muğla Milletvekili Ali Arslan ve 22 milletvekilinin, arıcılık sektöründe yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/97)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Arıcılık Anadolu insanının kültüründe yer edinmiş geleneksel tarımsal faaliyettir. Türkiye'nin her yöresinde arıcılık yapılmaktadır. DİE'nin 2000 yılı verilerine göre ülkemizde 200 bin tarım işletmesinde arılı kovan bulunmaktadır. Otuz bin ailenin ortalama 100 koloni ile arıcılıktan geçimini sağladığı tahmin edilmektedir. 1970'li yıllarda 2 milyon olan koloninin varlığı 1990'lı yıllarda 500 bine, bal üretimi ise 20 bin tondan 60 bin tona yükselmiştir. Sonraki 10 yıllık süreçte koloni varlığımız 1 milyon daha artmasına karşın bal üretimimiz yıllara bağlı dalgalanmalarla birlikte 60-70 bin ton arasında kalmıştır.

Ülkemizde 1990-2004 yılları arasında yürütülen arıcılık politikaları ile arıcı ve koloni sayıları artış göstermiş olsa da bu artış üretime dönüşememiş aksine arıcıların gelirlerinin azalmasına neden olmuştur. Oysa emeği ve tüm yatırımı ile üretim sürecine katılan arıcıların yaşam standartlarının iyileştirilmesi ve devletin temel politikalarından olması gerekmektedir. Varolan yapı içinde arıcılıkta yeni istihdam olanaklarının yaratılması mümkün değildir. Arıcılık işletmelerinin verimliliğinin arttırılması ve insani, yapısal ve teknik sorunlarının çözümü konularında gerekli çalışmaların yapılması zorunluluktur.

Türkiye arıcılığının bugünkü yapısı geleceğe yönelik umutlarımızı giderek azaltmaktadır. Türkiye'de arıcılık işletmeleri azalan gelirlerini korumak için koloni sayılarını arttırmaktadır. Oysa yapılması gereken mevcut kolonilerden daha fazla verim alınmasına yönelik çalışmaların başlatılmasıdır. Koloni sayısını arttırma uygulaması az sayıda ve güçlü koloniler yerine zayıf kolonilerle çalışmaya neden olmuştur.

Ticari ilişkilerimiz açısından önemli olan AB ülkeleri, ürün miktarı ve çeşitliliği ve kalitesi bakımından bal da dahil tüm tarım ürünlerinin dışalımında son derece seçici davranmaya başlamış bu nedenle dış satımcı ülkelerin AB pazarına girmesi her geçen gün zorlaşmıştır. 2003 yılında AB ülkelerine sattığımız balların önemli bir kısmının iade edilmesi dikkate alınması gereken ve durumun vahametini ortaya koyan bir örnektir.

Geçtiğimiz yıl A.B.D.'de 200 bin arılı kovan öldüğünde ABD senatosu arıcıların tarımsal üretime katkısı nedeniyle konuyu ciddiyetle ele almış, acilen toplanarak Üniversite ve Arıcılar Birlikleri ile birlikte araştırmalar yapmıştır. Ülkemizde maalesef arıcılık sektörüyle ilgili araştırmalar da yapılmamakta dolayısıyla gereken önlemler zamanında alınmamaktadır.

Ülkemiz, dünya arı ırklarının %20'sini barındırmakta; dünya çam balı üretiminin %90'ını karşılamakta, genetik çeşitlilik açısından dünyanın en zengin ülkesi konumundadır. Üretim alanlarının ve üretimin %80'i Muğla'dan karşılanmaktadır. Ortalama 20-25 bin ton bal üretilen Muğla ilimizde bal üretilmediği yıllarda ihracatımız sıfıra düşmektedir. Muğla'da daha fazla üretim sahası oluşturulabilecek potansiyel vardır. Ancak bu potansiyeli harekete geçirecek çalışma bu güne kadar yapılamamıştır. Maalesef bugün Muğla ilimizdeki üreticilerimiz kendi ürün ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz duruma gelmişlerdir.

Muğla'da kırsalda yaşayan 5000 ailenin geçimini sağlayan arıcılık bugün bitme noktasına gelmiştir. 2007 yılında küresel iklim değişikliği nedenine dayalı olarak Muğla ilinde kayda değer bal üretimi yapılamamıştır. Açlığa dayalı olarak arı ölümleri başlamıştır. Üreticiler şu ana kadar %20 oranında arılarını boşaltmışlardır. Kışlatma faaliyetleri sonucunda arı ölümlerinin 2-3 kat daha fazla artmasından endişe edilmektedir. Büyük mağduriyet yaşayan arıcılarımız tek başlarına ayakta durma mücadelesi vermektedirler.

Bu tabloda sağlıklı üretim yapılması ve uluslar arası pazarlarda söz sahibi olmamız gün geçtikçe zorlaşmaktadır.

Arıcılıkta ve bal pazarlamasında yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırmaya yönelik çözüm önerilerini geliştirmek amacıyla Anayasamızın 98. ve Meclis İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.

1) Ali Arslan                                            (Muğla)

2) Şevket Köse                                         (Adıyaman)

3) Mehmet Ali Özpolat                             (İstanbul)

4) Hulusi Güvel                                        (Adana)

5) İsa Gök                                                (Mersin)

6) Ali İhsan Köktürk                                (Zonguldak)

7) Turgut Dibek                                        (Kırklareli)

8) Rahmi Güner                                        (Ordu)

9) Halil Ünlütepe                                      (Afyonkarahisar)

10) Ahmet Ersin                                       (İzmir)

11) Tekin Bingöl                                      (Ankara)

12) Sacid Yıldız                                        (İstanbul)

13) Ahmet Küçük                                     (Çanakkale)

14) Orhan Ziya Diren                               (Tokat)

15) Faik Öztrak                                        (Tekirdağ)

16) Fevzi Topuz                                       (Muğla)

17) Vahap Seçer                                       (Mersin)

18) Çetin Soysal                                       (Isparta)

19) Mevlüt Coşkuner                               (Isparta)

20) Ramazan Kerim Özkan                      (Burdur)

21) Muharrem İnce                                   (Yalova)

22) Muhammet Rıza Yalçınkaya              (Bartın)

23) Abdulaziz Yazar                                 (Hatay)

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum.

3.- Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve 25 milletvekilinin, Isparta ilindeki göllerin çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/98)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Isparta ili sınırları içerisinde yer alan ve Göller Bölgesi'nin en büyük doğal zenginliklerinin başında gelen; ayrıca balıkçılık, sulama ve enerji üretimi bakımından da son derece büyük önem taşıyan Eğirdir Gölü, Hoyran Gölü, Kovada Gölü ve Beyşehir Gölleri'nin günümüzde ortak acil çözüm gerektiren kirlilik nedenlerinin ve buna bağlı olarak çevresel etkilerinin araştırılması ve çözüm yollarının bulunması amacıyla Anayasa'nın 98 inci maddesi ve İç tüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince bir "Meclis Araştırması" açılmasını saygılarımla arz ederim.

1) Mevlüt Coşkuner                               (Isparta)

2) Gürol Ergin                                        (Muğla)

3) Atila Emek                                         (Antalya)

4) Ahmet Ersin                                       (İzmir)

5) Mehmet Ali Özpolat                          (İstanbul)

6) Ramazan Kerim Özkan                      (Burdur)

7) Rahmi Güner                                     (Ordu)

8) Ali İhsan Köktürk                              (Zonguldak)

9) Bülent Baratalı                                   (İzmir)

10) İsa Gök                                            (Mersin)

11) Halil Ünlütepe                                  (Afyonkarahisar)

12) Tekin Bingöl                                    (Ankara)

13) Turgut Dibek                                   (Kırklareli)

14) Hulusi Güvel                                   (Adana)

15) Sacid Yıldız                                     (İstanbul)

16) Ali Oksal                                         (Mersin)

17) Faik Öztrak                                      (Tekirdağ)

18) Ahmet Küçük                                  (Çanakkale)

19) Orhan Ziya Diren                             (Tokat)

20) Fevzi Topuz                                     (Muğla)

21) Ali Arslan                                        (Muğla)

22) Vahap Seçer                                     (Mersin)

23) Çetin Soysal                                     ( İstanbul)

24) Muharrem ince                                 (Yalova)

25) Muhammet Rıza Yalçınkaya            (Bartın)

26) Abdulaziz Yazar                              (Hatay)

Gerekçe:

Eğirdir Gölü'nün kuzey tarafına doğru hoyran boğazıyla ayrılan ve daha küçük bir alanı kaplayan kısmı Hoyran Gölü; güneyde kalan büyük kısmı potansiyel içme suyuna sahip Eğirdir Gölü olarak adlandırılır ve Türkiye'nin 4. büyük gölüdür. Gölün Can Ada ve Yeşilada isimli 2 adacığı vardır. Bu büyük göl 25 km uzunluğundaki bir kanalla bağlandığı ve Eğirdir'in güneyinde küçük bir göl olan Kovada gölünü beslemektedir.

Beyşehir Gölü ise, Türkiye'nin üçüncü büyük gölüdür Büyük bir bölümü Konya İli'nde yer alan Beyşehir Gölü'nün 1/7'si Isparta İl sınırlarında bulunmaktadır. Küçük bir paya sahip olsa da Gölün bu Isparta'da kalan kısmı çevresinde birçok köy bulunmakta olup köy halkının geçim kaynağı Beyşehir Gölünden balıkçılıktır.

Eğirdir ve Beyşehir Gölleri'nin doğal yapıları dikkate alınmaksızın uygun olmayan ve sadece ekonomik kazanç göz önünde tutularak; 8-10 yıl gelir getiren balıklar (Sudak, Çin Sazanı ve Gümüş Balığı) göle bırakılmıştır. Bu durum göllerin doğal canlı yapısını büyük oranda yok etmiştir. Yıllar önce göllere atılan Sudak Balığı'nın yarattığı sorun bir örnek iken 2003 yılında Gümüş Balığı'nın atılması aynı hatanın tekrarı olmuştur. Birbiri ile uyum sağlamayan balık türlerinin bir araya getirilmesi örneğin Gümüş Balığı'nın diğer balık türlerinin larvalarından beslenmesi ve bu balıkların türlerini yok etmesi sonucu bu göllerden balıkçılıkla geçinen yöre halkı da mağdur olmuştur. Öyle ki; Beyşehir Gölü avlak sahasının kira bedelini yöre halkı ödeyemez hale gelmiştir. 1952 yılından günümüze kadar olan dönemde Sıraz, Dudaklı Balık, Eğrez, Sazan, Ot Balığı ve 77-85 yılları arasında ciddi bir ihracat geliri getirmiş olan Kerevit artık bu göllerde var olmamakta ya da yok denecek kadar azdır. Bunun tek sebebi ise bilinçsizce yapılan balık üretimidir.

Diğer önemli bir sorun tarımsal alanların tamamına yakını "vahşi sulama" olarak adlandırılan salma sulama sistemi ile sulanmasıdır. Oysa damla sulama sistemi ve göllerin çevresinde daha az su ihtiyacı olacak fide ve fidanların dikimi ile alınabilecek ve uygulaması basit önlemler büyük fayda sağlayacaktır.

Göllerimiz her türlü atık bırakma yeri olarak görülmektedir. Evsel, tarımsal, endüstriyel atıklar sözde arıtılarak bu alanlara bırakılmaktadır. Arıtma Sistemlerinin var olması yeterli değildir. Aynı zamanda arıtma sistemlerinin günün koşullarına göre düzenlenmesi, yenilenmesi ve çalıştırılması gerekmektedir. Soğuk hava ünitelerinin temizlik dönemleri Mayıs-Eylül ayları arasındadır. Bu dönemlerde göl ve kanallarda kitleler halinde balık ve diğer su canlıları ölümleri belirlenmiştir. Göllerin kıyı çizgilerinin hala ihlal edilmesi, göl kenarlarının işgali diğer önemli bir faktördür. Çünkü göllerde dolgu alanları oluşturarak tarım alanları, yerleşim ve endüstri alanları elde edildikçe göllerdeki kirlilik artmaktadır.

Uzmanlardan alınan bilgilere göre göllerin kirliliğinde özellikle Eğirdir Hoyran Gölü’nde kullanılan nitratlı gübreler ve zehirli ilaçlar ilk sırada yer almaktadır. Bu durum insan ve diğer canlı türlerinin yaşamını tehlikeye attığı gibi göllerde otlanmayı da arttırmıştır. Özellikle mavi ve yeşil alglerin çoğalması ayrı bir tehdit yaratmaktadır. Bu otlanma en kısa zamanda temizlenmeli hatta göller etrafında ise ağaçlandırmaya gidilmeli ve ağır metalleri emen türdeki bitki örtüsü setler halinde gölleri çevrelemelidir. Isparta İli’nin sahip olduğu bu göller çok iyi içme su kaynaklarıdır aynı zamanda. Ancak kirliliğin bu şekilde devam etmesi durumunda özellikle Eğirdir gibi değerli içme su kaynaklarımız yakın bir gelecekte yok olup gidecektir. Bununla ilgili 4 Eylül 1988 tarihinde ve 19919 sayı ile Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği Resmi Gazete'de yayımlanmış ve bu göllerin nasıl korunacağı burada açık, net bir şekilde belirtilmiştir. Günümüzde bu yönetmeliğin 20 yıldan bu yana uygulanmaması göllerimizin bu hale gelmesinde en önemli faktördür.

Yukarıda belirtilen sorunlar çözümü olan gerekli sağduyu ile üstesinden gelinebilecek sorunlardır. Öncelikle yaşam kaynağı olan; yöre halkının geçiminde önemli rol oynayan; Kovada I ve II Hidroelektrik Santralleri ile enerji üretimini sağlayan; tarımsal alanda sulamada fayda sağlayan ve turizm açısından bölge ekonomisine katkıda bulunan göllerimizin yukarıda detaylı bir şekilde belirtilen sorunlarına acil bir şekilde çözüm bulabilmek ve daha kötü bir hale gelmeden biran önce tedbir almak; yetkilileri harekete geçirmek için bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması yerinde olacaktır.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının üç tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.

İlk tezkereyi okutuyorum:

B) Tezkereler

1.- İsrail Parlamentosu ve Filistin Yasama Konseyi Dışişleri Komisyonları Başkanları tarafından davet edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu heyetinin davete icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/267)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

İsrail Parlamentosu ve Filistin Yasama Konseyi Dışişleri Komisyonları Başkanları, Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu heyetini İsrail ve Filistin’e davet etmektedirler.

Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 Sayılı Kanun’un 6 ncı Maddesi uyarınca Genel Kurul’un tasviplerine sunulur.

                                                                                                        Köksal Toptan

                                                                                            Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                             Başkanı

BAŞKAN – Tezkereyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan’ın, Mısır Halk Meclisi Başkanı Fethi Surur’un davetine icabetle, beraberinde Parlamento heyetiyle Mısır’a resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/268)

15 Ocak 2008

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan’ın, İslam Konferansı Örgütü Parlamento Birliği (İKÖPAB) V. Konferansı nedeniyle Mısır Halk Meclisi Başkanı Fethi Surur’un davetine icabetle, beraberinde bir Parlamento heyetiyle, Mısır’a resmi ziyarette bulunması hususu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 Sayılı Kanun’un 6. Maddesi uyarınca Genel Kurul’un tasviplerine sunulur.

                                                                                                          Köksal Toptan

                                                                                              Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                               Başkanı

BAŞKAN – Tezkereyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Tezkere kabul edilmiştir.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

3.- Slovenya Parlamentosu Çevre ve Geniş Alanlar Ekonomisi Komitesi Başkanlığı tarafından davet edilen Kütahya Milletvekili TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Soner Aksoy ile Ankara Milletvekili Çevre Komisyonu Başkanı Haluk Özdalga’nın davete icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/269)

16 Ocak 2008

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Slovenya Dönem Başkanlığı çerçevesinde, Slovenya Parlamentosu Çevre ve Geniş Alanlar Ekonomisi Komitesi Başkanlığı tarafından, Enerji ve Çevre Komisyonu Başkanları için Slovenya’nın başkenti Ljubljana’da 20-21 Ocak 2008 tarihlerinde düzenlenecek toplantıya Kütahya Milletvekili TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Soner Aksoy ile Ankara Milletvekili Çevre Komisyonu Başkanı Sayın Nazmi Haluk Özdalga davet edilmektedirler.

Söz konusu davete icabet edilmesi hususu “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dış İlişkileri’nin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun’un 9uncu maddesi” uyarınca Genel Kurul’un tasviplerine sunulur.

                                                                                                       Nevzat Pakdil

                                                                                           Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                       Başkanı Vekili

BAŞKAN – Tezkereyi kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın Milletvekilleri, gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı) ve Adalet Komisyonu Raporu (1/335) (S. Sayısı: 56)

BAŞKAN - Komisyon? Yok.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.23

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.29

BAŞKAN: Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR

KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Fatoş GÜRKAN (Adana)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

1’inci sırada yer alan, Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

1.- Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ( Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı) ve Adalet Komisyonu Raporu (1/335) (S. Sayısı: 56) (x)

BAŞKAN – Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

Yirminci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Yirminci bölüm 571’inci madde ile 600’üncü maddeleri kapsamaktadır.

