DÖNEM: 23                             CİLT: 2                     YASAMA YILI: 2

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

6’ncı Birleşim

10 Ekim 2007 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

   I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

  II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ ve 272 milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/14) (S. Sayısı: 32)

 

IV.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, temizlik hizmeti alımına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/83)

2.- Muğla Milletvekili Ali Arslan’ın, milletvekillerine dağıtılan bir dergiye ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/86)

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETÝ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açıldı.

 

TBMM Başkan Vekili ve Oturum Başkanı Eyyüp Cenap Gülpınar, Şırnak ve Diyarbakır’da meydana gelen terör olaylarında şehit edilen askerlerimize Allah’tan rahmet; ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize başsağlığı dileyen bir konuşma yaptı.

 

Ardahan Milletvekili Saffet Kaya, Ardahan’da üniversite kurulmasına ve Bakü-Tiflis demiryolu hattının Ardahan’dan geçişine,

Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, Kırklareli Vize’de yeni bir çimento fabrikası kurulması faaliyetlerine,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

 

Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü’nün, Hazreti Mevlânâ ve Anadolu felsefesine ilişkin gündem dışı konuşmasına, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay cevap verdi.

 

Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam ve 19 milletvekilinin, küresel ısınma ve küresel ısınmanın neden olduğu su sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/11) Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergenin gündemdeki yerini alacağı ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmenin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

 

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 11’inci sırasında bulunan 25 sıra sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünde Değişiklik Yapılması Hakkında İç Tüzük Teklifi’nin bu kısmın 1’inci sırasına; 8/10/2007 tarihli gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan ve aynı tarihte dağıtılan 32 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 5’inci sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun 9, 16 Ekim 2007 Salı ve 10, 24 Ekim 2007 Çarşamba günlerindeki birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerin görüşülmesine; 10 Ekim 2007 Çarşamba günkü birleşiminde çalışmalarına saat 12.00’de başlamasına; bu birleşimde 32 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin birinci görüşmeleri ile oylamasının yapılmasına ve oylamaların bitimine kadar çalışmalara devam edilmesine; 32 sıra sayılı Teklif’in ikinci görüşmelerinin ve oylamalarının 16 Ekim 2007 Salı günü yapılmasına ve bu birleşimde çalışma süresinin oylamaların tamamlanmasına kadar uzatılmasına; 23 Ekim 2007 Salı günü ise, gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmının 1, 5, 6, 8, 10 ve 11’inci sırasında bulunan (10/1), (10/4), (10/5), (10/7), (10/9) ve (10/10) esas numaralı Meclis araştırması önergeleri ile 9/10/2007 tarihli gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan ve biraz önce okunan (10/11) esas numaralı küresel ısınma ve su ile ilgili Meclis araştırması önergesinin birleştirilerek görüşülmesine; görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına ve bu birleşimde başka bir konunun görüşülmemesine; 30 Ekim 2007 Salı günü (9/1) esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin görüşmelerinin bitimine kadar çalışmalarını sürdürmesine ve bu birleşimde başka bir konunun görüşülmemesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edildi.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasına alınan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadol, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Demokratik Toplum Partisi Grup Başkanvekili Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılması Hakkında İçtüzük Teklifi (2/13) (S. Sayısı: 25) yapılan görüşmelerden sonra,

2’nci sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği Protokolünün (1/280) (S. Sayısı: 7),

3’üncü sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı ile Bosna-Hersek Adalet Bakanlığı Arasında İşbirliği Konusunda Protokolün (1/282) (S. Sayısı: 8),

4’üncü sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moğolistan Hükümeti Arasında Sağlık Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın (1/286) (S. Sayısı: 9),

Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarıları, görüşmelerini müteakiben yapılan açık oylamalardan sonra,

Kabul edildi.

 

Ardahan Milletvekili Saffet Kaya, Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, konuşmasında şahsına sataştığı iddiasıyla bir açıklamada bulundu.

 

“Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 5’inci sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı Hükümeti Arasında Bitki Karantina ve Bitki Koruma Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın (1/305) (S. Sayısı: 10) görüşmeleri Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, 10 Ekim 2007 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 12.00’de toplanmak üzere, birleşime 17.47’de son verildi.

 

 

 

Eyyüp Cenap GÜLPINAR

 

 

 

Başkan Vekili

 

 

Fatoş GÜRKAN

 

Fatma SALMAN KOTAN

 

Adana

 

Ağrı

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

 

                                                                                                                                              No.:   8

II.- GELEN KÂÐITLAR

10 Ekim 2007 Çarşamba

Raporlar

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Turizm Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/272) (S. Sayısı: 17) (Dağıtma tarihi: 10.10.2007) (GÜNDEME)

2.- Türkiye Cumhuriyeti Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı ile Romanya KOBİ’ler ve Kooperatifler Ulusal Kurumu Arasındaki Mutabakat ve İşbirliği Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/273) (S. Sayısı: 18) (Dağıtma tarihi: 10.10.2007) (GÜNDEME)

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Litvanya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/278) (S. Sayısı: 19) (Dağıtma tarihi: 10.10.2007) (GÜNDEME)

4.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Denizcilik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/281) (S. Sayısı: 20) (Dağıtma tarihi: 10.10.2007) (GÜNDEME)

5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Savunma Sanayii Alanında İkili İş Birliği Süresince Mübadele Edilen veya Oluşturulan Gizlilik Dereceli Bilgi ve Malzemelerin Karşılıklı Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/283) (S. Sayısı: 21) (Dağıtma tarihi: 10.10.2007) (GÜNDEME)

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kore Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İktisadi Kalkınma İşbirliği Fonu Kredilerine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/288) (S. Sayısı: 22) (Dağıtma tarihi: 10.10.2007) (GÜNDEME)

 

Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN’in, bakanların yurt dışı gezilerine katılan milletvekillerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7)

2.- Antalya Milletvekili Hüsnü ÇÖLLÜ’nün, Antalya’da su ve elektrik planlamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/8)

3.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan ÇİRKİN’in, kuraklıkla ilgili kararnameye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9)

4.- Adana Milletvekili Nevin Gaye ERBATUR’un, DSİ’nin 2004 yılında Ankara’nın su ihtiyacına yönelik öneride bulunup bulunmadığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/11)

10 Ekim 2007 Çar­şam­ba

Bİ­RİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­a­ti: 12.00

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER : Fa­toş GÜR­KAN (Ada­na), Fat­ma SAL­MAN KO­TAN (Ağ­rı)

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 6’ncı Bir­le­şi­mi­ni açı­yo­rum.

Top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır, gün­de­me ge­çi­yo­ruz.

Alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, gün­de­min “Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler” kıs­mı­na ge­çi­yo­ruz.

1’in­ci sı­ra­da yer alan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, Ko­ca­e­li Mil­let­ve­ki­li Ni­hat Er­gün, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş, Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Be­kir Boz­dağ ve 272 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sın­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru­’­nun bi­rin­ci gö­rüş­me­si­ne baş­la­ya­ca­ğız.

II­I.-KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ

1. – Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, Ko­ca­e­li Mil­let­ve­ki­li Ni­hat Er­gün, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş, Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Be­kir Boz­dağ ve 272 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sın­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/14) (S. Sa­yı­sı: 32) (x)

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon?.. Bu­ra­da.

Hükûmet?.. Bu­ra­da.

Ko­mis­yon ra­po­ru 32 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Atil­la Kar­t’­ın söz ta­le­bi var­dır.

Sa­yın Kart, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA ATİL­LA KART (Kon­ya) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; re­fe­ran­dum met­niy­le il­gi­li ola­rak dü­zen­le­nen ya­sa tek­li­fi üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Gru­bum ve şah­sım adı­na Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, gö­rüş­le­ri­mi ifa­de et­me­den ev­vel, ha­in sal­dı­rı­lar so­nu­cun­da şehit olan as­ker­le­ri­mi­ze Al­la­h’­tan rah­met, ulu­su­mu­za da baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

Ge­li­nen sü­reç­te, ar­tık Hükûme­tin boş söy­lem ve va­at­le­ri bir ta­ra­fa bı­ra­ka­rak, ka­rar­lı bir si­ya­si ira­de­yi or­ta­ya koy­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Ege­men­li­ği­mi­zi tar­tı­şı­lır hâle ge­tir­me­den, ica­zet ara­yış­la­rı­na gir­me­den, ulus­la­ra­ra­sı hu­kuk ve ant­laş­ma­lar­dan do­ğan meş­ru hak ve yet­ki­le­ri­ni kul­lan­ma­sı ve as­li gö­re­vi­ni yap­ma­sı nok­ta­sın­da, ko­nu­sun­da Hükûme­ti bir kez da­ha uyar­mak ge­re­ği­ni du­yu­yo­ruz.

Bu de­ğer­len­dir­me ve tes­pit­le­ri­mi yap­tık­tan son­ra tek­lif­le il­gi­li gö­rüş­le­ri­mi ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 21 Ekim re­fe­ran­du­mu ön­ce­sin­de bir Tür­ki­ye fo­toğ­ra­fı çiz­mek­te ya­rar gö­rü­yo­ruz.       “Biz de­miş­tik.” sap­lan­tı­sı­na gir­me­den bu fo­toğ­ra­fın un­sur­la­rı­nı ve ak­tör­le­ri­ni ana baş­lık­la­rıy­la an­lat­mak is­ti­yo­ruz.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çi­mi ko­nu­sun­da top­lan­tı ye­ter sa­yı­sıy­la il­gi­li ola­rak te­sis et­ti­ği ka­rar­dan son­ra, si­ya­si ik­ti­dar, gü­nü kur­tar­mak, gün­de­mi de­ğiş­tir­mek ve 22 Tem­muz se­çim­le­rin­de bir si­ya­si mal­ze­me ya­rat­mak ama­cıy­la re­fe­ran­du­ma ko­nu olan met­ni Mec­lis gün­de­mi­ne ge­tir­di ve dü­zen­len­me­si­ni sağ­la­dı.

Met­nin uy­gu­lan­ma tak­vi­mi baş­la­dı­ğın­da, ik­ti­dar söz­cü­le­ri­nin ön­ce “Ge­çi­ci 19’un­cu mad­de ken­di­li­ğin­den za­ten yok hük­mün­de­dir.” de­dik­le­ri­ni, da­ha son­ra ise eleş­ti­ri­ler ve tep­ki­ler üze­ri­ne ha­re­ke­te ge­çe­rek –tek­li­fe ko­nu olan- gö­rü­şül­mek­te olan tek­li­fi gün­de­me ge­tir­dik­le­ri­ni bi­li­yo­ruz. So­rum­suz ve ön­gö­rü­süz bir ik­ti­dar an­la­yı­şı­nın da­yat­ma­cı ve ka­rar­lı bir şekil­de sür­dü­ğü­nü gö­rü­yo­ruz. Ço­ğun­luk dik­ta­sı an­la­yı­şıy­la ül­ke­yi yö­net­mek is­te­yen bir ik­ti­dar ya­pı­lan­ma­sıy­la kar­şı kar­şı­ya ol­du­ğu­mu­zu bir kez da­ha gö­rü­yo­ruz.

İş­te de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 21 Ekim re­fe­ran­du­muy­la il­gi­li ola­rak doğ­ma­sı ka­çı­nıl­maz olan bu ka­o­tik or­ta­mı ve hu­kuk ih­lal­le­ri­ni Ma­yıs, Ha­zi­ran 2007 ta­ri­hin­den bu ya­na Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da, Ge­nel Ku­rul­da ve ka­mu­o­yu hu­zu­run­da ısrar­la an­lat­tık. İkti­da­rı ve ka­mu­o­yu­nu sü­rek­li ola­rak uyar­dık. Hiç­bir he­sa­bın ve pa­zar­lı­ğın içi­ne gir­me­den il­ke­ler doğ­rul­tu­sun­da ve ül­ke­mi­zin ya­rar­la­rı doğ­rul­tu­sun­da mu­ha­le­fet gö­re­vi­ni sür­dür­dük. Bu sü­reç­te Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi­nin içer­di­ği mut­lak çe­liş­ki­ler bir ta­ra­fa, Ana­ya­sa ve 3376 sa­yı­lı Hal­koy­la­ma­sı Ka­nu­nu­’n­da­ki as­ga­ri sü­re­ler se­be­biy­le, zo­run­lu olan sü­re­ler se­be­biy­le 22 Tem­muz ta­ri­hi­ne ye­ti­şe­me­ye­ce­ği­ni, bu­nun bir al­dat­ma­ca ol­du­ğu­nu, zo­run­lu ola­rak re­fe­ran­dum sü­re­ci­nin Ekim, Ka­sım 2007 ta­ri­hi­ne sar­ka­ca­ğı­nı, bu tak­dir­de ise, bu sü­reç­te ise ye­ni cum­hur­baş­ka­nı­nın Par­la­men­to ta­ra­fın­dan, mev­cut Ana­ya­sa­’­ya gö­re Par­la­men­to ta­ra­fın­dan se­çil­miş ola­ca­ğı­nı ve yi­ne bu­nun de­va­mın­da bu ge­ti­ri­len tek­li­fin, ge­ti­ri­len de­ği­şik­lik tek­li­fi­nin ge­çer­li­li­ği­nin tar­tış­ma ko­nu­su ola­ca­ğı­nı baş­ta Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız ol­mak üze­re tüm söz­cü­le­ri­miz ısrar­la an­lat­tı­lar. Tu­ta­nak­lar ve ka­yıt­lar bu­nu gös­te­ri­yor. Esa­sen, çok uzun bir ta­rih­ten de söz et­mi­yo­rum, iki üç ay ön­ce­sin­den söz edi­yo­rum.

Bu an­lat­tı­ğı­mız çer­çe­ve­de, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, uya­rı yap­ma­nın, po­li­ti­ka yap­ma­nın, mu­ha­le­fet gö­re­vi yap­ma­nın ger­gin­lik ya­rat­mak ve­ya kriz üret­mek kav­ram­la­rıy­la uzak­tan ya­kın­dan bir il­gi­si ola­maz. Böy­le­si­ne il­ke­li ve ka­rar­lı bir po­li­ti­ka­yı tah­te­re­val­li po­li­ti­ka­sı kav­ra­mıy­la ni­te­len­dir­mek -ise en ha­fif de­yi­miy­le söy­lü­yo­rum- hak­sız ve yan­lış bir de­ğer­len­dir­me­dir. Zi­ra, ço­ğun­luk dik­ta­sı­na ve da­yat­ma­cı an­la­yı­şa kar­şı sür­dü­rü­len bir mü­ca­de­le­den söz edi­yo­ruz sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri. Bu sü­reç­te Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin, Sa­yın Er­do­ğa­n’ı Baş­ba­kan­lı­ğa ta­şı­dı­ğı yo­lun­da­ki sa­vun­ma ve eleş­ti­ri­nin de de­mok­ra­si­ye say­gı kav­ra­mıy­la bağ­daş­ma­dı­ğı­nı ve ucuz bir po­le­mik ni­te­li­ğin­de ol­du­ğu­nu da yi­ne, ye­ri gel­miş­ken ifa­de et­mek ge­re­ği­ni du­yu­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, biz ya­şan­ma­sı muh­te­mel olan, ka­çı­nıl­maz olan bu sü­re­ci an­la­tır­ken, ma­yıs-ha­zi­ran ayın­dan bu ya­na an­la­tır­ken ve Hükûme­ti uya­rır­ken, ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rın­da Hükûmet adı­na gö­rev ya­pan Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Sa­yın Meh­met Ali Şahin ay­nen şöy­le ko­nu­şu­yor­du ken­din­den son de­re­ce emin bir şekil­de: “Efen­dim, biz ne yap­tı­ğı­mı­zı bi­li­yo­ruz, hiç me­rak et­me­yin, 22 Tem­mu­za ikin­ci san­dık da ye­ti­şe­cek.” de­di­ği­ni çok iyi bi­li­yo­ruz, tu­ta­nak­lar bu­nu gös­te­ri­yor. Sa­yın Baş­ba­ka­nın da ben­zer ko­nuş­ma­lar yap­tı­ğı­nı ka­mu­o­yu çok iyi bi­li­yor.

Bu­nun ya­nın­da, ba­kı­yor­su­nuz, bü­tün bu sü­reç­ler üç dört ay­dan bu ya­na ta­ra­fı­mız­dan ısrar­la ka­mu­o­yu gün­de­mi­ne ta­şın­ma­sı­na rağ­men, san­ki böy­le bir ko­nu yok­muş gi­bi, san­ki bu ko­nu se­kiz on gün­den bu ya­na or­ta­ya çık­mış gi­bi ya­yın yap­ma­ya baş­la­yan bir med­ya dün­ya­sı­nı da, bu ger­çe­ği de bir Tür­ki­ye ger­çe­ği ola­rak ay­rı­ca ifa­de et­mek­te, vur­gu­la­mak­ta ya­rar gö­rü­yo­rum.

Ve ni­ha­yet 22 Tem­muz son­ra­sın­da or­ta­ya, ba­kı­yo­ruz şöy­le bir si­ya­set an­la­yı­şı çı­kı­yor: Uz­laş­ma­cı ve so­run çö­zü­cü söy­lem­le or­ta­ya çı­kan, an­cak özün­de ve esa­sın­da AK­P’­nin, si­ya­si ik­ti­da­rın da­yat­ma­cı an­la­yı­şı­na omuz ve­ren komp­leks ve ye­ni bir si­ya­set an­la­yı­şı­nın ge­liş­ti­ği­ni gö­rü­yo­ruz.

İş­te de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ge­nel tes­pit­ler­den son­ra, bu ge­nel de­ğer­len­dir­me­ler­den son­ra, ge­ti­ri­len tek­lif­le il­gi­li ola­rak ola­yın bir de ya­sal ve hu­ku­ki bo­yu­tu­nu de­ğer­len­dir­mek is­ti­yo­rum, bun­la­rı si­zin­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; 21 Ekim re­fe­ran­du­mu sü­re­ci iş­le­me­ye baş­la­dı. Mev­cut met­ne gö­re yurt­taş­la­rı­mız oy­la­rı­nı kul­lan­ma­ya baş­la­dı­lar. Güm­rük ka­pı­la­rın­da oy­lar kul­la­nı­lı­yor. 18 ve 19’un­cu mad­de­le­rin me­tin­den çı­ka­rıl­ma­sı hâlin­de ise 21 Ekim ta­ri­hin­de, ye­ni bir me­tin, fark­lı bir me­tin hal­ka su­nu­la­cak. “Efen­dim, güm­rük­te kul­la­nı­lan oy­lar, beş bin se­vi­ye­sin­de, on bin se­vi­ye­sin­de, otuz bin se­vi­ye­sin­de, onun için bun­lar se­çi­min so­nu­cu­nu et­ki­le­mez.” ge­rek­çe­siy­le, man­tı­ğıy­la bu ola­yı ge­çiş­ti­re­me­yiz, çün­kü, ya­pı­lan bu me­tin de­ği­şik­li­ği doğ­ru­dan re­fe­ran­du­mun içe­ri­ğiy­le il­gi­li­dir. Sü­reç baş­la­dık­tan son­ra böy­le bir içe­rik de­ği­şik­li­ği ya­pıl­ma­sı, re­fe­ran­dum kav­ra­mı ve ko­nu­suy­la bağ­daş­maz. Re­fe­ran­du­mun sıh­ha­ti­ni et­ki­le­yen, sa­kat­la­yan ve ih­lal eden bir hâl söz ko­nu­su.

Ba­kın, şunu de­ğer­len­dir­me­ni­zi is­ti­yo­rum: Şu an­da ya­pı­lan ve ya­pıl­mak is­te­ni­len bu me­tin de­ği­şik­li­ğiy­le, as­lın­da, 21 Ekim ta­ri­hin­de, 21 Ekim sa­ba­hın­da üç dört sa­at son­ra ya­pıl­mak is­te­ni­le­cek bir me­tin de­ği­şik­li­ği­nin, öz iti­ba­rıy­la, içe­rik iti­ba­rıy­la bir­bi­rin­den hiç­bir far­kı yok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri. Ge­ti­ri­len tek­lif, ön­ce­lik­le, bu yö­nüy­le hu­kuk ve si­ya­set skan­da­lı ni­te­li­ğin­de olup, gay­ri­cid­di yak­la­şım­lar içer­mek­te­dir, gay­ri­cid­di bir an­la­yı­şı içer­mek­te­dir. Ko­mis­yon ra­po­ru aşa­ma­sın­da bi­le –me­tin önüm­de- bu­ra­da bi­le ba­kın, ko­mis­yon­da bir mil­let­ve­ki­li­nin yap­tı­ğı uya­rı­nın göz önü­ne alın­ma­dı­ğı­nı, ko­mis­yon ra­po­ru aşa­ma­sın­da bi­le ka­nun tek­li­fi­nin baş­lı­ğı­nın dü­zel­til­me­di­ği­ni üzün­tüy­le gö­rü­yo­ruz.

Bir di­ğer hu­sus de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, re­fe­ran­dum met­ni­nin as­lın­da, tüm­den ge­ri alın­ma­sı da mev­cut olan bu ga­ra­be­ti, bu ka­o­su, bü­tün so­nuç­la­rıy­la or­ta­dan kal­dır­ma­ya yet­me­ye­cek­tir. Ni­ye yet­me­ye­cek­tir? Ba­kı­yo­ruz, Mec­lis, 22’nci Ya­sa­ma Dö­ne­min­de Par­la­men­to, ira­de­si­ni or­ta­ya koy­muş. İş­te, 21 Ekim­de oy­la­ma­sı ya­pı­la­cak met­ni dü­zen­le­miş, ira­de­si­ni or­ta­ya koy­muş. On­dan son­ra dö­ne­min Cum­hur­baş­ka­nı Sa­yın Ah­met Nec­det Se­zer, Ana­ya­sa­’­dan do­ğan yet­ki­si­ni kul­la­na­rak “Ben, Mec­li­sin ira­de­si­ni ye­ter­li gör­mü­yo­rum, ay­rı­ca hal­kın ira­de­si­nin dev­re­ye gir­me­si­ni ge­rek­li gö­rü­yo­rum.” de­miş ve bu sü­reç baş­la­mış; halk, ira­de­si­ni or­ta­ya koy­ma­ya baş­la­mış, oy kul­lan­ma­ya baş­la­mış. Hal­kın oyu­nu kul­lan­ma­ya baş­la­dı­ğı bir sü­reç­te Mec­li­sin ken­di ira­de­si­ni or­ta­dan kal­dı­ra­rak, halk ira­de­si­ni yok sa­ya­rak, hiç iş­le­me­ye baş­la­ma­mış gi­bi ka­bul ede­rek ken­di ira­de­si­ni or­ta­dan kal­dır­ma gi­ri­şi­min­de bu­lun­ma­sı de­mok­ra­siy­le ve “millî ege­men­lik” kav­ra­mıy­la, “mil­let ira­de­si” kav­ra­mıy­la “millî ira­de” kav­ra­mıy­la bağ­daş­maz. Bu­ra­da, doğ­ru­dan de­mok­ra­si­yi ih­lal eden, de­mok­ra­si­yi ze­de­le­yen bir hâl söz ko­nu­su­dur.

Pe­ki, bu nok­ta­da ne ya­pıl­ma­lı­dır, bu­nun çö­zü­mü ne­dir? Öy­le bir ga­ra­bet ya­şı­yo­ruz ki, öy­le bir ga­ra­bet ya­ra­tıl­dı ki da­ha doğ­ru­su, ne­re­sin­den tut­sa­nız eli­niz­de ka­lı­yor. Ba­kın, bu­nun, her şeye rağ­men mev­cut ya­pı için­de, sis­te­min bü­tün­lü­ğü­nü boz­ma­dan bir çö­zü­mü var. Onun çö­zü­mü­nü bi­raz son­ra ko­nuş­ma­mın iler­le­yen bö­lü­mün­de an­la­ta­ca­ğım, ifa­de ede­ce­ğim. Gel­di­ği­miz aşa­ma­da, ta­bi­i, el­bet­te, bu çö­zü­mü bu­la­bil­mek için İkti­dar Gru­bu­nun ve ik­ti­da­ra des­tek ve­ren­le­rin sa­mi­mi ve dü­rüst bir şekil­de po­li­ti­ka yap­ma­la­rı ge­re­ği­nin al­tı­nı çiz­mek­te fay­da gö­rü­yo­rum.

Ya­şa­nan sü­reç­te de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu da, ma­a­le­sef, üs­tü­ne dü­şen gö­re­vi bi­hak­kın ye­ri­ne ge­tir­me­miş­tir. Bi­lin­di­ği gi­bi Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun hem ad­li hem de ida­ri iş­le­vi var­dır. Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu Baş­ka­nı “21 Ekim re­fe­ran­du­mu ya­pıl­sın, ‘eve­t’ oyu çı­kar­sa biz Ku­rul ola­rak du­ru­mu de­ğer­len­di­ri­riz.” de­mek­te­dir. Bu yol­da ka­mu­o­yu­na açık­la­ma­la­rı yan­sı­dı. Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu Baş­ka­nı, yar­gıç has­sa­si­ye­tiy­le doğ­ru bir şey söy­lü­yor, ya­ni “Olay önü­me gel­me­den gö­rü­şü­mü açık­lar­sam bu ih­sa­sı rey an­la­mı­na ge­lir.” di­yor. Bu, yar­gıç yak­la­şı­mı için­de doğ­ru bir de­ğer­len­dir­me­dir, ye­rin­de olan bir de­ğer­len­dir­me­dir. An­cak, bi­raz ev­vel de ifa­de et­ti­ğim gi­bi, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun ad­li iş­le­vi ya­nın­da, di­ğer yük­sek mah­ke­me­ler­den fark­lı ola­rak, bir de ida­ri iş­le­vi var­dır. Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu, ida­ri iş­le­vi­nin ge­re­ği ola­rak, doğ­muş olan bu ka­o­tik or­ta­mın da­ha da ağır­laş­ma­ma­sı, 100 tril­yon­lar se­vi­ye­sin­de­ki har­ca­ma­nın ye­rin­de olup ol­ma­ya­ca­ğı­nın de­ğer­len­dir­me­si­nin ya­pıl­ma­sı, ge­rek­siz me­sai sar­fı­nın ön­len­me­si ve ben­ze­ri sa­kın­ca­la­rın doğ­ma­ma­sı ama­cıy­la, yak­la­şı­mıy­la ön­lem al­ma so­rum­lu­lu­ğu­nun ge­re­ği­ni yap­ma­lı­dır, bu yol­da ida­ri iş­lem te­sis et­me­li­dir. Se­çi­min hu­ku­ki sıh­ha­ti­ni ve gü­ven­li­ği­ni il­gi­len­di­ren ko­nu­lar­da, Ana­ya­sa­’­nın 79’un­cu mad­de­si ge­re­ğin­ce se­çi­min dü­zen için­de yö­ne­ti­mi ve dü­rüst­lü­ğü so­rum­lu­lu­ğu­nu üst­le­nen bir ku­rul, İç Tü­zük 77 ve bağ­lı mev­zu­at ge­re­ğin­ce tek­li­fin ka­dük olup ol­ma­dı­ğı­nı, re­fe­ran­dum baş­la­dık­tan son­ra me­tin de­ğiş­ti­ril­me­si­nin se­çi­min sıh­ha­ti­ni ih­lal edip et­me­di­ği­ni re­sen de­ğer­len­dir­me­li­dir. Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu, bu ini­si­ya­ti­fi kul­lan­ma­lı ve so­rum­lu­luk üst­len­me­li­dir. Gel­di­ği­miz aşa­ma­da, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun bu de­ğer­len­dir­me­yi yap­ma imkânı­nın hâlen mev­cut ol­du­ğu­nu bir kez da­ha ifa­de et­mek ge­re­ği­ni du­yu­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yi­ne bu sü­reç­te bir hu­su­sa da­ha Ge­nel Ku­ru­lun dik­ka­ti­ni çek­mek is­ti­yo­rum. Re­fe­ran­dum kav­ra­mı ve re­fe­ran­du­ma ko­nu ola­bi­le­cek, ko­nu ola­ma­ya­cak ko­nu­lar ne­ler­dir? Bun­la­rı bu ve­si­ley­le bir kez da­ha ko­nuş­ma­mız ge­re­ki­yor, çün­kü 21 Ekim re­fe­ran­du­mu ön­ce­sin­de şunu gö­rü­yo­ruz: Ço­ğun­luk dik­ta­sı­na da­ya­lı ye­ni an­la­yış­la­rın, ye­ni te­za­hür­le­rin Baş­ba­ka­nın ağ­zın­dan ifa­de edil­di­ği­ni gö­rü­yo­ruz. Sa­yın Baş­ba­kan “Ar­tık bun­dan böy­le re­fe­ran­dum sü­reç­le­ri­ni sık­ça ya­şa­ya­ca­ğız.” di­yor. Biz, bu aşa­ma­da tes­pit­le­ri­mi­zi, uya­rı­la­rı­mı­zı ve kay­gı­la­rı­mı­zı ifa­de et­mek ge­re­ği­ni du­yu­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ya­pı­la­cak her­han­gi bir re­fe­ran­du­mun azın­lık­ta ka­lan­la­rın hak­la­rı­nın ih­la­li so­nu­cu­nu ya­rat­ma­ma­sı ge­re­kir. De­mok­ra­si, ço­ğun­lu­ğun yö­ne­ti­mi ol­mak­la be­ra­ber, azın­lı­ğın hak­la­rı ço­ğun­lu­ğun iyi ni­ye­ti­ne bağ­lı tu­tu­la­maz. Ço­ğun­lu­ğun oyu azın­lı­ğın hak­la­rı­nı hiç­bir şekil­de or­ta­dan kal­dı­ra­maz. Bu an­lam­da, te­mel hak ve öz­gür­lük­le­rin sa­de­ce dev­le­te kar­şı ko­run­ma­sı yet­mez, halk ço­ğun­lu­ğu­na kar­şı da ko­run­ma­sı ge­re­kir. De­mok­ra­si­ler­de asıl olan, ço­ğun­luk ile azın­lık ça­tış­ma­sı­nın ön­len­me­si­ni sağ­la­ya­cak me­ka­niz­ma­la­rı ger­çek­leş­tir­mek­tir.

Bu aşa­ma­da ve bu sü­reç­te, re­ji­min te­mel ni­te­lik­le­ri, ana­ya­sal ku­rum­lar, Ana­ya­sa yar­gı­sı, kuv­vet­ler ay­rı­lı­ğı, den­ge ve de­ne­tim me­ka­niz­ma­la­rı ve en ni­ha­yet te­mel hak ve öz­gür­lük­ler ko­nu­sun­da doğ­ru­dan ve­ya do­lay­lı da ol­sa bu hak ih­lal­le­ri­ne yol aça­cak her­han­gi bir şekil­de re­fe­ran­du­mun ya­pıl­ma­sı­nın de­mok­ra­siy­le ve hu­kuk dev­le­tiy­le bağ­daş­ma­dı­ğı­nı, bağ­da­şa­ma­ya­ca­ğı­nı, bir kez da­ha, tes­pit ve uya­rı an­la­mın­da ifa­de et­mek­te ya­rar gö­rü­yo­ruz.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; gel­di­ği­miz aşa­ma­da öy­le­si­ne dü­şün­dü­rü­cü, öy­le­si­ne ib­ret ve­ri­ci bir tab­lo söz ko­nu­su ki, ba­kı­yo­ruz, ni­san-ma­yıs ayın­dan bu ya­na Cum­hur­baş­kan­lı­ğı sü­re­cin­de doğ­muş olan ka­os ve ih­ti­la­fın öz­ne­si ko­nu­mun­da olan Sa­yın Ab­dul­lah Gül, gel­di­ği­miz aşa­ma­da, ken­di si­ya­si ge­le­ce­ği­ni de et­ki­le­yen ve et­ki­le­ye­cek olan Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­ni son mer­ci ola­rak ona­ma ve­ya ve­to et­me ko­nu­mun­da­dır. Ana­ya­sal an­lam­da böy­le­si­ne ga­rip bir tab­lo, herhâlde ve an­cak Tür­ki­ye­’­de ba­şa­rı­la­bi­lir­di; si­ya­si ik­ti­dar bu­nu da ba­şar­mış­tır.

Gö­rül­dü­ğü gi­bi, her hâlükârda ana­ya­sal an­lam­da ka­o­sa ve be­lir­siz­li­ğe yol açan bir sü­reç söz ko­nu­su­dur. Baş­ba­kan ve AKP yö­ne­ti­mi­nin kap­ris­le­ri­ne, so­rum­suz ve ön­gö­rü­süz po­li­ti­ka­la­rı­na mahkûm edi­len bir Tür­ki­ye ger­çe­ğiy­le kar­şı kar­şı­ya­yız. Ka­mu yö­ne­ti­mi adı­na ib­ret ve­ri­ci bir AKP ka­rak­te­ris­ti­ğiy­le kar­şı kar­şı­ya­yız. Doğ­muş ve do­ğa­cak olan tah­ri­ba­tı önem­se­me­yen, sa­de­ce gü­nü kur­tar­ma­ya ça­lı­şan bir si­ya­set an­la­yı­şı­nın ne ka­dar ağır so­nuç­lar ya­rat­tı­ğı­nı gös­te­ren va­him bir tab­loy­la kar­şı kar­şı­ya­yız. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, bu sü­re­cin ya­şan­ma­ma­sı ko­nu­sun­da, ay­lar ön­ce­sin­den so­rum­lu ve ya­pı­cı mu­ha­le­fet an­la­yı­şı­mı­zın ge­re­ği ola­rak öne­ri ve uya­rı­la­rı­mı­zı her aşa­ma­da ve her ze­min­de yap­tık. Bun­dan böy­le de, ay­nı ka­rar­lı­lık için­de, ay­nı tu­tar­lı­lık doğ­rul­tu­sun­da, da­yat­ma­cı an­la­yış­la­ra prim ver­me­den ve uz­laş­ma­ya kat­kı gö­rü­nü­mü al­tın­da opor­tü­nist ara­yış­la­ra gir­me­den gö­re­vi­mi­zi yap­ma­ya de­vam ede­ce­ğiz.

Ye­ni Ana­ya­sa ça­lış­ma­la­rı, da­ha doğ­ru­su Ana­ya­sa­’­nın ba­zı mad­de­le­ri­nin de­ğiş­ti­ril­me­si­ne yö­ne­lik bir ça­lış­ma ka­mu­o­yu gün­de­min­de. Tür­ki­ye, bir ay­dır, bir bu­çuk ay­dır bu ko­nu­yu tar­tı­şı­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Biz, re­fe­ran­du­ma ko­nu olan tüm ko­nu­la­rın, re­fe­ran­dum met­ni­ne ko­nu olan tüm ko­nu­la­rın bu ça­lış­ma­lar kap­sa­mın­da çö­zü­me bağ­lan­ma­sı­nın müm­kün ol­du­ğu gö­rü­şün­de­yiz. Bu­nun için ye­ter­li za­man ara­lı­ğı var­dır, acil bir du­rum söz ko­nu­su de­ğil­dir. Bu se­bep­le, re­fe­ran­dum ko­nu­su met­nin tüm­den kal­dı­rıl­ma­sıy­la bir­lik­te, he­men aka­bin­de, gö­rev, yet­ki ve so­rum­lu­luk den­ge­le­ri için­de ve ana­ya­sal bü­tün­lük için­de dü­zen­le­me ya­pıl­ma­sı doğ­ru ve ye­rin­de ola­cak­tır. Bu yak­la­şım­lar için­de ya­pı­la­cak her tür­lü dü­zen­le­me­ye des­tek ve­re­ce­ği­mi­zi hu­zur­la­rı­nız­da çok açık bir şekil­de ifa­de edi­yo­ruz.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Tür­ki­ye­’­nin, ar­tık, bu zor­la­ma ko­nu­la­rı tar­tış­mak ye­ri­ne ve da­yat­ma­cı an­la­yış­la­ra prim ver­me­den te­rö­rü ko­nuş­ma­sı ge­re­ki­yor, iş­siz­li­ği ko­nuş­ma­sı ge­re­ki­yor, yol­suz­lu­ğu ko­nuş­ma­sı ge­re­ki­yor, yok­sul­lu­ğu ko­nuş­ma­sı ge­re­ki­yor, ulu­sal gü­ven­li­ği ko­nuş­ma­sı ge­re­ki­yor, re­fa­hı, kal­kın­ma­yı ve sos­yal ada­le­ti ko­nuş­ma­sı ge­re­ki­yor. Tür­ki­ye­’­nin, ar­tık, İSKİ iha­le­le­rin­de, rö­gar ka­pak­la­rın­da ölen kü­çük Di­la­ra­’­la­rı ko­nuş­ma­sı ge­re­ki­yor, bun­la­rın akı­be­ti­ni sor­gu­la­ma­sı ge­re­ki­yor.

(Mik­ro­fon  oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Kart, bir da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız efen­dim.

Bu­yu­run.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Tür­ki­ye­’­nin, ar­tık, İSKİ iha­le­le­rin­de, yol­suz­luk­la­rın­da ve iş gü­ven­ce­si­nin yok edil­di­ği or­tam­lar­da vin­cin al­tın­da ka­la­rak ölen mü­hen­dis Gül­se­re­n’­le­rin akı­be­ti­ni ko­nuş­ma­sı, bun­la­rın he­sa­bı­nı sor­ma­sı ge­re­ki­yor. Tür­ki­ye­’­nin, ar­tık, 13-15 YTL yev­mi­yey­le Ka­ra­de­ni­z’­e fın­dık top­la­ma­ya gi­der­ken ha­yat­la­rı­nı kay­be­den Adı­ya­man-Kâhta­lı mev­sim­lik ta­rım iş­çi­le­ri­nin so­run­la­rı­nı ko­nuş­ma­sı ge­re­ki­yor. Tür­ki­ye­’­nin, ar­tık, iki gün ev­vel 16 şehi­di­nin he­sa­bı­nı sor­ma­sı, ko­nuş­ma­sı ge­re­ki­yor. Gün­dem bun­lar­dır, Tür­ki­ye­’­nin ko­nu­la­rı, ger­çek gün­dem­le­ri bun­lar­dır de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Biz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, Hükûme­tin ye­ni ve ya­pay gün­dem­ler ya­rat­ma­sı­na fır­sat ver­me­den, Tür­ki­ye­’­nin ön­ce­lik­li ve acil ko­nu­la­rı­nı an­lat­ma­ya de­vam ede­ce­ğiz.

Bu dü­şün­ce ve de­ğer­len­dir­me­ler­le, ge­ti­ri­len tek­li­fe des­tek ver­me­mi­zin söz ko­nu­su ola­ma­ya­ca­ğı­nı, si­ya­si ik­ti­da­rı ve des­tek ve­ren­le­ri ta­rihî so­rum­lu­luk­la­rıy­la baş ba­şa bı­rak­tı­ğı­mı­zı bir kez da­ha ifa­de edi­yor, Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, sa­yın grup baş­kan ve­kil­le­ri; şu ana ka­dar, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu dı­şın­da bir söz ta­le­bi Baş­kan­lı­ğı­mı­za in­ti­kal et­me­miş­tir.

Grup­lar adı­na söz ta­le­bi yok­sa­…

MEH­MET ŞAN­DIR (Mer­sin) – MHP Gru­bu adı­na Grup Baş­kan Ve­ki­li­miz Sa­yın Ok­tay Vu­ral ko­nu­şa­cak­lar efen­dim.

BAŞ­KAN – Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na, Grup Baş­kan Ve­ki­li, İzmir Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ok­tay Vu­ral.

Sa­yın Vu­ral, bu­yu­run efen­dim.

MHP GRU­BU ADI­NA OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 5678 sa­yı­lı Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin ilk tur gö­rüş­me­le­rin­de Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Bu ve­si­ley­le he­pi­ni­zi say­gı­lar­la se­lam­lı­yo­rum.

Ko­nuş­ma­ma baş­la­ma­dan ön­ce, son gün­ler­de mil­le­ti­mi­zi acı­la­ra zerk eden men­fur bö­lü­cü te­rör sal­dı­rı­sı so­nu­cun­da ha­ya­tı­nı kay­be­den kah­ra­man gü­ven­lik gö­rev­li­le­ri­mi­ze Ce­na­bı­ha­k’­tan rah­met, ai­le­le­ri­ne ve Türk mil­le­ti­ne baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum. Hiç­bir ör­güt ve­ya dev­let Türk mil­le­ti­nin ve dev­le­tin bö­lün­mez bü­tün­lü­ğü­ne olan inan­cı­mı­zı ve bu­nu ko­ru­ma­ya olan ka­rar­lı­lı­ğı­mı­zı za­yıf­la­ta­ma­ya­cak­tır. Ta­rih, bu­na kar­şı yel­te­nen­le­rin düş­tük­le­ri akı­be­ti gös­ter­miş­tir, bu ka­çı­nıl­maz akı­be­ti ta­rih yi­ne ya­za­cak­tır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, hu­zur­la­rı­nız­da gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­dı­ğı­mız bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni ge­rek­ti­ren re­fe­ran­dum ko­nu­su, esas iti­ba­rıy­la he­pi­miz­ce ma­lum şart­lar ve or­tam­da ha­zır­lan­mış ve gün­de­me ta­şın­mış­tır. Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­ne yö­ne­lik ge­liş­me­le­rin ve tar­tış­ma­la­rın oda­ğın­da ha­zır­la­nan re­fe­ran­dum ko­nu­su Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin da­hi de­ğiş­ti­ril­me­si­ne du­yu­lan ih­ti­yaç esa­sen her şeyi açık­la­ma­ya yet­mek­te­dir. Bu­nun­la be­ra­ber,  bu de­ği­şik­li­ği ge­rek­ti­ren sü­reç hak­kın­da­ki ge­liş­me­le­ri ve bu ge­liş­me­ler kar­şı­sın­da Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si­nin du­ru­şu­nu or­ta­ya ko­ya­rak bu­gün or­ta­ya koy­du­ğu­muz tav­rı­mı­za da bir an­lam ka­zan­dır­mak is­ti­yo­rum.

Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri, sü­rek­li ola­rak ül­ke­miz­de bir ge­ri­lim ara­cı ola­rak kul­la­nıl­mış, çe­şit­li si­ya­sal kriz ve tar­tış­ma­la­rın oda­ğı­nı teş­kil et­miş­ti. Tür­ki­ye, sü­rek­li ola­rak bu tar­tış­ma­lar­dan va­kit kay­bet­miş, kamp­laş­ma ve ge­ri­lim­ler içe­ri­sin­de ma­a­le­sef de­mok­ra­si­mi­zi da­hi yö­ne­te­me­di­ği­miz olay­lar­la kar­şı kar­şı­ya ka­lın­mış­tır. İş­te Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si, ta­ri­hin bu ışı­ğı al­tın­da Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­nin de­mok­ra­si­nin ve millî ira­de­nin güç­len­me­si­ni, uz­laş­ma an­la­yı­şı­nın yer­leş­me­si­ni sağ­la­ya­cak bir si­ya­sal du­ruş tar­zı­nı si­ya­set sah­ne­si­ne ge­tir­miş­tir.

 Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si ola­rak bü­tün bu ge­liş­me­le­ri ön­gö­re­rek ge­rek­ti­ği za­man öne­ri­le­ri­mi­zi -Par­la­men­to dı­şın­da ol­du­ğu­muz za­man­da da Par­la­men­to­da bu­lun­du­ğu­muz za­man­da da- ka­mu­o­yuy­la pay­la­şa­rak hem ön­gö­rü­le­ri­mi­zi hem de çö­züm öne­ri­le­ri­mi­zi pay­laş­tık. He­nüz da­ha 10’un­cu Cum­hur­baş­ka­nı se­çim sü­re­cin­de Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız 11 Ni­san 2000 ta­rih­li grup top­lan­tı­sın­da ay­nen şun­la­rı ifa­de et­miş­ti: “Si­ya­si par­ti­ler­le Mec­li­si­miz, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­ne kü­çük ve ki­şi­sel he­sap­la­rın de­ğil, si­ya­se­tin pres­tij ka­zan­ma ve gü­ven ta­ze­le­me­si­nin bir ara­cı ola­rak yak­laş­ma­lı­dır.” 

