Normal deneme 3 2 2007-06-08T12:34:00Z 2007-06-08T12:34:00Z 1 57383 327084 Türkiye Büyük Millet Meclisi 2725 767 383700 10.2625 0 0 nk 0 nk 0 0 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖ­NEM: 22                         CİLT: 158       YA­SA­MA YI­LI: 5

 

 

 

TÜR­Kİ­YE BÜ­YÜK MİL­LET MEC­Lİ­Sİ

TU­TA­NAK DER­Gİ­Sİ

 

 

109’uncu Bir­le­şim

22 Mayıs 2007 Salı

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

                                                                                                                                                Say­fa    

  I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

 II. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

III. - YOKLAMA

IV. - BAŞ­KAN­LI­ĞIN GE­NEL KU­RU­LA SU­NUŞ­LA­RI

A) OTU­RUM BAŞ­KAN­LA­RI­NIN KO­NUŞ­MA­LA­RI

1.- TBMM Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık Ya­kut'un, ve­fat eden Sam­sun Mil­let­ve­ki­li İl­yas Se­zai Ön­der'e Al­lah'tan rah­met, ya­kın­la­rı­na baş­sağ­lı­ğı di­le­yen ko­nuş­ma­sı

B) ÇE­ŞİT­Lİ İŞ­LER

1.- Sam­sun Mil­let­ve­ki­li İl­yas Se­zai Ön­der'in ve­fa­tı do­la­yı­sıy­la say­gı du­ru­şu

C) TEZ­KE­RE­LER VE ÖNER­GE­LER

1.- Zon­gul­dak Mil­let­ve­ki­li Ha­run Akın'ın, 17/7/1964 Ta­rih­li ve 506 Sa­yı­lı Sos­yal Si­gor­ta­lar Ka­nu­nu­na İki Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne İliş­kin Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/702) doğ­ru­dan gün­de­me alın­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­si (4/460)

2.- Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Mu­sa Uzun­ka­ya'nın, 190 Sa­yı­lı Ge­nel Kad­ro ve Usu­lü Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­ye Bağ­lı Cet­vel­ler­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/473) doğ­ru­dan gün­de­me alın­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­si (4/461)

V. - ÖNE­Rİ­LER

A) Sİ­YA­Sİ PAR­Tİ GRU­BU ÖNE­Rİ­LE­Rİ

1.- Gün­dem­de­ki sı­ra­la­ma ve ça­lış­ma sa­at­le­ri­nin ye­ni­den dü­zen­len­me­si ile 1363, 1364, 1420 sı­ra sa­yı­lı ka­nun ta­sa­rı­la­rı­nın İç Tü­zük'ün 91'in­ci mad­de­si­ne gö­re te­mel ka­nun ola­rak ve bö­lüm­ler ha­lin­de gö­rü­şül­me­si­ne iliş­kin AK Par­ti Gru­bu öne­ri­si

VI. - TE­ŞEK­KÜR, TEB­RİK, TE­MEN­Nİ VE TA­Zİ­YE­LER

1.- Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İz­mir Mil­let­ve­ki­li K. Ke­mal Ana­dol ve Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Mu­sa Uzun­ka­ya'nın, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li İl­yas Se­zai Ön­der'in ve­fa­tı do­la­yı­sıy­la ta­zi­ye ko­nuş­ma­la­rı

VII. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­ri­hi Mil­li Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

3.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

4.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Şev­ket Or­han ile Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Ali Os­man Sa­li'nin; 2863 Sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si ve Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/461) (S. Sa­yı­sı: 970 ve 970'e 1 in­ci Ek)

5.- Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1195) (S. Sa­yı­sı: 1216)

VI­II. - OY­LA­MA­LAR

1.- Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın oy­la­ma­sı

IX. - SO­RU­LAR VE CE­VAP­LAR

A) YA­ZI­LI SO­RU­LAR VE CE­VAP­LA­RI

1.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bur­sa'da­ki bir do­ğu­me­vi ve ço­cuk has­ta­ne­si in­şa­atı­na iliş­kin so­ru­su ve Sağ­lık Ba­ka­nı Re­cep AK­DAĞ'ın ce­va­bı (7/21255)

* Ek ce­vap

2.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ber­han ŞİM­ŞEK'in, hak­kın­da­ki bir id­di­aya iliş­kin Baş­ba­kan­dan so­ru­su ve  Ada­let Ba­ka­nı Fah­ri KA­SIR­GA'nın ce­va­bı (7/21496)

3.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, ge­çi­ci per­so­ne­le iliş­kin so­ru­su ve Ada­let Ba­ka­nı Fah­ri KA­SIR­GA'nın ce­va­bı (7/21500)

4.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Os­man ÖZ­CAN'ın, Sa­bah Gru­bu­na TMSF ta­ra­fın­dan el ko­nul­ma­sı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı  Ab­dül­la­tif ŞE­NER'in ce­va­bı (7/22007)

5.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, zey­tin ve zey­tin­ya­ğı üre­ti­ci­le­ri­nin des­tek­len­me­si­ne,

- Bi­le­cik Mil­let­ve­ki­li Ya­şar TÜ­ZÜN'ün, Bi­le­cik-Os­ma­ne­li'de ya­pı­lan se­ra­la­ra,

İliş­kin so­ru­la­rı ve Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nı Meh­met Meh­di EKER'in ce­va­bı (7/22114, 22116)

6.- Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Tur­han ÇÖ­MEZ'in, İn­cir­lik Üs­sü­nün kul­la­nı­mı­na iliş­kin so­ru­su ve Millî Sa­vun­ma Ba­ka­nı M. Vec­di GÖ­NÜL'ün ce­va­bı (7/22119)

7.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, bak­kal es­na­fı­nın so­run­la­rı­na ve ka­pa­nan bak­kal­la­ra iliş­kin so­ru­su ve Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nı Ali COŞ­KUN'un ce­va­bı (7/22121)

8.- Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Meh­met IŞIK'ın, tah­sis­li bir Ha­zi­ne ara­zi­si­ne iliş­kin so­ru­su ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNA­KI­TAN'ın ce­va­bı (7/22151)

9.- Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li M. Ve­dat YÜ­CE­SAN'ın, borç­la­rı­nı öde­ye­me­yen çift­çi­le­rin du­ru­mu­na iliş­kin so­ru­su ve Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nı Meh­met Meh­di EKER'in ce­va­bı (7/22155)

10.- Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ve­dat YÜ­CE­SAN'ın, Tıp Bay­ra­mın­da ey­le­me ka­tı­lan dok­tor­lar hak­kın­da açı­lan so­ruş­tur­ma­la­ra iliş­kin so­ru­su ve Sağ­lık Ba­ka­nı Re­cep AK­DAĞ'ın ce­va­bı (7/22204)

11.- Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ve­dat ME­LİK'in, Şan­lı­ur­fa'da ener­ji des­te­ği­nin ge­cik­me­li öden­di­ği id­di­ala­rı­na iliş­kin so­ru­su ve Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nı Ali COŞ­KUN'un ce­va­bı (7/22213)

 

 

I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

TBMM Ge­nel Ku­ru­lu sa­at 15.06'da açı­la­rak iki otu­rum yap­tı.

Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Ah­met Ye­ni, 19 Ma­yıs Ata­türk'ü An­ma Genç­lik ve Spor Bay­ra­mı mü­na­se­be­tiy­le, 19 Ma­yı­sın Kur­tu­luş Sa­va­şı'mı­zın baş­lan­gı­cı, Sam­sun'un da sa­vaş­lar­da tü­ken­miş bir ulu­su ye­ni­den di­rilt­mek üze­re Ata­türk'ün adım at­tı­ğı ilk yer ol­ma­sı­nın öne­mi­ne ve genç­li­ğe ve­ri­len de­ğe­re,

Ya­lo­va Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem İn­ce, 19 Ma­yıs Ata­türk'ü An­ma Genç­lik ve Spor Bay­ra­mı mü­na­se­be­tiy­le, 19 Ma­yı­sın, sa­vaş­lar­dan bık­mış, umut­la­rı sön­dü­rül­müş bir ulu­su ye­ni­den aya­ğa kal­dır­mak için Ulu­sal Kur­tu­luş Sa­va­şı'na ve cum­hu­ri­ye­te gi­den yo­lun baş­lan­gı­cı ol­ma­sı­nın öne­mi­ne ve bu­gün cum­hu­ri­ye­tin için­de bu­lun­du­ğu sı­kın­tı­la­ra,

İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ah­met Er­sin, so­nun­cu­su İz­mir'de ya­pı­lan Cum­hu­ri­yet Mi­tin­gi ne­de­niy­le mi­ting­le­rin dü­zen­len­me­si­nin se­bep ve so­nuç­la­rı­na,

İliş­kin gün­dem dı­şı bi­rer ko­nuş­ma yap­tı­lar.

İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz, Ya­lo­va Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem İn­ce'nin, ko­nuş­ma­sın­da, par­ti­si­ne ve Ge­nel Baş­kan­la­rı­na sa­taş­tı­ğı id­di­asıy­la bir açık­la­ma­da bu­lun­du.

Ba­zı mil­let­ve­kil­le­ri­ne, be­lir­ti­len sü­re ve ne­den­ler­le izin,

Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li Ha­san Mu­rat Mer­can'a öde­nek ve yol­lu­ğu­nun,

Ve­ril­me­si­ne iliş­kin Baş­kan­lık tez­ke­re­le­ri ka­bul edil­di.

Gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın:

1'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305) gö­rüş­me­le­ri, da­ha ön­ce ge­ri alı­nan mad­de­le­re iliş­kin ko­mis­yon ra­po­ru he­nüz gel­me­di­ğin­den;

2'nci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904),

3'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337),

Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri, il­gi­li ko­mis­yon yet­ki­li­le­ri Ge­nel Ku­rul­da ha­zır bu­lun­ma­dı­ğın­dan;

Er­te­len­di.

4'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Yük­se­köğ­re­tim Ku­rum­la­rı Teş­ki­la­tı Ka­nu­nu ile 78 ve 190 Sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­ler­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Yük­se­köğ­re­tim Ku­rum­la­rı Öğ­re­tim Ele­man­la­rı­nın Kad­ro­la­rı Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me ile Ge­nel Kad­ro ve Usu­lü Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­ye Ek­li Cet­vel­ler­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın (1/1343, 1/1291) (S. Sa­yı­sı: 1414) gö­rüş­me­le­ri­ne de­vam olu­na­rak ka­bul edil­di.

22 Ma­yıs 2007 Sa­lı gü­nü sa­at 15.00'te top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 18.50'de son ve­ril­di.

Yıl­maz Ateş

 

 

Baş­kan Ve­ki­li

 

 

 

Bay­ram Öz­çe­lik

Ha­run Tü­fek­ci

 

Bur­dur

Kon­ya

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 

No.: 147

II. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

18 Ma­yıs 2007 Cu­ma

Ra­por

1.- İs­tan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1349) (S. Sa­yı­sı: 1420) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 18.5.2007) (GÜN­DE­ME)

Sü­re­si İçin­de Ce­vap­lan­dı­rıl­ma­yan Ya­zı­lı So­ru Öner­ge­le­ri

1.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ke­mal KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU'nun, Baş­ba­kan hak­kın­da­ki da­va­la­ra iliş­kin Ada­let Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21138)

2.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Ali ARS­LAN'ın, İs­tan­bul-Ga­zi­oman­pa­şa'da­ki bir has­ta­ne in­şa­atı­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21335)

3.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, ma­kam araç­la­rı­na ve şo­för­le­ri­ne iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Be­şir ATA­LAY) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21770)

4.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kars'ta BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21827)

5.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri'de BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21828)

6.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ki­lis'te BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21829)

7.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21830)

8.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Nev­şe­hir'de BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21831)

9.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze'de BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21832)

10.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Si­irt'te BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21833)

11.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Sa­kar­ya'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21834)

12.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Şır­nak'ta BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21835)

13.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Amas­ya'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21836)

14.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ak­sa­ray'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21837)

15.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bat­man'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21838)

16.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bar­tın'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21839)

17.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bin­göl'de BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21840)

18.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bay­burt'ta BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21841)

19.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bo­lu'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21842)

20.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bit­lis'te BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21843)

21.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Düz­ce'de BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21844)

22.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21845)

23.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21846)

24.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ela­zığ'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21847)

25.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ka­ra­bük'te BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21848)

26.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Gü­müş­ha­ne'de BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21849)

27.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Adı­ya­man'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21850)

28.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bur­sa'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21851)

29.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ağ­rı'da BEL­DES'ten des­tek alan be­le­di­ye­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21852)

30.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri'de KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21853)

31.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kars'ta KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21854)

32.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21855)

33.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ki­lis'te KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21856)

34.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze'de KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21857)

35.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Nev­şe­hir'de KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21858)

36.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Si­irt'te KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21859)

37.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Sa­kar­ya'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21860)

38.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Şır­nak'ta KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21861)

39.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Düz­ce'de KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21862)

40.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ela­zığ'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21863)

41.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21864) 

42.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Gü­müş­ha­ne'de KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21865)

43.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ka­ra­bük'te KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21866)

44.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bay­burt'ta KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21867)

45.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bin­göl'de KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21868)

46.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bit­lis'te KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21869)

47.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bo­lu'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21870)

48.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21871)

49.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bur­sa'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21872)

50.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ağ­rı'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21873)

51.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Adı­ya­man'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21874)

52.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Amas­ya'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21875)

53.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ak­sa­ray'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21876)

54.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bat­man'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21877)

55.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bar­tın'da KÖY­DES'ten des­tek alan köy­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21878)

56.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze-Fın­dık­lı Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21879)

57.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze-Pa­zar Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21880)

58.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze-Ar­de­şen Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21881)

59.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze-Hem­şin Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21882)

60.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze-Ça­ye­li Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21883)

61.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze-Çam­lı­hem­şin Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21884)

62.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze-Gü­ney­su Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21885)

63.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze-İyi­de­re Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21886)

64.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze-De­re­pa­za­rı Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21887)

65.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze-Kal­kan­de­re Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21888)

66.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya-Do­ma­niç Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21889)

67.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya-Tav­şan­lı Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21890)

68.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya-Emet Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21891)

69.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ri­ze-İkiz­de­re Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21892)

70.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya-Çav­dar­hi­sar Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21893)

71.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya-Hi­sar­cık Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21894)

72.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya-Al­tın­taş Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21895)

73.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya-As­la­na­pa Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21896)

74.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya-Ge­diz Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21897)

75.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya-Dum­lu­pı­nar Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21898)

76.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya-Pa­zar­lar Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21899)

77.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya-Şap­ha­ne Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21900)

78.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Öz­va­tan Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21901)

79.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya-Si­mav Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21902)

80.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Sa­rı­oğ­lan Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21903)

81.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Fe­la­hi­ye Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21904)

82.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Bün­yan Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21905)

83.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Ak­kış­la Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21906)

84.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Me­lik­ga­zi Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21907)

85.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Pı­nar­ba­şı Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21908)

86.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-To­mar­za Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21909)

87.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Sa­rız Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21910)

88.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Ha­cı­lar Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21911)

89.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Ta­las Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21912)

90.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-İn­ce­su Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21913)

91.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Ko­ca­si­nan Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21914)

92.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-De­ve­li Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21915)

93.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Ye­şil­hi­sar Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21916)

94.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Gü­müş­ha­ne-To­rul Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21917)

95.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Gü­müş­ha­ne-Kür­tün Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21918)

96.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kay­se­ri-Yah­ya­lı Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21919)

97.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bo­lu-Mu­dur­nu Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21920)

98.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bo­lu-Göy­nük Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21921)

99.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bo­lu-Kıb­rıs­cık Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21922)

100.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bo­lu-Se­ben Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21923)

101.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bo­lu-Ye­ni­ça­ğa Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21924)

102.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bo­lu-Dört­di­van Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21925)

103.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bo­lu-Men­gen Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21926)

104.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bo­lu-Ge­re­de Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21927)

105.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı-Bay­ra­mö­ren Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21928)

106.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı-Yap­rak­lı Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21929)

107.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı-Il­gaz Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21930)

108.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı-Kur­şun­lu Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21931)

109.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı-Kor­gun Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21932)

110.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı-Çer­keş Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21933)

111.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı-At­ka­ra­ca­lar Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21934)

112.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı-El­di­van Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21935)

113.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı-Or­ta Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21936)

114.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı-Kı­zı­lır­mak Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21937)

115.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı-Şa­ba­nö­zü Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21938)

116.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ela­zığ-Ka­ra­ko­çan Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21939)

117.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ela­zığ-Ko­van­cı­lar Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21940)

118.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Düz­ce-Yı­ğıl­ca Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21941)

119.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Düz­ce-Ak­ça­ko­ca Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21942)

120.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Düz­ce-Cu­ma­ye­ri Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21943)

121.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Düz­ce-Çi­lim­li Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21944)

122.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Düz­ce-Göl­ya­ka Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21945)

123.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Düz­ce-Gü­mü­şo­va Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21946)

124.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ela­zığ-Siv­ri­ce Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21947)

125.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Düz­ce-Kay­naş­lı Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21948)

126.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ela­zığ-Ala­ca­ka­ya Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21949)

127.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ela­zığ-Ma­den Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21950)

128.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ela­zığ-Arı­cak Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21951)

129.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ela­zığ-Pa­lu Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21952)

130.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Ilı­ca Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21953)

131.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Pa­sin­ler Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21954)

132.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Çat Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21955)

133.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Aş­ka­le Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21956) 

134.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Ka­ra­ya­zı Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21957)

135.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Tek­man Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21958)

136.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Ka­ra­ço­ban Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21959)

137.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Hı­nıs Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21960)

138.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ela­zığ-Ke­ban Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21961)

139.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ela­zığ-Ağın Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21962)

140.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-İs­pir Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21963)

141.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ela­zığ-Bas­kil Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21964)

142.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Tor­tum Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21965)

143.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Ho­ra­san Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21966)

144.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Nar­man Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21967)

145.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Gü­müş­ha­ne-Şi­ran Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21968)

146.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Köp­rü­köy Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21969)

147.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Gü­müş­ha­ne-Kö­se Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21970)

148.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Gü­müş­ha­ne-Kel­kit Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21971)

149.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Şen­ka­ya Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21972)

150.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Olur Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21973)

151.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Uzun­de­re Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21974)

152.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Ol­tu Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21975)

153.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Er­zu­rum-Pa­zar­yo­lu Be­le­di­ye­si­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21976)

154.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ki­lis İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21977)

155.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Şır­nak İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21978)

156.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Bay­burt İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21979)

157.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Bat­man İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21980)

158.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ak­sa­ray İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21981)

159.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Si­irt İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21982)

160.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Sa­kar­ya İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21983)

161.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ri­ze İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21984)

162.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Nev­şe­hir İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21985)

163.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kü­tah­ya İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21986)

164.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kay­se­ri İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21987)

165.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21988)

166.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Gü­müş­ha­ne İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21989)

167.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Er­zu­rum İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21990)

168.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ela­zığ İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21991)

169.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Çan­kı­rı İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21992)

170.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Bo­lu İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21993)

171.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Bit­lis İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21994)

172.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Bin­göl İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21995)

173.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Amas­ya İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21996)

174.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ağ­rı İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21997)

175.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Adı­ya­man İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21998)

176.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ka­ra­bük İlin­de­ki ya­tı­rım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/21999)

177.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, ör­tü­lü öde­nek har­ca­ma­la­rı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22000)

178.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Ali Cum­hur YA­KA'nın, TÜ­Bİ­TAK'ın des­tek­le­di­ği araş­tır­ma pro­je­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22001)

179.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Gök­han DUR­GUN'un, Ha­tay'da ka­mu araç­la­rı­nın kul­la­nı­mıy­la il­gi­li bir id­di­aya iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22003)

180.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ah­met ER­SİN'in, İz­mir'in Men­de­res İl­çe­sin­de köy­lü­ler­den ta­lep edi­len ec­ri­mi­sil be­del­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22004)

181.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ke­mal KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU'nun, mal­var­lı­ğı­nı tü­müy­le bil­dir­me­di­ği id­di­ası­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22005)

182.- Kırk­la­re­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met S. KE­Sİ­MOĞ­LU'nun, bir kö­şe ya­zı­sın­da­ki id­di­ala­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22008)

183.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Fah­ret­tin ÜS­TÜN'ün, nes­li teh­li­ke­de olan bir ba­lık tü­rü­ne iliş­kin Çev­re ve Or­man Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22010)

184.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Er­dal KA­RA­DE­MİR'in, ya­ban­cı­la­rın ta­şın­maz edin­me­si­ne iliş­kin Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22011)

185.- Di­yar­ba­kır Mil­let­ve­ki­li Me­sut DE­ĞER'in, iş­ken­ce­yi ön­le­me ko­nu­sun­da­ki pro­to­ko­lün onay­lan­ma­sı­na iliş­kin Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22012)

186.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ke­mal KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU'nun, De­niz BAY­KAL'ın, bir ko­nuş­ma­sı­na TRT'de yer ve­ril­me­me­si­ne iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Be­şir ATA­LAY) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22013)

187.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, TRT'nin ya­yın for­ma­tı­na uy­ma­yan film ve di­zi­le­re iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Be­şir ATA­LAY) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22014)

188.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, TRT 1'de ya­yın­la­nan bir ha­be­re iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Be­şir ATA­LAY) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22015)

189.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, TRT 1'de ya­yın­la­nan ba­zı film­le­rin ya­pı­mı­na iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Be­şir ATA­LAY) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22016)

190.- Er­zin­can Mil­let­ve­ki­li Erol TI­NAS­TE­PE'nin, Er­zin­can'da­ki çift­çi­le­rin su­la­ma su­yu so­ru­nu­na iliş­kin Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22017)

191.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Fah­ret­tin ÜS­TÜN'ün, nes­li teh­li­ke­de olan bir ba­lık tü­rü­ne iliş­kin Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22018)

192.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Fah­ret­tin ÜS­TÜN'ün, DSİ XXI. Böl­ge Mü­dür­lü­ğü­nün bir ruh­sat ta­le­bi­ne ver­di­ği gö­rü­şe iliş­kin Ener­ji ve Ta­biî Kay­nak­lar Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22019)

193.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ta­ci­dar SEY­HAN'ın, bir pa­tent baş­vu­ru­su­na iliş­kin Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22020)

194.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ta­ci­dar SEY­HAN'ın, DSİ'ye bağ­lı su­la­ma bir­lik­le­ri­nin borç­la­rı­na iliş­kin Ener­ji ve Ta­biî Kay­nak­lar Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22021)

195.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met KAN­DO­ĞAN'ın, An­ka­ra'da hiz­met söz­leş­me­si so­na eren halk oto­büs­le­ri­ne iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22022)

196.- Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Atil­la KART'ın, Kon­ya'da bir ya­tı­lı il­köğ­re­tim oku­lun­da­ki gör­me en­gel­li öğ­ren­ci­le­rin ba­zı so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22023)

197.- Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Atil­la KART'ın, Em­ni­yet Teş­kilâtın­da­ki kad­ro­laş­ma id­di­ala­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22024)

198.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Mo­bil Elek­tro­nik Sis­tem En­teg­ras­yo­nu­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22025)

199.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Fah­ret­tin ÜS­TÜN'ün, ruh­sat ve­ril­me­yen bir kum ve ça­kıl oca­ğı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22026)

200.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Yıl­maz ATEŞ'in, An­ka­ra'da ye­şil halk oto­büs­le­ri­nin ser­vis­ten kal­dı­rıl­ma­sı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22027)

201.- Kırk­la­re­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met S. KE­Sİ­MOĞ­LU'nun, Ye­şil kod ad­lı şah­sa iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22028)

202.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, bir kö­yün ta­rım­sal su­la­ma so­ru­nu­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22029)

203.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, bir kö­yün için­den ge­çen ka­na­lın üze­ri­nin ka­pa­tıl­ma­sı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22030)

204.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Er­sön­mez YAR­BAY'ın, Çan­ka­ya Be­le­di­ye­si­nin sağ­lık har­ca­ma­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22031)

205.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Er­sön­mez YAR­BAY'ın, Çan­ka­ya Be­le­di­ye­si­nin ka­tı atık mer­ke­zi kur­ma­sı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22032)

206.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Er­sön­mez YAR­BAY'ın, Çan­ka­ya Be­le­di­ye­si sı­nır­la­rı için­de­ki ge­ce­kon­du­la­ra iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22033)

207.- Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Atil­la KART'ın, özür­lü per­so­nel alı­mı­na iliş­kin Millî Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22038)

208.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, bir kö­yün ye­ni okul bi­na­sı ih­ti­ya­cı­na iliş­kin Millî Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22039)

209.- Bur­dur Mil­let­ve­ki­li Ra­ma­zan Ke­rim ÖZ­KAN'ın, ders üc­ret­le­ri­nin izin kul­la­nı­mın­da ke­sil­me­si­ne iliş­kin Millî Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22040)

210.- Ya­lo­va Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem İN­CE'nin, dü­zen­le­yi­ci iş­lem de­ği­şik­lik­le­ri­ne iliş­kin Millî Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22043)

211.- Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Atil­la KART'ın, İçe­ri­çum­ra Dev­let ve Tra­fik Has­ta­ne­si­nin po­lik­li­ni­ğe dö­nüş­tü­rül­me­si­ne iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22044)

212.- Er­zu­rum Mil­let­ve­ki­li İb­ra­him ÖZ­DO­ĞAN'ın, tra­fik ka­za­sı so­nu­cu ha­ya­tı­nı kay­be­den Ga­zi­an­tep Mil­let­ve­ki­li Ömer ABU­ŞOĞ­LU'na ya­pı­lan tıb­bi mü­da­ha­le­ye iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22045)

213.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ca­nan ARIT­MAN'ın, Sağ­lık­ta Dö­nü­şüm Pro­je­si sa­ha ko­or­di­na­tör­le­ri­ne iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22046)

214.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Fah­ret­tin ÜS­TÜN'ün, nes­li teh­li­ke­de olan bir ba­lık tü­rü­ne iliş­kin Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22047)

215.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Atil­la EMEK'in, ka­çak to­hu­ma iliş­kin Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22048)

216.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, ev­ren­sel hiz­met ge­li­ri­ne ve kul­la­nı­mı­na iliş­kin Ulaş­tır­ma Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22049)

217.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ta­ci­dar SEY­HAN'ın, oğ­lu­na ait ge­mi­nin re­hin tu­tul­ma­sı­na kar­şı gi­ri­şim­de bu­lun­du­ğu id­di­ası­na iliş­kin Ulaş­tır­ma Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22050)

218.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Bih­lun TA­MAY­LI­GİL'in, KPSS'ye gö­re ya­pı­lan ata­ma­la­ra iliş­kin Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sın­dan (Meh­met Ali ŞA­HİN) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22051)

219.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Ali Cum­hur YA­KA'nın, Fet­hi­ye-Göl­hi­sar ka­ra­yo­lu­na iliş­kin Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22053)

 

No.: 148

21 Ma­yıs 2007 Pa­zar­te­si

Ra­por­lar

1.- Te­kir­dağ Mil­let­ve­ki­li Tev­fik Zi­ya­ed­din Ak­bu­lut'un; Ateş­li Si­lah­lar ve Bı­çak­lar ile Di­ğer Alet­ler Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da­ki Ka­nun Tek­li­fi; Er­zu­rum Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Nu­ri Ak­bu­lut'un; 6136 Sa­yı­lı Ateş­li Si­lah­lar ve Bı­çak­lar ile Di­ğer Alet­ler Hak­kın­da Ka­nu­nun 4. Mad­de­si­nin 3. Fık­ra­sı­na Ek Ya­pıl­ma­sı ve 15. Mad­de­si­ne Bir Fık­ra Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi; Kırk­la­re­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met S. Ke­si­moğ­lu'nun; Ateş­li Si­lah­lar ve Bı­çak­lar ile Di­ğer Alet­ler Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi; Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Tu­ran Tüy­süz ve 10 Mil­let­ve­ki­li­nin 6136 Sa­yı­lı Ateş­li Si­lah­lar ve Bı­çak­lar Hak­kın­da­ki Ka­nu­nun Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi; İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ca­nan Arıt­man ve 34 Mil­let­ve­ki­li­nin; 6136 Sa­yı­lı Ateş­li Si­lah­lar ve Bı­çak­lar ile Di­ğer Alet­ler Hak­kın­da­ki Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı ve Bir Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi; İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Gül­se­ren To­puz'un; Ateş­li Si­lah­lar ve Bı­çak­lar ile Di­ğer Alet­ler Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile İçiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/936, 2/183, 2/576, 2/582, 2/612, 2/846) (S. Sa­yı­sı: 1421) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 21.5.2007) (GÜN­DE­ME)

2.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Atil­la Ba­şoğ­lu ve 3 Mil­let­ve­ki­li­nin; Me­ra Ka­nu­nu­nun Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi; Bo­lu Mil­let­ve­ki­li Meh­met Gü­ner ve 2 Mil­let­ve­ki­li­nin; Me­ra Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi; Bur­sa Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Emin Tu­tan ve Za­fer Hı­dı­roğ­lu'nun Me­ra Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Ta­rım, Or­man ve Kö­yiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/779, 2/791, 2/1014) (S. Sa­yı­sı: 1422) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 21.5.2007) (GÜN­DE­ME)

3.- Ta­pu Ka­nu­nu ile Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ta­rım, Or­man ve Kö­yiş­le­ri Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1287) (S. Sa­yı­sı: 1423) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 21.5.2007) (GÜN­DE­ME)

 

No.: 149

22 Ma­yıs 2007 Sa­lı

Ta­sa­rı

1.- Ka­mu İk­ti­sa­di Te­şeb­büs­le­ri Per­so­nel Re­ji­mi­nin Dü­zen­len­me­si ve 233 Sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­nin Ba­zı Mad­de­le­ri­nin Yü­rür­lük­ten Kal­dı­rıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı (1/1362) (Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı­na) (Baş­kan­lı­ğı ge­liş ta­ri­hi: 18.5.2007)   

Tek­lif­ler

1.- Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Meh­met Yıl­maz­can'ın; İl Özel İda­re­si Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi (2/1028) (İçiş­le­ri ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı­na) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15.5.2007)

2.- Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Mah­mut Kap­lan'ın; Su Kul­la­nı­cı Bir­lik­le­ri Ka­nu­nu Tek­li­fi (2/1029) (Ta­rım, Or­man ve Kö­yiş­le­ri; Plan ve Büt­çe ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­biî Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı­na) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15.5.2007)

3.- Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu'nun Köy Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi (2/1030) (Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu­na) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 22.5.2007)

Ra­por­lar

1.- Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Fa­ruk Bay­rak'ın; 388 Sa­yı­lı Gü­ney­do­ğu Ana­do­lu Pro­je­si Böl­ge Kal­kın­ma İda­re­si Teş­ki­la­tı­nın Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/999) (S. Sa­yı­sı: 1424) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 22.5.2007) (GÜN­DE­ME)

2.- An­ka­ra Mil­let­ve­kil­le­ri Ey­yüp Sa­nay ve Nur Do­ğan To­pa­loğ­lu'nun; Do­ğal Gaz Pi­ya­sa­sı Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1018) (S. Sa­yı­sı: 1425) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 22.5.2007) (GÜN­DE­ME)

3.- Ban­ka­cı­lık İş­lem­le­ri Yap­ma ve Mev­du­at Ka­bul Et­me İz­ni Kal­dı­rı­lan Tür­ki­ye İmar Ban­ka­sı Türk Ano­nim Şir­ke­tin­ce Dev­let İç Borç­lan­ma Se­ne­di Sa­tı­şı Adı Al­tın­da Top­la­nan Tu­tar­la­rın Öden­me­si ve Ka­mu Fi­nans­ma­nı ve Borç Yö­ne­ti­mi­nin Dü­zen­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı; İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ah­met Er­sin ve 27 Mil­let­ve­ki­li­nin; Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı ve Ban­ka­lar Ka­nu­nu Hü­küm­le­ri­ne İs­ti­na­den Ban­ka­cı­lık İş­lem­le­ri Yap­ma ve Mev­du­at Ka­bul Et­me İz­ni Kal­dı­rı­lan Tür­ki­ye İmar Ban­ka­sı T.A.Ş. Hak­kın­da Te­sis Edi­le­cek Ba­zı İş­lem­ler Hak­kın­da­ki Ka­nu­na Bir Fık­ra Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi; Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem Kı­lıç ve 52 Mil­let­ve­ki­li­nin; Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı ve Ban­ka­lar Ka­nu­nu Hü­küm­le­ri­ne İs­ti­na­den Ban­ka­cı­lık İş­lem­le­ri Yap­ma ve Mev­du­at Ka­bul Et­me İz­ni Kal­dı­rı­lan Tür­ki­ye İmar Ban­ka­sı Türk Ano­nim Şir­ke­ti Hak­kın­da Te­sis Edi­le­cek Ba­zı İş­lem­ler Hak­kın­da­ki Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi; Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Ha­luk Koç, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ali To­puz, İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ke­mal Ana­dol ile 122 Mil­let­ve­ki­li­nin; Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı ve Ban­ka­lar Ka­nu­nu Hü­küm­le­ri­ne İs­ti­na­den Ban­ka­cı­lık İş­lem­le­ri Yap­ma ve Mev­du­at Ka­bul Et­me İz­ni Kal­dı­rı­lan Tür­ki­ye İmar Ban­ka­sı T.A.Ş. Hak­kın­da Te­sis Edi­le­cek Ba­zı İş­lem­ler Hak­kın­da­ki Ka­nu­na Bir Fık­ra Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi; Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Öz­yü­rek ile İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Bih­lun Ta­may­lı­gil'in; 5021 Sa­yı­lı Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı ve Ban­ka­lar Ka­nu­nu Hü­küm­le­ri­ne İs­ti­na­den Ban­ka­cı­lık İş­lem­le­ri Yap­ma ve Mev­du­at Ka­bul Et­me İz­ni Kal­dı­rı­lan Tür­ki­ye İmar Ban­ka­sı Türk Ano­nim Şir­ke­ti Hak­kın­da Te­sis Edi­le­cek Ba­zı İş­lem­ler Hak­kın­da  Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1357, 2/334, 2/236, 2/509, 2/786) (S. Sa­yı­sı: 1426) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 22.5.2007) (GÜN­DE­ME)

22 Ma­yıs 2007 Sa­lı

Bİ­RİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 15.04

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Meh­met DA­NİŞ (Ça­nak­ka­le), Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 109'un­cu Bir­le­şi­mi­ni açı­yo­rum.

Top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır, gün­de­me ge­çi­yo­ruz.

Baş­kan­lı­ğın Ge­nel Ku­ru­la su­nuş­la­rı var­dır.

Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu­nun İç Tü­zük'ün 19'un­cu mad­de­si­ne gö­re ve­ril­miş bir öne­ri­si var­dır, oku­tup oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

V. - ÖNERİLER

A) Sİ­YA­Sİ PAR­Tİ GRU­BU ÖNE­Rİ­LE­Rİ

1.- Gün­dem­de­ki sı­ra­la­ma ve ça­lış­ma sa­at­le­ri­nin ye­ni­den dü­zen­len­me­si ile 1363, 1364, 1420 sı­ra sa­yı­lı ka­nun ta­sa­rı­la­rı­nın İç Tü­zük'ün 91'in­ci mad­de­si­ne gö­re te­mel ka­nun ola­rak ve bö­lüm­ler ha­lin­de gö­rü­şül­me­si­ne iliş­kin AK Par­ti Gru­bu öne­ri­si

22/5/2007

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Da­nış­ma Ku­ru­lu 22.05.2007 Sa­lı gü­nü (bu­gün) yap­tı­ğı top­lan­tı­da si­ya­si par­ti grup­la­rı ara­sın­da oy­bir­li­ği sağ­la­na­ma­dı­ğın­dan, İç­tü­zü­ğün 19 un­cu mad­de­si ge­re­ğin­ce, Gru­bu­mu­zun aşa­ğı­da­ki öne­ri­si­nin Ge­nel Ku­ru­lun ona­yı­na su­nul­ma­sı­nı arz ede­rim.

                                                                                                             Eyüp Fat­sa

                                                                                                                  Or­du

                                                                                             AK Par­ti Gru­bu Baş­kan Ve­ki­li

Öne­ri:

Gün­de­min Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler kıs­mı­nın; 321. sı­ra­sın­da yer alan 1133 Sı­ra Sa­yı­lı, 367. sı­ra­sın­da yer alan 1250 Sı­ra Sa­yı­lı, 44. sı­ra­sın­da yer alan 1037 Sı­ra Sa­yı­lı, 439. sı­ra­sın­da yer alan 1418 Sı­ra Sa­yı­lı, 440. sı­ra­sın­da yer alan 1419 Sı­ra Sa­yı­lı, 337. sı­ra­sın­da yer alan 1208 Sı­ra Sa­yı­lı, 416. sı­ra­sın­da yer alan 1364 Sı­ra Sa­yı­lı, 441. sı­ra­sın­da yer alan 1420 Sı­ra Sa­yı­lı, 415. sı­ra­sın­da yer alan 1363 Sı­ra Sa­yı­lı, 438. sı­ra­sın­da yer alan 1415 Sı­ra Sa­yı­lı, 417. sı­ra­sın­da yer alan 1365 Sı­ra Sa­yı­lı, 45. sı­ra­sın­da yer alan 945 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri­nin sı­ra­sıy­la Gün­de­min; 10, 11, 21, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30 ve 31. sı­ra­la­rı­na alın­ma­sı;

Ge­len Ka­ğıt­lar Lis­te­sin­de ya­yın­la­nan ve bas­tı­rı­la­rak da­ğı­tı­lan 1425, 1424, 1426 ve 1422 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri­nin 48 sa­at geç­me­den bu kıs­mın sı­ra­sıy­la; 8, 9, 22 ve 32. sı­ra­la­rı­na alın­ma­sı ve di­ğer iş­le­rin sı­ra­sı­nın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si;

Ge­nel Ku­ru­lun; 22 Ma­yıs 2007 Sa­lı gün­kü (bu­gün) bir­le­şim­de ça­lış­ma­la­rı­nı sa­at 24.00'e ka­dar de­vam et­tir­me­si ve bu bir­le­şim­de söz­lü so­ru­lar ve di­ğer de­ne­tim ko­nu­la­rı­nın gö­rü­şül­me­ye­rek Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri­nin gö­rü­şül­me­si, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31 Ma­yıs, 01, 02 ve 03 Ha­zi­ran 2007 ta­rih­le­rin­de Ge­nel Ku­ru­lun 11.00-24.00 sa­at­le­ri ara­sın­da ça­lış­ma­sı ve bu ta­rih­ler­de­ki bir­le­şim­le­rin­de söz­lü so­ru­lar ile di­ğer de­ne­tim ko­nu­la­rı­nın gö­rü­şül­me­ye­rek Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri­nin gö­rü­şül­me­si;

1208, 1363, 1364 ve 1420 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­la­rı­nın İç­tü­zü­ğün 91. Mad­de­si­ne gö­re Te­mel Ka­nun ola­rak gö­rü­şül­me­si ve bö­lüm­le­ri­nin ek­te­ki cet­vel­de­ki şek­liy­le ol­ma­sı;

Öne­ril­miş­tir.

1208 sı­ra sa­yı­lı JEO­TER­MAL ENER­Jİ KAY­NAK­LA­RI VE

Mİ­NE­RAL­Lİ SU­LAR Ka­nun Tek­li­fi

                                                                                                            BÖ­LÜM­DE­Kİ

BÖ­LÜM­LER                                 BÖ­LÜM MAD­DE­LE­Rİ           MAD­DE SA­YI­SI

1. BÖ­LÜM

1 ila 15 in­ci Mad­de­ler

15

2. BÖ­LÜM

16 ila 23 ün­cü Mad­de­ler

11

 

(Ge­çi­ci 1 ila 3 ün­cü mad­de­ler da­hil)

 

 

TOP­LAM MAD­DE SA­YI­SI:

26

1363 sı­ra sa­yı­lı MİL­Lİ AR­ŞİV Ka­nun Ta­sa­rı­sı

 

 

 

 

BÖ­LÜM­DE­Kİ

BÖ­LÜM­LER

BÖ­LÜM MAD­DE­LE­Rİ

MAD­DE SA­YI­SI

1. BÖ­LÜM

1 ila 29 uncu Mad­de­ler

29

2. BÖ­LÜM

30 ila 41 in­ci Mad­de­ler

17

 

(Ge­çi­ci 1 ila 5 in­ci mad­de­ler da­hil)

 

 

TOP­LAM MAD­DE SA­YI­SI:

46

1364 sı­ra sa­yı­lı Sİ­GOR­TA­CI­LIK Ka­nun Ta­sa­rı­sı

 

 

 

 

BÖ­LÜM­DE­Kİ

BÖ­LÜM­LER

BÖ­LÜM MAD­DE­LE­Rİ

MAD­DE SA­YI­SI

1. BÖ­LÜM

1 ila 29 ncu Mad­de­ler

29

2. BÖ­LÜM

30 ila 48 in­ci Mad­de­ler

29

 

(Ge­çi­ci 15 + Ge­çi­ci 1 ila 9 uncu

 

 

mad­de­ler da­hil)

 

 

TOP­LAM MAD­DE SA­YI­SI:

58

1420 sı­ra sa­yı­lı İS­TAN­BUL 2010 AV­RU­PA KÜL­TÜR

 

 

BAŞ­KEN­Tİ HAK­KIN­DA Ka­nun Ta­sa­rı­sı

 

 

 

 

BÖ­LÜM­DE­Kİ

BÖ­LÜM­LER

BÖ­LÜM MAD­DE­LE­Rİ

MAD­DE SA­YI­SI

1. BÖ­LÜM

1 ila 11 in­ci Mad­de­ler

11

2. BÖLÜM

12 ila 22 n­ci Mad­de­ler

13

 

(Ge­çi­ci 1 ila 2 n­ci mad­de­ler da­hil)

 

 

TOP­LAM MAD­DE SA­YI­SI:

24

 

 

 

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) OTU­RUM BAŞ­KAN­LA­RI­NIN KO­NUŞ­MA­LA­RI

1.- TBMM Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık Ya­kut'un, ve­fat eden Sam­sun Mil­let­ve­ki­li İl­yas Se­zai Ön­der'e Al­lah'tan rah­met, ya­kın­la­rı­na baş­sağ­lı­ğı di­le­yen ko­nuş­ma­sı

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Sa­yın İl­yas Se­zai Ön­der ve­fat et­miş­tir. Ken­di­si­ne Al­lah'tan rah­met, ya­kın­la­rı­na baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

Yü­ce he­ye­ti­ni­zi mer­hu­mun aziz ha­tı­ra­sı önün­de bir da­ki­ka­lık say­gı du­ru­şu­na da­vet edi­yo­rum.

B) ÇEŞİTLİ İŞLER

1.- Samsun Milletvekili İlyas Sezai Önder'in vefatı dolayısıyla saygı duruşu

(Say­gı du­ru­şun­da bu­lu­nul­du)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum.

VI. - TEŞEKKÜR, TEBRİK, TEMENNİ VE TAZİYELER

1.- Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İz­mir Mil­let­ve­ki­li K. Ke­mal Ana­dol ve Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Mu­sa Uzun­ka­ya'nın, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li İl­yas Se­zai Ön­der'in ve­fa­tı do­la­yı­sıy­la ta­zi­ye ko­nuş­ma­la­rı

BAŞ­KAN - Bu ko­nu­da söz ta­le­bi?

AK Par­ti Grup Baş­kan­ve­ki­li Sa­yın Eyüp Fat­sa…

Bu­yu­run Sa­yın Fat­sa.

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Sa­yın İl­yas Se­zai Ön­der, yak­la­şık dört bu­çuk se­ne­den be­ri Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ça­tı­sı al­tın­da bir­lik­te ya­sa­ma ve de­ne­tim fa­ali­yet­le­ri­ni yü­rüt­tü­ğü­müz, bir­çok ka­nu­nun çı­kar­tıl­ma­sın­da, ge­rek ko­mis­yon­lar­da ge­rek­se Ge­nel Ku­rul­da­ki gö­rüş­me­le­ri sı­ra­sın­da, say­gın ki­şi­li­ğiy­le, de­mok­rat yak­la­şım ve ta­vır­la­rıy­la ör­nek bir şah­si­yet­ti.

AK Par­ti Gru­bu ola­rak, mer­hum Se­zai Ön­der'i kay­bet­miş ol­ma­nın üzün­tü­sü­nü, baş­ta mer­hu­mun ai­le­siy­le, Sam­sun­lu hem­şeh­ri­le­rim­le ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­na men­sup mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım ve par­ti gru­buy­la pay­laş­tı­ğı­mı; mer­hu­ma Al­lah'tan rah­met, ke­der­li ai­le­si­ne ve gru­bu­na, se­ven­le­ri­ne de baş­sağ­lı­ğı di­lek­le­ri­mi bil­dir­mek is­ti­yo­rum. Al­lah rah­met ey­le­sin efen­dim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Fat­sa.

Sa­yın Ana­dol, bu­yu­run.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, yü­ce Mec­li­sin say­gı­de­ğer üye­le­ri; Sam­sun Mil­let­ve­ki­li­miz İl­yas Se­zai Ön­der'in ani ve bek­len­me­dik ve­fa­tıy­la il­gi­li Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­nun duy­du­ğu de­rin üzün­tü­yü di­le ge­tir­mek is­ti­yo­rum. Ay­nı za­man­da, bu acı­mı­zı pay­la­şan, bi­raz ön­ce ko­nu­şan Sa­yın Grup Baş­kan Ve­ki­li Eyüp Fat­sa'ya, tüm ik­ti­dar ve mu­ha­le­fet par­ti­si mil­let­ve­kil­le­ri­ne, ba­ğım­sız mil­let­ve­kil­le­ri­ne, tüm yü­ce Mec­li­se te­şek­kür edi­yo­rum.

İl­yas Se­zai Ön­der, Tür­ki­ye po­li­ti­ka­sın­da az rast­la­nan bir ol­gun­lu­ğa, de­ne­yi­me, bi­ri­ki­me sa­hip bir ar­ka­da­şı­mız­dı. Mü­te­va­zı ki­şi­li­ğiy­le, ça­lış­tı­ğı ko­mis­yon­lar­da ve Ge­nel Ku­rul­da, hem par­ti­si­ni hem mil­le­ti la­yı­kıy­la tem­sil eden bir ar­ka­da­şı­mız­dı. Ke­der­li ai­le­si­ne ve tüm ulu­su­mu­za baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

Ay­rı­ca, bi­ze bu hak­kı ta­nı­dı­ğı için Mec­lis Baş­ka­nı­mı­za da te­şek­kür edi­yo­rum. Sağ olun.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ana­dol.

Bu­yu­run Sa­yın Uzun­ka­ya.

MU­SA UZUN­KA­YA (Sam­sun) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; ben de, bir Sam­sun Mil­let­ve­ki­li ola­rak, di­ğer ar­ka­daş­la­rım adı­na da, şah­sım adı­na da, İl­yas Se­zai Ön­der Bey'i kay­bet­miş ol­ma­nın cid­di üzün­tü­sü­nü bu­ra­da siz­ler­le pay­laş­mak; mer­hu­ma, ai­le ya­kın­la­rı­na, par­ti­li ar­ka­daş­la­rı­na ve tüm Par­la­men­to­ya baş­sağ­lı­ğı di­lek­le­ri­ni siz­ler­le be­ra­ber pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

Bu dört bu­çuk yıl­lık Mec­lis be­ra­ber­li­ği­miz­de, ha­ki­ka­ten, İl­yas Bey, mü­te­va­zı ki­şi­li­ğiy­le, say­gın -halk de­yi­miy­le otu­rak­lı- kim­li­ğiy­le da­ima tak­dir top­la­mış bir kar­de­şi­miz­di. Son za­man­lar­da dü­çar ol­du­ğu has­ta­lık­tan kur­tu­la­ma­ya­rak ara­mız­dan ay­rı­lan kar­de­şi­miz… Ki, bu­gün şu an­da Sam­sun'da de­fin iş­lem­le­ri ya­pıl­mak­ta­dır. Tüm se­ven­le­ri­ne, tek­rar, sa­bır di­li­yor, son­suz rah­met­ler ni­yaz edi­yor, bu ve­si­ley­le de, bi­ze imkân ta­nı­dı­ğı­nız için te­şek­kür­le­ri­mi arz edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Uzun­ka­ya.

V. - ÖNERİLER (Devam)

A) Sİ­YA­Sİ PAR­Tİ GRU­BU ÖNE­Rİ­LE­Rİ (Devam)

1.- Gün­dem­de­ki sı­ra­la­ma ve ça­lış­ma sa­at­le­ri­nin ye­ni­den dü­zen­len­me­si ile 1363, 1364, 1420 sı­ra sa­yı­lı ka­nun ta­sa­rı­la­rı­nın İç Tü­zük'ün 91'in­ci mad­de­si­ne gö­re te­mel ka­nun ola­rak ve bö­lüm­ler ha­lin­de gö­rü­şül­me­si­ne iliş­kin AK Par­ti Gru­bu öne­ri­si (Devam)

BAŞ­KAN - AK Par­ti grup öne­ri­si le­hin­de söz is­te­yen Ay­han Se­fer Üs­tün, Sa­kar­ya Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Üs­tün. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (Sa­kar­ya) - Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; AK Par­ti grup öne­ri­si le­hin­de söz al­dım. Söz­le­ri­me baş­la­ma­dan, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ben de, ger­çek­ten, bu­gün de­rin bir üzün­tü içe­ri­sin­de­yim; çün­kü, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li­miz Sa­yın İl­yas Se­zai Ön­der'i ya­kın­dan ta­nı­yor­dum, ger­çek­ten be­ye­fen­di bir in­san­dı. Ken­di­siy­le ça­lış­ma fır­sa­tı bul­dum. Ki­şi­li­ği otur­muş, ol­gun ve biz­le­re her za­man tel­kin­de bu­lu­nan, yön gös­te­ren bir ki­şiy­di. O ba­kım­dan, ön­ce­lik­le, ke­der­li ai­le­si­ne ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ca­mi­ası­na ve yü­ce Mec­li­si­mi­ze baş­sağ­lı­ğı ve Al­lah'tan rah­met di­li­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Da­nış­ma Ku­ru­lu bu­gün top­lan­mış, an­cak, or­tak bir ka­ra­ra va­ra­ma­dı­ğın­dan do­la­yı, AK Par­ti, Mec­li­sin önü­müz­de­ki gün­ler­de­ki gün­de­mi­ni be­lir­le­mek üze­re grup öne­ri­si sun­muş­tur.

Bu grup öne­ri­sin­de ne­ler var: Grup öne­ri­sin­de ön­ce­lik­le ça­lış­ma sa­at­le­ri­ni öne­ri­yo­ruz. Ça­lış­ma sa­at­le­ri: Bu­gün, 22 Ma­yıs 2007 Sa­lı gü­nü 15.00-24.00 ve sa­ir gün­ler 11.00-24.00 ol­mak üze­re ara­lık­sız 3 Ha­zi­ran ak­şa­mı­na ka­dar ça­lış­ma­yı öne­ri­yo­ruz yü­ce Mec­li­se.

Yi­ne, ele ala­ca­ğı­mız ka­nun­lar, top­lu­mu­mu­zu ya­kın­dan il­gi­len­di­ren, sos­yal ke­sim­le­ri ya­kın­dan il­gi­len­di­ren, Mec­li­si­miz­ce çı­ka­rıl­ma­sı ar­zu edi­len ka­nun­lar­dır.

Bun­lar, sı­ra­sıy­la, Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si ve Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi; yi­ne, yıl­lar­dan be­ri so­run olan, Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı; yi­ne, Ya­ban­cı­la­rın Ça­lış­ma İzin­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı; ay­rı­ca, Te­rör ve Te­rör­le Mü­ca­de­le­den Do­ğan Za­rar­la­rın Kar­şı­lan­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi; yi­ne, Do­ğal­gaz Pi­ya­sa­sı Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ka­nun Tek­li­fi ol­mak üze­re, sı­ra­sıy­la, in­şal­lah, bu ka­nun ta­sa­rı­la­rı­nı gö­rü­şe­ce­ğiz.

Yi­ne, İç Tü­zük'ün 91'in­ci mad­de­si­ne gö­re, ba­zı ka­nun­la­rın da te­mel ka­nun ola­rak gö­rü­şül­me­si­ni tek­lif edi­yo­ruz. Bun­lar ne­ler­dir: 1363 sı­ra sa­yı­lı Millî Ar­şiv Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı'nı; yi­ne, 1364 sı­ra sa­yı­lı Si­gor­ta­cı­lık Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı'nı; yi­ne, 1420 sı­ra sa­yı­lı İs­tan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nı ve yi­ne, 1200 sı­ra sa­yı­lı Jeo­ter­mal Ener­ji Kay­nak­la­rı ve Mi­ne­ral­li Su­lar Ka­nu­nu Tek­li­fi'ni de İç Tü­zük'ümü­zün 91'in­ci mad­de­si­ne gö­re te­mel ka­nun ola­rak gö­rü­şül­me­si­ni bu­ra­dan tek­lif edi­yo­ruz. El­bet­te, dört bu­çuk yıl bo­yun­ca, gü­na­hı ile se­va­bı ile bu Mec­lis ik­ti­da­rı ile mu­ha­le­fe­ti ile gü­zel iş­ler yap­mış­tır. 22 Tem­muz­da, in­şal­lah, yi­ne hal­kı­mı­zın önü­ne gi­de­ce­ğiz, se­çim ola­cak, ama, bu ara­da fır­sat var­ken, el­bet­te, in­sa­nı­mı­zın bek­le­di­ği, top­lum­sal ke­sim­le­rin bek­le­di­ği ka­nun­la­rı da çı­kar­mak bu yü­ce Mec­li­sin gö­re­vi­dir di­yo­rum. Bun­la­rı çı­kar­mak için, in­şal­lah, 3 Ha­zi­ran gü­nü ak­şa­mı­na ka­dar ça­lı­şa­ca­ğız.

Bu ve­si­ley­le, tek­rar, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Üs­tün.

AK Par­ti grup öne­ri­si aley­hi­ne söz is­te­yen Ke­mal Ana­dol, İz­mir Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Ana­dol. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, yü­ce Mec­li­sin say­gı­de­ğer üye­le­ri; Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si grup öne­ri­si­nin aley­hin­de söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ar­ka­daş­lar, de­ne­yim­li bir par­la­men­ter ola­rak ger­çek­ten bü­yük üzün­tü için­de­yim. Üzün­tüm, de­mok­ra­si­miz adı­na bir üzün­tü, mil­let­ve­kil­le­ri adı­na bir üzün­tü; hiç ay­rım gö­zet­mek­si­zin ik­ti­dar, mu­ha­le­fet, ba­ğım­sız bü­tün mil­let­ve­kil­le­ri adı­na bir üzün­tü­dür. Şim­di, mil­let­ve­kil­le­ri­nin ki­şi­lik hak­kı son de­re­ce ze­de­len­mek­te­dir. Sa­at 11.00 sa­bah, ge­ce 24.00 ça­lış­ma sa­ati. Ne za­ma­na ka­dar de­vam edi­yor bu sü­re de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? 3 Ha­zi­ran ak­şa­mı­na ka­dar, 3 Ha­zi­ran sa­at 24.00'e ka­dar bu Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si grup öne­ri­si­ne gö­re.

Bu ne de­mek bi­li­yor mu­su­nuz ar­ka­daş­lar? Şim­di bir so­ru so­ra­yım ve­ya ben bir öne­ri­de bu­lu­na­yım: Hı­zı­nı­zı ala­ma­dı­nız, 23 Ni­san 1920'de, bu Mec­lis açıl­dı­ğın­dan bu­gü­ne ol­ma­yan bir me­sai öne­ri­yor­su­nuz, yap­tı­rı­yor­su­nuz. 1475 sa­yı­lı İş Ka­nu­nu'nda, ILO Söz­leş­me­le­rin­de, tıb­bi ger­çek­ler­de bir it­fa­iye ne­fe­ri, bir de­ni­zal­tı­cı, bir pi­lot, en ağır ko­şul­lar­da ça­lı­şan in­san­lar ça­lış­ma sa­at­le­ri, ulu­sal ve ev­ren­sel ku­ral­lar bir ta­ra­fa atıl­mış, afet za­ma­nın­da bi­le İş Ka­nu­nu'nun be­lir­le­me­di­ği bir ça­lış­ma sü­re­si­ni bu Mec­li­se da­ya­tı­yor­su­nuz. Bir yan­dan eği­lim be­lir­le­me­si ya­pı­yor­su­nuz; si­zin de­yi­mi­niz­le, si­zin di­li­niz­le "te­ma­yül yok­la­ma­sı" ya­pı­yor­su­nuz, bu mil­let­ve­kil­le­ri­nin ye­ri­ne kim ge­le­cek onu be­lir­le­mek is­ti­yor­su­nuz, bir yan­dan da te­mel ya­sa­la­rı bi­le ge­ti­ri­yor­su­nuz bu­ra­ya. Ne za­ma­na ka­dar? 3 Ha­zi­ran ak­şa­mı­na ka­dar.

Bu, mil­let­ve­kil­le­ri­ne ya­pı­lan en bü­yük ha­ka­ret­tir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Ma­dem bu ka­dar hız­lı­sı­nız, ni­ye 4 Ha­zi­ran gü­nü ça­lış­tır­mı­yor­su­nuz Mec­li­si? Ni­ye 5-6-7-8 Ha­zi­ran gü­nü ça­lış­tır­mı­yor­su­nuz? Çün­kü, 4 Ha­zi­ran gü­nü lis­te­ler bel­li ola­cak. Bu­ra­da, o lis­te­ler­de ol­ma­yan mil­let­ve­kil­le­ri sa­lo­na gel­me­ye­cek bel­ki kor­ku­suy­la ya­pı­yor­su­nuz. Ya­ni, "Mil­let­ve­kil­le­ri li­mon­dur, su­yu­nu 3 Ha­zi­ran ak­şa­mı­na ka­dar, son sa­ate ka­dar sı­ka­lım, son dam­la­sı­nı da ala­lım, on­dan son­ra, er­te­si gü­nü fır­la­tıp ata­lım." an­la­yı­şıy­la, mil­let­ve­kil­le­ri­ne ha­ka­ret edi­yor­su­nuz, on­la­rın ki­şi­li­ğiy­le oy­nu­yor­su­nuz.

Ba­na gü­len­ler, laf atan­lar, ben si­zi 5 Ha­zi­ran gü­nü gö­re­ce­ğim, ba­ka­yım ne ya­pa­cak­sı­nız o za­man? (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ba­ka­yım ne ya­pa­cak­sı­nız, o za­man da gü­le­cek mi­si­niz? O za­man da gü­le­cek mi­si­niz ba­ka­yım, gö­re­ce­ğim si­zi ben ve bu oyu­na alet olu­yor­su­nuz. Gü­len­ler, ba­na laf atan­lar, bu çir­kin oyu­na alet olu­yor­lar. Lüt­fen, mil­let­ve­ki­li ola­rak ki­şi­li­ği­mi­zi ko­ru­ya­lım ar­ka­daş­lar. O za­man, ça­lış­tı­rın 4'ün­de, 5'in­de bu Mec­li­si, ma­dem bu ka­dar he­ves­li­si­niz ça­lış­ma­ya! Böy­le şey olur mu ar­ka­daş­lar? Gün­düz 11.00, ge­ce 12.00. Bu sa­at­ler için­de mil­let­ve­ki­li­ni kö­le Isa­ura ye­ri­ne ko­yu­yor­su­nuz. Beş se­ne­dir ne­re­dey­di­niz? O te­mel ya­sa­la­rı ni­ye ge­tir­me­di­niz o za­man? Şim­di…

MU­HAR­REM KARS­LI (İs­tan­bul) - Beş se­ne­dir böy­le ça­lı­şı­yo­ruz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Efen­dim?

MU­HAR­REM KARS­LI (İs­tan­bul) - Beş se­ne­dir böy­le ça­lı­şı­yo­ruz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Beş se­ne­dir böy­le ça­lı­şı­yor­su­nuz… Ta­bii, si­zin pat­ro­nu­nuz da öy­le söy­lü­yor. "Za­ten bu mil­let­ve­kil­le­ri hiç  ça­lış­mı­yor ki! Ha­ni, ara­ba­la­rın ar­ka­sı­na ya­zar­lar ya 'o, şim­di as­ker', on­lar da şim­di mil­let­ve­ki­li." Bu söz­ler, Re­cep Tay­yip Er­do­ğan'a ait, ba­na ait de­ğil. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ame­ri­ka ge­zi­sin­de ga­ze­te­ci­le­re söy­le­di, "Onun için" de­di, "ye­dek mil­let­ve­ki­li öner­dik, tep­kiy­le kar­şı­lan­dı." Ya­ni, siz­le­ri ata­dı­ğı yet­mi­yor­muş gi­bi, bir de ye­de­ği­ni­zi ata­mak is­ti­yor. Yet­mi­yor ya­ni! Si­zi is­te­di­ği gi­bi, böy­le, ame­le gi­bi ça­lış­tır­mak, zor ko­şul­lar­da, sel­de, afet­te, sa­vaş ko­şul­la­rın­da ça­lış­tır­mak yet­mi­yor, bir de ye­dek mil­let­ve­ki­li ol­say­dı, ya­ni, is­te­di­ği­mi cım­bız­la çe­kip, ye­ri­ne ye­de­ği­ni koy­say­dım di­yor. Bu ka­dar il­kel bir bu­yur­ma zev­ki, il­kel bir da­yat­ma… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Siz ba­ğı­rın, gö­re­ce­ğim si­zi 5 Ha­zi­ran­da. Te­ker te­ker yüz­le­ri­ni­ze ba­kı­yo­rum, fo­toğ­raf­la­rı­nı­zı çe­ki­yo­rum, he­pi­ni­ze te­le­fon ede­ce­ğim ayın 5'in­de. He­pi­ni­ze te­le­fon ede­ce­ğim ayın 5'in­de. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Ar­ka­daş­lar, Ana­ya­sa'ya ay­kı­rı bir iş ya­pı­yo­ruz. Ana­ya­sa'nın 102'nci mad­de­si açık, "Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­yen Mec­lis der­hal se­çi­me gi­der" di­yor, der­hal! İki ay son­ra de­mi­yor, bir ay son­ra de­mi­yor, "der­hal se­çi­me gi­der" di­yor. Siz, der­hal se­çi­me git­me­si ge­re­ken bir Mec­li­se Ana­ya­sa'yı de­ğiş­tir­ti­ri­yor­su­nuz; ya­sa­la­rı ge­ti­ri­yor­su­nuz, te­mel ya­sa­la­rı ge­ti­ri­yor­su­nuz… "Der­hal se­çi­me gi­der…" Der­hal se­çi­me git­mek de­mek, an­cak… Bi­zim Ana­ya­sa'mız­da, hükûmet kur­ma dı­şın­da, Mec­li­sin fes­hi yok. Onun için "fe­sih" söz­cü­ğü geç­mi­yor. An­cak, bir sa­vaş hâli olur­sa, Tür­ki­ye bir te­ca­vü­ze uğ­rar­sa, Mec­lis o za­man top­la­na­bi­lir ola­ğa­nüs­tü bi­çim­de. Der­hal se­çi­me gi­den Mec­lis, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ya­pa­maz, bu ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­ni ya­pa­maz. Sa­nı­yo­rum, 23'ün­cü Dö­nem Par­la­men­to­sun­da bu yap­tı­ğı­mız de­ği­şik­lik­le­rin hu­ku­ki tar­tış­ma­sı ya­pı­la­cak, bel­ki de bu ya­sa­lar si­zin par­mak­la­rı­nız­la çık­ma­sı­na rağ­men ka­dük ola­cak, bi­le­mi­yo­rum. 23'ün­cü Dö­nem Par­la­men­to­su bu­na ka­rar ve­re­cek; ama, yap­tı­ğı­nız iş de­ğil ar­ka­daş­lar. Maç bit­miş, ha­kem dü­dü­ğü çal­mış, zor­la top oy­na­tı­yor­su­nuz mil­le­te.

CA­HİT CAN (Si­nop) - Uzat­ma­la­rı oy­na­tı­yo­ruz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Uzat­ma­la­rı ki­min oy­na­dı­ğı 22 Tem­muz­da or­ta­ya çı­ka­cak. Ki­min uzat­ma­la­rı oy­na­dı­ğı 22 Tem­muz­da or­ta­ya çı­ka­cak. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

Gül­me­ye de­vam eden ar­ka­daş­la­ra ay­nı te­bes­sü­mü 5 Ha­zi­ran gü­nü de ya­kış­tır­mak is­ti­yo­rum, ama al­da­na­ca­ğı­mı da bi­li­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Evet, o mil­let ki­mi ka­zan­dı­ra­ca­ğı­nı da 22 Tem­muz gü­nü san­dık­ta ka­rar ve­re­cek, o za­man da ki­min gü­le­ce­ği­ni gö­re­cek­si­niz.

Yü­ce Mec­li­se say­gı­lar su­na­rım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ana­dol.

AK Par­ti grup öne­ri­si aley­hin­de söz is­te­yen Oğuz Oyan, İz­mir Mil­let­ve­ki­li.