Yirminci bölüm üzerinde söz isteyen; gruplar adına ilk söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Balıkesir Milletvekili Sayın Ergün Aydoğan’a aittir.

Buyurun Sayın Aydoğan. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakika.

CHP GRUBU ADINA ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Kültür, tüketilerek biriktirilen tek olgudur. Kültürümüzün geliştirilerek sürdürülmesi, kültür ihraç eden bir ülke olmamız ile mümkündür. 5225 sayılı Kültür Yatırımları ve Girişimleri Teşvik Kanunu 22’nci Parlamento Döneminde uzlaşma ile çıkmış bir kanundur. Kültür yatırımlarının devlet tarafından teşvik edilmesi, ülkemizin kalkınmasına ve tanıtılmasına hizmet edecektir.

Amerika’yı ayakta tutan en önemli sektörlerden birisi sinema sektörüdür. Türkiye’nin de özellikle sinema sektörüne destek vermesi, Türkiye’nin sinema filmi ithal eden bir ülke konumundan çıkması, izleyici sayısının artırılması, Türkiye’nin tanıtımı açısından önümüzde duran hedeflerden birisi olmalıdır. Ancak, AKP döneminde bu yönde yasal düzenlemeler yapılmasına rağmen, Kültür Yatırımları ve Girişimleri Teşvik Kanunu, Sinema Filmlerinin Sınıflandırılması ve Desteklenmesi Hakkında Kanun, yine aynı şekilde 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun gibi birçok değişikliklere rağmen, uygulamada sorunlar yaşadığımız bir dönem olmuştur. Örneğin, özel tiyatrolara verilen devlet desteğinin bir dönem için kaldırılması gibi. Türkiye'nin tiyatro duayeni Yıldız Kenter, özel tiyatrolara verilen devlet desteğinin kaldırıldığı dönemde tek kelimeyle “Utanıyorum.” değerlendirmesi yapmıştır.

Kanun yapma tekniği açısından bir noktayı da vurgulamayı faydalı görüyorum. Özel tiyatrolara devlet desteği veren kanun, Seyahat Acentaları Birliği Kanun Tasarısı’nın içinde görüşülmüştür. Bu bile, sinemaya, tiyatroya verilen önemi göstermesi bakımından önemlidir.

Bir diğer nokta, Avrupa sinemasının yaşatılması için ortak yapımlara, dağıtıma ve sinema salonlarına destek sağlayan Euroimage’ın Türk filmlerine de desteğinin sağlanmasında başarılı çalışmalar yürütmüş olan bürokratın, AKP İktidarında görevinden alınması üzüntü vericidir. Bir milletvekili olarak merak ediyorum, başarılı çalışmalara imza atan bürokratın görevinden alınmasından sonra kaç Türk filmi Euroimage desteği alabilmiştir?

Bir taraftan Hükûmet Eylem Planı’nda özel sektörün kültürel ve sanatsal faaliyetlerinin artırılması için çalışmalar yapacağını vaat ederken, diğer tarafta dünya çapında ünlü sanatçılarımızın destek taleplerini reddetmiştir. Yine, aynı şekilde turizm gelirlerinin artırılması konusunda Sayın Bakan iyi niyetli çalışmaları yürütürken, Türkiye'nin tanıtımına hizmet edecek kültür yatırımları devlet desteğinden mahrum edilmektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kültür, yaşam, ekonomi, demokrasi bir bütündür. Kültür varlıklarımız, tarihî ve doğal mirasımız aşındırılarak, yıpratılarak, yok edilerek ekonomik kalkınma sağlanamaz. Antalya-Belek’te golf alanları için 100 binden fazla ağacını kesen bir ülke doğal mirasına sahip çıkan bir ülke olamaz. Yine, aynı şekilde Sultan Ahmet’te inşa edilen bir otelin, tarihî dokuya zarar vermesi kabul edilemez.

AKP Hükûmeti, iktidara geldiği günden bugüne, yine yasa ve yönetmeliklerde yapılan değişikliklerde “madenciliğin önündeki engelleri kaldırma” ifadesiyle, tarihî ve kültürel mirası, ormanları, tarım alanlarını, kıyıları, sulak alanları, meraları yok etme yönünde önemli adımlar atmaktadır. Siyasi iktidarın bu yöndeki girişimlerinin sonucunda, doğal, tarihî ve kültürel varlıklar yok edilmektedir. Bunun görünen yüzü, şimdi de Balıkesir ve Çanakkale illerimiz içerisinde yer alan Biga Yarımadası ve özellikle de Kaz Dağları’dır. Başta Kaz Dağları olmak üzere, Türkiye’yi hafriyat alanına ve kimyasal çöplüğe dönüştürecek uygulamalardan vazgeçilmelidir. Doğal, tarihî ve kültürel varlıklarımız yok edilmemelidir.

Bu kanun tasarısıyla, Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanunu kapsamında destek alan işletmecilerin uymak zorunda olduğu düzenleyici işlemlere uymaması hâlinde uygulanacak yaptırımlar düzenlenmektedir. Burada dikkat çekici bir nokta, değerli arkadaşlar, idari para cezalarının 2 bin Türk lirası ve 3 bin Türk lirası olduğu ifade edilmektedir. Bizim şu anda kullanmakta olduğumuz para birimi yeni Türk lirasıdır. Cezanın, YTL olarak mı yoksa TL olarak mı ifade edilmesi gerekmektedir? Dünden beri, bazı arkadaşlarımız cezaların TL, bazı arkadaşlarımız YTL olduğunu söylemekte. Oysa, bugün üzerinde çalıştığımız kanun çıkmak üzere ve şu anda biz YTL kullanıyoruz. Burada da bir ayrıntıya ihtiyaç var diye düşünüyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sayın Başbakan İspanya’ya her ziyaretinde bir bomba patlatmaktadır. Bu seferki bomba, bir itiraf bombasıdır. Türbanın siyasal simge olarak kullanıldığını kabul etmiş bulunmaktadır. Hangi kültür yatırımını teşvik ederseniz edin, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanının, özellikle yurt dışında yaptığı bu açıklamalar, Türkiye’nin kötü tanıtılmasıdır. Türkiye’yi iyi tanıtamadığınız ve iyi yönetemediğiniz sürece, Türkiye’deki turist sayısını ve turizm gelirlerini artırmanız mümkün değildir. Türkiye’yi kötü yönetiyorsunuz.

Bakın, size bir örnek daha: 5174 sayılı Kanun’un 81’inci maddesinin on üçüncü fıkrası şöyle der: “Oda, borsa ve Birlik organlarının seçimlerinde siyasi partiler, sendikalar ve sendika üst kuruluşları aday gösteremezler ve belirli adayların leh ve aleyhlerinde faaliyette bulunamazlar ve propaganda yapamazlar. Bu hükme aykırı davrananlar altı aya kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır.” Burada böyle bir hüküm varken, diğer taraftan özerk kurumları ele geçirme operasyonları yapıyorsunuz. TÜBİTAK ile başladınız, FİSKOBİRLİK ile devam ettiniz, TESK ile devam etmek istediniz. Türkiye Futbol Federasyonuna müdahale etmek istediniz. Meclis Genel Kurulunda, seçimin yapılıp yapılmayacağına ve seçimin hangi tarihte yapılacağına dair kanun çıkardınız. Mahkemeleri uğraştırdınız. Federasyonda yönetim kaosuna sebep oldunuz. Bugün, Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurulu yapılıyor. Şimdi, bütün bunlar getirmek istediğimiz düzenlemeler ile örtüşüyor mu?

Değerli arkadaşlar, bu, biraz önce de söylediğimiz gibi, bütün sendika, sivil toplum örgütü kuruluşlar üzerinde iktidarın ele geçirme, egemen olma anlayışını, ne yazık ki, görüyoruz. Demokrasi tek seslilik değildir.

Değerli arkadaşlarım, demokratik ülkelerde hiçbir hükûmet yönetimi kendisinde olmayan kurumları ele geçirmek için kanun çıkarmaz, operasyon yapmaz. Hukuki olarak bu yönde bir düzenleme yapıyoruz. Ama, Hükûmetin kurumları fethetme, ele geçirme mantığı nedeniyle fiilî olarak işletilmeyecek olan bir kanun olarak çıkarıyoruz.

Değerli arkadaşlarım, burada, çıkarmakta olduğumuz bu kanunlarla ilgili, iktidarın bütün kurum ve kuruluşları ele geçirmeye çalıştığını, kendi anlayışında yönlendirmeye çalıştığını görüyoruz. O nedenle, demokrasinin tek sesli de olmadığını, demokrasinin bir çoğunluk, çoğunluğa dayalı bir demokrasi olmadığını bilmemiz gerekiyor.

Yine, burada, biraz önce de ifade edildiği gibi, bizi de doğrudan ilgilendiren, Kaz Dağları’nı doğrudan ilgilendiren maden çalışmalarının gözden geçirilmesi gerektiği, özellikle tarihî, mitolojik değeri olan, termal turizmi olan, doğal kaynakları olan, denizi, yer altı sularıyla Kaz Dağları’nın, çıkarılacak madenlere feda edilmemesi gerektiğini; Kaz Dağları’nın yer üstü zenginliklerinin yer altı zenginliklerinden çok daha önemli olduğunu, madeni bir dönem alabileceğimizi, ama o doğal zenginlikleri tarih boyunca korumamız gerektiğini ve sahip çıkmamız gerektiğini sizlere ifade ediyor, bu konuda Meclisin ve sizlerin desteğini bekliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Aydoğan.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut.

Sayın Bulut, buyurun efendim.

MHP GRUBU ADINA AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerine partim adına, grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yapılan değişiklikler kapsamında 5224 sayılı Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunla ilgili bölümde, Türk filmciliğinin, sinemacılığının sorunlar yumağı hâline dönen problemlerini sizlere kısaca ifade etmek istiyorum.

Telif haklarında büyük boşluklar bulunmaktadır. Senaristlerin ellerindeki senaryolar birilerince alınmakta, bazı konular çıkartılıp değiştirilmekte, “esinlenme” adı altında yeniden servise konmaktadır. Bu bir suçtur, ama cezalarda bunun karşılığı yeterince yer almamaktadır. Devlet ve yerel kaynaklarla filmlerin desteklenmesinde kaynakların doğru kullanıldığını düşünemiyoruz. Bu anlamda, Türk kültürünü, Türk milletinin örf, âdet, gelenek, görenek, yaşantı biçimlerini değerlendirmeksizin, bu değerlerimizi tartışmaya bile açan konulara, zaman içerisinde bu kaynakların harcandığını, maalesef, gördük. Kültür Bakanlığımız, bu sektörde dev projelere, yani bir Dede Korkut Destanı’na, bir Ergenekon Destanı’na, bir Manas Destanı’na, dünya çapında böyle olacak, gerekirse tanıtımın yanında ülkeye para da kazandıracak, kendi kültürümüzü dünyaya tanıtacak projelere destek olmalıdır. Biz, büyük başbuğlarımız Cengiz Hanları, Atillaları yabancıların çevirdiği filmlerden görmekte, öğrenmekteyiz, seyretmekteyiz.

Sinemacıların çalışma, çalıştırılma ortamları konusundaki düzenlemeler çok yetersizdir. Firmalar, iş gücünü neredeyse köle gibi çalıştırıyorlar, hiçbir sosyal güvenlik imkânı sunmuyorlar. Gelecek kaygısı olmadan çalışmak, neredeyse, sektörde imkânsız. Türk filmciliğinin desteklenmesi için 6183 amme alacakları konusunda teminat mektubu kapsamında kültür eserlerinin de teminat mektubu olarak kabul edilmesi sektör mensuplarınca istenmektedir. Telif haklarında 1995 öncesi-1995 sonrası yapımcı ayrımı kaldırılmalıdır. Sinema salonlarından alınıp Maliye Bakanlığında biriktirilen rüsum bedelleri Maliye Bakanlığından Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilmelidir. Kültür Bakanlığının sinema filmlerini destekleme ödeneklerinin yetersizliği yine görülmektedir. Bu bakımdan, nitelikli filmleri kazanmak adına Bakanlığın ciddi desteği şarttır.

Değerli milletvekilleri, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasa’da belirtilen konu şu: “… kamu güvenliğinin tamamlayıcı mahiyetteki özel güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.” Tanımdan da anlaşılacağı üzere özel güvenlik şirketleri kamu hizmetlerini tamamlayıcı niteliktedir.

Türkiye'de özel güvenlik hadisesinde, gerek güvenliği sağlamakla ilgili şirketler gerekse bu şirketlere eleman yetiştiren okullar noktasında büyük sorunlar vardır.

Değerli milletvekilleri, sayı itibarıyla, beş yüzün üzerinde açılan okul ve sekiz yüzün üzerinde de güvenlik şirketi bulunmaktadır. Bu okulların çeşitli sorunları var. Diyelim şunlardan bir tanesi: Polis Akademisi Döner Sermayesine, Saymanlığına yatırılması gereken özel güvenlik sınav harçlarının tahsilatı konusunda, zamanın darlığı sebebiyle öğrenciler sınav hakkını kaybetmektedirler, bunun uzatılması gerekir. Diğer taraftan, sürücü kurslarında beş sınav hakkı olduğu halde, özel güvenlik okullarında dört sınav hakkı vardır. Bu da onunla eşit seviyeye ulaşmalı, beş sınav hakkı olmalıdır.

Sürücü kurslarında yüzde 8 KDV alınırken, özel güvenlik okullarında alınan yüzde 18’lik KDV yüzde 8’e indirilmeli, yüzde 10’luk pay hizmet satan şirketlerden alınmalıdır.

Diğer taraftan, Millî Eğitim Bakanlığı sürücü kurslarının denetimini yapmaktadır. Aynı şekilde güvenlik okullarının denetimi de Millî Eğitim Bakanlığına verilmelidir. Ancak güvenlik şirketlerinin denetimi İçişleri Bakanlığı tarafından yapılabilir.

Değerli milletvekilleri, gelelim konunun en önemli bölümüne: Dikkatlerinizi çekiyorum, bir ülkenin güvenliği, o ülkenin millî kurumlarınca sağlanır. AKP Hükûmeti, en stratejik kurumlarımızı “özelleştirme” adı altında yabancılaştırdı, yani PETKİM, TÜPRAŞ, Telekom, limanlar. Daha sonra bu kurumların güvenliği özel güvenlik kurumlarına, şirketlerine verildi. Sicili temiz asker ve polis emeklileri özel güvenlik şirketleri kurdular.  

Değerli milletvekilleri, özel güvenlik şirketini kurmanın maliyeti 14 bin liradır. Ankara’da AKP’nin eski İl Başkan Yardımcısı Hasan Gazi Özer Bey’in sahibi olduğu DAK Güvenlik, Telekom’un, TOBB’un ve AKP Genel Merkezinin güvenliğini sağlamaktadır. Bu kurumu, 14 bin liraya kurmuş olduğu bu kurumu “Securitas” isimli İspanyol şirketine 2,7 milyon dolara satmıştır. Kişi başına kârı çok az olduğu hâlde, bu sektörü İspanyolların, Hollandalıların, yani yabancıların Türkiye’de bu sektöre göz dikip böylesine iştahlı bir şekilde satın almalarının sebepleri ne olabilir acaba? Lütfen düşününüz bunu.

Değerli milletvekilleri, diğer taraftan MET Grup İstanbul Ticaret Odasının güvenliğini almış durumda. Securitas isimli şirket hem Türk Telekom’un, TOBB’un güvenliğini sağlayan DAK’ı alıyor, ondan sonra da İTO ihalesini alan MET Grubu satın alıyor. Topluyor bu şirketleri. Yani, Türkiye’de iktidardan da belki güç alarak veyahut da kendi güçleriyle, imkânlarıyla, pazarlık gücüyle almış oldukları bu ihaleleri alan büyük şirketleri Securitas topluyor efendim. Esenler Otogarı’nı, Metro City gibi merkezlerin güvenliğini sağlayan Kare Güvenliği de Securitas satın aldı. Grup 4 isimli bir yabancı şirket yine Pentagon elektroniğin güvenliğini sağlıyor. Türk vatandaşı Joseph Ventura’nın Müdürü olduğu bu yabancı şirket İstanbul’daki tüm silahlı para nakil işlemlerini yapıyor. Yahudilerin sahip olduğu Pronet ilk kurulduğu günden beri Türkiye’de yaşayan Yahudi vatandaşlarımızın güvenliğini sağlıyor. Bir denizci emekli albayın kurduğu Etkin adlı güvenlik şirketi, ISS adlı bir şirkete satılmak üzere. Bu Securitas’ın MET Grubu ile Etkin Grup, Denizcilik Müsteşarlığı tarafından uluslararası liman alanları ve tekne güvenliği belgesi aldılar. Niye aldılar bu belgeyi? Yabancılara satılacak olan limanların yarın bunlar güvenliğini sağlayacaklar.

