deneme Normal deneme 3 0 2007-07-10T11:05:00Z 2007-07-10T11:05:00Z 1 51835 295460 Türkiye Büyük Millet Meclisi 2462 693 346602 10.2625 0 0 nk 0 nk 0 0 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖ­NEM: 22                         CİLT: 161       YA­SA­MA YI­LI: 5

 

 

 

TÜR­Kİ­YE BÜ­YÜK MİL­LET MEC­Lİ­Sİ

TU­TA­NAK DER­Gİ­Sİ

 

 

121’in­ci Bir­le­şim

3 Haziran 2007 Pazar

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

                                                                                                                 Say­fa       I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

 II. - BU BİRLEŞİM TUTANAK ÖZETİ

III. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

IV. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­ri­hi Mil­li Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

3.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

4.- Ağ­rı Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ke­rim Yıl­dız ve 11 Mil­let­ve­ki­li­nin, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1013) (S. Sa­yı­sı: 1418)

5.- 8/5/2007 Ta­rih­li ve 5654 Sa­yı­lı Nük­le­er Güç San­tral­la­rı­nın Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun ve Cum­hur­baş­ka­nın­ca bir kez da­ha gö­rü­şül­mek üze­re ge­ri gön­der­me Tez­ke­re­si ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1365) (S. Sa­yı­sı: 1436)

6.- Si­gor­ta­cı­lık Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile Ada­na Mil­let­ve­ki­li Atil­la Ba­şoğ­lu'nun Si­gor­ta Mu­ra­ka­be Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Av­ru­pa Bir­li­ği Uyum ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1218, 2/87) (S. Sa­yı­sı: 1364)

7.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Atil­la Ba­şoğ­lu ve 3 Mil­let­ve­ki­li­nin, Me­ra Ka­nu­nu­nun Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi; Bo­lu Mil­let­ve­ki­li Meh­met Gü­ner ve 2 Mil­let­ve­ki­li­nin, Me­ra Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi; Bur­sa Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Emin Tu­tan ve Za­fer Hı­dı­roğ­lu'nun, Me­ra Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Ta­rım, Or­man ve Kö­yiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/779, 2/791, 2/1014) (S. Sa­yı­sı: 1422)

8.- Kü­tah­ya Mil­let­ve­ki­li So­ner Ak­soy ile 7 Mil­let­ve­ki­li­nin; Jeo­ter­mal Ener­ji Kay­nak­la­rı ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nu­nu Tek­li­fi, İz­mir Mil­let­ve­ki­li Hak­kı Ül­kü'nün; Jeo­ter­mal Kay­nak­lar ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nun Tek­li­fi ve De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met Yük­sek­te­pe'nin; Jeo­ter­mal Kay­nak­la­rı ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nu­nu Tek­li­fi ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/454, 2/76, 2/579) (S. Sa­yı­sı: 1208)

9.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Uk­ray­na Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Uza­yın Araş­tır­ma ve Kul­la­nı­mı Ko­nu­la­rın­da İş­bir­li­ği An­laş­ma­sı­nın  Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu Hak­kın­da  Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/491) (S. Sa­yı­sı: 1380)

V. - ÖNE­Rİ­LER

A) DA­NIŞ­MA KU­RU­LU ÖNE­Rİ­LE­Rİ

1.- Gün­dem­de­ki sı­ra­la­ma ve ça­lış­ma sa­at­le­ri­nin ye­ni­den dü­zen­len­me­si ile TBMM'nin 22 Tem­muz 2007 Pa­zar gü­nü ya­pıl­ma­sı ka­rar­laş­tı­rı­lan mil­let­ve­ki­li ge­nel se­çi­mi­nin ke­sin so­nuç­la­rı­nın açık­lan­ma­sı­na ka­dar ta­ti­le gir­me­si­ne iliş­kin Da­nış­ma Ku­ru­lu öne­ri­si

VI. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR

1.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu'nun, Sağ­lık Ba­ka­nı Re­cep Ak­dağ'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

VII. - OY­LA­MA­LAR

1.- Si­gor­ta­cı­lık Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile Ada­na Mil­let­ve­ki­li Atil­la Ba­şoğ­lu'nun Si­gor­ta Mu­ra­ka­be Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin oy­la­ma­sı

2.- Jeo­ter­mal Ener­ji Kay­nak­la­rı ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nu­nu Tek­li­fi'nin oy­la­ma­sı

3.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Uk­ray­na Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Uza­yın Araş­tır­ma ve Kul­la­nı­mı Ko­nu­la­rın­da İş­bir­li­ği An­laş­ma­sı­nın  Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu Hak­kın­da  Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın oy­la­ma­sı

I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

TBMM Ge­nel Ku­ru­lu sa­at 11.07'de açı­la­rak beş otu­rum yap­tı.

Ge­len kâğıt­lar lis­te­sin­de ya­yım­la­nan ve bas­tı­rı­la­rak da­ğı­tı­lan 1440 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'nin ve 1441 sı­ra sa­yı­lı İç Tü­zük De­ği­şik­lik Tek­li­fi'nin gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın 5'in­ci ve 6'ncı sı­ra­la­rı­na alın­ma­sı­na, kırk se­kiz sa­at geç­me­den gö­rü­şül­me­si­ne ve di­ğer iş­le­rin sı­ra­sı­nın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si­ne iliş­kin AK Par­ti Gru­bu öne­ri­si, ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­den son­ra, ka­bul edil­di.

Dev­let Ba­ka­nı Meh­met Ay­dın'ın Rus­ya Fe­de­ras­yo­nu'na yap­tı­ğı resmî zi­ya­re­te ka­tıl­ma­sı uy­gun gö­rü­len mil­let­ve­kil­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­lık tez­ke­re­si ka­bul edil­di.

Gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın:

1'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305) gö­rüş­me­le­ri, da­ha ön­ce ge­ri alı­nan mad­de­le­re iliş­kin ko­mis­yon ra­po­ru he­nüz gel­me­di­ğin­den;

2'nci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904),

3'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337),

7'nci sı­ra­sı­na alı­nan, Ağ­rı Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ke­rim Yıl­dız ve 11 Mil­let­ve­ki­li­nin, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (2/1013) (S. Sa­yı­sı: 1418),

8'in­ci sı­ra­sı­na alı­nan ve Cum­hur­baş­ka­nın­ca bir kez da­ha gö­rü­şül­mek üze­re ge­ri gön­de­ri­len 8/5/2007 Ta­rih­li ve 5654 Sa­yı­lı Nük­le­er Güç San­tral­la­rı­nın Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun (1/1365) (S. Sa­yı­sı: 1436),

9'un­cu sı­ra­sı­na alı­nan, Ada­na Mil­let­ve­ki­li Atil­la Ba­şoğ­lu ve 3 Mil­let­ve­ki­li­nin, Me­ra Ka­nu­nu­nun Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi; Bo­lu Mil­let­ve­ki­li Meh­met Gü­ner ve 2 Mil­let­ve­ki­li­nin, Me­ra Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi; Bur­sa Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Emin Tu­tan ve Za­fer Hı­dı­roğ­lu'nun, Me­ra Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi (2/779, 2/791, 2/1014) (S. Sa­yı­sı: 1422),

Ko­mis­yon yet­ki­li­le­ri Ge­nel Ku­rul­da ha­zır bu­lun­ma­dık­la­rın­dan;

Er­te­len­di.

4'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Si­vas Mil­let­ve­ki­li Se­la­mi Uzun ve 3 Mil­let­ve­ki­li­nin, Po­lis Va­zi­fe ve Sa­la­hi­yet Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/1037) (S. Sa­yı­sı: 1437) gö­rüş­me­le­ri­ne de­vam olu­na­rak;

5'in­ci sı­ra­sı­na alı­nan, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Ha­luk İpek ve 4 Mil­let­ve­ki­li­nin, Ana­ya­sa De­ği­şik­lik­le­ri­nin Hal­ko­yu­na Su­nul­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir (2/1043) (S. Sa­yı­sı: 1440) ve

6'ncı sı­ra­sı­na alı­nan, Kas­ta­mo­nu Mil­let­ve­ki­li Hak­kı Köy­lü'nün, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si İç Tü­zü­ğün­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir (2/1041) (S. Sa­yı­sı: 1441),

Ka­nun Tek­lif­le­ri de ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­den son­ra;

Ka­bul edil­di.

İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz, An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Ati­la Emek'in, ko­nuş­ma­sın­da, par­ti­si­ne sa­taş­tı­ğı id­di­asıy­la bir açık­la­ma­da bu­lun­du.

Alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, 3 Ha­zi­ran 2007 Pa­zar gü­nü sa­at 11.00'de top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 20.18'de son ve­ril­di.

İs­ma­il Alp­te­kin

 

 

Baş­kan Ve­ki­li

 

 

 

Ha­run Tü­fek­ci

Türkân Mi­ço­oğul­la­rı

 

Kon­ya

İz­mir

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

Ah­met Gök­han Sa­rı­çam

 

 

Kırk­la­re­li

 

 

Kâtip Üye

 

 

II. - BU BİR­LE­ŞİM TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

TBMM Ge­nel Ku­ru­lu sa­at 11.08'de açı­la­rak dört otu­rum yap­tı.

Gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın 19'un­cu sı­ra­sın­da bu­lu­nan 1364 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın bu kıs­mın 6'ncı, 6'ncı sı­ra­sın­da bu­lu­nan 1422 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 7'nci, 18'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan 1208 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'nin 8'in­ci sı­ra­sı­na alın­ma­sı­na; 9'un­cu sı­ra­sın­da bu­lu­nan 1380 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın sı­ra­sın­da kal­ma­sı­na ve di­ğer iş­le­ri­nin sı­ra­sı­nın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si­ne; Ge­nel Ku­ru­lun 3/6/2007 ta­rih­li 121'in­ci Bir­le­şi­min­de 1380 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın gö­rüş­me­le­ri­nin ta­mam­lan­ma­sı­na ka­dar ça­lış­ma­la­rı­nı sür­dür­me­si­ne; 3/6/2007 ta­rih­li 121'in­ci Bir­le­şi­min so­na er­me­sin­den iti­ba­ren Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 22 Tem­muz 2007 Pa­zar gü­nü ya­pıl­ma­sı ka­rar­laş­tı­rı­lan mil­let­ve­ki­li ge­nel se­çi­mi­ne iliş­kin ke­sin so­nuç­la­rın 2839 sa­yı­lı Mil­let­ve­ki­li Se­çi­mi Ka­nu­nu'nun 37'nci ve TBMM İç Tü­zü­ğü'nün 3'ün­cü mad­de­si­ne gö­re Yük­sek Se­çim Ku­ru­lun­ca Tür­ki­ye rad­yo ve te­le­viz­yon­la­rın­dan ila­nı­nı ta­kip eden be­şin­ci gün sa­at 15.00'te top­lan­mak üze­re ta­ti­le gir­me­si­ne iliş­kin Da­nış­ma Ku­ru­lu öne­ri­si ka­bul edil­di.

Gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın:

1'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305) gö­rüş­me­le­ri, da­ha ön­ce ge­ri alı­nan mad­de­le­re iliş­kin ko­mis­yon ra­po­ru he­nüz gel­me­di­ğin­den;

2'nci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904),

3'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337),

5'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan ve Cum­hur­baş­ka­nın­ca bir kez da­ha gö­rü­şül­mek üze­re ge­ri gön­de­ri­len 8/5/2007 Ta­rih­li ve 5654 Sa­yı­lı Nük­le­er Güç San­tral­la­rı­nın Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun (1/1365) (S. Sa­yı­sı: 1436),

İl­gi­li ko­mis­yon yet­ki­li­le­ri Ge­nel Ku­rul­da ha­zır bu­lun­ma­dık­la­rın­dan;

Er­te­len­di.

4'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ağ­rı Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ke­rim Yıl­dız ve 11 Mil­let­ve­ki­li­nin, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir (2/1013) (S. Sa­yı­sı: 1418) ve

7'nci sı­ra­sı­na alı­nan, Ada­na Mil­let­ve­ki­li Atil­la Ba­şoğ­lu ve 3 Mil­let­ve­ki­li­nin, Me­ra Ka­nu­nu­nun Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi; Bo­lu Mil­let­ve­ki­li Meh­met Gü­ner ve 2 Mil­let­ve­ki­li­nin, Me­ra Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi; Bur­sa Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Emin Tu­tan ve Za­fer Hı­dı­roğ­lu'nun, Me­ra Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da (2/779, 2/791, 2/1014) (S. Sa­yı­sı: 1422),

Ka­nun Tek­lif­le­ri, ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­den son­ra;

6'ncı sı­ra­sı­na alı­nan ve İç Tü­zük'ün 91'in­ci mad­de­si kap­sa­mın­da de­ğer­len­di­ri­le­rek te­mel ka­nun ola­rak bö­lüm­ler hâlin­de gö­rü­şül­me­si ka­rar­laş­tı­rı­lan, Si­gor­ta­cı­lık Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile Ada­na Mil­let­ve­ki­li Atil­la Ba­şoğ­lu'nun, Si­gor­ta Mu­ra­ka­be Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da (1/1218, 2/87) (S. Sa­yı­sı: 1364) ve

8'in­ci sı­ra­sı­na alı­nan ve İç Tü­zük'ün 91'in­ci mad­de­si kap­sa­mın­da de­ğer­len­di­ri­le­rek te­mel ka­nun ola­rak bö­lüm­ler hâlin­de gö­rü­şül­me­si ka­rar­laş­tı­rı­lan, Kü­tah­ya Mil­let­ve­ki­li So­ner Ak­soy ile 7 Mil­let­ve­ki­li­nin, Jeo­ter­mal Ener­ji Kay­nak­la­rı ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nu­nu Tek­li­fi; İz­mir Mil­let­ve­ki­li Hak­kı Ül­kü'nün, Jeo­ter­mal Kay­nak­lar ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nun Tek­li­fi ve De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met Yük­sek­te­pe'nin, Jeo­ter­mal Kay­nak­la­rı ve Mi­ne­ral­li Su­lar (2/454, 2/76, 2/579) (S. Sa­yı­sı: 1208) ile

9'un­cu sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Uk­ray­na Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Uza­yın Araş­tır­ma ve Kul­la­nı­mı Ko­nu­la­rın­da İş­bir­li­ği An­laş­ma­sı­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu Hak­kın­da (1/491) (S. Sa­yı­sı: 1380)

Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri de gö­rüş­me­le­ri­ni mü­te­aki­ben elek­tro­nik ci­haz­la ya­pı­lan açık oy­la­ma­lar­dan son­ra;

Ka­bul edil­di.

İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu, Sağ­lık Ba­ka­nı Re­cep Ak­dağ'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­tı­ğı id­di­asıy­la bir açık­la­ma­da bu­lun­du.

Alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 22 Tem­muz 2007 Pa­zar gü­nü ya­pıl­ma­sı ka­rar­laş­tı­rı­lan mil­let­ve­ki­li ge­nel se­çi­mi­nin ke­sin so­nuç­la­rı­nın 2839 sa­yı­lı Mil­let­ve­ki­li Se­çi­mi Ka­nu­nu'nun 37'nci ve TBMM İç Tü­zü­ğü'nün 3'ün­cü mad­de­si­ne gö­re Yük­sek Se­çim Ku­ru­lun­ca Tür­ki­ye rad­yo ve te­le­viz­yon­la­rın­dan ila­nı­nı ta­kip eden be­şin­ci gün sa­at 15.00'te top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 18.21'de son ve­ril­di.

İs­ma­il Alptekin

 

 

Baş­kan Ve­ki­li

 

 

 

Bay­ram Özçelik

Meh­met Daniş

 

Bur­dur

Ça­nak­ka­le

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 

Ah­met Küçük

Ah­met Gök­han Sarıçam

 

Ça­nak­ka­le

Kırk­la­re­li

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

Türkân Miçooğulları

 

 

İz­mir

 

 

Kâtip Üye

 

 

 

No.: 161

III. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

3 Ha­zi­ran 2007 Pa­zar

Ya­zı­lı So­ru Öner­ge­le­ri

1.- An­ka­ra Mill­let­ve­ki­li Yıl­maz ATEŞ'in, Ana­far­ta­lar Çar­şı­sın­da­ki te­rör za­ra­rı­nın kar­şı­lan­ma­sı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22975) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 28/5/2007)

2.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, An­tal­ya'ya MO­BE­SE ku­rul­ma­sı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22976) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 30/5/2007)

3.- Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Er­soy BU­LUT'un, Ku­zey Irak ko­nu­su­nun TBMM gün­de­mi­ne ge­ti­ril­me­si­ne iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22977) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 30/5/2007)

4.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ah­met ER­SİN'in, Bin­göl'ün Genç İl­çe­sin­de bom­ba­la­nan yük tre­ni­ne iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22978) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 1/6/2007)

5.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Yıl­maz ATEŞ'in, Er­ya­man Top­lu Ko­nut­la­rın­da­ki açık hiz­met alan­la­rı­nın sa­tı­şa su­nul­ma­sı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22979) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 1/6/2007)

6.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, Ma­nav­gat'da­ki araç mu­aye­ne iş­lem­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22980) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 1/6/2007)

7.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, AK Par­ti TBMM Grup top­lan­tı­sın­da yap­tı­ğı bir ko­nuş­ma­ya iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22981) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 1/6/2007)

8.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, An­tal­ya es­ki çöp dö­küm ala­nı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22982) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 30/5/2007)

9.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Yıl­maz ATEŞ'in, An­ka­ra Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­nin Çağ­la­yan Kav­şa­ğı ve Met­ro in­şa­atı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22983) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 30/5/2007)

10.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ali ÖZ­PO­LAT'ın, ba­sın­da çı­kan Bağ­cı­lar Li­se­siy­le il­gi­li id­di­ala­ra iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22984) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 1/6/2007)

11.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa GA­ZAL­CI'nın, ba­sın­da çı­kan Bağ­cı­lar Li­se­siy­le il­gi­li id­di­ala­ra iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22985) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 1/6/2007)

12.- Di­yar­ba­kır Mil­let­ve­ki­li Muh­sin KOÇ­Yİ­ĞİT'in, Di­yar­ba­kır-Bis­mil'de­ki pa­muk üre­ti­ci­le­ri­nin des­tek­le­me prim­le­ri­nin öden­me­si­ne iliş­kin Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22986) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 1/6/2007)

13.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa GA­ZAL­CI'nın, De­niz­li'de­ki ku­rak­lık mağ­du­ri­ye­ti­ne iliş­kin Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22987) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 1/6/2007)

14.- Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Tur­han ÇÖ­MEZ'in, ABD uçak­la­rı­nın Türk ha­va sa­ha­sı­nı ih­lal et­me­si­ne iliş­kin Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22988) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 28/5/2007)

15.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Os­man KAP­TAN'ın, An­tal­ya'da­ki bir özel has­ta­ney­le il­gi­li usul­süz­lük id­di­ala­rı­na iliş­kin Ça­lış­ma ve Sos­yal Gü­ven­lik Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22989) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 28/5/2007)

16.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Meh­met TO­MAN­BAY'ın, Art­vin'de­ki bir kı­sım DSİ per­so­ne­li­nin ta­yin so­ru­nu­na iliş­kin Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22990) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 30/5/2007)

17.- Kas­ta­mo­nu Mil­let­ve­ki­li Meh­met YIL­DI­RIM'ın, Dev­re­ka­ni hin­di üret­me çift­li­ği­nin sa­tı­şı­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22991) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 30/5/2007)

18.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, An­tal­ya Ka­le­si­ne iliş­kin Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22992) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 30/5/2007)

19.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, An­tal­ya es­ki çöp dö­küm ala­nı­na iliş­kin Çev­re ve Or­man Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22993) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 30/5/2007)

20.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Emin Şİ­RİN'in, Tel­sim'in borç­lu­la­rı­na yö­ne­lik bir uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sın­dan (Ab­dül­la­tif ŞE­NER) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22994) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 1/6/2007)

 

 

3 Ha­zi­ran 2007 Pa­zar

Bİ­RİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 11.08

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur), Meh­met DA­NİŞ (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 121'in­ci Bir­le­şi­mi­ni açı­yo­rum.

Top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır, gün­de­me ge­çi­yo­ruz.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­na ge­çi­yo­ruz.

IV. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­ri­hi Mil­li Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

BAŞ­KAN - 1'in­ci sı­ra­da yer alan ka­nun tek­li­fi­nin ge­ri alı­nan mad­de­le­riy­le il­gi­li ko­mis­yon ra­po­ru gel­me­di­ğin­den, tek­li­fin gö­rüş­me­le­ri­ni er­te­li­yo­ruz.

2'nci sı­ra­da yer alan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

3'ün­cü sı­ra­da yer alan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan Ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

3.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

4'ün­cü sı­ra­da yer alan, Ağ­rı Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ke­rim Yıl­dız ve 11 Mil­let­ve­ki­li­nin; Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

4.- Ağ­rı Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ke­rim Yıl­dız ve 11 Mil­let­ve­ki­li­nin, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1013) (S. Sa­yı­sı: 1418) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Ye­rin­de.

(x) 1418 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Hükûmet? Ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1418 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de söz is­te­ği var­dır.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na ve şah­sı adı­na An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Bay­ram Me­ral.

Sa­yın Me­ral, sü­re­ni­zi bir­leş­tir­dim.

Bu­yu­run.

CHP GRU­BU ADI­NA BAY­RAM ALİ ME­RAL (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 1418 sı­ra sa­yı­lı Tek­lif üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Yü­ce Ge­nel Ku­ru­la say­gı­lar su­nu­yo­rum ve ha­yır­lı sa­bah­lar di­li­yo­rum.

Tah­min ede­rim, bu­gün, bel­ki de son top­lan­tı. Lis­te­ye gi­re­me­yen ar­ka­daş­la­rı­mı­za da sa­bır di­li­yo­rum. Can­la­rı sağ ol­sun. Üzül­me­yin, üzül­me­yin, de­me­yin ki "Ye­men as­ke­ri gi­bi koş­tuk. So­nun­da be­de­li­ni ala­ma­dık" de­me­yin, ca­nı­nız sağ ol­sun. Bak, bu iş­ler böy­le gel­miş, bu iş­ler böy­le gi­der.

ALİ RI­ZA ALA­BO­YUN (Ak­sa­ray) - Gi­dip de dön­me­mek var.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Ba­kı­nız, si­zin de­yi­mi­niz­le, si­zin de­yi­mi­niz­le "yav­ru mu­ha­le­fet" ye­rin­de yok. Si­zin de­yi­mi­niz­le…

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Da­ha da azal­dı.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Grup Baş­kan Ve­ki­li bu­ra­ya çık­mış, dert ya­nı­yor.

ALİ RI­ZA ALA­BO­YUN (Ak­sa­ray) - Ana mu­ha­le­fet par­ti­si bu­ra­da var mı?

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Di­yor ki, ba­kı­nız, biz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­yiz. Ata­türk de­miş ki, "bir Türk ci­ha­na be­del­dir." Bi­zim 4 ki­şi­miz bel­ki bu­ra­ya be­del­dir.

BAŞ­KAN - Sa­yın Me­ral, Sa­yın Baş­ka­nım, aziz Baş­ka­nım, şim­di, bi­raz ön­ce siz ifa­de et­ti­niz, bel­ki son top­lan­tı­mız, bel­ki son hi­ta­bı­mız. Ne mu­ha­le­fet par­ti­si­ne ne ik­ti­da­ra… Gel, bu, sa­de­ce… Siz de bu işi çok iyi bi­lir­si­niz, sağ­lık ko­nu­la­rı­nı. Bu ko­nu­ya ge­le­lim. Ben siz­den is­tir­ham edi­yo­rum.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Ora­ya ge­le­lim, ama, De­ğer­li Baş­ka­nım, ar­ka­daş­lar de­di­ler ki: "Sa­bah sa­bah…

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, lüt­fen laf at­ma­ya­lım.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - …bi­raz ne­şe­le­ne­lim." de­di­ler. Ben de ora­dan baş­la­dım, ora­dan gel­di ta­lep.

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, bak, tar­tış­ma­ya ve sa­taş­ma­ya se­bep ol­ma­ya­lım. Ba­kın, gü­zel bir top­lan­tı ya­pa­lım.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Sa­taş­ma yok, sa­taş­ma yok şim­di bu­ra­da.

Sa­yın Baş­ka­nım, ama, ar­ka­daş bu­ra­da çık­tı, dert yan­dı. De­dim ki: Ya, gö­zü­nü sev­di­ğim, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mız 72 mil­yo­nun kar­şı­sı­na çık­tı, de­di ki: 'Mil­let­ve­ki­li do­ku­nul­maz­lı­ğı­nı kal­dı­ra­ca­ğım.' Bu­nu tut­ma­dı da, şim­di si­ze ver­di­ği sö­zü mü tu­ta­cak?

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Sağ­lık­la ne il­gi­si var?

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Efen­dim, ar­ka­da­şa söy­lü­yo­rum, si­ze de­ğil. Siz ni­ye ra­hat­sız olu­yor­su­nuz?

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Si­ze do­ku­nur­lar son­ra.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Bir üzün­tü­mü de mü­sa­ade eder­se­niz ifa­de et­mek is­ti­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ge­len te­le­fon­lar­la da il­gi­li.

Dün bu­ra­da, bir ar­ka­da­şı­mız bir ör­nek ver­di: Ku­maş­lar ça­lı­nı­yor­muş. Bir ha­nı­mın be­lin­den ku­maş çık­mış, son­ra de­miş ki: "Ya, be­nim be­li­me bu ku­maş­la­rı kim sar­dı?" Bun­dan ben üzün­tü duy­du­ğum gi­bi, çok sa­yı­da iş­çi­den de te­le­fon al­dım de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım ve bu hoş bir ke­li­me de­ğil. Ben, ar­ka­da­şım­dan, Hüs­rev ar­ka­da­şım­dan ri­ca edi­yo­rum, çık­sın, bu­ra­da iş­çi­ler­den özür di­le­sin. Ya­ni, şim­di, bu­ra­da, adam­lar ora­dan ba­na o ka­dar laf söy­le­di­ler ki, ben bu­ra­da söy­le­sem si­ze on­la­rın söy­le­di­ği­ni, yi­ne ra­hat­sız ola­cak­sı­nız, ama söy­le­mi­yo­rum, tah­rik et­me be­ni. Ama, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, hoş bir ifa­de tar­zı de­ğil­di ve hiç­bir za­man, iş­çi de hır­sız­lık yap­maz, ya­pan da be­la­sı­nı bu­lur. Hır­sız­lı­ğı ya­pa­nı siz de ta­nı­yor­su­nuz, ben de ta­nı­yo­rum, de­ta­yı­na in­mi­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, de­ta­yı­na in­mi­yo­rum. Ben, mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­ma… Bu­ra­da çık­sın, bü­tün iş­çi­ler­den özür di­le­sin, onu bek­li­yo­rum ken­di­sin­den.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ben 1418 sı­ra sa­yı­lı ya­say­la il­gi­li ko­mis­yon­da da kı­sa bir ko­nuş­ma yap­tım. El­bet­te ki, sağ­lık so­ru­nu­muz önem­li bir so­run­dur. İn­sa­nın ya­şa­ya­bil­me­si için, ra­hat­sız­lık­la­rı­nı te­la­fi ede­bil­me­si için gi­de­ce­ği ka­pı sağ­lık ka­pı­sı­dır, dok­tor­dur, has­ta­ne­ler­dir. Ama, gö­re­bil­di­ğim ka­da­rıy­la de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ça­ba­la­dı­nız, ça­lış­tı­nız, bir­leş­tir­di­niz; ama, bek­le­di­ği­niz ran­dı­ma­nı has­ta­ne­ler ver­me­di ve ver­mi­yor. "Aca­ba dok­tor­lar ilaç­la­rı şöy­le mi yaz­dı, böy­le mi yaz­dı?" Şu an­da ec­za­ne­le­rin bü­yük bir bö­lü­mü zan al­tın­da, dok­tor­la­rın bü­yük bir bö­lü­mü de zan al­tın­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bu şikâyet­ler si­ze de ge­li­yor, ama, dü­ze­ni pek de­ğiş­ti­re­me­di­niz. Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mu yi­ne Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mu; Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na bağ­lı has­ta­ne­ler de Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı ha­va­sın­da, kar­ma­ka­rı­şık bir dü­zen için­de gi­di­yor ve git­ti­ği­miz bir­çok has­ta­ne­de bi­ze ge­len şikâyet: "Da­ha ön­ce ve­rim­li bir me­sai yü­rü­tür­ken, bu kar­ga­şa­nın içe­ri­sin­de, dü­zen­siz, sis­tem­siz bu dü­ze­nin içe­ri­sin­de ye­te­ri de­re­ce­de has­ta­la­rı­mız­la il­gi­le­ne­mi­yo­ruz." di­yen dok­tor­lar var, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Şim­di, ku­su­ra bak­ma­yın, se­çim yak­laş­tık­ça gü­zel uy­gu­la­ma­lar ya­pı­yor­su­nuz. Ba­kı­nız, bu Ko­nut Edin­me Fo­nu Ya­sa­sı'nı çı­kar­dı­nız. Dört bu­çuk se­ne bu­ra­day­dı­nız, bu­nu yap­ma­dı­nız, gi­de­ra­yak… Onun için­den kim­se de ko­lay ko­lay da çı­ka­maz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Ben Türk-İş Baş­ka­nıy­ken o iş­le çok uğ­raş­tım. Çün­kü, Top­lu Ko­nut üze­ri­ne ya­tan pa­ra­lar bi­rim­ler üze­ri­ne yat­mış, ki­şi­ler üze­ri­ne yat­ma­mış. Onu de­net­le­ye­cek­sin, onu ayı­ra­cak­sın, mü­es­se­se­yi bu­la­cak­sın, ki­şi­yi bu­la­cak­sın! O bir za­man alır.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Öde­me­ye­lim mi?

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Efen­dim, öde­mi­yor­su­nuz ki.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Öde­ye­ce­ğiz.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Öde­ye­mez­si­niz kı­sa sü­re­de, öde­ye­mez­si­niz; öy­le de­ğil.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Biz ya­pa­rız, biz ya­pa­rız.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Ben yıl­lar­dır onun­la uğ­raş­tım De­ğer­li Mil­let­ve­ki­lim.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Biz ya­pa­rız.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Ama, ni­ye dört bu­çuk se­ne­dir yap­ma­dı­nız da gi­de­ra­yak bir ya­sa çı­ka­rı­yor­su­nuz? Ne­re­dey­di­niz? Dört bu­çuk se­ne­dir bu­ra­day­dı­nız Say­gı­de­ğer Mil­let­ve­ki­lim. Bun­la­rı bi­li­yo­ruz.

Bu da yet­mi­yor. Gi­de­ra­yak, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı 30 bi­nin üze­rin­de ele­man alı­yor. Ee, so­rar­lar dört bu­çuk se­ne­dir ne­re­dey­din?

MU­SA UZUN­KA­YA (Sam­sun) - Al­dık…

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Efen­dim, al­dı­nız. Ne­yi al­dı­nız? Al­dı­nız…

MU­SA UZUN­KA­YA (Sam­sun) - 95 bin ki­şi al­dık Sa­yın Me­ral, 95 bin…

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - İh­ti­yaç­tan al­dık.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ele­man da al­dı­nız. Ba­kı­nız, söz­leş­me­li ele­man al­dı­nız. Bir­ço­ğu­nun sen­di­kal hak­kı­nı elin­den al­dı­nız, grev hak­kı­nı elin­den al­dı­nız, kı­dem taz­mi­na­tı hak­kı­nı al­dı­nız. Al­dı­nız, al­dı­nız.

Şu Mec­lis­te ça­lı­şan, te­miz­lik şir­ket­le­rin­de ça­lı­şan­la­rı hiç de­net­li­yor mu­su­nuz? Bu­ra­da, bir­ço­ğu­nun si­gor­ta­sı var mı, yok mu, di­ye hiç so­ru­yor mu­su­nuz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım?

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Her­kes mem­nun hâlin­den.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Hiç so­ru­yor mu­su­nuz? Bun­la­rı siz iha­le­ye ver­di­niz, böy­le yap­tı­nız iş­te on­la­rı da.

Şim­di, ge­le­lim mad­de­nin ko­nu­la­rı­na de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Şim­di, di­ye­cek­si­niz ki: "Ya, siz her ge­tir­di­ği­miz ya­sa­ya şüp­he gö­züy­le ba­kı­yor­su­nuz." De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ku­su­ra bak­ma­yın, gü­ven tel­kin ede­me­di­niz, gü­ven tel­kin ede­me­di­niz. Her ge­ti­ri­len işin al­tın­dan, bir so­run­la kar­şı­laş­tık. Dört bu­çuk se­ne, bu yü­ce Mec­lis me­sa­isi­nin bir­ço­ğu­nu Av­ru­pa Bir­li­ği­nin ge­tir­di­ği ta­lep­ler, tek­lif­ler üze­ri­ne ku­rul­du ve o is­tek­ler doğ­rul­tu­sun­da ya­sa­lar çık­tı, ya Ana­ya­sa­dan ge­ri dön­dü ya Cum­hur­baş­kan­lı­ğın­dan ge­ri dön­dü. Ama, Cum­hur­baş­ka­nı­mız­dan da Ana­ya­sa­dan da dö­nen ya­sa­la­rın bir­ço­ğu­nu ye­ni­den dü­zen­le­dik, bir­ço­ğu ye­ni­den git­ti de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bak­tı­nız ki ran­dı­man alın­mı­yor, o ya­sa­la­rı bir da­ha, tek­rar göz­den ge­çir­mek, ba­zı mad­de­le­ri­ni de­ğiş­tir­mek mec­bu­ri­ye­tin­de kal­dı­nız.

Şim­di, bu ya­sa ile -bı­rak­tık şim­di köy­lü­yü, bı­rak­tık çift­çi­yi, bı­rak­tık emek­li­yi, bı­rak­tık du­lu, bı­rak­tık iş­si­zi, kı­sa­ca­sı me­mu­ru bı­rak­tık- bi­ri­le­ri­ne ye­ni rant ka­pı­sı na­sıl aça­rız, on­la­rın pe­şi­ne düş­tük.

Muh­te­rem ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız, şu bir iki no­tu bil­gi­ni­ze sun­mak is­ti­yo­rum. Bun­la­rın hep­si pa­ra ko­nu­su, onun için de ora­dan gi­ri­yo­rum. 2002 yı­lın­da dış ti­ca­ret açı­ğı -bu­ra­da dı­şa da açı­lı­yo­ruz da onun için söy­lü­yo­rum- 15,5 mil­yar do­lar iken 2006 yı­lın­da 53 mil­yar do­la­ra çık­mış, yüz­de 200 kat far­kı.

Yi­ne, es­na­fa ge­le­lim. Da­ha 2007 yı­lı­nın üç ayın­da -bir şey­ler ya­pı­yor­su­nuz ya- 10.837 şir­ket ka­pan­mış say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, üç ayın içe­ri­sin­de. Bun­la­rı bir ta­ra­fa bı­rak­mı­şız, bi­ri­le­ri­ne na­sıl rant ka­pı­sı aça­rız, onun pe­şi­ne gi­di­yo­ruz. 2006 yı­lın­da 114.740 çek kar­şı­lık­sız çık­mış. Es­na­fın du­ru­mu bu. İçi­niz­de es­naf var de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. 2006 yı­lı­nı bı­ra­ka­lım, ge­le­lim 2007'nin üç ayı­na. 2007'nin üç ayın­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 201 bin çek kar­şı­lık­sız çık­mış. Ni­ye kar­şı­lık­sız çık­mış? Sat­mış ala­ma­mış, pa­ra­sı­nı to­par­la­ya­ma­mış, on­dan son­ra ic­ra­la­rın ka­pı­sı­na düş­müş.

Şim­di, biz bun­la­rı bir ta­ra­fa bı­rak­mı­şız. Es­naf yok, çift­çi yok, iş­çi yok, emek­li yok, hâlâ da­ha emek­li­ler ucuz ek­mek kuy­ru­ğun­da bek­li­yor. Ne yap­mı­şız biz? Be­le­di­ye­ler ka­na­lıy­la -An­ka­ra'yı ör­nek ver­mek is­ti­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım- ar­tık, üret­me­yi bir ta­ra­fa bı­rak­mı­şız, An­ka­ra gi­bi bir il­de 230 bin ai­le­ye ay­da yar­dım ya­pı­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Ki­min pa­ra­sın­dan, ki­me ne ya­pı­yo­ruz? Bun­la­rı siz iz­li­yor­su­nuz. Bun­lar hoş bir ha­re­ket de­ğil. Ya­ni, bi­ri­le­ri "Al­lah ra­zı ol­sun, ba­na bu­nu gön­der­di" di­ye­bi­lir.

AH­MET YA­ŞAR (Ak­sa­ray) - Aç mı kal­sın?

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Bu çeş­me bu­gün ku­rur, Kı­zı­lır­mak'ın su­yu bi­le ku­ru­yor, Kı­zı­lır­mak'ın. An­ka­ra'da, İs­tan­bul'da -ya­rın- içe­cek su bu­la­mı­yo­ruz. Bu da tü­ke­nir. Bir gö­ze ara­mak la­zım de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Üre­ten bir top­lum ol­mak­tan çık­tık, di­le­nen bir top­lum hâli­ne gel­dik. Bun­la­rı ya­pı­yo­ruz, siz de bu­nu gö­rü­yor­su­nuz, iz­li­yor­su­nuz.

Biz, şim­di, bu­ra­da, ge­li­yo­ruz, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ye­ni ya­sa çı­ka­rı­yo­ruz. Ya­sa çı­kar. Bu ya­sa­nın özü ne­dir? Ben ken­di ka­fa­ma gö­re de­ğer­len­di­ri­yo­rum -geç­miş ya­sa­lar, ge­çen ya­sa­la­rı da çı­kar­dık de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım- doğ­ru, kal­bi­mi­zi ra­hat­la­ta­ma­dı­nız. İçi­niz­de, ina­nı­yo­rum ki, bi­zim gi­bi ra­hat­sız olan çok sa­yı­da mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şım var, çok sa­yı­da mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şım var. Ya­rın bu­ra­yı bı­ra­kıp git­tik­ten son­ra, bir gün "Ey­vah, o kür­sü­de, o kol­tuk­ta otur­dum, bu tab­lo­la­ra eli­mi kal­dır­dım, ya­zık et­tim." di­ye­cek çok sa­yı­da içi­niz­de mil­let­ve­ki­li var de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Şim­di, bu ya­sa da ge­li­yor.

TÜP­RAŞ'ı sa­tı­şa çı­kar­dı­nız. Bu­ra­da ba­ğır­dık, yan­lış­tır de­dik de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Yüz­de 65,74'ünü 1 mil­yar 400 mil­yon do­la­ra sat­tı­nız. İti­raz et­tik, yar­gı­ya gi­dil­di, sen­di­ka tep­ki gös­ter­di, ip­tal ol­du. Yüz­de 14,74'ünün na­sıl sa­tıl­dı­ğı­nı siz de iyi bi­li­yor­su­nuz, be­nim bir şey söy­le­me­me ge­rek yok. Ge­ri kal­dı yüz­de 51 mi de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Da­ha dü­şü­ğe sa­tıl­ma­sı ge­rek­mez mi? Ka­ça sa­tıl­dı bi­li­yor mu­su­nuz? 4 mil­yar 140 mil­yon do­la­ra de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri. Bu ül­ke si­zin de, bu­ra­da si­zin de alın te­ri­niz var. Ya­pıl­ma­dı mı bun­lar? Ya­pıl­dı.

Ge­le­lim Te­ke­lin iç­ki bö­lü­mü­ne. Ne­ye sat­tı­nız de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? 292 mil­yar do­la­ra sat­tı­nız. Üç ay son­ra yüz­de 90'ı, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 800 mil­yon do­la­ra sa­tıl­dı. Şim­di, ya­sa­la­ra da, ge­len ya­sa­la­ra ni­ye kuş­ku­lu bak­tı­ğı­mı­zı izah et­me­ye ça­lı­şı­yo­rum. Bu­nun al­tın­dan aca­ba ne çı­ka­cak di­ye, bu ra­hat­sız­lı­ğı­mı­zı di­le ge­tir­mek için bun­la­rı ör­nek ve­ri­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, siz­le­ri üz­mek için de­ğil, bun­la­rı bir­lik­te ya­şa­dık. Ni­ye de­mi­yor­su­nuz ki, mil­let­ve­ki­li­si­niz, bu­nu sa­tan­la­ra -bu si­zin de gö­re­vi­niz de­ğil mi- be­nim ma­lı­mı sen üç ay içe­ri­sin­de bi­ri­le­ri­ne na­sıl hi­be et­tin, di­ye ni­ye sor­mu­yor­su­nuz?

Bir şe­yi da­ha ni­ye sor­mu­yor­su­nuz? Bir Baş­ba­kan Yar­dım­cı­nız ni­ye mil­let­ve­ki­li ada­yı ol­ma­dı di­ye ni­ye sor­mu­yor­su­nuz? Bun­la­rın al­tın­da bun­lar ya­tı­yor. İş­te, bu iş­ler, o muh­te­rem za­tın elin­den alın­dı, ana­sı­nın gö­zü bi­ri­ne ve­ril­di, on­dan son­ra onu ora­da Yu­nan kra­lı gi­bi oturt­tur­du­nuz -ha­ni, Yu­nan kra­lı kaç­tı, Ro­ma'da otu­ru­yor­du ya- ora­da, iş­siz güç­süz oturt­tur­du­nuz. Bu­ra­da bu ta­lan­lar da ol­du de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bu­nu bir gün sor­ma­dı­nız.

Şim­di, ora­dan bir yer­le­re doğ­ru gi­di­yo­ruz. Bir tek bu mu ki? Gem­lik Güb­re Fab­ri­ka­sın­dan mı bah­se­de­yim, SE­KA Kâğıt Fab­ri­ka­sın­dan mı bah­se­de­yim? Mah­ke­me ka­rar ver­miş, ip­tal et­miş ve ada­mın elin­den al­mı­yor­su­nuz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım ve bun­dan do­la­yı bir mil­let­ve­ki­li­niz Baş­ba­ka­na ra­por ver­miş, Mec­lis­te çık­mış ko­nuş­muş si­zin mil­let­ve­ki­li­niz. Adam bak­mış ki ba­şa çı­ka­mı­yo­rum, de­miş ki, "aman, ne siz ne de ben" ve adam bı­rak­mış git­miş de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bun­lar ya­şa­dı­ğı­mız olay­lar.

Kay­se­ri­li ar­ka­daş bu­ra­day­sa… İçi­me otu­ru­yor! Üç ta­ne Ulu­dağ'ın bi­na­sı gi­bi bi­na 900 bin do­la­ra sa­tı­lır mı de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Bir da­ire pa­ra­sı de­ğil. Ka­ra­yol­la­rı­nın, Dev­let Su İş­le­ri­nin, Ba­yın­dır­lık Ba­kan­lı­ğı­nın, to­par­la­san hep­si­ni 300 ya­ta­ğa va­ran bir mü­es­se­se, bir da­ire pa­ra­sı­na bu sa­tı­lı­yor muh­te­rem ar­ka­daş­lar! Ki­me sa­tı­lı­yor, bun­la­rı hiç araş­tır­mı­yor­su­nuz.

Ba­kı­nız, muh­te­rem ar­ka­daş­la­rım, ben bir gün bir ko­nuş­mam­da -da­ha o za­man Türk-İş Baş­ka­nıy­dım- Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­nı­za -o za­man Ge­nel Baş­kan­dı- de­dim: "Ola ki bir gün si­ya­set si­ze bir gö­rev ve­rir, ba­zen ül­ke­de sim­sar­lar var­dır, bu sim­sar­lar De­mi­rel'i bi­tir­di, Özal'ı bi­tir­di, Tan­su Çil­ler'i bi­tir­di; on­lar bi­ti­rir, sı­ray­la gi­der. Ted­bir­li ve tem­kin­li ol, se­ni de bi­ti­rir ve si­zi de bi­tir­di de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım ve si­zi de bi­tir­di.

AH­MET YA­ŞAR (Ak­sa­ray) - Si­ze öy­le ge­li­yor.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Bu­ra­da iş­te, oku­yo­rum iş­te bak, oku­yo­rum. Sen de çık de ki, efen­dim bun­lar yan­lış. Ha­lep ora­day­sa ar­şın bu­ra­da, bu­yur. Gel de ki, yan­lış. Ni­ye bir­bi­ri­mi­zi üzü­yo­ruz? Gel, bu­ra­da, hep­si bu­ra­da, han­gi bi­ri­ni sa­ya­yım sa­na.

ÖNER ER­GENÇ (Si­irt) - Bu ka­nun ne ge­ti­ri­yor pe­ki?

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Ha ona ge­le­ce­ğim, hiç ace­le et­me hem­şeh­rim, hiç ace­le et­me.

Ya­ni, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şim­di bu ka­nun… Li­man­lar­dan mı bah­se­de­yim, Sey­di­şe­hir'den mi bah­se­de­yim, Ku­şa­da­sı'ndan mı bah­se­de­yim…

ÖNER ER­GENÇ (Si­irt) - Ka­nun sağ­lık­la il­gi­li Bay­ram Bey!

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - …han­gi bi­ri­sin­den bah­se­de­yim? Da­ğıt­tı­nız da da­ğıt­tı­nız, içi­me otu­ru­yor bun­lar. Ben baş­kan­dım, bu­ra­lar­da iş­çi ça­lı­şı­yor­du, gi­di­yor­dum on­lar­la soh­bet edi­yor­dum, ve­ri­mi ar­tı­rın di­yor­dum. Şim­di bu­ra­da Aşık Ke­rem'in de­di­ği gi­bi "Ley­lek­ler ge­zi­yor."

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şim­di bu ya­sa ne­dir? Ya­sa da­ha ön­ce ka­rar­na­me­ler­le, Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­rar­na­me­le­riy­le yü­rü­tü­lü­yor bu ya­sa­nın bir bö­lü­mü. Şim­di bu ya­sa­laş­tı­rı­lı­yor. Ne olu­yor bu­ra­da de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Bü­tün Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na bağ­lı -yi­ne be­nim bi­le­bil­di­ğim ka­da­rıy­la- ye­ni da­ire baş­kan­lık­la­rı oluş­tu­ru­lu­yor, ya­ni meş­ru­laş­tı­rı­lı­yor, ya­say­la meş­ru­laş­tı­rı­lı­yor, ka­nun kuv­ve­tin­de­ki ka­rar­na­me meş­ru­laş­tı­rı­lı­yor, millî hâle ge­ti­ri­li­yor. Ne­dir bu? İn­şa­at ve Ona­rım Da­ire Baş­kan­lı­ğı. Şim­di, ben de di­yo­rum ki -SSK'da es­ki Ge­nel Mü­dür­lük ya­pan ar­ka­daş­la­rım var- bu in­şa­at da­ire baş­kan­lık­la­rı Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mun­da mev­cut hem de Tür­ki­ye'nin bü­tün böl­ge­le­rin­de mev­cut, ye­tiş­miş ele­ma­nı var, mü­hen­di­si var, hep­si var. Çok iyi bi­lir­si­niz, bun­lar da­ha ön­ce Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mun­da ya­pı­lan bü­tün ko­ope­ra­tif ev­le­ri­ni, in­şa­at ev­le­ri­ni kon­trol eder­ler. Bu­nu içi­niz­de bil­me­yen yok. Bu­ra­da ha­zır pa­ket, ye­tiş­miş ele­man­lar du­ru­yor.

Sa­yın Ba­ka­nı­mız di­yor ki: "Efen­dim, biz o bö­lü­mü Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na ak­tar­ma­dık."

Şim­di, Nas­ret­tin Ho­ca'nın şe­yi ak­lı­ma ge­li­yor, "Ak­şa­mı sa­ba­hı bi­li­yor­sun da yol­da git­me­yi ni­ye bil­mi­yor­sun?" de­di­ği gi­bi, sen, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na SSK'nın di­ğer bi­rim­le­ri­ni al­ma­sı­nı bi­li­yor­sun da bu bö­lü­mü ni­ye al­ma­sı­nı bil­mi­yor­sun; ya­ni bir zor­lu­ğu mu var bu­nun? Al­tı­na bir mad­de ko­yar­sın, Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mun­da­ki bü­tün in­şa­at da­ire­le­ri Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na ak­ta­rıl­mış­tır, der­sin iş bi­ter. Ay­nen Köy Hiz­met­le­ri­nin da­ğı­tıl­ma­sı gi­bi, ora­da yüz bin­ler­ce mü­hen­dis otu­ra­cak, boş, mer­kez va­li­si gi­bi; sen, ye­ni ye­ni işi bil­me­yen bir sü­rü ada­mı işin ba­şı­na ge­ti­re­cek­sin, on­dan son­ra, ta­şe­ron­dur, mü­te­ah­hit­tir, dev­le­tin ara­ba­la­rı ta­şe­ron­la­rın işin­de ça­lı­şa­cak. Bu­nu ka­bul et­ti­re­me­dik.

İkin­ci bir da­ire baş­kan­lı­ğı… Ya­ni, bu­ra­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, sa­tın al­ma­sı var, ka­mu­laş­tır­ma­sı var; ya­ni Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın, sağ­lık has­ta­ne­le­ri­nin ça­lış­ma­sı için, ia­şe­si­ne ka­dar ne ge­re­ki­yor­sa bu­ra­da oluş­tu­ru­yo­ruz. Ka­mu Özel Or­tak­lı­ğı Da­ire Baş­kan­lı­ğı… İçi­niz­de ge­nel mü­dür­lük ya­pan­lar var, dev­let mü­es­se­se­sin­de ça­lı­şan­lar var de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Ka­mu Özel Da­ire Baş­kan­lı­ğı ne­dir bi­li­yor mu­su­nuz? Bi­ri­le­ri­ne, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın bü­tün imkânla­rı­nı par­sel­le­mek­tir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, dik­ka­ti­ni­zi çe­ke­rim sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri. Sek­sen bir il­de, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın has­ta­ne­le­ri var, bi­rim­le­ri var. Ben sek­sen bir il­de bu mü­es­se­se­yi oluş­tur­dum, has­ta­ne­nin ba­kı­mı, ta­mi­ri, ka­mu­laş­tır­ma­sı, ye­ni has­ta­ne­le­rin ya­pıl­ma­sı, ia­şe­si­nin alın­ma­sı… Cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de, bun­dan da­ha akı­şı olan bir iş var mı, si­ze so­ru­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bu, iş­te bu ve ku­su­ra bak­ma­sın -ya­ni ben, Sağ­lık Ba­ka­nıy­la bir tür­lü ir­ti­bat ku­ra­ma­dım, ken­di­si de hem­şeh­rim­dir, bir şey söy­le­mek is­te­mi­yo­rum, söy­le­ne­cek çok söz var- onun, bu ka­dar in­ce işe ak­lı­nın ere­ce­ği­ni zan­net­mi­yo­rum. Bu­nu çok sa­mi­mi söy­lü­yo­rum.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Sa­yın Baş­kan, ayıp olu­yor.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Be­nim ne söy­le­di­ği­min far­kın­da mı­sın sen? Ne söy­le­di­ği­min sen far­kın­da mı­sın?

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Bi­li­yo­rum.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Bu ka­dar in­ce işe onun ak­lı er­mez. Ya­ni, o bu iş­le­re şey yap­maz.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Te­nez­zül et­mez ya­ni.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Te­nez­zül et­mez.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Öv­dü ya­ni Sa­yın Ba­ka­nı.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Be­ye­fen­di, bu­ra­da bir vur­gun­dan bah­se­di­yo­rum. O, bun­la­rı bil­mez de­mek is­ti­yo­rum, yap­maz de­mek is­ti­yo­rum. An­lı­yor mu­sun şim­di? An­la­dın mı şim­di?

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (Er­zu­rum) - Ben­ce yan­lış.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Şim­di, muh­te­rem ar­ka­daş­la­rım, ne­den bu­na ih­ti­yaç du­yu­lu­yor? Şim­di, dü­şü­nü­nüz ki, bü­tün Tür­ki­ye'de bu mü­es­se­se­yi oluş­tur­duk, olu­şa­cak da­ha. Ne­den ih­ti­yaç du­yu­lu­yor bu­ra­da? Ku­rum var; Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mu var, otur­muş; mü­hen­di­si var, elek­trik mü­hen­di­si var, ma­ki­ne mü­hen­di­si var, in­şa­at mü­hen­di­si var. Ku­ru­lu bir dü­zen, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ora­da du­ru­yor. Bu mü­es­se­se ora­da otu­ru­yor sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, SSK'da o bi­ri­mi al­dı­nız di­yo­rum, iş yok. Herhâlde ne söy­le­mek is­te­di­ği­mi an­lı­yor­su­nuz. Ama, son gü­nü kim­se­yi üz­mek is­te­mi­yo­rum, an­cak, bu ka­dar ça­lı­şı­yo­rum üz­me­mek için, ya­ni, be­ce­rim bu ka­dar, ku­su­ra bak­ma­yın. Eğer es­ki­si gi­bi ko­nuş­ma­mı is­ti­yor­sa­nız, bi­raz da­ha açık ko­nu­şa­yım an­la­ma­nız için.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Aç, aç!

 BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Aça­yım de­ğil mi?

Şim­di, ne ol­du de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Be­le­di­ye­le­ri­niz­de şu an­da mu­az­zam ra­hat­sız­lık­lar var. 408 mil­yar do­lar… Ya­ni, sek­sen dört yıl­da ya­pı­lan borç­tan da­ha faz­la­sı­nı dört bu­çuk yıl­da yap­tı­nız. Bu borç­lar, bu pa­ra­lar ne­re­ye git­ti? Ne­re­de ya­tı­rım yap­tı­nız? Yap­ma­dı­nız! Ne­re­ye git­ti? Bü­yük bir bö­lü­mü be­le­di­ye­le­re git­ti. Bir gün siz de söy­le­di­niz "En bü­yük pa­yı biz al­dık." di­ye.

MUS­TA­FA ÇA­KIR (Sam­sun) - Doğ­ru de­ğil o söy­le­di­ğin.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Az­dır bel­ki o yö­re­ye, onu da söy­le­ye­yim sa­na.

MUS­TA­FA ÇA­KIR (Sam­sun) - Bay­ram Bey, bor­cun gay­ri­sa­fi millî ge­li­re ora­nı­nı bir he­sap­la.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Şim­di, ben se­ni te­le­viz­yon­da iz­le­dim, o gü­zel bah­çe­de otur­dun. Se­nin mo­ra­li­ni boz­mak is­te­mi­yo­rum, otur. Ne ya­nı­la­ca­ğım? Ora­da soh­be­tin gü­zel­di. Sen ka­fan­da o soh­be­ti can­lan­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bir mil­let­ve­ki­li­niz, Amas­ya Mil­let­ve­ki­li­niz, si­ze ge­tir­di bil­gi sun­du be­le­di­ye­siy­le il­gi­li; ba­şa çı­ka­ma­dı, bı­rak­tı git­ti. De­lil is­ti­yor­sa­nız söy­lü­yo­rum. Bir mil­let­ve­ki­li, ge­çen­de al­kış­lı­yor­du­nuz bu­ra­da, ne­re­den gel­di­ği… Al­lah kim­se­nin yo­lu­nu şa­şırt­ma­sın. (AKP sı­ra­la­rın­dan "Amin" ses­le­ri) Yo­lu­nu şa­şır­mış o ar­ka­da­şı­nız, ne ya­pa­ca­ğı­nı, ne di­ye­ce­ği­ni ka­rış­tı­rı­yor. Bir de­fa­sın­da, RTÜK ya­sa­sın­da, an­laş­tı­ğı­mız za­man, onun bi­ze söy­le­di­ği laf­la­rı ha­tır­lı­yor­su­nuz herhâlde de­ğil mi? Ye­ni­lir, içi­lir laf­lar de­ğil­di. Böy­le bir adam! Ne ya­pa­cak­sın? Yo­lu­nu şa­şır­mış. Al­lah yar­dım ede, genç bir ar­ka­daş. Onun söy­le­dik­le­ri­ni din­le­di­niz bu­ra­da. O yet­me­di de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım -bu pa­ra­la­rın ne­re­ye git­ti­ğin­den bah­se­di­yo­rum- bir mil­let­ve­ki­li­niz yi­ne, bak­tı ki ba­şa çı­ka­mı­yor, so­run­la­rı di­le ge­tir­di, ih­raç et­ti­niz. Bun­la­rı bir­lik­te ya­şa­dık bu­ra­da. Ne yap­tı? İha­le mi is­te­di? Yok. Bu pa­ra­la­rın ya­tı­rı­ma git­me­di­ğin­den, ne­re­ye git­ti­ğin­den bah­se­di­yo­rum.

Ba­kı­nız, gi­din be­le­di­ye­le­re, iş­çi ala­cak­la­rı bir­ço­ğun­da du­rur, mü­te­ah­hit ala­cak­la­rı anın­da öde­nir. Öden­sin, bir şey de­mi­yo­rum, mü­te­ah­hit de iş­çi ça­lış­tı­rı­yor, bir şey de­di­ğim yok. Ama, bir ge­zin ar­ka­daş­lar. Ben ge­çen­de bir ye­re git­tim, dev­le­tin ara­ba­sı, bir ta­şe­ro­nun işi­ni ya­pı­yor; resmî ara­ba, iş­çi, mü­te­ah­hi­din iş­çi­si. Mü­es­se­se­nin adı­nı söy­le­mi­yo­rum, içi­me do­ku­nu­yor be­nim, çün­kü ben o mü­es­se­se­de ça­lış­tım. "Ne ya­pı­yor­su­nuz ço­cuk­lar?" de­dim. Ara­ba dev­le­tin ara­ba­sı, dam­per­li ara­ba, dol­dur­muş­lar içe­ri­si­ne as­fal­tı, ya­ma ya­pı­yor­lar. İş­çi mü­te­ah­hi­din, ara­ba dev­le­tin, pa­ra­yı ka­za­nan ta­şe­ron. Bun­lar bir­çok yer­de var de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Şim­di, bu­ra­da da, bu ya­say­la da ola­cak ne­dir onu söy­le­mek is­ti­yo­rum. Bu ya­say­la da, sek­sen bir il­de bu mü­es­se­se­ler ku­ru­lur. Ta­mi­ri­ni yap­tı mı has­ta­ne­le­rin, ba­kı­mı­nı yap­tı mı has­ta­ne­le­rin, te­miz­lik şir­ket­le­ri­ne iha­le­si­ni ver­di mi has­ta­ne­le­rin… De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, has­ta­ne yap­mak için yap­tı mı ka­mu­laş­tır­ma­sı­nı? Kim ile ya­pı­yor? Özel sek­tör ile dev­let. Ha­di ben özel sek­tö­rüm, gir­dim, or­tak ol­dum. Na­sıl or­tak ola­ca­ğız? Bu­nun­la il­gi­li bu­ra­da bir açık­la­ma da yok de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­ra­da doğ­ru düz­gün bir şey de yok. Na­sıl ola­ca­ğız? Dev­let­le or­tak ol­dum ben. Ser­ma­ye ar­tı­rı­mı gel­di, öde­ye­me­dim. Si­ya­si de bir gü­cüm var ar­kam­da. Bu­nun be­de­li­ni kim öde­ye­cek de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Dev­let öde­ye­cek. Bun­la­rı söy­le­mek is­ti­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Ya­ni, cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de bun­dan da­ha akış­lı, uzun va­de­li bir iş, bun­dan da­ha kârlı bir iş hiç kim­se bu­la­maz ve gö­re­mez.

Şim­di siz çok be­ce­rik­li­si­niz! Al­lah rah­met ey­le­sin, Özal ba­na der­di ki: "Ya­hu si­zi teb­rik ede­rim. Öy­le slo­gan­lar bu­lu­yor­su­nuz ki, mah­ke­me­ye ve­re­ce­ğim, suç teş­kil ede­mi­yor." Şim­di, be­le­di­ye­ler siz­de, ha­zi­ne de siz­de, da­ğı­tım da gü­zel de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım! Hâlin­den mem­nun ola­nın se­si çık­mı­yor, hâlin­den mem­nun ol­ma­yan ba­ğır­sa, ka­pı­nın dı­şı­na ko­nu­yor. Şim­di ye­ni bir ka­pı da­ha açı­yor­su­nuz bu­ra­da, ye­ni bir ka­pı da­ha açı­lı­yor bu­ra­da. Bu­nun üze­rin­de du­run de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Söy­le­mek is­te­di­ğim, kim­se­yi bu­ra­da yar­gı­la­mak, kim­se­yi bu­ra­da eleş­tir­mek is­te­mi­yo­rum. Ama, bu­nun de­ta­yı­na bir inin, ol­du­bit­ti­ye ge­tir­me­yin, ol­du­bit­ti­ye gel­me­sin. Ne de­mek ka­mu-özel sek­tör or­tak­lı­ğı? İha­ley­le ver özel sek­tö­re, de­ne­ti­mi yap. Na­sıl ka­mu ile özel sek­tö­rü or­tak edi­yor­su­nuz? Var mı şu ana ka­dar böy­le bir mü­es­se­se? Dev­let yö­ne­ten­ler var içi­niz­de, var mı böy­le bir mü­es­se­se? Ne­re­den bu­lu­yor­su­nuz, kim dü­şü­nü­yor? Onun için di­yo­rum Sa­yın Sağ­lık Ba­ka­nı bu­nu dü­şü­ne­mez, bir dü­şü­nen var bu­ra­da. De­mek is­te­di­ğim o. Ne? Ya­ni, bu­ra­da bu­nu ka­fa­sı­na ko­yan, bu­nun pro­je­si­ni ka­fa­sın­da ya­pan, bu­ra­dan ne ge­ti­re­ce­ği­ni dü­şü­nen bi­ri­si bu­nu ya­par. Bu fark­lı bir şey de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, cid­di bir şey, tril­yon­la­rın akı­şı­nın ol­du­ğu bir şey. Şu has­ta­ne­le­rin alı­nan ia­şe­le­rin ne ol­du­ğu­nu bi­li­yor mu­su­nuz? Kim­ler alı­yor bi­li­yor mu­su­nuz? Ci­haz­lar alı­nı­yor, ve­sa­ire alı­nı­yor, kim­ler alı­yor bi­li­yor mu­su­nuz? Bun­la­rın ne yap­tı­ğı­nı bi­li­yor mu­su­nuz? Dün­ya ka­dar da­va açıl­dı bun­la­rın hak­kın­da, so­nu­cu­nun ne ol­du­ğu­nu bi­li­yor mu­su­nuz? Bun­lar yok! Şim­di bir şey da­ha ge­ti­ri­yo­ruz. Söy­le­mek is­te­di­ğim bu de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Eli­ni­zi kal­dı­ra­cak­sı­nız gi­de­cek. Ben ko­nu­şu­yo­rum, ilk ko­nu­şan ne ya­par­sa yap­sın, son ko­nu­şan ilk ko­nu­şa­nın ko­nuş­ma­sı­nı müm­kün ol­du­ğu ka­dar çü­rü­tür. Şim­di, ge­lir­si­niz, bi­ri­si çı­kar bu­ra­da, yok bu şu­dur, bu de­ğil­dir… Bu, ye­ni bir vur­gun ka­pı­sı­nın açıl­ma­sı­dır. Ye­ni bir ta­la­nın açıl­ma­sı­dır. Yok­sa, sen has­ta­ne­ye dok­tor alı­yor­sun, has­ta­ne­ye sen ya­tak alı­yor­sun, has­ta­ne­ye sen ci­haz alı­yor­sun, hem­şi­re alı­yor­sun, bu­na kim­se­nin di­ye­ce­ği yok de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Me­ral.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Han­gi­miz bu­na bir şey söy­le­riz? Hiç­bi­ri­miz. Ama, mü­sa­ade eder­se­niz, bu­nu bir etüt edin, bir de­ğer­len­di­rin. İçi­niz­de bu iş­le­ri bi­len çok sa­yı­da ar­ka­daş­la­rı­mız var. Ne ace­le­miz var? İk­ti­dar ola­maz­sa­nız bu­nu biz kul­la­na­ca­ğız. İk­ti­dar olur­sa­nız, ge­lip, bir da­ha de­tay­lı bir şe­kil­de ya­par­sı­nız, araş­tı­rır­sı­nız. Bu­nu gi­de­ra­yak ol­du­bit­ti­ye ge­tir­me­nin ne an­la­mı var? Ne ace­le­si var bu­nun? Han­gi mü­te­ah­hit bek­li­yor bu­nu? Kim zor­lu­yor bun­la­rı de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Kim zor­lu­yor ki böy­le gi­de­ra­yak si­ze ge­ti­rip bu­nu da­ya­tı­yor­lar. Bu­nun bir ace­le­si yok. Ya­ni, dört bu­çuk se­ne­dir bu iş yü­rü­dü de, bir tı­kan­ma ol­ma­dı da, bu­gün ni­ye tı­kan­dı? Bi­ri­le­ri var bu­nun ar­ka­sın­da. Bir güç var bun­la­rın ar­ka­sın­da. Ri­ca edi­yo­rum sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bu­nu bir etüt edin, bu­nu bir araş­tı­rın, on­dan son­ra çı­ka­rı­la­cak­sa ge­ti­rip çı­ka­ra­lım. Se­nin Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mun ora­da du­ru­yor, es­ki Ge­nel Mü­dür ora­da…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Me­ral, se­lam­la­ma­nız için mik­ro­fo­nu açı­yo­rum.