Sa­yın Oyan, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

OĞUZ OYAN (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu­gün bu­ra­da, AKP Gru­bu­nun öne­ri­si aley­hin­de ko­nuş­mak üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bi­raz ön­ce de­ğer­li ar­ka­da­şım Grup Baş­kan Ve­ki­li Ke­mal Ana­dol, gru­bu­mu­zun gö­rüş­le­ri­ni di­le ge­tir­di.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bir ke­re, Mec­li­sin ça­lış­ma te­amü­lü açı­sın­dan bak­ma­mız la­zım. Mec­li­sin, Ana­ya­sa'nın 102'nci mad­de­si­ne gö­re Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­miş bir Mec­li­sin der­hal Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ni ye­ni­le­me zo­run­lu­lu­ğu var. Ya­ni, bu­gün için­de bu­lun­du­ğu­muz sü­reç Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­di­ği bir sü­reç­tir. Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­miş bir Mec­li­sin, böy­le­si­ne sı­ra se­pet bir yı­ğın ka­nu­nu, üs­te­lik bun­la­rın bir bö­lü­mü­nü te­mel ya­sa ola­rak ge­ti­re­rek, bir bö­lü­mü­nü doğ­ru­dan doğ­ru­ya se­çi­mi et­ki­le­mek üze­re ge­ti­re­rek… Ba­kı­nız, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni ya­pa­ma­mış Mec­lis şim­di ge­nel se­çim­le­ri et­ki­le­mek üze­re ya­sa­lar ge­ti­ri­yor. Böy­le bir şey ne si­ya­si te­amü­le ne si­ya­si ada­ba sı­ğar, ne, ta­bii, in­san hak­la­rı­na sı­ğar. Ya­ni, ya­rın­dan iti­ba­ren 11.00-24.00 ara­sın­da on üç sa­at her gün ça­lış­tır­mak. Ama, ba­kı­nız, sa­de­ce si­ya­si tea­mül açı­sın­dan ba­kar­sa­nız, bu, sa­vu­nu­la­bi­lir bir du­rum de­ğil­dir. Te­mel ya­sa me­se­le­si za­ten sa­vu­nu­la­maz bir du­rum­dur, bu­ra­da bi­zim ya­sa­ma hak­la­rı­mı­zı eli­miz­den alan me­se­le­dir. Ama, bu­nu sı­kış­tı­rıl­mış bir tak­vim­le, tek­rar, Mec­li­sin önü­ne ge­ti­rip da­yat­mak, ger­çek­ten ya­kı­şık al­ma­yan bir du­rum­dur.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız, bu­ra­da, se­çim­le­ri et­ki­le­mek üze­re bir­ta­kım ya­sa­lar, ta­sa­rı­lar ge­ti­ri­li­yor. Ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı bun­lar­dan bir ta­ne­si. Ya­ni, se­çim mey­dan­la­rın­da çı­kıp ko­nuş­mak için, ya­ni mil­le­ti na­sıl al­dat­tı­ğı­nı­zı bir kez da­ha gös­ter­mek için, bu­ra­da ye­ni bir ya­sa çı­kar­ma­ya ça­lı­şı­yor­su­nuz. Bi­raz­dan, sı­ra ge­lir­se, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mın­da tek­rar ko­nu­şa­ca­ğım, ama, si­ze baş­ka bir ör­nek ve­re­yim. Ba­kı­nız, bu ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı me­se­le­si­ni yan­gın­dan mal ka­çı­rır gi­bi ge­tir­me­ye ça­lı­şı­yor­su­nuz. Si­ze bir so­ru so­ra­yım. Bu­nun­la il­gi­li Plan ve Büt­çe­den çı­kış ta­ri­hi tam bir yıl ön­ce­si­ne gi­di­yor. Şim­di so­ru­yo­rum: Bir yıl ön­ce­sin­de Plan ve Büt­çe­den çık­mış bir ta­sa­rı, tas­fi­ye ta­sa­rı­sı, ni­çin bir yıl­dır bek­li­yor ve şim­di se­çi­me beş ka­la, üs­te­lik de se­çim ka­ra­rı alın­dık­tan son­ra ge­li­yor? Bu­nun si­ya­si etik­le bir il­gi­si ola­bi­lir mi? Bu­nu so­ru­yo­rum.

İki, bu­nun­la il­gi­li, bu dü­zen­le­mey­le il­gi­li her­han­gi bir hak sa­hip­le­ri en­van­te­ri ça­lış­ma­sı -bir yıl­dır hiç ol­maz­sa- ya­pıl­ma­dan şim­di bu­nun ge­ti­ril­miş ol­ma­sı, tam da se­çi­me beş ka­la ve ta­mam­lan­ma­sı müm­kün ol­ma­yan bir en­van­ter dü­zen­le­me­si de or­ta­day­ken, mey­dan­lar­da "ba­kın, ey va­tan­daş­lar; biz, zo­run­lu ta­sar­ruf­tan si­zi kur­tar­dık, şim­di de gel­dik, iş­te ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı­nı biz ödü­yo­ruz" al­dat­ma­ca­sı­na baş­vur­mak için.

CA­HİT CAN (Si­nop) - Ya­lan mı?

OĞUZ OYAN (De­vam­la) - Ba­kı­nız "ya­lan mı" di­yor ar­ka­da­şım. Evet, doğ­ru söy­le­di­ğim. "Ya­lan mı" di­yor.

Ba­kın, zo­run­lu ta­sar­ruf­la il­gi­li si­ze şu bil­gi­yi ve­re­yim, onu an­lar­sı­nız: Zo­run­lu ta­sar­ruf­ta top­lam 11 kat­ril­yon öde­me ya­pıl­dı. Bu ya­pı­lır­ken enf­las­yon ar­tı yüz­de 5 üze­rin­de ya­pıl­dı. Ya­ni, zo­run­lu ta­sar­ruf­ta ka­mu­nun borç­lan­ma fa­iz­le­ri­ne öde­me ya­pı­lır­ken, enf­las­yon ar­tı yüz­de 5'le iki bu­çuk yıl­da çok önem­li fi­nans­man imkânı­nı sağ­la­dı­nız; bir. İkin­ci­si, yıl­lık ne­ma öde­me­le­rin­den kur­tul­du­nuz, 11 kat­ril­yon öde­ye­rek işi bi­tir­di­niz. Oy­sa, nor­mal sü­reç de­vam et­sey­di, 11 kat­ril­yon ne­ma öde­me­si za­ten ola­cak, ama, he­sap­ta hâlâ 9 kat­ril­yon ola­cak­tı. Ya­ni, siz, zo­run­lu ta­sar­ruf­ta hak sa­hip­le­ri­ni 9 kat­ril­yon bir za­ra­ra uğ­rat­tı­nız.

CA­HİT CAN (Si­nop) - Suç­lu biz mi ol­duk?

OĞUZ OYAN (De­vam­la) - Ar­tık bu­nun adı­nı bu­ra­da söy­le­me­ye­yim.

Şim­di, bun­dan da­ha kat­mer­li­si­ni ko­nut edin­dir­me yar­dı­mın­da ya­pa­cak­sı­nız. Ama, bu­nu bu­ra­da, se­çim sı­ra­sın­da, muh­taç va­tan­daş­la­rın…

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) - Dua edi­yor­lar bi­ze, dua edi­yor­lar…

OĞUZ OYAN (De­vam­la) - …bir kıs­mı da ya­ni "Gel­sin pa­ra da ne­re­den ge­lir­se gel­sin." ya­pa­cak­lar. Evet, ama, çün­kü, ba­kın, mil­let ne di­yor bi­li­yor mu­su­nuz? Mil­let sü­rek­li ola­rak al­da­tıl­dı­ğı için, ora­dan gel­me­si ge­re­ken 4-5 mil­yar ki­şi ba­şı­na bir öden­ti ye­ri­ne 500 mil­yon gel­me­si­ne bi­le "şü­kür" di­ye­cek nok­ta­ya ge­ti­ril­miş­tir ve bu, si­zin ik­ti­da­rı­nız ta­ra­fın­dan ya­pıl­mış­tır. Di­ğer ik­ti­dar­la­rın yap­tı­ğı­na siz de dâhil ol­du­nuz.

Do­la­yı­sıy­la, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım -to­par­lı­yo­rum- bu­ra­da, se­çi­me dö­nük, se­çi­mi et­ki­le­ye­cek ya­sa­ma fa­ali­yet­le­ri ya­pı­la­maz, bu, si­ya­si eti­ğe ay­kı­rı­dır. Si­zin gö­re­vi­niz, bu Mec­li­sin tek gö­re­vi 102'nci mad­de­nin hü­küm­le­ri­ni uy­gu­la­mak, der­hal se­çi­me git­mek­tir. Bu "der­hal" as­lın­da -bu­ra­da çok tar­tı­şıl­dı- 22 Tem­muz de­ğil, 24 Ha­zi­ra­nı, ya­ni, si­zin ilk te­laf­fuz et­ti­ği­niz ta­ri­hi ge­rek­ti­ri­yor­du, ama, bu­nu da­hi yap­ma­dı­nız, ya­pa­ma­dı­nız.

Do­la­yı­sıy­la, bu­ra­da, hiç ol­maz­sa bu ka­ra­rı oy­la­ma­yın. Bi­raz ön­ce ar­ka­da­şım de­di "Ben si­zi 5 Ha­zi­ran­da gö­rü­rüm." Evet, ya­ni, ona da ka­tı­la­rak söy­lü­yo­rum: Hiç ol­maz­sa, bu­ra­da, bu gay­ri­etik te­şeb­bü­se or­tak ol­ma­yın, bu­ra­da bir so­rum­lu­luk ta­şı­ma­yın. Mec­li­sin say­gın­lı­ğı­nı hep be­ra­ber ko­ru­ya­lım.

İl­gi­ni­ze te­şek­kür edi­yo­rum.

Gru­bum adı­na da bu­na "ha­yır" oyu ve­re­ce­ği­mi­zi söy­le­mek is­ti­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Oyan.

AK Par­ti grup öne­ri­si le­hin­de söz is­te­yen Eyüp Fat­sa, Or­du Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Fat­sa. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; grup öne­ri­mi­zin le­hin­de şah­sım adı­na söz al­dım. Bu ve­si­ley­le, Baş­kan­lık ma­ka­mı­nı ve Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, grup öne­ri­miz içe­rik iti­ba­rıy­la -bi­raz ön­ce Sa­kar­ya Mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şım Sa­yın Ay­han Se­fer Üs­tün de ifa­de et­ti- bu­gün 15.00'te baş­la­yan ça­lış­ma sa­at­le­ri­nin, bu­gü­nün bi­ti­min­de 24.00 ola­rak ve bun­dan son­ra ge­len, 3 Ha­zi­ra­nı da içi­ne ala­cak şe­kil­de­ki, bü­tün gün­ler için 11.00-24.00 sa­at­le­ri ara­sın­da Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin ça­lış­ma­sı ve bu ça­lış­ma­da da ön­ce­lik­li ola­rak gö­rü­şül­me­si ge­re­ken ka­nun tek­lif ve ta­sa­rı­la­rı­nın ne­ler ol­ma­sı ge­rek­ti­ğiy­le ala­ka­lı gru­bu­mu­zun ver­miş ol­du­ğu grup öne­ri­si üze­rin­de ko­nu­şu­yo­rum.

Ta­bii, bu­ra­da, mu­ha­le­fe­te men­sup ar­ka­daş­la­rı­mız ko­nuş­tu­lar. Ben, doğ­ru­su­nu is­ter­se­niz, ar­ka­daş­la­rım­la ay­nı ka­na­ati pay­laş­ma­dı­ğı­mı, hat­ta ba­zı ifa­de­le­rin­den de üzün­tü duy­du­ğu­mu söy­le­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, doğ­ru­dur, 22'nci Dö­nem­de Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de, bu­gü­ne ka­dar alı­şı­la­gel­miş olan ku­ral­la­rı, bel­ki tea­mül­le­ri, bel­ki Mec­li­sin ça­lış­ma sa­at­le­ri­ni de zor­la­ya­cak şe­kil­de, za­man za­man gü­nün önem­li bö­lüm­le­rin­de, za­man za­man haf­ta son­la­rı­nı da içi­ne ala­cak şe­kil­de, ba­zen de Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Ge­nel Ku­ru­lun­da mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın üze­ri­ne gü­neş do­ğa­cak ka­dar uzun sü­re­li ça­lış­ma­lar yap­tı­ğı­mız doğ­ru­dur, doğ­ru­dur an­cak bir doğ­ru da­ha var­dır: Bi­zi bu ça­lış­ma­la­ra bu ka­dar yo­ğun bir şe­kil­de iten, bu ça­lış­ma­la­rı bu şe­kil­de yap­ma za­ru­re­ti or­ta­ya ko­yan ge­rek­çe­ler de var­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­gün, Tür­ki­ye'de, bü­tün sos­yal ke­sim­le­rin ve si­ya­si par­ti­le­rin he­men he­men ta­ma­mı­na ya­kı­nı­nın, her­ke­sin ka­bul et­ti­ği bir ger­çek var­dır: Tür­ki­ye, hız­lı bir de­ği­şim, dö­nü­şüm, ye­ni­den ya­pı­lan­ma ve de­mok­ra­tik­leş­me sü­re­ci­ne gir­miş­tir. Do­la­yı­sıy­la, yıl­la­rın ih­ma­li, Tür­ki­ye'nin ön­ce­lik­li ola­rak çık­ma­sı­nı ar­zu et­ti­ği ya­sal dü­zen­le­me­le­ri geç­miş Hükûmet­le­rin er­te­le­me­si, öte­le­me­si, za­man za­man da böy­le sü­men al­tı­na ve­ya ha­lı al­tı­na sü­pür­me­si su­re­tiy­le er­te­len­miş, öte­len­miş ta­lep­le­ri­ni, bu dö­nem­de has­sa­si­yet­le ele al­mak su­re­tiy­le bir bir mil­le­ti­mi­zin bek­len­ti­si doğ­rul­tu­sun­da ha­ya­ta ge­çir­me gi­bi, şu Par­la­men­to­nun, ta­rihî bir so­rum­lu­lu­ğu ve yü­küm­lü­lü­ğü de ye­ri­ne ge­tir­di­ği­ni bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ka­bul et­me­si la­zım.

El­bet­te ki, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin ru­tin ça­lış­ma sa­at­le­ri sa­lı, çar­şam­ba, per­şem­be gün­le­ri 15.00-19.00 ara­sı­dır. Do­la­yı­sıy­la, Baş­kan­lı­ğın su­nuş­la­rı, gün­dem­le ala­ka­lı oy­la­ma­lar ve di­ğer gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­la­rı da içi­ne al­dı­ğı­mız­da, sü­re­ye ba­kın­ca, bu dört sa­at­lik ça­lış­ma sa­ati­nin, gün­lük dört sa­at­lik sü­re­nin ya­rı­dan faz­la­sı­nın di­ğer ru­tin ça­lış­ma­la­ra git­ti­ği­ni, do­la­yı­sıy­la Mec­li­sin ya­sa­ma ça­lış­ma­la­rı­na za­man kal­ma­dı­ğı­nı... Ama, Tür­ki­ye'nin, gir­miş ol­du­ğu sü­reç iti­ba­rıy­la da da­ha faz­la er­te­le­ye­me­ye­ce­ği, ön­ce­lik­li, özel­lik­li ko­nu­la­rı, me­se­le­le­ri ve çö­züm bek­le­yen ka­nun­la­rı, dü­zen­le­me ya­pıl­ma­sı ge­re­ken ka­nun tek­lif ve ta­sa­rı­la­rı­na ih­ti­ya­cı var­dı. Bi­zim yap­mak is­te­di­ği­miz bu­dur.

He­pi­miz se­çil­miş in­san­la­rız. Bu mil­le­te, mil­le­tin bek­len­ti­si doğ­rul­tu­sun­da hiz­met et­mek, bu hiz­me­tin ra­hat­lık­la ya­pı­la­bil­me­si için de bu­nun alt­ya­pı­sı­nı, ya­sal alt­ya­pı­sı­nı oluş­tur­ma gi­bi bir mil­let­ve­kil­li­ği so­rum­lu­lu­ğu­muz var­dır. Do­la­yı­sıy­la, eğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız, yap­mış ol­du­ğu bu ya­sa­ma ça­lış­ma­la­rın­da faz­la me­sai, faz­la sü­re, uzun sü­re­li ça­lış­ma­lar­dan ra­hat­sız ol­duk­la­rı­nı ifa­de eder­ler­se, doğ­ru­su­nu is­ter­se­niz, bu, mil­let­ve­ki­li­nin om­zun­da­ki tem­sil ira­de­si ve yet­ki­siy­le çok mü­te­na­sip olan bir dü­şün­ce de­ğil­dir.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - 4 Ha­zi­ran­da da ça­lı­şa­lım, 4 Ha­zi­ran­da...

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Onu da söy­le­ye­ce­ğim Sa­yın Ana­dol.

Sa­yın Ana­dol, şim­di, bi­zim Mec­li­sin gün­de­mi­ne ge­tir­di­ği­miz me­se­le­le­rin hiç­bi­ri­si, ama hiç­bi­ri­si se­çi­me yö­ne­lik ve­ya po­pü­liz­me yö­ne­lik tek­lif ve ta­sa­rı­lar de­ğil­dir.

Sa­yın Öz­yü­rek, ko­nut edin­dir­mey­le ala­ka­lı, KEY he­sa­bı di­ye bi­li­nen ka­nun­dan bah­set­ti, ta­sa­rı­dan bah­set­ti. De­ğer­li ar­ka­daş­lar "ni­ye şim­di ge­tir­di­niz?" de­di ve­ya zo­run­lu ta­sar­ruf­lar­la il­gi­li ba­zı şey­ler söy­le­di. Ba­kın, AK Par­ti ik­ti­dar ol­du­ğun­da ka­mu­oyuy­la be­ra­ber pay­laş­tı­ğı bir sa­mi­mi ka­na­ati var­dı ve bu­gün, o ka­na­ati­nin ar­ka­sın­da­dır, o sa­mi­mi­ye­tin ar­ka­sın­da­dır: Dev­let va­tan­da­şı­na borç­lu ol­maz. Do­la­yı­sıy­la, dev­let va­tan­da­şın­dan al­mış ol­du­ğu, avans­lar, kre­di ve­ya ta­sar­ruf şek­lin­de al­mış ol­du­ğu pa­ra­la­rı -za­ten, geç­miş­te­ki uy­gu­la­ma­la­ra da bak­tık, top­la­ma ge­rek­çe­le­ri­ne uy­gun ola­rak da har­can­ma­mış, sa­de­ce ha­zi­ne­de bun­la­rın kar­şı­lı­ğı kıy­met­li kâğıt­lar var ama pa­ra da yok­tu- ne­re­de har­can­dı­ğı, na­sıl har­can­dı­ğı, ne­re­ye ya­tı­rım ya­pıl­dı­ğı da bi­lin­me­yen ama bir çır­pı­da yak­la­şık 14,5 kat­ril­yo­nu -Sa­yın Öz­yü­rek ra­ka­mı yan­lış ifa­de et­ti- yıl­lar­ca, iş­çi­sin­den, me­mu­run­dan kes­ti­ği ama akı­be­ti­nin ne ol­du­ğu­nu kim­se­nin bil­me­di­ği, ne­re­de har­can­dı­ğı, ha­zi­ne­de de bir ku­ruş kar­şı­lı­ğı ol­ma­yan 14,5 kat­ril­yo­nu hak sa­hip­le­ri­ne biz öde­dik, KEY he­sap­la­rı, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı di­ye.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Bu­gü­ne ka­dar ne­re­dey­di­niz?

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, geç kal­ma­sı­nın evet bir se­be­bi var, ama üze­rin­de çok dü­şü­nül­me­si ge­re­ken bir se­bep var. Bu pa­ra­lar kim­den alın­dı? Ne za­man alın­dı? Ne ka­dar alın­dı? Hak sa­hip­le­ri kim­dir? Sa­de­ce…

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Beş se­ne­de bu­la­ma­dı­nız.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Biz, bu­nu bir se­ne ön­ce gün­de­me ge­tir­dik, sa­de­ce bir se­ne ön­ce bu­nu gün­de­me ge­tir­dik. Bir se­ne­den be­ri bu hak sa­hip­le­ri kim­dir, bun­la­rı tes­pit et­me­ye ça­lış­tık. Ya­ni, dev­let, va­tan­da­şın­dan pa­ra­yı al­mış, bir yer­de har­ca­mış, ne­re­de har­ca­dı­ğı da bel­li de­ğil. Bu pa­ra­la­rı kim­den al­dı­ğı­nın kay­dı yok. Ne ka­dar al­dı­ğı­nın kay­dı yok. Hak sa­hip­le­ri­ne ne ka­dar bor­cu ol­du­ğu, öde­me­si ge­re­ken pa­ra­nın mik­ta­rı­nın ne ol­du­ğu bi­le bi­lin­mi­yor. Bu, bir dev­let cid­di­ye­ti de­ğil­dir. Bu, bir hükûmet cid­di­ye­ti ola­maz. Biz, geç­miş­le­rin, geç­miş­te­ki ik­ti­dar­la­rın keyfî ola­rak yap­mış ol­du­ğu uy­gu­la­ma­la­rı, ka­yıt­la­rı ol­ma­yan, tu­ta­nak­la­rı ol­ma­yan, mik­ta­rı­nın ne ol­du­ğu bel­li ol­ma­yan ra­kam­la­rı, ye­ni­den, bir se­ne içe­ri­sin­de, ge­ce gün­düz il­gi­li ku­rum­la­rı ve so­rum­lu­la­rı ça­lış­tır­mak su­re­tiy­le an­cak bir se­ne­de tes­pit ede­bil­dik.

Do­la­yı­sıy­la, AK Par­ti­nin tav­rı bu­ra­da ten­kit edi­le­cek ta­vır de­ğil, bu hak sa­hip­le­ri adı­na, AK Par­ti­nin tav­rı, te­şek­kür edi­le­cek bir ta­vır­dır, al­kış­la­na­cak bir ta­vır­dır. Ka­yıt­la­rı­nı bi­le tut­mak­tan aciz olan si­ya­si ik­ti­dar­lar gör­müş­tür bu ül­ke. He­sap­la­rı­nı bi­le yap­mak­tan aciz olan si­ya­si ik­ti­dar­lar gör­müş­tür ve bu­gün gel­di­ği­miz nok­ta­da da şim­di, bun­la­rı ye­ni­den, böy­le ci­la­la­mak su­re­tiy­le mil­le­te pa­zar­la­ma gay­ret­le­ri­nin de mil­le­tin dik­ka­tin­den kaç­ma­dı­ğı­nı her­ke­sin bil­me­si la­zım, her­ke­sin bil­me­si la­zım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­miş bir Mec­lis­ten bah­se­dil­di. De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Ame­ri­ka'yı ye­ni­den keş­fet­me­ye ge­rek yok. 1923 yı­lın­dan be­ri Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­li­yor, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­li­yor. 1982 Ana­ya­sa­sı'yla 3 ta­ne Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­di. 3 ta­ne Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­di ve 3 se­çi­len Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nın üçün­cü tur­da al­mış ol­du­ğu oy­dan da­ha faz­la­sı­nı Sa­yın Ab­dul­lah Gül al­dı ama ge­çer­li ka­bul edil­me­di.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Be­ce­rik­siz­li­ği­niz…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Be­ce­rik­siz­lik! Be­ce­rik­siz­lik!

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - O, be­ce­rik­siz­li­ği­ni­zi ört­mez, ce­ha­le­ti­ni­zi giz­le­mez!

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Bu­ra­da, sor­gu­lan­ma­sı ge­re­ken par­la­men­ter ira­de de­ğil, par­la­men­ter ira­de­yi fark­lı mec­ra­la­ra ka­na­li­ze eden­le­rin an­la­yış­la­rı­dır, an­la­yış­la­rı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Efen­dim, Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­miş Mec­lis, ya­sa­ma ça­lış­ma­la­rı­nı…

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Hâlâ ora­da mı­sın?

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Hâlâ da­ha ora­da mı­sı­nız siz ya? Ce­ha­le­ti­ni­zi giz­le­mez o!

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - "Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­miş bir Mec­lis der­hal er­ken se­çi­me gi­der", ar­ka­sın­dan da "Mec­lis bü­tün ya­sa­ma fa­ali­yet­le­ri­ni as­kı­ya alır" di­ye ikin­ci hü­küm yok­tur. Er­ken se­çi­me git­ti­ği doğ­ru­dur.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Fat­sa, lüt­fen to­par­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, bi­ti­ri­yo­rum.

Er­ken se­çi­me, der­hal er­ken se­çi­me git­ti­ği doğ­ru­dur. Der­hal er­ken se­çim ta­ri­hi 22 Tem­muz­dur. Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun en er­ken ta­rih­te ver­di­ği ka­rar­dır. Do­la­yı­sıy­la…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - O za­man Ha­zi­ran bo­yu ça­lı­şa­lım! Ha­zi­ran­da ça­lı­şa­lım!

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Hâlâ, beş yıl geç­ti, ta­ki­ye­ye de­vam edi­yor­su­nuz!

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kın, bu Par­la­men­to, mum ışı­ğın­da İs­tik­lal Sa­va­şı­nı yü­rüt­müş, ge­ce gün­düz, aç su­suz ça­lış­mış bir par­la­men­to­dur.

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) Va­tan, mil­let, Sa­kar­ya! İşi­ni­ze ge­lin­ce…

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Do­la­yı­sıy­la, mil­let­ve­kil­le­ri­nin ça­lı­şı­yor ol­ma­sı­nın mil­let­ve­kil­le­ri için bir an­gar­ya ol­ma­dı­ğı­nı her­ke­sin bil­me­si la­zım.  Mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız da bu er­dem­li­lik içe­ri­sin­de­dir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Ha­di ca­nım sen de!

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - 5'in­de ni­ye yok? 6'sın­da, 6 Ha­zi­ran­da…

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, lüt­fen…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - 6 Ha­zi­ran­da ni­ye ça­lış­mı­yor­su­nuz?

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Ba­kın, her sa­bah okul­la­rın önün­de, biz, ço­cuk­la­rı­mı­za an­dı­mı­zı oku­tu­yo­ruz. En so­nu şöy­le bi­ti­yor: "Var­lı­ğım Türk var­lı­ğı­na ar­ma­ğan ol­sun." Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de mil­li ira­de­yi tem­sil et­me nok­ta­sın­da so­rum­lu­luk al­mış mil­let­ve­kil­le­ri ge­ce gün­düz ça­lış­ma­dan ra­hat­sız­lık du­yu­yor­sa…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - 6 Ha­zi­ran­da ni­ye ça­lış­mı­yo­ruz?

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) -  …ço­cuk­la­rı­nın bi­le oku­du­ğu an­da sa­da­kat gös­ter­mek­ten uzak bir an­la­yış­tır bu ki, bu­nu ka­bul et­me­miz müm­kün de­ğil­dir.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - 6 Ha­zi­ran­da ni­ye ça­lış­mı­yo­ruz?

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Bu­nu şid­det­le red­de­de­riz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - 6 Ha­zi­ran, 6 Ha­zi­ran…

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Efen­dim, de­ni­li­yor ki "ba­zı ar­ka­daş­la­rı­nız, ba­zı­la­rı­nız ol­ma­ya­cak­tır, ola­cak­tır."

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, eğer si­ya­se­tin mer­ke­zi­ne tek tek şa­hıs­la­rı­mı­zı ko­yar "ben var­sam si­ya­set var, ben yok­sam si­ya­set yok­tur" gi­bi bir an­la­yı­şı hiç­bir mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­ma ya­kış­tı­ra­mam. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - O za­man ça­lış­tır, 6'sı­nı ça­lış­ma­ya al!

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Hiç­bir mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­ma ya­kış­tı­ra­mam. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Çün­kü, tek tek şa­hıs­la­rı­mı­zın ne ola­ca­ğı­nın Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin ve Türk mil­le­ti­nin men­fa­at­le­ri­nin kar­şı­sın­da hiç­bir öne­mi yok­tur.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - O za­man ni­ye ça­lış­mı­yo­ruz?

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Esas olan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin men­fa­ati ne­yi ge­rek­ti­ri­yor…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ni­ye 3'ün­de ta­til edi­yor­sun?

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - …Türk mil­le­ti­nin men­fa­ati ne­yi ge­rek­ti­ri­yor, bu­na bak­ma­mız la­zım. Bi­zim yap­tı­ğı­mız da bu­dur. Bu­ra­da ka­nun­la­rı tek tek oku­ya­ma­ya­ca­ğım.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ha­yır, 3'ün­de ni­ye bi­ti­yor? 4-5-6-7 Ha­zi­ran…

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) -  Ama, bi­le­si­niz ki, bu 73 mil­yon in­sa­nın, bü­tün sos­yal ke­sim­le­rin bir an ön­ce ka­nun­laş­ma­sı­nı, ya­sa­laş­ma­sı­nı bek­le­miş ol­du­ğu önem­li ka­nun­lar­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Bun­la­rın içe­ri­sin­de, si­ya­si ge­rek­çe­ler­le ve­ya se­çim ya­tı­rı­mı çağ­rış­tı­ra­cak hiç­bir ka­nun yok­tur, hiç­bir ka­nun yok­tur.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - 6 Ha­zi­ran­da ça­lı­şa­lım.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) -  3 Ha­zi­ran­dan son­ra, Sa­yın Ana­dol, bu­ra­da­yım, ben Par­ti­min Grup Baş­kan Ve­ki­li­yim. Bu­yu­run ge­ti­rin, is­te­di­ği­niz ta­ri­he ka­dar ça­lış­ma­ya ha­zı­rız.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sen ge­tir, ni­ye ben ge­ti­re­yim?

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Tek­li­fi ge­tir.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la)-  İs­te­di­ği­niz ta­ri­he ka­dar ça­lış­ma­ya ha­zı­rız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Bı­rak, ta­ki­ye­yi bı­rak, 100 ki­şi­yi bu­la­maz­sı­nız.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Ama, şu­nu, mü­sa­ade eder­sen ben de şu­nu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum:

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Gö­re­ce­ğiz, bir haf­ta var.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Siz, bi­zim gru­bu­muz­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mı­zı zan al­tın­da bı­ra­ka­cak ve ar­ka­daş­la­rı­mı­zın hiç­bi­ri­nin ka­bul et­me­ye­ce­ği ifa­de­ler kul­lan­dı­nız. Ba­kın, siz bir si­ya­si par­tiy­le se­çim it­ti­fa­kı yap­tı­nız. Biz­de bir prob­lem yok. Bu lis­te­ler açık­lan­dı­ğı za­man gru­bu­nuz­da­ki ar­ka­daş­la­rı­nı­zın bek­len­ti­le­ri­nin yüz­de 50'si kay­bol­muş ola­cak. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Siz de  Saa­det Par­ti­siy­le yap­tı­nız.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Bi­zim bir prob­le­mi­miz yok, tem­mu­zun ba­şı­na ka­dar da bu­ra­da ça­lı­şa­bi­li­riz, hiç­bir şey yok. Ge­ti­rin grup öne­ri­si­ni, ça­lış­ma­yan na­mert­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ge­tir, sen ge­tir, sen.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (An­ka­ra) - Ge­çen dö­nem han­gi par­ti­dey­din?

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Ben, grup öne­ri­miz­le ala­ka­lı, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bir hu­su­su he­men dü­zelt­mek is­ti­yo­rum.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Fat­sa, lüt­fen…

Te­şek­kür için açı­yo­rum, bu­yu­run.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - 1133 sı­ra sa­yı­lı as­kerî ia­şey­le ala­ka­lı iki ay­rı ka­nun var­mış; bun­lar­dan bi­ri 1323, bi­ri 1133. Si­lah­lı kuv­vet­le­ri­miz­den ge­len ta­lep üze­ri­ne dü­zel­til­sin di­ye söy­lü­yo­rum, Millî Sa­vun­ma­dan ge­len ta­lep üze­ri­ne. "1133 sa­yı­lı Ta­sa­rı bu­ra­ya ya­zıl­mış ama bi­zim için ön­ce­lik­li olan 1323 sı­ra sa­yı­lı Ta­sa­rı­dır." de­di­ler. Do­la­yı­sıy­la, grup öne­ri­miz­de bu­nun bu şe­kil­de dü­zel­ti­le­rek tu­ta­nak­la­ra geç­me­si­ni ta­lep edi­yor, Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Fat­sa.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, öne­ri­de bir dü­zelt­me var­dır.

Öne­ri­yi ye­ni­den oku­tup oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

Öne­ri­yi oku­tu­yo­rum:

22/5/2007

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Da­nış­ma Ku­ru­lu 22.05.2007 Sa­lı gü­nü (bu­gün) yap­tı­ğı top­lan­tı­da si­ya­si par­ti grup­la­rı ara­sın­da oy­bir­li­ği sağ­la­na­ma­dı­ğın­dan, İç­tü­zü­ğün 19 un­cu mad­de­si ge­re­ğin­ce, Gru­bu­mu­zun aşa­ğı­da­ki öne­ri­si­nin Ge­nel Ku­ru­lun ona­yı­na su­nul­ma­sı­nı arz ede­rim.

                                                                                                             Eyüp Fat­sa

                                                                                                                  Or­du

                                                                                             AK Par­ti Gru­bu Baş­kan Ve­ki­li

Öne­ri:

Gün­de­min Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler Kıs­mı­nın; 374. sı­ra­sın­da yer alan 1323 Sı­ra Sa­yı­lı, 367. sı­ra­sın­da yer alan 1250 Sı­ra Sa­yı­lı, 44. sı­ra­sın­da yer alan 1037 Sı­ra Sa­yı­lı, 439. sı­ra­sın­da yer alan 1418. Sı­ra Sa­yı­lı, 440. sı­ra­sın­da yer alan 1419 Sı­ra Sa­yı­lı, 337. sı­ra­sın­da yer alan 1208 Sı­ra Sa­yı­lı, 416. sı­ra­sın­da yer alan 1364 Sı­ra Sa­yı­lı, 441. sı­ra­sın­da yer alan 1420 Sı­ra Sa­yı­lı, 415. sı­ra­sın­da yer alan 1363 Sı­ra Sa­yı­lı, 438. sı­ra­sın­da yer alan 1415 Sı­ra Sa­yı­lı, 417. sı­ra­sın­da yer alan 1365 Sı­ra Sa­yı­lı, 45. sı­ra­sın­da yer alan 945 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri­nin sı­ra­sıy­la Gün­de­min; 10, 11, 21, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30 ve 31. sı­ra­la­rı­na alın­ma­sı;

Ge­len Ka­ğıt­lar Lis­te­sin­de ya­yın­la­nan ve bas­tı­rı­la­rak da­ğı­tı­lan 1423, 1424, 1426 ve 1422 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri­nin 48 sa­at geç­me­den bu kıs­mın sı­ra­sıy­la; 8, 9, 22 ve 32. sı­ra­la­rı­na alın­ma­sı ve di­ğer iş­le­rin sı­ra­sı­nın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si;

Ge­nel Ku­ru­lun; 22 Ma­yıs 2007 Sa­lı gün­kü (bu­gün) bir­le­şim­de ça­lış­ma­la­rı­nı sa­at 24.00'e ka­dar de­vam et­tir­me­si ve bu bir­le­şim­de söz­lü so­ru­lar ve di­ğer de­ne­tim ko­nu­la­rı­nın gö­rü­şül­me­ye­rek Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri­nin gö­rü­şül­me­si, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31 Ma­yıs, 01, 02 ve 03 Ha­zi­ran 2007 ta­rih­le­rin­de Ge­nel Ku­ru­lun 11.00-24.00 sa­at­le­ri ara­sın­da ça­lış­ma­sı ve bu ta­rih­ler­de­ki bir­le­şim­le­rin­de söz­lü so­ru­lar ile di­ğer de­ne­tim ko­nu­la­rı­nın gö­rü­şül­me­ye­rek Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri­nin gö­rü­şül­me­si;

1208, 1363, 1364 ve 1420 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­la­rı­nın İç­tü­zü­ğün 91. Mad­de­si­ne gö­re Te­mel Ka­nun ola­rak gö­rü­şül­me­si ve bu bö­lüm­le­rin ek­te­ki cet­vel­de­ki şek­liy­le ol­ma­sı;

Öne­ril­miş­tir.

1208 sı­ra sa­yı­lı JEO­TER­MAL ENER­Jİ KAY­NAK­LA­RI VE

Mİ­NE­RAL­Lİ SU­LAR Ka­nun Tek­li­fi

 

 

BÖ­LÜM­DE­Kİ

BÖ­LÜM­LER

BÖ­LÜM MAD­DE­LE­Rİ

MAD­DE SA­YI­SI

1. BÖ­LÜM

1 ila 15 in­ci Mad­de­ler

15

2. BÖ­LÜM

16 ila 23 ün­cü Mad­de­ler

11

 

(Ge­çi­ci 1 ila 3 ün­cü mad­de­ler da­hil)

 

 

TOP­LAM MAD­DE SA­YI­SI:

26

1363 sı­ra sa­yı­lı MİL­Lİ AR­ŞİV Ka­nun Ta­sa­rı­sı

 

 

 

 

BÖ­LÜM­DE­Kİ

BÖ­LÜM­LER

BÖ­LÜM MAD­DE­LE­Rİ

MAD­DE SA­YI­SI

1. BÖ­LÜM

1 ila 29 uncu Mad­de­ler

29

2. BÖ­LÜM

30 ila 41 in­ci Mad­de­ler

17

 

(Ge­çi­ci 1 ila 5 in­ci mad­de­ler da­hil)

 

 

TOP­LAM MAD­DE SA­YI­SI:

46

1364 sı­ra sa­yı­lı Sİ­GOR­TA­CI­LIK Ka­nun Ta­sa­rı­sı

 

 

 

 

BÖ­LÜM­DE­Kİ

BÖ­LÜM­LER

BÖ­LÜM MAD­DE­LE­Rİ

MAD­DE SA­YI­SI

1. BÖ­LÜM

1 ila 29 uncu Mad­de­ler

29

2. BÖ­LÜM

30 ila 48 in­ci Mad­de­ler

29

 

(Ge­çi­ci 15 + Ge­çi­ci 1 ila 9 uncu

 

 

mad­de­ler da­hil)

 

 

TOP­LAM MAD­DE SA­YI­SI:

58

1420 sı­ra sa­yı­lı İS­TAN­BUL 2010 AV­RU­PA KÜL­TÜR

 

 

BAŞ­KEN­Tİ HAK­KIN­DA Ka­nun Ta­sa­rı­sı

 

 

 

 

BÖ­LÜM­DE­Kİ

BÖ­LÜM­LER

BÖ­LÜM MAD­DE­LE­Rİ

MAD­DE SA­YI­SI

1. BÖ­LÜM

1 ila 11 in­ci Mad­de­ler

11

2. BÖLÜM

12 ila 22 n­ci Mad­de­ler

13

 

(Ge­çi­ci 1 ila 2 n­ci mad­de­ler da­hil)

 

 

TOP­LAM MAD­DE SA­YI­SI:

24

BAŞ­KAN - Dü­zel­til­miş grup öne­ri­si­ni oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı…

BAŞ­KAN - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı ara­ya­ca­ğım.

AK Par­ti grup öne­ri­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler…

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Kâtip Üye­ler ara­sın­da an­laş­maz­lık ol­du­ğu için elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pa­ca­ğız.

Beş da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum.

Oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, öne­ri ka­bul edil­miş­tir, ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır.

İç Tü­zük'ün 37'nci mad­de­si­ne gö­re ve­ril­miş iki adet doğ­ru­dan gün­de­me alın­ma öner­ge­si var­dır. Ay­rı ay­rı oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım ve oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

İlk öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) TEZ­KE­RE­LER VE ÖNER­GE­LER

1.- Zon­gul­dak Mil­let­ve­ki­li Ha­run Akın'ın, 17/7/1964 Ta­rih­li ve 506 Sa­yı­lı Sos­yal Si­gor­ta­lar Ka­nu­nu­na İki Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne İliş­kin Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/702) doğ­ru­dan gün­de­me alın­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­si (4/460)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

09.02.2006 ta­ri­hin­de Baş­kan­lı­ğı­nı­za ver­miş ol­du­ğum, 506 Sa­yı­lı Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mu Ka­nu­nu­na iş­çi emek­li­le­ri­mi­zin ay­lık­la­rın­da in­ti­bak ile ger­çek­çi bir iyi­leş­me ya­pıl­ma­sı ve TÜ­FE fark­la­rın­dan do­ğan ala­cak­la­rın öden­me­si için ge­çi­ci iki mad­de ila­ve edil­me­si­ne iliş­kin, ka­nun tek­li­fim, 2/702 Esas No ile il­gi­li ko­mis­yo­na in­ti­kal et­miş olup, ha­len ko­mis­yon­da bek­le­mek­te­dir.

Ka­nun tek­li­fi­nin se­kiz ayı aşan bir sü­re­den bu ya­na ko­mis­yon gün­de­min­de bek­le­me­si kar­şı­sın­da, "Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­rin Esas Ko­mis­yon­la­ra ha­va­le gü­nün­den iti­ba­ren en geç kırk­beş gün için­de so­nuç­lan­dı­rıl­ma­sı ge­re­kir" de­ni­len TBMM İç Tü­zü­ğü'nün 37. mad­de­si ge­re­ği adı ge­çen ka­nun tek­li­fi­min, doğ­ru­dan Ge­nel Ku­rul gün­de­mi­ne alın­ma­sı­nı arz ve ta­lep ede­rim.

                                                                                                            Ha­run Akın

                                                                                                             Zon­gul­dak

BAŞ­KAN - Öner­ge üze­rin­de öner­ge sa­hi­bi ola­rak söz is­te­yen  Ha­run Akın, Zon­gul­dak Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Akın. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz beş da­ki­ka­dır.

HA­RUN AKIN (Zon­gul­dak) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ön­ce­lik­le, sev­gi­li ağa­be­yim Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Se­zai Ön­der'e Al­lah'tan rah­met di­li­yo­rum; ai­le­si­ne, se­ven­le­ri­ne, Sam­sun ili­ne ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ai­le­si­ne baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

İş­çi emek­li­le­ri­mi­zin ay­lık­la­rın­da in­ti­bak ile TÜ­FE fark­la­rı­nın öden­me­siy­le il­gi­li ver­miş ol­du­ğum ka­nun tek­li­fi­nin doğ­ru­dan Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si gün­de­mi­ne alın­ma­sıy­la il­gi­li Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bu­gün ül­ke­miz­de 4,5 mil­yon iş­çi emek­li­si bu­lun­mak­ta­dır. Eli öpü­le­si in­san­la­rı­mız, emek­li ola­bil­mek için, ha­yat­la­rı­nın en az yir­mi beş yı­lı­nı ça­lı­şa­rak ge­çir­miş, ül­ke­mi­zin ge­liş­me­si­ne, bü­yü­me­si­ne kat­kı sağ­la­mış, bin bir sı­kın­tıy­la eko­no­mik şart­lar­la bo­ğu­şa­rak va­ta­na ha­yır­lı ev­lat­lar ye­tiş­tir­mek için can­la baş­la ça­lış­mış­lar­dır. Ni­te­kim bu­gün ge­li­nen nok­ta­da emek­li­le­ri­mi­zin, bı­ra­kın ge­çim­le­ri­nin iyi­leş­ti­ril­me­si­ni, ken­di­le­ri­ne öden­me­si ge­re­ken hak­la­rı bi­le gasp edil­miş, mah­ke­me ka­pı­la­rın­da do­la­şır hâle gel­miş­ler­dir.

Bu­gün bir ka­nun dü­zen­le­me­siy­le öden­me­si­ni is­te­di­ği­miz TÜ­FE fark­la­rı hâlâ öden­me­miş­tir. Bu­nun ya­nın­da ma­aş­la­rın­da­ki nok­san öde­me­ler yü­zün­den emek­li va­tan­daş­la­rı­mız bir kez da­ha mah­ke­me ka­pı­la­rı­na yö­nel­miş­tir. Elim­de­ki tu­ta­nak da bir mah­ke­me tu­ta­na­ğı­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­gün ül­ke­miz­de aç­lık sı­nı­rı 630 ye­ni Türk li­ra­sı­dır. Pe­ki, bir iş­çi emek­li­miz ne üc­ret al­mak­ta­dır di­ye bak­tı­ğı­mız­da, 527 YTL'den baş­la­ya­rak 1.478 YTL'ye ka­dar de­ği­şik oran­lar­da ma­aş al­mak­ta­dır­lar. İş­çi emek­li­le­ri­mi­zin ay­lık­la­rın­da in­ti­bak ile ger­çek­çi bir iyi­leş­tir­me ya­pıl­ma­dan ve mev­cut fark­lı­lık­lar gi­de­ril­me­den tek ça­tı­nın oluş­tu­rul­ma­sı ye­ni bir kar­ga­şa ve da­ğı­nık­lı­ğı or­ta­ya koy­muş­tur. 2000 ön­ce­si dö­nem­ler­de SSK'da iki ay­rı gös­ter­ge tab­lo­su­nun uy­gu­lan­ma­sı ve 1987 son­ra­sı in­ti­bak­la­rın ya­pıl­ma­ma­sı so­nu­cu, emek­li ay­lık­la­rı dü­şük tu­tul­muş­tur. Emek­li ay­lık­la­rı­nın he­sap­lan­ma­sı yön­te­mi de­ğiş­tik­çe, bı­ra­kın fark­lı ku­rum­lar­da­ki si­gor­ta­lı­la­rı, SSK için­de fark­lı ta­rih­ler­de emek­li olan­lar ara­sın­da bi­le bağ­la­nan ay­lık mik­tar­la­rı açı­sın­dan bü­yük ada­let­siz­lik­ler or­ta­ya çık­mış­tır. Ça­lış­ma ha­ya­tı bo­yun­ca ay­nı sü­re­de, ay­nı mik­tar­da prim öde­yen, ay­nı yaş­ta emek­li olan…

Sa­yın Baş­kan, çok uğul­tu var içe­ri­de…

Sa­yın Baş­ka­nım, ar­ka­daş­la­rı pek emek­li­ler il­gi­len­dir­mi­yor herhâlde, se­çim de yak­laş­tı...

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Siz ko­nu­şun, biz din­li­yo­ruz.

HA­RUN AKIN (De­vam­la) - Ça­lış­ma ha­ya­tı bo­yun­ca ay­nı sü­re­de, ay­nı mik­tar­da pi­rim öde­yen, ay­nı yaş­ta emek­li olan, fa­kat, emek­li ol­duk­la­rı ta­rih bir­bi­rin­den fark­lı ol­du­ğu için, ay­lık he­sap­la­ma yön­tem­le­rin­de­ki de­ği­şik­lik se­be­biy­le, fark­lı olan emek­li ay­lık­la­rı­nın eşit­len­me­si, ya­ni, in­ti­bak me­se­le­si­nin bu­gü­ne ka­dar mut­la­ka hal­le­dil­me­si ge­re­kir­di.

Sa­yın Baş­ka­nım, ben, bi­raz ev­vel bir şey söy­le­dim, ama, herhâlde, siz de duy­ma­dı­nız.

BAŞ­KAN - Sa­yın Akın, bir sa­ni­ye.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, sa­lon­da bü­yük bir uğul­tu var, Sa­yın Ha­ti­bin ko­nuş­ma­sı an­la­şı­la­ma­mak­ta­dır.

HA­RUN AKIN (De­vam­la) - Uğul­tu­dan öte, zor­la­nı­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım, ko­nu­şa­mı­yo­rum ya­ni.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Akın.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Biz din­li­yo­ruz Sa­yın Baş­kan, Sa­yın Ha­ti­bi din­li­yo­ruz.

HA­RUN AKIN (De­vam­la) - Siz bu­ra­ya ge­lin de ay­nı uğul­tuy­la siz ko­nu­şur­su­nuz o za­man.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Ben, si­zi din­le­mek is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Akın, lüt­fen, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap ede­lim.

HA­RUN AKIN (De­vam­la) - 1950-1978 ara­sı, son yıl­da­ki pri­me esas ka­zanç­lar or­ta­la­ma­sı yüz­de 70 ay­lık bağ­la­ma ora­nıy­la SSK emek­li ay­lık­la­rı be­lir­le­nir­ken 1978'de, kat sa­yı ve gös­ter­ge yön­te­mi­ne ge­çil­miş­tir. 1982 yı­lı­na ka­dar, prim öde­me gün sa­yı­sı­na ba­kıl­mak­sı­zın, ay­lık bağ­la­ma ora­nı her­kes için yüz­de 70 ola­rak uy­gu­lan­mış­tır. 1982'de ise faz­la prim ve yaş için ay­lık bağ­la­ma ora­nı­nın ar­tı­rıl­ma­sı dü­zen­le­me­si ge­ti­ril­miş, es­ki emek­li­ler için in­ti­bak ya­pıl­ma­dı­ğın­dan, 1982 ön­ce­si emek­li­ler ile ye­ni emek­li­ler ara­sın­da ada­let­siz bir ay­lık fark­lı­lı­ğı ya­ra­tıl­mış­tır.

1987'de, ka­mu­oyun­da sü­per emek­li­lik ola­rak bi­li­nen ye­ni bir dü­zen­le­me ge­ti­ril­miş, mev­cut gös­ter­ge tab­lo­su­nun ya­nın­da üst gös­ter­ge tab­lo­su ih­das edil­miş, ikin­ci bir ada­let­siz­lik or­ta­ya kon­muş­tur. 2000 yı­lın­da, ay­lık he­sap­la­ma yön­te­mi ye­ni­den de­ğiş­ti­ril­miş, ar­tık, iyi­ce için­den çı­kıl­maz hâle gel­miş­tir. Kı­sa­ca­sı, emek­li­mi­zin ay­lı­ğı, ken­di­si­nin da­hi he­sap­la­ya­ma­dı­ğı bir sis­tem içi­ne ma­ale­sef itil­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­gün, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne sun­du­ğu­muz ka­nun tek­li­fi­miz ger­çek­ten çok emek ve­ri­le­rek ha­zır­lan­mış bir ka­nun tek­li­fi­dir. 2000 ön­ce­si, si­gor­ta­lı­la­rın ay­lık­la­rı­nın he­sap­lan­ma­sın­da kul­la­nı­lan son gös­ter­ge ve üst gös­ter­ge tab­lo­su­nun de­re­ce ve ka­de­me­le­ri esas alı­na­rak ve el­li­şer ara­lık­lar­la yü­rü­tü­len tek­nik bir sis­tem­le in­ti­bak­lar ya­pıl­mış, tek bir tab­lo oluş­tu­rul­muş­tur. Ay­rı­ca, SSK ku­ru­mun­ca öden­me­me­si ne­de­niy­le, 2000 yı­lın­dan be­ri ih­ti­laf ko­nu­su olan zam fark­la­rı­nın, ya­ni TÜ­FE fark­la­rı­nın öden­me­si amaç­lan­mış­tır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Akın bu­yu­run.

HA­RUN AKIN (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim.

Bu­gün, bu ka­nun tek­li­fi­miz AKP ta­ra­fın­dan ka­bul edi­lir­se, iş­çi emek­li­le­ri­mi­zin tek bir gös­ter­ge tab­lo­suy­la in­ti­bak­la­rı ya­pıl­mış ola­cak. Ay­rı­ca, hak et­tik­le­ri hâlde, söz ko­nu­su mad­de­nin Ku­rum­ca fark­lı yo­rum­lan­ma­sı ne­de­niy­le emek­li, dul ve ye­tim­ler­de öden­me­yen ma­aş zam­mı fark­la­rı­nın, ka­nu­ni fa­iz­le­riy­le bir­lik­te, hak sa­hip­le­ri­ne öden­me­si­nin yo­lu açı­la­cak­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, he­pi­miz bi­li­yo­ruz ki, ban­ka­lar üze­rin­den 50 mil­yar do­lar hor­tum­lan­mış­tır bu ül­ke­de. 4,5 mil­yon iş­çi emek­li­mi­zin TÜ­FE fark­la­rı    -in­ce bir ay­rın­tı, he­sap yap­ma­dım ama- tah­mi­nim­ce 700-800 tril­yon ci­va­rın­da ol­sa ge­rek. Bu du­rum AKP Hükûme­ti­nin ve siz de­ğer­li AKP mil­let­ve­kil­le­ri­nin içi­ni acıt­mı­yor mu di­ye sor­mak is­ti­yo­rum. İn­ti­bak so­ru­nu­nu AKP Hükûme­ti ola­rak çöz­mü­yor­su­nuz. TÜ­FE far­kı­nı hak­kı ol­du­ğu hâlde öde­mi­yor­su­nuz. Ma­aş­la­rın­dan ge­len nok­san öde­me­le­ri de en son yap­ma­dı­nız, yi­ne mah­ke­me ka­pı­la­rı­nı emek­li­le­re gös­ter­di­niz. Öm­rü­nün ya­rı­sı­nı ül­ke­si­ne kat­kı sağ­la­mak, ai­le­si­ni ge­çin­di­re­bil­mek için ça­lı­şan va­tan­daş­la­rı­mı­zı bu du­ru­ma dü­şür­mek si­ze ya­kı­şı­yor mu di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Sev­gi­li ar­ka­daş­lar, TÜ­FE fark­la­rı 1 Ha­zi­ran­da za­man aşı­mı­na gi­ri­yor. O mah­ke­me, bu mah­ke­me de­di­niz; iş­te, haf­ta­ya TÜ­FE fark­la­rı za­man aşı­mı­na gi­ri­yor. Bu tab­lo AKP Hükûme­ti­ne ya­kı­şı­yor mu, ya­zık de­ğil mi bu in­san­la­ra di­ye sor­mak is­ti­yo­rum.

Se­çim böl­ge­le­ri­niz­de -22 Tem­muz­da se­çim ilan edil­di, hep bir­lik­te se­çim böl­ge­le­ri­ne gi­de­ce­ğiz- do­la­şır­ken sı­kıl­ma­ya­cak mı­sı­nız di­ye dü­şü­nü­yo­rum. İş­çi emek­li­le­riy­le kar­şı­laş­ma­ya­cak mı­sı­nız? Bu in­san­la­rı­mı­zın, iş­çi emek­li­le­ri­mi­zin der­nek­le­ri­ni zi­ya­ret et­me­ye­cek mi­si­niz? Ne söy­le­ye­cek­si­niz bu in­san­la­ra çok me­rak edi­yo­rum. Ge­lin, hep be­ra­ber, bu tek­li­fi bu­gün ka­bul ede­lim, emek­li va­tan­daş­la­rı­mı­zın ma­aş­la­rın­da­ki en bü­yük so­ru­nu or­ta­dan kal­dı­ra­lım, hak­la­rı olan TÜ­FE fark­la­rı­nı öde­ye­lim. 1 Ha­zi­ran 2007…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Akın, lüt­fen… Te­şek­kür için açı­yo­rum.

Bu­yu­run.

HA­RUN AKIN (De­vam­la) - 1 Ha­zi­ran 2007 çok geç ola­cak­tır, TÜ­FE za­man aşı­mı­na uğ­ra­ya­cak­tır. Ay­rı­ca da bi­raz ev­vel söy­le­di­ğim gi­bi, 22 Tem­mu­za da çok az kal­dı.

İş­çi emek­li­si, me­mur emek­li­si, es­naf ve çift­çi emek­li­si­nin top­lam sa­yı­sı 8 mil­yon ci­va­rın­da­dır; ai­le­le­riy­le bir­lik­te 20 mil­yon in­sa­nı­mı­zı tem­sil edi­yor­lar. Da­ha ön­ce­le­ri hep bir­lik­te ya­şa­dık, emek­li­le­ri­miz, ken­di­le­ri­ni cid­di­ye al­ma­yan, dik­ka­te al­ma­yan­la­rı san­dı­ğa göm­dü. Bu­gün, eme­ğin baş­ken­ti Zon­gul­dak'ın, ay­nı za­man­da, emek­li sa­yı­sıy­la Tür­ki­ye'nin bir­çok ilin­den ön­de olan Zon­gul­dak Mil­let­ve­ki­li ola­rak, ay­rı­ca bir iş­çi ço­cu­ğu ola­rak siz­le­re ses­le­ni­yo­rum: Emek­li­yi dik­ka­te al­ma­yan, so­run­la­rı­nı pay­la­şa­ma­yan, emek­li­nin sof­ra­sın­da­ki­ni, ek­me­ği­ni dü­şü­ne­me­yen­ler­den, emek­li, he­sap so­ra­cak­tır.

Son söz ola­rak, bu­gün gö­rüş­tü­ğü­müz bu öner­ge­mi­ze "ha­yır" oyu ve­re­ce­ği­ni­zi dü­şün­mek bi­le is­te­mi­yo­rum. He­pi­ni­zin des­tek­le­riy­le bu tek­li­fi­mi­zi ka­bul ede­lim, emek­li­le­ri­mi­zin yü­zü­nü gül­dü­re­lim di­yo­rum, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Akın.

Öner­ge üze­rin­de, bir mil­let­ve­ki­li adı­na, İz­zet Çe­tin, Ko­ca­eli Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Çe­tin.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; Sam­sun Mil­let­ve­ki­li­miz, de­ğer­li ar­ka­da­şı­mız, ağa­be­yi­miz Se­zai Ön­der'i kay­bet­me­nin de­rin üzün­tü­sü için­de­yiz. Mil­let­ve­ki­li­mi­ze Tan­rı'dan rah­met, ke­der­li ai­le­si­ne ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne, yü­ce Mec­li­si­mi­ze baş­sağ­lı­ğı di­lek­le­ri­mi su­nu­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Ata­türk "Bir mil­le­tin yaş­lı va­tan­daş­la­rı­na ve emek­li­le­ri­ne kar­şı tu­tu­mu, o mil­le­tin ya­şa­ma kud­re­ti­nin en önem­li kıs­ta­sı­dır. Ma­zi­de muk­te­dir­ken bü­tün kuv­ve­tiy­le ça­lış­mış olan­la­ra kar­şı min­net his­si duy­ma­yan bir mil­le­tin is­tik­ba­le gü­ven­le bak­ma­ya hak­kı yok­tur." di­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, dört bu­çuk yı­lı ge­ri­de bı­rak­tık. Bu zor­la­ma in­kı­ta­lar ol­ma­mış ol­sa, bu­gün Mec­lis ça­lış­ma­ya­cak idi. Dört bu­çuk yı­lı aş­kın, beş yı­la yak­la­şan ça­lış­ma­la­rı­mız içe­ri­sin­de ül­ke­mi­zin so­run­la­rı­na, top­lum­sal ke­sim­le­ri­mi­zin so­run­la­rı­na ve bek­len­ti­le­ri­ne yö­ne­lik ya­sa­lar gel­di­ği za­man hep AKP Gru­bu ipe un ser­di. Bi­raz ev­vel, Zon­gul­dak Mil­let­ve­ki­li­mi­zin ver­miş ol­du­ğu ka­nun tek­li­fi­nin üze­rin­den se­kiz ay geç­me­si­ne rağ­men hâlâ Mec­lis gün­de­mi­ne alın­ma­dı­ğı­nı üzün­tüy­le öğ­re­ni­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, dik­ka­te al­ma­dı­ğı­nız me­mur­la­rın, iş­çi­le­rin, Bağ-Kur'lu­la­rın, yaş­lı­lık ay­lı­ğı alan, dul ve ye­tim ay­lı­ğı alan­la­rın sa­yı­la­rı, al­dık­la­rı ma­aş herhâlde AKP Gru­bu­nu sa­de­ce oy ge­rek­çe­siy­le il­gi­len­dir­di. Şim­di, ge­ri­ye doğ­ru dö­nüp bak­tı­ğı­nız­da -ar­ka­da­şım da söy­le­di- or­ta­la­ma ay­lı­ğı 527 li­ra olan iş­çi emek­li­si­nin 500 bin­den faz­la­sı dev­let­ten ala­cak­lı ola­rak göç­tü, öbür dün­ya­ya git­ti. Ta­bii, emek­li­le­ri­miz de bü­yük yan­lış yap­tı, on­la­rın der­nek­le­ri de bü­yük yan­lış yap­tı; Sa­yın Baş­ba­ka­na, Ça­lış­ma Ba­ka­nı­mı­za çi­çek ver­di­ler, te­şek­kür et­ti­ler, TÜ­FE fark­la­rı­nın öde­ne­ce­ği­ni zan­net­ti­ler. Yar­gı ka­rar­la­rı­na rağ­men, çok bi­linç­li bir şe­kil­de, hâkim­le­rin de vic­dan ve cüz­dan ara­sı­na sı­kış­tı­rıl­mış ol­du­ğu­nu ik­ti­dar iyi bil­di­ği için, aca­ba emek­li­ler aley­hi­ne yar­gı­dan ka­rar çı­kar­tı­rız da bu pa­ra­la­rı öde­me­me­nin bir yo­lu­nu bu­lu­ruz mu di­ye dü­şün­dü­nüz ve yar­gı ke­sin­le­şin­ce "Öde­ye­ce­ğiz." di­ye va­at et­ti­niz. İş­çi emek­li­le­ri der­nek­le­ri üye­le­ri de, men­su­bu ol­duk­la­rı ku­rum­la­rı­nı sev­dik­le­ri, ko­ru­ma duy­gu­su­na ka­pıl­dık­la­rı için, bir de ek mah­ke­me mas­ra­fı SSK'dan çık­ma­sın di­ye hep­si bir­den yar­gı­ya gi­dip yar­gı yo­lu­na baş­vur­ma­dı. Yar­gı­ya baş­vu­ran­la­rın ala­cak­la­rı öden­di, ama, baş­vur­ma­yan­la­rın ala­cak­la­rı hâlâ öde­ne­bil­miş de­ğil.

Bu­gün iti­ba­rıy­la, yüz­de 90'ı aç­lık sı­nı­rı­nın al­tın­da ya­şam mü­ca­de­le­si ve­ri­yor. Ba­kı­nız, me­mur emek­li­le­ri­nin ma­aşı 659 li­ray­la baş­lı­yor, bü­yük bir bö­lü­mü 700 li­ra ci­va­rın­da emek­li ma­aşı alı­yor. SSK emek­li­si 527 li­ra, Bağ-Kur emek­li­le­rin­den 1479'a ta­bi olan­lar 365 li­ra, 2926'ya ta­bi olan­lar 224 li­ra, yaş­lı­lık ay­lı­ğı alan alt­mış beş yaş üs­tü 73 li­ra, özür­lü yurt­taş­la­rı­mız özür­lü­lük du­rum­la­rı­na gö­re 147 li­ra, ma­lul olan­lar 220 li­ra ay­lık alı­yor­lar.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ay­lık ra­kam­lar­la bun­lar ya­şam mü­ca­de­le­si ve­ri­yor­lar. Şim­di, ve­ri­len ka­nun tek­li­fiy­le ar­ka­da­şı­mız ne is­te­miş? İki önem­li ko­nu is­te­miş: İş­çi emek­li­le­ri­nin TÜ­FE fark­la­rı ala­cak­la­rı var; bir: "Bu ala­cak­la­rı öde­yin, yar­gı ka­rar­la­rı var" de­nil­di. Beş yıl­dan bu ya­na, Ça­lış­ma Ba­ka­nı­mız, emek­li­le­ri kan­dır­ma­nın gü­zel bir yo­lu­nu bul­du ve kan­dır­dı.

İkin­ci­si ne? Emek­li­ler çok mus­ta­rip.  Hiç­bir ak­la, man­tı­ğa sığ­ma­ya­cak ka­dar… Ay­nı sü­re­de prim öde­yen, ay­nı sü­re hiz­met et­miş, ay­nı üc­ret al­mış, de­ği­şik za­man­lar­da emek­li ol­muş emek­li­ler ara­sın­da iza­hı müm­kün ol­ma­yan üc­ret, ma­aş fark­lı­lık­la­rı var; bun­la­rın gi­de­ril­me­si­ni is­ti­yor­lar.

Çok mu zor? Hiç de zor de­ğil. Ne is­ti­yor­lar? Na­sıl müm­kün? Ar­ka­da­şı­mı­zın ka­nun tek­li­fi­ne bak­mış ol­say­dı­nız emek ve­ril­di­ği­ni, İş­çi Emek­li­le­ri Der­ne­ği ile, hu­kuk­çu­lar­la, tek­nik da­nış­man­lar­la bir­lik­te ha­zır­lan­dı­ğı­nı ve emek­li­le­rin…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Çe­tin, lüt­fen to­par­lar mı­sı­nız.

Bu­yu­run.

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum.

…bü­yük oran­da in­ti­bak dert­le­ri­nin or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı­na bü­yük hiz­met ve­re­cek bir tek­lif.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ya­pıl­ma­sı çok zor de­ğil bu­nun, ye­ter ki emek­li­ler ara­sın­da­ki fark­lı­lı­ğı gi­der­me­yi AKP Gru­bu da içi­ne sin­di­re­bil­sin. Se­çi­me gi­di­yo­ruz. 8 mil­yon in­sa­nı, "ya­rın KEY fark­la­rı­nı öde­ye­ce­ğiz" vaa­diy­le, öde­me­de bel­ki on se­kiz ay, bel­ki otuz ay son­ra ya­pı­la­cak öde­mey­le kan­dır­ma­nın yo­lu­nu bu­lu­ruz, di­ye­rek, emek­li­le­ri de eğer dü­şü­ne­me­yen -ne bi­le­yim- tep­ki ko­ya­ma­yan in­san­lar ola­rak de­ğer­len­di­ri­yor­sa­nız, ya­nıl­gı­nı­zı 22 Tem­muz­da gö­rür­sü­nüz.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, emek­li­le­rin ger­çek­ten bü­yük so­run­la­rı var. O so­run­la­rı tek tek bu­ra­da an­lat­mak is­te­mi­yo­rum ama, en bü­yük so­run­la­rın­dan bir ta­ne­si de mad­di so­run. TÜ­FE yet­me­di, KEY ala­cak­la­rı on yıl­dır öden­me­di; yet­me­di, 2006 yı­lı enf­las­yon far­kın­dan da, bun­la­rın, 2,25 AKP Hükûme­tin­den ala­cak­la­rı var.

Yi­ne, emek­li­le­rin bir baş­ka so­ru­nu, 8 mil­yon emek­li­yi tem­si­len, emek­li­ler de Eko­no­mik ve Sos­yal Kon­sey­de tem­sil edil­mek is­ti­yor­lar, bun­lar çok mu zor? Önem­li olan ni­yet! Ta­bii, "Alın te­ri ku­ru­ma­dan eme­ğin hak­kı ve­ri­le­cek­tir" de­yip, emek sö­mü­rü­sü, in­san sö­mü­rü­sü üze­ri­ne si­ya­set ya­pan bir an­la­yış­tan bun­la­rı bek­le­mek el­bet­te faz­la­dır.

Ben, bu ka­nun tek­li­fi­nin gün­de­me alın­ma­sı­na olum­lu oy ver­me­ni­zi bek­li­yor, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Çe­tin.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı…

BAŞ­KAN - Ay­nı za­man­da ka­rar ye­ter sa­yı­sı ara­ya­ca­ğım:

Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır, öner­ge ka­bul edil­miş­tir. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

2.- Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Mu­sa Uzun­ka­ya'nın, 190 Sa­yı­lı Ge­nel Kad­ro ve Usu­lü Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­ye Bağ­lı Cet­vel­ler­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/473) doğ­ru­dan gün­de­me alın­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­si (4/461)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

2/473 esas no­lu ka­nun tek­li­fim, 13/05/2005 ta­ri­hin­den be­ri ko­mis­yon­da bek­le­mek­te­dir. Ka­nun Tek­li­fi­min İç­tü­züğ'ün 37'nci mad­de­si ge­re­ği doğ­ru­dan gün­de­me alın­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­rim.

