Normal deneme 3 3 2007-05-29T11:05:00Z 2007-05-29T11:05:00Z 1 62625 356965 Türkiye Büyük Millet Meclisi 2974 837 418753 10.2625 0 0 nk 0 nk 0 0 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖ­NEM: 22                         CİLT: 156       YA­SA­MA YI­LI: 5

 

 

 

TÜR­Kİ­YE BÜ­YÜK MİL­LET MEC­Lİ­Sİ

TU­TA­NAK DER­Gİ­Sİ

 

 

102’n­ci Bir­le­şim

7 Mayıs 2007 Pazartesi

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

 II. - ÖNERİLER

A) Sİ­YA­Sİ PAR­Tİ GRU­BU ÖNE­Rİ­LE­Rİ

1.- Gün­dem­de­ki sı­ra­la­ma­nın ye­ni­den dü­zen­len­me­si­ne iliş­kin AK Par­ti Gru­bu öne­ri­si

III. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR

1.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz'ün, İz­mir Mil­let­ve­ki­li K. Ke­mal Ana­dol'un, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

2.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li K. Ke­mal Ana­dol'un, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz'ün, ko­nuş­ma­sın­da, par­ti­si­ne sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

3.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Oya Aras­lı'nın, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

4.- Art­vin Mil­let­ve­ki­li Yük­sel Çor­ba­cı­oğ­lu'nun, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

5.- Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Öz­yü­rek'in, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç'ın, ko­nuş­ma­sın­da, par­ti­si­ne sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

6.- Ka­ra­man Mil­let­ve­ki­li Mev­lüt Ak­gün'ün, An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Tun­cay Er­cenk'in, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

7.- Bit­lis Mil­let­ve­ki­li Edip Saf­der Gay­da­lı'nın, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met Kan­do­ğan'ın, ko­nuş­ma­sın­da, par­ti­si­ne sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

IV. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­rihî Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

3.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

4.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve 194 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2709 Sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1011) (S. Sa­yı­sı: 1408 ve 1408'e 1 Ek)

5.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1015) (S.Sa­yı­sı: 1409)

 

6.- Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Çev­re ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1260) (S. Sa­yı­sı: 1360)

V. - SO­RU­LAR VE CE­VAP­LAR

A) YA­ZI­LI SO­RU­LAR VE CE­VAP­LA­RI

1.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li En­ver ÖK­TEM'in, ka­lo­ri­fer ka­zan­la­rı­nın de­ne­ti­mi­ne iliş­kin Baş­ba­kan­dan so­ru­su ve Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nı Ali COŞ­KUN'un ce­va­bı (7/21200)

2.- Muş Mil­let­ve­ki­li Meh­met Şe­rif ER­TUĞ­RUL'un, şe­ker pan­ca­rı üre­ti­mi­ne iliş­kin Baş­ba­kan­dan so­ru­su ve Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nı Ali COŞ­KUN'un ce­va­bı (7/21709)

3.- Kırk­la­re­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met S. KE­Sİ­MOĞ­LU'nun, Bey­pa­za­rı Kay­ma­ka­mı­nın ge­çi­ci gö­rev­len­di­ril­me­siy­le il­gi­li id­di­ala­ra iliş­kin so­ru­su ve İçiş­le­ri Ba­ka­nı Ab­dül­ka­dir AK­SU'nun ce­va­bı (7/21727)

4.- Ma­ni­sa Mil­let­ve­ki­li Nu­ri Çİ­LİN­GİR'in, Sa­lih­li'de­ki bir ara­zi­ye iliş­kin so­ru­su ve Millî Sa­vun­ma Ba­ka­nı M. Vec­di GÖ­NÜL'ün ce­va­bı (7/21739)

5.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Meh­met ERAS­LAN'ın, bit­ki­sel atık yağ­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan so­ru­su ve Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nı Ali COŞ­KUN'un ce­va­bı (7/21778)

6.- Iğ­dır Mil­let­ve­ki­li Dur­sun AK­DE­MİR'in, şe­ker pan­ca­rı fi­ya­tı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan so­ru­su ve Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nı Ali COŞ­KUN'un ce­va­bı (7/21787)

 

 

I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

TBMM Ge­nel Ku­ru­lu sa­at 11.06'da açı­la­rak iki otu­rum yap­tı.

Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 27/4/2007 ta­rih­li 96'ncı Bir­le­şi­min­de alı­nan 11'in­ci Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­min­de gö­ze­til­me­si ge­re­ken top­lan­tı ye­ter sa­yı­sıy­la il­gi­li ka­ra­rı­nı, ey­lem­li İç Tü­zük de­ği­şik­li­ği ni­te­li­ğin­de gö­re­rek Ana­ya­sa'ya ay­kı­rı bu­lup ip­tal ede­rek yü­rür­lü­ğü­nü dur­dur­ma­sı üze­ri­ne, elek­tro­nik ci­haz­la ya­pı­lan yok­la­ma­lar­da Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi için ge­rek­li top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı­nın bu­lun­ma­dı­ğı an­la­şıl­dı­ğın­dan, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi ya­pı­la­ma­dı.

Gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın:

1'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305) gö­rüş­me­le­ri, da­ha ön­ce ge­ri alı­nan mad­de­le­re iliş­kin ko­mis­yon ra­po­ru he­nüz gel­me­di­ğin­den;

2'nci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904),

3'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337),

İl­gi­li ko­mis­yon yet­ki­li­le­ri Ge­nel Ku­rul­da ha­zır bu­lun­ma­dı­ğın­dan;

Er­te­len­di.

Gün­de­min ka­lan mad­de­le­ri üze­rin­de gö­rüş­me imkânı kal­ma­dı­ğın­dan, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce,  7 Ma­yıs 2007 Pa­zar­te­si gü­nü sa­at 11.00'de top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 11.51'de son ve­ril­di.

Bü­lent Arınç

Baş­kan

 

Ha­run Tü­fek­ci

Bay­ram Öz­çe­lik

 

Kon­ya

Bur­dur

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 

 

 

7 Ma­yıs 2007 Pa­zar­te­si

Bİ­RİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati:11.10

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER: Ha­run TÜ­FEK­Cİ (Kon­ya), Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 102'nci Bir­le­şi­mi­ni açı­yo­rum.

Top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır, gün­de­me ge­çi­yo­ruz.

Baş­kan­lı­ğın Ge­nel Ku­ru­la su­nuş­la­rı var­dır.

Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu­nun, İç Tü­zük'ün 19'un­cu mad­de­si­ne gö­re ve­ril­miş bir öne­ri­si var­dır; oku­tup oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım:

II. - ÖNERİLER

A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1.- Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi

07.05.2007

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Da­nış­ma Ku­ru­lu 07.05.2007 Pa­zar­te­si gü­nü (bu­gün) top­la­na­ma­dı­ğın­dan, İç­tü­zü­ğün 19 un­cu mad­de­si ge­re­ğin­ce, Gru­bu­mu­zun aşa­ğı­da­ki öne­ri­si­nin Ge­nel Ku­ru­lun ona­yı­na su­nul­ma­sı­nı arz ede­rim.

                                                                                                        Sa­lih Ka­pu­suz

                                                                                                              An­ka­ra

                                                                                           AK Par­ti Gru­bu Baş­kan Ve­ki­li

Öne­ri

Gün­de­min Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler Kıs­mı­nın; 14. sı­ra­sın­da yer alan 1360 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın bu kıs­mın 6. sı­ra­sı­na, 439. sı­ra­sın­da yer alan 1405 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın bu kıs­mın 7. sı­ra­sı­na, 43. sı­ra­sın­da yer alan 1322 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın bu kıs­mın 8. sı­ra­sı­na, Ge­len Kâğıt­lar­da ya­yım­la­nan ve bas­tı­rı­la­rak da­ğı­tı­lan 1409 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi­nin ise 48 sa­at geç­me­den, bu kıs­mın 5. sı­ra­sı­na alın­ma­sı ve di­ğer iş­le­rin sı­ra­sı­nın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si öne­ril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Grup öne­ri­si­nin le­hin­de, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz.

Sa­yın Gün­düz, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, çok de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; böy­le­si­ne gü­zel bir pa­zar­te­si sa­ba­hın­da ve ba­har ha­va­sın­da, en gü­zel gü­nü­nü­zün hat­ta en kö­tü gü­nü­nü­zün hep böy­le ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum, say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum.

AK Par­ti Gru­bu ola­rak… Ta­bii, son haf­ta­la­rın ge­liş­me­le­ri he­pi­miz­ce bi­lin­mek­te­dir. Bi­li­yor­su­nuz, Tür­ki­ye'de dev­le­ti tem­sil ma­ka­mın­da, ge­rek içe­ri­de ge­rek dı­şa­rı­da Tür­ki­ye'yi tem­sil eden bir ma­ka­mın se­çi­mi ko­nu­sun­da, ma­ale­sef, de­mok­ra­si, ayak oyun­la­rı­na kur­ban edil­miş­tir.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ne de­mek ya­hu!

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Bun­la­rın… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

GÜ­ROL ER­GİN (Muğ­la) - Ayak oyun­la­rı­nı siz yap­tı­nız! Ya­zık­lar ol­sun!

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Ha­yır, hiç, ba­ğı­rıp ça­ğır­ma­ya ge­rek yok.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Ayak oyun­la­rı­nı siz yap­tı­nız!

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Ön­ce din­le­yin!

GÜ­ROL ER­GİN (Muğ­la) - Ter­bi­ye­siz adam!

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Ön­ce din­le­yin lüt­fen!

GÜ­ROL ER­GİN (Muğ­la) - Bü­tün işi­niz ayak oyu­nu si­zin!

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Ön­ce din­le­yin…

GÜ­ROL ER­GİN (Muğ­la) - Ya­zık­lar ol­sun he­pi­ni­ze!

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Bu­ra­da, es­ki kö­ye…

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri…

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Ba­kın, es­ki kö­ye ye­ni âdet ge­ti­rir­ce­si­ne…

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Bil­gi­siz­li­ği­ni­zin ce­za­sı­nı çe­ki­yor­su­nuz.

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Es­ki kö­ye ye­ni âdet ge­ti­rir­ce­si­ne, Ana­ya­sa'nın ay­nı mad­de­siy­le 3 de­fa Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi ya­pıl­mış…

GÜ­ROL ER­GİN (Muğ­la) - Pa­ray­la oy al­ma­ya kalk­tı­nız!

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - …ve AK Par­ti­nin 11'in­ci Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı, geç­miş tüm cum­hur­baş­kan­la­rın­dan, bu mad­dey­le se­çi­len cum­hur­baş­kan­la­rın­dan da­ha faz­la oy al­ma­sı­na rağ­men, ma­ale­sef, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi tı­kan­mış­tır.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - De­mok­ra­si, tek ki­şi­nin de­di­ği de­ğil­dir.

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ka­ra­rı, ba­şı­mı­zın gö­zü­mü­zün üze­rin­de­dir. O yüz­den, biz, AK Par­ti Gru­bu ola­rak, bu ko­nu­da, o za­man, de­mok­ra­si­ler­de bü­tün ki­lit­le­ri çö­zen anah­ta­rın hal­kın elin­de ol­du­ğu­na inan­dı­ğı­mız için, di­yo­ruz ki; Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Yi­ne, di­yo­ruz ki; ye­ter, söz mil­le­tin­dir, ka­rar da mil­le­tin­dir di­yo­ruz. O yüz­den, böy­le bir ka­rar­la, bun­dan böy­le, Mec­lis­te 367 top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı bu­lu­na­rak, bı­ra­kın Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni, Mec­lis Baş­ka­nı se­çi­mi bi­le mu­hal hâle gel­miş­tir.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me, on­dan son­ra baş­kan­lık sis­te­mi...

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - O yüz­den, bun­dan son­ra mey­da­na ge­le­cek, Mec­lis­te­ki, Par­la­men­to­da­ki ka­osu çöz­mek üze­re, bi­zim bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi­miz var. Bu ko­nu­da bi­ze des­tek ve­ren  -Ana­va­tan Par­ti­si mi di­ye­ce­ğiz şim­di- Ana­va­tan Par­ti­si­ne de hu­zur­la­rı­nız­da te­şek­kür edi­yo­ruz.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Yağ­cı­lık yok!

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - O yüz­den, bu ki­li­di çöz­mek üze­re, san­dı­ğı mil­le­tin önü­ne gö­tü­rü­yo­ruz. O yüz­den, bi­zim bu­gün­kü grup öne­ri­miz, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi­mi­zin öne alı­na­rak, bir an ön­ce ...

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Yir­mi beş yaş ne ola­cak?

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Ta­bii, Mec­lis, se­çim ta­ri­hi­ni de be­lir­le­miş, se­çi­me gi­den bir sü­reç­te­yiz. Biz is­ti­yo­ruz ki, 22 Tem­muz­da aziz mil­le­ti­mi­zin önü­ne iki san­dık ko­ya­lım; bi­ri­sin­de Cum­hur­baş­ka­nı­nı ken­di­si­nin seç­me­si­ne yö­ne­lik ter­ci­hi­ni, bi­ri­sin­de de ge­nel se­çim­ler­le il­gi­li ter­ci­hi­ni böy­le­ce be­lir­le­sin.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Çok zor­la­nı­yor­su­nuz Sa­yın Ve­ki­lim, zor­lan­ma faz­la!

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - O yüz­den, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı gi­bi bir ma­ka­mın mil­let ta­ra­fın­dan, halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si ko­nu­sun­da­ki tek­li­fi­mi­ze, he­pi­niz­den yü­rek­ten des­tek­ler bek­li­yor, he­pi­ni­ze şük­ran­la­rı­mı su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Pe­ki, yir­mi beş yaş ne ola­cak?

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri...

MEH­MET SE­MER­Cİ (Ay­dın) - Ken­di be­ce­rik­siz­li­ği­ni­zi bi­ze mi yük­lü­yor­su­nuz? Be­ce­rik­siz­ler!

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­lar, grup öne­ri­siy­le il­gi­li ola­rak 1 ar­ka­da­şı­mız leh­te ko­nuş­tu, 2 ar­ka­da­şı­mız aleyh­te ko­nu­şa­cak, 1 ar­ka­da­şı­mız tek­rar leh­te ko­nu­şa­cak.

Şim­di söz ala­cak olan ar­ka­daş­lar da kür­sü­de gö­rüş ve dü­şün­ce­le­ri­ni ifa­de ede­cek­ler. Lüt­fen, ar­ka­daş­la­rı­mı­zı sükûnet­le din­le­ye­lim.

Grup öne­ri­si­nin aley­hin­de, İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ke­mal Ana­dol.

Sa­yın Ana­dol, bu­yu­run efen­dim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, yü­ce Mec­li­sin say­gı­de­ğer üye­le­ri; Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si grup öne­ri­si­nin aley­hin­de söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le yü­ce Mec­li­si, tüm mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı sev­giy­le, say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ön­ce şu­nu be­lirt­mek du­ru­mun­da­yım: Beş se­ne­ye ya­kın ve­ya üç se­ne­ye ya­kın bir­lik­te me­sai ar­ka­daş­lı­ğı yap­tı­ğı­mız Sa­yın Pro­fe­sör Dok­tor İr­fan Gün­düz'ün, söz­le­ri­ne da­ha baş­lar­ken, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı'nın en önem­li ku­rum­la­rın­dan bi­ri olan ve ka­rar­la­rı baş­ta Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ol­mak üze­re tüm ida­re or­gan­la­rı­nı bağ­la­yan bir mah­ke­me­nin ver­di­ği ka­rar­la il­gi­li "ayak oyun­la­rı" ni­te­le­me­si­ni yap­ma­sı­nı şid­det­le kı­nı­yo­rum, te­es­süf­le­ri­mi bu­ra­da ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Şim­di, bu­nu bu ka­dar bı­ra­kı­yo­rum, da­ha sert tar­tış­ma­la­ra yol aç­mak is­te­mi­yo­rum. Şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum: Ar­ka­daş­lar, bi­raz yu­ka­rı­dan bak­tı­ğı­mız va­kit, du­rum ne­dir? Şim­di, ül­ke­miz­de, di­ğer az ge­liş­miş ül­ke­ler­de ol­du­ğu gi­bi, za­man za­man is­ten­me­yen as­kerî dar­be­ler ol­du. Her dar­be­den son­ra ku­ru­cu mec­lis…

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Şak­şak­çı­la­rı siz­si­niz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - O dar­be­le­rin he­sa­bı­nı biz ver­dik 12 Mart­ta, 12 Ey­lül­de. Siz ne­re­dey­di­niz? (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Siz ne­re­dey­di­niz? De­mok­ra­si kav­ga­sı ve­ren Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ol­du.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Hep al­kış­la­dı­nız.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Di­ni­me küf­re­den ba­ri Müs­lü­man ol­sa! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Din­le­yin ev­ve­la, din­le­yin.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - O Müs­lü­man de­ğil za­ten!

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Her dar­be­den son­ra, "ku­ru­cu mec­lis" ve­ya "da­nış­ma mec­li­si" adı al­tın­da ye­ni ana­ya­sa­yı ya­pan bir mec­lis olur, bu­ra­dan, o dar­bey­le il­gi­li, dar­be ön­ce­si si­ya­sal tar­tış­ma­lar­la il­gi­li tep­ki mad­de­le­ri ko­yar­lar. Hat­ta, ana­ya­sa hu­kuk­çu­la­rı bun­la­rı "tep­ki ana­ya­sa­sı" ve­ya "tep­ki mad­de­le­ri" di­ye ni­te­ler­ler. Ben ob­jek­tif bir şey söy­lü­yo­rum.

Me­se­la, bu­gün gün­dem­de, Sa­yın İçiş­le­ri Ba­ka­nı, Sa­yın Ada­let Ba­ka­nı, Sa­yın Ulaş­tır­ma Ba­ka­nı gö­rev­le­rin­den ay­rı­la­cak­lar, yer­le­ri­ne ba­ğım­sız­lar ata­na­cak. Ne­re­den ge­li­yor bu? 27 Ma­yıs ön­ce­si, mer­hum İs­met Pa­şa'yı, Ana Mu­ha­le­fet Par­ti­si Li­de­ri İs­met İnö­nü'yü, Kay­se­ri Him­met­de­de İs­tas­yo­nu­na sok­ma­dı­ğı için o gün­kü ik­ti­dar, 61 Ana­ya­sa­sı'nda bu mad­de yer al­mış, se­çim ön­ce­si, be­lir­li bir sü­re ön­ce Ulaş­tır­ma, Ada­let ve İçiş­le­ri Ba­kan­la­rı ay­rı­lı­yor, ye­ri­ne ba­ğım­sız­lar ge­li­yor. Bu, 12 Mart­tan son­ra, 12 Ey­lül­den son­ra­ki ana­ya­sa­la­ra da gir­miş.

Ay­nı şe­kil­de, bir yan­lı­şı da dü­zelt­mek is­te­rim. Bu­ra­da, be­nim­le bir­lik­te o tur­la­ra ka­tıl­dı­ğı­mız ar­ka­daş­la­rım var, Sa­yın To­puz baş­ta, Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız De­niz Bay­kal, Sa­yın Ge­nel Sek­re­te­ri­miz Ön­der Sav. San­ki, 12 Ey­lül, o gün­kü Mec­li­sin Cum­hur­baş­ka­nı se­çe­me­me­si ne­de­niy­le ya­pıl­mış gi­bi ifa­de­ler ol­du dün Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da. Oy­sa, Ke­nan Ev­ren'in anı­la­rın­dan da bel­li, dar­be­ye ka­rar ver­miş­ler, o gün­kü, Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çi­le­me­me­si key­fi­ye­ti dar­be­nin ge­rek­çe­le­rin­den bi­ri ol­muş. O gün­kü ana mu­ha­le­fet ve baş­ta ik­ti­dar par­ti­si­nin li­der­le­ri­nin uz­laş­ma­ma­sı ne­de­niy­le bu tur­lar de­vam et­miş­tir. Da­ha li­be­ral bir an­la­yış­la o tur­lar dü­zen­len­miş­tir, uz­laş­ma ol­sun di­ye dü­zen­len­miş­tir.

Li­der­ler uz­la­şa­ma­yın­ca, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­sin­den önem­li bir mil­let­ve­ki­li gru­bu Er­ba­kan Ho­ca'yla te­ma­sa geç­miş­tir. Muh­sin Ba­tur da aday, Al­lah rah­met ey­le­sin, se­na­tö­rü­müz, kon­ten­jan se­na­tö­rü. Di­ğer par­ti­ler­le iliş­ki kur­mu­şuz­dur ve son gün, gö­re­vi­nin bit­ti­ği gün, son tur­da, 13 rey ala­ma­dı­ğı için -onu da bu za­bıt­la­ra tes­cil et­mek için söy­lü­yo­rum- Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­le­me­miş­tir. Bel­ki de 12 Ey­lül ol­ma­ya­cak­tı. Onu Cum­hur­baş­ka­nı seç­tir­mek için uğ­ra­şan­lar ara­sın­da Ali To­puz'u gö­rü­yo­rum. Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız De­niz Bay­kal, Ön­der Sav, ben, o tur­la­ra ka­tı­lan in­san­la­rız. Bir ger­çe­ği de bu­ra­da be­lirt­mek is­ti­yo­rum.

Şim­di, bu­na tep­ki ola­rak da bu­gün­kü 1982 Ana­ya­sa­sı 102'nci mad­de­yi ge­tir­di. Ya­ni, di­yor ki: "Dört tur­da Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­mez­se Mec­lis, der­hal se­çi­me gi­der." Ya­ni, Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çi­mi­ni ko­lay­laş­tır­mak için bir tep­ki mad­de­si­dir 102'nci mad­de.

Şim­di, ben, şun­la­rı an­lı­yo­rum, bu tep­ki mad­de­le­ri­ni, 1961 Ana­ya­sa­sı'nda, 1982 Ana­ya­sa­sı'nda… Ama, ilk de­fa bir si­vil tep­ki, ana­ya­sa­yı de­ğiş­tir­mek için bir si­vil tep­ki­ye bu­gün ta­nık olu­yo­ruz.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Ge­ce ya­rı­sı…

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Ya­ni, si­zin baş­tan be­ri iz­le­di­ği­niz, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin bir iç işi, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin tam yet­ki­li ol­du­ğu bir grup yet­ki­si ola­rak al­gı­la­dı­ğı­nız için, mu­ha­le­fe­ti dış­la­dı­ğı­nız için…

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İs­tan­bul) - ANAP  ile be­ra­ber alın­dı.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - ANAP'a git­ti­niz, ANAP'a git­ti­niz… ANAP'a ne za­man git­ti­niz? 367'yi bu­la­ma­dık­tan son­ra git­ti­niz.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İs­tan­bul) - Ha­yır, de­ğil, de­ğil.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Bı­ra­kı­nız.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İs­tan­bul) - Aday çı­kar­tır­ken, aday çı­kar­tır­ken…

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) -  Şim­di, şim­di… Din­le­yin ar­ka­daş­lar, din­le­yin, din­le­yin…

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Doğ­ru ko­nu­şun!

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Doğ­ru ko­nu­şu­yo­rum ben.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Doğ­ru ko­nu­şu­yor, siz an­la­mı­yor­su­nuz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Doğ­ru ko­nu­şu­yo­rum.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Doğ­ru ko­nu­şun!

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Sen, gel on­dan son­ra doğ­ru­su­nu söy­le ben yan­lış ko­nu­şu­yor­sam. Ya­ni, de­vam­lı laf at­ma kad­ro­sun­dan vaz­geç, beş se­ne ol­du, bir de çık bu­ra­da ko­nuş ya!. Beş se­ne­dir ora­dan laf atı­yor­sun. O kad­ro­yu ver­miş­ler sa­na de­mek ki, laf at­ma kad­ro­su.

Şim­di, bu bir si­vil tep­ki Ana­ya­sa­sı ola­cak­tır. İlk de­fa Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si is­te­di­ği­ni yap­tı­ra­ma­yın­ca, Cum­hur­baş­ka­nı­nı uz­laş­may­la seç­tir­me be­ce­ri­si­ni gös­te­re­me­yin­ce, bu po­li­ti­ka­yı eli­ne yü­zü­ne bu­laş­tı­rın­ca, sü­re­si bi­ten Mec­li­se ar­tık, Cum­hur­baş­ka­nı se­çe­me­di­ği­ne gö­re, dün Sa­yın Gül Cum­hur­baş­kan­lı­ğı aday­lı­ğın­dan çe­kil­di­ği­ne gö­re, bu Mec­li­sin ya­pa­ca­ğı tek şey var, derhâl se­çi­me git­mek.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İs­tan­bul) - Gi­di­yo­ruz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Ha­ni, Sa­yın Re­cep Tay­yip Er­do­ğan  Av­ru­pa Bir­li­ği ile mü­za­ke­re­le­rin­de doğ­ru bir laf edi­yor­du: "Maç baş­la­dık­tan son­ra ku­ral de­ğiş­mez."

MEH­MET KURT (Sam­sun) - Siz de­ğiş­tir­di­niz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da, dün, ön­ce­ki gün, ar­ka­daş­lar, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu, bir yan­dan…

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Oy­la­ma­ya ka­tıl­ma­dı­nız.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - … Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­miy­le il­gi­li ye­ni re­jim de­ği­şik­li­ği ih­das eden mad­de­le­ri mü­za­ke­re edi­yor. Biz de, dün, Sa­yın Gül se­çi­le­cek mi se­çil­me­ye­cek mi, onun için Mec­lis­te top­lan­dık. Bu, ko­me­di­dir ar­ka­daş­lar.

FAH­Rİ  KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Gel­me­di­niz… Gel­me­di­niz.

CEV­DET ER­DÖL (Trab­zon) - Kim­se yok­tu.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Bu, iro­nik bir olay­dır.

CEV­DET ER­DÖL (Trab­zon) - Mec­lis­te yok­tu­nuz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Bi­ze gü­ve­ne­rek mi Ab­dul­lah Gül'ü aday gös­ter­di­niz? Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne gü­ve­ne­rek mi aday çı­kar­dı­nız? Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne ge­lip uz­laş­ma yo­lu­na baş­vur­du­nuz mu?

Ha, ta­bii, ne­re­den ge­li­yor bu? Şu laf­lar, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bun­da Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Sa­yın Baş­ba­kan ta­ra­fın­dan söy­len­miş­tir: Dön­dü siz­le­re "boş ve­rin ar­ka­daş­lar" de­di. "Ver­dim el­le­ri­ne bir çe­lik ço­mak, oy­na­yıp du­ru­yor­lar." de­di.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (Ada­na) - Oy­nu­yor­su­nuz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Cum­hur­baş­kan­lı­ğı man­tı­ğı bu, se­çi­min­de man­tık bu.

Çe­lik ço­mak­la kim oy­nu­yor, şim­di gö­rü­lü­yor iş­te. Çe­lik ço­mak­la kim oy­nu­yor? (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Ama, ka­ba­hat biz­de de­ğil. Oy­na­dı­ğı­nız çe­lik ço­ma­ğı eli­ni­ze biz ver­me­dik, biz­zat Re­cep Tay­yip Er­do­ğan'ın yan­lış po­li­ti­ka­sı bu­gün si­ze çe­lik ço­mak oy­na­tı­yor. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

RA­MA­ZAN TOP­RAK (Ak­sa­ray) - Mil­let çe­lik ço­mak oy­na­ya­cak si­zin­le.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Ar­ka­daş­lar…

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (Ada­na) - Bir da­ha­ki dö­nem si­zi gö­re­me­ye­ce­ğiz, üz­gü­nüm.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Gö­re­ce­ğiz. Bu­ra­da se­çim ola­cak, se­çim­den son­ra, si­zin hâli­ni­zi gö­re­ce­ğim.  Ba­na en faz­la laf atan­lar bu sı­ra­lar­da otu­ru­yor mu otur­mu­yor mu, gö­re­ce­ğiz on­la­rı, gö­re­ce­ğiz; gö­re­ce­ğiz hep­si­ni.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (Ada­na) - Bu­na sen mi ka­rar ve­ri­yor­sun, va­tan­daş mı ka­rar ve­ri­yor? Sen mi ka­rar ve­ri­yor­sun?

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - Zey­nep Ha­nım, ho­ca­mı din­le.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Zey­nep Ha­nım… Zey­nep Ha­nım, bar bar ba­ğı­rı­yor­dun…

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (Ada­na) - Ne ba­ğır­ma­sı?

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Da­nış­tay sal­dı­rı­sıy­la il­gi­li ko­nu­şur­ken.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (Ada­na) - Va­tan­da­şın ira­de­si­ne bi­le, şe­ye, hük­me­di­yor­su­nuz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Ama, bak, bir Da­nış­tay üye­si öl­dü, se­nin ba­ğır­ma­na rağ­men. Adam­lar içe­ri­de. O gün ben bun­la­rı söy­lü­yor­dum.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (Ada­na) - Ne ala­ka­sı var?

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Ör­güt­lü bir ci­na­yet­le kar­şı kar­şı­yız der­ken, ge­ne böy­le ba­ğı­rı­yor­dun kar­şım­da.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (Ada­na) - Ne­re­den, ne­re­ye… Hak­sız­lı­ğın kar­şı­sın­da su­sa­cak hâli­miz yok. Se­nin ka­dar ba­ğı­ran var mı aca­ba?

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si çok önem­li bir olay­dır ve baş­lı ba­şı­na, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin sis­te­mi­ni de­ğiş­ti­ren bir de­ği­şik­lik­tir.

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Hal­ka gü­ven­mez­lik ol­maz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Şim­di, bir da­ki­ka… De­ma­go­ji yap­ma­yın. Hal­ka gü­ve­ni­lir, gü­ve­nil­mez de­ğil.

Böy­le bir olay en az bir se­ne, iki se­ne tar­tı­şıl­ma­lı­dır. Ne­re­de tar­tı­şıl­ma­lı­dır?

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Za­man yok.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Za­man var.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Yok za­man. Kay­be­de­cek za­ma­nı­mız yok.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Sen il­le be­nim za­ma­nı­ma sığ­sın di­yor­sun. Ni­ye ben se­nin za­ma­nı­na sığ­dı­ra­yım ya­ni? Ya­ni, si­zin evi­niz­de ev­la­dü­iya­li­niz var­sa, bu mem­le­ke­tin de is­tik­ba­li var. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Se­nin mil­let­ve­kil­li­ğin be­ni il­gi­len­dir­mi­yor. Se­nin mil­let­ve­kil­li­ğin bi­ti­yor di­ye… Be­ni hiç il­gi­len­dir­mez.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol, bu­yu­run, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Mec­lis­ten kaç­tı­nız, halk­tan da ka­çı­yor­su­nuz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Bu ka­dar uzun, ana­ya­sa hu­kuk­çu­la­rı­nın, bi­lim adam­la­rı­nın, üni­ver­si­te çev­re­le­ri­nin, ka­mu­oyu­nun, si­vil top­lum ör­güt­le­ri­nin, ba­ro­la­rın, yük­sek yar­gı or­gan­la­rı tem­sil­ci­le­ri­nin bir ara­ya ge­lip tar­tı­şa­bi­le­ce­ği, tar­tış­ma­sı ge­re­ken bir so­ru­nu, bir mad­de ih­da­sı­nı, siz, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da kırk se­kiz sa­at bi­le mil­let­ve­kil­le­ri­nin oku­ma­sı­na -bı­rak tar­tış­ma­sı­na- mü­sa­ade et­me­di­niz...

ALİM TUNÇ (Uşak) - On bin ta­ne öner­ge ge­tir­di­niz.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Si­ze on bin ta­ne öner­ge az bi­le.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - …ve o Ko­mis­yon­da Türk de­mok­ra­si ta­ri­hi­ne ka­ra say­fa­lar ya­zıl­dı. Mad­de­ler gö­rü­şül­me­den, kor­san tu­ta­nak­lar­la gö­rü­şül­müş di­ye tan­zim edil­di. Ar­ka­daş­lar bu­ra­da hep.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Ko­mis­yon Baş­ka­nı­nı döv­me­ye kalk­tı­nız.

MEH­MET KURT (Sam­sun) - Ko­mis­yon Baş­ka­nı­na sal­dır­dı­nız.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Şim­di de Mec­lis­ten bu­nu esir­gi­yor­su­nuz. Ne­dir o? Ya, mü­sa­ade edin -kırk se­kiz sa­at- şu mil­let­ve­kil­le­ri, Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­kın seç­me­si, 5+5 gi­bi çok önem­li Ana­ya­sa de­ği­şik­lik mad­de­le­ri­ni bir oku­sun­lar, dü­şün­sün­ler, tar­tış­sın­lar, ko­nuş­sun­lar. Ha­yır, on­dan da esir­gi­yor­su­nuz. Ne­dir o? Sel­den kü­tük kap­ma. Ne­dir o? Yan­gın­dan mal ka­çır­ma. Se­çim ola­cak, ama, ar­ka­daş­lar, ba­kın...

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Halk­tan kaç­ma­yın, mil­let­ten kaç­ma­yın.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Mil­let­ten ki­min kaç­tı­ğı bel­li ola­cak. 

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Mil­let­ten kaç­ma­yın, Mec­lis­ten kaç­tı­ğı­nız gi­bi.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Mil­let­ten ki­min kaç­tı­ğı bel­li ola­cak.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ye­ni, lüt­fen…

Sa­yın Ana­dol, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin, bu­yu­run efen­dim.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap et­mek be­nim gö­re­vim de, ar­ka­daş­la­rın laf at­mak gö­re­vi de­ğil herhâlde. Kad­ro­lu ar­ka­daş­lar var, laf at­ma kad­ro­su­na sa­hip.

BAŞ­KAN - On­la­rı da ikaz et­tim, bu­yu­run.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Şim­di, bu tür Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­nin şa­ka­sı yok­tur, ar­ka­daş­lar. Bi­raz cid­di ola­lım. Bu Mec­lis, Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­yen bir Mec­lis ol­muş­tur, dün Sa­yın Gül'ün is­ti­fa­sıy­la bir­lik­te.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Sa­ye­niz­de.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Bi­zim sa­ye­miz­de de­ğil. Hâlâ çe­lik ço­mak oy­nu­yor­su­nuz.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Kaç­tı­nız.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Hâlâ çe­lik ço­mak oy­nu­yor­su­nuz.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Kaç­tı­nız.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Hâlâ çe­lik ço­mak oy­nu­yor­su­nuz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol, te­şek­kür cüm­le­ni­zi ala­yım, bu­yu­run efen­dim.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - He­men bi­ti­ri­yo­rum. Bu Mec­li­sin ya­pa­ca­ğı bir tek şey var­dır: Derhâl se­çi­me git­mek, bel­ki de se­çi­mi da­ha öne al­mak. Kork­ma­yın, ama, gö­rü­yo­rum ki kor­ku­yor­su­nuz. Kor­ku­nun ece­le fay­da­sı yok­tur.

Yü­ce Mec­li­se say­gı­lar su­na­rım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, CHP Grup Baş­kan Ve­ki­li Sa­yın Ke­mal Ana­dol Bey'in, özel­lik­le şah­sı­ma  "Ana­ya­sa­ya Mah­ke­me­si ka­rar­la­rı­nı ayak oyu­nu di­ye ni­te­le­di." şek­lin­de­ki be­ya­nı­nı açık­la­mak is­ti­yo­rum. Ben öy­le bir şey söy­le­me­dim. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Öy­le de­di." ses­le­ri, gü­rül­tü­ler)

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - Öy­le de­di.

