0 0 nk 0 nk 0 0 false false false 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖ­NEM: 22                         CİLT: 156                                     YA­SA­MA YI­LI: 5

 

 

 

TÜR­Kİ­YE BÜ­YÜK MİL­LET MEC­Lİ­Sİ

TU­TA­NAK DER­Gİ­Sİ

 

 

103’üncü Bir­le­şim

8 Mayıs 2007 Salı

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

 

 

 

 

  I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

 II. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

III. - YOK­LA­MA

IV. - BAŞ­KAN­LI­ĞIN GE­NEL KU­RU­LA SU­NUŞ­LA­RI

A) TEZ­KE­RE­LER VE ÖNER­GE­LER

1.- Ulaş­tır­ma Ba­ka­nı Bi­na­li Yıl­dı­rım'ın, Al­man­ya'ya yap­tı­ğı resmî zi­ya­re­te, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Tu­na'nın da iş­ti­rak et­me­si­nin uy­gun gö­rül­dü­ğü­ne iliş­kin Baş­ba­kan­lık tez­ke­re­si (3/1262)

V. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­rihî Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

3.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

4.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve 194 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2709 Sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1011) (S. Sa­yı­sı: 1408 ve 1408'e 1 Ek)

5.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1015) (S. Sa­yı­sı: 1409)

6.- Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Çev­re ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1260) (S. Sa­yı­sı: 1360)

 

7.- Ba­zı Ka­nun­la­rın Sağ­lık Ku­ru­lu Ra­por­la­rı­na İliş­kin Hü­küm­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1350) (S. Sa­yı­sı: 1405)

8.- Yük­se­köğ­re­tim Ku­rum­la­rı Teş­kilâtı Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­la­rı ve Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1269, 1/1248) (S. Sa­yı­sı: 1322)

VI. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR

1.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ta­ci­dar Sey­han'ın, Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nı Meh­met Hil­mi Gü­ler'in, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

2.- Si­nop Mil­let­ve­ki­li En­gin Al­tay'ın, Si­nop Mil­let­ve­ki­li Ca­hit Can'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

VII. - OY­LA­MA­LAR

1.- Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın oy­la­ma­sı

 

I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

TBMM Ge­nel Ku­ru­lu sa­at 11.10'da açı­la­rak dört otu­rum yap­tı.

Gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın 14'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan 1360 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın bu kıs­mın 6'ncı, 439'un­cu sı­ra­sın­da bu­lu­nan 1405 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 7'nci, 43'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan 1322 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 8'in­ci, ge­len kâğıt­lar­da ya­yım­la­nan ve bas­tı­rı­la­rak da­ğı­tı­lan 1409 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'nin ise kırk se­kiz sa­at geç­me­den bu kıs­mın 5'in­ci sı­ra­sı­na alın­ma­sı­na ve di­ğer iş­le­rin sı­ra­sı­nın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si­ne iliş­kin AK Par­ti Gru­bu öne­ri­si, ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­den son­ra, ka­bul edil­di.

Gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın:

1'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305) gö­rüş­me­le­ri, da­ha ön­ce ge­ri alı­nan mad­de­le­re iliş­kin ko­mis­yon ra­po­ru he­nüz gel­me­di­ğin­den;

2'nci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904),

3'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337),

4'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve 194 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2709 Sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir (2/1011) (S. Sa­yı­sı: 1408 ve 1408'e 1'in­ci ek),

6'ncı sı­ra­sı­na alı­nan, Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin (1/1260) (S. Sa­yı­sı: 1360),

Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri, il­gi­li ko­mis­yon yet­ki­li­le­ri Ge­nel Ku­rul­da ha­zır bu­lun­ma­dı­ğın­dan;

Er­te­len­di.

5'in­ci sı­ra­sı­na alı­nan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/1015) (S. Sa­yı­sı: 1409) bi­rin­ci gö­rüş­me­si ta­mam­lan­dı, ikin­ci gö­rüş­me­si­ne, en az kırk se­kiz sa­at geç­tik­ten son­ra baş­la­na­bi­le­ce­ği açık­lan­dı.

İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz, İz­mir Mil­let­ve­ki­li K. Ke­mal Ana­dol'un,

An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Oya Aras­lı, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç'ın,

Art­vin Mil­let­ve­ki­li Yük­sel Çor­ba­cı­oğ­lu, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç'ın

Ka­ra­man Mil­let­ve­ki­li Mev­lüt Ak­gün, An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Tun­cay Er­cenk'in,

Ko­nuş­ma­sın­da şah­sı­na;

İz­mir Mil­let­ve­ki­li K. Ke­mal Ana­dol, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz'ün,

Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Öz­yü­rek, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç'ın,

Bit­lis Mil­let­ve­ki­li Edip Saf­der Gay­da­lı, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met Kan­do­ğan'ın,

Ko­nuş­ma­sın­da par­ti­le­ri­ne;

Sa­taş­tı­ğı id­di­asıy­la bi­rer açık­la­ma­da bu­lun­du­lar.

8 Ma­yıs 2007 Sa­lı gü­nü, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce sa­at 11.00'de top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 23.06'da son ve­ril­di.

Nev­zat Pak­dil

Baş­kan Ve­ki­li

                                Ha­run Tü­fek­ci                         Bay­ram Öz­çe­lik

                                      Kon­ya                                      Bur­dur

                                   Kâtip Üye                                 Kâtip Üye

                                 Ya­şar Tü­zün                    Ah­met Gök­han Sa­rı­çam

                                      Bi­le­cik                                    Kırk­la­re­li

                                   Kâtip Üye                                 Kâtip Üye

Türkân Mi­ço­oğul­la­rı

İz­mir

Kâtip Üye

No.: 139

II. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

8 Ma­yıs 2007 Sa­lı

Tek­lif

1.- Şır­nak Mil­let­ve­ki­li Ab­dul­lah Ve­li Sey­da ve 9 Mil­let­ve­ki­li­nin; Te­rör ve Te­rör­le Mü­ca­de­le­den Do­ğan Za­rar­la­rın Kar­şı­lan­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi (2/1021) (Plan ve Büt­çe ile İçiş­le­ri Ko­mis­yon­la­rı­na) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 8.5.2007)

 

 

8 Ma­yıs 2007 Sa­lı

Bİ­RİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 11.05

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li),Türkân Mİ­ÇO­OĞUL­LA­RI (İz­mir)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 103'ün­cü Bir­le­şi­mi­ni açı­yo­rum.

Top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır, gün­de­me ge­çi­yo­ruz.

Baş­ba­kan­lı­ğın, Ana­ya­sa'nın 82'nci mad­de­si­ne gö­re ve­ril­miş bir tez­ke­re­si var­dır, oku­tup oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

Bu­yu­run:

IV. - BAŞ­KAN­LI­ĞIN GE­NEL KU­RU­LA SU­NUŞ­LA­RI

A) TEZ­KE­RE­LER VE ÖNER­GE­LER

1.- Ulaş­tır­ma Ba­ka­nı Bi­na­li Yıl­dı­rım'ın, Al­man­ya'ya yap­tı­ğı resmî zi­ya­re­te, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Tu­na'nın da iş­ti­rak et­me­si­nin uy­gun gö­rül­dü­ğü­ne iliş­kin Baş­ba­kan­lık tez­ke­re­si (3/1262)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Ulaş­tır­ma Ba­ka­nı Bi­na­li Yıl­dı­rım'ın, Ce­BIT 2007 Fu­arı'na ka­tıl­mak üze­re 16-18 Mart 2007 ta­rih­le­rin­de Al­man­ya'ya yap­tı­ğı res­mi zi­ya­re­te, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Tu­na'nın da iş­ti­rak et­me­si uy­gun gö­rül­müş ve bu ko­nu­da­ki Ba­kan­lar Ku­ru­lu Ka­ra­rı­nın su­re­ti ili­şik­te gön­de­ril­miş­tir.

Ana­ya­sa­nın 82 nci mad­de­si­ne gö­re ge­re­ği­ni arz ede­rim.

                                                                                                    Re­cep Tay­yip Er­do­ğan

                                                                                                               Baş­ba­kan

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, söz­lü so­ru öner­ge­le­ri ile di­ğer de­ne­tim ko­nu­la­rı­nı gö­rüş­mü­yor ve gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­na ge­çi­yo­ruz.

V. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­rihî Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

BAŞ­KAN - 1'in­ci sı­ra­da yer alan ka­nun tek­li­fi­nin ge­ri alı­nan mad­de­le­riy­le il­gi­li ko­mis­yon ra­po­ru gel­me­di­ğin­den tek­li­fin gö­rüş­me­le­ri­ni er­te­li­yo­ruz.

2'nci sı­ra­da yer alan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

3'ün­cü sı­ra­da yer alan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

3.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

4'ün­cü sı­ra­da yer alan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve 194 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2709 Sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun ikin­ci gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ya­ca­ğız.

4.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve 194 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2709 Sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1011) (S. Sa­yı­sı: 1408 ve 1408'e 1 Ek)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

5.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1015) (S. Sa­yı­sı: 1409)

BAŞ­KAN - 5'in­ci sı­ra­da yer alan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun ikin­ci tur gö­rüş­me­le­ri­ne, kırk se­kiz sa­at geç­me­di­ği için, baş­la­ya­mı­yo­ruz.

6'ncı sı­ra­da yer alan, Nük­le­er Güç  San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Çev­re ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ya­ca­ğız.

6.- Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Çev­re ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1260) (S. Sa­yı­sı: 1360) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1360 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ta­ci­dar Sey­han.

Sa­yın Sey­han, bu­yu­run efen­dim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

                             

(x) 1360 S. Sa­yı­lı Bas­ma­ya­zı tu­ta­na­ğa ek­li­dir.

CHP GRU­BU ADI­NA TA­Cİ­DAR SEY­HAN (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ta­bii, bu­gün, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin gün­de­mi bi­raz fark­lı­laş­tı, herhâlde ar­ka­daş­la­rı­mız ra­hat ede­cek. Ben, bir ay­dır meş­gul olu­nan gün­dem­le pek meş­gul ol­ma­ya­ca­ğım, ama, zan­ne­di­yo­rum, Ener­ji Ba­kan­lı­ğı­nın nük­le­er güç san­tral­le­ri üze­rin­de gö­rüş­me­ler ya­pı­lır­ken, dört bu­çuk yıl­lık fa­ali­yet üze­rin­de de kı­sa kı­sa bir de­ğer­len­dir­me yap­ma­yı ar­zu edi­yo­rum. Umut edi­yo­rum ki, önü­müz­de­ki dö­ne­me, bu ça­lış­ma­la­rı­mız, De­ğer­li Ba­ka­nın ça­lış­ma­la­rı ışık tu­tar.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, iki önem­li yan­lış var: Bi­rin­ci yan­lış şu­ra­da: Nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin ku­rul­ma­sı me­se­le­si Tür­ki­ye'de çok uzun dö­nem­ler­dir tar­tı­şı­lı­yor. Bu­gü­ne ge­ti­ri­lip sı­kış­tı­rıl­mış ol­ma­sı, hem plan­la­ma açı­sın­dan doğ­ru de­ğil. Çün­kü, bir ic­ra dö­ne­mi bi­ti­yor, Sa­yın Ba­ka­nın gö­rev sü­re­si­nin so­na er­di­ği dö­ne­me denk ge­li­yor. Ta­bii ki, dev­let­te sü­rek­li­lik esas­tır. "Ben bu ka­nu­nu çı­ka­ra­yım, ama, ye­ni ge­len ar­ka­daş­la­rı­mız da, bu ka­nun­dan esin­le­ne­rek, bu işi gö­tür­sün­ler" di­ye ya­pı­yor. Si­ya­set­te, mut­la­ka ken­di ic­ra ede­cek di­ye bir şey ya­pıl­maz. An­cak, şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum bu­ra­da: Sa­yın Ba­kan, da­ha ön­ce­ler­den baş­la­mak üze­re -bu­ra­da­ki de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım da- nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin ku­rul­ma­sı­nı, sü­rek­li ka­mu­oyu­na "nük­le­er tek­no­lo­ji­ye Tür­ki­ye'nin sa­hip ol­ma­sı" di­ye an­lat­tı­lar ve bu ko­nu­da çe­kin­ce gös­te­ren her­ke­se de "Nük­le­er güç san­tral­le­ri ve bu­nun dı­şın­da nük­le­er tek­no­lo­ji­nin Tür­ki­ye'ye gel­me­si­ne kar­şı mı­sı­nız?" di­ye bir atıf­ta bu­lun­du­lar.

Bi­rin­ci­si -şu­ra­da, lüt­fen, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­sin­den ko­nuş­ma ya­pa­cak ar­ka­daş­lar­dan da ri­ca edi­yo­rum- bu gö­rüş­tü­ğü­müz ka­nun, bir nük­le­er tek­no­lo­ji ge­liş­tir­me ka­nu­nu de­ğil­dir. Gö­rüş­tü­ğü­müz ka­nu­nun nük­le­er tek­no­lo­ji­nin var edil­me­si ya da ge­liş­ti­ril­me­siy­le uzak­tan ya­kın­dan  bir ala­ka­sı yok­tur. Sa­de­ce, bu, nük­le­er san­tral ku­rul­ma­sı ka­nu­nu­dur, onu kap­sa­mak­ta­dır. Bu ne­den­le, kar­şı çı­kı­şı da nük­le­er tek­no­lo­ji­nin ge­liş­ti­ril­me­si­ne bir kar­şı çı­kış ola­rak de­ğer­len­dir­me­mek la­zım.

İkin­ci ters­lik şu­ra­da: Nük­le­er tek­no­lo­ji­nin araş­tı­rıl­ma­sı, ge­liş­ti­ril­me­siy­le il­gi­li ka­nun ol­ma­yan bir ül­ke­de, Sa­yın Ba­kan, siz, nük­le­er san­tral­le­rin ku­rul­ma­sı ka­nu­nu­nu ge­ti­ri­yor­su­nuz. Bu da Tür­ki­ye açı­sın­dan çok üzün­tü ve­ri­ci­dir. Siz, ön­ce, eğer ar­zu edi­yor­sa­nız, ta­rım­da, tıp ala­nın­da, sa­na­yi­de nük­le­er tek­no­lo­ji­nin var­lı­ğı­na ina­nı­yor­sa­nız, ge­ti­rin nük­le­er tek­no­lo­ji­nin ge­liş­ti­ril­me­siy­le il­gi­li ka­nu­nu, hep bir­lik­te, onun, na­sıl da­ha ya­rar­lı kul­la­nı­la­ca­ğı ko­nu­sun­da ça­lı­şa­lım ve al­tı­na im­za ata­lım. Ama, bu ka­nun o ka­nun de­ğil­dir.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ne­re­den çık­tı bu Nük­le­er Ener­ji Ka­nu­nu? Bi­raz da za­ma­nı­mı doğ­ru kul­la­na­rak… Tür­ki­ye'de her şey ya­rım kal­dı. Bu Hükûme­tin gel­di­ği dö­nem­den bu ya­na, Tür­ki­ye'de, ka­mu adı­na doğ­ru dü­rüst tek bir çi­vi ça­kıl­ma­dı. Bu bir id­dia de­ğil, bu bir ger­çek. Çün­kü, za­ten, bu Hükûmet­ten ön­ce­ki ya­sa­lar­da da, ka­mu­nun elek­trik üre­tim ala­nın­da ya­tı­rım yap­ma­sı­nın önün­de ya­sal ola­rak bir en­gel ko­nul­muş­tu. Bu ya­tı­rım­la­rı yap­ma yö­nün­de, dört bu­çuk yıl­dır, bu Hükûmet bir pro­je ge­liş­ti­re­me­di.

İkin­ci­si: Yi­ne, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Hükûme­ti, ener­ji ala­nın­da özel sek­tö­rün ra­hat ya­tı­rım yap­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak al­ter­na­tif ya­tı­rım ve fi­nans­man mo­del­le­ri de ge­liş­ti­re­me­di, yok böy­le bir mo­del. Dört bu­çuk yıl­lık Tür­ki­ye'nin ha­ri­ta­sı­na ba­kı­yor­su­nuz, büt­çe­de Sa­yın Baş­ba­kan söy­le­miş­ti "İki Ata­türk Ba­ra­jı ka­dar ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji ya­tı­rı­mı­mız var." di­ye. Sa­yın Ba­kan 15 bin me­ga­vat­lar­da rüzgârdan bah­se­di­yor kı­sa sü­re­de ola­cak di­ye. Lin­yit san­tral­le­ri­nin per­for­man­sın­dan ve re­ha­bi­li­tas­yon­dan ge­len kârdan bah­se­di­yor­lar. Ama, bu­gün gö­rü­yo­ruz ki, Sa­yın Ba­kan da ar­ka­daş­la­rı da Tür­ki­ye'de, ener­ji ko­nu­sun­da, ener­ji arz gü­ven­li­ği ko­nu­sun­da cid­di sı­kın­tı ol­du­ğu­nu ka­bul et­mek zo­run­da kal­dı­lar.

Ön­ce bir ka­rar ve­rin Sa­yın Ba­ka­nım, Tür­ki­ye'de bir ener­ji faz­la­nız mı var, ener­ji sı­kın­tı­nız mı var? Ge­lin, bu kür­sü­den, kaç yıl­lık dö­nem­de Tür­ki­ye'nin ener­ji ar­zın­da sı­kın­tı ol­du­ğu­nu bi­ze be­yan edin, def­te­re ki­ta­ba bak­ma­dan be­yan edin.

Ama, ba­kın, Tür­ki­ye'de, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, her şey ya­rım kal­dı. Bir id­di­ay­la çı­kı­lı­yor. Sa­yın Ba­kan, ön­ce do­ğal gaz özel­leş­tir­me­si­ni ya­pa­lım di­ye gel­miş­ti, on­dan da­ha son­ra çok ters bir iş­le gel­di bi­ze. Bi­ze de­di ki: "Kon­trat dev­ri ya­pa­lım." "Tür­ki­ye sı­nı­rı­na ka­dar do­ğal gaz gel­sin, ora­da dev­let da­ğıt­sın." de­dik. "Mik­tar dev­ri ya­pın." de­dik. "Ha­yır" de­di Ba­kan, "Biz, o ül­ke­ler­le il­gi­li söz­leş­me­le­ri ye­ni­le­mek su­re­tiy­le de­vir ya­pa­ca­ğız, bir kon­trat dev­ri­ni oluş­tu­ra­ca­ğız." Ne ka­dar ol­du­ğu­nu gör­dük. Onun dı­şın­da "Do­ğal gaz özel­leş­tir­me­si şart." de­di. "Bu böy­le ol­mu­yor, ser­best pi­ya­sa­da re­ka­bet gü­cü art­ma­dı, fi­yat­lar düş­mü­yor." de­di. Ora­da bir ya­rım ol­du. Da­ha son­ra, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, "do­ğal gaz­da de­po­la­ma sı­kın­tı­mız var" de­dik. Sa­yın Ba­kan, bu kür­sü­den, dört yıl­dır Tuz Gö­lü'nün al­tı­na de­po ya­pı­la­ca­ğı­nı be­yan edi­yor. Tür­ki­ye'de ya­pı­lan tek de­po ben­zin de­po­su ol­du. Bir tek Si­liv­ri'de 33 mil­yar met­re­küp alan­da bir de­po ih­ti­ya­cı­mız var­ken, 1,6 mil­yar met­re­küp­lük bir de­po ya­pı­lı­yor. Sa­yın Ba­kan, ne­re­dey­se bir şi­ar­la, bir he­ye­can içe­ri­sin­de "Bu de­po­yu bi­tir­dik, Tür­ki­ye'nin ar­tık bel­li bir mik­tar­da de­po­la­ma hac­mi var." di­ye bi­ze su­nu­yor, ama, bu de­po hâlâ bit­me­di, fa­ali­ye­te geç­me­di; ba­kın, ya­rım.

Af­şin-El­bis­tan'da -Sa­yın Ba­kan, ener­ji sı­kın­tı­sı­na na­sıl ge­tir­di­ği­ni­zi an­la­tı­yo­rum, bu ül­ke­yi- B San­tra­li­ni aç­tı­nız, kö­mür iha­le­si­ni ya­pa­ma­dı­nız. İki üni­te­ye, Af­şin-El­bis­tan A San­tra­li­nin iki­si­ni ka­pa­ta­rak ray­lar­la ödünç kö­mür ta­şı­dı­nız, böy­le üre­tim yap­tı­nız, hem A'yı hem B'yi ya­rım ka­pa­si­tey­le ça­lış­tı­rı­yor­su­nuz. Bu da ül­ke­nin ya­rım ka­lan iş­le­rin­den bi­ri­dir. Ön­ce, siz, ener­ji açı­ğı­nı­zı gi­de­re­bil­mek için yer­li kay­nak­la­rı­nı­za yö­ne­lin. El­bis­tan A'nın iki üni­te­si­ni re­ha­bi­li­tas­yo­na al­dı­nız; onu bi­ti­rin, Tür­ki­ye'ye o ener­ji­yi ka­zan­dı­rın. El­bis­tan B'nin, bir an ön­ce, kö­mür iha­le­si­ni ya­pıp, kaç yıl içe­ri­sin­de ken­di kö­mü­rü­nü kul­la­na­bi­le­ce­ği­ni biz­le­re an­la­tın. Bun­lar da ya­rım.

Gel­di­niz elek­trik da­ğı­tı­mı­na… De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ha­tır­la­ya­cak­sı­nız, elek­trik da­ğı­tı­mı­nın, bu­ra­da, ka­nu­nu­nu çı­ka­ra­bil­mek için, Sa­yın Ba­kan ken­di­ni kür­sü­de mah­vet­ti. "Bu çok ge­rek­li Tür­ki­ye için, li­be­ral­leş­me­nin, özel­leş­tir­me­nin önü­nü açın." de­di. Ay­nı Ba­kan, şim­di, elek­trik da­ğı­tı­mı­nın bir yıl er­te­len­me­si­nin doğ­ru ol­du­ğu­nu söy­le­ye­rek, ken­di çı­kar­dı­ğı ka­nu­nun ar­ka­sın­da du­ra­ma­dı. Bu, sa­kın, bi­zim elek­trik da­ğı­tı­mı­nın özel­leş­tir­me­si­ne ta­raf ol­du­ğu­muz an­la­mı­na gel­me­sin; da­ğı­tım da ile­tim de ka­mu te­ke­li­dir. Bi­zim böy­le bir ta­le­bi­miz ke­sin­lik­le yok. Bu da ya­rım.

"Tür­ki­ye'de kö­mür san­tral­le­ri -Ener­ji Ba­kan­lı­ğı yet­ki­li­le­ri­ne söy­lü­yo­rum-  re­ha­bi­li­te edi­le­cek" de­di­niz. Akış­kan ya­tak tek­no­lo­ji­si­ni ge­tir­me­di­niz. Ül­ke­nin, bel­ki 1,5 mil­yar do­lar bir re­ha­bi­li­tas­yon büt­çe­si­ne ih­ti­ya­cı var; kö­mür san­tral­le­ri­nin tek­no­lo­jik de­ği­şi­mi ve ba­ca­da­ki gaz­la­rın kon­tro­lü için 1,5 mil­yar do­la­ra ih­ti­ya­cı var. Ama bu, üre­tim­de cid­di bir per­for­mans ar­tı­şı sağ­la­ya­cak­tır. Bu­nu da önü­nü­ze bir he­def ola­rak koy­ma­dı­nız.

Bu, bi­ze ne­ye pat­la­dı bi­li­yor mu­su­nuz de­ğer­li ar­ka­daş­lar? Dün­ya Çev­re Kir­li­li­ği "ozon ta­ba­ka­sı git­ti" di­ye yır­tı­nı­yor, Elek­trik Üre­tim AŞ Çev­re Ko­ru­ma Da­ire Baş­kan­lı­ğı­nın elim­de bir ra­po­ru var. Af­şin-El­bis­tan ve So­ma'ya ba­kı­yo­ruz ar­ka­daş­lar, bu­ra­da ba­ca ga­zı emis­yon­la­rı nor­mal de­ğer­le­rin 50 kat, 70 kat üs­tün­de, ama, ba­ca ga­zı ko­nu­sun­da ge­rek­li ted­bir­ler alı­nan yer­ler nor­mal de­ğer­le­rin al­tı­na in­miş. Bu, şu an­la­ma ge­li­yor: Tür­ki­ye'de­ki ba­ca ga­zı emis­yon­la­rın­dan ha­va­ya ka­rı­şan tüm kar­bon­di­ok­sit emis­yon­la­rı­nın ne­de­ni sa­de­ce tek­no­lo­ji de­ğil, ih­mal. Eğer öy­le ol­ma­say­dı, ra­por­da gö­rün­dü­ğü gi­bi, lin­yit san­tral­le­ri­nin, kö­mür san­tral­le­ri­nin ya­rı­sı nor­mal de­ğer­le­rin al­tın­da, di­ğer ya­rı­sı 50 kat, 70 kat üs­tün­de ol­maz­dı. Bu, si­zin ih­ma­li­niz de­mek­tir. Bu ka­dar du­yar­sız dev­let yö­ne­tir­se­niz, her şe­yi toz­pem­be gö­rür­se­niz, biz, bu­ra­da, ik­ti­da­ra na­sıl yar­dım­cı ola­ca­ğız, biz na­sıl Tür­ki­ye'nin önü­ne viz­yon ko­ya­ca­ğız?

Ba­kın, Sa­yın Ba­kan şim­di not alı­yor­dur ama, çok da kız­dır­mak is­te­mi­yo­rum; kı­zın­ca, çün­kü kür­sü­ye ge­li­yor.

SA­LİH GÜN (Ko­ca­eli) - Soh­bet edi­yor.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Evet. An­la­şı­lan ce­vap ver­me­ye­cek, Sa­yın Ba­kan soh­bet edi­yor.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Öy­le bir ih­ti­yaç his­set­mi­yor.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Za­ten, çok yük­len­di­ği­miz za­man kür­sü­ye ge­lip "bil­gi­siz­ler, ca­hil­ler, si­zi ka­ra ca­hil­ler" di­ye bir ri­tim tut­tu­ru­yor; ce­vap ver­me­se da­ha iyi olur! Se­çi­me gi­der­ken olum­suz bir şey söy­le­me­si, hiç, ken­di açı­sın­dan da iyi ol­maz.

Pekâlâ, şim­di yi­ne din­li­yor­sa, beş yıl­lık ic­ra­atı­nı Sa­yın Ba­kan araş­tır­ma­dıy­sa ben söy­le­ye­yim: Dev­let Su İş­le­rin­de, özel­lik­le ener­ji kar­ne­si­ne şöy­le bir göz atı­yo­ruz. Bu, Ba­ka­nın de­ğil Hükûme­tin de kar­ne­si.

Beş yıl için­de, ça­lı­şan 4.500 ida­ri ve tek­nik per­so­ne­lin yüz­de 74'ü gö­rev­den alın­mış, sür­gün edil­miş ya da emek­li­li­ğe zor­lan­mış. Kar­ne­nin bi­rin­ci no­tu. Siz ve­rin. Beş yıl­da, sa­de­ce 513,5 me­ga­vat­lık hid­ro­elek­trik san­tra­li ta­mam­la­na­bil­miş­tir. Beş yı­lın kar­ne­si bu. Su­la­ma­ya açı­lan alan­lar için, beş yıl­lık dö­ne­me gö­re, sa­de­ce yüz­de 13 ar­tış gös­te­ril­miş­tir. GAP'ta sa­de­ce 45.500 hek­tar alan su­la­ma­ya açı­la­bil­miş­tir. Ma­ale­sef, 2004 yı­lın­da ta­mam­lan­ma­sı ge­re­ken bir­çok iş, ma­len, 2008-2010 yıl­la­rı­na öte­len­miş­tir ve ma­ale­sef, şu­nu gö­rü­yo­ruz ki, ma­li sis­tem pro­je­sin­de, beş yıl içe­ri­sin­de, sa­de­ce yüz­de 30 ora­nın­da iler­le­me sağ­lan­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ne ya­pı­la­ma­mış­tır? Doğ­ru söy­lü­yor Sa­yın Ba­kan, Ye­ni­le­ne­bi­lir Ener­ji Ka­nu­nu'nu bu­ra­da çı­kar­dık. Ba­kın, Ye­ni­le­ne­bi­lir Ener­ji Ka­nu­nu da, bir­lik­te çı­kar­ma­mı­za rağ­men, ya­rım. Bir yan­dan, Ha­zi­ne­den so­rum­lu Ba­ka­nı­mız Sa­yın Ba­ba­can en­gel ol­du. Ön­ce de­di­ler ki: "Ya, bu 5,5 eu­ro sent­ten yüz­de 20 yu­ka­rı/aşa­ğı ola­bi­lir." Rüzgâr ve hid­ro­lik­te kre­di bu­lu­na­ma­dı. Sa­yın Ba­kan "Bu­nu bir da­ha ele ala­lım." de­di. Cum­hur­baş­kan­lı­ğın­dan dön­dü ge­çen haf­ta. Ener­ji Ve­rim­li­ği Ka­nu­nu içe­ri­sin­de bir mad­de­miz var­dı. O mad­de­de di­yor ki: "Ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­de 5,5 eu­ro sent­ten az ola­maz." Bu se­fer de ne yap­ma­dı, bi­li­yor mu­su­nuz? "Yu­ka­rı sa­ta­maz" di­ye bir iba­re koy­du, en üst li­mit. Yi­ne, bağ­la­dı. Sek­tö­rün so­ru­nu çö­zül­me­di ar­ka­daş­lar, ya­rım, Tür­ki­ye'de her şey ya­rım.

Şu önüm­de­ki not­la­rın hep­si Tür­ki­ye'de ya­rım ka­lan, ya­rım ya­pı­lan iş­le­rin lis­te­si. Bu­nu bir ki­tap hâli­ne ge­tir­dim. Ki­ta­ba bir isim ver­me­ye ça­lış­tım. Sa­yın Ba­ka­nın önü­ne "Ya­rım" koy­dum, "Ya, ol­maz, bu­nun­la tar­tış­tır­ma­ya­lım." de­di. "Da­ha, böy­le, iyim­ser bir hâle ge­ti­re­lim bu is­mi." de­dim. İna­nı­yo­rum, inanç­lar da umut­lar da ya­rı­na kal­dı, ama fe­la­ket ya­rın­da; 2008'i, 2009'u, 2010'u, bu ül­ke cid­di bir arz gü­ven­li­ği teh­di­di al­tın­da ge­çi­re­cek­tir, ge­çir­me­ye de­vam ede­cek­tir. Ge­len ik­ti­da­rın ba­şı­nın be­la­sı ener­ji so­ru­nu ola­cak­tır. Bu­nu kim­se inkâr ede­mez.

Dört bu­çuk yıl ya­tın, on­dan son­ra ge­lin Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne, "Ener­ji­de çe­şit­li­lik. Do­ğal gaz­da faz­la ba­ğım­lı ol­duk. Ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji pro­je­le­ri ye­tiş­mi­yor, nük­le­er ener­ji­yi de al­ter­na­tif ola­rak bu­ra­ya mon­te ede­lim…" Böy­le bir şey ol­maz ar­ka­daş­lar. Bu pro­je­nin bi­tiş sü­re­si on yı­lın al­tın­da de­ğil. Siz, acil ön­lem pa­ke­ti ola­rak nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri­nin ya­pıl­ma­sı­nı Tür­ki­ye'nin gün­de­mi­ne ge­ti­re­mez­si­niz, bi­rin­ci­si bu.

İkin­ci­si -Ko­mis­yon­da da söy­le­di­ler- "Bu ucuz bir ener­ji ya­tı­rı­mı­dır." Ha­yır, de­ğil. Ner­den ucuz bir ener­ji ya­tı­rı­mı? Dün­ya­nın en pa­ha­lı ener­ji ya­tı­rım­la­rın­dan bi­ri. Ne­re­den ba­kar­sa­nız ba­kın, 1.000 me­ga­vat­lık bir te­si­si, Sa­yın Ba­kan "2-2,5 mil­yar do­la­ra bi­ti­ri­riz." di­yor. Ben id­dia edi­yo­rum, 4 mil­yar do­la­rın al­tı­na dü­şü­re­me­ye­cek­si­niz. Gel­sin, bu­ra­da, Sa­yın Ba­kan, bi­tiş sü­re­si­ni ve ma­li­ye­ti­ni Tür­ki­ye ka­mu­oyu­na bu­ra­dan be­yan et­sin. Ama, dik­kat et­sin, uta­na­ca­ğı bir şey söy­le­me­sin, çün­kü, eğer ya­şar­sam, on yıl son­ra da onun pe­şin­de ola­ca­ğım, bu­nun he­sa­bı­nı so­ra­ca­ğım.

Ba­kın, şim­di di­yor­lar ki -bir ra­por var elim­de, Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu Baş­ka­nı­mız da fi­zik­çi, bu­nu ha­zır­la­yan­lar da fi­zik­çi- "Bu nük­le­er işi­ne kar­şı çı­kı­yor­su­nuz, as­lın­da bu kar­şı çı­kı­şın ne­de­ni siz de­ğil­si­niz. Dün­ya­da nük­le­er ener­ji aley­hin­de bir psi­ko­lo­jik ha­rekât var. Siz de bu­nun bir par­ça­sı olu­yor­su­nuz." Ba­na söy­ler mi­si­niz: Şim­di -nük­le­er ener­ji­yi, bu dö­nem­de san­tra­li­nin ku­rul­ma­sı­nı en ge­rek­siz ola­rak gö­ren ki­şi be­nim- ben, han­gi psi­ko­lo­jik ha­re­ke­tin bir par­ça­sı­yım? Sen fi­zik mü­hen­di­si­sin, eli­ne bir dos­ya al­mış­sın, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de ge­zi­yor­sun. "Bu ül­ke­ye nük­le­er ener­ji ya­pıl­ma­lı." di­yor­sun. Bu­nu yap­tır­ma­ya ça­lı­şan nük­le­er ener­ji lo­bi­si­nin bir ha­rekât gü­cü ol­ma­ya­cak, ona ma­kul ne­den­ler­le kar­şı çı­kan­la­rı psi­ko­lo­jik ha­re­ke­tin bir par­ça­sı ola­rak suç­la­ya­cak­sın. Bu­nun akıl­la, man­tık­la, çağ­daş­lık­la, re­for­mist an­la­yış­la, ile­ri­ci­lik­le uzak­tan ya­kın­dan hiç­bir ala­ka­sı yok­tur.

Efen­dim "Rad­yas­yon ko­nu­su­nu bi­li­yor mu­su­nuz, ni­ye kar­şı­sı­nız?" Rad­yas­yo­nu he­pi­miz bi­li­yo­ruz, ne ol­du­ğu­nu. Rad­yas­yon, ya­şa­mı­nı­zın ala­nı için­de, her alan­da var. Yıl­lık rad­yas­yon mik­ta­rı­nın 20 bin ka­tı­nı bir­den al­ma­dı­ğı­nız sü­re­ce teh­dit oluş­tur­maz. Her­kes bi­li­yor, nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri­nin rad­yas­yon teh­di­di, ça­lış­ma­sı anın­da yok­tur, gün­lük al­dı­ğı­nız rad­yas­yon ora­nı­nın çok al­tın­da­dır. Bu­na da  amen­na. Bi­zim kar­şı çık­tı­ğı­mız şu: Bir, ya­tı­rım dö­ne­mi; iki, ya­tı­rım sü­re­si; üç, ya­tı­rım ma­li­ye­ti; dört, bu tek­no­lo­ji­ye Tür­ki­ye'nin sa­hip ol­ma­ma­sı; beş, es­ki bir tek­no­lo­ji­yi Tür­ki­ye'ye ge­tir­me ko­nu­sun­da bu Hükûme­tin ıs­rar­lı ol­ma­sı.

"Üçün­cü ku­şak tek­no­lo­ji" di­yor­lar, dün­ya dör­dün­cü ku­şak tek­no­lo­ji­ye ça­lı­şı­yor. En geç on yıl son­ra uran­yum ve tor­yu­mu bir­lik­te iş­le­ye­rek nük­le­er ener­ji­nin da­ha gü­ven­li el­de edil­me­si sağ­la­na­cak. Ken­di yer­li kay­nak­la­rı­nı­zı re­ha­bi­li­te et­mek var­ken, hid­ro­li­ğin per­for­man­sı­nı ar­tır­mak var­ken, onun ka­pa­si­te­si­ni ar­tır­mak var­ken, Tür­ki­ye'de­ki kö­mür hav­za­la­rı­nı te­miz, da­ha ve­rim­li hâlde kul­lan­mak var­ken ve Tür­ki­ye'de di­ğer ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın üre­tim ka­pa­si­te­le­ri­ni ar­tır­mak var­ken ve gö­rü­nen o ki, Tür­ki­ye'de­ki bu kay­nak­lar yir­mi yıl bu ül­ke­yi ener­ji so­ru­nu ol­ma­dan, arz gü­ven­li­ği teh­di­di ol­ma­dan gö­tü­re­bi­le­ce­ği ke­sin ve net­ken, si­zin, on yıl­da bi­te­cek bir pro­je­yi Tür­ki­ye'ye ça­re ola­rak sun­ma­nı­zın al­tın­da­ki man­tı­ğı an­la­mak müm­kün de­ğil. Kal­dı ki, bu­nu, efen­dim na­sıl ya­pa­cak­sı­nız? "Özel sek­tör­le ya­pa­ca­ğız." Ya­pa­maz­sı­nız, ya­pa­ma­ya­cak­sı­nız, bir ha­ya­lin pe­şin­de­si­niz. Bu işi özel sek­tör yap­maz. Ka­mu ol­ma­dı­ğı sü­re­ce, ne siz Af­şin-El­bis­tan'da­ki bin me­ga­va­tın üs­tün­de­ki te­sis­le­ri ya­pa­bi­le­cek­si­niz ne de bu­ra­da, nük­le­er san­tra­li ya­pa­bi­le­cek­si­niz. Bu­nu ya­pa­cak­sa yi­ne ka­mu ya­par. Onu ya­pa­cak fi­nans­man gü­cün var­sa, dört bu­çuk yıl­dır ih­mal et­ti­ğin re­ha­bi­li­tas­yon­la­rı yap bu ül­ke­de, ye­ni­len­me­le­ri yap; git de­po­nu yap, Tür­ki­ye'de­ki arz gü­ven­li­ği­ni dur­dur; in­san­la­rı­nı, o ül­ke­de bu ül­ke­de ener­ji ara­ma yo­lun­da gö­rev­de se­fer­ber ede­ce­ği­ne, Tür­ki­ye'de­ki kay­nak­la­rı de­ğer­len­dir­me ko­nu­sun­da se­fer­ber et. Böy­le bir yö­ne­tim an­la­yı­şı ola­bi­lir m? Bir ile­ri, bir ge­ri. Ka­nu­nu çı­ka­rır­ken "Al­lah Al­lah" di­ye­cek­sin, on­dan son­ra, "bı­rak kal­sın." Da­ğı­tım­da öy­le, do­ğal gaz özel­leş­tir­me­sin­de öy­le.

Tür­ki­ye'de tra­fo­lar es­ki­di, ile­tim hat­la­rı­mız ar­tık kal­dır­mı­yor ar­ka­daş­lar. Bu hat­la­rı, za­ma­nın­da, 2 ka­tı ka­pa­si­tey­le yap­sa­lar­dı, Tür­ki­ye'nin hiç­bir so­ru­nu yok­tu. Şim­di, ka­pa­si­te ar­tı­rı­mı­na ih­ti­yaç var. Tür­ki­ye'nin bu ka­dar so­ru­nu var­ken, acil ih­ti­ya­cı­mız ne­den­se nük­le­er ener­ji ol­du. Pe­ki, atı­ğı­nı ne ya­pa­cak­sı­nız? Ar­ka­daş­la­rım di­yor ki: "Si­zin­ki de ce­ha­le­tin bin pa­ra­sı." Ne­dir? "Bu atık­lar ye­ni­den iş­le­ni­yor, ka­zan­dı­rı­lı­yor." Bu iş son­suz mu? Ma­dem bu iş son­suz­du da, dün­ya atık ko­nu­sun­da ni­ye ka­ra ka­ra dü­şü­nü­yor? Ni­ye çö­lün or­ta­sın­da, Ari­zo­na Çö­lü'nün or­ta­sın­da, 5 bin met­re de­rin­lik­te, Yuc­ca Da­ğı'nın al­tın­da bir nük­le­er atık me­zar­lı­ğı…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Sey­han, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Ma­dem bu atık so­ru­nu çö­zül­müş­tü, ben so­ru­yo­rum: Yuc­ca Da­ğı'na o ka­dar ya­tı­rım yap­tı Ame­ri­ka, Ari­zo­na'nın or­ta­sın­da, 200 ki­lo­met­re ya­kı­nın­da bir tek ku­lü­be bi­le yok. Onun içe­ri­sin­de ya­tan bir tek nük­le­er atık bi­le yok, bir tek ce­na­ze bi­le yok ar­ka­daş­lar. Ni­ye ko­ya­mı­yor? Sa­de­ce hal­kın tep­ki­si mi? Ha­yır. Tek­no­lo­jik ola­rak bu işi çö­ze­me­di­ler, yok. Ge­çi­ci ola­rak, atık­lar, Ame­ri­ka'nın bir­çok ye­rin­de, yak­la­şık yet­miş bin ka­dar atık, ge­çi­ci stok­lar­da bek­le­ti­li­yor. Yüz­de 10'a dü­şe­bil­me­si için çev­re­sel za­rar­la­rı, ora­da bek­le­ti­le­cek

Bu­ra­da di­yor­lar ki: "Ya kar­de­şim, öy­le söy­lü­yor­su­nuz ama, dün­ya­da dört yüz kü­sur nük­le­er san­tral ça­lı­şı­yor, de­niz­le­ri­miz­de de bin­ler­ce de­ni­zal­tı var nük­le­er san­tral­le ça­lı­şan ve gi­den." De­ğer­li ar­ka­daş­lar, dün­ya, nük­le­er san­tral­de atı­lım yap­tı­ğı dö­nem­ler­de bu fe­la­ket­le­ri ya­şa­ma­mış­tı. Ne za­man nük­le­er fe­la­ket­ler ya­şan­ma­ya baş­la­dı, bü­tün ül­ke­ler tem­kin­li dav­ran­ma­ya baş­la­dı. Al­ter­na­tif üre­te­bi­len ül­ke­le­rin hep­si, şim­di, di­ğer kay­nak­la­ra pa­ra­lel ola­rak dö­nüş ya­pı­yor­lar. Hat­ta, ener­ji ih­ti­ya­cı­nın yüz­de 78'ini nük­le­er­den sağ­la­yan Fran­sa bi­le, bu­gün, ar­tık, nük­le­er san­tral­ler ye­ri­ne al­ter­na­tif güç san­tral­le­ri yap­ma ko­nu­sun­da bir ha­zır­lık içe­ri­sin­de­dir. Ta­bii, Tür­ki­ye de sa­na­yi­leş­me­si­ni ta­mam­la­dı. Tür­ki­ye'de bir sa­na­yi alt­ya­pı­sı­nın olu­şa­bil­me­si için yap­ma­nız ge­re­ken doğ­ru şey, nük­le­er araş­tır­ma mer­kez­le­ri­ni kur­ma­nız, nük­le­er tek­no­lo­ji­yi ge­liş­tir­me­niz. Ön­ce san­tral ku­ra­yım, son­ra tek­no­lo­ji­yi ge­liş­ti­re­yim man­tı­ğı son de­re­ce za­rar­lı­dır.

Ben te­şek­kür edi­yo­rum. Ko­nuş­ma­mın ikin­ci bö­lü­mün­de de­vam ede­ce­ğim. He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Sey­han.

AK Par­ti Gru­bu adı­na, Si­nop Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Öz­türk.

Sa­yın Öz­türk, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA MUS­TA­FA ÖZ­TÜRK (Si­nop) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu­gün gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz bu ya­sa, ha­ya­ti önem­de bir ya­sa­dır. Otuz-otuz beş yıl­dır ül­ke­mi­zin gün­de­mi­ni iş­gal eden, bir tür­lü ger­çek­leş­ti­ri­le­me­yen bu ya­sa­yı bu­gün gö­rüş­mek üze­re Ge­nel Ku­ru­lu­mu­za ge­tir­miş bu­lu­nu­yo­ruz, AK Par­ti İk­ti­da­rı ola­rak.

Bu gö­rü­şül­mek­te olan ya­sa, nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin ku­rul­ma­sı, iş­le­til­me­si ve ener­ji sa­tı­şı­na iliş­kin bun­la­rı dü­zen­le­yen bir ya­sa­dır ve bu ya­sa­nın, esas iti­ba­rıy­la özü, özel sek­tö­rü bu­na kat­mak­tır, bu­na ko­lay­lık sağ­la­mak­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, özel sek­tö­rün kur­ma­sı amaç­la­nan nük­le­er san­tral­ler, her şey­den ön­ce, nük­le­er tek­no­lo­ji­nin bir ürü­nü­dür. Ül­ke­miz­de alt­mış yıl­lık bir geç­mi­şi var­dır. Nük­le­er ener­ji, hiç kuş­ku­suz, 20'nci yüz­yı­la dam­ga­sı­nı vur­muş ener­ji tür­le­rin­den bi­ri­dir. Gü­nü­müz­de­ki ge­liş­me­ler gös­ter­mek­te­dir ki, nük­le­er ener­ji 21'in­ci yüz­yıl­da önem­li bir ener­ji üre­tim tek­no­lo­ji­si ol­ma­ya de­vam et­mek­te­dir. Sa­na­yi­de ge­rek­si­nim du­yu­lan ısıl iş­lem uy­gu­la­ma­la­rın­da, hid­ro­jen üre­ti­min­de, tuz­lu su­dan iç­me su­yu sağ­la­ma­da ve nük­le­er re­ak­tör­ler ve nük­le­er san­tral­ler öne­mi­ni ko­ru­ma­ya de­vam et­mek­te­dir.

Ül­ke­mi­zin bu ge­liş­me­ler­den uzak kal­ma­sı, ta­bii ki, dü­şü­nü­le­mez. Nük­le­er san­tral­le­rin ku­rul­ma­sı­nın, ül­ke­miz­de ay­nı za­man­da gü­ve­ni­lir baz yük elek­trik sağ­la­ma­da ve kay­nak çe­şit­li­li­ği­ne git­me­miz­de önem­li bir iş­le­vi ol­ma­sı­nın ya­nın­da, nük­le­er tek­no­lo­ji­nin edi­nil­me­sin­de önem­li bir ro­lü ola­ca­ğı mu­hak­kak­tır.

Nük­le­er san­tral­ler, nük­le­er tek­no­lo­ji­nin in­san­lık hiz­me­ti­ne sun­du­ğu ile­ri tek­no­lo­ji ürü­nü sis­tem­ler­dir. Bu tek­no­lo­ji­nin kul­la­nıl­ma­sı, yük­sek ka­li­te ve gü­ven­lik an­la­yı­şı­nı ge­rek­tir­di­ğin­den, nük­le­er san­tral­le­rin ül­ke­miz­de sa­na­yi­de, sek­tö­rel baz­da cid­di iler­le­me­ler sağ­la­ya­cak ve ön­cü bir iş­le­vi ola­cak­tır. Bu ama­ca ulaş­mak için, nük­le­er san­tral tek­no­lo­ji­si­nin edi­nil­me­si, bir plan ve prog­ram kap­sa­mın­da yü­rü­tül­me­si ve ül­ke sa­na­yi­si­nin bu tek­no­lo­ji­ye en­teg­re edil­me­si ge­rek­mek­te­dir.

Ka­nun ta­sa­rı­sı ile sağ­lan­mış olan ko­lay­lık­lar­dan ya­rar­la­na­cak özel gi­ri­şim­ci­le­ri­mi­zin, sa­de­ce elek­trik üre­ti­mi­ne yö­ne­lik olan bir san­tral kur­ma­ya­cak­la­rı­nı, ay­nı za­man­da ül­ke­mi­zin bel­ki de ge­le­cek yüz­yı­lı­nı et­ki­le­ye­cek bir tek­no­lo­ji­nin kul­la­nıl­ma­sın­da ön­cü ola­cak­la­rı­nı ve bu iti­bar­la, ül­ke­miz sa­na­yi­si­nin ge­liş­me­sin­de çok önem­li bir kat­kı sağ­la­ya­cak­la­rı­nı söy­le­ye­bi­li­riz.

Pek çok ül­ke­de nük­le­er san­tral ve ya­kıt tek­no­lo­ji­si­nin en­düs­tri­yel ge­liş­me­ler­de ön­cü ol­du­ğu açık­tır. Özel gi­ri­şim­ci­le­ri­mi­zin bu ger­çe­ği dü­şü­ne­rek ko­nu­ya de­ği­şik bir pers­pek­tif­ten bak­ma­la­rın­da ya­rar var­dır. Ko­nu, elek­trik üret­me­nin çok öte­sin­de bir yak­la­şım ve so­rum­lu­luk ge­tir­mek­te­dir. Özel sek­tör ku­ru­luş­la­rı, nük­le­er güç san­tral­le­ri ku­ra­rak nük­le­er tek­no­lo­ji kap­sa­mın­da uzun va­de­li ve uzun so­luk­lu bir sü­re­ce gi­re­cek­le­ri­ni unut­ma­ma­lı­dır.

Dün­ya­da ol­du­ğu gi­bi ül­ke­miz­de de nük­le­er san­tral ku­rul­ma­sın­da ve özel­lik­le tek­no­lo­ji­nin edi­nil­me­sin­de dev­le­tin üze­ri­ne önem­li so­rum­lu­luk­lar düş­mek­te­dir. Bu so­rum­lu­luk­lar ka­nun ta­sa­rı­sın­da göz önü­ne alın­mış­tır. Bu du­rum mem­nu­ni­yet ve­ri­ci­dir. Ül­ke­miz nük­le­er tek­no­lo­ji­de de­ne­yim­li­dir. El­li yıl­dır ka­mu ke­si­min­de nük­le­er tek­no­lo­ji­nin pek çok ala­nıy­la il­gi­li ola­rak bil­gi ve de­ne­yim oluş­muş­tur. Bu iti­bar­la, özel sek­tö­rün, ka­mu ke­si­miy­le ve bu tek­no­lo­ji­de uz­man­laş­mış ku­ru­luş­la­rı­mız­la iş bir­li­ği için­de ol­ma­la­rı ge­rek­li­li­ği­ni bir kez da­ha vur­gu­la­mak is­ti­yo­rum.

Nük­le­er ener­ji, bir­çok ge­liş­miş ve ge­liş­mek­te olan ül­ke­de elek­trik üre­tim yel­pa­ze­si­nin önem­li bir par­ça­sı­nı oluş­tur­mak­ta­dır. 2006 so­nu ta­ri­hi iti­ba­rıy­la 31 ül­ke­de 435 nük­le­er güç san­tra­li iş­let­me hâlin­de bu­lun­mak­ta­dır. Ay­nı za­man­da, dün­ya­da de­ği­şik ül­ke­ler­de şu an­da de­vam eden 29 adet nük­le­er san­tral in­şa­atı var­dır. Dün­ya­da nük­le­er elek­trik üre­ti­mi­nin pa­yı yüz­de 17'dir. Dün­ya ül­ke­le­ri or­ta­la­ma­sı nük­le­er san­tral­den el­de edi­len elek­trik yüz­de 17 nis­pe­tin­de­dir. Av­ru­pa Bir­li­ği ül­ke­le­rin­de­ki nük­le­er ener­ji ora­nı, nis­pe­ti ise yüz­de 34'tür.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ül­ke­miz­de güç san­tral­le­ri prob­le­mi­ne iliş­kin ça­lış­ma­lar, yak­la­şık otuz beş yıl ön­ce­si­ne da­yan­mak­ta­dır. He­nüz iş­let­me­de ya da in­şa­at hâlin­de bir san­tra­li­miz bu­lun­ma­mak­ta­dır. Ül­ke­miz­de 1970'li yıl­la­rın baş­la­rın­da nük­le­er san­tral sa­ha­sı için ya­pı­lan etüt ve yer araş­tır­ma­la­rı so­nu­cun­da, nük­le­er san­tra­lin ma­li­yet ve fay­da açı­sın­dan ku­ru­la­bi­le­ce­ği en uy­gun yer­ler ola­rak Mer­sin-Ak­ku­yu, Si­nop-İn­ce­bu­run ve Kırk­la­re­li-İğ­ne­ada tes­pit edil­miş; bu sa­ha­lar ara­sın­da ilk nük­le­er ener­ji san­tra­li­nin ye­ri ola­rak se­çi­len Ak­ku­yu için Ha­zi­ran 1976'da Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mun­dan yer li­san­sı alın­mış; nük­le­er san­tral yer­le­ri­nin tes­pi­ti ve il­gi­li araş­tır­ma­lar çok uzun za­man al­dı­ğın­dan, 1980 yı­lı baş­la­rın­da ikin­ci san­tral ye­ri ola­rak Si­nop'un 20-25 ki­lo­met­re ba­tı­sın­da­ki İn­ce­bu­run mev­ki­si dü­şü­nül­müş; bu mev­kiy­le il­gi­li ol­duk­ça sı­nır­lı sa­yı­da ön araş­tır­ma­lar ya­pıl­mış, an­cak, yer li­san­sı alın­ma­sı için ge­rek­li di­ğer de­tay­lı ça­lış­ma­lar ta­mam­la­na­ma­mış­tır.

Nük­le­er san­tral ko­nu­su­nun ye­ni­den gün­de­me gel­me­si so­nu­cun­da, nük­le­er san­tral ye­ri ola­rak öne­ri­len se­kiz yer ara­sın­da Si­nop uy­gun gö­rül­müş ve ku­ru­la­cak ilk nük­le­er san­tral ye­ri ola­rak Ni­san 2006'da ilan edil­miş­tir. Hâli­ha­zır­da TA­EK ta­ra­fın­dan se­çi­len yer ile il­gi­li etüt ça­lış­ma­la­rı sür­dü­rül­mek­te­dir. 1976 yı­lın­da ve 1983 yıl­la­rın­da açı­lan iha­le­ler çe­şit­li se­bep­ler­le ip­tal edil­miş­tir. 1996 yı­lın­da açı­lan son iha­le de yü­rü­tül­mek­te olan eko­no­mik is­tik­rar prog­ra­mı ge­rek­çe gös­te­ri­le­rek Ba­kan­lar Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan son­lan­dı­rıl­mış­tır, an­cak, bu ba­şa­rı­sız­lık­lar ül­ke­mi­zin nük­le­er ener­ji­ye olan ih­ti­ya­cı­nı azalt­ma­mış, tam ter­si­ne, ül­ke­miz ener­ji sek­tö­rü, hız­lı bir şe­kil­de it­hal do­ğal gaz ve kö­mü­re ba­ğım­lı ol­ma­sı do­la­yı­sıy­la, dış kay­nak­lı kriz ve et­ki­le­re kar­şı du­yar­lı hâle gel­miş­tir.

Ül­ke­mi­zin nük­le­er ener­jiy­le il­gi­li iz­le­ye­ce­ği stra­te­ji­nin sağ­lık­lı te­mel­le­re otur­ma­sı­nı sağ­la­mak ve da­ha ön­ce­ki te­şeb­büs­ler sı­ra­sın­da ya­şan­mış olum­suz­luk­la­rın tek­rar­lan­ma­sı­nın ön­len­me­si ge­rek­mek­te­dir.

Nük­le­er ener­ji prog­ra­mı­nın ba­şa­rı­sı için, sü­re­cin baş­la­ma­sın­dan ön­ce ulu­sal dü­zey­de net ve ke­sin bir ka­rar­lı­lı­ğa sa­hip olun­ma­sı ha­ya­ti önem ta­şı­mak­ta­dır.

Nük­le­er ener­ji prog­ra­mı baş­lat­mış ve sür­dür­mek­te olan ül­ke­le­rin tec­rü­be­le­rin­den, uz­man ku­ru­luş­la­rın tav­si­ye­le­rin­den aza­mi öl­çü­de fay­da­la­nı­la­rak, ül­ke­mi­ze nük­le­er ener­ji­yi ka­zan­dır­ma­mız ge­rek­mek­te­dir.

Ül­ke­miz­de elek­trik üre­tim kay­nak yel­pa­ze­si­ne, nük­le­er ener­ji­nin mut­la­ka dâhil edil­me­si ge­rek­mek­te­dir.

Nük­le­er san­tral­le­rin iş­let­me­sin­de ih­ti­yaç du­yu­la­cak nük­le­er ya­kı­tı de­po­la­mak gö­re­ce­li ola­rak ko­lay ve eko­no­mik ol­du­ğun­dan, nük­le­er san­tral­ler ener­ji arz gü­ven­li­ği­nin sağ­lan­ma­sı­na önem­li kat­kı sağ­la­ya­cak­tır.

Nük­le­er san­tral­le­rin elek­trik sis­te­mi­ne en­teg­re edil­me­siy­le elek­trik üre­ti­min­de kul­la­nı­la­cak it­hal kay­nak­lar­da çe­şit­li­lik sağ­la­na­cak­tır.

Nük­le­er san­tral­ler, baş­ta kar­bon­di­ok­sit ol­mak üze­re ik­lim de­ği­şik­lik­le­ri­ne ne­den olan se­ra ga­zı emis­yon­la­rı­na ne­den ol­maz­lar. Bu iti­bar­la, nük­le­er san­tral­ler, ar­tan elek­trik ta­le­bi­nin olum­suz çev­re­sel et­ki­le­re ne­den ol­ma­ya­cak şe­kil­de kar­şı­lan­ma­sın­da önem­li bir se­çe­nek­tir.

Nük­le­er san­tral­ler, fo­sil ya­kıt­lı san­tral­le­re oran­la gö­re­ce­li ola­rak da­ha yük­sek in­şa­at ve ya­tı­rım ma­li­ye­ti ge­rek­tir­mek­te­dir. Nük­le­er ener­ji prog­ra­mı­nın ilk aşa­ma­la­rın­da ih­ti­yaç du­yu­lan or­ga­ni­zas­yon­la­rın ku­rul­ma­sı için ila­ve ya­tı­rım­lar ve eks­tra ma­li­yet­ler  söz ko­nu­su ola­cak­tır. Bu­nun­la be­ra­ber, nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri, uzun va­de­de elek­trik üre­tim fi­yat­la­rı­nın ka­rar­lı­lı­ğı­nın ko­run­ma­sı­na kat­kı­da bu­lu­na­cak­tır.

Nük­le­er san­tral gi­bi ile­ri tek­no­lo­ji­ye ya­tı­rım ya­pıl­ma­sı su­re­tiy­le ül­ke­miz ta­ra­fın­dan baş­ka yük­sek tek­no­lo­ji­le­re nü­fuz edil­me­si de müm­kün hâle ge­le­cek­tir.

Nük­le­er san­tral­ler, nor­mal ça­lış­ma ko­şul­la­rın­da ve ola­bi­le­cek en kö­tü ka­za du­ru­mun­da in­san sağ­lı­ğı ve çev­re üze­rin­de olum­suz bir et­ki ya­rat­ma­ya­cak şe­kil­de ta­sar­la­nır, li­sans­la­nır ve iş­le­ti­lir­ler.

Nük­le­er san­tral­ler, fo­sil ya­kıt­lar­la elek­trik üre­ti­mi­nin yol aç­tı­ğı ve son yıl­lar­da glo­bal ısın­ma so­ru­nu kap­sa­mın­da se­ra et­ki­si ya­pı­cı gaz emis­yon­la­rı­na ne­den ol­maz­lar.

Nük­le­er san­tral­ler, bi­rim elek­trik üre­tim ma­li­ye­ti, kö­mür ve do­ğal gaz san­tral­le­ri gi­bi di­ğer bü­yük çap­lı elek­trik üre­tim tek­no­lo­ji­le­riy­le re­ka­bet ede­bi­lir dü­zey­de­dir.

De­ği­şen ma­li­yet­le­rin bi­rim elek­trik üre­tim ma­li­ye­ti içe­ri­sin­de­ki pa­yı­nın az olu­şu, nük­le­er san­tral­ler ile elek­trik üre­tim ma­li­ye­tin­de uzun va­de­li is­tik­rar an­la­mı­na da gel­mek­te­dir. Bir nük­le­er san­tra­lin te­sis edil­me­si için, dört ila beş yıl­lık bir in­şa­at sü­re­si ge­rek­li olup, ön ha­zır­lık­la­rıy­la bu sü­re se­kiz ile on yı­lı bul­mak­ta­dır. Nük­le­er san­tral­le­rin ar­dı ar­dı­na dev­re­ye alı­na­rak millî ile­tim hat­la­rı­na bağ­lan­ma­sıy­la, it­hal fo­sil kay­nak­la­ra olan ba­ğım­lı­lık azal­tı­la­cak­tır. Uzun dö­nem­de, ener­ji pro­jek­si­yo­nu­na gö­re, 2020 yı­lı­na ka­dar Tür­ki­ye, 5 bin me­ga­vat­lık bir nük­le­er ka­pa­si­te­yi ih­das ede­cek­tir. Baş­lan­gıç ola­rak, nük­le­er ener­ji, 2020 yı­lı iti­ba­rıy­la, yük­sek se­nar­yo­ya gö­re, 96.348 me­ga­va­ta ula­şa­cak olan ku­ru­lu gü­cüy­le, Tür­ki­ye'nin top­lam elek­trik üre­ti­min­de­ki pa­yı yüz­de 5'ler se­vi­ye­si­ne ge­le­cek­tir.

Ül­ke­mi­zin, 2020 yıl­la­rın­da ar­tan ener­ji ta­le­bi­ne ce­vap ve­re­bil­me­si için, ma­kul bir ener­ji çe­şit­li­li­ği­ne ih­ti­yaç var­dır. Bu ne­den­le, nük­le­er ener­ji, bi­zim ener­ji stra­te­ji­mi­zin ana bi­le­şen­le­rin­den bi­ri­si ola­rak dü­şü­nül­mek­te­dir. Geç­miş­te, te­şeb­büs­le­rin her bi­rin­de sü­re­cin olum­suz­luk­la so­nuç­lan­ma­sı ne­ti­ce­sin­de, ye­tiş­miş ka­li­fi­ye in­san kay­nak­la­rı po­tan­si­ye­li ko­ru­na­ma­mış ve bu ne­den­le de ti­ca­ri nük­le­er san­tral prog­ra­mı­nı ba­şa­rıy­la yü­rü­te­bi­le­cek bir uz­man kad­ro ve bir ku­rum­sal ha­fı­za sü­rek­li­li­ği sağ­la­na­ma­mış­tır. Bir nük­le­er san­tral prog­ra­mı­nın ba­şa­rıy­la ger­çek­leş­ti­ri­le­bil­me­si yö­nün­de, ka­li­fi­ye in­san kay­nak­la­rı­nın doğ­ru de­ğer­len­di­ril­me­si ge­rek­li­li­ği göz­den ka­çı­rıl­ma­ma­lı­dır. Hu­kuk­sal ve ku­rum­sal alt­ya­pı ge­rek­si­nim­le­ri­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si, dün­ya­da­ki tek­no­lo­jik ge­liş­me­ler ve ye­ni­lik­le­rin ya­kın­dan iz­len­me­si ve ka­mu­oyu­nun şef­faf bir yol iz­le­ne­rek doğ­ru bil­gi­len­di­ril­me­si, bir nük­le­er ener­ji prog­ra­mı­na iliş­kin ön­ce­lik­le ele alın­ma­sı ge­re­ken di­ğer hu­sus­lar­dır.

Sağ­lık­lı bir nük­le­er ener­ji prog­ra­mıy­la, ilk nük­le­er san­tra­lin, 2010'lu yıl­la­rın or­ta­la­rın­da ti­ca­ri iş­let­me­ye ge­çe­bi­le­ce­ği ve ül­ke­nin elek­trik üre­ti­mi­ne ve kay­nak çe­şit­len­di­ril­me­si­ne önem­li kat­kı sağ­la­ya­bi­le­ce­ği de­ğer­len­di­ril­mek­te­dir, dü­şü­nül­mek­te­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri, nük­le­er güç san­tral­le­ri cid­den bir ül­ke­nin pres­ti­ji­dir, bir ül­ke­nin gü­cü­nü yan­sı­tır, bir ül­ke­nin çı­ta­sı­nı gös­te­rir. Bu iti­bar­la, biz, kırk yıl geç kal­dı­ğı­mız bu ko­nu­da, Tür­ki­ye ola­rak, bu yük­sek tek­no­lo­ji­yi ül­ke­mi­ze ka­zan­dır­ma ba­şa­rı­sı­nı gös­ter­mek zo­run­da­yız. Bu, ay­nı za­man­da, ül­ke­nin gü­cü­nün bir ifa­de­si ola­cak­tır. Kal­dı ki, Tür­ki­ye'nin bu ko­nu­da otuz kırk yıl ge­cik­miş ol­du­ğu­nu dik­ka­te alır­sak, geç kal­dı­ğı­mız bir ko­nu­dur. Eğer, ül­ke­nin ha­ki­ka­ten ge­le­ce­ği­ni dü­şü­nü­yor­sak, ül­ke­nin kal­kın­ma­sı, ül­ke­nin re­fa­hı ve ül­ke­nin ka­ran­lı­ğa düş­me­me­si için, ina­nın, nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri­ne bü­yük za­ru­ret var­dır. 2015 yı­lın­da, eğer bir ih­mal gös­te­ri­lir­se, yö­ne­ti­ci­ler, ida­re­ci­ler bu işin pe­şi­ne düş­mez­se, bu ül­ke­ye bu tek­no­lo­ji­yi ka­zan­dır­maz­sak, ül­ke­nin ka­ran­lık gün­le­ri­ni de ha­zır­la­mış olu­ruz hep be­ra­ber. O ba­kım­dan, bü­yük bir so­rum­lu­luk içe­ri­sin­de, ül­ke yö­ne­ti­ci­le­ri­nin geç kal­dı­ğı, bu tek­no­lo­ji­yi el­de et­me­de bü­yük ih­mal gös­te­ril­miş olan nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri­ne sü­rat­le, va­kit ge­çir­me­den, bir an ev­vel -bir ta­ne de­ğil, beş ta­ne, on ta­ne ih­ti­ya­cı var­dır bu Tür­ki­ye'nin, o ba­kım­dan- 2015'le­ri, 2020'le­ri ve 2030'la­rı dik­ka­te ala­rak, nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri­nin he­men bu­gün­den, ya­rın­dan ha­zır­lık­la­rı­nı ve te­şeb­büs­le­ri­ni ya­pıp, bir an ev­vel ül­ke­nin ge­le­ce­ği­ne önem­li bir ha­zır­lık ve ya­tı­rım yap­ma­mız la­zım ve bu­na mut­la­ka özel sek­tö­rü­mü­zü kat­ma­ya ça­lış­ma­mız la­zım. İş­te bu ya­sa da, özel sek­tö­rü teş­vik hu­sus­la­rı­nı ih­ti­va eden bir ya­sa­dır. Ge­rek özel sek­tör ge­rek­se özel sek­tör-dev­let iş bir­li­ğiy­le, özel sek­tör-ya­ban­cı ser­ma­ye ya da özel sek­tör ya­pa­mı­yor­sa mut­la­ka dev­le­ti­mi­zin bu­nu tek ba­şı­na yap­ma­sı la­zım, yap­ma zo­run­lu­lu­ğu var­dır.

Bun­la­rı ifa­de edi­yor, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­türk, te­şek­kür edi­yo­rum.

Şah­sı adı­na, Si­nop Mil­let­ve­ki­li Ca­hit Can.

Bu­yu­run Sa­yın Can. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CA­HİT CAN (Si­nop) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 1360 sı­ra sa­yı­lı, Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın tü­mü üze­rin­de şah­sım adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Bu ve­si­ley­le, yü­ce he­ye­ti­ni­zi ve te­le­viz­yon­la­rı baş­la­rın­da biz­le­ri iz­le­yen sev­gi­li mil­le­ti­mi­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Gü­nü­müz­de ge­liş­miş ve ge­liş­mek­te olan ül­ke­ler­de kul­la­nı­lan, dün­ya­nın ger­çe­ği ve Tür­ki­ye'mi­zin de ih­ti­ya­cı olan nük­le­er tek­no­lo­ji hak­kın­da siz­le­re kı­sa­ca bil­gi ver­mek is­ti­yo­rum.

Nük­le­er san­tral­ler ko­nu­su­nu, ül­ke­miz­de otuz beş-kırk yıl­dır çok­ça ko­nu­şu­lan bir ko­nu­yu, ma­ale­sef, top­lum kat­man­la­rı üze­rin­de açık­ça ifa­de eden çok kim­se çık­ma­dı, sa­de­ce, kar­şı ol­mak­la gün­de­me ge­ti­ri­len bir ko­nu­yu, bu­gün Par­la­men­to­muz, Tür­ki­ye'mi­zin ge­le­ce­ği açı­sın­dan çok önem­li bir ka­nun ta­sa­rı­sıy­la gün­de­me ge­tir­miş bu­lu­nu­yor. Ben, şim­di­den, Tür­ki­ye'mi­ze, mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı ol­sun di­ye­rek söz­le­ri­me de­vam edi­yo­rum.

Nük­le­er san­tral­ler, nük­le­er re­ak­tör yar­dı­mıy­la or­ta­ya çı­kan ısı­dan elek­trik üre­ten te­sis­le­re ve­ri­len isim­dir. Su, kö­mür, pet­rol ve gaz kul­la­na­rak elek­trik el­de et­ti­ği­miz ana ener­ji­le­re 1955'li yıl­lar­dan son­ra bir de atom çe­kir­dek­le­rin­den el­de edi­len nük­le­er ener­ji de ila­ve ol­muş­tur.

Nük­le­er ve­ya çe­kir­dek san­tral­ler, ay­nen bir ter­mik san­tral gi­bi­dir. Ter­mik san­tral ola­rak anı­lan kö­mür, pet­rol ve do­ğal gaz san­tral­le­rin­de ise, ya­kı­lan kö­mür, pet­rol ve­ya ga­zın oluş­tur­du­ğu ısı va­sı­ta­sıy­la ka­zan­lar­da kay­na­tı­lan su­yun ver­di­ği bu­har­la je­ne­ra­tör­ler çev­ri­lip elek­trik el­de edil­mek­te­dir. Ka­zan­lar­da­ki su, kö­mür ve­ya gaz ye­ri­ne çe­kir­dek­le­ri ya­nan uran­yum­la ısı­tı­la­rak bu­har el­de edi­lip je­ne­ra­tör çev­ril­mek­te­dir. Kı­sa­ca­sı, ka­zan­da kö­mür ye­ri­ne uran­yum ya­kıl­mak­ta­dır. Bu­nu özel­lik­le ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Nük­le­er san­tral de ay­nen bir kö­mür san­tra­li gi­bi ter­mik san­tra­li­dir. Far­kı ise, kö­mür ye­ri­ne kul­la­nı­lan uran­yum me­ta­li­dir. Uran­yu­mun atom çe­kir­de­ği­nin hız­la çar­pan bir nöt­ron ta­ra­fın­dan iki­ye bö­lün­me­si ne­ti­ce­si or­ta­ya çı­kar­dı­ğı mu­az­zam ener­ji işin te­me­li­dir.

Ül­ke­miz­de MTA ta­ra­fın­dan bu­lun­muş 9.200 ton uran­yum ve 380 bin ton tor­yum re­zer­vi­miz var­dır.

Gü­ven­lik ama­cıy­la üs­tü ka­pa­lı bir kub­bey­le ko­ru­ma al­tı­na alı­nan san­tral­le­re ka­pa­lı sis­tem nük­le­er san­tral­ler de­nir. Böy­le bir kub­be­si ol­ma­yan, et­ra­fı ba­sit tuğ­la ve üze­ri fab­ri­ka ça­tı­sı gi­bi ka­pa­tı­lan, ya­ni, be­ton­dan ko­ru­ma ka­bu­ğu ol­ma­yan san­tral­le­re açık sis­tem nük­le­er san­tral de­nil­mek­te­dir.

Nük­le­er san­tral­le il­gi­li ta­sa­rı­nın ka­nun­laş­ma­sın­dan son­ra bir ya­rış­ma dü­zen­le­ne­cek. Ba­zı­la­rı­nın de­di­ği gi­bi, es­ki tek­no­lo­ji sa­tın alın­ma­ya­cak. Bu­nu sık­ça, ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız -ge­rek Si­nop ili­miz­de ge­rek­se çe­şit­li mah­fil­ler­de- böy­le ifa­de edi­yor­lar, es­ki tek­no­lo­ji ala­cak di­yor­lar. Bu böy­le as­la ol­ma­ya­cak. Bir ya­rış­may­la, pro­je ya­rış­ma­sıy­la bu tes­pit edi­le­cek ve bu tes­pit­ten son­ra, iyi bir pro­je­den son­ra ya­pım iha­le­si ve­ri­le­cek. Bu ya­pım iha­le­si, ge­rek özel sek­tör va­sı­ta­sıy­la ge­rek­se dev­let eliy­le mut­la­ka ya­pı­la­cak­tır.

Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu -TA­EK de­di­ği­miz- 1956 yı­lın­da ku­rul­muş, Ulus­la­ra­ra­sı Atom Ener­ji­si Ku­ru­mun­dan bir yıl ön­ce ku­rul­muş­tur. TA­EK, 1957 yı­lın­da ku­ru­lan Ulus­la­ra­ra­sı Atom Ener­ji­sin­den bir yıl ön­ce ku­rul­muş, ama ora­da da ku­ru­cu üye ola­rak biz gö­rev al­mı­şız. Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu­nun ku­ru­cu üye ol­ma­sı, ül­ke­miz için de bir if­ti­har ve­si­le­si ol­muş­tur as­lın­da. TA­EK'in, ül­ke­miz­de, ge­rek çev­re açı­sın­dan ge­rek­se tek­nik açı­dan var olan nük­le­er bi­lin­cin -nük­le­er kon­sey- ya­tı­rım­la­rın in­ce­len­me­si­ni sağ­la­dı­ğı, li­sans­la­ma ve de­ne­tim fa­ali­yet­le­ri­ni yü­rüt­tü­ğü ve do­la­yı­sıy­la nük­le­er atık ko­nu­sun­da yıl­la­rın ge­tir­di­ği bir de­ne­yi­me de sa­hip ol­du­ğu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum.

Şim­di, nük­le­er atık de­yin­ce he­men ak­lı­ma… Çev­re Ko­mis­yo­nun­da yap­mış ol­du­ğu­muz top­lan­tı­dan son­ra, he­men bir gün son­ra Rus­ya Dev­let Baş­ka­nı Vla­di­mir Pu­tin Rus­ya Bü­yü­kel­çi­si­ne ha­ber gön­de­re­rek, atık­la­rı­na, Tür­ki­ye'nin nük­le­er san­tral­den çı­ka­cak atık­la­rı­na ta­lip ol­du­ğu­nu ifa­de et­miş­tir. Ulu­sal ba­sı­nı­mız­da bu böy­le­ce yer al­mış­tır. Ka­ra­de­niz'de rad­yo­ak­tif öl­çüm ve de­ğer­len­dir­me­siy­le il­gi­li ola­rak ger­çek­leş­ti­ri­len en gün­cel ulus­la­ra­ra­sı ça­lış­ma "Ka­ra­de­niz'in Çev­re­sel De­ğer­len­dir­me­si" isim­li Böl­ge­sel Tek­nik İş­bir­li­ği Pro­je­si'dir. 1996-2004 yıl­la­rı ara­sın­da al­tı Ka­ra­de­niz ül­ke­si olan -bun­lar­dan bir ta­ne­si Tür­ki­ye- Bul­ga­ris­tan, Ro­man­ya, Uk­ray­na, Rus­ya Fe­de­ras­yo­nu ve Gür­cis­tan ara­sın­da yü­rü­tü­len pro­je kap­sa­mın­da, Ka­ra­de­niz'e kı­yı kent­le­rin­de tes­pit edi­len is­tas­yon­lar­dan su, mid­ye, kum, yo­sun ve ba­lık ör­nek­le­rin­den alı­na­rak, sis­te­ma­tik bir şe­kil­de ana­liz ve de­ğer­len­dir­me ya­pıl­mış­tır. Bu ve­ri­ler, Ka­ra­de­niz'de rad­yo­ak­tif se­vi­ye­le­ri­nin in­san sağ­lı­ğı, eko­sis­te­me et­ki­si ve çev­re gü­ven­li­ği açı­sın­dan bir risk oluş­tur­ma­dı­ğı­nı da gös­ter­mek­te­dir. Hep, bi­li­yor­su­nuz ki, özel­lik­le çev­re­ci­ler, bu ko­nu­da, iş­te "İn­san sağ­lı­ğı­na, çev­re­ye et­ki­si var­dır." di­ye vel­ve­le­ye ve­ren­ler, herhâlde, bu ya­pı­lan ça­lış­ma­yı da gör­mez­den ge­le­mez­ler. Nük­le­er san­tral­ler­de, ilk atı­ğın, ça­lış­ma­ya baş­la­ma­sın­dan iti­ba­ren yir­mi dört ay son­ra çık­tı­ğı ve ya­kı­tın üç­te 1'ini teş­kil et­ti­ği, bu atık­la­rın beş ila on beş yıl sü­rey­le re­ak­tö­rün için­de so­ğu­tul­ma­sı ge­rek­ti­ği, bu bek­le­me sü­re­si­nin ta­mam­lan­ma­sı­nın ar­dın­dan, tüm dün­ya­da ka­bul gör­müş ve gü­ven­lik­le­ri ka­nıt­lan­mış ku­ru de­po­la­ma ku­tu­la­rın­da bek­le­ti­le­bil­dik­le­ri bi­lin­mek­te­dir. Me­se­la, 1.000 me­ga­vat­lık bir san­tral­de yıl­da or­ta­la­ma 25 bin ton kul­la­nıl­mış ya­kıt çu­bu­ğu atı­ğı çı­kar. Bu­nun ha­cim­sel de­ğe­ri bir ye­mek ma­sa­sı bü­yük­lü­ğün­de­dir. Bu çu­buk­lar çok kıy­met­li ol­du­ğun­dan kim­se sat­maz. İle­ri­de ge­li­şen tek­no­lo­jiy­le bu çu­buk­la­rın de­fa­lar­ca kul­la­nıl­ma­sı ger­çe­ği de or­ta­ya çık­mak­ta­dır. Bun­dan do­la­yı­dır ki, Rus­ya, Tür­ki­ye'de nük­le­er­den do­la­yı olu­şa­cak atık­la­ra ta­lip ol­du­ğu­nu ifa­de et­mek­te­dir. Ay­rı­ca, yi­ne ko­mis­yon­lar­da ifa­de edil­di­ği gi­bi, Ja­pon Hükûme­ti, özel bir ya­sa çı­ka­ra­rak, bu atık­la­rı ken­di ül­ke­si­nin sı­nır­la­rın­dan çı­ka­rıl­ma­sı­nı ya­sak­la­mış­tır, sırf bun­dan do­la­yı.

Şim­di, dün­ya ül­ke­le­rin­de­ki nük­le­er güç san­tral­le­ri hak­kın­da da kı­sa­ca bil­gi ve­re­ce­ğim: Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nin 104 ta­ne nük­le­er güç san­tra­liy­le ener­ji ih­ti­ya­cı­nın yüz­de 20'si­ni kar­şı­la­dı­ğı, Fran­sa'nın 59 nük­le­er güç san­tra­liy­le ener­ji ih­ti­ya­cı­nın yüz­de 78'ini kar­şı­la­dı­ğı, Bel­çi­ka'nın 7 nük­le­er güç san­tra­liy­le ener­ji ih­ti­ya­cı­nın yüz­de 55'ini kar­şı­la­dı­ğı bi­lin­mek­te­dir. 56 nük­le­er güç san­tra­li olan Ja­pon­ya'yı da dik­ka­te alır­sak…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Can, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run efen­dim.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Al­man­ya'da 17 ta­ne, İn­gil­te­re'de 23 ta­ne, İs­veç'te 10 ta­ne, Uk­ray­na'da 15 ta­ne, Bul­ga­ris­tan'da 4 ta­ne, Çin'de 9 ta­ne, Hin­dis­tan'da 15 ta­ne, İs­pan­ya'da 9 ta­ne, Ka­na­da'da 18 ta­ne, Ko­re'de 20 ta­ne, Rus­ya'da 31 ta­ne.

Şim­di, bu­ra­ya dik­kat­le­ri­ni­zi çek­mek is­ti­yo­rum: De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Rus­ya'da 31 ta­ne var. An­cak, Rus­ya, da­ğıl­ma­dan ön­ce Tür­ki cum­hu­ri­yet­le­re, ya­ni Türk­le­rin yo­ğun bir şe­kil­de bu­lun­du­ğu ül­ke­le­re hiç­bir ta­ne­si­ni kur­ma­mış. 31 ta­ne Rus­ya'da var. Aca­ba bu­nun se­be­bi­ni hiç dü­şün­dü­nüz mü? Bu­nu, dik­kat­le­ri­ni­ze özel­lik­le sun­mak is­ti­yo­rum.

Nük­le­er tek­no­lo­ji gü­nü­müz­de ge­liş­miş ve ge­liş­mek­te olan ül­ke­ler­de ve bi­zim ül­ke­miz­de tıp­ta, en­düs­tri­yel ve as­kerî alan­lar­da ar-ge ça­lış­ma­la­rın­da kul­la­nı­lan bir­çok izo­to­pun üre­til­me­sin­de ve dün­ya elek­trik ge­rek­si­ni­mi­nin yüz­de 17'si­ni kar­şı­la­ma­sı­na rağ­men, ül­ke­miz­de elek­trik üre­ti­min­de kul­la­nıl­ma­mak­ta­dır. Ni­te­kim, nük­le­er tek­no­lo­ji, ül­ke­miz­de, tıp ala­nın­da uzun sü­re­dir kul­la­nıl­mak­ta ve bir­çok va­tan­da­şı­mız da nük­le­er tıb­bın fay­da­la­rın­dan ya­rar­lan­mak için sı­ra bek­le­mek­te­dir­ler. Nük­le­er tek­no­lo­ji­nin sa­de­ce tıp ala­nın­da de­ğil, ta­rım­da, ve­te­ri­ner­lik­te, mü­hen­dis­lik alan­la­rın­da kul­la­nı­la­ca­ğı­nın da bi­lin­me­si ge­re­kir. Ül­ke­mi­zin, hid­ro­lik, rüzgâr ve gü­neş ve jeo­ter­mal gi­bi ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın ya­nı sı­ra, kö­mür re­zerv­le­riy­le elek­trik üre­ti­mi için el­ve­riş­li zen­gin kay­nak­la­ra sa­hip ol­du­ğu, an­cak, bu kay­nak­la­rın ta­ma­mı de­ğer­len­di­ril­se bi­le, ge­li­şen Tür­ki­ye'nin, bü­yü­yen Tür­ki­ye'nin ener­ji ih­ti­ya­cı­na ce­vap ve­re­me­ye­ce­ği aşikârdır. Bun­dan do­la­yı, iş adam­la­rı­mız, sa­na­yi­ci­le­ri­miz, dün­yay­la ener­ji re­ka­be­ti­ni ya­pa­ma­dık­la­rı­nı ve dün­yay­la bir ya­rış­ma içe­ri­si­ne, ti­ca­ri ya­rış­ma içi­ne gi­re­me­dik­le­ri­ni ifa­de et­mek­te­dir­ler ve bir­çok iş ada­mı­mız "ge­le­ce­ği­miz, nük­le­er güç san­tral­le­rin­de" de­mek­te­dir­ler. Bun­dan do­la­yı, ben, ku­ru­la­cak olan nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin ül­ke­mi­ze, mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni...

