DÖNEM: 23 CİLT: 1 YASAMA YILI: 1 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 3’üncü Birleşim 10 Ağustos 2007 Cuma İ Ç İ N D E K İ L
E R Sayfa
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ II.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) TEZKERELER VE ÖNERGELER 1.- Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız Özak’ın,
Almanya’ya yaptığı resmî ziyarete katılması uygun görülen milletvekillerine
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/3) 2.- Ulaştırma Bakanı İsmet Yılmaz’ın, İsveç’e
yaptığı resmî ziyarete katılması uygun görülen milletvekillerine
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/4) 3.- Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın, Suudi Arabistan’a
yaptığı resmî ziyarete katılması uygun görülen milletvekillerine
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/5) 4.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı M. Hilmi Güler’in,
Türkmenistan ve Kazakistan’a yaptığı resmî ziyarete katılması
uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi
(3/6) III.- ÖNERİLER A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ 1.- TBMM Başkanlık Divanının üye sayısı ile siyasi
parti gruplarına ayrılacak görev yerlerine ve komisyonların üye
sayıları ile siyasi parti gruplarının dağılımına ilişkin Danışma
Kurulu önerisi 2.- Genel Kurulun çalışma günleri ile Cumhurbaşkanı
seçimi için yapılacak oylamaların gün ve saatlerine ilişkin Danışma
Kurulu önerisi IV.- SEÇİMLER 1.- Başkanlık Divanı üyeliklerine seçim
TBMM Genel Kurulu saat
15.00’te toplandı. İstanbul Milletvekili
Hayati Yazıcı ant içti. Recep Tayyip Erdoğan
başkanlığındaki Bakanlar Kurulunun istifasının kabulüne; yeni
bir hükûmet kuruluncaya kadar Bakanlar Kurulunun görevine devam
etmesinin rica edildiğine; Bakanlar Kurulunun
yeniden kurulması için İstanbul Milletvekili ve Adalet ve Kalkınma
Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görevlendirildiğine;
seçilecek bakanların atanmaları yapıldıktan sonra, Bakanlar Kurulu
listesinin ayrıca gönderileceğine; İlişkin Cumhurbaşkanlığı
tezkereleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı seçiminin bu birleşimde yapılmasına ve çalışma
süresi dolduğu takdirde Başkan seçilinceye kadar çalışma süresinin
uzatılmasına; Genel Kurulun 10 Ağustos 2007 Cuma günü saat 15.00’te
toplanmasının Genel Kurulun onayına sunulmasına ilişkin Danışma
Kurulu önerisi, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edildi. TBMM Başkanı seçilmesi
için yapılan birinci tur oylama sonucunda, Zonguldak Milletvekili
Köksal Toptan’ın 450 oyla TBMM Başkanı seçildiği açıklandı. TBMM Başkanı Köksal
Toptan, Başkan seçilmesi dolayısıyla bir teşekkür konuşması yaptı.
Alınan karar gereğince,
10 Ağustos 2007 Cuma günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime
16.28’de son verildi.
BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 15.00 BAŞKAN: Köksal TOPTAN KÂTİP ÜYELER: Geçici Kâtip Üye Dilek YÜKSEL (Tokat),
Geçici Kâtip Üye Özlem PİLTANOĞLU TÜRKÖNE (İstanbul) BAŞKAN – Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 3’üncü Birleşimini açıyorum. Toplantı yeter sayımız
vardır, gündeme geçiyoruz. Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır. Anayasa’nın 82’nci
maddesine göre verilmiş tezkereleri ayrı ayrı okutup oylarınıza
sunacağım: II.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) TEZKERELER VE ÖNERGELER 1.- Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız Özak’ın, Almanya’ya
yaptığı resmî ziyarete katılması uygun görülen milletvekillerine
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/3) 29.6.2007 Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Bayındırlık ve İskân
Bakanı Faruk Nafız Özak’ın, Kentsel Gelişim ve Bölgesel Uyum başlıklı
Gayriresmî Bakanlar Toplantısına katılmak üzere bir heyetle birlikte
23-25 Mayıs 2007 tarihlerinde Almanya’ya yaptığı resmi ziyarete,
ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak etmesi
uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu Kararının sureti
ilişikte gönderilmiştir. Anayasanın 82 nci maddesine
göre gereğini arz ederim. Recep
Tayyip Erdoğan Başbakan
Liste
BAŞKAN – Tezkereyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli)
– Sayın Başkan bu konuda bir şey söyleyebilir miyim efendim? BAŞKAN – Sayın Genç… KAMER GENÇ (Tunceli)
– Şimdi efendim, geçmişte, maalesef sayın bakanlar kendilerine
yandaş olan milletvekillerini devletin kesesinden dış gezilere
götürerek devleti büyük zarara uğratıyorlar. Bundan sonra, bakanlar
yurt dışı gezilerine giderken kendi yandaşlarını götürmesinler.
Sayın Genel Kurulun
bilgisine arz ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – İyi dileklerinizi
sayın bakanlar yahut yeni bakanlar dikkate alacaklardır umarım. İkinci tezkereyi okutuyorum: 2.- Ulaştırma Bakanı İsmet Yılmaz’ın, İsveç’e yaptığı resmî ziyarete
katılması uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık
tezkeresi (3/4) 6/7/2007 Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Ulaştırma Bakanı
İsmet Yılmaz’ın görüşmelerde bulunmak
üzere 28-29 Mayıs 2007 tarihlerinde İsveç’e yaptığı resmi ziyarete,
İstanbul Milletvekili Binali Yıldırım’ın da iştirak etmesi uygun
görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu Kararının sureti ilişikte
gönderilmiştir. Anayasanın 82’nci maddesine
göre gereğini arz ederim. Recep
Tayyip Erdoğan Başbakan BAŞKAN – Tezkereyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir. Diğer tezkereyi okutuyorum
arkadaşlar: 3.- Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın, Suudi Arabistan’a yaptığı
resmî ziyarete katılması uygun görülen milletvekillerine ilişkin
Başbakanlık tezkeresi (3/5) 20/7/2007 Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Sağlık Bakanı Prof.