Bu­yu­run.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) - Şa­yet, eğer ele­man ih­ti­ya­cı var­sa bu­ra­da, Ku­ru­mun ye­tiş­miş dün­ya ka­dar ele­ma­nı var, ça­ğır­sın ve­ya gö­rev ver­sin, on­dan son­ra za­man ka­za­nıl­sın, bu­nun etü­dü, tah­li­li ya­pıl­sın, on­dan son­ra ge­re­ki­yor­sa çı­ka­rıl­sın de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Be­nim söy­le­mek is­te­di­ğim bu, gi­de­ra­yak bir yan­lı­şa hep bir­lik­te im­za at­ma­ya­lım de­rim de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bu­nun tah­li­li­ni sağ­lık­lı bir şe­kil­de ya­pa­ca­ğı­nı­zı dü­şü­nü­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Me­ral.

Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na, tü­mü üze­rin­de, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mu­zaf­fer Kur­tul­mu­şoğ­lu.

Bu­yu­run efen­dim.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ev­vel he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Evet, ya­sa­ma yı­lı­nın so­nu­na gel­dik. Ek­şi­siy­le, tat­lı­sıy­la, acı­sıy­la dört bu­çuk se­ne­miz geç­ti. Bu ba­kım­dan, kür­sü­de, bil­me­den siz­le­ri kır­dım ise ba­ğış­la­yın. Kır­ma­dı­ğı­mı zan­ne­di­yo­rum, ama yi­ne de si­ya­set­tir bu tan­si­yon­la­rın art­tı­ğı za­man­lar olur, ad­re­na­li­nin yük­sel­di­ği za­man­lar olur, ol­muş ola­bi­lir. Onun için şah­sım adı­na böy­le bir şey ya­pıl­mış ise özür di­li­yo­rum.

Sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım, bu ça­tı al­tın­da dört bu­çuk se­ne geç­ti. Bu­ra­dan hep söy­le­dik, ik­ti­da­ra ya­pı­cı şey­ler söy­le­dik, ba­zen si­ya­si laf­lar söy­len­miş ola­bi­lir, ama, ben, ka­nım­ca, hep ya­pı­cı ol­ma­ya ça­lış­tım.

Bu­ra­da, yi­ne, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na, iki ta­ne da­ire baş­kan­lı­ğı için ka­nun çı­ka­rı­lı­yor. Ni­ye? Doğ­ru­dur, has­ta­ne­le­rin ona­rıl­ma­sı, ya­pıl­ma­sı, ye­ni has­ta­ne­ler açıl­ma­sı… Fa­kat, ta­bii, bir ara­da, bu­ra­da bir şey var, in­ce bir şey var: San­ki, Tür­ki­ye'de­ki sağ­lık iş­le­ri­ni hal­let­mi­şiz de, ta­ma­men bit­miş, ara­da da, in­sa­ni de­nil­miş -ta­bii ki, bu, in­san­la­rın kal­bi­ne çok gü­zel ge­len bir şey- in­sa­ni, ama, dı­şa­rı­da has­ta­ne de ya­pı­la­bi­lir la­fı var. İn­san­lı­ğı an­la­dık da, ti­ca­re­ti çok an­la­ma­dım, çün­kü, ben, Tür­ki­ye'de sağ­lı­ğın çok iyi ol­du­ğu­nu gö­ren bir adam de­ği­lim, gö­re­me­dim. Ha, dün de öy­ley­di, bu­gün de da­ha iyi­si ol­du de­me hak­kı­nı gör­mü­yo­rum ken­dim­de. Ama, yi­ne söy­lü­yo­rum, in­şal­lah ge­lir­si­niz, he­pi­niz bu­ra­da olur­su­nuz.

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (Trab­zon) - Mu­zaf­fer ağa­bey, sen gel­me­ye­cek mi­sin?

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - Sa­yın Ba­kan, bu ka­dar yap­tın, çok şey yap­tı­ğı­nı­zı söy­lü­yor­su­nuz, "Sağ­lık­ta dö­nü­şüm yap­tım." di­yor­su­nuz, ne yap­tı­nız­sa, ne­re­ye dön­dük bil­mi­yo­rum, ge­ri­ye dön­dük gi­bi ge­li­yor bi­raz.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (Ada­na) - Dön­dü, dön­dü…

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - Ge­ri­ye dön­dük gi­bi ge­li­yor.

Şim­di, sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım, sağ­lı­ğın tek ça­tı al­tın­da ol­ma­sı ka­dar do­ğal bir şey yok­tur, ama, o da ol­ma­dı. Ba­kı­nız, ye­ni bir Sos­yal Gü­ven­lik Ku­ru­mu ku­rul­du; Sa­yın Ba­kan, ta­bii ki, bu, Ça­lış­ma Ba­kan­lı­ğı em­rin­de ama, ne yap­tı­ğı­nı bu ku­ru­mun bi­le­me­dim, hâlen öğ­re­ne­me­dim. Bir Ça­lış­ma Ba­kan­lı­ğı­na bağ­lı de­ni­yor, doğ­ru. Bir ba­kı­yor­sun, di­yor­lar ki: Ona Emek­li San­dı­ğı ba­kı­yor şu öde­me­yi ve­rir­ken ve­ya bir şey ya­par­ken bu Emek­li San­dı­ğı­nın, bu Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı­nın. Bağ-Kur ay­rı, SSK ay­rı, Emek­li San­dı­ğı ay­rı, onun ba­şın­da­ki ve yö­ne­ti­min­de­ki in­san­lar da ne ya­pa­ca­ğı­nı bil­mi­yor­lar, şa­şır­mış va­zi­yet­te­ler. Ama ku­rul­muş, var. Ba­na ora­da da­ire baş­ka­nı la­zım de­ğil, ora­ya bi­ri­ni bu­lu­ruz, bi­na da la­zım de­ğil, ba­na Tür­ki­ye'nin sağ­lı­ğı la­zım, Tür­ki­ye'nin in­san­la­rı­na hiz­me­ti gö­tü­re­bi­le­cek, kö­yü­ne, mez­ra­sı­na, ma­hal­le­si­ne ula­şı­la­bi­le­cek bir sağ­lık sis­te­mi is­ti­yo­rum.

Şim­di, 100 bi­ne ya­kın dok­to­ru­muz var Tür­ki­ye'de, ne yap­tık bu dok­tor­lar için bu­gü­ne ka­dar? Öz­lük hak­la­rı­nı mı ver­dik? Ça­lış­ma şart­la­rı­nı mı de­ğiş­tir­dik? Tür­ki­ye'de dok­tor da­ğı­lı­mı­nı oturt­tu­ra­bil­dik mi Tür­ki­ye'nin her ta­ra­fı­na de­mog­ra­fik ola­rak? Yap­tık, bir şey yap­tık, gön­de­re­me­di­ği­miz an­da De­mok­le­sin kı­lı­cı gi­bi mec­bu­ri hiz­me­ti çı­kar­dık tek­rar. Bu­ra­dan ha­tır­lı­yo­rum, Sa­yın Ba­kan "Böy­le an­ti­de­mok­ra­tik bir ya­sa ol­maz, bu ya­sa­yı kal­dı­ra­lım." de­di­ğin­de ve kal­dır­dı­ğın­da Sa­yın Ba­ka­nı al­kış­la­mış­tım ben bu­ra­dan ve te­şek­kür de et­miş­tim. Ben, ya­pı­la­nı hiç­bir za­man inkâr et­mem. Ama, öy­le ol­du ki, biz bu­ra­dan de­miş­tik ki: Sa­yın Ba­kan bu­nu kal­dı­rı­yor­sun ama, Tür­ki­ye'nin dört bu­ca­ğı­na dok­tor gön­de­re­bil­mek için, mez­ra­sı­na, kö­yü­ne, ma­hal­le­si­ne, Si­irt'ine, Van'ına gön­de­re­bil­mek için 657 sa­yı­lı Ya­sa'ya ta­bi tu­ta­lım, bir üc­ret ska­la­sı ya­pa­lım. Si­irt'in fa­lan kö­yün­de­ki he­ki­me şu­nu ve­ri­rim ve­ya sağ­lık per­so­ne­li­ne, şu­ra­da­ki­ne bu­nu ve­ri­rim, An­ka­ra'nın mer­ke­zin­de de bu­nu ve­ri­rim. İş­te bu­yur sa­na lis­te, dok­to­ra seç­me hak­kı ve­ri­rim. Ora­ya gi­de­cek adam­lar sı­ra­ya gi­rer­di, tor­pil ya­par­lar­dı do­ğu­ya ben gi­de­ce­ğim di­ye. Ama bu­nu yap­ma­dı­nız, tek­rar mec­bu­ri hiz­me­ti ge­tir­di­niz git­mi­yor di­ye.

ÖNER ER­GENÇ (Si­irt) - Şu an­da Si­irt Dev­let Has­ta­ne­sin­de 80 ta­ne uz­man dok­tor var.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Ho­cam, be­nim il­çem­de şu an­da 13 ta­ne uz­man dok­tor var.

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - Şim­di, de­dik ki, per­for­mans yan­lış olur, çün­kü bu­nun için­den ge­li­yo­rum. Per­for­mans, bir de­po­da yı­ğı­lan pa­ra­yı ora­dan her gün alır­sın, ama tü­ke­nir. Per­for­man­sın ma­na­sı ne­dir? Dev­let, bu ce­bin­den alı­yor, bu ce­bi­ne ko­yu­yor. Bu­nu ya­pa­ca­ğı­nı­za, dok­to­ra, sağ­lık per­so­ne­li­ne, ge­çi­ne­bi­le­cek öz­lük hak­la­rı­nı ve­re­lim, ya­rın emek­li ol­duk­la­rın­da in­san­ca ya­şa­ma­la­rı için bir ha­yat stan­dar­dı­nı bun­la­ra ve­re­lim de­dik, ol­ma­dı. Ama şim­di Sa­yın Ba­ka­na sor­sa­nız, bel­ki de çı­kar söy­ler: "Dok­tor­lar şu ka­dar pa­ra alı­yor." der. Her­kes ora­ya göz dik­miş ya, ya­ni per­for­mans­tan şu ka­dar pa­ra alı­yor di­ye. Doğ­ru, alı­yor. Bu, gü­nü­bir­lik… Bu­na, bu­ra­da, bi­zim tıp di­lin­de "pal­ya­tif te­da­vi" der­ler, "gü­nü kur­tar­ma" der­ler. Bu, emek­li­li­ği­ne ve… İle­ri­de alt­mış beş ya­şı­nı dol­dur­ma­sa bi­le cer­rah­la­rın eli tit­rer, ar­tık, ame­li­yat da ya­pa­maz. Bun­la­rın öz­lük hak­la­rı­nı bu şe­kil­de yap­sak da­ha iyi olur di­ye dü­şü­nü­yo­rum ve hâlen bu sö­züm­de ıs­rar edi­yo­rum.

Ba­kı­nız, ye­ni 32.500 sağ­lık per­so­ne­li alı­na­cak; hem­şi­re, ebe, sağ­lık me­mu­ru, ya­ni, yar­dım­cı hiz­met­ler alı­na­cak. Keş­ke da­ha ev­vel­den alın­say­dı. Ama, bu­nu ni­ye alı­yor­su­nuz de­mi­yo­rum; ül­ke­min ih­ti­ya­cı var. Ama, bu­gün ol­ma­sa da­ha iyi olur­du. Ak­lım­dan, san­ki, di­lim var­ma­ma­sı­na rağ­men, çok da söy­le­me­yi is­te­me­me­me rağ­men, ba­na, bi­raz da, se­çim ya­tı­rı­mı gi­bi ge­li­yor. Ni­ye ev­vel­den yap­ma­dık bu­nu? Ne var­dı? Ek­si­ği­miz var, ih­ti­ya­cı­mız da var, ar­tı, yet­mi­yor, so­kak­lar­da, kaç se­ne­dir, ebe, hem­şi­re, sağ­lık me­mu­ru ço­cuk­la­rı­mız boş ge­zi­yor­lar idi. Ha, bu­nu bu­gün yap­tın di­ye se­ni çok faz­la suç­la­mı­yo­rum, yi­ne de kö­tü­nün iyi­si­dir, ama, keş­ke da­ha ev­vel ya­pıl­say­dı. Da­ha ev­vel ya­pıl­say­dı çok da­ha iyi olur­du. Hem de be­nim de zih­nim­den, ak­lım­dan san­ki bu se­çim ya­tı­rı­mıy­mış gi­bi geç­mez­di.

Sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım, sağ­lı­ğın kıy­me­ti­ni, he­ki­min kıy­me­ti­ni, hem­şi­re­nin kıy­me­ti­ni ve­ya sağ­lık me­mu­ru­nun, sağ­lık per­so­ne­li­nin kıy­me­ti­ni en çok ne za­man an­lı­yo­ruz? Has­ta ol­du­ğu­muz­da an­lı­yo­ruz. Has­ta ola­na ka­dar, dok­tor­muş, ebey­miş, hem­şi­rey­miş ba­na ne, ama has­ta ol­du­ğu­muz­da "Aman dok­tor, aman be­ni kur­tar!" de­me­si­ni çok iyi bi­li­yo­ruz. Ne olur, o za­man, bu­ra­da biz Mec­lis ola­rak, bu in­san­la­rın öz­lük hak­la­rı­nı, ça­lış­ma şart­la­rı­nı iyi­leş­tir­sek de, ha­ni Av­ru­pa Bir­li­ği­ne gi­ri­yo­ruz ya, Av­ru­pa Bir­li­ği şart­la­rı­na uy­dur­ma­ya ça­lış­sak ma­dem. Ki, bu, eği­tim ve sağ­lık, Tür­ki­ye'nin, bi­zim bi­rin­ci he­de­fi­miz.

İn­sa­nı ya­şat ki, siz ya­şa­ya­sı­nız. Ya­ni, in­sa­nı ya­şat­mak için, her tür­lü şe­yi yap­mak için bi­zim ne ek­si­ği­miz var? Ni­ye ya­pıl­maz an­la­mam?

Ba­zen halk ara­sın­da şöy­le bir laf var­dır: Sağ­lık per­so­ne­li acın­dan öl­se der­ler ki, çok ye­di de öl­dü, çat­la­dı öl­dü. Halk ara­sın­da böy­le de bir laf ge­zer. Ama, ben böy­le ol­ma­dı­ğı­nı bi­li­yo­rum ve he­kim ar­ka­daş­la­rı­mın, sağ­lık per­so­ne­li, yar­dım­cı per­so­nel ar­ka­daş­la­rı­mın gün­de 50, 60, 100 has­ta­ya bak­tık­la­rı­nı bi­li­yo­rum, bir hem­şi­re­ye 15-20 ta­ne has­ta düş­tü­ğü­nü bi­li­yo­rum, bü­yük şe­hir­ler­de has­ta­ne ko­ri­dor­la­rın­da yü­rü­ye­me­di­ği­mi bi­li­yo­rum. Ora­da, o in­san­la­rın ne­fe­sin­den, ba­sın­cın­dan ora­da­ki he­kim­le­rin bo­ğu­la­cak şek­le gel­di­ği­ni gö­rü­yo­rum.

Da­ire baş­kan­lı­ğı­nı aça­ca­ğız. Ta­bii aça­lım, ne var ya­ni; ona­rım ya­pa­cak, yurt dı­şın­da has­ta­ne de aça­cak, aç­sın. Bu­ra­yı da sa­tar, fark et­mez. Ama, bu 100 bin he­ki­min, bel­ki 200 bi­ne ya­kın da yar­dım­cı sağ­lık per­so­ne­li­nin ya­şam şart­la­rı­nı ben­ce iyi­leş­ti­re­lim di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Ben ol­say­dım, bu­ra­ya bir şey ek­ler­dim.

Ta­bii, Sa­yın Sağ­lık Ba­ka­nı­na sor­du­ğu­nuz­da si­ze şu­nu söy­le­ye­cek: "Ma­li­ye Ba­ka­nı ver­mi­yor." Ma­li­ye Ba­ka­nı: "Eğer dok­tor­la­ra bir şey ve­rir­se­niz di­ğer per­so­nel de is­ti­yor…" El­bet­te ki, tüm per­so­ne­li­mi­zin ya­şam şart­la­rı­nı, öz­lük hak­la­rı­nı iyi­leş­tir­mek hükûmet­le­rin, ik­ti­dar­la­rın bir gö­re­vi­dir. Ama, "ön­ce sağ­lık" de­di­ği­mi­ze gö­re, "ön­ce eği­tim" de­di­ği­mi­ze gö­re, bun­la­ra bir ön­ce­lik ta­nın­ma­sın­da ya­rar var­dır di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Hiç unut­mu­yo­rum, te­sa­dü­fen, şu­ra­da Sağ­lık Ba­ka­nı­nı, Ma­li­ye Ba­ka­nı­nı, Ça­lış­ma Ba­ka­nı­nı bir ara­ya ge­tir­dim "Şu işi hal­le­din bu­ra­da." de­dim. Ba­na söy­le­di­ği laf Ma­li­ye Ba­ka­nı­nın: "Ooo Ho­cam, dok­tor­lar çok pa­ra alı­yor." Dok­tor­lar du­yun bu­nu: "Çok çok pa­ra alı­yor­lar." de­di. Şöy­le dur­dum: "Gön­lüm is­te­mi­yor, ama erin­de ge­cin­de sen o dok­tor­la­ra bir gün uğ­ra­ya­cak­sın, se­nin de­di­ğin gi­bi yap­ma­ya­cak. O, yi­ne, ne olur­sa ol­sun, va­zi­fe­si­ni ya­pa­cak." de­dim.

Ar­ka­daş­la­rım, ben, ne­re­de ne ko­nu­şur­sam çok da ra­hat söy­le­yen bir ada­mım ve al­dı­ğım­da bu ce­va­bı Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan, şöy­le, Sağ­lık Ba­ka­nı­na bak­tım, Ça­lış­ma Ba­ka­nı­na bak­tım, sa­de­ce gü­lüm­se­dim. Ya­pa­cak bir şey de yok. Ada­mın söy­le­di­ği bu. Ya­ni, böy­le bir, in­san­la­rı kü­çüm­se­mek, in­san­la­rı gi­de­ra­yak suç­la­mak de­ğil ga­yem. Ama böy­le bir şey­le kar­şı­laş­tım ve Ma­li­ye Ba­ka­nı­na, "Bu söy­le­di­ğin la­fı da hiç be­ğen­me­dim, şık de­ğil." de­dim. Ama, ol­ma­dı.

Sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım, sağ­lık ha­ki­ka­ten çok mü­him. Bu in­san­la­rın ye­tiş­me­si ko­lay de­ğil. Eme­ğe say­gı­lı ol­mak mec­bu­ri­ye­tin­de­yiz, eme­ğin kar­şı­lı­ğı­nı ver­mek mec­bu­ri­ye­tin­de­yiz. Na­sıl biz bu­ra­da gün ge­li­yor ge­ce gün­düz ça­lı­şı­yor­sak, on­lar da ge­rek­ti­ğin­de yir­mi dört sa­at has­ta­sıy­la bir­lik­te ol­mak mec­bu­ri­ye­tin­de­ler. Ama, de­di­ğim gi­bi, ben, Tür­ki­ye'de he­kim­le­rin az­lı­ğın­dan de­ğil, Tür­ki­ye'de­ki he­kim­le­rin da­ğı­lı­şın­dan şikâyet­çi­yim. Tür­ki­ye'de he­kim sa­yı­sı ye­ter­li­dir, ama ile­ri­ye doğ­ru bir plan ya­pıl­ma­sın­da ya­rar var­dır. Fa­kat, de­di­ğim gi­bi, An­ka­ra'nın gö­be­ğin­de ay­nı ma­aşı ve­rir­sen, Si­irt'te de ay­nı ma­aşı ve­rir­sen, ora­ya kim­se git­mez. İş­te, o za­man, De­mok­le­sin kı­lı­cı gi­bi an­ti­de­mok­ra­tik bir ya­sa­yı ge­ti­rir­sin, dok­tor­la­rın önü­ne ko­yar­sın. "İs­ter yer­sin, is­ter ye­mez­sin, bu, ta­bil­dot ye­mek­tir. Bu­nu yer­sen yer­sin, ye­mez­sen aç ka­lır­sın. Çün­kü, dip­lo­ma­nı ver­mem -elin­de ya- dip­lo­ma­nı ver­mem." Ben­ce, yi­ne bu­ra­dan söy­lü­yo­rum: Bu mec­bu­ri hiz­met ya­sa­sı çok de­mok­ra­tik de­ğil­dir, yan­lış bir ya­sa­dır, bu yan­lış­tan hükûmet­le­rin dön­me­si­ni is­ti­yo­rum.

Sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım, tek­rar söy­lü­yo­rum: Bu aşa­ğı yu­ka­rı bir ve­da ko­nuş­ma­sı gi­bi. He­pi­ni­ze ba­şa­rı­lar di­li­yo­rum, ço­lu­ğu­nu­za ço­cu­ğu­nu­za uzun ömür­ler di­li­yo­rum.

FİK­RET BA­DAZ­LI (An­tal­ya) - Sağ olun Ho­cam. He­pi­miz için.

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - Gön­lüm he­pi­ni­zin tek­rar bu­ra­ya dön­me­si­ni is­ti­yor. Dön­me­se­niz de ha­yat­ta ba­şa­rı­lar di­li­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar, sev­gi­ler su­nu­yo­rum.

Hoş­ça ka­lın. (Al­kış­lar)

AB­DUL­LAH ER­DEM CAN­Tİ­MUR (Kü­tah­ya) - Mu­zaf­fer Bey, sen de gel in­şal­lah.

FİK­RET BA­DAZ­LI (An­tal­ya) - Se­ni se­vi­yo­ruz Ho­cam.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Kur­tul­mu­şoğ­lu.

AK Par­ti Gru­bu adı­na, Ağ­rı Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ke­rim Yıl­dız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­yu­run efen­dim.

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA MEH­MET KE­RİM YIL­DIZ (Ağ­rı) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fim üze­rin­de AK Par­ti Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Söz­le­ri­me baş­lar­ken, geç­ti­ği­miz pa­zar gü­nü Ağ­rı ili­miz ve Ha­mur il­çe­mi­zin köy­le­rin­de mey­da­na ge­len sel fe­la­ke­tin­de ha­ya­tı­nı kay­be­den 8 Ha­mur­lu hem­şeh­ri­me Al­lah'tan rah­met, ya­kın­la­rı­na baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum. Fe­la­ke­ti ta­ki­ben, Sa­yın İçiş­le­ri Ba­ka­nı­mız ile Afet İş­le­ri Ge­nel Mü­dü­rü­müz ve tek­nik bir he­yet böl­ge­ye gi­de­rek ge­rek­li ça­lış­ma­la­rı yap­tı­lar. On­la­ra hem­şeh­ri­le­rim adı­na te­şek­kür edi­yo­rum. Pe­şin­den, Ağ­rı mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak biz­ler de, fe­la­ke­tin ya­şan­dı­ğı yer­ler­de­ki va­tan­daş­la­rı­mı­zı zi­ya­ret ede­rek, acı­la­rı­nı, dert­le­ri­ni pay­laş­tık. Hep­si­ne bu­ra­dan geç­miş ol­sun di­lek­le­ri­mi ile­ti­yo­rum, Al­lah bir da­ha böy­le acı­lar ya­şat­ma­sın.

Dev­le­ti­miz bu ha­di­se­de de bü­yük­lü­ğü­nü gös­ter­miş­tir. Hükûme­ti­miz ta­ra­fın­dan afe­ti mü­te­akip acil ih­ti­yaç­lar için va­li­li­ği­mi­ze ye­ter­li öde­nek ak­ta­rıl­mış, ha­sar tes­pit ça­lış­ma­la­rı­na baş­la­mış, va­tan­daş­la­rı­mı­zın ih­ti­yaç duy­du­ğu ça­dır, gı­da ve içe­cek ih­ti­yaç­la­rı kar­şı­lan­mış­tır ve bu ih­ti­yaç­lar kar­şı­lan­ma­ya de­vam et­mek­te­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­dı­ğı­mız bu ka­nun tek­li­fi ile sağ­lık hiz­met­le­ri­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­nin ko­lay­laş­tı­rıl­ma­sı, va­tan­da­şı­mı­za ka­mu ta­ra­fın­dan ve­ri­len sağ­lık hiz­met­le­ri­nin ula­şı­la­bi­lir ol­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak bir dü­zen­le­me ge­ti­ril­me­si he­def­len­miş­tir.

Bu ka­nun­la, sağ­lık hiz­met bi­na­la­rı­nın ya­pı­mı, ona­rı­mı, bun­la­rın kon­trol ve ko­or­di­nas­yon ça­lış­ma­la­rı ile ka­mu özel or­tak­lı­ğı pro­je­le­ri­nin yü­rü­tül­me­si için Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın ana hiz­met bi­rim­le­ri içe­ri­sin­de yer ala­cak iki da­ire baş­kan­lı­ğı­nın ku­rul­ma­sı, in­sa­ni ve tek­nik yar­dım amaç­lı ve ge­çi­ci sü­re­li ol­mak üze­re Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na yurt dı­şın­da sağ­lık bi­rim­le­ri ku­rul­ma­sı imkânı sağ­lan­mış ola­cak­tır.

26/09/1989 ta­rih, 1417 sa­yı­lı Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı olu­ru ile in­şa­at, ona­rım, ba­kım ve bun­la­ra ait kon­trol, mi­ma­ri pro­je, ka­mu­laş­tır­ma ve sa­tın al­ma ça­lış­ma­la­rı­nın yü­rü­tül­me­si gö­rev­le­ri, Araş­tır­ma, Plan­la­ma ve Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı­na ve­ril­miş­ti. Bi­la­ha­re 5436 sa­yı­lı Ka­mu Ma­li Yö­ne­ti­mi ve Kon­trol Ka­nu­nu ile Ba­zı Ka­nun ve Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­ler­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun ile Araş­tır­ma, Plan­la­ma ve Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı kal­dı­rı­la­rak, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı ona­yı ile bu gö­rev­ler ye­ni ku­ru­lan Stra­te­ji Ge­liş­tir­me Baş­kan­lı­ğı uh­de­si­ne ve­ril­miş­tir.

Be­lir­ti­len bu gö­rev­ler, Ya­tı­rım, İn­şa­at ve Ona­rım Da­ire Baş­kan­lı­ğı bün­ye­sin­de yer alan Em­lak İs­tim­lak Şu­be Mü­dür­lü­ğü, Etüt Pro­je Şu­be Mü­dür­lü­ğü, Ya­pım Yö­ne­tim Kon­trol Şu­be Mü­dür­lü­ğü ve Ya­pım İha­le ve Ke­şif İn­ce­le­me Şu­be Mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan yü­rü­tül­mek­te­dir.

Stra­te­ji Ge­liş­tir­me Baş­kan­lı­ğı­nın gö­rev­le­ri 5436 sa­yı­lı Ka­nun'un 15'in­ci mad­de­siy­le sa­yıl­mış­tır. Bun­lar­dan ba­zı­la­rı şun­lar­dır: Ulu­sal kal­kın­ma stra­te­ji ve po­li­ti­ka­la­rı, yıl­lık prog­ram ve hükûmet prog­ra­mı çer­çe­ve­sin­de, ida­re­nin or­ta ve uzun va­de­li stra­te­ji ve po­li­ti­ka­la­rı­nı be­lir­le­mek, amaç­la­rı­nı oluş­tur­mak üze­re ge­rek­li ça­lış­ma­la­rı yap­mak, ida­re­nin gö­rev ala­nı­na gi­ren ko­nu­lar­da per­for­mans ve ka­li­te öl­çüt­le­ri ge­liş­tir­mek ve bu kap­sam­da ve­ri­le­cek di­ğer gö­rev­le­ri ye­ri­ne ge­tir­mek, ida­re­nin yö­ne­ti­mi ile hiz­met­le­rin ge­liş­ti­ril­me­si ve per­for­mans­la il­gi­li bil­gi ve ve­ri­le­ri top­la­mak, ana­liz et­mek, yo­rum­la­mak, ida­re­nin gö­rev ala­nı­na gi­ren ko­nu­lar­da hiz­met­le­ri et­ki­le­ye­cek dış fak­tör­le­ri in­ce­le­mek, ku­rum içi ka­pa­si­te araş­tır­ma­sı yap­mak, hiz­met­le­rin et­kin­li­ği­ni ve tat­min dü­ze­yi­ni ana­liz et­mek ve ge­nel araş­tır­ma­lar yap­mak, önem­li ma­li ko­nu­la­rın kon­trol fa­ali­yet­le­ri­ni yü­rüt­mek, iç kon­trol sis­te­mi­nin ku­rul­ma­sı, stan­dart­la­rın uy­gu­lan­ma­sı ve ge­liş­ti­ril­me­si ko­nu­la­rın­da ça­lış­ma­lar yap­mak.

Gö­rül­dü­ğü gi­bi, Stra­te­ji Ge­liş­tir­me Baş­kan­lı­ğı­nın gö­rev­le­ri, ida­re­nin yö­ne­tim hiz­met­le­ri­ni ve per­for­man­sı­nı ar­tı­ra­cak kri­ter­le­rin ge­liş­ti­ril­me­si, ma­li ko­nu­lar­la il­gi­li sis­te­min ku­rul­ma­sı, ge­liş­ti­ril­me­si gi­bi gö­rev­ler olup, in­şa­at, ona­rım, ba­kım iş­le­ri Stra­te­ji Da­ire Baş­kan­lı­ğı­na ka­nun­la ve­ril­miş gö­rev­ler ara­sın­da yer al­ma­mak­ta­dır. Bu iş­ler, ma­hi­yet­le­ri iti­ba­rıy­la da ka­nun­la ve­ril­miş gö­rev­ler­den çok da­ha fark­lı özel­lik­ler arz et­mek­te­dir.

Stra­te­ji Da­ire Baş­kan­lı­ğı­nın, ken­di­si­ne ka­nun­la ve­ril­miş gö­rev­le­ri da­ha et­kin ifa ede­bil­me­si için, in­şa­at, ona­rım, ba­kım ve­ya bun­la­ra ait kon­trol ile ko­or­di­nas­yon ça­lış­ma­la­rı, mi­ma­ri pro­je ça­lış­ma­la­rı, ka­mu­laş­tır­ma ve sa­tın al­ma ça­lış­ma­la­rı gi­bi hiz­met­le­re iliş­kin gö­rev­le­rin yü­rü­tül­me­si için "İn­şa­at ve Ona­rım Da­ire Baş­kan­lı­ğı" ve "Ka­mu Özel Or­tak­lı­ğı Da­ire Baş­kan­lı­ğı" ol­mak üze­re müs­ta­kil iki da­ire baş­kan­lı­ğı ku­rul­ma­sı ge­rek­li­dir. Bu ya­sa tek­li­fiy­le, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­mız­da bir "İn­şa­at ve Ona­rım Da­ire Baş­kan­lı­ğı" ile "Ka­mu Özel Or­tak­lı­ğı Da­ire Baş­kan­lı­ğı" ku­ru­yo­ruz. Bir mad­dey­le de, yurt dı­şın­da in­sa­ni ve tek­nik yar­dım amaç­lı ve ge­çi­ci sü­re­li ol­mak üze­re sağ­lık bi­rim­le­ri kur­ma­nın önü­nü açı­yo­ruz.

Hükûme­ti­miz dö­ne­min­de ön­ce­ki dö­nem­ler­le kı­yas­lan­ma­ya­cak öl­çü­de yük­sek sa­yı­da sağ­lık bi­na­sı ya­pıl­mış, has­ta­ne­le­ri­mi­ze ih­ti­yaç­la­rın da­ha ra­hat kar­şı­la­na­bil­di­ği mo­dern has­ta oda­la­rı ka­zan­dı­rıl­mış­tır. Önü­müz­de­ki sü­reç içe­ri­sin­de de amaç, ka­mu­ya ait, ka­mu­nun sa­hip ol­du­ğu ve­ya ka­mu­nun iş­let­ti­ği sağ­lık ya­pı­la­rı­nın ka­pa­si­te­le­ri­ni, fonk­si­yon­la­rı­nı güç­len­dir­mek, bu­ra­la­rı çok da­ha kon­for­lu, çok da­ha çağ­daş has­ta­ne­ler, sağ­lık bi­na­la­rı hâli­ne ge­tir­mek ve bu ara­da da sa­de­ce ka­mu­nun kay­nak­la­rı­nı de­ğil, özel sek­tö­rün kay­nak­la­rı­nı da yi­ne Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın ön­cü­lü­ğün­de mil­le­tin hiz­me­ti­ne ver­mek­tir. AK Par­ti Hükûme­ti ge­nel büt­çey­le, dö­ner ser­ma­ye büt­çe­siy­le, il özel ida­re büt­çe­le­riy­le sağ­lık ya­tı­rı­mı yap­ma­ya de­vam et­mek­te­dir.

An­cak, ar­tan kay­nak ih­ti­ya­cı­nın bir so­nu­cu ola­rak, ka­mu özel or­tak­lı­ğı da bir ya­tı­rım ara­cı ola­rak kul­la­nı­la­cak­tır. Ka­mu özel or­tak­lı­ğıy­la ya­pıl­mak is­te­nen, özel te­şeb­büs fi­nans­ma­nıy­la has­ta­ne bi­na­la­rı­nın ya­pıl­ma­sı ve ya­pı­lan bu bi­na­la­rın Sağ­lık Ba­kan­lı­ğın­ca uzun sü­re­li ola­rak ki­ra­lan­ma­sı­dır. Bu, çağ­daş bir ya­tı­rım ara­cı­nın kul­la­nıl­ma­sın­dan iba­ret­tir. Has­ta­ne yi­ne ka­mu­nun has­ta­ne­si ola­cak, yi­ne ka­mu adı­na ora­da hiz­met ve­ri­le­cek, ama bi­na­lar da­ha hız­lı bir sü­reç içe­ri­sin­de ye­ni­le­ne­bi­le­cek­tir, ona­rı­la­bi­le­cek­tir. Ka­mu özel or­tak­lı­ğıy­la il­gi­le­ne­cek özel ih­ti­sas sa­hi­bi bir da­ire­nin ku­rul­ma­sıy­la bu hu­sus­ta­ki uy­gu­la­ma­lar hız­lan­dı­rıl­mış ola­cak­tır. Va­tan­da­şı­mı­za sağ­lık hiz­me­ti ver­me ko­nu­sun­da bu ka­nun­la ha­yır­lı bir iş yap­mış ola­ca­ğız.

Ben­zer uy­gu­la­ma­lar di­ğer ba­zı ba­kan­lık­la­rı­mız­da ve Av­ru­pa ül­ke­le­rin­de bu­lun­mak­ta­dır. Bu da­ire­le­rin ku­rul­ma­sıy­la ay­nı za­man­da usul­süz­lük­le­rin de önü­ne ge­çil­miş ola­cak­tır.

Yi­ne, bu tek­lif ile Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın, 13/12/1983 ta­rih­li ve 189 sa­yı­lı Ka­mu Ku­rum ve Ku­ru­luş­la­rı­nın Yurt Dı­şı Teş­ki­la­tı Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me hü­küm­le­ri­ne gö­re, yurt dı­şın­da, in­sa­ni ve tek­nik yar­dım amaç­lı ve ge­çi­ci sü­re­li sağ­lık bi­rim­le­ri kur­mak ve iş­let­mek imkânı ta­nı­na­rak, gü­nün şart­la­rı göz önün­de bu­lun­du­rul­mak su­re­tiy­le ih­ti­yaç gö­rü­len ya­ban­cı dev­let­ler­de sağ­lık bi­ri­mi ku­rul­ma­sı ve iş­le­til­me­si amaç­lan­mak­ta­dır.

Yurt dı­şın­da sağ­lık bi­rim­le­ri kur­may­la il­gi­li ih­ti­yaç da şu­ra­dan kay­nak­lan­mış­tır: Hükûme­ti­mi­zin, özel­lik­le, Af­ga­nis­tan ve Su­dan baş­ta ol­mak üze­re ba­zı ül­ke­le­re son üç dört yıl­da in­sa­ni ve sağ­lık amaç­lı çok cid­di te­şeb­büs­le­ri ve yar­dım­la­rı ol­muş­tur. Bu te­şeb­büs­ler­den bi­ri de hem Af­ga­nis­tan'da hem de Su­dan'da sağ­lık bi­na­la­rı yap­mak şek­lin­de­dir, ama, mev­cut mev­zu­atı­mız Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na bu yap­ma iz­ni­ni ver­me­mek­te­dir. Bu tek­lif­le Af­ga­nis­tan'da, Su­dan'da, ta­bii ki, da­ha son­ra ih­ti­yaç ola­cak di­ğer ül­ke­ler­de, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­mız, in­sa­ni ve sağ­lık amaç­lı ya­tı­rım yap­ma imkânı­na ka­vuş­muş ola­cak­tır.

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Ora­da da ki­ra­lan­sın.

MEH­MET KE­RİM YIL­DIZ (De­vam­la) - Di­ğer ta­raf­tan, bu amaç­la gö­rev­len­di­ri­len per­so­ne­le, Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rıy­la be­lir­le­nen ay­lık öde­me ya­pı­la­ca­ğı da tek­lif­te be­lir­til­miş­tir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; in­sa­na hiz­me­ti her şe­yin üze­rin­de tu­tan bir ik­ti­dar ola­rak, sağ­lık­la il­gi­li ih­ti­yaç­la­rın ne ka­dar vaz­ge­çil­mez ol­du­ğu­nun far­kın­da­yız. Bu ih­ti­yaç­la­rı hak­kıy­la kar­şı­la­ya­bil­mek için, sağ­lık sis­te­mi­mi­zi ve ül­ke­mi­zin ge­nel sağ­lık gös­ter­ge­le­ri­ni çağ­daş se­vi­ye­ye çı­kart­mak üze­re Sağ­lık­ta Dö­nü­şüm Prog­ra­mı­nı ha­ya­ta ge­çir­dik. Bu prog­ram­la, sağ­lık hiz­met­le­ri­ne eri­şi­min ko­lay­laş­tı­rıl­ma­sı, hiz­met ka­li­te­si­nin ar­tı­rıl­ma­sı, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın plan­la­ma ve de­net­le­me ro­lü­nün güç­len­di­ril­me­si, akıl­cı ilaç ve mal­ze­me kul­la­nı­mı­nın sağ­lan­ma­sı, ge­nel sağ­lık si­gor­ta­sı sis­te­mi­nin oluş­tu­rul­ma­sı he­def­len­miş­tir. Bu kap­sam­da, ka­mu­ya ait has­ta­ne­ler tek ça­tı al­tın­da top­lan­mış­tır. Per­for­man­sa da­ya­lı ek öde­me uy­gu­la­ma­sıy­la, per­so­nel mo­ti­vas­yo­nu ve ve­rim­li­lik­te iyi­leş­me­ler sağ­lan­mış­tır. Ai­le he­kim­li­ği uy­gu­la­ma­la­rı sür­dü­rül­mek­te­dir. Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı, da­ha ve­rim­li ve et­ki­li sağ­lık hiz­me­ti su­na­bil­mek için per­so­nel ih­ti­ya­cı­nı hız­la gi­der­mek­te­dir. Son ola­rak, söz­leş­me­li per­so­nel sta­tü­sün­de 32.444 sağ­lık per­so­ne­li alı­mı ya­pı­la­cak­tır. Bun­lar­dan diş he­ki­mi ve ec­za­cı ata­ma­la­rı no­ter hu­zu­run­da, di­ğer per­so­nel ata­ma­la­rı ÖSYM ta­ra­fın­dan ya­pı­la­cak­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Mec­lis, bu­gün, son ça­lış­ma­la­rı­nı yap­mak­ta­dır, Mec­li­sin son ça­lış­ma gü­nü. Bu son ko­nuş­mam­da ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mı an­ma­dan ge­çe­me­ye­ce­ğim. Ka­sım 2002'de bi­zim­le be­ra­ber bu Mec­lis­te bu­lu­nan ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız, şu an­da içi­miz­de bu­lun­ma­mak­ta­dır, Hakk'ın rah­me­ti­ne ka­vuş­muş­lar­dır. Baş­ta, Ağ­rı Mil­let­ve­ki­li­miz Meh­met Me­lik Öz­men ol­mak üze­re, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li­miz, Mec­lis Baş­kan Ve­ki­li Ali Din­çer, Kü­tah­ya Mil­let­ve­ki­li­miz Ha­lil İb­ra­him Yıl­maz, Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li İl­yas Ars­lan, Ga­zi­an­tep Mil­let­ve­ki­li Ömer Abu­şoğ­lu ve Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Se­zai Ön­der'i rah­met­le anı­yo­rum. Al­lah'ın rah­me­ti, be­re­ke­ti üzer­le­ri­ne ol­sun.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Ne­zir Bü­yük­cen­giz'i unut­tu­nuz.

MEH­MET KE­RİM YIL­DIZ (De­vam­la) - Kon­ya Mil­let­ve­ki­li­miz Ne­zir Bey'e de Al­lah'tan rah­met di­li­yo­rum. Ruh­la­rı şad ol­sun. Ken­di­le­ri­ni unut­ma­ya­ca­ğız, ha­tı­ra­la­rı kal­bi­miz­de ya­şa­ya­cak­tır. (Al­kış­lar)

Bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le, bu ka­nun tek­li­fi­nin ül­ke­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. 23 Tem­muz­da bu­ra­da bu­luş­mak umu­duy­la he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­riz Sa­yın Yıl­dız.

Ko­mis­yon adı­na, Sa­yın Ko­mis­yon Baş­ka­nı­nın söz is­te­ği var.

Ko­mis­yon Baş­ka­nı­mız Sa­yın Cev­det Er­döl, bu­yu­run.

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (Trab­zon) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 22'nci Dö­ne­min son ça­lış­ma gü­nün­de he­pi­ni­zi en kalbî duy­gu­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ta­bii, dört bu­çuk yıl gel­di geç­ti, ama, bu kub­be­de hoş bir se­da bı­ra­ka­bil­diy­sek ne mut­lu biz­le­re.

Biz­ler, sağ­lık sis­te­mi­ni ger­çek­ten çağ­daş norm­la­ra ulaş­tı­ra­bil­mek için çok gay­ret sarf et­tik, hep bir­lik­te bu­nu ba­şar­dık. Ge­rek sağ­lık ala­nın­da ge­rek ça­lış­ma ha­ya­tın­da Ko­mis­yo­nu­mu­zu il­gi­len­di­ren di­ğer, özür­lü­ler gi­bi, sos­yal yar­dım­lar gi­bi, ai­le ha­ya­tı gi­bi, ka­dın ve ai­ley­le il­gi­li so­run­lar­da pek çok ka­nu­na Ko­mis­yo­nu­muz bu Mec­li­sin kat­kı­la­rıy­la im­za at­tı. Bun­lar içe­ri­sin­de el­li üç ta­ne ta­sa­rı ve tek­lif ka­nun­laş­tı.

Ger­çek­ten, bu ko­nu­da biz­le­re çok ama çok des­tek ve­ren de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­miz ve ba­kan­la­rı­mız ol­du. Ben, bun­la­rı, has­sa­ten bu son ko­nuş­ma gü­nün­de an­mak is­ti­yo­rum. Ge­rek ik­ti­dar ge­rek mu­ha­le­fet mil­let­ve­kil­le­ri­miz Ko­mis­yo­nu­muz­da bir kar­deş­lik ha­va­sı içe­ri­sin­de, as­la ça­tış­ma ol­mak­sı­zın, as­la kav­ga ol­mak­sı­zın, bir ih­ti­sas ko­mis­yo­nu­nun ol­ma­sı ge­rek­ti­ği gi­bi ça­lış­tı­lar. Ken­di­le­ri­ne has­sa­ten te­şek­kür edi­yo­rum. Ko­mis­yon dı­şın­dan ge­lip de bi­ze kat­kı ve­ren mil­let­ve­kil­le­ri­miz ol­du, on­la­ra da ay­rı­ca te­şek­kür edi­yo­rum. Si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rın­dan ge­lip des­tek ve­ren­le­re, bü­rok­rat ola­rak ge­lip fi­kir­le­ri­ni açık­la­yan­la­ra ve İçiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı­mı­za, ta­bii, oda­sı­nı iş­gal et­ti­ğim için, ay­rı­ca te­şek­kür edi­yo­rum. Ko­mis­yon ça­lı­şan­la­rı­nı ve ge­rek ik­ti­dar­dan ge­rek mu­ha­le­fet­ten Mec­li­si­mi­zin de­ğer­li grup baş­kan ve­kil­le­ri­ni -biz­le­re ka­nun­la­rın çık­ma­sın­da ol­duk­ça yar­dım­cı ol­du­lar- ve Ko­mis­yo­nu­mu­zu il­gi­len­di­ren, da­ha doğ­ru­su il­gi ala­nın­da­ki ka­nun­lar­da bi­ze des­tek olan Sa­yın Be­şir Ata­lay Bey'i, ka­dın ve ai­le­den so­rum­lu Dev­let Ba­ka­nı­mız Sa­yın Ni­met Çu­buk­çu Ha­nı­me­fen­di'yi ve es­ki Ba­ka­nı­mız Gül­dal Ak­şit Ha­nı­me­fen­di'yi, Ça­lış­ma Ba­ka­nı­mız Mu­rat Ba­şes­gi­oğ­lu Bey'i ve has­sa­ten Sağ­lık Ba­ka­nı­mız Pro­fe­sör Re­cep Ak­dağ'ı ger­çek­ten çok ama çok te­şek­kür ede­rek an­mak is­ti­yo­rum, bu­ra­da ka­yıt­la­ra geç­me­si ba­kı­mın­dan. Tüm Ba­kan­lar Ku­ru­lu üye­le­ri­ne ve Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­za da sağ­lı­ğa ver­miş ol­du­ğu bu des­tek­ten do­la­yı te­şek­kür­le­ri­mi, bu­ra­da, bir borç ola­rak ilet­mek is­te­rim.

Ka­mu özel or­tak­lı­ğıy­la il­gi­li de, bu ka­nun­la il­gi­li de bir iki ke­li­me söy­le­mek is­ti­yo­rum. Ka­mu özel or­tak­lı­ğı, zan­ne­dil­di­ği gi­bi, özel şir­ket­le­rin Sağ­lık Ba­kan­lı­ğın­da bü­ro aç­ma­sı gi­bi de­ğil­dir. Özel şir­ket­le­rin, pa­ra sa­hi­bi olan ki­şi­le­rin, dev­let ta­ra­fın­dan bun­la­ra imkânlar sağ­la­na­rak, has­ta­ne­ler yap­ma­sın­dan baş­ka bir şey de­ğil­dir.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ken­di ağ­zı­nız­la söy­lü­yor­su­nuz, dev­let imkânı sağ­la­mak…

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (De­vam­la) - Ay­nen "yap-iş­let-dev­ret" gi­bi "yap-ki­ra­la-dev­ret" ola­cak, bu­nu an­la­ma­ya­cak ka­dar ger­çek­ten zor ol­du­ğu­nu zan­net­mi­yo­rum. Na­sıl yap-iş­let-dev­ret var­sa, ya­pı­yor bir ki­şi… Ama, bun­la­rın hep­si şef­faf iha­le me­to­duy­la ya­pı­lı­yor. İha­ley­le, bir iş ada­mı alı­yor, bir has­ta­ne­yi ya­pı­yor, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı da o has­ta­ne­yi ki­ra­lı­yor, bel­li bir dö­ne­min so­nun­da da has­ta­ne, yi­ne, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na ka­lı­yor. Bu ka­dar ba­sit bu­nu an­la­mak. Bu­nu has­sa­ten bil­gi­le­ri­ni­ze tek­rar sun­mak is­ti­yo­rum ki…

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Has­ta­ne na­sıl ya­pı­lır an­la­ta­ca­ğız şim­di.

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (De­vam­la) - Bun­la­rın hep­si­nin iha­ley­le ya­pı­la­ca­ğı­nı, "sen bu­nu yap" şek­lin­de de­ğil, ama açık, şef­faf iha­ley­le ya­pı­la­ca­ğı­nı her­ke­sin bil­me­si­ni is­ti­yo­rum.

Per­so­nel po­li­ti­ka­la­rın­da da, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, çok önem­li de­ği­şik­lik­ler ya­pıl­dı. Sağ­lık Ba­ka­nı­mı­za bu ko­nu­da da te­şek­kür edi­yo­rum. Şef­faf ata­ma yön­te­mi­ni ge­ti­re­rek, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğın­da her şe­yin İn­ter­net üze­rin­den ya­pıl­dı­ğı, no­ter­ler ta­ra­fın­dan ata­ma­la­rın ya­pıl­dı­ğı şef­faf bir dö­nem baş­lat­tık. Bu­nu hep bir­lik­te yap­tık, mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak he­pi­mi­zin, he­pi­ni­zin bu çor­ba­da tu­zu var. Bu ne­yi ge­tir­di? Ger­çek­ten, bir in­sa­nın ne­re­ye, na­sıl ta­yin edi­le­bi­le­ce­ği­ni. Es­ki dö­nem­ler­de na­sıl ol­du­ğu­nu he­pi­miz bi­li­yo­ruz. Bu dö­nem­de de İn­ter­net üze­rin­den, şef­faf bir şe­kil­de ya­pıl­ma­sı­nı baş­lat­tı­lar. Bu­nun böy­le de­vam ede­ce­ği­ni, mil­le­ti­mi­zin, mem­le­ke­ti­mi­zin ih­ti­ya­cı olan he­kim­le­rin, yurt sat­hı­na, gü­zel ve den­ge­li bir şek­li­de da­ğı­la­ca­ğı­nı bil­me­ni­zi is­ti­yo­ruz. Bu­nun pek çok ör­ne­ği­ni de şu gün­ler­de her­kes gör­mek­te­dir. Bi­raz ön­ce, bir Di­yar­ba­kır mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız Sa­yın Sağ­lık Ba­ka­nı­mı­za bir bil­gi no­tu ilet­ti: Çer­mik'te bir has­ta­ne­nin bu dö­nem­de açıl­dı­ğı­nı, 250 bin ki­şi­nin son iki yıl­da bu­ra­da mu­aye­ne ol­du­ğu­nu… Bu önem­li, sa­de­ce bir ör­nek.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, söz­leş­me­li he­kim­ler­le, uz­man he­kim­ler­le il­gi­li bir bil­gi no­tu da si­ze arz et­mek is­ti­yo­rum: Söz­leş­me­li ola­rak baş­la­yan he­kim ar­ka­daş­la­rın hep­si, is­te­dik­le­ri za­man dev­let me­mu­ru ola­bi­lir­ler -bir ke­re bu­nun al­tı­nı çi­ze­lim- is­te­dik­le­ri za­man dev­let me­mu­ru ola­bi­lir­ler, söz­leş­me­li ola­rak kal­ma­la­rı­na ge­rek yok, ama söz­leş­me­li ola­rak kal­dık­la­rı müd­det­çe ve per­for­man­sa da­ya­lı hiz­met üret­tik­le­ri müd­det­çe da­ha çok üc­ret ala­cak­la­rı­nı da on­lar da bi­li­yor, her­kes de bi­li­yor. Bu­nun için…

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ni­ye so­kak­lar­da bu dok­tor­lar? Ne­den fer­yat fi­gan için­de­ler?

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (De­vam­la) - Şim­di, per­for­man­sa da­ya­lı, mu­aye­ne­ha­ne­si ol­ma­yan he­kim­le­rin per­for­man­sa da­ya­lı ola­rak da­ha çok üc­ret al­dık­la­rı­nı, 5,5-6 mil­yar -es­ki he­sap­la- pa­ra al­dık­la­rı­nı da he­pi­miz bil­mek­te­yiz. Bun­dan, he­kim­le­ri­miz de di­ğer sağ­lık ça­lı­şan­la­rı da mem­nun. Per­for­mans­ta, yal­nız, şu­nu söy­le­ye­yim ki, he­kim ar­ka­daş­la­rı­ma hak­sız­lık edi­li­yor: "Efen­dim, ge­len her­ke­se şu şu tah­lil­le­ri yap­tı­rı­yor­lar ve çok per­for­mans alı­yor­lar." Bu, kül­li­yen ya­lan bir ifa­de­dir.

ALİ ARS­LAN (Muğ­la) - Sa­yın Ba­kan söy­lü­yor bu­nu.

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (De­vam­la) - Tek­rar al­tı­nı çi­zi­yo­rum, ya­pı­lan tet­kik­ler­den de­ğil de has­ta­ya ya­pı­lan hiz­met­ler­den, mu­aye­ne­ler­den ve ame­li­yat­lar­dan, has­tay­la il­gi­li, bi­za­ti­hi has­ta­ya ya­pı­lan hiz­met­ler­den per­for­mans alın­mak­ta­dır. Bu­nu da bu­ra­da, ka­yıt­la­ra geç­me­si ba­kı­mın­dan ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, kıy­met­li ar­ka­daş­lar, ba­kı­nız, eğer Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mu men­sup­la­rı, Bağ-Kur'lu­lar, üni­ver­si­te has­ta­ne­le­ri dâhil her has­ta­ne­ye, şu an­dan son­ra, 15 Ha­zi­ran­dan son­ra gi­de­bi­le­cek­ler. Si­gor­ta­lı­lar gi­bi Bağ-Kur'lu­lar, ye­şil kart­lı­lar bü­tün ec­za­ne­ler­den ilaç ala­bi­li­yor­lar. Her­kes her has­ta­ne­ye gi­de­bi­li­yor. Bu sis­te­mi 22'nci Dö­nem Par­la­men­to­su ba­şar­dı. Eğer bu­nu bun­dan ön­ce­ki ik­ti­dar­lar ve Par­la­men­to ba­şa­ra­bil­miş ol­say­dı, ger­çek­ten, ca­ka­sın­dan, taf­ra­sın­dan ge­çil­mez­di hiç kim­se­nin. Bu çok önem­li ba­şa­rı­ya hep bir­lik­te im­za­lar at­tık.

He­yet ra­por­la­rı­nın tek im­za­ya dü­şü­rül­me­si, mil­le­ti­mi­zi, has­ta­la­rı­mı­zı çok ama çok ra­hat­lat­tı. Bun­dan do­la­yı da Sa­yın Ba­ka­nı­mı­za çok te­şek­kür edi­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ta­bii, bu ara­da kır­gın­lık­lar ol­ma­dı mı, Mec­li­si­miz­de tat­sız­lık­lar ol­ma­dı mı? Keş­ke ol­ma­say­dı. La­fa gel­di­ği za­man Ha­cı Bek­taş Ve­li'den, Ha­cı Bay­ram Ve­li'den, Yu­nus Em­re'den "se­ve­lim se­vi­le­lim" di­ye ko­nu­şu­yor ar­ka­daş­la­rı­mız, ama kür­sü­ye çık­tık­la­rın­da da kır­ma­dık çam, de­vir­me­dik çam bı­rak­mı­yor­lar. Onun için, ger­çek­ten se­vip se­ve­lim. Hiç kim­se­ye sev­gi­den za­rar gel­mez. Ba­kı­nız, ya­ni -çok af­fe­der­si­niz- bir ke­di yav­ru­su­nu, bir kö­pek yav­ru­su­nu da­hi sev­se­niz, onun, si­zin sev­di­ği­ni­zi an­la­dı­ğı­nı bil­me­niz la­zım. Hiç­bir hay­van onu se­ven in­sa­nı in­cit­mez. Kal­dı ki, in­san­lar bir­bi­ri­ni sev­dik­le­rin­de, bir­bir­le­ri­ni hiç in­cit­mez­ler. Do­la­yı­sıy­la, ger­çek­ten, ya ol­du­ğu­muz gi­bi gö­rü­ne­lim ya gö­rün­dü­ğü­müz gi­bi ola­lım, ama se­ve­lim, se­vi­le­lim.

ATİL­LA KART (Kon­ya) - İşin esa­sı bu iş­te: Ya ol­du­ğun gi­bi gö­rün ya gö­rün­dü­ğün gi­bi ol!

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, kıy­met­li mil­let­ve­kil­le­ri...

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Sa­yın Baş­kan, söz­de de­ğil, öz­de söy­le­yin!

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (De­vam­la) - Söy­le­ye­yim efen­dim, söy­le­ye­yim.

Şim­di, mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin... Ta­bii, öğ­ret­men­le­ri, hal­kı­mız, öğ­re­tir­ken gör­mek is­ter, öğ­ren­ci­le­ri sı­nıf­ta gör­mek is­ter, mil­let­ve­kil­le­ri­ni de mil­let­ve­kil­li­ği ya­par­ken bu sı­ra­lar­da gör­mek is­ter. Ya… Öz­de bir ce­vap al­dı­nız mı?

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Yok. Ha­yır, hiç san­mı­yo­rum.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Ne ol­du? Ne de­din sen şim­di?

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Kel ala­ka bir ce­vap.

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (De­vam­la) - An­la­ma­nız la­zım.

Evet, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bi­raz ön­ce Sa­yın Ke­rim Yıl­dız'ın da söy­le­di­ği gi­bi, 22'nci Dö­ne­me baş­lar­ken bir­lik­te ol­du­ğu­muz ar­ka­daş­la­rı­mız­dan ara­mız­da ol­ma­yan­la­ra Al­lah'tan rah­met di­li­yo­rum. 23'ün­cü Dö­nem için sağ­lık ve mut­lu­luk içe­ri­sin­de ça­lış­ma di­li­yo­rum he­pi­ni­ze. Al­lah ül­ke­mi­ze ha­yır­lar ver­sin. 22 Tem­muz­da­ki se­çim­le­rin, ül­ke­miz, mil­le­ti­miz, mem­le­ke­ti­miz için hu­zur, ba­şa­rı ve mut­lu­luk ge­tir­me­si­ni te­men­ni edi­yo­rum.

Sağ­lık­lı gün­ler­de bu­luş­mak di­le­ğiy­le en kal­bi duy­gu­la­rım­la siz­le­ri ve yü­ce mil­le­ti­mi­zi se­lam­lı­yo­rum efen­dim.

Te­şek­kür ede­rim. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Er­döl.

Tü­mü üze­rin­de ko­nuş­ma­lar ta­mam­lan­mış­tır.

Bir so­ru var.

Sa­yın Kart, so­ru­yor mu­su­nuz?

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Evet efen­dim, so­ra­ca­ğım.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Va­sıf­sız kad­ro­laş­ma­nın yo­ğun ol­du­ğu ba­kan­lık­la­rın ba­şın­da Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı gel­mek­te­dir. 9 Ey­lül 2006 ta­rih­li Resmî Ga­ze­te­de ya­yım­la­nan Gö­rev­de Yük­sel­me ve Un­van De­ği­şik­li­ği Yö­net­me­li­ği, bu hak­sız ata­ma­la­ra meş­ru­iyet ka­zan­dır­mak ama­cıy­la çı­ka­rıl­mış­tır. Bu çer­çe­ve­de so­ru­la­rı­mı so­ru­yo­rum.

Uz­man he­kim ye­ri­ne pra­tis­yen he­kim­ler ne­den ağır­lık­lı ola­rak baş­he­kim sı­fa­tıy­la gö­rev­len­di­ril­miş­ler­dir? Bu­nun ya­sal ve tıb­bi ge­rek­çe­si ne­dir? Böy­le bir gö­rev­len­dir­me, kad­ro­laş­ma ve gö­re­vi kö­tü­ye kul­lan­ma an­la­mı­na gel­mez mi? Ka­mu büt­çe­si­nin yan­daş ve si­ya­si iliş­ki­ler için­de ta­lan edil­me­si so­nu­cu­nu do­ğur­maz mı?

Yi­ne, bağ­lı ola­rak so­ru­yo­rum: 9 Ey­lül 2006 ta­ri­hin­de çı­kar­tı­lan yö­net­me­lik, bir an­lam­da, da­ha ev­vel ya­pı­lan ata­ma ve uy­gu­la­ma­la­rın hu­ku­ka ay­kı­rı ol­du­ğu­nun ka­bu­lü an­la­mı­na gel­mez mi?

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kart.

Sa­yın Ba­kan ce­vap­lan­dı­rı­yor mu­su­nuz?

Bu­yu­run.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - De­ğer­li Baş­ka­nım, te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Kart, mu­tat alış­kan­lı­ğı ol­du­ğu üze­re so­ru sor­mak ye­ri­ne yo­rum yap­ma­yı as­lın­da ter­cih et­ti. Bun­lar, si­ya­si me­saj­lar ola­rak, ver­mek üze­re böy­le bir tav­rı­nın ol­du­ğu­nu bi­li­yo­rum.

