DÖNEM: 22 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
CİLT : 158
108’inci
Birleşim
17 Mayıs 2007 Perşembe
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.- Samsun Milletvekili Ahmet Yeni'nin, 19 Mayıs
Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle, 19 Mayısın
Kurtuluş Savaşı'mızın başlangıcı, Samsun'un da savaşlarda tükenmiş
bir ulusu yeniden diriltmek üzere Atatürk'ün adım attığı ilk yer olmasının
önemine ve gençliğe verilen değere ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin, 19 Mayıs
Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle, 19 Mayısın,
savaşlardan bıkmış, umutları söndürülmüş bir ulusu yeniden ayağa
kaldırmak için Ulusal Kurtuluş Savaşı'na ve cumhuriyete giden yolun
başlangıcı olmasının önemine ve bugün cumhuriyetin içinde bulunduğu
sıkıntılara ilişkin gündem dışı konuşması
3.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in, sonuncusu
İzmir'de yapılan Cumhuriyet Mitingi nedeniyle mitinglerin düzenlenmesinin
sebep ve sonuçlarına ilişkin gündem dışı konuşması
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Bazı milletvekillerinin, belirtilen süre
ve nedenlerle izinli sayılmalarına ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/1276)
2.- Eskişehir Milletvekili Hasan Murat Mercan'a
ödenek ve yolluğunun ödenmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/1277)
IV. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz'ün, Yalova
Milletvekili Muharrem İnce'nin, konuşmasında, partisine ve Genel
Başkanlarına sataşması nedeniyle konuşması
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve
İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030)
(S. Sayısı: 904)
3.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet
Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı: 1337)
4.- Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu
ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının
Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1343, 1/1291) (S. Sayısı:
1414)
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 11.14'te açılarak dört oturum
yaptı.
İstanbul Milletvekili Bülent H. Tanla, seçimlerin
temsilde adaleti, yönetimde istikrarı sağlayabilmesi için seçmen
kütüklerinin doğru tespit edilmesinin önemine,
Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, desteklenmemeleri
nedeniyle şehirlere göç eden veya köylerinde kalan çiftçilerin
düştükleri duruma,
İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmının:
1'inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi'nin (2/212) (S. Sayısı:
305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon
raporu henüz gelmediğinden;
2'nci sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının
Tahsil ve Terkinine İlişkin (1/1030) (S. Sayısı: 904),
3'üncü sırasında bulunan, Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, İmar Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair (2/820) (S. Sayısı: 1337),
Kanun Tasarı ve Teklifleri, ilgili komisyon yetkilileri
Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
4'üncü sırasında bulunan, Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanunu ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Yükseköğretim
Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye
Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın
(1/1343, 1/1291) (S. Sayısı: 1414) görüşmelerine devam olunarak 8'inci
maddesine kadar kabul edildi.
İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol, Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'in, konuşmasında, partisine,
Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in, konuşmasında, şahsına,
İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz, İzmir Milletvekili
K. Kemal Anadol'un, konuşmasında, Başbakana,
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Niğde Milletvekili
Orhan Eraslan'ın, konuşmasında, şahsına,
Sataştığı iddiasıyla;
Muş Milletvekili Sabahattin Yıldız, Muş'a Alparslan
Üniversitesinin kurulması ve Alpaslan II Barajı'nın devreye girmesi
nedeniyle;
Birer açıklamada bulundular.
17 Mayıs 2007 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak
üzere, birleşime 23.47'de son verildi.
Yılmaz Ateş |
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
Bayram Özçelik |
Harun Tüfekci |
|
Burdur
|
|
|
Kâtip
Üye |
Kâtip
Üye |
No.: 146
II. - GELEN KÂĞITLAR
17 Mayıs 2007 Perşembe
Tasarı
1.-
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Rusya Federasyonu
Kültür ve Sinemacılık Federal Ajansı Arasında 2007 Yılında Türkiye
Cumhuriyetinde Düzenlenecek Rusya Federasyonu Kültür Yılına Yönelik
Yapılan Görüşmelere İlişkin Niyet Muhtırası (Rusya’nın Türkiye’de
Kültür Yılının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/1361) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığı
geliş tarihi: 15.5.2007)
Teklifler
1.-
Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 175 Milletvekilinin; Tarım
Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/1024) (Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.5.2007)
2.-
Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun; Milletvekili Seçimi Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1025) (Anayasa Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.5.2007)
3.-
Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Samsun Milletvekili Mustafa
Demir'in; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/1026) (İçişleri; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15.5.2007)
4.-
Bitlis Milletvekili Abdurrahim Aksoy ve Şırnak Milletvekili İbrahim
Hakkı Birlik'in; Köy Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/1027) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.5.2007)
17 Mayıs 2007 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
15.06
BAŞKAN: Başkan Vekili
Yılmaz ATEŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 108'inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, İzmir Milletvekili Sayın Ahmet
Ersin'in.
Sayın Ersin İzmir ilinde yapılan Cumhuriyet Mitingi
hakkında konuşacaklardır.
Buyurun Sayın Ersin.
Sayın Ersin yok.
Gündem dışı ikinci söz, 19 Mayıs ve Samsun ilimiz
hakkında söz isteyen Samsun Milletvekili Sayın Ahmet Yeni'ye aittir.
Buyurun Sayın Yeni. (AK Parti sıralarından alkışlar)
III. - BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.-
AHMET YENİ (
Malumunuz olduğu
üzere, bir kutlu günün 88'inci yıl dönümünü, cumartesi günü, büyük
bir coşku, sevinç ve gururla hep birlikte kutlayacağız. O kutlu gün, ulusal kurtuluş mücadelemizin
komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, milletimizi esaretten kurtarmak
gayesiyle, paramparça edilmiş ulusal direniş ruhunu yeniden teşkilatlandırıp
hürriyetine kavuşturmak gayesiyle Samsun'a çıkışının yıl dönümüdür.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 19 Mayıs 1919, umutlarını yitirmiş, ufku kararmış
ve karamsarlığa gömülmüş bir ülkeyi yeniden aydınlığa çıkaran ve
tam bağımsızlık bilincini yerleştiren bir destanın Samsun'da başladığı
tarihtir.
19 Mayıs, tükenmiş ve tüm hayat damarları kesilmiş
bir ulusun yeniden doğduğu tarihtir. 19 Mayıs,
savaşlardan yeni çıkmış, yorgun, umutsuz, çileli bir ulusu yeniden
diriltmek, ayağa kaldırmak üzere Atatürk'ün Samsun'dan Anadolu'ya ilk
adımı attığı gündür. O gün, toprakları fütursuzca işgal edilmiş
bir yüce milletin tarih sahnesinde ebediyen var oluşunu tüm dünya
milletlerine ilan ettiği gündür.
"Esaret" ve "Türk" kelimelerinin
hiçbir zaman yan yana yazılamadığı şanlı tarihimizdeki
bu kritik dönüm noktasında Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın meşalesini
Samsun'da yakan o büyük liderin azmi sayesinde umutlar yeniden yeşermiş,
özgürlük uğrunda şehadeti esaretin üzerinde tutan necip milletimizin
canları ve kanları pahasına yaptıkları mücadeleyle de cumhuriyete
giden yol hızla katedilmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bizlere modern Türkiye'yi kurarak emanet eden ecdadımızın hatırasına
duymamız gereken saygı ve minnetin bir karşılığı olarak, bu ülkeyi
gelişmiş çağdaş ülkeler liginde hak ettiği konuma ulaştırabilmenin,
gençliğimizi çağın gereği olan bilgi ve irfanla teçhiz edebilmenin
heyecanı ve gayretiyle, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, eserlerimizi
tek tek ortaya koyuyor, çağın en önemli silahı hükmündeki bilgiye
ulaşmanın imkânlarını gençliğimizin hizmetine birer birer sunuyoruz.
Bugün Samsun'da, Karadeniz'de velhasıl tüm Türkiye'de hizmete sokulan
ilkokulundan üniversitesine kadar tüm eğitim kurumları, teknolojik
altyapı yatırımları ve üstyapı donatıları, millî ve manevi değerlerine
bağlı, bilgi anlamında en üst düzeyde eğitim almış, dünyada Türk'ün
sesini, ilmin ve sanatın tüm branşlarında artan bir oranda dünyaya
duyuracak nesli yetiştirmemizin de en önemli, etkin bir zemini olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; eğitimle ilgili olarak ciddi mesafeler katetmiş
olmanın bilincinde, fakat, ulaşılan noktayı yeterli görmediğimizi
de ifade etmek istiyorum.
Okullaşma oranını artırmakla yetinmiyoruz. Okullarımıza sadece bilgisayar dağıtmıyoruz. Birer birer bilgisayar laboratuvarları ve teknolojik
altyapı imkânlarıyla da teçhiz ediyoruz. Tüm cumhuriyet döneminde
açılan 71 üniversiteye karşın, biz, AK Partinin dört buçuk yıllık iktidarı
süresinde otuz dokuz üniversite açabilme başarısını da burada
göstermiş oluyoruz. İşte, medeniyete giden yol, işte
19 Mayıs ruhu budur.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu itibarla, seçilme yaşını yirmi beşe düşüren
yasa değişikliğinde olduğu gibi gençliğimizle ilgili birçok çalışmaya
imza atan Hükûmetimiz eylemlerinde de tercihlerinde de gençliğimize
ne derece önem verdiğini göstermiş ve bununla AK Parti olarak iftihar
ediyoruz.
19 Mayısı bir bayram olarak gençliğe armağan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Yeni, sözlerinizi tamamlar mısınız.
Buyurun.
AHMET YENİ (Samsun) -
"Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım.
Gözüm arkada kalmayacak. Türk çocuğu, çok zekisin; bu, belli. Fakat,
zekânı unut, daima çalışkan ol. Bütün ümidim gençliktedir."
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi mensubu bir milletvekili
olarak, gençliğin gücünü, inancını, azmini ve potansiyelini anlayabiliyor
ve gereğini yapabiliyor olmanın verdiği huzur ve mutlulukla sözlerime
son verirken, Türkiye Cumhuriyeti'mizin yüce Meclisinin çatısı
altında, bizlere bu cennet vatanı canları ve kanları pahasına emanet
eden şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, 19 Mayıs Atatürk'ü
Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nın, bir kez daha, yüce Meclisimize kutlu
ve mutlu olmasını temenni ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.
Atatürk'ün veciz sözünü 19 Mayısta bir daha hatırlatmak istiyorum:
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."
Saygılar sunuyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Yeni.
Gündem dışı ikinci
söz, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı hakkında söz isteyen
Yalova Milletvekili Sayın Muharrem İnce'ye aittir.
Buyurun Sayın İnce.
2.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma
Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle, 19 Mayısın, savaşlardan bıkmış,
umutları söndürülmüş bir ulusu yeniden ayağa kaldırmak için Ulusal
Kurtuluş Savaşı'na ve cumhuriyete giden yolun başlangıcı olmasının
önemine ve bugün cumhuriyetin içinde bulunduğu sıkıntılara ilişkin
gündem dışı konuşması
MUHARREM İNCE (Yalova)
- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Mustafa Kemal 16 Mayıs
1919'da İstanbul'dan yola çıkar ve 19 Mayısta Samsun'dadır. Yıllarca
süren savaşlardan bıkmış usanmış, umutları söndürülmüş bir ulusu yeniden
ayağa kaldırmanın bir planıdır bu. Havza üzerinden Amasya'ya gelir
ve Türk ulusuna bir genelge yayınlar. Ulusal Kurtuluş Savaşı bu genelgeyle
başlamıştır, ulusal egemenlik ilk kez bu genelgeyle gündeme gelmiştir.
Genelgede özetle şöyle denmektedir: "Ülkenin bütünlüğü, ulusun
bağımsızlığı tehlikededir. Ulusun bağımsızlığını yine ulusun
azim ve kararı kurtaracaktır." denilmektedir. Hiç kuşkusuz
"ulusun azim ve kararı" demek; ulusal egemenlik demek, cumhuriyet
demek, demokrasi demektir.
Mustafa Kemal Paşa,
Kurtuluş Savaşı içinde, kongreleri, Meclis gibi geniş katılımlı
örgütlenmeleri esas almıştır. Çünkü, ona göre "kurultay"
demek; "meclis" demek, "ulus" demektir. Bugün, 19 Mayıs
1919'un üzerinden seksen sekiz yıl geçti. Bugün, Atatürk'ün gençliğe
emanet ettiği bu bayramı coşkuyla kutlayacağız. Peki, cumhuriyetimiz
ne durumda, bunu sorgulamayacak mıyız değerli arkadaşlarım?
Mustafa Kemal'in gençleri,
acaba, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda bu Meclise getirilen
yirmi bir yaşında delikanlılar mı? Yoksa, depolitize olmuş, ülkesi
için idealleri olmayan, ideallerini yitirmiş, köşe dönme fikrine
kapılmış gençler mi? Tabii, bunların hiçbirisi değil. Cumhuriyeti
koruyacak olan, laik, bilimsel, katılımcı, tartışmacı, karma eğitimden
geçen ve bu eğitimden geçecek olan genç kuşaklardır.
Bugün, cumhuriyetimiz,
180 milyar dolar iç borçla bir rekor kırmaktadır. 2002'de 171 milyar dolar
olan dış borcumuz, bugün 302 milyar dolara çıkmış durumdadır. Ne yazık
ki bu ülkede herkes, 6.600 dolar kişi başına borçla yaşamaktadır.
2002'de 15,6 milyar dolar olan dış ticaret açığımız bugün 52 milyar dolar
düzeyindedir. Ne yazık ki bu ülkenin büyük mağazalarının genel müdürleri
artık yabancıdır. Bu ülkenin bankalarının yüzde 37'si artık yabancıların
eline geçmiştir ve bu ülkede 4,5 milyon işsizimiz vardır. Kapanan
şirket sayımız yüzde 157, protestolu senet sayımız yüzde 136, karşılıksız
çek sayımız yüzde 54 artmıştır ve yine bu dönemde, ne yazık ki, bu cumhuriyette
ilk defa bir başbakan, zam isteyen memurlara "IMF'yi ikna
edin" demiştir ve yine ilk defa bir Başbakan "tezkere geçmezse
maaşları ödeyemeyiz" demiştir ve yine bu ülkede ilk defa Yunan
kilisesi, kilise bankası Türkiye'de banka satın almıştır ve yine
ilk defa bu ülkede, Petrol Yasası'yla yabancılara elli yıllık bir
imtiyaz verilmiştir. Yine bu ülkede, yapılan bir ihale sonucunda,
bir başbakan, önce uçak istemiş, sonra Mercedes'e razı olmuştur. İlk
defa bu ülkede, fındık üreticileri çok büyük mitingler yapmışlardır.
Bu ülkede insanlar ilk defa "Cumhuriyet tehlikede" diye,
Tandoğan'da, Çağlayan'da, Gündoğdu'da meydanları doldurmuşlardır. Ve
ilk defa bu ülkede bir başbakan, İslam dünyasının sınırlarını değiştirecek
olan "Büyük Orta Doğu Projesi"nin, yani "Büyük İsrail
Projesi"nin eş başkanı olmuştur.
ÜNAL KACIR (İstanbul)
- Senin anlama kabiliyetin zayıf!
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, ilk defa bu ülkede, yüksek yargı organlarının
üyeleri hedef gösterilmiş ve yüksek yargı organlarının üyelerine
ilk defa saldırıda bulunulmuştur.
AHMET YENİ (Samsun) -
Dünyanız bu, dünyanız…
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Bu ülkede, ilk defa, 1923'ten bu yana, Cumhurbaşkanlığı seçimi çelik
çomak oyununa benzetilmiştir. Ve böyle bir ülkede, ilk kez ithalat
100 milyar doları aşmıştır. İlk defa, bu ülkede bir ekonomi bakanı,
BDDK'nın çıkardığı yönetmelikleri inceletmek için IMF'den denetçi
talep etmiştir. Yine, bu ülkede ilk kez, İsrailli bir iş adamına gizli
bir şekilde 800 milyon dolar kaynak aktarılmıştır. Ve ilk defa, borcumuz
gayrisafi millî hasılamızı aşmıştır. Ve ilk defa, bu ülkede bir tarım
bakanı, çiftçilere "Gözünüzü toprak doyursun." demiştir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
İnce.
Konuşmanızı tamamlar
mısınız.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- İşte, böyle bir ortamda, bu ülkede, bu cumhuriyette "Atatürk'ü
Anma Gençlik ve Spor Bayramı"nı kutluyoruz ve diyoruz ki "Bu
ülkede ekonomi IMF'de, İncirlik ABD'de. Üzülme Türkiye!" diyoruz.
"Çünkü, Cumhuriyet Halk Partisi var bu ülkede." diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın İnce.
EYÜP AYAR (Kocaeli) -
Vay vay… Sana, ancak, böyle bir konuşma yakışırdı böyle bir günde!
AHMET YENİ (
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Başkanım,
arkadaşımızın konuşmasında…
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
bir saniye…
Buyurun Sayın Başkan.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul)
- Arkadaşımızın konuşmasında hem Grubumuzu hem Sayın Başbakanı
itham eden konuşmalara grup olarak cevap vermek istiyoruz.
BAŞKAN - İzin verirseniz,
gündem dışı üçüncü konuşmayı da yapalım, size söz verelim.
Gündem dışı son söz,
İzmir Milletvekili Sayın Ersin'e aittir.
Sayın Ersin, İzmir
ilinde yapılan Cumhuriyet Mitingi hakkında konuşacaklardır.
Buyurun Sayın Ersin.
3.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in, sonuncusu İzmir'de yapılan
Cumhuriyet Mitingi nedeniyle mitinglerin düzenlenmesinin sebep
ve sonuçlarına ilişkin gündem dışı konuşması
AHMET ERSİN (İzmir) -
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
13 Mayıs günü İzmir'de son derece muhteşem ve görkemli bir miting yapıldı.
Ankara Tandoğan, İstanbul Çağlayan, Manisa ve Çanakkale'den sonra
İzmir'de cumhuriyete ve cumhuriyetin kazanımlarına, Atatürk'e ve
onun ilkelerine sahip çıkma adına bir miting yapıldı ve bu miting,
13 Mayıs itibarıyla son mitingdi. Kuşkusuz, önümüzdeki hafta Samsun'da
yeni bir mitingimiz var.
Değerli arkadaşlarım,
bu büyük mitingin bir bölümünü sizlere göstermek istiyorum.
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- Herkes gördü onu.
AHMET ERSİN (Devamla)
- Yeni Asır gazetesinin tam sayfa verdiği bir haber. Üstte, Atatürk'ün
silüeti…
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- Erzurum mitingi nerede?
AHMET ERSİN (Devamla)
- …ve Atatürk silüeti altında o muhteşem kalabalığı tanımlayan,
gösteren bir gazete haberi.
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- Erzurum'u göster, Erzurum'u!
AHMET ERSİN (Devamla)
- Erzurum'u da söylerim isterseniz, oradaki olumsuzlukları da söylerim
istiyorsanız.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, sivil toplum örgütleri tarafından düzenlenen bu mitinge
1,5 milyondan fazla katılımla, laik cumhuriyete ve Atatürk'e olan
bağlılıklarını ve sevgilerini gösteren İzmirlilere teşekkür
ediyorum, kutluyorum. Çocuk, genç, yaşlı, erkek, kadın demeden 1,5
milyondan fazla kişinin 30 derecenin üzerindeki sıcaklıkta ve yakıcı
güneşin altında altı yedi saat coşku içinde beklemeleri, her türlü
takdire değer.
Ayrıca, belirtmek isterim
ki, bir gün önce provokatörler tarafından Bornova pazar yerinde
patlatılan ve 1 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalama olayına
rağmen, bu 1,5 milyon insanın toplandığı mitingde kimsenin burnu bile
kanamadan bu büyük topluluğun dağılmasında önemli katkıları olan
İzmir Valimizi ve Emniyet Müdürümüzü ve emniyet teşkilatını da
kutluyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul)
- Dolayısıyla Hükûmeti kutluyorsunuz.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya)
- Hükûmeti de kutlayın, Hükûmeti!
AHMET ERSİN (Devamla)
- Değerli milletvekilleri, çok hoş ve güzel pankartlar vardı o mitingde.
Özellikle Sayın Başbakanın İzmir ve İzmirlilerle ilgili "gâvur"
yakıştırmasına cevap olan bir pankartı sizlere aktarmak istiyorum.
NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul)
- Öyle bir yakıştırma yok!
AHMET ERSİN (Devamla)
- Şöyle yazıyor pankartta: "Ben gâvurum. Vatan sevgisi, Atatürkçülük
gâvurluksa, yazın en büyük harfle: Ben İzmirliyim." Bu vardı pankartta.
Değerli arkadaşlarım,
ben de İzmirliyim. Bu kentte doğmuş olmaktan, bu kentte yaşıyor olmaktan
ve İzmirli olmaktan gurur duyuyorum. Kurtuluş Savaşı'nı başlatan
bu kente "gâvur" yakıştırmasını yapan, hakaret eden Sayın
Başbakana…
AHMET YENİ (
AHMET ERSİN (Devamla) - …bu iftirasını
aynen iade ediyorum…
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Nereden çıkarıyorsunuz
yahu? Nerede yapmış, nerede söylemiş? Yok öyle bir şey!
AHMET ERSİN (Devamla)
- …ve İzmirliler, Sayın Başbakana hak ettiği cevabı sandıkta verecekler.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye aylardan beri neden gerginlik yaşıyor? Neden milyonlar sokağa
dökülüyorlar?
EYÜP AYAR (Kocaeli) -
Sizin sorumluluğunuz…
AHMET ERSİN (Devamla)
- Ve neden vatandaşlarımız laik cumhuriyete sahip çıkma ihtiyacını
duyarak milyonluk mitingler yapıyorlar?
AHMET YENİ (
AHMET ERSİN (Devamla)
- Çünkü…
Demin siz konuştunuz,
ben size bir şey söylemedim.
AHMET YENİ (
AHMET ERSİN (Devamla)
- Demin siz konuştunuz, size laf atmadım. Bayramı kutladınız ama
çok içten kutladığınızı sanmıyorum.
NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul)
- Haksız yere sataşıyorsun.
AHMET ERSİN (Devamla)
- Çünkü, uygulamaları… Hayır, o sataşıyor. Bakın, zaten hep aynı yerde
oturuyor ve herkese sataşıyor.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
karşılıklı lütfen konuşmayın.
Buyurun Sayın Ersin.
AHMET ERSİN (Devamla)
- Her gün aynı yerde oturuyor ve herkese sataşıyor.
AHMET YENİ (Samsun) -
İşiniz gücünüz iftira!
AHMET ERSİN (Devamla)
- Çünkü, uygulamaları, kadrolaşmaları ve politikalarıyla zaten
tereddüt ve tedirginlik yaratan bu iktidar…
ÜNAL KACIR (İstanbul)
- Sayın Başkan, bir Başbakanın böyle bir nitelemede bulunması mümkün
mü?
AHMET ERSİN (Devamla)
- …Cumhurbaşkanı seçimindeki tutumuyla da bardağı taşırdı.
ÜNAL KACIR (İstanbul)
- Nasıl söylenebilir böyle bir şey?
BAŞKAN - Sayın Kacır,
bir saniye…
AHMET ERSİN (Devamla)
- Uzlaşarak, laik, demokratik cumhuriyete sahip çıkacak birisini
Cumhurbaşkanı seçtirmek yerine, milletin birliğini ve devletin
bütünlüğünü temsil eden o makama, dayatmayla ve millî görüşün önde
gelen bir fedaisini oturtmaya çalışarak, milletin bam teline bastı
bu iktidar maalesef.
AHMET YENİ (Samsun) -
Kaçtınız, Meclisten kaçtınız!
AHMET ERSİN (Devamla)
- İşte bu mitingler, iktidarın bu aymazlığına ve dayatmacılığına
duyulan tepkiden kaynaklanmıştır…
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- Bir İzmirliye yakışmıyor! İzmir Milletvekiline yakışmıyor!
AHMET ERSİN (Devamla)
- …ve eğer iktidar bu tutumunu sürdürürse,
bu mitingler de bu tepkiler de devam edecek.
AHMET YENİ (
AHMET ERSİN (Devamla) - Ama görülüyor
ki, bu iktidar, milyonların sokağa dökülmesinden, milyonların bu
iktidara olan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Ersin...
CEVDET ERDÖL (Trabzon)
- Silleyi millet yaklaştı!
AHMET YENİ (Samsun) -
Meclisten kaçtınız. Bunun hesabını soracaklar sizden!
BAŞKAN - Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
AHMET ERSİN (Devamla)
- Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
Bu iktidarın bu tepkileri
anlamamasından, bu mitinglerin verdiği mesajı almamasından anlıyoruz
ki, bu tedirginlik, bu tepkiler ve bu gerginlik devam edecek. Ama, her
şeye rağmen yine de beklentimiz şudur ki...
AHMET YENİ (Samsun) -
AK Parti geliyor, AK Parti.
AHMET ERSİN (Devamla)
- Her şeye rağmen beklentimiz şu: Umuyoruz ki, iktidar partisi...
AHMET YENİ (Samsun) -
Yüzde 50'nin üzerinde geliyoruz.
AHMET ERSİN (Devamla)
- ...önümüzdeki süreçle ilgili olarak, bugüne kadar yaptığı yanlışlar,
hatalar... Zaten, 22 Temmuzda hesabı görülecek o yanlışların, hataların.
AHMET YENİ (Samsun) -
En az yüzde 50...
RECEP YILDIRIM (Sakarya)
- Yüzde 53,4...
AHMET ERSİN (Devamla)
- Ama, hiç olmazsa bu Meclisin altında görev yapan bütün partiler,
Atatürk ilkelerine, laikliğe ve laik cumhuriyete büyük bir saygı
içinde sahip çıkarlar diye düşünüyorum ve hepinizi en derin saygılarımla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) -
Yüzde 50'nin üzerinde geliyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Ersin.