Bir de şu­ra­dan bir şe­yi ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Si­nop ili­mi­zin ter­cih edil­me­si de son de­re­ce an­lam­lı­dır. Bir­ta­kım in­san­la­rı­mı­zın, hal­kı­mı­zın dı­şın­da­ki, Si­nop hal­kı­nın dı­şın­da­ki in­san­la­rı­mı­zın bir­ta­kım ça­lış­ma­la­rı, kar­şıt ça­lış­ma­la­rı as­la tas­vip edi­le­bi­lir de­ğil­dir. Şim­di PTT mi­sa­fir­ha­ne­si de­ni­len bir yer­de TA­EK, ora­da, ça­lış­ma­la­rı­na de­vam et­mek­te­dir. Bir­ta­kım bil­gi ve do­kü­man­lar­la, çe­şit­li İn­ter­net si­te­le­riy­le ora­da hal­kı­mız bil­gi­len­di­ril­mek­te­dir. Ama, ıs­rar­la ora­ya git­me­yen­le­rin, ken­di­le­ri­ni bu nok­ta­da bil­gi­len­dir­me­yen­le­rin ken­di ek­sik­le­ri­dir. Mut­la­ka mil­le­ti­miz, Si­nop­lu hem­şeh­ri­le­ri­miz­le...

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Can, ila­ve üç da­ki­ka­lık sü­re ver­miş­tim. Bu­yu­run, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız efen­dim.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Her­kes iyi bil­sin ki, in­san bil­me­di­ği­nin ca­hi­li­dir. Ya­ni, bil­me­dik­le­ri­nin ca­hi­li olan in­san­lar­dan ol­ma­ya­lım, araş­tı­ra­lım, in­ce­le­ye­lim ve ül­ke­mi­zin ge­le­ce­ği­ni hep bir­lik­te te­sis ede­lim di­yo­rum.

Be­ni sa­bır­la din­le­di­ği­niz için ön­ce yü­ce he­ye­ti­ni­zi, mil­le­ti­mi­zi say­gıy­la, sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Can.

Hükûmet adı­na, Ener­ji Ba­ka­nı­mız Sa­yın Hil­mi Gü­ler.

Bu­yu­run Sa­yın Ba­ka­nım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gı ve sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum.

Bu­ra­da de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mın ko­nuş­ma­la­rın­dan son­ra söz al­ma­mın se­be­bi, Sa­yın Ta­ci­dar Sey­han Bey'in bi­raz ön­ce hem is­mi­mi ana­rak söy­le­di­ği ba­zı id­di­ala­rı hem de nük­le­er ener­ji ko­nu­sun­da­ki dü­şün­ce­le­ri­dir.

Ben, sa­de­ce, bu­ra­da, bu gü­zel or­tam­da, yan­lış an­la­ma­la­ra ma­hal ver­me­mek için, bir met­ni oku­ya­rak söz­le­ri­me baş­la­mak is­ti­yo­rum. Bir baş­lık bu, ga­ze­te baş­lı­ğı ve ay­nı za­man­da Mec­lis za­bıt­la­rı da var. "Tür­ki­ye uzun va­de­li nük­le­er ener­ji üre­ti­mi­ne bu­gün­den yö­nel­mek zo­run­da­dır." di­yor bir ba­kan, çok de­ğer­li bir ba­kan. Ve "Tür­ki­ye or­ta ve uzun va­de­li ener­ji ih­ti­ya­cı için nük­le­er ener­ji üre­ti­mi­ne yö­nel­mek ve bu ko­nu­da adım­la­rı­nı bu­gün­den at­mak zo­run­da­dır." di­yor. "TBMM Büt­çe Plan Ko­mis­yo­nu­nun dün­kü top­lan­tı­sın­da Ba­kan­lık büt­çe­si üze­rin­de eleş­ti­ri­le­ri ce­vap­lan­dı­ran Ener­ji Ba­ka­nı nük­le­er ener­ji ko­nu­sun­da şun­la­rı söy­le­miş­tir: Nük­le­er ener­ji kul­la­nı­mın­da rad­yo­ak­tif atık­lar önem­li bir so­run ola­rak or­ta­ya çık­mak­ta­dır. An­cak, bu atık­la­rı biz de­ğer­len­dir­me­ye­ce­ğiz, atık­la­rı nük­le­er ener­ji te­si­si ku­ran ül­ke­le­re ge­ri ve­re­ce­ğiz. De­niz su­yu dış so­ğut­ma­da kul­la­nı­la­ca­ğı için Ak­de­niz de kir­len­me­ye­cek­tir. So­ru­nu­muz nük­le­er ya­kıt so­ru­nu­dur. Tes­pit­le­re gö­re, Tür­ki­ye'de 3 bin ton uran­yu­mok­sit bu­lun­mak­ta­dır. Bu ise ye­ter­li de­ğil­dir." di­ye söz­le­ri­ni de­vam et­ti­ri­yor.

Ay­rı­ca da ge­ne ay­nı yıl­lar­da bir büt­çe ko­nuş­ma­sı var çok Sa­yın, De­ğer­li Ener­ji Ba­ka­nı­nın. Bir so­ru üze­ri­ne "Nük­le­er san­tral­ler ko­nu­su Tu­rizm Ba­ka­nıy­la ih­ti­laf. Böy­le bir şey ola­maz. Ya­ni, bir hükûme­tin için­de kim­se­nin ki­şi­sel tak­di­ri önem­li de­ğil­dir. Tür­ki­ye'de dev­le­tin na­sıl iş­le­ye­ce­ği or­ta­da­dır. Alın­mış ka­rar­lar var­dır. Her­kes ken­di ki­şi­sel dü­şün­ce­si­ni is­te­di­ği yer­de ifa­de eder, ama dev­let -al­tı­nı çi­ze­rek söy­lü­yo­rum- bel­li il­ke­le­re, bel­li ka­rar­la­ra, bel­li uy­gu­la­ma­la­ra gö­re iş­ler, yü­rür." di­yor. "Bu, nük­le­er ko­nu­da da ay­nen öy­le ola­cak­tır." di­yor Sa­yın Ba­kan, o za­man. Ha­fı­za­la­rı ta­ze­le­mek açı­sın­dan söy­lü­yo­rum ve ay­nı za­man­da da di­ğer de­tay­lar var, o de­tay­la­ra gir­mek is­te­mi­yo­rum, ya­ni bu­nun­la il­gi­li.

O dö­nem­de, elek­trik üre­ti­mi 21 mil­yar ki­lo­vat sa­at, ya­ni bi­zim bir böl­ge­mi­zin şu an­da­ki elek­trik tü­ke­ti­mi ka­dar; ki, o za­man da kı­sın­tı, ke­sin­ti­ler­le fi­lan bir 430 mil­yon ki­lo­vat sa­at de kar­şı­lan­mı­yor. O za­man, bu 430 mil­yon ki­lo­vat sa­at­lik, ke­sin­ti­ler­le, kı­sın­tı­lar­la ida­re edi­li­yor ve o za­man­ki top­lam üre­tim de 21 mil­yar ki­lo­vat sa­at, ya­ni şim­di­ki 174 mil­yar ki­lo­vat sa­at ile mu­ka­ye­se eder­sek, çok cü­zi bir mik­tar.

Ta­bii, ben bu­ra­da kim­se­ye her­han­gi bir söz söy­le­mek ni­ye­tin­de de­ği­lim, ama bu De­ğer­li Ba­kan, ay­nı za­man­da şim­di Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin de­ğer­li li­de­ri Sa­yın De­niz Bay­kal. Bi­zim de ha­lef-se­lef ol­mak­tan mut­lu­luk duy­du­ğu­muz, çok de­ğer­li, çok önem­li kat­kı­la­rı bu­lu­nan bir Sa­yın Ba­kan ve o gün­ler­de bu ga­ze­te­de… Şöy­le bir bak­tım, as­lın­da, ça­lış­ma ola­rak, epey bir dos­ya var da. Bu­ra­da da, iş­te, o ga­ze­te­nin nüs­ha­sı ve bu­ra­dan alın­mış ha­ber, Ter­cü­man ga­ze­te­si, di­ğer ga­ze­te­ler­de de yi­ne ay­nı yan­sı­ma var da, ben za­ma­nı­nı­zı al­ma­mak için o de­ta­ya gir­mek is­te­mi­yo­rum. Sa­yın Bay­kal, 27 Ara­lık 1978… Ba­ka­bi­lir­ler. "TBMM Plan Büt­çe Ko­mis­yo­nu ça­lış­ma­la­rı­na de­vam edi­yor." baş­lı­ğı al­tın­da, An­ka­ra'nın, AK Ajans­tan alın­mış ha­be­ri­dir. Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da da var bu za­ten. Ya­ni bu­ra­da ho­şu­ma gi­der ta­raf şu: Akıl için yol bir, ya­ni o za­man­da Sa­yın Bay­kal bu­nu ha­ra­ret­le sa­vu­nu­yor ve di­yor ki, öy­le nük­le­er tek­no­lo­ji fi­lan de­mi­yor, za­ten biz de ay­nı şe­yi söy­lü­yo­ruz; ki, akıl için yol bir: "Tür­ki­ye uzun va­de­li nük­le­er ener­ji üre­ti­mi­ne bu­gün­den yö­nel­mek zo­run­da­dır." Keş­ke, o za­man şart­lar el­ver­sey­di de ya­pıl­mış ol­say­dı, şim­di, hiç ol­maz­sa, Fran­sa gi­bi biz de elek­tri­ği­mi­zin yüz­de 78'ini üre­tir­dik, hem de dı­şa­rı­ya elek­trik ve­rir­dik, ay­nı za­man­da, çev­re kir­li­li­ği ol­maz­dı.

Me­se­la, nük­le­er­le il­gi­li ola­nı söy­le­ye­yim, ra­kam­la­rı söy­le­ye­yim: 1.000 me­ga­vat­lık bir nük­le­er ka­pa­si­te, yıl­da, 6,5 mil­yon ton kar­bon­di­ok­sit emis­yo­nu üre­ti­yor. Ya­ni, 450 ta­ne nük­le­er san­tral var bir he­sap ya­par­sa­nız; 370 tril­yon vat­lık bir elek­trik üre­ti­yor, 2,5 mil­yar ton kar­bon­di­ok­sit emis­yo­nu olu­yor. Ya­ni, şu an­da, biz, ba­zı de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın dü­şün­ce­siy­le ha­re­ket et­sek de şu 450 san­tra­li dur­dur­sak bir an için, ne ka­dar kö­mür şe­yi çı­kı­yor, bi­li­yor mu­su­nuz? Ya­ni, şu an­da­ki kar­bon­di­ok­sit emis­yo­nu­nun dört­te 1'i ka­dar, yüz­de 25'i ka­dar bir kar­bon­di­ok­sit or­ta­ya çı­kı­yor. Bu fe­la­ket olur. Şu an­da, biz, en ufa­cık bir ate­şi bi­le sön­dü­re­rek et­ra­fı kir­let­me­me­ye ça­lı­şır­ken, bu 450 san­tra­li dur­dur­sak, şu an­da­ki kar­bon­di­ok­sit emis­yo­nu yüz­de 25 ar­tı­yor. Bir he­sap­la­yın, he­pi­miz mü­hen­di­siz. Ya­ni, ben bu­ra­da si­ya­si po­le­mik yap­mak is­te­mi­yo­rum. Za­ten, Sa­yın Bay­kal da "Akıl için yol bir." di­ye­rek, ta o za­man­lar bu teş­hi­si koy­muş. Ya­ni, ben bu­ra­da bir par­ti far­kı gö­zet­mek is­te­mi­yo­rum. Be­nim tar­zım ola­rak da… Çün­kü, ener­ji ko­nu­su, pek öy­le si­ya­si po­le­mik­le­re açık bir ko­nu de­ğil. Ama, doğ­ru için de yol bir. O za­man da Sa­yın Bay­kal, nük­le­er atı­ğın bi­le so­run ol­ma­ya­ca­ğı­nı ken­di­le­ri de ifa­de et­miş, hat­ta, Ak­de­niz'in kir­len­me­ye­ce­ği­ni de söy­le­miş. Doğ­ru ha­ki­ka­ten, doğ­ru­su bu. Çün­kü, eğer öy­le ol­say­dı, 450 ta­ne­si dün­ya­yı ber­bat eder­di. Ya­ni, ola­yın bu yö­nü­nü vur­gu­la­mak is­ti­yo­rum.

Kal­dı ki, kim­se­ye, he­le ben "ca­hil, bil­gi­siz" de­mek had­di­me de­ğil, he­le çok sem­pa­tik bul­du­ğum Sa­yın Sey­han'a da de­mem, di­ye­mem, çün­kü, ha­ki­ka­ten gay­ret­le­ri­ni de tak­dir edi­yo­rum, ya­ni, ça­lış­kan bir ar­ka­da­şı­mız. Ama, ben -o gün­ler­de bel­ki ya­şı mü­sa­it ol­ma­dı­ğı için, bel­ki o gün­kü şey­le­ri göz­den ka­çır­mış ola­bi­lir- Sa­yın Bay­kal'la, bu ko­nu­yu is­ti­şa­re et­me­si­ni uy­gun bu­lu­rum, ya­ni, nük­le­er ener­ji ko­nu­sun­da­ki o gün­kü dü­şün­ce­le­ri­ni ken­di­siy­le bir tar­tış­ma­sı­nı, is­ti­şa­re et­me­si­ni uy­gun bu­lu­rum. Çün­kü, ha­ki­ka­ten, dev­le­tin de­vam­lı­lı­ğın­dan bah­se­den bir Ener­ji Ba­ka­nı­dır ve "Bu, hiç kim­se­nin, öy­le, ki­şi­sel yak­la­şı­mıy­la, ki­şi­sel ter­cih­le­riy­le sı­nır­lı de­ğil­dir." di­yor. Bu ba­kım­dan, is­ti­şa­re et­me­sin­de ya­rar var.

Ay­rı­ca, de­di­ğim gi­bi, biz di­ğer ko­nu­lar­da da, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­de de ge­ne siz­le­rin gay­re­tiy­le bu Ener­ji Ya­sa­sı'nı çı­kar­dık ve bu­ra­da, rüzgârda ger­çek­ten önem­li adım­lar at­tık. Bir mi­sal ve­re­yim si­ze: Al­dı­ğı­mız­da 22 me­ga­vat­tı rüzgâr ener­ji­si, şu an­da bu yı­lın so­nun­da bu rüzgâr ener­ji­si­ni 10'a kat­la­mış ola­ca­ğız. Ya­ni, 230 me­ga­vat, per­va­ne­le­ri dö­nü­yor ola­cak, elek­trik üre­ti­li­yor ola­cak ve bu­ra­da da Ege Böl­ge­si, baş­ta İz­mir ve çev­re­si, Ban­dır­ma ol­mak üze­re, rüzgâr ener­ji­si­ni çok yay­gın kul­la­na­cak ve he­de­fi­miz, 20 me­ga­vat­la al­dı­ğı­mız rüzgâr ener­ji­si ko­nu­su­nu 8.000 me­ga­va­ta çı­kar­mak. Mü­ra­ca­at­lar bu ka­dar. Ya­ni, 400 kat bü­yü­ye­cek bu iş. 400 kat, yüz­de 40 fi­lan de­ğil. 400 kat bü­yü­ye­cek ve rüzgâr ko­nu­sun­da da id­di­alı­yız.  Ya­ni, biz as­lın­da di­ğer­le­ri­ni yap­ma­yıp, bı­ra­kıp da nük­le­ere geç­mek için böy­le bir inat için­de fi­lan de­ği­liz. Doğ­ru ney­se onu yap­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz. Üs­te­lik de, kü­re­sel ısın­ma­nın son de­re­ce teh­li­ke­li ol­du­ğu bir dö­nem­de böy­le bir şe­yi ga­yet ta­bii ki, uy­gun bu­lu­yo­ruz. Bu hem bir tek­no­lo­ji­ye sa­hip ol­mak­tır, bir eşik me­se­le­si­dir, hem de bu nok­ta­da ül­ke­miz -ma­dem­ki- dev­le­ti­miz, ulu­sal ener­ji po­li­ti­ka­mız­da ile­ri­ye dö­nük ka­lı­cı çö­züm­ler üret­mek is­ti­yor­sa, dı­şa muh­taç ol­mak is­te­mi­yor­sa, bu­na da gi­re­rek bu ener­ji se­pe­ti­ni beş sü­tun üze­ri­ne oturt­ma­sı la­zım. Ya­ni, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji, kö­mür, hid­ro­elek­trik san­tral­ler, nük­le­er ener­ji ve do­ğal gaz. Bu­nu beş sü­tun üze­ri­ne otur­tur­sa­nız, 100'ü 5'e bö­ler­se­niz, ba­sit he­sap, yüz­de 20'lik beş ta­ne sü­tun üze­rin­de otu­ra­cak. Biz­de­ki ise böy­le de­ğil. Kö­mür, do­ğal gaz ve hid­ro­lik­ler var. Ye­ni­le­ne­bi­li­ri, siz­le­rin de kat­kı­sıy­la, ge­ne Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin kat­kı­sıy­la bun­la­rı çı­kar­dık. Şim­di sü­rat­li bir şe­kil­de gi­di­yo­ruz. Öy­le bir za­man ge­le­cek ki, açı­lış­la­ra ye­ti­şe­me­ye­ce­ğiz. Rüzgârda söy­le­dim, 20 me­ga­va­tı biz bu se­ne­nin so­nun­da 10'a kat­lı­yo­ruz. Yüz­de 10 ar­tış de­ğil, 10'a kat­lı­yo­ruz rüzgârı ve bir­kaç se­ne son­ra, yak­la­şık beş se­ne son­ra bu 400 ka­ta çı­ka­cak, 400 ka­ta. Ya­ni, bun­lar dön­dük­çe bi­zi ha­tır­lar­sı­nız. Ya­ni, biz ya­şa­rız, ka­lı­rız, bel­li de­ğil; ama, ya­ni bu­nu gö­rür­sü­nüz.

Su­da da o kü­çük kü­çük hid­ro­elek­trik san­tral­ler de­di­ği­miz san­tral­ler, şu an­da iki Ata­türk Ba­ra­jı ka­dar san­tra­lin şu an­da pro­je­le­ri­ni baş­lat­tık. Bun­la­rın ta­ma­mı için 2023 yı­lıy­dı he­de­fi­miz. 2023 yı­lı­nı da on yıl ge­ri­ye çek­tik, 2013 yı­lın­da, bu kü­çük kü­çük, o akan su­la­rı, da­ha ev­vel­den "Su akar Türk ba­kar." de­di­ği­miz su­la­rı biz şim­di elek­trik üre­ti­mi­ne çe­vi­ri­yo­ruz. Bun­lar da ta­mam­lan­dı­ğı za­man 2013 yı­lın­da, ya­ni ye­di se­ne son­ra bun­la­rın hep­si ta­mam­lan­mış ola­cak, al­tı Ata­türk Ba­ra­jı, bi­zim, kü­çük hid­ro­elek­trik san­tral­ler­le be­ra­ber elek­trik üre­ti­mi­ni, su­yu son dam­la­sı­na kul­lan­mış ola­ca­ğız. Bun­lar için de 970 pro­je baş­lat­tık. Ra­kam ve­re­yim si­ze: 970 pro­je baş­lat­tık, 950'si­nin sa­hi­bi var ve bu bir sek­tör oluş­tu­ru­yor. Bir ener­ji KO­Bİ'le­ri şek­lin­de üçer, be­şer, onar ki­şi­nin oluş­tur­du­ğu ener­ji pro­je­le­ri bun­lar. Tür­bin­le­ri ko­yu­yo­ruz, bu ne­hir ti­pi de­di­ği­miz tür­bin­ler çev­re­yi kir­let­mi­yor ve bun­lar­dan elek­trik üre­ti­yo­ruz. Al­tı Ata­türk Ba­ra­jı pro­je var. Bun­la­rı da çok şü­kür ger­çek­leş­ti­ri­yo­ruz.

Bu­ra­da söy­le­mek is­te­di­ğim şey: Eğer, çev­re dos­tu olun­ma­sı­nı ar­zu edi­yor­sa­nız, bu nok­ta­da, çev­re­yi kir­let­me­den ener­ji üret­mek, ucuz, ka­lı­cı, sü­rek­li bir ener­ji üret­mek is­ti­yor­sak bu­nu yap­ma­mız la­zım ve nük­le­er ener­ji­de şim­di ye­ni bir akım çık­tı. "Nük­le­er­ci çev­re­ci­ler" di­ye ye­ni bir akım çık­tı. "Nük­le­er rö­ne­sans" di­ye bir dö­nem baş­la­dı. Bu­nu İn­gil­te­re, Ame­ri­ka sür­dü­rü­yor, hat­ta ba­zı çev­re­ci ku­ru­luş­la­rın, is­mi­ni bu­ra­da ver­mek is­te­mi­yo­rum, ku­ru­cu baş­kan­la­rı nük­le­er­ci çev­re­ci­ler gru­bu­na geç­ti­ler.

Bun­lar ye­ni­lik­ler ve bu­ra­da ha­ri­ta­lar var. Bu ha­ri­ta­lar­da, ba­kı­nız, nük­le­er ener­ji­nin en faz­la ol­du­ğu yer­ler Ku­zey Ame­ri­ka, Av­ru­pa -kır­mı­zı kır­mı­zı nok­ta­lı olan­lar- bir de Ja­pon­ya. Ya­ni, bu ha­ri­ta­da gö­zü­kü­yor. Bun­la­rı da­ğı­ta­bi­li­rim ar­zu eder­se­niz. Ay­rı­ca, bu­nun­la il­gi­li prog­ram­lar var. Ja­pon­ya: 2030 yı­lı­na ka­dar nük­le­er gü­cü­nü 46 gi­ga­vat­tan 100 gi­ga­va­ta ar­tır­ma­yı plan­la­mak­ta­dır Ja­pon­ya. Ja­pon­ya, bir de dep­rem ül­ke­si, de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Dep­rem ül­ke­si olan bir ül­ke, nük­le­er san­tral­le­rin­den üre­ti­le­cek ener­ji­yi 2030 yı­lı­na ka­dar 46 gi­ga­vat­tan 100 gi­ga­va­ta çı­ka­ra­cak. Çin: 3 re­ak­tör in­şa hâlin­de, 2020'ye ka­dar 40 gi­ga­vat ener­ji nük­le­er ku­ru­lu güç ar­tı ola­rak dü­şü­nü­yor. Gü­ney Ko­re: 2015'e ka­dar ku­ru­lu gü­cü­nü 2 ka­tı­na çı­kart­ma­yı plan­la­mak­ta 2015'e ka­dar. Ya­ni, al­tı ye­di se­ne son­ra bu­nu ya­pa­cak du­rum­da. Fin­lan­di­ya: 5'in­ci re­ak­tö­rü­nü kur­mak üze­re. Hin­dis­tan: 8 re­ak­tör in­şa hâlin­de. Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri: Elek­trik üre­ti­min­de­ki nük­le­er pa­yı 2005'te yüz­de 20 iken 2020'de yüz­de 25'e, 2050'de yüz­de 50'ye çı­ka­rı­yor. Bir de, bun­la­rın, mik­tar ola­rak şe­yi de çok üre­ti­mi ol­du­ğu için, bu yüz­de 20'ler, yüz­de 50'ler çok bü­yük ra­kam­lar. Kom­şu­la­rı­mı­za ba­kı­yo­ruz, kom­şu­la­rı­mız­da hep­si­nin var, hep­si­nin var. Ya­ni, hep­sin­de var di­ye biz­de de ol­sun an­la­mın­da de­ğil. Biz­de ni­ye ol­ma­sın? Esas so­ru bu. Biz­de ni­ye ol­ma­sın? Ve ted­bi­ri­ni al­dık­tan son­ra da bu­nu ya­par. Üs­te­lik, Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu, bi­ri­ki­miy­le, ye­tiş­kin ele­ma­nıy­la, çev­re kül­tü­rüy­le, nük­le­er kül­tür­le, Ulus­la­ra­ra­sı Atom Ener­ji­sin­den ön­ce ku­rul­muş bir ku­ru­luş ve biz, Ulus­la­ra­ra­sı Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu­nun ku­ru­cu­la­rın­da­nız. Biz ku­ru­cu­la­rın­da­nız. Biz, 56'da ku­rul­mu­şuz. Biz­den bir se­ne son­ra… Biz ku­ru­cu üye­yiz Ulus­la­ra­ra­sı Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu­nun. Ya­ni, Ba­ra­dey'in ba­şın­da bu­lun­du­ğu ku­ru­mun ku­ru­cu­su­yuz biz. Ya­ni, böy­le bir du­rum­da­yız.

Ay­rı­ca da re­sim­ler var. Ya­ni, bu­ra­da da bun­la­rı gös­ter­mek is­te­mi­yo­rum. Ya­ni, de­niz ke­na­rın­da, mil­let ha­ya­tı­nı sür­dü­rü­yor, elek­tri­ği­ni de ucuz ucuz üre­ti­yor­lar. Bu­ra­da bir sü­rü re­sim var. Ya­ni, bun­lar­la za­ma­nı­nı­zı al­mak is­te­mi­yo­rum, ama, il­gi du­yan var­sa bun­la­rı gös­te­re­bi­li­rim.

O ba­kım­dan, ben baş­ta Sa­yın Bay­kal'a da özel­lik­le te­şek­kür edi­yo­rum. Sa­yın Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Li­de­ri, Baş­ka­nı, böy­le bir nok­ta­da "Akıl için yol bir­dir." di­ye, ta o 78, 79 yıl­la­rın­da bun­la­rı dü­şün­müş ve bu­nu da çok açık bir şe­kil­de, dev­le­tin de ka­lı­cı­lı­ğı­nı da dü­şü­ne­rek, ih­ti­ya­cı­mı­zı da gö­re­rek bun­la­rı yap­mış. Keş­ke, on­dan son­ra de­vam et­sey­di de bun­lar ku­rul­say­dı. Biz de nük­le­er ener­ji­mi­zi bu se­pet­ler­den bi­ri hâli­ne ge­tir­sey­dik, ener­ji­mi­zi çe­şit­len­dir­sey­dik, dı­şa muh­taç ol­ma­say­dık, do­ğal ga­za bel­ki bu ka­dar ba­ğım­lı ol­ma­say­dık. Ne­ti­ce­de, elek­tri­ği o şe­kil­de üret­sey­dik, biz şim­di şu an­da bel­ki bu jeo­ter­mal­le, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­jiy­le gi­der­dik. Ya­ni, bu iş bu ka­dar ba­sit as­lın­da ve üs­te­lik biz bu­nun ted­bir­le­ri­ni de al­mak du­ru­mun­da­yız.

Evet, ben "Nük­le­er ener­ji­nin teh­li­ke­si yok­tur." de­mi­yo­rum. Ga­yet ta­bii ki, tek­nik ted­bir­ler alın­maz­sa her şe­yin teh­li­ke­si var­dır. Şu mik­ro­fon bi­le eğer, elek­trik ka­ça­ğı var­sa, bu­na do­ku­nur­sa­nız çar­par. Uça­ğa bin­me­ye­lim o za­man, İs­tan­bul'a yü­rü­ye­rek gi­de­lim. Ya­hut, ne bi­le­yim, iş­te, te­le­viz­yo­nu kul­lan­ma­ya­lım. Ya­ni, bu de­vir geç­ti. Ted­bi­ri­ni al­dık­tan son­ra her şey in­sa­nın hiz­me­ti için kul­la­nı­lır.

Dört yüz kırk bir ta­ne­si­ni de kul­la­nan, herhâlde akıl­sız in­san­lar de­ğil, ca­hil in­san­lar de­ğil. Dün­ya da bu­nu ya­pı­yor, kul­la­nı­yor­lar. Ame­ri­ka'sı kul­la­nı­yor, İn­gil­te­re'si kul­la­nı­yor, he­pi­miz kul­la­nı­yo­ruz. Bir de de­ni­yor ki me­se­la "Rüzgârı­mız var." E, biz za­ten bu­nun ka­nu­nu­nu çı­kart­tık, iş­te 10 ka­tı­na çı­kart­tık. Su­yu kul­la­nı­yo­ruz, ya­ni, jeo­ter­ma­li Ege Böl­ge­si'nde yay­gın­laş­tır­dık. Jeo­ter­mal ha­ri­ta­sı­nı çı­kart­tık. Ya­ni, kim­se "Ye­rim dar." de­me­sin, gel­sin bun­la­rı kur­sun­lar.

"MTA em­ri­niz­de­dir." di­yo­ruz, "TKİ em­ri­niz­de­dir." di­yo­ruz, Tür­ki­ye Pet­rol­le­ri ay­nı şe­kil­de. Ya­ni, bu nok­ta­da lüt­fen ha­fı­za­mı­zı tek­rar­la­ya­lım. Bu bir dev­let po­li­ti­ka­sı­dır. Biz ener­ji­mi­zi, ener­ji kay­nak­la­rı­mı­zı çe­şit­len­dir­mek is­ti­yo­ruz. Üs­te­lik de bu ül­ke­de he­pi­miz ya­şı­yo­ruz. Ben ço­lu­ğu­mu ço­cu­ğu­mu, ya­kın­la­rı­mı, ken­di­mi teh­li­ke­ye at­mak is­ter mi­yim? Üs­te­lik ben de Ka­ra­de­niz­li­yim. Ka­ra­de­niz'de de bu­nu ku­ra­lım di­yo­ruz, şe­ye de ku­ra­lım di­yo­ruz.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Or­du'ya, Sa­yın Ba­ka­nım… Or­du'ya kur, Or­du'ya…

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (De­vam­la) - Ku­ra­lım. Eğer, keş­ke, ve­ri­ler uy­gun ol­say­dı ora­ya ku­rar­dık. Ya­ni, hep­si­ni yap­tık.

So­nuç ola­rak şu­ra­ya gel­mek is­ti­yo­rum. Ba­kı­nız, bel­ki siz geç gel­di­ği­niz için, De­ğer­li Mil­let­ve­ki­lim, bel­ki geç gel­di­ği­niz için şey yap­tı­nız ama…

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Ben, si­zi te­le­viz­yon­dan iz­le­dim odam­da.

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (De­vam­la) - Ya­ni, bu­ra­da -do­kü­man­la­rı da si­ze ve­ri­rim- şu­nu de­mek is­ti­yo­rum: Ge­rek Sa­yın Bay­kal ol­sun ge­rek o dö­ne­min de­ğer­li yö­ne­ti­ci­le­ri ol­sun… Ay­rı­ca, siz te­ker te­ker gö­rüş­tü­ğü­müz… Bun­la­rın hep­si böy­ley­di.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - 74'te dün­ya­nın bü­tün li­der­le­ri böy­le di­yor­du Sa­yın Ba­ka­nım.

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (De­vam­la) - Şu an­da, ba­kı­nız…

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - 73-74 pet­rol kri­zin­den bah­se­di­yor­su­nuz siz. O za­man dün­ya­nın bü­tün li­der­le­ri böy­le söy­lü­yor­du.

BAŞ­KAN - Sa­yın Al­tay, lüt­fen kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­ya­lım.

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (De­vam­la) - Ha­yır, ha­yır, şu­nu de­mek is­ti­yo­rum: Akıl için yol bir di­yo­rum.

Ya­ni, ben bu­ra­da çok uy­gun bir şe­kil­de, si­ze di­yo­rum ki, biz bu­nu… Eğer, ucuz elek­trik is­ti­yor­sak, bu la­zım. Ay­rı­ca "baz yük" di­yor­sak elek­trik ih­ti­ya­cı­mız açı­sın­dan bu­nu di­yo­rum. Ya­rın ha­va ku­rak ge­çer bu bi­zim için bir çö­züm olur.

Ay­rı­ca, o dö­nem­de 3 bin ton uran­yum den­miş, on­dan son­ra MTA -de­ğer­li ku­ru­lu­şu­muz- bu­nu 9 bin to­na çı­kart­mış. Ben, Tür­ki­ye'de uran­yum ol­du­ğu­na da ina­nı­yo­rum ve şu an­da, Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu uran­yum araş­tır­ma­sı ya­pı­yor. Ay­rı­ca, tor­yu­mu­muz da var, tor­yu­mu­mu­zu da çı­kar­tı­yo­ruz. Ya­ni, bu nok­ta­da ge­re­ke­ni ya­pı­yo­ruz. İn­şal­lah, öy­le ina­nı­yo­rum ki, biz, za­ten bir nük­le­er bi­linç, bir çev­re bi­lin­ci de… Bu­na çok mem­nu­num, böy­le bir şe­yin ol­ma­sı da çok gü­zel, he­pi­miz za­ten çev­re­ye say­gı­lı dav­ra­nı­yo­ruz. Bu yer­li kay­nak­la­rı­mız ve ma­den­le­ri­miz­den de bu uran­yum ve tor­yu­mu da çı­ka­ra­rak bu­nu ça­lı­şa­ca­ğız.

Ay­rı­ca, biz, ya­kıt ça­lış­ma­la­rı­nı da ya­pı­yo­ruz, onu da si­ze söy­le­ye­yim. Bi­lim ve Tek­no­lo­ji Yük­sek Ku­ru­lun­da da -en bü­yük ku­rul­dur bu, Tür­ki­ye'de­ki- ay­rı­ca des­tek ve­ril­miş­tir, 3 kat­ril­yon pa­ra ay­rıl­mış­tır bu tek­no­lo­ji­nin Tür­ki­ye'de ku­rul­ma­sı için. Hem ya­kıt tek­no­lo­ji­si hem de ken­di pro­to­ti­pi­mi­zi kur­mak üze­re, Bi­lim ve Tek­no­lo­ji Yük­sek Ku­ru­lu bu­nun ka­ra­rı­nı da al­mış­tır. Bu­ra­da dev­le­tin bü­tün ku­rum­la­rı bu­lun­mak­ta­dır; ya­ni, bu­ra­da ka­rar ver­miş­tir dev­let po­li­ti­ka­sı ola­rak. Bi­lim ve Tek­no­lo­ji Yük­sek Ku­ru­lun­da, bü­tün ku­rum­la­rın üye­si ol­du­ğu bu ku­rum­da, ay­rı­ca, nük­le­er tek­no­lo­ji­yi ve nük­le­er re­ak­tö­rü­mü­zü yer­li­si­ni de kur­mak üze­re, ya­kıt ça­lış­ma­la­rı­nı da yap­mak üze­re ka­rar da alın­mış­tır ve bu­nun­la il­gi­li 3 kat­ril­yon da pa­ra ay­rıl­mış­tır; ay­rı­ca, se­kiz se­ne için­de bu pa­ra har­ca­na­cak. Ya­ni, be­nim siz­den is­tir­ha­mım, bu­nu bir si­ya­si şey hâli­ne ge­tir­me­den, ül­ke­mi­zin ger­çek­le­ri­ni de dü­şü­ne­rek, dı­şa muh­taç ol­ma­dan, ener­ji­de tam ba­ğım­sız bir Tür­ki­ye ol­mak üze­re, sa­na­yi­mi­zin re­ka­be­ti­ni, ih­ra­cat­çı­mı­zın re­ka­be­ti­ni ar­tır­mak üze­re bun­la­rı yap­ma­mız la­zım. Otuz ye­di bin kö­yü­müz var. Bu­ra­la­ra, bir am­pul yan­sın da ka­ran­lık­tan kur­tul­sun di­ye elek­trik gö­tür­mü­şüz. Şim­di hep­si­nin buz­do­la­bı var, ça­ma­şır ma­ki­ne­si var, te­le­viz­yon­la­rı var, elek­trik ih­ti­ya­cı­mız bü­yük. Bu­nun için de eğer is­ter­se­niz…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­ka­nım, yir­mi da­ki­ka­lık sü­re­niz dol­du.

Bu­yu­run, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (De­vam­la) - Beş sü­tun üze­ri­ne ener­ji po­li­ti­ka­mı­zı otur­ta­lım is­ti­yo­ruz. Rüzgârı­mı­zı da jeo­ter­ma­li­mi­zi de gü­neş ener­ji­mi­zi de hid­ro­elek­trik­le­ri­mi­zi de kö­mü­rü­mü­zü de ça­lış­tı­ra­lım is­ti­yo­ruz. Son kö­mür ara­ma­la­rı­mız­da da 800 mil­yon ton ila­ve re­zerv bul­du­ğu­mu­zu da si­ze müj­de­li­yo­rum, 800 mil­yon ton ve Trak­ya'da­ki bek­len­ti­miz da­ha bü­yük. Eğer bun­la­rı da ya­par­sak, kö­mür san­tral­le­ri­miz de ar­ta­cak ve bun­la­rı da akış­kan ya­tak tek­no­lo­ji­siy­le, hat­ta bel­ki da­ha öte­si ola­rak plaz­ma tek­no­lo­ji­siy­le de kur­mak üze­re ça­lış­ma­la­rı­mı­zı sür­dü­rü­yo­ruz. Kö­mür­de de rüzgârda da su­da da önü­müz­de­ki gün­ler­de, bel­ki de bu te­sis­le­ri aç­ma­ya ye­ti­şe­me­ye­ce­ğiz. Sa­de­ce rüzgârda­ki ar­tış 10 ka­tı­dır. Beş se­ne son­ra da, ye­di se­ne için­de de bu ra­kam 400 ka­ta çı­ka­cak, 400 ka­ta çı­ka­cak.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ba­ka­nım.

Sa­yın Sey­han, bir açık­la­ma ya­pa­cak­sı­nız ga­li­ba.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (Ada­na) - Evet…

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­kan is­mi­ni­zi iza­fe ede­rek, bil­gi­le­ri ne­re­den al­dı­ğı­nız­la il­gi­li fa­lan bir gö­rüş­me yap­tı.

Bu­yu­run, kı­sa bir açık­la­ma­nı­za si­ze fır­sat ve­re­ce­ğim.

VI. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR

1.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ta­ci­dar Sey­han'ın, Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nı Meh­met Hil­mi Gü­ler'in, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (Ada­na) - Te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; Ener­ji Ba­kan­la­rı, böy­le sı­kış­tı­ğı yer­de ül­ke­de ya ma­den bu­lur ya pet­rol bu­lur, çok bu­la­maz­sa uran­yum bu­lur. An­lı­yo­rum, ya­ni, bu du­rum böy­le­dir. Son­la­ra ge­lin­ce da­ha faz­la bu­lur­lar. Bu da açı­lış­lar­da ço­ğa­lır. Şim­di önüm­de bir ra­por var, önü­ne ko­ya­ca­ğım. Bu, su­la­ma ko­nu­sun­da da çok ya­ra aç­tı; ne ka­dar aç­tı­ğı­nı ar­ka­sın­da­ki tek­nik per­so­nel söy­le­me­di, ama ben ken­di­si­ne o ra­por­la­rı ve­re­ce­ğim, onun üs­tü­ne ko­nu­şur. Uma­rım…

Şim­di, Sa­yın Ba­kan 78'le­re dön­dü. Keş­ke, 78'le­re ba­kar­ken Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Ge­nel Baş­ka­nı­nın bu­gün de ne de­di­ği­ne bak­say­dı. Çiz­di­ği çer­çe­ve­nin, ön­ce­ki çiz­di­ği çer­çe­ve­den çok far­kı yok. Bu­nu yo­rum­lar­ken, bir ül­ke­nin ener­ji po­li­ti­ka­sı kı­sa va­de­li, or­ta va­de­li ve uzun va­de­li ola­rak plan­la­nır. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin de kök­ten kar­şıt­lık an­la­yı­şı içe­ri­sin­de, ez­be­re bu işe kar­şı çı­kıp, di­ren­gen­li­ği­ni sa­de­ce en­gel­le­me man­tı­ğı içe­ri­sin­de sür­dür­dü­ğü­nü söy­le­mek son de­re­ce yan­lış­tır. Doğ­ru olan şu­dur: Tür­ki­ye'nin kı­sa va­de­li bir ener­ji ih­ti­ya­cı var­dır; or­ta­ya at­mış ol­du­ğu­nuz mo­del, kı­sa va­de­de arz gü­ven­li­ği­ni sağ­la­ya­cak bir mo­del de­ğil­dir. Bir ke­re, bu pro­je or­ta va­de­li­dir, ama Tür­ki­ye'nin gün­de­mi­ne kı­sa va­de­li çö­züm ola­rak su­nul­mak­ta­dır. Bi­rin­ci­si bu.

Or­ta va­de­de...

HA­SAN AN­ĞI (Kon­ya) - Otuz yıl ol­muş...

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Ha­san, kür­sü bu­ra­da, De­ğer­li Ar­ka­da­şım Sa­yın An­ğı...

Ta­mam, otuz yıl ol­muş... Dört bu­çuk yıl­dır bu Ba­ka­nı­nız ne­re­dey­di, bu­ra­ya ge­tir­me­di? Dört bu­çuk yıl­dır ne­re­dey­di­niz? Tür­ki­ye'de do­ğal gaz san­tral­le­ri Sa­yış­ta­ya git­ti­ği za­man, ra­por­lar gel­di­ği za­man, "yol­suz­luk var" den­di­ği za­man Mec­lis­ten bir ge­ce­de ya­sa çı­ka­ra­cak­sı­nız, nük­le­er san­tra­li ko­nuş­ma­ya­cak­sı­nız; ora­da re­ha­bi­li­tas­yon için HES san­tral­le­ri­niz bek­le­ye­cek, bir tek çi­vi çak­ma­ya­cak­sı­nız; Baş­ba­ka­nı gö­tü­re­cek­si­niz, kö­mür iha­le­si yap­ma­mış san­tral­le­ri aç­tı­ra­cak­sı­nız; da­ha bi­le­me­ye­cek­si­niz, El­bis­tan A'yı ba­kı­ma alıp iki se­ne­dir o ba­kı­ma baş­la­ma­ya­cak­sı­nız; bin dört yü­ze ya­kın pro­je al­dık di­ye­cek­si­niz, dört bu­çuk yıl­da sa­de­ce 513 me­ga­vat san­tral aça­cak­sı­nız; bu­gün nük­le­er ener­ji­yi Tür­ki­ye'nin acil ih­ti­ya­cı di­ye önü­mü­ze ge­ti­re­cek­si­niz; bir de bu mil­le­te, yer­li ener­ji kay­na­ğı di­ye yut­tur­ma­ya ça­lı­şa­cak­sı­nız... Ne­re­si yer­li? Ne­re­si yer­li ar­ka­daş­lar? Nük­le­er ener­ji san­tra­li, ya­kıt üni­te­si­ni çı­ka­rır­sa­nız, her yö­nüy­le bir ter­mik san­tral­le ay­nı­dır. Ya­kıt tek­no­lo­ji­si it­hal­dir; ya­kı­tı­nız yok­sa, nük­le­er ener­ji­niz de yok­tur. Bu­nu böy­le bi­lin!

HA­SAN AN­ĞI (Kon­ya) - Ne ala­ka­sı var?

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Ora­da TA­EK Baş­ka­nı otu­ru­yor, o "yer­li" de­mi­yor, "Kı­sa va­de­de yüz­de 80 yer­li­ye ka­dar gö­tü­re­ce­ğiz bu­nu." di­yor, siz ne di­yor­su­nuz! Han­gi­niz doğ­ru söy­lü­yor?

Ben o yaş­ta kü­çük de­ğil­dim, ama, ta­rih bil­giy­le öğ­re­ni­lir, lüt­fen ba­kın. İçi­niz­den bir ar­ka­da­şı­nız di­yor ki Ko­mis­yon­da: "Sa­yın Ba­kan geç­miş ta­ri­he ba­ka­na ka­dar, Ko­mis­yon tu­ta­nak­la­rı­nı oku­say­dı."

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Sey­han, ver­di­ğim…

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum. Bir sa­ni­ye ve­rir­se­niz…

BAŞ­KAN - Efen­dim, ba­kı­nız, ben si­ze o şe­kil­de ver­dim, ama siz geç­mi­şi, ar­ka­daş­lar­la tar­tış­ma­yı gün­de­me ge­tir­di­ği­niz için ol­ma­dı. Bi­raz son­ra za­ten söz hak­kı­nız var, ora­da ifa­de ede­cek­si­niz.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­ce­ğim, sa­de­ce bir da­ki­ka lüt­fen.

BAŞ­KAN -  Ba­kın, Sa­yın Sey­han, si­ze üç da­ki­ka­lık sü­re­yi ver­dim. O şe­kil­de ko­nuş­tu­nuz. Bu­yu­run, ifa­de et­tim. Te­şek­kür cüm­le­ni­zi ala­yım, çün­kü, mü­za­ke­re ede­cek­se­niz sü­re­ni­zi kul­la­nır­sı­nız.

Bu­yu­run efen­dim, te­şek­kü­rü­nü­zü ala­yım.

SE­RA­CET­TİN KA­RA­YA­ĞIZ (Muş) - Kay­na­ğı söy­le­ye­cek­tin.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Söy­le­dim. Kay­na­ğı elim­de, ama Baş­ka­nı zor­la­ma­ya­ca­ğım. "Mik­ro­fo­nu te­şek­kür et­mem için açın" de­dim, te­şek­kür et­mek için aç­tı.

He­pi­ni­ze çok te­şek­kür edi­yo­rum.

SE­RA­CET­TİN KA­RA­YA­ĞIZ (Muş) - Kay­nak söy­le­ye­cek­tin. Kay­na­ğı söy­le.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Efen­dim, kay­nak Mec­lis tu­ta­nak­la­rı, Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ko­mis­yo­nu. Bi­raz­dan…

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, bi­raz son­ra grup adı­na ko­nuş­tu­ğu za­man Sa­yın Sey­han gö­rüş­le­ri­ni açık­la­sın.

Sa­yın Sey­han, te­şek­kür edi­yo­rum.

Bu­yu­run efen­dim.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum.

İzin ve­ri­yor mu­su­nuz? De­vam ede­yim mi?

BAŞ­KAN - Ha­yır efen­dim. Bi­raz son­ra, grup adı­na ko­nuş­ma sı­ra­sın­da ve­rir­si­niz.

Bu­yu­run efen­dim.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim.

V. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER (De­vam)

6.- Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Çev­re ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1260) (S. Sa­yı­sı: 1360) (De­vam)

BAŞ­KAN - Şah­sı adı­na, Van Mil­let­ve­ki­li Ha­cı Bi­ner.

Bu­yu­run Sa­yın Bi­ner. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

HA­CI Bİ­NER (Van) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Nük­le­er Ener­ji Ka­nun Ta­sa­rı­sı, di­ğer bir adıy­la nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin ku­rul­ma­sı ve iş­le­til­me­siy­le ala­ka­lı ka­nun ta­sa­rı­sı üze­rin­de şah­sım adı­na söz al­dım. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, AK Par­ti Hükûme­ti dört bu­çuk yıl­lık ik­ti­da­rı sü­re­sin­ce çok fark­lı alan­lar­da ic­ra­at­lar yap­mış­tır. Geç­miş­te kim­se­nin ya­pa­ma­dı­ğı, ha­yal da­hi ede­me­di­ği alan­lar­da at­tı­ğı ka­rar­lı adım­lar­la hal­kı­mı­zın yü­zü­nü gül­dür­müş, ay­dın­lık ya­rın­la­rın te­mel­le­ri­ni at­mış­tır. Bu­gün de baş­ka bir alan­da hu­zur­la­rı­nı­za ka­nun ta­sa­rı­sı ge­tir­miş­tir: Nük­le­er Ener­ji Ka­nun Ta­sa­rı­sı.

Dün­ya­da, el­li yıl ön­ce nük­le­er ener­ji ko­nu­sun­da ça­lış­ma­ya baş­la­yan ilk ül­ke­ler ara­sın­da olan ül­ke­miz­de üç de­fa nük­le­er ener­ji san­tra­li iha­le­si ya­pıl­mış, ama bu­gü­ne ka­dar bir ne­ti­ce alı­na­ma­mış­tır. Hâlbu­ki, 1960'lı yıl­lar­da baş­la­yan bu rü­ya ger­çe­ğe dö­nüş­müş ol­say­dı, Tür­ki­ye, bu­gün ener­ji­de bir dün­ya de­vi ola­cak­tı. Do­la­yı­sıy­la, ener­ji­de dı­şa ba­ğım­lı­lık bu ka­dar faz­la ol­ma­ya­cak­tı.

Nük­le­er ener­ji sü­re­ci­nin ül­ke­miz­de baş­lan­gı­cı ya­rım asır ön­ce­si­ne da­yan­ma­sı­na rağ­men, alı­nan me­sa­fe­nin çok az olu­şu ger­çek­ten üzün­tü ve­ri­ci­dir. Bu sü­reç, Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nin so­ğuk sa­vaş dö­ne­min­de, Jü­pi­ter ba­lis­tik fü­ze­le­ri­nin Tür­ki­ye'de ko­nuş­lan­ma­sı kar­şı­lı­ğın­da, Kü­çük Çek­me­ce'de nük­le­er araş­tır­ma re­ak­tö­rü­nün ku­ru­lu­şu­na yar­dım et­me­siy­le baş­la­mış­tır.

1967-1970 yıl­la­rın­da ilk nük­le­er ener­ji san­tra­li pro­je­si gün­de­me ge­lir, ye­di yıl son­ra­sı için 300 me­ga­vat­lık ku­ru­lu güç­te bir san­tra­le dö­nüş­tü­rü­lür, an­cak pro­je ra­fa kal­dı­rı­lır.

1974'te, Ak­ku­yu'da bir nük­le­er san­tral ku­rul­ma­sı plan­la­nır, bu da ha­ya­ta ge­çi­ri­le­mez. Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu, 1978'de, Ak­ku­yu için, Bir­leş­miş Mil­let­ler Ulus­la­ra­ra­sı Atom Ener­ji­si Ajan­sın­dan yer li­san­sı alır.

1983'te, dö­ne­min Baş­ba­ka­nı mer­hum Tur­gut Özal ta­ra­fın­dan Ak­ku­yu'da 600 me­ga­vat­lık ku­ru­lu güç­te bir nük­le­er san­tral pro­je­si gün­de­me ge­ti­ri­lir, an­cak, Özal'ın yap-iş­let-dev­ret mo­de­liy­le pro­je­nin yi­ne ha­ya­ta geç­me­si­ne imkân sağ­la­na­maz.

1987 yı­lın­da Çer­no­bil ka­za­sı­nın çık­ma­sı, Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu­nun Nük­le­er Ener­ji Da­ire­si­nin ka­pa­tıl­ma­sı ne­de­niy­le, me­se­le 2000 yıl­la­rı­na ka­dar da­yan­mış­tır. O dö­ne­min Baş­ba­ka­nı mer­hum Ece­vit dö­ne­min­de, çok pa­ha­lı ol­du­ğu ge­rek­çe­siy­le ge­ne ha­ya­ta ge­çi­ri­le­me­miş­tir.

İş­te, me­se­le gel­di, AK Par­ti Hükûme­ti­nin hiz­met dö­ne­min­de baş­la­dı. Hükûme­ti­miz, ya­şa­nan bu ge­liş­me­ler kar­şı­sın­da nük­le­er ener­ji pro­je­si­ni ha­ya­ta ge­çir­me ama­cıy­la ka­rar­lı adım­lar at­mış­tır. 2012'ye ka­dar dev­re­ye al­ma­yı plan­la­dı­ğı nük­le­er san­tral­ler­le il­gi­li ilk so­mut adım­da, üç nük­le­er san­tral için 2005 ya­tı­rım büt­çe­si­ne 7 mil­yon YTL, ya­ni 7 tril­yon li­ra öde­nek ayır­mış­tır.

Ül­ke­mi­zin en bü­yük ener­ji pro­je­le­rin­den olan Nük­le­er Ener­ji San­tra­li Pro­je­si'nin ha­ya­ta geç­me­siy­le, baş­ta elek­trik ener­ji­si ol­mak üze­re, çok ucuz ma­li­yet­ler­le çok bü­yük ener­ji el­de et­me imkânı sağ­la­na­cak­tır.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, fe­la­ket tel­lal­la­rı her ne ka­dar nük­le­er ener­ji san­tra­li­nin risk­le­rin­den bah­se­der­ler­se bi­le or­ta­da bir ger­çek var­dır: Dün­ya­da nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri olan ül­ke­ler na­sıl ted­bir­le­ri­ni al­mış­sa, biz de el­bet­te öy­le ala­ca­ğız. Bu­nu biz­zat ye­rin­de gör­düm. Türk Ja­pon Dost­luk Gru­bu Ge­nel Sek­re­te­ri sı­fa­tıy­la, bir haf­ta­lı­ğı­na, Ara­lık 2006'da Ja­pon­ya'ya git­tim. Bu­ra­da, ya­kın il­gim­den do­la­yı ve me­ra­kım­dan do­la­yı Ja­pon par­la­men­ter­ler­le nük­le­er ener­ji ko­nu­sun­da fi­kir te­ati­sin­de bu­lun­dum. Ja­pon par­la­men­ter dost­la­rı­mız­la dün­ya­nın en bü­yük nük­le­er san­tra­li olan Kas­hi­wa­za­ki Ka­ri­wa te­sis­le­ri­ni gez­dik. Bu san­tra­lin kal­bi olan re­ak­tö­rün bu­lun­du­ğu bi­ri­me ka­dar in­ce­le­me şan­sı­mız ol­du. 7 adet üni­te bu­lu­nan bu te­sis­te, 5'i kay­nar su­lu re­ak­tör, 2'si de ile­ri dü­zey­de kay­nar su­lu re­ak­tör­dür. Gü­ven­lik açı­sın­dan son de­re­ce ile­ri dü­ze­yi olan san­tral­de in­san sağ­lı­ğı­na, nük­le­er gü­ven­li­ğe, çev­re şart­la­rı­na çok önem ve­ril­di­ği­ni biz­zat mü­şa­he­de et­tik.

He­men her gün şid­det­li dep­rem­le­rin mey­da­na gel­di­ği Ja­pon­ya'da nük­le­er gü­ven­lik ko­nu­sun­da ol­duk­ça ile­ri dü­zey­de ted­bir­ler alın­mış­ken, ül­ke­miz­de ni­çin alın­ma­sın? Tür­ki­ye'miz, ku­ru­la­cak san­tral­le­rin gü­ven­li­ği­ni ge­liş­ti­re­cek güç, kuv­ve­te sa­hip­tir. Bun­dan kim­se­nin en­di­şe­si ol­ma­sın.

Nük­le­er ener­ji, ül­ke­mi­zin ge­le­ce­ği için çok bü­yük bir önem arz et­mek­te­dir. Çün­kü, ül­ke­miz, nük­le­er ener­ji­nin ham­mad­de­si olan uran­yum ma­de­ni açı­sın­dan ol­duk­ça zen­gin­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Ulus­la­ra­ra­sı Atom Ener­ji­si Ajan­sı ve­ri­le­ri­ne gö­re, dün­ya­nın 30 ül­ke­sin­de 443 adet nük­le­er re­ak­tör üni­te­si ça­lış­mak­ta­dır ve 25 re­ak­tö­rün de ça­lış­ma­sı de­vam et­mek­te­dir. Dün­ya elek­trik üre­ti­mi­nin yüz­de 16'sı bu ener­ji­den kar­şı­lan­mak­ta­dır. Elek­tri­ğin Fran­sa'da yüz­de 78'i, İs­veç'te yüz­de 52'si, Al­man­ya'da yüz­de 32'si, Ja­pon­ya'da yüz­de 29'u, Fin­lan­di­ya'da yüz­de 27'si, Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nde yüz­de 20'si, İn­gil­te­re'de yüz­de 19'u, Rus­ya'da yüz­de 16'sı, Ka­na­da'da yüz­de 15'i, Ro­man­ya'da yüz­de 10'u bu ener­ji­den sağ­lan­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Ro­man­ya bu ener­ji­yi kul­la­nır­ken Tür­ki­ye'nin se­yir­ci kal­ma­sı, Al­lah aş­kı­na, akıl kârı mı­dır? Bu­na kar­şı çık­mak, ak­lı­nın, fik­ri­nin ma­na­sı­nı an­la­mak da müm­kün de­ğil­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ener­ji açı­ğı­mı­zın ka­pa­tıl­ma­sı için ger­çek­ten ih­ti­ya­cı­mız var­dır. Bu­nun bir an ev­vel ha­ya­ta ge­çi­ril­me­si ge­re­ki­yor. Ben öy­le sa­nı­yo­rum ki, bu adım­la, atom ener­ji­si ko­nu­sun­da Hükûme­ti­mi­zin ve Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın, ba­kan­la­rı­mı­zın, özel­lik­le Ener­ji Ba­kan­lı­ğı­mı­zın bir dam­ga­sı ola­cak­tır.

Bu ka­nu­nun mem­le­ke­ti­mi­ze, mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sa­yın Bi­ner, te­şek­kür edi­yo­rum.

Ta­sa­rı­nın mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

 

NÜK­LE­ER GÜÇ SAN­TRAL­LA­RI­NIN KU­RUL­MA­SI VE İŞ­LE­TİL­ME­Sİ İLE ENER­Jİ

SA­TI­ŞI­NA İLİŞ­KİN KA­NUN TA­SA­RI­SI

Bİ­RİN­Cİ BÖ­LÜM

Amaç, Kap­sam, Ta­nım­lar ve Kı­salt­ma­lar

Amaç ve kap­sam

MAD­DE 1- (1) Bu Ka­nu­nun ama­cı; ener­ji plan ve po­li­ti­ka­la­rı­na uy­gun bi­çim­de, elek­trik ener­ji­si üre­ti­mi ger­çek­leş­ti­re­cek nük­le­er güç san­tral­la­rı­nın ku­rul­ma­sı, iş­le­til­me­si ve ener­ji sa­tı­şı­na iliş­kin usûl ve esas­la­rı be­lir­le­mek­tir.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ta­ci­dar Sey­han.

Sa­yın Sey­han, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA TA­Cİ­DAR SEY­HAN (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Şim­di, ta­bii, ko­nu­şan ar­ka­daş­la­rı­mız da eleş­ti­ri­le­re çok has­sa­si­yet­le ce­vap ve­ri­yor­lar, on­la­rı an­lı­yo­rum, fa­kat, ko­nu­yu doğ­ru nok­ta­da tar­tış­mı­yo­ruz. Bir ke­re, odak­lan­dık­la­rı yer çok yan­lış. Me­se­le, nük­le­er ener­ji­nin var­lı­ğı, ge­rek­li­li­ği ya da ge­rek­siz­li­ği ko­nu­su­na ge­ti­ril­me­ye ça­lı­şı­lı­yor. Ya­ni, san­ki, bu­ra­da biz­ler bir eleş­ti­ri­de bu­lu­nur­ken bu ül­ke elek­trik­siz ka­la­cak, bu ül­ke­nin kay­nak­la­rı yet­me­ye­cek, sa­na­yi­si du­ra­cak, biz de ona rağ­men bu nük­le­er ol­maz di­ye inat ede­ce­ğiz. Böy­le bir şey var mı? El­bet­te ki, bir ül­ke­nin ener­ji ih­ti­ya­cın­da çe­şit­li­li­ğe de ba­kar­sı­nız, ih­ti­ya­ca gö­re dö­nem­sel ola­rak onu da plan­lar­sı­nız. Biz şu­nu an­lat­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz: Ön­ce­lik­le yer­li kay­nak­la­rı­mı­zı kul­la­na­lım. Bel­ki an­la­tır­ken ora­ya yo­ğun­la­şı­yo­ruz, ama, yo­ğun­laş­tı­ğı­mız­da kar­şı çı­kış­la­rın hep­si­ni hak­sız, yer­siz, bi­raz da duy­gu­sal ref­leks­ler ola­rak gö­rü­yo­rum. Az ön­ce, otu­ran ar­ka­da­şım di­yor ki: "Nük­le­er atık­lar ko­nu­sun­da fe­la­ket tel­lal­lı­ğı ya­pan ar­ka­daş­la­rı­mız" di­ye bir söz­cük kul­la­nı­yor. De­ğer­li ar­ka­daş­lar, nük­le­er teh­di­di dün­ya­da bil­me­yen var mı? Atık­la­rın teh­di­di­ni dün­ya­da bil­me­yen var mı? Bu­nu an­la­ta­nı fe­la­ket tel­lal­lı­ğıy­la bu­ra­da ad­lan­dır­mak hak­kanî bir dav­ra­nış mı­dır Al­lah aş­kı­na? Bu teh­dit için her­kes ted­bir al­ma­ya ça­lış­mı­yor mu? Bu­ra­da, bir ke­re, ne ko­nuş­tu­ğu­mu­zu bi­le­lim. Za­ten bu­ra­da ters bir ko­nuş­ma olu­yor. Sağ ol­sun, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­sin­de bu işi eni­ne bo­yu­na tar­tış­tı­ğı­mız Ko­mis­yon­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mız dı­şın­da­ki her­kes kür­sü­ye çı­kı­yor, bu ka­nu­nu ko­nu­şu­yor, bi­zim Ko­mis­yon­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mız da ye­rin­den laf at­mak­la ye­ti­ni­yor. Ka­nu­nu ya­pan­lar, bu­ra­da­ki, Ko­mis­yon­da­ki tar­tış­ma­la­rı bi­zim­le tar­tış­mak­tan ne­den­se im­ti­na edi­yor. Hiç kim­se or­ta­da yok. Bi­len­ler on­lar. On­lar­la ben Ko­mis­yon­da da tar­tış­tım. Az ön­ce "Şu­nu söy­le­yin." de­di­ler: "Han­gi… Kay­nak ve­rin." Ve­ri­yo­rum. Bu­nu ben söy­le­mi­yo­rum. İçi­niz­de çok de­ğer­li bir ar­ka­da­şı­mız var, bir­kaç ar­ka­da­şı­mız var.

Ba­kın, ar­ka­daş­lar, bu ül­ke­nin ener­ji po­li­ti­ka­sı için Dün­ya Ener­ji Kon­se­yi­nin top­lan­tı­sı­na ben, CHP'den 2 ar­ka­da­şım­la bir­lik­te, her haf­ta, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­sin­den de­ğer­li 3-4 ar­ka­da­şım­la be­ra­ber, de­fa­lar­ca ka­tıl­dım. Bir­lik­te "Ora­ya si­ya­set sok­ma­dan bu ül­ke­nin ener­ji po­li­ti­ka­la­rı­nı na­sıl dü­zen­le­riz." di­ye ora­da tar­tı­şı­yo­ruz. Ora­da da be­nim söy­le­di­ğim çe­kin­ce­le­ri ta­şı­yan ar­ka­daş­la­rı­nız var za­ten. Ko­mis­yon Baş­ka­nı­mız da dâhil, bu tar­tış­ma­la­ra des­tek ve­ri­yor. He­pi­miz bu ül­ke­nin ener­ji sı­kın­tı­sı­nı aş­mak için bir çı­kış ara­yı­şı içe­ri­sin­de­yiz. Ama, bu ül­ke­nin ener­ji po­li­ti­ka­la­rı, po­pü­list po­li­ti­ka­la­ra alet edil­me­me­li­dir. Bi­zim yap­tı­ğı­mız po­pü­list bir kar­şı çı­kış de­ğil. Biz bar­da­ğın bir ta­ra­fı­nı gös­te­ri­yo­ruz, Sa­yın Ba­kan bir ta­ra­fı­nı gös­te­ri­yor, ama, iki­si­ni bir­leş­ti­rip yo­rum­la­mak zo­run­da­sı­nız.

Şim­di, önem­li bir ka­mu ku­ru­mu­nun ge­nel mü­dür­lü­ğü­nü yap­mış bir ar­ka­da­şı­mız Ko­mis­yon­da di­yor ki -bu­na ne di­ye­cek­si­niz şim­di de­ğer­li ar­ka­daş­lar ve çok doğ­ru söy­lü­yor- "Bel­ki, TA­EK'i iki­ye bö­le­cek­si­niz. Bun­la­rın bir ta­ne­si dü­zen­le­yi­ci ku­rul ola­cak, bir ta­ne­si uy­gu­la­yı­cı ku­rul ola­cak. Dün­ya­nın hiç­bir ye­rin­de dü­zen­le­yi­ci ku­rul uy­gu­la­yı­cı ku­rul ola­maz." di­yor. Çok doğ­ru söy­lü­yor. Da­ha bu ko­nu­da ne ya­pa­ca­ğı­nı dü­şün­me­miş, bu ko­nu­da bir ya­sal dü­zen­le­me yap­ma­mış Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu­nu bu­ra­da nük­le­er san­tral pro­je­si için bir ya­tı­rım ka­nu­nu çı­kar­mak ko­nu­sun­da ıs­rar­lı gö­rür­sek biz bu­nu cid­di­ye al­ma­yız ar­ka­daş­lar. Na­sıl hem dü­zen­le­yi­ci ku­rum hem uy­gu­la­yı­cı ku­ru­mu ay­nı yap­tı­nız? Ya­sa bu yö­nüy­le de ek­sik. Na­sıl?.. Siz nük­le­er ener­ji ko­nu­sun­da tek­no­lo­jik ge­liş­tir­me­le­ri içe­ren ka­nun ta­sa­rı­sı­nı Mec­lis gün­de­mi­ne ge­tir­me­den, dü­zen­le­yi­ci ku­rul, uy­gu­la­yı­cı ku­rul­la­rı ya­pı­lan­dır­ma­dan, bu­gün "ener­ji ya­tı­rı­mın­da nük­le­er ener­ji vaz­ge­çil­mez bir ih­ti­yaç­tır" di­ye top­lu­mun önü­ne na­sıl çı­kıp bi­zi eleş­ti­ri­yor­su­nuz! Yap­ma­yın, ne olur! Bi­raz in­saf­lı olun! Ak­len müm­kün ol­sa da şek­len müm­kün de­ğil, şek­len doğ­ru de­ğil bir ke­re. Ka­nu­nun ya­pı­sal ola­rak ha­zır­la­nış bi­çi­mi, su­nuş bi­çi­mi müm­kün de­ğil, doğ­ru de­ğil. Biz ka­nu­na kar­şı­yız. Biz, şu an­da ül­ke­nin den­ge­le­ri­ne bak­tı­ğı­mız­da… Sa­yın Ba­kan di­yor ki: "Biz, it­hal­den kur­tul­mak is­ti­yo­ruz…" Kur­tu­la­mı­yor­su­nuz. Sa­yın Ba­kan di­yor ki: "Çev­re kir­li­li­ğin­den kur­tar­mak is­ti­yo­ruz. Ya­nan bir tek ate­şi sön­dü­re­mi­yo­ruz." İş­te önüm­de ra­por. "Yok" di­yor­sa ve­re­yim. EÜ­AŞ'ın Çev­re Ko­ru­ma Da­ire Baş­kan­lı­ğı­nın ra­po­ru var. "Akış­kan ya­ta­ğa ge­çe­ce­ğim." di­yor­su­nuz. Ge­çin o za­man. Tür­ki­ye'de­ki san­tral­le­rin yüz­de 50'si kar­bon­di­ok­sit emis­yon­la­rı açı­sın­dan 70 kat faz­la SOS ve­ri­yor. Ni­ye gö­re­vi­ni­zi yap­mı­yor­su­nuz? Ni­ye yap­mı­yor­su­nuz? Ha­tır­la­tan­la­rı, "si­zin pro­je­le­ri­ni­ze sek­te vu­ran in­san­lar" di­ye top­lu­ma ta­nıt­ma­nın ne ka­dar in­saf­sız­ca bir şey ol­du­ğu­nu fark ede­mi­yor mu­su­nuz? Ni­ye par­ça­lı­yo­ruz ken­di­mi­zi? Si­zin şah­sı­nız­la il­gi­li mi bu? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Çok ça­lı­şı­yo­ruz" se­si.)

El­bet­te ça­lı­şı­yor­su­nuz. Tek­no­lo­ji­yi ko­nuş­ma­yın bu­ra­da di­yo­ruz. Tek­no­lo­ji baş­ka bir şey. Tür­ki­ye'nin tek­no­lo­ji­si var, atom bom­ba­sı ya­pa­cak gü­cü var. Bel­li yer­ler­de ça­lış­ma­lar ya­pı­lı­yor. Bu ça­lış­ma­la­rı ka­nu­na bağ­la­yın, ge­liş­ti­rin, ora­da biz de yer ala­lım. Ta­rım­dan sa­na­yi­ye, ne­re­de kul­la­na­cak­lar­sa eli­miz­den ge­le­ni ya­pa­lım, doğ­ru dü­rüst bu­na şe­kil ve­re­lim. Tür­ki­ye'nin ih­ti­ya­cı ol­du­ğun­da eğer çe­şit­li­lik­te bu ge­re­ki­yor­sa, or­ta va­de­de nük­le­er ener­ji­yi de ko­nu­şa­lım. Ama, bu­gün nük­le­er ener­ji­yi "Tür­ki­ye'nin tek ve yegâne çö­zü­mü" di­ye top­lu­mun önü­ne da­yat­mak, bu lo­bi fa­ali­yet­le­ri­nin öte­sin­de, bun­lar­dan et­ki­len­me­nin öte­sin­de bir an­la­yış de­ğil­dir.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Müt­hiş bir çe­liş­ki içe­ri­sin­de­sin, hem "ya­pa­lım" di­yor­sun hem "ol­maz" di­yor­sun!

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Hiç ala­ka­sı yok. Or­ta va­de­de eğer Tür­ki­ye'nin hid­ro­lik kay­nak­la­rı…

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Hem "ya­pa­lım" di­yor­sun hem "ol­maz" di­yor­sun!

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Efen­dim, an­la­tı­yo­rum, din­ler­se­niz.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Din­li­yo­rum, çok net de din­li­yo­rum.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Çok net din­li­yor­su­nuz…

Eğer bu, Tür­ki­ye'nin kur­muş ol­du­ğu -şu ana ka­dar ku­rul­du- do­ğal gaz san­tral­le­ri, hid­ro­lik, lin­yit, var olan bir­kaç fu­el oil ve rüzgârla bu iş çö­zü­le­mi­yor­sa, eğer on beş yıl sü­rey­le, ben si­zin önü­nü­ze on beş yıl sü­rey­le -ki, bu, par­ti prog­ra­mı­mız­da var- bu ül­ke­nin on beş yıl­lık ener­ji ih­ti­ya­cı­nı na­sıl kar­şı­la­ya­ca­ğı­mı ge­tir­me­miş­sem son de­re­ce hak­lı­sı­nız. Ama, be­nim plan­la­mam­da on beş yıl sü­rey­le Tür­ki­ye'nin yer­li kay­nak tak­vi­ye­siy­le na­sıl ener­ji ih­ti­ya­cı­nı çö­ze­ce­ği id­di­ası var. Biz, bu id­di­ay­la ge­li­yo­ruz. Ama, bu­nun ya­nın­da, dün­ya­da­ki ge­liş­me­le­ri göz ar­dı ede­me­yiz.

"Uran­yum" di­yor, doğ­ru. "Tür­ki­ye'de uran­yum ol­du­ğu­na ina­nı­yo­rum." İnan­mak­la bu iş ol­maz. Bul­du­ğu­nuz za­man bu­nu ko­nu­şu­ruz. Mev­cut uran­yum, bu ül­ke­de bir san­tra­lin, 1.000 me­ga­vat­lık bir san­tra­lin öm­rü ka­dar­dır, bun­dan bir dir­hem faz­la de­ğil­dir. Ee, tor­yu­mu­muz var. Tor­yu­mu tek ba­şı­na kul­la­na­mı­yor­su­nuz, tek­no­lo­ji­yi ge­liş­tir­di­ği­niz­de kul­la­na­cak­sa­nız amen­na. Bu­nu da bir kay­nak ola­rak ala­lım, ama, yap­ma­yın ne olur. Alt­ya­pı­sı­nı ha­zır­la­ma­yın, dü­zen­le­yi­ci ku­ru­lu­nuz yok, uy­gu­la­yı­cı ku­ru­lu­nuz yok, yer­li kay­nak­lar­da ka­pa­si­te ar­tı­şı­na git­me­ye­cek­si­niz.

Be­nim­ki çe­liş­ki de­ğil. Asıl çe­liş­ki şu: Tür­ki­ye'ye bu­ra­dan müj­de ve­ren Ba­kan siz­si­niz. Ne ka­dar hid­ro­lik kay­na­ğı dev­re­ye so­ka­ca­ğı­nı­zı az ön­ce siz söy­le­di­niz, ne ka­dar kö­mür san­tra­li­ni dev­re­ye so­ka­ca­ğı­nı­zı, akış­kan ya­ta­ğı ne ka­dar dev­re­ye so­ka­ca­ğı­nı­zı siz söy­le­di­niz. Han­gi­si doğ­ru, bun­la­rı dev­re­ye so­ka­ca­ğı­nız mı, yok­sa bu­ra­da bir umu­du­nu­zun ol­ma­dı­ğı, bu­nun ye­ri­ne nük­le­er tek­no­lo­ji­yi al­ter­na­tif ola­rak ko­ya­ca­ğı­nız mı? Me­se­le bu­dur.

CA­HİT CAN (Si­nop) - On­la­rı dev­re­ye so­ka­ca­ğız.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Eğer onu so­ku­yor­sa­nız dev­re­ye, za­ten Tür­ki­ye'nin ya­kın sü­re­ler­de böy­le bir nük­le­er ener­ji ya­tı­rı­mı­na ih­ti­ya­cı yok de­mek­tir.

CA­HİT CAN (Si­nop) - Ni­ye bu ka­dar he­ye­can­la­nı­yor­sun?

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Ta­bii he­ye­can­la­nı­rım, bu ül­ke si­zin ol­du­ğu ka­dar be­nim de. Bir şe­kil­de, bu, duy­gu alış­ve­ri­şi.

MEH­MET CEY­LAN (Ka­ra­bük) - Do­ğal gaz yüz­de 45'e ulaş­tı.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Do­ğal gaz yüz­de 45'e ulaş­tı di­ye şikâyet et­me­ye hak­kı ol­ma­yan tek hükûmet bu. Yüz­de 45'ten da­ha aşa­ğı çe­kil­me­si için bu­gü­ne ka­dar hiç­bir şey yap­ma­ya­cak­sı­nız, do­ğal gaz yüz­de 45'e ulaş­tı, do­ğal ga­zı Tür­ki­ye'nin yer­li kay­nak­la­rı de­ğil de nük­le­er ener­jiy­le to­le­re ede­ce­ğim di­ye­cek­si­niz. Bu da inan­dı­rı­cı de­ğil de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu da inan­dı­rı­cı de­ğil. Ken­di ar­ka­daş­la­rı­nız­la ko­nu­şun. Tür­ki­ye'de­ki kay­nak­la­rı bi­len ar­ka­daş­la­rı­nız var, bu ko­nu­yu bi­len ar­ka­daş­la­rı­nız da var, bu­na ka­tı­lı­yo­rum, ama, bil­di­ği­ni, gör­dü­ğü­nü yap­ma­mak da, ha­ki­ka­ten, bu ül­ke­de, so­rum­lu­luk an­la­yı­şı dı­şın­da dav­ran­mak de­mi­yo­rum, ih­ma­lin ba­şı­nı çek­mek an­la­mı­na ge­lir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Sey­han, bir da­ki­ka ek sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run efen­dim.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Ta­bii.

"Ener­ji­de tam ba­ğım­sız Tür­ki­ye." Kim di­yor? Sa­yın Ba­kan di­yor. Na­sıl olu­yor bu ba­ğım­sız­lık? Ya­ni, bir şe­yi an­la­mak­ta güç­lük çe­ki­yo­rum ar­ka­daş­lar. Siz, Tür­ki­ye'ye bu­nu tar­tış­tı­ra­ca­ğı­nı­za, dört bu­çuk yıl­dır bi­zim önü­mü­ze…

Önü­müz­de­ki dö­nem­de Tür­ki­ye'nin ener­ji­de­ki en bü­yük so­ru­nu şu­dur ar­ka­daş­lar: Si­zin Ba­kan­lı­ğı­nı­zın bir ya­tı­rım ve fi­nans­man mo­de­li yok. Na­sıl bir ya­tı­rım ve fi­nans­man mo­de­li­ni bu­ra­da ser­gi­le­ye­ce­ği­ni­zi bi­ze ön­ce­den bil­di­rip tar­tış­mak zo­run­da­sı­nız. En bü­yük so­run bu.

Ka­bul edin et­me­yin, çok kö­tüy­dü, yol­suz­luk­la­rın ba­şı­nı çek­ti, ama, 1995'le­rin yap-iş­let­le­ri, yap-iş­let-dev­ret­le­ri bir ya­tı­rım fi­nans­man mo­de­liy­di, ama, yol­suz­luk ba­ta­ğı­na da dön­dür­dü­ler, bu ül­ke­yi soy­du­lar, hu­kuk­suz­luk­la bu işin üze­ri­ne git­ti­ler, Tür­ki­ye'yi za­ra­ra sok­tu­lar.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Sey­han, te­şek­kür cüm­le­ni­zi al­mak için mik­ro­fo­nu­nu­zu açı­yo­rum.

Bu­yu­run efen­dim.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Si­zin de, bu mo­del de­mi­yo­rum, bu­na ben­zer ya­tı­rım ve fi­nans­man mo­del­le­ri­ni­zi ge­liş­tir­me­ni­zi bek­li­yo­ruz.

Ge­ce ya­rı­sı ak­lı­nı­za gel­di di­ye, nük­le­erin ara­sı­na iki de kö­mür san­tra­li ko­ya­lım di­ye­rek -bu kö­mür san­tra­li ko­mis­yon­da ek­len­miş­tir- Tür­ki­ye'de ener­ji po­li­ti­ka­sı­nı çö­ze­mez­si­niz.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Sey­han.

Mad­de üze­rin­de, Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Zü­he­yir Am­ber.

Bu­yu­run Sa­yın Am­ber.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA ZÜ­HE­YİR AM­BER (Ha­tay) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 1360 sı­ra sa­yı­lı Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı hak­kın­da Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­ze say­gı­la­rı­mı su­na­rım.

Kay­na­ğı sı­nır­lı olan fo­sil ya­kıt­lar gi­bi nük­le­er ener­ji de so­nu ol­ma­yan bir yol­dur, çün­kü, nük­le­er san­tral­ler­de kul­la­nı­lan uran­yum do­ğa­da çok az mik­tar­da bu­lu­nan bir mad­de­dir. Bu prob­le­mi çöz­mek için or­ta­ya atı­lan nük­le­er atık­lar­dan tek­rar ham­mad­de ka­zan­ma­yı ön­gö­ren tek­no­lo­jik pro­je­ler ise, tek­nik ve eko­no­mik ne­den­ler­den do­la­yı uy­gu­la­nır du­ru­ma ma­ale­sef ge­ti­ri­le­mi­yor. Bir­kaç on yıl için­de atom en­düs­tri­si­nin ya­kı­tı tü­ke­ne­cek, be­lir­li bir sü­re son­ra uran­yum­la be­ra­ber pet­rol ve do­ğal gaz da tü­ke­ne­ce­ği için, in­san­lık ener­ji ih­ti­ya­cı­nı uzun va­de­de an­cak ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­ler­le ve ener­ji kul­la­nı­mın­da ge­rek­siz ka­yıp­la­rı ön­le­ye­rek kar­şı­la­ya­bi­le­cek­tir.

Ener­ji ih­ti­ya­cı­nın kar­şı­lan­ma­sı için nük­le­er san­tral­le­re muh­taç de­ği­liz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Nük­le­er ener­ji­nin öne­mi­ni vur­gu­la­mak için atom en­düs­tri­si, nük­le­er ener­ji­nin elek­trik üre­ti­min­de­ki pa­yı­na dik­kat çe­ki­yor. Oy­sa, nük­le­er ener­ji­nin dün­ya ge­ne­lin­de ener­ji tü­ke­ti­min­de­ki pa­yı­na ba­kıl­dı­ğın­da in­san­lı­ğın ener­ji ih­ti­ya­cı­nın kar­şı­lan­ma­sın­da he­men he­men hiç öne­mi­nin ol­ma­dı­ğı or­ta­ya çık­mak­ta­dır. 2001 yı­lın­da nük­le­er elek­trik, dün­ya ener­ji ge­rek­si­ni­mi­nin yüz­de 2,3 ka­da­rı­nı an­cak kar­şı­la­mış­tır. Ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­nin dün­ya ge­ne­lin­de­ki ih­ti­ya­cın kar­şı­lan­ma­sı­na kat­kı­sı hâli­ha­zır­da da­ha faz­la. İn­san­lık, nük­le­er ener­ji­nin sa­hip ol­du­ğu kü­çük bir pay­dan ra­hat­lık­la vaz­ge­çe­bi­lir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Nük­le­er ka­za risk­le­ri, yük­sek rad­yo­ak­ti­vi­te ya­yan nük­le­er atık­lar ve bun­la­rın gü­ven­li bir şe­kil­de sak­lan­ma­sı­nın ge­tir­di­ği mas­raf­lar da göz önün­de tu­tu­lur­sa nük­le­er ener­ji­nin kı­sa bir sü­re için sü­re­bi­le­cek olan kü­çü­cük ge­ti­ri­si hiç de eko­no­mik ol­ma­ya­cak­tır. Nük­le­er ener­ji, teh­li­ke­li ve ge­rek­siz­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; bil­di­ği­niz gi­bi, Av­ru­pa'da re­ak­tör ka­za­sı ris­ki yüz­de 16'dır. Nük­le­er san­tral­ler­de, tek­nik ek­sik­lik­ler ve in­san ha­ta­la­rın­dan do­la­yı çev­re­ye bü­yük öl­çü­de rad­yo­ak­tif mad­de­le­rin ya­yıl­ma­sı­na yol aça­bi­le­cek çok cid­di, fe­la­ket dü­ze­yin­de ka­za­lar ola­bi­lir. Resmî Al­man Nük­le­er Ener­ji San­tral­le­ri Risk Araş­tır­ma­sı-Aşa­ma B'ye gö­re, kırk yıl­dır fa­ali­yet gös­te­ren bir Al­man nük­le­er san­tra­lin­de, re­ak­tör pat­la­ma­sı ris­ki ora­nı bin­de 1'dir. Av­ru­pa Bir­li­ği ül­ke­le­rin­de top­lam 150'yi aş­kın nük­le­er ener­ji san­tra­li fa­ali­yet gös­te­ri­yor ve do­la­yı­sıy­la, Av­ru­pa'da bir re­ak­tör pat­la­ma ris­ki yüz­de 16'yı bu­lu­yor. Bu ih­ti­mal, zar­la ilk atış­ta al­tı at­ma ih­ti­ma­li­ne eşit­tir. Dün­ya ge­ne­lin­de 440 nük­le­er san­tral fa­ali­yet­te. Bu da kırk yıl­lık bir sü­re içe­ri­sin­de re­ak­tör pat­la­ma­sı ris­ki­nin yüz­de 40'a çık­ma­sı an­la­mı­na ge­li­yor. Çer­no­bil fa­ci­asın­da­ki re­ak­tör pat­la­ma­sı­nın gös­ter­di­ği gi­bi, böy­le bir ka­za ne­ti­ce­sin­de on bin­ler­ce in­sa­nın öle­bi­le­ce­ği­ni he­sap­la­mak ge­rek­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, nük­le­er san­tral­ler, nük­le­er atık üre­ti­yor. Böy­le bir mi­ra­sı kim is­ter? Nük­le­er san­tral­ler uran­yum iş­ler­ken, bu­nu çe­kir­dek par­ça­lan­ma­sı yo­luy­la yük­sek rad­yo­ak­ti­vi­te ta­şı­yan nük­le­er atık­lar hâli­ne dö­nüş­tür­mek­te­dir. Nük­le­er atık­lar, yay­dık­la­rı yük­sek doz­da­ki rad­yo­ak­tif ışın­lar ne­de­niy­le in­san­la­rı­mız için ha­ya­ti teh­li­ke ta­şı­yor. Bu ne­den­le, nük­le­er atık­la­rın yüz bin­ler­ce yıl bo­yun­ca in­san­la­ra, tüm can­lı­la­ra ve bit­ki­le­re ula­şa­ma­ya­cak şe­kil­de sak­lan­ma­sı ge­re­ki­yor. Nük­le­er san­tral­ler, yak­la­şık el­li yıl­dır fa­ali­yet gös­te­ri­yor, an­cak, bu­gü­ne ka­dar kim­se nük­le­er atık­la­rın na­sıl ve ne­re­de ni­hai ola­rak sak­la­na­bi­le­ce­ği­ni ma­ale­sef bi­le­me­mek­te­dir. Nük­le­er san­tral­le­rin üret­ti­ği yük­sek rad­yo­ak­ti­vi­te ta­şı­yan atık­la­rın gü­ve­ni­lir bir şe­kil­de ber­ta­raf edil­me­si için dün­ya ça­pın­da bu­lun­muş bir tek yön­tem bi­le yok. İn­san­lık ta­ri­hi­nin çok kü­çük bir dö­ne­min­de kul­la­nı­la­bi­le­cek olan nük­le­er ener­ji, ya­rat­tı­ğı nük­le­er atık­lar­la, dün­ya ta­ri­hi­nin çok uzun bir dö­ne­mi­ne be­la ola­cak bir mi­ras bı­ra­kı­yor. Unut­ma­ya­lım ki, dün­ya yü­zün­de­ki ilk in­san­lar nük­le­er rad­yo­ak­ti­vi­te ta­şı­yan san­tral­ler kur­muş ol­sa­lar­dı, o san­tral­le­rin yük­sek rad­yo­ak­ti­vi­te ta­şı­yan atık­la­rı­nın bu­gün hâlâ bek­çi­li­ği­ni ya­pı­yor ola­cak­tık.