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Ben çok açık bir şe­kil­de so­ru­yo­rum, siz de so­ru­ya ce­vap ve­rin; bu­nu bir öğ­re­nin ar­tık.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Ni­ye ha­ka­ret edi­yor­sun!

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Eğer bek­le­ye­cek­se­niz so­ru­nu­zun ce­va­bı­nı ve­re­yim Sa­yın Kart.

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Sa­taş­ma­dan ce­vap ver­me­si­ni öğ­re­nin.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - İs­ter­se­niz ce­vap ver­me­ye­bi­li­rim. Ar­zu edi­yor­sa­nız si­ze ce­vap ver­me­ye­bi­li­rim.

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Sa­yın Ba­kan, ce­vap ver­me­si­ni öğ­re­nin.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kart, ba­kın, o ifa­de­niz yan­lış efen­dim.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Siz so­ru sor­ma­yı öğ­re­ne­cek­si­niz ön­ce.

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Hiç ol­maz­sa bu ka­da­rı­nı…

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Sab­re­der­se­niz, ben si­ze ce­vap ve­re­ce­ğim.

BAŞ­KAN - Lüt­fen Sa­yın Kart, mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

Bu­yu­run.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - "Va­sıf­sız kad­ro­laş­ma­nın ba­şın­da Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı gel­mek­te­dir." id­di­ası, ta­ma­men şah­si bir yo­ru­ma da­ya­lı, ger­çek ol­ma­yan bir id­di­adır. So­ru­nu­zun ce­va­bı.

Uz­man he­kim ye­ri­ne pra­tis­yen he­kim­le­rin de baş­he­kim yar­dım­cı­sı ola­bil­me­si son de­re­ce ta­bii kar­şı­lan­ma­lı­dır, çün­kü so­nuç­ta ya­pı­lan yö­ne­ti­ci­lik­tir. Uz­man he­kim­le­rin bel­li alan­lar­da yö­ne­ti­ci­lik yap­ma­sı ne ka­dar ta­bi­iy­se, pra­tis­yen he­kim de­ğer­li mes­lek­taş­la­rı­mı­zın da yö­ne­ti­ci­lik ya­pa­bi­le­cek­le­ri o ka­dar ta­bi­idir.

Kal­dı ki, Tür­ki­ye'de cid­di bir uz­man he­kim ek­sik­li­ği­miz ol­du­ğu için, has­ta­ne­ler­de di­ğer gö­rev­ler­de bu­lu­nan pra­tis­yen ar­ka­daş­la­rı­mı­zın bir yan­dan da yö­ne­ti­ci­lik yap­ma­sı, yal­nız­ca ve­rim­li­li­ği ar­tır­ma­ya yö­ne­lik­tir. Bu "yan­daş­lar", "ta­lan" ke­li­me­le­ri fa­lan, onun için söy­lü­yo­rum. Ya­ni, bun­lar…

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Ra­por­la­ra bağ­lı Sa­yın Ba­kan.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Bir so­ru so­rar­ken ob­jek­tif bir so­ru so­ru­lur, o ob­jek­tif so­ru­ya bir ce­vap ve­ri­lir. Siz yo­rum ya­pı­yor­su­nuz.

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Tef­tiş ku­ru­lu ra­por­la­rı­na bağ­lı, Sa­yın Ba­kan.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Biz, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na ob­jek­tif ata­ma kri­ter­le­ri­ni ge­tir­dik, şef­faf ata­ma kri­ter­le­ri­ni ge­tir­dik. Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın…

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Sav­cı­lar ora­da is­yan edi­yor si­ze!

BAŞ­KAN - Sa­yın Kart, mü­sa­ade eder mi­si­niz.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Sa­yın Kart, ba­kın, lüt­fen, bu de­mok­ra­si kül­tü­rü­nü bi­raz iç­sel­leş­ti­rin. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bir so­ru sor­du­nuz, ben si­ze ce­vap ve­ri­yo­rum. Bü­tün, ce­vap ver­di­ğim her cüm­le bo­yun­ca iti­raz edi­yor­su­nuz. O za­man ya sor­ma­yın ya din­le­yin!

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Doğ­ru ce­vap ver­mi­yor­su­nuz!

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Ama siz ce­vap ve­rir­ken tah­rik edi­yor­su­nuz!

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Ya sor­ma­ya­cak­sı­nız ya si­ze ce­vap ve­ri­lir­ken din­le­me­yi bi­le­cek­si­niz, öğ­re­ne­cek­si­niz. Bu­nu iç­sel­leş­ti­rin lüt­fen. Ya­ni, so­ru sor­ma­nın mak­sa­dı, bir yo­rum ya­pıp, son­ra da bu­na ce­vap ve­ri­lir­ken iti­raz et­mek de­ğil­dir.

FA­RUK AN­BAR­CI­OĞ­LU (Bur­sa) - Beş yıl­dır öğ­re­ne­me­di­ler, bu­gün mü öğ­re­ne­cek­ler Sa­yın Ba­kan.

BAŞ­KAN - Lüt­fen…

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Siz de ce­vap ve­rir­ken tah­rik et­me­yin Sa­yın Ba­kan.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı, dört bu­çuk yıl­lık sü­re içe­ri­sin­de per­so­nel ata­ma­la­rı­nın na­sıl şef­faf bi­çim­de ya­pı­la­bi­le­ce­ği­ni, na­sıl hak­ka­ni­ye­tin bü­tün per­so­ne­le uy­gu­la­na­ca­ğı­nı bü­tün Tür­ki­ye'ye gös­ter­miş­tir. Be­nim dev­ral­dı­ğım Ba­kan­lık­ta, ma­ale­sef, per­so­nel ata­ma­la­rıy­la il­gi­li de­di­ko­du­lar ay­yu­ka çık­mış­tı. Bu­gün, ham­dol­sun, Tür­ki­ye'de ar­tık bun­lar ta­ma­men or­ta­dan kalk­mış­tır.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Ay­yu­ka çık­tı, ay­yu­ka!

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Bü­tün ata­ma­la­rı­mız ob­jek­tif öl­çü­ler içe­ri­sin­de, bel­li ku­ral­lar içe­ri­sin­de, bel­li li­ya­kat ve hak­ka­ni­yet öl­çü­le­ri gö­ze­ti­le­rek ya­pıl­mak­ta­dır.

Te­şek­kür edi­yo­rum.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Bel­li olu­yor, bel­li olu­yor!

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ba­kan.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, tek­li­fin tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

SAĞ­LIK BA­KAN­LI­ĞI­NIN TEŞ­Kİ­LAT VE GÖ­REV­LE­Rİ HAK­KIN­DA

KA­NUN HÜK­MÜN­DE KA­RAR­NA­ME­DE DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI­NA

DA­İR KA­NUN TEK­Lİ­Fİ

MAD­DE 1- 13/12/1983 ta­rih­li ve 181 sa­yı­lı Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­nin 8 in­ci mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki (j) ve (k) bent­le­ri ek­len­miş ve aşa­ğı­da­ki da­ire­ler ay­nı Ka­rar­na­me­ye ek­li 1 sa­yı­lı Cet­ve­lin "Ana Hiz­met Bi­rim­le­ri" bö­lü­mü­ne ila­ve edil­miş­tir.

"j) İn­şa­at ve Ona­rım Da­ire­si Baş­kan­lı­ğı,

k) Ka­mu Özel Or­tak­lı­ğı Da­ire Baş­kan­lı­ğı,"

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu ve şah­sı adı­na Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mus­ta­fa Öz­yurt.

Bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Ağ­rı Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ke­rim Yıl­dız ve 11 Mil­let­ve­ki­li­nin; Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin gö­rüş­le­ri­ni siz­ler­le pay­laş­mak için söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, sağ­lık de­ni­lin­ce in­sa­nın ak­lı­na he­pi­mi­zi il­gi­len­di­ren ko­nu­lar gel­mek­te­dir. An­cak, ne­re­sin­den baş­la­ya­yım Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı ko­nu­su ge­lin­ce… Onu da açık söy­le­ye­yim. Otu­rup şöy­le bir göz gez­dir­dim, de­dim ki, ne­ler an­la­ta­yım ya­ni…

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, de­ği­şim prog­ra­mı di­ye bir şey tut­tur­du­nuz, her şe­yi de­ğiş­ti­ri­yo­ruz di­ye yer­leş­miş, kök­leş­miş, son de­re­ce iyi ça­lı­şan ku­rum­la­rı­mı­zı hep böy­le al­tüst et­ti­niz ve bu­nun adı­na da "de­ği­şim" de­di­niz. Ar­ka­daş­lar, de­ği­şim iyi yön­de olur. De­ği­şim de­di­ği­niz şey, iyi ta­ra­fa doğ­ru gi­der­se­niz de­ği­şim olur. Kö­tü­ye doğ­ru gi­der­se­niz de­ği­şim ol­maz bu, kö­tü­ye git­mek olur.

Bir­kaç ta­ne ör­nek ver­mek is­ti­yo­rum. Mec­bu­ri Hiz­met Ya­sa­sı, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın ba­na gö­re sı­nıf­ta kal­dı­ğı sı­nav­lar­dan bir ta­ne­si­dir. Kö­tü pu­an al­mış de­me­ye­ce­ğim, sı­nıf­ta kal­mış­tır Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı bu ko­nu­da. 105 bin he­ki­mi olan Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nde, ar­ka­daş­lar, ik­ti­da­ra ge­lir­ken bü­tün mey­dan­lar­da ba­ğır­dı­nız: "Mec­bu­ri hiz­me­ti kal­dı­ra­ca­ğız, bu bir zu­lüm­dür, bu­nu kal­dı­ra­ca­ğız." de­di­niz. Ta­mam, gel­di­niz ik­ti­da­ra ve mec­bu­ri hiz­me­ti kal­dır­dı­nız. Al­tı ay geç­me­di ar­ka­daş­lar, "Mec­bu­ri hiz­me­ti ge­ti­ri­yo­ruz." de­di­niz ve ge­tir­di­niz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Dün­ya­nın hiç­bir mem­le­ke­tin­de, to­ta­li­ter ida­re­ler ha­riç hiç­bir mem­le­ke­tin­de bir mes­lek gru­bu­na bu ka­dar ezi­yet edil­me­miş­tir.

Tıp fa­kül­te­si al­tı se­ne oku­nur ar­ka­daş­lar. Ço­ğu­nuz tıp fa­kül­te­si oku­ma­dı­ğı­nız için bu­nu ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum. Al­tı se­ne tıp fa­kül­te­si oku­nur, dört yıl ih­ti­sas ya­pı­lır. Şöy­le bir top­lar­sa­nız, yük­se­köğ­re­nim sü­re­si on yıl­dır. Siz bu­na di­yor­su­nuz ki: "Me­zun olur ol­maz si­ze bir iki yıl mec­bu­ri hiz­met." Uz­man olur­sa bir iki yıl mec­bu­ri hiz­met da­ha ko­yu­yor­su­nuz. Dü­şü­ne­bi­li­yor mu­su­nuz, on yıl, on dört yıl ça­lış­tı­rı­yor­su­nuz bu in­sa­nı. Han­gi mes­lek gru­bu­na bu­nu ya­pı­yor­su­nuz ar­ka­daş­lar? Mü­hen­di­se mi ya­pı­yor­su­nuz, mi­ma­ra mı ya­pı­yor­su­nuz, hu­kuk­çu­ya mı ya­pı­yor­su­nuz, öğ­ret­me­ne mi ya­pı­yor­su­nuz? Hiç­bi­ri­ne yap­mı­yor­su­nuz efen­dim.

TEV­FİK AK­BAK (Çan­kı­rı) - As­ke­re…

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Efen­dim, ba­kın, laf atar­sa­nız ce­vap ve­ri­rim. Lüt­fen su­sun, din­le­yin.

As­ker gi­rer­ken der ki: "Ben as­ke­rim, ne­re­ye gön­de­rir­se­niz gi­de­rim." Öy­le de­ğil.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Ha­kim­ler, sav­cı­lar…

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - On­lar da öy­le­dir efen­dim.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Be­şin­ci böl­ge­den baş­lar­lar.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Ha­yır efen­dim.

Şim­di, ar­ka­daş­lar, he­kim­le­ri alı­yor­su­nuz, "Sen mec­bur­sun, şu­ra­ya gi­de­cek­si­niz." di­yor­su­nuz. Ar­ka­daş­lar, he­kim­lik sev­giy­le ya­pı­lan bir iş­tir. Ken­di­niz has­ta­ne­ye git­ti­ği­niz­de eğ­len­ce­ye de­ğil, mec­bur ol­du­ğu­nuz için gi­der­si­niz, zor gün­le­ri­niz­de gi­der­si­niz efen­dim.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Han­gi hâkim is­te­di­ği yer­de gö­rev ya­pı­yor?

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Lüt­fen su­sar mı­sı­nız. Su­sun da din­le­yin, lüt­fen din­le­yin.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Ama bir da­ki­ka… Han­gi hâkim, han­gi sav­cı is­te­di­ği yer­de gö­rev ya­pa­bi­li­yor?

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Efen­dim, ba­kın, ko­nuş­mak is­ti­yor­sa­nız ge­lir bu­ra­da ko­nu­şur­su­nuz.

BAŞ­KAN - Sa­yın To­run, lüt­fen din­le­ye­lim, be­ğen­me­ye­bi­li­riz efen­dim.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Ama yan­lış söy­lü­yor efen­dim.

BAŞ­KAN - Yan­lı­şı­nı kür­sü­de dü­zel­tin.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Dört bu­çuk yıl bi­ti­yor, beş yı­la ge­li­yo­ruz ar­ka­daş­lar, ke­sin­lik­le din­le­me­yi öğ­re­ne­me­di­niz. Ge­lin, bu­ra­da söy­le­yin fi­kir­le­ri­ni­zi. De­yin ki: "Bu böy­le de­ğil, yan­lış." de­yin. De­mi­yor­su­nuz.

Ar­ka­daş­lar, hiç­bir mes­le­ğe bu ezi­yet ya­pıl­ma­mış­tır. Di­yor­su­nuz ki: "Dok­to­ru gön­de­re­mi­yo­ruz." Dok­to­ru gön­der­mek için ba­zı çe­ki­ci şey­ler var. Ör­ne­ğin, tıp fa­kül­te­si me­zu­nu ol­muş pra­tis­yen he­ki­me di­yor­su­nuz ki: "Mec­bu­ri hiz­me­te gön­de­ri­yo­ruz." Ona de­yin ki: "Mec­bu­ri hiz­me­te gi­di­le­cek olan zor yer­ler, kö­tü ko­şul­la­rı olan yer­le­re gi­der­se­niz TUS sı­na­vı­nız­da si­ze şu ka­dar pu­an ve­ri­rim, ek­le­rim." Bu, dün­ya­nın bir­çok ye­rin­de böy­le ya­pıl­dı. TUS sı­na­vın­da pu­an ve­re­rek bu­ra­la­rı ca­zip hâle ge­ti­rir­si­niz. Bu­nu yap­ma­dı­nız. Zor­la gön­de­ri­yor­su­nuz in­san­la­rı. Zor­la he­kim­lik ya­pıl­maz bey­ler. Ge­ce­nin 2'sin­de in­sa­nı kal­dı­rıp da "Kalk, be­nim kar­nım ağ­rı­yor." der­se­niz, o in­san, bu işi zevk­le, is­te­ye­rek yap­maz. Yap­ma­yın bu­nu. Yan­lış ya­pı­yor­su­nuz.

Hâkim­li­ği ör­nek gös­te­ri­yor­su­nuz. Hâkim sa­bah 9'da ge­lir, sa­at 5'te işi­ni bi­ti­rir. Dok­tor­luk öy­le de­ğil­dir. Dok­tor­luk yir­mi dört sa­at olan bir iş­tir.

He­kim için hiç önem­li ol­ma­yan bir şey si­zin için çok önem­li ola­bi­lir. Ge­ce kal­dı­rır­sı­nız, he­kim ge­lir ba­şı­nı­za der ki: "Şu ağ­rı ke­si­ci­yi al­say­dı­nız bu iş bi­te­cek­ti." Ama, bu­nun için de si­zi azar­la­maz.

De­di­ğim gi­bi, bu Mec­bu­ri Hiz­met Ya­sa­sı'nda Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı sı­nıf­ta kal­mış­tır. Öy­le şey fa­lan de­ğil, kö­tü not al­mış de­ğil, sı­nıf­ta kal­mış­tır ar­ka­daş­lar.

Sağ­lık Hiz­met­le­ri­nin Sos­yal­leş­ti­ril­me­si Ya­sa­sı'nı de­ğiş­ti­re­ce­ğiz di­ye tut­tur­du­nuz. Ai­le he­kim­li­ği ya­pa­ca­ğız di­ye son bir­kaç de­ne­me­niz var. On­la­rın da ne ola­ca­ğı bel­li de­ğil. Bu da hiç­bir ba­şa­rı­lı bir uy­gu­la­ma de­ğil­dir. Bun­da da, de­di­ğim gi­bi, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı sı­nıf­ta kal­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­gü­ne ka­dar hiç­bir ik­ti­da­rın yap­ma­dı­ğı ve Türk he­kim­le­ri­ne, ba­na gö­re, en bü­yük ha­ka­re­ti siz yap­tı­nız. De­di­niz ki: "Ben ya­ban­cı he­kim ge­ti­ri­rim, is­ter­sem 100 do­la­ra da he­kim ça­lış­tı­rı­rım."

ZA­FER HI­DI­ROĞ­LU (Bur­sa) - Git­mi­yor, ne ya­pa­lım?

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Bu ol­maz ar­ka­daş­lar.

ZA­FER HI­DI­ROĞ­LU (Bur­sa) - Ne ola­cak do­ğu­da­ki­ler?

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Git­me­nin yo­lu var, onu bil­mi­yor­su­nuz.

ZA­FER HI­DI­ROĞ­LU (Bur­sa) - Söy­le, o yo­lu söy­le.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Yo­lu­nu bil­mi­yor­su­nuz, çün­kü çık­maz yol­da­sı­nız. Yan­lış bir yo­la gir­miş­si­niz, il­le "Bil­di­ğim yol­da gi­de­rim." di­yor­su­nuz.

ZA­FER HI­DI­ROĞ­LU (Bur­sa) - Söy­le, öğ­re­ne­lim.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Şim­di, ay­nı ye­re ge­le­cek olur­sa­nız, şu­ra­da 360 ki­şi­si­niz, Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­di­niz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAY­RAM ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur) - Ya­hu, bı­rak Al­lah aş­kı­na!

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Biz de­ğil… Ee, iş­te, bil­me­di­ği­niz için…

ÖNER ER­GENÇ (Si­irt) - Ne ala­ka­sı var?

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Çok ala­ka­sı var. Bil­mi­yor­su­nuz, yön­te­mi bil­mi­yor­su­nuz.

ZA­FER HI­DI­ROĞ­LU (Bur­sa) - Söy­le.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Kör bir yo­la gir­miş­si­niz. Kar­şı­da ya­zı­yor "Bu yol çık­maz." ta­be­la­sı var. "Ha­yır, çı­kar." di­yor­su­nuz.

ÖNER ER­GENÇ (Si­irt) - Ya­lan yan­lış şey­ler an­la­tı­yor.

BAY­RAM ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur) - Saç­ma­lı­yor, ne ya­lan yan­lı­şı!

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Ar­ka­daş­lar, ba­kın "Ya­lan." der­se­niz ben de si­ze ağı­rı­nı söy­le­rim.

De­di­ğim gi­bi, 105 bin he­ki­mi var Tür­ki­ye'nin, da­ğı­lı­mı­nı ya­pa­ma­dı­nız, "Ya­ban­cı mem­le­ket­ten he­kim ge­ti­ri­rim." di­ye tut­tur­du­nuz. Ne­re­den ge­le­cek ya­ban­cı he­kim? Tür­ki cum­hu­ri­yet­ler­den ge­tir­me­ye ça­lı­şı­yor­su­nuz. On­la­rın ço­ğu­nu, ar­ka­daş­lar, Yük­sek Öğ­re­tim Ku­ru­lu za­ten dip­lo­ma­la­rın denk­li­ği­ni ka­bul et­mi­yor. Yap­ma­yın böy­le şey­le­ri. Bu­ra­da el­li ke­re söy­le­dik, "Yap­ma­yın, yan­lış ya­pı­yor­su­nuz." de­dik, zor­la dur­dur­duk.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ya­pa­ma­dı­lar.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Yap­ma­dı­nız de­ğil, biz dur­dur­duk.

ZA­FER HI­DI­ROĞ­LU (Bur­sa) - Ne ya­pa­lım? Çö­zü­mü söy­le, çö­zü­mü.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Zor­la dur­dur­duk "Yap­ma­yın." di­ye.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, kırk yıl­lık ben cer­ra­hım. Bu­ra­ya ge­tir­di­niz, de­di­niz ki: "Anes­te­zi tek­nis­yen­le­ri tek ba­şı­na anes­te­zi ve­re­bi­lir." Hiç­bi­ri­niz, şu­ra­da otu­ran­la­rın hiç­bi­ri­si bir anes­te­zi tek­nis­ye­ni­nin al­tı­na, ame­li­yat ma­sa­sı­na ya­tıp da fı­tık ame­li­ya­tı ol­maz. Ya­kın­la­rı­nı­zı da yap­tır­maz­sı­nız, ama va­tan­daş olun­ca "Va­tan­daş git­sin, tek­nis­yen­de ol­sun." di­yor­su­nuz. Tek­nis­ye­ne ih­ti­yaç yok mu? Var­dır ta­bii. Ama, tek­nis­yen, anes­te­zi uz­ma­nı­nın ol­du­ğu yer­de anes­te­zi ve­re­bi­lir. Siz "Va­tan­daş git­sin, en kö­tü şart­lar­da ame­li­yat ol­sun." di­yor­su­nuz, ama ba­na ge­lin­ce "Ben en iyi cer­ra­hı is­te­rim. En iyi anes­te­zist kim, onu söy­le­yin, ben ora­da ame­li­yat ola­yım. En iyi has­ta­ne­de ame­li­yat ola­yım." di­yor­su­nuz. Bu mu si­zin fa­kir gu­re­ba ede­bi­ya­tı­nız Al­lah'ını­zı se­ver­se­niz bey­ler? Yap­ma­yın ya­hu!

CÜ­NE­YİT KA­RA­BI­YIK (Van) - Kim öy­le de­di?

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - De­di­ğim gi­bi, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı, ba­na gö­re, bü­tün bun­la­rı şöy­le ko­ya­cak olur­sa­nız, tü­müy­le sı­nıf­ta kal­mış­tır.

EYÜP AYAR (Ko­ca­eli) - Mil­let öy­le dü­şün­mü­yor. Sa­na gö­re… Mil­let tak­dir edi­yor.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Gö­re­ce­ğiz… Gö­re­ce­ğiz… 22'sin­de, 22 Tem­muz­da saç­la­rı­nız dö­kü­le­cek öne, gö­re­cek­si­niz ak mı, ka­ra mı.

EYÜP AYAR (Ko­ca­eli) - Hep ay­nı şey­le­ri söy­lü­yor­su­nuz.

FA­RUK AN­BAR­CI­OĞ­LU (Bur­sa) - Be­le­di­ye se­çim­le­rin­de de öy­le söy­lü­yor­du­nuz.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Şim­di, ar­ka­daş­lar, bu­ra­ya ge­lir­ken Sa­yın Fat­sa "Si­zi al­kış­la­ya­ca­ğım." de­di, ama üz­gü­nüm, ben ken­di­si­ne bir­kaç şey söy­le­mek is­ti­yo­rum. De­di ki: "Bu­ra­ya gel­di­ği­niz­de hep la­ik­lik, de­mok­ra­si ve cum­hu­ri­yet ede­bi­ya­tı ya­pı­yor­su­nuz."

EYÜP AYAR (Ko­ca­eli) - Şim­di uz­man­lık ala­nı­nı­za gir­di­niz!

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Ar­ka­daş­lar, zin­cir en za­yıf nok­ta­sın­dan ko­par. Bi­zi kor­ku­tan o. Si­zin za­yıf nok­ta­nız ora­sı, onu bi­li­yo­ruz. La­ik­lik, de­mok­ra­si ve cum­hu­ri­yet si­zin za­yıf nok­ta­nız. Onun için kor­ku­yo­ruz, onun için bu­nu di­le ge­ti­ri­yo­ruz. Ama­cı­mız bu. Ne­den go­cu­nu­yor­su­nuz? Go­cun­ma­yın.

FA­RUK AN­BAR­CI­OĞ­LU (Bur­sa) - Go­cun­mu­yo­ruz ki.

BAY­RAM ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur) - Siz kor­ku­yor­su­nuz.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Ha­yır, biz di­le ge­ti­ri­yo­ruz, siz de de­yin ki "Böy­le bir şey yok ar­ka­daş­lar, ni­ye te­laş edi­yor­su­nuz." de­yin. Var­sa ce­sa­re­ti­niz bu­nu söy­ler­si­niz.

FA­RUK AN­BAR­CI­OĞ­LU (Bur­sa) - Hiç­bir so­ru­nu­muz yok.

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yurt, bir da­ki­ka­nı­zı ri­ca ede­bi­lir mi­yim.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Bu­yu­run efen­dim.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bi­raz ön­ce söy­le­me­dik mi, son top­lan­tı­mı­zı ya­pı­yo­ruz, kür­sü­ye çı­kan de­ğer­li mil­let­ve­ki­li­miz ko­nuş­sun, din­le­ye­lim, be­ğen­mi­yor­sak çı­kar bu­nu tav­zih ede­riz, dü­zel­ti­riz di­ye. Ni­çin laf at­mak­ta ıs­rar edi­yo­ruz, ben bu­nu an­la­mı­yo­rum.

ÖNER ER­GENÇ (Si­irt) - Sa­yın Baş­kan, sağ­lık­la ne ala­ka­sı var bun­la­rın?

BAŞ­KAN - Yan­lış ola­bi­lir efen­dim. Böy­le bir usul yok bu Mec­lis­te.

ÖNER ER­GENÇ (Si­irt) - Sa­yın Baş­kan, gö­rüş­tü­ğü­müz ko­nuy­la ne ala­ka­sı var?

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Sen mi yö­ne­ti­yor­sun bu Mec­li­si, Baş­kan mı yö­ne­ti­yor!

BAŞ­KAN - Ben si­ze söy­le­mi­yo­rum, bü­tün ar­ka­daş­la­rı­ma söy­lü­yo­rum. Çok hoş bir şey de­ğil.

Sa­yın Öz­yurt, bu­yu­run ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Sa­yın ar­ka­daş­lar…

ÖNER ER­GENÇ (Si­irt) - Gö­rüş­tü­ğü­müz­le ne ala­ka­sı var!

BAŞ­KAN - Efen­dim, söz alın, ko­nu­şun.

ÖNER ER­GENÇ (Si­irt) - Ora­dan mü­da­ha­le edi­yor efen­dim.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, dün AKP Grup Baş­kan Ve­ki­li bu­ra­ya çık­tı, de­di ki: "Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si çı­kı­yor kür­sü­ye, hep bun­la­rı söy­lü­yor­su­nuz. Ni­ye ya­pa­cak­la­rı­nı­zı söy­le­mi­yor­su­nuz?" Ben si­ze söy­le­ye­yim ar­ka­daş­lar.

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yurt, ba­kın, bi­raz ön­ce yap­tı­ğım ika­zın ter­si­ni yi­ne siz de ya­pı­yor­su­nuz. Efen­dim, ko­nu üze­rin­de ko­nu­şa­lım. Ben ri­ca edi­yo­rum.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım…

BAŞ­KAN - Si­zin za­ten tit­ri­niz, du­ru­mu­nuz, tah­si­li­niz, ma­ka­mı­nız böy­le bir bi­lim­sel ko­nuş­ma­ya da­ha mü­sa­it. Ni­ye ge­re­lim efen­dim, ger­me­ye­lim bir­bi­ri­mi­zi son gün. Bun­la­rı çok ko­nuş­tuk za­ten.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Ha­yır Sa­yın Baş­ka­nım, ben ger­mek is­te­mi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Bun­la­rı çok ko­nuş­tuk.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, ben ger­mek is­te­mi­yo­rum, ama grup baş­kan ve­ki­li­miz dün ak­şam gi­der­ken de­di ki: "Şun­la­rı, şun­la­rı di­le ge­tir­mi­yor­su­nuz." Ben de onu di­le ge­ti­re­yim.

BAŞ­KAN - Efen­dim, ih­ti­yaç du­yar­sa grup baş­kan ve­ki­li­niz ce­vap ve­rir efen­dim. Siz mad­de üze­rin­de bi­zi bil­gi­len­di­rin efen­dim.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Eği­tim­de ne yap­mak is­ti­yo­ruz, sağ­lık­ta ne yap­mak is­ti­yo­ruz, bun­lar önü­müz­de­ki gün­ler­de se­çim bil­dir­ge­miz­de çı­ka­cak, ama, Baş­kan izin ve­rir­se, ben bu­nu si­ze söy­le­rim, ne­ler yap­mak is­te­di­ği­mi­zi.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Söy­le, söy­le.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Söy­le­ye­yim ar­ka­daş­lar.

1 mil­yon 800 bin öğ­ren­ci üni­ver­si­te ka­pı­sı­na ge­li­yor. Beş bu­çuk yıl ol­du. 200 bin öğ­ren­ci ör­gün öğ­re­ti­me gi­ri­yor, 1 mil­yon 600 bi­ni evi­ne ge­ri dö­nü­yor. Ne yap­tı­nız bun­da, ne iyi­lik ge­tir­di­niz?

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Otuz do­kuz ta­ne üni­ver­si­te kur­duk.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Otuz do­kuz ta­ne üni­ver­si­te kur­du­nuz. Otuz do­kuz ta­ne üni­ver­si­te­nin ku­ru­lu­şu şu: Fa­lan fa­kül­te­nin ta­be­la­sı­nı in­dir­di­niz, üze­ri­ne bir "rek­tör­lük" yaz­dı­nız. Bu mu üni­ver­si­te kur­mak? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Da­ha in­dir­me­dik.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Öğ­re­tim üye­si yok, kad­ro­su yok, hiç­bir şe­yi yok, adı­nı üni­ver­si­te kur­duk di­ye övü­nü­yor­su­nuz. Otuz do­kuz da de­ğil, onu da söy­le­ye­yim, sa­yı­sı­nı da bil­mi­yor­su­nuz. On beş ilk de­fa, on ye­di ikin­ci de­fa kur­du­nuz. Dev­let üni­ver­si­te­si­dir bun­lar.

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Kaç edi­yor?

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Sa­yın…

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Kaç edi­yor?

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - İş­te bu ka­dar.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Si­zin­ki­si kıs­kanç­lık, kıs­kanç­lık!

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Özel üni­ver­si­te­ler var, beş ta­ne de özel üni­ver­si­te var.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Efen­dim, bir dev­le­ti ko­nu­şa­lım da on­dan son­ra öze­li ko­nu­şun.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, siz di­yor­su­nuz ki: Bu­nu na­sıl çö­ze­cek­si­niz? He­men söy­le­ye­yim ar­ka­daş­lar: Or­ta­öğ­re­tim­dey­ken ço­cuk­la­rın üç­te 2'si­ni mes­lek li­se­le­ri­ne kay­dır­ma­nın yö­nü­nü bu­lu­yo­ruz. Onu da söy­le­ye­yim, ço­cuk­la­ra di­yo­ruz ki: Ar­ka­daş­lar, eğer mes­lek li­se­si­ne gi­der­se­niz burs ala­cak­sı­nız. Ar­tı, me­zun ol­du­ğu­nuz­da gi­de­ce­ği­niz, ça­lı­şa­ca­ğı­nız yer bu­ra­sı, ha­zır, bu­yu­run." di­yo­ruz. Bu­nu ni­ye yap­ma­dı­nız? Ba­na söy­lü­yor­su­nuz şey di­ye. Ni­çin bu­nu yap­ma­dı­nız? De­ne­sey­di­niz ne olur­du? Dört bu­çuk yıl ol­du.

Ney­se ar­ka­daş­lar, bir de şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum…

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Hiç­bir şey an­la­ma­dık.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Oy ko­par­mak için bir sa­da­ka ede­bi­ya­tı ge­tir­di­niz Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'ne. İna­nın uta­nı­yo­rum, sa­mi­mi söy­lü­yo­rum uta­nı­yo­rum. Bi­zim âdet ve ör­fü­müz­de bi­ri­si­ne bir yar­dım ya­pa­cak­sa­nız bu giz­li ka­pak­lı ya­pı­lır, ak­şam kim­se gör­me­sin di­ye ya­pı­lır­dı. Siz bu­nu ar­tık o ka­dar meş­ru­laş­tır­dı­nız ki, böy­le ça­dır­lar ku­ru­yor­su­nuz. Ney­miş efen­dim? Sa­da­ka ve­ri­yo­ruz.

Ar­ka­daş­lar, in­san bu­nu ya­par­ken uta­nır.

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Bu 1'nci mad­de­nin sa­da­kay­la ne ala­ka­sı var?

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Bu­nun mad­dey­le ala­ka­sı yok ar­ka­daş­lar. Bu­gün Par­la­men­to­nun bel­ki son gü­nü, ama, si­ze söy­le­mek is­te­di­ğim şey­le­ri de söy­le­ye­ce­ğim. Bu­nun mad­dey­le ala­ka­sı ol­sun ol­ma­sın.

Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'ni kö­tü bir şe­ye alış­tır­dı­nız, sa­da­ka ede­bi­ya­tı. Bir baş­ba­kan bu­ra­da çı­kıp da "Şu ka­dar kö­mür da­ğı­tı­yo­rum, bu ka­dar zey­tin­ya­ğı da­ğı­tı­yo­rum." de­mez.

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Suç mu?

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Suç.

Bir baş­ba­kan der ki ar­ka­daş­lar: "Şu ka­dar iş­siz­li­ği ön­le­dim, şu ka­dar is­tih­dam ya­rat­tım, bu ka­dar bu­nu yap­tım."

FA­RUK AN­BAR­CI­OĞ­LU (Bur­sa) - Onu da söy­lü­yor Ho­cam.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Ama, de­di­ğim gi­bi, "2 ki­lo zey­tin­ya­ğı ver­dim, 3 ki­lo fa­sul­ye ver­dim." di­ye bu­ra­da bir ba­kan övün­mez, ayıp olur.

FA­RUK AN­BAR­CI­OĞ­LU (Bur­sa) - KDV oran­la­rın­da düş­me var, onu da söy­le­ye­bi­lir­si­niz.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın bu şe­yi­ni okur­ken ak­şam, şöy­le bir bak­tım: "Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı yurt dı­şın­da in­sa­ni ve tek­nik yar­dım amaç­lı ve ge­çi­ci sü­re­li sağ­lık bi­rim­le­ri ku­rar." Bu­nun­la ne amaç­lan­mak­ta­dır bil­mi­yo­rum. Bu­nun­la bir kon­so­los­luk mu kur­mak is­ti­yor Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı, bir kon­so­los­luk mu…

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Bü­yü­kel­çi­lik…

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - …yok­sa, bi­ri­le­ri­ne kad­ro ya­hut da bi­ri­le­ri için bir yer mi ha­zır­lı­yor­su­nuz?

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Bü­yü­kel­çi­lik…

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Onu da ya­par­sı­nız, onu da ya­par­sı­nız, çün­kü si­zin sı­nır ta­nı­maz­lı­ğı­nız, bil­gi­siz­li­ği­niz, gör­gü­süz­lü­ğü­nüz o ka­dar aşı­rı ki… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Si­zin de çap­sız­lı­ğı­nız!

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yurt…

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - …siz, sağ­lık bü­yü­kel­çi­li­ği­ni de kur­ma­ya kal­kar­sı­nız!

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Çap­sız­sın!

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yurt, lüt­fen, bu söz­ler uy­gun ol­mu­yor bu Ge­nel Ku­ru­la.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, laf ata­nın söz­le­ri uy­gun olu­yor da be­nim ki uy­gun ol­mu­yor mu aca­ba!

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Çün­kü siz çap­sız­sı­nız, çap­sız!

BAŞ­KAN - Ben ge­rek­li ika­zı yap­tım.

Sa­yın Çer­çi, lüt­fen…

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Bü­yü­kel­çi­lik kur­ma­nın yo­lu yön­te­mi var­dır.

Çap­sız­lık si­ze ya­kı­şır.

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Uf­ku­nuz yok, çap­sız­sı­nız çün­kü!

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Çap­sız­lık si­ze ya­kı­şır. Söy­le­dik­le­ri­ni­zi ay­nen si­ze ia­de edi­yo­rum.

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Özel­li­ği­niz bu!

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bi­raz ev­vel Baş­kan be­nim için bir şey­ler söy­le­di. Si­zin ne bil­gi­niz ne gör­gü­nüz ne be­ce­ri­niz be­nim­le tar­tı­şa­maz, onu söy­le­ye­yim.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, iyi gü­nü­müz, kö­tü gü­nü­müz ol­muş­tur ama, şu ka­da­rı­nı söy­le­ye­yim: Şu­ra­da dört bu­çuk yıl be­ra­ber ol­duk.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Bu be­ra­ber­li­ği­miz tat­lı olur, acı olur, ama, ama­cı­mız bu ül­ke­nin iyi­ye git­me­si­dir. Biz bu ül­ke­nin iyi­ye git­me­si­ni is­ti­yo­ruz.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Gi­de­ra­yak mil­le­te gör­gü­süz di­yor­sun, bir de gü­zel­lik­ten bah­se­di­yor­sun, ya­kı­şı­yor mu! He­pi­mi­ze gör­gü­süz di­yor­sun, ya­kı­şı­yor mu!

BAŞ­KAN - Lüt­fen Sa­yın To­run…

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - Si­ze de­ğil… Si­ze de­ğil… Söy­le­ye­ne söy­le­dim.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Mu­ha­tap ol­ma… Mu­ha­tap ol­ma…

BAŞ­KAN - Efen­dim, bu­yu­run.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (De­vam­la) - İyi gün­de, kö­tü gün­de dört bu­çuk yı­lı bir­lik­te ge­çir­dik. De­di­ğim gi­bi, ül­ke­mi­zin iyi­ye git­me­si­ni is­ti­yo­ruz, iyi şart­lar­da be­ra­ber ola­lım is­ti­yo­ruz. İn­şal­lah, 22 Tem­muz­dan son­ra bu iyi şart­la­rı ya­ra­ta­ca­ğız ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti ik­ti­da­rın­da si­ze da­ha gü­zel şey­ler söy­le­ye­ce­ğim.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Gö­rür­sü­nüz, gö­rür­sü­nüz!

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Öz­yurt.

Sa­yın Kart, ko­nuy­la il­gi­li ri­ca edi­yo­rum, bu­yu­run.

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mus­ta­fa Ünal­dı'nın ifa­de­le­riy­le Sa­yın Ba­ka­na so­ru­mu yö­nel­ti­yo­rum.

Sa­yın Mus­ta­fa Ünal­dı, Kon­ya İl Sağ­lık Mü­dür­lü­ğün­de­ki gö­rev­len­dir­me ve de­ği­şim­le­ri si­ya­si mü­da­ha­le­le­re bağ­la­ya­rak Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Kon­ya ve Kars mil­let­ve­kil­le­ri ara­sın­da­ki mü­ca­de­le­yi, ko­mis­yon üye­le­ri­nin, ya­ni AKP il ör­gü­tü bün­ye­sin­de­ki ko­mis­yon üye­le­ri­nin ta­raf ol­ma du­rum­la­rı­nı bü­tün bo­yut­la­rıy­la an­lat­mak­tan çe­kin­me­miş­tir. Bun­lar ye­rel ba­sı­na yan­sı­mış­tır. As­lın­da Sa­yın Ünal­dı, sağ­lık sek­tö­rün­de, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğın­da Tür­ki­ye ge­ne­lin­de­ki bir uy­gu­la­ma­yı da an­lat­mış­tır, Tür­ki­ye fo­toğ­ra­fı­nı biz­ce or­ta­ya koy­muş­tur. Bu de­ğer­len­dir­me­ler­le so­ru­mu so­ru­yo­rum:

AKP il ör­güt­le­ri han­gi sı­fat­la, han­gi ya­sal da­ya­nak­la ve han­gi güç­le bü­rok­ra­tik ya­pı­lan­ma­lar­da ve de­ği­şim­ler­de söz sa­hi­bi ol­mak­ta ve ta­raf du­ru­mu­na gel­mek­te­dir­ler? Kı­dem ve li­ya­ka­tı ayak­lar al­tı­na alan, hiç­bir ada­let duy­gu­su ve ida­ri tak­dir­le bağ­daş­ma­yan bu tür kad­ro­laş­ma­la­rın ka­mu yö­ne­ti­mi ve­rim­li­li­ği­ni or­ta­dan kal­dır­ma­sı ve ka­osa yol aç­ma­sı ka­çı­nıl­maz ol­ma­sı­na gö­re, Ba­kan­lık ola­rak han­gi ge­rek­çey­le bu iş­lem ve uy­gu­la­ma­la­ra göz yu­mu­yor­su­nuz? Bu uy­gu­la­ma­lar, zo­run­lu ola­rak be­ra­be­rin­de bü­rok­ra­tik ya­pı­yı par­ti dev­le­ti hâli­ne ge­tir­mez mi?

Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Ül­kü bu­yu­run.

HAK­KI ÜL­KÜ (İz­mir) - Sa­yın Ba­kan, bir haf­ta içe­ri­sin­de, bi­ri­si mal ve hiz­met alı­mı, bir di­ğe­ri de in­şa­at ya­pı­mı için iki adet ya­sa çı­kar­tı­yor­su­nuz. Aca­ba, sa­de­ce İz­mir ve An­ka­ra'da bu­lu­nan be­le­di­ye has­ta­ne­le­rin­de ça­lı­şan­la­rın dö­ner ser­ma­ye iş­let­me­si ku­rup da on­dan ya­rar­lan­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak olan, ve­ril­miş bir ya­sa tek­li­fi­ni bu­gü­ne ka­dar ni­çin dik­ka­te al­ma­dı­nız di­ye sor­mak is­ti­yo­rum? Çok mu zor­du bir tek mad­de ile sa­de­ce iki ta­ne has­ta­ne­si olan be­le­di­ye­le­rin için­de bu­lun­du­ğu mağ­du­ri­yet­le­ri­nin gi­de­ril­me­si?

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ül­kü.

Sa­yın Ba­kan, bu­yu­run.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - De­ğer­li Baş­ka­nım, te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Kart'ın so­ru­su­na ce­va­ben şu­nu söy­le­ye­bi­li­rim: Biz, Hükûmet ola­rak ve Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı ola­rak, bü­tün bü­rok­ra­tik ya­pı­lan­ma­lar­da li­ya­kat ve eh­li­ye­ti te­mel al­dık, bun­dan son­ra da li­ya­kat ve eh­li­ye­ti te­mel ala­rak bu gö­rev­len­dir­me­le­ri ya­pa­ca­ğız. Bu­nu bu şe­kil­de yap­ma­say­dık 59'un­cu Cum­hu­ri­yet Hükûme­ti­nin bü­yük bir pro­je­si olan Sağ­lık­ta Dö­nü­şüm Prog­ra­mı'nda bu ka­dar me­sa­fe ala­maz­dık za­ten. Bü­tün bu iş­ler, li­ya­kat ve eh­li­ye­ti yük­sek bü­rok­rat­lar ve yö­ne­ti­ci­ler des­te­ğiy­le kuş­ku­suz ki ya­pıl­mak­ta­dır. Do­la­yı­sıy­la, ata­ma­la­rı­mız­da, her­han­gi bir par­ti yö­ne­ti­mi­nin, yö­ne­ti­ci­le­ri­nin et­kin ol­du­ğu hu­su­sun­da­ki gö­rüş­le­ri­ni­ze ke­sin­lik­le ka­tıl­ma­dı­ğı­mı, yü­ce Mec­li­si­mi­ze ve yü­ce mil­le­ti­mi­ze bir ke­re da­ha ifa­de et­me fır­sa­tı­nı ba­na ver­di­niz. Şu­nu özel­lik­le ifa­de et­mek is­te­rim ki, Hükûme­ti­miz, dört bu­çuk yıl­lık ic­ra­at­la­rı sü­re­sin­ce Tür­ki­ye'de ya­pı­la­maz de­nen bir­çok işi de­ğer­li bü­rok­rat­la­rıy­la ger­çek­leş­tir­miş­tir. Kuş­ku­suz, dün­kü bü­rok­rat­lar na­sıl me­mu­ri­yet ya­pan de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mız ara­sın­dan se­çil­miş­se bu­gün­kü bü­rok­rat­la­rın bir kıs­mı yi­ne ay­nı bü­rok­rat­lar ola­rak gö­rev­le­ri­ne de­vam et­miş­ler, yö­ne­ti­ci­lik­le­ri­ne de­vam et­miş­ler, bir kıs­mı da de­ğiş­ti­ril­miş­ler­dir ve bu şe­kil­de biz hiz­met­le­ri­mi­zi bu nok­ta­ya ka­dar ta­şı­mız du­rum­da­yız.

Sa­yın Ül­kü'nün so­ru­su­na ce­va­ben: Be­le­di­ye has­ta­ne­le­ri­miz­de ça­lı­şan de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mı­za dö­ner ser­ma­ye ve­ril­me­si hu­su­sun­da­ki tek­li­fe ben de ka­tı­lı­yo­rum. Bu­na biz kar­şı çık­ma­dık. Bu Mec­lis­te hep faz­la ça­lı­şıl­dı­ğın­dan, hep faz­la me­sai ya­pıl­dı­ğın­dan, iş­te son iki gün­de bi­le ge­ce 11'le­re ka­dar ça­lı­şıl­dı­ğın­dan ba­zı ko­nuş­ma­cı ar­ka­daş­la­rı­mız bah­se­di­yor­lar. Sa­yın Ül­kü, bü­tün bu ça­lış­ma­la­rın mak­sa­dı bu­dur. Ya­ni, so­nuç­ta bah­set­ti­ği­niz de­ği­şik­lik Ge­nel Ku­ru­la ge­ti­ri­le­me­miş­se… Zan­ne­di­yo­rum ko­mis­yon­da­dır, Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da ol­du­ğu­nu bi­li­yo­rum. En kı­sa za­man­da, in­şal­lah, Ge­nel Ku­ru­lu­mu­zun önü­ne ge­ti­ri­lir ve ya­sa­la­şır di­ye ben de si­zin gi­bi ümit edi­yo­rum.

Te­şek­kür edi­yo­rum De­ğer­li Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ba­kan.

Bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1418 sı­ra sa­yı­lı "Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi­nin Çer­çe­ve 1 in­ci mad­de­si­nin çer­çe­ve hük­mün­de­ki" "Ana hiz­met bi­rim­le­ri" bö­lü­mü­ne iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re "(11) ve (12) nu­ma­ra­lı bent­ler ola­rak" iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                             

Ah­met Ye­ni

Ab­dul­lah Er­dem Can­ti­mur

Ala­et­tin Gü­ven

 

 

Sam­sun

Kü­tah­ya

Kü­tah­ya

 

Ca­vit To­run

Mu­sa Uzun­ka­ya

Fah­ri Kes­kin

 

Di­yar­ba­kır

Sam­sun

Es­ki­şe­hir

 

 

Meh­met Yıl­maz­can

 

 

 

Kah­ra­man­ma­raş

 

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (Trab­zon) - Sa­yın Baş­ka­nım, tek­nik bir dü­zen­le­me­dir. Olum­lu gö­rüş­le tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Ka­tı­lı­yo­ruz De­ğer­li Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

181 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­nin tek­nik bü­tün­lü­ğü sağ­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­miş­tir.

Mad­de­yi ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati:12.57

 

 

 

İKİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 13.02

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le), Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 121'in­ci Bir­le­şi­mi­nin İkin­ci Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

Ça­lış­ma­la­rı­mı­za de­vam ede­ce­ğiz, an­cak, Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun bir öne­ri­si var­dır, oku­tup oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

V. - ÖNERİLER

A) DA­NIŞ­MA KU­RU­LU ÖNE­Rİ­LE­Rİ

1.- Gün­dem­de­ki sı­ra­la­ma ve ça­lış­ma sa­at­le­ri­nin ye­ni­den dü­zen­len­me­si ile TBMM'nin 22 Tem­muz 2007 Pa­zar gü­nü ya­pıl­ma­sı ka­rar­laş­tı­rı­lan mil­let­ve­ki­li ge­nel se­çi­mi­nin ke­sin so­nuç­la­rı­nın açık­lan­ma­sı­na ka­dar ta­ti­le gir­me­si­ne iliş­kin Da­nış­ma Ku­ru­lu öne­ri­si

Da­nış­ma Ku­ru­lu Öne­ri­si

No: 224                                                                                                                   3.6.2007

Gün­de­min Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler Kıs­mı­nın; 19 un­cu sı­ra­sın­da yer alan 1364 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın bu kıs­mın 6 ncı sı­ra­sı­na, 6 ncı sı­ra­sın­da yer alan 1422 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın bu kıs­mın 7 nci sı­ra­sı­na, 18 in­ci sı­ra­sın­da yer alan 1208 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi­nin 8 in­ci sı­ra­sı­na alın­ma­sı­nın, 9 un­cu sı­ra­sın­da yer alan 1380 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın sı­ra­sın­da kal­ma­sı­nın ve di­ğer iş­le­ri­nin sı­ra­sı­nın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si­nin,

Ge­nel Ku­ru­lun 3.6.2007 ta­rih­li 121 in­ci Bir­le­şi­min­de (bu­gün), 1380 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın gö­rüş­me­le­ri­nin ta­mam­lan­ma­sı­na ka­dar ça­lış­ma­la­rı­nı sür­dür­me­si­nin,

Ge­nel Ku­ru­lun 3.6.2007 ta­rih­li 121 in­ci Bir­le­şi­mi­nin so­na er­me­sin­den iti­ba­ren, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin, 22 Tem­muz 2007 Pa­zar gü­nü ya­pıl­ma­sı ka­rar­laş­tı­rı­lan Mil­let­ve­ki­li Ge­nel Se­çi­mi­ne iliş­kin ke­sin so­nuç­la­rın, 2839 sa­yı­lı Mil­let­ve­ki­li Se­çi­mi Ka­nu­nu­nun 37 nci ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si İç­tü­zü­ğü­nün 3 ün­cü mad­de­le­ri­ne gö­re, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lun­ca Tür­ki­ye Rad­yo ve Te­le­viz­yon­la­rın­dan ila­nı­nın ta­kip eden be­şin­ci gün sa­at: 15.00'te top­lan­mak üze­re ta­ti­le gir­me­si­nin,

Ge­nel Ku­ru­lun ona­yı­na su­nul­ma­sı Da­nış­ma Ku­ru­lun­ca uy­gun gö­rül­müş­tür.

                                                                                                                     

Nev­zat PAK­DİL

 

 

 

 

 

 

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si

 

 

 

Baş­ka­nı V.

 

İr­fan Gün­düz

Ali To­puz

Mu­zaf­fer R. Kur­tul­mu­şoğ­lu

 

AK Par­ti Gru­bu

CHP Gru­bu

Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu

 

Baş­kan Ve­ki­li

Baş­kan Ve­ki­li

Baş­kan Ve­ki­li

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Da­nış­ma Ku­ru­lu öne­ri­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Şim­di, 1418 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'nin gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam edi­yo­ruz.

IV. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER (Devam)

4.- Ağ­rı Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ke­rim Yıl­dız ve 11 Mil­let­ve­ki­li­nin, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1013) (S. Sa­yı­sı: 1418) (Devam)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 2- 181 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­ye aşa­ğı­da­ki 17/B mad­de­si ek­len­miş­tir.

"MAD­DE 17/B- İn­şa­at ve Ona­rım Da­ire­si Baş­kan­lı­ğı­nın gö­rev­le­ri şun­lar­dır.

a) İn­şa­at, ona­rım, ba­kım ve bun­la­ra ait kon­trol ve ko­or­di­nas­yon ça­lış­ma­la­rı­nı yü­rüt­mek,

b) Mi­ma­ri pro­je ça­lış­ma­la­rı­nı yü­rüt­mek,

c) Ka­mu­laş­tır­ma iş­lem­le­ri­ni yü­rüt­mek."

BAŞ­KAN - Efen­dim, şah­sı adı­na Or­du Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Sa­mi Tan­doğ­du.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi hak­kın­da söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Fa­kat, bu ka­nun tek­li­fi üze­rin­de­ki gö­rüş­le­ri­mi ve dü­şün­ce­le­ri­mi ne ka­dar be­lir­tir­sem be­lir­te­yim, ne ka­dar açık­lı­ğa ko­yar­sam ko­ya­yım, ka­nun na­sıl ol­sa ge­çe­cek.

Fa­kat, bu­ra­da, Mec­li­sin açıl­dı­ğı dört bu­çuk yıl­dan bu ya­na hiz­met ve­ren Sağ­lık Ba­ka­nı­nın da­ha ba­kan ol­du­ğu­nun ilk yıl­la­rın­da­ki duy­gu­sal ko­nuş­ma­la­rı bir dok­tor ola­rak ve be­nim gi­bi dü­şü­nen dok­tor ar­ka­daş­la­rı­mı­zı, AKP sı­ra­la­rın­da ve­ya­hut da CHP sı­ra­la­rın­da otu­ran dok­tor ar­ka­daş­la­rı­mı­zı çok duy­gu­lan­dır­mış, çok se­vin­dir­miş­ti. "İdea­list dok­tor la­zım bi­ze." söz­le­ri ha­ki­ka­ten be­ni 1964'le­re, 1965'le­re gö­tür­müş­tü. Çün­kü, ben de idea­list dok­tor ola­rak tıp fa­kül­te­si­ne gir­dim. Tıp fa­kül­te­si­ni ka­zan­dı­ğım za­man, has­ta ya­ta­ğın­da ya­tan ba­bam, be­nim ka­zan­dı­ğı­mı duy­du­ğu an­da, yan oda­da­ki çığ­lık­la­rım kar­şı­sın­da ya­nı­na ça­ğır­dı. "Oğ­lum, tıp fa­kül­te­si­ni ka­zan­dın, öy­le mi?" de­di. "Evet ba­ba." de­dim. "Dok­tor mu ola­cak­sın?" "Evet, dok­tor ola­ca­ğım ve se­nin kal­bi­ni te­da­vi ede­ce­ğim." de­dim. "Şu ayak ucu­ma gel…" Ayak ucu­na geç­ti­ğim­de "Fa­kir fu­ka­ra­dan pa­ra al­ma­ya­ca­ğı­na, mes­le­ği­ni düz­gün ve dü­rüst ya­pa­ca­ğı­na, be­nim ya­nım­da ve Al­lah'ın hu­zu­run­da ye­min et." de­di ve ben ilk ye­mi­ni­mi has­ta ba­ba­mın ya­ta­ğı­nın ayak ucun­da yap­tım.

Gün ola har­man ge­çe, 1971 se­ne­sin­de tıp fa­kül­te­si­nin me­zu­ni­yet tö­re­nin­de, rah­met­li Prof. Ka­ya Çi­lin­gi­roğ­lu -be­nim, bu ola­yı­mı, bir staj nö­be­tin­de an­lat­ma mec­bu­ri­ye­ti­ni his­set­tim ve an­lat­mış­tım- "Dip­lo­ma tö­re­nin­de se­nin dip­lo­ma­nı ben ve­re­ce­ğim." de­di ve sa­lon­da, bü­tün ya­kın­la­rı­mız, dost­la­rı­mız, me­zun ol­muş dok­tor­la­rın an­ne­le­ri, ba­ba­la­rı, ya­kın­la­rı, sa­lon hın­ca­hınç do­lu. Be­nim adım okun­du­ğun­da, Dr. Sa­mi Tan­doğ­du di­ye okun­du­ğun­da, dip­lo­ma­mı, Ka­ya Çi­lin­gi­roğ­lu ye­rin­den fır­la­dı, çün­kü, ha­la­mın ço­cuk­la­rı da pro­fe­sör­dü, on­lar da ver­mek is­ti­yor­lar­dı dip­lo­ma­mı -şu an­da ken­di­le­ri, Ça­pa Tıp Fa­kül­te­sin­de, Cer­rah­pa­şa Tıp Fa­kül­te­sin­de ve ge­ne, Ça­pa Tıp Fa­kül­te­si he­ma­to­lo­ji, ku­lak-bu­run-bo­ğaz ve göz kli­nik­le­rin­de öğ­re­tim üye­le­ri ola­rak ça­lış­mak­ta­lar- Ka­ya Çi­lin­gi­roğ­lu, dip­lo­ma­mı ver­dik­ten son­ra, mik­ro­fo­na yak­laş­tı­ğım­da, dip­lo­ma­mı al­dık­tan ve ye­min tö­re­ni ya­pa­ca­ğım sı­ra­da "Sa­mi, se­nin ye­min et­me­ne ge­rek yok." de­di ve ba­bam­la ya­şa­dı­ğım ola­yı an­lat­tı­ğım­da, sa­lon, göz­yaş­la­rıy­la, al­kış­lar­la bo­ğul­du.

Şim­di, biz, böy­le tıb­bi­ye­yi bi­tir­dik, böy­le idea­list ol­duk ve ben, ha­ya­tım­da, mes­lek ha­ya­tım­da, bü­tün iç­ten­li­ğim­le ve sa­mi­mi­ye­tim­le söy­lü­yo­rum, bir has­ta­ma, şu ka­dar bor­cun var, şu ka­dar pa­ra ve­re­cek­sin, hiç­bir ke­li­me­yi kul­lan­ma­dım, ama, bu­na rağ­men pa­ra ka­zan­dım, he­pi­miz ka­zan­dık. Dok­tor ar­ka­daş­la­rı­ma hep şu­nu söy­le­mi­şim­dir: Çok ka­za­nan dok­tor­la az ka­za­nan dok­tor ara­sın­da faz­la bir fark yok­tur de­mi­şim­dir. Az ka­za­nan dok­to­run Re­na­ult'u var­dır, çok ka­za­nan dok­to­run Mer­ce­des'i var­dır. Çok ka­za­nan dok­to­run dub­leks evi var­dır, vil­la­sı var­dır, ka­zan­ma­yan dok­to­run Çan­ka­ya'da bir evi var­dır mu­hak­kak, bir yaz­lı­ğı var­dır. Ya­ni has­ta­la­rı soy­ma­ya, ya­lan söy­le­me­ye, dev­le­ti soy­ma­ya, ar­ka­daş­lar, ge­rek yok­tur di­ye bu­nu her ko­nuş­mam­da, her bu­lun­du­ğum soh­bet­te söy­le­mi­şim­dir.

Şim­di bu­ra­dan Sağ­lık Ba­ka­nı­na ses­le­ni­yo­rum: Şu dört bu­çuk yıl içe­ri­sin­de çı­kart­mış ol­du­ğu ya­sa­lar­da halk­tan ya­na, fa­kir­den ya­na bir ya­sa­nın çık­ma­dı­ğı­nı gör­düm. Ama çı­kart­mış ol­du­ğu ya­sa­dan do­la­yı da ken­di­le­ri­ne te­şek­kür et­tim, SSK'yla dev­let has­ta­ne­le­ri­ni bir­leş­ti­re­rek SSK has­ta­la­rı­nı has­ta­ne ec­za­ne­le­rin­de­ki kuy­ruk­lar­da bek­le­mek­ten kur­tar­dı­ğı için ken­di­si­ne te­şek­kür et­tim. Ama sağ­lık hiz­me­ti yal­nız bu de­mek de­ğil­dir, sağ­lık hiz­me­ti yal­nız aşı yap­mak de­mek de­ğil­dir, sağ­lık hiz­me­ti gös­ter­me­lik ai­le he­kim­li­ği ça­lış­ma­la­rıy­la da bit­me­me­li­dir. Her za­man söy­le­mi­şim­dir, mec­bu­ri hiz­met ola­yın­da da ken­di­si­ne söy­le­dim, mec­bu­ri hiz­met­le­ri kal­dır­dı­ğı za­man, bu­nun alt­ya­pı ça­lış­ma­la­rı­nı ta­mam­la­dık­tan son­ra Sa­yın Ba­ka­nım çı­kar­ta­lım, de­di­ğim­de "her şey ta­mam" de­di ve ken­di­si­ne te­şek­kür et­tim, ama al­tı ay son­ra mec­bu­ri hiz­me­ti tek­rar ge­ri ge­tir­di.

Şim­di ay­nı şe­kil­de bu­ra­da da, ha­zır­la­mış ol­du­ğu bu ya­sa­da da şef­faf ya­pa­cak­la­rı­nı söy­lü­yor. Sa­yın Cev­det Er­döl de bu­ra­da kal­kı­yor te­şek­kür­le­riy­le dol­du­ru­yor ko­nuş­ma­sı­nı ama ek­sik­lik­le­ri­ni göz ar­dı­na ata­rak.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (De­vam­la) - Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın ver­miş ol­du­ğu hiz­met­ler­de, ben her za­man söy­lü­yo­rum, bir dok­tor mil­let­ve­ki­li ola­rak böl­ge­me git­ti­ğim­de in­san­lar ara­sın­da hiç­bir si­ya­si far­kı gö­zet­mek­si­zin hiz­met yap­tı­ğı­mı ve mil­let­ve­ki­li ro­ze­ti tak­tı­ğı­mı söy­le­dim. Bu bel­ki yan­lış da an­la­şıl­mış ola­bi­lir. Çün­kü biz dok­to­ruz, biz mü­hen­dis ve­ya­hut da di­ğer mes­lek­ten ar­ka­daş­la­rım gi­bi de­ği­liz. Biz na­mus sim­ge­si­yiz. Biz bir evin ya­tak oda­sı­na gi­re­bi­len, bir evin na­mus sim­ge­si olan ha­nım­la­rı­nın, kız­la­rı­nın sırt­la­rı­nı gö­re­bi­len in­san­la­rız. Biz özel­li­ği olan bir mes­le­ğe sa­hi­biz. Onun için bu mes­lek sa­hip­le­ri olan in­san­la­rın ya­lan söy­le­me­si ve­ya­hut is­tis­mar yap­ma­la­rı müm­kün de­ğil­dir. Ama, lüt­fen, bi­zim ba­şı­mız­da olan Sağ­lık Ba­ka­nı­nın da düz­gün hiz­met ver­me­si, si­ya­se­ti bu Ba­kan­lık­tan uzak tut­ma­sı ge­re­kir­ken, çok af­fe­der­si­niz, çay­cı­sın­dan baş­he­ki­mi­ne ka­dar bü­tün kad­ro­la­rı de­ğiş­ti­re­rek… Ki­mi ge­tir­di­ği bel­li de­ğil, ne yap­mak is­te­di­ği bel­li de­ğil. Bir üni­ver­si­te has­ta­ne­sin­de, şim­di ye­ni al­dı­ğım… Ya­ni bi­raz ev­vel, bir sa­at ev­vel, bir bu­çuk sa­at ev­vel İb­ni Si­na Has­ta­ne­sin­den ge­li­yo­rum, içe­ri­ye alın­ma­yan, ye­şil kart­lı de­ğil, si­gor­ta­lı has­ta. Pe­ki, bu­ra­da kal­kıp da bu­nun hiz­me­ti­ni yap­tı­ğı­nı, çok ba­şa­rı­lı bir hiz­met ver­di­ği­ni söy­le­me­si­ne…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Efen­dim, son cüm­le­le­ri­niz için aç­tım mik­ro­fo­nu, bu­yu­run.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (De­vam­la) - Pe­ki.