BAŞ­KAN - Sa­yın Gün­düz, otu­ru­nuz, bi­raz son­ra söz ve­re­yim si­ze.

Öne­ri­nin le­hin­de, Sü­ley­man Sa­rı­baş, Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run.

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Çok te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

AK Par­ti Gru­bu­nun "5+5" de­di­ği­miz Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­ka seç­tir­me öne­ri­si­nin gün­de­me alın­ma­sı­na da­ir öne­ri­si le­hi­ne söz al­dım. Yü­ce He­ye­ti say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, gün, Sa­yın Baş­ba­ka­nın söy­le­di­ği gi­bi de, bi­raz ön­ce Sa­yın Ana­dol'un söy­le­di­ği gi­bi de çe­lik ço­mak oy­na­ma gü­nü de­ğil. Gün, ar­tık, suç­la­ma­lar­la, geç­mi­şi tar­tış­ma­lar­la ge­çi­re­ce­ği­miz gün de de­ğil. Gün, mil­le­ti­mi­zin ge­le­ce­ği­ne, mil­le­ti­mi­zin de­mok­ra­si­ye sa­da­ka­ti­ne, mil­le­ti­mi­ze gü­ve­nip çö­zü­mü mil­le­ti­mi­zin önü­ne koy­ma gü­nü.

Biz Ana­va­tan Par­ti­si ola­rak, iki se­ne­dir, iki se­ne­yi de ge­çin, rah­met­li Özal'ın Cum­hur­baş­ka­nıy­ken dil­len­dir­di­ği, da­ha son­ra Sa­yın De­mi­rel'in, da­ha son­ra Sa­yın Se­zer'in bu yet­ki­le­ri kul­la­nan, ya­ni 104'ün­cü mad­de­de­ki yet­ki­le­ri kul­la­nan, ya­ni he­men he­men yü­rüt­me yet­ki­si­nin ya­rı­sı­nı kul­la­nan bir Cum­hur­baş­ka­nı­nın, hal­kın te­vec­cü­hü­ne, hal­kın iti­ma­dı­na, hal­kın seç­me­si­ne maz­har ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni ve cum­hu­run ba­şı­nı cum­hu­run seç­me­si ge­rek­ti­ği­ni bu kür­sü­ler­den, baş­ka kür­sü­ler­den, Ge­nel Baş­ka­nım, söz­cü­le­ri­miz de­fa­ten de­fa­ten an­lat­tık. Ama, 353 ço­ğun­lu­ğu­na gü­ve­nen ik­ti­dar, hiç dö­nüp bak­ma­dı. Mek­tup yaz­dık, Sa­yın Baş­ba­ka­na mek­tup yaz­dık: Ba­kın, mil­le­te da­ir çö­züm bu­ra­da­dır. Ge­lin, 3 Ka­sım'da bu mil­let si­ze "Bu dü­ze­ni de­ğiş­ti­rin, bu sis­te­mi de­ğiş­ti­rin…"

Sa­yın Ana­dol di­yor ki: "Sis­tem de­ği­şik­li­ği." Evet, so­nu­na ka­dar sis­tem de­ği­şik­li­ği. Bu sis­tem de­ğiş­me­li, bu dü­zen de­ğiş­me­li. Yan­lış bir dü­zen. Cum­hur­baş­ka­nı ile baş­ba­kan­la­rın, hükûmet­le­rin kav­ga et­ti­ği bir dü­zen ön­gö­rül­müş 82 Ana­ya­sa­sı'yla. Özal ile Me­sut Yıl­maz kav­ga et­miş, De­mi­rel ile Tan­su Çil­ler kav­ga et­miş, Se­zer'le hem Ece­vit hem bu­gün­kü Hükûmet an­la­şa­ma­mış. Şim­di, bu dü­ze­nin ne­re­si gü­zel, bu sis­te­min ne­re­si gü­zel? Üni­ver­si­te gi­bi ko­ca­man bir ala­nı -2 mil­yon öğ­ren­ci oku­yor, 10 mil­yon ai­le- sa­de­ce Cum­hur­baş­ka­nı dü­zen­li­yor. Ada­let de­di­ği­miz ala­nı, yar­gı­yı sa­de­ce Cum­hur­baş­ka­nı dü­zen­li­yor. Ya­ni, mil­le­te kar­şı hiç­bir so­rum­lu­lu­ğu yok, va­ta­na iha­net­ten baş­ka hiç­bir şey­den yar­gı­lan­maz, ama yü­rüt­me­nin ya­rı­dan faz­la yet­ki­si­ni kul­la­nır. Pe­ki, yü­rüt­me ne iş ya­par o za­man? Yü­rüt­me, Cum­hur­baş­ka­nı­nın in­sa­fı­na, onun gö­rü­şü­ne tes­lim ol­mak, mil­le­te ver­di­ği söz­le­ri ya­pa­ma­ma nok­ta­sın­da Cum­hur­baş­ka­nı­na bi­da­yet di­le­mek­ten baş­ka bir şey ya­pa­maz. Ee, böy­le bir sis­tem olur mu? Böy­le bir sis­tem olur mu ar­ka­daş­lar? Ya­ni, Sa­yın Ana­dol, sa­vun­du­ğu­nuz sis­tem ne ge­tir­di yir­mi dört se­ne­de? De­ğiş­ti­re­lim.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Son bir ay­da mı de­ği­şe­cek bu sis­tem!

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - Son bir ay de­ğil. Son bir ay de­ğil. Mil­le­te da­ir ça­re­ler, de­ğil son bir ay…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Millî ira­de­yi ger­çek­ten tem­sil eden Mec­lis. Bı­rak!

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - …son bir sa­ni­ye­de, müm­kün­se ve mil­le­te da­ir­se mut­la­ka ya­pıl­ma­lı­dır. Son bir sa­ni­ye­de da­hi ya­pıl­ma­lı­dır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Onun için, biz des­tek­li­yo­ruz bu­nu, des­tek­le­me­ye de­vam edi­yo­ruz. Çün­kü, ak­lın yo­lu bir, ak­lın yo­lu bir. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ney­se… Ni­ha­yet AKP'den de onu bek­li­yo­ruz ya!

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - Bu mil­le­te gü­ven­mek la­zım. De­mok­ra­siy­se so­nu­na ka­dar de­mok­ra­si, ama mil­let­le be­ra­ber. Oto­ri­ter dev­let an­la­yı­şıy­la tan­zim edil­miş bir mil­let­le bu ül­ke­yi bir ye­re gö­tür­me­yiz. Millî ira­dey­le yö­ne­ti­len bir dev­let­le an­cak bu ül­ke­yi kal­kın­dı­rı­rız, bu ül­ke­yi re­fa­ha ka­vuş­tu­ru­ruz. Bu­nu AK Par­ti Gru­bu an­la­ma­dı. On­lar, bol bol ön­le­ri­ne ge­len bü­rok­rat­la­rın gön­der­di­ği ya­sa­la­rı ge­çir­mek­le mil­le­te hiz­met et­tik­le­ri­ni zan­net­ti­ler. Oy­sa biz de­dik ki: Bun­lar­la uğ­raş­ma­yın, sis­te­min ana taş­la­rı­na ba­ka­lım. Me­se­la, ya­pa­bil­dik mi bir YÖK re­for­mu­nu? Ya­pa­bil­dik mi? İş­te bu­gün ge­tir­di­ği­miz bu ta­sa­rı­yı keş­ke iki se­ne ev­vel yap­say­dık, bu­gün bu ger­gin­lik­ler, bu­gün bu te­laş, bu en­di­şe­le­ri bu mil­le­tin ya­şa­ma­sı­na fır­sat ver­miş olur muy­duk? Yap­ma­dık ar­ka­daş­lar. Bil­mem ne ka­nu­nu­nu ge­çir­dik bü­rok­rat is­te­di di­ye, bil­mem ne­yi ge­çir­dik, ama bir YÖK re­for­mu ya­pa­ma­dık, bir ana­ya­sa re­for­mu ya­pa­ma­dık, si­vil bir ana­ya­sa ya­pa­ma­dık. Son­ra da de­mok­ra­si ha­va­ri­si ke­si­li­yo­ruz: Dik dur­duk, bil­mem ne yap­tık... Ön­ce Ana­ya­sa'nı­zı, sis­te­mi­ni­zi mil­le­te da­ir bir sis­tem ya­pa­cak­sı­nız. Al­tı ta­ne ana­ya­sal ku­ru­mun üs­tü­ne de­ğil, 73 mil­yon va­tan­da­şın üs­tü­ne tan­zim edil­miş bir sis­tem ku­ra­cak­sı­nız, tan­zim edil­miş bir de­mok­ra­si ku­ra­cak­sı­nız. İş­te mil­le­tin si­ze ver­di­ği ço­ğun­lu­ğu kul­la­na­ma­ma be­ce­rik­siz­li­ği si­zi bu­gü­ne ge­tir­di. Yir­mi de­fa bu kür­sü­ler­de söy­le­dim: Be­ce­rik­siz­si­niz.

Mu­ha­le­fe­ti suç­la­ma­yın. Sa­yın Bay­kal -Sa­yın Ba­kan bu­ra­da- "Ab­dül­la­tif Şe­ner Bey olur­sa oy ve­ri­riz" de­di. Ni­ye de­me­di­niz ki… Evet, mu­ha­le­fe­te te­şek­kür edi­yo­rum, biz de onu dü­şü­nü­yo­ruz, ha­yır­lı ol­sun de­sey­di­niz, bu kriz ya­şa­nır mıy­dı? Ya­şa­nır mıy­dı bu kriz?

ZÜL­FÜ DE­MİR­BAĞ (Elâzığ) - Sa­mi­mi­ye­ti­ne ina­nı­yor mu­sun?

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - Ya­şa­nır mıy­dı bu kriz? Mu­ha­le­fe­ti suç­la­ma­yın.

Ba­kın ar­ka­daş­lar…

ZÜL­FÜ DE­MİR­BAĞ (Elâzığ) - Sa­mi­mi­ye­ti­ne ina­nı­yor mu­sun?

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - On­la­ra inan­maz­sa­nız bi­ze inan­say­dı­nız, so­nu­na ka­dar ya­nın­da ola­cak­tık.

Baş­ka bir şey an­la­ta­yım, mil­let duy­sun. Aday­lık baş­vu­ru­la­rın­dan bir sa­at ev­vel üç ta­ne isim ver­dik, de­dik ki, ba­kın, bu ada­yı siz da­yat­tı­nız, Ab­dul­lah Gül'ün şah­sı­na bir di­ye­ce­ği­miz yok, ama bu ada­yı bi­ze da­yat­tı­nız; da­yat­ma aday­la bi­zi tes­lim ala­maz­sı­nız. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)  Bu üç ar­ka­daş­tan bi­ri­ni gös­te­rin, o da ol­sun, yi­ne Ab­dul­lah Be­ye oy ve­rin, ama 367 en­ge­li­ne ta­kı­lır­sa­nız Ab­dul­lah Bey çe­ki­lir, di­ğer ada­yı biz de öner­di­ği­miz için se­ve se­ve oy ve­ri­riz, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Cum­hur­baş­kan­sız kal­maz, de­dik. Dö­nüp bak­ma­dı­nız bi­le, çün­kü, Par­ti­niz de­mok­ra­si de­ğil. Ora­da­ki po­lit­bü­ro üye­si, po­lit­bü­ro üye­si üç ki­şi bu mil­le­tin rey­le­ri­ni he­ba et­ti­ler, bu mil­le­tin ver­di­ği gü­cü he­ba et­ti­ler (Ana­va­tan ve CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) bu mil­le­tin si­ze sağ­la­dı­ğı de­mok­ra­si­yi dü­zelt­me­ye da­ir ve bu sis­te­mi de­ğiş­tir­me­ye da­ir an­la­yı­şı kav­ra­ya­ma­dı­lar.

Ar­ka­daş­lar, 3 Ka­sım -ben hep söy­le­dim, bu kür­sü­den dör­dün­cü de­fa söy­lü­yo­rum- bir halk ih­ti­la­liy­di. Gi­din ve bu bo­zuk dü­ze­ni de­ğiş­ti­rin, de­di mil­let si­ze. Siz ne yap­tı­nız? Dü­zen, önü­nü­ze VIP uçak­la­rı ve­rip ha­ram sof­ra­la­rı­nı ku­run­ca, tam da bi­zim is­te­di­ği­miz dü­zen de­di­niz, tam da bi­zim is­te­di­ği­miz dü­zen de­di­niz ve yi­yip içip gez­di­niz, ca­ka sat­tı­nız. Dev­let ol­ma­yı, yü­rüt­me ol­ma­yı ca­ka sat­ma zan­net­ti­niz. Oy­sa…

RE­CEP YIL­DI­RIM (Sa­kar­ya) - Nor­mal ko­nuş! 

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - Ba­kın, ne di­yor mu­ha­le­fet? "İki ay tar­tı­şıl­ma­sı la­zım" di­yor. Beş se­ne ni­ye tar­tış­ma­dık da bu­nu mu­ha­le­fe­te bu sö­zü ve­ri­yo­ruz, ni­ye tar­tış­tır­ma­dık? Ni­ye bir YÖK re­for­mu­nu, ha­zır­la­nıp önü­nü­ze ko­nul­du­ğu hâlde ge­çi­rip de, 2 mil­yon öğ­ren­ci­nin, bı­ra­kın öğ­ren­ci­le­ri, üni­ver­si­te­le­ri­mi­zi mil­le­te ha­yır­lı ku­rum­lar hâli­ne ni­ye ge­ti­re­me­dik?

Ne yap­tı­nız? Ne yap­tı­nız? Şim­di, beş se­ne son­ra mil­le­tin kar­şı­sı­na çı­kıp ne­yin mağ­du­ri­ye­ti­ni oy­na­ya­cak­sı­nız? Bu mil­let si­ze baş­ba­kan­lı­ğı ver­di, Mec­lis Baş­kan­lı­ğı­nı ver­di, hükûme­ti ver­di. Da­ha bu ül­ke­nin ta­pu­su­nu mu ala­cak­sı­nız ki mağ­du­ri­ye­ti­niz bit­sin, ta­pu­su­nu mu ala­cak­sı­nız? Şim­di, biz mağ­dur ol­duk… (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - Mil­le­ti mağ­dur et­ti­ler.

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - Ni­ye mağ­dur ol­du­nuz? Ee Müs­lü­man se­çil­me­di, Arınç'ın ta­bi­riy­le. Bun­dan ön­ce­ki cum­hur­baş­kan­la­rı Müs­lü­man de­ğil miy­di? Eli­ni­zi vic­da­nı­nı­za ko­yun, böy­le bir be­yan ola­bi­lir mi! Böy­le bir bö­lü­cü­lük ola­bi­lir mi! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Öy­le bir şey de­me­di!

RE­CEP YIL­DI­RIM (Sa­kar­ya) - Öy­le de­me­di!

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - Böy­le bir ay­rım­cı­lık ola­bi­lir mi!

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Sü­ley­man, öy­le de­me­di!

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - Müs­lü­man'ın içi dı­şı bir olur. İçi dı­şı bir ol­ma­ya­na mü­na­fık der­ler. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Mü­na­fık­lık yap­ma­ya­cak­sı­nız, ha­ki­ki Müs­lü­man ola­cak­sı­nız!

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Grup öne­ri­si­nin aley­hin­de, Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Atil­la Kart.

Sa­yın Kart, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si ta­ra­fın­dan su­nul­muş olan grup öne­ri­si­nin aley­hin­de söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye, gel­di­ği­miz sü­reç­te po­pü­liz­min ve ön­gö­rü­süz po­li­ti­ka­la­rın ya­rat­tı­ğı bir kriz dö­ne­mi­ni ya­şı­yor. Bu sü­reç­te so­rum­lu­luk mev­ki­sin­de olan her­ke­si bir kez da­ha akıl­cı ve sağ­du­yu­lu dav­ran­ma­ya da­vet edi­yo­rum. Ha­ma­set ve po­le­mik yap­ma­dan, duy­gu­sal ta­vır ve tep­ki­le­re gir­me­den, Tür­ki­ye gün­de­mi­ni ko­nuş­ma­mız ge­re­ki­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Gel­di­ği­miz bu aşa­ma­da bu­na ih­ti­ya­cı­mız var.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; şu­nu ka­bul et­me­miz ge­re­ki­yor: Gel­di­ği­miz sü­reç­te hem ana­ya­sal an­lam­da hem top­lum­sal an­lam­da se­çim­le­rin ye­ni­len­me­si zo­run­lu­lu­ğu doğ­muş­tur.

Bu­ra­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, si­zi bi­raz da­ha cid­di ol­ma­ya da­vet et­mek ge­re­ği­ni du­yu­yo­rum. Söz atan ar­ka­daş­la­rı­ma hi­ta­ben söy­lü­yo­rum.

Bu ana­ya­sal zo­run­lu­luk ne­re­den doğ­du? Ba­kın, Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çi­mi sü­re­ci baş­la­dı. Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çi­mi sü­re­ci baş­la­dık­tan son­ra ve so­nuç alı­na­ma­ya­ca­ğı yo­lun­da bir tab­lo or­ta­ya çık­tık­tan son­ra, Hükûme­tin, se­çi­min öne alın­ma­sı ka­ra­rı­nı ve sü­re­ci­ni baş­lat­tı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz. Gel­di­ği­miz aşa­ma­da, Ana­ya­sa'nın 102'nci mad­de­sin­de do­ğan şart­la­rın ha­ya­ta geç­ti­ği gö­rü­lü­yor. Bu du­rum­da, ana­ya­sal zo­run­lu­luk ge­re­ği derhâl se­çim or­ta­mı­nın, tak­vi­mi­nin uy­gu­lan­ma­sı ge­re­ği or­ta­ya çı­kı­yor. Bu­nu gör­mez­den mi ge­le­ce­ğiz? Bu­nu yok mu sa­ya­ca­ğız? Bu aşa­ma­dan son­ra, pekâlâ bu Mec­lis, pekâlâ bir ay son­ra, yir­mi gün son­ra bu Mec­lis ka­ra­rı­nı ye­ni bir ka­rar­la de­ğiş­tir­mek is­te­di­ği za­man ne ya­pa­ca­ğız? Bu ana­ya­sal dü­zen­le­me­yi gör­mez­den mi ge­le­ce­ğiz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Onun için di­yo­ruz ki, ge­lin, sağ­du­yu­lu ve so­rum­lu bir yak­la­şım için­de ve Ana­ya­sa hü­küm­le­ri­ni göz ar­dı  et­me­den, bu ko­nu­lar­da sağ­lık­lı de­ğer­len­dir­me ya­pın. Bu­nu bir kez da­ha ifa­de et­mek ge­re­ği­ni du­yu­yo­rum.

Bu­nun ya­nın­da, top­lum­sal an­lam­da er­ken se­çi­min, da­ha doğ­ru­su se­çi­min öne alın­ma­sı şart­la­rı­nın doğ­du­ğu bir ger­çek. Bu­nu, bir yıl­dır, Ge­nel Baş­ka­nı­mız, si­ya­si par­ti söz­cü­le­ri­miz her aşa­ma­da ifa­de et­ti­ler. Ama, "4 Ka­sım­dan ev­vel se­çi­min ya­pıl­ma­sı va­ta­na iha­net­tir." di­yen­le­rin gel­di­ği­miz aşa­ma­da düş­tü­ğü du­ru­mu, ça­re­siz­li­ği ve ara­yış­la­rı üzü­le­rek iz­li­yo­ruz, üzü­le­rek iz­li­yo­ruz. Da­ha öte­sin­de bir  ifa­de kul­lan­mak is­te­mi­yo­rum. Tür­ki­ye adı­na üzü­le­rek iz­li­yo­ruz.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şu­nu gö­re­lim ar­tık: Bu gel­di­ği­miz aşa­ma­da Tür­ki­ye için se­çim­le­rin öne alın­ma­sı ka­ra­rı Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin bir lüt­fu de­ğil­dir, bu bir top­lum­sal bek­len­ti­dir, bir top­lum­sal ta­lep­tir. O za­man ne ya­pa­lım? O za­man şu­nu ya­pa­lım: Bu se­çim­le­rin sağ­lık­lı bir şe­kil­de tek­nik ve ya­sal şart­la­ra uy­gun bir şe­kil­de ve Tür­ki­ye'nin sos­yo­lo­jik ger­çek­le­ri­ne uy­gun bir şe­kil­de ya­pıl­ma­sı­nın yo­lu­nu aça­lım, se­çim­le­re ola­bil­di­ğin­ce en ge­niş ka­tı­lı­mın ya­pıl­ma­sı­nı sağ­la­ya­lım. Ya­pıl­ma­sı ge­re­ken bu de­ğil mi? Ne­den bu aşa­ma­da yi­ne ucuz yol­la­ra baş­vu­ru­yo­ruz, yi­ne ucuz yol­la­ra te­nez­zül edi­yo­ruz.

AB­DUL­LAH ER­DEM CAN­Tİ­MUR (Kü­tah­ya) - Ne za­man ya­pa­lım?

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Bu­nun yo­lu ne­dir? Bu­yu­run ge­lin, 24 Ha­zi­ran­da ya­pa­lım; bu­yu­run ge­lin, 30 Ha­zi­ran­da ya­pa­lım. Bu­nu ilk gün­den be­ri söy­lü­yo­ruz.

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Sa­mi­mi mi­si­niz?

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Bu nok­ta­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şu: Ba­kın, ana­ya­sal zo­run­lu­luk der­ken iş­te, bu­nu an­lat­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz, derhâl se­çim­den söz edi­yo­ruz.

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - 22 Tem­muz…

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Derhâl se­çim­den söz edi­yo­ruz. Derhâl se­çim­de, se­çim­le­rin öne alın­ma­sı ka­ra­rın­dan da­ha fark­lı se­bep ve şart­la­rı ko­nuş­ma­mız ge­re­ki­yor. Bu­nu ni­ye gör­mez­den ge­li­yo­ruz? Ama, bu­ra­da, yi­ne, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin opor­tü­nist an­la­yı­şı­nı, po­pü­liz­mi he­def­le­di­ği­ni yi­ne bü­tün çıp­lak­lı­ğıy­la gö­rü­yo­ruz.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İs­tan­bul) - Ka­ra­rı bir­lik­te al­dık ve Se­çim Ku­ru­lu ver­di tak­vi­mi.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ora­da da si­zin, yi­ne, han­gi yol­la­ra baş­vur­du­ğu­nu­zu bi­li­yo­ruz. O ka­ra­ra bi­zim kar­şı çık­ma­mız za­ten söz ko­nu­su de­ğil. Bi­zim bir yıl­dır an­lat­tı­ğı­mız bir sü­reç­ti, ama biz o za­man da bu­nu an­lat­tık. Fa­kat, ora­da siz, yi­ne özel bir mak­sa­da yö­ne­lik ola­rak, özel bir ama­ca yö­ne­lik ola­rak, ken­di­niz­ce, 22 Tem­muz ta­ri­hi­ni tes­pit ede­rek bir­ta­kım avan­taj­lar ya­ka­la­ya­ca­ğı­nı­zın he­sa­bı için­de­si­niz.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İs­tan­bul) - Öy­le bir he­sap yok, 24'ü de­dik, ol­ma­dı.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Onun için, bun­la­rı top­lum ga­yet iyi gö­rü­yor.

Ba­kın, as­lın­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, top­lu­mu üzü­cü olan şu, po­pü­list an­la­yış der­ken, opor­tü­nist an­la­yış der­ken, şu­nu an­lat­ma­ya ça­lı­şı­yo­rum: Bu dö­nem­de, ge­li­yo­ruz, bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi­ni ge­ti­ri­yo­ruz. Bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi ile gü­ya, Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­ka seç­tir­me yo­lun­da bir ira­de or­ta­ya ko­yu­yo­ruz. Bu tar­tı­şı­la­bi­lir, bu­nu yü­rek­ten ifa­de edi­yo­rum. Cum­hur­baş­ka­nı­nın hal­ka seç­ti­ril­me­si, ya­rı baş­kan­lık sis­te­mi, baş­kan­lık sis­te­mi, otu­ru­lur, bir sis­tem için­de, Cum­hur­baş­ka­nıy­la baş­ba­ka­nın gö­rev ve yet­ki­le­ri­ni bir den­ge için­de sağ­la­yan bir an­la­yış­la el­bet­te ko­nu­şu­la­bi­lir. Ama, in­sa­fa da­vet edi­yo­rum, bir ta­raf­tan yıl­lar­dır -di­yor­su­nuz ki- bu Cum­hur­baş­ka­nı­nın yet­ki­le­ri çok faz­la­dır di­yor­su­nuz, bu ka­dar ge­niş yet­ki­le­re sa­hip olan bir Cum­hur­baş­ka­nı­nın hiç­bir so­rum­lu­lu­ğu yok di­yor­su­nuz…

İN­Cİ ÖZ­DE­MİR (İs­tan­bul) - Ken­din söy­lü­yor­sun.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - …kal­kı­yor­su­nuz, bu nok­ta­da, gö­rev, yet­ki ve so­rum­lu­luk nok­ta­sın­da, hiç­bir dü­zen­le­me ge­tir­me­den, ay­nı Cum­hur­baş­ka­nı­na bir de halk oyuy­la gel­me gü­cü­nü, yet­ki­si­ni ve­ri­yor­su­nuz. Bu bağ­da­şır mı? Lüt­fen, sağ­du­yu­lu ola­rak dü­şü­nün.

Dü­şü­ne­bi­li­yor mu­su­nuz, kuv­vet­ler ay­rı­lı­ğı­nı ze­de­le­me­nin öte­sin­de, yü­rüt­me or­ga­nı için­de bi­le bir ça­tış­ma or­ta­mı­nın to­hum­la­rı­nı atı­yor­su­nuz. Yü­rüt­me or­ga­nı için­de bi­le bir­bi­riy­le ça­tı­şır, çe­li­şir hâle ge­len bir an­la­yış­tan söz edi­yo­rum. Bu, as­lın­da ne­dir bi­li­yor mu­su­nuz? Bu as­lın­da şu: Bu, as­lın­da, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin Tür­ki­ye'yi yö­net­me eh­li­ye­ti­nin ol­ma­ma­sı­nın ge­tir­di­ği so­nuç­lar­dır. Tür­ki­ye'yi yö­net­me eh­li­ye­ti­ne sa­hip ol­ma­yan bir kad­ro hem fel­se­fi an­lam­da hem fi­ilî an­lam­da anar­şist bir an­la­yış­la sis­te­mi al­tüst edi­yor. Tek­rar ifa­de edi­yo­rum: Hem fel­se­fi an­lam­da hem fi­ilî an­lam­da anar­şist bir yak­la­şım­la…(AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - "Anar­şist" di­ye­mez Sa­yın Baş­kan.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - …ya­ni, bu sis­tem ne olur­sa ol­sun, so­nuç­la­rı ne olur­sa ol­sun… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - "Anar­şist" di­ye­mez bu mec­li­se.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - …ben gü­nü kur­tar­mak adı­na, gü­nü kur­tar­mak uğ­ru­na her tür­lü tah­ri­ba­tı ya­pa­rım an­la­yı­şı­nı ser­gi­li­yor­su­nuz.

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - Sa­yın Baş­kan, si­zi da­vet edi­yo­rum... "Anar­şist" den­mez.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Evet, o anar­şi­yi an­la­tı­yo­rum. Bi­raz din­ler­se­niz, bi­raz ka­fa­nı­zı yo­rar­sa­nız, bi­raz mu­ha­ke­me eder­se­niz onu an­lar­sı­nız.

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - "Anar­şist" di­ye­mez­sin.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Ba­kın, na­sıl bir anar­şi ya­ra­tı­yor­su­nuz? Tür­ki­ye gün­de­mi­ni na­sıl sap­tı­rı­yor­su­nuz? As­lın­da, bi­linç­li ola­rak sap­tı­rı­yor­su­nuz. Bu ko­nu­da yi­ne si­zi kut­la­mak ge­re­ki­yor! Tür­ki­ye bir ay­dır yol­suz­luk­la­rı ko­nu­şa­mı­yor, Tür­ki­ye bir ay­dır hır­sız­lık­la­rı ko­nu­şa­mı­yor. Tür­ki­ye'nin gün­de­mi­ni, bir ay­dır, ger­çek­leş­me­si müm­kün ol­ma­yan, ka­dük ol­ma­sı ka­çı­nıl­maz ol­ma­yan bir tak­vim­le meş­gul edi­yor­su­nuz. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Olan" ses­le­ri)

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ATİL­LA KOÇ (Ay­dın) - "Olan" di­ye­cek­tin.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, siz­le­rin 3376 sa­yı­lı Halk Oy­la­ma­sı Ka­nu­nu'ndan ha­be­ri­niz var mı? Bu­nu dü­şü­nü­yor mu­su­nuz? Bun­dan ha­be­ri­niz var mı, yok­sa ha­be­ri­niz ol­du­ğu hâlde mi bu ta­sa­rı­yı biz gö­rü­şü­yo­ruz, bu tek­li­fi biz gö­rü­şü­yo­ruz? Ne di­yor 3376 sa­yı­lı Ka­nun? Di­yor ki: Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri yap­tı­ğı­nız za­man, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği, şu an­lat­tı­ğı­mız şe­kil­de ana­ya­sal sis­te­mi al­tüst eden, den­ge­le­ri bo­zan bu ana­ya­sal de­ği­şik­lik­ler, çok bü­yük ih­ti­mal­le, çok çok bü­yük ih­ti­mal­le Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan 330 ile 367 ara­sın­da kal­dı­ğı za­man zo­run­lu ola­rak, 367'yi aş­tı­ğı za­man yi­ne tak­di­re bağ­lı ola­rak, ter­ci­he bağ­lı ola­rak re­fe­ran­du­ma gö­tü­rü­le­cek. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Ta­mam iş­te." ses­le­ri) Ta­mam, gü­zel, gü­zel…

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Re­fe­ran­du­ma git­me­ye­cek mi Sa­yın Kart?

BAŞ­KAN - Sa­yın Bi­len…

ATİL­LA KART (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kın, 3376 sa­yı­lı Ka­nun'un 2'nci mad­de­si­ni okur mu­su­nuz? Bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği da­ha ke­sin­lik ka­zan­ma­dı­ğı için…

Ba­kın, siz­le­ri sağ­du­yu­lu ve so­rum­lu dav­ran­ma­ya da­vet edi­yo­rum der­ken, bun­la­rı an­la­tı­yo­rum. Tür­ki­ye gün­de­mi­ni bu şe­kil­de sap­tır­ma­ya, fii­len uy­gu­lan­ma­sı imkânı ol­ma­yan gün­dem­ler­le meş­gul et­me­ye hak­kı­mız yok. Bu­nu an­lat­ma­ya ça­lı­şı­yo­rum.

Ba­kın, bu sü­reç­ten son­ra ne­dir? 2'nci mad­de­ye gö­re, yüz yir­mi gün son­ra bu re­fe­ran­du­mun ya­pıl­ma­sı ge­re­ki­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bi­ri­le­ri gel­sin, Ko­mis­yon Baş­ka­nı gel­sin, söz­cü­le­ri­niz gel­sin, bu­nun ce­va­bı­nı ver­sin. Sağ­du­yu­lu ola­lım der­ken, so­rum­lu ola­lım der­ken bun­la­rı an­la­tı­yo­rum.

Bu ne de­mek­tir? Bu­gün­den iti­ba­ren, ne­re­sin­den ba­kar­sa­nız, beş ay son­ra, al­tı ay son­ra o re­fe­ran­du­mun ya­pıl­ma­sı de­mek­tir. Bu ne de­mek­tir? Ka­sım 2007 de­mek­tir, Ara­lık 2007 de­mek­tir.

Bu du­rum­da, bu tek­li­fi…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Bu­nu bil­mez­ler on­lar. Oku­duk­la­rı­nı an­la­mı­yor­lar çün­kü.

BAŞ­KAN - Ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız Sa­yın Kart, bu­yu­run.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, lüt­fen sağ­du­yu­lu dav­ra­na­lım, gel­di­ği­miz aşa­ma­da hiç ol­maz­sa so­rum­lu dav­ra­na­lım. Ba­kın, bi­ri­le­ri gel­sin, söz­cü­le­ri­niz gel­sin, grup baş­kan ve­kil­le­ri­niz gel­sin, Ko­mis­yon Baş­ka­nı­nız gel­sin, bu de­di­ği­miz ko­nu­ya açık­la­ma ge­tir­sin. Biz, ka­dük ol­ma ih­ti­ma­li tak­vi­me gö­re ka­çı­nıl­maz olan bir de­ği­şik­lik­le ül­ke gün­de­mi­ni ne­den meş­gul edi­yo­ruz, ne­den ye­ni­den ger­gin­lik­le­rin to­hu­mu­nu atı­yo­ruz? İş­te "Anar­şi ya­ra­tı­yor­su­nuz." der­ken bu­nu kas­te­di­yo­rum de­ğer­li ar­ka­da­şım. Bu­nun adı "anar­şi" de­ğil de ne­dir? Bu­nun baş­ka bir an­la­mı var mı­dır?

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - Se­nin zih­nin anar­şiy­le dol­muş!

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Anar­şiz­min hem fel­se­fi an­lam­da hem fi­ilî an­lam­da uy­gu­la­ma­sı­nı ya­pı­yor­su­nuz, bu­nun uy­gu­la­ma­sı­nı ya­pı­yor­su­nuz, bu­nun tah­ri­ba­tı­nı ya­pı­yor­su­nuz. Hu­kuk sis­te­min­de ya­rat­tı­ğı­nız tah­ri­bat­la­rın son ör­ne­ği ola­rak, bu, Par­la­men­to ta­ri­hin­de ye­ri­ni ala­cak­tır.

Tür­ki­ye şu­nu ya­şı­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, özet ola­rak ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kart, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız lüt­fen.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Tür­ki­ye şu­nu ya­şı­yor: Ki­fa­yet­siz ve muh­te­ris kad­ro­la­rın ya­rat­tı­ğı Go­eb­bels pro­pa­gan­da­sı­nın ve Mak­ya­vel yön­tem­le­ri­nin he­sa­bı­nı, ina­nı­yo­ruz ki, 22 Tem­muz ve­ya da­ha ön­ce­ki bir ta­rih­te, seç­men, san­dık­ta bu­nun he­sa­bı­nı so­ra­cak­tır. Bun­dan hiç kuş­ku­nuz ol­ma­sın.

Bu dü­şün­ce­ler­le, bu de­ğer­len­dir­me­ler­le Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın mil­let…

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan…

MU­SA SI­VA­CI­OĞ­LU (Kas­ta­mo­nu) - Sa­yın Baş­ka­nım…

Bu­yu­run Sa­yın Sı­va­cı­oğ­lu.

MU­SA SI­VA­CI­OĞ­LU (Kas­ta­mo­nu) - Sa­yın Baş­ka­nım, bir açık­la­ma yap­mak is­ti­yo­rum ye­rim­den.

BAŞ­KAN - Ne ge­rek­çey­le?