Değerli milletvekilleri, havaalanlarının güvenliğini Tepe Güvenlik şirketi yapıyor. Yabancılar bununla da pazarlık hâlindeler, orayı almaya çalışıyorlar. Yabancılar Türkiye’de bütün liman, havaalanı, banka, şirket, baraj, garaj, santral, fabrika ne varsa buraları satın alıp, buraların güvenliklerini sağlayan şirketleri satın alıyorlar. Bu kurumlarda çalışan personel sekiz saat görev yapıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlar mısınız lütfen.

AHMET DURAN BULUT (Devamla) – Bu kurumlarda görev yapan görevliler sekiz saat görev yapıyor. Dışında kalan zamanda, Türkiye’nin Telekom’u, güvenliği, ticaret odalarının, TOBB’un, yani şirketlerimizin bütün güvenlikleri yabancılara teslim edilmiş durumda. Havaalanlarında Türkiye’ye girenler, limanlarda Türkiye’ye inen mallar, Türkiye’ye giren çıkan, uçan kaçan yabancıların kontrolünde. Para kazanmadıkları bu sektöre neden giriyorlar? Çünkü, bu bilgiye sahip olacak, yarın bu bilgiyi satacaklar.

Güvenliğimizi sağlama noktasında biz, yeri geldiğinde güvenliğimizi sağlarız değerli AKP’li milletvekilleri. Bize güvenmeyin. Siz güvenliğinizi eğer Securitas’a teslim ediyorsanız vay memleketin haline diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.  (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bulut.

Şahısları adına, Ordu Milletvekili Sayın Mustafa Hamarat.

Buyurun Sayın Hamarat. (AK Parti sıralarından alkışlar)

MUSTAFA HAMARAT (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan yasa tasarısının yirminci bölümüyle ilgili şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bildiğimiz gibi, toplumsal ilişkileri düzenleyen kurallar içerisinde hukuk kurallarını diğer kurallardan ayıran en önemli özellik yaptırıma bağlanmış olmasıdır. Maddi yaptırımla desteklenmemiş olan hukuk kuralı ya ölü doğmuş olur ya da sonra uygulama imkânını kaybetmiş olur.

Yakın zamanda ceza hukukunda değişiklik yapılarak, temel ceza sistemimizde kavramsal olarak değişiklikler olduğunu hepimiz biliyoruz. Temel ceza sisteminde yapılan bu değişiklikle, çeşitli kanunlarda yer alan ceza hükümleri arasında, yani tali ceza sistemimiz arasında hem kavramsal hem de para cezaları açısından rakamsal bir uyuşmazlık ortaya çıkmıştır. Bu, uygun olmayan kavramsal ve rakamsal durumun ortadan kaldırılması için çok teferruatlı bir değişiklik çalışması yapılmış, şu anda görüşmekte olduğumuz altı yüz elli bir maddelik bu titiz çalışma ortaya konmuş. Bu çalışmada geçen dönem milletvekillerimizin ve Adalet Komisyonumuzun, Adalet Komisyonuna gelmeden önce de bürokrasimizde görev alan uzman hocalarımızın ve bürokratlarımızın büyük emeği geçmiştir, onlara huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Bu düzenlemeyle Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’da, Optisyenlik Hakkında Kanun’da, Hayvanları Koruma Kanunu’nda, Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu’nda, Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanun’da, Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanunu’nda birtakım değişiklikler getirilmektedir. Yine Dernekler Kanunu’nda ve Odalar ve Borsalar Birliği Kanunu’nda değişiklikler getirilmektedir. Bu değişikliklerin genel mahiyeti, kavramlar arasındaki ortaya çıkan, ceza isimlendirmelerinde ortaya çıkan uyumsuzluğun giderilmesidir.

Bu çalışmamızın Türk hukuk sistemine büyük bir hizmet olacağı kanaatindeyim. Bu nedenle zaten Genel Kurulumuzda da oy birliğiyle çıkmaktadır. Yapılan değişiklik önergeleri de yine birlikte verilmektedir. Çok güzel bir çalışma ortamında Türk hukuk sistemimizde bu güzel hizmeti hep beraber yapmaktayız.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Hamarat.

Şahısları adına ikinci söz, Aksaray Milletvekili Sayın İlknur İnceöz’e aittir.

Buyurun Sayın İnceöz. (AK Parti sıralarından alkışlar)

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 571 ve 600’üncü maddelerini içeren yirminci bölümü üzerine şahsım adına söz almış bulunuyor, bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; insanın olduğu her yerde toplumun düzeninin sağlanması, kişi hak ve özgürlüklerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu amaçla insanlar başta toplumsal, siyasal, ekonomik alanlar olmak üzere hayatın her alanıyla ilgili pek çok düzenlemeler yapmışlardır. Böylece toplumların ve insanlığın adalet ve güven, barış içinde yaşamasına çalışmışlardır. Ancak hepimizin de bildiği gibi, yine insanın olduğu her yerde değişimin olması da kaçınılmazdır. Bu nedenle, yapılan düzenlemeler gelişen, değişen, şartlara göre yeniden belirlenmiş, zamana uygun hukuk teorileri uygulamaya konulmuştur. Bu değişimlerin bir sonucu olarak da ceza kanunlarında pozitif teoriler etkili olmaya başlamıştır. Birinci ve ikinci dünya savaşı arasındaki dönemde ise temel ceza kanunlarını tamamlayıcı, sosyal ve ekonomik alanlara ilişkin ceza hükümlerini içeren pek çok özel yasa çıkarılması yolu takip edilmiştir.

Hukuk devleti ve hümanizm ilkeleri çerçevesinde çağdaş normlara uygun hukuk sistemini oluşturmak her hükûmetin asli görevidir. Bu amaçla Hükûmetimizce hazırlanan bu yasa tasarısı ile temel ceza kanunu prensiplerine aykırılık teşkil eden yüz yetmişten fazla kanun değiştirilmiş ve böylece kanunlar arasında ikiliklerin önüne geçilmesi hedeflenmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi tasarının yirminci bölümünde yapılan değişikliklerin neler olduğu hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.

Tasarının yirminci bölümünde 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 76, 81 ve 83’üncü maddeleri değiştirilerek Temel Ceza Kanunu’muza uyumu sağlanmıştır. Tasarının 574’üncü maddesiyle 5174 sayılı Kanun’un 83’üncü maddesinin (d) bendiyle oda, borsa ve birlik organlarının seçimlerinde aday gösteren ve onun propagandasını yapan siyasilere bir ila üç ay arasında öngörülen hapis cezası altı aya çıkarılmış, bunun yanında adli para cezası da öngörülmüştür.

Yine, tasarının 575 ve 576’ncı maddesiyle 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkındaki Kanun’un bölüm başlığı ve 29 ve 30’uncu maddeleri değiştirilmiştir.

Tasarının 577 ve 583’üncü maddeleriyle de 5188 sayılı Kanun’un 7’nci maddesinin (c), (d), (j) ve (k) bentleri, 10’uncu maddenin birinci fıkrasının (d) bendi, ayrıca aynı Kanun’un 19, 20, 21, 23 ve 25’inci maddeleri değiştirilmiş ve bu maddelerin Türk Ceza Kanunu’yla çelişkileri ortadan kaldırılmıştır. 5188 sayılı Özel Güvenlik Kanunu’nun 10’uncu maddesinin (d) bendinde belirtilen “özel güvenlik kuvvetlerinde aranılacak şartlar” kısmındaki “ağır hapis cezası” ifadesi “hapis cezası” ifadesiyle değiştirilmiş, böylece maddenin Türk Ceza Kanunu’na uyumu sağlanmıştır. Türk Ceza Yasası’nda “ağır hapis cezası” hukuk sistemimizden kaldırılmış ve hapis cezaları, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezası ve süreli hapis cezası olarak düzenlenmiştir.

Ayrıca, özel güvenlik izni almadan özel güvenlik görevlisi istihdam edenler ile faaliyet izni almadan özel güvenlik faaliyetinde bulunan şirket yöneticilerinin hapis cezaları artırılmış ve para cezaları da adli cezaya çevrilmiştir.

Yine bu tasarıyla 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun’un 14 ve 15’inci maddesindeki değişiklikle, optisyen ünvanına haiz olmadığı halde optisyenlik yapanlara ve optisyen olduğunu ilan edenlere ve 5193 sayılı Kanun’un hilafına hareket edenlere verilecek idari para cezalarını düzenlemektedir.

Tasarıyla 5224 sayılı Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkındaki Kanun’un, 5225 sayılı Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanunu’nun bazı maddeleri ile 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 28’inci maddesinde hayvanları korumak adına önemli idari para cezalarını getirmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime burada son verirken, bu tasarının ülkemize  ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın İnceöz.

Sayın milletvekilleri, bölüm üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.

Şimdi, soru-cevap işlemine başlıyoruz.

Buyurun Sayın Tütüncü.

ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Aracılığınızla Sayın Bakana iki sorum olacak. Birincisi, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğiyle ilgili. Bilindiği gibi, bu kesimin sosyal güvenlikleri Sosyal Sigortalar Yasası’ndaki geçici 20’nci madde çerçevesinde kurulan sandıklar tarafından düzenleniyordu. Şimdi, yeni düzenlemeyle bu sandıklar bir yere aktarılacak. Yeni düzenleme konusunda acaba bir bilgi vermek mümkün müdür? Bu bir.

İkincisi, bu konuyla ilgili, bu sandıkların mali durumları hakkında bilgi rica edeceğim.

İkinci sorum Sayın Başkan: Bu 5188 sayılı Yasa’nın -ki, özel güvenlik hizmetleriyle ilgilidir- 21’inci maddesinde belirtilen özel güvenlik mali sorumluluk sigortası yaptırmadan özel güvenlik görevlisi istihdam eden kişi, kurum, kuruluş ve şirketlerin şimdiye kadar sayısı nedir ve bunlara şimdiye kadar ödenen, daha doğrusu getirilen yaptırım, uygulanan müeyyide nedir? Bu çerçevede yanıt rica edeceğim.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Tütüncü.

Sayın Akkuş…

AKİF AKKUŞ (Mersin) – Sayın Başkan, Sayın Bakanım; piyasada gözlükçü olarak bilinen optisyenlerin denetimlerini yapan yetkili doktorlar genellikle göz mütehassıslarıdır. Bunlar ayrıca bir optisyenlik eğitimi almakta mıdırlar? Bu konuda nasıl bir çalışmanız bulunmaktadır?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Akkuş.

Başka soru soran yok.

Buyurun Sayın Bakan.

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkanım, Sayın Tütüncü 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin kuruluşuyla ilgili Kanun’da öngörülen sandıkla ilgili bir soru sordu. Sayın Tütüncü’nün bu sorusuna yazılı olarak cevap vermek durumundayım. Şu anda sorduğu soruyla ilgili detaylı bir malumat yanımda bulunmamaktadır.

Bilindiği gibi, Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun 2004 yılında, 10 Haziran’da çıktı. Bu uygulama ülkemizde yenidir. Siz, sanıyorum “Ne kadar özel güvenlik firması var? Bu özel güvenlik firmalarında ne kadar özel güvenlik hizmeti gören insan çalışıyor ve ayrıca 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasa’ya muhalefetten dolayı kaç tane özel güvenlik görevlisi hakkında cezai işlem yapıldı?” diye sordunuz. Bütün bu sorularla ilgili İçişleri Bakanlığından alacağım cevabı size yazılı olarak takdim edeceğim.

Çok teşekkür ederim.

Sayın Akkuş, yine, 22 Haziran 2004 tarihinde yürürlüğe giren Optisyenlik Hakkında Kanun, bu da yeni bir uygulama, yani, bu, geçtiğimiz dönem içerisinde çıktı, bu görevi yapacak kişilerin eğitimiyle ilgili bir soru sordu.

Şimdi Yasa’nın 3’üncü maddesi şöyle diyor: -Optisyen kimdir?- “Optisyenlik alanında en az ön lisans seviyesinde mesleki eğitim ve öğretim veren yüksek okul mezunu kişiyi…”

Demek ki bu okuldan mezun olmuşsa kişi, ayrıca bir eğitim ve kurs almasına ihtiyaç olmadan gerekli yerlere başvurarak oralardan alacağı izne göre optisyenlik mesleğini icra edebilecektir.

Sayın Başkanım, cevaplarım bu kadar.

Çok teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, yirminci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, yirminci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

571’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

572’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

573’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

574’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Pardon…

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Sayın Başkanım, maddelerle ilgili önergeler vardı, imzası yetişmedi herhâlde.

BAŞKAN – Hangi maddeler efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – 571’de var, 574’te var.

BAŞKAN – Yetişmedi…

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Orada, imzalıyorlar.

Geçti artık ama hiç değilse 574’ü oylamazsak o bari geçsin, yani müşterek önerge.

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Bir ara verilmesi lazım o zaman Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Beş dakika ara veriyorum birleşime.

Kapanma Saati: 16.05

 

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.16

BAŞKAN: Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR

KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Fatoş GÜRKAN (Adana)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

56 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

Tasarının 574’üncü maddesi üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 574 üncü maddesiyle değiştirilen 5174 sayılı Kanunun 83 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde geçen “milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Nihat Ergün

Hüseyin Tanrıverdi

Rıdvan Yalçın

 

Kocaeli

Manisa

Ordu

 

Veysi Kaynak

Kemal Anadol

 

 

Kahramanmaraş

İzmir

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum efendim:

Gerekçe:

Bir suçtan mahkumiyete bağlı hak yoksunlukları bakımından mevzuattaki hükümler arasında yeknesaklığı sağlamak amacıyla iş bu değişiklik önergesi verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda ibare metinden çıkarılmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

575’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

576’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

577’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

578’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 578 inci maddesiyle değiştirilen 5188 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde geçen “milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Nihat Ergün

Hüseyin Tanrıverdi

Rıdvan Yalçın

 

Kocaeli

Manisa

Ordu

 

Veysi Kaynak

Kemal Anadol

 

 

Kahramanmaraş

İzmir

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum efendim:

Gerekçe:

Bir suçtan mahkumiyete bağlı hak yoksunlukları bakımından mevzuattaki hükümler arasında yeknesaklığı sağlamak amacıyla iş bu değişiklik önergesi verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

578’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

579’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

580’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

581’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

582’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

583’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

584’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

585’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

586’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

587’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

588’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

589’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

590’ıncı madde üzerinde bir adet önerge vardır; okutuyorum:

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 sıra sayılı Kanun Tasarısının 590 ıncı maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hasip Kaplan

Hakkı Suha Okay

 

Kayseri

Şırnak

Ankara

 

Ali Koyuncu

Rıdvan Yalçın

 

 

Bursa

Ordu

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 590’ıncı maddesiyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 1 inci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda, madde, metinden çıkarılmıştır.

591 inci madde üzerinde bir adet önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 sıra sayılı Kanun Tasarısının 591 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hasip Kaplan

Hakkı Suha Okay

 

Kayseri

Şırnak

Ankara

 

Ali Koyuncu

Rıdvan Yalçın

 

 

Bursa

Ordu

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 591 inci maddesiyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 2 nci maddesiyle gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir…

Kabul edilen önergeyle, madde, metinden çıkarılmıştır.

592’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 592 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hasip Kaplan

Hakkı Suha Okay

 

Kayseri

Şırnak

Ankara

 

Rıdvan Yalçın

Ali Koyuncu

 

 

Ordu

Bursa

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 592 nci maddesiyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 4 üncü maddesiyle gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir…

Kabul edilen önerge doğrultusunda, madde, metinden çıkarılmıştır.

593’üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 593 üncü maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hasip Kaplan

Hakkı Suha Okay

 

Kayseri

Şırnak

Ankara

 

Rıdvan Yalçın

Ali Koyuncu

 

 

Ordu

Bursa

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 593 üncü maddesiyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 4 üncü maddesiyle gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir…

Kabul edilen önerge doğrultusunda, madde, metinden çıkarılmıştır.

594’üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 594 üncü maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hasip Kaplan

Hakkı Suha Okay

 

Kayseri

Şırnak

Ankara

 

Ali Koyuncu

Rıdvan Yalçın

 

 

Bursa

Ordu

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu önergeye?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 594 üncü maddesiyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 7 nci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda, madde, metinden çıkarılmıştır.

595’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 595 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hasip Kaplan

Hakkı Suha Okay

 

Kayseri

Şırnak

Ankara

 

Abdulkerim Aydemir

Oktay Vural

 

 

Ağrı

İzmir

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyorlar mı?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 595 inci maddesiyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 8 inci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda, madde, metinden çıkarılmıştır.

596’ncı madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 596 ncı maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hasip Kaplan

Hakkı Suha Okay

 

Kayseri

Şırnak

Ankara

 

M. Yılmaz Helvacıoğlu

Oktay Vural

 

 

Siirt

İzmir

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 596 ncı maddesiyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 10 uncu maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda, madde, metinden çıkarılmıştır.