Ni­te­kim, o gün, par­ti­miz, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­ni bir par­ti içi me­se­le, bir hükûmet me­se­le­si ola­rak de­ğil, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de bu­lu­nan bü­tün si­ya­si par­ti­le­rin uz­laş­ma­sı­nı ara­ma­yı ön­ce­lik hâli­ne ge­ti­re­rek, ge­niş bir uz­laş­may­la Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni ger­çek­leş­tir­miş, bu­gün Par­la­men­to­da ço­ğun­lu­ğu bu­lu­nan AK­P’­nin ku­ru­cu­la­rı­nın ve yö­ne­ti­ci­le­ri­nin bu­lun­du­ğu şah­si­yet­le­rin de im­za­sıy­la Cum­hur­baş­ka­nı öne­ri­siy­le Cum­hur­baş­ka­nı so­ru­nu çö­zül­müş­tü.

Bu­gün yi­ne bu ta­vır ne­ti­ce­sin­de 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­ne yö­ne­lik ta­vır­la­rı­mız da, yi­ne ay­nı şekil­de, Par­la­men­to dı­şın­da ol­ma­mı­za rağ­men Ge­nel Baş­ka­nı­mız ta­ra­fın­dan gün­de­me ge­ti­ril­miş ve ge­rek­li uya­rı­lar ka­mu­o­yun­da pay­la­şıl­mış­tır.

30 Ka­sım 2006 ta­ri­hin­de mer­kez yö­ne­tim ku­ru­lu top­lan­tı­sın­da, yak­la­şan Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­nin, önem­li bir si­ya­si ger­gin­lik un­su­ru ola­rak gün­dem­de­ki ağır­lı­ğı­nı gi­de­rek da­ha faz­la his­set­tir­di­ği­ni be­lir­te­rek; da­ha son­ra da, 19 Ara­lık 2006 ta­ri­hin­de ya­pı­lan ba­sın top­lan­tı­sın­da da, bu Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­nin muh­te­mel bir ara re­jim tar­tış­ma­la­rı­na dö­nüş­tü­rül­me­den ya­pıl­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni, Tür­ki­ye­’­yi bir si­ya­si is­tik­rar­sız­lı­ğa sü­rük­le­me­mek, bir ara re­jim kor­ku­su içe­ri­sin­de, göl­ge­si al­tın­da bir se­çi­min ya­pıl­ma­sı­nı ön­le­mek için se­çim­le­rin öne alın­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni ifa­de et­miş­ti. İş­te, ül­ke­mi­ze ya­kı­şa­nın da bu yak­la­şım ol­du­ğu­nu be­lirt­miş­ti.

Böy­le­ce, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­nin hep tar­tış­ma için­de geç­ti­ği­ni ifa­de eder­ken, du­ru­mun nor­mal­leş­ti­ril­me­si için her­ke­sin üze­ri­ne dü­şen gö­re­vi yap­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni be­lirt­miş­tik.

Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­ni si­ya­si is­tik­rar­sız­lı­ğın se­be­bi ve­ya bir re­jim kri­zi­nin do­ğu­şu­na ve­si­le ola­bi­le­cek tarz­da dav­ra­nış­lar içe­ri­sin­de bu­lun­mak, kri­tik bir sü­reç­te ül­ke­miz için doğ­ru ol­ma­ya­cak­tır de­miş­tik.

Yi­ne, 11 Ocak 2007 ta­ri­hin­de Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mı­zın ifa­de et­ti­ği se­çim sü­re­ciy­le il­gi­li en­di­şe­ler şun­lar ol­muş­tur: Mev­cut eği­lim­ler ve gös­ter­ge­ler, 2007’nin, teh­li­ke­li so­nuç­la­rı ola­cak zor­la­ma­la­rın ve ger­gin­lik­le­rin ya­şa­na­ca­ğı çal­kan­tı­lı bir dö­nem ola­ca­ğı­na işa­ret et­mek­te­dir. Bun­lar, AK­P’­nin ger­gin­lik stra­te­ji­si­ne hiz­met ede­cek ve meş­ru­i­yet açı­ğı­nı ka­pat­mak so­nu­cu­nu do­ğu­ra­bi­le­cek­tir. Bu ba­kım­dan, Mec­lis­te tem­sil edi­len mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­nin bu ko­nu­da çe­liş­ki­ler­den uzak, açık ve tu­tar­lı bir yak­la­şım be­nim­se­me­le­ri ve AK­P’­nin de­ğir­me­ni­ne su ta­şı­ya­cak ha­re­ket­ler­den ka­çın­ma­la­rı önem ta­şı­mak­ta­dır. İş­te bu ko­nu et­ra­fın­da şekil­le­nen si­ya­si ve hu­ku­ki meş­ru­i­yet tar­tış­ma­la­rı­nı ber­ta­raf et­mek için de 11 Mart 2007 ta­ri­hin­de er­ken ge­nel se­çim ya­pıl­ma­sı­nı öner­miş­ti. Ma­a­le­sef bu er­ken ge­nel se­çim ger­çek­leş­ti­ri­le­me­di ve bu ko­nu­da, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi si­ya­sal tar­tış­ma­la­rın, âde­ta ge­ri­lim­le­rin bir kay­na­ğı ol­ma ve Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi de bu oyu­nun bir par­ça­sı ola­rak gös­te­ril­di.

Böy­le bir ma­kam, si­ya­set are­na­sın­da, âde­ta se­çim­le­re gi­der­ken bir se­çim stra­te­ji­si­nin mal­ze­me­si ola­rak kul­la­nıl­dı. Her ku­rum­la ça­tış­ma­yı ve her ku­ru­luş­la ça­tış­ma­yı ter­cih ede­rek ön­le­ri­nin ke­sil­di­ği id­di­a­sıy­la mağ­dur ve maz­lum gö­rün­me tak­ti­ği­nin pe­şin­de olan­la­ra Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi bir ve­si­le teş­kil et­ti­ği­ni ifa­de eden Ge­nel Baş­ka­nı­mız “Bu sü­re­ci ka­şı­ya­rak, ku­tup­laş­ma­dan ne­ma­lan­mak is­te­yen, mil­le­tin de­ğer ve inanç­la­rın­dan ha­ber­siz si­ya­sal ha­re­ket­ler ve ba­zı ku­rum­lar da so­rum­lu­luk sa­hi­bi­dir. Bun­lar, AK­P’­nin ger­gin­lik stra­te­ji­si­ne adım adım hiz­met et­miş­tir.” di­ye­rek, de­rin­le­şen meş­ru­i­yet açı­ğı­nı ka­pat­mak için eli­ne mal­ze­me ve ba­ha­ne ver­dik­le­ri­ni ifa­de et­miş­ti. Nok­san­la­rı yan­lış­la­rıy­la alt­mış yıl­da el­de edi­len de­mok­ra­tik ka­za­nım ve de­mok­ra­si ge­le­ne­ği­nin dur­du­rul­ma­sı, sek­te­ye uğ­ra­tıl­ma­sı as­la ça­re ol­ma­ma­lı di­ye ka­rar­lı­lı­ğı­mı­zı be­lirt­miş­ti.

İş­te bu çer­çe­ve­de, yi­ne 23 Ni­san Ulu­sal Ege­men­lik ve Ço­cuk Bay­ra­mı mü­na­se­be­tiy­le Ge­nel Baş­ka­nı­mı­zın or­ta­ya koy­du­ğu ta­vır, bu yö­nüy­le­…«Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, yal­nız­ca gü­cü­nü mil­let­ten alan ku­rum­sal bir ya­pı de­ğil­dir, dö­ne­mi­nin ağır şart­la­rı­na rağ­men güç­lük­ler­den ve bas­kı­lar­dan as­la et­ki­len­me­den ve yıl­ma­dan ça­lış­mış, zor gün­le­rin aşıl­ma­sın­da var­lı­ğıy­la mil­le­ti­mi­ze güç ve ümit ver­miş­tir. Mil­le­ti­miz, bu­gün kar­şı­mı­za çı­kan va­him ge­liş­me­ler ve ağır so­run­la­rın çö­zü­mü için de ay­nı ümit ve bek­len­ti­le­rin kar­şı­lan­ma­sı­nı Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­den hak­lı ola­rak bek­le­mek­te­dir» de­miş­tik.

Bu sü­reç içe­ri­sin­de, ge­rek 24 Ni­san­da ge­rek 27 Ni­san­da ge­rek­se 28 Ni­san­da Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­nin or­ta­ya koy­du­ğu ge­ri­lim­le­rin Tür­ki­ye­’­ye bir şey ka­zan­dır­ma­ya­ca­ğı­nı ve bu kamp­laş­ma ve ge­ri­li­min bir se­çim stra­te­ji­si ola­rak uy­gu­lan­ma­sı­nın da ma­kam­la­rı ve par­la­men­ter re­ji­mi teh­li­ke­ye sok­tu­ğu­nu ifa­de et­miş ve bu ko­nu­da bir er­ken ge­nel se­çim ya­pıl­ma­sı­nı Tür­ki­ye­’­nin önü­ne bir al­ter­na­tif ola­rak or­ta­ya koy­muş­tur. Ma­a­le­sef, Tür­ki­ye­’­nin bir er­ken ge­nel se­çim so­nu­cun­da, ye­ni­len­miş bir ira­de ta­ra­fın­dan Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çil­me­si­ne yö­ne­lik tek­li­fi­miz Par­la­men­to ta­ra­fın­dan ka­bul edil­me­miş, ni­ha­ye­ti iti­ba­rıy­la 22’nci. Dö­nem, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni ya­pa­ma­dı­ğı için 22 Tem­muz se­çim­le­ri­ne ka­dar ge­lin­miş­tir.

İş­te bu­gün, o tar­tış­ma­la­rın ol­du­ğu nok­ta­da, şu ifa­de­le­ri -2 Ma­yıs 2007 ta­ri­hin­de- dik­ka­ti­ni­ze sun­mak is­ti­yo­rum: Tı­ka­nan Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi sü­re­ci so­na er­di­ri­le­rek sü­rat­le er­ken se­çim ka­ra­rı alın­ma­lı­dır. Baş­ba­ka­nın, Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan iki tur­lu se­çim­le se­çil­me­si, gö­rev sü­re­si­nin beş yıl­la ve iki dö­nem­le sı­nır­lan­dı­rıl­ma­sı, ge­nel se­çim­le­rin dört yıl­da ya­pıl­ma­sı ve se­çil­me ya­şı­na iliş­kin Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği pa­ke­ti­ni Mec­li­se ge­ti­re­cek­le­ri yo­lun­da­ki be­ya­nat­la­rı na­fi­le bir si­ya­si ma­nev­ra­dır.

Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­nin Cum­hur­baş­ka­nı­nın yet­ki­le­rin­den ba­ğım­sız ola­rak ele alın­ma­ya­ca­ğı bir ger­çek­tir. Ana­ya­sal sis­te­mi­miz­de mer­kezî ko­num­da bu­lu­nan Cum­hur­baş­ka­nı­na iliş­kin dü­zen­le­me­le­rin, se­çim­ler­den son­ra olu­şa­cak Mec­lis ta­ra­fın­dan bir bü­tün­lük için­de ele alın­ma­sı si­ya­si ba­si­re­tin ica­bı ola­cak­tır. İş­te da­ha o gün, bu­gün de­ğiş­ti­ril­me­si­ni ön­gör­dü­ğü­müz Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin ge­ti­re­ce­ği tar­tış­ma­la­ra işa­ret et­miş­tir ki, bu­gün Par­la­men­to bu de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­dı­ğı tak­dir­de Tür­ki­ye­’­nin han­gi sı­kın­tı­lar­la kar­şı­la­şa­ca­ğı­nı dü­şü­ne­rek, de­ği­şik­lik­le il­gi­li de­ği­şik­lik yap­ma ko­nu­sun­da tek­li­fi­ni ha­zır­la­mış bu­lun­mak­ta­dır. İş­te, bü­tün bu uya­rı­la­rı­nı­zın yer al­dı­ğı dö­nem­de, 11’in­ci Cum­hur­baş­kan­lı­ğı 367 tar­tış­ma­la­rıy­la ki­lit­len­miş, 22’nci Dö­nem Mec­li­si Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­miş ve bu sü­reç de­mok­ra­tik ha­ya­tı ve par­la­men­ter sis­te­mi iş­lev­siz hâle ge­tir­miş­tir. Ka­mu­o­yun­da, de­mok­ra­si­nin ge­le­ce­ği hak­kın­da, Mec­li­sin say­gın­lı­ğı ko­nu­sun­da ma­a­le­sef is­te­nil­me­yen tar­tış­ma ve bek­len­ti­ler hâkim ol­muş­tur.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Cum­hur­baş­ka­nı­na yö­ne­lik tar­tış­ma­la­rın ge­liş­ti­ği bu or­tam­da Tür­ki­ye er­ken ge­nel se­çi­me git­miş, ma­a­le­sef bu ko­nu­da de­mok­ra­si­mi­zi yö­ne­te­me­di­ği­miz için, bu Par­la­men­to­da ira­de oluş­ma­dı­ğı için, de­mok­ra­si­nin ku­rum­la­rı ku­ral­la­rı iş­let­me­di­ği için, bu er­ken se­çim so­nu­cun­da ye­ni Mec­lis ol­muş­tur. Bu ye­ni Mec­lis 319 de­ğer­li ye­ni mil­let­ve­ki­li­nin, ye­ni si­ya­si par­ti­le­rin gel­di­ği ve Türk mil­le­ti­nin de yüz­de 85’inin tem­sil edil­di­ği bir Mec­lis­tir. Do­la­yı­sıy­la, bu ye­ni­len­miş Mec­li­sin Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­ni ger­çek­leş­tir­me­si ve bu se­çim­le il­gi­li ola­rak, de­mok­ra­si­mi­zin vaz­ge­çil­mez ku­ru­mu ola­rak, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si ola­rak, de­mok­ra­si­nin ku­ral­la­rı­nı iş­let­mek de mil­li ira­de­nin bir ge­re­ği ola­rak or­ta­ya kon­muş ve ni­ha­ye­ti iti­ba­rıy­la, bil­di­ği­niz gi­bi, bu se­çim ger­çek­leş­ti­ril­miş­tir. İş­te, bu sü­reç içe­ri­sin­de Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si­nin or­ta­ya koy­du­ğu ta­vır ar­tık mağ­du­ri­yet, fe­dakârlık ve da­yat­ma ede­bi­ya­tın­dan arın­mış ola­rak sis­te­min ça­lı­şa­ca­ğı­nı gö­ren­ler bir­den­bi­re açı­ğa çık­mış ve el­le­rin­de­ki tüm si­ya­si ma­nev­ra alan­la­rı el­le­rin­den alın­mış­tır. Kar­şı­la­rı­na ar­zu et­tik­le­ri za­man kul­la­na­bi­le­cek­le­ri son de­re­ce ge­niş bir uz­laş­ma ala­nı bı­ra­kıl­mış.

Böy­le bir ala­nı ken­di si­ya­si ku­rum­la­rı­nın so­rum­lu­lu­ğu içe­ri­sin­de kul­lan­ma­yan­la­rın so­rum­lu­luk­la­rı­nın da el­bet­te ken­di­le­ri­ne ait ol­du­ğu­nu ifa­de et­mek is­te­rim. Bu ko­nu­da mil­le­ti­mi­ze ver­dik­le­ri söz­le­ri tu­ta­ma­yan­la­rın mil­le­ti­mi­ze söy­le­ye­cek sö­zü ol­ma­ya­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yo­ruz.

Ne­ti­ce ola­rak, de­mok­ra­si­mi­zin vaz­ge­çil­mez ku­rum­la­rı ken­di üzer­le­ri­ne dü­şen gö­rev­le­ri ve so­rum­lu­luk­la­rıy­la de­mok­ra­si­nin ku­ral­la­rı­nı iş­let­miş ve par­la­men­ter sis­tem ça­lış­mış­tır. Böy­le­lik­le, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si, bu par­la­men­ter sis­te­min Tür­ki­ye­’­nin so­run­la­rı­nı çö­ze­bi­le­ce­ği­ne da­ir ka­mu­o­yu bek­len­ti­le­ri­ne uy­gun ha­re­ket et­miş ve de­mok­ra­si­mi­zi âde­ta bü­yük bir ba­di­re­den kur­tar­mış­tır.

İş­te, böy­le bir or­tam içe­ri­sin­de ace­ley­le ha­zır­lan­mış, de­rin­le­me­si­ne bir tar­tış­ma ya­pıl­ma­dan gün­de­me ge­ti­ril­miş bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği re­fe­ran­du­ma 21 Ekim­de gi­dil­mek­te­dir.

Bu­gün, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin de­ğiş­ti­ril­me­si, bi­zim da­ha 2 Ma­yıs 2007 ta­ri­hin­de Ge­nel Baş­ka­nı­mı­zın ifa­de et­ti­ği mah­zur­la­rı bü­tün ka­mu­o­yu tar­tış­tı. As­lın­da bü­tün si­ya­si par­ti­ler, böy­le bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ya­pıl­ma­dı­ğı za­man Tür­ki­ye­’­nin sı­kın­tı­ya gi­re­ce­ği­ni ifa­de et­ti. Ge­nel Baş­ka­nı­mız, bu sı­kın­tı­ya gi­re­ce­ği­ni gö­re­rek, Tür­ki­ye­’­nin önü­ne, Par­la­men­to­ya iki al­ter­na­tif sun­du: Bi­rin­ci­si, bu re­fe­ran­dum ko­nu­su­nu or­ta­dan kal­dır­mak. Eğer bu ko­nu­da si­ya­si par­ti­ler ara­sın­da bir uz­laş­ma söz ko­nu­su ol­mu­yor­sa, ni­ha­ye­ti iti­ba­rıy­la bir meş­ru­i­yet tar­tış­ma­sı, kı­sır tar­tış­ma içe­ri­sin­de ge­çe­cek bir sü­re­yi en­gel­le­mek ama­cıy­la, ge­çi­ci 18 ve 19’un­cu mad­de­le­rin kal­dı­rı­la­bi­le­ce­ği­ni ka­mu­o­yu­nun ve si­ya­si par­ti­le­rin dik­ka­ti­ne sun­du.

Bu­gün gel­di­ği­miz bu nok­ta­da as­lın­da, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin so­run do­ğur­du­ğu ko­nu­sun­da bü­tün si­ya­si par­ti­ler hem­fi­kir­dir. Bu­gün tar­tı­şı­lan ko­nu sa­de­ce bir yön­tem­dir. Gö­nül is­ter­di ki, el­bet­te, si­ya­si par­ti­ler ken­di ara­la­rın­da bu me­se­le­nin çö­zü­mü ko­nu­sun­da tam bir uz­laş­ma ile bu­gün Par­la­men­to­da tar­tış­tı­ğı­mız ge­rek­li de­ği­şik­li­ği ge­tir­sey­di. An­cak üze­rin­de uz­la­şa­bi­len, hiç ol­maz­sa Tür­ki­ye­’­de­ki tar­tış­ma­la­rı sa­nal ve boş hu­ku­ki tar­tış­ma­lar­dan uzak­laş­tı­ra­cak bir for­mül bu­gün hu­zur­la­rı­nı­za bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ğiy­le ge­ti­ril­miş­tir. As­lın­da bu re­fe­ran­du­mun bir an­la­mı da kal­ma­mış­tır. So­ru­nu çöz­mek için or­ta­ya ko­nul­du­ğu id­di­a edi­len re­fe­ran­dum ko­nu­su, bir so­run do­ğu­ran bir re­fe­ran­dum ko­nu­su ol­muş­tur. İş­te, bu açı­dan ba­kıl­dı­ğı za­man mu­hak­kak su­ret­te biz Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si ola­rak, ön­ce­lik­li gö­re­vi­mi­zin top­lu­mu bir si­ya­sal ve sos­yal kamp­laş­ma­nın önü­ne ge­çe­rek kriz ni­te­li­ği do­ğu­ra­cak tar­tış­ma­la­ra son ver­mek, ül­ke­mi­zin bü­tün­lü­ğü­ne yö­ne­lik teh­dit­le­rin art­tı­ğı böy­le­si bir or­tam­da po­zi­tif top­lum­sal ener­ji­mi­zin bo­şa git­me­me­si­ni ön­gör­dük. Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si için de­mok­ra­si­nin vaz­ge­çil­me­zi ve tar­tı­şıl­ma­zı hu­su­sun­da sar­sıl­maz bir inan­cı­mız var­dır. El­bet­te de­mok­ra­si­mi­zi de yö­net­me­miz ge­rek­mek­te­dir. Bu­gün gel­di­ği­miz bu nok­ta­da mil­le­ti­mi­zin ih­ti­yaç duy­du­ğu, bu­gün için­de bu­lun­du­ğu so­run­la­ra odak­lan­mış bir Par­la­men­to ge­rek­liy­ken ma­a­le­sef bu­gün Par­la­men­to ça­tı­sı al­tın­da bir­ta­kım hu­ku­ki tar­tış­ma­la­rın ya da da­ha ön­ce­ki Mec­li­sin bu­gün­kü Mec­li­sin gün­de­mi­ne öte­le­di­ği hu­ku­ki tar­tış­ma­lar­la Tür­ki­ye­’­yi bir ge­ri­lim ve kamp­laş­ma­ya gö­tür­me­nin de Türk mil­le­ti­ne bir fay­da­sı ol­ma­dı­ğı­nı dü­şü­nü­yo­ruz.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu çer­çe­ve­de, hu­zur­la­rı­nız­da, Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­nin, Cum­hur­baş­ka­nı­nın yet­ki­le­rin­den ba­ğım­sız ola­rak ele alı­na­ma­ya­ca­ğı ger­çe­ği­ni ve ana­ya­sal sis­te­mi­miz­de mer­kezî du­rum­da olan Cum­hur­baş­ka­nı­na iliş­kin dü­zen­le­me­le­rin de Mec­lis ta­ra­fın­dan bir bü­tün­lük için­de ele alın­ma­sı­nın da bir si­ya­si ba­si­re­tin ica­bı ol­du­ğu­nu pay­laş­mak is­ti­yo­rum. İkti­dar par­ti­si­nin de her tür­lü si­ya­si mü­la­ha­za­yı ge­ri­de bı­ra­ka­rak bu ko­nu­da or­ta­ya ko­nu­lan yak­la­şım­la­rı dik­ka­te al­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Kim­se, mil­let­ten gü­cü­nü alan si­ya­si par­ti­le­rin mil­let­ten kaç­tı­ğı id­di­a­sı­nı or­ta­ya koy­mak gi­bi bir ko­lay­cı­lı­ğa sı­ğın­ma­ma­lı­dır. Mil­le­tin ver­di­ği yet­ki­yi kul­lan­ma­sı­nı bil­me­yen­le­rin, mil­le­te git­me­yi si­ya­si ma­nev­ra ala­nı ola­rak kul­lan­ma­la­rı iki­yüz­lü bir si­ya­set an­la­yı­şı­dır. Unut­ma­ya­lım ki, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si millî ira­de­nin te­sis edil­di­ği yer­dir. Bu yü­ce ku­ru­mun say­gın­lı­ğı­nı bu tür si­ya­si he­sap­lar­la göz ar­dı et­mek de­mok­ra­si­mi­ze bü­yük bir dar­be­dir. İşi­mi­ze gel­di­ği za­man mil­le­te git­me­yi, gel­me­di­ği za­man mil­let­ten kaç­ma­yı şiar edi­nen­le­rin bu çif­te stan­dar­dı or­ta­da­dır. Av­ru­pa Bir­li­ği yo­lun­da tes­li­mi­yet bel­ge­le­ri im­za­la­yan­la­ra, as­ke­ri­mi­zi Ku­zey Ira­k’­a  gön­der­mek için baş­ka ül­ke­ler­den ica­zet bek­le­yen­le­re şu so­ru­yu sor­mak is­te­riz: Ne­den bu ko­nu­la­rı mil­le­te sor­mu­yor­su­nuz? Mil­let­ten kaç­ma­yı­nız.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bu de­ği­şik­lik­le ön­le­ne­cek so­run bir ki­şi­nin ya da AK­P’­nin so­ru­nu de­ğil­dir. Or­ta­ya çı­ka­cak so­run ve tar­tış­ma­la­rın mağ­du­ru tüm mil­le­ti­miz ola­cak­tır. Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si si­ya­si ko­nu­mu­nu baş­ka par­ti­le­re gö­re de­ğil, mil­le­tin men­fa­a­ti­ne gö­re dü­zen­ler. Bu­gü­ne ka­dar or­ta­ya koy­du­ğu­muz si­ya­si tav­rın ta­ma­mı mil­le­ti­mi­zin de­ğer, ar­zu  ve men­fa­at­le­ri­ne gö­re şekil­len­miş­tir. “Bu on­la­rın so­ru­nu­dur.” di­ye­rek ko­lay­cı­lı­ğa git­mek, son­ra çı­ka­cak so­run­lar­la mil­le­ti­mi­zin mağ­dur ol­ma­sı­nı bek­le­mek ve bun­dan me­det um­mak mil­li­yet­çi­li­ğe sığ­maz. Kim­se biz­den, mil­le­ti­miz sı­kın­tı çe­ker­ken bu­nun si­ya­si ran­tın­dan fay­da­lan­ma­yı öner­me­me­li­dir. Biz si­ya­se­ti mert­çe ya­pı­yo­ruz. Mil­le­ti­mi­zin za­rar gör­dü­ğü­nü gör­dü­ğü­müz her nok­ta­da ta­şın al­tı­na eli­mi­zi at­ma­ya ka­rar­lı­yız. Mu­ha­le­fet an­la­yı­şı­mız­da, Tür­ki­ye­’­nin önü­ne ye­ni al­ter­na­tif­ler ge­tir­mek ka­rar­lı­lı­ğı var­dır. Tür­ki­ye­’­nin, ar­tık, bu çık­maz si­ya­set­ler­den kur­tul­ma­sı ve ger­çek al­ter­na­tif­le­re, si­ya­set­le­re odak­lan­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si de­mok­ra­si­nin vaz­ge­çil­mez ku­ru­mu ola­rak, de­mok­ra­si­nin ku­ral­la­rı­nı iş­let­me­ye, kı­sır tar­tış­ma ve ge­ri­lim­ler ye­ri­ne Tür­ki­ye­’­nin ger­çek gün­dem­le­riy­le uğ­raş­ma­sı­nı sağ­la­ma yo­lun­da ka­rar­lı­dır. Ar­tık, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si­nin ol­du­ğu bir Mec­lis­te, Baş­ba­kan ya da AK­P’­nin at­tı­ğı çe­lik ço­mak­la uğ­ra­şa­cak vak­ti­miz yok­tur. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Tür­ki­ye, ar­tık, sa­nal oyun­lar­la va­kit kay­bet­me­me­li­dir ve mil­le­ti­miz bu oyun­lar­la oya­lan­ma­ma­lı­dır. Ar­tık, oyun bit­miş­tir, ye­ni oyun­la­ra da mü­sa­a­de et­me­ye­ce­ği­mi­zi her­kes bil­me­li­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu ve­si­ley­le hu­zur­la­rı­nız­da üç ko­nu­da ay­rı­ca tek­rar vur­gu yap­mak is­ti­yo­rum:

Bi­rin­ci­si: Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi yön­te­mi, Cum­hur­baş­ka­nı­nın par­la­men­ter sis­te­min­de­ki ko­nu­muy­la il­gi­li­dir ve bu, mu­hak­kak, bu se­çim ko­nu­su, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tar­tış­ma­la­rı içe­ri­sin­de, bü­tün­lük içe­ri­sin­de de­ğer­len­di­ril­me­li­dir.

İkin­ci­si: Ana­ya­sa­’­nın de­ği­şik­li­ğiy­le il­gi­li tar­tış­ma­lar, mil­le­tin ve Par­la­men­to­nun, mil­let­ve­kil­le­ri­nin dı­şın­da baş­ka odak­lar­da aran­ma­ma­lı, ha­zır­lık mu­hak­kak su­ret­te Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne gel­me­li­dir, baş­ka yer­ler­de ısmar­la­ma Ana­ya­sa ça­lış­ma­la­rı ya­pıl­ma­ma­lı­dır. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Mil­let­ten, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­den kaç­ma­nın ge­re­ği yok­tur.

O ba­kım­dan, bu çer­çe­ve­de he­pi­ni­ze, özel­lik­le bü­tün si­ya­si par­ti­le­re, bu ko­nu­da uz­laş­ma ve ha­zır­la­ma ku­ru­lu ola­rak, Par­la­men­to ça­tı­sı al­tın­da, bü­tün ku­rum ve ku­ru­luş­la­rın, si­vil top­lum ör­güt­le­ri­ni­n…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Vu­ral, bir da­ki­ka ek sü­re ve­ri­yo­rum. Ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın.

Bu­yu­run.

OK­TAY VU­RAL (De­vam­la) – Te­şek­kür ede­rim.

Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­ni bu ze­min al­tın­da tar­tış­ma­ya ha­zı­rız.

Di­ğer ta­raf­tan da iki ko­nu­da­… Ha­tır­lar­sa­nız, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­min­den ön­ce, Tür­ki­ye bir sı­nır öte­si ope­ras­yo­nu tar­tı­şı­yor­du. “Ge­rek­liy­di” de­ni­yor­du. Ya­pa­ma­dık. Ne­den? Bu kı­sır tar­tış­ma­lar­dan do­la­yı. O gün­den bu ya­na, can­la­rı­mız, kan­la­rı­mız git­ti. Şim­di, yi­ne ay­nı tar­tış­ma­lar içe­ri­sin­de, yi­ne sı­nır öte­si ope­ras­yo­nun ol­du­ğu bir or­tam­da, Tür­ki­ye­’­nin gün­de­mi­ni bu tür sa­nal hu­ku­ki tar­tış­ma­la­ra odak­lan­ma­sın­dan kur­ta­ra­ca­ğız ve Tür­ki­ye­’­yi ger­çek gün­de­mi­ne dö­nüş­tü­re­ce­ğiz.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si her za­man çö­zü­mün bir par­ça­sı­dır, on­lar her za­man prob­le­min bir par­ça­sı. Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si­nin her za­man bir prog­ra­mı var­dır, on­la­rın her za­man bir öz­rü. MHP “bu işi mil­let için ya­pa­rım” der, on­lar “bu be­nim işim de­ğil ki” der. MHP her so­run­da bir çö­züm gö­rür, on­lar her çö­züm­de bir so­run gö­rür.

Ko­nuş­ma­ma son ve­rir­ken, he­pi­ni­ze say­gı­la­rı­mı arz edi­yo­rum. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

AK Par­ti Gru­bu adı­na, Grup Baş­kan Ve­ki­li ve Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Be­kir Boz­dağ.

Sa­yın Boz­dağ, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA BE­KİR BOZ­DAĞ (Yoz­gat) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; söz­le­ri­min ba­şın­da yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Söz­le­ri­me baş­la­ma­dan, Türk mil­le­ti­nin, ül­ke­si ve mil­le­tiy­le bö­lün­mez bü­tün­lü­ğü­ne kas­te­den men­fur te­rör sal­dı­rı­sı so­nu­cu şehit dü­şen şehit­le­ri­mi­zi hu­zur­la­rı­nız­da rah­met­le ve min­net­le anı­yo­rum, ma­ne­vi hu­zur­la­rın­da say­gıy­la eği­li­yo­rum; ai­le­le­ri­ne ve mil­le­ti­mi­ze baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum, ba­şı­mız sağ ol­sun di­yo­rum. Ama, bir hu­su­sun da al­tı­nı çiz­mek is­ti­yo­rum.

Türk mil­le­ti­nin, bir­li­ği­ne, dir­li­ği­ne, ül­ke­si ve mil­le­tiy­le bö­lün­mez bü­tün­lü­ğü­ne kas­te­den­ler sa­de­ce bu­gün­kü­ler de­ğil. Ta­ri­hin de­rin­lik­le­ri­ne doğ­ru in­di­ği­niz za­man ora­da bu­nun gi­bi ni­ce tü­re­di bir­ta­kım ya­pı­lan­ma­la­rın ol­du­ğu­nu gö­rür­sü­nüz, ama ora­da bir şey da­ha gö­rü­rüz, on­la­rın her bi­ri­nin akı­bet­le­ri­nin ne ol­du­ğu­nu da gö­rü­rüz. Hiç­bi­ri­si emel­le­ri­ne ula­şa­ma­mış, Türk mil­le­ti­nin ve dev­le­ti­nin ka­rar­lı­lı­ğı kar­şı­sın­da yok olup git­miş­ler­dir. Bun­lar da yok ola­cak­tır. Hükûme­ti­miz, dev­le­ti­miz te­rör­le mü­ca­de­le ko­nu­sun­da ka­rar­lı­lı­ğı­nı sür­dür­mek­te­dir, ne­ti­ce­yi ala­cak ve bun­lar­dan da ül­ke­mi­zi te­miz­le­ye­cek­tir. Bu­na ina­nı­yo­rum ve Hükûme­ti­mi­zin, dev­le­ti­mi­zin bu ko­nu­da­ki ça­lış­ma­la­rı­nın ne­ti­ce ala­ca­ğı­na inan­cım tam­dır.

De­ğer­li dost­la­rım, de­ğer­li kar­deş­le­rim; şim­di, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ko­nu­su ne­re­den bu­ra­ya gel­di? Ön­ce, bir ora­dan bak­mak la­zım. Ne­dir ko­nu? Ko­nu şu: Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti ta­ri­hi dö­ne­min­de Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim sü­reç­le­ri­ne bak­tı­ğı­nız za­man, her se­çim sü­re­cin­de bir kri­zin ya­şan­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz. Çok par­ti­li si­ya­sal ha­ya­ta geç­tik­ten son­ra, 60 dar­be­sin­den son­ra, 80’den son­ra bir­sü­rü sı­kın­tı­lar var. Ni­ce, de­mok­ra­si içe­ri­sin­de, hu­kuk içe­ri­sin­de iş­le­yen yön­te­me, de­mok­ra­si ve hu­kuk dı­şı mü­da­ha­le­le­rin ya­pıl­dı­ğı­nı ve ya­şan­dı­ğı­nı gör­dük. En son ya­şa­nan Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim sü­re­ci de ha­fı­za­la­rı­mı­zın için­de­dir, ta­ze­dir.

İş­te, bu sü­reç­ler­de her za­man so­run olan, her za­man kriz olan, in­sa­nı­mı­zın sü­rek­li ener­ji­si­ni tü­ke­ten, bir­bi­ri­ni yıp­rat­ma­sı­na ne­den olan bir ya­pı­yı or­ta­dan kal­dır­mak la­zım. Ne­dir o? Cum­hur­baş­ka­nı­nı mil­le­te seç­tir­mek­tir. İş­te, atı­lan adım bu­nun adı­mı­dır, bir şeye tep­ki ola­rak de­ğil ve­ya bir şeye kar­şı bir ta­vır ola­rak de­ğil. Ama Tür­ki­ye­’­de Cum­hur­baş­kan­lı­ğı bir so­run mu­dur? Her se­çi­mi ay­rı bir so­run ol­muş mu­dur? Ol­muş­tur. Ol­ma­dı­ğı se­çim var mı, so­run ol­ma­dı­ğı se­çim? Yok. (MHP sı­ra­la­rın­dan “Var, var!” ses­le­ri)

Öy­ley­se, ila­ni­ha­ye her cum­hur­baş­ka­nı se­çi­min­de ay­nı so­ru­nu de­fa­lar­ca gün­de­me ge­ti­rip tar­tış­ma­nın ne ma­na­sı var? Bir ma­na­sı yok za­man kay­bın­dan baş­ka, ül­ke­ye za­rar ver­mek­ten baş­ka. Onun için “So­ru­nun çö­züm mer­ci olan bu ko­nu­nun tek yet­ki­li­si mil­le­te gö­tü­re­lim.” den­di ve Cum­hur­baş­ka­nı­nı cum­hu­run seç­me­si ko­nu­sun­da Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si bir ka­rar al­dı ve bu ka­rar Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mız ta­ra­fın­dan ge­ri gön­de­ril­di, ye­ni­den ka­nun­laş­tı, bu se­fer de re­fe­ran­du­ma gön­de­ril­di ve sü­reç de­vam edi­yor.

Pe­ki, Cum­hur­baş­ka­nı­nı mil­le­tin seç­me­si kö­tü bir şey mi? De­ğil. Bi­zim Ana­ya­sa­’­mı­zın 1’in­ci mad­de­si­ne bak­tı­ğı­mız za­man mad­de­nin ge­rek­çe­sin­de ay­nen şöy­le de­ni­yor: Ta­sa­rı­nın 1’in­ci mad­de­si Türk dev­le­ti­nin bir cum­hu­ri­yet ol­du­ğu­nu ilan et­mek­te­dir. 1924 ve 1961 Ana­ya­sa­la­rın­da  bu il­ke be­lir­til­miş­tir. Dev­let baş­ka­nı­nın ve­ra­set yo­luy­la de­ğil mil­let­çe ve­ya mil­le­tin tem­sil­ci­si Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­ce se­çi­le­rek ma­ka­mı­na ge­le­ce­ği açık­lan­mak­ta­dır. Çok açık; dev­let baş­ka­nı­nın ya mil­let­çe ve­ya­hut da mil­le­tin tem­sil­ci­si Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ta­ra­fın­dan se­çi­le­rek ma­ka­mı­na ge­le­ce­ği an­la­tıl­mak­ta­dır bu­ra­da. Şim­di­ye ka­dar, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Dev­le­ti Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ta­ra­fın­dan se­çil­me usu­lü­nü ter­cih et­miş­tir. Bu bir ter­cih me­se­le­si­dir. Bun­dan son­ra da bu se­çi­min mil­let ta­ra­fın­dan ya­pıl­ma­sı usu­lü­nü ter­cih et­mek­te­dir. Bu da, ku­ru­cu ik­ti­da­rın da ge­rek­çe­de an­lat­tı­ğı bir hu­su­sun ter­ci­hin­den iba­ret­tir. Cum­hu­ri­ye­tin ni­te­lik­le­ri­ne uy­gun. Zi­ra, cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin ni­te­lik­le­rin­den bir ta­ne­si­nin de de­mok­ra­tik bir cum­hu­ri­yet ol­du­ğun­dan bah­se­di­yo­ruz.

Ben yi­ne onun ge­rek­çe­si­ne ba­kı­yo­rum. Ge­rek­çe­sin­de de de­ni­yor ki bu­nun­la il­gi­li: “De­mok­ra­si ege­men­li­ğin mil­le­te ait ol­du­ğu bir re­jim­dir.” Biz bu­na ina­nı­yo­ruz, mil­le­te ait­tir ve mil­let ken­di­ni yö­ne­ten­le­ri, ara­lık­lar­la ya­pı­lan se­çim­ler­le, de­mok­ra­tik re­ka­be­tin ol­du­ğu bir or­tam­da se­çe­cek ve on­lar da bel­li bir dö­nem için ken­di­le­ri­ni yö­ne­te­cek­ler. Sis­tem bu. Onun için, bu ya­pı­lan dü­zen­le­me bu nok­ta­dan da bi­zim cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin ni­te­lik­le­riy­le de uyum­lu­dur.

Öte yan­dan, par­la­men­ter sis­te­min özel­lik­le­ri­ne bak­tı­ğı­nız za­man Tür­ki­ye­’­de uy­gu­la­nan sis­tem tam bir par­la­men­ter sis­tem mi, yok­sa ya­rı baş­kan­lık sis­te­mi mi? Bu ta­ma­men tar­tış­ma ko­nu­su olan bir hu­sus, ama pek çok  ki­şi me­lez bir sis­tem ol­du­ğu­nu söy­lü­yor. Cum­hur­baş­ka­nı­nın yet­ki­le­ri­ne bak­tı­ğı­nız za­man, bu ka­dar bir yet­ki­nin par­la­men­ter sis­tem­de ol­ma­ya­ca­ğı­nı söy­le­yen bir­sü­rü ki­şi var. Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çi­le­cek ol­ma­sı par­la­men­ter sis­te­min, efen­dim, özü­ne de ters bir du­rum da de­ğil­dir. Bu bir re­jim de­ği­şik­li­ği, sis­tem de­ği­şik­li­ği an­la­mı­na da ke­sin­lik­le gel­mez. Re­jim de de­ğiş­mez, sis­tem de de­ğiş­mez, par­la­men­ter re­jim de ay­nen var­lı­ğı­nı sür­dü­rür.

Zi­ra, ba­kın, çok ko­nu­şu­lan ve­ya son gün­ler­de gö­rüş­le­ri en çok di­le ge­ti­ri­len­ler­den bir ta­ne­si YÖK Baş­ka­nı­mız Sa­yın Te­ziç, par­la­men­ter sis­te­min özel­lik­le­ri­ni an­la­tır­ken, ora­da ay­nen söy­le di­yor, oku­yo­rum: “Par­la­men­ter re­jim­ler­de dev­let baş­ka­nı irsî -soy­dan geç­me- bir hü­küm­dar ola­bi­le­ce­ği gi­bi, halk ta­ra­fın­dan se­çi­len ya da par­la­men­to ta­ra­fın­dan se­çi­len bir ki­şi de ola­bi­lir.” Ya­ni, il­le de Mec­lis ta­ra­fın­dan se­çil­me­si şart­tır, ak­si tak­dir­de so­run olur di­ye bir hu­sus söz ko­nu­su de­ğil­dir.

Öte yan­dan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu de­ği­şik­li­ğin içe­ri­sin­de ge­çi­ci 18 ve 19’un­cu mad­de­nin yer al­mış ol­ma­sı­nı, bu de­ği­şik­li­ğin ya­pıl­dı­ğı ta­ri­he ba­ka­rak de­ğer­len­dir­mek la­zım. O ta­rih­te se­çi­mi ya­pıl­ma­mış bir Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi var. Eğer, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan onay­la­nır­sa, iş­le­ye­cek sü­re­ce da­ir bir dü­zen­le­me la­zım. Hal­ko­yu­na su­nul­du­ğu tak­dir­de de bu­nun re­fe­ran­dum sü­re­si­nin kı­sal­tı­la­rak Tür­ki­ye­’­nin Cum­hur­baş­ka­nı­nın kı­sa sü­re­de se­çi­mi­nin te­mi­ni amaç­lan­mış. kırk­beş gü­ne in­di­ren bir ka­nun Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de gö­rü­şül­müş, an­cak Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan ge­ri gön­de­ri­lin­ce, ka­nun­laş­ma imkânı bu­la­ma­mış­tır. Onun için, re­fe­ran­dum sü­re­ci bu­gü­ne ka­dar uza­mış­tır.

Pe­ki, bu re­fe­ran­du­mun bir an­la­mı var mı? Bu re­fe­ran­du­mun bir an­la­mı var. Pe­ki, bu re­fe­ran­dum bir da­yat­ma mı? Bu re­fe­ran­dum bir da­yat­ma de­ğil­dir.

Ben şim­di sor­mak is­te­rim: Ne za­man­dan be­ri mil­le­te bir ko­nu­nun so­rul­ma­sı, “Ka­bul edi­yor mu­sun-et­mi­yor mu­sun?” şek­lin­de bir so­ru tev­cih et­me­si da­yat­ma olur? Siz mil­le­te so­rar­sa­nız da­yat­ma olur mu? Onun ka­ra­rı­nı ken­di­niz için esas ka­bul eder­se­niz da­yat­ma olur mu, ka­os olur mu? Ol­maz. Ama, ne ya­par­sı­nız: Da­yat­ma­yı baş­ka usul­ler­le ya­par­sı­nız, baş­ka yön­tem­ler­le ya­par­sı­nız. Onu ya­pan­lar na­sıl yap­tık­la­rı­nı ga­yet iyi bi­li­yor­lar. Türk mil­le­ti de, ki­min da­yat­ma yap­tı­ğı­nı, ki­min de mil­let­le be­ra­ber yü­rü­dü­ğü­nü, mil­le­tin ka­na­a­ti­ne önem ver­di­ği­ni çok iyi bil­mek­te­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu re­fe­ran­du­mun bir an­la­mı var. Ne­dir bi­li­yor mu­su­nuz en önem­li an­la­mı? Türk mil­le­ti ta­ri­hin­de ilk de­fa Cum­hur­baş­ka­nı­nı ken­di se­çe­cek­tir. Bun­dan da­ha bü­yük bir an­lam ola­bi­lir mi? Şim­di­ye ka­dar hiç­bir dö­nem­de doğ­ru­dan doğ­ru­ya ken­di­nin seç­ti­ği bir ör­nek yok­tur. Ger­çi Sa­yın Ke­nan Ev­re­n’­in se­çi­mi var ama, o bi­raz bun­dan fark­lı. Ama, ilk de­fa mil­let ken­di Cum­hur­baş­ka­nı­nı ken­di se­çe­cek ve bu en bü­yük an­lam­dır, bu en bü­yük re­form­dur, en önem­li bir de­ği­şim­dir, mil­le­te git­mek en bü­yük adım­dır. Bu adı­mı siz­ler at­tı­nız, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si at­tı. Bu adı­mı kü­çüm­se­mek doğ­ru bir şey de­ğil­dir.