Dr. Recep Akdağ’ın, görüşmelerde bulunmak üzere bir heyetle birlikte
17-21 Haziran 2007 tarihlerinde Suudi Arabistan’a yaptığı resmi
ziyarete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak
etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu Kararının
sureti ilişikte gönderilmiştir. Anayasanın 82’nci maddesine
göre gereğini arz ederim. Recep
Tayyip Erdoğan Başbakan Liste Taner Yıldız
Kayseri Milletvekili Cevdet Erdöl
Trabzon Milletvekili BAŞKAN – Tezkereyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir. Diğer tezkereyi okutuyorum: 4.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı M. Hilmi Güler’in, Türkmenistan
ve Kazakistan’a yaptığı resmî ziyarete katılması uygun görülen
milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/6) 1/8/2007 Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Dr. M. Hilmi Güler’in, vaki davetlere icabetle, görüşmelerde
bulunmak üzere, bir heyetle birlikte 10-12 Haziran 2007 tarihlerinde
Türkmenistan’a, 13-14 Haziran 2007 tarihlerinde Kazakistan’a
yaptığı resmi ziyarete, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz’ün katılması
uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu Kararının sureti
ilişikte gönderilmiştir. Anayasanın 82’nci maddesine
göre gereğini arz ederim. Recep
Tayyip Erdoğan Başbakan BAŞKAN – Tezkereyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir. Değerli arkadaşlarım,
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; önce okutup işleme alacağım,
sonra da oylarınıza sunacağım. Buyurun: III.- ÖNERİLER A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ 1.- TBMM Başkanlık Divanının üye sayısı ile siyasi parti gruplarına
ayrılacak görev yerlerine ve komisyonların üye sayıları ile siyasi
parti gruplarının dağılımına ilişkin Danışma Kurulu önerisi Danışma Kurulu Önerisi No: 2 Tarihi:
10.08.2007 Danışma Kurulunun
09.08.2007 Perşembe günü yaptığı toplantıda, aşağıdaki önerilerin
Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
Öneriler: 1. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlık Divanının Başkan dahil 17 üyeden kurulması ve görev
yerleri dağılımının; Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna 2 Başkanvekili,
5 Katip Üye, 3 İdare Amiri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna 1 Başkanvekili,
1 Katip Üye, 1 İdare Amiri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna 1
Başkanvekili, 1 Katip Üye; Demokratik Toplum Partisi Grubuna 1 İdare
Amiri şeklinde olması, 2. Türkiye Büyük Millet
Meclisi komisyonlarından; Dilekçe Komisyonunun 16 üyeden, Plan ve
Bütçe Komisyonunun Anayasa gereği 40 üyeden, Kamu İktisadi Teşebbüsleri
Komisyonunun 3346 sayılı Kanun gereği 35 üyeden, İnsan Haklarını
İnceleme Komisyonu ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonlarının 23’er
üyeden, diğer komisyonların 25’er üyeden kurulması ve komisyon üyeliklerinin
siyasi parti gruplarına dağılımının ilişik listedeki şekilde olması, Önerilmiştir. Komisyon Üyeliklerinin
Siyasi Parti Grupları ve Bağımsızlara
Dağılım Listesi Komisyonlar Komisyonun Siyasi Parti Gruplarına Düşen Üyelik Üye Sayısı AK
Parti CHP MHP DTP Bağımsız
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım,
Danışma Kurulu… KAMER GENÇ (Tunceli)
– Bu önerinin lehinde söz istiyorum. BAŞKAN – Danışma Kurulu
önerisi lehinde, Sayın Kamer Genç, buyurunuz efendim. Süreniz on dakikadır
Sayın Genç. KAMER GENÇ (Tunceli)
– Sayın Başkan, değerli üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın
Başkana da seçildiği için başarılar diliyorum. Gerçekten, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Başkanı olarak kendisinin seçilmesinden
dolayı Türkiye Büyük Millet Meclisi büyük bir rahatlık içinde kendisini
hissetmiştir. Benim bu önerinin lehinde
söz almamın nedeni: Geçen dönem bu Mecliste yapılan çok büyük bir hata
vardı. Biliyorsunuz, İç Tüzük’ün 11’inci maddesinde diyor ki: Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı teşekkülünde partilere oy
oranında dağıtım yapılır. Biliyorsunuz, Mecliste en önemli görevlerden
birisi Başkan Vekilliği görevidir. Başkan, Başkan Vekilliği çok
önemli bir görevdir ve Meclisi yöneten, özellikle milletvekilinin
Genel Kurulda çalışmasında en etkili rolü oynayan Başkan Vekilidir,
onlar ekseriyetle kürsüye çıkıyorlar. Geçen dönem, maalesef,
bu Başkan Vekilliklerinin dağıtılmasında çok büyük bir haksızlık
yapıldı. Şimdi, İç Tüzük’ün 11’inci maddesinde diyor ki: Başkan Vekilleri
4 kişiden oluşur, bunun ikisi salt çoğunluğu sağlayan partiye verilir.
Bunun anlamı şudur: Salt çoğunluğu sağlayan partiye yalnız 2 kişi
vereceksiniz, ötekiler de hep aldıkları oya göre dağıtılır. Şimdi, geçen dönem
Başkanlık Divanı usulüne göre oluşturulmayınca, usulüne göre
oluşturulmamış bir Başkanlık Divanının çıkardığı yasalar da iptale
bile mahkûmdur, çünkü usulüne göre oluşturulmamış bir Başkanlık Divanının
yaptığı tasarruflar da usulsüz olur. Bu, hukukun genel ilkesidir. Şimdi, geçen dönem
AKP 3 tane Başkan Vekilini aldı, bir de Başkan kendilerindeydi, 4. Öte
tarafta, ana muhalefet partisinin galiba başta 180 veya 176 civarında
milletvekili vardı. Hâlbuki o Başkan Vekillerinin 2’sinin AKP’den
olması lazımdı, 2’sinin muhalefet partisinden olması lazımdı. Eğer,
matematik bilen arkadaşlarımız varsa bunları iyi hesaplaması lazım.
Ama maalesef, o öyle sürdürüldü gitti. Zaten, başlangıçta, yine,
bugünkü iktidar partisi 3 tane Başkan Vekilliğini alacağı konusunda
ciddi bir seçim falan teşebbüsünde bulundu ama son anda bunu düzelttikleri
için Danışma Kuruluna teşekkür ediyorum. Sayın milletvekilleri,
bizim istediğimiz -bu çatı altında evvela Anayasa’ya sadakat
göstereceğimize namusumuz ve şerefimiz üzerine yemin ettiğimize
göre- bundan sonra bu çatı altında yapılacak her şeyin usulüne uygun
yapılmasıdır, yoksa böyle, çoğunluğun iradesini etkin kılarak,
onların iradesi doğrultusunda Türkiye Büyük Millet Meclisini çalıştırmak
ne bu millete ne bu memlekete fayda getirmez. Bu temel kanunların
getirilmesinde de -bu ilk günde özellikle rica ediyorum- böyle 100
maddelik, 200 maddelik kanunları getirip de, 3 madde hâlinde bu Meclisin
yetkisini ortadan kaldıracak şekilde bunları buradan geçirmek de
bu Meclise yakışmayan bir davranıştır. Geçmiş dönemde, maalesef,
çok büyük kanunlar, 150-200 maddelik kanunlar buraya 3-4 madde hâlinde
getirildi. Ne maddeler okunuyor ne maddelerde ne söylendiği belli.