Sa­yın Ba­ka­nım, iç­ten­li­ğim­le söy­lü­yo­rum, 22'nci Dö­nem­de, bu­ra­da, ha­ki­ka­ten, dört bu­çuk yıl çok bü­yük, çok zor­lu bir hiz­me­ti­mi­zi ta­mam­la­dık ve bu­gün­den iti­ba­ren de ta­ti­le gi­ri­yo­ruz ve se­çim­le­re gi­de­ce­ğiz. Bu kır­gın­lık­lar içe­ri­sin­de ve gü­zel­lik­ler içe­ri­sin­de bir­bi­ri­mi­zi üz­müş ola­bi­li­riz, kır­mış ola­bi­li­riz. Bu üz­gün­lük­ler ve kır­gın­lık­lar için bir­bi­ri­mi­ze kar­şı öz­ve­ri­de ve fe­dakârlık­ta bu­lu­na­ca­ğız, bir­bi­ri­miz­den özür di­le­ye­ce­ğiz baş­ta ben ol­mak üze­re.

O ne­den­le, lüt­fen siz­den bir şey ri­ca edi­yo­rum: Sağ­lık hiz­met­le­rin­de, sağ­lı­ğın içe­ri­sin­de şu po­li­ti­ka­nı­zı çe­kin. Bü­tün sa­mi­mi­ye­tim­le söy­lü­yo­rum, bı­rak­mış ol­du­ğu­nuz -siz, bu­gün var­sı­nız ya­rın yok­su­nuz- ye­ri­ni­ze baş­ka ba­kan ge­le­cek­tir. O ba­kan bun­la­rı dü­zelt­mek is­te­di­ği za­man… Sa­mi­mi­ye­tim­le, bü­tün iç­ten­li­ğim­le söy­lü­yo­rum sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım, sev­gi­li, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, dü­zel­til­me­si müm­kün ol­ma­yan bir hâle ge­tir­di­niz Ba­kan­lı­ğı. Ama yap­mış ol­du­ğu­nuz gü­zel bir­kaç ta­ne şe­yi is­tis­mar ede­rek o kö­tü­lük­le­ri ka­pat­ma­nız müm­kün de­ğil.

Bu duy­gu­la­rım­la, bu dü­şün­ce­le­rim­le, yü­ce Mec­li­si en de­rin sev­gi­le­rim­le, say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yor, ge­le­cek se­çi­min par­ti­le­ri­mi­ze ha­yır­lar ve uğur­lar ge­tir­me­si­ni te­men­ni edi­yo­rum.

Sev­gi­ler, say­gı­lar. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Tan­doğ­du.

Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1418 sı­ra sa­yı­lı "Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi"nin 2 nci mad­de­si ile 181 sa­yı­lı KHK'ye ek­len­me­si ön­gö­rü­len 17/B mad­de­si­ne "İn­şa­at ve Ona­rım Da­ire­si Baş­kan­lı­ğı" iba­re­si­nin mad­de baş­lı­ğı ola­rak ve mad­de­ye aşa­ğı­da­ki ben­din ila­ve edil­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                             

Mus­ta­fa De­mir

Fah­ri Kes­kin

Ma­li­ki Ej­der Ar­vas

 

 

Sam­sun

Es­ki­şe­hir

Van

 

Mu­sa Sı­va­cı­oğ­lu

Ay­han Zey­nep Te­kin Bö­rü

Nus­ret Bay­rak­tar

 

Kas­ta­mo­nu

Ada­na

İs­tan­bul

"d) İh­ti­yaç du­yu­lan has­ta­ne, sağ­lık yer­leş­ke­si gi­bi sağ­lık te­sis­le­ri­ni ve hiz­met bi­na­la­rı­nı, Ha­zi­ne­nin özel mül­ki­ye­tin­de bu­lu­nan ara­zi ve ar­sa­la­rın dev­ri kar­şı­lı­ğın­da ve/ve­ya be­de­li Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı büt­çe­si­nin il­gi­li ter­tip­le­ri­ne bu amaç­la ko­nu­lan öde­nek­ler­den ve­ya dö­ner ser­ma­ye ge­lir­le­rin­den kar­şı­lan­mak üze­re, dü­zen­le­ne­cek pro­to­kol esas­la­rı çer­çe­ve­sin­de Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­na ve­ya in­şa­at iş­le­ri ile il­gi­li araş­tır­ma, pro­je, ta­ah­hüt, fi­nans­man ve ya­pım iş­lem­le­ri ko­nu­sun­da gö­rev­li ve yet­ki­li ka­mu tü­zel­ki­şi­li­ği­ne sa­hip di­ğer ku­rum ve ku­ru­luş­la­ra doğ­ru­dan yap­tır­mak."

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu?

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (Trab­zon) - Uy­gun gö­rüş­le tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Ka­tı­lı­yo­ruz De­ğer­li Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ül­ke ge­ne­lin­de bu­lu­nan sağ­lık te­sis­le­ri­nin önem­li bir kıs­mı fi­zi­ki ve eko­no­mik ömür­le­ri­ni dol­dur­muş­tur. Söz ko­nu­su sağ­lık te­sis­le­ri gü­nü­müz ih­ti­yaç­la­rı­na ye­ter­li öl­çü­de ce­vap ve­re­me­mek­te, ay­rı­ca park ye­ri, asan­sör, özür­lü mer­di­ve­ni gi­bi alt­ya­pı ih­ti­yaç­la­rı­nı da kar­şı­la­ya­ma­mak­ta­dır. Sağ­lık Ba­kan­lı­ğın­ca baş­la­tı­lan ya­tı­rım ham­le­si içe­ri­sin­de bun­dan böy­le sağ­lık te­sis­le­ri has­ta oda­la­rı­nın tek ki­şi­lik, tu­va­let­li, ban­yo­lu ola­rak gü­nü­müz stan­dart­la­rı­na uy­gun şe­kil­de ya­pıl­ma­sı plan­lan­mak­ta­dır. Bu ya­tı­rım ham­le­si­nin tüm ül­ke imkânla­rı­nın kul­la­nı­la­rak en kı­sa sü­re­de ta­mam­lan­ma­sı he­def­len­mek­te­dir.

Bu ne­den­le, sağ­lık te­sis­le­ri­nin he­def­le­nen stan­dart­la­ra uy­gun ola­rak en kı­sa sü­re­de ya­pıl­ma­sı­nı ve ya­tı­rım­la­rı­nın hız­lan­dı­rıl­ma­sı­nı sağ­la­mak üze­re, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğın­ca ya­pıl­ma­sı plan­la­nan sağ­lık te­sis­le­ri­nin, İl Özel İda­re­le­ri ve Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­nın ya­nı sı­ra in­şa­at ala­nın­da ye­ter­li uz­man per­so­ne­li ve tek­nik alt­ya­pı­sı bu­lu­nan Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı ve ben­ze­ri ka­mu tü­zel ki­şi­li­ği­ne sa­hip ku­rum ve ku­ru­luş­la­ra da yap­tı­rıl­ma­sı plan­lan­mak­ta­dır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­miş­tir.

Mad­de­yi ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 3- 181 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­ye aşa­ğı­da­ki 17/C mad­de­si ek­len­miş­tir.

"MAD­DE 17/C- Ka­mu Özel Or­tak­lı­ğı Da­ire Baş­kan­lı­ğı, 7/5/1987 ta­rih­li ve 3359 sa­yı­lı Te­mel Sağ­lık Hiz­met­le­ri Ka­nu­nu­nun Ek 7 nci mad­de­siy­le ön­gö­rü­len iş ve iş­lem­le­ri yap­mak."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, CHP Gru­bu ve şah­sı adı­na İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ca­nan Arıt­man.

Bu­yu­run Sa­yın Arıt­man.

CHP GRU­BU ADI­NA CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan 1418 sı­ra sa­yı­lı Ya­sa Tek­li­fi'nin 3'ün­cü mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­la­rım.

Şim­di, tek­li­fin bu mad­de­siy­le, 181 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­ye 17/C mad­de­si di­ye bir mad­de ek­le­ni­yor ve Ka­mu Özel Or­tak­lı­ğı di­ye de bir da­ire ku­ru­lu­yor.

Sağ­lık Ba­kan­lı­ğın­da, bi­li­yor­su­nuz, bu bi­na­la­rın ya­pı­mı, in­şa­at, ona­rım, ba­kım, ka­mu­laş­tır­ma, sa­tın al­ma iş­le­ri­nin yü­rü­tül­me­si da­ha ön­ce APK Da­ire­siy­le ya­pı­lır­ken, son­ra­la­rı bu gö­rev­ler Stra­te­ji Ge­liş­tir­me Baş­kan­lı­ğı­na ve­ril­miş­ti. Şim­di, bu gö­rev­ler bu da­ire­den de alı­nı­yor, baş­ka bir bi­rim ta­ra­fın­dan yü­rü­tü­lü­yor. Bu amaç­la da İn­şa­at ve Ona­rım Da­ire­si Baş­kan­lı­ğı, bir de Ka­mu Özel Or­tak­lı­ğı Da­ire Baş­kan­lı­ğı ol­mak üze­re iki ta­ne müs­ta­kil da­ire baş­kan­lı­ğı ku­rul­ma­sı ön­gö­rü­lü­yor.

Bun­lar­dan Ka­mu Özel Or­tak­lı­ğı Da­ire Baş­kan­lı­ğı, Te­mel Sağ­lık Hiz­met­le­ri Ka­nu­nu'nun ek 7'nci mad­de­siy­le ön­gö­rü­len iş ve iş­lem­le­ri ya­pa­cak. Ne­dir bu ek 7'nci mad­de? Kı­sa­ca şöy­le: Sağ­lık te­sis­le­ri, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğın­ca ger­çek ve­ya özel hu­kuk tü­zel ki­şi­le­ri­ne kırk do­kuz yı­lı geç­me­mek üze­re be­lir­li bir sü­re ve be­del üze­rin­den ki­ra­la­ma kar­şı­lı­ğı yap­tı­rı­la­bi­lir. Her tür­lü iş ve iş­lem­ler dam­ga ver­gi­si ile Harç­lar Ka­nu­nu uya­rın­ca alı­nan harç­lar­dan mu­af­tır. Ve yi­ne bu mad­de­ye gö­re ya­pı­la­cak iş ve iş­lem­ler 4734 sa­yı­lı Ka­mu İha­le Ka­nu­nu'na ta­bi de­ğil­dir.

Şim­di, bu tek­nik açık­la­ma­dan son­ra bu ya­sa tek­li­fi­ni şöy­le her­ke­sin an­la­ya­ca­ğı bir şe­kil­de açık­la­ya­lım: Bi­zim ora­la­rın de­yi­şiy­le tam bir bal­lı bö­rek işi­dir bu. Mil­le­tin pa­ra­sı dev­let eliy­le bi­ri­le­ri­ne ak­ta­rı­la­cak, dev­let soy­du­ru­la­cak, o bi­ri­le­ri de zen­gin edi­le­cek. Ya­ni, Ali Di­bo iş­le­ri­nin şa­hı ya­şa­na­cak.

Siz hiç ka­mu ve özel or­tak­la­şa bir da­ire baş­kan­lı­ğı duy­du­nuz mu ar­ka­daş­lar? Dev­let­te bu­nun bir ör­ne­ği da­ha var mı­dır? Yok. Dün­ya­da da bu­nun bir ör­ne­ği yok. Baş­ka hiç­bir dev­let ku­ru­mun­da böy­le bir da­ire, böy­le bir or­tak­lık yok­tur. Ka­mu Özel Da­ire Baş­kan­lı­ğı, ne iş gö­re­cek bu? Dev­le­ti soy­du­ra­cak ar­ka­daş­lar. Ama­cı, dev­le­tin imkânla­rı­nı do­lay­lı bir şe­kil­de özel sek­tö­re ak­tar­mak­tır, tam bir soy­gun, vur­gun, ta­lan dü­ze­ni kur­mak­tır. Beş yıl­dır ya­pı­lan­lar yet­me­di, gi­de­ra­yak, ale­la­ce­le, bu ör­ne­ği gö­rül­me­miş dü­zen­le­me­yi de ge­ti­ri­yor­su­nuz. Ace­le­ni­zi an­lı­yo­ruz ta­bii "Yol­cu­dur Ab­bas, bağ­la­san dur­maz." Ama, bu ara­da zen­gin edi­le­cek­ler var.

Ne di­yor Sa­yın Sağ­lık Ba­ka­nı: "Ar­tan kay­nak ih­ti­ya­cı­nın bir so­nu­cu ola­rak, ka­mu özel or­tak­lı­ğı­nı bir ya­tı­rım ara­cı ola­rak kul­la­na­ca­ğız." di­yor. Özel sek­tör mü ka­mu­yu fi­nan­se ede­cek, yok­sa, ka­mu kay­nak­la­rı mı özel sek­tö­re peş­keş çe­ki­le­cek, ora­sı, iş­te, bi­raz ka­ran­lık. Süs­lü laf­lar­la üs­tü ör­tül­me­ye ça­lı­şı­lı­yor.

El­li yı­lı aş­kın bir sü­re­dir bu ül­ke­de ya­şa­nan ger­çek, ka­mu­nun, dev­le­tin imkânla­rıy­la özel sek­tö­rün zen­gin­leş­ti­ril­me­si­dir. Kay­be­den, so­yu­lan hep dev­let ve mil­let ol­muş­tur ne ya­zık ki. Bu çar­pık dü­ze­nin en âlâsı da dev­ri ik­ti­da­rı­nız­da ya­şan­dı. Ken­di mil­let­ve­kil­le­ri­niz bi­le bu "Ali Di­bo" ve "Ali Cen­giz" iş­le­ri­ne da­ya­na­ma­yıp is­ti­fa et­ti.

Hem "Kay­nak ih­ti­ya­cı­mız var." de­yip özel sek­tör­le or­tak olu­yor­su­nuz hem de yurt dı­şın­da sağ­lık bi­rim­le­ri kur­mak için ka­nun tek­li­fi ge­ti­ri­yor­su­nuz. Bu ya­sa tek­li­fi­nin 4'ün­cü mad­de­si de bu işi dü­zen­li­yor. Ney­miş efen­dim? Af­ga­nis­tan, Su­dan gi­bi ül­ke­le­re in­sa­ni amaç­lı sağ­lık bi­na­la­rı ya­pı­la­cak­mış. Siz ön­ce ken­di ül­ke­ni­ze, Türk mil­le­ti­ne in­sa­ni amaç­lı sağ­lık te­sis­le­ri ya­pın da, son­ra baş­ka ül­ke­le­re, baş­ka mil­let­le­re ya­par­sı­nız. San­ki, Tür­ki­ye'nin her ye­ri­ni has­ta­ne­ler­le do­nat­tı­nız da, hal­kı­mı­zın hiç­bir sağ­lık te­si­si ih­ti­ya­cı kal­ma­dı da, baş­ka ül­ke­le­re has­ta­ne ya­pıp iş­let­mek pe­şin­de­si­niz.

AKP ola­rak, va­tan­da­şın sağ­lık te­sis­le­ri­ni bi­le elin­den al­dı­nız. Bir ay ön­ce, 13 ki­şi­lik bir mil­let­ve­ki­li he­ye­ti ola­rak, par­ti gö­re­viy­le, Uşak, Af­yon il­le­ri­miz­de in­ce­le­me­ler­de bu­lun­duk. Pek çok bel­de­de ka­mu bi­na­la­rı­nı ka­pat­mış­sı­nız, sağ­lık ocak­la­rı­nı ka­pat­mış­sı­nız; va­tan­da­şı­mı­zı gör­dü­ğü gün­den ge­ri bı­rak­tı­nız. Ge­rek­çe­si de bu­nun: Ge­ti­ri­si gi­der­le­ri­ni kar­şı­la­mı­yor­muş, dok­to­run, ebe­nin ma­aşı­nı bi­le öde­me­ye yet­mi­yor­muş. Si­zin an­la­yı­şı­nız­da, hal­ka sağ­lık hiz­me­ti ver­mek bir dev­let gö­re­vi de­ğil de sır­tı­nız­da kur­tu­lun­ma­sı ge­re­ken bir yük, bir kam­bur­dur. Va­tan­da­şın sağ­lık hak­kı da ney­miş? Var­sa yok­sa ti­ca­ret. AKP'nin an­la­yı­şın­da sağ­lık da bir ti­ca­ret ala­nı­dır. Ba­kın, İz­mir'de iki yüz kırk üç sağ­lık oca­ğı­nı ka­pat­tı­nız, sağ­lık oca­ğı ta­be­la­la­rı­nı in­di­rip ai­le he­kim­li­ği ta­be­la­la­rı tak­tı­nız, bi­na­la­rı­nı da he­kim­le­re ki­ra­la­dı­nız. O bi­na­la­rın ço­ğun­lu­ğu va­tan­daş­la­rın ba­ğış­la­rıy­la edi­nil­miş­ti. Va­tan­daş, evi­ni, ar­sa­sı­nı, sağ­lık hiz­me­ti ver­sin di­ye, dev­le­ti­ne ba­ğış­la­mış­tı. Hu­kuk di­liy­le, ivaz­lı ba­ğış, ya­ni şart­lı ba­ğış­tı bun­lar. Ama siz ora­la­rı ti­ca­ret­ha­ne­ye dö­nüş­tü­rün­ce, ba­ğış­çı­lar da mah­ke­me­nin yo­lu­nu tut­tu. AKP, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si şim­di İz­mir'de ha­yır­se­ver­ler­le mah­ke­me­lik­tir.

Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın son dört yıl­lık uy­gu­la­ma­la­rı­na esas teş­kil eden söz­de Sağ­lık­ta Dö­nü­şüm Prog­ra­mı'nı Sağ­lık Ba­ka­nı ken­di bu­lu­şu gi­bi ka­mu­oyu­na sun­ma­ya ça­lı­şı­yor ama, as­lın­da bu prog­ram Dün­ya Ban­ka­sı ori­jin­li­dir ve Dün­ya Ban­ka­sı­nın, bir­çok bel­ge­sin­de, te­mel ama­cı­nın sağ­lık hiz­met­le­ri­nin özel­leş­ti­ril­me­si ol­du­ğu da açık­ça ya­zı­lı­dır. Ya­ni, dev­let sağ­lık hiz­me­ti su­nu­mun­dan çe­ki­le­cek, sağ­lık hiz­me­ti su­nu­mu pi­ya­sa­dan alı­na­cak, sağ­lık hiz­met­le­ri­nin fi­nans­ma­nı ise va­tan­da­şın öde­ye­ce­ği prim­ler­den kar­şı­la­na­cak­tır. İn­san sağ­lı­ğı üze­rin­den ka­zanç el­de et­mek is­te­yen bir avuç ser­ma­ye gru­bun­ca des­tek­le­nen bu prog­ram, sağ­lık hak­kı­nın gas­bı an­la­mı­na ge­lip, ke­sin­lik­le hal­kın ya­ra­rı­na de­ğil­dir. Sağ­lık Ba­ka­nı Sa­yın Re­cep Ak­dağ ka­mu has­ta­ne­le­ri­ni ti­ca­ret­ha­ne hâli­ne ge­tir­me­ye ça­lış­mak­ta, bu­nun için de ti­ca­ret oda­la­rın­dan gö­rüş is­te­mek­te­dir. Ti­ca­ret­ha­ne hâli­ne dö­nüş­tü­rül­mek is­te­nen ka­mu sağ­lık ku­rum­la­rın­da alı­nıp sa­tı­la­cak olan in­san sağ­lı­ğı­dır ve iti­raz et­ti­ği­miz nok­ta da bu­dur. Uy­gu­la­ma­la­rıy­la hal­kın ya­ra­rı­na hiz­met et­me­di­ği or­ta­da olan Sağ­lık Ba­ka­nı ve AKP Hükûme­ti, Dün­ya Ban­ka­sı­na, IMF'ye ve bir avuç ser­ma­ye gru­bu­na hiz­met et­mek­te­dir. Sağ­lık­ta­ki 20 mil­yar do­lar­lık pas­ta, ser­ma­ye grup­la­rı­nın ağ­zı­nı su­lan­dır­mak­ta­dır. Dı­şa­rı­dan si­pa­riş bu sağ­lık­ta dö­nü­şüm prog­ram­la­rıy­la, bu pas­ta­yı da iş­tah­la ye­me­ye baş­la­dı­lar. Bu ya­sa ta­sa­rı­sı da bu ama­ca hiz­met et­mek için önü­mü­ze ge­ti­ril­miş­tir. AKP'nin dört yıl­dır uy­gu­la­dı­ğı bu po­li­ti­ka­lar­la sağ­lık ala­nın­da bü­yük bir tah­ri­ba­ta yol açıl­dı ve ar­tık uy­gu­la­na­bi­lir­li­ği­nin kal­ma­dı­ğı gö­rü­len bu Sağ­lık­ta Dö­nü­şüm Prog­ra­mı'na, hal­kı­mız­la, sağ­lık ça­lı­şan­la­rı­mız­la bir­lik­te "Ar­tık ye­ter!" di­yo­ruz.

Sağ­lık Ba­ka­nı, Ba­kan­lık kol­tu­ğun­da otur­du­ğu beş yı­la ya­kın sü­re­de sağ­lık sis­te­mi­mi­zin hiç­bir so­ru­nu­nu çö­ze­me­miş, ak­si­ne, du­ru­mu iyi­ce için­den çı­kıl­maz bir hâle ge­tir­miş, hiç­bir ya­ra­ya mer­hem ola­ma­mış­tır. Öf­ke­si de bun­dan­dır. Sağ­lık Ba­ka­nı özel­lik­le he­kim­le­re çok öf­ke­li.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­nun iki ne­de­ni var: Bi­rin­ci­si, 2002 Ka­sım se­çim­le­rin­den bir­kaç ay ön­ce, ha­zi­ran ayın­da, Sa­yın Ba­kan, Türk Ta­bip­ler Bir­li­ği­nin II. Bü­yük Kon­gre­sin­de Yük­sek Onur Ku­ru­lu­na aday ol­muş, ama, se­çi­le­me­miş­ti. Ken­di­si hak­kın­da doğ­ru ve er­ken teş­his ko­ya­rak seç­me­yen mes­lek­taş­la­rı­na öf­ke­li­dir. İkin­ci ne­de­niy­se, he­kim­le­rin, sağ­lık ça­lı­şan­la­rı­nın, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­siy­le bir­lik­te, sağ­lık­ta dö­nü­şü­mün as­lın­da sağ­lık­ta çö­küş ol­du­ğu­nu her yer­de di­le ge­tir­me­le­ri­dir. Sağ­lık Ba­ka­nı, bu ne­den­ler­le, dört bu­çuk yıl bo­yun­ca, he­kim­le­ri, mes­lek­taş­la­rı­mı­zı inim inim in­let­ti. Ama, sa­nı­rım, 22 Tem­muz­dan son­ra in­le­me sı­ra­sı si­ze ge­le­cek.

Sağ­lık Ba­ka­nı­mız en çok da Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li mil­let­ve­kil­le­ri­ne kı­zı­yor. Öf­ke­sin­den kon­tro­lü­nü kay­be­dip, za­man za­man biz­le­re ha­ka­ret bi­le edi­yor. Ne­den? Çün­kü, Sa­yın Sağ­lık Ba­ka­nı­mı­zın Mec­li­se ge­tir­di­ği ya­sa ta­sa­rı­la­rı Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si mil­let­ve­kil­le­ri­nin bu kür­sü­de di­le ge­tir­dik­le­ri söy­lem ve ge­rek­çe­ler­le ve­to edi­li­yor da on­dan.

Biz­le­re kız­ma­yın Sa­yın Ba­kan. Sa­de­ce, özen­le din­le­yin ve uya­rı­la­rı­mı­zı dik­ka­te alın. Ba­kın, bu ya­sa ta­sa­rı­nız için de si­zi, AKP Hükûme­ti­ni uya­rı­yo­ruz: Yap­ma­yın, ya­zık­tır, gü­nah­tır. Sağ­lık­ta ka­mu-özel or­tak­lı­ğı­nı ya­şa­ma ge­çi­rip, dev­let ke­se­sin­den bi­ri­le­ri­ni fi­nan­se ede­cek, zen­gin­leş­ti­re­cek­si­niz. Tü­yü bit­me­miş ye­tim­le­rin hak­kı ye­ne­cek. Önü­müz­de­ki dö­nem­de bun­la­rın he­sa­bı Yü­ce Di­van­da so­ru­lur.

Biz Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak şöy­le di­yo­ruz: "Teş­his: AKP sağ­lı­ğa za­rar­lı­dır. Te­da­vi: 22 Tem­muz­da san­dı­ğa göm­mek­tir."

Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ya­zın 40-45 de­re­ce sı­cak­lık­ta -hat­ta ül­ke­mi­zin ba­zı böl­ge­le­rin­de, İz­mir, An­tal­ya'da 50 de­re­ce ve­ya üs­tü­ne bi­le çı­ka­cak­tır- bu sı­cak­lık­ta has­ta­sıy­la, yaş­lı­sıy­la, ha­mi­le­siy­le o oy ver­me kuy­ruk­la­rın­da bek­ler­ken, hal­kı­na, gi­de­ra­yak bu ezi­ye­ti, bu iş­ken­ce­yi de re­va gö­ren AKP'yi san­dı­ğa göm­me fik­ri, ina­nın tüm mil­le­ti­mi­zi o sı­cak­ta fe­rah­la­ta­cak, se­rin­le­te­cek­tir, kli­ma gi­bi et­ki gös­te­re­cek­tir.

Se­çim son­ra­sı ise, AKP'yi sı­cak ba­sar­ken, şu­nu ha­tır­la­ma­nı­zı tav­si­ye ede­rim: Ba­kın, Kur­tu­luş Sa­va­şı son­ra­sı ha­ra­be­ye dön­müş, yan­mış, yı­kıl­mış, yok­sul ül­ke­miz­de Ata­türk'ün ön­der­li­ğin­de bü­yük bir ya­tı­rım ham­le­si baş­la­tıl­dı ve ba­şa­rıl­dı. Sa­vaş­tan çık­mış bu ül­ke­de Ana­do­lu'nun her ta­ra­fı­na has­ta­ne­ler, do­ğu­mev­le­ri, sa­na­tor­yum­lar ya­pıl­dı hem de hiç kim­se­ye borç­lan­ma­dan, ka­mu özel or­tak­lı­ğı da­ire­le­ri fi­lan da kur­ma­dan. Çok par­ti­li re­ji­me ge­çe­rek ül­ke­yi de­mok­ra­tik­leş­ti­ren Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si 1950'de ik­ti­da­rı sağ par­ti­ye tes­lim eder­ken, ül­ke­mi­zin tek ku­ruş bor­cu yok­tu, iş­siz in­sa­nı­mız yok­tu ve dev­le­tin ka­sa­sın­da 144 ton al­tın var­dı; 144 ton al­tın­la, imar edil­miş bir ül­ke­yi tes­lim et­tik ve ül­ke­nin her ye­rin­de de fab­ri­ka­lar ça­lı­şı­yor­du.

İş­te, bu­gün ül­ke­nin gel­di­ği nok­tay­la mu­ka­ye­se edi­niz ve iş­te bu­nun için­dir ki, 2007 Tür­ki­ye­si'nde mil­yon­lar­ca in­san mey­dan­lar­da hep bir ağız­dan "De­mir ağ­lar­la ör­dük ana­yur­du dört baş­tan." di­ye Onun­cu Yıl Mar­şı'nı söy­lü­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kın, Sağ­lık Ba­ka­nı, has­ta­ne­ler­de tu­va­let­li- ban­yo­lu oda ora­nı­nı dört bu­çuk yıl­lık sü­re içe­ri­sin­de yüz­de 7'den yüz­de 20'ye çı­kar­mak­la övü­nü­yor. Ya, siz tu­va­let­li-ban­yo­lu oda­la­rı bı­ra­kın da hal­kın sağ­lık ka­li­te­si­ni yük­sel­tin!

Ba­kın, tor­ba ya­sa­da da an­lat­mış­tım. İz­mir'de alt­mış al­tı ta­ne ame­li­yat­ha­ne var, ga­yet iyi ya­pıl­mış bun­lar, hiç dok­tor açı­ğı fa­lan da yok, ama ste­ri­li­zas­yon bi­le sağ­la­na­mı­yor; do­la­yı­sıy­la, ame­li­yat­ha­ne en­fek­si­yon­la­rın­dan in­san­la­rı­mız ölü­yor. Bu ül­ke­de, ku­vöz­ler­de en­fek­si­yon ne­de­niy­le, sağ­lık alt­ya­pı­sı­nın ye­ter­siz­li­ği ne­de­niy­le be­bek­le­ri­miz ölü­yor. Ama si­zin der­di­niz sa­de­ce ak­çe­li iş­ler, in­şa­at iş­le­ri fa­lan fi­lan… İş­te, TÜP­RAŞ'ı pa­zar­la­mak, Ku­şa­da­sı Li­ma­nı'nı pa­zar­la­mak, Ma­li­ye Ba­ka­nı­nın nay­lon fa­tu­ra­la­rı­nı af­fet­tir­mek… İş­te, 1 Mart Tez­ke­re­si ön­ce­si de sa­vaş gi­bi in­san­lık dı­şı bir su­çu bi­le pa­ra işi­ne çe­vir­di­niz, Ame­ri­ka­lı­la­ra bi­le "At pa­zar­lı­ğı ya­pı­yor­lar." de­dirt­di­niz, bir an­lam­da kan pa­zar­lı­ğı yap­tı­nız ve sa­de­ce Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin sa­ye­sin­de ül­ke­miz bu ayıp­tan kur­tul­muş­tur. İn­san ve in­san ya­şa­mı­nın söz ko­nu­su ol­du­ğu ko­nu­lar, ne ya­zık ki, umu­ru­nuz bi­le de­ğil­dir.

Ba­kın, ül­ke­miz­de­ki nü­fu­sun üç­te 1'i, ya­ni yüz­de 33'ü ço­cuk­lar­dır, yak­la­şık 24-25 mil­yon ki­şi­yi kap­sa­yan bir bü­yük ra­kam­dır. Ama bu Mec­lis­te, ço­cuk­la­rı­mız -bı­ra­kın in­sa­nı­mı­zın hep­si­ni- he­pi­miz için en önem­li de­ğe­ri­miz ol­ma­sı ge­re­ken ço­cuk­la­rı­mız için ve­ri­len araş­tır­ma öner­ge­le­ri var, ka­nun tek­lif­le­ri var. Bu araş­tır­ma öner­ge­le­ri ve ka­nun tek­lif­le­ri, ço­cuk­la­rı­mı­zın ya­şa­mı­nı ko­ru­ma­yı amaç­la­yan ka­nun tek­lif­le­riy­di. Ama, ha­ni Sağ­lık Ba­ka­nı­mız, ne­re­de ço­cuk­tan so­rum­lu Sa­yın Çu­buk­çu, ne­re­de Ada­let Ba­ka­nı­mız? Hiç­bi­ri bun­lar­la il­gi­len­me­miş­tir.

Bir ör­nek ver­mek is­ti­yo­rum: İki ta­ne araş­tır­ma öner­ge­si ver­di Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si; bi­ri be­nim yaz­dı­ğım ve 50 CHP'li mil­let­ve­ki­li­nin im­za­sı olan, ço­cuk­la­ra kar­şı her tür­lü ih­mal ve is­tis­ma­rın ön­len­me­siy­le il­gi­li, bir de İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li­miz Sa­yın Gül­dal Oku­du­cu'nun ve 50 Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li­nin im­za­la­dı­ğı, ço­cuk­la­ra yö­ne­lik cin­sel is­tis­mar su­çu­nun ne­den­le­ri­nin araş­tı­rıl­ma­sı ve ön­len­me­siy­le il­gi­li. Ay­lar ol­du, ne­re­dey­se üze­rin­den bir yıl geç­ti, siz bu araş­tır­ma öner­ge­le­ri­ni ya­şa­ma ge­çir­me­di­niz.

Ben, bir ka­nun tek­li­fi ver­miş­tim, kü­çük ço­cuk­la­ra, be­bek­le­re yö­ne­lik cin­sel is­tis­mar ve te­ca­vüz su­çu­nun ce­za­sı­nın ağır­laş­tı­rıl­mış mü­eb­bet hap­se hük­mo­lun­ma­sıy­la il­gi­li…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

CA­NAN ARIT­MAN (De­vam­la) - He­men bi­ti­ri­yo­rum Sa­yın Baş­kan, bir-iki da­ki­ka…

Ba­kın, bu suç sa­de­ce ço­cuk­la­rı­mı­zın cin­sel do­ku­nul­maz­lı­ğı­na kar­şı iş­len­miş bir suç ol­ma­yıp, on­la­rın ya­şam hak­kı­na kar­şı iş­len­miş, ha­ya­ta kar­şı iş­len­miş bir suç­tur. Bu ya­sa tek­li­fi­ni ha­zır­lar­ken bir he­kim ola­rak tıb­bi ge­rek­çe yaz­dım; bir ilk­tir. Pe­di­at­rist­ler­den, ad­li tıp he­kim­le­rin­den, aka­de­mis­yen­ler­den gö­rüş al­dım. Tür­ki­ye'de ba­ro­lar­dan gö­rüş al­dım, on­lar­ca ba­ro­muz, An­ka­ra'dan Van'a ka­dar, bu ya­sa tek­li­fiy­le il­gi­li olum­lu gö­rüş bil­dir­di. Web say­fam­da bir an­ket dü­zen­le­dim, hal­ka sor­dum, bu ya­sa­yı uy­gun bu­lu­yor mu­su­nuz, ya­sa­laş­ma­sı­nı is­ter mi­si­niz di­ye. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­gün iti­ba­rıy­la 596 bin kü­sur va­tan­da­şı­mız "evet" oyu ver­di. Ya­ni, 600 bi­ne ya­kın, ya­rım mil­yon­dan faz­la in­sa­nın da is­te­di­ği bir ya­sa tek­li­fi­ni, de­fa­lar­ca an­ket so­nuç­la­rı­nı da Sa­yın Ada­let Ba­ka­nı­na, Ada­let Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı­na, Sa­yın Baş­ba­ka­na ilet­me­me rağ­men, ya­sa­laş­tır­mak için hiç­bir ça­ba gös­ter­me­di­niz. Ada­let Ko­mis­yo­nun­da bi­le gö­rü­şül­me­miş­tir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

CA­NAN ARIT­MAN (De­vam­la) - Son cüm­lem…

Ço­cuk­la­rı­mı­zın bi­le ya­şam hak­kı­nı ko­ru­ma­ya di­re­nen AKP İk­ti­da­rı­nı ben mil­le­ti­mi­ze şikâyet edi­yo­rum ve ço­cuk­la­rı­mı­zı bi­le ko­ru­ma­yan, on­la­rı bu in­san­lık dı­şı su­çun mağ­du­ru ede­cek ki­şi­le­ri ce­za­lan­dır­ma­yan­la­rı, mil­le­ti­mi­ze di­yo­rum ki, ge­lin san­dık­ta bir­lik­te ce­za­lan­dı­ra­lım.

Say­gı­lar su­na­rım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Arıt­man.

Sa­yın Sağ­lık Ba­ka­nı­nın söz is­te­ği var…

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - So­ru­dan son­ra.

BAŞ­KAN - So­ru­dan son­ra, pe­ki.

Evet, Sa­yın Çi­lin­gir, bu­yu­run.

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Sa­yın Baş­kan, ara­cı­lı­ğı­nız­la Sa­yın Ba­ka­na iki so­ru sor­mak is­ti­yo­rum.

Dü­zen­le­nen bu tek­lif­te­ki 3'ün­cü mad­de­de, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı, has­ta­ne yap­mak ye­ri­ne has­ta­ne ki­ra­la­ma­yı dü­şü­nü­yor an­la­dı­ğım ka­da­rıy­la . Bi­rin­ci so­rum: Ar­tık, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı has­ta­ne yap­mak­tan vaz mı ge­çi­yor? İkin­ci so­rum: Yurt dı­şın­da, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın has­ta­ne, sağ­lık te­si­si yap­ma­sı­na imkân ta­nı­nı­yor. Han­gi ül­ke­ler­de böy­le bir gi­ri­şim dü­şü­nü­lü­yor? Ya­ni, ken­di ül­ke­miz­de has­ta­ne yap­ma­ya pa­ra­mız yok­ken ya­ban­cı ül­ke­ler­de has­ta­ne yap­ma­ya mı baş­lı­yo­ruz?

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Çi­lin­gir.

Sa­yın Ba­kan, bu­yu­run, so­ru­yu ce­vap­lan­dı­rın, açık­la­ma­nı­zı ya­pın efen­dim.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Te­şek­kür ede­rim De­ğer­li Baş­ka­nım.

Sa­yın Çi­lin­gir, has­ta­ne yap­mak­tan Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı vaz­geç­mi­yor. Bi­raz son­ra kür­sü­den de kı­sa­ca ifa­de ede­ce­ğim.

BAŞ­KAN - Efen­dim, açık­la­ma­nı­zı be­ra­ber­ce ye­ri­niz­den ya­pın. Çün­kü, so­ru­dan son­ra ol­du­ğu için… Açık­la­ma­nı­zı ye­ri­niz­den ya­pın.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Ol­du efen­dim. Te­şek­kür ede­rim De­ğer­li Baş­ka­nım.

Has­ta­ne yap­mak­tan vaz­geç­mi­yo­ruz, ama ye­ni bir fi­nans­man ens­trü­ma­nı ola­rak bü­tün dün­ya­da ge­liş­miş ül­ke­le­rin kul­lan­dı­ğı, özel­lik­le son on beş yıl­da İn­gil­te­re'nin çok yo­ğun bi­çim­de kul­lan­dı­ğı, şim­di İtal­ya'nın, İs­pan­ya'nın, Ka­na­da'nın ve di­ğer ge­liş­miş ül­ke­le­rin kul­lan­dı­ğı ye­ni bir yön­te­mi de ül­ke­mi­ze ge­tir­miş olu­yo­ruz, ye­ni bir fi­nans­man yön­te­mi­ni ül­ke­mi­ze ge­tir­miş olu­yo­ruz.

Bir ta­raf­tan, yi­ne, ge­nel büt­çe kay­nak­la­rıy­la, il özel ida­re kay­nak­la­rıy­la, dö­ner ser­ma­ye kay­nak­la­rı­mız­la has­ta­ne bi­na­la­rı in­şa et­me­ye de­vam ede­ce­ğiz, mül­ki­yet ola­rak, di­ğer yan­dan, "yap-ki­ra­la-dev­ret" di­ye­bi­le­ce­ği­miz bir me­tot­la, özel sek­tö­rün kay­nak­la­rı­nı, fi­nans kay­nak­la­rı­nı va­tan­da­şı­mı­zın hiz­me­ti­ne su­na­ca­ğız. Şöy­le ör­nek­le­ye­yim si­ze: Di­ye­lim ki, yir­mi beş yıl­lı­ğı­na bir has­ta­ne bi­na­sı­nı bi­ze ya­pıp özel sek­tör dev­re­de­cek, yi­ne iş­le­ti­mi­ni biz ya­pa­ca­ğız, yir­mi beş se­ne son­ra da has­ta­ne yi­ne bi­ze ka­la­cak ar­sa­sıy­la be­ra­ber. Çün­kü, bu ar­sa­la­rın şe­hir­le­rin önem­li yer­le­rin­de yer­leş­miş ol­du­ğu­nu, ola­ca­ğı­nı -özel­lik­le yir­mi beş yıl son­ra- bi­li­yo­ruz. Do­la­yı­sıy­la, ay­nı alan­lar­da sağ­lık ya­tı­rım­la­rı­na de­vam ede­bil­mek için, bu sü­re­nin so­nun­da da ki­ra­lan­mış bir bi­na­nın ve­ya bi­nay­la bir­lik­te iş­let­me­nin, ekip­ma­nın Ba­kan­lı­ğı­mı­za dev­re­dil­me­si­ni ku­ral ola­rak ge­ti­ri­yo­ruz.

Yurt dı­şın­da şu an­da Af­ga­nis­tan ve Su­dan'da ağır­lık­lı ola­rak sağ­lık hiz­met­le­ri­miz var. Biz­den ön­ce­ki hükûmet­ler dö­ne­min­de Af­ga­nis­tan'da kıs­men baş­lan­mış olan hiz­met­le­ri, Su­dan'da baş­lan­mış olan hiz­met­le­ri -bu­ra­lar­da ya­pıl­mış has­ta­ne­ler var­dı- şim­di bi­raz da­ha ge­liş­ti­ri­yo­ruz. Ger­çek­ten, çok de­ğer­li ça­lış­ma­lar yap­tık. De­ğer­li dok­tor ar­ka­daş­la­rı­mız, sağ­lık per­so­ne­li­miz bu ül­ke­ler­de hiz­met ver­di­ler. An­cak, ya­pıl­mış olan, şu an­da Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin bay­ra­ğı dal­ga­la­nan bu iş­let­me­le­ri, ka­nu­nu­muz ye­ter­siz ol­du­ğu için doğ­ru­dan biz yö­ne­te­mi­yo­ruz. Mad­dey­le bu­nun da önü­nü aç­mış ola­ca­ğız.

Sa­yın Arıt­man'ın da ko­nuş­ma­la­rın­da, "ka­mu özel or­tak­lı­ğı" kav­ra­mı­nı ger­çek­ten an­la­ya­ma­dı­ğı için bir­ta­kım eleş­ti­ri­ler ge­tir­di­ği­ni ben fark et­tim. Ka­mu özel or­tak­lı­ğın­da, yi­ne, iş­let­me­le­rin pat­ro­na­jı­nı dev­let ya­pı­yor, ka­mu ya­pı­yor. Söy­le­di­ğim gi­bi, özel sek­tö­rün kay­nak­la­rı­nı va­tan­da­şı­mı­zın hiz­me­ti­ne da­ha ko­lay sun­ma­nın ye­ni bir mo­de­li­dir bu. Şu an­da, İn­gil­te­re'de yü­zün üze­rin­de has­ta­ne ya­pı­lı­yor bu şe­kil­de. As­lın­da, ül­ke­miz, bu açı­dan, ge­cik­miş bir dö­ne­mi ya­şı­yor. Ha­tır­la­ya­cak­sı­nız, iki se­ne ön­ce, bir bu­çuk se­ne ön­ce bir ka­nun yap­mış­tık. Onun uy­gu­la­ma yö­net­me­lik­le­ri­ni yap­tık ve ça­lı­şı­yo­ruz ko­nu üze­rin­de. Şim­di, bu iş­le il­gi­li bir da­ire ku­ru­yo­ruz Ba­kan­lı­ğı­mız­da; ki, bi­raz da­ha in­san kay­nak­la­rı­mı­zı ge­liş­ti­re­bi­le­lim ve iş­le­ri ko­lay yü­rü­te­lim, bi­raz da­ha hız­lı gi­de­bi­le­lim.

Ya­ni, böy­le, Sa­yın Arıt­man'ın ifa­de et­ti­ği gi­bi "yap­mam, yap­tır­mam" fa­lan de­mek­le mil­le­te hiz­met ol­ma­dı­ğı­nı, ar­tık aziz mil­let çok iyi bil­mek­te­dir. "1950'ler­de ül­ke­yi de­mok­ra­si­ye biz ka­vuş­tur­duk." de­di. Ama, bu ifa­de­nin ar­ka­sın­dan, el­li ye­di se­ne­dir ni­çin ik­ti­da­ra ge­li­ne­me­di­ği­ni de ben­ce iyi dü­şün­mek la­zım. Ya­ni, el­li ye­di se­ne son­ra­yı ko­nu­şu­yo­ruz. Ya­ni, herhâlde mil­let ha­ta­lı de­ğil, herhâlde de­mok­ra­si ha­ta­lı de­ğil.

Te­şek­kür edi­yo­rum De­ğer­li Baş­ka­nım.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Tes­lim et­tik­le­riy­le şim­di­ki cum­hu­ri­ye­ti kı­yas­lı­yor mu­su­nuz Sa­yın Ba­kan?

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­ka­na te­şek­kür ede­riz.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - "144 ton al­tın" de­di. Ne ol­du, şim­di ne­re­de bun­lar?

BAŞ­KAN - Bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1418 sı­ra sa­yı­lı "Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi­nin Çer­çe­ve 3 ün­cü mad­de­si­ne "Ka­mu Özel Or­tak­lı­ğı Da­ire Baş­kan­lı­ğı:" iba­re­si­nin mad­de baş­lı­ğı ola­rak ek­len­me­si­ni ve mad­de­de ge­çen "yap­mak" iba­re­si­nin "ya­par" ola­rak de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                            Re­cep Ak­dağ

                                                                                                           Sağ­lık Ba­ka­nı

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu?

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (Trab­zon) - Uy­gun gö­rüş­le tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Ka­tı­lı­yo­ruz De­ğer­li Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: Tek­nik bir dü­zen­le­me­dir. 181 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­nin ka­nun tek­ni­ği an­la­mın­da­ki bü­tün­lü­ğü­nün sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

4'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 4- 181 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­ye aşa­ğı­da­ki Ek mad­de ek­len­miş­tir.

"EK MAD­DE 7- Ba­kan­lık in­sa­ni ve tek­nik yar­dım amaç­lı ve ge­çi­ci sü­re­li ol­mak üze­re yurt dı­şın­da sağ­lık bi­rim­le­ri ku­ra­bi­lir ve iş­le­te­bi­lir.

Bu amaç­la gö­rev­len­di­ri­len per­so­ne­le yurt dı­şın­da­ki gö­rev­le­ri sü­re­sin­ce gün­de­lik ve­ril­mez. Bun­la­ra git­tik­le­ri ül­ke­ler­de sü­rek­li gö­rev­le bu­lu­nan ve do­ku­zun­cu de­re­ce­nin bi­rin­ci ka­de­me­sin­den ay­lık alan mes­lek me­mur­la­rı­na öden­mek­te olan yurt­dı­şı ay­lı­ğı­nın ya­rı­sı­nı geç­me­mek üze­re un­van­la­rı iti­ba­rıy­la Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rıy­la be­lir­le­nen tu­tar­da ay­lık öde­me ya­pı­lır."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ali Ars­lan… Yok.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Di­ğer mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 5- Ek­li (I) sa­yı­lı lis­te­de yer alan kad­ro­lar ih­das edi­le­rek 190 sa­yı­lı Ge­nel Kad­ro ve Usu­lü Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­nin eki (I) sa­yı­lı cet­ve­lin Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na iliş­kin bö­lü­mü­ne ek­len­miş­tir.

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

6'ncı mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 6- Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Sa­yın Tan­doğ­du… Yok.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

7'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 7- Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu.

Şah­sı­nız adı­na da söz is­te­ği var­dı, bir­leş­tir­dim.

Bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İs­tan­bul) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Par­la­men­to­nun bu son gü­nün­de, as­lın­da, gü­zel şey­ler­den söz et­mek bel­ki de en gü­ze­liy­di, ama Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı büt­çe­si ge­lin­ce ve Sa­yın Ba­ka­nın yap­tı­ğı bir açık­la­ma üze­ri­ne, ben de iz­ni­niz­le bir­kaç ko­nu­da dü­şün­ce­le­ri­mi ak­tar­mak is­te­rim.

Sa­yın Ba­kan, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin uzun sü­re­dir ik­ti­dar ol­ma­dı­ğı, 1950'ler­den son­ra ol­ma­dı­ğı gi­bi bir ifa­de kul­lan­dı. Sa­yın Ba­ka­nın, ön­ce Türk si­ya­sal ta­ri­hi­ni öğ­ren­me­si­ni is­te­rim. Eğer, Türk si­ya­sal ta­ri­hi­ni ye­te­rin­ce bil­mi­yor­sa, öğ­ren­mi­yor­sa o za­man bu tür bir ifa­de­nin ken­di­si açı­sın­dan, özel­lik­le aka­de­mik ka­ri­ye­ri olan bi­ri­si açı­sın­dan çok da doğ­ru bir ifa­de ol­ma­dı­ğı­nı ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si, 1973 ve 1977 se­çim­le­rin­de yüz­de 40'ın üze­rin­de oy al­mış­tır. Ya­ni, yüz­de 40'ın üze­rin­de oy alan bir si­ya­sal par­ti­ye bu tür bir in­saf­sız yak­la­şı­mı, doğ­ru­su­nu is­ter­se­niz, ben, Sa­yın Ba­ka­na ya­kış­tı­ra­ma­dım. Tür­ki­ye'de yüz­de 40'ın üze­rin­de oy al­dık­tan son­ra CHP'nin ik­ti­dar ol­ma­ma­sı­nın önü­nü ke­sen de as­kerî ih­ti­lal­ler­dir. Onun da al­tı­nı çi­ze­rek bu­ra­da özen­le be­lirt­mek is­te­rim.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Sa­yın Ba­kan bu­ra­day­ken bir­kaç ko­nu­ya da­ha de­ğin­mek is­te­rim.

Bun­lar­dan bi­rin­ci­si: Bu dö­nem, Par­la­men­to­da or­tak bir pay­da­yı ya­ra­ta­ma­dık ar­ka­daş­lar. Eğer, Par­la­men­to­da say­gın­lı­ğı olan ki­şi­le­ri ta­şı­ya­bil­sey­dik bu­ra­ya, yurt­taş ola­rak ta­şı­ya­bil­sey­dik ve bu­ra­da say­gın­lı­ğı olan ki­şi­ler yol­suz­luk­la­ra kar­şı da­ha du­yar­lı bir tab­lo ser­gi­le­ye­bil­se­ler­di, emi­nim ki, bu Par­la­men­to, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin en önem­li gö­re­vi­ni yap­mış par­la­men­to­la­rın­dan bi­ri­si ola­cak­tı, ama biz bu­nu yap­ma­dık. Özel­lik­le ik­ti­dar ka­na­dı­na dâhil mil­let­ve­kil­le­ri, pek çok yol­suz­luk ola­yı­nın ka­pa­tıl­ma­sın­da oy kul­lan­dı­lar, pek çok yol­suz­luk ola­yı­nın ka­mu­oyu­na ye­te­rin­ce ak­ta­rıl­ma­sı­nı en­gel­le­di­ler. Ben, iz­ni­niz­le, ha­zır Sa­yın Ba­ka­nı bul­muş­ken, bir­kaç ko­nu­da Sa­yın Ba­ka­nın dik­ka­ti­ni çek­mek is­te­rim ve yü­ce Par­la­men­to­yu da bil­gi­len­dir­mek is­te­rim ve so­nuç­ta da, Sa­yın Ba­ka­nın, ge­lip bu­ra­da be­nim bu sor­du­ğum so­ru­la­ra, na­çi­za­ne so­ru­la­ra ya­nıt ver­me­si­ni is­te­rim.

Bi­rin­ci ko­nu şu: Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı Dün­ya Ban­ka­sıy­la bir an­laş­ma ya­pı­yor Ey­lül 2002'de. Bay­burt, Art­vin, Er­zu­rum, Er­zin­can ve Gü­müş­ha­ne'de eği­tim sağ­lık ocak­la­rı ya­pı­la­cak. İn­şa­at işi, Ek­şi İn­şa­at di­ye bir fir­ma­ya ve­ri­li­yor ve ya­pı­lan söz­leş­me­ye gö­re bu fir­ma, al­tı ay­da bu in­şa­at­la­rı bi­ti­re­cek. Şim­di han­gi yıl­da­yız ar­ka­daş­lar? 2007. Bu in­şa­at­lar bit­ti mi? Ha­yır. Pe­ki, na­sıl olu­yor ar­ka­daş­lar, al­tı ay­da bit­me­si ge­re­ken bir in­şa­at 2007'ye ka­dar de­vam edi­yor?

Şim­di, bir baş­ka önem­li nok­ta da­ha var: Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu fir­ma­nın borç­la­rı var, her­ke­se bor­cu var ve bun­lar, pek çok fir­ma ta­ra­fın­dan, ala­cak­lı fir­ma ta­ra­fın­dan ic­ra­ya ve­ril­miş. İc­ra­ya ve­ri­len ku­ru­luş, ta­bii, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı say­man­lı­ğı­na pa­ra ge­lir­se, bu hak ediş­ler­den ala­ca­ğı­nı ala­cak, en do­ğal hak, bil­di­ği­miz, he­pi­mi­zin bil­di­ği hu­ku­ki yön­tem. Ba­kın, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı, Ekim 2005 ta­ri­hin­de, hak ediş­le­ri ken­di­si de­ğil Dün­ya Ban­ka­sı ta­ra­fın­dan doğ­ru­dan il­gi­li fir­ma­ya öden­me­si için bel­ge dü­zen­li­yor. Bel­ge­yi siz­le­re su­nu­yo­rum ar­ka­daş­lar. Pe­ki, ben me­rak edi­yo­rum: Ba­kan­lı­ğın gö­re­vi, bu fir­ma­dan ala­ca­ğı olan in­san­la­rın hu­ku­ki yol­lar­dan ala­ca­ğı­nı ara­ma­sı­na en­gel ol­mak mı­dır? Ba­kan­lık­la bu fir­ma ara­sın­da­ki iliş­ki ne­dir ar­ka­daş­lar? Bel­ge bu­ra­da. Sa­yın Ba­kan ar­zu eder­se ben bel­ge­yi Sa­yın Ba­ka­na da ve­re­bi­li­rim.

Şim­di, Ba­kan­lık bun­dan ra­hat­sız ol­muş -hak­kı­nı ye­me­ye­lim- ve bu işi ya­pan ki­şi­yi bir sü­re son­ra alı­yor­lar. Ne olu­yor, bi­li­yor­su­nuz de­ğil mi? Di­ye­cek­si­niz ki, ne ol­du, herhâlde alın­dı, pa­si­vi­ze edil­di, bir kö­şe­ye bı­ra­kıl­dı… Bu ki­şi, Ba­kan­lı­ğın Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­kan Yar­dım­cı­lı­ğı­na ge­ti­ri­li­yor. Şim­di, ar­ka­daş­lar, in­saf ile dü­şün­mek la­zım. Hem bu tür iş­lem­le­ri ya­pa­cak­sı­nız, son­ra ra­hat­sız ola­cak­sı­nız bu pro­je­nin ba­şın­dan ala­cak­sı­nız bu­nu, son­ra Ba­kan­lı­ğın Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­kan Yar­dım­cı­lı­ğı­na ge­ti­re­cek­si­niz... Şim­di, me­rak edi­yo­rum, Sa­yın Ba­kan bu so­ru­ya ya­nıt ve­rir­se se­vi­ni­rim.

Ge­li­yo­rum ikin­ci ko­nu­ya: Şim­di ba­kın, 1 Tem­muz 2005 ta­ri­hin­de bu­ra­da Par­la­men­to bir ya­sa ka­bul et­ti, de­di ki: Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na bağ­lı eği­tim has­ta­ne­le­ri­nin şef ve şef yar­dım­cı­lık­la­rı kad­ro­su­na ata­ma­yı doğ­ru­dan Ba­kan­lık ya­pa­cak, pro­fe­sör­ler ve do­çent­ler ara­sın­dan. Bu ya­sa git­ti, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı ve­to et­ti, 1 Ka­sım 2005 ta­ri­hin­de ye­ni­den bu­ra­da ka­bul edil­di bu ya­sa ve Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne git­ti. Ana­ya­sa Mah­ke­me­si bu ka­nu­nu 12 Ara­lık 2005 ta­ri­hin­de oy bir­li­ğiy­le red­det­ti. Al­tı­nı çi­zi­yo­rum, oy bir­li­ğiy­le red­det­ti, bu, hu­ku­ka ay­kı­rı­dır di­ye.

Şim­di ge­li­yo­ruz işin püf nok­ta­sı­na: Sa­yın Ba­kan 197 ta­ne ata­ma ya­pı­yor. Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin oy bir­li­ğiy­le red­det­ti­ği bir ya­sa do­la­yı­sıy­la 197 ata­ma ya­pı­yor. Ya­pa­bi­lir. Ata­ma­lar­dan bi­ri­si de Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı Müs­te­şar Yar­dım­cı­sı.

Şim­di, ba­kın de­ğer­li ar­ka­daş­lar ve Sa­yın Ba­kan da lüt­fen din­le­sin, 16/11/2005 ta­ri­hin­de Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı Müs­te­şa­rı "şef" ola­rak ata­nı­yor, 16/11/2005, ama her ne hik­met­se Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ip­tal ka­ra­rın­dan son­ra bi­le bu ata­ma­yı teb­liğ et­mi­yor, çek­me­ce­si­ne ko­yu­yor. Ne za­man teb­liğ edi­yor? 7/5/2007 ta­ri­hin­de, ya­ni bir bu­çuk yıl son­ra.

Şim­di, eli­ni­zi vic­da­nı­nı­za ko­yup, lüt­fen, bü­tün ar­ka­daş­lar dü­şün­sün; Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin oy bir­li­ğiy­le ip­tal et­ti­ği bir ka­ra­rın ge­re­ği, bir bu­çuk yıl son­ra na­sıl olu­yor da ye­ri­ne ge­ti­ri­li­yor? Han­gi hu­kuk? Han­gi hu­kuk? Han­gi ada­let? Han­gi dü­rüst­lük? Bu­nun ya­nı­tı yok ar­ka­daş­lar. Bu ar­ka­daş ne ol­du, bi­li­yor mu­su­nuz? Bu ar­ka­daş is­ti­fa et­ti, Mer­sin'den AKP mil­let­ve­ki­li ada­yı ola­rak bu­ra­ya ge­le­cek. Ba­na söy­ler mi­si­niz ar­ka­daş­lar, Par­la­men­to­da biz, dü­rüst, na­mus­lu, ni­te­lik­li adam­la­rın ol­ma­sı­nı is­te­mi­yor muy­duk? Par­la­men­to­da… Bu tür, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ip­tal et­ti­ği bir ka­ra­rın ge­re­ği bir bu­çuk yıl son­ra na­sıl olu­yor da ye­ri­ne ge­ti­ri­li­yor?

Bir şey da­ha var…

MU­HAR­REM KARS­LI (İs­tan­bul) - Sa­de­ce aday ada­yı ol­muş­tur, aday ol­ma­mış­tır.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Ta­bii, aday ada­yı.

Bir şey da­ha var…

MEH­MET KAR­TAL (Van) - Ye­ri sağ­lam, ama, gel­me şan­sı yok.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Şim­di, bun­dan on gün ön­ce, Yar­gı­tay ta­ra­fın­dan al­tı ay ha­pis ve al­tı ay ka­mu hiz­met­le­rin­den men ce­za­sı ve­ril­di bu ar­ka­daş­la il­gi­li ola­rak.

Aday aday­lı­ğı bu ar­ka­da­şa ha­yır­lı ol­sun di­ye­yim.

Bir baş­ka nok­ta: Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı her se­fe­rin­de der ki… Ben az ön­ce de yu­ka­rı­da din­ler­ken Sa­yın Ba­ka­nı, ni­te­lik­ten ve li­ya­kat­ten söz et­ti. Dev­let bü­rok­ra­si­sin­de ol­ma­sı ge­re­ken bu­dur, ni­te­lik ve li­ya­kat arar­sı­nız.

Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı mü­fet­tiş yar­dım­cı­lı­ğı im­ti­ha­nı açı­yor. Aça­bi­lir ta­bii. Ni­te­lik­li adam al­mak, dev­let bü­rok­ra­si­si­ne ni­te­lik­li in­san ye­tiş­tir­mek çok önem­li bir olay. Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı mü­fet­tiş yar­dım­cı­lı­ğı sı­na­vın­da, söz­lü sı­nav­da so­ru­lan so­ru­la­ra ba­kın ar­ka­daş­lar:

Na­maz kı­lar mı­sın?

Kul hak­kı ne­dir?

Kur'an'da­ki ayet ve su­re­ler ile nor­mal ya­sa­lar ara­sın­da­ki fark­lar ne­ler­dir?

Ke­ra­het vak­ti ne­dir?

Han­gi şa­ir­le­rin ki­tap­la­rı­nı oku­yor­sun?

Ne­cip Fa­zıl'dan bil­di­ğin bir şi­ir var mı?

MAH­MUT GÖK­SU (Adı­ya­man) - Na­zım Hik­met de var.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Han­gi ga­ze­te­le­ri oku­yor­sun?

Fıt­rat ne­dir?

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - Ne­re­den çı­ka­rı­yor­sun bun­la­rı?

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Yu­nus Em­re'nin "Sor­dum Sa­rı Çi­çe­ğe" ila­hi­si­nin de­va­mı­nı ta­mam­la.

ZA­FER HI­DI­ROĞ­LU (Bur­sa) - Ke­ra­het ne­dir?

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Ba­kın, De­ğer­li Mil­let­ve­ki­li ay­nı so­ru­yu ba­na da so­ru­yor. De­mek ki, so­ru sor­ma ge­le­ne­ği var siz­de, de­ğil mi ar­ka­daş­lar?

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - Ha­yır, si­zin eli­niz­de­ki met­ni me­rak et­tim; ne­re­den çı­ka­rı­yor­su­nuz bun­la­rı?

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Evet, ben bun­la­rı ne­re­den çı­ka­rı­yo­rum? Çok hak­lı bir so­ru ta­bii.

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - Yok­sa, otu­rup siz ken­di­niz mi yaz­dı­nız bun­la­rı?

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Bu so­ru­yu sor­du­ğu­nuz için de te­şek­kür ede­rim.

Bu söz­lü sı­na­va gi­ren ar­ka­daş­la­ra so­ru­lan so­ru­lar. O söz­lü sı­na­va gi­ren ar­ka­daş­lar söy­lü­yor­lar, ben söy­le­mi­yo­rum.

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - Ha­yır, siz bu­nu ken­di­niz yaz­mış­sı­nız.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ben söy­le­mi­yo­rum, ama, bu id­dia…

Bir şey da­ha söy­le­ye­yim de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri…

MAH­MUT GÖK­SU (Adı­ya­man) - Her söy­le­nen bu­ra­ya gel­me­me­li.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Bir şey da­ha söy­le­ye­yim.

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Bel­ge… Bel­ge…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Var…

Ama, bir da­ki­ka, ben si­ze söy­lü­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ha­ber ga­ze­te­ler­de de yer al­dı.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Han­gi ga­ze­te­de?

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Efen­dim, pek çok ga­ze­te­de yer al­dı. Ör­ne­ğin -ben si­ze söy­le­ye­yim- Hür­ri­yet ga­ze­te­si­nin An­ka­ra bas­kı­sın­da yer al­dı.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Han­gi ta­rih­te?