Sayın milletvekilleri,
bir milletvekilimiz -Sayın Ersin konuşurken- "Erzurum'u da görün."
dediler. Erzurum'dakileri de selamlıyoruz, İzmir'dekileri de selamlıyoruz.
(Alkışlar) Erzurum İzmir'in, İzmir Erzurum'un alternatifi, karşıtı
değil; hepsi Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarıdır; hepsini
saygıyla selamlıyoruz, onları bağrımıza basıyoruz.
Şimdi, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkan Vekili Sayın İrfan Gündüz sayın konuşmacıların
sözlerine cevap verecekler. İç Tüzük'ümüzün 69'uncu maddesine göre
söz veriyorum.
Buyurun Sayın Gündüz.
Sanıyorum, yeni bir sataşmaya da yol açmazsınız. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
AHMET ERSİN (İzmir) -
Sayın Başkan, bir şey sorabilir miyim?
Benim, Adalet ve Kalkınma
Partisine yönelik bir tavrım olmadı.
BAŞKAN - Hayır hayır,
daha önce söz talebi olmuştu Sayın Ersin. Sayın Gündüz'ün, daha önce
söz talebi olmuştu.
AHMET ERSİN (İzmir) -
Yani, benimle ilgili bir şey söylerse benim de cevap hakkım olduğunu
söylüyorum.
BAŞKAN - Muharrem İnce'nin...
Siz, lütfen yerinize oturun, buyurun.
ÜNAL KACIR (İstanbul)
- Hayır efendim, Sayın Başbakanla ilgili söyledikleri külliyen
yanlıştır.
BAŞKAN - Sayın Kacır...
Sayın Kacır...
ÜNAL KACIR (İstanbul)
- Yok böyle bir şey...
BAŞKAN - Sayın Kacır,
sizden rica ediyorum. Bakın, bir Sayın Grup Başkan Vekilimiz talepte
bulundu, ben de söz veriyorum. İzin verin, Sayın Grup Başkan Vekilimiz
sizin de hissiyatınıza tercüman olacaktır.
Buyurun Sayın Gündüz.
IV. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz'ün, Yalova
Milletvekili Muharrem İnce'nin, konuşmasında, partisine ve Genel
Başkanlarına sataşması nedeniyle konuşması
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul)
- Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
hepinize saygılar sunuyorum.
19 Mayıs coşkusu içerisinde
bulunduğumuz şu günlerde, gerek gençlik gerek spor gerekse Atatürk'ü
anma coşkusu içerisinde bulunduğumuz bugünlerde, gerçekten, işi
siyasi polemiğe dökmenin ve olmayan şeyleri varmış gibi göstermenin
yanlış olduğunu huzurlarınızda beyan etmek istiyorum. Ben, bunları
düzeltmek üzere söz aldım.
Bugün, Avrupa Birliğinin
Maastricht Kriterlerine göre bir ülkenin dış ve iç borçlarının toplamı
gayrisafi millî hasılasının yüzde 60'ı ve altında ise o ülke en kredibl
ülke demektir ve 2002'de yüzde 94,2 iken dış ve iç borçların toplamının
gayrisafi millî hasılaya oranı, yani, 181 milyar dolara oranı bu
iken, biz, bugün 400 milyar dolarlık bir gayrisafi millî hasıla, dış
ve iç borçların toplamını da yüzde 44,2'ye düşürmeyi başarmış bir ülkeyiz.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Fert başına düşen
millî gelir 2002'de 2.338 dolar iken, bugün 5.477 dolara çıkarmış bir iktidarız.
Bunu hangi kalemde
ele alırsanız alın, geçmişe şöyle bir baktığımız zaman, Anayasa kitapçığı
fırlatıldı diye ekonominin bir günde nasıl savrulduğunu, nasıl
darmadağın olduğunu hep beraber biliyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimi
öncesi meydana gelen olaylar dikkate alındığında, bugün, ekonominin
ne kadar sağlam zeminlerde olduğunu ve ekonominin kılının bile kıpırdamadığını,
hatta, borsanın müspet yönde ilerlediğini de hep beraber görmekteyiz.
Dolayısıyla, bu 19
Mayıs coşkusunu siyasi polemiklerle ve karalamalarla geçirmenin
yanlışlığını özellikle beyan etmek istiyorum.
Kaldı ki, burada konuşmacı
arkadaşlarımızın söylenmedik laflar üzerine Sayın Başbakana sözler
bina etmeleri ve buna göre hüküm vermelerinin yanlışlığını da yine
bilmelerini istiyorum.
Biz, meydanlarda yürüyen
vatandaşlarımızın, cumhuriyete, laikliğe sosyal hukuk devletine,
demokrasiye bağlılığını hem alıyor hem anlıyoruz ve onlarla da yürekten
beraberliğimizi buradan ifade etmek istiyoruz. Ancak…
MUHARREM İNCE (Yalova)
- Teşekkür ederiz!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla)
- …cumhuriyete saygıyı Cumhuriyet Halk Partisine saygıya dönüştürme
telaşının yanlışlığını da belirtmek istiyoruz. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Öbür taraftan, Sayın
Başbakan, Medeniyetler Arası Diyalog Grubu Eş Başkanıdır. Büyük
Ortadoğu Projesi'yle, Büyük İsrail Projesi'yle kesinlikle uzaktan
yakından alakası yok. Bugün, uluslararası arenada sözü dinlenen
bir aktör olma konumuna gelmişse eğer Türkiye, bu gayretlerin sonucuyla
ulaşmıştır. O yüzden, bunları eğip bükmeye hiç kimsenin hakkı yok,
herkes eğri oturup, doğru konuşmalıdır.
O yüzden, tabii, burada,
19 Mayıs coşkusundan anladığımız bizim, Atatürk'ü anlamak ve Atatürk'ün
gösterdiği, çağdaş, muasır medeniyet seviyesini aşmak, bir vizyondur,
bir idealdir, ama, bunu siyasi polemiklerle karalamak ve bunu siyasi
polemiğe dökmek bana göre yanlış bir şey. Bu, Meclisin mehabetine
de hiç yakışmıyor. Esasında, bu çoşkuyu, gelin, hep beraber, özümüzle,
sözümüzle, sadece sözde değil, özde hep beraber Atatürk'ün yolundan
gidelim ve onun çizdiği hedefi yakalama gayretinde olalım. O yüzden,
Atatürk'ü anma coşkusu için söyleyecek bir şeyi olmayanların, böyle
polemiklerle, böyle siyasi şantajlarla, şu Meclisin kürsüsünde
toplumu aldatmaya çalışmalarını da yadırgadığımı beyan ediyor,
bu heyecanın, bu coşkunun bütün milletimize hayırlı, uğurlu olmasını
diliyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Gündüz.
Sayın milletvekilleri,
gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, bazı sayın milletvekillerinin izinli sayılmalarına
dair bir tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.
Buyurun.
III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.-
Bazı milletvekillerinin, belirtilen süre ve nedenlerle izinli sayılmalarına
ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1276)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Aşağıda adları
yazılı sayın milletvekillerinin hizalarında gösterilen süre ve
nedenlerle izinli sayılmaları Başkanlık Divanının 26 Nisan 2007
tarihli toplantısında uygun görülmüştür.
Genel Kurulun onayına
sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
"Amasya Milletvekili
Hamza Albayrak, hastalığı nedeniyle 23/03/2007 tarihinden geçerli
olmak üzere 31 gün"
BAŞKAN - Kabul edenler…
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Buyurun.
"Eskişehir Milletvekili
Mehmet Ali Arıkan, hastalığı nedeniyle 15/03/2007 tarihinden geçerlik
olmak üzere 15 gün"
BAŞKAN - Kabul edenler…
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Buyurun.
"Eskişehir Milletvekili
Hasan Murat Mercan, hastalığı nedeniyle 11/03/2007 tarihinden geçerli
olmak üzere 64 gün"
BAŞKAN - Kabul edenler…
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Buyurun.
"Samsun Milletvekili
Musa Uzunkaya, hastalığı nedeniyle 25/03/2007 tarihinden geçerli
olmak üzere 16 gün"
BAŞKAN - Kabul edenler…
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, bir milletvekiline
ödenek ve yolluğunun verilebilmesi için bir tezkeresi vardır; okutup
oylarınıza sunacağım.
Buyurun.
2.- Eskişehir Milletvekili Hasan Murat Mercan'a
ödenek ve yolluğunun ödenmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/1277)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Hastalığı nedeniyle
bu yasama yılında aralıksız iki aydan fazla izin alan Eskişehir Milletvekili
Hasan Murat Mercan'a İçtüzüğün 154 üncü maddesi gereğince ödenek
ve yolluğunun verilebilmesi, Başkanlık Divanının 26 Nisan 2007 tarihli
toplantısında uygun görülmüştür.
Genel Kurulun onayına
sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Kabul edenler… Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve
İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1'inci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon
raporu gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
2'nci sırada yer alan,
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030)
(S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer alan,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Bursa Milletvekili
Sayın Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet Komisyonları
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet
Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı: 1337)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
4'üncü sırada yer
alan, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile 78 ve 190 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısı ile Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporlarının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
4.- Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu
ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının
Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1343, 1/1291) (S. Sayısı:
1414) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Şimdi, eski 7, yeni
8'inci maddeye bağlı geçici 34'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 8- 2809 sayılı
Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE
34- Bu Kanunla kurulan Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Ağrı
Dağı Üniversitesi, Sinop Üniversitesi, Siirt Üniversitesi, Nevşehir
Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Kilis Üniversitesi, Karatekin
Üniversitesi, Artvin Üniversitesi, Bilecik Üniversitesi, Eren
Üniversitesi, Kırklareli Üniversitesi, Osmaniye Üniversitesi,
Bingöl Üniversitesi, Muş Alparslan Üniversitesi, Mardin Artuklu
Üniversitesi ve Batman Üniversitesine bağlanan yükseköğretim kurumlarının
teşkilatı, mevcut kadroları ve pozisyonları ile birlikte personeli,
bu kuruluşlarla ilgili yılı bütçe ödenekleri, bütçedeki ödeneklerin
tahakkuka bağlanma yetkisi, bina ve tesisleri, her türlü araç ve gereci,
malzeme, döşeme, demirbaş ve taşıtları ile birlikte her türlü taşınır
ve taşınmaz malları başka bir işleme gerek kalmaksızın bağlandıkları
üniversitelere devredilmiş sayılır.
Bu Kanunla yeni kurulan
ve bağlantısı değiştirilen yüksek öğretim kurumlarında uygulamayla
ilgili olarak ortaya çıkacak sorunlar Yükseköğretim Kurulu kararıyla
çözümlenir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Kırklareli Milletvekili Sayın Mehmet Siyam
Kesimoğlu.
Buyurun Sayın Kesimoğlu.
CHP GRUBU ADINA MEHMET S. KESİMOĞLU
(Kırklareli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte
olan kanun tasarısının 8'inci maddesinin geçici 34'üncü maddesi
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle yüce heyetinizi şahsım ve grubum adına
saygıyla selamlıyorum.
(x)
1414 S. Sayılı Basmayazı
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, dün gece, bu maddeye gelinceye kadar geçen maddelerle
on yedi ilimizde üniversite kuruldu. İlk defa üniversiteye kavuşan
illerimizde yaşayan yurttaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.
Ben de Parlamentoda temsil etmekten onur duyduğum Kırklareli ilinde
üniversite kurulmasından dolayı memnunum, mutluyum, teşekkür ediyorum.
Bu nedenle sizlere
biraz da Kırklareli'den bahsetmek istiyorum değerli milletvekilleri.
Yıllardan beri Kırklareli halkının bir özlemiydi üniversiteye kavuşmak,
çünkü, Ankaralı, İzmirli, İstanbullu ailelerin çocukları nasıl
kendi illerinin üniversitelerinde okuyorlarsa, Kırklarelili aileler
de kendi ilinin üniversitesinde çocuklarının okumasını istiyorlardı.
Üniversiteye kavuşmayı çoktan hak etmişlerdi, çünkü, o kadar çok
üniversiteyi hak eden faktörler var ki ilimizle ilgili, bunlara ait
birtakım rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum değerli milletvekilleri:
Kırklareli, yüzde 93 okuma yazma oranı ile diğer iller arasında çok
önde, kültürel ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeyiyle 11'inci sırada,
okullaşma oranı yüzde 97, eğitim sektörü gelişmişlik sıralamasında
ilimiz Kırklareli 7'nci sırada, üniversite sınavlarında nüfusuna
oranla en başarılı iller arasında. Yine, nüfusuna oranla en çok üniversite
mezununa sahip bir il. 6.550 kilometrekarelik bir alana yayılan
Kırklareli, bir uçtan Karadeniz'e, bir uçtan Bulgaristan'a dayanıyor.
Günümüzden tam sekiz bin yıl önce yerleşik bir yaşam söz konusu değerli
arkadaşlarım Kırklareli'nde ve tabii ki ülkemizin batıya dönük yüzü
Kırklareli. Tüm bu nedenlerden ve sayamadığım birçok faktörden dolayı
ilimiz çoktan hak etmişti üniversite sahibi olmayı. Bu açıdan bakacak
olursak, bu tasarıyı bir hakkın gereğini yerine getiren bir tasarı
olarak düşünüyorum.
Sayın milletvekili
arkadaşlarım, ilimiz Kırklareli bir bilim ve kültür merkezi hâline
dönüşmek istiyor, dönüştü, bunun gereklerini de yerine getirecek.
Ancak, ilimize üniversite kurulmasının birtakım düşündürücü nedenleri
var. Bunları ben sizlerle paylaşmak istiyorum.
Biraz geriye gitmek
istiyorum değerli milletvekili arkadaşlarım. Kırklareli halkının
yıllardan beri özlemi olan bu Kırklareli Üniversitesinin kurulmasıyla
ilgili, milletvekili olur olmaz bir kanun teklifi verdim. Kanun teklifi
verdiğim günden bugüne dört tane kış geçti, ancak benim vermiş olduğum
kanun teklifi, ilgili komisyonda dört tane kış uykusundan uyanamadı.
Bugüne kadar bu konuda çok çeşitli çalışmalar yaptım. Geçtiğimiz
dönemde on beş tane yeni üniversitenin kurulması gündeme geldiğinde,
diğer milletvekili arkadaşım Yavuz Altınorak'la birlikte bir önerge
verdim. Çalışmalar yaptık, konuşmalar yaptık, ancak başarılı olamadık.
Elbette, yalnız milletvekilleri olarak bizler bu konuda çaba sarf
etmedik, Kırklareli halkı gerçekten çok özverili çalışmalar yaptı,
sivil toplum örgütleri çok başarılı çalışmalar yaptı. Özellikle
Kırklareli Hareketi Derneğinin öncülüğünde paneller, toplantılar,
imza kampanyaları düzenlendi.
Panel deyince aklıma
geldi saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım. Dün gece, Kırklareli
Üniversitesinin kurulmasıyla ilgili görüşmeler sırasında söz
alan Adalet ve Kalkınma Partisinin Değerli Milletvekili Ahmet Gökhan
Sarıçam kardeşim -konuşmalarını dikkatle dinledim- beni bir parça
geriye götürdü. Kırklareli Hareketi Derneğinde 24 Aralık 2004 tarihinde
bir panel düzenlenmişti ve bu panelin konusu da Kırklareli'nde Kırklareli
Üniversitesinin kurulmasıydı. Biz, tabii ki, Cumhuriyet Halk Partisinin
2 tane milletvekili olarak, bu konuyla ilgili olumlu düşüncelerimizi
koyduk, tavır takındık. Ancak, değerli kardeşim Ahmet Gökhan Sarıçam'ın,
ben, panele katılan vali vekili, belediye başkanı, sivil toplum
örgütünün temsilcileri ve Kırklareli halkının huzurunda olumlu
tutumunu bekledim, fakat göremedim. Sevgili arkadaşım dün akşam
burada bunlardan bahsetti. Ancak, o günkü konuşmalarında -ki, bu
konuşmalar, Kırklareli Hareketinin düzenlemiş olduğu panelde
bantlarda da kayıtlıdır- ifade ettiği gibi, Kırklareli'deki üniversiteye
bu aşamada gerek olmadığı, var olan Trakya Üniversitesinin bu ihtiyacı
giderebileceği, hatta ilim neredeyse oraya gitmemiz gerektiğini
ortaya koyan düşüncelerinin olduğunu dinledik. Arkadaşımızın
düşüncelerini dinleyince, işte bu panel, bu sözler gözümün önüne
geldi. Arkadaşımızın -ki, benim sevdiğim, değerli kardeşimdir elbette
ki- gelişerek değiştiğini görmekten memnuniyetimi ifade etmek
için bu sözleri kullandım. Amacım bir polemik yaratmak değil.
Sayın milletvekilleri,
bir de Sayın Bakanın, Sayın Millî Eğitim Bakanının 2005 yılında ilimize
geldiğini, ilimizin gelişmişliğini gördüğünü ve artık burada
bir üniversite kurulmasının gerektiğini işaret etti arkadaşımız.
Ben, bir ilde üniversite kurulması için gerekli kriterin bu kadar
basite indirgendiğini doğrusu bilmiyordum. Bu, önemli bir aşamadır
diye düşünüyorum. Üniversitesi olmayan dokuz ile de buradan bir
çağrı yapmak istiyorum: Sayın Millî Eğitim Bakanını illerine davet
etsinler, güzelliklerini sergilesinler, onlar da üniversitelerine
kavuşsunlar diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Kırklareli halkının çabalarından bahsediyordum. Bu konuda bir imza
kampanyası düzenlendi yine Kırklareli Hareketi Derneği tarafından,
öncülüğünde ve Kırklareli halkı, bir çırpıda, kendi ilinin plakası
olan 39'u da anımsatması bakımından 39 bin tane imzayı bir araya getirdi
ve bu on beş üniversitenin kurulmasıyla ilgili tasarı görüşülürken,
yine Yavuz Altınorak arkadaşımla birlikte, Sayın Millî Eğitim Bakanına
burada takdim ettik. Belediye başkanlarımız -26 tane belediye başkanımız
var; ki, içinde Adalet ve Kalkınma Partisine mensup belediye başkanlarımız
dahi taahhütte bulundular topluma, açıklamada bulundular- her
türlü imkânı, her türlü fırsatı, kurulacak olan Kırklareli Üniversitesine
vereceklerini ve üniversitede okuyacak öğrenceleri toplu taşım
araçlarıyla ücretsiz taşıyabileceklerini ifade ettiler.
Değerli arkadaşlarım,
bunları, biz, zaman zaman dile getirdik, ancak, tam dört buçuk yıl geçti
aradan. Benim vermiş olduğum kanun teklifi komisyonda bekledi, birdenbire
bir baktık ilimize üniversite kuruldu. Elbette ki, aldık kabul ettik.
SELAMİ UZUN (Sivas) -
Hayırlı olsun.
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - Elbet, hayırlısı olsun. Memnunuz ve mutluyuz, aldık kabul
ettik, ama ne değişti? Benim milletvekili olduktan sonra vermiş olduğum
kanun teklifinden bu yana değişen bir tek şey var değerli arkadaşlarım:
Sandık.
Şimdi, Sayın Bakan burada
olsaydı -dün geceki konuşmaları da hatırlıyorum- kızacaktı, bunun
bir seçim rüşvetiyle ilgisi ve alakası yok diyecekti, ama Kırklareli
halkı bunun bilincinde. Bir hakkın gereği yerine geldi diye düşünüyor.
Üniversitesinin kurulmasından son derece mutlu, memnun. Ancak,
sandık önüne konulduğunda, özgür iradesini sandığa yansıtacak.
2002 seçimlerinde 4'üncü sırayı verdiği Adalet ve Kalkınma Partisine,
22 Temmuz seçimlerinde nasihat verecek ve bilin ki değerli iktidar
partisinin milletvekilleri, 22 Temmuz gecesinde Kırklareli'nde
açılan sandıklardan Adalet ve Kalkınma Partisi çıkmayacak.
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- O, senin elinde değil ki!
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisinin
eğitim anlayışıyla ilgili bir çarpıcı örneği sizlerle paylaşarak
sözlerimi tamamlamak istiyorum.
Millî Eğitim Bakanlığının
bütçesi görüşülürken söz alan Cumhuriyet Halk Partili milletvekili
arkadaşlarım, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından bastırılan ders
kitaplarından birtakım örnekleri bizlerle paylaştılar. Yüzümüz
kızardı, öfkelendik. Ben size birazdan bir yazıyı okuyacağım. Bu
da bu anlayışı âdeta taçlandıran bir görüş değerli arkadaşlarım. Dikkatle
dinlemenizi rica ediyorum.
Dün, Cumhuriyet gazetesinin
Deniz Som köşesinde yayınlanan bir yazı. Bu, bir A4 boyutunda hazırlanan
bir yazı. Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde ilköğretim okullarında
din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri tarafından öğrencilere
dağıtılan bir yazı değerli arkadaşlarım: "Suyu içmeden önce
'bismillahirrahmanirrahim' diyeceğiz; içi görünür bir kapta, oturarak
ve yüzümüzü kıbleye dönerek üç yudumda içeceğiz. İçtikten sonra
'elhamdülillah' diyeceğiz."
RECEP YILDIRIM (Sakarya)
- İslamidir o.
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - "Elmayı yatay dilimleyeceğiz, meyvenin çekirdeğini
sol elimizle çıkaracağız. Yemekten önce besmele çekeceğiz."
RECEP YILDIRIM (Sakarya)
- Doğru…
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - Bir dinleyin arkadaşlar. Ondan sonra gelin de engin fikirlerinizden
hepimizi yararlandırın. (AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
lütfen müdahale etmeyelim.
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - "Yemeği sağ elle yiyeceğiz."
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
Besmeleden niye korkuyorsunuz?
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - "Sofradaki kırıntıları sağ elimizin işaret parmağıyla
toplayacağız."
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
Besmeleden niye bu kadar çekiniyorsunuz?
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - "Yerde yemek yerken sağ bacağımızı kaldıracağız. Yemek
yerken başkalarının…" (AK Parti sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Kesimoğlu.
Buyurun, sözlerinizi
tamamlar mısınız.
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - "Yemeğin ortasında şükür duası yapacağız. Yemek
duasını okuyacağız.
Akşam yatarken abdest
alacağız." (AK Parti sıralarından "doğru" sesleri)
RECEP YILDIRIM (Sakarya)
- Doğru, doğru!
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - Ne kadar güzel işte, gelin, anlatın. (AK Parti sıralarından
"Okumayın şunları" sesleri)
"Yatmadan önce,
Felak ve Nas surelerini okuyacağız, saçımızı tarayacağız. Sağ el
üzerine ve sağ tarafımıza yatacağız."
RECEP YILDIRIM (Sakarya)
- Çok güzel!
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - "Bir şeyi giyerken sağdan giyeceğiz, soldan çıkaracağız."
RECEP YILDIRIM (Sakarya)
- O da doğru!
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - "Ayakkabımızı ilk önce sağ ayağımıza giyeceğiz. Evden
çıkarken abdest alacağız.
Tuvalete giderken
çoraplarımızı çıkaracağız. Tuvalete ve banyoya sol ayakla girip
sağ ayakla çıkacağız."
RECEP YILDIRIM (Sakarya)
- Doğru, doğru!
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - "Tuvalette ve banyoda tükürmeyeceğiz. Banyodan
çıkarken diz kapaklarımızın aşağısına soğuk su dökeceğiz.
Bebekleri koklayarak
öpeceğiz. Çocukların başını okşayacağız. Her gün, en az 100 defa
'estağfurullah' diyeceğiz. Bir iş yaparken Peygamber efendimizin
ne iş yaptığını düşüneceğiz."
RECEP YILDIRIM (Sakarya)
- Doğru!
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - "Tebliğ edeceğiz. Cemaatle namaz kılacağız. Günde
beş vakit tesbihat yapacağız. Pazartesi ve perşembe günleri oruç
tutacağız."
MEHMET BEŞİR HAMİDİ
(Mardin) - Siz tutmayın!
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - "Teheccüt, evvabin, kuşluk namazları kılacağız."
(AK Parti sıralarından gürültüler)
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
İslam'ın şartı bunlar!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri…
Sayın milletvekilleri…
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - "Cuma günleri tırnak keseceğiz, gusül abdesti alacağız,
sadaka vereceğiz."
RECEP YILDIRIM (Sakarya)
- Doğru, doğru!
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - "Çantamızda iğne, iplik ve ayna taşıyacağız. Evde
perdeyi kapattıktan sonra ışığı yakacağız. Otomobile bindiğimizde…"
BAŞKAN - Sayın Kesimoğlu,
daha, uzun sürecek mi?
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.
NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) - Hayır,
hutbe mi okuyorsun, anlamadım!
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Hayır, gündeme
ilişkin, konuya ilişkin de…
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - Bitiriyorum efendim, bitiriyorum.
"Otomobile bindiğimizde
üç defa 'Allahu ekber' üç defa 'elhamdülillah' üç defa 'la ilahe illallah'
diyeceğiz. Misvak kullanacağız ve dişlerimizden sonra dilimizin
üzerini de temizleyeceğiz." Ve pek tabii ki, Sayın Millî Eğitim
Bakanına da dua edeceğiz!
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, biz, elmayı yatay değil de dikey kesersek elma kızar mı, küser
mi? Banyoda tuvalete tükürmeyeceğiz de sokaklara mı tüküreceğiz?
(AK Parti sıralarından gürültüler)
Şimdi, meyvenin çekirdeğini
sol elimizle çıkaracağız! Uğur Mumcu'nun sözleri vardı hani:
"Salla bayrağı soldan sağa, düşman üstüne."
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kesimoğlu,
Genel Kurula teşekkür eder misiniz.