597’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 597 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hakkı Suha Okay

 

 

Kayseri

İzmir

Ankara

 

 

M. Yılmaz Helvacıoğlu

Hasip Kaplan

Cemal Taşar

 

 

Siirt

Şırnak

Bitlis

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

Tasarının 597 nci maddesiyle, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 12 nci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda, madde, metinden çıkarılmıştır.

598’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 598 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hakkı Suha Okay

 

Kayseri

İzmir

Ankara

 

Hasip Kaplan

Abdulkerim Aydemir

 

 

Şırnak

Ağrı

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu efendim?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

Tasarının 598 inci maddesiyle, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 13 üncü maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda, madde, metinden çıkarılmıştır.

599’uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 599 uncu maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

Abdulkerim Aydemir

 

 

Ankara

Ağrı

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Biz de katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Tasarının 599 uncu maddesiyle, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 14 üncü maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda, madde, metinden çıkarılmıştır.

600’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, yirminci bölümde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır.

Şimdi, yirmi birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Yirmi birinci bölüm 601’inci madde ile 630’uncu maddeleri kapsamaktadır.

Bu bölüm üzerinde söz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Vahap Seçer.

Buyurun Sayın Seçer. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA VAHAP SEÇER (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

56 sıra sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın yirmi birinci bölümü hakkında Grubum Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunmaktayım.

Değerli milletvekilleri, yirmi birinci bölümde otuz madde var ve içerisinde on değişik kanun ve bunların çeşitli maddelerinde yapılan değişiklikler yer alıyor. Kanun tasarısının 603 ve 604’üncü maddesi 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu’nun 12 ve 13’üncü maddesinde; 618 ve 619’uncu maddeleri 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu’nun 7 ve 34’üncü maddesinde, bu kanun hükümlerine uymayanlara uygulanacak cezai hükümleri ve kimler tarafından uygulanacağını düzenleyen değişiklikleri içermektedir.

Değerli milletvekilleri, kimyasala dayalı endüstriyel tarımın neden olduğu sağlık sorunlarının endişe verici boyutlara ulaşmasından sonra organik tarım veya diğer bir anlatımla ekolojik tarım dünyada önem kazanmaya başlamıştır. Organik tarım, bir aile tarımı, bir köylü tarımı yani aile işletmelerinin yapmasına uygun bir tarım türüdür. O anlamda, ülkemizde nüfusun üçte 1 oranının tarımdan geçindiğini göz önüne alırsak ve bu işletmelerin Türkiye’de faaliyet gösteren tarımsal işletmelerin de büyüklükleri Avrupa standartlarına göre veya gelişmiş ülkelerdeki ortalama işletme büyüklükleriyle kıyaslandığı zaman onların ortalamasının çok daha gerisinde kaldığı göz önüne alınırsa, organik tarım, bizim gibi küçük tarım işletmelerine sahip ülkelerde bana göre cazip bir tarım çeşidi olarak algılanabilir. Tabii, Organik Tarım Yasası, şahsen benim desteklediğim bir yasa. Bu daha önce, 22’nci Dönemde çıktı. Ama, tabii ki her çıkan kanunda, özellikle bu yüce Meclisten jet hızıyla çıkan kanunların uygulanmasında yaşanılan sıkıntılar yine bu kanunda gözümüzün önüne geliyor.

Burada tespit edilmesi gereken, organik tarım yapan üreticilere yoğun destekler verilmediğidir. Başta da söylediğim gibi hem istihdama katkısı hem de üretilen organik ürünlerin katma değerinin yüksek olması, yani fiyatlarının normal şartlarda ürettiğimiz tarım ürünlerinden çok daha fazla oranda yüksek olması, ihracata uygunluğu, dolayısıyla dış ticaretimize sağlayacağı katkıyı, gayrisafi millî hasılamıza sağlayacağı katkıyı, tarımın gayrisafi millî hasıladaki payının artmasına sağlayacağı katkıyı göz önüne alırsak, bu konuda hükûmetlerin gerekli hassasiyeti göstermeleri gerektiğini düşünmekteyim.

Değerli arkadaşlarım, ülkemizde 30-35 milyon ton civarında -bunun içerisinde buğdayı, mısırı, arpası, çavdarı, bakliyat çeşitleri olmak üzere- bir üretim söz konusudur. Tabii ki bu üretim, sezonlar göz önüne alındığında, küçük bir hasat döneminde, hasat periyodunda yapılmak zorunda. Eğer ki ürettiğiniz bu ürünleri hasat ettikten sonra uygun hijyenik şartlarda depolama alanına, kapasitesine sahip değilseniz, özellikle üretici anlamında, üreticinin o kısa süreli hasat periyodunda bu ürünü hem hasat edip hem satması düşünüldüğünde, maalesef, o sıkışıklıktan dolayı, ürünlerini üretici hak ettiği değerden pazarlamamaktadır.

Ancak, yine 2005 yılında çıkan Lisanslı Depoculuk Kanunu’nu bu sıkıntıları ortadan kaldırmaya yönelik olumlu bir yasa veya çaba olarak ben şahsen addediyorum. O günden bugüne, tabii ki, yasa çıktı ama, maalesef istenilen bir gelişme elde edilemedi. Hemen ardından 2007 yılında da lisanslı depoculukla ilgili bir şirket kuruldu. Bu şirketin ortakları arasında Toprak Mahsulleri Ofisi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Tarım Kredi Kooperatifleri, Umumi Mağazalar Türk AŞ, Gümrük ve Turizm Şirketi gibi ortaklar yer almakta. Ama dediğim gibi, yasanın çıktığı günden bugüne pratikte, uygulamada maalesef istenilen gelişme sağlanamadı. Bu yasayla ilgili yönetmelikleri incelediğinizde, âdeta, sanki özel sektöre “Siz lisanslı depoculuk yapmayın.” gibi bir ikazda bulunulduğu görülmektedir.

Oysa, lisanslı depoculuğun sağlayacağı faydalar göz önüne alınırsa bu yasanın bir an önce pratiğe dökülmesi, eğer aksaklıklar varsa, yönetmeliklerde aksaklıklar varsa onların giderilmesi ve hayata tatbiki gerekmektedir.

Değerli arkadaşlarım, daha önce Toprak Mahsulleri Ofisi vasıtasıyla Türkiye’de üretilen tarım ürünlerinin, tahılın… Piyasada fiyat anlamında denge oluşturabilmesi için regülatör görevi yapan kurum Toprak Mahsulleri Ofisi idi, yani ne üreticinin hak ettiği değerden aşağı bir fiyattan ürünün pazarlanmasına müsaade ediyordu ne de bu ürünü alan sanayicinin, yani nihai tüketiciye ulaştırmak için alıp işleyecek olan sanayicinin gerçek değerinin üzerinde bir fiyatla bu ürünü almaması için TMO devreye giriyor ve gerekli zamanda müdahalelerde bulunarak bu regülasyonu sağlıyordu.

İşte, lisanslı depoculuk Türkiye’de tam anlamıyla uygulanırsa TMO’nun bu görevi, bu yasa vasıtasıyla, özel sektör marifetiyle gerçekleştirilecektir.

Lisanslı depoculuğun diğer bir faydası: Ürünü alacaksınız, standardizasyonunu sağlayacaksınız, kayıt altına alacaksınız, elinizde hangi üründen ne kadar olduğunu tespit edeceksiniz, dolayısıyla ileriki dönemlerde muhtemel açık verecek cinsler konusunda hangi çeşitlerde, hangi cinslerde ülkemizin ithalat gereksinimi olup veya olmadığının tespitinde daha objektif davranabileceksiniz.

Bir diğer faydası da: Üretici, lisanslı depolara teslim ettiği ürünün karşılığında bir ürün senedi alacak veya makbuz senedi alacak; bu makbuzlar, makbuz senetleri vasıtasıyla finans kurumlarından, onu teminat göstererek, onu rehin vererek kredi alma imkânı ortaya çıkacak. Dolayısıyla, üretici, eğer piyasalar düşükse ürününü satmayabilecek, o rehin makbuzu vesilesiyle bankalardan geçici olarak kredi kullanma imkânı sağlayacak.

Ayrıca, sanayici açısından da lisanslı depoculuk önem arz etmekte. Zira, sanayici de yılın on iki ayında, istediği dönemde, istediği kalitede, istediği miktarda bu ürünleri sağlama imkânına sahip olacak. Zaten, bu yöntem, bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde gayet başarıyla uygulanan bir yöntem. Bizim de bu yöntemi aldığımız merkez, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliğine üye ülkeler. Bu anlamda lisanslı depoculukla ilgili çıkan yasayı…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Seçer, konuşmanızı tamamlar mısınız.

VAHAP SEÇER (Devamla) – Ancak bunun uygulanmasındaki birtakım aksaklıkların giderilmesi kaydıyla Türk üreticisine, tarıma dayalı sanayiyle uğraşan sanayiciye sayılamayacak katkılar getireceğini umut ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Seçer.

Demokratik Toplum Partisi Grubu adına Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan…

Yoklar herhâlde.

Şahısları adına ilk söz, Van Milletvekili Sayın Kayhan Türkmenoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Türkmenoğlu.

KAYHAN TÜRKMENOĞLU (Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 601’inci maddesinden 630’uncu maddesine kadar olan yirmi birinci bölüm hakkında şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Tasarının 601 ve 602’nci maddeleri 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun ceza hükümlerini içeren 32’nci ve 33’üncü maddelerinde değişiklikler getirmektedir.

AK Parti İktidarımızın birinci döneminde çıkarılarak yürürlüğe giren yeni Dernekler Kanunu’muz daha demokratik, daha özgürlükçü bir anlayışla hazırlanmış olup ceza hükümleriyle, Dernekler Kanunu’na aykırı davranışların bir kısmının para cezasıyla, bir kısmının da hapis cezasıyla cezalandırılmasını öngörmüştür. Tasarıyla, Dernekler Kanunu’na aykırı davranışlara uygulanacak cezalar yeni Türk Ceza Kanunu’muzdaki sisteme uygun hâle getirilmiştir.

Tasarının 603’üncü maddesi, 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu’nun ceza hükmünü içeren 12’nci maddesinde değişiklikler getirmektedir.

Tasarımızın 618 ve 619’uncu maddeleriyle 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu’nun 7’nci ve 34’üncü maddelerinde de değişiklik öngörülmektedir.

Tarım ürünleri ticaretini kolaylaştırmak, depolanması için yaygın bir sistem oluşturmak, ürün sahiplerinin mallarının emniyetini sağlamak ve kalitesini korumak, ürünlerin sınıf ve derecelerinin yetkili sınıflandırıcılar tarafından saptanmasını sağlamak, tarım ürünleri lisanslı depo işleticilerinin kişiler arasında ayırım yapmaksızın tarım ürünlerini kabul etmelerini temin etmek, ürünlerinin mülkiyetini temsil eden ve finansmanını, satışını ve teslimini sağlayan ürün senedini çıkartmak ve standartları belirlenmiş tarım ürünlerinin ticaretini geliştirmek üzere 22’nci Yasama Döneminde çıkarılan Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu’na aykırı davrananlara verilecek cezalar, yeni Türk Ceza Kanunu’muzun sistemine uyarlı hâle getirilmiştir.

Tasarımızın 620’den 623’üncü maddesine kadar olan bölümü de 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun 51, 55, 56 ve 60’ncı maddelerinde değişiklikler içermektedir.

Tasarının 624’ten 627’nci maddesine kadar olan hükümler, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, idari para cezaları, yaptırımlar, soruşturma, dava hakkına ilişkin değişikliklerle yeni Ceza Kanunu’muza uygun hâle getirilmiştir.

Tasarının 627’nci maddesiyle, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasında yapılması öngörülen değişiklik de 5560 sayılı Kanun’un 29’uncu maddesiyle değiştirildiğinden, bu hükümlerin de tasarıdan çıkarılması önergeyle sağlanacaktır.

Tasarının 629’uncu maddesiyle, 22’nci Yasama Döneminde çıkarılan, kozmetik ürünlerin, topluma güvenli etkili ve kaliteli şekilde ulaşmasını temin etmek üzere, ürünlerin piyasaya arz edilmesinden önce bildirimde bulunulması, piyasa gözetim ve denetiminin yapılmasıyla, bu ürünlerin üretim yerlerinin denetimi konularındaki esasları belirleyen 5324 sayılı Kozmetik Kanunu’nun 5’inci maddesinde değişiklik yapılmış, bu Kanun’a muhalefet hâlinde verilecek idari para cezaları yeni sistemimize uygun hâle getirilmiştir.

Değerli milletvekilleri, tasarı hakkında görüşmelerin sonuna geldik. Yirmi birinci bölümü görüşüyoruz. Yirmi ikinci bölüm, son bölüm. Tasarının maddeleri hakkında siz saygıdeğer milletvekillerimizin önemli görüşleri ve katkıları olmuştur, muhalefete mensup arkadaşlarımızın da bu kanun tasarısının şekli bakımından eleştirilerine maruz kalmıştır. Bir kısım arkadaşlarımız “torba kanunu yönetimi” dediler, “Meclis tarihinde örneği yok.” dediler, “çok tehlikeli kanun tasarısı” dediler. Tüm bunları ileri sürdükten sonra da uygulamadaki sıkıntıların giderilmesi için ve yargı camiasının hatırı için “Bu kanun tasarısını destekliyoruz.” dediler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Türkmenoğlu, konuşmanızı tamamlar mısınız.

KAYHAN TÜRKMENOĞLU (Devamla) – 2002 yılından bu yana, AK Partinin torba kanun şeklinde yasalar çıkarmasını eleştirdiler.

Tabii ki Meclis tarihimizde, AK Parti Hükûmetlerine kadar, bugüne kadar yoğun yasa çalışması görülmemiştir. Ülkemizin her alanda gelişmesi için, öncelikle mevzuatımızın günümüz gereklerine uygun hâle getirilmesi için, bu millet gece gündüz çalışan bir 22’nci Dönem izlemiştir ve ardından da 23’üncü Dönemi izlemeye başlamıştır. Muhalefete mensup arkadaşlarımızın bazıları, yasa tasarısı değişikliği hakkında, içeriği için “Uygulamada, başlığına bakıyoruz, aradığımızı bulmakta güçlük çekiyoruz.” dediler.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, Meclisimizin, mesai sınırlarının dışına taşarak, yoğun bir çalışma temposuyla görüşüp sonuna yaklaştığı tasarıyla, ceza hükmü içeren kanunlarımız 22’nci Yasama Döneminde değişen temel ceza kanunlarımızla uygun hâle getirilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Türkmenoğlu.

KAYHAN TÜRKMENOĞLU (Devamla) – Bu duygu ve düşünceyle, tasarı hazırlayanlara, görüşmelerimizde tasarıya yaptıkları katkı nedeniyle herkese teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Şahısları adına ikinci söz, Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman’a aittir.

Buyurun Sayın Akman. (AK Parti sıralarından alkışlar)

YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 56 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın yirmi birinci bölümü üzerinde şahsım adına söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Yaklaşık iki haftadır, yorucu sayılabilecek, uzun sayılabilecek bir görüşme maratonunun sonuna doğru yaklaşmaktayız. Bu iki hafta içerisinde Meclisimiz örnek sayılabilecek bir çalışma göstermiştir. Burada, bütün partilerin, grupların oy birliği ile bir kanun tasarısını çıkarıyoruz ve aynı zamanda, yıllar öncesine dayanan bazı sorunları, problemleri kanunlarımızdan ayıklayarak, kanunlarımızı daha güncel hâle getirmeye çalışıyoruz. Faydalı ve hayırlı bir çalışmadır.

Daha önceki konuşmamda da ifade ettiğim gibi, benim, şahsen beklentim, gerek uygulayıcıları gerek vatandaşlarımızı rahatlatmak adına, bütün cumhuriyet tarihinde hatta cumhuriyet tarihinden önce çıkarılmış olup da bugün yürürlüğü devam eden kanunları baştan sona elden geçirmek, bunları dilleri itibarıyla güncelleştirmek, içerikleri itibarıyla güncelleştirmek ve halkımıza, uygulayıcılara yeni, anlaşılabilir, daha düzgün bir mevzuat kazandırmak hedefimiz olmalıdır. Bakanlığımızdan, bürokratlarımızdan beklentimiz bu yöndedir.

Görüşmekte olduğumuz bölüm, diğer bölümlerde olduğu gibi, yaklaşık dokuz kanunda otuz civarında maddede değişiklikler öngörüyor. Getirmiş olduğu bu değişiklilerin büyük çoğunluğu bu kanunlardaki cezaların günümüz şartlarına uyarlanması anlamında değişikliklerdir. Bu neviden değişiklikler –kanunlar, yaşayan birer organizma gibi oldukları için- ihtiyaçtır, her zaman yapılması gerekir. Çok şükür ki bu vesileyle şöyle bir şeyi de ifade etme ihtiyacı hissediyorum: AK Parti döneminde, enflasyon oranlarının bir hayli aşağı çekilmiş olması nedeniyle, özellikle para cezaları noktasında, bundan sonra değişiklikler yapıldığı zaman, öyle bin misli, 10 bin misli artışlar yerine, belki birkaç yılda bir, on-on beş yılda bir, 1 misli artışlarla da bunlar telafi edilebilecek değişiklikler olacaktır.

