DÖNEM: 22
YASAMA YILI: 5
TÜRKÝYE
BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ
TUTANAK
DERGÝSÝ
CÝLT : 161
119’uncu
Birleþim
1 Haziran 2007 Cuma
Ý Ç Ý N D E K Ý L
E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETÝ
II. - GELEN KÂÐITLAR
III. - YOKLAMALAR
IV. - BAÞKANLIÐIN GENEL KURULA SUNUÞLARI
A) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan'ýn
Almanya'ya yaptýðý resmî ziyarete katýlmasý
uygun görülen milletvekillerine iliþkin Baþbakanlýk
tezkeresi (3/1298)
V. - ÖNERÝLER
A) SÝYASÝ PARTÝ GRUBU ÖNERÝLERÝ
1.- Gündemdeki sýralama ile 2/1043 esas numaralý
Anayasa Deðiþikliklerinin Halkoyuna Sunulmasý
Hakkýnda Kanunda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi'nin, Baþkanlýkça havale edildiði
komisyonlardaki görüþmelerine kýrk sekiz saat geçmeden
baþlanmasýnýn komisyonlara tavsiye edilmesine
iliþkin AK Parti Grubu önerisi
VI. - AÇIKLAMALAR VE SATAÞMALARA ÝLÝÞKÝN
KONUÞMALAR
1.- Ankara Milletvekili Muzaffer R. Kurtulmuþoðlu'nun,
Konya Milletvekili Atilla Kart'ýn, konuþmasýnda
partisine sataþmasý nedeniyle konuþmasý
2.- Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'nýn, Ankara
Milletvekili Muzaffer R. Kurtulmuþoðlu'nun, konuþmasýnda
partisine sataþmasý nedeniyle konuþmasý
3.- Antalya Milletvekili Nail Kamacý'nýn,
Antalya Milletvekili Fikret Badazlý'nýn, konuþmasýnda
þahsýna sataþmasý nedeniyle konuþmasý
VII. - KANUN TASARI VE TEKLÝFLERÝ ÝLE KOMÝSYONLARDAN
GELEN DÝÐER ÝÞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniþ
ve Ýbrahim Köþdere'nin, Gelibolu Yarýmadasý
Tarihi Milli Parký Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi (Kamu Ýhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayýsý:
305)
2.- Bazý Kamu Alacaklarýnýn
Tahsil ve Terkinine Ýliþkin Kanun Tasarýsý
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayýsý:
904)
3.- Adalet ve Kalkýnma Partisi Grup Baþkanvekili
Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, Ýmar Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi ve Bayýndýrlýk,
Ýmar, Ulaþtýrma ve Turizm ile Adalet Komisyonlarý
Raporlarý (2/820) (S. Sayýsý: 1337)
4.- Antalya Milletvekili Fikret Badazlý'nýn,
2464 Sayýlý Belediye Gelirleri Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/995) (S. Sayýsý: 1406)
5.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaþ'ýn,
Kamu Ýhale Kanunu ve Kamu Ýhale Sözleþmeleri Kanununda
Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi
ile Bayýndýrlýk, Ýmar, Ulaþtýrma
ve Turizm Komisyonu Raporu (2/1039) (S. Sayýsý: 1439)
6.- Aðrý Milletvekili Mehmet Kerim
Yýldýz ve 11 Milletvekilinin, Saðlýk Bakanlýðýnýn
Teþkilat ve Görevleri Hakkýnda Kanun Hükmünde Kararnamede
Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi
ile Saðlýk, Aile, Çalýþma ve Sosyal
Ýþler Komisyonu Raporu (2/1013) (S. Sayýsý:
1418)
7.- 8/5/2007 Tarihli ve 5654 Sayýlý Nükleer
Güç Santrallarýnýn Kurulmasý ve Ýþletilmesi
ile Enerji Satýþýna Ýliþkin Kanun ve Cumhurbaþkanýnca
bir kez daha görüþülmek üzere geri gönderme Tezkeresi ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(1/1365) (S. Sayýsý: 1436)
8.- Sivas Milletvekili Selami Uzun ve 3 Milletvekilinin,
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (2/1037) (S.Sayýsý:
1437)
9.- Adana Milletvekili Atilla Baþoðlu
ve 3 Milletvekilinin, Mera Kanununun Bazý Maddelerinde Deðiþiklik
Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi; Bolu Milletvekili
Mehmet Güner ve 2 Milletvekilinin, Mera Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi; Bursa Milletvekilleri
Mehmet Emin Tutan ve Zafer Hýdýroðlu'nun, Mera Kanununda
Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi
ile Tarým, Orman ve Köyiþleri Komisyonu Raporu (2/779,
2/791, 2/1014) (S. Sayýsý: 1422)
10.- Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluþ ve Görevleri
Hakkýnda Kanunda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/1354) (S. Sayýsý:
1438)
VIII. - OYLAMALAR
1.- Antalya Milletvekili Fikret Badazlý'nýn,
2464 Sayýlý Belediye Gelirleri Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi'nin oylamasý
IX. - SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ýzmir Milletvekili K. Kemal ANADOL'un,
ithal motorlu taþýt gösterge ve uyarý sistemlerine
Türkçe zorunluluðu getirilmesine iliþkin sorusu ve Sanayi
ve Ticaret Bakaný Ali COÞKUN'un cevabý (7/22638)
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETÝ
TBMM Genel Kurulu saat 11.11'de açýlarak iki
oturum yaptý.
Gündemin "Kanun Tasarý ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diðer Ýþler" kýsmýnýn:
1'inci sýrasýnda bulunan, Kamu
Ýhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi'nin
(2/212) (S. Sayýsý: 305) görüþmeleri, daha önce geri
alýnan maddelere iliþkin komisyon raporu henüz gelmediðinden;
2'nci sýrasýnda bulunan, Bazý
Kamu Alacaklarýnýn Tahsil ve Terkinine Ýliþkin
(1/1030) (S. Sayýsý: 904),
3'üncü sýrasýnda bulunan, Adalet ve
Kalkýnma Partisi Grup Baþkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik'in, Ýmar Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair (2/820) (S. Sayýsý: 1337),
5'inci sýrasýnda bulunan, Kayseri
Milletvekili Taner Yýldýz'ýn, Bazý Kanunlarda
Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda (2/1016)
(S. Sayýsý: 1412),
6'ncý sýrasýnda bulunan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasýnda Uzayýn
Araþtýrma ve Kullanýmý Konularýnda
Ýþbirliði Anlaþmasýnýn Onaylanmasýnýn
Uygun Bulunduðu Hakkýnda (1/491) (S. Sayýsý:
1380),
7'nci sýrasýnda bulunan, Antalya Milletvekili
Fikret Badazlý'nýn, 2464 Sayýlý Belediye Gelirleri
Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda
(2/995) (S. Sayýsý: 1406),
Kanun Tasarý ve Teklifleri, komisyon yetkilileri
Genel Kurulda hazýr bulunmadýklarýndan;
Ertelendi.
4'üncü sýrasýnda bulunan ve Cumhurbaþkanýnca
bir kez daha görüþülmek üzere geri gönderilen Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasýnýn Bazý Maddelerinde Deðiþiklik
Yapýlmasý Hakkýnda 10/5/2007 Tarihli ve 5660 Sayýlý
Kanun'un (1/1368) (S.Sayýsý: 1433 ve 1433'e 1'inci ek) ikinci
görüþmesi tamamlanarak, yapýlan gizli oylamadan sonra,
kabul edildiði açýklandý.
Cumhurbaþkanýnca bir kez daha görüþülmek
üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine iade edilen Anayasa deðiþikliði
hakkýnda kanunlarýn bir maddesinin aynen kabulü için
Anayasa'da öngörülen üye tam sayýsýnýn üçte ikisinin
oyunu almasý gerektiði, bunun altýnda oy alan maddenin
kabul edildiðinin ifade edilmesinin Anayasa'ya aykýrý
olduðu iddiasýyla yapýlan usul görüþmesinden
sonra, Oturum Baþkaný ve TBMM Baþkaný Bülent
Arýnç, yaptýðý iþlemin ve sürdürdüðü
usulün Anayasa'ya ve Ýç Tüzük'e uygun olduðunu, tutumunda
deðiþiklik olmadýðýný, bu nedenle
herhangi bir oylamaya de gerek duymadýðýný
açýkladý.
Alýnan karar gereðince, 1 Haziran 2007
Cuma günü saat 11.00'de toplanmak üzere, birleþime 18.08'de son
verildi.
Bülent Arýnç
Baþkan
Ahmet
Gökhan Sarýçam Türkân
Miçooðullarý
Kýrklareli Ýzmir
Kâtip Üye Kâtip Üye
No.: 159
II. - GELEN KÂÐITLAR
1 Haziran 2007 Cuma
Tezkere
1.- Isparta Milletvekili Erkan Mumcu'nun, Yasama
Dokunulmazlýðýnýn Kaldýrýlmasý
Hakkýnda Baþbakanlýk Tezkeresi (3/1297) (Anayasa
ve Adalet Komisyonlarý Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona)
(Baþkanlýða geliþ tarihi: 31.5.2007)
1 Haziran 2007 Cuma
BÝRÝNCÝ OTURUM
Açýlma Saati: 11.05
BAÞKAN: Baþkan Vekili Ýsmail ALPTEKÝN
KÂTÝP ÜYELER: Bayram ÖZÇELÝK (Burdur), Türkân MÝÇOOÐULLARI
(Ýzmir)
BAÞKAN - Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 119'uncu Birleþimini açýyorum.
III. - YOKLAMA
BAÞKAN - Toplantý
yeter sayýsý için elektronik cihazla yoklama yapacaðým.
Yoklama için beþ
dakika süre vereceðim.
Verilen bu süre içerisinde
sayýn milletvekillerinin oy düðmelerine basarak salonda
bulunduklarýný bildirmelerini, bu süre içerisinde
elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazýr
bulunan teknik personelden yardým istemelerini, buna
raðmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarýný
görevli personel aracýlýðýyla beþ dakikalýk
süre içerisinde Baþkanlýða ulaþtýrmalarýný
rica ediyorum.
Yoklama iþlemini
baþlatýyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapýldý)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, toplantý yeter sayýsý bulunamamýþtýr.
O bakýmdan, saat 12.00'ye kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati: 11.11
ÝKÝNCÝ OTURUM
Açýlma Saati: 12.00
BAÞKAN: Baþkan Vekili Ýsmail ALPTEKÝN
KÂTÝP ÜYELER: Harun TÜFEKCÝ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 119'uncu Birleþiminin
Ýkinci Oturumunu açýyorum.
III. - YOKLAMA
BAÞKAN -
Açýlýþta yapýlan yoklamada toplantý
yeter sayýsý bulunamamýþtý.
Þimdi tekrar yoklama
yapacaðým ve yoklama için beþ dakika süre vereceðim.
Sayýn milletvekillerinin
oy düðmelerine basarak salonda bulunduklarýný
bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazýr bulunan teknik personelden
yardým istemelerini, buna raðmen sisteme giremeyen üyelerin
ise, yoklama pusulalarýný görevli personel aracýlýðýyla
beþ dakikalýk süre içerisinde Baþkanlýða
ulaþtýrmalarýný rica ediyorum ve yoklamayý
baþlatýyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapýldý)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, toplantý yeter sayýsý vardýr,
gündeme geçiyoruz.
Baþkanlýðýn
Genel Kurula sunuþlarý vardýr.
Baþbakanlýðýn
Anayasa'nýn 82'nci maddesine göre verilmiþ bir tezkeresi
vardýr, okutup, oylarýnýza sunacaðým.
Buyurun.
IV. - BAÞKANLIÐIN GENEL KURULA SUNUÞLARI
A) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan'ýn
Almanya'ya yaptýðý resmî ziyarete katýlmasý
uygun görülen milletvekillerine iliþkin Baþbakanlýk
tezkeresi (3/1298)
30/05/2007
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Hannover Sanayi Fuarý'nýn
açýlýþýný yapmak ve Türk-Alman iþ
zirvesine katýlmak üzere bir heyetle birlikte 14-16 Nisan
2007 tarihlerinde Almanya'ya yaptýðým resmi ziyarete
ekli listede adlarý yazýlý milletvekillerinin
de iþtirak etmesi uygun görülmüþ ve bu konudaki Bakanlar
Kurulu Kararýnýn sureti iliþikte gönderilmiþtir.
Anayasanýn 82
nci maddesine göre gereðini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoðan
Baþbakan
LÝSTE
Mehmet Özyol Adýyaman Milletvekili
Ahmet Yaþar Aksaray Milletvekili
Salih Kapusuz Ankara Milletvekili
Fikret Badazlý Antalya Milletvekili
Ahmet Rýza Acar Aydýn Milletvekili
Faruk Çelik Bursa Milletvekili
Þevket Orhan Bursa Milletvekili
Ali Yüksel Kavuþtu Çorum Milletvekili
M. Mustafa Açýkalýn Ýstanbul Milletvekili
Halide Ýncekara Ýstanbul Milletvekili
Nevzat Yalçýntaþ Ýstanbul Milletvekili
Muharrem Eskiyapan Kayseri Milletvekili
Hasan Angý
Soner Aksoy Kütahya
Milletvekili
H. Ali Çelik Sakarya
Milletvekili
Þaban Diþli Sakarya Milletvekili
Þükrü Ayalan Tokat Milletvekili
Yekta Haydaroðlu Van Milletvekili
BAÞKAN -
Adalet ve Kalkýnma
Partisi Grubunun, Ýç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiþ
bir önerisi vardýr.
Okutup, oylarýnýza sunacaðým.
V. -
ÖNERÝLER
A)
SÝYASÝ PARTÝ GRUBU ÖNERÝLERÝ
1.-
Gündemdeki sýralama ile 2/1043 esas numaralý Anayasa
Deðiþikliklerinin Halkoyuna Sunulmasý Hakkýnda
Kanunda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun
Teklifi'nin, Baþkanlýkça havale edildiði komisyonlardaki
görüþmelerine kýrk sekiz saat geçmeden baþlanmasýnýn
komisyonlara tavsiye edilmesine iliþkin AK Parti Grubu önerisi
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Danýþma Kurulu 01.06.2007 Cuma
günü (bugün) toplanamadýðýndan, Ýçtüzüðün
19 uncu maddesi gereðince, Grubumuzun aþaðýdaki
önerisinin Genel Kurulun onayýna sunulmasýný
arz ederim.
Salih Kapusuz
Ankara
AK
Parti Grubu Baþkan Vekili
Öneri:
Gündemin Kanun Tasarý
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diðer Ýþler
Kýsmýnýn; 6. sýrasýnda
yer alan 1406 Sýra Sayýlý Kanun Teklifinin bu
kýsmýn 4. sýrasýna,
14. sýrasýnda yer alan 1418 Sýra
Sayýlý Kanun Teklifinin bu kýsmýn 6. sýrasýna, 441. sýrasýnda
yer alan 1436 Sýra Sayýlý Geri Gönderme Tezkeresinin
bu kýsmýn 7. sýrasýna,
442. sýrasýnda yer alan 1437
Sýra Sayýlý Kanun Teklifinin bu kýsmýn
8. sýrasýna, 25. sýrasýnda
yer alan 1422 Sýra Sayýlý Kanun Teklifinin bu
kýsmýn 9. sýrasýna
alýnmasý, Gelen Kaðýtlar Listesinde yayýnlanan
ve bastýrýlarak daðýtýlan 1439 Sýra
Sayýlý Kanun Teklifi ve 1438 Sýra Sayýlý
Kanun Tasarýsýnýn bu kýsmýn 5 ve 10. sýralarýna alýnmasý ve diðer
iþlerin sýrasýnýn buna göre teselsül ettirilmesi;
2/1043 Esas numaralý
Anayasa Deðiþikliklerinin Halk Oyuna Sunulmasý Hakkýnda
Kanunda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun
Teklifinin, Baþkanlýkça havale edildiði Komisyonlardaki
görüþmelerine 48 saat geçmeden baþlanmasýnýn
Ýçtüzüðün 36. maddesince komisyonlara
tavsiye edilmesi;
Önerilmiþtir.
BAÞKAN - AK Parti
Grubu önerisi üzerinde, aleyhte olmak üzere, Konya Milletvekili Sayýn
Atilla Kart, buyurun efendim.
ATÝLLA KART (Konya)
- Sayýn Baþkan, sayýn milletvekilleri; Adalet ve
Kalkýnma Partisi tarafýndan sunulmuþ olan grup önerisinin
aleyhinde söz almýþ bulunmaktayým. Genel Kurulu
saygýyla selamlýyorum.
Sayýn Baþkan,
sayýn milletvekilleri; geldiðimiz süreçte, bir taraftan
siyasi kaprisi, siyasi fantezileri uðruna on beþ gün sonrasýný
öngöremeyen ve ülkemizi siyaseten kaosa sürükleyen bir yönetim
anlayýþýna alet olan bir siyaset anlayýþý,
diðer taraftan ise Türkiye'nin gerçek gündemini saptýrarak
kaotik bir ortam yaratmaktan kaçýnmayan bir siyasi iktidar
tablosuyla karþý karþýyayýz. Bu fotoðraf
ve iliþkilerin yol açtýðý kaotik ortamý
daha da derinleþtirecek bir grup önerisiyle karþý
karþýyayýz.
Deðerli arkadaþlarým,
Anayasa deðiþiklikleri gündeme geldiðinde, bu deðiþikliklerin
mutlak çeliþkilerini ve fiilen anayasal takvim sebebiyle uygulanamaz
bir teklif niteliðinde olduðunu hep ifade ettik. Bunlarý
Anayasa Komisyonunda, Komisyon Baþkaný ve ayrýca
Komisyonda Hükûmet adýna görev yapan Sayýn Bakana
ýsrarla yönelttiðimizde, Sayýn Bakanýn aynen
þu ifadelerine muhatap olduk: "Müsaade buyurun, bunun zamanlamasý
bize ait olsun." dediðini biliyoruz. Aslýnda, Sayýn
Bakan, kendi yönetim anlayýþý çerçevesinde
doðru bir ifade kullandý; ancak, Sayýn Bakanýn
bu zamanlamasýný Anavatan Grubunun dikkat ve takdirlerine
bir kez daha sunmayý ve bu noktada Anavatan Grubunu bir öz
eleþtiri yapmaya davet etme gereðini duyuyorum.
Deðerli arkadaþlarým,
Anayasa Deðiþikliði Teklifi sürecini, geldiðimiz
aþamada yeni baþtan deðerlendirmemiz gerekiyor. Bu teklif
nasýl bir süreç izliyor? Bu teklifin uygulanma imkâný nedir?
Bu teklifin uygulanma imkâný var mýdýr? Bu teklifin
uygulanma imkâný yok ise, neden Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündemini ve Türkiye gündemini böyle bir teklifle meþgul ediyoruz?
Deðerli arkadaþlarým,
öncelikle ifade ediyorum, dün ikinci görüþmeleri -veto sonrasý-
yapýlan Anayasa Deðiþikliði Teklifi'nin 1'inci
maddesinin 366 oyla kabul edilmesi, bu madde yönünden teklifin reddedildiði
anlamýna gelmektedir. Zira, veto öncesi 367'yi aþan bir
çoðunlukla gerçekleþen bir Meclis oylama iradesi söz konusu
olduðundan, Sayýn Cumhurbaþkanýnýn bu
teklifi iade etmesi, önemle ifade ediyorum, geciktirici bir veto
niteliðindedir. Bir baþka ifadeyle, artýk Anayasa
deðiþikliklerindeki 330 sýnýrý bu
aþamadan sonra, bu süreçten sonra, 367'ye yükselmiþ olmaktadýr.
Þayet, veto öncesi oylama iradesi 330 ile 367 arasýnda
olsaydý, yine veto sonrasýnda artýk kanun teklifinin
kabul edilmesindeki alt sýnýrýn 367'ye yükseldiðini
yine kabul etmek gerekecekti. Bu durumda da, anayasal ifadesiyle
söylüyorum, güçleþtirici bir veto söz konusu olacaktý.
Geldiðimiz
aþamada, dün oylamasý yapýlan Anayasa Deðiþikliði
Teklifi'nin -bakýn, burada tutanaklara geçmesi için, tarihe
not düþmesi için ifade ediyorum- bu deðiþiklik teklifinin
aynen iade niteliðinde olmadýðýný yeri
gelmiþken ifade ediyorum. Bunun ne anlama geldiðini, bunun
sonuçlarýný, ilerleyen dönemde hep birlikte göreceðiz,
hep birlikte yaþayacaðýz.
Sayýn Baþkan,
sayýn milletvekilleri; bu aþamada iktidar grubu ne yapmak
istiyor? Sayýn Cumhurbaþkanýnýn referanduma
götürme ihtimali son derece yüksek olan ve yüz yirmi gün sonra oylamasý
yapýlacak bu Anayasa Deðiþikliði Teklifi'yle ilgili
olarak yüz yirmi günlük süreyi kýrk veya kýrk beþ güne
indirmek amacýyla 3376 sayýlý Anayasa Deðiþikliklerinin
Halkoyuna Sunulmasý Hakkýnda Kanun'un 2'nci maddesini
deðiþtirmek istediðini ve buna göre de Meclis gündemini
düzenlemek istediðini görüyoruz.
Deðerli arkadaþlarým,
aslýnda, getirilen bu teklifle, siyasi iktidarýn devlet
yönetimi anlayýþýndaki öngörüþsüzlüðün,
fýrsatçýlýðýn, dayatmacý anlayýþýn
dramatik ve vahim bir örneðiyle bir
kez daha karþý karþýyayýz.
Cumhurbaþkanýnýn
seçimi sürecinde yasal ve anayasal yetkilerini demokrasi kültürü
ve uzlaþma anlayýþý içinde kullanamayan,
anayasal gücünü ve yetkisini siyaseten deðerlendiremeyen,
bunun ezikliðini ve kompleksini yaþayan siyasi iktidar,
yaratmýþ olduðu kriz ve kaotik ortamý yeni bir
kriz ortamýyla ve yapay gündemle aþmaya çalýþýyor.
Bunu yaparken de bir
taraftan anayasal kurumlarý hedef göstermekten öte meþruiyetini
tartýþmaya açan bir Baþbakan kimliðiyle karþý
karþýyayýz. Týpký Danýþtay
saldýrýsý öncesinde olduðu gibi.
Irak'ýn kuzey
bölgesine harekâtýn tartýþýldýðý
bir dönemde Türk Silahlý Kuvvetleriyle basýn aracýlýðýyla
konuþan ve sorumluluk almaktan kaçýnan bir hükûmet etme
anlayýþýyla karþý karþýyayýz.
Böylesine kritik ve
hayati bir dönemde Cumhurbaþkanýyla yapýlmasý
gereken görüþme ve deðerlendirmeleri tek taraflý
olarak erteleyen bir anlayýþla karþý karþýyayýz.
Ýþte, deðerli
arkadaþlarým, böylesine yetersiz, ehliyetsiz ve sorumsuz
bir yönetim anlayýþýdýr ki, Türkiye, bir taraftan
gerçek gündemi olan yolsuzluklarý, yoksulluðu, iþsizliði,
güvenliði ve ulusal bütünlükle ilgili konularý konuþamýyor,
tartýþamýyor.
Yine, baðlantýlý
olarak ifade ediyorum, bu sürecin doðal sonucudur ki, Türkiye,
fiilen ve anayasal takvim sebebiyle gerçekleþme imkâný
olmayan Anayasa deðiþikliði sebebiyle, bu teklif sebebiyle
gerginlik içine giriyor ve toplumsal kutuplaþmalar yaþýyor.
"Bu aþamada Cumhuriyet Halk Partisi bu toplumsal kutuplaþmanýn
tarafý oluyor." diyenleri, insafa ve sorumluluða davet
etme gereðini duyuyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi,
bunlara göre neden bu toplumsal kutuplaþmanýn tarafý
oluyor, onu kýsaca ifade etmek istiyorum veya onlarýn
ifade etme anlayýþlarý çerçevesinde, o kendi üsluplarý
içindeki, o çerçeve içindeki anlattýklarý bu deðerlendirmenin
gerçeðe uygun olmadýðýný, bunun doðru
olmadýðýný, yine siyaset etme anlayýþýnýn
yarattýðý bir sonuç sebebiyledir ki, tamamen bir
bilgi kirliliði ve karartmaya yönelik olduðunu ifade anlamýnda
bunu açýklamak istiyorum.
Bakýn, Cumhuriyet
Halk Partisi bu noktada neden sorumlu gösteriliyor? Çünkü, Cumhuriyet
Halk Partisi, birileri gibi, gerek Parlamento içinde gerek Parlamento
dýþýnda danýþýklý
iliþkilere girmiyor, muvazaalý iliþkilere girmiyor.
Bu danýþýklý iliþkilere girme gereðini
duymadan siyasi iktidarýn gerçek kimliðini kararlý
bir þekilde anlattýðý içindir ki ve geliþen
zaman içinde halkýmýz ve kamuoyu bu geliþmeleri
daha iyi gördüðü ve gözlemlediði içindir ki, halk ve kamuoyu
nezdinde puan topluyor. Bu gerçekleri, aslýnda, biz, sadece
iki aydan bu yana anlatmýyoruz deðerli arkadaþlarým.
Hükûmetin gerçek kimliðini iki-iki buçuk yýldan bu yana her
zeminde kararlýlýkla anlattýðýmýz
içindir ki, bu süreçler artýk yaþanýyor.
Peki, deðerli arkadaþlarým,
böyle bir süreç içinde tekrar o konuþmamýn baþlangýç
bölümünde anlattýðým noktaya dönmek istiyorum ve
bu noktada konuþmamý özetlemek istiyorum.
Bakýn, deðerli
arkadaþlarým, hamaset yapmadan, polemik yapmadan, demagoji
yapmadan bunlarý anlatýyoruz. Ýktidar olarak
sizleri de bu noktada, geldiðimiz aþamada hamaset yapmadan,
polemik yapmadan, demagoji yapmadan, bu dediðimiz konulara
somut açýklama getirmeye davet ediyoruz. Bu noktada, sizleri
bir kez daha sorumluluða ve saðduyuya davet ediyoruz. Yarattýðýnýz
kaotik ortamýn farkýnda deðilsiniz, daha ötesini
üzülerek ifade ediyorum, maalesef, idrakinde deðilsiniz.
AHMET YENÝ (Samsun)
- Milletimiz biliyor ne yaptýðýnýzý.
ATÝLLA KART (Devamla)
- Millet, elbette, bunlarý, 22 Temmuzda çok iyi bir þekilde
görecek, deðerlendirecek. Gerçek kimliðinizi, biz, 22 Temmuz
öncesi meydanlarda anlatacaðýz, hiç merak etmeyin.
AHMET YENÝ (
ATÝLLA KART (Devamla)
- Halk bunlarý görmeye baþladý.
Bütün bu sürecin ardýndan,
bu süreç içinde, bu anlattýðýmýz sorularýn
siyasi iktidar yönünden bir açýklamasý olabilir, bir
izahý olabilir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
ATÝLLA KART (Devamla)
- Teþekkür ederim Sayýn Baþkan.
Seçim dönemine yönelik
bir propaganda ve istismar malzemesi saðlamak. Bütün yapmak istediðiniz
bu. Ama, bunu, ne uðruna yapýyorsunuz, hangi bedel uðruna
yapýyorsunuz, bunu, lütfen, sorgulayýn. Ondan sonra da
kendinizce, yine, maðduru ve mazlumu oynayacaksýnýz.
Ancak, unutulmamalýdýr ki, halk artýk gerçekleri
bütün çýplaklýðýyla görüyor, maðdur ve mazlumu
oynamak isteyenlerin devlet kadrolarýný nasýl
ele geçirdiklerini, yolsuzluk iliþkilerine nasýl bulaþtýklarýný
-Baþbakanlýk düzeyinden baþlayarak söylüyorum,
örtülü ödenek düzeyinden baþlayarak söylüyorum, hazine düzeyinden
baþlayarak söylüyorum- hayret ve ibretle izliyor. Ýnanýyoruz
ki, bu muhteris ve kifayetsiz kadrolarýn yarattýðý
tahribatlar en geç 22 Temmuzda sona erecektir.
Fiilen ve anayasal
takvim sebebiyle uygulanma imkâný olmayan bu Anayasa deðiþikliðinde
ýsrar etmek, tekrar ifade ediyoruz, sistemi tahrip etmek ve
mevzuatta anarþi yaratmaktan baþka bir anlam ve sonuç yaratmýyor.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
ATÝLLA KART (Devamla)
- Bir cümle Sayýn Baþkan…
BAÞKAN - Efendim,
son cümlenizi rica ediyorum.
ATÝLLA KART (Devamla)
- Geldiðimiz süreçte, Türkiye'yi artýk siyasi hýrs
ve komplekslerinize alet etmeyin.
Bu deðerlendirmelerle,
bu düþüncelerle, Genel Kurulu saygýyla selamlýyor
ve grup önerisinin aleyhinde olduðumu ifade ediyorum. (CHP
sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Kart.
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Ankara) - Sayýn Baþkan…
BAÞKAN - Buyurun
Sayýn Kurtulmuþoðlu, nedir arzunuz?
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Ankara) - Efendim, Ýç Tüzük'ün 69'uncu maddesine göre, Sayýn
Hatip Anavatan Grubunu suçlayarak söze baþladýðý
için, söz almak istiyorum.
BAÞKAN - Buyurun.
HARUN AKIN (Zonguldak)
- Kazýk yediklerini ifade edecek herhâlde Muzaffer Bey.
ATÝLA EMEK (Antalya)
- Nasýl aldatýldýðýnýzý
ifade edin bakalým!
HARUN AKIN (Zonguldak)
- Buyurun, kazýðýn ölçüsünü de söylerseniz…
VI. - AÇIKLAMALAR VE SATAÞMALARA
ÝLÝÞKÝN KONUÞMALAR
1.- Ankara Milletvekili Muzaffer R. Kurtulmuþoðlu'nun,
Konya Milletvekili Atilla Kart'ýn, konuþmasýnda
partisine sataþmasý nedeniyle konuþmasý
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Ankara) - Sayýn Baþkan, teþekkür ederim.
Sayýn Baþkan,
sayýn milletvekilleri; sözlerime baþlamadan evvel hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Sayýn Kart
"Anavatan Partisinin yapmýþ olduðu Anayasa teklifini
tekrar öz eleþtiri olarak gözden geçirmesi lazýmdýr."
diye burada Anavatan Grubunu itham etmiþtir. Doðrudur, bu
teklif Anavatan Grubunun teklifidir. Yani, Cumhurbaþkanýný
halkýn seçmesi Anavatan Grubunun teklifidir, fakat ne yazýk
ki, iki senedir cevap verilmediði için, iktidar bu teklifi kendileri
vermiþ gibi buraya getirdiler. Biz de bu teklifi destekledik.
Onunla da gurur duyuyorum. Ama bir þey var, teklifi getirirken,
teklifin altyapýsýný hazýrlayalým,
muhalefete soralým, sivil toplum örgütlerine soralým,
anayasal kuruluþlara soralým, bir yasa hazýrlayalým
ki, her yedi sene sonra Cumhurbaþkaný seçilirken bir kaos
yaþanmasýn diye teklifi biz bu þekilde istedik,
ama ne yazýk ki, iktidar, bir baskýn teklifle, "Hadi,
siz bunu istiyor musunuz? Ýstiyorsanýz, hadi buyurun,
gelin bunu halka seçtirelim." diye teklif böyle geldi, eksik
geldi, yanlýþ geldi. Ama biz, siyasi terbiyemize göre,
buna hayýr demedik.
ATÝLA EMEK (Antalya)
- Ýyi yapmýþsýnýz!
GÜROL ERGÝN
(Muðla) - O zaman, þikâyet etmeyin!
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - Sevgili arkadaþlarým, iktidarýn ne
yaptýðýný size söyleyeyim mi? Þuraya,
2043'le…
ATÝLLA KART (Konya)
- Yani, ben az söylemiþim Sayýn Kurtulmuþoðlu,
ben az söylemiþim, öyle anlaþýlýyor.
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - Efendim?
ATÝLLA KART (Konya)
- Ben, Anavatan Grubuna yönelik olarak az þeyler söylemiþim.
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - Þimdi, siz, ne söylerseniz söyleyin, ama, þunu
söylüyorum: Sevgili arkadaþlarým, söz, çok güzeldir.
Söz vermek, insanýn durumunu gösterir, grubunun durumunu
gösterir. Dün, ben, AKP Grubu Baþkan Vekillerine dedim ki:
"Bak, böyle böyle bir duyum alýyorum, Anayasa'nýn…"
ATÝLLA KART (Konya)
- Öngörünüz yok mu sizin?
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - "…yüz yirmi günü beklemeden bir teklif getirilebilir
diye bir laf var, böyle bir þeyi yapmaya kalkmayýn sakýn."
"Hayýr, böyle bir þey yok." dedi.
ATÝLA EMEK (Antalya)
- Kim söyledi?
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - Yok þu anda Grup Baþkan Vekili, Sayýn
Ýrfan Gündüz ve Eyüp Fatsa.
GÜROL ERGÝN
(Muðla) - Beþ yýldýr tanýmadýn
mý onlarý?
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - Sevgili arkadaþlarým, ne oldu bu siyasete,
ne oldu? Niye böyle oluyor? Adamýn aðzýndan çýkan
laf, kanun ve senettir.
ÝBRAHÝM
ÖZDOÐAN (Erzurum) - Namustur namus!
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - Ama, bunu yapmayan bir insana ne yapabilirsiniz, söyler
misiniz Allah'ýnýzý severseniz?
HÜSEYÝN GÜLER
(Mersin) - Söz aðýzdan çýkar, söz namustur!
HARUN AKIN (Zonguldak)
- Allah akýl vermiþ, Allah akýl!
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - Yani, þimdi, siz, aþaðý yukarý
353 milletvekiliyle uyumsuzluk çýkaracaksýnýz,
bir konsensüs yaratmayacaksýnýz, Cumhurbaþkanýný
seçemeyeceksiniz, ama, gelip ülkeyi kaosa sürüklemekte, maþallah,
üzerinize yok bir kimse bu þekilde. Ama, yani, benim þimdi…
Ben, burada kime inanacaðým? Ýnsana inanmaktýr
benim özelliðimden bir tanesi.
BÜLENT BARATALI
(Ýzmir) - Cumhuriyet Halk Partisine.
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - Bu, baþka türlü olmaz.
ATÝLLA KART (Konya)
- Herkese inanamayacaksýnýz!
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - Ýþte, AKP'nin bu yüzünü hiç söylemek istemiyordum.
MUSA SIVACIOÐLU
(Kastamonu) - AK Parti...
HARUN AKIN (Zonguldak)
- Yeni mi gördün?
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - Ama, benim gibi bir adama da bu yüzünü gösterdiniz. Onun
için size de ayrýca teessüf ediyorum.
ATÝLLA KART (Konya)
- Teessüfle geçiþtirilecek bir þey deðil.
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - Yanlýþ yaptýðýnýzý
söylüyorum. Baþka ne bekleyeceksiniz? Bu olmadý, hak deðil, yanlýþtýr. (CHP
sýralarýndan gürültüler)
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Buyurun.
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU (Devamla)
- Bir insan sözünden dönmemeli diye düþünüyorum, ama, bu sözü,
halk size neler olduðunu söyleyecek.
BÜLENT BARATALI
(Ýzmir) - Size neler olduðunu söyleyecek.
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - Size… 22 Temmuzda biz de bunlarý anlatacaðýz,
siz de anlatacaksýnýz.
ATÝLLA KART (Konya)
- Zavallý bir durumdasýnýz, acýnacak bir durumdasýnýz.
MUZAFFER R. KURTULMUÞOÐLU
(Devamla) - O zaman, hep birlikte bu yanlýþlarýnýzý
tekrar göreceksiniz. Halk ona göre sizi deðerlendirecek diye
düþünüyorum.
Hepinize saygýlar
sunuyorum. Hoþça kalýn. (Anavatan Partisi sýralarýndan
alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Kurtulmuþoðlu.
V. - ÖNERÝLER (Devam)
A) SÝYASÝ PARTÝ GRUBU ÖNERÝLERÝ
(Devam)
1.- Gündemdeki sýralama ile 2/1043 esas numaralý
Anayasa Deðiþikliklerinin Halkoyuna Sunulmasý
Hakkýnda Kanunda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi'nin, Baþkanlýkça havale edildiði
komisyonlardaki görüþmelerine kýrk sekiz saat geçmeden
baþlanmasýnýn komisyonlara tavsiye edilmesine
iliþkin AK Parti Grubu Önerisi (Devam)
BAÞKAN - Lehte
olmak üzere, Sakarya Milletvekili Sayýn Ayhan Sefer Üstün.
(AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya)
- Sayýn Baþkan, saygýdeðer milletvekillerim;
AK Parti grup önerisi lehinde söz aldým. Yüce Meclisi saygýyla
selamlýyorum.
Deðerli arkadaþlar,
bu yüce Meclis, dün itibarýyla, gerçekten bir büyük iþin
altýna imza atmýþtýr. Bunda, öncelikle, elbette
AK Parti Grubunun deðerli üyelerinin, Anavatan Partisinin deðerli
grup baþkan vekilleri ve üyelerinin, baðýmsýz
olarak Mecliste bulunan deðerli milletvekillerimizin de katkýsý
yadsýnamaz.
Belki, bu deðiþikliði,
bu sistem deðiþikliðini þu anda idrak edemiyoruz,
ancak, ileriki günlerde, ülkemiz için ne kadar hayýrlý
bir iþ yaptýðýmýzý, demokrasimiz
açýsýndan ne kadar hayýrlý bir iþ yaptýðýmýzý
tarih de yazacaktýr, çocuklarýmýz da bunlarý
anlayacaklardýr. O bakýmdan, böyle güzel bir iþten
sonra, birtakým bahanelerle veya birtakým ufak tefek
uygulamalardan dolayý bu yaptýðýmýz
güzel iþin gölgelenmesine, hem bizler hem de Anavatan Partisi
Grubunun fýrsat vermemesi gerektiði kanaatindeyim.
ATÝLA EMEK (Antalya)
- Bundan daha büyük kazýk olur mu ya?
HÜSEYÝN GÜLER
(Mersin) - Þeytan detaylardan ibaret Sayýn Üstün.
ATÝLA EMEK (Antalya)
- Bunun ufaðý tefeði mi var Ayhan Bey?
HÜSEYÝN GÜLER
(Mersin) - Ufak tefek deðil.
ATÝLA EMEK (Antalya)
- Siyasette en büyük kazýðý attýnýz be!
Parlamento tarihinde yok emsali.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Devamla)
- Deðerli arkadaþlar, bu Anayasa deðiþikliði
mutlaka referanduma sunulacaktýr. Bunun yüz yirmi gün sonra
veya kýrk beþ gün sonra sunulmasý açýsýndan,
pratikte de esasta da herhangi bir, sonucu etkileyen önemli bir hususu
yoktur. Kaldý ki, deðerli arkadaþlar, bu ilk kez yapýlan
bir iþlem de deðildir. Bakýn, önümde, Anayasa Deðiþikliðinin
Halkoyuna Sunulmasý Hakkýnda Kanun var. Bu Kanun'un geçici
5'inci maddesiyle, yine 1988 yýlýnda yapýlmýþ
bir Anayasa deðiþikliði, aynen -belki biraz sonra bahsedeceðim-
kanun teklifiyle birlikte yüz yirmi günlük süre kýrk güne indirilmiþ
ve kýrk günlük süreler de on güne indirilmiþ. Yani, sanki
ilk kez uygulamasý yapýlýyor, ilk kez böyle bir
þey gündeme getiriliyor gibi bir söz ortaya atýldý.
Oysa, 7/8/1988 tarihinde de yapýlan bir deðiþiklikle,
o günkü süreler yüz yirmi günden kýrk güne indirilmiþ. O
zaman iktidarda Anavatan Partisi var idi. O bakýmdan, yani,
bu noktada getirdiðimiz deðiþiklikte ne ahlaki ne hukuki
herhangi bir sýkýntý yok. Bir defa, öncelikle bunu
belirtmek istiyorum.
Deðerli arkadaþlar,
evet, gündemle ilgili konuþmam gerekiyorsa… Ýnþallah,
3 Haziran 2007 akþamýna kadar, saat 24.00'e kadar bu Meclis
çalýþacak ve ondan sonra da uzun yýllar yaþanmamýþ
bir olay yaþanacak ve beþ yýllýk yasama dönemini
bu þekilde tamamlamýþ olacaðýz. Bu
beþ yýllýk süre içerisinde çok güzel çalýþmalar
yaptýk. Burada, AK Parti milletvekilleri de ana muhalefet ve
muhalefet milletvekilleri de bunda destek oldu. Þimdi, bu üç
günlük süre içerisinde, inþallah, Anayasa Deðiþikliðinin
Halkoyuna Sunulmasý Hakkýnda Kanunda Deðiþiklik
Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi'nin kýrk sekiz saat
geçmeden komisyonlarda görüþülmesine iliþkin bir önerimiz
var. Deðerli arkadaþlar, yine bu çerçevede, Sera Kanunu'nun
öne alýnmasý, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun
2'nci sýraya alýnmasý; yine, Kamu Ýhale Kanunu'nun,
Saðlýk Bakanlýðý Teþkilat ve Görevleri
Hakkýnda Kanun ile Nükleer Güç Santrallerinin Kurulmasý
ve Ýþletilmesi ile Enerji Satýþýna
Ýliþkin Kanun'un ele alýnmasý; yine Mera Kanunu'nun
Bazý Maddelerinde Deðiþiklik Yapýlmasý
Hakkýnda Kanun Teklifi'ni inþallah görüþeceðiz.
Yine, Kütahya Milletvekili Soner Aksoy ve 7 milletvekilinin jeotermal
enerji kaynaklarýyla ilgili kanun teklifini, inþallah,
temel kanun olarak görüþeceðiz. Yine, Sigortacýlýk
Kanunu'yla alakalý kanunu da görüþeceðiz. Ayrýca,
Tütün Mamullerinin Zararlarýnýn Önlenmesi Hakkýnda
Kanun Teklifi'ni de inþallah görüþeceðiz.
Deðerli arkadaþlar,
benden önce konuþan sözcü, Anayasa deðiþikliklerinin
sýnýrýnýn, artýk, 330'dan 367'ye
çýktýðýný burada biraz önce ifade etti.
Bu yanlýþlýðý düzeltmek istiyorum. Anayasa'nýn
175'inci maddesi çok açýk: "Anayasanýn deðiþtirilmesi
hakkýndaki teklifler Genel Kurulda iki defa görüþülür.
Deðiþtirme teklifinin kabulü Meclisin üye tam sayýsýnýn
beþte üç çoðunluðunun gizli oyuyla mümkündür." diyor.
Yani, 330 sayýsýna tekabül ediyor. Bir defa daha okumak
gerekiyorsa, esas hüküm budur: "Deðiþtirme teklifinin
kabulü, Meclisin üye tam sayýsýnýn beþte üç
çoðunluðunun gizli oyuyla mümkündür." Bundan sonra gelen
fýkralar, ancak maddeye geçen kanun tasarýsýnýn,
kanun teklifinin halkoyuna nasýl sunulmasý gerektiðine
iliþkin alternatifleri düzenlemektedir veyahut da Sayýn
Cumhurbaþkanýnýn alacaðý tutumu burada
göstermektedir. 367'yle dahi kabul edilmiþ olsa, Sayýn
Cumhurbaþkanýna halkoyuna sunma imkâný vermek
için bu cümle kullanýlmýþtýr, yani 367'yle bile
kabul edilmiþ olsa, yine de Sayýn Cumhurbaþkanýna,
halkoyuna sunulmasý imkâný getirmek için böyle bir cümle
kullanýlmýþtýr. Bunu bir zorunluluk gibi,
bunu bir mecburiyet gibi sunmak, hukuken yanlýþtýr,
Anayasa gereði yanlýþtýr.
Yine baþka bir
yanlýþlýk; sanki, 366 oyla geçen 1'inci maddenin
tekliften düþtüðü gibi yanlýþ yorumlar vardýr.
Bu yoruma da katýlmýyoruz.
Deðerli arkadaþlar,
biraz önce söylediðim cümleler çerçevesinde ve yine Anayasa
Mahkemesinin yýllardan beri içtihat hâline getirmiþ olduðu
kararlarýnda Anayasa Mahkemesi "ben, Anayasa deðiþiklikleri
oylamalarýnýn son maddesine, son oylamasýna bakarým,
tüm oylamasýnda" diyor. Burada da açýktýr ki,
370 noktasýnda hiçbir sýkýntý yoktur. 370 oy
alarak, burada, Anayasa oylamalarý geçmiþtir. O bakýmdan,
Cumhuriyet Halk Partisinin bu yöndeki itirazlarýný da
kabul etmiyoruz.
Yine, Cumhuriyet
Halk Partisinin sözcüleri, Anayasa teklifi Anayasa Komisyonunda
görüþülürken ikide bir þunu diyorlardý: "Efendim,
siz bu Anayasa deðiþikliðinde samimi deðilsiniz;
çünkü, bunu uygulamanýz için mutlaka halk oylamasýný
gerektiren kanunda da deðiþiklik yapmanýz gerekir.
Bakýn, bu saatte hâlâ bunu vermediniz." þeklinde Anayasa
Komisyonunda ciddi eleþtirilerde bulunmuþlardý,
Sayýn Bakana sorular sormuþlardý. Þimdi, bu
kanun geldi, yani Anayasa deðiþikliklerini yüz yirmi günden
kýrk beþ güne indiren bir kanun teklifimiz, inþallah,
olacak. Þimdi, burada bunu bir samimiyet göstergesi olarak
sunduðumuzda, "Efendim, bunu niye sunuyorsunuz?" diye
eleþtirmek, hakikaten anlaþýlýr bir iþ
deðildir.
ATÝLA EMEK (Antalya)
- Gruba verdiðiniz sözün muhatabý olarak Anavatana söyle
onu Ayhan Bey. Anavatan Partisine verdiðiniz sözün karþýlýðý,
onlara söyleyin, muhatabý biz deðiliz.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Devamla)
- Deðerli arkadaþlar, dediðim gibi, bu ilk kez yapýlmýþ
bir iþ deðildir. Yýllardan beri, Cumhurbaþkanlýðý
seçimi, Türkiye'de bir kriz konusu olmuþtur. Ýþte,
bu kriz alanýný ortadan kaldýrmak için bir Anayasa
deðiþikliðini gerçekleþtirdi bu Meclis. Bunun
keyfini çýkarmak varken, bunun gururunu yaþamak varken
"Efendim, halk oylamasý yüz yirmi gün sonra mý olsun,
kýrk beþ gün sonra mý olsun" gibi, dar bir çerçevede
kalmak hakikaten kabul edilebilir bir durum deðildir.
Deðerli arkadaþlar,
yine "AK Parti aslýnda bu teklifleri geçirmek niyetinde
deðil, ancak, 22 Temmuzda maðdurlarý oynamak için bunu
yapýyor." gibi bir eleþtiriyle karþý karþýya
kaldýk.
Deðerli arkadaþlar,
AK Partinin maðdurlarý oynamaya ihtiyacý yoktur.
AK Parti, halkýmýzýn önüne beþ yýlda
yaptýklarýyla çýkacaktýr, yeni projelerle
çýkacaktýr, demokrasi vaadiyle çýkacaktýr,
özgürlüklerle çýkacaktýr. O bakýmdan maðdurlarý
oynamaya ihtiyacý yoktur. Ancak, bu süreçte, elbette, AK Parti,
hukuken de siyaseten de maalesef, maðdur edilmiþtir. Bu bir
realitedir, bu bir gerçektir.
ATÝLLA KART (Konya)
- Beceriksizliðinizi nasýl anlatacaksýnýz?
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Devamla)
- O bakýmdan, ayný zamanda, evet, bahsettiðim gibi,
AK Parti bu sürecin hem maðdurudur hem de maðrurudur demiþtim
deðerli arkadaþlar.
GÜROL ERGÝN
(Muðla) - Allah akýl fikir versin hemþehrim.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Sayýn
Üstün, son cümlelerinizi rica edeyim; zamanýmýz da
dar.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Devamla)
- Toparlayacaðým Sayýn Baþkaným.
Çünkü, bu demokrasi
sýnavýnda, maalesef, bazý partiler bu sýnavý
kaybetmiþlerdir. AK Partinin bu demokrasi sýnavýnda
alný açýk, baþý diktir. O bakýmdan, bu
sürecin hem maðduruyuz hem maðruruyuz diyorum; yüce Meclisi,
tekrar, saygýlarla selamlýyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Üstün.
Aleyhte olmak üzere,
Adana Milletvekili Sayýn Uður Aksöz, buyurun. (CHP
sýralarýndan alkýþlar)
UÐUR AKSÖZ (Adana)
- Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; sözlerime
baþlarken yüce heyetinizi saygýyla selamlýyorum.
Deðerli arkadaþlar,
þair demiþ ki: "Söz vardýr, kestirir baþý/Söz
vardýr, keser savaþý." Yani, söz, insanlýk
tarihinin, insan yaþamýnýn en önemli eylemlerinden
biriyken, Anavatan Grubuna "Siz, bizi, bu Cumhurbaþkanlýðý
seçimi için Anayasa deðiþikliðinde destekleyin, biz
bu referandum yasasýný getirmeyeceðiz" diyen
ve bu sözü 29-30-31 Mayýs tarihli bütün gazetelerde tekrarlayan
AK Parti Grubunun onlarý nasýl aldattýðýný
bu belgeyle size ispat edeceðim. Önümde bir belge var, 28 Mayýs
tarihinde AKP referandum yasasýný Meclise sunmuþ.
Yani AKP, bir yandan referandum yasasýný Meclise sunarken,
bir yandan da Anavatana "Vallahi billahi getirmeyeceðim,
siz bize destek verin." demiþ.
Deðerli arkadaþlarým,
Anavatan Partisine bunu yapmýþ. Peki, sonuçta ne olmuþ?
MEHMET ERGÜN DAÐCIOÐLU
(Tokat) - Nereden çýkarýyorsun ya sen böyle bir þeyi?
ATÝLA EMEK (Antalya)
- Belge burada, burada; iþte, iþte, iþte!
UÐUR AKSÖZ (Devamla)
- Þimdi, deðerli arkadaþým, "Nereden
çýkarýyorsun?" dersen, bak, ben de þunu söylerim:
Bak, burada belge var, belge…
MEHMET ERGÜN DAÐCIOÐLU
(Tokat) - Anavatana mý geçti bu!
UÐUR AKSÖZ (Devamla)
- Belge var, önce belge okuyun, belge. Burada belge var, bu bir. Neyse,
bu sizin… (AK Parti ve CHP sýralarýndan gürültüler)
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
Altýnda imza var mý? "Belge" deyip de þu kâðýdý
göstermenin anlamý yok!
ATÝLA EMEK (Antalya)
- Anavatana anlat onu sen!
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, müdahale etmeyelim.
UÐUR AKSÖZ (Devamla) - Beyefendi, deðerli kardeþim…
Sayýn Baþkan,
bu arkadaþlarýn dünyadan haberi yok, ben öðretmekten
usandým, bunlar inat ediyorlar öðrenmiyorlar.
Deðerli arkadaþým,
gruba verilmiþ bir yazý bu -28 Mayýs tarihi- kaþe
burada. Bana niye soruyorsunuz, grubunuza sorun ve Anavatan Partisine
bunu yaptýnýz. Anavatan Partisi, sizi dürüst zannedip
destek verdi. Ne oldu? Memleketin kaderine iþte bu yasa deðiþikliðini
getirdiniz. Bu, yanlýþ olmuþtur. Ben Anavatan Partisini
suçlamýyorum, bu erdemsizlik söz verene aittir, bu kadar.
Ýki: Deðerli
arkadaþlar, bakýn, getirdiðiniz bu referandum yasasý
seçime iliþkin bir yasadýr, seçime ait bir yasadýr.
Anayasa çok açýktýr; seçime ait yasalar, üzerinden bir
yýl geçmeden uygulanamazlar. Peki, diyeceksiniz ki: "Bu
referandum yasasý seçime ait deðil." Öyle þey
olur mu!
Ýþte bu yasanýn
1'inci maddesi arkadaþlar, biraz lütfen okuyun. Bakýn ne
diyor: Bu referandum yasasýnda hüküm bulunmayan hâllerde 298
sayýlý Seçimlerin Temel Hükümleri Yasasý uygulanýr.
Bu ne demek? Bu yasa, seçimlerin temel hükümlerine ait yasanýn
bir mütemmimi, bir tamamlayýcýsý demektir; yani,
kýsacasý, bu referandum yasasý seçime ait bir yasa
olduðu için üzerinden bir yýl geçmeden uygulanamaz. Bunu
da söyledikten sonra, geçiyorum bir baþka delile:
Deðerli arkadaþlar,
siz, herkesi kör, âlemi saðýr mý sanýyorsunuz?
Bu referandum yasasý ne için geldi, domates toplamak için mi
geldi? Bu referandum yasasý, Cumhurbaþkanlýðý
seçimini 22 Temmuzda yapmak için geldi. Peki, Cumhurbaþkanlýðý
seçimi ne? Bir seçim deðil mi, halkýn yaptýðý
bir seçim deðil mi? Demek ki, siz, esas olarak, bu referandum yasasýndaki
deðiþikliði Cumhurbaþkanlýðý yasasý
için yaptýðýnýza göre, bu, bir seçim yasasýdýr
ve bir yýl geçmeden asla uygulayamazsýnýz deðerli
arkadaþlarým.
Gelelim bir baþka
delile:
Deðerli arkadaþlar,
bakýn, bugün 1 Haziran. Bunu, buradan, çoðunluðunuza
dayanarak, bugüne kadar olduðu gibi, hep çoðunluðunuza
dayanarak geçirebilirsiniz, ama, bazen çoðunluk bir iþe
yaramaz. 1 Martta olduðu gibi, Cumhurbaþkanlýðý
seçiminde olduðu gibi, çoðunluk, bazen baþ aþaðý
gider. Þimdi, bugün, bunu, burada çoðunlukla geçirebilirsiniz,
ama bakýn, Cumhurbaþkanýna gidecek, on beþ
gün inceleme süresi var, hakkýdýr, kullanýr, 15
Haziran olacak. Peki, iki gün sonra, 4 Haziranda bu grubunuzun listeleri
asýlacak. Listeye giremeyen milletvekilini buraya getirebilecek
misiniz?
AHMET YENÝ (
UÐUR AKSÖZ (Devamla)
- Burada oy kullandýrabilecek misiniz?
AHMET YENÝ (Samsun)
- Bizim iþimiz o.
UÐUR AKSÖZ (Devamla)
- Peki, siz neye hizmet ediyorsunuz?
CAHÝT CAN (Sinop)
- Siz gelecek misiniz?
UÐUR AKSÖZ (Devamla)
- Daha bitmedi, daha bitmedi…
CAHÝT CAN (Sinop)
- Siz gelmeyecek misiniz?
UÐUR AKSÖZ (Devamla)
- Daha bitmedi.
Bakýn deðerli
arkadaþlarým, baþka bir þey daha söyleyeyim:
Þimdi, bu gelen teklif ne? Kýrk sekiz saat geçmeden Anayasa
Komisyonunda bu referandum yasasýný görüþelim.
Orada görüþeceðiz, sonra bir teklif daha, kýrk sekiz
saat geçmeden bunu Genel Kurulda oylayalým.
Peki deðerli arkadaþlar,
çoðunluðunuz var, övünüyorsunuz çoðunluðum var diye.
Bu kýrk sekiz saat hükmü Ýç Tüzük hükmü deðil mi? Siz,
bugüne kadar, iþinize gelen bütün yasalarý kýrk
sekiz saat geçmeden diye buraya önerdiniz. Peki, neden bu
kýrk sekiz saat hükmünü kaldýrmýyorsunuz? Kaldýrýn,
olsun bitsin, bütün yasalar çarçabuk görüþülsün.
Yani, bakýn deðerli
arkadaþlarým, hukuk þunu kabul etmez: Orada bir hüküm
olacak, o hüküm duracak, ama, siz, istisna uygulanmasý gereken
kurallarý kaide hâline getirirseniz, hukuk buna isyan eder.
Der ki: "Kardeþim, çoðunluðun var, bunu kaldýr,
bir daha da, bunu, ikide bir önüme getirme." Çünkü, bu kýrk
sekiz saat olayý, çok istisnai hâllerde uygulanacak bir kuraldýr,
ama siz bunu sürekli kullanýyorsunuz. O bakýmdan, temel
yasalarda olduðu gibi, daha önceki Ýç Tüzük deðiþikliklerinde
olduðu gibi boyuna, aklýnýza estikçe, iþinize
geldikçe buraya deðiþiklik önergesi getirmeyin deðerli
arkadaþlarým. Bu, ne Parlamentonun ciddiyetiyle
baðdaþýyor ne de bu koca grubun gücüyle baðdaþýyor.
Böyle bir grubunuz var, bakýn, tarayýn þu Ýç
Tüzük'ü, ne kadar yanlýþ hüküm varsa size göre, getirin
deðiþtirelim ama, yasa hükümleri orada dururken, durup durup
onlarla ilgili istisnai hüküm getirmeyin. Bu, sizi de yaralar hukuku
da yaralar. Sonra, hukuk isyan eder. Hukukun isyaný nasýl
olur? Ýþte, Cumhurbaþkanýnýzý
seçtirmeyerek olur. Hukukun isyaný nasýl olur? Çok önem
verdiðiniz yasalarý mahkemeden döndürerek olur.
Þimdi, yine, Cumhurbaþkanlýðý
seçimini yapacaðýnýzý zannediyorsunuz deðil
mi? Öyle zannediyorsunuz. Ben size söyleyeyim, burada söylüyorum,
bu tutanaklarý da size hediye edeceðim, Anayasa Mahkemesinden
bu Cumhurbaþkanlýðý yasasý gene dönecek.
Çünkü elli tane hata yaptýnýz. Çok hata yaptýnýz.
Ne hukuk fakültesine soruyorsunuz ne hocalara danýþýyorsunuz.
Dediðim dedik…
Deðerli arkadaþlar,
bakýn, bir Anayasa var, bu Anayasa'nýn kurumlarý
var. Hatýrlýyor musunuz, Almanya'da sizin gibi kendini
imparator sanan bir kral gitmiþ üzümü koparývermiþ.
Köylü demiþ ki: "Dur bakalým, parasýný
ver, o benim emeðim." "Yürü caným, ben kralým."
demiþ. Ýþçi dönmüþ demiþ ki: "Ama Berlin'de
yargýçlar var." demiþ. Ýþte, siz bu durumdasýnýz.
Gücünüz var, kendinizi imparator sanýyorsunuz ama, Türkiye'de
hukuk var hukuk. Hukuk kurumlarý var. Hukuk kurallarý
var.
ALÝM TUNÇ
(Uþak) - Nerede? Nerede?
UÐUR AKSÖZ (Devamla)
- O bakýmdan, deðerli arkadaþlar, bakýn,
þimdi bunu buradan geçireceksiniz.
Peki, size baþka
bir þey söyleyeyim: Bu Meclis iki görev yapar deðerli arkadaþlar.
Bir yasama faaliyeti yapar, bir denetleme faaliyeti yapar. Deðerli
arkadaþlarým, yasama faaliyetini doðru yaptýðýnýz
kanaatinde misiniz? Yasama faaliyetini kendinize göre yapýyorsunuz.
Ýþinize gelene göre yapýyorsunuz. Bütün kurallarý
ters yüz ediyorsunuz. Bütün kanunlar da geri geliyor. Peki, denetim
görevini yaptýnýz mý? Yapýyor musunuz? Tam
bir buçuk yýldýr bu Mecliste sözlü sorular görüþülmeyecek
diye önerge verdiniz, bir tek sözlü soruya cevap vermediniz. Peki,
hani denetim? Hani Meclisin iþlevi?
ALÝ RIZA BODUR
(Ýzmir) - Hani demokrasi?
UÐUR AKSÖZ (Devamla)
- Hani demokrasi? Demokrasi size göre deðil.
Bakýn, þimdi,
baþka bir þey söyleyeyim: Sizler, maalesef, yapýlan
iþin deðerini de bilmiyorsunuz. Hukuku bilmiyorsunuz,
ama, yapýlan iþin kýymetini de bilmiyorsunuz. Sayýn
Genel Baþkanýnýz, Cumhuriyet Halk Partisinin demokrasi
adýna desteði olmasaydý Baþbakan olamayacaktý.
Bunun kýymetini bilmeyip, vurdunuz. Sonra, dünkü oylamada,
Anavatanýn desteði olmasa bu deðiþikliði geçiremiyordunuz;
tuttunuz, onlara da vurdunuz ve kandýrdýnýz. Sizde
kadir kýymet bilmek de yok. Hukuk bilmek zaten yok, onu beklemiyorum.
Deðerli arkadaþlar,
sözlerimi þöyle baðlamak istiyorum: Ýnanýrsýnýz
inanmazsýnýz, kabul edersiniz etmezsiniz, ama tutanaklar
yalan söylemez, tarih bunlara tanýk olacak. Ayný, ringde
dayak yiyen boksör gibi abandone durumdasýnýz, kroke
durumdasýnýz, kroke. Ne yaptýðýnýzý
bilmiyorsunuz.
CAHÝT CAN (Sinop)
- Millet sizi nakavt edecek! Nakavt olacaksýnýz!
UÐUR AKSÖZ (Devamla)
- Hani boksör dayak yer dolanýr durur ya, menajerine bakar,
öbürüne bakar. Sonuçta ne olur biliyor musunuz: Menajeri bir kova
suyu alýr yüzünden aþaðýya boca eder, boksör
ayýlýr. 22 Temmuzda size iyi ayýlmalar diliyor,
saygýlar sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyoruz Sayýn Aksöz.
Lehte olmak üzere,
Ýstanbul Milletvekili Sayýn Ünal Kacýr, buyurun.
(AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
ÜNAL KACIR (Ýstanbul)
- Sayýn Baþkan, sayýn milletvekilleri; Danýþma
Kurulu bugün toplanamadýðýndan, Ýç Tüzük'ün
19'uncu maddesi gereðince grubumuzun önerisini Genel Kurula
sunduk ve bu önerinin lehinde söz almýþ bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygýyla selamlýyorum.
Önerinin içeriði
hakkýnda az önce Ayhan Sefer Üstün kardeþim açýklamalarda
bulundu. Ben, içeriðinde, sadece (2/1043) esas numaralý
Anayasa Deðiþikliklerinin Halkoyuna Sunulmasý
Hakkýnda Kanunda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi'nin Baþkanlýkça havale edildiði
komisyondaki görüþmelerine kýrk sekiz saat geçmeden
baþlanmasýnýn Ýç Tüzük'ün 36'ncý maddesi
gereðince komisyonlara tavsiye edilmesi kýsmýný
hatýrlatýyorum ve bunun onaylanmasýný Genel
Kuruldan beklediðimizi ifade ediyorum.
Sayýn Baþkan,
sayýn milletvekilleri; az önce, buradan, Cumhuriyet Halk Partisinin
ve Anavatan Partisinin deðerli temsilcilerinin görüþlerini
dinledik. Tabii, hayretle dinliyoruz, ibretle dinliyoruz. Evet
"Sözden" bahsediliyor. Söz verilmiþ mi verilmemiþ
mi? Biraz sonra, sataþma üzerine söz alýnabilir ve kim
söz verdiyse o sözün cevabýný burada verebilir, verecektir
de.
Deðerli arkadaþlar
"Cumhurbaþkanýný halk seçsin." diye getirilmiþ
bulunan Anayasa paketinin desteklenmesi konusunda "Biz referandum
yasasý getirmeyeceðiz." diye iþin baþýndan
verilmiþ hiçbir söz yoktur. Böyle bir þey yok!
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Çevir kazý yanmasýn.
ATÝLA EMEK (Antalya)
- Öyle mi?
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Böyle bir þey yok!
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Çevir kazý yanmasýn.
HÜSEYÝN GÜLER
(Mersin) - Sizin için söz önemli deðil. Söz aðýzdan
çýkar!
ALÝ RIZA BODUR
(Ýzmir) - Adam yalan mý söylüyor?
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Sözümü iyi dinleyin. Ne dediðimi iyi dinleyin, iyi izleyin. Deðerli
arkadaþlar, þimdi, sayýn sözcüler diyorlar ki…
ATÝLA EMEK (Antalya)
- Bu ne ya!
ALÝ RIZA BODUR
(Ýzmir) - Lojistik destek.
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Evet, lojistik destek de gerekiyor.
Deðerli arkadaþlar,
bu teklifte imzasý olan bir kiþi olarak vermiþ olduðumuz
teklifle ilgili, teklifin Türkiye Büyük Millet Meclisine gidiþi
31 Mayýs 2007'dir.
MEHMET ERGÜN DAÐCIOÐLU
(Tokat) - Ve saati de gece…
ÜNAL KACIR (Devamla)
- 31 Mayýs 2007. Kendi iç grubumuzla ilgili yapmýþ
olduðumuz iþlemlerin tarihini buraya getirmenizin bir
manasý yok.
MEHMET ERGÜN DAÐCIOÐLU
(Tokat) - Doðru deðil zaten. 28'i doðru deðil yani,
31'i…
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Þimdi, peki, niçin 31 Mayýs? Türkiye Büyük Millet Meclisinin
iradesi dün belli oldu. Dün, bu Meclis Anayasa deðiþiklik
paketini 367'nin üzerinde bir oyla kabul etti ve bugün Cumhurbaþkanlýðýna
gönderildi.
MEHMET ERGÜN DAÐCIOÐLU
(Tokat) - Demek ki kandýrma yok!
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Yani, Meclis iradesi belli olduktan sonra teklifimiz dün akþamüzeri
iþleme konulmuþtur.
MEHMET ERGÜN DAÐCIOÐLU
(Tokat) - Demek ki kandýrma filan yok yani!
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Deðerli arkadaþlar, yanýltma diye bir þey mevzuubahis
deðildir.
Sayýn Cumhuriyet
Halk Partisi sözcüleri "Efendim, getirilen bu teklif bir seçim
yasasýdýr, bir sene geçmeden deðerlendirilemez."
Deðerli arkadaþlar,
içeriðiyle ilgili bir deðiþiklik yok. Nedir deðiþiklik?
Referandum yüz yirmi günde mi yapýlsýn kýrk
beþ günde mi yapýlsýn; týpký, erken seçim
kararý alýnmasý gibi. Yani, biz, 4 Kasýmda
seçim yapacaðýz diye burada karar aldýk mý?
Aldýk. Daha sonra da, arada bir yýl olmamasýna
raðmen, 22 Temmuzda yapacaðýz diye karar alabildik mi?
Alabildik. Bu, uygulanýyor mu? Uygulanýyor.
ALÝ RIZA BODUR
(Ýzmir) - Anayasa hükmü o.
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Sadece bir tarih deðiþikliðidir. Dolayýsýyla,
seçimin içeriðiyle alakalý hiçbir konu mevzuubahis deðildir.
ALÝ RIZA BODUR
(Ýzmir) - O kararý zorunlu almak zorundasýnýz.
Sen ne anlarsýn bu iþten!