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
"Soldan sağa…"
derken, komünizm teşvikinde bulunduğu gerekçesiyle yargılandı. Şimdi,
meyvenin çekirdeğini sol elimizle çıkartarak solculuk ya da komünizm
propagandası yapmış olmayacak mıyız? (AK Parti sıralarından gürültüler)
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- Kim yazmış?
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakan keşke aramızda olsaydı,
bu bilimsel bilgilerle ilgili ne düşünüyor, bizi bilgilendirmiş
olsaydı.
Umarım, bu tasarının
görüşme süreci içerisinde gelir, bizleri bilgilendirir. Eğer, bizler
yanlış bilgi içerisindeysek, doğru bilgilere kavuşuruz ve gereğini
yerine getiririz.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
İslam'ın şartına karşı mısınız?
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kesimoğlu.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Kırklareli) - Sayın Başkan, 69'uncu maddeye göre söz istiyorum.
Biraz önceki konuşmasında,
Kırklareli Milletvekili arkadaşım ismimden bahsederek, geçmişte,
belli bir yerde, bir sivil toplum örgütünün üyesiyle yapılmış bir
toplantıda söylediğim sözleri burada çarpıtmıştır. Kamuoyuna
gerçekleri aktarmak için müsaadenizi istiyorum.
BAŞKAN - Sayın Sarıçam,
zaten şahsınız adına konuşmanız var; onu da göz önüne alacağım.
Teşekkür ederim.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Kırklareli) - Tamam efendim.
BAŞKAN - Sayın Sarıçam,
yani şahsınız adına konuşurken o süreyi de dikkate alacağım.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Kırklareli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım, sağ olun.
BAŞKAN - Anavatan Partisi
Grubu adına, Erzurum Milletvekili Sayın İbrahim Özdoğan.
Buyurun Sayın Özdoğan.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA İBRAHİM
ÖZDOĞAN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
görüşülmekte olan 1414 sıra sayılı Yasa Tasarısı'nın 8'inci maddesine
bağlı geçici 34'üncü madde üzerinde Anavatan Partisi Grubu adına
söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
burada, bir hissiyatımı belirtmek istiyorum. Hakikaten, insanların dinî inançlarını böyle
aşağılarcasına konuşmak beni de rencide etmiştir. (AK Parti sıralarından
alkışlar) Dolayısıyla, az önce konuşan Sayın Milletvekilimizin
bu tutumunu ben kınıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım,
herkesin dinî inancı kendinedir. Ayrıyeten, şunu da söylemek istiyorum,
değerli arkadaşlarım: Bu gibi dinî inanç meselelerini gündeme getirerek
AK Partiyi büyütmekten başka bir şey yapmıyorsunuz, birkaç puan daha
büyüttünüz. Bak, bunu ben size söylemek istiyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar) Bunların yerine daha gerçek şeyleri gündeme getirmeniz
gerekirdi.
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Kırklareli) - Büyüme o kadar kolay olsa!
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Ayrıyeten, sizin bu konuşmalarınıza karşı ben de hissiyatımı
şöyle belirtmek istiyorum: İnşallah, Allah, beni ve bu yolda olanları,
Hazreti Muhammet'in yolunda daim kılar diyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Kırklareli) - Yolunuz açık olsun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Değerli milletvekili arkadaşlarım, üç gündür üzerinde çalıştığımız
kanun tasarısı on yedi ilimizde yeni üniversite kurmayı hedefliyor.
Ancak, her nedense, Aralık 2005'te on beş, şimdi de on yedi ilde üniversite
kuracağını söyleyen Hükûmet dokuz ilimizi kapsam dışı bırakmıştır.
Bunun mantığını anlamaya çalışıyorum; düşündüm, bir sistematik
kurayım dedim, fakat, maalesef mantığını da şu ana kadar anlayamadım.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
kapsam dışı bırakılan Iğdır, Ardahan, Yalova, Şırnak, Gümüşhane,
Bayburt, Hakkâri, Tunceli ve Bartın'ın, zaten çok kolay üniversite kuran
Hükûmet tarafından bu listeye alınmamasının sebebi ne olabilir?
MEHMET BEŞİR HAMİDİ (Mardin) - Plan ve
bütçe, program…
İBRAHİM ÖZDOĞAN
(Devamla) - Bu illerimiz zaten üniversiteye boğulmuş oldukları
için mi veya bir üniversite onlar için gereksiz olduğu için mi kapsam
dışında bırakıldılar?
Bu sorunun cevabını çok merak ediyorum.
Dün burada, Mardin
ve Muş illerimizden milletvekili arkadaşlarımızı bu kürsüde izlerken
bir şeyi daha gördüm değerli arkadaşlarım. Eğer memleketimizin
fiziki gözleri olsaydı, o gözler eğitime tutkuyla bakan gözler
olurdu, çünkü, değerli arkadaşlar, eğitim, maalesef milletçe paylaştığımız
ortak bir zenginlik hâline hâlâ daha dönüşememiştir. Avrupa Birliği ülkeleriyle mukayese dahi edilmemiz
hâlen daha mümkün değildir. Hiçbir Avrupa ülkesinin insanı
eğitime bizim insanımız kadar aç ve tutkun değildir.
Hâl böyleyken, Hükûmet dokuz ilimizi kapsam dışı bırakarak
bu illerimizin boynunu bükmüş ve onlara haksızlık etmiştir.
Bir sene içerisinde 15+17 yani 32 üniversite kurduğunu iddia edebilecek
kadar bu işlerden bihaber olan Hükûmet, ama, mademki
bu kadar çok ilimizi bu yasa kapsamına almıştır, o hâlde dokuz ilimizi
neden bu kapsam dışında bırakmıştır?
Kaldı ki, değerli
arkadaşlar, bu dokuz ilimiz ağırlıklı olarak temel eğitim imkânlarından
da yoksun illerimizdendir.
Esasen, bir senede otuz iki üniversite kurduğunu iddia ederek komik
duruma düşen Hükûmetin beş yıllık icraatının ardından bu illerimizin
temel eğitim bakımından içinde bulunduğu durum çok acı vericidir
ve şimdi bazı örneklerini vereceğim hâl şöyledir değerli arkadaşlar:
Mesela, Hakkâri'nin
Şemdinli ilçesi Bozyamaç köyü sakinleri bölgeye bir ilköğretim
okulu yapılmasını istemektedirler. Özellikle kız
çocuklarının büyük bir bölümü okula gidemeyen köylüler, yetkililerden
okul yapılması için yardım talebinde bulunmuşlardır. Köylerine veya bölgeye sekiz yıllık bir ilköğretim okulu
yapılması durumunda kız çocuklarının tamamının eğitime başlayacaklarını
dile getiren köylüler, yaptıkları müracaatlardan herhangi bir cevap
alamadıklarını söylemektedirler. Köylüler
köylerinde veya yakın bir yerde sekiz yıllık bir ilköğretim okulu
istemektedirler. Vatandaşlar, okul yapıldığı
takdirde okula giden kız çocuğu sayısının artacağını ifade etmektedirler.
Şemdinli Millî Eğitim Müdürlüğüne başvuran vatandaşlarımızın
bu sorunu hâlen daha çözülememiştir. Köylerinde
bir ilkokul olduğunu, ama, beş yıllık eğitim verdiğini belirten vatandaşlarımız,
"Bu okulu bitiren çocuklar eğitimlerine devam edemiyor."
demektedirler. Ailelerin maddi imkânı yetersiz
olduğu için çocuklarını Şemdinli veya Hakkâri'ye de gönderemiyorlar.
Hakkâri'de yapımı devam eden okullar ve bunlara ek ders karşılığında
alınacak öğretmenler, alınacak vekil öğretmenler ve bunların çeşitli
kurslara tabi tutulması, ücretsiz kitap dağıtılmasıyla ilgili
önlemlerin alınması, YİBO'ların tam kapasiteyle çalışması, taşımalı
eğitimin gözden geçirilmesi, okul öncesi eğitimle ilgili gerekli
önlemlerin alınması ve donatım ihtiyacının karşılanması, yeni
atanacak öğretmenlerin hizmet içi eğitime tabi tutulması konuları
hâlâ Hakkâri'nin en akut eğitim konularındandır. Yani, değerli arkadaşlar,
"Hakkâri'de Dört Mevsim" filmi Hakkâri'de devam etmektedir.
Geçelim kapsam dışı bırakılan illerimizden,
değerli arkadaşlar, Ardahan'a: Ardahan'ın birçok köyünde birleştirilmiş
sınıflarda eğitim verilmesi ve öğrencilerin kendi sobalarını
kendilerinin yakmasının, eğitimde kalitenin düşmesine neden olduğu
bildirilmektedir. Doğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan
birçok köy okulunda, öğretmen yetersizliği ve öğrenci eksikliği
nedeniyle sınıfların birleştirilmesi sonucu beş sınıf bir dershanede,
aynı öğretmenden eğitim almaya çalışmaktadırlar. Ardahan'ın birçok köyünde birleştirilmiş sınıflarda eğitim
verildiğini belirten öğretmenler, "Bir sınıf içerisinde, beş
sınıf öğrencisine birden ders anlatmak zorunda kalıyoruz." diyorlar.
"Birinci sınıflara yönelik heceleme işlerini uygulatmaya
çalışırken, bir taraftan da diğer sınıfların derslerini de işlemek
zorundayız." diyorlar. Kırsalda bulunan çoğu okulun öğrencileri
-hizmetli personeli olmadığı için- mecburen, zaman zaman sınıftaki
sobayı kendileri yakmak zorunda kalıyorlar. Bu da, eğitimdeki kalitenin
düşmesine neden oluyor tabii ki.
Değerli arkadaşlar,
Ardahan'ın köylerindeki okullarda, birleştirilmiş sınıflarda eğitim
gören öğrencilerin -tahtayı rahat görebilmeleri ve farklı sınıftaki
öğrencilerin dikkatlerinin dağılmaması için- sıraları farklı
yönlere doğru ayarlanıyor. Öğrenciler, zaman zaman sönmek üzere
olan sobaya ders aralarında odun atarak ısınmaya çalışıyorlar.
Ardahan'ın birçok köyündeki
öğrencilerin, 24 Kasım Öğretmenler Günü için, öğretmenlerine hediye
alma imkânı da olmadığı için -tabii çok üzülüyorlar- tahtaya sadece
"Öğretmenler Günü'nüz kutlu olsun öğretmenim" demekle yetiniyorlar.
Değerli arkadaşlar,
biraz da Iğdır'ın eğitim sorunlarına dikkat çekmek istiyorum: Iğdır
Valiliğince oluşturulan bir komisyonun tespitlerine göre, okul
arazilerinin ihata duvarıyla kuşatılmamış olması, vatandaşların
okul arazilerini bilerek işgal etmeleri ve tapu kayıtlarının bazılarının
hâlen Kars'ta tutulması, okul bahçesine kadar uzanan alanlarda tarım
yapılmasına, öğrencilerin okulları rahat biçimde kullanamamalarına
ve okul yönetimiyle vatandaşların karşı karşıya gelmelerine neden
olmaktadır. Bu sorunun çözümü için tapu ve sınır sorunlarının kesin
olarak çözülmesi ve yerel iş gücü kullanılarak ihata duvarlarının
yapılması önerilmektedir.
Elektrik, aydınlanma
ve ısınma sorunlarına gelecek olursak. Yakacak dağıtımının yetersiz
olması, okullarımızda elektrik tesisatının olmaması veya ihtiyaca
cevap vermemesi, odunluk, kömürlük bulunmaması ve yardımcı hizmetli
ve destek personelinin bulunmayışı, kış mevsiminde soğuk ve elverişsiz
ortamlara, aydınlanmanın yetersiz olmasına, öğrencilerin destek
personel gibi kullanılmasına ve bunların sonucu olarak motivasyon
düşüklüğüne sebep olmaktadır. Bu sorunun çözümü için yakacak dağıtımının
daha rasyonel yapılması, odunluk, kömürlük ve elektrik tesisatının
yapılması için kaynak ayrılması gerekmektedir. Ayrıca, köy okullarının
yaz aylarında yeterince korunamaması dolayısıyla -ve muhtarlar
da buna, tabii, sahip olamıyor- köy okulları tahrip ediliyor değerli
arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar,
diğer taraftan şunları kaydetmek istiyorum: Bir yılda otuz iki üniversite
kurduğunu iddia edebilen bir Millî Eğitim Bakanının yönettiği temel
eğitim ancak bu durumda olabilirdi. Anlattığım örnekler, temel eğitimimizin hangi
şartlarda olduğunu çok iyi göstermektedir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlar,
yine, bir başka doğu vilayetimiz Tunceli'ye gelmek istiyorum. Orada
da durum hiç iyi değil. Bölgenin diğer illeri gibi sınırlı sayıda
köy okullarına sahip Tunceli'de, merkez ve ilçelerdeki eğitim sorunları
bir yana, köy okulları tamamen kaderine terk edilmiş durumda. Mazgirt'e
bağlı Göktepe Köyü İlköğretim Okulu buna en iyi örnek teşkil ediyor.
Bölgedeki en büyük köy okulu Göktepe İlköğretim Okuludur. Üç katlı
binada sekiz dersliği bulunan okulda, 80'e yakın öğrenci öğrenim
görüyor. Birinci sınıftan sekizinci sınıfa kadar öğrenimin yapıldığı
okulda 11 öğretmen görev yapıyor. Okul, branş öğretmeni konusunda
sıkıntı yaşıyor ve öğretmenler sık sık tayin isteyerek maalesef
bölgeden gidiyorlar.
Bu okulun en büyük
dertlerinden birisi de su sıkıntısı değerli arkadaşlar. Tuvaletler,
bidonlarla çeşmelerden taşınan su ile yıkanıyor. Su sıkıntısı var
diye, onlarca öğrenci tek bir tuvaleti kullanıyor. Kırık tuvalet
kapısı, içeride birikmiş pislikler, bir depoda biriken su, 80 öğrencinin
okuduğu ve 11 öğretmenin görev yaptığı okula günde ancak bir saat
verilebiliyor. Temizlik alışkanlığının kazandırılmaya çalışıldığı
bir ilköğretim okulu çağındaki çocukların, susuz bir okulda öğrenim
görmesi ağır bir vebaldir. Tabii ki bunların hepsi birer örnektir,
Türkiye'de binlerce böyle okul bulunmaktadır.
Ülkemizde hâlâ çok
yaygın bir temel eğitim sorunu vardır değerli arkadaşlarım. Bu sebeple
de birçok ilimiz üniversiteye öğrenci yollayabilecek bir durumda
dahi değildir. Vatandaş vicdanı açısından çok yaralayıcı olan bu
durum, maalesef, AK Parti Hükûmeti tarafından hiç giderilememiştir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdoğan,
Genel Kurulu selamlar mısınız.
Buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Hemen bitiriyorum Sayın Başkanım.
Şimdi de bazı illerimiz
üniversite açma programı dışında bırakılarak, vatandaş vicdanı
yaralanmaya devam edilmektedir. Bir Yalova'nın kapsam dışı bırakılması
da, maalesef anlamsızdır. Yalova, her türlü altyapıya kolayca sahip
olabilecek, coğrafi olarak elverişli bir konumda olan, Ege-İstanbul
hattında olan önemli bir şehrimizdir.
MUHARREM İNCE (Yalova)
- Bravo İbrahim Bey!
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Yalova, bunun dışında öğretim üyesi sıkıntısını en az çekecek
illerimizdendir. Hükûmetin neye göre şehir seçtiğini anlamak hakikaten
zordur.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, Anavatan olarak eğitim ve üniversite, programımızın
en koyu mürekkeple yazılmış pasajıdır. Bu Hükûmetin el atmadığı,
yapmadığı, yapamadığı, akıl edemediği, hissetmediği her şeyi hissedecek,
anlayacak ve yapacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Hepinizi, tekrar,
saygıyla selamlıyorum. (Anavatan
Partisi ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Özdoğan.
Şahısları adına,
Kırklareli Milletvekili Sayın Ahmet Gökhan Sarıçam.
Buyurun Sayın Sarıçam.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
69'uncu maddeye ilişkin
söz talebinizi de dikkate alarak on dakika süre veriyorum; buyurun.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Kırklareli) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
Genel Kurul gündemine gelen yasa tasarısının 8'inci maddesi hakkında
söz almış bulunuyorum. Bu maddede şahsım adına söz almayı düşünüyordum,
çünkü, dün gece, geç saatlerde, Kırklareli'nde bir üniversite kurulmasıyla
ilgili bir kanunu hep birlikte sayenizde geçirdik ve böylece, ilimize,
bir eğitim-öğretim, ilim-irfan yuvasını kazandırdık, bundan dolayı
çok mutluyum. Fakat, o esnada konuşmamı biraz uzun tuttuğum için, o
kanun maddesi için vermiş olduğum bir önergede söz almamıştım, onunla
ilgili burada ne yapmak istediğimizi de kısaca ifade etmek istiyordum,
onun için bu söz talebimi almıştım.
Şu anda kurulan
on yedi üniversitenin hepsi üç fakülteyle kurulurken, Kırklareli
Üniversitesi dört fakülteyle kuruluyor. Bunu sağlamak için dün akşam bir önerge
verdim AK Parti Grubuna mensup milletvekili arkadaşlarımla ve çok
şükür, bu da, o önerge doğrultusunda oylandı ve
Bu maddeyle ilgili
olduğu için onu özellikle ifade ettim, çünkü, bu madde, daha önce değişik
üniversitelerin bünyesinde, ama ilimizde kurulu olan yüksekokul
ve fakültelerin, yeni kurulan üniversitelere bütün demirbaşları
ve yapılarıyla beraber devrini öngörüyor. Bu konuda, zaten, çok
şükür, dün akşam da belirttiğim gibi, bir sıkıntımız yok. Yüksekokullarımızın bağlı olduğu Trakya Üniversitesi
Rektörü Sayın Enver Duran Bey, gerçekten, ilimize ve yüksekokullarımıza
karşı her zaman bir teveccüh ve anlayış göstermiştir, buradan tekrar
şükranlarımı sunuyorum, bu konuda da bir problemimiz yok.
Bunları kısaca belirttikten sonra normalde
konuşmamı tamamlayacaktım, ama, biraz önce, benden önce söz alan
çok değerli, seçim bölgemden milletvekilimiz Mehmet Siyam Kesimoğlu
konuşması esnasında üç dört yıl önce Kırklareli merkezde kurulu
olan ve dışarıya faaliyeti olmayan, orada kurulu olan bir sivil toplum
örgütünün üniversiteyle ilgili düzenlemiş olduğu bir panelde
yaptığımız konuşmaları gündeme getirdi. Tabii,
üzülerek dinledim kendisini. Kendisinden doğrusu
böyle bir şey beklemiyordum. Çünkü o günkü konuşmamı yaparken
beni can kulağıyla dinlediğini fark etmiştim
ama tabii, aradan üç dört yıl geçince bazı şeylerin unutulması doğal.
Ben burada sadece, arkadaşımızın yaptığı ufak tefek,
o günden bugüne yanlışlıkları düzeltmek için bir ifadede bulunacağım.
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Kırklareli) - Hepsi bantlarda var, onları verebilirim.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Devamla) - O gün yaptığım konuşmanın aynısını söylüyorum, bant kayıtlarıyla
da çek edebilirsiniz. Tabii ki bunda da gayet rahatsınız, bu konuda önünüz
açık. Benim de şimdi yapmış olduğum konuşmalar zaten tutanaklara
geçiyor, oradan da karşılaştırabilirsiniz.
O gün yaptığım konuşmada
şunu söyledim değerli arkadaşlar… Hâlâ da aynı fikirdeyim ve bugün
Kırklareli üniversite alabilmişse, o gün söylediğim sözlerde ne
kadar isabetli ve doğru konuştuğumun delilidir. O gün söylediklerim
aynen şuydu: Bakın, bizim, Kırklarelililer olarak, sadece Kırklareli
merkez ilçede yaşayanlar değil… Çünkü Kırklareli, Kırklareli merkez
ilçeden ibaret değil. Lüleburgaz'ıyla, Babaeski'siyle, Vize'siyle,
Pınarhisar'ıyla, Demirköy'üyle, Pehlivanköy'üyle, Kofçaz'ıyla biz
bir iliz.
Ben Kırklareli merkez
ilçede yetişmiş, doğmuş, büyümüş bir insan olarak sadece orayı göz
önüne alamam çalışmalarımı yaparken, tüm ilimi kucaklamak zorundayım,
ki bir ilin üniversitesi de o ilin tamamını kapsar. Dar bölge anlayışıyla
ne üniversitecilik olur ne de üniversite mantığı zaten buna uygun
düşer.
Ve biz şunu söyledik,
dedik ki: Bütün ilçelerimizde var olan yüksekokullarımızı kaliteli
hâle getirelim, olmayanlara kurmak için gayret sarf edelim. Ben, tek
tek gezdiğim için biliyorum, değişik ilçelerimizde, Türkiye'nin
hiçbir yerinde yoktur 10 bin nüfuslu bir ilçedeki yüksekokula bir
sürü öğrenci talebi olsun, ama benim Kırklareli'm ve Pınarhisar ilçemde
vardır. Dedik ki, bunları, öğrencilerimizin daha örgün eğitimi rahat
alabilecekleri şekle getirelim ve bunların yeme, içme, barınma
ihtiyaçlarını karşılayacakları altyapıları da oluşturalım.
Arkadaşlar, biz bunları
bugün iyi çalışarak elde edersek, bunların önünde her ne kadar Trakya
Üniversitesi tabelası olsa dahi, bunlar bizim. Biz bunları tamamladığımızda,
bir gün gelir, sadece tabelaları indirir, 81 vilayetin içinde en
güçlü üniversitelerden biri olabiliriz. Onun için, şu anda, yağmur
duasına çıkar gibi imza toplamaya çıkarak üniversite kurmanın peşinde
koşmayın. Benim, buradan milletvekili arkadaşlarıma da her zaman
söylediğim söz şu: Arkadaşlar, şöyle dönüp geriye doğru bakın, Türkiye
Cumhuriyeti'nin tarihinde ne zaman bir milletvekili teklif vermiş
de bir devlet üniversitesi kurulmuş? Mümkün mü böyle bir şey? Var mı
bunun bir örneği? Yok. Bunu, her zaman, hükûmetler… Hangi hükûmetler?
Ufku açık hükûmetler. Hangi hükûmetler? İlme değer veren hükûmetler.
Hangi hükûmetler? Bilimsel çalışmaya önem veren hükûmetler, üniversal
bilgiyi ülkelerinde oturtmak isteyen hükûmetler, tasarı olarak getirmişler,
ilgili milletvekillerin, halkın desteğiyle bunlar yasalaşmış. Ben
inanıyorum, muhalefet partisi milletvekillerim de, Kırklareli'ne
bir üniversitenin kurulmasından memnunlar.
Ha, bir de şu var: Çok
değerli arkadaşım -dün akşam da bunu belirtmiştim, yine ifade etmek
zorundayım- yani, siz, Kırklareli halkını, önlerine bir üniversite
imkânı açıldı diye, ideolojilerinden, siyasi görüşlerinden, anlayışlarından
feragat edecekleri kadar basit mi görüyorsunuz; teessüf ederim. Böyle
bir şey kesinlikle olmaz. Onlara değil üniversite, her birinin evini
altından yapsanız, benim Kırklarelili hemşehrim, kendi inancından,
ideolojisinden bir santim dahi feragat ve şaşma yapmaz. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Bu, bana, aynı zamanda
bir şeyi daha hatırlattı değerli arkadaşlar, bir fıkrayı hatırlattı.
Çok kısa bir fıkra olduğu için anlatacağım. Rusya'da, komünizm döneminde
iki kişi konuşuyorlarmış. Birisi birine demiş ki: "Dün gece
çok önemli bir olay oldu, farkında mısın?" "Değilim." demiş,
"Sen politbüroya daha yakınsın, haberin vardır, nedir?"
"Önümüzdeki seçimlerin sonuçları çalınmış." Değerli arkadaşım
buradan kalkıyor diyor ki: Efendim, Kırklareli'nde dördüncü parti
oldunuz, yine sizi dördüncü yapacaklar, bilmem ne, falan filan. Yok
böyle bir şey ya! 3 Kasım 2002'de aldığımız yüzde 12,5 oy vardı, yerel
seçimlerde aldığımız il genelindeki oylar yüzde 25. Genel seçimdeki CHP
ile aramızdaki oy farkı 30 bindi, şu anda inmiş 8 bine. Bunun telaşıyla eğer
bir şeyler söyleniyorsa, o listelere, o seçim sonuçlarına iyi bakmak
lazım.
Biz halkın içinden geliyoruz.
Yüksekokullar kuruldu. Arkadaşlar, Vize Yüksekokulunun çok iyi
bir binaya kavuşmasında bizzat bu kardeşinizin katkısı vardır. Şu
anda, Pınarhisarlı hemşehrilerim kendi ceplerinden para vererek,
çok değerli Sayın Maliye Bakanımızın aktarmalarıyla, yepyeni,
pırıl pırıl, 10 bin nüfuslu yere yüksekokul kuruyorlar. (AK Parti
sıralarından alkışlar) Kırklareli'nde, Sayın Maliye Bakanımızın
desteğiyle, 1 trilyon lira … Bizim, bilime, öğretime ve eğitime
verdiğimiz önemin çok önemli bir göstergesidir. On senedir yıkılmaya
yüz tutmuş binayı elden geçirdik, inşallah, şimdi orayı fakülte yapacağız.