Pe­ki, bu­gün­kü bu tek­lif ni­ye bu nok­ta­ya gel­di? Bir şüp­he­miz mi var­dı, bir sı­kın­tı mı var­dı? Bi­ze gö­re bir şüp­he, bir sı­kın­tı yok­tu. Ne­den? Çün­kü, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si 1982 Ana­ya­sa­sı­’­nın yü­rür­lük­te­ki mad­de­le­ri­ne gö­re Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’­nin ye­ni Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­miş mi­dir? Seç­miş­tir. Cum­hur­baş­ka­nı ye­min et­miş, gö­re­vi­ne baş­la­mış mı­dır? Baş­la­mış­tır, şu an­da da gö­re­vi­nin ba­şın­da­dır. Do­la­yı­sıy­la, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’­nin 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­miş­tir. Ge­çi­ci 19’un­cu mad­de ne­yi dü­zen­li­yor? 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çim usu­lü­nü dü­zen­li­yor, se­çi­le­me­di­ği tak­dir­de han­gi usul­le se­çi­le­ce­ği­ni dü­zen­li­yor. Şu an­da se­çil­miş bir Cum­hur­baş­ka­nı var mı? Var. Di­ye­lim ki ak­si ol­du, se­çim ya­pıl­mak is­ten­di ve ya­pıl­dı, se­çi­le­cek Cum­hur­baş­ka­nı han­gi­si ola­cak? 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı mı 12’nci Cum­hur­baş­ka­nı mı? Yok efen­dim, 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı ola­cak de­nir­se ay­rı bir, baş­ka, ko­nu. 11’in­ci ola­bi­lir mi? Ola­maz. Ne­den? Se­çil­miş bir Cum­hur­baş­ka­nı var. O za­man, 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çi­mi için ön­gö­rül­müş bir usu­lü, siz baş­ka bir nok­ta­da uy­gu­la­ya­maz­sı­nız, ko­nu­su kal­ma­mış bir mad­de­dir. Bu re­fe­ran­dum mil­le­ti­miz ta­ra­fın­dan ka­bul edi­lip yü­rür­lü­ğe gir­di­ği tak­dir­de, ko­nu­su kal­ma­dı­ğı için bu­nun uy­gu­la­ma ka­bi­li­ye­ti ke­sin­lik­le söz ko­nu­su de­ğil­dir, bir sı­kın­tı da yok­tur. An­cak, ka­mu­o­yun­da ya­şa­nan tar­tış­ma­la­ra bak­tı­ğı­mız tak­dir­de, bir sı­kın­tı ola­ca­ğı, bir ka­os ola­ca­ğı de­ği­şik ke­sim­ler ta­ra­fın­dan ifa­de edi­li­yor ve Cum­hur­baş­ka­nı­mı­zın du­ru­mu sü­rek­li bir tar­tış­ma ze­mi­ni­nin için­de tu­tul­mak is­te­ni­yor. Biz gör­dük ki, Tür­ki­ye, bu ko­nuy­la da­ha faz­la ener­ji kay­be­de­cek, da­ha faz­la tar­tış­ma­lar ola­cak. Bu tar­tış­ma­lar ol­ma­sın, ener­ji kay­bı­na ne­den ol­ma­sın. Biz­ce her­han­gi bir so­run ol­ma­yan ko­nu­yu, Tür­ki­ye­’­yi da­ha faz­la za­man kay­bı­na uğ­rat­ma­mak adı­na hu­zur­la­rı­nı­za ge­tir­dik. Bu ko­nu­da des­tek ve­ren­le­re de te­şek­kür edi­yo­ruz. Zi­ra, Tür­ki­ye­’­nin, böy­le, sa­nal gün­dem­ler­le kay­be­de­cek vak­ti yok­tur.

 Pe­ki, re­fe­ran­dum sü­re­ci baş­la­mış, şu an­da de­vam edi­yor. De­vam eden sü­re­ce bi­ri­le­ri mü­da­ha­le ede­bi­lir mi? Ola­bi­lir mi böy­le bir dü­zen­le­me? Oy ver­me iş­le­mi baş­la­mış, tak­vim iş­li­yor. Şim­di, bu­nu söy­le­yen­ler ola­bi­lir, ama, bu­nun Tür­ki­ye­’­de uy­gu­la­ma­sı ilk de­ğil. Da­ha ön­ce de 2001 yı­lın­da Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­’n­da de­ği­şik­lik ya­pıl­mış ve bu de­ği­şik­li­ğin içe­ri­sin­de mil­let­ve­kil­le­ri­nin öz­lük hak­la­rı­nı dü­zen­le­yen bir mad­de de var. Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mız bu mad­de­yi re­fe­ran­du­ma gön­der­miş, da­ha son­ra da Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, bu re­fe­ran­du­ma gön­de­ri­len mad­de­yi ye­ni­den de­ğiş­tir­miş. Ko­nu, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­na in­ti­kal et­miş. Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu da bu ko­nu da bir ka­rar ve­ri­yor 3/12/2001’de ve di­yor ki: “10/11/2001 gün­lü 658 Sa­yı­lı ka­ra­rı­mız­la oluş­tu­ru­lan ko­mis­yon ta­ra­fın­dan halk oy­la­ma­sı­na iliş­kin tak­vim ve ge­nel­ge­le­rin ha­zır­lan­ma­sı­na ka­rar ve­ril­miş­tir. Bu ko­nu­da­ki ça­lış­ma­lar sür­dü­rül­mek­te iken, bu de­fa 1/12/2001 gün­lü 24600 sa­yı­lı Resmî Ga­ze­te­de ya­yın­la­nan 4720 sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si Hak­kın­da Ka­nun ile Ana­ya­sa­’­nın da­ha ön­ce hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı ön­gö­rü­len 27’nci mad­dey­le de­ği­şik 86’ncı mad­de­si de­ğiş­ti­ril­miş ve ka­nun­laş­mış­tır. Bu be­lir­ti­len du­rum kar­şı­sın­da, ya­pıl­ma­sı is­te­ni­len halk oy­la­ma­sı ko­nu­suz kal­mış­tır.”

Ben de­mi­yo­rum, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu söy­lü­yor ve onun ka­ra­rı. Şim­di ya­pı­lan şey, da­ha ön­ce olan bir uy­gu­la­ma­nın tek­ra­rın­dan baş­ka bir şey de­ğil­dir.

Bir baş­ka ko­nu: Bu­ra­da, ko­nuş­ma­cı ar­ka­daş­la­rı­mız­dan bir ta­ne­si de ye­ni ana­ya­sa ça­lış­ma­la­rı­na de­ğin­di. Ona da kı­sa bir de­ği­nip hu­zur­la­rı­nız­dan ay­rıl­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ye­ni ana­ya­sa ça­lış­ma­sı, bi­zim, par­ti ola­rak se­çim be­yan­na­me­miz­de var, baş­ka par­ti­le­rin de se­çim be­yan­na­me­le­rin­de var; 1993’te bu­ra­da bu­lu­nan par­ti­le­rin Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na sun­du­ğu ça­lış­ma ör­nek­le­ri de var, öne­ri­le­ri de var baş­ka ku­rum­la­rın, Ba­ro­lar Bir­li­ği­nin, TOB­B’­un ve TÜ­Sİ­A­D’­ın da bu ko­nu­da yap­tı­ğı baş­ka­ca ça­lış­ma­lar var. Biz, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­’y­la il­gi­li ye­ni bir ça­lış­ma­yı giz­li ka­pak­lı yap­mı­yo­ruz, ka­mu­o­yu­na biz bu­nu dek­la­re et­mi­şiz; “Ye­ni bir ana­ya­sa ya­pa­ca­ğız.” Se­çi­me gi­der­ken mil­le­ti­mi­zin önü­ne böy­le bir va­at­le çık­mı­şız, mil­le­ti­miz bu va­a­di de de­ğer­len­dir­miş­tir. Pe­ki, olan ne­dir? Olan şudur: Siz bir ana­ya­sa ha­zır­lı­yor­su­nuz, bu ana­ya­sa­nın mil­le­tin tar­tış­ma­sı­na su­na­ca­ğı­nız bir me­tin hâli­ne gel­me­si için bir mut­fak ça­lış­ma­sı la­zım mı?  la­zım. Va­tan­da­şı­mı­zın hu­zu­ru­na, ka­mu­o­yu­nun hu­zu­ru­na, si­ya­si par­ti­le­ri­mi­zin hu­zu­ru­na ve bu ko­nu­yu tar­tı­şa­cak bü­tün ke­sim­le­rin hu­zu­ru­na tar­tı­şı­la­bi­lir, so­mut bir me­tin or­ta­ya koy­ma­mız la­zım mı?  La­zım. O za­man el­bet­te ki bu met­nin bir mut­fak ça­lış­ma­sı ola­cak. Bu­gü­ne ka­dar, ka­mu­o­yu­na, ana­ya­sa öne­ri­si ola­rak ha­zır­lan­mış bu­lu­nan ça­lış­ma­la­rın ta­ma­mı böy­le bir mut­fak ça­lış­ma­sın­dan son­ra çık­mış­tır. Tür­ki­ye Ba­ro­lar Bir­li­ği, ka­mu­o­yu­na su­na­ca­ğı öne­ri­yi ha­zır­lar­ken bu öne­ri­nin her bir mad­de­si­ni ay­rı ay­rı tar­tı­şıp ha­zır­la­ma­mış, TÜ­Sİ­AD da öy­le ha­zır­la­ma­mış, efen­dim TOBB da öy­le ha­zır­la­ma­mış. Hep­si, ne yap­mış? Tür­ki­ye­’­de, uz­man ana­ya­sa hu­kuk­çu­la­rı­mız­dan bir ko­mis­yon oluş­tur­muş ve bu ko­mis­yo­na -bu­gün ko­nu­şan pek çok ana­ya­sa hu­kuk­çu­muz da bun­la­rın içe­ri­sin­de var- on­la­rın oluş­tur­du­ğu ko­mis­yon bir öne­ri ha­zır­la­mış ve o öne­ri­yi de­ğer­len­dir­dik­ten son­ra ka­mu­o­yu­nun bil­gi­si­ne ve tar­tış­ma­sı­na sun­muş­tur. Bi­zim yap­tı­ğı­mız, bu­nun dı­şın­da bir şey de­ğil ki. Biz, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’­ne ye­ni bir ana­ya­sa öne­ri­siy­le mil­le­ti­mi­zin hu­zu­ru­na çı­ka­ca­ğız, onun için de bir mut­fak ça­lış­ma­sı yap­tı­rı­yo­ruz ve da­ha son­ra bu ça­lış­ma ne­ti­ce­len­dik­ten son­ra, ka­mu­o­yu­nun bil­gi­si­ne, tar­tış­ma­sı­na açı­la­cak, su­nu­la­cak. On­dan son­ra da her­kes ka­na­a­ti­ni söy­le­ye­cek ve bu ka­na­at­ler de­ğer­len­di­ril­dik­ten son­ra, ye­ni­den, de­ğer­len­dir­me so­mut hâle ge­ti­ri­lip Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne su­nu­la­cak. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin bil­gi­sin­den ka­çı­rı­lan bir şey yok, ka­çı­rıl­ma­sı da müm­kün de­ğil. Zi­ra, millî ira­de­nin te­cel­li et­ti­ği yer bu­ra­sı­dır, millî ira­de­nin ka­rargâhı bu­ra­sı­dır ve bu­ra­dan bu çı­ka­cak, bu­ra­dan kim­se­nin kaç­ma­sı yok. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Kal­dı ki biz, bu­ra­nın ira­de­si­ni her şeyin üze­rin­de tu­tan bir an­la­yı­şın sa­hi­bi­yiz. Ege­men­li­ği ka­yıt­lı şart­lı gö­ren de­ğil, ka­yıt­sız şart­sız bir ege­men­lik. Mec­li­sin, he­me­n…­Gö­rü­yor­su­nuz, ar­kam­da ya­zı­yor. Bu an­lam­da bir ege­men­li­ğe ina­nan bir par­ti­yiz.

Onun için, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, önem­li bir iş ya­pı­yor AK Par­ti bu ko­nu­da. Ba­kın, şim­di­ye ka­dar, çok par­ti­li si­ya­si ha­ya­ta geç­me­miz­den son­ra 61 Ana­ya­sa­sı ya­pıl­dı, tar­tı­şıl­ma­dı, 82 Ana­ya­sa­sı ya­pıl­dı, doğ­ru dü­rüst tar­tı­şıl­ma­dı ya­pan­lar bel­li, yap­tı­ran­lar bel­li, tar­tış­ma fa­lan yok. Da­nış­ma Mec­li­si­ne ge­len­le­rin na­sıl gel­di­ği bel­li ve bak­tı­ğı­nız za­man bir tar­tış­ma yok.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Da­nış­ma Mec­li­sin­de al­tı ay tar­tı­şıl­dı. Sen ne di­yor­sun ya!

BE­KİR BOZ­DAĞ (De­vam­la) - Şim­di, ben, 82 Ana­ya­sa­sı­’­nı in­ce­le­di­ğim­de, ora­da bir şey gör­düm. Ne­dir? 82 Ana­ya­sa­sı­’­nın, tam 111 mad­de­sin­de, Millî Gü­ven­lik Kon­se­yi, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu de­ği­şik­lik yap­mış, 9 da ge­çi­ci mad­de­sin­de de­ği­şik­lik yap­mış. Ne­re­dey­se ta­ma­mı Da­nış­ma Mec­li­sin­de gö­rü­şü­lü­yor, ama yu­ka­rı­da da baş­ka şekil­de de­ğiş­ti­ri­li­yor ve tar­tış­ma yok. Ama, ba­kın, ilk de­fa, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­tin­de mil­let Ana­ya­sa­’­sı­nı tar­tı­şı­yor. Bun­dan da­ha bü­yük bir adım, da­ha bü­yük bir ba­şa­rı ola­bi­lir mi? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ana­ya­sa­’­sı­nı tar­tı­şan bir mil­let ol­duk. Si­vil top­lum tar­tı­şı­yor, üni­ver­si­te­ler tar­tı­şı­yor, si­ya­si par­ti­ler tar­tı­şı­yor ve her­kes, ye­ni ana­ya­sa­da ken­di eme­ği­nin de ken­di kat­kı­sı­nın da ol­ma­sı için gay­ret ve ça­ba sarf edi­yor. AK Par­ti, bu gay­ret­le­ri mil­le­tin ta­ma­mı­nın onay­la­ya­ca­ğı bir bi­çim­de bir­leş­ti­re­rek mil­le­tin Mec­li­si­ne ge­ti­re­cek ve Mil­let Mec­li­si­miz de bu­nu tar­tı­şa­cak­tır. Mec­li­se gel­dik­ten son­ra, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu sü­re­ci var, on­dan son­ra Ge­nel Ku­rul sü­re­ci var. Hem Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da hem de Ge­nel Ku­rul­da bu­nun tar­tış­ma­la­rı ya­pı­la­cak, ka­na­at­le­ri olan­lar ora­da da ka­na­at­le­ri­ni söy­le­ye­cek ve so­nuç­ta si­zin ka­ra­rı­nız­la bu ka­bul edi­le­cek ve ar­ka­sın­dan da Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın da açık ve net ifa­de­siy­le, mil­le­tin de ona­yı­na su­nu­la­cak. Mil­le­ti­miz ka­bul et­me­di­ği tak­dir­de, yü­rür­lü­ğe gir­me imkânı da bul­ma­ya­cak­tır. Hem Mec­li­sin ira­de­si hem mil­le­tin ira­de­si, onay­lan­ma sü­re­cin­de, ya­pım sü­re­cin­de de yi­ne hem mil­le­tin, si­vil top­lu­muy­la, üni­ver­si­te­le­riy­le, bü­tün ke­sim ve kat­man­la­rıy­la kat­kı­sı ve ira­de­si, si­ya­si par­ti­le­ri­mi­zin kat­kı­sı ve ira­de­siy­le olu­şa­cak bir ana­ya­sa, Tür­ki­ye­’­nin hay­rı­na, da­ha doğ­ru, da­ha iyi bir ana­ya­sa de­ğil mi? Ben, bek­ler­dim ki, bu tar­tış­ma baş­la­dı­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Boz­dağ, bir da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

BE­KİR BOZ­DAĞ (De­vam­la) – Bi­ti­ri­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Bü­tün par­ti­ler -prog­ram­la­rın­da var- geç­miş­te, de­ği­şik de­fa­lar, ana­ya­sa öne­ri­si, ye­ni bir ana­ya­sa, baş­ka bir ana­ya­sa va­a­di­ni ge­tir­miş­ler, mil­le­te sun­muş­lar, ama yap­ma imkânla­rı bul­ma­mış. Şim­di, AK Par­ti­nin bu ha­re­ke­tiy­le, bü­tün par­ti­le­rin mil­le­te ver­dik­le­ri sö­zün ge­re­ği­ni de yap­ma imkânı doğ­muş­tur. Şim­di, her­kes, elin­de­ki­ni, üret­ti­ği bil­gi­yi, var­sa kat­kı­sı­nı bu işe su­na­rak Tür­ki­ye­’­ye 21’in­ci Yüz­yı­la ya­ra­şır bir ana­ya­sa ka­zan­dır­ma­mız la­zım. Bir kez da­ha al­tı­nı çi­zi­yo­rum: Bu ana­ya­sa, AK Par­ti­nin ana­ya­sa­sı de­ğil, AK Par­ti­ye ana­ya­sa de­ğil, Türk mil­le­ti­ne, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­ne bir Ana­ya­sa­dır, her­ke­sin eme­ği­ne, kat­kı­sı­na açık­tır. Hep be­ra­ber ya­pa­ca­ğız, par­ti­le­ri­miz­le, si­vil top­lu­mu­muz­la, üni­ver­si­te­le­ri­miz­le, mil­le­ti­miz­le be­ra­ber.

Ben, bu ve­si­ley­le, tek­rar, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de, şah­sı adı­na Sa­kar­ya Mil­let­ve­ki­li Ay­han Se­fer Üs­tün.

Bu­yu­run Sa­yın Üs­tün. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (Sa­kar­ya) – Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; 32 sı­ra sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi üze­rin­de şah­sım adı­na söz al­dım. Bu ve­si­ley­le, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ben­den ön­ce ko­nu­şan de­ğer­li grup baş­kan ve­ki­li­miz, bu mi­ni Ana­ya­sa pa­ke­ti­nin ni­çin ge­rek­li ol­du­ğu­nu, ya­kın ta­ri­he atıf­ta bu­lu­na­rak açık­la­dı. As­lın­da, Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­ne iliş­kin bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin ben­ce ta­rih­sel de bir sü­re­ci var.

Cum­hur­baş­ka­nı se­çim­le­ri­ne, de­mok­ra­si ta­ri­hi­mi­ze bak­tı­ğı­mız­da, bi­za­ti­hi Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­nin ken­di­si bir kriz ala­nı ola­rak or­ta­ya çık­mış­tır. Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi, de­mok­ra­si üze­rin­de, Mec­lis üze­rin­de, si­ya­si par­ti­ler ve si­ya­set­çi üze­rin­de âde­ta bir bas­kı ara­cı ola­rak kul­la­nıl­mış­tır. Ba­kın, 1961’de Or­di­nar­yüs Pro­fe­sör Dok­tor Ali Fu­at Baş­gil Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı ol­mak is­te­miş, ba­şı­na si­lah sı­kı­la­rak, An­ka­ra­’­dan kaç­mak zo­run­da kal­mış­tır ve derhâl is­ti­fa et­miş, mem­le­ke­ti terk et­miş­tir.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) - Öl­müş mü, öl­me­miş mi?

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) – Ba­kın, za­man za­man, Cum­hur­baş­ka­nı se­çim­le­rin­de Mec­li­se bas­kı ya­pıl­mış, Mec­lis ba­sıl­mış­tır. Hat­ta, 12 Ey­lül dar­be­sin­de, Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çi­le­me­me­si dar­be­nin bir ge­rek­çe­si ola­rak su­nul­muş­tur. Ya­ni, Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­mek de se­çe­me­mek de bir bas­kı un­su­ru ola­rak her za­man di­le ge­ti­ril­miş­tir.

İş­te, 22 Tem­muz se­çim­le­rin­den ön­ce de, yi­ne 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı­mı­zın se­çil­me­si sı­ra­sın­da da ay­nı bas­kı­lar, ma­a­le­sef, Mec­li­si­miz üze­rin­de uy­gu­lan­mak is­ten­miş­tir. Bir par­ti Mec­li­se gir­me­miş­tir. Mec­li­se gir­mek is­te­yen ken­di mil­let­ve­kil­le­ri­ne de bas­kı yap­mış, şu ka­pı­la­ra body­gu­ard ko­ya­rak Mec­li­se gir­me­si­ni en­gel­le­miş­tir. Ama, ne ha­zin­dir ki, ba­kı­yo­rum, o body­gu­ar­d’­lık ya­pan ar­ka­daş­la­rı­mız şu an­da Mec­lis­te de­ğil­ler.

İş­te, ar­ka­daş­la­r…

K. KE­MAL ANA­DOL (İzmir) – Böy­le bir şey yok Sa­yın Baş­kan! Ne de­mek is­ti­yor?

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) – Ba­kın, yi­ne Ana­ya­sa Mah­ke­me­si teh­dit edil­miş ve bu teh­dit sü­re­ci de­vam et­miş­tir. O ba­kım­dan, ma­dem­ki Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­nin bi­za­ti­hi ken­di­si bir kriz ko­nu­su ol­mak­ta, o za­man, bu­nu, ar­tık, kül­li­yen, tü­müy­le çöz­mek ge­rek­mek­te­dir.

İş­te, ge­çen dö­nem­de, AK Par­ti -22’nci Dö­nem­de- böy­le bir tek­lif ha­zır­la­ya­rak, Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çi­mi­ni ar­tık kriz ol­mak­tan çı­kar­mak için, Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­ka seç­tir­mek için bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği pa­ke­ti ge­tir­miş ve 22’nci Dö­nem­de gö­rü­şü­le­rek, bu tek­lif ka­bul edil­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, sa­de­ce Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi de­ğil, ay­nı za­man­da cum­hur­baş­kan­la­rı­nın za­man za­man uy­gu­la­ma­la­rı da kriz ko­nu­su ol­muş­tur. Çün­kü, so­rum­suz­dur, hal­ka da­yan­ma­mak­ta­dır, halk­tan yet­ki al­ma­mak­ta­dır. Ba­kın, o za­man ik­ti­dar or­ta­ğı olan bir par­ti­miz şu an­da bu­ra­da, Mec­lis­te. 2001 kri­zi­ni as­lın­da hükûmet çı­kar­ma­mış­tır, so­rum­suz Cum­hur­baş­ka­nı Ana­ya­sa ki­tap­çı­ğı­nı o par­ti baş­kan­la­rı­nın su­ra­tı­na at­mak­la baş­lat­mış­tır. O ba­kım­dan, iş­te, Cum­hur­baş­ka­nı­nın ma­ka­mı­nı ar­tık kriz ol­mak­tan çı­kar­mak için böy­le bir de­ği­şik­lik ge­ti­ril­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu de­ği­şik­lik ya­pıl­dık­tan son­ra, bu de­ği­şik­li­ğin 5’in­ci mad­de­sin­de “Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ne iliş­kin usul ve esas­lar ka­nun­la be­lir­le­nir.” hük­mü ge­ti­ril­miş­tir. Ya­ni, bu pa­ket Mec­lis­ten geç­miş, ar­tık bun­dan son­ra cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi halk ta­ra­fın­da ya­pı­la­cak, ama bu­nun için bir ka­nun çı­kar­tı­la­cak­tır.

Pe­ki, 22 Tem­muz se­çim­le­rin­den ön­ce, bi­li­yo­ruz ki, 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı, ma­a­le­sef, se­çi­le­me­miş­tir. Öy­ley­se önü­müz­de bir so­run var. İş­te bu so­ru­nu bir an ön­ce çöz­mek için ge­çi­ci 19’un­cu mad­de ih­das edil­miş­tir. Ge­çi­ci 19’un­cu mad­de, adı üze­rin­de, ge­çi­ci­dir. Ge­çi­ci mad­de­ler, he­men önü­nüz­de acil bir so­run var­sa o so­ru­nu çöz­mek için ih­das edi­lir­ler. Pe­ki, bu so­run çö­zül­müş mü­dür? El­bet­te, se­çim­ler­den son­ra, de­mok­ra­si­ye ina­nan, Mec­li­se ina­nan mil­let­ve­kil­le­ri­miz, par­ti­le­ri­miz Mec­li­se gir­miş­ler­dir ve bu so­run çö­zül­müş­tür. Ya­ni, 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı­mı­zı bu Mec­lis mev­cut Ana­ya­sa­’­ya gö­re seç­miş­tir.

Öy­ley­se, ge­çi­ci ola­rak va­ze­di­len bu 19’un­cu mad­de as­lın­da ölü doğ­muş­tur, sa­kıt ol­muş­tur, bu­nu uy­gu­la­ma imkân ve ih­ti­malî kal­ma­mış­tır.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ana­sı­nı söy­le­…

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) – Pe­ki, bu yap­tı­ğı­mız iş ne­dir? Ko­mis­yon­da da söy­le­dim. As­lın­da bu yap­tı­ğı­mız iş, de­dim ki, mi­na­re dü­zelt­mek­tir. Bu­nu da an­la­ma­dı ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız, ne­dir mi­na­re dü­zelt­mek fa­lan di­ye. İş­te, Mi­mar Si­na­n’­ın ün­lü bir hikâye­si var­dır. He­pi­miz bi­li­riz, ama bil­me­yen­ler için an­lat­mak is­ti­yo­rum. Mi­mar Si­nan, meş­hur bir mi­ma­rı­mız­dır. O Ulu Si­nan en son us­ta­lık ese­ri ola­rak Se­li­mi­ye­’­yi yap­mış­tır ve o muh­te­şem ese­rin kar­şı­sı­na geç­miş­ler bak­mak­ta­dır­lar. O sı­ra­da yan­la­rı­na bir ço­cuk gel­miş­tir. de­miş­ler ki: “Ne di­yor­sun?” “Çok gü­zel ol­muş, ama şu mi­na­re­nin bir ta­ne­si ya­muk.” de­miş. “Öy­ley­se ba­na bir ip ge­ti­rin” de­miş Mi­mar Si­nan. İpi bağ­la­mış­lar mi­na­re­ye, bi­raz çek­miş, ço­cu­ğa sor­muş­lar “Ne ol­du?” “Hah, şim­di dü­zel­di.” de­miş.

İş­te, as­lın­da, bi­zim yap­tı­ğı­mız şu an­da, Mi­mar Si­na­n’­ın yap­tı­ğı gi­bi, mi­na­re­yi dü­zelt­mek­tir. Hiç bu işi yap­ma­mış ol­sak da­hi, hiç bu işi yap­ma­mış ol­sak da­hi, hu­ku­kun te­mel il­ke­si­dir -ya­ni, ge­çi­ci mad­de, adı üze­rin­de ge­çi­ci mad­de- eğer bu ge­çi­ci mad­de­nin ön­gör­dü­ğü so­run bir şekil­de çö­zül­müş ise ar­tık onun uy­gu­la­ma ka­bi­li­ye­ti yok­tur.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ta­bi­i, ko­mis­yon­da bu ka­nun tek­li­fi gö­rü­şü­lür­ken ba­zı par­ti­le­rin söz­cü­le­ri, zin­har Mec­li­sin böy­le bir tek­li­fe bak­ma­ya yet­ki­li ol­ma­dı­ğı­nı, ba­ka­ma­ya­ca­ğı­nı, böy­le bir ka­nun çı­kar­ta­ma­ya­ca­ğı­nı, bu iş­te ar­tık YSK’­nın yet­ki­li ol­du­ğu­nu söy­le­miş­ler­dir.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – İsim ve­rin, isim ve­rin!

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - Ger­çek­ten, üzün­tü ve­ri­ci bir be­yan.

Şim­di, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu, ka­rar al­tı­na alı­nan bir se­çi­mi ve­ya halk oy­la­ma­sı­nı sa­de­ce ida­re et­mek­le yü­küm­lü­dür. Yok­sa, bir se­çi­mi yok farz et­mek, yap­ma­mak ve­ya se­çim ka­ra­rı al­ma­k… Ana­ya­sa­’­da böy­le bir yet­ki yok­tur. Ne ha­zin­dir ki, bel­ki bi­zim Par­la­men­to­muz­da böy­le ar­ka­daş­lar var. Ya­ni, Par­la­men­to­nun yet­ki­le­ri­ni baş­ka bir ku­ru­ma ha­va­le eden -üzü­cü ama- bel­ki de bi­zim Par­la­men­to­muz­da böy­le ar­ka­daş­la­rı­mız var.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, yi­ne ay­nı ar­ka­daş­lar “Efen­dim, yap­tı­ğı­mız bu de­ği­şik­lik­ler Ana­ya­sa­’­nın fa­lan­ca fa­lan­ca mad­de­le­ri­ne ay­kı­rı.” Di­yor­lar, bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin Ana­ya­sa­’­nın baş­ka bir mad­de­si­ne ay­kı­rı ol­du­ğu­nu id­di­a edi­yor­lar.

Şim­di, hu­kuk fa­kül­te­le­rin­de hu­kuk baş­lan­gı­cı ders­le­ri ve ana­ya­sa hu­ku­ku­na gi­riş ders­le­ri var­dır. Bu­ra­da, bu ders­ler­de ilk ön­ce norm­lar hi­ye­rar­şi­si di­ye bir ders öğ­re­ti­lir. O… İş­te, mev­zu­at­la­rın bir­bi­ri­ne bir üs­tün­lü­ğü var­dır, en te­pe­de ana­ya­sa ka­nun­lar, tü­zük­ler di­ye aşa­ğı doğ­ru gi­der. El­bet­te bir ast norm üst nor­ma ay­kı­rı ola­maz, ama -ay­nı nor­mu, ya­ni ana­ya­sa­nın bir hük­mü­nü bir hük­mü­ne üs­tün tut­mak herhâlde o ar­ka­da­şın gö­rü­şü­dür- ay­nı norm­lar içe­ri­sin­de bir ast­lık-üst­lük iliş­ki­si yok­tur. Bir ka­nu­nu baş­ka bir ka­nu­na de­net­le­te­mez­si­niz. Bir tü­zü­ğü bir tü­zü­ğe de­net­le­te­mez­si­niz. O ba­kım­dan, iş­te bu­ra­da say­mış, bel­ki on beş ta­ne mad­de say­mış ar­ka­da­şı­mız. “Bu yap­tı­ğı­nız” di­yor “Ana­ya­sa­’­nın fa­lan­ca fa­lan­ca­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Üs­tün, bir da­ki­ka­lık sü­re için­de ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) – De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Mec­lis bu de­ği­şik­li­ği yap­ma­ya yet­ki­li­dir. Ar­ka­da, ba­kın, bi­raz son­ra oy kul­la­na­ca­ğız. Bu da bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­dir. O ba­kım­dan yet­ki­miz var­dır.

Önü­müz­de Ra­ma­zan Bay­ra­mı. Mil­le­ti­mi­zin Ra­ma­zan Bay­ra­mı­nı şim­di­den teb­rik edi­yo­rum, Ra­ma­zan Bay­ra­mı ha­yır­lı ol­sun. İnşal­lah, re­fe­ran­dum­da kul­la­na­cak­la­rı oy­da “evet” ol­sun di­yor, say­gı­lar su­nu­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ko­nuş­ma­cı be­ni kas­te­de­rek yan­lış bir açık­la­ma­da bu­lun­du, onu dü­zelt­mek is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Efen­dim, de­ğer­li ko­nuş­ma­cı­nın ko­nuş­ma­sı­nı ben iz­le­dim, hiç­bir isim fa­lan söy­le­me­di, böy­le bir şey ben duy­ma­dım.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – Ko­mis­yon­da­ki mil­let­ve­ki­li ben­dim.

BAŞ­KAN – Evet, şah­sı adı­na tek­li­fin tü­mü üze­rin­de Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç.

Sa­yın Kı­lıç, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

SU­AT KI­LIÇ (Sam­sun) – Sa­yın Baş­ka­nım, çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­ri­nin De­ğiş­ti­ril­me­si­ne İliş­kin Ka­nu­nun Ba­zı Mad­de­le­ri­nin De­ğiş­ti­ril­me­si­ne Yö­ne­lik Ka­nun Tek­li­fi­miz üze­rin­de ki­şi­sel gö­rüş­le­ri­mi açık­la­mak üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le, yü­ce he­ye­ti­ni­zi en iç­ten duy­gu­la­rım­la, say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, he­men haf­ta ba­şın­da aziz va­ta­nı­mı­zı ko­ru­mak üze­re yur­dun sı­nır boy­la­rın­da var­lık­la­rı­nı or­ta­ya ko­yan, can­si­pa­ra­ne var­lı­ğı­nı var­lı­ğı­mı­za ar­ma­ğan eden va­tan ev­lat­la­rı­mı­zın Tür­ki­ye­’­ye yö­ne­lik bö­lü­cü te­rö­rün kah­pe­ce kur­şun­la­rı­na he­def ol­duk­la­rı­na bü­yük bir üzün­tüy­le, de­rin bir te­es­sür­le ta­nık­lık et­tik. Va­tan uğ­ru­na şeha­det şer­be­ti­ni içe­rek ter­te­miz be­den­le­riy­le Al­la­h’­ın hu­zu­ru­na çı­kan şehit va­tan ev­lat­la­rı­nı say­gıy­la, min­net­le, şük­ran­la yâd edi­yo­rum. Bu  ve­si­ley­le, yur­du­mu­zu ve mil­le­ti­mi­zi he­def alan bü­tün te­rö­rist sal­dı­rı­la­rı nef­ret­le ve la­net­le kı­nı­yo­rum. Te­rö­rist sal­dı­rı­lar kar­şı­sın­da hâlâ tav­rı­nı or­ta­ya ko­ya­ma­yan si­vil­le­ri de kı­nı­yor ve bu­gün­ler ve­si­le­siy­le, ra­ma­za­nı da ve­si­le kı­la­rak hi­da­ye­te er­me­le­ri­ni di­li­yo­rum.

Sa­yın Baş­ka­nım, çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; gün­de­mi­miz­de olan ve bu­gün bi­rin­ci tur oy­la­ma­sı ya­pı­la­cak olan Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi, 31 Ma­yıs 2007 ta­ri­hin­de yü­ce Par­la­men­to­da ka­bul edi­len Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi­nin bu­gü­nün ko­şul­la­rı­na uyar­lan­ma­sın­dan iba­ret­tir. Do­la­yı­sıy­la, ya­pı­lan iş çok sı­ra dı­şı, ya­pı­lan iş çok ku­ral dı­şı, ya­pı­lan iş Par­la­men­to ge­le­nek­le­riy­le ya da de­mok­ra­si­nin ka­i­de­le­riy­le oy­na­mak an­la­mın­da ta­nım­la­na­bi­le­cek, va­sıf­lan­dı­rı­la­bi­le­cek bir gi­ri­şim as­la de­ğil­dir.

Mu­ha­le­fet söz­cü­le­ri­nin ik­ti­da­ra yö­ne­lik so­rum­suz­luk vur­gu­la­rı­nı ia­de et­me ih­ti­ya­cı his­se­di­yo­rum. Bu­gün­le­re ge­lin­me­si­nin mü­seb­bi­bi, asıl mü­seb­bi­bi, ma­a­le­sef, özel­lik­le ana mu­ha­le­fet gru­bu­nun so­rum­suz ve yı­kı­cı mu­ha­le­fet an­la­yı­şı­dır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) 1982 Ana­ya­sa­sı­’­nın özü ve ru­hu bel­li­dir. 82 Ana­ya­sa­sı, 12 Ey­lül 80 mü­da­ha­le­si ön­ce­sin­de sa­yı­sı yüz­le­ri aşan na­fi­le Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi tur­la­rı­nı so­na er­dir­mek üze­re Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni ko­lay­laş­tır­ma­ya da­ya­lı bir an­la­yış­la di­zayn edil­miş bir Ana­ya­sa­’­dır. Do­la­yı­sıy­la, 82 Ana­ya­sa­sı­’­nın ru­hu, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni zor­laş­tır­mak de­ğil, ko­lay­laş­tır­mak­tır ve Sa­yın Ab­dul­lah Gü­l’­ün aday ol­du­ğu Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ne ka­dar aran­ma­yan sa­yı şar­tı, ma­a­le­sef, bu son se­çim­de aran­mış, ko­nu ana mu­ha­le­fet par­ti­si ta­ra­fın­dan Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin gün­de­mi­ne ta­şın­mış ve Ana­ya­sa Mah­ke­me­si, Ana­ya­sa­’­mı­zın ko­lay­laş­tır­ma­yı he­def­le­yen ru­hu­na ay­kı­rı bir ka­rar­la 367 ko­şu­lu­nun ge­rek­li ol­du­ğu ne­ti­ce­si­ne var­mış­tır.

Do­la­yı­sıy­la, de­ği­şen ve bu­gün için hal­kı­mı­zın oyu­na, re­fe­ran­du­ma su­nul­muş bu­lu­nan ka­nu­nu ye­ni­den ha­tır­la­ya­cak olur­sak te­mel baş­lık­la­rın şun­lar ol­du­ğu­nu gö­re­ce­ğiz:

1) Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de ya­pı­la­cak olan bü­tün se­çim­ler­de, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­ka­nı se­çi­mi de dâhil ol­mak üze­re, aran­ma­sı ge­re­ken top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı 184’tür. Ya­ni, Ana­ya­sa, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si üye­le­ri­nin yo­ru­muy­la or­ta­ya çı­kan bir iç­ti­hat ye­ri­ne, ken­di met­ni­ni açık, sa­rih bir hâle ge­tir­mek su­re­tiy­le bu ko­nu­da­ki ka­fa ka­rı­şık­lı­ğı­nı gi­der­me­yi he­def­le­miş­tir.

2) Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Cum­hur­baş­ka­nı 5+5 ola­rak for­mü­le edi­len şekil­de be­şer yıl­lık iki dö­nem hâlin­de gö­rev ya­pa­bi­lir.

3) Tür­ki­ye­’­nin Cum­hur­baş­ka­nı hal­kın oyuy­la se­çi­lir.

Dör­dün­cü­sü: Beş yıl­lık mil­let­ve­ki­li gö­rev sü­re­si, ya­ni beş yıl olan ya­sa­ma dö­ne­mi sü­re­si dört yı­la in­di­ri­lir. Mil­let­ve­ki­li se­çim­le­ri dört yıl­da bir ye­ni­le­nir.

Yap­mış ol­du­ğu­muz Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin şu an re­fe­ran­dum­da bu­lu­nan hü­küm­le­ri­nin içe­ri­ği, te­fer­ru­a­tı bun­dan iba­ret­tir.

Pe­ki, de­ğiş­tir­di­ği­miz baş­lık­lar ne­dir, onu da he­men ifa­de et­mek is­ti­yo­rum: Re­fe­ran­du­ma su­nu­lan ka­nu­nun, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ya­sa­sı­nın çer­çe­ve 6’ncı mad­de içe­ri­sin­de ko­num­lan­dı­rı­lan ge­çi­ci 18 ve ge­çi­ci 19’un­cu mad­de­le­ri, o an se­çi­mi ya­pı­la­ma­yan Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çi­mi sü­re­ci­ni ko­lay­laş­tır­ma­ya ve Ana­ya­sa­’­da­ki be­lir­siz­lik­le­ri ge­çi­ci mad­de­ler­le gün­dem dı­şı­na çı­kar­ma­ya yö­ne­lik dü­zen­le­me­ler­den iba­ret­tir. An­cak, ya­pıl­mış olan Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin o gün­kü Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan re­fe­ran­du­ma gö­tü­rül­müş ol­ma­sı, re­fe­ran­dum ta­ri­hi­nin Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ta­ra­fın­dan da­ha ön­ce­den ka­rar­laş­tı­rı­lan 22 Tem­muz mil­let­ve­ki­li ge­nel se­çim­le­rin­den son­ra­ya kal­ma­sı ne­de­niy­le, ge­çi­ci 18 ve ge­çi­ci 19’un­cu mad­de­nin pra­tik­te­ki an­lam­la­rı tar­tış­ma­ya açık hâle gel­miş­tir. Zi­ra, 22’nci Dö­nem Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si 22 Tem­muz se­çim­le­rin­de ye­ni­le­nir­ken 23’ün­cü Dö­nem Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­ne imkân sağ­la­ya­cak bir par­la­men­to arit­me­ti­ği or­ta­ya çık­mış­tır. Hiç  kuş­ku­suz, o gün­le­rin ko­şul­la­rı içe­ri­sin­de so­rum­suz dav­ra­nan mu­ha­le­fet par­ti­le­ri de mil­le­tin ha­ne­si­ne kay­de­dil­miş­tir, o gü­nün ge­re­ği olan so­rum­lu­lu­ğun id­ra­kin­de dav­ra­nan­lar da mil­let ta­ra­fın­dan bi­linç ha­ne­si­ne kay­de­dil­miş­ler­dir.

Ne­ti­ce iti­ba­rıy­la, 22 Tem­muz se­çim­le­riy­le olu­şan Par­la­men­to, ye­ni Cum­hur­baş­ka­nı­mı­zın se­çi­mi­ni yü­rür­lük­te bu­lu­nan mev­cut Ana­ya­sa­’­nın hü­küm­le­ri­ne gö­re ic­ra et­miş bu­lun­du­ğun­dan, 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı ola­rak nu­ma­ra­lan­dı­rı­lan, ge­çi­ci 18 ve 19’da ta­nı­mı­nı bu­lan iki ge­çi­ci mad­de hük­mü­nün pra­tik­te za­ten ko­nu­su kal­ma­mış­tır. Ko­nu­su kal­ma­yan iki ge­çi­ci mad­de­nin re­fe­ran­dum sü­re­ci içe­ri­sin­de var­lı­ğı­nı mu­ha­fa­za et­me­le­ri­nin, tak­dir edi­le­cek­tir ki, hiç­bir an­la­mı söz ko­nu­su bi­le de­ğil­dir.

Bu­ra­da he­men şu ko­nu­ya te­mas edi­le­bi­lir: Ana mu­ha­le­fet par­ti­si­nin bir yak­la­şı­mı var. Di­yor ki ana mu­ha­le­fet par­ti­si söz­cü­sü ar­ka­daş­la­rı­mız: “Çer­çe­ve 6’ncı mad­de­de di­zayn edi­len ge­çi­ci 18 ve ge­çi­ci 19’u de­ğil, re­fe­ran­du­ma su­nu­lan ka­nu­nun ta­ma­mı­nı ge­ri çe­ke­lim ve do­la­yı­sıy­la re­fe­ran­dum tü­müy­le ko­nu­suz kal­sın.”