Nük­le­er ener­ji, nük­le­er si­lah­la­rın ya­yıl­ma­sı­na ze­min sağ­la­yan bir atom bom­ba­sı fab­ri­ka­sı gi­bi­dir. Son yıl­lar­da atom bom­ba­sı ge­liş­ti­ren ve imal eden ül­ke­ler, baş­lan­gıç­ta si­vil amaç­lar ta­şı­yan atom prog­ra­mı yü­rü­tü­yor­lar­dı, fa­kat, bu si­vil prog­ram­lar ço­ğun­luk­la as­kerî amaç­la­rı giz­le­me­ye ya­rı­yor­du. Si­vil prog­ram­lar yo­luy­la bu dev­let­ler ge­rek­li tek­no­lo­ji­le­re ve atom bom­ba­sı yap­mak için ge­rek­li bil­gi bi­ri­ki­mi­ne ulaş­tı­lar. So­nuç: Nük­le­er tek­no­lo­ji ih­ra­cı ve nük­le­er tek­no­lo­ji­nin yay­gın­lık ka­zan­ma­sı, nük­le­er si­lah­la­rın ya­yıl­ma­sı ris­ki­ni de önem­li de­re­ce­de ma­ale­sef ar­tır­mış­tır.

De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, nük­le­er ener­ji, dün­ya­da­ki ik­lim de­ği­şik­lik­le­ri­ni de dur­du­ra­ma­ya­cak­tır. Nük­le­er ener­ji sek­tö­rü, nük­le­er san­tral­le­rin kö­mür, pet­rol ve do­ğal ga­zın ye­ri­ne ge­çe­me­ye­ce­ği­ni ka­bul edi­yor. 2050 yı­lı iti­ba­rıy­la, fo­sil kö­ken­li ener­ji­nin sa­de­ce yüz­de 10'unun nük­le­er ener­ji­den sağ­lan­ma­sı plan­lan­sa bi­le, yak­la­şık bin ta­ne ye­ni nük­le­er san­tra­lin ku­rul­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Şu an dün­ya ge­ne­lin­de yak­la­şık 440 ta­ne mev­cut. Bin ye­ni san­tra­lin ku­rul­ma­sı müm­kün ol­sa da­hi in­şa edil­me­si on­lar­ca yıl sü­re­cek­tir. Bu ka­dar çok san­tral ku­ru­lun­ca da uran­yum re­zerv­le­ri çok kı­sa sü­re­de bi­te­cek­tir. Ulus­la­ra­ra­sı Atom Ener­ji­si Ajan­sı­nın da iti­raf et­ti­ği gi­bi, ik­lim de­ği­şik­li­ği­ni dur­dur­mak için hız­la mü­da­ha­le et­mek ge­re­ki­yor, ama, nük­le­er ener­ji­nin bu hız­la yay­gın­laş­tı­rıl­ma­sı­nın imkânı­nın da yok ol­du­ğu­nu ifa­de et­mek­te­dir. Dün­ya ik­li­min­de­ki olum­suz ge­liş­me­le­ri dur­dur­ma­nın ça­re­si, baş­ka. Dün­ya ik­li­mi­ni ko­ru­mak, sa­de­ce ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji ve bu­nun­la bağ­lan­tı­lı ola­rak, ener­ji­nin et­kin kul­la­nı­mı ve ener­ji ta­sar­ru­fu ile müm­kün­dür.

Nük­le­er ener­ji al­ter­na­tif­le­ri­ne kı­sa­ca göz ata­cak olur­sak: 2002 yı­lın­da Al­man Par­la­men­to­su Al­man­ya'nın ener­ji ih­ti­ya­cı­nın 2050 yı­lın­da tü­müy­le ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­den sağ­la­na­bi­le­ce­ği­ni be­lir­ten bir plan sun­du. Al­man­ya gi­bi kü­çük yüz öl­çü­mü­ne sa­hip, fa­kat, yo­ğun nü­fu­su ve ener­ji kul­la­nı­mı olan ve yük­sek ha­yat stan­dar­dı­na ulaş­mış bir ül­ke için müm­kün olan, her yer­de müm­kün­dür. Şu an dün­ya­da kul­la­nı­lan top­lam ener­ji mik­ta­rın­dan da­ha faz­la­sı­nın, 2050 yı­lın­da sa­de­ce ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­den el­de edi­le­bi­le­ce­ği­ni ener­ji sek­tö­rü il­gi­li­le­ri da­hi ka­bul edi­yor­lar. Dün­ya­nın ener­ji ih­ti­ya­cı­nın, gü­neş ener­ji­siy­le, ısıt­ma ve elek­trik üret­me te­sis­le­rin­den, rüzgâr san­tral­le­rin­den, ba­raj­lar­dan ve or­ga­nik atık­lar­dan ener­ji üre­ten fark­lı tek­no­lo­ji­ler­den kar­şı­la­na­bi­le­ce­ği ifa­de edil­mek­te­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ZÜ­HE­YİR AM­BER (De­vam­la) - Bi­tir­mek üze­re­yim.

Ay­nı za­man­da, dün­ya­nın ener­ji ih­ti­ya­cın­da­ki ar­tı­şı sı­nır­lan­dır­mak için ener­ji kul­la­nı­mın­da ta­sar­ru­fu sağ­la­yan tek­no­lo­ji­ler kul­la­nıl­ma­lı­dır. Gü­neş ener­ji­si sek­tö­rü­nün hız­la ge­liş­me­si, yer­yü­zün­de sı­nır­lı mik­tar­da bu­lu­nan pet­rol, do­ğal gaz ve uran­yum gi­bi ham­mad­de­ler için sa­vaş­la­rın çık­ma­sı­nı en­gel­le­mek yo­lun­da bu en önem­li adım ola­cak­tır.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Sa­yın Am­ber, te­şek­kür edi­yo­rum.

Mad­de üze­rin­de şah­sı adı­na Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Ha­san An­ğı.

Sa­yın An­ğı, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın An­ğı, sü­re­niz beş da­ki­ka.

HA­SAN AN­ĞI (Kon­ya) - Sa­yın Baş­kan, çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

1360 sı­ra sa­yı­sıy­la önü­mü­ze ge­len ta­sa­rı, Tür­ki­ye'de de ar­tık nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin ku­rul­ma­sı ve iş­le­til­me­si, ener­ji sa­tı­şı­na iliş­kin dü­zen­le­me­le­ri yap­may­la il­gi­li.

Ben­den ön­ce­ki de­ğer­li ko­nuş­ma­cı ar­ka­daş­la­rı­mız dün­ya­da­ki ge­liş­me­le­ri­ni ve Tür­ki­ye'nin otuz kırk yıl­lık sü­re­ci­ni ifa­de et­me­ye ça­lış­tı­lar. Ben, dik­kat­le­ri­ni­ze bir­kaç hu­su­su ge­tir­mek is­ti­yo­rum.

Dört bu­çuk yıl­lık AK Par­ti İk­ti­da­rın­da ener­ji kay­nak­la­rı­nın çe­şit­len­di­ril­me­si ve ener­ji ve­rim­li­li­ğiy­le il­gi­li pek çok önem­li ya­sal dü­zen­le­me­yi yap­tık mı? Yap­tık. Bir­çok ko­nu­da -sa­mi­mi­yet­le- ya­tı­rım­cı­la­rın önü­nü açan bu ça­lış­ma­la­rı -De­ğer­li Ba­ka­nı­mı­zın ifa­de et­ti­ği bo­yu­tuy­la- bir ta­raf­tan ye­ni­le­ne­bi­lir kay­nak­lar, bir ta­raf­tan fo­sil kay­nak­la­rın yer­li kay­nak­lar­la bu elek­trik ih­ti­ya­cı­nın kar­şı­lan­ma­sı adı­na ya­pı­lan ça­lış­ma­lar or­ta­day­ken, ma­ale­sef, otuz kırk yıl ön­ce­sin­de bu hep or­ta ve uzun va­de­li dü­şü­nü­len nük­le­er güç san­tral­le­rin­den elek­trik üre­ti­mi keş­ke Tür­ki­ye'de o gün­ler­de baş­la­tıl­say­dı, bu­gün, o or­ta de­ğil uzun va­de­de­ki bir­çok tek­no­lo­jik ge­liş­me­yi de ya­ka­la­mış bir ül­ke ol­ma­nın onu­ru­nu ya­şar ve Tür­ki­ye, ener­ji prob­lem­le­rin­de ener­ji kay­nak­la­rı­nın çe­şit­len­di­ril­me­sin­de­ki baş­lı­ğı hâlâ öcü gi­bi gör­mek­ten kur­tu­lur­du.

Nük­le­er ener­ji­de­ki ge­liş­ti­ri­len tek­no­lo­ji­le­re bağ­lı ola­rak bu­gün dün­ya dev­le­ri ve ge­liş­mek­te olan pek çok ül­ke bu­nu kul­la­nı­yor. Ben açık­lık­la şu­nu so­ra­ca­ğım: Nük­le­er ener­ji­den fay­da­la­nan han­gi ül­ke bun­dan piş­man olup da vaz­geç­miş? Yok­sa, mev­cut san­tral­le­ri­nin sa­yı­sı­nı ar­tır­mak, tek­no­lo­ji­le­ri­ni ge­liş­tir­mek için mi uğ­ra­şı­yor? Bu­gün eli­miz­de­ki da­ğı­tı­lan ta­sa­rı­nın ra­po­run­da da ile­til­miş, şu an­da ku­rul­muş ça­lı­şan san­tral­ler ve ye­ni ku­rul­ma sü­re­cin­de­ki san­tral­ler. Bu­nu net an­la­ya­lım. Ya­ni bi­ri­le­ri bu­nu kul­la­nır­ken, Tür­ki­ye'de­ki bir­ta­kım an­la­yış­lar­la, çev­re teh­di­di, in­san sağ­lı­ğı de­nip Tür­ki­ye'nin çok da­ha ter­mik san­tral­ler­den gör­dü­ğü za­rar­la­rı göz ar­dı mı et­mek du­ru­mun­da­yız? Mut­la­ka ken­di kay­nak­la­rı­mı­zı ge­liş­tir­me­ye… Uy­gu­la­ma sa­ha­sı bu­la­ma­dı­ğı­mız ye­tiş­tir­di­ği­miz pek çok be­yin­le­rin yurt dı­şı­na git­me­si­ne ra­zı ola­ca­ğı­mız sü­reç­le­ri de­vam et­tir­me­mek…

Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu, şu an­da Tür­ki­ye'de de­net­le­me ve dü­zen­le­me gö­re­vi­ni, araş­tır­ma-ge­liş­tir­me ve tek­no­lo­ji gö­rev­le­ri­ni bir­lik­te yü­rü­ten bir ku­rum. Ya­rın nük­le­er dü­zen­le­mey­le il­gi­li bir ku­ru­ma ih­ti­yaç var mı? Var. Onun ya­sa­sı da ge­le­cek mi? Mut­la­ka ge­le­cek.

Siz di­yor­su­nuz ki: Her şe­yi ön­ce­den plan­la­yın ya­pın, ar­ka­sı ge­lir gel­mez, ona da fark­lı şe­kil­de dav­ra­nı­rız. Mut­la­ka bir ye­rin­den baş­la­mak ge­re­ki­yor­du. Bu­na baş­lan­mış­tır.

Bu ta­sa­rı­da eme­ği ge­çen tüm bü­rok­rat ar­ka­daş­la­rı­mı­za, De­ğer­li Ba­ka­nı­mı­za, Hükûme­ti­mi­ze, Ko­mis­yon­da tar­tış­tı­ğı­mız kat­kı sağ­la­yan ar­ka­daş­la­rı­mı­za ve Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu­na te­şek­kür edi­yo­rum.

Ta­sa­rı­nın ül­ke­miz için, mil­le­ti­miz için ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sa­yın An­ğı, te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na, Bat­man Mil­let­ve­ki­li Afif De­mir­kı­ran. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AFİF DE­MİR­KI­RAN (Bat­man) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; bu­gün önem­li bir ya­sa­yı gö­rü­şü­yo­ruz. Tür­ki­ye'nin kırk yıl­lık bir geç­mi­şi var bu ya­sa­nın ar­ka­sın­da, in­şal­lah bu Par­la­men­to­ya na­sip olur.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ka­nu­nun 1'in­ci mad­de­siy­le il­gi­li şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum.

Ka­nu­nun 1'in­ci mad­de­si, Tür­ki­ye'de ener­ji plan ve prog­ram­la­rı doğ­rul­tu­sun­da nük­le­er ener­ji­nin üre­ti­mi­ni ön­gör­mek­te­dir. Mad­de, ka­nu­nun kap­sa­mıy­la il­gi­li bir mad­de. Hâl böy­le olun­ca, ben, ni­çin Tür­ki­ye'de nük­le­er ener­ji ge­rek­ti­ği­ni ve­ya pet­rol ve do­ğal gaz kay­nak­la­rı sı­nır­lı olan, kö­mür kay­nak­la­rı sı­nır­lı olan, di­ğer ener­ji kay­nak­la­rı sı­nır­lı olan ül­ke­le­rin ne­den nük­le­er ener­ji­ye mut­la­ka ge­çiş yap­ma­la­rı ge­rek­ti­ği­ni, Tür­ki­ye'de­ki is­ta­tis­tik­ler­le bi­raz dik­ka­ti­ni­ze ge­tir­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Hükûme­ti­mi­zin po­li­ti­ka­sı, ta­bii ki, ulu­sal çı­kar­lar doğ­rul­tu­sun­da yer­li kay­nak­la­rı ön­ce­lik­le de­ğer­len­dir­mek­tir, kay­nak çe­şit­li­li­ği­ni -ve eğer it­hal kay­nak; ki, çok­ça var Tür­ki­ye'de ma­ale­sef- ül­ke çe­şit­li­li­ği­ni sağ­la­mak­tır. Ener­ji­nin ve­rim­li kul­la­nıl­ma­sı esas­tır. Bu­nun­la il­gi­li hep be­ra­ber çok ya­kın bir za­man­da bir ka­nun çı­kar­dık. Mut­la­ka, ol­ma­yan ener­ji en pa­ha­lı ener­ji­dir dü­şün­ce­sin­den ha­re­ket­le, ül­ke­yi ener­ji­siz, ül­ke­yi elek­trik­siz bı­rak­ma­mak için ge­rek­li ted­bir­le­ri al­mak­tır. Bü­tün bu söy­le­dik­le­rim, esa­sen, sa­de­ce bir hükûme­tin de­ğil, ulu­sal po­li­ti­ka­lar ol­ma­sı ge­re­kir ve öy­le de ola­gel­miş­tir.

Tür­ki­ye'de, bil­di­ği­niz gi­bi, şu an­da fert ba­şı­na kul­la­nı­lan elek­trik mik­ta­rı 2.500 ki­lo­vat sa­at ci­va­rın­da­dır. Bu, dün­ya or­ta­la­ma­sıy­la aşa­ğı yu­ka­rı eş­deş, bi­raz da al­tın­da­dır. Ama ge­liş­miş ül­ke­ler­le, OECD'yle mu­ka­ye­se et­ti­ği­miz za­man, ora­lar­da elek­trik kul­la­nı­mı 7.500-8.000 ki­lo­vat sa­at ci­va­rın­da­dır. O za­man, Tür­ki­ye'nin önü­müz­de­ki yıl­lar­da, geç­miş­te ol­du­ğu gi­bi, çok cid­di bir, elek­trik ta­le­bin­de ar­tış söz ko­nu­su ola­cak­tır. Geç­miş­te ba­zı kriz dö­nem­le­ri­ni ha­riç tu­tar isek, yüz­de 8 ci­va­rın­da bir ar­tış söz ko­nu­su ol­muş. Ge­le­cek­te de bu­nun böy­le ola­ca­ğı­na ben şah­sen gö­nül­den, can­dan ina­nı­yo­rum.

Pe­ki, yer­li kay­nak­la­rı­mız, mev­cut kay­nak­la­rı­mız, bu ener­ji­yi, elek­trik ener­ji­sin­de­ki ta­le­bi kar­şı­la­ma­ya ye­ter­li ola­cak mı? He­pi­mi­zin çok iyi bil­di­ği gi­bi, mev­cut hid­ro­elek­trik kay­nak­la­rı­mız 120-130 mil­yar ki­lo­vat sa­at, ta­ma­mı, bü­tün su­la­rı elek­tri­ğe dö­nüş­tür­dü­ğü­müz za­man 120-130 mil­yar ki­lo­vat sa­at. Bi­raz da­ha ile­ri gi­di­yo­rum ben, 180 mil­yar ki­lo­vat sa­ate ka­dar da  bu­nun çı­ka­bi­le­ce­ği­ne da­ir var­sa­yım­lar var. Bü­tün kö­mür, lin­yit ve taş­kö­mü­rü­mü­zü de­ğer­len­dir­di­ği­miz za­man 125 mil­yar ki­lo­vat sa­at­lik bir elek­trik ener­ji­si an­cak te­min edi­yo­ruz yıl­da.

Ma­ale­sef şu an­da tes­pit edil­miş olan rüzgâr po­tan­si­ye­li­miz sa­de­ce ve sa­de­ce 10 bin me­ga­vat­tır. Ener­ji Ba­kan­lı­ğı­mız, Elek­trik İş­le­ri Etüt İda­re­si rüzgâr ha­ri­ta­sı­nı çı­kar­mış bu­lu­nu­yor­lar. Ça­lış­ma­lar de­vam et­mek­te­dir. İn­şal­lah da­ha faz­la rüzgâr tes­pit edi­lir de da­ha faz­la rüzgâr ener­ji­sin­den is­ti­fa­de ede­riz. Ter­mal ener­ji­den el­de edi­le­bi­le­cek olan elek­trik sa­de­ce bin me­ga­vat ci­va­rın­da­dır.

An­cak, 2006 yı­lın­da Tür­ki­ye'nin tü­ket­ti­ği elek­trik ener­ji­si 176 mil­yar ki­lo­vat sa­at. 2020 yı­lı­na gel­di­ği­miz za­man bu yüz­de 8'lik ar­tış se­nar­yo­su­na gö­re 500 mil­yar ki­lo­vat sa­ate ula­şı­yor. Bü­tün yer­li kay­nak­la­rı­mı­zı üst üs­te koy­du­ğu­muz za­man, ma­ale­sef, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­nu kar­şı­la­mak­ta her­han­gi bir imkân bu­la­mı­yo­ruz. Onun için­dir ki, di­yo­ruz ki: Tür­ki­ye, uzun za­man ön­ce baş­la­mış ol­du­ğu nük­le­er ma­ce­ra­sı­nı ta­mam­la­mak du­ru­mun­da­dır, nük­le­er ener­ji­yi üret­mek du­ru­mun­da­dır. Sa­de­ce 2020 yı­lı­na ka­dar dev­re­ye 5.000 me­ga­vat­lık bir güç, bir nük­le­er güç san­tra­li dâhil edil­miş­tir, ya­pıl­mış olan plan­la­ma­da. Ka­na­atim­ce bu­nun da ar­tı­rıl­ma­sı ge­rek. Bü­tün bu­nu söy­le­di­ğim za­man…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

AFİF DE­MİR­KI­RAN (De­vam­la) - Bi­ti­re­ce­ğim.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

AFİF DE­MİR­KI­RAN (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim De­ğer­li Baş­kan, bi­ti­re­ce­ğim.

Da­ha son­ra­ki mad­de­ler­de nük­le­er ener­jiy­le il­gi­li da­ha de­tay­lı bil­gi­ler, Av­ru­pa Bir­li­ğin­de­ki kul­la­nı­mı, dün­ya­da­ki kul­la­nı­mı­nı da ifa­de ede­ce­ğim. Yal­nız, şu­nu, net ola­rak, ina­na­rak si­zin­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum ki, Tür­ki­ye ön­ce­lik­le yer­li kay­nak­la­rı­nı elek­tri­ğe dö­nüş­tü­re­cek­tir, Tür­ki­ye ön­ce­lik­le yer­li pet­ro­lü­nü üret­mek için ça­lış­ma­la­rı­nı hız­lan­dır­mak­ta­dır, Tür­ki­ye ön­ce­lik­le mev­cut kö­mür re­zer­vi­ni ar­tı­ra­bil­mek için bü­yük bir ça­ba gös­ter­mek­te­dir, Tür­ki­ye ön­ce­lik­le de­niz­le­rin­den ve ka­ra­sın­dan do­ğal gaz te­min et­mek için, da­ha faz­la do­ğal gaz üre­te­bil­mek için ça­ba sarf et­mek­te­dir. An­cak, ma­ale­sef, bu­gün­kü şart­lar­da, bi­raz ön­ce ifa­de et­ti­ğim gi­bi, bun­lar Tür­ki­ye'nin ener­ji­si­ni kar­şı­la­ma­ya ye­ter­li ol­ma­dı­ğı için, şu an­da yüz­de 70'ler ci­va­rın­da olan dı­şa ba­ğım­lı­lık 2020 yı­lı­na gel­di­ği­miz za­man yüz­de 80'le­re ula­şa­cak­tır, ye­ter­li ted­bir alın­ma­dı­ğı za­man. Bu ted­bir­le­ri hep be­ra­ber alır­ken nük­le­er ener­ji­nin de, mut­la­ka, bi­zim ener­ji ka­rı­şı­mı­nın içi­ne, ener­ji port­fö­yü­nün içi­ne dâhil edil­me­si­nin ge­rek­li ve şart ol­du­ğu­na da­ir inan­cı­mı si­zin­le pay­la­şı­yo­rum.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın De­mir­kı­ran.

Mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Sa­at 14.30'da top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 13.14

 

 

 

 

İKİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 14.34

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li),Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 103'ün­cü Bir­le­şi­mi­nin İkin­ci Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

1360 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ta­sa­rı­nın 2'nci mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum:

Ta­nım­lar ve kı­salt­ma­lar

MAD­DE 2- (1) Bu Ka­nun­da ge­çen;

a) Ba­kan­lık: Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­kan­lı­ğı­nı,

b) EPDK: Ener­ji Pi­ya­sa­sı Dü­zen­le­me Ku­ru­mu­nu,

c) EÜ­AŞ: Elek­trik Üre­tim Ano­nim Şir­ke­ti­ni,

ç) İÇH: İş­let­me­den çı­kar­ma he­sap­la­rı­nı,

d) Pe­ra­ken­de ve top­tan sa­tış li­san­sı: Elek­trik ener­ji­si­nin tü­ke­ti­ci­le­re sa­tı­şı­nı ger­çek­leş­tir­mek üze­re EPDK'dan alı­nan li­sans­la­rı,

e) San­tral: Elek­trik ener­ji­si üre­ti­len nük­le­er güç san­tral­la­rı­nı,

f) Şir­ket: San­tral­dan elek­trik ener­ji­si üre­ti­mi yap­mak ama­cıy­la EPDK'dan li­sans al­mış üre­tim şir­ke­ti­ni,

g) TA­EK: Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu­nu,

ğ) TE­TAŞ: Tür­ki­ye Elek­trik Ti­ca­ret ve Ta­ah­hüt Ano­nim Şir­ke­ti­ni,

h) URAH: Ulu­sal rad­yo­ak­tif atık he­sa­bı­nı,

ifa­de eder.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Ay­dın Mil­let­ve­ki­li Me­sut Özak­can.

Sa­yın Özak­can, bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET ME­SUT ÖZAK­CAN (Ay­dın) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1360 sı­ra sa­yı­lı, Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 2'nci mad­de­sin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ül­ke­miz­de ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­mı­zın kul­la­nım ora­nı hâlen yüz­de 3'ün al­tın­da­dır. Av­ru­pa Bir­li­ği­nin, üye ve aday ül­ke­le­re, 2010 yı­lı­na ka­dar, kul­lan­dık­la­rı ener­ji­nin en az yüz­de 12'si­nin ye­ni­le­ne­bi­lir kay­nak­lar­dan kar­şı­lan­ma­sı zo­run­lu­lu­ğu ge­tir­di­ği­ni ve Tür­ki­ye'nin de bu ko­nu­da ta­ah­hüt­te bu­lun­du­ğu­nu  bi­li­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, nük­le­er ener­ji, nük­le­er tek­no­lo­ji ve nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri de ener­ji üre­tim yel­pa­ze­miz içe­ri­sin­de yer ala­bi­lir. An­cak, ül­ke ola­rak sa­hip ol­du­ğu­muz bu ka­dar do­ğal, ye­ni­le­ne­bi­lir zen­gin­lik­le­ri­miz, do­ğal kay­nak­la­rı­mız tü­ke­til­me­den böy­le bir tek­no­lo­ji­ye geç­me­nin de uy­gun ol­ma­dı­ğı­nı dü­şü­nü­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ya­sa ta­sa­rı­sı, Tür­ki­ye'nin nük­le­er san­tral ko­nu­sun­da ne ka­dar ye­ter­siz ve böy­le bir san­tra­lin ya­ra­ta­ca­ğı so­run­la­ra kar­şı yö­ne­tim bi­rim­le­ri­nin ne ka­dar du­yar­sız ol­du­ğu­nu     or­ta­ya koy­mak­ta­dır. Ka­nun ha­zır­la­ma tek­ni­ği gi­bi şeklî şart­la­ra mu­ha­le­fe­ti­mi­zi bir ya­na bı­rak­sak bi­le, ül­ke­nin ge­le­ce­ği­ni bu ka­dar il­gi­len­di­ren bir ko­nu­nun, sı­ra­dan bir işi ta­rif eder gi­bi Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne su­nul­ma­sı, ta­sa­rı­nın ne ka­dar sı­ra­dan­laş­tı­rıl­dı­ğı­nın bir gös­ter­ge­si­dir.

Ya­sa ta­sa­rı­sı, bir nük­le­er te­sis için ge­rek­li olan dü­zen­le­me­le­ri içer­mek­ten uzak, yal­nız­ca böy­le bir uy­gu­la­ma­ya ya­sal da­ya­nak ge­tir­me­ye yö­ne­lik ol­du­ğu an­la­şı­lan, özen­siz ve an­la­şıl­maz bir me­tin ko­nu­mun­da­dır.

Ale­la­ce­le ha­zır­la­nan ve bir yet­ki ta­sa­rı­sı gö­rü­nü­mün­de­ki bu me­tin, Hükûme­tin nük­le­er san­tral ku­rul­ma­sı yö­nün­de­ki aşı­rı is­te­ği­ne yö­ne­lik de kuş­ku­lar uyan­dır­mak­ta­dır. Ye­ter­li hu­kuk­sal ve tek­nik alt­ya­pı ha­zır­lan­ma­dan nük­le­er san­tral ya­pı­mı­na baş­lan­mak is­ten­me­si­nin al­tın­da ya­tan ger­çe­ğin ne ol­du­ğu­nu, ta­sa­rı­nın ge­rek­çe­sin­den de an­la­mak ola­na­ğı bu­lun­ma­mak­ta­dır.

Ül­ke­miz­de­ki zen­gin do­ğal kay­nak­lar­dan da­ha az ya­tı­rım­la ve ye­te­rin­ce elek­trik üret­me ola­na­ğı bu­lu­nur­ken, ya­tı­rım ma­li­yet­le­ri yük­sek ve iş­let­me gü­ven­li­ği bü­yük risk­ler ta­şı­yan ter­ci­he böy­le­si­ne ha­zır­lık­sız yö­nel­me­nin ar­ka­sın­da nük­le­er lo­bi­le­ri­nin fa­ali­yet­le­ri­nin bir so­nu­cu ol­du­ğu­nu da dü­şün­mek ge­re­kir.

Ya­sa ta­sa­rı­sı­nı ha­zır­la­yan­lar, ta­sa­rıy­la ge­ti­ri­len hü­küm­le­rin ye­ter­siz ol­du­ğu­nun bi­lin­ciy­le TA­EK'e ge­çi­ci gö­rev yük­le­miş. Ni­te­kim, ta­sa­rı­da nük­le­er fa­ali­yet­le­rin dü­zen­len­me­si ve de­net­le­me iş­lem­le­ri için baş­ka bir ku­ru­mun ku­ru­la­ca­ğı ön­gö­rül­mek­te ve bu ku­rum oluş­tu­ru­la­na ka­dar ge­rek­li ön­lem­le­ri al­mak­la TA­EK'i gö­rev­li kıl­mak­ta­dır.

Bu­ra­dan da an­la­şı­la­ca­ğı üze­re, TA­EK'in, bir nük­le­er san­tral sü­re­ci­ni yü­rü­te­cek bi­ri­ki­me sa­hip ol­ma­dı­ğı tes­pi­ti ya­pıl­mış olup, fark­lı bir ku­ru­luş işa­ret edi­li­yor. Ni­te­kim, ko­nu­nun öne­mi­nin bi­lin­cin­de olan ül­ke­ler­de de ge­niş ve kap­sam­lı ku­ru­luş­lar bu­lun­mak­ta­dır. Ör­ne­ğin, Al­man­ya'da Nük­le­er Gü­ven­lik Ba­kan­lı­ğı mev­cut­tur.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Al­man­ya'da­ki Nük­le­er Gü­ven­lik Ba­kan­lı­ğın­dan söz et­miş­ken, geç­ti­ği­miz gün­ler­de "Al­man­ya'dan Tür­ki­ye'ye nük­le­er uya­rı" adı al­tın­da ba­sın­da yer alan, Sa­yın Ba­ka­nı­mız­la bir­lik­te Al­man­ya Çev­re Do­ğa Ko­ru­ma ve Nük­le­er Gü­ven­lik Ba­ka­nı­nın bir­lik­te gö­rüş­me­le­rin­den kı­sa bir pa­rag­raf siz­le­re sun­mak is­ti­yo­rum. Al­man­ya'dan ge­len Çev­re Do­ğa Ko­ru­ma ve Nük­le­er Gü­ven­lik Ba­ka­nı Sa­yın Gab­ri­el, Al­man­ya'dan ör­nek ve­ri­yor ve 2020 yı­lı­na ka­dar Al­man­ya'nın tüm nük­le­er san­tral­le­ri­ni ka­pa­ta­ca­ğı­nı ve bu ko­nu­da Sa­yın Gü­ler'e ka­tıl­ma­dı­ğı­nı, Av­ru­pa'da 25 ül­ke­nin 17'si­nin ya nük­le­er ener­ji­yi hiç kul­lan­ma­dı­ğı­nı -şu an­da- ya da vaz­geç­ti­ği­ni be­lir­te­rek, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji ko­nu­sun­da fark­lı dü­şün­me­di­ği­ni, ama, nük­le­er ener­ji ko­nu­sun­da dü­şün­ce­le­ri­nin fark­lı­lı­ğı­nı açık­la­ya­rak ifa­de edi­yor.

Ben, tek­rar, mad­de­ye dö­nü­yo­rum. Ta­sa­rı­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, san­tral ku­ra­cak ve/ve­ya iş­le­te­cek şir­ket ve/ve­ya şir­ket­le­rin se­çil­me­si sü­re­ci­ne, ye­ter­li­li­ği ve so­rum­lu­lu­ğu tar­tı­şı­lan bir TA­EK'in be­lir­le­di­ği tek­no­lo­jik öl­çüt­le­ri kar­şı­la­yan şir­ket­le­rin ka­tı­la­bi­le­ce­ği be­lir­til­miş­tir. Oy­sa, bu­ra­da be­lir­ti­len tek­no­lo­jik öl­çüt­le­rin ana hat­la­rıy­la ya­sa içe­ri­sin­de dü­zen­len­me­si ve bu ko­nu­da uz­man­laş­mış bir ku­ru­luş eliy­le di­ğer ye­ter­li­lik öl­çüt­le­ri­nin be­lir­len­me­si ge­re­kir. Bir nük­le­er san­tra­li ku­ra­cak ya da iş­le­te­cek olan şir­ket­le­rin ve ye­ter­li­lik ko­şul­la­rı­nı de­ğer­len­di­re­cek olan ku­ru­lu­şun, san­tra­li iş­le­tir­ken ta­bi ola­cak­la­rı dü­zen­le­me­le­rin bu­lun­ma­ma­sı du­ru­mun­da, se­çi­min keyfîli­ği ya­nın­da, ile­ri­de do­ğa­bi­le­cek tek­nik so­run­la­ra ve ka­za­la­ra da şim­di­den da­ve­ti­ye çı­kar­mak söz ko­nu­su ola­cak­tır.

Bu ön­lem­le­re yö­ne­lik ya­sa, yö­net­me­lik ve stan­dart şek­lin­de­ki dü­zen­le­yi­ci bel­ge­le­rin oluş­tu­rul­ma­sı zo­run­lu­lu­ğu bu­lun­mak­ta­dır. Nük­le­er san­tral­le­rin özel­li­ği ge­re­ği, bu dü­zen­le­me­le­rin da­ha baş­tan var ol­ma­sı ve özel­lik­le san­tra­lin ya­pım aşa­ma­sın­da bu dü­zen­le­me­le­re uy­gun ha­re­ket edil­me­si, gü­ven­lik an­la­yı­şı­nın bir ge­re­ği­dir, zo­run­lu­lu­ğu­dur. Oy­sa, ta­sa­rı­da, bir nük­le­er san­tra­lin ya­pı­mı, iş­le­til­me­si ve sö­kül­me­si sı­ra­sın­da uyu­la­cak gü­ven­lik ön­lem ve il­ke­le­ri­ne yö­ne­lik hiç­bir ku­ral ge­ti­ril­me­miş­tir. Bu alan­da ya­ban­cı per­so­nel ça­lış­tı­rıl­ma­sı ön­gö­rül­dü­ğü­ne gö­re, gü­ven­lik ön­lem­le­ri de bu ki­şi­le­rin uz­man­lı­ğı­na terk edil­miş ol­sa ge­rek­tir. TA­EK'in ye­ter­li bi­ri­ki­mi­nin ol­ma­dı­ğı ger­çe­ği kar­şı­sın­da dü­zen­le­me ve de­net­le­me fa­ali­yet­le­rin­de ya­ban­cı uz­man­la­rın rol al­ma­la­rı, dı­şa ba­ğım­lı­lık ora­nı­nı ar­tı­ra­cak ve ulu­sal po­li­ti­ka iz­len­me­si­ni de ola­nak­sız kı­la­cak­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ya­tı­rı­mı ya­pa­cak şir­ket, Ba­kan­lar Ku­ru­lun­ca ya­pı­la­cak ya­rış­ma so­nu­cu be­lir­le­ne­cek­tir. Ya­ni, bu se­çi­min ya­pıl­ma­sı aşa­ma­sın­da bir iha­le iş­le­mi ol­ma­ya­ca­ğı an­la­şıl­mak­ta­dır. Ya­ni, bu ya­sa ta­sa­rı­sı, bir nük­le­er güç san­tra­li­nin ku­rul­ma­sı ve iş­le­til­me­si­ne iliş­kin ya­sa ol­mak­tan zi­ya­de, nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri­nin iha­le­siz ve­ril­me­si ya­sa­sı­dır. Yal­nız­ca, üre­ti­le­cek elek­tri­ğin sa­tış fi­ya­tı­na iliş­kin kri­ter ön­gö­rül­müş­tür. Se­çim iş­le­mi­ne yö­ne­lik hiç­bir tek­no­lo­jik kri­ter ve ter­ci­he yer ve­ril­me­di­ği gi­bi, ta­sa­rı­da ka­mu-özel iş­bir­li­ği yo­lu­nun açık tu­tul­du­ğu göz önü­ne alı­nır­sa, yal­nız­ca ener­ji sa­tış fi­ya­tı üze­rin­den be­lir­le­nen şir­ket­le ka­mu­nun na­sıl or­tak­lık ku­ra­ca­ğı da an­la­şı­la­ma­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ta­sa­rı, Çev­re Ko­mis­yo­nun­da da gö­rü­şü­lür­ken AKP'li bir de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız, bu ko­nu­da otuz beş yıl ka­fa yor­du­ğu­nu, bu ko­nu­da­ki de­ne­yim ve bi­ri­kim­le­riy­le Sa­yın Ba­ka­nı­mı­za ve Ko­mis­yo­na uya­rı­lar­da bu­lu­na­rak bir­ta­kım hu­sus­la­rı di­le ge­tir­miş. Bu hu­sus­lar, bi­zim de yap­tı­ğı­mız tes­pit­ler­le ör­tü­şen uya­rı­lar, şir­ket se­çi­min­de sa­de­ce eko­no­mik kri­te­rin dik­ka­te alın­mış ol­ma­sı, tek­no­lo­ji cin­si­nin ne ola­ca­ğı ko­nu­sun­da be­lir­li bir kri­te­rin bu­lun­ma­yı­şı, sa­tın al­ma ga­ran­ti­si ve­ril­me­si­nin AKP po­li­ti­ka­la­rı­na da ters düş­tü­ğü, li­be­ral­leş­me an­la­yış­la­rı­na ters düş­tü­ğü açık­la­ma­sı ve bu tür ya­tı­rım­la­rın, nük­le­er ener­ji san­tra­li ya­tı­rım­la­rı­nın dün­ya­da özel sek­tör ta­ra­fın­dan de­ğil, dün­ya­nın her ye­rin­de dev­let ta­ra­fın­dan ya­pıl­dı­ğı­nı işa­ret et­miş, sa­de­ce İn­gil­te­re'de ya­tı­rı­mı dev­let yap­mış, an­cak iş­let­me­si­ni ki­ra­ya ve­re­rek özel sek­tör ta­ra­fın­dan iş­le­til­mek­te ol­du­ğu­nu da be­lirt­miş.

Sa­yın Ba­ka­nı­mız, bü­tün bu eleş­ti­ri­ler, di­ğer Ko­mis­yon üye­le­ri­nin de eleş­ti­ri­le­ri kar­şı­sın­da, Ko­mis­yon tu­ta­nak­la­rı­nın 22'nci say­fa­sın­da ver­di­ği ce­va­bi ko­nuş­ma­sın­da şu­nu söy­lü­yor.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run Sa­yın Özak­can.

MEH­MET ME­SUT ÖZAK­CAN (De­vam­la) - Sa­yın Ba­ka­nı­mı­zın bu eleş­ti­ri­ler kar­şı­sın­da söy­le­di­ği şu: "Her ha­lükârda, ya­zı da gel­se tu­ra da gel­se biz bu işi ya­pa­ca­ğız; dik dur­sa da bu işi ya­pa­ca­ğız."

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ne de­mek­tir? "Siz ne der­se­niz de­yin, biz bil­di­ği­mi­zi oku­ya­ca­ğız" de­mek­tir. Ma­ale­sef, AKP Hükûme­ti, dört bu­çuk yıl­dır, sa­de­ce Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ko­nu­sun­da de­ğil, her alan­da, her ko­nu­da böy­le­si da­yat­ma­cı bir an­la­yış­la bu ya­sa­la­rı ül­ke­mi­zin ya­ra­rı­na ol­ma­yan şe­kil­de ge­çir­me yak­la­şı­mı içe­ri­sin­de ol­du. Ya­ni, bu an­la­yış, de­mok­ra­si an­la­yı­şı ola­rak da sağ­lık­lı bir an­la­yış ve yak­la­şım de­ğil. Ar­tık, gü­nü­mü­zün ge­re­ği olan ço­ğul­cu bir de­mok­ra­si an­la­yı­şın­dan uzak, ço­ğun­luk­çu bir de­mok­ra­si an­la­yı­şı­na sa­hip olan AKP, ma­ale­sef "Ço­ğun­lu­ğu­muz var­dır, biz her şe­yi is­te­di­ği­miz gi­bi ya­pa­rız." dü­şün­ce­si ve uy­gu­la­ma­la­rı­nı sür­dür­mek­te.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­ze te­şek­kür edi­yor, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Özak­can.

Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Zü­he­yir Am­ber.

Bu­yu­run efen­dim.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA ZÜ­HE­YİR AM­BER (Ha­tay) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 1360 sı­ra sa­yı­lı, Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­siy­le il­gi­li Ka­nun Ta­sa­rı­sı hak­kın­da, Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na ko­nuş­ma al­mış bu­lun­mak­ta­yım. He­pi­ni­ze say­gı­la­rı­mı su­na­rım.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bi­raz ön­ce Gre­en­pe­ace'ten ba­na bir faks gel­di. Bu­nun, kı­sa­ca öze­ti­ni bu­ra­da oku­mak is­ti­yo­rum siz­le­re.  Gre­en­pe­ace di­yor ki…

AY­DIN DU­MA­NOĞ­LU (Trab­zon) - Ge­len her fak­sı bu­ra­da okur­sak, yan­dık.

ZÜ­HE­YİR AM­BER (De­vam­la) - Lüt­fen din­le­yin, önem­li ama ya­ni. Yan­ma­yın ne olur! Lüt­fen, din­le­yin. Ben, ya­ni, şey et­mi­yo­rum.

Di­yor ki: "Bu ta­sa­rı, nük­le­er san­tral ya­pı­mı­na yö­ne­lik son de­re­ce teh­li­ke­li teş­vik­ler ge­tir­mek­te; ge­rek ya­pı­mı ge­rek iş­le­til­me­si ge­rek­se sö­kü­mü ve atık­la­rın uzak­laş­tı­rıl­ma­sı sü­reç­le­rin­de, ül­ke­mi­zi ma­li açı­dan son de­re­ce zor du­rum­da bı­rak­mak­ta­dır. Zi­ra, nük­le­er ener­ji, gi­de­rek ar­tan ya­pım ma­li­yet­le­rin­den, uran­yu­mun kı­sa sü­re­de tü­ke­ne­cek ol­ma­sın­dan, or­ta­la­ma on yı­lı bu­lan ya­pım sü­re­le­rin­den do­la­yı, son de­re­ce risk­li bir ya­tı­rım­dır. Nük­le­er ener­ji ya­tı­rım­la­rı, dün­ya ge­ne­lin­de ön­gö­rü­len büt­çe­le­ri­ni en az, or­ta­la­ma yüz­de 300 ora­nın­da aş­mış­tır.

OECD ge­ne­lin­de nük­le­er re­ak­tör in­şa et­mek­te olan tek ül­ke  Fin­lan­di­ya'dır. Fin­lan­di­ya'da Ol­ki­lu­oto re­ak­tö­rün­de or­ta­ya çı­kan bü­yük ma­li­yet aşım­la­rı ve gü­ven­lik kay­nak­lı ge­cik­me­ler he­nüz teh­li­ke­li nük­le­er ener­ji ba­ta­ğı­na bu­laş­ma­mış olan Tür­ki­ye için ders ni­te­li­ğin­de sa­yıl­ma­lı­dır. Ki­şi ba­şı­na millî ge­li­ri Tür­ki­ye'nin 10 ka­tı olan Fin­lan­di­ya'da bi­le böy­le­si so­run­lar ya­şan­ma­sı, nük­le­er ener­ji­nin gü­nü­mü­zün pi­ya­sa eko­no­mi­si­ne hiç­bir şe­kil­de uyum sağ­la­ya­ma­yan eko­no­mik do­ğa­sı so­nu­cu­dur. Bu du­rum­da nük­le­er san­tral­le­rin Tür­ki­ye için ucuz elek­trik sağ­la­ya­ca­ğı­nı var­say­mak iyim­ser­lik­ten de öte ha­yal­pe­rest­lik­tir.

Tüm bu ne­den­le­rin öte­sin­de, dün­ya bi­rin­cil ener­ji üre­ti­min­de hiç­bir za­man an­lam­lı bir pa­ya sa­hip ol­ma­mış nük­le­er ener­ji, ar­tık ge­rek­siz bir ener­ji üre­tim bi­çi­mi hâli­ne gel­miş­tir, böy­le de ka­la­cak­tır. Bu teh­li­ke­li yo­lu, Tür­ki­ye'ye faz­la­dan eko­no­mik yük ge­ti­re­ce­ği­ni bi­le bi­le seç­mek akıl dı­şı ola­cak­tır. Tüm dün­ya­da hız­lı bir ge­liş­me gös­te­ren ener­ji ve­rim­li­li­ği­ne ve ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­le­re odak­lan­mak du­rur­ken Tür­ki­ye'nin hâlâ nük­le­er ener­ji­yi tar­tı­şı­yor ol­ma­sı bi­le za­man kay­bı­dır. Tüm gü­cü­müz­le ener­ji­de dev­rim yap­mak için uğ­raş­ma­lı, Tür­ki­ye'yi kir­li ener­ji­den, hız­la ar­tan se­ra ga­zı sa­lım­la­rın­dan, ener­ji­de dı­şa ba­ğım­lı­lık­tan ve ge­rek­siz ener­ji kul­la­nı­mın­dan kur­tar­ma yo­lu­na git­me­li­yiz. Türk hal­kı­nın siz­den bek­len­ti­si bu­dur. Gre­en­pe­ace ola­rak biz de, si­ze yar­dım­cı ol­ma­ya ha­zı­rız.

Ge­le­cek­te Türk hal­kı ta­ra­fın­dan bu ta­sa­rı­nın ka­bul edil­me­si­ni sağ­la­mış ya da bu­na göz yum­muş bir mil­let­ve­ki­li ola­rak anıl­mak­tan­sa, bu ha­ta­yı ön­le­miş ol­ma­nın gu­ru­ru­nu ta­şı­ma­yı ter­cih ede­ce­ği­niz­den emi­niz. Bu ta­sa­rı­nın Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­den ge­ri çe­kil­me­si için eli­niz­den ge­le­ni yap­ma­nı­zı, Mec­lis Ge­nel Ku­ru­lu­na gel­me­si du­ru­mun­da da ta­sa­rı­yı red­det­me­ni­zi ta­lep ede­rim.

Gre­en­pe­ace Ak­de­niz Ge­nel Di­rek­tör­lü­ğü"

Be­nim ko­nu­şa­ca­ğım bu ka­dar. He­pi­ni­ze de say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. Herhâlde me­sa­jı­mı ver­mi­şim­dir.

Te­şek­kür edi­yo­rum, sağ olun.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Am­ber.

Şah­sı adı­na Ha­san Ali Çe­lik, Sa­kar­ya Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run.

HA­SAN ALİ ÇE­LİK (Sa­kar­ya) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; nük­le­er ener­ji san­tral­le­riy­le il­gi­li bir ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 2'nci mad­de­si üze­rin­de söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum.

Bu mad­de­de, ta­nım­lar ve kı­salt­ma­lar var. Ya­ni, mad­de üze­ri­ne söy­le­ye­ce­ği­miz, Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu­nun kı­sal­tıl­mış adı, Ener­ji Pi­ya­sa­sı Dü­zen­le­me Ku­ru­mu­nun kı­sal­tıl­mış adı ve ka­nun içe­ri­sin­de ge­çen bir kı­sım iza­ha­tı ge­rek­ti­ren kı­salt­ma­lar var. Ama, esas olan, bel­ki bu­ra­da çı­kar­ma­ya ça­lış­tı­ğı­mız nük­le­er ener­jiy­le il­gi­li bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nın ül­ke­miz için ne ka­dar ge­rek­li ol­du­ğu­nu hep bir­lik­te tar­tış­mak ve bu­na ait so­nu­cu da bir­lik­te oluş­tur­mak­tır.

Dün­ya çok cid­di bir ener­ji sı­kın­tı­sı­na doğ­ru gi­di­yor. Ül­ke­miz­de de tak­ri­ben yir­mi beş yıl­lık geç­miş ve­ri­le­re bak­tı­ğı­mız­da, elek­trik tü­ke­ti­min­de yüz­de 7-8 ora­nın­da bir ar­tı­şın her hâlükârda var ola­ca­ğı gö­rü­lü­yor. Ge­liş­mek­te olan ül­ke­miz­de üre­ti­me doğ­ru­dan et­ki eden ener­ji­nin çok cid­di an­lam­da sağ­la­na­bil­me­si, ye­ni ener­ji ya­tı­rım­la­rı­na, elek­trik üre­tim san­tral­le­ri­nin ar­tı­rıl­ma­sı­na bağ­lı­dır. He­le he­le uzun va­de­li dü­şü­nür­sek, bu ih­ti­ya­cın ne ka­dar çok ol­du­ğu açık­ça or­ta­da­dır. Bu­na ait 22'nci Dö­nem Mec­lis çok cid­di atı­lım­lar yap­tı; ge­rek ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de ka­nun­laş­ma­sı es­na­sın­da ge­rek­se elek­trik pi­ya­sa­sıy­la il­gi­li di­ğer dü­zen­le­me­le­rin ka­nun­laş­ma­sın­da, ener­ji­nin -pet­rol pi­ya­sa­sı, LPG pi­ya­sa­sı gi­bi di­ğer tür­le­ri­nin- ener­ji ih­ti­yaç­la­rı­nın tü­mü­nün ne ka­dar el­zem ol­du­ğu­nu ve ül­ke­miz için çı­ka­rıl­ma­sı ge­re­ken ka­nun­la­rın ne ka­dar ge­rek­li ol­du­ğu­nu bu ça­lış­ma­lar­la or­ta­ya koy­duk. Ama, nük­le­er ener­jiy­le il­gi­li bu ça­lış­ma bel­ki bun­la­rın en önem­li­le­rin­den bir ta­ne­si­dir, çün­kü yük­sek güç­lü, ku­ru­lu gü­cü çok yük­sek olan san­tral­ler­dir ve ül­ke­nin ge­le­cek­te­ki en bü­yük pers­pek­ti­fi­ni or­ta­ya ko­ya­cak­tır. Za­man za­man tar­tış­tı­ğı­mız­da, aca­ba bun­dan ül­ke za­rar gö­rür mü di­ye bak­tı­ğı­mız­da, eli­miz­de­ki ha­ri­ta­la­ra bak­tı­ğı­mız­da, Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nde ne­re­dey­se ül­ke­nin her eya­le­tin­de bir ta­ne­ye ge­le­cek şe­kil­de nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri ku­rul­muş. Av­ru­pa ya­ka­sı­na bak­tı­ğı­mız­da, Av­ru­pa kı­ta­sın­da çok önem­li mik­tar­da nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri var. Kı­yı­la­rı­mı­za bak­tı­ğı­mız­da, ke­na­rı­mız­da, hu­dut­la­rı­mız­da nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri­ni gö­rü­yo­ruz; 450 ci­va­rın­da ku­rul­muş, hâlâ 30 ci­va­rın­da da ku­rul­mak­ta olan, in­şa hâlin­de nük­le­er ener­ji san­tra­li var. Bi­ze de ih­ti­yaç, biz de kur­ma­lı­yız di­yo­ruz; hem uran­yum­dan hem tor­yum­dan, han­gi­si bi­zim için da­ha lü­zum­luy­sa, bun­la­rın araş­tır­ma­la­rı­nı, Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu, Çek­me­ce nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri, An­ka­ra'da­ki araş­tır­ma ens­ti­tü­sü ma­ri­fet­le­riy­le ça­lış­ma­la­rı­mı­zı yü­rüt­me­li­yiz. Ül­ke­nin ye­rel kay­nak­la­rı­na, yer­li kay­nak­la­rı­na gö­re de yü­rüt­me­li­yiz, ama, dün­yay­la ya­rış­ma­da, ener­ji­nin ve elek­tri­ğin ne ka­dar önem­li ol­du­ğu­nu ön pla­na çı­kart­tı­ğı­mız­da gö­rü­yo­ruz ki, nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri bu ül­ke­nin ge­le­ce­ği­nin en önem­li ih­ti­ya­cı­dır ve 22'nci Dö­nem Par­la­men­to­su da bu ko­nu­da ge­rek­li adım­la­rı at­mak su­re­tiy­le, ül­ke­ye ya­pa­ca­ğı en önem­li kat­kı­lar­dan bir ta­ne­si­ni ver­mek­te­dir, ve­re­cek­tir. Ve bu­gün dün­ya­da elek­trik üre­ti­mi­nin ne­re­dey­se yüz­de 20'ye ya­kı­nı nük­le­er ener­ji san­tral­le­rin­den sağ­lan­mak­ta­dır, do­la­yı­sıy­la böy­le yo­ğun ola­rak kul­la­nı­lan bir ener­ji üre­tim şek­li­ni ve sis­te­mi­ni, el­bet­te bi­zim -geç kal­mak­la bir­lik­te- bun­dan son­ra ku­ra­rak, ül­ke­mi­zin ih­ti­yaç­la­rı­nı gö­re­ce­ği­mi­ze, ben şah­sen ina­nı­yo­rum.

"Te­miz ener­ji" di­yo­ruz, "se­ra gaz­la­rı" di­yo­ruz, bir kı­sım, bu­gün he­le çok çok ko­nuş­tu­ğu­muz "kü­re­sel ısın­ma" de­di­ği­miz tek­nik şart­la­rı göz önü­ne al­dı­ğı­mız­da, dün­ya­nın da­ha te­miz ener­ji­le­re, da­ha dik­kat­li kul­la­nı­lan ener­ji­le­re, yer­li kay­nak­la­rın da­ha dik­kat­li kul­la­nıl­ma­sı­nın ge­rek­li­li­ği­ni de de­ğer­len­dir­di­ği­miz­de, el­bet­te biz, ar­tık, nük­le­er ener­ji­yi dik­kat­li, güç­lü, hem de da­ha uzun va­de­li ve da­ha te­miz bir şe­kil­de kul­lan­ma­mız, üçün­cü ne­sil san­tral­le­rin -dün­ya­da- ar­tık Tür­ki­ye'de de kul­la­nı­lıp iş­let­me­si­ni ge­rek­li kıl­mak­ta­dır. Biz­ler de hep be­ra­ber, Par­la­men­to ola­rak, ül­ke­mi­zin ge­le­ce­ği­ni dü­şü­ne­rek, eleş­tir­sek de ba­zı ek­sik kı­sım­la­rı­nı söy­le­sek de ak­sa­yan kı­sım­la­rı­nı söy­le­sek de ne­ti­ce ola­rak, hep be­ra­ber bu Par­la­men­to, ül­ke­nin ge­le­ce­ği­ni her şe­yin önün­de gör­dü­ğü için, ka­nun­la­rın bir an ev­vel bu Mec­lis­ten geç­me­si­ne gay­ret edi­yor. 

Bu­na des­tek ve­ren bü­tün Par­la­men­to­yu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum ve te­şek­kür edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Çe­lik.                                              

2'nci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum.

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - 2'nci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nup ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­ya­ca­ğım.

Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­rar ye­ter sa­yı­sı yok­tur.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 14.57

ÜÇÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 15.10

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li), Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le)

 

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 103'ün­cü Bir­le­şi­mi­nin Üçün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

1360 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ta­sa­rı­nın 2'nci mad­de­si­nin oy­la­ma­sın­da ka­rar ye­ter sa­yı­sı bu­lu­na­ma­mış­tı. Şim­di, 2'nci mad­de­yi tek­rar oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­ya­ca­ğım.

2'nci mad­de­yi ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır, ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

İKİN­Cİ BÖ­LÜM

San­tral­lar­da Elek­trik Ener­ji­si Üre­ti­min­de

Uy­gu­la­na­cak Usûl ve Esas­lar

San­tral ku­ra­cak şir­ke­tin be­lir­len­me­si

MAD­DE 3- (1) Ya­pı­la­cak nük­le­er güç san­tral­la­rı­na iliş­kin ola­rak il­gi­li ba­kan­lık ve ku­rum­la­rın gö­rüş­le­ri alın­dık­tan son­ra Ba­kan­lık ta­ra­fın­dan, bu Ka­nun kap­sa­mın­da san­tral ku­ra­cak ve iş­le­te­cek şir­ket ve/ve­ya şir­ket­le­rin se­çil­me­si sü­re­ci baş­la­tı­lır.

(2) Bu sü­re­ce, TA­EK'in be­lir­le­di­ği öl­çüt­le­ri kar­şı­la­yan şir­ket­ler ka­tı­la­bi­lir.

(3) Ka­nun­dan ya­rar­lan­dı­rı­la­cak şir­ket ve­ya şir­ket­ler, Ba­kan­lık ta­ra­fın­dan me­ga­vat-elek­trik (MWe) cin­sin­den top­lam san­tral ka­pa­si­te­si, san­tra­la yö­ne­lik yer tah­si­si, li­sans be­de­li ve alt­ya­pı­ya yö­ne­lik teş­vik­ler ile tek­lif­le­rin ya­pıl­ma­sı­na ve de­ğer­len­di­ril­me­si­ne iliş­kin usul ve esas­la­rın be­lir­len­me­si ve Ba­kan­lar Ku­ru­lun­ca onay­lan­ma­sı­nı ta­ki­ben ya­pı­la­cak ya­rış­ma so­nu­cu se­çim ile be­lir­le­nir.

(4) Bu Ka­nun kap­sa­mın­da, iş­let­me­ye gir­dik­ten son­ra­ki on­beş yıl­lık sü­re bo­yun­ca şir­ket­ler ta­ra­fın­dan yıl­la­ra sarî ola­rak tek­lif edi­le­cek elek­trik ener­ji­si üre­tim mik­tar­la­rı ile yi­ne şir­ket­ler ta­ra­fın­dan pe­ra­ken­de ve top­tan sa­tış li­san­sı sa­hi­bi şir­ket­le­re tek­lif edi­le­cek yıl­lık bi­rim elek­trik ener­ji­si sa­tış fi­yat­la­rı­nın çar­pı­mı so­nu­cu olu­şa­cak elek­trik alım be­del­le­ri­nin ön­ce­den sap­tan­mış be­lir­li bir is­kon­to had­di üze­rin­den ya­rış­ma­nın ya­pıl­dı­ğı ta­ri­he in­dir­gen­miş de­ğer­le­ri­nin top­la­mı ola­rak en dü­şük tek­li­fi ve­ren şir­ket ve­ya şir­ket­ler bu Ka­nun hü­küm­le­rin­den ya­rar­lan­ma­ya hak ka­za­nır.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, İz­mir Mil­let­ve­ki­li Se­dat Uzun­bay.

Bu­yu­run Sa­yın Uzun­bay. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA SE­DAT UZUN­BAY (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1360 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­la­rak da­ğı­tı­lan Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 3'ün­cü mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, te­mel an­la­yı­şı­mı­zın, bu­gün­kü ko­şul­lar­da "nük­le­er güç san­tral­le­ri­ne ha­yır, nük­le­er tek­no­lo­ji­ye evet" ol­du­ğu­nu tek­rar ha­tır­la­ta­rak, ya­sa­nın bu mad­de­siy­le il­gi­li gö­rüş­le­ri­mi ak­tar­mak is­ti­yo­rum.

Bu mad­de, Çev­re Ba­kan­lı­ğı­nı dev­re dı­şı bı­ra­kan bir mad­de. Nük­le­er san­tral­ler ile il­gi­li tek yet­ki­li ba­kan­lık Ener­ji Ba­kan­lı­ğı.

Nük­le­er güç san­tral­le­ri, rad­yas­yon yo­luy­la çev­re kir­len­me­si­ne ne­den ola­bi­le­cek bir teh­dit­tir. An­cak "Rad­yas­yon Gü­ven­li­ği Yö­net­me­li­ği"nden do­ğan gö­rev­le­ri bu­la­nan Çev­re Ba­kan­lı­ğı­nın bu ya­sa ta­sa­rı­sı için­de yer al­ma­ma­sı çok cid­di bir ek­sik­lik­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ya­sa­nın bu mad­de­siy­le il­gi­li di­ğer bir ko­nu, Ba­kan­lı­ğa ve ona bağ­lı Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu­na se­çim­le il­gi­li ku­ral­la­rı be­lir­le­me yet­ki­si ve­ril­me­si­dir. Ya­sa­nın Ba­kan­lı­ğın ve Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu­nun ne de­re­ce yet­ki­len­di­ril­di­ği, gö­rev ve so­rum­lu­luk­la­rı­nın ne­ler ol­du­ğu ko­nu­sun­da bir açık­lık ge­tir­me­miş ol­ma­sı da te­mel bir ek­sik­lik­tir. Nük­le­er ener­ji­yi kul­la­nan ül­ke­le­rin ben­ze­ri ya­sa­la­rın­da ol­du­ğu gi­bi, te­mel yet­ki ve so­rum­lu­luk­la­rın tek tek be­lir­til­me­si mut­la­ka ge­rek­li­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, di­ğer önem­li bir ko­nu ise, Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu­nun ken­di­si­nin araş­tır­ma amaç­lı bir re­ak­tör kur­mak is­te­me­si du­ru­mun­da or­ta­ya çı­ka­cak­tır. Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu ta­ra­fın­dan ye­te­rin­ce yük­sek güç­te bir araş­tır­ma re­ak­tö­rü­nün li­sans­la­na­bil­me­si için, çev­re gü­ven­li­ği öl­çüt­le­ri, ya­pı­mı, iş­le­til­me­si ve de­ne­tim­le­ri­nin, bir­çok yön­den, güç re­ak­tö­rü gi­bi ele alın­ma­sı ge­re­ke­cek­tir. Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu, se­çim­de hem yet­ki­li or­gan­lar­dan bi­ri ola­cak hem de ken­di­si bir re­ak­tör ku­ra­cak, bu­ra­da cid­di bir çe­liş­ki ya­şa­na­cak­tır. Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu­nun böy­le bir te­sis kur­ma­sı du­ru­mun­da böy­le bir du­rum ya­şan­ma­ma­sı için, bu­nun­la il­gi­li ön­gö­rü­müz ve çö­züm öne­ri­miz, bu tür re­ak­tör­le­rin bi­lim­sel ve tek­no­lo­jik ama­ca uy­gun­lu­ğu­nu ve di­ğer de­ne­tim­le­ri­ni üst­le­ne­cek, Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mun­dan ba­ğım­sız bir nük­le­er bi­lim ku­ru­lu­nun ku­rul­ma­sı­nın bu mad­de­ye mut­la­ka ila­ve edil­me­si ge­rek­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, di­ğer önem­li bir ko­nu da, ya­sa ta­sa­rı­sı­nın bu mad­de­siy­le, dev­let, uzun sü­re­li alım ga­ran­ti­si­ne gir­miş ol­mak­ta­dır. Bu du­rum, AKP'nin, se­çim­ler­den ön­ce bu tür alım ga­ran­ti­le­ri­ne şid­det­le kar­şı ol­du­ğu­nu açık­ça ilan et­me­si­ne kar­şın, ik­ti­da­rı dö­ne­min­de ve son gün­ler­de ar­dı ar­dı­na, fi­yat alım ve sü­re ga­ran­ti­le­ri ve­ren ya­sa­la­rı çı­kar­ma ça­ba­sı cid­di bir çe­liş­ki için­de ol­du­ğu­nun bir gös­ter­ge­si­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Baş­ba­kan Sa­yın Tay­yip Er­do­ğan ta­ra­fın­dan im­za­la­nan bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nın ge­nel ge­rek­çe­si­nin ilk pa­rag­ra­fı­nın ta­ma­mı­nı oku­mak is­te­mi­yo­rum. Sa­de­ce, bu pa­rag­ra­fın son cüm­le­sin­de: "…ener­ji ih­ti­ya­cı­nın kar­şı­lan­ma­sı ve sü­rek­li­li­ğin sağ­lan­ma­sı için doğ­ru ve et­kin bir ener­ji po­li­ti­ka­sı­nın oluş­tu­rul­ma­sı­nı ve ida­re­si­ni ge­rek­li kıl­mak­ta­dır." de­mek­te­dir. Ne za­man? İk­ti­da­ra gel­dik­ten dört bu­çuk yıl son­ra, ya­ni gi­de­ra­yak.  Bu­na "gü­nay­dın" de­mek­ten baş­ka bir şey di­ye­mi­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ge­rek­çe, AKP Hükûme­ti­nin, ener­ji ih­ti­ya­cı­nın kar­şı­lan­ma­sı ve sü­rek­li­li­ği­nin sağ­lan­ma­sı için doğ­ru ve et­kin bir ener­ji po­li­ti­ka­sı­nın ol­ma­dı­ğı­nın bir iti­ra­fı­dır. Nük­le­er san­tral­ler ba­ha­ne­siy­le ener­ji po­li­ti­ka­sı oluş­tur­ma­ya ça­lış­mak, ge­le­ce­ği­mi­ze ipo­tek koy­mak­tır. Bun­lar, bo­şu­na ça­ba­lar ar­ka­daş­lar. Bı­ra­kın, ge­le­cek Par­la­men­to dö­ne­mi bun­la­rı yap­sın, ge­le­ce­ği­mi­zi gi­de­ra­yak ipo­tek al­tı­na al­ma­yın.

Bu ta­sa­rı, AKP'nin, dört bu­çuk yıl­dır ol­ma­yan ener­ji yö­ne­ti­mi an­la­yı­şıy­la, es­ki tek­no­lo­ji­le­ri içe­ren nük­le­er san­tral­le­ri ba­şı­mı­za be­la et­me­sin­den baş­ka bir şey de­ğil­dir. Bu ül­ke in­sa­nı­na bu kö­tü­lük ya­pı­la­maz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, AKP Hükûme­ti­nin bu­gü­ne ka­dar et­kin bir ener­ji po­li­ti­ka­sı ola­ma­mış­tır. Bu ko­nu­da­ki eleş­ti­ri­le­re, Sa­yın Ba­kan, he­men Bakû-Tif­lis-Cey­han Bo­ru Hat­tı­nı ör­nek gös­te­re­rek ya­nıt ve­ri­yor. Bu iş, Bakû-Tif­lis-Cey­han Bo­ru Hat­tı yıl­lar ön­ce plan­lan­mış, bu Hükûmet dö­ne­min­de ta­mam­lan­mış bir iş­tir. AKP Hükûme­ti­nin dam­ga­sı­nı vur­du­ğu, baş­la­tıp ta­mam­la­dı­ğı cid­di hiç­bir ener­ji ya­tı­rı­mı yok­tur.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, çok cid­di bir ya­tı­rım ola­rak ka­bul edil­me­yen Si­liv­ri do­ğal gaz yer al­tı de­po ya­tı­rı­mı da­hi ta­mam­la­na­ma­mış­tır. Bu pro­je­nin gel­di­ği aşa­ma tam bir fi­yas­ko­dur. Sa­yın Ba­kan "Biz, kra­vat­la­rı­mız­la ma­sa ba­şın­da otur­mu­yo­ruz, ça­lı­şı­yo­ruz, sa­ha­da­yız." di­yor. Si­liv­ri pro­je­si cid­di mü­hen­dis­lik ha­ta­la­rıy­la, di­zayn ha­ta­la­rıy­la ta­mam­la­na­mı­yor. Bu pro­je­yi, ya­ni, Si­liv­ri yer al­tı do­ğal gaz de­po­la­ma te­si­si­ni, AKP Hükûme­ti yü­zü­ne gö­zü­ne bu­laş­tır­dı, ar­ka­daş­lar. Ha­ta­la­rı yü­zün­den bu ül­ke­nin mil­yon­lar­ca  do­la­rı bo­şa git­ti, he­ba ol­du. Şim­di, ha­ta­la­rı dü­zelt­mek için de da­ha mil­yon­lar­ca do­lar har­ca­mak ge­re­ki­yor. Ya­zık­tır! De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, in­sa­nın ak­lı­na he­men ge­li­yor. Al­lah'tan Bakû-Tif­lis-Cey­han Pro­je­si, AKP'nin pro­je­si de­ğil­di, yok­sa yan­mış­tık. Çok ba­sit bir do­ğal gaz de­po­la­ma te­si­si­ni bi­le yü­zü­ne gö­zü­ne bu­laş­tı­ran Ba­kan­lık, bu pro­je­de kim bi­lir ne du­ru­ma ge­le­cek­ti.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, nük­le­er tek­no­lo­jiy­le dün­ya­nın elek­trik ge­rek­si­ni­mi­nin yüz­de 17'si­nin kar­şı­lan­dı­ğı bi­li­ni­yor. Da­ha ön­ce plan­lan­mış olan­lar dı­şın­da, son yıl­lar­da, ge­liş­miş ül­ke­ler­de ku­ru­lan ve­ya ku­rul­mak is­te­ni­len bir ta­ne nük­le­er san­tral ör­ne­ği yok­tur. Tam ter­si­ne, mev­cut­lar bi­le ka­pa­tı­lı­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­gün­kü tek­no­lo­jiy­le gü­ve­ni­lir bir nük­le­er san­tral yok­tur. Bu­gü­ne ka­dar ya­şa­nan tek­no­lo­jik ge­liş­me­ler da­hi nük­le­er san­tral­le­rin iş­let­me­sin­de…

BAŞ­KAN - Sa­yın Uzun­bay, bir­kaç sa­ni­ye ri­ca ede­bi­lir mi­yim.

Ar­ka­daş­lar, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; lüt­fen sükûne­ti sağ­la­ya­lım, ha­ti­bin ko­nuş­ma­sı an­la­şıl­mı­yor.

Bu­yu­run.

SE­DAT UZUN­BAY (De­vam­la) - Nük­le­er san­tral­le­rin iş­let­me­sin­de, nük­le­er atık­la­rın ko­run­ma­sın­da gü­ve­ni­lir bir nok­ta­ya ge­li­ne­me­miş­tir. Nük­le­er atık­la­rın yüz yıl­lar bo­yun­ca çev­re sağ­lı­ğı­nı teh­dit et­me­den ko­ru­na­bil­me­si için cid­di pro­je­ler üre­ti­le­me­miş­tir, uy­gu­la­na­ma­mış­tır. Nük­le­er atık­la­rın ko­ru­na­bil­me­si için ge­rek­li ya­tı­rım mik­ta­rı, nük­le­er san­tral­le­rin ku­ru­luş ma­li­yet­le­riy­le kı­yas­la­na­ma­ya­cak ka­dar yük­sek­tir. Nük­le­er san­tral­ler­den üre­ti­len elek­tri­ğin ucuz ol­du­ğu id­di­ası da tam bir uy­dur­ma­dır. Ya­tı­rım, iş­let­me ve nük­le­er atık­la­rın ko­run­ma­sı için ya­pı­la­cak har­ca­ma­la­rın bi­rim elek­trik ener­ji­si­ne yan­sı­yan ma­li­ye­ti çok yük­sek­tir. Kı­sa­ca, nük­le­er san­tral­den el­de edi­le­cek elek­trik, bun­la­rı dik­ka­te al­dı­ğın­da, en pa­ha­lı elek­trik ola­cak­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ül­ke­miz­de var ol­du­ğu bi­li­nen uran­yum ve­ya tor­yu­mun nük­le­er san­tral­de kul­la­nıl­ma­sı­na imkân yok­tur. Bu san­tral­ler­de zen­gin­leş­ti­ril­miş ener­ji kay­nak­la­rı kul­la­nıl­mak­ta­dır. Tür­ki­ye'de bu kay­nak­la­rı zen­gin­leş­tir­me tek­no­lo­ji­si de yok­tur. Kı­sa­ca, nük­le­er san­tral­le­rin ih­ti­yaç duy­du­ğu ener­ji kay­na­ğı Tür­ki­ye'de yok­tur de­ne­bi­lir. Bu ne­den­le, nük­le­er san­tral­ler de ener­ji kay­na­ğı iti­ba­rıy­la ta­ma­men dı­şa ba­ğım­lı­dır. Ya­ni, nük­le­er san­tral­ler ül­ke­mi­zin dı­şa ba­ğım­lı­lı­ğı­nı da­ha da art­tı­ra­cak san­tral­ler­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, mev­cut yer al­tı ener­ji kay­na­ğı zen­gin­li­ği­mi­zi de­ğer­len­dir­mek için ge­rek­li nük­le­er tek­no­lo­ji­ye sa­hip ol­mak, bu tek­no­lo­ji­le­ri da­ha da ge­liş­tir­mek ve ye­ni tek­no­lo­ji­le­ri ta­kip et­mek, ül­ke­miz açı­sın­dan önem­li­dir. Gü­nü­müz­de, ge­liş­miş ve ge­liş­mek­te olan ül­ke­ler­de nük­le­er ener­ji kay­nak­la­rı elek­trik ener­ji­si yö­ne­ti­min­de yay­gın ola­rak kul­la­nı­lı­yor ge­rek­çe­siy­le bu ya­sa da­ya­tıl­ma­ma­lı­dır. Yer­li kay­nak­la­rı ye­ter­li dü­zey­de ol­ma­yan ve­ya bun­la­rı de­ğer­len­di­re­me­yen, ge­liş­mek­te olan ve­ya ge­ri kal­mış ül­ke­le­rin ba­zı­la­rın­da nük­le­er san­tral­ler ya­pı­lı­yor ola­bi­lir, ama, yer­li ve ye­ni­le­ne­bi­lir çok cid­di po­tan­si­ye­li olan ül­ke­mi­zin bu­gü­ne ka­dar bu po­tan­si­ye­li­nin ya­rı­sı­nı da­hi de­ğer­len­di­re­me­di­ği dik­ka­te alı­nır­sa, bu ener­ji kay­nak­la­rı­mı­zı de­ne­yim­le­ri­miz­le ger­çek­leş­ti­re­bi­lir ve uzun yıl­lar ih­ti­ya­cı­mı­zı kar­şı­la­ya­bi­li­riz. Ta­bii ki, bun­la­rı ya­pa­bil­mek için cid­di bir ener­ji po­li­ti­ka­sı­nın ol­ma­sı ge­re­ki­yor. AKP'nin bu­gü­ne ka­dar­ki ener­ji yö­ne­ti­mi an­la­yı­şı "sal­dım ça­yı­ra, Mev­lam ka­yı­ra" an­la­yı­şın­dan öte de­ğil­dir. Gün­lük po­li­ti­ka­lar­la ül­ke­nin ener­ji so­ru­nu çö­zü­le­mez.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­gü­ne ka­dar hiç­bir par­ti­ye na­sip ol­ma­mış sa­yı­sal ço­ğun­luk­la Par­la­men­to­ya ge­le­cek­sin ama bir ener­ji po­li­ti­kan ol­ma­ya­cak. Bu, tam bir so­rum­suz­luk ör­ne­ği­dir. Dört bu­çuk yıl­da cid­di hiç­bir ya­tı­rım yap­ma­ya­cak­sın, her şe­yi özel sek­tör­den bek­le­ye­cek­sin, son­ra, gi­de­ra­yak es­ki tek­no­lo­ji nük­le­er san­tral­ler be­la­sı­nı ba­şı­mı­za sa­la­cak­sı­nız. Bu, tam bir hak­sız­lık ola­cak­tır.

Lin­yi­ti­miz du­ru­yor, akar­su­la­rı­mı­zın, ba­raj­la­rı­mı­zın hid­ro­lik po­tan­si­ye­li du­ru­yor, ku­ru­lu san­tral­ler bi­le tam ka­pa­si­tey­le iş­le­ti­le­mi­yor, arı­za­lar gi­de­ri­le­mi­yor, san­tral­le­rin re­ha­bi­li­tas­yon­la­rı ta­mam­la­na­mı­yor. Bu ba­sit iş­ler bi­le dört bu­çuk yıl­da, cid­di bir ka­rar­lı­lık gös­te­ri­le­rek ta­mam­la­na­mı­yor.

Ka­mu­nun ener­ji ya­tı­rım­la­rın­dan uzak­laş­tı­rıl­ma­sı uy­gu­la­ma­sı de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, AKP'nin işi­ne gel­miş­tir. Ya­tı­rım­lar ta­ma­men özel sek­tör­den bek­len­di, yüz­ler­ce li­sans ve­ril­di, ama bu ya­tı­rım­la­rın ta­mam­la­na­rak iş­let­me­ye alın­ma­sı çok dü­şük oran­da ger­çek­leş­ti. Bu­ra­dan, ka­mu, ener­ji ya­tı­rım­la­rın­da ol­maz­sa ül­ke ener­ji ih­ti­ya­cı yö­nün­den sı­kın­tı­ya gi­ri­yor so­nu­cu çı­ka­rı­la­bi­lir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, AKP, ener­ji­de, geç­miş eko­no­mik kriz dö­ne­min­de, aza­lan elek­trik tü­ke­ti­min­den kay­nak­la­nan arz faz­la­sı dö­ne­mi­ni, ya­ni ih­ti­ya­cı­mız­dan da­ha faz­la elek­trik üre­te­bil­me ka­pa­si­te­si­nin ol­du­ğu dört yıl­lık dö­ne­mi hoy­rat­ça ve tam bir mi­ras­ye­di gi­bi ge­çir­miş­tir. Da­ha ön­ce ku­ru­lan san­tral­ler­den ge­len mi­ras tü­ken­miş­tir. Şim­di, arz gü­ven­li­ği kri­zi gün­dem­de­dir, ya­ni bir­kaç yıl son­ra…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Uzun­bay.

SE­DAT UZUN­BAY (De­vam­la) - Şim­di arz gü­ven­li­ği kri­zi gün­dem­de­dir, ya­ni bir­kaç yıl son­ra elek­trik ih­ti­ya­cı­mı­zı kar­şı­la­ya­ma­ya­cak du­ru­ma ge­le­ce­ğiz. Bu­nu gi­der­mek ama­cıy­la, bu­gü­ne ka­dar, cid­di hiç­bir ça­lış­ma ya­pı­la­ma­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, biz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak her za­man söy­le­dik, çok acil ener­ji stra­te­ji pla­nı­na ih­ti­ya­cı­mız var­dır de­dik, ener­jiy­le il­gi­li ta­raf­la­rı bir ara­ya ge­ti­rip içi­ne sü­rük­le­ni­len du­ru­mu de­ğer­len­dir­me­li­yiz ve cid­di çö­züm yol­la­rı, çı­kış yol­la­rı bul­ma­lı­yız de­dik, ama din­le­te­me­dik. Tür­ki­ye'yi, bu gi­diş­le, bir­kaç yıl son­ra elek­trik­te sı­kın­tı­lı bir dö­nem bek­le­mek­te­dir. Bu­nun da tek so­rum­lu­su AKP'dir, AKP Hükûme­ti­dir. Ge­le­cek­te elek­trik­te ke­sin­ti­ler baş­lar­sa bu­nun tek so­rum­lu­su AKP'dir, AKP ola­cak­tır. Bu­nun her­kes ta­ra­fın­dan açık­lık­la bi­lin­me­sin­de ya­rar var­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­gün gel­di­ği­miz nok­ta­da, AKP Hükûme­ti, bi­zi do­ğal ga­za da­ya­lı elek­trik san­tral­le­ri­ne, ya­ni dı­şa­rı­ya da­ha çok bağ­lan­ma­mı­za ne­den ola­cak do­ğal ga­za, en pa­ha­lı elek­tri­ği üret­me­ye mec­bur bı­rak­mış­tır. İk­ti­da­ra gel­dik­le­ri ilk gün­ler­de da­ha ön­ce ku­rul­muş san­tral­ler için is­yan edi­yor­lar­dı. Bu­gün ge­li­nen nok­ta­da, ya­pım sü­re­si en kı­sa olan, bu­na kar­şın en pa­ha­lı elek­tri­ği üre­ten do­ğal ga­za da­ya­lı elek­trik san­tral­le­ri ku­rul­ma­sı­na, ya­ni do­ğal ga­za mec­bur bı­ra­kı­lı­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, nük­le­er san­tral­le­rin ya­tı­rım sü­re­si ise, plan­la­ma, iha­le ve uy­gu­la­ma sü­re­si en iyim­ser tah­min­le on bir yıl­dır. Şim­di baş­lan­sa bi­le bir san­tra­lin bi­ti­mi 2018, 2019'lu yıl­la­rı bu­la­cak­tır. Oy­sa 2020'le­rin ba­şın­da da­ha gü­ven­li, da­ha eko­no­mik, atık so­ru­nu bü­yük öl­çü­de çö­zül­müş, dör­dün­cü ne­sil san­tral­ler ola­rak ad­lan­dı­rı­lan san­tral­ler dev­re­ye gi­re­cek­tir. Biz ise, o ta­rih­te -ya­ni, şu an­da al­dı­ğı­mız ka­rar ge­re­ğin­ce- bir ya­tı­rım sü­re­ci baş­la­nır­sa, 2018'ler­de, 2019'lar­da ta­mam­la­na­cak bir nük­le­er san­tra­liy­le, es­ki bir tek­no­lo­ji­yi hiz­me­te aç­mış ola­ca­ğız. Ya­ni, kı­sa­ca, ya­kın ge­le­cek­te­ki elek­trik ener­ji ih­ti­ya­cı­nı nük­le­er san­tral­ler­den kar­şı­la­mak sa­de­ce bir ha­yal­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Hükûme­te ve AKP'li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­ma ses­le­ni­yo­rum: Eğer bu ül­ke­yi se­vi­yor­sa­nız, ül­ke­mi­zin in­sa­nı­nı ce­za­lan­dır­mak is­te­mi­yor­sa­nız, ya­pa­ca­ğı­mız tek so­rum­lu dav­ra­nış, bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nı mut­la­ka ge­ri çek­mek­tir.

Bu ne­den­le ve bu dü­şün­ce­ler­le, nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri­nin ül­ke gün­de­mi­ne ta­şı­na­rak, tek çö­züm ola­rak gös­te­ril­me­si­ni doğ­ru bul­mu­yor ve ya­sa­nın bu mad­de­si­ne mu­ha­le­fet edi­yo­ruz.

He­pi­ni­zi say­gıy­la, sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Uzun­bay.

Şah­sı adı­na, Düz­ce Mil­let­ve­ki­li Fah­ri Ça­kır.