Kırklareli'nde 1992
yılında temelleri atılmış -mezarlık üstünde olduğu için halk arasında
cenaze diye tabir edilen- üstünden iki tane Kırklareli'nden yetişmiş
bakanın geçmesine rağmen bitirilemeyen il kültür sitesi teslimatı
yapıldı, inşallah, haziran ayında Sayın Bakanımızla beraber açılışını
yapacağız. Hedefimiz şu: İnşallah, orayı da güzel sanatlar fakültesi
yapmak, Trakya'da bir ilk olacak inşallah. Bizim, hedefimiz, işimiz,
gücümüz, derdimiz bu.
Ama, bakıyorum, değerli
arkadaşlar bu konulardaki çalışmalardan vakit ayırabiliyorlar,
Cumhuriyet gazetesi okuyorlar ve ilginç şeyler tespit ediyorlar. Bu
konudan bizim de haberimiz var. Dün itibarıyla Cumhuriyet gazetesinde
yayınlanmış. Kırklareli Lüleburgaz ilçemizdeki bir ilköğretim
okulunda, bir din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni, sünnet, yani,
Peygamber efendimizin sözleri ve hareketleriyle ilgili bir konuyu
ders müfredatına uygun olarak işler iken, bazı öğrencilerin talebine
uygun olarak, Peygamber efendimizin sözleri ve sünnetleri, yani,
günlük hayatında yaptığı uygulamalar şunlardır diye bir liste yazmış,
o sınıfta talep eden öğrencilere vermiş. Bunun içinde "Bir işe
başlarken besmele çekin, bir suyu içerken şeffaf bir şeyden için ki,
içinde ne olup bittiğini görün, gusül abdesti alın." Herhâlde gusül
abdestini çok detaylı anlatmaya gerek yok, herkes biliyordur.
MUHARREM İNCE (Yalova)
- Bir anlat.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Devamla) - İhtiyacınız varsa anlatabilirim. Ben imam-hatip lisesi
mezunu olduğum için, o konuda da biraz yetkiliyim.
HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale)
- Kendine anlat.
MUHARREM İNCE (Yalova)
- Ben imam-hatip lisesinde öğretmenlik yaptım, senin gibileri yetiştirdim.
BAŞKAN - Sayın Sarıçam,
siz onu dışarıda anlatın; şimdi konuya gelin.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Devamla) - Tamam, onu dışarıda anlatırım arkadaşa, bilmiyor madem.
MUHARREM İNCE (Yalova)
- İmam-hatip lisesinde yedi yıl öğretmenlik yaptım, senin gibileri
yetiştirdim.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Devamla) - Onu dışarıda anlatırım size ben.
HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale)
- Güzel konuşuyorsun, güzel!
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Devamla) - Buna benzer şeyleri, efendim, işte "tuvalete tükürmeyin,
sokağa tükürmeyin, banyoya tükürmeyin, lavaboya tükürün" demiş.
Bunun neresi abesse! Bunları vermiş.
Bu, tabii, gazetede
söz konusu edilince hemen ilçe millî eğitim müdürlüğümüz, il millî
eğitim müdürlüğümüz…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Devamla) - Böyle bir olay ulusal medyaya yansıyınca, malum Cumhuriyet
gazetesine, tabii ki, hemen ilçe millî eğitim müdürlüğümüz, il
millî eğitim müdürlüğümüz ve valiliğimiz ilgili öğretmenle ilgili
soruşturma başlatmışlar ki, bu yaptığı müfredata uygun bir şey midir,
görevi kapsamında mıdır diye.
Değerli arkadaşlar,
bakın, bu toplumun her düşünceden, her fikirden, her eğitimden ve topluma
katkı sağlayan her ferdinin başımızın üstünde yeri vardır. Burada,
eğer, Cumhuriyet gazetesinin herhangi bir köşe yazarının, bilip
bilmediği bir konu hakkında çalakalem yazdığı, olayı incelemeden
yazdığı bir yazıyı dile getirirken orada mağdur ettiğiniz öğrencileri,
orada mağdur ettiğiniz eğitim görevlilerini… O eğitim görevlileri
gökten zembille inmedi. Onlar, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığının
ve YÖK'ün bağlı olduğu üniversitelerden yetkili, diplomalarını
almış, aydın din adamı yetiştirmek üzere görevlendirilmiş insanlar.
Eğer, siz, bu kürsülerden ve gazete köşelerinden onlara saldırırsanız,
o insanları, o eğitimi almamış o bilgileri verecek cahil cühelanın
eline düşürürsünüz. Çok önemsediğinizi söylediğiniz laiklik işte
o zaman gerçekten tehlikeye düşer.
MUHARREM İNCE (Yalova)
- Sayın Başkan, kaç dakika verdiniz?
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Devamla) - O ilahiyat fakültelerinden eğitim almış insanlarımıza,
öğretmenlerimize sahip çıkmamız lazım, onları onore etmemiz lazım
ki, onlar, aydın din adamları olarak, bizim çocuklarımıza, Atatürk'ün
kurduğu laik cumhuriyette olması gereken İslam dini eğitimini
verebilsinler. Onlar vermezlerse, o korktuğunuz mollalar gelir,
verir. Çünkü, siz, insanların içinden din duygusunu ve din anlayışını
silemezsiniz, Rusya'nın silemediği gibi. Öyle… (AK Parti sıralarından
alkışlar)
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Kırklareli) - Öyle bir çabamız yok ki!
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Devamla) - Ha, şunu da anlayamıyorum: Yani, besmeleden niye rahatsız
oluyorsunuz, gusül abdesti alınmasından niye rahatsız oluyorsunuz?
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Kırklareli) - Bir rahatsızlığımız yok.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Devamla) - Şeffaf bir bardaktan temiz bir suyun içilmesini tavsiye
eden öğretmenden niye rahatsız oluyorsunuz? Bunları da anlayabilmiş
değilim.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Sarıçam.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Devamla) - Hemen toparlıyorum
Başkanım.
BAŞKAN - Genel Kurulu
selamlar mısınız.
Buyurun.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, hepimiz değişik fikirlerde, değişik
inançlarda, değişik siyasi görüşlerde olabiliriz, bunları değişik
platformlarda ifade edebiliriz. Ama, sizden özellikle istirham ediyorum,
ben buradan yazar arkadaşlarımdan da rica ediyorum, lütfen, çocuklarımızı,
eğitimcilerimizi siyasetimize, ideolojimize ve hırslarımıza
alet etmeyelim, onları koruyalım, kollayalım; onları sevgiyle kucaklayarak,
onların geleceklerimizi emanet edeceğimiz aydın ve bilinçli nesiller
olmasını sağlayalım.
Hepinize saygılar
sunuyor, konuyu yeterince açıklayabildiğimi umuyor, vaktinizi
aldığım için de özür diliyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Sarıçam.
Şahısları adına ikinci
söz Batman Milletvekili Sayın Afif
Demirkıran'ın.
Buyurun Sayın Demirkıran.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
AFİF DEMİRKIRAN (Batman)
- Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli Başkanım,
sözlerime başlamadan önce iki hususa çok kısaca değinmek istiyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinden milletvekili arkadaşlarım gündem dışı
konuşmalarda partimize, Başkanımıza, Başbakanımıza yönelik bazı
ifadelerde bulundular. Doğrusu, biz, bu kürsüyü çok fazla…
BAŞKAN - Sayın Demirkıran
bir müsaade eder misiniz.
Bakın, o arkadaşlara
ilişkin Sayın Grup Başkan Vekiline söz verdim, yanıtladı. Sizden ricam,
konunun dışına çıkmayın, yeni bir sataşmaya meydan vermeyin.
Buyurun.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla)
- Yapmayacağım, sitilim de değil Sayın Başkan.
Doğrusu, bu kürsüyü
fazla işgal etmek istemiyoruz, çünkü çok laf üretmektense çok kanun
üretmeyi tercih ediyoruz. "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz."
diye bir atasözümüz vardır. Dolayısıyla, 22 Temmuzda sandık halkımızın
karşısına çıkacaktır, halkımız her şeyi görüyor, ona göre kararını
verecektir. Bu kadarla iktifa edeyim.
İkinci husus da, Kırklareli
Milletvekili Arkadaşımızın, temizliği, sağlığı ve güzel ahlakı
telkin eden, tavsiye eden o güzel sözlerinden dolayı kendisine teşekkür
ediyorum, halkımıza bu güzel hasletleri tekrar bu kürsüden hatırlattığı
için.
Değerli Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; Batman'ın il oluşunun 17'nci yıl dönümünde
on yedi güzel ilimizde on yedi yeni üniversitenin kurulması hepimizi
mutluluğa gark etmiştir ve bu üniversiteleri bize kazandıran, bize
hediye eden, başta değerli Başbakanımız, Hükûmetimiz, değerli
Millî Eğitim Bakanımız, Millî Eğitim Komisyonu, Plan Bütçe Komisyonu
üyeleri ve siz değerli milletvekili arkadaşlarıma, kendim, milletvekili
arkadaşlarım ve temsil ettiğim Batman halkı adına şükranlarımı
arz etmek istiyorum.
Değerli Başkan, değerli
milletvekilleri; bu 17 üniversiteyle beraber, Hükûmetimizin, AK
Parti İktidarının Türkiye'de kurduğu 39 üniversite olacaktır ve
bu 39 üniversiteyle beraber Türkiye'deki kurulu üniversite sayısı
110'a çıkacaktır.
Dikkatinizi bir hususa
çekmek istiyorum: İlk üniversite, ilk modern, çağdaş üniversite,
Türkiye'de, 1933 yılında İstanbul Üniversitesi olarak kurulmuştur.
O günden sonra, yetmiş yıl içinde ülkemizde sadece 76 tane üniversite
kurulmuş iken, dört buçuk yıllık AK Parti İktidarı döneminde 39 adet
üniversite kurulmuş, 7'si vakıf üniversitesi olmak üzere 39 tane
üniversite kurulmuş.
Peki, bu kadar üniversite
yeterli midir ülkemize? "Hayır" diyorum, çünkü, dünya ortalaması,
her 500 bin kişiye 1 üniversite düşmektedir. Nüfusumuzu
böldüğümüz zaman 140-150 tane üniversite gerekiyor Türkiye'de. Avrupa
Birliği ortalamasına baktığımız zaman her 250 bin kişiye 1 üniversite
düşmektedir. Dolayısıyla, Avrupa Birliği normlarında bir üniversiteleşmeye
gitmek istersek 280 adet üniversite kurmamız gerekiyor ülkemizde.
Değerli Başkanım,
Batman halkı uzun zamandan beri üniversitesine hasretti. Nasıl ki
Ferhat Şirin'e, Mem Zin'e, GAP'ın çorak toprakları Fırat sularına hasret
idiyse, gerek Batman'ımız gerek diğer bütün illerimizde yaşayan insanlar
üniversitelerine hasret idiler ve bu üniversitelerin kurulmuş olması
gerçekten büyük bir mutluluk vermiştir ve inanıyoruz ki, önümüzdeki
dönem geri kalan, henüz üniversitesi kurulmamış olan illerimizde
de üniversiteler kurulacaktır.
Bugün için Türkiye'de
ortaöğretim okullaşma oranı yüzde 85'tir. Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma
Planı'nda, yani 2013 yılına kadar, bu, yüzde 100'e çıkacaktır. Dolayısıyla,
gerek ortaöğretimde okullaşma oranının artıyor olması gerek üniversiteye
olan talep, özellikle, herkesin kendi ilinde okumak istemesi kadar
tabii bir hak olamaz. Bütün illerimizde üniversite kurulması şarttır,
zaruridir, gerekmektedir.
Batman'da ortaöğretimde
okullaşma oranı Değerli Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
sadece yüzde 65'tir. Bunun sebebine baktığımız zaman, insanlar ekonomik
olarak çocuklarını diğer illere okutmaya gönderemediklerinden
dolayı, "Nasıl olsa üniversiteye gidemeyecek, o zaman niçin
lise veya lise dengi okullarda okusun ki?" diyorlar…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Demirkıran.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla)
- Bitireceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla)
- Özellikle, kız çocuklarımızın başka illere gönderilmesindeki
çeşitli komplikasyonlar, ailelerin çeşitli taassubi duygularından
veya özellikle ekonomik durumlarından dolayı, maalesef, mümkün
olamamaktadır. Eğer, biz, kız çocuklarımızın daha fazla okumasını
istiyor isek, eğer biz, gençlerimizin üniversiteyi bitirmesini istiyor
isek, her ile üniversite kurulması gerekiyordu ve Hükûmetimiz bunu
yapmaktadır. Hükûmetimizin eğitime vermiş olduğu değeri göstermektedir
bütün bunlar. Nasıl ki, biz iktidara geldiğimiz zaman 2,5 milyar yeni
Türk lirası olan eğitim, millî eğitim bütçesi, bugün 6 milyar yeni
Türk lirasına çıktıysa, işte üniversitelerin de sayısının 39'a
çıkması bunun ifadesidir.
Batman'ımıza olduğu
gibi diğer on altı ilimize de üniversitelerimiz hayırlı olsun. Milletimize,
ülkemize hayırlı olsun diyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Demirkıran.
Madde üzerindeki konuşmalar
tamamlanmıştır.
Sayın Aslanoğlu, sizin
sorunuz mu var?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Evet.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Bakanım, 657'ye 4/C kapsamında, SSK'ya bağlı on ay
çalıştırılan ve isimleri "geçici öğretmen" olan ve kısa zamanda "öğretici" ismi
verilen yaklaşık 3 bin öğretmenin Danıştay kararı nedeniyle iş
akitleri feshedildi. Bunlar, genelde bilgisayar öğretmeni ve İngilizce
öğretmenidir. İş akitleri feshedilen bir kısım öğretmen 4/B'ye alınmasına
rağmen, 20 bin kişi, bilgisayar öğretmeni ve İngilizce öğretmeni
olan, 4/C'den iş akitleri feshedilen bu öğretmenlerimize acaba bir
çözüm bulacak mısınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Sayın Aslanoğlu, sorunun
maddeyle pek bir ilgisi yok. Sanırım Sayın Bakan da, yazılı olarak,
Millî Eğitim Bakanı cevap vereceklerdir.
ADALET BAKANI FAHRİ
KASIRGA - Doğrudur Sayın Başkanım, yazılı cevap vereceğiz.
BAŞKAN - Sayın Bakanımız,
çiçeği burnunda bir Adalet Bakanı, kendisine de hoş geldiniz diyorum,
vekâleten buradalar.
Evet, teşekkür ederim.
Madde üzerinde bir
önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1414 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 8'inci maddesi ile 2809
sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 34 üncü maddenin birinci
fıkrasında geçen "Karatekin Üniversitesi", "Eren Üniversitesi",
"Alparslan Üniversitesi", "Artuklu Üniversitesi",
"Osmaniye Üniversitesi", "Kilis Üniversitesi"
ve "Artvin Üniversitesi" ibarelerinin sırasıyla "Çankırı
Karatekin Üniversitesi", "Bitlis Eren Üniversitesi",
"Muş Alparslan Üniversitesi", "Mardin Artuklu Üniversitesi",
"Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi", "Kilis 7 Aralık
Üniversitesi", "Artvin Çoruh Üniversitesi" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
İrfan Gündüz |
Eyüp Fatsa |
Vahit Kiler |
|
İstanbul |
Ordu |
Bitlis |
|
Alaettin Güven |
Ahmet Yeni |
|
|
Kütahya |
Samsun |
|
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Efendim, uygun
görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Hükûmet?
ADALET BAKANI FAHRİ
KASIRGA - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Çerçeve 6
ncı maddeye bağlı ek 78, 82, 86 ve 87 nci maddelerle düzenlenen üniversite
isimlerinin değiştirilmesi nedeniyle önerilmiştir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Şimdi, geçici madde
35'i okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 35- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte mevcut üniversitelerde kayıtlı
bulunan öğrencilere verilecek mezuniyet belgeleri ile diplomalar,
istekleri hâlinde fakülte veya yüksekokulların bağlandığı yeni
üniversitelerin adına bakılmaksızın kayıt tarihlerinde bağlı bulundukları
üniversitelerin adıyla eski üniversitelerince verilir. Bu konuda
çıkacak ihtilafları sonuçlandırmaya Yükseköğretim Kurulu yetkilidir."
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına, Kırklareli Milletvekili Sayın Mehmet Siyam
Kesimoğlu.
Buyurun Sayın Kesimoğlu.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
S. KESİMOĞLU (Kırklareli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüşülmekte olan kanun tasarısının ilgili maddesi üzerine söz
aldım. Yüce heyetinizi bir kez daha sevgiyle, saygıyla şahsım ve
grubum adına selamlıyorum.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, daha önceki bir maddeyle ilgili yaptığım konuşmada,
yine, ilimizin milletvekili Sarıçam kardeşimle ilgili düşüncelerimi
ortaya koyarken bir polemik yaratmamak düşüncesini gütmüştüm. Ama,
değerli arkadaşım biraz polemiğe girmeyi daha uygun gördü zannediyorum.
Bizde de polemikten kaçacak bir durum yok…
BAŞKAN - Siz yine de
girmeyin Sayın Kesimoğlu. Siz girmeyin.
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Devamla) - Anladım Sayın Başkanım.
Ben, değerli arkadaşımızı,
gerçekten başarılı çalışmalarından dolayı her zaman takdir etmişimdir.
Buradaki konuşmalarında ifade ettiği gibi, başarılı çalışmalarından
dolayı da Kırklareli halkının temsilcisi olarak kendisine teşekkür
ederim, kendisini kutluyorum. Gelişerek değişmesinden dolayı da
memnuniyetimi ifade ettim. Kendisi, söz konusu panelde o sözleri
sarf etmediğini ifade etmişti, ama ses bantları bizim elimizde var.
Ben kendisine onları ulaştıracağım. Ayrıca, her iki konuşmayı da
Kırklareli halkı, merkezi olmak üzere, Pınarhisar, Vize, Lüleburgaz,
Babaeski ve diğer ilçelerinde oturan yurttaşlarımız da izlediler.
Onlar değer yargılarını ortaya koyacaklardır. Objektif bir yargıya
ulaşacaklarına inanıyorum.
Yine, değerli arkadaşım,
39 bin imzayı bir yağmur duasına benzeterek düşüncesini ifade etti.
Unutmasın ki, Kırklareli halkı, kendisine 23 bin tane oy verdi, Adalet
ve Kalkınma Partisine 23 bin tane oy verdi. 39 bin imzayı küçümsememesi
gerektiğini düşünüyorum. Yağmur duasıyla ilgili değerlendirmeyi
de kendisine bırakıyorum.
Ayrıca, benim Cumhuriyet
gazetesindeki alıntıyı okumamdan da bir parça rahatsızlık duyduğunu
düşünüyorum. Gusül abdestinin, sadece imam-hatip liselerinde öğretilmediğini,
benim de Müslüman olduğumu ve gusül abdesti alabileceğimi de ifade
etmek istiyorum.
Kur'an-ı Kerim'in ilk
kelimesidir "oku." Ben, Cumhuriyet'i de okuyorum değerli
arkadaşlarım, Yeni Şafak gazetesini de okuyorum, Vakit gazetesini
de okuyorum. Sevgili arkadaşımın, Cumhuriyet gazetesini okumasından
dolayı da memnun olduğumu ifade etmek istiyorum. Benim, Cumhuriyet
gazetesindeki bilgilerden ortaya koymak istediğim, bilimsel bilgilerden,
bilimsel verilerden uzak, tamamen hurafeye dayalı birtakım atıflarda
bulunmak ben istemiştim, elmanın yatay olarak kesilmesi, çekirdeğinin
sol elle çıkartılmasıyla ilgili. Yani, o verilmesi istenen bilgilerin
arasına bunların sokuşturulmasından
dolayı ve öğrencilere bunların ulaştırılmasından dolayı rahatsızlık
duyduğumu ortaya koymak istemiştim.
"Bir milletvekilinin
kanun teklifi vererek bir üniversitenin nerede kurulduğu görülmüştür?"
ifadesini kullandı arkadaşım. Milletvekilleri ne iş yaparlar?
Milletvekilleri, elbette ki, ülkenin gündeminde, bölgelerinin
gündeminde olan konularla ilgili kanun tekliflerini verirler. E,
değerli arkadaşımız, bu kanun teklifinin hiçbir hükmünün olmadığına
inanıyorsa, acaba kendisi niye Kırklareli'de Kırklareli Üniversitesi
kurulmasıyla ilgili bir kanun teklifi verdi? Bu soruyu sorgulamak
lazım gerektiğini düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım,
saygıyla sizleri selamlamadan önce…
Kırklareli'yi biliyorum,
Türkiye'yi görüyorum. Kendiniz ifade ettiniz, "Gümbür gümbür"
geldiniz, ama bilin ki 22 Temmuz gecesi "paldır küldür" gideceksiniz.
İyi günler. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kesimoğlu.
Şahsı adına, Ordu Milletvekili
Sayın Cemal Uysal… Yok.
Şırnak Milletvekili
Sayın İbrahim Hakkı Birlik… Yok.
Samsun Milletvekili
Sayın Haluk Koç… Yok.
Geçici madde 35'i oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen geçici
35 ve geçici 34 madde çerçevesinde madde 8'i oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
9'uncu maddeyi okutuyorum:
MADDE 9- 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu
Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (II) sayılı cetvelin
"A) Yükseköğretim Kurulu, Üniversiteler ve Yüksek Teknoloji
Enstitüleri" Bölümüne aşağıdaki üniversiteler eklenmiştir.
"71) Karamanoğlu
Mehmetbey Üniversitesi
72) Ağrı Dağı Üniversitesi
73) Sinop Üniversitesi
74) Siirt Üniversitesi
75) Nevşehir Üniversitesi
76) Karabük Üniversitesi
77) Kilis Üniversitesi
78) Karatekin Üniversitesi
79) Artvin Üniversitesi
80) Bilecik Üniversitesi
81) Eren Üniversitesi
82) Kırklareli Üniversitesi
83) Osmaniye Üniversitesi
84) Bingöl Üniversitesi
85) Alparslan Üniversitesi
86) Artuklu Üniversitesi
87) Batman Üniversitesi"
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Yalova Milletvekili Sayın Muharrem İnce…
Yok.
Söz talebi? Yok.
Madde üzerinde bir
önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1414 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 9 uncu maddesinde geçen
"Karatekin Üniversitesi", "Eren Üniversitesi",
"Alparslan Üniversitesi", "Artuklu Üniversitesi",
"Osmaniye Üniversitesi", "Kilis Üniversitesi",
"Artvin Üniversitesi" ibarelerinin sırasıyla "Çankırı
Karatekin Üniversitesi", "Bitlis Eren Üniversitesi",
"Muş Alparslan Üniversitesi", "Mardin Artuklu Üniversitesi",
"Osmaniye Korkutata Üniversitesi", "Kilis 7 Aralık
Üniversitesi", "Artvin Çoruh Üniversitesi" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
İrfan Gündüz |
Eyüp Fatsa |
Vahit Kiler |
|
İstanbul |
Ordu |
Bitlis |
|
Alaettin Güven |
Ahmet Yeni |
|
|
Kütahya |
Samsun |
|
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Takdire bırakıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Hükûmet?
ADALET BAKANI FAHRİ
KASIRGA - Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Çerçeve 6 ncı maddeye
bağlı ek 79, 82, 86 ve 87 nci maddelerle düzenlenen üniversite isimlerinin
değiştirilmesi nedeniyle önerilmiştir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
10'uncu maddeyi okutuyorum:
MADDE 10- 2/9/1983 tarihli
ve 78 sayılı Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki madde eklenmiştir.
"EK MADDE 9- Yeni
kurulan üniversitelerde, Bozok Üniversitesi, Ahi Evran Üniversitesi
ve Giresun Üniversitesinde yeni kurulan fakülte ve enstitüler
ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesinde
kullanılmak üzere, ekli (I) sayılı listede yer alan öğretim elemanlarına
ait kadrolar ihdas edilerek bu Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı
cetvellere, ilgili üniversite bölümleri olarak eklenmiştir."
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Tunceli Milletvekili Sayın Sinan Yerlikaya.
Buyurun Sayın Yerlikaya.
CHP GRUBU ADINA VAHDET
SİNAN YERLİKAYA (Tunceli) - Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlar;
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, yurdumuzun,
ülkemizin eğitimini ayakta tutan, geliştiren çok değerli uzmanlar,
her konuda, her kökende insan yetiştiren çok değerli üniversitelerimizin
yurt sathına yayılması, gayet tabii ki, hepimiz tarafından sevinçle,
kıvançla karşılanmıştır. Bu konuda, yüce Meclisi bir kez daha tebrik
ediyorum. Bu katkıyı sunan bütün milletvekili arkadaşlarımı da
kutluyorum.
Değerli arkadaşlar,
şimdi, görünen o ki, bu son on yedi üniversitenin kurulmasıyla, ülkemizin
dokuz ilinde üniversite olmayacak, yani, sadece dokuz ilde üniversite
kurulmamış olacak. Bunlar: Tunceli, Ardahan, Bayburt, Gümüşhane,
Şırnak, Bartın, Yalova, Hakkâri ve Iğdır. Şimdi, düşünüyorum, sokaktaki
insan da söylüyor, yani, bunların günahı ne? Bunların suçu ne? Bu illerimizde
neden böyle bir üniversite kurulmamış? Bunun, hakikaten, objektif
bir kanıtının olmadığını görüyorum, bir gerekçesinin olmadığını
görüyorum. Hele hele Tunceli ilimizde bir üniversitenin kurulmaması,
hakikaten büyük ayıp olmuştur. Tunceli insanı okumayı seven, ülkemizin
eğitimine büyük katkı koyan, okuryazar durumuyla da Türkiye'de birinci
sırayı kaplayan bir ilimizdir. Bu ilimizde bir üniversitenin kurulmaması,
hakikaten çok acı bir olaydır. Bu konuyu yadırgadığımı da belirtmek
istiyorum.