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Deðerli arkadaþlar, burada ibretle izliyoruz, Sayýn
Baþbakanýmýzýn Anayasa Mahkemesinin kararlarýyla
ilgili yapmýþ olduðu eleþtiriler "hedef
gösterme" diye burada söyleniyor. Ve Allah vermesin
"týpký Danýþtay saldýrýsý
gibi" diyorlar. (CHP sýralarýndan "Doðru."
sesleri)
ALÝ RIZA GÜLÇÝÇEK
(Ýstanbul) - Doðru.
MEVLÜT COÞKUNER
(Isparta) - Doðru.
MEHMET KARTAL (Van) -
Danýþtay öyle olmadý mý?
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Buna nasýl diliniz varýyor! Kim arzu edebilir bunu!
ALÝ RIZA GÜLÇÝÇEK
(Ýstanbul) - Doðru, doðru.
MEVLÜT COÞKUNER
(Isparta) - Aynen doðru.
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Kesinlikle, kesinlikle reddediyoruz.
ALÝ RIZA BODUR
(Ýzmir) - Anayasa Mahkemesi Baþkaný cevabýný
verdi.
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Olsa olsa, sizin Genel Baþkanýnýzýn, Anayasa
Mahkemesi sizin itirazýnýzý görüþürken
"Sakýn ha! Anayasa Mahkemesi bu itirazý reddetmesin,
reddederse çatýþma çýkar." demektir.
ALÝ RIZA GÜLÇÝÇEK
(Ýstanbul) - O da doðru.
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Bu sözdür aslýnda tehdit. Siz tehdit ediyorsunuz. (AK Parti
sýralarýndan alkýþlar) Bu, kesinlikle yanlýþtýr.
Kaotik ortam yaratmak
istiyormuþuz.
Hayret bir þey! Halk seçsin diyoruz. Halkýn seçmesiyle nasýl bir kaotik ortam olabilir?
ATÝLLA KART (
ÜNAL KACIR (Devamla) - Getirdiðimiz
teklifte, yüz yirmi gün sonra deðil de kýrk beþ gün sonra
halk bu iþe karar versin diyoruz.
ALÝ RIZA BODUR
(Ýzmir) - Külahýma anlat sen onu, külahýma anlat.
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Halk bu iþe karar verirse, neden kaotik ortam olacakmýþ,
anlamak mümkün deðil.
HÜSEYÝN BAYINDIR
(Kýrþehir) - Halkýn vereceði kararda sen olmayacaksýn
Kacýr, sen olmayacaksýn. Bu senin son gacýrtýlarýn.
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Deðerli arkadaþlar, Sayýn Anavatan Partisi sözcüsünün
sözlerini de anlamak mümkün deðil. Bu Anayasa deðiþikliði
eksik gelmiþ, yanlýþ gelmiþ, ama destek olmuþlar.
Hayret bir þey! Birlikte görüþüldü, birlikte metin tamamlandý,
altýna imza attýnýz, öyle geldi. Bu Meclis de karar
verdi, iki defa görüþtü ve sonuç itibarýyla, dün karar
verdi.
ALÝ RIZA BODUR
(Ýzmir) - Ýlk defa doðru söylüyorsunuz.
HARUN AKIN (Zonguldak)
- Yoklar burada, yoklar.
ÜNAL KACIR (Devamla) - Þimdi,
þunu söylüyorsunuz: Halk seçsin, ama halk bugün karar vermesin.
Hayret bir þey! Niye?
UFUK ÖZKAN (Manisa)
- Sen her þeye hayret ediyorsun. 4'ünde de her þey
hayretlik olacak senin için.
ÜNAL KACIR (Devamla)
- Halk on sekiz yaþýna yüz yirmi gün sonra mý basýyor? Halk on sekiz yaþýna
basmýþ. Bugün de karar verir, yarýn
da karar verir. Meclis karar verirse,
kýrk beþ gün sonra halk bu konuya karar verecektir.
Vakit sýnýrlý,
vaktinizi fazla almak istemiyorum.
Desteðinizi bekliyorum.
Yüce heyetinizi saygýyla selamlýyorum. (AK Parti
sýralarýndan alkýþlar)
ALÝ RIZA BODUR
(Ýzmir) - Gene golü yiyeceksin.
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Kacýr.
Sayýn Fatsa, buyurun.
EYÜP FATSA (Ordu) - Sayýn
Baþkan, bir konuya açýklýk getirmek istiyorum. Sayýn
Kurtulmuþoðlu, burada, kandýrýldýklarýný
veya yanýltýldýklarýný ifade etti.
(CHP sýralarýndan gülüþmeler) Ben konuyla ilgili
bir açýklýk getirmek istiyorum.
ATÝLLA KART (Konya)
- Ýðfal, iðfal.
BAÞKAN - Buyurun,
çok kýsa lütfen. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
ALÝ RIZA BODUR
(Ýzmir) - Kaç badem þekerine gittiler?
HÜSEYÝN BAYINDIR
(Kýrþehir) - Bunlar halký kandýrdýlar,
ANAP'ý dünden kandýrýrlar.
BAYRAM ÖZÇELÝK
(Burdur) - Sakin ol Sayýn Bayýndýr, sakin ol.
VI. - AÇIKLAMALAR VE SATAÞMALARA
ÝLÝÞKÝN KONUÞMALAR (Devam)
2.- Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'nýn, Ankara
Milletvekili Muzaffer R. Kurtulmuþoðlu'nun, konuþmasýnda
partisine sataþmasý nedeniyle konuþmasý
EYÜP FATSA (Ordu) - Sayýn
Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým; biraz
önce bu kürsüde konuþan Anavatan Partisi Grup Baþkan Vekili
Sayýn Kurtulmuþoðlu, referandum tarihiyle alakalý
-süresini ayarlayan- grup önerimizle alakalý kendilerinin
yanýltýldýðý ve bu konuda kandýrýldýklarý
gibi bir ifade kullandý. Bunu kullanýrken de þahsým
ve diðer Grup Baþkan Vekili arkadaþým Sayýn
Ýrfan Gündüz'ün ismini de açýkça zikrederek söyledi.
Ben, müsaadenizle, çok kýsa, bir sataþma da meydana getirmeden,
hemen konuyla ilgili bir açýklama yapmak istiyorum.
Deðerli arkadaþlar,
henüz Anayasa Mahkemesi kararýný vermemiþ ve Cumhurbaþkanlýðý
seçim süreciyle alakalý takvim iþlerken, Anavatan Partisinin
Genel Baþkaný ve parti yetkililerinin "henüz önümüzde
zaman var, bu süreci durdurun, derhâl ama hemen derhâl Cumhurbaþkanýný
halka seçtirmekle alakalý bir yasal düzenleme yapýp,
derhâl Cumhurbaþkanýný halka seçtirelim" diye
kamuoyuyla paylaþtýklarý görüþ hepimizin
malumudur, kamuoyunun da malumudur.
Bir diðer konu da,
Sayýn Abdullah Gül, Sayýn Genel Baþkaným, Sayýn
Baþbakanýmýzýn Anavatan Partisi Grubuna
bu süreçte yapmýþ olduklarý ziyaretlerde de
ýsrarla ayný talebi dile getirdiler. Anayasa Mahkemesi
kararýndan sonra da biz Anavatan Partisi yetkilileriyle ve
grubuyla yapmýþ olduðumuz görüþmelerde bir konuda
mutabakata vardýk. "Siz eðer bu yasayý getirirseniz,
biz de bu yasanýn altýna imza koyar, Genel Kurulda da bunun
kanunlaþmasýyla alakalý grubumuz olarak tam destek
veririz." demiþlerdir ve bu süreç böyle iþlemiþtir.
Ben burada þunu söylemek istiyorum: Bizim Anavatan Partisi
Grubuyla, bu anayasal deðiþikliklerin yapýlmasý
noktasýnda tam bir mutabakatýmýz olmuþtur
ve bu mutabakat üzerine de dün burada Anayasa deðiþikliði
paketinin ikinci oylamasý yapýlmýþ ve yine,
iki grubun ve baðýmsýz milletvekili arkadaþlarýmýzýn
vermiþ olduðu destekle buradan anayasal çoðunluðu
temin edecek þekilde de bu teklif kanunlaþmýþtýr.
Deðerli arkadaþlar,
dün, bana, Sayýn Kurtulmuþoðlu, iktidar veya muhalefet
kulisinde -tam yerini belki söyleyemiyor olabilirim- bununla alakalý
"Siz bir referandum yasasý getirecek misiniz, referandum
süresini öne almakla alakalý bir çalýþma getirecek
misiniz?" diye sordu. Ben kendisine o zaman þunu söyledim:
"Sayýn Kurtulmuþoðlu, ben uzun zamandan beri, sadece
süreçle alakalý Genel Kurul çalýþmalarýný
takip ediyorum. Hukukçu arkadaþlarýmýzýn
öyle bir çalýþmasý oldu, bunu yüksek sesle de dillendirdiler,
ama, sonuç itibarýyla, önümüzde bu yasanýn, bu Anayasa
deðiþiklik paketinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul
edilip edilmeyeceðini bilmediðimiz bir ortamda, böyle bir
þeyi getireceðiz dememin bir anlamý yok. Böyle bir
þey… Yani, bu yasadan sonra, buradaki oylamadan sonra belki
gündeme gelebilir." diye kendisine ifade ettiðim þey
budur.
Hâlbuki, tabii, burada
esasýnda þunu söylemek istiyorum: Anavatan Partisi Grubunun
referandum yasasýna da, öncelikli ve özellikli Anayasa deðiþikliðinde…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
EYÜP FATSA (Devamla)
- Bitiriyorum Sayýn Baþkaným…
BAÞKAN - Son cümlenizi
rica ediyorum.
EYÜP FATSA (Devamla)
- Son cümle.
…olduðu gibi -ki,
çok ýsrarlýydýlar bu konuda- destek vermelerini
beklerim. Eðer, bu referandum yasasý çýkmayacak
ise, biz bu Anayasa deðiþikliðini niye yaptýk? Niye
böyle bir çalýþmanýn içerisine girdik? Yani, kamuoyuna
niye bunlarý vadettik? Bu görüþlerimizi kamuoyu ile niye
paylaþtýk? "Öncelikle ve hemen Cumhurbaþkanlýðý
süreci durdurulsun ve derhâl, halkýn Cumhurbaþkanýný
seçebileceði yasal düzenlemeler yapýlsýn."
talebinin anlamý neydi? Doðrusunu isterseniz deðerli
arkadaþlar, bu ifadeler, bu iddialar doðru deðildir.
Ben muhalefet grubuna
da sadece þunu söylemek istiyorum: Deðerli arkadaþlar,
lütfen, fikriniz varsa, burada çýkýn söyleyin, ama bir
baþka grubu tahrik etmek suretiyle ki…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Etsek ne olacak? Býrak bunlarý…
EYÜP FATSA (Devamla)
- Bu çok baþvurduðunuz bir yöntemdir, halký tahrik ediyorsunuz,
anayasal kurumlarý tahrik ediyorsunuz, belli çevreleri… Bu,
biraz size uygun düþüyor. Dolayýsýyla, lütfen, bu
Anavatan Grubu ile bizim aramýzdaki bir meseledir. Biz, Anavatan
Grubuna yalan söylemedik, onlarý yanýltmadýk,
onlara yanlýþ bilgi de vermedik.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Hayýr, orada, ona söyle…
EYÜP FATSA (Devamla)
- Süreçle alakalý düþüncemizi kendileriyle paylaþtýk.
Ýþin doðrusu budur.
Hepinizi saygýyla
selamlýyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Fatsa.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayýn Baþkan…
V. - ÖNERÝLER (Devam)
A) SÝYASÝ PARTÝ GRUBU ÖNERÝLERÝ
(Devam)
1.- Gündemdeki sýralama ile 2/1043 esas numaralý
Anayasa Deðiþikliklerinin Halkoyuna Sunulmasý
Hakkýnda Kanunda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi'nin, Baþkanlýkça havale edildiði
komisyonlardaki görüþmelerine kýrk sekiz saat geçmeden
baþlanmasýnýn komisyonlara tavsiye edilmesine
iliþkin AK Parti Grubu önerisi (Devam)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, öneri üzerindeki görüþmeler tamamlanmýþtýr.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayýn Baþkan… Sayýn Baþkan…
BAÞKAN - Öneriyi
oylarýnýza sunuyorum…
III. - YOKLAMA
(CHP sýralarýndan
bir grup milletvekili ayaða kalktý)
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayýn Baþkan, yoklama yapýlmasýný talep
ediyoruz.
BAÞKAN - Efendim?
HALUK KOÇ (Samsun) -
Yoklama talep ediyoruz.
HALUK ÝPEK (Ankara)
- Geçti Baþkan.
MEHMET ERGÜN DAÐCIOÐLU
(Tokat) - Geçti, oylama baþladý. (CHP sýralarýndan "Geçmedi"
sesleri)
BAÞKAN - Ýsimleri tespit edelim:
Sayýn Koç, Sayýn Kýlýçdaroðlu, Sayýn
Kart, Sayýn Yýlmaz, Sayýn Bayýndýr, Sayýn
Akýn, Sayýn Emek, Sayýn Bodur, Sayýn Ercenk,
Sayýn Gülçiçek, Sayýn Coþkunoðlu, Sayýn
Özcan, Sayýn Kaptan, Sayýn Ateþ, Sayýn Ersin,
Sayýn Keleþ, Sayýn Baratalý, Sayýn Saygun,
Sayýn Tütüncü, Sayýn Kartal.
Ýsimlerini okuduðum
arkadaþlarýmýz cihaza girmesinler.
HALUK KOÇ (Samsun) -
On dakika verin Sayýn Baþkan.
BAÞKAN - Dört dakika
süre veriyorum ve yoklamayý baþlatýyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapýldý)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, toplantý yeter sayýsý bulunamamýþtýr.
Birleþime
14.05'e kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati: 13.06
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açýlma Saati: 14.15
BAÞKAN: Baþkan Vekili Ýsmail ALPTEKÝN
KÂTÝP ÜYELER: Bayram ÖZÇELÝK (Burdur), Türkân MÝÇOOÐULLARI
(Ýzmir)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 119'uncu Birleþiminin
Üçüncü Oturumunu açýyorum.
III. - YOKLAMA
BAÞKAN - AK Parti
grup önerisinin oylamasýndan önce istenen yoklamada toplantý
yeter sayýsý bulunamamýþtý. Þimdi
tekrar elektronik cihazla yoklama yapacaðým. Yoklama
için beþ dakika süre vereceðim.
Þimdi, yoklamayý
baþlatýyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapýldý)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, toplantý yeter sayýsý vardýr.
V. - ÖNERÝLER (Devam)
A) SÝYASÝ PARTÝ GRUBU ÖNERÝLERÝ
(Devam)
1.- Gündemdeki sýralama ile 2/1043 esas numaralý
Anayasa Deðiþikliklerinin Halkoyuna Sunulmasý
Hakkýnda Kanunda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi'nin, Baþkanlýkça havale edildiði
komisyonlardaki görüþmelerine kýrk sekiz saat geçmeden
baþlanmasýnýn komisyonlara tavsiye edilmesine
iliþkin AK Parti Grubu önerisi (Devam)
BAÞKAN -
Þimdi, Adalet ve Kalkýnma Partisi Grubunun önerisini oylarýnýza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…Öneri kabul edilmiþtir.
Alýnan karar gereðince
gündemin "Kanun Tasarý ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diðer Ýþler" kýsmýna geçiyoruz.
VII. - KANUN TASARI VE TEKLÝFLERÝ ÝLE
KOMÝSYONLARDAN
GELEN DÝÐER ÝÞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniþ
ve Ýbrahim Köþdere'nin, Gelibolu Yarýmadasý
Tarihi Milli Parký Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi (Kamu Ýhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayýsý:
305)
BAÞKAN - 1'inci
sýrada yer alan kanun teklifinin geri alýnan maddeleriyle
ilgili komisyon raporu gelmediðinden teklifin görüþmelerini
erteliyoruz.
2'nci sýrada
yer alan, Bazý Kamu Alacaklarýnýn Tahsil ve Terkinine
Ýliþkin Kanun Tasarýsý ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu'nun görüþmelerine kaldýðýmýz
yerden devam edeceðiz.
2.- Bazý Kamu Alacaklarýnýn
Tahsil ve Terkinine Ýliþkin Kanun Tasarýsý
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayýsý:
904)
BAÞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiþtir.
3'üncü sýrada
yer alan, Adalet ve Kalkýnma Partisi Grup Baþkan Vekili
Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in Ýmar Kanunu'nda Deðiþiklik
Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi ve Bayýndýrlýk,
Ýmar, Ulaþtýrma ve Turizm ile Adalet Komisyonlarý
Raporlarýnýn görüþmelerine kaldýðýmýz
yerden devam edeceðiz.
3.- Adalet ve Kalkýnma Partisi Grup Baþkanvekili
Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, Ýmar Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi ve Bayýndýrlýk,
Ýmar, Ulaþtýrma ve Turizm ile Adalet Komisyonlarý
Raporlarý (2/820) (S. Sayýsý: 1337)
BAÞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiþtir.
4'üncü sýrada
yer alan, Antalya Milletvekili Fikret Badazlý'nýn, 2464
sayýlý Belediye Gelirleri Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu'nun görüþmelerine baþlýyoruz.
4.- Antalya Milletvekili Fikret Badazlý'nýn,
2464 Sayýlý Belediye Gelirleri Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/995) (S. Sayýsý: 1406) (x)
BAÞKAN - Komisyon?
Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 1406
sýra sayýyla bastýrýlýp daðýtýlmýþtýr.
Þimdi, teklifin
tümü üzerinde AK Parti Grubu adýna Antalya Milletvekili Sayýn
Fikret Badazlý. (AK Parti
sýralarýndan alkýþlar)
AK PARTÝ GRUBU
ADINA FÝKRET BADAZLI (Antalya) - Sayýn Baþkan, yüce
Meclisin çok deðerli üyeleri; verdiðim 2464 sayýlý
Belediye Gelirleri Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý
Hakkýnda Kanun Teklifi üzerinde sizleri bilgilendirmek üzere
AK Parti Grubu adýna söz alarak huzurunuzdayým. Sözlerime
baþlarken hepinizi ve televizyonlarý baþýnda
bizleri izleyen insanlarýmýzý saygýyla
selamlýyorum.
Bilindiði gibi,
yaþ sebze ve meyve tüketiminde, sadece Avrupa Birliðinde
150 milyon dolarlýk devasa bir pazar mevcuttur. Bu pazardan
Ýspanya yüzde 10 civarýnda pay alýrken, bizim yüzde
1-1,5'larda olmamýz, þahsen benim üzüntümü mucip oluyor.
Bu piyasanýn yarýsý kadar da Rusya'yý eklersek,
iþin önemi daha anlaþýlýr.
Eski devirlerde bahçeleri olan üretici, Antalya Ticaret
Borsasý Baþkaný hem de Türkiye Büyük Millet Meclisinde
konu üzerinde araþtýrma komisyonu üyeliði yapmýþ
birisiyim. Bu donanýmýmla, sizleri konu hakkýnda
bilgilendirmek istiyorum.
Sizi temin ederim ki,
Ýspanya'nýn imkânlarýndan, Türkiye'deki toprak ve
iklim yapýsý, Anadolu'nun bulunduðu coðrafyanýn
özellikleri ve çeþitlilik kabiliyetleri, o ülkeyle mukayese
edilemeyecek kadar elveriþlidir. Ancak, onlar nerede, biz neredeyiz!
Geçmiþ iktidarlar,
köylüyü, çiftçiyi daha modern, daha kurumsal yapýya kavuþturup,
daha planlý programlý üretim yaptýrmaya yöneltmek
yerine oy almak maksadýyla, hele seçim yýllarýnda
taban fiyatlarý âdeta, artýrmaya çýkararak, palyatif
yöntemlerle köylümüzü, çiftçimizi eski geldisiyle uyutmayý
baþarmýþlar ve iktidar olma uðruna þiþirdikleri
pazar fiyatý ile örneðin, 400 bin pancar üreticisi aileye
hazineden verdikleri paralarla 70 milyon insanýmýza
þekeri, maalesef, AB'nin bile 2 kat fiyatýna yedirmeyi
reva görmüþler. Tabii, tüketici bu gerçekleri de bilmiyor.
Dünya sigarayý
terk ediyor. Tütün üreticisine hazineden bol bol paralar vererek, lüzumu
olmayan tütünü alýp depolarda çürütüp, imha zabýtlarýyla
yakmýþlar. Tabii, imha zabýtlarýnda da kim
bilir neler döndürülmüþtür, günahlarý kendi boyunlarýna.
Karadeniz'in yegâne
ürünü fýndýðý lüzumsuz cazibelerle coþturup,
Marmara Bölgesi'ne, Yalova'ya kadar getirip üretimi iç tüketim ve
ihracat kabiliyet kapasitesinin 2 katýna vardýracak
rekolte patlamasý yaratmýþlar, fýndýðýmýzý
da içinde bulunduðu duruma düþürmüþlerdir.
Ýktidarýyla
muhalefetiyle, dönemimizde tarýmýmýz için çok
faydalý iþler yaptýðýmýzý
övünerek ifade edebilirim. Bunlarý konumuzla ilgisi olmadýðý için saymayacaðým.
Benim yerlisi olduðum
(x) 1406 S. Sayýlý Basmayazý
tutanaða eklidir.
Antalya'da bu hususta
biraz yol aldýk. Yýllýk 300-350 milyon dolar sebze-meyve
ihracatýný fiilen Antalya yapýyor. Ben, buna, sahip
olduðum bilgilerle hem üzülüyor hem seviniyorum. Zira,
beþ yýl evvel bu rakam 100-120 milyon dolardý. Tarla
ayný, güneþ ayný, su ayný. Ne oldu? 59'uncu AK
Parti Hükûmeti, biraz evvel bahsettiðim gibi, A'dan Z'ye konuya
ilgi gösterdi, sahiplendi. Tarýmýmýzda, yukarýda
anlattýðým o ülkelerde gördüðüm yapýlanmayý
ve realizasyonu gerçekleþtirelim. Ben, sadece Antalya'mýzdan,
turizmdeki getirisi kadar, 5 milyar dolarlýk sebze, meyve,
kesme çiçek ihraç edilebileceðine inanýyorum.
Yapýlan çalýþmalarýn,
uygulamalarýn, desteklerin, teþviklerin, ucuz kredilerin
getirdiði faydalarý her gün biraz daha görebiliyoruz.
Daha yakýn tarihe kadar paçal için kaliteli buðday ithal
etmekte olan ülkemiz, 2002'deki sertifikalý tohum üretimini
7-8 kat artýrarak köylüye daðýtmýþ, etkin
süne mücadelesini de hayata geçirerek daha yüksek standartlarda
buðdayý üretebilmiþ, ülkemiz paçal için kaliteli
buðday ithalinden kurtulmuþtur.
Keza, ayçiçeði,
mýsýr gibi ürünleri de daha yakýn tarihe kadar
yüklü miktarlarda ithal eden ülkemiz, AK Parti Ýktidarýnýn
sertifikalý, yüksek standart ve kaliteli ürünlere saðladýðý
destek ve teþviklerle, Allah'a þükür, zorunlu tarým
ürünü ithalini bugün yok denecek kadar minimize etmeyi baþarmýþtýr.
Bütün bunlara raðmen,
takdir edersiniz ki tarýmsal üretimin en cazibelisi, seralarda
yapýlan sebze ve meyvelerdir. Mesela, þu an için örnekleyelim:
Antalya'da 180 bin dekar civarýnda sera vardýr. Bunlar,
niteliksiz, hiçbir teknolojiyle tanýþýklýðý
olmayan, sadece gündüzleri güneþle, camla içeriyi
ýsýtan, gece de ayný camla ýsýttýðýný
soðutan ilkel seralardýr. Örneðin, bunlarýn yarýsýný
bizim amaçladýðýmýz yeniden yapýlanmaya
baþlayan modern seralara çevirelim -90 bin dekar mesela- dekardan,
topraksýz, 40 ton sertifikalý hibrit domates alýnýyor.
Ýþte, size, 3 milyon 600 bin ton, tamamý ihraç kabiliyetli,
kaliteli domates. Tonunu bin dolardan satýn, size 3 milyar
600 milyon dolarlýk domates ihracý, sadece Antalya'dan.
Sertifikalý, kontrollü, müþterinin istediði cins
ve istenilen miktar ve takvimlerde bu tespiti yapan Hükûmetimiz, modern
seracýlýða destek amaçlý organik tarým
bölgeleri oluþturarak, süratle daha büyük çaplý, daha
teknolojik, daha bilinçli üretim bölgeleri oluþturma noktasýnda
çok önemli teþvik ve destekler veren ivmeli bir hareket kabiliyeti
yaratma çabasý içerisine girmiþtir. Termal suyu olan
bölgelerimizde yaz kýþ, olmayan yerlerde de sahillerin
sýcaktan dolayý üretime ara vermek zorunda olduðu
dört aylýk yaz döneminde açýðý kapatmak, pazara
mal üretim ve sevkiyatýnýn sürekliliðini saðlamak
bakýmýndan, Anadolu'nun bütün bölgelerinde bu tarým
yapýlabilir. Zira, dýþ piyasa, talep ettiði
malýn cinsinin, kalite standardýnýn günlük, aylýk,
yýllýk devamlýlýðý olanýný
tercih ediyor.
Yöremde bu bilinci
iyi bilen kurumsal yapý oluþturmuþ büyük firmalar
var. Ýfade ettiðim gibi, termal suyu olan bölgelerde, gerekse
olmayan bölgelerde arazi temin edip, büyük ölçekli seralar yapmaya
kalkýþtýklarýnda, önlerine o yöredeki havzanýn
mücavir alanýna dâhil belediyeler, kurumsal yapý
oluþturmuþ tarýmcýlardan seranýn projesini
istemiþler ve ruhsat harcý talep etmiþler. Hâlbuki,
bugüne kadar, Antalya'da hiçbir belediye böyle bir harç talep etmemiþ.
Belediye Gelirleri Yasasý'ný incelediðimizde
de, muafiyetlerin içinde seralar olmadýðý gibi,
çok önemseyip çeþitli kredi ve teþviklerle motive ettiðimiz
hayvancýlýk için de müteþebbislerin yapacaklarý
ahýrlar, kümesler, samanlýklar da görülmüyor. Ancak,
þu da bir gerçek ki, büyük firmalar, þirketler 50, 100 hatta
200 dekar saha kaplayacak. Düþünün, belediye, bunu, konut
sýnýfýna da sokamaz, ticari iþ yeri diye deðerlendirir.
Ver bakalým, büyük boylu, beþ M'li Migros gibi iþ merkezi
yapýyormuþ gibi ruhsat harcý. Bildiðiniz gibi,
bu harçlar metrekare bazlý olup, minimali 5 lira, maksimali
15 YTL/metrekaredir. Keza, ayný belediyeler, hayvancýlýk
yapanlardan ahýr, kümes, samanlýk ve yem deposu gibi
iþletme için gerekli yapýlarýna da böyle bir talepte
bulunmuþlar.
Bu tip masraflar, deðerli
arkadaþlarým, müteþebbisin önünü keser. Dolayýsýyla,
mevcut yasada göreceðiniz gibi, fabrikalara, organize sanayilere
istisnalar getirilmiþ ama, o devirlerde böyle bir durumla karþýlaþýlmadýðý
için seralar ve hayvancýlýk yapanlar düþünülmemiþtir.
Bu durum, o zamanki kanun yapýcýlarýnýn eksiði
de deðildir. Bilindiði gibi, yasalar ihtiyaçtan doðar.
Verdiðim yasa teklifiyle, muafiyetlere seracýlýðý
ve hayvancýlýðý ilave ediyoruz, hepsi bundan
ibaret.
Sayýn Baþkan,
deðerli milletvekilleri; biz bu çalýþmalarý
ve yasalarý, bazý muhalefet milletvekillerinin
sýkça telaffuz ettikleri gibi, ne kaçakçýdan mal kaçýrýr
gibi çýkarýyor ne de oy hesabý yapma noktasýnda
bir gayret içinde uðraþý veriyoruz. Bu yaptýklarýmýzýn
hepsini, insanlarýmýz dört gözle bekliyorlar. Ancak,
siyaset adýna, 23 Mayýs günü, Yabancýlarýn
Çalýþma Ýzinleri Hakkýnda Kanun görüþülürken
CHP Grubu adýna söz alan Sayýn Kumkumoðlu, bu kürsüye
çýkýp yasa hakkýnda konuþurken -aynen tutanaktan
okuyorum- Sayýn Baþesgioðlu'na dönüyor kürsüden:
"Sayýn Bakan, tarýmdaki bu çözülmenin sebebi nedir
sizce? Sadece Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný
mýsýnýz? Tarým Bakanlýðýnýn
bu ülkede uyguladýðý politikalar, yani Hükûmetinizin
bu ülkede uyguladýðý politikalar sizi hiç ilgilendirmiyor
mu Sayýn Bakan? Siz iktidara geldiðinizde bir kilogram
buðday 400 bin liranýn üzerindeydi. Þimdi iktidarýnýzýn
beþinci yýlýnda, 1 kilogram buðday 300 bin liranýn
altýnda satýlýyor. Þimdi, siz, bunun yarattýðý
yoðun problem nedeniyle tarýmda ortaya çýkmýþ
olan olaðanüstü göçü…" diyor ve devam ediyor.
Deðerli arkadaþlar,
daha sonra kendisine gidip, 300 liraya kaç bin ton buðday varsa
alacaðýmý söyledim. Deðerli arkadaþým
benimle iddiaya girebileceðini söyledi. Ýddia middia
benim branþým deðil. Ýddia bayileri dýþarýda;
gider, iddiaya orada girer. Zira, Sayýn Milletvekili arkadaþým,
benim eski bir un fabrikatörü olduðum ve ayrýca, Antalya
Ticaret Borsasý Baþkanlýðýný uzun
yýllar yürüttüðümden haberi yok. Bu yanlýþ beyanlarý,
rakamlarý vererek bu kürsüden yapmýþ oldu. Polatlý
Ticaret Borsasýndan, Sayýn Milletvekilinin konuþma
yaptýðý günün borsasýný getirttim. Belge
elimde. Buðday 465 lira. Ayný gün Polatlý'da 465 liraya
iþlem görmüþ ve yine Toprak Mahsulleri Ofisinden 2002-2006
fiyat listesinin tavan fiyatlarýný istedim, faksladýlar.
Bu belge de elimde. 2002 yýlýnda durum buðdayý,
yani, irmiklik sert buðday en pahalýsý 259 lira.
400'ü nereden çýkarmýþ bu deðerli milletvekili,
anlayamadým. Ayný buðday 2006 yýlýnda
385 liraya alýnmýþ; yani, yüzde 49 fiyat artýþý.
Dört yýllýk kümülatif enflasyon yüzde 45,04. Yüzde 49 fiyat
artýþý olmuþ. Artý, bir de 2006 yýlýnda,
bildiðiniz gibi, 35 YTL kilogram baþýna teþvik
verildiðini düþündüðümüzde yüzde 45 enflasyona karþý
yüzde 58 dolayýnda fiyatlarýn arttýðý
görülür.
Bakýnýz,
bir de hasýla karþýlaþtýrmasý yapalým.
Benim güzel Antalya'mda en iyi çiftçiler dekardan 400-450 kilogram ekmeklik
yumuþak kýrmýzý panda buðdayý hasat
ederler idi. 259 liraya uyarlayalým. 259 liradan 450 kilo maksimalini alýyorum. 2002 yýlýnda
bir çiftçi 116 YTL, dekardan, hasýla elde edebiliyor iken, 385
liradan geçen yýl 700-750 kilo hasat yapýyorlar bu defa,
sertifikalý tohum sayesinde, bildiðiniz gibi. Bunlarý
hesapladýðýmýzda, çiftçimizin eline dekarda
315 liraya çýkýyor ve 198 lira, yani, yüzde 170 hasýla
artýþý; ne kadar vahim(!) deðil
mi deðerli arkadaþlar?
Þimdi, ben, sayýn
arkadaþýma, Deðerli Kumkumoðlu'na buradan gene
bir gazete göstererek konunun, yani ülkeyi idare etmenin o kadar,
buralarda atýp sýkýlamakla, kolay olmadýðýný
anlatmak istiyorum.
Þimdi, þu
gazete, Hürriyet gazetesinin 27 Mayýs Pazar günkü sayýsý.
Bu þahýs Ankara Ticaret Borsasý Baþkaný
Faik Yavuz. "Belediye Kanunu'ndan 400 besici maðdur oldu Ankara'da."
diyor. "Þimdi çýkaracaðýmýz yasayla
bu maðduriyeti gideriyoruz. Yem fiyatlarý çok arttý."
Yazýyor yazýyor, ilave ediyor. "Arpa, büyükbaþta
ana ham madde. Arpa ve mýsýrýn fiyatý çok arttý."
Þimdi, deðerli
arkadaþým "Ucuz." derken burada Ankara Ticaret
Borsasý Baþkaný da "Çok pahalandý."
diyor.
Þimdi, deðerli
arkadaþlarým, ülkeyi idare etmek, yani kýldan ince
çizgilerin üstünde dikkat edeceðiniz hassasiyetler vardýr,
birleþik kaplar metodu gibi. Bir tarafa dokunduðunuzda
bir taraftan fýrttýðýný görürsünüz.
Yine, önceki gün, yabancýlarýn
çalýþma izinleri görüþülürken, bu defa CHP'li Antalya
Milletvekili Sayýn Baloðlu, benim gözümün yaðý,
güzel kardeþim bu kürsüye gelerek ne diyor, ben aynen tutanaktan
okuyorum. Þöyle diyor Sayýn Baloðlu kürsüden:
"Ben kendi seçim bölgemden örnek vermek istiyorum. Antalya'da
AK Parti döneminde hiçbir iþ yeri açýlmamýþtýr,
hiçbir yeni tezgâh kurulmamýþtýr, tek bir fabrika
yoktur, hiçbir çivi çakýlmamýþtýr…" Ve
devam ediyor: "…(Devamla) - Yine… Bir dakika…
Ýþ yerinden bahsediyorsunuz, hangi fabrikayý açtýnýz
Antalya'ya siz? Antalya'ya açtýðýnýz bir tek
fabrika var mý Sayýn Badazlý? Siz bana Antalya'da
bir tek fabrika gösterin… (AK Parti sýralarýndan gürültüler)"
Devam ediyor…
Deðerli arkadaþlar,
Sayýn Baloðlu benim göz aðrým, kendisini çok seviyorum,
ilk fýrsatta da bir göz doktoruna götüreceðim.
Bakýnýz,
Antalya'da AK Partinin iktidarý süresince yapýlanlarýn
belli baþlýlarýný ben fýrsattan istifade
sizlerle paylaþayým.
Bir: Antalya doðal
gaz, sanayi bölgesine doðal gaz indirildi.
Karayollarý
13. Bölge Müdürlüðünde 2003-2006 yýllarýnda 1.515 kilometre
devlet yolu, duble yol ve asfalt çalýþmasý yapýlmýþ,
360 trilyon kaynak kullanýlmýþtýr.
Antalya Havalimaný
ikinci pist ve yeni dýþ hatlar apron inþaatý,
117 trilyon lira.
TEDAÞ, 263 trilyon
kaynak kullanmýþ, hemen hemen merkezle bütün ilçelerdeki
iletiþim hatlarý yer altýna indirilmiþ, bütün
köylerin tamamýna yakýn iletkenleri deðiþtirilmiþ,
ahþap direkler beton direklerle deðiþtirilmiþ,
trafolarý güçlendirilmiþ, aydýnlatma armatürleri
deðiþtirilmiþtir.
Antalya'ya TEÝAÞ
Bölge Müdürlüðü kurdurulmuþ. Bu sayede 2003 yýlýndaki
1.103 megavat saat kurulu güç, 53 trilyonluk yatýrýmla
2006 yatýrým yýlý sonuna kadar yüzde 97 artýþla
2.100 megavat saat güce ulaþmýþ. Yapýlan bu çalýþmalar
sayesinde, Antalya ilinde 2002 yýlýnda yüzde 22 olan kayýp
kaçak oraný, çalýþmalar sonunda, 2006 yýlýnda
ise yüzde 8'e düþürülmüþtür.
Eðitim alanýnda,
il özel idaresi, genel bütçe ve hayýrsever vatandaþlar
tarafýndan toplam 230 trilyon sarfýyla 2.500 derslik Antalyalý
öðrencilerin hizmetine sunulmuþtur.
Antalya'da iki hastane
yapýmý ikmal edilmiþ, bir hastane yeniden yapýlmýþtýr,
bir aya kadar hizmete girecektir ilçemizde. Ayrýca bir hastane
yapýmý ihale aþamasýnda, dört ilçemizde yeni
hastane yapýmlarý için hazineden ve ormandan yer tahsisleri
yapýlmýþ olup Antalya il merkezinde Aðýz
ve Dýþ Saðlýðý Merkezi açýlmýþ…
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Seracýlar sizi dinliyor Beyefendi, seracýlar. Seracýlar,
okullarý, yollarý hastaneleri merak etmiyor.
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) …ve ayrýca Antalya'da merkezde Türkiye'nin en modern
devlet hastanesi akþam sabah hizmete giriyor.
Antalya ilinde ve ilçelerinde
ambulanslarýmýzýn tamamýna yakýný
112'ye çevrilmiþ. Bu iþler için bugüne kadar 128 trilyon harcanmýþtýr.
Seralarý anlattým
da arkadaþýmýzý bilgilendirmek için izninizle…
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Fabrikadan bahsediyor yalnýz Baloðlu
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) - Fabrikaya geliyorum, müsaade et, müsaade et…
HÜSEYÝN EKMEKCÝOÐLU
(Antalya) - Seradan bahset, seradan, býrak hastaneyi postaneyi!
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) - DSÝ dört yýldýr devam eden projeler, göletler,
sulama þebekeleriyle 35 bin dekar araziyi suyla tanýþtýrmýþ,
mevcut þebekeler hýzla kapalý devre sisteme çevrilmektedir.
Bu iþler için 285 trilyon kaynak harcanmýþtýr.
Turizmde Bakanlýkça
kanalizasyon ve arýtma projeleri, kültür evleri, tarihî eserlerin
bakýmý onarýmý, müze yapýmlarý
için 112 trilyon kaynak kullandýrýlmýþtýr.
Telekomünikasyon
hizmetleri, teknoloji transferi, köylere kadar Ýnternet
baðlantýlarýnýn kavuþturulmasý
için 111 trilyon harcanmýþtýr.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) - Sayýn Baþkaným, bu benim finalim, veda
konuþmam gibi bir þey. Ben, suhulet istiyorum.
Teþekkür ederim.
Tarýmsal geliþtirme
projeleri ve destekler için 141 trilyon harcanmýþ.
Kapalý spor sahalarýnýn
3 tanesi ikmal edilmiþ, Elmalý'da güreþ sahasýnýn
realizasyonu, güreþçiler ve diðer sportif faaliyetler
için yapýlan güreþ eðitim merkezi modern tesisleri
yapýlmýþtýr. Köylere kadar örnek sportif faaliyetler
olarak götürülmesi… Özel idare hariç, kamudan 27 trilyon harcanmýþtýr.
KÖYDES için iki
yýlda 85 trilyon… Ýnþallah, kendisinin ve benim seçim
bölgem olan Antalya'da bu yýl sonuna kadar içme suyu ve yolu olmayan
köyümüz kalmayacaktýr. Antalya Organize…
Tuncay, geliyorum.
Nerede Tuncay?
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Buradayým aðabey.
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) - Hah…
Antalya Organize Sanayi
Bölgesinde dört yýlda 62 tane arazi tahsisi yapýlmýþ, bunlarýn
birçoðu açýlmýþ, 27 tanesi inþa hâlinde,
6.500 kiþilik yeni istihdam saðlanmýþtýr.
Bu bilgileri de Organize Sanayiden fakslattýrdým, burada
duruyor. Antalya'da Birinci ve Ýkinci Organize Sanayi Bölgesi
tamamen dolmuþ, bunlarýn tevsisi için birinci kýsma
197 hektarlýk, ikinci kýsma 175 hektarlýk, hazineye
ait, araziler satýn alýnmýþ olup, aralarýnda
bulunan þahýs arazilerinin satýn alýnmasý
için çalýþmalar devam etmektedir. 84 hektarlýk tevsi
alanýnda tahsislere baþlanýlmýþ, yönetim
kurulunca kriterleri belirlenen on beþ firmanýn tahsisleri
tamamlanmak üzeridir.
Bugün AKORSAN 662 hektarlýk
bir alana ulaþmýþtýr. Talep patlamasý
karþýsýnda, Manavgat ilçesinde, Manavgat Ticaret
ve Sanayi Odasýnýn giriþimiyle baþlattýðýmýz
bir çalýþmayla, Manavgat'ta da bir organize sanayi bölgesi
kurulabilmesi için 620 dekarlýk bir hazine arazisinin tahsisi
aþamasýna takiplerimizle gelindiðini ifade etmek
isterim.
Antalya, görüldüðü
gibi, AK Parti Ýktidarýnda…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayýn Baþkan, daha uzatýn süreyi.
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) - Sayýn Baþkaným, bir dakika…
HALUK KOÇ (Samsun) -
Biz razýyýz efendim, devam…
BAÞKAN - Efendim,
lütfen, siz özetleyin konuþmanýzý.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Devam, razýyýz…
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) - Sayýn Koç, son, final konuþmam.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Tamam, devam edin, biz destekliyoruz. (CHP sýralarýndan
alkýþlar)
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) - Teþekkür ediyorum.
HÜSEYÝN GÜLER
(Mersin) - Ýcraatýn içinden gibi oldu.
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) - Antalya, görüldüðü gibi, AK Parti Ýktidarýnda
dört yýlda toplam 2 katrilyonluk potansiyel bir yatýrým
kullanmýþ olup, bu meblað, Türkiye'nin dört yýldaki
yatýrým bütçesinin yüzde 21'i gibi bir pariteyi ortaya
koyarken, ihmale uðrayan Antalya'nýn geçmiþteki haklarýnýn
59'uncu AK Parti Ýktidarý döneminde geriye alýndýðýný
ifade edebilirim. Ýnþallah, 23'üncü Dönemde 60'ýncý
AK Parti Hükûmetinin sadece Antalya'ya deðil, bütün ülkeye yaptýðý
hizmetler dalga dalga devam edecektir.
Bakýnýz,
deðerli arkadaþlar, yine, 25 Mayýs Cuma günü, GAP
Ýdaresi Yasasý görüþülürken, bu kürsüye gelen Sayýn
Kamacý, benim gözümün nuru Nail bakýnýz ne diyor,
tutanaktan okuyorum: "Bakýn, sizin ürünlerinizde yüzde
60 artanýn karþýsýnda mazot yüzde 146 arttý."
Nail böyle diyor. "Bu mu sizin adaletiniz? Bu mu sizin kalkýnmanýz?
Bu mu sizin hakkýnýz?" diyor ve devam ediyor.
Deðerli arkadaþlarým,
motorin, mazot 2002 yýlýnda 1.350 lira iken, þu anda
2.150 liraya satýlýyor, yani, artýþ yüzde
60-65 civarýnda.
Þimdi, Sevgili
Nail, mühendisim diye kostak kostak gezerken bu hesabý nasýl
yanlýþ yapmýþ, yüzde 146'yý nereden bulmuþ?
Ýlkokul 3'teki bir çocuðu çaðýrsak, bir tek bölme
iþlemi yapacak, bu kadar basit, ama devam ediyor… Yani, bu, mühendislikle
de izanla da hesapla da hiç ilgisi olmayan rakamý bu sevgili
kardeþim burada niye anlatmýþ ben doðrusunu isterseniz
merak ediyorum, takdirini de yüce millete býrakýyorum.
Zira, kendileri -aklýma
geldi- seçim bölgesine birkaç gün sonra gittiklerinde 13'ün, 16'dan
büyük olduðunu da insanlara Antalya'da anlatacaklar. 13,
16'dan büyüktür diyecekler veya 16, 13'ten küçüktür diyecekler. Bu
nereden çýktý derseniz, muhalefet lideri Antalyalý
hemþehrimin büyük gayretleriyle -bildiðiniz gibi- seçim
üç ay öne alýndý. Eðer seçim vaktinde yapýlsaydý,
Antalya burada 16 sandalyeyle temsil ediliyordu, þimdi sayesinde tekrar 13'le gelecek.
NAÝL KAMACI
(Antalya) - Baþýna taþ düþse Cumhuriyet Halk
Partisi Genel Baþkanýndan bulacaksýn ya!
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) - Bakýnýz, bakýnýz… Antalya
3 sandalye artýrýyordu.
Belki 3'ün 1'ini de siz alýrdýnýz.
NAÝL KAMACI (Antalya) - Seçimi bir hafta erteleseydi Baþbakan,
16 idi Antalya.
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) - Ama, þimdi bundan da oldu Antalya. Bunlarý anlatacaksýnýz.
BAÞKAN - Sayýn
Badazlý, lütfen tamamlayýn efendim.
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) - Deðerli arkadaþlarým, þunu biliniz
ki, ne kadar çýrpýnýrsanýz çýrpýnýn,
ne kadar yanýnýzda taþýdýðýnýz
Japon yapýþtýrýcýlarla kendinize yapýþtýracak
birilerini ararsanýz arayýn…
HALÝL TÝRYAKÝ
(Kýrýkkale) - O Japon yapýþtýrýcý
size lazým!
FÝKRET BADAZLI
(Devamla) - …AK Parti, yüce milletimizin tevazusuyla gümbür gümbür
geliyor ve Türkiye'yi yaratacak o iradeyi uhdesinde taþýyacak
güçlü ayak seslerini þimdiden duyuyor gibiyim.
Deðerli arkadaþlarým,
AK Parti olarak bizler böyle yanlýþ bilgiler üzerinden siyaset
yapmaya, bu yüce kürsüyü meþgul etmeye, kullanmaya asla tenezzül
etmeyiz. Þartlar ne olursa olsun, misyonumuz, vizyonumuz gereði,
biz, daima gerçekleri konuþacak ve insanlarýmýzla
gerçekleri paylaþacaðýz, bu böyle biline.
22'nci Dönem milletvekilliðim
sýrasýnda yaptýðým bu son konuþmamda,
gerekçesini anlatmaya çalýþtýðým yasa
teklifinin kabulünde, komisyonlarda, Cumhuriyet Halk Partisinin
çok deðerli üyelerinin ve ANAP'lý üyelerin oy birliðiyle
verdiði desteðe içtenlikle teþekkür ediyorum.
Þimdi de Mecliste göstereceðiniz desteðe ayrýca
teþekkür ediyorum. Yasanýn Türk tarýmýna hayýrlar
ve uðurlar getirmesini diliyorum.
Daha sonraki dönemde,
her nerede olursam olayým, bu Meclis çatýsý altýnda
sizlerle yaþadýðým anýlar, benim yüreðimde,
daima canlý, daima taze bir biçimde yaþayacaktýr.
(AK Parti sýralarýndan alkýþlar) Kendim yüce
milletimin içerisinde olacak, elimden geldiðince geçmiþte
olduðu gibi gelecekte de insanlarýma faydalar üretmeye
devam edeceðim.
Sözlerime son verirken,
beni dinlemek lütfunda bulunduðunuz için -hepinizi teker teker
çok seviyorum. Çok sevdiðimi biliyorsunuz, 14 Þubat 2006
günü yaptýðým konuþmada, burada anlatmýþtým.
Hepinizi çok çok seviyorum- hepinize saygýlarýmý
sunuyorum. Bizi televizyonlarý baþýnda izleyen
sevgili vatandaþlarýma da bu kürsü aracýlýðýyla
en derin saygýlarýmý, muhabbetlerimi iletiyorum.
Teþekkür ediyorum.
Sayýn Baþkaným,
zatýalinize de teþekkür ediyorum gösterdiðiniz anlayýþtan
dolayý. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Sayýn
Badazlý, teþekkür ediyoruz.
NAÝL KAMACI (Antalya)
- Sayýn Baþkan…
BAÞKAN -
Þimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna…
NAÝL KAMACI
(Antalya) - Sayýn Baþkan, lütfen… Ama, olmaz…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Ýkimizin de ismini kullanarak…
NAÝL KAMACI
(Antalya) - Þahsýmla ilgili çarpýcý
açýklamalarda bulundu. Farklý… Hayýr, þu anda
dinleyenler, bunu, bu söylendiði þekilde dinledi. Lütfen,
doðrularý…
AHMET YENÝ (Samsun)
- Ne dedi, ne?
BAÞKAN - Ne dedi?
NAÝL KAMACI
(Antalya) - Efendim, yanlýþ kullandý, mazotla ilgili
yanlýþ kullandý.
OSMAN AKMAN (Antalya)
- Sadece, tutanaktan okudu, hiçbir þey demedi.
NAÝL KAMACI
(Antalya) - Ben açýklama yapmak istiyorum.
BAÞKAN - Sayýn
Kamacý, gelsin… Hakkýnýzý ben zayi etmiyorum.
NAÝL KAMACI
(Antalya) - Benim mühendis olmamla ilgili bazý açýklamalar
yaptý.
AHMET YENÝ (Samsun)
- Kayýtlara bakacaðýz.
NAÝL KAMACI
(Antalya) - Sayýn Bakan da mühendis, ona da þey yaptý
aslýnda. O yüzden, lütfen, açýklama yapmama izin verin.
BAÞKAN -
"Kostak" Anadolu'da güzel bir söz yani.
NAÝL KAMACI
(Antalya) - Hayýr, lütfen…
MEHMET ÇERÇÝ
(Manisa) - Uzatma, uzatma…
NAÝL KAMACI
(Antalya) - Sayýn Baþkan, lütfen…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkan, isim vererek konuþtu.
Ben de konuþacaðým için, þey yok yani.
BAÞKAN - Sayýn
Badazlý son konuþmasýný yaptý, siz de
ona uygun bir cevap verirseniz memnun olurum Sayýn Kamacý.
VI. - AÇIKLAMALAR VE SATAÞMALARA
ÝLÝÞKÝN KONUÞMALAR (Devam)
3.- Antalya Milletvekili Nail Kamacý'nýn,
Antalya Milletvekili Fikret Badazlý'nýn, konuþmasýnda
þahsýna sataþmasý nedeniyle konuþmasý
NAÝL KAMACI
(Antalya) - Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri;
öncelikle sizlere teþekkür etmek istiyorum, bana bu
fýrsatý verdiðiniz için.
Sayýn Fikret Badazlý,
tabii, yaþ itibarýyla benden büyük, saygý duyduðum
bir aðabeyimiz, fakat, buradaki açýklamalarý ile
oradaki açýklamalarý arasýnda büyük farklar var.
Geçmiþte de, Antalya'nýn tek milletvekili gibi þöyle
þeyler konuþmuþtu: "Antalya'ya büyük hizmetlerde
bulundum. Bu hizmetlerime devam etmek istiyorum bu dönem içerisinde."
demiþti, ama, daha sonra þahsi bir karar almýþ,
milletvekili aday adayý olmayacaðýný söylemiþ.
Bundan sonraki yaþamýnda baþarýlar diliyorum,
saðlýk ve mutluluklar diliyorum.
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Sað ol.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Öncelikle, siz, bu iktidara geldiðinizde mazot fiyatlarý
1 milyon 225 bin liraydý. Yani, 1 milyon 350 bin lira
diye þey yapmayýn. Bakýn, hiç gerek yok saða sola…
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - 1.225…
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Ben yaptýðým konuþmalarýn hemen
hepsini Türkiye Ýstatistik Kurumundan aldýðým
kayýtlara göre yaparým.
YEKTA HAYDAROÐLU
(Van) - Petrolün varili kaçtý, þimdi kaç, onu söylesene!
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Biraz sonra, burada, madde üzerinde konuþurken onlarý
size takdim edeceðim. Hiç merak etmeyin.
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - 1.225'ten…
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Üstelik, Antalya'da bu kadar maharetli iþler yaptýðýnýzý
söylediniz, ama, geçmiþte, bize "Antalyasporu düþürdünüz."
diye baðýrýp çaðýrýyordunuz. Antalyasporu
bir sene çýkardýnýz, ikinci sene düþürdünüz.
Antalya'yý asansör takýmý hâline getirdiniz! (CHP
sýralarýndan alkýþlar, AK Parti sýralarýndan
gürültüler)
AHMET YENÝ (Samsun)
- Baþka bir þey diyeceðiniz kalmadý, spora geçtiniz.
ÜNAL KACIR (Ýstanbul)
- Milletvekilleri mi top oynayacak? Nasýl çýkaracaklar
ya? Hep birlikte top oynamaya mý gideceðiz? Allah Allah!
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Üçüncüsü, Antalya bu dönem 16 milletvekiliyle burada
temsil edilecekti, ancak, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Baþkanýnýn
yaptýðý çalýþmalardan dolayý
13'le, tekrar, burada temsil edilmek durumunda olduðunu söylediniz.
Size bir þey söyleyeyim:
Eðer, bu Cumhurbaþkanlýðý sürecini doðru
dürüst yönetebilmiþ olsaydýnýz, aðzýnýza
yüzünüze bulaþtýrmasaydýnýz…
METÝN KAÞIKOÐLU
(Düzce) - Doðru konuþ!
NAÝL KAMACI
(Devamla) - …4 Kasýmda seçimler olurdu, Antalya'da 16 milletvekili
olurdu. Bunun sorumluluðunu kimseye yüklemeyin.
ÜNAL KACIR (Ýstanbul)
- Geçen sene öyle demiyordun.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - 353 tane milletvekili, eðer 153 tane milletvekilinin
karþýsýnda Cumhurbaþkanýný seçemiyorsa,
o zaman sizin hâlinize çok yazýk olur. O yüzden…
YEKTA HAYDAROÐLU
(Van) - Kaçtýnýz Meclisten… Kaçtýnýz… Neredeydiniz?
AHMET YENÝ (Samsun)
- Millet soracak size.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Ha, beyefendi, siz, 15 Eylül 2005'te..
BAÞKAN - Sayýn
Kamacý, siz Genel Kurula hitap edin.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Ama, Sayýn Baþkan, konuþturmuyorlar.
YEKTA HAYDAROÐLU
(Van) - Kaçtýnýz!
BAÞKAN - Arkadaþlar,
lütfen, müdahale etmeyin.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Bakýn, ben bir þey açýklamaya geldim, konuþurlarsa
konuþurum karþýlýklý, hiç cevabý
yok.
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, müdahale etmeyin.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Bakýn, bakýn…
BAÞKAN - Böyle
bir usul yok efendim.
NAÝL KAMACI (Devamla)
- Bakýn, 15 Eylül 2005 tarih, Türkiye'nin güneydoðusunda
kanlar akýyor.
AHMET YENÝ (Samsun)
- Kaçtýnýz.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - O kanlarýn önlenmesi için, Cumhuriyet Halk Partisi,
burada terörle ilgili bir araþtýrma yapmak için Meclisi
olaðanüstü toplantýya çaðýrdý.
METÝN KAÞIKOÐLU
(Düzce) - Sen ne anlarsýn ondan be!
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Hepiniz kaçtýnýz, þu sütunlarýn
gerisinden gelmediniz buraya. Sayýn Baþbakan Karadeniz
Teknik Üniversitesinin açýlýþýna gitti. Terör
önemliydi bu ülkede. Bunlarý…
BAÞKAN - Sayýn
Kamacý, siz…
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Ama, bakýn… Laf atýyor burada.
BAÞKAN - Sayýn
Kamacý, bak, bir dakikanýzý rica edeyim. Ben size
söz verdim.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - O yüzden, siz kaçtýðýnýz yerleri
unutmayýn.
BAÞKAN - Ama, siz
Badazlý'ya cevap verecektiniz, iþi baþka yerlere
götürdünüz.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Bu ülkenin terör bataklýðýna girmesine
neden oldunuz.
MEHMET ÇERÇÝ
(Manisa) - Antalya'ya gidemiyorsun.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Evet, neden oldunuz. Eðer 353'le Cumhurbaþkaný
seçemiyorsanýz, o sizin marifetsizliðiniz, o sizin beceriksizliðiniz.
Teþekkür ederim.
(CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Kamacý.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adýna…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkaným…
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayýn
Baþkan…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkan, ismimi kullanarak benim
geçen gün yaptýðým bir konuþmayla ilgili, Sayýn
Badazlý, son derece çarpýtarak…
BAÞKAN - Efendim,
tutanaklarý getireyim, öyle… Bunun arkasý yok.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayýn Baþkan…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkan, ama, ismimi kullanarak
yaptý. Ben Sayýn Kamacý gibi davranmayacaðým,
bunu bilirsiniz.
BAÞKAN - Sayýn
Milletvekili, getireyim, böyle bir þey varsa söz vereceðim
Ýç Tüzük'e göre. Getireyim tutanaklarý, sizin sözünüzle
ben tatmin olmam.
Sayýn Baratalý,
buyurun.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkan…
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayýn Baþkan…
BAÞKAN - Efendim,
siz talebinizi yaptýnýz, kararý ben vereceðim.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Ama þimdi nasýl olacak Sayýn
Baþkan?
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Sayýn Kumkumoðlu, ben ne dediðimi biliyorum.
BAÞKAN - Sayýn
Koç, bakýn, açýk konuþuyorum, siz de duyun, Genel Kurul
da.
Bakýn, Kamacý'yla
ilgili sözü duydum, ama o konuda tutanak getirmeden bir þey
söyleyemem ki ben.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkan, kendisine soralým
Sayýn Badazlý'nýn.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Yani, onu duyuyorsunuz, bunu nasýl duymuyorsunuz?
BAÞKAN - Ee, duyamamýþ
olabilirim efendim.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Ayný partiden böyle bir þey olduðu zaman duyuyorsunuz.
BAÞKAN - Efendim, ben tarafsýzlýðýmý
her zaman koruyorum.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Tartýþýlabilir.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkan, kendisine soralým
Sayýn Badazlý'nýn. Sayýn Baþkan, Sayýn
Badazlý'ya sorun lütfen.
BAÞKAN - Sayýn
Kumkumoðlu, getirdiðim zaman…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkaným, Sayýn Badazlý
"Ben Kumkumoðlu'nun ismini kullanmadým." derse
söz hakkýmdan vazgeçiyorum.
Buyurun Sayýn
Badazlý. Kullandýnýz mý efendim ismimi?
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Belgeleri vereyim.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Efendim, ismimi kullandýnýz mý
kullanmadýnýz mý?
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Antalya) - Sayýn Baþkan, ben de
söz istiyorum. Ýsmimden bahsederek sözlerimi çarpýttý.
BAÞKAN - Sayýn
Baratalý, kürsüye gelecek misiniz? Size söz veriyorum.
BÜLENT BARATALI
(Ýzmir) - Duymadým.
BAÞKAN - Efendim,
bu hak benim.
O zaman konuþma
hakkýnýzdan vazgeçiyorsunuz.
BÜLENT BARATALI
(Ýzmir) - Efendim, beni çaðýrdýðýnýzý
duymadým ki.
BAÞKAN - Buyurun
efendim. O tartýþmaya ben karar vereceðim. Siz buyurun.
Sizin konuþmanýzdan sonra konuþur.
BÜLENT BARATALI
(Ýzmir) - Yalnýz, siz önce sükûneti saðlayýn Sayýn
Baþkan. Ben
duymadým ki sizi.
BAÞKAN - Buyurun.
Ben daha önce sizi davet etmiþtim. O bakýmdan…
FÝKRET BADAZLI (
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Kürsü uçacak deðil, vatandaþ da kaçacak
deðil!
BAÞKAN - Tutanak
gelsin, vereceðim.
Söz vermemek gibi bir þeyim yok bugüne kadar,
biliyorsunuz.
BÜLENT BARATALI (Ýzmir) - Sayýn
Baþkan, teþekkür ederim.
BAÞKAN - Buyurun
efendim.
VII.
- KANUN TASARI VE TEKLÝFLERÝ ÝLE KOMÝSYONLARDAN
GELEN
DÝÐER ÝÞLER (Devam)
4.-
CHP GRUBU ADINA
BÜLENT BARATALI (Ýzmir) - Sayýn Baþkan, deðerli
milletvekilleri; Antalya Milletvekili Sayýn Fikret Badazlý'nýn,
2464 Sayýlý Belediye Gelirleri Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi üzerine Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun görüþlerini ileteceðim. Bu nedenle, Sayýn Baþkan, sizi ve yüce
Meclisi saygýyla selamlýyorum.
Sayýn Baþkan,
deðerli milletvekilleri; görüþmekte olduðumuz bu kanun
teklifini bir genel kabul olarak, bir ana fikir olarak Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adýna biz de benimsiyoruz. Bu düþüncelerimizi
daha önce oy birliðiyle geçirdiðimiz Plan Bütçe Komisyonunda
da ifade etmiþtik.
Ancak, bu teklifin gerekçesine
baktýðýmýz zaman, Sayýn Badazlý'nýn
da ifade ettiði gibi -biraz sonra onun cümlelerini kullanacaðým-
tarým Türkiye'de zor günlerden geçmektedir. Bunu Sayýn
Badazlý da kendi verdiði kanun teklifinin gerekçesinde
ifade ediyor. Tarým girdilerinin artmakta olduðunu, ancak,
ürünün para etmediðini söylüyor. Ve ancak, ifade ediyor, diyor
ki… Aynen okuyorum: Tarým sektörüne çeþitli adlar altýnda
yapýlan hazine desteklerinin palyatif nitelikte uygulamalar
olduðu, mevcut yapýsal sorunlarý gideremediðini,
ifade ediyor. Sayýn Badazlý da, Adalet ve Kalkýnma
Partisinden bir milletvekili olarak, bu geçen beþ yýla
yakýn zaman içinde iktidarýn, Hükûmetin, tarýmda
ancak palyatif tedbirler alabildiðini söylüyor.
Palyatif tedbir ne demektir
Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri? Palyatif tedbir
-Latince orijinden geliyor bu kelime- günü kurtarma tedbirleridir;
günü kurtararak, yapýsal bir sorunu gidermeden, ihtiyaç oldukça,
bir projeye dayanmadan, bir altyapýya dayanmadan yapýlan
giriþimlerdir.
Ben, Sayýn Badazlý'yý
bu konudaki yaptýðý tespitten dolayý kutluyorum
ve diyorum ki aynen Sayýn Badazlý gibi: Bu geçen
beþ yýl içinde Adalet ve Kalkýnma Partisi Ýktidarý,
tarýmda yapýsal hiçbir sorunu çözememiþtir, palyatif
tedbirler almýþtýr, altyapýsý olmayan
iþlerle uðraþmýþtýr ve hatta -yine
TÜÝK rakamlarýna dayanarak söylüyorum- Adalet ve Kalkýnma
Partisi Ýktidarý döneminde, son üç yýlda tarýmdan
tam 3 milyon kiþi kopmuþtur deðerli arkadaþlar.
Bu tarýmdan kopan 3 milyon kiþinin 2 milyona yakýný
kadýnlarýmýzdýr. Kadýnlarýmýz,
kentlerde veya diðer yerlerde kýrsal alan gibi bir çalýþma
olanaðý, bir üretime katký olanaðý bulamýyorlar,
ancak tarýmda bulabiliyorlardý ve kýrsal alanda
buna katkýda bulunabiliyorlardý. Ama, þimdi, zorunlu
þekilde, tarýmda doyamayan, geçinemeyen, infak ve iaþesini
saðlayamayan bu 3 milyon insan kentlere gelmiþtir ve Sayýn
Badazlý'nýn da ifade ettiði gibi, bu palyatif, geçici,
günübirlik kotarýlan tedbirlerle bu insanlar periþan
edilmiþtir deðerli arkadaþlar. 3 milyon insan, geçen
üç yýllýk zaman içinde periþan olmuþtur. Kadýnlarýmýz
üretimden kopmuþtur, kentlerde, sýðýnabildikleri
yerlerde evlerine kapanmýþ bir þekilde ve yetiþme
tarzlarý ve eðitimleri gereði de asla artýk üretime
katkýda bulunamayacaklardýr.
Þimdi, Sayýn
Badazlý'nýn teklifiyle, 2464 sayýlý Belediye
Gelirleri Kanunu'ndan, belediyenin gelirlerinden -harçlar bölümünden-
bina inþaat harcý bazý konularda kaldýrýlmakta,
sera ve örtü altý ziraat için yapýlmakta olan binalar
veya diðer tesisler için harç alýnmayacaktýr. Biz bunu
destekliyoruz. Ancak, bunu desteklerken, ben, Sayýn Badazlý'dan
bir teklif daha beklerdim, ya komisyonlarda veya Baþbakanlýkta
beklemekte olan Belediye Gelirleri Kanunu'nda acaba ne düþünüyor
diye beklemek isterdim. Çünkü, Sayýn Badazlý, bildiðiniz
gibi, bütçe yapýlýrken gelir-gider dengesine bakýlýr,
bütçede denklik esastýr. Siz þimdi güzel bir teklif verdiniz,
biz de destekliyoruz, ama belediye gelirlerini azaltýyorsunuz.
Peki, belediye gelirlerinin çoðaltýlmasý için, belediyelerin
içinde bulunduðu akçalý sýkýntýlardan
kurtulmak için ne yaptýnýz? Ben size söyleyeyim -siz cevap
veremiyorsunuz, konuþuyorsunuz çünkü önünüzdeki arkadaþla-
hiçbir þey yapmadýnýz belediyeler için. Eðer,
"Belediyeler için biz þunu yaptýk." diyen Adalet
ve Kalkýnma Partili bir arkadaþ buraya gelip de beni aydýnlatýrsa
çok mutlu olacaðým.
MUZAFFER BAÞTOPÇU
(Kocaeli) - Yasalar nasýl oldu, yasalar?
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Bir dakika arkadaþlar, bir dakika, heyecanlanmayýn.
Yaptýklarýnýzý anlatacaðým, ondan
sonra, Sayýn Baþtopçu.
MUZAFFER BAÞTOPÇU
(Kocaeli) - Yasalarý unutmayalým.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Þimdi, Belediyeler Kanunu'nu düzenledik hep beraber. Yanlýþ
oldu, eksik oldu, çünkü her ay bir belediyenin kanununu deðiþtiren
maddeler geliyor. 5216 sayýlý Büyükþehir Belediyesi
Kanunu zaten 5393'ün bir türevidir, birbirine yakýndýr.
Onu da düzenledik, Ýl Özel Ýdaresini de düzenledik. Burada
çok büyük yanlýþlýklar oldu. Avrupa yerellik
þartýna uymadýnýz deðerli arkadaþlar,
Avrupa'nýn eþitlik þartýna uymadýnýz.
Belediyelerdeki ve il özel idarelerindeki encümenleri yanlýþ
düzenlediniz. Bunlar Anayasa'ya aykýrýydý, önemli
þekilde bozuldu, tekrar geldi, bunlar þimdi yürürlükte.