Sa­yın Ça­kır, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

FAH­Rİ ÇA­KIR (Düz­ce) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 3'ün­cü mad­de­si üze­ri­ne şah­sım adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ev­ve­la şu­nu söy­le­me­li­yim di­ye dü­şü­nü­yo­rum: De­ğer­li mu­ha­le­fet ve di­ğer mu­ha­le­fe­tin nük­le­er san­tral­le­re kar­şı çık­ma­sı­nı ger­çek­ten an­la­ya­bil­miş de­ği­lim. Ne­den? Eğer dün­ya, nük­le­er san­tral­le­ri bu­gün yap­mış, ha­ya­ta ge­çir­miş, kul­la­nı­yor­sa, bun­dan elek­trik üre­ti­yor, ener­ji üre­ti­yor­sa ve bu­nun ka­hir ek­se­ri­ye­ti de eğer ge­liş­miş ül­ke­ler ise, ge­liş­miş Ba­tı ül­ke­le­ri ise da­ha az ge­liş­miş ül­ke­ler­de nük­le­er san­tral­ler da­ha az kul­la­nı­lı­yor, da­ha az ya­pı­lı­yor ise otu­rup bu­nu bir dü­şün­mek la­zım.

Ül­ke­miz de nük­le­er ener­ji­ye geç­sin, nük­le­er ener­ji­yi üret­sin, nük­le­er san­tral ku­rul­sun mu ku­rul­ma­sın mı, bir ke­re bu­na bir ka­rar ver­me­miz la­zım. Bu ül­ke­nin, hiç şüp­he­siz, ener­ji­ye her za­man­kin­den da­ha faz­la bu­gün, bel­ki ya­rın da­ha da çok ih­ti­ya­cı ola­cak ve bu ener­ji­yi de­ği­şik yol­lar­dan, de­ği­şik yer­ler­den bir şe­kil­de üre­ti­yo­ruz ve en so­nun­da ener­ji ko­nu­sun­da da dı­şa­rı­ya ba­ğım­lı­lı­ğı­mız her ge­çen gün ar­tı­yor. Bu­nu azalt­mak için ener­ji­yi üret­mek la­zım. Ener­ji­yi nük­le­er­den ni­ye üret­me­ye­lim? Su­dan üre­ti­yor­sak, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın ya­sa­sı­nı bu Par­la­men­to­da çı­kar­mış isek, rüzgârı ve baş­ka­ca kay­nak­la­rı, do­ğal ga­zı dev­re­ye so­ka­rak ener­ji üre­ti­yor­sak, nük­le­er­den de üre­ti­le­bi­li­yor ise, bu nük­le­er teh­li­ke­li de­ğil­se, hat­ta bir mu­ha­le­fet söz­cü­sü­nün ifa­de et­ti­ği gi­bi teh­li­ke­li ve ge­rek­siz de de­ğil­se, ni­ye yap­ma­ya­lım ih­ti­ya­cı­mız var­sa?

Kal­dı ki, bu nü­fus ke­sa­fe­ti­ne ve bu kal­kın­ma hı­zı­na gö­re, ül­ke­mi­zin her yıl kul­lan­dı­ğı ener­ji­nin yüz­de 7, yüz­de 8 nis­pe­tin­de da­ha ar­tı ener­ji­ye ih­ti­ya­cı ol­du­ğu bir ger­çek. O hâlde, bu ener­ji ya­tı­rım­la­rı­nı biz bu­gün yap­maz­sak, bel­ki önü­müz­de­ki yıl­lar­da ih­ti­yaç had saf­ha­ya çı­ka­cak ve ba­ğım­lı­lı­ğı­mız da­ha da ar­ta­cak.

Kal­dı ki, nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri ak­şam­dan sa­ba­ha, he­men, bo­ya­cı kü­pü gi­bi dal­dır çı­kart ha­ya­ta geç­sin ve bu in­san­la­rın ha­ya­tı­nı teh­li­ke­ye ata­rak he­men dev­re­ye gir­sin di­ye ne bir ka­ide var ne de böy­le bir tek­no­lo­ji var. Do­la­yı­sıy­la, nük­le­er san­tral­le­rin ku­rul­ma­sı, kı­sa ve or­ta va­de­de ola­cak iş de­ğil. Nor­mal şart­lar­da ye­di se­kiz yıl­da, on yıl­da ha­ya­ta ge­çe­cek san­tral­ler bun­lar ve bü­yük ya­tı­rım­la­ra sâri, bü­yük pa­ra­lar ge­rek­ti­ren san­tral­ler. O ne­den­le, bu­nun he­sa­bı­nı ki­ta­bı­nı bu­na gö­re yap­mak la­zım.

Teh­li­ke­li­dir di­ye ve çok pa­ha­lı ya­tı­rım­lar­dır di­ye ve bu­gün bu­nun za­ma­nı mı­dır, di­ye ten­kit et­mek ve kar­şı çık­ma­nın, ben çok an­lam­sız ol­du­ğu­nu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum, çün­kü, ener­ji ih­ti­ya­cı var­sa, ya­tı­rı­mı bu­gün yap­maz­sak ne za­man ya­pa­ca­ğız?

Efen­dim, za­man­la­ma­sın­dan söz edil­di. "Ni­ye şim­di ge­ti­ril­di?" Ee, ne za­man ge­ti­ril­sey­di? 59'un­cu Cum­hu­ri­yet Hükûme­ti, Sa­yın Ba­kan bu­ra­da. Bu­gün gel­me­se, beş, on se­ne da­ha son­ra gel­se da­ha mı iyi olur­du? Bu­gün gel­miş ol­ma­sı, bir yer­den bu işe baş­lı­yor ol­ma­mız bir ka­ba­hat mi, bir ek­sik­lik mi? Baş­la­ya­lım, bi­ti­re­lim. Keş­ke biz­den ön­ce baş­lan­say­dı da, bu­gün­ler­de nük­le­er san­tral­ler bi­ti­ril­miş ol­say­dı ve baş­ka­ca ener­ji kay­nak­la­rı dev­re­ye so­ku­la­rak Tür­ki­ye eko­no­mi­si­ne kat­kı sağ­lan­say­dı, sağ­la­na­bil­sey­di.

Teh­li­ke­li gös­ter­mek, in­san sağ­lı­ğı­na olum­suz et­ki­ler ya­pı­yor di­ye­rek, bir­ta­kım baş­ka­ca ku­rum­lar gi­bi bu­ra­da bun­la­rı ifa­de et­me­nin de çok doğ­ru ol­du­ğu ka­na­ati­ni ta­şı­mı­yo­rum. Bir Çer­no­bil -evet, kö­tü bir ör­nek­tir- ger­çek­ten, in­san sağ­lı­ğı­nı teh­dit et­miş­tir, ama Çer­no­bil fark­lı bir ya­tı­rım. Çer­no­bil si­lah üre­ti­min­de kul­la­nıl­mış, gü­ven­lik ön­lem­le­ri alın­ma­mış, alın­ma­yan gü­ven­lik ön­lem­le­rin­den do­la­yı 86'da ka­za va­ki ol­muş; on­dan do­la­yı bir sü­rü in­san ha­ya­tı­nı kay­bet­miş. İn­sa­nın is­te­di­ği, ar­zu et­ti­ği bir du­rum el­bet­te ki de­ğil. An­cak, bu­gün yük­sek tek­no­lo­ji kul­la­nı­la­rak nük­le­er san­tral­ler pekâlâ gü­ven­li bir şe­kil­de in­san­la­rın hiz­me­ti­ne su­nul­du­ğu bu dö­nem­de, bu çağ­da, el­bet­te ki, Tür­ki­ye de, nük­le­er san­tral­le­re yö­nel­me­li, hat­ta bir de­ğil, bir­kaç ta­ne san­tra­li kur­ma­lı, dev­re­ye sok­ma­lı ve üre­ti­me kat­kı sağ­la­ma­lı­dır di­ye dü­şü­nü­yo­rum ve bu ka­nu­nun, in­şal­lah, ül­ke­mi­zin üre­ti­mi­ni ar­tır­ma­ya kat­kı sağ­la­ya­ca­ğı­na ina­na­rak, mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yor, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na Bat­man Mil­let­ve­ki­li Afif De­mir­kı­ran.

Bu­yu­run Sa­yın De­mir­kı­ran. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AFİF DE­MİR­KI­RAN (Bat­man) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bi­raz ön­ce, bir ar­ka­da­şı­mız "Nük­le­er san­tra­li tek çö­züm ola­rak al­ma­mak la­zım." de­di. Evet, nük­le­er san­tral tek çö­züm de­ğil, çö­züm­ler­den bi­ri­dir. Sa­de­ce Tür­ki­ye'de de­ğil, dün­ya­da da çö­züm­ler­den bi­ri­dir. Da­ha ön­ce­ki ko­nuş­mam­da… Özel­lik­le pet­rol ve do­ğal ga­zı ol­ma­yan ül­ke­ler nük­le­ere da­ha çok sa­rıl­mış­lar­dır. Za­ten pet­ro­lün mev­cut re­zer­vi­ne bak­tı­ğı­mız za­man -140 mil­yar ton re­zer­vi var- yıl­lık tü­ke­ti­me böl­dü­ğü­müz za­man kırk kü­sur yıl­lık bir re­zer­vi var pet­ro­lün. Do­ğal ga­zın da alt­mış kü­sur yıl­lık bir re­zer­vi var ve git­tik­çe, yıl­lar iler­le­dik­çe bu re­zerv­le­rin -eğer ye­ni re­zerv­ler tes­pit edil­me­di­ği tak­dir­de- tü­ke­ni­yor ol­du­ğu­nu gö­re­ce­ğiz. Da­ha ön­ce yi­ne bu kür­sü­den ifa­de edil­di ve­ya­hut da sı­ra­lar­dan ifa­de edil­di 1973 pet­rol kri­zi, kor­ka­rım ki tek­rar böy­le bir pet­rol kri­ziy­le kar­şı kar­şı­ya gel­di­ği­miz za­man ah vah edip, ni­çin nük­le­er san­tral­le­ri­mi­zi kur­ma­dık, ni­çin nük­le­er ener­ji­den is­ti­fa­de et­me­dik di­ye­ce­ğiz. O nok­ta­ya gel­me­mek için, iş­te bu­gün o gün­dür ve nük­le­er san­tra­li hep be­ra­ber bu Par­la­men­to­dan ka­nu­nu çı­kar­ma­mız la­zım.

Ni­çin pe­ki ka­nun ola­rak ge­ti­ri­yo­ruz? Çün­kü, 2001 yı­lın­da çı­kar­dı­ğı­mız Elek­trik Pi­ya­sa­sı Ka­nu­nu'na gö­re, elek­tri­ği sa­tın al­ma imkânı, ka­mu ku­ru­luş­la­rı ta­ra­fın­dan, sa­de­ce bir yıl­lık için müm­kün­dür ve böy­le olun­ca da nük­le­er san­tral­ler de ilk ya­tı­rım ma­li­yet­le­ri yük­sek olan san­tral­ler­dir. Do­la­yı­sıy­la, bu­ra­la­rı fi­nan­se ede­bil­mek için, bir şe­kil­de, elek­tri­ği­nin ka­mu ve­ya­hut da olu­şa­cak olan pe­ra­ken­de ve top­tan elek­trik ti­ca­ret şir­ket­le­ri ta­ra­fın­dan sa­tın alın­ma­sı ge­re­kir. Onun için, ka­nu­ni bir dü­zen­le­me­ye ih­ti­yaç var­dır ve ka­mu­nun da -eğer özel sek­tör ye­te­ri ka­dar il­gi gös­ter­mez­se- san­tral ku­ra­bil­me­si için yi­ne ka­nu­ni dü­zen­le­me­ye ih­ti­yaç var. Çün­kü, 4628 sa­yı­lı Elek­trik Pi­ya­sa­sı Ka­nu­nu'na gö­re, ar­tık ka­mu bir şe­kil­de üre­tim ya­pa­ma­ya­cak. Do­la­yı­sıy­la, böy­le bir dü­zen­le­mey­le, onun da önü­nü aç­mış olu­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Tür­ki­ye, ta 1956 yı­lın­dan be­ri nük­le­er ener­jiy­le aşi­na­lık oluş­tur­muş­tur. Bi­rin­ci Ce­nev­re Kon­fe­ran­sı -ki, bu, nük­le­er ener­ji­nin ba­rış­çıl amaç­lar­la kul­la­nıl­ma­sı­na yö­ne­lik bir kon­fe­rans- o Kon­fe­ran­sı he­men ta­ki­ben Tür­ki­ye'de Atom Ener­ji­si Ko­mis­yo­nu ku­rul­muş­tur ve on­dan son­ra­ki dö­nem­ler­de de ön­ce, Çek­me­ce'de 1 me­ga­vat­lık bir re­ak­tör dev­re­ye gir­miş­tir ve da­ha son­ra da ti­ca­ri ola­rak elek­trik üre­ti­mi için de ta 1970'ler­den iti­ba­ren ça­lış­ma­lar baş­la­mış­tır. Özel­lik­le ka­mu ta­ra­fın­dan ve TEK ku­rul­duk­tan son­ra özel­lik­le bu ça­lış­ma­lar da­ha faz­la yo­ğun­laş­mış­tır. 70'ler­de­ki ilk ça­lış­ma, çe­şit­li se­bep­ler­den, bu­ra­da de­ta­yı­na gir­mek is­te­mi­yo­rum, tam ger­çek­leş­ti­ri­le­me­miş­tir. 80'ler­de de rah­met­li Özal, yap-iş­let-dev­ret mo­de­li­ne dö­nüş­tür­mek is­te­di­ği için, fi­nans­man te­min edi­le­me­miş­tir. 90'lar­da da as­lın­da çok gü­zel bir iha­le ya­pıl­dı, bü­tün fir­ma­lar gir­di, çok bü­yük bir re­ka­bet var­dı, iyi de bir fi­yat alın­mış­tı. An­cak, 2000'ler­de, o za­man­ki hükûmet­ler, pa­ha­lı­dır ve o za­man­ki Tür­ki­ye'nin bel­ki eko­no­mik şart­la­rı el­ver­me­di­ği için, ma­ale­sef, o za­man da ip­tal edil­di.

İş­te, bu­gün, eğer biz, bu Par­la­men­to­dan bu ka­nu­nu ge­çi­rir isek, in­şal­lah, önü­müz­de­ki yıl­lar­da ço­cuk­la­rı­mı­za çok da­ha gü­zel bir ül­ke bı­rak­mış ola­ca­ğız. Çün­kü, Tür­ki­ye, coğ­ra­fi ko­nu­mu iti­ba­rıy­la ve je­opo­li­tik ko­nu­mu iti­ba­rıy­la bak­tı­ğı­mız­da, ener­ji nok­ta­ina­za­rın­dan bak­tı­ğı­mız­da, ener­ji zen­gi­ni ül­ke­ler ile ener­ji tü­ke­ten ül­ke­ler ara­sın­da bir köp­rü va­zi­ye­tin­de­dir. Bu Hükûme­ti­miz bu­nu çok iyi bir şe­kil­de kul­lan­mak­ta, sa­de­ce tran­sit bir ül­ke de­ğil, ay­nı za­man­da ener­ji­nin ti­ca­re­ti­nin, pet­ro­lün ve do­ğal ga­zın ti­ca­re­ti­nin ya­pıl­dı­ğı bir ter­mi­nal şek­li­ne dö­nüş­tü­rül­müş­tür, çe­şit­li do­ğal gaz ve pet­rol bo­ru hat­la­rı ve Cey­han'da­ki ter­mi­nal va­sı­ta­sıy­la. De­tay­la­ra gir­me­ye­ce­ğim, bel­ki da­ha son­ra­ki bir aşa­ma­da, an­cak, nük­le­er söz ko­nu­su ol­du­ğu za­man, Sa­yın Ba­kan bi­raz ön­ce ha­ri­ta gös­ter­di, et­ra­fı­mız­da Ro­man­ya'da var, Bul­ga­ris­tan'da var, İran'da ku­ru­lu­yor, Er­me­nis­tan'da var ve bun­la­rın ço­ğu Rus tek­no­lo­ji­si­ne, Çer­no­bil gi­bi bir tek­no­lo­ji­ye, da­ha ge­ri­ce bir tek­no­lo­ji­ye men­sup olan san­tral­ler­dir. Do­la­yı­sıy­la, risk ola­rak ola­ya bak­tı­ğı­mız za­man -ki, ye­ni tek­no­lo­ji­le­rin her­han­gi bir risk ta­şı­ma­dı­ğı­nı he­pi­miz çok iyi bi­li­yo­ruz- risk ola­rak bak­tı­ğı­mız za­man, Tür­ki­ye risk al­tın­da­dır, teh­dit al­tın­da­dır. Do­la­yı­sıy­la, kül­fe­ti­ni ta­şı­yor Tür­ki­ye. Ma­dem kül­fe­ti­ni ta­şı­yor, o za­man ni­çin ni­me­tin­den is­ti­fa­de et­me­ye­lim? Ni­çin ken­di­miz de san­tra­li­mi­zi ku­rup da­ha ucu­za ener­ji üret­me­ye­lim?

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın De­mir­kı­ran.

AFİF DE­MİR­KI­RAN (De­vam­la) - Bir cüm­ley­le to­par­la­ya­ca­ğım Sa­yın Baş­kan.

Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, Av­ru­pa Bir­li­ği, bu yıl için­de, da­ha bir iki ay ön­ce ye­ni bir ener­ji po­li­ti­ka­sı ya­yın­la­dı ve bu­ra­da di­yor ki: "Üye ül­ke­ler nük­le­er ener­ji ku­rup kur­ma­mak­ta ser­best­tir­ler." Esa­sın­da, Av­ru­pa'da nük­le­er ener­ji ni­çin es­ki­den ol­du­ğu gi­bi -me­se­la, Fran­sa yüz­de 70, Bel­çi­ka yüz­de 47 ve bir­çok ül­ke yük­sek de­re­ce­de nük­le­er ener­ji­den is­ti­fa­de edi­yor­lar- da­ha faz­la ku­rul­mu­yor? Çün­kü, ar­tık, bir doy­gun­lu­ğa gel­miş, doy­gun­lu­ğa ge­lin­miş ol­du­ğu için, faz­la bir ih­ti­yaç ol­ma­dı­ğı için, ama, bu­na rağ­men, se­ra ga­zı sa­lı­nı­mı yük­sek olan ül­ke­ler, bu­nu za­man için­de in­dir­mek mec­bu­ri­ye­tin­de­dir­ler. 2020'ye ka­dar, 1990 yı­lı­nın yüz­de 20 al­tı­na dü­şür­mek mec­bu­ri­ye­tin­de­dir Av­ru­pa Bir­li­ği top­lam se­ra ga­zı sa­lı­nı­mı­nı, kar­bon­di­ok­sit sa­lı­nı­mı­nı, kü­kürt­di­ok­sit sa­lı­nı­mı­nı. Do­la­yı­sıy­la, se­ra ga­zı sa­lı­nı­mı yük­sek olan ül­ke­le­rin nük­le­er san­tral kur­ma­la­rı bi­la­kis teş­vik edil­mek­te­dir.

Ben bu­ra­da söz­le­ri­mi to­par­lı­yo­rum, da­ha son­ra­ki mad­de­ler­de tek­rar siz­ler­le be­ra­ber ol­mak ümi­diy­le tek­rar say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum…

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­ti­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sa­yın Koç, eli­ni­zi kal­dır­ma­nız ye­ter­li efen­dim, te­şek­kür ede­rim.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nup ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­ya­ca­ğım.

Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler…

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ka­rar ye­ter­sa­yı­sı yok­tur, bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 15.38

 

 

 

 

 

DÖR­DÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 15.48

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li), Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 103'ün­cü Bir­le­şi­mi­nin Dör­dün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

1360 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ta­sa­rı­nın 3'ün­cü mad­de­si­nin oy­la­ma­sın­da ka­rar ye­ter sa­yı­sı bu­lu­na­ma­mış­tı. Şim­di 3'ün­cü mad­de­yi tek­rar oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­ya­ca­ğım.

Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir. Ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır.

4'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Uy­gu­la­ma esas­la­rı

MAD­DE 4- (1) Bu Ka­nun kap­sa­mın­da üre­ti­len elek­trik ener­ji­si­nin sa­tı­şın­da aşa­ğı­da yer alan esas­lar uy­gu­la­nır:

a) Pe­ra­ken­de ve top­tan sa­tış li­san­sı sa­hi­bi tü­zel ki­şi­ler san­tral­dan üre­ti­len elek­trik ener­ji­si­ni 15 yıl­lık iki­li an­laş­ma­lar çer­çe­ve­sin­de sa­tın alır. Bu Ka­nun kap­sa­mın­da top­tan ve pe­ra­ken­de sa­tış li­san­sı sa­hi­bi tü­zel ki­şi­ler ta­ra­fın­dan üst­le­ni­le­cek elek­trik ener­ji­si alı­mı­na iliş­kin hü­küm­ler li­sans­la­rı­na derç edi­lir.

b) Top­tan ve pe­ra­ken­de sa­tış şir­ket­le­ri­ne sa­tı­şı ya­pı­la­cak mik­tar­la san­tra­lın üre­te­ce­ği elek­trik mik­ta­rı ara­sın­da kon­tra­ta bağ­la­na­ma­yan bir üre­tim faz­la­sı olu­şur­sa, bu mik­tar için TE­TAŞ alım an­laş­ma­sı ya­par.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Edir­ne Mil­let­ve­ki­li Ne­jat Gen­can.

Sa­yın Gen­can, bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA NE­JAT GEN­CAN (Edir­ne) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; 1360 sı­ra sa­yı­lı, Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 4'ün­cü mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; ta­sa­rı­nın 4'ün­cü mad­de­sin­de, pe­ra­ken­de ve top­tan sa­tış li­sans sa­hi­bi tü­zel ki­şi­le­rin san­tral­ler­den üre­ti­len elek­trik ener­ji­si­ni iki­li an­laş­ma­lar çer­çe­ve­sin­de sa­tın ala­ca­ğı be­lir­len­mek­te­dir.

Ben, da­ha çok bu ka­nun ile ha­ya­ta ge­çi­ril­me­ye ça­lı­şı­lan nük­le­er san­tral­le­re de­ğin­mek is­ti­yo­rum. Ger­çek­ten, bu san­tral­ler ül­ke­mi­zin ol­maz­sa ol­maz şar­tı mı­dır? Ül­ke­miz­de geç­miş dö­nem­ler­de de ener­ji dar­bo­ğaz­la­rı ya­ra­tı­la­rak bu ve ben­ze­ri ko­nu­lar­da gi­ri­şim­ler­de bu­lu­nul­muş­tur. Bil­has­sa ül­ke­mi­zin ener­ji alt­ya­pı­sı ko­nu­su­nun, 1984'ler­den iti­ba­ren ara­lık­lar­la, bel­li bir gru­bun an­la­yı­şı doğ­rul­tu­sun­da, ağır­lık­lı da hu­kuk ve yar­gı­ya baş­vur­ma yo­luy­la şe­kil­len­di­ril­di­ği­ni hep bir­lik­te gör­dük. Bu bağ­lam­da, bu dö­nem­ler­de ül­ke­mi­zin bir ener­ji yö­ne­ti­mi kri­zi içe­ri­si­ne gir­di­ği­ni de ra­hat­lık­la söy­le­ye­bi­li­riz. Ya­şa­nan bu sü­reç­te, ulus­la­ra­ra­sı ku­ru­luş­la­rın yap­tı­rım­la­rıy­la ener­ji sek­tö­rün­de ya­pı­sal de­ği­şim­le­rin önem­li adım­la­rı da atıl­dı ve uy­gu­la­nan po­li­ti­ka­lar­la sek­tör bi­lin­mez­le­re de sü­rük­len­di.

Ener­ji sek­tö­rü, çok dik­kat­li bir şe­kil­de ha­re­ket edil­me­si ge­re­ken, ka­rar­la­rın ti­tiz­lik­le göz­den ge­çi­ri­le­rek alın­ma­sı ge­re­ken bir sek­tör­dür.

Ta­sa­rı­nın ge­nel ge­rek­çe­le­ri şöy­le­dir: Or­ta ve uzun va­de­de arz gü­ven­li­ği­nin sağ­lan­ma­sı, nük­le­er tek­no­lo­ji­nin ül­ke­miz­de yay­gın­laş­tı­rıl­ma­sı, bu bağ­lam­da, ül­ke­mi­zin, nük­le­er tek­no­lo­ji­yi yay­gın ola­rak kul­la­nan ül­ke­ler ko­nu­mu­na gel­me­si, ener­ji­de dı­şa ba­ğım­lı­lı­ğın azal­tıl­ma­sı, fi­yat dal­ga­lan­ma­la­rın­dan ko­run­ma­nın sağ­lan­ma­sı, uran­yum ve tor­yum gi­bi ül­ke­miz­de yay­gın ola­rak bu­lu­nan ma­den­le­rin ül­ke­miz eko­no­mi­si­ne ka­zan­dı­rıl­ma­sı. Bun­lar, bu şe­kil­de, baş­lık­lar al­tın­da be­lir­len­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ge­rek­çe­le­ri, nük­le­er san­tral­le­ri ku­ra­rak kı­sa ve or­ta va­de­de sağ­la­mak müm­kün de­ğil­dir. Uzun va­de­de ise, fay­da-za­rar ana­liz­le­ri­nin çok iyi ya­pıl­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.

Bir nük­le­er san­tra­lin on yı­lın üze­rin­de bir sü­re­de hiz­me­te gir­di­ği­ni dü­şü­nür­sek, kı­sa ve or­ta dö­nem­de­ki arz gü­ven­li­ği­ne bir kat­kı­da bu­lun­ma­ya­cak­tır ve de bu ya­tı­rım­la­rın ka­mu ma­li des­te­ği ol­ma­dan ya­pıl­ma­ya­ca­ğı da or­ta­da­dır.

Ay­rı­ca, 2020'le­rin ba­şın­da, dör­dün­cü ne­sil san­tral­ler ola­rak ad­lan­dı­rı­lan, da­ha gü­ven­li, da­ha eko­no­mik, atık so­ru­nu bü­yük öl­çü­de çö­zül­müş san­tral­ler dev­re­ye gi­re­cek­tir. Biz ise, ül­ke ola­rak, es­ki bir tek­no­lo­ji­yi kul­lan­ma­ya baş­la­ya­ca­ğız.

Ül­ke­miz nük­le­er tek­no­lo­ji­ye sa­hip ol­mak is­ti­yor­sa, bu­nu, nük­le­er san­tral ku­ra­rak mı ha­ya­ta ge­çi­re­cek­tir? Siz­ler de bi­li­yor­su­nuz, bu, ger­çek­çi bir ba­kış açı­sı de­ğil­dir.

Ül­ke­miz­de bi­li­nen uran­yum ve tor­yum re­zerv­le­ri­ne bak­tı­ğı­mız­da, mik­tar ve mev­cut tek­no­lo­ji­miz göz önü­ne alın­dı­ğın­da, nük­le­er san­tral­ler ku­ra­rak dı­şa ba­ğım­lı­lı­ğın azal­tıl­ma­sı müm­kün de­ğil­dir. Çün­kü, uran­yum, ener­ji yo­ğun ve ay­nı za­man­da kar­bon­di­ok­sit emis­yo­nu­na ne­den olan yük­sek oran­da fo­sil ener­ji­nin kul­la­nıl­dı­ğı bir di­zi fab­ri­ka­da iş­le­ne­rek ya­kıt ele­ma­nı hâli­ne ge­ti­ril­mek­te­dir.

Ay­rı­ca, bu­gün­kü ma­li­yet­le­ri te­mel ala­cak olur­sak, dün­ya­da, bel­ki de, sa­de­ce on iki yıl­lık ha­zır re­zerv bu­lun­du­ğu­nu söy­le­ye­bi­li­riz. Kırk el­li yıl ye­te­cek re­zerv­ler­den bah­set­mek için, uran­yum ma­den­ci­li­ğin­de 6 kat ma­li­yet ar­tı­şı­nı da he­sa­ba kat­mak ge­rek­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bü­tün bun­la­rı dik­ka­te al­dı­ğı­mız­da, nük­le­er san­tral­ler­de elek­trik üre­tim ma­li­ye­ti, söy­len­di­ği gi­bi, dü­şük de­ğil­dir. Ay­rı­ca, gö­rün­me­yen risk­le­rin de bu­lun­du­ğu­nu unut­ma­mak ge­re­kir. Ka­za ol­ma­dı­ğı du­rum­da da, nük­le­er san­tral­le­rin ru­tin iş­let­me­si es­na­sın­da, dü­şük oran­da da ol­sa rad­yo­ak­tif mad­de emis­yo­nu söz ko­nu­su­dur. An­cak, dü­şük doz­da­ki rad­yo­ak­tif ışın­lar, eser mik­tar­lar da dâhil ol­mak üze­re, in­san sağ­lı­ğı­nı et­ki­le­mek­te­dir.

Siz­le­re ör­nek ver­mek is­ti­yo­rum: Al­man­ya'da Ham­burg ya­kın­la­rın­da­ki Krü­mel san­tra­li­nin çev­re­sin­de lö­se­mi va­ka­la­rın­da ve sa­kat do­ğum­lar­da ar­tış göz­len­miş­tir. Yi­ne, Al­man­ya'da Mü­nih Çev­re Ens­ti­tü­sü ta­ra­fın­dan ya­pı­lan bir araş­tır­ma­da, Ba­yer eya­le­tin­de bu­lu­nan nük­le­er san­tral­le­rin çev­re­sin­de­ki yer­le­şim alan­la­rın­da ya­şa­yan ço­cuk­lar­da yüz­de 40 ora­nın­da da­ha faz­la kan­ser göz­len­miş­tir.

Bir önem­li ko­nu da, nük­le­er san­tral­le­rin iş­le­til­me­si es­na­sın­da ola­sı risk­le­rin ol­duk­ça yük­sek ol­ma­sı­dır. Al­man­ya'da re­ak­tör gü­ven­li­ğin­den so­rum­lu ku­ru­mun uzun yıl­lar baş­kan­lı­ğı­nı yap­mış Bay Birk­ho­fer'in bir sö­zü­nü siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum: "Gü­ven­lik sis­tem­le­ri­nin ba­şa çı­ka­ma­ya­ca­ğı bir olay­lar zin­ci­ri, bir­kaç sa­at için­de yük­sek mik­tar­da rad­yas­yo­nun açı­ğa çık­ma­sı­na ve bin­ler­ce ölü­me ne­den ola­bi­le­cek bir tek­no­lo­ji­dir." der. Bu ko­nu­da, bel­ki de en kö­tü ör­nek, ha­fı­za­la­rı­mız­da­ki ta­ze­li­ği­ni hâlâ ko­ru­yan Uk­ray­na'da­ki Çer­no­bil fa­ci­ası­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; tek­no­lo­ji­nin ge­li­şi­mi ve dün­ya nü­fu­su­nun hız­la art­ma­sıy­la, ener­ji ge­rek­si­ni­mi git­tik­çe art­mak­ta, kla­sik ener­ji kay­nak­la­rı re­zerv­le­ri azal­mak­ta, in­san­la­rın ih­ti­yaç­la­rı­nı kar­şı­la­ya­maz bir hâle gel­mek­tey­ken, di­ye­cek­si­niz ki, pe­ki, biz ne ya­pa­ca­ğız? İş­te si­ze, ya­pa­cak­la­rı­mız.

Bi­rin­ci ola­rak, mev­cut ener­ji kay­nak­la­rı­mı­zı da­ha ve­rim­li kul­la­na­ca­ğız.

İkin­ci ola­rak, ge­liş­miş ül­ke­le­rin yap­tı­ğı gi­bi, ye­ni ener­ji kay­nak­la­rı or­ta­ya çı­kar­mak su­re­tiy­le kul­la­nı­ma ha­zır hâle ge­ti­re­ce­ğiz.

Ül­ke­miz­de­ki mev­cut ener­ji na­kil hat­la­rın­da­ki ka­yıp ora­nı yüz­de 30 ci­va­rın­da­dır. Tek­nik ola­rak bu de­ğer­le­rin sı­fır­lan­ma­sı müm­kün de­ğil­dir, fa­kat ener­ji na­kil hat­la­rın­da­ki nor­mal ka­bul edi­len ka­yıp ora­nı ise yüz­de 6 ci­var­la­rın­da­dır. Ön­ce­lik­le ener­ji na­kil hat­la­rı­nı ye­ni­le­me­miz ge­rek­mek­te­dir. Za­ten böy­le yük­sek ener­ji kay­bı olan na­kil hat­la­rı­na bir nük­le­er san­tra­li bağ­la­mak ne doğ­ru bir mü­hen­dis­lik ne de doğ­ru bir pro­je­len­dir­me ola­cak­tır.

Ener­ji ta­sar­ru­fu yap­ma­lı­yız. De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Mec­lis­te­ki ça­lış­ma oda­la­rı­mız­da gün­düz bi­le elek­tri­ği yak­ma­dan ça­lı­şa­mı­yo­ruz. Bu­nun önü­ne geç­me­li ve de gü­neş ışı­ğın­dan da­ha faz­la ya­rar­lan­ma­yı bil­me­li­yiz.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bir ger­çe­ği de siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum: Ge­rek gü­neş ge­rek­se de rüzgâr ener­ji­sin­den elek­trik el­de edil­me­si üze­ri­ne ya­pı­lan araş­tır­ma ve ge­liş­tir­me ça­lış­ma­la­rı her iki tek­no­lo­ji­yi de gü­nü­müz­de nük­le­er san­tral­ler­le boy öl­çü­şe­bi­lir du­ru­ma ge­tir­miş­tir.

Nük­le­er ener­ji­de araş­tır­ma ve ge­liş­tir­me ağır­lık­lı ola­rak atık­la­rın de­po­lan­ma­sı ko­nu­sun­da sı­kın­tı de­vam eder­ken, gü­neş ve rüzgârdan elek­trik ener­ji­si­nin el­de edil­me­si hız­la ge­liş­mek­te, ge­rek çev­re sağ­lı­ğı­nı ve ge­rek­se in­san sağ­lı­ğı­nı olum­suz et­ki­le­me­di­ğin­den do­la­yı da tüm dün­ya­da hız­la ya­yıl­mak­ta ve uy­gu­la­ma alan­la­rı bul­mak­ta­dır. En bü­yük avan­ta­jı da eko­lo­jik den­ge­yi her­han­gi bir şe­kil­de et­ki­le­me­me­si­dir. Ger­çek bir çev­re dos­tu­dur­lar.

Ül­ke­miz­de bu­lu­nan ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nı so­nu­na ka­dar kul­lan­ma­yı bil­me­li­yiz ve de bu kay­nak­la­rı kul­lan­ma ora­nı­nı mev­cut olan en kı­sa za­man sü­re­cin­de ar­tır­ma­ya ça­lış­ma­lı­yız.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ener­ji ol­maz­sa sa­na­yi ve in­san ya­şa­mı da ol­maz. Ener­ji­yi ucu­za üre­te­bil­di­ği­miz öl­çü­de sa­na­yi ürün­le­ri­mi­zin re­ka­bet şan­sı ola­bi­le­ce­ği unu­tul­ma­ma­lı­dır. Ucu­za üret­me­nin bi­rin­ci ko­şu­lu­nun ulu­sal kay­nak­la­rı­mı­zın ulu­sal po­li­ti­ka­lar çer­çe­ve­sin­de hız­la de­ğer­len­di­ril­me­si ol­du­ğu­nu ha­tır­la­ta­rak, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Gen­can.

Şah­sı adı­na Si­nop Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mus­ta­fa Öz­türk, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MUS­TA­FA ÖZ­TÜRK (Si­nop) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; bu­gün gö­rüş­tü­ğü­müz bu ya­sa­nın ne den­li önem­li ol­du­ğu­nu Grup adı­na yap­tı­ğım ko­nuş­ma­da ifa­de et­tim. Şim­di, çok önem­li, ül­ke­nin ge­le­ce­ğiy­le il­gi­li bir ya­sa ta­sa­rı­sı gö­rü­şü­yo­ruz.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­miz, ül­ke­mi­zin ener­ji du­ru­mu­nu gör­me­den bu­nun öne­mi­ni or­ta­ya koy­mak pek müm­kün de­ğil. Bu­gün ül­ke­mi­zin ku­ru­lu güç ka­pa­si­te­si 40 bin me­ga­vat­tır ve 2005'ten iti­ba­ren ül­ke­nin ener­ji ta­lep ar­tı­şı yüz­de 6, 2006'da yüz­de 8,4; 2007'de yüz­de 7 ve 2008-2009'lar­da ta­lep ar­tış­la­rı­nın yüz­de 8 ve üze­ri ola­ca­ğı tah­min edil­mek­te­dir. Do­la­yı­sıy­la, bi­zim bu ku­ru­lu ka­pa­si­te­mi­zi ar­tır­mak zo­run­da­yız. Bu­nu ya hid­ro­lik kay­nak­la­rın­dan ya kö­mür kay­nak­la­rın­dan ya da ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı de­di­ği­miz rüzgâr, jeo­ter­mal ve­sa­ir kay­nak­lar­dan kar­şı­la­mak zo­run­da­yız. Çün­kü, yüz­de 7 ve yüz­de 8 üze­ri ener­ji ta­le­bi­nin an­la­mı şu­dur: Ül­ke­nin o oran­da da kal­kın­ma­sı de­mek­tir, sa­na­yi­leş­me­si de­mek­tir, tu­rizm ya­tı­rım­la­rı­nın ya­pıl­ma­sı de­mek­tir, ko­nut ya­tı­rım­la­rı­nın hız­la de­vam et­me­si de­mek­tir, or­ga­ni­ze sa­na­yi­le­ri­nin ya­pıl­ma­sı, iş­let­me­ye alın­ma­sı de­mek­tir. Ya­ni, ül­ke­nin bu den­li -yüz­de 7-8 ora­nın­da- kal­kın­ma­sıy­la, biz, yıl­da 15'le 20 mil­yar ki­lo­vat sa­at -bu­gün için- ener­ji ta­le­bi­ni kar­şı­la­ma zo­run­lu­lu­ğuy­la kar­şı kar­şı­ya­yız.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bi­zim bu ku­ru­lu ka­pa­si­te­mi­zi ar­tı­ra­bil­me­miz, ma­ale­sef, hid­ro­lik kay­nak­la­rı­mız­la müm­kün gö­rün­mü­yor, çün­kü, ül­ke­mi­zin hid­ro­lik kay­nak­la­rı, o ka­dar, zan­ne­dil­di­ği gi­bi zen­gin de­ğil. Biz, Hükûmet ola­rak, özel sek­tö­rü­mü­zü teş­vik amaç­lı, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­yi teş­vik amaç­lı çı­kar­dı­ğı­mız ya­sa­da… Kü­çük su kay­nak­la­rı dâhil, rüzgâr dâhil, önem­li teş­vik ka­nu­nu çı­kar­dık. Ama, bü­tün bun­la­ra rağ­men, ül­ke­mi­zin dün­ya su po­tan­si­ye­li içe­ri­sin­de­ki po­tan­si­yel nis­pe­ti, hid­ro­lik­te yüz­de 1 se­vi­ye­sin­de. Av­ru­pa ül­ke­le­ri içe­ri­sin­de, su po­tan­si­yel ora­nı yüz­de 14 se­vi­ye­le­rin­de olan bir ül­ke­yiz ve su kay­nak­la­rı açı­sın­dan, esa­sen fa­kir bir ül­ke ol­du­ğu­mu­zu söy­le­ye­bi­li­riz.

Di­ğer ta­raf­tan, yer al­tı kay­nak­la­rı­na, kö­mü­re, ter­mik san­tral­le­re da­yan­dı­ğı, kö­mür re­zerv­le­ri­miz açı­sın­dan, lin­yi­ti­mi­zin yüz­de 35'inin kul­la­nıl­dı­ğı her ne ka­dar söy­len­se de… Lin­yit re­zerv­le­ri­miz, ve­rim­li re­zerv­ler ül­ke­mi­zin El­bis­tan böl­ge­sin­de­dir. Fa­kat, bu­nun da şu aşa­ma­da kuv­ve­den fi­ile çı­ka­rıl­mış bir hâli yok­tur, ya­ni, kö­mür kay­nak­la­rı­mı­zın da bi­zim ih­ti­ya­cı­mı­zı kar­şı­la­ya­bi­le­cek şe­kil­de iş­let­me­ye alı­na­bil­me­si ya­kın za­man­da müm­kün gö­rün­me­mek­te­dir.

Bu­nun dı­şın­da, rüzgârdan bah­se­di­yo­ruz, jeo­ter­mal­den bah­se­di­yo­ruz. Bun­lar, dün­ya­da da, Av­ru­pa ül­ke­le­rin­de de… Dün­ya­da yüz­de 1'dir rüzgârdan üre­ti­len ener­ji ora­nı, Av­ru­pa ül­ke­le­rin­de de nis­pet yüz­de 3'ler­de­dir, dü­şük­tür. Jeo­ter­mal­de de öy­le. Bun­lar, ül­ke­mi­zin ge­le­ce­ğiy­le il­gi­li çok der­de şi­fa ya­tı­rım­lar, ma­ale­sef, ol­ma­mak­ta­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­türk, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

MUS­TA­FA ÖZ­TÜRK (De­vam­la) - Ya­ni, bu den­li hız­lı, yüz­de 7-8 oran­la­rın­da kal­kı­nan bir Tür­ki­ye için 15-20 mil­yar ki­lo­vat sa­at her yıl ila­ve ener­ji üret­me ih­ti­ya­cıy­la kar­şı kar­şı­ya olan Tür­ki­ye için ge­rek hid­ro­lik­te ge­rek kö­mür­de ge­rek rüzgâr ve jeo­ter­mal­de üç beş yıl­lar ve on yıl­lar ile­ri­ye dö­nük, ül­ke­nin ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­ma şan­sı­mız yok­tur.

Do­la­yı­sıy­la, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bü­tün dün­ya, bu­nu, nük­le­er tek­no­lo­ji­yi el­de et­mek su­re­tiy­le ken­di ih­ti­yaç­la­rı­nı kar­şı­la­mış, kal­kın­ma sü­re­ci­ni ta­mam­la­mış ve in­sa­nı­nın da ya­şam ka­li­te­si­ni, se­vi­ye­si­ni yük­selt­miş­tir, sü­rek­li gü­ven­li ve ucuz ener­ji­yi bu su­ret­le te­min et­miş­ler­dir.

Şim­di, ye­ni keş­fe­di­len bir şey de­ğil. Bu ben­ce bir hükûme­tin po­li­ti­ka­sı ol­mak­tan zi­ya­de, ül­ke­nin dev­let po­li­ti­ka­sı şek­lin­de me­se­le­ye bak­mak la­zım. Han­gi ik­ti­dar olur­sa ol­sun, geç­miş ik­ti­dar­lar­da da, üç de­fa iha­le edi­le­rek, so­nuç­suz ka­lan bu nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin ku­rul­ma me­se­le­si­ni AK Par­ti Hükûme­ti ve­ya baş­ka hükûmet­ler bu ül­ke­ye ka­zan­dır­mak zo­run­da­dır. Bu­nun baş­ka bir ih­ti­ma­li yok­tur. 2008 yı­lın­da 200 mil­yar ki­lo­vat sa­at tü­ke­ti­mi­mi­zin ola­ca­ğı, 2010'da 236 mil­yar ki­lo­vat sa­at tü­ke­ti­mi­mi­zin ola­ca­ğı, 2015'te 355 mil­yar ki­lo­vat sa­at tü­ke­ti­mi­miz ola­ca­ğı tah­min edil­mek­te­dir, he­sap­lan­mak­ta­dır. Bu­nu bi­zim, bi­li­nen hid­ro­lik kay­nak­la­rı­mız­la, kö­mür kay­nak­la­rı­mız­la ve it­hal et­ti­ği­miz do­ğal gaz kay­nak­la­rıy­la Tür­ki­ye'nin bu ge­li­şi­mi­ni ta­mam­la­ma şan­sı­mız yok­tur ve bir­kaç yıl içe­ri­sin­de ül­ke­yi ka­ran­lı­ğa ite­riz ih­mal gös­te­rir­sek. Do­la­yı­sıy­la, so­rum­lu dav­ran­mak zo­run­da­yız han­gi ik­ti­dar olur­sa ol­sun. Bu­gün AK Par­ti Hükûme­ti ve ik­ti­da­rı var, bu­nu gör­müş­tür, önem­li bir adım at­mış­tır. Baş­ka ik­ti­dar­lar, hükûmet­ler ol­sa, on­lar da bu adı­mı at­mak zo­run­da­dır­lar. Çün­kü, do­ğal gaz­da, bil­di­ği­niz gi­bi, elek­trik üre­ti­min­de yüz­de 40 ba­ğım­lı­yız dı­şa­rı­ya. Kö­mür­de, it­hal kö­mür alı­yo­ruz, yüz­de 6 it­hal kö­mü­re ba­ğım­lı­yız.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­türk, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız lüt­fen.

MUS­TA­FA ÖZ­TÜRK (De­vam­la) - Do­la­yı­sıy­la, bu nük­le­er san­tral­ler, ül­ke­mi­zin ke­sin­lik­le lük­sü de­ğil­dir ve bir fan­te­zi ola­rak dü­şü­nül­müş, bu­ra­ya ya­sa­sı ge­ti­ril­miş bir ko­nu de­ğil­dir. Ül­ke­nin ge­le­ce­ği için son de­re­ce ha­ya­ti bir ko­nu­dur. İk­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le ve bu me­se­le­de baş­ka ge­rek­çe­ler­le bu­nu ak­sat­mak, bu­nu en­gel­le­mek, geç­miş yıl­lar­da ol­du­ğu gi­bi, ül­ke­nin on yıl­la­rı­na mal olur.

İn­şal­lah, bu ya­sa­yı, bu Par­la­men­to, 22'nci Dö­nem siz ar­ka­daş­la­rı­mız çı­ka­ra­cak­lar ve ta­ri­he bir il­ki ya­za­cak­lar­dır di­yo­rum, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ta­ci­dar Sey­han.

Bu­yu­run Sa­yın Sey­han.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ko­nuş­ma­ma gi­rer­ken, şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum. Sa­yın Ba­ka­nın, bu ka­nu­nu, ta­sa­rı­yı bir an ön­ce ye­tiş­tir­me is­te­mi var­dı ve "Tem­muz ayın­da, 15'ine ka­dar biz bu da­ve­ti­ye­le­ri çı­ka­rı­rız." di­yor­du. Gö­rü­nen o ki, bu da­ve­ti­ye çı­kar­ma işi Tem­muz 15'e ka­dar ol­ma­ya­cak. An­cak, bir ta­kım el­bi­se sö­zü var­dı. Çı­ka­ra­ma­ya­ca­ğı için, bu ta­kım el­bi­se­yi, böy­le, kür­sü­den is­te­ye­lim. 52'ye 6 drop, 180 S do­ku­ma bir el­bi­se­yi, se­çim­de, in­şal­lah, san­dı­ğa oy atar­ken, Sa­yın Ba­ka­nın plan­la­rı­nın su­ya düş­tü­ğü­nü ifa­de ede­rek, o oyu ora­ya ata­ca­ğım gi­bi gö­rü­nü­yor. Vak­ko'da var, ben ayırt­tır­dım, si­yah bir el­bi­se.

SAB­Rİ VA­RAN (Gü­müş­ha­ne) - Vak­ko pa­ha­lı, ol­maz, Ba­ka­nı­mız fa­kir, Mic­hel Re­ne ol­sun.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Pe­ki. De­ğer­li ar­ka­daş­lar, şim­di, bu, la­ti­fe ta­bii.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, çok önem­li bir şe­ye de­ğin­mek is­ti­yo­rum: Tür­ki­ye'de -dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­ti­yo­rum, Sa­yın Ba­kan, si­zin de dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­ti­yo­rum; çün­kü, bu ko­nu be­ni çok cid­di ra­hat­sız edi­yor- bi­li­yor­su­nuz, bu dub­le yol­lar ya­pıl­dı, on­dan ön­ce de oto­yol­lar var­dı. Oto­yol­lar­da Tür­ki­ye'nin en bü­yük sı­kın­tı­sı şu ol­du ar­ka­daş­lar: Ya­pan fir­ma ay­nı, de­net­le­yen fir­ma ay­nıy­dı bir do­lu yer­de. Fir­ma ay­nı de­ğil ama, bir şir­ket var, iha­le­yi al­mış, de­ne­tim fir­ma­sı­na ba­kı­yor­su­nuz, ay­nı hol­din­gin bir baş­ka şir­ke­ti. En azın­dan, Ada­na'dan Ha­tay'a gi­den yol üze­rin­de ba­kar­sa­nız, bu böy­ley­di. Bir fir­ma ken­di yap­tı­ğı yo­lu de­net­li­yor. Bu­nu an­la­mak müm­kün de­ğil. Bu­ra­da­ki is­tis­ma­rı bir dü­şü­nün. Şim­di bu­nun ener­jiy­le ne ala­ka­sı var? Şöy­le var: Çok mem­nu­ni­yet­le gö­rü­yo­rum ki, Tür­ki­ye'de ba­raj­lar yük­se­li­yor. Be­nim en­di­şem, bu ül­ke­nin bir kon­du ba­raj­lar ül­ke­si ol­ma­sı­dır. Öy­le hız­lı bir ge­liş­me var ki, bir ya­nı se­vin­di­ri­ci ve öy­le de­ne­tim­den uzak bir ge­liş­me var ki, sa­de­ce siz pro­je­ni­zi ha­zır­la­dı­nız, onu onay­lat­tı­nız, iş bit­mi­yor. Bu­nun için Ba­kan­lık ne ya­pı­yor? Ben sa­de­ce eleş­ti­ri­mi de­ğil, şim­di en­di­şe­mi or­ta­ya ko­yu­yo­rum. Ba­kan­lı­ğın bir ça­lış­ma­sı var. Bu­nun­la il­gi­li bir yö­net­me­lik ha­zır­lı­yor ve o yö­net­me­lik­te ya­ban­cı fir­ma­lar­dan mut­la­ka bir hiz­met al­ma­sı­nı ön­gö­rü­yor. Ama, eğer bu­ra­ya, dü­zen­le­me­ye doğ­ru ve­ri­ler koy­maz­sa­nız, bir ucu­na, de­ne­ti­me dev­le­ti koy­maz­sa­nız, Dev­let Su İş­le­ri­ni ber­ta­raf ede­rek sa­de­ce bu işi de­ne­tim fir­ma­la­rı ara­cı­lı­ğıy­la ya­par­sa­nız, Tür­ki­ye çok cid­di so­run­lar ya­şar ar­ka­daş­lar. Dev­let Su iş­le­ri, Tür­ki­ye'nin yüz akı­dır. Yıl­lar­dır çok cid­di ba­raj­lar ya­pıl­dı. Al­lah ko­ru­sun, çok bü­yük dep­rem­le­ri ya­şa­dık, bir da­ha ol­ma­sın, bu dep­rem­ler­den bu ba­raj­lar yüz akıy­la çık­tı; ama, şim­di, in­şa edi­le­cek ba­raj­la­rın na­sıl çı­ka­ca­ğı, na­sıl sı­nav ve­re­ce­ği ko­nu­sun­da cid­di en­di­şe­le­rim var. Şu man­tık doğ­ru bir man­tık de­ğil: "Ca­nım, adam ora­ya mil­yar­lar­ca do­lar ya­tı­rı­yor, mah­vo­la­cak bir sa­na­yi te­si­si, kü­çük bir sar­sın­tı­da yı­kı­la­cak bir sa­na­yi te­si­si ya­par mı, pro­je­sin­den uzak­la­şır mı?" di­ye­rek ba­kar­sa­nız bu çok cid­di bir ya­nıl­gı­dır. Ba­zen ih­mal, ba­zen ek­sik ih­ti­mam Tür­ki­ye'yi fe­la­ke­te gö­tü­re­bi­lir. Lüt­fen, bu­na özen­le yak­la­şın, de­ne­tim fir­ma­la­rı ko­nu­sun­da çı­kar­dı­ğı­nız yö­net­me­lik­ler­le mut­la­ka ka­mu de­ne­ti­mi­ni bu işin bir par­ça­sı hâli­ne ge­ti­rin.

İkin­ci bir sı­kın­tı­mız şu: Yi­ne Sa­yın Ba­ka­na bu­ra­da dik­kat çek­mek is­ti­yo­rum. Bel­ki şah­sım adı­na sü­rem ka­lır­sa ora­da dik­kat çe­ke­ce­ğim, ama, bu son ka­lan bir da­ki­ka­da bu ko­nuş­ma­yı er­te­le­ye­rek baş­ka bir şe­yi ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Ar­ka­daş­lar, biz bu­ra­da me­se­le­nin yan­lış­lı­ğı­nı an­la­tı­yo­ruz, ön­ce ba­ğı­rı­yor­lar, son­ra ne de­di­ği­miz an­la­şı­lı­yor, biz hak­lı çı­kı­yo­ruz.

Ba­kın, bir Pet­rol Ka­nu­nu… Ben bu­ra­dan an­lat­tım, kar­şı çık­tım "Bu, Cum­hur­baş­kan­lı­ğın­dan dö­ner." de­dim. Dön­dü, gel­di, hâlâ fe­la­ket sü­rü­yor, hâlâ bir inat­laş­ma var. Ora­da -bi­raz­dan bo­ru hat­la­rı­nı an­la­ta­ca­ğım- ba­zı mad­de­ler­de bo­ru hat­la­rı­na atıf­ta bu­lu­nul­muş, fir­ma ta­rif edil­miş. O fir­ma­yı ta­rif et­miş ora­da, ha­zır­la­yan Tür­ki­ye Pet­rol­le­ri­nin Ge­nel Mü­dü­rü şim­di o fir­ma­ya, ka­mu­dan ay­rıl­dı, git­ti ge­nel mü­dür ol­du. Böy­le bir şe­yi na­sıl izah ede­cek­si­niz?

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Da­mat ne iş ya­pı­yor?

TA­Cİ­DAR  SEY­HAN (De­vam­la) - Na­sıl izah ede­cek­si­niz, kim izah ede­cek? Ön­ce ka­nu­nu çı­kart­tı­rın, ge­ti­rin Ener­ji Ba­ka­nı­nı­zı ik­na edin, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin ona­yı­nı alın, son­ra gi­din o fir­ma­da ça­lı­şın.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Sey­han, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Ar­ka­daş­lar, bu­nun iki ya­nı var: Bir: Hu­ku­ki ola­rak ça­lış­ma­sı müm­kün de­ğil. İl­gi­li ba­kan­lık gö­re­vi­ni yap­ma­lı.

İki: Bu ka­nu­nu ye­ni­den göz­den ge­çi­rin, ki­şi­ye, ad­re­se tes­lim ka­nun ya­pan­la­rın Tür­ki­ye'de teş­hir edil­me­si­ni sağ­la­yın. Tür­ki­ye, bu ka­dar, bi­ri­le­ri­nin elin­de oyun­cak ola­cak ka­dar kü­çük bir ül­ke de­ğil. Han­gi si­ya­si ira­de­den olur­sa ol­sun, du­yar­lı ço­cuk­la­rı var­dır bu ül­ke­le­rin. Ar­tık, bu iş­ler­den de bi­zim vaz­geç­me­miz la­zım. Mu­ha­le­fet söy­le­di di­ye her şe­yi yan­lış al­gı­la­yıp, mu­ha­le­fet söy­le­di di­ye hu­su­met çer­çe­ve­sin­de her şe­yi de­ğer­len­di­rip di­ren­me­nin hiç­bir âle­mi yok. Biz de doğ­ru şey­ler söy­lü­yo­ruz. Ama, ba­kın, Pet­rol Ka­nu­nu'nu ge­tir­di, ya­sa­la­rı ge­çir­di, hat­ta, bi­zi sa­lon­lar­da top­la­dı, Ko­mis­yon Baş­ka­nı da ora­day­dı, he­pi­mi­ze, göz­le­ri pa­rıl­da­ya­rak bri­fing­ler ver­di ne ka­dar fay­da­lı ol­du­ğu ko­nu­sun­da, şir­ket­le­rin men­fa­at­le­ri­ni an­lat­tı. Şim­di de git­ti o şir­ket­le­re ge­nel mü­dür­lük ya­pı­yor. Ben, bu­nu içi­me sin­di­re­mi­yo­rum. CHP'li ya da Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­li, bu­nu içi­ne sin­di­re­cek bir tek mil­let­ve­ki­li­nin ol­du­ğu­nu da zan­net­mi­yo­rum. Bu ül­ke­nin kay­nak­la­rı, bi­ri­le­ri­nin elin­de oyun­cak ola­cak ka­dar inanç­sız yö­ne­ti­len in­san­la­rın eli­ne tes­lim edil­mez. İna­nı­yo­rum ki, bir son­ra­ki ik­ti­dar dö­ne­min­de, Tür­ki­ye, böy­le ge­nel mü­dür­ler gör­me­ye­cek­tir. Gör­me­ye­cek­tir, gör­me­me­li­dir.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Sey­han.

Mad­de üze­rin­de bir adet öner­ge var­dır, öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te 1360 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 4 ün­cü mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki ikin­ci fık­ra­nın ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

İr­fan Gün­düz

Adem Baş­türk

Fa­tih Arı­kan

 

İs­tan­bul

Kay­se­ri

Kah­ra­man­ma­raş

 

Re­cep Ga­rip

Ay­dın Du­ma­noğ­lu

Ala­et­tin Gü­ven

 

Ada­na

Trab­zon

Kü­tah­ya

"(2) An­cak Ba­kan­lık ta­ra­fın­dan ger­çek­leş­ti­ri­le­cek se­çim sü­re­ci­ne ka­tıl­mak­sı­zın san­tral ya­pa­cak şir­ket ve­ya şir­ket­ler bu mad­de ha­riç Ka­nun'un di­ğer hü­küm­le­ri­ne ta­bi­dir."

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Ka­tı­lı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ener­ji arz gü­ven­li­ği­nin sağ­lan­ma­sı ve nük­le­er tek­no­lo­ji­nin ül­ke­mi­ze ge­ti­ril­me­si ama­cıy­la, alım ga­ran­ti­si ol­mak­sı­zın nük­le­er güç san­tra­li yap­mak ve pi­ya­sa şart­la­rın­da iş­let­mek is­te­yen şir­ket­le­rin bu Ka­nun'un alım ga­ran­ti­si ha­riç, di­ğer hü­küm­le­ri­ne gö­re ya­tı­rım yap­ma­la­rı­nı sağ­la­mak amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ka­bul edi­len öner­ge is­ti­ka­me­tin­de mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

5'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Li­sans, izin ve yü­küm­lü­lük­ler

MAD­DE 5- (1) Şir­ket, bu Ka­nun ve di­ğer mev­zu­atın ge­rek­tir­di­ği her tür­lü izin, ruh­sat ve li­san­sı al­mak­la yü­küm­lü­dür.

(2) Şir­ket san­tra­lın ku­rul­ma­sı aşa­ma­sın­da olu­şa­bi­le­cek her­han­gi bir za­ra­rın taz­mi­ni­ne yö­ne­lik, zo­run­lu ya­tı­rım si­gor­ta­sı yap­tır­mak­la ve san­tra­lın fa­ali­ye­ti sü­re­sin­ce olu­şa­cak atık­la­rın ta­şın­ma­sı, de­po­lan­ma­sı ve/ve­ya ber­ta­raf edil­me­si ile il­gi­li her tür­lü fi­nan­sal ma­li­yet­le­rin ve san­tra­lın iş­let­me sü­re­si­nin so­nun­da iş­let­me­den çı­kar­ma mas­raf­la­rı­nın kar­şı­lan­ma­sı için oluş­tu­ru­la­cak fon­la­ra kat­kı ile yü­küm­lü­dür.

(3) Şir­ket, TA­EK'in be­lir­le­ye­ce­ği ku­ral­lar çer­çe­ve­sin­de ya­kıt te­mi­nin­den so­rum­lu­dur.

(4) Atık yö­ne­ti­mi kap­sa­mın­da ge­çi­ci de­po­la­ma ve­ya ni­haî de­po­la­ma ye­ri­nin be­lir­len­me­si­ne, de­po­la­ma te­si­si­nin in­şa­sı­na, li­sans­lan­ma­sı­na, iş­le­til­me­si­ne ve iş­let­me­den çı­ka­rıl­ma­sı­na, ge­çi­ci de­po­la­ma ye­rin­de mu­ha­fa­za edi­le­cek ve­ya ni­haî de­po­la­ma ye­rin­de ber­ta­raf edi­le­cek kul­la­nıl­mış ya­kıt ya da yük­sek se­vi­ye­li atık­la­rın ta­şın­ma­sı­na ve iş­len­me­si­ne, rad­yo­ak­tif atık­la­rın yö­ne­ti­mi­ni sağ­la­ya­cak araş­tır­ma, ge­liş­tir­me fa­ali­yet­le­ri­nin yü­rü­tül­me­si­ne iliş­kin ma­li­yet­le­ri ve nük­le­er güç san­tra­lı­nın sö­kü­mün­den do­la­yı olu­şa­cak ma­li­yet­le­ri kar­şı­la­mak ama­cıy­la şir­ke­tin kat­kı­da bu­lu­na­ca­ğı URAH ile İÇH oluş­tu­ru­lur. Şir­ket, TA­EK ta­ra­fın­dan ya­yın­la­nan usûl ve esas­la­ra gö­re URAH ve İÇH'ye öde­me yap­mak­la yü­küm­lü­dür. URAH ve İÇH'ye iliş­kin iş­lem­ler tüm ver­gi­ler­den mu­af­tır. Bu he­sap­la­rın oluş­tu­rul­ma­sı ve ida­re­si­ne iliş­kin usûl ve esas­lar, TA­EK'in ve Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı­nın gö­rü­şü alı­na­rak Ba­kan­lık ta­ra­fın­dan be­lir­le­nir. Öde­ne­cek pay­la­rı za­ma­nın­da ya­tır­ma­yan­lar için 21/7/1953 ta­rih­li ve 6183 sa­yı­lı Am­me Ala­cak­la­rı­nı Tah­sil Usûlü Hak­kın­da Ka­nun hü­küm­le­ri uy­gu­la­nır. URAH ve İÇH adı­na tah­sil edi­len ge­lir­ler ama­cı dı­şın­da kul­la­nı­la­maz.

(5) Nük­le­er ya­kıt, rad­yo­ak­tif mad­de ve­ya rad­yo­ak­tif atık ta­şı­nır­ken ve­ya san­tral­da bir ka­za ol­ma­sı du­ru­mun­da, nük­le­er ener­ji ala­nın­da üçün­cü ki­şi­le­re kar­şı so­rum­lu­lu­ğa iliş­kin ola­rak Pa­ris Söz­leş­me­si ve di­ğer ulu­sal ve ulus­la­ra­ra­sı mev­zu­at hü­küm­le­ri uy­gu­la­nır.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li Ve­dat Yü­ce­san.

Sa­yın Yü­ce­san, bu­yu­run.

CHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET VE­DAT YÜ­CE­SAN (Es­ki­şe­hir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 5'in­ci mad­de­si üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­nun gö­rüş­le­ri­ni be­lirt­mek üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Ko­nuş­ma­ma baş­la­ma­dan ön­ce yü­ce he­ye­ti­ni­zi Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu ve şah­sım adı­na say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, dün­ya ener­ji ih­ti­ya­cı­nın önem­li bir bö­lü­mü­nü kar­şı­la­mak­ta olan fo­sil ya­kıt­la­rın re­zerv­le­ri hız­la tü­ken­mek­te­dir. Bu yüz­yı­lın ikin­ci ya­rı­sın­da pet­rol ve do­ğal gaz gi­bi ba­zı fo­sil ya­kıt­la­rın re­zerv­le­ri­nin so­nu­na ge­li­ne­ce­ği tah­min edil­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ener­ji ih­ti­ya­cı­nın sü­rek­li art­tı­ğı ama kay­nak­la­rı­nın git­tik­çe azal­dı­ğı dün­ya­da, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rın­dan ya­rar­lan­ma, hid­ro­jen ener­ji­si­nin ge­niş alan­lar­da kul­la­nıl­ma­sı, ener­ji­nin ve­rim­li kul­la­nıl­ma­sı ve üre­til­me­si ile nük­le­er ener­ji­den ya­rar­lan­ma ka­dar çok çe­şit­li alan­lar­da ça­lış­ma­lar ya­pıl­mak­ta­dır. Ener­ji­nin üre­til­me­siy­le ve tü­ke­til­me­siy­le il­gi­li ça­lış­ma­lar­da ener­ji kay­nak­la­rı­nın eko­no­mik kul­la­nı­mı, çev­re­ye olan et­ki­si­nin as­ga­ri se­vi­ye­ye in­di­ril­me­si, sü­rek­li­li­ği­nin sağ­lan­ma­sı ve gü­ven­lik bo­yu­tu­nun dik­ka­te alın­ma­sı hem çok önem­li­dir hem de in­san sağ­lı­ğı­nın ge­le­ce­ği açı­sın­dan ha­ya­ti öne­me sa­hip­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ener­ji prob­le­mi, 21'in­ci yüz­yıl­da in­san­lı­ğın kar­şı­sın­da du­ran en bü­yük ve çö­zü­mü en zor so­run­lar­dan bi­ri­dir. Dün­ya, 2030 yı­lın­da şim­di ol­du­ğun­dan yüz­de 60 da­ha faz­la ener­ji­ye ih­ti­yaç du­ya­cak. Ener­ji­de ağır­lık­lı ola­rak pet­rol ve do­ğal ga­za ba­ğım­lı­lık söz ko­nu­su­dur.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­ra­ya dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­ti­yo­rum: Ener­ji prob­le­mi ya­şa­yan ül­ke­ler­de­ki, özel­lik­le ge­ri kal­mış ül­ke­ler­de­ki ener­ji prob­le­mi, ener­ji­nin te­mi­nin­den de­ğil ve­rim­li kul­la­nıl­ma­ma­sın­dan kay­nak­lan­mak­ta­dır. Üçün­cü dün­ya ül­ke­le­ri­nin ener­ji tü­ke­ti­mi­nin ya­rı­sı­nın sa­na­yi­ye git­me­si bu­nun asıl se­be­bi­dir. Ay­rı­ca, ge­liş­miş ül­ke­ler­den olan Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nin pet­rol kri­zin­den ön­ce yüz­de 20 ola­rak açık­la­dı­ğı ta­sar­ruf he­de­fi­nin, pet­rol kri­ziy­le bir­lik­te yüz­de 44 ola­rak ger­çek­leş­me­si, yi­ne bu ger­çe­ği vur­gu­la­mak­ta­dır. Ge­liş­mek­te olan ül­ke­le­re bak­tı­ğı­mız­da, sa­na­yi­leş­miş ül­ke­ler ile kı­yas­la­nın­ca, ay­nı ma­lı üre­te­bil­mek için yüz­de 40 da­ha faz­la ener­ji har­can­dı­ğı or­ta­ya çık­mak­ta­dır. Ül­ke­miz­de­ki mev­cut du­ru­ma bak­tı­ğı­mız­da, Tür­ki­ye'de hiç­bir ya­tı­rı­ma ge­rek du­yul­ma­dan yüz­de 20 ta­sar­ruf ger­çek­leş­ti­ri­le­bi­lir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; Tür­ki­ye, do­ğal gaz ve pet­ro­le her yıl mil­yar­lar­ca do­lar dö­viz ödü­yor. Tür­ki­ye, ham pet­rol, pet­rol ürü­nü, do­ğal gaz, ma­mul gaz ve kö­mür it­ha­la­tı­na ge­çen yıl 28,6 mil­yar do­lar öde­di. Ge­çen yıl, ön­ce­ki yıl­lar­la kı­yas­lan­dı­ğın­da, ener­ji it­ha­la­tın­da­ki mik­tar faz­la de­ğiş­mez­ken, fi­yat­lar­da ya­şa­nan ar­tı­şa bağ­lı ola­rak öde­nen tu­tar, 2005 yı­lı­na kı­yas­la yüz­de 34,4 art­mış­tır. Sa­de­ce bu­ra­dan ba­kıl­dı­ğın­da bi­le ener­ji­nin dış öde­me­ler­de­ki ağır­lı­ğı or­ta­ya çık­mak­ta­dır. Dün­ya­da gi­di­şa­ta bak­tı­ğı­mız za­man, ya­şa­nan pet­rol ve do­ğal gaz kriz­le­ri, ar­tan ta­lep ve fi­yat­lar ve çev­re­sel kay­gı­lar ne­de­niy­le, ül­ke­le­rin yer­li ve ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­na yö­nel­di­ği­ni ve ener­ji­nin ve­rim­li kul­la­nı­mı­nın öne­mi­nin gi­de­rek da­ha da art­tı­ğı­nı göz­lem­le­mek­te­yiz. Özel­lik­le ül­ke­miz­de eği­li­min bu yön­de ger­çek­leş­me­si, bi­rin­cil ener­ji kay­nak­la­rı açı­sın­dan bü­yük bir dış ba­ğım­lı­lı­ğı bu­lu­nan Tür­ki­ye'de, arz gü­ven­li­ğin­de önem­li bir kat­kı sağ­la­na­bi­le­cek­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye'nin ener­ji ta­le­bi, yak­la­şık her on yıl­da bir iki­ye kat­la­na­rak ar­tı­yor. Ta­le­bin art­ma­sı­nın baş­lı­ca ne­de­ni, el­bet­te tü­ke­ti­min art­ma­sı­dır. Bu­nun­la bir­lik­te, ül­ke­miz­de üre­ti­len ener­ji, tü­ke­ti­mi kar­şı­la­ma­dı­ğı için, ener­ji tü­ke­ti­mi­nin yak­la­şık yüz­de 66'sı it­ha­lat­la kar­şı­lan­mak­ta­dır. Ül­ke­mi­zin ener­ji ta­le­bi­nin gi­de­rek art­ma­sı, nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin ku­rul­ma­sı yö­nün­de tar­tış­ma­la­rı da be­ra­be­rin­de ge­tir­mek­te­dir. Bu­ra­da, üze­rin­de dur­ma­mız ge­re­ken çok önem­li hu­sus­lar bu­lun­mak­ta­dır.

Ön­ce­lik­le, her nük­le­er ener­ji te­si­si 100'ler­ce ton­luk atık­lar ya­rat­mak­ta­dır ve bu atık­lar yüz bin­ler­ce yıl bo­yun­ca rad­yo­ak­tif teh­li­ke saç­mak­ta­dır. Şu an­da, bu ton­lar­ca teh­li­ke­li rad­yo­ak­tif atık so­ru­nu­nun et­kin ve gü­ve­ni­le­bi­lir bir şe­kil­de na­sıl çö­zü­le­ce­ği bi­lin­me­mek­te­dir. Bu­gü­ne ka­dar kim­se nük­le­er atık­la­rın na­sıl ve ne­re­de ni­hai ola­rak sak­la­na­bi­le­ce­ği­ni bil­mi­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Nük­le­er san­tral­le­rin üret­ti­ği yük­sek rad­yo­ak­ti­vi­te ta­şı­yan atık­la­rın gü­ve­ni­lir bir şe­kil­de ber­ta­raf edil­me­si için, dün­ya ça­pın­da bu­lun­muş tek bir yön­tem bi­le yok­tur de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. İn­san­lık ta­ri­hi­nin çok kü­çük bir dö­ne­min­de kul­la­nı­la­bi­le­cek olan nük­le­er ener­ji, ya­rat­tı­ğı nük­le­er atık­lar­la, dün­ya ta­ri­hi­nin çok uzun bir dö­ne­min­de be­la ola­cak bir mi­ras bı­rak­mak­ta­dır. He­nüz kim­ya­sal atık so­ru­nu­nu da­hi kon­trol ede­me­yen Tür­ki­ye, nük­le­er atık prob­le­mi­ni na­sıl çö­ze­cek? Bu­nu da çok me­rak edi­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Di­ğer ta­raf­tan, özel­lik­le ge­liş­mek­te olan ül­ke­ler­de ve eko­no­mik ih­ti­yaç­la­rı hız­la ar­tan bü­yük ül­ke­ler­de ener­ji­ye olan ih­ti­ya­cın gi­de­ril­me­si için bu ül­ke­ler ye­ni ve ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­na yö­nel­mek­te­dir. Bu­na kar­şın, iş­le­vi­ni ta­mam­la­mış ener­ji tek­no­lo­ji­le­ri de di­ğer ül­ke­le­re gö­re art­mak­ta­dır. Nük­le­er ener­ji­de du­rum böy­le­dir.

Bu­gün, otuz ül­ke­de fa­ali­yet gös­te­ren 450 re­ak­tör bu­lun­mak­ta­dır. Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nde 104 re­ak­tör iş­ler du­rum­da­dır, an­cak, nük­le­er san­tral­le­rin gü­ven­li ol­ma­ma­sı, atık so­ru­nu­nun çö­züm­len­me­miş ol­ma­sı ne­de­niy­le, ül­ke­ler nük­le­er ener­ji san­tra­lin­den vaz­geç­mek­te­dir­ler. On yıl ön­ce dün­ya­da nük­le­er re­ak­tör sa­yı­sı 600'den de faz­la iken, bu­gün fa­ali­yet gös­te­ren 450 re­ak­tör bu­lun­mak­ta­dır.

Nük­le­er ener­ji san­tral­le­rin­de en çok ve en son tek­no­lo­ji­nin kul­la­nıl­ma­sı, ge­rek­li alt­ya­pı­nın oluş­tu­rul­ma­sı, ye­te­rin­ce eği­tim­li ve do­na­nım­lı ele­man­lar ça­lış­tı­rıl­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Bu hu­sus­la­ra da dik­kat edil­me­si­ne rağ­men, nük­le­er ener­ji­nin gü­ven­li ol­du­ğu­nu söy­le­mek çok da doğ­ru de­ğil­dir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Her­kes ta­ra­fın­dan şu ga­yet iyi bi­lin­me­li­dir ki, ener­ji ol­ma­dan kal­kın­ma ol­maz. Eğer kal­kın­mak is­ti­yor­sak, dı­şa ba­ğım­lı­lı­ğı­mı­zı azalt­mak is­ti­yor­sak, sü­rek­li­li­ği sağ­la­ya­cak ener­ji­yi bir şe­kil­de sağ­la­mak zo­run­da­yız. Bu­nun yo­lu nük­le­er san­tral­le­rin ku­rul­ma­sı de­ğil, yer­li ve ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­mı­zı ha­re­ke­te ge­çir­me­miz ge­rek­mek­te­dir.

De­ğer­li Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri­ni ken­di­miz ya­pa­ma­ya­ca­ğı­mı­za gö­re, bu du­rum­da ulus­la­ra­ra­sı te­kel­le­re tam an­la­mıy­la ba­ğım­lı hâle ge­le­cek ol­ma­mı­zın da göz ar­dı edil­me­me­si ge­rek­mek­te­dir.

Ay­rı­ca, nük­le­er san­tral­le­rin öm­rü otuz beş-kırk yıl­dır ve­ya bu sü­reç­ten bak­tı­ğı­mız za­man, sü­reç­te sık sık arı­za­lan­mak­ta­dır. Bu da nük­le­er ener­ji ma­li­yet­le­ri­ni sü­rek­li ar­tır­mak­ta­dır.

Şu­nu ifa­de et­mek is­te­rim ki de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, her şey­den ön­ce in­san­lık için bü­yük teh­li­ke olan nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri­ne kar­şı­yım de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Ay­rı­ca, ül­ke­mi­zin nük­le­er ener­ji çöp­lü­ğü hâli­ne gel­me­si­ne de hiç kim­se­nin ra­zı ol­ma­ya­ca­ğı­na, bu­nu ka­bul et­me­ye­ce­ği­ne ina­nı­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Yü­ce­san, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

MEH­MET VE­DAT YÜ­CE­SAN (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum Baş­ka­nım.

Nük­le­er ener­ji­nin se­bep ola­bi­le­ce­ği za­rar­lar, öm­rü so­na er­di­ğin­de sö­kü­mü­nün de eko­lo­jik ola­rak den­ge­de ya­ra­ta­ca­ğı tah­ri­bat da dik­ka­te alın­dı­ğın­da, nük­le­er ener­ji baş­vu­rul­ma­sı ge­re­ken en son ça­re ola­rak gö­rül­mek­te­dir. Ha­tır­lar­sı­nız, Çer­no­bil Nük­le­er San­tra­li­nin ül­ke­miz­de se­bep ol­du­ğu ya­ra­lar ve olum­suz­luk­lar hâlâ ta­ze­li­ği­ni ko­ru­mak­ta­dır. Gü­ven­li ol­ma­yan nük­le­er ener­ji san­tra­li­nin dep­rem ku­şa­ğın­da bu­lu­nan ül­ke­miz­de ku­rul­ma­sı­nı doğ­ru bul­mu­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Or­ta­la­ma bir nük­le­er san­tral yak­la­şık 7-8 mil­yar do­la­ra mal ol­mak­ta­dır. Böy­le bir san­tral yıl­da yak­la­şık 11 mil­yar ki­lo­vat sa­at ener­ji üret­mek­te­dir. Di­ğer yan­dan, ay­nı san­tral, yıl­da or­ta­la­ma 60 met­re­küp rad­yo­ak­tif atık açı­ğa çı­ka­rı­yor ve bu atık­la­rın or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı­nın ma­li­ye­ti ise, or­ta­la­ma 38 mil­yon eu­ro­dur de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

San­tral ma­li­ye­ti, yal­nız­ca ilk ya­tı­rım ma­li­ye­tin­den iba­ret de­ğil­dir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Gü­ven­lik ya­pı­sı, li­sans­la­ma, iş­let­me ve ka­pat­ma ma­li­yet­le­ri de var­dır. San­tral için uran­yum ge­re­ke­cek. Ay­nı za­man­da, bü­tün iş­let­me için, anah­tar tes­li­mi, yurt dı­şın­dan in­san­lar ça­lı­şa­cak. Bu, hem dı­şa ba­ğım­lı­lık hem de kor­kunç bir ma­li­yet­tir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. En önem­li ma­li­yet ise ka­pat­ma ma­li­ye­ti­dir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nde ilk ku­ru­luş ma­li­ye­ti ola­rak 281 mil­yon do­lar olan bir re­ak­tö­rün, Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri Ener­ji Ba­kan­lı­ğı­nın he­sap­la­rı­na gö­re ka­pat­ma, ka­pa­tıl­ma ma­li­ye­ti 2 mil­yar do­la­rı bul­muş­tur de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Üs­te­lik, atık için sü­rek­li de­po­la­ma ala­nı da yok­tur. Atık­la­rın yüz­ler­ce yıl ba­şın­da du­rul­ma­sı ge­re­kir. Bu da ay­rı bir ma­li­yet­tir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Tüm bu hu­sus­la­rın dik­ka­te alı­na­rak, nük­le­er ener­ji san­tra­li­ne son de­re­ce tem­kin­li dav­ra­nıp, bu iş­ten vaz­geç­me­miz ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum.

Bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Yü­ce­san.

Şah­sı adı­na, Zon­gul­dak Mil­let­ve­ki­li Faz­lı Er­do­ğan. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

FAZ­LI ER­DO­ĞAN (Zon­gul­dak) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin 1360 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 5'in­ci mad­de­si üze­rin­de şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

1938'den gü­nü­mü­ze dek, nük­le­er ener­ji üze­rin­de ça­lış­ma­lar de­vam et­mek­te­dir. Elek­trik üre­ti­mi amaç­lı ilk nük­le­er ener­ji san­tra­li 1956 yı­lın­da İn­gil­te­re'de ku­rul­muş­tur. Gü­nü­müz­de pet­rol fi­yat­la­rın­da­ki aşı­rı yük­sel­me ne­de­niy­le al­ter­na­tif ener­ji kay­nak­la­rı­na yö­ne­li­min or­ta­ya çık­ma­sıy­la bir­lik­te, nük­le­er ener­ji rö­ne­sans dev­ri­ni ya­şa­ma­ya baş­la­mış­tır. Dün­ya­da­ki pet­rol kay­nak­la­rı­nın yüz­de 65'inin Or­ta Do­ğu'da, do­ğal gaz kay­nak­la­rı­nın ise yüz­de 73'ünün Or­ta Do­ğu ve baş­ta Rus­ya Fe­de­ras­yo­nu ol­mak üze­re es­ki Sov­yet­ler Bir­li­ği coğ­raf­ya­sın­da yo­ğun­laş­ma­sı­na rağ­men, uran­yum kay­nak­la­rı den­ge­li bir şe­kil­de da­ğıl­mış­tır. Ül­ke­miz­de ise nük­le­er ener­ji san­tral­le­rin­de kul­la­nı­la­bi­le­cek, el­li yıl sü­rey­le ye­te­ce­ği he­sap­la­nan uran­yum mik­ta­rı, 9.129 ton­dur. Ay­rı­ca, ge­li­şen tek­no­lo­jiy­le bir­lik­te nük­le­er ener­ji san­tral­le­rin­de kul­la­nı­lır hâle gel­me­si bek­le­nen tor­yu­mun ül­ke­miz­de re­zerv mik­ta­rı 380 bin ton­dur. Gü­nü­müz­de iş­le­til­mek­te olan 435 adet nük­le­er san­tra­lin üret­ti­ği top­lam 368.827 me­ga­vat elek­trik ile dün­ya­nın elek­trik ih­ti­ya­cı­nın yüz­de 16'sı nük­le­er ener­ji­den sağ­lan­mak­tay­ken, ül­ke­miz­de sa­de­ce 3 adet araş­tır­ma re­ak­tö­rü bu­lun­mak­ta­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Fran­sa'da 59 san­tral ile ener­ji ih­ti­ya­cı­nın yüz­de 78'ini, Bel­çi­ka 7 san­tral ile ener­ji ih­ti­ya­cı­nın yüz­de 55'ini, Gü­ney Ko­re 20 san­tral ile ener­ji ih­ti­ya­cı­nın yüz­de 45'ini, Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri 104 san­tral ile ener­ji ih­ti­ya­cı­nın yüz­de 20'si­ni nük­le­er ener­ji­den sağ­la­mak­ta­dır. Dün­ya­da­ki nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin coğ­ra­fi ola­rak da­ğı­lı­mı­na ba­kıl­dı­ğın­da, ge­liş­miş bir­çok ül­ke­de bu­lun­ma­sı­na rağ­men, ge­liş­mek­te olan Or­ta Do­ğu, As­ya ve Af­ri­ka'da­ki ül­ke­ler­de bu­lun­ma­ma­sı dik­kat çek­mek­te­dir. Nük­le­er ener­ji­ler­de geç­miş­te ya­şa­nan olum­suz­luk­lar ne­de­niy­le ak­tif kon­trol ve­ya pa­sif kon­trol iş­lem­le­ri ge­liş­ti­ril­miş­tir. Dün­ya­da hâlen 29 adet san­tra­lin ya­pı­mı Çin, Hin­dis­tan, Rus­ya Fe­de­ras­yo­nu ve Uk­ray­na gi­bi bir­çok ül­ke­de de­vam et­mek­te­dir. Ay­rı­ca, top­lam 125 me­ga­vat ka­pa­si­te­de 158 nük­le­er san­tral ise plan­la­ma aşa­ma­sın­da­dır. 1956 yı­lın­da ku­ru­lan ve çe­şit­li alan­lar­da kul­la­nı­lan rad­yo­ak­tif mad­de­le­rin kul­la­nı­mın­da li­sans­la­ma ve de­ne­tim fa­ali­yet­le­ri­ni yü­rü­ten Tür­ki­ye Atom Ener­ji­si Ku­ru­mu, nük­le­er atık ko­nu­sun­da yıl­la­rın ge­tir­di­ği bir de­ne­yi­me sa­hip ol­du­ğu gi­bi, 1957 yı­lın­da ku­ru­lan Ulus­la­ra­ra­sı Atom Ener­ji­si Ajan­sı­nın da ku­ru­cu üye­le­ri ara­sın­da­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ay­rı­ca, Ha­cet­te­pe Üni­ver­si­te­si Mü­hen­dis­lik Fa­kül­te­si bün­ye­sin­de 1982 yı­lın­dan be­ri li­sans se­vi­ye­sin­de eği­tim ve­ri­len nük­le­er ener­ji mü­hen­dis­li­ği bö­lü­mü­nün ya­nı sı­ra, bir­çok üni­ver­si­te­miz bün­ye­sin­de nük­le­er bi­lim­ler ko­nu­sun­da yük­sek li­sans ya­pıl­ma­sı­na imkân sağ­la­yan ens­ti­tü­ler ku­rul­muş­tur. Do­la­yı­sıy­la, ge­rek ku­rum­sal ge­rek­se bi­lim­sel açı­dan nük­le­er san­tral ya­pı­mı nok­ta­sın­da ye­ter­li­li­ği­mi­zi sor­gu­la­ma­ya ge­rek ol­ma­dı­ğı­nı dü­şün­mek­te­yim. Ay­rı­ca, şu­nu da ifa­de et­mek is­te­rim ki, nük­le­er ener­ji mü­hen­dis­li­ğin­den me­zun olan bir­çok ev­la­dı­mız, ça­lış­ma alan­la­rı­nın ül­ke­miz­de bu­lun­ma­ma­sı ne­de­niy­le ya yurt dı­şı­na git­mek ya da baş­ka mes­lek­le­re yö­nel­mek zo­run­da kal­mış­lar­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ener­ji­de arz gü­ven­li­ği­nin sağ­lan­ma­sı açı­sın­dan bir­çok zo­run­lu­luk olan nük­le­er san­tral­le­rin ku­rul­ma­sı için ge­rek özel sek­tö­rün önü­nü açan ge­rek­se özel sek­tör­le ka­mu ara­sın­da­ki iliş­ki­le­ri dü­zen­le­yen bu ka­nu­nun bü­yük önem arz et­ti­ği­ni bil­mek­te­yiz. Nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin ma­li­yet­le­ri­nin üçün­cü ne­sil için ki­lo­vat sa­at ba­şı­na 1.200 ila 1.500 do­lar ara­sın­da de­ğiş­ti­ği, ay­rı­ca bu san­tral­le­rin yüz­de 60'ı da yer­li kay­nak­la­rın­dan üre­ti­le­ce­ği bi­lin­mek­te­dir. Nük­le­er güç san­tral­le­ri ya­pım ve dö­küm ma­li­yet­le­ri, id­dia edil­di­ği­nin ak­si­ne faz­la yük­sek de de­ğil­dir. Çev­re kir­li­li­ği­ne yol aç­ma­mak­ta­dır, elek­trik üre­tim ma­li­ye­ti en dü­şük se­vi­ye­de ger­çek­leş­mek­te­dir. Sa­yı­la­rı git­tik­çe art­mak­ta­dır. Pat­la­ma ih­ti­ma­li­ne kar­şı en ge­liş­miş tek­no­lo­ji­ler­le ön­lem­ler alın­mak­ta­dır. Tek­no­lo­jik ge­liş­me bek­len­ti­si ile bu gü­nü­müz ih­ti­yaç­la­rı­nı kar­şı­la­ma­nın ya­ra­rı­na er­te­len­me­si an­lam­sız ola­cak­tır ve ar­tık tek­no­lo­jik ge­liş­me­le­ri ta­kip eden de­ğil, ta­kip edi­len bir ül­ke ko­nu­mu­na gel­me­miz la­zım.