Beni dinlerseniz,
başta Hükûmete ve ondan sonra Meclise şunu söylemek istiyorum: Gelin,
hemen bir hazırlık yapalım -daha zaman da var- bu dokuz ilimizde de
bir üniversite kurulması durumuyla, bütün ülkemizde, böylece üniversiteleri
tamamlayalım. Bu durumda, iller arasında, bölgeler arasında bir
dengesizlik de olmaz, bir kayırma da olmaz, yine milletvekilleri
töhmet altında da kalmaz değerli arkadaşlarım. Bunu burada belirtmek
istiyorum.
Şimdi, ikinci bir konuyu
daha belirtmek istiyorum. Biliyorsunuz, Sosyaldemokrat Halkçı
Parti ile Doğru Yol Partisi döneminde, o zaman otuz iki üniversite
kurulmuştu. Ben de o zaman Sosyaldemokrat Halkçı Partinin bir milletvekili
olarak, Tunceli -22 tane- milletvekiliydim. O zaman, değerli arkadaşlarım, Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanun ile 78 ve 190 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında bir
Kanun çıkarmıştık. Bu Kanun maddesinin, 22'nci maddesinin (c) fıkrasına
bir ibare eklemiştik. Yine Meclisin onayıyla bu olmuştu. O bentte,
yani o (c) bendinde, Tunceli iktisadi ve idari bilimler fakültesinin
kurulması, yine Tunceli Su Ürünleri Yüksekokulunun fakülteye dönüştürülmesi
konusundaki kararımızı çıkarmıştık ve yasallaşmıştı.
Değerli arkadaşlar,
aradan on-on beş yıl geçti, henüz ne Tunceli iktisadi ve idari bilimler
fakültesi kuruldu -yani faaliyete geçti, hayata geçti- ne de iki
yıllık Su Ürünleri Yüksekokulumuz dört yıllık fakülteye döndü. Şimdi,
bunu da burada sormak istiyorum: Peki, bu Kanun'u çıkarmanın amacı
neydi? Yani -bir kanun- böyle kâğıt üzerinde kuruluyorsa, kâğıt üzerinde
kalıyorsa, suçumuz neydi, yani Tunceli'nin suçu neydi? Neden bu iktisadi
ve idari bilimler fakültesi bugüne kadar hayata geçmedi? Neden Su
Ürünleri Meslek Yüksekokulu fakülteye dönüştürülmedi?
Şimdi, burada, ben,
Hükûmetimize seslenmek istiyorum, bunun yanında YÖK kurumumuza
seslenmek istiyorum ve bu iki fakültenin Fırat Üniversitesine bağlı
olması nedeniyle de Fırat Üniversitesi Rektörüne seslenmek istiyorum:
Bari, Tunceli'de üniversite kuramadık, ama hiç olmazsa, kurulmuş,
yasallaşmış, kâğıt üzerinde karara bağlanmış, Meclis kararıyla çıkarılmış,
yürürlüğe girmiş bu Yasa'nın gereğini yapalım, yani Tunceli iktisadi
ve idari bilimler fakültesini hayata geçirelim, iki yıllık Meslek
Yüksekokulunu da dört yıllık fakülteye dönüştürelim. Bu, hakikaten
bizim hakkımız değerli arkadaşlarım. Bu konuda Sayın Hükûmetimizin,
değerli bakanlarımızın ve YÖK Başkanımızın faaliyete geçmesini
temenni ediyorum.
Değerli arkadaşlarım,
tabii, bu üniversiteler hayata geçiyor, geçecek inşallah, ama, şunu
size samimiyetle söylemek istiyorum ki: Yüksekokullarda, fakültelerde
eğitim gören gençliğimizin durumu felaket. Hiçbir parti ayrımı
yapmadan şunu söylemek istiyorum ki: Bizler, gençlerimizin problemlerine,
sıkıntılarına eğilmiyoruz, gençlerimizi hak ettiği yere getiremiyoruz,
okulda öğrenim gören gençlerimizi gerekli şekilde desteklemiyoruz;
bunların maddi sorunlarını, harç sorunlarını, eğitim sorunlarını,
barınma sorunlarını doğru dürüst yapamıyoruz. Bu gençliğimizin
bu sorunları Türkiye'nin bir sorunudur, bir yarasıdır. Bunu üniversite
açmakla, çoğaltmakla değil, evvelemirde, yükseköğretimde okuyan,
fakültelerde, yüksekokullarda okuyan bu gençliğimizin bu sıkıntılarına
çare aramamız gerekiyor.
Bir de üniversiteyi
bitiren gençlerimizin, her 4 gençten 3'ünün işsiz kaldığını hep beraber,
yüreğimiz sızlayarak görüyoruz. Odalarımıza bu gençlerin geldiğini
görüyoruz.
Bir misal vermek istersem,
inşaat yüksek mühendisinin, elektronik ve elektrik mühendisinin
infaz koruma memuru olduğunu da geçen gün Cezaevleri Genel Müdürünü
ziyaret ettiğimde öğrendim. Hakikaten çok acı duydum. Şahsen yüzüm
kızardı. Bu sorunlara hep çare bulmalıyız. Yani, fakültelerin,
üniversitelerin çoğaltılması gayet tabii sevindiricidir, ama,
öncelikle bu gençliğe sahip çıkmamız gerekiyor.
Bu nedenle, yüce Parlamentoyu
bir kez daha selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Yerlikaya.
Şahısları adına, Eskişehir
Milletvekili Sayın Fahri Keskin.
Buyurun Sayın Keskin.
FAHRİ KESKİN (Eskişehir)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1414 sayılı on yedi yeni
üniversitenin açılması, ihtiyaç duyulan bazı üniversitelerimizde
kadronun artırılmasıyla ilgili kanun tasarısının 10'uncu maddesi
üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Eskişehir, bir üniversite
kentidir. Üç büyük ilimizin dışında, Anadolu'da iki üniversitesi
olan yegâne şehir Eskişehir'dir. İlk üniversitenin açılış tarihleri
1950'li yıllara rastlar. Bununla birlikte, Türkiye'nin en büyük üniversitesinin
de Eskişehir'de olduğunu ifade etmek isterim. Açık Öğretim Fakültesiyle
Anadolu Üniversitesi, Türkiye'nin en büyük üniversitesi konumundadır.
Bu üniversitemizden ayrılarak kurulan Eskişehir Osmangazi Üniversitemiz,
18 Ağustos 1993 tarihinde 496 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle
kurulmuştur. Üniversitemizin, Anadolu Üniversitesinden ayrılan
bölümlerinin işgal ettiği akademik ve idari personelin dışında,
devlet üniversiteleri arasında en az akademik kadroyla kurulan
tek üniversite olması dikkat çekicidir. Verilen kadro sayısı sadece
yüz yediydi. Bugüne kadar bu kadro eksikliği giderilemedi ve büyük
bir ıstırap içerisinde bu üniversitemiz faaliyetlerine devam etti.
Üniversitemizin kuruluşunda,
Tıp, Mühendislik, Mimarlık, Fen ve Edebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler
Fakülteleriyle dört enstitülü, iki meslek yüksekokuluna sahipken,
sonradan Osmangazi Üniversitemiz şu bölümlere sahip olmuştur:
İlahiyat, Ziraat, Eğitim Fakülteleri, Eskişehir Sağlık Meslek Yüksekokulu,
Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu, Sivrihisar Meslek Yüksekokulu,
Mahmudiye Atçılık Meslek Yüksekokulu, Devlet Konservatuarı kurulmuş;
Sanat ve Tasarım Fakültesi ile Diş Hekimliği Fakülteleri de kuruluş
aşamasındadır.
Kuruluşunda 6 bin öğrenci
sayısıyla işe başlayan üniversitemiz, bugün 15 bin öğrenciyle eğitim
ve öğretim yapmaktadır. Eskişehir Osmangazi Üniversitemizin Tıp
Fakültesi, bin yataklı hastanesiyle bölgeye hizmet verir, bölge
hastanesi durumundadır. Yoğun talep üzerine, iki yüz yatak ilavesiyle
başlatılan inşaatımız, inşallah 2008 yılı sonunda hizmete girecektir.
Sonra, Osmangazi Üniversitemizde
ilklere imza atılmaktadır. Kanserli hastalarımız için, ülkede ilk
defa yataklı ışın tedavi merkezine Eskişehir'de Osmangazi Üniversitesi
sahiptir. Yüz iki yatak kapasiteli radyoterapi merkezi 2005 yılında
açılmış ve hizmet vermektedir. 2006 yılında hastanemizde yatan hasta
sayısı 32.114'tür. 253 bin kişiye poliklinik hizmeti verilmiştir,
12.600 kişi de hastanemizde ameliyat görmüştür. Kendi branşlarında
ülkenin en ünlü öğretim üyelerine sahip olan Osmangazi Üniversitemiz,
her gün gelişme içerisinde uluslararası branşlara imza atmaktadır.
Bu alandaki konferanslara katılmakta ve Eskişehir'de bu alanda ilkleri
ortaya koymaktadır. Bu hizmetlerinden
dolayı Eskişehir, bölgenin tıp merkezi durumuna girmiştir.
Bu üniversitelerimizde
acil kadro sıkıntısı çekilmekte olduğunu ifade etmiştim. Yardımcı
doçentlikten doçentliğe, doçentlikten profesörlüğe yükselme süresini
tamamen doldurup gerekli mevzuatı tamamlamasına rağmen kadrosuzluk
nedeniyle bekleyen arkadaşlarımızın ihtiyaçları AK Partinin bu
vermiş olduğu kadrolarla tamamen karşılanacaktır. Gerekli idari
ve akademik kadrolara kavuşmasıyla birlikte ilçelerimizde de yeni
meslek yüksekokullarının açılması, bu okulların, üniversitenin
halkla kucaklaşması sağlanacaktır.
Bunların gerçekleşmesinde,
başta Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin siz değerli milletvekili arkadaşlarıma,
Sayın Milli Eğitim Bakanımız Hüseyin
Çelik'e, iyi niyetli ve gayretli, toplumla kucaklaşan çalışmalarından
dolayı Sayın Rektörümüz Nejat Akgün'e ve üniversitemizin tüm öğretim
üyesi hocalarımıza minnet ve şükranlarımı arz ederim.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Keskin.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
FAHRİ KESKİN (Devamla)
- Teşekkür ederim.
Ayrıca, verilen bu
yeni kadrolarla birlikte daha güzel hizmetin, daha gelişmiş bir
hizmetin ortaya konulacağından emin olduğum Eskişehir halkına
ve bölge halkına hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Eskişehir'imiz, artık,
tam bir gelişme, sıçrama noktasındadır. Hızlı trenle Ankara'ya bir
saat, İstanbul'a iki saat mesafede olan bir ilde yaşayan arkadaşlarımız
şanslıdır. Artık, Eskişehir, bir üniversite kentidir, daha büyük
noktalara gelmeye adaydır.
Kendilerine başarılar
diliyorum, hayırlı ve uğurlu olmasını talep ediyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Keskin.
Sayın milletvekilleri,
madde üzerinde üç adet önerge vardır.
Önergeleri önce geliş
sıralarına göre okutacağım, sonra aykırılıklarına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1414 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 10 uncu maddesi ile 78
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi öngörülen ek 9 uncu
maddeye ekli (I) sayılı listede yer alan "Karatekin Üniversitesi",
"Eren Üniversitesi", "Alparslan Üniversitesi" ve
"Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye Üniversitesi",
"Kilis Üniversitesi", "Artvin Üniversitesi" ibarelerinin
sırasıyla "Çankırı Karatekin Üniversitesi", "Bitlis
Eren Üniversitesi", "Muş Alparslan Üniversitesi",
"Mardin Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye Korkutata
Üniversitesi", "Kilis 7 Aralık Üniversitesi",
"Artvin Çoruh Üniversitesi" olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
|
İrfan Gündüz |
Eyüp Fatsa |
Alaettin Güven |
|
İstanbul |
Ordu |
Kütahya |
|
Ahmet
Yeni |
Mehmet
Soydan |
|
|
|
Hatay |
|
BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Yükseköğretim Kurumları Teşkilâtı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının Çerçeve 10'uncu maddesine eklenen Ek
Madde 9'a Giresun Üniversitesi ibaresinden sonra gelmek üzere
"Erzincan Üniversitesi" ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
|
Binali
Yıldırım |
Tevhit
Karakaya |
Ahmet
Yeni |
|
İstanbul |
Erzincan |
Samsun |
|
Musa Uzunkaya |
Talip Kaban |
|
|
Samsun |
Erzincan |
|
BAŞKAN - Şimdi, maddeye
en aykırı önergeyi okutup, işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1414 sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 10. maddesine bağlı ek
madde 9 da geçen "Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi" ibaresinden
sonra gelmek üzere "İnönü Üniversitesi" ibaresinin eklenmesini
ve maddeye bağlı I sayılı listeye ekteki kadroların ilave edilmesini
arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
|
Muharrem İnce |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Muharrem Kılıç |
|
Yalova |
Malatya |
Malatya |
|
Mustafa Gazalcı |
Ahmet Ersin |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
Denizli |
İzmir |
İstanbul |
|
|
Bülent Baratalı |
|
|
|
İzmir |
|
(1) Sayılı Liste
İhdas Edilen Kadrolar
Kurumu: İnönü Üniversitesi
İhdas Edilen Kadrolar
(Meslek Mensupları)
1 Sayılı Cetvel
Unvanı |
Derecesi |
Adet |
Profesör |
1 |
20 |
Doçent |
1 |
10 |
Doçent |
2 |
15 |
Doçent |
3 |
15 |
Yardımcı
Doçent |
3 |
5 |
Yardımcı
Doçent |
4 |
10 |
Yardımcı
Doçent |
5 |
15 |
Öğretim
Görevlisi |
1 |
5 |
Öğretim
Görevlisi |
2 |
10 |
Öğretim
Görevlisi |
3 |
12 |
Öğretim
Görevlisi |
4 |
15 |
Öğretim
Görevlisi |
5 |
20 |
Öğretim
Görevlisi |
6 |
30 |
Araştırma
Görevlisi |
4 |
17 |
Araştırma Görevlisi |
5 |
10 |
Araştırma Görevlisi |
6 |
10 |
Araştırma Görevlisi |
7 |
20 |
Uzman |
1 |
2 |
Uzman |
2 |
1 |
Uzman |
3 |
1 |
Uzman |
4 |
1 |
Uzman |
5 |
3 |
Uzman |
6 |
3 |
TOPLAM |
|
251 |
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Efendim, katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet?
ADALET BAKANI FAHRİ
KASIRGA - Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Değerli milletvekilleri, Sayın Başkan; objektiflik,
bu ülkenin tüm şehirlerine, tüm üniversitelerine eşit davranmak
sizin en temel görevinizdir. Size, 29 Aralık Perşembe 2005, Sayın
Millî Eğitim Bakanımın tutanaklardan okuyorum ifadesini; dört yıldır
kanun basılmasına rağmen, bu kadro kanunu dört yıldır burada olmasına
rağmen, burada bekletmenize rağmen bana 2005'te verdiği cevabı okuyorum:
"Biz, üniversitelerimizin şu anda mevcut ihtiyaçlarını karşılamaya
çalışacağız; ancak, Malatya Üniversitesi yalnız değildir, diğer
üniversiteler de var, eğer bunu verirsek onlar da gelecek." Peki,
şimdi vicdanınıza sığıyor mu? Konya Selçuk Üniversitesinin mutlaka
ihtiyacı vardır, Eskişehir Osmangazi Üniversitesinin mutlaka
ihtiyacı vardır böyle bir kadroya. Ama, vicdanınıza sığıyor mu?
İki buçuk, beş yıldır burada bir üniversitenin kadro kanunu bekliyor.
Onu çok iyi biliyorsunuz, bu ihtiyaç olduğunu; ama, hakikaten bu tutumunuzu
kınıyorum. Malatya sizin üvey evladınız değil. Malatya üniversitesi,
bizim üniversitemiz. Orada on beş yıldır, on iki yıldır çalışan gariban,
asgari ücretle çalışan insanlar var. Vicdanınıza sığıyor mu arkadaşlar?
Bu iki üniversiteye… Düne kadar bunu diyordunuz, "Birine verirsek
arkadan gelecek." diyordunuz. Buyurun! Konya Selçuk Üniversitesi...
Hayır, kesinlikle kıskanmıyorum. İhtiyacı vardır mutlaka. Benim,
Malatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesinde dünyanın her tarafından
gelen insanlar karaciğer nakli için sıra bekliyor arkadaşlar. Ama,
ben ameliyathaneler açamıyorum. Vicdanınıza sığıyor mu arkadaşlar?
Hakkınıza, adaletinize… Sayın Bakanım, siz Adalet Bakanısınız.
Hak, hukuk, adalet kavramına sığıyor mu arkadaşlar? Yani, hangi mantığa
oturtturuyorsunuz? Bugüne kadar hep bunu söylüyordunuz. Bu benim
üniversitem, orada benim çocuklarım okuyor, orada benim hastalarım
yatıyor. Hep tutturmuşsunuz "Sayın Rektör…" Ama, o insanlara,
o hastalara acıma duygunuz yok mu arkadaşlar? Onlar benim çocuklarım.
Vicdanınız sızlamıyor mu? Şimdi, bunu, arkadaşlar, nasıl izah edeceksiniz
bana? Hep bugüne kadar buna sığındınız: "Arkası gelir..."
Buyurun! Burada kadro kanunu bekleyen tek üniversitedir arkadaşlar.
Bu Mecliste kadro kanunu bekleyen, iki yıldır Plan Bütçeden geçen
tek üniversiteydi. Ama, bugün… Geçen hafta bu iki üniversitemiz Plan
Bütçeye geldi, Plan Bütçeden hızla geçti, geçen hafta geçti ve buraya
geldi. Arkadaşlar, adalet duygunuza, vicdanınıza sığıyor mu arkadaşlar?
Ben hepinizin vicdanına bırakıyorum ve Malatya halkı adına, o çocuklar
adına, o hastalar adına hakikaten vicdanlarınız rahatsız olsun arkadaşlar.
Hepinize teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Erzurum)
- Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN - Karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler… Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler… Teşekkür ederim. Karar yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.57
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Yılmaz ATEŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 108'inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
1414 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının 10'uncu
maddesi üzerindeki Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve arkadaşlarının değişiklik önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi, önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım
ve karar yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi kabul edenler…
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Teşekkür ederim. Önerge kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Yükseköğretim Kurumları Teşkilâtı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının Çerçeve 10'uncu maddesine eklenen Ek
Madde 9'a "Giresun Üniversitesi" ibaresinden sonra gelmek
üzere "Erzincan Üniversitesi" ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Binali Yıldırım |
Tevhit Karakaya |
Talip Kaban |
|
İstanbul |
Erzincan |
Erzincan |
|
Ahmet Yeni |
Musa Uzunkaya |
|
|
Samsun |
Samsun |
|
I Sayılı Liste
İhdası Uygun Görülen Kadrolar
Kurumu: Erzincan Üniversitesi
Teşkilatı: Merkez
Unvanı |
Derecesi |
I Sayılı |
II Sayılı |
Profesör |
1 |
70 |
30 |
Doçent |
1 |
20 |
10 |
Doçent |
2 |
20 |
10 |
Doçent |
3 |
15 |
5 |
Yardımcı
Doçent |
3 |
20 |
10 |
Yardımcı
Doçent |
4 |
15 |
10 |
Yardımcı
Doçent |
5 |
10 |
5 |
Öğretim
Görevlisi |
2 |
5 |
3 |
Öğretim
Görevlisi |
3 |
5 |
2 |
Öğretim
Görevlisi |
4 |
8 |
4 |
Öğretim
Görevlisi |
5 |
15 |
3 |
Okutman |
4 |
1 |
1 |
Okutman |
5 |
1 |
1 |
Okutman |
1 |
1 |
|
Araştırma Görevlisi |
4 |
17 |
5 |
Araştırma Görevlisi |
5 |
17 |
5 |
Araştırma Görevlisi |
6 |
20 |
6 |
Araştırma Görevlisi |
7 |
20 |
4 |
Uzman |
1 |
2 |
1 |
Uzman |
2 |
2 |
1 |
Uzman |
3 |
5 |
1 |
Uzman |
4 |
5 |
|
Uzman |
5 |
6 |
|
|
TOPLAM |
300 |
117 |
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Efendim, uygun
görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe : Yeni kurulan Tıp fakültesinin öğretim elemanı
ihtiyacının karşılanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1414 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının
Çerçeve 10 uncu maddesi ile 78 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye
eklenmesi öngörülen ek 9 uncu maddeye ekli (I) sayılı Listede yer
alan "Karatekin Üniversitesi". "Eren Üniversitesi",
"Alparslan Üniversitesi" ve "Artuklu Üniversitesi",
"Osmaniye Üniversitesi", "Kilis Üniversitesi",
"Artvin Üniversitesi" ibarelerinin sırasıyla "Çankırı
Karatekin Üniversitesi", "Bitlis Eren Üniversitesi",
"Muş Alparslan Üniversitesi", "Mardin Artuklu Üniversitesi",
"Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi", "Kilis 7 Aralık
Üniversitesi", "Artvin Çoruh Üniversitesi" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
İrfan
Gündüz (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Uygun görüşle
takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Çerçeve 6 ncı maddeye
bağlı ek 79, 82, 86 ve 87 nci maddelerle düzenlenen üniversite isimlerinin
değiştirilmesi nedeniyle önerilmiştir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önergeler
doğrultusunda 10'uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
11'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 11-
13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel
Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 8- Yeni
kurulan üniversitelerde, Bozok Üniversitesi, Ahi Evran Üniversitesi
ve Giresun Üniversitesinde yeni kurulan fakülte ve enstitülerde
ve Selçuk Üniversitesinde kullanılmak üzere ekli (II) sayılı listede
yer alan kadrolar ihdas edilerek bu Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı
cetvellere, ilgili üniversite bölümleri olarak eklenmiştir."
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına Yalova Milletvekili Sayın Muharrem İnce.
Buyurun Sayın İnce.
CHP GRUBU ADINA MUHARREM
İNCE (Yalova) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bugün, on yedi ilimizde
bayram havası eserken dokuz ilimizde de hüzün var. Hangi iller bunlar?
Tunceli, Bartın, Ardahan, Iğdır, Şırnak, Gümüşhane, Yalova, Bayburt
ve Hakkâri. Sayın Millî Eğitim Bakanı bu kadar önemli bir konu görüşülürken
burada yok, ama, dün şöyle bir açıklamada bulundu: "Hiçbir siyasi
gerekçemiz yok." dedi. Ben, şu illeri şöyle bir incelediğimde,
siyasi gerekçeler buldum, bilmem sizler katılır mısınız: Tunceli'de,
AKP'nin hiç milletvekili yok, belediye başkanı da yok. Bartın'da belediye
AKP'de değil. Ardahan'da 1 milletvekili var, Iğdır'da hiç milletvekili
yok, Yalova'da 1 milletvekili var, Hakkâri'de, Şırnak'ta… Bunlarda ne
olacak? Herhâlde, bağımsızlar gelecek önümüzdeki seçimde, buralardan
da olmayacak diye düşündünüz. Demek ki, siz, Yalova'yı gözden çıkardınız.
Bartın'ı, Tunceli'yi, Ardahan'ı, Iğdır'ı, Şırnak'ı, Gümüşhane'yi gözden
çıkardınız. Bunu önce insanlarımız bir bilsinler.
Şimdi, Sayın Başbakan
Yardımcımız da burada, ben, burada, hayırlı olsun derken, aslında
eğitimin niteliğini, Türk yükseköğretiminin geleceğini tartışmak
isterdim. Yani, bu ülkede, öğrenci başına Türk yükseköğretiminde
1.460 dolar para harcıyorsa Türkiye Cumhuriyeti, bunu tartışmak
isterdim aslında, ama, ne yazık ki, ortam ona uygun değil.
Sayın Başbakan Yardımcımız,
sürekli olarak Yalova'ya geliyorsunuz, yakından ilgileniyorsunuz.
Şimdi, sizlerle şunu paylaşmak istiyorum: Neden, batıda bir tek Yalova
bu dokuz ilin içinde? Bakınız, Yalovalıların en büyük isteğine engel
oluyorsunuz. YÖK ve Millî Eğitim, üniversite kurulması için ölçütler
ortaya koydu; kadrolu profesör ve doçent sayısı, fakülte sayısı,
fiziksel mekân. Sakın ola, insanları kandırmayın.
Yalova'da bir fakülte,
bir meslek yüksekokulu var, ama, bugün kurulan on yedi üniversitenin
içerisinde sadece bir fakültesi olan iki tane vilayetimiz var. Bu kanunun içerisine
bir fakülte daha koyarak bu sorunu çözebilirdiniz.
Üniversite hocası
sorunu ise, Türkiye'de hangi vilayette yok derseniz, bir tek vilayette
yoktur, o da Yalova'da yoktur, çünkü, İstanbul'daki, Kocaeli'deki,
Bursa'daki hocalar zaten Yalova'da oturuyorlar.
Ayrıca, fiziksel
mekân olarak, sizin de çok yakından bildiğiniz gibi, 3 bin dönümlük
TİGEM arazisi arazi var orada, üniversite yapmaya en müsait. Bundan
daha iyi bir fiziksel mekân bulunabilir mi?
Şimdi, bir Türkiye haritasını
gözünüzün önüne getiriniz. Türkiye'de 54 ilde OSB var. Bu 54 ili, organize sanayi
bölgesinin olduğu illeri boyayalım. 49 il teşvik kapsamında, bu
illeri de boyayalım. 72 ilde devlet üniversitesi var, bu illeri de
boyayalım. 47 il kalkınmada öncelikli il, bu illeri de boyayalım.
Türkiye'nin 81 vilayetinin içinde sadece beyaz kalan Yalova olacaktır.