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Ta­ri­hi de söy­le­ye­yim: 23 Ma­yıs 2007 ta­ri­hin­de.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar…

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Ya, siz o saç­ma şey­le­re ina­nı­yor mu­su­nuz?

BAŞ­KAN - Mü­da­ha­le et­me­ye­lim ar­ka­daş­lar.

Bu­yu­run.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Bu saç­ma­lık­la­ra ina­nı­yor mu­su­nuz? Ha­ki­ka­ten ina­nı­yor mu­su­nuz siz bu saç­ma­lık­la­ra? Hay­ret bir şey ya!

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Ama, ba­kın, be­nim sö­zü­mü hiç din­le­mi­yor­su­nuz!

Ba­kın, Sa­yın Ba­kan ora­da…

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Ama ol­maz böy­le bir şey! Saç­ma sa­pan şey­le­ri ger­çek­miş gi­bi…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Ama bir da­ki­ka efen­dim! Bir da­ki­ka!

Ba­kın, Sa­yın Ba­kan bu­ra­da. Ben bun­la­rı sor­dum, di­ğer so­ru­la­rı da sor­dum ve Sa­yın Ba­ka­na so­ru­yo­rum ben bu so­ru­la­rı, siz ni­çin alın­gan­lık gös­te­ri­yor­su­nuz?

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Ama, ben hay­ret edi­yo­rum!

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Ba­kan ora­da. Ba­kan çı­kar, der ki: "Ar­ka­daş­lar, böy­le bir so­ru so­rul­ma­dı." Biz de tat­min olu­ruz.

Ba­kın, mil­let­ve­ki­li ola­rak bi­zim gö­re­vi­miz, eğer bun­lar med­ya­da yer al­mış da ya­lan­lan­ma­mış­sa, bun­la­rı di­le ge­tir­mek­tir. Sa­yın Ba­kan ge­lir kür­sü­ye der ki: "Ha­yır ar­ka­daş­lar, böy­le bir şey ol­ma­dı. Ga­ze­te­de ya­zı­lan ha­ber ya­lan­dır." Biz de te­şek­kür ede­riz Ba­ka­na. Siz ni­çin alı­nı­yor­su­nuz? Ba­kan Bey ora­da.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Si­ze ya­kış­mı­yor da onun için de­dim.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Ba­na ne­yin ya­kı­şıp ya­kış­ma­dı­ğı ay­rı bir ko­nu, ona, lüt­fen…

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Siz cid­di bir in­san­sı­nız, o tip şey­ler si­ze ya­kış­mı­yor!

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Pe­ki, lüt­fet­ti­niz, te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Efen­dim, siz Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin.

Ar­ka­daş­lar, mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Şim­di, bir baş­ka önem­li ko­nu da­ha de­ğer­li ar­ka­daş­lar: DE­NET­DE de­nen bir si­vil top­lum ku­ru­lu­şu var, Dev­let De­ne­tim Ele­man­la­rı Der­ne­ği de­nen bir si­vil top­lum ku­ru­lu­şu var.

Bu ku­ru­lu­şun ba­şın­da­ki ar­ka­daş, 2000-2002 dö­ne­min­de pek çok yol­suz­lu­ğu bel­ge­le­riy­le or­ta­ya ko­yan bir der­nek. Bu der­nek, o dö­nem­de siz­le­rin de el üs­tün­de tut­tu­ğu, biz­le­rin de el üs­tün­de tut­tu­ğu ve her yol­suz­luk bel­ge­si­ni or­ta­ya çı­kar­dı­ğı za­man da al­kış­la­dı­ğı­mız bir der­nek­ti. Bu der­ne­ğin baş­ka­nı Sağ­lık Ba­kan­lı­ğın­da mü­fet­tiş. Şim­di, bu Der­nek Baş­ka­nı hak­kın­da so­ruş­tur­ma açı­lı­yor. Ni­ye açı­lı­yor bi­li­yor mu­su­nuz ar­ka­daş­lar? Oda­sın­da ol­ma­dı­ğı için.

Şim­di, ben de es­ki bir de­ne­tim ele­ma­nı­yım. De­ne­tim ele­man­la­rın­da me­sai kav­ra­mı nor­mal me­mur­lar gi­bi de­ğil­dir. De­ne­tim ele­ma­nı, da­ha çok dı­şa­rı­da gö­rev ya­par, ça­lı­şır, şir­ket­le­re gi­der, di­ğer ku­ru­luş­la­ra gi­der, sor­gu­la­ma­ya gi­der. Bir gö­re­vi var­dır. Ol­ma­dıy­sa bir de­ne­tim ele­ma­nı oda­sın­da, ön­ce, ni­ye ol­ma­dı­ğı so­ru­lur. Der­ne­ğe git­miş­se, eğer de­mok­ra­si­ye ina­nı­yor­sak, ona da bel­li bir hoş­gö­rüy­le yak­laş­ma­mız la­zım.

Şim­di, siz, kal­kıp da bu­nun hak­kın­da so­ruş­tur­ma açar­sa­nız, bu doğ­ru bir olay ol­maz ar­ka­daş­lar. Ne­den ol­maz? Etik ola­rak doğ­ru ol­maz. O ar­ka­da­şı­mı­zın eğer bir yan­lış­lı­ğı var­sa, bir yol­suz­lu­ğu var­sa, bir yol­suz­lu­ğu ka­pat­mış­sa amen­na, aça­bi­lir­si­niz so­ruş­tur­ma, ama böy­le bir şe­yi yok. Bu in­san geç­miş­ten be­ri tüm bu olay­la­rın üze­ri­ne git­miş­se, ee, bu­nun hak­kı­nı ver­mek la­zım.

Ba­kın, bu ar­ka­da­şı­mız Sa­yın Bi­na­li Yıl­dı­rım hak­kın­da da aç­tı­ğı bir da­va do­la­yı­sıy­la taz­mi­nat da­va­sı ka­zan­dı.

Şim­di, ge­li­yo­rum bir baş­ka önem­li nok­ta­ya: Yi­ne, Sa­yın Ba­ka­na so­ru­yo­ruz ta­bii, eğer siz­ler üs­tü­nü­ze al­maz­sa­nız. Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı­nı Sa­yın Ba­kan Si­te­ler'e ta­şı­yor. Si­te­ler'de ki­ra­la­dık­la­rı yer Ay­de­niz İn­şa­ata ait ve hak­lı ola­rak Ba­kan­lık bu­ra­ya bir ekip gön­de­ri­yor. Ya­ni, di­yor ki, aca­ba bu bi­na ye­ter­li mi­dir, Tef­tiş Ku­ru­lu için uy­gun mu­dur de­ğil mi­dir? Tu­tu­lan tu­ta­nak bu ar­ka­daş­lar. Tu­ta­na­ğın bi­rer ör­ne­ği­ni de si­ze gös­te­re­yim.

Şim­di, ba­kın, bu tu­ta­nak­ta oy bir­li­ğiy­le alı­nan bir ka­rar var. Di­yor ki…

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Si­ze ser­vis mi ya­pı­lı­yor?

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Efen­dim, siz de eğer… Dev­le­tin fo­to­ko­pi­si, ori­ji­na­li de­ğil be­ye­fen­di, ori­ji­na­li de­ğil. Eğer ben bu­nu gös­te­ri­yor­sam, bun­dan mut­lu ol­ma­nız la­zım. Ne­den, bi­li­yor mu­su­nuz? Bir hak­sız­lı­ğı bu­ra­da di­le ge­ti­ri­yo­ruz. Siz lüt­fe­dip araş­tır­mı­yor­su­nuz da, mü­sa­ade edin biz araş­tı­ra­lım. Şim­di, biz araş­tı­rı­yo­ruz, on­dan da alın­gan­lık gös­te­ri­yor­su­nuz. Ni­ye alın­gan­lık gös­te­ri­yor­su­nuz?

MAH­MUT GÖK­SU (Adı­ya­man) - Ba­kan Bey'e söy­le­miş miy­di­niz?

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Ha­yır efen­dim.

MAH­MUT GÖK­SU (Adı­ya­man) - Ora­da, gi­dip söy­le­sey­di­niz…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Ni­çin söy­le­ye­yim efen­dim? Ben Sa­yın Ba­ka­na gi­dip on­la­rı söy­le­mek zo­run­da de­ği­lim ki. Ben Sa­yın Ba­ka­na…

MAH­MUT GÖK­SU (Adı­ya­man) - Anın­da so­run çö­zü­lür­dü.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Ha­yır efen­dim, bu so­run anın­da çö­zül­mez.

BAŞ­KAN - Mü­da­ha­le et­me­ye­lim Sa­yın Gök­su.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Biz, mil­le­tin kür­sü­sün­de, ba­kın, mil­le­tin kür­sü­sün­de AKP Hükûme­ti­nin yap­tı­ğı yol­suz­luk­la­rı an­lat­mak­la gö­rev­li­yiz. Mu­ha­le­fe­tin gö­re­vi bu­dur.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, siz Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Evet, söy­le­ye­yim efen­dim. Di­yor­lar ki: Si­te­ler'de ol­maz bu, doğ­ru de­ğil­dir. İş­te, in­şa­atı uzun sü­re­cek ve­sa­ire. Ama, ba­kın, bir cüm­le çok önem­li…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Bağ­lı­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

"Di­ğer ta­raf­tan, top­lam ki­ra­la­ma be­de­li dü­şük ol­mak­la bir­lik­te, met­re­ka­re­ye isa­bet eden ki­ra tu­ta­rı ola­rak di­ğer se­çe­nek­le­rin tü­mün­den ucuz ol­ma­dı­ğı gö­rül­mek­te­dir. Bu hu­sus­lar çer­çe­ve­sin­de, bi­na­nın ki­ra­lan­ma­sı­nın uy­gun ol­ma­ya­ca­ğı dü­şü­nül­mek­te­dir."

FA­TİH ARI­KAN (Kah­ra­man­ma­raş) - Bel­ki ye­ri uy­gun­dur ca­nım!

HA­SAN ÖREN (Ma­ni­sa) - Al­lah Al­lah! Bir şey bul­ma­ya ça­lı­şı­yor­sun. Ne ka­dar üs­tün gay­ret gös­te­ri­yor­sun!

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Şim­di, ben me­rak edi­yo­rum: Sa­yın Ba­kan, bi­na ki­ra­lan­dı mı ki­ra­lan­ma­dı mı? Ta­mam. Onu so­ru­yo­ruz.

Baş­ka bir şey da­ha söy­le­ye­yim: De­ğer­li mil­let­ve­ki­li…

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, sü­re­niz bit­mek üze­re; to­par­la­yın.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Efen­dim, lüt­fe­der­se­niz, çok önem­li bir ko­nu.

İsim ve­re­ce­ğim, va­tan­daş­la­rın isim­le­ri­ni oku­yo­rum şim­di: Ne­ca­ti Bö­lük­ba­şı, Ömer Hü­se­yin Na­mal, Ay­şe Du­du Cey­lan, Bay­ram Dur­muş, Mus­ta­fa Yet­kin, Na­so Dal, Yıl­maz Kı­lıç, Se­la­hat­tin Şa­hin, Za­fer Zor­man, Ah­met Yıl­dız.

Bu isim­ler, üze­rin­de mi­adı dol­muş tıb­bi mal­ze­me kul­la­nı­lan va­tan­daş­lar. Ne­re­de? An­tal­ya'da. Han­gi has­ta­ne­de? An­de­va Has­ta­ne­sin­de. Bu has­ta­ne­nin yet­ki­li­le­ri kim? Bu has­ta­ne­nin ba­zı yet­ki­li­le­ri AKP'den mil­let­ve­ki­li aday ada­yı.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Lüt­fen, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - Bağ­lı­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Bun­lar, An­tal­ya'dan mil­let­ve­ki­li aday aday­la­rı.

Şim­di, Sa­yın Ba­kan­dan is­tir­ham edi­yo­rum: Sa­yın Ba­kan bir tıp ada­mı­dır; üze­rin­de mi­adı dol­muş bir mal­ze­me­nin kul­la­nıl­dı­ğı, hiç­bir Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti yurt­ta­şı­na en son izin ver­me­si ge­re­ken ki­şi­ler­den bi­ri­si­dir. Hiç izin ver­me­me­si la­zım.

Şim­di, Sa­yın Ba­kan, si­ze açık­ça söy­lü­yo­rum: Bu has­ta­ne için ne yap­tı­nız? Bir. Bu has­ta­ne, siz­den izin al­ma­dan, ba­kın, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğın­dan has­ta­ne ol­ma iz­ni al­ma­dan has­ta ka­bul et­ti mi et­me­di mi ve has­ta ka­bul et­ti­ği için, il­gi­li sos­yal gü­ven­lik ku­ru­luş­la­rın­dan 1 tril­yo­nun üze­rin­de pa­ra­yı usul­süz ola­rak al­dı mı al­ma­dı mı?

Di­ye­cek­si­niz ki, bu ra­por­lar ne?

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, lüt­fen ta­mam­la­yın efen­dim.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - He­men bağ­lı­yo­rum.

Bu ra­por­lar her bir has­ta için dü­zen­len­miş ve dok­tor­la­rın da im­za at­tı­ğı, mi­adı dol­du­ğu için im­za at­tı­ğı ra­por­lar. Bu ra­por­la­rın ekin­de, ay­rı­ca, mi­adı do­lan her bir ila­cın ra­kam­la­rı, sü­re­le­ri de var.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) - He­men bağ­lı­yo­rum, te­şek­kür ede­ce­ğim.

Yol­suz­luk ko­mis­yo­nun­da be­ra­ber ça­lış­tı­ğı­mız Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­ne her za­man şük­ran borç­lu­yum. On­lar­dan bi­ri­si de Sa­yın Ham­za Al­bay­rak'tı. Onun Tem­po'da çı­kan bir cüm­le­siy­le bi­tir­mek is­ti­yo­rum. Di­yor ki: "Du­ay­la ik­ti­da­ra gel­dik, şim­di bed­du­alar baş­la­dı."

Ben, yü­ce Par­la­men­to­yu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Ba­kan, söz is­ti­yor­su­nuz, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Say­gı­de­ğer Baş­ka­nım, te­şek­kür edi­yo­rum.

As­lın­da, bu kür­sü, ka­nun gö­rüş­me­le­ri sı­ra­sın­da, mad­de gö­rüş­me­le­ri sı­ra­sın­da ka­nun­la, mad­dey­le iliş­ki­si ol­ma­yan ko­nu­la­rın gö­rü­şül­me­si­ne ger­çek­ten bu dö­nem­de çok alış­kın hâle gel­di, de­ğer­li ana mu­ha­le­fet par­ti­miz­den mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin sa­ye­sin­de. Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu ka­nun ve mad­dey­le il­gi­li he­men he­men hiç­bir şey ko­nuş­ma­dı. Do­la­yı­sıy­la, ta­bii ola­rak, söy­le­di­ği ba­zı şey­le­re de be­nim bu­ra­dan ce­vap ver­mem ge­re­kir. Zan­ne­di­yo­rum, Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu'nun di­li sürç­tü bir cüm­le­sin­de, "Say­gın­lı­ğı olan ki­şi­le­ri Par­la­men­to­ya ta­şı­ya­ma­dık." de­di.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İs­tan­bul) - "Ta­şı­ma­lı­yız." de­dim.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - Ya­ni "Ta­şı­ma­lı­yız." der­ken bu­ra­da­ki sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­nin, ge­rek ana mu­ha­le­fet par­ti­miz­den ol­sun ge­rek ik­ti­da­rı­mız­dan ol­sun say­gın­lı­ğı yok mu? Ne an­la­ma ge­lir bu ya­ni?

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Te­men­ni­dir o.

ALİ ARS­LAN (Muğ­la) - De­ma­go­ji ya­pı­yor­sun. Kos­ko­ca Ba­kan­sın, hâlâ öğ­re­ne­me­din Ba­kan gi­bi ko­nuş­ma­yı, beş yıl­dan be­ri öğ­re­ne­me­din.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - Herhâlde, bu­ra­da­ki bü­tün mil­let­ve­kil­le­ri bu Mec­li­sin, yü­ce Mec­li­sin say­gın mil­let­ve­kil­le­ri­dir. Bu Mec­li­sin ça­tı­sı al­tı­na ge­len, bu ça­tı al­tı­na mil­le­tin hür ira­de­siy­le, ter­te­miz oy­la­rıy­la ge­len bü­tün mil­let­ve­kil­le­ri bu ül­ke­nin say­gın mil­let­ve­kil­le­ri­dir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu­na siz­ler de dâhil­si­niz.

YÜK­SEL ÇOR­BA­CI­OĞ­LU (Art­vin) - Onun için mi ba­zı­la­rı­nı ih­raç et­ti­niz Sa­yın Ba­kan?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - Şim­di, be­nim "Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si el­li ye­di se­ne­dir ik­ti­da­ra ge­le­me­di" -ya­ni, bu­nu Sa­yın Arıt­man'ın söy­le­dik­le­rin­den ben çı­ka­rı­yo­rum- ifa­de­si­ne de Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu ta­kıl­mış.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar…

ALİ ARS­LAN (Muğ­la) - Ka­nun­la il­gi­li ne ko­nu­şu­yor­sun Sa­yın Ba­kan?

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ka­nun­la il­gi­li, ka­nun­la!

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - Onu bi­raz ön­ce ar­ka­da­şı­nız ko­nu­şur­ken dü­şü­ne­cek­ti­niz Sa­yın Ars­lan.

ALİ ARS­LAN (Muğ­la) - Ni­ye eleş­ti­ri­yor­sun ki ko­nu­şan­la­rı?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - Kös kös din­li­yor­du­nuz bi­raz ön­ce. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar; CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Ne de­mek "Kös kös din­le­mek?"

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım…

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­kan, siz so­ru­la­ra tek­nik ce­vap ve­rin. Lüt­fen ger­me­ye­lim Ge­nel Ku­ru­lu.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Sa­yın Baş­kan, ni­ye mü­da­ha­le et­mi­yor­su­nuz?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 1950 yı­lın­dan son­ra Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si bu ül­ke­de ken­di ba­şı­na bir ke­re bi­le ik­ti­dar ola­ma­mış­tır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Ola­maz da." ses­le­ri) Koa­lis­yon­lar­la ik­ti­dar ol­muş­tur, doğ­ru, ama, bir ke­re bi­le tek ba­şı­na bu ül­ke­de el­li ye­di se­ne­dir ik­ti­dar ola­ma­mış­tır. 22 Tem­muz­da bir ke­re da­ha, ik­ti­dar ola­ma­ya­ca­ğı­nı hep bir­lik­te gö­re­ce­ğiz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ALİ ARS­LAN (Muğ­la) - Sen de Er­zu­rum'dan mil­let­ve­ki­li ol da gö­re­lim ba­ka­lım.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - Şim­di, Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu her şe­yi böy­le çok iyi bil­di­ği­ni farz ede­rek, o es­ki de­net­çi eda­la­rıy­la bu­ra­da bi­ze ders ver­me­ye ça­lı­şı­yor ama…

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ayıp, ayıp! Çok ayıp olu­yor Sa­yın Ba­kan.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - …Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin yü­rüt­me­yi dur­dur­ma ka­ra­rıy­la bir Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ip­tal ka­ra­rı­nı bi­le bir­bi­riy­le ka­rış­tı­rı­yor.

MAH­MUT GÖK­SU (Adı­ya­man) - Hep ka­rış­tı­rı­yor za­ten!

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kın, bu da çok sık ya­pıl­dı, ma­ale­sef ya­pı­lı­yor. Biz bir ka­nun yap­tık yü­ce Mec­li­sin ira­de­siy­le. Bu ira­de, bi­ze, üni­ver­si­te­le­ri­miz­den, de­ğer­li bi­lim adam­la­rı­mız­dan kli­nik şe­fi ve şef yar­dım­cı­sı ola­rak ka­mu has­ta­ne­le­ri­ne, ka­mu­nun eği­tim has­ta­ne­le­ri­ne atan­ma­sı­na imkân ver­di. O gün ol­du­ğu gi­bi bu­gün de as­lın­da ay­nı dü­şün­ce­de­yim ben. Bu de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mız YÖK ta­ra­fın­dan ken­di­le­ri­ne do­çent­lik ve pro­fe­sör­lük un­va­nı ve­ril­miş olan de­ğer­li bi­lim adam­la­rı­dır. Bun­la­rın doğ­ru­dan kli­nik şe­fi ya­pıl­ma­sın­da, bi­ze gö­re, o gün de bir prob­lem yok­tu, bu­gün de bir prob­lem ol­ma­mak ge­re­kir. Ana­ya­sa Mah­ke­me­miz, bu ko­nu­da bir yü­rüt­me­yi dur­dur­ma ka­ra­rı ver­miş­tir. Biz de bu yü­rüt­me­yi dur­dur­ma ka­ra­rı­na ka­dar ata­ma­la­rı­mı­zı yap­tık. Ta­bii ola­rak yü­ce mah­ke­me ka­rar ver­dik­ten son­ra da bu ata­ma­la­ra ar­tık de­vam et­me­dik. Yü­ce mah­ke­me­nin bu yü­rüt­me­yi dur­dur­ma ka­ra­rın­dan son­ra ke­sin ka­ra­rı­nı ne şe­kil­de ve­re­ce­ği­ni Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, siz bi­li­yor mu­su­nuz da ko­nu­şu­yor­su­nuz? Hiç­bi­ri­miz bil­mi­yo­ruz, hiç­bi­ri­miz bil­mi­yo­ruz bu­gün.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İs­tan­bul) - Ne za­man teb­liğ edil­di Sa­yın Ba­kan, bu­nu ba­na söy­ler mi­si­niz?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - Ya­ni, bu yü­rüt­me­yi dur­dur­ma ka­ra­rın­dan son­ra biz bir iş­lem te­sis et­miş de­ği­liz el­bet­te.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Yü­rür­lü­ğü dur­dur­ma ka­ra­rı ne de­mek­tir?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - So­nuç­ta, bu ka­rar ip­tal edi­lir mi, edil­mez mi; bu­nu hiç­bi­ri­miz he­nüz bil­mi­yo­ruz ki. Siz bir yü­rüt­me­yi dur­dur­ma ka­ra­rı­nı bir ip­tal ka­ra­rı gi­bi, bu­ra­da, yü­ce mil­le­tin hu­zu­ru­na, bu de­ğer­li yü­ce Mec­li­sin ça­tı­sı al­tı­na bu yan­lış bil­gi­le­ri ge­ti­re­rek ni­çin ka­fa­la­rı ka­rış­tır­mak is­ti­yor­su­nuz? Ger­çek­le­ri ko­nuş­mak la­zım bu kür­sü­de.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İs­tan­bul) - Doğ­ru­yu ko­nuş­mu­yor­su­nuz Sa­yın Ba­kan.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - Şim­di, bir alış­kan­lık da sağ­da sol­da bir mu­ha­bi­rin ge­ti­rip söy­le­di­ği ve­ya ya­yın­la­dı­ğı bir ha­be­ri ala­rak bu­ra­da ge­lip ko­nuş­mak. Biz bir mü­fet­tiş yar­dım­cı­lı­ğı sı­na­vı yap­tık. Bu­ra­da, Tür­ki­ye'nin en ba­şa­rı­lı dip­lo­ma­la­rı­na sa­hip öğ­ren­ci­le­ri çok yük­sek pu­an­lar­la mü­la­kat­la­ra alın­dı­lar ve bi­raz ön­ce Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu'nun bu­ra­da bir ga­ze­te ha­be­ri­ni esas ala­rak ko­nuş­tu­ğu hu­sus­ta da, ta­bi­idir ki, hiç­bir ada­ya bu şe­kil­de her­han­gi bir so­ru so­rul­ma­mış­tır. Ama, Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, ben si­ze ha­tır­lat­mak is­te­rim. Her duy­du­ğu­nu ko­nu­şup dur­mak, as­lın­da in­sa­noğ­lu­na ya­lan söy­le­mek için ye­ter. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bir ki­şi de­ne­tim ele­ma­nı ola­bi­lir, bir ki­şi mü­fet­tiş­lik ya­pa­bi­lir, bir der­nek ku­ra­bi­lir. Bir baş­ka ko­nu­dan bah­set­ti Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu Ba­kan­lı­ğı­mız­da­ki bir so­ruş­tur­may­la il­gi­li ola­rak. Kim olur­sa ol­sun, ne olur­sa ol­sun, bir dev­let me­mu­ru, dev­let me­mu­ru cid­di­ye­ti­ne ya­ra­şır gö­rev yap­mak zo­run­da­dır. Her­han­gi bir der­ne­ğin üye­si ol­mak, baş­ka­nı ol­mak bir ki­şi­yi so­rum­suz kıl­maz. Bir ki­şi­yi dev­let me­mu­ru gö­rev­le­ri­ni ya­par­ken ih­mal et­mek hu­su­sun­da yet­ki­li de kıl­maz. Ya­ni, ben, si­zin, gö­re­vi­ni ek­sik yap­tı­ğı dü­şü­nü­le­rek hak­kın­da so­ruş­tur­ma açıl­mış bir dev­let me­mu­ru­na bu­ra­da avu­kat­lık yap­ma­nı­zı da ya­dır­ga­dım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Eğer her­han­gi bir va­tan­da­şı­ma, bu ül­ke­nin her­han­gi bir fer­di­ne bir özel has­ta­ne­de, bir üni­ver­si­te has­ta­ne­sin­de, bir dev­let has­ta­ne­sin­de, her ne­re­de olur­sa ol­sun yan­lış bir mu­ame­le ya­pıl­mış­sa, üze­rin­de tıb­bi bir mal­ze­me kul­la­nı­lır­ken -si­zin söy­le­di­ği­niz gi­bi- mi­adı geç­miş bir mal­ze­me kul­la­nıl­mış­sa, biz, bu­nun için ge­re­ke­ni mut­la­ka ya­pa­rız ve şim­di si­zin bu­ra­da­ki ifa­de­ni­ze da­ya­na­rak, ben, der­hal so­ruş­tur­ma baş­la­ta­ca­ğım. Eğer her­han­gi bir ak­sak­lık, ek­sik­lik var­sa, ge­re­ke­ni ya­pa­ca­ğız.

MEH­MET NU­Rİ SAY­GUN (Te­kir­dağ) - Gü­nay­dın!

OS­MAN ÖZ­CAN (An­tal­ya) - On gün ol­du…

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, 59'un­cu Hükûme­ti­miz, sağ­lık­ta­ki çar­pık ve hak­ka­ni­yet­ten uzak sis­te­mi iyi­leş­tir­mek için, he­pi­ni­zin bil­di­ği gi­bi, kap­sam­lı bir dö­nü­şüm prog­ra­mı baş­lat­mış ve bu­nu ba­şa­rıy­la yü­rüt­müş­tür. Bu prog­ra­mın te­me­lin­de "ön­ce in­san" an­la­yı­şı var­dır. Sağ­lık­ta "sos­yal dev­let" an­la­yı­şı­nı te­mel çı­kış nok­ta­mız ala­rak bu ko­nu­yu bu­gü­ne ka­dar ge­tir­dik.

Şim­di, ar­ka­daş­la­rım ba­na bir not ilet­ti­ler. Tef­tiş ku­ru­lu­na yer ki­ra­la­ma­sıy­la il­gi­li ola­rak Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu'nun söz et­ti­ği ra­por­dan son­ra, ye­ni­den pa­zar­lık ya­pı­la­rak bu ra­por dik­ka­te alın­mış­tır ve bu hu­sus­ta­ki ra­kam­lar da aşa­ğı­ya dü­şü­rül­müş­tür, ya­ni, bi­rim­le­ri­miz­de bu ra­por dik­ka­te alın­mış­tır.

Has­ta­la­rı­mı­zın re­hin tu­tul­du­ğu, acil ser­vis­ler­den çev­ril­di­ği, am­bu­lans­la­ra ko­nur­ken bi­le ken­di­sin­den pa­ra ta­lep edil­di­ği gün­le­ri ham­dol­sun ge­ri­de bı­rak­tık. Yal­nız­ca şe­hir­ler­de de­ğil, köy­le­ri­miz­de de 112 Acil Sağ­lık Hiz­met­le­ri­miz­le hiz­met edi­yo­ruz.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Sa­yın Ba­kan, iki yıl ön­ce, ce­na­ze­yi, si­zin ta­li­ma­tı­nız­la al­dık has­ta­ne­den!

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - Bü­tün köy­le­ri­miz­de va­tan­daş­la­rı­mı­za ge­zi­ci hiz­met­ler­le hiz­met edi­yo­ruz, di­ya­liz ih­ti­ya­cı olan va­tan­daş­la­rı­mı­zı evin­den ala­rak hiz­me­ti­ni ve­re­bil­di­ği­miz bir dö­nem ya­şı­yo­ruz. Sağ­lık ocak­la­rı­mız, sağ­lı­kev­le­ri­miz terk edil­miş­lik­ten kur­ta­rıl­dı. Va­tan­daş­la­rı­mız, bu sağ­lık ocak­la­rı­na, has­ta­ne­le­re hiç­bir ay­rı­ma ta­bi tu­tul­ma­dan ser­best­çe mü­ra­ca­at ede­bi­li­yor­lar ve ilaç­la­rı­nı da ec­za­ne­ler­den ser­best­çe ala­bi­li­yor­lar. Bu imkânlar­dan yok­sul va­tan­daş­la­rı­mız, ye­şil kart­lı­la­rı­mız da en gü­zel şe­kil­de ya­rar­la­nı­yor.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - 22 Tem­muz­dan son­ra nü­fus cüz­da­nıy­la ola­cak o.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - Ai­le he­kim­li­ği uy­gu­la­ma­la­rı­mı­zı 11 ili­miz­de 9 mil­yon va­tan­da­şı­mı­za yay­gın­laş­tır­dık ve va­tan­da­şı­mız bu uy­gu­la­ma­dan ya­rar­la­na­rak bi­rin­ci ba­sa­mak­ta da ar­tık dok­to­ru­nu se­çe­bil­me­ye baş­la­dı.

Ül­ke­miz­de sıt­ma, ti­fo, kı­za­mık gi­bi bu­la­şı­cı has­ta­lık­la­rın sa­yı­sın­da geç­miş dö­nem­ler­le kı­yas­la­na­ma­ya­cak öl­çü­de azal­ma­lar ger­çek­leş­ti­re­bil­dik.

Ar­tık has­ta­ne­le­ri­miz­de hak­kı­mı­zı ara­ya­bi­li­yo­ruz. Bir­çok has­ta­ne­de ter­cih et­ti­ği­miz dok­to­ra mu­aye­ne ola­bi­li­yo­ruz.

Has­ta­ne­le­ri­miz ar­tık ci­haz fa­ki­ri de­ğil.

Uz­man dok­tor­la­rı­mı­zın ço­ğu özel mu­aye­ne ça­lış­tır­mı­yor. Bu­gün ül­ke­de­ki uz­man dok­tor­la­rın yüz­de 60'ı mu­aye­ne­ha­ne­si­ni ka­pa­mış du­rum­da. Has­ta­ne­ye git­ti­ği­miz­de, bi­ze özel mu­aye­ne­ha­ne­le­rin yo­lu­nun ta­rif edil­di­ği dö­nem­ler çok ge­ri­de kal­dı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (De­vam­la) - Ta­mam­lı­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, önü­müz­de­ki dö­nem­de, bu Bü­yük Cum­hu­ri­yet Pro­je­si'ni, Sağ­lık­ta Dö­nü­şüm Prog­ra­mı'nı ka­rar­lı­lık­la sür­dü­re­ce­ğiz. Ga­ye­miz, ül­ke­miz in­sa­nı ve ço­cuk­la­rı­mız için, ya­rı­nı­mı­zın sağ­lık­lı Tür­ki­ye'si­ni oluş­tur­mak­tır ve bu ça­ba­la­rı­mı­za kat­kı ve­ren bü­tün de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­ma, siz­le­re, tek­rar, say­gı­la­rı­mı ve sev­gi­le­ri­mi su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Ba­kan.

İki so­ru var…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, bir açık­la­ma ya­pa­bi­lir mi­yim?

Sa­yın Ba­kan…

BAŞ­KAN - Efen­dim, otu­rur­sa­nız, mik­ro­fo­nu­nu­zu aça­ca­ğım.

Bu­yu­run.

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - Ni­ye aça­cak­sı­nız?

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Ce­va­bı­nı al­dı!

BAŞ­KAN - Kı­sa­ca, eğer bir açık­la­ma ih­ti­ya­cı­nız var­sa, sa­de­ce o açık­la­ma için.

Bu­yu­run.

VI. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR

1.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu'nun, Sağ­lık Ba­ka­nı Re­cep Ak­dağ'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İs­tan­bul) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Ön­ce, ko­nuş­ma ola­na­ğı ver­di­ği­niz için te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Baş­kan, Sa­yın Ba­kan yap­tı­ğı açık­la­ma­da, be­nim ba­zı ko­nuş­ma­la­rı­mı özen­le bir­bi­ri­ne ka­rış­tır­dı, çar­pıt­tı de­sem bel­ki da­ha uy­gun ola­cak, ama, özen­le, bir­bi­ri­ne ve bi­linç­li ola­rak ka­rış­tır­dı.

Ben, yü­rüt­me­yi dur­dur­may­la ip­tal ka­rar­la­rı­nın ne an­la­ma gel­di­ği­ni çok iyi bi­li­yo­rum, he­le he­le Sa­yın Ba­kan­dan çok da­ha iyi bi­li­yo­rum. Be­nim sor­du­ğum so­ru şuy­du: 2007 ta­ri­hin­de na­sıl olu­yor da bi­ri­si şef­lik kad­ro­su­na ata­nı­yor, 2007 ta­ri­hin­de te­bel­lüğ edi­li­yor bu? Oy­sa, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ön­ce yü­rüt­me­yi da­ha son­ra da ip­tal ka­ra­rı­nı oy bir­li­ğiy­le ver­me­si 2005 yı­lı. Bir bu­çuk yıl son­ra na­sıl olu­yor bu ki­şi ata­nı­yor? Ben, bu so­ru­yu sor­dum.

İkin­ci önem­li nok­ta, Sa­yın Ba­kan "Her duy­du­ğu­nu ko­nuş­mak, in­sa­na ya­lan söy­le­mek için ye­ter­dir." di­ye bir açık­la­ma yap­tı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Doğ­ru söy­lü­yor." ses­le­ri) Evet, Sa­yın Ba­ka­nın bu açık­la­ma­sı­na ay­nen ka­tı­lı­yo­rum. Her duy­du­ğu­nu ko­nuş­mak in­sa­na ya­lan söy­le­mek için ye­ter, ama, Tür­ki­ye'nin en bü­yük ga­ze­te­sin­de yer alan bu ha­be­rin Ba­kan­lık ta­ra­fın­dan ya­lan­lan­ma­dı­ğı için Mec­lis kür­sü­sün­de bu­nun söy­len­me­si­ni, eğer ya­lan­cı­lık­la bir ki­şi­yi it­ham edi­yor­sa, bu, Sa­yın Ba­ka­nın ki­şi­li­ği­ni gös­ter­me­si açı­sın­dan il­ginç bir ta­nım­la­ma­dır.

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (Er­zu­rum) - O sa­na ya­kı­şır!

KE­MAL KI­LIÇ­DAR­OĞ­LU (İs­tan­bul) - Dev­let me­mu­ru­na avu­kat­lık yap­mak­la il­gi­li bir sö­zü da­ha ol­du Sa­yın Ba­ka­nın. Sa­de­ce dev­let me­mu­ru de­ğil, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nde hak­sız­lı­ğa uğ­ra­yan her yurt­ta­şın avu­kat­lı­ğı­nı yap­mak Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li her mil­let­ve­ki­li­nin boy­nu­nun bor­cu­dur. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

KE­MAL KI­LIÇ­DAR­OĞ­LU (İs­tan­bul) - Bir şey da­ha, Sa­yın Ba­kan…

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu ta­mam…

KE­MAL KI­LIÇ­DAR­OĞ­LU (İs­tan­bul) - Ama çok önem­li bir şey Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Efen­dim, bu ikin­ci ko­nuş­ma olu­yor. Son bir cüm­le efen­dim, son cüm­le.

SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Da­ha ne ka­dar ko­nu­şa­cak Sa­yın Baş­kan!

KE­MAL KI­LIÇ­DAR­OĞ­LU (İs­tan­bul) - Sa­yın Ba­kan "say­gın­lı­ğı olan mil­let­ve­kil­le­ri Par­la­men­to­ya ta­şın­ma­lı" di­ye bir açık­la­ma­mı da çar­pıt­tı. Şu­nu ifa­de et­mek is­te­dim ben: Pek çok yol­suz­luk ola­yı­na bu­la­şan ki­şi­le­rin ve­ya yar­gı­la­ma sü­re­ci so­nun­da mahkûm olan ki­şi­le­rin Par­la­men­to­ya ta­şın­ma­ma­sı, say­gın­lı­ğı olan ki­şi­le­rin Par­la­men­to­ya ta­şın­ma­sı ge­rek­ti­ği şek­lin­de önü­müz­de­ki dö­ne­me iliş­kin bir te­men­ni­de bu­lun­dum…

BAŞ­KAN - Te­men­ni­de bu­lun­du­nuz, an­la­şıl­dı.

KE­MAL KI­LIÇ­DAR­OĞ­LU (İs­tan­bul) - … ve Sa­yın Ba­kan bir de dö­nüp gru­ba, kös kös…

BAŞ­KAN - An­la­şıl­dı efen­dim, Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu an­la­şıl­dı; de­di­ği­niz an­la­şıl­dı. Te­şek­kür ede­rim.

KE­MAL KI­LIÇ­DAR­OĞ­LU (İs­tan­bul) - Say­gı­sız­lık­tan söz eden bir ba­kan, mil­let­ve­kil­le­ri­ne dö­nüp kös kös din­le­mek­ten söz ede­mez­ler.

BAŞ­KAN - An­la­şıl­dı efen­dim. Bu­nu mev­cut mil­let­ve­kil­le­ri için söy­le­me­di­ği­ni­zi za­ten… Te­şek­kür ede­rim.

IV. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER (Devam)

4.- Ağ­rı Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ke­rim Yıl­dız ve 11 Mil­let­ve­ki­li­nin, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1013) (S. Sa­yı­sı: 1418) (Devam)

BAŞ­KAN - Şim­di, so­ru­lar var.

Sa­yın Ga­zal­cı, kı­sa, ko­nuy­la il­gi­li; bu­yu­run.

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­niz­li) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

Bu ya­sal dü­zen­le­me, Ka­mu İha­le Ku­ru­mu­nu dev­re­den çı­ka­ra­rak ki­mi sağ­lık hiz­met­le­ri­ni iha­le et­me­ye yol açı­yor. Bu, yol­suz­luk­la­rı art­tır­maz mı?

Ay­rı­ca, si­zin, da­ha ön­ce çı­kar­dı­ğı­nız, dı­şa­rı­dan bil­gi iş­lem­le il­gi­li has­ta­ne­le­rin hiz­met ala­bil­me­si­ne iliş­kin ge­nel­ge­niz so­nu­cun­da, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı Müs­te­şar Yar­dım­cı­sı­nın eşi­nin or­tak ol­du­ğu Bil­best ad­lı bir şir­ke­te, mil­yon­lar­ca, tril­yon­lar­ca li­ra­lık bir iş ver­di­niz mi? Elim­de bir­ta­kım ra­kam­lar var, so­ru­yu uzat­ma­mak için bun­la­rı oku­mu­yo­rum.

Sa­yın Ba­ka­nım, si­zin Ba­kan­lı­ğı­nız dö­ne­min­de kaç has­ta­ne sağ­lık mer­ke­zi ol­du, kaç sağ­lık mer­ke­zi sağ­lık oca­ğı­na dö­nüş­tü­rül­dü? Ya­ni, da­ha ön­ce­den da­ha iyi hiz­met alır­ken, son­ra o hiz­met­ler yok­sul­laş­tı­rıl­dı? Bu­ra­dan, o ka­dar gü­zel ters bir şey­ler an­lat­tı­nız ki, toz pem­be an­lat­tı­nız ki, ben, ken­di il­çem­den bi­li­yo­rum, De­niz­li'nin Gü­ney il­çe­sin­de, es­ki­den ora­da sağ­lık hiz­met­le­ri da­ha çok ve­ri­lir­ken şim­di, ak­şam, ge­ce bi­ri­si ra­hat­sız ol­du­ğu za­man, De­niz­li'ye, 70-80 ki­lo­met­re öte­ye has­ta ye­ti­şir­ken ölüm va­ka­la­rı olu­yor Sa­yın Ba­ka­nım; siz, ne­re­den söz edi­yor­su­nuz?

BAŞ­KAN - Efen­dim, so­ru­nu­zu so­run lüt­fen.

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­niz­li) - Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

MEH­MET EMİN MU­RAT BİL­GİÇ (Is­par­ta) - Neş­şar, ai­le he­kim­li­ği­ni en­gel­le­di ora­da. Neş­şar'a sor, Neş­şar'a!

BAŞ­KAN - Sa­yın Arıt­man.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Sa­yın Ba­ka­nı­mı­za, iki ay ön­ce, bu­ra­da, 3 Ni­san 2007 ta­rih­li bir ya­zı­lı so­ru öner­ge­siy­le sor­dum, ce­vap­la­ma­dı­lar. Şim­di, bu­ra­da, söz­lü ola­rak so­ru­yo­rum: Dün­ya Ban­ka­sı ta­ra­fın­dan fi­nan­se edi­len Sağ­lık­ta Dö­nü­şüm Pro­je­si kap­sa­mın­da ata­nan ve söz­leş­me­le­ri­ni UNDP'yle im­za­la­yan sa­ha ko­or­di­na­tör­le­ri­nin, Tür­ki­ye'de ai­le he­kim­li­ği uy­gu­la­ma­la­rıy­la il­gi­li ola­rak üç ay­da bir Dün­ya Ban­ka­sı­na ve bağ­lı bu­lun­duk­la­rı mer­ci­le­re yol­la­dık­la­rı ra­por­la­rı ka­mu­oyu­na açık­la­ya­cak mı­sı­nız? Bu ra­por­la­rı, bu­gü­ne de­ğin ni­çin açık­la­ma­dı­nız?

Bir bu­çuk yıl­dır, Düz­ce ili­miz­de­ki ve di­ğer pi­lot il­ler­de­ki ai­le he­kim­li­ği uy­gu­la­ma­la­rı­nın ne­ti­ce­le­ri ra­por­laş­tı­rıl­mış mı­dır? Bu ne­ti­ce­ler ka­mu­oyu­na ni­çin açık­lan­ma­mak­ta­dır?

Sağ­lık­ta Ge­çiş Pro­je­si'ne des­tek için UNDP ile uy­gu­la­yı­cı ku­ru­luş olan Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı ara­sın­da im­za­la­nan söz­leş­me­ye gö­re, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı sa­ha ko­or­di­na­tör­le­ri­ne yet­ki dev­ri yap­mış mı­dır? Bu yet­ki dev­ri ya­sal mı­dır? Sağ­lık Ba­ka­nı­nın han­gi yet­ki­le­ri bu ko­or­di­na­tör­le­re dev­re­dil­mek­te­dir? Uy­gu­la­ma­da per­so­nel da­ğı­lı­mın­da da­hi yet­ki­li ol­duk­la­rı doğ­ru mu­dur? Bu yet­ki dev­ri uy­gu­la­ma­sı ile Dün­ya Ban­ka­sı­nın be­lir­le­me­le­ri doğ­rul­tu­sun­da ça­lı­şan bu sa­ha ko­or­di­na­tör­le­ri, as­lın­da Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın te­mel iş­le­vi olan sağ­lık po­li­ti­ka­sı­nın oluş­tu­rul­ma­sı ve yü­rü­tül­me­si­ni doğ­ru­dan üst­len­miş ol­mu­yor­lar mı? Bu du­rum­da, ül­ke­mi­zin Sağ­lık Ba­ka­nı siz mi­si­niz, yok­sa Dün­ya Ban­ka­sı­nın Baş Sa­ha Ko­or­di­na­tö­rü mü Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­nin Sağ­lık Ba­ka­nı­dır?

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, bu­yu­run.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İs­tan­bul) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Ba­ka­na bir so­rum da­ha ol­muş­tu. Bu, Bay­burt, Art­vin, Er­zu­rum, Er­zin­can, Gü­müş­ha­ne il­le­rin­de ya­pı­lan eği­tim sağ­lık ocak­la­rı­nın al­tı ay­da bi­ti­ril­me­si ge­re­kir­ken, 2007 yı­lı­na gel­dik, hâlâ bit­me­di­ği­ni sor­muş­tum, ama, bu so­ru­ya ya­nıt ala­ma­dım.

İkin­ci so­rum da: Sa­yın Ba­kan mil­let­ve­ki­li say­gın­lı­ğın­dan söz eder­ken, Par­la­men­to­ya dö­nüp mil­let­ve­kil­le­ri­ni kös kös din­le­mek­le it­ham et­ti. Aca­ba, bu­nu ken­di aka­de­mik ki­şi­li­ğiy­le ne öl­çü­de bağ­daş­tı­rı­yor?

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Işık bu­yu­run.

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Sa­yın Baş­kan te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Ba­ka­nı­ma se­çim böl­gem­le il­gi­li bir su­al yö­nelt­mek is­ti­yo­rum.

Sa­yın Ba­ka­nım, si­zin de bü­yük kat­kı­nız­la çok bü­yük me­sa­fe al­dı­ğı­mız Bey­he­kim Sağ­lık Komp­lek­si, bi­li­yor­su­nuz, dört has­ta­ne­den oluş­mak­ta. Bu­ra­da, dev­let has­ta­ne­siy­le akıl ve ruh has­ta­lık­la­rı has­ta­ne­si­nin hiz­met su­nu­mu­na baş­la­ma nok­ta­sın­da ta­rih ve­re­bi­lir mi­si­niz? Son aşa­ma­ya gel­dik.

Ay­rı­ca, il­çe­le­ri­mi­ze gön­der­miş ol­du­ğu­nuz ila­ve am­bu­lans­lar­dan do­la­yı çok te­şek­kür edi­yo­ruz.

So­ru­la­rım bu ka­dar­dı. Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Ka­ma­cı, sü­re­miz çok az kal­dı. Bu­yu­run, so­ru­nu­zu so­run.

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - Sa­yın Baş­kan, 1993'te baş­la­nan ve 2005'te bi­ten Kum­lu­ca Dev­let Has­ta­ne­si var, yak­la­şık 200 ya­tak­lı ve böl­ge has­ta­ne­si şek­lin­de de­ğer­len­di­ri­li­yor, an­cak, açı­lı­şın­dan be­ri hâlâ da­ha ek­sik­le­ri de­vam et­mek­te. An­cak Kum­lu­ca böl­ge­si, esas iti­ba­rıy­la göç alan böl­ge­ler­den bir ta­ne­si. Şu an­da, be­yin­ci ve kalp has­ta­lık­la­rı dok­to­ru yok­tur. Bu ko­nu­da bir ça­lış­ma yap­ma­yı dü­şü­nü­yor mu­su­nuz?

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ka­ma­cı.

Sa­yın Ba­kan, bu­yu­run.

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - De­ğer­li Baş­ka­nım, te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Ga­zal­cı'nın so­ru­su­na ce­va­ben şu­nu ifa­de ede­ce­ğim: Bu ye­ni ka­nun­da her­han­gi bir ku­ru­mu dev­re­den çı­ka­ra­rak fa­lan bir şey yap­mı­yo­ruz, da­ire baş­kan­lık­la­rı ku­ru­yo­ruz. Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı Müs­te­şar Yar­dım­cı­la­rı­mız­dan bi­riy­le ala­ka­lı ola­rak ba­sın­da da­ha ön­ce çı­kan ha­ber­ler, ta­ra­fı­mız­dan, Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan so­ruş­tu­rul­muş ve bu hu­sus­lar, so­ruş­tur­ma­lar so­nuç­lan­mış du­rum­da­dır. Ya­ni, "Bir şey yap­tı­nız mı yap­ma­dı­nız mı?" de­di­niz.

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­niz­li) - Ne ol­du so­nu­cun­da Sa­yın Ba­kan?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - So­ruş­tur­ma­lar so­nu­cun­da her­han­gi bir su­ça rast­lan­ma­mış­tır Sa­yın Ga­zal­cı.

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­niz­li) - İha­le ve­ril­me­di ya­ni!

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Ben, şim­di, de­ta­yı­nı ha­tır­la­ya­mam tak­dir eder­si­niz ki, ama, bu so­ruş­tur­ma­lar so­nu­cun­da usul­süz ve ka­nun­suz her­han­gi bir iş­le­me rast­lan­ma­mış­tır.

"Has­ta­ne­le­rin sağ­lık mer­kez­le­ri­ne dö­nüş­tü­rül­me­si, kaç has­ta­ne na­sıl dö­nüş­tü­rül­dü?" Bu ra­kam­la­rı da si­ze ya­zı­lı ola­rak ve­re­lim, ama, biz "sağ­lık mer­ke­zi" kav­ra­mı­nı şim­di "en­teg­re sağ­lık has­ta­ne­le­ri" kav­ra­mıy­la de­ğiş­tir­dik. Kü­çük il­çe­le­ri­miz­de, sağ­lık ocak­la­rı­mız­da, has­ta­ne­le­ri­mi­zi bir­lik­te ça­lış­tır­dı­ğı­mız, böy­le­ce in­san kay­nak­la­rı­nı ve ekip­ma­nı da­ha ve­rim­li kul­la­na­bil­di­ği­miz ye­ni bir mo­del ge­liş­tir­dik. Bu an­lam­da, ar­tık "sağ­lık mer­ke­zi" ta­nım­la­ma­sı­nı pek kul­lan­mı­yo­ruz, ya "has­ta­ne"yi kul­la­nı­yo­ruz ve­ya "en­teg­re sağ­lık has­ta­ne­si" ta­nım­la­ma­sı­nı kul­la­nı­yo­ruz. Ama, yap­tı­ğı­mız bü­tün iş­lem­ler, as­lın­da, so­nuç ola­rak, mev­cut in­san kay­nak­la­rı­mı­zın bi­ze imkân ver­di­ği öl­çü­de, va­tan­da­şı­mı­za hiz­me­tin ka­li­te­si­ni yük­selt­me amaç­lı­dır.

Sa­yın Arıt­man'ın so­ru­la­rın­da… Sa­ha ko­or­di­na­tör­le­ri­nin, UNDP'yle bir­lik­te yü­rü­tü­len bir sa­ha ko­or­di­na­tör­lü­ğü işi­nin ra­por­la­rı­nın bü­tü­nün ka­mu­oyu­na açık­lan­ma­sı gi­bi bir so­nuç, pra­tik, ka­mu­oyu açı­sın­dan çok ya­rar­lı ola­bi­le­cek bir şey de­ğil, çün­kü, bin­ler­ce say­fa­lık ra­por­lar var.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ne­re­de şef­faf­lık o za­man?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Su­na­bi­li­riz, hiç öne­mi yok, an­cak, bir ko­nu­da ya­nı­lı­yor­su­nuz Sa­yın Arıt­man. Bun­lar, ai­le he­kim­li­ği­ni iz­le­mek üze­re gö­rev­len­di­ril­miş ki­şi­ler de­ğil. Sağ­lık­ta Dö­nü­şüm Prog­ra­mı'nın bir­çok fark­lı kom­po­nen­ti var. Ai­le he­kim­li­ği yal­nız­ca bu kom­po­nent­ler­den bi­ri­si­dir. Hiç­bir yet­ki dev­ri ya­pıl­ma­mış­tır bu ki­şi­le­re. Gö­rev­le­ri, Sağ­lık­ta Dö­nü­şüm Prog­ra­mı'mı­zın sa­ha­da na­sıl yü­rü­dü­ğü­nü, uy­gu­la­ma­la­rın ne nok­ta­da ol­du­ğu­nu göz­le­mek ve bu göz­lem­le­re da­ya­lı ra­por­lar­la, Ba­kan­lı­ğı, Ba­kan­lık bü­rok­ra­si­si­ni, Müs­te­şar­lı­ğı ve Ba­ka­nı, ge­ri bes­le­mey­le, po­li­ti­ka­lar oluş­tur­mak açı­sın­dan bes­le­mek­tir.

ALİ ARS­LAN (Muğ­la) - Dün­ya Ban­ka­sı da bes­li­yor!

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Ya­ni, ko­or­di­na­tör­le­rin baş­ka­nı­nın Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın ye­ri­ni al­ma­sı fa­lan gi­bi bir şey, ta­bii, bun­lar hiç müm­kün ola­bi­le­cek şey­ler de­ğil.

Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu'nun bu eği­tim sağ­lık ocak­la­rıy­la il­gi­li so­ru­su­na ce­va­ben şu­nu ifa­de ede­yim. Bun­lar yir­mi iki eği­tim sağ­lık oca­ğıy­dı Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu. Bah­set­ti­ği­niz bir yük­le­ni­ci ma­ale­sef işi­ni ye­te­rin­ce ya­pa­ma­mış ve bu­ra­da bir hiz­met ak­sa­ma­sı­na yol aç­mış, do­la­yı­sıy­la, söz­leş­me­ler de son­lan­dı­rıl­mış­tır. Ve bu beş in­şa­at için şim­di şu an­da ye­ni­den iha­le aşa­ma­sın­da­yız. Biz de bun­la­rın bi­ti­ri­le­me­me­sin­den ger­çek­ten ra­hat­sız ol­duk ve üzül­dük. Ama, yük­le­ni­ci, ma­ale­sef, işi­ni ya­pa­ma­dı. Do­la­yı­sıy­la, söz­leş­me­si­ni son­lan­dır­mış du­rum­da­yız.

Bu ara­da, tek­rar­la­dı­nız, bi­raz ön­ce be­nim kür­sü­den yap­tı­ğım ko­nuş­ma­ya ce­va­ben: "2007'de, na­sıl olu­yor da bun­dan iş­te bir se­ne-bir bu­çuk se­ne ön­ce ata­nan bir şef gö­re­vi te­bel­lüğ edi­yor." de­di­niz. Bu­ra­da da bir yan­lış bil­gi­niz var. Si­ze kim bil­gi ve­ri­yor­sa Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, yan­lış bil­gi­len­di­ri­yor. Biz si­zin­le Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da çok de­ğer­li ça­lış­ma­lar yap­tık. Ger­çek­ten, bi­ze sor­sa­nız, doğ­ru bil­gi­le­ri alır­sı­nız ve sı­kın­tı kal­maz, bu ka­dar yo­rul­ma­mı­za ge­rek kal­maz. Bah­set­ti­ği­niz bü­rok­ra­tı­mız ka­nu­nun yü­rür­lük­te ol­du­ğu ta­rih­te şef­li­ği­ni te­bel­lüğ et­miş bir bü­rok­rat­tır. Biz, o te­bel­lüğ­den son­ra, gö­rev­len­dir­mey­le ken­di­si­ne müs­te­şar­lık yap­tır­dık ve bel­li bir dö­nem son­ra da müs­te­şar­lık gö­re­vi­ni bı­ra­ka­rak şef­lik gö­re­vi­ne ge­ri dön­müş­tür. Ya­ni, te­bel­lüğ ye­ni de­ğil­dir, bir bu­çuk se­ne son­ra fi­lan ya­pıl­mış bir te­bel­lüğ yok­tur.

Bu ara­da, bi­raz ön­ce­ki tar­tış­ma­mı­za söz ko­nu­su olan ha­be­rin de Ba­kan­lı­ğı­mız ta­ra­fın­dan ga­ze­te­ye tek­zip edil­di­ği­ni ve ga­ze­te hak­kın­da da­va açıl­dı­ğı­nı da si­ze ifa­de et­mek is­te­rim. Hu­ku­ki sü­reç, bi­li­yor­su­nuz, za­man ala­bi­li­yor ma­ale­sef. Biz is­te­riz ki, er­te­si gün bun­lar so­nuç­lan­sın, ama, hu­ku­ki sü­reç­ler se­be­biy­le so­nuç­la­na­mı­yor.

Ben, bir de si­zin dev­let me­mu­ru­nun avu­kat­lı­ğı­nı yap­ma­nı­za kar­şı çık­mam. Dev­let me­mur­la­rı­na he­pi­miz say­gı du­ya­rız, on­lar mil­le­ti­mi­ze hiz­met edi­yor­lar. Gö­re­vi­ni yap­ma­dı­ğı, ya­pa­ma­dı­ğı için ve­ya en azın­dan bu id­di­ay­la hak­kın­da so­ruş­tur­ma açı­lan bir dev­let me­mu­ru­na avu­kat­lı­ğı kas­tet­miş­tim ben. Onu açık­ça si­ze ifa­de ede­yim.

Te­şek­kür ede­rim De­ğer­li Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­riz Sa­yın Ba­kan.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Do­ku­nul­maz­lık dos­ya­la­rı­na bir ba­kı­ver Sa­yın Ba­kan! Baş­ba­kan dâhil, hep­si­nin hak­kın­da do­ku­nul­maz­lı­ğı kal­dır­sa­na! Me­mu­ra ge­lin­ce yap­ma, sen ken­di Baş­ba­ka­nı­na, ba­kan­la­rı­na avu­kat­lık ya­pı­yor­sun! Olur mu? Kal­dı­rın do­ku­nul­maz­lı­ğı Sa­yın Ba­kan!

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Faz­la öf­ke­len­me! Faz­la öf­ke, sağ­lı­ğa za­rar­lı!

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Tü­mü­nü oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır.

Ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

15.30'a ka­dar bir­le­şi­me ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 14.26

 

 

 

ÜÇÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 15.35

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li), Türkân Mİ­ÇO­OĞUL­LA­RI (İz­mir)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 121'in­ci Bir­le­şi­mi­nin Üçün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

"Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın 5'in­ci sı­ra­sın­da yer alan, 8.5.2007 Ta­rih­li ve 5654 Sa­yı­lı Nük­le­er Güç San­tral­la­rı­nın Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun ve Ana­ya­sa­nın 89 un­cu ve 104 ün­cü Mad­de­le­ri Ge­re­ğin­ce Cum­hur­baş­ka­nın­ca Bir da­ha Gö­rü­şül­mek Üze­re Ge­ri Gön­der­me Tez­ke­re­si ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

5.- 8/5/2007 Ta­rih­li ve 5654 Sa­yı­lı Nük­le­er Güç San­tral­la­rı­nın Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun ve Cum­hur­baş­ka­nın­ca bir kez da­ha gö­rü­şül­mek üze­re ge­ri gön­der­me Tez­ke­re­si ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1365) (S. Sa­yı­sı: 1436)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

6'ncı sı­ra­ya alı­nan, Si­gor­ta­cı­lık Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile Ada­na Mil­let­ve­ki­li Atil­la Ba­şoğ­lu'nun Si­gor­ta Mu­ra­ka­be Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Av­ru­pa Bir­li­ği Uyum ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

6.- Si­gor­ta­cı­lık Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile Ada­na Mil­let­ve­ki­li Atil­la Ba­şoğ­lu'nun Si­gor­ta Mu­ra­ka­be Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Av­ru­pa Bir­li­ği Uyum ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1218, 2/87) (S. Sa­yı­sı: 1364) (x)

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1364 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, bu ta­sa­rı, İç Tü­zük'ün 91'in­ci mad­de­si kap­sa­mın­da gö­rü­şü­le­cek­tir. Bu ne­den­le, ta­sa­rı, tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­la­nıp mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si ka­bul edil­dik­ten son­ra bö­lüm­ler hâlin­de gö­rü­şü­le­cek ve bö­lüm­ler­de yer alan mad­de­ler ay­rı ay­rı oy­la­na­cak­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ada­na Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ta­ci­dar Sey­han.

Bu­yu­run Sa­yın Sey­han.

CHP GRU­BU ADI­NA TA­Cİ­DAR SEY­HAN (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Beş yıl sü­re­dir sek­tö­rün bek­le­di­ği bir ka­nun bu ka­nun. Hem alt ko­mis­yon­da hem üst ko­mis­yon­da de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mız­la bir­lik­te bir ça­lış­ma yap­tık.

Ta­bii, bu ka­nu­nun dört ta­ra­fı var: Si­gor­ta şir­ket­le­ri ve re­asü­rans şir­ket­le­ri, bu­nun dı­şın­da, si­gor­ta acen­te­le­ri ve si­gor­ta eks­per­le­ri. El­bet­te, böy­le dört ta­ra­fı olan ka­nun­lar­da hep­si için bir mü­kem­mel­lik ya­rat­mak zor­dur. Bu sek­tör­le­rin her bi­ri­nin mağ­du­ri­ye­ti­ni ay­rı ay­rı gi­de­re­cek, mut­la­ka, ted­bir­le­ri al­mak ar­zu­sun­day­dık, biz de ar­ka­daş­la­rı­mız­la bu­nu yap­ma­ya ça­lış­tık. El­bet­te ki, ka­nun­da yap­ma­mız ge­re­ken bir­çok şey var­dı fa­kat sek­tö­rün bir ka­nu­nu yok­tu. Ön­ce­lik­le ama­cı­mız sek­tö­re bu ka­nu­nu ka­zan­dır­mak­tı.

(x) 1364 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Biz, si­gor­ta eks­per­le­ri­nin ba­ğım­sız ör­güt­len­me­sin­den ya­na­yız, si­gor­ta acen­te­le­ri­nin ör­güt­len­me­le­ri­nin, ken­di­le­ri­ni ifa­de ede­bi­le­cek da­ha sağ­lık­lı bir ya­pı­ya ka­vuş­tu­rul­ma­sın­dan ya­na­yız. Bun­lar için önü­müz­de­ki dö­nem­ler­de ye­ni ça­lış­ma­lar ya­pa­bi­le­ce­ğiz an­cak ka­nun, mev­cut hâliy­le da­hi bun­la­rın ör­güt­len­me­le­ri­ni yü­rü­te­bi­le­cek bir şe­kil­len­me ge­tir­di­ğin­den, bu­na bir iti­raz gös­ter­me­dik. An­cak, bu­nun dı­şın­da, ka­nun­da mu­ta­ba­ka­ta var­dı­ğı­mız, ye­ni bir sek­tör, ye­ni bir iş ko­lu ıs­ra­rı var­dı. Ya­ni, pro­dük­tör­le­ri oluş­tu­ra­rak Tür­ki­ye'de si­gor­ta yap­ma sa­yı­sı­nı ar­tır­mak gi­bi bir ta­lep var­dı. Şu an­da sek­tö­rün kon­trol­süz yü­rü­dü­ğü, acen­te­le­rin ver­gi­len­dir­me ko­nu­sun­da de­ne­tim al­tı­na alı­na­ma­dı­ğı şek­lin­de bir­ta­kım eleş­ti­ri­ler var­dı. Bu­na bak­tı­ğı­mız­da, si­gor­ta acen­te­le­ri­ne hak­sız­lık edil­di­ği­ni gör­dük. En azın­dan, her yap­tı­ğı iş­lem ka­yıt al­tın­da ol­du­ğu için, si­gor­ta acen­te­le­ri­nin za­ten ma­li yü­küm­lü­lük­ler açı­sın­dan de­ne­tim­siz ola­rak ha­re­ket et­ti­ği ko­nu­sun­da­ki eleş­ti­ri­le­rin hep­si ha­va­da ka­lı­yor­du. Du­rum böy­ley­ken, hem si­gor­ta eks­per­le­ri­ni hem de tü­ke­ti­ci­le­ri sı­kın­tı­ya gö­tü­re­cek bir pro­dük­tör ça­lış­ma bi­çi­mi­nin, biz, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne ge­ti­ril­me­si­ne kar­şı çık­tık. Biz, si­gor­ta acen­te­le­ri­nin -zan­ne­di­yo­rum on iki bin-on beş bin ara­sı- bun­la­rın da­ha ba­ğım­sız, öz­gür ça­lış­ma­sı­nı is­ti­yo­ruz ama ken­di ol­duk­la­rı yer­den güç­len­di­ril­me­si­ni is­ti­yo­ruz. Si­gor­ta eks­per­le­ri­nin de ba­ğım­sız bir ku­ru­luş hâli­ne dö­nüş­tü­rül­me­si­ni is­ti­yo­ruz.