Hele o birtakım kanunlar geliyor ki, işte “torba kanun” adı altında
“Falanca maddenin falanca fıkrasının falanca bendinde şu kelime
şöyle değiştirilmiştir.” Bunlar o kadar büyük bir tuzaktır ki memleketin
geleceğine, bunu uygulayanlar için. İnşallah, bu dönemde, özellikle
Sayın Başkandan bu tip kanunların buraya gelmemesini diliyorum. Çünkü,
bu Mecliste ciddi çalışmalar yapabilmemiz için bu kanunların sağlıklı
incelenmesi gerektiğine inanıyorum. Ayrıca da, biraz önceki
sunuşlarda, Anayasa’nın 82’nci maddesine göre verilen şeylerde
görüyorsunuz, hükûmet üyeleri, bakanlar seyahatlere gittikleri
zaman, kendi dostları, milletvekili arkadaşları götürüyorlar,
ondan sonra gezdiriyorlar, getiriyorlar ve devletin bütçesinden
kendilerine harcırah ödeniyor. Bu olmaz bir şey yani! Şimdi, iktidar
partisinin bakanı olabilirsiniz ama öyle dışarıya götürdüğünüz
zaman, götürüyorsanız kendi cebinizden harcırahınızı verin, bunları
götürün gezdirin. Yani, bunlar bu Meclisin ciddi konuları, ciddiyetle
bu usulsüzlüklerle mücadele etmesi gereken konular. Bunları benim
söylememe gerek yok, sizlerin de bunları engellemeniz lazım. Ama,
ben, Meclisin bu ilk birleşimlerinde bunları hatırlatmak istedim.
Daha başka konularda da, aslında… Bilmiyorum daha sonra nasıl bir
karar alındı, Cumhurbaşkanı seçimi meselesine de eğer bugün girilecekse,
o konuda da bir iki şey söylemek istiyorum. Şimdi, değerli milletvekilleri,
Anayasa’nın 102’nci maddesinde, Cumhurbaşkanının Meclis tarafından
seçilmemesi hâlinde Meclisin derhâl erken seçime gideceği kurala
bağlanmış. Şimdi 22 Temmuzda yapılan bu seçim, Türkiye Büyük Millet
Meclisi, Cumhurbaşkanını seçmediği için mi seçime gitti yoksa erken
seçime mi gitti? Bu konu daha, henüz belirsizlik içinde. Önce erken
seçim kararı alındı ama arkasından da Meclis, Cumhurbaşkanını seçemedi.
Şimdi Anayasa’nın
bu 102’nci maddesinde, Meclisin yenilenmesi hâlinde, yani Cumhurbaşkanını
seçmemesi hâlinde yeni Meclisin ne kadar bir süre içinde Cumhurbaşkanını
seçeceğine dair hiçbir hüküm yok. Yani, şimdi bugün, işte bazı basın
mensupları diyor, basında geçiyor: “Efendim, bugünden itibaren Cumhurbaşkanını
seçmek için süreci başlatacağız.” Ama, neye göre başlatacaksınız?
Var mı bir İç Tüzük hükmü? İç Tüzük hükmüyle de bu olmaz. Anayasa’da
böyle bir hüküm var mı? Yok. Bana göre bu Meclisin
öncelikle kurala bağlaması gereken husus şudur: Türkiye Büyük Millet
Meclisi, Cumhurbaşkanını seçemediği takdirde yenilemeye gittiğinde,
yeni seçilen Meclis kaç gün içinde Cumhurbaşkanını seçecek? Bu Cumhurbaşkanını
seçmediği zaman ne olacak? Bunların kurala bağlanması lazım. Biliyorsunuz,
Anayasa’nın temel bir hükmü vardır: “Hiçbir kurum kaynağını Anayasa’dan
almayan bir devlet yetkisini kullanamaz.” Şimdi bugün neye istinaden
biz Cumhurbaşkanının seçilme sürecini başlatıyoruz? Lütfen söylesinler.
Anayasa’da bir hüküm var mı? Yok. Anayasa bu konuyu
kurala bağlamamış. Çok ciddi bir boşluk var. O hâlde bizim Meclisimizin
yapması gereken şey, bugünden itibaren 102’nci maddedeki bu boşluğu
doldurup, bir Anayasa değişikliğini yapıp, yeni Meclis şu kadar süre
içinde ve şu usullerle Cumhurbaşkanını seçmesi gerekir… Aksi takdirde,
bunu kurala bağlamazsak neye istinaden şey edeceğiz? Yani, burada,
dediğim gibi, İç Tüzük değişikliği de olmayacağına göre, öncelikle
bu konunun Mecliste ele alınması, bir Anayasa değişikliği yapılması
ve ona göre karar verilmesi lazım. Arkasından, bir başka
durum var. Tabii, geçen Mecliste, böyle, çoğunluğun tek taraflı iradesine
dayanarak Anayasa aniden değişince, açıkta çok şey kalıyor. Şimdi,
bir Anayasa değişikliği yapıldı, 21 Ekimde referandum var. 21 Ekimde
yapılacak referandumda, Anayasa’da değişiklik kabul edilir mi
edilmez mi? Edilmediği zaman ne yapılacak?
Edildiği zaman, geçici 19’uncu maddede hüküm var, diyor ki, efendim,
bu referandum kabul edildikten sonra şu kadar süre içinde Cumhurbaşkanının
ilk tur seçimi yapılacak, birinci turdan sonra da ikinci seçim şu tarihte
yapılacak. Şimdi, o Anayasa… 21 Kasımda, siz Anayasa değişikliğini
referanduma sunduğunuz zaman ve o açıkça halk tarafından kabul
edildiği zaman, Anayasa’nın bu hükmü geçerli değildir, uygulayamayız
diyebilir misiniz? Anayasa’ya açıkça sadakat yemini etmiş insanlarsınız.
Bugün, Cumhurbaşkanı seçtiğiniz zaman, o zaman da referanduma gittiğiniz
zaman ve o referandum da kabul edildiği zaman ne olacak? Mevcut Cumhurbaşkanının
yeniden seçilmesi lazım, halk tarafından seçilmesi lazım, çünkü
Anayasa’nın hükmünü siz kaldıramazsınız. O hüküm, 21 Ekimden
sonra halkın vereceği referandum sonunda kabul edilecek. Bunların, bence, bu
Meclis tarafından tartışılması lazım ve buradan acele bir karar almaya
gerek yok. Sayın Tayyip Erdoğan’a
Cumhurbaşkanı hükûmet kurma görevini vermiştir, aşağı yukarı bir
hafta geçmiştir, çoğunluk kendisindedir, hükûmet kurulamıyor. Neden
yani? İstifa etmiş bir hükûmet var ortada. Neden bu hükûmet kurulmuyor?
Bunun burada izah edilmesi lazım. Böyle… (AK Parti sıralarından gürültüler)
Efendim, bakın, meseleleri karmaşık hâle getiriyorsunuz. BAŞKAN – Arkadaşlar,
laf atmayın lütfen. Lütfen arkadaşlar… KAMER GENÇ (Devamla)
– Burada, hukukçular bilir, bu memlekette her şeyin kuralına göre
yapılması lazım. Bunun var mıdır bir örneği? Yani, Cumhurbaşkanı
bir kişiye hükûmet kurma görevini vermiş ve bir hafta geçmiş, kıllarını
kıpırdatmamış. (AK Parti sıralarından gürültüler) Böyle bir şey olmaz
ki! Yani, evvela, hükûmet kurma görevi verildikten sonra… Şu anda
istifa etmiş bir hükûmet var. İstifa etmiş bir hükûmet tasarrufta bulunamaz.