Bu düzenlediðimiz
üç temel yerel yasayla, deðerli arkadaþlar, belediyelere
önemli görevler verdiniz, yetkilerle donattýnýz. Daha
önce bütün Türkiye'ye yaygýn bulunan merkezî idarenin bazý
görevlerini yerele devrettiniz. Bunlar, biliyorsunuz, saðlýkta
bazý görevlerdi -ki, devletin temel görevlerindendir- diðeri
eðitimde bazý görevlerdi, yine kültürde bazý görevlerdi
-biliyorsunuz müzeler ve diðer ören yerleri konusunda önemli
yetkiler verildi yerele- diðeri de çevre konusunda, sporda
önemli görevleri verdiniz ve bu idareleri yerel yetkilerle donattýnýz.
Peki, deðerli arkadaþlar,
bunu yaparken Anayasa'nýn 127'nci maddesinin son fýkrasýnýn
amir hükmünü neden uygulamadýnýz? Yani, bir insana görev
ve yetki verirken, bir kurula görev ve yetki verirken, bir kamu idaresine,
bir yerel idareye yeni tanýmlar, yeni görev tanýmlarý
verirken, peki bu yetkileri ve görevleri kullanýrken, görevleri
yaparken bu idareler hangi kaynaklarla bu iþleri yapacaktý?
Ýþte, bunu, son derece, IMF'nin talimatlarýyla,
IMF'yle yaptýðýnýz görüþmelerle, vergileri
yerele býrakarak ve yine bu iþleri yerelin sýrtýndan
alarak yapmaya çalýþtýnýz. Yani, Anayasa'nýn
127'nci maddesinin son fýkrasýnýn amir hükmünü yerine
getirmediniz.
Belediyeleri inim
inim inletiyorsunuz arkadaþlar. Belediyeler -ben yirmi iki
sene, dört dönem belediye baþkanlýðý yaptým-
hiç bu kadar sýkýlmadý deðerli arkadaþlar,
bu kadar kaynaksýz kalmadý, bu kadar kimsesiz kalmadý
bu yerel yönetimler. Eðer bir þey yaptýysanýz geliniz
burada söyleyiniz.
Bakýn, gelir
gelmez, biz dedik ki, bir… Sayýn Baþbakan belediyecilikten
geliyor -hakikaten Ýstanbul Belediyesinden geliyor-
Baþbakanýn etrafýndaki, Parlamentoya taþýdýðý
da -çelik çekirdek- belediyecilikten geliyor. Dedik ki: Belediyeler
kurtuldu, elli yýldýr çektikleri sýkýntýlar
bitti. Ne kadar yanýlmýþýz, hep beraber Parlamento
olarak ne kadar yanýlmýþýz, belediyeler olarak
ne kadar yanýlmýþýz deðerli arkadaþlar!
Bakýn, bu ekip gelir gelmez ne yaptý biliyor musunuz deðerli
arkadaþlar? Belediyelerin, genel bütçe vergi gelirlerinden
aktarýlan payý, ilk yaptýklarý bütçeyle
bir puan aþaðýya indirdi deðerli arkadaþlar.
Yani, yüzde 5'lerden, 5,5'lardan 4,5'a indirdi. Tabii, büyük bir hayal
kýrýklýðý, deðerli arkadaþlar.
Cumhuriyet Halk Partisi
olarak Anayasa Mahkemesine gittik, bu hükmü iptal ettirdik ama ertesi
sene tekrar kondu, ertesi sene tekrar kondu ve belediyeler, Adalet
ve Kalkýnma Partisi iktidara gelmeden önceki akçeli olanaklarýndan
daha da geriye gitti deðerli arkadaþlar. Peki, daha sonra
neler oldu, onlarý da size söylemeye çalýþacaðým.
Mesela, eðlence
vergisinden, at yarýþlarýndan belediyelerin aldýðý
payý kaldýrmaya kalktýnýz deðerli arkadaþlar,
büyük münakaþalar oldu. Ben, Plan ve Bütçe Komisyonunda -Sayýn
Terzibaþýoðlu hatýrlar- "Bunu yapmayýnýz.
Eðer bunu kaldýrmaya kalkarsanýz, belediyelerin 1
katrilyona yakýn kaynaðý ortadan kalkýyor.
Zaten bir kuruþ vermediniz, þimdi de bunlarýn kesesinden
1 katrilyon alacaksýnýz" dedim ve bunu, bizim bu düþüncemizi
Sayýn Baþbakan duydu, ilk defa Cumhuriyet Halk Partisinin
bir önerisini kabul etti ve at yarýþlarý konusunda
bu yasayý geri çektiniz.
Bunun dýþýnda
hiçbir iyileþtirme yapýlmamýþtýr arkadaþlar.
Yapýlan þudur: Bir uzlaþma yasasý getirilmiþtir,
belediyelerin borçlarý yeniden yapýlandýrýlmýþtýr
ve kriz döneminde faizlerle, özellikle dýþ kredilerle
artan sýkýntýlarý bir oranda giderilmiþtir.
Ýki: Yaz döneminde,
belediyelerin özellikle teknik altyapý donatýlarýný
yapmak üzere olduklarý zamanda belediye paylarý kesilmemektedir
deðerli arkadaþlar. Bunu da önemli olarak buluyorum. Ama,
þuna hiç aklým ermiyor: Bakýnýz, bazý
belediyeler var… Geçen gün ben burada Afyonkarahisar'ýn Dereçine
Belediyesini örnek verdim. Bir Dereçine Belediyesi var, çocuklarý
eðitim için -taþýmalý bir eðitim var- okula
ücretsiz olarak götürüp getirmek istiyor. Kredi almak istiyor. Hiçbir
borcu yok. Ýyi yönetilmiþ bir belediye, kimseye bir borcu
yok, piyasaya borcu yok, devlete borcu yok, sosyal güvenlik kurumlarýna
borcu yok. Yani kredi alma olanaðý en yüksek derecede bir
belediye. Ýller Bankasýna müracaat ediyor -her zaman
alýnan bir þey- kendi parasýný istiyor. Üstelik Ýller
Bankasý da bundan, para vererek faizinden para kazanacak. Diyorlar
ki: Biz Ýller Bankasýný çok kötü yönettik -özellikle-
yani çok açýldýk. O nedenle biz bu olanaðý vermiyoruz
size.
Deðerli arkadaþlar,
böyle bir þey olabilir mi? Buradan Bayýndýrlýk Bakanýna
sesleniyorum: Yani, bu ne biçim uygulama? Bu ne büyük bir haksýzlýk?
Yani, borcu olan belediye ile sýfýr borcu olan bir belediyeyi
ayný kefeye siz nasýl koyuyorsunuz deðerli arkadaþlar?
Bu 1930'lardan beri hiç yapýlmamýþ olan bir uygulamadýr.
Deðerli arkadaþlar
-umuyorum, diliyorum- buradan Sayýn Baþbakanýn
bu kulaðýna gider de bu çocuklarý otobüssüz
býrakmaz diye düþünüyorum.
Deðerli arkadaþlar,
Köy Kanunu konusunda… Þimdi Baþtopçu bana cevap verecek,
öyle hazýrlanýyor, ben de kendisine soruyorum: 1924 tarihli
ve 442 sayýlý Köy Kanunu konusunda ne tür bir düzenleme
yaptýnýz deðerli arkadaþlar? Salmanýn
üst haddi ne kadar? Var mý bilen?
MUZAFFER BAÞTOPÇU
(Kocaeli) - Hepsi sýrayla yapýlacak Sayýn Baratalý.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Koruma ne kadar? 442 sayýlý Köy Kanunu… 35.138 tane köy
var Türkiye'de, 40 bin tane de mezra var. Ne yaptýnýz? Hangi
iyileþtirmeyi yaptýnýz? Köy Kanunu'nda neler getirdiniz
deðerli arkadaþlar?
Veya baþka bir
þeye geçeyim. Þimdi 50 binin üzerinde mahalle var. Mahalle
muhtarlýklarý konusunda hangi düzenlemeyi getirdiniz?
Mahalle muhtarlarýnýn içinde bulunduðu sýkýntýyý
biliyor musunuz deðerli arkadaþlar?
BURHAN KILIÇ (Antalya)
- Yüzde 100 artýrdýk ya Sayýn Baratalý.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Hayýr, köy muhtarlarýnýnkini artýrdýnýz,
mahalle muhtarlarýnýnkini deðil.
BURHAN KILIÇ (Antalya)
- Öbür sefer de gene artýrýrýz.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Yani, mahalle muhtarlarý periþan. Ne yaptýklarý
belli deðil, hangi görevle yüklendikleri belli deðil, ama polis
ona gider, devlet ona gider, maliyeci ona gider… Tabii, kýz istemek
için de ona giderler. Yani çok deðerli insanlardýr bunlar,
bildiðiniz gibi. Yani, mahallenin namusunu bilen insanlardýr.
Ben soruyorum þimdi: Mahalle muhtarlýklarý konusunda
hangi iyi düzenlemeyi getirdiniz? Bir arkadaþ çýksýn,
cevap versin. Belediye Gelirleri Kanunu'nda, vergilerde, harçlarda
ve diðer gelirlerde hangi düzenlemeyi getirdiniz buraya arkadaþlar?
Ben Plan ve Bütçe Komisyonu üyesiyim, hiçbir düzenleme getirilmedi
deðerli arkadaþlar.
Bakýnýz,
hazýrladýðýnýz tasarýda da büyük
sýkýntýlar var. O kadar büyük sýkýntýlar
var ki. Ben anlayamýyorum. Neden haberleþme vergisini
kaldýrmak istiyorsunuz deðerli arkadaþlar, hiç düþünen
oldu mu? Yani Türk Telekom el deðiþtirdi diye mi oluyor bu
haberleþme vergisi? Önce bu haberleþme vergisi yüzde 6
idi, ine ine yüzde 1'lere kadar indi. Onu niye kaldýrýyorsunuz
deðerli arkadaþlar? Yani, haberleþmeden belediyelerin
aldýðý vergiyi kaldýrmak hangi amaca dayanýyor?
Yani belediyeler haberleþme konusunda hiç mi katkýda
bulunmuyorlar Türkiye'ye?
Yine devam ediyorum:
Eðlence vergisinin kapsamýný geniþletiyorsunuz,
ama nasýl geniþletiyorsunuz: Kahvehanelerden,
kýraathanelerden, kafelerden, kafeteryalardan günde 10
YTL vergi alacaksýnýz. Ya, doðru mu bu arkadaþlar?
Yani, zaten insanlarýn kafasýný soktuðu,
ucuz çay içtiði bir yer var. Yani, her kahvehaneden ayda 300 lira,
senede 3.600 lira vergi almak kimin aklýna gelir? Hangi cin fikirli
bu, tanýmak istiyorum deðerli arkadaþlar. Yani, binlerce
kahvehaneden ne istiyorsunuz deðerli arkadaþlar, neden
halkýn sýrtýna biniyorsunuz?
Konaklama vergisini
getiriyorsunuz. Nedir konaklama vergisi? Konaklama vergisi, yataktan
alýnan vergidir deðerli arkadaþlar. Arkadaþlar,
otelciler, turizmciler bilirler, yataktan para kazanýlmaz,
yatak külfettir. Otel içindeki harcamalardan para kazanýr bu
arkadaþlarýmýz. Üstelik, sizin bölgenizde de, turizm
bölgesinde de KDV oraný yüzde 38. Hemen karþýdaki
baþka bir devletin bir adasýnda bu yüzde 1'lere kadar iniyor.
Yani, turizmcilerle olan sýkýntýnýz ne? Deðerli
arkadaþlar, bunu niye indirmediniz?
Þimdi boþ
bir vaat var: "Efendim, biz bunu konuþtuk kendi aramýzda,
ileriki bir zamanda, bir vade mi desem, iki vade mi desem, üç vade mi
desem, bir zaman içinde, bu vergiyi yüzde 18'den yüzde 8'lere indireceðiz."
Ne zaman? Yani, bir falcý gibi, "Vadesini bilmiyoruz."
Bu da, bizim en yakýn takipçimiz olan -Akdeniz'de- Yunanistan'a
karþý turizmcilerimizi çok kötü durumda býrakan
bir olaydýr deðerli arkadaþlar. Bunu, bir an önce,
-umuyorum, diliyorum- Meclis kapanmadan önce, bu yüzde 18'leri yüzde
8'lere en azýndan düþürüp, buradan da vergiyi kaldýrýp…
Sayýn Badazlý'nýn teklifinde de söylediði gibi…
Çünkü, diyor ki: "Sera ve örtü altý ziraatýný
geliþtirirsek belediyeler buralardan para kazanacak, turizmcilerin
de yüzü gülecek." Ben bir teklifte bulunuyorum buradan: Sayýn
Badazlý, bir teklif daha verin, bu konaklama vergisini yüzde
18'den 8'lere hep beraber düþürelim, hem de komisyonlara falan
girmeden, bir Genel Kurul kararýyla. Ben bunu taahhüt ediyorum.
Deðerli arkadaþlar,
yeni kanun, emlak vergisinde emlak pay vergilerini artýrýyor.
Þimdi, vatandaþýn zaten bir tane evi kalmýþ,
elindekini, avucundakini satmýþ bu kriz döneminde.
Þimdi diyorsunuz ki: "Sen, mülk sahibi olarak bir vergi vereceksin."
Ne vergisi? "Emlak vergisi." "Ne kadar veriyorsun?"
"Yüzde 1, yüzde 2…" "Hayýr, olmaz. Bunu en az yüzde
5'e çýkaracaðýz." deniliyor. Yani, mülk sahibi
olmak… Böyle bir gelenekçi politika yapan, muhafazakâr, akidelerine
baðlý olan bir partiye yakýþýr mý arkadaþlar?
Yani siz mülkü savunuyorsunuz. Bunu da bir kez daha gözden geçirmenizi
diliyorum.
ÖTV tabanýný
geniþletiyorsunuz deðerli arkadaþlar, o þeye
bakarsanýz göreceksiniz. Ama, iþin de feci bir tarafý
var. Emekliler zaten çok ezildi bu dönem içinde, periþan vaziyetteler,
iþçi emeklileri haklarýný alamýyorlar, mahkeme
kararlarýný uygulamýyorsunuz. Ama þimdi
ne yapýyorsunuz biliyor musunuz: Tek konutu olan emekliden
eskiden emlak vergisi alýnmazdý, bir muafiyeti vardý
o verginin, þimdi Türkiye'de tek konutu olan emekliden de vergi
alacaksýnýz deðerli arkadaþlar. Özellikle
emeklilerin Antalya'da oturduðunu çok iyi bildiðim için, yani
üzülüyorum. Umarým bu tek konutu olan emekliden de bu vergi olmaz.
Þimdi, arkadaþlar,
bakýn, ben size bir öneride bulunayým: Evet, yerel yönetimlerin
gelirlerini yükseltmemiz gerekiyor. Bu doðru bir þey, ama
bunu yerelde yaþayan insanlarýn sýrtýna vurarak,
deðerli arkadaþlar, artýrmayýn.
Size üç tane öneride
bulunacaðým. Bakýn:
1) Tapu harçlarýndan
belediyelere pay verelim deðerli arkadaþlar. Bakýn,
hiç kimseye dokunmaz bu. Sadece Unakýtan'ý, Sayýn
Bakaný ikna etmeniz lazým. Tapu harçlarýndan belediyeler
vergi alamýyor. Niye alamýyor? Yani, yereli bekleyen
belediyeler, malý muhafaza eden belediyeler, korumayý
yapan belediyeler, bekçileri dolaþtýran belediyeler.
Tapu el deðiþtiriyor, herkes rant sahibi oluyor, belediyelere
bir kuruþ yok, bir kuruþ yok. Öneriyi buradan söylüyorum:
Tapu harçlarýndan belediyelere ve özel idarelere pay verelim.
2) Motorlu taþýt
vergilerinden belediyelere pay verelim.
Deðerli arkadaþlar…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Bitiriyorum Sayýn Baþkan.
BAÞKAN - Buyurun.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Teþekkür ederim Sayýn Baþkan.
Deðerli arkadaþlar,
emlaki olanlardan vergi alýyoruz da belediyeler için, motorlu
taþýt sahipliði de bir sahiplik deðil midir, neden
onlardan vergi almýyoruz? Bunlar belediyelerin yollarýnda
dolaþarak asfaltý eskitmiyorlar mý? Deðerli
arkadaþlar, neden bunu esirgiyorsunuz? Bunlar tasarýda
yok.
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Konuþuldu da çok tepki aldý.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Hayýr efendim, yok tasarýda. Maliye Bakaný diyor
ki: "IMF buna izin vermiyor."
Býrakýn
þu IMF takýntýsýný artýk deðerli
arkadaþlar. Yani, biz, bakýn, buradan bir söz veriyoruz:
Biz iktidara geldiðimiz zaman IMF'yle böyle toplantý moplantý
falan olmayacak.
ORHAN SEYFÝ TERZÝBAÞIOÐLU
(Muðla) - Gelemeyeceksiniz ki!
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Yani, onlara randevu bile vermeyeceðiz. Yani, buradan rahatlýkla
söylüyorum.
ASIM AYKAN (Trabzon) -
Biraz daha açýn konuyu, biraz daha açýn.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Bakýn, size çok güzel üç tane öneri getirdim.
Diðer öneri: Dünyanýn
her yerinde çaðdaþ belediyecilik anlayýþýnda
genel bütçe gelirlerinden belediyelere yüksek vergiler verilir,
yüksek paylar verilir. Bu, Türkiye'de yüzde 5. Peki, Avrupa ortalamasý
kaç, deðerli arkadaþlar?
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Son sözüm…
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayýn Baþkan, veda etmeyecek diye kesmeyin konuþmasýný.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Yani, benim veda edip etmeyeceðim belli deðil efendim.
BAÞKAN - Buyurun.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Þimdi, Türkiye'de mal ve hizmeti üretmede belediyeler yüzde
5 üretebiliyorlar. Vergi gelirlerinden, genel bütçe vergi gelirlerinden
alabildikleri pay yüzde 5. Teklifle yüzde 9,80'e çýkarýlmasý
hedefleniyor. Oysa, çaðdaþ belediyecilik anlayýþýnda
bu paylar, mal ve hizmet üretmede en az yüzde 20'dir, ama genel bütçe
vergi gelirlerinden Avrupa ortalamasýnýn yüzdesi de
yüzde 42'dir deðerli arkadaþlar.
Þimdi, siz diyorsunuz
ki: "Hep tenkit ediyorsunuz, bir þey söylemiyorsunuz."
Evet, öneri getiriyorum. Üç tane ciddi öneri getirdim deðerli
arkadaþlar, bunu deðerlendirmenizi diliyorum. Siz yerelin
kalkýnmasýný, zaten periþan edilmiþ,
elindeki avucundaki bitmiþ bir yerele, hemþehriye
býrakýrsanýz bu insanlar çok zorlanýr deðerli
arkadaþlar, emlak vergilerini ödemede zorlanýr, suyu
ödemede zorlanýr, diðer katkýlarý ödemede
zorlanýr. Siz, genel bütçe gelirlerinden belediyelerin paylarýný
yükseltirseniz, en az yüzde 15 -þimdilik- yükseltirseniz yerele
daha da çok hizmet etmiþ olursunuz. Bizim de Sayýn
Baþbakanýn bir belediyeci olmasýndan dolayý
hayal kýrýklýðýmýz, sukutuhayale
uðramamýz biraz daha tedavi edilir diye düþünüyorum.
Bu düþüncelerle,
Sayýn Baþkan, size ve Meclise saygýlarýmý
sunuyorum.
Teþekkür ederim.
(CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Baratalý.
Anavatan Partisi Grubu
adýna Erzurum Milletvekili Sayýn Ýbrahim Özdoðan.
ANAVATAN PARTÝSÝ
GRUBU ADINA ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Erzurum) - Sayýn
Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým; 1406
sýra sayýlý Kanun Teklifi hakkýnda Anavatan
Grubu adýna söz almýþ bulunmaktayým. Bu vesileyle,
yüce heyetinizi en derin saygýlarýmla selamlýyorum.
Bu kanun teklifi, deðerli
arkadaþlarým, malumunuz olduðu üzere, belediye gelirlerinde
deðiþiklik yapýlmasýna ait bir kanun teklifi.
Kanun teklifini incelediðimiz zaman, halkýn, üstelik de
fakir halkýn üstüne yeni yükler gelmekte. Misal vermek istiyorum:
Kahvehanelere siz yeni vergiler koyarsanýz, kahvehaneler
bunu kimden çýkaracak? Orada oturan fakir, iþsiz insanlarýn
sýrtýna bunu yükleyecekler. Dolayýsýyla,
bu, tamamen fakir halkýn sýrtýna yüklenmiþ
gelirlerden baþka bir þey deðildir. Bunu sadece örnek
olsun diye verdim. Fakat, deðerli arkadaþlar, belediyelerin
gelirleri hakkýnda, ben, genel felsefesi üzerinde durmak istiyorum.
Dolayýsýyla, bu çerçevede, belediyelerimizin gelirlerine
ait bir düzenlemenin yapýlmasýnda fayda olacaðýný
ümit ediyorum.
Deðerli arkadaþlarým,
eðer hatýrlarsanýz, önceki gün yaptýðým
konuþmamda, Ýstanbul Levent'teki ÝETT arazisini 1
katrilyona alan Sama Dubai þirketinin ödeme yapmadýðýna
ve Ýstanbul Büyükþehir Belediyesinden ek süre istediðine
deðinmiþtim. Bu durumun hemen ardýndan Ýstanbul
Büyükþehir Belediye Baþkaný Sayýn Topbaþ'ýn
yapmýþ olduðu açýklama belediyelerin gelir
sorunlarýnýn nasýl düzensizlik içinde olduðuna
dair son derece ipuçlarý veren ifadeler ihtiva ediyordu. Bu
bakýmdan, konuþmamda Sayýn Topbaþ'ýn bu
ifadelerine yer vermek istiyorum. Bakýnýz, Sayýn
Topbaþ diyor ki: "Buradaki maddi kaybýmýz ulaþýmdaki
sorunlarý çözme adýna beklentilerimize büyük sekte
vurdu. Burada açýlan davalar, usul veya þu bu yönden
çýkacak kararlar sonucunda, biz, tekrar buraya düzenlemeler
yaparak bu arsayý mutlaka deðerlendireceðiz. Fakat,
bizi geciktirenlerin herhâlde bundan çok memnun olacaklarýný
zannetmiyorum, geciktirme yapýyorlar. Kaybedilen zamanýn
telafisi mümkün deðil. Ýstanbul trafiði ciddi bir problem
ve kaynaða ihtiyacýmýz var." diyor Sayýn
Topbaþ deðerli arkadaþlarým.
Görüyorsunuz deðerli
arkadaþlar, Ýstanbul Büyükþehrin en temel ve stratejik
çalýþmalarý arsa satýþýndan elde
edilecek bir gelire baðlanmýþ ve ihaleyi alan firma
ödemeyi yapmayýnca planlar da altüst olmuþ bir durumda.
Deðerli milletvekili
arkadaþlarým, benim burada mülahaza ettiðim en temel
husus þudur: Ýstanbul Belediyesi gelir yönetiminden
yoksundur. Örnek olsun diye anlatýyorum. Trafik sorununun
çözümüne kaynak hususu sadece bir arsa satýþýna
endekslemiþtir. Böyle acý bir durum olamaz deðerli arkadaþlarým.
Bu, Ýstanbul'da bir mali planlama, gelir ve gider planlamasý
olmadýðýna en açýk bir delalettir. Bunun
adýna ne diyebiliriz? Tesadüfler belediyeciliði diyebiliriz.
Arsa satarsam yol yaparým belediyeciliðidir deðerli
arkadaþlar. Bu, bir babanýn çocuðuna "Piyangodan
para çýkarsa sana bisiklet alacaðým." demesine
benzer deðerli arkadaþlarým.
AK Parti Hükûmeti en
azýndan mali kaynak ve gelir-gider yönetimi alanýnda biraz
bir profesyonellik görebilseydi keþke geçtiðimiz bu
beþ yýllýk süreç içerisinde!
Deðerli milletvekili
arkadaþlarým, biz bu zihniyetle ne göz bebeðimiz
Ýstanbul'umuzu ne de diðer þehirlerimizi asla kurtaramayýz.
Onun için kendimize bir çekidüzen vermemiz lazým. Bir belediyecilik
felsefesi geliþtirmemiz gerekmektedir.
Belediyelerin çalýþabilmesi
için her þeyden önce iþler bir sisteme dayalý bir finansman
saðlama ve garantileme yöntemlerine ihtiyaç vardýr. Yani,
davulcu parasýyla belediyeciliðimizi biz yönetemeyiz
deðerli arkadaþlar. Siyasetin görevi, bunun altyapýsýný
zaten oluþturmak, sistemlerin önünü açacak yasal düzenlemeleri
yapmak ve sonra da belediyeciliðin oturmasý için gerekli
önlemleri almaktýr.
Avrupa Birliði
sürecindeki Türkiye için yönetimler yasasý artýk kaçýnýlmazdýr.
Türkiye'de belediyeler bir su parasýný, bir emlak vergisini
bile zar zor alabilmektedirler. Dolayýsýyla, belediyeler
bir kaynak sorunu yaþamaktadýrlar. 100 milyarlýk
bir projeye 5 milyarlýk destek verilmektedir. Belediyeler,
SSK ve Emekli Sandýðýna olan borçlarýný
dahi ödeyemiyorlar. Bunu hepimiz biliyoruz, bunu 75 milyonluk nüfusumuz
biliyor, insanýmýz biliyor.
Deðerli milletvekili
arkadaþlarým, belediyelerin gelirleri sýnýrlýdýr.
Buna karþýlýk, çaðdaþ bir kent oluþturmak
çok pahalý bir amaçtýr. Belediyelerimiz bu alandaki sorunlarý
aþabilmek için de hakikaten yoðun bir çaba sarf etmektedirler,
fakat kaynak kýtlýðý nedeniyle bunlarý
meydana getiremiyorlar ve bir de -en önemlisi de bu- yolsuzluklar
nedeniyle bunlarý, maalesef, oluþturamýyorlar.
Ancak, temelleri Ýçiþleri Bakanlýðý tarafýndan
oluþturulmak durumunda olan belediye muhasebesinin, belediye
çalýþmalarýna daha fazla olumlu katký verebilmesi
için geliþtirilmesi gerekmektedir.
Yapýlmasý
gereken çalýþmalardan bazýlarý þunlardýr
deðerli arkadaþlarým: Yönetim muhasebesine geçiþ,
maliyet odaklarýnýn oluþturulmasý, hizmet
maliyetinin hesaplanmasý, gelir toplama etkinliðinin
artýrýlmasý yollarýnýn geliþtirilmesi,
veri otomasyonundan daha çok ve daha yaygýn yararlanma
imkânlarýnýn saðlanmasý ve gelir kaçaðýný
ortadan kaldýracak daha daha yeni çalýþmalarýn
tespit edilmesi gerekmektedir.
Deðerli milletvekili
arkadaþlarým, belediyeler, kaynak yetersizliði nedeniyle,
sýk sýk, özelleþtirme veya gayrimenkul satýþlarýný
temel gelir kaynaðý bulmada bir çýkýþ yolu
olarak görmektedirler ve burada da büyük yolsuzluklar ve büyük rantlar
oluþmaktadýr. Bu, sorunlarýn çözümü açýsýndan
sakýncalý bir yaklaþýmdýr.
Doðru olaný
nedir? Doðru olaný, deðerli arkadaþlar, sistematik
gelir saðlama yollarýnýn bir an önce oluþturulmasýdýr
ve bunun için siyasetin daha çok, daha geniþ kapsamlý yasal
düzenlemeler yapmasý gerekmektedir.
Nasýl olur? Merkezî
iktidarýn, yerel yönetimlerin organlarý, kararlarý,
iþlemleri, çalýþmalarý üzerindeki yönetsel
vesayeti, yerel yönetimlerin geliþmesini ve yerelleþmesini
önlemektedir. Öte yandan, iktidar, yerel yönetimleri siyasi yatýrým
sektörü ve oy potansiyeli olarak gördüðünden daha çok seçim dönemlerinde
bu birimlere kaynak aktarýlmasý yönünde çalýþmalar
yapmaktadýr. Bunlar da tabii, o kente ait daha çok yatýrýmlarý
ihtiva etmiyor. Fakir fukara, garip gureba oluþturularak onlara
yardým paketleri yapma þeklindeki kaynaklar deðerli
arkadaþlarým.
Belediyeler, birer
rant kaynaðý olarak çalýþýrken siyasi
partilerin egemenliðinde bir tür nüfuz alaný olarak da kullanýlýyor.
Bugünkü yapý ve zihniyet, deðerli arkadaþlar, yerel
sorunlarý merkezden çözmeye çalýþýyor. Yerel
sorunlarý merkezin ihtiyaçlarýna tabi kýlýyor.
Bundan mutlaka bir an önce kurtulmamýz gerekiyor. Bu durum,
yönetim ve denetim konusunda bir öz deneyimin geliþmesini,
maalesef, engelliyor. Seçimden seçime iþleyen oy verme
iþleminin dýþýnda, karar alma süreçlerine
katýlma anlamýnda hiçbir demokratik mekanizma çalýþmýyor.
Deðerli arkadaþlarým,
mevcut yönetim yasalarý ülkenin geliþen sorunlarý
karþýsýnda dolayýsýyla yetersiz kalýyor.
Üzücü olan þu ki, deðerli arkadaþlarým, AK Parti
Hükûmeti, aðýr bir kriz durumda devralmadýðý
ülkemiz yönetiminde geçirdiði beþ seneyi yerel yönetim
alanýnda ilerletecek bir programýn sahibi de olmadý.
Sahibi olmadýðý gibi bu dönemde Sayýn
Baþbakan her iþe uzaktan biraz karýþarak ve
"çözeceðim" diyerek var olaný daha da altüst ederek
ivmeyi olumsuz yönde etkiledi.
Deðerli arkadaþlar,
Sayýn Baþbakan her iþe uzaktan karýþýp
iþleri daha da karýþtýracaðýna,
kaynak ve yönetim sistemi oluþmasýna katký saðlayacak
bir kurumlaþma sürecine katkýda bulunabilseydi, bugün
geçmiþten daha iyi bir durumda olabilirdik.
Deðerli milletvekili
arkadaþlarým, belediyelerin kaynak oluþturmasý
hususu: Siyasi bir disiplin içerisinde, kalýcý
iþler ve kurumsal yeni bir çehreye kavuþmasý konusunda
AK Parti Hükûmeti, maalesef, hiç ehil davranmamýþtýr.
AK Parti Hükûmeti dönemi, belediyeciliðin bir rant saðlama
alaný olarak görülmüþ ve belediyelere bu yönde bir
üþüþme oluþmuþtur. Mesela, bir örnek olsun diye
anlatmak istiyorum: Çorum Belediyesinin kasasýnda
çýkan hamiline yazýlý çekler, deðerli arkadaþlarým,
hatýrlardadýr. AK Parti il yöneticilerine kadar uzanan
Çorum Belediyesindeki rüþvet ve kasa operasyonunun, emekli
öðretmen Zehra Tuncel'in ihbarýyla baþladýðý
ortaya çýkmýþtý hepimizin hatýrlayacaðý
gibi.
Bakýnýz,
Zehra Tuncel þikâyet dilekçesinde þöyle demiþti deðerli
arkadaþlar: "Bana, arsamýn üzerine, komþularýmýn
olduðu gibi beþ kat inþaat ruhsatý verileceðini,
projemi buna göre çizdirmemi söylediler. Ýnþaat projesi
çizildi, ancak dört kat ruhsat verdiler; bir süre sonra beþ kat
ruhsat verileceðini, inþaata baþlamamý söylediler.
Beþ kat bina yapabilmek için Belediye Baþkanlýðýndan
talepte bulundum. Beni, Belediye Baþkan Yardýmcýsý
Hüseyin Kýlýç davet etti, beþ kat bina yapabilmem
için ruhsat verilebileceðini, ancak Belediyeye katkýda
bulunmam gerektiðini söyledi." Zehra Haným devam ediyor:
"Bu þekilde -2005 içinde- arsamýn bulunduðu yere
yakýn arsasý bulunan Müteahhit Halit Eker'den 30 milyar
lira, Binevler yolu üzerinde inþaat yapan Yusuf Bayramoðlu'ndan
40 milyar lira alýndýðýný duydum. 2005'te
yapýlan imar planýnda gözüken inþaat kat adedinden
fazla inþaat yapmaya ruhsat almýþ bulunan tüm binalar
incelendiðinde bu þekilde bir yolsuzluk yapýldýðý
anlaþýlabilecektir." diyor Sayýn Zehra Haným.
Deðerli milletvekili
arkadaþlarým, ben þimdi bir örnek verdim sadece,
ama AK Parti Ýktidarý döneminin belediyeciliðinin
alametifarikasý, yandaþ ihaleleri, çekler ve maalesef,
Çorum Belediyesinde olduðu gibi böyle rüþvetler olmuþtur.
Belediye yönetimlerinin
geliþmesinden, ilerlemesinden de vazgeçtik deðerli arkadaþlar,
bir damla temizliðe hasret kaldýk bu dönemde. Ýnþallah,
Anavatan iktidarý bu dönemi kapatacak ve yepyeni bir belediyeciliðin
ufkunu açacaktýr, temiz ve dürüst bir ahlakýn üzerine
siyasi yönetimin aklýný ve vizyonunu koyacaktýr
diyor, hepinizi tekrar saygýyla selamlýyorum. (Anavatan
Partisi sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyoruz Sayýn Özdoðan.
Þahsý
adýna Ankara Milletvekili Sayýn Faruk Koca…
Þahsý
adýna Kütahya Milletvekili Sayýn Alaettin Güven…
YAHYA AKMAN (Þanlýurfa)
- Vazgeçti.
BAÞKAN -
Þahsý adýna Ýzmir Milletvekili Sayýn
Bülent Baratalý…
HALUK KOÇ (
BAÞKAN - Osmaniye
Milletvekili Sayýn Necati Uzdil.
NECATÝ UZDÝL
(Osmaniye) - Deðerli arkadaþlarým, Sayýn
Baþkan; öncelikle sizleri saygýyla selamlýyorum.
Belediye Yasasý'nda
gelirleriyle ilgili bir deðiþiklik yaparak, Türk tarýmýna
katký koyacaðý için belediyelerimiz, onlarýn
baðlý olduðu Ýçiþleri Bakanlýðýna,
öncelikle teþekkür ediyorum. Artýk, Türk tarýmýný
Tarým Bakanlýðýndan aldýk. Hükûmetimiz,
çeþitli bakanlýklar kanalýyla, Türk tarýmýnýn
sorunlarýný çözecek ve Avrupa Birliði ile yarýþacaðýz.
Antalya Milletvekilimize
teþekkür ediyoruz. Antalya'da sera çok. Malum, modern seralarýn
sorunlarý var. O nedenle de, belediyenin gelirlerinden bir
kýsmýný Türk tarýmýnýn hizmetine
sunacaðýz.
Deðerli arkadaþlarým,
dört buçuk sene geçti. Buradan baðýrýp duruyoruz:
"Tarýmda sýkýntý var, tarýmýn
tüm üretim bölümlerinde sýkýntý var." deyip
dururken, "Her þey yolunda. Üretimi þu kadar artýrdýk,
geliri bu kadar artýrdýk, þu kadar destek verdik."
dedik.
Peki, bu yasayý,
bu yasanýn gerekçesini, birkaç bölümünü size bir tarýmcý
olarak okumak istiyorum. Deðerli arkadaþlarým, gerekçeden
okuyorum: "…ülkemizde yaþ sebze ve meyve üretiminin bilinçli
bir biçimde -dikkatinizi çekiyorum- sertifikalý, planlý
ve programlý olarak yapýlabilmesi halinde…" Cümleye
dikkatinizi çekiyorum. Allah aþkýna, bir kanun yapýcý
böyle bir cümleyi kurabilir mi? Býrakýn milletvekili
olmayý, bu Parlamentodaki komisyonlardaki uzmanlarýmýzý,
doðru dürüst ortaokuldaki bir talebe bile böyle bir cümleyi,
böyle bir yasa taslaðýnýn baþýna koymaz.
Deðerli arkadaþlarým, hiçbir tarýmcý
koymaz. Ama, sað olsunlar, Ýçiþleri Bakanlýðýnda
herhâlde bu yasa hazýrlanmýþ Tarým Bakanlýðýnda
deðil, onlar da "sertifikalý"nýn ne olduðunu
bilmedikleri için, "bilinçli bir biçimde sertifikalý
bir tarým" yapacaklar herhâlde veya sera hazýrlayacaklar.
Onun için de bu yasayý koymuþlar.
Devam edelim: "Pazarýn
yüzde 1-1,5'luk payýný ülkemizin alabileceði, halihazýrda
Avrupa Birliði yaþ sebze ve meyve pazarýnda Ýspanya'nýn
yüzde 10'luk bir pay aldýðý…" Deðerli arkadaþlarým,
Ýspanya yüzde 10'luk bir pay almýþ, bizim -altýnda
hemen var- elveriþli topraklarýmýz var, dört iklime
hükmeden bir coðrafyamýz var, ucuz iþ gücümüz var, ama,
maalesef, Ýspanya yüzde 10'unu almýþ, biz de belediye
seralardan "inþaat ruhsatý ücreti"ni almazsa,
inþallah ve de maþallah, Avrupa Birliðinde sebze üretiminin
yüzde 1'lik, 1,5'luk payýný alacaðýz.
Deðerli arkadaþlar,
yine okuyorum buradan… Tarým permeperiþan, köylü permeperiþan.
"Köye gidemiyorsunuz, etmeyin, tutmayýn" dediðimizde
bize çeþitli þekilde tepki gösteren arkadaþlarým,
acaba bu yasadaki gerekçeyi okudular mý? Dördüncü sayfa -hatýrlatýyorum-
belki elinizde yasa vardýr, olduðunu da zannetmiyorum
ya, alelacele gelmiþ, onun için milletvekillerimizin bu gerekçeyi
okuduðunu da zannetmiyorum, onun için sayfasýný söyleyeyim
de belki okurlar. Dördüncü sayfa: "Tarým sektörüne çeþitli
adlar altýnda yapýlan, Hazine desteklerinin palyatif
nitelikli uygulamalar olduðu, mevcut yasal sorunlarý
gideremediði ortadadýr."
Deðerli arkadaþlarým,
Parlamentoda bir yasa görüþülüyor ve bu yasanýn gerekçesinde
yazanlar bunlar. Bu yasa, Hükûmete mensup bir arkadaþýmýz
tarafýndan verilmiþ ve komisyonlardan geçmiþ deðerli
arkadaþlarým. Burada, bizim Hükûmetimiz de, Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti de bu yasayý çýkaracak. Düþünün, þu
ana kadar dört buçuk yýlda tarýmda AKP Hükûmetinin ne yaptýðýný
gayet net bir þekilde yazan arkadaþýmýza teþekkür
ediyorum; bu tasarýyý veren, bu gerekçeyi yazan arkadaþýmýza
teþekkür ediyorum. Bu söylediklerimden sonra belki arkadaþlarýmýn
dikkatini çekmiþtir, bu satýrý bir daha okumak istiyorum
deðerli arkadaþlarým: "Tarým sektörüne
çeþitli adlar altýnda yapýlan Hazine desteklerinin
palyatif nitelikli uygulamalar olduðu, mevcut yasal sorunlarý
gideremediði ortada…" Bunu kim yazmýþ? Bu yasa
tasarýsýný hazýrlayan arkadaþým
gerekçe olarak yazmýþ. Hangi partiden? AKP'den, yani iktidar
partisinden arkadaþým. Ben, o arkadaþýma teþekkür
ediyorum, onunla beraber tarým bölgelerini de gezmiþtik.
Deðerli arkadaþlarým,
þöyle bir düþünelim -yine buradan okuyorum- yeni, modern
seralara kavuþulmasýndan bahsediyoruz. Hep birlikte
gezdik, AKP'li arkadaþlarýmýz da vardý, Antalya'yý
da gezdik. Orada seralar gördük, modern seralar gördük sevgili arkadaþlarým
ve hep birlikte dedik ki: "Bunlar sera deðil, bunlar fabrika."
Peki, deðerli arkadaþlarým,
siz gerçekten Türk tarýmýna hizmet edecekseniz... Tarým
Bakanlýðýndan ümidi kestik, demin dediðim gibi
de Ýçiþleri Bakanlýðý böyle bir yasa taslaðýna
olur verdi, inþaat ruhsatý almayacaðýz.
Peki -Enerji Bakanýmýz
vardý demin... Tekrar gelmiþ Sayýn Enerji Bakanýmýz-
Sayýn Enerji Bakanýmýz, Tarým Bakanlýðýnýn
hizmet vermediði tarým sektörüne, acaba, fabrika saydýðýmýz
modern seralardaki elektrik ücretlerini sanayideki fabrikalarýn
fiyatýna düþürerek hizmet etmeyi aklýnýzdan
geçiriyor musunuz?
ENERJÝ VE TABÝÝ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HÝLMÝ GÜLER (Ordu) - Daha düþük.
NECATÝ UZDÝL
(Devamla) - Ben bir tarým mühendisi olarak bunu özellikle rica
ediyorum. Daha aþaðýya düþürmeyi düþünüyorsanýz,
size þimdiden de teþekkür ediyorum.
ENERJÝ VE TABÝÝ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HÝLMÝ GÜLER (Ordu) - Daha düþük.
NECATÝ UZDÝL
(Devamla) - Ýnþallah, inþallah...
Seçim üzeri mi yaptýnýz
acaba?
ENERJÝ VE TABÝÝ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HÝLMÝ GÜLER (Ordu) - Daha düþük
þu anda.
NECATÝ UZDÝL
(Devamla) - Evet, teþekkür ediyoruz o zaman.
Seçim üzeri de olsa,
tarýmcý arkadaþlarým, seracý arkadaþlarým,
bundan sonra, seralarýnýzda kullandýðýnýz
elektrik sanayi sektöründeki elektrikten daha düþük
imiþ.
Deðerli arkadaþlar,
bu arada, Sanayi ve Ticaret Bakanýmýz da burada yok, ondan
da bir ricada bulunmak istiyoruz: Hiç olmazsa, sera yapýmýnda
kullanýlan malzemelerin bir kýsmýna destek verse
de Sanayi ve Ticaret Bakanýmýz, sera yapýmýnýn
teþvik edilmiþ olmasýný saðlasa, sera yapýmý
da artýrýlsa. Üretimde de inþallah, Maliye Bakanýmýz
mazottan ÖTV'yi kaldýrýr. O zaman mazot 880 bin liraya veya
800 bin liraya düþer. Türk tarýmý, hiç olmazsa girdilerinde
biraz rahatlamýþ olur. Tarým girdilerinden KDV'yi
yüzde 1'e düþürürüz. Hiç olmazsa, çiftçilerimiz oradan da rahatlar.
Ýklimimiz uygun, topraðýmýz uygun, iþçi
ücretlerimiz daha ucuz. Girdilerimizi de Avrupa çiftçisinin kullandýðý
girdi fiyatlarýna getirirsek, hem daha ucuza üretim yapmýþ
oluruz hem de Avrupa Birliðinde rekabet þansýmýzý
kullanarak, Avrupa'ya Türk tarým ürünlerini daha rahat pazarlarýz
diye düþünüyorum.
Buna katký koyacak
tüm bakanlarýmýza, tüm bürokratlarýmýza
teþekkür ediyorum. Buradan, Tarým Bakanýmýza
da selamlar, sevgiler gönderiyorum.
Teþekkür ediyorum.
(CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Uzdil.
Komisyon adýna
Sayýn Altan Karapaþaoðlu, yerinizden mi efendim?
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkaným, tutanak geldi.
Bununla ilgili söz vermeyecekseniz, bileyim.
PLAN VE BÜTÇE KOMÝSYONU
BAÞKAN VEKÝLÝ MEHMET ALTAN KARAPAÞAOÐLU
(Bursa) - Bir dakika efendim, bir þey söyleyeceðim. Söyleyeyim,
sonra…
Sayýn Baþkaným,
Sayýn Uzdil'in bahsettiði ifade yanlýþlýklarý,
ifade bozukluklarý yahut cümle düþüklükleri, bahis konusu
yasa metni içinde deðildir. Komisyonumuzda yapýlan konuþmalar
tam tutanak hâlinde tutulmaktadýr. Bu tam tutanak içinden seçilmiþ
cümlelerdir. Dolayýsýyla Komisyonumuz, çok teknik çalýþan
Plan ve Bütçe Komisyonunun böyle yanlýþ cümleler kullanmasý,
yanlýþ ifadeler kullanmasý, yasa tekniðine aykýrý
ifadeler kullanarak yasa düzenlemesi yapmasý mümkün deðildir.
Dolayýsýyla, bunu sayýn milletvekillerimizin
bilmesi açýsýndan ifade ettim. Tamamen, tutanakla ilgilidir.
Teþekkür ederim.
NECATÝ UZDÝL
(Osmaniye) - Efendim, bunu ben bastýrmadým, benim matbaam
yok. Büyük Millet Meclisinde basýlmýþ. Bana verdiler.
Buyurun. Ben bastýrmadým.
Böyle bir þey konuþarak çözülmez. Ama ben de keþke…
Mikrofona konuþuyor arkadaþ.
BAÞKAN - Sayýn
Uzdil, siz onu aranýzda konuþun.
Sayýn Kumkumoðlu,
size zaptý gönderdim. Benim beklediðim, zaptý okuduktan
sonra, kürsüde konuþan hatibin sizin konuþma zabýtlarýnýzdan
týrnak içerisinde olan bir bölümü okumasý ve ondan sonra
aranýzda geçen bir diyaloðu anlatmasýndan ibaret
olduðunu gördüm. Ne bir hakaret var ne bir yanlýþ anlama
var ne bir itham var.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkan…
BAÞKAN - Dolayýsýyla,
Ýç Tüzük'ümüze göre, açýklanmasý gereken bir husus
görmediðimden… Zaten, sizin bu noktada bir talepte bulunacaðýnýzý
düþünmüþtüm, ama, siz, tekrar söz istiyorsunuz.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkan…
BAÞKAN - Bana
göre, herhangi bir açýklanacak bir þey yok.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkaným, yani üç sayfa benim
konuþmamla ilgili, arkadaþýmýz benim konuþmamý
esas alarak üç sayfalýk bir konuþma yapmýþ. Ee,
sonuçta, beni burada, tarýmdaki fiyatlarý
bilmemekle, buðday fiyatlarýný bilmemekle ve toplumu
yanýltmakla suçlayan bir yaklaþýmý var.
BAÞKAN - Efendim, suçlama yok; aranýzdaki
tatlý bir diyalog.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Efendim, yani, hayýr…
BAÞKAN - Yani, her isim geçtiði
zaman, her bir þey söylendiði zaman bu Parlamento çalýþmaz
Sayýn Kumkumoðlu.
Benim kanaatim, yani,
siz bir daha okuyun. En ufak bir sizi istihza edecek…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Antalya) - Sayýn Baþkaným, bir milletvekilini…
BAÞKAN - …sizi
küçültecek bir þey yok.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Bir milletvekilini, bir milletvekilini…
BAÞKAN - Babacan,
sohbet, bir karþýlýklý diyalog; bunu da anlatmýþ.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Sayýn Baþkaným, müsaade ederseniz,
bir milletvekilini…
BAÞKAN - Bu bakýmdan, rica ediyorum Sayýn
Kumkumoðlu, diðer bütün arkadaþlarýmýza
zaten söz verdim.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Ben size bir þey söylemiyorum ama, þunu
sizin insafýnýza býrakýyorum: Bir milletvekilini
kullandýðý rakamlarla ve ifadelerle ilgili olarak
rakamlarý bilmemekle suçlamak; suçlama demeyeceðim buna…
BAÞKAN - Suçlamýyor
efendim.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Efendim, suçlamak nedir; yani, bu rakamlarý
bilmiyor diye deðerlendirmek bir milletvekiline bunu cevaplandýrma
hakký vermez mi sizce?
BAÞKAN - Efendim,
bakýn, karþýlýklý diyalogda bulunmuþ,
size þunu söylüyor…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Buyurun.
BAÞKAN - Söylediðiniz
rakam karþýsýnda "Ben, bu borsanýn
baþkanýyým. Eðer o fiyattan buðday varsa ben
alýrým." diyor. Bundan daha tabii ne olabilir?
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Ben þimdi söylüyorum. Sayýn Badazlý'nýn
elindeki listede…
BAÞKAN - Kumkumoðlu,
teþekkür ederim, arkadaþýmýz da zaten…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Hayýr, Badazlý'nýn elindeki listede,
buðdayýn 2003'teki fiyatý 2005'ten daha pahalý
elindeki listede. Onu niye açýklamýyor?
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Kumkumoðlu.
Son söz, þahsý
adýna Antalya Milletvekili Sayýn Feridun Baloðlu.
(CHP sýralarýndan alkýþlar)
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Antalya) - Sayýn Baþkan, teþekkür
ediyorum.
Sayýn Baþkan,
sayýn milletvekilleri; Sayýn Fikret Badazlý'yý
bu konuyu gündeme taþýdýðý ve böyle bir
kanun teklifi hazýrladýðý için kutluyorum.
Aslýnda, Hükûmetin dört buçuk yýldýr yapmadýðýný
yapýyor. Bunu bir Antalyalýlýðýn gereði
olarak yerine getirdiði için kendisini kutluyorum. Ama,
þunu anlayamýyorum: Dört buçuk seneden beri birçok yasa
buradan geçti. Özellikle bizim bölgemiz Antalya'da sera çok önemli
bir alan, halkýn geniþçe bir bölümünün de gelir alaný.
Þimdi, Adalet ve
Kalkýnma Partisi seçim tarihi yaklaþtýkça ilginç
buluþlar yapýyor. Bunlarý burada ayrý ayrý
saymak istemiyorum, ama, örneðin bir tanesi çok ilgi çekici.
Son dakika yasalarý bunlar, seçime giderken ortaya çýkarýlan
yasalar. Sünnet konusundaki düzenleme; yasa da deðil, bir düzenleme.
Bu düzenlemenin dört buçuk yýl düþünülmeyip, tam seçime
gidilirken düþünülmesinin ne anlama geldiðini merak ediyorum.
Yani, sünnet masraflarýnýn kamu tarafýndan karþýlanmasýna
iliþkin bir düzenleme. Bu, bu kadar önemli bir memleket sorunuysa,
bunun dört buçuk yýl niye beklendiðini ve bugün gündeme getirildiðini
de öðrenme hakkýmýz vardý sanýyorum;
ama, gecikerek de olsa Hükûmetin sünnet sorunlarýna el atmýþ
olmasý, hakikaten, kutlanýlacak bir olaydýr.
Bu yasanýn tümünü
benimsememek mümkün deðil. Uygulamayý da bu doðrultuda
geliþtirirsek, gerçekten, özellikle sera alanlarýnda
ciddi bir rahatlama söz konusu olacaktýr.
Demin de söyledim, gecikerek
de gelse, bir sayýn milletvekilimiz tarafýndan getirilse
de doðrudur. Ama, tek girdi bu deðil, gerekçeye baktýðýmýz
zaman çok açýkça görüyoruz. Bu bina inþaat harçlarý
bir kez ödenir. Yani, inþaat aþamasýnda, sera yapýlýrken
bir kez ödenir. Oysaki, seracýnýn
baþka sorunlarý da var. Seracýlar her yýl artan
girdi fiyatlarý, özellikle gübre konusunda, baþka konularda
çok ciddi sorunlar yaþýyorlar. Bu sorunlarý biz burada
birçok kez gündeme getirdik, tartýþtýk, ama bunlara
iliþkin bir çözüm oluþmadý. Ýktidar partisinin
temel bakýþý doðrultusunda uygulama sürdü ve
bunun sonunda da, bugün, sera bölgelerinde, seralarda, diðer
üretim alanlarýnda bakýyoruz ki, üreticilerimiz gerçekten
ciddi bir sorun yaþýyorlar. Bunu, muhalefet olsun diye
söylemiyorum. Büyük ihtimalle, iktidar partisi milletvekilleri
de seçim bölgelerine gittikleri zaman bu sorunun muhatabý
oluyorlar. Üreticiler kendilerine bu konuda sorular yöneltiyorlar.
Deðerli arkadaþlarým,
bu yasa bir sonuç da getiriyor. O sonuç þudur: Belediye gelirlerinde
bir miktar azalma olacaktýr, ama, bu azalmayý göðüslemek
zorundayýz; çünkü, üreticiler ve üretim bir ülkenin temel sorunudur.
Çok fazla üretmek zorundayýz. Bizim konumumuzdaki bütün ülkelerin
temel sorunu yeni iþ alanlarý açmak, üretimi artýrmak,
halký daha mutlu kýlmaktýr. Ama, belediyelerin
de sorunlarý var. Ben bir örnek vermek istiyorum. Geçen hafta
Antalya'daydým. Antalya turistik bir kent ve o kentin çok önemli
bir bölgesi var, Kepez bölgesi. Orada bir çöplük vardý. Bu çöplük
daha sonra kapatýldý, çünkü, Cumhuriyet Halk Partili
belediye oraya bir arýtma tesisi yaptý, Kepez üstüne.
Orada arýtma sürüyor. Fakat, o kapatýlan çöplüðün
bu aþamada, sanýyorum bir ay kadar falan önce, yeniden
kullanýlmaya baþladýðýný gördüm.
Gittik, gördük. O yeni yapýlan arýtma tesisinin katý
atýklarý, yani, burada tarif etmek istemiyorum, o katý
atýklar orada getiriliyor ve eski çöplük alanýna konuluyor
ve baþka çöpler de atýlýyor; yani, fiilen eski çöplük
alanýnda bir çöplük oluþmuþ Antalya'da ve inanýlmaz
bir koku. Çevre kirliliði, oradaki turistik iþletmeler,
lokantalar, oteller bunun altýnda eziliyorlar. Kentin bir bölümü
de eziliyor. Bunu gittiðiniz zaman gözünüzle görüyorsunuz.
Þimdi, bu, Belediyenin beceriksizliðinden, Büyükþehir
Belediyesinin Antalya'yý iyi yönetememesinden kaynaklanan
bir sorunsa çözümlenir. Belediye uyarýlýr iktidar partisi
yöneticileri tarafýndan, bu ortadan kaldýrýlýr.
Ama, bu, bir mali sýkýntýnýn sonucuysa, yani,
Antalya Büyükþehir Belediyesi ciddi bir mali sorun yaþýyorsa
buna bir an önce el koymak gerekiyor. Yani, bizim dönemimizde yapýlan
bir katý atýk tesisinin üzerine dört buçuk yýlda
yeni bir tesis konulamýyorsa "Antalya bizimle hakkýný
alacak." söylemi de havada kalmýþ demektir. Bu söylediklerim
soyut þeyler deðil. Yani, gittiðiniz zaman; ki, büyük
bir bölümünüz, memnuniyetle biliyorum, bizim kentimizde tatil yapýyorsunuz.
Bu, bize büyük bir kývanç veriyor; sizi orada misafir etmek bizi
mutlu kýlýyor. Ama, lütfen, Kepez'e geldiðiniz zaman,
umarým siz gidinceye kadar bu sorun da çözülecektir, ama, bu
arada giderseniz göreceksiniz. Bu uygulamaya son vermek gerekiyor.
Bunun gibi örnekler
doðabilir. Belediyeler böyle kýsmi gelir kayýplarýndan
doðan sýkýntýlar yaþayabilirler. Bunlarýn
içinde muhalefet belediyeleri de olur, iktidar belediyeleri de
olur, ama sonunda insanýmýz aynýdýr. Burada
yaþayan bir insan topluluðu söz konusudur. Bu vesileyle
de buna dikkat çekmek istedim. Sanýyorum, burada, Sayýn
Bakanýmýzý da doðrudan ilgilendiren bir konudur.
Konuya el koyacaðýný ve çözerek Antalya halkýný
mutlu edeceðine inanýyorum ben.
Deðerli arkadaþlarým,
Sayýn Badazlý, konuþmasýnýn bir bölümünde
Antalya'ya yapýlan eserlerden bahsediyorlar. Evet, verilenlerin
bir bölümü doðrudur, ama doðru olmayan þudur: Ben Antalya'ya
birtakým kamu yatýrýmlarýnýn yapýlmadýðýný
söylemedim. Her dönemde yapýlmýþtýr, yani
her iktidar Antalya'ya bir þeyler yapmýþtýr.
Biz, bunlarýn az olduðunu, Antalya'nýn Türkiye bütçesine
kattýðý inanýlmaz birikimle paralel seyretmediðini,
orantýsýnýn doðru olmadýðýný
söylüyoruz hep. Antalya, bakýnýz, 10 katrilyon civarýnda
bir turizm gelirini Türkiye bütçesine katýyor. Bu rakam daha
da arttý, turizmdeki sýkýntýya raðmen
arttý.
Bakýn, seralarla
ilgili bir kanunu konuþuyoruz. Kesme çiçek var. Antalya Türkiye
ekonomisine çok ciddi katký saðlýyor. Bu kente yapýlan
yatýrýmlar bu sýnýrýn ötesinde olmalýdýr.
Ben, bunu söylemeye çalýþtým, bunu anlatmaya çalýþtým.
Hastane konusunda,
katýlýyorum, gerçekten Antalya'ya modern bir hastane
yapýlýyor, kent merkezine. Geçen o söz konusu konuþmamda
da bundan bahsettim. Ama, benim anlatmaya çalýþtýðým
þey þuydu: Bunun dýþýnda…
BURHAN KILIÇ (Antalya)
- Veda konuþmasý yapýyorsun galiba!
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Devamla) - Yok, veda konuþmasý
yapmýyorum. Milletvekili olmasam da Türkiye'de yaþayacaðým
ve düþüncelerimi ifade edeceðim.
BURHAN KILIÇ (Antalya)
- Bu zamana kadar niye söylemedin?
ÝSMET ATALAY
(Ýstanbul) - Yahu, Ýdare Amiri laf atar mý?
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Devamla) - Efendim, Ýdare Amiri laf
atýyor.
BAÞKAN - Sayýn
Kýlýç, lütfen…
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Devamla) - Yani, bu ne iþtir, anlamýyorum…
BAÞKAN - Lütfen,
buyurun.
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Devamla) - Neyse, Antalyalý olduðu
için affediyorum.
Þimdi, Sayýn
Badazlý, konuþmasýnýn bir bölümünde beni
siyasi körlükle suçladý. Tabii, bunu çok nazikçe yaptý.
Diyor ki konuþmasýnda: "Sayýn Baloðlu'nu
ilk fýrsatta bir göz doktoruna götüreceðim." diyor.
Yani, bu konuda benim bir müzaherete ihtiyacým yok, gidebilirim…
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Aðabey gibi…
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Devamla) - …ama bunu dostça bir gösteri olarak
görüyorum. Ama, söylediklerinden çýkardýðým
anlam pek olumlu deðil. Yani, göz doktoruna götürme biçiminde
bir ihtiyacým olduðunu düþünüyorsa, bu benim siyasi
körlükle ilgili bir sorunum olduðuna iliþkindir. Bunu reddediyorum,
böyle bir þey söz konusu deðil. Çünkü, benim bütün söylediklerim,
Antalya halkýnýn özlemleri ve söylemleri doðrultusundadýr.
Sayýn Badazlý,
ben, o konuþmamda çok açýk biçimde þunu söylemiþtim:
Antalya'ya hangi yeni fabrikayý, iþ alanýný
açtýnýz? Sorun budur Türkiye'de; üretim, yeni iþ
alanlarý açmak. Birtakým yatýrýmlar günlük
ihtiyaçlarý karþýlar. Bir hastane vardýr,
yenisi yapýlýr, çalýþanlar belirli oranda
artar. Ama, üretme ayrý bir þeydir, üretim ayrý bir
þeydir. Bu iktidar döneminde yaþanan en büyük sorun yeni
iþ alanlarýnýn açýlmamasýdýr.
Ben bunu siyasi suçlama olsun diye söylemiyorum, ben bundan ders
çýkarýyorum yani, ders çýkarýyorum. Sizin
yaptýðýnýzý yapmayacaðýz bir
sene sonra biz, yani üç ay sonra yapmayacaðýz. Biz, yeni
alanlar açacaðýz, insanlarýn çalýþabileceði
alanlar yaratacaðýz ve daha çok insanýn emeðini
katarak üretmesini, ülkeye yeni deðerler katmasýný
saðlayacaðýz.
Son olarak söyleyeceðim
þu: Sayýn Badazlý'ya bu yanýtlarý verdim.
Benimle ilgili güzel sözleri için de teþekkür ediyorum, fakat
benimle ilgili kanaatinin tam anlamýyla oluþmadýðýný
da anlýyorum. Konuþmasýnda, benim kendisinin
"gözünün yaðý" olduðumu söyledikten dört satýr
sonra "göz aðrým" diyor. Bu konuda artýk bir
karara varmasý gerekiyor. Evet, zaman zaman Antalya'daki iktidar
partisini aðrýttýðýmý biliyorum,
sýkýntýlara soktuðumu biliyorum, ama ben bir
muhalefet milletvekiliyim, birtakým þeyleri söylemek
zorundayým. Çünkü,
insanlar bize soruyorlar, biz onlarýn vekiliyiz, bunu onlara
anlatmak gerekiyor.
Demin de söyledim,
baþta da söyledim, her zaman söyledim; bir muhalefet partisinin
milletvekili doðrularý söyler, halkýn sorunlarýný
anlatýr ve çözüm arar, iktidar partisi milletvekili de çözer. Siz yeteri kadar çözdünüz mü bilmiyorum, ama ben
yeteri kadar sordum, yeteri kadar anlatmaya çalýþtým.
Bu anlatmaya çalýþtýklarýmýn ne kadarý
deðerlendirilmiþtir? Umarým, büyükçe bir bölümü deðerlendirilmiþtir.
Deðerlendirilmeyen bölümlerini biliyorum, onlarý
da partim iktidara gelecek ve ilk günlerinde iktidarýnýn,
deðerlendirecektir. Antalya halký da hakkýný,
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarýnda alacaktýr.
Hepinize saygýlar
sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Baloðlu.
Sayýn milletvekilleri,
geneli üzerindeki konuþmalar tamamlanmýþtýr.
Þimdi soru-cevap
bölümüne geçiyoruz.
Efendim, süreleri birer
dakikayla sýnýrlýyorum.
Sayýn Küçükaþýk,
buyurun.
MEHMET KÜÇÜKAÞIK
(Bursa) - Sayýn Bakaným, 20 Mayýs 2007 tarihinde
Bursa ilinde meydana gelen dolu felaketinde Bursa'nýn Mustafa
Kemalpaþa, Karacabey, Keles, Orhaneli ve Harmancýk ilçelerinde
dolu gerçekten büyük bir zarara yol açtý. Fakat, 2090 sayýlý
Yasa gereðince de çiftçilerin bu zararlarý devlet tarafýndan
karþýlanmamaktadýr. Bu kapsam içerisinde, acaba
özel sigorta yapmayan çiftçilerin bu zararlarýný karþýlamak
için Hükûmet olarak herhangi bir önlem almayý düþünüyor
musunuz? Birincisi bu.
Ýkincisi: Bölgeyi
afet bölgesi ilan ederek -geçmiþte yapýldý bu uygulamalar
bazý yörelerde- çiftçilerimize yardým vermeyi düþünüyor
musunuz ya da Ziraat Bankasý ya da tarým kredi kooperatiflerine
olan borçlarý konusunda, 2007 taksitlerinin ödenmemesi konusunda,
ertelenmesi konusunda bir giriþiminiz var mý?
Teþekkür ederim.
BAÞKAN - Teþekkür
ederim.
Sayýn Gün…
SALÝH GÜN (Kocaeli)
- Sayýn Baþkaným, aracýlýðýnýzla
Sayýn Bakanýma þunu sormak istiyorum: Þu anda
görüþülmekte olan yasayla, sera ve su üzerinde yatýrým
yapan ve maliyetleri düþürmek için bir iyileþtirme düþünülüyor.
Bu, alkýþlanacak güzel bir olay. Fakat, ayný
þekilde, yaþ sebze-meyve üreticilerinin Hal Yasasý'yla
ilgili muhatap olduklarý yeni yasayla maðdur olduklarýný
hatýrlatýyorum. Bununla ilgili düzeltmeyi ne zaman
yapmayý düþünüyorsunuz?
Teþekkür ederim.
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Gün.
Sayýn Özcan…
OSMAN ÖZCAN (Antalya)
- Sayýn Baþkan, aracýlýðýnýzla
Sayýn Bakanýma bir sorum var.
Þimdi, biraz önce
ben yokken söylemiþ, evlerde kullanýlan elektrik fiyatlarý
belli, sanayide kullanýlan elektrik fiyatlarý belli,
fakat seralarda, benim bildiðim kadarýyla, en yüksek fiyat
kullanýlýyor; indirildiði söylenmiþ. Ne zaman
indirildi? Seralarda kullanýlan elektriðin kilovat saati
kaç kuruþtur?
BAÞKAN - Teþekkür
ederim.
Sayýn Baloðlu…
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Antalya) - Sayýn Baþkan, ben,
söyleyeceklerimi söyledim.
Teþekkür ederim.
BAÞKAN - Sayýn
Baloðlu, teþekkür ederim.
Sayýn Ülkü…
HAKKI ÜLKÜ (Ýzmir)
- Sayýn Baþkan, Avrupa Birliðiyle yürütülecek müzakere
baþlýklarýndan en önemlisi tarým olarak görülüyor.
Bu baðlamda:
1) Avrupa Birliði
ülkelerinde seracýlýða verilen desteklemelerle
ilgili herhangi bir araþtýrmanýz var mý?
2) Tarým
baþlýðý altýnda yapýlacak müzakerelerde,
seracýlýk hakkýnda, Avrupa Birliðinin Türkiye'den
beklediði politikalar ve uygulamalar nelerdir?
Teþekkür ediyorum.
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Ülkü.
Sayýn
Iþýk, buyurun efendim.
AHMET IÞIK (Konya)
- Sayýn Baþkaným, teþekkür ediyorum.
Ben de, Sayýn Bakana,
özellikle ilimizde yaþanan kuraklýkla ilgili bir soru
yöneltmek istiyorum.
Sayýn Bakaným,
Konya'yý tanýmlamama gerek yok; tahýl noktasýnda,
Türkiye'mizin tahýl ambarý, malumunuz, yaþadýðýmýz
kuraklýk da belli. Bu yýl yüzde 40 civarýnda bir
ürün kaybý bekliyoruz, çünkü, çiftçilerimiz, bütün milletvekillerimizi
arýyor ve bu noktadaki yaþanacak sýkýntýyý,
özellikle yaz ayýnda yaþanacak sýkýntýyý
ifade etmektedirler. Ürünler yanmýþtýr, kuraklýk
nedeniyle. Buradaki, Hükûmetin bakýþ açýsýný
almak istiyoruz. Bu noktada, özellikle seçim bölgeme Hükûmetimizin
katkýsý ne olabilir? Bu noktadaki deðerlendirmenizi
almak istiyorum.
Teþekkür ederim.
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Iþýk.
Sayýn Ercenk…
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Teþekkür ederim Sayýn Baþkan.