Ül­ke­mi­zin kal­kın­ma­sı, sa­na­yi­leş­me­si ve in­sa­nı­mı­zın ge­çim stan­dart­la­rı­nın yük­sel­me­si için ke­sin­ti­siz, ucuz ve sü­rek­li ener­ji­ye ih­ti­ya­cı­mız var­dır. Ge­rek fo­sil kay­nak­lar­dan, ya­kıt­la­rın­dan ge­rek­se ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rın­dan Hükûme­ti­miz ta­ra­fın­dan eş za­man­lı ola­rak ça­lış­ma­lar yü­rü­tül­mek­te­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­do­ğan, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

FAZ­LI ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, an­cak, ül­ke­mi­zin dı­şa ba­ğım­lı­lı­ğı­nı azalt­mak, kay­nak çe­şit­li­li­ği­ni sağ­la­mak, elek­tri­ği ucu­za mal et­mek ve baz yük prob­le­mi­ni çöz­mek ga­ye­siy­le nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin bir an ev­vel ku­rul­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Nük­le­er­de tek­no­lo­ji ve ener­ji ayı­rı­mı ya­pı­la­ma­ya­ca­ğı gi­bi ül­ke­miz­de bir­çok alan­da kul­la­nı­lan rad­yo­ak­tif mad­de­le­rin elek­trik üre­ti­min­de kul­la­nıl­ma­sı­na ne­den kar­şı çı­kıl­dı­ğı­nı da bir tür­lü an­la­ma­mak­ta­yız. Her ko­nu­da ol­du­ğu gi­bi bu ko­nu­da da Hükûme­ti­mi­zin yap­mış ol­du­ğu bu ça­lış­ma­la­rın ge­rek dev­le­ti­mi­ze ge­rek mil­le­ti­mi­ze ya­rar­lar ge­ti­re­ce­ği­ne ina­nı­yo­ruz.

Bu ka­nu­nun, bun­dan son­ra­ki ka­nun­lar­la eş de­ğer­li bir şe­kil­de ül­ke­mi­zin ener­ji sek­tö­rün­de de önü­nü açı­cı bir ko­num­da ola­ca­ğı­nı vur­gu­lu­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Şah­sı adı­na, Bat­man Mil­let­ve­ki­li Afif De­mir­kı­ran.

Bu­yu­run Sa­yın De­mir­kı­ran. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AFİF DE­MİR­KI­RAN (Bat­man) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi tek­rar say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bi­raz ön­ce ar­ka­daş­la­rı­mız da ifa­de et­ti­ler. Ger­çek­ten çok önem­li bir ka­nu­nu bu­ra­da gö­rü­şü­yo­ruz ve ger­çek­ten nük­le­er ener­ji tek çö­züm de­ğil, ama en son çö­züm de ola­rak alın­ma­ma­sı la­zım. Çö­züm­ler­den bi­ri­dir. Ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­yi de za­man­lı ola­rak, ola­bil­di­ğin­ce sü­rat­li bir şe­kil­de de­ğer­len­dir­me­miz la­zım. Ener­ji ve­rim­li­li­ği­ni de teş­vik et­me­ye baş­la­dık, ka­nu­nu çı­kar­dık. Sü­rat­li bir şe­kil­de ta­kip ile en ve­rim­li şe­kil­de ener­ji­nin kul­la­nı­mı­nı da sağ­la­ma­mız la­zım. Hat­la­rı­mız­da, ge­rek ile­tim­de ge­rek da­ğı­tım­da­ki hat­la­rı­mız­da­ki ka­yıp ve ka­çak­la­rın as­ga­ri­ye in­di­ril­me­si için çok bü­yük ça­ba­lar sarf edil­mek­te­dir. Yüz­de 21'ler­den yüz­de 17-18'le­re ka­dar dü­şü­rül­müş­tür. Ama, bu­nun da­ha da dü­şü­rül­me­si için ge­rek­li ta­ki­bin ve re­ha­bi­li­tas­yon­la­rın ya­pıl­ma­sı la­zım. Mev­cut ter­mik san­tral­le­ri­mi­zin da­ha ve­rim­li ça­lış­ma­sı, da­ha iyi üre­tim ya­pa­bil­me­le­ri için re­ha­bi­li­tas­yon­la­rı­nın, baş­lan­mış olan re­ha­bi­li­tas­yon­la­rı­nın sü­rat­le de­vam et­me­si la­zım. Ama, bü­tün bun­la­rı üs­te koy­du­ğu­muz za­man Tür­ki­ye gi­bi bü­yük bir ül­ke­de, 2020 yı­lın­da an­cak bu­gün­kü dün­ya­nın ge­liş­miş ül­ke­le­ri­nin tü­ket­ti­ği elek­tri­ğin yüz­de 60-70'ini kar­şı­la­ya­bi­le­cek şe­kil­de plan­lan­mış olan bir ül­ke­de, ma­ale­sef -da­ha ön­ce de ifa­de et­tim- mev­cut kay­nak­la­rı­mız ye­ter­li kal­ma­mak­ta­dır. Onun için nük­le­er di­yo­ruz.

Ta­bii, nük­le­er­de bir risk fak­tö­rün­den bah­se­dil­mek­te­dir. An­cak, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, her­kes çok iyi bil­mek­te­dir ki, nük­le­er, risk iti­ba­rıy­la en risk­siz ener­ji ya­kı­tı­dır. 9 bin re­ak­tör yı­lı nük­le­er san­tral de­nen­miş­tir ve bu­gü­ne ka­dar olu­şan ka­za­lar -ar­ka­daş­la­rı­mız ifa­de et­ti­ler, Çer­no­bil'de bi­raz da­ha de­ği­şik, de­rin­le­me­si­ne bir in­ce­le­me yap­mak la­zım- Ame­ri­ka'da Three Mi­le Is­land bir ka­za ol­muş­tur, Çer­no­bil'de bir ka­za ol­muş­tur.

Ve Tür­ki­ye'de­ki atık­la­rı dik­ka­te al­dı­ğı­mız­da, 2015 yı­lın­da nük­le­er san­tra­li­mi­zin dev­re­ye gir­miş ol­du­ğu­nu var­sa­ya­lım, on beş yıl ıs­lak or­tam­da so­ğut­ma­ya bı­rak­mak ge­re­ki­yor, 2030 yı­lı­na va­rı­yo­ruz. Bi­la­ha­re otuz ile yet­miş yıl ara­sın­da, ge­çi­ci de­po­lar­da, be­ton, sağ­lam ge­çi­ci de­po­lar­da mu­ha­fa­za edi­li­yor. Do­la­yı­sıy­la, 2100 yı­lın­dan, bu­gün iti­ba­rıy­la 2100 yı­lın­dan ön­ce atık­la­rı­mı­zı ne ya­pa­ca­ğız di­ye -ta­mam, pla­nı­mı­zı ya­pa­ca­ğız ama- çok faz­la te­red­dü­de de düş­me­ye ge­rek yok. Kal­dı ki, bu atık­la­rı­mı­zı he­men alıp iş­le­me­ye ha­zır çe­şit­li ül­ke­ler var­dır. Fran­sa, bi­li­yor­su­nuz, taa Ja­pon­ya'dan atık­lar alıp iş­le­mek­te­dir. Bi­zim atık­la­rı­mı­zı, bu­gün atı­ğı­mız ol­sa da­hi, ge­rek Rus­ya ge­rek Fran­sa bun­la­rı alıp iş­le­me­ye ha­zır­lık­lı hâlde­dir. Onun için di­yo­ruz ki, nük­le­er ener­ji­ye bir an ön­ce ge­çe­lim.

Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, il­ginç bir­kaç ta­ne ra­kam ve­re­ce­ğim ben si­ze, nük­le­er ener­ji­nin ka­za­nım­la­rıy­la il­gi­li ola­rak. Nük­le­er san­tral­ler kar­bon­di­ok­sit emis­yo­nu­na ne­den ol­maz. Bi­la­kis, dün­ya­da ku­ru­lu bu­lu­nan nük­le­er san­tral­ler, yıl­da 2,3 mil­yar ton -dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­ti­yo­rum, 2 mil­yar 300 mil­yon ton- kar­bon­di­ok­sit emis­yo­nu­na en­gel ol­mak­ta­dır, mev­cut 441 adet 383 bin me­ga­vat­lık nük­le­er san­tral­le­rin mâni ol­du­ğu kar­bon­di­ok­sit emis­yo­nu. Kü­kürt­di­ok­sit emis­yo­nu­na da ne­den ol­maz. Ak­si­ne, dün­ya­da ku­ru­lu bu­lu­nan nük­le­er san­tral­ler, yıl­da 42 mil­yon ton kü­kürt­di­ok­sit emis­yo­nu­na en­gel ol­mak­ta­dır. NOx, azot gaz­la­rı­nın da emis­yo­nu­na ne­den ol­maz. Ak­si­ne, dün­ya­da ku­ru­lu bu­lu­nan nük­le­er san­tral­ler, yıl­da 9 mil­yon ton NOx emis­yo­nu­na en­gel olur. İla­ve­ten, atık kül üre­ti­mi yok­tur nük­le­er san­tral­ler­de, an­cak, dün­ya­da bu­lu­nan nük­le­er san­tral­ler, yıl­da 210 mil­yon ton kül üre­ti­mi­ne en­gel ol­mak­ta­dır, 210 mil­yon ton kül üre­ti­mi­ne en­gel ol­mak­ta­dır.

ALİ KE­MAL KUM­KU­MOĞ­LU (İs­tan­bul) - Mu­ka­ye­se­yi ney­le ya­pı­yor­sun?

AFİF DE­MİR­KI­RAN (De­vam­la) - Do­la­yı­sıy­la, zen­gin, en te­miz ya­kıt, en te­miz üre­tim kay­na­ğı ola­rak, ben şah­sen bu­nu de­ğer­len­di­ri­yo­rum. Ar­ka­daş­la­rı­mın da bu şe­kil­de de­ğer­len­dir­me­si­ni ar­zu edi­yo­rum.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın De­mir­kı­ran, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

AFİF DE­MİR­KI­RAN (De­vam­la) - Ta­mam­lı­yo­rum bir cüm­ley­le Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­gün için, mev­cut, fa­ali­yet­te bu­lu­nan nük­le­er san­tral­ler eğer ol­ma­mış ol­say­dı, ay­nı mik­tar elek­trik üre­te­bil­mek için mev­cut se­ra ga­zı sa­lı­nı­mı­nın yüz­de 17 faz­la­sı bir se­ra ga­zı sa­lı­nı­mı söz ko­nu­su ola­cak­tı. Ya­ni, bu­gün dün­ya­da yüz­de 17'dir elek­trik üre­ti­min­de nük­le­erin pa­yı. Bu ol­ma­mış ol­say­dı, bu ka­dar faz­la se­ra ga­zı sa­lı­nı­mı ola­cak­tı. İyi ki nük­le­er san­tral­ler var, iyi ki bu ka­dar çok se­ra ga­zı­na mâni olu­yor.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın De­mir­kı­ran.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum…

III. - YOK­LA­MA

(CHP sı­ra­la­rın­dan bir grup mil­let­ve­ki­li aya­ğa kalk­tı)

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Sa­yın Baş­kan, yok­la­ma is­ti­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 5'in­ci mad­de­nin oy­la­ma­sın­dan ön­ce bir yok­la­ma ta­le­bi var­dır.

Şim­di bu ta­le­bi ye­ri­ne ge­ti­re­ce­ğim, an­cak, yok­la­ma ta­le­bi­ni iş­le­me ko­ya­bil­mem için, ayak­ta olup yok­la­ma ta­lep eden mil­let­ve­kil­le­ri­nin sa­yı­sı­nın 20 olup ol­ma­dı­ğı­nı tes­pit ede­ce­ğim.

İsim­ler tu­ta­na­ğa ge­çe­ce­ğin­den, ayak­ta­ki her sa­yın mil­let­ve­ki­lin­den, sı­ra­sıy­la isim­le­ri­ni oku­du­ğum­da işa­ret et­me­le­ri­ni ri­ca edi­yo­rum.

Sa­yın Ali Rı­za Gül­çi­çek? Bu­ra­da.

Sa­yın Ah­met Er­sin? Bu­ra­da.

Sa­yın Mev­lüt As­la­noğ­lu?  Bu­ra­da.

Sa­yın Ali To­puz? Bu­ra­da.

Sa­yın Ufuk Öz­kan? Bu­ra­da.

Sa­yın Nu­ri Çi­lin­gir?

RA­MA­ZAN KE­RİM ÖZ­KAN (Bur­dur) - Te­kab­bül edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Evet.

Sa­yın Ali Ke­mal Kum­ku­moğ­lu? Bu­ra­da.

Sa­yın Ve­zir Ak­de­mir? Bu­ra­da.

Sa­yın Ra­ma­zan Ke­rim Öz­kan? Bu­ra­da.

KE­MAL SAĞ (Ada­na) - Te­kab­bül edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Çi­lin­gir'in ye­ri­ne, Sa­yın Ke­mal Sağ te­kab­bül edi­yor.

Sa­yın Meh­met Işık? Bu­ra­da.

Sa­yın Va­hit Çek­mez? Bu­ra­da.

Sa­yın İs­met Ata­lay? Bu­ra­da.

Sa­yın En­gin Al­tay? Bu­ra­da.

Sa­yın Tun­cay Er­cenk? Bu­ra­da.

Sa­yın Ali Rı­za Bo­dur? Bu­ra­da.

Sa­yın Ta­ci­dar Sey­han? Bu­ra­da.

Sa­yın Ve­dat Yü­ce­san? Bu­ra­da.

Sa­yın Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu? Bu­ra­da.

Sa­yın Me­sut Özak­can? Bu­ra­da.

Sa­yın Ali Cum­hur Ya­ka? Bu­ra­da.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, yok­la­ma için beş da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum. Ad­la­rı­nı okut­tu­ğum sa­yın üye­le­rin yok­la­ma için elek­tro­nik ci­ha­za gir­me­me­le­ri­ni ri­ca edi­yo­rum.

Yok­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la yok­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır.

V. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER (De­vam)

6.- Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Çev­re ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1260) (S. Sa­yı­sı: 1360) (De­vam)

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

6'ncı  mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Ka­mu iş­ti­ra­ki ve ya­tı­rı­mı

MAD­DE 6- (1) Bu Ka­nun­dan ya­rar­lan­ma­ya hak ka­za­nan şir­ket ile bir ik­ti­sadî dev­let te­şek­kü­lü, 8/6/1984 ta­rih­li ve 233 sa­yı­lı Ka­mu İk­ti­sa­di Te­şeb­büs­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me çer­çe­ve­sin­de iş­ti­rak iliş­ki­si ku­ra­bi­lir.

(2) Ka­mu şir­ket­le­ri bu Ka­nun kap­sa­mın­da­ki san­tral­la­rı ya­pa­bi­lir. Bu amaç­la Ba­kan­lar Ku­ru­lun­ca, san­tral kur­mak, kur­dur­mak ve/ve­ya iş­let­mek, iş­let­tir­mek ve üre­ti­len elek­tri­ğin sa­tı­şı­nı yap­mak üze­re 233 sa­yı­lı KHK'ya ta­bi ol­mak­sı­zın özel hu­kuk hü­küm­le­ri­ne tâbi şir­ket ku­rul­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­bi­lir. Bu kap­sam­da ku­ru­la­cak şir­ke­te özel sek­tör şir­ket­le­ri ta­lep et­tik­le­ri oran­da or­tak ola­bi­lir­ler.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Si­nop Mil­let­ve­ki­li En­gin Al­tay.

Sa­yın Al­tay, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; gör­dü­ğü­nüz ve iz­le­di­ği­niz gi­bi se­sim kı­sık. Bu­gün, An­ka­ra Üni­ver­si­te­sin­de bir kon­trol­den, mu­aye­ne­den ge­çe­cek­tim, ama, apar to­par bu­ra­ya, gi­de­ra­yak, böy­le çok önem­li ka­nun­la­rı ge­ti­ri­yor­su­nuz, bi­zi de has­ta has­ta bu Par­la­men­to­da ko­nuş­mak zo­run­da bı­ra­kı­yor­su­nuz.

Şim­di, ben, çe­şit­li de­fa­lar söy­le­dim, par­la­men­ter de­mok­ra­si önem­li­dir, de­mok­ra­si iki ör­de­ğin el kal­dı­ra­rak bir fi­le üs­tün­lük sağ­la­ma re­ji­mi de­ğil­dir de­dim, ama, inat­la ve ıs­rar­la, se­çim ka­ra­rı al­mış bir Par­la­men­to­da re­ji­min ya­pı­sı­na yö­ne­lik de­ği­şik­lik­ler yap­ma­ya te­şeb­büs edi­yor­su­nuz, çok önem­li bir, ener­ji po­li­ti­ka­sıy­la il­gi­li ka­rar­lar al­ma­ya ça­lı­şı­yor­su­nuz. Bü­yük Ata­türk, ta 1923'te, Es­ki­şe­hir'de, si­zin bu hâli­ni­zi gör­müş ol­ma­lı ki, his­set­miş ol­ma­lı ki, ba­kın, Bü­yük Ata­türk sek­sen üç yıl ön­ce ne de­miş: "Ulus­lar, ege­men­lik­le­ri­ni ge­çi­ci bi­le ol­sa bı­ra­ka­ca­ğı mec­lis­le­re da­hi ge­re­ğin­den faz­la inan­ma­ma­lı ve gü­ven­me­me­li­dir­ler, çün­kü, mec­lis­ler bi­le des­pot­luk ya­pa­bi­lir ve bu des­pot­luk bi­rey­sel des­pot­luk­tan da­ha teh­li­ke­li ola­bi­lir. Mec­lis­le­rin öy­le ka­rar­la­rı ola­bi­lir ki, bu ka­rar­lar ulu­sun ya­şa­mı­na gi­de­ril­me­si ola­nak­lı ol­ma­yan za­rar­lar ve­re­bi­lir." Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk. Yıl 1923. Es­ki­şe­hir. Bu si­ze, bi­ze, mil­le­ti­mi­ze sek­sen kü­sur yıl ön­ce ve­ril­miş bir uya­rı, bir me­saj­dır.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; dün­ya­nın hiç­bir ye­rin­de, öm­rü­nü ta­mam­la­mış, se­çim ka­ra­rı al­mış bir par­la­men­to, bu sa­yı­sal üs­tün­lü­ğe gü­ve­ne­rek, si­ya­se­ten çok etik ol­ma­yan bir an­la­yış­la, bu­ra­da sa­bah on bir, ge­ce on iki Par­la­men­to­yu ça­lış­tı­ra­rak, güm­rük­ten mal ka­çı­rır gi­bi ka­nun çı­kar­ma­ya kalk­ma­mış­tır. Böy­le­ce de, siz dün­ya si­ya­set ta­ri­hi­ne bir ilk ola­rak ge­çi­yor­su­nuz.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Çer­no­bil ka­za­sı 26 Ni­san 1986'da ya­şan­dı. Ara­dan yir­mi bir kü­sur yıl geç­ti, yir­mi kü­sur yıl geç­ti ve hâlen, ben bir Ka­ra­de­niz ço­cu­ğu ola­rak, bu­nun et­ki­le­ri­ni se­çim böl­gem­de ve Ka­ra­de­niz Böl­ge­si'nde his­se­di­yo­rum.

Çok say­gın ku­ru­luş­la­rın yap­tı­ğı araş­tır­ma­lar kan­ser va­ka­la­rı­nın 20 kat, tü­ber­kü­loz va­ka­la­rı­nın 10 kat, sa­kat do­ğum va­ka­la­rı­nın 2,5 kat art­tı­ğı­nı bi­lim­sel ola­rak is­pat­la­mak­ta. Dün­ya bu ka­za­dan son­ra nük­le­er san­tral­le­ri­ni sor­gu­la­ma­ya baş­la­dı. Ba­zı­la­rı ka­pat­tı, ba­zı ül­ke­ler bit­miş san­tral­le­ri aç­ma­dı, ama, AKP ener­ji kri­zi se­nar­yo­la­rıy­la bu ül­ke­ye nük­le­er san­tral da­ya­tı­yor. 80'li yıl­lar­da da o za­ma­nın hükûmet­le­ri, ener­ji kri­zi se­nar­yo­la­rı üre­te­rek böy­le da­yat­ma­la­rın içi­ne gir­di­ler. Hat­ta, sa­nı­yo­rum Gö­cek'te -ha­fı­zam be­ni ya­nılt­mı­yor­sa- ter­mik san­tral kur­mak için, Ege Böl­ge­si'nde, ta­til za­ma­nı ge­ce se­kiz­de, do­kuz­da elek­trik­le­ri kes­ti­ler. Şim­di böy­le gün­ler­den ge­çi­yo­ruz, ama, bil­me­ni­zi is­te­rim ki "ener­ji ta­sar­ru­fu ve ve­rim­li­li­ği" cüm­le­si, özel­lik­le ik­ti­da­rı­nı­zın bu dört bu­çuk yıl­lık dö­ne­min­de Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­kan­lı­ğın­da hiç kul­la­nıl­ma­mış, göz ar­dı edil­miş bir ko­nu­dur. Ener­ji ta­sar­ru­fu ve ve­rim­li­li­ği… Bu­nun­la meş­gul de­ğil Ener­ji Ba­ka­nı. Ener­ji Ba­ka­nı, dün­ya­nın terk et­ti­ği bir çöp tek­no­lo­ji­yi Tür­ki­ye'ye ge­tir­mek­le meş­gul. Si­nop hal­kı bu­na kar­şı, ben kar­şı­yım; ben bu­na bir ba­ba ola­rak kar­şı­yım, ge­le­cek ku­şak­la­ra te­miz bir dün­ya, sağ­lık­lı bir çev­re bı­rak­ma adı­na kar­şı­yım. Bi­raz son­ra ko­nu­şa­ca­ğım 7'nci mad­de­de Si­nop hal­kı­nın gö­rüş­le­ri­ni an­la­ta­ca­ğım, Si­nop'un bu me­se­le­ye na­sıl bak­tı­ğı­nı an­la­ta­ca­ğım.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; yüz­de 30'luk ener­ji ta­sar­ru­fu po­tan­si­ye­li­nin yüz­de 85'i için beş ku­ruş pa­ra öde­me­ye bu ül­ke­nin ih­ti­ya­cı yok­tur. Ya­ni, yüz­de 30'luk bir ener­ji ta­sar­ru­fu için, bu­nun yüz­de 80'i için beş ku­ruş har­ca­ma­mı­za ge­rek yok. Hâl böy­ley­ken, tut­tur­du­nuz bir nük­le­er san­tral. Mer­kezî plan­la­ma ve ka­mu­sal bir an­la­yış­la, bu ül­ke hiç­bir za­man ener­ji so­ru­nu ya­şa­maz. Si­zin ener­ji po­li­ti­ka­nız ve ener­ji stra­te­ji­niz yok, bu­ra­dan id­dia edi­yo­rum. Si­zin rant stra­te­ji­niz var, rant po­li­ti­ka­nız var, bu­nu da bu kür­sü­den söy­lü­yo­rum. Si­zi, gi­de­ra­yak bu mil­le­te şikâyet edi­yo­rum.

Öz kay­nak açı­sın­dan po­tan­si­ye­li­miz, 115-120 bin me­ga­vat ku­ru­lu güç ile 570 mil­yar ki­lo­vat sa­at elek­trik üre­te­cek nok­ta­da­dır. Bu da, önü­müz­de­ki otuz yıl için böy­le bir be­la­yı Tür­ki­ye'nin ba­şı­na ge­tir­me­yi ge­rek­tir­mi­yor. Tür­ki­ye'nin aci­len ener­ji üre­tim ar­tı­şı­na ih­ti­ya­cı var di­yor­sa­nız -ki, di­yor­su­nuz- nük­le­er san­tral, id­dia edil­di­ği­nin ak­si­ne pa­ha­lı bir ener­ji kay­na­ğı­dır. Ku­ru­lu­mu, üre­ti­mi, iş­le­ti­mi, gü­ven­lik, sö­küm ma­li­yet­le­ri çok pa­ha­lı­dır. Öm­rü otuz beş-kırk yıl­dır, bir ba­raj ka­dar­dır. Bi­raz son­ra Si­nop'u ko­nu­şur­ken söy­le­ye­ce­ğim. Bo­ya­bat Ba­ra­jı'nın ya­nı­na bir ta­ne da­ha ya­pın, nük­le­er san­tral yap­mış ka­dar iş yap­mış olur­su­nuz.

Sa­yın Ba­kan be­ni din­le­mi­yor. O da bi­li­yor ki, iki ay son­ra bir da­ha ba­kan de­ğil, bir da­ha ik­ti­dar de­ğil. Biz bu­ra­da laf söy­lü­yo­ruz Sa­yın Ba­kan.

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Gö­rü­yo­rum, gö­rü­yo­rum.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Ya­pım sü­re­si on beş yıl­dır. Acil bir ener­ji so­ru­nu­nu çöz­mek­ten de uzak­tır. Hükûmet si­ze yan­lış bil­gi ve­ri­yor, mil­le­te de yan­lış bil­gi ve­ri­yor, si­ze de yan­lış bil­gi ve­ri­yor. Te­miz de­ğil­dir, gü­ven­li de­ğil­dir, rad­yo­ak­tif atık­lar bu­gü­nün de­ğil, el­li yıl son­ra­nın so­ru­nu­dur.

Si­ze so­ru­yo­rum. Sa­yın Ba­kan çık­sın da gel­sin bu­ra­dan söy­le­yi­ver­sin ba­ka­yım: Dün­ya­da nük­le­er atık­la­rı sak­la­ya­cak li­sans­lı bir son de­po­la­ma te­si­si var mı yok mu? Yu­ka­rı­da Al­lah var. Vic­da­nıy­la baş ba­şa gel­sin, söy­le­sin ba­ka­yım. İn­şal­lah da doğ­ru­yu söy­ler. Ge­lip bu­ra­da yü­ce mil­le­tin Mec­li­sin­de sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­ne Sa­yın Ba­kan, "Evet, dün­ya­da li­sans­lı bir son de­po­la­ma ala­nı var." di­ye­mez.

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Der­se ne olur?

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Bu atık de­po­la­ma­nın ma­li­ye­ti­ni yap­tı­nız mı? Atık­la meş­gul de­ğil Hükûmet.

Ba­kın, bu­ra­da söy­lü­yo­rum: Si­nop'ta de­ğil, Tür­ki­ye'nin hiç­bir ye­rin­de bu tek­no­lo­jiy­le, bu dün­ya­nın terk et­ti­ği tek­no­lo­jiy­le bir nük­le­er san­tral ya­pıl­ma­sı­na ve bu yol­la Tür­ki­ye'yi, bu gü­zel ül­ke­yi dün­ya­nın nük­le­er çöp­lü­ğü yap­ma­nı­za mü­sa­ade et­me­ye­ce­ğiz. Bu­nun al­tı­nı çi­zi­yo­rum.

Bu iha­le­ye gi­re­cek fir­ma­la­rı uya­rı­yo­rum: Va­ta­na iha­net et­me­yin, in­sa­nı­mı­za iha­net et­me­yin, ço­cuk­la­rı­mı­za iha­net et­me­yin, do­ğa­ya ve çev­re­ye iha­net et­me­yin.

Nük­le­er ener­ji­nin risk­le­rin­den ül­ke­miz­de­ki kay­nak­la­rı ve­rim­li kul­la­na­rak kur­tul­mak müm­kün­dür. Ba­kın, bi­lim­sel ve net ola­rak söy­lü­yo­rum: Nük­le­er atık so­run­la­rı­nın çö­züm­len­me­si or­ta ye­re ko­yul­ma­dan, ye­ni ku­şak nük­le­er re­ak­tör­le­rin eko­no­mik ola­rak sür­dü­rü­le­bi­lir­li­li­ği ve re­ak­tör­le­rin gü­ve­nir­li­li­ği sağ­la­nın­ca­ya ka­dar, de­po­la­ma sü­re­cin­de je­olo­jik de­ği­şim et­ki ve risk­le­ri, sı­zın­tı­la­rı dik­ka­te ala­rak ve ka­za­la­rın ço­ğu­nun in­san kay­nak­lı ol­du­ğu ger­çe­ği­nin far­kın­da ola­rak, rad­yo­ak­tif atık so­ru­nu­nu or­ta­dan kal­dı­ran, gü­ve­ni­lir­li­ği çok yük­sek olan, si­lah­lan­ma­ya kar­şı di­renç­li, eko­no­mik re­ka­bet gü­cü yük­sek ve ka­mu­oyu des­te­ği­ni yüz­de 100 sağ­la­ya­cak ye­ni ne­sil nük­le­er re­ak­tör­le­rin dev­re­ye so­ku­la­ca­ğı ana ka­dar siz bu pro­je­den vaz­geç­mek zo­run­da­sı­nız. Geç­mez­se­niz, si­zin bu ül­ke­ye iha­net et­ti­ği­ni­zi bu kür­sü­de ve Tür­ki­ye'nin her met­re­ka­re­sin­de öle­ne ka­dar söy­le­me­ye de­vam ede­rim.

Sa­yın Baş­kan, ka­nu­nun ge­rek­çe­sin­de or­ta ve uzun va­de­de arz gü­ven­li­ğin­den, tek­no­lo­ji­nin yay­gın­laş­ma­sın­dan fa­lan bah­se­di­yor­su­nuz. Bir sü­rü şey söy­lü­yor­su­nuz da za­ma­nı­mız az. Si­zin or­ta va­de­den an­la­dı­ğı­nız ne­dir Al­lah aş­kı­na?

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Al­tay, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Bak, has­ta has­ta gel­dim, ba­na bir to­le­rans sağ­la.

CA­HİT CAN (Si­nop) - İyi ki has­ta­sın!

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Al­tı-se­kiz yıl di­ye baş­la­nıp on-on beş yıl­dan ön­ce bu işin bit­me­ye­ce­ği­ni bi­li­yor­su­nuz. On-on beş yıl ener­ji­de böy­le çok da or­ta va­de sa­yıl­maz. Bu san­tra­le bu­gün ha de­se­niz, 2020'yi bu­la­cak.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, içi­niz­de bil­gi­sa­yar­dan an­la­yan­lar, kul­la­nan ar­ka­daş­la­rım var. Bu san­tral, bu Ba­ka­nın bu­ra­ya ge­tir­mek is­te­di­ği san­tral Com­mo­do­re 64'tür. Şim­di Win­dows Vis­ta çık­mış, Com­mo­do­re 64'le bil­gi­sa­yar iş­le­mi ya­pa­na gü­ler­ler. Yap­tı­ğı­nız bu­dur. Si­zi her yer­de hal­ka şikâyet ede­ce­ğiz. Böy­le bir şey ol­maz.

Kü­çük­çek­me­ce'de bir te­sis var. Hiç el at­tı­nız mı, hiç bak­tı­nız mı ora­ya? Gi­din ora­yı bir adam edin. Nük­le­er tek­no­lo­ji­nin uza­ğın­da dur­ma­sı Tür­ki­ye'nin, ta­bii müm­kün de­ğil, tıp­ta var, ta­rım­da var, şu­ra­da var bu­ra­da var, ama yap­tı­ğı­nız ta­ma­men fark­lı bir şey. "Kes-kop­ya­la-ya­pış­tır" var­dır. Bil­gi­sa­yar­dan bir bil­gi­yi alır­sı­nız, ken­di dos­ya­nı­za kop­ya­lar­sı­nız. Yap­tı­ğı­nız bu. Bu­nu da Av­ru­pa terk et­miş, kul­lan­mı­yor, ka­pa­tı­yor.

Adam… Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ak­lı­nız se­çim­de ama, bi­raz din­le­yin. Adam, nük­le­er san­tra­li bi­tir­miş, on yıl­dır aç­mı­yor, hiz­me­te aç­mı­yor. Av­ru­pa­lı in­san da, bu mil­let in­san de­ğil mi? "De­mok­ra­si, de­mok­ra­si" di­yor­su­nuz, "AB'ye uyum sü­re­ci" di­yor­su­nuz da, Av­ru­pa­lı re­fe­ran­dum ya­pı­yor, hal­ka so­ru­yor; sor­sa­na bu­nu da hal­ka? Bu mil­le­tin ka­de­ri­ni 350 ta­ne mil­let­ve­ki­li­nin par­ma­ğıy­la na­sıl ta­yin eder­sin?

MU­SA UZUN­KA­YA (Sam­sun) - 10 ki­şiy­le ta­yin olu­yor da, 353'le na­sıl ta­yin ol­mu­yor?

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Gü­zel Ka­ra­de­niz'i, gü­zel Mer­sin'i, gü­zel Tür­ki­ye'yi na­sıl kat­le­der­si­niz? Bu­na mü­sa­ade et­me­ye­ce­ğiz.

MU­SA UZUN­KA­YA (Sam­sun) - 10 ki­şi Tür­ki­ye'nin ka­de­ri­ni be­lir­li­yor da, 353 ki­şi mi be­lir­le­ye­mi­yor?

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Bu­na mü­sa­ade et­me­ye­ce­ğiz. Gö­re­cek­si­niz, Si­nop'ta özel­lik­le bu­na mü­sa­ade et­me­miz söz ko­nu­su de­ğil­dir, ya­şa­ya­rak gö­re­ce­ğiz.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; ar­ka­daş­lar tek­nik ko­nu­la­rı söy­le­di. Ya, ayıp­tır ayıp, "Dı­şa ba­ğım­lı­lı­ğı azal­ta­ca­ğız." di­yor­su­nuz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Al­tay, iki bu­çuk da­ki­ka­lık bir sü­re­yi aş­tı­nız, ta­mam­la­yın lüt­fen.

Bu­yu­run.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, çok te­şek­kür edi­yo­rum, he­men to­par­lı­yo­rum.

Ya­ni "Dı­şa ba­ğım­lı de­ğil." de­mek, çok ayıp; ba­ri baş­ka bir şey söy­le­yin. Si­zin eli­niz­de­ki uran­yum -ar­ka­daş­lar an­lat­tı ama, mil­let bir da­ha bil­sin- ve­lev ki bir san­tra­le, öm­rü ka­dar ye­ter, otuz beş yıl ye­ter. Siz, bu uran­yu­mu Hakkâri'den çı­ka­rıp da -Ca­hit Bey bi­raz ön­ce söy­le­di, te­zek mi ya­kı­yor­sun so­ba­da da- uran­yu­mu Hakkâri'den, dağ­dan çı­ka­ra­cak­sın da re­ak­tör­de ya­ka­cak­sın; böy­le mi bi­li­yor­sun sen bu işi?

CA­HİT CAN (Si­nop) - Bi­raz son­ra ce­va­bı­nı ala­cak­sın.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - O uran­yu­mu ya Ka­na­da'ya, Ame­ri­ka'ya, bir ye­re gön­de­re­cek­sin, ya da şim­di İran'a, şim­di İran'a gön­de­re­cek­sin, onu zen­gin­leş­ti­rip ya­kıt ya­pa­cak­sın, son­ra ya­ka­cak­sın.

AH­MET RI­ZA ACAR (Ay­dın) - Otuz yıl son­ra…

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Kim o ba­ğı­ran?

AH­MET RI­ZA ACAR (Ay­dın) - Otuz yıl son­ra…

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Se­nin elin aya­ğın tu­tu­yor mu? Gel­se­ne bu­ra­ya!

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen, Ge­nel Ku­ru­lun me­ha­be­ti­ne uy­gun dav­ra­na­lım.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nın ta­ham­mü­lü­ne ve to­le­ran­sı­na çok te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum, sağ olun.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - 7'nci mad­de­de de, bu işin Si­nop bo­yu­tu­nu ko­nu­şa­ca­ğız. Bu ara­da, de­ği­ne­me­di­ğim bir iki ko­nu­ya da­ha de­ği­ne­ce­ğiz. Ama, bi­lin ki…

BAŞ­KAN - Sa­yın Al­tay, lüt­fen…

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum.

BAŞ­KAN - Son cüm­le­ni­zi ala­yım.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Çok te­şek­kür edi­yo­rum.

…bu san­tra­li ya­pa­ma­ya­cak­sı­nız.

Si­ze ve yü­ce mil­le­te say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum. Sağ olun.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Sa­yın Ha­tip...

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Efen­dim?

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Sa­kin ko­nu­şur­sa­nız da­ha iyi olur.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Bu be­nim sa­kin hâlim.

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, lüt­fen, kür­sü­den kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­ya­lım. Ar­ka­daş­lar, ko­nu­şa­cak­sa­nız, Ge­nel Ku­rul­da bir­bi­ri­ni­zin ya­nı­na otu­run, ko­nu­şun, gö­rüş­le­ri­ni­zi alın; lüt­fen.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

7'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

ÜÇÜN­CÜ BÖ­LÜM

Çe­şit­li Hü­küm­ler

Teş­vik­ler

MAD­DE 7- (1) Ba­kan­lar Ku­ru­lu, ku­ru­la­cak san­tra­la iliş­kin tek­no­lo­ji edin­me­ye yö­ne­lik ya­tı­rım­lar ile iş­let­me per­so­ne­li­nin eği­ti­mi­ni teş­vik­ler­den ya­rar­lan­dı­ra­bi­lir.

(2) Bu Ka­nun kap­sa­mın­da üze­rin­de san­tral ku­ru­la­cak ta­şın­maz­la­rın Ha­zi­ne'nin özel mül­ki­ye­tin­de ve­ya Dev­le­tin hü­küm ve ta­sar­ru­fu al­tın­da bu­lun­ma­sı ha­lin­de, bu ta­şın­maz­lar üze­rin­de şir­ket le­hi­ne, Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan be­del­siz ola­rak kul­lan­ma iz­ni, ir­ti­fak hak­kı te­sis edi­lir. Bu ta­şın­maz­la­ra iliş­kin söz­leş­me­le­rin sü­re­le­ri­nin so­nun­da, ma­li­ye­ti 5 in­ci mad­de­nin dör­dün­cü fık­ra­sı kap­sa­mın­da oluş­tu­ru­lan fon­lar­dan kar­şı­lan­mak üze­re nük­le­er güç san­tra­lı­nın sö­kül­me­si zo­run­lu­dur. Sö­küm işin­den ve ta­şın­ma­zın çev­re ku­ral­la­rı kap­sa­mın­da ka­bul edi­le­bi­lir ha­le ge­ti­ri­le­rek Ha­zi­ne'ye ia­de­sin­den şir­ket so­rum­lu­dur. Bu iş­lem­ler için fon kay­nak­la­rı­nın ye­ter­siz kal­ma­sı du­ru­mun­da ma­li­yet­ler Ha­zi­ne ta­ra­fın­dan kar­şı­la­nır.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Si­nop Mil­let­ve­ki­li En­gin Al­tay.

Sa­yın Al­tay, bu­yu­run efen­dim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Bu se­fer çok yu­mu­şak ve ya­vaş.

CHP GRU­BU ADI­NA EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Pe­ki, çok yu­mu­şak… Za­ten ses yok ki, kı­sık.

Keş­ke, bu mad­de­de de ko­nu­şa­ca­ğım için de­min de­vam et­sey­dim.

Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım, sağ olun.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, kal­dı­ğım yer­den, mü­sa­ade eder­se­niz, de­vam et­mek is­ti­yo­rum.

Bil­di­ği­niz gi­bi, nük­le­er ener­ji en par­lak dö­ne­mi­ni 1973'lü, 1974'lü yıl­lar­da ya­şa­mış­tır, pet­rol kri­zin­de ya­şa­mış­tır ve o dö­nem­de, bü­tün dün­ya, bu­na, dün­ya­nın kur­tu­lu­şu, dün­ya­nın ge­le­ce­ği di­ye sa­rıl­mış­tır. Ama, son­ra­dan ba­kı­yo­ruz ki, Ame­ri­ka baş­ta ol­mak üze­re, Al­man­ya'sın­dan İs­veç'ine, Nor­veç'ine ka­dar bü­tün ül­ke­ler, bi­rin­ci ku­şak, ikin­ci ku­şak, üçün­cü ku­şak, üç ku­şak san­tral üret­me­le­ri­ne rağ­men, is­te­ni­len so­nu­cu, çev­re­sel et­ki­le­ri iti­ba­rıy­la, atık iti­ba­rıy­la, pa­ha­lı­lı­ğı iti­ba­rıy­la, pa­ha­lı­lı­ğı iti­ba­rıy­la ala­ma­dık­la­rı için şim­di bun­la­rı ya­pan yok, kul­la­nan yok. Hâli­ha­zır­da­ki­ler de pey­der­pey ka­pa­tı­lı­yor, bu­nu bi­li­yo­ruz.

Ba­kın, bu­gün Ulus­la­ra­ra­sı Ener­ji Ajan­sı ve Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri Ener­ji Ba­kan­lı­ğı tah­min­le­ri­ne gö­re -bu­nu, al­tı­nı çi­ze­rek söy­lü­yo­rum; lüt­fen dik­ka­te alın- 2030'da nük­le­er ener­ji­nin pa­yı yüz­de 5'e ine­cek. Ar­ka­daş­lar, bu­gün iti­ba­rıy­la da, bu, yüz­de 17'ler­de gö­rü­lü­yor. Şim­di, hâlen yüz­de 17. Nük­le­erin elek­trik üre­ti­min­de­ki pa­yı da, yi­ne, Ame­ri­kan Ener­ji Ba­kan­lı­ğı ve Ulus­la­ra­ra­sı Ener­ji Ajan­sı­na gö­re yüz­de 17'den yüz­de 12'ye ine­cek.

CA­HİT CAN (Si­nop) - Ne­re­den bi­li­yor­sun?

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Şim­di, her şe­yi­ni dı­şa­rı­dan ge­ti­re­ce­ği­niz bir tek­no­lo­ji­yi siz on­lar­dan iyi mi bi­li­yor­su­nuz? On­lar bu ko­nu­da in­di­ri­me gi­der­ken Tür­ki­ye gi­bi, Hin­dis­tan gi­bi, Pa­kis­tan gi­bi top­lum­sal ref­leks­le­ri za­yıf ül­ke­le­ri se­çi­yor­lar. El­le­rin­de iş­siz fi­zik mü­hen­di­si var, el­le­rin­de iş­siz atom mü­hen­di­si var, el­le­rin­de üre­til­miş, kul­la­nıl­ma­yan tek­no­lo­ji var. Bun­la­rı da bi­zim gi­bi top­lum­sal re­ak­si­yo­nu ol­ma­yan, du­yar­lı­lı­ğı ol­ma­yan, so­ka­ğa, ala­na in­me­yen ül­ke­le­re kul­la­nı­yor­lar idi. Ne za­ma­na ka­dar? Tan­do­ğan, Çağ­la­yan mi­ting­le­riy­le de ar­tık, halk Tür­ki­ye'de so­ka­ğa çık­ma­yı öğ­ren­miş­tir; ha­yır­lı ol­sun.

CA­HİT CAN (Si­nop) - Ha­yır­lı ol­sun!

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Bu san­tra­li biz en­gel­le­ye­mez­dik bel­ki, ama bu sa­at­ten son­ra, Tür­ki­ye'de ya­şa­yan yurt­taş­la­rı­mı­zın so­ka­ğa çık­ma kül­tü­rü bu nok­ta­ya gel­dik­ten son­ra, Sa­yın Ba­kan uğur­lar ol­sun, bu san­tra­li ar­tık ya­pa­maz­sı­nız. Ne za­man ki cid­di bir gi­ri­şi­me baş­la­dı­ğı­nız an­da, Tan­do­ğan'a, 1 mil­yon in­san, bu se­fer, bir yan­da bay­rak­lar, bir yan­da an­ti­nük­le­er lo­goy­la ge­le­cek­tir, gö­re­cek­si­niz. Ama, emi­nim ki, za­ten bu­na ge­rek kal­ma­ya­cak, 22 Tem­muz­da Tür­ki­ye'de ye­ni bir sa­bah do­ğa­cak ve o ta­rih­ten iti­ba­ren bu çöp tek­no­lo­ji­nin Tür­ki­ye'de ye­ri ol­ma­ya­cak. Bu­nu, al­tı­nı çi­ze­rek söy­lü­yo­rum.

Şim­di, se­çim böl­gem­de 59 ta­ne ku­ru­luş -ba­kın, bu­ra­da isim­le­ri var- Si­nop Ba­ro­sun­dan, Si­nop Zi­ra­at Oda­sın­dan, Si­nop Es­naf ve Sa­natkârlar Oda­sın­dan, DİSK, KESK, Türk-İş, Tes-İş, ga­ze­te­ci­ler, zi­ra­at­çı­lar, rad­yo­lar, ti­yat­ro­lar, si­ya­si par­ti­le­rin tü­mü bu işe kar­şı.

CA­HİT CAN (Si­nop) - Halk ne di­yor?

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Bun­lar halk olu­yor Be­ye­fen­di, bun­lar halk.

Şim­di, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bi­raz ön­ce, par­la­men­ter­ler, bu dö­ne­min so­nun­da, ni­ha­yet ko­nuş­tu­lar. Dört bu­çuk yıl ko­nuş­ma­dı­lar se­çim böl­ge­min ik­ti­dar mil­let­ve­kil­le­ri ve bi­raz ön­ce, ni­ha­yet, ko­nuş­tu­lar. Keş­ke, ik­ti­dar mil­let­ve­kil­le­ri­miz, Si­nop-Bo­ya­bat tü­nel­li yo­lu­nu ko­nuş­sa­lar­dı. Dev­ral­dık­la­rı Tür­ki­ye'de yüz­de 68'i bit­miş bir pro­je­yi...

CA­HİT CAN (Si­nop) - Ha­yır, ha­yır.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - ...Si­nop'un en ha­ya­ti pro­je­si­ni dört bu­çuk yıl­da ta­mam­la­mak için bu kür­sü­yü kul­lan­sa­lar­dı. Keş­ke, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ka­ra­su Ba­ra­jı'nı, Gö­kır­mak-Do­dur­ga Ba­ra­jı'nı, Bo­ya­bat Ba­ra­jı'nı, Sa­ray­dü­zü Ba­ra­jı'nı, Sa­ray­dü­zü-Kar­gı yo­lu­nu, Bo­ya­bat-Sa­ray­dü­zü yo­lu­nu, Du­ra­ğan-Bo­ya­bat yo­lu­nu dört bu­çuk se­ne­dir bu kür­sü­de ko­nuş­sa­lar­dı da şim­di Si­nop'a ra­hat gi­de­bil­se­ler­di.

CA­HİT CAN (Si­nop) - Al­lah Al­lah, Al­lah Al­lah!..

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Ger­ze-Si­nop yo­lu­nu, bun­la­rı ko­nuş­say­dı­nız dört bu­çuk yıl­da, şim­di göğ­sü­nü­zü ge­re ge­re de bu­ra­ya çı­kıp "bu­nu da ya­pa­ca­ğız" de­sey­di­niz. Bun­la­rı ko­nuş­ma­dı­nız ve Si­nop'ta...

SAB­Rİ VA­RAN (Gü­müş­ha­ne) - İyi ki se­sin kı­sık…

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Evet, bu, has­ta hâlim.

Sa­yın Baş­kan, Sa­yın Ba­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; çok şey is­te­mi­yo­rum. Bu, sı­ra­dan bir ka­nun de­ğil­dir. Bu, Tür­ki­ye'nin bu­gü­nü­nü, ya­rı­nı­nı il­gi­len­di­ren bir ka­nun­dur. Ya­rı­nı­nı il­gi­len­dir­se ney­se, ya­rın­dan son­ra­yı da il­gi­len­di­ren bir ka­nun­dur. Bu yüz­den, ör­nek al­dı­ğı­nız ve al­dı­ğı­mız ge­liş­miş Ba­tı ül­ke­le­rin­de­ki gi­bi, bu­nu, bu pro­je­yi, ka­mu­oyu des­te­ği­ni sağ­la­ma­dan ha­ya­ta ge­çir­me­ye lüt­fen kalk­ma­yın. Bu doğ­ru de­ğil­dir, bu ah­la­ki de­ğil­dir, man­tık­lı de­ğil­dir. Siz­den bu­nu is­ti­yo­ruz. Bir re­fe­ran­dum ya­pın Si­nop'ta, eğer Si­nop hal­kı­nın yüz­de 51'i "evet" der­se, yüz­de 40'ı "evet" der­se, ge­lin ya­pın. Si­nop hal­kı­nın yüz­de 20'si "evet" di­ye­bi­lir bel­ki, ama yüz­de 80'i "ha­yır" di­ye­cek­tir.

Sa­yın Mil­let­ve­ki­lim söy­le­di, "Si­nop'un es­ki PTT bi­na­sın­da TA­EK ka­rargâh kur­muş." di­ye. O TA­EK'li­le­ri -TA­EK Baş­ka­nı bu­ra­da mı bil­mi­yo­rum- o per­so­ne­li iki bu­çuk ay son­ra ora­dan ko­va­ca­ğız, ha­ber­le­ri ol­sun. Be­nim hal­kı­ma, be­nim va­tan­da­şı­ma da dev­le­tin imkânla­rıy­la yan­lış bil­gi ver­me­sin­ler, ayıp edi­yor­lar! Ver­dik­le­ri her yan­lış bil­gi­yi on­la­rın bur­nun­dan fi­til fi­til fi­til ge­tir­mez­sem na­mer­dim! Si­nop hal­kı­na kim­se ya­lan söy­le­me­miş­tir, söy­le­ye­me­ye­cek­tir. Si­nop hal­kı her şe­yin far­kın­da olan bir top­lu­luk­tur. Dün­ya­nın…

Sa­yın Tu­rizm Ba­ka­nı keş­ke bu­ra­da ol­sa. Tu­rizm Ba­ka­nı Av­ru­pa'ya gi­di­yor, di­yor ki: "Ben bir şey keş­fet­tim." di­ye ba­ğı­rı­yor adam­ca­ğız. Ne keş­fet­tin? Ne keş­fet­miş ola­bi­lir Sa­yın Tu­rizm Ba­ka­nı­mız? Al­man­ya'da söy­lü­yor, Fran­sa'da söy­lü­yor: "Ben Ba­kan olun­ca bir ke­şif yap­tım." di­yor. Bu Hükûme­tin Ba­ka­nı söy­lü­yor, Tu­rizm Ba­ka­nı söy­lü­yor. "Si­nop'u keş­fet­tim. Bir tu­rizm cen­ne­ti, eş­siz bir mer­kez." di­yor. Öte­ki de "Ora­ya nük­le­er san­tral ya­pa­ca­ğım." di­yor. Bu­na ne der­ler, bil­mi­yo­rum. Bi­ri­si "Dün­ya­nın tu­rizm mer­ke­zi ya­pa­ca­ğım, ol­ma­lı, hak edi­yor." di­yor, bi­ri­si "Ha­yır, ben, ora­ya, dün­ya­nın terk et­ti­ği, dün­ya­nın kaç­tı­ğı san­tra­li ya­pa­ca­ğım." di­yor.

Bir hükûme­tin için­de böy­le bir çe­liş­ki ola­bi­lir mi? Bu­nu mil­le­te na­sıl an­la­tır­sı­nız? Gö­ren gör­me­yen de si­zi beş par­ti­li koa­lis­yon hükûme­ti zan­ne­der. Ben mi yan­lış bi­li­yo­rum? Tek par­ti hükûme­ti de­ğil mi bu? Ya­ni, iki ba­ka­nın ara­sın­da­ki te­za­da ba­kın. Böy­le bir şey ola­maz. Bu­nu ka­bul et­me­miz müm­kün de­ğil­dir.

TA­EK Baş­ka­nı da de­miş ki sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri: "Efen­dim, Mer­sin'de tep­ki çok, ora­da böl­ge ola­rak bi­raz da­ha tu­rizm ha­re­ke­ti de var, onun için Si­nop'a yük­le­ni­yo­ruz." Sa­na ne!

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Öy­le bir şey yok.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Sen bu­nu Mer­sin di­ye plan­la­mış­sın. Sa­na ne!

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Öy­le bir şey yok.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Ben onun­la ko­nu­şu­rum.

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Yok öy­le bir şey.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - İs­pat­la­rım Sa­yın Ba­ka­nım, is­pat­la­rım…

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Yok öy­le bir şey.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Bel­ge­li­dir.

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Bak, TA­EK Baş­ka­nı "as­la" di­yor.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Siz mi­si­niz TA­EK Baş­ka­nı? Siz bu­nu söy­le­di­niz! Siz bu­nu söy­le­di­niz!

Her ney­se...

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - "Söy­le­di­niz" de­yip geç­me, is­pat­la!

BAŞ­KAN - Kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­ya­lım, Ge­nel Ku­ru­la ko­nu­şa­lım efen­dim. Lüt­fen…

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Böy­le bir şey ola­bi­lir mi ya!

Efen­dim, Mer­sin bü­yük­müş, Mer­sin'de sos­yal, top­lum­sal tep­ki faz­lay­mış, Si­nop da­ha kü­çük… San­ki Si­nop sa­hip­siz. TA­EK'e de Hükûme­te de söy­lü­yo­rum: Si­nop, en az Mer­sin ka­dar sa­hip­li­dir ve Si­nop­lu­nun Si­nop'a na­sıl sa­hip çık­tı­ğı­nı hep be­ra­ber gö­re­ce­ğiz. Bun­dan adım ka­dar emi­nim.

Ben bu ko­nu­ya ez­be­re kar­şı çık­mı­yo­rum. Çok oku­duk, çok in­ce­le­dik ve bu ül­ke­nin iyi ye­tiş­miş bir sü­rü mü­hen­di­si­ni din­le­dik. Elek­trik Mü­hen­dis­le­ri Oda­sı­nın mü­hen­dis­le­ri, o oda­ya bağ­lı mü­hen­dis­ler bu mil­le­tin ço­cuk­la­rı de­ğil mi? 30 bin ta­ne elek­trik mü­hen­di­si bu­na ni­ye kar­şı? Bun­lar, bu mil­le­tin, bu mem­le­ke­tin iyi ye­tiş­miş ço­cuk­la­rı; bun­lar ni­ye kar­şı?

Ge­çen, ba­na bir be­ye­fen­di gel­di. Bu­ra­da, ku­lis­te "Efen­dim, si­ze nük­le­er san­tra­lin fa­zi­let­le­ri­ni an­la­ta­ca­ğım." de­di. "An­lat ba­ka­yım…" Bir şey­ler gös­te­ri­yor. "Pe­ki, bu­nu sen ni­ye ya­pı­yor­sun, gö­re­vin ne? TA­EK'te mi­sin?" "Ha­yır." "Bil­mem, şu­ra­da mı­sın, Ener­ji Ba­kan­lı­ğın­da mı­sın?" "Ha­yır." "Sen kim­sin? Ne ya­pı­yor­sun?" "Ben ay­dın­la­tı­yo­rum…" "Bu iş için kaç pa­ra al­dın? Kim­den, kaç pa­ra al­dın?" di­ye sor­dum. Ya­ni, adam eli­ne çan­ta­yı al­mış, bro­şür da­ğı­tı­yor, si­ya­si­le­ri ik­na tu­ru­na çık­mış. Par­la­men­to­da ya­pı­yor bu­nu. Ada­mı döv­me­di­ğim için ken­di­mi kut­lu­yo­rum. Gel­miş, Par­la­men­to­da ba­na, nük­le­er san­tral lo­bi fa­ali­ye­ti ya­pı­yor. Böy­le bir ül­ke­de­yiz.

Sü­rem bi­ti­yor, Baş­ka­nın sab­rı­nı tek­rar zor­la­ma­ya­ca­ğım. Se­sim kı­sık, ra­hat­sı­zım. Ama, tek­rar söy­lü­yo­rum: Sa­yın Ba­kan, şah­sen si­zi de se­ve­rim. Ha­ni, siz be­ni da­nış­man ala­cak­tı­nız ya, bir da­ha ben se­çi­le­me­ye­cek­tim de; onun için de se­vi­yo­rum…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, te­şek­kür için…

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Al­tay.

MU­SA UZUN­KA­YA (Sam­sun) - Ya­ni, iş ga­ran­tin var…

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Evet, be­nim iş ga­ran­ti­mi Si­nop hal­kı ce­bi­me koy­du, hem de yir­mi yıl­lı­ğı­na koy­du Sa­yın Ve­ki­lim, hiç me­rak et­me sen.

Ar­ka­daş­lar, sa­mi­mi­yet­le, iyi ni­yet­le… Sa­yın Ba­kan, çok ri­ca edi­yo­rum, bu pro­je doğ­ru de­ğil­dir, iyi dü­şü­nül­müş de­ğil­dir. Kı­sa va­de­li, or­ta va­de­li elek­trik me­se­le­le­ri­mi­zi, ener­ji ta­lep­le­ri­mi­zi baş­ka tür­lü çöz­mek müm­kün­dür. Ar­ka­daş­lar tek­nik ola­rak an­la­tı­yor, za­ma­nım yok. Ge­lin, en azın­dan ye­ni Par­la­men­to­ya bu­nu bı­ra­ka­lım. Si­zin­le bir te­le­viz­yon­da tar­tı­şa­lım, mil­let de SMS'le oy ver­sin. Siz ka­za­nır­sa­nız ilk kaz­ma­yı ben vu­ra­ca­ğım, ben ka­za­nır­sam siz de bu iş­ten vaz­ge­çin.

Yü­ce Mec­li­si  say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Al­tay.

SAB­Rİ VA­RAN (Gü­müş­ha­ne) - Al­lah'tan se­sin ke­sik!..

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Ke­sik, gör­mü­yor mu­sun?

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de şah­sı adı­na Si­nop Mil­let­ve­ki­li Ca­hit Can.

Bu­yu­run Sa­yın Can. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Can, yan­lış bil­gi ver­me mil­le­te.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Sa­yın Can, ne di­ye­cek­sin Si­nop­lu­la­ra, ben me­rak edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Can, nük­le­er ener­ji ül­ke­mi­zin her ta­ra­fı­na la­zım. Do­la­yı­sıy­la, Si­nop ma­hal­li ola­rak ko­nuş­ma­ya­lım.

Bu­yu­run.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Sa­yın Can, se­ni Di­yo­jen'e şikâyet ede­rim.

CA­HİT CAN (Si­nop) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 1360 sı­ra sa­yı­lı nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin ku­rul­ma­sıy­la il­gi­li 7'nci mad­de üze­rin­de söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Şah­sım adı­na he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bu­gün, bu­ra­da, nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin oluş­ma­sıy­la il­gi­li ça­lış­ma­lar ya­pı­yo­ruz. An­cak, bi­raz ön­ce, Sa­yın Al­tay bu­ra­ya ge­lip ko­nu­şur­ken…

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Ce­vap hak­kı do­ğar… Ce­vap hak­kı do­ğur­ma.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Ben da­ha ön­ce ko­nuş­muş­tum bu ko­nu­la­rı ama, herhâlde, iz­le­me­miş ola­cak ki, bu ko­nu­la­ra ye­ni­den gir­di. Ya­ni, nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin çev­re­ye et­ki­si­nin ol­ma­dı­ğı­nı, in­san sağ­lı­ğı­na za­rar­lı ol­ma­dı­ğı­nı, çe­şit­li, Ka­ra­de­niz'de­ki ya­pı­lan in­ce­le­me­ler nok­ta­sın­da açık­la­dı­ğı­mı­zı ifa­de et­miş­tim. Ama, ne ya­zık ki, hem ko­nu­yu din­le­me­den hem in­ce­le­me­den, bir mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mı­zın, ge­rek ba­sın yo­luy­la ge­rek­se Si­nop'ta fe­ve­ran et­me­si, ger­çek­ten, Si­nop ili­miz adı­na üzün­tü ve­ri­ci­dir.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Sa­yın Baş­kan, sa­taş­ma var; ce­vap hak­kı do­ğa­cak.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Si­nop­lu in­san­la­rı­mız adı­na üzün­tü ve­ri­ci­dir. Çün­kü, ko­nu üze­rin­de hiç­bir ça­lış­ma yap­ma­mış­tır.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Çüş!.. Çüş!.. Ne de­mek ça­lış­ma yap­ma­mış? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Ba­kı­nız, ben­de­niz, Çev­re Ko­mis­yo­nun­da ve Ener­ji Ko­mis­yo­nun­da sa­at­ler­ce…

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Sa­yın Baş­kan…

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Kaç sa­tır oku­dun sen bu­nu? Sen bu­nu kaç sa­tır oku­dun? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan sı­ra ka­pak­la­rı­na vur­ma­lar)

BAŞ­KAN - Sa­yın Al­tay… Sa­yın Al­tay…

CA­HİT CAN (De­vam­la) - O sö­zü si­ze ia­de edi­yo­rum.

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Sa­yın Can, bir da­ki­ka…

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Ne de­mek hiç­bir şey yok!

CA­HİT CAN (De­vam­la) - O sö­zü si­ze ia­de edi­yo­rum! Çok çir­kin bir yak­la­şım dav­ra­nı­şı ser­gi­li­yor­su­nuz Sa­yın Al­tay. Şim­di…

BAŞ­KAN - Sa­yın Al­tay, ifa­de­ni­zi…

Sa­yın Can… Sa­yın Can…

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Kaç sa­tır ya­zı oku­dun sen bu ko­nu­da? "Hiç­bir araş­tır­ma yap­ma­mış" di­yor­sun. Sen be­nim bu ko­nu­da ne ka­dar oku­du­ğu­mu bi­li­yor mu­sun!

BAŞ­KAN - Sa­yın Al­tay… Sa­yın Al­tay…

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Çir­kin ifa­de­ler kul­lan­ma­yın.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Abi, var mı böy­le bir şey? Böy­le bir şey de­nir mi, hiç ça­lış­ma­mış!.. Ar­ka­daş­lı­ğı­mız var, ayıp!

BAŞ­KAN - Sa­yın Al­tay…

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Sa­yın Al­tay…

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Evet…

BAŞ­KAN - Bir da­ki­ka Sa­yın Can.

Sa­yın Al­tay, bi­raz ön­ce ifa­de et­ti­ği­niz ke­li­me­yi seh­ven söy­le­di­ği­ni­zi dü­şü­nü­yo­rum.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Ama, hoş de­ğil ki.

BAŞ­KAN - Ha­yır, dü­zel­tin ya­ni o ke­li­me­yi.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Ta­mam, dü­zelt­tim. Ta­mam… Ca­hit Bey, ku­su­ra bak­ma; ama, sen dü­şün­ce­ni söy­le, be­nim bi­lip bil­me­di­ği­me ka­rış­ma.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Evet, te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Al­tay, gü­zel bir li­san­la dü­zelt­ti­ği­niz için söy­le­di­ği­niz söz­le­ri.

Sev­gi­li ar­ka­daş­lar, ba­kı­nız, bi­raz ön­ce Si­nop hal­kı­nı töh­met al­tın­da bı­ra­ka­rak, san­ki tüm Si­nop hal­kı­nın bu işe kar­şı ol­du­ğu­nu ifa­de ede­rek bu­ra­da ko­nuş­ma ya­pıl­ma­sı­nı ben doğ­ru bul­mu­yo­rum.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - "Yüz­de 80" de­dim.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Çün­kü, da­ha bu nük­le­er güç san­tral­le­ri or­ta­ya çık­ma­dan ön­ce, çe­şit­li plat­form­lar ku­ra­rak, kar­şıt plat­form­lar ku­ra­rak mil­le­ti et­ki­le­me­ye ça­lış­tı­nız. An­cak, ül­ke­mi­zin ger­çek­ten çok önem­li bir ener­ji ih­ti­ya­cı­nı gi­der­me­si açı­sın­dan bu ça­lış­ma­nın çok ve­rim­li ol­du­ğu­nu bu­ra­da ar­ka­daş­la­rı­mız ifa­de et­ti­ler. Şim­di, bi­raz ön­ce de­di ki Sa­yın Al­tay: "Bu dö­nem­de ar­tık kul­la­nıl­mı­yor." Ben resmî ra­kam­lar­la ko­nu­şan bir in­sa­nım. Şim­di, bu­ra­da, ba­kı­nız, 1971 yı­lın­da yüz­de 1'ken dün­ya­nın kul­lan­dı­ğı nük­le­er güç san­tral­le­ri, 2001 yı­lın­da, hat­ta, şu an­da yüz­de 17'den bah­se­di­li­yor Sa­yın Al­tay. Herhâlde, bu ve­ri­le­ri in­ce­le­me­di­niz.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - 1971'de baş­la­dı bu iş.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Şim­di, mü­sa­ade eder mi­si­niz.

Ba­kı­nız, en ucuz ener­ji ol­du­ğu­nu bil­di­ği­niz hâlde, bi­le bi­le bu­ra­da inkâr et­ti­niz.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Ni­ye kar­şı çık­tık?

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Böy­le bir şey as­la ola­maz. Ba­kın, ben si­ze as­lın­da bu ko­nu­da çok açık­la­ma yap­mak is­ti­yor­dum; an­cak, di­ğer ko­nu­la­ra da gir­di­niz. O ko­nu­lar nok­ta­sın­da si­zin ve­re­ce­ği­niz hiç­bir ce­vap yok­tur. Çün­kü, ba­kın, Si­nop ili­mi­zin 470 kö­yü var, 9 il­çe­si, 2 bel­de­si var.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Bek­li­yor o köy­ler se­ni!

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Bu gü­zergâhla­rı dör­der se­fer tur­la­mış bir in­san ola­rak bak­tım ki, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li­ler, cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­den be­ri bir çi­vi çak­ma­mış­lar; bu­nu gör­düm! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan "Oo" ses­le­ri, gü­rül­tü­ler) Evet, bir çi­vi çak­ma­dık­la­rı­nı gör­düm.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Sa­yın Can, ayıp olu­yor ama!

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Sa­mi­mi­ye­tim­le söy­lü­yo­rum.

Şim­di, ha­ya­tın­da bir çi­vi çak­ma­yan­lar… O de­min bah­set­ti­ğim Bo­ya­bat tü­nel­li ge­çiş yo­lun­dan, Sa­yın Al­tay, Sa­yın Ab­dül­la­tif Şe­ner Bey'le -Ba­ka­nı­mız­la- bir­lik­te do­laş­tı­ğı­mız za­man an­cak gel­din. Ora­da ne di­yor­du­nuz, ka­le sur­la­rı gi­bi is­ti­nat du­var­la­rı­nın var ol­du­ğu­nu gö­rün­ce "Hay­ret ya, bu ça­lış­ma na­sıl ol­muş?" di­ye siz bah­set­me­di­niz mi!

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Sen yap­ma­dın ki, sen­den ön­ce­ki­ler yap­tı!

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Yaa! İş­te, o ça­lış­ma­la­rı bil­di­ği­niz hâlde, o dağ­la­rın ge­çi­din­de, efen­dim, kırk ta­ne ge­çit ol­du­ğu­nu bil­di­ği­niz hâlde, ko­lay bir ça­lış­ma ol­ma­dı­ğı­nı bil­di­ği­niz hâlde bu­ra­dan çok ufak, kü­çük ke­li­me­ler­le bun­la­rı ko­nuş­ma­nı­zı, ben, si­zi Si­nop hal­kı­na şikâyet edi­yo­rum bu­ra­dan! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Gö­re­ce­ğiz.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Evet, şikâyet edi­yo­rum ve bu Hükûmet, dört bu­çuk yıl içe­ri­sin­de ora­ya, es­ki bi­rim fi­yat­la söy­lü­yo­rum, 100 tril­yo­na ya­kın pa­ra ak­tar­mış­tır. Siz ha­ya­tı­nız­da bu ka­dar pa­ra­yı bir ya­tı­rı­ma ak­tar­dı­nız mı Sa­yın Al­tay?

Du­ra­ğan'dan Ala­çam yo­lu­na doğ­ru biz yap­tık. Bo­ya­bat ve Du­ra­ğan il­çe­si­ne 25 ki­lo­met­re ça­lış­ma­lar de­vam edi­yor. Si­nop şe­hir ge­çi­şi Ka­ba­lı'dan iti­ba­ren bir oto­ban gi­bi o çı­kış­lar de­vam edi­yor.

Siz, yap­tı­ğı­mız okul­la­rı, ana­okul­la­rı­nı, zi­hin­sel en­gel­li okul­la­rı­nı bil­mi­yor mu­su­nuz? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Nük­le­eri ko­nuş, nük­le­eri!

BAŞ­KAN - Sa­yın As­la­noğ­lu, lüt­fen…

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Sa­yın As­la­noğ­lu, ne yap­tı­nız?

BAŞ­KAN - Sa­yın Can, mik­ro­fon ka­pa­lı, lüt­fen!

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Ne yap­tı­nız, ne?

BAŞ­KAN - Sa­yın Can, bir da­ki­ka efen­dim.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Biz Si­nop ili­mi­ze yap­tı­ğı­mı­zı bi­li­yo­ruz. Ha­ya­tı­nız­da, rü­ya­nız­da bi­le gör­me­di­ği­niz şey­le­ri ya­pı­yo­ruz Si­nop'a.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, nük­le­er mi, oto­ban mı?

BAŞ­KAN - Sa­yın As­la­noğ­lu, lüt­fen…

Sa­yın can, mik­ro­fo­nu­nu­zu aça­ca­ğım, ko­nu­şa­cak­sı­nız; ama, Si­nop'un so­run­la­rı­nı bu­ra­da çöz­me şan­sı­mız yok say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım. Hal­ka bir­bi­ri­ni­zi şikâyet edi­yor­su­nuz, Si­nop­lu­lar si­zi bek­li­yor.

Bu­yu­run, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Ama, gör­düm ki, da­ha mey­dan­la­ra bi­le çı­ka­ma­ya­ca­ğı­nı… Bu­ra­da "has­ta­yım" di­ye ifa­de eden ar­ka­da­şı­mı­zın Si­nop mey­dan­la­rı­na na­sıl çı­ka­ca­ğı­nı ben tah­min ede­mi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Cid­den tah­min ede­mi­yo­rum. Ben za­ten ar­ka­daş­la­ra söy­le­dim, bu genç ar­ka­da­şı­mı­zı baş­ka bir il­den gös­te­rin de ken­di­si­ne acı­yın. Çün­kü, Si­nop hal­kı ken­di­si­ne ge­re­ken der­si ve­re­cek­tir. Hiç bu ka­dar, Si­nop hal­kı­nı kü­çüm­se­yen, bel­ki de hiç­bir mil­let­ve­ki­li ol­ma­mış­tır.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - O ne de­mek?

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Sev­gi­li kar­de­şim, Sa­yın Al­tay, ben bu ko­nu­la­ra gir­me­ye­ce­ğim; an­cak, Si­nop Ame­ri­kan ra­da­rı ya­pı­lır­ken bi­le, geç­miş zih­ni­yet…

BAŞ­KAN - Sa­yın Can, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­lar mı­sı­nız lüt­fen.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - …"Ame­ri­kan ra­da­rı ya­pıl­ma­sın" di­ye mi­ting dü­zen­le­yen zih­ni­yet si­zin zih­ni­ye­ti­niz­di.

BAŞ­KAN - Sa­yın Can…

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Da­ha son­ra, yi­ne ka­pa­tı­lın­ca ora­sı, yi­ne top­lan­tı yap­tı­nız, mi­ting yap­tı­nız. "Ni­ye bu­ra­sı ka­pa­nı­yor, in­san­lar iş­siz kal­dı." di­yen­ler, yi­ne siz­si­niz. Hat­ta, Bo­ğaz köp­rü­le­ri ya­pı­lır­ken kar­şı­sı­na çı­kan siz­ler­si­niz, biz­ler de­ği­liz. Biz in­sa­nı­mı­za hiz­met edi­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Can, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız lüt­fen.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - İn­sa­nı­mı­za hiz­met ede­ce­ğiz ve is­tih­da­mı sağ­la­ya­ca­ğız, ge­rek mü­hen­dis­lik­te ge­rek­se ener­ji­de, ta­rım­da, ve­te­ri­ner­lik­te. Nük­le­er güç san­tral­le­ri, Si­nop in­sa­nı­na bi­le, bü­tün hep­siy­le bir­lik­te, bel­ki 8-10 bin ki­şi­ye is­tih­dam sağ­la­ya­cak.

BAŞ­KAN - Sa­yın Can, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­lar­sa­nız…

Te­şek­kür edi­yo­rum siz­le­re, sağ olun.

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Bun­dan ra­hat­sız ol­ma­yın, bun­dan go­cun­ma­yın.

BAŞ­KAN - Sa­yın Can, te­şek­kür edi­yo­rum efen­dim. Lüt­fen…

CA­HİT CAN (De­vam­la) - Si­nop hal­kı­nı dü­şü­nün.

He­pi­ni­ze, ben, say­gı­la­rı­mı, sev­gi­le­ri­mi su­nu­yo­rum. Sağ olun, var olun. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım…

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Efen­dim?

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Sa­yın Can, ko­nuş­ma­sın­da, mü­te­ad­dit de­fa­lar "Sa­yın Al­tay" di­ye­rek ba­na ce­vap ver­di, bir şey de­mi­yo­rum; an­cak, bu kür­sü­den "be­nim Si­nop hal­kı­nı kü­çük dü­şür­dü­ğü­mü" be­yan ede­rek, nak­len ya­yın prog­ra­mın­da, ya­ni can­lı ya­yın­da yan­lış an­la­şı­la­bi­le­cek bir hu­su­sa mey­dan ver­miş­tir. Mü­sa­ade eder­se­niz, iki da­ki­ka söz ta­lep edi­yo­rum.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Ay­nen Sa­yın Baş­ka­nım, ay­nı cüm­le­le­ri kul­lan­dı.

OS­MAN ÖZ­CAN (An­tal­ya) - Ay­nen de­di.

FİK­RET BA­DAZ­LI (An­tal­ya) - Za­bıt­la­ra ba­kın.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Zap­ta ba­kar­sa, iş uzar.

BAŞ­KAN -Sa­yın Al­tay, otu­run bir da­ki­ka efen­dim. 

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, sa­taş­ma­lar var­sa söz ve­re­ce­ğim; ama, şu­nu bil­mek is­ti­yo­rum: Biz, bu­ra­da, bir nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin ku­rul­ma­sı ko­nu­sun­da ko­nu­şu­yo­ruz, Si­nop'un ma­hallî so­run­la­rı­nı bu­ra­da tar­tış­mı­yo­ruz.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Sa­yın Can yap­tı…

BAŞ­KAN - Ya­ni, Si­nop'un, ya­pı­lan mi­ting­le­ri, yol­la­rı, di­ğer, iş­te, çeş­me­si, şu­su bu­su, bun­lar ay­rı bir şey. Bun­la­rı siz­ler böl­ge­niz­de tar­tı­şır­sı­nız, mü­za­ke­re eder­si­niz; be­nim ona bir ifa­dem yok; ama, bu ko­nuş­ma­lar sı­ra­sın­da, ya­ni, be­nim du­ya­bil­di­ğim, uy­gun ol­ma­yan ke­li­me­ler sarf edil­di; on­la­rı da söy­le­mek is­te­mi­yo­rum. O ba­kım­dan, sa­kin bir şe­kil­de me­se­le­yi din­le­ye­lim.

Sis­te­me gi­ri­niz Sa­yın Al­tay, bir açık­la­ma fır­sa­tı ve­re­yim. Ama, is­tir­ham edi­yo­rum, ya­ni, ar­tık, Si­nop'tan nük­le­er güç san­tral­le­ri­ne ge­le­lim.

Mik­ro­fo­nu­nuz açık, bu­yu­run, çok kı­sa ola­rak ko­nu­şu­nuz.

VI. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR (De­vam)

2.- Si­nop Mil­let­ve­ki­li En­gin Al­tay'ın, Si­nop Mil­let­ve­ki­li Ca­hit Can'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Si­nop Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ca­hit Can, kür­sü­de bi­raz ön­ce yap­tı­ğı ko­nuş­ma­da  "Sa­yın Al­tay" di­ye baş­la­dı, "Sa­yın Al­tay" di­ye bi­tir­di, ama, bun­la­rı önem­se­mi­yo­rum. Mec­lis Te­le­viz­yo­nu Si­nop'ta iz­le­ni­yor. An­cak, Si­nop hal­kı­nı kü­çük dü­şür­dü­ğü­mü ifa­de eden bir ko­nuş­ma yap­tı. Bu­nu ken­di­si­ne ia­de edi­yo­rum.

Be­nim Si­nop hal­kı­nı kü­çük dü­şü­rüp dü­şür­me­ye­ce­ği­mi Si­nop hal­kı bi­lir, bu­nun tak­di­ri­ni Si­nop hal­kı ya­pa­cak­tır. Ama, Par­la­men­to kür­sü­sün­de yan­lış bil­gi ver­mek çok sem­pa­tik kaç­maz. Ben is­ter­dim ki, dört bu­çuk yıl­lık ik­ti­da­rı so­nun­da bir ik­ti­dar mil­let­ve­ki­li, Par­la­men­to­nun ka­pa­na­ca­ğı haf­ta "şun­la­rı şun­la­rı ya­pa­ca­ğız, ya­pı­yo­ruz" di­ye­ce­ği­ne, bir ta­ne, sa­de­ce bir ta­ne "şu­nu bi­tir­dik" di­ye­bil­sey­di.

Te­şek­kür edi­yo­rum.

CA­HİT CAN (Si­nop) - Yap­tı­ğı­mı­zı söy­le­dik ya.

BAŞ­KAN - Evet, te­şek­kür ede­rim.

Zan­ne­di­yo­rum ki, Si­nop­lu ar­ka­daş­la­rı­mız herhâlde gü­zel bir kam­pan­ya yü­rü­te­cek­ler.

V. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER (De­vam)

6.- Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Çev­re ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1260) (S. Sa­yı­sı: 1360) (De­vam)

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, şah­sı adı­na Van Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ha­cı Bi­ner.

Bu­yu­run Sa­yın Bi­ner.

HA­CI Bİ­NER (Van) - Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; doğ­ru­su, Sa­yın Al­tay'ı din­ler­ken şu ak­lı­ma gel­di: Yıl­lar ön­ce, 70'li yıl­lar­da Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de ça­lı­şı­yor­dum. O za­man Bo­ğaz Köp­rü­sü'nün ya­pı­lıp ya­pıl­ma­ma me­se­le­si tar­tı­şı­lı­yor­du.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Ka­rış­tır­ma! Bo­ğaz Köp­rü­sü'yle ne ala­ka­sı var?

HA­CI Bİ­NER (De­vam­la) - Ay­nı üs­lup­la: "Köp­rü­yü yap­tır­ma­yız. Bu köp­rü­den ge­çe­mez­si­niz." Ama, bu­gün köp­rü ya­pıl­mış, üze­rin­den, Sa­yın Al­tay da sa­nı­rım hem ara­ba­sıy­la hem tı­rıy­la hem oto­bü­süy­le ge­çi­yor.

Efen­dim, ta­mam, köp­rü ya­pa­lım ama, bu tek­no­lo­ji­yi ne­re­den ge­ti­re­ce­ğiz? Bu­gün o tek­no­lo­ji gel­di.

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Tek­no­lo­ji za­ten var.

HA­CI Bİ­NER (De­vam­la) - Tek­no­lo­ji gel­di, köp­rü ya­pıl­dı ve ikin­ci köp­rü ya­pı­lı­yor. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Üçün­cü­sü ya­pı­lı­yor" ses­le­ri)

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ilk bil­gi­sa­yar­la­rı gö­ren­ler bi­le­mi­yo­rum var mı­dır? Ben gör­düm, Dev­let Su İş­le­ri­ne ilk de­fa bil­gi­sa­yar gel­miş­ti, o bil­gi­sa­yar bir oda­ya sı­ğa­ma­dı, o ka­dar bü­yük bir bil­gi­sa­yar. Hat­ta, Ja­pon­lar da bu­nu kop­ya edip Ame­ri­ka'dan Ja­pon­ya'ya gö­tür­müş­ler­di, bil­gi­sa­ya­rı kul­la­na­bil­mek için ta­bu­re­ye çı­kıp öy­le bil­gi­sa­ya­rı kul­la­nı­yor­lar­dı, ama bu­gün, bil­gi­sa­yar ce­be sı­ğı­yor. Hem bu­nu bil­gi­sa­yar ola­rak kul­la­na­bi­li­yor­su­nuz hem di­ji­tal ka­me­ra ola­rak kul­la­na­bi­li­yor­su­nuz hem fo­toğ­raf ma­ki­ne­si hem de faks ola­rak kul­la­na­bi­li­yor­su­nuz. Pe­ki, ya­ni, şim­di, di­ye­lim ki bu bil­gi­sa­ya­rı biz kul­lan­ma­ya­lım mı? Bu cep te­le­fo­nu­nu kul­lan­ma­ya­lım mı? Bu bil­gi­sa­ya­rı biz keş­fet­me­dik, biz ge­tir­me­dik, bu tek­no­lo­ji biz­de yok­tu mu di­ye­lim?