                                                                                                         Mu­sa Uzun­ka­ya

                                                                                                               Sam­sun

Öner­ge üze­rin­de söz is­te­yen, öner­ge sa­hi­bi Mu­sa Uzun­ka­ya, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Uzun­ka­ya.

Sü­re­niz beş da­ki­ka­dır.

MU­SA UZUN­KA­YA (Sam­sun) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; tek­rar, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şım mer­hum İl­yas Se­zai Ön­der'e Ce­na­bı­hak'tan rah­met, ke­der­li ai­le­si­ne, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­na, Mec­li­si­mi­ze ve aziz mil­le­ti­mi­ze de baş­sağ­lı­ğı di­lek­le­ri­mi siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ben de, esa­sen, ta­rih iti­ba­rıy­la bi­rin­ci ayın 6'sı 2003 ta­ri­hin­de, Di­ya­net İş­le­ri Baş­kan­lı­ğı per­so­nel açı­ğı­nı göz önün­de bu­lun­dur­mak su­re­tiy­le bir ka­nun tek­li­fi ver­mek­le, bu­gü­ne ka­dar top­lu­mu din ko­nu­sun­da -Ana­ya­sa ge­re­ği- ay­dın­lat­mak va­zi­fe­si ken­di­si­ne tev­di edi­len Di­ya­net İş­le­ri Baş­kan­lı­ğı­nın ya­şa­nan per­so­nel açı­ğı­nı gi­der­me ama­cıy­la ver­di­ğim ka­nun tek­li­fi­min, uzun za­man­dır ko­mis­yon ve Ge­nel Ku­rul gün­de­mi­ne gel­me­me­si ne­de­niy­le, İç Tü­zük ge­re­ği doğ­ru­dan gün­de­me alın­ma­sı ta­le­bi­mi yi­ne­le­ye­rek  bu­gün hu­zur­la­rı­nız­da bu­lun­mak­ta­yım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, tak­dir eder­si­niz ki, 1990 ta­ri­hin­den bu ta­ra­fa, en son 2005 yı­lın­da ve­kil imam­lık­tan 10.250 ci­va­rın­da din gö­rev­li­si ar­ka­da­şı­mız kad­ro al­mış, Di­ya­net­te, ma­li açı­dan da di­ğer ka­mu per­so­ne­lin­de ol­du­ğu gi­bi, du­rum­lar iyi­leş­ti­ril­me­ye ça­lı­şıl­mış, ama 1990 yı­lın­dan bu ta­ra­fa, ya­ni on ye­di yıl içe­ri­sin­de 3.027 kad­ro ha­riç, on ye­di yıl sü­rey­le, Di­ya­net İş­le­ri Baş­kan­lı­ğı­na kad­ro ve­ril­me­miş­tir.

Millî Eği­tim­de, hak­lı ola­rak, öğ­ren­ci ço­ğal­dık­ça öğ­ret­men ih­ti­ya­cı­mız her yıl art­mak­ta ve bun­la­rı te­da­rik için büt­çe­miz­de ye­ni kad­ro­lar ih­das edil­mek­te­dir. Ke­za, em­ni­yet ca­mi­amız­da ay­nı sı­kın­tı ya­şan­mak­ta, imkânlar dâhi­lin­de em­ni­yet teş­ki­la­tı­mı­za ye­ni kad­ro­lar ve­ril­mek­te­dir.

Geç­ti­ği­miz gün­ler­de ye­ni ku­rul­mak­ta olan üni­ver­si­te­le­ri­miz­de otuz bin ci­va­rın­da ye­ni kad­ro -gi­ne geç­ti­ği­miz haf­ta- bu Mec­lis­ten onay­lan­dı, geç­ti. Umu­yo­rum, in­şal­lah önü­müz­de­ki gün­ler­de Çan­ka­ya'da onay­lan­mak su­re­tiy­le de ke­sin­leş­miş ve ka­nun­laş­mış ola­cak­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ya­pı­lan bir kı­sım is­ta­tis­ti­ki ça­lış­ma­la­ra mu­va­zi ola­rak ba­kı­la­cak olur­sa, her­kes ta­ra­fın­dan bi­lin­mek­te­dir ki, ül­ke nü­fu­su­nun ar­tı­şı­na pa­ra­lel ola­rak yıl­lık or­ta­la­ma bin-bin beş yüz ara­sı ye­ni ca­mi ya­pıl­mak­ta. Bu, ar­tan nü­fu­sa pa­ra­lel ola­rak ta­bii bir ar­tış ola­rak gö­rül­mek­te­dir. Ni­te­kim, sa­de­ce Top­lu Ko­nut İda­re­si ta­ra­fın­dan bu dört bu­çuk yıl içe­ri­sin­de ya­pı­lan ve bit­mek­te olan iki yüz el­li bin ci­va­rın­da ko­nu­tu göz önün­de bu­lun­du­rur tak­ri­ben 1.000 ki­şi üze­rin­de bir imam he­sap­la­ma­sı ya­pa­cak olur­sa­nız, sa­de­ce bu ko­nut­lar­da ye­ni iskân ede­cek va­tan­daş­la­rı­mız­dan do­la­yı iki bin beş yüz ci­va­rın­da san­ki ye­ni kad­ro­ya ih­ti­yaç ol­du­ğu gö­rü­le­cek­tir. Oy­sa­ki, özel sek­tö­rün bu ko­nu­da­ki ye­ni ya­pı­lan­ma, uy­du kent­ler, ye­ni şe­hir­leş­me­ler ne­de­niy­le ca­mi ih­ti­yaç­la­rı ve ca­mi kad­ro­la­rı ih­ti­ya­cı zi­ya­de­siy­le göz önün­de bu­lun­du­rul­mak du­ru­mun­da­dır.

Hâlen kad­ro­suz ca­mi sa­yı­sı on bin otuz bir, gö­rev­li­si ol­ma­yan ca­mi sa­yı­sı on dört bin yüz otuz iki. Mü­ez­zin, kay­yum, Kur'an kur­su öğ­ret­me­ni ve di­ğer, müf­tü, müf­tü mu­avi­ni gi­bi kad­ro­la­ra ba­kıl­dı­ğın­da da­ha ön­ce­ki öne­ri­mi­zin, bu is­ti­ka­met­te yap­mış ol­du­ğum ka­nun tek­li­fi­nin za­ru­re­ti bu­gün için zi­ya­de­siy­le ken­di­si­ni or­ta­ya koy­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Ana­ya­sa'mız ge­re­ği top­lu­mu din ko­nu­sun­da ay­dın­la­ta­cak tek bir ku­rum var­dır; hem din hiz­met­le­ri sun­mak hem de din ko­nu­sun­da top­lu­mu ay­dın­lat­mak. Fil­ha­ki­ka din de­nin­ce ak­la her­ke­sin ahkâm kes­ti­ği bir alan gel­mek­te­dir. Top­lum­da üç alan her­ke­sin or­tak ma­lı hâli­ne gel­miş­tir. Bun­lar­dan bi­ri­si ta­ba­bet­tir. Ya­ni her­kes ken­di­si­ni za­man za­man "ra­hat­sız­lı­ğım­da şu ila­cı kul­la­nır­dım, al bu ila­cı kul­lan" di­ye­bi­le­cek hâle gel­miş. Bu, cid­di bir yan­lış­tır. Bir di­ğe­ri si­ya­set­tir. Her­kes ken­di­ni si­ya­set­te en yet­kin ve et­kin ki­şi ola­rak gö­rür, bun­da da söz sa­hi­bi­dir. Ben, kü­çüm­se­mek için söy­le­mi­yo­rum, her bi­ri­ne say­gı du­yu­yo­rum, şu an­da bi­zi din­le­yen köy kah­ve­le­rin­de­ki va­tan­daş­la­rı­mız da, gün­de en az üç de­fa hükûmet yı­kar, beş de­fa da ye­ni ka­bi­ne oluş­tu­rur. Si­ya­set de, her­ke­sin en çok ko­nuş­tu­ğu alan­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MU­SA UZUN­KA­YA (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, bi­ti­ri­yo­rum.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Uzun­ka­ya.

MU­SA UZUN­KA­YA (De­vam­la) - Ya­ni ta­ba­bet, si­ya­set ve bir di­ğe­ri de di­ya­net­tir. Alın ga­ze­te­le­ri, ba­kın. Alın, te­le­viz­yon ek­ran­la­rın­da, hiç il­gi­si, ala­ka­sı ol­ma­yan, eh­li ol­ma­yan, bil­gi­si ol­ma­yan, bi­ri­ki­mi ol­ma­yan in­san­la­rın, din hak­kın­da ne­ler söy­le­di­ği­ni bir dü­şü­nü­ve­rin. İş­te, bu in­san­la­rın, kad­ro­suz ca­mi­ler­de… Ya­ni ima­mı yok, ama o ma­hal­le­de ca­mi var, ora­da ho­ca ol­ma­sı la­zım. Ya­ni Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin la­ik eği­tim sis­te­mi içe­ri­sin­de ye­tiş­miş, bu­gün­kü eği­tim sis­te­min­de ye­tiş­miş ehil din ho­ca­la­rı­nın, ya­ni din adam­la­rı­nın ol­ma­sı ge­re­ki­yor. Eğer bun­la­rı ver­mez­se­niz, iş­te, bu nae­hil de­di­ği­miz in­san­lar… Ama, bun­la­rın hiç­bi­ri­si­nin de, açık söy­le­ye­yim, te­le­viz­yon ek­ran­la­rın­da­ki ka­dar za­rar­lı ol­du­ğu­nu söy­le­mek müm­kün de­ğil. Din ko­nu­sun­da, o söz sa­hi­bi olan ek­ran­lar­da­ki in­san­la­rın, ma­ale­sef, ye­ter­li ol­ma­dık­la­rı hâlde, on­la­rın top­lu­ma din ko­nu­sun­da ver­di­ği za­rar ka­dar za­rar ver­me­si söz ko­nu­su de­ğil. Geç­ti­ği­miz gün­ler­de, ga­ze­te­le­re ba­kı­yo­rum… Tun­ce­li'de, Kut­lu Do­ğum Haf­ta­sı ve­si­le­siy­le, dev­le­tin din gö­rev­li­si, Di­ya­net İş­le­ri Baş­kan­lı­ğı­nın ha­zır­la­dı­ğı ki­tap­çık­la­rı ço­cuk­la­ra da­ğıt­mış di­ye ga­ze­te­le­rin­de man­şet ya­pan ga­ze­te­ci­le­ri de -üzü­le­rek söy­lü­yo­rum- kı­nı­yo­rum bu­ra­dan.

Pekâlâ, öbür ta­raf­ta, mis­yo­ner­ler fa­ali­yet ya­pı­yor, on­la­ra kar­şı çı­kı­yor­su­nuz. Bu ta­raf­ta, di­ni an­la­ta­cak din gö­rev­li­si hiz­met yap­mak is­ti­yor, ona kar­şı çı­kı­lı­yor. Pe­ki, Al­lah aş­kı­na, bu mil­le­tin ge­le­ce­ği­ni ki­me tes­lim ede­ce­ğiz? Ya­ni din ol­gu­su ve din duy­gu­su, bu mil­le­tin pay­da­sı ve de­ğe­ri de­ğil mi? Ya­ni, şu mem­le­ket­te, Karl Marx fel­se­fe­si­ni, "Din af­yon­dur." dü­şün­ce­si­ni pay­la­şa­cak çağ dı­şı bir dü­şün­ce­nin var ol­du­ğu­nu dü­şün­mek müm­kün de­ğil. Kal­dı ki, Mus­ta­fa Ke­mal'in, Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk'ün bu ko­nu­da­ki eğer söy­le­vi, nut­ku oku­nur ve iz­le­nir­se, mil­le­tin ay­dın­la­tı­la­ca­ğı, eği­tim ala­ca­ğı mü­es­se­se­le­ri, din ko­nu­sun­da­ki ay­dın­lan­ma ge­re­ği­ni, onun be­yan­la­rın­da da çok net ola­rak gör­mek müm­kün­dür.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

MU­SA UZUN­KA­YA (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ben, bu tek­li­fi­min doğ­ru­dan gün­de­me alı­na­rak, en kı­sa za­man­da, Di­ya­ne­tin bu ko­nu­da­ki ek­sik­li­ği­nin gi­de­ril­me­si­ne Yü­ce Par­la­men­to­mu­zun… Za­ten 10.250 adet 2005 yı­lın­da bir kad­ro ver­dik, ik­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le, Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da­ki de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mın bu ko­nu­da sağ­la­dı­ğı kat­kı­lar­la bu di­ğer kad­ro geç­miş­ti. Bu­ra­da ko­lay­lık sağ­la­na­ca­ğı, top­lu­mun bu ko­nu­da­ki ih­ti­ya­cı­nın gi­de­ril­me­si­ne kat­kı sağ­la­na­ca­ğı­na ina­nı­yor, bu ve­si­ley­le, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la, mu­hab­bet­le se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Uzun­ka­ya.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nın ara­nıl­ma­sı­nı is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Ara­ya­ca­ğım Sa­yın Ana­dol.

…Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­rar ye­ter sa­yı­sı yok­tur.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 16.23

 

 

İKİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 16.31

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Meh­met DA­NİŞ (Ça­nak­ka­le), Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 109'un­cu Bir­le­şi­mi­nin İkin­ci Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Mu­sa Uzun­ka­ya'nın İç Tü­zük'ün 37'nci mad­de­si­ne gö­re ver­miş ol­du­ğu öner­ge­nin oy­lan­ma­sın­da ka­rar ye­ter sa­yı­sı bu­lu­na­ma­mış­tı.

Şim­di öner­ge­yi tek­rar oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­ya­ca­ğım: Öner­ge­yi ka­bul eden­ler…

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, kâtip üye­ler ara­sın­da uyuş­maz­lık var­dır, elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pa­ca­ğız.

Üç da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum.

Oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, öner­ge ka­bul edil­miş­tir, ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır.

Alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, söz­lü so­ru öner­ge­le­ri ile di­ğer de­ne­tim ko­nu­la­rı­nı gö­rüş­mü­yor ve gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­na ge­çi­yo­ruz.

VII. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­ri­hi Mil­li Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

BAŞ­KAN - 1'in­ci sı­ra­da yer alan ka­nun tek­li­fi­nin ge­ri alı­nan mad­de­le­ri ile il­gi­li ko­mis­yon ra­po­ru gel­me­di­ğin­den, tek­li­fin gö­rüş­me­le­ri­ni er­te­li­yo­ruz.

2'nci sı­ra­da yer alan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

3'ün­cü sı­ra­da yer alan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

3.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

4'ün­cü sı­ra­da yer alan, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Şev­ket Or­han ile Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Ali Os­man Sa­li'nin; 2863 Sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si ve Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ya­ca­ğız.

4.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Şev­ket Or­han ile Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Ali Os­man Sa­li'nin; 2863 Sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si ve Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/461) (S. Sa­yı­sı: 970 ve 970'e 1 in­ci Ek) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet? Ye­rin­de.

Ko­mis­yon Ra­po­ru 970 ve 970'e 1'in­ci ek sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Or­han Sür, Ba­lı­ke­sir mil­let­ve­ki­li.

Sa­yın Sür, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz yir­mi da­ki­ka­dır.

CHP GRU­BU ADI­NA OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; gö­rü­şül­mek­te olan tek­lif üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

As­lın­da, herhâlde, te­le­viz­yon­la­rı ba­şın­da Mec­li­si iz­le­yen in­san­la­rı­mız, va­tan­daş­la­rı­mız Mec­li­si­miz çok ça­lı­şı­yor, ger­çek­ten, mil­let­ve­kil­le­ri­miz sa­bah­la­ra ka­dar ça­lı­şı­yor­lar di­ye dü­şü­nü­yor­lar. Bi­raz ön­ce bu­ra­da cid­di bo­yut­ta tar­tış­ma­lar yap­tık, cu­mar­te­si, pa­zar da­hi ça­lış­ma ka­ra­rı al­dık, hem de sa­at 11.00'den ge­ce 24.00'e ka­dar. Aca­ba, ger­çek­ten Mec­li­si­miz ça­lı­şı­yor mu di­ye bak­tı­ğı­mız­da ne gö­re­ce­ğiz, onu me­rak edi­yo­rum. Şu gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz tek­lif ne­den ge­rek­ti, ne­den bu nok­ta­ya gel­dik di­ye bak­tı­ğı­nız­da şu­nu gö­rü­yor­su­nuz: 14 Tem­muz 2004 ta­ri­hin­de bu Mec­lis­ten bir ya­sa çık­mış ve bu ya­sa­nın çık­ma­sın­dan son­ra ül­ke­de her şey kar­ma­ka­rı­şık ol­muş. Bir tek ke­li­me de­ğiş­tir­mi­şiz ve­ya bir ke­li­me ek­le­mi­şiz ya­sa­nın bir nok­ta­sı­na. Bu ke­li­me­nin ek­len­me­siy­le, özel­lik­le, kır­sal ke­sim­de ya­şa­yan in­san­la­rı­mız ta­pu-ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı sı­ra­sın­da çok bü­yük sı­kın­tı­lar ya­şa­ma­ya baş­la­mış­lar. Pe­ki, bu ta­sa­rı Mec­li­se ge­lir­ken bun­lar dü­şü­nül­me­di mi, bun­lar in­ce­len­me­di mi di­ye sor­mak ge­re­ki­yor. O  za­man da bu­ra­da va­kit kay­be­dil­di, o za­man da Mec­lis sa­at­ler­ce ça­lış­tı, o za­man da oy­la­ma­lar ya­pıl­dı. Bu ta­sa­rı­la­rı, bu tek­lif­le­ri ha­zır­la­yan ar­ka­daş­la­rı­mı­za ge­re­ken özen gös­te­ril­me­den mi bu tek­lif­ler ha­zır­la­nı­yor di­ye sor­mak ge­re­ki­yor.

El­bet­te, şim­di ben bu­ra­dan 2 ar­ka­da­şı­ma te­şek­kür et­mek is­ti­yo­rum: Ba­lı­ke­sir mil­let­ve­ki­li Sa­yın Sa­li ve Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Or­han'a. Bu so­ru­nu ya­ka­la­mış­lar ve bu so­ru­nu ya­ka­la­mış­lar ve so­ru­nun çö­zül­me­si için de bir öne­ri ge­tir­miş­ler. As­lın­da bu tek­lif de gün­ler­dir bu­ra­da bek­li­yor, hat­ta ay­lar­dır bek­li­yor, ay­lar­dır Mec­li­sin gün­de­min­de, bir tür­lü bu tek­li­fin gö­rü­şül­me­si­ne de sı­ra gel­me­di. Bu­gün ni­ha­yet bu tek­li­fi gö­rüş­me ola­na­ğı­na sa­hip ol­duk.

Ön­ce­lik­le şu­nu be­lirt­mek is­ti­yo­rum: Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu ola­rak, bu tek­li­fin bu­gün bu Mec­lis­ten geç­me­si­nin ger­çek­ten ül­ke in­sa­nı­mı­za ya­rar­lı ola­ca­ğı ka­nı­sın­da­yız ve bu tek­li­fi, ger­çek­ten, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak des­tek­li­yo­ruz. O ne­den­le, bi­raz ön­ce de te­şek­kür et­tim de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­ma bu tek­li­fi ver­dik­le­ri için, ger­çek­ten, ül­ke ya­ra­rı­na, in­san­la­rı­mız ya­ra­rı­na gü­zel bir şe­yi bu Mec­lis­ten ge­çir­miş ola­ca­ğız. Ama, ma­ale­sef, bu dö­nem­de, 22'nci Dö­nem­de hep gü­zel­lik­ler ya­şan­ma­dı de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Ben ko­nuş­ma­mın bu bö­lü­mün­de, Sa­yın Millî Eği­tim Ba­ka­nı­mı­zın, geç­ti­ği­miz gün­ler­de sarf et­tik­le­ri söz­ler ne­de­niy­le ken­di­si­ni kı­na­dı­ğı­mı Mec­lis tu­ta­nak­la­rı­na ge­çirt­mek is­ti­yo­rum. Ne di­yor Sa­yın Ba­ka­nı­mız?  "Bir­kaç  slo­gan  ez­ber­le­yen  çı­kı­yor mi­ting alan­la­rı­na, mi­ting alan­la­rın­da ba­ğı­rı­yor­lar, ça­ğı­rı­yor­lar, söz­de ulu­sal­cı­lık ya­pı­yor­lar." Bu­nun adı ulu­sal­cı­lık de­ğil­miş. Hat­ta hat­ta bi­raz da­ha ile­ri gi­di­yor, ha­ka­ret edi­yor, di­yor ki: "Ya­ra­sa bun­lar, ya­ra­sa san­ki." Ör­nek o. O mi­ting alan­la­rı­na gi­den bir va­tan­daş ola­rak, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti va­tan­da­şı ola­rak böy­le bir Millî Eği­tim Ba­ka­nı­nın bu ül­ke­ye ya­kış­ma­dı­ğı­nı söy­lü­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Ne ala­ka­sı var?" ses­le­ri)

 

(x) 970 ve 970'e 1'inci ek S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

"Ne ala­ka­sı?" di­ye ba­ğır­mak ko­lay, ama bir Millî Eği­tim Ba­ka­nı, mi­ting alan­la­rı­na gi­den mil­yon­lar­ca va­tan­da­şı­nı ya­ra­sa­ya ben­ze­ti­yor­sa o ül­ke­de ba­zı şey­le­ri dü­şün­mek ge­re­kir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bu in­sa­nın, bu Millî Eği­tim Ba­ka­nı­nın bu ül­ke­nin ço­cuk­la­rı­nı na­sıl eği­te­ce­ği­ni, han­gi yön­de eği­te­ce­ği­ni çok iyi bir şe­kil­de gör­mek ge­re­kir. Ay­dın­lık­tan ka­çı­lı­yor­muş. Han­gi ay­dın­lık­tan ka­çı­lı­yor? O mi­ting ala­nı­na gi­den­le­rin ba­ğır­dık­la­rı, is­te­dik­le­ri ne­dir? De­mok­ra­tik, la­ik bir cum­hu­ri­yet is­ti­yor­lar. Pe­ki, ay­dın­lık ney­miş? Ya­ni, bu ül­ke­de, sek­sen yıl­lık cum­hu­ri­ye­tin ka­za­nım­la­rı­nın bi­ri­le­ri­ne peş­keş çe­kil­me­si mi ay­dın­lık­mış? Bu ül­ke­nin par­sel par­sel edi­lip ya­ban­cı­la­ra sa­tıl­ma­sı mı ay­dın­lık­mış? Bun­la­ra kar­şı çık­mak­la mı aca­ba ya­ra­sa olu­yor­muş in­san­la­rı­mız? Ya­zık­lar ol­sun! Bir Millî Eği­tim Ba­ka­nı­na ya­kı­şan bir olay de­ğil bu. Bu söz­ler, bir Millî Eği­tim Ba­ka­nı­na ger­çek­ten ya­kış­mı­yor. Ama, ma­ale­sef, bu ül­ke­de böy­le millî eği­tim ba­kan­la­rı var. Böy­le dü­şü­nen ki­şi­ler ba­kan olu­yor. Ama, ina­nı­yo­rum ki, o "ya­ra­sa" di­ye ben­zet­ti­ği, ya­ra­sa­ya ben­zet­ti­ği in­san­lar, o sa­lon­la­rı, o alan­la­rı dol­du­ran­lar, ya­rın san­dık­la­rı dol­du­ra­cak ve o Millî Eği­tim Ba­ka­nı gi­bi olan ki­şi­le­rin, bir da­ha bu Mec­li­sin için­de Millî Eği­tim Ba­ka­nı ol­ma­sı­nı, bu Mec­lis­te mil­let­ve­ki­li ol­ma­sı­nı ön­le­ye­cek. Bu­na yü­rek­ten ina­nı­yo­rum.

Çok de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, el­bet­te, bu ta­sa­rı… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ta­sa­rı­ya dö­nü­yo­rum, siz hâlâ ora­lar­da ka­la­bi­lir­si­niz, ben ta­sa­rı­ya dö­nü­yo­rum. Bi­raz ön­ce ifa­de et­ti­ğim gi­bi, top­lu­mu­muz için çok ya­rar­lı bir ta­sa­rı. As­lın­da, 14 Tem­muz 2004'te bir ke­li­me ek­le­mi­şiz, de­mi­şiz ki: "Sit alan­la­rı." "Sit alan­la­rı" di­ye bir ke­li­me, cüm­le ek­le­mi­şiz, iki ke­li­me­cik ek­le­mi­şiz ve her şey de­ğiş­miş. As­lın­da, es­ki ya­sa­yı da in­ce­le­di­ği­miz­de ora­da da ba­zı yan­lış­lık­lar var­mış. El­bet­te, ba­zı şey­le­rin dü­zen­len­me­si ge­re­ki­yor­muş. Ya­ni, sit alan­la­rı­nın bir bö­lü­mü­nün en azın­dan… Bi­raz son­ra, sa­nı­rım, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­buy­la Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­nun or­tak ve­re­ce­ği bir öner­gey­le bu tek­lif­te de ba­zı de­ği­şik­lik­ler ya­pa­ca­ğız. O tek­lif­te de gö­rü­le­ce­ği gi­bi, ger­çek­ten, es­ki ya­sa­da ba­zı de­ği­şik­le­rin ya­pıl­ma­sı ge­re­ki­yor­muş. Çün­kü, ba­zı sı­kın­tı­lar var­mış. Ama, bu tam tes­pit edi­le­me­miş ve­ya tam ha­zır­la­na­ma­mış, iyi ha­zır­la­na­ma­mış, bu şe­kil­de geç­miş.

Şim­di, ne yap­mı­şız? "Sit alan­la­rı" de­mi­şiz. "Sit alan­la­rı" de­di­ği­miz­de, çok ge­niş bir kav­ram içi­ne gir­miş bu ola­yın ve çok sa­yı­da in­sa­nı­mız mağ­dur ol­muş. As­lın­da, es­ki ya­sa­da "kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı" di­ye ge­çi­yor. Ye­ni tek­lif­te "ta­bi­at var­lık­la­rı" da bu­ra­dan çı­ka­rıl­mış. Çün­kü, ta­bi­at var­lık­la­rı­nın ta­ri­fi­ni oku­du­ğu­nuz­da "Je­olo­jik de­vir­ler­le, ta­rih ön­ce­si ve ta­rihî de­vir­le­re ait olup en­der bu­lun­ma­la­rı ve­ya özel­lik­le­ri ve gü­zel­lik­le­ri ba­kı­mın­dan ko­run­ma­sı ge­re­ken yer üs­tü, yer al­tın­da ve­ya su al­tın­da bu­lu­nan de­ğer­ler" di­ye ta­rif edi­yor. Ya­ni, "do­ğal sit" di­ye, hal­kı­mı­zın ara­sın­da "do­ğal sit" di­ye bi­li­nen ta­bi­at var­lık­la­rı, es­ki ya­sa­da, as­lın­da, ta­pu­la­na­ma­ya­cak, ka­das­tro sı­ra­sın­da mül­ki­ye­ti va­tan­daş­la­ra ge­çe­me­ye­cek yer­ler di­ye be­lir­len­miş. Ama, şu da bir ger­çek: Böy­le bir mad­de, böy­le bir ta­rif ol­ma­sı­na rağ­men, 2004'ten ön­ce­ki ya­pı­lan ka­das­tro­lar­da, bu do­ğal sit alan­la­rın­da, as­lın­da, mül­ki­yet sa­hi­bi ol­muş ora­da­ki in­san­la­rı­mız.

14/7/2004 ta­ri­hin­den son­ra "sit alan­la­rı" söz­cü­ğü ora­ya gi­rin­ce, bir­den­bi­re her şey de­ğiş­miş. Şöy­le dü­şü­nün de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım: Ay­nı do­ğal çev­re­yi pay­la­şan, ör­ne­ğin ay­nı gö­lün et­ra­fın­da ya­şa­yan, ay­nı dağ­da ya­şa­yan, do­ğal sit ilan edi­len, or­tak alan­la­rı olan bir, iki, üç köy, da­ha ön­ce ka­das­tro gör­müş, ora­lar­da mül­ki­yet edi­nil­miş, ama, bir dör­dün­cü köy, 2004 ta­ri­hin­den son­ra ka­das­tro ça­lış­ma­sı baş­la­dı­ğı için, ora­da­ki va­tan­daş­la­ra bu yer­ler için­de ka­lan yer­le­ri­nin ta­pu­la­rı ve­ri­le­me­miş. Şim­di bu eşit­siz­lik or­ta­dan kal­kı­yor. 17/4/2004 ta­ri­hin­den ön­ce, na­sıl bu yer­le­rin ta­pu­la­rı ora­da ya­şa­yan in­san­la­rı­mı­za ve­ri­le­bi­li­yor idiy­se, na­sıl ora­da zil­yet­lik ge­çer­li ola­bi­li­yor­duy­sa, bu de­ği­şik­lik Mec­li­si­miz­ce ka­bul edil­di­ği tak­dir­de, bu­ra­lar­da ya­şa­yan in­san­la­rı­mı­zın so­run­la­rı da çö­zül­müş ola­cak. Ta­bii, zil­yet­lik ko­şu­luy­la, zil­yet­li­ği is­pat et­me­si ko­şu­luy­la, ka­das­tro ör­gü­tü­mü­zün bu­nu araş­tır­ma­sı ko­şu­luy­la bu ger­çek­le­şe­cek.

"Ne­dir zil­yet­lik?" di­ye sor­du­ğu­muz­da "Ta­pu­da ka­yıt­lı ol­ma­yan ve ay­nı ça­lış­ma ala­nı için­de bu­lu­nan ve top­lam yüz öl­çü­mü su­lu top­rak­ta 40, ku­ru top­rak­ta 100 dö­nü­me ka­dar olan bir ve­ya bir­den faz­la ta­şın­maz mal, çe­kiş­me­siz ve ara­lık­sız en az yir­mi yıl­dan be­ri ma­lik sı­fa­tıy­la zil­yet­li­ği­ni bel­ge­ler­le ve­ya bi­lir­ki­şi ve­ya­hut ta­nık be­yan­la­rıy­la is­pat eden­le­re…" zil­yet­lik adı­na tes­cil edi­lir di­yor Ya­sa'mız.

O za­man, iş­te, bu böl­ge­ler­de 2004'ün Tem­mu­zun­dan son­ra zil­yet­lik­le­ri ge­çer­li sa­yıl­ma­yan, yir­mi yıl­dır, otuz yıl­dır, el­li yıl­dır o ara­zi­yi kul­la­nan, ora­da ta­rım ya­pan, ora­da ya­şa­yan in­san­la­rı­mı­za ve­ril­me­yen ta­pu­lar, bu ya­sa­nın, bu­gün, bu­ra­da, di­le­rim ka­nun­laş­ma­sıy­la, geç­me­siy­le va­tan­daş­la­rı­mı­za tek­rar ve­ri­le­cek. El­bet­te, bu­ra­lar sit ala­nıy­sa sit ku­ral­la­rı ge­çer­li ola­cak, sit­ler yok edil­me­ye­cek; sit alan­la­rı için­de bu­lu­nan ta­şın­maz­lar han­gi ku­ral­la­ra gö­re, han­gi ko­şul­la­ra gö­re kul­la­nı­lı­yor­lar­sa, bu­gü­ne ka­dar na­sıl kul­la­nıl­dı­lar­sa bun­dan son­ra da o özel­lik­le­ri ko­ru­na­rak, o de­ne­tim ya­pı­la­rak, ta­pu­da "bu­ra­lar sit­tir" di­ye şerh dü­şü­le­rek bu ta­pu­lar ve­ri­le­cek, ama hiç ol­maz­sa kul­la­nı­mı va­tan­daş­la­rı­mı­zın üze­rin­de ka­la­cak. Bu, o ne­den­le, ger­çek­ten bü­yük bir eşit­siz­li­ği… 2004'ten ön­ce ya­pı­lan uy­gu­la­ma­la­rın 2004'ten son­ra da de­vam et­me­si­ni ge­rek­ti­ri­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mız­la or­tak yap­tı­ğı­mız ça­lış­ma­lar­da biz­le­rin bir öne­ri­si ol­du. 2004'ten bu­gü­ne ka­dar ge­çen sü­re için­de, eğer ke­sin­le­şen ka­das­tro var­sa ve bu ne­den­le mağ­dur du­ru­ma dü­şen va­tan­daş­la­rı­mız var­sa on­la­rın mağ­du­ri­ye­ti­nin gi­de­ril­me­si ama­cıy­la bir de­ği­şik­lik öner­ge­si -iş­te, bi­raz ön­ce ifa­de et­ti­ğim gi­bi- su­nu­yo­ruz. O de­ği­şik­lik öner­ge­siy­le, ta­pu ka­das­tro ör­güt­le­ri­miz ke­sin­le­şen bu bi­rim­ler­de tek­rar bu dos­ya­la­rı aça­cak­lar, eğer zil­yet­lik ger­çek­ten var­sa, zil­yet­lik ko­şul­la­rı oluş­muş­sa o va­tan­daş­la­rı­mı­zın da ta­pu­la­rı­nı al­ma­sı, o va­tan­daş­la­rı­mı­za ta­pu ve­ril­me­si sağ­la­na­cak.

O ne­den­le, ben, şim­di­den va­tan­daş­la­rı­mı­za bu ya­sa­nın ha­yır­lı, uğur­lu ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. Yi­ne, bu ya­sa­yı bu­ra­ya ge­ti­ren ar­ka­daş­la­rı­ma te­şek­kür edi­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Sür.

Tü­mü üze­rin­de AK Par­ti Gru­bu adı­na söz is­te­yen Şev­ket Or­han, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Or­han.

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA ŞEV­KET OR­HAN (Bur­sa) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ön­ce, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Mil­let­ve­ki­li Sa­yın İl­yas Se­zai Ön­der ar­ka­da­şı­mı­za Al­lah'tan rah­met di­li­yo­ruz, ya­kın­la­rı­na da sa­bır­lar di­li­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, az ev­vel Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li­mi­zin de bu­ra­da izah et­ti­ği gi­bi, 2863 sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si ve Ge­çi­ci Bir Mad­de İla­ve Edil­me­si ile İl­gi­li Ka­nun Tek­li­fi hak­kın­da AK Par­ti Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, az ev­vel de bah­se­dil­di­ği gi­bi "sit alan­la­rı" iba­re­si ek­len­miş olan 2863 sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı Ka­nu­nu'nun 11'in­ci mad­de­si­nin bu kıs­mı­nın de­ğiş­ti­ril­me­si, el­bet­te ki, 2004 ön­ce­si zil­yet­lik­ten do­la­yı hak sa­hi­bi ol­muş in­san­lar­la 2004'ten son­ra zil­yet­lik­ten do­la­yı hak sa­hi­bi ola­ma­yan in­san­lar ara­sın­da­ki hak­sız­lı­ğı, ada­let­siz­li­ği or­ta­dan kal­dır­mış ola­cak­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, se­çim böl­ge­miz­de yap­tı­ğı­mız zi­ya­ret­ler sı­ra­sın­da bi­ze ge­len şikâyet­le­ri ele al­dı­ğı­mız­da bu me­se­le or­ta­ya çık­tı. Bi­zim Bur­sa'mız­da, Ulu­dağ'da yak­la­şık dört ta­ne köy ta­pu ka­das­tro ça­lış­ma­la­rın­dan is­ti­fa­de ede­me­di. Bu Ka­nun… Bu, iş­te, 11'in­ci mad­de­de­ki "sit alan­la­rı" iba­re­siy­le köy­ler­de ka­das­tro ça­lış­ma­sı ya­pı­la­maz hâle gel­di. Ka­das­tro mü­dür­lü­ğü­nün ele­man­la­rı ve  köy hal­kı­nın biz­le­ri ika­zıy­la or­ta­ya çık­mış olan bu ko­nu üze­rin­de bir ça­lış­ma yap­tık. 2004 yı­lın­da -ay­nı sü­re­de- Bur­sa Ulu­dağ sit ala­nı kap­sa­mı içi­ne alın­dı. Bu­ra­da Yi­ği­ta­li kö­yü, Gök­çe­ören kö­yü, Ka­ra­is­lah kö­yü, Bağ­lı kö­yü, bu­na ben­zer dört beş ta­ne köy, bu sit ala­nı içi­ne alın­ma­sın­dan son­ra Ulu­dağ'ın... Ye­di yüz yıl­lık köy­ler bun­lar yak­la­şık, Os­man­lı­dan ka­lan köy­ler ve yıl­lar­dır ka­das­tro­su ya­pı­la­ma­mış olan köy­ler. Bu köy­ler, yıl­lar­dır ka­das­tro­su ya­pı­la­ma­dı­ğı için mağ­dur edil­di­ler ve ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı ya­pı­la­ma­dı; eğer ya­pıl­mış ol­say­dı, bu yer­ler, bu "sit alan­la­rı" iba­re­sin­den do­la­yı ha­zi­ne­ye irat kay­de­di­le­cek­ti, ha­zi­ne­ye ge­çe­cek­ti, ye­di yüz yıl­lık köy­ler ha­zi­ne­ye ge­çe­cek­ti. Do­la­yı­sıy­la, bu yap­tı­ğı­mız ça­lış­may­la bir­lik­te, Ana­ya­sa'mı­zın mül­ki­yet hak­la­rıy­la il­gi­li 35'in­ci mad­de­sin­de de be­lir­til­di­ği gi­bi, bu­na ters olan bu Ka­nun'un de­ğiş­ti­ril­me­si söz ko­nu­su ol­du ve Ka­nun is­te­ni­len şek­le gel­miş olu­yor. Do­la­yı­sıy­la, bu mağ­du­ri­yet or­ta­dan kalk­mış olu­yor.

Az ev­vel de Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li­miz Or­han Bey'in söy­le­di­ği gi­bi, bu­ra­da, ke­sin­lik­le, in­san­la­rın her is­te­di­ği gi­bi sit alan­la­rı­nın kalk­ma­sı fa­lan söz ko­nu­su de­ğil, ama, mağ­du­ri­yet­le­rin -ka­das­tro ça­lış­ma­sıy­la il­gi­li- 3402 sa­yı­lı Ka­das­tro Ka­nu­nu'nun 14'ün­cü mad­de­sin­de be­lir­til­di­ği üze­re, zil­yet­lik­le hak sa­hi­bi ol­ma ko­nu­sun­da bu köy­lü­le­rin önü­nün açıl­mış ol­ma­sı, he­de­fi­miz oy­du. Bu ka­nun tek­li­fi­ni de o çer­çe­ve­de ver­dik. Za­ten, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­mız ta­ra­fın­dan bi­rin­ci grup ola­rak tes­cil edi­len yer­ler bu şey­den is­ti­fa­de ede­me­ye­cek­ler. Ay­rı­ca, bi­rin­ci ve ikin­ci de­re­ce­de­ki ar­ke­olo­jik sit alan­la­rı da ay­nı şe­kil­de, ka­nu­nen uy­gu­la­ma­la­rı de­vam ede­cek.

An­cak, ben sa­de­ce Bur­sa'dan ör­nek ver­dim, Tür­ki­ye'nin he­men he­men her böl­ge­sin­den -biz bu ka­nun tek­li­fi­ni ver­di­ği­miz­de- biz­le­re te­le­fon­lar yağ­dı ve bu te­le­fon­lar­la, biz, ha­ki­ka­ten, bu işin çok önem­li ol­du­ğu­nun far­kı­na bir kez da­ha var­mış ol­duk. Do­la­yı­sıy­la, bu ka­nun­la bir­lik­te, ina­nı­yo­rum ki, bu mağ­du­ri­yet­ler or­ta­dan kal­dı­rıl­mış ola­cak. Köy­lü­mü­zün biz­den, ka­das­tro mü­dür­lü­ğü­nün biz­den bek­le­miş ol­du­ğu bu ça­lış­ma ne­ti­ce­len­miş ola­cak.

Ben, bu­gü­ne ka­dar has­sas olan bu ka­nun tek­li­fiy­le il­gi­li bi­ze yar­dım­cı olan Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­nın per­so­ne­li, Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü per­so­ne­li ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız, AK Par­ti, Ko­mis­yon­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mı­zın hep­si­ne ay­rı ay­rı te­şek­kür edi­yo­rum. Ka­nu­nu­mu­zun hem mağ­dur olan in­san­la­rı­mı­za hem Tür­ki­ye'mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Or­han.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen İb­ra­him Öz­do­ğan, Er­zu­rum Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Öz­do­ğan.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA İB­RA­HİM ÖZ­DO­ĞAN (Er­zu­rum) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 970 sı­ra sa­yı­lı ve 2863 Sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si ve Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'ne iliş­kin,  Ana­va­tan Gru­bu adı­na, tek­li­fin tü­mü üze­rin­de söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Bu ve­si­ley­le, yü­ce he­ye­ti­ni­zi en de­rin say­gı­la­rım­la se­lam­la­rım.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, he­men işin ba­şın­da şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum ki, biz Ana­va­tan Gru­bu ola­rak bu ka­nun tek­li­fi­ni des­tek­li­yo­ruz, olum­lu oy ve­re­ce­ği­mi­zi şim­di­den yü­ce hu­zu­ru­nuz­da be­lirt­mek is­ti­yo­ruz. Çün­kü, bu ka­nun tek­li­fiy­le mağ­dur olan köy­ler­de mağ­dur olan va­tan­daş­la­rı­mı­zın mağ­du­ri­ye­ti gi­de­ri­le­cek ve öbür köy­le­ri­miz gi­bi hak­la­rı­na ka­vu­şa­cak­lar­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, ül­ke­mi­zin kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rın­dan söz et­mek, ha­ki­ka­ten, siz­le­re ol­du­ğu gi­bi ba­na da ay­rı bir gu­rur ve­ri­yor. Ko­ru­nu­yor ol­duk­la­rı ve­ya kıy­met­le­ri bi­li­ni­yor ol­du­ğu için de­ğil, ama, o var­lı­ğın bu ül­ke­ye na­sip ol­muş ol­ma­sı­nın gu­ru­ru­nu ve onu­ru­nu ta­şı­yo­rum. Top­ra­ğı­mız, çok özel ve kıs­ka­nıl­ma­sı ge­re­ken bir top­rak; içi do­lu, özü do­lu, ta­rih­le be­zen­miş ve asır­lar bo­yu de­ri­ni­ne ya­şan­mış­tır. İş­te bun­dan bah­set­mek is­te­dim bu ko­nuş­mam­da, ama, ön­ce de­ğin­mem ge­re­ken bir nok­ta var bu­gün de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Dün ko­nuş­ma not­la­rı­mı ha­zır­lar­ken, ak­lım te­le­viz­yon ek­ran­la­rın­da iz­le­di­ğim olay­la­ra ta­kıl­dı ve top­ra­ğı­mı­zın si­hir­li ve aza­met­li gü­zel­li­ği­nin üze­ri­ni kap­la­mış bir ha­yır­sız­lık duy­gu­su sar­dı içi­mi.

Ba­kı­nız, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şu bir gün­de olan­la­ra ba­ka­lım. Na­sıl bir cin­net top­lu­mu hâli­ne gel­di­ği­mi­ze ba­ka­lım.

Mec­lis Araş­tır­ma Ko­mis­yo­nu­nun 200 bin li­se­li öğ­ren­ci­nin si­lah ta­şı­dı­ğı ra­po­ru­nun ka­mu­oyu­nun bil­gi­si­ne in­ti­kal et­ti­ği gün, ya­ni dün, Ya­lo­va'da, bir öğ­ren­ci okul mü­dür yar­dım­cı­sı­nı bı­çak­la­dı.

Bir şeh­ri­miz­de ev­ler ate­şe ve­ri­lir­ken, di­ğer bir şeh­ri­miz­de be­bek ve kü­çük ço­cuk ağ­lat­ma ya­rı­şı ya­pı­lı­yor­du.

Cu­mar­te­si gü­nü oy­na­nan der­bi ma­çı­nın ar­dın­dan kur­şun ya­ra­sı alan bir öğ­ren­ci öl­dü de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Fut­bol maç­la­rı bi­rer çıl­gın­lık are­na­sı­na, ül­ke­miz­de, dö­nüş­tü. Sa­yın Baş­ba­kan, bu es­na­da, ih­ti­laf­lı ol­du­ğu Fut­bol Fe­de­ras­yo­nuy­la, ma­ale­sef ağız da­la­şı yap­mak­la meş­gul­dü.

Top­lum­sal asa­yiş olay­la­rı ma­ale­sef art­tı. Bi­ber ga­zı se­ne­si­ne gir­dik ne­re­dey­se de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Öy­le ki her yer­de olay çı­kı­yor ve po­lis yay­gın bir şe­kil­de bi­ber ga­zı kul­la­nı­yor.

Ve de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Te­rör­le Mü­ca­de­le Özel Tem­sil­ci­si Sa­yın Edip Ba­şer gö­re­vin­den alın­dı ve ye­ri­ne, Sa­yın Baş­ba­ka­na dış iliş­ki­ler da­nış­man­lı­ğı da ya­pan bir Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı Müs­te­şar Yar­dım­cı­sı atan­dı. Sa­yın Edip Ba­şer ne­den is­ti­fa ede­ce­ği­ni söy­le­di­ği bir an­da gö­rev­den alın­dı? Bu­nun dik­kat­le in­ce­len­me­si ge­re­kir ve "Ne­den ye­ri­ne baş­ka bi­ri­si atan­dı?" so­ru­su­nu sor­ma­mız ge­re­kir. Sa­yın Edip Ba­şer'in yap­tı­ğı iş önem­liy­se ne­den o des­tek­len­me­di ve de­vam et­me­si sağ­lan­ma­dı? Yap­tı­ğı iş lü­zum­suz­sa ne­den ye­ri­ne baş­ka bi­ri­si atan­dı?

An­ka­ra'da bir güç­ler ça­tış­ma­sı mı var? De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu so­ru­yu sor­mak is­ti­yo­rum yü­ce ka­mu­oyu­na da. Biz, top­ra­ğı­mı­za göz di­ken te­rö­rist­ler ve on­la­rın des­tek­çi­le­riy­le mi sa­va­şı­yo­ruz, yok­sa bu sa­vaş ken­di ku­rum­la­rı­mı­za mı kar­şı?

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­do­ğan, lüt­fen, tek­lif­le il­gi­li ko­nu­şur mu­su­nuz.

İB­RA­HİM ÖZ­DO­ĞAN (De­vam­la) - He­men ge­le­ce­ğim Sa­yın Baş­ka­nım, he­men ge­le­ce­ğim.

Me­se­le ne­dir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Me­se­le bu top­ra­ğın ko­run­ma­sı mı­dır, yok­sa baş­ka bir şey mi­dir? Ha­ki­ka­ten, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, dün ak­şam bir yan­dan ko­nuş­ma not­la­rı­ma göz gez­di­rir­ken, bir yan­dan da bun­la­rı iz­le­yip du­ru­mu­mu­zu dü­şün­düm ve şu­nu bir kez da­ha tes­pit et­tim ve şim­di ta­ri­he bir not düş­mek is­ti­yo­rum yü­ce Mec­li­sin ça­tı­sı al­tın­da:

Bu Hükûmet ül­ke­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­dı, ha­yır ge­tir­me­di; iyi ol­ma­dı bu Hükûme­tin gel­me­si, hiç iyi ol­ma­dı. Top­lum çok yal­nız kal­dı bu Hükûmet dö­ne­min­de, ma­nen ve mad­de­ten yıp­ran­dı de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Top­ra­ğı­mı­za yö­ne­lik dış sal­dı­rı­lar art­tı, dış po­li­ti­ka­da sal­la­nır ol­duk. Genç­le­ri­miz çok ufuk­suz ve ümit­siz kal­dı. Top­lum­da ada­let duy­gu­su ha­sar­lan­dı ve gü­ven­siz­lik ik­li­mi yer­leş­ti. So­rum­suz bir kör ben­lik­li bir ik­ti­dar har­man gi­bi sa­vur­du her şe­yi. Üs­te­lik hâl böy­ley­ken ve mil­let acil bir al­ter­na­tif ara­yı­şı için­dey­ken, par­ti­le­re "Bir­le­şin ar­tık, umut­suz ve der­man­sız bı­rak­ma­yın bi­zi." der­ken, in­san­lar fe­ra­gat ve fe­dakârlık­la bir­leş­me­le­rin önü­nü açar­ken, Sa­yın Baş­ba­kan bir­le­şen par­ti­le­ri çü­rük yu­mur­ta­ya ben­zet­ti de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Bu, ha­ki­ka­ten içi­mi­zi, ka­mu­oyu­nun içi­ni ya­ra­la­yan bir şey­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, her şe­yi ken­di oyun­ca­ğı zan­ne­den ve her şey­le ye­te­rin­ce oyun­ca­ğı gi­bi oy­na­ya­ma­dı­ğı için si­nir­le­ri bo­zu­lan Sa­yın Baş­ba­kan, biz­ler­den, ya­ni bu ül­ke­ye çö­züm su­na­rak de­mok­ra­tik sis­te­mi­mi­zi ra­hat­lat­ma he­de­fi­ni ta­şı­yan biz­le­re "çü­rük yu­mur­ta" ben­zet­me­si yap­ma­sı top­lu­mu ger­di de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, çü­rü­dü ar­tık ba­zı şey­ler, çün­kü cılk bir yu­mur­ta­ya dön­dü beş yıl­lık ik­ti­dar, cılk­laş­tı çün­kü yu­mur­ta de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Sa­yın Baş­ba­kan, bir de "has­ta­ne­den ka­çan dok­tor" ben­zet­me­si yap­tı ken­di oyun­la­rı­na alet ol­ma­yan mil­le­tin ve­kil­le­ri­ne de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi oyun­cak de­ğil, ih­ti­ras­la­rın tat­min ara­cı de­ğil. Bu ül­ke­ye, sa­da­kat ve ko­ru­ma­nın ara­cı ola­rak gö­ren mil­let­ve­kil­le­riy­le uğ­ra­şı­yor ve on­la­ra kı­zı­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, "be­nim çe­lik ço­mak oyu­nu­mu ne­den boz­du­nuz" di­ye kı­zı­yor sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­ne. İh­ti­ras atı­nın gem­le­ri kı­sal­dı­ğı için ta­ham­mül­süz­le­şi­yor, ag­res­yon­la­rı ar­tı­yor. Ne­den sır­tı­nı­zı eğip be­nim ih­ti­ras­la­rı­mı bin­dir­me­di­niz, di­ye kı­zı­yor sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­ne. Onun oyun­la­rı­na sır­tı­nı eğ­me­yen mil­let­ve­kil­le­ri­nin mu­te­ber­li­ğin­den söz edi­yor. Evet de­ğer­li ar­ka­daş­lar, va­ta­nı ko­ru­ma­da cim­ri­lik ne ka­dar mu­te­ber­se, şe­hit­le­ri­mi­ze "kel­le" ve te­rö­rist ba­şın­dan "sa­yın" di­ye söz et­mek de o ka­dar mu­te­ber­dir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Ve de­ğer­li ar­ka­daş­lar, 22 Tem­muz se­çim­le­rin­de, Sa­yın Baş­ba­ka­nın za­fe­ri­nin en baş des­tek­çi­si olan­lar mu­te­ber ol­mak­la mil­let için mu­te­ber ol­mak ara­sın­da­ki far­kı bu mil­let öl­çüp bi­çe­cek­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu aziz top­ra­ğın kül­tür ve ta­rih mi­ra­sı­na gel­mek is­ti­yo­rum ve işe İs­tan­bul'dan baş­la­mak is­ti­yo­rum. Ba­ka­lım, Hükûmet İs­tan­bul'a na­sıl bak­mış, ya­ni han­gi göz­le bak­mış.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ön­ce, Hükûme­tin bu ko­nu­da­ki iş­le­ri­ne, Hay­dar­pa­şa Ga­rı'na göz di­ke­rek bir ba­ka­lım. Yüz­yıl­lar­dır bir­ço­ğu­mu­zun de­ni­zi ve İs­tan­bul'un o ef­sa­ne­vi si­lü­eti­ni ilk kez gör­dü­ğü­müz, he­nüz gör­me­miş ol­sak bi­le gör­ke­mi­ni o saf gö­nül­lü yer­li film­le­rin­den bi­rin­de mut­la­ka rast­la­dı­ğı­mız, anı­la­rı­mı­zın mekânı Hay­dar­pa­şa Ga­rı'nın gün­dem­de­ki rant pro­je­si­ne ha­zır­lık ama­cıy­la ya­pı­lan yı­kım ve ta­di­lat­lar­la ta­rihî ve kül­tü­rel de­ğer­ler tah­rip edi­li­yor. Hay­dar­pa­şa gar bi­na­sı, yüz ya­şı­nı aşan ta­rih­sel ve kül­tü­rel mi­ras ni­te­li­ğin­de olup İs­tan­bul 2 Nu­ma­ra­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan 21/08/1997 ta­rih ve 4542 sa­yı­lı Ka­rar­la bi­rin­ci sı­nıf ko­run­ma­sı ge­re­ken ya­pı ola­rak tes­cil edil­miş­tir.

Kül­tü­rel ve ta­rihî de­ğer­le­ri ko­ru­mak dev­le­tin ön­ce­lik­li gö­rev­le­rin­den ol­du­ğu gi­bi, tüm in­san­lı­ğın or­tak de­ğer­le­ri olan bu eser ve ya­pı­la­rı ko­ru­mak ay­nı za­man­da bir yurt­taş­lık gö­re­vi­dir, ay­nı za­man­da kö­kü­ne ka­dar bir mil­li­yet­çi­lik­tir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Ni­te­kim, bu ne­den­ler­le, Ana­ya­sa'nın "…kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı­nın ko­run­ma­sı" baş­lık­lı 63'ün­cü mad­de­sin­de "Dev­let, ta­rih, kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı­nın ko­run­ma­sı­nı sağ­lar, bu amaç­la des­tek­le­yi­ci ve teş­vik edi­ci ted­bir­ler alır." hük­mü ge­ti­ril­miş­tir. Ne ya­zık ki, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, biz­zat Hükûmet ta­sar­ru­fu al­tın­da bu­lu­nan ta­rih­sel ve kül­tü­rel mi­ras, dev­let gö­rev­li­le­ri ve yet­ki­li­le­ri eliy­le tah­ri­ba­ta uğ­ra­tıl­mak­ta­dır.

Hay­dar­pa­şa gar bi­na­sın­da hiç­bir ya­sal pro­se­dü­re uyul­mak­sı­zın in­şa­at fa­ali­yet­le­ri ya­pıl­mak­ta­dır. Bi­na­nın üçün­cü ka­tı, Ko­ru­ma Ku­ru­lu ona­yı ol­mak­sı­zın ve bi­na­ya za­rar ve­re­cek ni­te­lik­te bir kı­sım du­var­lar yı­kı­la­rak ve bü­tün ka­pı­lar sö­kü­le­rek ha­ra­be­ye dö­nüş­tü­rül­müş­tür. Ya­pı­da de­vam et­mek­te olan in­şa­at­la ge­ri­ye dö­nül­mez za­rar­lar oluş­mak­ta­dır. Ya­pıl­mak­ta olan in­şa­at şu an­da da­hi bi­na­yı tah­rip ede­cek ve ya­pıl­dı­ğı yer­de­ki ta­rih­sel ve kül­tü­rel mi­ra­sa ne­den olan özel­lik­le­ri yok ede­bi­le­cek ni­te­lik­te­dir. Bu fa­ali­yet için emir ve­ren, uy­gu­la­yan ve göz yu­man her­kes so­rum­lu­dur.

"2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti" ha­zır­lı­ğın­da olan dün­ya met­ro­po­lü İs­tan­bul'un cum­hu­ri­yet dö­ne­mi mi­ma­ri­si­nin önem­li eser­le­rin­den ve ay­nı za­man­da Tak­sim Mey­da­nı'nın sim­ge­sel ya­pı­la­rın­dan bi­ri olan Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi bi­na­sı­nın 1999 yı­lın­da Kül­tür Ba­kan­lı­ğı İs­tan­bul 1 Nu­ma­ra­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan tes­cil edil­me­si­ne rağ­men, alı­nan tes­cil ka­ra­rı­nın kal­dı­rıl­ma­sı öne­ri­si 2006 yı­lın­da Kül­tür Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan gün­de­me ge­ti­ril­miş­tir. Bu ko­nu, ay­lar­ca ön­ce Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı­nın An­ka­ra Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi ve İs­tan­bul Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi üze­ri­ne yap­tı­ğı de­ğer­len­dir­me­ler­le gün­de­me gel­miş­tir; ay­nı ta­rih­ler­de ba­sın­da da yo­ğun ola­rak tar­tı­şıl­mış ve bu­gü­ne ka­dar gün­cel­li­ği­ni ko­ru­ya­rak gel­miş­tir.

Ku­rul üye­le­ri­nin de­ğer­len­dir­me­le­rin­de ve ka­mu­oyu­na yap­tık­la­rı açık­la­ma­lar­da ile­ri sür­dük­le­ri ge­rek­çe­le­rin bi­lim­sel­li­ği ve ob­jek­tif­li­ği ko­nu­sun­da te­red­düt­ler oluş­muş­tur. Kent kül­tü­rü­nün ge­liş­me­sin­de önem­li bir ye­ri olan bu bi­na­nın yı­kı­mı­nı ön­gö­ren bir sü­re­cin baş­la­tıl­ma­sı­nı ka­bul edi­le­mez bu­lu­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

AKM'nin ar­sa­sı üze­ri­ne yı­kım­dan son­ra ya­pıl­mak is­te­nen­ler­le il­gi­li ba­sı­na ve ka­mu­oyu­na yan­sı­yan spe­kü­las­yon­lar var­dır. Bu yı­kı­mın ken­te, kent ha­fı­za­sı­na, kent­li­ye et­ki­le­ri­ni de­ğer­len­dir­me dı­şı tu­tan bir yak­la­şı­mı doğ­ru bul­mak müm­kün de­ğil­dir sa­yın ar­ka­daş­la­rım. Böy­le­si kül­tü­rel ve sim­ge­sel bir ya­pı­nın ge­rek­tir­di­ği güç­len­dir­me ve iyi­leş­tir­me be­de­li kar­şı­la­na­maz bir meb­lağ ke­sin­lik­le de­ğil­dir. Ko­nu, eko­no­mik, sos­yal ve kül­tü­rel bo­yut­la­rıy­la bir­lik­te bü­tün ola­rak de­ğer­len­di­ril­me­li­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, İs­tan­bul ko­ru­ma­sız­dır ve bir si­ya­si hoy­rat­lı­ğın eli­ne düş­müş­tür. 2010'da Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ola­cak olan İs­tan­bul'umu­zun bu dö­ne­me na­sıl bir ha­zır­lık­sız­lık için­de gi­re­ce­ği­ni an­la­mak için, İs­tan­bul'un içi­ne itil­di­ği keş­me­ke­şe ve so­run­la­rı­nı çö­ze­cek bir bü­yük pro­je­ye baş­lan­ma­mış ol­du­ğu­nu gör­mek ye­ter­li ola­cak­tır.

Sa­de­ce İs­tan­bul de­ğil, ta­rihî ve ta­bii do­ku­su her­ke­si kıs­kan­dı­ran tüm il­le­ri­miz ko­ru­ma­sız­lı­ğın ök­süz­lü­ğü ile ma­lul­dür de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Ata top­ra­ğı­mız ve Türk top­ra­ğı­nın millî ka­le­le­rin­den Er­zu­rum'un ta­rihî do­ku­su bir kim­se­siz­li­ğin ve çö­zül­me­nin acı­ma­sız el­le­ri­ne düş­müş­tür.

Ba­kı­nız de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Er­zu­rum'un ta­rihî mekânla­rın­dan bi­ri olan ve ko­ru­ma al­tın­da ol­du­ğu be­lir­ti­len Köşk Ma­hal­le­si'nde­ki Nüz­he­tül Haz­ra Köş­kü, ba­kım­sız­lık­tan çü­rü­me­ye terk edil­miş du­rum­da, ona­rıl­ma­yı bek­li­yor; uzun sü­re­dir ba­kım ve ona­rı­mı ya­pıl­ma­dı­ğı için du­var bo­ya­sı dö­kül­müş, sı­va­sı dö­kül­müş du­rum­da bu­lu­nan ta­rihî mekân il­gi bek­li­yor.

Nüz­he­tül Haz­ra Köş­kü, 1795'te dö­ne­min Va­li­si Sad­ra­zam Yu­suf Zi­ya Pa­şa ta­ra­fın­dan yap­tı­rıl­mış. İlk ona­rı­mı 1821'de ya­pı­lan köş­kün ba­kı­mı­nı Pa­lan­dö­ken Be­le­di­ye­si ger­çek­leş­ti­ri­yor. Ta­rihî köşk, 1988'de Er­zu­rum Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan tes­cil­len­miş. Res­to­ras­yo­nu be­le­di­ye ta­ra­fın­dan ya­pı­lan köş­kün üze­rin­de mey­da­na ge­le­bi­le­cek her­han­gi bir de­ği­şik­lik, Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Mü­dür­lü­ğü­nün iz­niy­le olu­yor. Hâlen köş­kün bu­lun­du­ğu alan be­le­di­ye ta­ra­fın­dan ai­le çay bah­çe­si ola­rak dü­zen­len­miş.

Ta­be­la­sın­da bu­lu­nan bil­gi­le­re gö­re, köşk hal­kın ge­zip gör­me­si ama­cıy­la ya­pıl­mış, an­cak ya­pı­tın içi­nin boş olup ka­pı­la­rı­nın ka­pa­lı ol­ma­sı ve hal­kın zi­ya­ret et­me­si­nin ya­sak­lan­ma­sı ka­fa­la­rı ka­rış­tı­rı­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu bi­na­yı yap­tı­ran ki­şi, Os­man­lı dev­le­ti ma­den­le­rin­den so­rum­lu es­ki baş­ba­kan­la­rın­dan Yu­suf Zi­ya Pa­şa'dır. Hal­kın se­yir ve ge­zi ama­cıy­la şe­hir dı­şın­da bir kat­lı, sa­lon ve üç oda­lı "Nüz­he­tül Haz­ra" un­va­nıy­la isim­len­di­ril­miş mü­kem­mel ve gö­nül ok­şa­yı­cı bir köşk, ön ta­ra­fın­da da çe­şit­li çi­çek­ler­le süs­lü "Rav­za­tül Had­ra" adıy­la bir bah­çe ve bü­yük bir ha­vuz var­dır. İlk ona­rım ta­ri­hi 1821'de Meh­met Emin Ra­uf Pa­şa ta­ra­fın­dan, ikin­ci ona­rı­mı 1921'de Be­le­di­ye Re­isi Şe­rif Efen­di ta­ra­fın­dan, ila­ve ha­vuz­lar­la ge­niş­let­me ise 1957'de Be­le­di­ye Re­isi Edip So­mu­noğ­lu ta­ra­fın­dan, ka­bin­ler, köş­kün res­to­re­si ve bah­çe dü­zen­le­me­si ise 1986'da Be­le­di­ye Baş­ka­nı Ne­ca­ti Gül­lü­lü ta­ra­fın­dan ya­pıl­mış­tır.

Er­zu­rum Kon­gre­si'nin önem­li isim­le­rin­den ve o dö­ne­min ta­nın­mış ga­ze­te­ci­le­rin­den Mus­ta­fa Ne­ca­ti Bey, bir anı­sın­da, Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk'ün köş­ke gel­di­ği­ni ve köş­kü gez­di­ği­ni ifa­de edi­yor. Her yö­nüy­le ta­ri­he dam­ga­sı­nı vur­muş Nüz­he­tül Haz­ra Köş­kü, ha­len için­de bu­lun­du­ğu du­rum­dan kur­tul­mak için yet­ki­li­le­rin üze­ri­ne dü­şen gö­re­vi yap­ma­sı­nı, dö­kül­müş sı­va­sı ve çü­rü­müş bo­ya­sı­nın ona­rıl­ma­sı­nı bek­li­yor.

Yi­ne, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Er­zu­rum'un önem­li ta­rihî eser­le­rin­den bi­ri olan La­la­pa­şa Ca­mi­si önün­de bu­lu­nan ta­rihî şa­dır­va­nın ba­kım­sız­lı­ğın­dan do­la­yı çok sa­yı­da va­tan­daş­tan bil­gi alı­yo­rum. Mus­luk­la­rı­nın bir bö­lü­mü ak­ma­yan ve pas için­de olan şa­dır­va­nı­nın res­to­re edil­me­si ge­re­ki­yor ve bu­ra­da­ki ta­rihî eser­le­rin ko­run­ma­sı çok bü­yük bir önem arz edi­yor. Çok önem­li bir eser olan La­la­pa­şa Ca­mi­si'nin şa­dır­va­nı­nın res­to­ras­yon­dan ge­çi­ril­me­si ge­re­ki­yor. Mus­luk­la­rı­nın bü­yük bir bö­lü­mü pas­lan­mış ve bir­ço­ğu da ak­mı­yor ve bu gö­rün­tü­ler önem­li bir ta­rihî ese­re ya­kış­mı­yor Sa­yın Ba­ka­nım ve de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Er­zu­rum'un ta­rihî do­ku­su­nun yok ol­ma sü­re­ci, il­gi­siz­lik, ih­mal ve al­dır­maz­lık­lar ne­de­niy­le en­di­şe ve­ri­ci bo­yut­ta de­vam edi­yor. Ta­rihî Çif­te Mi­na­re­li Med­re­se'nin mi­na­re­le­rin­de­ki çi­ni tez­yi­nat­ta­ki de­for­mas­yon ve dö­kül­me­ler Med­re­se'nin kim­lik kay­bı­na uğ­ra­ya­ca­ğı bo­yu­ta va­rır­ken, mi­na­re­le­rin res­to­ras­yo­nu için hiç­bir ça­ba sarf edil­mi­yor.