Sayýn Bakan, sera
faaliyetinde kullanýlmak üzere yapýlmakta olan tesislerin
bina inþaat harcýndan muaf tutulmasý önemli bir
giriþimdir. Üretim maliyetlerinin azalmasý, üretimin
ve istihdamýn artmasýna da katký yapacaðý
kuþkusuzdur. Bu teklifi, biz de, grup olarak, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu olarak destekliyoruz. Ancak, bu teklifin kabulü durumunda,
belediyelerin gelirlerinde doðal olarak bir azalma söz konusu
olacaktýr.
Bunu önlemek üzere,
Antalya için özellikle, Sayýn Bakan, soruyorum: 2634 sayýlý
Turizm Teþvik Kanunu'nun 8'inci maddesinin Anayasa Mahkemesince
iptal edilmesi sonucu Rixos Grubuna tahsis edilen Antalya Lara
Kent Parký Projesi iþletmesinin tekrar Büyükþehir
Belediye Baþkanlýðýna devredilerek, görüþülmekte
olan teklifin kabulü sonucu azalacak olan belediye gelirlerinin
bu þekilde artýrýlmasý konusunu ilgili bakan…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Teþekkür
ederim.
Efendim, sorular tamamlanmýþtýr.
Sayýn Bakan, buyurun.
ENERJÝ VE TABÝÝ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HÝLMÝ GÜLER (Ordu) - Bu sorulara
tabii yazýlý cevap vereceðiz, ancak elektrikle ilgili
olaný hemen söyleyebilirim.
Konut, sanayi ve sulama
diye ayrýlýyor elektrik fiyatlarý. Sulama… Seracýlýkta
kullanýldýðýnda da sulama þeklinde olanlar
ve en ucuzdur. Bildiðiniz gibi de biz elektrik fiyatlarýný
artýrmadýðýmýz gibi de düþürdük.
Ayrýca, enflasyon oranýný da katarsanýz,
bu, yüzde 38-40'a yakýn. Bu bakýmdan, þu anda seracýlýkta
kullanýlan elektrik, hem sanayiden hem de konuttan daha düþük.
Kilovat saati 115.250 liradýr TEDAÞ'ýn verdiði.
Buna vergiler dâhil deðil. Vergileri de koyduðunuz zaman
135.999 liradýr.
BAÞKAN - Teþekkür
ederiz Sayýn Bakan.
Sayýn milletvekilleri,
teklifin tümü üzerindeki görüþmeler tamamlanmýþtýr.
Teklifin...
HALUK KOÇ (
BAÞKAN - …maddelerine geçilmesini
oylarýnýza sunuyorum ve karar yeter sayýsý
arayacaðým:
Kâtip üyeler anlaþamamýþtýr. Elektronik cihazla yapacaðým
oylamayý ve üç dakika süre veriyorum.
Oylama iþlemini
baþlatýyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapýldý)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, karar yeter sayýsý vardýr ve
maddelerine geçilmesi kabul edilmiþtir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
BELEDÝYE GELÝRLERÝ KANUNUNDA
DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASI HAKKINDA
KANUN TEKLÝFÝ
MADDE 1- 26/05/1981 tarihli
ve 2464 sayýlý Belediye Gelirleri Kanununun Ek 2 nci
maddesinin (c) bendi aþaðýdaki þekilde deðiþtirilmiþtir.
"c) Her türlü fabrika,
deðirmen, sýnai nitelikteki imalathaneler ve tersaneler,
organize sanayi bölgelerinde yapýlan her türlü bina inþaatý
ile sera ve benzeri örtü altý tarým yapýlan tesisler,
ahýr, samanlýk, kümes, su ürünleri ve hayvan barýnaðý
ile yemlik gibi yapý ve tesis inþaatý,"
BAÞKAN - Madde
üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna, Ýzmir
Milletvekili Sayýn Hakký Ülkü.
Buyurun efendim. (CHP
sýralarýndan alkýþlar)
CHP GRUBU ADINA HAKKI
ÜLKÜ (Ýzmir) - Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri;
1406 sýra sayýlý Belediye Gelirleri Kanununda
Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi'nin
1'inci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna
söz aldým. Hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Seracýlýkta
yaþanan sýkýntýlarý gündeme getirmek
için yýllardýr çalýþan, hatta bu sorunlarýn
aþýlmasý amacýyla bir de araþtýrma
önergesi veren bir milletvekili olarak, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adýna, bu kanun teklifini elbette ki desteklediðimizi
öncelikle belirtmek istiyorum. Fakat, hemen belirtmeliyim ki, bu
kanun teklifi Hükûmetin seracýlýk konusunda yapmýþ
olduðu planlý, programlý ve kapsamlý bir çalýþmanýn
ürünü deðildir. Hatta, soru önergelerimizi, araþtýrma
önergelerimizi ve ziraat odalarýnýn açýklamalarýný
dikkate almayan AKP Hükûmetinin seracýlarýn yaþadýðý
sorunlardan haberdar olduðunu bile sanmýyorum.
Yýllardýr "Gelin, seracýlarýn üretimine
destek verelim; elektrik, ruhsat harcý, vergi gibi yüklerini
azaltalým, hatta teþvik verelim." diyoruz, "Seracýlýkta
tohumda dýþa baðýmlýyýz, elde edilen
gelirin yarýsý hibrit tohum alanlarýna gidiyor,
üretim planlamasý yok, pazarlama sorunlarý diz boyu,
üreticisi örgütsüz, sektör küresel etkilere açýk ve korumasýz
durumda." diyoruz, fakat, gelin görün ki, tarýmý gereksiz
bir faaliyet alaný, çiftçiyi de baþ belasý gibi gören
AKP Hükûmeti ne bizi dinliyor ne de bu alana herhangi bir yatýrým
yapýyor.
Oysa, Sayýn
Baþkan, deðerli milletvekilleri; seracýlýk,
ekonomik önemi hýzla artan ve týpký turizm gibi
mevcut büyüklüðünün 8-10 katýna çýkarýlabilecek
bir sektör. Bugün, ülkemizde seracýlýk konusunda gereken
tüm adýmlar atýlmýþ olsa idi -çok küçük
adýmlarla bile- tüm potansiyelimizi kullanabilse idik,
yýllýk 15 milyar dolarlýk bir gelire sahip olabilirdik.
Ülkemiz seracýlýkta,
rakip ülkelere göre, sýcaklýk deðerlerinin uygunluðu,
ýþýk miktarýnýn çokluðu, nakliye
yönünden göreceli avantajlarý, iþ gücü sorunu olmamasý
gibi üstünlükleri sayesinde büyük bir fýrsata sahiptir. Hele,
jeotermal gibi öyle deðerli bir kaynaðýmýz var
ki, bu, ihracat alanýmýzdaki birçok ülkenin elinde olmayan
bir kaynak. Jeotermal sayesinde, Türkiye'de on iki ay boyunca sera
üretimi yapmak mümkün. Fakat, jeotermal enerjiyi termal turizmi
dýþýnda kullanmayý becerebilmiþ deðiliz,
ne seracýlýkta ne de ýsýnmada jeotermal
enerjiyi kullanýyoruz, hatta, Sayýn Bakan Ege'ye gittiði
zaman "buranýn altý soba" demesine raðmen.
Hatta, þunu da söylemeden geçemeyeceðim: Jeotermal enerjinin
ýsýnma amaçlý kullanýmý bizzat AKP
Hükûmeti eliyle engellenmiþtir, jeotermal alanlar doðal gaza
boðulmuþtur. Bugün, Yalova'dan Samandað'a kadar, Akdeniz
Havzasý'ndaki en deðerli seracýlýk alanlarýna
sahibiz, fakat, bunun daha yüksek bir seviyeye çýkmasý
ve baþlý baþýna bir ihracat alaný olmasý
ne yazýk ki saðlanamýyor. Seracýlýk alanýnda
kurumsal yapýsý güçlü firmalar büyük ölçekli seralar
oluþturmak istiyorlar. Ancak, belediyelerin yüksek miktarda
ruhsat harcý talep etmesi nedeniyle yatýrým kararlarýndan
vazgeçiyorlar. Bakýn, yaþ sebze ve meyve olarak sadece
Avrupa Birliðinde -demin de bir arkadaþýmýz
söyledi- 150 milyar dolarlýk çok büyük bir pazar mevcut. O pazarýn
büyük bir çoðunluðunun Kuzey Afrika ülkeleri tarafýndan
ve Ýspanya tarafýndan sonuna kadar kullanýldýðýný
hem yaþadýðýmýz örneklerden hem gittiðimiz
zaman Avrupa'ya görüyoruz. Ülkemizde yaþ sebze ve meyve üretiminin
bilinçli bir biçimde, sertifikalý, planlý ve programlý
olarak yapýlabilmesi hâlinde bu pazarýn en az yüzde
10'luk payýný ülkemizin almasý iþten bile
deðil. Türkiye'nin 300 bin dönümde seracýlýk yapýp
bunu ihraç etmesi hâlinde yýllýk net ihracat potansiyeli
de yaklaþýk 15 milyar dolar civarýnda olur. Kaldý
ki, bu deðer Türkiye'nin konfeksiyon ihracatýnda uzun
uðraþlar sonunda kazanýlan deðere eþittir.
Fakat, Türkiye seracýlýkta bu potansiyelinin ancak
on beþte 1'ini kullanýyor.
Sayýn Baþkan,
deðerli arkadaþlar; sera yetiþtiriciliðinin yarattýðý
artý deðer sadece üründen elde edilen gelir deðildir.
Bunun yanýnda, baþta organik gübre olmak üzere, sera örtüsü,
fide yetiþtiriciliði, lastik poþet ve konteyner yapýmý
gibi alt sektörle birlikte çok önemli bir iþ sahasýna ve
büyük bir istihdam potansiyeline sahiptir seracýlýk.
Bugün, Antalyalý arkadaþlar konuþtuðu için yineliyorum,
Antalya'da faaliyette olan bir fide þirketi tam 700 kiþi
istihdam etmektedir. Fakat, AKP Hükûmeti ve daha önceki hükûmetler
seracýlýk konusuna gerektiði gibi eðilmedikleri
için ne üretim miktarýnda ne ihracat gelirimizde ne de istihdam
düzeyinde istenilen düzeye ulaþýlabilmiþ deðildir.
Hatta bakýyoruz, AKP Hükûmetinin kimi düzenlemelerinde serada
üretim ve seracýlýk tarýmsal bir faaliyet bile sayýlmýyor
ve bu nedenle seracýlar tarýmsal desteklemelerden de
yararlandýrýlmýyor. Tarým ve Köyiþleri
Bakanlýðý tarafýndan 25 Mart 2005 tarihinde
yayýmlanan Tarýmsal Arazilerin Korunmasý ve Kullanýlmasýna
Dair Yönetmelik'te kümes, ahýr, depo, soðuk hava deposu,
mandýra, balýk üretim tesisleri ve benzerleri tarým
amaçlarý kabul edilirken, serada üretim tarým dýþý
bir faaliyet olarak sayýlýyor ve dýþarýda
býrakýlýyor. Tarýmsal sulamada kullanýlan
elektrik için önemli indirimler ve borç faizlerinin affedilmesi
söz konusu iken, seracýlar bunlardan yararlanmýyor. Seracýlarýn
-her ne kadar Sayýn Bakan biraz önce "yararlandýrýlýyor"
demiþ olsa bile, ben bilmiyorum, bana verilen rakamlar bu- tarýmsal
sulamada kullandýðý elektrik, ticarethane ve yazýhaneler
kapsamýnda deðerlendiriliyor. Yani, bir sera var, sera
dýþarýda býrakýlýyor, onun yanýna
yapýlmýþ olan bir büroda tüketilen elektrik miktarý
göz önüne alýnýyor ve ona göre fiyat veriliyor, onlardan
tüketim miktarý alýnýyor. Oysa, sanayide kullanýlan
elektrikten yüzde 48'den daha fazla da para alýndýðýný
bütün belgeler söylemektedir. Bugün, sanayide kullanýlan
elektrik 121 bin lira ise, seralarda kullanýlan
elektrik 179 bin lira olarak belirlenmiþ. Sayýn Bakan biraz
önce "135.999" demiþti, inþallah doðrudur.
Bakýn, az önce
söylediðim gibi, seracýlýk potansiyelinden gerektiði
kadar faydalanabilirsek, bir yýlda tekstil sektörüyle ayný
büyüklükte bir gelir elde edeceðiz. O zaman, sanayicilere verilen
desteði seracýlara neden vermiyoruz diye akla soru geliyor.
Seracýlýðý tarýmsal faaliyet saymayacaksýn,
elektriði pahalý vereceksin, belediyeler yüksek miktarda
ruhsat harcý alacak, sonra da sýkýlmadan, Sayýn
Baþbakanýn son zamanlarda söylediði "Nereden
nereye!" diye nutuklar atacaksýn. Yazýktýr,
bu ülkenin kaynaklarýna, Tanrý'nýn bir lütfu olan
bu zenginliklere ve halkýmýza yazýktýr.
Sayýn Baþkan,
deðerli milletvekilleri; bakýn, AKP Ýktidarý,
kimin yanýndayýz diyorsa, bilin ki o yanýnda olduðunu
söylediði kesim ayvayý yemiþtir. Yýllardýr
propaganda yapýyorsunuz, "çiftçiye þunu verdik,
üreticiyi böyle destekledik, üreticinin þöyle yanýndayýz"
diye; fakat bakýyoruz, AKP döneminde çiftçi kan aðlýyor,
ürünü para etmiyor, yok pahasýna gidiyor, komisyoncularýn
kesesi doluyor. Bütün bir yýlýn emeði, alýn teri,
yoksulluðu, üreticiye deðil baþkalarýna para
kazandýrýyor. Yazýktýr, günahtýr,
vicdansýzlýktýr bu. Buðday para etmediðinden,
çiftçi buðday ekmekten vazgeçiyor, çünkü girdileri çok fazla.
Bir litre mazot satýn alabilmek için 2002'de yarým kilo kuru
üzüm satan çiftçi, þimdi 2 kilogram kuru üzüm ya da 8 kilogram
buðday satmak zorunda kalýyor, o da varsa. Bir traktör satýn
alabilmek için 2002'de 23 ton pamuk satarken, þimdi 32 ton pamuk
satmak zorunda. Evine 12 kilogramlýk bir tüp gaz satýn
alabilmek için 2002'de 40 kilogram ayçiçeði satarken, günümüzde
67 kilogram satmak zorunda.
Bu iktidar döneminde
mazot fiyatlarý yüzde 147, sulama ücreti yüzde 132, gübre fiyatlarý
da yüzde 116 artmýþtýr. Çiftçiye verilen destek
iþte bu, eðer destekse. Çiftçinin kullandýðý
elektrik 121 bin liraya indirilmeli, çiftçinin kullandýðý
mazottan ÖTV kaldýrýlmalý. Ýþte o zaman
görmeliyiz çiftçinin yanýnda mýsýnýz deðil
misiniz diye.
Seracýlýkla
uðraþan üreticiler girdi maliyetlerinin yüksekliðinden
yakýnýyorlar elbette.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
HAKKI ÜLKÜ (Devamla)
- Bitiriyorum efendim.
BAÞKAN - Buyurun.
HAKKI ÜLKÜ (Devamla)
- "Bir yýlýn borcunu diðer yýla devrederek
üretim yapmaya çalýþýyoruz." diyorlar.
Hükûmetten gübre, tohumluk ve ilaçta KDV'lerin kaldýrýlmasýný
istiyorlar, ama, Hükûmet seracýlýðý desteklemek
yerine, vergilerle üreticiyi sömürmek peþinde. Maliye Bakaný
da zaten "Bizim petrol kuyularýmýz vergi mükellefleri."
diyor. Ee, onlar zaten efendi, biliyorsunuz, köylü; tükenmez kaynaktýr
onlar. Ya siz ya sizler, hiçbir zaman onlarýn yanýnda olmayanlar
22 Temmuzda derslerini alacaklardýr diye düþünüyorum,
hepinize teþekkür ediyorum.
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Ülkü.
Anavatan Partisi Grubu
adýna Mersin Milletvekili Sayýn Hüseyin Güler, buyurun.
ANAVATAN PARTÝSÝ
GRUBU ADINA HÜSEYÝN GÜLER (Mersin) - Teþekkür ediyorum
Sayýn Baþkan.
Deðerli milletvekili
arkadaþlar, Belediye Gelirleri Kanunu'nda deðiþiklik
yapýlmasý hakkýnda, Anavatan Grubu adýna
söz almýþ bulunuyorum. Hepinizi sevgiyle selamlýyorum.
Evet, Meclisin bu son
dönemlerini hâlen meþgul ederek, bir de kullandýðýnýz
argümana baktýðýmýzda çok da masum görünen,
halkýn ihtiyacý konularýnda seçim döneminin seçim
rüþveti olarak algýlanabilecek… Ama asýl niyetiniz,
Parlamentoyu çalýþtýrarak bundan sonra yaptýðýnýzdan
daha çok bu ülkede tahribat yaratmak. Gerçek niyetiniz bu.
HAMÝT TAÞCI
(Ordu) - Çalýþmanýn tahribatý olur mu?
HÜSEYÝN GÜLER
(Devamla) - Böyle de olunca tabii, giderayak o yaptýðýnýz
sevaplar günahlarýnýzý örtmez, çünkü beþ
yýllýk yarattýðýnýz tahribata
baktýðýmýzda gerçekten aðýr bastý.
Böyle bakýnca, tarýmda, modern tarýmda özellikle
diyebileceðimiz, sera baþta olmak üzere, aðýr veya
diðer iþletmelere benzer küçük KOBÝ'ler þeklindeki
iþletmelere verilen bu harçtan muaf tutulmasý, Allah
aþkýna söyler misiniz kaçta kaç yapar? Yani, bir tarým
iþletmesi için binde 1 bile yapmaz. Böyle bir unsurda giderayak
bu kanunu neden çýkarma ihtiyacý duyuyorsunuz? Yani,
halkýmýzýn, baþta da çiftçimizin, köylümüzün
bunu yiyebileceðini mi zannediyorsunuz? Yani, bu kadar saf
mý zannediyorsunuz bu toplumu? Yine de, tabii ki… Sayýn
Fikret Badazlý'yý görüyorum, burada, tabii, bir ayrýlýk
vedasý gibi konuþtu; sadece kendisi deðil, yüzde
70'i de beraberinde gidecek o arkadaþlarýmýzýn.
Artýk, ikinci baharýný, kendi meslek ve iþ hayatlarýnda
yaþamýna devam edecekler.
Parlamentonun
beþ yýllýk AKP Ýktidarýna baktýðýmýzda
çiftçiler için yaratýlan tek bir söz var, kamuoyunun aklýnda
kalan tek bir söz var çiftçilerle ilgili, Sayýn Baþbakanýn
söylediði: "Al ananý da al git." Mesele bu kadar basit.
Beþ yýl boyunca iliðine kadar sömürdünüz, sýktýnýz
ve bundan sonra giderayak, küçük bir iki tane, palyatif dahi olamayacak
-bir hekim olarak, kamuoyu bu terimi pek kullanmýyor- sadece
þikâyetleri giderecek olarak dahi çare olmayacak. Böyle bir
kanuna baktýðýmýzda AKP'yi bu çiftçi unutmayacak.
O sokaklarda fýndýk üreticisi, bizim Akdeniz'de,
baþta narenciye üreticileri, yine Ege'de tütün üreticileri,
sayabileceðimiz bir sürü…
Bakýn, Çukurova
bir þeyiyle anýlýrdý, zenginleriyle
anýlýrdý, toprak aðalarý veya pamuk tüccarlarýyla,
ama bugün Çukurova, sayenizde yoksullarýyla anýlýr
hâle geldi, yani, yeþil kart baðýmlýsý
hâliyle anýlýr hâle geldi. Sayýn Baþbakanýn
dediði gibi: "Nereden nereye!" Ýþte, beceriniz
bu. Bu konuda çiftçi gerçekten periþan.
Avrupa Birliði
süreciyle baþlayan bir ortamda yüzde 35'inin çiftçi ve tarýmda
istihdam edilirken, yüzde 15'e düþülecek diye standart kaba
bir rakamla kaderiyle baþ baþa býraktýnýz
ve bu doðrultuda da, çiftçi artýk borçlanacak gücü dahi
kalmadý. Eskiden, hiç olmazsa ürününe güvenerek bu ülkede
hayaller kurardý. Baþta, borcunu ödemek, sonra evlatlarý
ve çocuklarý için ya da torunlarý için mutluluk hayallerini
kurardý; sað olsun, sizler o hayalleri bile elinden aldýnýz.
Bu yüzden çiftçiler de sizleri unutmayacak ve traktör satýlmasýyla
övünürsünüz; býrakýn o traktörleri, traktör sayýsýnýn
sadece nicelikten öteye gitmeyen, borçlanmak için kullanýlan
bir araç olarak kullanýldýðýný aslýnda
sizler de biliyorsunuz.
Beþ yýl boyunca
yaratýlan bu tahribatta, maalesef, en büyük tarým kesiminden
geçimini saðlayan vatandaþlarýmýz yaþadý.
Yani, çiftçisi, köylüsü, orman köylüsü, sayabileceðimiz bir
sürü… Bununla beraber esnafý, bununla beraber, tabii ki bu
ülkede yaþayan diðer katmanlar. Yani, aslýnda, Türkiye'de,
iktidar döneminizde, yüzde 95'i mutsuz, yüzde 5'i ise mutlu
azýnlýk dediðimiz küçük bir kesimin mutluluðuyla
karþýlaþtý bu ülke ve zenginliðine zenginlik
kattýlar, fakirse daha da yoksullaþtý, açlýk
sýnýrýna doðru indirgendi. Günde 1 milyon kiþinin
1,5 dolarýn altýnda para aldýðýný
bilir misiniz? 1,5 dolar gelirinin olduðunu düþünün. Asgari
ücretin hangi sýnýrlarýn altýnda olduðunu
çok iyi biliyoruz. Ama, bakýyoruz tabii ki, çiftçiye "Al
ananý götür." derken, bunu, halkým ve baþta da
çiftçim, narenciye üreticim asla unutmayacak. Türk siyasi literatürüne
bunlar bilinç altýna kazýndý ve inanýyorum
ki, bu çiftçi, bu gibi siyasi rüþvetlere de asla taviz, asla
prim vermeyecektir. Ama, görünen o ki, sizler kendinizi hayal âleminde
görüyorsunuz, bu kadar yarattýðýnýz tahribattan
sonra, o çiftçilerden, köylülerden oy alacaðýnýzý
zannediyorsunuz, ama, görünen odur ki, biraz önce de ifade etmeye
çalýþtým, sizin gerçek niyetiniz, bu ülkede kurumlar
arasý mutabakatý yok etmek. Düne kadar baþta siyasi
muhataplarýnýzý aldattýðýný
düþünüyorsunuz küçük hesaplarýnýz için, ama biz
Anavatan olarak Cumhurbaþkanýný halk seçsin derken
inandýðýmýz için söyledik. Ama sizin dünyanýzda,
bilinçaltýnýzda farklý hesaplarýn olduðunu,
bugün ortaya çýktýðýný görüyoruz. Dün
de gördük aslýnda. Yine de, bu ülkede, giderayak, sözde kriz
varmýþ gibi bir dönem içerisinde, ülke adýna hayýr
nasýl iþlenir diye bir katkýmýz olur mu dedik,
o inanç uðruna kavgamýzý verdik. Ama sizin bilinçaltýnýzda
farklý þeylerin yattýðýna bugün yine tanýk
oldu bu halk ve kamuoyu da bunu ibretle izledi.
Evet, söz
aðýzdan çýkar. Söz namustur. Bu konuda da AKP Ýktidarýnýn
veya özellikle de Hükûmetin, bu konuda, Cumhurbaþkanýný
halk seçsin ve özellikle referandum süresi… Sizlere sormak istiyorum:
Bu yasal süreç içerisinde, hazýrlanmak üzere olan komisyonlardaki
kanun teklifinin geçeceðini mi düþünüyorsunuz? Sadece,
yaratacaðýnýz, gerginlik. Baþka hiçbir katma
deðer ve katkýsý olmayacak bu ülke adýna. Sadece
zarar vermeye devam edeceksiniz. Biz de diyoruz ki, yeter artýk,
"gölge etmeyin baþka ihsan istemez" misali, bu ülkeye
giderayak zarar vermeyin ve bu ülkeyi germeyin. Bu ülkenin saðduyuya,
hoþgörüye ve berekete ve sevgiye ihtiyacý olduðu
bir dönem. Ama halký kutuplaþtýrdýnýz
-bir taraf laik, bir taraf dindarlýk adý altýnda-
toplumu germeye baþladýnýz ve en büyük meziyetiniz
de bu.
Tabii, taraflardan
beslenmek, siyasal rant elde etmek çok kolay. Bu, en ucuz politika,
en ucuz siyaset argümaný. Bu doðrultuda bu ülkede ne medet
umacaðýnýzý zannediyorsunuz taraflardan siyasi
anlamda beslenmeyi? Cumhurbaþkanlýðý sürecini
dahi yönetemeyen bir iktidara bu ülkenin bir daha prim vereceðini
mi düþünüyorsunuz? Ama yanýldýðýnýzý
22 Temmuz akþamý saat 22.00'de öðreneceksiniz ve o zaman
rüyanýn gerçek mi kâbus mu olduðunu sizler yaþayarak
öðreneceksiniz. Ama halkým sabýrsýzlýkla,
saðduyuyla 22 Temmuzu beklemekte ve bu konuda kendisine gelindiði
zaman, hesabýn nasýl sorulacaðýný, nasýl
sizleri þamar oðlanýna çevireceðini hep beraber
göreceðiz. Bunlarýn hepsi demokrasi içerisinde olacak.
Bu söylediðim sadece mizah yönünden olayý anlatmak. Tabii
ki halkým demokrasi uðruna verilecek adýmlarda
saðduyuya, bunlara kulak verirse, bu ülke kazanýr; ama
gördüðüm kadar, düne kadar, mutabakat deyince, baþta IMF,
baþta Dünya Bankasý veya Avrupa Birliði ya da Amerika…
Bunun dýþýnda mutabakat aramadýðýnýz
Türkiye'deki baþta resmî siyasal kurumlar veya diðer kamu
kurumlarý dâhil olmak üzere ve… Cumhurbaþkanlýðý
konusunda mutabakat arama ihtiyacý duymadýnýz.
Yani kýsaca, meþruiyetinizi Türkiye'de deðil, Türkiye'nin
dýþýnda aradýnýz ve bunlar da sizleri
yalnýz býrakacak. Çünkü, ülkenin asýl saðduyusu
hâkim kýlýnacak.
Biz, ülkemizde -onurlu
ve insanca yaþamýn koþullarýndan bir tanesi-
her þeyi üretelim diyoruz, ama asla bir mazeret üretmeyelim.
Sizin ürettiðiniz bu mazereti toplum unutmayacaktýr. Çünkü,
olumsuzluklarda bireyleri, olumlularda ise siyasal anlamda rant
elde ettiðinizi düþünüyorsunuz, ama halkýmýn
cebine yansýyan bir þey yok.
Yaklaþýk
iki aydýr Cumhurbaþkanlýðý gibi bir konuyla
meþgul olurken, biz, iki yýldýr söyledik. Cumhuriyetle
beraber, Türkiye'de, Cumhurbaþkanlýðýnýn
sürekli sýkýntýlar ve krize neden olduðunu
söylediðimizde hiç kulak asmadýnýz, ama yaþadýðýmýz
boyut iþte bu. Sizin iradenizdeki otobüs, maalesef, bu ülkeyi
duvara toslatmaktan baþka bir þey, sonuç elde etmedi. Hasar
çok büyük. Ülkenin ödediði demokratik bedel iþin cabasý,
ödediði ekonomik bedeller cabasý.
AKP Ýktidarýnda,
baþta devlet, sadece devlet, dýþ borç faizi olarak
-borç ödemedi bak- 184 milyar dolar ödedi. Bunu kim ödedi?
Ýþte çiftçim, iþte köylüm, iþte esnafým,
iþte memurum, yani hepimiz ödedik. "Devlet" adý
altýnda hangi kamu kurumu kaldý ki üretim yapsýn
ve üretimden kalan artý deðerlerle beraber bu borçlarý
ödesin! Ne býraktýnýz? Her þeyin yabancýlaþtýðý,
maalesef, bir beþ yýllýk AKP Ýktidarýyla
karþý karþýya kaldýk.
Evet, dýþ
sermayeye, biz, Anavatan olarak, sýcak bakýyoruz, ama
yatýrýmcý... Siz ise, bu ülkede sadece rant peþinde
koþan, rantiye dediðimiz sýcak paraya baktýnýz.
Dünyanýn her yerinde rantiyeden… Ýþte beðenmediðimiz
Çin'de bile, bugün, borsada komisyon oranlarý, vergi oranlarý
yükseltilirken, siz ise sýfýrladýnýz hem de
kendi vatandaþlarýnýzdan esirgeyerek.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
HÜSEYÝN GÜLER
(Devamla) - Tamamlýyorum Sayýn Baþkan.
BAÞKAN - Buyurun.
HÜSEYÝN GÜLER
(Devamla) - Teþekkür ediyorum.
Yani, kýsaca,
beþ yýllýk icraatýnýzda, ne çiftçisi
ne köylüsü ne memuru bu ülkede hayal bile kuramazken, bu ülkede yaþamýn
vermiþ olduðu sýkýntýlarla baþ baþa
kalýrken, onlarý unutmadýðýný düþünüyoruz.
Giderayak verdiðiniz bu siyasi rüþvetlere asla prim vermeyeceklerini
düþünüyor, hepinize saygýlar sunuyorum. (Anavatan Partisi
sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Güler.
Þahsý
adýna Ankara Milletvekili Sayýn Faruk Koca… Yok.
Þahsý adýna
Kütahya Milletvekili Sayýn Alaettin Güven.
Buyurun Sayýn
Güven. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
ALAETTÝN GÜVEN
(Kütahya) - Sayýn Baþkaným, deðerli milletvekili
arkadaþlarým; görüþmekte olduðumuz 1406
sýra sayýlý Yasa Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde
þahsým adýna söz almýþ bulunuyorum. Hepinizi
saygýyla selamlýyorum.
Sayýn Baþkaným,
deðerli milletvekili arkadaþlarým; belediyeler,
merkezî yönetimin, merkez ve taþrada vatandaþa yönelik
hizmetleri yerine getiren yerel yönetimlerin baþta gelen
temsilcileridir.
Belediye demek yerinden
yönetim, yerinden yönetim demek, yakýndan ve anýnda çözüm
üretmek ve hizmeti götürmek anlamýna gelmektedir.
Bu anlamda, genellikle
ülkemizde sebze ve meyve üretiminin çoðu sera üretimi yöntemiyle
yapýlmaktadýr. Takdir edersiniz ki, sera üretiminin
girdileri, geliþen teknoloji ve yenilikler sebebiyle sürekli
artmaktadýr. Sera üreticilerinin, üretim faaliyetlerine
baþlamadan önce, sabit yatýrým aþamasýnda
ödemek zorunda kaldýklarý harçlarýn ek bir maliyet
getirdiði bilinen bir gerçektir.
Antalya Milletvekilimiz
Sayýn Badazlý'nýn bu teklifiyle, sera üretimiyle
ilgili inþa edilen tesislerden bina inþaat harcýnýn
alýnmamasý istenmektedir. Böylece, sera üreticilerinin
sera faaliyetlerinde kullanýlmak üzere inþa ettikleri
tesislerin üzerinde önemli bir maliyet gideri olan bina inþaat
harcýndan muaf tutulmasýyla üretici maliyetleri azalacaktýr.
Bu da, üretimi de artýracak, ayný zamanda, istihdamý
da artýracaktýr.
Sayýn Baþkaným,
deðerli milletvekili arkadaþlarým; AK Parti
Ýktidarý ve hatta AK Parti Hükûmetinin en büyük hedefi
istihdamý artýrmak, üretimi artýrmaktýr.
Bu noktada hýzla çalýþmalarýný sürdürürken,
biraz önce, özellikle teklifin tümü üzerinde konuþma yapan
milletvekili arkadaþlarýmýzdan birinden iki soru
yöneltildi muhalefet adýna: "Köylere neler getirdiniz?
Belediyeleri inim inim inlettiniz."
Tabii, bu soruya, her
þeyden önce "Ayinesi iþtir kiþinin lafa bakýlmaz,
þahsýn görünür rütbei aklý eserinde." özdeyiþiyle
cevap verirken, "Eser ne?" dersek, bunu cümle âlem, saðýr
sultan bile duydu diyerek; bir, KÖYDES; iki, BELDES…
Köyleri Destekleme
Projesi "Köylere neler yaptýðýnýz?"
sorusuna açýk, net, görülebilir, yaþanmýþ
bir mutluluktan baþka bir þey deðildir deðerli milletvekili
arkadaþlarým. Bu anlamda, KÖYDES projesiyle, köylerimize
yol, su, hatta kilit taþý, hatta kanalizasyon yapýlmasýna
yönelik faaliyetler için, AK Parti Hükûmeti döneminde, 2006 yýlýnda
2,5 katrilyon, 2007 yýlý için de 2 katrilyon ayrýlmýþtýr.
Özellikle ilim Kütahya da bundan 2006'da 19 trilyon, 2007'de 17 trilyon
pay almýþtýr.
Ayný zamanda
KÖYDES, deðerli arkadaþlarým, sadece fiziki anlamda
bir þeyler yapmak deðil, demokrasiyle yönetilen ülkemizde
demokrasinin katýlýmcý temsil özelliðini de
ulu orta ifade etmektedir. Ne gibi? Bakýnýz: Seçilmiþlere
burada bir deðer veriliyor. Muhtarlar, seçilmiþtir; il genel
meclisi üyeleri, seçilmiþtir ve atanmýþlardan, idari
amirlerin baþkanlýðýnda, 2 il genel meclisi
üyesi, 2 muhtar komisyon kurarak, bu paralarý da, yerinde,
hýzlý, etkin bir þekilde harcamaktadýrlar.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Buyurun.
ALAETTÝN GÜVEN
(Devamla) - Bu arada, muhtarlara da bir þey yapýlmadýðýný
buradan ifade eden cümleler ben duydum. Son zamanlarda, bizim iktidarýmýzda,
en azýndan, biraz önce, onlara, seçilmiþ olmanýn
zevkini, KÖYDES projesine komisyonda üye olmakla katýlýmý
saðlamakla tattýrdýðýmýz gibi, ayný
zamanda, maaþlarýnda da -bildiðiniz gibi- yüzde
150'lere varan bir artýrým saðladýk.
"Belediyeleri
inim inim inlettiniz." cümlesine de… Eðer, deðerli milletvekili
arkadaþlarým, belediyelere BELDES projesiyle, Belediyeleri
Destekleme projesiyle 2007'de 300 trilyon para ayrýlarak iktidarýmýz
döneminde, onlarýn, yine, altyapý yatýrýmlarý
için harcanacak 300 trilyonu ayýrmak onlarý inim inim inletmekse,
inletmemek ne anlama gelir, o ayrý bir konu.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Sayýn
Güven, son cümlenizi rica ediyorum.
ALAETTÝN GÜVEN
(Devamla) - Özetleyecek olursak, BELDES de, ayrý, baþlý
baþýna, çaplý, etkin, büyük bir projedir. AK Parti
bu projeleri hep yerine getirmeye devam edecektir. Bizde, bu projeler
uygulanýrken, parti ayrýmý da yapýlmadan,
borçlara mahsuben kesilen paralarda da ayrým yapýlmadan,
hizmetler etkin bir þekilde götürülmektedir.
Ben, bu yasanýn
ülkemize hayýrlara vesile olmasý temennisiyle hepinizi
saygýyla selamlýyorum. (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Güven.
Þahsý
adýna ikinci konuþmacý Ýstanbul Milletvekili
Sayýn Ali Kemal Kumkumoðlu.
Buyurun.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Ýstanbul) - Teþekkür ederim Sayýn Baþkan.
Deðerli arkadaþlarým,
çiftçi, tarým ürünleri, dört buçuk yýllýk iktidarýnýz
döneminde Türkiye'nin en çok tartýþýlan konularý
oldu, bu Meclisin de en çok tartýþtýðý konular
oldu. Þöyle bir durumla karþý karþýyayýz:
Þu Meclis, Tarým Bakanýnýn aðzýndan,
"Bu yýl buðdayýn fiyatý þudur."
diye bir laf duymamýþtýr. Herkes kendine göre bir
rakam üretiyor. Þimdi, ben sayýn bakanlara, sayýn
komisyon baþkanlarýna, sayýn grup baþkanlarýna
veya konuyla ilgili olan sayýn milletvekillerine, Türkiye'de
buðday kaç liradýr, bunun fiyatýný çýkýp
þu kürsüden, bilenlerin söylemesini istiyorum. Ben, Plan ve
Bütçe Komisyonu üyesiyim. Tarým Bakaný bizim Komisyonumuza
belki elli defa gelmiþtir, ama, ne buðdayýn ne pamuðun
ne pancarýn bugünkü net fiyatýný Sayýn Bakanýn
aðzýndan duymak mümkün deðildir. Herkes kendine göre
bir þey söylüyor.
Þimdi, Sayýn
Badazlý beni eleþtirirken, benim geçen gün yaptýðým
bir konuþmaya cevap verirken, diyor ki: "Þimdi, ben un
üreticisiyim, ben biliyorum, buðdayýn fiyatý 450
bin lira." Sayýn Badazlý, þimdi kimin elinde
buðday var? Çiftçi elindeki buðdayý ne zaman sattý?
Sayýn Badazlý, on ay oldu çiftçi elindeki buðdayý
satalý. Yeni ürün geliyor, Adana'da hasat baþladý.
Peki, kaç lira buðdayýn bu yýlki fiyatý? Toprak
Mahsulleri Ofisinden böyle bir rakam duyanýnýz var
mý? Hasat baþladý, Sayýn Badazlý bunu
söyledi. Evet hasat baþlamak üzere, arpa hasadý baþladý.
Peki, kaç lira buðday?
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
414-420 lira.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Devamla) - Buðday kaç lira? Toprak Mahsulleri Ofisinin
açýkladýðý bir fiyatý duyanýnýz
var mý?
MAHFUZ GÜLER (Bingöl)
- Ýþte, söylüyor.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
Ben söylüyorum… Bir dakika, ben söylüyorum.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Devamla) - Þimdi, Toprak Mahsulleri Ofisi mi açýkladý?
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
410 -420 lira þu an.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Devamla) - Beyefendi, Toprak Mahsulleri Ofisi mi açýkladý?
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
Toprak Mahsulleri Ofisi bu sene açýklama yapmadý.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Devamla) - Ha, tamam, siz söylüyorsunuz. Þimdi, bakýn,
Sayýn Badazlý benim verdiðim rakamlarý eksik
buluyor, diyor ki: "Bu rakamlar doðru deðil."
Deðerli arkadaþlarým,
bu yýl, Toprak Mahsulleri Ofisi en kaliteli buðdayý
üreticinin elinden kaç liraya aldý? 330 artý 35 bin lira prim. Peki, 2003'te buðday kaç liraydý?
360 bin lira.
Sayýn Badazlý'nýn,
elindeki listeyi, ben, gelip, lütfen þuradan okumasýný
rica ediyorum, elindeki listede buðday 2003 yýlýnda
kaç lira yazýyor, 2005 yýlýnda kaç lira yazýyor.
Deðerli arkadaþlar,
Sayýn Badazlý'nýn elindeki listede buðdayýn
2003 yýlý fiyatý 360 bin lira, 2005 yýlý
fiyatý 350 bin lira. Onun elindeki listede.
Þimdi, elindeki
listede bu rakamlar yazýlý olan bir arkadaþýmýza,
üstelik bu kürsüden son konuþmasýný yapan bir arkadaþýmýza,
üstelik bu yaþa gelmiþ ve görünüþünden, yaklaþýmlarýndan,
üslubundan, yumuþak, iyi niyetli, samimi bir arkadaþ olarak
gördüðümüz, deðerlendirdiðimiz bir arkadaþýmýza
bu tavrý siz yakýþtýrýyor musunuz? Bence
þýk deðil, bence doðru deðil. Elindeki listedeki
bilgiyi bile, þu Genel Kuruldaki üyelerle doðru biçimde
paylaþmayan bir arkadaþýmýn tavrýný,
ben, saygýn bulmuyorum, Sayýn Baþkanýn bu konudaki
cevap hakkýmý engelleyen yaklaþýmýný
da doðru bulmuyorum.
Deðerli arkadaþlarým,
bu, sadece buðdayýn meselesi deðil. Þimdi, ben bilenlerine
soruyorum: Kim, mesela, Ege'de pamuðun üretildiði bölgenin
milletvekiliyse, çýksýn þu kürsüden, geçen
yýl pamuk kaç liraydý, bu yýl pamuk kaç lira,
þuradan söylesin.
Deðerli arkadaþlarým,
2002 yýlýnda 1 milyon 100 bin liraya satýlmýþ
olan Ege pamuðu, 2006 yýlýnda 700-750 bin lira arasýnda
satýldý. Üzerinde 350 bin lira da teþvik var. Yani,
2007 yýlýnda Ege pamuðu, 2002 yýlýndaki
Ege pamuðunun fiyatýný henüz yakalayabilmiþ
deðil.
Peki, pancar?.. Pancar üretim bölgesinden gelen milletvekili
arkadaþlarým kim, çýksýn þurada söylesinler.
Bir yýl önce pancar 99 bin lira, bir yýl sonra pancar 89 bin
lira! Sayýn Grup Baþkan Vekili fýndýk üretiminin
en yoðun biçimde olduðu bir bölgemizden geliyor. Bir
yýl önce fýndýk kaç lira, bu yýl fýndýk
kaç lira? Fýndýk, 4 milyon liraya, üreticinin elinden
çýkalý neredeyse bir yýl geçtikten sonra gelmeye
baþladý. Fýndýðý hasat zamanýnda
üreticinin elinden tüccar kaç liraya aldý? 2 milyon 600 bin lira, 2 milyon 700 bin lira, 2 milyon 800 bin lira…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Devamla) - Toparlýyorum Sayýn Baþkan.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum)
- Yalnýz, Belediye Gelirleri Kanunu bu.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Devamla) - Evet, belediye gelirlerini, bu, belediye gelirleri
aracýlýðýyla tarýma yapýlan bir
kolaylýðý ilgilendiren bir düzenleme Sayýn
Milletvekili, evet.
Deðerli arkadaþlarým,
bu söylediðim rakamlarýn içerisinde hiçbir þekilde
maliyet unsurlarýnda, hepimizin kabul ettiði, artýþlar
yoktur. Bir defa, fiyatlar eskisinden geridedir. Þimdi, böyle
hem suçlu hem güçlü, her konuda zeytinyaðý gibi üste
çýkmaya çalýþan bir yaklaþýmla insanlarýn
yaþadýklarý gerçeði insanlara unutturmak mümkün
deðildir. Ýnsanlarýn yaþadýðý
gerçek bu! Adam, dün 1 kilo ürününü sattýðý fiyatý
bu yýl bugün bulamýyor.
Hasat dönemi
baþlamýþ, buðdayýn fiyatýnýn,
arpanýn fiyatýnýn ne olacaðýný,
en azýndan, taban fiyatýnýn ne olacaðýný,
bunun ne kadarýnýn Toprak Mahsulleri Ofisi tarafýndan
alýnacaðýný üretici bilmiyor. Toprak Mahsulleri
Ofisi fýndýk üreticisinin fýndýðýný
alabilmek için, tabii, FÝSKOBÝRLÝK'i ortadan kaldýrabilmek
adýna devreye giren Toprak Mahsulleri Ofisi, þimdi…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Sayýn
Kumkumoðlu, son cümleleriniz için açýyorum.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU
(Devamla) - Evet Sayýn Baþkan, son cümlem.
Þimdi, üreticinin
hasadý baþlamýþ, buðday hasadý
baþlamýþ, ortalýkta fiyat yok ve siz, burada
kalkýp biz tarým politikalarýnda þöyle
doðru þeyler yapýyoruz, arkadaþlarýmýzýn
söyledikleri yanlýþtýr, iþte, eksiktir filan
gibi, hiç olmazsa, yani yanlýþýnýz var, eksiðiniz
var. "Ona kaynak ayýramadýk, þu sebeple
ayýramadýk, önümüzdeki dönemde bize imkân verilebilirse
bu kaynaklarý artýrmaya çalýþacaðýz."
Bunu anlarým, ama rakamlarý bile çarpýtarak, muhalefeti
bir yerde, üstelik de yanlýþ söyleyerek, kamuoyunu yanýltmaya
dönük birtakým davranýþlar içerisinde göstermeye
çalýþmak bu Meclise de Meclisin saygýnlýðýna
da yakýþmaz deðerli arkadaþlarým.
Hepinize saygýlar
sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Kumkumoðlu.
Madde üzerindeki görüþmeler
tamamlanmýþtýr.
1'inci maddeyi oylarýnýza
sunuyorum:
HALUK KOÇ (Samsun) -
Karar yeter sayýsý…
BAÞKAN - Karar
yeter sayýsý arayacaðým.
Maddeyi kabul edenler…
Efendim, kâtip üyeler
bugün nedense anlaþamýyor.
Oylamayý elektronik
cihazla yapacaðým.
Oylama için üç dakika
süre veriyorum ve oylama iþlemini baþlatýyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapýldý)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, karar yeter sayýsý vardýr ve
madde kabul edilmiþtir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Belediye Gelirleri
Kanununun 80 inci maddesinin ikinci fýkrasýnda yer
alan "ahýr" ibaresinden
önce gelmek üzere "sera ve benzeri örtü altý tarým
faaliyetinde kullanýlmak üzere inþa edilen tesisler,"
ibaresi ve "Bina Ýnþaat Harcý" ibaresinden
önce gelmek üzere "5302 sayýlý Ýl Özel
Ýdaresi Kanunu uyarýnca alýnacak ücretler
ile" ibaresi eklenmiþtir.
BAÞKAN - Madde
üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna Kocaeli Milletvekili
Sayýn Salih Gün.
Buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA SALÝH
GÜN (Kocaeli) - Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili
arkadaþlarým; 2464 sayýlý Belediye Gelirleri
Kanunu üzerinde deðiþiklik yapýlmasý hususunda
söz almýþ bulunuyorum. Yüce heyeti saygýyla selamlýyorum.
Deðerli arkadaþlar,
çiftçinin, köylünün, belediyelerin sorunlarý bir iki saate
sýðmaz. Ýki güzide hizmet temsilcisinin sorunlarýný
burada saatlerdir konuþuyoruz. Maalesef, hiçbir þey
umulduðu gibi deðil. Çünkü, belediyelerin gelirlerinde,
son çýkan yasayla, bir sürü yük yüklenmesine raðmen, hiçbir
kalemde artýþ olmamýþtýr.
Türkiye'de 3.225 belediye
vardýr. 16 tanesi büyükþehirdir, 1.052 tanesi büyükþehre
baðlý belediyedir. Büyükþehir belediyelerinin
arasýnda da gelir daðýlýmý yönünden
eþitsizlik ve burada haksýzlýk vardýr. Bazý
belediyeler millî paydan çok fazla pay alýrken… Geçen de arkadaþýmýn
söylediði gibi "Erzurum Belediyesinde maaþlar zor
ödeniyor." diye kendisi serzeniþte bulundu.
Türkiye'nin sanayi
kentlerindeki büyükþehirler, millî paydan çok büyük pay
alýyorlar. Bu sanayinin batý tarafýnda olmasý,
doðudaki þehirlerimizi maðdur etmek için bir neden midir?
Geçen konuþmamda da söyledim. Buradaki, yasalar karþýsýnda
eþit olan kiþilerin, devletten aldýðý paylar
da eþit olmalýdýr.
Burada üç çeþit
belediye var. Üç çeþit belediyeden büyükþehirler, imparatorluk;
diðerleri, kendi mutlakiyeti içerisinde istedikleri gibi,
yasayla, kendi meclislerinde karar verebilenler. Büyükþehrin
alt belediyeleri olan 1.052 tane belediye de her gün, büyükþehrin
Meclis üyesi gibi, gidip icazette bulunmak üzere: "Þunu yapar
mýyýz baþkaným? Bunu bir an önce geçirelim.
Halk beni sýkýþtýrýyor…" Halkýn
karþýsýna geldiðinde de: "Büyükþehre
sevk ettik. Bu istediðin üç beþ güne kadar çýkar."
deyip aylarca oyalanýyor. Büyükþehirlerde uygulanan
bir olay da þu: Alýnan kararlar büyükþehirde ilan ediliyor,
alt belediyelerdeki, beldelerdeki belediyelerin haberi olmuyor,
itiraz süreleri de geçmiþ oluyor.
Deðerli arkadaþlar,
büyükþehirlerin dýþýndaki belediyelerin
sýkýntýlarý dinlenmeli. Bu yasalar burada
gözden geçirilmeden önce yalnýz büyükþehirdekiler dinlenilirse,
Türkiye'nin sorunlarýnýn tamamýný dinlemiþ
ve çözüm bulmuþ olamayýz. Çünkü, sanayicinin bir büyükþehir
belediyesi içerisinde kurduðu organize sanayide belediyelere
bir harç bedeli veriliyor, yapýlaþmadaki ÇED'le ilgili
konutun veya fabrika içerisine yapýlacak binanýn üzerinde
hiçbir hüküm ve tasarrufu yok. Bu "paraný al, sus. Biz istediðimizi
uygularýz." modelidir. Buna bir açýklýk getirilmeli,
o bölgedeki belediyelere de yetki verilmeli. Bu verilmediði
sürece, çarpýk yapýlaþma, haksýz bir þekilde
belediye baþkanlarýnýn elinden yetkilerin
alýnmasý durumuna geliniyor.
Belediyelerin gelirleri:
Belediyenin gelirleri için Sayýn Badazlý'nýn bugün
sunduðu teklif için ben de teþekkür ediyorum. Tabii ki, oradaki
yatýrýmcýyý korumak ve baþlangýçtaki
girdileri azaltmak için bir nedendir; ama bir vatandaþýn,
bir beldenin içerisinde 100 metrekare ev yaparken, daha proje
aþamasýnda, gidip yetkililerden müsaade almasý
için en az 8-10 milyar lira para harcamasý gerekiyor. Emekli
olan bir iþçinin, memurun eline ortalama 30 milyar geçtiðini
düþünürseniz, üçte 1'i, daha belediye yasasýyla ilgili
yok edilmiþ oluyor. Oradaki yatýrýmcý para
kazanmak için yatýrým yaparken teþvik ve destek
olunmasý ne kadar doðruysa, burada çoluk çocuðuna bir
konut yapacak vatandaþa uygulanan bu yasa da bu kadar yanlýþ
bir olay.
Deðerli arkadaþlar,
belediye yasalarýnýn gelirleri bu þekilde artmaz.
O bölgedeki seracýnýn, iþte, þeyini kaldýracaksýnýz,
onun gelirini çoðaltacaksýnýz; buradaki belediyeye
þu yetkiyi vereceksiniz, bu olacak... Tümüne þamil olmalý,
tümünü kapsamalý.
Türkiye'de, daha önce
akaryakýt tüketim vergisinden pay alýnýyordu, bunu
kaldýrdýnýz. Türkiye'de, her ilde kullanýlan
akaryakýt, her ilin belediyesine eþit þekilde daðýtýlmalý.
Ama, nereden tahmil-tahliye ediliyorsa, hangi ilde rafineri varsa,
oradaki belediyeler bundan pay alabiliyorlardý, onu da kaldýrdýnýz.
Bu tekrar konulmalý. Türkiye'de, araçlardan dolayý hava
kirliliðinden maðdur olan bütün ili kapsayan insanlarýn,
beldeleri kapsayan insanlarýn, bu paydan -belediyesiyle-
hizmet olarak pay almasý saðlanmalý.
Bugün Türkiye'nin üç
beþ ilinde at yarýþlarý yapýlýyor.
Bu at yarýþlarýndan alýnan vergi, o bölgedeki
belediyelere ait. Yalnýz, bu at yarýþlarýnýn
bayileri Türkiye'nin her ilçesinde, her ilinde var. Bundan bu ildeki
insanlar bir oyun oynayýp karþýlýðýnda
bir þey bekliyorlarsa -devlete bir yatýrým yapýyor-
bu paydan da o ilçedeki, o ildeki belediyeler pay almalý.
Deðerli arkadaþlar,
bundan önce belediyeler limanlardan pay alýyorlardý.
Bu limanlardan pay alýnmasý, Maliye Bakanlýðýnýn
kiraladýðý meblað üzerinden yüzde 15 pay
alýyorlardý. Bunu da kaldýrdýnýz. Biraz
sonra deðineceðim.
Özelleþtirmeden, ne varsa, devletin aldýðýný
kýsýyorsunuz, bugün vatandaþýn yaptýðý
iþlerden vergi alarak bütçe tamamlamaya çalýþýyorsunuz.
Tamamen yanlýþ. Özelleþtirmeden bu fedakârlýðý
yaparak, vatandaþýn üzerine yük yüklüyorsunuz.
Otoyol gelirleri:
Otoyollarda bazý bölgelerde turnikelerden geçiþ ücreti
alýnýyor. Bu, Anadolu'nun, Trakya'nýn çeþitli
kesimlerinden çýkmýþ bir sürü araçtan alýnan
bir yol vergisi. Bunun, o ilden buraya kadar gelip… Devlet bir müeyyide
uygulayacaksa, ödeyecekse, o paydan neden o belediyelere bir pay
verilmiyor? Buradaki yanlýþlýk da tamamen, yanlýþ.
Belediyelerin bir
de baþýboþ býrakýldýðýný
hissediyorum. Bazý belediyeler, büyükþehir sýnýrlarýnda
bilhassa, binlerce otobüsünü kendi garajlarýna çekip, takoza
alýp, AKP'li yandaþlarýna ihale yoluyla taþýma
ihaleleri verip, burada belediye gelirlerini de azaltma olayýna
gidildi.
Belediyeler kamu
hizmeti yapmaktadýr. Yalnýz, son zamanlarda Belediye
Gelirleri Yasasý Parlamentoya gelmemiþtir. Bundan dolayý
da belediyeler maðdurdur. Büyükþehirler, belediye
adýna Ýller Bankasýndan çýkan payýn
daha belediyenin eline geçmeden yüzde 25'ini büyükþehir hesabýna
almaktadýrlar.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Buyurun.
SALÝH GÜN (Devamla)
- Toparlýyorum Baþkaným.
Büyükþehrin bu
kadar büyük gelirleri varken, belde belediyelerinin ortalama aylýk
giderleri 60-70 milyardýr. Ýller Bankasýndan, demin
de bahsettiðim, yüzde 25 kesilmesi vasýtasýyla 10
milyar para gelmektedir. Belediyeleri, bu kadar, halka hizmet ederken
sýkýntýya sokmak vicdansýzlýktýr.
Deðerli arkadaþlar,
arkadaþým biraz önce KÖYDES'ten, BELDES'ten bahsetti. Bunlar…
Türkiye Cumhuriyeti kurulduðundan beri köylere su gitmiyor
muydu? Köprü yapýlmýyor muydu? O belediyeler BELDES'in
bugün yaptýklarýný yapamýyorlar mýydý?
CAVÝT TORUN (Diyarbakýr)
- Vardý da mý yaptýk? Yolun üstüne yol mu yaptýk?
SALÝH GÜN (Devamla)
- Bu, tamamen, þu anda grup kurup KÖYDES, BELDES yöneticileri
vasýtasýyla, AK Partili olan arkadaþlara ihale
yoluyla rant saðlama olayýdýr.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Sayýn
Gün, son cümlenizi rica edeyim.
SALÝH GÜN (Devamla)
- Biraz sonra beþ dakika daha hakkým olacak, orada bahsetmek
üzere hepinize saygýlar sunuyorum. (CHP sýralarýndan
alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Gün.
Þahsý
adýna Ankara Milletvekili Sayýn Faruk Koca... Yok.
Þahsý
adýna Konya Milletvekili Sayýn Özkan Öksüz. (AK Parti
sýralarýndan alkýþlar)
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri, hepinizi
saygýyla selamlýyorum.
Þimdi, birkaç arkadaþýmýz,
CHP'li arkadaþýmýz buraya çýktý, AK
Partinin tarýmda hiçbir þey yapmadýðýný
ve çiftçinin periþan olduðunu burada dile getirdiler. Arkadaþlar,
bununla ilgili birkaç cümle sarf etmek istiyorum.
AHMET ERSÝN
(Ýzmir) - Sataþma yapma ama.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla)
- Biz iktidara geldiðimizde tarýmýn gayrisafi
millî hasýlasý 23 katrilyondu, þu anda tarýmýn
gayrisafi millî hasýlasý 37 katrilyon. Artýþ
yüzde 73.
HALÝL ÜNLÜTEPE
(Afyonkarahisar) - Üretici niye þikâyet ediyor o zaman?
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla)
- Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, yetmiþ sekiz yýlda 23
katrilyon, dört buçuk yýlda bizim saðladýðýmýz
bunun bir buçuk katý.
HALÝL TÝRYAKÝ
(Kýrýkkale) - Bu para nerede ya?
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla)
- Ýki: Arkadaþlar, biz geldiðimizde…
HALÝL TÝRYAKÝ
(Kýrýkkale) - Köylü acýndan ölüyor, para nerede?
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla)
- …çiftçiye verilen destek 1 katrilyon 868 trilyondu. Þu anda
verdiðimiz destek, 5 katrilyon 233 trilyondur. Aradaki fark 3,5
katrilyondur, dikkatinizi çekiyorum.
HALÝL TÝRYAKÝ
(Kýrýkkale) - Sen yaðlý yemiþsin bugün,
yaðlý!
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla)
- Bir yýlda, çiftçimize yýllýk 3,5 katrilyona yakýn
bir destek veriyoruz. Bunlarý görmeniz lazým.
Geldiðimizde hayvancýlara
verilen destek 83 trilyondu, þu anda hayvancýlýða
verilen destek 678 trilyon. Aradaki farký bir hesaplayýn.
Yani, "Bu Hükûmet bir þey yapmadý, bir þey etmedi…"
Rakamlar önünüze çýkýnca utanýrsýnýz.
HALÝL ÜNLÜTEPE
(Afyonkarahisar) - Çiftçinin durumu niye kötü?
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla)
- Bakýn, bir rakam daha veriyorum: Bu Hükûmet geldiðinde,
tarýmýn ihracatý 4,52 katrilyondu. Þu anda 9 katrilyon
580 trilyon. Aradaki fark 5 katrilyon arkadaþlar. Nereden nereye
geldiðimizi…
MEHMET ALÝ ARIKAN
(Eskiþehir) - Ýthalatý da söyle.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla)
- Ýthalatý da söyleyeyim: Bizim þu anda tarýmdaki
ithalatýmýz, geldiðimiz zaman 80 trilyon fark vardý,
þu anda lehte 3 katrilyonun üzerindedir arkadaþlar, lehte.
Bunlarý inceleyin de konuþun.
HALÝL ÜNLÜTEPE
(Afyonkarahisar) - 2 trilyon yolsuzluktan da bahseder misin?
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla)
- Bakýn, biz geldiðimizde buðday fiyatý 220 TL dolayýndaydý.
Þimdi, biraz önce arkadaþýmýz konuþurken
borsayla görüþtüm; þu anda, Adana'da buðday 410 ile 420
Türk lirasý arasýnda alýcý bulmakta ve tüccar
satýn almaktadýr. Biz, bu sene müdahale etmemeye kararlýyýz.
Niye müdahale etmemeye kararlýyýz? Çünkü, tüccar buðdayýn
þu andaki fiyatýný veriyor. Eðer 400'ün altýna
inerse iþte o zaman Ofis devreye girecek, müdahale alýmlarýyla
çiftçimizin maðduriyetini karþýlayacaktýr
arkadaþlar. Yani, bunlara… Artýk, devlet kendi çiftçisine
sahiptir. 410 lira… Bak, 220 lira, diyordun. Bak, buna þey de dediniz,
dediniz ki iþte, "mazot fiyatlarý…" Ona da gelelim.
Biz geldiðimizde mazot, aþaðý yukarý 1.200
dolayýndaydý, þu anda 2.260 dolayýnda.
AHMET ERSÝN
(Ýzmir) - Hayýr, 900 liraydý.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla)
- 700 lira arkadaþlar, 700 lira þu anda mazot desteði
veriyoruz. Demek ki, biz, mazotu, þu anda 1.500 dolayýnda
çiftçimize veriyoruz. Burada da çiftçinin lehine bir þey vardýr
arkadaþlar. Rakamlar burada arkadaþlar, verebilirim.
Rakamlar, þu anda, istatistiki rakamlar, isteyen arkadaþlara
bu istatistiki rakamlarý verebilirim.
ÝSMET ATALAY (Ýstanbul) -
Sen inanýyor musun bu laflara?
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla) - Yani, buraya
gelince, "çiftçiye bir þey verilmemiþ, çiftçiye bir
þey yapýlmamýþ…" Rakamlara
bakarak konuþmamýz lazým arkadaþlar, rakamlara
bakarak konuþmamýz lazým.
Bakýn, Türkiye Cumhuriyeti, ilk
olarak unda da, ihracatta da dünya birinciliði kazanmýþtýr.
Oldu mu þimdiye kadar? Yine
AK Parti Ýktidarý zamanýnda olmuþtur.
Bunlarý bir tarafa býrakmayalým
arkadaþlar. Yani, buraya gelip konuþurken
size de cevap verileceðini hesaba katarak gelmeniz lazým.
Evet, biz, ofislerin
hiçbir zaman buðdaya müdahale etmeme kararý aldýk. Ta ki, çiftçinin aleyhinde doðduðu
an, o zaman ofisler müdahale kararý alacak ve çiftçimizin lehine
kararlar alacak. Þu anda 410 lira ve 420 liraya
satýlýyor. Buna 35-40 liralýk primi de koyduðunuzda
450 ila 460'ý bulur. Hayatýnda
daha hiçbiriniz, çiftçiye böyle bir fiyat vermemiþsinizdir
arkadaþlar.
HALÝL TÝRYAKÝ
(Kýrýkkale) - Kantarlarý kaldýrdýnýz,
kantarlarý.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla)
- Ayný þekilde, sütte de verimliliði saðladýk.
Geldiðimizde Türkiye'deki süt… Her ne kadar deseniz ki, iþte,
"Türkiye'deki hayvancýlýk geriliyor…" Gerilemesine
raðmen bu süt artýþý nereden saðlandý?
Bu süt artýþýný da AK Parti Ýktidarý
saðladý.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Buyurun.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla)
- Bakýn arkadaþlar, biz çiftçilerimize destek olarak
hayvanlar daðýttýk ve süt verimi yüksek hayvanlar daðýttýk.
Aþaðý yukarý 25 kilograma yakýn süt veren
hayvanlar daðýttýk. Bundan dolayý Türkiye'deki
süt üretimi 8,5 milyon tonken, þu anda 11 milyon tona yaklaþmýþ
durumdadýr arkadaþlar.
MEHMET ALÝ ARIKAN
(Eskiþehir) - Hayvanlarýn yüzde 80'i Türkiye'ye uymadý,
öldü.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla)
- Bunlar da þu anda bizim el atýp çiftçimize saðlamýþ
olduðumuz avantajlardýr.
Hepinize saygýlar
sunuyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
HALÝL TÝRYAKÝ
(Kýrýkkale) - Kendi milletvekillerinizin köylerine
daðýttýnýz o hayvanlarý.
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Öksüz.
Yine, þahsý
adýna Kocaeli Milletvekili Sayýn Salih Gün.
Buyurun efendim. (CHP
sýralarýndan alkýþlar)
SALÝH GÜN (Kocaeli)
- Sayýn Baþkan, deðerli parlamenter arkadaþlarým;
hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Deðerli arkadaþlar,
biraz önce de söylediðim gibi, burada, köylünün, çiftçinin, belediyelerin
sorununu bir iki saate sýðdýrmak mümkün deðil.
Deðerli arkadaþlar,
son zamanlarda kýrkýn üzerinde köyü gezdik, kýrka
yakýn köyü gezdik. Tabii ki, siz de gezmiþsinizdir.
MEHMET ALÝ ARIKAN
(Eskiþehir) - Gidemiyorlar…
SALÝH GÜN (Devamla)
- Sakarya'da yetmiþ beþ yaþýnda bir amcaya rastladým.
O yetmiþ beþ yaþýndaki amca þunu söyledi:
"Bu köyde ilk traktörü alan benim. Þu anda, borçlarýmdan
dolayý traktörü satmak zorunda kaldým. 80 dönüme yakýn
arazim var. Eðer bunu komþum kendiliðinden sürmezse, ben
bu sene buraya bir þey ekemem." dedi. Bu, Sakarya'nýn
tren kazasýnýn olduðu köyün yaný.
MEHMET VEDAT YÜCESAN
(Eskiþehir) - Eskiþehir,
Eskiþehir…
SALÝH GÜN (Devamla)
- Þimdi, bu çiftçi bu kadar mutlu, hep bize mi aðlýyor?
Biz daha bir tanesini görmedik.
Mudurnu'ya gittik. Mudurnu'da
pazarý gezdim. Pazarda vatandaþ sattýðý
ýspanaðý, sebzeyi, marulu bekletiyor, saat dört…
Eli nasýrlý annem þunu söyledi: "Bunu, þu
anda siftah yapmadým, biraz sonra -onun ifadesiyle söylüyorum-
götürüp hayvanlara vereceðiz herhâlde." dedi.
MEHMET ALÝ ARIKAN
(Eskiþehir) - Hayvan da kalmadý.
SALÝH GÜN (Devamla)
- Çiftçinin bu kadar mutlu olduðunu kim söylüyor ben de bilmiyorum.
ÝSMET ATALAY (Ýstanbul) -
Özkan söylüyor.
SALÝH GÜN (Devamla)
- Bize rastlamadý mý yoksa? Size, demek hep mutlu arkadaþlar
rastlýyor!
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Tekirdað) - Onlar Fransa'da geziyor, Fransa'da.
SALÝH GÜN (Devamla)
- Deðerli arkadaþlar, kimse kimseyi yanýltmasýn.
Þurada, bir buçuk ay sonra herkes halkýn karþýsýna
çýkýp onlarý dinleyecek, gereken orada cevabý
da hepimiz alacaðýz. Ama, öyle görüyorum ki paldýr
küldür aþaðý doðru gidiyorsunuz. Ne Belediye Yasasý
ne çiftçi. Beyefendi, biraz önce "Çiftçi memnun." diyor.
Yeni bir Hal Yasasý
çýkarttýnýz, Antalya'dan veya Ýzmir'den
týrý veya kamyoneti dolduran vatandaþ oradaki hale
uðrayacak, rüsum verecek, komisyon verecek, bir belge alacak.