MU­SA SI­VA­CI­OĞ­LU (Kas­ta­mo­nu) - İç Tü­zük ge­re­ğin­ce, çün­kü bir­ta­kım yan­lış an­la­şıl­ma­lar ol­du. Çok kı­sa bir açık­la­ma yap­mak is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Ha­yır, şah­sı­nız­la il­gi­li bir şey mi ol­du Sa­yın Sı­va­cı­oğ­lu?

MU­SA SI­VA­CI­OĞ­LU (Kas­ta­mo­nu) - Ha­yır, ha­yır…

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Ko­mis­yon Baş­ka­nı…

MU­SA SI­VA­CI­OĞ­LU (Kas­ta­mo­nu) - İç Tü­zük ge­re­ği…

BAŞ­KAN - Efen­dim, bu­ra­da ki­min, ne ge­rek­çey­le söz ala­ca­ğı hu­sus­la­rı açık­ça be­lir­li­dir. Böy­le, her mil­let­ve­ki­li, İç Tü­zük'le ve­ya baş­ka bir ko­nuy­la il­gi­li ola­rak açık­la­ma yap­mak is­ter­se bu­na fır­sat ver­mek müm­kün de­ğil.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - İk­ti­da­ra ku­ral yok Sa­yın Baş­kan!

MU­SA SI­VA­CI­OĞ­LU (Kas­ta­mo­nu) - Mil­let­ve­ki­li ye­rin­den açık­la­ma ya­pa­bi­lir Sa­yın Baş­kan.

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım…

MU­SA SI­VA­CI­OĞ­LU (Kas­ta­mo­nu) - Sa­yın Baş­kan, 60'ın­cı mad­de ge­re­ği…

BAŞ­KAN - Sa­yın Sı­va­cı­oğ­lu, otu­rur mu­su­nuz efen­dim.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Sa­yın Baş­ka­nım, Grup Baş­kan Ve­ki­li­nin adı­na…

BAŞ­KAN - Sa­yın Kes­kin, lüt­fen söz­le­ri­mi ta­mam­la­ma­ma fır­sat ve­rir­se­niz biz de ko­nu­şa­lım, Ge­nel Ku­ru­lu yö­ne­te­lim.

MU­SA SI­VA­CI­OĞ­LU (Kas­ta­mo­nu) - Sa­yın Baş­kan, İç Tü­zük'ün 60'ın­cı mad­de­si ge­re­ğin­ce söz is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Bi­raz ön­ce grup öne­ri­si­nin le­hin­de ko­nu­şan Sa­yın İr­fan Gün­düz, ken­di­si­ne dü­şün­ce­si dı­şın­da bir gö­rüş at­fe­dil­di­ği­ni ve ken­di­si­nin böy­le bir kas­tı bu­lun­ma­dı­ğı­nı ifa­de ede­rek 69'un­cu mad­de­ye gö­re söz ta­le­bin­de bu­lun­muş­tur. Şim­di, Sa­yın Gün­düz'e bu açık­la­ma­yı yap­ma­sı için söz ve­re­ce­ğim.

Bu­yu­run Sa­yın Gün­düz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Özür mü di­le­ye­cek? Özür di­le­ye­cek ga­li­ba.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ana­ya­sa Mah­ke­me­sin­den özür mü di­le­ye­cek?

III. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz'ün, İz­mir Mil­let­ve­ki­li K. Ke­mal Ana­dol'un, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ba­na ce­vap hak­kı ver­di­ği­niz için te­şek­kür edi­yo­rum.

Bir de­fa, sö­zü­mün içe­ri­sin­de be­yan et­tim, öy­le özür fi­lan de­ğil, "Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ka­rar­la­rı ba­şı­mız gö­zü­müz üze­rin­de­dir" di­ye. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ha­yır, o sö­zü­mün içe­ri­sin­de var­dır, tu­ta­nak­la­ra ba­kar­sa­nız gö­rür­sü­nüz. An­cak, Ana­ya­sa Mah­ke­me­sin­den ön­ce, Sa­yın Bay­kal'ın, şa­yet Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ken­di öne­ri­le­ri­ni ret yö­nün­de bi­r ka­rar ver­di­ği tak­dir­de "top­lum­sal ça­tış­ma çı­kar, top­lum­sal ka­os do­ğar" şek­lin­de­ki mah­ke­me­yi et­ki­le­me­ye yö­ne­lik o gö­rüş­le­ri­ni di­le ge­tir­me­ye ça­lış­tım.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Mah­ke­me­ye ha­ka­ret et­me.

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Öbür ta­raf­tan, ba­kın, en bü­yük suç, en bü­yük ana­ya­sal suç… Ana­ya­sa'mı­zın mil­let­ve­kil­le­ri­ne ver­di­ği kut­sal bir gö­rev var: Dev­le­ti tem­sil ma­ka­mı­na Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­me.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Şim­di mi gel­di ak­lı­na?

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Ama ba­zı par­ti­le­rin, aday gös­ter­me­ye­rek, Ge­nel Ku­ru­la mil­let­ve­kil­le­ri­ni sok­ma­ya­rak, on­la­rın grup ka­ra­rı alı­na­ma­ya­cak ol­ma­sı­nı bil­me­le­ri­ne rağ­men ka­pı­da nö­bet tu­ta­rak mil­let­ve­kil­le­ri­nin gir­me­le­ri­ni en­gel­le­me­le­ri, ba­na gö­re, ka­mu­oyu­nun önün­de en bü­yük ana­ya­sal suç­tur. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Re­cep Be­y’e söy­le onu, Re­cep Be­y’e.

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Öbür ta­raf­tan, ba­kın, Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız par­ti­le­re git­miş­tir, an­cak…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ne za­man, ne za­man? Aday be­lir­len­dik­ten son­ra.

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Ana mu­ha­le­fet par­ti­si ih­sa­sı rey et­ti­ği için, ön­ce­den gö­rüş be­yan et­ti­ği için, o yüz­den ana mu­ha­le­fet par­ti­si­ne gi­dil­me­miş­tir. ama, Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı olan ar­ka­da­şı­mız, bü­tün par­ti­le­re, hat­ta ba­ğım­sız mil­let­ve­kil­le­ri­ne te­ker te­ker gi­de­rek hem des­tek­le­ri­ni hem de na­sıl bir Cum­hur­baş­ka­nı ol­mak is­te­di­ği­ni arz et­miş­tir.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Geç bun­la­rı geç.

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - Gös­ter­me­lik, gös­ter­me­lik!

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - Öbür ta­raf­tan, er­ken se­çim ile il­gi­li Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da bu me­se­le­ler gö­rü­şü­lür­ken, bi­zim tek­li­fi­miz 24 Ha­zi­ran ve­ya 1 Tem­muz ta­ri­hi idi. An­cak, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu Baş­ka­nı ve Ve­ki­li, siz­le­rin de, o üye­le­rin hu­zu­run­da ifa­de eder­ken, "Bi­zim nor­mal­de se­çim ka­ra­rı­nı ifa sü­re­ci­miz 102 gün…

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Bu bey ne an­la­tı­yor?

BAŞ­KAN - Sa­yın To­puz, lüt­fen…

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - "…an­cak bu­nu sı­kış­tı­rır­sak, en faz­la 80 gün­de ic­ra ede­bi­li­riz, bu da 22 Tem­muz­dan ön­ce ola­maz, olur­sa şa­yet de­mok­ra­si ya­ra alır." şek­lin­de be­yan­la­rı ol­muş­tur. Kal­dı ki, bi­zim, 24 Ha­zi­ran tek­li­fi­mi­ze Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da­ki CHP'li üye­ler, "Biz ön se­çim ya­pa­ca­ğız, bu ta­ri­he ön se­çi­mi ye­tiş­ti­re­me­yiz." di­ye­rek kar­şı çık­mış­lar­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Ha­yır! Ya­lan söy­lü­yor, ya­lan! Ya­lan söy­lü­yor­sun.

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - O yüz­den, ba­kın, eğer bu dü­şün­ce­niz­de sa­mi­miy­se­niz… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Bu ne ya­hu! Ter­bi­ye­siz­lik yap­ma­yın, ayıp­tır.

BAŞ­KAN - Sa­yın Gün­düz… Sa­yın Gün­düz…

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - Tu­ta­nak­la­ra ba­kın, tu­ta­nak­la­ra…

İR­FAN GÜN­DÜZ (De­vam­la) - …biz 24 Ha­zi­ra­na va­rız, 1 Tem­mu­za da va­rız. Hod­ri mey­dan! Biz, de­mok­ra­si­ler­de son ça­re­nin san­dık ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yor, aziz mil­le­ti­mi­ze gü­ve­ni­yor, he­pi­ni­ze en de­rin sev­gi ve say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Gün­düz.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan… Sa­yın Baş­kan…

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Ayıp ya­hu! Ayıp ya­hu! İr­fan Bey, ni­ye ya­lan söy­lü­yor­su­nuz!

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Ya­lan söy­le­mi­yo­rum!  (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Ana­dol.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) -  Ha­yır, ha­yır, ni­ye ya­lan söy­lü­yor­sun! Ya­lan­cı­sın sen, ya­lan­cı! Ya­lan­cı­sın sen!

MEH­MET SE­MER­Cİ (Ay­dın) - Ya­lan­cı­sın sen, ya­lan­cı­sın!

FAH­Rİ ÇA­KIR (Düz­ce) - Ayıp, bu şe­kil­de ko­nuş­ma!

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) -  Ayıp­tır, ayıp­tır! Ya­lan­cı­sın sen! Ya­lan­cı­sın!

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Tu­ta­nak­la­rı ge­ti­rin, ge­ti­rin tu­ta­nak­la­rı.

FAH­Rİ ÇA­KIR (Düz­ce) - Böy­le hi­tap ol­maz. Ayıp be, ayıp!

MEH­MET SE­MER­Cİ (Ay­dın) - Ya­lan söy­lü­yor­su­nuz!

FAH­Rİ ÇA­KIR (Düz­ce) - Uta­nın, uta­nın!

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Si­zin utan­ma­nız la­zım!  (Gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım… Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, lüt­fen… Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri… Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri…

Bu­yu­run Sa­yın Ana­dol.

Ar­ka­daş­lar, din­le­ye­lim.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, Sa­yın İr­fan Gün­düz, tak­di­ri­niz üze­ri­ne söz al­mış, Ana­ya­sa Mah­ke­me­siy­le il­gi­li söz­le­ri­nin bi­zim ta­ra­fı­mız­dan yan­lış yan­sı­tıl­dı­ğı id­di­ası­nı ile­ri sür­müş­tür. Hak­lı­dır.

BAŞ­KAN - Evet.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Siz de Mec­lis Baş­ka­nı ola­rak ken­di­si­ne söz ver­di­niz, ama o açık­la­ma­sın­dan son­ra Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin Ge­nel Baş­ka­nı­na, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin tu­tu­mun­dan, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin söy­le­me­di­ği şey­le­ri söy­le­di­ğin­den bah­se­de­rek, ama­cı­nı aşa­rak ye­ni bir sa­taş­ma­ya yol aç­mış­tır. Do­la­yı­sıy­la, 69'un­cu mad­de­ye gö­re bi­zim söz hak­kı­mız doğ­muş­tur. Söz ta­lep edi­yo­rum. Ge­nel Baş­ka­nım­dan is­men bah­se­de­rek, par­tim­den is­men bah­se­de­rek ba­na grup adı­na söz al­ma ta­le­bin­de bu­lun­ma hak­kı­nı do­ğur­muş­tur.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol, me­se­la, bu cüm­le­ler içe­ri­sin­de ne söy­le­di, onu bi­le­bi­lir mi­yim.  (CHP sı­ra­la­rın­dan "Ya­lan söy­le­di" ses­le­ri, gü­rül­tü­ler)

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Ya­lan söy­le­di.

MEH­MET SE­MER­Cİ (Ay­dın)  - Ya­lan söy­le­di, ya­lan!

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, ba­kı­nız, Grup Baş­kan Ve­ki­li­niz ko­nu­şu­yor. Evet, se­çim dö­ne­mi yak­laş­tı, ama siz ye­ri­niz­den her ki­şi­ye ce­vap ye­tiş­tir­me­ye kal­kı­şır­sa­nız hiç­bir şey an­la­şıl­maz. Lüt­fen…

Evet, Sa­yın Ana­dol.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Bi­zim 24 Ha­zi­ra­na kar­şı çık­tı­ğı­mı­zı söy­le­di. Tu­ta­nak­lar or­ta­da, oy so­nuç­la­rı or­ta­da, bir tek Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li mil­let­ve­ki­li­nin kar­şı oyu yok.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol, söz­le­ri­niz ay­nen tu­ta­nak­la­ra geç­miş­tir. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Aaa" ses­le­ri, sı­ra ka­pak­la­rı­na vur­ma­lar, gü­rül­tü­ler)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ol­ma­dı, ol­ma­dı!

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Ar­ka­daş­lar… Sa­yın To­puz… Sa­yın Ana­dol…

Bu­yu­ru­nuz efen­dim.

Ba­kı­nız, grup baş­kan ve­kil­le­ri bu­ra­da grup­la­rı yö­ne­ti­yor ar­ka­daş­lar, sa­yın baş­kan­lar. Eğer si­zin ara­nız­da­ki ih­ti­laf­lar be­lir­li bir sükûnet içe­ri­sin­de ce­re­yan et­mez­se, mil­let­ve­kil­le­ri ar­ka­daş­la­rı­mız da bu şe­ye ka­tı­lı­yor­lar.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Din­li­yo­ruz ve din­le­yin o za­man.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Evet, ya­ni 24 Ha­zi­ran­la il­gi­li ola­rak Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu böy­le bir şe­ye kar­şı çık­ma­dı mı di­yor­su­nuz Sa­yın To­puz?

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Efen­dim.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Gün­düz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­nun, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da se­çim­ler­le il­gi­li ko­nu gö­rü­şü­lür­ken, tak­vim üze­rin­de gö­rü­şü­lür­ken 24 Ha­zi­ran­da se­çi­min ya­pıl­ma­sı­na biz…

BAŞ­KAN - 24 Ha­zi­ran­la il­gi­li tek­li­fe ön se­çim ve ben­ze­ri ça­lış­ma­lar ya­pı­la­ca­ğı için iti­raz et­ti­ği­ni söy­le­di, doğ­ru.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Oy­sa, 24 Ha­zi­ran tek­li­fi­nin ve o tek­li­fe uy­gun ola­rak ha­zır­la­nan tak­vi­min için­de ön se­çim için de ge­rek­li yer­ler ay­rıl­mış­tır. Ta­ma­men ger­çek­ler dı­şın­da ya­lan be­yan­da bu­lun­muş­tur. Par­ti­mi­zi töh­met al­tın­da bı­ra­kı­yor.

Bu ka­dar açık bir ger­çek kar­şı­sın­da eğer siz sa­taş­ma yok­tur, bu ka­dar söy­le­di­niz, ye­ter, kâfi­dir di­yor­sa­nız, bu­nu si­zin tak­di­ri­ni­ze bı­ra­kı­yo­rum, ama bu­nun si­ze ya­kış­ma­dı­ğı­nı ifa­de et­mek is­ti­yo­rum, ta­raf­sız­lı­ğı­nız­la bağ­daş­ma­dı­ğı­nı ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın To­puz, ya­ni siz 24 Ha­zi­ran­da Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da ya­pı­lan ça­lış­may­la il­gi­li… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Ya ar­ka­daş­lar, bek­le­yin lüt­fen ya! İs­tir­ham edi­yo­rum. Lüt­fen… Sa­kin olun.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Baş­kan, tar­tış­ma ya­pın­ca­ya ka­dar söz ve­rin, an­lat­sın.

BAŞ­KAN - Bir açık­la­ma­da mı bu­lu­na­cak­sı­nız Sa­yın To­puz?

Bu­yu­run.

Sa­yın Ana­dol, ben şu­nu is­tir­ham ede­yim: Bi­raz ön­ce AK Par­ti Gru­bun­da­ki bir kı­sım ar­ka­daş­lar­la il­gi­li ola­rak bir kı­sım cüm­le­ler söy­le­di­niz  -ben onu yap­tım- ama o si­zin söy­le­di­ği­niz ifa­de­ler, si­zin bağ­lı bu­lun­du­ğu­nuz, Grup Baş­kan Ve­kil­li­ği yap­tı­ğı­nız ar­ka­daş­la­rın bir kıs­mı için de ge­çer­li­dir. "Ben az söy­le­ye­yim, siz çok an­la­yın" hük­mü­nü su­nu­yo­rum.

Her­han­gi bir sa­taş­ma­ya se­be­bi­yet ver­me­den, o ko­nu­ya açık­lık ge­ti­rin ve oy­la­ma­ya ge­çe­lim.

Bu­yu­run efen­dim.

2.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li K. Ke­mal Ana­dol'un, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz'ün, ko­nuş­ma­sın­da, par­ti­si­ne sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, ön­ce, ba­na söz ver­di­ği­niz için te­şek­kür edi­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ye­ni bir sa­taş­ma­ya yol aça­cak bir ko­nuş­ma yap­mak için bu­ra­ya gel­me­dim. Ger­çek­ten önem­li gün­ler ya­şı­yo­ruz. Ama, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin baş­ta Ge­nel Baş­ka­nı­na, Par­la­men­to Gru­bu­na ya­pı­lan hak­sız­lık­la­rı, hak­sız suç­la­ma­la­rı ya­nıt­la­mak ve ger­çek­le­ri an­lat­mak zo­run­da­yım, o ne­den­le bu­ra­ya gel­dim ve bun­la­rı açık­la­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Sa­yın İr­fan Gün­düz "Ayak oyun­la­rı." di­ye­rek söz­le­ri­ne baş­la­dı.

HÜS­NÜ OR­DU (Kü­tah­ya) - Doğ­ru, doğ­ru.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Ben de, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ana­ya­sal bir ku­rum ol­du­ğu­nu, bu tür suç­la­ma­la­rı hak et­me­di­ği­ni ifa­de et­tim. Ken­di­si, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ni kas­tet­me­di­ği id­di­asıy­la açık­la­ma hak­kı is­te­di, bu kür­sü­ye gel­di. Şim­di onu tar­tış­mı­yo­rum, söy­le­dik­le­ri­ni de ka­bul et­mi­yo­rum. Ama, onu tar­tış­mak için bu­ra­ya gel­me­dim, böy­le bir usul de yok. Açık­la­ma­sı­nı yap­tı. Ama açık­la­ma­sı­nı ya­par­ken, yi­ne yan çiz­di ve "Ben, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne söy­le­me­dim, De­niz Bay­kal'ın Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ka­ra­rın­dan ön­ce­ki açık­la­ma­sın­dan bah­set­tim." (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Ne de­miş?

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Şim­di, ar­ka­daş­lar…

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Ne de­miş?

KE­MAL SAĞ (Ada­na) - He­le bir din­le­yin ya!

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Şim­di… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Bay­kal ne de­di?

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - De­di­ği or­ta­da.

RA­MA­ZAN TOP­RAK (Ak­sa­ray) - Sav­cı­lık ni­ye so­ruş­tur­ma baş­lat­tı?

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Ne de­di?

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - De­di­ği or­ta­da.

Ana­ya­sa Mah­ke­me­si… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Bay­kal ne de­di, ne de­di?

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri…

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Her­kes şu­nu bil­sin, AKP'li­si, CHP'li­si, Ana­va­tan'lı­sı, tüm mil­le­ti­miz bil­sin…

RA­MA­ZAN TOP­RAK (Ak­sa­ray) - Ni­ye so­ruş­tur­ma baş­lat­tı sav­cı­lık?

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - …Ana­ya­sa Mah­ke­me­si, hiç­bir po­li­ti­ka­cı­nın de­me­cin­den, söy­lem­le­rin­den et­ki­le­ne­rek ka­rar ver­me­ye­cek ka­dar yü­ce bir ma­kam­dır ve doğ­ru bir ma­kam­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Bu­nun için mi…

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Ge­nel Baş­ka­nı da açık­la­dı.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Bay­kal ne de­di?

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - As­la bir yü­ce mah­ke­me­yi he­def ala­rak ko­nuş­ma­ya­cak ka­dar cid­di bir hu­kuk ada­mı­dır her şey­den ön­ce. Bı­ra­kın… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Bay­kal ne de­di?

MEH­MET VE­DAT YÜ­CE­SAN (Es­ki­şe­hir) - Bay­kal ka­dar ba­şı­na taş düş­sün!

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Şim­di… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Bay­kal ne de­di?

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen ar­ka­daş­lar, ko­nuş­ma­sı­nı ta­mam­la­sın ha­tip, oy­la­ma­ya ge­çe­ce­ğiz. Lüt­fen…

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Ar­ka­daş­lar, Par­la­men­to­nun hu­zu­ru­nu boz­mak için söy­le­mi­yo­rum. Ön­ce­ki gün Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da bu pa­ket mü­za­ke­re edi­lir­ken, mil­let­ve­kil­le­ri­ni­zin, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si hak­kın­da, Baş­ka­nı hak­kın­da söy­le­dik­le­ri­ni tek­rar­lar­sam bu­ra­da kav­ga çı­kar. Be­ni mec­bur et­me­yin.

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Her mad­de üze­rin­de öner­ge ver­di­niz. 1.600 adet öner­ge ver­di­niz.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Be­ni mec­bur et­me­yin.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız efen­dim. Lüt­fen… Ye­ni ko­nu­la­ra gir­me­ye­lim.

Bu­yu­run.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Ye­ni ko­nu­ya gir­mi­yo­rum.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri için Mec­lis sa­lo­nu­na gi­rip gir­me­me­si ta­ma­men bi­zim tak­di­ri­miz­de­dir. An­cak, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin bu gö­re­vi yap­ma­sı­nı en­gel­le­yen, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin Ge­nel Baş­ka­nı ve Baş­ba­kan­dır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İs­tan­bul) - Ne ala­ka­sı var?

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol… Lüt­fen Sa­yın Ana­dol... Lüt­fen…

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Şu söz­ler "Bu Cum­hur­baş­ka­nı­nı sa­de­ce Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu se­çe­cek­tir, siz­ler se­çe­cek­tir." di­ye te­le­viz­yon ek­ran­la­rın­da ko­nu­şa­cak­sı­nız, on­dan son­ra ge­lip, yü­zü­nü­ze gö­zü­nü­ze bu­laş­tır­dı­ğı­nız…

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Mec­lis se­çe­cek, Mec­lis.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - …Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­nin fa­tu­ra­sı­nı ana mu­ha­le­fet­te çı­ka­ra­cak­sı­nız. Yok öy­le şey, yok. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

FA­TİH ARI­KAN (Kah­ra­man­ma­raş) - Sa­ye­niz­de.

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Siz se­bep ol­du­nuz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız efen­dim.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Pe­ki, son cüm­le­mi söy­lü­yo­rum.

Biz, 24 Ha­zi­ra­na kar­şı fi­lan çık­ma­dık.

RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Çık­tı­nız.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Ne za­man çık­tık?

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Ön se­çim için ay­rı­lan tak­vim var.

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - Hay­di, 24 Ha­zi­ra­na evet de­yin.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Pe­ki, pe­ki, bir da­ki­ka… 102'yi uy­gu­la­ya­lım. Derhâl se­çi­me git­sin Mec­lis.

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - Hay­di, derhâl se­çi­me Mec­lis.

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - 102'yi uy­gu­la­ya­lım. 24 Ha­zi­ran­da se­çi­me var mı­sı­nız?  Var mı­sı­nız? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Va­rız" ses­le­ri.)

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Va­rız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Va­rız" ses­le­ri.)

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Ta­mam, hay­di an­la­şa­lım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Hay­di hep be­ra­ber… Hay­di hep be­ra­ber… Hay­di hep be­ra­ber… Ama, yok…(AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - 22 Tem­muz­da­ki se­çi­me kar­şı çık­ma­dı­nız mı?

K. KE­MAL ANA­DOL (De­vam­la) - Şim­di, bu­ra­da ba­ğı­rı­yor­su­nuz. Gö­re­ce­ğim… Gö­re­ce­ğiz on­dan son­ra­ki… Ya­ni, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu bir ka­rar ve­rir­se, gö­re­ce­ğiz o za­man tav­rı­nı­zı.

Yü­ce Mec­li­se say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol, te­şek­kür edi­yo­rum.

II. - ÖNERİLER (Devam)

A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)

1.- Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi (Devam)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si grup öne­ri­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­na ge­çi­yo­ruz.

IV. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­rihî Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

BAŞ­KAN - 1'in­ci sı­ra­da yer alan ka­nun tek­li­fi­nin ge­ri alı­nan mad­de­le­riy­le il­gi­li ko­mis­yon ra­po­ru gel­me­di­ğin­den tek­li­fin gö­rüş­me­le­ri­ni er­te­li­yo­ruz.

2'nci sı­ra­da yer alan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı İle Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

3'ün­cü sı­ra­da yer alan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

3.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

4'ün­cü sı­ra­da yer alan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve 194 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2709 Sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun ikin­ci gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ya­ca­ğız.

4.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve 194 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2709 Sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1011) (S. Sa­yı­sı: 1408 ve 1408'e 1 Ek)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ni­ye Yok? Ni­ye Yok?

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Ne­re­de Ko­mis­yon?

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Yir­mi beş yaş ne­re­de?

KE­MAL SAĞ (Ada­na) - Yir­mi beş ya­şa ne ol­du? Hay­ret bir şey ya­hu!

BAŞ­KAN - 5'in­ci sı­ra­ya alı­nan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan Ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Ha­ni AKP? Ne ol­du yir­mi beş yaş?

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Yir­mi beş ya­şı er­te­le­di­niz.

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - Yir­mi beş yaş ne­re­de?

BAŞ­KAN - …An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz…

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Ya­zık­lar ol­sun! Yir­mi beş ya­şı er­te­le­di­niz.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Yir­mi beş yaş ne­re­de? Dal­ga ge­çi­yor­su­nuz!..

BAŞ­KAN -…ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun bi­rin­ci gö­rüş­me­si­ne baş­la­ya­ca­ğız.

5.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1015) (S.Sa­yı­sı: 1409) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Bu­ra­da.

Hükûmet? Bu­ra­da.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1409 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Sa­yın Ku­zu, yir­mi beş yaş ne­re­de?

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Ta­ki­ye ya­pı­yor­su­nuz!

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Genç­le­rin umut­la­rıy­la dal­ga ge­çi­yor­su­nuz.

BAŞ­KAN - Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Oya Aras­lı.

Sa­yın Aras­lı… Sa­yın Oya Aras­lı… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Yir­mi beş ya­şa ne ol­du?

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Ne ol­du yir­mi beş yaş, ne­re­de? Ya­zık­lar ol­sun!

SU­AT KI­LIÇ (Sam­sun) - An­la­ta­ca­ğım bi­raz­dan, sab­ret.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri… Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, otu­rur mu­su­nuz lüt­fen.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na ko­nuş­mak üze­re, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Oya Aras­lı'yı kür­sü­ye da­vet edi­yo­rum. Ken­di­le­ri bu­ra­da mı efen­dim? Sa­yın Aral­sı, bu­yu­run efen­dim... (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

SU­AT KI­LIÇ (Sam­sun) - Ho­ca­yı din­le­yin Ho­ca­yı, son­ra ben ko­nu­şa­ca­ğım.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Aras­lı.

CHP GRU­BU ADI­NA OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan... (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, otu­ra­lım lüt­fen, ha­ti­bi din­le­ye­lim. Lüt­fen...

Bu­yu­run... Bu­yu­run Sa­yın Aras­lı.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, ka­nun tek­lif­le­ri ve ta­sa­rı­la­rı gel­di­ği za­man, tü­mü hak­kın­da gö­rüş­me açıl­ma­dan, be­nim bil­di­ğim, oku­nur Ge­nel Ku­ru­la. O âde­ti­mi­zi, o uy­gu­la­ma­mı­zı terk edip terk et­me­di­ği­mi­zi öğ­ren­mek is­ti­yo­rum söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ön­ce.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Aras­lı.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Eğer söz ve­ri­yor­sa­nız, baş­lı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Ta­bii, sü­re­niz de­vam edi­yor.

Bu­yu­run.

(x) 1409 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gör­dü­ğü­nüz gi­bi, bu­ra­da, ba­sı­lıp el­le­ri­mi­ze da­ğı­tıl­ma­mış, içe­ri­ğin­de ne ol­du­ğu­nu da pek çok mil­let­ve­ki­li­mi­zin şu ana ka­dar öğ­re­ne­me­miş ol­du­ğu bir tek­li­fi, hem de öy­le böy­le bir tek­lif de­ğil, öy­le böy­le bir tek­lif de­ğil... (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bak, bak, bu­ra­da!" ses­le­ri)

He­men şu an­da da­ğı­tıl­dıy­sa onu bil­mi­yo­rum, be­nim oda­ma gel­me­di.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen din­le­ye­lim.

Bu­yu­run.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - ...hem de öy­le böy­le bir tek­lif de­ğil, bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni gö­rüş­me­ye baş­lı­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bü­tün ka­nun­lar çok önem­li­dir. Ama Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­nin, Ana­ya­sa ku­ral­la­rı­nın, ka­nun­la­rın hep­si­nin üs­tün­de, çok özel bir ye­ri var­dır. Ana­ya­sa me­tin­le­ri, bir kon­sen­sü­sün, bir te­mel an­laş­ma­nın ürü­nü ola­rak or­ta­ya çık­ma­sı ge­re­ken me­tin­ler­dir. Ma­ale­sef, bu me­tin önü­mü­ze ko­nu­lur­ken, par­ti­ler ara­sın­da bir uz­laş­ma ze­mi­ni aran­ma­mış­tır; bu bir.

Bu met­nin içe­ri­ği -ben da­ha ön­ce­den tek­li­fi ko­mis­yon gö­re­vim iti­ba­rıy­la tet­kik et­mek imkânı­nı bu­la­bil­di­ğim için söy­le­ye­yim- bir sis­tem de­ği­şik­li­ği­ni be­ra­be­rin­de ge­tir­mek­te­dir. Bu ka­dar önem­li so­nuç­la­rı ola­cak bir tek­li­fin, bu­ra­da bu ka­dar mil­let­ve­kil­le­ri­ne in­ce­le­me imkânı ve­ril­me­den, ko­mis­yon­da gö­rü­şül­me­si­nin üze­rin­den çok az bir sü­re geç­tik­ten son­ra bu­ra­da gö­rü­şül­me­ye baş­lan­ma­sı­nı fev­ka­la­de sa­kın­ca­lı, par­la­men­ter sis­te­min ge­le­nek­le­ri­ne fev­ka­la­de ay­kı­rı bir hu­sus ola­rak gör­dü­ğü­mü ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si er­ken se­çim ka­ra­rı al­dı­ğı za­man, el­bet­te ki, ye­ni Par­la­men­to, se­çim­den çı­kıp ge­len ye­ni Par­la­men­to gö­re­ve baş­la­yın­ca­ya ka­dar, yet­ki­le­ri­ni, se­çim ka­ra­rı alan Par­la­men­to de­vam et­ti­rir. Ama, par­la­men­ter sis­te­min ge­re­ği, par­la­men­to­lu de­mok­ra­si­le­rin ada­bı, bu yet­ki­le­rin, ül­ke­nin önün­de­ki yıl­la­ra ipo­tek ko­ya­cak, so­nuç­la­rı önün­de­ki yıl­la­rı et­ki­le­ye­cek ya­sa­lar çı­kar­mak doğ­rul­tu­sun­da kul­la­nıl­ma­ma­sı yö­nün­de­dir. Çok önem­li, ya­sa­ma yet­ki­si­nin kul­la­nıl­ma­sı­nı ge­rek­ti­ren bir hu­sus ol­du­ğu za­man, ya­sa­ma iş­le­vi­ne de­vam eder­si­niz, ama, geç­miş yıl­la­rın uy­gu­la­ma­la­rı­na ba­kın, ge­le­nek, bu ka­ra­rın alın­ma­sıy­la bir­lik­te Par­la­men­to­nun ta­ti­le gir­me­si doğ­rul­tu­sun­da oluş­muş­tur.

Şim­di, siz, otu­ru­yor­su­nuz, Cum­hur­baş­ka­nı bi­le se­çe­me­miş olan bir Mec­li­se, bu ko­nu­da da­hi ara­sın­da bir uz­laş­ma oluş­tu­ra­ma­mış olan bir Mec­li­se, bir­ta­kım he­sap­la­rı­nız ne­de­niy­le, bu­ra­da­ki iç he­sap­la­rı­nız ne­de­niy­le oluş­tur­du­ğu­nuz bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni gö­rüş­tü­rüp ka­bul et­tir­me­ye kal­kı­şı­yor­su­nuz. Bu fev­ka­la­de yan­lış­tır.

Ge­tir­di­ği­niz tek­lif­te öner­di­ği­niz çö­züm­le­re ge­lin­ce: Bu tek­li­fin öy­le bir mad­de­si var ki, baş­kan­lık sis­te­mi­ne, ya­rı baş­kan­lık sis­te­mi­ne ka­pı­yı açı­yor. Hal­ko­yu, el­bet­te ki, bir­ta­kım ül­ke­le­rin cum­hur­baş­ka­nı seç­mek için baş­vur­du­ğu bir yön­tem. Ama, o ül­ke­le­ri in­ce­le­di­ği­niz za­man, on­lar­da, bu yön­te­min, ya bir baş­kan­lık ya bir ya­rı baş­kan­lık sis­te­mi içi­ne mon­te edil­miş ol­du­ğu­nu gö­rü­yor­su­nuz ve bu se­çim ol­gu­su­nun be­ra­be­rin­de ge­ti­re­ce­ği -me­se­la, ta­raf­sız­lı­ğın gü­ven­ce al­tı­na alı­na­ma­ma­sı gi­bi- bir­ta­kım yan et­ki­le­rin de ya­pı­lan dü­zen­le­me­ler­le gi­de­ril­me­ye ça­lı­şıl­dı­ğı­nı iz­li­yor­su­nuz.

Şim­di, siz bir se­çim yön­te­mi ge­ti­re­cek­si­niz, "Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk se­çer, halk oyuy­la ile se­çer." di­ye­cek­si­niz, ama bun­dan do­ğa­cak muh­te­mel bir ta­kım sı­kın­tı­la­rı gi­de­re­cek dü­zen­le­me­le­ri be­ra­be­rin­de ge­tir­me­ye­cek­si­niz, bu­nu da ka­bul et­me­mi­zi biz­den bek­le­ye­cek­si­niz.

Biz, o Cum­hur­baş­ka­nı­nın han­gi yet­ki­le­ri kul­la­na­ca­ğı­nı bil­mek is­ti­yo­ruz. Bu sis­tem içe­ri­sin­de o yet­ki­le­rin kul­la­nıl­ma­sın­dan do­ğa­cak bir­ta­kım sa­kın­ca­lar var ise, muh­te­mel ise, on­la­rın gi­de­ri­le­ce­ği ko­nu­sun­da bu tek­lif içe­ri­sin­de bir gü­ven­ce is­ti­yo­ruz. Yok­sa, siz­ler böy­le bir tek­li­fi bir da­yat­ma ola­rak önü­mü­ze ge­ti­re­rek, biz­den bir meç­hu­le oy ver­me­mi­zi is­ti­yor­su­nuz. Tür­ki­ye'yi çok da­ha bü­yük so­run­la­rın gö­be­ği­ne it­mek is­ti­yor­su­nuz.