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, az ön­ce sı­ra­la­dım. Re­fe­ran­du­ma su­nu­lan ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri sı­ra­dan ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri de­ğil. Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si son de­re­ce önem­li bir de­ği­şim, Cum­hur­baş­ka­nı­nın iki dö­nem gö­rev ya­pa­bil­me­si son de­re­ce önem­li bir de­ği­şim, Par­la­men­to­nun gö­rev sü­re­si­nin beş yıl­dan dört yı­la in­di­ril­me­si, ke­za ay­nı şekil­de son de­re­ce önem­li bir de­ği­şim ve bu ara­da Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de ya­pı­la­cak olan tüm se­çim­ler­de 367 de­ğil, 184 sa­yı­sı­nın top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı ola­rak aran­ma­sı ge­re­ği de yi­ne çok önem­li de­ği­şim­ler. Ee bu ka­dar önem­li de­ği­şim, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de iki tur oy­lan­mış, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği pro­se­dü­rü ta­mam­lan­mış, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­na git­miş, re­fe­ran­dum sü­re­ci­nin içe­ri­si­ne gir­miş, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan re­fe­ran­dum ha­zır­lık­la­rı baş­la­tıl­mış ve hat­ta bu ko­nuy­la il­gi­li ya­pıl­ma­sı ge­re­ken har­ca­ma­la­rın ya­rı­ya ya­kı­nı ta­mam­lan­mış­ken bu ka­dar önem­li bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği pa­ke­ti­nin re­fe­ran­dum sü­re­cin­den ge­ri­ye çe­kil­me­si­nin an­la­şı­la­bi­lir, ka­bul edi­le­bi­lir hiç­bir ge­rek­çe­si­nin ol­ma­dı­ğı ka­na­a­tin­de­yiz.

De­ni­le­bi­lir ki, za­ten ya­pı­la­cak olan Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin içe­ri­sin­de, tü­müy­le de­ği­şe­cek olan ye­ni Ana­ya­sa­’­nın içe­ri­sin­de, bu mad­de­le­rin ay­nı çö­züm­ler­le kar­şı­lık­la­rı or­ta­ya ko­nu­la­bi­lir ve za­ten ana mu­ha­le­fet par­ti­sin­den de bu yön­de ge­len yak­la­şım­lar var.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­ra­da da bir sa­mi­mi­yet so­ru­nu­nun var­lı­ğıy­la, apa­çık bir sa­mi­mi­yet so­ru­nu­nun var­lı­ğıy­la kar­şı kar­şı­ya ol­du­ğu­mu­zu ifa­de et­mek is­te­rim. Eğer ki bu çö­zü­mün sa­vu­nu­cu­la­rı öne­ri­le­rin­de sa­mi­miy­se­ler, o za­man mev­cut Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni, ya­ni üze­rin­de ça­lış­ma­la­rı de­vam edi­len Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni tü­müy­le yok say­mak ye­ri­ne, “ye­ni Ana­ya­sa,” “si­vil Ana­ya­sa” ola­rak ad­lan­dı­rı­lan ana­ya­sa ça­lış­ma­la­rı­nı tü­müy­le yok say­mak ye­ri­ne, kat­kı­la­rı­nı or­ta­ya koy­mak ya da Ana­ya­sa ye­ni­leş­tir­me­si­ne gi­den yo­la de­mok­ra­tik kat­kı­lar sun­mak tav­rı­nı be­nim­se­miş ol­ma­la­rı ge­re­kir­di di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Ya­ni, bir ta­raf­tan “Re­fe­ran­dum­da­ki­ni ge­ri çe­kin.” di­ğer ta­raf­tan “Ye­ni bir ana­ya­sa ya­pıl­ma­sın.” gi­bi bir pa­ra­dok­sun içe­ri­sin­de, ana mu­ha­le­fet söz­cü­le­ri­nin bir aç­ma­za, bir çık­ma­za sü­rük­len­dik­le­ri­ni üzün­tüy­le mü­şa­he­de edi­yo­rum. Üzü­lü­yo­rum, zi­ra Tür­ki­ye­’­nin çok önem­li so­run­la­rı­nı tar­tı­şa­bil­me­si la­zım. Ana mu­ha­le­fet par­ti­si­nin fren ya­pan tav­rı, ma­a­le­sef, ger­çek gün­de­me dö­nü­şü za­man za­man güç­leş­ti­ri­yor, imkânsız hâle ge­ti­ri­yor. (Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Kı­lıç, bir da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) – Çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ça­tı­sı al­tın­da, gru­bu bu­lu­nan si­ya­si par­ti­ler ve ba­ğım­sız mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak he­pi­mi­zin te­mel ba­zı gö­rev­le­ri var. Türk mil­le­ti adı­na da­ha iyi bir Ana­ya­sa, da­ha öz­gür bir top­lum, stan­dart­la­rı da­ha yük­sek bir de­mok­ra­si, da­ha çağ­daş bir yö­ne­tim an­la­yı­şı, da­ha mo­dern bir Tür­ki­ye'nin in­şa edi­le­bil­me­si adı­na, he­pi­mi­zin bü­tün imkânla­rı her ze­min­de se­fer­ber et­me­miz ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum. Kim ki de­mok­ra­si­nin fre­ni olur, kim ki öz­gür­lük­le­rin kar­şı­sı­na çık­ma­ya ça­lı­şır, kim ki de­mok­ra­tik cum­hu­ri­ye­tin ge­liş­me­si­ne ve mo­dern­leş­me­si­ne di­re­nir­se, ce­va­bı­nı mil­let­ten ala­cak­tır. Bu­gü­ne ka­dar bu di­ren­ci en üst dü­zey­de gös­te­ren mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­nin fre­ni 22 Tem­muz se­çim­le­rin­de mil­let ta­ra­fın­dan in­di­ril­miş­tir. Biz, bu­ra­dan 170 ki­şiy­le gi­dip 70 ka­yıp­la ge­ri dö­nen si­ya­si par­ti grup­la­rı­nı gör­dük.

He­pi­ni­zi say­gıy­la, mu­hab­bet­le se­lam­lı­yo­rum.

Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin ül­ke­miz için ha­yır­la­ra ve­si­le ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, grup­lar adı­na ve şahıs­lar adı­na tek­li­fin tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, İç Tü­zü­k’­ün 81’in­ci mad­de­si­ne gö­re tek­li­fin tü­mü üze­rin­de yir­mi da­ki­ka sü­rey­le so­ru-ce­vap iş­le­mi ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz.

Sa­yın Genç, bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, çok te­şek­kür edi­yo­rum.

Ev­ve­la Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı­nın ye­ri­ne geç­me­si­ni di­li­yo­rum, çün­kü Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı­na çok cid­di so­ru­la­rı­mız var, gel­sin ye­ri­ne, ona so­ru­yo­rum.

Sa­yın Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı­na sor­du­ğum şu: Şim­di 272 mil­let­ve­ki­li­nin tek­li­fin­de Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sın­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi. Ko­mis­yon bu­nu şöy­le de­ğiş­tir­miş: Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi.

Şim­di, aca­ba, Sa­yın Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı ve Ana­ya­sa hu­kuk­çu­su ola­rak, bu tek­lif Ana­ya­sa­’­ya uy­gun bir tek­lif mi­dir, de­ğil mi­dir? Çün­kü, bu­ra­da tek­lif edi­len ko­nu­lar Ana­ya­sa­’­da yer al­ma­yan ko­nu­lar­dır. Ana­ya­sa­’­da yer al­ma­yan ko­nu­la­rı bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ğiy­le yap­mak de­mek, ço­cuk­la­rı gül­dür­mek de­mek­tir.

2001 yı­lın­da­ki Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ile bu­nun ara­sın­da bir bağ­lan­tı ku­ru­yor­lar. 2001 yı­lın­da­ki de­ği­şik­li­ğin özü şöy­le: O za­man, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Ana­ya­sa­’­nın 86’ncı mad­de­sin­de de­ği­şik­lik ya­pa­rak, mil­let­ve­ki­li ma­aş­la­rı­na bir zam sis­te­mi ge­ti­ril­di. O za­man, Cum­hur­baş­ka­nı bu­nu re­fe­ran­du­ma gö­tür­mek is­te­di. Re­fe­ran­du­ma git­me­si­ni ön­le­mek için, o za­man, o gün­kü Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si top­lan­dı, 86’ncı mad­de­yi de­ğiş­tir­di. Ba­kın, bu­ra­sı çok önem­li. Ya­ni, da­ha ön­ce re­fe­ran­du­ma gö­tü­rü­len de­ği­şik­li­ği ge­ri al­dı, Ana­ya­sa­’­da 86’ncı mad­de­de ol­du­ğu için 86’ncı mad­de­yi de­ğiş­tir­di ve ka­bul edil­di. Do­la­yı­sıy­la, re­fe­ran­dum ko­nu­su or­ta­da kal­ma­dı.

Şim­di, bu­ra­da, de­ğiş­ti­ril­me­si tek­lif edi­len ko­nu Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­den geç­miş, bir ka­nun nu­ma­ra­sı­nı al­mış, ama, ka­nun ol­ma­mış. Bu­nun ka­nun olup ol­ma­ma­sı için an­cak 21 Ekim­de ya­pı­la­cak re­fe­ran­dum so­nun­da, ka­nun ni­te­li­ği­ni ve Ana­ya­sa mad­de­si ni­te­li­ği­ni ala­cak­tır. Do­la­yı­sıy­la, Ana­ya­sa­’­da ol­ma­yan bir mad­de­nin de­ğiş­ti­ril­me­si Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi yo­luy­la na­sıl sağ­la­nı­yor? Bu bü­yük ana­ya­sa pro­fe­sö­rü ho­ca­mı­za sor­mak is­ti­yo­rum. Ama, bu­nu, bir il­ko­kul öğ­ren­ci­si­nin Ana­ya­sa dü­şün­ce­si ve kül­tü­rü için­de de­ğil, ger­çek bir Ana­ya­sa kül­tü­rü­nü al­mış bir pro­fe­sör sı­fa­tıy­la so­ru­yo­rum ken­di­si­ne. Şim­di, bi­rin­ci so­rum bu.

İkin­ci so­rum: Yi­ne, ta­bii 2001 şeyi­ni söy­le­dim. Ya­ni, ora­da, hem Hükûmet hem AKP Grup söz­cü­sü, bu­gün bu­ra­da Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun,  ona da­yan­dı. Bu­nun onun­la  il­gi­si yok. Ya­ni, ora­da, bu iş Mec­lis ta­ra­fın­dan hâlle­dil­miş ve ko­nu­su kal­ma­mış.

İkin­ci­si, bu Hükûmet ve ba­zı grup­lar, bu Hükûme­te des­tek ve­ren­ler Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­ni is­ti­yor­lar mı is­te­mi­yor­lar mı? Eğer Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­ni is­ti­yor­lar­sa, 21 Ekim­de re­fe­ran­du­ma gi­de­cek, ora­da ko­nu­lan ge­çi­ci 19’un­cu mad­de­ye gö­re, eğer bu, re­fe­ran­dum­da ka­bul edi­lir­se, ye­ni­den, kırk gün için­de Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­le­cek. Bu­nun ni­ye ko­nu­su kal­ma­mış di­yor­lar? İş­te, ko­nu­su var. Re­fe­ran­dum­da Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ka­bul edi­lir­se, kırk gün için­de Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­le­cek. Bu­nun an­la­mı şu ola­cak: Halk di­ye­cek ki “ey Mec­lis, sen se­çi­me git­tin ama re­fe­ran­dum­da be­nim gün­de­mim­de bu­lu­nan bir ka­nun var­dı. Sen be­nim yet­ki­mi gasp et­tin. Ben ka­bul edi­yo­rum, Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­ni ka­bul edi­yo­rum. Se­nin seç­ti­ğin Cum­hur­baş­ka­nı­nı da ka­bul et­mi­yo­rum ve ye­ni bir Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­yo­rum.” Bu­nun açık se­çik, net an­la­mı bu­dur. Bu na­sıl olu­yor da Ana­ya­sa­’­ya ko­nul­muş, on­dan son­ra bir hük­mü, efen­dim, ko­nu­su kal­ma­mı­ş…

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) – So­ru Sa­yın Baş­kan, so­ru!

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – … hat­ta bi­raz ön­ce bir AK­P’­li de di­yor ki..

BAŞ­KAN – Sa­yın Gen­ç…  Sa­yın Gen­ç…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ta­mam efen­dim, so­ru so­ru­yo­rum iş­te.

BAŞ­KAN – Ha­yır, Sa­yın Genç, ba­kı­nız, siz­den son­ra so­ru sor­mak için ek­ran­da gö­rü­nen ar­ka­daş­la­rı­mız var.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) –

Ee, ta­mam efen­dim, da­ha yir­mi da­ki­ka var, ya­ni, beş da­ki­ka­sı­nı­…

BAŞ­KAN – On da­ki­ka­lık sü­re­nin ya­rı­sı­nı tek ba­şı­nı­za kul­lan­dı­nı­z…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Efen­dim, bir da­ki­ka, ya­ni­…

BAŞ­KAN -... onun için, cüm­le­ni­zi ta­mam­la­yı­nız. Di­ğer ar­ka­daş­la­ra söz ve­re­ce­ğim.

Bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Evet, ya­ni, ev­ve­la, bu Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­ne kar­şı de­ğil­ler­se ni­ye bu­nu or­ta­dan kal­dı­rı­yor­lar? Eğer bir an­la­mı kal­ma­mış­sa o za­man gi­dil­sin, re­fe­ran­dum­da ka­bul olun­sun. Ba­ka­lım, il­gi­li mü­es­se­se­ler na­sıl ka­rar ve­rir.

Pe­ki, te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın İçli, bu­yu­run efen­dim.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – De­ğer­li Baş­ka­nım, çok te­şek­kür edi­yo­rum.

De­ğer­li ko­nuş­ma­cı­la­rın ko­nuş­ma­la­rı hep si­ya­si ge­rek­çe­le­re da­yan­dı. Ba­kın, da­ğı­tı­lan ka­nun­da bu­nun bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ka­nu­nu ol­du­ğu ifa­de edi­li­yor. Ben, Ko­mis­yon­da da bu­nu ifa­de et­tim. Bu, bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ka­nu­nu de­ğil­dir. Ana­ya­sa­’­yı de­ğiş­ti­ren 5678 sa­yı­lı Ka­nu­n’­u de­ğiş­ti­ren bir ka­nun­dur.

Şim­di, 5678 sa­yı­lı Ka­nun, Ana­ya­sa­’­nın 175’in­ci mad­de­si­nin al­tın­cı fık­ra­sı ge­re­ğin­ce hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı ve ka­bul edil­me­siy­le yü­rür­lü­ğe gi­re­cek­tir. Dü­şü­nün, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­ce ka­bul edi­len bir ka­nun Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nın­da bek­ler­ken Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si o ka­nun üze­rin­de de­ği­şik­lik ya­pa­bi­lir mi? Ya­pa­maz. An­cak, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nın bir da­ha gö­rü­şül­mek üze­re Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne gön­der­me­si hâlin­de o ka­nu­nun mad­de­le­ri hak­kın­da gö­rü­şü­lür. Yü­rür­lü­ğe gir­me­miş bir ka­nu­nu -ki Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da öner­ge ver­dim “Ana­ya­sa­ya ay­kı­rı­dır, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si yet­ki­li de­ğil­dir.” de­dim- şim­di hu­zu­ru­nu­za ge­tir­di­ler. Yü­rür­lü­ğe gir­me­miş, Ana­ya­sa­’­nın 175’in­ci mad­de­si­nin al­tın­cı fık­ra­sı ge­re­ğin­ce yü­rür­lü­ğe gir­me­miş bir ka­nun mad­de­si üze­rin­de de­ği­şik­lik ya­pı­la­maz. Bu bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ol­say­dı, evet, yü­ce Mec­lis bu­nu gö­rü­şe­bi­lir­di.

Ko­mis­yon­da ve Ge­nel Ku­ru­lun hu­zu­run­da AKP Grup Baş­kan Ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız, Ana­ya­sa­’­nın 86’ncı mad­de­sin­de ya­pı­lan de­ği­şik­li­ği em­sal gös­ter­me­ye kalk­tı. Bir ke­re yan­lış­tır, bu em­sa­li yan­lış­tır, şöy­le yan­lış­tır: Doğ­ru­dur, 21’in­ci Dö­nem Par­la­men­to 38 mad­de­den iba­ret bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği yap­mış, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı 86’ncı mad­de­si­ni re­fe­ran­du­ma gö­tür­me­ye ka­rar ver­miş­tir. Ama yü­ce Mec­lis, Ana­ya­sa­’­nın 86’ncı mad­de­si­ni ye­ni­den de­ğiş­tir­mek su­re­tiy­le, ya­ni 86’ncı mad­de­yi de­ğiş­ti­ren bir ka­nun çı­kart­mak su­re­tiy­le Cum­hur­baş­ka­nı­na gön­der­miş, Cum­hur­baş­ka­nı bu­nu onay­la­mış­tı. Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu ka­ra­rı -tam met­ni- okun­ma­dı ar­ka­da­şı­mız ta­ra­fın­dan, Grup Baş­kan Ve­ki­li ta­ra­fın­dan ve yü­ce Mec­li­si­niz ya­nıl­tı­lı­yor. Ba­kın, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu şöy­le di­yor: “Alt­ya­pı ça­lış­ma­la­rı ya­pıl­mış­tır, an­cak Ana­ya­sa­’­nın 4709 sa­yı­lı Ka­nu­n’­la de­ğiş­ti­ri­len ve Cum­hur­baş­ka­nın­ca hal­ko­yu­na su­nu­lan 86’ncı mad­de­si ge­re­ğin­ce hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı­na ge­rek kal­ma­mış­tır.”

Ba­kın, 3/10/2001 ta­ri­hin­de 86’ncı mad­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir yü­ce Mec­lis ta­ra­fın­dan. Yü­ce Mec­lis, 21/11/2001 ta­ri­hin­de 4720 sa­yı­lı Ka­nu­n’­la Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği yap­mış­tır. Yü­ce Mec­li­si­ni­zin, bu gö­rü­şül­mek­te olan Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin ya­pıl­ma­sı­na da­ir ka­nun­da de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı­na da­ir ka­nu­nu gö­rüş­me yet­ki­si yok­tur.

Ko­mis­yo­na bu so­ru­yu yö­nelt­mek is­ti­yo­rum: Bu ya­pı­lan iş­lem yü­rür­lü­ğe gir­me­miş, Ana­ya­sa­’­nın 175’in­ci mad­de­si­nin al­tın­cı fık­ra­sı ge­re­ğin­ce yü­rür­lü­ğe gir­me­miş bir ka­nu­nu ve 21’in­de hal­ko­yu­na su­nu­lup ka­bul edil­me­si hâlin­de yü­rür­lü­ğe gi­re­cek bir ka­nu­nu gö­rüş­mek Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı mı­dır de­ğil mi­dir? Bu so­ru­ya ya­nıt bek­li­yo­rum De­ğer­li Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın İçli.

Sa­yın Gök...

İSA GÖK (Mer­sin) – Sa­yın Baş­kan, şim­di, ön­ce­lik­le, ha­ki­ka­ten me­rak et­ti­ğim bir şey var: Bu ka­nun yap­ma tek­ni­ği­ni kim­se araş­tır­mı­yor mu?+ Ge­çen dö­nem, bu Mec­lis­ten, 765 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu de­ği­şik­li­ği ger­çek­leş­ti­ril­di. 1 Ni­san­da uy­gu­la­ma­ya gi­re­cek­ti, ha­zi­ra­na er­te­len­di ve dün­ya­da ör­ne­ği ol­ma­yan bir şekil­de, baş­ka hiç­bir ül­ke­de ol­ma­yan bir şekil­de, ha­zi­ra­na ka­dar, da­ha yü­rür­lü­ğe gir­me­yen Ce­za Ka­nu­nu­’n­da kaç ke­re de­ği­şik­lik ya­pıl­dı. Ör­ne­ği yok dün­ya­da bu­nun.

Bir Ana­ya­sa de­ği­şik­lik tek­li­fi gel­di AKP ta­ra­fın­dan, yi­ne yü­rür­lü­ğe gir­me­den, yi­ne de­ği­şik­lik gel­di. Bu­nu an­la­mak müm­kün de­ğil. Hu­kuk­çu­yum, bu­nu an­la­ya­mı­yo­rum ben. Ay­nı şey -dün­ya­da ör­ne­ği ol­ma­yan bir şeyi ba­şa­rı­yor Hükûmet- yü­rür­lü­ğe gir­me­yen mad­de­yi, ken­di ya­rat­tı­ğı mad­de­yi, ken­di bir kıs­mı­nı ge­ri çe­ki­yor.

Öbür ta­raf­tan -ta­bii an­la­ma­dı­ğım bir şey da­ha var- bir kı­sım mu­ha­le­fet, bel­ki de Sa­yın Ab­dul­lah Gü­l’­ün ma­ka­mı­nı bo­şalt­ma­sı­nı, ye­ni bir Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çil­me­si­ni ge­rek­ti­re­cek so­nu­ca gir­mek üze­rey­ken, Sa­yın Ab­dul­lah Gü­l’­ün ma­ka­mın­da kal­ma­sı­nı so­nuç­la­yı­cı bir yo­la gi­ri­yor, ya­ni,  des­tek­le­yi­ci bir yo­la gi­ri­yor. Bu­na da an­lam ve­re­mi­yo­rum ben. Ne­den ye­ni bir isim de ko­nu­şul­ma­sın? Tür­ki­ye, halk se­çe­ce­ği şekil­de, ye­ni bir Cum­hur­baş­ka­nı is­min­de ni­ye bir uz­la­şı ara­ma­sın ve hat­ta tüm mu­ha­le­fet par­ti­le­ri? Bu­nu an­la­mak müm­kün de­ğil.

Efen­dim, so­ru­mu so­ru­yo­rum Sa­yın Baş­kan: Ya­pı­lan de­ği­şik­li­ği, ya­ni Sa­yın Ab­dul­lah Gü­l’­ün, ge­çi­ci iki mad­de­nin ge­ri çe­kil­me­si üze­ri­ne, hal­kın seç­me­si ih­ti­ma­li­ni or­ta­dan kal­dı­ra­rak, Sa­yın Ab­dul­lah Gü­l’­ün ma­ka­mın­da kal­ma­sı­nı so­nuç­la­ya­cak bu tek­li­fi onay­la­ya­cak olan kim? Yi­ne, Sa­yın Ab­dul­lah Gül. Si­ya­si etik ne­re­de? Bu­nu çok me­rak edi­yo­rum. Bu işin si­ya­si eti­ği ne­re­de? Bu­na bak­mak la­zım.

İkin­ci so­rum efen­dim, ha­ni de­ni­yor­du:  “Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­me­li, halk seç­me­li.” Bu­yu­run, hod­ri mey­dan, halk seç­sin. Sa­yın Ab­dul­lah Gül ge­ne aday ol­sun, o ge­çi­ci mad­de­ler ge­ri çe­kil­me­sin, hal­ka gi­de­lim, hal­ka gi­de­lim. Halk, ye­ni­den, Cum­hur­baş­ka­nı aday­la­rı­nı gör­sün, ko­nuş­sun, ba­kın­sın. İki so­rum var efen­dim.

Çok te­şek­kür edi­yo­rum, sağ olun.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Gök.

Bu­yu­run Sa­yın Baş­kan.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Sa­yın Ka­mer Gen­ç’­in so­ru­su­na ce­vap ve­re­ce­ğim. Şim­di, di­yor ki: “Yü­rür­lü­ğe gir­me­miş bir me­tin üze­rin­de de­ği­şik­li­k…” Şim­di, yü­rür­lü­ğe gir­me­miş bir me­tin üze­rin­de de­ği­şik­li­ği ya­pan mil­let­ve­kil­le­ri­nin bi­za­ti­hi ken­di­le­ri, ya­ni Mec­li­sin bi­za­ti­hi ken­di­si bu­nu ya­pa­bi­li­yor. Dün­ya­da bu­nun bir­çok ör­nek­le­ri var, te­o­rik ola­rak bun­la­rı is­ter­se­niz ge­ti­ri­rim bir baş­ka top­lan­tı­da. Bu­ra­da­ki ko­nu şu: Yü­rür­lü­ğe gir­me­miş me­tin hak­kın­da Ana­ya­sa Mah­ke­me­sin­de da­va aça­bi­li­yor­su­nuz, de­ğil mi? Açıl­mış­tır ve Mah­ke­me bu da­va­yı da gör­müş­tür. Do­la­yı­sıy­la, me­tin üze­rin­de­ki de­ği­şik­lik, da­ha ön­ce de Türk Ce­za Ka­nu­nu­’n­da ve Ce­za Mu­ha­ke­me­le­ri Usu­lü Ya­sa­sı­’n­da ya­pı­lan hu­sus­lar­da da uy­gu­lan­mış­tı. Bu açı­dan ya­pı­lan şey­de her­han­gi bir Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı bir du­rum ol­du­ğu­nu dü­şün­mü­yo­rum.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ana­ya­sa­’­ya gir­me­miş be­ye­fen­di, gir­me­miş Ana­ya­sa­’­ya!

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Ee, şim­di, Sa­yın Genç, Ana­ya­sa­’­ya gir­miş ya da gir­me­miş. Şim­di, di­ye­lim ki, Mil­let Mec­li­si ola­rak biz -bu­ra­da de­ni­li­yor ki: “Bu pa­ke­ti kül­li­yen dur­du­ra­lım.”- ka­rar al­dık, dur­dur­duk. Yi­ne yü­rür­lü­ğe gir­me­miş, dur­du­ra­bi­lir mi­yiz? Dur­du­ra­bi­li­riz de­ğil mi?

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Dur­du­ra­ma­yız.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Na­sıl? Dur­du­ru­ruz, bal gi­bi dur­du­ru­ruz is­ter­sek, öy­le şey olur mu? Öy­le bir şey ol­maz, ku­su­ra bak­ma­yın.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) – Siz bu­ra­ya söy­le­yin Sa­yın Baş­kan.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Ee, şim­di, bu­ra­da ya­pı­lan, en ufa­cık, Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı bir du­rum bu an­lam­da yok­tur. Ta­ma­mı­nı yap­ma­ya yet­ki­li Mec­lis mil­let­ve­kil­le­ri, cü­zi de­ği­şik­li­ği çok ra­hat ya­pa­bi­lir. Ya­pı­lan bun­dan iba­ret­tir.

Şim­di, ikin­ci bir hu­sus: Tay­fun İçli Ko­mis­yon üye­miz de­ğil, bu­ra­ya gel­di, sağ ol­sun, kat­kı­da bu­lun­du. O za­man da 86’ncı mad­de ör­ne­ği­ni -de­min bu­ra­da da kür­sü­de ve­ril­di- ay­nı ör­ne­ği ver­dik. Ken­di­si Ko­mis­yon üye­siy­di o za­man, im­za­sı var ora­da, açıp bak­tı­ğı­nız za­man ka­yıt­lar­da gö­rür­sü­nüz. Siz, 86’ncı mad­de­yi, yü­rür­lü­ğe gir­miş olan bir me­tin ol­ma­dı­ğı hâlde, otu­ru­yor­su­nuz kül­li­yen de­ğiş­ti­ri­yor­su­nuz Sa­yın İçli, ama Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı kıs­mi de­ği­şik­lik yap­tı­ğı za­man, bu­gün, bu­nu bi­zim kar­şı­mı­za di­ki­yor­su­nuz. Böy­le bir şey ola­maz. Böy­le bir şey yok. Do­la­yı­sıy­la, ya­pı­lan­lar, be­nim gör­dü­ğüm ka­da­rıy­la, en ufa­cık, Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı­lık ba­kı­mın­dan tar­tış­ma ko­nu­su ya­pı­la­maz.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – Bu Mec­lis Ana­ya­sa­’­nın bir mad­de­si­ni de­ğiş­tir­di. Yan­lış bil­gi ve­ri­yor­su­nuz Sa­yın Baş­kan!

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Millî ira­de kul­la­nıl­mış­tır.

Son bir hu­sus da Sa­yın Baş­ka­nım “Sa­yın Gül ‘Cum­hur­baş­ka­nı­’ sı­fa­tıy­la bu met­ne im­za ata­cak, na­sıl ata­cak?” şek­lin­de so­ru. Şim­di, 86’ncı mad­de mil­let­ve­ki­li ma­a­şı­nı ar­tı­rı­yor­du o za­man, siz na­sıl yap­tı­nız ken­di ma­a­şı­nı­zı ar­tı­rır­ken o za­man pe­ki? Ken­di ma­a­şı­nı ar­tı­rır­ken ken­din ya­pa­bi­li­yor­sun, di­ye­lim ki Cum­hur­baş­ka­nı­nın ma­a­şı­nı ar­tı­ran ya da yet­ki­si­ni azal­tan bir de­ği­şik­lik yap­mış ol­sak, il­gi­li ma­kam, zo­run­lu ola­rak, baş­ka ça­re ol­ma­dan bu de­ği­şik­li­ği im­za­la­mak du­ru­mun­da kal­sa, bu­nun tar­tış­ma ne­re­si ola­bi­lir?

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Re­fe­ran­du­ma gö­tü­rü­yor­su­nuz!

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Bu­nu da böy­le­ce be­lirt­miş olu­yo­rum.

Say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – Sa­yın Baş­ka­n…

BAŞ­KAN – Sa­yın İçli, İç Tü­zük ge­re­ğin­ce sü­re ta­mam­lan­ma­dı­ğı için si­ze söz ve­re­ce­ğim, bu­yu­run.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – De­ğer­li Baş­ka­nım, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; Sa­yın Ko­mis­yon Baş­ka­nı­nın ver­di­ği bil­gi doğ­ru de­ğil­dir. 2001’de, bi­raz ev­vel de arz et­tim, bir ka­nun­la 38 mad­de­den iba­ret Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ya­pıl­dı. Da­ha son­ra, 86’ncı mad­de, mil­let­ve­kil­le­ri­nin öde­nek ve yol­luk­la­rıy­la il­gi­li mad­de Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan hal­ko­yu­na gön­de­ril­di­ği için, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si o ta­rih­te 4709 sa­yı­lı Ka­nu­n’­da de­ği­şik­lik ya­pa­rak 86’ncı mad­de­yi de­ğiş­tir­me­di.

Sa­yın Ko­mis­yon Baş­ka­nım, Ana­ya­sa pro­fe­sö­rü­sü­nüz, ba­kın, 4709 sa­yı­lı Ka­nu­n’­da de­ği­şik­lik yap­mış ol­say­dık siz bu­nu em­sal gös­te­re­bi­lir­di­niz. Biz, o ta­rih­te, 4709 sa­yı­lı Ka­nu­n’­da de­ği­şik­lik yap­ma­dık, 4720 sa­yı­lı Ka­nu­n’­la Ana­ya­sa­’­nın 86’ncı mad­de­si­ni mün­ha­sı­ran de­ğiş­tir­dik. Ba­kın, bu­ra­da ya­pı­lan uy­gu­la­ma­da, 5678 sa­yı­lı Ka­nun yü­ce Mec­lis ta­ra­fın­dan ka­bul edil­miş, Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan hal­ko­yu­na su­nul­muş, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu dev­re­ye gir­miş, 11 Ey­lül­de oy­la­ma­ya baş­lan­mış ve bu Ka­nu­n’­un -Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne iliş­kin ka­nu­nun- yü­rür­lü­ğe gi­re­bil­me­si de 21 Ekim­de hal­kı­mız ta­ra­fın­dan ka­bul edil­me­siy­le müm­kün ola­cak­tır. Yok­sa geç­miş­te ya­pıl­dı­ğı gi­bi es­ki ka­nun­da de­ği­şik­lik ya­pı­la­rak Ana­ya­sa­’­nın bir mad­de­si de­ğiş­ti­ril­me­miş­tir. O ta­rih­te Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si sa­de­ce 86’ncı mad­dey­le il­gi­li ay­rı bir ka­nun, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ka­nu­nu yap­mış­tır. Bun­lar fark­lı­dır.

 Bi­raz ev­vel ör­nek ver­dim. Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nın önün­de in­ce­len­mek­te olan bir ka­nu­nu yü­ce Mec­lis ala­bi­lir mi, önü­ne çe­kip, ben bu­nu de­ğiş­tir­dim de­ne­bi­lir mi? Yü­rür­lü­ğe gir­me­miş. Halk oy­la­ma­la­rı ay­rı bir usu­le ta­bi­dir, hal­kın ka­bu­lü­ne bağ­lı­dır. İş­te söy­le­ni­yor: Yü­ce mil­le­tin, cum­hu­run ira­de­si­ne baş­vur­duk di­yor­su­nuz. Tam cum­hu­run ira­de­si te­cel­li eder­ken, bir kıs­mı te­cel­li eder­ken, ku­su­ra bak­ma­yın, siz bu işi bi­le­mez­si­niz, biz da­ha iyi bi­li­yo­ruz de­yip, me­tin üze­rin­de oy­na­ma­ya kal­kı­yor­su­nuz.

Ana­ya­sa­’­nın 11’in­ci mad­de­si, ya­sa­ma, yü­rüt­me, yar­gı or­gan­la­rı­nın Ana­ya­sa­’­ya bağ­lı ol­du­ğu­nu amir­dir. Biz­ler yü­ce Mec­lis ola­rak keyfî ka­rar­lar ala­ma­yız. Biz, hu­ku­kun ev­ren­sel pren­sip­le­ri­ne ve Ana­ya­sa­’­nın ku­ral­la­rı­na bağ­lı ol­ma­lı­yız.

Bu ka­nun ta­sa­rı­sı, yü­ce Par­la­men­to­nun halk nez­din­de say­gın­lı­ğı­nı bi­tir­mek­te­dir, de­mok­ra­si­yi ze­de­le­mek­te­dir. Lüt­fen, yü­ce Mec­li­se doğ­ru bil­gi ve­rin, yü­ce Mec­li­si doğ­ru bil­gi­len­di­rin, si­ya­si ge­rek­çe­ler­le ka­nun yap­ma­ya kalk­ma­yın di­yo­rum, say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. (DSP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Gök, söz is­te­ği­ni­zi ek­ran­da gör­düm. Fa­kat, ön­ce Sa­yın Ko­mis­yon Baş­ka­nı­na ce­vap için söz ve­re­ce­ğim. Eğer sü­re ka­lır­sa si­ze söz ve­re­ce­ğim.

Bu­yu­run Sa­yın Baş­kan.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) - Şim­di Sa­yın Baş­ka­nım, du­rum çok açık. Sa­yın İçli bu­ra­da, es­ki yap­tı­ğı ha­ta­yı gi­der­me­ye ça­lı­şı­yor. Sa­yın İçli, so­ru­yo­rum: Siz 86’ncı mad­de­yi de­ğiş­tir­di­niz mi? De­ğiş­tir­di­niz. Pe­ki, na­sıl yap­tı­nız bu­nu?

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) –   De­ği­şik­lik  yap­ma­dık.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) -   Ha­yır ha­yır, bir da­ki­ka­…

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – Ay­rı bir ka­nun ola­rak ge­tir­dik.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) - Ana­ya­sa­’­da­ki­…

BAŞ­KAN – Sa­yın İçli, din­le­yin.

Bu­yu­run efen­dim.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Ha­yır, siz, Ana­ya­sa­’­da­ki hük­mü de­ğiş­tir­di­niz. Do­la­yı­sıy­la, sü­re­ci dur­dur­du­nuz. Na­sıl kes­ti­niz bu­nu?

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – Sü­re­ci dur­dur­ma­dık.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Ne ol­du pe­ki, na­sıl dur­du sü­reç ya?

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – Ana­ya­sa­’­nın 86’ncı mad­de­si­…

BAŞ­KAN – Sa­yın İçli, lüt­fe­n…

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Şim­di ba­kın, po­le­mik yap­ma­nın bir an­la­mı yok Sa­yın İçli.

BAŞ­KAN – Sa­yın Baş­ka­nım, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edi­niz efen­dim, lüt­fen.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Evet, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın İçli, bu­yu­run efen­dim, otu­ru­nuz.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Şim­di, so­nuç iti­ba­rıy­la bu­ra­da da­ha ön­ce­ki ör­nek önü­müz­de. Kal­dı ki, hiç ör­nek ol­ma­sa bi­le Mec­lis bu­nu pekâlâ de­ğiş­ti­re­bi­lir. Kul­la­nı­lan yet­ki Ana­ya­sa çer­çe­ve­sin­de ya­pıl­mak­ta­dır Sa­yın Baş­ka­nım.

Say­gı­la­rı­mı arz edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Gök, bu­yu­run.

İSA GÖK (Mer­sin) – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Çok az bir sü­re­miz kal­dı, lüt­fen olum­lu kul­la­nı­nız.

İSA GÖK (Mer­sin) – Ben uzun ko­nuş­mam Sa­yın Baş­ka­nım, di­rekt ko­nu­ya gi­re­rim.

Efen­dim, ba­kı­nız, şim­di ısrar­la di­yo­ruz ki: ma­dem öy­le, ge­çi­ci 2 mad­de­yi el­le­me­yin, halk seç­sin. Şu an­da AKP, Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­ni en­gel­le­me­ye ça­lı­şı­yor, bu­nu net ko­ya­lım.

Efen­dim, öte ta­raf­tan güm­rük­ler­de oy kul­la­nı­lı­yor. De­ni­yor ki: “Hal­ka gi­de­ce­ğiz, hal­kın ira­de­si­ni esas alı­yo­ruz.” So­ru­mu so­ru­yo­rum Sa­yın Baş­kan: Şu ana ka­dar güm­rük­ler­de oy kul­la­nan bu ül­ke­nin va­tan­daş­la­rı­nı -bu oy­la­rı çö­pe ata­cak­sı­nız, bu de­ği­şik­lik­ten son­ra bu oy­lar ge­çer­siz ola­cak- bu güm­rük­ler­de oy kul­la­nan va­tan­daş­la­rı­mı­zı, o yü­ce mil­le­ti­mi­zin fer­di ola­rak gör­mü­yor mu­su­nuz aca­ba?

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Baş­ka­nım, bu­yu­run.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Şim­di, efen­dim, Sa­yın Gö­k’­ün sor­du­ğu so­ru­… Evet, kul­la­nı­lan bir oy me­se­le­si var­dır, doğ­ru­dur. 40 gün ön­ce­den baş­la­mış, el­de­ki ya­sa çer­çe­ve­sin­de kul­la­nı­lan oy­la­rı­n… Ta­bi­i, oy­la­rın sa­yı­sı­nın az­lı­ğı çok­lu­ğu el­bet­te ki de­ğer ba­kı­mın­dan fark­lı­lık arz et­mez, bir oy bir oy­dur. Bun­lar el­bet­te ki kut­sal­dır, en do­ğal hak­kı­dır va­tan­daş ola­rak. Yal­nız, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun da­ha ön­ce ver­di­ği bir­çok ka­rar­lar var bu ko­nu­da, iç­ti­hat­lar oluş­muş­tur. Se­çi­min so­nu­cu­nu et­ki­le­yip et­ki­le­me­me­si­ne ba­kı­yor. El­de­ki ra­kam, bi­ze ge­len, 480 oy kul­la­nıl­mış. Sa­yı ola­rak yük­sek de­ğil, de­ğe­ri yük­sek el­bet­te ki, onu kim­se tar­tı­şa­maz.

Ta­bi­i, bun­dan son­ra­ki uy­gu­la­ma me­se­le­si, Se­çim Ku­ru­lu­na ait olan bir me­se­le­dir. O açı­dan, onu, bi­zim bu­ra­da Mec­lis ola­rak çöz­me şan­sı­mız yok. Bu­nu açık­la­mak du­ru­mun­da­yım Baş­kan.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne da­ir tek­li­fin tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Tek­li­fin mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si hu­su­sun­da giz­li oy­la­ma ya­pa­ca­ğız.

Giz­li oy­la­ma­nın ne şekil­de ya­pı­la­ca­ğı­nı arz edi­yo­rum:

 Ko­mis­yon ve Hükûmet sı­ra­la­rın­da yer alan kâtip üye­ler­den Ko­mis­yon sı­ra­sın­da­ki Kâtip Üye Ada­na­’­dan baş­la­ya­rak İstan­bu­l’­a ka­dar (İstan­bul da­hil), Hükûmet sı­ra­sın­da­ki Kâtip Üye ise İzmi­r’­den baş­la­ya­rak Zon­gul­da­k’­a ka­dar (Zon­gul­dak dâhil) adı oku­nan mil­let­ve­ki­li­ne, bi­ri be­yaz, bir ye­şil, bi­ri de kır­mı­zı ol­mak üze­re üç yu­var­lak pul ile mü­hür­lü zarf ve­re­cek ve pul ve zarf ve­ri­len mil­let­ve­kil­le­ri­ni ad def­te­rin­de işa­ret­le­ye­cek­tir.

Mil­let­ve­kil­le­ri, Baş­kan­lık kür­sü­sü­nün sa­ğın­da ve so­lun­da yer alan ka­bin­ler­den baş­ka yer­de oy­la­rı­nı kul­la­na­ma­ya­cak­lar­dır.

Vekâle­ten oy kul­la­na­cak ba­kan­lar da ye­ri­ne oy kul­la­na­cak­la­rı ba­ka­nın ili­nin bu­lun­du­ğu bö­lüm­de oy­la­rı­nı kul­la­na­cak­lar­dır.

Bil­di­ği­niz üze­re, bu pul­la­rın be­yaz ola­nı ka­bul, kır­mı­zı ola­nı ret, ye­şil ola­nı ise çe­kim­ser oyu ifa­de et­mek­te­dir.

Oyu­nu kul­la­na­cak sa­yın üye, kâtip üye­ler­den üç yu­var­lak pul ile mü­hür­lü zar­fı al­dık­tan ve adı­nı ad def­te­ri­ne işa­ret­let­tir­dik­ten son­ra ka­pa­lı oy ver­me ye­ri­ne gi­re­cek, oy ola­rak kul­la­na­ca­ğı pu­lu bu­ra­da zar­fın içe­ri­si­ne ko­ya­cak, di­ğer iki pu­lu ise ıskar­ta ku­tu­su­na ata­cak­tır. Bi­la­ha­re oy ver­me ye­rin­den çı­ka­cak olan üye, oy pu­lu­nun bu­lun­du­ğu zar­fı Baş­kan­lık Di­va­nı kür­sü­sü­nün önü­ne ko­nu­lan oy ku­tu­su­na ata­cak­tır.

Oy­la­ma­da adı okun­ma­yan mil­let­ve­ki­li­ne pul ve zarf ve­ril­me­ye­cek­tir. Sa­yın kâtip üye­le­ri­miz­den bu hu­su­sa ri­a­yet et­me­le­ri­ni is­tir­ham edi­yo­rum.

Şim­di, giz­li oy­la­ma­ya Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

(Oy­lar top­lan­dı )

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ge­nel Ku­rul­da bu­lu­nup da oyu­nu kul­lan­ma­yın ar­ka­da­şı­mız var mı? Yok.

Oy ver­me iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Ku­pa­la­rı kal­dı­ra­lım.

(Oy­la­rın ay­rı­mı ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, Ko­ca­e­li Mil­let­ve­ki­li Ni­hat Er­gün, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş, Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Be­kir Boz­dağ ve 272 Mil­let­ve­ki­li­nin, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sın­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi­’­nin mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı

:

496

Ka­bul

:

384

Ret

:

105

Çe­kim­ser

:

5

Boş

:

2

Bu so­nu­ca gö­re, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sın­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi­’­nin mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si ka­bul edil­miş­tir.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­a­ti: 14.53

 

 

İKİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­a­ti: 14.58

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER : Fa­toş GÜR­KAN (Ada­na), Fat­ma SAL­MAN KO­TAN (Ağ­rı)

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 6’ncı Bir­le­şi­mi­nin İkin­ci Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

32 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi­’­nin gö­rüş­me­le­ri­ne de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Tek­li­fin 1’in­ci mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum:

TÜR­Kİ­YE CUM­HU­Rİ­YE­Tİ ANA­YA­SA­SI­NIN BA­ZI MAD­DE­LE­RİN­DE DE­Ğİ­ŞİK­LİK

YA­PIL­MA­SI HAK­KIN­DA KA­NUN­DA DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI HAK­KIN­DA

­KA­NUN  TEK­Lİ­Fİ

MAD­DE 1- 16/6/2007 ta­rih­li ve 26534 sa­yı­lı Resmî Ga­ze­te­de hal­ko­yu­na su­nul­mak üze­re ya­yım­la­nan 31/5/2007 ta­rih­li ve 5678 sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nu­nun 6 ncı mad­de­siy­le 7.11.1982 ta­rih­li ve 2709 sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na ek­le­nen ge­çi­ci 18 in­ci mad­de­si çer­çe­ve 6 ncı mad­dey­le bir­lik­te me­tin­den çı­ka­rıl­mış­tır.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run Sa­yın Baş­kan.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Sa­yın Baş­ka­nım, bu mad­de­de Resmî Ga­ze­te­’­nin sa­yı­sı yan­lış ya­zıl­mış. 26534, 26554 şek­lin­de ya­ni “3”, “5” ola­cak bi­çim­de dü­zel­ti­yo­ruz.