Bulunamayacağına göre… Memleketin çok acil meseleleri var. Ankara
susuzluktan yanıyor, her taraf kupkuru oldu. Memleketi mi yakacaksınız?
Yani, herhâlde memleketi de yakmayı göze, onun da peşine… (CHP sıralarından
alkışlar) Ankara, memleketin büyük şehirleri susuzluktan yanıyor,
hükûmet rahat rahat yerinde oturuyor, belediye başkanları rahat rahat
yerlerinde oturuyor. Acaba, bunun sorumlusu kim? Böyle bir şey olur
mu? Bu memleket… (Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Teşekkür ederiz
Sayın Genç. KAMER GENÇ (Devamla)
– Cümlemi bitireyim Sayın Başkanım. BAŞKAN – Buyurun. KAMER GENÇ (Devamla)
- Değerli milletvekilleri, bunlar çok ciddi sorunlardır. Memlekette
çok ciddi sorunlar vardır. Hemen gelip de kendi kafamıza göre gündemler
belirlemeyelim. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde
kişilerin tercihi değil, hukukun, Anayasa’nın kuralları geçerli
olur. Ben hepinize saygılar
sunuyorum efendim. (CHP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Genç.
SADULLAH ERGİN (Hatay) – Sayın Başkan,
Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz istiyorum. BAŞKAN - Danışma Kurulu önerisinin lehinde, Sayın Ergin,
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar) SADULLAH ERGİN
(Hatay) – Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım;
23’üncü Dönem Parlamento çalışmalarının hayırlar getirmesini temenni
ediyorum.
Tüm parti gruplarımıza, Parlamentoda görev yapan
milletvekillerimize başarılar diliyorum. Danışma Kurulu
önerisinin lehinde söz aldım.
Bilindiği üzere, Parlamentoda Başkanlık Divanının
oluşabilmesi için, Başkanlık Divanındaki üye sayılarının, bunların
siyasi parti gruplarımıza göre dağılımının tespit edilmesi gerekiyor.
Komisyon üye adetlerinin ve hangi partiye kaç adet
üye düştüğünün belli edilmesi gerekiyor. Bütün
bunlar Parlamentonun yapacağı ilk çalışmalardan. Bunun için, dün,
Mecliste temsil edilen siyasi parti gruplarımızın değerli temsilcileriyle
beraber, Meclis Başkanımızın riyasetinde bir Danışma Kurulu toplantısı
yapıldı.
Bu toplantıda, bugün buraya getirilen öneriler,
hiç kimsenin kendi kafasına mahsus, kendi arzusu, önerisi değil,
değerli siyasi parti temsilcilerimizin birlikte kararlaştırdığı
hususlardır. Bu anlamda, mutabakatla bir Danışma
Kurulu önerisi huzurlarınıza getirilmiştir. Dolayısıyla, ben, Sayın Genç’in bu yöndeki sözlerinin,
bugün için görüştüğümüz konularla örtüşmediğini belirtmek istiyorum.
Ayrıca, sayın bakanlarımızın yurt dışı
gezilerinde yanlarına refakatle aldığı milletvekilleriyle ilgili
sözlerinin de içeriğini… Onlar geçen döneme ait gezilerdir.
Ancak, Hükûmet üyelerinin
yurt dışı ziyaretlerinde geçen dönem yapılan uygulamalarda, hemen
hemen tüm ziyaretlerde, muhalefet partilerimizden de belli oranda
milletvekillerimizin yurt dışına götürüldüğünü geçen dönem görev
yapan arkadaşlarımız da bilirler. Yine, birçok konuya
değindi Sayın Genç.
Bunlardan bir tanesi de 21 Ekimde yapılacak referandumla
ilgili konuydu. Bunlar, böyle, belki birkaç cümleyle dokunulacak,
geçilecek konular değil ama belli birtakım ithamlar olduğu için de belki bir iki cümleyle
cevap verme gereği var. Geçici 19’uncu
maddeye değindiler.
Geçici 19’uncu maddenin içeriği, 11’inci Cumhurbaşkanının
seçimine dönük olarak düzenlenmiş, geçici, istisnai bir maddedir.
Yine, Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanımıza
hükûmeti kurma görevi tevdi ettiğini, ancak, bir hafta geçmesine
rağmen hükûmetin kurulmadığını… Bunu da bir eleştiri
konusu yaptı Sayın Genç. Bu konuda da Anayasa’mız çok net ifade
eder. Hükûmeti kurmak için kırk beş
günlük Anayasa’da bir süremiz var. Bu anlamda, Sayın Başbakanımız,
gerekli incelemeleri, temasları yapacaktır. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, sayın
konuşmacı olayı yanlış anlattı. SADULLAH ERGİN (Devamla) – Sayın Genç,
siz konuşurken ben saygıyla dinledim. Lütfen… KAMER GENÇ (Tunceli) – Kırk beş gün ayrı bir süre. SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bu sürenin
başlangıç tarihi Meclis Başkanlık Divanı oluştuğunda mı başlar,
yoksa görevin tevdi edildiği tarihte mi başlar? Böyle de bir ihtilaf
söz konusu olduğu için, elbette ki Meclis Başkanlık Divanının oluşumundan
-ki bugün inşallah oluşacak- sonra bu görevin icra edilmesi daha
şık olacağı için, siyaseten daha uygun olacağı için bugüne kadar
bir adım atılmamıştır diye düşünüyorum ve Danışma Kurulu önerisinin
lehinde oy kullanacağımızı ifade ediyor, Genel Kurula saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Ergin. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, sayın
konuşmacı olayı yanlış anlattı. BAŞKAN – Sayın Genç, şimdi, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin daha başındayız, dönemin başındayız. Tecrübeli arkadaşlarımızın, yeni gelen arkadaşlarımıza,
özellikle de gençlerimize örnek teşkil edecek davranışlarda bulunması
beklenir. Bunların başında da kürsüde konuşan arkadaşımıza
müdahale edilmemesi lazım geldiği, kürsü özgürlüğünün sonuna kadar korunması lazım geldiği, oturulan yerden mümkünse
hiç laf atılmaması gereği gibi birtakım hususlar gelir. Bütün arkadaşlarımızın buna dikkat edeceğini umuyorum.
Danışma Kurulu önerisini ve ekli listeyi
oylarınıza sunuyorum: Değerli milletvekilleri,
gündemin “Seçim” kısmına geçiyorum. IV.