Yani, 54 ilde organize sanayi bölgesi, 49 il teşvik kapsamında, 72
ilde devlet üniversitesi var, 47 il kalkınmada öncelikli, hepsini
boyadığımızda bir tek Yalova ak kalır, ak. Sizin iktidarınızda Yalova'nın
adını da değiştirmemiz lazım, "Akova" yapmamız lazım. Yalova'ya
bunu layık görüyorsunuz. Ne OSB kuruyorsunuz ne kalkınmada öncelikli
il yapıyorsunuz ne teşvik kapsamına alıyorsunuz ne devlet üniversitesi
kuruyorsunuz. Yalova'yla ilgili sorununuz ne sizin, bunu anlamış
değilim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
- Sensin.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Bensem, aday olmam bir dahakine. Eğer sorun…
ASIM AYKAN (Trabzon) -
Tersane kuruyoruz.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Tersaneyi siz mi kuruyorsunuz, devlet yatırımı mı tersane? Özel
girişimciler tersane kuruyor. Size ne? Size ne?
ASIM AYKAN (Trabzon) -
Biz öncü oluyoruz.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, bu konuda gerçekten Yalova'ya çok büyük
haksızlık ediyorsunuz. Yalova 99'da büyük acılar yaşamış bir kent.
Ekonomisi turizme dayalı bir kent. Bugün turizm yok. Hyundai gelecek
diye insanları kandırdınız, bırakın Yalova'ya Türkiye'ye de gelmedi
gerçi. Bu sizin eseriniz değerli arkadaşlarım.
Sayın Fatsa, dün benden
sonra buraya çıktınız dediniz ki: "Okulları tamir ettik." Tamir
ettirmeseydiniz bari, öyle kalsaydı. Fatih Lisesini onartmasaydınız
bari, öyle kalsaydı.
EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın
İnce, ben Yalova milletvekili değilim, lütfen… Orası şov yapma yeri
değil.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Bir fakülte kurduk diyorsunuz. Yani, kusura bakmayın, on yedi tane
üniversiteyi kuracaksınız, Yalova'ya geldi mi "size de bir fakülte
kurduk" diyeceksiniz.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya)
- Arkası gelir, merak etme.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Niye bizi bir fakülteyle kandırıyorsunuz? Bana şunu anlatacaksınız,
kusura bakmayın, Sayın Başbakan Yardımcımız bana şunu anlatır mısınız
lütfen: Marmara'da, Ege'de, Akdeniz'de, İç Anadolu Bölgesi'nde, Yalova'dan
başka üniversitesi olmayan bir il var mı?
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya)
- O da olur, merak etme.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Bana bunu anlatınız lütfen. Birisi çıksın, desin ki: "Yalova'nın
şu özelliklerinden dolayı üniversiteyi kuramadık." Bana bunu
birisi anlatsın, desin ki… Bunu anlatsın.
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa)
- Marmara'da en son il olan yer Yalova.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Yani, sorunu ne? Yalova'nın sorunu ne? İstanbul'a bir saat, Kocaeli'ye
bir saat, Bursa'ya bir saat.
HALİL ÖZYOLCU (Ağrı)
- 22 Temmuzdan sonra…
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Fiziksel mekânı var, büyük kentlere uzaklığı bir saat, hocalar var,
her şey var. Ne istiyorsunuz, bunu anlamış değilim. Yani, hadi kuramadınız
üniversiteyi, kalkınmada öncelikli il yapın, teşvik kapsamına
alın, OSB'yi kurun, bir şey yapın. Yani, 81 vilayetten 80 tanesine bir
şey yapacaksınız, 1 tanesini kenarda tutacaksınız. Bunun hesabını
22 Temmuzda Yalovalılar görecektir. Eğer AKP'ye oy veriyorsa Yalovalılar
-ben illa Cumhuriyet Halk Partisine oy versinler demiyorum- AKP'ye
oy veren Yalovalılardan bunun hesabını ben de soracağım.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya)
- CHP'nin oyu yok orada, merak etme!
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, yani, Atatürk'ün "Benim kentim." dediği
kentte bakın artık neler oluyor: Gençlerimiz işsiz. Gün geçmiyor,
"Yalova'da, yok, El Kaideciler yakalandı.", "Hizbullahçılar
yakalandı.", "Seri katiller yakalandı…" Gün geçmiyor,
Yalova'yla ilgili bu haberleri okuyoruz. Bizim çocukluk yıllarımızda,
70'li yıllarda Türkiye'nin Marmaris'i, Bodrum'u yokken, Çeşme'si yokken,
Türkiye'nin Bodrum'u, Marmaris'i, Çeşme'si Çınarcık'tı, Yalova'ydı. Bugün
gelinen noktada çok üzgünüz gerçekten.
2007'de Türkiye'de açılan
iş yeri sayısı yüzde 1 gerilemiştir. Yalova'da bu oran yüzde 33'tür
Sayın Bakan. Açılan iş yeri sayısı Türkiye'de yüzde 1 gerilemiş, Yalova'da
yüzde 33 gerilemiştir. Yani, şöyle bir şey de söylenebilir: Nüfusunun
yarısı yirmi sekiz yaşın altında olan bir kentin acaba eğitimde bir
başarısı yok da onun için mi üniversite kurulmadı? Hayır, öyle de değil.
1997 Türkiye ÖSS şampiyonudur Yalova. 1998 Türkiye ÖSS şampiyonudur.
Ama, siz iktidar olduktan sonra millî eğitimi de öyle bir hâle getirdiniz
ki, artık 25'inciliklerde, 20'nciliklerde geziyoruz. Yani, deprem
öncesinde 1'inci sıralarda olan Yalova'yı, iki yıl arka arkaya
ÖSS'de Türkiye şampiyonu olmuş Yalova'yı bugün 20'nci sıralarda süründürüyorsunuz.
Depremle turizmimiz bitmişti, maalesef gerisini de siz bitirdiniz.
Ben, bu konuda, vakıf
üniversitesi konusunda Sayın Fatsa da, Sayın Bakan da, Almanlarla
ortak kurulacak vakıf üniversitesi konusunda burada sözler verdiniz.
EYÜP FATSA (Ordu) -
Evet.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Bunların takipçisi olacağız.
EYÜP FATSA (Ordu) - Hayalî
şeylerin peşinde koşacağına, bunların peşinde koş da, Yalova'ya
biraz hizmet et.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Neyle koşacağıma dediniz?
EYÜP FATSA (Ordu) - Hayalî
şeylerin peşinde koşacağına, bu hizmetleri biraz takip et de Yalova'ya
hizmetin olsun.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Sen de, insanlara burada yanlış bilgiler vereceğine…
EYÜP FATSA (Ordu) - Yanlış bilgi vermiyorum.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, karşılıklı konuşmayalım lütfen.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- …Sayın Fatsa… Sayın Fatsa, Yalova'nın hakkını savunsaydın da, bu
on yedi ilin içinde Yalova da olsaydı.
EYÜP FATSA (Ordu) -
Ben, daha fazla savundum.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Neden yok o zaman? Türkiye'de, Marmara Bölgesi'nde, Ege Bölgesi'nde
üniversitesi olmayan Yalova'dan başka il var mı?
EYÜP FATSA (Ordu) -
Hiç merak etme, oraya da üniversite kurulacak.
BAŞKAN - Sayın Fatsa,
lütfen…
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Ben şunu anlamış değilim: Bugün, Cumhuriyet Halk Partisi iktidar
olsaydı, Millî Eğitim Bakanlığı da bizim partimizde olsaydı, ben de
o iktidar partisinin milletvekili olsaydım, bir tek Yalova'yı ayırsaydı,
vallahi, kendi partimden de olsa, dünyayı dar ederdim Millî Eğitim Bakanına.
Yani, Gümüşhane milletvekilleri, niye sesinizi çıkarmıyorsunuz
siz? Bartın milletvekilleri, Ardahan milletvekilleri, Şırnak milletvekilleri,
Bayburt milletvekilleri, Hakkâri milletvekilleri niye sesinizi
çıkarmıyorsunuz siz, anlamış değilim. Bizim Yalova milletvekili
niye sesini çıkarmıyor, anlamış değilim.
Haksızlık yapıyorsunuz.
Bu tercihler politik tercihlerdir. Baktınız, Tunceli'de belediye
yok, milletvekili yok, bizden adam yok burada, gerek yok dediniz. Bartın'da
belediye bizde değil dediniz, Bartın'ı cezalandırdınız; Yalova'dan
nasıl olsa milletvekili çıkaramayız dediniz, Yalova'yı cezalandırdınız.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÜNAL KACIR (İstanbul)
- Kurulanları görmüyor musunuz?
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın İnce.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
MUHARREM İNCE (Devamla)
- Bayburt'un hakkını savunmak bana düşüyorsa, sizin Bayburt milletvekilleriniz
de burada bekliyorsa; Gümüşhane'nin hakkını savunmak bana düşüyorsa,
siz de orada bekliyorsanız, söyleyecek bir şeyim yok.
On yedi üniversite
ülkemize hayırlı, uğurlu olsun. Ama, o dokuz ile de diyoruz ki, üzülmeyin,
22 Temmuzdan sonra Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında onları da
biz kuracağız diyoruz.
Yüce Meclise saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın İnce.
Şahsı adına Kırşehir
Milletvekili Sayın Mikail Arslan… Yok.
Konya Milletvekili
Sayın Ahmet Işık.
Buyurun Sayın Işık.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
AHMET IŞIK (Konya) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1414 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın
11'inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; üniversiteler, özgür ve demokratik ortamlarda
bilginin üretildiği, yayıldığı, gerçeğe ulaşmanın değişik yöntemlerle
araştırıldığı, insanın ve ülkenin geleceğine paralel olarak sürekli
bir arayış içerisinde olmak, akademik ve kurumsal işleyiş anlamında
zorunlu olan yenilenmeyi gerçekleştirmek durumundadırlar.
Batılı ülkelerde,
sanayi devrimine paralel olarak çok sayıda yükseköğretim kurumunun
tesis edilmesi sonucunda gelişen ekonomik kalkınma ve yükselen refah
seviyesinin temeli olan bilim üretiminin hızlanmasına karşın, ülkemiz,
bu değişime ayak uyduramamış ve kalkınmış ülkelerdeki bilim seviyesinin,
maalesef, gerisine düşmüştür.
Değerli milletvekilleri,
cumhuriyetin ilanıyla birlikte, Batılı ülkelerin ilerlemesinde
üniversitelerin oynadığı rolün iyi tahlil edilmesi ve dünyadaki
gelişmelerin yakından izlenmesi sonucunda, üniversiteler, çağdaşlaşma
ve kalkınma hamlesinin motor gücü olarak görülmüş ve bu kurumlara
işlerlik kazandırmanın yolları aranmıştır. Anadolu'ya yayılmaya
başlayan üniversiteler toplum üzerinde çok önemli ve olumlu etkiler
bırakmış ve üniversite bulunmayan vilayetlerdeki halk, kendi bölgelerinde
bir üniversite ya da yükseköğretim kurumunun açılmasını talep etmeye
başlamışlardır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Avrupa Birliğinin İlerleme Raporu'nda da belirtildiği
gibi, temelde merkeziyetçi yetkilerin belli ellerde toplanmasına
dayalı bir anlayışla kurulmuş olan Yükseköğretim Kurumu, çağdaş
üniversitelerin gereği olan yönetim anlayışını yakalayamamış
ve zaman içinde Yükseköğretim Kurumunu yönetmekte, gerekli makro
planlamaları yapmakta, üniversiteler arasında koordinasyonu
sağlamakta, sanayi ve toplum ile yükseköğretim kurumlarını bütünleştirmekte
maalesef yetersiz kalmışlardır. Sonuçta, bütün siyasi partiler ve
sivil toplum örgütleri dâhil hemen herkes, Türk yükseköğretiminde
yeni bir düzenleme yapılması ve bunun bir an önce gerçekleştirilmesinin
gereğini kabul etmiş bulunmaktadırlar.
Değerli milletvekilleri,
üniversitelerimizde eğitim, öğretim kalitesinin artırılması,
akademik denetimin yapılabilmesi ve bilimsel özgürlüğün sağlanması,
yönetimde demokratikleşme, performans değerlendirmesi ve yönetimin
sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmesi ile öğrencilerin
yönetime katılımlarının sağlanması, yükseköğretime girişte ve
akademik yükseltilmelerde yaşanan sorunların önemli ölçüde giderilmesi,
ortaöğretim ile yükseköğretimin, sanayi ile üniversitenin bütünlüğünün
sağlanması, bilim, eğitim, istihdam ve üretim ilişkilerinin gerçekleştirilmesi
gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kabul ettiğimiz 10'uncu madde ve görüşmekte olduğumuz
11'inci maddeyle Konya Selçuklu Tıp Fakültesine kadro verilmektedir.
Konya Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi inşaatına 1984
yılında başlanmasına rağmen, yirmi üç yıllık süreç sonucunda çıkaracağımız
işbu yasayla hizmet sunumuna nihayet başlayabilecektir.
Konya'mızda kişi başına
düşen hasta/yatak sayısı, yüzde 14,3'le çok düşük oranda bulunmaktadır.
Selçuklu Tıp Fakültesinin hayata geçmesiyle, Meram Tıp Fakültesi
ve diğer hastanelerle birlikte, Konya'mız, bölgesel anlamda sağlık
merkezine dönüşecek, sağlık hizmeti sunumu noktasında cazibe
merkezi olma özelliğini artıracaktır.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Işık.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
AHMET IŞIK (Devamla)
- Büyük şehirlerdeki sağlık hizmeti alım talebi, bölgemiz açısından
büyük oranda düşecektir.
Değerli milletvekilleri,
Konya insanı, yirmi üç yıldır bugünü özlemle beklemektedir, siyasal
iradeye ve katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz Konyalı hemşehrilerimiz
adına.
Sağlıkta Avrupa standartlarına
ulaşıldığı, hukukta evrensel ölçütlerin yakalandığı, fırsat eşitliğinin
mutlak anlamda sağlandığı, eğitim hakkının önündeki antidemokratik
engellerin kaldırıldığı, ideal anayasa anlayışının hayata geçtiği
ve mevzuata dönüştüğü, ulusal tam kalkınmışlık şartlarının gerçekleştiği
süreçlerin sonlanması temennisiyle tekrar Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Işık.
Şahısları adına ikinci
söz, Kırşehir Milletvekili Sayın Mikail Arslan'ın.
Buyurun Sayın Arslan.
MİKAİL ARSLAN (Kırşehir)
- Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 1414 sıra sayılı, Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda ve Yükseköğretim Kurumları Öğretim
Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Genel
Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 10'uncu maddesine
bağlı ek 8'inci madde üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kırşehir'de ilk üniversite
birimi 1961 yılında kuruldu. Hâlen üniversitemizde, 4 fakülte, 3
yüksekokul, 4 adet de meslek yüksekokulu olmak üzere 11 adet birimde
hizmet verilmektedir. Yaklaşık 8 bine yakın öğrencimiz, 200'ü aşkın
da öğretim görevlimiz bulunmaktadır.
Muhakkak, üniversiteleri
başarılı kılan ilköğretim ve ortaöğretimdeki başarı oranlarıdır,
derslik sayısındaki, fiziki mekânlardaki yeterliliklerdir. Kırşehir
bu açıdan şanslı illerden bir tanesidir son yıllarda yapmış olduğu
eğitim hamleleriyle. 2002 yılından önce toplam yapılan derslik sayısı
1.475 iken (seksen yılda), 2003 ile 2006 yılları arasında 302 adet yeni
derslik ilavesi yapılmış, yani yüzde 17 civarında bir ilave olmuştur.
Bilgisayar adedi açısından da 2002 yılından önce -2002 yılı dâhil-
1.149 iken, 2003 ile 2006 yılları arasında 2.035'e ulaşmıştır, yani 2 katından
daha fazla bir sayıya ulaşmıştır.
Ayrıca, Kırşehir'de
Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğünün, 2007 yılı itibarıyla 500 kişilik
bir yükseköğretim öğrenci yurdu yapılma çalışmaları da vardır,
planlaması da vardır.
Kırşehir'de bütün mesleki
ortaöğretim okulları, fen liseleri, Anadolu öğretmen liseleri
mevcut bulunmaktadır ve her yıl yapılan ÖSYM imtihanlarında genelde
1'incilikler, 2'ncilikler ve 3'üncülükler almaktadır. 1.500 doların
altında bir il olmasına rağmen eğitimde son derece başarılıdır ve
okur yazar oranı da çok yüksektir.
Muhakkak bu başarısını
tarihinden, tarihin derinliklerinden almaktadır. Osmanlının kuruluş
mayasını atan Şeyh Edebali bir Kırşehirlidir. Aynı zamanda, ticaretin
bir meslek hâline dönüştürülmesi, kurumsallaştırılması, sosyal
ilişkilerin sağlanması ve ahlaki öğretilerin yaygınlaştırılması
açısından Ahi Evran da Kırşehir'de bu konuda hem ulusumuza hem de dünyamıza
örnek çalışmaları yapmış. Aynı zamanda, Türk dilinin yaygınlaştırılması
için de Âşık Paşa "Garipname" adlı Türkçe eseri kazandırmıştır.
Aynı zamanda, Yunus Emre gibi seçkin şairleri bulunmaktadır. Dolayısıyla,
Kırşehir, 13'üncü yüzyıldan itibaren çok önemli kültür ve eğitim faaliyetleri
gösteren bir ildir. Çok başarılıdır. Gök Bilimleri Medresesi
1300'lü yıllarda açılmıştır.
İlimizde üç tane hastane
bulunmaktaydı: SSK, devlet hastanesi ve kadın doğum hastanesi. Bunlar
birleştirildi. Altyapısı hazır. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Merkezi -yüksekokulumuz- bulunmaktadır. Bir termal tedavi merkezidir
Kırşehir aynı zamanda. İki adet de sağlık meslek lisemiz bulunmaktadır.
Biz, Kırşehir halkı
adına, altyapısı bu kadar müsait ilimize tıp fakültesi açılması
noktasında büyük katkıları olan Sayın Başbakanımıza, Sayın Millî
Eğitim Bakanımıza, Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine, Parlamentomuzun
siz değerli üyelerine, Müsteşarımız Sayın Salih Çelik'e teşekkürü
bir borç biliyoruz.
Bu vesileyle, on yedi
yeni üniversitemizle beraber, Bozok, Giresun ve Ahi Evran Üniversitelerinde
açılacak olan tıp fakültelerinin hayırlı olmasını Cenabı Allah'tan
diliyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Arslan.
Sayın milletvekilleri,
madde üzerinde üç adet önerge vardır. Önergeleri önce geliş sıralarına
göre okutacağım, sonra aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1414 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 11 inci maddesi ile 190
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi öngörülen ek 8 inci
maddeye ekli (II) sayılı Listede yer alan "Karatekin Üniversitesi",
"Eren Üniversitesi", "Alparslan Üniversitesi" ve
"Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye Üniversitesi",
"Kilis Üniversitesi", "Artvin Üniversitesi" ibarelerinin
sırasıyla "Çankırı Karatekin Üniversitesi", "Bitlis
Eren Üniversitesi", "Muş Alparslan Üniversitesi",
"Mardin Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye Korkut Ata
Üniversitesi", "Kilis 7 Aralık Üniversitesi",
"Artvin Çoruh Üniversitesi" olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
|
Eyüp Fatsa |
İrfan Gündüz |
Alaettin Güven |
|
Ordu |
İstanbul |
Kütahya |
|
Ahmet Yeni |
Mehmet Soydan |
|
|
Samsun |
Hatay |
|
BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1414 sıra sayılı yasa tasarısının 11. maddesine
bağlı Ek 8. maddede geçen "Selçuk Üniversitesinde"
ibaresinin "Selçuk Üniversitesi ile İnönü Üniversitesinde"
şeklinde değiştirilmesini ve maddeye bağlı II sayılı Listeye ekteki
Listenin ilave edilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla,
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Muharrem Kılıç |
Ahmet Ersin |
|
Malatya |
Malatya |
İzmir |
|
Mustafa Gazalcı |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
Denizli |
İzmir |
İstanbul |
(2) SAYILI LİSTE
İHDAS EDİLEN KADROLAR
KURUMU: İNÖNÜ ÜNİVERSİTESi
|
|
|
SERBEST |
TUTULAN |
|
|
|
|
KADRO |
KADRO |
|
SINIF |
UNVAN |
DERECE |
ADEDİ |
ADEDİ |
TOPLAM |
GİH |
PROGRAMCI |
5 |
1 |
- |
1 |
GİH |
ÇÖZÜMLEYİCİ |
5 |
1 |
- |
1 |
GİH |
MEMUR |
10 |
20 |
- |
20 |
GİH |
BİLGİSAYAR İŞLETMENİ |
9 |
10 |
- |
10 |
GİH |
BİLGİSAYAR İŞLETMENİ |
10 |
20 |
- |
20 |
SHS |
BİYOLOG |
5 |
15 |
- |
15 |
SHS |
FİZYOTERAPİST |
5 |
5 |
- |
5 |
SHS |
ECZACI |
5 |
3 |
- |
3 |
SHS |
DİYETİSYEN |
5 |
2 |
- |
2 |
SHS |
HEMŞİRE |
9 |
273 |
- |
273 |
SHS |
SAĞLIK TEKNİKERİ |
9 |
25 |
|
25 |
SHS |
SAĞLIK TEKNİSYENİ |
10 |
20 |
|
20 |
THS |
TEKNİKER |
9 |
10 |
|
10 |
THS |
TEKNİSYEN |
10 |
15 |
|
15 |
YHS |
HASTABAKlCI |
11 |
30 |
|
30 |
|
TOPLAM |
|
|
|
450 |
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Şimdi, maddeye en aykırı
önergeyi okutup, işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Yükseköğretim Kurumları Teşkilâtı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının Çerçeve 11'inci maddesine eklenen
Ek-Madde 8'e Giresun Üniversitesi ibaresinden sonra gelmek üzere
"Erzincan Üniversitesi" ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
|
Binali Yıldırım |
Tevhit Karakaya |
Ahmet Yeni |
|
İstanbul |
Erzincan |
Samsun |
|
Talip Kaban |
Musa Uzunkaya |
|
|
Erzincan |
Samsun |
|
İHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLAR
KURUMU: ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ
TEŞKİLAT: MERKEZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
SERBEST |
TUTULU |
|
|
|
|
KADRO |
KADRO |
|
SINIF |
UNVAN |
DERECE |
ADEDİ |
ADEDİ |
TOPLAM |
GIH |
Fakülte Sekreteri |
1 |
1 |
|
1 |
GIH |
Üniversite Hastaneleri |
1 |
1 |
|
1 |
GIH |
Hastane Müdürü |
2 |
1 |
|
1 |
GIH |
Hastane Müdür Yardımcısı |
3 |
1 |
|
1 |
GIH |
Şef |
4 |
2 |
|
2 |
GIH
|
Şef
|
5
|
2
|
|
2
|
GIH
|
Şef
|
6
|
1
|
|
1
|
GIH
|
Programcı
|
4
|
1
|
|
1
|
GIH |
Çözümleyici |
5 |
2 |
|
2 |
GIH |
Kütüphaneci |
6 |
1 |
1 |
2 |
GIH |
Ambar Memuru |
8 |
1 |
|
1 |
GIH |
Ambar Memuru |
9 |
1 |
|
1 |
GIH |
Bilgisayar İşletmeni |
5 |
11 |
|
11 |
GIH |
Bilgisayar İşletmeni |
6 |
10 |
|
10 |
GIH |
Bilgisayar İşletmeni |
7 |
10 |
|
10 |
GIH |
Sekreter |
8 |
10 |
|
10 |
GIH |
Sekreter |
9 |
3 |
|
3 |
GIH |
Şoför |
7 |
5 |
|
5 |
GIH |
Şoför |
8 |
5 |
|
5 |
GIH |
Şoför |
9 |
5 |
|
5 |
GIH |
Memur |
8 |
10 |
|
10 |
GIH |
Memur |
9 |
10 |
|
10 |
GIH |
Memur |
10 |
10 |
|
10 |
GIH |
Veznedar |
7 |
1 |
|
1 |
GIH |
Veznedar |
8 |
1 |
|
1 |
GIH |
Veznedar |
9 |
1 |
|
1 |
THS |
Mühendis |
5 |
1 |
|
1 |
THS |
Mühendis |
6 |
1 |
|
1 |
THS
|
Tekniker
|
7
|
1
|
|
1
|
THS
|
Tekniker
|
8
|
2
|
|
2
|
THS
|
Teknisyen
|
8
|
1
|
|
1
|
THS
|
Teknisyen
|
9
|
3
|
|
3
|
THS
|
Teknisyen
|
10
|
3
|
|
3
|
SHS
|
Sağlık
Teknikeri |
7
|
6
|
5 |
11
|
SHS
|
Sağlık
Teknikeri |
8
|
6
|
5
|
11
|
SHS
|
Biyolog
|
6
|
8
|
|
8
|
SHS
|
Diyetisyen
|
5
|
2
|
2 |
4
|
SHS
|
Diyetisyen
|
6
|
2
|
2
|
4
|
SHS
|
Sağlık
Teknisyeni |
9
|
10
|
9
|
19
|
SHS
|
Sağlık
Teknisyeni |
10
|
10
|
7 |
17
|
SHS
|
Hemşire
|
5
|
25
|
5
|
30
|
SHS
|
Hemşire
|
6
|
30
|
4
|
34
|
SHS
|
Hemşire
|
7
|
30
|
4
|
34
|
SHS
|
Hemşire
|
8
|
30
|
5 |
35
|
SHS
|
Hemşire
|
9
|
30
|
8 |
38
|
SHS
|
Fizyoterapist
|
4
|
2
|
2 |
4
|
SHS
|
Fizyoterapist
|
5
|
3
|
1 |
4
|
SHS |
Psikolog |
7 |
1 |
|
1 |
SHS |
Laborant |
9 |
10 |
10 |
20 |
DHS |
İmam |
9 |
1 |
|
1 |
YHS
|
Hasta
Bakıcı |
9
|
40
|
30 |
70
|
YHS
|
Gassal
|
9
|
1
|
|
1
|
YHS |
Hizmetli |
9 |
7 |
3 |
10 |
YHS |
Hizmetli |
10 |
7 |
2 |
9 |
YHS |
Kaloriferci |
10 |
5 |
3 |
8 |
YHS |
Aşçı |
10 |
3 |
2 |
5 |
|
|
TOPLAM |
388 |
110 |
498 |
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Efendim katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
mi okutayım?