Çif­te Mi­na­re­li Med­re­se'nin dış du­var­la­rın­da ya­pı­lan ona­rım ça­lış­ma­la­rı, ta­rihî özel­lik ta­şı­yan ve em­sal­siz çi­ni­ler ba­rın­dı­ran mi­na­re­le­rin res­to­ras­yo­nu­nu içer­mi­yor. İk­lim olum­suz­luk­la­rı, med­re­se et­ra­fın­da­ki tra­fik yo­ğun­lu­ğu, ba­kım­sız­lı­ğa mahkûm edil­miş mi­na­re­ler­den her gün ye­ni bir mo­ti­fin yok ol­ma­sı­na ne­den olu­yor.

Ön­ce­ki yıl­lar­da Ya­ku­ti­ye Med­re­se­si'nin çi­ni iş­le­mey­le tez­yin edil­miş mi­na­re­le­rin­de­ki bo­zul­ma­ya yıl­lar­ca mü­da­ha­le edil­me­miş, da­ha son­ra ya­pı­lan res­to­ras­yon­da ise as­lıy­la çok fark­lı mo­tif­ler iş­len­miş­ti ve çok gü­lünç bir du­rum­da bu­lu­nu­yor bu mo­tif­ler de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Çif­te Mi­na­re­li Med­re­se mi­na­re­le­ri­ne mü­da­ha­le ol­ma­ma­sı du­ru­mun­da, Ya­ku­ti­ye ben­ze­ri ye­ni bir ta­rihî fa­cia da­ha ya­şa­na­cak gi­bi gö­rü­nü­yor.

Bu bağ­lam­da bir nok­ta­ya da işa­ret et­mek is­ti­yo­rum Er­zu­rum'la ala­ka­lı ola­rak de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Er­zu­rum Ata­türk Üni­ver­si­te­si öğ­re­tim üye­si Pro­fe­sör Dok­tor Ömer Ak­bu­lut, üni­ver­si­te­nin son sı­nı­fı­na ge­len öğ­ren­ci­ler ara­sın­da yap­tı­ğı araş­tır­ma­da öğ­ren­ci­le­rin ilin ta­rihî yer­le­ri­ni gör­me­den Er­zu­rum'dan ay­rıl­dı­ğı­nı tes­pit edi­yor. Bu ça­lış­ma­ya gö­re, öğ­ren­ci­le­rin yüz­de 79'u Kon­gre Bi­na­sı'nı, yüz­de 90'ı Er­zu­rum Tab­ya­la­rı­nı ge­zip gör­me­dik­le­ri, yüz­de 25'inin Kars Ka­pı Şe­hit­li­ği'nin ve yüz­de 90'ının da Ne­ne Ha­tun'un me­za­rı­nın ye­ri­ni bil­me­di­ği or­ta­ya çı­kı­yor.

Üni­ver­si­te­li­le­rin Er­zu­rum'un ta­rihî yer­le­ri­ni ge­zip gör­me­den ay­rıl­ma­la­rı­nın ne­den­le­ri­ni de araş­tı­ran De­ğer­li Ho­ca­mız, öğ­ren­ci­le­rin ta­rihî mekânla­rın uzak ol­ma­sı ne­de­niy­le ge­ze­me­dik­le­ri­ni bil­di­ri­yor.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­do­ğan, lüt­fen to­par­lar mı­sı­nız.

İB­RA­HİM ÖZ­DO­ĞAN (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım, he­men to­par­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Er­zu­rum'un ta­rih­te çok önem­li bir ye­ri mut­la­ka var­dır. Çif­te Mi­na­re­li Med­re­se ve Ya­ku­ti­ye Med­re­se­si ile ta­rih­te önem­li ilim mer­ke­zi olan, ay­rı­ca ka­le­si ve tab­ya­la­rı ile de stra­te­jik bir sa­vun­ma şeh­ri olan Er­zu­rum'u, son sı­nı­fa ge­len öğ­ren­ci­ler üze­rin­de ya­pı­lan araş­tır­ma­da, ge­zip gör­me­me­le­ri ha­ki­ka­ten üzün­tü ve­ri­ci­dir. Bu mekânla­rın at­mos­fe­ri­ni ya­şa­ma­dan git­mek de, ha­ki­ka­ten, ile­ri­de an­la­dık­la­rı tak­dir­de, da­ha da çok üzü­le­cek­le­ri­ni tah­min edi­yo­rum ve ko­nuş­ma­ma di­ğer mad­de­ler­de de­vam ede­ce­ğim.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Öz­do­ğan.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de şah­sı adı­na söz is­te­yen Üm­met Kan­do­ğan, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li… Yok.

Meh­met Eras­lan, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li… Yok.

Ni­hat Eri, Mar­din Mil­let­ve­ki­li.

Nİ­HAT ERİ (Mar­din) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 970 sı­ra sa­yı­lı Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Şev­ket Or­han ile Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Ali Os­man Sa­li'nin; 2863 Sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si ve Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 1'in­ci mad­de­si üze­rin­de şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı ile sit alan­la­rı­nın zil­yet­lik­le ik­ti­sap edil­me­si­ne iliş­kin de­ği­şik­lik­ler ge­ti­ren bu ka­nun tek­li­fi son de­re­ce ge­rek­li ve önem­li­dir. Bu ka­nun tek­li­fi­nin ya­sa­laş­ma­sı hâlin­de, va­tan­daş­lar­ca son dö­nem­de sık­ça di­le ge­ti­ri­len ya­kın­ma­la­rın önü­ne ge­çil­miş ola­cak­tır.

Mül­ki­yet hak­kı, in­san­lı­ğın var olu­şun­dan be­ri mev­cut olan, ki­şi­ye, bir şey üze­rin­de "Bu be­nim­dir, ba­na ait­tir." sö­zü­nü söy­le­ten ve in­sa­nın ben­li­ğiy­le öz­deş olan bir hak­tır. Mül­ki­yet hak­kı ol­mak­sı­zın hiç­bir hak müm­kün de­ğil­dir. Mül­ki­yet hak­kı­nın ih­la­li, bi­re­yin öz­gür­lük hak­kı­nın ih­la­li­dir. Ana­ya­sa'mı­zın 35'in­ci mad­de­si ile her­ke­sin mül­ki­yet ve mi­ras hak­la­rı­na sa­hip ol­du­ğu hu­su­su te­mi­nat al­tı­na alın­mış­tır.

Tek­no­lo­jik ge­liş­me­ler ve kü­re­sel­leş­me­nin so­nu­cu yak­la­şım­lar, top­ra­ğa da­ya­lı hiz­met­le­re de ye­ni bir an­la­yış ge­tir­miş­tir. Ül­ke­miz­de sos­yal, eko­no­mik, tek­nik ve hu­ku­ki alan­lar­da­ki ge­liş­me­ler, şe­hir­leş­me ve imar ha­re­ket­le­riy­le top­ra­ğa da­ya­lı her tür­lü ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı­nın ön­ce­lik­le bi­ti­ril­me­si­ni ge­rek­tir­mek­te­dir. Çün­kü, her tür­lü ya­tı­rım ve mü­hen­dis­lik pro­je­le­ri­nin sağ­lık­lı bir şe­kil­de so­nuç­lan­dı­rıl­ma­sı an­cak iyi bir ta­pu ve ka­das­tro bil­gi­siy­le müm­kün ola­bil­mek­te­dir. Ta­pu ve ka­das­tro ve­ri­le­ri e-dev­let iş­le­vi­nin de en önem­li ve te­mel bil­gi kay­na­ğı­nı oluş­tur­mak­ta­dır. Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin ilk yıl­la­rın­dan be­ri yak­la­şık sek­sen yıl­dır ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı ya­pıl­mak­ta­dır. Bu iş­lem hâlen 3402 sa­yı­lı Ka­nun çer­çe­ve­sin­de yü­rü­tül­mek­te­dir. Ül­ke ka­das­tro­su­nun en kı­sa za­man­da ta­mam­la­na­bil­me­si için bi­zim dö­ne­mi­miz­de özel sek­tör­den de hiz­met sa­tın al­ma yo­lu­na gi­dil­miş­tir. Ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı­nın baş­la­dı­ğı 1925 ta­ri­hin­den bu­gü­ne ka­dar, ya­ni 2002'ye ka­dar, yıl­da or­ta­la­ma 350 köy ve ma­hal­le­de ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı bi­ti­ri­le­bil­mek­te iken ilk de­fa özel sek­tör­den hiz­met sa­tın al­mak su­re­tiy­le 2004 yı­lın­da, 1.200 köy ve ma­hal­le­de ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı ta­mam­lan­mış, 2005 yı­lın­da ise 4.032 köy ve ma­hal­le­de ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı ya­pıl­mış­tır. 2006'da ya­pı­lan ve 2007'de de ya­pıl­ma­sı plan­la­nan ka­das­tro ça­lış­ma­la­rıy­la, Tür­ki­ye'de, aşa­ğı yu­ka­rı, ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı ya­pıl­ma­mış hiç­bir yer­le­şim bi­ri­mi­miz kal­ma­ya­cak­tır so­run­lu olan bir­kaç yüz ye­rin dı­şın­da, ya­ni boş olan­la­rın, bir­ta­kım so­run­la­rı olan­la­rın.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, 2863 sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu'nun 11'in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da "ko­run­ma­sı ge­rek­li kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı ile bun­la­rın ko­run­ma ala­nı sı­nı­rı içe­ri­sin­de ka­lan yer­ler­de zil­yet­lik­le ta­şın­maz mal ik­ti­sap edi­le­me­ye­ce­ği" hük­mü yer al­mak­ta iken 27/7/2004 ta­rih­li ve 5226 sa­yı­lı Ka­nun'un 5'in­ci mad­de­si ile zil­yet­lik­le ik­ti­sa­bı müm­kün ol­ma­yan yer­le­re sit ala­nı da ek­len­miş, an­cak "sit ala­nı" ifa­de­si ile kap­sa­mı­nın han­gi de­re­ce­de­ki sit alan­la­rı ol­du­ğu­na açık­lık ge­ti­ril­me­miş­tir.

Sit alan­la­rı, ar­ke­olo­jik ve do­ğal sit alan­la­rı ola­rak grup­lan­dı­rıl­mak­ta olup ar­ke­olo­jik ve do­ğal sit alan­la­rı da üçer de­re­ce hâlin­de de­re­ce­len­di­ril­mek­te­dir. Bi­rin­ci de­re­ce sit alan­la­rın­da ke­sin ya­pı­laş­ma ya­sa­ğı olup, ikin­ci ve üçün­cü de­re­ce sit alan­la­rın­day­sa bu ya­sak bu­lun­ma­mak­ta­dır. Bu­na gö­re, ta­şın­maz eğer bi­rin­ci de­re­ce­de sit alan­la­rın­da yer alı­yor­sa bu ta­şın­maz üze­rin­de ya­pı­laş­ma ya­sa­ğı ola­cak ve bu yer­ler ko­run­muş ola­cak­tır. Bu­ra­lar­da zil­yet­lik­le ik­ti­sap söz ko­nu­su de­ğil­dir, an­cak 2863 sa­yı­lı Ka­nun'un 11'in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da, 5226 sa­yı­lı Ka­nun ile "sit alan­la­rı" iba­re­si ek­len­mek­le sa­de­ce bi­rin­ci de­re­ce sit alan­la­rın­da de­ğil, ya­pı­laş­ma iz­ni olan ikin­ci ve üçün­cü de­re­ce­de­ki do­ğal sit alan­la­rın­da da zil­yet­lik­le ik­ti­sap ya­sak­lan­mış­tır. Bu de­ği­şik­lik son de­re­ce va­him so­nuç­lar do­ğur­muş­tur. Ge­ti­ri­len bu ya­sak ile yıl­lar­dır va­tan­daş­la­rın kul­la­nı­mın­da bu­lu­nan ta­şın­maz­la­rı­nın, ev­le­ri­nin bi­le, ba­zı köy­le­rin yer­le­şim ala­nı da dâhil ol­mak üze­re, bu ki­şi­ler adı­na ka­das­tro­ya ta­bi tu­tul­ma­sı imkânı or­ta­dan kal­dı­rıl­mış­tır. Ör­ne­ğin, be­nim il­çem Mid­yat'ta kent­sel sit ala­nı ola­rak ilan edi­len sa­ha içe­ri­sin­de yer alan Ulu Ca­mi Ma­hal­le­si'nde yüz el­li­yi aş­kın gay­ri­men­kul zil­yet­le­ri adı­na de­ğil de ha­zi­ne adı­na ta­pu­lan­dı­rıl­ma teh­li­ke­siy­le kar­şı kar­şı­ya kal­mış­tır. Oy­sa­ki, ikin­ci ve üçün­cü de­re­ce­de do­ğal sit alan­la­rın­da­ki mev­cut zil­yet­lik, ço­ğu za­man ön­ce­ki kul­la­nı­mın bir de­va­mı ola­rak kar­şı­mı­za çı­kar. Me­de­ni Ka­nun'un 713'ün­cü mad­de­si uya­rın­ca da ola­ğa­nüs­tü ka­zan­dı­rı­cı za­man aşı­mı ko­şul­la­rı­nın ger­çek­leş­me­si hâlin­de, ya­ni yir­mi yı­lı aş­kın bir sü­re­den be­ri çe­kiş­me­siz, ara­lık­sız ve ma­lik sı­fa­tıy­la zil­yet olan ki­şi ta­şın­ma­zın mül­ki­ye­ti­ni tes­cil ol­ma­dan ka­zan­mak­ta­dır.

Sit alan­la­rın­da­ki, zil­yet­lik ya­sa­ğı ne­de­niy­le, ki­şi­le­rin -ka­das­tro ya­pı­la­ma­yan böl­ge­ler­de- yüz­ler­ce yıl­lık köy yer­le­şim alan­la­rı­nı bo­şalt­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Hu­ku­ki ve sos­yal açı­dan bu­nun müm­kün ol­ma­dı­ğı açık­tır. Ni­te­kim, Tu­fan­bey­li ye­rel mah­ke­me­si­nin ver­di­ği bir ka­ra­rı in­ce­le­yen Yar­gı­tay Ge­nel Ku­ru­lu, bu ya­sa mad­de­si­nin Tür­ki­ye ger­çek­le­ri­ne uy­ma­dı­ğı­nı be­lirt­miş­tir. Ka­das­tro­nun ya­pı­la­ma­ma­sı ne­de­niy­le ta­şın­maz­la­rı­nı zil­yet­lik­le ta­sar­ruf et­mek­te olan bu yer­le­rin sit alan­la­rı içe­ri­sin­de yer al­dı­ğı ge­rek­çe­siy­le -zil­yet­lik­le ik­ti­sap ya­sa­ğı ne­de­niy­le- ha­zi­ne adı­na tes­cil edil­me­si bü­yük bir yan­lış­tır. Kal­dı ki ikin­ci ve üçün­cü de­re­ce sit alan­la­rın­da otel­ler, kent­ler ku­rul­ma­sı­na izin ve­ril­mek­te­dir. Sit alan­la­rı içe­ri­sin­de­ki yer­le­re zil­yet­lik ya­sa­ğı ge­tir­mek ye­ri­ne, bu alan­la­rı ko­ru­mak ama­cıy­la kul­la­na­rak ko­ru­ma esa­sı ge­ti­ril­me­li­dir. Bu ya­sa tek­li­fi­nin ya­sa­laş­ma­sı hâlin­de, ka­das­tro­su de­vam eden ve­ya he­nüz baş­lan­ma­mış yer­ler­de, va­tan­daş­la­rın yüz­ler­ce yıl­dır kul­lan­mak­ta ol­duk­la­rı, an­cak ka­das­tro ya­pıl­ma­dı­ğı için ta­pu­la­rı­nı ala­ma­dık­la­rı ve zil­yet­lik­le­rin­de bu­lun­dur­duk­la­rı yer­le­rin ken­di ad­la­rı­na ta­pu­lan­ma­sı sağ­lan­mış ola­cak­tır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ben bu ve­si­ley­le ben­zer bir ko­nu­ya da de­ğin­mek is­ti­yo­rum. Mar­din'in Ye­şil­li il­çe­si­nin Bül­bül kö­yü. O köy­den Av­ru­pa'ya göç et­miş bir Sür­ya­ni ai­le yıl­lar­ca Av­ru­pa'da ça­lı­şı­yor ve bi­ri­kim­le­ri­ni de ya­nı­na ala­rak va­tan­la­rı­na, doğ­duk­la­rı kö­ye ge­li­yor­lar, bir ev yap­tır­mak is­ti­yor­lar. Ken­di­le­ri­ne de­ni­li­yor ki: "Şu­ra­sı ha­zi­ne­ye ait­tir, evi­ni­zi ya­pın, ha­zi­ne­ye de bu ar­sa­nın be­de­li­ni öde­yin." Ai­le -500 bin YTL- bü­tün bi­ri­kim­le­ri­ni kul­la­na­rak gü­zel bir ev ya­pı­yor, ama ar­ka­sın­dan def­ter­dar­lık ge­li­yor, di­yor ki: "Ya­sa de­ğiş­ti, siz bu­nu bil­mi­yor­su­nuz. Bu ye­ni ya­sa­ya gö­re, 2004'te ka­bul edi­len Ya­sa'ya gö­re, ha­zi­ne ara­zi­si üze­rin­de ya­pı­lan bü­tün te­sis­ler ha­zi­ne­ye ge­çer. Do­la­yı­sıy­la, siz eğer bu­ra­ya tek­rar sa­hip ol­mak is­ti­yor­sa­nız, ken­di evi­ni­zin be­de­li ka­dar bir be­del öde­ye­cek­si­niz, ar­dın­dan bir de ara­zi pa­ra­sı­nı öde­ye­cek­si­niz, an­cak o şe­kil­de evi­ni­ze sa­hip ola­cak­sı­nız." Ki, bu bü­yük bir hak­sız­lık­tır. Hâlbu­ki, Me­de­ni Ka­nun'un 724'ün­cü mad­de­si di­yor ki: "Ya­pı­nın de­ğe­ri açık­ça ara­zi­nin de­ğe­rin­den faz­lay­sa, iyi ni­yet­li ta­raf uy­gun bir be­del kar­şı­lı­ğın­da ya­pı­nın ve ara­zi­nin ta­ma­mı­nın ve­ya ye­ter­li bir kıs­mı­nın mül­ki­ye­ti­nin mal­ze­me sa­hi­bi­ne ve­ril­me­si­ni is­te­ye­bi­lir." Ya­ni, bu­ra­da, te­si­si ya­pan şa­hıs, eğer ha­zi­ne ara­zi­sin­den ya da ara­zi­den da­ha pa­ha­lı bir ya­tı­rım yap­mış­sa, ara­zi­nin be­de­li­ni öde­ye­rek ona sa­hip ola­bi­lir. Hâlbu­ki, bi­zim 2004'te yap­tı­ğı­mız de­ği­şik­lik­le bu ta­ma­men en­gel­len­miş olu­yor. Hâlbu­ki, Me­de­ni Ka­nun'da, iyi ni­yet­le ya­pı­lan bu tür ik­ti­sap­lar­da, bu tür ya­pı­laş­ma­lar­da iyi ni­yet­li ta­ra­fa hak ve­ril­mek­te­dir. Ben, as­lın­da, o mad­de­nin, 4706 sa­yı­lı Ya­sa'nın da ila­ve et­ti­ği­miz 5'in­ci mad­de­si­ne iyi ni­ye­tin de ka­tı­la­rak, tek­rar, bu­nun gi­bi, bu şa­hıs ben­ze­ri şa­hıs­la­rın, eğer iyi ni­yet­le ha­zi­ne ara­zi­le­ri üze­rin­de bir te­sis kur­muş­lar­sa, ha­zi­ne­ye ait olan ara­zi­nin be­de­li­ni öde­ye­rek o ara­zi­ye sa­hip ol­ma­la­rı ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum.

Be­ni din­le­di­ği­niz için te­şek­kür edi­yo­rum. Ya­sa­nın ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Eri.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de şah­sı adı­na söz is­te­yen Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Or­han Sey­fi Ter­zi­ba­şı­oğ­lu.

Bu­yu­run Sa­yın Ter­zi­ba­şı­oğ­lu.

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; söz­le­ri­me baş­la­ma­dan, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li­miz Sa­yın Şev­ket Or­han ve De­ğer­li Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li­miz Sa­yın Ali Os­man Sa­li'nin, 2863 Sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu'nun Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si ve Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru hak­kın­da şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi tek­rar say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bil­di­ği­niz gi­bi, ben Muğ­la Mil­let­ve­ki­li­yim, Muğ­la'mı­zın yüz­de 68'i or­man­lar­la kap­lı. Bu alan­la­rın için­de yüz­de 26 sit alan­la­rı var ve Tür­ki­ye'nin özel çev­re ilan edi­len 13 özel çev­re­sin­den 4'ü Fet­hi­ye Gö­cek, Gö­ko­va, Köy­ce­ğiz, Dat­ça Boz­bu­run, Muğ­la ili­miz­de.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, tak­dir eder­si­niz ki, Muğ­la'nın ara­zi ya­pı­sı ay­nı za­man­da dağ­lık bir ara­zi ya­pı­sı, ya­ni, ara­zi­ler ol­duk­ça kı­sıt­lı ve az. Köy­lü­le­ri­miz, yıl­lar­dır de­de­den, ba­ba­dan kal­ma, ama ne ya­zık ki ka­das­tral ça­lış­ma­la­rı ya­pıl­ma­yan ara­zi­le­ri bu­gü­ne ka­dar kul­la­nı­yor­lar idi. Da­ha 2004 yı­lın­da ya­pı­lan de­ği­şik­lik­te, "sit alan­la­rın­da zil­yet­lik id­dia edi­le­mez" ila­ve­si ya­pı­lın­ca, ha­ki­ka­ten, ol­duk­ça zor du­ru­ma düş­tü­ler. Me­se­la, Muğ­la'da ba­zı isim­le­ri say­mak­ta ya­rar gö­rü­yo­rum. Muğ­la mer­ke­ze bağ­lı Kı­ran kö­yün­de 3.400 par­sel, Muğ­la mer­ke­ze bağ­lı Zey­tin­köy'de 1.532 par­sel, yi­ne Muğ­la mer­ke­ze bağ­lı Dağ­pı­na­rı kö­yün­de 97 par­sel, Mar­ma­ris Sö­ğüt'te -ki çok ufak ve ara­zi­si kı­sıt­lı bir kö­yü­müz­dür- 3.127 par­sel, ke­za Fet­hi­ye Bo­ğa­zi­çi'nde 350 par­sel, Fet­hi­ye Do­dur­ga kö­yün­de 350 par­sel. Ay­rı­ca tes­pit ede­bil­di­ğim Bur­dur Gö­lü ke­na­rın­da İl­yas kö­yü ve Baş­mak­çı kö­yü; Bur­sa'nın ve Ba­lı­ke­sir'in bir­çok köy­le­rin­de köy­lü­le­ri­miz mağ­dur ol­muş­lar­dır.

As­lın­da işin te­me­li­ne bak­mak la­zım. Te­me­lin­de, sek­sen üç yıl­lık cum­hu­ri­yet ta­ri­hi­miz­de, ne ya­zık ki, ka­das­tral ça­lış­ma­la­rı bi­ti­re­me­mi­zin se­be­bi­dir, bu yat­mak­ta­dır. Tür­ki­ye eğer bu­gü­ne ka­dar ka­das­tral ça­lış­ma­la­rı­nı bi­tir­miş ve köy­lü öy­le ve­ya böy­le ata­la­rın­dan in­ti­kal eden mülk­le­ri­nin, zil­yet­lik id­dia et­ti­ği mülk­le­ri­nin ta­pu­la­rı­nı bu­gü­ne ka­dar al­mış ol­sa idi bu sı­kın­tı­yı ya­şa­maz­dı.

Bir de sit alan­la­rı­nın tes­pi­tin­de çek­ti­ği­miz sı­kın­tı var. Bu­ra­lar­da, ne ya­zık ki, ta­ma­men gör­sel ça­lış­may­la sit alan­la­rı vak­ti­za­ma­nın­da tes­pit edil­miş­tir ve o sit ala­nı­na gi­ren ara­zi­le­rin, böl­ge­le­rin bir da­ha çık­ma­sı söz ko­nu­su ol­ma­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ka­nun­la… Köy­lü­le­ri­miz şu an­da te­le­viz­yon­la­rı­nın ba­şın­da biz­le­ri sey­re­di­yor­lar, ta­kip edi­yor­lar, bu müj­de­li ha­be­ri, gü­zel ka­nu­nun, ya­rar­lı ka­nu­nun bir an ön­ce geç­me­si­ni ve Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mız ta­ra­fın­dan bir an ön­ce onay­lan­ma­sı­nı bek­li­yor­lar.  

Bi­raz ev­vel, ben­den ön­ce ko­nu­şan Ana­va­tan Par­ti­si men­su­bu ar­ka­da­şı­mız çe­şit­li ko­nu­la­ra de­ği­nir­ken, Hay­dar­pa­şa Ga­rı'nın yı­kıl­ma­sın­dan söz et­ti; ama, ar­ka­sın­dan da şu­nu ifa­de et­ti: "Bi­rin­ci de­re­ce­de sit…" Bi­rin­ci de­re­ce­de sit olan Hay­dar­pa­şa Ga­rı'nın yı­kıl­ma­sı imkânsız­dır. Böy­le bir şey as­la ya­pı­la­maz, za­ten ya­pıl­ma­ma­lı. Ama, şu bir ger­çek: Yurt dı­şı­na çık­tı­ğı­mız­da, Ba­tı'da, bir­çok es­ki bi­na­nın res­to­re edi­le­rek ori­ji­nal­li­ği bo­zul­ma­dan, hat­ta ve hat­ta, ön cep­he­le­ri de­ğiş­ti­ril­me­den ar­ka cep­he­le­ri de­ğiş­ti­ri­le­rek, otel hâli­ne, ofis hâli­ne, alış­ve­riş mer­ke­zi hâli­ne dö­nüş­tü­rül­dü­ğü­nü ve o şe­kil­de ko­ru­na­rak kul­la­nıl­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz. Ko­ru­ma ama­cı­mız bu ol­ma­lı­dır. Yok­sa, biz, çi­vi­si­ni bi­le de­ğiş­tirt­me­yiz, bir tek çi­vi bi­le çak­tırt­ma­yız man­tı­ğıy­la yak­laş­tı­ğı­mız za­man, ne ya­zık ki, o za­man bir­çok ör­ne­ği gö­rül­dü­ğü gi­bi, yı­kıl­ma­ya terk edi­yo­ruz. Ni­te­kim, bun­dan on-on beş yıl ön­ce Sul­tan Ah­met Ce­za­evi de­ğer­len­di­ril­miş ve bu­gün otel ola­rak hiz­met ver­mek­te­dir. Bu on­lar­dan bir ör­nek­tir.

Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi ger­çe­ği­ne de de­ğin­mek is­ti­yo­rum: Rah­met­li İs­tan­bul Va­li­si ve Be­le­di­ye Baş­ka­nı Lüt­fi Kır­dar Bey'in te­me­li­ni at­tı­ğı, ama, şu an­da tam ra­ka­mı ve­re­me­ye­ce­ğim, otuz-otuz beş yıl gi­bi, bel­ki de kırk yıl ta­mam­la­na­ma­yan bir ya­pıy­dı. Be­nim, İs­tan­bul'da üni­ver­si­te­de öğ­ren­ci ol­du­ğum yıl­lar­da açıl­dık­tan çok kı­sa bir sü­re son­ra ne şe­kil­de yan­dı­ğı tes­pit edi­le­me­yen, ama "elek­trik kon­ta­ğın­dan yan­dı" gi­bi bir ra­por­la dos­ya­sı ka­pa­nan Kül­tür Mer­ke­zi, ye­di yıl­lık ta­mir­den son­ra hiz­me­te açıl­dı. Ben mi­mar de­ği­lim ama, gör­dü­ğüm ka­da­rıy­la, o bi­na ku­tu gi­bi bir bi­na­dır. Bir sa­nat de­ğe­ri­nin ol­du­ğu­nu zan­net­mi­yo­rum. Ya­nın­da bü­yük bir oto­park var. Şu an­da ara­zi­nin al­tı kul­la­nı­la­mı­yor. İş­te, bu ge­niş ara­zi­yi İs­tan­bul'un en önem­li mer­ke­zi olan Tak­sim'de, mev­cut bi­nay­la bir­lik­te da­ha gör­kem­li, da­ha iş­lev­li bir bi­na ya­pa­rak de­ğer­len­dir­mek, ben­ce, son de­re­ce ya­rar­lı ola­cak­tır di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Ay­rı­ca, dö­ne­mi­miz­de yüz­ler­ce va­kıf eser res­to­re edil­miş, ta­mir edil­miş, kul­la­nı­ma açıl­mış­tır. Hiç­bir za­man ata­la­rı­mız­dan ka­lan eser­le­ri ih­mal et­me­dik, ih­mal et­me zih­ni­ye­tin­de de de­ği­liz, on­la­ra sa­hip çı­kı­yo­ruz ve bun­dan son­ra da sa­hip çı­ka­ca­ğız.

Ay­rı­ca, Em­lak Ka­nu­nu'nda yap­tı­ğı­mız bir de­ği­şik­lik­le, yüz­de 10 bir ke­sin­ti ya­pa­rak em­lak ver­gi­le­rin­den, ta­rihî ve millî mi­ra­sın ko­run­ma­sı ama­cıy­la il özel ida­re­le­rin­de KU­DEB fo­nu oluş­tu­rul­muş ve bu fon­da bi­ri­ken pa­ra­lar, va­li­li­ğin di­ra­ye­tiy­le, bu tip eser­le­rin, ya­ni ta­rihî ve millî mi­ra­sı­mı­zı ya­ra­tan eser­le­rin res­to­ras­yo­nun­da kul­la­nıl­ma­sı­na har­can­mak­ta­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ka­nu­nun ül­ke­mi­ze, mağ­dur­la­ra ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, he­pi­ni­zi bu ve­si­ley­le tek­rar say­gıy­la, sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ter­zi­ba­şı­oğ­lu.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

III.- YOK­LA­MA

(CHP sı­ra­la­rın­dan bir grup mil­let­ve­ki­li aya­ğa kalk­tı)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Yok­la­ma is­ti­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Ya­pa­ca­ğım Sa­yın Ana­dol.

Sa­yın Ana­dol, Sa­yın Ka­ya, Sa­yın Kar­tal, Sa­yın Arıt­man, Sa­yın Tir­ya­ki, Sa­yın Di­ren, Sa­yın Oral, Sa­yın Sür, Sa­yın Ka­ra­de­mir, Sa­yın Kap­tan, Sa­yın Çor­ba­cı­oğ­lu, Sa­yın Gül­çi­çek, Sa­yın Öz­yurt, Sa­yın Ak­de­mir, Sa­yın Dur­gun, Sa­yın Gü­yül­dar, Sa­yın Öz­can, Sa­yın Ka­ma­cı, Sa­yın Coş­ku­ner, Sa­yın Er­ba­tur, Sa­yın Aras­lı.

Yok­la­ma için beş da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum.

Ad­la­rı­nı oku­du­ğum sa­yın üye­le­rin yok­la­ma için elek­tro­nik ci­ha­za gir­me­me­le­ri­ni ri­ca edi­yo­rum.

Yok­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la yok­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır.

VII. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER (Devam)

4.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Şev­ket Or­han ile Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Ali Os­man Sa­li'nin; 2863 Sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si ve Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/461) (S. Sa­yı­sı: 970 ve 970'e 1 in­ci Ek) (Devam)

BAŞ­KAN - Tek­li­fin mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Bir­le­şi­me on beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 17.44

 

ÜÇÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 18.00

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik), Meh­met DA­NİŞ (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 109'un­cu Bir­le­şi­mi­nin Üçün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

970'e 1'in­ci ek sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'nin gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Tek­li­fin 1'in­ci mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum:

KÜL­TÜR VE TA­Bİ­AT VAR­LIK­LA­RI­NI KO­RU­MA KA­NU­NUN­DA

DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI HAK­KIN­DA KA­NUN TEK­Lİ­Fİ

MAD­DE 1.- 21/7/1983 ta­rih­li ve 2863 sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun 11 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın ikin­ci cüm­le­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"An­cak, kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı­nı ko­ru­ma böl­ge ku­rul­la­rın­ca bi­rin­ci grup ola­rak tes­cil ve ilan edi­len kül­tür var­lık­la­rı­nın bu­lun­du­ğu ta­şın­maz­lar ile bi­rin­ci ve ikin­ci de­re­ce ar­ke­olo­jik sit alan­la­rın­da­ki ta­şın­maz­lar zil­yet­lik yo­luy­la ik­ti­sap edi­le­mez."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Er­dal Ka­ra­de­mir, İz­mir Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Ka­ra­de­mir.

Sü­re­niz on da­ki­ka­dır Sa­yın Ka­ra­de­mir.

CHP GRU­BU ADI­NA ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 970 sı­ra sa­yı­lı, 2863 Sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si ve Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 1'in­ci mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­dım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ön­ce­lik­le, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li­miz Sa­yın İl­yas Se­zai Ön­der'i kay­bet­miş bu­lun­mak­ta­yız. Bun­dan do­la­yı he­pi­miz üzün­tü­lü­yüz. Baş­ta Se­zai Ön­der'in ai­le­si­ne ve mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın hep­si­ne baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nın üze­rin­de ko­nuş­ma­dan ön­ce Mec­lis ça­lış­ma­la­rı hak­kın­da da ba­zı dü­şün­ce­le­ri­mi siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu Mec­lis, er­ken se­çim ka­ra­rı al­mış bir mec­lis. Do­la­yı­sıy­la, bu sü­reç­te se­çim ka­ra­rı alan bir mec­li­sin her gün ya­sa ta­sa­rı­la­rı hak­kın­da gö­rüş­me­si, ya­sa çı­kar­ma­sı doğ­ru de­ğil­dir, ah­la­ki de­ğil­dir, etik hiç de­ğil­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu Mec­li­sin so­nu gel­miş. 22 Tem­muz­dan son­ra Mec­li­sin ya­pı­sı ye­ni­den de­ğer­len­di­ri­le­cek. Bu çı­ka­rı­lan ya­sa­la­rın ye­ni Mec­lis ta­ra­fın­dan tek­rar göz­den ge­çi­ri­lip, ön­ce­lik­li hâle on­la­rın koy­ma­sı ge­rek­mez mi? Ne­den biz, bu ka­dar, dört bu­çuk yı­lı­nı bi­tir­miş bir Mec­lis er­ken se­çim ka­ra­rı al­mış­ken, hâlâ ya­sa­ma fa­ali­yet­le­ri­ni yü­rüt­me­si an­la­mın­da zor­la­ma ya­pı­yo­ruz? Ger­çek­ten kay­gı du­yu­lu­cu bir şey.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­ra­da, bü­yük ih­ti­mal, ina­nı­yo­rum ki, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si, in­san­la­rın, hal­kın kar­şı­sı­na çık­mak­tan bi­raz ka­çı­yor. Şu an­da Mec­li­sin gö­re­vi va­tan­daş­la ku­cak­laş­mak. Mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin, ye­ni mil­let­ve­ki­li aday­la­rı­mı­zın va­tan­daş­la iç içe ol­ma­sı ge­re­ki­yor. Dört bu­çuk yıl­lık AKP İk­ti­da­rı­nın bu top­lum aley­hi­ne çı­kar­dı­ğı bu sü­reç­te­ki ya­sa­lar hak­kın­da, olum­suz­luk­lar hak­kın­da, bi­zim, va­tan­daş­lar­la, bun­la­rı izah et­mek gi­bi bir za­ma­na ih­ti­ya­cı­mız var, ama ne ya­zık ki, siz­ler bu imkânı bi­ze ver­mi­yor­su­nuz. Bu an­lam­da, bu ta­sa­rı­la­rın çı­ka­rıl­ma­sı­nı çok doğ­ru bul­ma­dı­ğı­mı ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. İna­nı­yo­rum ki, 22 Tem­muz­dan son­ra olu­şa­cak Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ik­ti­da­rın­da, AKP İk­ti­da­rı­nın özel­lik­le er­ken se­çim ka­ra­rı al­ma­sın­dan son­ra çı­ka­rı­la­cak tüm ya­sa­la­rın da, tek bir ya­sa mad­de­siy­le, tü­mü­nün ip­tal edil­me­si söz ko­nu­su ola­cak­tır. Bu­nu bir kez da­ha siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ya­sa ta­sa­rı­sı, ger­çek­ten, ül­ke­miz­de­ki bir sos­yal ya­ra­ya par­mak ba­san bir ya­sa ta­sa­rı­sı­dır, olum­lu­dur; Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak bu ta­sa­rı­yı des­tek­le­di­ği­mi­zi ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Bil­di­ği­niz gi­bi, bu ya­sa ta­sa­rı­sı… Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı Ka­nu­nu'nun 11'in­ci mad­de­sin­de­ki de­ği­şik­lik 2004 yı­lın­da ya­pıl­dı. Bu ta­sa­rı, özel­lik­le ka­das­tro fa­ali­yet­le­ri­nin de­vam et­ti­ği yer­ler­de kar­şı­mı­za çı­kan bir so­run. 2004 yı­lı­na ka­dar Tür­ki­ye'nin ne­re­dey­se yüz­de 80'inin ka­das­tro­su bit­miş­ti. Yüz­de 80'i bi­ten ka­das­tro­da, özel­lik­le sit ala­nı olan yer­ler­de her­ke­se ta­pu ve­ri­le­bi­li­yor­du. Ama, ne ya­zık ki, AKP İk­ti­da­rı, 2004 yı­lın­da bu ta­sa­rı­da bir de­ği­şik­lik ya­pa­rak "sit alan­la­rı­nın zil­yet­lik yo­luy­la ik­ti­sap edi­le­me­ye­ce­ği" hük­mü­nü ge­tir­di. On­dan son­ra, ger­çek­ten, Tür­ki­ye'nin bir­çok böl­ge­sin­de, baş­ta Ka­ra­de­niz, Ege, Ak­de­niz ol­mak üze­re, bir­çok köy­de, in­san­la­rı­mız, yurt­taş­la­rı­mız -o, yüz yıl­lık, yüz el­li yıl­lık köy­ler­de- iş­le­di­ği top­rak­la­rın mül­ki­ye­ti­ni ala­maz ol­du­lar. Bu, ger­çek­ten Ana­ya­sa'nın eşit­lik il­ke­si­ne ay­kı­rı bir ya­say­dı. Ne ya­zık ki, en azın­dan bu ta­sa­rı­nın, bun­dan son­ra, yü­rür­lük aşa­ma­sın­da bu sı­kın­tı­la­rın or­ta­dan kal­ka­ca­ğı­na ina­nı­yo­rum.

Bil­di­ği­niz gi­bi, özel­lik­le Ka­ra­de­niz'de ya­şa­yan köy­lü­le­ri­miz bi­lir­ler ki, bu­gün, ora­da­ki ka­das­tro fa­ali­yet­le­ri sü­re­cin­de, köy­lü­ler ka­das­tro ele­man­la­rı­nı köy­le­re da­hi sok­ma­mak­ta­dır­lar. Si­ze, yi­ne, bir ör­nek ver­mek is­ti­yo­rum, Ege'den bir ör­nek: Me­se­la, Bur­dur'un, Sal­da gö­lü ke­na­rın­da dört ta­ne kö­yü var. Bun­lar­dan üç ta­ne­si, üç köy, 2004 yı­lın­dan ön­ce ka­das­tro gör­dü. O böl­ge­de­ki top­rak­la­rın, tüm köy­le­rin ta­pu­la­rı ve­ri­le­bil­di. Ama, ne ya­zık ki, ka­lan bir köy… İş­te, ye­ni baş­la­dı ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı­na. Kom­şu par­sel­ler, gö­lün kı­yı­sın­da par­sel­ler, bu böl­ge­ler sit ala­nı ilan edil­di, ama, ne ya­zık ki, bu bir ta­ne kö­yün, Do­ğan­ba­ba kö­yü­nün yurt­taş­la­rı, yıl­lar­dan be­ri kul­lan­dık­la­rı tar­la­la­rı­nın, bah­çe­le­ri­nin, bağ­la­rı­nın ar­tık mül­ki­ye­ti­ni el­de ede­mez ol­du­lar.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı­nı ko­ru­mak he­pi­mi­zin gö­re­vi­dir. Bu ta­sa­rı, bun­lar üze­rin­de­ki sit ala­nı­nın ön­gör­dü­ğü kı­sıt­la­ma­la­rı or­ta­dan kal­dı­ran bir ya­sa de­ğil­dir, sit alan­la­rın­da­ki bü­tün kı­sıt­lı­lık­lar de­vam ede­cek­tir. Sa­de­ce, so­run, "ka­das­tro" söz­cü­ğü için­de, yıl­lar­dan be­ri o in­san­la­rın kul­lan­dık­la­rı, zil­yet­lik yön­te­miy­le el­de ede­bi­le­cek­le­ri top­rak­la­rı, bah­çe­le­ri, ağaç­lık­la­rı mül­ki­yet­le­rin­de ola­cak­tır.

Kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı, ta­bii, ka­mu ni­te­li­ğin­de yer­ler­dir. Özel­lik­le bi­rin­ci de­re­ce kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı, he­pi­mi­zin ko­ru­ma­sı ge­re­ken, özen­le ko­ru­ma­sı ge­re­ken yer­ler­dir. Bu ko­nu­da hiç­bir kay­gı duy­mu­yo­ruz. Özel­lik­le bi­rin­ci de­re­ce do­ğal sit alan­la­rı­nın dev­let ni­te­li­ği hâlin­de ol­ma­sı­nı da so­nu­na ka­dar des­tek­li­yo­ruz. Ama, bu, 2004 yı­lın­dan son­ra olan, ka­lan yüz­de 20, ka­das­tro fa­ali­ye­ti­nin ya­pıl­ma­dı­ğı, ka­das­tro­nun gör­me­di­ği yer­ler­de, in­san­la­rın elin­den re­sen alan bir ola­yı or­ta­dan kal­dır­ma­sı an­la­mın­da olum­lu­dur. Ama, dev­let bi­rin­ci de­re­ce do­ğal sit alan­la­rı­nı ko­ru­mak is­ti­yor­sa, on­la­rı sa­hip­len­mek is­ti­yor­sa, yap­ma­sı ge­re­ken gö­rev­ler var­dır. Bun­lar ya­pı­lı­yor mu di­ye sor­du­ğu­muz­da, ina­nı­yo­rum ki, hiç bi­ri­si ya­pıl­mı­yor.

Ni­çin ya­pıl­mı­yor? Bir ke­re şöy­le ol­ma­lı­dır: Bi­rin­ci de­re­ce do­ğal sit alan­la­rın­da­ki yer­ler­de­ki mül­ki­yet, sü­reç için­de ka­mu­ya geç­me­li­dir; ama bu ya is­tim­lak ede­rek, o in­san­la­rın, o gay­ri­men­kul sa­hip­le­ri­nin hak­la­rı ve­ri­le­rek ve­ya yi­ne ha­zi­ne­nin baş­ka yer­ler­de­ki ara­zi­le­ri ile ta­kas edil­mek su­re­tiy­le bun­lar el de­ğiş­ti­ri­le­bi­lir. Bu de­re­ce­de, bi­rin­ci de­re­ce do­ğal sit alan­la­rı, bu an­lam­da ka­mu­nun elin­de ka­lır; ama bü­tün kı­sıt­la­ma­lar ve hep be­ra­ber­ce tüm bu alan­la­rı ko­ru­mak he­pi­mi­zin gö­re­vi­dir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bil­di­ği­niz gi­bi, do­ğal si­tin ya­sa­da­ki ta­ri­fi ay­nen şöy­le: "Je­olo­jik de­vir­ler­de ta­rih ön­ce­si ve ta­rihî de­vir­le­re ait olup, en­der bu­lun­ma­la­rı ve­ya özel­lik­le­ri ve gü­zel­lik­le­ri ba­kı­mın­dan ko­run­ma­sı ge­rek­li yer üs­tün­de, yer al­tın­da ve­ya su al­tın­da bu­lu­nan, ko­run­ma­sı ge­re­ken alan­lar­dır." de­ni­li­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, özel­lik­le, AKP İk­ti­da­rı, bi­rin­ci de­re­ce do­ğal sit ka­mu­nun elin­de ise, bun­la­rı gü­nü­müz­de hâlâ sat­mak­ta­dır. Ba­kı­nız, bir ta­raf­tan in­san­la­rın elin­de­ki tar­la­nın mül­ki­ye­ti­ni ver­mi­yor­su­nuz, ama ka­mu­nun elin­de­ki bi­rin­ci de­re­ce do­ğal sit alan­la­rı­nın sa­tı­şı da şu an Tür­ki­ye'de ser­best­tir. Bu bir.

Yi­ne, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı­mız, bu böl­ge­le­ri, tu­rizm böl­ge­si alan­la­rı ilan et­mek su­re­tiy­le, kırk do­kuz yıl­lı­ğın­dan, dok­san do­kuz yıl­lı­ğı­na ka­dar sü­reç­ler hâlin­de, Tür­ki­ye'nin kı­yı­la­rı­nı, bi­rin­ci de­re­ce do­ğal sit alan­la­rı­nı, or­man­la­rı­nı tah­sis­le­re aç­mak­ta­dır. Bun­lar ko­ru­may­la çok çe­liş­ki­li ko­nu­lar­dır. Bu an­lam­da, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin ko­ru­ma­dan ya­na bir par­ti ol­du­ğu­nu söy­le­mek de imkânsız­dır.

Ko­ru­ma, bil­di­ği­niz gi­bi, do­ğal ve ta­rihî de­ğer­le­ri ko­ru­ma bi­lin­ci ile ko­ru­ma ah­la­kı bi­rer kül­tür so­ru­nu­dur. Bil­gi bi­lin­ci, bi­linç ah­la­kı, ah­lak po­li­ti­ka­yı et­ki­ler. Bil­gi­siz­lik bi­linç­siz­li­ği, bi­linç­siz­lik de bir çar­pık ko­ru­ma ah­la­kı­nı, çar­pık ko­ru­ma ah­la­kı ise çe­liş­ki­li si­ya­sal­la­rı güç­len­di­rir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - Baş­ka­nım, he­men ta­mam­lı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Ka­ra­de­mir.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - Böy­le­si bir an­la­yı­şın için­de Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin ol­du­ğu­nu söy­le­mek müm­kün de­ğil­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, özel­lik­le son dö­nem­ler­de, dö­nü­şüm alan­la­rın­da­ki ya­sa tas­la­ğı ta­sa­rı­sı ko­mis­yon­lar­dan geç­ti, Ge­nel Ku­ru­la in­me­si bek­le­ni­yor. Bu ya­sa ta­sa­rı­sın­da AKP ik­ti­da­rı, baş­ta Kül­tür ve Ta­bi­atı Ko­ru­ma Ka­nu­nu'nca ko­ru­ma al­tın­da­ki alan­lar­dan tu­tun, Kı­yı Ya­sa­sı'ndan, Or­man Ya­sa­sı'ndan, ona ya­kın ko­ru­ma­ya yö­ne­lik ya­sa­la­rı ber­ta­raf eden bir an­la­yış­la ça­lış­ma­la­rı­nı sür­dür­mek­te­dir.

Bu an­lam­da ko­ru­ma duy­gu­su­nun, ko­ru­ma ah­la­kı­nın, ko­ru­ma­nın sa­hip­le­ni­le­bil­me­si­nin, AKP'nin dört bu­çuk yıl­lık ik­ti­dar sü­re­cin­de gör­me­di­ği­mi­zi ifa­de edi­yor, bu duy­gu­lar­la he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ka­ra­de­mir.

Mad­de üze­rin­de AK Par­ti Gru­bu adı­na söz is­te­yen Ali Os­man Sa­li, Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Sa­li. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA ALİ OS­MAN SA­Lİ (Ba­lı­ke­sir) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'yle il­gi­li ola­rak AK Par­ti Gru­bu adı­na hu­zu­ru­nuz­da­yım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ön­ce­lik­le, ben de Sam­sun Mil­let­ve­ki­li­miz İl­yas Se­zai Ön­der ve da­ha ön­ce ve­fat eden bü­tün mil­let­ve­kil­le­ri­mi­ze Al­lah'tan rah­met di­li­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ka­nun tek­li­fi­mi­ze ko­mis­yon­lar­da ve Ge­nel Ku­rul­da des­tek ve­ren ar­ka­daş­la­ra ve grup­la­ra ca­nı­gö­nül­den te­şek­kür edi­yo­rum.

Ben­den ön­ce­ki ar­ka­daş­la­rı­mız ko­nu­yu bü­tün de­tay­la­rıy­la an­lat­tı­lar. Ben, tek­ra­ra se­be­bi­yet ver­me­ye­ce­ğim. An­cak, bir hu­su­su tek­rar be­lirt­mek la­zım: Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li­miz Or­han Sür ve İz­mir Mil­let­ve­ki­li­miz Er­dal Ka­ra­de­mir be­lirt­ti. Bu­ra­da­ki, ka­nun tek­li­fin­de­ki esas şu­dur: Sa­de­ce ve sa­de­ce sit alan­la­rın­da mül­ki­ye­tin ki­me ait ola­ca­ğı hu­su­suy­la il­gi­li­dir tek­li­fi­miz, ko­ru­ma ve kul­lan­ma şart­la­rıy­la ala­ka­lı de­ğil­dir. Ko­ru­ma ve kul­lan­ma şart­la­rı sit alan­la­rın­da, bil­di­ği­niz gi­bi, Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Yük­sek Ku­ru­lun­ca be­lir­len­mek­te­dir. Yi­ne, ay­nı kı­sıt­la­ma­lar ve ay­nı kul­lan­ma şart­la­rı de­vam et­mek­te­dir.

So­run, ül­ke­mi­zin ta­ma­mın­da var­dır, sek­sen bir vi­la­ye­ti­mi­zin ta­ma­mın­da var­dır. Ben­den ön­ce­ki ar­ka­daş­la­rı­mız yer ve il be­lir­te­rek, böl­ge be­lir­te­rek ba­zı ör­nek­le­ri ver­di­ler. Ben de çok vu­ru­cu, çar­pı­cı bir ör­ne­ği siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum: Ka­ra­de­niz Böl­ge­miz­de, özel­lik­le, köy­le­rin or­ta­sın­dan yol ge­çi­yor. Yo­lun bir ta­ra­fı sit ala­nı, di­ğer ta­ra­fı de­ğil­dir. 2004'ten son­ra ya­pı­lan ka­das­tro ça­lış­ma­la­rın­da kö­yün bir ta­ra­fı­na ta­pu ve­re­cek­si­niz, di­ğer ta­ra­fı­na ta­pu ver­me imkânı­nız yok­tur. Ya­ni, kö­yün sit ala­nı ta­ra­fın­da ka­lan par­ça­sı­nı, ora­da­ki va­tan­daş­la­rı­mı­zı bu­ra­dan bo­şalt­mak zo­run­da­sı­nız.

Ta­bi­atıy­la, bir mah­ke­me ka­ra­rın­da da be­lir­til­di­ği gi­bi, bu dü­zen­le­me, sit alan­la­rın­da zil­yet­lik­le mül­ki­yet edi­ni­le­me­me­si yo­lun­da­ki dü­zen­le­me, Tür­ki­ye ger­çek­le­riy­le ger­çek­ten bağ­daş­ma­mak­ta­dır. Efen­dim, bu 2004'te­ki dü­zen­le­me ni­ye ya­pıl­mış­tır? Na­sıl bu nok­ta­ya gel­dik ve va­tan­daş­la­rı­mız bu dü­zen­le­me­den mağ­dur ol­du­lar? Ha­di­se, esa­sen, sit alan­la­rı­nın, do­ğal ve ar­ke­olo­jik sit alan­la­rı­nın ku­rum­sal mu­ha­tap­lık­la­rıy­la ala­ka­lı ge­nel bir pro­je­nin eş za­man­lı yü­rü­tü­le­me­me­sin­den kay­nak­lan­mış­tır. Yok­sa, ben­den ön­ce­ki ar­ka­daş­la­rı­mız ta­ra­fın­dan da be­lir­til­di­ği üze­re, sit alan­la­rı­nı he­pi­miz ko­ru­mak zo­run­da­yız. Bun­lar şa­hıs­la­rın de­ğil, top­lu­mun or­tak ma­lı­dır. Çö­züm­len­me­le­ri şu ve­ya bu şe­kil­de el­bet­te ya­pı­la­bi­lir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, tek­li­fin ya­sa­laş­ma­sı ve bü­tün mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı, uğur­lu ol­ma­sı te­men­ni­siy­le he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Sa­li.

Mad­de üze­rin­de Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen İb­ra­him Öz­do­ğan, Er­zu­rum mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Öz­do­ğan.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA İB­RA­HİM ÖZ­DO­ĞAN (Er­zu­rum) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; gö­rü­şül­mek­te olan 970 sı­ra sa­yı­lı ka­nun tek­li­fi üze­rin­de, 1'in­ci mad­de­sin­de, Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­dım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum ve az ön­ce ge­rek­li bil­gi­le­ri ve­ren Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li­miz, de­ğer­li ar­ka­da­şım Sa­yın Os­man Sa­li'ye de en de­rin sev­gi ve say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­gün ba­sın­da il­ginç bir ha­ber var­dı. Av­ru­pa Par­la­men­to­su Üye­si Yu­nan­lı Par­la­men­ter Gla­va­kis Av­ru­pa Bir­li­ği Ko­mis­yo­nu­na bir öner­ge ve­ri­yor Aya­sof­ya Ca­mi­si hak­kın­da ve di­yor ki: "Ben İs­tan­bul'a git­tim, gü­ver­cin­le­rin, ge­rek pen­ce­re­le­re, ge­rek­se Aya­sof­ya'nın iç çe­pe­rin­de yu­va­lan­dık­la­rı­nı, tü­ne­dik­le­ri­ni ve bu­ra­la­ra pis­le­dik­le­ri"ni söy­lü­yor. Bu pis­le­me­le­rin, gü­ver­cin pis­li­ği­nin ora­da­ki ya­pı­laş­ma­nın öm­rü­nü -ge­rek­li tek­nik bil­gi­yi de ve­ri­yor- yüz­de 50 ora­nın­da kı­salt­tı­ğı­nı söy­lü­yor ki, bu çok va­him bir du­rum­dur. Ay­rı­ye­ten et­ra­fa bir pis ko­ku ya­yıl­dı­ğın­dan bah­se­di­yor Yu­nan­lı Par­la­men­ter Gla­va­kis ve ay­rı­ye­ten şöy­le bir şey söy­lü­yor: Av­ru­pa Bir­li­ği­nin bu ko­nu­da Tür­ki­ye'ye mü­da­ha­le et­me­si ge­rek­ti­ği­ni söy­lü­yor. Asıl bu­ra­da va­him olan du­rum, bir Yu­nan­lı par­la­men­te­rin bu söy­lem­le­riy­le çok önem­li, si­ya­se­ten cid­di bir du­ru­mun ol­ma­sı söz ko­nu­su­dur. Ya­ni, bi­zim de­de­le­ri­mi­zin fet­het­ti­ği İs­tan­bul'da Aya­sof­ya'ya bu tür mü­da­ha­le­nin si­ya­se­ten iyi so­nuç ge­tir­me­ye­ce­ği­ni dü­şü­nü­yo­ruz. Do­la­yı­sıy­la, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı­mı­za çok önem­li bir gö­rev dü­şü­yor. Ta­bii ki, ba­sın­dan oku­muş­lar­dır, bu­nu özel­lik­le ben ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum. Bu­nun en va­him du­ru­mu, az ön­ce de­di­ğim gi­bi, si­ya­se­ten bir cid­di­yet ta­şı­ma­sı­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ka­nun tek­li­fi­nin ge­ne­li üze­rin­de ko­nu­şur­ken, çe­şit­li vi­la­yet­le­ri­miz­de­ki ta­rihî eser­le­ri­miz­le il­gi­li, on­la­rın sı­kın­tı­la­rıy­la il­gi­li bil­gi­ler ver­miş­tim ve İs­tan­bul ve Er­zu­rum'a ağır­lık ver­miş­tik. Fa­kat, bu ko­nuy­la ala­ka­lı de­ği­şik ör­nek­ler de ver­mek is­ti­yo­rum.

Me­se­la, Adı­ya­man'a 46 ki­lo­met­re uzak­lık­ta­ki Bes­ni çev­re­sin­de, Tür­ki­ye'nin ikin­ci Ze­ug­ma'sı ola­bi­le­cek ni­te­lik­te mo­za­ik­le­re sa­hip an­tik kent, Ba­kan­lı­ğın il­gi­si­ni bek­li­yor de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Böl­ge­de­ki sek­tör men­sup­la­rı, ge­rek­li ba­kım ve dü­zen­le­me­le­rin ya­pıl­ma­sı hâlin­de, an­tik ken­tin, kül­tür tur­la­rı için önem­li bir mer­kez hâli­ne ge­le­bi­le­ce­ği­ni söy­lü­yor­lar. Tür­ki­ye'nin önem­li ta­rihî mi­ras­la­rı ara­sı­na gi­re­bi­le­cek­ken, ba­kım­sız­lık ve il­gi­siz­lik yü­zün­den tah­rip edi­len böl­ge­de­ki ta­rihî eser­le­rin de ça­lın­dı­ğı­nı söy­lü­yor­lar.

Yi­ne, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Uşak Mü­ze­si'nde­ki Ka­run Ha­zi­ne­le­ri'nin en de­ğer­li par­ça­sı Ka­nat­lı De­ni­za­tı Bro­şu ve Kah­ra­man­ma­raş Mü­ze­si'nde­ki sik­ke hır­sız­lı­ğıy­la, ta­rihî eser­le­re ne ka­dar sa­hip çık­tı­ğı­mız bir kez da­ha sor­gu­la­nır­ken, şim­di de na­di­de ha­lı, ki­lim, avi­ze gi­bi yüz­ler­ce ta­rihî ese­rin Va­kıf­lar Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan ağır ha­sar­lı boş bir han­da ko­run­du­ğu ma­ale­sef or­ta­ya çık­tı.

Bir­çok ör­ne­ği ana va­tan­la­rı Tür­kis­tan, Is­fa­han ve Ho­ra­san'da bi­le bu­lun­ma­yan ha­lı ve ki­lim­ler, Ka­ra­köy'de Koz­lu­ca­han'da pe­ri­şan bir du­rum­da. Ha­lı­lar, ta­ma­men çü­rü­me­ye terk edil­miş bir du­rum­da.

Yi­ne, Te­kir­dağ'da yak­la­şık üç yüz ci­va­rın­da bu­lu­nan tes­cil­li ta­rihî ah­şap bi­na­lar, bü­rok­ra­tik en­gel­ler ne­de­niy­le bi­lin­me­yen yan­gın­lar ve do­ğa şart­la­rı ne­de­niy­le bir bir yok olur­ken, yı­kıl­ma­ya yüz tut­muş ah­şap ev­ler de hiç­bir ön­lem alın­ma­ma­sın­dan do­la­yı çev­re için teh­li­ke sa­çı­yor. Te­kir­dağ Çift­li­kö­nü Ma­hal­le­si Va­kı­fav­lu So­kak'ta bu­lu­nan bir ah­şap bi­na ise gö­rün­tü­süy­le, gö­ren­le­ri hem şaş­kı­na çe­vi­ri­yor hem de te­dir­gin edi­yor. Ön ve yan cep­he­si bir­bi­rin­den ay­rıl­mış ah­şap bi­na, âde­ta so­ka­ğın üze­ri­ne çök­müş bir du­rum­da. Ma­hal­le sa­kin­le­ri, her an çö­ke­cek gi­bi du­ran ah­şap bi­na ne­de­niy­le te­dir­gin­lik ya­şı­yor.

Ta­rihî ah­şap bi­na­la­rın res­to­ras­yon ve di­ğer ba­kım ça­lış­ma­la­rı­nın önün­de­ki en bü­yük en­gel ise bi­na­la­rın ta­rihî eser ko­nu­mun­da ol­ma­sın­dan do­la­yı her­han­gi bir iş­lem ya­pı­la­ma­ma­sı ve si­ya­si so­rum­lu­su olan Hükûme­tin bu du­ru­ma çö­züm bul­mak için adım at­ma­ma­sı­dır.

Şim­di, İz­mit'e gel­mek is­ti­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­lar. İz­mit'te ser­gi­le­ne­cek yer bu­lu­na­ma­dı­ğı için gar bah­çe­si­ne ta­şı­nan, ço­ğu Ro­ma dö­ne­mi­ne ait hey­kel­ler, kim­li­ği be­lir­siz ki­şi­ler ta­ra­fın­dan kı­rı­lıp si­ya­ha bo­yan­dı geç­ti­ği­miz yaz ay­la­rın­da de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Bu­nu da bu­ra­da be­lirt­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bir baş­ka ili­miz Bur­sa'ya geç­mek is­ti­yo­rum. Hi­sa­ri­çi'nde Ala­at­tin Ma­hal­le­si'nde yer alan Sü­ley­man Pa­şa Kül­li­ye­si'nde­ki eser­ler, 1950'li yıl­lar­da kıs­men yı­kıl­ma­sı üze­ri­ne şa­hıs­la­ra sa­tıl­dı. Os­man­lı­ya ait kül­tü­rel mi­ra­sı, ma­ale­sef, ko­ru­ya­mı­yo­ruz her ne­den­se de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Ala­at­tin Ma­hal­le­si'nde­ki Sü­ley­man Pa­şa Kül­li­ye­si, Os­man­lı dö­ne­mi­nin Bur­sa'da­ki ilk eser­le­rin­den­dir. Ta­rih­çi Ka­zım Bay­kal'ın ki­ta­bın­da, Fa­tih Sul­tan Meh­met dö­ne­min­de "Hel­va­cı Meh­met" adın­da bir şa­hıs ta­ra­fın­dan res­to­re edil­di­ği için, Mes­cit'in gü­nü­müz­de bu isim­le anıl­dı­ğı be­lir­til­mek­te­dir. De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 1950'li yıl­la­ra ka­dar kul­la­nı­lan bu Mes­cit, du­var­la­rı­nın yı­kıl­ma­sın­dan son­ra Va­kıf­lar ta­ra­fın­dan şa­hıs­la­ra sa­tıl­mış­tır. Bu da son de­re­ce va­him bir du­rum­dur.

Ada­na'ya gel­mek is­ti­yo­rum. Ada­na Ar­ke­olo­ji Mü­ze­si'nde­ki Geç Ro­ma ve Er­ken Bi­zans dö­ne­mi­ne ait mo­za­ik­ler, yer ol­ma­dı­ğı için kırk al­tı yıl­dır Ar­ke­olo­ji Mü­ze­si'nin bah­çe­sin­de ser­gi­le­ni­yor. Kırk al­tı bin beş yüz ta­rihî ese­rin bu­lun­du­ğu Mü­ze'de, mo­za­ik­ler gi­bi bir­çok ta­rihî eser de Mü­ze bah­çe­sin­de ser­gi­len­mek zo­run­da ka­lı­yor. Bu­na mut­la­ka bir çö­züm bul­mak ge­rek­ti­ği­ne ina­nı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, tek­rar, baş­ka bir ko­nuy­la ala­ka­lı, Aya­sof­ya'ya dön­mek is­ti­yo­rum. Aya­sof­ya Mü­ze­si Mü­dü­rü Ja­le De­de­oğ­lu, II. Se­lim ve III. Mu­rat Tür­be­le­ri ile I. Mah­mut Kü­tüp­ha­ne­si'nden ça­lı­nan çi­ni­le­rin Pa­ris'te üç mü­ze­de bu­lun­du­ğu­nun tes­pit edil­di­ği­ni be­lir­te­rek, bun­la­rın is­ten­me­si için Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı­na dos­ya ha­zır­lan­dı­ğı­nı bil­dir­miş­ti. De­de­oğ­lu, Aya­sof­ya Mü­ze­si ha­zi­re­sin­de yer alan II.Se­lim Tür­be­si'nin ça­lı­nan çi­ni­le­ri için araş­tır­ma ya­pıl­dı­ğı­nı, bu­ra­da 1882-1896 yıl­la­rı ara­sın­da Fran­sız Al­bert Sor­lin Do­rigny ta­ra­fın­dan ya­pı­lan res­to­ras­yon sı­ra­sın­da çi­ni­le­rin ona­rım için Fran­sa'ya gö­tü­rül­dü­ğü­nün ve ye­ri­ne sah­te­le­ri­nin ge­ti­ril­di­ği­nin tes­pit edil­di­ği­ni açık­la­mış­tı. Çi­ni­le­ri ça­lı­nan Aya­sof­ya'nın dep­re­me kar­şı na­sıl ko­run­du­ğu­na, ya­ni na­sıl ko­run­ma­dı­ğı­na bu­ra­da de­ğin­mi­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Pe­ki, du­rum Di­yar­ba­kır'da na­sıl? De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, her yer na­sıl­sa, ma­ale­sef, Di­yar­ba­kır'ımız da öy­le. Di­yar­ba­kır'ın Sil­van il­çe­sin­de Or­ta Çağ­dan kal­ma üç yüz ma­ğa­ra­nın bu­lun­du­ğu Ha­su­ni Ma­ğa­ra­la­rı tu­rist­le­rin il­gi­si­ni bek­ler­ken, böl­ge bü­yük­baş hay­van­la­rın ot­lak ala­nı hâli­ne gel­di ma­ale­sef. Bir­çok me­de­ni­ye­te be­şik­lik et­miş olan Ha­su­ni Ma­ğa­ra­la­rı, Ilı­su Ba­ra­jı'nın su­la­rı al­tın­da ka­la­cak olan Ha­san­keyf'e al­ter­na­tif ola­rak gös­te­ri­li­yor. Sa­sa­ni­ler dö­ne­min­de ya­pıl­dı­ğı tah­min edi­len ma­ğa­ra­la­rın dün­ya­da bir eşi­nin bu­lun­ma­dı­ğı be­lir­til­di.