Ben, kanunun, ülkemiz için ve uygulayıcılar için hayırlar getirmesini temenni ediyorum, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Akman.

Sayın milletvekilleri, bölüm üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.

Şimdi, soru-cevap işlemini başlatıyorum.

Buyurun Sayın Tütüncü.

ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tarım ürünleri lisanslı depoculuk konusunda, gerçekten, özellikle Toprak Mahsulleri Ofisinin işlevinin azaltılmasından sonra, çok önemli bir talep meydana geldiği anlaşılıyor. Tarım ürünleri lisanslı depoculuğun, acaba, en fazla ihtiyaç duyulan bölgeler itibarıyla bir değerlendirilmesi ya da bilgilendirilmesi mümkün müdür? Burada olmayabilir ama Sayın Bakandan mümkünse yazılı olarak bunu talep edebiliriz.

Bir de Organik Tarım Kanunu, gerçekten, özellikle tarımdaki bu çöküşü, gerilemeyi önleyecek ya da dengeleyecek bir alan olarak gözüküyor. Organik Tarım Kanunu’nun Türkiye çapında desteklenmesi için –yine yazılı olabilir- kooperatifçilikte, kooperatifçiliğin teşvikinde yeni bir anlayışa gereksinim duyulmakta mıdır?

Son bir konu da Sayın Başkan, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunu'yla ilgili. Özellikle elektrikte kaçak kullanımla ilgili son zamanda bazı aflar, bölge çapında bazı af düşünceleri tartışılmaktadır. Bu konuda eğer bilgilendirilebilirsek memnun olurum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Tütüncü.

Buyurun Sayın Özdemir.

HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) – Sayın Başkan, Sayın Bakanıma sormak istiyorum: 04/11/2004  tarihli 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nda yapılan değişiklikle vilayetlerde -malumları olduğu gibi- dernekler il müdürlükleri kurulmuş ve derneklere başvurular polis ve jandarmadan alınmıştır. Bu zaman içerisinde demokratikleşme adı altında yapılan bu gelişmeyi olumlu buluyoruz ancak bu zaman içerisinde yıkıcı ve bölücü  derneklerin amaçları dışına çıkarak sayılarında artış görüyoruz. Bu zaman içerisinde bu derneklerle ilgili yapılan adli ve idari işlemlerle ilgili bilgi verebilir misiniz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Özdemir.

Sayın Enöz

MUSTAFA ENÖZ (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanıma soruyorum: Dünyada zararlı ilaçlardan arındırılmış kalıntısız üretimin insan sağlığı ve ekolojik  dengenin korunması açısından son derece önemli olduğu gerçeği anlaşılmıştır ve dünya da süratle bu üretim yoluna üretimlerini kaydırmaktadır. Ancak ülkemizde organik tarımın, tarım üretimi içindeki payının binde 30'larda olduğu biliniyor. Hükûmetin tarım politikaları içinde organik tarım hususunda bir hedef planlaması var mıdır? Organik tarımın geliştirilmesi için ne gibi tedbirler alıyorsunuz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Enöz.

Sayın Kaplan…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, bu bölümde zorla getirmeyle ilgili bir düzenleme var. Tanık, şüpheli veya sanıklar, bazı durumlarda zorla savcılık ve mahkemece getirilebilecek. Zaman zaman, son zamanlarda özellikle, daha çok milletvekillerine yönelik bazı savcılıklardan bazı davetiyeler, celpler geliyor ve aynen bu davetiyelerde “Üç gün içinde gelin ifade verin, vermediğiniz takdirde hakkınızda yakalama, tutuklama çıkartılacaktır.” şeklinde matbu yazışmalar yapılıyor.

Bunun dışında, çok cüzi, kabahat nevinden olan suçlardan suç övme gibi bir iki ay müeyyidesi olan suçlara kadar milletvekilleriyle ilgili yargılamalar devam ettiriliyor ve bu konuda geçmişte uygulanmayan bir yöntem uygulanıyor.

Anayasa’nın 83’üncü maddesi, çok açık, dokunulmazlıkları kapsıyor. Yine bir milletvekili sıfatı olunduğu zaman, İç Tüzük’ümüzün 131 ve 135’inci maddesine göre böylesi durumlarda dokunulmazlıkların nasıl kaldırılacağı prosedürü, Meclis iç hukuku belirtilmiştir.

Nitekim, 26 milletvekili hakkında bugün Hazırlık Komisyonunun çağrısı vardı, gelen fezlekeler üzerinde beyanlar alınıyordu. Ben de bir arkadaşımın temsilcisi olarak bu komisyona katıldım ve gerçekten üzüldüm. Bir fezleke gelmişti, çok cüzi, Meclisi meşgul eden, zamanı ve ekonomiyi harcayan gereksiz bir soruşturma nedeniyle bir durum.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, sorunuzu sorar mısınız lütfen.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bu durumda uygulamada ne yapılması gerekiyor? Doğru mudur bu yapılanlar? Sayın Bakandan, bizzat kendisinden dinlemek istiyorum.

Bir de Meclis Başkanlık Divanı ve Adalet Bakanının ayrı ayrı yapacağı bir şey var mıdır? Bunu öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kaplan.

Sayın Koçal

ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakanıma sormak istiyorum: Yurt içinde ve yurt dışında bazı dernek ve kuruluşların vatandaşlarımızdan para topladığı, vatandaşlarımızı zaman zaman dolandırdığı bilinen bir gerçektir. Bu doğrultuda, vatandaşlarımızın büyük mağduriyeti var. Hatta haklarını arayan bazı vatandaşlarımız da zaman zaman azarlanmıştır, yurt içinde ve yurt dışında. Dolayısıyla, vatandaşların bu durumlarıyla ilgili, hâlâ ortalıkta dolaşanlarla ilgili bir çalışmanız var mıdır? Bunlara yönelik ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Koçal.

Sayın Korkmaz…

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkanım, benim sorum da bir önceki soru soran değerli milletvekilimizle benzeşiyor, ama anlaşılması açısından ben sorumu sormak istiyorum.

Sayın Bakanım, malumualiniz olduğu üzere yardım amaçlı kurulmuş bir derneğin bir siyasi partiye, topladığı kaynaklardan değişik yöntemlerle para aktardığı hususunda Almanya’da açılmış bir soruşturma basınımıza yansımıştır. Türkiye’de de büyük miktarlarda, “yardım” adı altında para toplayan ve kitlelere yine “yardım” adı altında tonlarca yiyecek ve gıda dağıtan bu dernek ile ilgili olarak gerçeklerin ortaya konabilmesi açısından ülkemizde şu ana kadar gerek idarece ve gerekse adalet mercilerimizce herhangi bir inceleme ve soruşturma başlatılmış mıdır?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Korkmaz.

Sayın Genç…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben Komisyona sormak istiyorum: Efendim, bu kanunun 555’inci maddesinde, Petrol Piyasası Kanunu’nun 19’uncu maddesinde… (a) bendinde diyor ki: “Aşağıdaki hallerde, sorumlulara altıyüzbin Türk Lirası idarî para cezası verilir:

1) Lisans almaksızın lisansa tabi faaliyetlerin yapılması.” Bu da petrol.

Yine buradaki 624’üncü maddesinde de, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16’ncı maddesinde de aynı konuda 500 milyar liralık para cezası getirilmiştir.

Bu, hangisi doğru? Yani şimdi, ikisi de petrol, biri sıvılaştırılmış petrol gazı birisi de… Petrol bayilerinin, ana dağıtıcı bayilerinin veyahut da petrol bayilerine verilen cezalar birisinde 600 milyar, birisinde 500 milyar. Bunlardan hangisi uygulanacaktır? Onun açıklanmasını istiyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Genç.

Sayın Komisyona ve sayın Bakanlığa cevap hakkı vereceğim ama hanginiz evvela konuşacaksınız?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Sayın Komisyon Başkanımız ilk…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan.

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Şimdi, biz esas itibarıyla Kanun’da yazılı olan para cezalarını sadece güncelleştirdik. Bunların içeriğine fazla girmedik. Birisi 500, birisi 600 milyar olabilir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – 5015 sayılı Kanun’da da 500 bin lira.

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Doğrudur, 500 bin olabilir. Biz geriye dönüş olmasın diye, cezalarda indirimden dolayı yeni bir hak talebi doğmasın düşüncesiyle mevcut cezanın bir miktar üzerinde bir ceza tayin ettik.

Ayrıca, bu kanunun yürürlüğe hazırlandığı zamanla, şimdiki şu zaman arasında yaklaşık iki sene geçmiştir. Esasında, şu anda bu cezanın, eğer güncelleştirmek gerekirse, 600 değil 750 falan olması gerekirdi, ama tasarıya o şekilde konulmuştur, öyle de kalmıştır.

Haddizatında bu cezalar belki de fazladır. Bunun fazla oluşunun gerekçesi şudur: Daha önce petrol kaçakçılığı Türkiye’de kolay kolay önlenemiyordu. Bu Petrol Piyasası Kanunu’nda bu yakın zamandaki değişiklikler yapılmadan önce, ancak bu şekilde yüksek cezalarla petrol kaçakçılığının bir nebze de olsa önlenmesine imkân tanınır diye düşünülüyordu ve o maksatla yüksek cezalar getirilmişti. Fakat, bugün haddizatında bu türlü yüksek cezalara ihtiyaç da yoktur. Onu da belirtmek istiyorum. Zira, petrol kaçakçılığını önlemek için Petrol Piyasası Kanunu’nda ulusal marker yöntemi getirilmiştir. Ulusal marker kullanmayanlara iki yıldan beş yıla kadar bir ceza öngörülmektedir. Ulusal marker’ı sahte olarak üretenlere aynı ceza vardır. Ayrıca ulusal marker kullanmadan petrol ürünlerini satanlara, tevzi edenlere kaçakçılıktan dolayı ilave bir yıldan beş yıla kadar bir ceza verilmektedir, ki bunlar bir araya geldiği zaman kaçakçılığı önlemeye yetecek durumdadır. O bakımdan, cezaların bugün için belki de fazla olduğunu düşünüyorum.

Takdirlerinize sunuyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, biri 600 bin, biri 500 bin.

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – İkisinin de aynı olması şart değil diye düşünüyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Peki.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Başkan.

Buyurun Sayın Bakanım.

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkanım, ben de bana kalan süre içerisinde sorulara kısaca cevap vermek istiyorum.

Sayın Tütüncü ve Sayın Enöz bu bölümde birtakım değişiklikler yaptığımız Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu ve Organik Tarım Kanunu’na atıfta bulunarak sorular yönelttiler. Gerçekten bu iki kanun da geçtiğimiz yasama yılında, yani 22’nci Dönemde çıkarılmış ve Türk tarımının daha da gelişmesini sağlayacak çok önemli kanunlardı.

Sayın Tütüncü “Lisanslı depoculuk daha çok hangi bölgelerde ihtiyaç hissettiriyor?” dediler. Daha çok meyve üretilen bölgelerimizde, patates, soğan gibi hem iç pazara hem de dış pazara hitap eden ürünlerin üretildiği yerlerde daha çok hissettirildiğine dair bir bilgi aldım.

“Organik Tarım Kanunu kooperatifçiliğe ihtiyaç duymakta mıdır?” dediniz. Yasanın 3’üncü maddesinde “Müteşebbis olarak organik tarım faaliyeti yapan gerçek ve tüzel kişi.” dediğine göre, kooperatif de bir tüzel kişi olduğundan, demek ki vatandaşlarımız kooperatif adı altında da organik tarım yapabilirler, yapmalarına mani bir düzenleme ilgili kanunda bulunmamaktadır.

Sayın Özdemir, “Dernekler Kanunu gereğince il müdürlüklerinde de dernek faaliyetleriyle ilgili birimler oluşturuldu, ama bundan sonra da yıkıcı ve bölücü dernek sayısında bir artış oldu.” diye bir değerlendirmede bulundunuz. Yani, il müdürlüklerinin kurulması sanki yasa dışı derneklerin artmasına neden olmuş gibi bir anlam çıkardık, ama ben buna katılamıyorum. Çünkü il müdürlüklerimizde derneğin kuruluşuyla ilgili işleri yakinen takip etmek, eksikler varsa yasalara uygun faaliyeti olan dernekler varsa bunları kontrol bakımından çok daha ciddi çalışma yapması gereken bu derneklerimiz, inanıyorum ki yasa dışı faaliyette bulunan dernekler üzerinde de çok ciddi bir denetim sağlamaktadırlar. Tabii, bütün bu derneklerin, tüzel kişilerin de faaliyetleri hem idari bakımdan hem de adli bakımdan ciddi bir denetim altındadır.

Sayın Kaplan, milletvekillerinin zaman zaman adliyelere ve savcılıklara davet edildiğini, çağrıldığını, bunu dokunulmazlık ilkesiyle bağdaştırmanın mümkün olmadığını ifade ettiniz. Doğrusu, hemen ifade edeyim, bundan bir süre önce ben de Ankara’da, sanıyorum bir sulh ceza mahkemesinden davet almıştım tanıklık için. Sonra ilgili hâkimi aradım ne zaman geleyim diye, hâkim bey özür diledi benden, “Yanlışlıkla göndermişiz Sayın Bakanım, sanıyorum arkadaşlar dikkat etmediler.” dedi. Ben, hâkim ve savcılarımızın milletvekilleriyle ilgili bu konuda çok titiz davrandıklarını biliyorum, ama gözden kaçan, benim demin ifade ettiğim gibi durumlar olmuşsa, tabii, hâkimlerimizin ve savcılarımızın bu konuda daha dikkatli olmalarını hatırlatmamız gerekeceği kanaatindeyim. Çünkü -siz de ifade ettiniz- Anayasa’nın 83’üncü maddesi çok açık şekilde “milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.” ifadesini taşımaktadır.

SIRRI SAKIK (Muş) – Bizim arkadaşlarımız yargılanıyorlar ama.

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – O bakımdan, uygulamada eğer bu tür sorunlarla karşılaşılıyorsa, tabii, Bakanlık olarak biz cumhuriyet savcılarımızı belki bir genelgeyle, tekrar bu konuda, hassas olmaları konusunda uyarırız.

SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Bakan, arkadaşlarımızın yargılanma süreci devam ediyor.

BAŞKAN – Sayın Bakan, süreniz doldu, devam edecek misiniz?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Sürem doldu, diğer sorulara yazılı cevap vereyim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Oldu efendim, teşekkür ederiz.

Sayın milletvekilleri, yirmi birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, yirmi birinci bölümde yer alan maddeleri, varsa, o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

601’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

602’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

603’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

604’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

605’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 605 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hakkı Suha Okay

Oktay Vural

 

Kayseri

Ankara

İzmir

 

Hasip Kaplan

Abdulkerim Aydemir

 

 

Şırnak

Ağrı

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 605 inci maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklikler, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 16 ncı maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda madde metinden çıkarılmıştır.

606’ncı madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup oylarınıza sunacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 606 ncı maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hakkı Suha Okay

Oktay Vural

 

Kayseri

Ankara

İzmir

 

Hasip Kaplan

M. Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Şırnak

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu efendim?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 606 ncı maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklikler, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 17 nci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda madde metinden çıkarılmıştır.

607’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 607 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hakkı Suha Okay

Oktay Vural

 

Kayseri

Ankara

İzmir

 

Hasip Kaplan

M. Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Şırnak

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Biz katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 607 nci maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklikler, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 19 uncu maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda madde metinden çıkarılmıştır.

608’inci madde üzerinde bir adet…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar yeter sayısı istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Daha durun bakalım, önerge var, önergeyi okutalım müsaade ederseniz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 608 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Ankara

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 608 inci maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklikler, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 20 nci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunup karar yeter sayısı arayacağım efendim: Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir, karar yeter sayısı vardır.

Kabul edilen önerge doğrultusunda madde metinden çıkarılmıştır.

609’uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 609 uncu maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

M. Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Ankara

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Tasarının 609 uncu maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklikler, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 21 inci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda madde metinden çıkarılmıştır.

610’uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 610 uncu maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

M. Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Ankara

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Biz katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Tasarının 610 uncu maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklikler, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 22 nci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Böylece, kabul edilen önerge doğrultusunda madde metinden çıkarılmıştır.

611’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 611 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Nihat Ergün

Kemal Anadol

Bekir Bozdağ

 

Kocaeli

İzmir

Yozgat

 

Rıdvan Yalçın

Mehmet Şandır

Mustafa Hamarat

 

Ordu

Mersin

Ordu

“Madde 611 – 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “bir yıl” ibaresi “iki yıl” olarak, maddenin on dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

(14) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan İnkılap Kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.”