- SEÇİMLER 1.-
Başkanlık Divanı üyeliklerine seçim BAŞKAN - Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı üyelikleri için seçim yapacağız. Parti gruplarınca
bildirilen adayları gösteren listeyi okutup oylarınıza sunacağım. Buyurun: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlık Divanı Üyelikleri Aday Listesi
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım,
listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul
edilmiş ve Başkanlık Divanımız teşekkül etmiştir. Divanda görev alan,
seçilen bütün arkadaşlarımıza, milletvekillerimize başarılar
diliyoruz. Değerli milletvekilleri,
Başkanlık Divanımız oluştuğundan, Anayasa’nın 102’nci maddesi uyarınca,
Cumhurbaşkanı adaylarının Meclis Başkanlık Divanına 10 Ağustos
2007, yani bugünden başlayarak 19 Ağustos 2007 Pazar günü saat
24.00’e kadar bildirilmeleri gerekmektedir. Genel Kurulun bilgilerine
sunuyorum. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanı
seçimi için otuz günlük bir süre gerekmektedir. Bunun ilk on günü Cumhurbaşkanı
adaylarının Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanına bildirilmesi,
kalan yirmi günü de 4 sayısını geçmemek üzere turların yapılabilmesine
dair bir takvimin oluşmasıdır. Başkanlığımıza henüz,
turlarla ilgili takvime ilişkin bir Danışma Kurulu önerisi gelmediğinden,
bunu teminen birleşime on beş dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 15.29 İKİNCİ OTURUM Açılma Saati: 15.40 BAŞKAN: Köksal TOPTAN KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Harun TÜFEKCİ
(Konya) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 3’üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum. Danışma Kurulunun bir
önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım. III. - ÖNERİLER (Devam) A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ (Devam) 2.- Genel Kurulun çalışma günleri ile Cumhurbaşkanı seçimi
için yapılacak oylamaların gün ve saatlerine ilişkin Danışma Kurulu
önerisi Danışma Kurulu Önerisi No: 3 Tarihi:
10.08.2007 Danışma Kurulunun
10.08.2007 Cuma günü (bugün) yaptığı toplantıda, aşağıdaki önerilerin Genel
Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
Öneriler: 1. Gündemde görüşülecek
konu bulunmadığından Genel Kurulun 14.08.2007 Salı, 15.08.2007 Çarşamba ve
16.08.2007 Perşembe günleri çalışmaması, 2. Aday gösterme süresi 19
Ağustos 2007 Pazar günü saat 24.00’te sona erecek olan Cumhurbaşkanı seçimi
için, TBMM Genel Kurulunun 20, 24 Ağustos ve 01 Eylül 2007 günlerinde de saat
15.00’te toplanması, Anayasanın 102’nci maddesi gereğince Genel Kurulda
yapılacak oylamalardan; a) Birinci oylamanın 20
Ağustos 2007 Pazartesi günü saat 15.00’te başlayacak birleşimde yapılması, b) Birinci oylamada
sonuç alınamadığı takdirde, ikinci oylamanın 24 Ağustos 2007 Cuma günü saat
15.00’te yapılacak birleşimde yapılması, c) İkinci oylamada da sonuç
alınamadığı takdirde, üçüncü oylamanın 28 Ağustos 2007 Salı günü saat 15.00’te
başlayacak olan birleşimde yapılması, d) Üçüncü oylamada da
sonuç alınamadığı takdirde, dördüncü oylamanın 01 Eylül 2007 Cumartesi günü
saat 15.00’te başlayacak birleşimde yapılması, Önerilmiştir. KAMER GENÇ (Tunceli) –
Sayın Başkan, ben önerinin aleyhinde söz istiyorum. BAŞKAN – Danışma Kurulu
önerisi aleyhinde, Sayın Kamer Genç, buyurun. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; biliyorsunuz, Türkiye bir hukuk devletidir.
Şimdi, Anayasa’mızın 6’ncı maddesinde “Hiçbir kimse veya organ kaynağını
Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.” Şimdi, Danışma Kurulunun
getirilen önerisinde deniliyor ki: “Cumhurbaşkanını seçme sürecini başlattık.”
Neye göre başlattık? Şimdi, önümüzdeki Anayasa hükmüne göre, Anayasa’nın
102’nci maddesinde diyor ki: “Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından otuz
gün önce veya Cumhurbaşkanlığı makamının boşalmasından on gün sonra
Cumhurbaşkanlığı seçimine başlanır…” Mevcut Cumhurbaşkanının süresi 16 Mayısta
dolmuştur. Öyle zannediyorum, 16 Mayıs, tarihte yanılabilirim. O sırada, eski,
22’nci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhurbaşkanının seçimini yapamamıştır
ve Anayasa Mahkemesine gidilmiştir 367 oy meselesinden dolayı. Dolayısıyla,
Anayasa Mahkemesince, 367 milletvekili Cumhurbaşkanı seçiminde irade beyan
etmediği için bu Meclisin Cumhurbaşkanı seçemeyeceği, dolayısıyla, o kural
gereğince seçimlerin derhâl yenilenmesi, yani 102’nci maddeye göre yenilenmesi
gerektiği karara bağlanmıştır. Anayasa Mahkemesinin bu
kararından önce, aslında, Türkiye Büyük Millet Meclisi bir erken seçim kararını
almıştır. Şimdi, ortada karışık bir durum var. Şimdi, 22 Temmuzda, yani 23’üncü
Dönem milletvekilliği seçimi Cumhurbaşkanını seçememiş ve bu nedenle kendisini
feshetmiş bir Meclis midir, yoksa erken karar üzerine, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin erken seçim kararı alması üzerine oluşturulmuş bir Meclis midir? Bu
konunun bir defa açıkça karara bağlanması lazım. Bence, benim kanaatime
göre, bu Meclis, geçmişte Cumhurbaşkanını seçememiş bir Meclis yerine seçilmiş
bir Meclistir. Aksi takdirde, o günkü Cumhurbaşkanı, süresi dolmuş, hâlâ o
makamda bulunmaktadır. Şimdi, -102’nci maddeyi,
ben biraz önce okuduğum zaman da söylemiştim- 102’nci maddede, Meclisin,
Cumhurbaşkanını seçmemesi hâlinde derhâl seçime gitmesi ve yeniden
seçilmesinden sonra hangi safhalarda ne kadar bir sürede Cumhurbaşkanı
seçeceğine dair bir hüküm yok Anayasa’da. Yani, varsa lütfen söyleyin. Şimdi, Meclis
Başkanımızın, “Anayasa’nın şu kuralına göre ben bugünden itibaren Cumhurbaşkanı
seçilme sürecini başlatıyorum.” diye izah etmesi lazım -Türkiye bir hukuk
devleti- ve Anayasa’nın hangi maddesinden bu yetki alınıyor? Yani, bu,
mantıkla, kıyas yoluyla karara bağlanacak bir hüküm değil. Eğer, Sayın Başkan
bugünkü bu uygulamasına devam ederse, siz, şimdi, Danışma Meclisi kararını
kurala bağlayacaksınız, burada bir eylemli İç Tüzük değişikliği anlamına gelir
ve ben, Anayasa Mahkemesine dava açmayı düşünüyorum, ama tabii ki, Anayasa
Mahkemesine dava açacak sayıda milletvekili bana imza verirse, ben bu nedenle,
Anayasa Mahkemesine bu sürecin iptali için dava açacağım ve bana da
milletvekili arkadaşlarımız destek verirlerse. Bana göre, bu Meclisin
önce karara bağlaması gereken husus şu: 102’nci madde gereğince Cumhurbaşkanı
seçilmediği takdirde ve Meclis de seçimi yenileyip de yeniden geldiğinde ne
kadar bir süre içinde Cumhurbaşkanı seçeceğini açıkça bir Anayasa kuralı hâline
getirmesi lazım. MUSA SIVACIOĞLU
(Kastamonu) – Uygulama var zaten. KAMER GENÇ (Devamla) -
Efendim, uygulama yok şimdiye kadar. Bu, uygulamayla da olmaz, bu bir Anayasa
hükmüdür, Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasa’da yer alması gereken bir kuraldır. O
zaman, 82 Anayasası yapıldığı zaman, maalesef bir boşluk bırakılmıştır, bu
boşluk şimdiye kadar fark edilmemiştir, ama şimdi karşı karşıya bulunduğumuz
gerçek, bu boşluğun doldurulması gerekir. Değerli arkadaşlarım,
biz burada Türkiye Büyük Millet Meclisi adına karar veriyoruz, hukukun bütün
kurallarını göz önünde bulundurmamız lazım. Yani, yarına ben veya Anayasa
Mahkemesine gittiniz: “Ey Meclis, sen hangi yetkiyi kullanarak, Anayasa’nın
hangi maddesine istinaden sen Cumhurbaşkanı seçimini gündemine aldın?” Bu,
Anayasa’da yok. 102’nci maddeyi açın, var mı? Yok.