Ke­za, bu­gün, ma­ale­sef, üzü­le­rek ifa­de ede­yim ki, üni­ver­si­te­le­ri­miz­de, dev­let üni­ver­si­te­le­rin­de na­no­tek­no­lo­ji yok, ama ben gör­düm, özel üni­ver­si­te­ler­de na­no­tek­no­lo­ji var. Pe­ki, ya­ni na­no­tek­no­lo­ji kul­lan­ma­ya­lım mı? Böy­le bir şey ola­bi­lir mi? Efen­dim, Sa­yın Sey­han de­di: "Ta­mam, nük­le­er ener­ji­yi ge­ti­re­lim, ama bu tek­no­lo­ji yok, bu tek­no­lo­ji­yi na­sıl ge­ti­re­lim?"

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, dün­ya­da bu tek­no­lo­ji­yi, bu nük­le­er san­tra­li ku­ran­lar -baş­lan­gıç­ta bu tek­no­lo­ji yok­tu- her bi­ri­si bir yer­ler­den bu tek­no­lo­ji­yi al­dı ge­tir­di, bu­gün kul­la­nı­yor­lar. E, biz de öy­le ya­pa­ca­ğız. Bu­gün ilim adam­la­rı­mız var. Fi­zik ala­nın­da No­bel ödü­lü alan in­san­la­rı­mı­zı aca­ba Sa­yın Sey­han bi­li­yor mu? Var, bu­nu ya­pa­bi­le­cek in­sa­nı­mız var. Dün­ya­ya mik­ro­cer­ra­hi öğ­re­ten ilim adam­la­rı­mız var. Ge­çen se­ne, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si bu­na özel teş­vik ödü­lü ver­di. Pe­ki, bu ne­re­den gel­di? Bu ça­lı­şa­rak, bir yer­ler­den el­de edi­le­rek gel­di.

Efen­dim, ener­ji ko­nu­sun­da ya na­sıl ya­pa­cak­sı­nız? De­ğer­li ar­ka­daş, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­yet Hükûme­ti şu ana ka­dar na­sıl yap­tıy­sa, ay­nı şe­yi ya­pa­cak. Millî ge­lir, fert ba­şı­na 1.700'ler­dey­di, şu an­da 5.500'ler­de.

HÜ­SE­YİN EK­MEK­Cİ­OĞ­LU (An­tal­ya) - Ne­re­de Ha­cı Bey 5.500 do­lar? Ne­re­de bu Al­lah'ını se­ver­sen ya­hu?

HA­CI Bİ­NER (De­vam­la) - Evet, 5.500'ler­de…

HÜ­SE­YİN EK­MEK­Cİ­OĞ­LU (An­tal­ya) - Ha­yal­ci dav­ran­ma­yın lüt­fen ar­tık ya!

HA­CI Bİ­NER (De­vam­la) - Millî ge­lir 180 mil­yar do­lar­dan, bu­gün 500 mil­yar do­la­ra yak­laş­tı. İh­ra­cat 100 mil­yar do­la­ra yak­laş­tı. Tu­rizm ge­li­ri 20 mil­yar do­la­ra yak­la­şı­yor.

Pe­ki, bun­lar na­sıl ol­du?

HÜ­SE­YİN EK­MEK­Cİ­OĞ­LU (An­tal­ya) - Ha­yal dün­ya­nız­da ol­du Ha­cı Bey…

HA­CI Bİ­NER (De­vam­la) - Bun­la­rı ya­pan bir dev­let ve Hükûmet bu­nu da ya­par.

Efen­dim, Sa­yın Al­tay "Bu­nu Si­nop'a kur­dur­mam." Ama şu­nu söy­le­ye­yim: Sa­yın Ba­kan da bu­ra­da, ya­ni lüt­fe­der­se, bu­nu Van'da kur­ma­ya ben mü­sa­ade edi­yo­rum, di­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız da mü­sa­ade edi­yor. Dün­ya ka­dar iş­siz var. Lüt­fen bu­nu Van'a kay­dı­ra­lım Sa­yın Ba­kan.

"Efen­dim, ben bu­nu kul­lan­ma­ya­ca­ğım." Pe­ki, Sa­yın Al­tay sen tek­no­lo­ji­yi kul­lan­ma­ya­cak­sın ne ya­pa­cak­sın? O za­man, gün­de yüz­ler­ce in­sa­nı­mız tra­fik ka­za­la­rın­da ölü­yor. O za­man, ara­ba­ya bin­me­yin, Si­nop'a ya­yan gi­din ge­lin! Bu­nun man­tı­ğı var mı ya­ni?

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - An­cak sap­la sa­man bu ka­dar ka­rış­tı­rı­lır bir­bi­ri­ne!

HA­CI Bİ­NER (De­vam­la) - Ka­rış­mı­yor. Sen onun bu man­tı­ğı ku­rar­san, sap­la sa­ma­nın ne ol­du­ğu­nu bi­lir­sin.

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Sap­la sa­man bu ka­dar ka­rış­tı­rı­la­bi­lir bir­bi­riy­le!

HA­CI Bİ­NER (De­vam­la) - Evet, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ka­nun ye­rin­de­dir. Tür­ki­ye'nin bu­na ih­ti­ya­cı var. Ger­çek­ten bü­yük bir dev­let Tür­ki­ye. Ya­ni, Ro­man­ya ve da­ha dü­ne ka­dar Tür­ki­ye'nin hi­ma­ye­sin­de olan, Cum­hu­ri­yet Hükûme­ti­nin ta­sar­ru­fu al­tın­da ya­şa­yan dev­let­ler bu­gün bu ener­ji­yi kul­la­nı­yor, ama Tür­ki­ye bu­nu kul­la­na­mı­yor. Bu, Tür­ki­ye'ye ya­kı­şa­cak bir dav­ra­nış de­ğil­dir.

Sa­yın Ba­ka­na, bu ka­nu­nu ge­tir­di­ği için te­şek­kür edi­yo­rum. Bu ka­nu­nun ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de üze­rin­de iki adet öner­ge var­dır. Öner­ge­le­ri ge­liş sı­ra­la­rı­na gö­re oku­tup ay­kı­rı­lık du­rum­la­rı­na gö­re iş­le­me ala­ca­ğım.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1360 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 7. mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sın­da­ki "…şir­ket le­hi­ne Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re; "di­ğer ka­mu ku­rum ve­ya ku­ru­luş­la­rı­nın mül­ki­ye­tin­de bu­lun­ma­sı ha­lin­de ise Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rı ile" iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

İr­fan Gün­düz

Meh­met Kas­tal

Ah­met Işık

 

İs­tan­bul

Os­ma­ni­ye

Kon­ya

 

Fa­tih Arı­kan

Re­cep Ga­rip

Adem Baş­türk

 

Kah­ra­man­ma­raş

Ada­na

Kay­se­ri

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1360 sı­ra sa­yı­lı ya­sa­nın 7. mad­de­si­nin bi­rin­ci pa­rag­ra­fı­nın so­nu­na gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki ifa­de­nin ek­len­me­si­ni arz ede­riz.

Say­gı­la­rı­mız­la.

                 

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Nu­ri Çi­lin­gir

Mu­har­rem İn­ce

 

Ma­lat­ya

Ma­ni­sa

Ya­lo­va

 

M. Ve­dat Yü­ce­san

Ra­sim Ça­kır

 

 

Es­ki­şe­hir

Edir­ne

 

İla­ve me­tin: Yer­li üre­tim­de teş­vik ora­nı % 20 ar­tı­rı­lır.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du)  - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın As­la­noğ­lu.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bir yan­lı­şa ikin­ci yan­lış ek­li­yo­ruz. Şim­di bu mad­de­de, "Bu ya­tı­rım­la­ra teş­vik uy­gu­la­nır." di­yor. Ge­nel­de bu ya­tı­rım­lar­da, hep anah­tar tes­li­mi ve­ri­len   -tıp­kı, geç­ti­ği­miz dö­nem­ler­de bu ener­ji ko­nu­su, özel­lik­le do­ğal gaz san­tral­le­ri ve­ya ba­zı ba­raj­lar- iş­te, on beş yıl yap-iş­let-dev­ret mo­de­liy­le ya­pı­lan­lar­da hep de­nil­di ki, (x) ya­ban­cı fir­ma­ya, (y) ya­ban­cı fir­ma­ya: Şu ka­dar pa­ra­yı ge­tir, bu­ra­yı yap. An­cak, bun­la­rın hep­si bir tek şart koş­tu ar­ka­daş­lar: Tüm bu alet, ekip­man ve iş­let­me­de kul­la­nı­lan her şe­yin o ül­ke­nin fir­ma­la­rın­dan alın­ma­sı ko­şu­lu ge­ti­ril­di; ya­ni yer­li tek üre­tim kul­la­nıl­ma­dı, yer­li üre­tim­den hiç­bir şey alın­ma­dı. Tür­ki­ye'de üre­ti­len -ora­da kul­la­nı­la­cak- al­ter­na­tif ekip­man, alet, bun­la­rın hiç­bi­ri Tür­ki­ye'den tes­lim alın­ma­dı. O, dı­şa­rı­dan ge­len kre­di ta­ma­men dı­şa­rı­ya git­ti ar­ka­daş­lar, ya­ni ya­ban­cı ül­ke­le­rin şir­ket­le­ri­ne git­ti bu pa­ra­lar.

Bu­ra­da da yi­ne ay­nı yan­lış ya­pı­lı­yor. Eğer Tür­ki­ye'de bu üre­tim­ler, al­ter­na­tif kul­la­nı­la­cak ekip­man, alet, bun­lar bu­ra­da üre­ti­li­yor­sa, bu üre­ti­mi bir şe­kil­de teş­vik et­mek la­zım. Bu pa­ra bu ül­ke­de kal­sın.

Şim­di, siz, ta­ma­men yi­ne ya­ban­cı ül­ke­ler­de üre­ti­len, ora­dan ül­ke­ye ge­ti­ri­le­cek alet ve ekip­man­la­rı teş­vik edi­yor­su­nuz. Oy­sa­ki, bu­ra­da üre­ti­len alet ve ekip­man­la­ra hiç­bir ay­rı­ca­lık ta­nı­mı­yor­su­nuz. Ge­lin, bun­la­rı teş­vik edin. Bu pa­ra bu ül­ke­de ka­la­cak. Bu­nu yap­mı­yor­su­nuz. Hiç­bir far­kı yok­tur, ay­nı tra­fik me­mu­ru gi­bi, dı­şa­rı­dan ge­le­cek, mon­te edi­le­cek, pa­ra­yı alıp gi­de­cek ar­ka­daş­lar. Ya­ni, ulu­sal sa­na­yi­ci­yi, ulu­sal sa­na­yi­yi bu üre­tim­ler­de kul­la­na­cak yer­li ekip­man­la­ra bir şe­kil­de özen­dir­mez­sek ve­ya bi­ri­le­ri­ne bu yer­li ekip­man­la­rın kul­la­nıl­ma ko­şul­la­rı­nı koy­maz­sak, yi­ne, bu ül­ke­de üre­ti­len bu de­ğer­ler dı­şa­rı­ya gi­de­cek. Bi­zim öne­ri­miz bu, ar­ka­daş, bu ül­ke­nin ulu­sal ser­ma­ye­si­ni teş­vik et­mek, bu ül­ke­de­ki ulu­sal sa­na­yi­ci­yi teş­vik et­mek, bu ül­ke­de­ki… Ma­dem bu yan­lı­şı ya­pı­yo­ruz... İkin­ci bir yan­lış ya­pı­yo­ruz ar­ka­daş­lar. Ya­ni, ül­ke­nin ulu­sal sa­na­yi­ci­si­ne hiç­bir şe­kil­de ön­cü­lük ver­mi­yo­ruz. Ben bu­ra­da üre­te­ce­ğim, ben iş­çi ça­lış­tı­ra­ca­ğım, ben ver­gi­mi bu­ra­da ve­re­ce­ğim. Hâlbu­ki, dı­şa­rı­dan ge­len tüm mal­la­rın bu­ra­da bir ku­ruş ver­gi­si ve­ril­mi­yor. Pa­ra­yı dı­şa­rı­da­ki ya­ban­cı sa­tı­cı ka­za­nı­yor, ver­gi­yi ken­di ül­ke­sin­de ve­ri­yor ar­ka­daş­lar. Ge­lin -yan­lış ya­pı­lan bir şey, ama, eğer ola ki- yer­li üre­ti­mi teş­vik edi­ci ve­ya yer­li sa­na­yi­ci­ye bu üre­tim­le­ri imal et­me­si için ba­zı ola­nak­lar ta­nı­ma­lı­yız. Ge­lin, bu­nu ya­pa­lım. Bu­nu söy­lü­yo­ruz.

Ta­bii, öner­ge­yi red­de­de­bi­lir­si­niz, ama, ulu­sal sa­na­yi­ci­yi, ulu­sal ser­ma­ye­yi ko­ru­mak, kol­la­mak adı­na. Eğer biz bun­la­rı yap­maz­sak, ta­ma­men ya­ban­cı­la­ra ül­ke­nin her şe­yi­ni tes­lim et­miş olu­yo­ruz.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın As­la­noğ­lu.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler…

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (Ada­na) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­ti­yo­ruz Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1360 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 7'nci mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sın­da­ki "…şir­ket le­hi­ne Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re, "di­ğer ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı­nın mül­ki­ye­tin­de bu­lun­ma­sı ha­lin­de ise Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rı ile" iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                        İr­fan Gün­düz (İs­tan­bul) ve ar­ka­daş­la­rı

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Ka­tı­lı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ya­pı­lan dü­zen­le­me ile bu mad­de kap­sa­mı­na ka­mu ku­rum ve­ya ku­ru­luş­la­rı­nın mül­ki­ye­tin­de bu­lu­nan ta­şın­maz­la­rın da ek­len­me­si he­def­len­miş­tir.

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­ti­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nup, ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­ya­ca­ğım.

Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­rar ye­ter sa­yı­sı yok­tur.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 17.41

 

 

 

BE­ŞİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 17.56

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li), Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 103'ün­cü Bir­le­şi­mi­nin Be­şin­ci Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

1360 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ta­sa­rı­nın 7'nci mad­de­si üze­rin­de İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve ar­ka­daş­la­rı ta­ra­fın­dan ve­ri­len öner­ge­nin oy­la­ma­sın­da ka­rar ye­ter sa­yı­sı bu­lu­na­ma­mış­tı. Şim­di, öner­ge­yi tek­rar oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­ya­ca­ğım.

Öner­ge­yi ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­miş­tir. Ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır.

Ka­bul edi­len öner­ge is­ti­ka­me­tin­de mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

8'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Uy­gu­la­ma­la­rın ko­or­di­nas­yo­nu

MAD­DE 8- (1) Bu Ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sın­da ge­rek­li ko­or­di­nas­yon Ba­kan­lık ta­ra­fın­dan sağ­la­nır.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Ma­ni­sa Mil­let­ve­ki­li Nu­ri Çi­lin­gir.

Sa­yın Çi­lin­gir, bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1360 sı­ra sa­yı­lı, Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bi­raz ön­ce bu­ra­da ko­nu­şan Van Mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­ma şu­nu ha­tır­lat­mak is­te­rim ki -ken­di­si na­no­tek­no­lo­ji­den bah­set­ti- be­nim, bun­dan al­tı-se­kiz ay ka­dar ön­ce na­no­tek­no­lo­jiy­le il­gi­li ver­miş ol­du­ğum Mec­lis araş­tır­ma­sı öner­ge­si var­dı. Eğer bu öner­ge gün­de­me ge­ti­ril­miş, alın­mış ol­say­dı, şim­di­ye ka­dar na­no­tek­no­lo­ji ko­nu­sun­da epey­ce yol alın­mış ola­cak­tı, ama, ne ya­zık ki ol­ma­dı. Par­la­men­to ken­di­ni ye­ni­le­me ka­ra­rı ver­di­ği­ne gö­re, bun­dan son­ra da herhâlde imkân dâhi­lin­de ol­ma­ya­cak.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ener­ji ih­ti­ya­cı her yıl or­ta­la­ma yüz­de 10 art­mak­ta­dır. Ül­ke­miz gi­bi ge­liş­mek­te olan ül­ke­le­rin ener­ji ih­ti­yaç­la­rı ise 1 kat da­ha faz­la art­mak­ta­dır. Bu du­rum göz önün­de tu­tul­du­ğun­da, in­san­lı­ğın gü­neş, rüzgâr, bi­yo­mas, jeo­ter­mal gi­bi, her tür­den ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­na­ğın­dan ya­rar­lan­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.

Bah­se ko­nu ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı açı­sın­dan ül­ke­miz son de­re­ce şans­lı­dır. Ön­ce­lik­le, bu yer­li kay­nak­la­rı­mı­zın dev­re­ye so­ku­la­rak, dı­şa ba­ğım­lı­lı­ğı­mı­zın azal­tıl­ma­sı ge­rek­li­dir. Yi­ne, ener­ji­yi ve­rim­li kul­lan­ma­yı öğ­ren­mek zo­run­da­yız, fa­kat, bun­la­rın hep­si dev­re­ye so­kul­sa bi­le, he­sap­lar bu ener­ji ya­tı­rım­la­rı­nın da­ha iyi sür­dü­rü­le­bi­lir bir kal­kın­ma­yı te­min et­mek­ten uzak ol­du­ğu­nu gös­ter­mek­te­dir. Eğer ül­ke­miz için nük­le­er san­tral­ler son ça­rey­se, biz­ler bu­na kar­şı de­ği­liz, an­cak, ener­ji ko­nu­sun­da nük­le­er san­tral­ler­den ön­ce yap­ma­mız ge­re­ken çok şey­le­rin var ol­du­ğu­nu söy­le­mek is­ti­yo­ruz.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu Hükûmet dö­ne­min­de elek­trik üre­ti­mi için her­han­gi bir ya­tı­rım ya­pıl­ma­mış­tır. Böy­le gi­der­se, ya­kın ge­le­cek­te ener­ji kri­zi ka­çı­nıl­maz gö­rül­mek­te­dir. Gü­nü­müz­de elek­trik ener­ji­si­nin ucuz, ka­li­te­li, za­ma­nın­da ve gü­ve­ni­lir şe­kil­de te­mi­ni ül­ke yö­ne­tim­le­ri­nin ön­ce­lik­li ko­nu­la­rı ara­sın­da­dır. Bu an­lam­da, ener­ji­nin plan­la­ma ve yö­ne­tim bo­yut­la­rı çok önem­li­dir. Gü­nü­müz dün­ya­sın­da sık sık gün­de­me ge­len ener­ji ve­ya ener­ji ham­mad­de­le­ri kriz­le­ri, ül­ke­le­ri, ener­ji po­li­ti­ka­la­rı­nı ola­sı kriz­le­ri gö­ze­te­rek plan­la­ma­ya, kay­nak kul­la­nı­mın­da dik­kat­li ol­ma­ya ve eko­no­mi­nin ener­ji­ye olan ba­ğım­lı­lı­ğı­nı azal­ta­cak ön­lem­le­ri al­ma­ya yön­len­dir­mek­te­dir. Bu çer­çe­ve­de, ulu­sal kay­nak­la­rın et­kin ve ras­yo­nel kul­la­nım­la­rı, ül­ke­le­rin ener­ji yö­ne­tim­le­ri için ha­ya­ti önem ta­şı­mak­ta­dır. Do­la­yı­sıy­la, ener­ji plan­la­ma­la­rı, bir ül­ke­nin ge­le­ce­ği­ni, re­fa­hı­nı ve ay­nı za­man­da kriz­le­ri de be­lir­le­mek­te­dir. Bu an­lam­da, ül­ke­le­rin ener­ji yö­ne­tim­le­ri­nin ile­ri­ye dö­nük plan­la­ma ha­ta­sı yap­ma hak­kı yok­tur. Ha­ta ya­pıl­dı­ğın­da, bu­nun be­de­li­nin çok ağır öden­di­ği he­pi­miz­ce gö­rül­müş­tür, gö­rül­mek­te­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Tür­ki­ye'de nük­le­er ener­ji­den elek­trik üre­til­me­si 1965 yı­lın­dan be­ri gün­dem­de­dir. Çer­no­bil ka­za­sı unu­tul­ma­ya baş­la­nın­ca nük­le­er san­tral ko­nu­su ye­ni­den gün­de­me ge­ti­ril­miş­tir. Ge­rek­çe ola­rak, ül­ke­mi­zin ge­le­cek yıl­lar­da bü­yük bir ener­ji dar­bo­ğa­zı­na gi­re­ce­ği gös­te­ril­mek­te, tek ça­re­nin nük­le­er san­tral ol­du­ğu top­lu­ma be­nim­se­til­mek is­ten­mek­te­dir. Tür­ki­ye'de nük­le­er san­tra­lin gün­dem­de ol­ma­dı­ğı 1991-1993 yıl­la­rın­da ener­ji faz­la­lı­ğın­dan ya­kı­nıl­mış, Bul­ga­ris­tan, Su­ri­ye ve hat­ta Er­me­nis­tan'a elek­trik sa­tıl­ma­sı gün­de­me gel­miş­tir. Nük­le­er tek­no­lo­ji­nin tar­tı­şıl­maz ön­cü­le­ri ka­bul edi­len Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri ve Al­man­ya'da­ki bi­lim adam­la­rı, nük­le­er ka­za­lar­la baş ede­cek yüz­de yüz gü­ven­li bir tek­no­lo­ji­ye he­nüz hiç­bir ül­ke­nin sa­hip ol­ma­dı­ğı­nı iti­raf et­mek­te­dir­ler. Bu ne­den­le­dir ki, Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri, Çer­no­bil ka­za­sın­dan çok ön­ce nük­le­er san­tral ya­pı­mın­dan ka­çış baş­la­mış, ön­ce­den ya­pı­mı baş­la­mış 100 nük­le­er san­tral ip­tal edil­miş­tir.

Nük­le­er san­tral­le­rin en yay­gın ola­rak kul­la­nıl­dı­ğı ül­ke­ler Fran­sa, Bel­çi­ka ve İs­veç'tir. Ni­te­kim, nük­le­er­ci­ler sü­rek­li ola­rak bu ül­ke­le­ri ör­nek gös­ter­mek­te­dir­ler. Oy­sa, elek­trik ener­ji­le­ri­nin yüz­de 50'den faz­la­sı­nı nük­le­er san­tral­den sağ­la­yan bu ül­ke­ler, 2000 yı­lın­dan baş­la­mak üze­re ka­de­me­li ola­rak nük­le­er san­tral­le­ri­ni ka­pat­ma ka­ra­rı al­mış­lar­dır.

Elek­tri­ğin nük­le­er san­tral­le da­ha ucuz üre­til­di­ği ıs­rar­la ile­ri sü­rül­mek­te­dir. Bu gö­rü­şe tam ola­rak ka­tıl­mak müm­kün de­ğil­dir. Nük­le­er san­tra­lin ya­kıt ma­li­ye­ti fo­sil ya­kıt­lar­dan da­ha ucuz ol­mak­la be­ra­ber, 1.000 me­ga­vat­lık bir nük­le­er san­tra­lin ya­pım ma­li­ye­ti 3,5-5 mil­yar do­lar ci­va­rın­da­dır. Bu­na kar­şı­lık, ay­nı güç­te bir do­ğal gaz çev­rim san­tra­li­nin ma­li­ye­ti ise 750 mil­yon do­lar ci­va­rın­da­dır. Bir nük­le­er san­tral en az al­tı yıl­da ku­ru­la­bil­mek­te, do­ğal gaz san­tra­li ise bir bu­çuk yıl­da ku­rul­mak­ta­dır. Ara­da­ki ma­li­yet far­kı 2,75 mil­yar do­lar­dır ki, bu meb­la­ğın yıl­lık fai­ziy­le do­ğal gaz san­tra­li­nin bir yıl­lık ya­kıt mas­ra­fı kar­şı­la­na­bi­lir. Bu du­rum, nük­le­er san­tral­de üre­ti­len elek­tri­ğin ucuz ol­du­ğu id­di­ası­nı çü­rüt­mek­te­dir.

Bu söz­le­rim­den, do­ğal gaz çev­rim san­tral­le­ri­ni des­tek­le­di­ği­miz an­la­şıl­ma­sın, ben bir ör­nek­le­me için bu ola­yı an­lat­mış bu­lu­nu­yo­rum.

Do­ğal gaz san­tra­li ile nük­le­er san­tra­lin her iki­si de ya­kıt ba­kı­mın­dan dı­şa ba­ğım­lı ol­ma­la­rı­na kar­şı­lık, nük­le­er ya­kıt sa­de­ce bir­kaç ül­ke­nin te­ke­lin­de­dir ve çok sı­kı de­ne­ti­me ta­bi­dir. Nük­le­er san­tra­lin ka­za ora­nı is­ta­tis­tik ola­rak öbür elek­trik san­tra­li­ne gö­re da­ha az­dır. Ne var ki, bir nük­le­er san­tral ka­za­sı­nın so­nu­cu bir böl­ge­yi ha­ri­ta­dan si­le­cek ka­dar va­him­dir.

Bü­tün bu yu­ka­rı­da bah­set­ti­ğim ko­nu­la­rın mut­la­ka dik­ka­te alın­ma­sı ge­rek­li­dir di­ye dü­şün­mek­te­yim.

Gü­nü­müz­de, ge­le­ce­ğin ener­ji so­ru­nu­nu kök­ten hal­le­de­cek, az risk­li ve çok ucuz ener­ji üre­te­cek füz­yon re­ak­tör­le­ri üze­rin­de araş­tır­ma yo­ğun­laş­mış­tır. Bu araş­tır­ma­la­ra fi­nan­sal kat­kı­lar sağ­la­mak üze­re, es­ki tip san­tral­le­ri ge­liş­mek­te olan ül­ke­le­re sat­mak için tür­lü ça­re­ye baş­vur­mak­ta­dır­lar. Ay­rı­ca, ge­ri kal­mış bir ül­ke­ye ya­pı­lan 3,5 mil­yar do­lar­lık bir ya­tı­rım­da en az 250 mil­yon do­lar ko­mis­yon, pro­viz­yon ve bu­nun gi­bi öde­me­ler söz ko­nu­su ola­bil­mek­te­dir. Ko­mis­yon­da ya­şa­nan tar­tış­ma­lar, nük­le­er ener­ji san­tral­le­riy­le Tür­ki­ye'nin ener­ji so­ru­nu he­men çö­zü­lü­ve­re­cek gi­bi bir iz­le­nim ol­du­ğu­nu gös­ter­mek­te­dir. Bu, ta­ma­men ger­çek dı­şı­dır. 1.000 me­ga­vat­lık bir nük­le­er san­tra­lin ku­ru­lu­mu için en az se­kiz on yıl ge­rek­mek­te­dir. Tür­ki­ye ko­şul­la­rın­da, bu sü­re­nin on beş yı­lı aş­ma­sı şa­şır­tı­cı ol­ma­ya­cak­tır. Bu du­rum, za­ten, nük­le­er san­tral­le­ri, ül­ke ener­ji so­ru­nu açı­sın­dan gün­dem dı­şı bı­rak­mak­ta­dır.

Ye­ni­le­ne­bi­lir kay­nak­lar üze­rin­de son yıl­lar­da çar­pı­cı ge­liş­me­ler ya­şan­mak­ta­dır. Tür­ki­ye'nin, bu ge­liş­me­le­re ka­pı­la­rı­nı ka­pa­tıp teh­li­ke­li ve pa­ha­lı olan nük­le­er san­tral­le­rin üze­rin­de yo­ğun­laş­ma­sı ka­bul edi­le­mez. Kal­dı ki, Tür­ki­ye'nin ener­ji po­tan­si­ye­li dik­ka­te alın­dı­ğın­da, su ve kö­mür kay­nak­la­rı­nın da he­nüz de­ğer­len­di­ril­me­miş ol­du­ğu or­ta­da­dır. Ay­rı­ca, nük­le­er san­tral ku­ru­lu­mu ko­nu­sun­da özel sek­tör ve ulus­la­ra­ra­sı fi­nans ku­ru­luş­la­rıy­la pa­zar­lık­lar ya­pı­lır­ken, hal­kın tep­ki­si bas­tı­rıl­ma­ya ça­lı­şıl­mak­ta­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; elek­trik ener­ji­si arz-ta­lep den­ge­si­nin so­run­suz sür­dü­rü­le­bil­me­si için ulu­sal kay­nak­la­rı­mı­za ön­ce­lik ve­ren, ras­yo­nel bir ulu­sal ener­ji po­li­ti­ka­sı, top­lu­mun tüm ke­sim­le­ri­nin ka­tı­lı­mıy­la oluş­tu­rul­ma­lı; bu po­li­ti­ka, ik­ti­dar de­ği­şik­lik­le­ri ve si­ya­set­çi ter­cih­le­ri­ne gö­re de­ğiş­ti­ril­me­me­li­dir. Yer­li lin­yit ve su kay­nak­la­rı­mız de­ğer­len­di­ril­me­li­dir. Ye­ni kay­nak bu­lun­ma­sı­na yö­ne­lik ara­ma­la­ra baş­la­nıl­ma­lı, yer­li kay­nak­la­rı­mı­zın ve­rim­li ve çev­re­ye za­rar ver­mek­si­zin kul­la­nım­la­rı­na yö­ne­lik araş­tır­ma ve tek­no­lo­ji ge­liş­tir­me ça­lış­ma­la­rı­na ge­re­ken önem ve­ril­me­li­dir.

Dün­ya üze­rin­de­ki tüm ül­ke­ler ener­ji ma­li­yet­le­ri­ni dü­şür­mek ama­cıy­la, elek­trik üre­ti­min­de ön­ce­li­ği ken­di kay­nak­la­rı­na ver­mek­te­dir­ler. Ül­ke­miz­de ise, elek­trik ener­ji­si üret­mek için kul­la­nı­la­bi­le­cek kay­nak­lar sı­nır­lı ol­ma­ma­sı­na kar­şın elek­trik ener­ji­si üre­ti­min­de ön­ce­lik, an­la­şıl­maz bir şe­kil­de, yer­li kay­nak­la­ra de­ğil ya­ban­cı kay­nak­la­ra ve­ril­mek­te­dir.

Ül­ke­miz­de elek­trik üre­ti­min­de kul­la­nı­la­bi­le­cek 8,5 mil­yar ton lin­yit re­zer­vi bu­lun­mak­ta­dır. Ku­ru­la­ca­ğı söy­le­nen nük­le­er san­tral­le­rin atık so­ru­nu çö­zü­le­me­miş­tir. Ül­ke­miz­de ener­ji kri­zi de­ğil, ener­ji yö­ne­ti­mi kri­zi ya­şan­mak­ta­dır. Plan­la­ma ve ka­rar ver­me­de çok baş­lı­lı­ğa son ve­ril­me­li, ku­rum­lar ara­sın­da eş gü­düm sağ­lan­ma­lı­dır. Ener­ji ve­rim­li­li­ği ve ta­sar­ru­fu ko­nu­sun­da ge­rek­li ya­tı­rım­lar ve ça­lış­ma­lar baş­la­tıl­ma­lı­dır. Ka­yıp-ka­çak oran­la­rı­nın ge­liş­miş ül­ke­le­rin se­vi­ye­si­ne çe­kil­me­si için ça­lış­ma­la­ra he­men baş­la­nıl­ma­lı ve de­vam et­ti­ril­me­li­dir. Ener­ji­nin tüm yurt­taş­lar için te­mel bir ih­ti­yaç ol­du­ğu ger­çe­ğin­den ha­re­ket ede­rek, bu ko­nu­da ge­rek­li ön­lem­ler alın­ma­lı­dır. Ener­ji gü­ven­li­ği­ni teh­dit eden pa­ha­lı ve ül­ke için­de ya­ra­tı­lan kat­ma de­ğe­rin de dö­viz ola­rak yurt dı­şı­na ak­ta­rıl­ma­sı­na ne­den olan pro­je­den aci­len vaz­ge­çil­me­li, is­tih­dam ve kat­ma de­ğer ya­ra­tan yer­li kay­nak­la­rı­mı­za da­ya­lı pro­je­le­re ön­ce­lik ve­ril­me­li­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Çi­lin­gir.

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (De­vam­la) - Ül­ke­mi­zin gü­ven­li­ği için ge­rek­li ve sa­na­yi­nin ih­ti­ya­cı olan ucuz ener­ji üre­ti­mi­nin sağ­lan­ma­sı, bu ener­ji­nin sü­rek­li ve gü­ve­ni­lir ol­ma­sı açı­sın­dan yer­li kay­nak­la­rı­mı­zın kul­la­nıl­ma­sı bir zo­run­lu­luk­tur. Eğer bu ül­ke­de nük­le­er san­tral ku­rul­mak is­te­ni­yor­sa, bu ko­nu­nun çok iyi ana­liz edil­me­si ge­rek­mek­te­dir.

Bu dü­şün­ce­ler­le, yü­ce he­ye­ti se­lam­lar, say­gı­lar su­na­rım.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Çi­lin­gir.

AK Par­ti Gru­bu adı­na, Si­nop Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Öz­türk.

Sa­yın Öz­türk, bu­yu­run.

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA MUS­TA­FA ÖZ­TÜRK (Si­nop) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; bu­ra­da gö­rüş­tü­ğü­müz bu ya­sa­nın ül­ke­mi­zin ge­le­ce­ği­ni il­gi­len­di­ren fev­ka­la­de önem­li bir ya­sa ol­du­ğu­nu, biz ve di­ğer ar­ka­daş­la­rı­mız bah­set­ti­ler; an­cak, bu­nu ide­olo­jik pers­pek­tif­ten ba­ka­rak ve po­li­tik mal­ze­me ya­pa­rak bir kah­ve­ha­ne soh­be­ti şek­li­ne dö­nüş­tür­me­yi, doğ­ru­su, çok ya­dır­ga­dım, hiç hoş ol­ma­dı­ğı­nı ifa­de edi­yo­rum. Cid­di bir me­se­le­yi gö­rü­şü­yo­ruz ve ül­ke­mi­zin or­ta ve uzun va­de­de çok te­mel bir ih­ti­ya­cı­nı ya­sa­laş­tır­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 2015 yı­lın­da, or­ta va­de­de, iş­let­me­de­ki san­tral­le­ri­miz, in­şa­atı de­vam eden ve plan­la­nan san­tral­le­ri­miz ve li­sans al­mış san­tral ya­tı­rım­la­rı­mız ger­çek­leş­miş ol­sa da­hi ül­ke­miz ye­dek­siz ka­la­cak, çün­kü 355 mil­yar ki­lo­vat sa­at bir sar­fi­ya­tın ola­ca­ğı tah­min edil­mek­te­dir. As­ga­ri 26 bin, 27 bin me­ga­vat ila­ve gü­cün ih­das edil­me­si­ne ih­ti­ya­cı­mız ola­cak 2015 yı­lın­da.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­nu ner­den kar­şı­la­ya­ca­ğız? Şim­di, bu­ra­da, Hükûme­ti­miz elin­den ge­len her şe­yi yap­tı, ya­ni ye­ni­le­ne­bi­lir ener­jiy­le ala­ka­lı her tür­lü teş­vik­le­ri ge­ti­ren ya­sa­yı çı­kart­tı, ener­ji ve­rim­li­li­ği ya­sa­sı­nı -re­form ni­te­li­ğin­de- bu­nu çı­kart­tı. Kü­çük hid­ro­lik su kay­nak­la­rı­mız, rüzgâr kay­nak­la­rı­mız, jeo­ter­mal kay­nak­la­rı­mız, bun­la­rın hep­si se­fer­ber edi­li­yor; ama bun­la­rın hep­si ak­sa­ma­dan ya­tı­rı­ma dö­nü­şüp iş­let­me­ye alın­mış ol­sa da­hi, or­ta va­de­de bu ül­ke­nin ener­ji ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­ya­ma­ya­cak­tır.

Ben, bi­raz, ener­ji sek­tö­rüy­le ala­ka­lı bir kar­de­şi­ni­zim, uzun yıl­lar da bu sek­tör­de gö­rev yap­tım. Bu işin cid­di­ye­ti­ni kav­ra­yan, bi­len, ya­ki­nen ta­kip eden bi­ri­si­yim. Ya­ni, sa­de­ce po­li­tik bir söy­lem ol­sun di­ye, bu işi si­ya­set mal­ze­me­si ya­pa­rak, ulu or­ta, şu par­ti­nin me­se­le­si bu par­ti­nin me­se­le­si şek­lin­de ele ala­rak de­ğer­len­dir­mek bi­zi son de­re­ce ha­ta­ya gö­tü­rür. Han­gi ik­ti­dar, han­gi hükûmet olur­sa ol­sun -bu­gün AK Par­ti Hükûme­ti var- Hükûme­ti­miz elin­den ge­le­ni yap­mış­tır, ya­sal çer­çe­ve­de dü­zen­le­me­le­ri yap­mış­tır ve bu ka­nu­nu da bir so­rum­lu­lu­ğu­nun ge­re­ği, ül­ke­nin ge­le­ce­ği­ni ka­rart­ma­mak adı­na za­ru­ri ih­ti­yaç gör­müş, bu ya­sa­yı da ge­tir­miş­tir. Za­man­lı, za­man­sız; ama şu an­da Par­la­men­to ça­lış­tı­ğı­na gö­re, bun­dan da­ha gü­zel za­man ol­maz. AK Par­ti Hükûme­ti ol­ma­sa bir  baş­ka hükûmet ol­sa bu­nu ge­ne yap­mak zo­run­da. Ya­ni, bi­zim baş­ka kay­nak­la­rı­mız yok. Eğer bu ül­ke­yi, yüz­de 7, 8, 9 ora­nın­da kal­kın­ma hı­zıy­la gö­tür­mek zo­run­day­sa ik­ti­dar­lar, bu ül­ke­nin bu­na ih­ti­ya­cı var­sa... 9 mil­yon iş­si­zi­miz var di­yo­ruz. Her yıl 400 ila 500 bin ki­şi, nü­fus ek­le­ni­yor. Ya­ni, bu kal­kın­ma hı­zı­nı ik­ti­dar­la­rın dü­şür­me lük­sü yok bu ül­ke­de. Bu­na mü­ma­sil yüz­de 8, 10 nis­pe­tin­de ener­ji ta­lep ar­tı­şı­nın ola­ca­ğı or­ta­da­dır. Bu nü­fus ar­tı­şıy­la, bu kal­kın­ma hı­zıy­la yüz­de 10 her yıl ener­ji ta­lep ar­tı­şı­mız ola­cak­tır, ener­ji­ye ih­ti­ya­cı­mız ola­cak­tır. Bu­nu, 2010, 2011'ler di­yo­rum hat­ta, sı­kın­tı­lı gün­ler bek­ler bu ül­ke­yi, 2015'ler­de fi­lan hep­ten kı­sın­tı, ke­sin­ti­ler­le bu ül­ke kar­şı kar­şı­ya ge­lir. Ta ki, 2000 yı­lın­da kar­şı­laş­tı­ğı so­run­lar­la bu ül­ke tek­rar kar­şı­la­şır, fab­ri­ka­lar ya­rım gün ça­lı­şır, iş­siz­lik 9 mil­yon­dan 10'a, 15'e çı­kar. O za­man, bi­zim mil­let­ve­ki­li dos­tu­muz, Si­nop Mil­let­ve­ki­li­miz En­gin Al­tay Bey'in bu­ra­da ko­nuş­tu­ğu gi­bi Si­nop­lu­lar onu al­kış­la­maz; öy­le, Si­nop'ta­ki iş­siz sa­yı­sı 2'ye, 3'e kat­lan­dı­ğı za­man ay­nı al­kı­şı ala­maz o. Bu­ra­da, Er­fe­lek Mey­da­nı'nda ko­nu­şu­yor gi­bi ko­nu­şu­yor, ama bu, si­ya­si bir me­se­le de­ğil de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Bu, ha­ki­ka­ten dev­le­tin millî bir po­li­ti­ka­sı ola­rak ele alın­ma­sı la­zım.

AK Par­ti Hükûme­ti, ül­ke­ye olan so­rum­lu­lu­ğu­nun ge­re­ği bu­nun adı­mı­nı at­mış­tır. Bun­dan son­ra han­gi hükûmet ge­lir­se gel­sin bu­na mec­bur­dur; da­ha ye­ni bir tek­no­lo­ji var­sa, onu da ge­tir­me­ye mec­bur­dur. Ama, bu­gün  bü­tün dün­ya­nın kul­lan­dı­ğı, ge­liş­miş ül­ke­le­rin kul­lan­dı­ğı, re­fah dü­ze­yi­ni ya­ka­la­mış ve in­san­la­rın ya­şa­ma stan­dar­dı­nı bel­li bir se­vi­ye­ye ge­tir­miş ül­ke­le­rin kul­lan­dı­ğı bir tek­no­lo­ji­dir. Bun­dan kork­ma­ya fi­lan ge­rek yok ki. Bü­tün çev­re­miz kul­la­nı­yor, dün­ya kul­la­nı­yor, bir ta­raf­tan in­şa­at­la­rı de­vam edi­yor; do­la­yı­sıy­la, üçün­cü ne­sil, dör­dün­cü ne­sil san­tral­ler ku­rul­ma­ya de­vam edi­yor, her tür­lü em­ni­yet ted­bir­le­ri alı­nı­yor. Tu­tu­yor­lar Çer­no­bil'i  önü­mü­ze ko­yu­yor­lar. Çer­no­bil ka­za­sıy­la il­gi­li tür­lü var­sa­yım­lar ile­ri­ye sü­rü­lü­yor. Hâlbu­ki, Kan­ser Araş­tır­ma Ens­ti­tü­sü­nün, bir sü­rü ilim ada­mı­na, pro­fe­sö­re ha­zır­lat­tı­ğı ra­por­lar­da, 73.200 kü­sur ki­şi üze­rin­de, Ka­ra­de­niz Böl­ge­si'nde, 73.200 kü­sur ki­şi üze­rin­de yap­tı­ğı ta­ra­ma so­nu­cun­da hiç­bir kan­ser va­ka­sı­na rast­lan­ma­mış di­ye, ra­por­lar tan­zim edil­miş­tir bi­lim adam­la­rı ta­ra­fın­dan. Bu­yur­sun­lar, ba­kıl­sın. Haa, ol­maz mı? Ola­bi­lir­di, rast­la­na­bi­lir­di de bel­ki, ama böy­le bir, Ka­ra­de­niz Böl­ge­si'ni et­ki­le­me­si fa­lan da söz ko­nu­su ol­ma­mış­tır bu ka­za­nın. Ya­ni, in­san­la­rı kor­kut­ma­ya, in­san­la­rı ür­küt­me­ye ge­rek yok, böy­le bir si­ya­set ol­maz, böy­le bir ide­olo­jik si­ya­set ol­maz. Ya­ni, ül­ke­nin, ha Si­nop'un­da ol­muş ha Art­vin'in­de ha Mer­sin'in­de; bu ül­ke­nin nük­le­er tek­no­lo­ji­ye ih­ti­ya­cı var­sa bu­nu ge­tir­mek zo­run­da­yız. Bu, Si­nop'a da ku­ru­lur, ül­ke­mi­zin baş­ka ili­ne de ku­ru­lur, kur­mak zo­run­day­sak. Bu, bir ta­ne de de­ğil, üç beş ta­ne peş pe­şe… Bu ül­ke­nin za­ru­ri ih­ti­ya­cı var bu san­tral­le­re.

Do­la­yı­sıy­la, bu san­tral­ler, ay­nı za­man­da, ça­lış­ma ve­ri­mi açı­sın­dan, şu an­da elek­trik üre­ti­mi ya­pan san­tral­le­rin en ve­rim­li­si­dir. Yıl­lık 8.000'in üze­rin­de, 8.000 saa­tin üze­rin­de, 8.300-8.400 sa­at üre­tim ya­pan san­tral­ler­dir. Do­la­yı­sıy­la, ucuz elek­tri­ği, sa­na­yi­leş­me­miz için ge­rek­li olan sü­rek­li elek­tri­ği te­min et­mek zo­run­da­dır bu ül­ke kal­kın­mak için. Ter­mik­ler­de 7.000 sa­at, hid­ro­lik san­tral­ler­de 3.000-3.500 sa­at ça­lı­şı­yor yıl­da san­tral­le­ri­miz.

Do­la­yı­sıy­la, ma­li­yet açı­sın­dan da 1 ki­lo­vat sa­at ba­şı­na ma­li­ye­ti 1.200 ile 1.800 do­lar ara­sın­da sey­re­den bir ya­tı­rı­mı var nük­le­er san­tral­le­rin. Ya­ni, ya­tı­rım ma­li­ye­ti açı­sın­dan, ucuz elek­trik te­min et­me açı­sın­dan ve sü­rek­li arz te­mi­ni açı­sın­dan, ül­ke­miz için, kal­kın­ma­mız için ge­rek­li olan bu tek­no­lo­ji­ye bu ül­ke­yi mut­la­ka ka­vuş­tur­ma­mız la­zım ve bu ta­rihî so­rum­lu­lu­ğu, bu Mec­lis in­şal­lah ye­ri­ne ge­ti­re­cek ve han­gi hükûmet ge­lir­se gel­sin, bu adı­mı de­vam et­tir­mek zo­run­da. İn­şal­lah, se­çim son­ra­sı, AK Par­ti İk­ti­da­rı, Hükûme­ti bu ya­tı­rı­mı baş­la­ta­cak ve or­ta va­de­de, 2015'le­re var­ma­dan, Tür­ki­ye'ye 5 bin me­ga­vat­lık ilk nük­le­er tek­no­lo­ji­yi ka­zan­dı­ra­ca­ğız ve Tür­ki­ye'nin elek­trik üre­ti­min­de­ki nük­le­er­den üre­ti­len pa­yı yüz­de 5 se­vi­ye­si­ne ge­ti­re­ce­ğiz. Yet­mez, Tür­ki­ye'de nük­le­er san­tral­ler­den üret­ti­ği­miz elek­trik ora­nı­nı yüz­de 20'le­re ulaş­tır­ma­mız la­zım, mut­la­ka yüz­de 20 se­vi­ye­si­ne ge­tir­me­miz la­zım. Ya­ni, peş pe­şe bir­kaç san­tral da­ha yap­ma mec­bu­ri­ye­ti­miz var, bir ta­ne da­ha yet­mez. Ar­ka­daş­lar, 5 bin me­ga­vat­lık bir nük­le­er san­tra­lin yıl­lık üre­ti­mi 40 mil­yar ki­lo­vat sa­at­tir. Ya­ni, bu, şu an­da Tür­ki­ye'nin üret­ti­ği ener­ji­nin dört­te 1'ine ya­kın, beş­te 1'i nis­pe­tin­de. Do­la­yı­sıy­la, dün­ya­nın kul­lan­dı­ğı böy­le bir tek­no­lo­ji­yi kul­lan­ma­mak, üçün­cü dün­ya ül­ke­si ol­mak de­mek­tir. Kal­dı ki, ül­ke­nin iti­ba­rı­dır, ül­ke­nin gü­cü­dür, ül­ke­nin çı­ta­sı­nı gös­te­ren önem­li bir olay­dır bu tek­no­lo­ji­ye sa­hip ol­mak ve bir­çok alan­da da bu tek­no­lo­ji­den ya­rar­la­nı­la­cak­tır, sa­de­ce elek­trik üre­ti­min­den iba­ret de­ğil­dir de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­türk ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

MUS­TA­FA ÖZ­TÜRK (De­vam­la) - Di­ğer ta­raf­tan, bah­set­mek is­te­mi­yo­rum, ama bi­raz da bi­ze do­kun­du­ğu için, iki ke­li­mey­le ona de­ği­nip iz­ni­ni­zi ala­ca­ğım.

Si­nop Mil­let­ve­ki­li­miz, de­ğer­li dos­tu­muz En­gin Al­tay Bey ko­nuş­tu, di­ğer ar­ka­da­şı­mız Ca­hit Can Bey de ken­di­si­ne ce­va­bı­nı ver­di. Ama, be­nim de Si­nop Mil­let­ve­ki­li ol­mam ha­se­biy­le, bah­set­ti­ği hu­sus­la­rı, yir­mi gün son­ra, in­şal­lah Er­fe­lek Mey­da­nı'nda ko­nu­şa­ca­ğız, Si­nop Mey­da­nı'nda ko­nu­şa­ca­ğız. AK Par­ti Hükûme­ti, İk­ti­da­rı Si­nop'a sağ­lık­ta, eği­tim­de, spor­da ne­ler yap­tı­ğı­nı Si­nop hal­kı bi­li­yor, ora­da ko­nu­şa­ca­ğız. Ya­ni, biz, ik­ti­dar mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak sü­rek­li bu­ra­ya çı­kıp ne­yi ko­nu­şa­ca­ğız? Ge­rek­li ol­du­ğu za­man ko­nu­şu­yo­ruz. İh­ti­yaç ol­du, gel­dik, ko­nu­şu­yo­ruz. Biz, iş yap­mak­la yü­küm­lü­yüz, ik­ti­da­rız, işi ta­kip edi­yo­ruz, ya­tı­rım­la­rı ta­kip edi­yo­ruz, ül­ke­nin so­run­la­rı­nı ta­kip edi­yo­ruz. Ya­ni, mu­ha­le­fet mil­let­ve­ki­li ol­sak, bel­ki, biz de En­gin Al­tay gi­bi -bi­le­mi­yo­rum- da­ha faz­la çı­kar, ko­nu­şur­duk bu­ra­da, ama, böy­le bir ko­nuş­ma ih­ti­ya­cı için­de de­ği­liz. Biz, yap­tı­ğı­mız iş­ler­le halk­la be­ra­ber ola­ca­ğız ve bun­la­rı, in­şal­lah, o mey­dan­lar­da an­la­ta­ca­ğız.

Si­nop hal­kı, ilk de­fa, hiç­bir ik­ti­da­rın yap­ma­dı­ğı hiz­met­le­ri gör­müş­tür; üni­ver­si­te ya­sa­sı çı­kı­yor, beş yıl­dız­lı otel iha­le­si ya­pıl­mış, li­man iha­le ha­zır­lık­la­rı de­vam edi­yor, ha­va­ala­nı iha­le ha­zır­lık­la­rı de­vam edi­yor, has­ta­ne in­şa­atı yir­mi yıl­dır ko­nu­şu­lu­yor­du, de­vam edi­yor, top­lu ko­nu­tu bi­tir­dik, ka­ra yol­la­rı ça­lış­ma­la­rı de­vam edi­yor. Vel­ha­sıl, ya­ni A'dan Z'ye… İki yıl­dır köy­ler­de yap­tı­ğı­mız hiz­met­le­ri bü­tün Si­nop'un köy­le­ri bi­li­yor. Bir men­fez köp­rü için yir­mi yıl­dır koş­tu­ran köy muh­tar­la­rı, bir yıl içe­ri­sin­de, bir grup yo­lun­da 14 ta­ne men­fe­zin ya­pıl­dı­ğı­nı gör­dü AK Par­ti İk­ti­da­rın­da. Si­nop köy­lü­sü de, il­çe­de ya­şa­yan da, il­de ya­şa­yan­lar da, AK Par­ti Hükûme­tin­den, hiç bu­gü­ne ka­dar baş­ka ik­ti­dar­lar­dan gör­me­di­ği hiz­me­ti­ni al­mış­tır. İn­şal­lah, bit­miş iş­le­ri­mi­zi de de­vam eden iş­le­ri­mi­zi de Si­nop ve il­çe­le­rin­de, köy­le­rin­de, En­gin Al­tay kar­de­şi­miz­le ko­nu­şa­ca­ğız, Si­nop hal­kı bi­li­yor bun­la­rın hep­si­ni. O ba­kım­dan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­na de­ğin­mek zo­run­da kal­dım, özür di­li­yo­rum, çün­kü Si­nop'a ko­nuş­tu bi­zim En­gin Bey.

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­türk, ko­nuş­ma­mı­zı ta­mam­la­ya­lım.

MUS­TA­FA ÖZ­TÜRK (De­vam­la) - Seç­me­ne se­lam ko­nuş­ma­sı yap­tı. Ben o tarz ol­sun is­te­mez­dim

BER­HAN ŞİM­ŞEK (İs­tan­bul) - Siz hiç öy­le yap­ma­dı­nız!

MUS­TA­FA ÖZ­TÜRK (De­vam­la) - Çün­kü, tek­no­lo­ji­si…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­türk, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run Sa­yın Öz­türk.

MUS­TA­FA ÖZ­TÜRK (De­vam­la) - Bu­ra­da çok önem­li bir ya­sa gö­rü­şü­yo­ruz, o çer­çe­ve­de ka­lın­ma­sı­nı ge­ne ar­zu edi­yo­rum. İn­şal­lah, ül­ke­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yo­rum ve bu ta­sa­rı­nın bu ak­şam ta­mam­la­na­rak ya­sa­laş­ma­sı bu Mec­li­sin gu­ru­ru­dur, onu­ru­dur. Bu, mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak biz­ler için de ta­rihî bir ola­ya şa­hit­lik yap­mak ola­cak­tır ve ge­le­cek ne­sil­le­re, ku­şak­la­ra, ül­ke­mi­ze önem­li bir hiz­met et­miş ola­ca­ğız.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Öz­türk.

Şah­sı adı­na, Ay­dın Mil­let­ve­ki­li Ah­met Rı­za Acar.

Sü­re­niz beş da­ki­ka.

Bu­yu­run Sa­yın Acar.

AH­MET RI­ZA ACAR (Ay­dın) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Baş­kan, muh­te­rem mil­let­ve­kil­le­ri; nük­le­er güç san­tral­le­ri­nin ku­rul­ma­sı ve iş­le­til­me­siy­le il­gi­li 1360 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı üze­rin­de şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bu­ra­ya çı­kıp ger­çek­ten, is­te­di­ği­niz şe­kil­de, is­te­di­ği­niz dü­şün­ce­le­ri, is­te­di­ği­niz fi­kir­le­ri, is­te­di­ği­niz yo­rum­la­rı ya­pa­bi­lir­si­niz. Ne­den? Kür­sü ma­su­ni­ye­ti var, şu var, bu var. Va­tan­da­şı da is­te­di­ği­niz gi­bi yön­len­dir­me gay­re­ti içe­ri­si­ne gi­re­bi­lir­si­niz. Ama, şu­nu unut­ma­ya­lım ki, nük­le­er san­tral­le­rin, nük­le­er tek­no­lo­ji­nin bu ül­ke­ye gir­me­si, bu ül­ke ta­ra­fın­dan uy­gu­la­nır hâle gel­me­si, bu ül­ke­nin bir sı­nıf at­la­ma­sı de­mek­tir di­ye dü­şü­nü­yo­rum. 2000 yı­lın­da At­tilâ İl­han da böy­le söy­lü­yor­du. 2000 yı­lın­da At­tilâ İl­han da -ki, üs­tü­ne ba­sa­rak söy­lü­yo­rum- böy­le söy­lü­yor­du.

Ay­rı­ca, Si­nop, bu­gün, bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nın or­ta gö­be­ği­ne otur­du. Si­nop'ta­ki­ler de, bu ko­nu­nun uz­man­la­rı da ay­nı şe­kil­de söy­lü­yor. Me­se­la, Si­nop'ta ya­yın ya­pan ga­ze­te­ler­den Ha­ber 57'nin im­ti­yaz sa­hi­bi Os­man Ak­su, Si­nop'ta ku­rul­ma­sın­dan ya­na ta­vır al­dık­la­rı­nı, ga­ze­te ya­yı­na çık­tık­tan son­ra çok olum­lu tep­ki­ler ve teb­rik­ler al­dık­la­rı­nı ifa­de edi­yor.

Yi­ne nük­le­er re­ak­si­yon­lar­la il­gi­li uz­man, Ka­ra­de­niz Tek­nik Üni­ver­si­te­si Ri­ze Fen-Ede­bi­yat Fa­kül­te­si De­ka­nı Pro­fe­sör Dok­tor Naz­mi Tu­ran Oku­mu­şoğ­lu, Si­nop'un çe­şit­li kri­ter­ler açı­sın­dan uy­gun ol­du­ğu­nu, nük­le­er san­tral ku­ru­la­cak böl­ge­ler­de 43 kri­ter bu­lun­du­ğu­nu, bu kri­ter­le­re en ya­kı­nı­nın Si­nop ol­du­ğu­nu ifa­de edi­yor.

Yi­ne, öğ­ret­me­ne sor­muş­lar, ay­nı şe­kil­de ce­vap al­mış.

Ay­rı­ca, bir de şu­nu söy­lü­yor Sa­yın Pro­fe­sör: "Si­nop dün­ya ha­ri­ta­sın­da mar­ka ola­cak." di­yor.

Şim­di, bu iş bu şe­kil­dey­se, bu­gün nük­le­er tek­no­lo­ji­ye geç­me­nin önem­li un­sur­la­rın­dan bir ta­ne­si de gü­nü­müz­de pet­rol­de ve de fo­sil kay­nak­lar­da sı­kın­tı­lar var, ge­rek stra­te­jik sı­kın­tı­lar ge­rek po­li­tik sı­kın­tı­lar ge­rek­se de di­ğer sı­kın­tı­lar. Do­la­yı­sıy­la, bi­zim, mut­la­ka bu ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın ya­nı­na nük­le­er tek­no­lo­ji­yi yer­leş­tir­mek mec­bu­ri­ye­ti­miz var -1954 yı­lın­da ku­ru­lan TA­EK 2007'ye gel­di­ği­miz za­man- bu ül­ke­de, çe­şit­li hükûmet­ler çe­şit­li ba­kan­lar gel­di ve böy­le bir ira­de ko­ya­ma­dı­lar.

Bu­gün, bu ka­nun ta­sa­rı­sı bu­ra­ya gel­diy­se, Hükûme­ti­miz bu ko­nu­da bir ira­de be­yan et­miş­tir. Bu ira­de­si­ni Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne gön­der­miş, Ko­mis­yon da in­ce­le­miş, o da olum­lu gör­müş­tür ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de bu­gün -Ge­nel Ku­ru­la ge­le­rek- tar­tı­şı­yo­ruz. Bu­ra­dan da olum­lu ne­ti­ce çı­ka­ca­ğı­na ve bu ka­nu­nun ül­ke­mi­ze ha­yır ge­ti­re­ce­ği­ne ina­nan bi­ri­si ola­rak söy­lü­yo­rum.

Bir ar­ka­da­şı­mız çık­tı de­di ki, bu ka­nun­la ala­ka­lı ola­rak: "Si­zin ya­tı­rım ve fi­nans mo­de­li­niz yok." de­di. Mad­de­de var za­ten bu, bir. İkin­ci­si, Tür­ki­ye, ser­best pa­zar eko­no­mi­si içe­ri­sin­de, bu iş­le­ri, ar­tık, tek­rar özel­leş­ti­re­ce­ğim ve özel­leş­tir­mey­le il­gi­li ka­nun­lar çı­ka­ra­ca­ğım, iha­le­ler aça­ca­ğım, di­ye uğ­raş­ma­ya­cak, özel sek­tör ge­le­cek ya­pa­cak. Kim ya­pa­cak? Yer­li ser­ma­ye. Kim ya­pa­cak? Yer­li-ya­ban­cı or­tak­lı­ğı ya­pa­cak. Kim ya­pa­cak? Ya­ban­cı ser­ma­ye ya­pa­cak ve elek­trik ener­ji­si üre­ti­mi­nin ha­ri­cin­de bu tek­no­lo­ji­nin ül­ke­ye gir­me­siy­le, on yıl son­ra, yir­mi yıl son­ra fark­lı şey­ler ola­cak ve bu re­ak­tör Si­nop'a ya­pıl­dı­ğı za­man, bel­ki ora­da da, yan ürün­ler ve yi­ne yan dal­lar­da da ye­ni ye­ni sa­ha­lar açı­la­cak di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Me­se­la ge­le­ce­ğin ener­ji üre­tim kay­na­ğı­nın füz­yon re­ak­tör­le­ri­nin ola­ca­ğı­nı söy­lü­yor ilim adam­la­rı. Bu­nun için, ön­ce­lik­le, nük­le­er re­ak­tör­le­ri kur­ma­nız ge­rek­mek­te­dir. Hat­ta, hid­ro­jen tek­no­lo­ji­si­ni el­de ede­bil­mek için, onu üre­te­bil­mek için de nük­le­er re­ak­tör­le­re ih­ti­ya­cı­nız var.

Sür­dü­rü­le­bi­lir bir kal­kın­ma­mız var­dır. Bu, yer­li ye­ri­ne otur­muş­tur. Sür­dü­rü­le­bi­lir kal­kın­ma de­mek, ge­le­cek ku­şak­la­ra sağ­lık­lı bir bün­ye bı­rak­mak de­mek­tir. Bu bün­ye­nin üze­rin­de, bi­zim ço­cuk­la­rı­mı­zın, bi­zim genç­le­ri­mi­zin çok ama çok ya­pa­cak­la­rı iş­ler ol­du­ğu­nu -çün­kü, zekâla­rı­nın da dün­ya mil­let­ler ca­mi­asın­da­ki in­san­lar­dan da­ha faz­la ol­du­ğu­nu- dü­şü­nen bi­ri­si ola­rak ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Acar, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

AH­MET RI­ZA ACAR (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­ra­da, yi­ne, bu kir­li­lik­le ala­ka­lı ola­rak, ilim adam­la­rı şu­nu söy­lü­yor­lar: Eğer, Tür­ki­ye'de­ki, bu­gün, ne­re­dey­se 40 bin me­ga­vat­lık bu elek­trik ener­ji­si üre­ten san­tral­le­ri­mi­zin hep­si nük­le­er tek­no­lo­ji ol­sa, en az yir­mi yıl bir prob­le­mi­miz yok. Bu­gün kur­du­ğu­muz, kur­ma­ya baş­la­ya­ca­ğı­mız nük­le­er san­tral­ler­le il­gi­li de Tür­ki­ye'nin el­li yıl içe­ri­sin­de yi­ne bir prob­le­mi yok.

İkin­ci­si: Otuz kırk yıl içe­ri­sin­de üret­ti­ği­niz nük­le­er atık iki olim­pik stad­yu­mu, hat­ta yüz­me ha­vu­zu­nu dol­du­ra­cak şe­kil­de ola­cak. Bi­li­yor­su­nuz ki, her­kes bi­li­yor ki, o atık­la­rın da ne­re­ler­de kul­la­nıl­dı­ğı­nı ve o atık­lar­dan ne gi­bi stra­te­jik ürün­ler ge­liş­ti­ril­di­ği­ni bu­ra­da ifa­de et­me­mi­ze ge­rek yok. Ay­rı­ca, bi­raz ön­ce sa­yın ar­ka­da­şım da bah­set­ti, Ha­cet­te­pe Üni­ver­si­te­si­nin, ne­re­dey­se 100 bi­ne ya­kın in­san ara­sın­da yap­tı­ğı araş­tır­ma­yı da din­le­miş­tik.

Şim­di, ben, bu­ra­da, bu ül­ke­nin ye­tiş­tir­di­ği de­ğer­ler­den bi­ri­si olan Atil­la İl­han'ın 3/1/2000 ta­ri­hin­de­ki Cum­hu­ri­yet ga­ze­te­sin­de yaz­dı­ğı bir ma­ka­le­den kı­sa bir pa­saj oku­mak is­ti­yo­rum: "Si­ber­ne­tik, bi­yo­nik ve ba­zı­la­rı gi­bi bil­gi­sa­yar tek­no­lo­ji­si, uzay tek­no­lo­ji­si, nük­le­er tek­no­lo­ji, çağ­daş me­de­ni­yet se­vi­ye­si­nin ta­yin ede­ce­ği pa­ra­met­re­le­rin­den bi­ri­si­dir. Da­ki­ka ba­şı çağ­daş me­de­ni­yet se­vi­ye­si­ni di­lin­den dü­şür­me­yen alaf­ran­ga ile­ri­ci­le­ri­mi­zin ona di­ren­me­si ya da kar­şı çık­ma­sı aca­ba kim­le­rin ek­me­ği­ne yağ sür­müş olu­yor? O te­ke­li elin­de bu­lun­dur­mak is­te­yen güç­le­rin de­ğil mi? Çün­kü, o te­ke­li elin­de bu­lun­dur­mak, hem sü­per güç ola­rak kal­ma­nın ge­rek­le­rin­den baş­lı­ca­sı­dır hem de el­de et­me­ye he­ves eden­le­ri, dı­şa­rı­dan ol­du­ğu ka­dar içe­ri­den en­gel­le­mek, öte­den be­ri kul­lan­mak­tan hoş­lan­dık­la­rı bir yön­tem­dir."

Yi­ne, bir baş­ka…

BAŞ­KAN - Sa­yın Acar…

AH­MET RI­ZA ACAR (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum efen­dim.

BAŞ­KAN - Ma­ka­le­le­ri ge­çe­lim; sü­re­niz dol­du.

AH­MET RI­ZA ACAR (De­vam­la) - Ha­yır, ha­yır, bi­ti­ri­yo­rum efen­dim.

BAŞ­KAN - İki da­ki­ka­yı aş­tı, lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız efen­dim, is­tir­ham edi­yo­rum.

AH­MET RI­ZA ACAR (De­vam­la) - 2000 yı­lın­da söy­lü­yor bun­la­rı Atil­la İl­han.

"Aşa­ğı­da­ki tab­lo­da Uzak Do­ğu ül­ke­le­ri­nin ku­ru­lu nük­le­er gü­cü ile bu­nun dün­ya­da­ki top­lam nük­le­er gü­ce ora­nı yüz­de cin­sin­den gös­te­ril­miş­tir." di­yor. "Ja­pon­ya iş­let­me­de 39.641 me­ga­vat, in­şa­at hâlin­de 5.337 me­ga­vat, plan­la­nan 16.195 me­ga­vat. Gü­ney Ko­re iş­let­me­de 7.618 me­ga­vat, in­şa­at hâlin­de 8.100 me­ga­vat…"

BAŞ­KAN - Sa­yın Acar, is­tir­ham edi­yo­rum.

AH­MET RI­ZA ACAR (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Bu­gün, Sos­yal Gü­ven­lik Ka­nu­nu'muz var, Üni­ver­si­te­ler Ka­nu­nu'muz var.

AH­MET RI­ZA ACAR (De­vam­la) - "…plan­la­nan 6.700 me­ga­vat…" Tay­van gi­bi ül­ke­le­ri sa­ya­rak, Tür­ki­ye'nin mut­la­ka nük­le­er ener­ji­ye, nük­le­er tek­no­lo­ji­ye geç­me­si ge­rek­ti­ği­ni ifa­de edi­yor.

Ben, bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler içe­ri­sin­de Sa­yın Baş­ka­na te­şek­kür edi­yor, siz­le­re de say­gı­la­rı­mı arz edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum, sağ olun.

Şah­sı adı­na, Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ta­ci­dar Sey­han.

Bu­yu­run efen­dim.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (Ada­na) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ta­bii, ko­nuş­ma­la­rın mec­ra­sı fark­lı fark­lı yön­le­re git­me­ye baş­la­dı ve ben bu ko­nuş­ma bi­çi­min­den cid­di ra­hat­sız­lık duy­ma­ya baş­la­dım. Hem çı­kan ar­ka­daş­la­rı­mız "Bu ko­nu çok önem­li." di­yor hem o ka­dar ha­fif bir üs­lup­la ge­çiş­ti­ri­yor­lar ve o ka­dar sı­ra­dan de­ğer­len­dir­me­ler­le gün­de­mi meş­gul edi­yor­lar ki, bu, çok üzü­cü bir du­rum. Ya­ni, ben, Sa­yın Ba­ka­nın bi­le bu ko­nuş­ma­la­rın bü­yük bir ço­ğun­lu­ğu­nu tas­vip et­ti­ği­ni zan­net­mi­yo­rum. El­bet­te bir risk var­dır ya, çı­kın şu­ra­da, lüt­fen, bir risk de­ğer­len­dir­me­si ya­par­ken, nük­le­erin risk de­ğer­len­dir­me­si­ni ay­rı ya­pın, di­ğer­le­ri­ni, çev­re­sel et­ki de­ğer­len­dir­me­si­ni ay­rı ya­pın, ara­sın­da bir den­ge ku­run, ne de­di­ği­ni­zi bir an­la­ya­lım. Ben ölç­tür­düm, ölç­müş­ler, Ka­ra­de­niz'de za­ra­rı yok… Yap­ma­yın, ne olur!

Çer­no­bil'i an­la­tır­ken de doğ­ru an­lat­mı­yor­su­nuz. Evet, dün­ya iki bü­yük fe­la­ket ya­şa­dı, iki­si­ni de in­san ha­ta­sın­dan ya­şa­dı. So­ğut­ma­da kul­la­nı­lan su pom­pa­la­rı­nın bir ih­mal so­nu­cu dev­re­ye gir­me­me­si iki bü­yük fe­la­ke­te ne­den ol­du. Ne olur­su­nuz de­ğer­li ar­ka­daş­lar, o fe­la­ket­ler ol­ma­sın. Ol­du­ğun­da za­ten ya­pa­bi­le­cek hiç­bir şe­yi­niz yok. O ol­du, bu ol­du… O Çer­no­bil ka­za­sı ol­du­ğun­da, mag­ma­nın al­tı­na 3 bin ma­den­ci ça­lı­şıp o kur­şu­nu dök­me­sey­di, o, yer al­tı su­la­rı­na ka­rış­say­dı dün­ya için en bü­yük fe­la­ket­le­rin­den bi­ri olu­yor­du. O Çer­no­bil'in üs­tün­den o par­ça­cık­la­rı top­lar­ken bin­ler­ce in­san gö­rev al­dı. El­bi­se­yi giy­di­ler, her el­bi­se­yi gi­yen in­san çu­buk­la o rad­yo­ak­tif mad­de­le­ri aşa­ğı­ya iti­yor­du. Ama, ora­da "On sa­ni­ye ka­la­bi­lir­sin" di­yor­lar­dı, on sa­ni­ye­den faz­la hiç kim­se kal­ma­dı; o par­ça­cık­la­rı te­ker te­ker top­la­dı­lar.

Bu­ra­da bir fe­la­ket tel­lal­lı­ğı yap­ma­ya­lım. El­bet­te ki, her nük­le­er san­tral­de bu tür fe­la­ket­ler ola­cak di­ye bir şey yok. Ama, bu­nu da böy­le sun­ma­yın, nük­le­er san­tral­le­rin fe­la­ket­le­ri var. Ora­da­ki ma­den­ci­le­rin bü­yük bir ço­ğun­lu­ğu ya­şa­mı­yor. Bu­nu doğ­ru de­ğer­len­dir­mek la­zım. Bir da­ha bu­nu tar­tış­ma­ya­lım, ne olur­su­nuz!

CA­HİT CAN (Si­nop) - 28 ki­şi öl­müş pat­la­ma­da, öy­le ya­zı­yor…

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Sen ya­zan­dan oku­yor­sun, sa­de­ce bul­du­ğun ya­zı­lar­dan oku­yor­sun. Ama, Rus­ya'nın (Sov­yet­ler Bir­li­ği'nin) o dö­nem­de ha­zır­la­dı­ğı ra­por­lar­da, her ül­ke­nin ha­zır­la­dı­ğı ra­por­lar­da, ken­di ra­por­la­rın­da, kay­nak­la­rın­da, bu, söy­le­di­ği­niz gi­bi gö­rün­mü­yor. Ora­dan çı­ka­cak rad­yo­ak­tif bu­lu­tun -bu­ra­da nük­le­er­den an­la­yan ar­ka­daş­la­rı­mız var- eğer ola­bil­sey­di dün­ya­yı na­sıl et­ki­le­ye­ce­ği­ni, na­sıl bir fe­la­ket ola­bi­le­ce­ği­ni he­pi­miz bi­li­yor­duk. Ama, çok şü­kür son­ra­sı ol­ma­dı, onu en­gel­le­di­ler.

Ha, bu ola­cak di­ye bun­la­rın, nük­le­er araş­tır­ma­la­rın hep­si­ni dün­ya bir ya­na bı­rak­sın, dün­ya tek­no­lo­jiy­le hiç ta­nış­ma­sın… Böy­le bir ter­ci­hi­miz de yok. Nük­le­er tek­no­lo­ji­yi ge­liş­ti­rin, tıp­ta kul­la­nı­lı­yor, ta­rım­da kul­la­nı­lı­yor, sa­na­yi­nin bir­çok ye­rin­de kul­la­nı­lı­yor. Bu tek­no­lo­ji­ye, Tür­ki­ye'nin de, dün­ya­nın da ih­ti­ya­cı var, hiç­bir çev­re­ci bu­na da iti­raz et­mi­yor. Me­se­le­nin tek ya­nın­dan bak­ma­ma­lı­sı­nız. Tür­ki­ye'nin cid­di so­run­la­rı var.

Ba­kın, bu ül­ke­de iyi şey­ler olu­yor. Bir Şah­de­niz Pro­je­si ha­ya­ta ge­çi­ril­di ve ger­çek­ten iyi bir pro­jey­di. Ben, gel­dim, Şah­de­niz Pro­je­si'ni de bu­ra­da eleş­tir­dim ama pro­je­nin ken­di­si­ni de­ğil. Onu da "ne­den ge­cik­ti?" di­ye eleş­ti­ri­yo­rum, el­bet­te eleş­ti­re­ce­ğim. 120 do­lar­dan bir kay­nak bul­mu­şum, onun ge­cik­me­si­ni eleş­tir­me­ye­cek mi­yim? Sa­yın Ba­kan da çık­tı de­di ki: "Bu, üre­tim­den kay­nak­la­nan bir şey. Bi­zim ya­pa­cak bir şe­yi­miz yok." Ben bi­le­mi­yo­rum. Rus­ya'nın ti­ca­ri po­li­ti­ka­la­rın­dan mı kay­nak­lan­dı, üre­tim­den mi kay­nak­lan­dı, bu ko­nu­da cid­di bir id­dia pe­şin­de de­ği­lim. Ama, öy­le ka­bul ede­lim, iyi bir pro­je.

Tür­ki­ye'de Yu­na­nis­tan'a gi­den do­ğal gaz bo­ru hat­tı var­dı -kö­tü şey­ler ol­mu­yor- bir tek Me­riç bağ­lan­tı­sı kal­dı zan­ne­di­yo­rum, son an­da bak­ma­dım, o da iyi bir pro­je. Bu­ra­dan al­dı­ğı­nı ora­ya ak­ta­ra­cak­tı, ak­ta­ra­mı­yor.

Na­buc­co ya­pıl­dı, ama Na­buc­co'da kay­bet­tik. Biz "Sam­sun-Cey­han" di­ye tut­tu­run­ca, Na­buc­co'yu ge­tir­di­ler, da­yat­tı­lar, ora­dan bir bo­ru hat­tı çek­ti­ler, Tür­ki­ye'yi bay­pas et­ti­ler, Ener­ji Ba­kan­lı­ğı da bu­ra­da uyu­du. Onu da söy­le­ye­ce­ğim, onu da söy­le­ye­ce­ğim.

Sam­sun-Cey­han gel­di me­se­la, ba­kın, dev­re­ye gir­di. Her ne ka­dar ora­da Ça­lık Gru­bu için özel bir şey­ler ol­duy­sa da... Ney­se, grup­la­rı boş ve­rin. Şim­di Sam­sun-Cey­han da ENİ, Bakû-Tif­lis-Cey­han da ENİ. Herhâlde kay­na­ğı­nı dü­şü­nü­yor­lar­dır. Her iki bo­ru hat­tı­nı da ay­nı kay­nak­tan bes­le­me­nin müm­kün ol­ma­ya­ca­ğı­nı bi­li­yor­lar. Herhâlde dü­şü­nü­yor­lar­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Sey­han, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - "Herhâlde" de­me­ye­yim, "herhâlde" de­yin­ce yan­lış an­la­şı­lı­yor, bu işi bil­me­den ko­nuş­tu­ğu­mu dü­şü­ne­bi­lir­ler. Yok, şim­di böy­le bir kay­nak yok. Ama, ba­ka­ca­ğız, ile­ri­de ne­re­den te­min ede­ce­ği­ni gö­re­ce­ğiz. Böy­le bir kay­nak yok. Ya­ni, kay­na­ğı ol­ma­yan bir bo­ru hat­tı ko­nu­sun­da bir ça­lış­ma ya­pı­yo­ruz; gi­de­cek, ama ola­cak. Bu Ba­kan­lık ora­da bo­şu­na dur­mu­yor. Bun­dan son­ra ge­len hükûmet­ler ba­ka­cak, bir yer­den bu pet­ro­lü ge­ti­rip akı­ta­cak­tır el­bet­te.

Ben ina­nı­yo­rum ki, bu­ra­da­ki kon­sor­si­yum­lar­da Tür­ki­ye'nin et­kin­li­ği faz­la ol­sun. Bu­ra­da, siz, 16, 8 de ora­da 24 met­re­ka­re­lik bir ala­nı kap­la­ya­rak do­ğal gaz bo­ru hat­tı­nı se­ri­yor­su­nuz ora­ya. İş­te, Ada­na'da bir ka­za ol­du, pet­rol Sey­han Ba­raj Gö­lü'ne ka­dar teh­dit et­me­ye baş­la­dı. Bu­nun çev­re­sel risk­le­ri­ni de dü­şü­ne­cek­si­niz. Bakû-Tif­lis-Cey­han'dan ka­zan­dı­ğın pa­ra 50 mil­yon do­lar -bu se­ne için söy­lü­yo­rum- eğer tam ça­lış­sa 300 mil­yon do­la­ra ya­kın bir pa­ra ka­za­na­cak. 50 mil­yon do­lar ka­zan­dım, ama, bir çev­re fe­la­ke­tiy­le kar­şı kar­şı­ya­yım. El­bet­te dü­şü­ne­ce­ğim. Kos­ko­ca Bakû-Tif­lis-Cey­han'dan 50 mil­yon do­lar­lık bir ka­zan­cı siz sağ­lık­lı bir ka­zanç ve sağ­lık­lı bir si­ya­si prog­ram ola­rak gö­rü­yor mu­su­nuz? Di­le­rim, Sam­sun'da bu ol­maz. Sam­sun'da olur­sa, biz, ken­di ül­ke­miz­den, "stra­te­jik, stra­te­jik, stra­te­jik" di­ye, bir baş­ka ül­ke­ye stra­te­jik bir men­fa­at sağ­la­mış olu­ruz. Bun­dan bir adım ile­ri gi­de­me­yiz.

Tür­ki­ye'de mu­am­ma­la­rı çöz­mek zo­run­da­yız. Ilı­su Ba­ra­jı'na hiç gir­me­ye­ce­ğim, Ilı­su bir mu­am­ma hâli­ne gel­miş­tir. Ne­yin ne ol­du­ğu bel­li de­ğil. Önüm­de bir ra­por var, in­şal­lah, bü­tün ra­por­la­rı Sa­yın Ba­ka­na ulaş­tı­ra­ca­ğım. O beş al­tı ki­tap yaz­mış, ba­na ulaş­tır­mış. Ben bar­da­ğın do­lu ta­ra­fı­nı gör­düm; boş ta­ra­fı­nı da, in­şal­lah, ra­por­lar hâlin­de ben ken­di­si­ne ulaş­tı­ra­ca­ğım. Ta­bii, o yap­tı­ğı­nı söy­le­ye­cek, biz de ya­pa­ma­dı­ğı­nı söy­le­ye­ce­ğiz.

Bu­ra­da önem­li olan şu: Bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mın dik­ka­ti­ni bu­ra­ya çek­mek is­ti­yo­rum, bu ko­nuş­tu­ğu­muz mev­zu uzun va­de. Ama, Sa­yın Ba­kan, kı­sa va­de­de ne ya­pa­cak­sı­nız? 2008, 2009, 2010 için ih­ti­ya­cı­mız olan ener­ji kay­nak­la­rı­nı na­sıl sağ­la­ya­ca­ğı­nız ko­nu­sun­da ka­fam açık de­ğil. Bi­ze bu­ra­da an­lat­tı­ğı­nız pro­je­le­rin ço­ğu da­ha ya­pım aşa­ma­sın­da, hat­ta, bir­ço­ğu baş­la­ma­mış. Baş­la­ma­yan o şey­ler için…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Sey­han, iki bu­çuk da­ki­ka ek sü­re kul­lan­dı­nız. Lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız efen­dim.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (De­vam­la) - Efen­dim, ta­mam­lı­yo­rum. Çok ar­ka­daş­la­rı­mın hak­kı­nı gas­be­de­rek ken­di­le­ri­ne hak­sız­lık et­mek is­te­mi­yo­rum, ama, en son ko­nu­şan ar­ka­da­şım üç da­ki­ka aş­tı di­ye, ben de, üç da­ki­ka na­sıl­sa hoş­gö­rüy­le ba­na ve­rir di­ye dü­şün­düm Sa­yın Baş­kan. Ama, ta­mam­la­ya­yım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ya­kın va­de­de bir ener­ji so­ru­nu­muz var. Ben is­te­rim ki, Sa­yın Ba­kan bu­ra­ya çı­ka­cak: 2008, 2009, 2010'da şöy­le, şöy­le, şöy­le bir ener­ji açı­ğı bek­li­yo­rum; bü­yü­me­den kay­nak­la­nan şu, ener­ji ar­zı ko­nu­sun­da, ener­ji üret­ti­ği­miz kay­nak­lar­dan bi­ze ge­le­cek do­ğal gaz­dan sağ­la­dı­ğı­mız ener­ji üre­tim te­sis­le­ri­nin kay­nak­la­rın­da­ki ris­ki­miz şu… Bu va­de­de do­ğal gaz he­de­fi­niz var­sa söy­le­yin, hid­ro­lik he­de­fi­niz var­sa söy­le­yin, bi­tiş sü­re­le­ri­ni söy­le­yin. Eğer, ge­lip pro­je­ler­den ko­nu­şur­sa­nız, ya­rın dü­şe­ce­ği­niz du­rum ka­pı ka­pı ge­zip elek­trik ara­mak­tır. Ama, hiç me­rak et­me­yin, çev­re­niz­de hiç­bir ül­ke­de si­ze ve­re­cek elek­trik yok. Ül­ke­nin ba­şı be­la­da, si­zin de ba­şı­nız be­la­da. Bu­nun far­kın­da ol­du­ğu­nu­zu bi­li­yo­rum. Ama, çö­zü­mü­nü­zün biz far­kın­da de­ği­liz. Eğer, bir çö­zü­mü­nüz var­sa, Tür­ki­ye ile pay­la­şın.

Te­şek­kür edi­yor, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

9'un­cu mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yap­tı­rım­lar

MAD­DE 9- (1) Bu Ka­nu­nun hü­küm­le­ri­ne ay­kı­rı ha­re­ket eden top­tan ve pe­ra­ken­de sa­tış li­san­sı sa­hi­bi tü­zel ki­şi­ler hak­kın­da EPDK ta­ra­fın­dan 20/2/2001 ta­rih­li ve 4628 sa­yı­lı Elek­trik Pi­ya­sa­sı Ka­nu­nu­nun 11 in­ci mad­de­si hü­küm­le­ri çer­çe­ve­sin­de iş­lem ya­pı­lır. Bu iş­lem­le­rin se­bep ola­ca­ğı söz­leş­me ip­tal­le­ri so­nu­cu açı­ğa çı­ka­cak elek­trik ener­ji­si TE­TAŞ ta­ra­fın­dan alı­na­cak­tır.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Ya­kup Ke­pe­nek.