Bu so­run­la­rın içe­ri­sin­den bir de­me­ti çe­ke­yim de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Par­la­men­ter sis­tem­de Cum­hur­baş­ka­nı­nın çok özel bir ko­nu­mu var­dır, Cum­hur­baş­ka­nı ta­raf­sız­dır. Cum­hur­baş­ka­nı ya­sa­ma ile yü­rüt­me ara­sın­da­ki ih­ti­laf­lar­da bir ha­kem ko­nu­mun­da­dır. Cum­hur­baş­ka­nı, eğer, hal­ko­yuy­la se­çi­le­cek olur­sa, par­la­men­to ze­mi­nin­de olu­şa­bi­le­cek bir uz­laş­ma­nın et­ki­si dev­re­ye gir­mez ve ta­ma­men top­lum kamp­la­ra ay­rı­şa­rak cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çer. So­nu­cun­da da be­nim cum­hur­baş­ka­nım-se­nin cum­hur­baş­ka­nın tar­tış­ma­sı or­ta­ya çı­kar… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Vay, vay!" ses­le­ri)

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Vay, vay!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Bu sis­te­min uy­gu­lan­dı­ğı her ül­ke­de- "Vay, vay!" di­yen ar­ka­daş­lar ha­ber­dar ol­ma­ya­bi­lir­ler ama- bu ko­nu­da çok bü­yük ra­hat­sız­lık­lar doğ­muş­tur. Baş­ta Fran­sa ol­mak üze­re çok bü­yük tar­tış­ma­lar ya­şan­mak­ta­dır. Bu sis­te­min bı­ra­kıl­ma za­ma­nı­nın ge­lip gel­me­di­ği ko­nu­sun­da top­lum çok bü­yük tar­tış­ma­lar yap­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, siz, ifa­de et­ti­ği­niz gi­bi, Tay­yip Er­do­ğan'ı seç­tir­mek için böy­le bir yön­tem dü­şü­nü­yor ola­bi­lir­si­niz ama, bi­zim der­di­miz şu­nun ve­ya bu­nun Cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­sı de­ğil. Bi­zim der­di­miz, si­zin dü­şün­me­di­ği­niz bir şey. Siz, ki­mi Cum­hur­baş­ka­nı yap­tır­mak is­te­di­ği­ni­zi dü­şü­nü­yor­su­nuz, biz ise, Tür­ki­ye'yi dü­şü­nü­yo­ruz.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Vay, vay! Vay, vay!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Tür­ki­ye'nin sa­ade­ti­ni dü­şü­nü­yo­ruz, Tür­ki­ye'nin ra­hat et­me­si­ni dü­şü­nü­yo­ruz.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Vay, vay! Vay, vay!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Tür­ki­ye'nin, bir­ta­kım so­run­la­rın ku­ca­ğı­na atıl­ma­ma­sı; en­di­şe­miz... (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Böy­le, ale­la­ce­le, iki gün­de, tar­tı­şıl­ma­dan, top­lu­mun des­te­ği­ne, top­lu­mun tar­tış­ma­sı­na su­nul­ma­dan, onun önü­ne ko­nu­lan bir çö­züm­le, Tür­ki­ye'nin, çok da­ha bü­yük ba­di­re­ler­le yüz yü­ze ge­ti­ri­le­ce­ğin­den en­di­şe edi­yo­ruz. Ama, gö­rü­yo­rum ki, siz­de böy­le bir en­di­şe yok. Şu­ra­dan, uz­laş­ma yap­ma­dan, ka­nır­ta ka­nır­ta bir aday seç­tir­mek is­te­di­niz. Biz­le­re ih­ti­ya­cı­nız yok­tu. Biz­ler­le uz­laş­ma ze­mi­ni ara­ma­dı­nız. Grup baş­kan ve­ki­li se­çer gi­bi, baş­ka­nı se­çe­riz de­di­niz, se­çe­me­di­niz.

 FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Ne fark eder­di?

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Şim­di, hal­ko­yu­nu, zan­ne­di­yor­su­nuz ki, halk oyun­dan, san­dık­tan…

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Mil­let­ten kaç­ma­yın!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Ar­ka­da­şı­nı­zın bek­len­ti­si bu, ifa­de et­ti­ği bu. Ben, ka­fam­dan bir şey söy­le­mi­yo­rum, de­ğer­li bir mil­let­ve­ki­li­ni­zin, ni­ye­ti­ni­zin ne ol­du­ğu ko­nu­sun­da­ki ifa­de­le­ri üze­ri­ne bun­la­rı söy­lü­yo­rum.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Mil­let­ten kaç­ma­yın!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Zan­ne­di­yor mu­su­nuz ki san­dık­tan is­te­di­ği­niz çı­ka­cak?

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - İn­şal­lah…

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Çık­ma­ya­cak. Ama, onun­la bir­lik­te pek çok so­run or­ta­ya çı­ka­cak, Cum­hur­baş­ka­nı­nın ta­raf­sız­lı­ğı­nı et­ki­le­ye­cek, ze­de­le­ye­cek so­run­lar or­ta­ya çı­ka­cak.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Mec­lis­ten kaç­ma­yın, mil­let­ten kaç­ma­yın.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Çün­kü, bu çö­züm içe­ri­sin­de ge­len Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı, bir da­ha se­çi­le­bil­mek, se­çim mey­dan­la­rın­da des­tek bu­la­bil­mek için par­ti­ler­le iliş­ki­le­re gi­re­cek, bir­ta­kım po­li­ti­ka­lar doğ­rul­tu­sun­da ken­di yet­ki­le­ri­ni kul­la­nır­ken, bu ola­yı ön­de tut­ma du­ru­mu or­ta­ya çı­ka­bi­le­cek ve bun­dan, en faz­la da si­ya­sal sis­tem za­rar gö­re­cek. Ama, öy­le gö­rü­yo­rum ki, si­zin umu­ru­nuz­da de­ğil. Siz, si­ya­sal sis­te­mi dü­şün­mü­yor­su­nuz; siz, "An­laş­tık, des­tek alı­rız, ne olur­sa ol­sun biz ço­ğun­lu­ğuz, bu­nu çı­kar­tı­rız." zih­ni­ye­ti­ni hiç­bir za­man terk et­me­di­niz.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Hal­ka gü­ve­ni­yo­ruz.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - "Si­zin ne is­te­di­ği­niz" her za­man, "halk için ne­yin doğ­ru ol­du­ğu"nun önün­de yer al­dı ve onun so­nu­cun­da da, şu ya­şa­dı­ğı­mız hu­ku­ki so­run­lar kar­ma­şa­sı­nın or­ta ye­rin­de ken­di­mi­zi bul­duk.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Mil­le­te gü­ve­nin, mil­le­te.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Yap­ma­yın ar­ka­daş­lar. Yap­ma­yın, ıs­rar­cı ol­ma­yın. Bu mil­le­te ya­zık, bu ül­ke­ye ya­zık. Bu ül­ke­yi ne­re­ye ge­tir­di­ği­ni­zi; hu­ku­ku, hak­kı, ada­le­ti, Ana­ya­sa'yı ne­re­ye ge­tir­di­ği­ni­zi tüm dün­ya, tüm ül­ke ib­ret­le, üzün­tüy­le iz­li­yor. Ar­tık, bu yol­da, se­çi­me böy­le çey­rek ka­la, ıs­rar et­me­yin. Ba­kı­nız, par­la­men­to­lar çok önem­li ka­nun­la­rı bi­le se­çi­me üç ka­la çı­kar­maz­lar. Par­la­men­to­lar çok önem­li ka­nun­la­rı­nı, ora­da o ka­nun­la ge­ti­re­cek­le­ri dü­zen­le­me­le­ri, eğer se­çi­me bu ka­dar az za­man kal­mış­sa, hal­kın önü­ne gö­tü­rür­ler, on­dan oy alır­lar, o oy­la bir­lik­te onay alır­lar ve son­ra mec­li­se dön­dük­le­ri za­man bu­nu ya­par­lar.

Bu ara­da bir şey da­ha söy­le­mek is­ti­yo­rum: Bu­ra­da ki­mi­le­ri, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin 24 Ha­zi­ran ta­ri­hi­ne kar­şı çık­tı­ğın­dan söz et­ti. Böy­le bir şe­ye ki­min ta­nık ol­du­ğu­nu, ki­min ta­nık­lık ede­ce­ği­ni doğ­ru­su çok me­rak edi­yo­rum. Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da­ki mu­ha­le­fet şer­hi­miz mey­dan­da­dır. Biz, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun bi­ze bir tak­vim sun­ma­sı­nı ve on­da se­çi­mi da­ha ön­ce ya­pa­bil­me­mi­ze imkân sağ­la­ya­cak bir­ta­kım dü­zelt­me­ler yap­ma fır­sa­tı­nın bir alt ko­mis­yon ku­ru­la­rak bi­ze su­nul­ma­sın­dan ya­na ol­duk. Bu­nu öne­ri ola­rak gö­tür­dük ve bu red­de­dil­di­ği için, biz, o ka­ra­ra mu­ha­le­fet şer­hi yaz­dık; bu­nu bi­li­niz.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Ka­çı­yor­su­nuz!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Bu­nu bi­li­niz! "Biz ön­se­çim ya­pa­ca­ğız, ta­ri­hi da­ha ile­ri­ye ata­lım." sö­zü, hiç­bir ar­ka­da­şı­mı­zın ağ­zın­dan çık­ma­mış­tır. Biz, se­çi­mi da­ha öne al­ma ça­re­le­ri var mı­dır yok mu­dur, bu­nu ara­ya­lım de­dik, siz ka­bul et­me­di­niz. Eğer, bu­gün bun­dan ra­hat­sız­sa­nız, so­rum­lu­lu­ğu bi­ze ata­rak kur­tu­la­maz­sı­nız. Ken­di ken­di­ni­ze ne yap­mak is­te­di­ği­ni­zi bi­lin, on­dan son­ra ka­ra­rı­nı­zı ve­rin. Eğer bu­gün ver­di­ği­niz ka­rar­dan mut­lu de­ğil­se­niz, onun so­rum­lu­lu­ğu­nu, onun su­çu­nu -eğer ken­di­ni­zi suç­lu gö­rü­yor­sa­nız- bi­ze at­mak yo­lu­nu ter­cih et­me­yin.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bir baş­kan­lık sis­te­mi ge­tir­miş­si­niz, "Cum­hur­baş­ka­nı 5+5 ola­rak se­çil­sin." De­miş­si­niz; gü­zel de, mey­dan­lar­dan si­ya­si par­ti ada­yı ola­rak ge­len bir Cum­hur­baş­ka­nı bir de beş yıl da­ha bu­ra­da gö­re­vi­ne de­vam et­mek imkânı­nı bu­lur­sa, bu­nun ta­raf­sız­lık açı­sın­dan ne ka­dar bü­yük bir teh­li­ke ya­ra­ta­bi­le­ce­ği­ni dü­şün­mü­yor mu­su­nuz? 1982 Ana­ya­sa­sı ya­pı­lır­ken ora­da Cum­hur­baş­ka­nı­nın ikin­ci ke­re se­çil­me­si­ne imkân ta­nın­ma­ma­sı­nın ne­den ol­du­ğu­nu hiç dü­şün­dü­nüz mü? Dü­şün­dü­nüz­se, gö­rüş­me­le­ri, ge­rek­çe­le­ri, Mec­lis tu­ta­nak­la­rı­nı bir in­ce­le­yin; ama, bu in­ce­le­me­ye si­zin ih­ti­ya­cı­nız yok ki, "Ne­re­ye ne­re­den ge­lin­miş­tir"i araş­tır­ma­ya si­zin ih­ti­ya­cı­nız yok ki. Siz "ne doğ­ru­dur"un ara­yı­şı içe­ri­sin­de de­ğil­si­niz ki. Siz, ka­fa­nız­da­ki­ni ger­çek­leş­tir­mek ara­yı­şı içe­ri­sin­de­si­niz. Bir par­ça­cık araş­tı­rın.

İN­Cİ ÖZ­DE­MİR (İs­tan­bul) - Ne­re­den bi­li­yor­su­nuz araş­tır­ma­dı­ğı­mı­zı?

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Araş­tır­say­dı­nız bu­nu gö­re­cek­ti­niz, bi­li­yo­rum, bu­nu gö­re­cek­ti­niz ve bu­nu ge­tir­me­ye­cek­ti­niz.

İN­Cİ ÖZ­DE­MİR (İs­tan­bul) - Araş­tır­dık, o ka­dar da ba­sit de­ğil.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Bu ka­dar za­man­da da gö­re­bil­diy­se­niz, şu ka­dar kı­sa za­man­da, bra­vo si­ze! Ne ka­dar ça­buk araş­tır­ma ya­pı­yor­su­nuz Ha­nı­me­fen­di!

İN­Cİ ÖZ­DE­MİR (İs­tan­bul) - Bir tek sen bi­li­yor­sun(!) (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Kal­kıp bu­ra­ya, an­la­ta­bi­lir mi­si­niz ne ko­nuş­ma­lar ya­pıl­dı­ğı­nı ora­da? İn­ce­le­di­ği­ni­zi id­dia edi­yor­su­nuz, kal­kıp an­la­ta­bi­lir mi­si­niz Ha­nı­me­fen­di? Yap­ma­dı­ğı­nız bir şe­yi "Yap­tım." di­ye bu­ra­da tak­dim et­me­yin ken­di­ni­zi.

İN­Cİ ÖZ­DE­MİR (İs­tan­bul) - Ni­ye bil­me­ye­lim! Ge­re­ken­le­ri Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da­ki­ler ya­pı­yor.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Ya­pa­bil­miş ol­say­dı­nız şu me­tin or­ta­ya çık­maz­dı. Tür­ki­ye'yi "hal­ko­yu" ke­li­me­si­nin ya­ra­ta­ca­ğı ca­zi­be­ye sı­ğı­na­rak bir ate­şe at­mak üze­re­si­niz.

İk­ti­da­rın şah­si­leş­me­si­ni ya­ra­ta­rak, 5+5'le, bir ki­şi­nin, sis­te­min bu ka­dar çok yet­ki­yi kul­la­nan bir ki­şi­nin Ana­ya­sa'da­ki tar­tı­şıl­maz tek hâki­mi ko­nu­mu­na ge­tir­mek üze­re­si­niz bu tek­lif­le. Ne yap­tı­ğı­nı­zın far­kın­da mı­sı­nız? Bu kö­tü­lük­le­ri Tür­ki­ye'ye yap­ma hak­kı­nız var mı? Bu dü­zen­le­me­le­rin hep­si, geç­miş­te ya­şa­dı­ğı­mız bir­ta­kım acı tec­rü­be­le­rin so­nu­cun­da ge­ti­ril­miş olan çö­züm­ler­dir. Par­la­men­ter sis­tem Tür­ki­ye'de geç­miş­te ya­şa­dık­la­rı­mız­la örü­le örü­le bu nok­ta­ya gel­miş­tir. Şim­di, siz, ta 1876'dan baş­la­yan bir ge­li­şi­min so­nun­da gel­miş ol­du­ğu­muz şu nok­ta­dan, hem de ha­ta­lı ol­du­ğu an­la­şıl­dı­ğı için ter­cih edil­me­miş nok­ta­la­ra gö­re, Tür­ki­ye'nin si­ya­si re­ji­mi­ni sü­rük­le­mek üze­re­si­niz. Bu­na, şu aşa­ma­da, şu aşa­ma­da hak­kı­nız olup ol­ma­dı­ğı­nı bir an ak­lı­nı­za ge­tir­di­niz mi? Ne ya­pı­yor­su­nuz de­ğer­li ar­ka­daş­lar? Ya­rın öbür gün, bu mil­let, si­ze, bu­nun he­sa­bı­nı so­rar. Bu­gün sor­ma­sa bi­le, ge­tir­di­ği­niz bu sis­tem ger­çek­le­şe­cek olur­sa, ya­şa­ya­cak­la­rıy­la acı acı so­rar. Siz, Tür­ki­ye'yi, çok va­him so­nuç­lar do­ğu­ra­cak bir ku­tup­laş­ma­ya mı it­mek is­ti­yor­su­nuz?

FA­TİH ARI­KAN (Kah­ra­man­ma­raş) - Ken­di dü­şün­ce­ni­zi bi­ze mal et­me­yin!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Bu sis­te­min uy­gu­lan­dı­ğı her ül­ke­de gö­rül­müş­tür ki, böy­le bir sis­tem, eğer top­lum­da kes­kin iki­li ku­tup­laş­ma­lar var­sa, bun­la­rı da­ha be­lir­gin, da­ha kes­kin hâle ge­tir­mek so­nu­cu­nu do­ğu­rur. Bu­nu mu yap­mak is­ti­yor­su­nuz?

NU­RET­TİN AK­TAŞ (Ga­zi­an­tep) - Siz yap­mak is­ti­yor­su­nuz!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Top­lum­da­ki si­ya­si ter­cih­ler, bir uz­laş­ma po­ta­sın­da eri­me­den böy­le var­lı­ğı­nı ko­ru­sun, bu kamp­laş­ma­lar da­ha mı de­rin­leş­sin is­ti­yor­su­nuz? İs­ti­yor­sa­nız, oyu­nu­zu ve­ri­niz. Ama, bu oyu ver­mek­le, böy­le bir de­ği­şik­li­ği ge­çirt­mek­le, ka­za­na­ca­ğı­nız za­fer, as­lın­da bir za­fer de­ğil­dir, bu­nu bi­li­niz. Ger­çek bir za­fer de­ğil­dir. Tür­ki­ye'nin fe­la­ke­ti­ne atıl­mış bir adım ola­cak­tır. Hal­ko­yu bir çö­züm­dür, ama bu çö­züm­de, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­de ve bu Ana­ya­sa çer­çe­ve­sin­de eğer ön­lem­ler alın­maz­sa, bu­nun ya­ra­ta­ca­ğı bir­ta­kım so­run­lar gi­de­ril­me­den ka­bul edi­le­cek olur­sa, çö­züm de­ğil, çö­züm­süz­lük­tür. Tür­ki­ye'nin önü­ne bir be­lir­siz­lik, Tür­ki­ye'nin önü­ne bir çe­kiş­me, Tür­ki­ye'nin önü­ne bir çe­liş­me or­ta­mı aç­mak de­mek­tir. Dü­şü­nü­nüz, Cum­hur­baş­ka­nı, hal­ko­yuy­la se­çil­miş ay­rı bir par­ti­den mey­dan­lar­dan par­ti­le­rin des­te­ği­ni ala­rak gel­miş. Par­la­men­to­da­ki ço­ğun­luk da ay­rı bir par­ti­den!.. Çı­ka­bi­le­cek tar­tış­ma­la­rı, çı­ka­bi­le­cek ki­lit­len­me­le­ri dü­şü­ne­bi­li­yor mu­su­nuz? Bu sis­te­min uy­gu­lan­dı­ğı ül­ke­ler­de dev­let baş­ka­nı ile par­la­men­to­da­ki par­ti ço­ğun­lu­ğu­nun, iki­si­nin ay­nı si­ya­si par­ti kö­ke­nin­den gel­di­ği du­rum­lar­da iş­le­ye­bil­miş­tir, so­nuç ve­re­bil­miş­tir. Ama, ay­rı ço­ğun­luk­lar, ay­rı si­ya­si par­ti kö­ken­le­ri­nin par­la­men­to­da ve Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ma­ka­mın­da hâkim ol­ma­sı hâlin­de ki­lit­len­me­ler or­ta­ya çık­mış­tır. Bu sis­te­min bir ver­si­yo­nu olan Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nde Baş­kan ile Par­la­men­to ara­sın­da­ki bir uyuş­maz­lı­ğın so­nun­da dev­let me­mur­la­rı­nın ay­lar­ca ma­aş ala­ma­ma du­ru­mu ile kar­şı kar­şı­ya kal­mış ol­du­ğu ger­çe­ği­ni bi­li­yor muy­du­nuz?

Bun­la­rı araş­tır­ma­dan, bun­la­rı top­lu­mun hu­zu­ru­na sun­ma­dan, siz han­gi hak­la, şöy­le bir du­rum­da, böy­le bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni bi­zim önü­mü­ze ge­tir­mek is­ti­yor­su­nuz? Bu­nu sor­mak is­ti­yo­rum.

Gi­di­yor­su­nuz, so­kak­lar si­ze "Gi­din!" di­ye ba­ğı­rı­yor.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Al­lah Al­lah!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - So­ka­ğın, top­lu­mun si­zin­le uyu­mu kal­ma­mış.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - So­nun­da san­dık­ta gö­rü­le­cek o!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Ku­la­ğı­nız duy­mu­yor­sa ça­re­si­ne ba­kı­nız. Mec­lis du­va­rı­nın önü­ne ka­dar gel­di­ler, "Gi­din!" di­ye ba­ğı­rı­yor­lar si­ze, is­te­mi­yor­lar si­zi.

HA­SAN MU­RAT MER­CAN (Es­ki­şe­hir) - Hod­ri mey­dan!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Uy­gu­la­dı­ğı­nız po­li­ti­ka top­lum­da kim­se­yi mut­lu et­me­di.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - So­kak­tan me­det umu­yor­su­nuz!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Ve siz, bu or­tam­da, top­lu­ma, böy­le bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni ge­tir­mek, şu­ra­da­ki ço­ğun­lu­ğu­nuz­dan ya­rar­la­na­rak ka­bul et­tir­mek is­ti­yor­su­nuz.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Ser­ma­ye­niz so­kak ya­hu! Va­tan­da­şı kış­kırt­mak­tan baş­ka bir şey de­ğil.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Bu, si­ze Ana­ya­sa'nın ta­nı­dı­ğı ya­sa­ma hak­kı­nı pek de iyi­ye kul­lan­ma­dı­ğı­nı­zın bir ka­nı­tı gi­bi gö­zü­yor ba­na. Lüt­fen, ulu­su­mu­za bu kö­tü­lü­ğü yap­ma­yın.

ZEY­NEP KA­RA­HAN US­LU (İs­tan­bul) - Mil­let­ten kork­ma­yın, kork­ma­yın mil­let­ten!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - "Hal­ko­yu" te­ri­mi­nin ca­zi­be­si­ne sı­ğı­nıp…

ZEY­NEP KA­RA­HAN US­LU (İs­tan­bul) - Mil­le­te gü­ve­nin!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - …hal­ka çok kö­tü so­nuç­lar do­ğu­ra­cak bir şe­yi ger­çek­leş­tir­me­yin.

ZEY­NEP KA­RA­HAN US­LU (İs­tan­bul) - Mil­le­te gü­ve­nir­se­niz, mil­let de si­ze gü­ve­nir. On­la­ra gü­ven­me­di­ği­niz için mil­let de si­ze gü­ven­mi­yor! Kork­ma­yın!

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Ba­kı­nız, bu uy­gu­la­ma­nın -ha­nı­me­fen­di bil­mi­yor ola­bi­lir­ler- han­gi ül­ke­ler­de han­gi so­nuç­la­rı ver­miş ol­du­ğu­nu, lüt­fen, çok dik­kat­le iz­le­yi­niz; iz­le­yi­niz ve son­ra ne gi­bi bir gi­ri­şi­min içe­ri­sin­de ol­du­ğu­nu­zu, ne­ye ka­pı­yı aç­tı­ğı­nı­zı vic­da­nı­nız­la baş ba­şa ka­la­rak bir de­ğer­len­di­ri­niz, on­dan son­ra oyu­nu­zu ve­ri­niz, on­dan son­ra böy­le bir tek­li­fin ar­ka­sı­na sı­ğı­nı­nız. Ben bu­nun, bu Par­la­men­to­da, çok ta­rihî bir uya­rı ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sa­yın Aras­lı, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Çün­kü, atı­la­cak adım, Tür­ki­ye için bir dö­nüm nok­ta­sı ola­cak­tır ve lüt­fen, bu dö­nüm nok­ta­sın­da, oy­la­rı­nı­zı, bir kim­se­yi Cum­hur­baş­ka­nı seç­tir­mek için de­ğil, Tür­ki­ye'yi da­ha ile­ri­ye gö­tür­mek ar­zu­su doğ­rul­tu­sun­da kul­la­nın.

Say­gı­la­rım­la. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

AB­DUL­KA­DİR ATEŞ (Ga­zi­an­tep) - Sa­yın Baş­kan, usul hak­kın­da si­zi uyar­mak is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Ne hak­kın­da efen­dim?

AB­DUL­KA­DİR ATEŞ (Ga­zi­an­tep) - Usul hak­kın­da… Bu Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu­nun Ra­po­ru, ye­te­rin­ce, bu Ge­nel Ku­ru­la ge­ti­ril­me­di. Ka­vas­lar­dan is­te­me­mi­ze rağ­men, eli­mi­ze geç­me­di, ben­de de yok. Lüt­fen, bu nok­sa­nı gi­de­ri­niz.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Ka­vas­lar­dan is­te­dik, ver­me­di­ler.

AB­DUL­KA­DİR ATEŞ (Ga­zi­an­tep) - Bu nok­san­la, bu top­lan­tı­yı sağ­lık­lı bir bi­çim­de de­vam et­ti­re­mez­si­niz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Var, bu­ra­da." ses­le­ri)

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Ha­ni? İs­ti­yo­ruz, ge­ti­ren yok.

AB­DUL­KA­DİR ATEŞ (Ga­zi­an­tep) - Lüt­fen, ara ve­ri­niz. Bu ya­sa bi­zim eli­mi­ze ulaş­sın, on­dan son­ra bu top­lan­tı­ya de­vam ede­lim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ateş.

AK Par­ti Gru­bu adı­na, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç.

Sa­yın Kı­lıç, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

SAB­Rİ VA­RAN (Gü­müş­ha­ne) - Var, bu­yu­run.

BAŞ­KAN - Sa­yın Va­ran…

NE­CA­Tİ UZ­DİL (Os­ma­ni­ye) - Top­la da ka­vas­la­ra ver, on­lar da­ğıt­sın!

AB­DUL­KA­DİR ATEŞ (Ga­zi­an­tep) - Ara ve­rin lüt­fen.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Kı­lıç.

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA SU­AT KI­LIÇ (Sam­sun) - Sa­yın Baş­kan, çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ön­gö­ren Ana­ya­sa De­ği­şik­li­ği Tek­li­fi'nin tü­mü üze­rin­de, AK Par­ti Gru­bu­nun gö­rüş­le­ri­ni açık­la­mak üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum.

SE­DAT PE­KEL (Ba­lı­ke­sir) - Yir­mi beş ne ol­du, yir­mi beş?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Bu ve­si­ley­le, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ni, yü­ce he­ye­ti­ni­zi en kalbî say­gı­la­rım­la, en iç­ten di­lek­le­rim­le se­lam­lı­yo­rum.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin)  - Genç­le­ri ne yap­tı­nız, genç­le­ri? Genç­ler ne ol­du, genç­ler?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, bu Mec­lis ki, Ata­türk'ün "En bü­yük ese­rim." de­di­ği bir mü­es­se­se­dir; bu Mec­lis ki, çağ­daş Türk de­mok­ra­si­si­nin kal­bi­dir.

SA­LİH GÜN (Ko­ca­eli) - Laf­la de­ğil ic­ra­at­la... İc­ra­at­la...

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­ler ne ol­du, genç­ler?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Bu Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ki...

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­ler ne ol­du, genç­ler?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - ...sa­vaş­lar yö­ne­ten, kah­ra­man­lık­lar ka­za­nan bir mec­lis­tir.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş yaş ne ol­du?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Bu Mec­lis ki, "ga­zi" un­va­nı­nı al­mış olan  bir mec­lis­tir.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş yaş ne ol­du, yir­mi beş yaş?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ne­ye iti­raz et­ti­ği­ni­zi an­la­mı­yo­rum. Bu Mec­li­sin mil­let ira­de­si­nin te­cel­ligâhı ol­du­ğu­na mı iti­raz edi­yor­su­nuz? (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş yaş ne ol­du, yir­mi beş yaş?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Bu Mec­li­sin ga­zi bir mec­lis ol­du­ğu­na mı iti­raz edi­yor­su­nuz?

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş yaş ne ol­du, yir­mi beş yaş?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Bu Mec­li­sin de­mok­ra­si­nin kal­bi ol­du­ğu­na mı iti­raz edi­yor­su­nuz? (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­ler ne ol­du, genç­ler?

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, bir­kaç sa­ni­ye...

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ne­ye iti­raz et­ti­ği­niz...

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım...

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Evet, ne­ye iti­raz et­ti­ği­niz, bu­ra­da tu­ta­nak­la­ra ge­çe­cek­tir. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Se­nin ağ­zı­na ya­kış­mı­yor, o yüz­den iti­raz edi­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­cenk, lüt­fen...

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK  (Mer­sin) - Genç­le­ri ni­ye uyu­tu­yor­su­nuz!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, söz­le­ri­min he­men ba­şın­da...

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - İs­tis­mar et­ti­ği­niz genç­le­ri dü­şü­nün!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) -  ...Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne Baş­kan­lık eden Sa­yın Pak­dil'den bir is­tir­ham­da bu­lun­mak is­ti­yo­rum: Az ev­vel -ben­den bir­kaç ki­şi ev­vel- Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Da­nış­ma Ku­ru­lu öne­ri­si üze­rin­de söz alan bir mil­let­ve­ki­li, Ge­nel Ku­rul­da, AK Par­ti sı­ra­la­rı­nın ya da Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi­nin anar­şi­ye yol aç­tı­ğı­nı söy­le­mek gi­bi, il­kel, ta­lih­siz, de­mok­ra­siy­le bağ­daş­ma­yan bir çir­kin be­yan­da bu­lun­muş­tur! (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­ler ne ol­du, genç­ler? On­dan bah­set sen!

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Genç­le­ri an­lat, genç­le­ri!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, bu "anar­şi" sö­zü, kul­la­nan ki­şi­ye ya­kı­şa­bi­lir...

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Genç­ler sey­re­di­yor, de­ma­go­ji­yi bı­rak!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - ... ama yü­ce Mec­li­se, bu Mec­li­sin ira­de­si­ne, bu Mec­li­sin de­mok­ra­tik ta­ham­mü­lü­ne, de­mok­ra­si kül­tü­rü­ne ya­kış­mı­yor.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ee ne ya­pa­lım!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) -  Bu cüm­le­nin bu tu­ta­nak­lar­dan çı­ka­rıl­ma­sı­nı say­gıy­la ta­lep edi­yo­rum.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) -  Genç­ler ce­vap bek­li­yor sen­den!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­ler ce­vap bek­li­yor, genç­le­re ne di­ye­cek­sin!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Çok Say­gı­de­ğer Baş­ka­nım, bu ara­da şu­nu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum: Ben de cüm­le­min içe­ri­sin­de "anar­şi" ke­li­me­si­ni bir kez kul­la­na­ca­ğım.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş ya­şa ne di­yor­sun?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ama Sa­yın Baş­kan, be­nim ifa­de­mi de tu­ta­nak­lar­dan, lüt­fen çı­kar­tın.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş yaş ne ola­cak?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, bu Mec­lis ça­tı­sı al­tın­da anar­şi kül­tü­rü­ne ki­min ya­kın ve yat­kın ol­du­ğu...

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - De­ma­go­ji kur­tar­mı­yor, ce­vap bek­li­yor­lar sen­den!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - ...cu­ma ve cu­mar­te­si gü­nü Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da, bu söz­cü­ğü kul­la­nan mil­let­ve­ki­li ve onun ba­zı ar­ka­daş­la­rı ta­ra­fın­dan gös­te­ril­miş­tir.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­ler ce­vap bek­li­yor, genç­ler!

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, her­han­gi bir sa­taş­ma­ya se­be­bi­yet ver­me­yin lüt­fen.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - O cüm­le si­ze ve ba­zı ar­ka­daş­la­rı­nı­za çok da­ha iyi ya­kış­mak­ta­dır. Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da te­le­fon fır­la­tan­lar ora­da; Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da su şi­şe­le­ri­ni fır­la­tan­lar ora­da...

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­ler ne ol­du?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da su iç­tik­le­ri bar­dak­la­rı fır­la­tan­lar ora­da…

ZEY­NEP KA­RA­HAN US­LU (İs­tan­bul) - Mil­let­ve­ki­li yum­ruk­la­yan­lar ora­da.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da ki­tap fır­la­tan­lar, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da kü­für­lü ifa­de­le­ri kul­la­nan­lar ora­da, si­zin ara­nız­da. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Fi­ilî du­ru­mu ya­ra­tan siz­si­niz.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ve de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­ler ne ol­du? Genç­le­ri an­lat­sa­na.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş yaş… Yir­mi beş yaş…

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - … ben­den az ev­vel ko­nu­şan ve ana­ya­sa pro­fe­sö­rü un­va­nı­nı ta­şı­yan Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu üye­si…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş ya­şa ne ol­du, yir­mi beş ya­şa?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - …. mu­ha­le­fet mil­let­ve­ki­li, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu­nun bu­gü­ne ka­dar bel­ki hiç ta­nık­lık et­me­di­ği bir fi­ilî sal­dı­rı­yı ger­çek­leş­tir­miş­tir, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı Sa­yın Bur­han Ku­zu'ya sır­tın­dan yum­ruk­lar­la fi­ilî mü­da­ha­le­de bu­lun­muş­tur. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Bu­nu ya­pan in­san ana­ya­sa pro­fe­sö­rü ve bu­ra­da bi­ze ve ko­mis­yon­da bi­ze ana­ya­sa hu­ku­ku der­si ver­me­ye kal­kan bir ana­ya­sa pro­fe­sö­rü.

ZEY­NEP KA­RA­HAN US­LU (İs­tan­bul) - De­mok­ra­si­den bah­se­di­yor Sa­yın Aras­lı.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - İş­te, Sa­yın Ku­zu ora­da, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu tu­ta­nak­la­rı ma­ruz kal­dı­ğı fi­ilî sal­dı­rı­nın ta­nı­ğı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ga­ze­te­ler­de çı­kan ha­ber­ler… Al­lah aş­kı­na, oku­du­ğu­nuz­da üzül­me­di­niz mi?

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş ya­şı at­lar­ken üzül­mü­yor mu­su­nuz?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - "Pro­fe­sör­ler çıl­dır­mış" baş­lı­ğı­nı oku­du­ğu­nuz­da üzül­me­di­niz mi?

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­le­ri uyut­mak­tan utan­mı­yor mu­su­nuz?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ya­kı­şı­yor mu bir ana mu­ha­le­fet mil­let­ve­ki­li­ne yum­ruk­la­rı ko­nuş­tur­mak, tek­me­le­ri ko­nuş­tur­mak, fi­ilî sal­dı­rı­da bu­lun­mak?