BAŞ­KAN – 26554 ola­cak.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Evet.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ma­ni­sa Mil­let­ve­ki­li Şahin Men­gü.

Sa­yın Men­gü, bu­yu­run efen­dim.

Sü­re­ni­z…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, söz alan ki­şi­le­ri bir oku­yun, bir gö­re­lim.

BAŞ­KAN – Şahıs­la­rı adı­na Za­fer Üs­kül, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li; Yıl­maz Tunç, Bar­tın Mil­let­ve­ki­li; Ka­mer Genç, Tun­ce­li Mil­let­ve­ki­li; Hü­se­yin Tay­fun İçli, Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Men­gü.

CHP GRU­BU ADI­NA ŞAHİN MEN­GÜ (Ma­ni­sa) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; şah­sım ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Mec­lis Gru­bu adı­na yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

5678 sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da­ki Ka­nu­nu de­ğiş­ti­ren (2/14) esas sa­yı­lı Ya­sa Tek­li­fi­’­nin, 5678 sa­yı­lı Ya­sa­’­nın çer­çe­ve 6’ncı mad­de­siy­le Ana­ya­sa­’­ya ek­len­me­si dü­şü­nü­len ge­çi­ci 18’in­ci mad­de­si­nin kal­dı­rıl­ma­sı hak­kın­da Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­nun gö­rüş­le­ri­ni sun­mak üze­re hu­zur­la­rı­nı­za gel­miş bu­lu­nu­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 5678 sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da­ki Ya­sa, esa­sen ba­şın­dan so­run­lu doğ­muş, top­lum­sal, si­ya­sal, ku­rum­sal alt­ya­pı ve uz­laş­ma­dan öte­ye dü­şün­sel ze­mi­ni da­hi ol­ma­yan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin Cum­hur­baş­ka­nı se­çe­me­me­si­nin ve­ya seç­me­me­si­nin tep­ki­si­ni yan­sı­tan, Mec­lis­te­ki ço­ğun­lu­ğu­nun bir da­yat­ma­sıy­dı.

Dü­şün­sel ze­mi­ni ol­ma­yan bir da­yat­ma­sıy­dı di­yo­rum, çün­kü Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ka­ra­rı­nın açık­lan­dı­ğı za­man di­li­mi için­de bir­lik­te yü­rü­me­si müm­kün ol­ma­yan er­ken se­çim, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim tur­la­rı­nın de­va­mı ve Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­kın seç­me­si­ni ön­gö­ren Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ka­rar­la­rı­nı ay­nı za­man di­li­mi için­de al­dı.

Hu­zu­ru­nuz­da­ki ta­sa­rı, Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­nin par­la­men­ter re­ji­min Tür­ki­ye­’­de uy­gu­lan­ma­sın­da na­sıl so­nuç­lar do­ğu­ra­ca­ğı, böy­le bir uy­gu­la­ma­nın mev­cut par­la­men­ter re­ji­mi gi­de­rek ya­rı baş­kan­lık sis­te­mi­ne dö­nüş­tü­rüp dö­nüş­tür­me­ye­ce­ği­nin tar­tı­şıl­ma­dı­ğı; ay­rı­ca baş­ta Cum­hur­baş­ka­nı­nın yet­ki­le­ri ve so­rum­lu­lu­ğu, so­rum­suz­lu­ğu ol­mak üze­re Ana­ya­sa­’­da­ki ku­rum­lar ara­sı den­ge­nin hiç tar­tı­şıl­ma­dı­ğı; sa­de­ce Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­nin ül­ke­miz­de ne gi­bi so­run­lar ya­ra­ta­ca­ğı eni­ne bo­yu­na tar­tı­şıl­ma­dan, ale­la­ce­le ge­ti­ril­miş bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ta­sa­rı­sı­dır. Ale­la­ce­le ge­ti­ril­di­ği­nin en açık gös­ter­ge­le­rin­den bi­ri, yü­rür­lük mad­de­si­nin so­nun­da “…­hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı hâlin­de tü­müy­le oy­la­nır.” cüm­le­sin­den son­ra da “Halk oy­la­ma­sı ke­sin so­nuç­la­rı Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan Resmî Ga­ze­te­’­de ya­yım­lan­dı­ğı ta­rih­te yü­rür­lü­ğe gi­rer.” cüm­le­si da­hi kon­ma­mış­tır.

Arz ve izah ede­ce­ği­miz ne­den­ler­den do­la­yı bu de­ği­şik­li­ğin is­te­di­ği­niz so­nu­cu ver­me­ye­ce­ği ka­nı­sın­da­yım. Ya­ni ge­çi­ci mad­de­le­rin ta­sa­rı­dan çı­kar­tıl­ma­sı, re­fe­ran­dum son­ra­sın­da ye­ni bir re­fe­ran­dum ve Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni en­gel­le­ye­mez. Bu­nun iki önem­li ne­de­ni var:

İlki: Ana­ya­sa­’­mı­za gö­re, ta­li ku­ru­cu ik­ti­dar bel­li­dir. Bu­nun ilk aşa­ma­sı Mec­lis­tir, ikin­ci aşa­ma­sı onay ma­ka­mı ola­rak Cum­hur­baş­ka­nı­dır, üçün­cü aşa­ma­sı halk­tır. Ana­ya­sa­’­da­ki pro­se­dür için­de, is­ter Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan doğ­ru­dan ve­ya Ana­ya­sa­’­da­ki oy­la­ma, oy sü­reç­le­ri­ne gö­re bak­tı­ğı­nız za­man, hal­ka gi­dil­di­ği za­man, ta­li ku­ru­cu ik­ti­dar halk­tan olu­şur.

5678 sa­yı­lı Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin halk oyu­na su­nul­ma­sı ve Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun be­lir­le­di­ği halk oy­la­ma­sı tak­vi­mi­nin iş­le­me­ye baş­la­dı­ğı­nı da göz önü­ne alır­sa­nız, halk oyu­na su­nul­muş bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ta­sa­rı­sı­nı de­ğiş­tir­me­ye yö­ne­lik ola­rak doğ­ru­dan bir ya­sa de­ği­şik­li­ği yap­mak, hal­kın da dâhil ol­du­ğu ta­li ku­ru­cu Mec­lis­te hal­kı dev­re dı­şı bı­ra­ka­rak bir yet­ki gas­bı söz ko­nu­su olur. Yet­ki gas­bı, iş­le­mi yok­luk­la ma­lul kı­lar.

Şim­di, hu­zu­ru­nuz­da yap­tı­ğı­mız de­ği­şik­li­ğin yok­luk­la ma­lul ol­ma­ma­sı için, 5678’de ol­du­ğu gi­bi, Cum­hur­baş­ka­nı­nın bu de­ği­şik­lik ta­sa­rı­sı­nı da halk oyu­na gö­tür­me­si ge­rek­mek­te­dir. Halk oy­la­ma­sı­na gö­tür­dü­ğü za­man iyi­ce kar­ma­şık, iyi­ce için­den çı­kıl­maz bir du­rum or­ta­ya çı­ka­cak­tır. O za­man 5678 de­ği­şik­li­ği de he­nüz ger­çek­leş­me­miş ol­du­ğu­na gö­re çok kar­ma­şık bir du­rum or­ta­ya çı­ka­cak­tır.

İkin­ci­si: Sta­tü hu­ku­ku ge­re­ği Ana­ya­sa­’­da ve ya­sa­lar­da ye­ni bir dü­zen­le­me ya­pıl­dı­ğın­da es­ki ku­ral­la­ra gö­re oluş­muş hu­ku­ki du­rum­la­rın ye­ni dü­zen­le­mey­le ge­ti­ri­len hu­ku­ki du­rum­la­ra in­ti­ba­kı ge­çi­ci mad­de­ler­le ya­pı­lır. Şu an­da gö­rev­de bu­lu­nan Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı ya­sal bir şekil­de se­çil­di­ği­ne gö­re, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin ger­çek­leş­me­sin­den son­ra Cum­hur­baş­ka­nı­nın du­ru­mu­nun ne ola­ca­ğı­nı dü­zen­le­yen bir ge­çi­ci mad­de de söz ko­nu­su de­ğil­dir.

5678 sa­yı­lı Ya­sa­’­nın halk oyuy­la ka­bu­lüy­le yü­rür­lü­ğe gir­me­sin­den son­ra -Cum­hur­baş­kan­la­rı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çi­le­rek gö­re­ve ge­ti­ri­le­ce­ği, ge­ti­ril­di­ğin­den- halk ta­ra­fın­dan de­ğil, şu an­da­ki Mec­lis ta­ra­fın­dan se­çil­miş olan Sa­yın Gü­l’­ün gö­rev sü­re­si so­na ere­cek ve ta­sa­rı­da­ki 102’nci mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı uya­rın­ca alt­mış gün için­de Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi ya­pıl­ma­sı gün­de­me ge­le­cek­tir. Bu ya­pıl­ma­dı­ğı tak­dir­de de Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin da­yat­ma­cı tu­tu­mu yü­zün­den Sa­yın Gü­l’­ün meş­ru­i­ye­ti tar­tı­şıl­ma­ya baş­la­na­cak­tır.

Bi­lin­di­ği üze­re, halk oy­la­ma­sın­dan son­ra ar­tık bu ko­nu­da tak­dir ve de­ğer­len­dir­me­de bu­lu­na­rak ka­rar ver­me hak­kı ta­ma­mıy­la Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­na ait­tir. Sö­zü ge­çen ku­rul, pekâlâ, in­ti­ba­kı sağ­la­yan bir ge­çi­ci mad­de de bu­lun­ma­ma­sı­na da­ya­na­rak “Ana­ya­sa­’­nın Cum­hur­baş­ka­nı se­çim şek­li ve gö­rev sü­re­si de­ğiş­miş­tir, bu du­rum­da ye­ni bir Cum­hur­baş­ka­nı se­çim sü­re­ci baş­la­ya­cak­tır” da di­ye­bi­lir. Bir an için bu­nun tam ak­si bir gö­rüş­le gel­di­ği­ni dü­şü­nür­sek, se­çil­miş Cum­hur­baş­ka­nı ye­di yıl­lık gö­rev sü­re­si dol­duk­tan son­ra bu de­ği­şik­li­ğin uy­gu­la­na­ca­ğı hük­mü­ne va­rır­sa bu se­fer de Ana­ya­sa­’­nın 77’nci mad­de­sin­de ya­pı­lan, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si se­çim dö­ne­mi­ni beş yıl­dan dört yı­la in­di­ren Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin de 23’ün­cü Dö­nem­den son­ra uy­gu­lan­ma­sı ge­re­ke­cek­tir. Tah­min edi­yo­rum, böy­le bir uy­gu­la­ma da Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin hiç ar­zu et­me­di­ği bir du­rum ola­cak­tır.

An­cak, bü­tün bu be­lirt­ti­ği­miz hu­sus­lar- Ana­ya­sa hu­ku­kuy­la uğ­ra­şan­la­rın da­hi gö­rüş bir­li­ği için­de ol­ma­dı­ğı göz önü­ne alı­nır­sa- se­çil­miş Cum­hur­baş­ka­nı­nın meş­ru­i­yet tar­tış­ma­sı­nı is­ter is­te­mez gün­de­me ge­ti­re­cek­tir. Bu du­rum ül­ke­yi bir hu­kuk kar­ma­şa­sı­na sü­rük­le­ye­cek­tir. Bu du­rum kar­şı­sın­da, yol ya­kın­ken, ne Tür­ki­ye­’­nin bir Cum­hur­baş­ka­nı seç­me so­ru­nu var ne bir se­çim sü­re­si­nin beş yıl­dan dört yı­la in­di­ril­me­si gi­bi bir sü­reç­te bir sı­kın­tı var. Za­ten oy ço­ğun­lu­ğu­nuz var, is­te­di­ği­niz za­man bu beş yıl­lık se­çim sü­re­si­ni dört yı­la in­di­re­bi­lir­si­niz. Bü­tün bu ka­o­sa, bü­tün bu hu­ku­ki kar­ma­şa­ya izin ver­me­mek için bu ta­sa­rı­nın tü­mü­nü hal­ko­yun­dan çek­mek ge­re­kir.

Bir an için ak­lı­nı­za şu hu­sus ge­le­bi­lir: “Bi­raz ev­vel, hal­kın ira­de­si­ne su­nul­muş bir ko­nu­da ku­ru­cu ik­ti­da­rın halk ka­na­dı­nı dış­la­ya­rak bir şey ya­pa­maz­sın de­miş­tin, bu na­sıl bir man­tık­tır?” der­se­niz, iki­si bir­bi­rin­den çok fark­lı. Şu an­da bi­zim yap­tı­ğı­mız, hal­kın da dâhil ol­du­ğu, hal­kın ku­ru­cu ik­ti­da­rın için­de bu­lun­du­ğu bir oy­la­ma sı­ra­sın­da bir ta­sa­rı­yı par­ça­la­mak du­ru­mun­da­yız. Hâlbu­ki, be­nim de­di­ğim mo­del­de ta­li ku­ru­cu ik­ti­dar ken­di baş­lat­tı­ğı sü­re­ci tü­mün­den dur­du­ra­bi­lir. Par­ça­la­mak baş­ka şey­dir, ta­li ku­ru­cu ik­ti­da­rın için­de bir ka­na­dı­nı oluş­tu­ran Mec­li­sin ken­di baş­lat­tı­ğı sü­re­ci baş­tan dur­dur­ma­sı baş­ka bir şey­dir.

Şu an­da sı­nır ka­pı­la­rın­da oy­la­ma­lar baş­la­dı. Bu an­dan iti­ba­ren ge­çi­ci mad­de­nin ip­tal edi­le­rek pa­ket­ten çı­kar­tıl­ma­sı, oy­la­ma baş­la­dık­tan son­ra hal­kın ira­de­si­ne -yu­ka­rı­da be­lirt­ti­ğim gi­bi bir yet­ki gas­pı da söz ko­nu­su ol­mak üze­re- mü­da­ha­le olur. Bu­nun hu­ku­ken sa­vu­nu­la­bi­lir bir ta­ra­fı yok­tur. Za­ten bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği için de Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si düğ­me­ye bas­tı­ğı iş­te, ilim adam­la­rı­na ta­sa­rı ha­zır­lat­tı­ğı­… Dün, ga­li­ba, Sa­yın Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı­nın “Biz bu işi bi­raz öte­le­dik, si­vil top­lum ör­güt­le­ri­ne bı­rak­tık, bir ana­ya­sa ha­zır­la­yın.” de­di­ği de ba­sın­da yer al­dı. De­mek ki bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tar­tış­ma­sı­nı ya­şa­ya­ca­ğız.

O za­man top­lu­mu tek­rar, bir­kaç de­fa, peş pe­şe re­fe­ran­dum­la­ra, halk oy­la­ma­la­rı­na gö­tü­rüp -ge­ne si­zin ar­ka­daş­la­rı­nı­zın ver­di­ği ra­kam­la- her bi­ri 103 tril­yo­na mal olan halk oy­la­ma­la­rı­nı 5 de­fa yap­tır­ma­nın, 6 de­fa yap­tır­ma­nın bir pra­tik ma­na­sı da yok. Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ya­pı­la­cak­sa, şu an­da acil bir Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi söz ko­nu­su de­ğil­se, Par­la­men­to­nun se­çim sü­re­si­ni di­le­di­ği­niz şekil­de ken­di ira­de­niz­le dü­zen­le­me­niz müm­kün­ken ni­çin Par­la­men­to­yu bu iş­ler­le uğ­raş­tı­ra­lım? Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ta­sa­rı­sı için­de- çün­kü, Cum­hur­baş­ka­nı­nın yet­ki­le­ri­ni de dü­zen­le­ye­rek- ül­ke­yi ye­ni bir Baş­kan­lık re­ji­mi­ne sü­rük­le­me­den bu yet­ki den­ge­le­ri sağ­la­na­rak bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ya­pı­la­bi­lir.

Bu ne­den­le, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ta­sa­rı­sı­nın tüm­den ge­ri çe­kil­me­sin­de Par­la­men­to­nun say­gın­lı­ğı açı­sın­dan fay­da var­dır. Biz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, bu re­fe­ran­dum ayı­bı­na or­tak ol­ma­mak için, ül­ke­yi ye­ni hu­ku­ki be­lir­siz­lik­le­re sü­rük­le­me­ye or­tak ol­ma­mak için ret oyu kul­la­na­ca­ğız.

Söz­le­ri­me son ve­rir­ken he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­la­rım.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Men­gü.

Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na, Is­par­ta Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Nev­zat Kork­maz.

Bu­yu­run efen­dim. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MHP GRU­BU ADI­NA SÜ­LEY­MAN NEV­ZAT KORK­MAZ (Is­par­ta) – Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ben de yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lar­ken, bir iki gün ön­ce ya­şa­dı­ğı­mız men­fur ha­di­se­ye ye­ni­den dik­kat­le­ri­ni­zi çek­mek ve acı içe­ri­sin­de olan şehit ana­la­rı­mı­zın, ba­ba­la­rı­mı­zın acı­la­rı­nı pay­laş­mak üze­re bir­kaç cüm­le sarf ede­rek söz­le­ri­me baş­la­mak is­ti­yo­rum.

Sev­gi­li mil­let­ve­kil­le­ri, kan­la­rı­mız, can­la­rı­mız gi­di­yor. Âde­ta, bir gün yok ki te­le­viz­yon­la­rı aç­tı­ğı­mız­da, ga­ze­te­le­ri ka­rış­tır­dı­ğı­mız­da bir şehit ha­be­ri ol­ma­sın ve yi­ne bir gün yok ki mil­le­tin oy­la­rıy­la bir­ta­kım yer­le­re gel­miş ve mil­le­tin kay­nak­la­rı­nı kul­la­nan bir­ta­kım in­san­lar, bir ta­raf­ta şehit­ler ve­ri­lir­ken, dev­le­te mey­dan oku­ma­ya de­vam edi­yor­lar. Pe­ki, bu so­run­la­rı çöz­mek üze­re mil­let­ten eh­li­yet al­mış Hükûmet ne ya­pı­yor? Hükûmet, tıp­kı di­ğer ku­rum­lar gi­bi, bu me­se­le­le­ri, efen­dim, iz­le­me­ye de­vam edi­yor, âde­ta se­yir­ci­lik yap­ma­ya de­vam edi­yor. Te­rör­le il­gi­li, beş yıl­dır, sa­de­ce mil­le­ti oya­la­mak ve za­man ka­zan­mak dı­şın­da, ver­di­ği de­meç­ler dı­şın­da he­men he­men yap­tı­ğı so­mut hiç­bir şey yok. Ni­te­kim, dün bir Hükûmet yet­ki­li­si de biz­ler­le bir­lik­te şehit­le­ri­mi­zin acı­sı­nı pay­laş­tı ve “Mev­la­na­’­nın 800’ün­cü do­ğum yıl­dö­nü­mün­de biz ni­ye bu me­se­le­le­ri ya­şı­yo­ruz?” di­ye şikâyet­te bu­lun­du. Hükûmet şikâyet et­me mer­ci­si de­ğil ar­ka­daş­lar. Bir söz var­mış, ben bu sö­zü siz­le­re ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum: “Gar­di­ya­nın şaş­kı­nı mahkûma dert ya­nar­mış.” Hükûmet ic­ra­at ye­ri, bu so­run­la­rı çöz­me ye­ri, şikâyet et­me ye­ri de­ğil.

Ar­tık, ül­ke­mi­zin ku­ze­yi gü­ne­yi, do­ğu­su ba­tı­sı, bü­tün in­san­la­rı­mız Hükûmet­ten bir ka­rar­lı­lık bek­li­yor ve Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si ola­rak, hem Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız hem gru­bu­muz hem de bir bir mil­let­ve­kil­le­ri­miz, bu­lun­du­ğu­muz her or­tam­da, te­rör­le mü­ca­de­le­de önü­mü­ze ne ge­ti­ri­le­cek­se, han­gi ted­bir ön­gö­rü­lü­yor ise onu ver­me­ye ha­zır ol­du­ğu­mu­zu her or­tam­da be­lirt­tik. Yal­nız, şu ana ka­dar so­mut her­han­gi bir öne­ri gel­miş de­ğil. Mil­le­ti­mi­zin tak­di­ri­ne esef­le su­nu­yo­ruz.

Hükûmet söz­cü­sü “Ar­tık, sö­zün bit­ti­ği an, sö­zün bit­ti­ği nok­ta.” di­ye ta­nım­la­dı. Sö­zün bit­ti­ği nok­ta­da, si­ya­set ve dip­lo­ma­si bit­miş­tir. Hükûme­te bu beş yıl­da si­ya­set ve dip­lo­ma­si adı­na ne­ler yap­tı­ğı­nı sor­mak icap et­mek­te­dir.

Sev­gi­li mil­let­ve­kil­le­ri, ya­şa­nan tüm bu olum­suz­luk­la­ra rağ­men, te­rör­le mü­ca­de­le­de, in­san­la­rı­mı­zın, va­tan­se­ver­li­ğin­den ve va­ta­nı­nı, mil­le­ti­ni, bay­ra­ğı­nı ko­ru­ma ko­nu­sun­da, eli­ni ta­şın al­tı­na sok­ma­da en ufak bir ge­ri adım at­ma­ya­ca­ğı­nı, ge­ri adım at­ma­dı­ğı­nı bi­le­rek, ka­ram­sar­lı­ğa yer yok ve in­şal­lah, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti bu me­se­le­le­rin üze­rin­den ge­le­cek­tir di­yo­ruz. Ye­ter ki, in­san­la­rı­mız­da şeha­det ku­ru­mu­na yö­ne­lik, hem di­ni­miz­ce kut­sa­nan hem de Türk ge­le­nek­le­ri­miz­de, gö­re­nek­le­ri­miz­de kut­sa­nan şeha­det ku­ru­mu­na ye­ter ki ha­lel ge­ti­ril­me­sin.

Söz­le­ri­mi, şu an önü­müz­de, tar­tış­tı­ğı­mız Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ğiy­le il­gi­li bir­kaç cüm­le sarf ede­rek de­vam et­tir­mek is­ti­yo­rum. Ger­çek­ten -bir­çok mil­let­ve­ki­li­miz de bah­set­ti- ale­la­ce­le, 22 Tem­muz se­çim­le­ri­ne âde­ta si­ya­si rant sağ­la­mak üze­re ve ge­rek­li tar­tış­ma or­ta­mı ya­ra­tıl­mak­sı­zın ha­zır­la­nan bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ka­nun ta­sa­rı­sıy­la kar­şı kar­şı­ya ka­lın­dı ve bu, âde­ta yan­gın­dan mal ka­çı­rır­ca­sı­na, o dö­nem­de ka­nun­laş­tı­rıl­dı.

Bir ka­nu­nun ye­te­ri ka­dar tar­tı­şıl­ma­ma­sı baş­lı ba­şı­na bir ha­ta ol­mak­la be­ra­ber, ye­ni Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği es­na­sın­da da bu ha­ta­ya de­vam edil­di­ği­ni gö­rü­yo­ruz. Sü­rek­li “Si­vil ve de­mok­ra­tik bir ana­ya­sa ya­pa­ca­ğız. Bi­re­yi ön pla­na çı­ka­ran bir ana­ya­sa ya­pa­ca­ğız.” sö­züy­le ko­nu­şan, efen­dim, mev­cut ik­ti­dar par­ti­si şunu iyi bil­mek du­ru­mun­da ki: Bu Mec­lis­te, si­vil, de­mok­ra­tik ve bi­re­yi ge­liş­ti­ren, bi­re­yi ön pla­na çı­ka­ran bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne ha­yır di­ye­cek hiç­bir par­ti yok. Eğer bi­zim or­tak pay­da­mız bu de­ğer­ler­se, o za­man, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği yap­ma ko­nu­sun­da­ki ça­lış­ma­la­rı da bu Mec­lis­ten ka­çır­ma­nın bir an­la­mı yok. Ge­ti­ril­sin, biz de, bu de­ğer­ler uğ­run­da, di­ğer par­ti­ler gi­bi her tür­lü kat­kı­yı ver­me­ye ha­zır ol­du­ğu­mu­zu dün de be­lirt­tik, şim­di de be­lir­ti­yo­ruz.

Bir mil­let­ve­ki­li­miz -herhâlde, bir dil sürç­me­si di­ye dü­şü­nü­yo­rum- “Ege­men­lik ka­yıt­sız, şart­sız Mec­li­sin­dir.” sö­zü­nü kul­lan­dı. Ken­di­si­ne Ana­ya­sa­’­nın 6’ncı mad­de­si­ni ha­tır­lat­mak­tan hi­cap du­yu­yo­rum. Kay­na­ğı­nı mil­let­ten al­ma­yan hiç­bir yet­ki­nin kul­la­nıl­ma­ya­ca­ğı da açık­tır, bu­nu bir ke­re da­ha be­lirt­miş ola­lım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, yi­ne bir ar­ka­da­şı­mız yı­kı­cı mu­ha­le­fet­ten bah­set­ti. Mu­ha­le­fet ola­rak yap­tı­ğı­mız, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si ola­rak yap­tı­ğı­mız, ik­ti­da­rın kı­rıp dök­tü­ğü, de­ğer­ler ola­rak ya­kıp yık­tı­ğı bir­çok şeyi ta­mir et­mek­ten iba­ret. Ko­nu aci­len ele alın­ma­lı. Önü­müz­de 21 Ekim re­fe­ran­du­mu var, ger­çek­ten çok kı­sa bir sü­re kal­dı. Or­ta­ya çı­ka­cak so­nuç, ha­ki­ka­ten mil­le­ti­mi­zi kamp­laş­tı­ra­bi­le­cek, dev­le­ti­mi­zi bir be­lir­siz­li­ğe so­ka­bi­le­cek bir so­nuç.

İş­te, bu so­nuç­la­rı or­ta­dan kal­dır­mak üze­re, Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız ve Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si iki tek­lif ge­tir­di. Bun­lar­dan, he­pi­ni­zin bil­di­ği üze­re bi­rin­ci­si, re­fe­ran­du­mu ta­ma­men or­ta­dan kal­dı­ra­cak bir tek­lif. İkin­ci­si de şayet bir kon­sen­süs sağ­la­na­ma­ya­cak ise Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da ve Mec­lis­te, bi­raz ön­ce bah­set­ti­ğim o be­lir­siz­lik­le­ri ve kamp­laş­ma­la­rı or­ta­dan kal­dır­mak üze­re, ge­çi­ci 18 ve 19’un­cu mad­de­le­ri kal­dır­mak.

Si­ya­set müm­kün ola­nın sa­na­tı­dır. Bi­li­yor­su­nuz, biz­le­rin gön­lün­de her ne ka­dar bi­rin­ci tek­li­fi­miz yer al­mak­ta ise de, eğer Mec­lis önü­müz­de­ki bu be­lir­siz­li­ği kal­dır­mak üze­re ikin­ci öne­ri­miz­de bir uz­laş­ma, bir uyum sağ­la­ya­cak­sa, bu ko­nu­da da her tür­lü kat­kı­yı ver­me­ye ha­zır ol­du­ğu­mu­zu baş­tan be­ri be­lirt­tik, çün­kü sa­mi­mi­yet­le ina­nı­yo­ruz ki ar­ka­daş­lar, hiç­bir si­ya­si mü­la­ha­za ve hiç­bir si­ya­si dü­şün­ce mil­le­tin ve dev­le­tin önün­de ol­ma­ma­lı. Biz öy­le bir ge­le­nek­ten ge­li­yo­ruz ki, Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mı­zın de­di­ği gi­bi, ön­ce ül­kem ve mil­le­tim, son­ra par­tim.

Bu ba­kım­dan, her tür­lü be­lir­siz­li­ği or­ta­dan kal­dır­mak üze­re -tek­rar edi­yo­rum- eli­miz­den ge­len kat­kı­yı ya­pa­ca­ğız, çün­kü Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si bu­gün, ben­ce fark­lı ko­nu­la­rı tar­tı­şı­yor ol­ma­lıy­dı ve Türk ka­mu­o­yu­nun önün­de bu­gün fark­lı bir gün­dem ol­ma­lıy­dı. Or­ta­da ha­ki­ka­ten bir şey­ler ya­pıl­ma­sı ge­re­ken ve ne­re­dey­se ül­ke­mi­zin bü­yük bir kıs­mı­nı yan­gın ye­ri­ne çe­vi­ren te­rö­rün, te­rör ate­şi­nin sön­dü­rül­me­si, iş­siz­li­ğin or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı, üre­ti­min ar­tı­rıl­ma­sı, ulus­la­ra­ra­sı iliş­ki­ler­de dev­let iti­ba­rı­na ya­kı­şır bir bi­çim­de iliş­ki­le­rin ra­yı­na otur­tul­ma­sı gi­bi çok cid­di me­se­le­ler var­ken, bu me­se­le­yi bir an ön­ce aş­mak ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­ruz. Emi­nim, va­ta­nı­nı, mil­le­ti­ni se­ven bü­tün ar­ka­daş­la­rım da bu has­sa­si­ye­ti biz­ler­le bir­lik­te gös­te­re­cek­ler­dir. Söy­le­di­ğim gi­bi, hiç­bir mü­la­ha­za dev­le­tin ve mil­le­tin bir­li­ği üs­tün­de ola­maz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Kork­maz, bir da­ki­ka­lık sü­re için­de ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

SÜ­LEY­MAN NEV­ZAT KORK­MAZ (De­vam­la) – Te­şek­kür ede­rim Baş­ka­nım.

Bu dü­şün­ce­ler­le, za­ten fi­ilî du­rum­da bir ge­çer­li­li­ği kal­ma­yan ge­çi­ci 18’in­ci mad­de­nin kal­dı­rıl­ma­sı ko­nu­sun­da olum­lu oy kul­la­na­ca­ğı­mı­zı be­lir­ti­yor; ben de he­pi­ni­ze sev­gi­le­ri­mi, say­gı­la­rı­mı su­na­rak söz­le­ri­mi ta­mam­la­mak is­ti­yo­rum efen­dim.

Te­şek­kür ede­rim. (MHP ve AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kork­maz.

Şah­sı adı­na Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Za­fer Üs­kül. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ben on­dan da­ha ön­ce söz is­te­miş­tim Sa­yın Baş­kan. Esas is­te­yen ar­ka­da­şı­nız yok, sı­ra ba­na gel­di. Lüt­fe­n…

BAŞ­KAN – Sa­yın Gen­ç…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Efen­dim, bi­rin­ci ar­ka­da­şı­nı­z…

BAŞ­KAN – Efen­dim, bi­rin­ci sı­ra­da­ki ar­ka­da­şı­mı­z…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Efen­dim, ora­ya ba­kar mı­sı­nız. O dev­re­de­mez, ben­den son­ra dev­re­de­bi­lir. O baş­ka­sı­na dev­re­di­yor­sa, ben on­dan ön­ce ge­li­yo­rum.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, bi­rin­ci sı­ra­da­ki ar­ka­da­şı­mız sı­ra­sı­nı di­ğer ar­ka­da­şı­mı­za dev­ret­miş.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Dev­re­de­mez efen­dim, baş­ka­sı­na dev­re­de­mez. Lüt­fen, ora­da usu­le uy­gun bir uy­gu­la­ma ya­pın.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run Sa­yın Üs­kül.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, ben­den son­ra söz is­te­miş. Na­sıl keyfî dav­ra­nı­yor­su­nuz? İç Tü­zü­k’­ü oku­yun lüt­fen.

MEH­MET ZA­FER ÜS­KÜL (Mer­sin) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ana­ya­sa de­ği­şik­lik tek­li­fi­ni gö­rüş­mek üze­re top­lan­mış bu­lu­nu­yo­ruz. Söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ön­ce he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bir sü­re­den be­ri Tür­ki­ye, cid­di Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ya da Ana­ya­sa­’­nın de­ği­şik mad­de­le­riy­le il­gi­li tar­tış­ma­la­rı yü­rü­tü­yor. Bu tar­tış­ma­la­rı iz­ler­ken, za­man za­man ge­ri­ye dö­ne­rek, tar­tış­ma için­de yer alan­la­rın geç­miş dö­nem­ler­de yaz­dık­la­rı­nı, söy­le­dik­le­ri­ni araş­tır­ma ih­ti­ya­cı da his­set­ti­ğim ol­du, tar­tış­ma­la­rı ger­çek­ten şaş­kın­lık­la iz­le­di­ğim an­lar ol­du. Beş yıl ön­ce, on yıl ön­ce gö­rüş­le­ri­ni açık­la­mış olan hem si­ya­set dün­ya­sın­dan hem bi­lim dün­ya­sın­dan in­san­la­rın, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi ön­ce­sin­de ve da­ha son­ra ya­şa­nan ge­liş­me­ler­le il­gi­li ola­rak da­ha ön­ce söy­le­dik­le­ri­nin, yaz­dık­la­rı­nın tam ter­si­ni söy­le­ye­bil­dik­le­ri­ni, sa­vu­na­bil­dik­le­ri­ni gör­düm. Si­ya­set­le hu­ku­kun çok cid­di bir bi­çim­de bir­bi­ri­ne ka­rış­tı­rıl­dı­ğı­nı göz­lem­le­dim. Bu­gün ya­pıl­mak­ta olan tar­tış­ma­lar­da da bun­la­rı göz­lem­le­mek müm­kün.

Par­la­men­ter sis­te­min doğ­du­ğu ül­ke olan Bir­le­şik Kral­lı­k’­ta par­la­men­to­nun mut­lak kral­dan yet­ki­le­ri ya­vaş ya­vaş üze­ri­ne dev­ral­dı­ğı ve bir nok­ta­da “ka­dı­nı er­kek, er­ke­ği ka­dın yap­mak dı­şın­da par­la­men­to­nun her şeyi ya­pa­bil­di­ği­nin” söy­len­di­ği bir nok­ta­ya ge­lin­di­ğin­de, Av­ru­pa­’­da­ki ve dün­ya­da­ki tüm par­la­men­ter sis­tem­le­rin ör­ne­ği olan İngil­te­re­’­de or­ta­ya çı­kan bu ge­liş­me­ler san­ki hiç bi­lin­mi­yor­muş gi­bi bu Mec­li­sin üye­le­ri­nin bu Mec­li­sin yet­ki­le­ri­nin ne ka­dar sı­nır­lı ol­du­ğu ko­nu­sun­da gö­rüş be­lirt­me­le­ri­ni şaş­kın­lık­la kar­şı­lı­yo­rum.

El­bet­te, Mec­li­si­miz, Ana­ya­sa sı­nır­la­rı için­de her ko­nu­da, her tür­lü dü­zen­le­me yap­ma yet­ki­si­ne sa­hip­tir ve Mec­li­si­miz bu yet­ki­si­ne kıs­kanç­lık­la sa­hip çık­mak zo­run­da­dır, du­ru­mun­da­dır.

Ana­ya­sa­’­da ta­li ku­ru­cu ik­ti­dar ola­rak Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin yet­ki­le­ri­ni sı­nır­la­yan mad­de­ler be­lir­li­dir: Ana­ya­sa­’­nın de­ğiş­ti­ril­me­si usu­lü­nü ön­gö­ren mad­de ve Ana­ya­sa­’­nın 1, 2 ve 3’ün­cü mad­de­le­ri­nin de­ğiş­ti­ri­le­me­ye­ce­ği, de­ğiş­ti­ril­me­si­nin tek­lif da­hi edi­le­me­ye­ce­ği ile il­gi­li mad­de.

Bu­nun dı­şın­da na­sıl olur da Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği yap­ma yet­ki­si­ne sa­hip Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, her­han­gi bir aşa­ma­da, yap­mış ol­du­ğu bir dü­zen­le­me­yi kıs­men ve­ya ta­ma­men ge­ri ala­maz? Ta­li ku­ru­cu ik­ti­dar yet­ki­si­ni kul­la­nır­ken, met­nin ha­zır­lan­ma­sı, ya­sa­nın çı­kar­tıl­ma­sı, ka­bul edil­me­si yet­ki­si Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin­dir. El­bet­te, Cum­hur­baş­ka­nı onu onay­lar ya da re­fe­ran­du­ma gö­tü­rül­me­si ka­ra­rı­nı ve­re­bi­lir ama ora­da ya­pı­lan sa­de­ce, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­ce ha­zır­lan­mış olan met­nin ka­bul ya da red­de­dil­me­siy­le sı­nır­lı­dır. Halk me­tin yaz­maz, böy­le bir yet­ki yok. Na­sıl olur da met­nin ta­ma­mı­nı ge­ri çek­me yet­ki­si­ne sa­hip olan bir Mec­lis, met­nin iki mad­de­si­ni ge­ri çek­me yet­ki­si­ne sa­hip sa­yı­la­maz?

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, eğer biz halk­tan al­dı­ğı­mız yet­ki­yi, Ana­ya­sa­’­nın Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne ver­di­ği yet­ki­le­ri, halk­tan al­dı­ğı­mız vekâlet­le kul­lan­ma ye­te­ne­ği­ne sa­hip de­ğil­sek, halk­tan özür di­le­ye­rek ora­ya dön­mek­ten baş­ka ya­pa­bi­le­ce­ği­miz bir şey ol­ma­sa ge­rek­tir. Bi­zim gö­re­vi­miz hal­kın bi­ze ver­di­ği vekâle­ti, Ana­ya­sa­’­nın bi­ze ver­di­ği yet­ki­le­ri kul­la­na­rak, onun so­run­la­rı­nı çöz­mek­ten iba­ret­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Üs­kül, bir da­ki­ka­lık sü­re için­de ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

MEH­MET ZA­FER ÜS­KÜL (De­vam­la) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri -ko­nuş­ma­mı ta­mam­la­mak üze­rey­dim- yet­ki­le­ri­mi­ze sa­hip çık­mak ve bu yet­ki­le­ri Ana­ya­sa­’­nın ön­gör­dü­ğü sı­nır­lar için­de doğ­ru bir bi­çim­de kul­lan­mak, al­dı­ğı­mız vekâle­tin bir ge­re­ği­dir. Bu­nun dı­şın­da her­han­gi bir şey­le sı­nır­lı ol­ma­dı­ğı­mı­zı, herhâlde en ön­de sa­vun­ma­sı ge­re­ken, bu­ra­da bu­lu­nan he­ye­tin üye­le­ri­dir.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Sa­yın Üs­kül, te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na, Bar­tın Mil­let­ve­ki­li Yıl­maz Tunç.

Sa­yın Tunç, bu­yu­run.

YIL­MAZ TUNÇ (Bar­tın) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

21 Ekim­de re­fe­ran­du­ma su­nu­la­cak olan 5678 Sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nu­n’­un 6’ncı mad­de­siy­le ek­le­nen ge­çi­ci 18’in­ci ve 19’un­cu mad­de­le­ri­nin Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği pa­ke­tin­den çı­ka­rıl­ma­sı­na iliş­kin Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi­nin 1’in­ci mad­de­si hak­kın­da, şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum.

Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri, Tür­ki­ye­’­de hep uzun tar­tış­ma­la­ra, ge­rek­siz ge­ri­lim­le­re ve san­cı­lı tur­la­ra se­bep ol­muş­tur. Tüm bu olum­suz­luk­la­rın ye­ri­ne, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni doğ­ru­dan mil­le­te bı­rak­ma­nın en sağ­lık­lı yol ol­du­ğu uzun yıl­lar­dan be­ri di­le ge­ti­ril­miş an­cak bu­gü­ne ka­dar de­ği­şik­lik ger­çek­leş­ti­ri­le­me­miş­tir. 22’nci Dö­nem Par­la­men­to­su, bun­dan son­ra ya­pı­la­cak Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­rin­de, ül­ke­mi­ze za­man kay­bet­ti­ren, ge­rek­siz tar­tış­ma ve ge­ri­lim­le­re ne­den ol­ma­dan, cum­hu­run ken­di baş­ka­nı­nı ser­best ira­de­siy­le se­çe­bil­me­si­nin yo­lu­nu açan Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni ka­bul et­miş, de­ği­şik­lik, Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan hal­ko­yu­na su­nul­muş­tur. 21 Ekim halk oy­la­ma­sı için se­çim tak­vi­mi iş­le­me­ye baş­la­mış, tak­vim iş­ler­ken, halk oy­la­ma­sı­nın do­ğu­ra­bi­le­ce­ği hu­ku­ki so­nuç­lar üze­rin­de, tıp­kı 367’nci mad­de tar­tış­ma­sın­da ol­du­ğu gi­bi hu­ku­ki mes­ne­di ol­ma­yan id­di­a­lar or­ta­ya atıl­mış­tır. Halk oy­la­ma­sı­nın “evet”­le so­nuç­lan­ma­sı hâlin­de Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mız Ab­dul­lah Gü­l’­ün Cum­hur­baş­kan­lı­ğı­nın so­na ere­ce­ği, 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı­nı ye­ni­den seç­mek için san­dı­ğa gi­di­le­ce­ği ve bu ko­nu­da­ki son ka­ra­rın da Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan ve­ri­le­ce­ği yö­nün­de­ki gö­rüş­le­rin ya­yıl­ma­sı­na ça­lı­şıl­mış­tır. Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mız Ab­dul­lah Gü­l’­ün se­çi­mi, se­çil­di­ği an­da yü­rür­lük­te bu­lu­nan Ana­ya­sa ku­ral­la­rı­na gö­re ya­pıl­mış­tır. Bu se­çi­min meş­ru­lu­ğu ve hu­ku­ki­li­ğiy­le il­gi­li hiç­bir şüp­he bu­lun­ma­mak­ta­dır. Da­ha son­ra yü­rür­lü­ğe gi­re­cek bir hu­kuk ku­ra­lı­nın bu se­çi­mi et­ki­le­ye­bi­le­ce­ği­ni ile­ri sür­mek, hu­kuk ku­ral­la­rı­nın ge­ri­ye yü­rü­me­ye­ce­ği yo­lun­da­ki te­mel hu­kuk il­ke­si­ni inkâr et­mek de­mek­tir. Bu id­di­a­nın da­ya­na­ğı ola­rak da ge­çi­ci 19’un­cu mad­de­de 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çi­le­ce­ği yö­nün­de­ki hü­küm gös­te­ril­mek­te­dir. An­cak 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı za­ten se­çil­miş ol­du­ğu­na gö­re, bu hük­mün uy­gu­la­ma ka­bi­li­ye­ti­nin kal­ma­dı­ğı da açık­tır. Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ne iliş­kin bir ka­rar ve­re­bi­le­ce­ği­ni id­di­a et­mek de, hu­ku­ka ve Ana­ya­sa­’­mı­za ay­kı­rı, gü­lünç bir id­di­a­dır. Ana­ya­sa­’­nın 79’un­cu mad­de­sin­de Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun gö­rev­le­ri bel­li­dir. Ku­ru­lun, mil­let­ve­kil­li­ği ve­ya Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­nin ya­pıl­ma­sı­na ka­rar ver­me yet­ki­si yok­tur, ol­ma­sı da dü­şü­nü­le­mez. Ak­si tak­dir­de bu du­rum Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun, Mec­li­sin ve Cum­hur­baş­ka­nı­nın gö­re­vi­ni so­na er­dir­me yet­ki­si­nin ol­du­ğu­nun ka­bu­lü an­la­mı­na ge­lir ki, hiç­bir de­mok­ra­tik ül­ke­de bu­nun ör­ne­ği bu­lun­ma­mak­ta­dır.

Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­ne iliş­kin Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği pa­ke­ti, ana mu­ha­le­fet par­ti­si ve o za­man­ki Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı­lık ge­rek­çe­siy­le Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne gö­tü­rül­müş, her iki da­va da red­de­dil­miş­tir. Do­la­yı­sıy­la, or­ta­da Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı­lık da söz ko­nu­su de­ğil­dir. Hu­ku­ki du­rum bu de­re­ce net ol­mak­la be­ra­ber, re­fe­ran­du­mun içe­ri­ğiy­le il­gi­li ol­ma­yan ge­çi­ci 18’in­ci ve 19’un­cu mad­de­le­ri­ni uy­gu­la­ma ka­bi­li­ye­ti­nin kal­ma­mış ol­ma­sı­na rağ­men, geç­miş­te ol­du­ğu gi­bi yi­ne ge­rek­siz tar­tış­ma­lar­la, hu­ku­ki da­ya­na­ğı bu­lun­ma­yan id­di­a­lar­la ül­ke gün­de­mi­nin meş­gul edil­me­si­nin önü­ne geç­mek adı­na ge­çi­ci mad­de­le­rin halk oy­la­ma­sı pa­ke­tin­den çı­ka­rıl­ma­sı yö­nün­de mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­nin de uz­laş­ma­sıy­la bu de­ği­şik­lik gün­de­me gel­miş­tir. Ya­pı­la­cak de­ği­şik­lik, halk oy­la­ma­sın­dan son­ra or­ta­ya çı­ka­cak olan ge­rek­siz tar­tış­ma­lar­dan ül­ke­mi­zi kur­ta­ra­cak bir fay­da sağ­la­ya­cak­tır.

21 Ekim­de ya­pı­la­cak halk oy­la­ma­sı­nın ül­ke­miz ve mil­le­ti­miz için ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, Tür­ki­ye'nin AK Par­ti İkti­da­rıy­la de­mok­ra­tik­leş­me ala­nın­da ger­çek­leş­tir­di­ği bü­yük atı­lım­lar­dan son­ra yıl­lar­dan be­ri gün­de­me gel­miş an­cak bu­gü­ne ka­dar ger­çek­le­şe­me­miş bu çok önem­li Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne mil­le­ti­mi­zin bü­yük bir ek­se­ri­yet­le “evet” di­ye­ce­ği­ne ina­nı­yor, mil­le­ti­mi­zin Ra­ma­zan Bay­ra­mı­’­nı teb­rik edi­yor, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, 1’in­ci mad­de üze­rin­de iki adet öner­ge var­dır.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, öner­ge­le­rin iki­si de ay­nı ma­hi­yet­te ol­du­ğun­dan iki öner­ge­yi oku­tup, bir­lik­te iş­le­me ala­ca­ğım.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) – Tek im­za­lı öner­ge­ler Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN – Öner­ge sa­hip­le­ri­ne is­te­dik­le­ri tak­dir­de ay­rı ay­rı söz ve­re­ce­ğim ya­hut da ge­rek­çe­le­ri­ni oku­ta­ca­ğım.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) – Sa­yın Baş­ka­nım öner­ge­ler­de kaç im­za var?

BAŞ­KAN – Sa­yın Eli­taş, öner­ge­ler gö­rüş­me­le­re baş­la­ma­dan ön­ce ve­ril­di­ği için ge­çer­li­dir. Te­şek­kür ede­rim.

Öner­ge­le­ri oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 32 sı­ra sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın de­ğiş­ti­ril­me­si­ne da­ir 1. mad­de­si Ana­ya­sa­ya ay­kı­rı­lık içer­me­si ne­de­niy­le tek­lif met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­rim.  

                                                                                                                  10.10.2007

                                                                                                                H. Tay­fun İçli

                                                                                                                    Es­ki­şe­hir

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şü­le­cek olan 32 sı­ra sa­yı­lı ya­sa tek­li­fi­nin 1. mad­de­si­nin tek­lif met­nin­den Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı ol­du­ğun­dan do­la­yı çı­ka­rıl­ma­sı­nı say­gı­la­rım­la arz ede­rim.

                                                                                                                  09.10.2007

                                                                                                                 Ka­mer Genç

                                                                                                                      Tun­ce­li

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

ADA­LET BA­KA­NI MEH­MET ALİ ŞAHİN (An­tal­ya) – Biz de ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Sa­yın İçli, bu­yu­run efen­dim. (DSP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın İçli, sü­re­niz beş da­ki­ka.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

De­ğer­li Baş­ka­nım, çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi De­mok­ra­tik Sol Par­ti ve şah­sım adı­na say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, gö­rü­şül­mek­te olan ka­nun tek­li­fi­ne iliş­kin gö­rüş­le­rim, eleş­ti­ri­le­rim si­ya­si ni­te­lik­te de­ğil, hu­ku­ki ni­te­lik­te. Lüt­fen, eleş­ti­ri­le­ri­mi bir si­ya­si par­ti­ye yö­ne­lik ola­rak al­gı­la­ma­yın. Bu­ra­sı yü­ce Mec­lis, kut­sal Mec­lis. Al­dı­ğı­mız ka­rar­la­rın, her şey­den ön­ce hu­ku­kun ev­ren­sel ku­ral­la­rı­na uy­gun ol­ma­sı ge­re­kir ve son­ra da Ana­ya­sa­’­nın amir hü­küm­le­ri­ne uy­gun ol­ma­sı ge­re­kir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, si­ze da­ğı­tı­lan bu ka­nun tek­li­fin­de da­hi ne ka­dar bü­yük bir hu­ku­ki ayıp ya­pıl­dı­ğı­nı, ne ka­dar ale­la­ce­le işe el ko­nul­du­ğu­nu net ola­rak gö­re­bi­lir­si­niz. Ba­kın, di­yor ki: “Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sın­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nu­n…”

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Ana­ya­sa­’­da de­ği­şik­lik ya­pa­bi­lir­si­niz -Sa­yın Üs­kü­l’­ün de­di­ği gi­bi- ama, siz, Ana­ya­sa­’­da de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı­na iliş­kin ka­nun­da de­ği­şik­lik yap­ma­ya kal­kı­yor­su­nuz. Bu­nu ya­pa­maz­sı­nız. Ana­ya­sa­’­da Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin ne­le­ri ya­pa­bi­le­ce­ği açık ola­rak be­lir­til­miş. Ba­kın, da­ha bas­kı­da bu ha­ta­… Ko­mis­yon­da De­ğer­li Baş­ka­nı­ma bu­nu ifa­de et­tim ve dü­zelt­ti. Ora­da ko­nu­şu­lur­ken yan­lış ifa­de­ler­de bu­lun­dur­du 21’in­ci Dö­nem Mec­lis­le il­gi­li. 21’in­ci Dö­nem Mec­li­s… Sa­yın Baş­ka­nım, si­ze de bu­nu arz ede­ce­ğim. Ba­kın, hep ar­ka­daş­la­rı­mın da Ge­nel Ku­ru­lu ya­nıl­tan açık­la­ma­la­rı­nın met­ni Ka­nun­lar Ka­rar­lar­dan ge­tir­di­ğim me­tin­dir. 4720 sa­yı­lı Ya­sa­’y­la, Ana­ya­sa­’­mı­zın 86’ncı mad­de­si­nin ba­zı cüm­le­le­ri de­ğiş­ti­ril­miş­tir yü­ce Mec­lis ta­ra­fın­dan o ta­rih­te. Ya­ni, şim­di ya­pıl­dı­ğı gi­bi 4709 sa­yı­lı Ka­nun’­da de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­mış­tır ve yi­ne yü­ce Mec­lis ya­nıl­tıl­mak­ta­dır. İş­te, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun ka­ra­rı. İçi­miz­de hu­kuk­çu ar­ka­daş­lar var. Sa­yın Ada­let Ba­ka­nı ile hem Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da hem Par­ti­ler Ara­sı Uz­laş­ma Ko­mis­yo­nun­da ça­lış­tık. Bu­ra­da bir­lik­te ça­lış­tı­ğı­mız bir­çok hu­kuk­çu ar­ka­daş­lar var. Ba­kın, ne di­yor, ka­ra­rı oku­yo­rum si­ze: “Ku­ru­lu­muz, 10.11.2001 gün ve 658 sa­yı­lı ka­ra­rıy­la ko­mis­yon oluş­tur­muş, 3376 sa­yı­lı Ana­ya­sa De­ği­şik­li­ği­nin Hal­ko­yu­na Su­nul­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun ge­re­ği alt­ya­pı ça­lış­ma­la­rı ya­pıl­mış­tır. An­cak, Ana­ya­sa­’­nın 4709 sa­yı­lı Ka­nu­n’­la de­ğiş­ti­ri­len ve Cum­hur­baş­ka­nın­ca hal­ko­yu­na su­nu­lan 86’ncı mad­de­si, bu de­fa, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­ce 4720 sa­yı­lı Ka­nu­n’­la de­ğiş­ti­ril­di­ği için ko­nu­suz kal­mış­tır.” 

Ba­kın, siz, bu­ra­da bir ka­nu­nu de­ğiş­tir­me­ye kal­kı­yor­su­nuz. Ana­ya­sa­’­nın 175’in­ci mad­de­si­nin al­tın­cı fık­ra­sı der ki: “Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne iliş­kin ka­nun­lar hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı hâlin­de, halk oy­la­ma­sın­da ka­bul edil­di­ği tak­dir­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.”  Bu Ka­nun yü­rür­lü­ğe gir­me­miş, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si eli­ni çek­miş, Cum­hur­baş­ka­nı­na git­miş, Cum­hur­baş­ka­nı hal­ko­yu­na sun­muş, onun üze­ri­ne Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu dev­re­ye gir­miş, se­çim tak­vi­mi­ni baş­lat­mış, güm­rük ka­pı­la­rın­da 11 Ey­lül­den be­ri oy kul­la­nı­lı­yor. Eli­ni­zi vic­da­nı­nı­za ko­yun de­ğer­li mil­let­ve­ki­li, bu­ra­da keyfîlik ola­maz. Ana­ya­sa­’­yı böy­le keyfî ola­rak de­ğiş­tir­me­ye, ih­lal et­me­ye kal­kar­sa­nız bi­ri­le­ri ge­lir, dü­dü­ğü ça­lar, si­zin de ana­ya­sal hak­la­rı­nı­zı ih­lal eder. Bu, bu ka­dar ba­sit­tir. Lüt­fe­n…

AH­MET KO­CA (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – İyi bir cüm­le ol­ma­dı.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (De­vam­la) – Ba­kın, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu, be­nim de­ği­l… Bir şey söy­lü­yo­ru­m…

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Ayıp, ayı­p… Ba­kan­lık yap­tı­nız, ya­kış­mı­yor.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (De­vam­la) – Ba­kın, izin ve­ri­n… İzin ve­rin, ben, si­ze çok gü­zel ce­vap ve­ri­rim.

Bu söz, ta­rihî bir söz­dür. 12 Ey­lül as­kerî ih­ti­la­lin­den ön­ce­…(AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, din­le­yin.

Rah­met­li Bü­lent Ece­vi­t’­in, o, bi­raz ev­vel ko­nuş­ma­la­rı­nız­da Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­le­me­di­ği için dar­be­ye ne­den olan, ama de­mok­ra­si­nin na­sıl, ne şekil­de sa­vu­nul­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni Türk hal­kı­na ve par­la­men­ter­le­re ifa­de eden ta­rihî bir söz­dür. Bu­nu işi­ni­ze gel­di­ği gi­bi al­gı­la­ma­yın.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Ge­ri alın ge­ri, ya­kış­mı­yor.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (De­vam­la) – Ha­yır, hiç ge­ri alı­na­cak bir söz de­ğil.

Ba­kın, şunu söy­lü­yo­rum: Eğer ge­ri alı­na­cak bir şey var­sa de­ğer­li Baş­ka­nım ba­na mü­da­ha­le eder de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri.

Ben si­zin bir ar­ka­da­şı­nız ola­rak, bir si­ya­si ay­rım gö­zet­mek­si­zin yap­tı­ğı­nız bir ha­ta­ya işa­ret et­me­ye ça­lı­şı­yo­rum. Bu­ra­da si­ya­si bir­ta­kım dü­şün­ce­ler­le, bir­ta­kım si­ya­si kay­gı­lar­la­…

(Mik­ro­fon  oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın İçli, si­ze bir da­ki­ka­lık sü­re ve­re­ce­ğim; yal­nız, şu hu­su­su açık­la­ma­ma fır­sat ve­rin: Bel­ki, ora­da, kas­tı­nı­zı aşan bir ifa­de ola­bi­lir ve­ya ar­ka­daş­la­rı­mız öy­le an­la­mış ola­bi­lir­ler. Bi­raz ön­ce, ana­ya­sa kür­sü­sün­de bu­lun­muş olan bir ho­ca­mız da ko­nuş­tu bu­ra­da, ifa­de et­ti. Ya­ni, Mec­li­sin yet­ki­le­ri bel­li­dir, Mec­lis bu yet­ki­le­ri­ni mil­let ta­ra­fın­dan al­mak­ta­dır. Do­la­yı­sıy­la, yet­ki­le­ri­ni Ana­ya­sa­’­da be­lir­ti­len şekil­de kul­la­na­bi­lir. Bu yet­ki­le­ri de Mec­li­sin elin­den kim­se­nin al­ma­ya gü­cü yet­me­ye­ce­ği inan­cı­mı ben ken­di adı­ma Baş­kan­lık Di­va­nın­da Baş­kan Ve­ki­li ola­rak  söy­lü­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­yu­run efen­dim.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (De­vam­la) – De­ğer­li Baş­ka­nım, bu, be­nim dü­şün­cem de­ğil. Önü­nüz­de bu­lu­nan ve de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­nin önün­de bu­lu­nan Ana­ya­sa­’­nın 11’in­ci mad­de­si. 11’in­ci mad­de­si­ni tek­rar ifa­de edi­yo­rum ve bi­zi din­le­yen Türk hal­kı­nın da dik­kat­le din­le­me­si­ni ar­zu edi­yo­rum: “Ana­ya­sa­nın bağ­la­yı­cı­lı­ğı ve üs­tün­lü­ğü:

Ana­ya­sa hü­küm­le­ri, -ya­sa­ma, ya­ni, biz­le­ri-  yü­rüt­me ve yar­gı or­gan­la­rı­nı, ida­re ma­kam­la­rı­nı ve di­ğer ku­ru­luş ve ki­şi­le­ri bağ­la­yan te­mel hu­kuk ku­ral­la­rı­dır.

Ka­nun­lar Ana­ya­sa­ya ay­kı­rı ola­maz.”

Doğ­ru­dur. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, de­ğiş­ti­ril­me­si tek­lif edi­le­mez ilk üç mad­de­si­ni de­ğiş­ti­re­mez ama, yü­ce Mec­lis, an­cak bu Ana­ya­sa­’­da be­lir­ti­len yet­ki­le­ri­ni kul­lan­mak­la Ana­ya­sa­’­yı de­ğiş­ti­re­bi­lir. Yü­ce Mec­lis bu­gün Ana­ya­sa­’­yı de­ğiş­tir­mi­yor. Ana­ya­sa­’­nın De­ğiş­ti­ril­me­si Hak­kın­da Ka­nu­nu de­ğiş­tir­me­ye kal­kı­yor bu Ana­ya­sa­’­da­ki hü­küm­le­re gö­re.

Be­nim bi­raz ev­vel ifa­de et­mek is­te­di­ğim o ifa­de­yi an­la­dım ki ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız yan­lış al­gı­la­mış. Şunu an­lat­ma­ya ça­lı­şı­yo­rum: Ana­ya­sa­’­yı­…

(Mik­ro­fon  oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Bu­gü­ne ka­dar, Mec­lis açıl­dı­ğın­dan be­ri kul­lan­dı­ğım usul dı­şın­da ha­re­ket ede­me­ye­ce­ğim, özür di­li­yo­rum. Mik­ro­fo­nu­nu­zu­…

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (De­vam­la) – Ama mü­da­ha­le et­ti­ni­z…

BAŞ­KAN – Ha­yır, mü­da­ha­le et­ti­ğim­de mik­ro­fo­nu­nuz açık de­ğil­di, ay­rı­ca bir da­ki­ka­lık sü­re­yi son­ra ver­miş­tim. Baş­ka bir ze­min­de, ümit ede­rim, ve­ri­rim. Bu ka­i­de­mi boz­dur­ma­yın ba­na, is­tir­ham edi­yo­rum.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (De­vam­la) – De­ğer­li Baş­ka­nım, ikaz et­me­di­niz, cüm­le­mi bi­ti­re­yim.

BAŞ­KAN – Yok, ba­na mü­sa­a­de edin. An­la­yış­la kar­şı­la­ya­ca­ğı­nı­zı ümit edi­yo­rum. Te­şek­kür edi­yo­rum kat­kı­la­rı­nız için.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (De­vam­la) – Pe­ki, te­şek­kür edi­yo­rum. (DSP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Evet, di­ğer öner­ge sa­hi­bi ola­rak Sa­yın Ka­mer Genç.

Bu­yu­run Sa­yın Genç. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bu­ra­da çok fu­zu­li bir iş­le uğ­ra­şı­yo­ruz. Fu­zu­li iş şu, bi­zim, bi­ri­le­ri­nin an­la­ma­dı­ğı şu: Tek­li­fi ve­ren ar­ka­daş­la­rı­mız di­yor­lar ki, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sın­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun. Bu de­ğiş­ti­ril­me­si­ni is­te­dik­le­ri ka­nun­lar Ana­ya­sa­’­da yok, hü­küm­ler. Ya­ni, ol­ma­yan bir hük­mün de­ğiş­ti­ril­me­si­ni tek­lif edi­yor­lar. Bi­zim de­di­ği­miz bu. Eğer da­ha ön­ce bu me­tin­ler Ana­ya­sa­’­da ol­say­dı, ya­ni ge­çi­ci 18 ve 19’un­cu mad­de­ler Ana­ya­sa­’­da ol­say­dı, ta­bii ki Mec­lis, da­ha bu­nu halk oy­la­ma­sı­na sun­ma­dan ön­ce bu­nu ge­ti­rip de­ğiş­ti­re­bi­lir­di. Bu Ana­ya­sa pro­fe­sör­le­ri­nin ne­re­de Ana­ya­sa öğ­ren­dik­le­ri­ni de me­rak edi­yo­rum! (CHP ve AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

Ya­ni, ar­ka­daş­lar, ta­bii ki Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ya­sa yap­ma yet­ki­si­ne sa­hip, bu gü­cü mut­lak­tır, ama, or­ta­da, Bü­yük Mil­let Mec­li­si ta­ra­fın­dan ka­bul edil­miş, Cum­hur­baş­ka­nı­na git­miş, Cum­hur­baş­ka­nı halk oy­la­ma­sı­na sun­muş, halk oy­la­ma­sıy­la an­cak bu ka­bul ve­ya red­de­di­le­bi­lir. Ha, geç­miş­te, 2001’de mil­let­ve­kil­le­ri ma­a­şıy­la il­gi­li şey­de 86’ncı mad­de­de de­ği­şik­lik ya­pıl­mış. 86’ncı mad­de­de de­ği­şik­lik ya­pı­lın­ca halk oy­la­ma­sı saf­ha­sın­da Mec­lis yi­ne çık­mış 86’ncı mad­de­de Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği yap­mış ve Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni ya­pın­ca Cum­hur­baş­ka­nı da onu onay­la­mış, ke­sin­leş­miş. Ya­ni, bu, çok açık ve net bir şey­dir. Ya­ni, Ana­ya­sa­’­da ol­ma­yan bir ka­nun mad­de­si­ni siz na­sıl de­ğiş­ti­ri­yor­su­nuz ben an­la­mı­yo­rum. Ya­ni, bu­nu, Ana­ya­sa pro­fe­sör­le­ri çık­sın­lar, bi­ze bir onu an­lat­sın­lar. Ya­ni, ol­ma­yan şeyi na­sıl de­ğiş­ti­re­cek­sin? Ya­ni, bi­ri­si de­di ki, efen­dim, ço­cuk ölü doğ­muş. Bu ölü­yü kim do­ğur­du? İş­te, bun­dan ön­ce­ki AK­P’­nin ge­tir­di­ği ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği do­ğur­du. Onun için, ya­ni, ölü doğ­ma ke­li­me­si­… Bi­zim bu­ra­da Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı de­di­ği­miz şey, ge­çi­ci 18’in­ci mad­de. Ge­çi­ci 18’in­ci mad­de ne di­yor? Ana­ya­sa­’­nın 67’nci mad­de­si, ya­ni, se­çim ka­nun­la­rın­da ya­pı­la­cak de­ği­şik­lik­le­rin Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­de na­za­ra alın­ma­ya­ca­ğı. Bu, bir şekil­de te­la­fi edi­le­bi­lir­di. Ne ya­pa­cak­tı? Yi­ne, Ana­ya­sa­’­nın 67’nci mad­de­sin­de bir de­ği­şik­lik ya­pı­la­cak­tı, “Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi ne­de­niy­le ya­pı­la­cak ka­nun­lar ve Se­çim Ka­nu­nu­’n­da ya­pı­la­cak hü­küm­ler bu Ana­ya­sa hük­mü­ne ta­bi­dir” de­yip es­ki hâ­li­ne ge­tir­sey­di­niz, za­ten bu ken­di­li­ğin­den or­ta­dan kalk­mış olur­du.

Şim­di, bi­raz da baş­ka ko­nu­lar­da şey et­mek is­ti­yo­rum. Ba­kın ar­ka­daş­lar, si­ya­set­te, top­lum­da bir ku­ral var­dır, eğer bir ki­şi­yi iki de­fa ku­yu­dan çı­ka­rır­sa­nız, o ku­yu­dan çı­kar­dı­ğı­nız ki­şi dö­ner si­zi tek­rar ku­yu­ya ite­bi­lir. Şim­di, bu mu­ha­le­fe­tin de bir da­ya­nış­ma için­de ol­ma­sı la­zım. Şim­di, Ab­dul­lah Gü­l’­ün Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­me­si­ne sev­gi­li MHP’­li ar­ka­daş­la­rı­mız se­bep ol­du, on­la­rın ken­di tak­dir­le­ri­dir. Ama, şim­di, ma­dem­ki siz Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­ni is­ti­yor­sa­nız, şun­da bu AK­P’­ye bir des­tek ver­me­yin. Ha­di ba­ka­lım bu­ra­da çok böy­le ça­lım edi­yor­lar, di­yor­lar ki, efen­dim, bu Ana­ya­sa da geç­se Ab­dul­lah Gül ora­da otu­rur. Otu­rur mu otur­maz mı, onu bir gö­re­lim. Ha­yır, bu Ana­ya­sa­’­ya da des­tek ver­me­yin, bel­ki on­dan son­ra bu hâliy­le re­fe­ran­dum ka­bul edil­di­ği za­man bel­ki MHP’­li bir ar­ka­da­şı­mız ge­lir Cum­hur­baş­kan­lı­ğı­na otu­rur, bu hak­kı­nı­zı ni­ye ara­mı­yor­su­nuz? Ya­ni, ben ri­ca edi­yo­rum siz­ler­den. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ba­kın, şöy­le bir şey var ar­ka­daş­lar, ba­kın: Şim­di, bu halk Çan­ka­ya­’­ya Ab­dul­lah Gü­l’­ün bu İkti­dar za­ma­nın­da Cum­hur­baş­ka­nı ola­ca­ğı­na, ka­bul et­me­ye­ce­ği­ne ben ina­nı­yo­rum. Çün­kü, bu­ra­da bu halk ira­de­si her şeyin üs­tün­de­dir.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) – Yüz­de 47’yi kim al­dı, siz mi al­dı­nız?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Halk da­i­ma ül­ke­nin ge­le­ce­ği­ni dü­şü­nür. Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ma­ka­mın­da otu­ra­cak in­sa­nın ik­ti­dar par­ti­siy­le pa­ra­lel dü­şün­me­me­si la­zım. İkti­dar par­ti­si­nin her al­dı­ğı ka­nu­nu, her al­dı­ğı ta­sar­ru­fu onay­la­ma­ma­sı la­zım. Bu, Tür­ki­ye için çok ama çok cid­di bir re­jim sı­kın­tı­sı­dır.

Geç­miş­te, ba­kın, ben si­ze bir olay an­la­ta­yım: 2003 ver­gi af­fın­da -2003 müy­dü, 2004 ta­ri­hin­de ver­gi af­fı­nı çı­kar­dı­nız, bu ver­gi af­fın­da- af­fın son sü­re­si­ni 31 Mart di­ye gö­zet­ti­niz. Ya­ni, in­ce­le­me­de olup da 31 Mart ta­ri­hi­ne ka­dar ve­ri­len ra­por­lar­da af ka­nu­nu kap­sa­mı­na gir­di­niz. Fa­kat tam o sı­ra­da sü­re dol­ma­ya az bir za­man ka­la, bak­tı­lar ki AK­P’­ye ya­kın adam­la­rın, Hükûme­tin ya­kın adam­la­rı­nın in­ce­le­me ele­man­la­rı­nın elin­de önem­li ra­por­la­rı var ve o ra­por­lar ve­ril­di­ği tak­dir­de dev­let aşa­ğı yu­ka­rı 5-6 tril­yon ver­gi ka­za­na­cak. Bu­nun üze­ri­ne bir ka­nun tek­li­fi ge­tir­di­ler ale­la­ce­le Büt­çe Plan Ko­mis­yo­nu­na. Büt­çe Plan Ko­mis­yo­nu bu ka­nun tek­li­fi­ni Ge­nel Ku­rul­da ka­bul et­ti ve bu git­ti Cum­hur­baş­ka­nı bu­nu ve­to et­ti. Ve­to et­ti, ge­lip tek­rar Büt­çe Plan Ko­mis­yo­nu­na git­ti­ği za­man, ya­hu Hükûmet de­di, ben bu ka­nun tek­li­fi­ni ver­me­dim: mil­let­ve­kil­le­ri de­di, biz bu ka­nun tek­li­fi­ni ver­me­dik.

Ya­ni, ba­kın, bun­lar çok önem­li şey­ler. Eğer Çan­ka­ya­’­da otu­ran ki­şi­le­r…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, bir da­ki­ka ek sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run efen­dim.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Eğer Çan­ka­ya­’­da otu­ran ki­şi­ler bir si­ya­si par­ti­nin ta­ma­men gü­dü­mün­de ha­re­ket eder­se, ora­da çok cid­di bir re­jim so­ru­nu çı­ka­bi­lir. Ben ri­ca edi­yo­rum, özel­lik­le MHP’­li ar­ka­daş­la­rı­mız­dan, bu­na des­tek ver­me­yin. Bu çık­sın böy­le. On­dan son­ra, bu böy­le çık­tık­tan son­ra Ab­dul­lah Gül ye­ri­ne ye­ni­den Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­le­cek­tir, her­ke­sin bu­nu bil­me­si la­zım.

Bu­ra­da bir ka­os da yok.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) – Çok bek­ler­si­niz çok!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, yi­ğit­se­niz iş­te çı­kar­ma­yın! Yi­ğit­se­niz çı­kar­ma­yın! (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Gi­de­lim Mec­li­se, halk ka­bul et­sin, on­dan son­ra ba­kın ben Ab­dul­lah Gü­l’­den Cum­hur­baş­kan­lı­ğı­nı alı­yor mu­yum al­mı­yor mu­yum, gö­re­cek­si­niz ba­kın.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Sen mi alı­yor­sun?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya ben al­ma­sam bi­le bir baş­ka ar­ka­daş alır, ama bu böy­le yü­rü­mez ar­ka­daş­lar. Re­jim için sı­kın­tı ola­bi­lir.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) – Sı­kın­tı sen­de var, sen haz­me­de­mi­yor­sun!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya­ni, bil­mem ga­ze­te­ci, ga­ze­te­nin bir­ta­kım ba­sın men­sup­la­rı­nı Cum­hur­baş­ka­nı­nın uça­ğı­na dol­du­ra­rak on­la­ra ge­ti­rip zi­ya­fet çek­mek­le ba­sı­nı le­hi­ni­ze çe­vi­re­bi­lir­si­niz ama hal­kı çe­vi­re­mez­si­niz. Onu da bi­le­si­niz. Ama ri­ca edi­yo­rum ben, ge­lin şu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni red­de­de­lim, halk onu ka­bul et­sin, ba­kın Tür­ki­ye­’­nin çok le­hi­ne so­nuç çı­kar.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, öner­ge­le­ri be­ra­ber­ce iş­le­me al­mış­tım. Öner­ge sa­hip­le­ri­ni din­le­di­niz.

Şim­di öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, 1’in­ci mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Bir ön­ce­ki oy­la­ma­dan fark­lı ola­rak, Ko­mis­yon sı­ra­sın­da ve Hükûmet sı­ra­sın­da, iki ay­rı yer­den, ar­ka­daş­la­rı­mı­za yar­dım için pul­lar ve­ri­le­cek­tir. Onu da bil­gi­le­ri­ni­ze su­nu­yo­rum.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, oy pul­la­rı­nın ren­gi­ni ha­tır­la­tı­yo­rum: Be­yaz pul ka­bul, kır­mı­zı pul ret, ye­şil pul çe­kim­ser oy an­la­mı­nı ta­şı­mak­ta­dır.

Arz ede­rim.

Şim­di mad­de­nin giz­li oy­la­ma­sı­na Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

(Oy­lar top­lan­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ge­nel Ku­rul­da bu­lu­nup oyu­nu kul­lan­ma­yan ar­ka­daş­la­rı­mız var mı? Yok.

Oy kul­lan­ma iş­le­mi­ni bi­ti­ri­yo­rum.

Ku­pa­la­rı kal­dı­ra­lım.

(Oy­la­rın ay­rı­mı­na baş­lan­dı)

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, oy tas­ni­fi ya­pı­lır­ken 2’nci mad­de­nin gö­rüş­me­le­ri­ne de­vam ede­ce­ğiz.

2’nci mad­de üze­rin­de söz alan üye­le­rin isim­le­ri­ni oku­yo­rum: Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Hak­kı Su­ha Okay, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li. Şahıs­la­rı adı­na: Meh­met Emin Ek­men, Bat­man; Su­at Kı­lıç, Sam­sun; Ka­mer Genç, Tun­ce­li; Hü­se­yin Tay­fun İçli, Es­ki­şe­hir..

2’nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 2- 16/6/2007 ta­rih­li ve 26534 sa­yı­lı Resmî Ga­ze­te­de hal­ko­yu­na su­nul­mak üze­re ya­yım­la­nan 5678 sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nu­nun 6 ncı mad­de­siy­le 7.11.1982 ta­rih­li ve 2709 sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na ek­le­nen ge­çi­ci 19 un­cu mad­de me­tin­den çı­ka­rıl­mış­tır.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Hak­kı Su­ha Okay.

Sa­yın Okay, bu­yu­run efen­dim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz on da­ki­ka­dır.

CHP GRU­BU ADI­NA HAK­KI SU­HA OKAY (An­ka­ra) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi­’y­le il­gi­li ola­rak Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­dım. Ge­rek Par­ti Gru­bum adı­na ge­rek şah­sım adı­na siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­gün sa­at 12.00’den bu ya­na Ana­ya­sa­’­mı­zın ba­zı mad­de­le­rin­de de­ği­şik­lik ya­pan ka­nun tek­li­fi­ne iliş­kin gö­rüş­me­le­ri­mi­zi sür­dü­rü­yo­ruz. Bu sü­reç­te AKP Gru­bu­na dâhil ki­mi söz­cü ar­ka­daş­la­rım bu aşa­ma­ya na­sıl ge­lin­di­ği­ne iliş­kin bil­gi­len­di­rir­ken ki­mi ger­çek­le­ri fark­lı ola­rak ifa­de et­ti­ler. Ön­ce­lik­le bir iki hu­su­su dü­zel­te­rek ko­nuş­ma­mı sür­dür­me­yi dü­şü­nü­yo­rum.

İfa­de edi­len­ler­den bi­ri şuy­du: 367 şar­tı şim­di­ye ka­dar hiç aran­ma­dı, ama ilk kez 2007’de Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim sü­re­cin­de aran­dı.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ge­rek Sa­yın Sü­ley­man De­mi­re­l’­in ge­rek Sa­yın Ah­met Nec­det Se­ze­r’­in se­çim­le­rin­de top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı olan 367 sa­yı­sı Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Ge­nel Ku­ru­lu sa­lo­nun­da ha­zır­dı. Hem Sa­yın De­mi­re­l’­in hem Se­ze­r’­in se­çim sü­re­ciy­le bu sü­re­ci ka­rış­tır­ma­yın. Ama, şu de­ni­le­bi­lir: “Sa­yın Öza­l’­ın da se­çi­min­de 367 olan top­lan­tı sa­yı­sı ve­ya­hut da o dö­nem­de­ki Par­la­men­to sa­yı­sı­na gö­re ge­rek­li olan üç­te 2 ço­ğun­luk yok­tu.”

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bir ku­ral ih­lal edil­di di­ye bu ku­ra­lın ila­ni­ha­ye ih­lal edil­me­si söz ko­nu­su ola­maz. Ya­ni, bir de­fa kır­mı­zı ışık­tan geç­tik, bun­dan son­ra­ki sü­reç­te ben de ge­çe­ri­m… Ha­yır, sen ge­çe­mez­sin ve bu sü­reç yar­gı­ya ta­şı­nır, yar­gı da Ana­ya­sa­’­ya uy­gun ka­ra­rı­nı ve­rir.

Pe­ki, 367 son­ra­sı ne ol­du, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ka­ra­rı son­ra­sı ne ol­du? O sü­reç­te Par­la­men­to­da bu­lu­nan, ama se­çim sü­re­cin­de se­çi­me da­hi ka­tı­la­ma­yan, Ana­va­tan Par­ti­si AKP Gru­buy­la iş bir­li­ği yap­tı, “uz­laş­ma­yı ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz” de­di ve o uz­laş­ma­nın ürü­nü ola­rak Ana­ya­sa­’­da de­ği­şik­lik ya­pan ve re­fe­ran­du­mu da içe­ren bir pa­ket gün­de­me gel­di.

Ta­bi­i, ana­ya­sa­lar ya­pı­lır­ken ha­zır­lan­dı­ğı dö­ne­me ba­kı­lır. Ha­zır­lan­dı­ğı dö­nem geç­mi­şi göz önün­de tu­tar, ama ge­le­ce­ğe de ışık tu­tar. Ha­zır­lan­dı­ğı dö­nem­de Par­la­men­to­da ye­ter sa­yı bu­lu­na­maz en­di­şe­siy­le böy­le bir ka­nun de­ği­şik­li­ği tek­li­fi Tür­ki­ye­’­nin gün­de­mi­ne gel­di ve bu tek­lif öy­le­si­ne ale­la­ce­le gün­de­me ge­ti­ril­di ki, san­ki hem se­çim ya­pı­la­cak hem de Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­le­cek­ti. Fa­kat, ol­ma­dı. Se­çim ya­pıl­dı, ama, o se­çim sü­re­cin­de Cum­hur­baş­kan­lı­ğı­na ta­lepkâr olan Sa­yın Gül da­hi, AK­P’­nin tüm söz­cü­le­ri se­çim ça­lış­ma­la­rın­da de­di­ler ki: “Biz, halk ta­ra­fın­dan Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çil­me­si­ni is­te­dik. Ama, Par­la­men­to­da şim­di bi­ze o yet­ki­yi ve­rin, halk ta­ra­fın­dan se­çil­sin.” Şim­di bu sü­reç gel­di, ye­ni, 23’ün­cü Dö­nem Par­la­men­to­su ça­lış­ma­ya baş­la­dı, bir an­da Par­la­men­to Ana­ya­sa­’­ya uy­gun Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­ti. Şim­di “Ana­ya­sa­’­ya gö­re se­çi­min­de zor­luk ola­cak.” ifa­de­si edi­len Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nın ko­nu­mu­nu tar­tış­ma­dan çı­kart­mak için bu kez pa­ket­ten, çer­çe­ve 6’ncı mad­de­nin içe­ri­sin­de yer alan 18 ve 19’un­cu ge­çi­ci mad­de­le­rin çı­ka­rıl­ma­sı için bu Mec­lis gün­de­min­de bun­la­rı ko­nu­şu­yo­ruz ve bun­la­rı ko­nu­şur­ken bir ta­raf­tan da oy­la­ma de­vam edi­yor. Şu an güm­rük­ler­de hal­kı­mız oyu­nu ver­me­ye de­vam edi­yor. 10 Ey­lül­den bu ya­na da bu sü­reç iş­li­yor. Ki­mi­le­ri­ne gö­re “1 oyun ne öne­mi var?” de­ni­le­bi­lir, ama bi­le­si­niz ki, bu Par­la­men­to­da 1 oy ne­de­niy­le Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­le­me­miş­tir, be­nim par­tim 47 oy ne­de­niy­le 1 mil­let­ve­ki­li ek­sik ka­zan­mış­tır. Hem oyun çok öne­mi var hem de va­tan­da­şın ira­de­si­ni yok farz et­me hak­kı­mız yok. Bu oy­la­ma sü­re­ci baş­la­mış­tır.

Şim­di bi­rin­ci tur gö­rüş­me­le­ri ya­pı­yo­ruz, sa­lı gü­nü ikin­ci tur gö­rüş­me­le­ri­ni ya­pa­ca­ğız ve bir an­da o pa­ket­ten iki mad­de­yi çı­ka­ra­ca­ğız ve o iki mad­de­yi çı­ka­rır­ken de, bu­gü­ne ka­dar oy ve­ren va­tan­daş­la­rın ira­de­le­ri­ni yok farz ede­ce­ğiz.

Ve şunu da an­la­mak­ta zor­luk çe­ki­yo­rum. Par­la­men­to sa­lı gün­kü gö­rüş­me­sin­de bel­ki bu de­ği­şik­lik tek­li­fi­ni ka­bul ede­cek. Ama, ne­re­den çı­ka­rı­yor­su­nuz Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı da ay­nı gün onay­la­ya­cak? Ona gü­ve­ni­yor­su­nuz. Ama, ya in­ce­le­mek is­ter­se!

Bu­nu şunun için ifa­de edi­yo­rum: Bu ya­sa, ya­ni gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz bu te­mel ya­sa ele alın­dı­ğın­da za­ten bir­sü­rü yan­lış­la iç içey­di. Ör­ne­ğin, ne­re­den çı­ka­rıl­dı 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı? Cum­hur­baş­kan­la­rı içe­ri­sin­de öy­le bir sı­ra­la­ma mı var­dı? Ni­ye o “11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı” iba­re­si ko­nul­du? Hiç­bir ya­sal dü­zen­le­me­de Cum­hur­baş­kan­la­rı­nın sı­ra­la­ma­sı yer al­mı­yor.

Şim­di, bu­gün üze­rin­de ko­nuş­tu­ğum ge­çi­ci 19’un­cu mad­de­de, hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı hâlin­de Cum­hur­baş­ka­nı­nın na­sıl baş­vu­ru­da bu­lu­na­ca­ğı ve bu­nun Yük­sek Se­çim Ku­ru­lun­da na­sıl in­ce­le­ne­ce­ği söy­le­ni­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şu söy­le­ne­bi­lir: “Ka­nun­la dü­zen­le­nir.” hük­mü var 5’in­ci mad­de­nin son cüm­le­sin­de. Ee, ora­da dü­zen­li­yo­ruz.” Biz Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­yo­ruz, Tür­ki­ye­’­ye Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­yo­ruz. Ya­ni, Ana­ya­sa­’­da­ki bir hü­küm­le ka­nun­da­ki hü­küm ara­sın­da­ki ka­bul sa­yı­la­rı­nın fark­lı­lı­ğı da göz önü­ne alı­nır­sa, bu ko­nu­da çok da­ha ti­tiz, çok da­ha dik­kat­li ol­ma zo­run­lu­lu­ğu­muz var.

Bir baş­ka hu­sus: “Efen­dim, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı bu re­fe­ran­dum için 200 tril­yon har­ca­na­cak.” di­yor, ki­mi AKP söz­cü­le­ri “30 tril­yon har­can­dı.” İş­te, re­fe­ran­dum için 100 tril­yon... 30 ve­ya 100… Çok ri­ca edi­yo­rum; o pa­ra­da tü­yü bit­me­miş ye­ti­min hak­kı var. Ne ola­cak, 100 tril­yon da bu­ra­ya git­sin de­me hak­kı­mız yok. Ni­çin? Çün­kü bir id­di­ay­la, Tür­ki­ye­’­nin gün­de­mi­ni de­ğiş­ti­ren bir söy­lem­le­…

AKP, bu­gün ki­mi grup söz­cü­le­ri­nin sa­hip­len­di­ği, ki­mi za­man Hükûmet söz­cü­le­ri­nin ve gru­bu­nun sa­hip­len­me­di­ği bir Ana­ya­sa tar­tış­ma­sı­nı Tür­ki­ye­’­nin gün­de­mi­ne ge­tir­di. Böy­le­si­ne Ana­ya­sa tar­tış­ma­la­rı­nın Tür­ki­ye­’­nin gün­de­min­de ol­du­ğu bir sü­reç­te, şim­di re­fe­ran­dum­da ka­bul edi­le­cek de­ği­şik­li­ğe bak­tı­ğı­mız­da öze­ti şudur: Cum­hur­baş­ka­nı­nı ye­di yıl de­ğil beş yıl­da se­çe­lim. Mil­let­ve­kil­le­ri­nin sü­re­si beş yıl ol­ma­sın, dört yıl ol­sun.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu her aşa­ma­da ya­pı­la­bi­lir. Par­la­men­to açı­la­lı, bu ya­sa­ma dö­ne­mi baş­la­ya­lı da­ha üç ay ol­du. Eğer, o Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fin­de ve­ya AKP Gru­bu­nun söy­le­min­de ol­du­ğu gi­bi ye­ni ana­ya­sa, si­vil ana­ya­sa­da sa­mi­miy­se­niz, ge­lin, bu­nu bir bü­tün ola­rak ele ala­lım. Böy­le­si­ne pal­ya­tif, par­ça par­ça, ora­sın­dan bu­ra­sın­dan de­ği­şik­lik­ler ya­ra­ta­rak Ana­ya­sa­’­yı de­ğiş­tir­me­ye­lim ve bu­nun hiç kim­se­ye de bir fay­da­sı yok. Ay­rı­ca, bü­tün bun­la­ra bak­tı­ğı­mız­da şunu gö­rü­yo­rum: Böy­le­si­ne ira­de Mec­li­si yıp­ra­tı­yor, Mec­lis­te iti­bar za­fi­ye­ti­ne se­be­bi­yet ve­ri­yor. Oy­sa, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si de­mok­ra­si­nin kal­bi.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ana­ya­sa­lar böy­le­si­ne sık sık de­ğiş­ti­ril­mez. Ana­ya­sa­lar ka­lı­cı me­tin­ler­dir. Ana­ya­sa­la­rı gü­nün ko­şul­la­rı için de­ğiş­tir­me­ye kal­kar­sa­nız, bir gün bir baş­ka ek­se­ri­yet ge­lir, o da bu­nun alış­kan­lık hâlin­de ol­du­ğu­nu tes­pit eder, o da bu­nu yap­ma­ya kal­kar.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Okay, bir da­ki­ka ek sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

HAK­KI SU­HA OKAY(De­vam­la) – To­par­lı­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Ge­lin, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin say­gın­lı­ğı­na uy­gun, bir­lik­te, ki­mi mad­de­ler de­ği­şe­cek­se, ama bir top­lum­sal uz­laş­ma­yı, bir kon­sen­sü­sü ya­ra­ta­cak bir ana­ya­sa met­ni ha­zır­la­na­cak­sa, el ele ve­re­lim, bir­lik­te ya­pa­lım.

Şunun için söy­lü­yo­rum ana­ya­sa­la­rın sık sık de­ğiş­ti­ri­le­me­ye­ce­ği­ni: Eğer, bu ana­ya­sa­la­rı böy­le­si­ne hu­ku­kun ku­rum ve ku­ral­la­rı­nı göz ar­dı ede­rek, di­le­di­ği­miz za­man, is­te­ği­mi­ze uy­gun bi­çim­de de­ğiş­tir­me­yi alış­kan­lık hâli­ne ge­ti­ren bir Mec­lis­te ça­lış­ma­yı sür­dü­rür­sek, bi­le­si­niz ki, bu­nun sı­kın­tı­sı­nı ge­le­cek sü­reç­te çok faz­la çe­ke­riz.

Bu ve­si­ley­le, şah­sım adı­na bu de­ği­şik­li­ğin doğ­ru ol­ma­dı­ğı­nı ifa­de edi­yo­rum, siz­le­re say­gı su­nu­yo­rum, te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Okay.

Şah­sı adı­na, Bat­man Mil­let­ve­ki­li Meh­met Emin Ek­men.