Sa­yın Ke­pe­nek, bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA YA­KUP KE­PE­NEK (An­ka­ra) - Çok te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, 1360 sı­ra sa­yı­lı, Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı­na İliş­kin Ta­sa­rı ve Ra­por üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin gö­rüş­le­ri­ni açık­la­mak üze­re söz al­dım. Söz­le­ri­me baş­lar­ken he­pi­ni­zi say­gıy­la, sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ön­ce, ki­mi ana te­mel nok­ta­lar­da an­laş­ma­lı­yız. Bir önem­li nok­ta­nın al­tı­nı çiz­me­li­yim: İk­ti­dar par­ti­si mil­let­ve­kil­le­rin­den bu­ra­ya çı­kan ar­ka­daş­la­rım, ço­ğu kez, "CHP, nok­ta nok­ta kar­şı­dır." di­ye gi­den, okul ço­cuk­la­rı­nın, ha­ni, "boş ye­ri dol­du­run" an­la­mın­da, test ya­par­ca­sı­na yap­tık­la­rı uy­gu­la­ma­ya ben­zer bir uy­gu­la­ma­ya gi­di­yor­lar.

Ön­ce, şu­nu söy­le­me­li­yim: Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si, nük­le­er ener­ji­nin üre­til­me­si­ne par­ti ola­rak kar­şı de­ğil. Kar­şı ol­du­ğu­muz nok­ta şu­dur… Sa­yın Ba­kan, bu­ra­da­ki ko­nuş­ma­sın­da -ge­le­ce­ğim kar­şı ol­du­ğu­muz nok­ta­ya ama- Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Ge­nel Baş­ka­nı­nın 78 yı­lın­da söy­le­dik­le­rin­den yo­la çı­ka­rak "Ne­den şim­di­yi sa­vun­mu­yor­su­nuz?" di­yor. 78'den bu ya­na otuz yıl geç­ti, Çer­no­bil'den bu ya­na yir­mi yıl geç­ti ve bu dö­nem­de, nük­le­er ener­ji, tek­no­lo­ji, çev­re ve ben­ze­ri ko­nu­lar­da­ki so­run­lar çok de­ğiş­ti. Gü­neş ener­ji­si çık­tı, rüzgâr, su ve ben­zer­le­ri, elek­trik üre­ti­min­de gün­de­me gel­di. Bu ne­den­ler­le, tek ba­şı­na suç­la­ma­lar yo­lu­na gi­de­cek yer­de, doğ­ru­yu gör­mek, ne­yin doğ­ru, ne­yin yan­lış ol­du­ğu­nu doğ­ru vur­gu­la­mak ge­re­kir.

He­men şu­nu söy­le­ye­yim: Bu tür bir gi­ri­şim, Tür­ki­ye'de, ta 1960'lı yıl­lar­dan bu ya­na gün­dem­de. Ara­dan kırk yıl geç­ti­ği hâlde, Tür­ki­ye, hep bu ko­nu­lar­da tar­tış­ma or­ta­mın­da ol­muş, so­nuç ala­ma­mış.

Pe­ki, ne­den so­nuç ala­mı­yor? Ha­yır, ne­den? Geç­miş hükûmet­le­rin ek­si­ği ney­di? İha­le­ler­de, baş­ka şey­ler­de­ki ek­sik­ler ney­di? Ora­da, bi­zim asıl bü­yük ek­si­ği­miz şu­dur… Sa­yın Ba­kan di­yor ki: "Biz bu işe ta 50'ler­de baş­la­dık." Çok doğ­ru­dur. Ama, de­va­mı­nı ge­ti­re­me­dik. Ne­den ge­ti­re­me­dik? Çün­kü, biz, bu iş­le­re, ge­rek­li bi­lim­sel ha­zır­lık­la­rı yap­ma­dan gi­ri­yo­ruz. Bi­lim­sel ha­zır­lık yap­ma­dan bu iş­le­re gir­di­ği­niz za­man, so­nuç, ço­ğu kez ve­ya ta­ma­men ba­şa­rı­sız olu­yor. Çün­kü, bi­li­min ve tek­no­lo­ji­nin en önem­li ol­du­ğu, ya­şam­sal ol­du­ğu alan bu.

Şu­nu de­mek is­ti­yo­rum: Bu tür bir ta­sa­rıy­la bir­lik­te bu­ra­ya ge­ti­ril­me­si ge­re­ken bin­ler­ce say­fa­lık ra­por­lar ol­ma­lıy­dı, bin­ler­ce say­fa­lık ön ça­lış­ma­lar ol­ma­lıy­dı ve işin ba­şın­dan so­nu­na ka­dar hem tek­no­lo­jik ya­pı­sı hem ma­li ya­pı­sı or­ta­ya kon­ma­lıy­dı. Mil­let­ve­kil­le­ri, yal­nız bun­lar de­ğil, di­ğer, ka­mu­oyu­nun du­yar­lı ke­sim­le­ri bil­gi­len­di­ril­me­liy­di, oy­sa, bun­la­rın hiç­bi­ri ya­pıl­ma­dı. Bun­la­rın hiç­bi­ri­ni yap­ma­dan bir ya­sa ge­ti­rip ve dört yıl bo­yun­ca bu ko­nu­da sağ­lık­lı bir po­li­ti­ka­yı da tam ola­rak ge­liş­tir­me­den, bu­ra­ya ge­lip "iş­te, Halk Par­ti­si şu­na kar­şı­dır, biz bu­nu yap­mak is­ti­yo­ruz, ama, en­gel­le­ni­yo­ruz" gi­bi, tıp­kı son Ana­ya­sa fi­yas­ko­su ola­yın­da ol­du­ğu gi­bi, da­yat­ma­cı bir ta­vır­la ya­sa çı­kar­ma­ya ça­lış­mak, en azın­dan, doğ­ru de­ğil­dir, ger­çek­çi de­ğil­dir.

Bu­ra­da Çer­no­bil çok ko­nu­şul­du. Do­ğu Ka­ra­de­niz'in bu ko­nu­da çek­tik­le­ri or­ta­da. Bir bi­lim­sel ra­por öy­le der, öbü­rü böy­le der; ama, bir ger­çek var: Yö­re hal­kı Çer­no­bil'in kay­gı­sı­nı, kor­ku­su­nu ta­şı­yor. Do­la­yı­sıy­la, Hükûme­tin gö­re­vi top­lu­mun üze­rin­de­ki bu kor­ku­yu gi­der­mek.

Şim­di, işin özü­ne ge­li­yo­rum: Tür­ki­ye, övü­nü­yo­ruz, ener­ji yol­la­rı üze­rin­de­dir, on­la­rın ke­siş­me nok­ta­sın­da­dır, bu ne­den­le stra­te­jik bir ko­num­da­dır; iyi, gü­zel. Pe­ki, bu stra­te­jik ko­nu­mun­dan ül­ke ye­te­rin­ce ya­rar­la­nı­yor mu? Sa­yın Ba­kan, Tür­ki­ye'nin önem­li ku­ru­luş­la­rı­nın, elek­trik üre­tim ve da­ğı­tım bi­rim­le­ri­nin, TPAO'nun, Elek­trik İş­le­ri Etüt İda­re­si­nin bu amaç­la ye­ni­den dü­zen­len­me­si, güç­len­di­ril­me­si yö­nün­de ne­ler ya­pıl­dı­ğı­nı bu­ra­da doğ­ru dü­rüst açık­la­ya­bi­lir mi?

Bir baş­ka çok önem­li ko­nu var de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, o da şu­dur: Tür­ki­ye, ya­kın yıl­la­ra bir dü­zen­le­yi­ci ku­rul fur­ya­sıy­la gir­di. Ka­mu yö­ne­ti­mi, ta­ma­mıy­la ne­re­dey­se, bu dü­zen­le­yi­ci ku­rul­la­ra bı­ra­kı­lı­yor. Oy­sa, Tür­ki­ye'nin bu ko­nu­da de­ne­yi­mi de yok, yö­ne­tim bi­ri­ki­mi de yok ve bu sü­reç, de­ne­tim ye­ri­ne… Ya­ni şu­nu söy­le­ye­yim: Dü­zen­le­yi­ci ku­rul­la­rın, ço­ğu kez yer­li ve ya­ban­cı çı­kar çev­re­le­ri­nin on­la­rı dü­zen­le­me­si bi­çi­min­de olu­yor. Bu çok acı bir du­rum­dur. Tür­ki­ye, dü­zen­le­yi­ci ku­rul­la­rı­nı güç­len­dir­me­li, ge­liş­tir­me­li, ye­ter­li bi­ri­kim ve de­ne­yim ka­zan­ma­lı­dır ki o ku­rul­lar eliy­le sağ­lık­lı iş­ler ya­pa­bil­sin, en azın­dan, de­ne­tim işi­ni tam ola­rak ya­pa­bil­sin. Bun­lar ol­ma­yın­ca bu ko­nu­da­ki ya­sal dü­zen­le­me­le­rin de Tür­ki­ye'nin ge­rek­sin­me­le­ri­ni kar­şı­la­ma­sı ola­na­ğı yok­tur.

Şim­di bi­raz da­ha so­mu­ta ge­le­lim. Tür­ki­ye'de, bu ya­sa­ya gö­re, te­sis­ler ka­mu ve özel ke­sim ta­ra­fın­dan bir­lik­te ku­ru­la­cak­tır. Pe­ki, bu ne de­mek­tir? Bu, şu de­mek­tir: Dev­le­tin gü­ven­ce­si, ga­ran­ti­si bu­ra­da da is­ten­mek­te­dir. Da­ha ev­vel söy­le­dim, ye­ter­li ça­lış­ma­lar, bi­lim­sel ça­lış­ma­lar ya­pıl­ma­dan ge­li­nen bu nok­ta­da yi­ne yük dev­le­tin sır­tı­na bil­di­ril­mek­te­dir.

İkin­ci­si: Bir ta­raf­tan "Ül­ke­miz­de bu ko­nu­da ye­tiş­miş tek­nik ele­man var, per­so­nel var." di­yo­ruz, bir ta­raf­tan da bu ya­say­la TA­EK'e ya­ban­cı per­so­nel ça­lış­tır­ma ola­na­ğı ta­nı­yo­ruz. Bu­nun an­la­mı­nı, ama­cı­nı, her iki, ya­ni yer­li ve ya­ban­cı ça­lı­şan­lar ara­sın­da­ki üc­ret ve ça­lış­ma ko­şul­la­rı far­kı­nı dü­şün­dü­ğü­müz­de, bu­nun ül­ke­miz için ço­ğu kez bir ka­yıp ol­du­ğu baş­ka sek­tör­ler­den de de­ne­yim­le bi­li­ni­yor.

Bir baş­ka önem­li ko­nu var: İha­le ya­pıl­ma­dan özel ko­şul­lar­la iha­le ya­pı­la­bi­le­cek­tir. Şim­di, bun­lar, ik­ti­da­rı­nız dö­ne­min­de, ge­nel­de Ka­mu İha­le Ya­sa­sı'nda ya­pı­lan boş­luk­lar ya­rat­ma gi­ri­şi­mi­nin ay­rı bir dü­zen­le­mey­le ge­ti­ri­len bir bö­lü­mü­dür.

Şim­di, ben Sa­yın Ba­kan­dan so­ru­yo­rum: Eğer bu nük­le­er teş­vik­ler yer­li kay­nak­la­ra ve­ril­sey­di, ener­ji so­ru­nu­nun çö­zü­mü­ne da­ha kı­sa sü­re­de, da­ha hız­lı ve her şey­den önem­li­si, nük­le­er ener­ji­nin sa­kın­ca­la­rı­na, so­run­la­rı­na yol aç­ma­dan ya­nıt bu­lu­na­maz mıy­dı, çö­züm üre­ti­le­mez miy­di? Do­la­yı­sıy­la, Tür­ki­ye'nin, gü­neş, jeo­ter­mal, rüzgâr ve ben­ze­ri ko­nu­lar­da­ki üre­tim gü­cü­nü… Ki, rüzgârda özel­lik­le Ba­kan­lı­ğın önem­li ça­lış­ma­la­rı ol­du­ğu­nu bi­li­yo­rum. Ama, net ola­rak şu­nu söy­lü­yo­rum: Nük­le­er için ve­ril­mek is­te­nen teş­vik­ler, ne­den, gü­neş, rüzgâr ve ben­ze­ri alan­lar­da­ki üre­tim gi­ri­şim­le­ri­ne ve­ril­mi­yor? Nük­le­er ener­ji, dı­şa ba­ğım­lı­lık an­la­mı­na ge­li­yor. Nük­le­er ener­ji, ay­nı za­man­da, son yıl­lar­da bir­çok şe­yin ya­şa­mı­mı­zı de­ğiş­tir­di­ği gi­bi, bu alan­da­ki hız­lı tek­no­lo­jik de­ği­şim de so­nuç­ta bi­zi şu nok­ta­ya ge­ti­ri­yor: Ku­ru­luş­la­rı­nın ta­mam­lan­ma­sı, en az beş on yıl sü­re­cek olan nük­le­er te­sis­ler ta­mam­lan­dı­ğı an­da, kul­lan­dık­la­rı tek­no­lo­ji de­ğiş­miş ola­cak. Şim­di, do­la­yı­sıy­la, bu sa­kın­ca­nın, bu yan­lı­şın, şu ve­ya bu şe­kil­de gi­de­ril­me­si­nin yo­lu, mut­la­ka nük­le­er san­tral kur­mak de­ğil. Ba­kın, biz, Tür­ki­ye'nin nük­le­er tek­no­lo­ji­yi öğ­ren­me, özüm­se­me ve ken­di ola­nak­la­rıy­la san­tral kur­ma, ener­ji üret­me po­tan­si­ye­li­nin, gü­cü­nün güç­len­di­ril­me­si­ne ta­raf­ta­rız. Bu­nun için, mut­la­ka san­tral kur­mak, he­le he­le, he­le he­le, se­çim­le­re beş sa­ni­ye ka­la, ace­ley­le bir ya­sa ge­ti­re­rek he­men san­tral kur­mak hiç de doğ­ru bir yak­la­şım, he­le he­le, hiç bi­lim­sel bir yak­la­şım de­ğil­dir. Bu ne­den­le, bu ne­den­le, şu­nu so­nuç ola­rak söy­le­ye­yim: Bu­ra­da çok…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

YA­KUP KE­PE­NEK (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, bi­ti­ri­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ke­pe­nek, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

YA­KUP KE­PE­NEK (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Şim­di, so­nuç ola­rak şu­nu söy­le­ye­yim: Ül­ke­miz­de nük­le­er san­tral ye­ri­ne, te­miz ener­ji üre­ten kay­nak­la­ra, yer­li kay­nak­la­ra yö­nel­me­nin çok bü­yük bir öne­mi var­dır. Nük­le­er lo­bi­ler, ser­ma­ye güç­le­ri, ger­çek­ten çok güç­lü­dür, pa­ra­lı­dır, et­ki­li­dir ve bon­kör­dür. Böy­le bir or­tam­da, yer­li ener­ji ke­sim­le­ri­nin ay­nı et­ki­de ol­ma­sı, se­si­ni du­yu­ra­bil­me­si ko­lay de­ğil­dir. Bun­la­rı söy­le­yen Pro­fe­sör Şar­man Gen­çay söz­le­ri­ni şöy­le bi­ti­ri­yor, di­yor ki: "Dün­ya­da yir­mi yıl ön­ce­si­nin tek­no­lo­ji­siy­le ça­lı­şan hiç­bir sek­tör kal­ma­mış­ken, ye­ni tek­no­lo­ji­nin he­nüz yan­sı­tı­la­ma­dı­ğı es­ki mo­del nük­le­er san­tral­le­re mil­yar­lar­ca do­lar öde­me­nin de ba­na gö­re -di­yor, be­nim de­ğil bu söz­ler, alın­tı­dır- va­ta­na iha­net­ten far­kı yok."

Ben, hiç kim­se­yi va­ta­na iha­net­le suç­la­mak is­te­mi­yo­rum, böy­le ol­ma­sı­nı da hiç is­te­mi­yo­rum. Ama, bu da bir bi­lim in­sa­nı­nın sö­zü­dür ve bu­nu da bu­ra­ya ge­tir­mek zo­run­lu­lu­ğu­nu du­yu­yo­rum. Bu­nu, bi­lim­sel doğ­ru­lu­ğun, dü­rüst­lü­ğün bir ge­re­ği sa­yı­yo­rum.

Uma­rım, Ba­kan­lık bu me­se­le­yi ye­ni­den göz­den ge­çi­rir ve Tür­ki­ye'yi ışık­sız, elek­trik­siz bı­rak­maz.

Si­ze ay­dın­lık gün­ler di­li­yo­rum, he­pi­ni­ze say­gı­lar sev­gi­ler su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin Öz­can.

Bu­yu­run Sa­yın Öz­can.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA HÜ­SE­YİN ÖZ­CAN (Mer­sin) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve (1360 sı­ra sa­yı­lı) Çev­re ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rın­dan ge­len Ra­por­lar hak­kın­da Ana­va­tan Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

El­bet­te, ener­ji de­nil­di­ğin­de ak­lı­mı­za dün­ya­mı­zı ısı­tan, ay­dın­la­tan ve tek­no­lo­jiy­le dün­ya­ya ye­ni bir ufuk açan bir an­la­yış ge­li­yor. Nük­le­er ener­ji üre­ti­mi­ne, el­bet­te Ana­va­tan Par­ti­si ola­rak kar­şı de­ği­liz. Bu üre­ti­min, da­ha, çev­re­ye na­sıl za­rar ver­me­ye­cek, da­ha, çev­re­de, na­sıl, çev­re ko­nu­sun­da da­ha du­yar­lı olu­na­bi­le­cek alt­ya­pı­sı­nın oluş­tu­rul­ma­sın­dan ya­na­yız. El­bet­te ki, nük­le­er ener­ji­den ön­ce, ül­ke­miz­de­ki ta­bii kay­nak­la­rı­mız­dan, do­ğal kay­nak­la­rı­mız­dan, yer al­tı kay­nak­la­rı­mız­dan fay­da­lan­ma­mız ge­re­kir. Bu ko­nu­da da ti­tiz­lik­le dav­ran­ma­lı­yız, ge­rek­li teş­vik ve dü­zen­le­me­yi yap­ma­lı­yız ve bir an ön­ce, ener­ji­siz kal­ma­yan, ka­ran­lık­ta kal­ma­yan bir Tür­ki­ye'de ya­şa­ya­bil­me­miz için ener­ji­mi­zin de­vam­lı, sağ­lık­lı bir şe­kil­de üre­til­me­sin­den ya­na­yız. Bu­gün bak­tı­ğı­mız­da, jeo­ter­mal san­tral­ler ve ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji ko­nu­sun­da rüzgârla il­gi­li, gü­neş ener­ji­siy­le il­gi­li, yer al­tı kay­nak­la­rı­mız­la il­gi­li, bü­tün bu kay­nak­la­rı­mı­zı da­ha iş­ler hâle ge­tir­mek için ça­ba­lar har­ca­ma­lı­yız, bu ko­nu­da ti­tiz­lik­le dav­ran­ma­lı­yız ve bu­nu sü­rün­ce­me­de bı­rak­ma­ma­lı­yız. Ge­le­cek yıl­la­rı­mız­da eğer elek­trik ener­ji­sin­den yok­sun ka­lır­sak, ma­ale­sef, sa­na­yi­miz baş­ta ol­mak üze­re, her ta­raf­ta sı­kın­tı ya­şa­ya­ca­ğı­mız bel­li­dir. Bu ko­nu­da ha­zır­lık­lı ol­mak zo­run­da­yız.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, nük­le­er ener­ji­de, el­bet­te dün­ya­da kö­tü ör­nek­ler de ya­şan­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz. Bir Çer­no­bil ola­yı­nı ya­şa­dık. Çer­no­bil ola­yın­da bü­tün dün­ya­nın göz­le­ri bu olay­day­dı ve dün­ya­yı et­ki­le­yen bu olay­da, psi­ko­lo­jik de ol­sa sı­kın­tı­lar ya­şa­dık. Ör­ne­ğin, ül­ke­miz­de, ha­tır­lar­sı­nız, o dö­nem­de çay üre­ti­ci­le­ri­mi­zin çok bü­yük sı­kın­tı çek­ti­ği­ni gör­dük. Hat­ta, o za­ma­nın Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nı, tut­tu, dem­li çay iç­ti; her­han­gi bir nük­le­er atık ol­ma­dı­ğı ko­nu­sun­da da hal­kın gö­zü­ne ba­ka ba­ka ça­yı­nı iç­ti. Ama, so­nuç­ta, za­man­la gör­dü­ğü­müz­de, ba­kı­yo­ruz ki, Ka­ra­de­niz Böl­ge­miz'de kan­ser olay­la­rı­nın art­tı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz. Bi­lim­sel ola­rak bak­tı­ğı­mız­da, ül­ke­de in­san sağ­lı­ğı­nı et­ki­le­yen bu nük­le­er ar­tık­la­rın ko­run­ma­sın­da, ya­yıl­ma­sın­da ve ül­ke­miz açı­sın­dan da za­rar­lı ol­du­ğu­nu ve dün­ya bi­li­mi­nin de açık­la­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz.

Bu­nun için ya­pı­la­cak şey, eğer nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri ya­pı­la­cak­sa, dün­ya­da­ki bu kö­tü ör­nek­ler­den ta­ma­men uzak­la­şıp ye­ni tek­no­lo­ji­ye gö­re ya­ra­tıl­ma­sı ve ku­rul­ma­sı ge­re­kir; ama, bu­nu yap­mak için de be­lir­li üç beş se­ne ge­çer. Bu­nun ma­li­ye­ti ne? Bu­nun ma­li­ye­ti­ni de iyi he­sap­la­mak la­zım. Ba­zı­la­rı­na gö­re 2-3 sent ma­li­ye­ti ol­du­ğu söy­le­ni­yor, oy­sa ba­zı kay­nak­lar ise 5-6 sen­tin üze­rin­de ol­du­ğu­nu söy­lü­yor. Bu hâliy­le Türk ka­mu­oyu­na pa­ha­lı­ya mal ol­mak­ta­dır. Bu­nun fa­tu­ra­sı­nı da ma­ale­sef, Tür­ki­ye'de­ki ener­ji üre­ti­min­de, en faz­la da sa­na­yi­ci­le­ri­miz ve elek­trik­ten fay­da­la­nan hal­kı­mız çek­mek­te­dir. Bu­na çö­züm bul­mak zo­run­da­yız. Bü­tün do­ğal kay­nak­la­rı­mı­zı se­fer­ber et­me­li­yiz ve da­ha ucu­za mal ede­bi­le­cek tek­no­lo­ji­ler­le bu üre­ti­mi sağ­la­ma­lı­yız ve yer­li üre­ti­me da­ya­lı, yer­li tek­no­lo­ji­yi kul­la­na­rak elek­trik ener­ji­mi­zi ço­ğalt­ma­nın yol­la­rı­nı ara­ma­lı­yız. Bu­nu da gör­dü­ğü­müz­de, ör­ne­ğin rüzgâr ener­ji­sin­den fay­da­la­nan, gü­neş ener­ji­sin­den fay­da­la­nan, jeo­ter­mal san­tral­le­ri­miz­den fay­da­la­nan bü­tün ko­nu­la­rı bir ma­sa­nın üze­ri­ne ya­tır­ma­lı­yız. Bu ül­ke­mi­zin ener­ji­si­nin, in­san­la­ra ve çev­re­mi­ze za­rar ver­me­den, ener­ji tek­no­lo­ji­mi­zi, nük­le­er ener­ji tek­no­lo­ji­mi­zi ge­liş­tir­me­li­yiz.

Bi­li­yor­su­nuz, nük­le­er ener­ji tıp­ta kul­la­nı­lı­yor, ta­rım­da kul­la­nı­lı­yor, ar-ge ve si­lah­lı kuv­vet­ler­le il­gi­li harp sa­na­yi­sin­de kul­la­nı­lı­yor. Bu ko­nu­da da­ha faz­la ça­lı­şa­rak, da­ha faz­la dün­ya tek­no­lo­ji­si­ni ya­ka­la­ya­rak, ken­di öz gü­cü­mü­ze da­ya­lı bir üre­tim sis­te­miy­le da­ha ucu­za mal et­me­nin yol­la­rı­nı ara­ma­lı­yız.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, AK Par­ti söz­cü­le­ri çı­kıp, Tür­ki­ye'de her şe­yin süt­li­man ol­du­ğu­nu bi­raz ön­ce an­lat­tı­lar. Hat­ta Ka­ra­de­niz Böl­ge­si'nde­ki Si­nop'tan bah­set­tik­le­rin­de… Si­nop'u gi­dip gör­mek la­zım cen­net bir kö­şe ol­du­ğu­nu… El­bet­te ki, do­ğa ola­rak gü­zel­dir ama, ye­te­ri ka­dar, o hal­kın mağ­du­ri­ye­ti gi­de­ril­miş mi­dir, yol­la­rı ya­pıl­mış mı­dır ve okul­la­rıy­la il­gi­li, eği­ti­miy­le il­gi­li so­run­lar çö­zül­müş mü­dür, sağ­lık ko­nu­sun­da so­run­la­rı çö­zül­müş mü­dür? Çık­tı­lar an­la­tı­yor­lar... Si­nop­lu­lar da -gör­dü­ğü­müz­de, duy­du­ğu­muz­da, işit­ti­ği­miz­de- sa­de­ce laf­ta ol­du­ğu­nu söy­lü­yor­lar. Tür­ki­ye ge­ne­lin­de bu böy­le.

Bi­zim ama­cı­mız in­san­la­rın mağ­dur ol­ma­sı de­ğil. Bi­zim ama­cı­mız, o in­san­la­rın na­sıl da­ha mut­lu ya­şa­ya­ca­ğı­nın yol­la­rı­nı ara­mak, on­la­ra yar­dım­cı ol­mak zo­run­da­yız. Ener­ji ko­nu­sun­da, ül­ke üç beş se­ne son­ra elek­trik ener­ji­sin­den fay­da­la­na­maz du­rum­da, ka­ran­lık­lar­da kal­dı­ğın­da, geç­miş yö­ne­tim­ler bed­dua ala­cak­lar­dır. İna­nı­yo­ruz ki, bu sı­kın­tı­ya düş­me­mek için, o in­san­la­rın ya­rın mağ­dur ol­ma­ma­sı için, ik­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le, bir an ön­ce ener­ji so­run­la­rı­mı­zı çöz­mek zo­run­da­yız -dı­şa ba­ğım­lı­lık­tan, do­ğal ga­za bağ­lı ve­ya­hut da pet­ro­le bağ­lı ener­ji so­run­la­rın­dan- ma­li­ye­ti da­ha dü­şük ener­ji üret­me­nin yol­la­rı­nı ara­mak zo­run­da­yız. Biz, çı­kıp her şe­yi toz­pem­be ola­rak gös­te­rip, bu ül­ke­nin kay­nak­la­rı­nı ho­var­da­ca har­ca­yıp ve baş­ka­la­rı­na peş­keş çe­ke­rek bu so­ru­nu çö­ze­me­yiz.

Bi­zim ama­cı­mız, bu in­san­la­rın, bü­tün 70 mil­yo­nun, ya­şa­yan in­san­la­rı­mı­zın mut­lu ol­ma­sı, iş ve aş pe­şin­de koş­ma­ma­la­rı, in­san­la­rı­mı­zın bir tor­ba pi­rin­ce ve­ya­hut da şe­ke­re muh­taç ol­ma­ma­la­rı ve­ya­hut da bay­ram­lar­da ve if­tar sof­ra­la­rın­da baş­ka­la­rı­nın eli­ne ba­kan de­ğil, da­ğı­tı­lan ye­mek­le­re ba­kan de­ğil... Ger­çek­ten, işiy­le aşıy­la ka­za­nan ve alın te­riy­le ka­za­nan in­san­la­rın, o bir tor­ba­ya muh­taç edil­me­me­si için ça­lış­ma­mız ge­re­kir. O in­san­la­rın mağ­du­ri­ye­tin­den fay­da­la­na­rak, çı­kıp "yok şu ka­dar kö­mür da­ğıt­tık, şu ka­dar yi­ye­cek da­ğıt­tık, bu ka­dar yar­dım yap­tık" de­mek, o in­san­la­rın onu­ruy­la oy­na­mak­tır, hay­si­ye­tiy­le oy­na­mak­tır.

Bi­zim ama­cı­mız, Tür­ki­ye'de bir tek iş­siz kal­ma­ma­sı­nın yol­la­rı­nı ara­mak, bir tek eği­tim­siz öğ­ren­ci­mi­zin kal­ma­ma­sı için... Sağ­lık ko­nu­sun­da, has­ta­ne­ler­de mahkûm olan ve­ya­hut da ic­ra­la­ra dü­şen in­san­la­rın, sağ­lık ko­nu­sun­da ise dev­le­tin her çe­şit sos­yal imkânla­rın­dan fay­da­lan­dı­ğı bir in­san top­lu­lu­ğu, ger­çek­ten, bir Türk hal­kı ya­rat­mak zo­run­da­yız. Yok­sa, çı­ka­ca­ğız, olay­la­rı ya­şa­yan in­san­la­ra kar­şı, gö­zü­ne ba­ka ba­ka, Tür­ki­ye, her şe­yiy­le, millî ge­li­ri yük­sek bir ül­ke ola­rak in­san­la­rın ya­şa­dı­ğı­nı gör­mez­lik­ten ge­le­rek, bun­lar ko­nu­sun­da rek­lam yap­ma­nın da hiç an­la­mı yok­tur.

Biz Ana­va­tan ola­rak, ül­ke­miz­de iş­siz tek bir ki­şi kal­ma­ma­sı için, üni­ver­si­te­de oku­mak is­te­yen her öğ­ren­ci­nin üni­ver­si­te­de oku­ma­sı için, sos­yal gü­ven­lik ko­nu­sun­da hiç­bir ev ha­nı­mı­nın si­gor­ta­sız kal­ma­ma­sı için, köy­de ya­şa­yan çift­çi­le­ri­mi­zin des­tek­le­ne­rek çift­çi­nin ürün­le­ri­nin pa­ra et­me­si için; do­la­yı­sıy­la, bü­tün Tür­ki­ye'de­ki 70 mil­yo­nun mut­lu ol­ma­sı için ça­lı­şa­ca­ğı­mı­zı söy­lü­yo­ruz. Bu­nu da vad edi­yo­ruz. Biz­ler, ik­ti­dar par­ti­si bu­gün­kü şart­lar­da bu in­san­la­rın aşıy­la, işiy­le uğ­raş­ma­yıp da bi­ri­le­ri­nin aşı ve işiy­le uğ­ra­şı­yor­lar­sa, bu an­la­yı­şa, Ana­va­tan ola­rak biz "ha­yır" di­yo­ruz. Bu ko­nu­da da on­la­rın söz­cü­sü ve on­la­rın di­li, ku­la­ğı ve gö­zü ol­mak zo­run­da­yız. Bu­nun için, Mec­lis­te bun­la­rı an­la­tı­yo­ruz. Ge­le­cek­te, Tür­ki­ye'nin ener­ji­siz kal­ma­ya­cak, iş­siz kal­ma­ya­cak, eği­tim­siz kal­ma­ya­cak, sağ­lık­sız kal­ma­ya­cak…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Öz­can, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

HÜ­SE­YİN ÖZ­CAN (De­vam­la)- …hiç­bir fer­di­miz kal­ma­sın di­yo­ruz. Ama­cı­mız, Hakk'a hiz­met, hal­ka hiz­met­tir.

ÖZ­KAN ÖK­SÜZ (Kon­ya) - O söz öy­le de­ğil.

HÜ­SE­YİN ÖZ­CAN (De­vam­la) - Özel­lik­le Ha­cı Bek­taş Ve­li'nin söy­le­di­ği gi­bi­yiz, biz hiz­me­ti Hak için ya­pı­yo­ruz, halk için ya­pı­yo­ruz di­yo­ruz; bü­tün hal­kı­mı­zı say­gıy­la se­lam­lı­yo­ruz. Esen­lik­ler di­li­yo­rum, yü­ce Mec­li­se de say­gı­lar su­nu­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem Kars­lı.

Bu­yu­run Sa­yın Kars­lı.

MU­HAR­REM KARS­LI (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; 1360 sı­ra sa­yı­lı, Nük­le­er Güç San­tral­le­riy­le İl­gi­li Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 9'un­cu mad­de­si üze­rin­de şah­si gö­rüş­le­ri­mi ifa­de et­mek için söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi sev­gi ve say­gıy­la se­lam­la­rım.

Sa­bah­tan be­ri bu ko­nu­yu ko­nu­şu­yo­ruz ve yi­ne es­ki gün­le­ri ha­tır­la­ma­ya baş­la­dım. Bu mem­le­ket­te iş yap­mak ne ka­dar zor­dur, bu­nu yap­ma­ya ça­lı­şan­lar bi­lir. İş ya­pa­nın kar­şı­sın­da, da­ima, iş ya­pa­ma­yan, yap­ma­sı­nı bil­me­yen ve ya­pa­na da yap­tır­ma­yan, mâni olan bir zih­ni­yet çık­mış­tır or­ta­ya. Şim­di, yi­ne bu zih­ni­yet­le mü­ca­de­le et­mek­le meş­gu­lüz.

Ba­kın, ay­nı zih­ni­yet, bun­dan yir­mi otuz yıl ön­ce Bo­ğa­zi­çi Köp­rü­sü'ne de kar­şı çık­mış­tı. O za­man Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin ba­şın­da bu­lu­nan rah­met­li Bü­lent Ece­vit Bo­ğa­zi­çi Köp­rü­sü'ne şid­det­le kar­şı çık­mış ve de­miş­ti ki: "Bu köp­rü­den zen­gin­ler oto­mo­bil­le­riy­le iş­le­ri­ne ra­hat ra­hat gi­dip ge­le­cek­ler, onun için ya­pı­yor­su­nuz köp­rü­yü."

Ba­kın, bu­gün iki ta­ne köp­rü yet­mi­yor, üçün­cü­sü­nün pro­je­le­ri ha­zır­la­nı­yor, İs­tan­bul'un nü­fu­su 12 mil­yo­na çık­mış, İs­tan­bul'a, da­ha, köp­rü­le­rin dı­şın­da Mar­ma­ray ve­sa­ire gi­bi ula­şım imkânla­rı üze­rin­de de ça­lı­şı­lı­yor.

Ay­nı rah­met­li Ece­vit, te­le­viz­yo­na da kar­şı çık­mış­tı. O yıl­lar­da, 1970'li yıl­lar­da yi­ne, Tür­ki­ye'de te­le­viz­yon yok­tu, ilk de­fa bir te­le­viz­yon is­tas­yo­nu ku­rul­ma­sı için fa­ali­ye­te ge­çil­di­ğin­de, yi­ne Ece­vit kar­şı çık­mış­tı ve te­le­viz­yo­nun lüks bir oyun­cak ol­du­ğu­nu söy­le­miş­ti.

Yi­ne, ay­nı Ece­vit -Al­lah rah­met ey­le­sin yi­ne- oto­mo­bil sa­na­yi­si­nin ku­rul­ma­sı­na da kar­şı çık­mış­tı.

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Bı­rak ölü­nün ar­ka­sın­dan ko­nuş­ma­yı!

MU­HAR­REM KARS­LI (De­vam­la) - Ne de­miş­ti Ece­vit? Ya­şı mü­sa­it olan­lar ha­tır­la­ya­cak­lar­dır. "Oto­mo­bil pa­ha­lı oyun­cak­tır." de­miş­ti. Eğer, o za­man, rah­met­li Ece­vit'in la­fı­na ka­nıp da oto­mo­bil sa­na­yi­si­ni Tür­ki­ye'de kur­ma­say­dık, ba­kın, bu­gün, oto­mo­tiv sa­na­yi­si­nin Tür­ki­ye'de ih­ra­ca­tı 17,5 mil­yar do­lar­dır ve Tür­ki­ye'nin ih­ra­ca­tın­da bir nu­ma­ra­ya otur­muş­tur. Bu­nun sağ­la­dı­ğı dö­vi­zi dü­şü­nün, bu­nun sağ­la­dı­ğı ver­gi­yi dü­şü­nün, bu­nun sağ­la­dı­ğı is­tih­da­mı dü­şü­nün; bü­tün bun­lar­dan mah­rum ka­la­cak­tık.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Mu­har­rem ağa­bey, it­ha­la­tı ne ka­dar, it­ha­la­tı?

MU­HAR­REM KARS­LI (De­vam­la) - İt­ha­lat­tan kork­ma­yın. İh­ra­cat ni­çin ya­pı­lır? İt­ha­lat yap­mak için ya­pı­lır.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - 17,5 mil­yo­nun ne ka­da­rı it­ha­lat?

MU­HAR­REM KARS­LI (De­vam­la) - Ko­nu­muz uy­gun ol­sa on­la­rı da an­la­tır­dım si­ze.

Şim­di, bir ar­ka­da­şı­mız sa­bah­le­yin çık­tı, da­ha bu ko­nu­nun ba­şın­da, de­di ki: "Nük­le­er san­tral bi­ze hiç­bir tek­no­lo­ji ge­tir­mez." Hay­ret­ler için­de kal­dım. De­mek ki, Tür­ki­ye'ye 10 mil­yar ki­lo­vat sa­at­lik ya da 20 mil­yar ki­lo­vat sa­at­lik ya da 40 mil­yar ki­lo­vat sa­at­lik bir nük­le­er san­tral ya­pı­la­cak ve o san­tra­lin in­şa­sıy­la Tür­ki­ye'ye hiç­bir tek­no­lo­ji gel­me­ye­cek. Ora­da 5 bin ki­şi­den faz­la ça­lı­şa­cak, yüz­ler­ce Türk mü­hen­di­si ça­lı­şa­cak. Bun­lar eği­tim gö­re­cek, bun­lar uy­gu­la­ma­da ye­ni tek­no­lo­ji­le­ri öğ­re­ne­cek, ama bu ar­ka­da­şı­mız di­yor ki: "Bu­ra­ya tek­no­lo­ji ge­tir­me­ye­cek."

Nük­le­er tek­no­lo­ji, nük­le­er ener­ji, dün­ya­da is­pat­lan­mış­tır ki, ba­kın, dün­ya­da bu­gü­ne ka­dar 600 ta­ne­den faz­la nük­le­er san­tral ya­pıl­mış­tır. Bun­la­rın 500'den faz­la­sı hâlen fa­ali­yet­te­dir. Bu san­tral­ler­le ka­nıt­lan­mış­tır ki, dün­ya­da en ucuz, en te­miz ve en gü­ven­li elek­trik ener­ji­si nük­le­er san­tral­ler­den el­de edil­mek­te­dir.

Şim­di, bir Çer­no­bil San­tra­li­ne ka­fa­yı tak­mış ar­ka­daş­la­rı­mız. Dün­ya­da 600 ta­ne san­tral ya­pıl­mış, bel­ki da­ha faz­la ve bir tek Çer­no­bil'de yan­gın çık­mış, Çer­no­bil'de ka­za ol­muş. O da ne­den? Son de­re­ce es­ki, köh­ne, kü­lüs­tür Sov­yet tek­no­lo­ji­siy­le ya­pıl­mış bir san­tral­di. Onun için­dir ki, ora­da ka­za çık­tı. Onun dı­şın­da, Sov­yet tek­no­lo­ji­si dâhil, hiç­bir yer­de tek bir ka­za ör­ne­ği da­hi ve­re­mez­si­niz.

SE­DAT UZUN­BAY (İz­mir) - Var, var; da­ha çok var.

MU­HAR­REM KARS­LI (De­vam­la) - Çev­re­miz­de bir sü­rü nük­le­er ener­ji san­tra­li var. Her yer­de var, bü­tün çev­re­miz­de var ve İran'da var.

Ba­kın, İran'ın do­ğal kay­nak­la­rı bi­zim­le mu­ka­ye­se edil­me­ye­cek ka­dar zen­gin­dir. İran'da pet­rol su gi­bi akı­yor, ne­hir­ler gi­bi pet­ro­lü var, ama, tut­muş ora­ya nük­le­er san­tral ya­pı­yor. Ne­den? "Pet­ro­lüm gü­nün bi­rin­de bi­ter" di­ye dü­şü­nü­yor. Pet­rol­den el­de et­ti­ği elek­trik pa­ha­lı­dır, nük­le­er elek­trik da­ha ucuz­dur di­ye dü­şü­nü­yor ve "ben, 2 va­ril pet­rol ih­raç ede­rim. Bu­nun 1 va­ri­li­nin be­de­liy­le o eş de­ğer­de elek­trik ener­ji­si üre­ti­rim, ge­ri ka­lan 1 mil­yar va­ri­li­mi de sa­ta­rım" di­ye ti­ca­ri he­sap­lar ya­pı­yor. İş­te, ti­ca­ri he­sap­lar böy­le ya­pıl­dı­ğı za­man eko­no­mi ge­li­şir ve kal­kı­nır. Yer­li kay­nak­la­ra el­bet­te ki ön­ce­lik ver­me­li­yiz. Za­ten, AK Par­ti İk­ti­da­rı ken­di imkânla­rıy­la, hid­ro­lik ener­ji kay­nak­la­rı­mı­zı…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Kars­lı, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run efen­dim.

MU­HAR­REM KARS­LI (De­vam­la) - Ta­mam­lı­yo­rum, te­şek­kür ede­rim.

…za­ten ken­di imkânla­rı­mı­zı, özel­lik­le hid­ro­lik ener­ji imkânla­rı­mı­zı, so­nu­na ka­dar, eli­miz­de­ki imkânlar­la de­ğer­len­di­ri­yor. İş­te, Tür­ki­ye'nin en bü­yük ba­raj­la­rın­dan bi­ri olan Borç­ka Ba­ra­jı da­ha ye­ni açıl­dı, fa­ali­ye­te geç­ti. El­bet­te ki, po­tan­si­ye­li olan her yer­de hid­ro­lik san­tral­ler de ya­pıl­ma­ya de­vam edi­le­cek­tir, rüzgâr ener­ji­si de kul­la­nı­la­cak­tır, yer al­tın­dan çı­kan sı­cak su­lar­dan el­de edi­len ener­ji de kul­la­nı­la­cak­tır, ama, bü­tün bun­lar­la, yir­mi yıl son­ra­sı­nın ener­ji ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­ma­mız müm­kün de­ğil­dir, an­cak nük­le­er san­tral­ler­le bu­nu kar­şı­la­ya­bi­li­riz.

De­ni­li­yor ki: "Nük­le­er san­tral­ler dı­şa ba­ğım­lı­dır." Bü­tün ener­ji san­tral­le­ri dı­şa ba­ğım­lı­dır. Do­ğal gaz san­tral­le­ri dı­şa bağ­lı de­ğil mi?

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Rüzgâr da mı dı­şa bağ­lı?

MU­HAR­REM KARS­LI (De­vam­la) - Do­ğal ga­zı ne­re­den it­hal edi­yo­ruz? Oy­sa, nük­le­er ener­ji­de, 100 ki­lo uran­yum ge­ti­ri­yor­su­nuz, bu 100 ki­lo uran­yum­la, 20 mil­yar ki­lo­vat sa­at ka­pa­si­te­li bir ener­ji san­tra­li­ni bir se­ne ça­lış­tı­rı­yor­su­nuz. O da dı­şa ba­ğım­lı, o da dı­şa ba­ğım­lı. Gö­nül ar­zu eder ki, hiç­bi­ri dı­şa ba­ğım­lı ol­ma­sın, ama, Tür­ki­ye'miz, do­ğal kay­nak­lar ba­kı­mın­dan is­te­di­ği­miz ka­dar zen­gin bir ül­ke de­ğil ma­ale­sef.

Eğer bu şe­kil­de, nük­le­er san­tral­le­ri… Ba­kın, nük­le­er san­tral­le­ri tam yir­mi beş yıl­dır tar­tı­şı­yo­ruz. Bo­ğa­zi­çi Köp­rü­sü'nü de yir­mi-yir­mi beş yıl tar­tış­tık ve ni­ha­yet, bü­tün bu en­gel­le­me­ler aşı­la­rak Bo­ğa­zi­çi Köp­rü­sü ku­rul­du, ikin­ci­si ku­rul­du, üçün­cü­sü de ku­rul­mak üze­re. İkin­ci­si ve üçün­cü­sü çok da­ha ko­lay ku­rul­du. Şim­di, nük­le­er san­tral­le­ri ya­pa­lım mı yap­ma­ya­lım mı tar­tış­ma­sı­nı yir­mi beş yıl­dır yü­rü­tü­yo­ruz. İn­şal­lah, yi­ne bü­tün bu en­gel­le­me­le­re rağ­men ilk nük­le­er san­tra­li­mi­zi ya­pa­ca­ğız; on­dan son­ra­ki san­tral­le­ri de çok da­ha ko­lay, ar­tık de­ğe­ri an­la­şıl­mış ola­rak, çok da­ha ko­lay ve kı­sa za­man­lar­da ta­mam­la­ya­ca­ğız.

He­pi­ni­ze sev­gi ve say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. Te­şek­kür ede­rim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler…

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (Ada­na) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­ti­yo­rum.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İs­tan­bul) - Ha­yır, oy­la­ma­ya geç­tik.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (Ada­na) - Ha­yır, söy­ler­ken is­te­dim.

MU­SA UZUN­KA­YA (Sam­sun) - Oy­la­ma­ya ge­çil­di Sa­yın Baş­kan.

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Oy­la­ma­ya ge­çil­di, Sa­yın Baş­kan.

TA­Cİ­DAR SEY­HAN (Ada­na) - Ha­yır ge­çil­me­di. Ko­nu­şur­ken ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­te­dim.

BAŞ­KAN - Ka­bul et­me­yen­ler… Ar­ka­daş­lar ara­sın­da ih­ti­laf var­dır.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pa­ca­ğım. Oy­la­ma için dört da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum.

Oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır, 9'un­cu mad­de ka­bul edil­miş­tir.

Şim­di ge­çi­ci mad­de 1'i oku­tu­yo­rum:

Dü­zen­le­yi­ci ku­rum

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 1- (1) Nük­le­er fa­ali­yet­le­rin dü­zen­len­me­si için bir ku­rum ku­ru­la­na ka­dar dü­zen­le­me ve de­net­le­me iş­lem­le­ri­ni ye­ri­ne ge­tir­mek için TA­EK ge­rek­li ön­lem­le­ri alır. TA­EK özel bil­gi ve ih­ti­sas ge­rek­ti­ren iş­ler­de kad­ro aran­mak­sı­zın uy­gun ni­te­lik­li yer­li ve ya­ban­cı uy­ruk­lu söz­leş­me­li per­so­nel ça­lış­tı­ra­bi­lir. Bun­la­ra öde­ne­cek üc­ret ve di­ğer mâli hak­lar Baş­ba­kan ta­ra­fın­dan be­lir­le­nir.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İz­mir Mil­let­ve­ki­li Se­dat Uzun­bay.

Sa­yın Uzun­bay, bu­yu­run efen­dim. 

CHP GRU­BU ADI­NA SE­DAT UZUN­BAY (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 1360 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­la­rak da­ğı­tı­lan Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın ge­çi­ci 1'in­ci mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ener­ji­nin de en bü­yük et­ken ol­du­ğu sür­dü­rü­le­bi­lir bir ge­liş­me­de en önem­li ko­nu, eko­no­mik, sos­yal ve çev­re­sel ko­nu­lar­da dü­şün­ce bir­li­ği için­de ola­bil­mek­tir, an­cak, bu, bu­gü­ne ka­dar sağ­la­na­ma­mış­tır. Sür­dü­rü­le­bi­lir bir ge­liş­me, yurt­taş­la­rı­mı­zın is­te­ni­len dü­zey­de ya­şam stan­dar­dı­na ka­vuş­ma­sı için ge­rek­li olan eko­no­mik ön­lem ve uy­gu­la­ma­la­rın, eko­lo­jik ya­pı dik­ka­te alı­na­rak in­san­lı­ğın ge­li­şi­mi için ge­rek­li olan sos­yal gö­rev­le­rin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si ve bun­la­rın hep­si­nin bir ara­da ol­ma­sı hâlin­de ger­çek­le­şe­bi­lir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, gü­nü­müz­de ener­ji üre­tim ve tü­ke­tim sü­reç­le­ri­nin çev­re üze­rin­de­ki olum­suz et­ki­le­ri cid­di­yet­le dik­ka­te alın­ma­sı ge­re­ken bo­yut­la­ra ulaş­mış­tır. Bu­gün yıl­da 29 mil­yar ton kar­bon­di­ok­sit at­mos­fe­re sa­lın­mak­ta­dır, bu­nun 23 mil­yar to­nu fo­sil ya­kıt­lı yan­ma­dan ve sa­na­yi­den kay­nak­lan­mak­ta­dır. Nük­le­er san­tral­ler­den kay­nak­la­nan kul­la­nıl­mış ya­kıt­la­rın, ya­ni, nük­le­er atık­la­rın hız­la art­ma­sı­na kar­şın, atık­la­rın ka­lı­cı de­po­lan­ma­sı­na iliş­kin bir çö­züm hâlâ bu­lu­na­ma­mış­tır. Teh­li­ke­nin ger­çek bo­yu­tu­nu or­ta­ya ko­yan Çer­no­bil fe­la­ke­tin­den son­ra, iş­let­me gü­ven­li­ği­ne iliş­kin kri­ter­le­rin ye­ni­den göz­den ge­çi­ril­me­si zo­run­lu­lu­ğu doğ­muş­tur. Kü­re­sel ısın­may­la ik­lim de­ği­şik­li­ği teh­li­ke­si ve rad­yo­lo­jik risk­ler hız­la bü­yü­müş ve eko­lo­jik sis­tem­de ya­ra­tı­lan bo­zul­ma her ge­çen gün art­mış­tır. Bu ne­den­le, sür­dü­rü­le­bi­lir ge­liş­me için ener­ji po­li­ti­ka­la­rı­nın be­lir­len­me­sin­de çev­re­sel fak­tör­ler ol­duk­ça be­lir­le­yi­ci ve et­kin hâle gel­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, çağ­daş ener­ji po­li­ti­ka­la­rın­da, çev­re gü­ven­li­ği­ni dik­ka­te ala­rak, dü­şük ma­li­yet­le ener­ji ar­zı­nı ve risk da­ğı­lı­mı­nı sağ­la­ya­rak, ar­zın gü­ven­li­ği­ni sağ­la­ya­cak te­mel he­def­ler be­lir­len­mek­te­dir. Yi­ne, çağ­daş ener­ji po­li­ti­ka­la­rın­da, bu he­def­le­re ulaş­mak için ge­rek­li po­li­ti­ka­lar oluş­tu­rul­mak­ta, yer­li ve it­hal ener­ji kay­nak­la­rı ile fark­lı tek­no­lo­ji­le­rin uy­gun ka­rı­şı­mı­nın eko­no­mik, çev­re­sel ve je­opo­li­tik et­ken­ler ara­sın­da den­ge­yi sağ­la­ya­cak şe­kil­de ge­liş­ti­ril­me­si sağ­lan­mak­ta­dır. Yi­ne, çağ­daş ener­ji po­li­ti­ka­la­rın­da, be­lir­le­nen ener­ji po­li­ti­ka­la­rı­nı des­tek­le­ye­cek ver­gi­len­dir­me­ler, teş­vik­ler ve ya­sal dü­zen­le­me­le­rin ger­çek­leş­me­si sağ­lan­mak­ta­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, nük­le­er ener­ji­nin te­miz bir tek­no­lo­ji ol­ma­sın­dan kay­nak­la­nan avan­taj­la­rı var­dır, an­cak, bu avan­taj­la­ra rağ­men ka­za ris­ki­nin yük­sek ol­ma­sı, rad­yo­ak­tif atık ve iş­let­me gü­ven­li­ği­ne da­ir so­run­la­rın çö­zü­le­me­miş ol­ma­sı, nük­le­er si­lah­la­rın yay­gın­laş­ma­sı­nın önü­ne ge­çi­le­me­miş ol­ma­sı, nük­le­er atık­lar­dan on bin­ler­ce yı­lı kap­sa­yan uzun dö­nem­ler­de kur­tul­ma­nın müm­kün ol­ma­ma­sı ve et­ki­le­ri­nin tüm dün­ya­yı kap­sa­ma­sı ne­den­le­riy­le has­sas ola­rak de­ğer­len­di­ril­me­si ge­re­ken bir ko­nu hâli­ne gel­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, hâlen ya­pı­mı de­vam et­mek­te olan yir­mi do­kuz adet san­tral­den bir ta­ne­si Fin­lan­di­ya'da­dır. Fin­lan­di­ya, bu san­tral­de or­ta­ya çı­kan bü­yük ma­li­yet aşım­la­rı ve gü­ven­lik­le il­gi­li ge­cik­me­ler­den do­la­yı so­run­lar ya­şa­mak­ta­dır. Nük­le­er san­tral ya­pan di­ğer ül­ke­ler, yer­li ener­ji kay­nak­la­rı ol­ma­yan ve­ya bun­la­rı de­ğer­len­di­re­me­yen az ge­liş­miş ve­ya ge­liş­mek­te olan ül­ke­ler­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ül­ke­miz, elek­trik ener­ji­si tü­ke­ti­mi ta­le­bi son yıl­lar­da yak­la­şık yüz­de 7 ci­va­rın­da bü­yü­me gös­ter­mek­te­dir. 2006 yı­lı so­nu iti­ba­rıy­la 172 te­ra­vat sa­at ola­rak ger­çek­leş­me­si ön­gö­rü­len Tür­ki­ye top­lam elek­trik tü­ke­ti­mi, hâli­ha­zır­da­ki tü­ke­tim eği­li­mi­nin de­vam et­me­si du­ru­mun­da 2015 yı­lın­da 300 te­ra­vat sa­at dü­ze­yi­ne ula­şa­cak­tır. Ül­ke­miz, hid­ro­lik rüzgâr, gü­neş ve jeo­ter­mal kay­nak­lar gi­bi ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın ya­nın­da kö­mür açı­sın­dan elek­trik üre­ti­mi­ne ve do­la­yı­sıy­la, ül­ke­miz eko­no­mi­si­ne ka­zan­dı­rıl­ma­yı bek­le­yen zen­gin yer­li kay­nak­la­ra sa­hip­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, nük­le­er ener­ji risk­le­rin­den ko­run­mak, ül­ke­miz­de­ki kay­nak­la­rı ve­rim­li kul­lan­mak su­re­tiy­le an­cak müm­kün ola­bi­lir. 1979'da Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nde, 1986'da ise Çer­no­bil'de­ki nük­le­er san­tral­de mey­da­na ge­len re­ak­tör ka­za­sı son­ra­sın­da çok cid­di so­run­lar ya­şan­mış­tır. Ör­ne­ğin, Çer­no­bil'de­ki ka­za son­ra­sın­da on­lar­ca ki­şi öl­müş, yüz bin­ler­ce ki­şi ev­le­ri­ni ve her şey­le­ri­ni terk et­mek ve kaç­mak zo­run­da kal­mış­tır. Bu ka­za­dan on beş-yir­mi yıl son­ra Trak­ya ve Ka­ra­de­niz böl­ge­le­ri­miz­de kan­ser va­ka­la­rı es­ki ta­rih­le­re kı­yas­la çok da­ha faz­la art­mış­tır. Bu ko­nu­da özel­lik­le Or­ta Do­ğu Tek­nik Üni­ver­si­te­si­nin ça­lış­ma­la­rı ve ra­por­la­rı dik­kat çe­ki­ci­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ya­şa­nan bu ka­za­lar, nük­le­er teh­li­ke ko­nu­sun­da­ki kor­ku­la­rı ar­tır­mış ve pe­kiş­tir­miş­tir. Ül­ke­mi­zin nük­le­er ener­ji­nin risk­le­rin­den kur­ta­rıl­ma­sı, kur­tul­ma­sı, yer­li kay­nak­la­rı­mı­zı doğ­ru ve ger­çek­çi ted­bir­ler ala­rak çev­re­ci bir yak­la­şım­la de­ğer­len­dir­mek­le müm­kün ola­bi­le­cek­tir; an­cak, ön­ce­lik­le ener­ji­de ve­rim­li­li­ğin sağ­lan­ma­sı, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın kul­la­nı­mı­nın ar­tı­rıl­ma­sı, fo­sil ya­kıt­lı ener­ji kay­nak­la­rı için te­miz ve bir­le­şik çev­rim­li ener­ji tek­no­lo­ji­le­ri­nin dev­re­ye ko­nul­ma­sı, sı­nır­lı olan do­ğal kay­nak­la­rın da­ha ya­vaş tü­ke­til­me­si­ni sağ­la­ya­rak ye­ni nük­le­er tek­no­lo­ji­le­rin ge­liş­ti­ril­me­si için za­man ka­za­nıl­ma­sı, çev­re­nin ve ge­le­cek ku­şak­la­rın ya­şam ka­li­te­si­nin ko­run­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak tek­no­lo­jik ted­bir­le­rin alın­ma­sı, ener­ji ve­rim­li­li­ği­ni ve ener­ji­nin ras­yo­nel kul­la­nı­mı sağ­la­ya­rak ener­ji ta­sar­ru­fu po­tan­si­ye­li­nin de­ğer­len­di­ril­me­si, ka­lan hid­ro­elek­trik po­tan­si­ye­lin de­ğer­len­di­ril­me­si ve ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji pa­yı­nı ar­tı­ra­rak fo­sil ya­kıt­lı ener­ji üre­ti­min­de te­miz ener­ji tek­no­lo­ji­le­ri­nin dev­re­ye so­kul­ma­sı mut­la­ka sağ­lan­ma­lı­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ye­ni ne­sil nük­le­er re­ak­tör­le­rin dev­re­ye so­ku­la­ca­ğı ana ka­dar, ül­ke­miz, nük­le­er san­tral ku­rul­ma­sın­dan uzak dur­ma­lı­dır. Ül­ke­mi­zin nük­le­er tek­no­lo­ji­ye sa­hip ol­ma­sı, bu ya­sa so­nu­cu ya­pı­la­cak iha­le­ler­le sağ­la­na­maz ve bu­nun için de san­tral kur­ma­ya ge­rek yok­tur. Ül­ke­mi­zin nük­le­er tek­no­lo­ji­ye sa­hip ol­ma­sı­nı ger­çek­ten is­ti­yor­sak işe, Çek­me­ce Nük­le­er Araş­tır­ma Mer­ke­zin­de ve yurt dı­şın­da ça­lış­ma­la­ra ka­tıl­mak üze­re ele­man ye­tiş­tir­mey­le baş­la­ma­lı­yız.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, nük­le­er san­tral ku­rul­ma­sıy­la, ener­ji­de dı­şa ba­ğım­lı­lı­ğın azal­tıl­ma­sı müm­kün de­ğil­dir. Ül­ke­miz­de bi­li­nen uran­yum re­zer­vi en faz­la bin me­ga­vat gü­cün­de­ki bir ener­ji san­tra­li­nin eko­no­mik öm­rü bo­yun­ca iş­le­til­me­si­ne yet­mek­te­dir. Zen­gin tor­yum re­zer­vi­miz var­dır, an­cak, tor­yum, tek ba­şı­na bir ya­kıt ola­rak kul­la­nı­la­ma­mak­ta­dır. Tor­yu­mun uran­yum­la bir­lik­te kul­la­nıl­ma­sı ge­rek­mek­te­dir, ama, bu ko­nu­da­ki tek­no­lo­jik ça­lış­ma­lar an­cak 2020'li yıl­lar­da müm­kün ola­bi­le­cek­tir. Bu ne­den­le, ül­ke­miz­de­ki tor­yum­dan nük­le­er amaç­lı ya­rar­lan­ma­mız da müm­kün de­ğil­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Av­ru­pa Bir­li­ği­nin nük­le­er ener­ji ko­nu­sun­da gö­rüş ay­rı­lı­ğı­na düş­tü­ğü ve bir­çok ül­ke­nin ye­ni ne­sil nük­le­er san­tral ku­ru­lun­ca­ya ka­dar nük­le­er ener­ji san­tra­li­nin ya­tı­rım­la­rı­nı as­kı­ya al­dı­ğı dü­şü­nü­lür­se ül­ke­mi­zin bu nük­le­er san­tral­le­re yak­la­şı­mı­nın da ay­nı doğ­rul­tu­da ol­ma­sı ge­re­ği or­ta­ya çık­mak­ta­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, bu­gün için, ül­ke­nin ener­ji kay­nak­la­rı­nın doğ­ru kul­la­nıl­ma­sıy­la, or­ta va­de­de ener­ji açı­ğı­nı or­ta­dan kal­dır­mak müm­kün ola­bi­le­cek­tir. Ka­çak­la­rın ön­len­me­si, ter­mik ve hid­ro­lik san­tral­le­rin re­ha­bi­li­tas­yo­nu­nun ya­pıl­ma­sı, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın hız­la dev­re­ye so­kul­ma­sı sa­ye­sin­de, ül­ke­nin ener­ji ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­mak müm­kün gö­rül­mek­te­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, ye­ni ne­sil nük­le­er re­ak­tör­le­rin de dev­re­ye so­ku­la­ca­ğı ana ka­dar, ül­ke­miz, nük­le­er san­tral ku­rul­ma­sın­dan uzak dur­ma­lı­dır dü­şün­ce­mi tek­rar­lı­yor, he­pi­ni­zi say­gıy­la tek­rar se­lam­lı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Uzun­bay.

Şah­sı adı­na, Si­irt Mil­let­ve­ki­li Öner Gül­ye­şil.

Bu­yu­run Sa­yın Gül­ye­şil. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ÖNER GÜL­YE­ŞİL (Si­irt) - Sa­yın Baş­kan, çok de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 1360 sı­ra sa­yı­lı, Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın ge­çi­ci 1'in­ci mad­de­si hak­kın­da gö­rüş­le­ri­mi pay­laş­mak üze­re şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ben ko­nuş­ma­ma geç­me­den ön­ce, izin ve­rir­se­niz, Sa­yın Ke­pe­nek'in bir en­di­şe­siy­le il­gi­li gö­rüş­le­ri­mi ifa­de ede­rek baş­la­mak is­ti­yo­rum. Sa­yın Ke­pe­nek, bu­ra­da, yir­mi yıl­lık es­ki tek­no­lo­ji­le­rin kul­la­nı­la­ca­ğı ko­nu­sun­da, çok ya­kın­dan bil­di­ği­miz, nük­le­er ca­mi­anın ya­kın­dan bil­di­ği ve be­nim de çok ya­kın­dan ta­nı­dı­ğım Pro­fe­sör Dok­tor Şar­man Gen­çay Bey'in bir ifa­de­sin­den ba­his­le, Tür­ki­ye'nin es­ki nük­le­er tek­no­lo­ji­ler kul­la­na­ca­ğı­nı ifa­de et­ti. Ben bu en­di­şe­si­ne ka­tıl­mı­yo­rum, çün­kü, nük­le­er san­tral ala­cak olan ül­ke­ler, ku­ru­luş­lar, mut­la­ka ve mut­la­ka ye­ni tek­no­lo­ji­le­ri, ama li­sans­lan­mış, ulus­la­ra­ra­sı ens­ti­tü­ler­ce li­sans­lan­mış, ken­di­ni is­pat­la­mış ve hiç­bir şe­kil­de ka­za yap­ma­mış olan tek­no­lo­ji­le­ri ter­cih ede­cek­ler­dir. Bu ka­nun bir çer­çe­ve ka­nu­nu­dur. Bu­ra­da ikin­cil bir mev­zu­at çı­ka­rı­la­cak­tır. Ben emi­nim ki, bu ikin­cil mev­zu­at­ta bu ko­nu­la­ra ön­ce­lik ve­ri­le­cek­tir. Ya­ni, bu­ra­da, mut­la­ka ken­di­si­ni is­pat­la­mış olan ve ka­za yap­ma­mış olan tek­no­lo­ji­ler ter­cih edi­le­cek­tir. Bu, za­ten, bi­zim, da­ha ön­ce­ki ya­pı­lan iha­le­ler­de de ol­maz­sa ol­maz şar­tı­mız­dı.

Çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu­gün, ger­çek­ten ül­ke­mi­zin ge­le­ce­ğiy­le il­gi­li çok önem­li bir ko­nu­yu gö­rü­şü­yo­ruz. Ben­ce, tüm si­ya­si kay­gı­la­rın dı­şın­da, millî, stra­te­jik bir me­se­le­yi gö­rüş­tü­ğü­müz ka­na­atin­de­yim. Bu ko­nu­ya par­ti­ler üs­tü bir yak­la­şım­la ve bir üs­lup­la yak­laş­mak zo­run­da ol­du­ğu­mu­zu da ben ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Nük­le­er ener­ji­nin ba­rış­çıl amaç­la kul­la­nıl­ma­sı hu­su­sun­da ül­ke­miz ta 1950 yı­lın­dan, 50'li yıl­lar­dan iti­ba­ren Ulus­la­ra­ra­sı Atom Ener­ji­si Ajan­sı­nın üye­si ola­rak -ki, ilk üye­ler­den bir ta­ne­si­dir, biz her git­ti­ği­miz­de ora­lar­da çok gu­rur­la bu­nun onu­ru­nu da ya­şa­dık- da­ha son­ra­ki, yi­ne nük­le­er ener­ji­nin ba­rış­çıl amaç­lar­la kul­la­nıl­ma­sı ko­nu­sun­da bir­çok ulus­la­ra­ra­sı an­laş­ma­ya da im­za at­mış bir ül­ke­yiz. Ül­ke­mi­zin bu kırk yıl­lık rü­ya­sı­nı ger­çek­leş­tir­me fır­sa­tı­nı ve­re­ce­ği için, bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nı ha­zır­la­yan ve Mec­li­si­mi­zin gün­de­mi­ne ge­ti­ren, baş­ta Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nı­mız ve de­ğer­li bü­rok­rat­la­rı­na ve bu ya­sa­nın bu­ra­ya ka­dar gel­me­si ko­nu­sun­da eme­ği ge­çen tüm de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mı­za ben şük­ran­la­rı­mı su­nu­yo­rum ve ken­di­le­ri­ni kut­lu­yo­rum.

Ül­ke­mi­zin mak­ro ener­ji po­li­ti­ka­la­rı­na, uzun dö­nem plan ve stra­te­ji­le­ri­ne ve sür­dü­rü­le­bi­lir ener­ji po­li­ti­ka­la­rıy­la il­gi ko­nu­la­ra ben çok de­tay­lı gir­me­ye­ce­ğim, da­ha ön­ce­ki ar­ka­daş­la­rı­mız bu ko­nu­la­rı de­tay­lı­ca an­lat­tı­lar. An­cak, Tür­ki­ye'nin ener­ji ta­le­bin­de­ki ge­li­şi­mi göz ar­dı ede­me­ye­ce­ği­miz ka­na­atin­de­yim. Bu ne­den­le bir­kaç hu­su­su siz­ler­le pay­laş­mak du­ru­mun­da­yım.

Hükûme­ti­miz ve özel­lik­le Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­kan­lı­ğı­mız ba­şa­rı­lı bir uy­gu­la­may­la, ül­ke­mi­zi uzun yıl­lar­dır ha­yal et­ti­ği­miz ener­ji zen­gi­ni ül­ke­ler­le, ener­ji­yi tü­ke­ten ve kay­nak fa­ki­ri ül­ke­ler ara­sın­da bir köp­rü­ye dö­nüş­tür­müş­tür. Bu, çok önem­li ter­mi­nal­ler, pet­rol ve do­ğal gaz bo­ru hat­la­rı, ger­çek­ten, bu dö­nem­de ger­çek­leş­ti­ril­miş­tir. Bu sa­ye­de ül­ke­miz, dün­ya­da ve böl­ge­miz­de, ener­ji sek­tö­rün­de kı­sa, uzun ve or­ta dö­nem stra­te­ji­le­rin oluş­tu­rul­ma­sın­da söz sa­hi­bi bir ül­ke hâli­ne gel­miş­tir. Bu po­zis­yo­nu­mu­zu bir­çok ne­den­ler­le nük­le­er güç­ler­le tak­vi­ye et­mek du­ru­mun­da­yız.

Bu­ra­da Gre­en­pe­ace­ci­le­rin bir no­tu okun­du. Ben, izin ve­rir­se­niz bir kı­sa anı­mı siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum: 1997 se­ne­sin­de, nük­le­er ener­ji san­tra­liy­le il­gi­li şart­na­me ha­zır­lan­dı­ğı sı­ra­da Ak­ku­yu'ya git­tik ar­ka­daş­la­rım­la be­ra­ber ve ora­da, Ak­ku­yu'da san­tral sa­ha­sı­nı ge­zer­ken, bir ta­raf­tan da Gre­en­pe­ace üye­si ol­du­ğu­nu bil­di­ğim ve ger­çek­ten çok de­ği­şik kı­lık kı­ya­fet­ler­le ge­zen bir genç grup­la, çok ka­la­ba­lık bir grup­la kar­şı­laş­tım ora­da. Ne yap­tık­la­rı­nı öğ­ren­dik ora­da­ki ge­rek be­le­di­ye baş­ka­nı ar­ka­daş­la­rı­mız­dan ge­rek­se ora­da­ki yet­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız­dan. Bun­la­rın çok uzun bir sü­re­den be­ri Ak­ku­yu'da nük­le­er san­tra­lin ku­rul­ma­sı aley­hin­de çok cid­di bir pro­pa­gan­da yap­tık­la­rı­nı öğ­ren­dim ve biz ken­di­le­ri­ni bir top­lan­tı­ya da­vet et­tik ve ken­di­le­riy­le ben ya­kın­dan gö­rüş­me fır­sa­tı­nı bul­dum. Üzü­le­rek ifa­de et­mem ge­re­ki­yor ki, bu ar­ka­daş­la­rın ço­ğu Fran­sız uy­ruk­luy­du ve ken­di­le­ri­ne şu­nu söy­le­dim, de­dim ki: Ba­kın, ben Fran­sa'yı çok gez­dim. Si­zin nük­le­er san­tral­le­ri­ni­zin de bü­yük bir bö­lü­mü­nü gez­dim, in­ce­le­dim ve ora­da şu­nu gör­düm ki, si­zin za­ten nük­le­er ener­ji san­tra­li kur­ma­dı­ğı­nız bir­çok yer­de…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ÖNER GÜL­YE­ŞİL (De­vam­la) - Baş­ka­nım…

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Gül­ye­şil.

ÖNER GÜL­YE­ŞİL (De­vam­la) - …ora­da­ki ge­rek ka­mu gö­rev­li­le­ri ge­rek­se halk, nük­le­er san­tral­ler ku­rul­ma­sı­nı ta­lep edi­yor­lar hem iş­siz­li­ğin gi­de­ril­me­si hem de nük­le­er ener­ji­nin Fran­sız eko­no­mi­sin­de ne ifa­de et­ti­ği­ni çok ya­kın­dan bil­dik­le­ri için ve çok ya­kın­dan bi­li­yo­rum, siz ener­ji­ni­zin yüz­de 78'ini nük­le­er ener­ji­den üre­ti­yor­su­nuz ve her kö­yü­nüz­de "Bir san­tral ku­rul­sun" di­ye ne­re­dey­se bü­tün halk bir he­ye­can için­de de­yin­ce, bun­lar, ta­bii, ora­da­ki fa­ali­yet­le­ri­ni ol­duk­ça kı­sa bir sü­re­de azalt­tı­lar. Ama, hâlâ gö­rü­yo­rum ki, bu, ge­rek lo­bi­ler ge­rek­se Gre­en­pe­ace­ci­ler ger­çek­ten Tür­ki­ye'de bir nük­le­er san­tral ku­rul­ma­sın di­ye çok cid­di bir ça­lış­ma için­de­ler.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; de­min de kı­sa­ca ifa­de edil­di, ama ben yi­ne üze­rin­den kı­sa­ca geç­me­den ede­me­ye­ce­ğim. Çok önem­li pri­mer ener­ji kay­nak­la­rın­dan olan pet­rol an­cak kırk yıl da­ya­na­bi­le­cek­tir, ya­ni kırk yıl­lık bir öm­rü var­dır. Do­ğal ga­zın ise el­li alt­mış yıl­lık bir öm­rü ol­du­ğu he­sap edil­mek­te­dir. Kö­mü­rün ise, iki yüz yıl ci­va­rın­da bir kay­na­ğa sa­hip ol­du­ğu da ya­kın­dan bi­lin­mek­te­dir. An­cak, dün­ya nük­le­er san­tral­le­ri­nin… Bi­li­yor­su­nuz, 450 bin me­ga­vat ci­va­rın­da şu an­da dün­ya­da ku­ru­lu güç ve ya­kın­da dev­re­ye gi­re­cek olan nük­le­er san­tral var. Bu nük­le­er san­tral­le­rin dev­re dı­şı edil­me­si hâlin­de dün­ya­nın bun­la­rın ye­ri­ne han­gi ener­ji kay­na­ğı­nı ika­me ede­bi­le­ce­ği ko­nu­sun­da hâlâ ma­ale­sef ka­fa­lar çok cid­di şe­kil­de ka­rı­şık­tır. Do­la­yı­sıy­la -bu­gün çok ya­kın­dan bi­li­yo­ruz- da­ha ön­ce nük­le­er prog­ram­la­rı­nı dur­du­ran, ya­vaş­la­tan bir­çok ül­ke ye­ni­den nük­le­er san­tral­le­ri­ni aç­ma­ya ve ye­ni nük­le­er san­tral in­şa et­me­ye baş­la­mış­lar­dır.

Ben san­tral­le­rin çok cid­di mu­ka­ye­se­si­ne gir­me­ye­ce­ğim, ama bir iki ko­nu­yu da be­lirt­mek is­ti­yo­rum. Kö­mür san­tral­le­ri -de­min bir ara bah­se­dil­di- yıl­da 6.000-6.500 sa­at ça­lış­mak­ta­dır. Bir yıl­da, bil­di­ği­niz gi­bi, 8.760 sa­at var fi­zi­ki ola­rak, ama, bun­lar, sa­de­ce 6.000-6.500 sa­at ça­lı­şa­bil­mek­te­dir. Do­ğal gaz san­tral­le­ri ise 7 bin sa­at ça­lı­şa­bil­mek­te­dir. Ama, nük­le­er san­tral­ler, bir yıl­da 8 bin, 8 bin saa­tin üze­rin­de, hat­ta 8.200 sa­at ça­lı­şa­bil­mek­te­dir ve di­ğer san­tral­le­rin ço­ğu­nun ömür­le­ri, yir­mi-yir­mi beş yıl iken bu san­tral­le­rin de ömür­le­ri ba­zı ufak te­fek de­ği­şik­lik­ler­le kırk yı­la, hat­ta alt­mış yı­la ka­dar da çı­kar­tı­la­bil­mek­te­dir. Do­la­yı­sıy­la, bu san­tral­ler, bir ül­ke­nin te­mel yük ener­ji ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­ma ko­nu­sun­da fev­ka­la­de önem arz eden ener­ji san­tral­le­ri­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ifa­de et­ti­ğim ko­nu­lar, nük­le­er san­tral­le­ri hem tek­nik an­lam­da hem de eko­no­mik an­lam­da çok ön pla­na çı­kart­mak­ta­dır. İyi ta­sar­la­nan, iyi ya­pı­lan ve iyi in­şa edi­len, iyi iş­le­ti­len nük­le­er san­tral­le­rin gü­ve­ni­lir ve çev­re­ye uyum­lu ener­ji kay­na­ğı ol­du­ğu is­pat edil­miş­tir. Bu, bu iş­le uğ­ra­şan ar­ka­daş­la­rın çok ya­kın­dan bil­di­ği bir ko­nu­dur.

Ener­ji­de ba­ğım­sız­lı­ğın ge­liş­ti­ril­me­si, elek­trik ener­ji­si te­mi­nin­de kay­nak­la­rın ge­liş­ti­ril­me­si ve çe­şit­len­di­ril­me­si, coğ­raf­ya ve ül­ke çe­şit­len­dir­me­si, bü­yük ve bü­yü­mek­te olan sis­tem­ler­de te­mel yük ih­ti­ya­cı­nın kar­şı­lan­ma­sı, elek­trik ener­ji­sin­de ih­ra­cat­çı bir ül­ke ol­mak ki Fran­sa -ben bi­li­yo­rum, ya­ni- her an 4.500-5.000 me­ga­vat ci­va­rın­da bir ener­ji­yi ken­di kom­şu ül­ke­le­ri­ne sa­ta­rak bu­ra­dan da çok cid­di bir eko­no­mik fay­da el­de et­mek­te­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Gül­ye­şil, ko­nuş­ma­nı­zı lüt­fen ta­mam­la­yı­nız, üç bu­çuk da­ki­ka ila­ve za­man ol­du.

ÖNER GÜL­YE­ŞİL (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Ener­ji bü­rok­ra­si­mi­zin çok uzun yıl­lar ka­zan­mış ol­du­ğu tec­rü­bey­le ve ku­rum­sal ka­pa­si­te­siy­le ve bu­ra­da­ki kat­kı­la­rı­nız­la çı­ka­rı­la­cak olan bu çer­çe­ve ya­say­la, ben ina­nı­yo­rum ki, nük­le­er san­tra­li­mi­zi ül­ke­mi­ze ka­zan­dı­ra­ca­ğız. Bu­na ben yü­rek­ten ina­nı­yo­rum.

Ge­çi­ci 1 No.lu mad­dey­le de, ben ina­nı­yo­rum ki, kı­sa sü­re­de, bu­ra­da, dü­zen­le­yi­ci bir ku­rum mut­la­ka or­ga­ni­ze edi­le­cek­tir ve ül­ke­mi­ze ka­zan­dı­rı­la­cak­tır.

Ben bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le, bu ya­sa­nın ül­ke­mi­ze, ener­ji ca­mi­amı­za ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Gül­ye­şil.

Ko­mis­yon adı­na So­ner Ak­soy, Ko­mis­yon Baş­ka­nı, Kü­tah­ya Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Muh­te­rem Baş­kan, çok kıy­met­li ar­ka­daş­la­rım; son de­re­ce önem­li, ta­rihî bir ya­sa üze­rin­de ko­nuş­tu­ğu­muz için ben de ar­ka­daş­la­rı­mı­zın de­ğer­li fi­kir­le­ri­ne ila­ve et­mek, bu ya­sa üze­rin­de bir­kaç söz söy­le­mek is­ti­yo­rum.

Bu ana ka­dar yap­mış ol­du­ğu­muz ko­nuş­ma­lar, ger­çek­ten, nük­le­er ener­ji san­tra­li­nin öne­mi­ni ve bi­lin­ci­ni or­ta­ya ko­yan ni­te­lik­te ko­nuş­ma­lar­dı. Top­lu­mu­muz­da bu is­ti­ka­met­te cid­di bir bi­lin­cin uyan­ma­sı ge­re­kir. Ben, özel­lik­le bu­nun üs­tün­de dur­mak is­ti­yo­rum. Onun için, bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mı­zın sa­mi­mi ola­rak ger­çek­ten nük­le­er ener­ji san­tral­le­ri­ne ih­ti­ya­cı­mız ol­du­ğu­nu bil­me­le­ri­ni ve inan­ma­la­rı­nı is­ti­yo­rum. Çün­kü, ger­çek­ten dün­ya­nın ener­ji kri­zi­ni ve arz gü­ven­li­ği­ni or­ta­dan kal­dı­ran en önem­li al­ter­na­tif­le­rin­den bi­ri.

Bu­gün, ar­tık dün­ya­mız­da ener­ji­de arz gü­ven­li­ği için üç te­mel esas ile­ri sü­rül­mek­te­dir: Bun­lar­dan bir ta­ne­si, ener­ji ve­rim­li­li­ği­dir, ya­ni mev­cut ener­ji­yi iyi kul­lan­mak­tır. İkin­ci­si, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­na önem ver­mek ve bun­la­rı ön pla­na çı­kar­mak­tır. Üçün­cü­sü de, nük­le­er güç san­tral­le­ri­ni ele al­mak­tır.

Nük­le­er güç san­tral­le­rin­de or­ta­ya atı­lan ve bah­se­di­len risk­le ala­ka­lı hu­sus­lar, ar­tık, bu­gün, gü­nü­müz­de kon­trol edi­le­bi­len risk du­ru­mun­da­dır. Ya­ni, siz, her­han­gi bir imkânı da, eğer, sa­hip ol­du­ğu ris­ki kul­la­na­mı­yor ve­ya kon­trol ede­mi­yor­sa­nız on­dan za­rar gö­re­bi­lir­si­niz. Me­se­la, kul­lan­dı­ğı­nız bir ara­cı eğer iyi kul­la­na­maz­sa­nız, kon­trol ede­mez­se­niz onun da bir ris­ki var­dır ve si­zin ha­ya­tı­nı­zı alıp gö­tü­re­bi­lir.

Bu­gün nük­le­er ener­jiy­le ala­ka­lı gü­ven­lik ted­bir­le­ri o ka­dar çok ge­liş­tir­miş­tir ki mev­cut nük­le­er­le ala­ka­lı bü­tün risk­le­ri or­ta­dan kal­dı­ra­cak ni­te­lik­te­dir, ge­rek ar­tık­la­rın sak­lan­ma­sı yö­nüy­le ge­rek­se iş­let­me es­na­sın­da çı­ka­cak so­run­lar ne­de­niy­le ya­pı­lan tek­no­lo­ji­ler iti­ba­rıy­la.

Bir ke­re, ar­tık­la­rın sak­lan­ma­sı ko­nu­sun­da, nük­le­er ya­kıt­la­rın bel­li bir kul­la­nım­dan son­ra nük­le­er ener­ji­nin oluş­tu­ğu yer­de, en azın­dan çe­lik ka­fe­sin içe­ri­sin­de, en azın­dan on se­ne, on beş se­ne, yir­mi se­ne so­ğu­tul­ma­sıy­la ala­ka­lı bir bek­let­me esa­sı var. Böy­le­ce nük­le­er özel­li­ği­ni kay­be­di­yor ve on beş-yir­mi se­ne o çe­lik ka­fe­sin içe­ri­sin­de, ya­ni nük­le­er ha­di­se­nin ce­re­yan et­ti­ği yer­de mu­ha­fa­za edi­li­yor, on­dan son­ra dı­şa­rı­ya çı­kar­tı­lı­yor ve dı­şa­rı­da yi­ne çok özel kap­la­rın içe­ri­sin­de on se­ne, yir­mi se­ne, otuz se­ne, kırk se­ne ka­la­bi­li­yor, on­dan son­ra da bah­se­di­len çok de­rin ku­yu­la­ra, iş­te, ma­ğa­ra­la­ra kon­ma­sı söz ko­nu­su ki, bu­gün he­nüz da­ha bu şe­kil­de bir ha­di­se söz ko­nu­su de­ğil, böy­le bir olay he­nüz ol­muş de­ğil.