Oradan gidip Ýstanbul'a, Tokat'a veya Yozgat'a satmaya gidecek,
daha girerken beraber oradaki hale girecek. Çiftçiye desteðiniz
bu mu? Komisyonculara çiftçinin alýn terini peþkeþ
çekiyorsunuz. Oradaki insanlar topraðýn sürüldüðünden,
güneþin altýndaki mahsulünü topladýðýndan…
Sayýn Badazlý, oradaki, verdiði kanun teklifinin
içerisinde oradaki çiftçiyi, sebze üreticisini düþünerek
de bunu da ilave etseydi onun için de teþekkür ederdim. Sayýn
Badazlý, doðru mudur yanlýþ mýdýr?
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Doðrudur, arýzalý, arýzalý.
SALÝH GÜN (Devamla)
- Hal Yasasý'ný köylü deðil sade, vicdaný olan,
toptan olarak satan marketlerin bir tanesi olan Migros da Cumhurbaþkanýna
þikâyet etmiþ, burada çiftçiye hakaret ediyoruz, yanlýþlýk
yapýyoruz diye. Siz hâlâ diyorsunuz ki: "Çiftçi, köylü memnun."
Neresinden memnun?
Lütfen arkadaþlar,
gerçekleri konuþalým. Ýki tane konunun buraya aktarýlmasýyla,
onu düzeltmekle çiftçinin sorunu tamamlanmaz. Bir komisyonda çiftçi
A'dan Z'ye deðiþtirilir. Oy için, seçime bir ay kala çýkartýlan
yasalarla çiftçiyi kandýramazsýnýz, memnun da
edemezsiniz.
Hepinize saygýlar
sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Gün.
Sayýn milletvekilleri,
madde üzerindeki görüþmeler tamamlanmýþtýr.
III.- YOKLAMA
(CHP sýralarýndan
bir grup milletvekili ayaða kalktý)
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayýn Baþkan, yoklama talep ediyoruz.
BAÞKAN - Yoklama
talep ediyorsunuz.
Evet, þimdi, isimleri
tespit edelim: Sayýn Çorbacýoðlu, Sayýn Ersin,
Sayýn Atalay, Sayýn Saygun, Sayýn Ateþ, Sayýn
Gün, Sayýn Tiryaki, Sayýn Keleþ, Sayýn Kamacý,
Sayýn Özcan, Sayýn Arslan, Sayýn Kaptan, Sayýn
Özyurt, Sayýn Ülkü, Sayýn Çilingir, Sayýn Yücesan,
Sayýn Arýkan, Sayýn Tandoðdu, Sayýn Tacidar
Seyhan, Sayýn Karademir.
Þimdi, deðerli
arkadaþlar, isimlerini yazdýðýmýz sayýn
milletvekillerimiz cihaza girmeyecekler.
Þimdi, yoklama
için beþ dakika süre veriyorum ve yoklamayý baþlatýyorum:
(Elektronik cihazla
yoklama yapýldý)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, toplantý yeter sayýsý vardýr.
VII. - KANUN TASARI VE TEKLÝFLERÝ ÝLE
KOMÝSYONLARDAN
GELEN DÝÐER ÝÞLER (Devam)
4.- Antalya Milletvekili Fikret Badazlý'nýn,
2464 Sayýlý Belediye Gelirleri Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/995) (S. Sayýsý: 1406) (Devam)
BAÞKAN - Maddeyi
oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Madde kabul edilmiþtir.
Birleþime on dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.22
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açýlma Saati: 17.43
BAÞKAN: Baþkan Vekili Ýsmail ALPTEKÝN
KÂTÝP ÜYELER: Harun TÜFEKCÝ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 119'uncu Birleþiminin
Dördüncü Oturumunu açýyorum.
1406 sýra sayýlý
Kanun Teklifi'nin görüþmelerine kaldýðýmýz
yerden devam edeceðiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Teklifin 3'üncü maddesini
okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun yayýmý
tarihinde yürürlüðe girer.
BAÞKAN - Madde
üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna Antalya Milletvekili
Sayýn Nail Kamacý.
Sayýn Kamacý,
buyurun.
CHP GRUBU ADINA NAÝL
KAMACI (Antalya) - Sayýn Baþkan, deðerli arkadaþlar;
teklifin 3'üncü maddesi üzerinde, grubum adýna söz aldým.
Hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Öncelikle, bir
þeyi, bir milletvekili olarak düzeltmek istiyorum. Çünkü, buradan,
karþýmýzdaki partinin bir milletvekili olsa da
bu zabýtlara bu þekilde geçeceði için, ileride 22'nci
Dönemin zabýtlarýna bakýldýðý
zaman, gerçekten, insanlarýn yüzünü kýzartacak bir zaptýn
burada kalmasýný istemiyorum. Bu anlamda, Sayýn
Badazlý'nýn, konuþmasý sýrasýnda
belki dili sürçmüþtür, ama, bunlarýn, bu Mecliste, burada
düzeltilmesi lazým. Yani, 13 milletvekili yerine 16 milletvekili
gideceðiyle ilgili yaptýðý deðerlendirmeler,
her ne kadar doðru deðil ise de son yaptýðý konuþmada
"(Devamla) - Bakýnýz, bakýnýz… Antalya
üç sandalye artýrýyordu. Belki 3'ün 1'ini de siz
alýrdýnýz." diyor. Sayýn Badazlý,
ben, sizi, aðabeyim olarak deðerlendiriyorum. Bunun, bu kayýtlarda
düzeltilmesini istiyorum, çünkü, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
siyaset yapanlar, halkýn gözünden bu þekilde düþüyor
veya düþürülüyor. Ben, sizi…
AHMET YENÝ (Samsun)
- Gerçekleri söyledi.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Ýþte, bu zabýtta, bu þekilde yazýyor.
Ben, bu zaptý aldým geldim, sizin karþýnýzda
okuyorum, çünkü, bunun bu þekilde olmasý, bir Antalya
Milletvekili olarak beni yaralar. Býrakýn Antalya Milletvekili
olarak yaralamayý, milletvekili olmasa bile, Türk milletinin
bir evladý olarak beni yaralar. O anlamda, bunun düzeltilmesini
istiyorum.
Ýkincisi: Yine
ayný þekilde, biraz önce, o bahsettiðiniz konuþmada
da benim mazot fiyatlarýyla ilgili yaptýðým
deðerlendirmenin çok yanlýþ olduðunu söylediniz.
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Yüzde 146…
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Bakýn, lütfen dinleyin. Ben sizi o kadar iyi
þekilde uyarmaya çalýþýyorum ki, yani yanlýþsa
yanlýþ dersiniz. Bunu bir arkadaþ olarak, bir hemþehrin
olarak deðerlendir, o anlamda söylüyorum. Yani, bunu böyle alabilirsiniz.
Ýsterseniz benim konuþmamýn hiçbir þeyini
kabul etmeyebilirsiniz. O sizin görüþünüz ve düþünceniz.
Benim aldýðým
deðerlendirme, Ziraatçýlar Derneðinin web sayfasýna
girerek aldýðým deðerlendirmedir. Yani, altýnda
da yazýyor: "Not: Artýþ beþ yýlýn
ortalamasýdýr." diyor. Bu yanlýþsa, Ziraatçýlar
Derneðinin yaptýðý uygulama veya deðerlendirme
yanlýþsa o onlarýn yanlýþlýðýdýr,
benim yanlýþlýðým deðildir. Bunu düzeltmek
istiyorum.
Ayný þekilde,
yine "Bir mühendis olarak bunu hesaplayamamanýn
sýkýntýsý içinde, böyle kostak kostak yürümek."
demek, yani böbürlenmek demek. "Bir ilkokul çocuðu bile yapmaz."
diyorsunuz. "3'üncü sýnýftaki çocuklar…" Bugün,
ülkemizdeki ilkokul 3'üncü sýnýftaki çocuklarý
böyle aþaðýda görmeye gerek yok. Onlar pýrlanta
gibi, zeki, geleceðin Türkiye'sinde sizin, benim yerlerimi alacak,
iyi çocuklar, iyi gençler olacaktýr. O çocuklarý da o
þekilde aþaðýlamaya hakkýnýz yoktur
diye düþünüyorum.
Yine, ayný
þekilde, þimdi þunu bilelim: Burada, iktidar partisi
milletvekilleri, tabii ki, dört buçuk yýllýk deðerlendirmelerle
ilgili kendilerine özgü, doðru þeyler söyleyeceklerdir
veya söylemeyeceklerdir. O onlarýn görüþüdür, ama, Cumhuriyet
Halk Partisi de bir ana muhalefet partisi olarak bu görüþlerin
aksini burada söyleyecektir. Ha, bu konuda deðerlendirmeyi
halkýmýz yapacaktýr. O halk da 22 Temmuzda o deðerlendirmeyi
yapacaktýr. Mesela, biraz önce bir arkadaþýmýz
bahsetti; Türkiye'deki çiftçi kesiminin aldýðý pay
yükselmiþ. Ben size bir þey söyleyeyim: Sizin geldiðiniz
dönemde yüzde 12,5 millî gelirden aldýðý pay, sabit
fiyatlarla; þu anda aldýðý pay yüzde 10,8 sabit
fiyatlarla bu. Benim þeyim deðil bu, buradaki yazýlar.
Yine ayný
þekilde…
MEVLÜT ÇAVUÞOÐLU
(Antalya) - Kaynak söyle.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Mevlütcüðüm, laf söyleme ya! Kaynaklarý söyleriz.
Gelirsin anlatýrým. Biraz sonra yanýma gelirsin,
misafirim olursun, ben sana kaynaklarý veririm. Benim konuþma
þeyimi bozma, otur.
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Yüzde 146'yý düzelt.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Þimdi, artý, buðday yüzde 163 olmuþ…
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Yüzde 146'yý düzelt.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Gelirsin yanýma, gösteririm fiyatlarý.
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Niye oraya geleyim, kürsüde düzelt.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Geleceksin, geleceksin yanýma.
Bak ben seni uyardým,
ne güzel dedim, sen kendi zabýtlarýna bile bakmamýþsýn,
3'ün 1'inden bahsediyorsun memlekete, Türkiye televizyonlarýnda…
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Mühendis, mühendis bak, ilkokul 3'üncü sýnýf
matematiðinden 2 numara verdim sana.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Ben seni uyardýðým hâlde, sen kalkýp
orada yerinden laf atýyorsun bana. Otur oturduðun yerde!
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Yüzde 146'yý anlatmýyorsun!
BAÞKAN - Efendim,
karþýlýklý konuþmayalým. Siz Genel
Kurula hitap edin.
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - 2 numara verdim sana.
BAÞKAN - Sayýn
Badazlý, müdahale etmeyin, lütfen. Sayýn Hatip konuþsun,
dinleyelim.
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Yüzde 146'yý anlatacak burada.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Yine, 2006-2007 sýralarýnda, artýþ,
amonyum sülfatta yüzde 25, amonyum nitratta yüzde 22,6.
FÝKRET BADAZLI (
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Amonyum nitratta yine yüzde 33,3; ürede yüzde 48,4; DAP'ta
yüzde 33,3; kompoze 20-20-0'da yüzde 35,1. Bunlar da kayýtlar arkadaþlar.
Bunlar da Þemsi Bayraktar'ýn, Genel Baþkanýn
basýn bülteninden çýkan kaynaklardan.
Þimdi, yine ayný
þekilde, bir þey daha yapýyorsunuz, onu da söyleyeyim
size. Geçen dönemlerde Kumluca ve Demre'de, diðer yerlerde, narenciyeyle
ilgili, sebzeyle ilgili çok önemli þekilde afetler oldu. Afetlerde,
o dönemlerde bir þey yapmadýnýz, þimdi afet
bölgelerine çay ve þeker daðýtýyorsunuz. Bu,
seçim boncuðu deðil de nedir Allah aþkýna?
FÝKRET BADAZLI
(Antalya) - Sosyal devlet.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Evet, sizin Bakanlar Kurulu kararý, bütün ilçelere
gitmiþ…
Siz, bakýn, Sayýn
Badazlý, o zaman yapacaktýnýz bu yardýmlarý,
o insanlar selin içinde kaldýðý zaman, fýrtýnanýn
içinde kaldýðý zaman, o zaman yapacaktýnýz.
MUZAFFER BAÞTOPÇU
(Kocaeli) - Yapýldý, her türlü yardým yapýlacak.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Þimdi, gelmiþsin, seçimden kýrk beþ
gün önce bu yardýmý yapýyorsun. Olsa olsa,
rüþvettir bunun adý.
AHMET YENÝ (Samsun)
- Ne zaman yapacaðýmýzý size mi soracaðýz?
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Bana sor.
OSMAN AKMAN (
OSMAN ÖZCAN (
NAÝL KAMACI (Devamla)
- Yine ayný þekilde…
MEVLÜT ÇAVUÞOÐLU
(Antalya) - Kanunla ilgili konuþ.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Ha, teþekkür de edeyim sana. Böyle bir kanun teklifini
verdiði için teþekkür etmek istiyorum.
MEVLÜT ÇAVUÞOÐLU
(Antalya) - Ha þöyle, aferin!
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Yani, eksik ama, olsun. Yani, bu memlekete bir faydasý
vardýr. Aslýnda, sadece bu teklif de yetmez, çünkü, örtü
altý seracýlýk yapýlan bölgelerde tarým
ürünlerini üretmek için girdilerin maliyetleri inanýlmaz derecede
yüksektir.
Þimdi, biraz önce
Sayýn Bakanýmýz "Elektrik fiyatlarýný
düþürdük." dedi. Þimdi, burada elektrik fiyatlarýyla
ilgili bilgi aldým.
RECEP YILDIRIM (Sakarya)
- Geldiðimizden beri elektriðe zam olmadý.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Tarýmsal sulamada elektrik 137 kuruþ, giydirilmiþ
fiyatýyla, fatura fiyatýyla. Ancak, ben bir þey
söylemek istiyorum. Bunun yüzde 5'i belediye vergisi, yüzde 18'i
KDV, yüzde 5'i de iletim vergisi. Deðerli arkadaþlar, bu memlekette
"Özelleþtirme" adý altýnda üretimi özelleþtiriyorsunuz,
daðýtýmý özelleþtiriyorsunuz -bu kürsüden
yine sormuþtum Sayýn Bakana- iletimi özelleþtirmiyorsunuz.
Neden acaba? Çünkü, iletimin Türkiye'deki toplam deðeri 35-40
milyar dolar. Eðer iletimi özelleþtirirseniz bunu iletim
firmasý yapacak. Yýlda da yüzde 10 yapsa 4 milyar dolar.
Niye onu yapsýn? Bunu köylü gibi garibanlara, iþçi gibi
garibanlara verin, yükleyin bu yüzde 5'lik katkýyý, onlar
onlarýn yerine bunu öderler. Öyle anlayýþla gitmeye
çalýþýyorsunuz. Bu yanlýþtýr arkadaþlar.
Bu yüzde 18'lik KDV de tarýmsal üretim yapan insanlar için ölüm
ve zulümdür. Çünkü, bu yýl kuraklýk da çiftçinin baþýnda
en büyük sorunlardan bir tanesi. Belki önümüzdeki dönemde küresel
ýsýnmadan dolayý, küresel iklim deðiþikliklerinden
dolayý önemli þekilde külfet olacak. Bu çiftçilerimiz
için önlemi bugünden almakta fayda olduðunu düþünüyorum.
Çünkü, özellikle tarýmsal sulama yapýlmayan alanlarda
ürün rekoltesi çok düþük oluyor. Bu ürün rekoltesini artýrmanýn
yolu da tarýmsal sulamaya destek vermektir. Bunun için de öncelikle
tarýmsal sulamada alýnan yüzde 18'lik KDV ve iletim vergisini
düþürmektir veya kaldýrmaktýr. Bunu yapabildiðimiz
takdirde baþarýlý oluruz.
Þimdi, tabii ki,
örtü altý seracýlýðýnýn en büyük
sorunlarýndan bir tanesi de pazarlama sorunudur. Bu pazarlama
sorunu uzun zamandan beri olmuyor. Sayýn Badazlý burada
her ne kadar "Antalya'dan 300-350 milyon dolarlýk ihracat
yapýldý." dese de, benim þimdi, biraz önce aldýðým
þekilde 224 milyon 894 bin dolarlýk ihracat yapýlmýþ.
Tabii, bu þöyle deðerlendirilebilir: Baþka kaynaklara,
Antalya ya da baþka yerlere götürülen üretim kaynaklarýyla
bu ürün 300 milyon dolara çýkabilir, ancak bu yeterli deðildir.
Antalya'da üretilen ürünler tarýmsal girdilerden dolayý
pahalýdýr. Bu pahalý ürünü bizim ülkemizde
iþçi, memur, orta sýnýf esnafýmýz yiyememektedir.
Bu anlamda, bu ürünlerin tümüne yakýnýný yurt
dýþýna göndermekte fayda var. Ama, biz, kuzeydeki
komþularýmýza çok yakýn olmamýza
raðmen, ne hikmetse, bu stratejik durumumuzu çok iyi deðerlendiremedik
maalesef. Yani bunda geçmiþtekilerin katkýsý vardýr,
þimdikilerin katkýsý vardýr, ama bunun için
öncelikle üretim yapan insanlarýn desteklenmesi lazým.
Nasýl desteklenmesi lazým? Bir fabrikada 30-40 kiþi
çalýþtýðý zaman destekleniyor. Ama gidin
Kumluca'ya, Antalya'ya, her ailenin yanýnda 4 kiþi vardýr,
yani orasý bir fabrikadýr. Üzerinde plastik var
diye, üzerinde cam var diye fabrika sayýlmamasý hatadýr.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Buyurun.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - O yüzden, biz de üretime katkýda bulunuyoruz, insanlarýn
istihdamýna katkýda bulunmaya çalýþýyoruz.
O yüzden, buradaki insanlara teþvikler verilmeli.
Deðerli arkadaþlar,
yine ayný þekilde, gerekçeye baktýðým
zaman, 180 bin dekar alanda, bu örtü altý seracýlýðý
yapýlýyor, fakat bunlarýn 30 bin dekar alan olan bölümlerde
modern seralarla yapýldýðý ve 150 bin dekarýnda
hâlâ geleneksel aile sisteminden kaynaklanan bir devamlýlýkla
sürdüðü söylenmekte.
Arkadaþlar, bakýn,
bu ülkenin iklimi, doðasý, topraðý, her þeyi
hiçbir ülkede yok. Biz, Tunus'takilerle yarýþmak için,
Ýspanya'dakilerle yarýþmak için öncelikle, 150
bin dekar alanlardaki bu örtü altý seracýlýkla
ilgili teþvikler getirmek zorundayýz. Bunlarýn
yenilenmesi, geliþtirilmesi için önlemler almak zorundayýz.
Bunlarýn hepsi birer fabrika olmalý ve üretim yapmalý.
Sadece sanayi üretimiyle, sadece tekstil üretimiyle bu iþler
olmaz. Tarýmdaki insanlarý yerinde tutarak, onlarý
orada geliþtirerek bu ülkenin insanlarýna büyük destek
verebiliriz. Bu desteðimiz olmadýðý sürece insanlarýn
þehirlere göçünü önleyemeyiz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Bitiriyorum.
BAÞKAN - Efendim,
son cümlenizi rica edeyim.
Buyurun.
NAÝL KAMACI
(Devamla) - Þehirlere göçünü önleyemezsek de, maalesef güvenlik
sorunlarýný da çözemeyiz. Bu yasayý, yasa teklifini
-teþekkür ediyorum yine, ayný þekilde- desteklediðimizi
söylüyorum.
Hepinize saygýlar
sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Kamacý.
Þahsý
adýna Ankara Milletvekili Sayýn Faruk Koca…
Þahsý
adýna Kütahya Milletvekili Sayýn Alaettin Güven… Yok.
Sayýn Kamacý,
sýra size geldi; buyurun. Konuþacak mýsýnýz?
NAÝL KAMACI
(Antalya) - Konuþmayacaðým.
BAÞKAN - Teþekkür
ederim.
Þahsý
adýna Tekirdað Milletvekili Sayýn Mehmet Nuri Saygun.
Buyurun Sayýn
Saygun.
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Tekirdað) - Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili
arkadaþlarým; hayýrlý bir kanun teklifiyle
ilgili olarak sizlerle birlikte olmak ve bu kanun metnini paylaþmaktan
duyduðum mutluluðu bir kez daha ifade etmek istiyorum ve bu
kanunu öneren, teklif olarak getiren Sayýn Badazlý'ya
da teþekkür ediyorum.
Ancak, ben buraya konuþma
ihtiyacý duyup niye çýktým deðerli arkadaþlarým?
Az evvel konuþma yapan Adalet ve Kalkýnma Partisinden
milletvekili arkadaþýmýz tarým sektöründen
dem vurdu. Tarýmýn ne kadar iyi durumda olduðundan
bahsetti. Ben Tekirdað Milletvekiliyim, temel aðýrlýðýmýz
tarým. Özellikle tahýl üretiminde, yaðlý bitkiler
üretiminde Türkiye için önemli bir ambarýz.
Þimdi, az evvel
konuþan arkadaþým þunu söyledi: "Buðday
420 liraya çýktý. Daha ne istiyorsunuz?" dedi. Ben
de o arkadaþýma buradan bir soru yöneltmek istiyorum,
Türkiye'deki bütün çiftçiler adýna bunu yöneltmek istiyorum:
Buðday 420 liraya çýktý da Türkiye'de hangi çiftçinin
elinde buðday var? Yani, Türkiye'nin gerçeklerini bilmeden, bugün
buraya çýkýp da "Buðday þu fiyatlara
ulaþmýþtýr." diyorsanýz, bu hakkaniyetli
bir yaklaþým deðildir.
Bakýn, bu ülkedeki
tahýl üreticilerinin, özellikle buðday üreticilerinin
büyük çiftçi olmadýklarý, genelde küçük ve orta boy ölçekli
tarým iþlemleri yaptýklarýný hepimiz
biliyoruz ve hepsinin ekonomik anlamda ihtiyaçlarý olduðu
için, daha buðday hasadýný alýr almaz, borçlarýný
ödemek nedeniyle satmak durumunda kaldýklarýný
da biliyoruz. Aradan bu kadar ay geçmiþ, neredeyse yeni hasat
dönemi geliyor, ama Türkiye'de buðday 420 liraya ulaþmýþ,
þimdi buradan arkadaþlarýmýz çýkýp
diyorlar ki: "Buðday 420 lira oldu ya, daha ne istiyorsunuz!"
Ve þunu söylediler gene buradan: "Efendim, eðer gerçek
deðerini bulmazsa buðday, biz müdahale ederiz." dediler.
Deðerli arkadaþlarým,
dört yýlý aþkýn süredir iktidardasýnýz,
dört yýllýk süre boyunca buðday hiçbir zaman gerçek
deðerini bulmadý, niye hiç müdahale etmediniz? Niye
Ofis alýmlarýný gerçekleþtirmediniz? Niye
piyasaya girerek buðdayýn gerçek rakamýný
bulmasýna yardýmcý olmadýnýz? Bunlarýn
hiçbirini yapmayacaksýnýz, aradan dört sene geçecek,
sonra buraya geleceksiniz diyeceksiniz ki: "Buðday, fiyatýný
bulmazsa biz o zaman müdahale alýmlarý yaparýz."
Beyler, 22 Temmuza iki
ay kaldý, 22 Temmuza iki ay kala bu kürsüye çýkýp
dört yýldýr yapmadýklarýnýzý
"Bundan sonra yaparýz." derseniz, Türkiye'de tarým
sektöründe çalýþan insanlarýn, tarým sektöründen
geçinen insanlarýn hiçbirini inandýramazsýnýz.
Bakýn, size tarýmla
ilgili bakýþýnýza yönelik bir þey ifade
etmek istiyorum. Tarým Bakanýmýz Sayýn Mehdi
Eker bir demeç veriyor basýna: "Türkiye'nin geçmiþte
tarýmsal anlamda kendi kendine yeten ülkelerden biri olduðu
iddiasý tamamen palavradýr." Sayýn Bakanýmýzýn
demeci bu, aynen demeç bu.
Deðerli arkadaþlarým,
çoðumuz on beþ-yirmi sene öncesini hatýrlayacak
yaþtayýz, bir düþünün bakalým, bir geriye dönün,
60'lý yýllara 70'li yýllara bir dönün, o dönemde
Türkiye'nin kendi ürettikleriyle geçinebilecek bir pozisyonda olduðunu,
tarýmýn Türkiye'ye yettiðini hepimiz bilmiyor muyduk,
bunlarýn hepsini duymadýk mý? Hatta ve hatta dünyada
kendi kendine yeten yedi tarým ülkesinden bir tanesi olduðumuzu
iftiharla söylüyorduk. O günden bu yana tarýmý göçerttik,
tarým can çekiþir hâle geldi. Bugün tarýmda kendi
kendimize yetiþemiyoruz. Þimdi, birilerini suçlu bulmak
lazým. Sayýn Bakan da çýkýyor diyor ki, ortada
bir suçlu yok, ama zaten biz eskiden de tarýmdan yetinemiyorduk,
eskiden de bizim ürünlerimiz bize yetmiyordu, diyor.
Deðerli arkadaþlarým,
dört yýllýk uygulamanýzda, benim yöremle ilgili
söylüyorum, buðday hiçbir zaman hak ettiði bedelin karþýlýðýný
almadý, çiçek hiçbir zaman hak ettiðinin karþýlýðýný
almadý. Bunlar yetmedi, bunlardaki düþüþe ilave
olarak tarýmdaki bütün girdiler en az yüzde 100, 2'ye katladý.
Bütün bunlarý göreceksiniz, bütün bunlarý yaþayacaksýnýz,
bu ülkede milletvekilliði yapacaksýnýz, ister istemez
köy köy -hep beraber-gezeceðiz, köylüler size serzeniþte
bulunacak, ama siz bu kürsüye çýkacaksýnýz, diyeceksiniz
ki: Tarým Türkiye'de istediði her þeyi bulmuþtur.
Biz þunu verdik, biz bunu verdik...
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Devamla) - …tarým sektörü çok mutlu diyeceksiniz. Bu inandýrýcý
deðil deðerli arkadaþlarým. Bu doðru bir yaklaþým
deðil. Ýnsanlar yaptýklarýný anlatacaklar,
yapamadýklarý için de çýkýp buradan,
þu konularda eksik kaldýk, umarým gelecek dönem
bunlarý da yapabiliriz diyecekler. Ama yapmadýklarý
þeyleri þu kürsüden, þu Meclisin kürsüsünden yapýlmýþ
gibi anlatarak insanlarý ikna etmeye çalýþmak,
insanlarý kandýrmaya çalýþmak ve 22 Temmuzda
sandýktan bu yalanlara dayalý olarak iktidara gelmenize
vesile olunmasýný saðlamak doðru bir yaklaþým
deðil.
Ben, bu konuda uyarý
görevimi yerine getirdiðime inanýyorum. Hepinize saygýlar
sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Saygun.
Madde üzerindeki görüþmeler
tamamlanmýþtýr.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Karar yeter sayýsý istiyorum.
BAÞKAN - Maddeyi
oylarýnýza sunuyorum ve karar yeter sayýsýný
arayacaðým: Maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar
yeter sayýsý vardýr ve madde kabul edilmiþtir.
4'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAÞKAN - Madde
üzerinde, CHP Grubu adýna Çanakkale Milletvekili Sayýn
Ýsmail Özay.
Buyurun efendim. (CHP
sýralarýndan alkýþlar)
CHP GRUBU ADINA
ÝSMAÝL ÖZAY (Çanakkale) - Teþekkür ederim.
Sayýn Baþkan,
deðerli Meclis üyeleri; gerçekten, büyük bir yýlgýnlýk
içerisinde, bir an evvel konuþmalar bitsin beklentisi içerisinde
bir görüþme yapýyoruz. Ben, bu görüþmeleri, trajikomik
bir yasama çalýþmasý olarak deðerlendiriyorum.
Ne söylediðimin farkýndayým deðerli arkadaþlarým.
Amaç, burada, iyi niyetle Sayýn Badazlý'nýn vermiþ
olduðu önergeyi yerine getirmek, onu kabul etmenin ötesinde,
herkesin aklý, 3 Hazirana kadar Türkiye Büyük Millete Meclisini
açýk tutmaya yönelik beklentileri karþýlamaya
ancak olanak saðlayabiliyor. Burada, 3 Hazirana kadar yapýlacak
olan çalýþmalarda, halkýn yararýna,
çýkarýna yasalarý geliþtirmekten öte, Anayasa
deðiþikliðini gerçekleþtirmek, bunun yanýnda,
referandum yasasýný, hangi saatte, hangi dakikada
olursa, bir olaðanüstü yapý içerisinde dayatabilme anlayýþýndan
kaynaklanýyor.
Bakýn, acil kan
anonslarý vardýr hastanelerde, acil kan istenir. Acaba,
yasama organýna, her karar yeter sayýsý istendiðinde,
bulunduðumuz bölgelerden, bulunduðumuz odalardan acil oy
anonsu yapýlmasýný ne ölçüde doðru karþýlayabiliyoruz?
Deðerli arkadaþlarým,
o yüzden, gerçekten, trajikomik bir yasama çalýþmasý
yapýlýyor. Biz, bu yaptýðýmýz çalýþmalarla,
gelecek nesillere, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çaðdaþ
yapýsýna örnek olarak sunmamýz çalýþmasý
içerisinde olmamýz gerekirken, birbirimizi oyalayan, birbirimizi
bir ölçüde kandýran bir yapý içerisindeyiz.
Her þeye raðmen,
bu yasa üzerinde deðerlendirmeler yapmak istiyorum. Bu yasa
iki konu üzerinde iki farklý yaklaþýmý sergiliyor.
Bir, tarýmda seracýlýkla ilgili girdi maliyetlerinin
düþürülmesi noktasýnda bir iyileþtirmeyi içeriyor;
diðeri de, Belediye Gelirleri Yasasý'ndaki bir düzenlemeyi
içeriyor. Birbirinin boyutlarýndan farklý. Daha önce
de gördüðümüz gibi, nasýl 2/B Yasasýnda 25 yaþ
önerisini getirdiysek, birbirinden tamamen farklý, birbirinden
ilintisi olmayan, amacý dýþýndaki bir uygulama.
Birinci boyutuyla
ele aldýðýmýzda, þüphesiz ki, tarýmdaki
girdi kaynaklarýnýn yetersiz olmasý, girdilerin
yüksek olmasý, seracýlýk sektöründe çalýþan
insanlarýn maliyetinin düþürülmesi adýna olumlu
bir yaklaþým. Ama, deðerli arkadaþlarým,
seracýlýðýn sorunlarýnýn sadece
bir imar harcýnýn alýnmamasýyla, bina harçlarýnýn
alýnmamasýyla çözülebileceðini iddia etmek mümkün
mü? Amaca ulaþýlabilen bir yasa mý?
Biraz önce, elektrikle
ilgili çeþitli deðerlendirmeler yapýlýyor.
121 kuruþtan 179 kuruþa, 135 kuruþa kadar çeþitli
deðerlendirmeler var. Deðerli arkadaþlarým, sadece
bina harcý deðil, cam, profil, fide, gübre, destekleme, seracýlýk
sektöründe bu tür konularýn iyileþtirilmesine yönelik
çalýþmalar yapýlmasý söz konusu iken, sadece
imar haçlarýnda, inþaat harçlarýnda alýnacak
olan parayý azaltmakla bu sorunu çözme olanaðýmýz
yok. Bu, eski bir siyasetçinin tanýmýyla, sadece pansuman
tedbirini yerine getirmektir. Yani, çökmekte olan bir binaya pencere
yapmaktan öteye geçmez.
Bir de þu boyutuna
bakmak lazým: Bu desteklemeye karar verirken kimin sýrtýndan
gerçekleþtiriyoruz bu desteklemeyi? Belediyelerin
sýrtýndan. Hangi belediyelerin sýrtýndan?
Beþ yýldan bu yana hiçbir destek vermediðiniz, kaynak
saðlamadýðýnýz belediyelerin sýrtýndan
gerçekleþtirmeye çalýþýyoruz.
Deðerli arkadaþlarým,
bir de, gerekçede bulunan bir deðerlendirmeyi -atlandý-
bilginize sunmak istiyorum. Seracýlýk alanýnda
kamusal yapýsý güçlü firmalarýn büyük ölçekli
seralar oluþturmak istedikleri; ancak, belediyelerin yüksek
miktarda ruhsat harcý talep etmeleri nedeniyle yatýrým
kararlarýnýn olumsuz etkilendiðinden bahsediliyor.
Þimdi, bu gerekçeye baktýðýmýzda, bu yasanýn
amacý, ufak iþletmelerde seracýlýk üretimi
gerçekleþtiren insanlara yönelik mi, yoksa, büyük ölçekte yatýrým
yapmasý gereken güçlü firmalara yönelik bir yatýrýmýn
önünü açmak mý? Bu deðerlendirmeyi de göz ardý etmemek
gerekiyor.
Deðerli arkadaþlarým,
biraz önce söylediðim gibi, baþkasýnýn kesesinden
harcayarak, bir ölçüde bir teþviki yerine getirmeye çalýþýyoruz.
Dört buçuk yýl içerisinde belediyelere yönelik hiçbir iyileþtirici,
gelir kaynaklarýna yönelik düzenleme yapýlmamýþtýr.
Bakýn Belediyeler Yasasý'na… Gelir Yasasý'ndaki
iki düzenleme gerçekleþmiþ. Bunlardan bir tanesi, 25 Aralýk
2003 tarihinde çevre temizlik vergisi artýrýlmýþ,
30/12/2004 tarihinde harçlar vergisi yükseltilmiþ. Baþka
hiçbir iyileþtirme, belediye gelirlerini artýran yapýlanma
gerçekleþtirilmemiþ.
Uzun bir süre, Belediye
Yasasý'ndaki deðiþiklikler görüþülürken, 2004
yýlýndan itibaren baþladýðýmýz
görüþmelerde, bu hizmetlerin yerine getirilebilmesi için
bunlarýn arkasýna Gelirler Yasasý'nýn muhakkak
getirilmesi gerektiðini hep birlikte savunduk. Zaman zaman,
Adalet ve Kalkýnma Partisinden arkadaþlarýmýzla,
hemen arkasýndan belediye gelirlerinin artýrýlacaðýna
yönelik yasanýn hazýr olduðu, bu çalýþmanýn
bir an evvel yapýlacaðý sözlerini aldýk. Hepiniz
hatýrlarsýnýz, Aralýk 2006 yýlýnda,
bu yasama döneminin baþýnda Belediye Gelirleri Yasasý'nýn
artýrýlacaðýna dair bir taslak, tasarý
önümüze geldi, ama, Þubat 2007'de, acil, alt komisyonlara havalesi
söz konusuyken birden ortadan kalktý gitti.
Deðerli arkadaþlarým,
Belediye Gelirleri Yasasý, Belediyeler Yasasý bir
bütün içinde ele alýnmasý söz konusuyken, maalesef, bu
dönemde bu çerçeve içerisinde ele alýnmamýþtýr.
Nasýl ki tarýmýn sorunlarýný birlikte
düþünüp sera üretimini gerçekleþtiren insanlarýn
sorunlarýný bir topluluk içerisinde ele almamýz
söz konusu olmasý gerekirse, yerel yönetim yasalarýný
da bir bütünlük içerisinde ele almamýz gerekiyordu.
Belediye yasalarýna
yönelik, Ocak 2003 yýlýnda arkadaþlar, Hilton'da
bir toplantý yapýldý Ýçiþleri Bakanýnýn
çaðrýsýyla, dendi ki: Olgunlaþmýþ
belediye yasalarý var, bunlarý artýk yürürlüðe
koyacaðýz.
Aðýrlýklý
þekilde yerel yönetimden gelen arkadaþlarýmýzýn
olduðu göz önüne alýnacak olursa, gerçekten on yýldan
bu yana olgunlaþmýþ olan bir yapýnýn yasalaþmasý
konusunda ümit vericiydi. Ama, Nisan 2003'e kadar bu yasa görüþülmedi,
ocak sonunda birden ortadan kalktý, çünkü iþe esas oðlan
müdahale etti. Bir gün Cumhuriyet Halk Partisi grup toplantýsýnda
Mehmet Ali Þahin, Sayýn Bakanýmýz ve Ömer Dinçer,
o günkü vasfýyla danýþman olarak geldiler ve Kamu
Yönetimi Temel Yasasý'ný ortaya çýkardýlar.
Kamu Yönetimi Temel
Yasasý, hiçbir þekilde belediyelerin on yýllýk
tartýþma içerisinde oluþan, olgunlaþan yapýsýný
ortaya çýkarmak deðil, Türkiye'nin demokratik ve üniter
yapýsýný ayaklar altýna alabilecek bir anlayýþ
içerisinde ortaya çýkarýlan bir yasaydý, bir teklifti.
MUZAFFER BAÞTOPÇU
(Kocaeli) - Hiç alakasý yok. Üniter yapýyla hiç alakasý
yok.
ÝSMAÝL
ÖZAY (Devamla) - Hiç alakasý yok… "Hiç alakasý
yok" idiyse niçin onu yasa teklifi olarak, niçin yasa tasarýsý
olarak gündeme getirme cesaretini gösteremediniz?
MUZAFFER BAÞTOPÇU
(Kocaeli) - Lütfen… Lütfen, sözcüklerinizi düzgün seçiniz. Lütfen...
ÝSMAÝL
ÖZAY (Devamla) - Sözcüklerime dikkat ediyorum.
Deðerli arkadaþlarým,
peki, eðer öyle deðil idiyse, o tasarýyý, temel
yasayý niçin gündeme getiremediniz? O temel yasayý
sonra parçalayarak, bir ölçüde kuþa çevirerek, ama yangýndan
mal kaçýrýrcasýna, adým adým, Belediyeler
Yasasý olarak gündeme getirdiniz. Peki, getirdiniz, ne oldu
2004 yýlýnda? Dört yýl içerisinde Belediyeler Yasasý'yla
ilgili otuza yakýn deðiþiklik önergesi verdiniz.
Deðerli arkadaþlarým,
beton dökümünden, Sosyal Yardýmlaþma Fonu'nun idaresinden,
belediye meclislerinin olaðan toplantýsýna kadar
yazboz tahtasýna çevirdiniz. Þimdi de ayný anlayýþla
bunu getiriyorsunuz. Örneðin, geçen hafta görüþtük daha,
Belediye Yasasý'nda belediye meclislerinin olaðanüstü
toplantýsýný. Yýlda on iki kere toplanýyor
belediye meclisleri. Peki, niye ihtiyaç duyuldu? Belediye meclislerinde
görüþülen konularýn yüzde 95'inin imar konusu olduðunu
herkes biliyor.
Deðerli arkadaþlarým,
rant anlayýþý içerisinde meclisleri iþgal
etmek, bir yerde yerel yönetimleri bu iþin içerisine alet etmek
bizim Meclisimize yakýþan bir yaklaþým deðildi.
Ankara'da bir sivil
toplum kuruluþunun toplantýsýna katýldýðýmda,
orada bulunan insanlar þunu söylediler: "Biz ÝRÜPAM
toplantýsýna gidiyoruz." Zannettim ki yeni bir sivil
toplum... Evet, açýlsýn sivil toplum yapýlanmasý.
Sordum "Nedir ÝRÜPAM?" diye. Söyledi, belediye meclis
toplantýsýna gidiyormuþ. "Ýmar Rantý
Üretim ve Paylaþtýrma Meclis" toplantýsý
olmuþ bunun adý arkadaþlarým.
Deðerli arkadaþlarým,
belediye yasalarýna bu anlamdaki müdahaleler, bugün olduðu
gibi, hiçbir þekilde, çaðdaþ bir yerel yönetim anlayýþýný
Türkiye'ye getirme noktasýnda bize olanak saðlamayacaktýr.
Ben sözlerimi bitirirken
þunu söylemek istiyorum: Sözlerimin baþýnda
"3 Hazirana kadar oyalama Meclis toplantýlarý yapýyoruz..."
Sayýn Badazlý'nýn verdiði önergeyi saygýyla
karþýlýyorum. Olumlu oy vereceðiz o boyutuyla.
Kendisini takdir ediyorum, ama bu önergenin yerel yönetim yasalarýný
rencide eden boyutuna da dikkatlerinizi çekmek istedim.
Sanýrým,
Sayýn Baþbakanýn ifade ettiði gibi, Meclisimizin
de önüne bu þekilde yasalarý getirerek, çelik çomak oynamamýza
yönelik bir çalýþma yapýlýyor. Bir sürü yasa
görüyoruz, 3'üncü maddesine kadar görüþülüyor, 4'üncü maddesi
geri çekiliyor. Deðerli arkadaþlarým, bana þunu
hatýrlatýyor bu toplantý: Bugün, Türkiye'de bizim
olaðanüstü ortamda konuþmamýz gereken çok önemli konular
var. Bu konularý konuþurken, Bizans'ta meleklerin cinsiyeti
hakkýnda konuþan meclisleri anýmsýyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
ÝSMAÝL
ÖZAY (Devamla) - Biz, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bugün terörü
konuþmalýyýz. Her gün birkaç insanýmýzý
yitirdiðimiz terörü bugün burada konuþmalýyýz.
ABD'nin ihlallerini, kapýcýsýna vereceðimiz
sadece notalarla deðil, gelip burada Türkiye Büyük Millet Meclisinde
konuþmalýyýz. Peki, tren kazasýnda çýkan
silahlarýn ne olduðu konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisinin
bilgilenmeye hakký yok mu!
Deðerli arkadaþlarým,
bu sorumluluk içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde daha duyarlý
çalýþýlmasýný diliyorum, hepinize
saygýlar sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Özay.
Þahsý
adýna Ankara Milletvekili Sayýn Faruk Koca... Yok.
Þahsý
adýna Kütahya Milletvekili Sayýn Alaettin Güven...
Yok.
Sayýn Özay,
þahsýnýz adýna isteðiniz var, konuþmak
istiyor musunuz efendim?
ÝSMAÝL
ÖZAY (Çanakkale) - Evet.
BAÞKAN - Buyurun.
ÞÜRKÜ ÜNAL (Osmaniye)
- Yalnýz, sakin sakin...
ÝSMAÝL
ÖZAY (Çanakkale) - Teþekkür ederim ikazýnýza, ama,
vücut diliyle ilgili yaklaþýmlarý da, daha etkili
olmasý bakýmýndan daha iyi anlatabilirim düþüncesiyle
de, bunu gerçekleþtiriyorum. Otuz yýllýk siyasetçi
olarak nasýl konuþmam gerektiði konusundaki deðerlendirmenizi
saygýyla dinliyorum, ama, beni çok yönlendireceðini de
zannetmiyorum.
Deðerli arkadaþlarým,
bu yasayla ilgili eksik kalan bir iki, müsaade ederseniz, deðerlendirmeyi
de yapmak istiyorum: Deðerli arkadaþlarým, teknik
anlamda bakýldýðýnda bu yasanýn da eksiklikleri
var. Þüphesiz ki, amaca yönelik bu tür deðiþiklikler
yapýlabilir. Mesela, hangi kýsýmlarý deðiþiyor?
Ek 2'nci maddeye bir paragraf ekleniyor, 80'inci maddede deðiþiklik
yapýlýyor. Yani, yasa tekniðine de tam manasýyla
uyulmuþ deðil. Mesela, ek 6'ncý madde, tarifeleri içeriyor.
Nedir? Konut ve ticarethane. Altýna "tarýmsal amaçlý"
diye yazýlarak bunun tümünün bedelinin, 1 lira, 100 YTL veya
daha düþük bir rakam deðilse amacýna ulaþýlmýþ
olabilir. Bunu þunun için söylüyorum: Her seferinde tanýmlarla
ilgili yeni göndermeler yaptýðýmýzda bir sürü
sýkýntýlarla karþýlaþabiliriz.
Örneðin, yarýn birisi kalkar, peki, spor alanlarýyla
ilgili veya engellilerle ilgili veya baþka bir konuyla ilgili
imar harçlarýndan muaf tutalým yaklaþýmý
getirecek olursa bunun sonu olmaz. Sonunda bu yasa giderek deliniyor,
bir þekilde yasa yapma tekniðine de aykýrý bir
yapý oluþturuyor. Mesela, -iyi niyetli- Sayýn Badazlý,
bu inþaat harcýnýn kaldýrýlmasýný
düþünmüþ, önermiþ. Ama bakýn, iþ yeri açma
ruhsat harcý var, muayene ruhsat rapor harcý var, saðlýk
belgesi harcý var, harcamalara katýlým payý
var.
Deðerli arkadaþlarým,
bunlar cüzi rakamlar olabilir, ama bürokrasiye boðan bir yapý
içerisinde, en azýndan, benim kýsa sürede tespit edebildiðim
dört maddenin, dört harcýn daha alýnmasý söz konusu.
Amaca tam manasýyla ulaþýlmamýþ bir yapýyý
oluþturuyor.
Deðerli arkadaþlarým,
her þeye raðmen bizim de olumlu oy vereceðimiz bu yasanýn
hayýrlý olmasýný dilerken, özellikle
þunu söylemek istiyorum son sözlerimle: Son uygulamalarda,
son dönemlerde özellikle, demokrasiye yönelik, askerî rejimlere
yönelik, darbelere yönelik çeþitli söylentilerin, çeþitli
iddialarýn ön plana alýndýðý, konuþulduðu
deðerlendirmeler yapýlýyor.
Deðerli arkadaþlarým,
bakýn, zaman zaman, burada bulunan arkadaþlarýmýz,
Adalet ve Kalkýnma Partisinden arkadaþlarýmýz,
katýlýmcýlýk konusunda çok aktif çaba sarf
ettiklerini ifade ediyorlar. Ama, katýlýmcýlýðýn,
sürekli olarak sadece kendi kabullerinin dayatmacýlýk
yapýsý içerisinde ortaya serildiðinin farkýnda
deðiller.
Bakýn, eðer
sorun demokrasiyse, bugün gündeme almamýz gereken, belki bugünlerde
konuþmamýz gereken, terörün dýþýnda,
bazý, önümüzde gündem maddeleri vardý. Ben hatýrlatýyorum
Adalet ve Kalkýnma Partisi grup yöneticilerine, örneðin,
Eylül 2006'da Türkiye'deki 12 Mart, 12 Eylül, 28 Þubat askerî darbeleri
veya bu tür çabalarla ilgili Meclis araþtýrma önergesi
verdik. Bu denli, Türkiye'de demokrasiye baðlý bir yapý
içerisindeyseniz, Türkiye'de çeþitli demokratik baskýlara
karþý tavýr takýnan bir anlayýþýnýz
var idiyse, iki yýldýr Parlamentonun gündeminde bulunan
bu araþtýrma önergesini niye deðerlendirmediniz?
Deðerli arkadaþlarým,
bakýn, size baþka bir þey daha söyleyeyim. Hükûmetin,
olumlu bir yaklaþým içerisinde, iþkenceye karþý
sözleþmenin ek protokolünü bir buçuk sene önce onayladýðýný
biliyorsunuz. Parlamentonun gündemine iki yýldan beri ek
sözleþmeyi niye getirmiyorsunuz? Eðer, Behiç Aþçý'nýn
açlýk grevinin çözümü konusunda, bireysel çözümlerde, sadece
Meclis Baþkanýmýzýn çabasýyla bu
iþin çözümleneceðine inanýyorsanýz, bu çözümlenmez,
bu demokrasi deðil.
YEKTA HAYDAROÐLU
(Van) - Maddeye gel maddeye!
ÝSMAÝL
ÖZAY (Devamla) - Eðer "Ýmralý'daki tutuklu zehirlendi
mi?" iddiasýyla dünyayý ayaða kaldýrmaya
kalkýyorsa, onun önlemi demokratik bir denetimdir. O da ancak,
bu ek protokolün imzalanmasýndan geçer. Peki, sevgili Adalet
ve Kalkýnma Partililer, 301'inci madde ne oldu, Sendikalar Yasasý
ne oldu, Seçim Yasasý ne oldu, Siyasi Partiler Yasasý
ne oldu?
GÜLSEREN TOPUZ
(Ýstanbul) - Çýkacak, çýkacak, hepsi çýkacak.
ÝSMAÝL
ÖZAY (Devamla) - Deðerli arkadaþlarým, demokrasiye
havari kesilirken, demokratik sözcükleri ifade ederken sadece
kendi çýkarlarýnýza yönelik sözcüklerle yetinmeniz
sizi zaafa götürecektir. Diliyorum ki, önümüzdeki Parlamento, daha
tutarlý demokratik mücadelenin verildiði bir yapý
içerisinde olacaktýr.
Yasanýn hayýrlý
olmasýný diliyorum, hepinize saygýlar sunuyorum.
(CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Özay.
Madde üzerindeki görüþmeler
tamamlanmýþtýr.
Maddeyi oylarýnýza
sunuyorum…
HALUK KOÇ (Samsun) -
Karar yeter sayýsý istiyorum.
BAÞKAN - …ve
karar yeter sayýsý arayacaðým.
Maddeyi
Efendim, elektronik
cihazla yapacaðým oylamayý ve üç dakika süre vereceðim.
Oylamayý
baþlatýyorum.
(Elektronik cihazla
oylamaya baþlandý)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, bundan sonra yasanýn tümünün oylamasýný
yapacaðým, onun için arkadaþlarýmýz ayrýlmasýnlar.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Uyarmayýn Sayýn Baþkan. Niye benim iþimi bozuyorsunuz?
(Elektronik cihazla
oylamaya devam edildi)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, karar yeter sayýsý vardýr ve
madde kabul edilmiþtir.
Teklifin tümü açýk
oylamaya tabidir.
Açýkoylamanýn
þekli hakkýnda Genel Kurulun kararýný alacaðým.
Açýkoylamanýn
elektronik oylama cihazýyla yapýlmasýný
oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiþtir.
Oylama için üç dakika
süre vereceðim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin
teknik personelden yardým istemelerini, bu yardýma
raðmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarýný,
oylama için öngörülen üç dakikalýk süre içerisinde Baþkanlýða
ulaþtýrmalarýný rica ediyorum.
Ayrýca, vekâleten
oy kullanacak sayýn bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten
oy kullandýðýný, oyunun rengini ve kendisinin
adý ve soyadý ile imzasýný da taþýyan
oy pusulasýný, yine, oylama için öngörülen üç dakikalýk
süre içerisinde Baþkanlýða ulaþtýrmalarýný
rica ediyorum.
Oylama iþlemini
baþlatýyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapýldý)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, Belediye Gelirleri Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi'nin yapýlan
açýk oylama sonucunu açýklýyorum:
Kullanýlan oy
sayýsý : 240
Kabul : 239
Çekimser : 1 (x)
Böylece, teklif kabul
edilmiþ ve kanunlaþmýþtýr; hayýrlý
olmasýný diliyorum.
(x) Açýk oylama kesin sonuçlarýný
gösteren tablo tutanaðýn sonuna eklidir.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Bakan teþekkür etmeyecek mi Sayýn Baþkan? Altý
buçuk saattir kanun çýkartýyoruz.
BAÞKAN - Efendim,
Sayýn Bakanýmýz kýsa bir teþekkür konuþmasý
yapacaklardýr.
Buyurun efendim. (AK
Parti sýralarýndan alkýþlar)
HALUK KOÇ (Samsun) -
Anamýzýn ak sütü gibi evet oyu verdik.
ENERJÝ VE TABÝÝ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HÝLMÝ GÜLER (Ordu) - Haklýsýnýz.
Sayýn Baþkan,
deðerli milletvekilleri, son derece önemli olan bir kanunu deðerli
oylarýnýzla inþallah yürürlüðe sokuyoruz.
Seracýlýk
son derece önemli bir kanun. Buna bir Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný
olarak da, jeotermal enerjiyle de bu seracýlýðý
ayrýca kalkýndýrmaya çalýþmaktan ayrýca
gurur duymaktayýz.
Ben, Baþkanlýk
Divanýna, deðerli bürokratlara, baþta iktidar partimiz
AK Parti olmak üzere, muhalefet de dâhil olmak üzere, bütün milletvekillerine
özellikle teþekkür ediyorum.
Saygýlar sunuyorum.
(Alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyoruz Sayýn Bakan.
5'inci sýrada
yer alan, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaþ'ýn, Kamu
Ýhale Kanunu ve Kamu Ýhale Sözleþmeleri Kanununda
Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi
ile Bayýndýrlýk, Ýmar, Ulaþtýrma
ve Turizm Komisyonu Raporu'nun görüþmelerine baþlýyoruz.
5.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaþ'ýn,
Kamu Ýhale Kanunu ve Kamu Ýhale Sözleþmeleri Kanununda
Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi
ile Bayýndýrlýk, Ýmar, Ulaþtýrma
ve Turizm Komisyonu Raporu (2/1039) (S. Sayýsý: 1439) (x)
BAÞKAN - Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1439
sýra sayýyla bastýrýlýp daðýtýlmýþtýr.
Teklifin tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna Ýzmir Milletvekili
Sayýn Erdal Karademir. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
Buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA ERDAL
KARADEMÝR (Ýzmir) - Teþekkür ediyorum Sayýn
Baþkan.
Sayýn Baþkan,
deðerli milletvekilleri; Kamu Ýhale Kanunu ve Kamu
Ýhale Sözleþmeleri Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adýna söz aldým. Hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Deðerli arkadaþlarým,
Parlamentonun çalýþma süreci pazar günü sona eriyor.
Bu kanun tasarýsý 28 Mayýsta Türkiye Büyük Millet
Meclisi Baþkanlýðýna verildi, hemen komisyonlara
getirildi ve bugün de burada görüþüyoruz.
Deðerli arkadaþlarým,
Kamu Ýhale Kanunu, bildiðiniz gibi, çok önemli temel kanunlardan
bir tanesidir. Ýhale deyince aklýmýza önce yolsuzluklar
gelir. Bu Kanun 2002 yýlýnda yapýldý. Ayný zamanda
Kamu Ýhale Kurumu da kuruldu bu Kanun'la beraber. Bu þu
demektir: Türkiye'de 2002 yýlýndan önce ihale deyince
akla gelen yolsuzluklarý yok etmek, daha þeffaf ortamlarda
ihale yapmak, kamu deðerlerini korumak gibi bir anlayýþla,
bir þeffaflýk anlayýþýyla bu Yasa getirildi.
Ama, Adalet ve Kalkýnma Partisi, dört buçuk yýllýk
iktidarý süresince bu Yasa'nýn yüzlerce kez deðiþik
maddelerinde deðiþiklik yaptý. Dolayýsýyla,
Parlamentonun son çalýþma günlerinde yine Kamu
Ýhale Yasasý'nda yapýlan bu deðiþiklik,
gerçekten, hemen bir yolsuzluk olayýnýn da içinde olabileceði
ihtimalleri akla getiriyor.
(x) 1439 S. Sayýlý Basmayazý
tutanaða eklidir.
Deðerli arkadaþlarým,
bu yasa, komisyona geldiðinde bir önemli maddeyi içeriyordu.
Ama, bu madde o kadar önemliydi ki, Kamu Ýhale Yasasý'nýn
tüm içeriðini yok eden, tamamen ortadan kaldýran, ihalelerde
büyük bir kara delik açan bir anlayýþla getirilmiþti
ve böylesi önemli bir ihale teklifinde, ne yazýk ki, gerek bizleri,
komisyon üyelerini gerek parlamenterleri hiç bu yasanýn neyi
getirdiði, neyi götürdüðü, neyin ne kadar olumlu olduðu,
neyin ne kadar olumsuz olduðu anlamýndaki çalýþmalarýmýzý,
bilgi almamýzý saðlayacak hiç de zaman verilmemiþti.
Akþamüstü odalarýmýza geldi, ertesi gün komisyona
gittik, bu yasa teklifini görüþmeye baþladýk. Bu
kadar önemli bir temel yasadaki bu deðiþiklik, gerçekten,
bu Büyük Millet Meclisinin süresinin iki gün kalmýþ olmasý
sürecinde getirilmiþ olmasý da hiç kaygýlarýmýzý
ortadan kaldýrmadý.
Deðerli arkadaþlarým,
bu kanun teklifi neleri içeriyor? Bildiðiniz gibi, 4734 sayýlý
Kamu Ýhale Yasasý'nýn 2'nci maddesine bir ek madde
getiriyor. Burada, kanun teklifini getiren Sayýn Mustafa
Elitaþ þöyle bir deðiþiklik önermiþ. Komisyona
getirilen teklif aynen þöyle, kapsamý itibarýyla
söylemek istiyorum.
BÜLENT BARATALI
(Ýzmir) - Erdal Bey, arkadaþlarýn iþi bitsin
de… Sizi dinleyemiyoruz.
BAÞKAN - Bir dakika
Sayýn Karademir.
Deðerli arkadaþlar,
AK Parti Grup Baþkan Vekilliði bölümündeki arkadaþlar
yerine otursun bir defa. Herhangi bir müzakereniz varsa oturduðunuz
yerden yapýn.
Buyurun.
ERDAL KARADEMÝR
(Devamla) - Teþekkür ediyorum Sayýn Baþkan.
Bu teklifi getiren
Sayýn Mustafa Elitaþ, getirdiði teklifte, þöyle
bir kapsam içinde ihalede yeni bir deðiþiklik öneriyor: Kamu
Ýhale Kanunu ve Kamu Ýhale Sözleþmeleri Kanunu'nda
tüm idarelerce kapsayacak þekilde Kamu Ýhale Yasasý'nda
deðiþiklik içeren bu tasarýda "Ýdareler
-yani, tüm idarelerden kastediyor- bu Kanunda öngörülen temel ihale
usullerini uygulamak kaydýyla ihtiyaç duyduklarý mal
veya hizmet alýmlarýna iliþkin çerçeve sözleþmeler
yapabilir ve bu çerçeve sözleþmelere istinaden alým
ihaleleri düzenleyebilir."
"Çerçeve sözleþmeler"
ibaresi Kamu Ýhale Yasasý'na ilk defa gelen bir yaklaþým.
Burada iþin özeti þu: Bildiðiniz gibi, Kamu Ýhale
Yasasý'nýn getirdiði bir süreci kýsaltmak anlayýþýyla
teklif alma usulü getiriyor. Yani, Kamu Ýhale Yasasý'nýn
tüm temel anlayýþýný ortadan kaldýrýyor,
artýk bundan sonraki ihaleleri teklif almak suretiyle yapýlabilir
hâle getiriyorlar.
Tabii, böylesi geniþ
çaplý, tüm idareleri kapsayan bu teklife karþý Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu olarak komisyonda ciddi tartýþmalar
yaptýk. Gerekçeleri tartýþýrken Saðlýk
Bakanýmýz katýldý ve gerekçeler de hep
þunun üzerine kuruldu: Saðlýk hizmeti veren kurumlarýn
aldýðý mal ve hizmetlerin sürekli olduðu, bunlarýn
miatlý olduðu, stoklu çalýþmak gerektiði,
hangi ilacýn ne zaman, hangi süreçte biteceðinin bilinmemiþ
olmasý, stoklarda bittiði an ihale sürecinin de uzun sürmesinden
dolayý bu mal ve hizmetlerin eksik kaldýðý anlamýnda
gerekçeler sundu. Bu, gerçekten halkýn saðlýyla ilgili
bir yaklaþým olduðu için olumlu gibi görüyordu, bir
anlamda duygusal bir yaklaþým içindeydi. Oysa teklif, biraz
önce de ifade ettiðim gibi, tüm kurumlarý, idareleri kapsadýðý
için çok geniþ bir alaný kapsýyordu. Yani, aklýmýza
gelen -belediyelerden- tüm kamuya ait idarelerin ihale yöntemleri
deðiþtiriliyordu. Böyle bir anlayýþla getirildi.
Ýþte, gerekçede veya Sayýn Bakanýn ifade ettiklerinin
tam dýþýndaydý bu olay.
Ne yazýk ki, bu
tartýþmalar esnasýnda, Cumhuriyet Halk Partisinin
bu yasanýn olumsuzluklarýný komisyonda yeteri
kadar açýklamasýndan sonra, belli AKP'li milletvekili
arkadaþlarýmýzýn da bizim bu eleþtirilerimize
olumlu yaklaþýmý sayesinde kapsam daraltýlmýþtýr.
Dolayýsýyla kapsam, bundan sonra sadece saðlýk
hizmeti veren kurumlarý kapsayacak þekilde daraltýlmýþtýr.
Ama "Bu yeterli midir, bu, gerçekten ihalelerdeki yolsuzluklarý
ortadan kaldýrmaya yeterli olacak mýdýr?" diye
soru sorduðumuzda yeterli olmayacaktýr, çünkü, bunun
içinde "mal ve hizmetler" diyor. Mallar, belki saðlýk
hizmetlerinde gerekli olan ilaçlar olabilir, týbbi malzemeler
olabilir, ama "hizmetler" deyince, akla güvenlik hizmetlerinden
tutun, temizlik hizmetlerine kadar birçok ihale artýk o kurumlarda
bir teklif alma usulüyle getirilmiþ olacaktýr. Bu anlamda
olumsuzluklarý giderilmiþ deðildir. Ama, o kadar geniþ
kapsamdaki bir yasa teklifinin bu anlamda daraltýlmýþ
olmasý da gerçekten… Olumlu bir anlayýþla, biz buna
bu boyutuyla destek verdiðimizi ifade etmek istiyorum.
Yasanýn
iþleyiþi þöyle olacaktýr deðerli arkadaþlarým,
komisyonda kapsamý þu þekilde deðiþtirdik:
"Saðlýk hizmeti sunan idareler ve bu kanunda öngörülen
temel ihale usullerini uygulamak kaydýyla sürekli biçimde
ihtiyaç duyduklarý mal ve hizmet alýmlarýna
iliþkin çerçeve sözleþmeler yapabilir ve çerçeve sözleþmelere
istinaden alým ihaleleri düzenleyebilir. Çerçeve sözleþme
kapsamýnda temin edilecek mal ve hizmet alýmlarý,
Kamu Ýhale Bülteninde ilan edilir."
Þimdi, hemen burada
bir olumsuzluðu da -bu yasanýn- getirmek istiyorum. Bildiðiniz
gibi, Kamu Ýhale Kanunu'ndaki ihalelerde özellikle gazete
ilanlarý çok önemlidir. Anadolu basýnýmýzda
bütün bu ihaleler ilan edilirdi, ama bu yasayla bundan sonra saðlýk
hizmetlerinin yapýlacaðý ihalelerde ne yazýk
ki basýnýmýzda ilan edilmeden sonuç alýnacaðý
için, Anadolu basýnýmýz olumsuz anlamda da etkilenecektir
diye düþünüyorum. Bu anlamdaki bu eksikliðin giderilmesi
konusunda deðiþiklik önergesi gelebilir. Bu da bu þekilde
düzeltilirse, bu yasanýn olumsuz yanlarý bir çerçevede
yok edilebilir. Yine, ilanda çerçeve sözleþme kapsamýnda
karþýlanmasý planlanan tahminî ihtiyaç miktarlarý
da gösterilmek suretiyle bültende ilan edilecek.
Deðerli arkadaþlarým,
çerçeve sözleþmeye taraf olan tedarikçi veya hizmet sunucularý
tarafýndan verilen teklifler, ekonomik açýdan en avantajlý
tekliften baþlanmak suretiyle yirmi beþi geçmemek üzere
listeye alýnýrlar, deniliyor ve üçten de az olmayacak.
Bunu þöyle açýklamakta yarar var: Bundan sonra saðlýk
hizmeti veren kurumlar, önce çerçeve sözleþmesi ihalesi yapacaklar,
öngörecekler; alacaklarý, sürekli alacaklarý mal ve
hizmetleri ve bunlarý tedarik eden firmalarý çaðýracaklar
-bu firmalar kýrk olabilir, elli olabilir, ama bunlarýn
verdiði teklifler en avantajlý kesimden yukarýya
doðru sýralanarak yirmi beþte kýsýtlý
kalacak- artýk o kamu saðlýk hizmeti veren kurumlarýn
mevcut tedarikçileri de mevcut tedarikçileri de bundan sonra üç
yýl boyunca belirli hâle gelecekler. Dolayýsýyla,
saðlýk hizmeti veren kurum, bundan sonra, bu listedeki firmalardan
ihtiyaç duyduðu mal ve hizmetleri teklif alma usulüyle artýk
ihale yapacaktýr. Yani, biraz önceki anlattýðým
usul, bir yandan da proforma faturalarýnýn ihalesi gibi
akla geliyor. Yani, önceden bir fiyat verecekler, bu birim fiyatlar
üç yýl süreci de kapsayacak þekilde olacak. Bu proforma
faturalar üzerinden kurumlar, ihtiyaç duyduðu mal ve hizmetleri
artýk teklif alma suretiyle ihalelerini yapabileceklerdir.
Dolayýsýyla, bir ihale sürecinin kýsalmasý
söz konusudur, bunu öngörmektedir.
"Yapýlan
çerçeve sözleþme kapsamýnda alýnacak mal ve hizmetler…
Listede yer alan istekliler teklif vermeye davet edilir." deniliyor
burada. Dolayýsýyla, davet veren, davet edilen firmalar
da teklifleriyle beraber davet yazýsýna, alým konusu
mal ve hizmetlerin miktarýný, teslim tarihini, teslim
þartlarýný gösteren þartnameyi de, ayrýca
bir þartnameyi de imzalamak durumunda kalacaklardýr.
Ýstekliler tekliflerini
en geç üç gün içinde hazýrlayacaklar. Çerçeve sözleþmeye
esas olan teklif bedelini aþmamak üzere tekliflerini vermeleri
istenir, deniliyor. Dolayýsýyla, bu tekliflerin avantajlý
olan -en avantajlý ihale teklifi- teklif sahibine ihale edilecek,
böylece ihale sonuçlanmýþ olacak.
Ýstekliler yeterliliklerini
her yýl yenilemek zorunda olacaklar. Yani, biraz önce de ifade
ettim, yirmi beþ taneyse bu istekli grup, her yýl yeterli
olduklarýný, kuruma, yeterliliklerini belgelemek
zorundadýrlar.
Yine, davet edilip de
2 defa davete iþtirak etmeyen istekliler ise o listeden
çýkarýlacaklardýr.
Yine, tabii, þu
da var: Ýdareler çerçeve sözleþmenin dýþýna
baðlý, yani, buna sürekli baðlý kalmak zorunda
da deðiller. Yine, bazý mal ve hizmetleri normal ihale yasalarýna
göre de alabileceklerdir.
Deðerli arkadaþlarým,
þimdi, "Bu teklifin olumsuzluklarý nelerdir?"
diye sorduðumuzda, buradaki mal ve hizmetlerin bu üç yýllýk
süreç içindeki fiyat artýþ ve eksiliþleri anlamýnda
-elbette Türkiye'de bir enflasyon var, fiyatlar bazen artacaktýr,
ama bazý fiyatlar da düþebilecektir. Tabii üç yýl
önce verdiði bir fiyat teklifi var- kamunun zarar görmemesi anlamýnda,
idarelerin zarar görmemesi anlamýnda, eðer eksilmiþ
ise fiyatlarda -yani bir ilacýn fiyatý bugüne göre üç
yýl sonra eksilebilir- bu anlamdaki, kamu zararý görmesi
anlamýndaki olay nasýl çözülecek dediðimizde, burada,
bu yasada yeteri açýklýk yoktur. Yani, burada eksik
olan bu ilaçlarý veya saðlýk hizmeti veren mal ve hizmetlerin
enflasyon oranýna göre belki bir artýþ veya eksiliþi
de göz önünde tutulmalýdýr. Bu, yasanýn dýþýnda
çýkabilecek bir yönetmelikle belki çözülebilir. Bu yasada
bu çünkü yok demektir. Eðer, sadece istekliler zamanýnda
verdikleri teklifler üzerinden fiyat vermeye devam ederlerse yine
kamu zararý olabilir diye düþünüyorum. Bunun da giderilmesi
gerekiyor.