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­le­ri uyut­mak­tan utan­mı­yor mu­su­nuz?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Sen söy­le­dik­le­ri­me ce­vap ver.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­le­ri ni­ye uyu­tu­yor­su­nuz pe­ki?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Eğer, il­la­ki bir söz ata­cak­san, sa­de­ce söy­le­di­ği­me ce­vap ver.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Beş se­ne­dir genç­le­ri uyut­tu­nuz. Bu­ra­dan şim­di ya­lan söy­lü­yor­su­nuz.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu ik­ti­dar ve mu­ha­le­fet par­ti­si gru­bu üye­si üye­le­ri­nin ka­tı­lı­mıy­la top­lan­tı­sı­nı se­çim­le ala­ka­lı ola­rak yap­tı­ğın­da, Tür­ki­ye'nin Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun Baş­ka­nı ve Baş­kan Ve­ki­li o top­lan­tı­ya se­çim sü­re­ci­ni yü­rü­te­cek uz­man ku­ru­lun baş­ka­nı ve baş­kan ve­ki­li ola­rak ka­tıl­dı­lar.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­le­ri ne yap­tı­nız?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - AK Par­ti Gru­bu, öne alı­nan se­çi­min ta­ri­hi ola­rak…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş yaş ne ol­du?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - … 24 Ha­zi­ran 2007 Pa­zar gü­nü­nü be­lir­le­di.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Şu yir­mi beş ya­şı bir an­lat­sa­nı­za.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Sa­yın Öz­yü­rek, ne­re­ye ge­le­ce­ği­mi bi­li­yor­sun, on­dan do­la­yı çi­le­den çı­kı­yor­sun! Sö­zü­mü ne­re­ye bağ­la­ya­ca­ğı­mı bi­li­yor­sun sen!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ni­ye uyu­tu­yor­su­nuz? Genç­le­ri ni­ye uyu­tu­yor­su­nuz, bir an­lat­sa­na!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Bi­li­yor­sun sö­zü­mü ne­re­ye bağ­la­ya­ca­ğı­mı!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Genç­le­ri ni­ye uyut­tun, bir an­lat!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Biz "24 Ha­zi­ran 2007 Pa­zar" de­dik. YSK'nın çok De­ğer­li Baş­ka­nı 22 Tem­muz 2007 ta­ri­hin­den ev­vel bir se­çim yap­ma­la­rı­nın tek­nik ve hu­kuk sü­re­le­ri açı­sın­dan müm­kün ola­ma­ya­ca­ğı­nı ifa­de et­ti­ler.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Genç­ler ce­vap bek­li­yor, bı­rak de­ma­go­ji­yi!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ni­ye ol­ma­sın?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - 24 Ha­zi­ran ta­ri­hi­ni YSK'ya ka­bul et­ti­re­me­yin­ce…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ni­ye o za­man ge­tir­me­di­niz? Ni­ye er­ken ge­tir­me­di­niz?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - …hiç ol­maz­sa se­çim­le­rin bir ve­ya iki haf­ta öne alın­ma­sı ko­nu­sun­da ıs­ra­rı­mı­zı ken­di­le­ri­ne ilet­tik, an­cak YSK Baş­ka­nı­nın söy­le­di­ği şu cüm­le bi­zi ıs­ra­rı­mız­dan vaz­ge­çir­di…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Hikâye­le­ri bı­ra­ka­lım da genç­le­re ba­ka­lım!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu Baş­ka­nı Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da de­miş­tir ki: "Bi­zi bir haf­ta da­ha ön­ce bir se­çim yap­ma­ya zor­lar­sa­nız, bu se­çim ya­sal sü­re­ler iti­ba­rıy­la bel­ki ya­pı­lır ama, bir­ta­kım tar­tış­ma­la­rı be­ra­be­rin­de ge­tir­me­si muh­te­mel­dir." de­di­ği nok­ta­da tar­tış­ma ke­sil­miş ve YSK'nın ira­de­si­ne se­çim ta­ri­hi tes­lim edil­miş­tir.

An­cak, sa­mi­mi­ye­ti­ni her ze­min­de tar­tış­ma­ya açık bı­ra­kan ana mu­ha­le­fet gru­bu­nun Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da­ki ba­zı üye­le­ri, se­çim ta­ri­hi­nin Ko­mis­yon­da ka­ra­ra bağ­lan­ma­ma­sı­nı, se­çim ta­ri­hi­ni tar­tış­mak, in­ce­le­mek, gö­rüş­mek ve be­lir­le­mek üze­re, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu bün­ye­sin­de bir alt ko­mis­yon ku­rul­ma­sı­nı ta­lep et­miş­ler­dir. Tu­ta­nak­lar­la sa­bit­tir. Sa­yın To­puz, bu da ya­lan mı?

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Doğ­ru, doğ­ru! Bir gün­lük sü­reç…

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Pe­ki, yük­sek Par­la­men­to tec­rü­be­ni­ze da­ya­na­rak şu­nu sor­mak is­ti­yo­rum: Bir alt ko­mis­yon kur­ma ta­le­bi, ba­zen tek­nik ko­nu­la­rın de­ta­yı­na in­ce­len­me­si için is­te­nir, ama ço­ğu za­man za­man­dan çal­mak, sü­re ka­zan­mak, işi su­lan­dır­mak, za­ma­na yay­mak, müm­kün­se Ey­lü­le bı­rak­mak için is­te­nir ve si­zin ama­cı­nız da bu­dur. Ama­cı­nız bu mu­dur, de­ğil mi­dir? (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

De­ğil mi­dir? Pe­ki.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ne de­rin bil­gi! Ne de­rin bil­gi!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Şim­di, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu tu­ta­nak­la­rın­dan oku­yo­rum…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Şu yir­mi be­şi an­lat­sa­na, yir­mi be­şi!

(Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Öz­yurt, üze­rin­de "25!" ya­zan bir kâğıt gös­ter­di)

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Onu geç sen! Sen şo­va oy­nu­yor­sun, ama ga­ze­te­ci­ler ar­ka­da, se­nin ora­da gös­ter­di­ği­ni çe­ke­mi­yor­lar.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Sen de şo­va oy­nu­yor­sun; bu­nu ko­nuş.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ora­da gös­ter­di­ği­ni çe­ke­mi­yor­lar. Aka­de­mik ka­ri­ye­ri­ni­ze ya­kış­mı­yor Ge­nel Ku­rul­da pan­kart aç­mak.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­ki­li­ne lüt­fen ha­tır­la­tır mı­sı­nız.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş ya­şı bir an­lat­sa­na.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) -  Ge­nel Ku­rul sa­lo­nun­da pan­kart aç­mak, Ge­nel Ku­ru­lun me­ha­be­ti­ne ya­kış­maz.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Siz an­lat­ma­dık­ça biz bu­nu aça­ca­ğız.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Si­ze hiç ya­kış­maz. Bir pro­fe­sö­re hiç mi hiç ya­kış­maz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş ya­şı an­la­tın!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ama, si­ze ya­kı­şı­yor. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Sa­yın Öz­yü­rek, ya­kış­tı, tut­ma­ya de­vam edin! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - An­lat bu­nu.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ya­kış­tı, ya­kış­tı!.. De­vam et!

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Genç­le­re gel, genç­le­re…

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu tu­ta­nak­la­rın­dan de­vam edi­yo­rum:

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Art­vin Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Yük­sel Çor­ba­cı­oğ­lu Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu tu­ta­nak­la­rı­na ge­çen ka­yıt­lar­da di­yor ki: "Şim­di, ben şu­nu öğ­ren­mek is­ti­yo­rum: Özel­lik­le, tek­lif sa­hip­le­rin­den de bu ko­nu­da ce­vap is­ti­yo­rum. 24 Ha­zi­ran­da eğer er­ken se­çim ya­pı­lır­sa gü­ven ve is­tik­rar sür­dü­rü­le­bi­le­cek de, 4 Ka­sım de­mi­yo­rum, ekim de de­mi­yo­rum; ola­bi­lir. O za­man sü­reç sı­kın­tı­ya gi­re­cek. 24 Tem­muz­da ve­ya Sa­yın Baş­ka­nın de­di­ği gi­bi 22 Tem­muz­da olur­sa o gü­ven ve is­tik­rar her­han­gi bir sı­kın­tı­ya gi­ri­yor mu? Ben, si­zin ta­le­bi­ni­zin ge­rek­çe­si açı­sın­dan söy­lü­yo­rum ve­ya 24 Ağus­tos­ta, ya­ni, amaç, eğer, büt­çey­le il­gi­li so­run­la­rın ve ye­ni dö­nem­de Mec­li­sin ha­zır ola­rak gir­me­si yö­nün­de bir en­di­şe­niz var­sa, ben­ce Sa­yın Se­çim Ku­ru­lu Baş­ka­nı­mın söy­le­di­ği ta­rih­te ola­bi­lir, hiç­bir sa­kın­ca­sı yok."

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ça­tı al­tın­da se­çim ka­ra­rı­nı be­ra­ber al­ma­dık mı? 22 Tem­mu­za siz de "evet" de­me­di­niz mi? Yok­sa -de­di­ği­ni­zi zan­ne­di­yo­ruz- oy­la­ma­da de­me­di­niz mi? Ama, sa­yı­lar gös­te­ri­yor ki, 22 Tem­mu­za siz "evet" de­di­niz, Par­la­men­to arit­me­ti­ği bu­nu gös­te­ri­yor. Ama, bu­na rağ­men, bu ka­çış ni­ye? İki nok­ta­da halk­tan ka­çı­yor­su­nuz.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Kaç­mı­yo­ruz, "er­ke­ne ala­lım" di­yo­ruz.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - "Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin" di­yo­ruz, ka­çı­yor­su­nuz.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - "Ha­zi­ra­na ala­lım" di­yo­ruz.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - "22 Tem­muz­da se­çim ya­pıl­sın" di­yo­ruz. Ora­da da halk­tan kaç­ma­nın ça­re­le­ri­ne sı­ğı­nı­yor­su­nuz.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - "Ha­zi­ra­na ala­lım" di­yo­ruz. Ne­re­si kaç­mak?

Şim­di, ba­kı­nız, ba­kı­nız…

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Genç­le­re gel genç­le­re!

KE­MAL SAĞ (Ada­na) - Ne­re­de ka­çı­yo­ruz ya!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) -  Ge­li­yo­rum… Ben za­ten mad­de üze­rin­de ko­nu­şu­yo­rum. 

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yir­mi beş yaş ne ol­du?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Sa­na yir­mi be­şi de el­li­yi de yet­miş be­şi de an­la­tı­rım. Ben sa­na şim­di sa­yı­lar­dan gü­zel ders­ler ve­re­ce­ğim.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - An­lat, an­lat!.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - 24 Ha­zi­ra­na evet, yir­mi beş ya­şa evet!

BAŞ­KAN - Sa­yın Emek, lüt­fen…

Sa­yın Kı­lıç, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edi­niz.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Ha­ni yir­mi beş yaş?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği pa­ke­ti bel­li hü­küm­ler içe­ri­yor. Bun­lar­dan bir ta­ne­si, ki, Hükûmet adı­na, bir hak­tan fe­ra­gat­tir, bir ta­viz ola­rak da gö­rü­le­bi­lir, ama, Türk de­mok­ra­si­si­nin Av­ru­pa yö­ne­tim bi­çim­le­ri­ne ve ya­sa­ma mec­lis­le­ri­nin gö­rev sü­re­le­ri­ne pa­ra­lel bir nok­ta­ya ge­ti­ri­le­bil­me­si adı­na, bu fe­dakârlık ik­ti­dar ta­ra­fın­dan gün­de­me ge­ti­ril­miş­tir.

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - İk­ti­dar ta­ra­fın­dan ni­ye ol­sun ca­nım?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ne­dir o? Ana­ya­sa­mız di­yor ki: "Par­la­men­to se­çim­le­ri beş yıl­da bir ye­ni­le­nir."

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Ne ka­dar bil­gi­li­sin(!)

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Biz de bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi ge­ti­ri­yo­ruz, di­yo­ruz ki: "Par­la­men­to se­çim­le­ri dört yıl­da bir ye­ni­le­nir." Hü­küm­ler­den bir ta­ne­si bu, se­çim­le­rin dört yıl­da bir ya­pıl­ma­sı.

KE­MAL SAĞ (Ada­na) - Ni­ha­yet doğ­ru­yu gör­dü­nüz.

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Ha­ni beş yıl­dan ön­ce iha­net­ti?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Bir di­ğe­ri: Di­yo­ruz ki, bu za­ma­na ka­dar, Cum­hur­baş­ka­nı Mec­lis ta­ra­fın­dan, Mil­let Mec­li­si ta­ra­fın­dan se­çil­di. Bü­yük Mil­let Mec­li­si, mil­let adı­na kul­lan­dı­ğı ege­men­lik yet­ki­siy­le, Tür­ki­ye'nin Cum­hur­baş­kan­la­rı­nı seç­ti ve iş­ba­şı­na ge­tir­di. Za­man za­man na­fi­le tur­lar ya­şan­dı. Bu Par­la­men­to, bu ça­tı, 115 tu­ra ka­dar de­vam eden na­fi­le tur­la­ra ta­nık­lık et­ti, ama, ni­ha­yet, 1982 Ana­ya­sa­sı laf­zı, sö­zü, özü, ru­hu iti­ba­rıy­la, ira­de­si­ni or­ta­ya ko­ya­rak, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­ni imkânsız hâle ge­ti­re­cek bir ana­ya­sa de­ğil, Cum­hur­baş­ka­nı­nı her şart al­tın­da seç­tir­me­yi ko­lay­laş­tı­ran, seç­ti­ri­le­me­di­ği tak­dir­de Par­la­men­to­yu se­çi­me mec­bur bı­ra­kan bir ana­ya­sa ola­rak di­zayn edil­miş­tir.

MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (Bur­sa) - Afe­rin(!)

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ve ni­ha­yet, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ka­ra­rı­na bak­tı­ğı­mız za­man, 82 Ana­ya­sa­sı'nda­ki bu ira­de­nin, ka­nu­nun laf­zı­nın, özü­nün, ru­hu­nun ye­ri­ne ika­me edi­len bir ka­rar oluş­tu­ğu­nu gö­rü­yo­ruz. Ne­ti­ce iti­ba­rıy­la, Mah­ke­me­nin ka­ra­rı­dır. Bağ­la­yı­cı mı­dır? Evet, bağ­la­yı­cı­dır. Par­la­men­to­nun uy­gu­la­ma­la­rı­nı, iş­lem­le­ri­ni, se­çi­min ku­ral­la­rı­nı be­lir­le­yi­ci­dir ve bağ­la­yı­cı­dır.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Bağ­la­yı­cı­dır.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ne yap­mış­tır? 184 ra­ka­mı­nın ye­ri­ne, top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı olan 184 ra­ka­mı­nın ye­ri­ne, se­çim için ge­re­ken 367 sa­yı­sı­nı top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı gi­bi ika­me et­miş­tir.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Ana­ya­sa hük­mü­nü ha­tır­lat­mış­tır, ika­me et­me­miş­tir.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ne­ti­ce­de, yük­sek Mah­ke­me, yo­ru­muy­la böy­le bir ka­rar çı­kar­mış ola­bi­lir. Bu ka­ra­rı tar­tış­ma­nın ge­re­ği yok

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ana­ya­sa hük­mü­nü ha­tır­la­tı­yor, o ka­dar. An­la­ma­dı­ğı­nız için söy­lü­yor.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ama, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kın, si­ze bir şey ha­tır­la­ta­yım: Av­ru­pa Ana­ya­sa­sı'nın gi­rizgâhı var­dır, Av­ru­pa Ana­ya­sa­sı'nın kal­bi, özü, ru­hu di­ye­bi­le­ce­ği­miz bir gi­riş cüm­le­si; der ki: "Ana­ya­sa'mı­za 'de­mok­ra­si' de­nir. Ne mut­lu ki, de­mok­ra­si, azın­lı­ğın de­ğil, ço­ğun­lu­ğun yö­ne­ti­mi­dir."

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Evet, evet, bu­nu bi­lin; çün­kü, hep bu­ra­da­ki ço­ğun­lu­ğu­nu­za gü­ven­di­niz.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, de­mok­ra­si bu­dur. De­mok­ra­si­de 367 ço­ğun­lu­ğa da­ya­na­rak 184'ü dik­kat ala­nı dı­şın­da bı­ra­ka­ma­ya­bi­lir, bu doğ­ru­dur, ama, de­mok­ra­si­yi 184'ün esi­ri hâli­ne ge­tir­mek de hiç kim­se­nin hak­kı de­ğil­dir. Bu de­ği­şik­lik tek­li­fi­nin içer­di­ği ko­nu­lar­dan bir ta­ne­si bu­dur. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de ya­pı­la­cak bü­tün se­çim­ler için top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı ola­rak 184'ün ara­na­ca­ğı­nı, yo­ru­ma ma­hal bı­rak­ma­ya­cak şe­kil­de ya­zı­lı ku­ral­la­rın ara­sı­na al­mış olu­yo­ruz.

Bu pa­ket­te­ki bir di­ğer de­ği­şik­lik hük­mü ise Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si ve beş yıl­lı­ğı­na se­çil­me­si ve bir kez se­çi­len Cum­hur­baş­ka­nı­nın ikin­ci bir kez da­ha Cum­hur­baş­kan­lı­ğı­na aday ola­bil­me­si­dir, ya­ni 5+5 for­mü­lü­nü ha­ya­ta ge­çir­mek­tir.

Çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, özü bu olan bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ne baş­kan­lık sis­te­mi­dir ne ya­rı baş­kan­lık sis­te­mi­dir. Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı'nda dev­le­tin şek­li bel­li­dir.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Ne o ne bu ol­ma­yan re­jim olur mu?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Tür­ki­ye dev­le­ti bir cum­hu­ri­yet­tir, ni­te­lik­le­ri bel­li­dir.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - O cum­hu­ri­ye­tin adı var.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Tür­ki­ye dev­le­ti de­mok­ra­tik, la­ik ve sos­yal bir hu­kuk dev­le­ti­dir.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - O re­ji­min adı ne, onu söy­le.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Hiç kim­se Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin şek­li­ni tar­tış­ma­ya aça­maz. Hiç kim­se Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin te­mel ni­te­lik­le­ri­ni tar­tış­ma­ya aça­maz.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Ge­tir­di­ğin sis­te­min adı ne?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - De­mok­ra­si, ma­sa­ya ya­tı­rı­la­cak ve tar­tı­şı­la­cak bir me­se­le de­ğil­dir.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - On­da tar­tış­ma yok.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Az de­mok­ra­si, çok de­mok­ra­si ol­maz. De­mok­ra­si ya var­dır ya yok­tur. Biz di­yo­ruz ki var­dır ve so­nu­na ka­dar ko­run­ma­lı­dır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - He­pi­miz "var­dır" di­yo­ruz.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Az la­ik­lik çok la­ik­lik ol­maz, la­ik­lik ya var­dır ya yok­tur.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Eh, kal­dı­rı­yor­su­nuz za­ten.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Biz di­yo­ruz ki, cum­hu­ri­yet ku­şak­la­rı ve 70 mil­yon cum­hu­ri­yet yurt­ta­şı, la­ik de­mok­ra­si­nin ve cum­hu­ri­yet bi­lin­ci­nin yıl­maz sa­vu­nu­cu­la­rı­dır ve bu de­ğer­ler Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'yle bir­lik­te son­su­za ka­dar pa­yi­dar ka­la­cak­tır.

Çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, halk­tan kaç­ma ka­rar­lı­lı­ğın­dan vaz­geç­me­yen Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu ça­lış­ma­la­rı­nı tı­ka­ma­ya te­şeb­büs et­miş­tir. Az ev­vel söy­le­dim, söz­lü ve fi­ilî sal­dı­rı­lar ger­çek­leş­ti­ril­miş­tir.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Fi­ilî du­ru­mu siz ya­rat­tı­nız.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Bir ko­mis­yon üye­si Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı­na sal­dı­rı­ya geç­miş­tir.

KE­MAL SAĞ (Ada­na) - O za­man da­va aç.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ben, ta­bii, Bur­han Ku­zu Ho­ca'mın de­mok­ra­tik sab­rı­na, de­mok­ra­tik ta­ham­mü­lü­ne de hay­ran­lı­ğı­mı ifa­de edi­yo­rum. Yok­sa, sal­dır­gan mil­let­ve­ki­li hak­kın­da, İç Tü­zük'ün 46'ncı mad­de­sin­den kay­nak­la­nan hak­kı­nı ra­hat­lık­la kul­la­na­bi­lir­di.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Kul­la­nın, kul­la­nın…

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - De­mek ki öy­le bir şey yok.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Açıp ba­ka­bi­lir­si­niz İç Tü­zük 46'ya.

Çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ba­kın, çu­val­lar do­lu­su öner­ge­le­ri bu­ra­ya ge­ti­re­me­dik. Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­ka seç­tir­me­mek için CHP Gru­bu­nun ver­di­ği öner­ge sa­yı­sı ta­mı ta­mı­na 1.848.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Evet.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Evet, ne var?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 1.848 adet öner­ge ve­re­rek Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­ka seç­tir­me­mek için ba­raj kur­du­lar….

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yap­ma ya!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Du­var koy­du­lar.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Yok ca­nım!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - En­gel­le­mek için el­le­rin­den ge­le­ni yap­tı­lar.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) -  He­lal ol­sun!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ni­ye? Bu hal­kın vic­da­nın­da yer­le­ri yok di­ye.

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Ha­ri­ka­sın Su­at! Ha­ri­ka oy­nu­yor­sun.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) -  De­ğer­li ar­ka­daş­lar, şu Mec­li­sin du­va­rın­da "Ege­men­lik mil­le­tin­dir" ya­zı­yor.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - "AKP'nin­dir" yaz­mı­yor yal­nız.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Cum­hu­ri­ye­ti­mi­zi ku­ran bü­yük ira­de­nin sö­zü­dür. Hâki­mi­yet mil­le­tin­dir, ama, bi­la­kay­du­şart…

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Çok ba­şa­rı­lı bir ti­yat­ro oyun­cu­su­sun. Ti­yat­ro­yu ba­şa­rıy­la oy­nu­yor­sun.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ha­yır "Ege­men­lik AKP'nin." yaz­mı­yor ar­ka­da. Sen zan­ne­di­yor­sun ki AKP'nin­dir.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) -  …hiç­bir ka­yıt ve şart ol­mak­sı­zın hâki­mi­yet mil­le­tin­dir. Mil­le­tin hâki­mi­ye­tin­den kaç­ma­ya­cak­sın…

KE­MAL SAĞ (Ada­na) - Ka­çan siz­si­niz.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - …kork­ma­ya­cak­sın, yıl­ma­ya­cak­sın. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Ne ol­muş?" se­si)

"Ne ol­muş?" mu de­din! Sa­na ne ol­du­ğu­nu an­la­ta­yım: (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Ba­kın, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, CHP mil­let­ve­kil­le­ri­nin, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu üye­le­ri­nin im­za­la­dı­ğı bir öner­ge: "Cum­hur­baş­kan­lı­ğı­na Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si üye­le­ri için­den ve­ya Mec­lis dı­şın­dan aday gös­te­ri­le­bil­me­si -ra­ka­ma dik­kat edin- 178 mil­let­ve­ki­li­nin ya­zı­lı tek­li­fiy­le müm­kün­dür. Ay­rı­ca, en son ya­pı­lan mil­let­ve­ki­li ge­nel se­çim­le­rin­de ge­çer­li oy­lar top­la­mı bir­lik­te he­sap­lan­dı­ğın­da yüz­de 12'yi ge­çen par­ti­ler or­tak aday gös­te­re­bi­lir."

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ni­ye 178 mil­let­ve­ki­li, ak­lı­nı­za ta­kı­la­bi­lir. Hiç­bir an­la­mı yok, hiç­bir ama­cı yok. Ne ol­du­ğu­nu şim­di an­la­tı­yo­rum. Sa­yın mil­let­ve­ki­li, ne ol­du­ğu­nu şim­di an­la­tı­yo­rum: 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184…

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Say!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - 185, 86, 250'ye ka­dar yo­lu var.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Han­gi­si­ni be­ğe­nir­sen al!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ne ol­muş? Cid­di­yet­siz­lik ol­muş.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Siz­de iş­te o.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Cid­di­yet­siz­lik ol­muş. Par­la­men­to ira­de­si­ni hi­çe say­mak ol­muş. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Sa­de­ce mil­le­tin ira­de­si­ni de­ğil, Par­la­men­to ira­de­si­ni de hi­çe say­mak ol­muş.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Onu siz say­dı­rı­yor­su­nuz bu­ra­da. Say­gı­sız­lık edi­yor­su­nuz.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Bir di­ğer öner­ge­niz: "Cum­hur­baş­ka­nı kırk beş ya­şı­nı dol­dur­muş Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti va­tan­daş­la­rı ara­sın­dan se­çi­lir." Bu mu cid­di­yet! Bu­ra­da da 200'den 350'ye ka­dar git­miş­si­niz.

MEH­MET NU­Rİ SAY­GUN (Te­kir­dağ) - Se­nin tek­li­fin­den çok iyi.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ay­nı cüm­le­ler, saç­ma sa­pan ra­kam­lar.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Saç­ma sa­pan ko­nuş­ma ya­pı­yor­sun.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - "Saç­ma sa­pan" di­ye­mez­si­niz siz hiç­bir tek­li­fe.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - İç Tü­zük'ün 87'nci mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sı­na ay­kı­rı…

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, bu söz­ler de çı­ka­rıl­sın tu­ta­nak­tan.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - İç Tü­zük'ün 87'nci mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sı­na ay­kı­rı öner­ge­ler. Ne di­yor? "İçe­rik­le pa­ra­lel ol­ma­yan, cid­di­yet­ten yok­sun ve şar­ta bağ­lı öner­ge­ler ve­re­mez­si­niz." Ay­nı mil­let­ve­ki­li­nin 150 ta­ne im­za­la­dı­ğı öner­ge. Bi­rin­de 70 mil­let­ve­ki­li­nin im­za­sıy­la, bi­rin­de 71 im­zay­la, bi­rin­de 72 im­zay­la, 73 im­zay­la. El in­saf!

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Han­gi­si­ni be­ğe­nir­sen al. Han­gi­si­ni be­ğe­nir­sen al.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - De­mok­ra­tik hak­kı­mı­zı kul­la­nı­yo­ruz.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - El in­saf! "Cum­hu­ri­yet­le ya­şıt bir par­ti­yiz" di­ye övün­mek­le ka­ri­yer ya­pa­maz­sı­nız. Bu­nun­la ka­ri­yer ya­pa­maz­sı­nız.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Öğ­ren, öğ­ren!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ka­ri­ye­ri an­cak cum­hu­ri­ye­te ve cum­hu­ri­yet ira­de­si­ne pa­ra­lel say­gın bir si­ya­set an­la­yı­şıy­la ya­pa­bi­lir­si­niz…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Her za­man öy­le ol­duk biz, her za­man öy­le ol­duk.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Her za­man öy­le olup ol­ma­dı­ğı­nı­zı bi­le­mem…

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Her za­man öy­le ol­duk.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ama, cu­ma ve cu­mar­te­si ge­ce­si Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da öy­le ola­ma­dı­nız. Ola­ma­dı­nız!

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Ama, siz hiç ola­ma­dı­nız.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ay­rı­ca, si­ze ba­kın­ca, zey­tin­ya­ğı kuy­ruk­la­rı­nı ha­tır­lı­yo­rum, Sa­na ya­ğı kuy­ruk­la­rı­nı ha­tır­lı­yo­rum, gaz ya­ğı kuy­ruk­la­rı­nı ha­tır­lı­yo­rum, elek­trik ke­sin­ti­le­ri­ni ha­tır­lı­yo­rum, Sa­yın Bay­kal'ın Ener­ji Ba­kan­lı­ğı­nı ha­tır­lı­yo­rum… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Çok ayıp! Çok ayıp!

KE­MAL SAĞ (Ada­na) - Ayıp be!

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç… Ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız Sa­yın Kı­lıç.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Kıt­lı­ğı ha­tır­lı­yo­rum, kıt­lı­ğı.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Kıt­lı­ğı ha­tır­lı­yo­rum… Kıt­lı­ğı ha­tır­lı­yo­rum…

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Ben de mem­le­ke­ti na­sıl sat­tı­ğı­nı­zı ha­tır­lı­yo­rum.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Gaz ya­ğı­nı, Sa­na ya­ğı­nı, bir şi­şe gaz ya­ğı­nın bu­lu­na­ma­dı­ğı gün­le­ri, elek­tri­ğin ol­ma­dı­ğı gün­le­ri…

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, lüt­fen, ko­nu­ya ge­li­niz.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Her şe­yi sat­tı­ğı­nı­zı ha­tır­lı­yo­rum.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Siz Tür­ki­ye için ka­ran­lı­ğı ifa­de edi­yor­su­nuz. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Tür­ki­ye'yi ta­lan et­ti­niz, ta­lan.

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Ah­lak­sız, ah­lak­sız ko­nuş­ma be! Ken­di­ne gel. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne hiç­bir laf söy­le­ye­mez­sin sen!

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, sü­re­niz dol­du, lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, hal­ka rağ­men halk için, di­ye­rek va­ra­bi­le­ce­ği­niz hiç­bir şey yok­tur.  (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Ha­di ora­dan!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Hal­ka rağ­men halk için, di­ye­rek va­ra­bi­le­ce­ği­niz hiç­bir yer yok­tur.

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Ha­di ora­dan!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Siz di­yor­su­nuz ki…

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Çap­sız! 

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Siz di­yor­su­nuz ki…

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Çap­sız se­ni!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Halk bil­mez, siz bi­lir­si­niz.

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Sen otur ye­ri­ne!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Halk an­la­maz, sen an­lar­sın. Ha­di ca­nım ora­dan!

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Za­val­lı adam se­ni!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - So­run ol­du­nuz Tür­ki­ye'ye.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Bak, İs­met Pa­şa'nın bir sö­zü­nü ha­tır­la­tı­rım sa­na.

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Ko­nuş­ma!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Se­nin gi­bi or­ta­lık yer­de çı­kıp da ne de­di­ği­ni bil­me­den ko­nu­şan­la­ra…

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Ko­nuş­ma!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - …de­di­ği bir laf var: Ha­di ca­nım sen de! Ha­di ca­nım sen de! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ha­di ca­nım sen de! Ha­di ora­dan!

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - So­run ol­du­nuz Tür­ki­ye'ye

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si bir im­ti­ha­nın eşi­ğin­de­dir.

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Adı­nı bi­le Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin…

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Halk­tan ko­puk Halk Par­ti­si mi­si­niz de­ğil mi­si­niz?

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - Evet! (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Adın­da "halk" iba­re­si ol­du­ğu hâlde hal­kın ira­de­sin­den ka­çan bir Halk Par­ti­si­ni ta­rih baş­ka kay­det­me­ye­cek­tir.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si se­nin ağ­zı­na ya­kış­maz!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Halk­sız Halk Par­ti­si, halk­tan ka­çan Halk Par­ti­si, hal­ka inan­ma­yan Halk Par­ti­si, hal­ka gü­ven­me­yen Halk Par­ti­si.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Ağ­zı­na ya­kış­maz Halk Par­ti­si!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Hal­kı hor ve ha­kir gö­ren Halk Par­ti­si, hal­kı yok sa­yan, halk­tan ko­puk Halk Par­ti­si.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Se­nin bun­la­rı söy­le­me­ye hak­kın yok; çok ayıp, çok!

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Ken­di­ne gel, ken­di­ne!

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Biz si­zi bi­li­yo­ruz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, lüt­fen son cüm­le­ni­zi…

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Ta­rih si­zi bi­ze öğ­ret­ti.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç…

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Si­zi de ya­za­cak… Si­zi de ya­za­cak…

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, Baş­kan­lı­ğı din­ler mi­si­niz.

Ek sü­re­niz dol­du, lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız, son cüm­le­ni­zi ala­yım. Ek sü­re­yi de ver­dim, dol­du.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - İki da­ki­ka…

BAŞ­KAN - İki da­ki­ka ver­dim ben si­ze, şu an­da son cüm­le­ni­zi ala­ca­ğım, iki da­ki­ka­yı ko­nuş­tu­nuz.

Bu­yu­run efen­dim, Ge­nel Ku­ru­lu se­lam­la­yı­nız.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Çok say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, biz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­nu da mil­let­ve­kil­le­ri­ni de za­ten ya­rım yüz yıl­dır iyi ta­nı­dık. Zi­ra, 46 ru­hu di­ye­rek de­mok­ra­si­miz bu­gün­le­re gel­miş­tir ve bu sis­tem iyi­ce tec­rü­be edil­miş­tir.

ALİ ARS­LAN (Muğ­la) - Ne ala­kan var?

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Si­zi iyi bi­li­yo­ruz. Siz var ya siz, açık oy giz­li tas­nif­çi­ler­si­niz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç…

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Hal­kın ira­de­sin­den ka­çar­sı­nız siz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) 

KE­MAL SAĞ (Ada­na) - Ayıp be!

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç…

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Siz hal­kın ira­de­sin­den ka­çar­sı­nız.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç…

RA­MA­ZAN KE­RİM ÖZ­KAN (Bur­dur) - Ta­rih­te kal­dı on­lar.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Siz, halk ira­de­si­ni cid­di­ye al­maz­sı­nız.

HA­SAN FEH­Mİ GÜ­NEŞ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, te­şek­kür edi­yo­rum si­ze, sağ olun.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, say­gı ifa­de et­mek üze­re, otuz sa­ni­ye is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, lüt­fen Ge­nel Ku­ru­la te­şek­kür edi­niz.

HA­SAN FEH­Mİ GÜ­NEŞ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, ter­bi­ye­siz­lik ya­pı­yor! Ter­bi­ye­siz­ce ko­nu­şu­yor!

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Say­gı­sız!

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, söz is­ti­yo­rum.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Çok say­gı­de­ğer mil­le­ti­me Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­me hak­kı­nı ver­mek üze­re bu­gün bu­ra­da top­lan­mış bu­lu­nu­yo­ruz. Bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği pa­ke­ti­ne des­tek sağ­la­yan mu­ha­le­fet par­ti­mi­zin mil­let­ve­kil­le­ri­ne de gru­bum adı­na te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Ha­di ora­dan!

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Ha­di ora­dan!

REY­HAN BA­LAN­DI (Af­yon­ka­ra­hi­sar) - Bi­ze te­şek­kür et­me.

SU­AT KI­LIÇ (De­vam­la) - Mil­let ken­di­si için san­dı­ğı önü­ne ge­ti­re­ni de tak­dir ede­cek­tir, et­me­ye­ni de gö­re­cek­tir! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan "Ha­di ora­dan!" ses­le­ri, gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum.

SU­AT KI­LIÇ (Sam­sun) - Ha­di ca­nım sen de! Ha­di ora­dan!

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Genç­le­re ne ol­du, genç­le­re? Say­gı­sız adam!

MEH­MET SE­MER­Cİ (Ay­dın) - Say­gı­sız adam!

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Baş­kan.

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Ön­ce ah­lak!

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, lüt­fen, sükûne­ti sağ­la­ya­lım.

Sa­yın To­puz, bu­yu­run efen­dim.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, bi­raz ev­vel kür­sü­den ko­nu­şan…

BAŞ­KAN - Sa­yın Baş­kan, ko­nuş­ma­nı­zı an­la­ya­mı­yo­rum.

Ar­ka­daş­lar, lüt­fen, sükûne­ti sağ­la­ya­lım.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Bi­raz ev­vel Mec­lis kür­sü­sün­de ko­nu­şan ar­ka­da­şı­mız, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­siy­le il­gi­li ola­rak çok ağır it­ham­lar­da bu­lun­muş, suç­la­ma­lar yap­mış­tır. Bun­lar si­zin…

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Az söy­le­di, az!..