Demek ki, 102’nci madde, Cumhurbaşkanı süresi dolduktan ilk, yani, dolmadan bir
aylık süre. Ama, mevcut Cumhurbaşkanı göreve devam, eski Cumhurbaşkanı,
seçilemediği için devam ediyor, görevde; Cumhurbaşkanlığı da boşalmamış, süresi
de geçmiş. Ama, bunlar, bana göre çok önemli hukuk kurallarıdır. Bunları burada
kurala bağlamadan, bu yönden bir değişiklik yapmadan, efendim, iktidar partisi
çoğunluğu istiyor diye, biz Cumhurbaşkanını seçelim… Böyle olmaz ki bu!
Cumhurbaşkanı, senin istediğinle, benim istediğimle seçilmez. Burası bir
Anayasa, bir hukuk devletidir. Anayasa’nın da -dediğim gibi- 6’ncı maddesinde
“Hiçbir kimse ve makam kaynağını Anayasadan almayan devlet yetkisini
kullanamaz.” Şimdi, siz buradan çıkıp da gidip de gelen
birini seçebilir mi Meclis? Seçemez. Ancak bir yetki verilecek ki kendisine,
Meclis şu yetkiye istinaden, Anayasa’daki bir yetkiye istinaden herhangi bir
işlemde bulunabilir. Yoksa, Anayasa’da bir hüküm yoksa, siz tutup da kendinize
kıyas yoluyla, efendim, biz, Meclis, seçilmiş, gelmiş… Ee, yok, Anayasa’da
böyle bir hüküm yok. “Ee, kıyas yoluyla uygularız…” Niye kıyas yoluyla
uyguluyorsun efendim? Bunun kıyas yoluyla uygulanacak hâli yok ki. Sen
Meclissin; önce Anayasa’nı değiştir, kendine kuralını getir, koy ve ona göre de
Cumhurbaşkanını seçelim. Yani, böyle, kuralsız, önceden kuralları belirlenmemiş
bir seçim sistemiyle nasıl gidebilirsiniz? Mesela, yeni yapılacak Anayasa
değişikliğiyle bu süre kısaltılabilmeli. Mesela, 102’nci maddeye göre bir
Meclis Cumhurbaşkanını seçememiş, ondan sonra seçime gidilmiş, geldikten sonra,
hemen bir hafta içinde Cumhurbaşkanını seçmek zorunluluğunu da getirebilirsiniz
veya on gün içinde Cumhurbaşkanını seçme zorunluluğunu da getirebilirsiniz. Cumhurbaşkanının,
bu hâlde, ikinci seçilme hâlinde, daha böyle 367, millet… Yani, salt -salt
çoğunluk neydi?- üçte 2 çoğunluk yerine daha uzlaşabilir bir rakamla da seçme
ilkesini getirebilirsiniz veyahut da tabii, Anayasa Mahkemesi verdiği 367
kararında diyor ki: “Cumhurbaşkanı devletin başıdır.” Anayasa Mahkemesinin o
kararının iyi okunması lazım. “Mümkün olduğu kadar bu konuda uzlaşma sağlanması
lazım” diyor. Tabii ki, Cumhurbaşkanı devletin başı. Dolayısıyla, bu devletin
başını seçerken, elbette ki… Bunun, Türkiye Cumhuriyeti devletinin birlik ve
bütünlüğünü temsil edecek, bunu sağlayacak, tarafsız, bilgili, nitelikli
kişilerden olması lazım, Türkiye Cumhuriyeti devleti niteliklerini savunacak
kişi olması lazım. Onun için, bence, böyle
bir karar almadan önce -ben, yüce Meclisten rica ediyorum- süratle bir Anayasa
değişikliğiyle bir kural koyalım, bunu da Meclisten geçirelim, ondan sonra
Cumhurbaşkanını seçelim. Sonra, Cumhurbaşkanlığı makamı boş da değil. Ama,
bugünkü iktidar partisiyle aralarında… Olabilir, her şey iktidarın başının
dediği gibi gidecek hâli yok ya. Türkiye’nin kuralları var, Türkiye bir hukuk
devletidir ve bu hukuk devletinin kurallarının işlemesi lazım. Bu aceleler
memlekete fayda getirmez değerli milletvekilleri. Yani, biz… Bu arada başka bir şey
de söylemek istiyorum: Efendim, birtakım insanlar “eh üçün birinde, yani,
işte, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis
Başkanı, üçünden birisinin hanımının başı açık olursa, eh, bu artık, demek ki,
bu memlekete bir ferahlık getirebilir…” Bunların hepsi, bence -yani, bunu
buradan söylemek de istemiyorum ama-
çok… BAŞKAN – Sayın Genç… KAMER GENÇ (Devamla) –
Tamam efendim… BAŞKAN - Yani, bunun ne
alakası var şimdi söz aldığınız konuyla? KAMER GENÇ (Devamla) –
Var da… Yani bir şey daha söylemek istiyorum… BAŞKAN – Rica ederim… KAMER GENÇ (Devamla) –
Arkadaşlar, Çankaya makamı önemli, Meclis Başkanlık makamında türban oturmuş,
ama, Çankaya’ya daha oturmamış. Onun için, yani, bu hususları da dikkatlerinde
tutmamız lazım. Yani, yine, çok da fazla… Arkadaşlarımız belki
sabırsızlanıyorlar. Arkadaşlar, burada olayların enine boyuna tartışılması
lazım. Aksi takdirde Türkiye Cumhuriyeti hak ettiği nitelikte, kişilikte ve
olgunlukta bir yönetimle karşı karşıya kalmaz. Onun için her şeyi baştan sonuna
kadar iyi tartalım, tartışalım, doğru karar verelim. Ben, Sayın Meclis
Başkanına şu anda soruyorum: Siz, lütfen, bu Cumhurbaşkanı seçme sürecini
Anayasa’nın hangi maddesine göre başlatıyorsanız bana söyleyin, ben de tatmin
olayım. Saygılar sunuyorum
efendim. BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Genç. Danışma Kurulu önerisi
lehinde, Sayın Ergin, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar) SADULLAH ERGİN (Hatay) –
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz aldım. Danışma Kurulumuz,
yapmış olduğu çalışmayla, Cumhurbaşkanlığı adaylık müracaat süresi içerisinde
Genel Kurulun gündeminde görüşülecek konu olmadığından bahisle -salı, çarşamba
ve perşembe günleri- önümüzdeki haftanın çalışma günlerinde çalışılmamasını
önermektedir. Bunun yanında,
Cumhurbaşkanlığı seçim takviminin, aday müracaatlarının, biraz önce 10 Ağustos
tarihi itibarıyla başladığı ilan edildi. 19 Ağustos tarihi de adaylık