Biraz önce bahsettim
-arkadaþlarýmdan da iþaret aldýðým
kadarýyla- özellikle Anadolu basýnýnýn
ilan gelirlerinin azalmamasý için çaba sarf etmek zorundayýz.
Çünkü, basýn çok önemli, basýn özgürlüðü çok önemli.
Eðer basýn yaþayamazsa -özgürlükler- Türkiye'deki
olumlu veya olumsuz gidiþatlarý kamuoyuyla paylaþmak
mümkün olmayabilir. Bunlarý yaþatmak hepimizin görevi
olmalýdýr diye düþünüyorum.
Tabii, bu Ýhale
Yasasý'ndaki üç yýl boyunca listedeki yer alan firmalar
demek, bir anlamda artýk kurumlarýn müteahhitleri var
anlamýna gelebilir. Sürekli bunlardan yaparsa þu da
bir eksi olarak karþýmýza çýkabilir: Bu konuda
yeni kurulmuþ çok ciddi firmalar da olabilir. Bunlar listeye
giremeyeceklerdir bu üç yýl içinde, bu piyasaya giremeyeceklerdir.
Bu anlamda da bir olumsuzluk olacaðýný düþünüyorum,
bu firmalarýn önü kapanabilir.
Tabii, bu kanundaki,
bu teklifteki "hizmet alýmlarý" kavramý
çýkarýlmalýdýr diye düþünüyorum.
Çünkü, hizmet alýmlarý deyince, mal alýmlarý
bellidir, ama, hizmet alýmlarý, biraz önce de söyledim,
güvenlik hizmetleri, temizlik hizmetleri gibi hizmetlerin bu kapsam
içinde ihale edilmesi çok doðru deðildir diye düþünüyorum.
Yani, hizmet alýmlarýný buradan çýkarmak
daha olumludur diye algýlýyorum.
Deðerli arkadaþlarým,
bu yasa teklifinin, biraz sonra… Bir madde ilave ettik komisyonda.
O konuda da görüþlerimi sizlerle paylaþacaðým
ama -biraz sonra, 1'inci maddede gelecek- ben þunu sorgulamak
istiyorum: Sayýn Bakan komisyonda þunu söyledi…
Eðer Saðlýk Bakanlýðý ihalelerden dolayý
bu kadar olumsuzluklar yaþýyorsa ve dört buçuk yýldýr
iktidarda kalan ve Bakan olan bir insanýn kendi kurumunun
olumsuzluklarýný dört buçuk yýldýr görmeyerek
Parlamentonun üç günü içinde sýkýþtýrarak
bir milletvekilinin teklifiyle getirilmiþ olmasý, gerçekten,
AKP'nin yasalara yönelik yaklaþýmýndaki olumsuzluklarý
da beraber getiriyor diye düþünüyorum.
Bazý çalýþmalarýmýz
boþuna yapýlýyor. Yine, bizim komisyonumuzda,
bundan daha iki ay önce, þubatýn sonlarýnda, Kamu
Ýhale Kurumunun yapýsýnýn deðiþtirilmesine
yönelik, Kamu Ýhale Yasasý'nda bir deðiþiklik
yaptýk, tartýþtýk, alt komisyonlar kurduk,
ama, henüz bu Parlamentoya gelmedi. Þimdi söylüyorum, bakýnýz,
iki gün önce gelen bugün görüþülüyor, ama, þubat
ayýnda gelen bir yasa teklifi buraya gelmiyor. O zaman, bu
emekleri neden harcadýk? Çok ciddi deðiþiklikler de
içeriyordu o yasa. Özellikle onu sizlerle paylaþmak istiyorum.
Düþünün, Kamu Ýhale Kurumu özerk bir kurum. Düþünün,
bu kurumun Baþkaný, neredeyse, özerkliðini yok eder
anlayýþýyla, kendi kurumunun yapýsýný
deðiþtiren bir yasa teklifi getirmiþti. Biz karþý
çýktýk, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu karþý
çýktý, ciddi þerhler yazdýk, ama, bu yasa Parlamentoya
gelemedi. Bu teklifte, o kanun tasarýsýnda þunlar
vardý:
Kamu Ýhale Kurumunun
baðýmsýzlýðý ve özerkliði tamamen
ortadan kaldýrýlmaktaydý.
Kamu Ýhale Kurumunun
yetkileri ve görevleri daraltýlmaktaydý.
Kamu Ýhale Kurumu
tamamen politize edilmekteydi.
Kamu Ýhale Kurumunun
oluþturulmasý tamamen siyasi otoriteye býrakýlmaktaydý.
Kamu Ýhale Kurumunun
oluþmasýnda dikkat edilen kurumun mozaik yapýsý
bozulmaktaydý.
Yine, Kamu Ýhale
Kurumunun 10 kiþilik olaðan yapýsý 7'ye düþürülmekteydi
o yasada.
Bu kurul üyelerinin
para karþýlýðý konferans ve ders vermelerinin
önü açýlmaktaydý.
Ayrýca, ticarette
ortak, þirketlerde ortak insanlarýn Kamu Ýhale Kurumunda
görev almasý öngörülmekteydi. Bir özel þirketin, ihaleye
katýlan þirketin yöneticileri hem ihaleye girecekler…
Ýhalelerdeki bir olumsuzluðu -o ihale de Kamu Ýhale
Kurumunda olabilir- kendi þirketine karþý ne kadar
denetim görevi yapabileceðinin de olumsuzluklarý vardý.
Yine, Kamu Ýhale
Kurumunda üye olabilmek için sivil toplum kuruluþlarý
dýþýndaki üyelerin on iki yýl çalýþma
þartý ortadan kaldýrýlmakta tamamen, bir de
özel sektörde çalýþma þartý da beraberinde
getirilmekteydi.
Yine, Kamu Ýhale
Kurumu üyeliklerinde hiçbir partiye üye olmama koþulu varken,
bu da kaldýrýlmýþtý. Demek ki, bu da böylece…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Buyurun.
ERDAL KARADEMÝR
(Devamla) - Bitiriyorum Sayýn Baþkan.
Yani, böylesi politize
eden bir anlayýþla o yasa getirilmiþti.
Asýl, en önemlisi
de, gerçekten, AKP Hükûmetinin yaklaþýmýný
çok ortaya koyan bir anlayýþ vardý. Kamunun gerekli
gördüðünde… Yani, Kamu Ýhale Kurumunun görevleri içinde
yer alan, Kurumun gerekli gördüðünde ihalelerde ilgili mevzuat
hükümlerine aykýrýlýk bulunduðuna dair iddialarý
incelemesi, soruþturma yetkisi elinden alýnmaktaydý.
Bu da ne getiriyor? Ýhalelerde yolsuzluk varsa, bunu duyuyorsak,
bir milletvekili duyuyorsa, bir soru önergesi hâlinde sorgulayabiliyorsa,
bundan dolayý da Kamu Ýhale Kurumunun o ihaleye bir bakma,
inceleme yetkisi var, bunu tamamen ortadan kaldýrýyordu.
Bu da þu demektir: Yani "Ali Dibo" dediðimiz anlayýþla
bu süreçte çok konuþulan birçok ihale yolsuzluðu, iddia
üzerindeki araþtýrmalar kurumun elinden alýnmaktaydý.
Böyle bir anlayýþla, Adalet ve Kalkýnma Partisinin
Kamu Ýhale Kurumu ve Kamu Ýhale Yasasý'na…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Sayýn
Karademir, son cümleniz için açýyorum.
ERDAL KARADEMÝR
(Devamla) - Hemen bitiriyorum.
…yönelik, sürekli bu
tür deðiþiklikler, maddeler hâlinde yapýlan deðiþiklikler
hiç doðru deðil. Kamu Ýhale Yasasý'nýn eksikleri
olabilir. Kamu Ýhale Kurumunun da görevi þudur: O
Ýhale Yasasý'nýn eksikleri varsa, tümü bir toplumsal
mutabakatla düzeltilebilir, bir bütünsellik içinde Parlamentoya
getirilebilir ve yasalaþtýrýlabilir. Aksi takdirde,
yapýlacak her türlü giriþim olumsuzluklarý içinde
taþýr, çünkü, ihale deyince yolsuzluklarý unutmuyoruz
biz.
Yine burada, bu yasa
tasarýsý görüþülürken Kamu Ýhale Kurumu
Baþkaný da oradaydý. Düþününüz, bir milletvekilinin
getirdiði teklife, kendi kurumunun yasasýnda bir ek madde
ilave etme önergesi verdi. Elektronik posta usulüyle teklif alma anlayýþýyla
bir yaklaþým. Belki akla þu gelebilir: E-devlet sürecinde
bunlar gereklidir, inanýyoruz, ama, teklife bir madde ilave
ederek getirmek demek, onu tartýþmamak demektir. Bugün,
onun güvenilirliði konusunda ne komisyon üyelerimizin ne milletvekillerimizin
yeterli bilgileri olmadýðýna inanýyorum.
Böylesi bir anlayýþla yönetiliyor Kamu Ýhale Kurumu.
Bu olumsuzluklarý da sizlerle paylaþýyorum.
Teþekkür ediyorum.
(CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Karademir.
AK Parti Grubu
adýna Kayseri Milletvekili Sayýn Mustafa Elitaþ,
buyurun. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
AK PARTÝ GRUBU
ADINA MUSTAFA ELÝTAÞ (Kayseri) - Sayýn Baþkan,
deðerli milletvekilleri; 1439 sýra sayýlý Kamu
Ýhale Kanunu ve Kamu Ýhale Sözleþmeleri Kanununda
Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi
üzerinde AK Parti Grubu adýna söz almýþ bulunuyorum.
Bu vesileyle yüce heyetinizi saygýyla selamlýyorum.
Deðerli arkadaþlar,
yasanýn genel mantýðýný biraz önce anlatýrken,
teknik çerçevede anlatýmlarýný sunarken Sayýn
Karademir, yasanýn neyi amaçladýðýný,
neyi ifade ettiðini genel anlamýyla anlatmaya çalýþtý.
Deðerli arkadaþlar,
4734 sayýlý Kanun'un 2'nci maddesinin (a) fýkrasýnda
ve bu fýkrada sayýlan idarelerle idarelere baðlý
her türlü birliklerin de kanun kapsamýnda olmasý sayýlmýþ.
Buna göre, özel mevzuatý gereði kanun kapsamýndaki
idarelere baðlý olarak kurulan, ancak, mesleki kuruluþ
þeklinde faaliyet gösteren kuruluþlar ile bunlarýn
üst kuruluþlarýnýn da kanun kapsamýnda olmasý
sonucu doðmaktadýr. Oysa bu kuruluþlar mesleki kuruluþ
þeklinde faaliyet göstermekte olup, kamudan herhangi bir kaynak
da aktarýlmamaktadýr. Kanundan doðan bu sakýncanýn
ortadan kaldýrýlabilmesi için kanun teklifimize 1'inci
madde olarak -parantez içi hükmü ilave edilerek- meslekî kuruluþlarýn
bu kapsamdan hariç tutulmasý þartý getirilerek,
örneðin ihracatçý birlikleri gibi, ihracatçý meclisleri
gibi kamu kaynaðýndan hiç faydalanmayýp sadece kuruluþ
kanunu olmadýðýndan dolayý, Bakanlar Kurulu
kararýyla kurulduðundan dolayý baðlý kuruluþlar
hâlinde deðerlendirildiðinden kamu kaynaklarýndan
hiçbir þekilde faydalanmayan ihracatçý birlikleri ve
ihracatçýlar meclisi gibi kurum ve kuruluþlarýn
bu kapsam dýþýna çýkarýlmasý
hem Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri tarafýndan hem
AK Parti milletvekilleri tarafýndan uygun görülerek kanuna
ilave edilmiþtir.
Kanun teklifinin
2'nci maddesinde ise, saðlýk hizmeti sunan idarelere çerçeve
sözleþme yapma imkâný getirilmektedir. Aslýnda
teklifimizin 1'inci maddesi, çerçeve sözleþme yapabilme
imkâný saðlamak üzere bütün kamu kurum ve kuruluþlarýný
kapsayacak bir þekilde yapýlan bir düzenlemeydi. Ama,
Deðerli Milletvekilimiz Sayýn Karademir'in bu konuda
yaptýðý itirazý, tüm kurumlarý bu
þekilde kapsayacak bir düzenlemenin þu anda -inceleme
noktasýnda baktýðýmýzda- yeterli bir
inceleme yapmadýðýmýzý, o yüzden
eðer bunu sadece Saðlýk Bakanlýðý ile
ilgili sýnýrlayabilirseniz bu teklifi biz de destekleyeceðimizi,
çünkü artýk saðlýk hizmetlerinin hýzlý
bir þekilde ve insan saðlýðýný en güzel
þekilde yapabilme gayesiyle ortaya çýkan sorunlarý,
problemleri ortadan kaldýrmak maksadý güden bu düzenlemenin
daha uygun olacaðý kanaatiyle bu görüþlerini ifade
ettiler. Biz de, gerçekten, vatandaþýn saðlýðýnýn
çok önemli olduðunu, bunlara yapýlacak hizmetlerin, özellikle
ilaç temininde vatandaþlarýn hastanede yatan hastalarýnýn
ilaç teminini kurum ve kuruþlarda, saðlýk hizmeti veren
kuruluþlarda ilaç teminini yapmakta sýkýntý
çektiklerini -kurumlarda stoklar olmadýðýndan dolayý
vatandaþ bir taraftan hastasýyla mý uðraþacak,
öbür taraftan hastasýna ilaç temin etme gayretine mi düþecek-
bu kaygýyý, bu sýkýntýyý ortadan
kaldýrmak amacýyla bunun yasalaþmasýnýn,
bu teklifin yasalaþmasýnýn uygun olduðunu düþündük.
Ama benim kanaatime göre, tüm idarelerin çerçeve sözleþme anlaþmasý
yaparak sürekli olarak ihtiyaç duyduklarý mal ve hizmet
alýmlarýný daha hýzlý bir þekilde
saðlama imkânlarýný ortaya koyan teklifin ilk hâlinin
daha uygun olduðu kanaatindeyim. Ama, deðerli arkadaþlarýmýz,
bu tasarýyý bu þekilde uygun görmüþler.
Ýnþallah bu þekilde geçecek diye ümit ediyoruz.
Deðerli arkadaþlar,
bu kanun teklifini verdiðimiz andan itibaren, Türkiye'nin her
tarafýndaki yerel medya mensubu arkadaþlarýmýz,
bu teklifle birlikte kamu ihalelerinden kendilerine verilen ilan
gelirlerinin büyük bir oranda düþeceði kaygýsýyla
hem muhalefet partisinden hem iktidar partisinden milletvekili
arkadaþlarýmýzý aradýlar. Biz, bu teklifin,
yerel medya üzerinde çok büyük oranda tahrip edici, onlarý
olumsuz þekilde etkileyici bir düzenleme olmadýðýný
ifade etmemize raðmen, maalesef kýsa süre içerisinde deðerli
arkadaþlarýmýza bunu anlatma imkânýný
bulamadýk. Açýkçasý, bu düzenleme içerisine baktýðýmýzda,
Kamu Ýhale Kurumunun 2006 yýlý itibarýyla
yaptýðý toplam ihale sayýsý 166 bin.
Saðlýk Bakanlýðýnýn yaptýðý
toplam ihale sayýsý 25 bin. Saðlýk Bakanlýðý
ihalesinin toplam ihaleye oranýna baktýðýmýzda,
yüzde 15'lik bir deðerle karþý karþýya kalýyoruz.
Yerel medyada yayýmlanmasý gereken, eþit deðerin
altýnda kalan miktarlar bu oran içerisinde nedir diye baktýðýmýzda,
toplam ihale içerisindeki payý yüzde 1 ila yüzde 2,25 arasýnda
bir deðiþimi ortaya çýkarýyor.
Yani, eðer bu düzenleme
ayný þekilde geçerse, yerel medyamýz, Saðlýk
Bakanlýðýnýn yapacaðý, saðlýk
kurumlarýnýn yapacaðý saðlýk hizmetleri
ve buna iliþkin mal alýmlarýnda yerel medya, en kötümser
bir ifadeyle, yüzde 2,25 civarýnda bir gelir kaybýyla
karþý karþýya kalacak. Ama, bu süreç içerisinde
tüm Türkiye'deki deðerli yerel medya mensubu arkadaþlarýmýz,
ilgililer, özellikle kanun teklifi veren bir ilin milletvekili olarak
Kayseri'deki Gazeteciler Cemiyetini, bizi bilen ve Kayseri'deki
bütün gazeteci arkadaþlarýmýzý arayarak,
Konya'daki arkadaþlarýmýz, Eskiþehir'deki,
Samsun'daki, Trabzon'daki, Ordu'daki bütün yerel medya mensubu arkadaþlarýmýz
bizleri arayarak, bu konuda sakýntý yaþayabilecekleriyle
ilgili bir þüphelerinin olduðunu beyan ettiler. Bizim,
bu arkadaþlarýmýzýn sýkýntýyla
ilgili þüphelerinin…
MUSTAFA ILICALI (Erzurum)
- Erzurum…
MUSTAFA ELÝTAÞ
(Devamla) - …Erzurum da dâhil olmak üzere sýkýntýyla
ilgili þüphelerinin ortadan kaldýrýlmasýný
düþünerek, teklifin 2'nci maddesinin birinci fýkrasýna
bir cümle ilave ederek, eþit deðerin altýnda kalan ihalelerin,
hem Kamu Ýhale Kurumunun bülteninde yayýmlanmasýný
hem de en az bir defa olmak üzere, yerel medyada yayýmlanmasýný
saðlayýcý, emredici bir hüküm koyarak -inþallah
biraz sonra önergemiz gelecek, bu önerge de deðerli milletvekillerinin
katkýlarýyla kabul edildiði takdirde- yerel medyamýzýn
da bu konudaki sýkýntýlarý, kendilerinin
hissettikleri sýkýntýlarý ortadan kalkacak
diye ümit ediyorum.
Bu yasa teklifinin
hazýrlanmasýnda emeði geçen Bayýndýrlýk
Komisyonu üyesi iktidar ve muhalefet partisi temsilcilerine ve
özellikle Bayýndýrlýk Komisyonu Baþkanýmýza,
komisyonda bulunan, fikirleriyle katký saðlayan Deðerli
Bakanýmýza ve Kamu
Ýhale Kurumunun Deðerli Baþkan ve üyelerine teþekkür
ediyorum.
Bu yasanýn hayýrlý,
uðurlu olmasýný temenni ediyor, hepinize saygýlar
sunuyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Elitaþ.
Teklifin tümü üzerindeki
görüþmeler tamamlanmýþtýr.
Teklifin maddelerine
geçilmesini oylarýnýza sunuyorum…
HALUK KOÇ (
BAÞKAN - …ve
karar yetersayýsý arayacaðým.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Karar yeter sayýsý bulunamamýþtýr.
Birleþime saat
20.00'ye kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.03
BEÞÝNCÝ OTURUM
Açýlma Saati: 20.11
BAÞKAN: Baþkan Vekili Ýsmail ALPTEKÝN
KÂTÝP ÜYELER: Bayram ÖZÇELÝK (Burdur),
Türkân MÝÇOOÐULLARI (Ýzmir)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 119'uncu Birleþiminin
Beþinci Oturumunu açýyorum.
1439 sýra sayýlý
Kanun Teklifi'nin görüþmelerine kaldýðýmýz
yerden devam edeceðiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Teklifin maddelerine
geçilmesinin oylanmasýnda karar yeter sayýsý
bulunamamýþtý.
Þimdi teklifin
maddelerine geçilmesini tekrar oylarýnýza sunacaðým
ve karar yeter sayýsýný arayacaðým.
Kabul edenler…
Kâtip üyeler arasýnda
ihtilaf olduðundan, elektronik cihazla oylama yapacaðým
ve dört dakika süre vereceðim.
Oylama iþlemini
baþlatýyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapýldý)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, karar yeter sayýsý vardýr ve
maddelere geçilmesi kabul edilmiþtir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
KAMU ÝHALE KANUNU VE KAMU ÝHALE SÖZLEÞMELERÝ
KANUNUNDA
DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA
DAÝR KANUN TEKLÝFÝ
MADDE 1- 4/1/2002 tarihli
ve 4734 sayýlý Kamu Ýhale Kanununun 2 nci maddesinin
birinci fýkrasýnýn (a) bendi aþaðýdaki
þekilde deðiþtirilmiþtir.
"a)
Genel bütçe kapsamýndaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler,
il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara baðlý; döner
sermayeli kuruluþlar, birlikler (mesleki kuruluþ
þeklinde faaliyet gösterenler ile bunlarýn üst kuruluþlarý
hariç), tüzel kiþiler."
BAÞKAN - Madde
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna Ýzmir Milletvekili
Sayýn Erdal Karademir, buyurun. (CHP sýralarýndan
alkýþlar)
CHP GRUBU ADINA ERDAL
KARADEMÝR (Ýzmir) - Sayýn Baþkan, deðerli
milletvekilleri; Kamu Ýhale Kanunu ve Kamu Ýhale Sözleþmeleri
Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun
Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adýna söz aldým. Hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Deðerli arkadaþlarým,
bu kanun teklifi Sayýn Mustafa Elitaþ tarafýndan
hazýrlanmýþ ve Komisyonumuza getirilmiþti.
Getirildiðinde iki maddeden oluþmaktaydý yürütme
ve yürürlük hariç olmak üzere, ama, Komisyonda, gerçekten, Türkiye'nin
ihtiyacý olan ihracatçý birliklerinin bu ihale kapsamýnda
tutulmasýnýn olumsuzluklarýný gidermek
anlamýnda, bir önergeyle, bu Kanun'un, yani 4734 sayýlý
Kamu Ýhale Kanunu'nun 2'nci maddesinin (a) bendinde bir deðiþiklik
öngörülmüþtür. Bu, Türkiye Ýhracatçýlar Birliðinin
de talebi üzerine yapýlmýþtýr. Gerçekten,
ihtiyaç olan bir deðiþiklik. Çünkü, Ýhracatçýlar
Birliði, bildiðiniz gibi, Türkiye için çok önemli, ihracat
Türkiye için çok önemli. Onlar, genellikle, tanýtým faaliyetleri,
fuar faaliyetleri yapýyor, ama ihale kapsamýnda olduðu
için, yaptýklarý bir çok þey zamanýnda yapýlamadýðý
için olumsuz olarak etkileniyordu. Bu olumsuzluðu gidermek anlamýnda
yapýlmýþ bir deðiþikliktir. Bizim bu deðiþikliði
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna da desteklediðimizi
bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Deðerli arkadaþlarým,
getirilen deðiþiklik nedir diye beraber bakmaya çalýþýrsak,
Kamu Ýhale Kanunu'nun 2'nci maddesinin (a) fýkrasý
aynen þöyleydi: "Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli
idareler, özel idareler ve belediyeler ile bunlara baðlý;
döner sermayeli kuruluþlar, birlikler... tüzel kiþiler."
Þimdi, bu maddeye baktýðýmýz zaman, aslýnda,
Ýhracatçýlar Birliðinin buradaki birlikler kavramýnýn
dýþýnda olmasý algýlanýyor.
Ama, ne yazýk ki, yargý, bu "birlikler" kelimesinden
dolayý, ihracatçý birliklerini de bu kanun teklifinin
içinde, sorumluluðu içinde öngörmüþtür. Dolayýsýyla,
buna açýklýk getirmek açýsýndan bu deðiþiklik
önergesi verilmiþtir.
Deðerli arkadaþlar,
bildiðiniz gibi, ihracatçý birlikleri 5 Aðustos 1993
tarih, 21659 sayýlý Resmî Gazete'de yayýmlanan
93-4614 sayýlý Bakanlar Kurulu Kararý'nda deðiþiklik
yapýp, 18 Ekim 2000 tarih, 24204 sayýlý Resmî Gazete'de
yayýmlanan 2000-1301 sayýlý Bakanlar Kurulu Kararý'yla,
ihracatçýlarý teþkilatlandýrmak suretiyle,
ihracatý artýrmak, ihracatçýlarýn mesleki
faaliyetlerini ve iliþkilerini tanzim etmek, Dýþ
Ticaret Müsteþarlýðýnýn vereceði
görevleri ifa etmek üzere, özel bütçelere sahip, özel statüde kurulan
ve gelirleri birliklerin genel kurullarý tarafýndan
tespit edilen ve bu oran ve kalemler bir kamu gücüyle tahsil edilmeyen,
üyelerinin kendi tasarruf ve iradeleriyle belirlenen ve birliðin
organlarý olan, birliðe üye ihracatçýlardan oluþan
genel kurul, yönetim kurulu, denetim kurulu ile yönetim kurullarýnýn
seçtiði genel sekreter tarafýndan idare edilen ve birlik
organlarýnda kamu görevlisi bulunmayan bir meslek kuruluþudur.
Yukarýda belirttiðim üzere, ihracatçý birliklerinin
statüsünde belirlenen gelirler bir kamu kaynaðý niteliði
taþýmamasý ve özel bütçe olarak hükme baðlanmýþ
olmasý ve denetimlerinin kamu denetimi dýþýnda
özel denetim þekline tabi tutulmuþ olmasý sebebiyle,
4734 sayýlý Kamu Ýhale Kanunu'nun 1'inci maddesinde
belirtilen kamu denetimi altýnda bulunan kamu kurum ve kuruluþlarýndan
olmamasý sebebiyle, ihracatçý birliklerinin 4734 sayýlý
Kamu Ýhale Kanunu'nun 2'nci maddesinin dýþýnda
ele alýnmasý gerekiyor.
Deðerli arkadaþlarým,
ihracatçý birliklerinin görevlerini eðer gözden geçirmek
gerekiyorsa, özellikle sergi açmak ve açýlan fuar ve sergilere
iþtirak etmek, tanýtým faaliyetlerinde bulunmak,
laboratuvarlar kurmak gibi görevler sýralanýyor.
Yurt dýþýnda düzenlenen ticari nitelikteki uluslararasý
fuar ve sergiler ile Türk ihraç ürünlerinin sergilendiði tanýtým
faaliyetleri ve organizasyonlara yönelik alýmlarýn
büyük çoðunluðu yurt dýþýnda yerleþik
tedarikçilerden temin edilmekte ve yine yurt dýþýnda
tüketilmektedir. Bu kapsamda, 2006 yýlýnda ihracatçý
birlikleri tarafýndan, yurt dýþýnda elli yedi
ayrý fuara iki bini aþkýn firmayla millî katýlým
organizasyonu düzenlenmiþ ve ülke ekonomisine büyük katký
saðlamýþtýr. Nakliye ve stant dekorasyonu
baþta olmak üzere, yurt dýþý organizasyon
iþleri, doðasý gereði oldukça dinamik, birçok
faktöre baðýmlý ve deðiþken olup, esnek bir
yöntem, süreç gerektirmektedir.
Ýhracatçý
birliklerince, Türk ihraç ürünlerinin tanýtýmý,
ihraç pazar payýnýn artýrýlmasý,
Türk malý imajýna olumlu katkýlarda bulunmak amacýyla
gerçekleþtirilen faaliyetlerde kâr amacý güdülmemektedir.
Ýhtiyaçlarýn
yurt dýþýnda yerleþik tedarikçilerden elde
edildiði ve alýmlarýn yurt dýþýnda
tüketildiði hallerde, söz konusu alýmlarýn 4734 sayýlý
Kanun kapsamýnda yapýlmasý zorunluluðu, bu
alýmlarýn ve faaliyetlerin gerçekleþtirilmesini
imkânsýz hâle getirmektedir. Bu çerçevede baktýðýmýz
zaman, haklýlýðýn gerçekten ne kadar da önemli
olduðu ortaya çýkýyor.
Deðerli arkadaþlarým,
iþte getirilen kanun tasarý'sýndaki deðiþiklikle,
bu süreci, bu olumsuz koþullarý deðiþtiriyoruz.
Bu çerçevede ihale süreçlerindeki bir zaman sorununu çözmüþ
oluyoruz. Ýhalelere temel teþkil edecek teknik þartnamenin
önceden belirlenmemesi ve deðiþikliði gibi olumsuzluklarý
ortadan kaldýrýyoruz. Gerçekleþtirilecek ihalelerde
iptal, deðiþiklik gibi meydana gelecek aksaklýklarýn yol açacaðý
riskleri ortadan kaldýrýyoruz. Ayrýca, Kanun'da
doðrudan teminlere izin verilen ilgili birlik genel kurullarýnca
belirlenen bütçenin yüzde 10'una kadar olan sýnýrýn,
ihracatçý birliklerince alýnan mal ve hizmetler için yetersiz
kalmasý sebebiyle, bu deðiþiklik hem Cumhuriyet
Halk Partisinin Komisyon üyelerince hem de iktidar partisinin Komisyon
üyelerince olumlu karþýlanmýþ ve deðiþtirilmiþtir.
Buradan þu sonucu
tekrar tanýmlamakta yarar görüyorum: Mal ve hizmet temini sürecinde
yaþanabilecek olasý aksaklýk, gecikme veya iptal
hallerinin, ihracatçý birlikleri, katýlýmcý
firmalar ve ülkemiz adýna telafisi mümkün olmayan zararlara
yol açma riskini de böylece ortadan kaldýrmýþ oluyoruz.
Deðerli arkadaþlarým,
ihracatçý birliklerinin açýk ihale sistemiyle yapýldýðýnda
karþýlaþtýklarý birçok olumsuzluk vardý.
Özellikle, fuar organizasyonlarýndaki olumsuz etkinlikleri
hiçbir zaman gözden kaçmamýþtýr. Bunlarý sizlerle
paylaþmak istiyorum. Özellikle, ihale süreçlerindeki zaman
sorunu, ihracatçý birlikleri için çok önemli. Bildiðiniz
gibi, yurt dýþý fuarlarýyla ilgili yer teyidi
fuar düzenleme tarihinden genelde beþ ay önce, yani yüz elli
gün gibi önce belirlenmekte ve organizasyon bütçe kalemleri içerisinde
büyük bir paya sahip olan dekorasyon, þekil, ancak, net metrekarelerin
alan ve bu alanýn fiziki özelliklerine göre, yani köþe
sayýsý, yüksekliði, stant standartlarý gibi
þartlar nedeniyle belirlenmektedir. Dolayýsýyla,
yine, bu açýk ihaleye gidilmesi öncesinde bir þartnamenin
oluþturulabilmesi için öncelikle, bildiðiniz gibi, bir
mimari projenin yaþama geçmesi gerekiyor. Bu mimari proje üzerinden de yapým
ihalesinin yapýlmasý gerekiyor. Tabii, bu, böyle olunca,
önce bir mimari proje, bu biraz önceki dediðim zemin þartlarýna
uygun olarak teslim edilecek, buna uygun bir mimari proje çizilecek,
sonra da yapým iþi bir ihale sürecine girecek. Dolayýsýyla,
bu, organizasyonlarýn aksamasýna neden olmaktadýr.
Bu anlamda bir olumsuzluðu vardý. Sanýrým, bu
yasa da yasalaþýnca en azýndan böylesi bir olumsuzluk
ortadan kaldýrýlmýþ olacaktýr. Yine,
bu süreçte projenin uygulanabilirliði…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
ERDAL KARADEMÝR
(Devamla) - Sayýn Baþkaným, kiþisel söz talebim
de vardý, birleþtirirseniz.
BAÞKAN - Evet,
þahsi söz isteðiniz var, onu ayrýca vereyim ve devam
edin.
Buyurun.
ERDAL KARADEMÝR
(Devamla) - Çok teþekkür ediyorum.
Deðerli arkadaþlarým,
mimari projeleri uygulama iþinin farklý firmalarca
gerçekleþtirilmesi, ilk bakýþta gerçekten olumlu
gibi gözüküyor; ama, bu tür organizasyonda tam dezavantaj elde ediliyor.
Bildiðiniz gibi, önce fuar stantlarýyla ilgili bilgiler
gelecek, bildirilecek bu insanlara, sonra bu firmalar buradaki
özelliklere göre bir mimari proje hazýrlatacaklar, sonra da
yapým iþini yapacaklar. Genellikle yurt dýþýnda
bu iþlerde, mimari projeyi hazýrlayanla yapým
iþini yapan kiþiler ayný. Asýl bu, bir bütünlük
içinde deðerlendirdiðimiz zaman, dolayýsýyla,
bir açýk ihale sisteminin dýþýnda, projeyi
yapanla uygulayaný ayný ve bunlar da yurt dýþýnda
olduðu için oradaki tedarikçilerle bunlar ortak yapýlýyor.
Dolayýsýyla, bu deðiþiklikle de hiç olmazsa
bunlarýn yurt dýþýnda, biraz önce dediðim
olumsuzluklarý ortadan kaldýracak þekilde düzenlemiþ
oluyoruz ki, bu, sanýrým Türkiye açýsýndan
da önemli bir kazanç olacaktýr. Çünkü, ihracatýn Türkiye'de
yükselmesi, büyümesi hepimizin yararýnadýr diye düþünüyorum.
Kýsaca özetlemek
gerekirse, kýsa sürede uygulanabilirliði olmayan bir
mimari proje seçilirse uygulamada zorluklar çýkýyor.
Bu konudaki, uygulamalardaki zorluðu dikkate alabilecek mimarlýk
firmalarý, biraz önce dediðim gibi, uygulamayla beraber
yaparlarsa bu iþ daha iyi olacaktýr diye düþünüyorum.
Bildiðiniz gibi,
deðerli arkadaþlarým, yurt dýþý firmalarýnýn
ihaleye katýlýmlarý bizden biraz daha
farklý. Yurt dýþýnda düzenlenen fuarlarýn
organizasyonlarýnda çoðunlukla yerel, yabancý
firmalar ortak çalýþarak yapýyorlar. Bu bir avantaj
saðlýyor tabii, ancak yabancý firmalarýn ihalelere
katýlýmý veya katýlýmlarý durumunda
teminat gibi bazý þartlarý yerine getirebilmeleri
de mümkün olmadýðýndan dolayýsýyla bu
da bir olumsuzluktu, bu da giderilmiþ olacak.
Yine, tanýtým
faaliyetleri açýsýndan da deðerlendirecek olursak,
tanýtým faaliyetlerinin gerçekleþtirilebilmesi
de çoðunlukla fuar idarelerinin sponsorluk ve reklam alanlarýyla
ilgili paketleri açýklamalarý bekleniyor bu süreçte.
Dolayýsýyla, bir ihale süreci 110 gün, artý 60 günlük
bir þikâyet süreci zamaný var ve 45 gün gibi tanýtým
gibi faaliyetleri de göz önüne alýrsak 215 beþ günlük gibi
bir zaman dilimini alýyor, Yani, biraz önce bahsettiðim
gibi, 150 günlük bir süreçte bitecek bütün iþler, 215 günlük gibi
bir süreci -eski yöntemle- buluyordu. Dolayýsýyla,
Türkiye'deki ihracatçý firmalar, bu süreçleri yerine getiremediði
için birçok organizasyona da katýlamamýþ oluyorlardý.
Bu anlamda, bu deðiþikliðe, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu olarak olumlu olarak bakýyoruz, olumlu oy vereceðimizi
ifade ediyoruz.
Bu yasanýn, ihracatçý
firmalarýn da yararýna ve ülkemize de yararlý olacaðý
düþüncesiyle, hepinizi saygýyla selamlýyorum.
(Alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Karademir.
Madde üzerindeki görüþmeler
tamamlanmýþtýr.
AHMET ERSÝN
(Ýzmir) - Karar yeter sayýsý istiyoruz.
BAÞKAN - Maddeyi
oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler…
Karar yeter sayýsý
arayacaðým.
Efendim, elektronik
cihazla yapacaðým ve üç dakika süre vereceðim.
Oylamayý
baþlatýyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapýldý)
BAÞKAN - Karar
yeter sayýsý vardýr ve madde kabul edilmiþtir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- 4734 sayýlý
Kanuna aþaðýdaki ek madde eklenmiþtir.
"Çerçeve sözleþme
kapsamýnda mal ve hizmet alýmý
EK MADDE 2- Saðlýk
hizmeti sunan idareler bu Kanunda öngörülen temel ihale usullerini
uygulamak kaydýyla sürekli biçimde ihtiyaç duyduklarý
mal veya hizmet alýmlarýna iliþkin çerçeve sözleþmeler
yapabilir ve bu çerçeve sözleþmelere istinaden alým
ihaleleri düzenleyebilir. Çerçeve sözleþmenin yapýlmasýna
iliþkin ihalelerde ödenek þartý aranmaz. Çerçeve
sözleþme kapsamýnda temin edilecek mal veya hizmet
alýmlarý 13 üncü maddenin birinci fýkrasýnýn
(a) bendinin (1) numaralý alt bendine göre Kamu Ýhale
Bülteninde ilan edilir. Ýlanda çerçeve sözleþme kapsamýnda
karþýlanmasý planlanan tahmini ihtiyaç miktarlarý
da gösterilir.
Çerçeve sözleþmeye
taraf olan tedarikçi veya hizmet sunucularý tarafýndan
sunulan teklifler 40 ýncý madde hükümlerine göre deðerlendirilerek
istekliler, ekonomik açýdan en avantajlý tekliften
baþlanmak suretiyle sýralanýr ve istekli sayýsý
yirmibeþi geçmemek üzere þartlarý taþýyan
isteklilerin tamamý listeye alýnýr. Listeye
alýnan istekli sayýsý üçten az olamaz. Teminat
alýnmasýna iliþkin hükümler hariç olmak üzere, ihalelerin
sözleþmeye baðlanmasý hakkýnda bu Kanunda yer
alan hükümler çerçevesinde, süresi otuz altý ayý geçmemek
üzere listeye alýnan isteklilerle çerçeve sözleþme imzalanýr
ve sonuçlar Kamu Ýhale Bülteninde ilan edilir.
Yapýlan çerçeve
sözleþme kapsamýnda mal veya hizmet alýmýna
ihale yetkilisince onay verilmesi üzerine, listede yer alan istekliler
imza karþýlýðý veya posta yoluyla ya da
tebligatý daha sonra yapýlmak kaydýyla, teleks,
faks veya elektronik posta ile teklif vermeye davet edilir. Davet yazýsýna,
alým konusu mal veya hizmetin miktarý ile teslim ve ifa
þartlarýný gösteren bir þartname eklenir.
Ýsteklilere
tekliflerini hazýrlayabilmeleri için en az üç iþ günü
süre tanýnmak suretiyle çerçeve sözleþmeye esas olan
teklif bedellerini geçmemek üzere tekliflerini vermeleri istenir.
Yazýlý olarak verilecek tekliflerin içeriðinin
gizliliði ihale saatine kadar korunur ve ihale dokümanýnda
belirtilen hükümlere göre teklifler deðerlendirilerek ekonomik
açýdan en avantajlý teklif belirlenir ve ihale bu teklif
sahibinin üzerinde býrakýlýr. Ýhalelerin
sözleþmeye baðlanmasýna iliþkin bu Kanunda yer
alan hükümler çerçevesinde kýsa sözleþme imzalanýr.
Ýstekliler yeterliklerinin
devam ettiðini oniki ayda bir belgelendirir. Yeterliði devam
etmeyenler ile teklif vermeye davet edildiði halde iki kez teklif
vermeyenlerin çerçeve sözleþmeleri feshedilir.
Çerçeve sözleþmeye
taraf olanlarýn sayýsýnýn üçün altýna
inmesi halinde, mevcut çerçeve sözleþmenin sona erdiði taraflara
bildirilir.
Çerçeve sözleþme
yapýlmýþ olmasý, idareye alým yapma yükümlülüðü
getirmez. Ýdare, çerçeve sözleþme kapsamýndaki
mal veya hizmet alýmlarýna iliþkin ihtiyaçlarýný
bu Kanunda yer alan diðer usulleri kullanmak suretiyle de temin
edebilir. Çerçeve sözleþme kapsamýnda yapýlacak
alýmlara iliþkin usul ve esaslarý tespite Kurum yetkilidir."
BAÞKAN - Madde
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna ve þahsý
adýna Adana Milletvekili Sayýn Kemal Sað.
Sürenizi birleþtirdim
efendim.
Buyurun.
CHP GRUBU ADINA KEMAL
SAÐ (Adana) - Sayýn Baþkaným, çok teþekkür
ederim.
Sayýn Baþkaným,
deðerli arkadaþlarým; görüþmekte olduðumuz
1439 sýra sayýlý, Kamu Ýhale Kanunu ve Kamu
Ýhale Sözleþmeleri Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu ve þahsým adýna söz almýþ bulunuyorum.
Hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Deðerli milletvekilleri,
ülkemizde kamu ihaleleri, esas olarak üç temel yasa hükümleri
doðrultusunda yapýlmaktadýr: Birincisi 4734 sayýlý
Kamu Ýhale Yasasý, ikincisi 4735 sayýlý Kamu
Ýhale Sözleþmeleri Yasasý ve sonuncu olarak da
5018 sayýlý Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasasý.
Bu maddeyle, 4735 sayýlý
Kamu Ýhale Sözleþmeleri Yasasý'nýn
6'ncý maddesinde yapýlan deðiþiklikle, 4734 sayýlý
Kamu Ýhale Yasasý'na eklenecek çerçeve sözleþme
kapsamýnda "Mal ve Hizmet Alýmý" baþlýklý
madde gereði 4735 sayýlý Kamu Ýhale Sözleþmeleri
Yasasý'nda da deðiþiklik yapýlmasý gerektiðinden,
anýlan Yasa'ya iliþkin olarak yapýlmasý gereken
deðiþiklikleri düzenlemektedir.
Özetle belirtmek gerekirse,
bu madde hükmüyle, 4735 sayýlý Yasa'da belirtilen sözleþme
türlerine, çerçeve sözleþme ve kýsa sözleþme türleri
eklenmektedir.
Önce, bu kanun teklifi
ne getiriyor, ona bir bakalým deðerli arkadaþlarým.
Teklife göre, saðlýkla ilgili idarelerin sürekli biçimde
ihtiyaç duyduklarý ve sýk sýk yapmak durumunda
kaldýklarý mal ve hizmet alýmlarýný,
her defasýnda ihale iþlemlerinin tamamýnýn
tekrarlanmasý yerine, yapýlan ihaleyle, çerçeve sözleþme
yapmaya hak kazanan ve yeterliliði olan firmalardan gerekli durumlarda
sadece fiyat teklifi alýnmasý suretiyle ihtiyaçlarýn
giderilmesine imkân getirilmektedir.
Sayýn milletvekilleri,
evet, bu kanun teklifiyle, saðlýk hizmeti sunan idarelere,
sürekli biçimde ihtiyaç duyduklarý mal veya hizmet alýmlarýna
iliþkin olarak hizmet verecek isteklilerle çerçeve sözleþme
yapmasýna izin verilmektedir.
Yalnýz, buna
iliþkin olarak bazý sýkýntýlarý
da belirtmeden geçemeyeceðim. Bakýnýz, çerçeve
sözleþme, ihale mevzuatýmýza ilk kez giren bir uygulamadýr.
Ýlk baþta hepimize cazip gibi gözükebilir, ancak bu sözleþme
türünün faydalarý yanýnda sakýncalarýný
da görmezden gelemeyiz. Hemen belirtelim ki, bu teklif, özellikle,
rekabeti ortadan kaldýrmasa bile asgari düzeye çekmektedir.
Þöyle ki, Teklife göre en az üç, en fazla yirmibeþ istekli
ile otuzaltý ay süreli çerçeve sözleþmesi imzalanacak,
alýnacak mal veya hizmetler bu firmalar arasýndan fiyat
teklifi almak suretiyle temin edilecektir. Bu uygulama, rekabeti
engellemenin de ötesinde adam kayýrýcýlýða,
yolsuzluða ve tekelciliðe yol açacak bir uygulamadýr.
Öte yandan, bu uygulama
ihale sürecini de kýsaltmayacaktýr ve bu arada yolsuzluklarýn
artmasýna da zemin hazýrlayacaktýr ve belki de
birçok ihalede, en azýndan hiçbir yolsuzluk olmasa dahi birçok
dedikodu da kendiliðinden ortaya çýkacaktýr.
Bir baþka önemli
sýkýntý zaman içerisinde kendini gösterecektir.
Çünkü, bu sözleþme türünün sadece saðlýk sektörü
için öngörülmesi de eksikliktir. Çok yakýn bir gelecekte, sürekli
mal ve hizmet alýmý yapan diðer kamu kurumlarý
da bu uygulamadan faydalanmak isteyecekler, biz siyasiler de bu
kurumlarýn yetkililerine taviz vermek zorunda kalacaðýz.
Bakýn, burada
tutanaklara geçmektedir. Bu konuda yakýn zamanda ya biz bu
uygulamayý kaldýrýrýz ya da birkaç defa bu
uygulamayý geniþletmek zorunda kalýrýz. Ama,
sizin için normal. Çünkü, siz, çýkarttýðýnýz
yasalarý deðiþtirmeye alýþkýnsýnýz.
Çünkü, siz, yasalarý çýkarýrken araþtýrmadan,
yandaþlarýn istekleri doðrultusunda çýkartmaya
alýþkýnsýnýz. Birileri, yani "Ne
yaptýnýz, böyle þey olur mu?" deyince de, yasalarý
tekrar deðiþtirmeye de alýþkýnsýnýz.
Ýþte, Mali Kontrol Yasasý; üç yýlda tam beþ
kez deðiþtirmek durumunda kaldýnýz.
Evet, bu uygulamadan
faydalanmak isteyen kurumlarýn sayýsý arttýkça
da, yasa baþlangýçtaki anlamýndan uzaklaþacak,
kýsacasý, bu yasa aþýnacak, yýpranacaktýr.
Sayýn milletvekilleri,
bu teklifin bir baþka önemli sakýncasý da,
Ýhale Yasasý'nýn temel ilkelerinden birisi olan
"ödenek olmadan ihaleye çýkýlamaz" ilkesini
ortadan kaldýracak olmasýdýr. Oysa, 4734 sayýlý
Kamu Ýhale Yasasý'nýn, Avrupa Birliði mevzuatý
gereðince, ihale mevzuatýmýza getirdiði en
önemli yenilik ve özellik bu idi. Ama, þimdi ne yapýlýyor?
Ödenek olmadan da ihaleye çýkýlarak sözleþme yapýlmasýna
imkân tanýnýyor, yani Kamu Ýhale Yasasý'nýn
temel ilkelerinden birisi ortadan kaldýrýlýyor.
Peki, nerede kaldý Sayýn Maliye Bakanýnýn
bütçelerde denklik iddiasý? otuzaltý
ay demek, üç yýl demektir. Yani, üç yýl süreyle ödenek ortada
yok iken, ihale yapýp sözleþme imzala. Bu durum, hukuken
de sakýncalýdýr deðerli arkadaþlarým.
Giderayak her þeyi altüst ediyorsunuz. Giderayak sistemi bozuyorsunuz.
Giderayak bizden sonrasý tufan diyorsunuz.
Sayýn milletvekilleri,
bu arada bir noktayý daha belirtmeden geçemeyeceðim. Bu
yasa hükümleri uyarýnca yapýlacak ihalelerde, ihaleler
üç yýlda bir yapýlacaðý için, ihalelerin kamuya
duyurulmasý da kýsýtlanmaktadýr. Bu da,
özellikle mahallî basýný olumsuz etkileyecek ve yerel
basýnýn gelirlerini azaltacaktýr. Böylece yerel
medyanýn sýkýntýlarýný da artýrmýþ
olacaksýnýz.
Deðerli AKP'li arkadaþlarým,
hatýrlar mýsýnýz, meþhur Ali Dibo vakasý
hangi kurumda patlak vermiþti? Saðlýk kurumlarýnda
ve ne gariptir ki bu yasa teklifi de, yine saðlýk kurumlarý
için verilmektedir. Tesadüf mü yoksa bilinçli mi, buna tarih karar
verir, ama yakýn zamanda bazý sonuçlarýný
göreceðimiz de mukadderdir.
Bir iktidarýn
giderayak bu kadar yasa çýkartmasý, hatta, seçim kararý
aldýktan sonra ýsrarla Anayasa'yý deðiþtirmeye
çalýþmasý, yanýlmýyorsam, demokrasi
tarihimizde bir ilktir. Bu arada, seçim propagandasý hedefinize
ulaþmak için sizinle Anayasa deðiþikliði konusunda
iþ birliði yapan, destek veren Anavatan Partisini de aldatmaya
kalkarak Makyavelist düþüncenizi ortaya koyuyorsunuz. Referandum
için, önce, yüzyirmi günü kabul ediyor gözüküp sonra da kýrk
beþ güne çekmek sizce aldatmak deðilse, ya ben yanlýþ
algýlýyorum ya da siz yanlýþ anlatýyorsunuz.
Sözlerimi toparlarken
sizi bir kez daha bu konuda uyarmak istiyorum: Görüþtüðümüz
yasa teklifi, Anayasa'mýzýn eþitlik ve rekabet ilkelerine
uygun deðildir. Ayrýca, Anayasa'mýzýn haklarýn
korunmasý ve adalet ilkesi ile de çeliþmektedir.
Þimdi bu teklif yasalaþýp Anayasa Mahkemesine giderse
ve Anayasa Mahkemesi iptal ederse gene bu Yüce Mahkemenin aleyhine
konuþacak mýsýnýz?
Deðerli milletvekilleri,
son bir konuya daha dikkatlerinizi
çekmek istiyorum. Bu kanun teklifinin Büyük Millet Meclisine gelme
tarihi 28 Mayýs 2007'dir. Peki, görüþüldüðü tarih nedir?
1 Haziran 2007, yani, üç gün önce verilen bir kanun teklifi, üç gün
sonra yasalaþýyor. Gerçekten ýþýk
hýzýyla bir yasa çýkartýyorsunuz. Peki, neden
bu kadar hýzlý? Çünkü, umarým ki, birileri sizden
bu yasanýn çýkarýlmasýný istemiþtir.
Peki, size soruyorum deðerli arkadaþlar: yýllardan
beri komisyonda bekleyen, milyonlarca ticaret adamýný,
iþ sahiplerini, kýsaca, ülkenin iþ ve ticaret hayatýný
ilgilendirdiði hâlde Ticaret Yasa Tasarýsý’ný
neden hâlâ bekletiyorsunuz? Uygulamada bu
kadar önemli fonksiyonlarý olan bir tasarýyý, maalesef,
partizanca emelleriniz uðruna kadük hâle getiriyorsunuz. Belirttiðim
yasayý ve buna benzer birçok yasayý bekleyen insanlarýmýz,
sizlerin giderayak çýkartmaya çalýþtýðý
popülist yasalarý da izlemektedir. 4734 sayýlý
ve 4735 sayýlý Yasalar 2001 yýlýndan beri uygulanmaktadýr.
Siz, Adalet ve Kalkýnma Partisi olarak beþ yýldýr
aklýnýz neredeydi de bu son birkaç güne bu kadar yasayý
sýkýþtýrmak zorunda kaldýnýz?
Son bir aydýr AKP'nin tedirginliði, telaþý
açýkça ortadadýr.
Arkadaþlar, korkunun
ecele faydasý yoktur, boþuna çabalamayýn,
þunun þurasýnda 22 Temmuza sadece elli gün kaldý.
Aziz Türk milleti sizin de bizim de karnemizi verecektir.
Sözlerimi tamamlarken,
birlikte görev yaptýðýmýz 22 Dönem sayýn
milletvekillerini saygýyla selamlýyor, vefat eden arkadaþlarýmý
rahmetle anýyor, hepinize baþarý, saðlýk
ve mutluluklar diliyorum. Sað olun efendim. (Alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ederiz Sayýn Sað.
Þahsý
adýna Kayseri Milletvekili Sayýn Mustafa Elitaþ,
buyurun. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
MUSTAFA ELÝTAÞ
(Kayseri) - Teþekkür ediyorum Sayýn Baþkan.
Sayýn Baþkan,
deðerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygýyla selamlamýyorum.
Aslýnda, 2'nci
madde üzerinde söz almayý arzu etmiyordum, ama, gerçekten
2'nci maddenin yazýlmasý ve düzenlenmesi çok açýk
ve net bir þekilde ifade ediyordu; ama, biraz önce Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adýna konuþan -daha önceki maddede
konuþan- milletvekili arkadaþýmýz Sayýn
Erdal Karademir bu yasa teklifini benimsediklerini ve Cumhuriyet
Halk Partisinin desteklediklerini ifade ettiler ama Sayýn
Sað herhâlde o toplantýda, o görüþmeler sýrasýnda
olamadýðýndan dolayý bu teklifin 2'nci maddesini,
hiç akla gelmeyecek bir þekilde olumlu ve uyumlu diye bulduðumuz
bu teklifi…
KEMAL SAÐ (Adana)
- Sayýn Elitaþ, hatalarý söylemek zorundayým,
onlarý belirttim.
MUSTAFA ELÝTAÞ
(Devamla) - …farklý farklý yönlere çekerek… Ýnanýn
ben de taaccüple ve þaþkýnlýkla dinliyorum.
Deðerli arkadaþlar,
bu teklifin esasý, tüm idarelerdeki acil ihtiyaçlarý
karþýlayabilmek için sürekli olarak kullanýlan
mallarýn bir an önce alýnarak sistemin aksamasýný
engelleme gayesiyle ortaya çýkarýlmýþ bir
teklif ve açýkçasý, 4734 sayýlý Kanun'daki
yapýlabilecek ihalelerin güvenli bir þekilde yapýlmasýný
saðlamak amacýyla ortaya konulmuþ bir teklif.
Teklifte önce çerçeve
sözleþmesi yapýlmasý amaçlanýyor. Çerçeve
sözleþmesindeki amaç ne? (A) malýný üreten -saðlýk
sektöründe diyelim- serum, enjeksiyon veya baþka bir malý
üreten bir firma ve firmalar grubu çerçeve sözleþme yapmak üzere
proforma faturayla müracaat ediyorlar ve kanun maddesinin içerisinde
de açýk, net yazýyor: Proforma fatura veren kurum ve kuruluþlar
-çerçeve sözleþmesi içerisinde- çerçeve sözleþmesinin
sonuna kadar baðýmlýlar. Son fýkrada da ifade
ediyor, kurum buna baðlý deðil. Müracaat sahipleri
içerisinden en aþaðýdan, en avantajlýdan ve en
ekonomikten baþlamak üzere, elli tane firma varsa, bunlar içerisindeki
yirmi beþ firma çerçeve sözleþmeyi yapmayý hak ediyor.
Ne yapýyor bu? Firmalar bu çerçeve sözleþme içerisinden
iki yýllýk, üç yýllýk süreç… Biraz sonra önergemiz
gelecek, otuz altý aylýk süreyi yirmi dört aya düþüren
önergemiz geliyor. O önergede çerçeve sözleþme içerisindeki
proforma fatura vermiþ kiþi, kurum ve kuruluþlar,
hizmet saðlayýcýlarýna mal ve hizmet satanlar
bir fiyat teklifinde bulunuyorlar. Bu fiyat teklifinin üzerinde
esas ihale yapýlýrken 1 lira, 1 kuruþ artýrma
imkânlarý mevcut deðil. Onun altýnda fiyat teklifi
verdikleri takdirde ihale kendilerinde kalýyor. Bu da,
þeffaf bir þekilde yapýlan bir iþ. Biz, bunu, komisyonda,
bizim teklifimizle, maksimum yirmi olan sayýyý, deðerli
arkadaþlarýmýzýn, hem muhalefetin hem iktidar
milletvekillerinin katkýlarýyla yirmi beþe
çýkardýk. Minimum üç, maksimum yirmibeþ katýlýmcý
-ihaleye katýlan kiþiler- bu süreçte, çaðrýlý
olarak, davetli olarak bu ihaleye katýlabilecekler.
Açýk ve þeffaf yapýlacak. Hatta, teklife üçüncü bir
madde ilave etmeye gayret ettik ama olmadý. Elektronik posta
yoluyla da bu ihaleye katýlmayý gerekli hâlde gördük.
Bakýn, 4734 sayýlý
Yasa'da, Avrupa Birliði uyum belgesindeki çýkardýðýmýz,
birlikte çýkardýðýmýz yasalarda, Avrupa
Birliðinde, bu, dört yýl olarak görülüyor. Biz, bunu üç
yýl olarak yaptýk, þimdi de, önergeyle, iki yýla
düþürüyoruz. Sebep ne? Yeni çýkan firmalar varsa, rekabeti
daha iyi yapabilmeleri, yeni çýkan firmalarýn da bundan
faydalanabilmelerini saðlama amacý güdülüyor. Hem AK
Parti Grubundaki komisyon üyesi milletvekili arkadaþlarýmýz
hem de Cumhuriyet Halk Partisi Grubundaki komisyon üyesi arkadaþlarýmýz
bunu yaptýlar.
Deðerli arkadaþlar,
bugüne kadar yapýlan toplam ihaleler içerisinde Saðlýk
Bakanlýðýnýn yaptýðý ihalelerin
payý yüzde 15, Kamu Ýhale Kurumu içerisinde ve bunlarýn
da acil ve sürekli olanlar, inþallah, önümüzdeki günlerde, 15
Haziran tarihinde yürürlüðe girecek Sosyal Güvenlik Kurumunun
yapacaðý icraatla birlikte, vatandaþý hastasýyla
ilgilenmekten alýkoyacak ilaç temininde hasta sahibine yüklenen
mükellefiyet bundan sonra kamu saðlýk hizmeti kuruluþlarýna
yüklenecek hâle gelecek.
Bir de, Sayýn
Sað'ýn þu önerisini dikkate almak gerekiyor: onu da
Cumhuriyet Halk Partili arkadaþlarýmýzla bunu deðerlendirdik.
Biraz sonra bu madde üzerinde vereceðimiz önergede…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
MUSTAFA ELÝTAÞ
(Devamla) - Sayýn Baþkan, tamamlýyorum.
BAÞKAN - Lütfen…
MUSTAFA ELÝTAÞ
(Devamla) - Teþekkür ediyorum.
Geneli üzerindeki
yaptýðým açýklamalarda da ifade etmiþtim.
Yerel medyaya mensup arkadaþlarýmýz, özellikle
Gazeteciler Federasyonu Baþkaný ve Yönetim Kurulu
üyeleri, Türkiye'nin her tarafýndaki yerel medya grubu arkadaþlarýmýz,
bu konudaki hassasiyetlerini dile getirdiler, sýkýntýlarýnýn
olabileceðini ifade ettiler, biz de, bu sýkýntýlarýnýn
olamayacaðýný, olsa bile maksimum toplam ihale içerisindeki
yüzde 1 ila yüzde 2,25 arasýndaki bir sýkýntýyla
karþý karþýya kalabileceklerini Kamu
Ýhale Kurumu rakamlarýndan hesapladýk, fakat,
arkadaþlarýmýz bu konuda hassas davrandýlar.
"Bizim bir sýkýntýmýz olabilir, lütfen,
bununla ilgili bir önerge hazýrlayýn, açýk ve net
bir þekilde, medyanýn, yerel medyanýn bundan zarar
görmeyecek þekilde olmasýný ifade edin." dediler.
Kamu Ýhale Kurumundaki arkadaþlarýmýza
rica ettik, onlarla bu önergeyi hazýrladýk. Yerel medyamýzýn
bu konuda ortaya çýkabileceði düþünülen sýkýntýlarýný
ortadan kaldýrmak gayesiyle bu önergeyi de verdik. Süreyi
otuz altý aydan yirmi dört aya düþürüyoruz. Çerçeve sözleþmelerin yapýldýðý
yerel medyada da bir kere yayýnlanmak üzere önergemiz de geliyor.
Yasanýn hayýrlý,
uðurlu olmasýný temenni ediyorum. Türkiye'de yapýlan
ihalelerin otokontrol sistemini saðlayan ve daha güvenli olmasýný
saðlayan bir yasal düzenleme olduðu inancýný
ifade ediyor, hepinize saygýlar sunuyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Elitaþ.
Madde üzerindeki
konuþmalar tamamlandý.
Madde üzerinde
dört önerge vardýr.
Önergeleri, önce geliþ sýrasýna
göre okutacaðým, sonra aykýrýlýk
sýrasýna göre iþleme alacaðým.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte
olan 1439 sýra sayýlý Kanun teklifinin çerçeve 2
nci maddesinin birinci fýkrasýnýn sonuna
aþaðýdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa
Elitaþ |
Ahmet
Iþýk |
Cevdet
Erdöl |
|
|
|
Diyarbakýr |
|
Hasan
Aydýn |
Murat
Yýlmazer |
Nusret
Bayraktar |
|
Giresun |
Kýrýkkale |
Ýstanbul |
"Çerçeve sözleþme
kapsamýnda alýnacak mal ve hizmetlerden yaklaþýk
maliyeti eþik deðerlerin altýnda kalan ihaleler ayrýca
iþin yapýlacaðý yerde çýkan gazetelerin
birinde en az bir defa yayýmlanmak suretiyle ilan edilerek duyurulur."
BAÞKAN - Ýkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte
olan 1439 sayýlý Kanun Teklifinin 2. Maddesinin Ek Madde
2'de geçen "…süresi otuzaltý ayý geçmemek üzere"
ibaresinin "…süresi yirmidört ayý geçmemek üzere"
þeklinde deðiþtirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Ýrfan Gündüz |
Yahya Akman |
Ergün Daðcýoðlu |
|
Ýstanbul |
Þanlýurfa |
Tokat |
|
Alaettin Güven |
Özkan Öksüz |
Niyazi Pakyürek |
|
Kütahya |
Konya |
Bursa |
BAÞKAN - Üçüncü
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte
olan 1439 Sýra Sayýlý Kanun Teklifi'nin 2 nci maddesi
ile 4734 sayýlý Kanuna eklenen Ek 2 nci maddenin birinci
fýkrasýna aþaðýdaki cümlenin eklenmesini,
ikinci fýkrasýnýn aþaðýdaki
þekilde deðiþtirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
M. Vedat Yücesan |
Bülent Baratalý |
|
Trabzon |
Eskiþehir |
Ýzmir |
|
Tacidar Seyhan |
A. Kemal Deveciler |
Ramazan Kerim Özkan |
|
Adana |
Balýkesir |
Burdur |
"Çerçeve sözleþme
kapsamýnda alýnacak mal ve hizmetlerden yaklaþýk
maliyeti eþik deðerlerin altýnda kalan ihaleler ayrýca
iþin yapýlacaðý yerde çýkan gazetelerin
birinde en az bir defa yayýnlanmak suretiyle ilan olunur."
"Çerçeve sözleþmeye
taraf olan tedarikçi veya hizmet sunucularý tarafýndan
sunulan teklifler 40 ýncý madde hükümlerine göre deðerlendirilerek
istekliler, ekonomik açýdan en avantajlý tekliften
baþlanmak suretiyle sýralanýr ve istekli sayýsý
yirmi beþi geçmemek üzere þartlarý taþýyan
isteklilerin tamamý listeye alýnýr. Listeye
alýnan istekli sayýsý üçten az olamaz. Teminat
alýnmasýna iliþkin hükümler hariç olmak üzere, ihalelerin
sözleþmeye baðlanmasý hakkýnda bu Kanunda yer
alan hükümler çerçevesinde, süresi yirmi dört ayý geçmemek
üzere listeye alýnan isteklilerle çerçeve sözleþme imzalanýr
ve sonuçlar Kamu Ýhale Bülteninde ilan edilir. Yaklaþýk
maliyeti eþik deðerlerin altýnda kalan ihaleler ayrýca
iþin yapýlacaðý yerde çýkan gazetelerin
birinde en az bir defa yayýnlanmak suretiyle ilan olunur."
BAÞKAN - Dördüncü
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte
olan 1439 Sýra Sayýlý Kanun Teklifi'nin 2 nci maddesi
ile 4734 sayýlý Kanuna eklenen Ek 2 nci maddenin birinci
fýkrasýna aþaðýdaki cümlenin eklenmesini,
ikinci ve dördüncü fýkrasýnýn aþaðýdaki
þekilde deðiþtirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Tacidar Seyhan |
M. Vedat Yücesan |
|
Trabzon |
Adana |
Eskiþehir |
|
Bülent Baratalý |
Ramazan Kerim Özkan |
A. Kemal Deveciler |
|
Ýzmir |
Burdur |
Balýkesir |
"Çerçeve sözleþme
kapsamýnda alýnacak mal ve hizmetlerden yaklaþýk
maliyeti eþik deðerlerin altýnda kalan ihaleler ayrýca
iþin yapýlacaðý yerde çýkan gazetelerin
birinde en az bir defa yayýnlanmak suretiyle ilan olunur."
"Çerçeve sözleþmeye
taraf olan tedarikçi veya hizmet sunucularý tarafýndan
sunulan teklifler 40 ýncý madde hükümlerine göre deðerlendirilerek
istekliler, ekonomik açýdan en avantajlý tekliften
baþlanmak suretiyle sýralanýr ve istekli sayýsý
yirmi beþi geçmemek üzere þartlarý taþýyan
isteklilerin tamamý listeye alýnýr. Listeye
alýnan istekli sayýsý üçten az olamaz. Teminat
alýnmasýna iliþkin hükümler hariç olmak üzere, ihalelerin
sözleþmeye baðlanmasý hakkýnda bu Kanunda yer
alan hükümler çerçevesinde, süresi yirmi dört ayý geçmemek
üzere listeye alýnan isteklilerle çerçeve sözleþme imzalanýr
ve sonuçlar Kamu Ýhale Bülteninde ilan edilir. Yaklaþýk
maliyeti eþik deðerlerin altýnda kalan ihaleler ayrýca
iþin yapýlacaðý yerde çýkan gazetelerin
birinde en az bir defa yayýnlanmak suretiyle ilan olunur."
"Ýsteklilere
tekliflerini hazýrlayabilmeleri için en az üç iþ günü
süre tanýnmak suretiyle çerçeve sözleþmeye esas olan
teklif bedellerini geçmemek üzere tekliflerini vermeleri istenir.
Yazýlý olarak verilecek tekliflerin içeriðinin
gizliliði ihale saatine kadar korunur ve ihale dokümanýnda
belirtilen hükümlere göre teklifler deðerlendirilerek ekonomik
açýdan en avantajlý teklif belirlenir ve ihale bu teklif
sahibinin üzerinde býrakýlýr. Yaklaþýk
maliyeti eþik deðerlerin altýnda kalan ihaleler ayrýca
iþin yapýlacaðý yerde çýkan gazetelerin
birinde en az bir defa yayýnlanmak suretiyle ilan olunur.
Ýhalelerin sözleþmeye baðlanmasýnda
iliþkin bu Kanunda yer alan hükümler çerçevesinde kýsa
sözleþme imzalanýr."
BAÞKAN - Sayýn
Komisyon katýlýyor mu?