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ayıp be! Ayıp be!

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Yan­lış mı söy­le­di?

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Kim o "Az söy­le­di." di­yen? Kim o, kim? Çık or­ta­ya "Az söy­le­di." di­yen!

BAŞ­KAN - Sa­yın Emek, lüt­fen…

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Var o yü­rek!

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Var­sa gel! (Gü­rül­tü­ler)

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Par­ti­mi­ze ve gru­bu­mu­za ha­ka­ret edil­miş­tir, gru­bu­mu­za sa­ta­şıl­mış­tır. Gru­bu­mu­za söz ve­ril­me­si­ni ta­lep edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Baş­kan, ben tu­ta­nak­la­rı in­ce­le­ye­yim, ona gö­re söz hak­kı­nı­zı kul­lan­dı­ra­ca­ğım. Or­tam bi­raz sa­kin­leş­sin. Sa­yın Mum­cu'ya söz ve­re­yim, son­ra si­ze söz ve­re­ce­ğim Sa­yın To­puz, olur mu?

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, ta­bii, tak­dir si­zin.

BAŞ­KAN - Ha­yır, ko­nuş­ma­la­rı din­le­dim, or­ta­lık, sükûnet sağ­lan­sın, Sa­yın Mum­cu'yu ko­nuş­tu­ra­yım, son­ra ve­re­yim.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Ha­yır, ha­yır, sa­taş­ma var!

ATİL­LA KART (Kon­ya) - Ay­nı otu­rum için­de Baş­ka­nım…

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Bir şe­ye ge­rek yok, çün­kü, her­kes ta­ra­fın­dan du­yul­du, siz de duy­du­nuz efen­dim.

BAŞ­KAN - Sa­yın To­puz, ay­nı otu­rum için­de si­ze söz ve­re­ce­ğim. Lüt­fen bu­yu­run.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Olur mu! Olur mu!

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yü­rek… Lüt­fen ar­ka­daş­lar…

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Sa­yın Aras­lı, ay­nı şey si­zin için de ge­çer­li. Lüt­fen otu­ru­nuz.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, is­mi­mi ve­re­rek ko­nuş­tu.

BAŞ­KAN - Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na Is­par­ta Mil­let­ve­ki­li ve Grup Baş­ka­nı Sa­yın Er­kan Mum­cu.

Bu­yu­run Sa­yın Mum­cu. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA ER­KAN MUM­CU (Is­par­ta) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Ge­nel Ku­ru­lu­nun de­ğer­li üye­le­ri­ne say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ben­den ön­ce ve tür­lü ve­si­le­ler­le hem bu kür­sü­de hem baş­ka plat­form­lar­da ko­nu­şan ar­ka­daş­la­rı­mın ifa­de et­tik­le­ri gi­bi, bu­gün üze­rin­de tar­tış­tı­ğı­mız ko­nu, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin sis­te­mi­ni te­mel­den il­gi­len­di­ren ve te­mel­den sis­tem de­ği­şik­lik­le­ri öne­ren bir yak­la­şım, bir pa­ket­tir. Her şey­den ön­ce, bu me­se­le­nin ola­bil­di­ğin­ce ay­rın­tı­la­rıy­la ele alı­nıp tar­tı­şıl­ma­sı için ye­ter­li za­ma­nın bu­lu­nup bu­lun­ma­dı­ğı yö­nün­de­ki kay­gı­la­ra hak ver­di­ği­mi ifa­de et­mek is­te­rim. An­cak, her­kes bil­me­li­dir ki, bu me­se­le, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin gün­de­mi­ne bu­gün gel­miş de­ğil­dir, Türk mil­le­ti­nin gün­de­mi­ne bu­gün gel­miş de­ğil­dir. Tür­ki­ye'nin sis­tem tar­tış­ma­la­rı­nın, Tür­ki­ye'nin sis­tem so­run­la­rı­nın, Tür­ki­ye'nin sis­te­mik so­run­la­rı­nın yüz yı­lı aşan bir geç­mi­şi var­dır ve yüz yı­lı aşan bu geç­miş­te, as­lın­da ken­di­si­ne mo­del al­dı­ğı ül­ke­le­ri, aşa­ğı yu­ka­rı bir alt­mış ila sek­sen yıl ge­ri­den ta­kip eden bir ül­ke ko­nu­muy­la Tür­ki­ye, ken­di sis­tem ter­cih­le­riy­le, ken­di ge­ri kal­mış­lı­ğı­nı da as­lın­da bir bi­çim­de ken­di ira­de­siy­le seç­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, söy­le­ye­ce­ğim söz­ler bu kür­sü­nün ya­ban­cı­sı de­ğil, bu Ge­nel Ku­ru­lun ya­ban­cı­sı de­ğil, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ça­tı­sı­nın ya­ban­cı­sı de­ğil. Ben on üç yıl­dır si­ya­set­te­yim, ko­nuş­ma fır­sa­tı bul­du­ğum her plat­form­da ay­nı söz­le­ri tek­rar et­tim. Tür­ki­ye'nin te­mel me­se­le­le­ri hak­kın­da bil­me­miz ge­re­ken en önem­li şey ve uz­laş­ma­mız ge­re­ken en önem­li şey şu­dur: Bu ül­ke, oto­ri­ter dev­let an­la­yı­şıy­la mil­le­tin ida­re edil­di­ği bir ül­ke mi ola­cak­tır; yok­sa, bu ül­ke, dev­le­tin millî ira­dey­le yö­ne­til­di­ği bir ül­ke mi ola­cak­tır? Bu so­ru­ya bir ce­vap ver­me­dik­çe, hu­kuk dü­ze­ni­mi­zi ve si­ya­set dü­ze­ni­mi­zi bu so­ru­da ver­di­ği­miz ce­va­ba gö­re kur­ma­dık­ça, va­ra­bi­le­ce­ği­miz hiç­bir yer yok­tur. Bu, ye­ni bir me­se­le de­ğil­dir. Dev­le­ti­mi­zin, en az beş yüz yıl­dır te­va­rüs et­ti­ği ge­le­nek­ten ge­tir­di­ği dev­let kül­tü­rü, si­ya­set kül­tü­rü so­run­la­rı var­dır ve bu so­run­lar, bu­gün, hâlâ kar­şı kar­şı­ya­dır. Ne­dir o? Beş yüz yıl­dır, dev­let, ay­nı man­tık­la, ay­nı ege­men­lik man­tı­ğıy­la iş­le­til­mek is­te­ni­yor, iş­le­til­di, ta­rım top­lu­mu­nun, im­pa­ra­tor­luk­lar ça­ğı­nın ege­men ol­du­ğu bir dün­ya­da, ya­şan­dı­ğı bir dün­ya­da iş­le­til­di, ba­şa­rı­la­rı da ol­du. Ama, bu­gün, ye­ni bir dün­ya ger­çek­li­ğiy­le kar­şı kar­şı­ya­yız, yep­ye­ni bir çağ­la kar­şı kar­şı­ya­yız, yep­ye­ni so­run­lar­la kar­şı kar­şı­ya­yız.

Bir kast dü­ze­ni, beş yüz yıl­dır ege­men­li­ği bö­lü­şen bir kast dü­ze­ni, hâlâ, var­lı­ğı­nı sür­dü­rü­yor ve sı­kın­tı­la­rın ta­ma­mı­nın da­yan­dı­ğı nok­ta bu­dur. Ne­dir me­se­le? Me­se­le şu­dur: Ege­men­lik, beş yüz yıl­dır şöy­le pay­la­şı­lır­dı -es­ki ad­la­rıy­la söy­le­ye­ce­ğim, bu­gün­kü kar­şı­lık­la­rı­nı da söy­le­ye­ce­ğim ki, re­sim net­leş­sin- dev­let de­ni­len ege­men­lik, he­ge­mon­ya şu ka­de­me­ler­de pay­la­şıl­mış­tır: Ha­ne­dan; sey­fiy­ye, ya­ni, bu­gün­kü kar­şı­lı­ğıy­la si­lah­lı kuv­vet­ler, or­du; il­miy­ye, bu­gün­kü kar­şı­lı­ğıy­la yar­gı ve YÖK bü­rok­ra­si­si; mül­ki­ye, bu­gün­kü kar­şı­lı­ğıy­la mül­ki­ye bü­rok­ra­si­si; ka­le­miy­ye, bu­gün­kü kar­şı­lı­ğıy­la ver­gi bü­rok­ra­si­si; âyan, ya­ni, dev­le­te borç ve­ren ser­ma­ye; eş­raf, ya­ni, dev­le­tin ver­gi al­dı­ğı ser­ma­ye; es­naf, üre­ti­me tek­no­lo­jiy­le ka­tı­lan­lar, bil­giy­le ka­tı­lan­lar ve te­baa, en alt­ta te­baa. Bu, cum­hu­ri­yet dev­ri­miy­le de­ğiş­ti­ril­miş bir dü­ze­nek­tir. Ha­ne­da­nın zir­ve­de­ki ye­ri­ni te­baa ola­rak ad­lan­dı­rı­lan aha­li­ye, ka­la­ba­lı­ğa, mil­le­te, ona va­tan­daş sı­fa­tı­nı ka­zan­dı­ra­rak, ege­men­li­ği ona ge­ti­ren Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk'ün cum­hu­ri­yet dev­ri­mi­dir, an­cak, beş yüz yıl­lık kül­tür, di­ren­ci­ni sür­dür­mek­te­dir; beş yüz yıl­lık kül­tür, mu­ka­ve­me­ti­ni sür­dür­mek­te­dir. As­lın­da, bu­nu do­ğal da ka­bul et­mek ge­re­kir, bu­nu ola­ğan da ka­bul et­mek ge­re­kir. Doğ­ru­dan cum­hu­ri­yet dev­ri­mi­nin mi­ma­rı ve uy­gu­la­yı­cı­sı Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk'ün de ken­di ha­ya­tın­da en çok uğ­raş­tı­ğı prob­lem, iş­te, bu cum­hu­ri­yet ru­hu­nu, ya­ni, ege­men­lik ka­yıt­sız şart­sız mil­le­tin­dir il­ke­si­ni sis­te­min, dev­let de­ni­len ege­men­lik dü­ze­ni­nin ru­hu­na sin­dir­mek ça­ba­sı ol­muş­tur ve bu, ko­lay ba­şa­rı­la­bi­lir bir şey de­ğil­dir. Biz, bu­gün, cum­hu­ri­ye­tin ru­hu­nun ik­mal olup ol­ma­ya­ca­ğı­na da­ir bir tar­tış­ma ya­şı­yo­ruz. Ege­men­lik ka­yıt­sız şart­sız mil­le­tin ola­cak mı­dır, ol­ma­ya­cak mı­dır? Ya­ni, bu ül­ke, dev­let oto­ri­te­siy­le ya da oto­ri­ter bir dev­let an­la­yı­şıy­la yö­ne­ti­len bir mil­let mi ola­cak­tır? Yok­sa, mil­li ira­de­nin, mil­let ar­zu ve is­tek­le­ri­nin yö­net­ti­ği bir dev­le­ti­miz mi ola­cak­tır? Tar­tış­ma­nın esa­sı bu­dur ve 12 Ey­lül Ana­ya­sası’­nın, 12 Ey­lül mü­da­ha­le­si­nin te­mel­de he­def­le­di­ği şey, 1961 Ana­ya­sası’­nın Tür­ki­ye'de­ki dev­let an­la­yı­şı­na ve kül­tü­rü­ne ge­tir­di­ği de­mok­ra­tik­leş­me­ye kar­şı bir ha­zım­sız­lı­ğın re­ak­si­yo­nu ol­muş­tur. Ger­çek bu­dur.

Biz bu­gün han­gi sı­kın­tı­la­rı ya­şı­yor­sak sis­te­me da­ir, bu sı­kın­tı­la­rın te­me­lin­de 12 Ey­lül Ana­ya­sası’­nın ya­rat­tı­ğı prob­lem­ler var­dır, an­cak, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin o gün­den bu­gü­ne ge­len bü­tün Ge­nel Ku­rul­la­rı­nın, ta­rih kar­şı­sın­da bir so­rum­lu­lu­ğu var­dır, ger­çek­ten si­vil ve de­mok­ra­tik bir ana­ya­sa yap­mak ko­nu­sun­da bir ira­de or­ta­ya ko­ya­ma­mış­lar­dır. Bu so­rum­lu­luk­la­rın en bü­yü­ğü de, bu­gün­kü ik­ti­dar gru­bu olan AKP Gru­bu­nun­dur, çün­kü, 12 Ey­lül­den bu­gü­ne ka­dar, ana­ya­sa de­ğiş­ti­re­bil­mek kud­re­tiy­le Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne ge­len ilk par­la­men­to, bu Par­la­men­to­dur, ilk grup da si­zin gru­bu­nuz­dur. Za­ten, bi­raz ön­ce an­dı­ğım so­run­la­rın ya­rat­tı­ğı bi­ri­kim ve tep­ki­ler si­zi ik­ti­dar yap­tı. Bu ül­ke­nin Mec­li­sin­de, bu ül­ke­nin sis­te­mi­ni da­ha de­mok­ra­tik, da­ha çağ­daş, da­ha ve­rim­li kı­la­cak si­vil de­mok­ra­tik bir dü­ze­ni mü­es­ses dü­zen hâli­ne ge­ti­re­cek bir Mec­lis gü­cü oluş­sun di­ye mil­let bu se­çi­mi yap­tı ve -bu­ra­da ana mu­ha­le­fe­tin iti­raz­la­rı­na bir şe­kil­de hak ver­mek zo­run­da­yız- beş yıl geç­ti; beş yıl bo­yun­ca bu ih­ti­yaç or­ta­day­dı, yü­zü­nü­zü dö­nüp bak­ma­dı­nız. Şim­di, bu­nun ne­de­ni­ni si­ze kı­sa­ca izah et­mek is­ti­yo­rum.

Ar­ka­daş­lar, bi­zim sis­te­mi­miz bir bü­rok­ra­tik dev­let sis­te­mi­dir. Bi­zim sis­te­mi­miz bir bü­rok­ra­tik dev­let sis­te­mi­dir. Bu sis­tem, Ana­ya­sa­sın­da de­mok­ra­tik, la­ik, sos­yal bir hu­kuk dev­le­ti ola­rak anıl­sa da ger­çe­ği bu de­ğil­dir. Çağ­daş norm­lar­la, kri­ter­ler­le, bi­lim­sel kri­ter­ler­le ölç­tü­ğü­nüz­de, hem de­mok­ra­tik sı­fa­tıy­la hem la­ik sı­fa­tıy­la hem sos­yal sı­fa­tıy­la hem hu­kuk dev­le­ti sı­fa­tıy­la hem de bir cum­hu­ri­yet ol­mak sı­fa­tıy­la sı­nıf­ta ka­lır. Mil­let ira­de­si­ni dört ba­şı ma­mur bir sis­tem ira­de­si­ne dö­nüş­tür­me kud­re­ti si­zin eli­niz­de­dir; si­zin eli­niz­de idi, ama, bu­nu mil­let ar­zu­sun­da, mil­let ira­de­si yö­nün­de kul­lan­mak­tan im­ti­na et­ti­niz. Da­ha on beş gün ön­ce, yir­mi gün ön­ce… İki se­ne­dir ıs­rar­lı çağ­rı­la­rı­mı, ko­şul­suz des­tek çağ­rı­la­rı­mı duy­maz­dan gel­di­niz. Ben bu kür­sü­de -tu­ta­nak­la­ra ka­yıt­lı­dır- de­dim ki: "Ar­ka­daş­lar, ge­lin, şu­nu ya­pa­yım -yan­lış ha­tır­la­mı­yor­sam, bir Mec­lis mü­za­ke­re­si es­na­sın­da­dır- ge­lin, şu­nu ya­pa­lım, biz de si­ya­se­ti bı­ra­ka­lım." Sı­ra­la­rı­nız­dan şöy­le bir ses gel­di: "Sen za­ten lü­zum­suz­sun. Biz onu da yap­mı­yo­ruz, sen de si­ya­se­ti bı­rak."

On beş gün ön­ce Sa­yın Baş­ba­kan gel­di­ğin­de ken­di­si­ne bir kez da­ha izah et­tim ki, mil­le­tin ar­zu­su bu yön­de­dir; ge­lin, bu­nu ya­pa­lım; ge­lin, Türk de­mok­ra­si­si­ne göl­ge dü­şür­me­si muh­te­mel bir sü­re­cin içi­ne gir­me­ye­lim; ge­lin, 367 tar­tış­ma­la­rıy­la bir Ana­ya­sa iç­ti­ha­dı­nın ve­sa­ye­ti al­tı­na Mec­li­si­mi­zi al­ma­ya­lım. Ama, hiç­bir çağ­rı­mız, ne ya­zık ki, kar­şı­lık bul­ma­dı. Açık ko­nu­şu­yo­rum, bi­zi din­le­ye­cek ku­lak bu­la­ma­dık.

Şim­di, dün, Sa­yın Gül'ün aday­lık­tan çe­ki­lir­ken söy­le­di­ği söz­ler do­la­yı­sıy­la bu­ra­da te­es­süf­le­ri­mi ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Biz, iki yıl­dır ne söy­lü­yor­sak ay­nı yer­de dur­duk. Her­han­gi bir ta­vır, tu­tum de­ği­şik­li­ği gös­ter­me­dik. 367 tar­tış­ma­la­rıy­la il­gi­li ola­rak biz CHP'nin pe­şi­ne ta­kıl­mı­şız; do­la­yı­sıy­la, sü­re­ci bal­ta­la­mı­şız!

TEV­FİK AK­BAK (Çan­kı­rı) - Doğ­ru.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Pe­ki, bu doğ­ru! O za­man, şu şart­ta, siz Ana­va­ta­nın pe­şi­ne ta­kıl­mış ol­mu­yor mu­su­nuz? (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) On beş gün ön­ce, bir ay ön­ce, iki ay ön­ce, ay­lar ön­ce, "Ge­lin, halk seç­sin." der­ken yü­zü­mü­ze bi­le bak­maz­ken, şim­di dö­nüp, "Halk seç­sin." se­çe­ne­ğin­de bi­ze iş bir­li­ği çağ­rı­sı ya­par­ken siz bi­zim pe­şi­mi­ze mi ta­kıl­mış ol­du­nuz? Ha­yır. Bu me­se­le­le­ri komp­leks­le fi­lan gö­tür­me­nin ge­re­ği yok. Bu, Tür­ki­ye'nin ih­ti­ya­cı. Biz mil­le­tin ve­kil­le­ri­yiz. Mil­le­te kar­şı bor­cu­muz var, yü­küm­lü­lük­le­ri­miz var. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Biz, bu­ra­ya bu­nun için gel­dik. Biz, mil­le­tin biz­den bek­le­dik­le­ri­ni ger­çek­leş­ti­re­lim di­ye gel­dik. Ken­di he­va ve he­ves­le­ri­mi­ze gö­re bir yö­ne­tim ser­gi­le­ye­lim di­ye gel­me­dik. Bu­nun için gel­dik.

12 Ey­lül­den bu­gü­ne ka­dar ge­çen par­la­men­to­la­rın hiç­bi­ri­nin ana­ya­sa de­ğiş­tir­me kud­re­ti bu Par­la­men­to ka­dar de­ğil­di. Ama, bu Par­la­men­to ka­dar hiç­bir par­la­men­to da, si­vil ve de­mok­ra­tik bir ana­ya­sa yap­mak ko­nu­sun­da be­ce­rik­siz çık­ma­dı, is­tek­siz çık­ma­dı. Siz, bir dü­zen de­ği­şik­li­ği ar­zu­suy­la ik­ti­da­ra gel­di­niz; siz, bir bo­zuk dü­ze­ni de­ğiş­tir­me ira­de­siy­le ik­ti­da­ra gel­di­niz. Ya­sak­la­rı kal­dı­ra­cak­tı­nız. Han­gi ya­sa­ğı kal­dır­dı­nız? Yol­suz­luk­la­rı ön­le­ye­cek­ti­niz, han­gi yol­suz­lu­ğu ön­le­di­niz?

Ar­ka­daş­lar, bü­tün bun­la­rı her­kes ken­di için­de vic­dan mu­ha­se­be­si ya­pa­cak­tır, ta­rih de bun­la­rı yar­gı­la­ya­cak­tır. Bu­ra­da, be­nim söz­le­rim­le, hiç­bir şe­yin mu­ha­se­be­si­nin ta­mam ol­ma­ya­ca­ğı­nı ben bi­li­yo­rum.

HÜS­NÜ OR­DU (Kü­tah­ya) - Ta­rih si­zi yar­gı­la­ya­cak.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Evet… Evet… Ta­rih her ger­çe­ği açık­ça or­ta­ya çı­ka­ra­cak­tır.

Şim­di, di­yor­su­nuz ki "Ana­va­tan Gru­bu ni­ye oy­la­ma­ya ka­tıl­ma­dı?" Bi­raz ön­ce Grup Baş­kan Ve­ki­li­miz bu kür­sü­den söy­le­di.

TEV­FİK AK­BAK (Çan­kı­rı) - Ora­yı geç­tik biz, ora­yı geç­tik.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Geç­me­yin, geç­me­yin. Öy­le, mil­le­ti ko­lay ko­lay al­da­ta­ma­ya­cak­sı­nız.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Suç­la­yıp suç­la­yıp, son­ra "geç­tik" di­yor­lar!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Di­yor­du­nuz ki "367 ge­rek­mez." Mec­lis Baş­ka­nı­mız Sa­yın Arınç -ki, iki se­ne- bir uz­laş­ma ko­mis­yo­nu oluş­tur­sun da, şu Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri ya­pıl­sın" di­ye ben, şah­sı­nı bir­kaç kez zi­ya­ret ede­rek âde­ta yal­var­dım. Âde­ta yal­var­dım… Yü­zü­mü­ze bi­le bak­ma­dı­nız. "367 ge­rek­li­dir" di­ye da­ha ön­ce­ki be­yan­la­rı var­dır Sa­yın De­mi­rel'in se­çi­min­den son­ra. On­la­rı da unut­tuk bir ta­ra­fa, "367 ge­rek­li de­ğil­dir." de­di­niz.

Ge­rek­li ola­ca­ğı, ola­bi­le­ce­ği, en azın­dan bu­nun cid­di bir hu­ku­ki tar­tış­ma ol­du­ğu şu­ra­dan bel­liy­di ki, Er­do­ğan Te­ziç, bu me­se­le­yi, yir­mi beş yıl ön­ce, bun­dan yir­mi beş yıl ön­ce pro­fe­sör­lük te­zi ola­rak sun­du­ğu ki­ta­bın­da yaz­mış. Ya­ni, bu, ya yir­mi beş yıl ön­ce­sin­den bu­gü­nü gör­mek­tir, bu­gü­ne bir tu­zak ha­zır­la­mak için ya­zıl­mış bir şey­dir -böy­le dü­şün­mek için de­li ol­mak la­zım- de­ğil­se, bu ko­nu­nun bir hu­ku­ki tar­tış­ma ko­nu­su ol­du­ğu aşikârdır.

Bi­ze gel­di­niz, "Ada­yı­mız bel­li de­ğil, par­ti yet­ki­li ku­rul­la­rın­da ka­rar ve­re­ce­ğiz." Ne de­me­mi­zi bek­li­yor­du­nuz? Böy­le ol­du, ay­nen böy­le ol­du, Baş­ba­ka­nı­nız da, bu­nu ba­sın açık­la­ma­sın­da te­yit et­ti. Şim­di, biz si­ze söy­le­dik ki: "Ar­ka­daş­lar, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin 367 ih­ti­ma­lin­de dur­ma­sı kar­şı­lı­ğın­da, bir uz­laş­ma ada­yı ol­ma­sı muh­te­mel isim­le­re de mü­ra­ca­at et­ti­rin. AK Par­ti Gru­bu ola­rak gi­din, is­te­di­ği­ni­ze oy ve­rin, ama, eğer 367 ko­nu­sun­da bir iç­ti­hat çı­kar­sa, o za­man, hiç de­ğil­se, mu­ha­le­fet grup­la­rı­nın da üze­rin­de mu­ta­bık ka­la­bi­le­ce­ği bir aday­la bu Par­la­men­to Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­sin" de­dik. Dö­nüp bak­tı­nız mı bi­ze? Bak­tı­nız mı, her­han­gi bir ce­vap ver­di­niz mi? Şim­di, bu Ana­ya­sa Mah­ke­me­si iç­ti­ha­dı­nı bu Mec­li­sin üs­tü­ne bir göl­ge gi­bi dü­şü­ren Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri­nin bil­di­ri­si­ni de­mok­ra­tik si­ya­se­tin üs­tü­ne bir ve­sa­yet göl­ge­si ola­rak dü­şü­ren sü­re­cin mi­ma­rı kim?

TEV­FİK AK­BAK (Çan­kı­rı) - Siz!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Öy­le mi?

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Utan­ma­dan söy­lü­yor­sun, çok ayıp.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Be­nim söy­le­ye­cek hiç­bir şe­yim yok. Ben bu­nu ta­ri­hin vic­da­nı­na bı­ra­kı­yo­rum. Ben bu­nu mil­le­ti­mi­zin vic­da­nı­na bı­ra­kı­yo­rum. Bu sü­re­ci gör­mez­den ge­le­rek, umur­sa­ma­ya­rak, bur­nu­nun doğ­rul­tu­su­na bi­zi de yok sa­ya­rak gi­den­ler, ken­di so­rum­lu­luk­la­rı­nı iti­raz et­mi­yor­lar, dö­nüp, ken­di­le­ri­ne so­rum­lu arı­yor­lar.

Halk seç­sin, halk seç­sin… Şu­na bir ce­vap ve­rin, beş se­ne­dir ne­re­dey­di­niz? Bu­ra­da ha­ra­ret­le halk seç­si­ni sa­vu­nu­yor­su­nuz, teb­rik edi­yo­rum, al­kış­lı­yo­rum…

TEV­FİK AK­BAK (Çan­kı­rı) - Ze­min ol­gun­laş­tı.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - …beş se­ne­dir ne­re­dey­di­niz, beş se­ne­dir ne­re­dey­di­niz? Bu ül­ke­nin de­mok­ra­si na­mı­na tek ih­ti­ya­cı Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­kın seç­me­si mi? Di­li­niz­den de­mok­ra­si­yi dü­şür­mü­yor­su­nuz, teb­rik ede­rim si­zi. Ana­va­tan Par­ti­si­nin grup kur­ma ih­ti­ma­li be­lir­di­ği gün he­men ha­zi­ne yar­dı­mı­nı de­ğiş­ti­ren mad­de de­ği­şik­li­ğin­de pek de iş­tah­lı dav­ran­dı­nız. O za­man de­mok­ra­si ak­lı­nı­za gel­me­di. Mağ­du­ru olan biz ol­du­ğu­muz için de­ğil, mağ­du­ru olan de­mok­ra­si ol­du­ğu için söy­lü­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ve bu­ra­dan, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne bir so­ru so­ra­ca­ğım. Bu kür­sü­de yüz­ler­ce de­fa, Cum­hur­baş­ka­nı­nın, Ana­ya­sa'ya ay­kı­rı­lık iti­raz­la­rı ko­nu­sun­da­ki du­yar­lı­lı­ğı­nı­zı ses­len­dir­di­niz. Ne ol­du, ay­nı ka­nun­da, Ana­ya­sa'ya ay­kı­rı­lık iti­ra­zı­na rağ­men Cum­hur­baş­ka­nı­nın, hiç duy­maz­dan gel­di­niz de bir ara­da he­men sa­at­ler için­de bir ya­sa çı­kar­dı­nız? Si­zin de­mok­ra­si­ye kar­şı sa­mi­mi­ye­ti­niz­den kuş­ku duy­mak­ta biz hak­lı de­ğil mi­yiz?

HÜS­NÜ OR­DU (Kü­tah­ya) - San­dık­tan çık­ma­yan bir de­mok­ra­si.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Bu na­sıl bir de­mok­ra­si, bu na­sıl bir de­mok­ra­si? Ab­dul­lah Gül se­çi­lir­se de­mok­ra­si ola­cak ama, mil­le­tin ya­rı­sı bu Par­la­men­to­da tem­sil edil­me­yin­ce de­mok­ra­si so­ru­nu ol­ma­ya­cak. De­mok­ra­si, bir adam, bir oy dü­ze­ni­dir. Bir adam… Şu Par­la­men­to­ya ba­kın, bir seç­men üç seç­men sa­yı­lı­yor, iki seç­men bu Par­la­men­to­da yok. Ha­ni, ne­re­de, si­zin, ba­raj­la­rı dü­zen­le­yen, en azın­dan, it­ti­fak ya­pan par­ti­le­rin ba­raj he­sa­bı­nın bir­lik­te ya­pıl­ma­sı­nı dü­zen­le­yen de­mok­rat­lı­ğı­nız? Bu grup ku­rul­ma­dan ön­ce ver­di­ği­miz ilk ka­nun tek­li­fi, Si­ya­si Par­ti­ler Ka­nu­nu'nda de­ği­şik­lik­tir, Si­ya­si Par­ti­ler Ka­nu­nu'nda de­mok­ra­tik tem­si­li, eşit tem­si­li bu­lan bir ka­nun tek­li­fi­dir; gün­de­me gel­me­si­ne mü­sa­ade et­me­di­niz. De­mok­ra­si her­ke­se la­zım. De­mok­ra­si he­pi­mi­zin aşı, ek­me­ği. De­mok­ra­si he­pi­mi­zin in­san­lık onu­ru, ama de­mok­ra­si­yi, sa­de­ce ve sa­de­ce bir yer­den bir ye­re gi­der­ken bi­ni­le­cek tram­vay gi­bi gö­rü­yor­su­nuz, hiç ku­su­ra bak­ma­yın. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Şim­di, bu söz­le­rim­de hak­sız de­ği­lim ar­ka­daş­lar, bu söz­le­rim­de hak­sız de­ği­lim. Beş se­ne­yi, bu me­se­le­de en kü­çük bir adım at­ma­ya­rak ge­çir­di­niz. Her se­ne 2 mil­yon öğ­ren­ci­nin ha­ya­tı­na da­ir, hem de ha­yat bo­yu so­nuç­la­rı­na kat­la­na­ca­ğı bir so­run var, üni­ver­si­te so­ru­nu ve bu so­run, sa­de­ce üni­ver­si­te öğ­ren­ci­le­ri­ni de­ğil, bir ta­raf­tan Türk eko­no­mi­si­ni, Türk iş pi­ya­sa­sı­nı, di­ğer ta­raf­tan, her şey üni­ver­si­te­ye gö­re ayar­lan­dı­ğı için, ana­oku­lun­dan üni­ver­si­te­ye ka­dar bü­tün eği­tim ka­de­me­le­ri­ni il­gi­len­di­ri­yor. Bu ül­ke­de en ge­niş kon­sen­süs­le bir YÖK re­for­mu için ha­zır­lık ya­pıl­dı. Ne ol­du? Ni­ye siz bu mil­yon­lar­ca öğ­ren­ci­nin, mes­lek li­se­le­ri öğ­ren­ci­le­ri­nin ya­sak­la­rı­nı kal­dır­ma­dı­nız? Ni­ye bun­la­ra kar­şı hak­sız­lık­la­ra se­si­ni­zi çı­kar­ma­dı­nız?

TSK bil­di­ri­si ko­nu­sun­da mil­le­te söy­le­di­ği­niz şey şu: "Gö­zü­me bak, an­la." Ni­ye şu kür­sü­den, ge­lip, ce­sa­ret­le bir şey söy­le­ye­me­di­niz? Ne­re­de o ce­sa­ret, ne­re­de? Ne­re­de o de­mok­ra­si­nin onu­ru için her şe­yi fe­da ede­bi­le­cek yü­rek ne­re­de, ne­re­de? (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Yelt­sin'de var! Yelt­sin'de var!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ha, bak, bu­ra­dan söy­lü­yo­rum, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin kür­sü­sün­den söy­lü­yo­rum.

HÜS­NÜ OR­DU (Kü­tah­ya) - Mil­let çok iyi bi­li­yor…

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Söy­le­ye­bi­le­cek, de­mok­ra­si­ye yü­rek­ten inan­mış bir ba­ba­yi­ği­di de bek­li­yo­rum bu kür­sü­de söy­le­ye­cek. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) 367 ki­şi­lik gru­bu­nuz­la, mil­le­tin ek­se­ri­ye­ti­nin ira­de­si­ni tem­sil eden gru­bu­nuz­la şöy­le bir dim­dik du­ra­ma­dı­nız. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) İşi­niz gü­cü­nüz dik­len­mek, işi­niz gü­cü­nüz he­sap yap­mak. Şim­di gel­di­niz, on beş gün­lük sü­re içe­ri­sin­de…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Mum­cu, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız; bu­yu­run.

CA­HİT CAN (Si­nop) - Kaç­ma­say­dın böy­le ol­ma­ya­cak­tı!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ta­bii, ta­bii, ki­min ne­re­den kaç­tı­ğı­nı mil­let ni­ha­yet gör­dü iş­te. Ki­min ne­re­den kaç­tı­ğı­nı mil­let gör­dü. Me­se­le, is­ti­ka­me­ti ol­mak­tır, mev­zi­si ol­mak de­ğil. Siz mev­zi si­ya­se­ti ya­pı­yor­su­nuz, biz is­ti­ka­met si­ya­se­ti ya­pı­yo­ruz. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Siz is­ti­ka­me­ti­ni­zi dön­dür­dü­nüz ar­ka­daş­lar, far­kın­da de­ğil­si­niz. Mev­zi­ni­zi kay­bet­me­mek için is­ti­ka­me­ti­ni­zi dön­dür­dü­nüz, far­kın­da de­ğil­si­niz. Ama, mil­let bu­nun he­sa­bı­nı so­ra­cak­tır. Ha, mil­let so­rar, sor­maz, onu da söy­le­ye­yim, aha­li­nin ira­de­si­ni tür­lü şe­kil­ler­de if­sat et­mek müm­kün­dür…

CÜ­NE­YİT KA­RA­BI­YIK (Van) - Han­gi par­tiy­le gel­din?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - …si­zin bu me­se­le­ler­de ma­hir ol­du­ğu­nu­zu da bi­li­yo­ruz.

CÜ­NE­YİT KA­RA­BI­YIK (Van) - Özal'ın par­ti­si ne ol­du?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ma­şal­lah, cer imam­lı­ğın­dan ge­tir­me bir kül­tür­le, va­tan­da­şın sa­mi­mi inanç­la­rı­nın na­sıl sö­mü­rül­dü­ğü­ne da­ir ha­ki­ka­ten şa­ha­ne ör­nek­ler ve­re­gel­di­niz bu­gü­ne ka­dar. Ama, ben si­ze şu­nu söy­le­ye­yim: Mah­şe­ri vic­dan si­zi mahkûm et­miş­tir, bit­ti bu iş. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bit­ti bu iş. 367 ki­şi­lik bir ira­dey­le gel­di­niz, sa­de­ce ve sa­de­ce Av­ru­pa Bir­li­ği bü­rok­ra­si­si­nin em­ret­tik­le­ri, ser­ma­ye­nin ar­zu et­tik­le­ri, yan­daş­la­rın bek­len­ti­le­ri üze­ri­ne bir Mec­lis fa­ali­ye­tiy­le gi­di­yor­su­nuz.