Bu­yu­run Sa­yın Ek­men. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEH­MET EMİN EK­MEN (Bat­man) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; 21 Ekim 2007 ta­ri­hin­de hal­ko­yu­na su­nul­mak üze­re bek­le­yen 5678 sa­yı­lı Ya­sa­’­nın çer­çe­ve 6’ncı mad­de­si­nin re­fe­ran­dum met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­na iliş­kin ya­sa tek­li­fi üze­rin­de ki­şi­sel gö­rüş­le­ri­mi açık­la­mak üze­re hu­zu­ru­nuz­da bu­lu­nu­yo­rum. Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ön­ce, son gün­ler­de ar­tış gös­te­ren te­rör olay­la­rı ne­de­niy­le ya­şa­mı­nı kay­be­den şehit­le­ri­mi­ze Al­la­h’­tan rah­met di­li­yo­rum.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, he­pi­mi­zin bil­di­ği gi­bi, 5678 sa­yı­lı Ya­sa ile mey­da­na ge­ti­ri­len de­ği­şik­lik­ler, si­ya­se­tin ve ül­ke yö­ne­ti­mi­nin tar­tı­şıl­maz meş­ru ze­mi­ni olan Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin, mu­ha­le­fet par­ti­le­ri ta­ra­fın­dan ça­lı­şa­maz hâle ge­ti­ril­me­si so­nu­cun­da or­ta­ya çı­kan ka­os du­ru­mu­nu aş­mak ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ça­lış­ma­la­rın­da ay­nı tı­ka­nık­lı­ğın bir kez da­ha ya­şan­ma­ma­sı için atı­lan bir adım­dır. Bu ya­sa ile sa­de­ce Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­kın seç­me­si de­ğil, mil­let­ve­ki­li se­çim­le­ri­nin sü­re­si ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ça­lış­ma­la­rın­da dik­ka­te alı­na­cak top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı da dü­zen­len­miş­tir. Bu dü­zen­le­me­ler ile Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin meş­ru ça­lış­ma ze­mi­ni vas­fı­nı kay­bet­me­me­si ve mu­ha­le­fe­tin, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ni ça­lış­tır­ma­ya­rak de­mok­ra­tik sis­te­min iş­le­yi­şi­ni en­gel­le­me gi­ri­şim­le­ri­nin or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı sağ­lan­mış­tır. De­mok­ra­tik ül­ke­ler­de ih­ti­yaç du­yul­ma­ya­cak böy­le bir dü­zen­le­me­nin ül­ke­miz­de ya­pıl­mış ol­ma­sı da bi­ze öz­gü de­mok­ra­si an­la­yı­şı­nın so­nuç­la­rın­dan bi­ri­dir sa­nı­rım.

Bu ya­sa­nın ar­dın­dan 22 Tem­muz se­çim­le­ri ya­pı­la­rak Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ira­de­si ye­ni­len­miş ve se­çim­ler­den ka­tı­lım ve tem­si­li­yet ora­nı ile güç­le­ne­rek çı­kan Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, ül­ke­mi­ze 11’in­ci Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­miş­tir. Bu du­rum­da, 18 ve 19’un­cu mad­de­le­rin uy­gu­lan­ma imkânı kal­ma­mış­tır. Bu de­ği­şik­lik­ler, re­fe­ran­dum so­nu­cu ka­bul edil­se bi­le uy­gu­la­na­maz. Uy­gu­lan­ma ih­ti­ma­li ol­ma­yan mad­de­le­rin re­fe­ran­dum met­nin­de bu­lun­ma­sı hu­ku­ki an­lam­da bir sa­kın­ca do­ğur­ma­ma­sı­na rağ­men, ya­pı­lan tar­tış­ma­lar böy­le bir de­ği­şik­li­ğin gün­de­mi­mi­ze gel­me­si­ne se­be­bi­yet ver­miş­tir.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­lar, hu­ku­ki an­lam­da böy­le bir de­ği­şik­li­ğe ih­ti­yaç du­yul­ma­ma­sı­na rağ­men, son gün­ler­de ya­şa­nan tar­tış­ma­lar, ile­ri sü­rü­len fi­kir­ler göz önü­ne alın­dı­ğın­da, bu mad­de­le­rin re­fe­ran­dum met­nin­den çı­kar­tıl­ma­sı, fu­zu­li tar­tış­ma­lar ile ül­ke­mi­zin za­man kay­bet­me­si­ni, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ira­de­si­ne yö­ne­lik ola­sı bü­rok­ra­tik mü­da­ha­le­le­rin en­gel­len­me­si­ni ve Tür­ki­ye­’­nin bir an ön­ce iç­te ve dış­ta­ki so­run­la­rı­nın çö­zü­mü­ne odak­lan­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak­tır. Böy­le­ce, da­ha zen­gin, da­ha de­mok­ra­tik, da­ha ge­liş­miş bir ül­ke ol­ma yo­lun­da hükûme­ti­mi­zin or­ta­ya koy­muş ol­du­ğu yü­zün­cü yıl he­def­le­ri­ne yü­rü­yü­şü­müz de hız­la­na­cak­tır.

Bu dü­şün­ce­ler ile Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ek­men.

Şah­sı adı­na, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç.

Sa­yın Kı­lıç, bu­yu­run.

SU­AT KI­LIÇ (Sam­sun) – Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; yü­ce he­ye­ti­ni­zi en iç­ten say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

Yap­mak­ta ol­du­ğu­muz Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin Türk mil­le­ti ve Tür­ki­ye için ha­yır­la­ra ve­si­le ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yo­rum.

Yak­laş­mak­ta olan Ra­ma­zan Bay­ra­mı­’­nı­zı da teb­rik edi­yo­rum ve Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de üze­rin­de, ay­nı ma­hi­yet­te iki adet öner­ge var­dır, oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım.

Bu­yu­run:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 32 sı­ra sa­yı­lı ya­sa tek­li­fi­nin 2. mad­de­si Ana­ya­sa­ya ay­kı­rı ol­du­ğun­dan tek­lif met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı say­gı­la­rım­la arz ede­rim.

                                                                                                                 Ka­mer Genç

                                                                                                                      Tun­ce­li

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 32 sı­ra sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın de­ğiş­ti­ril­me­si­ne da­ir 2. mad­de­si Ana­ya­sa­ya ay­kı­rı­lık içer­me­si ne­de­ni ile tek­lif met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­rim.

                                                                                                                  10.10.2007

                                                                                                                H. Tay­fun İçli

                                                                                                                    Es­ki­şe­hir

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

ULAŞ­TIR­MA BA­KA­NI Bİ­NA­Lİ YIL­DI­RIM (Er­zin­can) – Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN – Sa­yın İçli, ko­nu­şa­cak mı­sı­nız?

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – Ko­nu­şa­ca­ğım Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın İçli.

Sü­re­niz beş da­ki­ka.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; ta­bi­i, beş da­ki­ka­da gö­rüş­le­ri ifa­de ede­bil­mek o ka­dar ko­lay bir olay de­ğil. Ka­lan yer­den de­vam edi­yo­rum, za­ma­nı­nı­zı ala­cak de­ği­lim.

Tek­rar söy­lü­yo­rum: Bu­gün, biz, bu­ra­da bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği yap­mı­yo­ruz, da­ha ön­ce­ki bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne iliş­kin bir ka­nu­nu de­ğiş­tir­me­ye kal­kı­yo­ruz. Onun için, han­gi usul­le­re gö­re ha­re­ket et­me­miz ge­rek­ti­ği­nin şeyi Ana­ya­sa'mız­da ve İç Tü­zü­k’­ü­müz­de bel­li­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 5678 sa­yı­lı Ana­ya­sa'nın ba­zı hü­küm­le­ri­nin de­ğiş­ti­ril­me­si­ne da­ir Ka­nun, 22’nci Dö­nem Par­la­men­to­da 31 Ma­yıs 2007’de ka­bul edil­miş, Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan hal­ko­yu­na su­nul­muş­tur ve bu Ka­nun 16 Ha­zi­ran 2007 ta­ri­hin­de Resmî Ga­ze­te­de ya­yım­lan­mış­tır. Bu­nun üze­ri­ne, Ana­ya­sa'nın 79’un­cu mad­de­si ge­re­ği, dev­re­ye yar­gı gir­miş­tir.

Ba­kın de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Ana­ya­sa'nın 79’un­cu mad­de hük­mü açık­tır, Ana­ya­sa'nın 175’in­ci mad­de­siy­le bir­lik­te de­ğer­len­di­ril­me­si ge­re­kir. Se­çim­ler, yar­gı or­gan­la­rı­nın ge­nel yö­ne­tim ve de­ne­ti­mi al­tın­da ya­pı­lır. Se­çim­le­rin baş­la­ma­sın­dan -se­çim­ler baş­la­mış, 16 Ha­zi­ran­da baş­la­mış- bi­ti­mi­ne ka­dar, se­çi­min dü­zen için­de yö­ne­ti­mi ve dü­rüst­lü­ğüy­le il­gi­li bü­tün iş­lem­le­ri yap­ma ve yap­tır­ma, se­çim sü­re­sin­ce ve se­çim­den son­ra se­çim ko­nu­la­rıy­la il­gi­li bü­tün yol­suz­luk­lar, şikâyet ve iti­raz­la­rı in­ce­le­me, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun yet­ki­sin­de­dir. Se­çim baş­la­mış 16 Ha­zi­ran­da, se­çim tak­vi­mi ilan edil­miş, Par­la­men­to bu iş­ten eli­ni çek­miş ve 11 Ey­lül­den iti­ba­ren, is­ter sı­nır ka­pı­sı ol­sun -adı­nı ne ko­yar­sa­nız ko­yun- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti va­tan­daş­la­rı oy kul­lan­ma­ya baş­la­mış. Ar­tık, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin, baş­la­mış olan bir se­çi­me mü­da­ha­le et­me hak­kı yok­tur. Bu­gün gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ya­sa bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği de­ğil­dir. Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ol­muş ol­say­dı, ge­ti­ril­miş ol­say­dı, yü­ce Mec­li­sin, bu ko­nu­da, ta­bi­i ki Ana­ya­sa­’­nın ilk üç mad­de­si dı­şın­da­ki ba­zı hü­küm­le­ri­ni de­ğiş­tir­me­si müm­kün olur­du. Ama, yan­lış ya­pı­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bu bir ka­nun, da­ha ön­ce­ki Ka­nu­n’­u, yü­rür­lü­ğe gir­me­miş bir Ka­nu­n’­u de­ğiş­tir­me­ye yö­ne­lik. O Ka­nu­n’­un da na­sıl yü­rür­lü­ğe gi­re­ce­ği Ana­ya­sa­’­mız­da bi­ze açık­ça be­lir­til­miş. De­nil­miş ki: “Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne iliş­kin ka­nun­lar eğer halk oy­la­ma­sı­na su­nu­lur­sa, bu ka­nun­la­rın yü­rür­lü­ğe gir­me­si, hal­kın, ka­tı­lan hal­kın ya­rı­sın­dan bir faz­la­sı­nın ka­bu­lüy­le müm­kün­dür.” Da­ha bu Ka­nun bir ana­ya­sa hük­mü hâli­ne gel­me­miş. Gel­me­si için, siz­le­rin ira­de­siy­le, dev­re­ye yük­sek yar­gı gir­miş, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu el alt­mış. Böy­le bir hu­ku­ki ha­ta­yı yap­ma­ya­lım de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Be­nim ifa­de et­mek is­te­di­ğim bu.

Ba­kın, far­kın­day­sa­nız, hiç­bir si­ya­si ge­rek­çe ile­ri sür­mü­yo­rum. Şekil ve usul açı­sın­dan yan­lış ya­pı­yo­ruz. Bir ka­pı aça­cak olur­sak, bü­tün, bun­dan son­ra yan­lış iş­le­re ka­pı aç­mış olu­ruz. Be­nim siz­ler­den ri­cam, bu­nu dik­ka­te alın. Bir bu.

İkin­ci­si: Ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız ge­rek­çe­ler ile­ri sü­rü­yor­lar, iş­te “Cum­hu­ra gi­de­ce­ğiz.”, “Za­ten ge­çer­li ol­ma­yan 18’in­ci ve 19’un­cu mad­de­yi biz yü­rür­lük­ten kal­dır­dık.” di­yor­lar. Ee, o za­man ta­ma­mı­nı ni­ye kal­dır­ma­dık? Şunun ta­ma­mı­nı kal­dır­mış ol­say­dık -biz ön­ce­den de söy­le­dik, 11 Ey­lül­de, se­çim baş­la­ma­dan ev­vel- böy­le bir prob­lem kal­maz­dı.

Şim­di, ba­kın, bu Par­la­men­to Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­ti. Şim­di, Tür­ki­ye­’­nin önün­de bu tar­tış­ma­yı ya­ra­tan ben de­ği­lim, bu tar­tış­ma­yı ya­ra­tan AKP grup baş­kan ve­kil­le­ri ve 272 ar­ka­da­şı­mız. Tür­ki­ye­’­nin bun­ca önem­li so­ru­nu var­ken, san­ki suç­la­ma yö­nel­ti­li­yor gi­bi, biz ko­nu­şur­ken siz­le­ri sı­kın­tı­ya so­ku­yor­mu­şuz iz­le­ni­mi­ni ver­me­ye ça­lı­şı­yor­su­nuz. Bu ka­nu­nu ben ge­tir­me­dim, bu ka­nu­nu AKP grup baş­kan ve­kil­le­ri ve 272 AKP mil­let­ve­ki­li ge­tir­di. Ta­ma­mı­nı çı­kar­say­dı­nız. Sa­yın Gü­l’­ü, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nı tar­tı­şı­lır bir hâle ge­tir­di­niz. Ya­zık­tır ona da ya­zık­tır. tar­tı­şı­lan bir Cum­hur­baş­ka­nı ola­cak­tır. Bu ha­ta­lar­dan dö­nün. İna­nın, hu­kuk fa­kül­te­le­rin­de öğ­ren­ci­le­re bu­nu an­lat­mak­ta zor­luk çe­ke­cek öğ­re­tim gö­rev­li­le­ri.

Bi­raz ev­vel söy­le­dim. Ko­nuş­mam­da, ba­na da­ya­nak ola­rak gös­te­ri­len es­ki uy­gu­la­ma­nın böy­le bir uy­gu­la­ma ol­ma­dı­ğı­nı, o uy­gu­la­ma­nın bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği şek­lin­de Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne gel­di­ği­ni söy­le­dim. Biz, o za­man, bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne iliş­kin bir ka­nun de­ğiş­tir­me­ye kalk­ma­dık. Lüt­fen, Mec­li­si doğ­ru bil­gi­len­di­re­lim Sa­yın Baş­ka­nım.

Ba­kın, elim­de var, siz­de de var­dır, Ka­nun­lar Ka­rar­lar Da­i­re­sin­den ge­tir­tin.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın İçli, bir da­ki­ka için­de ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run efen­dim.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (De­vam­la) – To­par­la­ya­ca­ğım.

Ba­kın efen­dim, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, 4720 sa­yı­lı Ka­nun bir mad­de­den iba­ret­tir ve ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne iliş­kin bir mad­de­dir. Bu si­zin yet­ki­niz­de­dir, ama Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni içe­ren bir ka­nu­nu, yü­rür­lü­ğe gir­me­miş bir ka­nu­nu, Ana­ya­sa­’­yı de­ğiş­tir­me hü­küm­le­ri­ne ta­bi ola­rak de­ğiş­ti­re­mez­si­niz. Bi­zim bu ko­nu­da yet­ki­miz yok­tur. O za­man her şeyi ya­pa­bi­li­riz, ken­di­mi­zi yar­gıç ye­ri­ne de ko­ya­rız. O za­man yü­rüt­me ye­ri­ne ken­di­mi­zi ko­ya­rız. Ana­ya­sa­’­mı­zın -iş­te bah­set­tim di­lek­çem­de- baş­lan­gıç hü­küm­le­ri, eşit­lik il­ke­si, 11’in­ci mad­de­si, ya­sa­ma, yü­rüt­me, yar­gı erk­le­ri­nin güç­ler ay­rı­lı­ğı pren­si­bi ge­re­ğin­ce Ana­ya­sa­’­da ve­ri­len yet­ki­ler çer­çe­ve­sin­de kul­la­na­bi­le­ce­ği­ni söy­le­dim.

Lüt­fen, ri­ca edi­yo­rum. Bu­nu ben si­ya­si bir sa­ik­le söy­le­mi­yo­rum. Ha­ta ya­pı­yo­ruz. Bun­lar tu­ta­nak­la­ra ge­çe­cek ve bu Ana­ya­sa, bir ka­nu­nun da öte­sin­de, ge­le­cek ku­şak­la­rı il­gi­len­di­re­cek, em­sal ola­cak.

Sab­rı­nız için çok te­şek­kür edi­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın İçli.

Evet, di­ğer öner­ge sa­hi­bi ola­rak Sa­yın Ka­mer Genç.

Sa­yın Genç, bu­yu­run efen­dim.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ge­ti­ri­len ve Ana­ya­sa­’­da ol­ma­yan bir mad­de­nin Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği şek­lin­de önü­mü­ze ge­ti­ri­len bu mad­de, ta­ma­men Ab­dul­lah Gü­l’­ü kur­tar­ma mad­de­si­dir.

MEH­MET EMİN EK­MEN (Bat­man) – Kim­dir Ab­dul­lah Gül?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, bu­nu hiç inkâr et­me­ni­ze ge­rek yok, si­zin seç­ti­ği­niz Cum­hur­baş­ka­nı ca­nım.

MEH­MET EMİN EK­MEN (Bat­man) – Se­nin de Cum­hur­baş­ka­nın.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ben in­san­la­rın nü­fus cüz­da­nın­da­ki isim­le­riy­le hi­tap edi­yo­rum.

MEH­MET EMİN EK­MEN (Bat­man) – Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’­nin Cum­hur­baş­ka­nı.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ney­se ca­nım, sen öy­le hi­tap et. Ya­hu sen be­nim ira­de­me sa­hip ola­maz­sın.

Şim­di, bu­ra­da, bu ne­dir bi­li­yor mu­su­nuz? Kuş yok or­ta­da, ar­ka­sın­dan mer­mi atı­yor­su­nuz, ol­ma­yan ku­şa mer­mi at­mak. Ya­ni yok böy­le, Ana­ya­sa­’­da hü­küm yok böy­le. He­le bu öte­ki mad­de­de, ge­çi­ci 6’ncı mad­de­de Ana­ya­sa­’­nın 67’nci mad­de­si var. Bu­ra­da yok 19’un­cu mad­de, Ana­ya­sa­’­ya gir­me­miş, da­ha oy­lan­ma­mış, Ana­ya­sa­’­ya gir­me­miş. Ol­ma­yan bir mad­de­ni­n… Ya­ni, tek­li­fin ba­şın­da di­yor­su­nuz ki Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği. Ben an­la­mı­yo­rum. Ya­ni, bu han­gi ana­ya­sa eği­ti­mi­ni al­dı­lar da bu pro­fe­sör­le­ri­miz, ne­re­de, han­gi tez­le­ri in­ce­le­di­ler de ana­ya­sa im­ti­ha­nı­nı ver­di­ler, ana­ya­sa pro­fe­sör­le­ri ol­du­lar, be­nim ak­lım er­mi­yor. Keş­ke şöy­le bir ak­lı ba­şın­da pro­fe­sör­le­ri ge­tir­sey­dik, bun­la­rı kar­şı kar­şı­ya şey et­sey­dik.

Şim­di ba­kın de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ta­bii ço­ğun­lu­ğu­nuz var. Ta­bii bi­raz ön­ce  de ben yi­ne bu­ra­da ko­nu­şur­ken Sa­yın MHP’­li dost­la­ra da özel­lik­le ri­ca et­tim, de­dim ki: Ya­hu bir mu­ha­le­fet da­ya­nış­ma­sı için­de ha­re­ket edin. Ya­ni, il­le ik­ti­da­ra da­ya­nış­ma ge­rek­mez. On­lar, efen­dim, di­yor ki: “Bun­dan son­ra her şeyi hal­ka gö­tü­re­ce­ğiz. Ge­ti­rir­ler bun­dan son­ra­… “ Şim­di her tür­lü  bil­mem de­li­lik­le­ri ge­ti­rip de hal­ka gö­tü­rür­sek bu halk ne ya­par? So­nun­da der ki: “Ya­hu siz o za­man mem­le­ke­ti yö­net­mi­yor­sa­nız ge­lin biz yö­ne­te­lim. Ya­ni “Bı­ra­kın o Mec­li­si­…”

Şim­di, do­la­yı­sıy­la, bu­ra­da çok açık se­çik ol­ma­yan bir hük­mü de­ğiş­ti­ri­yo­ruz. De­ğiş­tir­di­ği­niz za­man Ab­dul­lah Gü­l’­ü­n… Ya­ni, ni­ye bu ka­dar Ab­dul­lah Gü­l’­ü şey edi­yor­su­nuz? Ya­ni, Ab­dul­lah Gül, ba­kı­n…

AGÂH KAF­KAS (Ço­rum) – Sa­yın Gül!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, sen söy­le­ye­bi­lir­sin, ben söy­le­mi­yo­rum. Al­lah Al­lah!..

MEH­MET EMİN EK­MEN (Bat­man) – Say­gı­lı ol­mak zo­run­da­sı­nız!

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Zor­la mı ba­na söy­le­te­cek­sin?

MEH­MET EMİN EK­MEN (Bat­man) – Say­gı­lı dav­ran­mak zo­run­da­sı­nız!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ney­se, siz ken­di­ni­ze gö­re ko­nu­şun.

Şim­di, ya­ni Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti sek­sen dört yıl­lık ge­le­ne­ği olan bir dev­let. Bir in­san özel ha­ya­tın­da is­te­dik­le­ri gi­bi gi­yi­ne­bi­lir, ku­şa­na­bi­lir, inanç­la­rı­na say­gı du­yu­yo­ruz. Ama bir dev­le­tin be­lir­li ma­kam­la­rı­na ge­len ki­şi­ler, o dev­le­tin sek­sen yıl­lık, sek­sen beş yıl­lık ge­le­nek­le­ri­ni de­vam et­tir­mek zo­run­da­dır. Ba­kın, bu­nu bil­me­miz la­zım. O ge­le­nek­ler an­cak ih­ti­lal­ler­le de­ği­şe­bi­lir. Yok­sa­… Şim­di Tür­ki­ye­’­nin, la­ik Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin sek­sen yıl­lık ge­le­ne­ğin­de Çan­ka­ya­’­da tür­ban yok­tur, çar­şaf yok­tur.

MEH­MET EMİN EK­MEN (Bat­man) – Gö­rüş­mey­le ne il­gi­si var  bu­nun?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Var­dır. İş­te Ab­dul­lah Gü­l’­ü kur­tar­ma ka­nu­nu­dur. Eğer siz Ab­dul­lah Gü­l’­ü halkoyuy­la ge­tir­se­niz, Ab­dul­lah Gül bir da­ha ora­da se­çil­mez. Bu­na inan­ma­nı­zı is­ti­yo­rum. Var­sa bir yi­ğit­li­ği­niz, kal­dı­ra­lım bu mad­de­yi, kal­dı­ra­lı­m…

MEH­MET EMİN EK­MEN (Bat­man) – Gö­rüş­mey­le il­gi­si yok!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Hat­ta Ab­dul­lah Gü­l’­e de bir tav­si­ye­de bu­lu­nu­yo­rum: Bu ka­nun di­rekt ken­di­si­ni il­gi­len­di­ri­yor, lüt­fen re­fe­ran­du­ma ge­tir­sin. Hiç onay­la­ma­dan, ne ka­dar oy kul­la­nı­lır­sa kul­la­nıl­sın, de­sin ki: “Ar­ka­daş, bu be­nim du­ru­mu­mu kur­tar­ma ka­nu­nu­dur, be­nim vic­da­nım ka­bul et­mi­yor, ben bu­nu hal­ka ge­ti­ri­yo­rum.”

Bu ka­nun hük­mü ne­dir? Siz di­yor­su­nu­z… Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ya­pı­yor­su­nuz, in­san­la­rın gö­zü­nü bo­yu­yor­su­nuz, di­yor­su­nuz ki: “Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin.” Eh, se­çe­cek­se seç­sin kar­de­şim. Ya­ni, şim­di, eğer bu Mec­lis ye­di yıl için Ab­dul­lah Gü­l’­ü seç­miş­se, bu mü­te­a­kip oy­la­ya­ca­ğı­mız Ana­ya­sa hük­müy­le se­çim sü­re­si­ni beş yıl­dan dör­de in­di­ri­yo­ruz. Za­ten, er­ken se­çim ka­ra­rı­nı al­mak bu Mec­li­sin elin­de. Ya­ni, o hük­mün bir an­la­mı da yok.

184’ün­cü mad­de­de bir de­ği­şik­lik ya­pı­lı­yor, o hal­ko­yu­na gi­di­len şey­de de. O 184’ün­cü mad­de­de de Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ver­di­ği, se­çim, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­miy­le il­gi­li 367 oy arı­yor. Za­ten bu bi­zim dö­ne­mi­miz­de ya­ni Par­la­men­to­da ka­la­ca­ğı­mız sü­re­de de za­ten 184’ün uy­gu­la­ma­sı söz ko­nu­su ol­ma­ya­cak. Ya­ni, böy­le fu­zu­li bir, abes­le iş­ti­gal et­me gi­bi bir du­rum­la kar­şı kar­şı­ya ka­lı­yo­ruz. Do­la­yı­sıy­la, o za­man bun­la­rı da kal­dır­dı­ğı­mı­za gö­re, hiç bu re­fe­ran­du­ma da ge­rek yok. Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­sin­den kor­ku­yor­su­nuz, laf­la söy­lü­yor­su­nuz. Ya­hu seç­ti­re­lim iş­te. Ana­ya­sa­’­ya koy­muş­su­nuz, hal­ka gi­di­yo­ruz. Halk da bun­da, ya­ni 21 Ekim­de re­fe­ran­dum­da oy kul­la­na­cak “ta­mam ben se­çe­yim” di­ye­cek. O za­man, bi­zim seç­ti­ği­miz Ab­dul­lah Gül gel­sin, kar­şı­mız­da, bi­ri­si­nin kar­şı­sın­da aday ol­sun. Ni­ye bun­dan kor­ku­yor­su­nuz?

MEH­MET EMİN EK­MEN (Bat­man) – Siz de aday olur mu­su­nuz?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Olu­rum. 19 ki­şi siz de­… Bak, 19 ki­şi ba­na im­za ve­rin, im­za ve­ri­n…

ÖZ­KAN ÖK­SÜZ (Kon­ya) – Mil­let­ve­kil­li­ğin­den is­ti­fa et, ben ve­re­yim!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Ba­kın, ina­nı­nız ki, eğer se­çil­mez­sem de bu­ra­da in­ti­har ede­rim. [AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar (!)]

ÖZ­KAN ÖK­SÜZ (Kon­ya) – İsti­fa et, ve­re­yim!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Bak, si­ze söz de ve­ri­yo­rum. Var­sa bir gü­cü­nüz, var­sa bir gü­cü­nü­z… Bak, söz ve­ri­yo­rum, eğer halk be­ni seç­mez­se, Ab­dul­lah Gü­l’­ü se­çer­se, ben de in­ti­har et­me­yi de gö­ze alı­rım. Ta­mam mı? Ama, siz de sö­zü­nüz­de du­run ama. Yok­sa siz in­ti­har et­miş olur­su­nuz, ba­kın, si­ze söy­le­ye­yim.

ÖZ­KAN ÖK­SÜZ (Kon­ya) – Kaç oy al­dın, kaç oy? Kaç oy­la gel­din?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bir Ana­ya­sa ha­zır­lı­ğı var. Ce­mil Çi­çek di­yor ki, ba­kın Ce­mil Çi­çek ilk şey­de de­di ki: “Efen­dim, 2008’in ba­şın­da ye­ni­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, bir da­ki­ka için­de ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – ...bir ana­ya­sa ya­pa­ca­ğız ve ana­ya­sa­yı yü­rür­lü­ğe so­ka­ca­ğız.” Ar­ka­sın­dan Grup Baş­kan Ve­ki­li­niz de­di ki: “Efen­dim, biz bu 2008’in ba­şın­da ye­ni ana­ya­sa­yı ge­ti­re­ce­ğiz.” Bey­ler, ba­kın, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti bir hu­kuk dev­le­ti­dir. Hu­kuk dev­le­tin­de ege­men­lik ka­yıt­sız şart­sız mil­le­te ait­tir ve mil­let bu­nu or­gan­la­rı ka­na­lıy­la kul­la­nır.

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) – Yan­lış!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Bu Ana­ya­sa­’­nın il­gi­li mad­de­sin­de “Hiç­bir ki­şi ve ku­ru­luş kay­na­ğı­nı Ana­ya­sa­’­dan al­ma­yan bir dev­let yet­ki­si­ni kul­la­na­maz.” Bu Mec­li­sin bir ana­ya­sa­yı tü­müy­le ye­ni­den yap­ma yet­ki­si yok­tur. Çün­kü, 175’in­ci mad­de –oku­yun efen­dim, oku­ma yaz­ma­nız var­sa oku­yun- Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­dir. Yok­sa tü­müy­le de­ğiş­tir­me yok­tur. Ha ye­ni ana­ya­sa ya­par­sa­nız Ana­ya­sa­’­nın 175’in­ci mad­de­si­ne bir fık­ra ge­ti­rir­si­niz, “Ye­ni ana­ya­sa ya­pıl­ma ve de­ğiş­ti­ril­me usul­le­ri” di­ye Ana­ya­sa­’­ya bir hü­küm ge­ti­rir­si­niz, on­dan son­ra ye­ni ana­ya­sa ya­par­sı­nız. Ney­se bun­la­r… Ta­bii za­ma­nı­mız da çok az ol­du­ğu içi­n… Ama, si­z… Ya­ni, böy­le bu zik­zak­lar­la biz si­zin han­gi sö­zü­nü­ze ina­na­ca­ğız!. Şim­di, ev­ve­la de­di­niz ki: “Biz ana­ya­sa ya­pa­ca­ğız.” Ya­hu şim­di si­zin zih­ni­ye­ti­niz­le Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­nin ya­pı­la­cak Ana­ya­sa yö­ne­ti­lir mi? Müm­kün de­ğil. Si­zi­n…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MEH­MET EMİN EK­MEN (Bat­man) – Se­nin zih­ni­ye­tin­le yö­ne­ti­lir mi!

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) – Halk ne di­yor, halk? Halk ne di­yor?

BAŞ­KAN – Sa­yın Çer­çi, lüt­fen.

Sa­yın Genç, te­şek­kür edi­yo­rum

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Her­kes si­zi ta­nı­yor.

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) – Halk ne di­yor, halk? De­mok­ra­si­ye ina­nı­yor mu­sun sen?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Efen­dim, halk da bi­li­yor, ben de bi­li­yo­rum.

BAŞ­KAN – Sa­yın Çer­çi, sa­kin ola­lım lüt­fen.

Sa­yın Genç, te­şek­kür ede­rim.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Keş­ke za­ma­nım ol­sa da bir­ta­kım şey­le­ri an­lat­sam.

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) – Halk ne di­yor, halk?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Be­ye­fen­di, Ana­ya­sa­…

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) – Sa­yın Baş­kan, Ana­ya­sa­’­yı ko­nu­şu­yor bu­ra­da, tü­zük­le­ri ih­lal edi­yor.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, te­şek­kür edi­yo­rum efen­dim. Bu­yu­run, sü­re­niz ta­mam­lan­dı. Sü­re­niz ta­mam­lan­dı efen­dim, bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Te­şek­kür ede­rim.

MEH­MET EMİN EK­MEN (Bat­man) – Aday ol­mak­tan bah­set.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ta­mam, ta­mam aday ola­ca­ğım. Bu­yu­run.

ÖZ­KAN ÖK­SÜZ (Kon­ya) – Sen kaç oy al­dın?

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Siz­den faz­la oyum, siz­den faz­la. Yi­ğit­li­ği­niz var­sa ge­lin ka­mu­o­yu­na gi­de­lim, ge­lin gi­de­lim.

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, lüt­fen kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­ya­lım.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, ha­tip­le­rin ko­nuş­ma üs­lu­bu­na biz ka­rış­ma­yız. Ama, se­çil­miş olan Cum­hur­baş­ka­nı­mız he­pi­mi­zin Cum­hur­baş­ka­nı­dır ve şu an­da bu gö­re­vi­ni de en gü­zel şekil­de ifa et­mek­te­dir ve pek çok va­sıf­la­rı, özel­lik­le­ri var­dır. Sa­yın Ab­dul­lah Gül Cum­hur­baş­ka­nı­mız ta­bi­i ki say­gı­ya en gü­zel şekil­de la­yık­tır. “Sa­yın” ifa­de­si­ni kul­la­nıp kul­lan­ma­mak Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mız­dan bir şey ek­silt­mez ve­ya ar­tır­maz, ama biz­ler bu ül­ke­nin va­tan­daş­la­rı ola­rak en yü­ce ma­kam­da bu­lu­nan Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mı­za hi­tap eder­ken da­ha dik­kat­li olur­sak, bu, mil­le­ti­mi­zin gön­lü­nü in­cit­me­ye­cek­tir umu­yo­rum.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan Ve­kil­le­ri Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, Ko­ca­e­li Mil­let­ve­ki­li Ni­hat Er­gün, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş, Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Be­kir Boz­dağ ve 272 Mil­let­ve­ki­li­nin, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sın­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi­’­nin 1’in­ci mad­de­si­nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı

:

481

Ka­bul

:

377

Ret

:

100

Çe­kim­ser

:

3

Ge­çer­siz

:

1

Böy­le­ce, mad­de ka­bul edil­miş­tir.

Şim­di, 2’nci mad­de­nin oy­la­ma­sı­na Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

(Oy­lar top­lan­dı)

BAŞ­KAN – Oyu­nu kul­lan­ma­yan sa­yın mil­let­ve­ki­li­miz var­sa oyu­nu kul­lan­sın.

Vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­la­rı­mız var­sa oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar efen­dim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, oy ver­me iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Ku­pa­lar kal­dı­rıl­sın.

(Oy­la­rın ayı­rı­mı­na baş­lan­dı)

BAŞ­KAN – Tas­nif iş­le­mi de­vam eder­ken 3’ün­cü mad­de­nin gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ya­ca­ğız.

3’ün­cü mad­de üze­rin­de söz alan mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mın isim­le­ri­ni oku­yo­rum: Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Tur­gut Di­bek, Kırk­la­re­li Mil­let­ve­ki­li. Şahıs­la­rı adı­na: Bü­lent Arınç, Ma­ni­sa Mil­let­ve­ki­li; Su­at Kı­lıç, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li; Ka­mer Genç, Tun­ce­li Mil­let­ve­ki­li; Hü­se­yin Tay­fun İçli, Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li.

3’ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 3- Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer ve hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı ha­lin­de tü­müy­le oy­la­nır.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Kırk­la­re­li Mil­let­ve­ki­li Tur­gut Di­bek.

Sa­yın Di­bek, bu­yu­run efen­dim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz 10 da­ki­ka.

CHP GRU­BU ADI­NA TUR­GUT Dİ­BEK (Kırk­la­re­li) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 32 sı­ra sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nu­n’­un 3’ün­cü mad­de­siy­le il­gi­li ola­rak Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­dım. He­pi­ni­zi ön­ce­lik­le say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Şim­di, met­ni ön­ce dik­kat­le oku­ma­ya ça­lış­tım, çün­kü okur­ken de ha­ta ya­pı­la­bi­li­yor. Çok il­ginç bir baş­lı­ğı var ka­nu­nun. Ya­ni, de­ği­şik­li­ğin de­ği­şik­li­ği de de­ğil as­lın­da. Az ön­ce di­ğer söz­cü­le­rin de be­lirt­ti­ği gi­bi, or­ta­da he­nüz pro­se­dü­rü ta­mam­lan­mış bir de­ği­şik­lik de yok. Ya­ni, he­nüz ger­çek­leş­me­miş bir de­ği­şik­li­ğin de­ği­şik­li­ği gi­bi bir du­rum var. Kıs­men de Nas­ret­tin Ho­ca­’­nın hikâye­le­ri­ni anım­sa­tı­yor bi­ze. Hal­kı­mı­zın ger­çek gün­de­min­de za­ten re­fe­ran­dum­la il­gi­li sü­reç yok. Son gün­ler­de, ko­nu gün­de­me ge­lin­ce, hal­kı­mı­zın ka­fa­sı za­ten bu ko­nu­da çok ka­rı­şık­tı, şim­di bu de­ği­şik­lik­le iyi­ce ka­rış­tı gi­bi ge­li­yor bi­ze. Ya­ni, bu­nu da ba­şa­ran AKP Gru­bu­nu kut­la­mak ge­re­kir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ön­ce­lik­le, di­ğer gö­rüş­le­ri­me geç­me­den bir hu­su­su ben de tek­rar­la­mak is­ti­yo­rum. Bu­nu lüt­fen dik­ka­te alın. Biz­ce, bu ko­nu at­lan­mış gö­zü­kü­yor. Şu an biz Ana­ya­sa­’­mı­zın 175’in­ci mad­de­si­ne gö­re bir de­ği­şik­lik pro­se­dü­rü uy­gu­lu­yo­ruz, ya­ni tur­lar ya­pı­yo­ruz ve 175’in­ci mad­de­mi­ze gö­re de Ana­ya­sa­’­da­ki il­gi­li mad­de­le­ri de­ğiş­ti­ri­yo­ruz. Fa­kat, de­ğiş­tir­di­ği­miz ka­nun, 2709 sa­yı­lı ve 7/11/1982 ta­rih­li Ana­ya­sa de­ğil, ya­ni mev­cut, yü­rür­lük­te­ki Ana­ya­sa de­ğil. Ne­yi de­ğiş­ti­ri­yo­ruz? 5678 sa­yı­lı ve 31/5/2007 ta­rih­li, de­ği­şik­lik mad­de­le­ri içe­ren ka­nu­nu de­ğiş­ti­ri­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, di­ğer söz­cü­ler de be­lirt­ti­ler, bu de­ği­şik­lik Mec­lis­ten bel­li bir oy­la geç­ti, ya­ni 367 oyun üze­rin­de bir oy­la geç­ti. Cum­hur­baş­ka­nı­na git­ti, Cum­hur­baş­ka­nı, o dö­nem­de, bu­nu 16 Ha­zi­ran 2007 ta­ri­hin­de -ya­nıl­mı­yor­sam- Resmî Ga­ze­te­’­de ya­yım­lan­mak üze­re sevk et­ti, ama “Ben hal­kın da gö­rü­şü­ne baş­vur­mak is­ti­yo­rum” de­di. Ya­ni bu ko­nu­da­ki pro­se­dür he­nüz da­ha ta­mam­lan­ma­dı. “Bu­nu hal­ka da sor­mak ge­re­kir.” de­di. Bu­nu da Ana­ya­sa­’­dan al­dı­ğı yet­kiy­le yap­tı. Ya­ni, 10’un­cu Cum­hur­baş­ka­nı­mız Sa­yın Nec­det Se­zer, Ana­ya­sa­’­nın ken­di­si­ne ver­miş ol­du­ğu bir yet­ki­yi kul­la­na­rak “Bu­nu hal­ka da sor­mak is­ti­yo­rum.” de­di.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu de­ği­şik­lik ne za­man ger­çek an­lam­da de­ği­şik­lik ola­cak? Hal­ka so­ru­la­cak, ka­tı­lan­la­rın yüz­de 51 oyuy­la ka­bul edi­le­cek, on­dan son­ra da ge­çer­li bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği hâli­ne ge­le­cek. Şim­di, or­ta­da ol­ma­yan bir de­ği­şik­lik, ya­ni he­nüz Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği hâli­ne gel­me­yen bir de­ği­şik­lik var ve bu­nu biz, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği gi­bi şu an­da tar­tı­şı­yo­ruz, tur­lar ya­pı­yo­ruz, 16’sın­da da ikin­ci tur oy­la­ma­yı ya­pa­ca­ğız.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu, sa­kat, at­lan­mış gö­zü­kü­yor. Do­la­yı­sıy­la, bu­nun da­ha son­ra ge­ti­re­ce­ği sa­kın­ca­la­rı da her bi­ri­niz tak­dir eder di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Ön­ce­lik­le bu­nu be­lirt­mek ih­ti­ya­cı duy­dum.

Ben, ay­nı şey­le­ri tek­rar­la­ma­dan -çün­kü da­ha ön­ce­ki söz­cü­ler bu ko­nu­la­ra gir­di­ler, işin hu­ku­ki ya­nı­na da gir­di­ler, bi­raz da mad­dey­le bağ­lan­tı­sı ol­ma­sı­nı is­ti­yo­rum söy­le­dik­le­ri­mi­zin- hal­kı­mı­zın bu ko­nu­da­ki dü­şün­ce­le­ri­ni siz­ler­le bi­raz pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; -az ön­ce de söz­le­ri­min ba­şın­da be­lirt­tim ben- hal­kı­mı­zın gün­de­min­de re­fe­ran­dum di­ye bir şey yok, böy­le bir aci­li­yet de yok. Bi­le­mi­yo­rum, Sa­yın Baş­ba­kan ge­çen gün İstan­bu­l’­day­dı sa­nı­yo­rum, bir if­tar prog­ra­mın­day­dı; Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Sa­yın Çi­çek bir par­ti içi da­nış­ma top­lan­tı­sın­day­dı, ya­ni An­ka­ra dı­şın­day­dı­lar. Her­han­gi bir yer­de, va­tan­da­şın, ken­di­le­ri­ni, re­fe­ran­dum­la il­gi­li pan­kart­lar aça­rak he­ye­can­la bir kar­şı­la­ma­sı fa­lan ol­du mu? Va­tan­da­şın gün­de­mi bam­baş­ka, hal­kı­mı­zın gün­de­mi bam­baş­ka, hal­kı­mı­zın gün­de­mi bam­baş­ka. Ya­ni, Tür­ki­ye­’­de -bu­gün ba­sın­da da var­dı- do­kuz ay­da yak­la­şık 100 şehit ver­mi­şiz. Te­rör çok yo­ğun bir şekil­de; son gün­ler­de, he­le he­le son bir haf­ta­lık sü­re­de 30’a ya­kın ev­la­dı­mı­zı şehit ver­dik. Bir bö­lü­cü te­rör so­ru­nu var. Esas gün­de­mi­miz bu ol­ma­lı. Va­tan­da­şın da gün­de­min­de bu var. Ya­ni, re­fe­ran­dum gün­de­mi, ta­bi­i, bu Mec­lis gün­de­miy­le be­ra­ber, bir an­lam­da, in­san­la­rın kar­şı­sı­na çı­kı­yor, ama ger­çek gün­dem de­ğil.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, yet­ki­yi elin­de bu­lun­du­ran­lar, Tür­ki­ye­’­yi yö­ne­ten­ler, mut­la­ka, bu yet­ki­le­ri­ni, ka­mu ya­ra­rı­na, hal­kı­mı­zın ya­ra­rı­na kul­lan­mak zo­run­da­dır­lar. Hal­kı­mı­zın ya­ra­rı­nı ta­şı­ma­yan, hal­kı­mı­zın ya­ra­rı­na ol­ma­yan ko­nu­lar, iş­te böy­le, biz­le­ri­… Bu­ra­da sa­at 12’den bu ya­na tar­tı­şı­yo­ruz, 16’sın­da bir da­ha tar­tı­şa­ca­ğız. Ya­ni, dün 10 şehi­di­mi­zi Tür­ki­ye­’­nin de­ği­şik il­le­rin­de def­net­tik, bir gün ev­vel de 6 şehi­di­mi­zi. Ya­ni, Tür­ki­ye baş­ka şey ko­nu­şu­yor, biz baş­ka şey ko­nu­şu­yo­ruz. Böy­le bir tab­lo­da­yız.