Ba­kı­nız, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ya­şa­dı­ğı­mız Ana­do­lu top­rak­la­rın­da ne ka­dar zen­gin ta­ri­hi mi­ras­la­ra sa­hi­biz, ne ka­dar övün­sek az­dır, ba­ka­ma­dı­ğı­mız­dan do­la­yı ne ka­dar diz­le­ri­mi­zi döv­sek yi­ne az­dır. Böy­le bir mekânı ot­lak hâli­ne ge­tir­miş ol­mak, şu bi­lin­sin ki, bu ül­ke­nin top­ra­ğı­na ve mi­ra­sı­na kar­şı af­fe­dil­mez bir ih­mal­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yi­ne, Mi­mar Si­nan'ın çağ­da­şı Sai Çe­le­bi ta­ra­fın­dan beş yüz yıl ön­ce İs­tan­bul Kâğıt­ha­ne'de in­şa edi­len ta­rihî İm­ra­hor Çeş­me­si ön­ce yağ­ma­lan­dı ar­dın­dan…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­do­ğan, to­par­lar mı­sı­nız lüt­fen.

İB­RA­HİM ÖZ­DO­ĞAN (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım, to­par­la­ya­ca­ğım.

Ta­rihî İm­ra­hor Çeş­me­si ya­kın za­man­da 2 ke­re sal­dı­rı­ya uğ­ra­dı. İlk sal­dı­rı­da ki­ta­be­nin "ay­na" bö­lü­mü kı­rı­lıp ça­lın­dı. Kı­rık par­ça­lar Kâğıt­ha­ne Be­le­di­ye­si ta­ra­fın­dan Çu­kur­cu­ma'da bir an­ti­ka­cı­da bu­lun­du ve sa­tın alı­na­rak de­po­ya kal­dı­rıl­dı. İkin­ci sal­dı­rı­da ki­ta­be­yi bü­tün hâlin­de sö­ke­me­yen hır­sız­lar, ko­puk par­ça­yı bı­rak­tı. Ça­tı kıs­mı hâlen Çu­kur­cu­ma'da olan çeş­me­nin ye­ri­ne Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­nin Sa­da­bat Pro­je­si çer­çe­ve­sin­de in­şa­at ya­pan Çek­daş İn­şa­at Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Li­mi­tet Şir­ke­ti­nin iş­çi ba­ra­ka­la­rı ko­nul­du. Da­mat İb­ra­him Pa­şa'nın da­ma­dı Meh­met Pa­şa'ya ait bu ni­şangâh da ay­nı dö­nem­de ka­yıp­la­ra ka­rış­tı­ğı an­la­şıl­dı.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ta­rihî çeş­me­le­ri­miz ça­lı­nır­ken, tu­ris­tik öne­mi ha­iz ta­rihî var­lık­la­rı­mı­zın as­ga­ri gü­ven­li­ği da­hi sağ­la­na­mı­yor. Ba­kı­nız, An­ka­ra Ka­le­si'nin sur­la­rın­da her­han­gi bir gü­ven­lik ön­le­mi­nin ol­ma­ma­sı, ya­şa­na­bi­le­cek ola­sı ka­za­la­ra da­ve­ti­ye çı­ka­rı­yor. Sur­la­rın he­men ke­na­rın­da uçurt­ma uçu­ran ço­cuk­lar ile Ka­le'yi zi­ya­ret eden yer­li ve ya­ban­cı tu­rist­ler çok bü­yük bir teh­li­ke ya­şı­yor. De­ğer­li ar­ka­daş­lar, şim­di­ye ka­dar, ara­la­rın­da Ja­pon tu­rist­le­rin de bu­lun­du­ğu 3 ki­şi Ka­le sur­la­rın­dan dü­şe­rek ya­ra­lan­dı­lar ve de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ta­rihî mekânda, ma­ale­sef, hiç­bir gö­rev­li de bu­lun­mu­yor. Baş­ken­tin sim­ge­le­rin­den olan An­ka­ra Ka­le­si'nin da­ha gü­ven­li ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni… Herhâlde çok ol­ma­sı ge­re­ken bir hu­sus de­ğil mi­dir? Bu­nu, Sa­yın Ba­ka­nı­mı­zın in­sa­fı­na ve vic­da­nı­na da sun­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ma­ale­sef, açık­ça ifa­de et­me­li­yiz ki, bu Hükûme­tin millî ko­ru­ma duy­gu­su…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür için açı­yo­rum Sa­yın Öz­do­ğan, lüt­fen...

İB­RA­HİM ÖZ­DO­ĞAN (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

Ma­ale­sef, bu Hükûme­tin millî ko­ru­ma duy­gu­su hiç ol­ma­dı. İk­ti­da­ra gel­dik­ten son­ra ken­di­ne bir kim­lik ta­nı­mı ara­yan ve "mu­ha­fa­zakâr de­mok­rat­lık" kav­ra­mın­da ka­rar kı­lan Hükûme­tin mu­ha­fa­zakârlık­la hiç­bir ala­ka­sı­nın ol­ma­dı­ğı Türk ka­mu­oyun­ca çok iyi bi­lin­di ve de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu Hükûmet, Türk top­ra­ğı­nın ta­bii ve kül­tü­rel var­lı­ğı­nı ko­ru­ma ko­nu­sun­da da hiç­bir öz­ne­nin sa­hi­bi ol­ma­dı. Ül­ke­yi yö­net­me­yi top­rak ve ser­vet pa­zar­la­mak zan­ne­den bir Hükûmet­ten, baş­ka tür­lü­sü­nü bek­le­mek de müm­kün de­ğil­dir.

Tür­ki­ye, kül­tür ve ta­bi­at var­lı­ğı ko­ru­ma­cı­lı­ğı­nın ne ol­du­ğu­nu Er­kan Mum­cu'nun ba­kan­lı­ğı dö­ne­min­de gör­dü. Ar­dın­dan da bu Hükûmet, ma­ale­sef, bun­la­rı hoy­rat­ça har­ca­dı.

Şu­nu bi­li­niz ki de­ğer­li ar­ka­daş­lar: Bu se­çim­ler­de AK Par­ti­yi san­dık­ta vu­ra­cak en bü­yük et­men­ler­den bi­ri­si top­rak ve kül­tür ko­ru­ma­sı­na uzak­lı­ğı ve mi­de­li pa­zar­la­ma­cı­lı­ğı ola­cak­tır ve bu­nu, in­şal­lah, hep bir­lik­te gö­re­ce­ğiz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Öz­do­ğan. Lüt­fen...

Te­şek­kür için Sa­yın Öz­do­ğan, bu­yu­run.

İB­RA­HİM ÖZ­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ana­va­tan ik­ti­da­rı­nın en güç­lü ic­ra­at alan­la­rın­dan bi­ri­si, top­ra­ğı­mı­zın ta­bii ve kül­tü­rel var­lık­la­rı­nın bü­yük bir kıs­kanç­lık­la ko­run­ma­sı ola­cak­tır di­yor, he­pi­ni­ze te­şek­kür edi­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Öz­do­ğan.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Ana­va­tan bit­ti za­ten.

İB­RA­HİM ÖZ­DO­ĞAN (Er­zu­rum) - Ana­va­tan bü­yü­yor, bü­yü­yor...

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de şah­sı adı­na söz is­te­yen Üm­met Kan­do­ğan, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li... Yok.

Meh­met Eras­lan, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li... Yok.

Er­dal Ka­ra­de­mir, İz­mir Mil­let­ve­ki­li... Yok.

Ni­hat Eri, Mar­din Mil­let­ve­ki­li... Yok.

1'in­ci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 2.- 2863 Sa­yı­lı Ka­nu­na aşa­ğı­da­ki ge­çi­ci mad­de ek­len­miş­tir.

"GE­Çİ­Cİ MAD­DE 7.- Ka­das­tro­su de­vam eden ta­şın­maz­la­rın sı­nır­lan­dır­ma ve tes­pi­ti iş­le­ri ile de­vam eden da­va­lar­da da bu Ka­nu­nun 11 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı hük­mü uy­gu­la­nır. Sı­nır­lan­dır­ma ve tes­pit­le­ri he­nüz as­kı ila­nı­na alın­ma­mış ta­şın­maz­la­rın ka­das­tro tu­ta­nak­la­rı ka­das­tro ko­mis­yo­nu­na in­ti­kal et­ti­ril­mek su­re­tiy­le bu Ka­nu­nun 11 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­na uy­gun ha­le ge­ti­ri­lir."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Ber­han Şim­şek, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Şim­şek.

Sü­re­niz on da­ki­ka­dır.

CHP GRU­BU ADI­NA BER­HAN ŞİM­ŞEK (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan ka­nun tek­li­fi­nin 2'nci mad­de­si üze­ri­ne gru­bum adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­la­rım.

Gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ka­nun tek­li­fiy­le, kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı­nı ko­ru­ma böl­ge ku­rul­la­rın­ca bi­rin­ci grup ola­rak tes­cil ve ilan edi­len kül­tür var­lık­la­rı­nın bu­lun­duk­la­rı ta­şın­maz­lar ile bir ve ikin­ci de­re­ce­de ar­ke­olo­jik sit alan­la­rın­da­ki ta­şın­maz­la­rın zil­yet­lik yo­luy­la in­ti­sap edil­me­ye­ce­ği, bu­nun dı­şın­da ka­lan ta­şın­maz­lar­da ise zil­yet­lik id­di­asın­da bu­lu­nu­la­bi­le­ce­ği ge­ti­ril­mek­te­dir.

As­lın­da, bu ka­nun tek­li­fiy­le ya­pı­lan zil­yet­lik id­di­asın­da bu­lu­nu­la­bi­le­cek alan­la­rı ge­niş­let­mek­tir. Bi­lin­di­ği gi­bi, Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu'nun 11'in­ci mad­de­sin­de "ko­run­ma­sı ge­re­ken kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı ile bun­la­rın ko­ru­ma alan­la­rı, sit alan­la­rı zil­yet­lik yo­luy­la in­ti­sap edi­le­mez" hük­mü bu­lun­mak­ta­dır. An­cak, yi­ne bu Ka­nun'un 11'in­ci mad­de­sin­de, ko­run­ma­sı ge­rek­li kül­tür var­lık­la­rı­nın sa­hi­bi­ne ba­kıl­mak­sı­zın kül­tür var­lık­la­rı sta­tü­sü­nün ko­run­du­ğu hük­me bağ­lan­mak­ta. Ya­ni, bir kül­tür var­lı­ğı ya da sit ala­nı için­de ya­pı­laş­ma ya­sa­ğı var ise, bu ya­sak hem ha­zi­ne ara­zi­le­ri hem de özel mül­ki­yet­te bu­lu­nan ara­zi­ler için ge­çer­li­dir. Do­la­yı­sıy­la, bu ya­sa, ilk ba­kış­ta, mağ­du­ri­yet gi­der­mek amaç­lı ol­du­ğu­nu da or­ta­ya koy­mak­ta­dır. Özel­lik­le ka­das­tro ça­lış­ma­sı ya­pıl­ma­mış ya da so­run­lu ya­pıl­mış olan böl­ge­ler­de bu­lu­nan so­ru­nu, bu ka­nun tek­li­fiy­le or­ta­dan kal­dır­mak­ta­dır. Bu ya­sa kap­sa­mın­da bu­lu­nan ta­şın­maz­lar­da evi bu­lu­nan, ta­rım, ti­ca­ret fa­ali­ye­ti yü­rü­ten yurt­taş­la­rı­mı­zın mağ­du­ri­ye­ti­ni gi­de­re­cek­tir.

Bu ka­nun tek­li­fin­de kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı ile sit alan­la­rı sı­nıf­lan­dı­rıl­mak­ta, bi­rin­ci ve ikin­ci grup ola­rak tes­cil edi­len alan­lar ha­ri­cin­de­ki yer­ler­de zil­yet­lik id­dia edi­le­bi­le­cek­tir. Ko­ru­ma böl­ge ku­rul­la­rı­nın ya­pı­sı si­ya­sal­laş­tık­ça ku­rul­la­rın tes­cil edi­len ya­pı­lar­da­ki sı­nıf­lan­dır­ma­la­rı de­ğiş­tir­me­le­ri de müm­kün ola­bi­le­cek­tir.

Bu ka­nun tek­li­fi­nin iyi ni­yet­le ha­zır­lan­dı­ğı­na, mağ­du­ri­ye­ti gi­der­mek ama­cıy­la ha­zır­lan­dı­ğı­na ina­nı­yo­ruz. An­cak, biz, baş­ka bir ko­nu­da mağ­du­ri­ye­ti gi­der­me­li­yiz. 2004 yı­lın­da, 5226 sa­yı­lı Ka­nun'dan ön­ce ka­das­tro gör­müş yer­ler­de­ki sit alan­la­rın­da özel mül­ki­ye­ti bu­lu­nan va­tan­daş­la­rı­mız ta­pu­la­rı­nı al­mış­tır. 2004 yı­lın­dan son­ra ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı ya­pı­lan yer­ler­dey­se va­tan­daş­la­rı­mız, de­de­le­rin­den ka­lan bağ­la­rı­nın, bah­çe­le­ri­nin ta­pu­la­rı­nı ala­ma­mak­ta­dır. Bu, ada­let de­ğil­dir ve eşit­lik de­ğil­dir. Bu ko­nu­nun mağ­du­ru olan yurt­taş­la­rı­mı­zın da mağ­du­ri­ye­ti­ni çöz­mek du­ru­mun­da­yız, gö­re­vi­miz bu­dur di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Bu alan­la­ra ko­run­ma­sı ge­rek­li sit alan­la­rı ol­du­ğu için ta­pu ve­ril­mi­yor­sa, dev­let, bu alan­la­rın ya pa­ra­sı­nı öde­me­li, ka­mu­laş­tır­ma­lı ya da ta­kas yo­luy­la bu va­tan­daş­la­rı­mı­zın mağ­du­ri­yet­le­ri­ni çöz­mek ge­re­kir.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; kül­tür, sa­nat, ya­şam, eko­no­mi, ge­liş­me, kal­kın­ma, şe­hir­leş­me bir bü­tün­dür. Mo­dern mi­ma­ri, kent­leş­me, kent­sel dö­nü­şüm adı al­tın­da rant ya­rat­mak ama­cıy­la ta­rihî, do­ğal ve kül­tü­rel de­ğer­le­ri­mi­zi yok et­mek bi­ze hiç bir şey ka­zan­dır­maz ve ka­zan­dır­mı­yor. Kül­tür baş­ken­ti se­çi­len ve bu ne­den­le de övün­dü­ğü­müz İs­tan­bul, Du­bai port­lar­la, Du­bai ku­le­le­riy­le de­ğil, İs­tan­bul'un si­lu­eti­ni bo­zan ya­pı­lar­la kül­tür baş­ken­ti se­çil­me­miş­tir -he­pi­mi­zin bil­gi­le­ri dâhi­lin­de bu- İs­tan­bul, kül­tü­rel mi­ra­sı ve ya­pı­sıy­la kül­tür baş­ken­ti ol­muş­tur.

Millî Eği­tim Ba­kan­lı­ğı­nın, kent mer­kez­le­rin­de­ki okul­la­rı rant uğ­ru­na sat­tı­ğı­nı he­pi­miz bi­li­yo­ruz. Siz­ler­le bir ör­ne­ği pay­laş­mak is­ti­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım: Emi­nö­nü Or­du Cad­de­si üze­rin­de ta­rihî Ge­dik­pa­şa İl­ko­ku­lu, 21 bin YTL'ye bir özel şir­ke­te özel ida­re ta­ra­fın­dan sa­tıl­dı. Ge­dik­pa­şa, ikin­ci de­re­ce es­ki eser­den çı­kar­tı­lıp üçün­cü de­re­ce es­ki eser ti­ca­ret ala­nı­na dö­nüş­tü­rül­mek­te, 2.535 met­re­ka­re­lik yer ima­ra açıl­mış ve bü­yük bir rant ya­ra­tıl­mış­tır. Ge­dik­pa­şa İl­köğ­re­tim Oku­lu­nun bu­lun­du­ğu böl­ge­de, Pa­pa­zoğ­lu Med­re­se­si, Mes­ci­di ve Tür­be­si ve Müs­lü­man Me­zar­lı­ğı ile Ali Fu­at Pa­şa Ko­na­ğı bu­lun­mak­ta­dır. Bu böl­ge­de otel ya da iş mer­ke­zi ya­pıl­ma­sı için, bu­ra­nın sit ala­nı de­re­ce­si de­ğiş­ti­ri­lir­ken, di­ğer ta­raf­ta Sa­idi Nur­si'nin kal­dı­ğı Şe­ker Han be­le­di­ye kül­tür te­si­si ya­pıl­mak­ta­dır. Ta­rihî alan­lar­la tes­cil­li ya­pı­la­ra olan ba­kı­şı­nı­zı ve an­la­yı­şı­nı­zı da Hükûmet ola­rak bu iki fark­lı­lı­ğın or­ta­ya koy­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum.

Bil­di­ği­niz gi­bi, 2863 sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu, ta­ri­hi ni­te­li­ği olan eser­le­rin tes­cil edil­me­si­ni ve ko­run­ma­sı­nı ön­gör­mek­te­dir. 2863 sa­yı­lı Ya­sa'nın 6'ncı mad­de­sin­de, ca­mi, tür­be, ki­ta­be, mes­cit, mu­sal­la, na­mazgâhlar, çeş­me ve se­bil­ler, tek­ke ve za­vi­ye­ler, me­zar­lık­lar gi­bi mi­ma­ri, ta­rihî, es­te­tik, ar­ke­olo­ji ve di­ğer önem ve özel­lik­le­ri ba­kı­mın­dan ko­run­ma­sı ge­rek­li ta­şın­maz kül­tür var­lık­la­rı ör­ne­ği ola­rak sa­yıl­mış­tır.

Bu­nun­la bir­lik­te de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Ale­vi Bek­ta­şi top­lu­mu­nun inanç mer­ke­zi ve iba­det ye­ri olan ce­mev­le­ri, bu mad­de­de sa­yı­lan ör­nek­ler ara­sın­da yer al­ma­mış­tır. Ce­mev­le­ri, dergâh, tek­ke, tür­be di­ye ta­bir edi­len mekânla­rın için­de ya da ya­nın­da bu­lun­mak­la bir­lik­te, Ale­vi köy­le­ri­miz­de ba­ğım­sız ce­me­vi ya­pı­la­rı da bu­lun­mak­ta­dır he­pi­mi­zin bil­gi­si dâhi­lin­de.

Ay­rı­ca, şu an­da Ana­do­lu'da, 13'ün­cü yüz­yıl­dan baş­la­ya­rak gü­nü­mü­ze ka­dar çe­şit­li ta­rih­ler içe­ri­sin­de ya­pıl­mış ce­mev­le­ri bu­lun­mak­ta­dır. Mi­ma­ri ola­rak ken­di­si­ne has özel­lik­le­ri bu­lu­nan ce­mev­le­ri, kır­lan­gıç ça­tı sis­tem­le­ri, ocak kö­şe­le­ri, süs­le­me­le­ri ve sem­bol­le­ri içe­ren ah­şap di­rek­le­ri ve ça­tı­la­rıy­la ken­di­le­ri­ne has ya­pı­lar­dır.

Ale­vi inan­cı­nın ya­sak­lı ol­du­ğu dö­nem­ler­de bu ce­mev­le­ri nor­mal ev sta­tü­sün­de ko­run­muş ve bu­lun­du­ğu böl­ge­ler­de "mey­dan evi" ve­ya "bü­yük ev" di­ye ad­lan­dı­rıl­mış­tır. Gü­nü­müz­de Ha­cı Bek­taş Dergâhı içe­ri­sin­de, Şah­ku­lu Dergâhı içe­ri­sin­de, Ka­ra­ca­ah­met'te, To­kat'ta, Hub­yar Sul­tan Tek­ke­sin­de ve kö­yün­de, Ma­lat­ya Onar Ba­ba Dergâhın­da ve kö­yün­de, Tun­ce­li'de Düz­gün Ba­ba'da, To­kat'ta Kul Him­met, Ke­çe­ci Ba­ba'da, Zi­le Acı­su kö­yün­de ve bu­ra­da sa­ya­ma­ya­ca­ğı­mız bir­çok Ana­do­lu kö­yün­de bu ta­ri­hi ce­mev­le­ri bu­lun­mak­ta­dır.

Bu ce­mev­le­ri ara­sın­da 2863 sa­yı­lı Ya­sa'ya gö­re tes­cil edi­le­rek, ko­run­ma­sı ge­rek­li kül­tür var­lı­ğı kap­sa­mı­na alı­nan ya­pı­lar bu­lun­mak­ta­dır. An­cak, tes­cil edi­len bu ya­pı­lar, ge­rek­çe­de ce­me­vi ol­ma­sı­na rağ­men, ce­me­vi ola­rak tes­cil edil­me­mek­te­dir. Ale­vi Bek­ta­şi yurt­taş­la­rı­mı­zın iba­det ye­ri ve inanç mer­ke­zi ola­rak gör­dük­le­ri ce­mev­le­ri­nin, ce­me­vi ola­rak de­ğil de baş­ka ad­lar­la tes­cil edil­miş ol­ma­sı, o yurt­taş­la­rı­mı­zın inanç­la­rı­na, inanç mer­ke­zi ve iba­det yer­le­ri­nin ad­lan­dı­rıl­ma­sın­da bir mü­da­ha­le­dir di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Da­ha son­ra, si­ya­set ya­par­ken de "Aman efen­dim, Ale­vi ce­ma­at­le­rin­den biz­de de ol­sun." di­ye, böy­le, si­ya­si sal­ma­la­rı yap­tı­ğı­nız, bü­tün par­ti­le­rin yap­tı­ğı­nı da hep be­ra­ber bi­li­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

Ben bu ko­nu­da bir ka­nun tek­li­fi ver­dim ve tes­cil­li ya­pı­lar­da kar­şı­la­şan bu ay­rım­cı­lı­ğın or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı­nı amaç­la­mış­tım ama, an­cak gö­rü­len o ki, bu ka­nun tek­li­fi­mi de bu­ra­da, sa­ye­niz­de, siz­le­rin sa­ye­sin­de, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, red­det­ti­niz. As­lın­da bu bir ta­rih, bir kül­tür, bir geç­miş, inanç de­ğer­le­ri­nin zen­gin­li­ği­dir. Bun­lar­dan kor­ka­rak, sak­la­ya­rak, isim­le­ri­ni baş­ka şe­kil­de ifa­de­ler et­ti­re­rek ör­te­me­yiz, kay­be­de­me­yiz; var­lar, va­rız ve ya­şı­yo­ruz hep be­ra­ber.

Ay­rı­ca, yi­ne, anım­sar­sa­nız, Ma­dı­mak Ote­li'nin kül­tür ve sa­nat mü­ze­si ya­pıl­ma­sı ka­nun tek­li­fi­ni ver­miş­tim ve bu­nu ve­rir­ken de, ger­çek­ten, o gün­ler­de Av­ru­pa Bir­li­ği sü­re­ci çok yo­ğun iliş­ki­ler­de de­vam edi­yor­du. As­lın­da, bir mu­ha­le­fet mil­let­ve­ki­li ola­rak böy­le bir ka­nun tek­li­fi­ni gö­re­vim ve so­rum­lu­lu­ğum adı­na ve­rir­ken… Çün­kü, Si­vas'ta, he­pi­ni­zin bil­gi­si dâhi­lin­de, 37 in­sa­nın, sa­nat­çı ay­dı­nın ca­yır ca­yır yan­dı­ğı, ya­kıl­dı­ğı bir sü­reç ve bir utanç ya­şan­mış­tır ve Hükûme­ti­ni­ze bu ka­nun tek­li­fi­ni ver­di­ğim­de, kül­tür ve sa­nat mü­ze­si ya­pı­la­rak, ki bu­nun bir ör­ne­ği var­dı Al­man­ya'da, he­pi­niz bi­li­yor­su­nuz, So­lin­gen'de 5 Türk yurt­ta­şı­mı­zın kun­dak­lan­dı­ğı evi ka­mu­laş­tır­dı­lar ve bir ba­rış par­kı yap­tı­lar ve çam­lar, çı­nar­lar di­kil­di ora­ya. Bu fır­sa­tı, aya­ğı­nı­za, si­ze sun­ma­ma rağ­men, bu ül­ke­nin ba­rış­ma­sı, yan ya­na­lı­ğı­na, acı­la­ra set çek­mek adı­na, bu­nu da ka­bul et­me­di­niz. Eğer bu­nu ka­bul et­miş ol­say­dı­nız, ger­çek­ten, bu sa­mi­mi­ye­ti gös­ter­miş ol­say­dı­nız, bi­zim ve si­zin, bu an­la­yış içe­ri­sin­de kim­le­re, han­gi an­lam­da me­saj­la­rı doğ­ru şe­kil­de ver­di­ği­mi­zi fark ede­bi­lir­dik.

Ma­ale­sef, si­ya­se­tin içe­ri­sin­de sa­de­ce oy ve se­çim dö­nem­le­ri gel­di­ğin­de ha­tır­la­nan ve o ha­tır­lan­ma ya­pı­sı içe­ri­sin­de de­ğer­len­di­ri­len top­lum­lar var­dır, ke­sim­ler var­dır.

Bu ya­sa çer­çe­ve­si içe­ri­sin­de de bu dü­şün­ce­le­ri­mi de siz­ler­le pay­laş­mış ol­dum.

Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Şim­şek.

Mad­de üze­rin­de Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Hü­se­yin Gü­ler, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Gü­ler. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­lar, ka­nun ta­sa­rı­sı üze­rin­de Ana­va­tan Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Evet, Par­la­men­to­nun bu son dö­nem­le­rin­de, bu tür, ça­lış­tır­mak için ya­pı­lan bu sü­reç­te sa­de­ce geç ka­lın­mış­lı­ğın ve sür­dü­rü­le­bi­lir­li­ğin zor­lan­ma­sı ola­rak al­gı­lı­yo­ruz, çün­kü, ya­pı­lan or­tam­da bir beş yı­lın öze­leş­ti­ri­si­ni bu halk ya­pa­cak­tır. Bu­gün, kül­tür var­lık­la­rı­nın ko­run­ma­sı­na da­ir bak­tı­ğı­mız­da en ufak bir so­mut adım at­ma­dı­nız, bı­ra­kın, tah­rip et­mek­ten baş­ka. Ba­kı­yo­ruz, ta­bii ki, beş yıl bo­yun­ca ne yap­tı­nız ta­rihî do­ku­la­rın ko­run­ma­sı için? Çün­kü, Tür­ki­ye'nin her kö­şe­si bi­rer ta­rih fış­kı­ran ve me­de­ni­yet­ler cen­ne­ti de­di­ği­miz ül­ke­miz­de var­lık­la­rın na­sıl yağ­ma­lan­dı­ğı­nı, var­lık­la­rın na­sıl yok edil­di­ği­ni, sa­de­ce ka­de­riy­le baş ba­şa bı­ra­kıl­dı­ğı­nı ma­ale­sef hep be­ra­ber gör­dük.

Bi­raz ön­ce de ar­ka­daş­la­rı­mız da ör­nek ver­di, ben de tek­rar­la­ya­ca­ğım. Ilı­su Ba­ra­jı'nın, on iki bin yıl­lık Ha­san­keyf ta­ri­hi­nin na­sıl göz gö­re gö­re su­lar al­tı­na gö­mü­le­ce­ği­ni ma­ale­sef ib­ret­le iz­li­yo­ruz. As­lın­da, bu ta­rih, in­san­lı­ğın or­tak ma­lı, sa­de­ce Tür­ki­ye'nin de­ğil, tüm in­san­lı­ğın or­tak ma­lı ve ko­ru­mak da biz­le­re dü­şer. Ama, gör­dü­ğü­müz ka­dar, böy­le bir kay­gı­nız da yok. Sa­de­ce Par­la­men­to ça­lış­mış ol­mak için, da­ha çok, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nın ve­to­su­nu bek­ler hâlde böy­le bir ha­zır­lı­ğı ve mil­let­ve­kil­le­ri­nin bu­ra­da ha­zır ol va­zi­ye­tin­de ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz.

Ta­bii, önem­li bir dö­nem. Tür­ki­ye'nin ka­de­ri­nin çi­zil­di­ği bu dö­nem­de ta­rih bir var­lık­tır, hem de bir can­lı var­lık­tır. Ko­ru­mak, in­san­lı­ğın er­dem­li­lik­le­rin­den bir par­ça­sı­dır. Ama, bu top­lu­mu­muz­da aç ve yok­sul in­sa­nın ya­şa­dı­ğı, mil­yon­lar­ca in­sa­nın ya­şa­dı­ğı bir yer­de ta­ri­hi ko­ru­mak, ma­ale­sef, top­lum adı­na bir kül­fet ve lüks ola­rak al­gı­lan­mak­ta, çün­kü ön­ce mi­de­si­ni dü­şü­nü­yor. Ama, gör­dü­ğü­müz ka­dar, top­lu­mun bu sü­reç içe­ri­sin­de, iş­te, İs­tan­bul'da özel­lik­le ar­sa sı­kın­tı­sı­nın çe­kil­di­ği yer­ler­de o ta­ri­hi do­ku­la­rın na­sıl ya­kıl­dı­ğı­nı, na­sıl yok edil­di­ği­ni ma­ale­sef gö­rü­yo­ruz. Çün­kü, sit sta­tü­sü içe­ri­sin­de, özel­lik­le şah­sa ait mül­ki­ye­ti olan bi­na­la­rın ve­ya var­lık­la­rın ko­run­ma­sı­nın hem ta­di­la­tı çok zor hem de özel­lik­le bu­ra­da ba­kan­lı­ğa, özel­lik­le Hükûme­te çok cid­di gö­rev­ler düş­mek­te. Bu ta­ri­hi do­ku­la­rın ko­run­ma­sı için biz­zat teş­vik­le­rin ya­pıl­ma­sı ge­rek­mek­te ama gör­dü­ğüm ka­dar böy­le bir teş­vik de söz ko­nu­su de­ğil. Sit kav­ra­mı içe­ri­sin­de özel mül­ki­yet­le ka­mu­nun bir­çok sı­kın­tı­la­rı­nı, hat­ta mah­ke­me­lik sü­re­ci ol­du­ğu­nu iyi bi­li­yo­ruz. Bu, bir de­re­ce ko­lay­laş­tı­rı­cıy­mış gi­bi gö­rü­nen bir sü­reç­te, in­şal­lah yağ­ma­lan­maz ta­rihî sit do­ku­la­rı, özel­lik­le ko­nu­ta açı­la­rak ve be­ton yı­ğın­la­rıy­la ört­bas edil­mez. Ör­nek mi is­te­riz, ör­nek çok. Mer­sin bun­lar­dan bir ta­ne­si. Ma­ale­sef be­ton yı­ğın­la­rıy­la do­na­tıl­dı ve o ta­ri­hi do­ku­lar bi­rer  bi­rer top­ra­ğın al­tın­da ka­de­riy­le baş ba­şa kal­dı.

Ta­bii, ta­rihî do­ku de­yin­ce bi­zim Mer­sin'de, yi­ne has, özel­lik­le "Kan­lı­di­va­ne" de­di­ği­miz, "Kız Ka­le­si" de­di­ği­miz, ör­nek­le­ri­ni bin­ler­ce sa­ya­ca­ğı­mız… Çün­kü, zen­gin­lik­ler­le do­lu bir Mer­sin'imiz­de o böl­ge­ler, san­ki, bi­rer ka­mu ala­nı iti­ba­rıy­la bak­tı­ğı­mız­da sür­gün böl­ge­si ola­rak al­gı­lan­mak­ta ve bir ki­şi­nin ini­si­ya­ti­fi­ne bı­ra­kıl­mak­ta. O ta­rihî do­ku­lar­da ye­şil ot­lar ve­ya­hut bi­rer yağ­ma­la­nıp özel­lik­le ça­lın­mak­ta. Ama, bu­na, ma­ale­sef, ka­mu gö­re­vi­nin de ko­ru­mak­ta ye­ter­siz ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz.

Hükûme­tin ön­ce­lik­li sı­ra­la­rın­dan bir ta­ne­si de­ğil ta­rih ve do­ku. Biz de di­yo­ruz ki, ta­rihî do­ku­nun ko­run­ma­sı bir in­san­lık er­de­mi­dir. Bu ko­nu­da bu­nun ge­re­ği­nin ya­pı­la­bil­me­si için sağ­lık­lı kit­le­ler, sağ­lık­lı top­lum­lar ye­tiş­tir­mek zo­run­da­yız. Eği­ti­mi dü­şük, aç­lık so­ru­nu olan ve yok­sul­luk­la baş ba­şa olan bir top­lu­mun ya­pa­ca­ğı bir şey de­ğil. Ama, gö­rü­nen o ki, sa­de­ce ka­mu eliy­le de ko­ru­mak müm­kün de­ğil. Bu doğ­rul­tu­da ta­ri­hi do­ku­nun ko­run­ma­sı­nın iki önem­li fak­tör­le­ri var: Bun­lar­dan bir ta­ne­si, bi­raz ön­ce say­dı­ğı­mız ko­şul­lar­da top­lum ye­tiş­tir­mek; ikin­ci­si, ka­mu hiz­me­ti sı­ra­la­ma­sın­da ön­ce­lik­li sı­ra­la­ma­la­ra doğ­ru ge­tir­mek. Ama, bak­tı­ğı­mız­da böy­le bir ni­ye­ti­ni­zin de ol­ma­dı­ğı­nı gör­dük ve ta­ri­hi do­ku adı­na bin­ler­ce­si yurt dı­şı­na ka­çı­rı­lır­ken te­sa­dü­fen ve­ya an­cak Av­ru­pa'nın ini­si­ya­ti­fi dâhi­lin­de ve­ya Ame­ri­ka gi­bi ge­liş­miş ül­ke­le­rin ini­si­ya­ti­fi dâhi­lin­de ge­ri, ia­de edil­di­ğin­de an­cak ge­ri al­mış olu­yo­ruz. Ak­si tak­dir­de, mü­ca­de­le­miz, sa­de­ce ko­ru­mak gi­bi bir ref­lek­se bü­rün­müş, o da iş iş­ten geç­tik­ten son­ra.

Evet, ta­rihî do­ku­yu ko­ru­mak bir kül­fet de­ğil, tam ter­si­ne bir mi­ras ola­rak al­gı­la­dık ve bu­nun da be­de­li, fa­tu­ra­sı ağır­dır ve top­lum ola­rak üze­ri­mi­ze dü­şen so­rum­lu­lu­ğu so­nu­na ka­dar ge­tir­mek zo­run­da­yız.

Ta­bii, bu ka­nun tek­lif­le­ri­ne ba­kı­yo­ruz, bu­ra­da gü­nü­bir­lik, ha­zır­lık­sız, pra­tik­te hiç­bir fay­da­sı ol­ma­yan, 2004 yı­lın­da da çı­kart­tı­ğı­nız bir ka­nun tek­li­fi de var önü­müz­de ama ye­ter­siz kal­dı. Ya­ni, çı­kart­tı­ğı­nız ka­nun­lar en faz­la al­tı ay ve­ya bir yıl so­nun­da tek­rar ak­sa­yan yön­le­ri­ni dü­zelt­mek için ek bir ka­nun tek­lif­le­riy­le kar­şı kar­şı­ya kal­dık. Bu, ve­rim­li­lik de­ğil, tam ter­si­ne gü­nü­bir­lik, "göç yo­lun­da dü­ze­lir" man­tı­ğı içe­ri­sin­de, sa­de­ce ola­yı, gü­nü ko­tar­mak, ka­mu­oyu­na me­saj ver­mek, ya­ni kı­sa­ca po­li­ti­ka­dan öte­ye git­me­yen, top­lum­sal an­lam­da da hiç­bir so­nuç alın­ma­yan bir sü­re­ci­niz ol­du ve AKP'li yıl­lar -beş yıl­dır- in­şal­lah, hal­kın tak­di­riy­le de 22 Tem­muz­da son bu­la­cak­tır ve bu­ra­da gö­rü­nen o ki -hal­kın da- sa­bır­sız­lık­la siz­le­ri se­çim san­dı­ğın­da gö­re­cek­tir. Çün­kü, top­lu­mun ref­lek­si, top­lu­mun du­yar­lı­lı­ğı had saf­ha­da ve 22 Tem­muz­da siz­den ge­re­ken he­sa­bı so­ra­ca­ğı­na ina­nı­yo­ruz.

Biz, bu doğ­rul­tu­da, şu an­da Ana­va­tan ve Doğ­ru Yol bir­lik­te­li­ği­nin so­nu­cun­da olu­şan De­mok­rat rüzgârıy­la be­ra­ber bir ik­ti­dar sü­re­cin­de, ta­rihî do­ku­nun ko­run­ma­sı ve ya­şa­tıl­ma­sı ko­nu­sun­da ve üs­te­lik de kat­ma de­ğer üre­til­me­si ko­nu­sun­da pro­je­le­ri­miz ha­zır.

Bi­raz ön­ce Sa­yın Ve­ki­lim İb­ra­him Öz­do­ğan Aya­sof­ya'dan bah­set­ti. Gi­dip bir ba­kın, ko­ru­ma­sı bi­le yok, ko­ru­ma­sı. Böy­le, dün­ya ken­ti de­di­ği­miz, ta­rihî mi­ras­la­rıy­la "Dün­ya Ken­ti" un­va­nı­nı al­mış bir İs­tan­bul'da Aya­sof­ya Al­lah'a ema­net. Ya­ni, so­ra­rım siz­le­re. Üs­te­lik de mu­ha­fa­zakârlık­la kim­se­ye toz kon­dur­ma­yan bir ira­de­ye sa­hip­si­niz. Böy­le bir mi­ra­sı ko­ru­mak he­pi­mi­zin gö­re­vi ol­du­ğu gi­bi bu ko­nu­da da si­zin de has­sas ol­ma­nız la­zım. Ora­da­ki gö­rev­li­ler­le ko­nu­şu­yo­ruz ve bu­ra­da her şey sa­de­ce te­sa­düf­ler­le gi­di­yor, çün­kü ko­ru­ma­dan yok­sun. Biz de di­yo­ruz ki, ko­ru­ma­nın da bir be­de­li var. Ta­rihî bir do­ku­nun kat­ma de­ğer üret­mek do­ku­suy­la ye­ni­den ha­yat­ta ya­şa­tı­la­bil­me­nin zor­lu­ğu­nu da bi­li­yo­ruz,  ama, bu­na gö­re, si­zin ön­ce­lik­li sı­ra­la­ma­nız ol­ma­dı­ğı­na gö­re, ta­rih yi­ne ka­de­riy­le baş ba­şa ka­la­cak.

Sü­reç önem­li, bu ta­rih bi­zim, bu ta­rih in­san­lı­ğın ve ko­ru­mak da ya­şat­mak da biz­le­re dü­şer. Bu ko­nu­da şikâyet et­mek ye­ri­ne, ik­ti­da­rı­nı­zın beş yıl­lık dö­ne­min­de ta­rih adı­na ya­şat­tı­ğı­nız, ta­rih adı­na böy­le, ese­ri­miz de­di­ği­niz sü­reç, ese­ri­miz de­di­ği­niz bir ta­ne ör­nek doğ­ru dü­rüst gös­te­re­mez­si­niz. Eğer o ta­ri­hi ko­ru­mak he­pi­mi­zin gö­re­vi ise, baş­ta da ik­ti­da­rın gö­re­vi, yü­rüt­me­nin gö­re­vi. Bu doğ­rul­tu­da, göl­ge et­me­yin ih­san is­te­mez mi­sa­li, baş­ta Ilı­su Pro­je­si'ni lüt­fen ye­ni­den de­ğer­len­di­rin. On iki bin yıl­lık ta­rih, on iki bin yıl­lık…

Evet, ener­ji, bu ül­ke­nin po­li­ti­ka­la­rın­dan bir par­ça­sı ol­ma­lı, ama ener­ji uğ­ru­na da bu ta­rih yok edil­me­me­li ve bu doğ­rul­tu­da, gü­nü­mü­zün tek­no­lo­ji­le­riy­le, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji pro­je­le­riy­le ve­ya de­ği­şik ener­ji kay­nak­la­rıy­la bir­lik­te bu ül­ke­nin ener­ji so­ru­nu çö­züm­len­me­li, ya­ni, ta­ri­he kur­ban edil­me­me­li, da­ha doğ­ru­su, ta­rih kur­ban edil­me­me­li.

Bu doğ­rul­tu­da, üze­ri­ni­ze dü­şe­cek, gi­de­ra­yak, gi­de­ra­yak di­yo­rum, çün­kü, ge­ri­ye şu­ra­da kaç gün kal­dı, 22 Tem­mu­za, ge­ri­si­ni siz sa­yın…

MU­RAT YIL­MA­ZER (Kı­rık­ka­le) - İki ay.

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (De­vam­la) - İki ay bi­le kal­ma­dı de­ğil mi doğ­ru dü­rüst. Evet, hak­lı­sı­nız.

Bu ül­ke­de he­pi­mi­zin, hal­kın da öz­le­mi olan bu 22 Tem­muz sa­ba­hı, ina­nı­yo­rum ki, bu ül­ke­ye ye­ni ha­yal­ler, ye­ni umut­la­rın ye­şe­re­bi­le­ce­ği bir Tür­ki­ye öz­le­miy­le, ta­rih baş­ta ol­mak üze­re, in­san­lık adı­na her tür­lü ha­yal ku­ra­bi­le­cek bir Tür­ki­ye'nin öz­le­mi içe­ri­sin­de­yiz.

Bu doğ­rul­tu­da, ama­cı­mız şikâyet et­mek de­ğil, bir beş yıl­lık ik­ti­da­rı­nız­da bu dö­ne­mi ba­şa­ra­ma­dı­nız, be­ce­re­me­di­niz ve ta­rih de bun­la­rı not ede­cek­tir. 22'nci Dö­nem, ta­ma­mıy­la Par­la­men­to, se­va­bıy­la gü­na­hıy­la ta­ma­mıy­la AKP'nin­dir ve gü­cü­nü­zün, da­ha doğ­ru­su ço­ğun­lu­ğu­nu­zun ver­miş ol­du­ğu an­la­yış­la, sa­de­ce Par­la­men­to­yu ve­rim­li de­ğil, ve­rim­siz ola­rak kul­lan­dı­nız ve bu halk bu­nu da unut­ma­ya­cak­tır. Ama, gö­rü­nen odur ki, Ana­ya­sa'yı de­ğiş­ti­re­cek ço­ğun­lu­ğu el­de et­me­ni­ze rağ­men, hâlâ da yap­tı­ğı­nız tek bir şey var, mağ­du­ri­yet rol­le­ri oy­na­mak. Bu top­lum mağ­du­ru ve maz­lu­mu se­ver, ama bir de­fa se­ver. Si­zin bu yap­tı­ğı­nız, tek an­la­mıy­la be­ce­rik­siz­lik di­ye­bi­le­ce­ği­miz bir sü­reç, çün­kü 364'le baş­la­yan ve 65, za­man­la 67'yi de bul­du, ama bu­na kar­şın ge­tir­di­ği­niz nok­ta, ül­ke­yi du­va­ra tos­la­mak­tan öte bir şey yap­ma­dı­nız. İna­nı­yo­rum ki, hal­kım da en iyi şe­kil­de de­ğer­len­di­re­cek­tir ve bu hal­kı­mı­zın 22 Tem­muz sa­ba­hı oy ve­rir­ken ken­di ka­de­ri­ni, ken­di ha­ya­tı­nı ter­cih ede­ce­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum ve ül­ke­yi ger­mek­ten ve bun­lar­dan da me­det um­mak­tan baş­ka bir po­li­ti­ka güt­me­di­niz.

Biz de di­yo­ruz ki, bu hal­kı­mın 22 Tem­muz sa­ba­hın­da ve­re­ce­ği her oy ül­ke­nin ka­de­ri ola­cak­tır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

22 Tem­muz bu ül­ke­nin dö­nüm nok­ta­sı ve ka­de­ri ise, bu­ra­da hal­kı­ma ses­le­ni­yo­rum: Lüt­fen san­dık­la­ra gi­din. Beş yıl­lık ik­ti­da­rın mu­ha­se­be­si­ni lüt­fen ya­pın vic­da­nı­nız­la, yü­re­ği­niz­le. Si­ze ne ver­di, ne­ler al­dı ve ne gö­tür­dü?

Böy­le bir or­tam­da ta­rih de ka­de­riy­le baş ba­şa bı­ra­kıl­ma­ya­cak ka­dar in­san­lı­ğın or­tak mi­ra­sıy­sa, bu ko­nu­da AKP yi­ne sı­nıf­ta kal­mış­tır, bu ko­nu­da da ba­şa­ra­ma­mış­tır ve 22 Tem­muz sa­ba­hı, ina­nı­yo­rum ki, AKP'den kur­tu­luş gü­nü ola­cak­tır.

Bu­ra­dan he­pi­ni­ze say­gı­lar, sev­gi­ler su­nu­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Gü­ler.

Mad­de üze­rin­de şah­sı adı­na söz is­te­yen Mus­ta­fa Ga­zal­cı, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li… Yok.

Ni­hat Eri, Mar­din Mil­let­ve­ki­li… Yok.

Mad­de üze­rin­de iki adet öner­ge var­dır.

Öner­ge­le­ri ön­ce ge­liş sı­ra­sı­na gö­re oku­ta­ca­ğım, son­ra ay­kı­rı­lık­la­rı­na gö­re iş­le­me ala­ca­ğım.

İlk öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 970'e 1. ek sı­ra sa­yı­lı "2863 Sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si ve Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi"nin 2. mad­de­si ile ka­nu­na ek­le­nen ge­çi­ci 7. mad­de­si­nin so­nu­na aşa­ğı­da­ki cüm­le­nin ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Eyüp Fat­sa

Ay­han Se­fer Üs­tün

Or­han Sür

 

Or­du

Sa­kar­ya

Ba­lı­ke­sir

 

Er­dal Ka­ra­de­mir

Ali Os­man Sa­li

 

 

İz­mir

Ba­lı­ke­sir

 

27/07/2004 ta­ri­hin­den iti­ba­ren ya­pı­lan ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı so­nu­cu zil­yet­lik şart­la­rı oluş­tu­ğu hal­de sit alan­la­rın­da kal­ma­sı ne­de­niy­le Ha­zi­ne adı­na tes­pit ve tes­ci­li ya­pıl­mış ta­şın­maz­lar­dan 1 ve 2 nci de­re­ce ar­ke­olo­jik sit alan­la­rı dı­şın­da ka­lan sit alan­la­rın­da­ki ta­şın­maz­la­rın ka­das­tro tu­ta­nak­la­rın­da zil­yet ve­ya hak sa­hi­bi ola­rak be­lir­ti­len ki­şi­le­rin ve­ya mi­ras­çı­la­rı­nın, ka­nu­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­den iti­ba­ren 1 yıl içe­ri­sin­de ma­hal­li Ma­li­ye ku­ru­luş­la­rı­na mü­ra­ca­at­la­rı ha­lin­de Ma­li­ye ku­ru­lu­şu­nun ta­le­bi ile  har­ca ta­bi ol­ma­dan  re'sen il­gi­li­si adı­na tes­cil­le­ri ya­pı­lır.

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tup iş­le­me alı­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 970'e Ek 1 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi­nin çer­çe­ve 2 nci mad­de­si­ne bağ­lı ge­çi­ci 7 nci mad­de­nin bi­rin­ci cüm­le­sin­den son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki cüm­le­le­rin ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                   M. Al­tan Ka­ra­pa­şa­oğ­lu

                                                                                                                 Bur­sa

"An­cak, bu mad­de­nin yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih iti­ba­riy­le da­va­la­rı ke­sin­leş­miş olan­lar, bu mad­de­nin yü­rür­lük ta­ri­hin­den iti­ba­ren bir yıl içe­ri­sin­de tek­rar da­va aça­bi­lir­ler. Bu Ka­nu­nun 11 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı bun­lar hak­kın­da da uy­gu­la­nır."

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI TAY­YAR AL­TI­KU­LAÇ (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın  Baş­kan.

BAŞ­KAN - Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ATİL­LA KOÇ (Ay­dın) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: 

Bi­lin­di­ği üze­re, 2863 sa­yı­lı Ka­nu­nun 11 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı 5226 sa­yı­lı Ka­nu­nun 5 in­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ri­le­rek, de­re­ce­si­ne ba­kıl­mak­sı­zın sit alan­la­rı­nın zil­yet­lik yo­luy­la ik­ti­sap edi­le­me­ye­ce­ği hük­me bağ­lan­mış­tır. Bu ne­den­le, da­ha ön­ce açıl­mış olan da­va­lar ye­ni dü­zen­le­me­ye gö­re so­nuç­lan­dı­rıl­mış­tır. An­cak, bu du­rum va­tan­daş­la­rın ken­di ku­sur­la­rı ol­mak­sı­zın mağ­dur ol­ma­la­rı­na yol aç­mış­tır. Çün­kü ka­das­tro hiz­met­le­ri­nin za­ma­nın­da gö­tü­rü­le­me­miş ol­ma­sı ne­de­niy­le va­tan­daş­lar ta­pu­la­rı­nı ala­ma­mış, ye­ni dü­zen­le­me ne­de­niy­le de mağ­dur ol­muş­lar­dır. Ka­nun tek­li­fi bu mağ­du­ri­yet­le­rin bel­li öl­çü­de gi­de­ril­me­si­ni amaç­la­mak­ta­dır. An­cak, tek­lif sür­mek­te olan da­va­la­ra çö­züm ge­ti­rir­ken, ay­nı hük­me gö­re so­nuç­lan­dı­rıl­mış da­va­lar için bir çö­züm ön­gör­me­miş­tir. Öner­ge ile, Ka­nu­nun 11 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı bun­lar hak­kın­da da uy­gu­lan­mak kay­dıy­la, mad­de­nin yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih iti­ba­riy­le da­va­la­rı ke­sin­leş­miş olan­la­ra, mad­de­nin yü­rür­lük ta­ri­hin­den iti­ba­ren bir yıl içe­ri­sin­de tek­rar da­va aç­ma im­ka­nı ta­nın­mak­ta­dır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge red­de­dil­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 970'e 1. ek sı­ra sa­yı­lı "2863 Sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun Bir Mad­de­si­nin De­ğiş­ti­ril­me­si ve Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi"nin 2. mad­de­si ile ka­nu­na ek­le­nen ge­çi­ci 7. mad­de­si­nin so­nu­na aşa­ğı­da­ki cüm­le­nin ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                            Eyüp Fat­sa (Or­du) ve ar­ka­daş­la­rı

27/07/2004 ta­ri­hin­den iti­ba­ren ya­pı­lan ka­das­tro ça­lış­ma­la­rı so­nu­cu zil­yet­lik şart­la­rı oluş­tu­ğu hal­de sit alan­la­rın­da kal­ma­sı ne­de­niy­le Ha­zi­ne adı­na tes­pit ve tes­ci­li ya­pıl­mış ta­şın­maz­lar­dan 1 ve 2 nci de­re­ce ar­ke­olo­jik sit alan­la­rı dı­şın­da ka­lan sit alan­la­rın­da­ki ta­şın­maz­la­rın ka­das­tro tu­ta­nak­la­rın­da zil­yet ve­ya hak sa­hi­bi ola­rak be­lir­ti­len ki­şi­le­rin ve­ya mi­ras­çı­la­rı­nın, ka­nu­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­den iti­ba­ren 1 yıl içe­ri­sin­de ma­hal­li Ma­li­ye ku­ru­luş­la­rı­na mü­ra­ca­at­la­rı ha­lin­de Ma­li­ye ku­ru­lu­şu­nun ta­le­bi ile har­ca ta­bi ol­ma­dan re'sen il­gi­li­si adı­na tes­cil­le­ri ya­pı­lır.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİL­Lİ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI TAY­YAR AL­TI­KU­LAÇ (İs­tan­bul) - Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ATİL­LA KOÇ (Ay­dın) - Ka­tı­lı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

2863 sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun 11 in­ci mad­de­si Ko­run­ma­sı Ge­rek­li Kül­tür Ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı ile Ko­ru­ma alan­la­rı zil­yet­lik yo­luy­la ik­ti­sap edi­le­mez iken 27/07/2004 ta­rih ve 5226 sa­yı­lı Ka­nu­nun 5 in­ci mad­de­si ile "sit alan­la­rı" cüm­le­si de bu mad­de­ye ek­len­miş ve ka­nu­nun ya­sa­laş­ma­sın­dan iti­ba­ren sit ala­nın­da ka­lan ve ta­pu­da kay­dı bu­lun­ma­yan tüm ta­şın­maz­la­rın zil­yet­lik yo­luy­la edin­me im­ka­nı or­ta­dan kal­dı­rıl­mış­tır. Bu ke­re gö­rü­şül­mek­te olan ta­sa­rı­nın 2 nci mad­de­siy­le "sit alan­la­rı" cüm­le­si "1 ve 2 nci de­re­ce ar­ke­olo­jik sit alan­la­rı" ola­rak de­ğiş­ti­ril­mek­te­dir. Bu ne­den­le 5226 sa­yı­lı Ka­nun'un ka­bul edil­di­ği 27/07/2004 ta­ri­hin­den iti­ba­ren gü­nü­mü­ze ka­dar ge­çen sü­re içe­ri­sin­de sit ala­nı içe­ri­sin­de kal­ma­sı ne­de­niy­le Ha­zi­ne adı­na tes­ci­li ya­pı­lan ta­şın­maz­la­rın da bu ka­nu­na uy­gun ola­rak hak sa­hip­le­ri­ne ia­de­si amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­miş­tir.

Ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 3.- Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Mus­ta­fa Ga­zal­cı, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li…Yok.

Şah­sı adı­na söz ta­le­bi yok.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

4'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 4.- Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de söz ta­le­bi yok.

Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin tü­mü­nü oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Tek­lif ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 19.01

DÖR­DÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 19.15

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik), Meh­met DA­NİŞ (Ça­nak­ka­le)

 

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 109'un­cu Bir­le­şi­mi­nin Dör­dün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bir­le­şi­me sa­at 21.00'e ka­dar ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 19.16

 

BE­ŞİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 21.08

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik), Meh­met DA­NİŞ (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 109'un­cu Bir­le­şi­mi­nin Be­şin­ci Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

5'in­ci sı­ra­da yer alan, Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ya­ca­ğız.

5.- Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1195) (S. Sa­yı­sı: 1216) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1216 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Oğuz Oyan, İz­mir Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Oyan. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın Oyan, sü­re­niz yir­mi da­ki­ka­dır.

CHP GRU­BU ADI­NA OĞUZ OYAN (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ön­ce­lik­le, iki gün ön­ce kay­bet­ti­ği­miz Sam­sun Mil­let­ve­ki­li İl­yas Se­zai Ön­der'in ai­le­si­ne baş­sağ­lı­ğı, ken­di­si­ne Tan­rı'dan rah­met di­li­yo­ruz. Ama, bu­gün An­ka­ra'da, Ana­far­ta­lar Çar­şı­sı'nda olan, ya­pı­lan sui­kas­tı, pat­la­ma­yı, te­rör ola­yı­nı, ben, ken­di gru­bum adı­na bel­ki, ama bü­tün Mec­lis adı­na, bu­nu şid­det­le la­net­le­di­ği­mi­zi bu­ra­da hay­kır­mak, söy­le­mek is­ti­yo­rum. Bu tür kış­kırt­ma­la­rın, bu tür pro­vo­kas­yon­la­rın Tür­ki­ye'de­ki si­ya­sal is­tik­ra­ra hiç­bir şe­kil­de bir za­rar ver­me­ye­ce­ği­ne olan inan­cı­mız­la, bu tür olay­la­rın ön­len­me­si için, şim­di­ye ka­dar ol­du­ğun­dan da­ha faz­la dik­kat ve te­yak­kuz için­de olun­ma­sı ge­rek­ti­ği­nin bir kez da­ha al­tı­nı çi­ze­rek, bu men­fur sal­dı­rı­da ölen­le­rin ai­le­le­ri­ne baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum ve di­li­yo­rum ki di­ğer ya­ra­lı­lar açı­sın­dan ha­ya­ti bir teh­li­ke de­vam et­mez.

Efen­dim, bu­gün şim­di bu­ra­da ko­nu­şa­ca­ğı­mız ko­nu, böy­le bir ge­ce­de   -iki sa­at son­ra- böy­le bir men­fur sui­kast­tan son­ra zor ama, biz ken­di ya­sa­ma fa­ali­ye­ti­mi­ze de­vam edi­yo­ruz. Ko­nu­şa­ca­ğı­mız ko­nu, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı; bu­nun tas­fi­ye­si­ne iliş­kin bir ta­sa­rı.

Şim­di, ön­ce­lik­le ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı hikâye­si­ni bu­ra­da kı­sa­ca özet­le­ye­ce­ğim. Yir­mi yıl­lık bir hikâye­dir bu 1987'de baş­la­yan ve bu­gün 2007'ye ge­len. Bu, as­lın­da bir an­lam­da bir soy­gun hikâye­si­dir, bir si­lah­sız soy­gun hikâye­si­dir. Bu bir ha­yal ta­cir­li­ği­nin if­la­sı­dır, ama ben bu ta­sa­rı­nın da ye­ni bir ha­yal ta­cir­li­ğiy­le önü­mü­ze gel­di­ği­ni gö­rü­yo­rum, gru­bum adı­na bu­nu söy­lü­yo­rum. Bu bir göz bo­ya­ma, bu bir il­lüz­yon gös­te­ri­si.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız, bu önü­mü­ze ge­len ta­sa­rı en son -bu­ra­da ta­ri­hi de var- 26 Ha­zi­ran 2006 ta­ri­hin­de Plan Büt­çe Ko­mis­yo­nun­dan çık­mış idi. Da­ha ön­ce de di­ğer bir ko­mis­yon­dan ma­yıs ayın­da çık­mış­tı. Ya­ni 26 Ha­zi­ran­dan bu ya­na bu ta­sa­rı bu Mec­li­sin önü­ne ge­le­bi­lir ve bu ta­sa­rı­nın ge­rek­tir­di­ği ha­zır­lık­lar, hak sa­hip­le­ri­nin lis­te­le­ri­nin çı­ka­rıl­ma­sı ve öde­me­le­rin ya­pıl­ma­sı ha­zır­lık­la­rı sü­re­bi­lir­di. Bu, bu­ra­da­ki ön­gö­rü­len me­ka­niz­ma, da­ğı­tım me­ka­niz­ma­sı doğ­ru­dur yan­lış­tır ona ge­le­ce­ğim, ama en azın­dan sa­mi­mi­yet ve iyi ni­yet açı­sın­dan ba­kı­yo­rum, bu­nun sa­mi­mi ve iyi ni­yet­li bir dav­ra­nış ol­ma­dı­ğı­nı, se­çim ka­ra­rı al­mış, üs­te­lik de bu se­çi­me zor­lan­mış, Cum­hur­baş­ka­nı se­çe­me­di­ği için zor­lan­mış bir Mec­li­sin se­çi­me beş ka­la se­çi­mi de et­ki­le­mek üze­re böy­le bir ta­sa­rı­yı

(x) 1216 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

ge­ti­rip bir göz bo­ya­ma işi­ne gi­riş­me­si­ni si­ya­si etik açı­sın­dan yan­lış bul­du­ğu­mu bir kez da­ha be­lirt­mek is­ti­yo­rum.

Ba­kı­nız, şim­di, bu ko­nut edin­dir­me yar­dı­mıy­la il­gi­li be­nim bir araş­tır­ma öner­gem yıl­lar­dır bek­li­yor, bun­la­rı tar­tış­ma imkânı bu­la­ma­dık. Ge­çen yıl ver­di­ğim bir so­ru öner­ge­si yi­ne bu fon­la il­gi­li -kı­sa­ca, KEY di­ye­lim- KEY'le il­gi­li, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mıy­la il­gi­li, düz­gün bir ce­va­ba ka­vu­şa­ma­dı. "İn­ce­le­me­ler de­vam edi­yor, SPK ve Baş­ba­kan­lık Tef­tiş Ku­ru­lu­nun, do­la­yı­sıy­la he­nüz bu ko­nu­da ke­sin bir şey söy­le­ye­mi­yo­ruz"dan iba­ret bir ya­nıt al­dık.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı ilk or­ta­ya çık­tı­ğın­da -1/1/1987'de uy­gu­la­ma­sı baş­la­mış­tır- bu uy­gu­la­ma­yı ilk baş­la­tan ve sa­vu­nan Ba­kan, o za­man­ki Ba­kan Mü­ker­rem Taş­çı­oğ­lu idi, şu­nu söy­lü­yor­du: "Bu ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı he­sa­bıy­la, is­te­yen ya da is­te­me­yen her­ke­si bir ko­nut sa­hi­bi yap­mak üze­re yo­la çık­tık." Bu­nun bü­yük bir ha­yal ta­cir­li­ği ol­du­ğu­nu, bü­yük bir ya­lan ol­du­ğu­nu da­ha o za­man söy­le­miş­tik. Ama, ba­kı­nız şim­di kar­şı­mı­za ge­len me­se­le­ye: Fon 1987'de ku­rul­du, 1995 so­nu­na ka­dar bu fo­na ke­sin­ti ya­pıl­dı. Bu fon­dan ya­rar­la­nan hak sa­hip­le­ri, top­la­nan pa­ra­nın yüz­de 1,6'sı­na sa­de­ce ula­şa­bil­di, ya­ni top­la­nan kay­nak­la­rın ve ne­ma­sı­nın yüz­de 98,4'ü hak sa­hip­le­ri­ne ulaş­ma­dı. Böy­le­si­ne bü­yük bir, as­lın­da, si­lah­sız soy­gun di­ye­bi­le­ce­ğim bir soy­gun ör­ne­ğiy­le kar­şı kar­şı­ya­yız.

Üs­te­lik, bu fo­nun 1987 ile 1991 ara­sın­da­ki top­la­nan pa­ra­la­rı ve ne­ma­la­rı, bü­yük öl­çü­de, yol­suz­luk­la­rı fi­nan­se et­ti bir an­lam­da. Em­lak Ban­ka­sı ara­cı­lı­ğıy­la bun­lar ol­du ve Em­lak Ban­ka­sı­nın il­gi­li yö­ne­ti­ci­le­ri ya da o dö­ne­min yö­ne­ti­ci­le­ri -bu, as­lın­da, da­ha yu­ka­rı­la­ra çı­kı­yor­du- mah­ke­me ka­rar­la­rıy­la mahkûm ol­du­lar.

Bu fon­la il­gi­li ikin­ci dö­nem 1996 ba­şın­dan 1999 so­nu­na ka­dar­dır. Bu dö­nem de, bir so­ğut­ma, hak sa­hip­le­ri­nin hak­la­rı­nı aşın­dır­ma dö­ne­mi­dir söz ko­nu­su olan. Bu dö­nem­de, fo­nun ba­zı dö­viz cin­sin­den tah­vil ya­tı­rım­la­rı Türk li­ra­sı­na çev­ri­le­rek hak sa­hip­le­ri mağ­dur edil­di, ya­ni en azın­dan he­sap­la­rı azal­tıl­mış ol­du kâğıt üze­rin­de olan. İkin­ci­si de ki, bu­nu, ben, biz­zat o dö­nem­de, 1998-1999 yı­lın­da -bu fon­la il­gim çok es­ki­ye gi­di­yor- ta­kip ede­rek hal­let­me­ye ça­lış­mış­tım. Türk-İş adı­na bir ıs­rar­lı ta­kip yap­mış idik. O dö­nem­de, 1997 ve 1998 yıl­la­rın­da bu fo­nun elin­de­ki bir­ta­kım ka­mu or­tak­lı­ğı tah­vil­le­ri­ne, ve­sa­ire­ye, bun­la­ra 1 ku­ruş fa­iz iş­le­til­me­di­ği­ni gör­müş­tük. Yük­sek Plan­la­ma Ku­ru­lu ka­ra­rı­nı dü­zel­te­rek -he­sap­ta 1999'da 345 tril­yon var iken- bu dü­zelt­me­yi yap­tı­ra­rak il­gi­li ba­ka­na, bu­nun 395 tril­yo­na çık­ma­sı­nı sağ­la­mış idik ve bu­ra­da ben ken­di kat­kı­mı söy­le­ye­yim. Ama, ba­kı­nız, 1999 so­nun­da, bü­tün o hak ka­yıp­la­rıy­la be­ra­ber, 395 tril­yon­luk bir kay­nak var.

Şim­di, ne­re­ye ge­li­yo­ruz? Ge­le­lim üçün­cü aşa­ma­sı­na: Üçün­cü aşa­ma 1999 so­nu ile 2002 so­nu ara­sı­dır, ya­ni si­zin dö­ne­mi­niz­den he­men ön­ce­ki son dö­nem. Bu dö­nem­de yi­ne bir uyut­ma dö­ne­mi söz ko­nu­su. Bir şir­ket ku­ru­lu­yor. Ya­ni, ilk ön­ce, bir ke­re, bi­li­yor­su­nuz, Em­lak Ban­ka­sı ta­ra­fın­dan, bir ka­nun hük­mün­de ka­rar­na­me­ye da­ya­nı­la­rak Em­lak Ko­nut AŞ di­ye bir şir­ket ku­ru­lu­yor. Bu şir­ket 649 tril­yon ser­ma­ye­li. Bu­nun, bu şir­ke­tin yak­la­şık yüz­de 60,96'sı, 61'i ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı his­se­dar­la­rı, hak sa­hip­le­ri adı­na his­se ola­rak dü­şü­nü­lü­yor, ge­ri ka­la­nı­nı da Top­lu Ko­nut (TO­Kİ) sa­hip­le­ni­yor. TO­Kİ, ama yüz­de 100'ünü de yö­net­me hak­kı­na sa­hip. Ağus­tos 2002'de de bu­nun adı de­ği­şi­yor, Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı AŞ -hâlen mev­cut olan bu- kı­sa­ca EG­YO de­ni­li­yor.

Şim­di, bu­ra­da, ne şek­len ne de hu­ku­ken, hak sa­hip­le­ri­nin, bu fo­nun ger­çek, ya­ni bu­ra­da­ki mal var­lık­la­rı­nın ger­çek his­se­da­rı ol­ma­sı müm­kün ol­ma­mış­tır. Çün­kü, bu­ra­da ya­pı­lan şey şuy­du: 395 tril­yon li­ra kar­şı­lı­ğın­da be­lir­le­nen, kar­şı­lı­ğı bu ka­dar be­lir­le­nen gay­ri­men­kul­ler Em­lak Ban­ka­sı­nın gay­ri­men­kul sto­kun­dan alı­nıp bu şir­ke­te dev­re­dil­miş idi. Ya­ni, 1999 yı­lın­da­ki 395 tril­yon as­lın­da o yıl alı­nan ar­sa­dır. Do­la­yı­sıy­la, bu­gün bi­zi il­gi­len­di­ren, o yıl bu şir­ke­te dev­re­di­len ar­sa­la­rın bu­gün­kü de­ğe­ri ne­dir? Bi­zim bi­rin­ci me­se­le­miz bu.