müracaatının son günüdür. Bundan sonraki seçim günlerinin ve turlarının
belirlenmesi için bir takvim belirtilmiştir; Danışma Kurulu önerisinin
temelinde bu vardır. Bu takvimi de bugün getirmemizin sebebi şudur: Bu süre
içerisinde milletvekillerimiz -yaz aylarında seçim kampanyası yaptılar- bir on
gün seçim bölgelerine ayrılabilsinler ve bu süre içerisinde vekillerimizi
tekrar Ankara’ya, Genel Kurula, Meclise çağırmak zorunda kalmayalım diye
gruplarımız bugün bu öneriyi getirmeyi uygun buldu. Burada, biraz önce
Danışma Kurulu önerisi aleyhine söz alan Sayın Genç’in biraz önceki
konuşmasında da ifade ettiği bir hususu tavzih etme ihtiyacı var, o da şudur:
23’üncü Dönem Parlamento, burada görev yapan milletvekili arkadaşlarımız;
Anayasa’mızın 102’nci maddesinin son fıkrasına göre seçime gitmiş bir
Parlamentonun oluşturduğu bir Genel Kurul değil burası. Geçen dönem
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, süreç sonuçlanmadan önce, Parlamento kendi
iradesiyle, Parlamentoda bulunan tüm siyasi parti gruplarımızın ittifakıyla
erken seçim kararı alması üzerine 22 Temmuz tarihinde yapılan seçimler sonucu
bu Parlamento, 23’üncü Dönem Parlamento göreve başlamıştır. Bu konu o kadar
açıktır ki ve o kadar da izahtan varestedir ki, bunu defalarca burada
tekrarlamasını, Sayın Genç gibi tecrübeli bir hukukçunun bu şekilde bunu tekrar
tekrar gündeme getirmesini ben yadırgadığımı ifade ediyorum. Bu konu
tartışılmayacak kadar açık bir gerçekliktir. İkincisi,
Cumhurbaşkanının nasıl seçileceğine ilişkin itirazları var Sayın Genç’in.
Değerli arkadaşlar, Anayasa’mız Cumhurbaşkanlarının seçim yetkisini Türkiye
Büyük Millet Meclisine tevdi etmiştir, bu yetki tartışmasızdır. Geçen dönem
102’nci maddemiz doğrultusunda seçim süreci başlatılmış, ama o süreç
içerisinde, hepinizin bildiği gibi, konu Anayasa Mahkemesine taşınmış ve oradan
çıkan bir karar neticesinde, geçen Parlamentonun bu seçimi yapamayacağı
anlaşıldığı ortaya çıktıktan sonra Parlamento kendi iradesiyle seçime
gitmiştir. Şimdi, Parlamentonun bir
görevi var, Cumhurbaşkanı seçme görevi. Bu görev bu Parlamentonun. Dolayısıyla,
bu Parlamentonun görevi ne zaman başlayacak? Başkanlık Divanı oluşumuyla
beraber Parlamentoya yüklenmiş olan yükümlülükler hukuken işlemeye
başlayacaktır. Bu açıdan, biraz önce gruplarımız Başkanlık Divanına kendi
kontenjanlarına düşen üyeleri tevdi etmişler ve Başkanlık Divanı hukuken
teşekkül etmiştir. Başkanlık Divanının teşekkülünden sonra, Anayasa’mızın
emredici hükmü gereğince Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bir duyuruda
bulunmuştur. Bunu yapmaması Anayasa’yı ihmaldir, Anayasa’nın emredici hükmünü
ihmal etmektir, görevini yapmamaktır. Şimdi, “Efendim, bir
Anayasa değişikliği yapalım, bunları açıkça yazalım, ondan sonra da bu
Cumhurbaşkanını seçelim.” diyor Sayın Genç. Peki, Anayasa’mızın 102’nci
maddesinde Meclisi sınırlandıran bir süre var. Otuz gün içerisinde bu
Cumhurbaşkanı seçimi yapılamaz ise, bu Parlamento, Anayasa 102’nci maddenin son
fıkrası gereğince derhâl seçime gitmesi gereken bir Parlamento durumuna
düşmeyecek midir? Burada, hemen Anayasa’yı okuyarak buradan bir hüküm çıkarmak
mümkün değil. Bu konuştuğumuz ya da
getirdiğimiz öneri, siyasî parti gruplarımızın dün yapmış olduğu bir buçuk
saatlik görüşmede, Meclis hukukçularının yaptığı çalışmalarla ortaya çıkarılmış
bir Danışma Kurulu kararıdır, önerisidir. Genel Kurulumuz bunu kabul ettiği
takdirde de Parlamentomuz, Anayasa’mızın kendisine vermiş olduğu yetkiyi
kullanmış olacaktır. Ayrıca, Parlamentonun
açıldığı, çalışmalara yeni başladığımız bu günler içerisinde, benim Genel
Kuruldan bir ricam, bir temennim olacak. O da şu: Burada, bu konuşmalar
esnasında, hiç de gereği olmadığı hâlde bir türban tartışmasını Sayın Genç
kürsüye taşımıştır. Türkiye’nin ihtiyacı bu değildir. Biz, Türkiye’yi parçalara
bölme lüksüne sahip değiliz. “Türkiye” dediğimiz kavram, başörtülüsüyle
başörtüsüzüyle, inananıyla inanmayanıyla, doğulusuyla güneylisiyle,
kuzeylisiyle batılısıyla, yetmiş milyonun oluşturduğu organizmaya biz “Türkiye”
diyoruz. Biz buna talibiz. (AK Parti sıralarından alkışlar) Yoksa, bu ülkeyi,
doğulu batılı, kuzeyli güneyli, başı açık başı örtülü gibi kategorik birtakım
sınıflara ayırmaya kalkarsak, bu ülkeye yapabileceğimiz en büyük kötülük bu
olur. Biz, yetmiş milyonu kardeş yapacak ve kardeşçe yaşatacak bir çalışma
süreci götürmek istiyoruz bu Parlamentoda. Bu kutsal çatı altında da,
inanıyorum ki, milletimiz bizi bunun için görevlendirdi. GÜROL ERGİN (Muğla) –
Demagoji yapma! SADULLAH ERGİN (Devamla)
- Ben, yasama döneminin başlangıcında, temennim olarak, bir arzum olarak,
milletimizi bir bütün olarak değerlendirme temayülündeyim. Grubumuz da bu yönde
çalışma yapacaktır. Bu duygularla Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum ve Danışma Kurulu önerisinin lehinde oy
kullanacağımızı ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Ergin. Değerli arkadaşlarım,