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine işlerlik kazandırmak ve müessesenin uygulanamayacağı suçları belirlemek amacıyla, işbu değişiklik önergesi verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 611’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

612’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 612 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hakkı Suha Okay

Oktay Vural

 

Kayseri

Ankara

İzmir

 

Hasip Kaplan

M. Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Şırnak

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyorlar mı?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 612 nci maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklikler, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 24 üncü maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 612’nci madde metinden çıkarılmıştır.

613’üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 613 üncü maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

Abdulkerim Aydemir

 

 

Ankara

Ağrı

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) -  Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Biz katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 613 üncü maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklikler, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 25 inci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 613’üncü madde metinden çıkarılmıştır.

614’üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 614 üncü maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

Abdulkerim Aydemir

 

 

Ankara

Ağrı

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) -  Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu efendim?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 614 üncü  maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklikler, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 26 ncı maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 614’üncü madde metinden çıkarılmıştır.

615’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 615 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

Abdulkerim Aydemir

 

 

Ankara

Ağrı

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) -  Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu efendim?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 615 inci maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklikler, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 26 ncı maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Böylece, kabul edilen önerge doğrultusunda 615’inci madde metinden çıkarılmıştır.

616’ncı madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 616 ncı maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

Abdulkerim Aydemir

 

 

Ankara

Ağrı

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 616 ncı maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklikler, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 27 nci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Böylece, kabul edilen önerge doğrultusunda 616’ncı madde metinden çıkarılmıştır.

617’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 617 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

Abdulkerim Aydemir

 

 

Ankara

Ağrı

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu efendim?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 617 nci maddesiyle, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak  söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 28 inci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 617’nci madde metinden çıkarılmıştır.

618’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 618 inci maddesiyle değiştirilen 5300 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasında geçen “milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Nihat Ergün

Kemal Anadol

Bekir Bozdağ

 

Kocaeli

İzmir

Yozgat

 

Rıdvan Yalçın

Mustafa Hamarat

Mehmet Şandır

 

Ordu

Ordu

Mersin

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu önergeye?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum efendim.

Gerekçe:

Bir suçtan mahkumiyete bağlı hak yoksunlukları bakımından mevzuattaki hükümler arasında yeknesaklığı sağlamak amacıyla iş bu değişiklik önergesi verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 618’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

619’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

620’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

621’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

622’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

623’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

624’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar yeter sayısı istiyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Karar yeter sayısı aranacaktır efendim.

624’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…. Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, madde kabul edilmiştir.

625’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

626’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

627’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 627 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hakkı Suha Okay

 

Kayseri

İzmir

Ankara

 

Hasip Kaplan

M. Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Şırnak

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 627 nci maddesiyle, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 29 uncu maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Böylece, kabul edilen önerge doğrultusunda 627’nci madde metinden çıkarılmıştır.

628’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 628 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hakkı Suha Okay

Oktay Vural

 

Kayseri

Ankara

İzmir

 

Hasip Kaplan

M.Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Şırnak

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 628 inci maddesiyle, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 30 uncu maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Böylece, kabul edilen önerge doğrultusunda madde metinden çıkarılmıştır.

629’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

630’uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 630 uncu maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

M. Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Ankara

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 630 uncu maddesiyle, 5326 sayılı Kabahatler Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 31 inci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Böylece, kabul edilen önerge doğrultusunda 630’uncu madde metinden çıkarılmıştır.

Sayın milletvekilleri, yirmi birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Birleşime yirmi dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.31

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.58

BAŞKAN: Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR

KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51’inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

56 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon burada.

Hükûmet burada.

Şimdi yirmi ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Yirmi ikinci bölüm, geçici madde 1, geçici madde 2, geçici madde 3 ve 631 ila 651’inci maddeleri kapsamaktadır.

Yirmi ikinci bölüm üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Muğla Milletvekili Sayın Fevzi Topuz.

Buyurun Sayın Topuz. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA FEVZİ TOPUZ (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 56 sıra sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 631 ve 651’inci maddeleri arasındaki maddeler üzerine, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetin “temel yasa” adı altında getirmiş olduğu ve on dakika gibi bir sürede yüce Meclisin bilgilendirilmesini istediği bu yasa tasarısı, 7 ayrı yasada 18 maddenin değiştirilmesi ve eklenmesi, 51 yasa maddesinin ya da fıkranın yürürlükten kaldırılması olmak üzere 21 maddeden oluşmaktadır. Böyle bir yasa çalışması üzerindeki görüşlerimizi bu kısa süre içinde anlatmaya çalışacağım.

5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 50’nci maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentlerinde yapılan değişiklikle söz konusu fıkra “Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı  suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından hapis cezasına mahkûm olmamak.” olarak düzenlenmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada dikkat edilmesi gereken konu, sayılan suçların kasten işlenmiş dahi olsa belli bir süre ile ilişkilendirilmesidir. Söz konusu suçların belli bir süre ile birlikte değerlendirilmesi “Faizsiz helal kazanç”  sloganıyla faaliyet gösteren ve yabancı ülkelerdeki ve ülkemizdeki işçilerimizin elde ettikleri birikimlerini hortumladıkları iddiasıyla hakkında yargı kararları bulunan ve AKP Hükûmetinin derin hoşgörüsü ile elini kolunu sallayarak gezen “Yeşil sermaye” olarak adlandırılan holding yöneticilerinin kurtarılmasına yönelik olarak hazırlandığı kuşkusu bulunmaktadır.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; 2003 yılında vergi barışının çıkarılması ve kapsamının genişletilmesinin ardından Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan bir kez daha af uygulaması yapılmayacağını söylemişti. Ancak, Referans gazetesinin 11 Ocak 2008 tarihli haberinde, Maliye Bakanlığının, naylon fatura kullananlara, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için “Bazı kamu alacaklarının uzlaşma yolu ile tahsili” adı altında yeni vergi affı hazırlığı içinde olduğu öğrenilmiştir.

Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan’ın naylon fatura usulsüzlüğü nedeniyle hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçunu işlediği iddiasıyla açılmış olan dava, hepinizin bildiği gibi, dokunulmazlık zırhı nedeniyle görüşülememiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5368 sayılı Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanun’un 2’nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi “Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik ve güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, kaçakçılık ve vergi kaçakçılığı ile haksız mal edinme suçlarından hapis cezasına mahkûm olmamak.” olarak düzenlenmiştir.

Değerli milletvekilleri, Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanun 29/6/2005 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ne yazık ki bu yasa iki buçuk yıldır uygulanamamaktadır. Zira “Bu kanunun 11’inci maddesinde öngörülen yönetmelikler Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasının görüşleri alınmak suretiyle doksan gün içerisinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce hazırlanarak yürürlüğe konulur.” denilmesine karşın, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü kendisine verilen bu görevi iki buçuk yıldır yerine getirememiş ve uygulamaya geçirememiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarıda, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 19, 23, 24’üncü maddelerinde değişiklik öngörülmektedir. AKP Hükûmetinin çocuklarımızın korunması konusunda başarılı olduğunu söylemek mümkün değildir. 25/10/2005 akşamı Star TV’de yayınlanan Deşifre programında, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı Malatya Çocuk Yuvasında devletin koruması altındaki çocuklara ilişkin tüm Türkiye’yi ayağa kaldıran uygulamalar henüz hafızalardan silinmemiştir.

Devlet Bakanı Sayın Nimet Çubukçu’nun Hürriyet gazetesinden Sayın Yener Süsoy’la yaptığı 7/8/2005 tarihinde Hürriyet gazetesinde yayınlanan röportajındaki “Ziyaret ettiğim kurumların hepsinde şu anda en az 4’er muhbirim var; bana mektup yazıyorlar, telefon açıyorlar, bilgi veriyorlar.” açıklaması AKP Hükûmetinin çocuk koruma yöntemlerinin hiç de yasal ve bilimsel yanının olmadığını göstermektedir.

 

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarıda 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 22’nci maddesi “Bu Kanunda yazılı  olan idarî cezalar mahallî mülkî idare amir tarafından verilir.” şeklinde değiştirilmiştir.

Tabii ki Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası denilince, birinci sınıf tarım alanı üzerinde tarım dışı amaçlı kullanıma açılmış bulunan arazilerdeki işletmelerin faaliyetlerinin durdurulması için verilen yargı kararlarının idarece uygulanmadığını görmekteyiz.

Hatırlanacağı gibi Bursa’da tarım arazileri üzerinde izin almadan tesis kuran ABD’li Cargill şirketinin faaliyetine izin veren Bursa Valiliğinin 20/2/2007 tarihli kararı hakkında, Bursa 3. İdare Mahkemesinin 8/11/2007 gün ve 2007/1338 sayılı kararı ile yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş, karara yapılan itiraz ise reddedilerek 22/11/2007 tarihinde durum valiliğe bildirilmiştir.

Ancak mahkemenin kararına rağmen Cargill’i kapatmayan idare suç işlemeye devam etmektedir. Anayasa’ya göre yargı kararlarının derhal, gecikmeksizin uygulanması Anayasa’nın amir hükmü gereğidir. Bu emre aykırı davranmak ise suçtur. 22/11/2007 tarihinde karar tebliğ edilmesine rağmen gereğini yerine getirmeyen Bursa Valiliği açıkça suç işlemektedir.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun 13’üncü maddesinden sonra, yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin yeni bir madde eklenmektedir.

Söz konusu maddede “Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir.” hükmü getirilmektedir.

Değerli milletvekilleri, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, 1986 yılında, Sultanbeyli Şalgamlı bölgesinde ormanlık araziye kaçak villa yaptırmaktan dolayı Kartal 2. Sulh Ceza Mahkemesinde yargılandığı ve mahkeme tarafından “…sanığın devlet ormanından açma yaparak gecekondu inşa ettiği…” gerekçesi ile 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca, 1990 yılında on aylık cezaya çarptırıldığı bilinmektedir.

Yine hatırlanacağı gibi, bu ceza, önce paraya çevrilmiş ve ardından 17 Mart 1998 tarihinde adli sicilden kaydı silinmiştir.

Bu ve benzeri suçlardan mahkûm olmuş kimselerin hak yoksunluklarının giderilmesini amaçlayan bu yasanın Türkiye’de orman arazisine gecekondu yapan ilk Başbakan olarak tarihe geçen Sayın Recep Tayyip Erdoğan zamanında getirilmiş olması dikkat çekicidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uzlaşma kültürünü yok sayan, kamuoyunun gerçekleri öğrenmesinden ve bilgi edinmesinden rahatsız olan AKP Hükûmeti, böylesi önemli yasaları temel yasa gerekçesiyle, maddelerin görüşülmesini ve tartışılmasını engellemektedir.

Böylesi düzenlemelerden sağlıklı sonuçların çıkmayacağı artık anlaşılmalı ve yüce Meclisin sağlıklı çalışmasının önü açılmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Topuz.

Demokratik Toplum Partisi Grubu adına Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan.

Buyurun Sayın Kaplan.

DTP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dalay Lama’nın bize hatırlattığı bir cümleyle başlamak istiyorum: “Şiddetten arınmışlık yalnızca şiddetin yokluğunu ifade etmez. Bundan çok daha pozitif, çok daha anlamlı bir şeydir. Şiddetten arınmışlığın en gerçek ifadesi şefkattir ki, bu, pasif bir duygusal tepki değil, eyleme dönük rasyonel bir adımdır. Samimi bir şefkat duygusu, başkalarına yakınlık hissetmeyi ve onların iyiliğinden kendini sorumlu görmeyi içerir. Şiddetten arınmış bir mücadele pasif kalmak değildir, gücün karşısına doğruyla çıkmanın en etkin yöntemlerinden biridir.”

Bundan bir yıl önce Hrant Dink, her türlü savaş söylemine karşı doğrudan etkileşimi, karşılıklı anlayışı ve şefkate dayalı bir şiddetten arınmışlık etiğini savunuyordu. Bize Martin Luther King’i hatırlattı, yaşamları da ölümleri de birbirine benziyordu. Hrant da King gibi, herkesin özgür ve adil bir biçimde yaşayacağı bir dünya, bir Türkiye hayal ediyordu; Türklerin, Kürtlerin, Müslümanların, Yahudilerin, farklı dinlerin, farklı kökenlerin. Ancak, bir yıl önce Hrant Dink’i yitirdik.

“Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim.” demişti Rakel Dink. Şırnak’ta büyümüş Rakel Dink’in bu sözlerini bir Şırnak Milletvekili olarak söylemek ve onun arkadaşlarının yazdığı bu dizelerden karanlığı sorgulayamadıkça, geçmişle, bugünle ve aynadaki suretimizle yüzleşemedikçe, kendimizle ve birbirimizle barışamadıkça, şiddetin, ölümün ve korkuların karanlık ülkesi olmaya devam edeceğimiz ortadadır.

Bu nedenle, Sayın İçişleri Bakanının, faillerin bulunması, karanlıkların aydınlığa kavuşturulması konusundaki buradaki açıklamalarını, Hükûmetin bu yaklaşımını önemsiyoruz ve Türkiye’nin aydınlık geleceği için bu karanlıkları parçalamamız gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Bu “torba yasa” dediğimiz altı yüz elli bir yasanın –birçoğu, birçok konuda- üzerinde bir çalışma yaptık. Bu çalışmaların Mecliste grubu bulunan dört grubun da temsilcilerinin katıldığı bir çalışma ortamında hazırlanması sonucudur ki altı yüz elli bir tane yasayı çok rahatlıkla burada tartışarak, konuşarak Meclis yasalaştırabiliyor. Bu diyalog, bu ortaklaşma ruhunu, bu birlikte ülkemiz için bir şeyler yapma ruhunu her alanda geliştirmemiz gerektiğine dikkat çekmek istiyorum.

Bizler, bu yasaların Türk Ceza Kanunu’na uyumunu sağlarken hak ve özgürlüklerden de -bir önceki oturumda- toplantı ve gösteri yürüyüşünden de bahsetmiştik ve demokrasinin en önemli konularından biri düşünce ve örgütlenme özgürlüğü ve bunun ifade araçları olduğunu söylemiştik. Bunların içinde Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası da vardı. Çok yakında bunları da konuştuk.

Bugün sosyal güvenlik reformu Meclise gelmek üzere, alt komisyonda çalışmaları yapılıyor. Binlerce emekçi İstanbul’dan, İzmir’den, Mersin’den, Trabzon’dan, Diyarbakır’dan Ankara’ya akın akın geldiler, seslerini duyurmak için geldiler, emek ve meslek örgütleri geldiler, ama ancak Kızılay’a kadar gelebildiler, Kızılay’dan sonra önleri kesildi. Artık bu ülkede emek ve meslek örgütlerinin, bu ülkenin en onurlu insanlarının, çalışanların ve üretenlerin de kendilerine yakışır çağdaş tepkilerini istedikleri biçimde koyabilmelerinin zamanı geldi diye düşünüyoruz. Yani Beyaz Saray’ın önünde, Amerikalı ve Amerikalıların, olmadığı kadar, her ülke insanının gidip Beyaz Saray’ın önünde rahatlıkla tepkisini ve önerisini koyabileceği demokratik haklarının DİSK’ten, Türk-İş’ten, Kamu Emekçileri Sendikalarından, Türk Tabipleri Birliğinden ve meslek örgütlerimizden alınması, onların Meclisin dışına bir suçlu gibi uzak tutulması, onların sloganlarının, sesinin buradan duyulmasının istenmemesini 21’inci yüzyılda anlamış değilim ve buradan açıklıkla ifade etmek istiyorum ki, Kızılay’da önleri kesilen, Sıhhiye’de, Sakarya Caddesi’nde önleri kesilen ve orada bir kısmı da engellenen bu emekçilerin haklı seslerini, istemlerini elbetteki bu kürsüde dile getirme hak ve yükümlülüğü altındayız.