Şim­di ge­le­lim dör­dün­cü saf­ha­sı­na bu işin, o si­zi il­gi­len­di­ren son iki aşa­ma­ya ge­le­lim. 2003 ve son­ra­sın­da -en azın­dan 2006 yı­lı­nı da ka­ta­rak söy­le­ye­yim, bu­gü­ne ka­dar ya da- ye­ni­den usul­süz, ya­ni ilk dö­nem­de ol­du­ğu gi­bi, şa­ibe­li bir­ta­kım iş­lem­le­re dö­nüş ve hem ka­mu­nun hem de hak sa­hip­le­ri­nin bü­yük za­rar ve ka­yıp­la­ra uğ­ra­tıl­dı­ğı dö­nem or­ta­ya çık­mak­ta­dır.

Şim­di, bir ke­re bu dö­nem­de de hak sa­hip­le­ri­nin ger­çek his­se­dar, gay­ri­men­kul his­se­da­rı ol­ma­la­rı­nın önün­de­ki en­gel aşıl­ma­mış­tır. Ya­ni, ne bir en­van­ter çı­ka­rıl­mış ne bun­la­rın bir ala­cak dö­küm­le­ri or­ta­ya çı­ka­rıl­mış ne de bun­la­rın his­se sa­hi­bi, gay­ri­men­kul his­se­da­rı ol­ma­sı müm­kün ol­ma­mış­tır. Ama, da­ha kö­tü­sü ol­du, 2003 yı­lın­dan iti­ba­ren "Kay­nak ge­liş­tir­me pro­je­le­ri" adı al­tın­da TO­Kİ ta­ra­fın­dan baş­la­tı­lan bir pro­je var, ya­ni kat kar­şı­lı­ğı ha­sı­lat pay­la­şı­mı yön­te­mi. TO­Kİ yö­net­ti­ği için -bu şir­ke­tin yüz­de 40'ına sa­hip ama, tü­mü kon­tro­lün­de ol­du­ğu için- böy­le bir uy­gu­la­ma baş­la­tı­yor ve bu uy­gu­la­ma çok il­ginç bir şey ve­ri­yor. TO­Kİ'nin da­ha ön­ce ar­sa ve ko­nut pay­la­şı­mı yak­la­şık yüz­de 45-55 ara­sın­da­ki oran­lar­da de­ği­şir­ken, bir­den, bir ba­kı­yo­ruz, dev­ri ik­ti­da­rı­nız­da ar­sa sa­hi­bi ola­rak -ki ar­sa­nın esas iti­ba­rıy­la pay­da­şı ola­rak da bu­ra­da ko­nut edin­me yar­dı­mı hak sa­hip­le­ri var- TO­Kİ ar­sa sa­hi­bi ola­rak, on­la­rı tem­si­len yüz­de 25'le­re ra­zı ol­ma­ya baş­lı­yor, yüz­de 75'i mü­te­ah­hit şir­ke­te ver­me­ye baş­lı­yor. Ya­ni, çok bü­yük bir şa­ibe­li iş baş­la­tı­lı­yor. Bu­nu as­lın­da, Baş­ba­kan­lık Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu ra­po­run­dan oku­yor­su­nuz. Baş­ba­kan­lık Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu özel in­ce­le­me ra­po­run­da şu­nu söy­lü­yor, oku­yo­rum: "TO­Kİ ta­ra­fın­dan ida­re edi­len Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı AŞ yö­ne­ti­ci­le­ri­nin ha­sı­lat pay­la­şım mo­de­li ile iha­le edi­len pro­je­ler­de ger­çek­leş­tir­di­ği mev­zu­ata ay­kı­rı usul­süz iş­lem ve ih­mal so­nu­cun­da şir­ke­tin ka­mu­sal var­lık­la­rı­nın em­sal­le­ri­ne gö­re ba­riz şe­kil­de dü­şük fi­yat­lar uy­gu­lan­mak su­re­tiy­le el­den çı­ka­rıl­dı­ğı, bu şe­kil­de Ser­ma­ye Pi­ya­sa­sı Ka­nu­nu'nun 15'in­ci mad­de­si kap­sa­mın­da şir­ke­tin mal var­lı­ğın­da ve kârın­da azal­ma­ya yol açıl­dı­ğı tes­pit edil­miş­tir." Bu tes­pit­ler doğ­rul­tu­sun­da, Baş­ba­kan­lık Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu hem SPK'yı hem de Baş­ba­kan­lık Tef­tiş Ku­ru­lu­nu in­ce­le­me, de­net­le­me ve so­ruş­tur­ma­ya da­vet edi­yor. Ne var ki, bu ko­nuş­ma­nın ba­şın­da be­lirt­ti­ğim gi­bi, bu ko­nu­da her­han­gi bir ge­liş­me hak­kın­da he­nüz bil­gi sa­hi­bi de­ği­liz. Bu in­ce­le­me­ler sü­rü­yor. Be­nim sor­du­ğum ya­zı­lı so­ru öner­ge­si­ne ve­ri­len ce­vap da bu in­ce­le­me­nin he­nüz sür­dü­ğü yö­nün­dey­di. As­lın­da, Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu­nun ra­po­run­da bir şey da­ha var 23'ün­cü say­fa­sın­da. Ye­di ta­ne pro­je var böy­le; ya­ni, ge­lir kay­bı­nın ya da ka­mu za­ra­rı­nın ne ka­dar ol­du­ğu­na iliş­kin bu ye­di pro­je hak­kın­da şu ra­kam var: 2004 yı­lı iti­ba­rıy­la, 773,9 tril­yon li­ra­lık bir za­rar, ka­mu za­ra­rı­nın oluş­tu­ğu or­ta­ya çı­kı­yor. Sa­de­ce 2004 yı­lı iti­ba­rıy­la me­se­le­ye ba­kıl­dı­ğın­da, yüz­de 61'inin Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı hak sa­hip­le­ri­nin ol­du­ğu­nu, bu pa­ra­nın, dü­şü­nün, bu­ra­dan sa­de­ce 2004 yı­lı iti­ba­rıy­la 464 tril­yon li­ra­lık bir hak gas­bı­nın or­ta­ya çık­tı­ğı­nı gö­rür­sü­nüz. Ya­ni, AKP yö­ne­ti­ci­le­ri­nin em­rin­de­ki bu TO­Kİ'nin ve Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­nın hak sa­hip­le­ri aley­hi­ne na­sıl çok bü­yük ra­kam­la­rın, yüz­ler­ce tril­yon li­ra­nın -ki, bu­nu bu­gü­ne ka­dar ge­ti­rir­sek- kat­ril­yon mer­te­be­sin­de kay­nak­la­rın na­sıl gasp edil­di­ği­ni gö­rür­sü­nüz. Do­la­yı­sıy­la, bu­gün önü­mü­ze ge­ti­ri­len, ya­ni yurt­taş­la­ra bay­ram müj­de­si ve­rir gi­bi "he­pi­ni­ze 500 mil­yon li­ra fa­lan ve­re­ce­ğiz" şe­yi­nin, na­sıl bir ma­sal, bir hikâye, bir al­dat­ma­ca, bir göz bo­ya­ma, ne ya­zık ki, bir ha­yal ta­cir­li­ği ol­du­ğu­nu da­ha iyi gö­rü­rüz.

Son saf­ha, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ta­sa­rı­nın ken­di­si­dir. Ya­ni, bu­ra­da, bu ta­sa­rıy­la, hem bir tas­fi­ye hem -ama- eko­no­mik ve si­ya­si rant el­de et­me ama­cı var. Si­ya­si rant me­se­le­si­ni za­ten an­lı­yor­su­nuz. Pe­ki, aca­ba bu­ra­dan na­sıl bir ye­ni eko­no­mik rant el­de et­me he­sa­bı var? Ba­kın, si­ze onu kı­sa­ca an­la­ta­yım.

Bir ke­re, Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı elin­de hâlen çok de­ğer­len­miş ta­şın­maz­lar var. Bun­lar -dik­ka­ti­ni­zi çe­ke­rim- 430 bin dö­nüm ar­sa­dan oluş­mak­ta. Bir kıs­mı kul­la­nıl­dı, bü­yük bö­lü­mü kul­la­nıl­ma­yı bek­li­yor. Şim­di, bu ope­ras­yon­la, ya­ni "öde­dik kur­tul­duk" ope­ras­yo­nuy­la TO­Kİ'nin eli­ne bu bü­yük, ge­niş çap­lı ar­sa­la­rı tam mül­ki­ye­ti­ne -TO­Kİ'nin- ge­çir­me ope­ras­yo­nu ya­pı­lı­yor; bu bir; eko­no­mik rant de­di­ğim bu.

İkin­ci­si, ta­bii, bu 6 mil­yon ci­va­rın­da ol­du­ğu, biz­zat şu Plan Büt­çe Ko­mis­yo­nun­dan çı­kan ra­por­da be­lir­ti­len hak sa­hi­bi sa­yı­sı­nın en faz­la 1,5 mil­yo­nu­na ula­şı­la­bi­lir du­rum­da ol­du­ğu bi­li­ni­yor. Do­la­yı­sıy­la, tas­fi­ye gi­bi gös­te­ri­len bu ope­ras­yon­la, as­lın­da, hak sa­hip­le­ri­nin bü­yük bö­lü­mü­nün fii­len kap­sam dı­şın­da ka­la­ca­ğı bir ope­ras­yon dü­zen­le­ni­yor. Ya­ni, "eko­no­mik rant" de­di­ğim bu.

Ge­çen yıl­dan be­ri ne yap­tı­nız? Bu fon­la il­gi­li, 99 yı­lın­dan iti­ba­ren, 588 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me'den iti­ba­ren, gü­ya, hak sa­hip­le­ri­nin araş­tı­rıl­ma­sı ve bun­la­rın bir dö­kü­mü­nün ya­pıl­ma­sı baş­la­tıl­mış­tır. Se­kiz se­ne geç­ti, si­zin dö­ne­mi­niz­de de beş se­ne geç­ti. Ne yap­tı­nız, bu­nu so­ru­yo­rum, ya­ni, hak sa­hip­le­ri­nin lis­te­le­ri­ni çı­kar­mak ko­nu­sun­da ne­ler yap­tı­nız? Bu si­zin ge­tir­di­ği­niz ta­sa­rı­da, ge­çen se­ne ha­zi­ran ayın­da sü­re­ler ver­miş­ti­niz. De­miş­ti­niz ki: "Bel­li bir cet­vel var, bu­na bağ­lı ola­rak, al­tı ay için­de her bir hak sa­hi­bi için bu şey­le­rin ban­ka­ya tes­lim edil­me­si…" Em­lak Ban­ka­sı -hâlen tas­fi­ye hâlin­de­ki Em­lak Ban­ka­sı- gö­rev­len­di­ri­li­yor. "Ba­kan­lar Ku­ru­lu bu sü­re­yi bir de­fa­ya mah­sus ol­mak üze­re üç aya ka­dar da in­di­re­bi­lir." Ya­ni, sı­kı­şık bir za­man­da bu­nu çöz­me­yi dü­şün­müş­tü­nüz.

Pe­ki, al­tı ay, üç ay ve­sa­ire… Şim­di, se­çi­me ne ka­dar var? İki ay var. Han­gi tas­fi­ye­yi, han­gi lis­te­le­ri, ne za­man ya­pa­cak­sı­nız? Ya­ni, bel­ki de, önü­müz­de­ki yı­la, 2008'e sar­ka­cak, ama, bu­gün "Müj­de­yi ve­ri­yo­ruz, pa­ra­lar çık­tı, yol­da, ge­li­yor." al­dat­ma­ca­sıy­la seç­me­nin kar­şı­sı­na çık­ma­ya ça­lı­şa­cak­sı­nız. "Zo­run­lu ta­sar­ru­fu hal­let­tik, iş­te bu­nu da hal­le­di­yo­ruz." al­dat­ma­ca­sı­na baş­vu­ra­cak­sı­nız.

Ba­kı­nız de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, en son ge­çen haf­ta şöy­le bir şey duy­duk: "Ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı he­sap­la­rın­da -biz­zat bir resmî açık­la­ma- 386 ya da 387 tril­yon li­ra var." di­ye bir anons ya­pıl­dı, bir du­yu­ru ya­pıl­dı.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şim­di, so­ru­yo­rum: 99 yı­lın­da 395 tril­yon li­ra olan bir fon­da, şim­di bu­nun da­hi al­tı­na düş­müş bir kay­na­ğı na­sıl açık­lar­sı­nız? Pe­ki, ar­sa­lar ne­re­ye git­ti? Ar­sa­la­rın bu­gün­kü ra­yiç de­ğer­ler­den de­ğer­len­di­ril­me­si ne­re­ye git­ti?

Şim­di, ba­kın, si­ze baş­ka bir he­sap ya­pa­yım: Ge­çen yıl, tam da bu şey ko­mis­yon­da gö­rü­şü­lür­ken, TO­Kİ'nin bir baş­kan yar­dım­cı­sı, uy­gun gö­rü­len öde­me­nin sı­nır­la­rı­nı bir mik­tar be­lir­ti­yor ve 2005 yı­lı so­nu iti­ba­rıy­la bu Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı net ak­tif de­ğer­le­ri top­la­mı 3 mil­yar YTL ola­rak açık­lan­dı­ğı­nı söy­lü­yor­du. Bu­nun yüz­de 61'ini alır­sak, ya­ni hak sa­hip­le­ri­nin ger­çek pa­yı yüz­de 61 ise, bu 1,8 mil­yar ye­ni Türk li­ra­sı edi­yor. Şim­di ben so­ru­yo­rum: Öde­ne­cek mik­tar ne­dir? Ne­yin üze­rin­den he­sap­la­ya­cak­sı­nız? 390-386 tril­yon li­ra… Bun­lar üze­rin­den mi mil­le­ti oya­la­ya­cak­sı­nız? Yok­sa, 1,8 mil­yar YTL üze­rin­den mi ola­cak ya da 1 kat­ril­yon 800 tril­yon ye­ni de­ğil de es­ki Türk li­ra­sı üze­rin­den mi ola­cak.

Ba­kın, ben si­ze baş­ka bir he­sap ya­pa­yım, hak sa­hip­le­ri açı­sın­dan na­sıl cid­di bir eroz­yon ol­du­ğu­nu gös­te­re­yim: Şim­di, 1999 yı­lı­nın 395'ini alın, 395 tril­yon li­ra; bu 395 tril­yo­na ca­ri fa­iz­le­ri yü­rü­tün. Ya­ni, bu ca­ri fa­iz­ler içi­ne de, 2000-2001 kri­zin­de­ki o yüz­de 1.000'le­re çık­mış, ge­ce­lik, fa­iz­le­ri ek­le­mi­yo­rum, ya­ni, ga­yet ma­kul fa­iz­le­ri -is­ter­se­niz TÜ­FE'yi ya­hut TE­FE'yi, fark et­mez- kul­la­na­rak ge­ti­rin. Eğer, bu­nu ya­par ise­niz, 2006 yı­lı so­nun­da ulaş­tı­ğı­nız ana­pa­ra ve ne­ma top­la­mı 4 kat­ril­yon 53 tril­yon ol­mak­ta­dır. Bu­gü­ne, ya­ni ma­yıs ayı­na ge­tir­me­ye ça­lı­şır­sa­nız, 4,5 kat­ril­yon­luk bir kay­nak­tan bah­se­di­yo­ruz. Ha­di in­saf­lı ola­lım, bu ar­sa­la­rın top­lam de­ğe­ri ola­rak yüz­de 61'inin şey­de ol­du­ğu­nu dü­şü­ne­lim, ta­bii, ar­sa­la­rın ger­çek de­ğe­ri bu­nun çok üze­rin­de ola­bi­lir. Biz, bu­ra­da fa­izi 395 tril­yo­na -1999'da- uy­gu­lu­yo­ruz. Ar­sa de­ğe­ri­ni bir ta­ra­fa bı­ra­kı­yo­rum, bu­nun, ya­ni 4,5 kat­ril­yo­nun yüz­de 61'ini al­sa­nız, yi­ne 3 kat­ril­yo­na ya­kın bir pa­ra eder.

Şim­di, so­ru şu: Da­ğı­ta­ca­ğı­nız mik­tar, aca­ba 386 ya da 395 tril­yon mu, yok­sa 3 kat­ril­yon mu? Ne­yi da­ğı­ta­cak­sı­nız? Bu ta­sa­rı­nız­da bun­la­rın hiç bi­ri yok. Ya­ni, 500 mil­yon mu ve­re­cek­si­niz yok­sa bu­nun 10 ka­tı olan ya da bu­ra­da gös­ter­di­ğim gi­bi, en az 8 ka­tı ol­ma­sı ge­re­ken 4 mil­yar Türk li­ra­sı­nı mı, bu­nu mu da­ğı­ta­cak­sı­nız?

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - İyi okur­sa­nız var ora­da Ho­cam.

OĞUZ OYAN (De­vam­la) - Şim­di do­la­yı­sıy­la, bu­ra­da bir al­dat­ma­ca­nın, ye­ni bir göz bo­ya­ma­nın he­sap­la­rı­nın ya­pıl­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz.

Ba­kı­nız, bu göz bo­ya­ma, as­lın­da, zo­run­lu ta­sar­ruf için de ya­pıl­mış­tı. Zo­run­lu ta­sar­ruf da eğer tas­fi­ye ol­ma­mış ol­sa idi, bu­gün hâlen -zo­run­lu ta­sar­ruf­ta 11 kat­ril­yon öden­di- zo­run­lu ta­sar­ruf he­sa­bın­da son üç yıl­da ge­ne 11 kat­ril­yon öden­miş olur ve 9,3 kat­ril­yon li­ra da­ha, hâlâ, hak sa­hip­le­ri­nin pa­ra­sı du­ru­yor olur­du. Ama, in­san­lar ta­bii, pa­ra­la­rı­nı hiç ala­ma­mak­tan­sa ya da tak­sit­le al­mak­tan­sa bir an ön­ce al­ma­yı ter­cih et­ti­ler, bu­na çok faz­la iti­raz et­me­di­ler, sen­di­ka­lar da et­me­di­ler.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, zo­run­lu ta­sar­ruf­ta, ha­tır­la­yın, iki bu­çuk yıl bo­yun­ca öde­me ya­pıl­dı. O ara­da ne­ma öde­me­le­ri gi­bi bir öde­me sü­rü­yor­du, ona son ve­ril­di. Dev­let iç borç­lan­ma se­net­le­ri üze­rin­den de­ğer­le­nen bu tah­vil­le­re, enf­las­yon ar­tı yüz­de 5'lik bir öde­me ya­pı­la­rak, as­lın­da, dev­le­tin ucuz yol­dan fi­nans­ma­nı sağ­lan­dı ve üs­te­lik de bir dert­ten ken­di­le­ri­ni kur­tar­mış ol­du­lar. Bu ara­da, ta­bii, hak sa­hi­bi ol­du­ğu­nu is­pat ede­me­yen­le­re de bu kay­nak­lar ve­ril­me­miş ol­du. Bun­la­rın ne ka­da­rı ge­ri­ye kal­dı, bun­la­rı da açık­la­mak, herhâlde, Hükûme­ti­ni­zin ya da ik­ti­da­rı­nı­zın gö­rev­le­ri ara­sın­da­dır.

Evet, do­la­yı­sıy­la, bu­ra­da son ola­rak söy­le­mek is­te­di­ğim şey şu­dur…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

OĞUZ OYAN (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım…

BAŞ­KAN - Sa­yın Oyan, lüt­fen to­par­lar mı­sı­nız.

OĞUZ OYAN (De­vam­la) - Si­zin ge­tir­di­ği­niz tas­fi­ye prog­ra­mı, as­lın­da, za­ten se­çim ön­ce­sin­de ger­çek­leş­me­si müm­kün ol­ma­yan bir prog­ram­dır. Bu, sa­de­ce se­çim sı­ra­sın­da kul­la­nıl­mak üze­re ge­ti­ri­len ve seç­me­nin gö­zü­nü bo­ya­mak için ge­ti­ri­len bir tas­fi­ye prog­ra­mı­dır söz­de ve bu­ra­da, çok bü­yük hak ka­yıp­la­rı­nı ye­ni­den göz­den ka­çı­ra­rak, as­lın­da, san­ki va­tan­da­şa hak­la­rı­nı ia­de eden bir ik­ti­dar­mış ha­va­sı­nı ver­me­ye ça­lı­şa­cak­sı­nız.

Bu­nun şim­di­den na­sıl bir il­lüz­yon ol­du­ğu­nu, na­sıl bir göz bo­ya­ma ol­du­ğu­nu, bu­ra­dan bir kez da­ha söy­le­mek is­ti­yo­rum. Tür­ki­ye'de ha­yal ta­cir­li­ğiy­le ik­ti­dar ya­pıl­ma­nın dö­ne­mi bit­miş­tir de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Bu bir soy­gun hikâye­si­dir bu­ra­da an­lat­tı­ğım, ama, ne ya­zık ki, bu soy­gu­na iş­ti­rak eden­ler ara­sın­da AKP İk­ti­da­rı da bu­lun­mak­ta­dır. Bu ba­kım­dan, bu ta­sa­rı­nın ge­ri çe­kil­me­si­ni, se­çim­den son­ra üze­rin­de çok da­ha iyi ça­lı­şı­la­rak ye­ni­den dü­zen­len­me­si­ni, ben, bu­ra­da gru­bum adı­na ta­lep edi­yo­rum.

Dik­ka­ti­niz için te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Oyan.

Tü­mü üze­rin­de AK Par­ti Gru­bu adı­na söz is­te­yen Mus­ta­fa Eli­taş, Kay­se­ri mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Eli­taş. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. Ön­ce­lik­le, iki gün ön­ce ha­ya­tı­nı kay­be­den Sam­sun Mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mı­za Ce­na­bı­hak'tan rah­met di­ler­ken, ke­der­li ai­le­si­ne baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

Yi­ne, bu­gün yak­la­şık iki üç sa­at ön­ce An­ka­ra'da ha­ki­ka­ten he­pi­mi­zi çok bü­yük bir üzün­tü­ye bo­ğan, 6 ve­ya 8 va­tan­da­şı­mı­zın ha­ya­tı­nı kay­bet­ti­ği önem­li bir olay­la kar­şı kar­şı­ya­yız. Ül­ke­mi­zin hu­zu­ru­nu ve is­tik­ra­rı­nı boz­mak is­te­yen bu gi­bi şer güç­le­ri­ni şid­det ve la­net­le hep bir­lik­te kı­na­dı­ğı­mı­zı ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Ama, şu­nu bil­sin­ler ki, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti her tür­lü güç­lü­ğün üze­rin­den ge­le­bi­le­cek ve bü­tün şer güç­le­ri­nin, şer odak­la­rı­nın ba­şı­nı eze­bi­le­cek güç­te ve ka­bi­li­yet­te­dir.

De­ğer­li Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı üze­rin­de söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nın geç­mi­şi, yak­la­şık yir­mi yıl­lık bir sü­re­yi, hat­ta, yir­mi yıl­dan faz­la bir sü­re­yi kap­sı­yor. 11/11/1986 ta­ri­hin­de ka­nun­laş­mış, 1/1/1987 ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gir­miş, 1995 yı­lı­na ka­dar, ça­lı­şan­lar­dan, ça­lı­şan­lar adı­na iş­ve­ren­ler ta­ra­fın­dan ke­si­len, Top­lu Ko­nut İda­re­si­ni ha­re­ke­te ge­çi­rip 75 met­re­ka­re bü­yük­lü­ğün­de, 75 met­re­ka­re ve­ya da­ha az bü­yük­lük­te ko­nut edin­mek is­te­yen va­tan­daş­la­ra kre­di ver­mek üze­re ku­rul­muş bir sis­tem. Bu ilk de­fa 1987 yı­lın­da baş­la­dı­ğı za­man, iş­ve­ren­ler­den, ilk yıl için, Ocak 1987'de 3.500 Türk li­ra­sı, Ara­lık 1987'de 7.500 Türk li­ra­sı, so­na er­di­ği yıl olan Ara­lık 1995 yı­lın­da da 80 bin Türk li­ra­sı ki­şi ba­şı­na her­kes­ten bel­li bir mik­tar­da pa­ra ke­sil­miş ve çe­şit­li ku­rum ve ku­ru­luş­la­ra, da­ha doğ­ru­su Em­lak Ban­ka­sı­na ya­tı­rıl­mış. 1987 yı­lı Ocak'ın­dan 1995 yı­lı Ara­lık ayı so­nu­na ka­dar ça­lı­şan­lar adı­na iş­ve­ren­den ke­si­len top­lam ra­kam 6 mil­yon 156 bin Türk li­ra­sı, ya­ni bu­gün­kü pa­ray­la 6 li­ra ci­va­rın­da bir pa­ra. Bu­nu öde­me nok­ta­sın­da ya­sa içe­ri­sin­de de bir hü­küm ko­nul­ma­sı­na rağ­men, bu­gü­ne ka­dar, ma­ale­sef, ge­len hükûmet­ler hiç­bir şe­kil­de öde­me nok­ta­sın­da gi­ri­şim­de bu­lun­ma­mış­lar.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Bu­lun­du­lar ca­nım, dev­let tah­vi­liy­le…

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (De­vam­la) - Gi­ri­şim­de bu­lun­ma­dık­la­rın­dan do­la­yı bu­gü­ne ka­dar gel­miş bu iş­lem­le­rin ta­ma­mı.

Bu na­sıl öde­ne­cek? Öden­me­si ya­sa­nın içe­ri­sin­de za­ten ya­zı­yor. Sa­yın mil­let­ve­ki­lim bi­raz ön­ce ifa­de et­me­ye ça­lış­tı. "Ya­sa­da na­sıl öde­ne­ce­ği, na­sıl ne­ma­la­na­ca­ğıy­la il­gi­li her­han­gi bir bil­gi yok." de­me­si­ne rağ­men ta­sa­rı­nın 4'ün­cü mad­de­sin­de na­sıl öde­ne­ce­ğiy­le il­gi­li çok de­tay­lı açık­la­ma var. 1999 yı­lı so­nu­na ka­dar, o za­man ça­lı­şan Em­lak Ban­ka­sı­nın al­tı ay­lık mev­du­at fa­izi­ne uy­gu­la­dı­ğı fa­iz ora­nıy­la bir­lik­te ne­ma­lan­dı­rı­la­cak, 1999 yı­lın­dan iti­ba­ren ise Em­lak Ban­ka­sı gay­ri­men­kul­le­ri­nin, Em­lak Ban­ka­sı Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­na dev­re­di­len yak­la­şık 400 mil­yon li­ra­lık kıs­mı­nın yüz­de 61 ora­nın­da­ki his­se­si dik­ka­te alı­na­rak de­ğer­len­di­ri­le­cek. 1999 yı­lı­na ka­dar olan kı­sım, Em­lak Ban­ka­sı­nın mev­du­at fa­iz­le­ri­ne öde­di­ği oran­la gün­cel­leş­ti­ril­dik­ten son­ra, eğer faz­la bir mik­tar or­ta­ya çı­kar­sa bu da ha­zi­ne ta­ra­fın­dan kar­şı­la­na­cak.

Şim­di, 1987 yı­lı ile 1995 yı­lı ara­sın­da ne ka­dar ki­şi ol­du­ğu­nu he­sap­la­ma­ya ça­lı­şır­sak, eli­miz­de­ki ve­ri­le­re gö­re, 3 mil­yon ilâ 6 mil­yon ci­va­rın­da bir va­tan­da­şın bun­dan fay­da­lan­ma imkânı mev­cut. Fa­kat, bu­gü­ne ka­dar, ya­sal dü­zen­le­me­nin ya­pıl­dı­ğı 1986 yı­lı, 11/11/1986 ta­rih­li ya­sal dü­zen­le­me­nin ya­pıl­dı­ğın­da yan­lış bir uy­gu­la­ma ya­pıl­mış. Bu uy­gu­la­ma yan­lış­lı­ğı… Ki­şi adı­na tah­si­lat ya­pan ku­rum­lar, ken­di ad­la­rı­na Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Or­tak­lı­ğı nez­din­de he­sa­ba ya­tır­mış­lar. Di­ye­lim ki, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­nın ken­di per­so­ne­lin­den ya­tır­dı­ğı bu ko­nut edin­dir­me yar­dım­la­rı­nı, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı ola­rak he­sa­ba ya­tır­mış­lar, özel sek­tör iş­let­me­le­ri de özel sek­tör iş­let­me­si he­sa­bı­na ya­tır­mış­lar. Bu ki­şi ve ku­rum­la­rın ne ka­dar ol­du­ğu­nun tes­pit edil­me­si ger­çek­ten zor bir hâle gel­miş. Onun için, za­ten ya­sal dü­zen­le­me­yi ya­par­ken, ya­sa­nın yü­rür­lük ta­ri­hin­den iti­ba­ren bu ke­sin­ti­le­ri iş­çi adı­na ya­tır­ma­ya mü­kel­lef olan ku­rum ve ku­ru­luş­la­rın ken­di ev­rak­la­rın­dan bu­la­bil­me­le­ri için al­tı ay­lık bir sü­re ve­ri­yo­ruz. Bu al­tı ay­lık sü­re yet­me­di­ği tak­dir­de, Ba­kan­lar Ku­ru­lu­na ila­ve üç ay­lık bir sü­re da­ha ve­re­rek do­kuz ay­lık sü­re or­ta­ya çı­ka­rı­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, do­kuz ay­lık sü­re içe­ri­sin­de, tüm hak sa­hip­le­ri, çe­şit­li yön­tem­ler­le tes­pit edil­miş hak sa­hip­le­ri, Resmî Ga­ze­te'de ya­yım­la­na­cak, Resmî Ga­ze­te'de adı­nı gö­re­me­yen de­ğer­li va­tan­daş­la­rı­mız, ça­lış­tı­ğı 1987 ve 1995 yı­lı ara­sın­da­ki, Ocak 1987-Ara­lık 1995 yıl­la­rı ara­sın­da­ki sü­re içe­ri­sin­de ça­lış­tı­ğı ku­rum­la­ra mü­ra­ca­at ede­rek, ken­di­le­ri­nin hak sa­hi­bi ol­du­ğuy­la il­gi­li bil­gi ve bel­ge­le­ri top­la­dık­tan son­ra Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mu­na gö­tü­re­cek ve hak sa­hip­li­ği onay­lan­mış ola­cak. İş­te, bu sü­reç ta­mam­lan­dık­tan son­ra…

Yal­nız, bu­nun­la il­gi­li, de­ğer­li va­tan­daş­la­rı­mı­zın ta­kip et­me­si ge­re­ken çok önem­li bir sü­re var. Resmî Ga­ze­te'de ya­yım­lan­dı­ğı an­dan iti­ba­ren üç ay içe­ri­sin­de, il­gi­li ku­rum ve ku­ru­luş­la­ra mü­ra­ca­at hak­kı var. Bu üç ay­lık sü­re, hak dü­şü­rü­cü bir sü­re. Üç ay sü­re­yi geç­tik­ten son­ra mü­ra­ca­at et­ti­ği­niz tak­dir­de, geç­miş­te­ki do­ğan ala­cak­la­rı­nı­zın tah­sil edil­me­si­ni yap­ma­nız müm­kün de­ğil. Onun için, de­ğer­li va­tan­daş­la­rı­mı­zın Resmî Ga­ze­te'de­ki bu ya­yın­la­rı ta­kip et­me­le­ri, ad­la­rı­nın ora­da olup ol­ma­dı­ğı­na çok iyi bir şe­kil­de dik­kat et­me­le­ri ge­re­ki­yor.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu­gü­ne ka­dar bir il­ke­miz var­dı bi­zim: "Dev­let va­tan­da­şı­na borç­lu ol­maz." il­ke­si. Ni­te­kim, ilk de­fa, "zo­run­lu ta­sar­ruf" di­ye söy­le­di­ği­miz ve yıl­lar­ca her ik­ti­da­rın si­ya­si mal­ze­me ola­rak kul­lan­dı­ğı, "Biz ik­ti­da­ra ge­lir­sek zo­run­lu ta­sar­ruf­la­rı öde­ye­ce­ğiz." di­ye or­ta­ya çık­tı­ğı, ama, hiç kim­se­nin ce­sa­ret ede­me­di­ği, va­tan­da­şın dev­let­ten olan bir ala­ca­ğı­nı ilk de­fa 58'in­ci ve 59'un­cu AK Par­ti Hükûmet­le­ri ger­çek­leş­tir­miş. 14,5 kat­ril­yon li­ra­ya ula­şan bir ra­ka­mı iş­çi­le­ri­mi­ze, ça­lı­şan­la­rı­mı­za öde­miş. Bu­nun da za­ma­nın­da öden­me­ye­ce­ği­ni "Siz bun­la­rı söy­lü­yor­su­nuz ama, bi­ri­le­ri­nin oy­la­rı­na ta­lip ol­ma­ya ça­lı­şı­yor­su­nuz, on­la­rın gö­nül­le­ri­ni fet­het­mek için bun­la­rı ya­pı­yor­su­nuz." di­ye, yi­ne bi­ri­le­ri bu kür­sü­ler­den bi­zi eleş­tir­miş­ler­di. Fa­kat, en son, 14,5 kat­ril­yon li­ra olan ra­ka­mı, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hükûme­ti hak sa­hip­le­ri­ne ku­ru­şu­na ka­dar öde­miş­tir.

Şim­di, bu­gü­ne ka­dar ko­nut edin­dir­me yar­dım­la­rı­nın öde­ne­me­me­si­nin, 58 ve 59'un­cu Hükûmet dö­ne­min­de or­ta­ya çı­ka­rı­lan bu ama­cın, bu is­te­ğin, bu gü­zel dü­şün­ce­nin ha­ya­ta ge­çi­ri­le­me­me­si­nin en önem­li se­bep­le­rin­den bi­ri­si "3 mil­yon mu, 6 mil­yon mu?" di­ye söy­le­di­ği­miz hak sa­hip­le­ri­nin -Sa­yın Baş­ba­ka­nın ifa­de­si- Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da ya­pı­lan ça­lış­ma­lar ne­ti­ce­sin­de Ku­ru­mun yap­tı­ğı he­sap­la­ma­la­ra gö­re, bu­gü­ne ka­dar yak­la­şık 1 mil­yon 600 bi­ne ya­kın in­sa­nın hak sa­hi­bi ola­bil­di­ği tes­pit edil­miş. Ra­kam­lar doğ­ruy­sa yak­la­şık 4,5 mil­yon in­sa­nın da hak sa­hi­bi ola­bil­me nok­ta­sın­da­ki fa­ali­yet­le­ri ve Ku­ru­mun gay­ret­le­ri ne­ti­ce­sin­de, ye­ni ye­ni ki­şi­ler or­ta­ya çı­ka­cak. Bu­nun­la il­gi­li ra­kam­lar, söy­le­di­ğim gi­bi, 1999 yı­lı so­nu­na ka­dar, bu, ki­şi ba­şı­na, eğer ta­ma­mı il­gi­li ku­rum­la­rı ta­ra­fın­dan öden­diy­se 1995 yı­lı so­nu iti­ba­rıy­la 6 mil­yon 156 bin Türk li­ra­sı­nın 1999 yı­lı so­nu­na ka­dar Em­lak Ban­ka­sı­nın al­tı ay­lık mev­du­at fa­izi ora­nı çer­çe­ve­sin­de­ki ye­ni­den gün­cel­leş­ti­ril­me­siy­le or­ta­ya çı­kıp, da­ha son­ra Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­nın ma­me­le­ki üze­rin­de­ki de­ğe­ri­nin ora­nı so­nu­cun­da el­de edi­le­cek kat sa­yıy­la ya­pı­la­cak çar­pı­mı so­nu­cun­da, eğer Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı kar­şı­lı­yor­sa ora­dan öde­ne­cek ve öde­nen de ser­ma­ye tez­yi­di ola­rak iş­le­ne­cek; kar­şı­lan­mı­yor­sa eğer, bu da ha­zi­ne ta­ra­fın­dan Ku­ru­ma ve­ri­le­cek, çı­ka­rı­la­cak his­se se­ne­di ve­ya ha­zi­ne ta­ra­fın­dan kar­şı­la­na­cak bir be­del­le öde­ne­cek.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ümit edi­yo­rum, bu ya­sal sü­reç ger­çek­leş­ti­ğin­de, bi­zi iz­le­yen, Hükûme­ti­mi­zin ver­di­ği söz­le­ri ye­ri­ne ge­tir­di­ği nok­ta­sın­da bü­yük inanç­la­rı olan de­ğer­li va­tan­daş­la­rı­mı­zın ko­nut edin­dir­me yar­dım­la­rı­nın öden­me­si ko­nu­sun­da da inanç­la­rı­nın tam ola­rak de­vam et­ti­ği­ni bi­li­yo­ruz ve ona da gü­ven­ci­miz tam­dır. Çün­kü, bu­gü­ne ka­dar ya­pı­lan he­sap­la­ma­lar ve tu­tu­lan he­sap­lar şa­hıs ba­zın­da ya­pıl­ma­dı­ğın­dan do­la­yı, yir­mi se­ne ön­ce, yir­mi beş se­ne ön­ce­ki ke­sin­ti­le­re, iş­let­me­le­rin ka­yıt­la­rı­na baş­vu­ru­la­cak ve bu­ra­dan çı­ka­rı­lan so­nuç­lar çer­çe­ve­sin­de, de­ğer­li va­tan­daş­la­rı­mı­za,  bu hak­la­rı en iyi şe­kil­de öde­ne­cek­tir di­ye ümit edi­yo­rum.

Bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nın ha­zır­lan­ma­sın­da eme­ği ge­çen bü­rok­rat­la­ra, ko­mis­yon üye­si ar­ka­daş­la­rı­ma ve bu­ra­da oy­la­rıy­la des­tek­le­ye­cek olan mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­za te­şek­kür edi­yo­rum.

Ya­sa ta­sa­rı­sı­nın tüm mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı, uğur­lu ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yor, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Eli­taş.

Tü­mü üze­rin­de Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Hü­se­yin Gü­ler, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Gü­ler.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Evet, se­çi­me ha­zır­lık ve se­çim rüş­ve­ti di­ye­bi­le­ce­ği­miz bir ka­nun tek­li­fi: Ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı… Evet, son de­re­ce hak­lı, adı da yar­dım. Yar­dım de­ğil as­lın­da, bir eme­ğin kar­şı­lı­ğı, beş yıl ge­cik­miş ve bu­nun he­sa­bı so­ru­la­cak­tır, çün­kü beş yıl­lık ge­cik­me­nin… "Ne­re­de­si­niz?" di­ye so­rar­lar in­sa­na. Ama ta­bii, se­çim sü­re­ci olun­ca, bu tür ne­ma­la­rı net ola­rak da da­ğıt­mak­tan sa­kın­ca­nız yok.

MUS­TA­FA EYİ­CE­OĞ­LU (Mer­sin) - Bu­nun se­çim­le ala­ka­sı yok, ön­ce­den açık­lan­mış bir tak­vim.

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (De­vam­la) - Ta­bii, söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ön­ce, he­pi­niz­den özür di­le­ye­rek… Bu­gün olan pat­la­ma­dan do­la­yı, Ulus'ta­ki pat­la­ma­dan do­la­yı, bi­raz, ta­bii ki acı­mız bü­yük. Yak­la­şık 6 ölü­nün ol­du­ğu söy­le­ni­yor ve ölen­le­re Al­lah'tan rah­met, ya­ra­lı­la­ra acil şi­fa­lar di­ler­ken, ay­nı za­man­da da Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Se­zai Ön­der'e de Al­lah'tan rah­met, ai­le­si­ne ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ai­le­si­ne de baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

Şim­di, ta­bii ki sü­reç o ka­dar hız­lı ge­li­şi­yor ki, Par­la­men­to­nun be­şin­ci yı­lın­da bu ka­dar inat­la sür­dü­rü­len bir ça­lış­ma tem­po­su­nun ve­rim­siz­li­ği­ni gö­rü­yo­ruz. Ama bu­na kar­şın, yi­ne de gi­de­ra­yak ha­yır iş­le­mek is­ti­yor­su­nuz. Bu­nun adı, Bu­nun adı, bu sis­te­min adı, bu­gün­kü güt­tü­ğü­nüz eko­no­mik po­li­ti­ka, res­men, se­çim po­li­ti­ka­sı ve bu da -bi­raz ön­ce de ifa­de et­tim- adı, net, se­çim rüş­ve­ti. So­rar­lar "Beş yıl­dır ne­re­de­si­niz?" di­ye. Ama, ta­bii ki, "Beş yıl da ol­sa biz çö­zü­yo­ruz." der­si­niz. Da­ha ön­ce­ki övün­dü­ğü­nüz gi­bi, "zo­run­lu ta­sar­ru­fu da biz hal­let­tik" gi­bi, bu­ra­da, ge­lip, si­ya­sal an­lam­da şo­va çe­vi­rir­ken, as­lın­da na­sıl ku­şa çev­ril­di­ği­ni hep be­ra­ber gör­dük. Bu da ni­ha­ye­tin­de ay­nı­sı: Sa­yı­sı bel­li de­ğil, fay­da­la­na­cak ki­şi­nin sa­yı­sı bel­li de­ğil, şu ana ka­dar kaç ki­şi, bun­dan son­ra da fay­da­la­nıp fay­da­la­na­ma­ya­ca­ğı bel­li de­ğil, ne­ma­nın ne ka­dar olup ol­ma­ya­ca­ğı da bel­li de­ğil.

Bu­na kar­şın, Türk top­lu­mu­nun iki has­sas de­ğe­ri var. En has­sas de­ğer­ler­den -en il­kel, mülk edin­me de­di­ği­miz- bi­ri ko­nut, di­ğe­ri de ara­ba. Ta­bii, geç­mi­şin­de ta­sar­ruf ama­cıy­la sür­dü­rü­len bu tür yar­dım fo­nu, ama, ama­cı­na ulaş­ma­dan, sa­de­ce, dev­le­tin iç tah­vil dü­ze­yin­de borç­lan­ma di­ye­bi­le­ce­ği­miz sü­re­ce doğ­ru dö­nüş­müş. Ama, bu­na kar­şın, yi­ne de top­lum­da bu so­ru­na, bu ya­ra­ya mer­hem ol­ma gi­bi bir... O ko­nu­yu da hal­le­de­me­di­niz ve bu ko­nu­da, top­lu­mun du­yar­lı ko­nu­sun­da, özel­lik­le ça­lı­şan­la­rın alın te­ri de­di­ği­miz bu ko­nu­da, ne­ma­lan­dı­rıl­ma­nın da­hi çok ko­mik ol­du­ğu bir or­tam­da ra­kam­lar bel­li, or­ta­la­ma 500 YTL ol­du­ğu söy­le­ni­yor. Bu, se­çi­me dö­nük, res­men, bir si­ya­si ça­lış­ma.

Biz de di­yo­ruz ki, Türk top­lu­mu­nun has­sas de­ğer­le­riy­le oy­na­ma­yın ve bu ko­nu­da her ge­çen gün Tür­ki­ye'de­ki nü­fus po­pü­las­yo­nu­nun hız­la yer de­ğiş­tir­di­ği bir or­tam­da, eko­no­mik sı­kın­tı­la­rı göz önün­de bu­lun­dur­du­ğu­muz­da, ça­lı­şan­la­rı yok­sul­luk sı­nı­rı­nın al­tın­da olan bir ül­ke­de bir dü­şün­mek la­zım: Na­sıl ko­nut edi­ne­cek­ler?

Bu­gün ev ki­ra­la­rı­nın -özel­lik­le bü­yük şe­hir­ler­de- ola­ğa­nüs­tü yük­sek ol­du­ğu bir yer­de... Ar­tık bü­yük şe­hir­ler, ça­lı­şan ka­mu per­so­ne­li için sür­gün böl­ge­si ola­rak anıl­mak­ta. Onur­lu, na­mus­lu ça­lı­şa­bil­me­nin ko­şu­lu, ma­ale­sef zor. Bu yüz­den de, ki­ra da­hi kar­şı­la­ya­ma­yan, ma­aşı bu ko­nu­da cid­di an­lam­da ye­ter­siz olan bir ül­ke­de ya­şar­ken, ko­nut so­ru­nu­na ne ya­pa­cak­sı­nız? 500 YTL pa­ra ve­re­cek­si­niz. Pe­ki, ko­nu­tu, Top­lu Ko­nut İda­re­si ara­cı­lı­ğıy­la, özel­lik­le bü­yük şe­hir­ler­de ar­sa­nın ya­rat­tı­ğı ran­tın kar­şı­lı­ğın­da, si­zin ta­ra­fı­nız­dan özel­lik­le ter­cih edil­miş mü­te­ah­hit grup­la­rı­na da -bir­çok mü­te­ah­hit de if­las et­miş­tir TO­Kİ'yle be­ra­ber, ama, ter­cih et­ti­ği­niz mü­te­ah­hit­le­re- res­men peş­keş ara­cı ola­rak uy­gu­lan­mak­ta.

Biz de di­yo­ruz ki, ge­lin, ko­nut Tür­ki­ye'nin te­mel so­run­la­rın­dan bir ta­ne­si. Sos­yal hu­kuk dev­le­ti olan bir dev­le­tin te­mel amaç­la­rın­dan bir ta­ne­si de in­san­ca ya­şa­na­bi­le­cek bir ko­nu­tu ya­rat­mak zo­run­da. Ta­bii ki, gö­rü­nen o ki, za­man za­man anah­tar es­pri­le­riy­le de ol­sa Tür­ki­ye'de gün­de­me ge­len bu ko­nut es­pri­si­ni de çöz­mek­te ye­ter­siz kal­dı­nız.

Biz de di­yo­ruz ki, evet, se­çim dö­ne­mi­ne ge­lir­ken, bu­nu se­çim rüş­ve­ti ola­rak al­gı­la­ya­cak bu top­lum ve bun­dan da eme­ğin kar­şı­lı­ğı olan ve doğ­ru dü­rüst ne­ma­lan­dı­rıl­ma­mış da­hi, eme­ğin kar­şı­lı­ğı alın­ma­mış bu KEY de­di­ği­miz Ko­nut Edin­dir­me Yar­dım Fo­nu­nun kar­şı­lı­ğı­nı da­ğı­ta­cak­sı­nız. Ama, sos­yal hu­kuk dev­le­ti olan bir ül­ke­de ko­nut so­ru­nu­na kar­şı ba­kış açı­nız ne? Ben, bi­raz bu pen­ce­re­den bak­mak is­ti­yo­rum.

Şu ana ka­dar bü­yük şe­hir­ler­de ya­rat­tı­ğı­nız sı­kın­tı ve alt­ya­pı or­ta­da. Can ve mal gü­ven­li­ği­nin ol­ma­dı­ğı bir yer­de da­hi, sağ­lık­lı ko­nut pro­je­le­riy­le da­hi bu top­lu­mun ko­nut so­ru­nu­nu çö­ze­me­di­niz. Bu doğ­rul­tu­da, top­lu­mun özel­lik­le bu nü­fus akı­şı­nın ya­rat­tı­ğı, özel­lik­le ge­ce­kon­du­laş­ma de­di­ği­miz bu sü­reç de hız­la art­mak­ta. Siz ça­re­yi de bul­du­nuz. Sa­yın Baş­ba­kan, ha­tır­lar­sa­nız, "İs­tan­bul'a gir­mek ya­sak ol­sun alım gü­cü ol­ma­yan­lar ve eko­no­mik du­ru­mu mü­sa­it ol­ma­yan ve işi ol­ma­yan in­san­lar için." Si­zi yü­rek­ten kut­lu­yo­ruz. Sa­de­ce ya­sak­çı­lık­tan me­det um­du­nuz. O fa­kir, yü­rek­li Türk va­tan­da­şı­nı as­ke­re gön­de­rir­ken, ora­da fa­kir de­me­di­niz, ama, İs­tan­bul'a gi­rer­ken ya­sak­la­ma­yı ter­cih et­ti­niz. Yü­rek­ten kut­lu­yo­ruz.

Ta­bii, bu ül­ke için şe­hit da­hi ola­bi­len bu yurt­taş­la­rı­mı­zın ko­nut so­ru­nu­nu çöz­mek­te, cid­di an­lam­da pro­je­ler ya­rat­mak­ta sı­kın­tı ya­rat­tı­nız. Biz de di­yo­ruz ki: Tür­ki­ye'nin ar­tık ko­nu­tu­nu bi­rey­sel an­lam­da de­ğil, ar­tık ye­ni­den şe­hir­leş­me pro­je­siy­le ha­ya­ta ge­çi­re­bi­lir­si­niz. Bu pro­je için viz­yon ol­ma­sı ge­re­kir. Gör­dü­ğüm ka­dar, bu ko­nu­da da AKP İk­ti­da­rı­nın beş yıl­lık ic­ra­atın­da bu ko­nu­da cid­di bir pro­je­si yok. Top­lu Ko­nut İda­re­si adı al­tın­da ya­rat­tı­ğı­nız rant, sa­de­ce ken­di ran­ti­ye ke­si­mi­ne ak­tar­dı­ğı­nız kay­nak ola­rak gö­rü­lü­yor. Biz de di­yo­ruz ki, nü­fu­sun bü­yük bir kıs­mı­nın, özel­lik­le, yüz­de 20'si de­di­ği­miz, 13 mil­yo­na ya­kın ye­şil kart ba­ğım­lı­sı olan bir ül­ke­de ko­nut na­sıl edi­ni­le­cek? Or­ta­la­ma 600-700 YTL olan, Tür­ki­ye'de­ki ki­ra­lar kar­şı­sın­da ça­lı­şan per­so­ne­lin ya da as­ga­ri üc­ret or­ta­la­ma 405 YTL olan bir ül­ke­de ko­nut so­ru­nu­nu na­sıl çö­ze­cek­si­niz? Ama, siz, bu­ra­da, pro­je­le­ri­niz­le de­ğil, yıl­lar­dır bi­rik­miş olan so­run­la­rı çöz­mek­le övün­dü­ğü­nü­zü id­dia edi­yor­su­nuz. Bu ko­nu­da ya­rat­tı­ğı­nız beş yıl­lık ge­cik­me sü­re­ci de cid­di an­lam­da not edi­le­cek­tir ve 500 YTL gi­bi bir ra­ka­mın -ki­min ne ka­dar fay­da­la­na­ca­ğı da ma­lum- yak­la­şık 6 mil­yon in­sa­nı il­gi­len­di­ren bu olay­da, son de­re­ce ge­cik­miş bir adım­la, çöz­mek­le övün­dü­ğü­nü­zü id­dia edi­yor­su­nuz, ama, ina­nı­yo­rum ki, bu ka­os, bu keş­me­keş de­vam ede­cek­tir. Ni­ye? Alt­ya­pı­sı ha­zır­lık­sız, se­çi­me dö­nük bir stra­te­ji­niz ve po­li­ti­ka­nız.

Ama, bu­na kar­şın, Tür­ki­ye'de­ki ko­şul­la­rın ye­ter­siz­li­ği doğ­rul­tu­sun­da va­roş­lar­da ya­şa­mak zo­run­da ka­lan, dü­ne ka­dar Tür­ki­ye'de, do­ğu­sun­da, ba­tı­sın­da, ku­ze­yin­de, gü­ne­yin­de, özel­lik­le yüz­de 35 gi­bi ta­rım­la ge­çi­nen kit­le­nin ya­ra­tıl­dı­ğı tah­ri­ba­tı unut­ma­mak la­zım. Yüz­de 35, ta­rım­la ge­çi­nen­ler yok­sul­la­şır­ken, şe­hir­le­re ola­ğa­nüs­tü göç et­mek­te. Şe­hir­ler­de ye­ni bir ha­yat bu­la­yım der­ken ge­ce­kon­du va­roş­la­rın­da get­to­la­şan, sa­de­ce yok ol­ma­ya doğ­ru ve tüm de­ğer­le­rin­den yok­sun­laş­ma­ya, hat­ta kir­len­me sü­re­ci­ne doğ­ru git­mek­te.

Biz de di­yo­ruz ki, bu ül­ke bu­nu hak et­mi­yor ve bu ül­ke­de in­san­ca ya­şa­ma­nın ge­re­ği, sos­yal hu­kuk dev­le­ti olan bir ül­ke­de baş­ta ko­nut, bes­len­me, eği­tim, eko­no­mi gi­bi te­mel so­run­la­rı­nı çöz­müş bir ül­ke ha­ya­li­ni dü­şü­nün. Beş yıl­da ya­rat­tı­ğı­nız tah­ri­bat or­ta­da ve sa­de­ce bü­yük şe­hir­le­rin ar­sa­sı­nın ya­rat­tı­ğı ran­ti­ye­den baş­ka gö­zü­nüz bir şe­yi gör­me­di.

İs­tan­bul'da, bu­gün, yağ­mur­lar yağ­dı­ğı za­man, alt­ya­pı­sın­dan yok­sun bir be­le­di­ye­ci­lik ve ge­nel hükûmet an­la­yı­şı doğ­rul­tu­sun­da, in­san­lar, sa­de­ce, ge­ce­kon­du­lar­da yağ­mu­ra tes­lim ol­mak­ta. Biz de di­yo­ruz ki, bu ül­ke­de in­san­ca ya­şa­ma­nın ko­şul­la­rı net, dün­ya stan­dart­la­rı net ve in­sa­nı­mı­zın da bu­nu hak et­ti­ği­ne ina­nı­yo­ruz. Di­yo­ruz ki, yıl­lar­dır ta­sar­ruf po­li­ti­ka­la­rıy­la bir de­re­ce rant ka­pı­sı ola­rak gö­rü­len bu ta­sar­ruf­la­rın kar­şı­lı­ğı­nı ver­mek­te ge­cik­se­niz de, yi­ne de, ama­cı­na uy­gun ola­rak ya­ra­tıl­mak is­te­nen po­li­ti­ka­la­rı göz önün­de bu­lun­du­run di­yo­ruz. Bu yüz­den, se­çim dö­ne­mi­ne gir­dik. Ama, si­zin "se­çim rüş­ve­ti" de­di­ği­miz bu un­sur­da, ina­nı­yo­rum ki, ça­lı­şan­lar baş­ta ol­mak üze­re, emek­li­ler dâhil ol­mak üze­re… Çün­kü, yir­mi yıl­lık bir ma­ce­ra­sı olan bir ko­nut edin­me -bel­ki de bir­çok kıs­mı Al­lah'ın rah­me­ti­ne ka­vuş­muş­tur, on­lar da na­sıl ala­cak onu da bi­le­mi­yo­ruz- ama, bu hak­la­rın gas­be­di­li­şi­ni göz gö­re gö­re gör­dük.

Evet, Tür­ki­ye'de ya­şa­mın be­de­li bu ka­dar ağır ol­ma­ma­lı. Bu duy­gu­lar bu ka­dar ucuz sö­mü­rül­me­me­li. Çün­kü, Tür­ki­ye'de­ki ko­nut so­ru­nu te­mel so­run­la­rın ba­şın­da gel­mek­te. Be­ton yı­ğın­la­rı ve özel­lik­le, rant ola­rak dü­şün­dü­ğü­müz be­ton yı­ğın­la­rın­da şe­hir­le­şen, ama her ge­çen gün kör­le­şen ve bu ko­nu­da tüm de­ğer­le­ri­ni yi­ti­ren bü­yük bir şe­hir, ya­ni, kay­bo­lup gi­den ha­yat­lar. Bu doğ­rul­tu­da, ya­pıl­ma­sı ge­re­ken şey­ler, ya­şam stan­dar­dı yük­sek, in­san­ca ya­şa­na­bi­le­cek ye­ni şe­hir­ler ve bu ko­nu­da, ya­kın­da biz, Ana­va­tan ola­rak, Tür­ki­ye'ye pro­je­mi­zi açık­la­ya­ca­ğız ve bi­zi ta­kip edin de­riz. Siz, Hükûmet ola­rak ya­rat­tı­ğı­nız bu ko­nu­da­ki ucuz di­ye­bi­le­ce­ği­miz, se­çim dö­ne­mi­ne dö­nük ça­lış­ma­la­rı­nız­dan do­la­yı hal­kı­mı­zın bu­na kan­ma­ya­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yo­ruz. Yak­la­şık yir­mi yıl­lık ma­zi­si olan bu Ko­nut Edin­dir­me Yar­dım Fo­nu de­di­ği­miz sü­re­cin çö­zül­dü­ğü­nü zan­ne­di­yor­su­nuz ama, çö­ze­me­ye­cek­si­niz de. Alt­ya­pı­sı yok­sun ve araş­tı­rıl­ma­dan, ye­ter­li ha­zır­lık ya­pıl­ma­dan çı­ka­rıl­mak is­te­nen bu ka­nun, te­mel an­lam­da so­ru­nu çöz­me­ye­cek­tir. Yi­ne de, ta­bii ki, eko­no­mik stan­dart­lar­da alın te­ri­nin kar­şı­lı­ğı ve­ril­me­si en do­ğal hak­tır.

Borç­tan bah­se­di­yor­su­nuz, dev­le­tin bor­cu mu olur di­yor­su­nuz, ama, bu­na kar­şın, dev­le­tin ka­mu bor­cu var. Ka­mu hiz­met­le­ri­ne bak­tı­ğı­mız­da, ola­ğa­nüs­tü, stan­dar­dı dü­şük, iş­te, bu­gün, has­ta­ne­ler de dâhil ol­mak üze­re, okul­lar­da en az 60 ki­şi­lik sı­nıf­la­rın ol­du­ğu bir eği­ti­mi dü­şü­nün; ya­ni, kı­sa­ca, stan­dar­dı dü­şük ka­mu hiz­met­le­ri. Ya­ni, as­lın­da borç­lu­su­nuz siz­ler. Bu­gün, sa­de­ce 6 mil­yon in­sa­nın kar­şı­lı­ğın­da yak­la­şık 390 mil­yon YTL'nin oluş­tur­du­ğu bu fo­nun yö­ne­ti­mi­ne bak­tı­ğı­mız­da…

Ta­bii ki, bi­raz­dan yok­la­ma ola­cak, herhâlde onun için gel­di ar­ka­daş­la­rı­mız. Böy­le, ka­nun tek­li­fi geç­miş, çok önem­li de­ğil! Evet, hak­lı­sı­nız.

Ama, ina­nı­yo­rum ki, ar­ka­daş­la­rı­mız, se­çim 22 Tem­muz sa­ba­hı, öy­le bir ha­yal­le uya­na­cak­sı­nız ki, hal­kı­mı­zın ver­di­ği bu ders­le ayak­la­rı­nız bel­ki ye­re de­ğe­cek. Biz de di­yo­ruz ki, ge­lin, bu ül­ke­ye gi­de­ra­yak bir hiz­met ya­pın. Ta­bii ki, dev­le­tin, mil­le­ti­ne olan bor­cu­nu öde­me­si için, stan­dar­dı yük­sek eko­no­mik ko­şul­lar içe­ri­sin­de ne­ma­lan­dı­rıl­dı­ğı bir olay.

Pe­ki, bu­gün so­ru­yo­rum si­ze -Sa­yın Ba­kan da bu­ra­da, eko­no­mi­den so­rum­lu- yak­la­şık, dev­le­tin, tah­vil ola­rak yüz­de 20 ci­va­rın­da  borç­lan­dı­ğı  yer­de -yüz­de 20 yer­ler­de, dü­şü­nün- bu­ra­da, KEY'de uy­gu­la­nan, ya­ni Ko­nut Edin­dir­me Yar­dım Fo­nu'nda uy­gu­la­nan ne­ma ora­nı­nın ne ol­du­ğu­nu açık­lar­sa Sa­yın Ba­kan, he­pi­miz bu­ra­dan, yet­ki­li bir ağız­dan du­ya­ca­ğız. Gö­re­cek­si­niz ki, bu pa­ra­lar da çar­çur edil­miş, kar­şı­lı­ğı da yok. Ama, bu­na kar­şın, se­çim aşa­ma­sın­da, bir de­re­ce, "ya, biz na­sıl işi şo­va çe­vi­ri­riz, na­sıl ka­mu­oyu­na si­ya­sal an­lam­da me­saj ve­ri­riz" ara­yı­şı içe­ri­sin­de­si­niz ve bu ko­nu­da da, ina­nı­yo­rum ki, bu alın te­ri­nin kar­şı­lı­ğı­nı bir de­re­ce al­mış gi­bi gö­rün­se de, alın­mış gi­bi ol­sa da ye­ter­siz ola­ca­ğı­nı ken­di­le­ri de gö­re­cek.

Ta­bii ki biz­ler de is­ti­yo­ruz, dev­le­tin, baş­ta ça­lı­şa­nı ol­mak üze­re, emek­li ol­muş tüm ka­mu per­so­ne­li­ne bir an ön­ce bu bor­cun öden­me­si­ni is­ti­yo­ruz. Sı­kın­tı gö­rül­mek üze­rey­ken, bu ko­nu­da gi­de­ra­yak ha­zır­la­dı­ğı­nız bu ka­nun tek­li­fi­ni de kıs­men des­tek­li­yo­ruz, ama hal­kı­mı­zın da bu­nu si­ya­sal an­lam­da, si­ya­si rüş­vet ola­rak al­gı­la­dı­ğı­nı iyi bi­li­yo­ruz.

Söy­le­ne­cek çok söz var. Bu­ra­da, ta­bii ki bu ka­nu­nun bir an ön­ce çık­ma­sı­nı is­ti­yo­ruz hep be­ra­ber. Se­çim dö­ne­min­de, bir de­re­ce bor­cu­na, bir de­re­ce işin mut­fa­ğı­na, bir de­re­ce oca­ğı­na kü­çük bir kat­kı ola­ca­ğı­nı da bi­li­yo­ruz.

Bu ka­nu­nun ha­yır­lı, uğur­lu ol­ma­sı­nı di­li­yo­ruz. He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Gü­ler.

Şah­sı adı­na söz is­te­yen İz­zet  Çe­tin… Yok.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­yın Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum, ay­nı za­man­da ka­rar ye­ter sa­yı­sı da ara­ya­ca­ğım: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır, ka­bul edil­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

KO­NUT EDİN­DİR­ME YAR­DI­MI HAK SA­HİP­LE­Rİ­NE ÖDE­ME YA­PIL­MA­SI­NA

DA­İR KA­NUN TA­SA­RI­SI

Amaç ve kap­sam

MAD­DE 1- (1) Bu Ka­nu­nun ama­cı, mül­ga 3320 sa­yı­lı Me­mur­lar ve İş­çi­ler ile Bun­la­rın Emek­li­le­ri­ne Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun uya­rın­ca hak sa­hi­bi olan­la­ra na­kit ve­ya his­se se­ne­di ola­rak öde­me ya­pıl­ma­sı­na iliş­kin usûl ve esas­la­rı dü­zen­le­mek­tir.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Sa­yın Or­han Sür, Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Sür.

Sa­yın Sür, sü­re­niz on da­ki­ka­dır.

CHP GRU­BU ADI­NA OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; gö­rü­şül­mek­te olan ta­sa­rı­nın 1'in­ci mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Çok de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ge­rek ben­den ön­ce ko­nu­şan ar­ka­da­şı­mız ge­rek­se ik­ti­dar par­ti­si adı­na ko­nu­şan ar­ka­da­şı­mız, bu ya­say­la bir öde­me ya­pı­la­ca­ğın­dan, hak­kın tes­lim edi­le­ce­ğin­den bah­set­ti. As­lın­da hal­kı­mız şu­nu bil­me­li ki, bu ya­sa, hal­kı­mı­zın, bu­ra­da hak sa­hi­bi olan ki­şi­le­rin, nor­mal­de hak­kı­nı tes­lim et­mi­yor; ben­ce hak­kı­nı gasp ede­cek bir ya­sa. Ne­den der­se­niz, bu­ra­da bel­ge­ler var. Ta­bii, ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız bel­ge­le­ri çok se­ver­ler, "o bel­ge­ler ne­dir" di­ye so­rar­lar. Ben KİT Ko­mis­yo­nun­da ça­lı­şan bir ar­ka­da­şı­nı­zım. Geç­ti­ği­miz haf­ta için­de de Em­lak Ko­nut Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı AŞ'nin üst ko­mis­yon de­ne­ti­mi var­dı; elim­de­ki bel­ge­ler bu ano­nim şir­ke­tin üst dü­zey yet­ki­li­le­ri­nin ko­nuş­ma­la­rı ve bi­ze sun­duk­la­rı ra­por­lar. Ay­nı za­man­da, Baş­ba­kan­lık Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu­nun bi­ze sun­du­ğu ra­por­lar. Ön­ce­lik­le şu­nu söy­le­ye­lim: Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­nın yüz­de 60,9'u bu KEY he­sap­la­rın­dan olu­şu­yor, yüz­de 39'u TO­Kİ'ye ait, ge­ri­de bin­de 1 ka­lı­yor, o da 5 ki­şi­ye ait. Böy­le bir şir­ket.

1/8/1996'da 4160 sa­yı­lı Ka­nun ile KEY öde­me­le­ri­nin dur­du­rul­du­ğu­nu bi­li­yo­ruz. 588 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­mey­le hak sa­hip­le­ri­nin be­lir­len­me­si için bir ça­lış­ma ya­pıl­mış ve hak sa­hip­le­ri lis­te­le­ri­nin gön­de­ril­me­si -ku­ru­luş­lar ta­ra­fın­dan gön­de­ril­me­si- 17/8/2001 ta­ri­hin­de dol­muş.