bildiğiniz gibi… HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Lehte… BAŞKAN – Buyurunuz
efendim. HASİP KAPLAN (Şırnak) –
Sayın Başkan, değerli üyeler; 23’üncü Dönem Parlamentosunun, umarım ki,
Türkiye’de iç barışa en büyük katkıyı sağlayacağına inanıyorum. O inançla
buradayız ve şunu ifade etmek istiyorum ki, Meclisin açıldığı ilk günden bu
yana, ortak aklın, sağduyunun egemen olduğu bir anlayış içinde, ortaklaşarak
alınan kararların hayata geçtiği bu Mecliste, ben de Danışma Kurulunun önerisi
lehinde konuşmak istedim. Meclisin açılışından bu
yana… Özellikle Başkanımızı ve yeni Başkanlık Divanımızı seçilmesinden dolayı
kutluyorum ve -içimde kalmasın- bir şey söylemek istiyorum: İç Tüzük’te,
erkekler frak giyecek deniliyor. Umarım kadın cins eşitsizliği konusunda da
Meclisimiz kısa sürede bir değişiklik yapar, kadın-erkek ayrımcılığına yol açan
bu düzenlemeyi düzeltir. Ben şunu anlatmak
istiyorum: Bu Meclis, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana belki de en renkli, en
coşkulu Meclis olarak tarihe geçecektir ve en önemli, seçimini yaptığı,
anayasal yükümlülüğü olan Cumhurbaşkanlığı seçimini bir saniye dahi
geciktirmeden yapmak görev ve sorumluluğundadır. Onun için, Danışma
Kurulumuzun, tüm grubu bulunan siyasi partilerimizin saygın temsilcilerinin ortaklaşa
olarak aldığı bu kararın hem Anayasa’ya hem yasalara hem bir hukuk devletine
yaraşır bir önerge olduğunu, bir hukukçu olarak, düşünüyorum. Çünkü, hukukta
boşluk yoktur, yeni Meclis seçilmiştir, görevine başlamıştır; Anayasa’nın
102’nci maddesi çok açıktır ve otuz gün içinde bu görevi yerine getirmek
zorundadır. Umuyorum ki, nasıl ki,
Meclis Başkanımız ortak uzlaşı ve diyalog anlayışı içinde seçilmişse,
Cumhurbaşkanımızın da bu anlayışla, bütün 73 milyon yurttaşını kucaklayacak bir
anlayışla da seçileceğine olan inancımı burada ifade etmek istiyorum ve eşit ve
özgür yurttaşları olan bir ülkenin, insan haklarına, hukuka, demokrasiye saygın
ve olgun tavrını göstermemiz gerektiğini de Meclisin ilk gününde burada
açıklamak istiyorum. Ciddiyet İç Tüzük’ümüzde
vardır, sorumluluk da vardır ve her üyenin de buna uygun davranması gerekir.
Şimdiden, hiç kimsenin Meclis Başkanlık Divanımızı sıkıntıya sokmamasını
özellikle istirham ediyorum. Bir başka şey ifade etmek
istiyorum: Birbirimizi iyi anlamak zorundayız, iyi konuşmak zorundayız.
Ülkemizin hassasiyetleri vardır ve elbette ki, bu Meclis bunları konuşmak
içindir, tartışmak içindir, çözüm bulmak içindir. Bugün türban meselesi,
yarın başka bir mesele, yarın başka bir mesele… Bunu, biz, bu sorumluluk ve
bilinçle burada tartışmak ve olgun bir davranışla doğruları bulmak için
halktan, seçmenden onay aldık, buraya geldik. “Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir” sözünün gerçek içeriği ve anlamı budur. Hukuk, kötüye kullanılmak
için değildir. Hukuk, kamusal düzeni sağlamak içindir ve boşluk elbette
olmamalı, Cumhurbaşkanı zamanında seçilmeli. Hükûmet de, umuyorum çalışmaları
vardır, çoğunluk iktidar partisinin ve bir an önce o da kurulacaktır. Bir an
önce Meclisin 1 Ekimden itibaren yasama dönemine tam hazır olması gerektiği
anlayışıyla, yapılacak referandumun sonradan bir yasal düzenleme olması
nedeniyle Meclisin, bugünkü, Cumhurbaşkanını seçme yetki ve görev ve
sorumluluğunu etkilemeyeceğini, sonradan yapılan hukuki düzenlemelerin sonraya
ilişkin olduğunu burada ifade etmek istiyorum ve hepinizi bu ilk Meclis
konuşmamda saygıyla selamlıyorum ve öneri lehinde oy kullanacağımızı ifade
etmek istiyorum. Teşekkürler. (DTP ve AK
Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Kaplan. Değerli arkadaşlarım,
biraz evvel de ifade ettim, Anayasa’mız Cumhurbaşkanlığının seçimi süreciyle
ilgili otuz günlük bir zaman dilimi öngörmüş, bunu da ikiye ayırmıştır. İlk on
gün içerisinde aday gösterme işlemi yapılmakta, kalan yirmi gün içerisinde de
dört tur, en çok, oylama yapmak suretiyle Cumhurbaşkanlığı seçimi
tamamlanmaktadır. Anayasa’mız
Cumhurbaşkanlığı adaylığı müracaatlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlık Divanına yapılacağını öngördüğünden ve yeni seçimle gelen yüce Meclis
bugünkü oturumunda Başkanlık Divanını seçip, tamamladığından, aslında, biz
açıklama yapmak zorunda kalmasak bile, bir karar alınmasa bile Cumhurbaşkanlığı
seçimi süreci kendiliğinden başlamış sayılmak lazım gelir. Ama, biz, Başkanlığın
bu kararını açıkladık ve bugünden itibaren Cumhurbaşkanlığı adaylarının
Başkanlık Divanına başvurabileceğini ilan ettik. Danışma Kurulu önerisiyle de
bunun ikinci etabı olan turların hangi tarihlerde yapılacağı öngörülmektedir. O
nedenle, yapılan işlemde bir hukuki eksiklik yahut yanlışlık söz konusu
değildir. Danışma Kurulu önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler…Danışma Kurulu önerisi kabul
edilmiştir. Sayın milletvekilleri,
Cumhurbaşkanı seçiminin birinci oylamasını yapmak üzere, alınan karar
gereğince, 20 Ağustos 2007 Pazartesi günü saat 15.00’te toplanmak üzere,
birleşimi kapatıyorum. Kapanma
Saati: 16.08 |
|