EYÜP FATSA (Ordu) - Gerekçe
okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yeni kurulan tıp fakültesinin
personel ihtiyacının karşılanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1414 sıra sayılı yasa tasarısının 11. maddesine
bağlı Ek 8. maddede geçen "Selçuk Üniversitesinde"
ibaresinin "Selçuk Üniversitesi ile İnönü Üniversitesinde"
şeklinde değiştirilmesini ve maddeye bağlı II sayılı Listeye ekteki
Listenin ilave edilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
(2) SAYILI LİSTE
İHDAS EDİLEN KADROLAR
KURUMU: İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ
|
|
|
SERBEST |
TUTULAN |
|
|
|
|
KADRO |
KADRO |
|
SINIF |
UNVAN |
DERECE |
ADEDİ |
ADEDİ |
TOPLAM |
GİH |
PROGRAMCI |
5 |
1 |
- |
1 |
GİH |
ÇÖZÜMLEYİCİ |
5 |
1 |
- |
1 |
GİH |
MEMUR |
10 |
20 |
- |
20 |
GİH |
BİLGİSAYAR İŞLETMENİ |
9 |
10 |
- |
10 |
GİH |
BİLGİSAYAR İŞLETMENİ |
10 |
20 |
- |
20 |
SHS |
BİYOLOG |
5 |
15 |
- |
15 |
SHS |
FİZYOTERAPİST |
5 |
5 |
- |
5 |
SHS |
ECZACI |
5 |
3 |
- |
3 |
SHS |
DİYETİSYEN |
5 |
2 |
- |
2 |
SHS |
HEMŞİRE |
9 |
273 |
- |
273 |
SHS |
SAĞLIK TEKNİKERİ |
9 |
25 |
|
25 |
SHS |
SAĞLIK TEKNİSYENİ |
10 |
20 |
|
20 |
THS |
TEKNİKER |
9 |
10 |
|
10 |
THS |
TEKNİSYEN |
10 |
15 |
|
15 |
YHS |
HASTA BAKlCI |
11 |
30 |
|
30 |
|
TOPLAM |
|
|
|
450 |
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gerekçeyi mi okutayım?
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge üzerinde,
Malatya Milletvekili Sayın Muharrem Kılıç, buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının bu maddesiyle,
yeni kurulan üniversitelere ve 2006 yılında kurulmuş olan Bozok
Üniversitesi, Ahi Evran Üniversitesi, Giresun Üniversitesine yeni
kadrolar ihdas ediliyor. Yine, daha önce, 2006'dan önce kurulmuş
olan eski üniversitelerimizden Selçuk Üniversitesine de kadrolar
verilmekte.
Değerli arkadaşlarım,
bu tasarı sadece yeni kurulmakta olan on yedi üniversitemize ait
olsaydı, belki bu anlamda bir öneri verme gereği de duymazdık. Ancak,
gördük ki, bu tasarıyla, sadece yeni kurulan on yedi üniversiteye
değil, bunun dışındaki, hem 2006 yılında kurulan hem de daha önce kurulan
üniversitelere de kadro veriliyor. Mademki, bu şekilde, Hükûmetin
üniversitelerin kadro ihtiyacına yönelik bir tasarısı var; peki,
değerli arkadaşlarım, bu tasarıya Malatya İnönü Üniversitesinin
kadrolarının eklenmemesinin nedenini öğrenmek istiyoruz. (AK
Parti sıralarından "Rektörü alın!" sesi)
Arkadaşımız laf atıyor:
"Rektörü alın." Değerli arkadaşlarım, siz parti olarak bu
kadar dar görüşlü müsünüz? Yani, siz, şahıslarla uğraşarak, şahıslara
göre mi ülkeyi yönetiyorsunuz? O ilin valisini beğenmezseniz,
kaymakamını beğenmezseniz o ilçenin, oralara yatırım yapmayacak
mısınız? Bu kadar dar görüşlülük olabilir mi? Biz üniversitemizle
ilgili kadro kanununa yönelik teklifi 2003 yılında verdik ve bu
teklifi verirken, sadece muhalefet partisi milletvekili olarak
da imza koymadık, özellikle iktidar partisindeki arkadaşlarımızın
da imzasını aldık. Şu anda, bu kanun teklifinde, Cumhuriyet Halk
Partili milletvekillerinin, Adalet ve Kalkınma Partisinden milletvekili
arkadaşlarımızın 5 tanesinin, Anavatan Partisinden de 3 tane milletvekili
arkadaşımızın imzası var.
Biz bu teklifi verdiğimizde
1.128 kadro için teklifte bulunmuştuk, ancak, Plan ve Bütçe Komisyonunda,
bu kadro, 250'si akademik, 450'si de yardımcı personel olmak üzere 700
kadroya düşürülmüştü. Şu anda, bu teklif Komisyondan geçeli iki yılı
aşıyor. Komisyonda kabul tarihi 25/2/2005. O tarihten bu yana, ne yazık
ki, üniversitemizin kadro kanunu verilmiyor, kadro kanunu engelleniyor.
Engellenince ne oluyor
değerli arkadaşlarım? Engellenince bunun zararını kim görüyor? Malatyalı
görüyor. Bunun zararını kim görüyor? Malatya'da yaşayanlar görüyor.
Yani, üniversitemizin kadro kanunu verilmeyince, Tıp Fakültesinde
yeteri kadar kadro olmayınca, o zaman ne oluyor? Hastalar sıra bekliyor.
O zaman ne oluyor? Ameliyat olacak hastalar ameliyathaneden yararlanamıyor.
Çünkü, 26 ameliyathaneden 10 tanesi, şu anda, kadro yokluğundan
boş. Bunun sorumluluğunu nasıl alacaksınız?
Peki, değerli arkadaşlarım,
bu hastanede tedavi gören hastalar Cumhuriyet Halk Partili mi? Yani,
oraya gelen hastaların partisini mi soruyorlar? Oysa, oraya, sadece
Malatyalılar değil, çevre illerden de hastalar geliyor, tedavi
oluyorlar.
Değerli arkadaşlarım,
Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, Malatya'dan 2002 seçimlerinde
çok büyük oy aldınız. Bunun sonucunda 5 tane milletvekili çıkardınız.
Peki, bunun karşılığında Malatya'ya bunu mu layık görüyorsunuz? Şu
anda yeni bir seçime gidiyoruz, 22 Temmuzda sandık halkın önüne gelecek.
Peki, Malatyalılar, üniversitemizin kadrosunu engelleyenlere,
Malatya'mızdaki var olan…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Kılıç.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
MUHARREM KILIÇ (Devamla)
- Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
…Malatya'mıza üvey evlat
muamelesi yapanlara gereken dersi vermeyecek mi zannediyorsunuz?
Bir daha Malatyalıların yüzüne doğru dürüst bakabilecek misiniz?
Köylere, kasabalara gidebilecek misiniz?
RECEP ÖZEL (Isparta)
- Gideriz, gideriz…
MUHARREM KILIÇ (Devamla)
- Bunu merak ediyorum, gerçekten merak ediyorum. Çünkü, Malatya'ya,
gerçekten, bu dönemde hiçbir şey vermediniz. Bölge müdürlüklerini
elinden aldınız. Malatya'mızın belli başlı fabrikalarını kapattınız.
Malatyalıları yoksulluğa, açlığa mahkûm ettiniz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
- Kolera verdiler kolera!
MUHARREM KILIÇ (Devamla)
- Kolera verdiler, evet. Yani, Malatya'ya iyi bir şeyler vermediniz.
Kolera verdiniz. Malatya'da çocuk yuvası dehşeti yaşattınız, Malatya'da
asayişsizlik dehşeti yaşattınız. Her anlamda, sizin döneminizde, Malatya'da kötü
şeyler oldu, iyi şeyler olmadı.
Ümit ediyorum ki, bu
en son fırsatı değerlendirirsiniz. Vermiş olduğumuz bu önergeyi
eğer kabul ederseniz, bir nebze olsun kendinizi affettirirsiniz. Şu
anda, 450 tane kadro vereceksiniz. Bu kadro, değerli arkadaşlarım,
akademik kadro da değil, orada çalışan hemşireler, laborantlar,
teknisyenler. Yani, bunlara 450 tane kadro vereceksiniz. Bu nedenle,
oradaki çalışan insanlarımızın sorunlarının çözümü için, bu kadronun
verilmesi yönünde, ben iktidarı ile muhalefeti ile tüm arkadaşlarımızın
destek vereceğine inanıyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kılıç.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Teşekkür
ederim. Önerge kabul edilmemiştir.
Son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1414 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 11'inci maddesi ile 190
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi öngörülen ek 8'inci
maddeye ekli (II) sayılı listede yer alan "Karatekin Üniversitesi",
"Eren Üniversitesi", "Alparslan Üniversitesi",
"Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye Üniversitesi",
"Kilis Üniversitesi" ve "Artvin Üniversitesi" ibarelerinin
sırasıyla "Çankırı Karatekin Üniversitesi", "Bitlis
Eren Üniversitesi", "Muş Alparslan Üniversitesi",
"Mardin Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye Korkut Ata
Üniversitesi", "Kilis 7 Aralık Üniversitesi",
"Artvin Çoruh Üniversitesi" olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Eyüp
Fatsa (Ordu) ve arkadaşları
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Takdire bırakıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Komisyon takdire
bırakıyor.
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Çerçeve 6 ncı maddeye
bağlı ek 79, 82, 86 ve 87 nci maddelerle düzenlenen üniversite isimlerinin
değiştirilmesi nedeniyle önerilmiştir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge
ve ekli (II) sayılı liste doğrultusunda 11'inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Geçici madde 1'i okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1- Aşağıdaki
kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmiştir.
İHDAS EDİLEN KADROLAR
(V) SAYILI CETVEL
Sınıfı |
Unvanı |
Derecesi |
Adedi |
GİH |
Memur |
9 |
2.000 |
Bu cetvelde yer alan
kadrolar, iki yıl içerisinde 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
9 uncu maddesinin son fıkrası dikkate alınmaksızın Maliye Bakanlığı
ve Devlet Personel Başkanlığının görüşleri üzerine Bakanlar Kurulu
kararı ile gerektiğinde sınıf, unvan ve derece değişikliği yapılmak
suretiyle, yeni kurulan üniversitelerin ihtiyaçlarını karşılamak
üzere tahsis edilebilir. Bu şekilde tahsis edilecek kadroların kullanımında
uyulacak usul ve esaslar Bakanlar Kurulu kararı ile tespit edilir. Bu
süre içerisinde tahsis edilmeyen kadrolar başka bir işleme gerek
kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde şahısları
adına, Mardin Milletvekili Sayın Süleyman Bölünmez.
Buyurun Sayın Bölünmez.
SÜLEYMAN BÖLÜNMEZ
(Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1414 sayılı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu'na ilişkin şahsım adına söz almış bulunmaktayım.
Yüce heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
59'uncu Hükûmet tarafından
30/12/2005 tarihinde kurulmasına karar verilen on beş devlet üniversitesinin
arasında Mardin'in olmaması Mardin halkını fazlasıyla üzüntüye
boğmuş ve gerekli girişimler yapılmıştır. Ancak, Başbakanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanlar Kurulu adına Sayın Hüseyin Çelik
Bakanımızın girişimleri neticesinde, bölge olarak eksikliğini
ziyadesiyle hissettiğimiz Mardin Üniversitesinin bölgeye kazandırılması
görüşmelerimiz olumlu şekilde sonuçlanmıştır.
Bu kanun çerçevesinde,
gerçekten, kalkınmada öncelikli illerde mutlak surette ihtiyaç
duyulan üniversitelerin kurulması… Bu kanun ile Mardin Artuklu
Üniversitesi kurulmuştur.
Eğitime ayrı değer
veren bir arkadaşınız olarak, şu anda öğrenim veren üniversitelere
sahip tüm illerin üniversite açısından şehre yapılan katkıları ve
şehir ekonomisine kazandırdıkları katma değerleri göz önündedir.
Bu nedenle, bunu büyük bir memnuniyetle, tüm illeri gezen bir iş adamı
olarak ve milletvekili olarak görmekteyim.
Bugüne kadar, Dicle
Üniversitesine bağlı kurulmasına karar verdiğimiz Mardin Güzel
Sanatlar ve Mimarlık Mühendislik Fakültesinin çalışmaları, Maliye
Bakanımız ve Devlet Planlama Teşkilatının ağır karar vermesi neticesinde
hayata geçirilememiş ve şu anda Dicle Üniversitesinde Mardin fakülteleri
öğrenci kabul etmeye başlamıştır.
Dillerin ve dinlerin
beşiği, çan ve ezan sesinin karıştığı, kilise ve camilerin sırt sırta
olduğu, farklı kültürlerin barış içinde yaşadığı, taşın oya gibi
işlendiği Mardin'imiz artık üniversiteye 59'uncu Hükûmet tarafından
kavuşturulmuş ve Mardin Artuklu Üniversitesi kurulmuştur. İnşallah,
Mardin halkı, bunu, ziyadesiyle, şehre ekonomik açıdan öğrencileri
yetiştirerek fayda sağlayacağını ve katkısını görecektir.
Yeri ve zamanı gelmişken,
toplumumuzun yarası hâline gelmiş bir konuya değinmek istiyorum.
Bu da, üniversitelerimizde, ÖSYM seçiminden önce, öğrencilerimizin,
tabiri caizse, bir yarış atı olarak hem gençlerimiz ve hem velilerimizin
yarıştırıldığı imtihan öncesinde verilen dershane masraflarının
ekonomik açıdan bizim velilerimize, bizlere nasıl bir yük getirdiği
ortadadır. Birçok borçlanmaya, altından kalkılmayacak kredi borçlarının
ve hatta intiharlara kadar giden bu dershanelerin sorunları, ancak
üniversitelerimizin ülkemizde çoğaltılması neticesinde ve bu
öğrencilerin imtihanlara girmeden, direkt üniversitelere girebilecek
düzeyde üniversite adedine kavuştuğumuz zaman sağlanacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 59'uncu Hükûmet olmak üzere, iktidar ve muhalefete
mensup 22'nci Dönem milletvekilleri olarak, yıllardır emekleyen Türkiye'yi
koşar Türkiye hâline, en azından hızlı adımlarla koşmaya başlayacak
bir Türkiye olma yolunda verdiğimiz kararların çok önem taşıdığını
ve bu çalışmalarda emeği geçen sizleri, Mardin halkı adına kutluyorum.
Mardin Artuklu Üniversitesinin kurulması hakkında yasanın kanunlaşması
ve şu anda, daha evvel sizlerin desteğiyle kararı verilmiş Dicle
Üniversitesine bağlı Güzel Sanatlar Fakültesi ve Mimarlık Mühendislik
Fakültelerinin kurulmasında emeği geçen Mardin valilerimize,
bürokratlarımıza, Dicle Üniversitesi Rektörü ve çalışanlarına,
sivil toplum örgütlerine, basına ve Mardin halkına, dört buçuk yıldır
canla başla Mardin sorunlarını Meclise taşıyan beş milletvekili
arkadaşıma, 2002 seçimlerinde Mardin halkına vermiş olduğumuz
üniversite sözünü yerine getirilmesinde bize destek veren…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Bölünmez.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
SÜLEYMAN BÖLÜNMEZ
(Devamla) - …başta Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak
üzere, tüm iktidar ve muhalefet lider ve milletvekillerine Mardin
halkı adına şükranlarımı arz ederken, on yedi üniversitenin ayrı
ayrı, milletimize, gençlerimize hayırlara vesile olmasını Yüce
Allah'tan dilerim. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
12'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 12- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde, şahsı
adına Konya Milletvekili Sayın Remzi Çetin.
Sayın Çetin, buyurun.(AK Parti sıralarından alkışlar)
REMZİ ÇETİN (Konya) -
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün üçüncü gün, on
yedi üniversitenin kuruluşuyla ilgili çalışmalarımızı tamamlamak
üzereyiz. Ülkemize, vilayetlerimize ve burada okuyacak olan çocuklarımıza
hayırlı olsun temennisini arz etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
tabii, bu kadar üniversiteyi kurduktan sonra, bundan sonra da bilim
adamı yetiştirme programına ağırlık vermeliyiz. Çünkü, üniversitelerimizde
ar-ge ağırlıklı, teknoloji geliştirmeye yönelik çalışmaların yapılması
da fevkalade önemli.
Üniversitelerin kuruluşunda
bazı arkadaşlarımızın yapmış olduğu tenkitlerin bir anlamda şu
şekilde değerlendirilmesi lazım: Rektörü ve dekanı atanmadan, yani
bir sahiplenme olmadan, bir üniversiteye veya bir fakülteye vücut
vermek mümkün değildir. Bunu bilmek lazım. Dolayısıyla, atanmış bir
rektör üniversitesine sahip çıkacak, atanmış bir dekan fakültesine
sahip çıkacak, ihtiyaçlarını zaman içerisinde giderecek ve kısa
bir süre sonra, şimdi olduğu gibi, büyük üniversitelerimizde olduğu
gibi, bunların da ülkemize çok yararlı çalışmaların yapıldığı
üniversiteler hâline geleceğini söyleyebiliriz.
Şu anda, gerek Avrupa
standartlarına göre gerekse dünya standartlarına göre ülkemizin
üniversiteleşme çalışmasına ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Çünkü,
nüfus başına düşen üniversite sayısına göre, hem Avrupa standartları,
Avrupa Birliği standartları hem de dünya ölçeğine göre az sayıda
olduğu da hepimizin malumudur. Dolayısıyla, buralarda, imkânları
kıt olan ve ekonomik durumu nasıl olursa olsun çok sayıda öğrencilerimizin
bu bölge üniversitelerinde yüksek tahsil imkânı kazanacağı da muhakkaktır.
O bakımdan, yapılmış bu hayırlı hizmetlerde 22'nci Dönem Türkiye Büyük
Millet Meclisinin, Sayın Başbakanımızın, Millî Eğitim Bakanımızın,
Bakanlar Kurulumuzun ve bütün milletvekillerimizin emeğinin hayırla
anılacağını buradan ifade etmek isterim. Dolayısıyla, gerçekten
saygın bir çalışma yaptığımızı ifade etmek istiyorum.
Şimdi, hocalarımızın
durumları da çok önemli, çünkü akademik hayatı cazip hâle getirebilmemiz
lazım. Bugün için, gerek profesörlerimizin, akademisyenlerin gerek
araştırma görevlilerinin ve diğer öğretim personelinin ekonomik
durumlarından şikâyetleri olduğu yine hepimizin malumudur. O bakımdan,
bu alanı cazip hâle getirecek düzenlemeleri de en kısa sürede yapmamız
gerekmektedir.
Şimdi, Selçuk Üniversitesi,
şu anda 85 bin öğrencisiyle, on üç fakültesiyle, 5 bine yakın akademik
personeliyle Türkiye'nin en büyük üniversitesidir. Yaklaşık bundan
yirmi beş yıl önce mütevazı şartlarda kuruldu, 800 civarında öğrenci,
100-150 civarında akademisyenle eğitim-öğretim hayatına başladı,
ama bugün, biraz önce verdiğim rakamlar göz önüne alındığı zaman, ülkemizin
en büyük üniversitesi durumuna gelmiş bulunuyor. Şimdi, bu Üniversitenin
bünyesinde bir Tıp Fakültesi kurulmuştur, 117 bin metrekare kapalı
alanı, bin yataklı hastanesiyle beraber -yirmi bir ameliyathanesi
de bulunmaktadır- İç Anadolu'nun en büyük hastanesi durumundadır.
Şimdi, bu hastane şu anda faaliyete geçemiyor. Niçin? Kadrosu yok.
40 trilyon harcama yapılmak suretiyle hastane için gerekli olan cihazlar
gümrüğe getirildi, çekilemiyor, çünkü personel olmadığı için. Öğrencileri,
şu anda 4'üncü sınıf, bir başka fakültenin bünyesinde. O bakımdan,
bu kanunla beraber, bu Selçuklu Tıp Fakültesinin de faaliyete geçeceğini
ben buradan sevinerek ifade etmek istiyorum. Hem ülkemize hem Konya'mıza
hem İç Anadolu'muza gerçekten çok kıymetli çalışmalar yapılacak ve
her alanda tıbbi çalışmaların yapılacağı bir hastaneyi ve tıp fakültesini
kazanmış olacağız. O bakımdan, bu kanunun da bizim açımızdan böyle
kayda değer bir yönü olduğunu ifade etmek istiyorum.
Şimdi, bundan sonra…
Tabii, burada arkadaşlarımız dile getirdiler. Sadece dokuz ilimizde
üniversite olmadığı söylendi. Ben öyle ümit ediyorum ki, en kısa zamanda,
bir paket hâlinde, bu dokuz ilimize de üniversitenin kurulacağını
kuvvetle temenni ediyorum.
Şimdi, hatta, bazı illerimizde,
üniversitelerinin fazla büyümesi dolayısıyla bölünme ihtiyacı
doğmuştur. Bunları da en kısa zamanda yapmak lazım, çünkü, mühim
olan, çok sayıda öğrenci veya akademisyenle bir büyük üniversiteyi
çalıştırmak kadar, verimli olması da önemlidir. O bakımdan, mesela,
biz, Konya'ya yıllardan beri teklif ediyoruz, Selçuk Üniversitesinin
bünyesinden Mühendislik Fakültesini çekmek suretiyle Karatay
Teknik Üniversitesinin kurulması teklifini de vermiş bulunuyoruz.
Eğer bu gerçekleşecek olursa, o Fakülte üniversiteye dönüşmüş olacak
ve böylece, çok daha verimli, kendini çok daha kısa zamanda geliştiren
bir üniversiteyi de ülkemiz kazanmış olacaktır.
Şimdi, bunun bir adım
ötesini de göz önüne almak lazım. Artık, bütün vilayetlerimizde
üniversite olduğu göz önüne alınırsa, ihtisas üniversitelerine
de bizim ağırlık vermemiz lazım. Yani, bölgesel olarak, mesela İstanbul,
İzmir, Sakarya, Kocaeli bölgesi sanayi ağırlıklı olduğuna göre
teknik bilimlere ağırlık verilmesi, ziraatın ağırlıklı olduğu bölgelerde
ziraat bilimlerine ağırlık verilmesi gibi, artık, ihtisas üniversitelerinin
de geliştirilmesi gerekmektedir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Çetin.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
REMZİ ÇETİN (Devamla)
- Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sadece birkaç fakülteyle
yola çıkan bu üniversitelerimizin önümüzdeki günlerdeki planlamalarında
ihtisaslaşmaya da ağırlık verilmesi -bugün, İngiltere'de, Almanya'da
olduğu gibi, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi- her birini belirli
alanlarda ihtisas üniversitesi hâline getirme noktasında da bir
planlamanın yapılmasını temenni ediyoruz.
Bu hayırlı çalışmaya
emeği geçen bütün arkadaşlarımızı, Bakanlarımızı, Başbakanımız
başta olmak üzere ve siz iktidar-muhalefet milletvekillerimizi
de tebrik ediyorum. Ülkemiz için, hepimiz için hayırlı olsun diyor,
tekrar, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Çetin.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
13'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 13- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Uşak Milletvekili Sayın Osman Coşkunoğlu.
Buyurun Sayın Coşkunoğlu.
CHP GRUBU ADINA OSMAN
COŞKUNOĞLU (Uşak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
evvelsi gün Sayın Bakan, bu yasayı, şu anda geçirmekte olduğumuz
yasayı yürütecek Hükûmetin Sayın Millî Eğitim Bakanı, bu kürsüden,
yükseköğrenime, Hükûmetinizin, AKP Hükûmetinin ayırdığı ödenekler
konusunda birtakım rakamlar verdi. Bu rakamlar son derece yanlış
ve aldatıcıdır. Üzülerek dinledim bunları ve buradan düzeltmek zorundayım.
Bakın, Sayın Bakanın
konuşmasından, tutanaklardan aynen okuyorum, aynen okuyorum:
"YÖK ve bütün üniversitelerin, Türkiye'deki bütün devlet üniversitelerinin
toplam bütçesi 2 katrilyon 495 trilyon Türk lirasıydı 2002 yılında."
Yani, 2002 yılında, kabaca 2,5 katrilyon Türk lirası veya 2,5 milyar
yeni Türk lirası. Yine, Sayın Bakan aynen şöyle devam ediyor:
"Daha sonraki yıllarda sırasıyla artmış ve bugün itibarıyla
üniversitelerimiz ve YÖK'ün toplam bütçesi 6 katrilyon 586 trilyon
Türk lirasına yükselmiştir." Sayın Bakan bunları söyledi kürsüden
-2,5 milyar diyelim yuvarlak- 2,5 milyar olan 2002 bütçesinden aldıklarını
ve bunu 6,5 milyar bütçeye getirdiklerini
söyledi 2007'de.