Nük­le­er ener­jiy­le ala­ka­lı Tür­ki­ye'de ilk adım 1974 ve 1975 yıl­la­rın­da baş­la­mış. Bu­gün, ya­ni gü­nü­müz­den otuz beş se­ne ön­ce bu­nun­la ala­ka­lı hiz­me­ti Ener­ji Ba­kan­lı­ğı baş­lat­mış, ama ma­ale­sef ba­şa­rı­lı ola­ma­mış. O gün sa­ha ça­lış­ma­la­rı ya­pıl­mış. İlk sa­ha ça­lış­ma­sı Ak­ku­yu ve Gül­nar'da ya­pıl­mış, da­ha son­ra 1977 yı­lın­da o gü­nün Ener­ji Ba­ka­nı ta­ra­fın­dan iha­le edil­me­si is­tikâme­tin­de bir ça­lış­ma­lar ya­pıl­mış, an­cak se­ne 1980'e doğ­ru ge­lin­di­ğin­de, 1980 ih­ti­la­li­nin ses­le­ri İs­veç Hükûme­ti­nin ve­re­ce­ği kre­di­de­ki ga­ran­ti­yi ge­ri çek­me­siy­le ni­ha­yet­len­miş ve iha­le ik­mal edi­le­me­miş­tir.

1983 yı­lın­da bir te­şeb­büs da­ha ol­muş, ama bu te­şeb­bü­sün içe­ri­sin­de bu da akim kal­mış­tır. Çün­kü yap-iş­let-dev­ret di­ye bir mo­del ile­ri sü­rül­müş, bu­nun üze­ri­ne kre­di ve­ren fir­ma­lar da dev­let ga­ran­ti­si is­te­miş­ler­dir. Bu ga­ran­ti de ve­ri­le­me­yin­ce, 83 yı­lın­da­ki te­şeb­büs de aka­me­te uğ­ra­mış­tır.

Da­ha son­ra, Ener­ji Ba­ka­nı­nın 92 ve 2010 yıl­la­rı ara­sın­da ener­ji kay­nak­la­rı­nın ye­ni al­ter­na­tif kay­nak­lar­la tak­vi­ye edil­me­si is­ti­ka­me­tin­de­ki yap­mış ol­du­ğu bir ra­por­da nük­le­er ener­ji­ye mut­la­ka ge­çil­me­si is­ti­ka­me­tin­de tes­pit­ler ya­pıl­mış­tır. Da­ha son­ra, 1993 yı­lın­da, tek­rar nük­le­er ener­ji iha­le­ye çık­mak üze­re ça­lış­ma­lar baş­la­mış ve 17/12/1996'da iha­le­ye çı­kıl­mış, fa­kat, bu 96 yı­lın­da çı­kı­lan iha­le 2000 yı­lın­da, yi­ne Sa­yın Ece­vit ta­ra­fın­dan ve­ya onun hükûme­ti ta­ra­fın­dan iha­le­si ip­tal edil­miş. Böy­le­ce, dört de­fa aka­me­te uğ­ra­mış­tır.

Ta 1974 yı­lın­dan iti­ba­ren Tür­ki­ye'de ele alı­nan ve ya­pıl­ma­sı için ar­zu edi­len bu bü­yük tek­no­lo­ji, in­şal­lah, bi­zim dö­ne­mi­miz­de ve 22'nci Dö­nem mil­let­ve­kil­le­ri­nin çı­kar­dı­ğı bu ya­say­la yol bu­la­cak­tır. Çün­kü, bu te­şeb­büs­le­rin akim kal­ma­sı­nın bir ne­de­ni de, ken­di­le­ri­nin ça­lış­ma­la­rıy­la ala­ka­lı, ya­pı­la­cak olan ya­tı­rım­la ala­ka­lı hu­ku­ki bir plat­for­mun, hu­ku­ki bir ze­mi­nin ve­ya hu­ku­ki bir ya­sa­nın ol­ma­yı­şıy­la da bağ­lan­tı ku­ru­la­bi­lir. Çün­kü, ka­rar­na­me­ler­le ve­ya teb­liğ­le böy­le önem­li bir ko­nu­da in­san­la­rın önü­nü aça­maz­sı­nız. Ni­te­kim, bi­zim son dö­nem­de yap­mış ol­du­ğu­muz ener­ji po­li­ti­ka­la­rın­da, ge­rek pet­rol­de ge­rek do­ğal gaz­da ge­rek elek­trik­te ge­rek­se LPG'de ol­sun, bu sa­ha­lar­da ener­jiy­le ala­ka­lı ya­tı­rım­la­rın ya­pı­la­bil­me­si için bun­la­rın hu­ku­ki plat­form­la­rı ve ze­min­le­ri ha­zır­lan­mış, Ko­mis­yo­nu­muz­dan ge­çi­ril­miş ve de­ğer­li he­ye­ti­niz ta­ra­fın­dan tas­dik gö­re­rek ya­sa­laş­mış­tır ve bu­gün, ya­sa­la­şan bü­tün bu sa­ha­lar­da Türk mü­te­şeb­bi­si çok ol­gun, çok hız­lı, çok ya­rar­lı, çok tek­nik, fev­ka­la­de gü­zel ya­tı­rım­lar yap­mış­tır ve yap­mak­ta­dır.

İş­te, nük­le­er ener­ji de bu sa­ha­da çok önem­li bir hu­ku­ki plat­for­mu or­ta­ya ko­yan bir ya­sa ola­rak or­ta­ya çık­mış, hu­zu­ru­nu­za gel­miş­tir. Eğer tas­di­ki­ni­ze maz­har olur­sa Tür­ki­ye sı­nıf at­la­ya­cak­tır. Nük­le­er tek­no­lo­ji de­ni­len çok önem­li bir tek­no­lo­ji­nin Tür­ki­ye'ye gel­me­si sağ­la­na­cak, bu tek­no­lo­ji­nin gel­me­siy­le Tür­ki­ye âde­ta sı­nıf at­la­ya­cak, ye­ni, yük­sek bir tek­no­lo­ji­ye sa­hip ola­cak­tır. Yük­sek tek­no­lo­ji­ye sa­hip ol­mak de­mek, bi­lim­de, tek­no­lo­ji­de bir se­vi­ye ka­zan­mak de­mek­tir, bi­lim ve tek­no­lo­ji­nin ger­çek ma­na­sıy­la uy­gu­lan­ma­sı de­mek­tir.

"Biz nük­le­er ener­ji­ye kar­şı de­ği­liz, ama ener­ji­nin, nük­le­er ener­ji­nin san­tral ola­rak üre­til­me­si­ne kar­şı­yız." de­mek faz­la bi­lim­sel bir ifa­de de­ğil­dir. Sa­yın Ke­pe­nek Ho­ca­mız bu­na ben­zer bir ifa­de kul­lan­dı­lar, eğer yan­lış an­la­ma­dıy­sam.

Şim­di, nük­le­er tek­no­lo­ji za­ten önem­li bir tek­no­lo­ji­dir. An­cak, nük­le­er tek­no­lo­ji­nin bir ül­ke­de ge­li­şe­bil­me­si için en önem­li un­sur­lar­dan bi­ri, ana tek­no­lo­ji olan, nük­le­er­le ala­ka­lı elek­trik üre­ti­mi­nin var­lı­ğıy­la an­cak o tek­no­lo­ji ge­li­şe­bi­lir. Do­la­yı­sıy­la, biz, bu is­ti­ka­met­te elek­trik üre­ten güç san­tral­le­ri­ni üret­ti­ği­miz za­man ger­çek an­la­mıy­la Tür­ki­ye'de nük­le­er tek­no­lo­ji­yi ge­tir­miş ola­ca­ğız.

Bu­gün, evet, bir nük­le­er tek­no­lo­ji var. 285 yer­de, efen­dim, nük­le­er tıp mer­ke­zi var, iş­te 6 bin kü­sur yer­de de -sa­na­yi­de, çe­şit­li yer­ler­de- nük­le­er­le ala­ka­lı ya­rar­lan­dı­ğı­mız hu­sus­lar var. Ama, elek­trik üre­ti­min­de kul­la­nı­lan güç san­tral­le­ri­ni ge­tir­me­di­ği­niz za­man, nük­le­er tek­no­lo­jiy­le ala­ka­lı ger­çek­ten bi­lim­sel bir adım at­mış sa­yıl­ma­yız. Bu­gün bü­tün dün­ya­da 441, 442 ve­ya 445 ci­va­rın­da nük­le­er san­tra­lin ol­du­ğu­nu ar­ka­daş­la­rı­mız söy­le­di, 28 ade­di­nin şu an­da in­şa hâlin­de ol­du­ğu­nu söy­le­di. Ben si­ze 150 ade­di­nin de plan­la­ma saf­ha­sın­da ol­du­ğu­nu ifa­de ede­yim.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­soy, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız efen­dim.

Bu­yu­run.

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, te­şek­kür edi­yo­rum.

150 adet ye­ni nük­le­er san­tral plan­la­ma­sı ya­pıl­mak­ta­dır. Bu­nun gü­cü 125 bin me­ga­vat ci­va­rın­da­dır ki, 40 bin me­ga­vat­lık bir gü­ce sa­hip olan Tür­ki­ye'yle bu­nu mu­ka­ye­se ede­bi­lir­si­niz. Do­la­yı­sıy­la, 150'yi ila­ve et­ti­ği­miz za­man 450'nin üze­ri­ne, de­mek ki 600 nük­le­er san­tral dün­ya sat­hın­da ku­ru­la­cak­tır.

Şim­di, nük­le­er san­tral­ler yal­nız bu 600 san­tral­den iba­ret de­ğil. Ay­rı­ca, 2 bin adet de yü­zer-ge­zer nük­le­er san­tral var. Bu­na ar­ka­daş­la­rı­mız de­ğin­me­di­ler zan­ne­di­yo­rum, bu­nu da ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Bu yü­zer-ge­zer san­tral­ler de, me­se­la, Rus­ya'nın sa­hip ol­du­ğu 450 adet nük­le­er de­ni­zal­tı... Bun­la­rın her bi­rin­de çift ma­ki­ne bu­lun­mak­ta, çift re­ak­tör bu­lun­mak­ta, do­la­yı­sıy­la en az 900 adet nük­le­er san­tral dün­ya­nın çe­şit­li yer­le­rin­de gez­mek­te, Ka­ra­de­niz'de de bu­lun­mak­ta­dır. Şim­di, Si­nop için kav­ga edi­yo­ruz, nük­le­er san­tral şöy­le olur, böy­le olur di­yo­ruz, CHP'li ar­ka­da­şı­mız iti­raz edi­yor, AK Par­ti­li ar­ka­da­şı­mız böy­le di­yor, ama biz bil­mi­yo­ruz ki, bel­ki Ka­ra­de­niz'de bi­zim sa­hil­le­ri­mi­ze 20 mil me­sa­fe­de 20 ta­ne nük­le­er de­ni­zal­tı do­laş­mak­ta. İki­şer­den 40 ta­ne nük­le­er san­tral eder. Biz, Si­nop'a bir ta­ne nük­le­er san­tra­lin ku­ru­lup ku­rul­ma­ma­sı ko­nu­sun­da tar­tış­ma ya­par­ken, bel­ki 20 mil açı­ğı­mız­da 40 adet nük­le­er san­tral yüz­mek­te­dir. Onun için, muh­te­rem ar­ka­daş­lar, ar­tık nük­le­er de­ni­zal­tı­lar, nük­le­er uçak ge­mi­le­ri, nük­le­er kru­va­zör­ler, ya­ni yol­cu ge­mi­le­ri ve ku­tup­lar­da ça­lı­şan nük­le­er buz kı­ran ma­ki­ne­ler, bü­tün bun­lar ar­tık bir tek­no­lo­ji ola­rak kul­la­nıl­mak­ta, ay­rı­ca bu­nun kü­çük, com­pact mo­bil üni­te­le­ri üre­til­mek­te, uzay­da çok uzak me­sa­fe­ler için bun­la­rın kü­çük mo­del­le­ri ya­pıl­mak su­re­tiy­le uzay­da kul­la­nıl­mak­ta­dır. Do­la­yı­sıy­la, nük­le­er gü­ce sa­hip ol­mak ay­rı bir is­tis­na­dır. Bi­zim için ay­rı bir sı­nıf at­la­ma­dır. Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin böy­le bir tek­no­lo­ji­ye, böy­le bir sı­nıf at­la­ma­ya, böy­le ile­ri bir tek­no­lo­ji­ye sa­hip ol­ma­sı­nı kim is­te­mez? İş­te, 1976-78 yı­lın­da Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Ge­nel Baş­ka­nı is­te­miş, bu­gün de mut­la­ka is­te­ye­cek­tir, çün­kü tek­no­lo­ji da­ha da ge­liş­miş va­zi­yet­te­dir.

Bu­gün, üçün­cü ne­sil tek­no­lo­ji ge­liş­miş, bü­tün dün­ya­da yay­gın bir şe­kil­de kul­la­nı­lı­yor, ama ba­kın bu­gün Fran­sa'da, ener­ji­si­nin yüz­de 76'sı­nı üre­ten Fran­sa'da da­ha üçün­cü ne­sil tek­no­lo­jiy­le ya­pıl­mış nük­le­er san­tral­ler ya bir ta­ne var ya iki ta­ne var ve dün­ya­da bu ya­yıl­mak­la be­ra­ber, üçün­cü ne­sil san­tral­ler gel­me­mek­te­dir, da­ha ye­ni ye­ni ya­pıl­mak­ta­dır. Do­la­yı­sıy­la, efen­dim, biz bek­le­ye­lim de 2020 yı­lın­da dör­dün­cü ne­sil nük­le­er san­tral ge­le­cek, onu ya­pa­lım de­me­nin de çok önem­li bir man­tı­ğı yok.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­soy, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­lar mı­sı­nız efen­dim.

SA­NA­Yİ, Tİ­CA­RET, ENER­Jİ, TA­Bİİ KAY­NAK­LAR, BİL­Gİ VE TEK­NO­LO­Jİ KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI SO­NER AK­SOY (De­vam­la) - Ta­mam­lı­yo­rum efen­dim.

Keş­ke biz bi­rin­ci ne­sil nük­le­er san­tra­li ya­pa­rak bu işe baş­la­mış ol­say­dık, şim­di üçün­cü ne­sil tek­no­lo­ji­yi ken­di­miz üret­miş ola­cak­tık.

Bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Ha­san Ali Çe­lik… Yok.

Sa­yın Ta­ci­dar Sey­han… Yok.

Sa­yın Ke­pe­nek, so­ru mu so­ra­cak­sı­nız efen­dim?

YA­KUP KE­PE­NEK (An­ka­ra) - Evet, izin ve­rir­se­niz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Pe­ki efen­dim, bu­yu­run.

YA­KUP KE­PE­NEK (An­ka­ra) - Sa­yın Ko­mis­yon Baş­ka­nı­mız ba­na bir gön­der­me yap­tı. Ön­ce, bir yan­lış an­la­ma ol­ma­sın. Ben, ener­ji­nin da­ha te­miz, da­ha ko­lay, da­ha ucuz üre­ti­le­bi­le­ce­ği dü­şün­ce­si­ni ta­şı­yo­rum. Nük­le­ere kar­şı­lı­ğım da o nok­ta­dan kay­nak­la­nı­yor.

Şim­di, şu so­ru­la­rı­mı Sa­yın Ba­ka­nı­mı­za yö­nelt­mek is­ti­yo­rum:

Güm­rük­ler­de­ki kon­trol so­run­la­rı ne­de­niy­le di­ğer ül­ke­le­rin atık­la­rı­nın Tür­ki­ye'ye ge­ti­ril­me­si ön­le­ne­bi­le­cek mi­dir?

İkin­ci­si: Ka­mu adı­na ener­ji pi­ya­sa­sı­nı dü­zen­le­me ko­nu­sun­da Tür­ki­ye ye­ter­li bir dü­zey­de mi­dir?

Üç: Nük­le­er ener­ji san­tra­li­nin ya­pım sü­re­si or­ta­la­ma on bir-on iki yıl ol­du­ğu­na gö­re, bu sı­ra­da de­ği­şen tek­no­lo­ji­le­re ayak uy­dur­ma işi na­sıl ola­cak­tır?

Son so­rum Sa­yın Baş­kan: Tür­ki­ye'de, mev­cut du­rum­da uran­yum re­zerv­le­ri ye­ter­siz ol­du­ğu­na ve tor­yum­la il­gi­li tek­no­lo­jik so­run­lar da çö­zü­le­me­di­ği­ne gö­re, bu du­rum­da ku­ru­la­cak ener­ji san­tral ya­kı­tı­nın yurt dı­şı­na bağ­lı ol­ma­sı ge­re­ke­cek­tir. Bu, dı­şa ba­ğım­lı­lı­ğı da­ha ile­ri bo­yut­la­ra ta­şı­ma­ya­cak mı­dır, ener­ji gü­ven­li­ği­ni ze­de­le­me­ye­cek mi­dir?

Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Bu­yu­run Sa­yın Ba­ka­nım.

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Sa­yın Ke­pe­nek Ho­ca­ya şöy­le ce­vap ve­re­yim:

Bi­rin­ci­si, uran­yum re­zer­vi­miz ola­rak 9 bin ton ci­va­rın­da re­zer­vi­miz var, ay­rı­ca da ara­ma­la­rı­mız var. Ben, mik­tar ola­rak, ham mad­de ola­rak ye­ter­li ola­bi­le­ce­ği ka­na­atin­de­yim. An­cak, bu bir tek­no­lo­ji ol­du­ğu için, iki tür­lü olan­la­rı var. Bun­la­rın bir kıs­mı ya­kı­tı ham mad­de­nin bi­raz da­ha ge­liş­mi­şi ola­rak kul­la­na­bi­len­ler var, bir de ra­fi­ne edil­miş hâlde kul­la­nan­la­rı var. Her iki­sin­de de ya­ban­cı tek­no­lo­ji­ye ih­ti­ya­cı­mız var. Ama biz, Bi­lim ve Tek­no­lo­ji Yük­sek Ku­ru­lu­nun ka­ra­rıy­la 3 kat­ril­yon­luk bir büt­çey­le bir ça­lış­ma baş­lat­tık -yer­li ve çok iyi bir ça­lış­ma o- ve pro­to­ti­pi­mi­zi ge­liş­ti­ri­yo­ruz.

YA­KUP KE­PE­NEK (An­ka­ra) - Kut­la­rım, çok iyi bir şey.

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Bah­set­ti­ği­niz sü­re, on bir-on iki yıl bi­raz faz­la bir sü­re.

YA­KUP KE­PE­NEK (An­ka­ra) - Kaç yıl?

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Bu­nu nor­mal ola­rak beş al­tı yıl gi­bi ve­ya beş ye­di yıl gi­bi dü­şü­nü­yo­ruz. Ama, hiç­bir za­man siz de ile­ri­de ge­li­şe­cek ara­ba­la­ra gö­re ara­ba al­mı­yor­su­nuz, şu an­da­ki du­ru­ma gö­re alı­yor­su­nuz. Do­la­yı­sıy­la, hep bek­ler­sek, bu tip bir şe­yi ya­pa­ma­yız, ya­ni ih­ti­yaç­la­rı­mı­zı kar­şı­la­ya­ma­yız.

Onun dı­şın­da, ay­rı­ca, bü­tün güm­rük­ler­de x-ray ve ay­nı za­man­da rad­yas­yon öl­çüm ci­haz­la­rı­mız var. Ya­ni, ora­da biz hem mal­ze­me ge­çi­şi­ni hem hur­da ge­çi­şi­ni hem de ay­nı za­man­da nor­mal ens­trü­man­la­rı kon­trol edi­yo­ruz ve hep­sin­de de de­dek­tör var. Ya­ni, ora­da bir so­run söz ko­nu­su de­ğil.

Onun dı­şın­da bir so­ru­nuz da­ha var­dı ga­li­ba.

YA­KUP KE­PE­NEK (An­ka­ra) - Ka­mu de­ne­ti­mi ye­ter­li mi?

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Ka­mu de­ne­ti­mi… Ye­ter­li, evet. Ye­ter­li.

Bu nok­ta­da…

YA­KUP KE­PE­NEK (An­ka­ra) - Emin mi­si­niz?

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Ga­yet ta­bii.

Bu nok­ta­da… Şöy­le ifa­de ede­yim: İki tür­lü de­ne­tim ola­cak. Bir ta­ne­si elek­trik üre­ti­mi. EPDK bu­nu de­net­le­ye­cek, dü­zen­le­ye­cek ay­nı za­man­da. Nük­le­er kıs­mı da TA­EK ta­ra­fın­dan…

Ben, çok ka­ba­ca bun­la­rı ifa­de edi­yo­rum. As­lın­da, da­ha de­tay­la­rı­nı bel­ki uy­gun bir za­man­da gö­rüş­me imkânı­mız ola­bi­lir.

Bu­nun dı­şın­da, ih­ti­ya­cı­mız var. Ya­ni, bu nok­ta­da si­zin tek­no­lo­jiy­le il­gi­li ba­zı söz­le­ri­ni­ze So­ner Ak­soy Bey ce­vap ver­di, ama onun dı­şın­da, şöy­le ifa­de ede­yim: Bi­zim, Ka­ra­de­niz­li ola­rak -ben de si­zin gi­bi Ka­ra­de­niz­li­yim. Ak­de­niz­li ol­sak da fark et­mez, çün­kü ora­da da ben­zer ça­lış­ma­la­rı­mız var- bü­tün dün­ya­da 441 ta­ne­si ça­lı­şır­ken, han­gi tek­no­lo­ji en iyiy­se, en yay­gın kul­la­nı­mı var­sa biz bu­nu dü­şü­ne­ce­ğiz. Ya­ni, bir tek­no­lo­ji çöp­lü­ğü ke­sin­lik­le söz ko­nu­su ol­ma­ya­cak. Ne­ti­ce­de, in­san var­lı­ğı en kıy­met­li var­lık. İn­sa­na rağ­men ol­ma­ya­cak, sağ­lı­ğa rağ­men, çev­re­ye rağ­men ol­ma­ya­cak. Bun­la­rı özel­lik­le si­ze söy­le­mem ge­re­kir ve bu­nu da bir ya­rış­ma ne­ti­ce­sin­de ya­pa­ca­ğız.

Ta­bii, bu seç­ti­ği­miz mo­del, şu ana ka­dar kul­la­nı­mı, yay­gın kul­la­nı­mı ol­ma­yan bir mo­del, an­cak, da­ha ev­vel­ki yap-iş­let-dev­ret­ler­den, yap-iş­let­ler­den çok çek­ti­ği­miz için, alım ga­ran­ti­le­riy­le, çok da­ha fark­lı bir mo­del­le biz Tür­ki­ye'nin elek­trik ih­ti­ya­cı­nı üç dört ay­lık bir sü­re için­de bü­tün ya­tı­rım­la­rı ve­re­rek hal­le­de­bi­lir­dik, ama ço­cuk­la­rı­mız, to­run­la­rı­mız et­ki­le­nir­di.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­ka­nım, ta­mam­la­dı­nız mı efen­dim?

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Bit­ti efen­dim. Sağ olun.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, ge­çi­ci mad­de 1'i oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 2'yi oku­tu­yo­rum:

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 2- (1) EÜ­AŞ ta­ra­fın­dan kö­mür tah­sis (rö­dö­vans) iha­le­si so­nu­cun­da kö­mür kul­la­nım hak­kı el­de ede­cek şir­ket­ler ta­ra­fın­dan ya­pı­la­cak 1000 MW üze­ri güç­te yer­li kö­mür ya­kıt­lı elek­trik san­tral­la­rın­dan 2014 yı­lı so­nu­na ka­dar iş­let­me­ye gi­ren­le­rin üret­ti­ği elek­trik, pe­ra­ken­de ve top­tan sa­tış li­san­sı sa­hi­bi şir­ket­ler­ce bu Ka­nu­nun 4 ün­cü mad­de­si hü­küm­le­ri­ne gö­re alı­nır.

(2) EÜ­AŞ ta­ra­fın­dan ya­pı­la­cak kö­mür tah­sis (rö­dö­vans) iha­le­sin­de is­tek­li­ler­ce, yıl­la­ra sarî ola­rak rö­dö­vans be­de­li ile on­beş yıl­lık sü­re için yıl­la­ra sarî ola­rak elek­trik ener­ji­si alım mik­tar­la­rı ve yıl­lık bi­rim elek­trik ener­ji­si sa­tış fi­yat­la­rı tek­lif edi­le­cek­tir.

(3) Bu iha­le­de se­çim, şart­na­me­de be­lir­le­ne­cek esas­lar da­hi­lin­de, tek­lif edi­le­cek yıl­lık üre­tim mik­tar­la­rı ile yıl­lık bi­rim elek­trik ener­ji­si sa­tış fi­yat­la­rı­nın çar­pı­mı so­nu­cu olu­şa­cak elek­trik alım be­del­le­ri­nin ön­ce­den sap­tan­mış be­lir­li bir is­kon­to had­di üze­rin­den iha­le­nin ya­pıl­dı­ğı ta­ri­he in­dir­gen­miş de­ğer­le­ri top­la­mı ile rö­dö­vans be­de­li­nin de­ğer­len­di­ril­me­si so­nu­cun­da ya­pı­lır.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İz­mir Mil­let­ve­ki­li Hak­kı Ül­kü.

Sa­yın Ül­kü, bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA HAK­KI ÜL­KÜ (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; 1360 sı­ra sa­yı­lı, Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın ge­çi­ci 2'nci mad­de­si üze­ri­ne Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­dım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; se­çim ka­ra­rı al­mış bir Mec­li­sin üye­le­ri ola­rak, ale­la­ce­le ge­ti­ri­len böy­le­si bir ya­sa­nın çı­ka­rıl­ma­sı­nın ne de­re­ce doğ­ru ol­du­ğu­nu bil­mi­yo­rum, ama hu­kuk­sal ve si­ya­sal an­lam­da dö­ne­mi­ni ta­mam­la­mış olan bu Mec­lis, ül­ke ge­le­ce­ği­ni fe­la­ke­te sü­rük­le­yen bir ka­rar al­mak­la kar­şı kar­şı­ya.

Bu­ra­da, şu sa­kın yan­lış an­la­şıl­ma­sın: Biz, nük­le­er tek­no­lo­ji­ye kar­şı de­ği­liz. Bil­gi ça­ğı­nın ge­rek­le­rin­den olan bu tek­no­lo­ji, el­bet­te ki ge­rek­li­dir; ama, nük­le­er san­tral­ler ge­rek­li mi­dir, onu dü­şün­mek la­zım. Çün­kü, kay­na­ğı sı­nır­lı olan fo­sil ya­kıt­lar gi­bi, nük­le­er ener­ji de kay­nak­la­rı iti­ba­rıy­la sı­nır­lı ve bu­gün ya­rın bi­te­cek kay­nak­la­ra sa­hip­tir. Bu ne­den­le, nük­le­er ener­ji, so­nu ol­ma­yan bir yol­dur.

Nük­le­er ener­ji­nin dün­ya ge­ne­lin­de ener­ji tü­ke­ti­min­de­ki pa­yı­na ba­kıl­dı­ğın­da, in­san­lı­ğın ener­ji ih­ti­ya­cı­nın kar­şı­lan­ma­sın­da he­men he­men hiç öne­mi­nin ol­ma­dı­ğı or­ta­ya çık­mak­ta­dır. 2000 yı­lı iti­ba­rıy­la nük­le­er elek­trik, dün­ya ener­ji ge­rek­sin­me­si­nin yüz­de 2,5 ka­da­rı­nı kar­şı­la­mak­ta­dır. Do­la­yı­sıy­la, ener­ji ih­ti­ya­cı­nın kar­şı­lan­ma­sı için nük­le­er san­tral­le­re muh­taç de­ği­liz. Bu, bir nük­le­er san­tral ya­la­nı­dır.

Nük­le­er san­tral­ler­de, tek­nik ek­sik­lik­ler ve in­san ha­ta­la­rın­dan do­la­yı çev­re­ye bü­yük öl­çü­de rad­yo­ak­tif mad­de­le­rin ya­yıl­ma­sı­na yol aça­bi­le­cek çok cid­di, fe­la­ket dü­ze­yin­de ka­za­lar ola­bil­mek­te­dir. Av­ru­pa'da bi­le bir re­ak­tör pat­la­ma ris­ki, ih­ti­ma­li yüz­de 16'yı bul­mak­ta­dır. Ya­ni, bu ih­ti­mal, zar­la ilk atış­ta 6 at­ma ih­ti­ma­li­ne eşit­tir.

Bu an­lam­da nük­le­er ener­ji, ha­yat­la­rı­mız­la ku­mar oy­na­mak de­mek­tir. Nük­le­er san­tral­le­rin üret­ti­ği yük­sek rad­yo­ak­ti­vi­te ta­şı­yan atık­la­rın gü­ve­ni­lir bir şe­kil­de ber­ta­raf edil­me­si için dün­ya ça­pın­da bu­lun­muş tek bir yön­tem bi­le yok­tur. İn­san­lık ta­ri­hi­nin çok kü­çük bir dö­ne­min­de kul­la­nı­la­bi­le­cek olan nük­le­er ener­ji, ya­rat­tı­ğı nük­le­er atık­lar­la dün­ya ta­ri­hi­nin çok uzun bir dö­ne­mi­ne be­la ola­bi­le­cek bir mi­ras bı­rak­mak­ta­dır. Kim böy­le bir mi­ra­sı is­ter?

Nük­le­er ener­ji ih­ra­cı ve nük­le­er tek­no­lo­ji­nin yay­gın­lık ka­zan­ma­sı, nük­le­er si­lah­la­rın ya­yıl­ma­sı ris­ki­ni de önem­li öl­çü­de ar­tır­mak­ta­dır. Ya­ni, nük­le­er ener­ji, bir atom bom­ba­sı fab­ri­ka­sı­dır ve nük­le­er ener­ji, nük­le­er si­lah­la­rın ya­yıl­ma­sı­na ze­min sağ­la­mak­ta­dır. Da­ha az kar­bon­di­ok­sit açı­ğa çı­kı­yor di­ye nük­le­eri yay­gın­laş­tı­ra­ma­yız. Ulus­la­ra­ra­sı Atom Ener­ji­si Ajan­sı­nın da iti­raf et­ti­ği gi­bi, ik­lim de­ği­şik­li­ği­ni dur­dur­mak için hız­la mü­da­ha­le et­mek ge­re­ki­yor, ama, bu­nun için nük­le­er ener­ji­yi hız­la yay­gın­laş­tır­ma­nın imkânı yok. Dün­ya ik­li­mi­ni ko­ru­mak, sa­de­ce ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji ve bu­nun­la bağ­lan­tı­lı ola­rak, ener­ji­nin et­kin kul­la­nı­mı ve ener­ji ta­sar­ru­fuy­la müm­kün­dür. Do­la­yı­sıy­la, nük­le­er ener­ji­nin ik­li­mi ko­ru­ma­sı müm­kün de­ğil­dir. Nük­le­er ener­ji yük­sek ser­ma­ye, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji ise yo­ğun in­san eme­ği ge­rek­ti­ri­yor. Al­man­ya ör­ne­ğin­de gö­rü­yo­ruz ki, 2002 yı­lın­da nük­le­er ener­ji sek­tö­rün­de yak­la­şık 30 bin in­san ça­lı­şır­ken, yal­nız­ca rüzgâr ener­ji­sin­de ça­lı­şan in­san sa­yı­sı 53 bi­ni geç­mek­te­dir. Ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji sek­tö­rü da­ha da ge­li­şir­se, dün­ya ça­pın­da, mil­yon­lar­ca in­sa­na iş imkânı sağ­la­na­bi­lir. Ya­ni, nük­le­er ener­ji da­ha az iş de­mek­tir. Ni­te­kim, bu­gün, rüzgâr ener­ji­si is­tih­dam ya­rat­mak­ta nük­le­er ener­ji­yi geç­miş­tir.

Şu an dün­ya­da kul­la­nı­mı top­lam ener­ji mik­ta­rın­dan da­ha faz­la­sı­nın, 2050 yı­lın­da sa­de­ce ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji­den el­de edi­le­bi­le­ce­ği­ni ener­ji sek­tö­rü il­gi­li­le­ri bi­le ka­bul et­mek­te­dir­ler. Dün­ya­nın ener­ji ih­ti­ya­cı, gü­neş ener­ji­siy­le ısıt­ma ve elek­trik üre­tim te­sis­le­rin­den, rüzgâr san­tral­le­rin­den, ba­raj­lar­dan ve or­ga­nik atık­lar­dan ener­ji üre­ten fark­lı tek­no­lo­ji­ler­den kar­şı­la­na­bi­lir. Öte yan­dan, şu­nu da be­lirt­mek ge­re­kir ki, nük­le­er üre­tim ma­li­ye­ti de söy­len­di­ği gi­bi 2-3 sent de­ğil, 5-6 sent ci­va­rın­da­dır. Nük­le­eri ca­zip gös­ter­mek için, atık ko­ru­ma gi­der­le­ri ma­li­ye­tin için­de gös­te­ril­me­mek­te­dir. 1.000 me­ga­vat­lık bir nük­le­er san­tra­lin ma­li­ye­ti de 3 mil­yar do­lar ci­va­rın­da­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ba­kın, son yir­mi beş yıl­dır dün­ya­da hiç nük­le­er si­pa­ri­şi ve­ril­me­mek­te­dir. Si­pa­ri­şi 1978'de ve­ri­len en son nük­le­er san­tral de 1996'da fa­ali­ye­te geç­miş­tir. Bu­na kar­şın, 3 adet nük­le­er san­tral hiz­met dı­şı bı­ra­kıl­mış­tır. Her yıl ener­ji ih­ti­ya­cı ar­tan Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri, elek­trik ih­ti­ya­cı­nı kar­şı­la­mak için ter­mik, hid­ro­lik ve ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji san­tral­le­ri kur­mak­ta, ken­di ül­ke­si için nük­le­er ener­ji san­tra­li plan­la­ma­mak­ta­dır. Nük­le­er ener­ji­den önem­li öl­çü­de ya­rar­la­nan Ka­na­da, ge­liş­mek­te olan ül­ke­le­ri nük­le­er san­tral kur­ma­ya teş­vik eder­ken ken­di ül­ke­sin­de­ki 7 adet nük­le­er san­tra­li ka­pat­mış ve kö­mür san­tral­le­ri­ni dev­re­ye sok­muş­tur. Nük­le­er ener­ji­nin ge­le­ce­ği­ne iliş­kin önem­li be­lir­siz­lik­ler yü­zün­den Av­ru­pa'da­ki nük­le­er ener­ji tek­no­lo­ji­si­ne sa­hip ül­ke­ler bi­le, yi­ne, ye­ni nük­le­er san­tral kur­ma ko­nu­sun­da "bek­le ve gör" tu­tu­mu­nu be­nim­se­me­ye baş­la­mış­lar­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; şim­di, ik­ti­dar par­ti­si ül­ke­mi­ze nük­le­er ener­ji­yi ge­tir­me­ye ça­lı­şır­ken bir yan­dan da Ha­san­keyf, Al­li­anoi gi­bi pa­ha bi­çil­mez ta­rih ve kül­tü­rel de­ğer­le­ri­mi­zi, ener­ji ih­ti­ya­cı­mı­zı ge­rek­çe gös­te­re­rek yok et­me­ye ça­lış­mak­ta­dır. Son za­man­lar­da bir de bu­nun üze­ri­ne mağ­du­ri­yet ede­bi­ya­tı oluş­tur­ma­ya ça­lı­şı­yor ik­ti­dar par­ti­si. Ege'nin pa­ha bi­çil­mez, te­miz, ucuz ve yer­li ener­ji kay­na­ğı jeo­ter­ma­li kul­lan­ma­yıp do­ğal ga­zı ter­cih ede­rek yıl­da en az 2 mil­yar do­lar za­rar et­me­si­ne ne­den olu­yor ik­ti­dar par­ti­si. Hal­kı­mız ay­da 30 mil­yo­na ısı­na­bi­le­cek­ken, ik­ti­dar par­ti­si yü­zün­den, siz­ler yü­zün­den, şim­di ay­da en az 150 mil­yon har­ca­ya­cak ve mağ­dur­la­rı oy­na­ma­ya de­vam ede­cek­si­niz. Bu du­rum­da mağ­dur siz mi­si­niz, yok­sa hal­kı­mız mı?

Şim­di, bir­kaç ko­nu­yu da siz­le­re ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri: Özel şir­ket ol­duk­la­rı için de­net­le­ne­me­yen be­le­di­ye şir­ket­le­ri va­sı­ta­sıy­la yıl­da 4 mil­yar do­la­rı yan­daş­la­rı­nı­zın ce­bi­ne dol­du­ru­yor­su­nuz. Bu şir­ket­le­rin ver­di­ği iha­le­le­ri alan­lar baş­ka ta­şe­ron şir­ket­le­re ya­rı fi­yat­lar­la bun­la­rı bı­ra­kı­yor, son­ra da ya­rım ya­ma­lak ya­pı­lan iş­ler yü­zün­den rö­gar ka­pak­la­rı­na ço­cuk­lar dü­şü­yor. Şim­di mağ­du­ri­yet­ten bah­se­di­yor­su­nuz. Siz mi mağ­dur­su­nuz, yok­sa ço­cuk­lar mı?

Ba­lık­çı­lık­la ge­çi­nen­ler için de­ğil, ken­di ço­cuk­la­rı­nız ve des­tek­çi­le­ri­niz için ma­zot­tan ÖTV'yi kal­dı­rı­yor­su­nuz, fa­kat, bu ül­ke­nin yok­sul çift­çi­si­ne, üre­ti­ci­si­ne hâlâ en yük­sek fi­yat­tan ma­zot sa­tı­yor­su­nuz. Çift­çi­miz 2003 yı­lın­da sat­tı­ğı 1 ki­lo ku­ru üzüm­le 2 lit­re ma­zot alır­ken bu­gün 1 lit­re ma­zot ala­bil­mek için 2,5 ki­lo ku­ru üzüm sa­ta­bil­mek­te ya da 8 ki­log­ram buğ­day sat­mak zo­run­da kal­mak­ta­dır. Şim­di, siz mi mağ­dur­su­nuz, yok­sa çift­çi­miz mi?

Ço­cuk­la­rı bir an­da ti­ca­re­te atı­lıp mil­yon do­lar­lık iş­le­re so­yu­nan Baş­ba­kan ve ba­kan­la­rı­nız mı mağ­dur, yok­sa si­zin ço­cuk­la­rı­nız pa­ray­la oy­nar­ken va­tan sa­vun­ma­sın­da can­la­rı­nı ve­ren ya da ta­ri­kat­çı ol­ma­dık­la­rı için iş­siz­lik için­de kıv­ra­nan genç­le­ri­miz mi mağ­dur?

Hal­kı­mı­zın di­ni­ni sö­mü­re­rek, din­dar­lık tas­la­ya­rak, Tan­rı ile iliş­ki­le­ri dü­zen­le­me id­di­asın­da bu­lu­na­rak, ba­zı mil­let­ve­kil­le­ri­nin de için­de ol­du­ğu bir soy­gun me­ka­niz­ma­sı ge­liş­ti­rip YİM­PAŞ'ı ör­güt­le­yen­ler mi mağ­dur, yok­sa so­yu­lan o za­val­lı­lar mı mağ­dur?

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; söz­le­ri­mi bi­tir­me­den ön­ce siz­le­re bir şey ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum: Bun­dan tam iki yıl ön­ce, 10 Ma­yıs 2005 ta­ri­hin­de, der­di­mi an­la­ta­ca­ğım bir baş­ka mekân bu­la­ma­dı­ğım için, son ça­re ola­rak bu­ra­da ma­ka­mı­nı­za, ya­ni siz­le­re, ya­ni yü­ce mil­le­ti­mi­zin bu kür­sü­sün­den siz­le­re do­ku­nul­maz­lı­ğı­mı­zın kal­dı­rıl­ma­sı için bu kür­sü va­sı­ta­sıy­la baş­vur­muş­tum, ha­tır­lar­sı­nız. Bu, Baş­ba­kan Sa­yın Tay­yip Er­do­ğan ile Ge­nel Baş­ka­nı­mız Sa­yın De­niz Bay­kal'ın se­çim­ler ön­ce­sin­de te­le­viz­yon­da ko­nu­şur­lar­ken ver­miş ol­du­ğu söz­den yo­la çı­ka­rak…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ül­kü, bu­yu­run efen­dim, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

AH­MET RI­ZA ACAR (Ay­dın) - Bir da­ha yap.

HAK­KI ÜL­KÜ (De­vam­la) - Ge­rek yok bir da­ha yap­ma­ya.

Ora­dan yo­la çı­ka­rak, do­ku­nul­maz­lık­la­rın kal­dı­rı­la­ca­ğı­na ina­na­rak bu hal­kı­mız­dan oy al­dı­nız. Son­ra Baş­ba­kan olun­ca Sa­yın Re­cep Tay­yip Er­do­ğan "Bu­nu bir sü­re bek­le­te­ce­ğiz, ama çı­ka­ra­ca­ğız." de­miş­ti. Ara­dan üç yıl geç­miş­ti ve kim­se kı­lı­nı kı­mıl­dat­ma­mış­tı, de­fa­lar­ca ha­tır­la­tıl­ma­sı­na rağ­men. O ha­tır­lat­ma­la­rın bir işe ya­ra­ma­dı­ğı­nı gö­rün­ce, bel­ki fark­lı bir ha­tır­lat­ma ge­re­ke­bi­lir di­ye si­ze ge­lip baş­vur­muş­tum, kür­sü­ye baş­vur­muş­tum, ama, yi­ne an­la­şıl­ma­dı. Ara­dan bun­ca za­man geç­ti, tam iki yıl geç­ti, dört bu­çuk yıl ol­du, kim­se tın­ma­dı bi­le ve do­ku­nul­maz­lık dos­ya­la­rı­nın ar­ka­sı­na sı­ğı­na­rak, bu­gün bir­çok ki­şi, tek­rar ve tek­rar se­çi­le­bil­mek için kuy­ruk­ta bek­le­mek­te­dir. Ama, bu ara­da, yi­ne si­zin mil­let­ve­kil­le­ri­niz­den ba­zı­la­rı, o do­ku­nul­maz­lık­la­rın ar­ka­sı­na sı­ğın­ma­ya­rak, ya­pı­lan yol­suz­luk­la­rı, özel­lik­le be­le­di­ye­ler­de ya­pı­lan yol­suz­luk­la­rı di­le ge­ti­re­rek so­ruş­tur­ma açıl­ma­sı­nı is­te­miş, ama, ne ya­zık ki, o ar­ka­daş­lar­dan ki­mi­si par­ti­niz­den ih­raç edil­miş­tir, ki­mi­si de is­ti­fa et­mek zo­run­da kal­mış­tır.

Son ola­rak bu is­ti­fa ör­ne­ği­ni gös­te­ren Amas­ya Mil­let­ve­ki­li şu­nu ifa­de et­miş­tir: "İl Baş­ka­nı­mın da için­de bu­lun­du­ğu bir hır­sız­lık şe­be­ke­si var. Bu hır­sız­lık şe­be­ke­si­ni or­ta­ya çı­kart­mak ve bun­la­rı mahkûm et­tir­mek is­ti­yo­rum, an­cak, par­tim en­gel. En­gel­se, o hâlde par­tim­de dur­ma­nın bir an­la­mı yok, par­tim­den is­ti­fa edi­yo­rum." de­miş­ti ve is­ti­fa ge­rek­çe­si­ni de şu­na da­yan­dır­mış­tı, de­miş­ti ki: "Biz, hal­kın du­ala­rı­nı ala­rak ik­ti­dar ol­duk, ama, şim­di halk bi­ze bed­dua edi­yor, hal­kın bed­du­ala­rı­nı ala­rak da ik­ti­dar­dan uzak­la­şı­yo­ruz."

Ben de hal­kın bed­du­ala­rı­nı ala­rak ik­ti­dar­dan uzak­laş­ma­nız te­men­ni­siy­le, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ül­kü.

Sa­yın Ta­ci­dar Sey­han bu­ra­da mı efen­dim? Yok.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

10'un­cu mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rür­lük

MAD­DE 10- (1) Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ber­han Şim­şek.

Bu­yu­run Sa­yın Şim­şek.

CHP GRU­BU ADI­NA BER­HAN ŞİM­ŞEK (İs­tan­bul) - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 10'un­cu mad­de­si üze­ri­ne gru­bum adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­la­rım.

Ta­sa­rı­nın bu mad­de­si, ka­nu­nun yü­rür­lük ta­ri­hi­ni be­lir­le­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ta­sa­rı­nın ba­şın­dan be­ri ar­ka­daş­la­rı­mız fi­kir­le­ri­ni an­lat­tı­lar, hat­ta uzun uzun da an­lat­tı­lar, ama, bu fır­sa­tı ken­di­me bir şans bi­le­rek, ba­zı ba­kan­lık­la il­gi­li bil­gi­le­ri siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

Evet, "Yü­rür­lük ta­ri­hi­ni be­lir­le­mek­te­dir." de­dim. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin İç Tü­zü­ğü'nün, ya­zı­lı so­ru öner­ge­le­ri­ne iliş­kin de, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bir sü­re, bir ta­rih, bir za­man di­li­mi ver­di­ği­ni he­pi­miz bi­li­yo­ruz. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin İç Tü­zü­ğü'nün 99'un­cu mad­de­si, ya­zı­lı so­ru­la­rın Baş­ba­kan­lı­ğa ve­ya ait ol­du­ğu ba­kan­lı­ğa gön­de­ril­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren en geç on beş gün için­de ce­vap­lan­dı­rı­la­ca­ğı­nı hük­me bağ­la­mak­ta­dır. Ben, 12/12/2005 ta­ri­hin­de Sa­yın Baş­ba­ka­na, Ener­ji Ba­kan­lı­ğıy­la il­gi­li bir so­ru öner­ge­si ver­dim ve ara­dan ge­çen he­men he­men on se­kiz ay­dır bu so­ru öner­ge­si bir tür­lü ce­vap­lan­ma­mış. Yü­ce he­ye­ti­niz­le ve Sa­yın Ba­ka­nım­la bu­nu pay­laş­mak is­ti­yo­rum. Bu so­ru öner­ge­si­ni hiç de­ğiş­tir­me­den, 12/12/2005 ta­ri­hin­de yö­nelt­miş ol­du­ğum so­ru öner­ge­si­ni, on ay son­ra, bir kez da­ha, ken­di­le­ri­ne, ta­ri­hi gün­cel­le­ye­rek sor­dum, ikin­ci­si­nin de ce­va­bı gel­me­di.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, "şef­faf­lık an­la­yı­şı ge­re­ği ya­nıt­la­ya­ca­ğı­nı­za ina­nı­yo­rum" di­ye­rek de, ri­cay­la, bir kez da­ha, bu ta­lep­te bu­lun­dum. Hâlâ ya­nıt yok­tur ve 22'nci Dö­ne­min bit­ti­ği­ni hep be­ra­ber ya­şı­yo­ruz.

Bu so­ru öner­ge­si, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, do­ğal gaz it­ha­lat söz­leş­me­si­nin BO­TAŞ ta­ra­fın­dan dev­ri­ne iliş­kin ya­pı­lan iha­le so­nu­cun­da iha­le­yi ka­za­nan Shell, Bosp­ho­rus, Ener­co ve Av­ras­ya­gaz ad­lı fir­ma­la­ra iliş­kin­di.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; 5367 sa­yı­lı Do­ğal Gaz Pi­ya­sa­sı Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun'u çı­kart­tık bu­ra­dan hep be­ra­ber ve bu fir­ma­la­rın, do­ğal gaz it­ha­lat dev­ri söz­leş­me­si ya­pa­bil­me­si­nin de önü­nü aç­tık bu ve­si­ley­le. Do­ğal gaz it­ha­lat de­vir söz­leş­me­si iha­le­si so­nu­cun­da, BO­TAŞ, 2003 yı­lı fi­yat­la­rıy­la 2,7 mil­yar do­lar kâr ede­bi­le­cek­ken, 25 mil­yon 260 bin do­la­ra dev­re­dil­miş­tir. Ya­ni, bu mil­le­tin 2,7 mil­yar do­la­rı, ya­sal kı­lıf­la ve ida­ri ta­sar­ruf­lar­la "ser­best­leş­me" adı al­tın­da özel şa­hıs ve ku­rum­la­ra dev­re­dil­miş­tir. Bu iha­le ya­pıl­ma­dan ön­ce, Ener­ji Pi­ya­sa­sı Dü­zen­le­me Ku­ru­lu, iha­le­ye ka­tı­lan fir­ma­la­ra müş­te­ri ga­ran­ti­si ver­miş­tir. Bu da çok il­ginç­tir. Müş­te­ri ga­ran­ti­si ve­ri­len bir it­ha­lat sü­re­ci ser­best­leş­me ola­bi­lir mi ar­ka­daş­lar?

Yi­ne, ay­nı şe­kil­de, 5367 sa­yı­lı Ka­nun'la do­ğal gaz pi­ya­sa­sın­da ya­pı­lan "sa­tı­cı şir­ket­ten söz­leş­me dev­ri hu­su­sun­da ön onay alan şir­ket­le­rin ka­tı­la­ca­ğı" hük­mü gel­miş­tir ki, bu da açık­ça bir ka­pi­tü­las­yon­dur. Bu hü­küm, ulus­la­ra­ra­sı gaz te­kel­le­ri­nin BO­TAŞ ta­ra­fın­dan ya­pı­la­cak iha­le­ye han­gi fir­ma­la­rın ka­tı­la­ca­ğı­nı be­lir­le­miş­tir ve bu an­la­ma da gel­mek­te­dir. Bu so­ru öner­gem­de, "Sa­tı­cı şir­ke­te ön onay için baş­vu­rup da onay al­ma­yan yer­li fir­ma var mı­dır? Var­sa, bu fir­ma ya da fir­ma­lar han­gi­le­ri­dir?" di­ye, on se­kiz ay ön­ce sor­mu­şum. "BO­TAŞ ta­ra­fın­dan ya­pı­lan bir iha­le­ye ka­tıl­mak için, ya­ban­cı bir te­da­rik­çi ta­ra­fın­dan ön onay al­ma­nın şar­tı­nın ge­ti­ril­me­si, Tür­ki­ye'nin do­ğal gaz it­ha­la­tın­da te­da­rik­çi fir­ma­la­ra tes­lim ol­du­ğu­nun bir gös­ter­ge­si mi­dir?"  di­ye sor­mu­şum.

Sa­yın Ener­ji Ba­ka­nı bu­ra­da. Bu so­ru­yu bir kez da­ha ken­di­le­ri­ne so­ru­yo­rum ve çı­kıp, bu­ra­da da ya­nıt­la­ma­la­rı­nı müm­kün­se ri­ca edi­yo­rum. Do­ğal gaz it­ha­lat de­vir söz­leş­me­si­ni im­za­la­yan fir­ma­lar­dan bi­ri­nin de, he­pi­mi­zin ve ka­mu­oyu­nun ya­kın­dan ta­nı­dı­ğı Ci­han Ka­mer'le iliş­ki­si ol­du­ğu id­di­ala­rı söy­len­mek­te ve bu şir­ke­tin adı da Ener­co'dur. Ci­han Ka­mer ile Baş­ba­kan ara­sın­da­ki iliş­ki­yi bil­me­yen yok. Siz­ler de bi­li­yor­su­nuz. Sa­yın Baş­ba­kan, mal var­lı­ğın­da­ki ar­tı­şı, oğ­lu­nun dü­ğü­nün­de ta­kı­lan ta­kı­la­ra bağ­la­mış­tı. He­pi­miz bi­li­yo­ruz. O ta­kı­la­rı boz­du­ran ku­yum­cu­dur Ci­han Ka­mer. Ka­mu­oyu­na da bir kez da­ha  bu­ra­dan ses­len­me fır­sa­tı­mız ol­sun.

Ci­han Ka­mer'in Baş­ba­ka­nın han­gi yurt dı­şı ge­zi­le­ri­ne ka­tıl­dı­ğı­nı, Baş­ba­ka­nın, Ekin­lik Ada­sı'na git­mek için Ci­han Ka­mer'e ait olan ya­tı kul­la­nıp kul­lan­ma­dı­ğı­nı sor­gu­la­dım, sor­dum ve yi­ne ya­nıt ala­ma­dım.

Yi­ne, ay­nı şe­kil­de, Sa­yın Baş­ba­ka­nın, yar­gıç önün­de, mal var­lı­ğı ar­tı­şı­nı bağ­la­dı­ğı, boz­dur­du­ğu dü­ğün ta­kı­la­rı­nın mik­ta­rı­nı, ne ka­dar tut­tu­ğu­nu da sor­duk, on­la­rı da ala­ma­dık. Ama, bu, Sa­yın Ba­kan­la il­gi­li de­ğil.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 1994 yı­lın­da, Be­le­di­ye Baş­ka­nı ol­du­ğu dö­nem­de, ver­di­ği mal be­ya­nın­da, iki evi, bir ara­ba­sı, bir de şir­ket or­tak­lı­ğı bu­lun­du­ğu­nu be­yan eden Sa­yın Baş­ba­ka­nın oğ­lu, şu an­da, 3 mil­yon do­la­ra ge­mi al­mış­tır. Bu da Tür­ki­ye'nin na­sıl bir şans­lar ül­ke­si ol­du­ğu­nun en so­mut ör­ne­ği­dir. 94 yı­lı ile 2000 yı­lı ara­sın­da, on üç yıl­da, Sa­yın Baş­ba­ka­nın mal var­lı­ğın­da han­gi ar­tış­lar ol­muş­tur ve bu­gü­ne ka­dar böy­le pa­ra ka­za­nan, Tür­ki­ye'de kaç ki­şi var­dır? Sa­yın Baş­ba­kan, geç­ti­ği­miz yıl açık­la­dı­ğı mal var­lı­ğın­da be­yan et­ti­ği, oğ­lu ile ara­sın­da borç-ala­cak iliş­ki­si­nin kay­na­ğı ne­dir de­ğer­li ar­ka­daş­lar? Siz­le­rin de ve­kil ola­rak bun­la­rı bil­me­sin­de fay­da var­dır. İş ada­mı dost­la­rı­nın bur­suy­la yurt dı­şın­da oku­yan bu ço­cuk­lar, ge­mi sa­tın ala­bi­le­cek nok­ta­ya na­sıl gel­miş­ler­dir?

Ci­han Ka­mer'le, İran'dan elek­trik -Sa­yın Ba­ka­nı­mı il­gi­len­di­ri­yor- it­hal et­me iz­ni alan Şavk Elek­trik ad­lı fir­ma ara­sın­da her­han­gi bir iliş­ki var mı­dır? Geç­miş­te bu iliş­ki ol­muş mu­dur, sü­rü­yor mu­dur? Ci­han Ka­mer'in, Şavk Elek­trik ad­lı fir­ma­nın or­ta­ğıy­ken bu fir­ma­nın it­ha­lat iz­ni al­ma­sın­dan kı­sa bir sü­re ön­ce or­tak­lık­tan ay­rıl­dı­ğı doğ­ru mu­dur? Biz­de bel­ge­le­ri var­dır. Şavk Elek­trik ad­lı fir­ma­ya han­gi ta­rih­te elek­trik it­ha­la­tı iz­ni ve­ril­miş­tir Sa­yın Ba­ka­nım? O ta­rih­ten bu­gü­ne ka­dar, anı­lan fir­ma­nın it­hal et­ti­ği elek­trik mik­ta­rı ne ka­dar­dır? İt­hal edi­len elek­trik han­gi ma­li­yet­le it­hal edil­miş, han­gi fi­yat­la sa­tıl­mış­tır? Hükûmet­le­ri­niz dö­ne­min­de, han­gi fir­ma­lar yurt dı­şın­dan elek­trik it­hal et­me yet­ki­si li­san­sı al­mış­tır? Yurt dı­şın­dan it­hal edi­len elek­trik mik­ta­rı ne ka­dar­dır? Yurt dı­şın­dan it­hal edi­len elek­tri­ğin ma­li­ye­ti ile yurt için­de üre­ti­len elek­tri­ğin ma­li­ye­ti ne­dir? Şavk Elek­trik ad­lı it­ha­lat­çı fir­ma­ya izin ve­ril­di­ği dö­nem­de, elek­trik faz­la­sı ol­du­ğu için dev­le­tin san­tral­le­rin­de üre­ti­min kı­sıt­lan­dı­ğı, ba­raj­lar­dan su sa­lın­dı­ğı id­di­ala­rı, Sa­yın Ba­ka­nım, doğ­ru mu­dur? Yi­ne, Bul­ga­ris­tan'dan it­hal edi­len elek­trik mik­ta­rı­nın azal­tıl­dı­ğı id­di­ala­rı doğ­ru mu­dur? Şavk Elek­trik ad­lı fir­ma­ya elek­trik it­ha­la­tı ve­ril­me­den ön­ce dev­le­tin üret­ti­ği elek­trik mik­ta­rı ve Bul­ga­ris­tan'dan it­hal edi­len elek­trik mik­ta­rı ne­dir Sa­yın Ba­ka­nım? Şavk Elek­trik ad­lı fir­ma­nın it­hal et­ti­ği elek­trik mik­ta­rı ne­dir?

Elek­trik­te­ki arz-ta­lep pro­jek­si­yon­la­rı kap­sa­mın­da, Tür­ki­ye'de hâlen 25-30 mil­yar ki­lo­vat sa­at ener­ji üre­te­bi­le­cek bir ka­pa­si­te faz­la­lı­ğı bu­lun­du­ğu id­di­ala­rı doğ­ru mu­dur Sa­yın Ba­ka­nım? Bu id­di­alar doğ­ruy­sa, yurt dı­şın­dan elek­trik it­hal edil­me­si­nin ge­rek­çe­si ne­dir Sa­yın Ba­ka­nım?

Ci­han Ka­mer'in sa­hip ol­du­ğu, or­ta­ğı, ku­ru­cu­su, ser­ma­ye­da­rı, fi­nan­sö­rü, es­ki or­ta­ğı, es­ki ku­ru­cu­su ol­du­ğu, ener­ji sek­tö­rün­de fa­ali­yet gös­te­ren baş­ka fir­ma var mı­dır? Var­sa, bun­lar han­gi­le­ri­dir De­ğer­li Ba­ka­nım?

Bir ta­raf­ta, Baş­ba­ka­na ya­kın olan iş adam­la­rıy­la bağ­lan­tı­lı fir­ma­la­ra elek­trik it­hal et­me li­san­sı ve­ri­lir­ken, di­ğer ta­raf­ta, yi­ne Hükûme­te ya­kın ol­du­ğu id­dia edi­len fir­ma­lar eliy­le, o fir­ma­lar zen­gin edi­le­rek, Ku­zey Irak'a, Bar­za­ni'ye elek­trik ih­raç edil­mek­te mi­dir Sa­yın Ba­ka­nım? Ve kaç sent­ten ih­raç edil­mek­te­dir? Ener­ji Ba­ka­nı­mız­dan bun­la­rı ri­ca edi­yo­rum.

Bu mil­le­tin elek­tri­ğin ki­lo­vat sa­ati­ni 9,2 sent­le­re kul­lan­dı­ğı söy­le­ni­yor -ki, Sa­yın Ba­kan açık­lar­sa se­vi­ni­rim- ama, Bar­za­ni'ye KAR­TET fir­ma­sı üze­rin­den ya­rı fi­ya­ta ih­raç edil­di­ği söy­le­ni­yor. Bar­za­ni'ye sa­tı­lan elek­tri­ğin fi­ya­tı bu mil­le­tin kul­lan­dı­ğı elek­trik fi­ya­tı­nın ya­rı­sın­da­dır de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ağus­tos 2006'da KAR­TET için özel bir Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rı çık­mış mı­dır Sa­yın Ba­ka­nım? Bu ka­ra­ra gö­re, ih­raç edi­len elek­trik üre­ti­min­de kul­la­nı­lan fu­el oil­den alı­nan ton ba­şı­na 204 ile 476 YTL ara­sın­da de­ği­şen ÖTV sı­fır­la­na­rak, KAR­TET fir­ma­sı­na, Hükûme­ti­ni­ze ya­kın fir­ma­ya kı­yak ya­pıl­mış mı­dır Sa­yın Ba­ka­nım? Türk sa­na­yi­ci­si ve va­tan­da­şı ise, ma­ale­sef, kul­lan­dı­ğı fu­el oi­le ÖTV öde­me­ye de­vam edi­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Bu li­sans ve Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rı ile AKP, bir ta­raf­tan, KAR­TET isim­li bu fir­ma­yı ih­ya eder­ken, di­ğer ta­raf­tan, Tür­ki­ye Ker­kük'e mü­da­ha­le eder­se ken­di­le­ri­nin de Di­yar­ba­kır'a mü­da­ha­le ede­ce­ği Bar­za­ni'yi to­sun­cuk hâli­ne ge­ti­ri­yo­ruz, bes­le­me­ye de­vam edi­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Ku­zey Irak'a ucuz elek­trik sa­tan­la­rın, ma­ale­sef…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Şim­şek…

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - To­par­lı­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run, ta­mam­la­yı­nız ko­nuş­ma­nı­zı Sa­yın Şim­şek.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - Ku­zey Irak'a ucuz elek­trik sa­tıp, şe­hit­le­re "kel­le" di­yen bir kül­tü­rün sa­nı­yo­rum ki ge­re­ği­ni san­dık­ta mil­le­ti­miz ye­ri­ne ge­ti­re­cek­tir.

Tek bir şe­yi de pay­laş­mak is­ti­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım: Bu­ra­da, ha­tip ar­ka­daş­la­rı­mız­dan bi­ri -her za­man ko­nuş­tu­ğu­nuz gi­bi- çı­kıp şu­nu söy­le­di: "CHP bu ül­ke­ye çi­vi mi çak­tı?" Ba­kın, çak­tı­ğı çi­vi­yi si­ze söy­le­ye­yim: Bu­ra­dan Ri­ze'ye bak­tı­ğı­nız­da, gü­ze­lim ye­şil Ri­ze'mi­ze bak­tı­ğı­nız­da, 1947 yı­lın­da İs­met Pa­şa, İs­met İnö­nü -rah­met­le, say­gıy­la anı­yo­rum- ilk çay fab­ri­ka­sı­nı Ri­ze'de kur­dur­muş­tur ve Ri­ze'de o dö­nem­de fi­dan­lar ekil­miş­tir. Eğer, hiç kim­se­nin kur­sa­ğı­na, mi­de­si­ne bir şey git­me­diy­se de, Sa­yın… Ben ki bu­nu Ri­ze­li hem­şeh­ri­le­rim­le, ar­ka­daş­la­rım­la ko­nuş­tum, Ri­ze­li­ler di­yor ki: "İs­met Pa­şa'nın kur­duk­la­rı­nı şim­di sa­tı­yor­lar. ÇAY­KUR'u sa­tı­yor­lar, bi­zi aç­lı­ğa, se­fa­le­te gö­tü­rü­yor­lar." Bi­zim çak­tı­ğı­mız çi­vi­le­ri sö­kü­yor­su­nuz. Yap­tı­ğı­nız iş, bu­nun öte­si­ne geç­me­di. Cum­hu­ri­ye­tin ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin çak­mış ol­du­ğu çi­vi­le­ri sö­ke­rek… "Bu ül­ke­de CHP çi­vi mi çak­tı?" Evet, o çi­vi­yi çak­tık. ÇAY­KUR'da, Ka­ra­de­niz'de, Ri­ze'de ve hat­ta Ri­ze'nin Gü­ney­su'sun­da da çay ye­tiş­ti. Ta­vuk su içer, Al­lah'a ba­kar -yan­lış an­la­şıl­ma­sın- sa­nı­yo­rum ki, Sa­yın Baş­ba­ka­nın mi­de­sin­de de o çay fab­ri­ka­la­rın­dan ka­za­nı­lan bir iki ku­ru­şun, lok­ma­nın he­sa­bı var­dır.

Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

11'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rüt­me

MAD­DE 11- (1) Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Va­hit Çek­mez.

Bu­yu­run Sa­yın Çek­mez.

CHP GRU­BU ADI­NA VA­HİT ÇEK­MEZ (Mer­sin) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1360 sı­ra sa­yı­lı, Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın yü­rüt­me mad­de­si üze­rin­de söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Bu ve­si­ley­le yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Her şey­den ön­ce, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, ül­ke­miz­de nük­le­er tek­no­lo­ji­nin ge­liş­ti­ril­me­si, ül­ke­mi­zin bu tek­no­lo­ji­ye ve bu alan­da ye­tiş­miş ele­man­la­ra sa­hip ol­ma­sı hu­su­sun­da ya­pı­lan ça­lış­ma­la­ra olum­lu bak­tı­ğı­mı­zı da­ha ön­ce ko­nu­şan de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım da be­lirt­ti. An­cak, nük­le­er san­tral­le­rin ku­rul­ma­sı­na ba­zı sa­kın­ca­la­rı ne­de­niy­le de sı­cak bak­ma­dı­ğı­mız hu­su­su da or­ta­da­dır.

Ül­ke­mi­zin ener­ji ih­ti­ya­cı­na bak­tı­ğı­mız­da, 2006 yı­lı so­nu iti­ba­rıy­la ener­ji tü­ke­ti­mi­miz 170 mil­yar ki­lo­vat sa­at ola­rak kar­şı­mı­za çı­kı­yor. Ku­rul­mak is­te­nen nük­le­er san­tral­ler ya­pıl­dı­ğı tak­dir­de ül­ke­mi­zin ener­ji ih­ti­ya­cı­nın ne ka­da­rı­nı kar­şı­la­ya­cak? Ön­ce­lik­le bu so­ru­nun ce­va­bı­nı net bir şe­kil­de or­ta­ya koy­ma­mız la­zım. Ya­ni, bir ve­rim­li­lik araş­tır­ma­sı­nın çok ge­niş bir kap­sam­da ger­çek­leş­me­si ge­re­ki­yor.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, dün­ya­da yak­la­şık 450 nük­le­er san­tral bu­lun­mak­ta­dır. Bir­çok ül­ke­de vaz­ge­çil­me­si ge­rek­ti­ği yö­nün­de dü­şün­ce­le­rin ol­du­ğu bu sis­te­min ge­ti­ri­si­ni ve gö­tü­re­cek­le­ri­ni tüm de­tay­la­rıy­la araş­tır­ma­dan bu ala­na yön­len­me­ye tem­kin­li yak­laş­ma­lı­yız.

Bi­lin­di­ği üze­re, nük­le­er san­tral­ler elek­trik üre­ti­mi ya­par­ken, di­ğer bir yan­dan on bin­ler­ce ton nük­le­er ar­tık üre­ti­yor­lar. Bu ar­tık­la­rın ne­re­de de­po­la­na­ca­ğı hâlen bir bil­me­ce bo­yu­tun­da. Bu ko­nu­da Ame­ri­ka'da ve di­ğer bir­çok ge­liş­miş ül­ke­ler­de bi­le sı­kın­tı ya­şan­mak­ta iken, biz bu atık­la­rı ne­re­de de­po­la­ma­yı dü­şü­nü­yo­ruz? Av­ru­pa'da hâlen 150 ci­va­rın­da nük­le­er san­tral fa­ali­yet gös­ter­mek­te, Av­ru­pa'nın 12 bin ton ar­tı­ğı top­rak al­tın­da de­po­lan­mak­ta­dır. Bu ra­ka­ma her yıl 1.800 ton ye­ni ar­tık ek­len­di­ği­ni he­sap­lar­sak, ya­kın­da, her böl­ge­den nük­le­er ar­tık çı­ka­cak­tır. Bu­nun ma­li­ye­ti de ay­rı bir so­run.

Biz­de­ki yö­ne­tim ve bü­rok­ra­si ise bu alan­da ye­ter­siz, da­ha doğ­ru bir ifa­dey­le, bi­linç­siz. Bu, ko­nuy­la il­gi­li ol­ma­ya­bi­lir, ama, ya­kın za­man­da ya­şa­nan Tuz­la'da­ki fi­yas­ko­yu hep be­ra­ber gör­dük. Bu­ra­da­ki kim­ya­sal atık­la­rı bi­le de­po­la­ma­da ba­şa­rı­sız olan biz­ler, ya­rın, nük­le­er atık­la­rı na­sıl ge­rek­ti­ği gi­bi de­po­la­ya­ca­ğız?

Nük­le­er san­tra­li olan ül­ke­le­rin bir­ço­ğu­nun da, nük­le­er ar­tık­la­rı­nı ber­ta­raf et­mek­te so­run­lar ya­şa­dı­ğı­nı söy­le­dim. So­run­lar, sa­de­ce ar­tık­la­rın ber­ta­ra­fı bo­yu­tun­da de­ğil­dir. Bu­nun ya­nın­da, iş­let­me ala­nın­da çev­re­ye sı­zan ve can­lı­la­ra da za­rar ve­ren rad­yas­yon ya­yı­lı­mı, her an mey­da­na ge­le­bi­le­cek ola­sı ka­za­lar, bun­la­rın baş­lı­ca­la­rı­dır.

Pe­ki, ne ya­pa­ca­ğız, ne yap­ma­mız ge­re­ki­yor? Hız­la, ül­ke­mi­zin ye­ni­le­ne­bi­lir al­ter­na­tif ener­ji kay­nak­la­rı­na yön­len­me­li­yiz. Ener­ji ve­rim­li­li­ği­ne, ener­ji­nin et­kin ve doğ­ru kul­la­nı­mı­na, ener­ji ta­sar­ru­fu­na, az ener­ji kul­la­nan ye­ni üre­tim tek­no­lo­ji­le­ri­ne önem ver­me­miz da­ha doğ­ru ola­cak­tır. Bi­zim ül­ke ola­rak, ener­ji ta­sar­ru­fu ve ve­rim­li­li­ği ko­nu­la­rın­da cid­di bir ça­lış­ma ve or­ga­ni­zas­yon ek­sik­li­ği­miz var. Bu ko­nu­da ya­pı­lan bi­lim­sel ça­lış­ma­lar gös­ter­miş­tir ki, ül­ke­miz­de­ki yüz­de 30'la­ra va­ran ener­ji ta­sar­ru­fu po­tan­si­ye­li­nin yüz­de 15'lik bö­lü­mü, hiç­bir har­ca­ma ge­rek­tir­me­yen, sa­de­ce bi­linç­len­me ve plan­la­may­la ka­za­nı­la­bi­le­cek bir hâlde­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, nük­le­er san­tral ku­rul­ma­sı için yer se­çi­min­de Mer­sin'imi­zin Si­lif­ke yö­re­sin­de­ki Ak­ku­yu mev­ki­si adı geç­mek­te­dir. Ak­ku­yu sa­ha­sı için, Tür­ki­ye Elek­trik Ku­ru­mu ta­ra­fın­dan sa­ha li­sans ça­lış­ma­la­rı ya­pıl­mış, yer etüt­le­ri ve araş­tır­ma­la­rı­nın so­nuç­la­rı­na da­ya­na­rak yer ra­po­ru ha­zır­lan­mış­tır. Bu ça­lış­ma­lar ne­ti­ce­sin­de Ak­ku­yu nük­le­er san­tral ye­riy­le il­gi­li yer li­san­sı 1976 yı­lın­da alın­mış­tır. Bu alan­da ya­pı­lan ça­lış­ma­lar za­man za­man ke­sin­ti­ye uğ­ra­sa da, son yıl­lar­da bu yön­de ya­pı­lan araş­tır­ma­lar da san­tral ku­rul­ma­sı­na en uy­gun yer ola­rak, yi­ne, Mer­sin Ak­ku­yu'ya işa­ret et­mek­te­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Mer­sin, bir tu­rizm mer­ke­zi ol­ma yo­lun­da önem­li adım­lar at­mak­ta­dır. De­ni­zi, do­ğa­sı, ta­ri­hi ve kül­tü­rel de­ğer­le­riy­le bu alan­da do­ğal bir ca­zi­be mer­ke­zi­dir. Mer­sin Ak­ku­yu san­tra­li sa­de­ce ili­mi­zi de­ğil, tüm Ak­de­niz'i teh­dit ede­cek­tir. Ül­ke­mi­zin tu­rizm baş­ken­ti olan Ak­de­niz kı­yı şe­ri­di bun­dan olum­suz et­ki­le­ne­cek­tir. Bu olum­suz­luk, sa­de­ce tu­rizm ba­kı­mın­dan ol­ma­ya­cak­tır, da­ha da önem­li­si, Mer­sin, ül­ke­mi­zin na­ren­ci­ye­de ve tur­fan­da seb­ze­ci­lik­te de önem­li bir üre­tim mer­ke­zi­dir. Bu­ra­da bir nük­le­er san­tral kur­du­ğu­mu­zu dü­şü­nür­sek, so­nuç­la­rı­nı tah­min ede­bi­lir­si­niz. Di­ğer önem­li bir ko­nu da, so­ğut­ma su­yuy­la de­ni­zin de eko­lo­jik den­ge­si bo­zu­la­cak­tır. Ha­di de­di­ği­niz ol­du, bu­ra­da bir nük­le­er san­tral kur­duk di­ye­lim. Nük­le­er atık­la­rı da To­ros­lar­da mı de­po­la­ya­ca­ğız?

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bü­tün bun­lar Mer­sin Ak­ku­yu böl­ge­si için şu an ak­lı­ma ge­len sa­kın­ca­lar­dır. Di­ğer nük­le­er san­tral ku­rul­ma­sı dü­şü­nü­len böl­ge­ler­de de ben­zer so­run­lar ya­şa­na­cak­tır. Şim­di, Sa­yın Ba­kan, Ko­mis­yon­da da söy­le­di­ği­ni tek­rar ede­bi­lir: "Si­ze el­li ta­ne, de­niz ke­na­rın­da ku­ru­lan san­tral is­mi ve­re­bi­li­rim. Hem de ya­nın­da de­ni­ze gi­ri­li­yor" di­ye­bi­lir. Ken­din­ce hak­lı­dır da. Be­nim bu­ra­da­ki en­di­şem, ül­ke­miz­de bu alan­da­ki ba­şı­boş­luk si­ya­si rant­lar uğ­ru­na hal­kın sağ­lı­ğıy­la oy­nan­ma­sı bo­yu­tun­da. O ne­den­le, bu uya­rı­la­rı yap­mak zo­run­da­yım.

Şu­nu da be­lirt­me­den geç­mek is­te­mi­yo­rum: Ül­ke­mi­zin yıl­lık ener­ji ta­lep ar­tı­şı, kal­kın­ma hı­zı­mı­za bak­tı­ğı­mız­da her yıl or­ta­la­ma 10 mil­yar ki­lo­vat sa­at ola­rak kar­şı­mı­za çı­kı­yor. Ya­ni, her yıl, mev­cut san­tral­le­ri­mi­ze 5 bin 6 bin me­ga­vat ila­ve yap­ma­mız ge­re­ki­yor. Be­nim bu ko­nu­da­ki öne­rim, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­jiy­le il­gi­li ka­nu­nu be­ra­ber çı­kar­dık, bu ener­ji açı­ğı­mı­zı, ge­rek­li teş­vik­ler ya­pıl­dı­ğın­da rüzgâr ener­ji­si po­tan­si­ye­li­miz­le kar­şı­la­ma yo­lu­na gi­de­bi­li­riz di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ta­bii ki sa­na­yi­le­şe­ce­ğiz, ta­bii ki ener­ji­ye ih­ti­ya­cı­mız var; ama, ön­ce­lik­le, eli­miz­de­ki­le­ri en ve­rim­li kul­lan­ma­mız ge­re­kir. Çün­kü, ris­ki en az olan bu­dur. Biz, ül­ke­mi­zin şu an­da­ki ener­ji var­lı­ğı­nı göz­den ge­çi­rip, in­sa­nı­mı­zı en az ris­ke ata­rak bu sis­te­mi na­sıl iş­le­ti­riz ona ba­kı­yo­ruz. Ko­nu­yu sa­de­ce eko­no­mik açı­dan de­ğil tüm bo­yut­la­rıy­la de­ğer­len­di­ri­yo­ruz.

Önü­müz­de­ki yıl­lar­da ye­ni tek­no­lo­jiy­le du­ru­mu tek­rar tar­tı­şır ve çö­züm­le­ri or­ta­ya ko­ya­rız. Ül­ke­miz­de şu an bir ener­ji kri­zi ol­ma­dı­ğı­nı, ener­ji­yi yö­net­me­de bir sı­kın­tı ya­şan­dı­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum ve ener­ji kay­nak­la­rı­mı­zın iyi yö­ne­til­me­si­ni is­ti­yo­rum. İçin­de bu­lun­du­ğu­muz coğ­raf­ya bi­ze bu alan­da bir­çok imkân sağ­la­mış­ken, ne­den ris­ki se­çi­yo­ruz?

Evet, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mız, be­nim de siz­le­re arz et­mek is­te­ğim bu­dur.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sa­yın Çek­mez, te­şek­kür edi­yo­rum.

11'in­ci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler…

CEV­DET ER­DÖL (Trab­zon) - Sa­yın Baş­kan, söz ta­le­bim var­dı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Oy­la­ma­ya ge­çil­di" ses­le­ri)

BAŞ­KAN - Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, ta­sa­rı­nın tü­mü açık oy­la­ma­ya ta­bi­dir.

Açık oy­la­ma­nın elek­tro­nik oy­la­ma ci­ha­zıy­la ya­pıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Oy­la­ma için dört da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum ve oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın açık oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı       :   265

Ka­bul                            :   252

Ret                                :   12

Çe­kim­ser                       :     1 (x)

Böy­le­ce, ta­sa­rı ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır. Ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni di­li­yo­rum.

Sa­yın Ba­ka­nın kı­sa bir te­şek­kür ko­nuş­ma­sı ola­cak.

Bu­yu­run Sa­yın Ba­ka­nım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ENER­Jİ VE TA­Bİİ KAY­NAK­LAR BA­KA­NI MEH­MET HİL­Mİ GÜ­LER (Or­du) - Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ger­çek­ten, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si çok önem­li bir ka­nu­nu ger­çek­leş­tir­di. Nük­le­er ener­ji ko­nu­su, ay­nı za­man­da Af­şin-El­bis­tan'ın ve yer­li kö­mür­le­rin de­ğer­len­di­ril­me­si için son de­re­ce önem­li bir ka­rar­dı, bir ka­nun­du. Bun­dan do­la­yı, baş­ta sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­miz, Ko­mis­yon üye­le­ri­miz, Baş­kan­lık Di­va­nı, bü­rok­rat ar­ka­daş­lar, baş­ta TA­EK ol­mak üze­re, bü­tün ka­mu ku­ru­luş­la­rın­dan ve özel sek­tör­den kat­kı­la­rı olan her­ke­se bu­ra­da özel­lik­le te­şek­kür edi­yo­rum. Bu ba­kım­dan, bu, bir dö­nüm nok­ta­sı­dır. İn­şal­lah, ül­ke­miz, ulu­sal ener­ji den­ge­si­ni nük­le­er ener­jiy­le de ku­ra­cak­tır. Hem bu tek­no­lo­ji­ye sa­hip ola­ca­ğız hem de dı­şa ba­ğım­lı­lı­ğı­mı­zı azal­ta­ca­ğız, en azın­dan, kar­şı­lık­lı bir ba­ğım­lı­lı­ğı oluş­tur­muş ola­ca­ğız. Ener­ji son de­re­ce önem­li, ener­ji­siz hiç­bir şey ol­mu­yor, dü­şün­me bi­le müm­kün de­ğil ener­ji­siz. Bu ba­kım­dan, böy­le bir ta­sa­rı­yı ya­sa­laş­tır­ma­nın se­vin­ci­ni siz­ler­le pay­laş­tı­ğım için mut­lu­yum.

                             

(x) Açık oy­la­ma ke­sin so­nuç­la­rı­nı gös­te­ren tab­lo tu­ta­na­ğın so­nu­na ek­li­dir.

Bu ve­si­ley­le bir de açık­la­ma yap­mak is­ti­yo­rum. Bi­raz ön­ce, Sa­yın Şim­şek, ba­zı id­di­alar­da bu­lun­du. Da­ha son­ra, ko­nuş­ma bit­tik­ten son­ra ken­di­siy­le gö­rüş­tüm, bu­ra­da­ki bü­tün o zap­ta ge­çen mad­de­le­ri ken­di­siy­le gö­rü­şe­ce­ğim. An­cak, şu­nu ifa­de ede­yim ki, bah­set­ti­ği ko­nu­la­rın bü­yük bir ço­ğun­lu­ğu yan­lış­tır, yan­lış iz­le­nim do­ğu­ra­cak şe­kil­de ele alın­mış­tır. Ken­di­siy­le bu so­ru­la­rın, za­ten zap­tı­nı al­dık­tan son­ra, hep­si­ni te­ker te­ker ce­vap­lan­dır­ma imkânı­mız da ola­cak.

Bu­ra­da, yal­nız şu­nu söy­le­ye­yim: Ba­zı şey­le­ri ifa­de eder­ken, bil­has­sa Irak'a elek­trik ver­me, bu, bi­zim ta­ma­men dış po­li­ti­ka­mız­la il­gi­li bir ko­nu­dur. Bu­ra­da, il­gi­li ku­rum ve ku­ru­luş­la­rın gö­rüş­le­ri ne­ti­ce­sin­de, bir ulu­sal po­li­ti­ka­mı­zın ge­re­ği­dir. Bu­nun dı­şın­da, Bul­ga­ris­tan'dan şu an­da elek­trik al­mı­yo­ruz, baş­ka bir yer­den de -Türk­me­nis­tan dı­şın­da- al­mı­yo­ruz, İran'dan elek­trik alın­ma­sı söz ko­nu­su de­ğil. Ay­rı­ca, do­ğal gaz de­vir­le­riy­le il­gi­li ba­zı id­di­ala­rı ol­du. Şu an­da res­men ger­çek­leş­miş bir şey he­nüz yok. Ay­rı­ca, bah­set­ti­ği ki­şi­le­rin -Sa­yın Ka­mer de dâhil ol­mak üze­re- bu iliş­ki­ler­le hiç­bir iliş­ki­si söz ko­nu­su de­ğil. Bun­lar yan­lış ifa­de­ler, yan­lış iz­le­nim do­ğu­ra­bi­le­cek ifa­de­ler. Kal­dı ki, bun­la­rın da ce­vap­la­rı­nı, te­ker te­ker, mad­de mad­de ken­di­si­ne ve­re­ce­ği­mi­zi, ken­di­si­ni ce­vap­lan­dı­ra­ca­ğı­mı­zı da ifa­de et­tim ve bu nok­ta­da, hem şi­fa­hi ola­rak gö­rü­şe­ce­ğiz hem de ya­zı­lı ola­rak da ver­me imkânı­mız ola­cak. Biz, yan­lış iş yap­ma­yız.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, 7'nci sı­ra­da yer alan, Ba­zı Ka­nun­la­rın Sağ­lık Ku­ru­lu Ra­por­la­rı­na İliş­kin Hü­küm­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

7.- Ba­zı Ka­nun­la­rın Sağ­lık Ku­ru­lu Ra­por­la­rı­na İliş­kin Hü­küm­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1350) (S. Sa­yı­sı: 1405)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

8'in­ci sı­ra­da yer alan, Yük­se­köğ­re­tim Ku­rum­la­rı Teş­ki­la­tı Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­la­rı ve Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

8.- Yük­se­köğ­re­tim Ku­rum­la­rı Teş­kilâtı Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­la­rı ve Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1269, 1/1248) (S. Sa­yı­sı: 1322)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

Bun­dan son­ra da ko­mis­yo­nun bu­lun­ma­sı dü­şü­nül­me­mek­te­dir.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­ni yap­mak ve ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri­ni sı­ra­sıy­la gö­rüş­mek için 9 Ma­yıs 2007 Çar­şam­ba gü­nü sa­at 14.30'da top­lan­mak üze­re bir­le­şi­mi ka­pa­tı­yo­rum.

Siz­le­re ve biz­le­ri te­le­viz­yon­la­rı ba­şın­da iz­le­yen va­tan­daş­la­rı­mı­za ha­yır­lı ak­şam­lar di­li­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 20.44