Şim­di, bu­gün gün­düz bu­ra­da ko­nu­şan AKP Grup Baş­kan Ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız, "İş­te, biz bir yıl­dan be­ri şöy­le ça­lış­ma yap­tık, biz bir yıl­dan be­ri böy­le ça­lış­ma yap­tık." di­ye bu­ra­da bir şey­ler ifa­de et­me­ye ça­lış­tı. Ama, sor­mak la­zım: AKP bir yıl­dan be­ri mi ik­ti­dar­da? Dört bu­çuk yıl­dan be­ri ik­ti­dar­da de­ğil mi­si­niz? "Dört bu­çuk yıl­dır ne yap­tı­nız?" di­ye sor­mak ge­re­ki­yor. As­lın­da hiç­bir şey yap­ma­dı­nız.

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Al­lah Al­lah!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Hiç­bir şey yap­ma­dı­ğı­nı­zın bel­ge­le­ri­ni, "Al­lah Al­lah"ı bu­ra­da gös­te­re­ce­ğim si­ze şim­di. Hiç­bir şey yap­ma­dı­nız.

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Va­tan­da­şa an­lat bu­nu, va­tan­da­şa!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Evet, va­tan­da­şa de­ğil, si­ze ta­kı­yo­rum.

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Va­tan­da­şa an­lat, oy alır­sın!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Evet. Siz, va­tan­da­şa san­ki bir şey­ler ve­ri­yor­muş­su­nuz gi­bi se­çim ya­tı­rı­mı yap­ma­ya ça­lı­şı­yor­su­nuz, ama, as­lın­da va­tan­da­şın ce­bin­den bir şey­le­rin gö­tü­rül­me ça­lış­ma­sı bu.

Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım…

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Me­rih'ten mi gel­din sen!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Ben Me­rih'ten gel­me­dim de se­nin herhâlde bu ko­nu­da bil­gi­li ol­ma­dı­ğı­nı çok iyi bi­li­yo­rum. Bi­raz oku­yup da ge­le­cek­sin. Bi­raz oku­yup da ge­le­cek­sin.

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Düz­gün ko­nuş!

BAŞ­KAN - Sa­yın Çer­çi, lüt­fen… Sa­yın Çer­çi…

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Bi­raz oku­yup da ge­le­cek­sin.

BAŞ­KAN - Sa­yın Sür, lüt­fen kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­ya­lım.

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Düz­gün ko­nuş o za­man!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Ben çok düz­gün ko­nu­şu­yo­rum. Sen ön­ce öğ­ren, öy­le gel.

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Ne de­di­ği­ni bil de ko­nuş!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Sen ön­ce öğ­ren, öy­le gel.

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Ağ­zın­dan çı­ka­na dik­kat et!

BAŞ­KAN - Sa­yın Çer­çi…

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Be­nim ağ­zım­dan çı­ka­nı du­yu­yo­rum da, se­nin baş­ka ye­rin­den çı­kan­la­rı bil­mi­yo­rum.

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Ay­dan gel­din o za­man!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Evet.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım…

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Ter­bi­ye­li ko­nuş! Ter­bi­ye­mi boz­ma!

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Or­han Bey, ol­du mu bu iş! Ayıp ol­du Or­han Bey, ya­kış­ma­dı!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Evet, siz ora­dan mü­da­ha­le eder­se­niz…

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kın, ra­kam­la­rı­nız bi­le yan­lış, yö­ne­ti­ci­le­ri­ni­zin ver­di­ği ra­kam­lar bi­le yan­lış. Yö­ne­ti­ci­le­ri­niz Baş­ba­kan­lık Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu­na ra­kam­lar ve­ri­yor­lar. 2006 Ni­san ayı so­nu iti­ba­rıy­la -pem­be ki­tap­çık­lar­dan oku­yo­rum- ak­ta­rım ya­pı­lan ku­rum sa­yı­sı 4.494, ak­ta­rım ya­pı­lan ka­yıt sa­yı­sı 3 mil­yon 630 bin 98, ak­ta­rım ya­pı­lan hak sa­hi­bi sa­yı­sı 1 mil­yon 593 bin 806. Ni­san 2006 ra­ka­mı­nı ver­dim si­ze.

Şim­di, Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­nın biz­le­re gön­der­di­ği 18 Ma­yıs 2007 ra­ka­mı­nı ve­ri­yo­rum: KEY De­ğer­len­dir­me Özet Ra­po­ru. Top­lam ak­ta­rım ya­pı­lan ku­rum sa­yı­sı 3.501, ak­ta­rım ya­pı­lan ka­yıt sa­yı­sı 2 mil­yon 637 bin 659, ak­ta­rım ya­pı­lan hak sa­hi­bi sa­yı­sı 1 mil­yon 577 bin 265. Ya­ni, Ni­san 2006'da 1 mil­yon 593 bin, Ma­yıs 2007'de 1 mil­yon 577 bin. Ya­ni, ken­di ara­la­rın­da bi­le uyu­şa­ma­yan yö­ne­tim­le­ri­niz var. Ki­min ne­re­de ne söy­le­di­ği, ne yap­tı­ğı bel­li de­ğil. "Bu ne­den­dir?" di­ye sor­du­ğu­nuz­da "Mü­ker­rer­lik var." di­yor­lar ve işin il­gin­ci, bu öde­me­ler, şu ra­kam­lar sa­de­ce me­mur­la­rı kap­sı­yor. Yak­la­şık 3 mil­yon ci­va­rın­da, 4 mil­yon ci­va­rın­da­ki iş­çi­le­re ait KEY he­sap­la­rı öde­me­le­riy­le il­gi­li hiç­bir ka­yıt şu an­da bu şe­kil­de bir ara­ma ve ta­ra­ma iş­le­mi­ne ta­bi tu­tul­ma­mış du­rum­da. 1,5 mil­yon ki­şi bu, 1,5 mil­yon. KEY he­sap­la­rın­dan fay­da­lan­ma­sı ge­re­ken ki­şi sa­yı­sı kaç ki­şi? Tam 5,5 mil­yon ki­şi. 4 mil­yon ki­şi or­ta­lık­ta yok.

Pe­ki, so­nuç­ta ne ola­cak, ben si­ze söy­le­ye­yim: Ba­kın, KEY he­sap­la­rı öden­me­ye baş­lan­mış, o za­man Em­lak Ban­ka­sın­da bu pa­ra­lar top­lan­ma­ya baş­lan­mış, yağ­ma Ha­san'ın bö­re­ği gi­bi ora­da bu pa­ra­lar res­men pay­la­şıl­mış. So­nuç­ta ne ol­muş?

İB­RA­HİM KÖŞ­DE­RE (Ça­nak­ka­le) - Kim pay­laş­mış?

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Geç­ti­ği­miz dö­nem­den bah­se­di­yo­rum, Em­lak Ban­ka­sın­dan. Si­zin dö­ne­mi­niz­de Em­lak Ban­ka­sı yok.

Ar­ka­sın­dan ne ya­pıl­mış? Em­lak Ban­ka­sı­nın he­sap­la­rı­nı ka­pa­ta­bil­mek için da­ha son­ra bu­ra­da­ki ara­zi­ler Em­lak Ko­nu­ta ak­ta­rıl­mış. Em­lak Ko­nu­ta ak­ta­rı­lır­ken ya­pı­lan eks­per­tiz de­ğer­le­rin­de ger­çek­ten bü­yük şi­şir­me­ler var.

Em­lak Ko­nut da ta­bii da­ha son­ra Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­na dö­nüş­müş ve TO­Kİ'nin de­ne­ti­min­de -el­bet­te bu ne­den­le de 2002'den be­ri si­zin de­ne­ti­mi­niz­de- TO­Kİ bu­ra­yı -bi­raz ön­ce gru­bu­muz adı­na ko­nu­şan ar­ka­da­şı­mı­zın ifa­de et­ti­ği gi­bi- mü­te­ah­hit­le­re ön­ce yüz­de 25'ler­den peş­keş çek­me­ye baş­la­mış bu ara­zi­le­ri. Şim­di bu olay yet­me­di, bu ola­yı so­nuç­lan­dı­ra­cak­sı­nız. Üç ay­lık bir sü­re için­de 4 mil­yon ki­şi­ye ulaş­ma ola­na­ğı­nız yok. Çok az sa­yı­da ki­şi­ye ula­şa­cak­sı­nız, çok az sa­yı­da­ki ulaş­tı­ğı­nız ki­şi­le­rin so­nu­cun­da da bu ola­yı ka­pa­ta­cak­sı­nız. En azın­dan 4 mil­yon in­sa­nı­mı­zın ve­ya 3 mil­yon in­sa­nı­mı­zın hak­kı­nı ha­zi­ne­ye dev­re­de­cek­si­niz. Şim­di, bu mu hak­kı­nı ver­mek? Ar­tı, ha­zi­ne­ye dev­ret­me­di­ği­niz, hak­kı­nı öde­ye­ce­ğiz de­di­ği­niz ki­şi­le­re han­gi de­ğer­ler üze­rin­den öde­ye­cek­si­niz? Bu meç­hul. Meç­hul… Çün­kü, SPK mev­zu­atın­dan dı­şa­rı çı­ka­rı­yor­su­nuz. Şu an­da SPK mev­zu­atın­da ol­ma­sı­na rağ­men Em­lak Ko­nu­tun he­sap­la­rı­nı in­ce­le­di­ği­niz­de, Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­nın he­sap­la­rı­nı in­ce­le­di­ği­niz­de Baş­ba­kan­lık De­net­le­me Ku­ru­lu­nun çok sa­yı­da eleş­ti­ri­si var. Özel­lik­le ar­sa kar­şı­lı­ğı ge­lir pay­la­şı­mı yön­te­miy­le ve­ri­len iha­le­ler­de, sa­de­ce ar­sa eks­per­tiz­le­ri üze­rin­den bu iha­le­le­rin ve­ril­di­ği açık ve net bir şe­kil­de be­lir­til­miş, üze­rin­de ya­pı­la­cak ya­pı­la­rın de­ğer­len­di­ril­me­si hiç­bir za­man gö­ze alın­ma­dı­ğı, dik­ka­te alın­ma­dı­ğı açık ve net bir şe­kil­de be­lir­til­miş ve ma­ale­sef, ba­zı ar­sa­lar da sa­tıl­mış.

Şim­di, bu­ra­da ger­çek­çi bir de­ğer­len­dir­me ya­pı­la­ma­ya­ca­ğı­nın, ya­pıl­ma­ya­ca­ğı­nın si­ze bel­ge­si­ni sun­mak is­ti­yo­rum. Bu­ra­da, bun­dan bir haf­ta ön­ce Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı yet­ki­li­si­nin bi­ze sun­du­ğu bir ra­por­dan bir de­ğer si­ze oku­mak is­ti­yo­rum. 2005 yı­lın­da otuz dört ta­ne ar­sa sa­tı­lı­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Ku­ru­lu­şun, bu ar­sa­lar için yap­tır­dı­ğı eks­per­tiz de­ğe­ri 10 mil­yon 839 bin 365 ye­ni Türk li­ra­sı. Dik­kat edin, 10 mil­yon YTL ve­ya 11 mil­yon YTL di­ye­lim. Pe­ki ka­ça sa­tıl­mış otuz dört ta­ne ar­sa? Tam 45 mil­yon YTL'ye sa­tıl­mış. Ya­ni, eks­per­tiz de­ğer­le­ri­niz nor­mal de­ğe­rin yüz­de 25'i. Şim­di, siz, KEY hak sa­hip­le­ri­ne böy­le eks­per­tiz­ler­le mi pay­la­rı­nı ve­re­cek­si­niz? Böy­le eks­per­tiz­ler­le mi hak­kı­nı ve­re­cek­si­niz o in­san­la­rın? Sa­de­ce eks­per­tiz­de bi­le o in­san­la­rın hak­kı­nın dört­te 3'ünü yok edi­yor­su­nuz, sa­de­ce eks­per­tiz­de bi­le. Yıl­lar­ca bu­gü­ne ka­dar yağ­ma Ha­san'ın bö­re­ği ola­rak bu pay­la­şı­lan KEY he­sap­la­rın­da ger­çek pa­yın çok çok üze­rin­de ol­ma­sı ge­re­kir. Ve­re­ce­ği­niz pa­ra­nın en az 10 mis­li, 20 mis­li öde­me­niz ge­re­kir ger­çek hak sa­hip­le­ri­ne. Onu bi­le öde­me­ye­cek­si­niz. Bı­ra­kın onu öde­me­yi, se­çim ön­ce­si bir ya­tı­rım ola­rak ge­ti­ri­yor­su­nuz, se­çi­me ka­dar hiç­bir şey ya­pa­ma­ya­cak­sı­nız, çün­kü üç ay­lık sü­re ve­ri­yor­su­nuz da­ha, da­ha üç ay­lık sü­re ve­ri­yor­su­nuz. Hiç­bir şey ya­pı­la­ma­ya­cak, ama se­çim­de çı­ka­cak­sı­nız, di­ye­cek­si­niz ki: "Si­zin KEY he­sap­la­rı­nı­zı biz ödü­yo­ruz."

Bun­lar ta­ma­men al­dat­ma­ca de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. As­lın­da, hal­kı­mı­zın, bu hak sa­hip­le­ri­nin hak­kı­nı gas­be­di­yor­su­nuz. Bu bir hak gas­bet­me ya­sa­sı­dır. Bu bir hak gas­bet­me ya­sa­sı­dır. Za­ten, siz, her şey­de, böy­le, söy­le­dik­le­ri­niz ile yap­tık­la­rı­nız fark­lı. Ne söy­le­se­niz fark­lı­sı­nı ya­pı­yor­su­nuz ve­ya in­san­la­rı­mı­zı ya­nılt­mak için eli­niz­den ge­le­ni ya­pı­yor­su­nuz, ama in­san­la­rı­mız ar­tık bu ger­çek­le­ri gö­re­cek­ler ve bu ger­çek­le­re gö­re de 22 Tem­muz­da ge­re­ken de­ğer­len­dir­me­yi ya­pa­cak­lar­dır di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Sür.

Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Ta­nım­lar

MAD­DE 2- (1) Bu Ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sın­da;

a) Ban­ka: Tas­fi­ye Ha­lin­de Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti­ni,

b) EG­YO: Em­lak Ko­nut Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı Ano­nim Şir­ke­ti­ni,

c) Hak sa­hi­bi: Mül­ga 3320 sa­yı­lı Me­mur­lar ve İş­çi­ler ile Bun­la­rın Emek­li­le­ri­ne Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun uya­rın­ca; 1/1/1987 ilâ 31/12/1995 ta­rih­le­ri ara­sın­da ad­la­rı­na ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı ya­tı­rı­lan ve yar­dım tu­tar­la­rı ge­rek­li bil­di­rim­ler ya­pı­la­rak Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti he­sap­la­rı­na in­ti­kal et­miş olan ki­şi­ler ve­ya bun­la­rın ka­nunî mi­ras­çı­la­rı ile 1/1/1987 ilâ 31/12/1995 ta­rih­le­ri ara­sın­da ad­la­rı­na dü­zen­le­nen bil­di­rim for­mu, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı he­sap­la­rı­nı ta­hak­kuk et­tir­mek ve Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti­ne dev­ret­mek­le yü­küm­lü ku­rum ve ku­ru­luş­la­ra ve­ril­miş ve yar­dım tu­ta­rı tah­sil edil­miş, an­cak Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti he­sap­la­rı­na in­ti­kal et­ti­ril­me­miş olan ki­şi­ler (SSK ta­ra­fın­dan yar­dım tu­tar­la­rı kıs­men Ban­ka­ya ak­ta­rıl­mış olan iş­çi emek­li­le­ri da­hil) ve­ya bun­la­rın ka­nunî mi­ras­çı­la­rı­nı,

ç) SSK: Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mu­nu,

ifa­de eder.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen İz­zet Çe­tin, Ko­ca­eli Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Çe­tin. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 2'nci mad­de­si üze­rin­de gru­bu­muz adı­na söz al­dım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­gün, bi­raz ön­ce An­ka­ra'da Ana­far­ta­lar Çar­şı­sı'nda mey­da­na ge­len te­rör ola­yı­nı şid­det­le, nef­ret­le kı­nı­yo­rum. Te­rö­rün her bi­çi­mi­ni, ne­re­den, na­sıl ge­lir­se gel­sin, bir in­san­lık su­çu ola­rak de­ğer­len­di­ri­yor ve o elim ola­ya ola­nak ve­ren, fır­sat ve­ren ya da onu ger­çek­leş­ti­ren­le­ri la­net­li­yo­rum. Ka­za­da ölen­le­re Tan­rı'dan rah­met, ya­ra­lı­la­ra acil şi­fa­lar di­li­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ko­nu­muz, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı­nın hak sa­hip­le­ri­ne ge­ri öden­me­si­ne iliş­kin ka­nun ta­sa­rı­sı.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­ra­da, özel­lik­le, sa­de­ce "KEY he­sa­bı" ola­rak bi­li­nen ya da AKP Hükûme­ti dö­ne­min­de 2006 yı­lın­da tas­fi­ye­si so­na eren, Ça­lı­şan­la­rın Ta­sar­ru­fa Teş­vi­ki Hak­kın­da­ki Ka­nun'un, ya­ni zo­run­lu ta­sar­ruf­la­rın tas­fi­ye­si ko­nu­sun­da sa­de­ce AKP Hükûme­ti­ni eleş­tir­mek de­ğil ama­cım. Ama­cım, ger­çek­ten, bu­ra­da 1960 yı­lın­dan baş­la­ya­rak ta­sar­ruf bo­no­su uy­gu­la­ma­sı­nın, ME­YAK, İYAK ke­sin­ti­le­ri­nin, de­min de­ğin­di­ğim gi­bi, Ça­lı­şan­la­rın Ta­sar­ru­fa Teş­vik Edil­me­si Hak­kın­da­ki Ka­nun'un, şim­di gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz KEY'in, ya­ni ko­nut edin­dir­me yar­dım­la­rı­nın ve bel­ki önü­müz­de­ki ya­sa­ma dö­ne­min­de ya da ya­kın ge­le­cek­te yi­ne gö­rüş­mek zo­run­da ve tas­fi­ye et­mek zo­run­da ka­la­ca­ğı­mız İş­siz­lik Si­gor­ta­sı gi­bi fon­la­rın ku­ru­luş ama­cı­nın, iş­le­yiş me­ka­niz­ma­la­rı­nın ne an­la­ma gel­di­ği­nin üze­rin­de dur­mak is­ti­yo­rum.

Ger­çek­ten, Tür­ki­ye'de yıl­lar­dan bu ya­na iş ba­şı­na ge­len sağ si­ya­sal ik­ti­da­rın uy­gu­la­dık­la­rı eko­no­mik ve sos­yal po­li­ti­ka­la­rın, açı­lan eko­no­mik ted­bir­ler pa­ket­le­ri­nin ge­nel­lik­le kay­be­den ta­ra­fı hep ça­lı­şan­lar, eme­ğiy­le ge­çi­nen­ler, dar ve sa­bit ge­lir­li­ler ol­muş­tur. Eme­ğiy­le ge­çi­nen­ler "Baş­ka Tür­ki­ye yok, bu­ra­sı bi­zim ül­ke­miz." di­ye­rek, her de­fa­sın­da, ge­le­cek­le­ri­nin, ço­cuk­la­rı­nın rız­kın­dan ke­se­rek, ül­ke­si­nin kriz­den çık­ma­sı için her tür­lü öz­ve­ri­de, her tür­lü fe­dakârlık­ta bu­lun­du­lar, sı­kın­tı­la­ra kat­lan­dı­lar, sab­ret­ti­ler, ama hep kay­be­den ta­raf ol­du­lar. Yi­ne ça­lı­şan­lar, eme­ği­ni, ver­gi­si­ni, pri­mi­ni hep ya­sa­lar ge­re­ği pe­şin ver­di­ler, ne ka­yıt dı­şı eko­no­mi­den ne rant pi­ya­sa­la­rın­dan bes­len­di­ler ne de dev­le­tin ma­lı­nı -özel­lik­le iş­çi­ler- hor­tum­la­dı­lar, iç et­ti­ler. Yi­ne ay­nı şe­kil­de, yıl­lar­dan bu ya­na, enf­las­yo­nun, yük­sek enf­las­yo­nun yü­kü­nü hep iş­çi sı­nı­fı ve emek­çi hal­kı­mız çek­ti. Şim­di dü­şü­rü­len enf­las­yo­nun yü­kü yi­ne on­la­ra çek­ti­ri­li­yor. Ver­gi­ler için­de­ki ora­nı yüz­de 70'le­ri ge­çen do­lay­lı ver­gi­ler­le bir­lik­te ge­lir­le­ri­nin ne­re­dey­se yüz­de 50'si­ni prim ve ver­gi di­ye dev­le­te öde­di­ler. Pa­ra­lı hâle ge­len ka­mu hiz­met­le­ri­ni yi­ne kıt üc­ret­le­riy­le, as­garî üc­ret­le sa­tın al­ma­ya kalk­tı­lar. Sağ si­ya­sal ik­ti­dar­lar, eğer tes­pit ede­bil­se­ler, so­lu­duk­la­rı ha­va­yı, al­dık­la­rı ok­si­je­ni ha­va­dan, onu da ça­lı­şan­la­ra, üc­ret­li­le­re sa­ta­cak­lar, onu da be­da­va ver­me­ye­cek­ler.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ban­ka­lar so­yu­lur­ken fa­tu­ra on­la­ra çık­tı, eko­no­mik kriz­ler ül­ke­mi­zi yok­sul­laş­tı­rır­ken be­de­li on­la­ra çık­tı. On­lar için "siz ta­sar­ruf ya­pa­mı­yor­su­nuz, dev­let si­ze ta­sar­ruf yap­tır­sın" de­di­ler sağ si­ya­sal ik­ti­dar­lar, zo­run­lu ta­sar­ruf­la­rı gün­de­me ge­tir­di­ler. Ya­ni, AKP İk­ti­da­rı bu­nu -övü­ne­rek- öde­di­ği­ni söy­lü­yor, ger­çek­ten doğ­ru­dur. İki bu­çuk yıl­lık sü­re içe­ri­sin­de kıs­mi ola­rak öden­miş­tir. Bir ala­cak­la­rı kal­ma­dı, ama de­ğer­len­di­ril­me­le­ri son de­re­ce ek­sik kal­dı­ğı için ça­lı­şan­lar "bu­na da şü­kür, ne ya­pa­lım, ba­tan ge­mi­nin ma­lı" gi­bi gö­rüp, ken­di mal­la­rın­dan ne kur­tar­dı­lar­sa onun­la ye­tin­di­ler.

Şim­di gün­de­mi­miz­de KEY he­sap­la­rı var. Ya­ni, Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı. Bu­nun da fel­se­fe­sin­de ay­nı dü­şün­ce var: Dev­let ça­lı­şan­la­rı ko­nut sa­hi­bi yap­sın. O hâlde "Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı" adı al­tın­da bu ka­nun zo­run­lu ta­sar­ruf­lar­la bir­lik­te yü­rür­lü­ğe gir­di.

Göz­den kaç­ma­ma­sı ge­re­ken bir iki nok­ta var de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Bu ka­nun­lar yü­rür­lü­ğe gi­rer­ken, sa­de­ce ça­lı­şan­la­rın üc­ret­le­rin­den, kıt büt­çe­le­rin­den ta­sar­ruf yap­ma­yı amaç­la­ma­dı, bir baş­ka hiz­me­ti de ger­çek­leş­tir­di ça­lı­şan­lar, yok­sul­lar aley­hi­ne bu ya­sa, Zo­run­lu Ta­sar­ruf Ya­sa­sı'yla bir­lik­te. Uy­gu­la­ma­da 10'dan faz­la iş­çi ça­lış­tı­ran iş­let­me­ler­de ve ka­mu ku­ru­luş­la­rın­da ça­lı­şan­la­rı ve emek­li­le­ri kap­sa­dı­ğı için, iş­let­me­ler par­ça­lan­dı, sen­di­kal ör­güt­lü­lü­ğün da­ğı­tıl­ma­sın­da, sen­di­ka­la­rın et­ki­siz hâle gel­me­sin­de, ça­lı­şan­la­rın ör­güt­le­ri­nin gi­de­rek ge­ri­le­me­sin­de, zo­run­lu ta­sar­ruf­la bir­lik­te, KEY he­sap­la­rı da, ser­ma­ye adı­na, ka­yıt dı­şı eko­no­mi adı­na, rant pi­ya­sa­sın­dan bes­le­nen­ler adı­na bü­yük hiz­met gör­dü.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­nu, ta­bii, si­ya­si ola­rak uzat­mak müm­kün. Ger­çek­ten, bi­raz bu mad­de de ta­nım­lar­la il­gi­li ol­du­ğu için ta­nım­la­rın üze­rin­de dur­ma­ya­ca­ğım. Bu işin fel­se­fe­si­ni iyi kav­ra­ya­bil­mek açı­sın­dan bi­raz ge­ri­ye doğ­ru git­mek la­zım, ya­ni 1961-1972 yıl­la­rın­da uy­gu­la­nan ta­sar­ruf bo­no­su uy­gu­la­ma­sı­na ya da ME­YAK ke­sin­ti­le­ri­ne ya da… Ke­si­le­me­di, İYAK ol­du. Pek ço­ğu­nu­zun bel­ki ho­şu­na git­mez bu­gün, ama ME­YAK ku­rul­du­ğu za­man OYAK'la bir­lik­te te­laf­fuz edi­li­yor­du. OYAK, bu­gün, ger­çek­ten, bi­raz da si­ya­set ku­ru­mu­nun, si­ya­sal ira­de­nin dı­şın­da yö­ne­til­di­ği için, Tür­ki­ye'de he­men he­men en bü­yük ser­ma­ye ku­ru­luş­la­rın­dan bi­ri hâli­ne gel­di. Si­zin iç et­mek is­te­di­ği­niz Ereğ­li, OYAK'ın sa­ye­sin­de Tür­ki­ye'de kal­dı. Yan­daş­la­rı­nı­za ver­mek is­te­di­ği­niz Ereğ­li, OYAK sa­ye­sin­de kur­tul­du, Tür­ki­ye'de ka­la­bil­di. De­ğil­se, de­mir tüc­car­la­rı, de­mir tröst­le­ri onu ele ge­çir­me aşa­ma­sın­day­dı. Şim­di, de­mek ki, iyi yö­ne­til­se, yö­ne­ti­len ku­rum­lar gü­zel iş­lev ya­pa­bi­li­yor.

Şim­di, KEY he­sap­la­rı­na bak­tı­ğı­nız za­man -ar­ka­daş­la­rı­mız bun­la­rın ne an­la­ma gel­di­ği­ni, na­sıl de­ğer­len­di­ril­dik­le­ri­ni an­lat­tı- de­min söy­le­di­ğim o fon­la­ra bak­tı­ğı­mız za­man, ta­sar­ruf bo­no­su uy­gu­la­ma­sı, Dev­let Me­mur­la­rı Yar­dım­laş­ma Ku­ru­mu 1970'te baş­la­mış, 1982'de bit­miş; zo­run­lu ta­sar­ruf­lar 1988-2000, KEY 1987-1996 yıl­la­rın­da fa­ali­ye­ti­ni sür­dür­müş. Ya­ni, bi­ri bit­me­den ye­ni­si uy­gu­la­ma­ya ko­nul­muş, ama­cı dı­şın­da kul­la­nıl­mış, bi­ri­ken pa­ra­lar eri­til­dik­ten son­ra tas­fi­ye edil­me­ye mec­bur ka­lın­mış.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, eğ­ri otu­rup, doğ­ru ko­nu­şa­lım, KEY'in tas­fi­ye­sin­de önem­li bir iki nok­ta var. Ya­ni, bir ke­re, Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı bu önü­müz­de­ki Ağus­tos ayın­dan iti­ba­ren sü­re­si­ni ta­mam­la­ya­ca­ğı için or­ta­dan kal­ka­cak. Şim­di, böy­le bir ku­rum or­ta­dan kalk­tı­ğı za­man, KEY he­sap­la­rı­nın akı­be­ti yi­ne meç­hul ola­cak.

İkin­ci­si: Ger­çek­ten, se­çi­me gi­di­yo­ruz. Bu Mec­lis­te bu­gün KEY he­sap­la­rı­nı ko­nu­şu­yo­ruz, ama ha­len hu­ku­ki­li­ği hu­kuk­çu­lar ta­ra­fın­dan tar­tı­şı­lı­yor. Ya­ni, der­hal se­çi­me gi­den bir Mec­li­sin, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği yap­ma­sı, ya­sa de­ği­şik­li­ği yap­ma­sı, önem­li ka­rar­lar al­ma­sı hu­ku­ken ne ka­dar ge­çer­li, Ana­ya­sa hu­kuk­çu­la­rı­nın gö­re­vi; ama biz gö­rev bil­dik, so­rum­lu­lu­ğu­muz ge­re­ği bu­ra­da bu­nu an­la­ta­ca­ğız.

Şim­di, ba­kı­yor­su­nuz, KEY he­sap­la­rıy­la il­gi­li dü­zen­le­me­ye, mad­de­le­re ba­kıl­dı­ğı za­man, bir ke­re -3'ün­cü mad­de­de de ko­nu­şa­ca­ğız- sü­re­le­re iliş­kin hü­küm­ler var. Do­kuz ilâ on beş ay içe­ri­sin­de, bir za­man di­li­min­de tas­fi­ye edi­le­cek, lis­te­ler ha­zır­la­na­cak, il­gi­li ku­rum­la­ra ve­ri­le­cek. Yet­me­di, 4'ün­cü mad­de­si­nin al­tın­cı fık­ra­sın­da, "Hak sa­hip­le­ri­ne ya­pı­la­cak na­kit öde­me­ler, Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı ta­ra­fın­dan be­lir­le­ne­cek öde­me pla­nı ve sü­re­si­ne gö­re ya­pı­lır." de­ni­li­yor.

Şim­di, siz çı­ka­cak­sı­nız ya­rın mey­dan­la­ra -çok iyi be­cer­di­ği­niz bir ko­nu- yap­ma­dı­ğı­nız, ya­pa­ma­dı­ğı­nız, ger­çek­leş­ti­re­me­di­ği­niz ya da ger­çek­leş­tir­me­di­ği­niz ko­nu­la­rı bi­le ters yüz edip… Alın­ma­sın­lar Kay­se­ri­li ar­ka­daş­la­rım, ha­ni Kay­se­ri'nin…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - Bak Mec­lis Baş­ka­nı­mız da Kay­se­ri­li.

BAŞ­KAN - Sa­yın Çe­tin, lüt­fen to­par­lar mı­sı­nız.

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - Mec­lis Baş­ka­nı­mız da Kay­se­ri­li. Özür di­le­ye­rek söy­lü­yo­rum. Ya­ni, eşe­ği­ni sat­ma­sı hikâye­sin­de ol­du­ğu gi­bi, siz de al­la­yıp pul­la­yıp hal­ka bu­nu, kan­dır­ma­ya ça­lı­şan­la­rı kan­dır­mak için kul­la­na­cak­sı­nız, ama ka­zın aya­ğı öy­le de­ğil. Şim­di, do­kuz ay son­ra ya da Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı ta­ra­fın­dan be­lir­le­ne­cek öde­me pla­nı­na gö­re fi ta­ri­hin­de, üs­te­lik de çok ek­sik de­ğer­len­di­ril­miş ra­kam­lar üze­rin­den ça­lı­şan­la­ra öde­me­yi ta­ah­hüt ede­cek­si­niz.

Ba­kı­nız, bi­raz ev­vel AKP'li söz­cü ar­ka­da­şım, "Şim­di­ye ka­dar kim­se bu ko­nu­da bir adım at­ma­dı." de­di. Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı He­sap­la­rı­nın Tas­fi­ye­si­ne Da­ir Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me. Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me No: 588. Ta­rih:26/11/1999.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - Ne ol­muş bu­gü­ne ka­dar?

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - Ya­ni, o gün­kü hükûmet de se­çi­me gi­der­ken, na­kit ola­rak de­ğil, ha­zi­ne bo­no­su kar­şı­lı­ğı bu­nu tas­fi­ye et­me­yi ka­nu­ni hü­küm hâli­ne ge­tir­di, ama se­çim ka­ra­rı alın­dı­ğı, se­çi­me gi­dil­di­ği için ka­dük ol­muş idi.

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Gör­dün mü iş­te! Ya­ni, ya­pa­ma­mış­lar.

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - Şim­di, si­zin de, ya­sa yap­ma­sı bi­le tar­tı­şı­lan, derhâl se­çi­me git­me­si ge­re­ken bir Mec­lis­te, dost­lar alış­ve­riş­te gör­sün, "biz, ça­lı­şan­la­rı, iş­te, bu­ra­dan da oy av­cı­lı­ğı sa­ye­sin­de av­la­rız" man­tı­ğıy­la, KEY he­sap­la­rı­nı tas­fi­ye gi­ri­şi­mi­niz ge­ri te­pe­cek­tir.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - Zo­run­lu ta­sar­ruf ne ol­du, zo­run­lu ta­sar­ruf?

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) -  Si­zin ne an­lam­da, ça­lı­şan­la­ra, emek­li­le­re, iş­siz­le­re, yok­sul­la­ra na­sıl yak­laş­tı­ğı­nı­zı, bir yurt­taş ola­rak mı yok­sa bir kul ola­rak mı on­la­rı yar­dı­ma muh­taç et­ti­ği­ni­zi, na­kit ola­rak onur­lu bir yurt­taş gi­bi yok­sul­la­ra yar­dım mı ya­pı­yor­su­nuz, yok­sa zekât dev­le­ti an­la­yı­şı­nı­za uy­gun ola­rak gı­da, yi­ye­cek, ra­ma­zan ça­dır­la­rın­da aş, be­le­di­ye ön­le­rin­de yi­ye­cek da­ğı­ta­rak mı sa­hip­len­di­ği­ni­zi ar­tık her­kes gör­dü. Ya­ni, bu ya­sa­yı ya­pa­rak, zan­ne­di­yor­su­nuz ki, iki ay içe­ri­sin­de, söy­le­ye­cek­si­niz ki, iki ay için­de ça­lı­şan­la­ra bu pa­ra­lar ve­ri­le­cek. Bu pa­ra­la­rı iki yıl­da bi­le ala­ma­ya­cak­lar.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - Son cüm­lem…

BAŞ­KAN - Sa­yın Çe­tin, te­şek­kür için açı­yo­rum sa­de­ce.

Bu­yu­run.

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum.

Ya­ni, iki yıl için­de bi­le ala­ma­ya­cak­lar. Bu­nu, ça­lı­şan­la­ra, ben şim­di­den söy­lü­yo­rum.

Pa­ra­la­rı­nın iç edil­me­si ko­nu­sun­da­ki dü­şün­ce­le­ri­mi bir son­ra­ki mad­de­de açık­la­ya­ca­ğım.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Çe­tin.

Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri.

Ka­pan­ma Sa­ati: 22.25

 

AL­TIN­CI OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 22.33

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur), Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 109'un­cu Bir­le­şi­mi­nin Al­tın­cı Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

1216 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ta­sa­rı­nın 3'ün­cü mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum.

Hak sa­hip­le­ri­nin be­lir­len­me­si

MAD­DE 3- (1) Mül­ga 3320 sa­yı­lı Ka­nu­nun 4 ün­cü mad­de­si uya­rın­ca ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı he­sap­la­rı­nı ta­hak­kuk et­tir­mek ve Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti­ne dev­ret­mek­le yü­küm­lü olup, il­gi­li mev­zu­atı uya­rın­ca bu Ka­nu­na ek­li (1) sa­yı­lı cet­ve­li da­ha ön­ce gön­de­ren ku­rum­lar dı­şın­da­ki tüm ku­rum ve ku­ru­luş­lar;

a) Ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti­ne ak­ta­rıl­mış olan hak sa­hip­le­ri­nin isim­le­ri ve yar­dım tu­tar­la­rı­nın yer al­dı­ğı lis­te­le­ri,

b) Ko­nut edin­dir­me yar­dım tu­ta­rı tah­sil edil­miş, an­cak Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti­ne ak­ta­rıl­ma­mış olan hak sa­hip­le­ri­nin isim­le­ri ile yar­dım tu­tar­la­rı­nın yer al­dı­ğı lis­te­le­ri,

her hak sa­hi­bi için bu Ka­nu­na ek­li (1) sa­yı­lı cet­ve­le uy­gun şe­kil­de ve elek­tro­nik or­tam­da ka­yıt­lı ola­rak 6 ay için­de Ban­ka­ya tes­lim eder. Ba­kan­lar Ku­ru­lu bu sü­re­yi bir de­fa­ya mah­sus ol­mak üze­re 3 aya ka­dar uzat­ma­ya yet­ki­li­dir.

(2) Bu sü­re için­de hak sa­hip­le­ri­ne iliş­kin lis­te­le­rin bil­di­ril­me­me­si, mü­ker­rer ve­ya yan­lış bil­di­ril­me­si ha­lin­de hak sa­hip­le­ri­ne kar­şı so­rum­lu­luk il­gi­li ku­rum ve­ya ku­ru­luş­la­ra ait­tir.

(3) Ku­rum­lar bu mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (a) ben­din­de be­lir­ti­len lis­te­ler­de­ki tu­tar­lar­la bu tu­tar­la­rın il­gi­li ban­ka­ya ya­tı­rıl­dı­ğı­na iliş­kin de­kont­la­rın mu­ta­ba­ka­tı­nı yap­mak ve de­kont­la­rı ge­rek­ti­ğin­de ib­raz et­mek üze­re mu­ha­fa­za et­mek­le yü­küm­lü­dür.

(4) Bu Ka­nun­la yü­rür­lük­ten kal­dı­rı­lan 26/11/1999 ta­rih­li ve 588 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me ge­re­ğin­ce, Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti ta­ra­fın­dan baş­la­tı­lan hak sa­hip­le­ri­nin be­lir­len­me­si iş­lem­le­ri Ban­ka ta­ra­fın­dan il­gi­li ku­ru­luş­lar­ca ge­rek­li mu­ta­ba­kat­la­rı sağ­la­na­rak gön­de­ri­len lis­te­ler esas alı­na­rak ta­mam­la­nır. Ban­ka, hak sa­hip­le­ri­nin isim, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı ve ne­ma­la­rı­nı içe­ren lis­te­le­ri bi­rin­ci fık­ra­da ön­gö­rü­len sü­re­nin bi­ti­min­den iti­ba­ren 3 ay için­de EG­YO'ya bil­di­rir. Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı­nın bağ­lı ol­du­ğu Ba­kan bu sü­re­yi bir de­fa­ya mah­sus  ol­mak üze­re 2 aya ka­dar uzat­ma­ya yet­ki­li­dir.

(5) Ban­ka, bu Ka­nun uya­rın­ca ya­pı­la­cak iş­lem­le­rin ik­ma­li için, ve­ri­len gö­re­vin ge­rek­le­ri ve sü­re­siy­le sı­nır­lı ola­rak per­so­nel, mal ve hiz­met alı­mı ya­pa­bi­lir.

(6) Mül­ga 3320 sa­yı­lı Ka­nu­nun 4 ün­cü mad­de­si­nin (b) fık­ra­sın­da be­lir­ti­len yar­dı­ma müs­ta­hak iş­çi­ler ile yaş­lı­lık ve malûllük ay­lı­ğı alan­lar­dan yar­dı­ma müs­ta­hak bu­lu­nan­la­rın isim­le­ri ile bun­la­ra ya­pıl­mış olan ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı tu­tar­la­rı­nın yer al­dı­ğı lis­te­le­rin bil­gi­sa­yar or­ta­mın­da dü­zen­le­ne­bil­me­si için ko­nu­ya iliş­kin bil­gi­le­rin ve­ri ha­zır­la­ma ve kon­trol iş­lem­le­ri, SSK per­so­ne­li­nin gö­ze­ti­mi ve de­ne­ti­min­de hiz­met alı­mı su­re­tiy­le yap­tı­rı­la­bi­lir. SSK ta­ra­fın­dan bu amaç­la ya­pı­la­cak olan hiz­met alım­la­rı, ce­za ve iha­le­ler­den ya­sak­la­ma hü­küm­le­ri ha­riç 4734 sa­yı­lı Ka­mu İha­le Ka­nu­nu hü­küm­le­rin­den müs­tes­na olup, hiz­met alı­mı­nın usûl ve esas­la­rı SSK ta­ra­fın­dan be­lir­le­nir. Hiz­met alı­mı do­la­yı­sıy­la ya­pı­la­cak gi­der­ler ge­nel büt­çe­den kar­şı­la­nır.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen İz­zet Çe­tin, Ko­ca­eli Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Çe­tin.

CHP GRU­BU ADI­NA İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 3'ün­cü mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­dım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Evet, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bir ba­kı­ma bir ön­ce­ki mad­de­den kal­dı­ğım yer­den de­vam ede­ce­ğim su­nu­şu­ma.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ta­bii, bi­raz ev­vel söy­le­di­ğim, hem ta­sar­ruf bo­no­la­rı­nın hem ME­YAK ke­sin­ti­le­ri­nin hem zo­run­lu ta­sar­ruf ke­sin­ti­le­ri­nin hem gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ko­nut edin­dir­me yar­dım­la­rı­nın, de­vam eden iş­siz­lik si­gor­ta­sı ke­sin­ti­le­ri­nin yü­kü­nün ça­lı­şan­la­ra ve iş­ve­ren­le­re bir ma­li­yet un­su­ru, ka­yıt­lı, dü­rüst ve na­mus­lu iş­ve­ren­le­re bir ma­li­yet un­su­ru ola­rak bin­di­ği­ni he­pi­miz bi­li­yo­ruz.

Ül­ke­miz­de ger­çek­ten is­tih­da­mın çok pa­ha­lı ol­du­ğu­nu, "is­tih­dam ver­gi­si" di­ye ad­lan­dı­rı­lan ver­gi­ler­den iş­ve­ren­le­rin de ra­hat­sız ol­du­ğu­nu, yi­ne bu uy­gu­la­ma­dan top­lu söz­leş­me­ye ta­bi olan ka­mu ça­lı­şan­la­rı­nın, ka­mu iş yer­le­rin­de­ki iş­çi­le­rin de mus­ta­rip ol­du­ğu­nu yi­ne he­pi­miz bi­li­yo­ruz. Ama, de­min de de­ğin­di­ğim gi­bi, bir­kaç yıl­lık ça­lı­şan­la­rın kıt büt­çe­le­ri­ne el at­tık­tan son­ra, bir baş­ka ke­sin­tiy­le, bir baş­ka fon­la uy­gu­la­ma­mız de­vam edi­yor.

Ta­bii, bu ara­da sa­de­ce fon ola­rak de­ğil, AKP hep gü­zel iş­ler yap­tı­ğı­nı an­la­ta­du­rur ama, yap­tı­ğı iş­le­re bir bak­tı­ğı za­man bir ar­pa bo­yu yol ka­tet­me­di­ği­ni, ça­lış­ma ya­şa­mı­nın… Ça­lı­şan­la­rın, bu dö­nem­de, ger­çek­ten bir kez da­ha vur­gu­la­ya­rak söy­lü­yo­rum -Ça­lış­ma Ba­ka­nı­mı­zın bu­ra­da ol­ma­sı­nı ar­zu eder­dim- 12 Ey­lül dö­ne­min­de­ki hak ka­yıp­la­rın­dan hiç az ol­ma­dı­ğı­nı ve da­ha ka­lı­cı, özel­lik­le İş Ya­sa­sı'nda ve di­ğer sos­yal gü­ven­lik ala­nın­da­ki ka­yıp­la­rı­nın ka­lı­cı­lı­ğı, et­ki­si göz önü­ne alın­dı­ğın­da da­ha de­rin ol­du­ğu­nu bir kez da­ha vur­gu­la­mak is­ti­yo­rum.

Bun­la­ra ila­ve, kü­çük bir ay­rın­tı var de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Yi­ne, ta 1983 yı­lın­dan iti­ba­ren uy­gu­la­na­ge­len ver­gi ia­de­si uy­gu­la­ma­sı da 2006 yı­lı iti­ba­rıy­la so­na er­di. Bir ön­ce­ki yıl, ya­ni 2005 yı­lı so­nu içe­ri­sin­de emek­li­ler açı­sın­dan kal­dı­rıl­mış ve emek­li­le­re, o za­man için, onun kar­şı­lı­ğı ola­rak ma­aş­la­rı­na yüz­de 4'lük bir ar­tış ve­ril­miş idi. AKP bu­ra­da da kur­naz­lık yap­tı.

Ben, bu ara­da Kay­se­ri­li yurt­taş­la­rım­dan özür di­li­yo­rum. Ger­çek­ten, bir kez da­ha "kur­naz­lık" ke­li­me­si ak­la ge­lin­ce, de­min ver­di­ğim ör­ne­ğin çok hoş ol­ma­dı­ğı­nı, ba­zı yurt­taş­la­rı­mı­zın üzül­dü­ğü­nü ar­ka­da­şım ikaz et­ti. Be­nim ama­cım bir kur­naz­lık öy­kü­sü ola­rak onu an­lat­mak­tı, an­la­mı fark­lıy­mış, ben o an­la­mı bil­me­di­ğim için öy­le bir ör­nek ver­miş­tim, ge­ri alı­yo­rum o ör­ne­ği­mi.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Kay­se­ri­li­ler kur­naz mı?

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kı­nız, bir kur­naz­lık ör­ne­ği de ver­gi ia­de­sin­de yap­tı­nız. Ne yap­tı­nız? Ça­lı­şan­la­rın ver­gi ia­de­si­ni kal­dır­dı­nız. "Ee, ne ola­cak?" di­ye Ma­li­ye Ba­ka­nı­mı­za bu­ra­da sor­duk, "Ee, ver­gi ia­de­si­ni bu yıl ala­cak­lar ya!" de­di, "2006 yı­lın­da yap­tık­la­rı har­ca­ma­lar kar­şı­lı­ğı top­la­dık­la­rı fa­tu­ra­la­rı tes­lim et­ti­ler, iş­te bu­gün­ler­de al­dık­la­rı ver­gi ia­de­si 2007'yi dol­du­ra­cak." di­yor. Ama, ge­rek bi­lim adam­la­rı ge­rek bu işin açı­lı­mı­nı bi­len her­kes bi­li­yor ki, emek­li­le­re ben­zer bir uy­gu­la­ma ça­lı­şan­la­ra ya­pıl­ma­mış­tır, ça­lı­şan­lar in­di­rim­den ya­rar­la­na­ma­mış, 2007 yı­lı boş geç­miş­tir; onun kar­şı­lı­ğı ge­ti­ri­len en az ge­çim in­di­ri­mi 2008 yı­lın­da yü­rür­lü­ğe gi­re­cek­tir. Bu da, ya­ni 1983'ten gü­nü­mü­ze ka­dar de­vam eden uy­gu­la­ma da kal­dı­rı­lır­ken hak kay­bı yi­ne ça­lı­şan­la­ra re­va gö­rül­müş­tür AKP İk­ti­da­rın­ca.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı­nın öy­kü­sü­ne ben gir­mek is­te­mi­yo­rum, ama bu mad­de­ye bak­tı­ğı­mız za­man, hak sa­hip­le­ri­nin be­lir­len­me­si ko­nu­sun­da­ki kar­ma­şa­nın, kar­ga­şa­nın na­sıl de­vam et­ti­ği­ni he­pi­miz bi­li­yo­ruz. Ta­bii, bu ya­sa, 19 Ni­san 2006 ta­ri­hin­de Mec­li­se gel­di, ya­ni tam on üç ay dört gün ön­ce Mec­lis­te gö­rü­şü­le­bi­lir idi. Ya­sa bu­gü­ne ka­dar bek­le­til­di se­çim mal­ze­me­si ola­rak kul­la­nıl­mak için. O gün, biz Ça­lış­ma Ko­mis­yo­nun­da bu ko­nu­yu gö­rü­şür­ken de di­le ge­tir­miş idik, ya­ni sü­re­le­re ba­kıl­dı­ğı za­man, sü­re­le­rin bi­ti­min­den son­ra, Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­na dev­rin­den son­ra bu­nun da ne­ma­lan­dı­rıl­ma­sı du­ra­cak, öde­me­si onun uy­gun gör­dü­ğü bir sü­re­ye ge­çe­cek. Ba­kı­nız di­yor ki: "…hak sa­hip­le­ri­nin isim­le­ri ile yar­dım tu­tar­la­rı­nın yer al­dı­ğı lis­te­le­ri, her hak sa­hi­bi için bu Ka­nu­na ek­li (1) sa­yı­lı cet­ve­le uy­gun şe­kil­de ve elek­tro­nik or­tam­da ka­yıt­lı ola­rak 6 ay için­de Ban­ka­ya tes­lim eder." Kim? Ko­nut edin­dir­me yar­dım tu­ta­rı­nı tah­sil eden kim­se­ler. Bu, bir se­fe­re mah­sus üç ay uza­tı­la­bi­lir. Ya­ni, (b) fık­ra­sı­nı oku­dum 3'ün­cü mad­de­nin.

Yi­ne, de­vam et­ti­ği­niz tak­dir­de, 4'ün­cü  fık­ra­sın­da, bu­nun "588 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me ge­re­ğin­ce…" de­vam edi­yor "Ban­ka, hak sa­hip­le­ri­nin isim, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı ve ne­ma­la­rı­nı içe­ren lis­te­le­ri bi­rin­ci fık­ra­da ön­gö­rü­len sü­re­nin bi­ti­min­den iti­ba­ren 3 ay için­de Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­na bil­di­rir." Bir de­fa­ya mah­sus  ol­mak üze­re iki ay da bu­ra­dan.  Beş ay bu­ra­sı, do­kuz ay da öbür ta­raf, on dört ay­dan ön­ce tas­fi­ye­si müm­kün de­ğil.

Bu da yet­mi­yor. 6'ncı mad­de tam bir ac­zin ifa­de­si, ya­ni "Mül­ga 3320 sa­yı­lı Ka­nu­nun 4 ün­cü mad­de­si­nin (b) fık­ra­sın­da be­lir­ti­len yar­dı­ma müs­ta­hak iş­çi­ler ile yaş­lı­lık ve ma­lul­lük ay­lı­ğı alan­lar­dan yar­dı­ma müs­ta­hak bu­lu­nan­la­rın isim­le­ri ile bun­la­ra ya­pıl­mış olan ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı tu­tar­la­rı­nın yer al­dı­ğı lis­te­le­rin bil­gi­sa­yar or­ta­mın­da dü­zen­le­ne­bil­me­si için ko­nu­ya iliş­kin bil­gi­le­rin ve­ri ha­zır­la­ma ve kon­trol iş­lem­le­ri, SSK per­so­ne­li­nin gö­ze­ti­mi ve de­ne­ti­min­de hiz­met alı­mı su­re­tiy­le yap­tı­rı­la­bi­lir."

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kı­nız, hiç alın­gan­lık gös­ter­me­yin, bun­dan bir­kaç ay ön­ce bi­zim Mec­lis oto­par­kı­na gi­ril­di­ği za­man, ya­ni, bir­kaç yıl ön­ce, he­pi­mi­zin mil­let­ve­ki­li olup gel­di­ği­miz za­man ara­ba­la­ra ba­kıl­dı­ğı za­man, sı­ra­dan yurt­taş­la­rı­mı­zın ara­ba­la­rın­dan far­kı­mız yok­tu ve o gü­ne ka­dar siz, AKP Gru­bu ola­rak, iki yıl ön­ce­si­ne ka­dar, ma­aş­la­rın az­lı­ğı, yet­me­di­ği ge­rek­çe­siy­le mu­ha­le­fe­te ge­lip, bi­ze, ma­aş­la­rın ar­tı­rıl­ma­sı için im­za is­ter­di­niz. İki yıl­dır bu­nu duy­mu­yo­ruz.

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Çok ayıp, çok!

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - Ama, KÖY­DES pro­je­le­ri çı­ka­lı, o Mec­lis­te­ki ara­ba mar­ka­la­rı de­ğiş­ti.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Çok ayıp şey bun­lar ya­hu! Çok ayıp!

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - Bir geç­ti­ği­miz dö­nem…

SE­RA­CET­TİN KA­RA­YA­ĞIZ (Muş) - Öy­le açı­ğa ko­nu­şa­maz­sın!

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) -  Geç­ti­ği­miz dö­nem… Din­le­yin!

BAŞ­KAN - Sa­yın Ka­ra­ya­ğız, lüt­fen!

Sa­yın Çe­tin… Sa­yın Çe­tin, lüt­fen.

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - Geç­ti­ği­miz dö­nem be­ra­ber si­ya­set yap­tı­ğı­nız bir si­ya­sal par­ti­nin...

SE­RA­CET­TİN KA­RA­YA­ĞIZ (Muş) - İs­pat et­sin o za­man!

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - ...üst dü­zey bir yö­ne­ti­ci­si, geç­ti­ği­miz gün­ler­de ga­ze­te­de bir açık­la­ma yap­tı: "Ço­ğu şöy­le gel­di­ler, hep­si cip­le dö­nü­yor­lar." de­di. Ta­bii, he­lal ol­sun de­me­ye­ce­ğiz, de­me­yiz.

SE­RA­CET­TİN KA­RA­YA­ĞIZ (Muş) - İs­pat et! İs­pat ede­cek­sin!

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - Bu­nun he­sa­bı­nı so­ra­ca­ğız.

Şim­di bu­ra­da da, be­nim dev­let me­mu­rum, SSK per­so­ne­lim ve­ya­hut da Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım­da ça­lı­şan­la­rım bu işi ya­pa­mı­yor, hiz­met alım yön­te­miy­le ben onu pi­ya­sa­dan ala­ca­ğım, yap­tı­ra­ca­ğım... Böy­le, dev­let ku­rum­la­rı­na gü­ven­siz, ça­lı­şan per­so­ne­li­ne, me­mu­ru­na gü­ven­siz bir ik­ti­dar bir da­ha gö­rül­me­miş­tir. Ya­ni, bil­gi­sa­yar or­ta­mı­na gir­mek için bi­le, bu işi ya­pa­bil­mek için bi­le, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı­nın tas­fi­ye­si için bi­le pi­ya­sa­dan hiz­met sa­tın al­ma an­la­yı­şı­nı şid­det­le pro­tes­to edi­yo­rum.

MEH­MET SOY­DAN (Ha­tay) - O iş­ler siz­de olur ya!

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ger­çek­ten, bir iş ya­par­ken, ka­mu­nun öne­mi­ni, dev­le­tin var­lı­ğı­nı, ka­mu ku­rum­la­rı­nın, ka­mu hiz­met­le­ri­nin ni­te­li­ği­ni her­kes­ten ön­ce dü­şün­me­si ge­re­ken si­ya­sal ik­ti­dar­dır. Ka­mu gö­rev­li­le­ri­ni ko­ru­mak zo­run­da olan, ko­ru­mak­la gö­rev­li olan da si­ya­sal ik­ti­dar­dır. O ne­den­le, ben, bu­ra­da, açık­ça, ka­mu ça­lı­şan­la­rı­na gü­ven­siz­lik ya da iş bil­mez­lik ya da ye­te­nek­siz, ni­te­lik­siz yaf­ta­sı­nın vu­rul­mak is­ten­me­si­ni de an­la­ya­mı­yo­rum ve ka­bul­le­ne­mi­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız, bu dü­zen­le­me­de, KEY he­sap­la­rı­nın hak sa­hip­le­ri­ne ia­de­si­ne dö­nük he­men tüm mev­zu­at ta­mam ol­ma­sı­na rağ­men, ik­ti­da­ra gel­di­ği­niz­de, de­min söy­le­di­ğim ka­nun hük­mün­de ka­rar­na­me­de bu­gü­ne ka­dar bir adım at­ma­dı­nız ve bu­gün Hükûme­ti­niz­ce ye­ni bir plan ya­pıl­mak is­te­ni­yor. Ama, bu da ne ya­zık ki, ya­sa­ma or­ga­nın­ca de­ğil, yet­ki dev­re­de­rek, gö­rev dev­re­de­rek, pi­ya­sa­dan hiz­met sa­tın ala­rak ya­pıl­mak is­te­ni­yor.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Çe­tin, lüt­fen to­par­la­yın.

İZ­ZET ÇE­TİN (De­vam­la) - AKP Hükûme­ti­nin, KEY he­sap­la­rı­nın hak sa­hip­le­ri­ne öden­me­si­ne dö­nük ola­rak ha­zır­la­dı­ğı ya­sa ta­sa­rı­sı 19/4/2006 gü­nü Mec­li­se gön­de­ril­miş ve ta­sa­rı ko­mis­yon­lar­da gö­rü­şül­dük­ten son­ra Ge­nel Ku­rul gün­de­mi­ne gel­miş, an­cak bu­gü­ne ka­dar gö­rü­şü­le­me­miş­tir, ya­ni, on üç-on dört ay­dır. Hak sa­hip­le­ri­ne na­kit ya da his­se se­ne­di ola­rak öde­me ya­pıl­ma­sı­nı ön­gö­ren ta­sa­rı, hak sa­hip­le­ri­nin be­lir­len­me­si için on dört ay­lık bir sü­re ön­gö­rü­yor. Öde­me­ler ise, Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­nın pi­ya­sa­dan hiz­met sa­tın ala­rak, SSK men­sup­la­rı­nın gö­ze­ti­min­de ya­pa­bi­le­ce­ği, plan­la­ya­ca­ğı rast­ge­le bir sü­rey­le ge­ri­ye öde­ne­cek. Ya­ni, el in­saf! Kü­çü­cük bir he­sa­bı bi­le tas­fi­ye et­mek­ten aciz, ne yap­tı­ğı­nı bil­mez bir man­za­ra. Bu man­za­ra bi­ze ya­kış­mı­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, siz­le­ri faz­la üz­mek is­te­mi­yo­rum ve şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum: Üre­te­nin ve ça­lı­şa­nın hak­kı­nı al­dı­ğı, hu­zur­lu ve mut­lu bir Tür­ki­ye'nin 22 Tem­muz­dan son­ra ye­ni­den in­şa edi­le­ce­ği­ne yü­rek­ten ina­nı­yor; bu duy­gu­lar­la he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Çe­tin.

Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

4'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Hak sa­hip­le­ri­nin ala­cak­la­rı­nın ne­ma­lan­dı­rıl­ma­sı ve öde­me

MAD­DE 4- (1) Hak sa­hip­le­ri­nin ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı ana pa­ra tu­tar­la­rı­nın ne­ma­lan­dı­rıl­ma­sın­da; 1/1/1987 ilâ 29/12/1999 ta­rih­le­ri ara­sın­da­ki dö­nem için Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti­nin 6 ay­lık va­de­li mev­du­at fa­izi bi­le­şik usûlde uy­gu­la­nır. 29/12/1999 ta­ri­hin­den son­ra­ki dö­nem için, 3 ün­cü mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da be­lir­ti­len sü­re so­nun­da­ki EG­YO'nun net ak­tif de­ğe­ri­nin % 60,96'sı­nın bu Ka­nun­la mül­ga 588 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me uya­rın­ca Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti ta­ra­fın­dan aynî ser­ma­ye ola­rak EG­YO'ya dev­re­di­len ta­şın­maz kar­şı­lı­ğı 395.751.717,17 YTL'ye ora­nı esas alı­na­rak ne­ma he­sap­la­nır.

(2) EG­YO, 3 ün­cü mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da be­lir­ti­len sü­re so­nun­da­ki net ak­tif de­ğe­ri­ni Ser­ma­ye Pi­ya­sa­sı Ku­ru­lu­nun gay­ri­men­kul ya­tı­rım or­tak­lık­la­rı­na iliş­kin dü­zen­le­me­le­rin­de­ki usûl ve esas­la­ra gö­re be­lir­ler ve so­nuç­la­rı Ban­ka­ya bil­di­rir.

(3) 3 ün­cü mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (a) ben­din­de ta­nım­la­nan hak sa­hip­le­ri­ne iliş­kin bil­gi­ler Ban­ka­ca EG­YO'ya bil­di­ri­lir. Bu ki­şi­le­re ta­lep et­me­le­ri ha­lin­de öde­me­ler, ne­ma­sıy­la bir­lik­te na­kit ve­ya pay­la­rı ora­nın­da EG­YO his­se se­ne­di ve­ril­mek su­re­tiy­le ya­pı­lır. Her bir hak sa­hi­bi­nin EG­YO'nun ser­ma­ye­si­nin % 60,96'sı için­de­ki pa­yı; hak sa­hi­bi­nin ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı­nın 29/12/1999 iti­ba­rıy­la ne­ma­lan­dı­rıl­mış top­lam de­ğe­ri­nin, tüm hak sa­hip­le­ri­nin ko­nut edin­dir­me yar­dım­la­rı­nın 29/12/1999 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la ne­ma­lan­dı­rıl­mış top­lam de­ğe­ri için­de­ki pa­yı esas alı­na­rak be­lir­le­nir. Hak sa­hip­le­ri­ne ya­pı­la­cak öde­me­ler­de kul­la­nıl­mak üze­re ge­rek­ti­ğin­de Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı ta­ra­fın­dan EG­YO'ya, ik­ra­zen Dev­let iç borç­lan­ma se­ne­di ih­raç edi­le­bi­lir.

(4) 3 ün­cü mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (b) ben­din­de ta­nım­la­nan hak sa­hip­le­ri­ne iliş­kin bil­gi­ler Ban­ka­ca EG­YO'ya bil­di­ri­lir ve hak sa­hip­le­rin­ce ta­lep edil­me­si ha­lin­de, kar­şı­lı­ğı­nın Ha­zi­ne ta­ra­fın­dan EG­YO'ya ak­ta­rıl­ma­sı­nı mü­te­akip EG­YO ta­ra­fın­dan ne­ma­sıy­la bir­lik­te na­kit ola­rak öde­me ya­pı­lır.

(5) Ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı he­sap­la­rı­nı ta­hak­kuk et­tir­mek ve Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti­ne dev­ret­mek­le yü­küm­lü ku­rum ve ku­ru­luş­lar nez­din­de bu­lu­nan ve Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti­ne ak­ta­rıl­ma­mış olan hak sa­hip­le­ri­ne iliş­kin ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı tu­tar­la­rı­nın ta­ma­mı fer'ile­ri­nin tah­si­li  bek­le­nil­mek­si­zin, Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı­nın Tür­ki­ye Cum­hu­ri­yet Mer­kez Ban­ka­sı nez­din­de­ki 410 nu­ma­ra­lı he­sa­bı­na ak­ta­rı­lır. Bu ki­şi­le­re ait ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı tu­tar­la­rı ge­cik­me zam­la­rı ile bir­lik­te, il­gi­li ku­rum­lar­ca tah­sil edil­me­si­ni mü­te­akip tah­si­la­tın ya­pıl­dı­ğı ta­ri­hi iz­le­yen ayın so­nu­na ka­dar Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı­nın Tür­ki­ye Cum­hu­ri­yet Mer­kez Ban­ka­sı nez­din­de­ki 410 nu­ma­ra­lı he­sa­bı­na ak­ta­rı­lır.

(6) Hak sa­hip­le­ri­ne ya­pı­la­cak na­kit öde­me­ler EG­YO ta­ra­fın­dan be­lir­le­ne­cek öde­me pla­nı ve sü­re­si­ne gö­re ya­pı­lır.

(7) Na­kit ola­rak ya­pı­la­cak öde­me­ler için EG­YO ile Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Zi­ra­at Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti ara­sın­da pro­to­kol dü­zen­le­nir.

(8) 3 ün­cü mad­de­de be­lir­ti­len sü­re­nin bi­ti­min­den iti­ba­ren hak sa­hip­le­ri­nin ala­cak­la­rı ne­ma­lan­dı­rıl­maz.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Ke­mal Sağ, Ada­na Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Sağ. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA KE­MAL SAĞ (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1216 sı­ra sa­yı­lı Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 4'ün­cü mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Söz­le­ri­me baş­lar­ken yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; söz­le­ri­min ba­şın­da he­men be­lir­te­yim ki, uy­gu­la­ma­sı ger­çek­ten çok zor ola­cak bir ta­sa­rı üze­rin­de gö­rüş­me­ler ya­pı­yo­ruz. Bu ne­den­le, bu ya­pı­lan ça­lış­ma­yı, se­çim ön­ce­si, me­mur, iş­çi ve bun­la­rın emek­li­si seç­men­le­re ve­ril­mek is­te­nen bir se­çim se­la­mı ola­rak de­ğer­len­di­ri­yo­rum. Bu­nun adı tam an­la­mıy­la bir se­çim ya­tı­rı­mı ar­ka­daş­lar. Lüt­fen, ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum, bun­dan bir­kaç ay ön­ce de, AKP Gru­bu ola­rak he­pi­niz bu­ra­da "Mort­ga­ge, Mort­ga­ge" de­mi­yor muy­du­nuz? Ne ol­du Mort­ga­ge'a? Çı­kart­tık Ya­sa'yı, san­ki, bu­gün ban­ka­la­rın önün­de kuy­ruk­lar mı oluş­tu? San­ki, o ede­bi­ya­tı­nı yap­tı­ğı­nız fa­kir fu­ka­ra, ga­rip gu­re­ba ko­nut sa­hi­bi ol­ma ya­rı­şı­na mı gir­di? Var mı öy­le bir şey? Yok.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, iş­te, bu ya­sa da on­dan pek fark­lı ol­ma­ya­cak. Eğer, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı­nın baş­lan­gı­cın­dan bu­gü­ne ka­dar olan sü­re­ci şöy­le bir tet­kik edip an­la­ma­ya ça­lı­şır­sak, bu ya­sa­nın uy­gu­la­ma­sı­nın ne­den pek müm­kün ol­ma­ya­ca­ğı­nı an­la­mak zor ol­ma­ya­cak­tır. Şöy­le ki, bil­di­ği­niz gi­bi, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı, kı­sa adıy­la KEY, ilk kez 1986 yı­lın­da, 3320 sa­yı­lı Me­mur­lar ve İş­çi­ler ile Bun­la­rın Emek­li­le­ri­ne Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun ile uy­gu­la­ma­ya ko­nul­muş­tur. Ya­sa­da be­lir­ti­len­ler adı­na, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı, ça­lış­tık­la­rı ku­rum ta­ra­fın­dan, Tür­ki­ye Em­lak Kre­di Ban­ka­sın­da Top­lu Ko­nut ve Ka­mu Or­tak­lı­ğı İda­re­si Baş­kan­lı­ğı adı­na açıl­mış he­sap­la­ra ya­tı­rıl­mış­tı. Bu Ka­nun'un ama­cı, ken­di­le­ri adı­na pa­ra ya­tı­rı­lan ki­şi­le­rin, ya­ni, ku­rum­lar­da ça­lı­şan me­mur, 10 ve­ya da­ha faz­la iş­çi ça­lış­tı­ran iş yer­le­rin­de ça­lı­şan iş­çi­ler, emek­li me­mur ve iş­çi­ler, 75 met­re­ka­re­yi geç­me­ye­cek bü­yük­lük­te ko­nut sa­tın al­dık­la­rı tak­dir­de ve Ka­nun'da be­lir­ti­len özel­lik­le­ri ta­şı­dı­ğı tak­dir­de, bu he­sap­tan pa­ra al­ma­la­rı müm­kün kı­lın­mış­tı.