Değerli milletvekilleri,
bir gerçeği açıklayayım: 2005 öncesinde, 2004'te bir yasa çıkarılmadan
önce -ayrıntılarla boğmayacağım sizi- üniversitelere devletin
ayırdığı bir ödenek, "katma bütçe" denen bir ödenek vardı. Bu,
Hükûmetin karar vererek ayırdığı bir paradır, bir bütçedir. Bunun dışında,
adına çok önceleri "Öğrenci Harçları Fonu" denen, daha sonra
adına "öğrenci sosyal hizmet bütçesi" denilen ayrı bir bütçe
vardır. Yani, öğrencilerden alınan harçlar, öğrencilerden elde edilen
kantin gelirleri, yurtlar, bütün bunların oluşturduğu bir bütçe vardır,
adına "öğrenci sosyal hizmet bütçesi" denir. 2004'ten sonra,
bu sosyal hizmet bütçesi -yani, öğrencilerden alınan paralar- devletten
ayrılan bütçeyle, katma bütçeyle birleştirilmiştir ve bu ikisinin
toplamı "yükseköğretim bütçesi" adı altında sunulmuştur.
Yani, Sayın Bakanın, burada, şu rakamdan bu rakama çıkardık dediği,
aslında Hükûmetin arttırdığı ödenekler değil, öğrencilerden alınan
paraların sanki Hükûmetin verdiği gibi sunulmuş olmasıdır. Bunu
son derece -sıfat bulmak istemiyorum burada- kandırıcı bir girişim
olarak burada söylemek istiyorum.
Bakın, size biraz daha
rakam vereyim: 2003'te, ilk yaptığınız bütçede bütçe ödenekleri -bakın,
bunlar ödenek, gerçek harcamalar da değil- 3 milyar 300… Yuvarlıyorum:
3,3 milyar YTL. 2004'te bu oluyor 3,9 milyar YTL. Yani 3,3'ten 3,9'a çıkmış.
2005'te 3,9'dan birden 5,2 milyar YTL'ye atlıyor. Büyük bir sıçrama. Bu
sıçramanın 975 milyon YTL'si, 975 trilyonu öğrenci hizmet bütçesinden
geliyor, yani öğrencilerden alınan paralar. Onlar bütçeye konuyor
ve bu, bütçede bir artış gibi sunuluyor. Bunu yapmak doğru değildir.
Bu şekilde kandırmaları ben burada esefle karşılıyorum.
Devam edelim. 2006 yılında
hazineden ayrılan para 4,5 milyar YTL'dir, öz gelir dediğimiz, yani
diğer öğrencilerden alınan harçlar vesaire kiralar 1,2 milyar
YTL'dir. Toplam 5,846 milyar YTL. 2007'de bir olay daha oluyor. Bakın, sadece
öğrencilerden alınan harçları bütçeye koyarak sanki Hükûmet ciddi
ödenekler ayırmış gibi göstermenin yanında bir ayıp daha yapılıyor,
o da… 2007 yılında 68 üniversitenin toplam bütçesinden söz ediyoruz.
2006 yılında 53 üniversite vardı, yeni 15 üniversitenin daha bütçesi
eklendi. Bütün bunlarla şişirilen bir rakamı Sayın Bakanımız burada
okuyarak, "İşte biz bütçeyi bu kadar artırdık." dedi.
Gerçek nedir? Ben gerçeği
söyleyeyim size: 2003-2007 arasında, dört senede, devletten gelen,
Hükûmetin bütçesinden ayrılan ödenekler sadece yüzde 35 artmıştır,
sadece yüzde 35 artmıştır. Yeni 15 üniversiteyi de katarsak, bu rakam yüzde
39'a çıkar. Dört senelik iktidarınız süresince, bütün üniversitelere,
YÖK'e ayrılan bütçe, sadece toplam yüzde 35 artmıştır. Peki, enflasyon
ne kadar artmıştır? Enflasyon nedir toplam? Bu dört yıl içerisindeki
enflasyon yüzde 53'tür. Enflasyon yüzde 53, toplam -öğrencilerden alınan paraları saymayın-
Hükûmetin ayırdığı bütçe yüzde 35 artıyor. Gerçek budur, bu biline.
Şimdi, iş bununla da
bitmiyor aslında. Bir de öğrenci başına harcanan cari harcamalara
bakarsanız -hangi göstergeye bakarsanız bakın- durum hiç de iç açıcı
değil, dört yıl içerisinde daha da olumsuz olmuştur.
Öğretim elemanları
maaş artışı da enflasyonun altında kalmıştır. Öğrenci başına bütçe
ödeneği de bir olumlu gelişme içerisinde değildir. Yatırım ödenekleri
de… Bakın, bunları raporlardan okuyabiliriz. Yatırım ödenekleri,
toplam yatırım ödeneği, 2003 yılında 1 milyon YTL iken, 2004'te 940'a
düşmüş, 2005'te 903'e düşmüştür. Yatırımlar kötü, maaşlar kötü…
MAHMUT UĞUR ÇETİN (Niğde)
- 2001, 2002'yi de ver!
OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla)
- 2002'yi de vereyim. 2002'de 891, yani krizden hemen sonra 891. Ondan
sonra 1 milyara çıkmış, ondan sonra 940, 903 diye… Yani, 891'den 903'e
çıkmışsınız 2002 ile karşılaştırırsak.
Hiçbiri parlak değil
sevgili dostum, hiçbiri parlak değil. Ne öğrenci başına düşen ne öğretim
üyesi maaşları ne toplam ödenekler, hiçbir yerde parlak, maalesef,
bir rakam yok. Keşke olsa da çıkıp en başta ben teşekkür etsem!
Sayın Bakanın vermiş
olduğu bir rakam daha var. Ona girersek… Bakanlığına girmediği
hâlde bunu söyledi. Ona girersek daha da feci bir durum çıkıyor.
Sayın Bakan konuşmasında
bir de şunu söyledi, aynen okuyorum: "Sevgili arkadaşlarım,
2000 yılında -şimdi 2000 yılını seçmiş Sayın Bakan bu sefer de- bakın, 2000 yılında
bütün Türkiye'deki kamunun ar-ge bütçesi, bütün devletin, kamunun
ar-ge bütçesi 150 trilyon Türk lirasıdır." diyor Sayın Bakan,
"Sadece 150 trilyon Türk lirasıdır."
Peki, 2007 yılında
Türkiye'nin, yani kamunun ar-ge bütçesi -bakın, özel sektörü dâhil etmiyorum-
ne kadardır biliyor musunuz değerli arkadaşlarım? 2 katrilyon 300
trilyon Türk lirasıdır. Ne kadar müthiş değil mi? 150 trilyon 2000 rakamı
alınmış.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Coşkunoğlu.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla)
- 150 trilyondan 2 katrilyon 300
trilyon TL'ye yükselmiş.
Değerli arkadaşlarım,
bunlar da yanıltıcı rakamlardır, ayrılan ödeneklerdir, harcanmamaktadır.
Geçen sene 400 trilyon ayrıldı, ne kadarı harcandı? Yarısı bile harcanmadı.
Bazı gerçekleri paylaşayım
sizinle: Amerika, Avrupa Birliği devletleri ve diğer gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkelerde gayrisafi millî hasılanın yüzde 2'si
araştırma-geliştirmeye ayrılır. Bu, Türkiye'de yüzde 0,67'de duruyor.
Aslında çok da ilginç bir şey var. Sayın Bakanıma burada sormak istiyorum:
2004, 2005, 2006'da ar-ge'ye gayrisafi millî hasılanın yüzde kaçı harcandı?
Bu rakam açıklanmıyor, Devlet Planlama Teşkilatı da açıklamıyor,
hiçbir yer bu rakamı açıklamıyor. Neden açıklanmıyor bu rakam? Gayrisafi
millî hasılanın yüzdesi olarak ne harcadık? Devlet Planlama Teşkilatı
yıllık programlarında 0,67 yüzüyor. Yüzde 2'ye çıkaracağız sözüm
ona. Bunu yüzde 2'ye çıkaracağımıza… Avrupa Birliğine verdiğimiz
raporda "2010 yılında yüzde 2'ye çıkaracağız" diye vaatte
bulunduk. 2010 yılında gayrisafi millî hasılanın yüzde 2'sini
ar-ge'ye harcayabilmemiz için, şu anda yüzde 1,4'ünü harcamamız gerekir.
Bu, yavaş yavaş… Bu harcamayı emecek araştırma kapasitesini de düşünerek,
öyle, bir çırpıda artacak bir şey değil. Yüzde 1,4'ünü ayırmış olmamız
gerekir şu anda. Hâlbuki, bunun yarısını bile ayırmış durumda değiliz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Coşkunoğlu,
Genel Kurulu selamlar mısınız.
Buyurun.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla)
- Sadece miktar değil, dağılım da yanlıştır: Yüzde 70'ini ar-ge'nin kamu
yapıyor, yüzde 30'unu özel yapıyor. Kabaca söylüyorum rakamları.
Bunun tam tersidir. Bunun için de sadece ar-ge politikaları değil,
doğru ekonomi ve sanayi politikaları gereklidir. Bu, Sayın Bakanın
vermiş olduğu bu rakamları burada düzeltmiş oluyorum. Böylece,
hiç kimseyi kandırma yoluna gitmeyelim ve yükseköğrenimi ihmal etmeyelim,
araştırma-geliştirmeyi ihmal etmeyelim. Türkiye'nin geleceği buradadır.
Hepinize saygılar
sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Coşkunoğlu.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına Ordu Milletvekili Sayın Eyüp Fatsa.
Buyurun Sayın Fatsa.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
1414 sıra sayılı on yedi ilde yeni üniversite kurulmasıyla alakalı
kanun tasarısının 13'üncü maddesi üzerinde grubum adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle Başkanlık makamını ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
sözlerime başlamadan önce, kurulan bu on yedi yeni üniversitenin,
kurulan illerimize, ülkemize, eğitim, kültür ve bilim hayatımıza
ve ülkemizin geleceği gençlerimize hayırlı olmasını Cenabı Allah'tan
temenni ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
nihayet önemli bir tasarıyı iktidarıyla muhalefetiyle birlikte
kanunlaştırmanın, biz de, bu illere mensup milletvekili arkadaşlarımız
ve yine bu illere mensup aziz hemşehrilerimiz gibi mutlulukla, gururla
ve onurla buna destek vermiş olmanın ve bunu kanunlaştırmanın haklı
sevincini yaşıyoruz.
Değerli arkadaşlar,
tabii, bu vesileyle de ben, müsaade ederseniz, kurulan bu on yedi
üniversiteyle ilgili bu tasarı çıkmadan önce bünyesinde bu yeni
kurulan üniversitelerin fakülte ve yüksekokullarını barındırmak
ve bunları sahiplenmek suretiyle kuruluşuna ve hayata geçmesine
önemli katkı sağlayan bağlı üniversitelere de huzurlarınızda tek
tek teşekkür etmek istiyorum.
Özellikle Karaman'da
kurulan Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinin hayata geçmesinde
Selçuk Üniversitesine, Ağrı'da kurulan Ağrı Dağı Üniversitesinin
hayata geçmesinde Atatürk Üniversitesine, Sinop'ta kurulan Sinop
Üniversitesine sahiplik yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesine, Siirt'te
kurulan Siirt Üniversitesine sahiplik yapan Dicle Üniversitesine,
Nevşehir'de kurulan Nevşehir Üniversitesine sahiplik yapan, onu
himaye eden Erciyes Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve Hacettepe
Üniversitelerine, Karabük'te kurulan Karabük Üniversitesine sahiplik
yapan Zonguldak Karaelmas Üniversitesine, Kilis'te kurulan 7 Aralık
Kilis Üniversitesine kucağını, bağrını açan Gaziantep Üniversitesine,
yine Çankırı'da kurulan Çankırı Karatekin Üniversitesine ev sahipliği
yapan, onu bağrında barındıran, büyüten Ankara Üniversitesi ve Gazi
Üniversitesine, Artvin'de kurulan Artvin Çoruh Üniversitesine ev
sahipliği yapan Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Kafkas Üniversitelerine,
Bilecik'te kurulan Bilecik Üniversitesine ev sahipliği yapan Dumlupınar
ve Osmangazi Üniversitelerine, Bitlis'te kurulan Bitlis Eren Üniversitesine
ev sahipliği yapan Yüzüncü Yıl Üniversitesine ve yine Kırklareli'nde
kurulan Kırklareli Üniversitesine sahiplik yapan, onu himaye
eden Trakya Üniversitesine, Osmaniye'de kurulan Osmaniye Korkutata
Üniversitesine ev sahipliği yapan Çukurova Üniversitesi ve Kahramanmaraş
Sütçü İmam Üniversitelerine, Bingöl'de kurulan Bingöl Üniversitesine
ev sahipliği yapan Fırat Üniversitesine, yine Muş'ta kurulan Muş
Alparslan Üniversitesine öncülük eden Fırat Üniversitesine ve nihayet
Mardin'de kurulan Mardin Artuklu Üniversitesine ev sahipliği yapan,
öncülük eden Dicle Üniversitesine ve Batman Üniversitesine öncülük
eden yine Dicle Üniversitesine de katkılarından dolayı, bu üniversiteleri
üniversite olmadan önce bünyelerinde himaye etmek suretiyle onlara
bugüne gelişlerinde, üniversite oluşlarında öncülük eden bütün
bu üniversitelere, onların yöneticilerine, idarecilerine, rektörlerine
huzurlarınızda bir kere daha AK Parti Grubu adına teşekkür etmek
istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
tabii, bu vesileyle, özellikle üniversite kurmayı gerçekleştiremediğimiz,
ama, bizden kaynaklanmayan sebeplerle gerçekleştiremediğimiz,
kriter olarak alınan ölçülerde altyapısını henüz tamamlayamadığımız…
Ama, bu süre içerisinde de konuşan arkadaşlarımızın düşünce ve fikirlerine
saygı duyarım, ama, katılmadığımı da ifade etmek istiyorum. Hiçbir
siyasi iktidar, hiçbir hükûmet sorumluluğu yüklenmiş Türkiye Cumhuriyeti
hükûmetinin siyasi gerekçelerle illerin üniversite taleplerini
geri çevirmeleri, hem bu illere hem de bu illerde yaşayan insanlara
saygısızlık olduğunu düşündüğüm için hiç kimsenin aklından böyle
bir şey geçmez. Adı geçen illerin tamamında AK Partili milletvekili
arkadaşlarımız var, hatta bazısında milletvekillerinin tamamı
AK Partilidir. Dolayısıyla, siyasi gerekçelerle böyle bir tercih
yapmamızı düşünmek bile, yani, doğrusunu isterseniz, insanın yüzünü
kızartır. Bunu burada ifade eden arkadaşlarımızın bunu çok haklı
gerekçelerle, doğru gerekçelerle ifade etmediklerini de huzurlarınızda
söylemek isterim.
Değerli arkadaşlar,
bakın, üniversite kurmayı henüz gerçekleştiremediğimiz dokuz
ilimiz: Ardahan, Bartın, Bayburt, Gümüşhane, Hakkâri, Iğdır, Şırnak,
Tunceli ve Yalova illerimiz.
Tabii, dün, Millî Eğitim
Bakanımız da ifade etti, belli sayıda fakülte ve yüksekokulun ve
fiziki gerçekleşmenin kıstas alındığını, ölçü alındığını, ancak
bu ölçüleri, bu çıtayı yakalayan illerde bu üniversitelerin kurulmasına
öncülük edildiğini, ismini zikretmiş olduğumuz illerimizde de
bir an önce üniversite kurulabilecek altyapının oluşması noktasında
da fakülte ve yüksekokulların açılışına da yine bu dönemde, bu
Hükûmet tarafından öncülük edildiğini de arkadaşlarımızın bilmesi lazım.
Bakın, Ardahan'da Beşerî
Bilimler ve Edebiyat Fakültesi yine bizim Hükûmetimiz tarafından
gerçekleştirilmiştir. Bartın'da Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu
yine bizim Hükûmetimiz tarafından gerçekleştirilmiştir. Bayburt'ta
Eğitim Fakültesi, Iğdır'da Ziraat Fakültesi, Yalova'da İktisadi
İdari Bilimler Fakültesi de unutulmaması lazım ki, bir an önce bu
iller de üniversite kurulabilecek altyapıya kavuşsunlar diye,
bizim Hükûmetimiz tarafından, AK Parti Hükûmeti tarafından, buralarda
fakülte ve yüksekokullar açılmak suretiyle bir an önce özledikleri
üniversitelere kavuşması noktasında önemli adımlar atılmıştır. Süre
yetmemiştir. Süre yetmemiştir.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye hızla, bir öne alınmış, erkene alınmış bir seçime doğru gidiyor.
Bundan sonra da -zaten bu sürenin- bu illerimizde üniversite açılması
için yeterli bir süre önümüzde olmadığını da hepimiz biliyoruz.
Dün Sayın Bakan burada
ifade etti, ben de ifade ettim, bir kere daha ifade etmek istiyorum:
Bu illerimiz müsterih olsunlar. Elbette ki, bu illerimiz de hak ettiği
üniversitelere 60'ıncı AK Parti hükûmeti aracılığıyla, inşallah,
seçimden sonraki en kısa tarihte yine ulaşacaklardır. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
tabii, gönlümüz arzu eder bunu, çok da arzu ediyoruz ama yetişmedi. Bakın,
on beş ile üniversite kurulduğu zaman, şimdi, bu on yedi ilin milletvekilleri,
bizim ilimiz niye göz ardı edildi, bizim ilimizde niye üniversite
kurulmadı diye, diğer dokuzu ilimiz gibi, onların da itirazları
vardı, beklentileri vardı, ama, bugün gerçekleşti. İnşallah, günü
geldiğinde -ki, tarihini de söyledim- inşallah, bu dokuz ilimize
de üniversite açmak, inşallah, yine, bize nasip olacaktır.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU
(Artvin) - Cumhuriyet Halk Partisine nasip olacaktır.
EYÜP FATSA (Devamla)
- Hemen bitiriyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
EYÜP FATSA (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, özellikle, Yalova'yla ilgili -ki, dün de açıklamalar
yaptım- burada, bir kere daha söylemek istiyorum, tabii, milletvekili
arkadaşların düşüncelerine katılmadığımı da ifade ettim. Hem vakıf
üniversitelerinin kurulması noktasında hem de Türk-Alman Üniversitesinin
Yalova'da kurulması noktasında, Hükûmetimizin aldığı bir karar olduğunu,
yer olarak da Yalova'nın tespit edildiğini de ifade etmiştim. Haa,
bundan sonraki, iktidarıyla, muhalefetiyle milletvekili arkadaşlarımıza
düşen görev, bir an önce, Yalova'da Türk-Alman Üniversitesinin kurulmasını
gerçekleştirmek olacaktır. Yoksa Hükûmetimiz, niye, Yalova, ki, Türkiye'nin
en güzel yerlerinden birisi, en nezih insanlarının yaşadığı bölgemizden,
ilimizden birisine böyle bir şey reva görmüş olsun? Bunu kabul etmek
mümkün değildir.
Ben, bir kere daha, bu
vesileyle, kurulan on yedi üniversitenin, Türkiye'nin bilim, eğitim,
kültür hayatına, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğe hazırlanması
noktasında hayırlı olmasını; buna katkı sağlayan, başta Sayın Başbakanımız,
Bakanlar Kurulumuz, iktidarıyla muhalefetiyle bütün Türkiye Büyük
Millet Meclisinin saygıdeğer üyelerine, Komisyonda çalışan bürokrat
arkadaşlarımıza; özellikle, bu illerde, bu üniversitelerin hayata
geçmesi noktasında bürokratlara, siyasilere, sivil toplum örgütlerine,
o ilde yaşayan bütün milletimize, hemşehrilerimize, vatandaşlarımıza
huzurlarınızda bir kere daha teşekkür etmek istiyorum.
Ben bu duygu ve düşüncelerle,
bu üniversitelerden, aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür nesillerin
yetişmesini de hassaten arzu ettiğimi, bu samimi kanaatimi de sizinle
ve aziz milletimizle paylaşmak istiyorum, ama, müsaade ederseniz,
asla bir polemik olsun diye söylemiyorum; ben, iktidarımız döneminde
Yalova'ya da, Malatya'ya da ne kadar hizmet yapıldığını biliyorum.
Arkadaşlarımız, burada, illere…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Fatsa,
Genel Kurulu selamlar mısınız.
Buyurun.
EYÜP FATSA (Devamla)
- Hemen bitiriyorum Sayın Başkan, son cümlemdir.
Biliyorum, yani, Türkiye'nin
her tarafı nakış nakış nasıl hizmetle örüldüyse, bu illerimizden
de hizmet esirgenmemiştir. Bunun kararını aziz milletimiz verecektir.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Kadroyu niye engelliyorsunuz?
EYÜP FATSA (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, denildi ki, niye kadrolarda cimrilik yapıyorsunuz
veya taraf oluyorsunuz? Hayır.
Değerli arkadaşlar,
bakın, bizim burada kadro verdiğimiz, ki onlar da akademik kadrolardır,
sadece yeni kurulan tıp fakülteleriyle alakalıdır.
Pamukkale Üniversitesinin
personel talebini biz burada reddettik, önergelerini. Yine, Erzincan
Üniversitesinin personel talebini, ki bizim milletvekili arkadaşlarımız
vermişti, biz reddettik burada, kendi oylarımızla reddettik. Konya
Selçuk Üniversitesine kadro verilmesi, Konya Selçuk Üniversitesinin
bünyesinde ikinci tıp fakültesinin hizmete girecek olmasından dolayıdır.
Yirmi üç yıldan beri yapılmamış.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Malatya'da tıp fakültesinin ameliyathaneleri çalışmıyor Sayın
Fatsa!
EYÜP FATSA (Devamla)
- Şimdi, ben şunu söyleyeyim: Eğer, Yalova ve Malatya'ya yapmış olduğumuz
hizmetler muhalefet partisine mensup milletvekili arkadaşlarımızı
rahatsız etmişse, ben onlardan da özür dilerim.
Hayırlı olmasını temenni
ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Fatsa.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Başkanlık Divanı olarak
da bu on yedi üniversitemizin önce illerine, ulusumuza ve eğitim
camiamıza hayırlı olmasını diliyoruz.
Şimdi, Başbakan Yardımcısı
ve Devlet Bakanı Sayın Abdüllatif Şener bir teşekkür konuşması yapacaklardır.
Buyurun Sayın Şener.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
bu hafta Meclis, yine geçen haftalar gibi çok yoğun bir mesai yaptı. Bu
Meclis seçim kararı almış olmasına rağmen, milletvekillerimiz,
sorumluluklarının bir gereği ve aynı zamanda hızlı çalışma tempolarının
bir devamı olarak bu hafta da yoğun mesai içerisinde on yedi yeni
üniversitenin kurulmasıyla ilgili bu kanunu yasalaştırdılar. Her
şeyden önce, yakın ilgi gösteren, böylesine yoğun bir alakayla ve
mesaiyle bu üniversitelerin kurulmasına zemin hazırlayan, imkân
sağlayan tüm milletvekillerimize teşekkürlerimi sunuyorum.
Bildiğiniz gibi, üniversiteler,
bilginin üretildiği yerlerdir, bulundukları kentlere büyük faydalar
getirirler. Üniversite-kent iş birliği, bölge potansiyelinin ortaya
çıkarılmasına, bölgesel gelişmenin, illerdeki gelişmenin ortaya
çıkmasına sebep olmaktadır. Böylece, on yedi ilimize kurulan bu
yeni üniversitelerle birlikte, on yedi ilimizde yeni bir potansiyel
harekete geçecektir ve bu illerimizde büyük gelişmelerin adımlarından
biri atılmış olacaktır.
Bu nedenle, üniversitelerimizin
kurulmuş olduğu illerimize de, tüm Türkiye'mize de bu kanunun hayırlı
olmasını diliyorum.
Türkiye'de, bildiğiniz
gibi, 35 bin civarında öğretim üyesi var, 90 bin civarında öğretim
elemanı var, 3 milyonu aşkın üniversite öğrencisi var. Tüm bunlar
ülkemizin bir büyük zenginliğidir, ülkemizin bir büyük imkânıdır
ve Hükûmet olarak bunu böyle düşündüğümüz için, bunu böyle algıladığımız
için, daha önce on beş ilimize yeni üniversiteler kurulmuştu, daha
önce bu Meclis yedi vakıf üniversitesinin kurulmasıyla ilgili kanunu
yasalaştırmıştı; dolayısıyla, bu dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinde
otuz dokuz üniversitenin kurulmasıyla ilgili kanunlar çıkarılmış
olmaktadır.
2002 ve öncesindeki
üniversite sayısının çok daha düşük olduğunu, altmış sekiz olduğunu
düşünecek olursak, bu dönemde yeni otuz dokuz üniversite kurulmuş
olması, Türkiye'deki bilimsel atmosferin gelişmesine gösterdiğimiz
ilgiyi ve yakınlığı da aynı zamanda ifade etmektedir.
Ben, bu nedenle, Türkiye'nin
çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması ve onu aşması yolunda üniversitelerin
büyük katkıları olduğunu düşünüyorum. Üniversitelerdeki bilgi
birikiminin sadece bir akademik fantezi olmaktan öte, akademik
bir çalışma olmaktan öte, reel gerçeklik olduğuna inanıyorum; sanayide
ve toplumda, kurumlarda önemli gelişmelerin tetikleyicisi olduğuna
inanıyorum. Bu otuz dokuz üniversitede de öğrencilerimizle, öğretim
elemanlarımızla birlikte bu anlayışın yerleşeceğini, yeşereceğini
ve yaygınlaşacağını, topluma, ülkemize mal olacağını düşünüyorum.
Bu bakımdan, emeği geçen herkese, başta sayın milletvekillerimiz
olmak üzere, tekrar teşekkür ederken, aynı zamanda, ülkemize ve illerimize
hayırlı olmasını diliyorum ve hepinize saygılarımı sunuyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri,
sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek
için, 22 Mayıs 2007 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.