BAYINDIRLIK,
ÝMAR, ULAÞTIRMA VE TURÝZM KOMÝSYONU BAÞKANI
MUSTAFA DEMÝR (Samsun) - Katýlmýyoruz.
BAÞKAN - Sayýn
Hükûmet?
SAÐLIK BAKANI RECEP
AKDAÐ (Erzurum) - Katýlmýyoruz Sayýn Baþkan.
BAÞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Ýhalelerin gazetelerde
ilan edilmesinin þeffaflýðý artýrdýðý
bilinen bir gerçektir. Kanun Teklifinde, çerçeve sözleþme kapsamýnda
temin edilecek mal veya hizmet alýmlarýnýn sadece
Kamu Ýhale Bülteninde ilan edilmesi öngörülmektedir. Deðiþiklik
önergesiyle Kamu Ýhale Bülteni yanýnda yaklaþýk
maliyeti eþik deðerlerin altýnda kalan ihalelerin
ayrýca iþin yapýlacaðý yerde çýkan
gazetelerin birinde en az bir defa yayýnlanmasý hükme
baðlanmaktadýr. Böylece hem ihalelerde þeffaflýk
artýrýlmýþ olacak, hem yerel basýn,
ilan gelirlerinden mahrum býrakýlmayacaktýr. Ayrýca
ikinci fýkranýn son cümlesinde geçen "otuz altý
ay" ibaresi "yirmi dört ay" olarak deðiþtirilmiþtir.
BAÞKAN - Gerekçesini
dinlediðiniz önergeyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiþtir.
Diðer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte
olan 1439 Sýra Sayýlý Kanun Teklifi'nin 2 nci maddesi
ile 4734 sayýlý Kanuna eklenen Ek 2 nci maddenin birinci
fýkrasýna aþaðýdaki cümlenin eklenmesini,
ikinci fýkrasýnýn aþaðýdaki
þekilde deðiþtirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaþlarý
"Çerçeve sözleþme
kapsamýnda alýnacak mal ve hizmetlerden yaklaþýk
maliyeti eþik deðerlerin altýnda kalan ihaleler ayrýca
iþin yapýlacaðý yerde çýkan gazetelerin
birinde en az bir defa yayýnlanmak suretiyle ilan olunur."
"Çerçeve sözleþmeye
taraf olan tedarikçi veya hizmet sunucularý tarafýndan
sunulan teklifler 40 ýncý madde hükümlerine göre deðerlendirilerek
istekliler, ekonomik açýdan en avantajlý tekliften
baþlanmak suretiyle sýralanýr ve istekli sayýsý
yirmi beþi geçmemek üzere þartlarý taþýyan
isteklilerin tamamý listeye alýnýr. Listeye
alýnan istekli sayýsý üçten az olamaz. Teminat
alýnmasýna iliþkin hükümler hariç olmak üzere, ihalelerin
sözleþmeye baðlanmasý hakkýnda bu Kanunda yer
alan hükümler çerçevesinde, süresi yirmi dört ayý geçmemek
üzere listeye alýnan isteklilerle çerçeve sözleþme imzalanýr
ve sonuçlar Kamu Ýhale Bülteninde ilan edilir. Yaklaþýk
maliyeti eþik deðerlerin altýnda kalan ihaleler ayrýca
iþin yapýlacaðý yerde çýkan gazetelerin
birinde en az bir defa yayýnlanmak suretiyle ilan olunur."
BAÞKAN - Sayýn
Komisyon katýlýyor mu?
BAYINDIRLIK,
ÝMAR, ULAÞTIRMA VE TURÝZM KOMÝSYONU BAÞKANI
MUSTAFA DEMÝR (Samsun) - Katýlmýyoruz Sayýn
Baþkan.
BAÞKAN - Sayýn
Hükûmet katýlýyor mu?
SAÐLIK BAKANI RECEP
AKDAÐ (Erzurum) - Katýlmýyoruz Sayýn Baþkan.
BAÞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Ýhalelerin gazetelerde
ilan edilmesinin þeffaflýðý artýrdýðý
bilinen bir gerçektir. Kanun Teklifinde, çerçeve sözleþme kapsamýnda
temin edilecek mal veya hizmet alýmlarýnýn sadece
Kamu Ýhale Bülteninde ilan edilmesi öngörülmektedir. Deðiþiklik
önergesiyle Kamu Ýhale Bülteni yanýnda yaklaþýk
maliyeti eþik deðerlerin altýnda kalan ihalelerin
ayrýca iþin yapýlacaðý yerde çýkan
gazetelerin birinde en az bir defa yayýnlanmasý hükme
baðlanmaktadýr. Böylece hem ihalelerde þeffaflýk
artýrýlmýþ olacak hem yerel basýn ilan
gelirlerinden mahrum býrakýlmayacaktýr. Ayrýca
ikinci fýkranýn son cümlesinde geçen "otuz altý
ay" ibaresi "yirmi dört ay" olarak deðiþtirilmiþtir.
BAÞKAN - Gerekçesini
dinlediðiniz önergeyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiþtir.
Diðer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte
olan 1439 sayýlý Kanun Teklifinin 2. Maddesinin Ek Madde
2'de geçen "… süresi otuzaltý ayý geçmemek üzere"
ibaresinin "…süresi yirmidört ayý geçmemek üzere"
þeklinde deðiþtirilmesini arz ve teklif ederiz.
(Ýrfan
Gündüz (Ýstanbul) ve arkadaþlarý
BAÞKAN - Sayýn
Komisyon?
BAYINDIRLIK,
ÝMAR, ULAÞTIRMA VE TURÝZM KOMÝSYONU BAÞKANI
MUSTAFA DEMÝR (Samsun) -Takdire býrakýyoruz Sayýn
Baþkan.
BAÞKAN - Sayýn
Hükûmet?
SAÐLIK BAKANI RECEP
AKDAÐ (Erzurum) - Katýlýyoruz Sayýn Baþkaným.
BAÞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Mal ve hizmet
alýmlarýndaki sýkýntýyý gidererek,
toplumsal ihtiyaçlarýn ivedilikle giderilmesine yönelik
olarak bu deðiþikliðin yapýlmasýnýn
yararlý olmasý için düzenlenmiþtir.
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, gerekçesini dinlediðiniz önergeyi oylarýnýza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiþtir.
Diðer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte
olan 1439 sýra sayýlý Kanun teklifinin çerçeve 2
nci maddesinin birinci fýkrasýnýn sonuna
aþaðýdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaþ (Kayseri) ve arkadaþlarý
"Çerçeve sözleþme
kapsamýnda alýnacak mal ve hizmetlerden yaklaþýk
maliyeti eþik deðerlerin altýnda kalan ihaleler ayrýca
iþin yapýlacaðý yerde çýkan gazetelerin
birinde en az bir defa yayýmlanmak suretiyle ilan edilerek duyurulur."
BAÞKAN - Sayýn
Komisyon katýlýyor mu?
BAYINDIRLIK,
ÝMAR, ULAÞTIRMA VE TURÝZM KOMÝSYONU BAÞKANI
MUSTAFA DEMÝR (Samsun) - Takdire býrakýyoruz Sayýn
Baþkan.
BAÞKAN - Sayýn
Hükûmet katýlýyor mu?
SAÐLIK BAKANI RECEP
AKDAÐ (Erzurum) - Katýlýyoruz Deðerli Baþkaným.
BAÞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Teklifin
mevcut çerçeve 2 nci maddesi ile çerçeve sözleþmenin tesis
edilmesine iliþkin ilanlarýn Kamu Ýhale Bülteninde
duyurulmasý zorunluluðu getirilmektedir. Bu düzenlemeye
ilave edilen bu düzenleme ile yaklaþýk maliyeti
eþik deðerlerin altýnda kalan ilahelerde çerçeve
sözleþmenin kurulmasý aþamasýnýn, rekabet
ve þeffaflýðýn azami oranda saðlanabilmesi
için yerel gazetelerde de ayrýca duyurulmasý amaçlanmaktadýr.
BAÞKAN - Gerekçesini
dinlediðiniz önergeyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiþtir.
Sayýn milletvekilleri,
2'nci maddeyi kabul edilen iki önergeyle birlikte oylarýnýza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiþtir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- 5/1/2002 tarihli
ve 4735 sayýlý Kamu Ýhale Sözleþmeleri Kanununun
6 ncý maddesinin birinci fýkrasýna aþaðýdaki
bent ile maddenin sonuna aþaðýdaki fýkra eklenmiþtir.
"d)
Ýdare ile istekliler arasýnda belirli bir zaman aralýðýnda
gerçekleþecek alýmlara iliþkin þartlarý
belirleyen çerçeve sözleþme; bu kapsamda yapýlacak
alýmlarda yükleniciler ile idareler arasýnda kýsa
sözleþme,"
"Çerçeve sözleþme
ve kýsa sözleþmede belirtilmesi zorunlu olan hususlarý
belirlemeye Kurum yetkilidir."
BAÞKAN - Madde
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna Artvin Milletvekili
Sayýn Yüksel Çorbacýoðlu; buyurun. (CHP sýralarýndan
alkýþlar)
CHP GRUBU ADINA YÜKSEL
ÇORBACIOÐLU (Artvin) - Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri;
hepinizi saygýyla selamlýyorum.Görüþülmekte
olan 1439 sýra sayýlý Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi
üzerinde söz aldým.
Deðerli arkadaþlar,
Cumhuriyet Halk Partisi sözcülerinin de dile getirdiði gibi,
bu kanuna Cumhuriyet Halk Partisi olarak olumlu bakýyoruz,
olumlu oy vereceðiz. Gene önergelerle bazý eksiklikler
de her iki -AKP ve Cumhuriyet Halk Partisi- parti tarafýndan tamamlanmaya
çalýþýlýyor bu arada.
Þimdi, deðerli
arkadaþlar, öncelikle Kamu Ýhale Kurumu hakkýnda
kýsaca sizlere bilgi vermek istiyorum. Kurum, 2002 yýlýnda
kuruldu. Þu anda yaklaþýk 230 personelle hizmet veriyor
ve Kamu Ýhale Kurumunun baþlýca görevleri
þu þekilde sýralanabilir:
"Ýhalenin
baþlangýcýndan sözleþmenin imzalanmasýna
kadar olan süre içerisinde idarece yapýlan iþlemlerde,
bu Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olmadýðýna
iliþkin þikâyetleri inceleyerek sonuçlandýrmak.
Bu Kanuna ve Kamu
Ýhale Sözleþmeleri Kanunu'na iliþkin bütün mevzuatý
standart ihale dokümanlarýný ve tip sözleþmeleri
hazýrlamak, geliþtirmek, uygulamayý yönlendirmek.
Yapýlan ihaleler
ve sözleþmelerle ilgili Kurum tarafýndan belirlenen
þekilde bilgi toplamak.
Adet, tutar ve diðer
konular itibarýyla istatistikler oluþturmak ve yayýmlamak.
Haklarýnda ihalelere
katýlmaktan yasaklama kararý verilenlerin sicillerini
tutmak.
Ýhale ilanlarýyla
ilgili esas ve usulleri düzenlemek.
Basýlý
veya elektronik ortamda Kamu Ýhale Bülteni'ni yayýmlamak.
Yerli isteklilerin
yabancý ülkelerde açýlan ihalelere katýlmalarýna
engel olunduðunun tespit edilmesi hâlinde bu uygulamanýn
yapýldýðý ülkenin isteklilerinin de bu Kanun
kapsamýnda yapýlan ihalelere katýlmalarýnýn
önlenmesine yönelik tedbirlerin alýnmasýný ve
gerekli düzenlemelerin yapýlmasýný saðlamak
üzere Bakanlar Kuruluna teklifte bulunmak uluslararasý
iliþkideki "karþýlýklýlýk"
ilkesi gereði. Þimdi bu saydýklarým Kurumun
baþlýca görevleri sayýn milletvekilleri. Fakat,
bu Kurum görevini ne derece yerine getiriyor?
Þimdi, yaklaþýk
iki yýldýr, Kamu Ýhale Kurumuyla ilgili, daha
doðrusu, Kamu Ýhale Kurumundan bazý bilgileri almaya
çalýþýyoruz, ama bir türlü, soru önergelerine, yani
Meclisin denetim görevine uygun bir þekilde, ciddiyette bir
cevap alýnamýyor. Burada, özellikle, belediyelerle
ilgili yapýlan ihaleler konusunda sorulan sorular var. Soru
önergeleri önümde. "Belediyelerin verdiði ihalelerin toplam
tutarý nedir? Belediyeler bu ihaleleri hangi þirketlere
veriyor? Bu þirketlerin hangileri, ihaleyi veren belediyenin
kendi þirketidir?" diyoruz.
Biliyorsunuz, belediyelerin
son dönemlerde geliþtirdikleri bir metot var. Kendi kurduklarý
þirketler aracýlýðýyla mal ve hizmet
alýmlarýný ve ihaleleri o þirketler üzerinden
yürütmek gibi bir yöntem geliþtirdiler. Ama, sorulan soru
önergelerine -soru önergeleri de önümde- bir türlü Kamu Ýhale
Kurumundan cevap alamýyoruz. Daha doðrusu, cevap geliyor da "Bilgi yoktur."
þeklinde cevap geliyor. Sorularý Kurum adýna yanýtlayan
Maliye Bakaný bu konularda bilgi vermeye yanaþmýyor.
Þimdi, bu konu
neden önemli? Öncelikle size þunu söyleyeyim: KÖYDES, duble
yol, belediye ihaleleri derken, ülkede büyük bir ihale trafiði,
bir rant trafiði yaþanmaktadýr. Hatta, özellikle, KÖYDES
uygulamalarýnýn -Bütün milletvekilleri kendi illerindeki
uygulamalarý biliyorlar. Ýþin çok teknik bir bilgi
ve beceri gerektirmemesi nedeniyle sanýyorum herkes müteahhit
oldu; herkes, KÖYDES projelerinden para kazanmak için ihalelere girerek
iþ aldý, ama, ne kadarý baþarýlý
oldu, bu yapýlan hizmetlerin, bu kullanýlan paralarýn
ne kadarý gerçekten amaca hizmet etti, bunu da zamanla göreceksiniz.
Bence büyük bir kýsmý boþa gitmiþtir.
Þimdi, arkadaþlar,
belediyelerde yapýlan ihalelerin oraný nedir biliyor
musunuz, bütün kamu kurumlarýndaki ihalelere oraný?
Rakam olarak veriyorum: 2004 yýlýnda 2,2 katrilyon. Yani,
bütün ihalelerin içerisinde yüzde 16'yý kapsýyor. Listelere
baktýðýmýzda, bunlar açýk açýk önümüzde,
görülüyor. 2004 yýlýnýn toplamý, 13 küsur
katrilyon, 2,2 küsur katrilyonu belediye ihaleleri, yüzde 16'ya tekabül
ediyor. AKP iktidara geldikten sonra, bu rakam aniden 3'e katlanýyor,
belediyelerin ihaleleri ve 2005'te 6,2 katrilyona çýkýyor.
Bütün ihaleler içerisindeki, Türkiye'deki ihaleler içerisindeki
oran, yüzde 20'ye çýkýyor. Oransal olarak da artýyor.
2006'da rakam 10,5 katrilyona ulaþýyor ve bütün ihaleler
içerisinde, Türkiye'deki ihaleler içerisinde de yüzde 27'lik bir
orana ulaþýyor.
Þimdi, soru önergelerimizde,
özellikle belediyelerdeki ihalelerin niteliði, yöntemi, bu
sorularda çeþitli maddelerle sorular sorulmasýna
raðmen, Kamu Ýhale Kurumunun verdiði cevabý, daha
doðrusu Kamu Ýhale Kurumu adýna Sayýn Maliye
Bakanýnýn verdiði cevabý, mesela ben size
okuyayým: "Kamu Ýhale Kurumu tarafýndan 2005-2006
yýllarý itibarýyla belediyelerin ihaleleriyle
ilgili olarak derlenen istatistiki bilgiler ve þikâyetler, yapýlan
þikâyet neticesinde iptal edilen ihaleler ve savcýlýða
suç duyurusunda bulunulan ihale kararlarýna iliþkin
bilgiler, Kurumun Ýnternet sitesinde yayýnlanmýþ
bulunmaktadýr. -Yani, bir milletvekiline bu cevabý
verme tenezzülünde dahi bulunmuyorlar.- Diðer yandan, önergenin
ikinci sorusuna iliþkin olarak Kamu Ýhale Kurumunda bir
çalýþma ve veri bulunmamaktadýr."
Þimdi, ikinci
maddeyi okuyorum: "Belediye ihaleleriyle ilgili, ihaleleri
kazanan þirketlerden hangileri ihaleye çýkan belediyenin
kendi þirketidir? Bu þirketlerden hangileri aldýklarý
iþi baþka þirketlere devretmiþtir?" Yani,
bu soruya bir türlü devletin resmî organlarýndan cevap alamýyoruz
ve "Elimizde veri yok." deniyor. Oysa, Kurum yetkilileri
2005 yýlýna iliþkin olarak, 22/3/2006 tarihinde yapýlan
basýn açýklamasýnda, Kamu Ýhale Kurumuna,
ihale usullerine göre 115.639, Kamu Ýhale Kanunu'ndan istisna
olan alýmlara iliþkin ise 26.338 olmak üzere 141.977 adet ihaleye
iliþkin veri ulaþtýðý kaydedilmiþ ve
2005 yýlýnda sözleþmesi yapýlmýþ
ihalelerin sonuç bilgilerinin 2004 yýlýna göre daha
düzenli gönderildiði, bu düzenli bilgi akýþýnda
Kamu Ýhale Kurumunun kurduðu sistemin etkisi olduðu
belirtilmiþtir.
Bu doðrultuda, belediyelerin
verdiði ihalelere iliþkin kimi veriler açýklanmýþ
ve ayrýca, Kamu Ýhale Kurumunun Ýnternet sitesinde
de yayýmlanmýþtý. Þimdi, soruyoruz,
"Elimizde veri yok." diyor. Arkadaþlar, bu, yani sadece
milletvekilini kandýrmak deðil, bu, ayný zamanda
halký kandýrmaktýr, iktidarý kollamaktýr.
Görevleri arasýnda saydýðým, ihalenin
baþlangýcýndan sözleþmenin imzalanmasýna
kadar olan süre içerisinde idarece yapýlan iþlemlerde,
bu Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olmadýðýna
iliþkin þikâyetleri inceleyerek sonuçlandýrmak sizin
göreviniz deðil mi?
Þimdi, deðerli
arkadaþlar, tabii ben Sayýn Baþbakanýmýzýn
devletin kurumlarýyla ilgili þikâyetlerini, itirazlarýný,
Baþbakanýn üslubuna yakýþmayan itirazlarýný
biliyorum, bunlarý sizler de biliyorsunuz.
Bir þeyi de
öðrenmek istiyorum bu arada, eðer cevap verebilirlerse Kamu
Ýhale Kurumu yetkilileri. Bu iktidarýn yapýp da
Kamu Ýhale Kurumu tarafýndan iptal edilen ihaleler vardýr
sanýyorum, oranýný da bilmiyorum. Acaba, bu, Sayýn
Baþbakanýn dediði gibi "Biz yapýyoruz, çalýþýyoruz,
iþte Danýþtay engelliyor veya Anayasa Mahkemesi
veya Yargýtay engelliyor." þeklinde itirazlarýný
Kamu Ýhale Kurumuna yapýyor mu? Yani, Kamu Ýhale
Kurumu, Sayýn Baþbakanýn iktidarý olduðu,
AKP iktidarýnýn yaptýðý ihalelere engel
çýkarýyor mu? Þimdiye kadar bir þikâyet gelmediðine
göre, sanýyorum, bir engel de çýkmýyordur.
Deðerli arkadaþlar,
bir de biraz önce 2'nci maddede verilen önergelerden de anlaþýlacaðý
üzere, bu ihalelerin yerel basýnda da ilan edilmek suretiyle
yayýmlanmasý önergesi verildi, bu önerge kabul edildi.
Ancak, burada þöyle bir sorun var: Basýn Ýlan Kurumu,
yerel basýnýn çalýþmasýyla ilgili
birtakým kriterler getirmiþtir. Bu kriterlere baktýðýmýzda,
yerel basýnýn kolay kolay bu ilanlarý yapabilme
þansý da ortadan kalkmaktadýr. Bunun gerekçesini
de þu þekilde açýklayayým…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
YÜKSEL ÇORBACIOÐLU
(Devamla)- Bitiriyorum Sayýn Baþkan.
BAÞKAN - Buyurun.
YÜKSEL ÇORBACIOÐLU
(Devamla) - Bu þartlar, söyleyeceðim þartlar, büyükþehir
belediyeleri sýnýrlarý içerisindeki yerel basýnla,
küçük basýnla ilgilidir.
Efendim, Basýn
Ýlan Kurumu þu þartý getiriyor: Bir kere, dijital
baský makinesiyle baský yapamazsýnýz, diyor.
Ne yapacaksýnýz? Ofset makinelerle baský yapacaksýnýz.
Diðer taraftan
0,60 metrekare olan gazetenin büyüklüðünün þartý artýrýlýyor;
1,60 metrekare oluyor. Þimdi, bunlarýn artýrýlmasý
sözle kolay, ama bunun yerel basýn tarafýndan yapýlmasý
o kadar kolay deðil.
Ve en az 500 adet satýþ
þartý geliyor. ki, yaklaþýk
100-150de Kamu kurumlarýna verilmesi gereken tirajý
da sayarsak, 600-650'lik bir rakama ulaþmak zorunda kalýyor.
Diðer taraftan,
en az 7 personel çalýþtýracaksýnýz.
Büyükþehir belediyesi sýnýrlarý dýþýnda
olan ilçelerde veya illerde, küçük yerleþim yerlerinde, sayý,
sanýyorum 3 çalýþan olarak sýnýrlanmýþtýr.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
YÜKSEL ÇORBACIOÐLU
(Devamla)- Bitiriyorum Sayýn Baþkan.
BAÞKAN - Efendim,
son cümlenizi rica edeyim.
YÜKSEL ÇORBACIOÐLU
(Devamla) - Peki.
Bu þartlara baktýðýmýzda,
o önergeyle verdiðimiz ve gerekçede söylendiði üzere, yerel
basýnýn da desteklenmesi amacýyla verilen bu
önerge, Basýn Ýlan Kurumunun ortaya koyduðu bu
iþletmeler için, küçük matbaalar için, gazeteler için koyduðu
bu þart karþýsýnda hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
Burada yeniden bir düzenleme yapýlmasý gerekiyor kanaatindeyim.
Beni dinlediðiniz
için hepinize teþekkür ediyor, yüce Meclisi saygýyla selamlýyorum.
BAÞKAN - Teþekkür
ediyoruz Sayýn Çorbacýoðlu.
Madde üzerindeki görüþmeler
tamamlanmýþtýr.
Maddeyi oylarýnýza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiþtir.
HALÝL ÜNLÜTEPE
(Afyonkarahisar) - Sayýn Baþkan, benim de sözüm vardý.
BAÞKAN - Burada
sorayým...
Ben görmemiþim,
affedersiniz.
4'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4- Bu Kanun yayýmý
tarihinde yürürlüðe girer.
BAÞKAN - Madde
üzerinde Ýstanbul Milletvekili Berhan Þimþek, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adýna ve þahsý adýna.
CHP GRUBU ADINA BERHAN
ÞÝMÞEK (Ýstanbul) - Teþekkür ederim.
Sayýn Baþkan,
deðerli milletvekilleri; görüþülmekte olan kanun tasarýsýnýn
4'üncü maddesi üzerinde grubum ve þahsým adýna söz
almýþ bulunuyorum. Yüce Meclisi saygýyla selamlarým.
Ýhale Yasasý'ný
ne kadar deðiþtirirsek deðiþtirelim deðerli
arkadaþlarým, çerçeve sözleþmeyle, istekli sayýsýný
yirmibeþ yapalým, yüz yapalým, deðiþmeyen
bir þey var: Ýhalelerde yandaþ kayýrmayý
deðiþtiremiyoruz. Bunu deðiþtirmek için dokunulmazlýðý
kaldýrmak zorundayýz. Yolsuzlukla mücadele kanunu
çýkarmak ve bir yolsuzlukla mücadele kurulu kurmamýz
gerekiyor.
Deðerli arkadaþlarým,
AKP Ýktidarý döneminde, ihalelerin nasýl yapýldýðýný,
size, bir teftiþ kurulu soruþturmasýnda ifade veren
bir þube müdürünün itiraflarýndan yola çýkarak
anlatmaya çalýþacaðým. Burada personel olarak
çalýþan bir arkadaþ söylüyor, ifadesinde, teftiþ
kurulu raporunda: "Genel Müdürlüðümüz çalýþmalarýnýn
teftiþiyle ilgili olarak teftiþ raporunun '2004 Yýlý
Mal ve Hizmet Alýmlarý' baþlýklý bölümünün
11'inci maddesinde yer alan "Ýlhan Berk" kitabýnýn
basýmý konusunda verilen cevaplarda Ahmet Kot'a...
" -yani iþi alacak olan kiþiye- "... gönderilen
fakslar tarafýmdan çekilmiþtir."
"2004 yýlýnda
Genel Müdürlüðümüzde Bütçe Þube Müdür Vekili olarak görev
yaparken, tarihini tam hatýrlayamadýðým bir
gün saat 16.30-17.00 sularýnda Genel Müdürümüzün sekreteri
'Genel Müdürümüz sizi çaðýrýyor.' diye bana telefon
etmiþtir. Genel Müdür Bey'in odasýna gittiðimde, içeride
kendisinin Ahmet Kot olduðunu sonradan öðrendiðim bir
kiþinin oturduðunu gördüm. Genel Müdürümüz, bana 'Serpil
Haným, Ahmet Bey'in Ýlhan Berk adlý bir kitap çalýþmasý
var. Bu kitabýn 2004 yýlý içerisinde basýmýný
yapacaðýz. Ben Ahmet Bey'le konuþtum. Kitabýn
bedeli 42 milyardýr. Ahmet Bey daha önce hiçbir ihaleye katýlmadýðý
için, bu nedenle kendisine yardýmcý olacaðýz.
Bu konuyla ilgili hiçbir sorun olmadan ihalenin yapýlmasýný
istiyorum.' demiþtir. Burada, müfettiþ raporlarýnda
tespit.”
“Bunun üzerine, mesai
saati dolmuþ olmasýna raðmen -Serpil Haným söylüyor-
Genel Müdürlük makam odasýnda, Genel Müdürümüz, ben ve Ahmet
Kot kaldýk. Ben, bir ihalede neler yapýlmasý gerektiði
konusunda ayrýntýlý bilgi verdim Ahmet Kot Bey'e.
Benim söylediklerimi not aldý.”
“Aradan birkaç gün geçtikten
sonra, Genel Müdürümüzün sekreterinin Genel Müdürün beni çaðýrdýðýný
söylemesi üzerine odasýna gittim.”
“Genel Müdürümüz bana
'Ýhale konusunda bilgi verdiðiniz Ahmet Bey ihale için hazýrlýklara
baþladý. Ahmet Bey Ýstanbul'dan gelecek, bu nedenle
herhangi bir eksiklik, aksaklýk istemiyorum. Bir ihalede neler
gerekiyorsa, ayrýntýlý not hâlinde yaz, ben de bir
bakayým, daha sonra Ahmet Bey'e fakslayalým.' demiþ.
Ben de, 4734 sayýlý -Hanýmefendi anlatýyor,
memure haným- Kanun'un 21'inci maddesinin (f) bendi gereðince,
pazarlýk usulüyle ilgili bir ihalede yapýlmasý
gerekli iþlemlerin yer aldýðý notlarý
hazýrlayarak Genel Müdürümüze götürdüm. Kendisi notlarý
okuduktan sonra sekreterine 'Serpil Haným Ahmet Kot'a faks çekecek.
Faks numarasýný kendisine verin, faks çekildikten sonra
beni Ahmet Bey'le görüþtürün.' Sekreter bana faks numarasýný
verdi. Ben de notlarýn üzerine 'Sayýn Ahmet Kot Bey'in dikkatine'
diyerek, Genel Müdürlük makamýnda kullanýlan faks cihazýndan
faksý çektim.
“Fakslarý çektikten
sonra, iki defa Genel Müdür Bey sekreteri aracýlýðýyla
beni odasýna çaðýrdý. Odasýna gittiðimde
'Ahmet Bey bazý konularý anlamamýþ -ilk defa
giriyor ya ihaleye- sekreterlikten kendisiyle görüþ, gerekli
bilgileri kendisine ver.' Ve sekreterine 'Serpil Hanýmý
Ahmet Kot'la görüþtür.' Sekreter Haným Ahmet Kot'u arayarak
görüþmemizi saðlamýþtýr."
Deðerli arkadaþlarým,
Þube Müdürünün ifadesinde bahsettiði Ahmet Kot'a gönderilen
notu da teftiþ raporundan aynen okuyorum. Burada bütün bilgiler,
belgeler vardýr, ilgilenen arkadaþlara takdim ederim.
Burada yazý küçük
olduðu için, müsaade ederseniz buradan okuyayým: "Üç
firmadan ayrý ayrý teklif mektubu alýnacak. Teklif
mektuplarýnýn içerikleri farklý yazýlacak.
Teklif mektuplarýnda belirtilen fiyatlar da ayrý ayrý
olacak, en düþük teklifi veren firma basýmý yapacak
olan firma olacak. Teklif mektubundaki fiyatlar birbirinden çok
farklý olmayacak. -Durumu idare et- 2 veya 3 milyar gibi bir
fark olacak. Teklif mektuplarý, öncelikle fakslanacak, sonra
asýl nüshalar Genel Müdürlüðümüze ulaþtýrýlacak."
Gördüðünüz gibi,
minareyi çalanlar, deðerli arkadaþlarým, kýlýfýný
kamu kurumlarýnýn þube müdürlerine de hazýrlatýyorlar.
Bakýn, size daha
ilginç bir belge vereyim deðerli arkadaþlarým. Kitap
basýmýna iliþkin Bakan onayý 05/11/2004. Deðerli
arkadaþlar, çok ilginç; yani, bütün belgeler, bilgiler, hepsi
burada. Kitap onayý 15/11/2004'te alýnmasý gereken
bakan onayýnýn henüz ihale komisyonu ihaleyi kazanan
firmayý belirlememiþken ve ihale komisyonu toplantýsýndan
yirmi gün önce, Yazýevi Ýletiþim Hizmetleri tarafýndan
Genel Müdürlüðe "Ýlhan Berk Kitabý Teknik
Þartnamesi" taslaðýnýn fakslandýðýný,
bu faksýn 17/11/2004 tarihinde Genel Müdür tarafýndan
bütçe þubesine havale edildiði ve bu þartname taslaðý
ile ihale evraký ekindeki teknik þartnamenin “diðer
hususlar” kýsmý dýþýndaki kýsýmlarýnýn
ayný olduðu raporda ifade edilmektedir. Gerekirse isteyen
arkadaþlarýma buradan takdim ederim.
Anlayacaðýnýz,
ihaleyi kazanan firma ihalenin teknik þartnamesini kendi hazýrlýyor.
Deðerli arkadaþlarým,
böyle bir düzen demokrasi düzeni deðildir, millet iradesi düzeni
de deðildir, hukuk devleti düzeni de deðildir. Böyle bir düzen,
22. Dönemde moda olan deyimle ifade edersek, bu, Ali Dibo düzenidir,
kumpas düzenidir, al takke ver külah düzenidir, yolsuzluk düzenidir
ve hukuksuzluk düzenidir.
Sayýn Baþkan,
sayýn milletvekilleri ayrýca; bir olayý daha sizlerle
paylaþmak istiyorum, benzer müdürlükte oluþan, ayný
bakanlýkta oluþan hadise: Yaklaþýk 500 milyar
tutarýnda enstrüman ve sarf malzemesi alýmý, yirmi
parçaya bölünerek… Bakýnýz, 500 milyarlýk enstrüman
ve sarf alýmýný yirmi parçaya bölüyorlar, 4734 sayýlý
Kanun'un 22'nci maddesinin (d) bendine göre, doðrudan temin yoluyla
gerçekleþtiriyorlar. Doðrudan temin usulüne hangi hallerde
baþvurulacaðý kanunda açýkça yazýlýdýr.
Söz konusu alýmýn yüzde 80'ini oluþturan 371 milyarlýk
alýmýn gerçekleþtirildiði, Desin Müzik, Medikal,
Saðlýk Hizmetleri ile Girgin Týbbi Cihazlar adlý
þirketlerin adres ve telefon ve faks numaralarý aynýdýr.
Ýþin ilginç tarafý, bu üç þirketteki imza da
aynýdýr deðerli arkadaþlarým. Yani, üç
þirketten ayrý ayrý teklif alýyorlar, teklif
alýnan þirketlerin telefonlarý, adresleri ve imzalarý
da ayný. Belgeler buradadýr, üçüncü kez söylüyorum, ilgili
arkadaþlara veya ilgilenen arkadaþlara takdim edebiliriz.
Bu teftiþ raporlarýnda,
Kültür ve Turizm Bakanlýðýnýn enstrüman
alýmý gerçekleþtirdiði diðer firma ise TESA
Teknik Týbbi Malzemeler adlý firma ise Ankara Ticaret
Odasýna kayýtlý ve týbbi cihaz malzemeleri
satýcýlarý grubuna dâhil olduðu, ticaret sicilinde
þirketin amaç ve konularý arasýnda müzik aletleri
ticareti yapmak gibi bir hususun bulunmadýðý da
ifade edilmiþtir.
Bakýn, ben bu konuyla
ilgili esas komediyi size söyleyeyim deðerli arkadaþlar:
Müzik aletleri, 14 Þubat 2006 tarihinde, Sayýn Bakanýn
oluruyla Bursa Devlet Senfoni Orkestrasý Müdürlüðüne demirbaþ
kayýtlarýna girmiþ. Ne zaman? 14 Þubat 2006.
Olur iþ deðil arkadaþlar! 2006'da giriyor fakat, irsaliyeler
var burada, Bakan oluru da var, irsaliyeler var. Ýrsaliyeler
de 1/3/2006. Yani, buradan… Sayýn Bakanýma ben gerçekten
çok deðer veririm, çok sevgi, saygý duyarým. Uyumasýna
da bir þey demiyorum. Bu, saðlýðýndan dolayý
oluyor. Ýnanýn, çok saygý duyduðum biri. Yani,
Bakanýmýz orada uyuyor muydu bu oluru verirken? Birileri
yoksa, yakýnýnda, nefes kadar yakýn olanlar Sayýn
Bakanýn iyi niyetini, uyumasýný mý kullandýlar
deðerli arkadaþlar? Belgeler burada. Yani, 14 Þubat
2006 tarihinde olur alýyorlar Sayýn Bakandan, irsaliye
1/3/2006 tarihinde kesiliyor. Bu bir vak’a, anlatýlýr
gibi deðil.
Devam edeyim: Teftiþ
Kurulu, alýnan müzik aletlerine ödenen parayla Ankara Ticaret
Odasý fiyatlarýný, müfettiþ, karþýlaþtýrmýþ.
Faturalar burada, rakamlarý okuyayým ben size. Yani,
fakir fukara, garip gurabanýn paralarýnýn nereye
gittiðini de, deðerli arkadaþlarým, bu vesileyle
görelim.
Bakýn, deðerli
arkadaþlarým, üþenmeden, incinmeden bu meseleyi
irdeledim. Bakýn, silafon, Adams marka, 9 milyar 500 milyon ödenen
para, devletin ödediði, bizim ödediðimiz. ATO'nun verdiði
fiyat 2 milyar 900 bin. Saksafon 11 milyar. Bütün rakamlar burada deðerli
arkadaþlar. Yüzde 400, yüzde 300 paralar ödenmiþ. Bu para
kimin parasý Allah aþkýna? Nasýl bir kumpas,
nasýl bir tezgâh?
Biz, burada Ýhale
Kanunu'nda deðiþikliklerden bahsediyoruz. 4734'ü, geldikten
sonra beþ kez deðiþtirdiniz ve bugün gelen yasada da,
týbbi malzemelerle ilgili problemlerden dolayý, aciliyeti
olduðundan dolayý bir çerçeve yasa çýkarýyoruz
ki, týp olayýnda hastanelerde acil ihtiyaç hasýl
olduðunda 4734'ün bekleme süresini doðru deðerlendirelim
ve 100 kiþi çaðýralým, 25 kiþiyi alalým
veya iþte önergeyle deðiþecek boyutuyla...
Deðerli arkadaþlar,
bu anlatýlýr gibi deðildir. Bu, Ali Dibo'yu da geçmiþtir.
Hataylý bir deðer olduðunu biliyoruz, "Ali Dibo"
isimli bir tüccar. Hep bunu söyleyerek, rahmetlinin kemiklerini de
sýzlatýyoruz. Ondan ve ailesinden de özür diliyorum
ama bu Ali Dibo düzeniyle, ne 22'nci Dönem ne 23'üncü Dönem, bu ülke yürüyemez,
mümkün deðildir.
Deðerli arkadaþlarým,
Sayýn Bakan Aydýn'da bir konuþmasýnda diyor
ki... "Oligark” kelimesi, Rusça bir kelime. Ben üþenmedim,
bir araþtýrdým. Bunun karþýlýðý
nedir? Tam kelime anlamýyla, kamu parasýyla zengin
olan iþ adamlarý için Kapkaççý manasýnda kullanýlmakta.
Sayýn Bakan diyor ki, "22 Temmuzdan sonra son vereceðiz."
Beþ yýlda -kendi deyimiyle- kapkaççý düzene, oligark
düzene son verememiþ, "22 Temmuzdan sonra son vereceðiz..."
Gözün aydýn! Beþ yýlý sorar sana Aydýn
da, ülkenin soracaðý gibi.
Þimdi, deðerli
arkadaþlarým, biraz önce, Teftiþ Kurulunun tuttuðu
ifadeyi size okudum. Bir genel müdürün ihaleye nasýl hazýrlandýðýný,
ihale þartnamesinin, Sayýn Bakanýn tabiriyle
"oligark" -Sayýn Bakanýn tabiriyle- yani kapkaççýlar
tarafýndan nasýl belirlendiðini burada belgelerle
tek tek ifade ettim. O genel müdür hakkýnda, acaba, merak ediyorum,
ihaleye fesat karýþtýrmak suçlamasýyla dava
mý açýlmýþtýr? Bu Genel Müdür daha önce
-var olan deðerli arkadaþlarýmý tenzih ederim-
AKP milletvekili adayýdýr. Seçilmiþ olsa, sizlerle
beraber burada, ülkenin geleceðine, yasalara evet veya hayýr
eli kullanacaktý, oy kullanacaktý.
Evet, siz de merak ediyorsunuz,
ama biliniyor.
Deðerli arkadaþlarým,
Kültür ve Turizm Bakanlýðýnda kurulan düzen, Sayýn
Bakanýn ifadesiyle bir "oligark" düzenidir. Diðer
kamu kurum, kuruluþlarýnda da buna benzer ihale süreçlerinin
yaþandýðýný biliyoruz, ama, buradan,
ben Sayýn Baþbakana sesleniyorum: Fakir fukara, garip
guraba… Senden vekil seçilemediði için genel müdür yaptýðýn,
milletin koltuðundan güç alarak hýrsýzlar yaratýlmasýna,
Sayýn Erdoðan, Sayýn Baþbakan müsaade edecek
misiniz, gereðini yapacak mýsýnýz? Gereðini
yapmak, sanýyorum ki, sizin büyük harf konuþtuðunuz
Türkçenize yakýþýr diye düþünüyorum. Hepimize
yakýþýr. (AK Parti sýralarýndan
"Artistlik yapma" sesi)
Doðrudur, benim
mesleðim artistlik. Bundan þeref duyuyorum, ama, bu iþlere
göz yumanlar þerefsizlikle suçlanacaktýr. (CHP sýralarýndan
alkýþlar) Þerefimle yaptým ben o mesleði,
onurumla yaptým. Sen de oturup televizyon ekranlarýnda,
sinema koltuklarýnda beni izledin.
Evet, deðerli arkadaþlar,
Hatay'da yaþananlarý biliyoruz, Çorum'da yaþananlarý
biliyoruz, TOKÝ'de yaþananlarý biliyoruz, SSK'da
yaþananlarý biliyoruz, Türk Standartlarý Kurumunda...
Ama en az, burada, samimiyetle biliyorum ki vicdan sahibi sizler,
bu konudan, benim ifade etmelerimin ötesinde, en az demeyeceðim,
benden daha fazla rahatsýzlýk duyuyorsunuz. Buna milletin
vekilleri olarak bizlerin el koymasý gerekir, çünkü haksýzlýk
karþýsýnda susan dilsiz þeytandýr.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Buyurun.
BERHAN ÞÝMÞEK
(Devamla) - Teþekkür ediyorum.
Sizin, bizim insan
onuru taþýdýðýmýza, yine söylüyorum,
benden fazla bu deðerleri taþýdýðýnýza,
taþýdýðýmýza inandýðým
için gereðinin yapýlmasýný yüce heyetinizin
takdirlerine ve ilgili Bakanýn vicdanýna býrakýyorum.
Yüce Meclisi saygýyla
selamlýyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Þimþek.
Þahsý
adýna Erzurum Milletvekili Sayýn Mustafa Ilýcalý,
buyurun. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
MUSTAFA ILICALI (Erzurum)
- Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaþ'ýn; Kamu Ýhale Kanunu
ve Kamu Ýhale Sözleþmeleri Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerinde
þahsým adýna söz aldým. Hepinizi saygýlarýmla
selamlýyorum.
Tabii, bu söz almamýn
en önemli nedeni, bu teklifin görüþülmüþ olduðu Komisyonun
bir üyesiyim, görüþmelerin içerisinde bulundum. Ýktidarýyla
muhalefetiyle beraber, bazý hususlarý da paylaþmanýn
çok yararlý olduðunu düþünüyorum.
Öncelikle, bir kere,
Kamu Ýhale Kanunu'nda deðiþiklikler yapýlmasýna
dair muhalefetin deðerli sözcüleri, sürekli, yani neden deðiþiklik
yapýlýyor ve bu deðiþikliði bir olumsuz
iliþki içerisinde burada ifade ettiler. Þunu net bir
þekilde ifade edebilirim ki, yani meslek itibarýyla da
inþaat mühendisi bir milletvekili olarak: Bu Yasa 2002
yýlýnda çýkmýþ, 1/1/2003 tarihinde yürürlüðe
girmiþtir. Tabii ki: yaþanan problemler, sürelerin
kýsaltýlmasý, daha verimli bir þekilde ihalelerin
yapýlmasý için olumsuzluklar yaþandýkça da
bazý deðiþikliklerin gelmesi gayet normaldir. Yani
biz burada AK Parti Ýktidarý olarak bu deðiþiklikleri
getiriyoruz, baþka bir hükümet de olsaydý bu deðiþiklikleri
yapmak mecburiyetinde kalacaktý. Yaþandýkça bazý
olumsuzluklar ortaya çýkýyor. Bu deðiþiði
yapmayý "baþka bir olumsuzluk" diye ifade etmenin
son derece yanlýþ olduðunu düþünüyorum.
Ayrýca, Sayýn
Kamu Ýhale Kurulu Baþkanýndan aldýðým
rakamlarý size arz etmek istiyorum: 2005 yýlýnda
141.977 tane ihale yapýlmýþ. 2006 yýlýnda
166.025 ihale. Þimdi biz o ihaleler içerisinden bir tanesini
alýp getirip burada bir deðerlendirme yaparsak, ki, zaten
olumsuz da olabilir, bir tane dediðim yanlýþ anlaþýlmasýn,
varsa, gereði neyse bunlar yapýlýr...
Ama, burada, bizim,
tabii, esas, en çok üzerinde durmamýz gereken: Bu teklife niye
ihtiyaç var, bunu niye çýkarýyoruz? Öncelikle ben bir
kere teklif sahibine çok teþekkür ediyorum. Komisyonumuzda
çok olumlu tavýr sergileyen Cumhuriyet Halk Partisinin deðerli
milletvekillerine teþekkür ediyorum. Þu anda da iktidarýyla
muhalefetiyle destek vereceðiz. Tabii bu teklifin destekçisi
olan, en fazla bundan istifade edecek olan Erzurum Milletvekilimiz
Saðlýk Bakanýmýza da sonsuz teþekkürler
ediyoruz. Çünkü saðlýk konusunda yapýlanlarý
burada size anlatýrsam, kalan dakikaya sýðdýrmamýz
mümkün deðil ama sadece þu cümleyi paylaþmamýz
gerekir: Ana amaç, hastanelerde verimliliði artýrmak. Bunu
peki verimli nasýl bu hâle getirebiliriz? Saðlýk kurumlarýndaki
verimliliði artýrabilmek nedir? Ýþte burada
çýkan çerçeve yasa da bunun bir önemli ayaðý olacaktýr.
Neden? Çünkü hastanelerde sürekli týbbi malzeme bulundurmak
gerekiyor.
Deðerli milletvekilleri,
inþallah sizler yaþamamýþsýnýzdýr,
benim yoðun bakýmda çok yakýn hastalarým oldu
-babam, annem kadar yani yakýn, aðabeyim diyeceðim- onlarý
takip ettik. O arada, bizim o telaþýmýzda -komadan
çýktý mý çýkacak mý diye- elimize bir
liste verilir. Gidip bu malzemeyi almak mecburiyetinde kalýyoruz.
Yani hastayý mý takip edeceðim, gecenin ikisinde nöbetçi
eczaneyi bulacaðým, alacaðým, geleceðim…
Þimdi bu yasada öyle bir þeye olumlu destek veriyorsunuz
ki, gerçekten, yaþamýþ bir kiþi olarak bunlarý
sizlerle paylaþýyorum.
Þimdi, bu sayede,
hastanelerde, sürekli týbbi malzeme bulunmasý söz konusu
olabilecek. Çünkü neden bulunamýyor? Burada, ihale süreleri,
tabii, uzun bir zaman alýyor, o malzeme bulunamayabiliyor.
Hastanede yakýný bulunan herkes bunu yaþamýþtýr.
O açýdan, buradan, çok büyük bir kolaylýk getiriyor. Yani
siz, hastanýzý rahatlýkla takip ederken, gidip
bir daha malzeme almayacaksýnýz. Ayrýca, o malzemeye
ödediðiniz paranýn geri alýnmasý… Bir de, herkesin
parasý olmayabilir. O anda cebinizde para var mý yok
mu? Yani siz, eðer paranýz yoksa, o ilacý, o malzemeyi
almakta zorluk çekeceksiniz. Bu manada da, bu çerçeve yasayla bu
imkân getirilmiþ oluyor. Hatta, burada -Komisyonda da çok tartýþmýþtýk-
otuz altý aydý bunun süresi, yirmi dört aya düþürüldü.
Buradan da size þunu belirtmek isterim ki, Avrupa Birliði
ülkelerinin 30 Nisan 2004 tarihinde Avrupa Birliði Resmî Gazetesi’nde
yayýmlanan çerçeve sözleþmeye iliþkin direktiflerinde
öngörülen süre kýrk sekiz ay. Biz bunu daha da kýsaltmýþ
oluyoruz. Netice itibariyla, önerge geçti. Bunu hatýrlatmak
istiyorum.
Diðer taraftan,
yine, çok deðerli bir muhalefet sözcüsü "Hizmet iþleri,
güvenlik iþleri bunun içine girecek, yemek iþleri girecek."
dedi. Burada da þunu hatýrlatmak istiyorum deðerli
milletvekillerime: Bu konuda, yani hizmet iþleri dediðimiz
güvenlikle, yemekle iliþkin deðiþiklikler, 5018 sayýlý
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda, otuz altý aya kadar
yapýlmasý zaten hükme baðlanmýþ, bu deðiþiklik
yapýlmýþ. Yani, burada da rahat olmak gerekiyor.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Buyurun.
MUSTAFA ILICALI (Devamla)
- Bu çerçeve sözleþmeyle beraber, hizmet iþleriyle ilgili
herhangi farklý bir durum olmayacak. Ona cevap vermek istiyorum.
Diðer taraftan,
yine, çok deðerli bir muhalefet sözcüsü, ihalelerin miktarýnýn
arttýðýný söyledi. Buna biraz çok üzüldüðümü
belirtmek isterim. Tabii ki, ihale miktarý artacak. Belediyelerimiz,
þehirlerimiz geliþiyor, deðiþiyor. Büyük ulaþým
projeleri hesaba giriyor. Arýtma projeleri hesaba giriyor.
Katý atýk projeleri, birçok proje yapýyor belediyeler.
Bunlar yapýlmazsa, bunlarý çaðdaþ belediyeler
hâline getirmemiz mümkün deðil. Sadece size bir rakam vermek istersem,
sadece bir metronun kilometresinin 60 milyon dolar civarýnda
olduðunu, hafif metronun 20 milyon dolar civarýnda olduðunu
söylersek, demek ki, bu ihalelerin miktarý artýyorsa
bu çok iyi bir þey demek. Ýþte, belediyelerimizde
büyük projeler hesaba giriyor. Hemen bunlardan bir olumsuzluk, bir
yolsuzluk diye mana çýkarmak çok üzücü. Ama, burada, tekrar
þunu söyleyeyim: Yapýlan her türlü deðiþikliðin
de, yapýlacak bütün yasalarýn da uygulayýcýsý
bizleriz. Gerekli denetimi gösterdikten, kendimize de güvendikten
sonra…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Sayýn
Ilýcalý, son cümlelerinizi alayým.
MUSTAFA ILICALI (Devamla)
- Hemen tamamlýyorum Deðerli Baþkaným.
...o açýdan da,
bu manada da rahat olmamýz gerekiyor.
Diðer taraftan,
Hükûmetimizin, yani, bizlerin de, milletvekili olarak, en fazla hassas
olduðumuz bu üç "Y" çok sýk þekilde Sayýn
Baþkanýmýz tarafýndan ifade ediliyor: Yolsuzluktu,
yasaklardý, yoksulluktu. Bu konularda da Hükûmetimiz çok hassas
olduðuna göre... Bizden önce söz alan deðerli bir muhalefet
sözcümüzün bu konudaki hassasiyetine de teþekkür ediyorum
ama bizden de emin olmasýný ve güvenmesini de özellikle
rica ediyorum. Biraz önce de söylediðim gibi, yüz binlerce ihaleler
yapýlýyor, sonuç itibarýyla da fazla olumsuz bir
durum görünmüyor.
Tekrar, fazla zamanýnýzý
almadan, diyorum ki, bu yasa, biraz sonra, biliyorum ki, iktidarýn,
muhalefetin oy birliðiyle çýkacak. Tüm milletvekillerimize
çok teþekkür ediyorum. Kanun teklifinin sahibi milletvekilime,
Deðerli Saðlýk Bakanýma baþarýlý
çalýþmalarýnýzýn tekrar artarak devamýný
diliyorum. Hepinizi saygýlarýmla selamlýyorum.
Hayýrlý akþamlar diliyorum. (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Ilýcalý.
Madde üzerindeki görüþmeler
tamamlanmýþtýr.
4'üncü maddeyi oylarýnýza
sunuyorum…
AHMET ERSÝN
(Ýzmir) - Karar yeter sayýsýnýn aranmasýný
istiyorum Sayýn Baþkan.
BAÞKAN - Karar
yeter sayýsý arayacaðým.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Karar yeter sayýsý vardýr ve madde kabul
edilmiþtir.
5'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 5- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAÞKAN - Madde
üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna, Antalya Milletvekili
Feridun Baloðlu.
Buyurun Sayýn
Baloðlu. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
CHP GRUBU ADINA FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Antalya) - Sayýn Baþkan teþekkür
ediyorum.
Sayýn Baþkan,
sayýn milletvekilleri; bu Mecliste ne zaman bu yürütme maddesi
üzerinde konuþulsa herkesin aklýna zaman çalmak gibi
bir þey geliyor sanýyorum. Tebessümünüzün de bundan kaynaklandýðýný
anlýyorum, ama biraz sonra söylediklerimi dinlediðiniz
zaman buraya zaman kazanmak ya da zaman kaybetmek gibi bir amaçla deðil,
birtakým þeyleri bir kez daha söylemek için geldiðimi
göreceksiniz.
RAMAZAN KERÝM
ÖZKAN (Burdur) - Feridun Bey, þu grup dinlemiyor sizi, bakýn.
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Devamla) - Dinlemeyebilirler.
Birincisi þu:
Bu gerekçeyi okuduðum zaman birtakým þeylerin söylenmesi
gerektiðini düþündüm. Tabii, yasa bütünüyle bir eksikliði
gideriyorsa- teknik bir konudur, ona saygý duyuyorum- yapýlmasý
gereken bir þey yapýlýyor. Ama, hep ayný soruyu
soruyorum: Neden son dakikada ve neden seçime çok az kala?
Bakýn, bir arkadaþým
daha söyledi: 28 Mayýsta Sayýn Elitaþ bunu veriyor,
30 Mayýsta Komisyondan geçiyor, iki gün sonra bugün tartýþýyoruz.
Ayný hýzlý çalýþma temposunu yukarýda
Anayasa Komisyonunda da görüyoruz.
HÜSEYÝN EKMEKCÝOÐLU
(Antalya) - Sayýn Baþkan, anlamýyoruz.
NAÝL KAMACI
(Antalya) - Sayýn Baþkan, duymuyoruz.
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Devamla) - Arkadaþlar, belirli konularda
hýz anlam taþýr. Bir otomobil yarýþçýsý
hýzlý olmalýdýr, ama bir hukukçunun…
BAÞKAN - Sayýn
Baloðlu, bir dakikanýzý rica edeyim.
Deðerli arkadaþlar,
yani görüntü hiç hoþ olmuyor. Sayýn Kemalettin Göktaþ,
bunun sizden kaynaklandýðý söyleniyor. Buyurun
efendim, herkes yerine otursun lütfen.
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Devamla) - Sayýn Baþkan teþekkür
ediyorum. Ben devam edeyim efendim, kapýya yaklaþtýlar
yakýnda dýþarýya çýkacaklar zaten.
BAÞKAN - Buyurun
efendim.
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Devamla) - Þimdi, þunu söylemek
istiyorum: Birtakým mesleklerde hýz çok önemlidir, ama
hukukta hýzýn tek baþýna bir anlam ifade etmediðini
herkes çok iyi bilir. Bunu görüyoruz. Bakýn, nereden görüyoruz
biliyor musunuz: Bu hýzýn bizi nereye getirdiði demin
verilen dört tane deðiþiklik önergesiyle ortaya çýkýyor.
Önergeyi verenlerin bir bölümü de bu teklifi getirenler.
Arkadaþlar, yirmi
dört saat içinde eksikliði ortaya çýkýyor. Bir yasa
çok iyi düþünülmelidir. Bütün yasalar için temel bir kuraldýr
bu. Þunu kabul ediyorum, bir hukukçu olarak kabul ediyorum, zaman
içinde yasalar piþer, eksiklikleri görülür, ama yirmi dört saatte
eksikliklerin görülmesi ne anlama geliyor? Bu, bir.
Ýkincisi
þu: Bu Meclis bir Türk Ceza Kanunu olayý yaþamadý
mý arkadaþlar. Bakýn, birlikte yaþadýk.
Onda herkes kendi payýný kabul ediyor. Ben de bir hukukçu
olarak kabul ediyorum. Defalarca deðiþtirdik, kaç yerinden
deldik, 10 madde, 20 madde, bunlarý yaptýk. Bu konuda uyarýlarýmýz
da dikkate alýnmadý muhalefet milletvekilleri olarak.
Geldiðimiz nokta ortada.
Þimdi, bunu belirttikten
sonra, bu gerekçede yer alan "Avrupa Birliði direktiflerinde"
sözleri üzerine birkaç þey söylemek istiyorum.
Bir kere, bu "direktif"
kavramý asabýmý bozuyor benim, çoðunuzun da
asabýný bozuyor aslýnda, ama bunu bir türlü
açýkça ifade edemiyoruz. Doðal ki, ülkemizin Avrupa Birliði
içinde yer almasý, çaðdaþ dünyanýn bir parçasý
olmasý reddedilecek bir þey deðil, buna karþý
çýkan kimse de yok. Ama, sanýyorum, sizin de kafanýzda,
bizim de kafamýzda, bu Avrupa Birliði iliþkilerine
iliþkin birtakým sorular var. Bu sorular bu "direktif"
gibi kavramlarýn ýþýðýnda düþünülürse
daha da anlam kazanýyor.
Arkadaþlar,
biz, direktif alýnarak, direktif alarak, direktifler doðrultusunda
yönetilen bir ülke olmamalýyýz. Anlamlarý birlikte
deðerlendirmeliyiz, birlikte hedefler seçmeliyiz, onlarýn
üzerine birlikte yürümeliyiz. Eðer biz bu direktiflerle çaðdaþlaþtýrýlacaksak,
bu direktiflerle çaðdaþ dünyanýn bir parçasý
olacaksak bunun çok az anlamý vardýr.
Ýkincisi: Bu
Mecliste, dört buçuk yýldan beri, hep son maddeler yürütme maddeleri
oldu. Bu "yürütme" kavramý Ýhale Kanunu'yla bir
araya geldiði zaman çok daha anlamlý oluyor. 3'üncü madde
yürürlük maddesidir, olabilir. 4'üncü madde yürütme maddesidir.
Bakýn, þu
cümleyi -alýþtýðýmýz için fark etmiyoruz
ama- þu 4'üncü maddeyi izninizle bir daha okuyacaðým
ben: "Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür." Bu,
yasal bir zorunluluktan mý, bir teamülden mi kaynaklanýyor,
þu anda araþtýramadým, ama bu araþtýrýlabilir,
önümüzde bir süreç var. Ama, bu "yürütür"ün yerine "Bakanlar
Kurulu uygular" desek çok mu kötü bir þey yaparýz? Bu
"yürütür" kavramý hiç buraya oturmuyor ve doðru
gözükmüyor.
Sayýn milletvekilleri,
bu dönem birçok konuþma yaptýk hepimiz. O konuþmalarda
zaman zaman birbirimizi zedelediðimizi biliyorum, birbirimizi
üzdüðümüzü de biliyorum, özellikle benim espri anlayýþýmýn
kimi arkadaþlarýn aðýr ciddiyetiyle çakýþmadýðýný
da biliyorum. O nedenle, yanlýþ anlaþýlma ihtimalini
de göz önüne alarak, gene kendi üslubumu korumaya çalýþtým.
Bu süreç içinde kimilerini üzdüysem o üzüntülerini paylaþýyorum,
üstüme düþen payý alýyorum. Birincisi bu.
Ýkincisi: Zaman
içinde hepimizin, ciddiyetin asýk yüzlülük olmadýðý
konusunda ortak bir noktaya geleceðimize inanýyorum,
umutla bekliyorum bunu. Çünkü, kuru bir ciddiyetin ciddiyet olmadýðýný
çok iyi biliyorum. Dünya parlamentolarýndaki espri anlayýþýnýn
bir gün bizim Parlamentomuzda da çok yaygýn biçimde anlaþýlacaðýný
biliyorum. Çok aðýr sözleri baðýrarak deðil
gülümseyerek söylemek de mümkündür, çok güzel sözleri asýk
yüzle söylemek de mümkündür. Benim belki bu Parlamentoda kazandýðým
çok az þey olmuþtur ama kazandýklarýmdan birisi
bu oldu, bunu anlamak oldu. Bu nedenle...
Bu arada, deminki konuþmamda
bir milletvekili arkadaþýmý üzdüðümü biliyorum.
Geldi beni uyardý. Sayýn Gülseren Topuz sünnet konusunda
çalýþmalar yaptýðýný, bunu belediyelerin
toplu sünnetlerinin getirdiði birtakým saðlýk
sorunlarý nedeniyle gerçekleþtirdiðini söyledi.
Böyle bir çalýþma yapmýþsa, kendisini kutluyorum.
Ama yine de ayný þeyi söylüyorum, bir bölümünü tekrar
ediyorum: Eðer dört buçuk yýllýk süreçte iktidar, yani
güç elinde olanlar bunu fark etmedilerse ve son dakikada bunu bir iktidar
partisi milletvekili düzeltme noktasýna geldiyse, burada
bir iktidar zaafý olduðu konusunda da ýsrarýmý
sürdürüyorum.
Ben, son olarak, bu Meclisin
çalýþma düzeni üzerinde, özellikle bu son bir aydýr
süren çalýþma biçimimiz üzerinde birkaç cümle söylemek
istiyorum.
Arkadaþlar,
baþta da söyledim, kanun çýkarmak tabii ciddi bir
iþ. Bu konuda hiçbirimizin bir ihmali yok bunu biliyorum ama zorlamalarýn,
bu Meclisin kapanmasýna kýrk sekiz saat kala, hangimizin
aday olduðunun belli olmadýðý bir süreçte...
MUZAFFER BAÞTOPÇU
(Kocaeli) - Siz adaysýnýz Sayýn Baloðlu.
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Devamla) - Ben teþekkür ediyorum,
sað olun. O sizin iyi niyetiniz ama siz belirlemeyeceksiniz.
...bu noktada, biz, kanun
çýkarmaya çalýþýyoruz arkadaþlar. Doðal
ki, bizim bütün kiþisel beklentilerimiz, kiþisel eksikliklerimiz,
yüce Meclisin iradesinin çok altýndadýr, ülke sorunlarý
bizim kiþiselliklerimizin çok üstündedir. Ama gene de hepimizin
insan olduðunu unutmayalým.
Bakýn, piramitleri
yapan köleler de benzeri þartlarda çalýþtýlar
dediðim zaman üç sene önce gene benzer bir konuþmamda, tepki
göstermiþtiniz.
MUZAFFER BAÞTOPÇU
(Kocaeli) - Yok. Onu öyle deme.
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Devamla) - Hayýr.
MUZAFFER BAÞTOPÇU
(Kocaeli) - Öyle deme.
FERÝDUN
FÝKRET BALOÐLU (Devamla) - Ama piramitler de sadece firavunlarýn
ölümsüzlük umutlarýnýn bir yansýmasýydý.
Bizim yasalarýmýz da sadece iktidar umutlarýnýn
bir yansýmasý olmakla sýnýrlý kalýrsa,
sarf ettiðimiz emeðin anlamý da çok sýnýrlý
kalýr.
Bakýn, bu yasalarýn
bu bölümünün seçimlere yönelik olduðu konusunda hiç birimizin
aksi söz söyleme imkâný yok. Piramitler orada duruyor, ama piramitleri
yapanlarý kimse hatýrlamýyor, çünkü piramitler
üretime yönelik deðildi. Biz üretime yönelik þeyler yapmak
zorundayýz. Çýkan yasalarýn da, yaptýðýmýz
iþlerin de ölümsüz olmasý buna baðlýdýr.
Bizim için önemli olan firavunlarýn ve yöneticilerin ölümsüz
olmasý deðil, halkýn ve umutlarýmýzýn
ölümsüz olmasýdýr, umutlarýmýzýn sürekli
olmasýdýr.
Hepinize saygýlar
sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyorum Sayýn Baloðlu.
Madde üzerindeki görüþmeler
tamamlanmýþtýr.
Maddeyi oylarýnýza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiþtir.
Teklifin tümünü oylarýnýza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Teklif kabul edilmiþ
ve kanunlaþmýþtýr.
Hayýrlý
olmasýný diliyorum.
Sayýn Bakan
yerinden, kýsa bir teþekkür konuþmasý yapacaklardýr.
Buyurun.
SAÐLIK BAKANI RECEP
AKDAÐ (Erzurum) - Deðerli Baþkaným, yüce Meclisimizin
deðerli üyeleri; bugün, katkýlarýnýzla vatandaþlarýmýzýn
iþini kolaylaþtýracak çok güzel bir kanunu birlikte
yaptýk. Bu Kanun'un oluþturulmasýnda emeði geçen
Kayseri Milletvekilimiz Sayýn Mustafa Elitaþ'a ve Bayýndýrlýk
Komisyonumuzun Deðerli Baþkanýna, Komisyonumuzun
deðerli üyelerine hem muhalefet partimizden Komisyonumuzda
bulunan arkadaþlarýmýza hem de iktidar partimizden
Komisyonda bulunan arkadaþlarýmýza teþekkür
ediyorum, çünkü, Komisyonda birlikte, ortak bir akýlla bu Kanun
yapýldý.
Böylece, hastanelerimizin
malzemelerini kolayca bulundurmalarý ve vatandaþýmýzýn
dýþarýdan bu malzemeleri almak için sýkýntý
çekmelerinin önüne geçmiþ olduk, hem kolayca malzemelerini
bulundurmalarýný saðladýk hem de bu sýkýntýnýn
önüne geçmiþ olduk.
Zaman zaman söyleniyor:
"Niçin bu kanunlar daha önce yapýlmadý." diye
ve biraz önce de Deðerli Milletvekilimiz söyledi. Aslýnda,
hep çalýþtýk, yani bu yüce Meclisin dört buçuk senesi
gerçekten, hep çalýþmakla geçti.
Onun için, ben inanýyorum
ki, halkýmýz, yüce Türk milleti, Meclisimizin emeðine, böyle, çalýþmalarýna
artýk ara vereceði son kýrk sekiz saatte bile bu kadar
ýsrarla, bu kadar meselesini takip ederek çalýþmalarýna,
gayretli çalýþmalarýna, en büyük takdir duygusunu
gösterecektir.
Ben, tekrar, emeði
geçen herkese teþekkür ediyorum, sað olun. (AK Parti
sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ederiz Sayýn Bakan.
Sayýn milletvekilleri,
birleþime beþ dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.00
ALTINCI OTURUM
Açýlma Saati: 22.10
BAÞKAN : Baþkan Vekili Ýsmail
ALPTEKÝN
KÂTÝP ÜYELER : Bayram ÖZÇELÝK (Burdur),
Türkân MÝÇOOÐULLARI (Ýzmir)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 119'uncu Birleþiminin
Altýncý Oturumunu açýyorum.
6'ncý sýraya
alýnan Aðrý Milletvekili Mehmet Kerim Yýldýz
ve 11 Milletvekilinin, Saðlýk Bakanlýðýnýn
Teþkilat ve Görevleri Hakkýnda Kanun Hükmünde Kararnamede
Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi
ile Saðlýk, Aile, Çalýþma ve Sosyal
Ýþler Komisyonu Raporu'nun görüþmelerine
baþlýyoruz.
6.- Aðrý Milletvekili Mehmet Kerim
Yýldýz ve 11 Milletvekilinin, Saðlýk Bakanlýðýnýn
Teþkilat ve Görevleri Hakkýnda Kanun Hükmünde Kararnamede
Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi
ile Saðlýk, Aile, Çalýþma ve Sosyal
Ýþler Komisyonu Raporu (2/1013) (S. Sayýsý:
1418)
BAÞKAN - Komisyon
ve Hükûmet yok.
Ertelenmiþtir.
7'nci sýraya
alýnan 8.5.2007 Tarihli ve 5654 Sayýlý Nükleer Güç
Santrallarýnýn Kurulmasý ve Ýþletilmesi
ile Enerji Satýþýna Ýliþkin Kanun ve Anayasanýn
89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereðince Cumhurbaþkanýnca
Bir Daha Görüþülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporun’un
görüþmelerine baþlýyoruz.