Umut edi­yo­rum ki hem ik­ti­dar par­ti­si hem mu­ha­le­fet par­ti­si mil­let­ve­kil­le­ri­nin bu dö­nem­de sür­dür­müş ol­duk­la­rı mu­ta­ba­ka­tı, önü­müz­de­ki dö­nem Mec­li­sin ye­ni şe­kil­len­me­sin­de de bir ör­nek ola­cak, o za­man gö­re­ve ge­len hü­kü­met de sağ­du­yuy­la bu­na yak­la­şıp bu ka­nu­nun ek­sik­lik­le­ri­ni or­ta­dan kal­dı­ra­cak ted­bir­le­ri ala­cak­tır. Biz hem ça­lış­ma ya­pan ar­ka­daş­la­rı­mı­za, ko­mis­yo­nu­mu­za gü­ve­ni­yo­ruz hem bun­dan son­ra­ki ik­ti­dar gö­re­vi­ni üst­le­ne­cek de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mı­za gü­ve­ni­yo­ruz. He­pi­mi­zin ama­cı Tür­ki­ye'de­ki sek­tör­le­ri ya­sal sta­tü­ye ka­vuş­tur­mak ve on­la­rın ça­lış­ma re­fa­hı­nı yük­selt­mek­tir, bu­ra­da is­tih­dam ya­rat­mak­tır.

Ben, eme­ği ge­çen bü­tün ar­ka­daş­la­rı­ma te­şek­kür edi­yo­rum, mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı kut­lu­yor, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Çok te­şek­kür ede­rim Sa­yın Sey­han.

Ge­ne­li üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Şim­di, bi­rin­ci bö­lü­mün gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

Bi­rin­ci bö­lüm 1 ila 29'un­cu mad­de­le­ri kap­sa­mak­ta­dır.

Bi­rin­ci bö­lüm üze­rin­de söz is­te­ği yok.

Şim­di, mad­de­le­ri oku­tu­yo­rum efen­dim:

Sİ­GOR­TA­CI­LIK KA­NU­NU TA­SA­RI­SI

Bİ­RİN­Cİ BÖ­LÜM

Amaç, Kap­sam ve Ta­nım­lar

Amaç ve kap­sam

MAD­DE 1-

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ta­nım­lar

MAD­DE 2-

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

İKİN­Cİ BÖ­LÜM

Si­gor­ta Şir­ket­le­ri ve Re­asü­rans Şir­ket­le­ri

Si­gor­ta şir­ket­le­ri­nin ve re­asü­rans şir­ket­le­ri­nin ku­ru­lu­şu

MAD­DE 3-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Si­gor­ta şir­ket­le­ri ve re­asü­rans şir­ket­le­ri­nin teş­ki­la­tı

MAD­DE 4-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ruh­sat

MAD­DE 5-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ruh­sat ta­le­bi­nin de­ğer­len­di­ril­me­si

MAD­DE 6-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ruh­sat ip­ta­li

MAD­DE 7-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ana söz­leş­me de­ği­şik­lik­le­ri

MAD­DE 8-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

İn­ti­fa ve oy kul­lan­ma hak­la­rı­nın edi­nil­me­si

MAD­DE 9-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Tas­fi­ye, bir­leş­me, de­vir, port­föy dev­ri ve if­las

MAD­DE 10-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

ÜÇÜN­CÜ BÖ­LÜM

Si­gor­ta Söz­leş­me­le­ri

Si­gor­ta söz­leş­me­le­ri

MAD­DE 11-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ta­ri­fe­ler

MAD­DE 12-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Zo­run­lu si­gor­ta­lar

MAD­DE 13-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Gü­ven­ce He­sa­bı

MAD­DE 14-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Yurt dı­şın­da yap­tı­rı­la­bi­le­cek si­gor­ta­lar

MAD­DE 15-.

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

DÖR­DÜN­CÜ BÖ­LÜM

Ma­li Bün­ye

Tek­nik kar­şı­lık­lar

MAD­DE 16-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Te­mi­nat­lar

MAD­DE 17-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

He­sap esas­la­rı, ka­yıt dü­ze­ni ile te­mel ma­li tab­lo ve ma­li bün­ye dü­zen­le­me­le­ri

MAD­DE 18-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ak­tif azal­tı­cı iş­lem ya­sa­ğı

MAD­DE 19-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ma­li bün­ye­nin güç­len­di­ril­me­si

MAD­DE 20-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

BE­ŞİN­Cİ BÖ­LÜM

Ak­tü­er­ler, Ara­cı­lar ve Si­gor­ta Eks­per­le­ri

Ak­tü­er­ler ve bro­ker­ler

MAD­DE 21-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Si­gor­ta eks­per­le­ri

MAD­DE 22-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Si­gor­ta acen­te­le­ri

MAD­DE 23-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

AL­TIN­CI BÖ­LÜM

Mes­lek Ör­güt­len­me­le­ri

Tür­ki­ye Si­gor­ta ve Re­asü­rans Şir­ket­le­ri Bir­li­ği

MAD­DE 24-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Bir­lik or­gan­la­rı­nın se­çim esas­la­rı ve ya­sak­lar

MAD­DE 25-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Si­gor­ta Eks­per­le­ri İc­ra Ko­mi­te­si

MAD­DE 26-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Si­gor­ta Acen­te­le­ri İc­ra Ko­mi­te­si

MAD­DE 27-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

YE­DİN­Cİ BÖ­LÜM

De­ne­tim ve Bil­gi Ver­me

De­ne­tim

MAD­DE 28-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Bil­gi ver­me yü­küm­lü­lü­ğü

MAD­DE 29-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Bi­rin­ci bö­lüm­de yer alan mad­de­le­rin oy­la­ma­la­rı ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di ikin­ci bö­lü­mün gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

İkin­ci bö­lüm, ge­çi­ci 15 ile ge­çi­ci 1 ile 9'un­cu mad­de­ler dâhil, 30 ile 48'in­ci mad­de­le­ri kap­sa­mak­ta­dır.

İkin­ci bö­lüm üze­rin­de söz is­te­ği yok­tur.

İkin­ci bö­lü­mün mad­de­le­ri­ni oku­tu­yo­rum:

SE­Kİ­ZİN­Cİ BÖ­LÜM

Tah­kim

Si­gor­ta­cı­lık­ta tah­kim

MAD­DE 30-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

DO­KU­ZUN­CU BÖ­LÜM

Çe­şit­li Hü­küm­ler

Si­gor­ta­cı­lık eği­tim mer­ke­zi ve di­ğer or­ga­ni­zas­yon­lar

MAD­DE 31-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

İyi­ni­yet

MAD­DE 32-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

İh­ti­sas ko­mi­te­le­ri

MAD­DE 33-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

ONUN­CU BÖ­LÜM

Ce­za­lar

İda­ri ce­za­lar

MAD­DE 34-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ad­li ce­za­lar

MAD­DE 35-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ko­vuş­tur­ma

MAD­DE 36-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

ON­Bİ­RİN­Cİ BÖ­LÜM

Atıf­lar, De­ğiş­ti­ri­len ve Yü­rür­lük­ten

Kal­dı­rı­lan Hü­küm­ler

Atıf­lar

MAD­DE 37-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

MAD­DE 38-

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var­dır.

Öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1364 sı­ra sa­yı­lı Si­gor­ta­cı­lık Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın 38 in­ci mad­de­si­nin Ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı ve di­ğer mad­de­le­rin bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                             

Eyüp Fat­sa

Zül­fü De­mir­bağ

A. Mü­fit Yet­kin

 

 

Or­du

Elâzığ

Şan­lı­ur­fa

 

Va­hit Ki­riş­ci

Ab­dul­lah Er­dem Can­ti­mur

 

 

Ada­na

Kü­tah­ya

 

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu?

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ VE TA­BİÎ KAY­NAK­LAR BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Olum­lu gö­rüş­le tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet?

SA­NA­Yİ VE Tİ­CA­RET BA­KA­NI ALİ COŞ­KUN (İs­tan­bul) - Ka­tı­lı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Hükûme­tin ka­tıl­dı­ğı öner­ge­nin ge­rek­çe­si­ni oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ver­gi ile il­gi­li dü­zen­le­me­le­rin ver­gi ka­nun­la­rın­da ya­pıl­ma­sı ge­rek­çe­sin­den ha­re­ket­le söz ko­nu­su dü­zen­le­me ya­pıl­mış­tır.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ge­rek­çe­si­ni okut­tu­ğum öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Mad­de­yi ka­bul edi­len öner­gey­le bir­lik­te oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Böy­le­ce, mad­de ta­sa­rı met­nin­den çık­mış ol­du­ğun­dan te­sel­sül et­miş şek­liy­le mad­de­le­ri de­vam et­ti­ri­yo­ruz.

39'un­cu mad­de­yi 38 ola­rak oku­tu­yo­rum ve bu şe­kil­de de­vam ede­cek­tir:

MAD­DE 38-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 15-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

MAD­DE 39-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

MAD­DE 40-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

MAD­DE 41-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

MAD­DE 42-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

MAD­DE 43-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

MAD­DE 44-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

MAD­DE 45-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

ONİ­KİN­Cİ BÖ­LÜM

Ge­çi­ci ve Son Hü­küm­ler

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 1-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 2-

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 3-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 4-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 5-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 6-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 7-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 8-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 9-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Yü­rür­lük

MAD­DE 46-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Yü­rüt­me

MAD­DE 47-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

İkin­ci bö­lüm­de yer alan mad­de­le­rin oy­la­ma­la­rı ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, ta­sa­rı­nın gö­rüş­me­le­ri ta­mam­lan­mış olup, ta­sa­rı­nın tü­mü açık oy­la­ma­ya ta­bi­dir.

Açık oy­la­ma­nın şek­li hak­kın­da Ge­nel Ku­ru­lun ka­ra­rı­nı ala­ca­ğım.

Açık oy­la­ma­nın elek­tro­nik oy­la­ma ci­ha­zıy­la ya­pıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Oy­la­ma için üç da­ki­ka sü­re ve­re­ce­ğim. Bu sü­re içe­ri­sin­de sis­te­me gi­re­me­yen üye­le­rin tek­nik per­so­nel­den yar­dım is­te­me­le­ri­ni, bu yar­dı­ma rağ­men de sis­te­me gi­re­me­yen üye­le­rin, oy pu­su­la­la­rı­nı, oy­la­ma için ön­gö­rü­len üç da­ki­ka­lık sü­re içe­ri­sin­de Baş­kan­lı­ğa ulaş­tır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum.

Ay­rı­ca, vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­lar var ise, han­gi ba­ka­na vekâle­ten oy kul­lan­dı­ğı­nı, oyu­nun ren­gi­ni ve ken­di­si­nin ad ve so­ya­dı ile im­za­sı­nı da ta­şı­yan oy pu­su­la­sı­nı, yi­ne, oy­la­ma için ön­gö­rü­len üç da­ki­ka­lık sü­re içe­ri­sin­de Baş­kan­lı­ğa ulaş­tır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum.

Oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Mil­let­ve­kil­le­ri, Si­gor­ta­cı­lık Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile Ada­na Mil­let­ve­ki­li Atil­la Ba­şoğ­lu'nun Si­gor­ta Mu­ra­ka­be Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin ya­pı­lan açık oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı     :     283

Ka­bul                           :     283 (x)

Böy­le­ce, ka­nun ka­bul edil­miş ve ya­sa­laş­mış­tır. Ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

7'nci sı­ra­da yer alan, Ada­na Mil­let­ve­ki­li Atil­la Ba­şoğ­lu ve 3 Mil­let­ve­ki­li­nin, Me­ra Ka­nu­nu­nun Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi, Bo­lu Mil­let­ve­ki­li Meh­met Gü­ner ve 2 Mil­let­ve­ki­li­nin Me­ra Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi, Bur­sa mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Emin Tu­tan ve Za­fer Hı­dı­roğ­lu'nun Me­ra Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Ta­rım, Or­man ve Kö­yiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

7.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Atil­la Ba­şoğ­lu ve 3 Mil­let­ve­ki­li­nin, Me­ra Ka­nu­nu­nun Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi; Bo­lu Mil­let­ve­ki­li Meh­met Gü­ner ve 2 Mil­let­ve­ki­li­nin, Me­ra Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi; Bur­sa Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Emin Tu­tan ve Za­fer Hı­dı­roğ­lu'nun, Me­ra Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Ta­rım, Or­man ve Kö­yiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/779, 2/791, 2/1014) (S. Sa­yı­sı: 1422) (xx)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1422 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Tek­lif üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İz­mir Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Er­dal Ka­ra­de­mir. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­yu­run Sa­yın Ka­ra­de­mir.

CHP GRU­BU ADI­NA ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan 1422 sı­ra sa­yı­lı Me­ra Ka­nu­nu­nun Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin tü­mü üze­ri­ne Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­dım.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, söz ko­nu­su tek­lif­le­rin ge­rek­çe­le­rin­de, yay­la­la­rın özel mül­ki­ye­te ko­nu ola­bi­le­ce­ği, bun­la­rın za­man aşı­mıy­la ka­za­nı­la­bi­le­ce­ği ve bu alan­la­rın ka­mu ma­lı sa­yı­la­ma­ya­ca­ğı ifa­de edil­mek­te­dir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

(xx) 1422 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Yi­ne ge­rek­çe­de, da­ha ön­ce AKP'li üye­le­rin oy­la­rıy­la ka­bul edi­len 5334 sa­yı­lı Me­ra Ka­nu­nu'nda ya­pı­lan de­ği­şik­lik­le "Be­le­di­ye ve mü­ca­vir alan sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de ka­lan ve ke­sin­le­şen imar plan­la­rı içe­ri­sin­de yer­le­şim ye­ri ola­rak iş­gal edi­le­rek, me­ra ola­rak kul­la­nı­mı tek­nik ola­rak müm­kün ol­ma­yan yer­le­rin tah­sis ama­cı de­ğiş­ti­ri­le­rek ha­zi­ne adı­na tes­cil­le­ri ya­pı­lır" iba­re­si­ne, bu de­fa, "yay­lak­lar"ın da ek­len­me­si ön­gö­rül­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, dün me­ra­la­rın bu­gün yay­lak­la­rın iş­gal edil­me­si­ne göz yu­ma­rak, bu yer­le­rin me­ra ve yay­lak özel­lik­le­ri­nin yi­ti­ril­me­si­ne ne­den olan Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si, ne ya­zık ki, yay­lak­la­ra yö­ne­lik bu tür iş­gal­le­re, bu ya­sa tek­li­fiy­le, bir an­lam­da af ge­tir­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yay­lak­lar, bir tah­sis bel­ge­si­ne da­ya­nı­la­rak ve­ya ka­dim­den be­ri tah­sis­li ol­du­ğu­na da­ir bir hak­ka da­ya­na­rak, bir ve­ya bir­kaç köy ve­ya ka­sa­ba hal­kı­nın bir­lik­te otu­rup kalk­tı­ğı ve hay­van­la­rın, otun­dan ve su­yun­dan ya­rar­lan­dı­ğı yük­sek yer­ler­dir. Ana­ya­sa'mı­zın, ta­rım ara­zi­le­ri ile ça­yır ve me­ra­la­ra iliş­kin 44 ve 45'in­ci mad­de­le­ri, bu tür alan­la­rın amaç dı­şı kul­la­nıl­ma­sı­nı ya­sak­la­mış ve dev­le­ti bu ko­nu­da gö­rev­li kıl­mış­tır.

Yi­ne, Yar­gı­tay 16. Hu­kuk Da­ire­si­nin 27/2/1997 ta­rih­li ka­ra­rı ile Yar­gı­tay Hu­kuk Ge­nel Ku­ru­lu­nun 10/11/1999 ta­rih­li ka­rar­la­rın­da ve 3402 sa­yı­lı Ka­das­tro Ka­nu­nu'nun 18'in­ci mad­de­si ve 4721 sa­yı­lı Türk Me­de­ni Ka­nu­nu'nun 713'ün­cü mad­de­sin­de, me­ra­la­rın, yay­lak ve kış­lak­la­rın imar ve ih­ya yo­luy­la, zil­yet­li­ğe da­ya­lı ola­rak, ta­pu­ya tes­cil edi­le­me­ye­ce­ği ön­gö­rül­mek­te­dir.

Be­le­di­ye ve mü­ca­vir alan­la­rı içe­ri­sin­de ka­lan alan­la­rın ya­rar­lan­ma hak­kı me­ra ola­rak be­le­di­ye­le­re bı­ra­kıl­sa da­hi, bu ta­şın­maz­la­rın me­ra ni­te­li­ği­nin de­ğiş­ti­ril­me­siy­le, çıp­lak mül­ki­ye­ti­nin ha­zi­ne­den be­le­di­ye­ye geç­me­si söz ko­nu­su de­ğil­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, me­ra, yay­lak ve kış­lak­lar, bağ­lı bu­lun­du­ğu hu­ku­ki re­jim ge­re­ği tes­ci­le ko­nu ola­maz­lar, ka­zan­dı­rı­cı za­man aşı­mıy­la ka­za­nı­la­maz­lar; alım sa­tım, tram­pa, ba­ğış­la­ma, ha­ciz ve tak­si­me ko­nu ola­maz­lar. Me­ra, yay­lak ve kış­lak­lar ki­ra­ya ve­ri­le­mez. Bu alan­la­rın sı­nır­la­rı ge­niş­le­ti­le­mez, da­ral­tı­la­maz, ni­te­li­ği de de­ğiş­ti­ri­le­mez.

Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si İk­ti­da­rı, yu­ka­rı­da ifa­de edi­len Ana­ya­sa ve yar­gı ka­rar­la­rı­na rağ­men ge­tir­di­ği ya­sa ta­sa­rı­sıy­la me­ra­la­rı özel mül­ki­ye­te dö­nüş­tü­re­rek, hız­la el­den çı­ka­rıl­ma­sı­nın önü­nü aç­mak­ta ve ön­gör­dü­ğü imar af­fıy­la, Ana­ya­sa'ya ve Yar­gı­tay ka­rar­la­rı­na ay­kı­rı dav­ran­mak­ta ıs­rar et­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, tek­li­fi, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne ge­ti­ren sa­yın mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­lar, me­ra, yay­lak ve kış­lak­la­rın bu özel­lik­le­ri­ni bil­dik­le­rin­den ka­mu ta­şın­maz mal­la­rı ter­mi­no­lo­ji­sin­de yer al­ma­yan "yay­la" ta­nı­mı yap­mak­ta­dır­lar ve bu alan­la­rı yay­lak­lar­dan ayır­mak­ta­dır­lar. Bu, ka­mu hu­ku­ku­na kar­şı iş­len­mek­te olan bir hi­le­dir. Zi­ra, "yay­la" ola­rak ta­nım­la­nan söz ko­nu­su alan­lar, geç­miş­te hay­van­la­rın otun­dan ve su­yun­dan ya­rar­lan­dı­ğı yük­sek yer­ler­dir. Bu alan­lar, za­man­la iş­ga­li­ne göz yu­mu­la­rak fi­ilî ola­rak da me­ra, yay­lak ve kış­lak ni­te­lik­le­ri­nin yi­ti­ril­me­si­ne ne­den olun­muş yer­ler­dir. Kal­dı ki, tek­lif­le­rin ge­nel ge­rek­çe­sin­de bu alan­la­rın iş­gal edil­di­ği de vur­gu­lan­mış­tır. Di­ğer bir de­yim­le, do­ğal ni­te­li­ği ge­re­ği özel mül­ki­ye­te el­ve­riş­li ol­ma­yan bu ka­mu mal­la­rı iş­gal edi­le­rek bu ni­te­lik­le­ri kay­bet­ti­ril­miş­tir. Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Hükûme­ti, Me­ra Ya­sa­sı'nda ol­du­ğu gi­bi yay­lak­lar­da da bu dü­zen­le­mey­le iş­gal­ci­le­re des­tek­te bu­lun­mak­ta, dün me­ra­lar, bu­gün yay­lak­lar, ya­rın ise or­man­lar ve kı­yı­lar bu iş­gal­ler­den na­si­bi­ni ala­cak­lar­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ya­sa tek­li­fi, AKP İk­ti­da­rı­nın 27 Ma­yıs 2004 ta­rih­li 5178 sa­yı­lı Ya­sa'yla yap­mış ol­du­ğu de­ği­şik­lik­te ol­du­ğu gi­bi ima­ra ay­kı­rı ve ka­çak ya­pı­la­ra ve yer­le­şim­le­re af ge­tir­mek­te­dir. Bu ya­sa tek­li­fi, ha­zi­ne le­hi­ne alın­mış mah­ke­me ka­rar­la­rı­nın uy­gu­lan­ma­ma­sı­nı da sağ­la­ya­rak iş­gal­ci­le­re dev­ri­ni ön­gör­mek­te­dir. Bu ya­sa tek­li­fi, bu yer­le­rin iş­gal­ci­ler le­hi­ne ve be­lir­li bir be­del kar­şı­lı­ğı dev­re­dil­me­si­ni ve ka­mu ma­lı dı­şı­na çı­kar­tıl­ma­sı­nı sağ­la­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ka­mu mal­la­rı, dev­le­tin hü­küm ve ta­sar­ru­fu al­tın­da, özel mül­ki­ye­te el­ve­riş­li ol­ma­yan, her­ke­sin or­tak ve ge­nel ya­rar­lan­ma­sı­na açık, ka­mu ya­ra­rı­na kul­la­nıl­mak üze­re ay­rı­lan, bir ka­mu hiz­me­ti­ne tah­sis edi­len mal­lar­dır. Bu özel­lik­le­rin­den do­la­yı, dev­le­tin özel mal­la­rı özel hu­kuk sta­tü­sün­de­dir, ka­mu mal­la­rı ka­mu hu­ku­ku sta­tü­sün­de­dir. Ana­ya­sa'mı­zın, ta­rım, hay­van­cı­lık ve bu üre­tim dal­la­rın­da ça­lı­şan­la­rın ko­run­ma­sı­na iliş­kin 45'in­ci mad­de­si, dev­le­ti, ta­rım ara­zi­le­ri ile ça­yır ve me­ra­la­rın amaç dı­şı kul­la­nıl­ma­sı­nı ve tah­ri­bi­ni ön­le­mek­le yü­küm­lü kıl­mış­tır; yay­lak ve kış­lak­lar da bu kap­sam içe­ri­sin­de­dir. Ay­rı­ca, 4342 sa­yı­lı Me­ra Ya­sa­sı'nın 19'un­cu mad­de­si, me­ra, yay­lak ve kış­lak­la­rın ko­run­ma­sı­na iliş­kin ge­re­ken ön­lem­le­ri dü­zen­le­miş­tir. Bu­nun­la bir­lik­te, mad­de­nin üçün­cü fık­ra­sı, muh­tar ve be­le­di­ye baş­kan­la­rı­nı, me­ra, yay­lak ve kış­lak­la­ra te­ca­vüz ol­du­ğu tak­dir­de, ba­kan­lık, va­li­lik ve­ya kay­ma­kam­lı­ğa bil­dir­mek­le yü­küm­lü kıl­mış­tır. Bu ya­sal hü­küm­le­re kar­şın, me­ra­la­rın, yay­lak­la­rın ve kış­lak­la­rın iş­gal edil­me­si­ne ve ama­cı dı­şın­da kul­la­nıl­ma­sı­na göz yu­mul­mak­ta­dır. Ka­mu­nun gö­zü­nün önün­de mey­da­na ge­len bu tah­ri­bat ve iş­gal, her ne­den­se, ulu­sal de­ğer­le­ri­miz olan me­ra­la­ra, yay­lak­la­ra, or­man­la­ra, kı­yı­la­ra ve kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı­na çı­kar­tıl­mak­ta­dır. Ya­sal gö­re­vi­ni ye­ri­ne ge­tir­me­yen­ler hak­kın­da bir iş­lem ya­pıl­maz­ken iş­gal edi­len bu do­ğal de­ğer­le­ri­miz­den kur­tu­lun­ma­sı­nın, yok edil­me­si­nin, ama­cı dı­şın­da kul­la­nıl­ma­sı­nın ya­sal dü­zen­le­me­le­ri ya­pıl­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ül­ke­miz­de hâlâ, ka­mu var­lık­la­rı ve ka­mu top­rak­la­rı bir ser­vet un­su­ru ola­rak gö­rül­mek­te ve yer­li-ya­ban­cı de­me­den el­den çı­kar­ma­nın he­sa­bı ve dü­zen­le­me­le­ri ya­pıl­mak­ta­dır. Ül­ke­miz­de ne za­man eko­no­mik bir kriz dö­ne­mi ya­şan­sa, he­men ka­mu mal­la­rı­nın sa­tı­şı gün­de­me ge­ti­ril­mek­te ve ül­ke top­rak­la­rı öne sü­rül­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti bir hu­kuk dev­le­ti­dir. Ya­sa­la­rı dev­re dı­şı bı­ra­ka­rak, ta­ki­ye ya­pa­rak, ya­sal ol­ma­yan bi­çim­de ka­çak ya­pı­la­ra ve iş­gal­le­re af ge­ti­ril­mek­te­dir. Bu an­la­yı­şın, bu yak­la­şı­mın so­nu yok­tur. Esas olan, iş­gal­le­ri ön­le­mek­tir. Do­ğal ve kül­tü­rel kay­nak­la­rı­mız ve var­lık­la­rı­mız­da ona­rıl­ma­ya­cak ada­let­siz­lik­le­re yol aça­cak ve iş­gal­ci­le­ri özen­di­re­cek bu dü­zen­le­me­den derhâl vaz­ge­çil­me­li­dir. Ya­sal ol­ma­yan bu tür uy­gu­la­ma bi­çi­mi­ne iti­bar edil­me­me­li­dir. Bir ül­ke­de hükûme­tin gö­re­vi, iş­ga­li, ta­la­nı, ka­çak ya­pı­lan­ma­yı teş­vik et­mek de­ğil, hu­ku­ku ve ka­mu dü­ze­ni­ni te­sis et­mek­tir. Bu­nun ge­re­ği ola­rak, gö­re­vi­ni yap­ma­yan ya da ih­mal eden­le­ri gö­re­ve ve ül­ke­ye hiz­met et­me­ye ça­ğır­mak, ya­sa­la­ra uy­ma­yan­la­ra kar­şı da ge­re­ği­ni yap­mak­tır. As­la, bu­gün ya­pıl­ma­ya ça­lı­şı­lan­lar gi­bi, ya­sa­la­ra uy­ma­yan­la­rı ödül­len­dir­mek de­ğil­dir bu yak­la­şım.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, son söz ola­rak da, 22 Tem­muz­dan son­ra olu­şa­cak ye­ni Par­la­men­to­ya ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin ik­ti­da­rı­na, ül­ke­mi­ze ve yurt­taş­la­rı­mı­za ha­yır­lı ol­ma­sı di­le­ğiy­le, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Ka­ra­de­mir.

AK Par­ti Gru­bu adı­na, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Za­fer Hı­dı­roğ­lu. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA ZA­FER HI­DI­ROĞ­LU (Bur­sa) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 4342 sı­ra sa­yı­lı Me­ra Ya­sa­sı'yla il­gi­li gö­rüş­me­ler ya­pı­yo­ruz.

Da­ha ön­ce, 2005 yı­lın­da Me­ra Ya­sa­sı çık­mış. Fa­kat, bu Ya­sa'nın her­ke­si kap­sa­ma­dı­ğı, bir ke­li­me­nin yü­zün­den, bir fark­lı­lık­tan do­la­yı mağ­du­ri­yet­ler ol­muş. Bu mağ­du­ri­yet­le­rin or­ta­dan kalk­ma­sı, ada­le­tin sağ­lan­ma­sı için çı­ka­rı­lan bir ya­sa.

1'in­ci mad­de­de ve ek ge­çi­ci 3'ün­cü mad­de­de "doğ­ru­dan" ke­li­me­si­nin kal­dı­rı­la­rak, "doğ­ru­dan ol­ma­yan" ya­ni, ha­zi­ne­nin Mil­li Em­la­ke ait olan ara­zi­le­rin -ki, bun­lar me­ra vas­fı­nı kay­bet­miş olan ara­zi­ler, bun­lar da­ha ön­ce­den me­ra vas­fı­nı kay­bet­ti­ği tes­cil­len­miş, bel­ge­len­miş olan ara­zi­ler- sa­tıl­ma­sı. Bun­lar, ta­bii, "doğ­ru­dan sa­tış" ge­ti­ril­di­ği için, doğ­ru­dan ol­ma­yan sa­tış­la­rı içer­mi­yor, zor­luk­lar çı­kı­yor. Ya­ni, ka­nu­nun bir­bi­ri­ne uyu­mu­nun sağ­lan­ma­sı için bu ka­nu­nun çı­ka­rıl­ma mec­bu­ri­ye­ti doğ­du. Ya­ni, be­le­di­ye­ler ve ka­mu ara­cı­lı­ğıy­la ya­pı­lan sa­tış­lar doğ­ru­dan sa­tı­şı içer­me­di­ği için "doğ­ru­dan sa­tış" ke­li­me­si­nin kal­dı­rıl­ma­sıy­la bu ada­let­siz­li­ğin or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı­dır, ya­sa­nın özü bu.

Sa­yın grup baş­kan ve­kil­le­ri­miz, ki za­man za­man ar­ka­daş­la­rı­mız da çok uzun ko­nuş­ma­nın, ke­li­me­le­rin tek­rar edil­me­si­nin faz­la bir an­lam ifa­de et­me­ye­ce­ği­ni söy­lü­yor­lar, doğ­ru söy­lü­yor­lar. Ben de bu ko­nu­da faz­la za­man al­ma ni­ye­tin­de de­ği­lim. Ko­nuş­ma sü­rem yir­mi da­ki­ka, ama üç beş da­ki­ka için­de mak­sa­dım ha­sıl ola­cak di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, 1986-1987 yı­lın­dan be­ri, be­le­di­ye­ler­le pro­to­kol yap­mış olan ko­ope­ra­tif­ler -ki Bur­sa'da 1.140 ko­nut, 17 ko­ope­ra­tif ve 5 bi­nin üze­rin­de nü­fu­su il­gi­len­di­ren bir kit­le, bun­la­rın hiç­bir su­çu, gü­na­hı yok- nor­mal pa­ra­la­rı­nı öde­miş­ler, pro­to­kol­le­ri­ni yap­mış­lar, in­şa­at­la­rı­na baş­la­mış­lar, in­şa­at­la­rı­nı bi­tir­miş­ler. Bi­na­lar­da, sa­de­ce otur­ma iz­ni ala­mı­yor­lar, ver­gi­le­ri­ni ve­re­mi­yor­lar, sa­tış­la­rı­nı ya­pa­mı­yor­lar; ver­gi­le­ri­ni ve­ri­yor­lar, fa­kat yer ken­di­le­ri­nin de­ğil; bi­na ken­di­le­ri­nin, ar­sa ken­di­le­ri­nin de­ğil. Bu "doğ­ru­dan" ke­li­me­si­nin kalk­ma­sıy­la her­ke­se eşit mu­ame­le ya­pı­la­cak.

Bu ya­sa­nın ha­yır­lı uğur­lu ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. Kı­sa tu­ta­ca­ğım ko­nuş­ma­mı de­miş­tim. Mec­li­sin son gü­nü ve­ya bu dö­ne­min, bu­gün ya­rın son gün­le­ri.

Bu ve­si­ley­le, ik­ti­dar ve mu­ha­le­fet, ba­zen kös­tek ba­zen des­tek de ol­sa, ne­ti­ce­de Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­ni mua­sır me­de­ni­yet­ler se­vi­ye­si­ne yük­selt­me ko­nu­sun­da bü­tün ve­kil ar­ka­daş­la­rı­mız vekâlet gö­rev­le­ri­nin bi­lin­cin­de ha­re­ket et­ti­ler di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Sa­bah­la­ra ka­dar ça­lış­ma­nın, ge­ce­le­ri geç sa­ate ka­dar de­vam et­me­nin, sa­bah kah­val­tı­sı ya­pa­ma­dan bu­ra­ya gel­me­nin ver­di­ği bir­ta­kım stres­ler, sı­kın­tı­lar da ol­muş­tur, mak­sa­dı aşan söz­ler ol­muş, in­ci­ti­ci ke­li­me­ler du­yul­muş ola­bi­lir; ama, ne­ti­ce­de, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti par­la­men­to­la­rı­nın en çok ya­sa çı­kar­tan Mec­li­si ola­rak ta­ri­he ge­çe­cek­tir. Ki, Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk'ün bir sö­zü­nü -şu an­da ak­lı­ma gel­di- söy­le­mek is­ti­yo­rum: "Az za­man­da çok iş ba­şar­dık." de­miş­ti. Biz, Hükûmet ola­rak, Par­la­men­to­nun tü­mü ola­rak çok ya­sa çı­kar­dık, az za­man­da çok iş ba­şar­dık. Bun­dan son­ra­ki az za­man­lar­da da çok iş ba­şar­ma­mız ge­rek­ti­ği­ni bi­li­yo­ruz ve bi­zim inan­cı­mı­zın te­me­lin­de de en bü­yük iba­de­tin in­san­lı­ğa ya­pı­lan hiz­met ol­du­ğu söy­le­ni­yor. Bu­nun mut­lu­lu­ğu­nu bü­tün ar­ka­daş­la­rım­la be­ra­ber pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

Bu ve­si­ley­le, son cüm­lem ola­rak, bu Par­la­men­to­da bel­ki hep be­ra­ber ola­ca­ğız, bel­ki bir kıs­mı­mız ge­le­me­ye­ce­ğiz. Ne­ti­ce­de, bir dö­nem, iki dö­nem, üç dö­nem, dört dö­nem, beş dö­nem mil­let­ve­kil­li­ği ya­pan ar­ka­daş­lar da var, ama, ne­ti­ce­de bu ve­kil­le­rin hep­si bir gün "Be­kir" ola­cak, ama ye­ter ki, dı­şa­rı­da ve içe­ri­de hal­kın vekâlet gö­re­vi­ni gö­rür­ken de dı­şa­rı­da halk ola­rak ge­zer­ken de şe­ref­li in­san­lar ola­rak gez­mek he­pi­mi­zin duy­gu ve dü­şün­ce­le­ri, he­pi­mi­zin ar­zu­la­dı­ğı şey­dir. Onun için, ben, bu Par­la­men­to­ya, bü­tün mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­ma say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum ve iyi ta­til­ler di­li­yo­rum efen­dim. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­riz Sa­yın Hı­dı­roğ­lu.

Şah­sı adı­na, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Meh­met Emin Tu­tan. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­yu­run.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ben de ko­nuş­ma ni­ye­tin­de de­ğil­dim ama, çok de­ğer­li ana mu­ha­le­fet par­ti­si söz­cü­müz ko­nu­şur­ken, bu ya­say­la, bu ya­sa de­ği­şik­li­ğiy­le iş­gal­ci­le­re me­ra­la­rın peş­keş çe­kil­di­ği gi­bi bir iz­le­nim­de bu­lun­du. Bi­zim Za­fer Bey'le bir­lik­te bu ya­sa­yı ver­mek­te­ki ama­cı­mı­zı bi­zi iz­le­yen Bur­sa­lı­lar çok iyi bi­li­yor, Çok De­ğer­li Mus­ta­fa Bey, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li, CHP mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız da çok iyi bi­li­yor. Bu tek­li­fi ver­mek­te­ki ama­cı­mız şu de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım: Za­fer Bey'in de izah et­ti­ği gi­bi, Bur­sa'da 5 bin ci­va­rın­da yurt­ta­şı­mız, bin kü­sur ko­nut­ta otu­ran yurt­ta­şı­mız, şu an­da, pa­ra­la­rı­nı öde­dik­le­ri, be­le­di­ye­den ruh­sat ala­rak yap­tık­la­rı bi­na­lar­da iş­gal­ci du­ru­mun­da bu­lu­nu­yor­lar. Çok uzat­mak is­te­mi­yo­rum, Bur­sa'nın or­ta­sın­da, da­ha ön­ce me­ra vas­fın­da olan bir yer Bur­sa Be­le­di­ye­si Bü­yük­şe­hir sı­nır­la­rı­na gi­rin­ce Bü­yük­şe­hi­re kal­mış, Bü­yük­şe­hir de bu­ra­yı ko­ope­ra­tif­le­re tah­sis et­miş ko­nut yap­mak için, ruh­sat ver­miş, ruh­sa­tı alan ko­ope­ra­tif­ler bu­ra­la­ra bi­na­la­rı­nı yap­ma­ya baş­la­mış­lar, ha­zi­ne Be­le­di­ye­yi mah­ke­me­ye ver­miş, yer­le­ri­ni ge­ri­ye al­mış. Ya­ni, bu­ra­da, hiç su­çu ol­ma­yan bir ki­şi var, o da va­tan­daş. Ge­tir­di­ği­miz ya­say­la, ge­tir­di­ği­miz de­ği­şik­lik­le, bu va­tan­daş­la­rı­mı­zın mağ­du­ri­ye­ti gi­de­ril­mek­te­dir.

Bir şey da­ha söy­le­ye­yim: Hiç­bir mil­let­ve­ki­li­mi­zin, AK Par­ti mil­let­ve­ki­li­mi­zin, hiç­bir yö­ne­ti­ci­mi­zin de bu­ra­lar­da da­ire­si yok­tur. Bu­ra­da otu­ran in­san­lar -de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım da çok iyi bi­le­cek­ler­dir- ger­çek­ten "or­ta di­rek" de­di­ği­miz, ken­di ya­ğıy­la kav­ru­lan in­san­la­rı­mız­dır. Bu ge­tir­di­ği­miz ya­sa de­ği­şik­li­ği, yak­la­şık on yıl­dır mağ­du­ri­yet içe­ri­sin­de olan Emir­ko­op'ta­ki bu va­tan­daş­la­rı­mı­zın mağ­du­ri­ye­ti­ni gi­de­re­cek­tir.

Ben, mu­ha­le­fet ve ik­ti­dar ola­rak, ön­ce­lik­le grup baş­kan ve­kil­le­ri­mi­ze de bu ya­sa­yı gün­de­me al­dık­la­rı için, Bur­sa­lı­lar adı­na te­şek­kür edi­yo­rum. Bu son gün­de, ik­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le, tüm mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­ma bun­dan son­ra­ki ya­şam­la­rın­da ba­şa­rı­lar di­li­yor ve 22 Tem­muz se­çim­le­ri­nin ül­ke­miz için ha­yır­la­ra ve­si­le ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Tu­tan.

Ko­mis­yon Baş­ka­nı­mı­zın söz is­te­ği var.

Sa­yın Va­hit Ki­riş­ci, bu­yu­run.

TA­RIM, OR­MAN VE KÖ­YİŞ­LE­Rİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI VA­HİT Kİ­RİŞ­Cİ (Ada­na) - Sa­yın Baş­ka­nım, çok de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, biz­le­ri ek­ran­la­rı ba­şın­da iz­le­yen de­ğer­li va­tan­daş­la­rım; ön­ce­lik­le he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Mec­li­si­mi­zin bu son gü­nün­de, ger­çek­ten çok ha­yır­lı bir ça­lış­ma­ya da­ha im­za ata­ca­ğız in­şal­lah bi­raz­dan. Bu­ra­da 4342 sa­yı­lı, adı "Me­ra Ka­nu­nu" olan, ama içe­ri­si­ne bak­tı­ğı­mız­da yay­lak ve kış­lak­la­rı da içi­ne alan bir ka­nun­la il­gi­li dü­zen­le­me­den bah­se­de­ce­ğim.

Bu, mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın üç ay­rı tek­lif­le­ri­nin bir­leş­ti­ril­me­si ne­ti­ce­sin­de te­ke in­di­ril­miş bir ya­sa­ma fa­ali­ye­ti ola­cak. Bu­ra­da Bur­sa mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım bah­set­ti, ger­çek­ten, her­han­gi bir şe­kil­de bir ta­la­nın ve­ya­hut da bir peş­keş çek­me­nin ol­ma­dı­ğı­nı be­lirt­ti. Hâlen, ken­di de­ğer­le­riy­le, ken­di var­lık­la­rıy­la bu­ra­nın sa­hi­bi ko­nu­mun­da olan in­san­la­rın bir mağ­du­ri­ye­ti var, bu gi­de­ri­le­cek.

Di­ğer mil­let­ve­ki­li gru­bu, Bo­lu mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ver­miş ol­du­ğu bir tek­lif­ti. Ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rı sı­ra­sın­da o tek­lif hem Hükûmet ka­na­dı ta­ra­fın­dan hem de Ko­mis­yo­nun üye­le­ri ta­ra­fın­dan çı­ka­rıl­mış ol­du. Atil­la Ba­şoğ­lu ve ar­ka­daş­la­rı­nın tek­li­fi ile Meh­met Emin Tu­tan ve Za­fer Hı­dı­roğ­lu'nun tek­lif­le­ri bu ma­na­da bir­leş­ti­ril­miş ol­du.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bi­lin­di­ği gi­bi 4342 sa­yı­lı Me­ra Ka­nu­nu çık­ma­dan ön­ce bu tür ara­zi­ler ha­zi­ne­ye ait, Millî Em­la­ke ait ara­zi­ler ola­rak, var­lık­lar ola­rak, ka­mu­nun or­tak ma­lı ola­rak ni­te­len­di­ri­li­yor idi. 1988 yı­lın­da bu Ka­nun'un çık­ma­sıy­la be­ra­ber ar­tık me­ra­la­rı­mız ve Ka­nun içe­ri­sin­de ifa­de edi­len şek­liy­le de yay­lak ve kış­lak­la­rı­mız da bir an­lam­da, bir özel ka­nu­na ka­vuş­muş ol­du.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­ra­da, özel­lik­le Sa­yın Atil­la Ba­şoğ­lu ve ar­ka­daş­la­rı­nın... Bi­zim de se­çim böl­ge­miz olan Ada­na Po­zan­tı Ak­ça­te­kir bel­de­si­nin ol­du­ğu mu­hit­le il­gi­li ko­nu­dan bi­raz­cık bah­set­mek is­ti­yo­rum. Çün­kü, Bur­sa mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız ken­di böl­ge­le­rin­de bir ta­la­nın ol­ma­dı­ğın­dan bah­set­miş­ti. Bi­li­yo­ruz, ya­sa­lar bir böl­ge için ve­ya­hut da mün­ha­sı­ran bir yö­re için çı­ka­rıl­maz, mut­lak su­ret­te ge­ne­le hiz­met et­me­si ge­re­kir. Ama, biz, eğer Ak­ça­te­kir ör­ne­ği­ni ele ala­cak olur­sak, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­ra­da 1936 yı­lın­da ver­gi kay­dı olan yer­le­şim yer­le­ri var. 1951 yı­lın­da ha­ri­ta­sı olan, resmî ola­rak 1951 yı­lın­da dev­let ta­ra­fın­dan ya­yım­lan­mış olan ha­ri­ta­la­rı olan köy­ler var. Do­la­yı­sıy­la, ta­pu­su var. Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nden ön­ce­ki dö­ne­me ait "Ha­lep ta­pu­su" ola­rak ni­te­len­di­ri­len ta­pu­la­rı olan in­san­la­rın bir mağ­du­ri­ye­ti var bu­ra­da. Do­la­yı­sıy­la, yap­mış ol­du­ğu­muz dü­zen­le­mey­le, in­san­la­rın ger­çek­ten bu za­ma­na ka­dar çek­miş ol­duk­la­rı sı­kın­tı­la­rı bir neb­ze de ol­sa ha­fif­let­miş ola­ca­ğız.

Pe­ki, bi­zim yap­mış ol­du­ğu­muz bu­ra­da­ki iş­lem ne­dir? Ge­çi­ci 3'ün­cü mad­de, da­ha ön­ce­den çı­ka­rıl­mış olan bir mad­de­dir. Bu­ra­da, da­ha ön­ce sa­de­ce "me­ra" ifa­de­si, iba­re­si var­dı. Şim­di, Ka­nun'un içe­ri­sin­de de yay­lak ve kış­lak bu­lun­du­ğu için, biz bu ge­çi­ci 3'ün­cü mad­de­de­ki "me­ra" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re "yay­lak ve kış­lak" iba­re­le­ri­ni de ek­li­yo­ruz.

Bu­ra­da üç te­mel şart var de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Bu üç şart­tan bir ta­ne­si, be­le­di­ye mü­ca­vir ala­nı sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de ol­ma­sı; ikin­ci­si, üze­rin­de bir şe­kil­de, me­ra ola­rak, yay­la ola­rak, yay­lak ola­rak kul­la­nıl­ma imkânı­nın kal­ma­mış ol­ma­sı, bir­ta­kım ya­pı­la­rın bu­lun­ma­sı; üçün­cü­sü ise çok da­ha önem­li, 1/1/2003 ta­ri­hin­den ön­ce imar uy­gu­la­ma­sı gör­müş ol­ma­sı şar­tı var de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

Şu an­da bu ya­sa tek­li­fi­ni dik­kat­le iz­le­yen bi­zim çok de­ğer­li hem­şeh­ri­le­ri­miz bu ya­sa­nın bir an ön­ce çık­ma­sı­nı, sa­bır­sız­lık­la, açık­ça­sı bek­li­yor­lar.

Ben, bu­ra­da bir kez da­ha ifa­de et­mek is­te­rim ki, her­han­gi bir şe­kil­de ka­mu­nun or­tak ma­lı olan var­lık­la­rın bir ke­si­me ve­ya­hut da bir yö­re­ye, bi­ri­le­ri­ne peş­keş çe­kil­me­si di­ye bir şey söz ko­nu­su de­ğil.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Ay­nen öy­le.

TA­RIM, OR­MAN VE KÖ­YİŞ­LE­Rİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI VA­HİT Kİ­RİŞ­Cİ (De­vam­la) - Kan­gren hâle gel­miş, top­la­mı 11.800 olan dos­ya­nın -ki, bu­nun 5.300 ci­va­rın­da ola­nı da­va ola­rak de­vam edi­yor- 4.500 ta­ne­si ke­sin­leş­miş, bu in­san­la­rın el­le­rin­de var olan ta­pu­la­rı ip­tal edil­miş du­rum­da. Ge­ri ka­lan kıs­mı, yak­la­şık 2 bin ci­va­rın­da­ki ta­puy­la il­gi­li iş­lem de tıp­kı di­ğer 5.300 da­va­da ol­du­ğu gi­bi, ar­tık da­va açı­la­bi­le­cek nok­ta­ya gel­miş­tir.

Ben, ko­nuş­ma­mı bu­ra­da ta­mam­lar­ken, özel­lik­le 3 Ka­sım se­çim­le­rin­de aziz mil­le­ti­miz­den al­mış ol­du­ğu­muz yet­ki­yi 22 Tem­muz­da on­la­ra tek­rar su­na­rak, 23'ün­cü Dö­ne­min mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak ge­le­cek olan ar­ka­daş­la­rı­ma bu se­çim­de ba­şa­rı­lar di­li­yo­rum, mil­let­ve­ki­li ol­ma­yıp gün­de­lik ha­yat­la­rı­na tek­rar dö­ne­cek olan ar­ka­daş­la­rı­ma da o ya­şam­la­rın­da ba­şa­rı­lar di­li­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Ki­riş­ci.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

ME­RA KA­NU­NUN­DA DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI HAK­KIN­DA KA­NUN TEK­Lİ­Fİ

MAD­DE 1- 25/02/1998 Ta­rih­li ve 4342 sa­yı­lı Me­ra Ka­nu­nu­nun Ge­çi­ci 3 ün­cü mad­de­sin­de yer alan "me­ra" iba­re­le­rin­den son­ra gel­mek üze­re "yay­lak ve kış­lak" iba­re­le­ri ek­len­miş, ikin­ci fık­ra­da yer alan "doğ­ru­dan" iba­re­si mad­de met­nin­den çı­ka­rıl­mış ve mad­de­ye aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

Bi­rin­ci fık­ra­da ni­te­lik­le­ri be­lir­ti­len ta­şın­maz­lar­dan, Ha­zi­ne adı­na tes­cil edil­me­si ge­re­kir­ken be­le­di­ye­ler adı­na tes­cil edi­len ve be­le­di­ye­ler­ce ko­nut ve­ya iş­ye­ri ya­pıl­mak üze­re be­del­siz ola­rak ve­ya be­de­li kar­şı­lı­ğın­da ger­çek ve özel hu­kuk tü­zel ki­şi­le­ri­ne tah­sis edi­len, da­ha son­ra Ha­zi­ne ta­ra­fın­dan il­gi­li be­le­di­ye aley­hi­ne açı­lan da­va­lar so­nu­cu me­ra, yay­lak ve kış­lak ola­rak sı­nır­lan­dı­rıl­ma­sı­na ve özel si­ci­li­ne ya­zıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­rek me­ra, yay­lak ve kış­lak özel si­ci­li­ne ya­zı­lan, fa­kat da­ha son­ra bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re me­ra, yay­lak ve kış­lak vas­fı de­ğiş­ti­ri­le­rek Ha­zi­ne adı­na tes­cil edi­len ta­şın­maz­lar­dan; her­han­gi bir ka­mu hiz­me­ti için ge­rek­li ol­ma­yan, Ha­zi­ne­ce her­han­gi bir ta­sar­ru­fa ko­nu edil­me­yen ve ha­len ta­pu­da Ha­zi­ne adı­na ka­yıt­lı olan ta­şın­maz­lar, tah­sis ta­ri­hin­de­ki ar­sa de­ğe­ri­ne de­vir ta­ri­hi­ne ka­dar ge­çen sü­re için ya­sal fa­iz ek­le­ne­rek be­lir­le­ne­cek be­de­lin il­gi­li­ler­ce Ha­zi­ne­ye öden­me­si kay­dıy­la ad­la­rı­na tah­sis ya­pı­lan­la­ra dev­re­di­lir. Bu fık­ra­nın uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin usûl ve esas­lar, Ba­kan­lı­ğın gö­rü­şü alı­na­rak Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğın­ca be­lir­le­nir.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İz­mir Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Hak­kı Ül­kü.

Bu­yu­run.

CHP GRU­BU ADI­NA HAK­KI ÜL­KÜ (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ada­na mil­let­ve­kil­le­ri, Bo­lu mil­let­ve­kil­le­ri ve Bur­sa mil­let­ve­kil­le­ri­nin ba­zı­la­rı­nın ver­miş ol­du­ğu 1422 sı­ra sa­yı­lı Me­ra Ya­sa­sı'nın Ba­zı Mad­de­le­ri­nin De­ğiş­ti­ril­me­si­ne İliş­kin Ya­sa Tek­li­fi üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Söz al­ma­mın di­ğer bir ne­de­ni de, 18 Tem­muz 2005, 11 Ma­yıs 2006 ve 24 Şu­bat 2006 ta­rih­le­rin­de iki­si Sa­yın Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nı Meh­di Eker, bi­ri­si de Sa­yın Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal Una­kı­tan'a sor­muş ol­du­ğum ya­zı­lı so­ru­la­ra ve­ril­me­miş olan ce­vap­lar ya da ve­ril­miş olan, ama tat­min ol­ma­dı­ğım ce­vap­lar­dır.

Me­se­la, İz­mir ile il­gi­li, İz­mir'de, Me­ra Ka­nu­nu'nun yü­rür­lü­ğe gir­me­sin­den son­ra ba­zı yer­le­rin bi­ri­le­ri­ne peş­keş çe­kil­di­ği­ne iliş­kin al­mış ol­du­ğum bir ih­ba­rı de­ğer­len­dir­dim ve ora­da ne ka­dar tah­sis­li yer ol­du­ğu­nu ve kim­le­re ve­ril­di­ği­ni sor­dum, ama, açık bir ce­vap ala­ma­dım doğ­ru­su­nu söy­le­mek ge­re­kir­se. Sa­de­ce "75 adet tah­sis amaç­lı ve 21 adet de tah­sis ama­cı de­ği­şik­li­ği uy­gun gö­rül­müş olan 8.603 de­kar alan­da ha­zi­ne adı­na tes­cil iş­le­mi ger­çek­leş­ti­ril­miş­tir" di­ye bir ce­vap var.

Yi­ne, Ma­li­ye Ba­ka­nı­nın da bu­na ben­zer bir ce­va­bı var. Ma­li­ye Ba­ka­nı­na ay­rı­ca de­miş­tim ki "İz­mir ilin­de, ba­zı yer­ler­de ha­zi­ne­ye ait olan ta­rım ara­zi­le­ri ve me­ra­lar­dan son dört yıl­da sa­tı­şa çı­ka­rı­lan­lar han­gi­le­ri" di­ye. O da, on­la­rı il­çe il­çe yaz­mış. Me­se­la, "Çeş­me'de 71, Men­de­res il­çe­sin­de 77, Ber­ga­ma'da 62, Me­ne­men'de 54, Ke­mal­pa­şa'da 161, Ali­ağa'da 53, Tor­ba­lı'da 94, Bey­dağ'da 20, Ki­raz il­çe­sin­de 14, Ba­yın­dır'da 24, Ti­re'de 38, Bu­ca'da 3, Se­fe­ri­hi­sar'da 34, Ur­la'da 120, Ka­ra­bu­run'da 22, Gü­zel­bah­çe'de 19 ve Ga­zi­emir'de 14 ol­mak üze­re, top­lam 808 adet ol­du­ğu an­la­şıl­mış­tır." di­yor tes­cil­ler­de.

Şim­di, bu­ra­dan yo­la çı­ka­rak, Me­ra Ya­sa­sı'yla il­gi­li ba­zı şey­ler söy­le­mek is­ti­yo­rum ar­ka­daş­lar. Me­ra Ya­sa­sı'nın ama­cı, me­ra, yay­lak ve kış­lak­la­rın tes­pit, tah­dit, tah­sis, kul­la­nım, ko­ru­ma ve ge­liş­ti­ril­me­si­ni sağ­la­mak­tı. Bu ya­sa, 1940 yı­lın­da 44 mil­yon hek­tar olup ya­sa­sız­lık­tan ötü­rü ko­ru­na­ma­dı­ğı için 1991'de 12 mil­yon hek­ta­ra inen, 2000'li yıl­la­rın baş­la­rın­da ise 10 mil­yon hek­ta­rın al­tı­na in­di­ği so­ru öner­ge­le­ri­me ge­len ya­nıt­lar­da be­lir­ti­len me­ra­la­rı­mı­zın da­ha faz­la azal­ma­sı­nı ön­le­ye­cek, me­ra, yay­lak ve kış­lak­lar­da da­ha faz­la ot üre­til­me­si­ni sağ­la­ya­cak­tı. Çün­kü, hay­van­cı­lı­ğı­mız sü­rek­li kan kay­be­di­yor­du ve kan kay­bı­nın önü­ne de an­cak me­ra­la­rın ko­ru­nup ge­liş­ti­ril­me­siy­le, da­ha faz­la ku­ru ot üre­ti­le­rek ge­çi­le­bi­le­cek­ti. Ni­te­kim, Ana­ya­sa'mı­zın 45'in­ci mad­de­sin­de, "Dev­let, ta­rım ara­zi­le­ri ile ça­yır ve me­ra­la­rın amaç dı­şı kul­la­nıl­ma­sı­nı ve tah­ri­bi­ni ön­le­mek için ge­re­ken ted­bir­le­ri alır." den­mek­te­dir. Ya­ni, Me­ra Ya­sa­sı, can çe­ki­şen hay­van­cı­lı­ğı sağ­lık­lı hâle ge­tir­mek için me­ra­la­rı­mı­zı her tür­lü te­ca­vüz­den ko­ru­mak, me­ra alan­la­rı­mı­zın da­ral­ma­sı­nı ön­le­mek için çı­ka­rıl­mış­tır. Eğer bu­gün ül­ke­miz­de bü­yük ve kü­çük­baş hay­van sa­yı­la­rı çok de­ğil, son yir­mi yıl içe­ri­sin­de ya­rı ya­rı­ya azal­mış­sa, bun­da, geç­miş hükûmet­le­rin yan­lış eko­no­mi ve ta­rım po­li­ti­ka­la­rı ka­dar, 1950 yıl­la­rın­da baş­la­yan me­ra­la­rı tah­rip an­la­yı­şı­nın da çok cid­di et­ki­si ol­muş­tur. Bü­tün bun­la­rı ve hay­van­cı­lı­ğı­mı­zın içe­ri­si­ne düş­tü­ğü za­val­lı du­ru­mu gö­re­rek, me­ra­la­rı­mı­zın üze­ri­ne tit­re­me­miz ge­rek.

Çok uğul­tu var Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ha­ti­bi din­le­ye­lim lüt­fen.

HAK­KI ÜL­KÜ (De­vam­la) - Be­ni din­le­me­le­ri bir ta­ra­fa, be­nim ko­nuş­ma­mı iz­le­me­sin­ler de, ben ra­hat ko­nu­şa­yım, is­ter­ler­se dı­şa­rı çık­sın­lar.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run efen­dim.

HAK­KI ÜL­KÜ (De­vam­la) - Fa­kat, ba­kı­yo­ruz, Me­ra Ya­sa­sı'nda yap­mak is­te­di­ği­niz de­ği­şik­lik­ler me­ra­la­rı ko­ru­ma­ya de­ğil, tam ter­si­ne, me­ra­la­rı ama­cı dı­şın­da da ko­lay kul­la­nı­la­bi­lir hâle ge­tir­me­yi amaç­lı­yor.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Türk ta­rı­mı, ta­rım içe­ri­sin­de hay­van­cı­lık, doğ­ru­dan tar­la alan­la­rıy­la, me­ra alan­la­rıy­la il­gi­li­dir. Top­rak­la­rı­mız yok­sa, me­ra­la­rı­mız yok­sa ne­re­de bit­ki­sel üre­tim, ne­re­de hay­van­cı­lık ya­pa­ca­ğız? Dev­let İs­ta­tis­tik Ens­ti­tü­sü­nün resmî ra­kam­la­rı­na gö­re sü­rek­li azal­mak­ta­dır. So­ru öner­ge­me ge­len ya­nıt­ta şim­di­ye ka­dar var olan alan­la­rın en iyi tah­min­le yal­nız­ca yüz­de 10'un­da tes­pit, tah­dit ve tah­sis ça­lış­ma­sı ya­pı­la­gel­miş­tir. Bu ka­nun tek­li­fi­nin Türk­çe­si, iş­gal edil­miş me­ra ara­zi­le­ri­ni iş­gal­ci­le­re sun­mak­tan iba­ret­tir, yar­gı­da açı­lan da­va­lar­dan kur­tul­mak­tır. Za­ten iki Bur­sa mil­let­ve­ki­li­mi­zin de Bur­sa'ya hi­ta­ben ko­nuş­ma­sı­nın te­mel ne­de­ni bu­dur. "Yar­gı, me­ra kav­ra­mı­nı dar bir şe­kil­de ta­nım­lı­yor­du, şim­di ka­nu­na yay­lak ve kış­lak kav­ram­la­rı­nı ek­li­yo­ruz." di­yor­su­nuz. Ba­kın, ge­rek­çe­le­ri oku­ya­lım. Me­ra ara­zi­le­ri­ne ne yap­tı­ğı­nı­zın kı­sa bir öze­ti bu. Ha­zi­ne adı­na tes­cil edil­me­si ge­re­kir­ken be­le­di­ye­ler adı­na tes­cil edi­len ve be­le­di­ye­ler­ce ko­nut ve­ya iş­ye­ri ya­pıl­mak üze­re be­del­siz ola­rak ve­ya be­de­li kar­şı­lı­ğın­da ger­çek ve­ya özel hu­kuk tü­zel ki­şi­le­ri­ne tah­sis edi­len, an­cak, ha­zi­ne­ce il­gi­li be­le­di­ye aley­hi­ne açı­lan da­va­lar so­nu­cun­da me­ra ola­rak sı­nır­lan­dı­rıl­ma­sı­na ve özel si­ci­li­ne ya­zıl­ma­sı­na ka­rar ve­ril­me­si üze­ri­ne, me­ra özel si­ci­li­ne ya­zı­lan, fa­kat, da­ha son­ra bu ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re me­ra­lık vas­fı de­ğiş­ti­ri­le­rek ha­zi­ne adı­na tes­cil edi­len ta­şın­maz­lar­dan her­han­gi bir ka­mu hiz­me­ti için ge­rek­li ol­ma­yan, ha­zi­ne­ce her­han­gi bir ta­sar­ru­fa ko­nu edil­me­yen ve hâlen ta­pu­da ha­zi­ne adı­na ka­yıt­lı olan ta­şın­maz­la­rın tah­sis ta­ri­hin­de­ki ar­sa de­ğe­ri­ne de­vir ta­ri­hi­ne ka­dar ge­çen sü­re için ya­sal fa­iz ek­len­mek su­re­tiy­le be­lir­le­ne­cek be­de­lin il­gi­li­le­rin­ce ha­zi­ne­ye öden­me­si kay­dıy­la, ad­la­rı­na tah­sis ya­pı­lan­la­ra dev­re­dil­me­si amaç­la­nı­yor. Bu­nun Türk­çe­si bir ar­ka­da­şı­mız ta­ra­fın­dan da şöy­le an­la­tıl­mak­ta­dır: İz­mir ilin­de, 1/1/2002 ta­ri­hin­den bu ya­na, 2886 sa­yı­lı Dev­let İha­le Ka­nu­nu ile 4070 sa­yı­lı Ha­zi­ne­ye Ait Ta­rım Ara­zi­le­ri­nin Sa­tı­şı Hak­kın­da Ka­nun'a gö­re sa­tı­şı ya­pı­lan ha­zi­ne­ye ait ta­rım ara­zi­le­ri­nin sa­yı­sı 1.000'i bu­lu­yor.