Yine, bir konuda bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Bu, diyaloga ihtiyacımızı, tekrar, ortak sorunları birlikte çözmemizi gerektiren bir konu. Asurlulardan kalma hukuk belgelerinde evli ve dul kadınlarla ilgili bazı hükümler görebilirsiniz. Yahuda’nın kerametinde Tamarra’nın gördüğünü ve yüzünün örtüsünü de okuyabilirsiniz. Heraklit, Yunanistan’a, Mısır’daki kadınların giyimlerini destanlarında anlatabilir. Aziz Paulus kadınlarla ilgili bir şeyler söyleyebilir veya Kur’an’ı Kerim’de El Ahzâb Suresi’nde veya Nur Suresi’nde farklı şeyler söylenebilir. Dinler, kültürler Asurlulardan günümüze kadar giyimi tartışmıştır. Bu giyim konusundaki düşünceler, değişimler, moda değişmiştir. Bugün kadın giyimi sadece bir lüks, süs olmanın ötesinde din, inanç ve felsefik yaklaşımı dışında, aynı zamanda, kültürel yaklaşım dışında bir kadın hakları sorunu olarak gündemimizde olması kadar doğal bir şey yok. Bunu artık çözmemiz gerekiyor. Nasıl çözeceğiz? Toplumsal mutabakatla bunu çözmemiz gerekiyor; birbirimize yüksek perdeden okunuşlarda bulunarak ve dışardan değil, burada, Mecliste, makul ölçülerle olayı getirerek. Biz, programımızda da ve düşüncelerimizde de din ve vicdan hürriyetinden yana olduğumuzu her zaman ifade ettik ve her zaman için de üniversitede bir baş örtüsü nedeniyle bir kız çocuğunun okuldan edilmesine karşı olduğumuzu da ifade ettik ve her zaman da ederiz. Ancak, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinin makul ölçülerinin çerçevesini de bilmemiz gerekiyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini de hiçbirimizin doğru dürüst okumadığı kanısındayım. Ben, o kararları, özellikle dikkatle okudum. Anayasal yargımız, mahkemelerimizin yargı içtihatları elbette ki orada değerlendirilmiştir, ancak şunu da söylemiştir: “Ulusal yasaları çıkarma takdir marjı yine o ulusal parlamentolara aittir.” demiştir, yani Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir.

Bu bağlamda baktığımız zaman, Avrupa Mahkemesinin kamusal alan ölçütünde de bir tavzihe gitmediğini görürüz, kamusal sınır konusunda da kafalarının karışık olduğunu görürüz. Bu nedenledir ki Sayın Başbakanın İspanya’dan basın önünde ortaya attığı ve gündem oluşturmak istediği yaklaşım tarzını son derece tehlikeli, toplumu gerebilecek ve mutabakatı zedeleyebilecek bir anlayış olarak görüyor, varsa -Başbakanın, Hükûmetin, Kabinesinin- buraya yasa tasarısıyla gelmesini veya gruplarla konuşmasını öneriyoruz.

Yine şunu da açıkça ifade edeyim: Külliyen ret anlayışını da kabul edemiyoruz, laikliği de tartışmak gerekiyor bu yüce Mecliste…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Konuşmanızı tamamlar mısınız Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Devamla) - …ve aynı şekilde, durup dururken, Anayasa konusu olmayacak, bir yasayla düzenleme konusu olabilecek bir konuyu, yine alelacele, bir parti grubumuzun önerge olarak getirmesini ve üstelik de sınırsız olarak “hizmet alan da hizmet veren de” şeklinde, kapasitesi, sınırı belli olmayan bir yaklaşımın da mutabakat konusunda engel olduğunu ifade etmek istiyorum.

 

Yani şunu tartışacağız: Yani yüzbaşı türbanlı olur mu? Yani polis türbanlı olur mu? Yani baş örtüsü nedir? Türban nedir? Tesettür nedir? Yani, bunu… Hepimiz biliyoruz ki, Türkiye’de on binde 1 kişinin türbandır, gerisi baş örtüsüdür, eşarptır, tülbenttir. Analarımız, bacılarımız, dinî inançları gereği bunu takıyorlar. Bunu tartışmadan, germeden, laik-antilaik kamplaşmasına götürmeden bu Mecliste tartışabiliriz, çözebiliriz. Anayasal yargı konusu yapmadan, Anayasa Mahkemesine kapıları açmadan, bunu tekrar sürünceme yokuşuna vermeden… Anayasaya götürürseniz bu iş yokuşa sürer.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Devamla) – Anayasadan sonra da yasa çıkarmak zorunda kalırsınız, uyum yasası çıkar. Onun için bu bir yasa konusudur. Gelin birlikte konuşalım, mutabakatla bu işi çözelim deriz.

NESRİN BAYTOK (Ankara) – Yakışmıyor Sayın Kaplan, yakışmıyor.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Mehmet Şandır.

Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iki haftadan bu yana Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu üzerinde görüşmelerde bulunuyoruz, son bölüme geldik. Başka bir, yürürlük ve yürütme maddesinde, konuşma imkânı olmayacağı için bir değerlendirme konuşması yapmak maksadıyla Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Muhterem heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli Başkanım, gerçekten bir usul olduğu için temel kanun mahiyetinde görüşüyoruz, bir başka isimlendirme yapılamadığı için “temel kanun” dedik. Aslında, anlamı itibarıyla, keyfiyeti itibarıyla gerçekten bir temel kanun. Ama, birçok kanunun birçok maddesinde değişiklik yapmayı amaçlayan zorunlu bir kanun. Geçmiş dönemlerde bu tür kanunlara “torba kanunlar” deniliyordu. Torba kanun veya temel kanun, ama toplum hayatını, devlet hayatını tanzim eden çok temel Ceza Kanunu’nda yapılan köklü değişikliklerin diğer kanunlardaki yansımalarını, birlikte, topluca, bir arada düzenleyen kapsamlı bir kanunu bitirmek üzereyiz. İşte, yaklaşık 600 maddeyi geçkin -zannediyorum, çıkartılan maddelerden sonra geriye kalan 600’ün üzerinde madde olacak- 170’ten fazla kanunda değişiklik yapıyoruz. Saydığıma göre, 61 kanunda 96 maddeyi çıkartıyoruz ve bu 171 kanunda muhtemel 600 madde değil, 1.000’e yakın maddede de değişiklikler yapıyoruz. Gerçekten, 23’üncü Dönemde şu güne kadar yaptığımız en kapsamlı çalışma.

Bu çalışmaya muhalefet partileri olarak bizler de katkılarda bulunduk. Tabii, geçen dönemde İç Tüzük’ün 77’nci maddesinde yapılan değişiklik doğrultusunda bu kanunu komisyonda maddeleriyle görüşmek imkânı olmadığı için ve bu kapsamda, bu hacimde bir kanunu da burada, Genel Kurulda bilinçli bir görüşme imkânı olmadığı için, iktidar partisi grubundan, bu kanunun gündeme alınmasının tartışıldığı Danışma Kurulunda bize süre verilmesini, o süre içerisinde oluşturulacak komisyonda bu kanunun görüşülmesini, gerekiyorsa değişiklik önergelerinin birlikte verilmesini, ben, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili olarak ısrarla istemiştim. Bu sonuç hasıl oldu. Sonuçta, dört milletvekili, zannediyorum her gruptan bir milletvekilinin katılımıyla, bir haftayı geçkin bir süre bu kanun üzerinde çalışıldı. Orada da görüldü ki, bu kanun hazırlandığından bu yana da değişiklikler olmuş, bazı kanun maddelerini değiştirmek, hatta çıkarmak gerekti ve muhtemel, iki yüze yakın da önerge hazırlandı. Birlikte bu önergeler de oylanarak, ümit ediyorum ki, mümkün olabildiği kadar mükemmele yakın bir kanun çıkartılmaya çalışıldı.

Bu kanuna Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biz, samimiyetle ve iyi niyetle katkı vermeye çalıştık. Bazen yorulduk, gergin anlar da yaşadık, tartışmalar da oldu ama sonuçta emeğe saygı duymak, teşekkür etmek gerekiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonlarıyla, Genel Kuruluyla, yapılması gereken, olması gereken çok temel bir konuda, çok önemli bir iş başarmıştır. Türk Ceza Kanunu’nun uygulanmasında yargı organları, mahkemelerimiz bir anlamda bu kanunu beklemektedir, bu kanunla yapılan değişiklikleri beklemektedir. Bu değişiklikler yapılamadığı için dosyalar raflarda bekletilmekte, dolayısıyla vatandaşımız da mağdur edilmekteydi. İnanıyorum ki, bu kanunun çıkmasından, yayınlanmasından sonra da çok uzun bir süre ciddi bir çalışma yapılarak, burada yapılan değişiklikler ilgili kanunlarında işlenerek yargının kullanımına sunulacaktır.

Bu sebeple, değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak milletimize hizmet etmek sorumluluğunda, Hükûmetin hazırladığı veya milletvekillerimizin teklifler şeklinde hazırladığı kanun tasarılarına ciddiyetle, iyi niyetle ve yoğun bir gayretle katkı vermeye çalıştığımızı ifade ediyorum.

Bu kanunun hazırlanmasında, tartışılmasında emeği olan, katkısı olan herkese, bürokrasisiyle, Hükûmetiyle, Komisyon üyesi, Genel Kurul üyeleri ve tüm grubum üyesi arkadaşlarım başta olmak üzere herkese çok teşekkür ediyorum. Kanunun ülkemize, milletimize, Hükûmete, yargıya hayırlı sonuçlar getirmesini diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şandır.

Şahısları adına ilk söz, Konya Milletvekili Sayın Hüsnü Tuna’ya aittir.

Buyurun Sayın Tuna. (AK Parti sıralarından alkışlar)

HÜSNÜ TUNA (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan kanun tasarısının yirmi ikinci bölümüyle ilgili olarak şahsım adına söz almış bulunuyorum. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Muhtelif kanunların ceza içeren hükümlerinin temel ceza yasalarına uyumunu sağlamak amacıyla getirilen tasarının bu bölümünde, Kabahatler Kanunu, Adli Sicil Kanunu, Çocuk Kanunu gibi muhtelif kanunların bazı maddelerinin değiştirilmesi, bazı kanunların da yürürlükten kaldırılması sağlanmaktadır. Türk Ceza Kanunu ile özel suç tanımına yer veren diğer kanunlar arasındaki ilişkinin, hukuk devleti, adalet ve eşitlik ilkelerine uygun olarak belirlenmesi gerekmektedir. Belirli bir kanuna yollama yaparak, mücerret olarak bu kanuna aykırı davranışın ceza yaptırımına bağlanması suçta kanunilik ilkesi ile bağdaşmadığından hangi fiillerin suç oluşturduğunun kanunda açık bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, ceza içeren birçok kanunda yeni Türk Ceza Kanunu’nda benimsenen ilkelerle çelişen hükümler bulunmaktadır. Hem bu çelişikliğin giderilmesi hem de hukuk uygulamasında birliğin ve hukuk güvenliğinin sağlanması açısından, Türk Ceza Kanunu’nda belirlenen genel ilkelerin özel kanunlarda tanımlanan suçlar açısından da uygulanmasının temin edilmesi gerekmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; idari nitelikli yaptırımlarla ilgili genel kanun olan Kabahatler Kanunu’ndaki idari yaptırımları gerektiren fiiller, yani kabahatler açısından kanunilik ilkesi, zaman bakımından uygulama ve sorumluluk esasları, zaman aşımı, idari yaptırımların hukuki niteliği, çeşitleri ve sonuçları bir sistematik içerisinde düzenlenmiştir. İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yolu da düzenlenmiştir. Kabahatler Kanunu’ndaki genel hükümlerin özel kanunlarda tanımlanan kabahatler açısından da uygulanması sağlanmıştır. Kabahatler Yasası’ndaki değişiklikle bazı üst kurullar tarafından verilen idari para cezalarına karşı yargı yoluna gidilebilmesine imkân tanınmıştır. Kanun’da idari para cezasının alt ve üst sınırının gösterildiği kabahatten dolayı müşahhas olayda idari para cezasına karar verilmesinin gerekmesine rağmen verilmiş olan idari para cezasının kabahat fiilinin oluşturduğu haksızlıkla orantılı olmaması hâlinde mahkemenin verilen idari para cezasında değişiklik yaparak kabul edebilmesine imkân sağlanmıştır.

Bu çerçevede, Kabahatler Kanunu’nun kanun yoluna ilişkin hükümleri diğer kanunlarda yer alan idari para cezası gerektiren bütün fiiller açısından da uygulanabilecektir. Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkûm olan kişilerin süresiz olarak kullanmaktan yasaklandıkları hakları tekrar kullanabilmelerine imkân tanıyan bir düzenlemeye de ihtiyaç duyulmuş, bu nedenle Adli Sicil Yasası’nda bu yönde bir değişiklik getirilmiştir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun kamu davasının açılmasının ertelenmesi, hüküm açıklamasının geri bırakılması ve uzlaşmaya ilişkin hükümlerini de Çocuk Koruma Kanunu’na koyarak çocuklara yüklenen suçlarla ilgili uygulanması da sağlanmıştır. Bazı suçlarla ilgili olarak Türk Ceza Yasası’nda getirilen müeyyideler yeterli görülmüş, bu nedenle özel kanunlardaki bazı hükümler de yürürlükten kaldırılmıştır.

 Bu çerçevede, bu yasa değişikliğinin ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diler, saygılarımı sunarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Tuna.

Şahısları adına ikinci söz, Sakarya Milletvekili Sayın Ayhan Sefer Üstün’e aittir.

Buyurun Sayın Üstün. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 56 sıra sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde şahsım adına söz aldım. Bu vesileyle, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, evet, on beş günlük bir sürecin sonuna geldik. Burada, muhalefetiyle iktidarıyla çok uyumlu bir çalışma sergiledik. Bu kanun tasarısını İç Tüzük’ümüzde yer alan temel kanunların görüşülmesi usulüne göre görüştük, ama aslında bütün önergeler, görüşmeler ortak bir şekilde yapıldı, büyük bir olgunlukla gerçekleştirildi. Aslında daha önce de yine, bu sürecin başlangıcında Türk Ceza Kanunu, Kabahatler Kanunu, Ceza Usul Kanunu ve Ceza İnfaz Kanunu olmak üzere temel ceza kanunlarını da yine bu yaklaşım tarzıyla bu Meclisten geçirmiş idik. O bakımdan, isterseniz temel kanun olarak da bir yasayı görüşsek, uzlaşma olduktan sonra bu olgunluk içerisinde, uzlaşarak, suhuletle yasaları görüşeceğimizin en güzel örneğini burada verdik.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Uzlaşma, grupları olan partiler arasında oldu. Ben dâhil değilim.

AYHAN SEFER ÜSTÜN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Türkiye’nin gerçekten önemli sorunları var. Bunları da mutlaka yine uzlaşarak, anlaşarak çözebiliriz. Önümüzde bir demokratik sivil anayasa yapma çalışması var. Bu aynı anlayışı burada da sergilediğimizde 23’üncü Dönem gerçekten tarihe geçecek bir iş yapacaktır, çünkü 22’nci Dönemde ve ilaveten şu anda çıkardığımız ceza kanunları, Anayasa’dan sonra toplumu en fazla ilgilendiren temel kanunlardır. Eğer biz bu uzlaşıyı burada gösterebilmiş isek ve bunu becerebilmiş isek, önümüzdeki yasama çalışmalarında da, hele hele Anayasa gibi uzlaşma gerektiren bir konuda da bu hususu sergileyeceğimizi ümit ediyorum.

Değerli arkadaşlar, biraz sonra burada verilecek önergelerle bazı maddeler metinden çıkartılacak, çünkü burada yapılmak istenen düzenlemeler 6/12/2006 tarihinde 5560 sayılı Kanun’la zaten gerçekleştirilmiş idi. O bakımdan 632, 633, 634, 635, 636, 637, 638, 642, 643 ve 644’üncü maddeler metinden çıkartılacaktır.

Değerli arkadaşlar, burada, 632’nci madde –aslında bu madde metinden çıkartılacak ama- soruşturma zaman aşımını düzenlemektedir. Burada soruşturma zaman aşımı vardır, bir de dava zaman aşımı vardır. Maalesef, son yıllarda, sanki bu dava zaman aşımı süreleri kısaltılmış da davalar zaman aşımına uğramakta ve bu şekilde sanki suçlular suçsuz kalmakta veya cezaya çarptırılmamakta gibi bir anlayış var. Oysa geçen dönemde Ceza Usul Kanunu’nda yaptığımız değişikliklerle zaman aşımları sürelerini uzatmış idik. Ancak, maalesef, ne hikmetse, özellikle nitelikli davalarda veya çete davalarında, biraz vasıflı davalarda bu davalar bir türlü bitmiyor. Oysa bir uygulamacı önündeki bir dosyaya baktığında bu dosyanın zaman aşımına ne zaman uğrayacağını pekâlâ bilebilir. Efendim altı ay talik etmeler, altı ay atmalar, bir yıl atmalar gerçekleşirse dosyalarda, elbette zaman aşımına uğrayabilir. O bakımdan, uygulayıcılar, bu dosyadaki zaman aşımı tarihini tahmin ederek, kestirerek çalışma tarzını buna göre düzenleseler, kesinlikle dosyalar zaman aşımına uğrama gibi bir akibetle sonuçlanmazlar. Çünkü zaman aşımlarını gerçekten uzattık. On yıl, on beş yıllık zaman aşımları var. Bir soruşturma zaman aşımı var, bir de dava zaman aşımı var. O bakımdan, kanaatimce, biraz daha dikkatli çalışıldığında bu davaların da zaman aşımına uğramayacağı kanaatindeyim.

Ben tekrar bu kanunun ülkemize hayırlı olmasını temenni eder, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Üstün.

Sayın milletvekilleri, bölüm üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.

Şimdi soru-cevap işlemine başlıyorum.

Sayın Tütüncü, buyurun efendim.

ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İki soru soracağım Sayın Bakanımıza. Birincisi 640’ıncı maddeyle ilgili. 640’ıncı madde, Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanun’da bir değişiklik öngörüyor. Bildiğimiz kadarıyla –ki Sayın Topuz’un konuşmasında da açıklandığı gibi- söz konusu yasa iki buçuk yıldan bu yana yönetmeliği çıkarılamadığı için bir çeşit askıda bırakılmış konumda. Neden iki buçuk yıldan bu yana Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve ilgili bakanlık görevini yapmamıştır, bu yönetmeliği çıkarmamıştır? Şimdi, bir bakıma uygulanmayan bir kanunla ilgili bir değişiklik yapma durumunda kalıyoruz. Bu birinci sorum.

İkinci sorum 642’nci maddeyle ilgili. Bu 642’nci madde Çocuk Koruma Kanunu’nda değişiklik yapıyor. Çocuğun işlediği üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarla ilgili yeni bir düzenleme öngörülüyor.

Şimdi, son yıllarda çocukların, hırsızlık, yankesicilik, gasp, kapkaç gibi suçlara karışma oranında hızla artış gözlenmektedir. Çocuk Koruma Kanunu’nda -ki burada değişiklik yaptığımız kanunda- çocuk yaşı sınırı kaçtır? Çocukların az önce söylediğim suçlara karışma oranındaki hızlı artış karşısında acaba yasadaki çocuk yaş sınırında yeni bir düzenleme yapılması düşünülmekte midir Avrupa Birliği normları çerçevesinde?

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Tütüncü.

Sayın Sakık

SIRRI SAKIK (Muş) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben, aracılığınızla Sayın Bakana bir soru iletmek istiyorum. İki gündür, Diyarbakır’dan buraya gelen bir hastanın dramını Parlamentoyla paylaşmak istiyorum. Sayın Başbakanımızın da açıklaması oldu, Sayın Sağlık Bakanının da. Doktorların tek 1 lira talep etmeden hastaların bütün tedavisinin karşılanacağı söyleniyordu. Oysa, Diyarbakır’dan sevk edilerek buraya gelen hasta İbni Sina Hastanesine başvuruyor. İki gündür oradaki doktorlarla… Yeşil kartlı bir hasta ve 24 milyar lira para talep edilmektedir.

Ben, bizzat o doktorla görüştüm. Bu rakamların neyi ifade ettiğini kendisiyle paylaştığımda bizde uygulamanın bu olduğunu söyledi, ama ikinci pazarlık sonucu 10 milyara kadar düştüğünü… Oysaki, Sayın Başbakanın açıklamasıyla Sağlık Bakanımızın açıklaması arasındaki bu tezadı nasıl ifade edersiniz?

İkincisi: Yeşil kart sahibi olan birinden nasıl para talep ediliyor? Bunu öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Sakık.

Sayın Sipahi…

KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) – Sayın Başkan, teşekkür ederim. Sayın Bakana bir konuyu iletmek istiyorum.

Efendim, nakliye sektörünün çok ciddi sorunları var. Bunların birçoğu Ulaştırma Bakanımızı ilgilendiriyor, ancak Adalet Bakanımızı da ilgilendiren bir önemli konu var. Sanıyorum Sayın Bakan bu konuda ziyaret edildi nakliye sektörü temsilcileri tarafından. Bu son zamanlarda nakliye sektöründe hırsızlık olayı çok arttı. Şoförler yüklü araçları alıp götürüyorlar, boşaltıyorlar, birilerine satıyorlar. Daha sonra yakalandıklarında bunlar emniyeti suistimal suçundan yargılanıyorlar, çok cüzi bir cezayla kurtuluyorlar. Bu konu gerçekten nakliye sektörü ve büyük firmalar için bir prestij konusu olmaya başladı. Nakliye sektörünün bu suçun emniyeti suistimalden çıkartılıp nitelikli dolandırıcılık hâline gelmesi konusunda bir talepleri var. Bu konuda sanıyorum Sayın Bakan da nakliye sektörü temsilcileri tarafından Ulaştırma Bakanımızla beraber ziyaret edildi. Bizler ziyaret edildik. Bu konuda bir gelişme var mı? Çünkü ben bu konuda nakliye sektörü temsilcilerinden ciddi talepler alıyorum. Sayın Bakanın cevaplamasını istirham edeceğim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Sipahi.

Sayın Özkan…

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Burdur ili Karamanlı ilçesi Kağılcık köyü arazi toplulaştırması uygulamalarında haksızlık, adaletsizlik, iltimas, adam kayırma yapıldığı yönünde duyumlar alıyoruz. 5 dekardan küçük tarla olmayacağı söylenmiştir, ancak 3-4 dekarlık tarlalar birleştirilmemiştir. Bazı tarlalar alakasız kişilerle birlikte birleştirilmiş olup ayrılması için başvurulmasına rağmen ayrılmamıştır. Bu ve buna benzer şikâyet ve müracaatlar Konya Bölge Müdürlüğüne iletilmesine rağmen, gerekli düzeltmeler yapılmamıştır. Söz konusu 20 bin dekar arazidir.

Sonuç itibarıyla toplulaştırılması değil, arazinin en iyi yerleri birilerine peşkeş çekilmiştir. Bu sebeple devlet de zarara sokulmuştur. Köy halkı ve tarla sahiplerinin yüzde 70’i bu uygulamalardan memnun değildir. Bazı tarlalarda verilen metrekareden daha azdır. Mağduriyetlerin giderilmesi için gerekli girişimlerin yapılmasını düşünür müsünüz? Yerinde incelemenin yapılmasını sağlarsanız memnuniyetimiz artacaktır.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Özkan.

Sorular tamamlanmıştır Sayın Bakanım, cevap verecek misiniz?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Tamam mı efendim, sıra bana geldi mi?

BAŞKAN – Tabii efendim, buyurun.

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.

Sayın Tütüncü, bir kanunun yönetmeliğinin üç yıldır çıkmadığını ifade etti. Soruyu sorarken ses tonu çok düşüktü. O nedenle hangi kanundan bahsettiğinin notunu doğrusu alamadım, ama arkadaşlarımız tespit etmişler. Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanun’un, bu kanunda yazılı olduğu şekilde belirli sürede çıkması gereken yönetmeliğinin çıkmadığını ifade ettiler. Ben bu konuyla ilgileneceğim. Gerçekten süresi geçtiği hâlde çıkmamış mıdır yoksa daha süresi var mıdır, konuyu inceleyerek zatıâlinize yazılı malumat vereceğim Sayın Tütüncü.

“Çocuk Koruma Kanunu’nda yaş sınırı kaçtır?” diye bir soru sorduğunuzu zannediyorum yanlış not etmedimse. Çocuk Koruma Kanunu’nun 3’üncü maddesinde “çocuk” şu şekilde tarif edilmektedir: “Daha erken yaşta ergin olsa bile, on sekiz yaşını doldurmamış kişi”ye çocuk denmektedir. Çocuk Koruma Kanunu, on sekiz yaşını doldurmamış herkesi çocuk saymaktadır ve bu kanun kapsamında değerlendirmektedir.

Sayın Sakık, bir hastanın İbni Sina Hastanesinde müracaatı ve tedavi talebi karşısında yeşil kartlı olmasına rağmen kendisinden para talep edildiğini ifade etti. Hastanın ismini lütfederseniz, ben ilgileneceğim efendim.

SIRRI SAKIK (Muş) – Dilşa Efe.

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Tamam, peki, teşekkür ederim.

SIRRI SAKIK (Muş) – Ben teşekkür ederim.

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) - Sayın Sipahi, nakliye sektörü temsilcilerinin beni ziyaret etmiş olabileceğini ifade ettiler. Böyle bir randevu talebi gelmedi Sayın Sipahi. Gelirse memnuniyetle kendilerini dinlerim. Ama nakliye sektörünün bir sorun yaşadığını, zaman zaman nakliye esnasında araçlarındaki malların çalındığını ve emniyeti suiistimal maddesinden haklarında takibat yapıldığını, ama bunun bir nitelikli dolandırıcılık kabul edilmesi gerektiğini ifade ettiniz. Böyle bir ziyaret vuku olduğu takdirde kendilerini memnuniyetle dinlerim, sorunlarını takip ederiz. Eğer gerçekten yasal açıdan bir problem varsa bu konuda kendilerine yardımcı oluruz.

Nakliyecilerle ilgili emniyeti suiistimal suçu Türk Ceza Kanunu 155’inci maddesinde yaptırıma bağlanmış, bir yıldan yedi yıla kadar hapis cezası var. Ama söylediğiniz istikamette konuyu ilgili arkadaşlarımız ayrıca değerlendirecekler.

Sayın Özkan, Burdur’da arazi toplulaştırmasıyla ilgili sorunlar yaşandığını ifade ettiniz. Tabii ki bu konu Tarım Bakanlığını, ama bunun yanında Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünü de yakından ilgilendirmektedir. Bakanlığımla ilgili olmadığı için şu anda size hemen konuyla ilgileneceğim diyemiyorum, ama mutlaka yazılı cevap verirken ilgili kuruluşlardan sorunuz ve sorunla ilgili bilgi alarak sizi malumatlandıracağım.

Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

BAŞKAN – Ben teşekkür ederim Sayın Bakanım.

Sayın milletvekilleri, yirmi ikinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Şimdi, yirmi ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

631’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 631 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

M. Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Ankara

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

 

Gerekçe:

Tasarının 631 inci maddesiyle, 5326 sayılı Kabahatler Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 32 nci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, işbu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 631’inci madde metinden çıkarılmıştır.

632’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

                                  Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 632 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

M. Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Ankara

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 632 nci maddesiyle, 5326 sayılı Kabahatler Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 33 üncü maddesi ile gerçekleştirildiğinden, işbu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Böylece, kabul edilen önerge doğrultusunda 632’nci madde metinden çıkarılmıştır.

633’üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

                                  Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 633 üncü maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

M. Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Ankara

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 633 üncü maddesiyle, 5326 sayılı Kabahatler Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 34 üncü maddesi ile gerçekleştirildiğinden, işbu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 633’üncü madde metinden çıkarılmıştır.

634’üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 634 üncü maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

M. Yılmaz Helvacıoğlu

 

 

Ankara

Siirt

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Biz katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 634 üncü maddesiyle, 5326 sayılı Kabahatler Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 35 inci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, işbu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 634’üncü madde metinden çıkarılmıştır.

635’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 635 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

Cemal Taşar

 

 

Ankara

Bitlis

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 635 inci maddesiyle, 5326 sayılı Kabahatler Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 36’ncı maddesiyle gerçekleştirildiğinden, işbu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda madde metinden çıkarılmıştır.

636’ncı madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 636 ncı maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

Cemal Taşar

 

 

Ankara

Bitlis

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 636 ncı maddesiyle, 5352 sayılı Adli Sicil Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 37 nci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, işbu önerge verilmiştir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 636’ncı madde metinden çıkarılmıştır.

637’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 637 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

Cemal Taşar

 

 

Ankara

Bitlis

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 637 nci maddesiyle, 5352 sayılı Adli Sicil Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 38 nci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, işbu önerge verilmiştir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 637’nci madde metinden çıkarılmıştır.

638’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 638 inci maddesiyle değiştirilen 5362 sayılı Kanunun 50 nci maddesinde geçen “millî savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Nihat Ergün

K. Kemal Anadol

Bekir Bozdağ

 

Kocaeli

İzmir

Yozgat

 

Mehmet Şandır

Mustafa Hamarat

Rıdvan Yalçın

 

Mersin

Ordu

Ordu

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet Katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bir suçtan mahkûmiyete bağlı hak yoksunlukları bakımından mevzuattaki hükümler arasında yeknesaklığı sağlamak amacıyla işbu değişiklik önergesi verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 638’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

639’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

640’ıncı madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 640 ıncı maddesiyle değiştirilen 5368 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde geçen “millî savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk” ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Nihat Ergün

K. Kemal Anadol

Bekir Bozdağ

 

Kocaeli

İzmir

Yozgat

 

Mehmet Şandır

Mustafa Hamarat

Rıdvan Yalçın

 

Mersin

Ordu

Ordu

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Biz katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bir suçtan mahkûmiyete bağlı hak yoksunlukları bakımından mevzuattaki hükümler arasında yeknesaklığı sağlamak amacıyla işbu değişiklik önergesi verilmiştir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 640’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

641’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

642’nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

                                  Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 642 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

Abdulkerim Aydemir

 

 

Ankara

Ağrı

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 642 nci maddesiyle, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 39 uncu maddesi ile gerçekleştirildiğinden, işbu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Böylece, kabul edilen önerge doğrultusunda 642’nci madde metinden çıkarılmıştır.

643’üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 643 üncü maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Oktay Vural

Hasip Kaplan

 

Kayseri

İzmir

Şırnak

 

Hakkı Suha Okay

Abdulkerim Aydemir

 

 

Ankara

Ağrı

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

 

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 643 üncü maddesiyle, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 40 ıncı maddesi ile gerçekleştirildiğinden, işbu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 643’üncü madde metinden çıkarılmıştır.

644’üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 644 üncü maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hasip Kaplan

Oktay Vural

 

Kayseri

Şırnak

İzmir

 

Hakkı Suha Okay

Abdulkerim Aydemir

 

 

Ankara

Ağrı

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Biz katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 644 üncü maddesiyle, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 41 inci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, işbu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 644’üncü madde metinden çıkarılmıştır.

645’inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 645 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hasip Kaplan

Oktay Vural

 

Kayseri

Şırnak

İzmir

 

Hakkı Suha Okay

Abdulkerim Aydemir

 

 

Ankara

Ağrı

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 645 inci maddesiyle, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 42 nci maddesi ile gerçekleştirildiğinden, işbu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda madde metinden çıkarılmıştır.

646’ncı madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 646 ncı maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hasip Kaplan

Oktay Vural

 

Kayseri

Şırnak

İzmir

 

Hakkı Suha Okay

Ali Koyuncu

 

 

Ankara

Bursa

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu efendim?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Tasarının 646 ncı maddesiyle, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 43 üncü maddesi ile  gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda madde metinden çıkarılmıştır.

647'nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 647 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hasip Kaplan

Oktay Vural

 

Kayseri

Şırnak

İzmir

 

Hakkı Suha Okay

Ali Koyuncu

 

 

Ankara

Bursa

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Tasarının 647 nci maddesiyle, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda değişiklik yapılmaktadır. Ancak, söz konusu değişiklik, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 44 üncü maddesi ile  gerçekleştirildiğinden, iş bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Böylece, kabul edilen önerge doğrultusunda madde metinden çıkarılmıştır.

648'inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

649'uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 56 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 649 uncu maddesinin "ee", "gg" ve "aaa" bentlerinin madde metninden çıkarılmasını ve diğer bentlerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Elitaş

Hasip Kaplan

Oktay Vural

 

Kayseri

Şırnak

İzmir

 

Hakkı Suha Okay

Ali Koyuncu

 

 

Ankara

Bursa

 

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

Tasarının 649 uncu maddesinin “ee” bendinin yürürlükten kaldırılmasının, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 5 inci maddesinin uygulamasında bazı sakıncaları ortaya çıkaracağından söz konusu bendin Tasarı metninden çıkarılması gerekmektedir.

Tasarının 649 uncu maddesinin “gg” bendiyle, 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununun 31 inci maddesi yürürlükten kaldırılmaktadır. Ancak, söz konusu madde, daha sonra yürürlüğe giren 28/12/2006 tarihli ve 5571 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu ile Turizm Teşvik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 29 uncu maddesiyle yürürlükten kaldırıldığından,

Keza Tasarının 649 uncu maddesinin “aaa” bendiyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 73 üncü maddesinin sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmaktadır. Ancak anılan fıkra, daha sonra yürürlüğe giren 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 45 inci maddesiyle yürürlükten kaldırıldığından,

bu önerge verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Böylece, kabul edilen önerge doğrultusunda 649’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Geçici 1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Geçici 2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Geçici 3’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 19.07

 

 

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 19.18

BAŞKAN: Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR

KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51’inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

56 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon? Yok.

Hükûmet?  Yok.

Böylece, ertelenmiştir.

Şimdi, 2’nci sırada yer alan, Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

2.- Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/437) (S. Sayısı: 54)

BAŞKAN - Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sırbistan ve Karadağ Bakanlar Konseyi Arasında Askeri-Bilimsel ve Askeri-Teknik İşbirliği Konusunda Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sırbistan ve Karadağ Bakanlar Konseyi Arasında Askeri-Bilimsel ve Askeri-Teknik İşbirliği Konusunda Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/294) (S. Sayısı: 68)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, boşuna yorulmayın, Hükümet yok. Birleşime son verin.

BAŞKAN – Öyle yapacağız Sayın Genç.

Sayın milletvekilleri, anlaşıldığı gibi, bu saatten sonra Komisyon ve Hükümeti yerinde bulamayacağımızdan, alınan karar gereğince, sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için 22 Ocak 2008 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 19.19

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.