7.- 8/5/2007 Tarihli ve 5654 Sayýlý Nükleer
Güç Santrallarýnýn Kurulmasý ve Ýþletilmesi
ile Enerji Satýþýna Ýliþkin Kanun ve Cumhurbaþkanýnca
bir kez daha görüþülmek üzere geri gönderme Tezkeresi ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(1/1365) (S. Sayýsý: 1436)
BAÞKAN - Komisyon
ve Hükûmet yok.
Ertelenmiþtir.
8'inci sýraya
alýnan Sivas Milletvekili Selami Uzun ve 3 Milletvekilinin;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüþmelerine
baþlýyoruz.
8.- Sivas Milletvekili Selami Uzun ve 3 Milletvekilinin,
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (2/1037) (S.Sayýsý:
1437) (x)
BAÞKAN - Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1437
sýra sayýyla bastýrýlýp daðýtýlmýþtýr.
Teklifin tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna ve þahsý
adýna, Tekirdað Milletvekili Sayýn Mehmet Nuri Saygun.
Buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
NURÝ SAYGUN (Tekirdað) - Sayýn Baþkan, deðerli
milletvekili arkadaþlarým; 1437 sýra sayýlý
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Deðiþiklik Yapan Kanun
Teklifi’yle ilgili olarak söz almýþ bulunuyorum. Bu vesileyle
yüce Meclisi saygýlarýmla selamlarým.
Deðerli arkadaþlarým,
içinde bulunduðumuz þu son günlerde, Türkiye'de, gerek adi
olaylara yönelik asayiþ tedbirleri niteliðinde, gerekse
teröre yönelik sýkýntýlarla ilgili olarak ülke
bazýnda ciddi sancýlarýmýzýn olduðunu,
bir taraftan adi asayiþ olaylarýnýn sürekli arttýðýný,
öbür taraftan terör olaylarýnda bir týrmanýþ
olduðunu üzüntüyle hep beraber izliyoruz ve þu anda görüþmekte
olduðumuz bu teklif de, zaten temel itibarýyla bu sýkýntýlardan
kaynaklanan ve bu sýkýntýlara dayalý olarak
yeni baþtan birtakým düzenlemeleri yapmaya yönelik
bir kanun teklifi.
(x) 1437 S. Sayýlý Basmayazý
tutanaða eklidir.
Þimdi, konuþmamýn
arasýnda, ara sýra "kanun teklifi" ve ara
sýra da "kanun tasarýsý" dersem, lütfen
bunu mazur görünüz. Çünkü, bu görüþmekte olduðumuz tasarý
aslýnda bir teklif; görüntü olarak Komisyonumuza bir teklif
olarak geldi, ama Komisyonda yapýlan görüþmelerde gördük
ki, bu bir teklif deðil, bu bir Hükûmet tasarýsý. Ama,
zaman kazanmak adýna, Meclisin tatile girmek üzere olduðu
þu günlerde artýk tasarý olarak gündeme getirilmesinin
mümkün olmadýðý görüldüðü için teklif hâline getirilip
gelmiþ. Bu konuda herhangi bir çekincemiz veyahut bu iþin
niye böyle olduðu konusunda bir ýsrarlý tutumumuz
yok. Yalnýz, þunu gördük: Komisyon çalýþmalarý
sýrasýnda, bir taraftan Hükûmeti temsilen Bakanýmýz,
öbür taraftan, bu tasarýyý hazýrlayan bürokratlarýmýz
ve Bakanlýk görevlileri, akademisyenlerimiz, bu çalýþmanýn
bir buçuk yýl sürdüðünü ifade ettiler. Deðerli arkadaþlarým,
lütfen, burada, dikkat etmenizi istiyorum, bir buçuk yýl süren
bir çalýþma sonucu 9 maddelik bir teklif geldi önümüze.
Bu 9 maddelik teklifin 2 maddesi yürütme ve yürürlük. Yani, temelinde,
hazýrlanmasý gereken husus 7 madde ve bir buçuk
yýl çalýþýlmýþ. Bir buçuk yýlýn
sonunda, o kadar iyi bir çalýþma yapýldýðý
iddia edildi ki "Her þeyiyle dört dörtlük, asayiþ tedbirlerini
olabildiðince saðlýklý hâle getirecek, suç ve
suç vasýflarýný engelleyecek, terörü engelleyecek
bir düzenleme." diye önümüze getirildi. Ama, Komisyonda çalýþmalara
baþladýk, çok deðil, tahmin ediyorum on dakika sonra,
þurada gördüðünüz adette -sekiz adet- deðiþiklik
önergesi geldi. Yani, bürokratlar, Hükûmet ve akademisyenler bir buçuk
yýl çalýþmýþlar yedi maddelik bir düzenleme
yapmýþlar, Komisyona gelmiþ, sekiz tane deðiþiklik
önergesi… Yani, bu, ne kadar haklýdýr ya da bu bir buçuk
yýllýk çalýþma ne kadar verimlidir; bunu, sizin
ve halkýmýzýn takdirlerine sunuyorum.
Bu yetmedi, asayiþ
tedbirlerine yönelik olarak yapýlan çalýþmada,
iki farklý yapý var, biliyorsunuz, bir Jandarma Genel Komutanlýðý
bir de Emniyet Genel Müdürlüðü. Ne yazýk ki, deðerli arkadaþlarým,
Komisyon çalýþmalarýnda, bu iki ana baþlý
kurum, kendi aralarýnda bile uzlaþmayý temin edememiþlerdi.
Uzlaþmayý temin edemedikleri içindir ki, 2'nci maddeyle
ilgili olarak kurumlardan bir tanesinin çekincesi vardý. Bugün,
belki hallolmuþtur, onu bilmiyorum. Ama aldýðým
duyumlar doðruysa, bugün, birkaç tane daha -muhtemelen beþ
adet- deðiþiklik önergesini Meclisin huzuruna getirip,
sunacaklar, yeni baþtan deðiþiklikler getirecekler.
Þimdi, deðerli
arkadaþlarým, yedi maddelik bir yasa tasarýsýný
bir buçuk sene irdeleyeceksiniz, çalýþacaksýnýz,
ondan sonra huzura getireceksiniz ve on küsur tane deðiþiklik
yapacaksýnýz. Sonra diyeceksiniz ki "Biz iyi çalýþtýk.
Bu iyi bir düzenlemedir, buna sahip çýkýn."
Sayýn Baþkan,
deðerli arkadaþlarým; biz bu ülkede yaþanan
asayiþ sorunlarýyla ilgili olarak, Cumhuriyet Halk Partisi
adýna gereken tedbirlerin alýnmasýndan yanayýz.
Biz, bu ülkede yaþanan terör sýkýntýlarýyla
ilgili olarak alýnmasý gereken tedbirlerin yanýndayýz.
Ama bizim bir hassas noktamýz var: Bir taraftan güvenlik tedbirlerinin
alýnmasý yönünde çalýþmalar yapýlýrken,
diðer taraftan insan temel hak ve özgürlüklerinin, Anayasa'yla
teminat altýna alýnmýþ temel hak ve özgürlüklerinin
ihlali yapýlmamalý. Yani, tam býçaksýrtý
bir düzenleme olmalý bu. Bir taraftan bizi totaliter devlete
veya polis devletine taþýmayacak, ama öbür taraftan insan
hak ve özgürlüklerinde de maðduriyete sebep olmayacak.
Eðer, bu hassas çizgiyi bulursak zaten o zaman hiçbir sýkýntý
yok. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak böyle bir düzenlemenin yanýnda
yer alýrýz. Ama, bakýn, bu bir buçuk yýllýk
çalýþmanýn sonunda üretilen metinle ilgili olarak,
Türkiye'deki birtakým önemli akademisyenlerle görüþmeler
yaptým. Bizzat telefonla aradým, kendileriyle görüþtüm.
Herkes bu kanunu bir þekilde inceliyor, özellikle ceza hukukundaki
akademisyen arkadaþlarýmýz izliyorlar. Onlarýn
görüþlerini sordum: "Ne diyorsunuz, bu yasanýn bu
þekliyle çýkmasý Türkiye'ye ne getirir?" diye
sordum, hiç olumlu cevap almadým dersem yeridir. Ýnanýn,
bunu samimiyetle söylüyorum.
Þimdi, deðerli
arkadaþlarým, önce iþin teknik boyutundan bir iki
hususa deðinmek istiyorum. Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu,
bir önleyici kolluk hizmetlerini düzenleyen kanundur. Yani, suç
ve suçluyla, suçun oluþmasýndan sonra ilinti kurma hususunda
bu Kanun'da bir düzenleme yoktur ve bu Kanun'da böyle bir düzenleme
olmaz. Suç iliþkisinden sonra yapýlacak olan bütün düzenlemeler
Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda olur. Biz, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nu
baypas ediyoruz, ki onu da yeni çýkardýk, yani bu Hükûmet
döneminde büyük þaþaalarla çýktý. Bu Kanunu
baypas ediyoruz ve Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'na Ceza Muhakemeleri
Kanunu'nda olmasý gereken hususlarý getirip ekliyoruz.
Bu, hukuk tekniði açýsýndan doðru deðil, yarýn
öbür gün kanunlar açýsýndan da doðru olmayacak. Neden
doðru olmayacak? Eðer, bakýn, bir ülkede ayný
olaylarla ilgili iki farklý kanuni düzenleme varsa ve bu iki
kanun birbiriyle çeliþiyorsa burada hukukun düzgün bir mevzuatla
hareket ettiði konusunda iddiada bulunamayýz; bir bu.
Ýkincisi: Bu
iþi yapan, bu kanunu hazýrlayan deðerli akademisyenlere
buradan seslenmek istiyorum, Bakanýmýza seslenmek istiyorum:
Bir hususta hukuk ayýbý yapýyoruz. Bu nedir deðerli
arkadaþlarým? Yapýlan bu düzenlemeye göre, kimliði
olmayanlar, arama hâlinde üstünde kimliði olmayan þahýslar
tutuklanacak. Bakýn, dil sürçmesi falan deðil, kanun metni
aynen bu. Kimliði olmayanlar tutuklanacak, kimliðini ispat
edene kadar da bu tutukluluk devam edecek. Arkadaþlarým,
kanun yazýyoruz, bu doðru deðil. Niye doðru deðil?
Bakýn, tutuklama, süreli bir müessesedir; tutuklama, bir
suç unsuruyla ilintilidir; ama, biz burada süresi belli olmayan
bir iþlem yapýyoruz, yani kimliðini ibraz ettiði
zaman býrakýlmasý gereken bir insandan bahsediyoruz.
Sayýn Bakaným, Sayýn Komisyon üyelerim ve deðerli
arkadaþlarým, bunun adý "tutuklama" olmaz.
Türk hukuk mevzuatýnda, ceza mevzuatýnda bunun
adýný "tutuklama" koyarsanýz, o zaman hukuk
konusunda bilgi ve birikiminizi insanlar sorgular. Bunun
adý ancak ve ancak "Zorlama hapsi" olabilir. Hukuk mevzuatýmýzda
bunun tanýmý bu þekilde ama diyorum ya, bir buçuk
yýl çalýþmýþýz, çok engin bir çalýþma
yapmýþýz, bir yasal düzenleme olarak buraya getirmiþiz,
ama "tutuklama" müessesesi ile "Zorlama hapsi"
arasýndaki hukuki terim farkýný bile kavramadan
kanun düzenlemiþiz. Bunun, bir kere, bu kanun metninden çok ivedi
bir þekilde çýkartýlmasý gerekir.
CAVÝT TORUN (Diyarbakýr)
- Mahkeme karar verecek tutuklamaya.
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Devamla) - Þimdi, bakýn, mahkeme, kimliði olmayan
bir insanýn tutuklanmasýna karar veremez. Bu hususta,
ancak ve ancak süreli hapsen tazyik söz konusu olabilir. Bunun
adý literatürde de hukuk mevzuatýnda da "Süreli hapis"tir,
bunun adý "tutuklama" deðildir. Mahkeme kararý
da olsa... Mahkeme, süreli hapis kararý verir. Yani, eðer
bunu bilmiyorsanýz, lütfen bir araþtýrýn,
lütfen bir inceleyin ve doðrusunu yapýn. Bu Mecliste beraber
parlamenterlik yapýyoruz. Bu Meclisin yanlýþlarý
bizim de sýrtýmýzda. Biz, bu Mecliste yanlýþ
olmasýn istiyoruz, bu uyarý görevimizi yerine getiriyoruz.
Siz ýsrarla, uzlaþmaz tutumla "Hayýr arkadaþ,
öyle denmez, buna 'tutuklama' denir." diyorsanýz, buyurun
öyle deyin! Bugüne kadar nasýl yaptýysanýz, çoðunluðunuzla
gene geçirirsiniz, ama yarýn öbür gün hukuk dünyasýnda
gülünç duruma düþersiniz. Bunun bedelini de siz ödersiniz. Biz buradan, zabýtlara
geçecek þekilde, size karþý uyarý görevimizi,
ikaz görevimizi yerine getiriyoruz.
Deðerli arkadaþlarým,
ek 6'ncý maddeyle, cumhuriyet savcýlarýmýzýn
konumu eski hâle getiriliyor. Hangi hâl eski hâl? Bu, sitayiþle
bahsettiðimiz, ceza uygulamasýnda yeni bir dünya yarattýðýmýzý
söylediðimiz Ceza Muhakeme Kanunu'nun bugünkü hâliyle deðil,
eski hâliyle, yani "Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu" diye
tabir ettiðimiz eski Yasa'daki konuma, savcýlarý
tekrar taþýyorsunuz. Bir kere, bir Ceza Muhakemesi Kanunu
çýkardýk. Yani, bu çýkarttýðýmýz
Kanun'dan geriye adým mý atýyorsunuz? Kendi
çýkardýðýnýz Kanun'dan memnun deðil
misiniz?
Bakýn, burada
ne yapýyorsunuz?
MEHMET SOYDAN (Hatay) - Hiç öyle bir
þey yok.
MEHMET NURÝ SAYGUN (Devamla) -
Eðer "Hiç öyle deðil." diyorsanýz, eski Kanun
yanýnýzdaysa bir açýn, eski Kanun'un 156'ncý
maddesini bir okuyun. 156'ncý maddeyi okuduðunuz
zaman, yapmýþ olduðunuz yanlýþlýðý,
özellikle hukukçu arkadaþlarým çok net bir þekilde
göreceklerdir. Bunu deðiþtirin, bunu
düzeltin.
Burada ne var? Burada, polis devletine
geri dönüyoruz arkadaþlarým. Polis devleti tabiriyle,
polisleri rencide etmek gibi davranýþýn içinde
deðiliz. Polis devleti, polis kurumlarýna yönelik bir
söylem deðildir. Polis devleti, hukukun üstünlüðünün ortadan
kalktýðý, zorba uygulamalarýn öne geçtiði
bir devlet anlayýþýdýr. Þimdi, biz hukukun
üstünlüðünü savunmuyor muyuz? Beþ senedir, bu Parlamento
çatýsý altýnda her çýkan arkadaþýmýz
-ister Cumhuriyet Halk Partisinden olsun, ister AKP'den olsun- her seferinde
hukukun üstünlüðünden bahsetmedik mi? Ama bakýn, bu uygulamayla,
yani, 156'ncý maddeyi geri getirmek suretiyle ne yaratýyoruz?
Polisin cumhuriyet savcýsýnýn gözetimi ve denetimine
ihtiyacý olmaksýzýn kolluk görevlerini yapmakta
kendisine çok özel, münhasýr bir görev sahasý býrakýyoruz.
Yani, polisler yanlýþ yapar doðru yapar, ben bunu tartýþmýyorum
ama düzenlemeyi tartýþýyorum. Bu düzenleme, bizi,
ne yazýk ki, doðru bir yere götürmez. Eðer bunu yapacak
idiyseniz, eski Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 156'ncý
maddesini neden çýkarttýnýz metinden? Eðer
onu çýkarttýysanýz, gelin, o zaman bundan vazgeçin.
Bu, doðru bir yaklaþým deðil.
Deðerli arkadaþlarým,
bu saydýðým hususlar, Türkiye'de kendisini kanýtlamýþ,
ceza hukukunda akademisyen olarak isim yapmýþ ve erinmeden,
duyarlý birer vatandaþ olarak bu gece þu anda görüþmekte
olduðumuz þu kanunla ilgili, oturmuþlar, incelemiþler,
araþtýrmýþlar, ben kendilerine ulaþtým,
bana, bu bilgileri verdiler. Bunlarýn arkasýnda durmamak
mümkün deðil. Ben de bir hukukçuyum. Ama, akademisyenlere saygý
duymamýz gerektiðini de kabul ederim. Onlardan aldýðýmýz
öneriler, teklifler bu anlamda.
Þimdi, bir husus
daha var, þu dakikaya kadar gözden kaçan ama bu kanunun kabul
edilmesi için þart olarak önümüze sürülen bir husus. Deðerli
arkadaþlarým, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu bir önleyici
kanundur, az evvel söyledik ve temel hedefi, adi asayiþ olaylarýna
dönüktür, adi olaylara dönüktür. Yani, þunu ifade etmek istiyorum:
Terör olaylarýyla bu anlamda baðlantýsý yoktur.
Biz -hafýzanýzý bir yoklayýn lütfen- Terörle
Mücadele Yasasý'nda burada deðiþiklik yaptýk,
el birliðiyle, 6'ncý maddesi ayrýk kalmak üzere, bir
uzlaþma saðladýk; Türkiye'nin bir terör sýkýntýsý
var, bu sýkýntýyý halletmemiz gerekir dedik
ve iki parti mutabakatla bir düzenleme yaptýk, bunu çýkardýk.
Ama þimdi, burada sýk sýk duyduðumuz sözler, Komisyonda
da bunlarý dinledik ve bürokratlarýmýzdan,
Hükûmet tarafýndan da bunu duyuyoruz: "Efendim, Türkiye'de
bir terör sýkýntýsý var, sürekli yükselen
bir terör var, biz, bunu, bunun için getirdik."
Deðerli arkadaþlarým,
bunu hukukçu olmayan birine söylerseniz ve onu dinleyen arkadaþýmýz
da bu iþe samimiyetle bakarsa, inandýrabilirsiniz, buna
katýlmak mümkün olabilir, ama, olaya hukuk açýsýndan
baktýðýnýz zaman hiç de öyle deðil bu
iþ.
Bakýn, Terörle
Mücadele Yasasý, teröre karþý kolluk kuvvetlerinin,
güvenlik kuvvetlerinin, neyi ne zaman, nasýl yapacaðý
konusunda yeterli düzenlemeleri içeren bir yasadýr.
Eðer terörle ilgili alýnmasý gereken güvenlik tedbirlerinden,
terörle ilgili olarak kolluk kuvvetlerinin artýrýlmasý
gereken yetkileri olduðundan söz ediyorsanýz ve buna dayanýyorsanýz,
bunun yeri Polis Vazife ve Salahiyetleri Yasasý deðildir,
bunun yeri Terörle Mücadele Yasasý'dýr.
Bu deðiþiklikleri
Terörle Mücadele Yasasý'nda yaparsýnýz. Teröre
karþý olarak, kolluk kuvvetlerinin, güvenlik kuvvetlerinin
etkin mücadele edebilmesi için gerekli olan düzenlemeyi yerine
getirirsiniz, ondan sonra da döner, Polis Vazife ve Salahiyetleri
Yasasý'nda dersiniz ki: "Polisin vazife ve salahiyetleri
bunlardýr." Normal, olmasý gerekeni yazarýz,
terörle ilgili olaný deðil. Bir de atýf yaparsýnýz:
"Teröre yönelik suçlarla ilgili olarak polisin yetkilerine
iliþkin hükümler Terörle Mücadele Yasasý'nda ayrýk
olarak sayýlmýþtýr." dersiniz. Böylece
sapla saman birbirine karýþmaz önce. Teröre yönelik
kolluk kuvveti mücadelesi gerekli düzenlemesini yakalamýþ
olur, orada faaliyetini sürdürür. Adi suçlarla ilgili de gerekli
düzenlemeler iþte bu yasanýn içinde yapýlýr.
Ama, þimdi, bakýn, bu yasanýn içinde yaptýklarýmýzda
neler var neler yok?
Önce, bu kanun hiç tartýþýlmamýþ
deðerli arkadaþlar. Bakýn, özellikle AKP'li arkadaþlarýma
sesleniyorum. Doðaldýr ki, sizin Hükûmetinizdir, yani,
Türkiye Cumhuriyeti'nin Hükûmetidir ama, siyasi iktidar olarak sizin
Hükûmetinizdir. Doðaldýr ki, onlara yakýn olmak zorundasýnýz.
Ama, en azýndan bir düþünün. Yine, o yönde oy verecek olsanýz
bile, hiç olmazsa bir vicdan muhasebesi yapýn, biz de burada
boþuna konuþmuþ olmayalým.
Bakýn, burada
tartýþýlmadýðý nereden belli? Bugün
birçok akademisyeni aradým, herkes bu kanuna karþý.
"Böyle bir kanun olmaz" diyorlar. Tartýþýlmýþ
olsaydý, Türkiye'nin ileri gelen akademisyenleriyle bir uzlaþý
saðlanýrdý; bu bir.
Ýkincisi: Tartýþýlmýþ
olsaydý, Jandarma Genel Komutanlýðý ile Emniyet
Genel Müdürlüðü arasýnda kanunla ilgili olarak farklý
görüþler olmazdý.
Þimdi, bakýn,
size bir þey okuyayým: Þu anda, önümüzdeki bu kanunun
2'nci maddesi, deðerli arkadaþlarým, Emniyet Genel
Müdürlüðü tarafýndan baþka gözle bakýlýyor,
Jandarma Genel Komutanlýðý tarafýndan
baþka gözle bakýlýyor. Ben bir buçuk yýllýk
süreçten bahsediyorum. Eðer, Komisyondan geçeli iki gün oldu,
bu iki gün içinde bir þekilde uzlaþmýþlarsa,
ben onu bilmiyorum. Ama bana gelindiðinde, Adalet Komisyonuna
gelindiðinde böyle bir uzlaþma yoktu ve 2'nci madde parmak
iziyle ilgili, fotoðraf alýnmasýyla ilgili. Bu konuda
Emniyet Genel Müdürlüðü çok farklý bakýyor, Jandarma
Genel Komutanlýðý çok farklý bakýyor.
Jandarma Genel Komutanlýðý
diyor ki: "Suçu olmayan insanlarý böyle bir fiþleme
gayretinin içine girmeyelim. Türkiye'de potansiyel suçlu ve suç temayülü
olan insan sayýsý 5 milyon kiþidir." Bu, Jandarma
Genel Komutanlýðýnýn düzenlediði bir yazý.
5 milyon kiþi… Ama Emniyet Genel Müdürlüðünün istediði
gibi hareket edersek, Bakanlýðýn istediði gibi
gelen bu yasaya göre hareket edersek, Türkiye'de 35 milyon kiþi
fiþlenecek; bir. Yani, fiþleme doðru tabirdir, yanlýþ
tabirdir. Ama, halkýn beynindeki tabir bu.
Birincisi: 30 milyon
insaný parmak izi konusunda gereksiz kayda geçeceðiz. Bunun
bir hukuki boyutu var, onu söyleyeceðim, ama, izin verirseniz,
önce bir ekonomik boyutundan bahsetmek istiyorum. Devletin parasý
bizim þahsi paramýz deðil deðerli arkadaþlarým.
Devlet kaynaklarýný kendi paramýzdan çok daha
iyi, çok daha saðlýklý bir þekilde kullanmak zorundayýz.
Hiç kimse devletin parasýný çarçur etme hakkýna
sahip deðil. Gereksiz yere 30 milyon kiþinin fiþlenmesi
hâlinde, Türkiye'ye yaklaþýk maliyeti 450 milyon YTL. Bakýn,
bir parmak izinin kayda geçmesinin ortalama maliyeti 10 dolar ve
300 milyon dolar maliyet yüklüyor, teknik teçhizatlar vesaire hariç.
450 milyon bir maliyet yüklüyoruz.
Ýkincisi: Jandarma
Genel Komutanlýðý diyor ki: "Efendim, biz gönüllülerin
parmak izini alalým, buna bir þey demiyoruz." Buna
biz de bir þey demiyoruz. Ýnsan gönüllü olarak parmak izini
vermek istiyorsa, buna hiç kimse müdahale edemez, ama burada, silah
ruhsatý alanlar var. Silah ruhsatý alanlarýn parmak
izinin alýnmasýný anlayabiliriz. Silah kullanacaktýr,
yarýn öbür gün, bir olay karþýsýnda onun parmak
izine ihtiyaç duyabiliriz.
Deðerli arkadaþlarým,
yarýn öbür gün, pasaport ihtiyacý olan bir vatandaþ
emniyete müracaat ediyor, "Ben pasaport almak istiyorum."
diyor. Eðer bu kanunu geçirirseniz, siz o vatandaþýn
parmak izini alacaksýnýz. Ehliyet almak istiyorlar,
parmak izini alacaksýnýz. Þimdi, bakýn, 30
milyona böyle ulaþýyoruz.
Ýlginç bir
þey de var, kanun metninde çok görünmüyor ama… Þimdi, bu metinde,
polislerin, özel güvenlik kuvvetlerinin ve polis gibi vazife görenlerin
parmak izleri alýnacak. Bu nedir, biliyor musunuz? Türkiye'de,
askerlik çaðýna gelmiþ olup askere giden gençlerimizden
jandarma olma talihsizliðini yaþayanlarýn -bu kanuna
göre- tamamýnýn parmak izini alacaksýnýz.
Yani, jandarma olarak askerlik görevini yapan insanlar, sizin bu
mantýðýnýzla fiþlenecekler ve bu anlamda
karþý çýktýlar.
Þimdi, ben
þöyle düþünüyorum: Parmak izi alýnmasý, demokratik
ülkelerde pek saðlýklý bir eylem olarak düþünülmüyor,
ama, asayiþin çok daha iyi bir hâle gelmesi için, Türkiye'nin asayiþ
sorunu yaþamamasý için, eðer bir parmak izi alýnmasý
düþünülüyorsa, böylesine "yakaladýðýmdan
parmak izi alýrým" diye bir iddiayla yola çýkýlmaz.
Yani, pasaport alacaðým, benim parmak izimi al, ama ben bir
þey almayacaðým, benim parmak izimi alamazsýnýz;
böyle bir mantýk yok. O zaman bir genel uygulama yapýlýr.
Türk toplumunun genel kabulünü saðlayabilirseniz, genel uzlaþýyý
saðlayabilirseniz, Türkiye'de parmak izinin deðiþme
pozisyonu on dört yaþýnda bitiyor. On dört yaþýna
varan vatandaþlarýmýzýn genel kabul içinde
parmak izlerini alýp Türkiye'de asayiþ görevlerinde bu
teknolojik imkândan yararlanmanýn önünü açmak istiyoruz derseniz,
yani bunu pek demokratik bulmamakla beraber, daha makul bir iddia
gibi karþýlayabilirim. Ama pasaport alanýn parmak
izini alacaksýnýz,
efendim ehliyet alanýn parmak izini alacaksýnýz…
Burada baþka
bir þey daha var deðerli arkadaþlarým. Bakýn,
burada ne var, bu da çok ilginçtir. Þimdi, parmak izi almayla ilgili
olarak esas düzenleme, Türkiye'de ceza mevzuatýný düzenleyen
Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 81'inci maddesinde belirtilmiþ,
hangi hâllerde parmak izi alýnacaðý orada yazýlýyor;
genel esas, genel kural odur. Þimdi, burada ne diyor, biliyor musunuz?
Üst sýnýrý iki yýl veya daha fazla cezayý
gerektirir suçlarýn sanýklarýnýn parmak
izi alýnabilir. Gözaltýna alýnanlarýn da
parmak izi alýnabilir, ama gözaltýna alýnanlardan,
kovuþturma sonunda suçu sabit olmayanlar, beraat edenlerin
alýnmýþ olan parmak izleri derhal imha edilir. Bu,
Türkiye'deki ceza mevzuatýnýn temel maddesi. Siz ne getiriyorsunuz,
biliyor musunuz? Gözaltýna alýnanlarýn parmak
izini alýyorsunuz ve seksen sene saklýyorsunuz, metne
göre de seksen sene saklýyorsunuz.
Deðerli arkadaþlarým,
biz burada kanun yapýyoruz. Yani bakýn, böyle, cümbüþle,
karmaþayla, birbirini çiðneyen maddelerle Türkiye'de hukuk
mevzuatýný düzeltemeyiz. Böyle bir düzenleme olmaz.
Bu, 22'nci Dönemin yanlýþlar zincirine bir yenisinin daha
eklenmesi anlamýna gelir. Ýstirham ediyorum, böyle
bir yanlýþa ne siz ne biz -Parlamentoyu bir bütün olarak
algýlamak istiyorum- buna sebep olmayalým.
Bakýn, size bir
þey daha söylemek istiyorum. 9'uncu maddenin (c) fýkrasýnda…
Eskiden de vardý bu, eskiden olduðu için aynen geçmiþler.
Komisyonda itiraz ettik, dedik ki: "Yani, eskiden yanlýþ
yapýlmýþ olan bir iþi sürdürmenin gereði
yok, çýkartalým." Bu nedir? Kapalý yerlerde
gece aramasý. Þimdi, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun -bu
yeni Kanun'un- 118'inci maddesinde, kapalý yerlerde gece arama
yapýlamayacaðýný yazdýk. Bu bir kesin
hüküm. Ama, þimdi, biz burada 9/c maddesine bir hüküm getiriyoruz,
diyoruz ki, polis gerekli gördüðü þu þu hâllerde izne
bile gerek duymaksýzýn kapalý yerlerde arama yapabilir.
Deðerli arkadaþlarým,
nereye gitmek istiyoruz? Yani, yolculuðumuz nereye? Biz
saðlýklý bir hukuk devletinden mi yanayýz, yoksa
asayiþ tedbirlerini saðlamak adýna çok ciddi bir totaliter
devletten yana mýyýz? Eðer bu düzenlemeyi bu þekilde
sürdürmek istiyorsanýz, ben çok açýkça -hiç alýnmayýn
ama- þunu söyleyeceðim: Adalet ve Kalkýnma Partisi,
hür, demokrat, insan haklarýna saygýlý bir hukuk
devletinden yana deðil. Adalet ve Kalkýnma Partisi, bu düzenlemeyle
birlikte, totaliter bir devlet mantýðýyla yola
çýkýyor ve bunu söylerken de, inanýn, hiç rahatsýz
olmayacaðým, hiç eziklik hissetmeyeceðim. Çünkü
þuna inanýyorum (Ben bunu söylerken canýgönülden,
içimden gelerek, inanarak söyleyeceðim. Siyaseten deðil,
bir hukukçu kimliðimle bunu söyleyeceðim.) buna
izin vermeyin lütfen, bu doðru bir yaklaþým olmayacak.
Deðerli arkadaþlarým,
çok ilginç bir maddemiz var, zor kullanmayla ilgili. Þimdi, bu
nasýl bir iliþki? Yasada demiþiz ki, polis gerek duyduðu
hâllerde zor kullanýr, silah da kullanýr. Hangi hâllerde
kullanýr, hangi ölçülerde kullanýr? Yasadaki ibare aynen
þu: Zor kullanmanýn derecesini polis kendi takdir eder.
Deðerli arkadaþlarým,
böyle, devlet kurumlarýnda görev yapan insanlarýn, devlet
adýna yapacaklarý iþlerde, kendilerinin takdir
etmesi gibi bir yetkinin nasýl bir mantýðý
olur, anlamak mümkün deðil. Üç tane polis düþünün; biri bir
sokakta, biri bir sokakta, biri bir sokakta. Karþýlaþtýklarý
eylem ayný, ama, polislerin üçü de kendileri takdir edeceði
için uygulayacaklarý eylem, yani zor kullanma durumlarý,
silah kullanma durumlarý farklý. Ee, biz nasýl bir
devletiz? Yani, devlet adýna faaliyet gösteren bireyler farklý
farklý uygulama yapacaklar, biz de bunu kabul edeceðiz!
Biz bu konuda bir öneride bulunduk, Komisyonda dedik ki: "Efendim,
böylesine bir uygulama doðru deðil, gelin bir yönetmelik
çýkartýlmasý konusunda yasaya bir hüküm ilave
edelim. Böyle, kendi kendine takdir, bireysel takdir bir hukuk devleti
ilkesini zedeler, vazgeçin bundan, bir yönetmelik çýkaralým
ve bu zor kullanmanýn derecesini yönetmelikle belirleyelim."
"Olmaz" dediler, talebimiz reddedildi, "Bu konularda
yönetmelik olur mu?" dediler.
Þimdi, Sayýn
Bakaným, ben de size söylüyorum: Bu konularda yönetmelik
var. Toplum polislerinin hangi hâllerde ne þekilde zor kullanacaklarýna
yönelik sizlerin çýkarmýþ olduðu bir yönetmelik
var. Þimdi, toplum polisine yönetmelik çýkarmaktan erinmiyorsunuz
"Bu böyle olabilir." diyorsunuz, ama asayiþe yönelik
olaylarda "Bir yönetmelik yapalým." dediðimiz zaman
"Öyle þey mi olur?" diyorsunuz. Þimdi, ya mevzuatýn
farkýnda deðilsiniz ya da zaman kalmadý ya arkadaþlarým,
iki gün içinde bu yasayý çýkarmak zorundayýz ya,
"Yanlýþ da olsa bu yasayý çýkaralým."
diye bir iddianýn peþindesiniz.
Bakýn, yanlýþ
bir yasa çýkartma iddiasýný lütfen savunmayýn,
buradan doðru bir yasa çýkartalým. Böylesine hatalý
bir yasa bu ülkeye yarar getirmez. Siyaseten beklentileriniz olabilir,
Türkiye'de terörden sancý duyan insanlarýn karþýsýna
"Böyle bir yasa çýkarttýk." diye, seçim meydanlarýna
gidip sözler söyleyecek olabilirsiniz, ama bakýn, o insanlarý
da aldatacaksýnýz. Bu düzenlemeyle, ne teröre ne asayiþ
olaylarýna ne de vatandaþlarýmýza hiçbir
yararýnýz olmayacak, sadece bir kaos dönemi yaratacaksanýz,
bir sancý ve sýkýntý dönemi yaratacaksýnýz
ve hep beraber biz bu sýkýntýlarý çekmek zorunda
kalacaðýz.
Deðerli arkadaþlarým,
bunun dýþýnda çok ilginç bir madde var, bu maddeye
Komisyondaki Adalet ve Kalkýnma Partisi üyelerimizin bir
kýsmý da itiraz etti -ama hýzlý geçeceðiz
ya, çabucacýk bitireceðiz ya komisyon çalýþmalarýný-
hadi bizi dinlemediler, onlarý da dinlemediler. Madde neydi
biliyor musunuz? 4'üncü maddenin yedinci fýkrasý. Burada
polisin silah kullanma yetkisi söz konusu. Polis bu silah kullanma
yetkisini nasýl kullanacak? Suçüstü hâlinde silah kullanabilecek,
dur ihtarýna uymazsa, zorla getirme gerekiyorsa kullanacak,
yakalama hâllerinde kullanacak.
Þimdi, ismini
vermeyeyim, bir Adalet ve Kalkýnma Partili milletvekili arkadaþým
Komisyonda þunu söyledi: "Yahu" dedi, "birisi birisine
iki tokat attý ve suç mahallinden uzaklaþýyor…"
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Devamla) - Bir on dakikam daha olacak Baþkaným.
BAÞKAN - On dakikanýzý
zaten verdim. 30 dakika konuþtunuz.
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Devamla) - Demek ki sizin saatiniz hýzlýymýþ.
Þimdi bitireceðim efendim.
Þimdi, bakýn,
burada birisinin birisine iki tokat attýðýný
varsayalým ve ondan sonra kaçýyor. Polis dur diyor -yani
suçunun vasfýna bakýn- durmuyor, polis de ateþ ederek
onu durduruyor.
Þimdi, bu deðiþikliði
yapmadan önceki metnin eski hâline bir bakarsanýz, hangi
hâllerde silah kullanýlacaðý açýktýr.
Ýki yýl ve daha üstü hapis cezalarýný gerektiren
hâllerde, iþte genel asayiþi bozacak nitelikte, toplumda
infial yaratacak hâllerde bu silah kullanmayý olumlu karþýlýyorlar.
Ama böyle ne idiði belirsiz, her hâlükârda polise çek ve vur yetkisi
bizim bu ülkemizi bir yere götürmez deðerli arkadaþlarým.
Bakýn, bütün bu
saydýklarýmý… Daha söyleyecek çok sözümüz vardý
ama zamanýmýz dolmuþ, yalnýz ben sizlerden
bir þey istirham edeceðim: Meclis bugün yarýn bitiyor.
Yani kötü ihtimalle, muhtemelen, pazartesi gününden itibaren bu
çalýþmalarý sürdüremeyeceðiz deðerli arkadaþlarým.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN - Sayýn
Saygun, son cümlelerinizi rica ediyorum.
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Devamla) - Bitiriyorum efendim.
Önümüzdeki dönem bu
Meclis çatýsý ne olur bilmem. Hangilerimiz milletvekili
oluruz, hangilerimiz milletvekili olmayýz onu da bilmem. Ama
bildiðim bir þey var, beþ yýllýk milletvekilliði
sürem içinde ülkem adýna doðru þeyleri yapmaya çalýþtým
ve burada anlatmaya çalýþtýklarým ülkem
adýna doðru þeyler. Sizlerden istirham ediyorum, bu
olay siyasi bir olay deðil, bu olay Türkiye'deki terörün, Türkiye'deki
asayiþ olaylarýnýn önlenmesine yönelik. Terörün
azmasýna asla izin verecek bir siyasi anlayýþýmýz
yok ama yani, biz, þunu durduracaðýz, bunu durduracaðýz
derken, hukuk devletinden sapýp, gidip, bir totaliter devlet
yaratýrsak, bunu, bu Mecliste olsak da olmasak da sancý
olarak mutlaka yaþayacaðýz ve korkarým, bunun
sancýlarý süreç içinde çýktýðýnda,
evlerimizde rahat oturamayacaðýz, geceleri huzurlu yatamayacaðýz.
Gelin, bu yasayý çekin.
23'üncü Dönemin, Parlamento
sürecinde hiçbir iþ yapmayacaðýný düþünüyor
gibi yasa çýkartýyoruz. Ýki gün kalmýþ
ya! Ýki gün sonra gideceðiz yerimize. Ýki ay sonra da
seçimle buraya yeni bir Meclis gelecek. Býrakýn, bu yeni
Meclis, daha saðlýklý, daha geniþ kapsamlý,
adam gibi inceleyerek bir düzenleme yapsýn. Bu düzenlemenin,
bugün, bu ülkeye de bu ülkenin insanlarýna da korkarým
asayiþ güçlerine de hiçbir yararý ve faydasý yok.
Deðerlendirme ve takdiri sizlere ait.
Saygýlar sunuyorum
efendim. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ederim Sayýn Saygun.
AK Parti Grubu
adýna Isparta Milletvekili Sayýn Recep Özel, buyurun.
(AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
AK PARTÝ GRUBU
ADINA RECEP ÖZEL (Isparta) - Sayýn Baþkan, çok deðerli
milletvekilleri; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde AK
Parti Grubu adýna söz almýþ bulunmaktayým.
Hepinizi saygýyla selamlarým.
Biraz önce konuþan
Cumhuriyet Halk Partisi temsilcisi, bu yasanýn çok olumsuz
bir yasa olduðunu, insan hak ve hürriyetlerini büyük ölçüde
kýsýtladýðýný dile getirdi. Komisyon
konuþmalarýnda, bu yasanýn Türkiye'nin bir ihtiyacý
olduðunu, artýk, terörün ve toplumsal olaylarýn önüne
geçmenin zamaný geldiði gibi, Cumhuriyet Halk Partisi
sözcüleriyle ortak bir noktada buluþmuþtuk.
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Tekirdað) - Bunu orada da söyledim, baþka bir þey söylemedim.
YÜKSEL ÇORBACIOÐLU
(Artvin) - Hayýr, hayýr…
RECEP ÖZEL (Devamla)
- O günden bugüne ne deðiþti de böyle bir noktaya geldiklerini
pek anlayabilmiþ deðiliz.
YILMAZ KAYA (Ýzmir)
- Bir ayar tutturamýyorsun zaten, ya öyle ya böyle!
RECEP ÖZEL (Devamla)
- Ayrýca, Nuri Saygun arkadaþýmýz,
açýklamasýnda, kimlik bildirmemenin yaptýrýmý
olarak, hemen kiþinin tutuklanacaðý gibi bir ibareyi
burada ifade etti. Yine bu Meclisten çýkmýþ olan Kabahatler
Kanunu'nun 40'ýncý maddesini bir kez okumasýný
da kendisinden istirham ediyorum. Ben burada bir kez okuyayým.
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Tekirdað) - Ben de senden okumaný istirham ediyorum.
BAÞKAN - Sayýn
Özel, siz Genel Kurula hitap edin efendim.
RECEP ÖZEL (Devamla)
- "Kimliði bildirmeme
Madde 40.- Görevle
baðlantýlý olarak sorulmasý halinde kamu görevlisine
kimliði veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçýnan
veya gerçeðe aykýrý beyanda bulunan kiþiye,
bu görevli tarafýndan elli yeni Türk Lirasý idarî para
cezasý verilir."
2'nci fýkra,
"Açýklamada bulunmaktan kaçýnmasý -yani,
kimliðini göstermeyen- veya gerçeðe aykýrý beyanda
bulunmasý dolayýsýyla kimliði belirlenemeyen
kiþi tutularak -ayný ibaredir- durumdan derhâl cumhuriyet
savcýsý haberdar edilir. Bu kiþi, kimliði
açýk bir þekilde anlaþýlýncaya kadar
gözaltýna alýnýr ve gerekirse tutuklanýr."
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Tekirdað) - Demek ki orada da yanlýþ yapmýþsýnýz.
RECEP ÖZEL (Devamla)
- "Gözaltýna ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usulü
bakýmýndan Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanýr."
diye bir ifade daha önce bu Meclisten geçmiþ ve yasalaþmýþtýr.
22'nci Dönem Parlamentosu
olarak, hukukun üstünlüðü, insan hak ve hürriyetlerinin artýrýlmasý,
geliþtirilmesi yönünde ne büyük adýmlar atýldýðý
herkesçe malumdur. Bu dönemde ceza yasalarýndaki reformlar
herkesin takdirini kazanmýþtýr. Çaðdaþ
ve insan merkezli olarak çýkarýlan ceza yasalarý,
bir suçun iþlenmesinden sonra failin yakalanmasý, muhakemesinin
yapýlmasý ve tüm kesimlere "Evet, adalet þimdi
yerini buldu." dedirtmenin gayreti ilk öncelik olmuþ, soruþturmanýn
asli kurucusu savcýnýn yetkileri geniþletilmiþ,
hemen hemen her türlü eylem ve iþlemde hâkim kararý aranýr
hâle gelmiþtir.
Ceza sistemimizdeki
bu olumlu geliþmelerden sonra, savcý ve hâkimlerimizin
bu yetkilerini ne ölçüde kullandýklarýnýn da
bir sorgulanmasý gerekmektedir.
Bir suçun iþlenmesinden
sonra izlenecek usuller yeni formatlara baðlandýktan sonra,
asýl olan ve genel kolluk kuvvetlerinin, özellikle de polisimizin
görevlerinin en baþýnda gelen önleyici hizmetleri bakýmýndan
birtakým yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadýr.
Ülkemizde yaþanan
birtakým ve kimsenin kabul etmeyeceði ve hiç kimsenin üzerinden
siyasi rant hesaplarý yapmamasý gerektiði olumsuz
olaylarýn önlenmesi yönünde "elimizde yeterince yetki
yok, bize biraz daha yetki verin" diyen genel kolluk kuvvetlerimizin,
insan hak ve özgürlüklerinin temelini sarsmayacak, yine bireyi
öne alan bir düzenleme ihtiyacý hasýl olduðundan
böyle bir teklif verilmiþ. Bu teklif çalýþmasýndan
önce de Emniyet Genel Müdürlüðü ve Ýçiþleri Bakanlýðý
bünyesinde yeni bir Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu çalýþmasý,
uzun yýllardan beri, iki yýllýk bir çalýþma
yapýlmýþ, nihayete gelinmiþ, fakat bu dönemde
yetiþmeyeceði için ve þu andaki mevcut olaylarda bir
an önce kolluk kuvvetlerimizin yetkisini biraz daha geniþletmek
anlamýnda bu kýsa teklif arkadaþlarýmýzca
Meclise takdim edilmiþtir.
Güvenlik politika
ve uygulamalarýnýn hukuk devletini güçlendirmede
katkýda bulunacaðý ve demokratik uygulamalarýn
geliþmesini saðlayacaðý da muhakkaktýr.
Zira, güvenlik ve huzur ortamý olmadan hiçbir alaný geliþtirmemiz
mümkün deðildir.
Son zamanlarda mahkeme
kararlarý ortaya çýktýkça, yeni Ceza Kanunu ve
istemimizin ne kadar yerinde bir düzenlemeler manzumesi olduðu
da ortaya çýkmaktadýr. Zira, sanýklara verilen
ceza miktarlarýnýn toplumu ve maðduru tatmin edici
mahiyette olduðu görülmektedir. Kapkaçtan tutun, hýrsýzlýktan
tutun daha birçok olayda sanýklara verilen cezalarýn
herkesi tatmin ettiði görülmektedir. Daha önceleri on
beþ yýl hapis cezasý alan bir kiþi altý
yýl ceza infaz kurumunda yattýktan sonra tahliye edilebilmekteydi.
Bu yeni ceza sistemimize göre on beþ yýl hapis cezasý
alan bir kiþi on yýl yattýktan sonra ancak tahliye
edilebilmektedir. Gerek ceza miktarlarýnýn tayini gerekse
cezaevinde kalýnmasý bakýmýndan, yapmýþ
olduðumuz bütün düzenlemeler artýk yeni yeni meyvesini
verir hâle gelmiþtir.
Daha önce toplum tatmin
olmadý, hýrsýzlýk yaptý, kapkaç yaptý
yeterince ceza almadý diye kamuoyunda bir genel kanaat vardý.
Son zamanlarda televizyon kanallarýný eðer izlerseniz,
yeni yeni, haber kanallarýnda "Hak ettiði cezayý
buldu."
Kapkaça hiçbir ceza
yaptýrýmý daha önce yokken, ilk kez bu dönemde, bu
Mecliste ceza sistemimizde kapkaça ceza tanzim edildi, üç
yýlla beþ yýl arasýnda ceza verilir hâle gelindi.
Artýk, ceza sistemimiz yeni yeni mahkeme içtihatlarý
ve kararlarý çýktýkça, oturdukça eskisinden daha
çok, vatandaþýmýzý ve milleti tatmin edici
hâle geldiði, evet adalet hakkýný verdi, tatmin oldum
diyebilecek taraflarýn tatmin olduðu bir sistemi bu Mecliste
ihdas ettik. Neticelerini de inþallah önümüzdeki yaþanan
günlerde daha güzel þekliyle alacaðýz.
Türkiye'de özellikle
kamuoyu ve basýn, suçlarýn çok arttýðý
ve çok olduðu izlenimini vermektedir. Türkiye'deki suç sayýsýnýn
nüfusumuza oraný ile dünyadaki bazý ülkelerin nüfusunu
ve olay sayýsýný sizlerle paylaþmak istiyorum:
73 milyonluk Türkiye'de
yýllýk ortalama olay sayýsý 450 bin ile 500
bin, 600 bin arasýnda deðiþmektedir. 60 milyonluk Fransa'da
ise olay sayýsý 4 milyon civarýndadýr. 83
milyonluk Almanya'da ise olay sayýsý 6 milyon 700 bin civarýndadýr.
11 milyonluk Yunanistan'da ise -neredeyse olay sayýsý
bizimle aynýdýr- 400 bin civarýndadýr.
Son yýllarda ülkemizde
istatistiki anlamda olaylarýn artmasýnýn nedenleri
arasýnda þunlar gösterilebilir:
1) Vatandaþlarýmýzýn,
özellikle Avrupa Birliði uyum süresi içerisinde daha da bilinçli
hâle gelmesiyle, haklarýný arama ve bunun için maðduriyetlerini
bildirme oranýnýn artmýþ olmasý.
2) Polise duyulan güvenin
artmasý neticesinde, sonuç alýnacaðý düþüncesiyle,
vatandaþýn her türlü maðduriyetini polise ve yetkili
birimlere bildirmesi.
3) Emniyet Genel Müdürlüðü
Asayiþ Dairesi Baþkanlýðýnýn 2006
yýlýndaki bir uygulamasýyla, deðiþik
isimler altýnda tutulan suç ve olay numaralarýnýn
Suç Analiz Projesi'ne veri giriþi yapýlarak tek elde toplanmasý
nedeniyle, her suç için ayrý ayrý numara verilmesi, eskiden
tek numara altýnda gösterilen çeþitli olaylarýn
þimdi ayrý ayrý numara altýnda gösterilmiþ
olmasý, yani ülke genelinde meydana gelen asayiþ olaylarý
ve bu olaylara karýþan þahýs, silah, araç, belge
ve eþya bilgilerinin daha saðlýklý ve doðru
bir þekilde tutulabilmesi, analiz çalýþmalarý
yapýlabilmesi, suç ve suçlu profili oluþturulabilmesi,
ülke geneli il ve ilçeler bazýnda suç haritalarýnýn
oluþturulmasý, birimler arasýnda bilgi akýþýnýn
etkinleþtirilebilmesi ve yeknesaklýðýn
saðlanabilmesi amacýyla Asayiþ Dairesi Baþkanlýðýnca
Suç Analiz Projesi hazýrlanarak, 1 Temmuz 2006 tarihinden itibaren,
ülke geneli polis sorumluluk bölgesinde meydana gelen bütün asayiþ
olaylarý kayýt altýna alýnmaya baþlanmýþtýr.
Ayrýca, yeni
Türk Ceza Yasasý'nýn, yani ceza mevzuatýnýn
yürürlüðe girmesiyle birlikte bazý suç kavramlarý
yeniden düzenlenmiþ ve yeni suç türleri yeniden gündeme gelmiþtir.
Ayrýca, son
yýllarda baþ döndüren ve hýzla artan biliþim
teknolojileri ve suç iþlemeye meyilli kiþilerin bu teknolojileri
kullanmaya baþlamalarý ile de bu alanda çok fazla miktarda
biliþim suçu ortaya çýkmýþtýr.
Suçu soruþturma
süresince polise verilen yetkiler suç önleme çalýþmalarýný
da doðrudan etkilemektedir. Polisin yerine getirdiði görevler
itibarýyla suç önleme ve adli görevlerin bir bütün olduðu
ve birbirini tamamladýðý görülmektedir. Bu nedenle,
Avrupa ve diðer geliþmiþ dünya ülkelerindeki uygulamalar
paralelinde ülkemizde de hedeflenen etkin, hýzlý ve
caydýrýcý ceza-adalet sisteminin gerçekleþtirilebilmesi
için polisin etkinliði de artýrýlmalýdýr.
Suçla mücadele alanýnda yapýlan temel düzenlemelerin
bir tamamlayýcýsý ve polisin önleyici görev ve
yetkilerini belirleyen bir düzenleme olarak mevzuatýnýn
da yeniden ele alýnmasý gerekliliði de açýktýr.
Getirilen düzenlemeyle,
polisin durdurma ve kimlik sorma yetkisi yeniden düzenlenmiþ,
bir suç veya kabahatin iþlenmesini önlemek, suç iþlendikten
sonra kaçan faillerin yakalanmasýný saðlamak,
iþlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit
etmek, hakkýnda yakalama emri ya da zorla getirilme kararý
verilen kiþileri tespit etmek, kiþilerin hayatý,
vücut bütünlüðü veya mal varlýðý bakýmýndan
ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek
amacýyla polisin, kiþileri ve araçlarý durdurmasý
bir zorunluluktur. Polis, kiþiyi veya aracý bilgi almak
amacýyla da durdurabilir. Fakat, durdurma yetkisinin kullanýlabilmesi
için polisin tecrübesine ve içinde bulunulan durumdan edindiði
izlenime dayanan makul bir sebebin bulunmasý gerektiði
ve süreklilik arz edecek fiilî durum ve keyfîlik oluþturacak
þekilde durdurma iþleminin yapýlamayacaðý
hüküm altýna alýnmýþtýr. Polis durdurduðu
kiþiye durdurma sebebine iliþkin sorular sorabilecek,
fakat durdurulan kiþinin sorulan sorulara cevap verme konusunda
hukuki bir yükümlülüðü de bulunmayacaktýr. Polis herhangi
bir kiþiyi durduðu zaman, önleme faaliyeti kapsamýnda,
niye durdurduðunun gerekçesini söyleyecek, fakat kiþinin
cevap verme yükümlülüðü altýnda bulunmadýðý
da yasa metninde açýktýr. Durdurma süresi ise, durdurma
sebebine esas teþkil eden iþlemin gerçekleþtirilebilmesi
için zorunlu olan süreden fazla olamayacaktýr. Polis görevini
yerine getirirken kendisinin polis olduðunu belirleyen belgeyi
gösterdikten sonra kiþilere kimliðini sorabilecektir.
Elbette kimlik sorma yetkisini kullanabilmesi için görevin yerine
getirilmesi bakýmýndan kiþinin kimliðinin
sorulmasý gerekli olmalýdýr. Yoksa, polis her
önüne gelene kimlik sormak gibi bir keyfîlikte olamayacaktýr.
Kimlik sorma esnasýnda kimliðine iliþkin bir
açýklamada bulunmaktan kaçýnan veya kimliðini bir
belge ile veya polisçe tanýnmýþ kiþilerin tanýklýðý
ile þüpheye mahal býrakmayacak þekilde ispat edemeyen
ya da gerçeðe aykýrý beyanda bulunmasý dolayýsýyla
kimliði belirlenemeyen kiþi tutularak, aranýlan
kiþilerden olup olmadýðý anlaþýlýncaya
ve gerçek kimliði belirlenene kadar gözaltýna alýnabilecek.
Bu kiþinin durumu derhâl cumhuriyet savcýsýna bildirilerek,
bu konudaki iþlemler Ceza Muhakemeleri Kanunu hükümlerine
göre yapýlacaktýr.
Diðer bir düzenleme
ile polisin parmak izi ve fotoðraf alma yetkisi yeniden düzenlenmiþtir.
Bilindiði gibi, hepimizin de kýnadýðý,
Ulus'taki bombalama olayýnýn faili parmak ucundan tespit
edilmiþtir. Bu nedenle, parmak izinin alýnmasý ve
kayda geçirilmesi gerçekten önem arz etmektedir.
Yapýlan düzenleme
ile polis sadece suç sebebiyle deðil, diðer, maddede sayýlan
iþlemler dolayýsýyla da kiþilerin parmak
izini alabilecektir.
Buradaki düzenlemenin
temel felsefesi, maddenin ikinci fýkrasýndaki, parmak
izinin hangi sebeple sisteme kaydedilmesine iliþkin hükme dayanmaktadýr.
Yani, parmak izi alýnan kiþiler, bu bilginin kaydedildiði
sisteme alýnmýþsa, ayrýca bir fotoðrafý,
ayrýca kimlik bilgileri yer alacak, ancak parmak izinin hangi
münasebetle alýnmýþ olduðu bu sistemde görülmeyecektir.
(AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Tekirdað) - CMK 81 ne olacak?
RECEP ÖZEL (Devamla)
- Hangi sebeple alýndýðý bu sistemde görülmeyecektir.
Dolayýsýyla,
bu veriler kimlik tespit amaçlý olarak kullanýlabilecek,
parmak izi sorgulamasý sonrasýnda da yalnýzca kiþinin
kimlik bilgilerine ulaþýlabilecektir. Hangi sebeple
bu parmak izinin sisteme kaydedildiði, sistemde sorgulama esnasýnda
görülmeyecektir.
Ülkemizde trafik kazalarý
olmaktadýr, depremler yaþanmaktadýr. Buralarda
kimliði tespit edilemeyen kiþiler de bulunmaktadýr.
Bu veri sistemiyle de gerek trafik kazalarýnda gerekse kimliði
tespit edilen herhangi bir olayda da sadece kimliðinin belirlenmesi
anlamýnda bu iþlemde kullanýlacaktýr. Yoksa,
kamuoyunu yanlýþ bilgilendirerek, bir fiþleme olarak,
yanlýþ bir inanýþa neden olunmamaktadýr.
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Tekirdað) - CMK 81 ne olacak?
RECEP ÖZEL (Devamla)
- Burada "fiþleme" gibi bir iddiada bulunanlar, kendilerini
hayal dünyasýnda görüyorlar demektir. Getirdiðimiz düzenleme
tamamen açýktýr.
Önleme aramasý
hükümleri de yeniden düzenlenerek, tehlikenin veya suç iþlenmesinin
önlenmesi amacýyla usulüne göre verilmiþ ceza hâkiminin
kararý veya bu sebeplere baðlý olarak gecikmesinde
sakýnca bulunan hâllerde mülki amirin yazýlý emriyle
kiþilerin üstlerinde, araçlarýnda, özel kâðýtlarýnda
ve eþyasýnda önleme aramasý yapýlabilecektir.
Konutta hiçbir þekilde önleme aramasý yapýlamayacak,
kamuya açýk olmayan iþ yerleri, eðitim ve öðretim
binalarý ve diðer kapalý alanlarda önleme aramasý
ancak hâkim kararýyla yapýlabilecektir. Ancak, kiþilerin
hayatý veya vücut bütünlüðüne karþý muhakkak
olarak öngörülen bir suçun önlenmesi ya da iþlenmekte olan suçun
devamýnýn engellenmesi amacýyla kiþilerin
konutuna ve iþ yerine polisin doðrudan girebilmesi
imkâný da saðlanmýþtýr.
"Polisin öncelikli
görevinin baþýnda tehlikeyi önlemek ve tehlikenin ortaya
çýkmasý hâlinde de bertaraf etmek gelmektedir. Polisin,
tehlikenin önlenmesi veya bertaraf edilmesi amacýyla, giriþ
ve çýkýþýn belli bir usule tabi olduðu bina,
tesis veya diðer yerlere gelenlerin veya bu yerlerde çalýþanlarýn
üstünde, aracýnda veya eþyasýnda herhangi bir merciden
emir veya karar olmaksýzýn ve kiþilerin unvan,
sýfat ve görevlerine bakýlmaksýzýn…"
Zannedersem, bu hükme istisnalarý tekrar koyacaðýz.
Asýl bizim getirmek istediðimiz düzenlemede, hiç kimsenin
istisnasý olmadan, herkesin, bir havaalanýna girerken,
belli bir yere girirken aranmasý noktasýndaydý.
Belli bir çalýþma neticesinde, belli kiþilere istisnalar
getirilmesi konusunda herhâlde bir çalýþma var. O konuda
ben þu anda bir þey demiyorum.
Doðrudan teknik
cihazlarla, yani bu kiþilerin doðrudan teknik cihazlarla
kontrol etmesi, gerekli teknik cihazlarýn bulunmamasý
hâlinde veya gerektiðinde el ile kontrol ve arama yetkisi düzenlenmiþtir.
Burada, tehlikeyi
önlemek için kademeli olarak, varsa öncelikli teknik cihazlarla
kontrol yapýlacak, x-ray cihazýndan geçecek, eðer
herhangi bir uyarý ikazý gelmiyorsa o kiþinin üzeri
elle aranmayacak, eðer her geçiþinde uyarý ikazý
gelmeye devam ediyorsa, o takdirde elle arama gerçekleþtirilecektir.
Yoksa, polisin herkese, her önüne gelene elle arama yapacaðý
gibi bir hükme de varmak mümkün deðil bu düzenlemelerle.
Elle arama yapýlan
kontrol, kiþinin özel hayatýný, mahremiyetini ihlal
þeklinde de ifade edilebilen özel hayatýn gizliliði
hakkýnýn geçici olarak sýnýrlandýrýlmasý
olan arama tedbirinden farklýdýr. Kiþinin belindeki
kabarýklýðýn silah ya da telefon olup olmadýðýna
iliþkin olarak sývazlama þeklinde yapýlan
kontrol örneðinde olduðu gibi, þahsýn cebindeki
para miktarý gibi özel sýrlara vâkýf olunmadan, sadece
belindeki kabarýklýðýn telefon olduðu
anlaþýlmasý hâlinde iþlem sona erecektir.
Polisin zor kullanmasýný
düzenleyen maddeler yeniden tanzim edilmiþ, polisin görevini
yaparken direniþle karþýlaþmasý hâlinde
bu direniþi kýracak ölçüde zor kullanmaya yetkili olduðu
gösterilmiþtir. Zor kullanma yetkisi, bedenî kuvvet, maddi güç
ve silah kullanmaktan oluþmaktadýr. Bunlar, direnmenin
mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hâle getirecek
þekilde kademeli olarak artan nispette olacaktýr.
Polis üç durumda silah
kullanma yetkisini haizdir: Bunlardan ilki, meþru savunma
hakkýnýn kullanýlmasý kapsamýnda;
ikincisi, bedenî kuvvet ve maddi güç kullanarak etkisiz hâle getiremediði
direniþ karþýsýnda bu direniþi
kýrmak amacýyla ve kýracak ölçüde silah kullanma;
üçüncüsü ise, yakalanmasý gereken kiþinin yakalanmasý
amacýyla ve yakalanmasýný saðlayacak ölçüde
silah kullanabilecektir.
Diðer bir düzenlemeyle
de polisin adli görev ve yetkileri yeniden tanzim edilmiþ, polisin,
suç iþlendiðini öðrenmesi hâlinde veya bir suçla karþýlaþtýðý
suçüstü durumlarýnda cumhuriyet savcýsýna haber
verip emir ve talimatlarý alýncaya kadar geçen sürede
alýnmasý gereken acele tedbirlerin neler olduðu,
Ceza Muhakemesi Kanunu ile uyumlu bir þekilde düzenlenmiþtir.
Getirilen yeni düzenlemelerin özeti bu kadardýr. Asýl
olan, insan hak ve hürriyetlerine, bireysel özgürlüklere öncelik
tanýyan kolluk kuvvetlerinin önleyici hizmetlerini yapmasýdýr,
bu ülkede hiç kimsenin huzur, güven, emniyet ile özgürlükler arasýnda
bir tercih yapar durumda olmamasýdýr. Ülkeye özlenen
bu tabloyu getirmek bütün siyasilerin ortak hedefi olmalýdýr.
Hiç kimse, hiçbir siyasi görüþ terör ve olaylardan kendine bir
paye ve kazanç saðlama giriþiminde bulunmamalý. Ancak,
bütün bu olaylarýn, topyekûn milletçe karþýsýnda
durabildiðimiz oranda mücadelede tam bir baþarý
saðlanabilecektir.
Polise ve kolluk kuvvetlerine
vermiþ olduðumuz bu yetkilerle, ümit ediyoruz ki, herkes
yetki sýnýrlarý içerisinde kalýr, yetkisini
tam kullanýr, keyfîliðe kaçmaz, özlediðimiz demokratik
hukuk devletine katkýda bulunma noktasýnda gayret gösterir,
vatandaþýmýzýn huzur ve mutluluðu devam
eder.
YÜKSEL ÇORBACIOÐLU
(Artvin) - Kaçarsa ne olur? Umutlarý gerçekleþmezse ne
olacak? Müeyyidesi nedir bunun?
RECEP ÖZEL (Devamla)
- Bu tür yaptýrýmlarý… Türk Ceza Kanununda, bir güvenlik
görevlisinin görevinden kaynaklanan bir suç iþlediði zaman
hepsinin karþýlýðý vardýr.
Kanun teklifinin,
milletimize, bütün polis camiamýza, kolluk kuvvetleri camiamýza
ve ülkemize hayýrlar getirmesini, huzurlar getirmesini diliyor,
hepinize saygýlar sunuyorum efendim. (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar)
BAÞKAN - Teþekkür
ediyoruz Sayýn Özel.
MEHMET NURÝ SAYGUN
(Tekirdað) - Hukuk bir gün herkese lazým olur.
Millete de hayýrlar
getirmesi lazým, onu unuttun.
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, teklifin tümü üzerindeki görüþmeler tamamlanmýþtýr.
Þimdi teklifin
maddelerine geçilmesini oylarýnýza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiþtir.
Birleþime
beþ dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 23.06
YEDÝNCÝ OTURUM
Açýlma Saati: 23.10
BAÞKAN : Baþkan Vekili Ýsmail
ALPTEKÝN
KÂTÝP ÜYELER : Bayram ÖZÇELÝK (Burdur),
Türkân MÝÇOOÐULLARI (Ýzmir)
BAÞKAN - Sayýn
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 119'uncu Birleþiminin
Yedinci Oturumunu açýyorum.
1437 sýra sayýlý
Kanun Teklifi'nin görüþmelerine kaldýðýmýz
yerden devam edeceðiz.
Komisyon ve Hükûmet?
Yok.
Ertelenmiþtir.
9'uncu sýrada
yer alan, Adana Milletvekili Atilla Baþoðlu ve 3 Milletvekilinin;
Mera Kanununun Bazý Maddelerinde Deðiþiklik Yapýlmasý
Hakkýnda Kanun Teklifi; Bolu Milletvekili Mehmet Güner ve 2
Milletvekilinin; Mera Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi; Bursa Milletvekilleri Mehmet Emin Tutan ve Zafer
Hýdýroðlu'nun; Mera Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi ile Tarým,
Orman ve Köyiþleri Komisyonu Raporu'nun görüþmelerine
baþlýyoruz.
9.- Adana Milletvekili Atilla Baþoðlu
ve 3 Milletvekilinin, Mera Kanununun Bazý Maddelerinde Deðiþiklik
Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi; Bolu Milletvekili
Mehmet Güner ve 2 Milletvekilinin, Mera Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi; Bursa Milletvekilleri
Mehmet Emin Tutan ve Zafer Hýdýroðlu'nun, Mera Kanununda
Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi
ile Tarým, Orman ve Köyiþleri Komisyonu Raporu (2/779,
2/791, 2/1014) (S. Sayýsý: 1422)
BAÞKAN - Komisyon
ve Hükûmet yok.
10’uncu sýrada
yer alan, Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluþ ve Görevleri Hakkýnda
Kanunda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Tasarýsý
ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporu’nun görüþmelerine baþlýyoruz.
10.- Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluþ ve Görevleri
Hakkýnda Kanunda Deðiþiklik Yapýlmasýna
Dair Kanun Teklifi ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/1354) (S. Sayýsý:
1438)
BAÞKAN - Komisyon
ve Hükûmet yok.
Sayýn milletvekilleri,
komisyon bulunmadýðýndan çalýþmalarýmýzýn
bundan sonraki kýsmýna devam etme imkâný görülmüyor.
Alýnan karar gereðince,
kanun tasarý ve tekliflerini sýrasýyla görüþmek
için, 2 Haziran 2007 Cumartesi günü saat 11.00'de toplanmak üzere birleþimi
kapatýyorum ve iyi geceler diliyorum.
Kapanma
Saati: 23.12