Ta­bi­i, ni­ye bu nok­ta­ya gel­dik? Üzü­cü ta­ra­fı bu. Keş­ke, bu so­ru­nu, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak biz­le­rin de öner­di­ği gi­bi, hal­kın gün­de­min­de ol­ma­yan bu ko­nu­yu da kes­ti­rip atıp çı­kar­say­dık. Ye­ni so­run­lar­la kar­şı­la­şa­ca­ğı­mı­zı şim­di­den ben be­lirt­mek is­ti­yo­rum. Ya­ni, yan­lış­tan dön­me­yi ta­bii ki bil­mek ge­re­kir. Yan­lış­tan dön­mek de her za­man tak­dir edi­len bir dav­ra­nış­tır di­ye be­lirt­mek is­te­rim.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ta­bi­i, bu ko­nu­nun di­ğer bo­yut­la­rı da  var. Ya­ni, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu Baş­ka­nı­mız ge­çen­ler­de bir açık­la­ma yap­tı. İş­te, bel­ki, as­lın­da için­den ge­çe­ni, gön­lün­den ge­çe­ni söy­le­mek is­ti­yor­du. Ya­ni “İp­tal olur­sa ve bu gün­dem­den çı­kar­sa, 70 tril­yo­na ya­kın bir meb­lağ ta­sar­ruf edi­le­cek.” de­di. Ama, bu ko­nu­yu da hiç dik­ka­te al­ma­dık. Güm­rük­ler­de kul­la­nı­lan oy­la­rı hiç­bir şekil­de dik­ka­te al­mı­yo­ruz. Az ön­ce, Sa­yın Ko­mis­yon Baş­ka­nı Bur­han Ku­zu, “Al­dı­ğı­mız tes­pit­le­re gö­re 480 va­tan­da­şı­mız güm­rük­ler­de oy kul­lan­mış.” de­di. Bil­mi­yo­rum, ya­nıl­mı­yo­rum de­ğil mi Sa­yın Ku­zu? Böy­le bir tes­pit yap­mış. Ta­bi­i, bu­na iki açı­dan bak­mak la­zım. Bu sa­yı çok az der­sek, ar­ka­daş­lar, bu ül­ke­de Si­irt se­çim­le­ri 80 oy­la ip­tal edil­miş­ti, ha­tır­la­yan­lar var­dır. Öy­le de­ğil mi? 80 oy. Ya­ni, az ön­ce­ki ko­nuş­ma­cı­mız Hak­kı Bey de bu sa­yı­lar­dan bah­set­ti, ya­ni oy­lar, sa­yı­lar çok önem­li­dir. Ama di­ğer ta­raf­tan da bu­nu bir uya­rı ola­rak da al­mak­ta ya­rar var. Bin­ler­ce in­sa­nın ka­pı­dan çı­kıp gir­di­ği ül­ke­miz­de, he­le he­le yaz se­zo­nu so­nun­da va­tan­da­şı­mı­zın, 450 ki­şi­nin ge­lip oy kul­lan­ma­sı da  sa­nı­yo­rum siz­le­re bir şey­ler ifa­de eder di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Ya­ni bu ko­nu­yu da dik­ka­te al­mak ge­re­kir.

Şim­di “70 tril­yon önem­li de­ğil.” de­ne­bi­lir, ama be­nim bu­ra­da  -Sa­yın Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nı­mız Meh­di Bey bu­ra­day­dı az ön­ce, sa­nı­yo­rum bu­ra­da- şöy­le bir öne­rim ola­cak Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si adı­na: De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 2007 yı­lı­nın hay­van üre­ti­ci­le­ri­nin süt teş­vik­le­ri he­nüz öden­me­di, on ay­dan bu ya­na öden­me­di. Ni­ye öden­me­di­ği­ni ken­di­si de bi­lir Sa­yın Ba­kan. Ya­ni, büt­çe­de pa­ra yok. Ni­ye yok? 2007’nin büt­çe­sin­de bu teş­vik­ler için öde­ne­cek olan pa­ra 2006’da öden­di, 2007 boş kal­dı, ek büt­çe de ya­pıl­ma­dı. Hay­van üre­ti­ci­si ine­ği­ni ka­sa­ba gön­de­ri­yor, on ay­dır teş­vik­le­ri­ni al­mı­yor ve “Pa­ra yok” di­ye de ken­di­le­ri­ne öde­me ya­pı­la­mı­yor. Alın si­ze kay­nak, bu 70 tril­yo­nu hiç ol­maz­sa bu in­san­la­ra ak­ta­rın di­ye bir öne­ri­de bu­lun­mak is­ti­yo­rum.

Ya­ni, ta­sar­ruf ya­pıl­ma­sı, hal­kın kay­nak­la­rı­nı, ka­mu­nun kay­nak­la­rı­nı ve­rim­li kul­lan­mak ger­çek­ten önem­li. Ya­ni, sa­nı­yo­rum Sa­yın Hükûmet se­çim­ler­den son­ra 5 mil­yon 350 bin ye­şil kar­tı da ip­tal eder­ken her­hâl­de bu ta­sar­ruf öl­çü­sü­nü gün­de­mi­ne ala­rak bun­la­rı ip­tal et­miş­ti, çün­kü bir an­da bu ka­dar ye­şil kart ip­tal ol­du bi­li­yor­su­nuz. Herhâlde “Kay­nak­lar bo­şu­na akı­tıl­ma­sın, yan­lış­lık ya­pıl­mış ve ül­ke­nin çı­ka­rı­na de­ğil.” dü­şün­ce­siy­le böy­le bir yo­la git­miş. De­mek ki ya­pı­la­bi­li­yor ta­sar­ruf. Bu­nu da bil­gi­le­ri­ni­ze sun­mak is­ti­yo­rum.

Şim­di, söz­le­ri­mi ta­mam­la­mak üze­re- sü­rem azal­dı- bir şeyi de ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. AKP söz­cü­le­rin­den bir ar­ka­daş -tam ha­tır­la­ya­mı­yo­rum, bel­ki Bat­man Mil­let­ve­ki­li­miz ola­bi­lir- bir be­yan­da bu­lun­du, de­di ki, bu, 367’yle il­gi­li tar­tış­ma söz ko­nu­su ol­du­ğun­da Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­rin­de “CHP Gru­bu Mec­li­se gir­me­di, ku­lis­ler­de body­gu­ar­d’­lar tut­tu­nuz sağ­da sol­da ve on­la­rı Mec­li­se sok­ma­dı­nız” gi­bi be­yan­da bu­lun­du; me­a­li bu şekil­de.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Di­bek, ek bir da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

TUR­GUT Dİ­BEK (De­vam­la) – Te­şek­kür edi­yo­rum Baş­ka­nım.

Şim­di, o bu­nu söy­ler­se, ya­ni, mil­let­ve­kil­le­ri­nin de­mok­ra­tik bir hak­kı ola­rak bu­nu de­ğil de, par­ti bo­yu­tu­na ge­ti­rir­se, ben de şunu söy­le­rim Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si adı­na: 22’nci Dö­nem­de, yi­ne te­rö­rün bu den­li yo­ğun ol­du­ğu sü­reç­te mu­ha­le­fet mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak bir ge­nel gö­rüş­me çağ­rı­sı ya­pıl­mış­tı, te­rör ko­nu­su gö­rü­şül­sün di­ye. Bu­ra­da, o dö­nem­de mil­let­ve­ki­li olan ar­ka­daş­la­rı­mız, bü­yük­le­ri­miz var; biz o dö­nem­de yok­tuk, ta­kip edi­yor­duk.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ya­ni, 184 sa­yı­sı bu­lu­na­na ka­dar AKP Gru­bu ne­re­dey­di? Ne­re­dey­di o ar­ka­daş­la­rı­mız? Ku­lis­tey­di­ler. Ya­ni, ben de onu sor­mak is­te­rim o ar­ka­da­şı­mı­za, on­lar da body­gu­ar­d’­lar ta­ra­fın­dan mı ora­da bek­le­ti­li­yor­du?

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ya­ni, bun­la­rı söy­ler­ken dik­kat­li ol­mak ge­re­kir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Söy­lem­le­ri­miz lüt­fen dik­ka­te alın­sın. İyi ni­yet­le, ya­pı­cı söy­lem­ler; yar­dım­cı ol­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz. Bu yan­lış­lı­ğın Tür­ki­ye gün­de­min­den bir an ev­vel çı­ka­rıl­ma­sı ge­re­ki­yor­du. Ma­a­le­sef ye­ni so­run­lar­la kar­şı­la­şa­bi­li­riz.

Ben, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si adı­na he­pi­ni­ze say­gı­lar, sev­gi­ler su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de üze­rin­de, şah­sı adı­na Ma­ni­sa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Bü­lent Arınç.

Sa­yın Arınç, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BÜ­LENT ARINÇ (Ma­ni­sa) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ana­ya­sa­’­nın Ba­zı Mad­de­le­ri­nin De­ğiş­ti­ril­me­si Hak­kın­da­ki Ka­nun Tek­li­fi­ni gö­rü­şü­yo­ruz. Yü­rüt­me ve yü­rür­lük­le il­gi­li mad­de üze­rin­de söz al­ma­mın bir tek se­be­bi var. Bu gö­rüş­me­le­ri ba­şın­dan be­ri iz­le­dim, grup söz­cü­le­ri­ni ve şah­sı adı­na ko­nu­şan ar­ka­daş­la­rı­mı da ta­kip et­tim. Bu de­ği­şik­li­ğin Ana­ya­sa ve hu­kuk mev­zu­a­tı­na gö­re yan­lış­lı­ğı­nı ar­ka­daş­la­rı­mız söy­le­me­ye ça­lı­şı­yor­lar. Şura­sı yan­lış­tır bu­ra­sı yan­lış­tır ve ısrar­la bu­nun üze­ri­ne gi­di­yor­lar. “Ne­re­si doğ­ru ki!” de­mek ge­re­ke­cek.

Bu yap­tı­ğı­mız işin ön­ce bir men­şe­i­ne bak­ma­mız la­zım. Bu­gün bi­zi Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne gö­tü­ren ola­yın ba­şın­da 16 Ni­san­da baş­la­yan ye­ni Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­me sü­re­ci var. Bu sü­reç, Mec­lis açık­ken ve fa­a­li­yet­te iken Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin gö­re­vi ol­du­ğu hâlde, bu se­çi­min ya­pıl­ma­ma­sı ko­nu­sun­da ba­zı par­ti­le­ri­mi­zin ça­ba­sı ol­du. Bun­lar si­ya­si ta­vır­lar­dır. Si­ya­si ta­vır­lar her par­ti­nin le­hi­ne ve­ya aley­hi­ne te­cel­li ede­bi­lir.

Bil­di­ği­niz gi­bi, çok ya­kın bir ma­zi­de ol­du­ğu için ha­tır­la­ya­cak­sı­nız, ma­yıs ayı­nın ba­şın­da, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si, o gü­ne ka­dar hiç kim­se­nin ak­lı­na gel­me­yen, tar­tı­şıl­ma­mış bir ko­nu id­di­a edil­di, top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı ay­nen ka­rar ye­ter sa­yı­sı ola­rak ka­bul edil­di, 367 ka­ra­rı çık­tı.

Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­le­me­yin­ce bu Mec­lis iki şey yap­tı: Bir, se­çi­mi öne al­dı. Ön­ce 24 Ha­zi­ran tek­li­fi gel­di, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun ta­le­biy­le 22 Tem­muz ola­rak de­ğiş­ti. Bu­na bu Mec­li­si­miz 458 mil­let­ve­ki­li­nin “evet” oyuy­la ka­rar ver­di. Mec­lis ikin­ci bir şey yap­tı, Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­ni gün­de­me ge­tir­di. Çün­kü 367 ka­ra­rı Par­la­men­to­da Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­me­si­ni imkânsız hâle ge­tir­miş­ti. 184 bir ta­raf­ta be­nim is­te­di­ği­mi seç­me­ye mec­bur­su­nuz di­ye­cek, 363 ve­ya da­ha faz­la­sı bu­na kar­şı “evet, hak­lı­sı­nız” de­mek zo­run­da ka­la­cak­tı. Türk­çe­si­ni söy­lü­yo­rum: O za­man es­ki­den be­ri ko­nu­şu­lan, doğ­ru ol­du­ğu id­di­a edi­len, hat­ta ba­zı geç­miş­te­ki si­ya­set­çi­le­ri­mi­zin “Gi­din hal­ka yüz­de 51’le ge­lin, o za­man bu yet­ki­le­ri çok da­ha ra­hat kul­la­nır­sı­nız.” de­dik­le­ri söz­le­ri ha­tır­la­ta­rak Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­kın seç­me­si üze­rin­de Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ya­pıl­dı. Bu da Mec­li­si­miz­den geç­ti, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si de bu Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­nin doğ­ru ol­du­ğu­na ka­rar ver­di. Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­riy­le bir­lik­te Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­mek, ay­nı za­man­da da mil­let­ve­ki­li ge­nel se­çi­mi­ni yap­mak üze­re 22 Tem­muz­da re­fe­ran­dum­la il­gi­li ka­nun­da de­ği­şik­lik ya­pıl­dı. Bu ka­dar la­fın üs­tü­ne özet­le­ye­rek ko­nu­şu­yo­rum. Bu ka­nun­da yüz yir­mi gün olan re­fe­ran­dum sü­re­si kırk gü­ne, kırk beş gü­ne in­di­ril­di. Fa­kat Cum­hur­baş­kan­lı­ğın­da­ki onay­la­ma sü­re­ci aşıl­dı, bu ha­di­se müm­kün ol­ma­dı. Dü­şün­ce şuy­du: 22 Tem­muz­da halk se­çi­me gi­de­cek mi? Gi­de­cek. Bir san­dık­ta mil­let­ve­ki­li se­çi­mi yap­sın, bir san­dık­ta da Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi yap­sın. Bu ta­lep o za­man ma­kul ve müm­kün gö­rül­dü. Yüz yir­mi gün­lük sü­re ge­ri­ye çe­kil­di­ği tak­dir­de, ay­nı se­çim­de iki san­dık kul­lan­mak müm­kün ola­bi­le­cek­ti. Fa­kat, biz, 22 Tem­muz­da sa­de­ce mil­let­ve­ki­li ge­nel se­çi­mi ya­pa­bil­dik, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­nin re­fe­ran­du­mu­nu ya­pa­ma­dık. Şim­di, do­la­yı­sıy­la, önü­mü­ze ge­len bu Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­rin­de bir haf­ta son­ra re­fe­ran­du­ma gi­der­ken, ye­ni bir tar­tış­ma­nın ar­tık gün­dem­den kalk­ma­sı için bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ya­pı­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Nas­ret­tin Ho­ca­’­nın çok meş­hur an­la­tı­lan fık­ra­sı var­dır. Evi­ne hır­sız gir­miş de, her­kes: “Ni­ye ka­pı­yı gü­zel ka­pat­ma­dın!” “Ni­ye pen­ce­re­nin sür­gü­sü­nü al­ma­dın!” “Ni­ye ışı­ğı içe­ri­de yak­ma­dın!” “Bu ka­dar de­rin uy­ku, utan­ma­dın mı!” So­nun­da adam­ca­ğız boy­nu­nu bük­müş de, “Hır­sı­zın hiç mi ka­ba­ha­ti yok?” de­miş. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, gel­di­ği­miz nok­ta -sa­de­ce ben­zet­me açı­sın­dan kul­la­nı­yo­rum- ya­ni bu­gün yap­tı­ğı­mız iş, bir sı­kın­tı­yı aşa­bil­mek­tir. Par­la­men­to­…

ME­TİN ER­GUN (Muğ­la) – Ayıp ayıp, Mec­lis Baş­kan­lı­ğı yap­tı­nız!

BÜ­LENT ARINÇ (De­vam­la) – Ben ne ko­nuş­tu­ğu­mu bi­li­yo­rum, bu­ra­da ko­nu­şu­lan­la­rı da din­le­dim.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (İstan­bul) – Evet, eve­t…

BÜ­LENT ARINÇ (De­vam­la) - Lüt­fe­n… Lüt­fe­n…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (İstan­bul) - Ama bu teş­bih­le­ri ya­par­ken dik­kat et­me­miz la­zım.

BÜ­LENT ARINÇ (De­vam­la) – Bun­lar bi­li­nen şey­ler­dir. Nas­ret­tin Ho­ca da sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde, sözleriyle bilge bir kişidir ve bi­zim önü­mü­zü aç­mak­ta­dır.

Ba­kın, ben bu­nu şunun için söy­lü­yo­rum: Bü­tün gö­nül fe­rah­lı­ğıy­la di­yo­rum ki, “yap­tı­ğı­nız iş yan­lış” di­yen­le­re, ben de “Ne­re­si doğ­ru ki!” di­ye ön­ce bir öz eleş­ti­ri yap­mak is­ti­yo­rum. Ama bu­nu ya­par­ken şura­sı­na ba­ka­cak­sı­nız: Bu iş ne­re­den çık­tı? Si­ya­se­tin bir tek ga­ye­si var­dır, top­lum­sal so­run­la­rı çöz­mek. Si­ya­set, ki­şi­ler için ya­pıl­maz. Si­ya­set, bel­li grup­lar için ya­pıl­maz. Si­ya­set, mil­let için ya­pı­lır, mil­le­tin so­run­la­rı­nı çöz­mek için ya­pı­lır. Par­la­men­to ni­çin var­dır? Ya­sa­ma ve de­net­le­me için var­dır. Ama ay­nı za­man­da, Par­la­men­to, de­mok­ra­si­nin önü­ne di­kil­miş bü­tün en­gel­le­ri aş­mak için de var­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BÜ­LENT ARINÇ (De­vam­la) - Bu en­gel­ler ba­zen ma­yın tar­la­sı ola­bi­lir, ba­zen de, he­pi­ni­zin bil­di­ği gi­bi, ak­la gel­me­yen, ge­le­bi­le­cek bü­tün en­gel­le­me­ler ola­bi­lir.

BAŞ­KAN – Sa­yın Arınç, bir da­ki­ka ek sü­re ve­ri­yo­rum. Lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

BÜ­LENT ARINÇ (De­vam­la) – Bu­gün Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­min­de Par­la­men­to­ya ka­tıl­mak su­re­tiy­le ye­ni Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çi­mi­ne des­tek ve­ren par­ti­ler, de­mok­ra­si önün­de­ki ve Par­la­men­to önün­de­ki en­gel­le­rin aşıl­ma­sın­da çok bü­yük kat­kı­da bu­lun­muş­lar­dır.

Bu Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­nin ya­pıl­ma­sın­da da ön­gö­rü­len tek şey, re­fe­ran­dum­dan bu iki ge­çi­ci mad­de­yi çı­kar­mak su­re­tiy­le, bu re­fe­ran­du­mun so­nuç­la­rı­nın tar­tı­şıl­ma­ma­sı ve Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri üze­rin­de uzun sü­re de­vam ede­bi­le­cek tar­tış­ma­la­ra son ve­ril­me­si­dir. Bir tek şey so­ra­rak söz­le­ri­me son ve­re­ce­ğim. “Bu iş yan­lış­tır” di­yen­le­re bir tek şey so­ru­yo­rum: 367’yle il­gi­li Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ka­ra­rı­na gön­lü­nüz­den “evet” di­ye­bi­li­yor mu­su­nuz?

K. KE­MAL ANA­DOL (İzmir) – Ta­bi­i.

BÜ­LENT ARINÇ (De­vam­la) – “Evet, bu doğ­ru­dur ve hak­lı­dır.” di­ye­bi­li­yor mu­su­nuz?

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (İstan­bul) – Çok doğ­ru bir ka­rar ver­miş­tir.

BÜ­LENT ARINÇ (De­vam­la) – Ben de bu ce­va­bı bek­li­yor­dum. Evet, çok hak­lı­sı­nız siz, 367’yle il­gi­li ka­rar ne ka­dar doğ­ruy­sa­…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (İstan­bul) – Çün­kü, uz­laş­ma­yı ara­yan bir ka­rar­dır.

BÜ­LENT ARINÇ (De­vam­la) – Sa­yın Öz­yü­rek, lüt­fe­n…

O iş ne ka­dar doğ­ruy­sa, bu­gün yap­tı­ğı­mız iş de o ka­dar doğ­ru­dur.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (İstan­bul) – Bu iş çok yan­lış­tır.

BÜ­LENT ARINÇ (De­vam­la) – He­pi­ni­ze ha­yır­lı ol­sun. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Arınç.

Şah­sı adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Su­at Kı­lıç.

Sa­yın Kı­lıç, bu­yu­run.

SU­AT KI­LIÇ (Sam­sun) – Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pan Ka­nu­nun Ge­çi­ci Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ön­gö­ren Ka­nun Tek­li­fi üze­rin­de gö­rüş­le­ri­mi açık­la­mak üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi en kalbî say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

Bir ön­ce­ki mad­de­de­ki ko­nuş­mam­da, sa­bah­tan bu ya­na de­vam eden mü­za­ke­re­le­rin ar­tık ki­fa­ye­ti mü­za­ke­re aşa­ma­sı­na gel­miş ol­du­ğu­na iliş­kin ka­na­a­tim­den do­la­yı söz­le­ri­mi çok kı­sa ola­rak to­par­la­mış­tım. An­cak, mu­ha­le­fet sı­ra­la­rın­dan, bir son­ra­ki, kür­sü­ye ge­len ha­tip ar­ka­daş­la­rı­mız ta­ra­fın­dan eleş­ti­ri­ler al­dım. Eğer, bu­ra­da, mut­la­ka sü­re­yi sa­ni­ye­si­ne ka­dar kul­lan­ma ge­re­ği var­sa ve bu sü­reç­te ya­pı­la­cak Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ğin­den, da­ha faz­la de­mok­ra­tik­leş­me­den, da­ha faz­la çağ­daş­laş­ma­dan, da­ha faz­la öz­gür­leş­me­den ka­çı­nan­la­rın bü­tün ham­le­le­ri­ni, bü­tün ha­ta­la­rı­nı ısrar­la ve de­fa­at­le di­le ge­tir­me­nin ge­re­ği var­sa, el­bet­te ki, bu sü­re­yi son sa­ni­ye­si­ne ka­dar kul­la­na­bil­me imkânı­na sa­hi­bim. Ama yi­ne de­…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (İstan­bul) – Kul­lan! Kul­lan!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - …ya­pıl­mak­ta olan Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ğin­de, sa­at 12.00’den bu ya­na sarf edi­len söz­ler­le ar­tık ki­fa­ye­ti mü­za­ke­re aşa­ma­sı­na ge­lin­di­ği ka­na­a­ti­ni ifa­de edi­yo­rum,

Ya­pı­lan Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin Türk mil­le­ti­ne ve ül­ke­mi­ze ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni di­le­ye­rek yü­ce he­ye­ti­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de üze­rin­de ay­nı ma­hi­yet­te iki adet öner­ge var­dır.

Öner­ge­le­ri ay­rı ay­rı oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 32 sı­ra sa­yı­lı ya­sa tek­li­fi­nin 3. mad­de­sin­de­ki (ya­yım ta­ri­hi) iba­re­si­nin (22.10.2007 ta­ri­hin­de) ola­rak de­ğiş­ti­ril­me­si­ni say­gı­la­rım­la arz ede­rim

                                                                                                                 Ka­mer Genç

                                                                                                                      Tun­ce­li

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 32 sı­ra sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın de­ğiş­ti­ril­me­si­ne da­ir 3. mad­de­si Ana­ya­sa­ya ay­kı­rı­lık içer­me­si ne­de­niy­le tek­lif met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­rim.

                                                                                                                  10.10.2007

                                                                                                                H. Tay­fun İçli

                                                                                                                    Es­ki­şe­hir

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

ADA­LET BA­KA­NI MEH­MET ALİ ŞAHİN (An­tal­ya) – Biz de ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run Sa­yın İçli.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (Es­ki­şe­hir) – Sa­yın Baş­ka­nım, te­şek­kür ede­rim.

De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, yi­ne bir ha­ta ya­pıl­dı. İki öner­ge ara­sın­da fark var. Sa­yın Baş­ka­nım,“İ­ki öner­ge ay­nı ma­hi­yet­te.” de­di­niz, iki öner­ge ay­nı ma­hi­yet­te de­ğil.

BAŞ­KAN – Sa­yın İçli, şim­di ar­ka­daş­lar­la onu mü­za­ke­re et­tik. Doğ­ru, ar­ka­daş­la­rın ver­di­ği yan­lış bir bil­gi ol­muş. Ben ar­ka­daş­la­rım adı­na ve ken­di adı­ma özür di­li­yo­rum. Ay­rı ay­rı iş­le­me ala­ca­ğım.

Bu­yu­run efen­dim.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (De­vam­la) – Pe­ki efen­dim. Sü­re­mi de ye­ni­den baş­la­tır­sa­nız çok mem­nun olu­rum efen­dim.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run, sü­re­ni­zi ye­ni­den baş­la­tı­yo­rum.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (De­vam­la) – Sağ olun, çok te­şek­kür edi­yo­rum.

Yi­ne kal­dı­ğım yer­den de­vam edi­yo­rum, tek­ra­ra gir­me­den.

5678 sa­yı­lı Ya­sa­’­nın 7’nci mad­de­si “Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer ve hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı ha­lin­de tü­müy­le oy­la­nır.” şek­lin­de bir hü­küm ta­şı­mak­ta­dır. Şim­di, önü­müz­de, bu Ka­nun’u de­ğiş­tir­me­ye kal­kı­yo­ruz ve bu Ka­nu­n’­un mad­de 7’si­ni de­ğiş­tir­me­den baş­ka bir iş­lem yap­ma­ya kal­kı­yo­ruz. O 5678 sa­yı­lı Ya­sa 7 mad­de­den iba­ret­tir. Siz 6’ncı mad­de­si ve 6’ncı mad­de­ye da­ya­lı ge­çi­ci 18 ve 19’la il­gi­li dü­zen­le­me ya­pı­yor­su­nuz. Bi­rin­ci­si, bu, ka­na­a­ti­me gö­re, Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı. Ama da­ha il­ginç bir şey söy­le­ye­ce­ğim: Bu ka­nun -bü­tün ha­tip­ler onu ifa­de et­ti- Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı Gü­l’­ü il­gi­len­di­ri­yor. Sa­yın Gül bu Par­la­men­to ta­ra­fın­dan Cum­hur­baş­ka­nı ola­rak se­çil­di ve Ana­ya­sa­’­nın 103’ün­cü mad­de­si ge­re­ğin­ce -tek­rar, bi­zi iz­le­yen va­tan­daş­la­rı­mı­zın da din­le­me­si için oku­yo­rum, de­tay­la­ra gir­mi­yo­rum- Ana­ya­sa­’­ya, hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü­ne, de­mok­ra­si­ye, Ata­türk il­ke ve in­kı­lap­la­rı­na ve la­ik cum­hu­ri­yet il­ke­le­ri­ne bağ­lı ka­la­ca­ğı­na da­ir ye­min et­ti.

Siz Sa­yın Gü­l’­ü test mi edi­yor­su­nuz? Hu­ku­ka ay­kı­rı ol­du­ğu açık­ça bi­li­nen bir ka­nu­nu ve ken­di­siy­le il­gi­li bir ka­nu­nu na­sıl onay­la­ya­bi­le­ce­ği­ni dü­şü­nü­yor­su­nuz? Sa­yın Gü­l’­ü -21’in­ci Dö­nem Par­la­men­to­da bir­lik­te ça­lış­tık, ben say­gı du­ya­rım; oy ve­ri­rim ver­mem, ay­rı ko­nu-  hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü­ne bağ­lı ola­ca­ğı­na ye­min eden Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nı bu hu­ku­ka ay­kı­rı ya­say­la test edi­yor­su­nuz, onu cid­di sı­kın­tı­ya so­ku­yor­su­nuz. Be­nim inan­cım o ki, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı bu ka­nun tek­li­fi­ni Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne, eğer sa­yı­yı geç­mez­se, ge­ri gön­de­re­cek ve siz­ler çok çok mah­cup ola­cak­sı­nız.

Yi­ne­…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (İstan­bul) – Çok iyim­ser­si­niz.

HÜ­SE­YİN TAY­FUN İÇLİ (De­vam­la) – İyim­ser de­ği­lim efen­dim. Be­nim duy­gu­la­rım bu.

Ge­ri gön­der­me­di, re­fe­ran­du­ma su­na­ca­ğı­nı umu­yo­rum. Çün­kü, Ana­ya­sa­’­mı­za gö­re -ra­ma­zan gü­nün­de­yiz de­ğil mi, ra­ma­zan­da­yız- ye­min et­miş­tir hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü­ne bağ­lı ka­la­ca­ğı­na, bağ­lı ka­la­ca­ğı­na be­nim inan­cım tam. Ama siz­ler san­ki onu test edi­yor­muş­su­nuz gi­bi, onun­la il­gi­li bi­r… Ki, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği de­ğil, da­ha ön­ce an­lat­tım, bir ka­nun, bu bir ka­nun, Ana­ya­sa­’­yı de­ğiş­tir­mi­yor­su­nuz. Test edi­yor­su­nuz ve Cum­hur­baş­ka­nı­na ayıp edi­yor­su­nuz di­yo­rum, söz­le­ri­mi bi­ti­ri­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (DSP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim, Sa­yın İçli.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 32 sı­ra sa­yı­lı ya­sa tek­li­fi­nin 3. mad­de­sin­de­ki (ya­yım ta­ri­hi) iba­re­si­nin (22.10.2007 ta­ri­hin­de) ola­rak de­ğiş­ti­ril­me­si­ni say­gı­la­rım­la arz ede­rim.

                                                                                                                 Ka­mer Genç

                                                                                                                      Tun­ce­li

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

ADA­LET BA­KA­NI MEH­MET ALİ ŞAHİN (An­tal­ya) - Biz de ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, bu­yu­run.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, ko­mis­yon ka­tıl­mı­yo­ruz di­ye­mez, çün­kü ço­ğun­lu­ğu yok ora­da.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (İstan­bul) – Tak­di­re bı­ra­kı­yo­rum de­me­niz la­zım Sa­yın Baş­kan.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; be­nim öner­ge­min ma­hi­ye­ti bu halk oy­la­ma­sı 21 Ekim­de so­nuç­la­nı­yor, bu­nun, şu de­ği­şik­li­ğin 22 Ekim­de yü­rür­lü­ğe gir­me­si­ni vur­gu­lu­yo­rum. Bu­nun bir man­tı­ğı var. Şim­di, şu ka­nun­la siz Ab­dul­lah Gü­l’­ü kur­tar­mak is­te­di­ği­ni­ze gö­re, re­fe­ran­dum­dan bu ka­nun ge­çer­se, o za­man bu 22 Ekim­de yü­rür­lü­ğe gi­rer­se, o za­man iş­te, 19’un­cu mad­de de bir gün son­ra yü­rür­lü­ğe gi­re­cek ve ye­ni bir Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­me­si or­ta­dan kal­ka­cak.

Şim­di, bi­raz ön­ce bu­ra­da bir ko­nuş­ma ya­pıl­dı. Ben Da­nış­tay­da on beş se­ne hâkim­lik ve sav­cı­lık yap­tım. Ya­ni, Da­nış­ma Mec­li­sin­de de bu­ra­da ana­ya­sa yap­tım. Bu­ra­da bu­gün ko­nu­şul­du. De­di ki, efen­dim, Da­nış­ma Mec­li­si mi­li­ta­rizm­dir ve ora­da tar­tı­şıl­ma­dı. Ba­kın, Da­nış­ma Mec­li­si 15 ki­şi­den olu­şu­yor­du, bir ta­ne as­ker üye var­dı, onun dı­şın­da­ki­ler ana­ya­sa pro­fe­sö­rü, ik­ti­sat pro­fe­sö­rü, Da­nış­tay üye­le­ri, Yar­gı­tay üye­le­ri ve Ana­ya­sa Mah­ke­me­si üye­le­rin­den olu­şan 15 ki­şi­lik Da­nış­ma Mec­li­si var­dı o za­man ve ora­da tam ye­di ay Da­nış­ma Mec­li­sin­de 82 Ana­ya­sa­sı tar­tı­şıl­dı, 81’in Ara­lık ayın­da ve 82’nin Tem­muz ayın­da ko­mis­yon ra­po­ru­nu ta­mam­la­dı ve üç ay da aşa­ğı yu­ka­rı Da­nış­ma Mec­li­sin­de tar­tı­şıl­dı. Ya­ni, ben o ko­nu­la­rı sa­hip çık­mak için söy­le­mi­yo­rum. Eğer bi­ri­le­ri bir bil­gi ve­ri­yor­sa doğ­ru bil­gi ver­sin. Ya­ni, bun­la­rı bi­le­si­niz. Ya­ni, bu mem­le­ket­te Da­nış­tay üye­le­ri ana­ya­sa yap­ma­ya­cak da Yar­gı­tay yap­ma­ya­cak da Ana­ya­sa Mah­ke­me­si üye­le­ri yap­ma­ya­cak da bil­mem ana­ya­sa­nın A’­sın­dan ha­be­ri ol­ma­yan in­san­lar mı ya­pa­cak? Yok efen­dim, pro­fe­sör yap­ma­ya­cak da “Gi­din siz işi­ni­ze  ba­kın.” mı de­ni­le­cek?

Şim­di, bu­ra­da, 367 me­se­le­si çok adil ve ve­ri­len, hu­ku­ka uy­gun bir ka­rar­dı. Çün­kü, ya­ni, si­z… İnsan in­san mı do­ğu­ra­cak? 184’le top­la­na­cak 367 ka­rar ve­re­cek! Böy­le bir man­tık olur mu? Ba­kın, ora­da Ana­ya­sa­’­nı­n…

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Ni­ye man­tık­lı ol­ma­sın?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, ba­kın, 367 ki­şi an­cak top­la­na­rak 367 ki­şi ka­ra­rı­nı ve­rir. O Ana­ya­sa­’­nın Da­nış­ma Mec­li­sin­de mü­za­ke­re­si sı­ra­sın­da so­ru­lan bir so­ru­ya Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı Or­han Al­dı­kaç­tı­’­nın bir ce­va­bı var­dır. Bun­lar, hep­si söy­len­me­di. Di­yor ki: “Da­ha faz­la ka­rar sa­yı­sı­nın aran­dı­ğı hâller­de da­ha faz­la top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı ara­nır.” Bu, in­san man­tı­ğı­nın ka­bul et­ti­ği bir şey, man­tı­ğı olan in­san­la­rın ka­bul et­ti­ği bir şey. Man­tı­ğı ol­ma­yan in­san­lar “Sen, 184’le top­la­nıp 367 ile ka­rar ve­re­cek­sin!” Böy­le bir man­tık­sız­lık olur mu? Şim­di si­zin yap­tı­ğı­nız da bu.

Efen­dim, Ana­ya­sa­’­da ol­ma­yan bir mad­de­yi de­ğiş­ti­ri­yor­su­nuz.  Şim­di gö­re­ce­ğiz, Ab­dul­lah Gül si­zin içi­niz­den seç­ti­ği­niz Cum­hur­baş­ka­nı, eğer bu ka­nu­nu ve­to eder­se­…

SÜ­REY­YA SA­Dİ BİL­GİÇ (Is­par­ta) – Mec­lis seç­ti.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Siz, ta­bi­i, AKP seç­ti, ben oy ver­me­dim kar­de­şim. Yal­nız AK­P’­nin oyuy­la se­çil­di. Var mı baş­ka bu Ge­nel Ku­rul­da oy ve­ren? Yok.

HAY­DAR KE­MAL KURT (Is­par­ta) – Biz seç­me­dik, Mec­lis seç­ti.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Siz seç­ti­ni­z… Ney­se. Ya­ni, seç­ti­ği­ni­ze piş­man mı ol­du­nuz?

MU­RAT YIL­DI­RIM (Ço­rum) – Haz­me­de­mi­yor­su­nuz.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Şim­di, bu ka­nun tek­li­fi­ni eğer ve­to eder­se, an­la­rım ki, ta­mam, bun­dan son­ra ora­da, bu­ra­da, Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­dik­ten son­ra bu kür­sü­de yap­tı­ğı ye­mi­ne sa­da­kat gös­te­re­ce­ği ko­nu­sun­da ben­den cid­di sağ­lam bir ka­na­at olu­şur. Bir ben­den de­ğil baş­ka bir yer­ler­de de olu­şa­bi­lir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ama, Ana­ya­sa­’­da ol­ma­yan bir mad­de­yi, hat­ta iki mad­de­yi siz ge­ti­rip de, efen­di­me söy­le­ye­yim, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği di­ye yut­tu­rur­sa­nız, on­dan son­ra o da ora­da  gi­der­se­… Ta­bi­i, bil­mi­yo­rum, ana mu­ha­le­fet par­ti­si Ana­ya­sa mah­ke­me­si­ne gö­tü­rür mü? Ben ol­sam gö­tü­rü­rüm, ya­ni, he­men gö­tü­rü­rüm; yü­rüt­me­nin dur­du­rul­ma­sı­nı is­ti­yo­rum, çün­kü, bu­… Ya­ni, ha­ki­ka­ten utanç du­yu­la­cak bir şey. Ana­ya­sa­’­da ol­ma­yan bir şey, de­ği­şik­lik söy­lü­yor­su­nuz. Böy­le bir şey ol­maz.

 Ya­ni, iş­te bi­raz ön­ce ar­ka­daş de­di: “Bu­na 200 tril­yon pa­ra gi­di­yor.” İş­te, ben ge­çen gün de­dim, Tun­ce­li­’­de 500 ta­ne öğ­ren­ci oku­yor ve yurt yok, bir yurt bi­na­sı yok. Ya­ni, ço­cuk­lar ba­na te­le­fon edi­yor,“Ne­re­de oku­ya­ca­ğız?” di­yor. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ÜNAL KA­CIR (İstan­bul) – İkti­dar­da kal­dı­nız, ni­ye yap­ma­dı­nız?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Bu si­zin için ayıp de­ğil mi­dir? O pa­ra­la­rı ora­ya har­ca­ya­ca­ğı­nı­za, iş­te o öğ­ren­ci­le­rin yur­du­nu ya­pın, ora­ya bir öğ­ren­ci yur­du­nu ku­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Onun için, bun­la­r… Efen­dim, şim­di, böy­le, ko­ro hâlin­de ko­nuş­ma­yın. Bak, ben çok sa­kin sa­kin ko­nu­şu­yo­rum. Si­zin, da­ha ben­den çok öğ­re­ne­ce­ği­niz şey­ler var. Ben bu kür­sü­nün en kı­dem­li­si­yim. Bak, bu­nu bi­le­si­niz. Kı­dem­li in­san­la­rın bil­gi­sin­den, de­ne­yi­min­den öğ­re­nin, bir şey­ler öğ­re­nin, yok­sa, ba­ğır­mak hiç­bir şeyi hal­let­mi­yor ki. Biz bu­ra­da doğ­ru­la­rı söy­lü­yo­ruz. Doğ­ru­la­rı ya­par­sa­nız, biz de çı­kar si­zi teb­rik ede­riz, ama, doğ­ru­la­rı yap­maz­sa­nız, biz bu­ra­da si­zin an­la­ya­ca­ğı­nız­dan da­ha sert ten­kit de ede­bi­li­riz. Ya­ni, bu­ra­da çı­kıp da, efen­dim, han­gi­si doğ­ru ya­pıl­dı­… Mec­lis Baş­kan­lı­ğı­nı yap­mış, ar­ka­da­şı­mız di­yor ki, han­gi­si doğ­ru­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, bir da­ki­ka içe­ri­sin­de ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Eğer, ya­ni, öte­ki­ler eğ­ri ya­pıl­dı, yan­lış ya­pıl­dı di­ye biz de bu­ra­da eğ­ri mi ya­pa­ca­ğız, yan­lış mı ya­pa­ca­ğız? Böy­le bir man­tık olur mu! (Ba­ğım­sız­lar sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu Mec­li­sin gö­re­vi doğ­ru­la­rı yap­mak. Geç­miş­te ya­pı­lan ha­ta­la­r… “O par­ti şu ha­ta­yı yap­tı,  ben de ya­pa­ca­ğı­m…” Böy­le bir man­tık olur mu! O par­ti o ha­ta­yı yap­tı, ce­za­sı­nı gör­dü. Siz de bu ha­ta­yı ya­pa­cak­sı­nı­z… Yap­tı­nız ve gö­re­cek­si­niz ce­za­sı­nı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Şim­di, ar­ka­daş­lar, siz bi­raz be­ni din­le­yin,  mü­da­ha­le de et­me­yin. Şim­di, ko­nuş­ma­mın siz in­si­ca­mı­nı boz­mak is­ti­yor­su­nuz ; siz bo­za­maz­sı­nız.

BAŞ­KAN – Kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­ya­lım sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Bu bir ana­ya­sa­dır. Ana­ya­sa üze­rin­de ko­nuş­mak, ana­ya­sa hu­ku­kun­da bil­gi sa­hi­bi ol­ma­yı ge­rek­ti­rir. Ama, ben bu ya­sa­nın çok püf bir nok­ta­sı­nı ya­ka­la­mı­şım, söy­le­mem; oy­lan­dık­tan son­ra söy­le­rim, bak, al­tın­da ka­lır mı­sı­nız kal­maz mı­sı­nız, o za­man gö­rür­sü­nüz.

Say­gı­lar su­na­rım. (CHP ve Ba­ğım­sız­lar sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, Ko­ca­e­li Mil­let­ve­ki­li Ni­hat Er­gü­n…

Ar­ka­daş­lar, 2’nci mad­de­nin ne­ti­ce­si­ni oku­yo­rum, lüt­fen yer­le­ri­mi­ze otu­ra­lım.

…Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş, Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Be­kir Boz­dağ ve 272 Mil­let­ve­ki­li­ni­n… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan “öner­ge­yi oy­la­ma­dı­nız” ses­le­ri. 

Af­fe­der­si­ni­z… Doğ­ru.

…Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sın­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi­’­nin 2’nci mad­de­si­nin  giz­li oy­la­ma so­nu­cu­…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, öner­ge­yi oy­la­ma­dı­nız.

BAŞ­KAN – Oy­la­ya­ca­ğım efen­dim, oy­la­ya­ca­ğım.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­me­miş­tir.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, Ko­ca­e­li Mil­let­ve­ki­li Ni­hat Er­gün, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş, Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Be­kir Boz­dağ ve 272 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sın­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi­’­nin 2’nci mad­de­si­nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı

:

469

Ka­bul

:

374

Ret

:

90

Çe­kim­ser

:

3

Boş

:

2

Böy­le­ce, mad­de ka­bul edil­miş­tir.

Şim­di, 3’ün­cü mad­de­nin giz­li oy­la­ma­sı­na Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

(Oy­lar top­lan­dı)

BAŞ­KAN – Oyu­nu kul­lan­ma­yan sa­yın üye var mı? Yok.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, oy ver­me iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Oy ku­pa­la­rı kal­dı­rıl­sın.

(Oy­la­rın ayı­rı­mı ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, Ko­ca­e­li Mil­let­ve­ki­li Ni­hat Er­gün, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş, Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Be­kir Boz­dağ ve 272 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sın­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi­’­nin 3’ün­cü mad­de­si­nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı

:

441

Ka­bul

:

370

Ret

:

68

Çe­kim­ser

:

2

Ge­çer­siz

:

1

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sın­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi­’­nin bi­rin­ci gö­rüş­me­le­ri ta­mam­lan­mış­tır. İkin­ci gö­rüş­me­ye en az kırk se­kiz sa­at geç­tik­ten son­ra baş­la­na­bi­le­cek­tir. Böy­le­ce, mad­de­ler de ka­bul edil­miş­tir.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Mec­lis ça­lış­ma­la­rı­mız bu­ra­da ni­ha­ye­te er­miş bu­lun­mak­ta­dır. Bu ve­si­ley­le, şehit­le­ri­mi­ze Al­la­h’­tan rah­met di­li­yo­rum, siz say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin ve Türk mil­le­ti­nin, İslam âle­mi­nin Ra­ma­zan Bay­ra­mı­’­nı kut­lu­yo­rum ve bu Bay­ra­mın in­san­lı­ğa ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni Ce­na­bı Al­la­h’­tan ni­yaz edi­yo­rum.

Alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri­ni sı­ra­sıy­la gö­rüş­mek için, 16 Ekim 2007 Sa­lı gü­nü sa­at 15.00’te top­lan­mak üze­re bir­le­şi­mi ka­pa­tı­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­a­ti: 18.26

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.