Bir baş­ka şey, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, Bur­sa'dan bir ar­ka­da­şı­mız baş­ka şey­ler an­la­tı­yor. Ya­ni, de­min Bur­sa mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin söy­le­di­ği gi­bi, ora­da, sa­de­ce, ya­pıl­mış olan bir ko­ope­ra­ti­fi­nin, iş­te, ruh­sat alı­mıy­la il­gi­li bir olay de­ğil ya da ver­gi­le­ri ve­ril­miş de ruh­sat alı­mıy­la il­gi­li bir olay de­ğil. Bu, Ada­na'yı, Bo­lu'yu, Bur­sa'yı il­gi­len­di­ri­yor­sa de­mek ki…

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) - Ha­yır, ha­yır. Sor, Mus­ta­fa Bey bi­li­yor.

HAK­KI ÜL­KÜ (De­vam­la) - De­mek ki tüm Ak­de­niz kı­yı­la­rın­da da, Ege kı­yı­la­rın­da da bu­na ben­zer yer­ler var ve bu yer­ler­de bir­ta­kım giz­li iba­det­ha­ne­ler de açıl­mak­ta­dır. Ba­kın, "Ulu­dağ ir­ti­ca teh­di­di al­tın­da." di­ye elim­de ya­zı var, bu, çok za­man ala­ca­ğı için oku­mak is­te­mi­yo­rum.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) - Hiç ala­ka­sı yok. Yan­lış.

HAK­KI ÜL­KÜ (De­vam­la) - Ama, ne di­yor bu­ra­da? "Bit­lis­li bir şeyh bu­ra­da ge­lip kamp kur­muş­tur, ha­zi­ne­nin ye­rin­de. Şim­di, bu kam­pın bu­lun­du­ğu alan­da da kü­çü­cük ço­cuk­lar Kur'an kur­su­na zor­la gö­tü­rül­mek­te, ora­da eği­til­me­ye ça­lı­şıl­mak­ta­dır." di­yor ve bu­na ben­zer yay­lak­lar, kış­lak­lar önü­müz­de­ki dö­nem­de ço­ğal­tıl­mak is­te­ne­cek­tir eğer 22 Tem­muz­da is­te­di­ği­niz so­nu­cu alır­sa­nız. Ama, ta­bii ki, ben, 22 Tem­muz­da du­ru­mun si­zin le­hi­ni­ze ol­ma­ya­ca­ğı­nı bil­di­ğim­den do­la­yı, hem bu mek­tu­bu oku­mu­yo­rum hem de gü­nün son ko­nuş­ma­la­rın­dan bi­ri­si­ni yap­tı­ğım için siz­le­ri hop otu­rup hop kal­dır­mak is­te­mi­yo­rum. He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum, iyi gün­ler di­li­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ül­kü.

Şah­sı adı­na Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mü­nir Er­kal. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AH­MET MÜ­NİR ER­KAL (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu­gün ge­len Me­ra Ka­nu­nu'nun en önem­li özel­lik­le­rin­den bi­ri­si bu ko­nu­da olu­şan be­lir­siz­li­ğin or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı­dır. Ger­çek­ten, ka­mu alan­la­rın­da en bü­yük anar­şi, en bü­yük keş­me­keş… Ben de bu işin için­den bi­ri ola­rak söy­lü­yo­rum, her­han­gi bir ka­mu ala­nın­da be­lir­siz­lik var­sa, ora­da anar­şi var­dır, ora­da prob­lem var­dır, ora­da çar­pık ya­pı­laş­ma var­dır. Do­la­yı­sıy­la, Me­ra Ka­nu­nu'nun bu şe­kil­de gün­de­me gel­me­si ve be­le­di­ye­ce tes­cil edi­len alan­lar­da bu be­lir­siz­li­ğin gi­de­ril­me­si­ne dö­nük bu tek­lif, ger­çek­ten önem­li bir hiz­me­ti ifa ede­cek­tir. Bu­nu des­tek­le­di­ği­mi ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Ay­rı­ca, Mec­li­sin son gü­nün­de, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin siz çok de­ğer­li üye­le­ri­ni, onur­lu ve şe­ref­li üye­le­ri­ni bir kez da­ha se­lam­la­mak is­ti­yo­rum, ama, bu­nun se­be­bi şu: Be­nim tes­pit­le­rim, bu beş yıl­lık dö­nem­de, ger­çek­ten, bu Mec­li­sin Tür­ki­ye'ye ka­zan­dır­dı­ğı çok bü­yük imaj­lar var. Bi­rin­ci­si, mil­let­le dev­let ara­sın­da­ki gü­ven köp­rü­sü­nü bu Mec­lis ye­ni­den in­şa et­miş­tir. Bu çok önem­li bir ka­za­nım­dır, çün­kü, bu mil­le­tin gü­ven­di­ği en bü­yük ku­rum bu­ra­sı.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ikin­ci­si -çok önem­li bir tes­pit yi­ne- bu Mec­lis, bu ül­ke­de­ki ola­ğa­nüs­tü dö­nem­den nor­mal dö­ne­me ge­çi­şin -çün­kü, Tür­ki­ye, dört bü­yük, böy­le, dar­be­ler, muh­tı­ra­lar ya­şa­mış bir ül­ke- ola­ğa­nüs­tü dö­nem­den, anor­mal bir dö­nem­den nor­mal dö­ne­me ge­çiş nok­ta­sın­da çok önem­li ta­rihî bir gö­rev ifa et­miş­tir.

Bir önem­li tes­pi­tim da­ha var. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, ge­çen bu sü­reç içe­ri­sin­de -bu, ka­mu­oyun­da hâkim olan bir ka­na­at­tir, il­gi­li il­gi­siz her­ke­sin hâkim ol­du­ğu bir ka­na­at­tir- as­la, bu Mec­lis, bu mil­le­tin de­ğer­le­ri­ne, te­mel de­ğer­le­ri­ne, inanç has­sa­si­yet­le­ri­ne, ma­ne­vi de­ğer­le­ri­ne as­la yan­lış yap­ma­mış­tır. Ger­çek­ten, bu sü­re­cin bu tarz­da oluş­ma­sın­da bu, "ege­men­lik ka­yıt­sız şart­sız mil­le­tin­dir" il­ke­si, bu Mec­lis ta­ra­fın­dan, en yük­sek se­vi­ye­de tem­sil edil­miş­tir, ha­ya­ta ge­çi­ril­miş­tir, uy­gu­la­ma­ya ko­nul­muş­tur. Ta­bii, son dö­nem­de de şu­nu gös­ter­miş­tir: Bu Mec­lis ol­du­bit­ti­le­re di­ren­miş­tir, bu Mec­lis da­yat­ma­la­ra di­ren­miş­tir. Bu Mec­lis hak­kın ika­me edil­me­si için da­yat­ma­la­ra kar­şı, doğ­ru­nun ifa­de edil­me­si için her tür­lü gay­re­ti çok se­vi­ye­li bir şe­kil­de, Tür­ki­ye mil­le­ti­nin gö­zü önün­de ge­re­ken fonk­si­yo­nu­nu ifa et­miş­tir. Onun için, ger­çek­ten, ola­ğa­nüs­tü bir per­for­man­sı var bu Mec­li­sin ya­sa­ma an­la­mın­da, ça­lış­ma an­la­mın­da. Bu per­for­man­sı ifa­de et­mek­ten âci­zim.

Bu an­lam­da, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin siz, onur­lu, şe­ref­li, de­ğer­li üye­le­ri­ni bir kez da­ha se­lam­lı­yo­rum, siz­le­re he­lal ol­sun di­yo­rum.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Er­kal.

Şah­sı adı­na, Art­vin Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Yük­sel Çor­ba­cı­oğ­lu.

Bu­yu­run.

YÜK­SEL ÇOR­BA­CI­OĞ­LU (Art­vin) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Yü­ce Mec­li­sin de­ğer­li üye­le­ri, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

As­lın­da bu ka­nun­da söz al­ma dü­şün­ce­sin­de de­ğil­dim, ama bi­raz ön­ce ko­nu­şan Sa­yın AKP söz­cü­sün­den son­ra söz al­ma ih­ti­ya­cı his­set­tim. Bi­raz ön­ce ko­nu­şan De­ğer­li Mil­let­ve­ki­li­miz, Mec­li­si­mi­zin Çev­re Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı. Çev­re­yi her­kes­ten çok ko­ru­ma­sı ge­re­ken, yay­la­la­rı, kış­lak­la­rı, me­ra­la­rı, he­pi­miz­den da­ha çok ko­ru­ma­sı ge­re­ken bir mil­let­ve­ki­li­nin, bir Çev­re Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı­nın bu­nun tam ter­si­ne bir gö­rüş be­yan et­me­si ve bu ka­nu­na olum­lu ya­naş­ma­sı­nı, doğ­ru­su, çev­re­ci­lik adı­na hiç doğ­ru bul­ma­dı­ğı­mı söy­lü­yo­rum.

Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Çor­ba­cı­oğ­lu.

Mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 2- Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 3- Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin tü­mü­nü oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Tek­lif ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır. Ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

8'in­ci sı­ra­da yer alan, Kü­tah­ya Mil­let­ve­ki­li So­ner Ak­soy ile 7 Mil­let­ve­ki­li­nin; Jeo­ter­mal Ener­ji Kay­nak­la­rı ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nu­nu Tek­li­fi, İz­mir Mil­let­ve­ki­li Hak­kı Ül­kü'nün; Jeo­ter­mal Kay­nak­lar ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nun Tek­li­fi ve De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met Yük­sek­te­pe'nin; Jeo­ter­mal Kay­nak­la­rı ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nu­nu Tek­li­fi ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

8.- Kü­tah­ya Mil­let­ve­ki­li So­ner Ak­soy ile 7 Mil­let­ve­ki­li­nin; Jeo­ter­mal Ener­ji Kay­nak­la­rı ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nu­nu Tek­li­fi, İz­mir Mil­let­ve­ki­li Hak­kı Ül­kü'nün; Jeo­ter­mal Kay­nak­lar ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nun Tek­li­fi ve De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met Yük­sek­te­pe'nin; Jeo­ter­mal Kay­nak­la­rı ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nu­nu Tek­li­fi ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/454, 2/76, 2/579) (S. Sa­yı­sı: 1208) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Ye­rin­de.

Hükûmet? Ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1208 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, bu ta­sa­rı İç Tü­zük'ün 91'in­ci mad­de­si kap­sa­mın­da gö­rü­şü­le­cek­tir. Bu ne­den­le ta­sa­rı, tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­la­nıp mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si ka­bul edil­dik­ten son­ra bö­lüm­ler hâlin­de gö­rü­şü­le­cek ve bö­lüm­ler­de yer alan mad­de­ler ay­rı ay­rı oy­la­na­cak­tır.

Şim­di, ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ma­ni­sa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Nu­ri Çi­lin­gir.

Sa­yın Çi­lin­gir bu­yu­run.

CHP GRU­BU ADI­NA NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1208 sı­ra sa­yı­lı Jeo­ter­mal Kay­nak­lar ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nun Tek­li­fi üze­rin­de söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le yü­ce he­ye­ti say­gıy­la se­lam­la­rım.

Ül­ke­le­rin kal­kın­ma­sı ve bi­rey­le­rin da­ha iyi bir ha­yat ya­şa­ya­bil­me­si­nin baş­lı­ca un­sur­la­rın­dan bi­ri ener­ji­dir. İçin­de bu­lun­du­ğu­muz yüz­yıl için­de ya­şam dü­ze­yi­nin sü­rek­li yük­sel­me­si ki­şi ba­şı­na ener­ji tü­ke­ti­mi­ni de ar­tır­mak­ta­dır. Gü­nü­müz­de, gü­ve­ni­lir, ucuz ve te­miz ener­ji te­mi­ni, bü­tün ül­ke­le­rin bi­rin­cil ener­ji po­li­ti­ka­sı­dır. Bu­nun­la be­ra­ber, ener­ji te­mi­nin­de çev­re­sel et­ken­le­ri mut­la­ka göz önün­de bu­lun­dur­mak ge­rek­li­dir. Sür­dü­rü­le­bi­lir ener­ji po­li­ti­ka­la­rı­nın en önem­li­si, ener­ji­nin ve­rim­li kul­la­nı­mı ve çev­re­ye za­rar ver­me­yen ener­ji tek­no­lo­ji­le­ri­nin ter­cih edil­me­si­dir. Bu­gün, dün­ya nü­fu­su­nun yüz­de 80'i, az ge­liş­miş böl­ge­ler­de yok­sul bir ya­şam sür­dür­mek­te­dir. Dün­ya­da üre­ti­len ener­ji­nin yüz­de 70'i, dün­ya­nın yüz­de 20'si­ni kap­sa­yan en­düs­tri­si ge­liş­miş ül­ke­ler­ce tü­ke­til­mek­te­dir.

Son yıl­lar­da, özel­lik­le ge­liş­miş ül­ke­ler, tek ener­ji kay­na­ğı­na bağ­lı kal­ma­mak ge­rek­ti­ği­ni gör­müş ve ener­ji gü­ven­li­ği­ni ön pla­na çı­kar­mış­lar­dır. Yi­ne, son yıl­lar­da or­ta­ya çı­kan çev­re bi­lin­ci, fo­sil ya­kıt­la­ra da­ya­lı ener­ji üre­ti­mi­nin ve tü­ke­ti­mi­nin, böl­ge­sel ve kü­re­sel se­vi­ye­de çev­re­ye za­rar­lı ol­du­ğu­nun an­la­şıl­ma­sı­nı sağ­la­mış­tır. Ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rın­dan olan jeo­ter­mal ener­ji­de böy­le bir prob­lem yok­tur. Jeo­ter­mal ener­ji, çev­re dos­tu bir ener­ji­dir. Av­ru­pa Bir­li­ği, çev­re­nin ko­run­ma­sı ve sür­dü­rü­le­bi­lir ener­ji­ye kat­kı­la­rı, arz gü­ven­li­ği ve ye­rel is­tih­dam ya­ra­ta­rak sos­yal bü­tün­leş­me­ye kat­kı sağ­la­ma­sı ne­de­niy­le, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın ön­ce­lik­li ola­rak ge­liş­ti­ril­me­si­ni ge­rek­li gör­mek­te­dir. Ge­rek ener­ji­de dı­şa ba­ğım­lı­lı­ğın azal­tıl­ma­sı ge­rek­se arz gü­ven­li­ği­nin sağ­lan­ma­sı ba­kı­mın­dan, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kul­la­nı­mı, ül­ke­mi­zin ulu­sal ener­ji po­li­ti­ka­sı açı­sın­dan son de­re­ce önem­li­dir.

Tür­ki­ye, jeo­ter­mal kay­nak­lar ve mi­ne­ral­li su­lar açı­sın­dan ol­duk­ça zen­gin­dir. An­cak, da­ha çok, bu kay­nak­lar, ge­le­nek­sel ola­rak kap­lı­ca ve iç­me­ce ola­rak kul­la­nıl­mak­ta­dır. Son yıl­lar­da, bu kay­nak­la­rı­mız, il ve il­çe­le­ri­miz­de ko­nut ısıt­ma­cı­lı­ğın­da da kul­la­nıl­ma­ya baş­lan­mış­tır. Ül­ke­miz­de zen­gin ola­rak bu­lu­nan jeo­ter­mal kay­nak­lar ile ay­nı je­olo­jik sis­tem içe­ri­sin­de bu­lu­nan mi­ne­ral­li su­lar­dan mut­la­ka da­ha faz­la ya­rar­lan­ma­mız ge­rek­mek­te­dir.

Öte yan­dan, Av­ru­pa Bir­li­ği ge­nel ener­ji tü­ke­ti­mi için­de or­ta­la­ma ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın pa­yı­nın 2010 yı­lı­na ka­dar 2 ka­tı­na çı­kar­tı­la­rak yüz­de 12 se­vi­ye­si­ne ulaş­tı­rıl­ma­sı­nın he­def­len­di­ği gü­nü­müz­de, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın bir an ön­ce ge­liş­ti­ri­le­rek ger­çek­leş­ti­ril­me­si ül­ke­miz  açı­sın­dan  da  bü­yük  önem  ta­şı­mak­ta­dır.  Ye­te­rin­ce  de­ğer­len­di­ri­le­me­yen  bu kay­nak­la­rın,

(x) 1208 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

ge­rek ül­ke­mi­zin öz kay­nak­la­rı ol­ma­sı ve ener­ji ba­ğım­lı­lı­ğı­nın azal­tıl­ma­sı ge­rek­se çev­re­nin ko­run­ma­sı, is­tih­dam ve yer­li tek­no­lo­ji oluş­tu­rul­ma­sı­na kat­kı sağ­la­ma­sı ve ye­ni­le­ne­bi­lir kay­nak­la­rın mev­cut pi­ya­sa şart­la­rı içe­ri­sin­de di­ğer ener­ji üre­tim sis­tem­le­riy­le re­ka­be­ti­nin zor ol­ma­sı ne­de­niy­le, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­mı­zın ulu­sal bir po­li­ti­ka oluş­tu­ru­la­rak des­tek­len­me­si ge­rek­mek­te­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1926 yı­lın­da çı­ka­rı­lan 927 sa­yı­lı Ka­nun'la jeo­ter­mal su­la­rın, ver­gi ve ka­zanç his­se­le­ri il özel ida­re­le­ri­ne bı­ra­kıl­mış­tır. İl özel ida­re­le­ri, bu su­la­rı doğ­ru­dan doğ­ru­ya iş­le­te­bi­le­cek­le­ri gi­bi, iş­let­me­ye ta­lip olan­la­ra iş­let­me ruh­sat­na­me­si ver­mek su­re­tiy­le iha­le ede­bil­mek­tey­di­ler. Özel ida­re­ler­ce iş­le­til­mek is­ten­me­yen ve­ya iha­le edi­le­me­yen su­la­rın ver­gi ve ka­zanç his­se­le­ri vi­la­yet­çe be­le­di­ye ve köy­le­re dev­re­di­le­bil­mek­tey­di.

Uy­gu­la­nan bu Ya­sa, jeo­ter­mal sek­tö­rün ge­li­şi­min­de ve olu­şum prob­lem­le­ri­nin çö­zü­mün­de son de­re­ce ye­ter­siz kal­mış­tır. 2004 yı­lın­da yü­rür­lü­ğe gi­ren 5177 sa­yı­lı Ka­nun ile de­ği­şik 3213 sa­yı­lı Ma­den Ka­nu­nu'nun ge­çi­ci 4'ün­cü mad­de­si­nin uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin dü­zen­le­nen yö­net­me­lik de ye­ter­siz kal­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ka­nun ül­ke­miz açı­sın­dan son de­re­ce önem­li­dir. Bi­lin­di­ği üze­re, ül­ke­miz jeo­ter­mal kay­nak­lar ve mi­ne­ral­li su­lar açı­sın­dan son de­re­ce zen­gin­dir. An­cak, bu zen­gin po­tan­si­yel­den ge­rek­ti­ği gi­bi ya­rar­la­nıl­dı­ğı­nı söy­le­me­miz müm­kün de­ğil­dir. Bu kay­nak­lar ko­nut ısıt­ma, kap­lı­ca gi­bi ka­mu ya­ra­rı­nın ön plan­da tu­tul­du­ğu uy­gu­la­ma­la­rın ya­nın­da, elek­trik üre­ti­mi, ter­mal tu­rizm, se­ra­cı­lık ve en­düs­tri­yel ürün­le­rin el­de edil­me­si gi­bi çok çe­şit­li alan­lar­da kul­la­nıl­mak­ta­dır. Kay­nak­la­rın de­ğer­len­di­ril­me­si­nin kay­na­ğın bu­lun­du­ğu yö­re ve böl­ge eko­no­mi­si­ne kat­ma de­ğer sağ­la­dı­ğı gi­bi, ül­ke­mi­zin ta­nı­tıl­ma­sın­da da önem­li bir rol oy­na­ya­ca­ğı bi­lin­mek­te­dir. Jeo­ter­mal kay­nak­lar ile ay­nı je­olo­jik sis­tem içe­ri­sin­de bu­lu­nan mi­ne­ral­li su­lar­dan da­ha faz­la ya­rar­lan­ma yö­nün­de ya­tı­rım­lar art­mak­ta­dır. Bu kay­nak­lar ile il­gi­li ola­rak ya­sal alan­da ve uy­gu­la­ma­da ol­duk­ça ka­rı­şık ve ye­ter­siz bir du­rum var­dır. Jeo­ter­mal Kay­nak­lar ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nun Tek­li­fi, kul­la­nım alan­la­rı, sağ­la­ya­cak­la­rı fay­da­lar ve iş­let­me bü­yük­lük­le­ri açı­sın­dan çok bü­yük fark­lı­lık gös­te­ren jeo­ter­mal ve mi­ne­ral­li su­la­rın tü­mü­nü kap­sa­mak­ta­dır. Olu­şum or­tam­la­rı­na gö­re, fark­lı sı­cak­lık, de­bi, mi­ne­ral içe­ri­ği ve de­rin­lik gi­bi pa­ra­met­re­le­re bağ­lı ola­rak üre­ti­len ve elek­trik, ko­nut ısıt­ma­cı­lı­ğı, se­ra­cı­lık, fi­zik te­da­vi, kap­lı­ca, mi­ne­ral ka­za­nı­mı ve iç­me su­yu gi­bi fark­lı amaç­lar için kul­la­nı­lan jeo­ter­mal ve mi­ne­ral­li su­la­rın kul­la­nı­mı­nın mut­la­ka bir dü­zen içe­ri­si­ne alın­ma­sı ge­rek­li­dir. Yü­rür­lü­ğe gi­re­cek olan bu ka­nun­la, ya­sal alan­da­ki ye­ter­siz­lik ve mev­zu­at boş­lu­ğu or­ta­dan kal­ka­rak, ruh­sat hak­la­rı­nın tek el­den ve dü­zen­li bir şe­kil­de yü­rü­ye­ce­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum. Yi­ne, bu ka­nun­la bir­lik­te çı­ka­rı­la­cak uy­gu­la­ma yö­net­me­lik­le­ri­nin, sis­te­me bir iş­ler­lik ka­zan­dı­ra­ca­ğı inan­cı­nı ta­şı­mak­ta­yım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, se­çim böl­gem Ma­ni­sa ili Sa­lih­li il­çe­miz­de ko­nut ısıt­ma­cı­lı­ğı jeo­ter­mal ener­jiy­le ya­pıl­mak­ta­dır. İl­çe­miz­de bu­lu­nan Kur­şun­lu Kap­lı­ca­la­rı, ay­nı za­man­da, şe­hir­de 5 bin ko­nu­tun ısı­tıl­ma­sın­da kul­la­nıl­mak­ta­dır, pro­je­nin ta­ma­mı 20 bin ko­nut­luk­tur. Son de­re­ce te­miz ve çev­re­ci bir ener­ji kay­na­ğı­dır, Sa­lih­li Be­le­di­ye­miz bu sis­te­mi ba­şa­rı ile uy­gu­la­mak­ta­dır. Be­le­di­ye­miz, şe­hir­de da­ha faz­la ko­nu­tun ısı­tıl­ma­sı için ge­rek­li ya­tı­rım­la­rı yap­mış­tır, an­cak, kap­lı­ca­mız­da­ki sı­cak su da­ha faz­la ko­nu­tun ısı­tıl­ma­sı için ye­ter­li de­ğil­dir. Bu so­ru­nun gi­de­ril­me­si için, Kur­şun­lu Kap­lı­ca­la­rı­nın bu­lun­du­ğu sa­ha­nın bi­ti­şi­ğin­de bu­lu­nan Ca­fer­bey Ku­yu­su'nun Sa­lih­li Be­le­di­ye­si­ne dev­ri için ge­rek­li gi­ri­şim­le­ri yap­tık, an­cak, şu ana ka­dar bir so­nu­ca ula­şa­ma­dık. Sa­yın Ener­ji Ba­ka­nı­mı­zı bu ko­nu­da bil­gi­len­dir­dik. Ben, Sa­yın Ener­ji Ba­ka­nı­mı­zın, se­çim­ler­den ön­ce, Ca­fer­bey Ku­yu­su'nun bir ka­mu ku­ru­lu­şu olan Sa­lih­li Be­le­di­ye­mi­ze dev­re­dil­me­si hu­su­sun­da ge­rek­li ta­li­mat­la­rı ver­me­si­ni bu­ra­da tek­rar arz edi­yo­rum. Ak­si tak­dir­de, söz ko­nu­su ku­yu­nun baş­ka bi­ri­ne ve­ril­me­si du­ru­mun­da, be­le­di­ye­mi­zin yap­tı­ğı, 20 bin ko­nu­tun ısı­tıl­ma­sı için, ya­tı­rım bo­şa gi­de­ce­ği gi­bi, in­san­la­rı­mı­za da hak­sız­lık ya­pıl­mış ola­cak­tır.

Bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le, yü­ce he­ye­ti say­gıy­la se­lam­la­ma­dan ön­ce, 23'ün­cü Dö­ne­min… Ve 23 Tem­muz­da baş­la­ma­sı da ben­ce çok il­ginç. 22'nci Dö­nem ayın 22'sin­de bi­ti­yor, 23 Tem­muz­da da 23'ün­cü Dö­nem baş­lı­yor. 22'nci Dö­nem­de hep be­ra­ber gü­zel anı­la­rı­mız ol­du. Ba­zen tar­tış­ma­la­rı­mız da ol­du ama, he­pi­miz mu­ta­bı­kız ki, bu Mec­lis Tür­ki­ye için çok önem­li ça­lış­ma­la­rı ger­çek­leş­tir­miş­tir, Tür­ki­ye'de önem­li iş­le­re im­za at­mış­tır ve bi­raz ön­ce çı­kan Si­gor­ta­cı­lık Ya­sa­sı'nda gö­rül­dü­ğü gi­bi, uz­laş­may­la her şe­yi ya­pa­bi­le­ce­ği­ni ka­nıt­la­mış­tır. Ama, ne ya­zık ki, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­de Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si uz­laş­ma­ya ya­naş­ma­dı­ğın­dan bu so­run gel­miş­tir.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Kaç­tı­nız Mec­lis­ten ya­hu!

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (De­vam­la) - Ben, bu dö­nem­de kay­bet­ti­ği­miz bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mı­za, mil­let­ve­ki­li kar­deş­le­ri­mi­ze Tan­rı'dan rah­met di­li­yo­rum, ai­le­le­ri­ne baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

He­pi­ni­ze ye­ni dö­nem­de ba­şa­rı­lar di­ler, say­gı­lar, sev­gi­ler su­na­rım. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Çi­lin­gir.

Ko­mis­yon adı­na, Kü­tah­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­yın So­ner Ak­soy.

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Muh­te­rem Baş­kan, çok kıy­met­li ar­ka­daş­la­rım; ben de bu son gün -sa­nı­yo­rum, son ko­nuş­ma­lar­dan bi­ri ola­cak- si­zi sık­ma­ya­ca­ğım. Sa­de­ce… Jeo­ter­mal ener­ji ve mi­ne­ral­li su­lar, ener­ji po­li­ti­ka­sın­da AK Par­ti Hükûme­ti­nin yap­mış ol­du­ğu önem­li ya­pı­lan­ma­la­rın son hal­ka­sı­dır. Bu ba­kım­dan önem arz eder. Tür­ki­ye'de top­lum­la en­teg­re ola­bi­len ve ka­lı­cı ni­te­lik de ta­şı­yan, ener­jiy­le ala­ka­lı çok cid­di ya­sa­lar çı­kar­tıl­mış­tır. Bu ya­sa­la­rın çı­kar­tıl­ma­sın­da Ener­ji Ba­kan­lı­ğı ve özel­lik­le Ko­mis­yo­nu­mun de­ğer­li üye­le­ri çok üs­tün gay­ret­ler gös­ter­miş­tir. Bu gay­re­tin so­nun­da da Tür­ki­ye'de ger­çek­ten ener­ji po­li­ti­ka­sı­nı or­ta­ya ko­yan cid­di ya­sa­lar or­ta­ya kon­muş­tur. Bu ba­kım­dan, ben ken­di­le­ri­ne mü­te­şek­kir ol­du­ğu­mu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Bu jeo­ter­mal ener­ji, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji ni­te­li­ğin­de olup, ken­di öz kay­nak­la­rı­mı­zı elek­tri­ğe, se­ra­ya, ko­nut ısı­tı­mı­na ve ku­ru buz üre­ti­mi gi­bi di­ğer pek çok fonk­si­yon­la­rı ola­bi­le­cek ni­te­lik­te kul­lan­ma­ya dö­nük te­mel bir ya­sa­dır. Bu iti­bar­la, öne­mi çok bü­yük­tür ve ay­rı­ca, po­tan­si­yel ola­rak da Av­ru­pa ül­ke­le­ri ara­sın­da bir nu­ma­ra­lı jeo­ter­mal ener­ji kay­nak­la­rı­na sa­hi­biz, dün­ya­da da ye­di ül­ke­den bi­ri­yiz. Bu ba­kım­dan, bu kay­na­ğı­mı­zı or­ta­ya çı­kar­mak ve is­ti­fa­de et­mek nok­ta­sın­da önem­li bir adım at­mış olu­yo­ruz. Bu, 22'nci Dö­ne­me na­sip ol­du­ğu için, doğ­ru­su, ben, bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mız­la gu­rur du­yu­yo­rum. Bu­ra­da, ik­ti­dar, mu­ha­le­fet be­ra­ber ça­lış­mı­şız.

Bu ya­sa, as­lın­da bir ya­sa tek­li­fi­dir ama 3 ar­ka­da­şı­mı­zın ya­sa tek­li­fi­dir. Her ya­sa tek­li­fi­nin al­tın­da da, di­ğer, Ko­mis­yon üye­si ar­ka­daş­la­rı­mı­zın im­za­la­rı var­dır. Bu­ra­da im­za sa­hip­le­ri­nin hep­si­nin is­mi­ni tek tek say­ma­ma lü­zum yok. Ta­ma­men, fah­ri ola­rak ya­pıl­mış bir ça­lış­ma­nın so­nun­da mey­da­na gel­miş­tir. Bu ça­lış­ma­la­rı biz ya­par­ken, Ener­ji Ba­kan­lı­ğı da ken­di ara­sın­da, MTA'yla be­ra­ber ben­zer bir ça­lış­ma yap­mış­tır ve son­ra hep­si­ni, hem Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin hem AK Par­ti­li De­niz­li Mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mı­zın hem bi­zim Ko­mis­yo­nu­mu­zun ha­zır­la­dı­ğı ya­sa ve bir de MTA'nın Ener­ji Ba­kan­lı­ğıy­la ha­zır­la­dı­ğı ya­sa alt ko­mis­yon­da bir­leş­ti­ril­miş ve bu me­tin öy­le oluş­tu­rul­muş­tur.

Tür­ki­ye'nin ger­çek­le­ri­ne uy­gun, cid­di ve gü­zel bir ya­sa­dır. Bu­nun ha­yır­lı ola­ca­ğı­na ina­nı­yo­rum ve bü­tün ar­ka­daş­la­rı­ma şük­ran­la­rı­mı su­nu­yor, ha­yır­lı, ba­şa­rı­lı gün­ler di­li­yo­rum.

Sağ olu­nuz, var olu­nuz efen­dim. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Ak­soy.

Ge­ne­li üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, mad­de­le­re ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Şim­di bi­rin­ci bö­lü­mün gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz, bi­rin­ci bö­lüm 1 ila 15'in­ci mad­de­le­ri kap­sa­mak­ta­dır.

Bi­rin­ci bö­lüm üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mus­ta­fa Ga­zal­cı.

Bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­niz­li) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; Mec­li­si­mi­zin son gü­nün­de, bu dö­ne­min son gü­nün­de, Jeo­ter­mal Ener­ji Kay­nak­la­rı ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ya­sa Öne­ri­si üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, bi­rin­ci bö­lüm­de, söz al­dım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­niz­li'yi il­gi­len­dir­di­ği için jeo­ter­mal ener­ji, kı­sa bir ko­nuş­ma ge­rek­si­ni­mi duy­dum.

Üç de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mı­zın ya­sa öne­ri­si bir­leş­ti­ri­le­rek -Kü­tah­ya, İz­mir ve De­niz­li, hem AKP'li hem CHP'li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ya­sa öne­ri­si- önü­mü­ze gel­di son gün. Gö­nül is­ter­di ki, Ener­ji Ba­ka­nı­mız, tar­tış­ma­lı bir nük­le­er ener­ji ya­sa ta­sa­rı­sı­nı ge­ti­re­ce­ği­ne, her­ke­sin bir­leş­ti­ği jeo­ter­mal­le il­gi­li bir hükûmet ta­sa­rı­sı ge­tir­sin, bu öne­ri­ler­le be­ra­ber, biz, onu da­ha bol bir za­man için­de, ay­lar ön­ce, bel­ki yıl­lar ön­ce, ko­nuş­say­dık di­yo­rum. Ya­ni, son gün bir za­man bas­kı­sı var he­pi­mi­zin üze­rin­de hak­lı ola­rak "İş­te, aman, he­pi­miz gö­rüş bir­li­ği için­de­yiz, bu­nu ko­nu­şa­lım, bi­ti­re­lim, ka­bul ede­lim, gi­de­lim."

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, jeo­ter­mal kay­nak, ger­çek­ten hem yer­li kay­nak hem te­miz kay­nak ener­ji açı­sın­dan ve eğer bu­gün­kü tek­no­lo­jiy­le bu­gün bu ener­ji kay­nak­la­rı kul­la­nı­la­cak olur­sa… Ko­nut ısıt­ma­sın­da kul­la­nı­la­bi­li­yor, se­ra­cı­lık­ta kul­la­nı­lı­yor, sa­na­yi­de kul­la­nı­lı­yor, tu­rizm­de kul­la­nı­lı­yor, sağ­lık amaç­lı ola­rak kul­la­nı­lı­yor ve Tür­ki­ye de bu ko­nu­da çok zen­gin. Ya­ni bu zen­gin kay­nak­lar­dan bi­ri­si de De­niz­li ili. Ma­ale­sef, bu ka­dar te­miz, bu ka­dar çok amaç­lı bir kay­nak­tan, biz üç­te 1 oran­da bi­le ya­rar­la­na­mı­yo­ruz, ya­ni, yüz­de 32 an­cak ya­rar­lan­dı­ğı­mız bir du­rum.

Bir ya­sa­sı şim­di­ye ka­dar ya­pıl­ma­mış, kırk yıl­dır du­ru­lu­yor üze­rin­de. Bir te­mel ya­sa ol­ma­dı­ğı için, iş­let­me­de ve izin­de, de­vir­de çe­şit­li ak­sak­lık­lar olu­yor ve bu yüz­den de, ener­ji­nin üze­rin­de otur­muş ol­ma­sı­na kar­şın, jeo­ter­mal kay­nak ener­ji­nin üze­rin­de otur­muş ol­ma­sı­na kar­şın yok­sul­luk çe­ken yer­le­ri­miz var, bi­zim De­niz­li'de çok. Ör­ne­ğin, bir­den ak­lı­ma Gö­le­mez­li ka­sa­ba­mız ge­li­yor; ku­yu­lar açıl­mış MTA ta­ra­fın­dan, ki­şi­ler ta­ra­fın­dan, ka­sa­ba­lı­la­ra de­miş ki, aman do­kun­ma­yın. Yok… Çün­kü, bir ya­sal or­tam yok­tu şim­di­ye ka­dar. Bu­nun­la il­gi­li çe­şit­li gi­ri­şim­ler ya­pıl­mış, par­ça par­ça iş­ler ol­muş, o, var olan ya­sa­lar­dan ya­rar­la­na­rak. Bir öl­çü­de, bu dü­zen­le­me bun­la­rı ön­le­ye­cek. Ya­ni, bel­ki ye­rel yö­ne­tim­le­rin, özel ida­re­le­rin el­le­ri­ni güç­len­di­re­cek bu ya­sa. Ya­ni, ba­kan­lık­tı, özel ida­rey­di, va­li­lik­ti, bu kar­ma­şa­dan bir öl­çü­de kur­tul­muş ola­ca­ğız bu dü­zen­le­mey­le.

Bi­zim es­ki va­li­le­ri­miz de uğ­ra­şı­yor­du, bu, De­niz­li'nin ener­ji jeo­ter­mal kay­na­ğıy­la il­gi­li, ama, ye­ni Va­li­miz Sa­yın Ha­san Can­po­lat da çok il­gi­li ve bu ko­nu­da çe­şit­li top­lan­tı­lar ya­pı­yor ve De­niz­li'nin dört böl­ge­sin­de jeo­ter­mal köy­ler, âde­ta, çok amaç­lı bu jeo­ter­mal kay­na­ğı or­ta­ya çı­ka­ra­cak ve ora­da, çok amaç­lı ku­ru­luş­la­rın, te­sis­le­rin ol­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak bir gi­ri­şim­de de bu­lun­du. Çar­dak Bey­ler­li'de, Bul­dan Ye­ni­ce­kent'te, Sa­ray­köy Kı­zıl­de­re'de, Ak­köy Gö­le­mez­li'de bu ça­lış­ma­lar ya­pıl­mak­ta­dır.

Ben, ta­bii, ül­ke­mi­zin bu bü­yük zen­gin­li­ği­nin ile­ri­de da­ha ge­liş­miş ya­sa­lar­la, da­ha des­tek­le­yi­ci bir­ta­kım dü­zen­le­me­ler­le ge­ti­ril­me­si­ni di­li­yo­rum. Ge­ne de böy­le çev­re­yi kir­let­me­yen çok amaç­lı jeo­ter­mal ener­ji­nin ve mi­ne­ral su­la­rın bir ya­sal dü­zen­le­me­ye son gün­de de ol­sa ka­vuş­tu­rul­muş ol­ma­sı çok gü­zel bir şey. Bu ya­sa öne­ri­si­ni ge­ti­ren ar­ka­daş­la­rı­mı kut­lu­yo­rum. Ger­çek­ten bir boş­luk var­dı. Bu ya­say­la bu boş­luk da bir öl­çü­de gi­de­ril­miş ola­cak. Ama bu, ben­ce, da­ha ge­niş bir za­man­da ele alın­sa çok da­ha iyi olur­du. Çün­kü, Tür­ki­ye'de, de­min de söy­le­dim, MTA, ya­ni Ma­den Tet­kik ve Ara­ma Ge­nel Mü­dür­lü­ğü es­ki çe­ki­ci­li­ği­ni yi­tir­miş­tir.

Bu ko­nu­da -iş­te 360 ci­va­rın­da özel gi­ri­şim­le be­ra­ber- top­lam 500 ku­yu var. Oy­sa, biz ka­dar bu jeo­ter­mal ener­ji­ye sa­hip ol­ma­yan ül­ke­ler­de bu da­ha faz­la. İş­te bu ya­sa, bel­ki, et­kin kul­la­nı­mı­nı, araş­tı­rıl­ma­sı­nı, iş­le­til­me­si­ni, iz­ne bağ­lan­ma­sı­nı bir öl­çü­de or­ta­ya çı­ka­ra­cak. Bü­tün il­le­ri­miz ol­du­ğu gi­bi, Tür­ki­ye'nin bir­çok ye­ri ol­du­ğu gi­bi De­niz­li de do­ğal ola­rak bun­dan ya­rar­la­na­cak­tır. Ben, ye­ni­den, bu ya­sa öne­ri­si­ni ve­ren mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı kut­lu­yo­rum.

Bu dö­nem­de, 22'nci Dö­nem­de, ger­çek­ten, Mec­lis, gü­zel ça­lış­ma­lar da yap­tı, ama bir­çok olum­suz dü­zen­le­me­ler de ol­du. Böy­le bir gün­de olum­suz şey­ler ko­nu­şul­maz. Ama Ana­ya­sa Mah­ke­me­si, Cum­hur­baş­ka­nı ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin de­ne­ti­mi ol­ma­say­dı da­ha kö­tü ola­bi­lir­di di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Be­ra­ber yap­tı­ğı­mız bir­ta­kım dü­zen­le­me­ler ol­du, ama ço­ğu da ço­ğun­lu­ğa da­ya­na­rak bu­ra­da ba­zen ikin­ci kez gö­rüş­me­ler­de or­ta­ya çık­tı. Ne olur­sa ol­sun, bir­lik­te ça­lış­tı­ğı­mız bir dört bu­çuk yıl za­man var. Bü­tün ar­ka­daş­la­rı­ma ye­ni dö­nem­de ba­şa­rı­lar di­li­yo­rum, tü­mü­nü­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum.

Sağ olun. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­riz Sa­yın Ga­zal­cı.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bi­rin­ci bö­lüm üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, bi­rin­ci bö­lüm­de yer alan mad­de­le­ri, var­sa o mad­de üze­rin­de­ki öner­ge iş­lem­le­ri­ni yap­tık­tan son­ra, ay­rı ay­rı oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

JEO­TER­MAL KAY­NAK­LAR VE DO­ĞAL Mİ­NE­RAL­Lİ SU­LAR KA­NU­NU TEK­Lİ­Fİ

Bİ­RİN­Cİ BÖ­LÜM

Ge­nel Hü­küm­ler

Amaç

MAD­DE 1-

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Kap­sam

MAD­DE 2-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ta­nım­lar

MAD­DE 3-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Mül­ki­yet ve ruh­sat

MAD­DE 4-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

İKİN­Cİ BÖ­LÜM

Ruh­sat­lar

Ara­ma ruh­sa­tı

MAD­DE 5-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

İş­let­me ruh­sa­tı

MAD­DE 6-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Tek­nik so­rum­lu­luk ve fa­ali­yet ra­po­ru

MAD­DE 7-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Müc­bir se­bep ve bek­len­me­yen hal

MAD­DE 8-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

ÜÇÜN­CÜ BÖ­LÜM

Or­tak Hü­küm­ler

Fa­ali­yet­le­rin de­net­len­me­si

MAD­DE 9-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

De­vir, si­cil, iha­le, harç, te­mi­nat ve ida­re pa­yı

MAD­DE 10-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

İda­ri yap­tı­rım­lar

MAD­DE 11-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

İr­ti­fak ve ka­mu­laş­tır­ma

MAD­DE 12-

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var­dır, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1208 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi Mad­de 12 ye aşa­ğı­da­ki fık­ra­nın 8 in­ci fık­ra ola­rak ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

İr­fan Gün­düz

Ha­san An­ğı

Ala­et­tin Gü­ven

 

İs­tan­bul

Kon­ya

Kü­tah­ya

 

Ab­dul­lah Er­dem Can­ti­mur

A.Mü­fit Yet­kin

Ha­san Gü­yül­dar

 

Kü­tah­ya

Şan­lı­ur­fa

Tun­ce­li

(8) Jeo­ter­mal kay­nak da­ğı­tı­mı ve üre­ti­mi­ni ya­pan şir­ket­ler sa­na­yi ku­ru­lu­şu ve atık arıt­ma ku­ru­lu­şu ola­rak de­ğer­len­di­ri­lir­ler. Bu de­ğer­len­di­ril­me­ye gö­re, baş­ta elek­trik ta­ri­fe­le­ri ol­mak üze­re sa­na­yi ku­ru­luş­la­rı ve atık arıt­ma ku­ru­luş­la­rı­na ta­nı­nan tüm teş­vik ve hak­lar­dan ya­rar­la­nır­lar.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu?

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet?

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Ka­tı­lı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ül­ke­miz­de yer­li ve çev­re dos­tu kay­na­ğı­mız olan jeo­ter­mal kay­na­ğa da­ya­lı elek­trik üre­ti­mi, ko­nut ve se­ra ısıt­ma­sı ve ter­mal tu­rizm ala­nın­da yay­gın uy­gu­la­ma­lar bu­lun­mak­ta­dır. 31500 me­ga­vat ter­mal ola­rak ka­bul edi­len jeo­ter­mal po­tan­si­ye­li­mi­zin yak­la­şık % 4 ü ve 3250 me­ga­vat ter­mal olan gö­rü­nür ka­pa­si­te­mi­zin ise % 40 ı kul­la­nıl­mak­ta­dır. Bu uy­gu­la­ma­la­ra gö­re ül­ke­miz Dün­ya'da 5. sı­ra­da ol­ma­sı­na rağ­men po­tan­si­ye­li­miz dik­ka­te alın­dı­ğın­da bu uy­gu­la­ma­lar ar­zu edi­len dü­zey­de de­ğil­dir.

Jeo­ter­mal kay­nak üre­ti­mi ve da­ğı­tı­mı­nı ya­pan ka­mu ve özel şir­ket­le­rin teş­vik edi­le­rek des­tek­len­me­si ha­lin­de ül­ke­miz jeo­ter­mal uy­gu­la­ma­la­rı bü­yük bir ar­tış gös­te­re­cek bu da ül­ke­miz eko­no­mi­si ve is­tih­da­mı­na kat­kı­da bu­lu­na­cak­tır.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Şim­di, 12'nci mad­de­yi ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Re­hin, ha­ciz, ih­ti­ya­ti ted­bir ve ipo­tek te­si­si

MAD­DE 13-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Kay­nak re­zer­vu­arı­nın ko­run­ma­sı

MAD­DE 14-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Terk ve te­sis­le­rin in­ti­ka­li

MAD­DE 15-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bi­rin­ci bö­lüm­de yer alan mad­de­le­rin oy­la­ma­la­rı ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, ikin­ci bö­lü­mün gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

İkin­ci bö­lüm ge­çi­ci 1 ila 3'ün­cü mad­de­ler dâhil 16'yla 23'ün­cü mad­de­le­ri kap­sa­mak­ta­dır.

İkin­ci bö­lüm­de, şah­sı adı­na İz­mir Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Hak­kı Ül­kü.

Bu­yu­run efen­dim.

HAK­KI ÜL­KÜ (İz­mir) - On da­ki­ka de­ğil mi Sa­yın Baş­kan?

BAŞ­KAN - Şah­sı­nız adı­na de­di­ler de…

HAK­KI ÜL­KÜ (İz­mir) - Ha­yır, grup adı­na.

BAŞ­KAN - Grup adı­na mı olu­yor? Ta­mam efen­dim.

Bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA HAK­KI ÜL­KÜ (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; sab­rı­nı­za sı­ğı­na­rak, ken­di ver­miş ol­du­ğum bir ya­sa tek­li­fi ol­du­ğu için -bel­ki is­te­ni­len da­ki­ka­lar­da bit­me­ye­bi­lir, ama aşa­ğı yu­ka­rı on bir ta­ne ya­sa tek­li­fi ver­miş­tim- ilk de­fa bir ya­sa tek­li­fi­nin Ge­nel Ku­rul­da gö­rü­şül­me­si­ni sağ­la­dı­ğım için ya da sağ­lan­dı­ğı için, ya­ni bun­la­rın da tu­ta­nak­la­ra geç­me­si sağ­la­na­ca­ğı için, be­nim için çok önem­li. O ne­den­le, sab­rı­nı­za sı­ğı­nı­yo­rum ve jeo­ter­mal ya­sa­sı­nın bi­zim için çok önem ta­şı­dı­ğı­nı be­lir­te­rek söz­le­ri­me baş­la­mak is­ti­yo­rum.

Kı­sa­ca ta­nım­la­ya­cak olur­sak jeo­ter­mal kay­nak, yer ka­bu­ğu­nun çe­şit­li de­rin­lik­le­rin­de bi­rik­miş ısı­nın oluş­tur­du­ğu, kim­ya­sal­lar içe­ren sı­cak su, bu­har ve gaz­lar­dır. Jeo­ter­mal ener­ji ise, jeo­ter­mal kay­nak­lar­dan doğ­ru­dan ve­ya do­lay­lı ola­rak her tür­lü fay­da­lan­ma­yı kap­sa­mak­ta­dır. Ye­ni­le­ne­bi­lir, sür­dü­rü­le­bi­lir, tü­ken­me­yen, ucuz, gü­ve­ni­lir, çev­re dos­tu ve yer­li bir ener­ji tü­rü­dür.

Bu­gün, dün­ya­da, jeo­ter­mal kay­nak­lar ile elek­trik ener­ji­si üre­ti­mi ya­pı­lı­yor, mer­kezî ısıt­ma-so­ğut­ma ya­pı­lı­yor, se­ra ısıt­ma­sı ya­pı­lı­yor; en­düs­tri­yel amaç­lı kul­la­nım, pro­ses ısı­sı te­mi­ni ve ku­rut­ma ya­pı­lı­yor, kim­ya­sal mad­de ve mi­ne­ral üre­ti­mi, kar­bon­di­ok­sit, güb­re, lit­yum, ağır su, hid­ro­jen üre­ti­mi ya­pı­lı­yor; kap­lı­ca­lar­da ter­mal tu­rizm için kul­la­nı­lı­yor, 30 de­re­ce gi­bi dü­şük sı­cak­lık­lar­da kül­tür ba­lık­çı­lı­ğı için kul­la­nı­lı­yor, mi­ne­ral­li su ola­rak, içi­le­rek kul­la­nı­lı­yor.

Tür­ki­ye, jeo­ter­mal açı­dan dün­ya­da­ki en şans­lı, en zen­gin ül­ke­ler­den bi­ri. Dün­ya jeo­ter­mal po­tan­si­ye­li­nin yüz­de 8'i Tür­ki­ye'de bu­lu­nu­yor. Baş­ta İç Ana­do­lu ve Ege Böl­ge­si ol­mak üze­re ül­ke­miz­de Sa­kar­ya'dan Ri­ze'ye, Ay­dın'dan Bat­man, Bin­göl, Bit­lis ve Van'a ka­dar dok­san iki adet ko­nut ısıt­ma­cı­lı­ğı­na uy­gun sa­ha bu­lun­mak­ta­dır. Bu sa­ha­lar­da, jeo­ter­mal po­tan­si­ye­liy­le ül­ke­mi­zin top­lam ısın­ma ih­ti­ya­cı­nın yüz­de 30'unun kar­şı­lan­ma­sı müm­kün­dür.

Tür­ki­ye'de­ki jeo­ter­mal ısı po­tan­si­ye­li, bir yıl­da kul­la­nı­lan 9,3 mil­yar do­lar­lık fu­el oi­le ve 30 mil­yar met­re­küp do­ğal ga­za eş de­ğer dü­zey­de­dir. Ya­ni, 2006'da tü­ket­ti­ği­miz ve 5,5 mil­yar do­lar pa­ra öde­di­ği­miz, 30 mil­yar met­re­küp do­ğal ga­za eşit dü­zey­de bir jeo­ter­mal po­tan­si­ye­li­miz var. Ni­te­kim, ben ve di­ğer ar­ka­daş­la­rı­mız, 31 Mart 2003 ta­ri­hin­de, bu po­tan­si­yel­den en ve­rim­li şe­kil­de fay­da­la­na­bil­mek için bu ka­nun tek­li­fi­ni ver­miş­tik. Mec­li­se ye­ni gir­miş­tik, ül­ke­mi­zin çı­kar­la­rı­na, hal­kı­mı­zın ya­ra­rı­na, genç­le­ri­mi­ze ve ge­le­ce­ği­mi­ze çok bü­yük hiz­met­ler ya­pa­bil­me­yi umu­yor­duk. Ül­ke­mi­zi, bun­ca zen­gin­li­ğe sa­hip­ken, ya­ban­cı ül­ke kay­nak­la­rı­na muh­taç eden an­la­yı­şı yı­kıp, ken­di kay­nak­la­rı­mı­zı en ve­rim­li şe­kil­de kul­lan­ma­yı amaç­lı­yor­duk. Bu ko­nu­da, şu an­da gö­rüş­tü­ğü­müz gi­bi ka­nun tek­lif­le­ri ver­dik, so­ru öner­ge­le­ri ver­dik, ba­sın açık­la­ma­la­rı yap­tık. Tür­ki­ye gi­bi ener­ji­si ye­rin al­tın­dan fış­kı­ran bir ül­ke­de jeo­ter­mal açı­dan zen­gin böl­ge­ler­de do­ğal gaz kul­la­nıl­ma­sı ci­na­yet­tir, va­tan ha­in­li­ği­dir de­dik. Çün­kü, ül­ke ge­ne­lin­de, ilk etap­ta bir mil­yon ko­nu­tu ısı­ta­cak ka­pa­si­te­de­ki jeo­ter­mal kay­nak­lar sa­ye­sin­de, hal­kı­mız, va­na­sı baş­ka ül­ke­le­rin elin­de, ne­re­dey­se her kış ke­sil­me teh­li­ke­si olan, pet­rol fi­yat­la­rın­da­ki ar­tı­şa gö­re sü­rek­li da­ha pa­ha­lı hâle ge­len do­ğal ga­za mahkûm ol­ma­ya­cak­tı. Her yıl en az 2 mil­yar do­lar, dev­le­tin, hal­kın ce­bin­de ka­la­cak, hal­kı­mız do­ğal gaz­la ısın­mak için ay­da en az 150 mil­yon ver­mek ye­ri­ne, jeo­ter­mal­le 30 mil­yo­na ısı­na­bi­le­cek­ti. Fa­kat, ge­lin gö­rün ki, "Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si bu­gü­ne ka­dar han­gi pro­je­yi üret­ti?" di­ye­rek ak­lı sı­ra CHP'ye sal­dı­ran Baş­ba­ka­nı­nız ve AKP Gru­bu, bi­zim, ül­ke­mi­ze yıl­da en az 2 mil­yar do­lar pa­ra ka­zan­dı­ra­cak bu ça­ba­mı­zı gör­mez­den gel­di ve jeo­ter­mal açı­dan zen­gin olan bü­tün böl­ge­le­ri­mi­zi do­ğal ga­za mahkûm et­ti, Tür­ki­ye'yi ya­ban­cı ül­ke­le­rin in­sa­fı­na bı­rak­tı.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kın, jeo­ter­mal kay­nak­lar ye­ri­ne do­ğal ga­zı ül­ke­de yay­gın­laş­tır­mak için, ül­ke­yi do­ğal gaz ba­ğım­lı­sı hâli­ne ge­tir­mek için ne­ler yap­tı­nız? Ön­ce­lik­le, de­di­ğim gi­bi, bi­zim, bu dö­ne­min ba­şın­da, 2003 yı­lı­nın Mart ayın­da ver­di­ği­miz ka­nun tek­li­fi­ni gör­mez­den gel­di­niz. Da­ha son­ra, bu­ra­da, Mec­li­si­miz­de jeo­ter­ma­lin ısın­ma amaç­lı kul­la­nı­mı açı­sın­dan son de­re­ce önem­li bir ya­sa çık­tı: 10 Ma­yıs 2005 ta­rih, 5346 sa­yı­lı Ye­ni­le­ne­bi­lir Ener­ji Kay­nak­la­rı­nın Elek­trik Ener­ji­si Üre­ti­mi Amaç­lı Kul­la­nı­mı­na İliş­kin Ka­nun. Bu Ka­nun, jeo­ter­ma­lin ısın­ma amaç­lı kul­la­nı­mı­na yö­ne­lik öy­le önem­li bir dü­zen­le­me içe­ri­yor­du ki, eğer za­ma­nın­da çı­kar­say­dı­nız, Ka­nun'un ge­tir­di­ği hü­küm­le­re uy­say­dı­nız, bu­gün, jeo­ter­mal açı­dan zen­gin bü­tün böl­ge­ler jeo­ter­mal ener­jiy­le ısı­tı­lı­yor ola­cak­tı. Çün­kü, bu ta­sa­rı­nın 7'nci mad­de­si­nin son pa­rag­ra­fın­da "Ye­ter­li jeo­ter­mal kay­nak­la­rın bu­lun­du­ğu böl­ge­ler­de­ki va­li­lik ve be­le­di­ye­le­rin sı­nır­la­rı için­de ka­lan yer­le­şim bi­rim­le­ri­nin ısı ener­ji­si ih­ti­yaç­la­rı­nı ön­ce­lik­le jeo­ter­mal ve gü­neş ter­mal kay­nak­la­rın­dan kar­şı­la­ma­la­rı esas­tır." de­nil­mek­tey­di. Ama, 2004 Tem­muz ayın­da Ko­mis­yon­dan Ge­nel Ku­ru­la sevk edi­len bu ka­nun ta­sa­rı­sı yak­la­şık bir yıl gün­de­me gel­me­di.

Ka­nun ta­sa­rı­sı gö­rü­şül­me­yi bek­ler­ken, Tür­ki­ye'nin de­ği­şik yer­le­rin­de ol­du­ğu gi­bi, jeo­ter­mal açı­dan ga­yet zen­gin olan Ege'de do­ğal gaz da­ğı­tı­mı iha­le­le­ri ya­pıl­dı, Uşak'ta, İz­mir'de, Ti­re'de, Ma­ni­sa'da, Tur­gut­lu'da, Ak­hi­sar'da do­ğal gaz iha­le­le­ri ya­pıl­dı ve hız­la do­ğal gaz ağ­la­rıy­la do­na­tıl­dı. Hiç ge­rek yok­ken it­hal ener­ji­ye mahkûmi­ye­ti­mi­zi da­ha da per­çin­le­di­niz. Bu­nun­la da ye­tin­me­di­niz, Çev­re ve Or­man Ba­kan­lı­ğı­nız, 13 Ocak 2005'te çı­kar­dı­ğı bir yö­net­me­lik­le, söz­de ha­va kir­li­li­ği­nin azal­tıl­ma­sı ama­cıy­la "Do­ğal gaz hat­la­rı­nın geç­ti­ği yer­ler­de ısın­ma ama­cıy­la do­ğal ga­zın kul­la­nıl­ma­sı zo­run­lu­dur." de­di. Bu bir oyun. Bir yan­dan hız­la do­ğal gaz da­ğı­tım iha­le­le­ri ya­pı­lı­yor, bir yan­dan da bu iha­le­le­ri alan­lar, do­ğal gaz it­hal et­ti­ği­miz ül­ke­ler mağ­dur ol­ma­sın di­ye işi ga­ran­ti­ye alı­yor­lar. "Do­ğal ga­zın geç­ti­ği yer­de do­ğal gaz­la ısın­mak zo­run­lu­dur." de­ni­yor. Ney­se ki, ver­di­ği­miz mü­ca­de­le bu yö­net­me­li­ğin de­ğiş­ti­ril­me­si­ni sağ­la­dı. Hat­ta, ben bi­le ida­ri yar­gı­da da­va aç­tım bu yö­net­me­lik aley­hi­ne.

Son­ra, her şey olup bit­tik­ten son­ra, iha­le­ler da­ğıl­dık­tan son­ra, 10 Ma­yıs 2005 ta­ri­hin­de, bu sö­zü­nü et­ti­ğim 5346 sa­yı­lı Ye­ni­le­ne­bi­lir Ener­ji Kay­nak­la­rı­nın Elek­trik Ener­ji­si Üre­ti­mi Amaç­lı Kul­la­nı­mı­na İliş­kin Ka­nun Mec­lis­te ka­bul edil­di. Se­vin­dik. Çün­kü, bu Ya­sa "Isın­ma­da ön­ce­lik jeo­ter­ma­lin­dir." di­yor­du. Ben yi­ne de me­rak et­tim, Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nı Sa­yın Hil­mi Gü­ler'e bir so­ru öner­ge­si yö­nelt­tim. "Do­ğal gaz iha­le­si ya­pıl­mış olan, hat­ta fa­ali­ye­te de gi­ri­şi­len jeo­ter­mal açı­dan zen­gin yer­ler­de şim­di ne ola­cak?" di­ye sor­dum. Sa­yın Ba­kan­dan öy­le bir ya­nıt gel­di ki, hu­ku­kun üs­tün­lü­ğüy­le de, ya­sa­la­rın bağ­la­yı­cı­lı­ğıy­la da, mil­let ira­de­siy­le de, de­mok­ra­siy­le de, ül­ke­mi­zin yok­sul hal­kıy­la da res­men dal­ga ge­çi­li­yor­du. Ba­kın, Ya­sa açık­ça em­ret­ti­ği hâlde Sa­yın Ba­kan jeo­ter­ma­lin kul­la­nı­mı için ne di­yor­du: "İda­re­ler bu ko­nu­da ge­rek­li eko­no­mik ve tek­nik ana­liz­le­ri ya­pa­rak ön­ce­li­ği be­lir­le­ye­cek­ler­dir." Ya­ni, ya­sa­nın em­ret­ti­ği ko­nu­da, Ba­kan, yet­ki­yi yü­rüt­me or­ga­nı­na ve ida­re­ye ve­ri­yor­du. Bu Mec­lis­ten kırk yıl­da bir ül­ke­mi­zin ya­ra­rı­na bir ya­sa çı­kar­mış, onu da bu şe­kil­de yok et­miş­ti­niz. Da­ha son­ra, MTA Ge­nel Mü­dür­lü­ğü elin­de bu­lu­nan jeo­ter­mal sa­ha­la­rı ve ku­yu­la­rın kul­la­nı­mı­nı özel sek­tö­re dev­ret­me­ye ka­rar ver­di. Bu doğ­rul­tu­da yir­mi jeo­ter­mal sa­ha­sı ve ku­yu­la­rın kul­la­nım hak­la­rı özel sek­tö­re dev­re­di­le­cek­ti. Bü­yük bö­lü­mü Ege'de­ki il­ler­de bu­lu­nan jeo­ter­mal sa­ha­sı ile ku­yu­la­rın dev­ri­ne iliş­kin iha­le­ler 2006 so­nun­da ya­pıl­dı. Fa­kat, Al­lah'tan, Tür­ki­ye'de Baş­ba­kan ve ar­ka­daş­la­rı­nın bir tür­lü iç­le­ri­ne sin­di­re­me­di­ği ba­ğım­sız yar­gı hâlâ dim­dik ayak­ta da bu iha­le­ler şu­bat ayın­da An­ka­ra 15. İda­re Mah­ke­me­si ta­ra­fın­dan ip­tal ol­du. Mah­ke­me "Ana­ya­sa'nın 168'in­ci mad­de­si uya­rın­ca ta­bii ser­vet ve kay­nak­la­rı­mız­dan olan jeo­ter­mal kay­nak­lar dev­le­tin hü­küm ve ta­sar­ru­fu al­tın­da olup, bu kay­nak­la­rın dev­ri, aran­ma­sı, iş­le­til­me­si ka­nu­nun açık iz­ni­ne bağ­lı­dır. Bu iha­le­le­ri ka­nun­suz bir şe­kil­de ya­pa­maz­sı­nız." de­di ve siz de iş­te sırf bu iha­le­le­ri kur­tar­mak için bu­gün bu ka­nun tek­lif­le­ri­ni gün­de­me al­dı­nız. Ge­ne de te­şek­kür edi­yo­ruz ta­bii. Ama­cı­nız jeo­ter­ma­lin kul­la­nı­mı­nı yay­gın­laş­tır­mak, ısın­ma­da kul­lan­mak, bun­dan mak­si­mum dü­zey­de fay­da­lan­mak da de­ğil­di. Za­ten iş iş­ten geç­miş du­rum­day­dı, ül­ke­nin her ye­ri­ni do­ğal gaz hat­la­rıy­la sar­mış­tı­nız. Şim­di ama­cı­nız ya­pa­ma­dı­ğı­nız iha­le­le­ri ta­mam­la­mak bel­ki de. Bu yap­tı­ğı­nız ne dev­let cid­di­ye­ti­ne sı­ğar ne ka­mu ya­ra­rı an­la­yı­şı­na sı­ğar ne de mil­let ira­de­si­ne say­gı an­la­yı­şı­na. Ya­zık­tır, gü­nah­tır bu yok­sul hal­ka.