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Gü­le gü­le git­sin­ler Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nım.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ne ya­sak kal­dı­ra­bil­di­niz ne yol­suz­lu­ğu yok ede­bil­di­niz ne de­mok­ra­si­yi ge­ti­re­bil­di­niz. 367 ki­şi­lik bir mil­let ira­de­si­ni, mil­let gü­cü­nü, 365 ki­şi­lik bir mil­let gü­cü­nü, he­va ve he­ves­le­ri­niz­le bir oyun­ca­ğa çe­vir­di­niz. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) He­va ve he­ves­le­ri­niz­le bir oyun­ca­ğa çe­vir­di­niz. Ma­kam, mev­ki he­ves­le­riy­le ül­ke­yi bir kri­ze sü­rük­le­di­niz. So­nun­da bu­nun so­rum­lu­su siz­si­niz.

28 Şu­bat sü­re­ci­nin bu ül­ke­ye ne­le­re mal ol­du­ğu­nu, bu mil­le­te ne­le­re mal ol­du­ğu­nu he­pi­miz çok iyi bi­li­yo­ruz, siz­ler de iyi bi­li­yor­su­nuz. Bu sü­re­cin mağ­dur­la­rı­nı, da­ha da de­rin bir mağ­dur­lu­ğa it­mek için ya­pıl­ma­sı ge­re­ken ne var­sa yap­tı­nız. Teb­rik edi­yo­rum si­zi. Teb­rik edi­yo­rum si­zi. Mah­şe­ri vic­dan bu­nu unut­ma­ya­cak­tır, mah­şe­ri vic­dan bu­nun he­sa­bı­nı so­ra­cak­tır.

HÜS­NÜ OR­DU (Kü­tah­ya) - Siz ta­ri­he geç­ti­niz ta­ri­he!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - El­ham­dü­lil­lah… El­ham­dü­lil­lah ta­ri­he geç­tik.

BAŞ­KAN - Sa­yın Mum­cu, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız lüt­fen.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - El­ham­dü­lil­lah, çok şü­kür, çok şü­kür ta­ri­he geç­tik. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Şim­di ben si­ze ola­cak­la­rı söy­le­ye­yim. Bu­ra­da as­lan­lar gi­bi sa­vun­du­ğu­nuz bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği, halk seç­sin pa­ke­ti­nin ar­ka­sın­da du­ra­ma­ya­cak­sı­nız. Sa­yın Baş­ba­kan, dün "bir sa­mi­mi­yet tes­ti gö­re­cek­ler" de­di. İş­te Ana­va­tan bu­ra­da.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Mum­cu, üç da­ki­ka ek sü­re kul­lan­dı­nız, lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür cüm­le­ni­zi ala­yım.

Bu­yu­run.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Şim­di, si­zin sa­mi­mi­ye­ti­ni­zi biz test edi­yo­ruz. Beş se­ne­dir ge­tir­me­di­ği­ni­zi, so­nun­da, de­di­ği­miz nok­ta­ya tı­pış tı­pış gel­di­niz. Hoş gel­di­niz, geç gel­di­niz.  (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

De­mek ki 20 ki­şiy­le…

AB­DUL­LAH ER­DEM CAN­Tİ­MUR (Kü­tah­ya) - Ana­va­ta­nın ya­rı­sı yok.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - …365 ki­şi­nin ya­pa­ma­dı­ğı­nı yap­mak müm­kün­müş. De­mek ki bu­nun için yü­rek la­zım­mış, ce­sa­ret la­zım­mış, viz­yon la­zım­mış.

Son sö­zü­mü de söy­lü­yo­rum:

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ki­min sa­mi­mi, ki­min yü­rek­li olup ol­ma­dı­ğı­nı, bu oy­la­ma­nın ikin­ci tek­ra­rı­nın ya­pı­lıp ya­pıl­ma­ma­sın­da gö­re­ce­ğiz. Ta­mam mı?

ALİ RI­ZA ALA­BO­YUN (Ak­sa­ray) - Da­ha ön­ce Par­la­men­to­dan ka­çan siz de­ğil mi­si­niz?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ben bu­ra­da­yım. Ben bu­ra­da ola­ca­ğım. Ben bu­ra­da ola­ca­ğım. Ama her­han­gi bir şe­kil­de bu­nun tek­ra­rı ya­pıl­mak ge­re­kir­se…

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Fı­sıl­da­dı­lar mı ku­la­ğı­na?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - …Sa­yın Baş­ba­ka­nı, Ba­kan­lar Ku­ru­lu­nun de­ğer­li üye­le­ri­ni ve AKP Gru­bu­nun ço­ğun­lu­ğu­nu bu­ra­da bek­le­ye­ce­ğim, gö­re­ce­ğiz.

MEH­MET ER­GÜN DAĞ­CI­OĞ­LU (To­kat) - Bir yer­den tü­yo mu al­dı­nız?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ge­le­bi­le­cek mi­si­niz, ge­le­me­ye­cek mi­si­niz gö­re­ce­ğiz.

MEH­MET ER­GÜN DAĞ­CI­OĞ­LU (To­kat) - Bir yer­den tü­yo mu al­dı­nız?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Siz­de de­mok­ra­tik ce­sa­ret, de­mok­ra­tik öz­gü­ven yok, yok, yok. Yok, çün­kü de­mok­ra­tik meş­ru­iye­ti­niz­den kuş­ku du­yu­yor­su­nuz. Yok, çün­kü ka­fa­nı­zın ar­ka­sın­da­ki he­sap­la­rın açı­ğa çı­ka­ca­ğın­dan kuş­ku du­yu­yor­su­nuz.

SAF­FET BEN­Lİ (Mer­sin) - Ne he­sa­bı­mız var­mış?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Gö­zü­nü­ze bak­tı­ğı­nız­da bey­ni­ni­zin ar­ka­sı gö­rün­mü­yor di­ye kuş­ku du­yu­yor­su­nuz, ama gö­rü­nü­yor, ama gö­rü­nü­yor.

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Gö­rü­nü­yor, gö­rü­nü­yor, ga­yet şef­fa­fız biz.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Bu kür­sü­den id­dia edi­yo­rum: Dün Baş­ba­kan bi­zi bir sa­mi­mi­yet tes­ti­ne ça­ğır­dı, bu­yur­sun­lar. Şim­di, ben, ikin­ci tur­da, Baş­ba­ka­nı ve AKP Gru­bu­nu bir sa­mi­mi­yet tes­ti­ne bek­li­yo­rum. Mil­le­tim de bu­nu sı­kı sı­kı­ya bir ta­kip et­sin. Öy­le, ya­lan­dan so­mun peh­li­van­lı­ğı kim­se­ye yap­tır­ma­ya­ca­ğız bun­dan son­ra. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Her­kes…

HÜS­NÜ OR­DU (Kü­tah­ya) - Ya­lan­cı peh­li­van sen­sin!

BAŞ­KAN - Sa­yın Mum­cu, lüt­fen, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız efen­dim.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, son sö­zü­mü söy­lü­yo­rum. Her­kes…

CA­HİT CAN (Si­nop) - Ya­lan­cı peh­li­van!

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Ha­be­rin ol­du mu?

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Bi­ri­si ku­la­ğı­na mı fı­sıl­da­dı?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Hah, çok te­şek­kür edi­yo­rum. Ha­be­ri olan ar­ka­daş bak bu­ra­da otu­ru­yor. Dik du­ra­ma­yan­lar, ha­ber alıp da dik du­ra­ma­yan­lar, if­ti­ray­la, ken­di­le­ri­ni, ken­di komp­leks­le­ri­ni bas­tır­ma­ya ça­lış­ma­sın­lar.

Bir cüm­le söy­le­ye­yim: Ha­be­ri olup da mil­le­ti ha­ber­dar et­me­yen şe­ref­siz­dir, na­mus­suz­dur. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) De­mok­ra­si için ca­nı­nı da ge­re­kir­se ver­me­yen şe­ref­siz­dir, na­mus­suz­dur. Ben­den bu ka­dar. Bu­nu söy­le­ye­bi­le­cek bir de­li­kan­lı­yı da bu kür­sü­ye bek­li­yo­rum. Kol­pa­cı­lı­ğın dev­ri bit­ti, bun­dan son­ra de­li­kan­lı­lı­ğın dev­ri.

Ha­yır­lı, uğur­lu ol­sun. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Mum­cu.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri…

HÜS­NÜ OR­DU (Kü­tah­ya) - Sen­de o şe­ref var mı? Var mı o şe­ref sen­de?

ER­KAN MUM­CU (Is­par­ta) - Sı­kı­yor­san sor… Bak, ora­da…

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım…

SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Evet…

SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Sa­yın Baş­kan, de­li­kan­lı­ya lü­zum yok. Ben söy­lü­yo­rum, de­mok­ra­si için öl­me­ye ha­zır ol­du­ğu­mu şe­re­fim­le, na­mu­sum­la da söy­lü­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan "Ooo!" ses­le­ri)

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Sen za­ten öl­müş­sün. Sen za­ten ölü­sün, ölü. Sa­fın bi­le be­lir­siz se­nin.

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, bi­raz ön­ce AK Par­ti Gru­bu adı­na ko­nu­şan Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç, ko­nuş­ma­sı sı­ra­sın­da, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da­ki ya­pı­lan bir kı­sım tar­tış­ma­la­rı gün­de­me ge­tir­miş­ti. Bu ara­da, bir kı­sım isim­ler­den, ya­ni isim­ler der­ken, un­van­lar­dan bah­set­ti ve bu­ra­da tu­ta­nak­la­rı da in­ce­le­dim. Bu ifa­de­ler­den ve ko­nuş­ma­sın­da "bi­raz ön­ce kür­sü­de ko­nu­şan mu­ha­le­fet mil­let­ve­ki­li" ifa­de­si­ni ay­nen kul­lan­dı­ğı için ve ken­di­sin­den ön­ce ko­nu­şan mu­ha­le­fet mil­let­ve­ki­li de Sa­yın Oya Aras­lı idi. Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da Ko­mis­yon Baş­ka­nı­na ya­pı­lan bir kı­sım fi­ilî sal­dı­rı­lar­dan bah­set­ti. Sa­yın Aras­lı da, bu hu­sus­ta, açık­la­ma için bi­ze mü­ra­ca­at­ta bu­lun­du.

Sa­yın Çor­ba­cı­oğ­lu, si­zin­le il­gi­li olan hu­su­su ay­nen tu­ta­nak­lar­dan oku­dum. Siz bu­ra­da yok­tu­nuz. Tu­ta­nak­lar­dan alın­tı yap­tı ve oku­du. Do­la­yı­sıy­la, tu­ta­nak­lar­dan ya­pı­lan bir alın­tı için si­ze söz ve­re­me­ye­ce­ğim.

YÜK­SEL ÇOR­BA­CI­OĞ­LU (Art­vin) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Ay­nen, bu­ra­da­ki ifa­de var, hiç­bir şey yok. Tu­ta­nak­la­rı oku­du.

YÜK­SEL ÇOR­BA­CI­OĞ­LU (Art­vin) - Sa­yın Baş­kan, be­nim ko­nuş­ma­mın bir kıs­mı­nı an­la­ta­rak, be­nim dü­şün­ce­min tam ter­si­ni açık­la­mış­tır. Ben o şe­kil­de açık­la­ma­da bu­lun­ma­dım, dü­zelt­me ta­lep edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Ha­yır, şim­di, bü­tün tu­ta­nak­la­rın hep­si­ni oku­ya­cak di­ye bir şey yok. Bu­ra­da bir şey yok.

YÜK­SEL ÇOR­BA­CI­OĞ­LU (Art­vin) - Sa­yın Baş­ka­nım, ben, 22 Tem­muz­da se­çim ya­pıl­sın de­me­dim, o şe­kil­de ifa­de edil­di.

BAŞ­KAN - Efen­dim, lüt­fen otu­rur mu­su­nuz, bu­yu­run.

YÜK­SEL ÇOR­BA­CI­OĞ­LU (Art­vin) - Sa­yın Baş­kan, ama ol­maz ki bu ka­dar…

BAŞ­KAN - Sa­yın Aras­lı, çok kı­sa ola­rak açık­la­ma ve­re­ce­ğim siz­le­re, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın Aras­lı, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da­ki tar­tış­ma­lar, sert­lik­ler, bu­ra­ya lüt­fen yan­sı­ma­sın. Bu­ra­da açık­la­ma­lar ri­ca edi­yo­rum. Bu hu­sus, bu kür­sü, bir­bi­ri­mi­ze sa­de­ce ce­vap ver­me hü­vi­ye­ti­ne ta­şın­ma­sın.

Bu­yu­run efen­dim.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Su­at Kı­lıç'ı ni­ye uyar­ma­dı­nız Sa­yın Baş­kan?

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yü­rek, lüt­fen, her tür­lü laf at­ma­la­rı bı­ra­ka­lım. İs­tir­ham edi­yo­rum.

III. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR (Devam)

3.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Oya Aras­lı'nın, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ya­şa­mım­da, ilk de­fa, Par­la­men­to­da, bir Mec­lis Baş­kan Ve­ki­li­nin, da­ha han­gi tür bir ko­nuş­ma ya­pı­la­ca­ğı­nı bil­me­den, bu şe­kil­de bir uya­rı­da bu­lun­du­ğu­na ta­nık olu­yo­rum. De­mek ki, bu da, Mec­lis uy­gu­la­ma­la­rı­na bir kat­kı. Te­şek­kür ede­riz, öğ­ren­miş ol­duk. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ben­den son­ra ko­nuş­muş olan Su­at Kı­lıç ad­lı mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da ya­şa­nan­lar­dan söz et­ti. Ben de, bu­ra­da, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da ya­şa­nan­la­rı açık­la­mak is­ti­yo­rum.

Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da, mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin ko­nuş­ma imkânı, ve­ri­len öner­gey­le ko­nuş­ma sü­re­si kı­sıt­lan­mak su­re­tiy­le or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sa bi­le, ya­rar­la­nı­la­ma­ya­cak ka­dar az dü­ze­ye in­di­ril­miş­tir. Öner­ge ver­mek imkânı kı­sıt­lan­mış­tır ve bu usu­lü ge­ti­ren öner­ge doğ­ru dü­rüst oy­lan­ma­dan ve kim­se 4'ün­cü mad­de­nin gö­rü­şül­me­si­ne ge­çil­di­ği­ni an­la­ya­ma­dan 4'ün­cü mad­de­nin gö­rü­şül­me­si­ne ge­çil­miş­tir. Bu­nun ne ka­dar usul­süz bir uy­gu­la­ma ol­du­ğu ifa­de edi­lin­ce…

MU­HAR­REM CAN­DAN (Kon­ya) - Se­nin gü­rül­tün yü­zün­den.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan lüt­fen gö­re­vi­ni­zi ye­ri­ne ge­ti­ri­niz, ak­si tak­dir­de ko­nu­şa­ma­ya­ca­ğım.

YEK­TA HAY­DA­ROĞ­LU (Van) - Siz de ha­tip ko­nu­şur­ken laf atı­yor­du­nuz.

BAŞ­KAN - Evet… Sa­yın Aras­lı ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - 4'ün­cü mad­de da­ha doğ­ru dü­rüst gö­rü­şül­me­den… Çün­kü, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin İç Tü­zü­ğü'nde ne ko­mis­yon­da mil­let­ve­ki­li­nin söz sü­re­si­nin kı­sıt­la­na­ca­ğı­na iliş­kin bir hü­küm var­dır ne de öner­ge sa­yı­sı­nın kı­sıt­la­na­ca­ğı­na iliş­kin bir hü­küm var­dır.

Ana­ya­sa'ya ay­kı­rı bir öner­ge, doğ­ru dü­rüst oy­lan­ma­dan, ka­bul edil­miş mu­ame­le­si gör­müş ve uy­gu­la­ma­ya so­kul­muş­tur. Mad­de­ler ön­ce ko­mis­yo­na okun­ma­sı ge­re­kir­ken; son­ra, ko­nuş­ma­cı­lar tes­pit edi­lip gö­rüş­me­ye açıl­ma­sı ge­re­kir­ken; son­ra, öner­ge­ler alı­nıp okun­ma­sı ge­re­kir­ken bun­la­rın hiç­bi­ri­si ya­pıl­ma­mış­tır ve Sa­yın Baş­kan be­şin­ci oy­la­ma­ya geç­ti­ği­ni ifa­de et­ti­ği za­man, bu oy­la­ma­lar, bu gö­rüş­me­ler na­sıl olu­yor, biz, ma­sa­nın öbür ta­ra­fın­dan duy­ma­dan ger­çek­le­şi­yor, bir de bu ta­ra­fı­na ge­çe­lim di­ye ar­ka­sı­na geç­ti­ğim bir sı­ra­da "be­şin­ci oy­la­ma­ya ge­çi­yo­rum de­miş­tir." Ben de, yük­sek­çe bir ses­le, "Dör­dün­cü oy­la­ma­dan na­sıl be­şin­ci oy­la­ma­ya geç­ti­niz?" de­di­ğim za­man, bu, fi­ilî du­rum ya­rat­mak, Sa­yın Baş­ka­na yum­ruk at­mak gi­bi yo­rum­la­ra ve­si­le ol­muş­tur.

AB­DUL­LAH ER­DEM CAN­Tİ­MUR (Kü­tah­ya) - Darp var, darp.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Ama, as­lın­da yum­ruk yi­yen, as­lın­da darp edi­len, bu Ko­mis­yon­da, bu uy­gu­la­ma­lar­la de­mok­ra­si­nin ken­di­si­dir. Ben kim­se­yi darp et­me­dim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AB­DUL­LAH ER­DEM CAN­Tİ­MUR (Kü­tah­ya) - Siz ya­pı­yor­su­nuz.

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Ama, ar­zu edi­yor­sa­nız ve Sa­yın Baş­kan yum­ruk ye­mek gi­bi bir şey bek­len­ti­si içe­ri­sin­dey­se yap­tı­ğı bu ic­ra­at­tan son­ra, be­nim elim­den bir şey gel­mez.

ALİ RI­ZA ALA­BO­YUN (Ak­sa­ray) - Baş­ka­na sal­dır­dın mı sal­dır­ma­dın mı?

OYA ARAS­LI (De­vam­la) - Ama, bil­me­di­ği­niz bir ger­çe­ği açık­la­ya­yım bu dör­dün­cü ve be­şin­ci oy­la­ma­lar­la il­gi­li: Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin iki grup baş­kan ve­ki­li, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin grup baş­kan ve­kil­le­ri­ni zi­ya­ret et­miş­ler­dir du­rum­la il­gi­li ola­rak ve be­nim de ara­la­rın­da bu­lun­du­ğum gö­rüş­me­de 4'ün­cü ve 5'in­ci mad­de­ler­le il­gi­li tek­ri­ri mü­za­ke­re tek­li­fin­de bu­lun­muş­lar­dır tek­li­fin tü­mü gö­rü­şül­dük­ten son­ra.

Şim­di, dik­ka­ti­ni­zi çe­ki­yo­rum: Eğer bun­lar ger­çek­ten ya­pıl­mış gö­rüş­me ol­say­dı, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si grup baş­kan ve­kil­le­ri ne­den böy­le bir tek­lif­te bu­lun­sa­lar­dı?

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da olan­lar bun­lar­dır. Kim­se kim­se­yi fi­ilî dar­ba ma­ruz bı­rak­ma­mış­tır, ama, de­mok­ra­si­nin biz­zat ken­di­si bu Ko­mis­yon­da ya­pı­lan uy­gu­la­ma­lar­la dar­ba uğ­ra­mış­tır!

Say­gı­lar su­na­rım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Fat­sa...

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, bi­zim ta­le­bi­miz ne ol­du?

BAŞ­KAN - Bir da­ki­ka Sa­yın To­puz, din­le­ye­yim… Bir da­ki­ka…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Sa­yın Baş­kan, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­siy­le il­gi­li şe­ye söz ve­re­cek­ti­niz.

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Bi­raz ön­ce kür­sü­de ko­nu­şan Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Oya Aras­lı, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da gö­rüş­me­ler ya­pı­lır­ken grup­lar ara­sın­da­ki sü­re­ci yu­mu­şat­mak ve­ya Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da­ki ger­gin­li­ği azalt­mak­la ala­ka­lı AK Par­ti grup baş­kan ve­kil­le­ri­nin so­rum­lu dav­ra­nış­la­rı­nı, san­ki, Ko­mis­yon­da ya­pı­lan şey­ler yan­lış­mış, bun­dan do­la­yı, ge­lip, iş­te "ye­ni­den tek­ri­ri mü­za­ke­re ya­pıl­sın" gi­bi ifa­de­ler­le tak­dim et­me­ye ça­lış­tı. Bu, doğ­ru de­ğil­dir. Bu­nun ka­yıt­la­ra geç­me­si­ni is­ti­yo­rum.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - De­dik­le­ri­ni doğ­ru­lu­yor­lar.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Ta­nı­ğı Meh­met Ali Şa­hin'dir.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Gay­ri­cid­di bir oy­la­ma tek­rar­la­na­ma­ya­ca­ğı­na gö­re!

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Bu ko­nuş­ma­la­rın ta­nı­ğı, Sa­yın Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Meh­met Ali Şa­hin'dir.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - De­mek ki, ke­yif usu­lü ya­pıl­dı her şey!

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Evet, her şey Sa­yın Ba­ka­nın gö­zü önün­de ce­re­yan et­miş­tir.

BAŞ­KAN - Sa­yın Çor­ba­cı­oğ­lu…

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Her şey gö­zü­nün önün­de ol­du, her şey.

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, bi­raz ön­ce yi­ne kür­sü­de ko­nu­şan bir ar­ka­da­şı­mız, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Ay­dın Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Yük­sel Çor­ba­cı­oğ­lu, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu tu­ta­nak­la­rı­na ge­çen ka­yıt­lar­da di­yor ki…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Art­vin, Art­vin…

BAŞ­KAN - Art­vin Mil­let­ve­ki­li; dü­zel­ti­yo­rum.

"Şim­di, ben şu­nu öğ­ren­mek is­ti­yo­rum; özel­lik­le, tek­lif sa­hip­le­rin­den de bu ko­nu­da ce­vap is­ti­yo­rum: 24 Ha­zi­ran­da eğer er­ken se­çim ya­pı­lır­sa, gü­ven ve is­tik­rar sür­dü­rü­le­bi­le­cek­se -4 Ka­sım de­mi­yo­rum, ekim de de­mi­yo­rum- ola­bi­lir. O za­man sü­reç sı­kın­tı­ya gi­re­cek. 24 Tem­muz­da ve­ya Sa­yın Baş­ka­nın de­di­ği gi­bi 22 Tem­muz­da olur­sa o gü­ven ve is­tik­rar her­han­gi bir sı­kın­tı­ya gi­ri­yor mu? Ben, si­zin ta­le­bi­ni­zin ge­rek­çe­si açı­sın­dan söy­lü­yo­rum ve­ya 24 Ağus­tos­ta, ya­ni amaç, eğer büt­çe gi­bi so­run­la­rın da ye­ni dö­nem­de Mec­li­sin ha­zır ola­rak gir­me­si yö­nün­de bir en­di­şe­niz var­sa, ben­ce Sa­yın Se­çim Ku­ru­lu Baş­ka­nı­nın söy­le­di­ği ta­rih­te ola­bi­lir. Hiç­bir sa­kın­ca­sı yok." ifa­de­si­ni oku­du.

Sa­yın Çor­ba­cı­oğ­lu da, bi­raz ön­ce Baş­kan­lı­ğa mü­ra­ca­atın­da "evet, bu ko­nuş­ma ol­muş­tu, ama bun­la­rın ön­ce­si de var­dır. Ben, mut­la­ka, ya­ni 22 Tem­muz nok­ta­sın­da bir ifa­de­de bu­lun­ma­dım, o hu­sus­ta kı­sa bir açık­la­ma is­ti­yo­rum." de­di. Şim­di, ken­di­si­nin mik­ro­fo­nu­nu aça­ca­ğım, ken­di­si açık­la­ma­sı­nı yap­sın.

Bu­yu­run Sa­yın Çor­ba­cı­oğ­lu.

4.- Art­vin Mil­let­ve­ki­li Yük­sel Çor­ba­cı­oğ­lu'nun, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

YÜK­SEL ÇOR­BA­CI­OĞ­LU (Art­vin) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Bi­raz ön­ce de, Sa­yın AKP söz­cü­sü­nün de­di­ği gi­bi, ben 22 Tem­muz­da se­çi­min ya­pıl­ma­sı­nı is­te­me­dim. Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu­na ge­len AKP grup tek­li­fi­nin ta­ri­hi 24 Ha­zi­ran idi. Ge­rek­çe­si­ne bak­tı­ğı­mız­da, ge­rek­çe­yi çok man­tık­lı bul­ma­dım. Bu ge­rek­çe­ye ba­ka­rak, 24 Ha­zi­ran ola­bi­lir, tem­muz ola­bi­lir, ağus­tos ola­bi­lir. Ne­den 24 Ha­zi­ran? Bu­nun ce­va­bı­nı ve­rin, şek­lin­de be­yan­da bu­lun­dum. An­cak, AKP söz­cü­sü, san­ki, be­nim, 22 Tem­muz­da se­çi­min ya­pıl­ma­sı­nı ta­lep et­mi­şim şek­lin­de ko­nu­yu çar­pı­ta­rak Ge­nel Ku­ru­la sun­muş­tur. Ben, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin gö­rüş­le­ri­ni de içe­ren, 22 Tem­muz­la il­gi­li… Her ne ka­dar Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si, se­çi­min 22 Tem­muz­da ya­pıl­ma­sı­na da­ir oy ver­miş ise de, o ka­nun tek­li­fi­nin kar­şı oy ya­zı­sın­da, 22 Tem­muz­dan da­ha ön­ce ya­pı­lıp ya­pıl­ma­ya­ca­ğı­nın araş­tı­rıl­ma­sı­nı da kar­şı oy ya­zı­sı ola­rak ek­le­miş­tir.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ve şah­sım, se­çi­min en er­ken şe­kil­de ya­pıl­ma­sı­nı is­te­mek­te­dir. Ke­sin­lik­le, AKP söz­cü­sü­nün söy­le­di­ği gi­bi 22 Tem­muz­da se­çi­min ya­pıl­ma­sın­dan ya­na bir tav­rım ol­ma­mış­tır.

Bu şe­kil­de du­ru­mun dü­zel­til­me­si­ni arz ede­rim.

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Grup Baş­kan Ve­ki­li Sa­yın Ali To­puz'a söz ver­me­den ön­ce, ar­ka­daş­lar, şu­nu söy­le­ye­ce­ğim: Ba­kı­nız, isim fa­lan da ver­mi­yo­rum, ama ön sı­ra­da otu­ran ar­ka­daş­la­rı­mız, geç­miş­te de so­rum­lu­luk­la­rı olan bir kı­sım ar­ka­daş­la­rı­mız -her iki gru­ba da men­sup- kar­şı ta­raf­tan bir ha­tip ko­nuş­tu­ğu za­man, sü­rek­li ola­rak söz at­ma… Grup baş­kan ve­kil­le­ri­nin de tak­di­rin­de­dir. Onun için, ya­ni, di­ğer grup­ta­ki ar­ka­daş­la­rın söz­le­ri­ni ten­kit eder­ken, di­ye­lim ki, ik­ti­dar par­ti­si gru­bun­dan bir ar­ka­daş çık­tı­ğı za­man, ko­ro hâlin­de­ki iti­raz­lar o ar­ka­da­şın da se­si­ni ke­si­yor; ay­nı şe­kil­de, bu­ra­dan söz at­ma­lar, ifa­de­ler, o ar­ka­daş­la­rın da in­si­ca­mı­nı bo­zu­yor. Bu, müş­te­re­ken ya­pı­lan bir hu­sus­tur. Özel­lik­le ön sı­ra­lar­da otu­ran ar­ka­daş­lar, eğer, bu hu­sus­ta sa­bır­lı dav­ra­na­mı­yor­lar­sa, da­ha ar­ka sı­ra­lar­da, da­ha uy­gun yer­ler­de otu­ra­bi­lir­ler ve ha­tip­le­rin in­si­ca­mı­nı boz­maz­lar.

Bu­nu da Ge­nel Ku­ru­lun tak­di­ri­ne arz edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na…

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Gru­bu­muz adı­na Sa­yın…

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Biz pro­fes­yo­nel de­ğil, ama­tö­rüz Sa­yın Baş­kan.

MEH­MET KAR­TAL (Van) - Kad­ro­lu da de­ği­liz, on­lar kad­ro­lu.

BAŞ­KAN - Efen­dim?

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Biz pro­fes­yo­nel de­ğil, ama­tö­rüz.

BAŞ­KAN - Hu­ku­ka uy­gun dav­ran­mak ge­re­kir Sa­yın Bo­dur, pro­fes­yo­nel ve­ya ama­tör ol­mak fark et­mez.

Sa­yın Ali To­puz'un, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin tü­zel ki­şi­li­ğiy­le il­gi­li ola­rak bir sa­taş­ma ge­rek­çe­siy­le sö­zü var.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Öz­yü­rek ko­nu­şa­cak.

BAŞ­KAN - Efen­dim?

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Öz­yü­rek…

BAŞ­KAN - Ha­yır, Sa­yın To­puz, siz ko­nu­şa­cak­sı­nız.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Efen­dim, gru­bu­muz adı­na söz is­te­dim.

BAŞ­KAN - Ha­yır, siz is­te­di­niz, ba­kın, ben si­ze ver­dim.

Bu­yu­run efen­dim.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Efen­dim, gru­bu­muz adı­na söz is­te­dim.

BAŞ­KAN - Sa­yın To­puz, lüt­fen efen­dim… Ba­kı­nız, Sa­yın Baş­ka­nım, bu­yu­run, açık­la­ma­nı­zı ya­pın efen­dim.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Efen­dim, gru­bu­muz adı­na söz is­te­dim ve gru­bu­mu­zun söz­cü­sü Sa­yın Mus­ta­fa Öz­yü­rek. Ri­ca edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Siz, onu öne­ri­yor­su­nuz?

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Evet efen­dim.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Öz­yü­rek, kı­sa ola­rak ko­nuş­ma­nı­zı ala­yım.

5.- Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Öz­yü­rek'in, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Su­at Kı­lıç'ın, ko­nuş­ma­sın­da, par­ti­si­ne sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Sa­yın Baş­kan, söz ver­di­ği­niz için te­şek­kür edi­yo­rum.

AKP Gru­bu­nun, Ana­ya­sa gi­bi çok önem­li bir tar­tış­ma­nın ya­pıl­dı­ğı sı­ra­da, gö­re­vi sa­de­ce Mec­li­si pro­vo­ke et­mek olan bi­ri­si­ni söz­cü ola­rak seç­me­sin­den bü­yük üzün­tü duy­du­ğu­mu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Sa­yın Kı­lıç, par­ma­ğı de­vam­lı Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­sin­de, gel­di, sü­rek­li, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne ha­ka­ret­ler et­ti.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, eğer, bu­gün bu­ra­da otu­ra­bi­li­yor­sa­nız, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si sa­ye­sin­de otu­ru­yor­su­nuz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Yok ca­nım! Yok ca­nım! Ha­di ora­dan!

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yü­rek, lüt­fen, efen­dim…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - Tür­ki­ye'ye de­mok­ra­si­yi ge­tir­miş olan par­ti Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­dir. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - Ha­dii! Ha­dii!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - Onun için, ta­rih bil­me­yen­ler, nan­kör­lük ya­pı­yor­lar. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si de­mok­ra­si­yi bu ül­ke­ye ge­tir­miş olan par­ti­dir.

MEH­MET S. TE­KE­Lİ­OĞ­LU (İz­mir) - Açık oy, giz­li tas­nif­le mi?

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si, 1946'da, uzun bir sü­reç­ten son­ra çok par­ti­li re­ji­mi ge­tir­miş­tir.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Dip­çik­le­ri unut­ma­dık!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - Çok par­ti­li re­ji­min ni­met­le­rin­den ya­rar­la­nan­la­rın, bu­gün, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ni suç­la­ma­ya ke­sin­lik­le hak­la­rı yok­tur.

Bir di­ğer önem­li nok­ta: Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne böy­le­si­ne in­saf­sız­ca sal­dı­ran­lar, da­ha 2002 se­çi­min­den son­ra Ge­nel Baş­kan­la­rı­nın ya­sak­la­rı­nın kal­dı­rıl­ma­sı ko­nu­sun­da Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin yar­dım­la­rı­nı, des­te­ği­ni ne ça­buk unut­tu­lar? Nan­kör­lük bu ka­dar mı siz­le­re ege­men ol­du? (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ni­çin bu öf­ke, ni­çin bu ha­zım­sız­lık? Sa­yın Mum­cu, çok gü­zel an­lat­tı. Gel­di­ği­niz sü­reç şu: 353 mil­let­ve­ki­liy­le Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­di­niz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "sa­ye­niz­de" ses­le­ri) Eli­ni­ze yü­zü­nü­ze bu­laş­tır­dı­nız.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Sa­ye­niz­de!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - Ni­ye sa­ye­miz­de ol­sun? Oku­du­ğu­nu­zu an­la­mı­yor­su­nuz. Ana­ya­sa­yı an­la­mış ol­say­dı­nız, doğ­ru bir yo­rum ya­par­dı­nız ve Ana­ya­sa­nın uz­laş­ma ara­dı­ğı­nın far­kı­na va­rır­dı­nız ve uz­laş­ma arar­dı­nız.

FA­RUK AN­BAR­CI­OĞ­LU (Bur­sa) - Mec­li­se bi­le gel­me­di­niz! Mil­let­ve­kil­le­ri­niz kork­tu, Mec­li­se bi­le gel­me­di!

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ta­bii, gel­me­dik, si­zin tu­za­ğı­nı­za düş­me­mek için.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - Siz, zan­net­ti­niz ki, tek ba­şı­nı­za, AKP'nin da­yat­ma­sıy­la, AKP'nin oy­la­rıy­la bu Mec­li­si yok sa­ya­rak, Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­bi­lir­si­niz. Bu­nu sağ­la­ya­ma­dı­nız. Bu­nu sağ­la­ya­ma­dı­ğı­nız için bü­yük bir öf­ke için­de­si­niz, bü­yük bir te­laş için­de­si­niz.

Sık sık "Ege­men­lik ka­yıt­sız şart­sız mil­le­tin­dir." öz­de­yi­şi­ne, Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk'ün sö­zü­ne atıf ya­pı­yor­su­nuz, ama onu "Ege­men­lik ka­yıt­sız şart­sız AKP'nin­dir." di­ye an­lı­yor­su­nuz. Oy­sa o ege­men­lik mil­le­tin­dir. Bu­ra­da bu­lu­nan her­ke­sin söz hak­kı var, bu­ra­da bu­lu­nan her­ke­sin oy hak­kı var.