1 Ağus­tos 1996 ta­rih ve 4160 sa­yı­lı Ka­nun ile 3320 sa­yı­lı Ya­sa'nın ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı­nın öden­me şek­li­ni dü­zen­le­yen "yar­dım mik­ta­rı" baş­lık­lı 3'ün­cü mad­de­si­nin yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­ma­sıy­la, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı öde­me­le­ri dur­du­rul­muş­tur. Da­ha son­ra, 588 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me ile 3320 sa­yı­lı Ka­nun yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­mış ve KEY he­sa­bı kar­şı­lı­ğı ola­rak he­sap­ta bu­lu­nan top­lam meb­lağ de­ğe­rin­de­ki Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti­ne ait gay­ri­men­kul­ler Em­lak Ko­nut Ano­nim Şir­ke­ti­ne ser­ma­ye ola­rak ko­nul­muş­tur. 1996 yı­lın­da Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­na dev­re­di­len gay­ri­men­kul­le­rin de­vir ta­ri­hin­de­ki de­ğe­ri, yu­var­lak ola­rak 395 tril­yon li­ra­dır. Ya­ni, bu şe­kil­de gel­mek­te­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rül­dü­ğü üze­re, KEY he­sa­bın­da bi­ri­ken yar­dım mik­ta­rı da azım­sa­na­ma­ya­cak bo­yut­la­ra ulaş­mış­tır. Bu­gün, hem bu gay­ri­men­kul­le­rin bu­gün­kü eks­per­tiz de­ğe­ri ya­pıl­dı­ğı tak­dir­de or­ta­ya çı­ka­cak de­ğer, ar­tı, ban­ka­da ya­tı­rıl­mış bu­lu­nan na­kit de­ğer­ler, KEY he­sa­bı­nın top­lam de­ğe­ri­ni teş­kil et­mek­te­dir. 1996 yı­lın­da ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı uy­gu­la­ma­sı­na fii­len son ve­ril­me­si­ne rağ­men, ki­şi­ler adı­na ta­hak­kuk et­ti­ri­le­rek KEY he­sa­bın­da top­la­nan pa­ra­lar, bu­gü­ne ka­dar hak sa­hip­le­ri­ne ia­de edil­me­miş­tir ya da edi­le­me­miş­tir. Bu­gün Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si gün­de­mi­ne ge­ti­ri­len bu ka­nun ta­sa­rı­sıy­la, KEY he­sap­la­rın­da bi­ri­ken tu­tar­la­rın hak sa­hip­le­ri­ne ia­de edil­me­si dü­şü­nül­mek­te ise de, ta­sa­rı ka­nun­laş­sa bi­le, öde­me­nin hak sa­hi­bi­ne ya­pıl­ma­sı pek müm­kün gö­rül­me­mek­te­dir. Bu­nun ne­den­le­ri­ni me­rak edi­yor­sa­nız kı­sa­ca açık­la­ya­ca­ğım, çün­kü, bu­nun dört önem­li ne­de­ni var.

Bi­rin­ci­si, söz ko­nu­su ko­nut edin­dir­me yar­dım­la­rı­nın ka­yıt­la­rı ku­rum ve ku­ru­luş­lar­ca sağ­lık­lı tu­tul­ma­mış­tır. Ku­rum ve ku­ru­luş­la­rın he­men he­men hiç­bi­ri­sin­de sağ­lık­lı bir ka­yıt bu­lun­ma­mak­ta­dır.

İkin­ci­si, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı he­sa­bın­da bi­ri­ken meb­la­ğın kim­ler adı­na ol­du­ğu tam ola­rak bi­lin­me­mek­te­dir. Bu­na iliş­kin sağ­lık­lı bir ka­yıt or­ta­da yok­tur. Kı­sa­ca­sı, hak sa­hip­li­ği tes­pi­ti ya­pı­la­ma­mak­ta­dır.

Üçün­cü­sü, bu­gü­ne ka­dar ko­nut edin­dir­me yar­dı­mın­dan kim­le­rin ne mik­tar­da fay­da­lan­dı­ğı ko­nu­sun­da ise sağ­lık­lı hiç­bir bil­gi mev­cut de­ğil­dir.

Dör­dün­cü­sü, emek­li olan­lar, bun­lar­dan ve­fat eden­ler ile ka­nu­ni mi­ras­çı­la­rı­nın tes­pi­tin­de imkânsız­lık­lar söz ko­nu­su­dur. Ma­ale­sef, bu­gü­ne ka­dar bun­lar­la il­gi­li bir ça­lış­ma da ya­pıl­ma­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu olum­suz­luk­la­rı ço­ğalt­mak müm­kün­dür. As­lın­da, bu olum­suz­luk­lar Hükûmet ta­ra­fın­dan bi­lin­mek­te­dir ve bu yüz­den hak sa­hip­le­ri­nin tes­pi­ti bu ta­sa­rı­nın ya­sa­laş­ma­sın­dan son­ra­ki dö­ne­me bı­ra­kıl­mak­ta­dır. Hak sa­hip­le­ri­nin be­lir­len­me­sin­de so­run­lar ya­şan­ma­sı ka­çı­nıl­maz­dır. Hak sa­hip­le­ri­nin so­run ya­şa­ma­ma­sı bü­yük öl­çü­de ku­rum­la­rın ar­şiv­le­me hiz­met­le­ri­nin sağ­lık­lı ya­pıl­mış ol­ma­sı ve ku­rum­la­rın hak sa­hip­li­ği lis­te­le­ri­ni doğ­ru ve sağ­lık­lı ola­rak ib­raz et­me­le­ri hâlin­de an­cak müm­kün ola­bi­le­cek­tir. Gö­rü­nen odur ki, bu ko­nu­da cid­di an­lam­da sı­kın­tı­lar ya­şa­na­cak, hak sa­hip­le­ri ve­ya ka­nu­ni mi­ras­çı­lar KEY he­sap­la­rın­da bi­ri­ken ala­cak­la­rı­nı za­ma­nın­da ala­ma­ya­cak­lar­dır. Hat­ta, id­dia edi­yo­ruz ki, ya­sa­nın bu şe­kil­de çık­ma­sı hâlin­de ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı ala­ma­yan­lar ço­ğun­luk­ta ola­cak, alan­lar azın­lık­ta ka­la­cak­tır.

Ba­kın, Sa­yın Ma­li­ye Ba­ka­nı bu­ra­da yok ama, gı­ya­bın­da ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum. Ba­kın, Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı ko­nuy­la il­gi­li ola­rak 2001/1 no.lu bir teb­liğ çı­kar­tı­yor ve bu­nu tüm va­li­lik­le­re ve mer­kez say­man­lık­la­rı­na gön­de­ri­yor, ta­rih de 15 Ocak 2001. Bu teb­liğ ar­ka­daş­lar, iş­te bu. Bu teb­liğ­de, KEY ala­cak­la­rı­nın kim­ler ol­du­ğu­nun, KEY ala­cak mik­ta­rı­nın ne ol­du­ğu­nun ka­yıt­la­ra ge­çi­ril­me­si ve tes­pi­ti is­te­nil­miş­tir. An­cak, böy­le bir teb­liğ ol­ma­sı­na rağ­men ve ara­dan al­tı yıl geç­me­si­ne rağ­men, Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı say­man­lık­la­rı bu ça­lış­ma­yı he­nüz ta­mam­la­ya­ma­mış­lar­dır.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu teb­liğ­den bir so­nuç çık­ma­mış­tır. Bu du­rum­da, Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı ça­lış­ma yap­mış, an­cak on­lar da bu­gü­ne ka­dar sağ­lık­lı bir so­nu­ca ula­şa­ma­mış­lar­dır. İş­te, bu yüz­den di­yo­ruz ki, bu ya­sa çık­sa bi­le uy­gu­lan­ma­sı pek zor ola­cak­tır, bel­ki pek uy­gu­la­na­ma­ya­cak­tır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Sağ, lüt­fen to­par­la­yı­nız.

KE­MAL SAĞ (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, za­ten 5'in­ci mad­de­de bir ko­nuş­mam da­ha var; is­ter­se­niz, ora­da de­vam ede­yim, ben hak­kı­mı kul­lan­ma­ya­yım.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Sağ.

Mad­de üze­rin­de şah­sı adı­na söz is­te­yen Ke­ma­let­tin Gök­taş, Trab­zon Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Gök­taş. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (Trab­zon) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı­nın ge­ri öden­me­siy­le il­gi­li ka­nu­nun 4'ün­cü mad­de­siy­le il­gi­li şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, AK Par­ti Hükûme­ti ola­rak, ger­çek­ten bu­gü­ne ka­dar ge­lip geç­miş bir­çok hükûme­tin el ata­ma­dı­ğı ko­nu­la­ra ce­sa­ret­le el ata­rak çö­züm bul­ma nok­ta­sın­da so­nuç­lan­dır­dık. Da­ha ön­ce, he­pi­ni­zin bil­di­ği gi­bi, zo­run­lu ta­sar­ruf mev­du­atı fo­nun­da tak­ri­ben 15 kat­ril­yon ci­va­rın­da pa­ra öden­di. Geç­miş dö­nem­de­ki hükûmet­ler bu pa­ra­la­rı al­dı, ama ka­sa­da bu pa­ra yok­tu. Yan­daş­la­ra pa­ra­lar ye­di­ril­di, ban­ka­la­ra soy­du­rul­du; kâğıt üze­rin­de pa­ra var, çek­me­ce­yi aç­tı­ğın­da pa­ra yok­tu. Öy­le mi? Öy­le. Kim bu­nu öde­di? AK Par­ti Hükûme­ti.

Şim­di, ko­nut edin­dir­mey­le il­gi­li ka­nun çık­tı ta 1987'de, bu­nun­la il­gi­li de yi­ne bu­gü­ne ka­dar ge­len Hükûmet­ler pa­ra­yı top­la­dı, ama ge­ne ka­sa­da pa­ra yok. Va­tan­da­şın pa­ra­sı dev­le­tin ce­bin­de du­rur, ama öde­me yok; pa­ra­lar fa­ize, yan­da­şa git­ti. Öy­le mi? Bu­nu da AK Par­ti Hükûme­ti ola­rak bir gö­rev ad­de­de­rek bu­ra­da hu­zu­ru­nu­za ge­tir­dik ve va­tan­da­şın tak­ri­ben 4 mil­yar do­la­ra ya­kın pa­ra­sı­nı öde­me­ye ka­rar ver­dik ve öde­ye­ce­ğiz in­şal­lah.

Şim­di, ar­ka­daş­lar, bu pa­ra­la­rı öder­ken, ya­ni ben bek­ler­dim ki, şu­ra­ya çı­kan ar­ka­daş­lar de­sin ki: "Ya, Al­lah ra­zı ol­sun; şu mil­le­tin, bu ga­rip gu­re­ba­nın pa­ra­sı­nı bu gel­miş geç­miş hükûmet­ler, yan­da­şa, ban­ka­la­ra soy­dur­du, ye­dir­di, fa­ize git­ti; siz de gel­di­niz, Hükûmet ola­rak bu pa­ra­la­rı sa­hip­len­di­niz ve va­tan­da­şa ödü­yor­su­nuz. Al­lah ra­zı ol­sun." den­me­si­ni ben bek­ler­dim ve­ya te­şek­kü­rü bek­ler­dim. Ama ne­re­de? Te­şek­kü­rü bı­rak, bir sü­rü, bu­ra­da, ha­ki­ka­te uy­ma­yan, ger­çek dı­şı be­yan­lar­la kar­şı kar­şı­ya kal­dık.

Ba­kı­nız, bir KÖY­DES pro­je­si bu­ra­da eleş­ti­ri­li­yor. KÖY­DES… Yıl­lar­ca ev­le­rin­de su ak­ma­yan, su gör­me­yen in­san­la­rı­mız su gör­dü KÖY­DES'le. KÖY­DES, kö­ye su gel­me­yen köy­ler…

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Pro­je­yi eleş­tir­me­dik.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - İz­zet, bir da­ki­ka… Ben se­ni otur­du­ğum yer­den din­le­dim, ora­da bir da­ki­ka din­le sen şim­di.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Ben KÖY­DES'i eleş­tir­me­dim.

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - KÖY­DES'i eleş­tir­me­dik ki.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Bir da­ki­ka, din­le bir da­ki­ka.

BAŞ­KAN - Sa­yın Çe­tin, lüt­fen…

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Zen­gin­leş­me­yi…

BAŞ­KAN - Sa­yın Çe­tin…

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Ör­ne­ği­ni ve­ri­rim.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Bir da­ki­ka…

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Ör­ne­ği­ni ve­ri­rim.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Si­zin an­la­ya­ma­ya­ca­ğı­nız bir şe­yi da­ha an­la­ta­ca­ğım şim­di.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Ör­ne­ği­ni ve­ri­rim, ör­ne­ği­ni ve­ri­rim. Bi­raz son­ra…

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - KÖY­DES pro­je­si ar­ka­daş­lar ve bü­yük bir id­di­ay­la gel­dik, iki yıl­da su ak­ma­yan ev ol­ma­ya­cak, yo­lu ol­ma­yan köy ol­ma­ya­cak ve bu­na ka­rar ver­dik, bu­nu ya­pı­yo­ruz ve git­ti­ği­miz yer­ler­de bü­tün va­tan­daş… Par­ti ay­rı­mı da yap­ma­dık. Bir muh­tar, es­ki­den, bir kam­yon ça­kıl al­mak için par­ti ka­pı­la­rın­da do­la­şır­dı. Hiç­bir muh­ta­ra "han­gi par­ti­den­sin"i sor­ma­dık, hiç­bir köy­lü­ye "han­gi par­ti­ye rey ver­di" sor­ma­dık ve eşit mik­tar­da hiz­met et­tik, Tür­ki­ye âde­ta şan­ti­ye­ye dön­dü; va­tan­daş, ina­nın, dua edi­yor, "Al­lah ra­zı ol­sun." di­yor. Biz, bu­nu ya­par­ken, aza­mi de dik­kat et­tik. Ne yap­tık? De­dik ki, bu pa­ra­la­rı, kay­ma­ka­mın baş­kan­lı­ğın­da, iki il ge­nel mec­li­si, iki de muh­tar… Bu muh­tar­lar da ta­yin­le de­ğil, muh­tar­lar ara­sın­da ya­pı­lan se­çim­le se­çil­di, par­ti­si pur­tu­su yok.

Ar­ka­daş­lar, ba­kı­nız, bu­ra­da, ba­zı yer­ler­de bir­ta­kım yan­lış­lık­lar ola­bi­lir mi? Olur. İn­sa­nın ol­du­ğu yer­de mut­la­ka bir­ta­kım yan­lış­lık­lar ola­bi­lir.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Çok olu­yor o yan­lış­lık­lar.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Ama bu­nu umu­ma şa­mil ola­rak de­ğer­len­dir­mek ve bu­nun­la il­gi­li bu­ra­da ge­lip ka­ra­la­ma­da bu­lun­mak, bü­yük bir yan­lış­tır, bü­yük bir gü­nah­tır ve ha­ta­dır.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Çok olu­yor o yan­lış­lık­lar, çok.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Ay­rı­ca, şim­di di­yor­lar ki: "Efen­dim, ara­ba­la­rın mar­ka­la­rı de­ğiş­ti." Doğ­ru, de­ğiş­ti. Si­zin za­ma­nı­nız­da mar­ka de­ği­şe­bi­lir miy­di? Bir ara­ba al­mak için, bir se­ne ön­ce pa­ra ya­tı­ra­cak­sın, sı­ra­ya gi­re­cek­sin… Bi­zim za­ma­nı­mız­da, her va­tan­daş ara­ba ala­bi­li­yor, her va­tan­daş ev ala­bi­le­cek du­ru­ma gel­di. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Va­tan­daş ala­maz ol­du…

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Do­kun­du mu sa­na İz­zet?

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Ara­ba­da ben­zin yok…

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Bak, din­le­ye­mi­yor­sun, do­kun­du mu? Din­le­ye­mi­yor­sun!

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - Tür­ki­ye'nin ge­le­cek yir­mi yı­lı borç­lan­dı.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Be­nim söy­le­dik­le­ri­mi oku, on­dan son­ra ko­nuş.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Bak, ben se­ni otur­du­ğum yer­de din­le­dim, sen din­le­ye­mi­yor­sun.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Gök­taş, lüt­fen, to­par­lar mı­sı­nız.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - To­par­la­ya­ca­ğım Sa­yın Baş­kan.

Şim­di, ba­kın ar­ka­daş­lar, bü­tün hal­kı­mı­zı ara­ba ala­cak du­ru­ma ge­tir­dik bi­zim dö­ne­mi­miz­de. Beş se­ne va­dey­le ara­ba al­mak ne­re­de… Si­zin za­ma­nı­nız­da, va­tan­daş, pa­ra­yı ya­tı­ra­cak, bir se­ne son­ra ara­ba ala­cak… Al­dı­ğı ara­ba­ya ben­zin bi­le ko­ya­mı­yor­du.

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - Geç­miş­te, on­lar da si­zin za­ma­nı­nız­day­dı.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Kuy­ruk­lar­day­dı si­zin za­ma­nın­da, kuy­ruk­lar­day­dı, kuy­ruk­lar­day­dı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar; CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

FE­Rİ­DUN FİK­RET BA­LOĞ­LU (An­tal­ya) - Re­fah Par­ti­si­nin mi?

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - On­lar da si­zin za­ma­nı­nız­day­dı.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ka­ma­cı lüt­fen…

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya)- Re­fah Par­ti­si za­ma­nın­day­dı.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Ta­bii, ho­şu­na git­me­yin­ce, ye­rin­den ba­ğı­ra­cak­sın.

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - Si­zin za­ma­nı­nız­da…

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Doğ­ru, doğ­ru!

Si­zin za­ma­nı­nız­da…

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - Re­fah Par­ti­si za­ma­nı­nız­day­dı.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Ba­kın, ar­ka­daş­lar, 22 Tem­muz­da si­zi bu mil­let ik­ti­dar yap­ma­ya­cak. Siz, za­ten, bu an­la­yış­la ik­ti­dar da ola­maz­sı­nız. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - Bı­rak onu, bı­rak!

FE­Rİ­DUN FİK­RET BA­LOĞ­LU (An­tal­ya) - Hal­kı böl­me­yin siz-biz di­ye.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Si­zin işi­niz, Tür­ki­ye'yi ka­osa sü­rük­le­mek­tir. Si­zin­le dev­let yö­ne­ti­le­mez.

Ba­kın, bir Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­de ül­ke­yi ka­osa sok­tu­nuz. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

FE­Rİ­DUN FİK­RET BA­LOĞ­LU (An­tal­ya) - Hal­kı böl­me­yin siz-biz di­ye, cep­he­ler ya­rat­ma­yın siz-biz di­ye. Si­zin dö­ne­mi­niz­de halk yok­tu, ta­ri­kat­lar var­dı.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­loğ­lu, lüt­fen…

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Ül­ke­yi ka­osa sok­tu­nuz, ka­osa sok­tu­nuz… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Eli­ni­ze yü­zü­nü­ze bu­laş­tır­dı­nız.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (De­vam­la) - Zor­la­ma­yın, az kal­dı, si­zin he­sa­bı­nı­zı ve­re­cek bu mil­let.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Gök­taş.

Mad­de üze­rin­de üç adet öner­ge var­dır.

Öner­ge­le­ri ön­ce ge­liş sı­ra­sı­na gö­re oku­ta­ca­ğım, son­ra ay­kı­rı­lık­la­rı­na gö­re iş­le­me ala­ca­ğım.

İlk öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1216 sı­ra sa­yı­lı ya­sa­nın 4. mad­de­si­nin 1. fık­ra­sın­da­ki "29.12.1999 ta­ri­hin­den son­ra­ki dö­nem için, 3. mad­de­nin 1. fık­ra­sın­da be­lir­ti­len sü­re so­nun­da­ki EG­YO'nun net ak­tif de­ğe­ri­nin" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re "bu­gün­kü eks­per­tiz de­ğe­riy­le be­lir­len­miş tu­ta­rı­nın" iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ede­riz.

Say­gı­la­rı­mız­la.

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Oğuz Oyan

İz­zet Çe­tin

 

Ma­lat­ya

İz­mir

Ko­ca­eli

 

Ke­mal Sağ

M. Er­do­ğan Ye­tenç

 

 

Ada­na

Ma­ni­sa

 

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1216 sı­ra sa­yı­lı ya­sa­nın 4. mad­de­si­nin 1. fık­ra­sın­da­ki "6 ay­lık va­de­li mev­du­at fa­izi" iba­re­si­nin "ay­nı dö­nem­de ih­raç edi­len 6 ay va­de­li Ha­zi­ne bo­no­su fa­izi" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ede­riz.

Say­gı­la­rı­mız­la.

                             

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Ke­mal Sağ

M. Er­do­ğan Ye­tenç

 

 

Ma­lat­ya

Ada­na

Ma­ni­sa

 

Or­han Sür

İz­zet Çe­tin

 

 

Ba­lı­ke­sir

Ko­ca­eli

 

BAŞ­KAN - En ay­kı­rı öner­ge­yi oku­tup, iş­le­me alı­yo­rum.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan, 1/1195 Esas No.lu Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 4 ün­cü mad­de­si­ne, 5 in­ci fık­ra­dan son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki fık­ra­nın ek­len­me­si­ni ve mad­de fık­ra­la­rı­nın bu­na gö­re ye­ni­den te­sel­sül et­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                             

Sa­lih Ka­pu­suz

Mus­ta­fa Ça­kır

Mah­mut Kap­lan

 

 

An­ka­ra

Sam­sun

Şan­lı­ur­fa

 

M. Sa­lih Er­do­ğan

Meh­met Öz­lek

 

 

De­niz­li

Şan­lı­ur­fa

 

Mad­de: 4 (6) Bu Ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sın­da, SSK ta­ra­fın­dan iş­ve­ren­ler­den ge­cik­me zam­mı ve fa­izi ile bir­lik­te tah­sil edi­len ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı tu­ta­rı­nın iliş­kin ol­du­ğu ayı ta­kip eden ayın so­nun­da tah­sil edil­miş ol­du­ğu ka­bul edi­le­rek iş­lem ya­pı­lır.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ye­ni mad­de ih­da­sı bu.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Ye­ni bir mad­de ih­da­sı bu.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol, bu­yu­run, ne söy­le­mek is­ti­yor­su­nuz?

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Efen­dim, ye­ni mad­de ih­da­sı. Ko­mis­yo­nun salt ço­ğun­lu­ğu­nun ol­ma­sı la­zım.

FE­Rİ­DUN FİK­RET BA­LOĞ­LU (An­tal­ya) - Evet, İç Tü­zük'ü kev­gir yap­tı­lar.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol, ye­ni bir fık­ra ek­le­ni­yor; ye­ni bir mad­de ih­da­sı söz ko­nu­su de­ğil.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ha­yır efen­dim, ya­ni…

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ SA­BA­HAT­TİN YIL­DIZ (Muş) - Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

ULAŞ­TIR­MA BA­KA­NI İS­MET YIL­MAZ - Ka­tı­lı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

SSK ta­ra­fın­dan ya­sal sü­re­si dı­şın­da tah­sil edil­miş olan ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı tu­tar­la­rı, ge­cik­me zam­mı ve fa­izi ile bir­lik­te tah­sil edil­mek­te­dir. Ka­nu­nun 3 ün­cü mad­de­si­ne gö­re dü­zen­len­me­si ge­re­ken lis­te­le­re, bu şe­kil­de ya­pı­lan öde­me ta­rih­le­ri­nin kay­de­dil­me­si du­ru­mun­da, hak sa­hip­le­ri geç tah­si­lat­tan kay­nak­la­nan ne­ma kay­bı­na uğ­ra­ya­cak­tır. Mad­de­ye ek­le­nen fık­ra ile bu du­rum­da­ki hak sa­hip­le­ri­nin mağ­du­ri­ye­ti ön­len­mek­te­dir.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­ti­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ara­ya­ca­ğım Sa­yın Ana­dol.

Ay­nı za­man­da ka­rar ye­ter sa­yı­sı ara­ya­ca­ğım: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır, öner­ge ka­bul edil­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1216 sı­ra sa­yı­lı ya­sa­nın 4 ün­cü mad­de­si­nin 1. fık­ra­sın­da­ki "6 ay­lık va­de­li mev­du­at fa­izi" iba­re­si­nin "ay­nı dö­nem­de ih­raç edi­len 6 ay va­de­li Ha­zi­ne bo­no­su fa­izi" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ede­riz.

                                                                   Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu (Ma­lat­ya) ve ar­ka­daş­la­rı

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ SA­BA­HAT­TİN YIL­DIZ (Muş) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

ULAŞ­TIR­MA BA­KA­NI İS­MET YIL­MAZ - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu öner­ge­nin ge­rek­çe­si üze­rin­de ko­nu­şa­cak­tır, bu­yu­run.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum.

Şim­di, hak ve ada­let. Eğer va­tan­da­şın pa­ra­sı­nı al­dıy­sa­nız...

FİK­RET BA­DAZ­LI (An­tal­ya) - Biz al­ma­dık, al­mış­lar.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­daz­lı, lüt­fen.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (De­vam­la) - Alan, kim­se… Al­dıy­sa­nız, bu­nu en ran­tabl de­ğer­len­dir­mek ka­mu­nun gö­re­vi­dir. Şim­di, in­san­la­rın pa­ra­sı­nı ala­cak­sın, "ben si­ze ev ala­ca­ğım, ev sa­hi­bi ya­pa­ca­ğım" di­ye­cek­sin, "en ran­tabl şe­kil­de de­ğer­len­di­re­ce­ğim" di­ye­cek­sin…

Doğ­ru mu ar­ka­daş­lar? Ama ma­ale­sef... Özel­lik­le tu­ta­nak­la­ra geç­me­si­ni is­te­dim.

Ar­ka­daş­lar, o ta­rih­te­ki mev­du­at fa­iz­le­ri­ne ba­kın, o ta­rih­te­ki tüm ban­ka or­ta­la­ma­la­rı­nın fa­iz­le­ri­ne ba­kın. An­cak, her ne hik­met­se, Em­lak Ban­ka­sı, al­tı ay­lık mev­du­at fa­iz­le­ri­ni ilan eder­ken, di­ye­lim bir ay­lık fa­izi yüz­de 80'se, al­tı ay­lık fa­izi yüz­de 50'ydi. Ya, kar­de­şim, di­ğer tüm ban­ka­lar­da tüm sek­tör or­ta­la­ma­sı al­tı ay­lık mev­du­at fa­iz­le­ri yüz­de -di­ye­lim- 80'se, her ne hik­met­se, Em­lak Ban­ka­sı­nın mev­du­at fa­izi yüz­de 40'lar­day­dı. Ne­de­ni ne bi­li­yor mu­su­nuz? Ye­ti­min hak­kı­nı ye­mek için. O in­san­la­rın, sırf, KEY he­sap­la­rı­na al­tı ay­lık mev­du­at fa­izi or­ta­la­ma­sı uy­gu­la­nı­yor di­ye, na­sıl­sa bu pa­ra fa­kir fu­ka­ra­nın, ses çı­kar­mı­yor­lar, zo­run­lu ge­len bir pa­ra, san­ki bu­lun­muş Hint ku­ma­şı gi­bi ve Em­lak Ban­ka­sı­nın bu pa­ra­yı alıp o ta­rih­te kim­le­re ver­di­ği­ni bi­li­yor­su­nuz. Bu­ra­da hak­sız­lık ya­pı­lı­yor, bu­ra­da Em­lak Ban­ka­sı­nın...

Pe­ki, "bir ay­lık mev­du­at fa­izi" de­yin, bı­ra­kın al­tı ay­lı­ğı, Em­lak Ban­ka­sı­nın ilan et­ti­ği bir ay­lık mev­du­at fa­iz­le­riy­le ya­pa­lım, ka­bul. Hak­ka­ni­yet… O ta­rih­te Em­lak Ban­ka­sı ha­zi­ne bo­no­su alı­yor­du bu pa­ra­lar­la. Ge­lin, bu ne­ma­lar­da, o sü­reç­te­ki ya al­tı ay­lık ha­zi­ne bo­no­su ya­pa­lım ya­hut Zi­ra­at Ban­ka­sı, Va­kıf­lar Ban­ka­sı, ka­mu ban­ka­la­rı­nın or­ta­la­ma al­tı ay­lık mev­du­at fa­izi­ni ya­pa­lım. Hak­sız­lık ya­pı­yo­ruz bu in­san­la­ra.

Ben, özel­lik­le tu­ta­nak­la­ra geç­me­si açı­sın­dan, kim yap­tıy­sa, tüm o ça­lı­şan­la­rın pa­ra­sı­nın ve­ba­li on­la­rın boy­nun­da­dır. Bü­yük hak­sız­lık ya­pı­yo­ruz. Ge­lin, ne­ma he­sa­bın­da ya üç ban­ka­nın, üç ka­mu ban­ka­sı­nın -o al­tı ay­lık di­yor­sa- al­tı ay­lık ya­hut Em­lak Ban­ka­sı­nın bir ay­lık, Em­lak Ban­ka­sı­nın üç ay­lık or­ta­la­ma fa­izi­ni ala­lım.

Ben, bu açı­dan -hak­sız­lık yap­ma­yın- bu­nun özel­lik­le tu­ta­nak­la­ra geç­me­si­ni is­ti­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­na­rım.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın As­la­noğ­lu.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge red­de­dil­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1216 sı­ra sa­yı­lı ya­sa­nın 4. mad­de­si­nin 1. fık­ra­sın­da­ki "29.12.1999 ta­ri­hin­den son­ra­ki dö­nem için, 3. mad­de­nin 1. fık­ra­sın­da be­lir­ti­len sü­re so­nun­da­ki EG­YO'nun net ak­tif de­ğe­ri­nin" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re "bu­gün­kü eks­per­tiz de­ğe­riy­le be­lir­len­miş tu­ta­rı­nın" iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ede­riz.

Say­gı­la­rı­mız­la.

                                                                     Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu (Ma­lat­ya) ve ar­ka­daş­la­rı

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ SA­BA­HAT­TİN YIL­DIZ (Muş) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

ULAŞ­TIR­MA BA­KA­NI İS­MET YIL­MAZ - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ge­rek­çe­yi oku­tun Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Gay­ri­men­kul­le­rin bu­gün­kü de­ğer­le­ri­nin üze­rin­den ne­ma ve­ril­me­si için ve­ril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge red­de­dil­miş­tir.

Ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

5'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

İlan ve hak sa­hip­li­ği­nin so­na er­me­si

MAD­DE 5- (1) Hak sa­hip­le­ri­ne iliş­kin ola­rak 4 ün­cü mad­de uya­rın­ca Ban­ka­ca EG­YO'ya bil­di­ri­len lis­te­ler hak sa­hip­li­ği­nin tes­pi­ti­ne esas ol­mak üze­re Resmî Ga­ze­te­de ilan edi­lir.

(2) Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti­ne ile­ti­len lis­te­ler­de isim­le­ri yer al­ma­dı­ğı hal­de, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı­na müs­ta­hak ol­du­ğu­nu ile­ri sü­ren­le­rin, ila­nın ya­pıl­dı­ğı ta­rih­ten iti­ba­ren 3 ay içe­ri­sin­de mül­ga 3320 sa­yı­lı Ka­nu­na gö­re ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı he­sap­la­rı­nı ta­hak­kuk et­tir­mek ve il­gi­li ban­ka­ya dev­ret­mek­le yü­küm­lü olan ku­rum ve ku­ru­luş­la­ra baş­vur­ma­la­rı ha­lin­de, ad­la­rı­na da­ha ön­ce ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı ya­pıl­dı­ğı hu­su­su­nun her za­man dü­zen­len­me­si müm­kün ol­ma­yan ni­te­lik­te­ki bel­ge­ler­le ka­nıt­lan­ma­sı ve­ya bu du­ru­mun il­gi­li ku­rum­la­rın ka­yıt­la­rı ile an­la­şıl­ma­sı kay­dıy­la, ko­nut edin­dir­me yar­dı­mı tu­tar­la­rı il­gi­li ku­rum ve­ya ku­ru­luş­lar­ca he­sap­la­na­rak il­gi­li­le­rin baş­vu­ru­su­nu iz­le­yen 2 ay­lık sü­re için­de 3 ün­cü mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da be­lir­ti­len for­mat­ta ve şe­kil­de Ban­ka­ya bil­di­ri­lir. Bu fık­ra­ya gö­re hak sa­hi­bi ol­du­ğu tes­pit edi­len­le­re ya­pı­la­cak öde­me­ler­de 3 ün­cü mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (b) ben­di­ne iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­nır. Bu fık­ra­da be­lir­ti­len baş­vu­ru sü­re­si ge­çi­ril­dik­ten son­ra ya­pı­lan ta­lep­ler il­gi­li ku­rum ve ku­ru­luş­lar­ca dik­ka­te alın­maz.

(3) Bi­rin­ci fık­ra uya­rın­ca ya­pı­lan ilan ta­ri­hin­den iti­ba­ren beş yıl için­de ta­lep edil­me­yen ala­cak­lar Ha­zi­ne­ye irad kay­de­di­lir.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Ke­mal Sağ, Ada­na Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Sağ.

CHP GRU­BU ADI­NA KE­MAL SAĞ (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1216 sı­ra sa­yı­lı Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 5'in­ci mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Söz­le­ri­me baş­lar­ken yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, az ön­ce­ki ko­nuş­mam sı­ra­sın­da, özet­le iki nok­ta­ya de­ğin­miş­tim. Bi­rin­ci­si, KEY öde­me­le­ri­ne iliş­kin dört nok­ta­nın çok önem­li ol­du­ğu­nu be­lirt­miş­tim. Bun­la­rı kı­sa­ca ha­tır­la­ta­yım: Bi­rin­ci­si, ka­yıt­la­rın sağ­lık­lı tu­tul­ma­dı­ğı idi. İkin­ci­si, hak sa­hip­le­ri­nin sağ­lık­lı ola­rak bi­lin­me­yi­şi idi. Üçün­cü­sü, bu­gü­ne ka­dar bun­dan kim­ler ya­rar­lan­dı, be­lir­siz ol­ma­sı idi ve bir ta­ne­si de mi­ras­çı­la­ra iliş­kin ça­lış­ma­nın ya­pıl­ma­ma­sı idi. Di­ğer ko­nu da Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı­nın 2001 yı­lın­da çı­kart­tı­ğı ge­nel­ge­nin çok cid­di ol­ma­sı­na rağ­men ve bir emir içer­me­si­ne rağ­men, al­tı yıl­dan be­ri bir so­nu­ca ula­şa­ma­dı­ğı nok­ta­sı idi de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Şim­di, di­ğer hu­sus­la­rı be­lirt­mek için söz­le­ri­me de­vam edi­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ta­sa­rı­ya gö­re, 1 Ocak 1987 ile 31/12/1995 ta­rih­le­ri ara­sın­da ad­la­rı­na ya­pı­lan yar­dım tu­tar­la­rı, ge­rek­li bil­di­rim­ler ya­pı­la­rak Tür­ki­ye Em­lak Kre­di Ban­ka­sı AŞ he­sap­la­rı­na ak­ta­rıl­mış olan­lar ile bun­la­rın sa­hip­le­ri bu ta­sa­rı­ya gö­re hak sa­hi­bi ola­cak­lar­dır.

Bi­lin­di­ği gi­bi, gay­ri­men­kul ya­tı­rım or­tak­lık­la­rı, SPK mev­zu­atı­na ta­bi­dir ve bu or­tak­lı­ğın bün­ye­sin­de­ki ta­şın­maz­la­rın de­ğer­len­di­ril­me­si de SPK mev­zu­atı­na gö­re ola­cak­tır. An­cak, ta­sa­rı­nın 6'ncı mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı ile Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­nın beş yıl sü­re ile SPK mev­zu­atı dı­şın­da tu­tul­ma­sı ön­gö­rül­müş­tür. Bu­nun­la bir­lik­te, ta­sa­rı­nın 4'ün­cü mad­de­sin­de de hak sa­hi­bi­ne öde­me­le­rin ta­lep edil­me­si hâlin­de, Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı ta­ra­fın­dan his­se se­ne­di ve­ril­mek su­re­tiy­le ya­pıl­ma­sı ön­gö­rü­lü­yor. Bu­ra­da, ve­ri­le­cek his­se mik­ta­rı­nın öne­mi çok bü­yük­tür. Çün­kü, ne­ma­lar, Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı AŞ ta­ra­fın­dan ay­ni ser­ma­ye ola­rak Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­na dev­re­di­len ta­şın­maz kar­şı­lı­ğı 395 tril­yon Türk li­ra­sı­nın ora­nı esas alı­na­rak he­sap edi­le­cek­tir. Bu ne­den­le, bu ta­şın­maz­la­rın de­ğe­ri çok bü­yük önem arz et­mek­te­dir. Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­nın, SPK mev­zu­atı dı­şın­da çı­ka­rıl­ma­sı du­ru­mun­da ta­şın­maz­la­rın de­ğer­len­di­ril­me­sin­de keyfîlik or­ta­ya çı­ka­bi­le­cek ve ob­jek­tif öl­çü­ler­den uzak­la­şı­la­bi­le­cek­tir. Bu du­rum da ye­ni mağ­du­ri­yet­le­rin or­ta­ya çık­ma­sı­na ne­den ola­cak­tır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­nen o ki, ta­ma­men için­den çı­kıl­maz bir hâl al­mış ve bu ta­sa­rı­nın ya­sa­laş­ma­sı da, kan­gren ol­muş bu so­ru­nu çöz­me­ye yet­me­ye­cek, ak­si­ne, bel­ki so­run ağır­la­şa­cak­tır.

Ya­sa ta­sa­rı­sı­nın çö­züm ge­tir­me­di­ği bir baş­ka hu­sus da­ha var de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Bu da ay­rı­ca önem­li bir hu­sus­tur. 281 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me'yle ola­ğa­nüs­tü hâl böl­ge­sin­de ve mü­ca­vir alan­la­rın­da gö­rev ya­pan­lar adı­na bu he­sap­ta top­la­nan ola­ğa­nüs­tü hâl taz­mi­nat­la­rı­nı üç yıl mec­bu­ri ça­lış­ma sü­re­si­ni ya­sa­nın uy­gu­la­ma­sı­nın so­na er­me­si do­la­yı­sıy­la dol­du­ra­ma­yan­la­ra bu taz­mi­na­tın ge­ri öden­me­si­ne imkân yok­tur. İş­te bu­ra­da yıl­lar­ca teh­li­ke­yi gö­ze ala­rak do­ğu­da gö­rev ya­pan bu in­san­la­rı­mı­zın bu hak­la­rı­nın mut­la­ka göz önü­ne alın­ma­sı şart­tır. Ül­ke­mi­zin te­rör ba­kı­mın­dan en zor ve sı­kın­tı­lı gün­le­rin­de ola­ğa­nüs­tü hâl böl­ge­sin­de fe­dakârca gö­rev ya­pan bu ka­mu gö­rev­li­le­ri­ne, o hiz­met­le­ri­nin dev­let­çe unu­tul­ma­dı­ğı­nı anım­sat­mak adı­na bu per­so­ne­lin pa­ra­la­rı­nı ge­lin öde­ye­lim de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Eğer ni­ye­ti­niz ger­çek­ten ha­li­sa­ne ise, ge­lin, bu ko­nu­yu da bu ta­sa­rıy­la be­ra­ber çö­zü­me ka­vuş­tu­ra­lım.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ko­nuş­ma­mı ta­mam­lı­yo­rum. Az ön­ce Em­lak Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­nın de­ğer­li yet­ki­li­le­riy­le bir gö­rüş­me­miz ol­du. Ar­ka­daş­la­rı­mız ger­çek­ten iyi ni­yet­li­ler, ver­di­ği ra­kam­lar ga­yet iyi. Di­le­rim, bu ar­ka­daş­la­rın bu iyi ni­yet­le­ri­nin so­nu­cu alı­nır. An­cak, her şe­ye rağ­men, biz, ya­sa ta­sa­rı­sı­nın bu şe­kil­de ka­nun­laş­ma­sı­nın so­ru­nu çöz­me­ye­ce­ği­ni, ak­si­ne, kan­gren hâli­ne gel­miş bu so­ru­nu çö­züm­süz bir nok­ta­da bı­ra­ka­ca­ğı­nı, hak sa­hip­le­ri­nin ko­nut edin­dir­me yar­dım­la­rı­nı ala­ma­ya­cak­la­rı­nı ve bu ya­sa­nın uy­gu­la­ma ala­nı bu­la­ma­yan bir ya­sa ola­rak mev­zu­atı­mız­da ye­ri­ni ala­ca­ğı­nı be­lir­ti­yor; her şe­ye rağ­men yi­ne biz ya­nı­la­lım, bu ya­sa doğ­ru çık­mış ol­sun.

Bu duy­gu­lar­la, he­pi­ni­zi yü­rek­ten se­lam­lı­yo­rum, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Sağ.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

6'ncı mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Ser­ma­ye azal­tı­mı, mu­afi­yet­ler ve tem­sil

MAD­DE 6- (1) Bu Ka­nun­la mül­ga 588 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me hü­küm­le­ri ge­re­ğin­ce EG­YO'ya aynî ser­ma­ye ola­rak dev­re­di­len gay­ri­men­kul­lar kar­şı­lı­ğı 395.751.717,17 YTL tu­ta­rın­da­ki ser­ma­ye­den, hak sa­hip­le­ri­ne na­kit öde­me ya­pı­lan tu­tar, ser­ma­ye azal­tı­mı yo­lu­na gi­di­le­rek, EG­YO bilânço­su­nun pa­si­fi­ne kay­do­lu­nur.

(2) EG­YO'nun fa­ali­yet­le­ri­ne, ver­gi mu­afi­yet ve is­tis­na­la­rı ön­gö­ren hü­küm­le­ri ha­riç ser­ma­ye pi­ya­sa­sı mev­zu­atı beş yıl sü­re ile uy­gu­lan­maz.

(3) EG­YO'nun ser­ma­ye de­ği­şi­mi ile il­gi­li iş­lem­le­ri ve bu Ka­nun ge­re­ğin­ce ya­pa­ca­ğı tüm iş­lem­ler her tür­lü ver­gi, re­sim ve harç­tan mu­af­tır.

(4) Bu Ka­nun uya­rın­ca hak sa­hip­le­ri­ne öde­me ya­pıl­ma­sı ve his­se se­ne­di ve­ril­me­si iş­lem­le­ri ta­mam­la­nın­ca­ya ka­dar, hak sa­hip­le­ri­nin EG­YO'da­ki his­se­dar­lı­ğın­dan do­ğan malî ve yö­ne­tim­sel hak­la­rı­nın Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan tem­sil edil­me­si­ne de­vam olu­nur.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Or­han Sür, Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Sür.

CHP GRU­BU ADI­NA OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Gö­rü­şül­mek­te olan ya­sa­nın 6'ncı mad­de­sin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, el­bet­te, 22 Tem­muz­da bir se­çim var. Bu­ra­da her­kes se­çi­me oy­nu­yor. Özel­lik­le ik­ti­dar par­ti­si bu oyu­nu oy­na­ma­yı çok gü­zel ya­pı­yor. Is­rar­la, ba­zı ik­ti­dar par­ti­si söz­cü­le­ri, san­ki KEY he­sap­la­rı­nın öden­me­si­ne, bu pa­ra­nın hal­kı­mı­za, bu hak sa­hip­le­ri­ne öden­me­si­ne Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si kar­şı çı­kı­yor gi­bi bir ha­va ya­rat­ma­ya ça­lı­şı­yor­lar ve ina­nı­yo­rum ki, bu­gü­ne ka­dar yap­tık­la­rı gi­bi, önü­müz­de­ki se­çim ça­lış­ma­la­rı bo­yun­ca bu­nu çok da kul­la­na­cak­lar. Ya­ni, pek ada­let­li ol­ma­ya­cak kul­lan­ma­la­rı ama kul­la­na­cak­lar.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Kar­şı çık­ma­yın ca­nım!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Biz öden­me­ye kar­şı çık­mı­yo­ruz.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Ne­ye kar­şı çı­kı­yor­su­nuz?

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Bi­zim kar­şı çık­tı­ğı­mız, bu he­sap­la­ma­nın yan­lış ol­du­ğu ve hak sa­hip­le­ri­nin hak­la­rı­nın gasp edil­di­ği ko­nu­sun­da.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Al­lah Al­lah!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Ya­ni, biz ne di­yo­ruz? Bu ra­kam­lar, öde­me­yi dü­şün­dü­ğü­nüz ra­kam­lar, ger­çek­te hak sa­hip­le­ri­ne öden­me­si ge­re­ken pa­ra­la­rın çok çok al­tın­da ra­kam­lar. Bi­zim ifa­de et­me­ye ça­lış­tık­la­rı­mız bun­lar ve bu­ra­da bu ya­sa ha­zır­la­nır­ken, da­ha ko­mis­yon­lar­dan ge­çer­ken, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si tem­sil­ci­le­ri­nin ora­da koy­duk­la­rı ba­zı iti­raz mad­de­le­ri var, ba­zı ay­rı­şık oy­la­rı var. Ne di­yor ar­ka­daş­la­rı­mız ora­da? Di­yor­lar ki, ön­ce­lik­le, bir ke­re, bu KEY he­sap­la­rı­nı tut­mak­la so­rum­lu olan ku­ru­luş, bu pa­ra­lar ya­tı­rı­lır­ken, bu pa­ra­la­rın lis­te­si­ni tut­mak­la so­rum­lu olan ku­ru­lu­şa öde­nen bir pa­ra var bu iş­le­mi yap­sın di­ye. Bu pa­ra da yak­la­şık 37 tril­yon li­ra ci­va­rın­da. Bu, Em­lak Ban­ka­sı­na öden­miş. Ama, ma­ale­sef, Em­lak Ban­ka­sı, iş­te, bu­ra­da ko­nuş­tu­ğu­muz gi­bi, bu lis­te­le­ri hiç de sağ­lık­lı bir şe­kil­de tut­ma­mış ve 37 tril­yon li­ra bo­şa git­miş. Şim­di biz di­yo­ruz ki: O za­man, Em­lak Ban­ka­sı bu pa­ra­nın bo­şa git­me­sin­den so­rum­lu­dur. Ne yap­mış? Ön­ce­lik­le, KEY he­sap­la­rı­nı, Em­lak Ban­ka­sı, hak sa­hip­le­ri ad­la­rı­na de­ğil, pa­ra­yı ya­tı­ran ku­ru­luş­la­rın ve ku­rum­la­rın adı­na ya­tır­mış ve bu­gü­ne ka­dar da yak­la­şık 5,5 mil­yon ol­du­ğu ifa­de edi­len, 5,5 mil­yon ci­va­rın­da ol­du­ğu id­dia edi­len KEY he­sap­la­rın­da­ki hak sa­hip­le­ri­nin, an­cak -bi­raz ön­ce­ki ko­nuş­mam­da da ifa­de et­ti­ğim gi­bi- 1 mil­yon 577 bin ta­ne­si­ne ula­şı­la­bil­miş.

Şim­di, şu­nu da bi­li­yo­ruz: Bu 1 mil­yon 577 bin ki­şi, ka­mu­nun me­mur sta­tü­sün­de ça­lı­şan per­so­ne­li. SSK'lı ça­lı­şan­lar için ya­tı­rı­lan KEY he­sap­la­rı bu ra­ka­mın için­de yok. SSK yet­ki­li­le­ri­nin bir ça­lış­ma­sı var ve yi­ne, bu ya­say­la SSK yet­ki­li­le­ri­ne yük­le­nen bir gö­rev var. SSK ça­lı­şan­la­rı­nı, SSK'lı ça­lı­şan­la­rın lis­te­si­ni çı­ka­rıp ilan et­mek ve bu ilan­la da on­la­ra hak sa­hip­li­ği hak­kı­nı ta­nı­ya­bil­mek. Ama, gö­rü­nen odur ki, hem ve­ri­len sü­re hem yak­la­şık beş al­tı yıl­dır ya­pı­lan ça­lış­ma­la­rın gel­di­ği nok­ta, -ne ka­dar ça­lı­şı­lır­sa ça­lı­şıl­sın- bu ka­dar sü­re için­de, bu ra­ka­mın ta­ma­mı­na ula­şa­bil­mek müm­kün gö­zük­mü­yor. En azın­dan, 2 mil­yon ci­va­rın­da va­tan­da­şı­mı­zın hak sa­hip­li­ği­nin yok ola­ca­ğı bir ger­çek. Bir ke­re, bun­la­rın hak­kı­nın sa­vun­ma­sı­nı ya­pı­yo­ruz bu­ra­da.

İkin­ci­si: Hak sa­hip­li­ği tes­pit edi­len va­tan­daş­la­rı­mı­zın da al­ma­yı dü­şün­dük­le­ri ra­ka­mın, ger­çek­te hak et­tik­le­ri ra­ka­mın çok çok al­tın­da ol­du­ğu ve çok çok al­tın­da­ki bu ra­ka­ma, san­ki bir se­çim ya­tı­rı­mı gi­bi, ken­di­le­ri­ne ve­ri­li­yor­muş gi­bi bir ta­vır ta­kı­nıl­dı­ğı şek­lin­de bir olay var; bu­na iti­raz edi­yo­ruz.

As­lın­da, el­bet­te, AKP Hükûme­ti bu pa­ra­yı se­çim­den ön­ce öde­ye­me­ye­cek. Bu pa­ra­yı, Al­lah na­sip eder­se, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si hükûme­ti öde­ye­cek, ama hak­kıy­la öde­ye­cek, öy­le, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si gi­bi ada­let­siz bir şe­kil­de de­ğil, hak­kıy­la bu pa­ra öde­ne­cek.

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - Sab­ret bi­raz!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Biz yıl­lar­dır sab­re­di­yo­ruz, siz sab­ret­me­den bu­ra­ya gel­di­ği­niz için bu­nu bu hâle ge­tir­di­niz.

Şim­di, bu­ra­da ko­nu­şan ar­ka­daş­la­rı­mız…

TE­LAT KA­RA­PI­NAR (An­ka­ra) - Siz Cem Uzan'a öde­yin.

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Biz, si­zin da­ha ön­ce kim­ler­le it­ti­fak yap­tı­ğı­nı­zı, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­ni na­sıl kur­du­ğu­nu­zu bu Tür­ki­ye çok çok iyi bi­li­yor, içi­niz­de ki­min ne ol­du­ğu­nu he­pi­miz bi­li­yo­ruz, hiç bun­la­rı bir­bi­ri­mi­ze an­lat­ma­ya­lım.

MU­ZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Ko­ca­eli) - Ne de­mek is­ti­yor­sun?

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Hiç an­lat­ma­ya­lım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Sür, lüt­fen…

MU­ZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Ko­ca­eli) - Ya­kı­şı­yor mu sa­na?

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Han­gi si­ya­si par­ti­ler­den…

BAŞ­KAN - Sa­yın Sür, lüt­fen kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­ya­lım.

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Han­gi si­ya­si par­ti­ler­den gel­di­ği­ni­zi…

MU­ZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Ko­ca­eli) - O ko­nuş­ma sa­na ya­kı­şı­yor mu?

BAŞ­KAN - Sa­yın Baş­top­çu, lüt­fen…

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Han­gi si­ya­si par­ti­ler­den gel­di­ği­ni­zi söy­le­me­miz yan­lış mı?

FE­Rİ­DUN FİK­RET BA­LOĞ­LU (An­tal­ya) - Gök­ten in­di­ler!

BAY­RAM ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur) - Laf sa­la­ta­sı yap­ma!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Ne an­lam­da söy­le­di­ği­mi siz an­lı­yor­su­nuz, ne­re­den gel­di­ği­ni­zi bi­li­yo­ruz, han­gi si­ya­si par­ti­ler­den gel­di­ği­ni­zi bi­li­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Sür, lüt­fen…

MU­ZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Ko­ca­eli) - Ede­bin­le ko­nuş!

BAŞ­KAN - Sa­yın Baş­top­çu…

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Ben ede­bim­le ko­nu­şu­yo­rum, siz ora­dan mü­da­ha­le eder­ken ede­bi­niz­le mü­da­ha­le edin.

BAY­RAM ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur) - Adam gi­bi ko­nu­şur gi­der­sin kar­de­şim!

MU­ZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Ko­ca­eli) - Adam gi­bi ko­nuş!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Se­nin adam­la­rın, se­nin ar­ka­daş­la­rın, bu­ra­da, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin za­ma­nın­da ara­ba­la­rın kaç se­ne bek­le­til­di­ği­ni söy­ler­ken adam gi­bi ko­nu­şu­yor olu­yor da biz si­zin han­gi par­ti­ler­den bu­ra­ya gel­di­ği­ni­zi söy­le­di­ği­miz­de mi adam gi­bi ko­nu­şu­yor ol­mu­yo­ruz? (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ne de­mek, ne adam gi­bi ol­mu­yor? Ve bu­nu söy­le­yen o ar­ka­da­şı­mız da, ne ya­zık ki, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si genç­lik kol­la­rın­dan ge­len bi­ri­si, geç­mi­şi inkâr ede­rek bu­ra­da ko­nuş­ma ya­pı­yor.

BAY­RAM ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur) - Ne­re­den ge­lir­se gel­sin…

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­çe­lik, lüt­fen…

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Ya­ni, bun­la­ra bi­zim pa­buç bı­ra­ka­ca­ğı­mı­zı hiç zan­net­me­yin be­ye­fen­di! Biz, siz­le­rin han­gi si­ya­si par­ti­ler­den, han­gi si­ya­si geç­miş­ten gel­di­ği­ni­zi he­pi­miz çok çok iyi bi­li­yo­ruz. Hiç, hiç bu­ra­da…

TE­LAT KA­RA­PI­NAR (An­ka­ra) - Genç­lik­tir, nor­mal­dir.

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Evet, genç­lik­tir. On­dan za­ten genç­le­ri… Yir­mi beş ya­şı… Pan­kart­lar as­tı­nız bill­bo­ard'la­ra, şim­di vaz­geç­ti­niz, unut­tu­nuz genç­le­ri.

Şim­di, so­nuç de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım: So­nuç­ta, bu ya­sa, el­bet­te, bu­ra­dan bu şe­kil­de, ge­çe­cek, ama el­bet­te, siz, bu pa­ra­la­rı öde­ye­me­ye­cek­si­niz, za­ten öde­me­ye­ce­ği­ni­zi de bi­li­yor­su­nuz; bu pa­ra­la­rı biz öde­ye­ce­ğiz, ama hak­ka­ni­yet­li bir şe­kil­de öde­ye­ce­ğiz.

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - AK Par­ti­ye te­şek­kür et­me­niz la­zım.

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Bu hak sa­hip­le­ri­nin -ha­ni si­zin çok kul­lan­dı­ğı­nız bir şey var ya o "ye­tim hak­kı"- bu ye­tim­le­rin hak­kı­nı bu­ra­da bi­ri­le­ri­ne peş­keş çek­tir­me­ye­ce­ğiz, bi­ri­le­ri hak­kı ney­se onu ala­cak ve bu hak­kın za­yi ol­ma­sı­na, bu ka­dar ge­cik­me­si­ne ne­den olan­lar da bu­nun be­de­li­ni öde­ye­cek di­yo­ruz. Ay­rı­ca, de­min de…

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - Peş­keş­le il­gi­li ne var Al­lah aş­kı­na? On se­ne ön­ce­ki hak sa­hip­le­ri­ne öde­me…

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­da­şım, on se­ne ön­ce­ki… Bu iş 1990'lar­dan bu ya­na ge­li­yor mu? 1990'lar­dan bu ya­na bu KEY he­sap­la­rı yağ­ma Ha­san'ın bö­re­ği gi­bi bi­ri­le­ri ta­ra­fın­dan pay­la­şıl­mış mı? Bun­la­rın hep­sin­den he­sap so­rul­ma­sı la­zım.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - Gö­rü­lü­yor...

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Ne­re­de he­sap sor­du­nuz? Ne­re­de he­sap sor­du­nuz?

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - He­sap gö­rü­lü­yor, hak sa­hip­le­ri­nin he­sa­bı gö­rü­lü­yor.

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Ha­yır, he­sap fa­lan gö­rül­dü­ğü yok. Bi­raz ön­ce yet­ki­li­ler­le ko­nu­şu­yo­rum "Şu gay­ri­men­kul­le­rin Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­na dev­re­dil­me­si aşa­ma­sın­da bi­le, ya­pı­lan eks­per­tiz ra­por­la­rı, ara­dan ge­çen ye­di se­kiz yı­la rağ­men, ay­nı ra­ka­ma ulaş­ma­yan gay­ri­men­kul­ler var." di­yor­lar. Na­sıl, va­tan­da­şın ma­lı­nın mül­kü­nün bi­ri­le­ri ta­ra­fın­dan yok edil­di­ği­ni, Em­lak­bank'ın na­sıl kur­ta­rıl­dı­ğı­nı, Em­lak­bank'ın içi­nin bo­şal­tıl­ma­sı­na rağ­men na­sıl ayak­ta tu­tul­du­ğu­nun ge­rek­çe­le­ri bu. Bu­ra­lar­dan bul­du­lar kay­nak­la­rı?

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - On­la­rın hak­la­rı­nı arar­ken biz, hak sa­hi­bi olan in­san­la­rın hak­kı­nı ra­fa mı kal­dı­ra­lım.

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Evet, on­la­rın he­sa­bı­nı sor­ma­dı­nız. On­la­rın he­sa­bı­nı sor­ma­dı­nız. On­la­rın he­sa­bı­nı sor­ma­dı­nız, evet. Bun­la­rın he­sa­bı­nın hep­si­nin so­rul­ma­sı la­zım ve şim­di çı­kıp da se­çim­ler­de "Ee, biz si­ze iş­te bu pa­ra­yı ve­ri­yo­ruz." de­me­ni­ze de hiç ge­rek yok.

Ba­kın, bu ta­sa­rı, ko­mis­yon­dan bun­dan tam bir yıl ön­ce geç­ti de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Ni­ye bir yıl­dan be­ri bu kür­sü­ye ge­tir­me­di­niz bu­nu, bu Mec­li­se in­dir­me­di­niz de bir yıl­dan be­ri, bu hak sa­hip­le­ri­ne ma­dem öde­me ya­pa­cak­tı­nız da öde­me­ni­zi yap­ma­dı­nız? Bir yıl­dan be­ri ak­lı­nız ne­re­dey­di? Se­çi­me bir ay ka­la, iki ay ka­la mı ak­lı­nı­za gel­di?

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Se­çim ka­ra­rın­dan son­ra!

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Evet, se­çim ka­ra­rın­dan son­ra!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Se­çi­me bir ay ka­la ak­lı­nı­za ge­le­cek, on­dan son­ra di­ye­cek­si­niz ki: "Biz bu­nu si­ze öde­ye­cek­tik." Ni­ye bir yıl ön­ce öde­me­di­niz di­ye so­ru­yo­ruz si­ze bu­ra­dan.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Dört bu­çuk yıl­dır…

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Siz sil­di­niz… Siz öde­me­di­niz…

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Onun­la bu­nun ala­ka­sı ne? Bu­nun kay­na­ğı fark­lı. Bu­nun kay­na­ğı fark­lı, ha­zi­ne­den öde­me­ye­cek­si­niz. Ha­zi­ne­den öde­me­ye­cek­si­niz, bu­nun kay­na­ğı fark­lı. Bu­nun kay­na­ğı Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğın­da, ha­zi­ne­den mi öde­ye­cek­si­niz?

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - İyi oku­ma­mış­sın!

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Oku­maz olur mu­yum. Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­nın kay­nak­la­rı, si­zin bu öde­me­yi ta­ah­hüt et­ti­ği­niz pa­ra­yı mis­liy­le kar­şı­la­ya­cak bo­yut­ta.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - Kür­sü­den inin­ce 4'ün­cü mad­de­yi bir da­ha oku.

ALA­ET­TİN GÜ­VEN (Kü­tah­ya) - Kay­nak önem­li de­ğil, önem­li olan ver­mek.

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - "Kay­nak önem­li de­ğil ki, pa­ra önem­li." di­yor. Ta­bii siz pa­ra­yı baş­ka yer­ler­de har­car­sa­nız, o za­man "kay­nak" di­ye de kıv­ra­nır­sı­nız. O za­man, kay­nak önem­li de­ğil… Olur mu öy­le şey? O za­man, Gay­ri­men­kul Ya­tı­rım Or­tak­lı­ğı­nın pa­ra­la­rı, SPK'ya dâhil bir ku­ru­lu­şun pa­ra­la­rı ne­re­de? Ada­ma onu so­rar­lar. Za­ten si­zin en bü­yük bu­ra­da yap­tı­ğı­nız de­ği­şik­lik­ler­den bir ta­ne­si de bu dö­nem bo­yun­ca, ya­sa­nın çık­ma­sın­dan son­ra­ki iş­lem bo­yun­ca bu ku­ru­lu­şu SPK mev­zu­atı­nın dı­şın­da bı­ra­kı­yor­su­nuz. Za­ten ora­da da bir sı­kın­tı var. SPK mev­zu­atı­nın dı­şın­da bı­ra­ka­rak, SPK'nın bu iş­lem­le­ri de­net­le­me­si­ni, ge­re­kir­se ar­sa­la­rın eks­per­ti­zi­nin ya­pıl­ma­sı, şir­ke­tin ger­çek de­ğe­ri­nin he­sap­lan­ma­sı ko­nu­sun­da SPK'yı dev­re dı­şın­da bı­ra­kı­yor­su­nuz. Bu ya­sa­da bu mad­de­ler de var.

Ta­bii, bun­la­rı söy­le­di­ği­miz za­man işi­ni­ze gel­mi­yor. Si­zin bir tek der­di­niz var: Se­çim­ler­de, ge­lip "Biz si­ze KEY he­sap­la­rı­nı­zı öde­ye­ce­ğiz." di­ye­bil­mek. Bu pa­ra­yı siz öde­me­ye­cek­si­niz, öde­ye­me­ye­cek­si­niz. Bu pa­ra­yı biz­ler öde­ye­ce­ğiz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Sür.

OR­HAN SÜR (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Ama, bi­raz ön­ce ifa­de et­ti­ğim gi­bi, böy­le ça­la­ka­lem de­ğil, ger­çek­ten cid­di bir şe­kil­de he­sap­la­na­rak ve ger­çek­ten hak et­tik­le­ri ra­kam­la­ra ula­şı­la­rak, o şe­kil­de biz öde­ye­ce­ğiz.

Ben, bu duy­gu­lar­la yü­ce mil­le­ti­mi­zi ve Mec­li­si­mi­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Te­şek­kür ede­rim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Sür.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

7'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yö­net­me­lik

MAD­DE 7- (1) Bu Ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin yö­net­me­lik­ler Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı ve Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı­nın bağ­lı bu­lun­du­ğu ba­kan­lık­lar ta­ra­fın­dan müş­te­re­ken ha­zır­la­na­rak yü­rür­lü­ğe ko­nu­lur. Bu Ka­nun uya­rın­ca ha­zır­la­na­cak yö­net­me­lik­ler yü­rür­lü­ğe gi­rin­ce­ye ka­dar mev­cut dü­zen­le­me­le­rin bu Ka­nu­na ay­kı­rı ol­ma­yan hü­küm­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­na de­vam olu­nur.

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

8'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rür­lük­ten kal­dı­rı­lan hü­küm­ler

MAD­DE 8- (1) 26/11/1999 ta­rih­li ve 588 sa­yı­lı Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı He­sap­la­rı­nın Tas­fi­ye­si­ne Da­ir Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­mış­tır.

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

9'un­cu mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rür­lük

MAD­DE 9- (1) Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

10'un­cu mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rüt­me

MAD­DE 10- (1) Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ta­sa­rı­nın tü­mü açık oy­la­ma­ya ta­bi­dir.

Açık oy­la­ma­nın elek­tro­nik oy­la­ma ci­ha­zıy­la ya­pıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Oy­la­ma için üç da­ki­ka sü­re ve­re­ce­ğim. Bu sü­re içe­ri­sin­de sis­te­me gi­re­me­yen üye­le­rin tek­nik per­so­nel­den yar­dım is­te­me­le­ri­ni, bu yar­dı­ma rağ­men de sis­te­me gi­re­me­yen üye­le­rin, oy pu­su­la­la­rı­nı, oy­la­ma için ön­gö­rü­len üç da­ki­ka­lık sü­re içe­ri­sin­de Baş­kan­lı­ğa ulaş­tır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum.

Ay­rı­ca, vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­lar var ise han­gi ba­ka­na vekâle­ten oy kul­lan­dı­ğı­nı, oyu­nun ren­gi­ni ve ken­di­si­nin ad ve so­ya­dı ile im­za­sı­nı da ta­şı­yan oy pu­su­la­sı­nı, yi­ne, oy­la­ma için ön­gö­rü­len üç da­ki­ka­lık sü­re içe­ri­sin­de Baş­kan­lı­ğa ulaş­tır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum.

Oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı açık oy­la­ma so­nu­cu:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı   :   212

Ka­bul                        :   212 (x)

Böy­le­ce, ta­sa­rı ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır.

Ça­lış­ma sü­re­mi­zin ta­mam­lan­mış ol­ma­sı se­be­biy­le, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri­ni sı­ra­sıy­la gö­rüş­mek için, 23 Ma­yıs 2007 Çar­şam­ba gü­nü sa­at 11.00'de top­lan­mak üze­re bir­le­şi­mi ka­pa­tı­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 23.47

(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.