Ba­kın de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, zen­gin hid­ro­elek­trik kay­nak­la­rı­mız var­ken bun­la­rın an­cak üç­te 1'ini de­ğer­len­di­ri­yo­ruz, dün­ya­nın en çok rüzgâr alan böl­ge­sin­de ya­şı­yor­ken rüzgâr ener­ji­sin­den ya­rar­lan­mı­yo­ruz, Tan­rı'nın sun­du­ğu jeo­ter­mal kay­nak­lar var­ken do­ğal gaz kul­la­nı­mı­nı yay­gın­laş­tı­rı­yo­ruz. Bu yan­lış po­li­ti­ka­la­rın acı­sı­nı siz çe­ke­cek ol­sa­nız ney­se, ama ço­ğu­nuz da tril­yon­luk­su­nuz as­lın­da, do­ğal gaz fa­tu­ra­la­rı siz­le­ri de et­ki­le­mez. Yan­daş­la­rı­nı­zı da za­ten dev­le­tin pa­ra­sı­nı kul­la­na­rak kö­mür yar­dım­la­rıy­la ayak­ta tu­tu­yor­su­nuz. Olan, ço­cuk­la­rı­mı­za to­run­la­rı­mı­za ola­cak.

Pe­ki, ay­da 400-500 mil­yo­na mahkûm et­ti­ği­niz as­ga­ri üc­ret­li­ler, emek­li­ler ne ya­pa­cak? Yok­sul­luk sı­nı­rın­da ya­şa­yan mil­yon­lar­ca in­san ne ya­pa­cak? Ay­da 150 mil­yon­luk do­ğal gaz fa­tu­ra­la­rı­nı na­sıl öde­ye­cek? Tıp­kı de­mir yol­la­rı ye­ri­ne ka­ra yol­la­rı­nı ter­cih edip bu­gün­kü du­ru­ma ge­lin­di­ği gi­bi, tıp­kı, mar­ga­rin kul­la­nı­lıp, zey­tin ül­ke­sin­de zey­tin­ya­ğı tü­ke­ti­min­de son­dan bi­rin­ci ol­du­ğu­muz gi­bi…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

HAK­KI ÜL­KÜ (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum efen­dim. Mü­sa­ade edin de bun­la­rı tu­ta­nak­la­ra da ge­çi­re­yim.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run efen­dim.

HAK­KI ÜL­KÜ (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; jeo­ter­mal ül­ke­sin­de ya­şı­yo­ruz ama, do­ğal gaz­la ısın­mak için va­tan­daş yıl­da or­ta­la­ma 870 mil­yon, dev­let yıl­da 2 mil­yar do­lar pa­ra ödü­yor.

Ba­kın, geç­ti­ği­miz ni­san ayın­da Av­ru­pa Par­la­men­to­sun­da dü­zen­le­nen "Aday Ül­ke­ler ve Ener­ji" ko­nu­lu top­lan­tı­ya Av­ru­pa Ko­mis­yo­nu adı­na ka­tı­lan yet­ki­li­ler­den bi­ri­si Tür­ki­ye'nin do­ğal gaz it­ha­li için ne di­yor: "Tür­ki­ye, bu­nun için mil­yar­lar­ca do­lar pa­ra har­cı­yor. Bu pa­ra­nın ne­re­den ge­lip ne­re­ye git­ti­ği­ni bil­mi­yo­rum ama, öde­me­ler den­ge­si açı­sın­dan hiç de iyi bir du­rum de­ğil. Tür­ki­ye'nin bu iş için her se­ne bir kam­yon pa­ra­yı sı­nır­la­rı­nın dı­şı­na gön­der­me­si bi­zi kay­gı­lan­dı­rı­yor."

Bu­nu söy­le­yen, ha­ni şu si­zin, Tür­ki­ye'yi üye­si ya­pa­ca­ğı­nız Av­ru­pa Bir­li­ği­nin yet­ki­li­le­ri var ya -öy­le di­yor­lar ya- "Do­ğal ga­za her se­ne bir kam­yon pa­ra ödü­yor­su­nuz. Bu ka­fay­la, bu ener­ji po­li­ti­ka­la­rıy­la Av­ru­pa Bir­li­ği­ne de gi­re­mez­si­niz." di­ye tem­bih edi­yor­lar bi­ze. Ben bu ka­nun tek­li­fi­ni ver­di­ğim­de, Tür­ki­ye yıl­da 21 mil­yar met­re­küp do­ğal gaz tü­ke­ti­yor ve bu­nun için ih­ra­cat­çı ül­ke­le­re 3 mil­yar do­lar ci­va­rın­da pa­ra ödü­yor­du.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

HAK­KI ÜL­KÜ (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, ko­nuş­ma­mı ta­mam­la­sam…

BAŞ­KAN - Efen­dim, özet­ler mi­si­niz.

HAK­KI ÜL­KÜ (De­vam­la) - He­men ta­mam­la­ya­ca­ğım önem­li. Bir ta­ne, tek…

BAŞ­KAN - Çok gü­zel bil­gi­le­ni­yo­ruz da özet­le­me­ni­zi ri­ca ede­ce­ğim.

HAK­KI ÜL­KÜ (De­vam­la) - Son­ra­ki yıl­lar­da, hem do­ğal gaz tü­ke­ti­mi­miz art­tı hem de AKP Hükûme­ti­nin be­ce­rik­siz­li­ği ne­de­niy­le do­ğal ga­za öde­di­ği­miz pa­ra iki­ye kat­lan­dı.

2003 yı­lın­da Rus­lar­la ya­pı­lan mü­za­ke­re­ler son­ra­sın­da do­ğal gaz fi­ya­tı söz­de 148 do­lar­dan 130 do­la­ra çe­kil­di, ama ra­kam pet­rol fi­yat­la­rı­na en­deks­len­di­ği için, do­ğal ga­zın fi­ya­tı bir ay­da 2 kat art­tı ve Tür­ki­ye, do­ğal ga­za 250 do­lar ci­va­rın­da pa­ra öde­me­ye baş­la­dı.

2006 yı­lı ba­şın­da or­ta­la­ma 100 met­re­ka­re­lik bir evin ısı­tıl­ma­sı için har­ca­nan pa­ra ay­lık 100 YTL'yken, 2006 yı­lı­nın so­nun­da bu ra­kam 150 YTL'ye çık­tı.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ba­kın, 5346 sa­yı­lı Ye­ni­le­ne­bi­lir Ener­ji Ya­sa­sı'nın bu ka­dar ge­cik­me­si­nin baş so­rum­lu­su ne ya­zık ki bi­raz da Ali Ba­ba­can'dır. Çün­kü, Ali Ba­ba­can, bir so­ru üze­ri­ne, çok ulus­lu şir­ket­le­rin ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­yi kul­lan­ma­mız için ken­di­le­ri­ne bir tav­si­ye­de bu­lun­duk­la­rın­da şöy­le bir şey söy­lü­yor ulus­la­ra­ra­sı şir­ket­le­re da­nı­şa­rak, di­yor ki: "On­lar is­te­mi­yor, ben ne ya­pa­yım?" Şim­di, bu, bi­zim için çok kö­tü bir man­za­ra­dır. Kü­re­sel ısın­ma gi­bi çok teh­li­ke­li bir sü­reç ya­şı­yo­ruz bi­lin­di­ği gi­bi. Kü­re­sel ısın­ma ol­gu­su­nun en önem­li ne­den­le­rin­den bi­ri­si pet­rol, do­ğal gaz, kö­mür gi­bi fo­sil ya­kıt tür­le­ri­nin çev­re­ye ver­di­ği za­rar­dır. Tür­ki­ye, 2020 yı­lın­da AB'ye üye ül­ke­ler­de üre­ti­len ener­ji­nin yüz­de 12'si­nin ve elek­trik ener­ji­si­nin yüz­de 22'si­nin ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rın­dan üre­til­me­si­ni ken­di­le­ri­ne he­def al­dık­la­rı­nı bi­li­yor mu? Jeo­ter­mal ener­ji de -iş­te baş­ta da söy­le­di­ğim gi­bi- bu çev­re dos­tu kay­nak­lar­dan bi­ri­si­dir. Fo­sil ya­kıt­la­rın kar­bon­di­ok­sit yay­ma oran­la­rı kö­mür­de yüz­de 100, pet­rol­de yüz­de 81, do­ğal gaz­da yüz­de 57 iken, jeo­ter­mal­de yüz­de 3 gi­bi yok de­ne­cek ka­dar az bir et­ki­ye sa­hip­tir. O ne­den­le, jeo­ter­mal kul­la­nı­mı Tür­ki­ye için son de­re­ce önem­li­dir.

Tür­ki­ye, ne ya­zık ki, si­zin dö­ne­mi­niz­de bir ne­vi ka­zık­lan­ma­ya de­vam edi­yor. Halk da yok­sul­lu­ğa mahkûm edi­li­yor. Bir ül­ke­nin ken­di pa­ra­sıy­la re­zil edil­me­si, ken­di kay­nak­la­rı var­ken yok­sul­lu­ğa mahkûm edil­me­si di­ye iş­te bu­na de­nir. Tek­lif sa­hi­bi ola­rak el­bet­te bu ya­sa­yı des­tek­li­yo­ruz. Geç de ol­sa, çok önem arz eden bu ya­sa ül­ke­mi­ze ba­şa­rı ve kat­kı ge­ti­re­cek­tir. Bu­nu bi­li­yo­rum ve ben de bu ya­sa tek­lif­le­rin­den bi­ri­si­nin sa­hi­bi ola­rak, çok geç de ol­sa, ha­ni Na­zım Hik­met'in "...mut­lu­lu­ğun res­mi­ni ya­pa­bi­lir mi­sin Abi­din?/ İşin ko­la­yı­na kaç­ma­dan ama" de­ni­yor ya, işin ko­la­yı­na bi­raz kaç­tık, za­ma­nı­nı­zı da faz­la al­dık, ama, bu ya­sa­nın ül­ke­mi­ze çok bü­yük kat­kı­lar­da bu­lu­na­ca­ğı­na ina­nı­yo­rum.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Ül­kü.

Ko­mis­yo­nun bir söz is­te­ği var. Tü­mün­den son­ra mı dü­zelt­me?

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - İs­ter­se­niz şim­di de dü­zel­te­bi­li­rim, ama 10'un­cu mad­de­de.

BAŞ­KAN - Ta­mam, mad­de gel­me­den ol­maz.

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Ha­yır, 10'un­cu mad­de geç­ti efen­dim.

BAŞ­KAN - Ta­mam, şim­di açık­la­yın.

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - 10'un­cu mad­de­de son­la­ra doğ­ru gel­di­ği­miz­de "d) Te­mi­nat" bö­lü­mü var. Ora­da, aşa­ğı­da, dör­dün­cü sa­tır­da "de­ğer­len­dir­me" ke­li­me­si "de­ğer­le­me" ola­cak efen­dim.

BAŞ­KAN - Ka­nun­da da öy­le ge­çi­yor, "de­ğer­le­me" ola­rak dü­zel­til­miş­tir.

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ikin­ci bö­lüm üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, ikin­ci bö­lüm­de yer alan mad­de­le­ri, var­sa o mad­de üze­rin­de­ki öner­ge iş­lem­le­ri­ni yap­tık­tan son­ra ay­rı ay­rı oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

16'ncı mad­de…

DÖR­DÜN­CÜ BÖ­LÜM

Çe­şit­li Hü­küm­ler

Ma­den Tet­kik ve Ara­ma Ge­nel Mü­dür­lü­ğü hiz­met­le­ri ile il­gi­li hak­lar

MAD­DE 16-

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Kül­tür ve tu­rizm ko­ru­ma ve ge­li­şim böl­ge­le­ri ile tu­rizm mer­kez­le­ri­ne iliş­kin hu­sus­lar

MAD­DE 17-

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1208 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi­nin 17'nci mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

İr­fan Gün­düz

A. Mü­fit Yet­kin

Ha­san Gü­yül­dar

 

İs­tan­bul

Şan­lı­ur­fa

Tun­ce­li

 

Ab­dul­lah Er­dem Cam­ti­mur

Ala­et­tin Gü­ven

Zül­fü De­mir­bağ

 

Kü­tah­ya

Kü­tah­ya

Elâzığ

"Kül­tür ve tu­rizm ko­ru­ma ve ge­li­şim böl­ge­le­ri ile tu­rizm mer­kez­le­ri­ne iliş­kin hu­sus­lar

Mad­de 17- (1) 12.3.1982 ta­rih­li ve 2634 Tu­riz­mi Teş­vik Ka­nu­nu uya­rın­ca ilan edi­len kül­tür ve tu­rizm ko­ru­ma ve ge­li­şim böl­ge­le­ri ile tu­rizm mer­kez­le­rin­de;

1) Bu Ka­nun kap­sa­mın­da ve­ri­le­cek ter­mal tu­rizm amaç­lı iş­let­me fa­ali­yet izin­le­rin­de, imar plan­la­rı ile be­lir­le­nen ya­tı­rım alan­la­rı ve iş­let­me­le­rin ka­pa­si­te­le­ri­nin ge­rek­tir­di­ği kay­nak mik­ta­rı sağ­lan­dık­tan son­ra di­ğer kul­la­nım­la­ra yö­ne­lik ta­lep­ler kar­şı­la­na­bi­lir. Ter­mal tu­riz­me yö­ne­lik kul­la­nım alan­la­rın­da imar pla­nı ol­ma­dan fa­ali­yet iz­ni ve­ri­le­mez.

2) Tu­rizm bel­ge­li te­sis­le­rin jeo­ter­mal su kul­la­nım be­de­li, kul­la­nı­lan jeo­ter­mal su mik­ta­rı­na gö­re be­lir­le­nir.

3) Fa­ali­yet­ler için ida­re­ce ön­ce­den Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı­nın gö­rü­şü alı­nır.

(2) Ener­ji üre­ti­mi ve ısıt­ma uy­gu­la­ma­la­rı­na uy­gun ola­rak akış­kan­lar ha­riç di­ğer akış­kan­la­rın bu­lun­du­ğu alan­lar­da ter­mal tu­rizm amaç­lı kul­la­nı­ma ön­ce­lik ta­nı­nır.

(3) Bu mad­de kap­sa­mın­da Be­le­di­ye­ler­ce ku­ru­la­cak şir­ket­ler için 4046 sa­yı­lı Özel­leş­tir­me Uy­gu­la­ma­la­rı Hak­kın­da Ka­nun'un 27 in­ci mad­de­si uy­gu­lan­maz, İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı'nın gö­rü­şü alı­nır.

(4) Bu mad­de­nin uy­gu­lan­ma­sıy­la il­gi­li tüm usul ve esas­lar, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı­nın uy­gun gö­rü­şü alı­na­rak Ba­kan­lık­ça çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le be­lir­le­nir."

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu efen­dim?

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet?

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Ka­tı­lı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan bu­gü­ne ka­dar 60 adet Tu­rizm Mer­ke­zi ve Tu­rizm Ko­ru­ma ve Ge­li­şim Böl­ge­si ilan edil­miş­tir. Ener­ji üre­ti­mi ve ısıt­ma­ya uy­gun jeo­ter­mal akış­ka­nın bu­lun­du­ğu alan­la­rın ta­ma­mı (De­niz­li-Kı­zıl­de­re (2420C), İz­mir-Di­ki­li 1400C, Ça­nak­ka­le Tuz­la 170 0C, Kü­tah­ya Si­mav 0C, İz­mir Se­fe­ri­hi­sar 1400C, Sın­dır­gı Hi­sa­ra­lan 137 0C… vs) bu böl­ge­ler içe­ri­sin­de yer al­mak­ta­dır. Hal­bu­ki dün­ya­da ter­mal tu­rizm için ge­rek­li olan jeo­ter­mal su sı­cak­lı­ğı 40 0C ci­va­rın­da­dır.

17. mad­de­nin es­ki ha­liy­le ya­sa­laş­ma­sı ha­lin­de mad­de ge­re­ğin­ce Özel İda­re, Be­le­di­ye ve Tu­rizm fir­ma­la­rı bir­lik­te bir bir­lik kur­ma­la­rı ha­lin­de Tu­rizm mer­ke­zi ilan edi­len yer­ler­de­ki bu kay­nak­la­rın bu bir­li­ğe ve­ril­me­si ve ön­ce­lik­le Tu­rizm te­si­si­nin ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­ma­sı hük­mü ge­ti­ril­mek­te­dir. Bu du­rum­da ser­best gi­ri­şim­ci­li­ğin önü tı­kan­mak­ta ve ya­tı­rım­la­rın ta­ma­mıy­la ka­mu iş­ti­ra­kı ya­da ka­mu or­tak­lı­ğı şek­lin­de ya­pıl­ma­sı hük­mü ge­ti­ril­mek­te­dir. Bu ise çağ­daş dün­ya­da ge­li­şen re­ka­be­te da­ya­lı kü­re­sel özel sek­tör gi­ri­şim­ci­lik ru­hu­na ay­kı­rı­dır. Yi­ne bu mad­de­nin es­ki ha­lin­de ön­ce­lik­le Tu­rizm te­si­si­nin ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­ma­sı hük­mü ge­ti­ril­mek­te­dir, oy­sa, 242 0C De­niz­li Kı­zıl­de­re­de­ki akış­kan­dan ön­ce elek­trik ve ısıt­ma uy­gu­la­ma­la­rı ya­pıl­ma­sı ve eğer tek­nik ola­rak uy­gun ise ter­mal amaç­lı tah­si­si; ka­mu kay­na­ğın­dan en­teg­re ola­rak et­kin ve ve­rim­li bir şe­kil­de mak­si­mum dü­zey­de ya­rar­lan­ma il­ke­si açı­sın­dan doğ­ru ola­cak­tır:

Tek­lif­te yer alan 17. mad­de es­ki ha­liy­le kal­ma­sı ha­lin­de Tür­ki­ye­de­ki jeo­ter­mal alan­la­rın 60 ade­di (po­tan­si­yel ba­kı­mın­dan % 80 i) Tu­rizm mer­ke­zi ilan edil­di­ği için fa­ali­yet­ler bu mad­de kap­sa­mın­da yü­rü­tü­le­ce­ğin­den ka­nu­nun di­ğer mad­de­le­ri iş­lev­siz kı­lın­mak­ta ve yet­ki kar­ma­şa­sı­na yol aç­mak­ta­dır.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler... Öner­ge ka­bul edil­miş­tir.

Şim­di mad­de­yi ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

MAD­DE 18-

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

MAD­DE 19-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Yö­net­me­lik

MAD­DE 20-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Yü­rür­lük­ten kal­dı­rı­lan hü­küm­ler

MAD­DE 21-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

BE­ŞİN­Cİ KI­SIM

Ge­çi­ci ve Son Hü­küm­ler

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 1-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 2-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 3-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 4-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, tek­li­fe ye­ni bir ge­çi­ci mad­de ek­len­me­si­ne iliş­kin bir öner­ge var­dır, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1208 sı­ra sa­yı­lı Tek­li­fe aşa­ğı­da­ki ge­çi­ci mad­de­nin ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                             

İr­fan Gün­düz

Ala­et­tin Gü­ven

Zül­fü De­mir­bağ

 

 

İs­tan­bul

Kü­tah­ya

Elâzığ

 

A. Mü­fit Yet­kin

Ab­dul­lah Er­dem Can­ti­mur

 

 

Şan­lı­ur­fa

Kü­tah­ya

 

"Ge­çi­ci Mad­de 5- (1) Elek­trik Üre­tim Ano­nim Şir­ke­ti ta­ra­fın­dan ya­pı­lan kö­mür tah­sis (rö­dö­vans) iha­le­si so­nu­cun­da kö­mür kul­la­nım hak­kı el­de ede­cek şir­ket­ler ta­ra­fın­dan ya­pı­la­cak 1000 MW üze­ri güç­te yer­li kö­mür ya­kıt­lı elek­trik san­tra­la­rın­dan 2014 yı­lı so­nu­na ka­dar iş­let­me­ye gi­ren­le­rin üret­ti­ği elek­trik, pe­ra­ken­de ve top­tan sa­tış li­san­sı sa­hi­bi şir­ket­ler ta­ra­fın­dan on beş yıl sü­re­li iki­li an­laş­ma­lar ile sa­tın alı­nır ve üst­le­ni­le­cek elek­trik ener­ji­si alı­mı­na iliş­kin hü­küm­ler bu şir­ket­le­rin li­sans­la­rı­na derç edi­lir.

(2) Top­tan ve pe­ra­ken­de sa­tış şir­ket­le­ri­ne sa­tı­şı ya­pı­la­cak mik­tar­la san­tra­lın üre­te­ce­ği yıl­lık elek­trik mik­ta­rı ara­sın­da iki­li an­laş­ma­ya bağ­la­na­ma­yan bir üre­tim ba­ki­ye­si olu­şur­sa, bu mik­tar için Tür­ki­ye Elek­trik Ti­ca­ret ve Ta­ah­hüt Ano­nim Şir­ke­ti alım an­laş­ma­sı ya­par.

(2) Elek­trik Üre­tim Ano­nim Şir­ke­ti ta­ra­fın­dan 1000 MW üze­ri güç­te yer­li kö­mür ya­kıt­lı elek­trik san­tra­lı ya­pıl­ma­sı ama­cıy­la ya­pı­la­cak kö­mür tah­sis (rö­dö­vans) iha­le­le­rin­de is­tek­li­ler­ce; yıl­la­ra sarî ola­rak rö­dö­vans be­de­li, on­beş yıl­lık sü­re için yıl­la­ra sarî ola­rak elek­trik ener­ji­si üre­tim mik­tar­la­rı ve yıl­lık bi­rim elek­trik ener­ji­si sa­tış fi­yat­la­rı tek­lif edi­le­cek­tir. Bu iha­le­de se­çim, şart­na­me­de be­lir­le­ne­cek esas­lar da­hi­lin­de, tek­lif edi­le­cek yıl­lık üre­tim mik­tar­la­rı ile yı­lık bi­rim elek­trik ener­ji­si sa­tış fi­yat­la­rı­nın çar­pı­mı so­nu­cu olu­şa­cak elek­trik alım be­del­le­ri­nin ön­ce­den sap­tan­mış be­lir­li bir is­kon­to had­di üze­rin­den iha­le­nin ya­pıl­dı­ğı ta­ri­he in­dir­gen­miş de­ğer­le­ri top­la­mı ile rö­dö­vans be­de­li­nin de­ğer­len­di­ril­me­si so­nu­cun­da ya­pı­lır."

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon, ka­tı­lı­yor mu­su­nuz?

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet?

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Ka­tı­lı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: Ül­ke­mi­zin 8,3 Mil­yar ton kö­mür re­zer­vi­ne sa­hip ol­ma­sı­na rağ­men bu re­zer­vin yük­sek kül, kü­kürt ve nem ne­de­niy­le % 57'si­nin 1500 Kcal/kg. ısıl de­ğe­rin al­tın­da ol­du­ğu ve bu ne­den­le ter­mik san­tral ya­kı­tı dı­şın­da sa­na­yi­de kul­la­nım im­ka­nı yok­tur. İh­ti­ya­cı­mız olan elek­trik ener­ji­si mik­ta­rı­nın yük­sek­li­ği ne­de­niy­le yer­li kay­na­ğı­mız olan bu kö­mür­le­rin ive­di­lik­le ter­mik san­tral ya­kı­tı ola­rak kul­la­nıl­ma­sı ve ile­ri tek­no­lo­ji ve yük­sek mad­di kay­nak ge­rek­ti­ren ter­mik san­tral pro­je­le­ri­nin en kı­sa sü­re­de ger­çek­leş­ti­ril­me­si için ka­mu ku­rum­la­rı­nın elin­de­ki kö­mür re­zerv­le­ri­nin ya­pı­la­cak iha­le­ler­le özel sek­tö­re açıl­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Yük­sek ma­li­yet­li bu pro­je­le­rin fi­nans­ma­nı için kre­di bu­lu­na­bil­me­si­ni ko­lay­laş­tır­mak için alım ga­ran­ti­si ve­ril­me­si ise özel sek­tö­rü teş­vik edi­ci bir un­sur ola­cak­tır. Bu kap­sam­da EÜ­AŞ ta­ra­fın­dan kö­mür tah­sis (rö­dö­vans) iha­le­si so­nu­cun­da kö­mür kul­la­nım hak­kı el­de ede­cek şir­ket­ler ta­ra­fın­dan ya­pı­la­cak 1000 MW üze­ri güç­te yer­li kö­mür ya­kıt­lı elek­trik san­tral­le­rin­den 2014 yı­lı so­nu­na ka­dar iş­let­me­ye gi­ren­le­rin üret­ti­ği elek­trik için alım ga­ran­ti­si sağ­la­yan ge­çi­ci mad­de­nin ek­len­me­si amaç­lan­mak­ta­dır.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­miş, böy­le­ce ta­sa­rı­ya ge­çi­ci 5'in­ci mad­de ola­rak ek­len­miş­tir.

Yü­rür­lük

MAD­DE 22-

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Yü­rüt­me

MAD­DE 23-

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

İkin­ci bö­lüm­de yer alan mad­de­le­rin oy­la­ma­la­rı ta­mam­lan­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın gö­rüş­me­le­ri de böy­le­ce ta­mam­lan­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü açık oy­la­ma­ya ta­bi­dir.

Açık oy­la­ma­nın şek­li hak­kın­da Ge­nel Ku­ru­lun ka­ra­rı­nı ala­ca­ğım.

Açık oy­la­ma­nın elek­tro­nik oy­la­ma ci­ha­zıy­la ya­pıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Oy­la­ma için iki da­ki­ka­lık sü­re ve­re­ce­ğim. Bu sü­re içe­ri­sin­de sis­te­me gi­re­me­yen­le­rin tek­nik per­so­nel­den yar­dım is­te­me­le­ri­ni, vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­la­rın da han­gi ba­ka­na vekâle­ten oy kul­lan­dı­ğı­nı, açık bir şe­kil­de ifa­de et­me­le­ri­ni ri­ca edi­yo­rum.

Sü­re­yi baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Jeo­ter­mal Ener­ji Kay­nak­la­rı ve Mi­na­rel­li Su­lar Ka­nun Tek­li­fi'nin ya­pı­lan açık oy­la­ma­sı­nın so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı    :   282

Ka­bul                         :   282 (x)

Böy­le­ce, tek­lif ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır. Ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Sa­yın Ba­kan, kı­sa bir te­şek­kür ko­nuş­ma­sı ya­pa­cak­lar.

Bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­ze ön­ce te­şek­kür ede­rek söz­le­ri­me baş­la­mak is­ti­yo­rum.

Bu "Jeo­ter­mal Ya­sa­sı" di­ye ad­lan­dır­dı­ğı­mız ya­sa, ger­çek­ten ül­ke­miz için son de­re­ce önem­li. Ben, bü­tün par­ti­le­re, Ali To­puz Bey'e de özel­lik­le te­şek­kür edi­yo­rum. AK Par­ti­ye ve bü­tün mil­let­ve­kil­le­ri­ne, mu­ha­le­fet-ik­ti­dar ayırt et­me­den hep­si­ne özel­lik­le te­şek­kür edi­yo­rum. Bu, ay­nı za­man­da, millî mu­ta­ba­kat ya­sa­sı ol­du. O ba­kım­dan da fev­ka­la­de gü­zel. De­mek ki, or­tak ko­nu­lar­da ya­sa­lar çı­ka­bi­li­yor.

                         

(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

Ben, bu ve­si­ley­le iki de müj­de ver­mek is­ti­yo­rum, ye­ri gel­miş­ken. Bun­lar­dan bir ta­ne­si, bir haf­ta ka­dar ön­ce Ay­dın Hı­dır­bey­li'de MTA, ta­ri­hi­nin en bü­yük jeo­ter­mal ku­yu­su­nu aç­tı, 120 de­re­ce sı­cak­lık, 182 lit­re/sa­ni­ye de­bi­de. Bu, aşa­ğı yu­ka­rı 7 bin ko­nu­tun eş de­ğe­ri ısıt­ma ya­pı­yor, 400 dö­nüm se­ra­yı da ısı­ta­bi­le­cek ka­dar zen­gin.

İkin­ci müj­de­miz de, iki gün ka­dar ön­ce ol­du, o da Kon­ya Ci­han­bey­li'de, ge­ne MTA -bi­zim emek­tar MTA'mız- bir ku­yu da­ha aç­tı. Ora­da da 47 de­re­ce san­tig­rat 30 lit­re/sa­ni­ye, bu da 2.600 ya­tak­lı bir tu­rizm te­si­si­nin ra­hat­lık­la ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­ya­bi­le­cek bü­yük­lük­te. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ye­ri gel­miş­ken, şun­la­rı da, isim­le­ri sa­de­ce ifa­de ede­ce­ğim: Sam­sun Hav­za'da -2007'de aç­tık- Amas­ya Ha­ma­mö­zü, Kah­ra­man­ma­raş Özel İda­re, Af­yon-Erk­men, An­ka­ra Ça­ğa-2, Kay­se­ri Bay­ram­ha­cı­lı, Ay­dın Hı­dır­bey­li, İz­mir Ber­ga­ma BMTA-1, Kon­ya Ci­han­bey­li, Mer­sin Ca­mi­li. Top­lam ola­rak 82,60 me­ga­vat ter­mal ener­ji üre­te­bi­le­cek bir ça­lış­ma­yı 2007 yı­lın­da ta­mam­la­dık. As­lın­da, bu, MTA ta­ri­hin­de bir re­kor­dur.

Bu ara­da da de­vam eden son­daj­la­rı­mız var. De­vam eden son­daj­lar­da da İz­mir Poy­ra­cık, De­niz­li Ka­ra­taş, Kü­tah­ya Şap­ha­ne, İz­mir Ko­ca­oba, Mer­sin Mut Ke­ben, An­ka­ra Bey­pa­za­rı, Ay­dın At­ça'da da son­daj ça­lış­ma­la­rı­mız de­vam edi­yor.

Böy­le­ce, bu ter­te­miz ener­ji­yi bü­tün Tür­ki­ye'ye yay­mak is­ti­yo­ruz. Bu ara­da da sür­priz ba­zı ürün­ler­de bu­lu­yo­ruz, ama, şu an­da de­ne­me­le­ri de­vam edi­yor, o da net­le­şin­ce, siz­le­re in­şal­lah o müj­de­le­ri de bu ve­si­ley­le yap­mış ola­ca­ğız.

He­pi­ni­ze tek­rar tek­rar te­şek­kür edi­yo­rum. Baş­ta, Baş­kan­lık Di­va­nı ol­mak üze­re, bü­tün bü­rok­rat ar­ka­daş­la­ra da say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Ba­kan.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 17.41

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DÖR­DÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 17.51

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur), Türkân Mİ­ÇO­OĞUL­LA­RI (İz­mir)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 121'in­ci Bir­le­şi­mi­nin Dör­dün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

9'un­cu sı­ra­da yer alan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Uk­ray­na Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Uza­yın Araş­tır­ma ve Kul­la­nı­mı Ko­nu­la­rın­da İş­bir­li­ği An­laş­ma­sı­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

9.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Uk­ray­na Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Uza­yın Araş­tır­ma ve Kul­la­nı­mı Ko­nu­la­rın­da İş­bir­li­ği An­laş­ma­sı­nın  Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu Hak­kın­da  Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/491) (S. Sa­yı­sı: 1380) (x)

BAŞ­KAN - Hükûmet? Ye­rin­de.

Ko­mis­yon? Ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1380 sı­ra sa­yıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

TÜR­Kİ­YE CUM­HU­Rİ­YE­Tİ HÜ­KÜ­ME­Tİ İLE UK­RAY­NA HÜ­KÜ­ME­Tİ ARA­SIN­DA

UZA­YIN ARAŞ­TIR­MA VE KUL­LA­NI­MI KO­NU­LA­RIN­DA İŞ­BİR­Lİ­Ğİ

AN­LAŞ­MA­SI­NIN ONAY­LAN­MA­SI­NIN UY­GUN BU­LUN­DU­ĞU

HAK­KIN­DA KA­NUN TA­SA­RI­SI

MAD­DE 1 - 19 Ara­lık 2001 ta­ri­hin­de Ki­ev'de no­ta de­ği­şi­mi su­re­tiy­le im­za­la­nan "Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Uk­ray­na Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Uza­yın Araş­tır­ma ve Kul­la­nı­mı Ko­nu­la­rın­da İş­bir­li­ği An­laş­ma­sı"nın onay­lan­ma­sı uy­gun bu­lun­muş­tur.

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 2 - Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 3 - Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de söz var mı?

Sa­yın İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li­miz İr­fan Gün­düz söz is­te­miş­tir.

Bu­yu­run.

(x) 1380 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­ka­nım, söz ver­di­ği­niz için te­şek­kür edi­yo­rum.

22'nci Dö­ne­min Be­şin­ci Ya­sa­ma Yı­lı­nın son top­lan­tı­sın­da, as­lın­da bü­tün mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­ma; yi­ne, bu­ra­da be­ra­ber gö­rev yap­tı­ğı­mız Grup Baş­kan Ve­kil­le­ri Sa­yın Ana­dol, Sa­yın Ha­luk Koç, Sa­yın Ali To­puz Baş­ta ol­mak üze­re, be­ra­ber ça­lış­tı­ğı­mız Ana­va­tan Par­ti­si­nin Grup Baş­kan Ve­kil­le­ri­ne de hu­zur­la­rı­nız­da te­şek­kür et­mek is­ti­yo­rum.

Ya­ni, bu ya­sa­ma dö­ne­min­de çok yo­ğun bir ya­sa­ma fa­ali­ye­ti ger­çek­leş­tir­dik. He­le 2007 yı­lı büt­çe ta­sa­rı­sı gö­rü­şü­lür­ken, el­li bir sa­at ara­lık­sız ça­lı­şa­rak de­mok­ra­si ta­ri­hi­miz­de bir re­kor kır­dık. Hat­ta, bu ara­da, ben oda­ya gi­dip ka­ne­pe­ye uzan­dı­ğım­da, Ada­let Ba­ka­nı­mız oda­ya gel­miş, ben uyu­yor­dum; aman, ra­hat­sız et­me­ye­yim di­ye… Son­ra, ara­dan ya­rım sa­at fa­lan geç­ti, ben bu­ra­ya in­dim. De­di ki: "Ar­ka­daş, Mec­lis yan ge­lip yat­ma ye­ri de­ğil­dir, ben, si­zi, bir grup baş­kan ve­ki­li ola­rak yan ge­lip ya­tar­ken gör­dü­ğüm için kı­nı­yo­rum." de­di. Ger­çek­ten böy­le çok yo­ğun bir ça­lış­ma tem­po­su ser­gi­le­dik. Bu­ra­da ge­ce gün­düz de­me­den eme­ği ge­çen her ar­ka­da­şı­mı­za, ik­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le hu­zur­la­rı­nız­da te­şek­kür edi­yo­rum.

Acı­sıy­la tat­lı­sıy­la za­man za­man ge­ri­lim­ler ol­du, za­man za­man bir­bi­ri­mi­zi kı­rı­cı nok­ta­la­ra va­ra­cak ka­dar, bel­ki si­ya­se­tin ta­bii ge­re­ği, ya­ra­la­yı­cı ko­nuş­ma­lar da yap­tık; ama, 22 Tem­mu­za doğ­ru mil­le­tin hu­zu­ru­na çı­ka­rak bir se­çim kan­ta­rın­da tar­tı­la­ca­ğız. Ümit ede­riz ki, her­kes, yi­ne bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mız, ik­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le o kan­tar­da ağır­lı­ğı­nı bul­sun, tek­rar önü­müz­de­ki dö­nem­de de bu­lu­şa­lım. Gi­dip gel­me­mek var, ge­lip gör­me­mek var; ama, he­le bu ya­sa­ma dö­ne­min­de bi­zim­le be­ra­ber yo­la çı­kıp da ve­fat eden ar­ka­daş­la­rı­mız var. Baş­ta Mec­lis Baş­kan Ve­ki­li­miz Ali Din­çer Bey ol­mak üze­re, di­ğer ve­fat eden tüm ar­ka­daş­la­rı­mı­za da ben he­pi­niz adı­na Ce­na­bı­hak'tan rah­met di­li­yo­rum, ruh­la­rı şad ol­sun di­yo­rum.

Ta­bii, Av­ru­pa Bir­li­ği­ne gi­den bir sü­reç­te, Av­ru­pa Bir­li­ği uyum ya­sa­la­rı çer­çe­ve­sin­de biz pa­ket­ler çı­kar­dık, Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri yap­tık, de­mok­ra­tik­leş­me­den si­ya­si öz­gür­lük­le­re va­rın­ca­ya ka­dar, ba­zı te­mel in­san hak ve öz­gür­lük­le­riy­le il­gi­li mil­le­ti­mi­zin ve in­san­la­rı­mı­zın önün­de­ki en­gel­le­ri kal­dı­ran ba­zı ya­sal dü­zen­le­me­le­re va­rın­ca­ya ka­dar. Eko­no­mik ve sos­yal pek çok ko­nu­da re­form ni­te­li­ğin­de ya­sa­lar çı­kar­dık ve bu ya­sa­lar, öy­le zan­ne­di­yo­ruz ki, top­lu­mu­muz­da­ki pek çok sı­kın­tı­yı gi­der­me­de bü­yük hiz­met­ler ifa et­ti.

Ben sa­de­ce bir ma­te­ma­tik ola­rak şu­nu söy­le­ye­yim: Bu Mec­li­se 22'nci Ya­sa­ma Dö­ne­min­de, 22'nci Dö­nem Mec­li­si­ne 1.109 ka­nun ta­sa­rı­sı sevk edil­miş Hükûmet ta­ra­fın­dan, bu­nun 915'i ya­sa­laş­mış­tır. 1.043 ka­nun tek­li­fi ya­pıl­mış mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız ta­ra­fın­dan, bu­nun 278'i ya­sa­laş­tı­rıl­mış­tır. Şim­di, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne su­nu­lan is­ter ta­sa­rı is­ter tek­lif­le­rin yüz­de 82,5'u ya­sa­laş­tı­rıl­mış­tır. Geç­miş dö­nem­le­re bak­tı­ğı­mız za­man, 19'un­cu Dö­nem­de bu ya­sa­laş­ma ora­nı yüz­de 15,6; 20'nci Dö­nem­de bu ya­sa­laş­ma ora­nı yüz­de 37; 21'in­ci Dö­nem­de yüz­de 51,5, ama bu dö­nem yüz­de 82,5. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ay­nı za­man­da de­mok­ra­si ta­ri­hi­miz­de de ger­çek­ten çok yo­ğun bir per­for­mans ser­gi­len­miş­tir. O yüz­den, ben bu ener­ji­yi bi­ze ve­ren, bu des­te­ği ve­ren aziz mil­le­ti­mi­ze, son­ra da bu Mec­lis­te­ki bu gay­ret­ler­de pa­yı olan her ar­ka­da­şı­mı­za, ik­ti­dar ve mu­ha­le­fe­tiy­le te­ker te­ker te­şek­kür edi­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. Ye­ni dö­nem­de sağ­lık­la bu­luş­mak üze­re di­yor, he­pi­ni­ze Al­lah'a ıs­mar­la­dık di­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Gün­düz.

Sa­yın To­puz, bu­yu­run.

AGÂH KAF­KAS (Ço­rum) - Ali Ağa­bey, ken­di­ni af­fet­ti­re­cek bir şey söy­le!

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Bı­ra­kı­rım, Ha­luk Bey'i gön­de­ri­rim! (Gü­lüş­me­ler)

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; 22'nci Dö­nem Par­la­men­to ça­lış­ma­la­rı­nın nor­mal sü­re­si­ni ta­mam­la­mış bu­lu­nu­yo­ruz. Bi­raz son­ra bu dö­ne­mi ka­pa­ta­ca­ğız, he­pi­miz se­çim böl­ge­le­ri­mi­ze gi­de­ce­ğiz ve bun­dan son­ra­ki dö­nem için ça­lış­ma­la­ra baş­la­ya­ca­ğız.

Ön­ce­lik­le, bu dö­nem zar­fın­da kay­bet­ti­ği­miz ar­ka­daş­la­rı­mı­zın aziz ha­tı­ra­sı önün­de say­gıy­la eğil­mek is­ti­yo­rum. Bü­yük ça­ba­lar sarf et­miş­ler­di, Par­la­men­to ça­lış­ma­la­rı­na renk kat­mış­lar­dı, ama ne ya­zık ki on­la­rı kay­bet­tik. He­pi­ni­ze ba­şa­rı­lı ve mut­lu, uzun ömür­ler di­li­yo­rum.

Dört bu­çuk yıl be­ra­ber ça­lış­tık. Za­man za­man se­vi­ne­rek ça­lış­tık, za­man za­man üzü­le­rek ça­lış­tık, ama çok ça­lış­tık. Ay­nı za­man­da çok da tar­tış­tık. Hem Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Ge­nel Ku­ru­lu­nu hem ko­mis­yon­la­rı zor­la­dık so­nu­na ka­dar, ba­zen geç va­kit­le­re ka­dar ça­lış­tır­dık. Biz çok ça­lış­tık, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nı da Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ni de çok ça­lış­tır­dık. Ama, bu çok ça­lış­ma­nın, çok iş çı­kar­ma­nın ya­nın­da, çok ve­rim­li ça­lış­tı­ğı­mı­zı söy­le­ye­mem, çün­kü, ba­zı ka­nun­la­rı bir­den faz­la gö­rüş­mek zo­run­da kal­dık. Ba­zen za­ma­nı iyi kul­la­na­ma­dık, ama, hep be­ra­ber dört bu­çuk yıl çok önem­li bir bi­ri­ki­mi oluş­tur­duk, çok gü­zel iş­ler yap­tık, önem­li ka­nun­lar çı­kar­dık, bun­dan ön­ce­ki Par­la­men­to­lar­dan da­ha ve­rim­li -o açı­dan- iş­ler yap­tık. Önem­li bir bi­ri­ki­mi­miz ol­du.

İlk de­fa Par­la­men­to­ya ge­len ar­ka­daş­la­rı­mız var­dı bu dö­ne­min ba­şın­da, bir­kaç kez bu­ra­da gö­rev yap­mış ar­ka­da­şı­mız var­dı. Her­kes ken­di bi­ri­ki­mi­nin üze­ri­ne ye­ni bi­ri­kim­ler kat­tı. Şim­di, bi­ze dü­şen tek te­mel gö­rev, bu bi­ri­ki­mi doğ­ru de­ğer­len­dir­mek­tir, bu bi­ri­ki­mi ob­jek­tif ko­şul­lar­da de­ğer­len­dir­mek­tir. Ge­rek ik­ti­dar ge­rek ana mu­ha­le­fet par­ti­si, öte­ki par­ti­ler ge­rek­se te­ker te­ker mil­let­ve­kil­le­ri, ken­di ad­la­rı­na, par­ti­le­ri ad­la­rı­na öz eleş­ti­ri yap­ma­lı­dır­lar. Eğer bu bi­ri­kim­den ya­rar­lan­mak is­ti­yor­sak, ge­le­ce­ğe da­ha iyi şey­ler ta­şı­mak is­ti­yor­sak, bir öz eleş­ti­ri yap­ma­mı­zın ge­rek­li ol­du­ğu­na ina­nı­yo­rum. Öy­le zan­ne­di­yo­rum ki, öz eleş­ti­ri yap­tı­ğı­mız za­man, he­pi­miz ge­le­ce­ğe da­ha iyi şey­le­ri ta­şı­ma ola­na­ğı­nı bu­la­ca­ğız, ön­ce ken­di­mi­ze kat­kı ya­pa­ca­ğız, son­ra par­ti­le­ri­mi­ze kat­kı ya­pa­ca­ğız, bel­ki da­ha son­ra par­ti­ler ara­sı iliş­ki­le­ri da­ha iyi bir or­tam­da sür­dür­me ola­nak­la­rı­nı hep be­ra­ber bu­la­ca­ğız.

Ben, bu ça­lış­ma­la­rın ulu­su­mu­za ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­ler­ken, müm­kün olan ge­niş­lik­te, bu Par­la­men­to­da gö­rev ya­pan ar­ka­daş­la­rı­mın ye­ni­den bu Par­la­men­to­ya dön­me­si­ni te­men­ni edi­yo­rum. (Al­kış­lar) Ama, de­ğer­li ar­ka­da­şı­mın söy­le­di­ği gi­bi, git­mek var, dön­me­mek var, dö­nüp gör­me­mek var. Bun­la­rın hep­si­ni de ol­gun­luk­la kar­şı­la­ma­lı­yız. Ye­ni­den bu Par­la­men­to­ya dö­nüp dön­me­me ko­nu­sun­da ken­di­si­ne hak­sız­lık ya­pıl­dı­ğı ka­na­ati­ne ula­şan ar­ka­daş­la­rı­mız ola­bi­lir. Ben, on­la­ra, es­ki bir par­la­men­ter ola­rak şu­nu tav­si­ye edi­yo­rum: Bu ko­nu­lar­da­ki üzün­tü­nün hiç­bir fay­da­sı yok­tur. Eğer ge­le­mez­sek, bu­nu da ol­gun­luk­la hep be­ra­ber kar­şı­la­ma­lı­yız. Ye­ni ge­len ar­ka­daş­la­rı­mı­za na­sıl kat­kı­da bu­lu­nu­ruz, onun ça­re­le­ri­ni bul­ma­lı­yız. Si­ya­se­te küs­me­me­li­yiz. Si­ya­se­ti da­ha ile­ri bo­yut­la­ra ta­şı­ma­lı­yız, da­ha uy­gar bo­yut­la­ra ta­şı­ma­lı­yız. O ne­den­le, si­ya­se­tin ya­şa­mın ay­rıl­maz bir par­ça­sı ol­du­ğu­na ina­na­rak me­se­le­ye bak­ma­lı­yız. İn­san, Par­la­men­to­day­ken de si­ya­set ya­pa­bi­lir, Par­la­men­to­da ol­ma­dan da si­ya­set ya­pa­bi­lir, hiç­bir si­ya­si gö­rev üst­len­me­den de bu­lun­du­ğu yer­den işi­ni yü­rü­tür­ken de si­ya­set ya­pa­bi­lir.

Öy­le zan­ne­di­yo­rum ki, önü­müz­de­ki dö­nem biz­den da­ha ba­şa­rı­lı bir dö­nem ola­cak­tır ve öy­le zan­ne­di­yo­rum ki, önü­müz­de­ki dö­nem Par­la­men­to­su Tür­ki­ye'yi da­ha ile­ri ufuk­la­ra ta­şı­ya­cak­tır.

He­pi­ni­ze, ye­ni­den, sağ­lık ve afi­yet di­li­yo­rum, ai­le­niz­le mut­lu bir ya­şam di­li­yo­rum, her­ke­sin si­ya­si ba­kım­dan da­ha ba­şa­rı­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

He­pi­ni­ze tek­rar say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. Te­şek­kür edi­yo­rum. Al­la­ha ıs­mar­la­dık di­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Kur­tul­mu­şoğ­lu, Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan Ve­ki­li, bu­yu­run efen­dim. (Al­kış­lar)

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi sev­gi ve say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Mec­li­sin bu ka­dar ka­la­ba­lık ol­du­ğu an­da, bu­gü­ne ka­dar hiç­bir ko­nuş­ma yap­ma­dım. (Gü­lüş­me­ler)

Sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım, dört bu­çuk se­ne­miz bit­ti. Dört bu­çuk se­ne­de çok şey­ler yap­tık bu Mec­lis­te. Be­ğe­ni­lir be­ğe­nil­mez, ama bi­zim bu­ra­da dört bu­çuk se­ne­miz geç­ti hep bir­lik­te. Ay­nı ça­tı al­tın­da ne­fes al­dık, üzül­dük. Bu­ra­da bi­zim­le baş­la­yan, rah­met­li olan sev­gi­li ar­ka­daş­la­rı­mın hep­si­ne rah­met di­li­yo­rum, ai­le­le­ri­ne baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

Kim ne der­se de­sin bu Mec­lis ara­na­cak­tır. Bu Mec­li­sin di­ğer Mec­lis­ler­den far­kı ney­di di­ye­cek­si­niz; bu Mec­li­sin tar­tış­ma­sıy­la, bir­bi­ri­mi­ze laf at­ma­mız­la, ama in­san­la­rı çok faz­la in­cit­me­den gel­dik gi­di­yo­ruz. Gö­nül is­ter ki, bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mın, ta­bii ben dâhil, hep­si­nin bu­ra­da ol­ma­sı­nı is­te­rim. (Gü­lüş­me­ler) Ama, ku­su­ra bak­ma­yın ço­ğu­muz gel­me­ye­bi­li­riz.

Sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım, ha­yat­ta en gü­zel şey in­sa­nı se­ve­bil­mek­tir, in­san odak­lı ola­bil­mek çok mü­him­dir, er­dem­dir in­sa­nı sev­mek. Ben bu­ra­da­ki, isim­le­ri­ni bi­le ba­zen ha­tır­la­ya­ma­dı­ğım tüm ar­ka­daş­la­rı­mı se­vi­yo­rum ve sev­dim. Hep böy­le kal­dım, böy­le ka­la­ca­ğım. Ne si­zi ağ­la­ta­yım ne de ken­dim ağ­la­ya­yım, ama si­ze şu­nu söy­le­ye­yim, in­sa­nı unut­ma­yı­nız, in­san çok gü­zel bir var­lık­tır, dost­luk­lar çok gü­zel­dir. Ben, hiç­bi­ri­ni­zin o gü­zel ba­kış­la­rı­nı, dost­luk­la­rı­nı unut­ma­ya­ca­ğım. Ko­lay mı zan­ne­di­yor­su­nuz, dört bu­çuk se­ne, ay­nı ça­tı al­tın­da, ge­ce de­me­den, gün­düz de­me­den ne­fes ala­bil­mek. Vak­ti­mi­zin bu­ra­da ge­çir­dik ço­ğu­nu. Böy­le gü­zel bir ahen­gi ya­şa­dı­ğım için ken­di­mi mut­lu his­se­di­yo­rum.

Bu ara­da, in­cit­tim­se bil­me­den kim­se­yi, tek­rar söy­lü­yo­rum, in­ci­nen bir ar­ka­da­şım var­sa -zan­net­mi­yo­rum ama ola­bi­lir, bil­mi­yo­rum- o ar­ka­daş­la­rım­dan özür di­li­yo­rum. Ama, ba­na ka­lır­sa in­cit­me­me­ye ça­lış­tım; ola ki, ol­muş­tur, bil­mi­yo­rum.

Si­ze ha­yat­ta ba­şa­rı­lar di­li­yo­rum, ço­lu­ğu­nuz­la ço­cu­ğu­nuz­la uzun ömür­ler di­li­yo­rum. Tek­rar he­pi­ni­zi bu Mec­lis­te gör­mek is­ti­yo­rum, he­pi­ni­ze say­gı ve se­lam­lar su­nu­yo­rum. Hoş­ça ka­lı­nız di­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­riz Sa­yın Kur­tul­mu­şoğ­lu.

Mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

3'ün­cü mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ta­sa­rı­nın tü­mü açık oy­la­ma­ya ta­bi­dir.

Açık oy­la­ma­nın şek­li hak­kın­da Ge­nel Ku­ru­lun ka­ra­rı­nı ala­ca­ğım.

Açık oy­la­ma­nın elek­tro­nik oy­la­ma ci­ha­zıy­la ya­pıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Oy­la­ma için iki da­ki­ka sü­re ve­re­ce­ğim. Bu sü­re içe­ri­sin­de sis­te­me gi­re­me­yen sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­nin tek­nik per­so­nel­den yar­dım is­te­me­le­ri­ni ri­ca edi­yo­rum.

Ay­rı­ca, vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­la­rın da han­gi ba­ka­na vekâle­ten oy kul­lan­dı­ğı­nı be­lir­ten pu­su­lu­la­rı­nı, yi­ne iki da­ki­ka­lık sü­re içe­ri­sin­de gön­der­me­le­ri­ni ri­ca edi­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, eğer uy­gun bu­lur­sa­nız -bi­raz son­ra Ge­nel Ku­ru­lu­mu­zu ka­pa­ta­ca­ğız, so­nuç­la­rı bil­dir­dik­ten son­ra- ben de bir­kaç cüm­le ifa­de et­mek is­ti­yo­rum, ta­bii, siz­ler bu­ra­da olur­sa­nız…

Oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Uk­ray­na Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Uza­yın Araş­tır­ma ve Kul­la­nı­mı Ko­nu­la­rın­da İş­bir­li­ği An­laş­ma­sı­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın açık oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı       :    292

Ka­bul                             :    292 (x)

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

Böy­le­ce ta­sa­rı ka­bul edil­miş ve ya­sa­laş­mış­tır, ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, bu­gün bu­ra­da ka­bul edi­len Da­nış­ma Ku­ru­lu ka­ra­rıy­la, yü­ce Mec­li­si­miz -ya­ni siz­ler, siz­le­rin oy­la­rıy­la- 22 Tem­muz­da ya­pı­la­cak se­çim­ler se­be­biy­le ta­til ka­ra­rı al­mış­tır.

Bil­di­ği­niz gi­bi, 3 Ka­sım 2002 ta­ri­hin­den 22 Tem­mu­za 2007'ye ka­dar, dört bu­çuk yı­lı aş­kın sü­re­dir siz­ler­le be­ra­ber ol­duk. Şah­sım ve Baş­kan­lık Di­va­nı üye­si de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım adı­na, siz­le­re bir­kaç his­si­ya­tı­mı ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Biz­le­ri bu ma­ka­ma siz ge­tir­di­niz, siz bi­ze te­vec­cüh et­ti­niz, bu gö­re­vi bi­ze ver­di­niz. Bu onur­lu ma­kam­da gö­re­vi­mi­zi ya­par­ken la­yık ol­ma­ya ça­lış­tık. Siz­le­re, yü­ce he­ye­ti­ni­ze, bi­ze bu iti­ma­dı, te­vec­cü­hü gös­ter­di­ği­niz için, Baş­kan­lık Di­va­nı ola­rak bi­zim şük­ran bor­cu­muz var­dır, siz­le­re te­şek­kür edi­yo­ruz.

Biz gö­re­vi­mi­zi ya­par­ken, Ana­ya­sa, İç Tü­zük ve ya­sa­la­ra uy­gun ola­rak ha­re­ket et­me­ye aza­mi ti­tiz­lik gös­ter­dik. Bu ko­nu­da has­sas ol­duk. Çün­kü, biz­den ön­ce bu gö­re­vi ya­pan­la­rın uy­gu­la­ma­la­rı­na da ba­ka­rak biz ge­rek­ti­ğin­de ka­rar­la­rı­mı­zı ve­ri­yor­duk. Bi­zim uy­gu­la­ma­la­rı­mı­za ba­ka­rak da biz­den son­ra bu onur­lu gö­re­vi dev­ra­la­cak ar­ka­daş­la­rı­mız ka­rar ve­re­cek­ler. O ba­kım­dan, ver­di­ği­miz ka­ra­rın ve uy­gu­la­ma­la­rın Ana­ya­sa'ya, ya­sa­la­ra ve vic­dan­la­ra uy­gun ol­ma­sı­na has­sa­si­yet gös­ter­dik, bu­na gay­ret et­tik.

Kür­sü do­ku­nul­maz­lı­ğı­na ve özel­lik­le ma­su­ni­ye­ti­ne özel bir de­ğer ver­me­ye ça­lış­tık. Çün­kü, mil­let­ve­ki­li kür­sü­sü­nün de­mok­ra­si­mi­zin te­mel ku­ral­la­rın­dan bi­ri­si ol­du­ğu­na ina­nı­yo­ruz. Hâki­mi­ye­tin yegâne tem­sil­ci­si olan yü­ce Mec­li­si­mi­ze, onun say­gın mil­let­ve­kil­le­ri­ne la­yık ol­ma­ya ça­lış­tık ve o dü­şün­ce içe­ri­sin­de gay­ret et­tik.

He­pi­miz in­sa­nız, ha­ta­mız, ku­su­ru­muz ola­bi­lir. Uzun ça­lış­ma­lar yap­tık. Sa­ba­hın er­ken sa­at­le­rin­den ge­ce ya­rı­la­rı­na ka­dar ça­lış­tık. Yor­gun ola­bi­li­riz, ba­zı ha­ta­la­rı­mız ola­bi­lir. Eğer bir ha­ta­mız ol­duy­sa, bu­nun, ke­sin­lik­le bi­zim iyi ni­ye­ti­miz içe­ri­sin­de de­ğer­len­di­ril­me­si­ni dü­şü­nü­yo­ruz. Emin olu­nuz ki bi­le­rek yap­mış de­ği­liz, bi­le­rek za­ten böy­le bir şey ya­pa­ma­yız.

Be­nim ki­şi­sel an­la­yı­şı­ma gö­re, her­kes si­ya­se­te he­ves­le­ne­bi­lir. Ama, her­kes si­ya­set­çi ola­mı­yor. Si­ya­set­çi ko­lay ye­tiş­mi­yor. Do­la­yı­sıy­la, bu Par­la­men­to ay­nı za­man­da bir okul. Şah­sen ben siz­ler­den çok şey­ler öğ­ren­dim, öğ­ren­dik­le­ri­mi ha­ya­tım­da uy­gu­la­ma­ya ve da­ha iyi ol­ma­ya gay­ret et­tim. Ben, bu dü­şün­ce­le­ri­min De­ğer­li Baş­kan­lık Di­va­nı üye­le­ri­nin de bi­rer his­si­ya­tı ol­du­ğu­na ina­nı­yo­rum.

Ha­ya­tı­mız bo­yun­ca hoş­gö­rü ve say­gı­yı esas al­ma­ya ça­lış­tık. Be­nim de, esas, önem­le bir pren­sip edin­di­ğim, ha­ya­tım­da, özel ha­ya­tım­da, ken­di mes­lek ha­ya­tım­da hep bu ol­muş­tur. Te­mel ku­ral ola­rak hep bu­nu dü­şün­dük, bu­na gay­ret et­tik.

He­pi­miz ül­ke­mi­ze hiz­met için ya­rı­şı­yo­ruz, si­ya­si par­ti­ler ve biz­ler. Ya­pı­lan ten­kit ve tar­tış­ma­lar da­ha iyi­yi or­ta­ya koy­mak için ol­muş­tur. Ben bu­na ina­nı­yo­rum. İş­te, de­mok­ra­si­nin gü­zel­li­ği, ne­ti­ce­de be­lir­li bir dö­nem so­nun­da hal­kı­mı­za git­mek­tir, par­ti­ler ve si­ya­si­ler ola­rak, ye­ni­den hiz­me­te ta­lip ola­rak, da­ha gü­zel­le­ri­ni ya­pa­bil­mek, bu ül­ke­ye da­ha gü­zel hiz­met ede­bil­mek için mil­le­te git­mek­tir. İş­te be­ra­ber­ce mil­le­ti­mi­ze gi­di­yo­ruz ve mil­le­ti­mi­zin ve­re­ce­ği ka­ra­ra el­bet­te ki he­pi­miz de­rin say­gı du­ya­ca­ğız.

Ben, bu ara­da, be­ra­ber ol­du­ğu­muz ve ara­mız­dan ay­rı­lan, ve­fat eden de­ğer­li kar­deş­le­ri­mi­ze Al­lah'tan tek­rar rah­met di­li­yo­rum, ai­le­le­ri acı­lar içe­ri­sin­de, on­la­ra sa­bır­lar di­li­yo­rum. On­lar bi­zim kar­deş­le­ri­miz­di, bi­zim ar­ka­daş­la­rı­mız­dı, he­pi­miz on­la­rın ai­le­le­ri­ni unut­ma­ma­lı­yız, on­la­rı za­man za­man ha­tır­la­mak, hat­ta on­la­rın ih­ti­yaç ve de­ğer­le­ri­ni sor­ma­mız ben­ce in­sa­ni gö­rev­le­ri­miz­dir.

Ne­ti­ce ola­rak, bel­ki, si­ze çok şey­ler ifa­de et­mek is­ti­yo­rum, ama bi­lin ki, hep­si gü­zel şey­ler, bü­tün ar­ka­daş­la­rı­ma ai­le­le­riy­le bir­lik­te sağ­lık, ba­şa­rı ve mut­lu­luk di­li­yo­rum. Sağ olun. (Al­kış­lar)

Ta­bii ki, bi­zim­le be­ra­ber ge­ce gün­düz ça­lı­şan bü­tün Par­la­men­to­da­ki ça­lı­şan­la­rı­mı­za, Ge­nel Sek­re­te­rin­den di­ğer kı­sım­lar­da ça­lı­şan ar­ka­daş­la­rı­mı­za, bi­ze hiz­met ve­ren­le­re ve bi­ze za­man za­man gö­rüş­le­riy­le, hiz­met­le­riy­le da­ha iyi ka­rar­lar al­ma­mı­za des­tek ve­ren Ka­nun­lar ve Ka­rar­lar Da­ire­sin­de­ki bü­tün de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mı­za da, siz­ler adı­na, bü­tün Ge­nel Ku­rul adı­na te­şek­kür edi­yo­rum, on­la­rın da ha­yat­la­rın­da mut­lu­luk­lar ve ba­şa­rı­lar di­li­yo­rum.

Şim­di, el­bet­te ki, ça­lı­şan­lar der­ken, en ve­fakâr ve ce­fakâr ste­nog­raf ar­ka­daş­la­rı­mı­zı biz baş­ta ifa­de edi­yo­ruz. (Al­kış­lar)

Ka­vas ar­ka­daş­la­rı­mız, bi­ze çay ge­ti­ren, ha­sı­lı bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mı­za mü­te­şek­ki­riz.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin, 22 Tem­muz 2007 Pa­zar gü­nü ya­pıl­ma­sı ka­rar­laş­tı­rı­lan mil­let­ve­ki­li ge­nel se­çi­mi­ne iliş­kin ke­sin so­nuç­la­rın, 2839 sa­yı­lı Mil­let­ve­ki­li Se­çi­mi Ka­nu­nu'nun 37'nci ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si İç Tü­zü­ğü'nün 3'ün­cü mad­de­le­ri­ne gö­re, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lun­ca Tür­ki­ye Rad­yo ve Te­le­viz­yon­la­rın­dan ila­nı­nı ta­kip eden be­şin­ci gün sa­at 15.00'te top­lan­mak üze­re bir­le­şi­mi ka­pa­tı­yo­rum.

Yo­lu­nuz açık ol­sun. (Ayak­ta al­kış­lar)

Ka­pan­ma Sa­ati: 18.21