"Ana mu­ha­le­fet par­ti­si­ne git­me­yiz, bi­ze ha­ka­ret et­ti." di­yor­su­nuz. Pe­ki, Sa­yın Mum­cu'ya ni­ye git­ti­niz? Sa­yın Mum­cu ne de­miş­ti: "Siz sah­tekârsı­nız." de­miş­ti. "Siz, mil­le­tin pa­ra­sı­nı çal­dı­nız; siz, mil­le­tin inan­cı­nı çal­dı­nız." de­miş­ti ve Sa­yın Baş­ba­kan da­va aç­mış­tı. Sa­yın Mum­cu'ya git­ti­niz, çün­kü 367 pe­şin­dey­di­niz. Yok­sa, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­min­de bir uz­laş­ma pe­şin­de de­ğil­di­niz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yü­rek, Sa­yın Mum­cu'nun söz­le­ri­ni bu­ra­ya ta­şı­ma­yı­nız. Siz, grup­la il­gi­li ce­vap ve­ri­niz efen­dim.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­siy­le il­gi­li bu­ra­da ağır if­ti­ra­lar ya­pıl­dı. Bu ke­sin­lik­le doğ­ru de­ğil­dir. Bu if­ti­ra­la­rı, ay­nen, sa­hi­bi­ne ia­de edi­yo­rum.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si, cum­hu­ri­ye­ti kur­muş, bu dev­le­ti kur­muş, Tür­ki­ye'ye de­mok­ra­si­yi ge­tir­miş olan bir par­ti­dir.

FAH­Rİ KES­KİN (Es­ki­şe­hir) - Ebe­di mu­ha­le­fet!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - Onun için, hiç kim­se­nin, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne en ufak bir laf söy­le­me hak­kı ve yet­ki­si yok­tur. Söy­le­di­ği za­man bu­nun ce­va­bı­nı alır. Bi­zim, bu­ra­da…

Hep Sa­yın Baş­ka­nın bi­ze söy­le­di­ği "Siz de laf atı­yor­su­nuz." Biz, bir tek ba­sit so­ru sor­duk de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım: "Yir­mi beş ya­şın­da­ki­le­rin se­çil­me hak­kı­nı sü­rek­li is­te­me­di mi Sa­yın Baş­ba­kan? Her yer­de övün­me­di­niz mi, bi­zim sa­ye­miz­de çı­kar­dı­ğı­nız dü­zen­le­me­yi…

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yü­rek…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - Şim­di “Ni­çin onu gün­de­me ge­tir­mi­yor­su­nuz, ni­çin bu ko­nu­da çö­züm ge­tir­mi­yor­su­nuz?" di­ye biz he­sa­bı so­ru­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yü­rek, ko­nu de­ğiş­ti. Te­şek­kür edi­yo­rum, ko­nuy­la il­gi­li ce­vap ver­di­niz, te­şek­kür ede­rim.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, gö­rüş­tü­ğü­müz ko­nu Tür­ki­ye'nin re­ji­mi­ni de­ğiş­ti­re­cek bir ko­nu­dur; gö­rüş­tü­ğü­müz ko­nu Tür­ki­ye'nin sis­te­mi­ni de­ğiş­ti­re­cek bir ko­nu­dur. Ar­tık, mil­le­te git­me ka­ra­rı al­mış olan bir Mec­lis, bu ko­nu­da ka­rar ve­re­mez. Bi­zim, mil­let­ten kaç­tı­ğı­mız yok.

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yü­rek, te­şek­kür edi­yo­rum efen­dim.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - Mil­let­ten ka­çan bir par­ti…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yü­rek, son cüm­le­ni­zi ala­yım. Lüt­fen efen­dim…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - …"24 Tem­muz ye­ri­ne 24 Ha­zi­ran­da se­çim ya­pa­lım" di­ye ıs­rar eder mi? Biz, der­hal se­çim di­yo­ruz, he­men se­çim di­yo­ruz. Mil­le­te gi­de­lim ve yap­tık­la­rı­nı­zın he­sa­bı­nı bir bir so­ra­lım is­ti­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - Mil­let, her şe­yin far­kın­da­dır ve si­ze, se­çim­de, hak et­ti­ği­niz ce­za­yı ve­re­cek­tir. Bu­na ina­nı­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - Ön­ce ta­ri­hi öğ­re­nin, ta­ri­hi!

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (İs­tan­bul) -  Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Hükûmet adı­na mı ko­nu­şa­cak­sı­nız?

Bu­yu­run.

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­ka­nım, is­mim­den bah­se­di­le­rek, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da­ki gö­rüş­me­ler­de ba­zı ge­liş­me­le­re ta­nık ol­du­ğum ifa­de edil­di ve bu ko­nu­da açık­la­ma yap­mam is­ten­di.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­ka­nım, Hükûmet adı­na, za­ten ko­nuş­ma hak­kı­nız var, bu­yu­run.

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (İs­tan­bul) -  Bi­raz ön­ce Sa­yın To­puz da ye­rin­den be­ni işa­ret ede­rek, be­ni şa­hit gös­ter­di. İzin ve­rir­se­niz, ön­ce şah­sım için söz is­ti­yo­rum, ama ol­maz­sa Hükûmet adı­na da ko­nu­şa­bi­li­rim.

BAŞ­KAN - Hükûmet adı­na, Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Sa­yın Meh­met Ali Şa­hin.

Bu­yu­run Sa­yın Şa­hin. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (İs­tan­bul) - Sa­yın Ba­şkan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; he­pi­ni­zi, sev­giy­le, say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bi­raz ön­ce, Sa­yın Öz­yü­rek ko­nuş­ma­sı­na baş­lar­ken "Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si sa­ye­sin­de he­pi­niz bu­ra­da­sı­nız." cüm­le­si­ni kul­la­nın­ca, il­ko­kul sı­ra­la­rın­da yurt­taş­lık bil­gi­si der­sin­de oku­tu­lan bir anek­dot he­men ha­fı­zam­da can­lan­dı. Şim­di­ki ki­tap­la­rı­mız­da var mı bil­mi­yo­rum. Şöy­le bir anek­dot: Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk, bir gün, Kas­ta­mo­nu'da ko­ğuş­la­rı ge­zer­ken, bir Meh­met­çi­ğe so­ru­yor: "Söy­le ba­ka­yım yav­rum, bu mem­le­ke­ti kim kur­tar­dı?" As­ker he­men ce­vap ve­ri­yor: "Ata­türk kur­tar­dı ko­mu­ta­nım." O bü­yük in­san, o bü­yük ga­zi ka­fa­sı­nı sal­lı­yor. "Ha­yır yav­rum, ha­yır, bu mil­let ken­di ken­di­ni kur­tar­mış­tır." (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Pe­ki, de­mok­ra­si­yi kim ge­tir­di Sa­yın Şa­hin?

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (De­vam­la) - Sa­yın Öz­yü­rek'e Ata­türk'ün bu ce­va­bı­nın dı­şın­da baş­ka bir ce­vap ver­me­yi lü­zum­suz gö­rü­yo­rum. O, ce­va­bı ver­miş­tir.

EMİN KOÇ (Yoz­gat) - Kur­ta­ran mil­let de CHP'yi kur­du!

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (De­vam­la) - Bu ül­ke­de ne ya­pıl­mış­sa, cum­hu­ri­ye­ti ku­ran da mil­let­tir, bi­zi bu­ra­ya gön­de­ren de mil­let­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si, "mu­ha­le­fet­te­ki ik­ti­dar" an­la­yı­şın­dan ve zih­ni­ye­tin­den bir an ön­ce ken­di­si­ni kur­tar­ma­lı­dır; "Ben mu­ha­le­fet­te de ol­sam bu ül­ke­de ger­çek ik­ti­dar be­nim." an­la­yı­şın­dan ken­di­si­ni kur­tar­ma­lı­dır, kur­tar­dı­ğı an ger­çek­ten de­mok­rat bir par­ti ola­cak­tır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Tür­ki­ye'nin şu an­da ya­şa­dı­ğı so­run iş­te bu­dur. Bu so­run aşıl­dı­ğı an Tür­ki­ye düz­lü­ğe çı­ka­cak ve Tür­ki­ye'nin iki ya­ka­sı bir ara­ya ge­le­cek­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­gün Va­kıf­lar Haf­ta­sı'nın açı­lı­şı ne­de­niy­le ya­pı­lan tö­ren­ler­de bu­lun­du­ğum için bu­ra­ya ye­ni gel­dim. Ben­den ön­ce­ki za­man di­li­mi içe­ri­sin­de, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da­ki gö­rüş­me­ler­den söz edi­lir­ken is­mim­den de bah­se­dil­miş. Ni­te­kim, ben bu­ra­ya gel­dik­ten son­ra, Sa­yın To­puz da, işa­ret ede­rek, ora­da­ki tar­tış­ma­lar­da be­nim ta­nık ol­du­ğu­mu, ge­re­kir­se açık­la­ma ya­pa­bi­le­ce­ği­mi ifa­de et­ti­ler.

İki gün sü­ren Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da­ki Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni ön­gö­ren tek­lif mü­za­ke­re­le­rin­de Hükûme­ti tem­si­len ben de Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da bu­lun­dum. Üç dö­nem­dir Par­la­men­to­da­yım. Par­la­men­to­da bu­lun­du­ğum dö­nem içe­ri­sin­de bir­çok ko­mis­yon­da, üye ola­rak, baş­kan ve­ki­li ola­rak ve Hükûme­ti tem­si­len de bir ba­kan ola­rak ha­zır bu­lun­dum; ama, hiç­bir za­man, geç­ti­ği­miz cu­ma ve cu­mar­te­si gün Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da ya­şa­dık­la­rı­mı­za ben­zer bir ola­yı ya­şa­ma­dım. Son de­re­ce üzün­tü duy­du­ğu­mu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Ni­te­kim, bu dü­şün­ce­mi Sa­yın To­puz'la ve di­ğer ar­ka­daş­lar­la da pay­laş­tım.

Ta­bii ki, İç Tü­zük'e gö­re, ko­mis­yon­lar­da mü­za­ke­re­le­rin na­sıl ya­pı­la­ca­ğı bel­li­dir. Fa­kat, öy­le­si­ne yo­ğun tar­tış­ma­lar ya­şan­dı ki -ba­sı­na da yan­sı­dı­ğı için ifa­de et­mek is­ti­yo­rum- cep te­le­fon­la­rı mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­lar ara­sın­da te­ati edil­di, te­le­fon­lar atıl­dı. Bu, ta­bii ki, Par­la­men­to­ya as­la ya­kış­ma­yan gö­rün­tü­ler­di. Söz­lü sal­dı­rı­lar, ifa­de­ler, be­nim bu­ra­da tek­rar et­mek­ten te­ed­düp ede­ce­ğim cüm­le­ler, ha­ka­ret ko­kan ifa­de­ler de kul­la­nıl­dı. Keş­ke kul­la­nıl­ma­mış ol­say­dı.

Ta­bii, Ko­mis­yon Baş­ka­nı, mü­za­ke­re­le­ri de­vam et­tir­me ve gö­re­vi­ni yap­ma gay­re­ti içe­ri­sin­de tek­li­fin mad­de­le­ri­ni oku­ma­ya gay­ret edi­yor­du, ama gü­rül­tü içe­ri­sin­de, Ko­mis­yon Baş­ka­nı ile Hükûmet sı­ra­sı ara­sın­da uzun bir me­sa­fe var­dı ve be­nim ba­zı şey­le­ri duy­ma­dı­ğı­mı ken­di­le­riy­le pay­laş­tım. Ali To­puz'la yan ya­na otu­ru­yor­duk.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Doğ­ru­dur.

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (De­vam­la) - Duy­mam müm­kün de­ğil, çün­kü mik­ro­fon dü­ze­ni za­ten yok. Be­nim duy­ma­mış ol­ma­mın ve bu­nu ifa­de et­miş ol­ma­mın, İç Tü­zük'e gö­re, gö­rüş­me­le­ri sa­kat­la­ya­cak bir yö­nü var­sa ta­bii o ay­rı­ca Ko­mis­yon üye­si ar­ka­daş­la­rı­mız ta­ra­fın­dan ifa­de edi­lir.

MEH­MET NU­Rİ SAY­GUN (Te­kir­dağ) - Var var... Siz Hükûmet­si­niz ora­da...

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (De­vam­la) - Ama ta­bii ki, ko­mis­yon gün­de­mi­ne hâkim­dir, ko­mis­yo­nu ko­mis­yon baş­ka­nı yü­rü­tür ve ni­te­kim Ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rı bit­ti ve iş­te şim­di, Ko­mis­yon ra­po­ru­nu bu­ra­da gö­rü­şü­yo­ruz.

Tek­ri­ri mü­za­ke­re ko­nu­su gün­de­me gel­di. Evet, tek­ri­ri mü­za­ke­re, ya­ni bir mad­de­nin ye­ni­den gö­rü­şül­me­si is­te­nir­se ko­mis­yon üye­si ar­ka­daş­la­rı­mız be­lir­li sa­yı­da im­za ile da­ha ön­ce gö­rü­şül­müş olan bir mad­de­nin tek­rar gö­rü­şül­me­si­ni is­te­ye­bi­lir­ler. Böy­le bir yo­la da baş­vu­ra­bi­lir­si­niz eğer bu­nun tek­rar gö­rü­şül­me­si­ni is­ti­yor­sa­nız. Baş­vu­rul­ma­lı­dır, bu­nun yo­lu da bu­dur, de­dim. Ama, Ko­mis­yon­da ne ik­ti­dar­dan ne mu­ha­le­fet­ten mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız tek­ri­ri mü­za­ke­re yo­lu­na da git­me­di­ler. Gi­dil­miş ol­say­dı, herhâlde, İç Tü­zük'e gö­re, Sa­yın Baş­kan da bu­nu gün­de­mi­ne alır­dı.

O ba­kım­dan, be­nim Ko­mis­yon­da­ki göz­lem­le­rim ve tes­pi­tim, de­min bir­kaç cüm­ley­le ifa­de et­ti­ğim şe­kil­de­dir.

Bi­raz ön­ce Sa­yın Öz­yü­rek, böy­le bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni, ya­ni mil­let­ve­kil­li­ği se­çim sü­re­ci­nin beş yıl­dan dört yı­la in­di­ril­me­si­ni, Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­ni, Tür­ki­ye'de re­ji­min de­ğiş­ti­ril­me­si te­şeb­bü­sü ola­rak de­ğer­len­dir­di­ler.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Öy­le, ye­ni bir sis­tem!

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, siz, beş yıl­lık sü­re çok uzun de­mi­yor muy­du­nuz? Bu­nu dört yı­la in­di­re­lim, de­mi­yor muy­du­nuz? Beş yıl­lık sü­re­yi dört yı­la in­dir­me­nin re­jim­le ne il­gi­si var? Re­ji­min ne­si­ni de­ğiş­ti­re­cek?

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Onu kas­tet­mi­yo­rum, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­min­den bah­se­di­yo­rum.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - O de­ğil!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi!

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Par­la­men­ter re­jim­den baş­kan­lık re­ji­mi­ne ge­çi­li­yor, de­dim.

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (De­vam­la) - Şim­di, efen­dim, Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin. Bu, dün­ya­da ye­ni keş­fe­dil­miş olan bir me­tot de­ğil ki. Bir­çok de­mok­ra­tik ül­ke­de de Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk se­çer, hem de iki tur­lu se­çer.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ne ol­du da bu son an­da ak­lı­nı­za gel­di Sa­yın Ba­kan?

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (De­vam­la) - Bi­zi kim gön­der­di bu­ra­ya? Tür­ki­ye'de baş­ba­kan­la­rı kim se­çi­yor? Mil­let­ve­kil­le­ri­ni kim se­çi­yor? Ba­kan­la­rı kim se­çi­yor? Halk seç­mi­yor mu? Ee, Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk se­çer­se, Tür­ki­ye'de de­mok­ra­si da­ha da ge­liş­mez, da­ha da per­çin­len­mez mi?

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Efen­dim, an­la­mı­yor­su­nuz ki! Par­la­men­ter re­jim­den baş­kan­lık re­ji­mi­ne ge­çi­lir, söy­le­di­ğim o! De­mok­ra­tik re­jim­den çı­kı­lır…

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (De­vam­la) - O ne­den­le, bu tür de­ğer­len­dir­me­le­re ka­tıl­mak müm­kün de­ğil­dir.

Bu, be­lir­li sa­yı­da mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mı­zın, AK Par­ti Gru­bu­na men­sup mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın, Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu­na men­sup mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın im­za­la­rıy­la ve­ril­miş olan bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi­dir.

Bu tek­lif, Ko­mis­yon­da, bi­raz ön­ce ifa­de et­ti­ğim şe­kil­de gö­rü­şül­müş ve şu an­da Ge­nel Ku­ru­lun gün­de­min­de­dir.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Ta­bii, gö­rü­şül­me­den!

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (De­vam­la) - Ta­bii ki, bu de­ği­şik­lik tek­li­fiy­le il­gi­li, grup­la­rı­mız, mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız dü­şün­ce­le­ri­ni de­ğer­len­di­re­cek­ler­dir.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Kap­kaç, kap­kaç!

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (De­vam­la) - Bu tek­li­fin ya­sa­la­şıp ya­sa­laş­ma­ya­ca­ğı­na ka­rar ve­re­cek olan da bu Mec­lis­tir, ya­ni siz­ler­si­niz, ya­ni Par­la­men­to­dur.

Ben, Hükûme­tin bir üye­si ola­rak -bu, bir Hükûmet ta­sa­rı­sı de­ğil, bir tek­li­fi­dir- böy­le bir de­ği­şik­li­ğin Tür­ki­ye'de de­mok­ra­si­yi da­ha da güç­len­di­re­ce­ği­ne, hal­kın ira­de­si­nin da­ha da be­lir­gin ola­rak or­ta­ya çı­ka­ca­ğı­na ina­nı­yo­rum.

O ba­kım­dan, bu de­ği­şik­li­ğin, ben de Hükûme­tin bir üye­si ola­rak, le­hin­de oy ve­re­ce­ği­mi ifa­de edi­yo­rum.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - De­mok­ra­si çok gü­zel, hal­kın ira­de­si si­ze Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­tirt­mi­yor! Zor­la­ma­yın!

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (De­vam­la) - Bun­dan çe­ki­ne­cek, hal­ka git­mek­ten, hal­kın çe­ki­min­den en­di­şe ede­cek bir ki­şi­nin de ol­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni -özel­lik­le, hal­kın oyuy­la bu­ra­ya gel­miş olan in­san­la­rın içe­ri­sin­den- bun­dan en­di­şe ede­cek, go­cu­na­cak hiç kim­se­nin ol­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum, çün­kü halk­tan gel­dik, iş­te, se­çim yo­luy­la hal­ka gi­di­yo­ruz. Tek­rar hal­kı­mız bi­zi gön­de­rir­se, onun adı­na ge­lir, bu­ra­da ona hiz­met ede­riz.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ba­ka­nım.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, sa­at 15.00'te top­lan­mak üze­re bir­le­şi­me ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 13.50

 

 

İKİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati:15.05

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER: Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik), Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 102'nci Bir­le­şi­mi­nin İkin­ci Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

1409 sı­ra sa­yı­lı Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi­nin gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

IV. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

5.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1015) (S.Sa­yı­sı: 1409) (De­vam)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de şah­sı adı­na ilk söz, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Meh­met Eras­lan'a ait­tir.

Sa­yın Eras­lan, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEH­MET ERAS­LAN (Ha­tay) - Sa­yın Baş­kan, çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ön­ce­lik­le, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Tür­ki­ye'miz, yak­la­şık on gün­den be­ri çok önem­li bir sü­re­ci ya­şar­ken, bü­tün dün­ya, Türk si­ya­se­ti­ni, Türk de­mok­ra­si­si­ni ve Tür­ki­ye'de iş­le­rin na­sıl yü­rü­dü­ğü­nü çok ya­kın­dan ta­kip et­mek­te­dir. Bü­tün ül­ke­mi­zi ve ül­ke in­sa­nı­mı­zı çok ya­kın­dan il­gi­len­di­ren bu önem­li sü­reç ya­şa­nır­ken, bü­tün si­ya­si par­ti­le­re dü­şen, sağ­du­yu­lu ve ma­kul dav­ra­na­rak, ül­ke­mi­zin men­fa­at­le­ri­ni, mil­le­ti­mi­zin hu­zur ve sükûne­ti­ni, bir­lik ve be­ra­ber­li­ği­ni ön plan­da tut­mak­tır. Bu ya­şa­nan sü­reç­te, mu­ha­le­fet par­ti­le­ri, ken­di si­ya­si ge­le­cek­le­ri­ni de­ğil, mil­le­tin ge­le­ce­ği­ni mu­ha­se­be et­mek du­ru­mun­da­dır. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin on bi­rin­ci Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­ne ka­tıl­ma­ya­rak ül­ke­de ka­os ya­şan­ma­sı­na, Mec­li­sin ki­lit­len­me­si­ne, Türk si­ya­se­ti­nin ve Türk de­mok­ra­si­si­nin iç ka­mu­oyun­da hem de dün­ya ka­mu­oyun­da kü­çük dü­şü­rül­me­si­ne ne­den olan­la­rı ne mil­le­ti­miz ne ta­rih hiç­bir za­man unut­ma­ya­cak­tır.

YÜ­CEL AR­TAN­TAŞ (Iğ­dır) - On beş gün ön­ce ne ko­nuş­tu­ğu­nu ha­tır­la.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (An­ka­ra) - Ali Di­bo ne ol­du, Ali Di­bo?

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, yü­ce mil­le­ti­mi­zin si­ne­si­dir. Mil­le­tin si­ne­sin­den ka­çan­lar, el­bet­te, mil­le­tin sil­le­si­ni er geç yi­ye­cek­tir. Bu ül­ke­de bir hiz­met­çi­ler var­dır, bir de hi­zip­çi­ler var­dır. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­den ka­ça­rak an­cak hi­zip­çi­li­ği­ni gös­te­ren si­ya­si­ler ve si­ya­si par­ti­ler si­ya­si mev­ta hâli­ne ge­le­cek­tir.

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - An­lat, an­lat, çok he­ye­can­lı.

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Mil­let ira­de­si­nin te­cel­ligâhı olan Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ni boy­kot et­mek hiç­bir mil­let­ve­ki­li­ne ya­kı­şan bir ta­vır, ya­kı­şan bir dav­ra­nış de­ğil­dir.

ALİ RI­ZA GÜL­Çİ­ÇEK (İs­tan­bul) - Dö­nek­ler­den bah­set.

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Bu yü­ce Mec­lis ça­tı­sı al­tın­da bu­lun­mak her mil­let­ve­ki­li­nin mil­le­ti­ne kar­şı gö­rev ve so­rum­lu­lu­ğu­dur, fa­kat, her de­fa­sın­da "mil­let ira­de­si, se­çim, san­dık, de­mok­ra­si" di­yen­ler, ma­ale­sef, si­ya­si ge­le­cek kay­gı­sıy­la an­ti­de­mok­ra­tik bir du­ruş ser­gi­le­ye­rek Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­den kaç­mış ve me­se­le­nin Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne git­me­si­ni sağ­la­mış­lar­dır.

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Meh­met Ağar'a mı söy­lü­yor­sun bu­nu?

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - "Si­ya­set, mah­ke­me sa­lon­la­rın­da ya­pıl­maz, mil­let ira­de­siy­le san­dık­ta ya­pı­lır." di­yen­ler, bu se­fer "Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin, mil­let seç­sin." de­ni­lin­ce mil­let­ten kaç­ma­ya baş­la­mış­lar­dır. Eğer, siz, mil­le­te gü­ven­me­yip "Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­me­sin." di­yor­sa­nız, pe­ki, mil­let si­ze ni­ye gü­ven­sin? Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­me­si­ne iti­raz edi­yor­su­nuz. O hâlde, mil­let, bu ül­ke in­sa­nı, 73 mil­yon ül­ke in­sa­nı "Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin." de­ni­lin­ce hal­ka kar­şı gel­mek su­re­tiy­le bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne de, Ana­va­tan Par­ti­si­nin dı­şın­da, ana mu­ha­le­fet par­ti­si, ma­ale­sef, ret ver­mek su­re­tiy­le, mu­ha­le­fet yap­mak su­re­tiy­le, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu­nu ki­lit­le­mek su­re­tiy­le yi­ne sta­tü­ko­cu­lu­ğu­nu mey­da­na ser­mek­te­dir.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Bra­vo, bra­vo!

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Bu ya­pı­lan, bu­la­nık su­da ba­lık av­la­mak­tır.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ali Di­bo­lar ne ol­du, Ali Di­bo­lar?

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Ge­lin, Tür­ki­ye'yi bu­lan­dır­ma­yın. Bu ül­ke he­pi­mi­zin. 73 mil­yon ül­ke in­sa­nı tek vü­cut hâlin­de yo­lu­na de­vam et­sin. Bu­la­nık su­da ba­lık av­la­mak su­re­tiy­le Türk si­ya­se­ti­ni ve Türk de­mok­ra­si­si­ni, hem iç po­li­ti­ka­da hem dün­ya­da, ma­ale­sef, bü­yük bir za­ra­ra uğ­rat­ma­yın. Yok­sa, bu­nun he­sa­bı­nı ver­mek çok güç ola­cak­tır. Ül­ke­yi ku­tup­laş­ma­ya, kamp­laş­ma­ya gö­tür­mek hiç kim­se­nin işi­ne ya­ra­ma­ya­cak­tır. Hay­di, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si, sos­yal de­mok­rat par­ti ola­rak, sos­yal de­mok­rat seç­men­le­re hi­tap et­mek ama­cıy­la böy­le bir stra­te­ji iz­le­mek­te­dir. Ama, Doğ­ru Yol Par­ti­si ve Ana­va­tan Par­ti­si­ne ne olu­yor? Bun­la­rı an­la­mak müm­kün de­ğil. Hem "De­mok­rat Par­ti mis­yo­nu­na, Ad­nan Men­de­res mis­yo­nu­na, Tur­gut Özal mis­yo­nu­na sa­hi­biz." di­ye­cek­si­niz hem de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­siy­le bir­lik­te ta­vır alıp Mec­li­se gir­me­ye­cek­si­niz. Sek­sen de­fa da bir­leş­se­niz, yüz sek­sen de­fa da bir­leş­se­niz bu mil­le­te ken­di­ni­zi an­la­ta­maz­sı­nız, bir ar­pa bo­yu yol ala­maz­sı­nız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Sen na­sıl an­la­ta­cak­sın?

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Bu yü­ce Mec­lis, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, rah­met­li Ce­lal Ba­yar'ı Cum­hur­baş­ka­nı seç­miş­tir, rah­met­li Tur­gut Özal'ı Cum­hur­baş­ka­nı seç­miş­tir, Sa­yın Sü­ley­man De­mi­rel'i ve di­ğer cum­hur­baş­kan­la­rı­nı, Cum­hur­baş­ka­nı seç­miş­tir. De­mok­rat Par­ti mis­yo­nu­nun ya­nın­dan geç­me­ye­cek­si­niz ve "De­mok­rat Par­ti mis­yo­nu­nu kur­duk." di­ye­cek­si­niz. O za­man, ge­lin, de­mok­rat mis­yo­nun ge­re­ği­ni ya­pın, ken­di­ni­zin ge­le­ce­ği­ni de­ğil, ül­ke­nin ge­le­ce­ği­ni dü­şü­nün ve sta­tü­ko­cu an­la­yış­tan bir an ön­ce kur­tu­lun.

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Ken­din için is­ti­yor­san na­mert­sin za­ten!

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - "Ye­ter, söz mil­le­tin." di­yen de­mok­rat mis­yo­nu­na ya­kı­şa­cak ta­vır­lar içe­ri­sin­de olun.

Rah­met­li Ad­nan Men­de­res'in oğ­lu Ay­dın Men­de­res ni­ye ara­nız­da de­ğil? Rah­me­ti Tur­gut Özal'ın oğ­lu Ah­met Özal ni­çin si­zin ara­nız­da de­ğil?

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Kral­lık mı bu, kral­lık mı?

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - On­la­ra sa­hip çı­ka­mı­yor­sa­nız, bu mil­le­tin ge­le­ce­ği­ne, bu mil­le­tin is­tik­ba­li­ne ve ik­ba­li­ne na­sıl sa­hip çı­ka­cak­sı­nız? Bu­nu, ben de me­rak edi­yo­rum, mil­let de me­rak edi­yor. Par­la­men­ter de­mok­ra­si­ler­de si­ya­si me­se­le­ler Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ça­tı­sı al­tın­da çö­zü­lür, mah­ke­me sa­lon­la­rın­da de­ğil.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ana­ya­sa'yı oku­ma­mış­sın sen, Ana­ya­sa'yı.

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Ka­os or­tam­la­rın­dan, ger­gin­lik­ler­den, bu­la­nık su­lar­dan me­det bek­le­me­yi­niz. De­mok­ra­tik du­ruş­la­rın iza­hı her za­man müm­kün­dür, ama an­ti­de­mok­ra­tik du­ruş­la­rın iza­hı bu­gü­ne ka­dar mil­le­ti­mi­ze ya­pı­la­ma­mış­tır.

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Mah­ke­me­ler an­ti­de­mok­ra­tik mi?

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Sta­tü­ko­cu bir yak­la­şım­la hiç­bir me­se­le­nin çö­zü­me ka­vuş­ma­ya­ca­ğı­nı ta­rih­ten ib­ret ala­rak her­kes bil­me­li­dir, her­kes an­la­ma­lı­dır. Bu yü­ce Mec­lis, kur­tu­luş mü­ca­de­le­si­ni Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk'ün ön­der­li­ğin­de baş­lat­mış, en zor za­man­lar­da bi­le ka­rar ala­bil­me özel­li­ği­ni is­pat et­miş bir mec­lis­tir, "ga­zi" un­va­nı­na sa­hip olan bir mec­lis­tir. Şim­di, hiç kim­se­nin Mec­li­sin say­gın­lı­ğı­na göl­ge dü­şür­me­ye hak­kı yok­tur. Bu Mec­li­si inkâr eden, ken­di­ni ve si­ya­si ge­le­ce­ği­ni inkâr et­miş sa­yı­lır. Si­ya­set yap­mak, her şe­yi top­tan red­det­mek de­ğil­dir, dev­le­tin ve mil­le­tin iş­le­ri­nin yü­rü­yü­şü­nü dur­dur­mak de­ğil­dir.

Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı'na gö­re, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­de hiç­bir si­ya­si par­ti grup ka­ra­rı ala­maz ve mil­let­ve­kil­le­ri­ne na­sıl oy kul­la­na­cak­la­rı­na da­ir tel­kin ve tav­si­ye­de bu­lu­na­maz. Mil­let­ve­kil­le­ri, ken­di hür ira­de­le­riy­le Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­ne gi­rer­ler ve di­le­dik­le­ri gi­bi oy kul­la­nır­lar. Bu­na rağ­men, ma­ale­sef, Doğ­ru Yol Par­ti­si, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de 11'in­ci Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ne ka­tıl­dı­ğım ge­rek­çe­siy­le hak­kım­da ke­sin ih­raç is­te­miy­le di­sip­li­ne be­ni sevk et­miş­tir. Ben bun­dan şe­ref du­ya­rım.

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Onu git par­tin­de ko­nuş, bu­ra­sı par­ti ye­ri de­ğil. Git par­ti­ne sor.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - AK Par­ti aday gös­te­re­cek se­ni!

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Önem­li olan mil­le­ti­min, aziz mil­le­ti­min ken­di gön­lün­den be­ni ih­raç et­me­me­si­dir. Ge­ri­si be­ni hiç­bir şe­kil­de il­gi­len­dir­me­mek­te­dir.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Hep­sin­den çi­zil­di­niz.

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Ben, si­zi yü­ce mil­le­tin di­sip­lin vic­da­nı­na sevk edi­yo­rum. Yü­ce mil­le­tin di­sip­lin vic­da­nı­na sevk edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ta­bii, ta­bii.

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Ben siz­den emir al­mam, ben em­ri sa­de­ce yü­ce Türk mil­le­tin­den alı­rım.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Öy­le mi!

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Ta­rih ve mil­let, bu dav­ra­nış­lar içe­ri­si­ne gi­ren, an­ti­de­mok­ra­tik dav­ra­nış­lar içe­ri­si­ne gi­ren, de­mok­ra­si­yi hi­çe sa­yan, mil­let ira­de­si­ni hi­çe sa­yan an­la­yış­la­rı hiç­bir za­man unut­ma­ya­cak­tır.

Ben, mil­let ira­de­si­ne say­gı­mın ve de­mok­ra­si an­la­yı­şı­mın ge­re­ği, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de bu­lun­dum ve oy­la­ma­la­ra ka­tıl­dım. Bu­nun he­sa­bı­nı da sa­de­ce mil­le­te ve­ri­rim. Bun­dan son­ra söz mil­le­tin­dir. Bun­dan son­ra son sö­zü söy­le­ye­cek olan bu ül­ke in­sa­nı­dır, 73 mil­yon va­tan ev­la­dı­dır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Baş­ba­kan se­ni din­li­yor!

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Bu ya­sa­ma de­ği­şik­lik­le­ri, olum­lu de­ği­şik­lik­ler­dir.

İB­RA­HİM ÖZ­DO­ĞAN (Er­zu­rum) - Meh­met, ayak­ta al­kış­lı­yo­rum se­ni!

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Evet, Par­la­men­to, eğer Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­mi­yor ise, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si blo­ke edil­miş ise, ça­re mil­le­tin si­ne­si­dir, ça­re mil­le­tin ken­di­si­dir.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - En kı­sa za­man­da.

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Ama, ba­zı si­ya­si par­ti­ler "Ha­yır, bu mil­let Cum­hur­baş­ka­nı­nı da se­çe­mez" "Bu mil­let Cum­hur­baş­ka­nı­nı da seç­me­li­dir" di­ye­rek ne den­li bir de­mok­ra­si an­la­yı­şı­na sa­hip ol­duk­la­rı­nı gös­ter­miş­ler­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, evet, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi blo­ke edil­miş­tir ve ça­re yü­ce mil­le­ti­mi­zin ken­di­si­dir, ama, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne hem ret ve­re­cek­si­niz hem Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de seç­tir­me­ye­cek­si­niz hem de bu aziz mil­le­ti­mi­ze Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­tir­me­ye­cek­si­niz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Eras­lan, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Ko­nuş ko­nuş, bi­raz da­ha ko­nuş!

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Pe­ki, so­ru­yo­rum…

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Sor…

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - …Cum­hur­baş­ka­nı­nı kim se­çe­cek? Yu­nan mil­le­ti mi, Fran­sız mil­le­ti mi, Av­ru­pa mil­le­ti­mi, yok­sa Türk in­sa­nı mı?

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Ayıp! Ayıp! Ayıp bu se­nin yap­tı­ğın.

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Türk mil­le­ti mi se­çe­cek Cum­hur­baş­ka­nı­nı? Bu­nu mil­le­tin tak­di­ri­ne su­nu­yo­rum.

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Ayıp se­nin yap­tı­ğın. Ko­nuş­tu­ğun ye­re dik­kat et.

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - An­ti­de­mok­ra­tik ta­vır­lar­la, bas­kı­cı ve sta­tü­ko­cu an­la­yış­la, Tür­ki­ye'yi ve Türk si­ya­se­ti­ni, Türk de­mok­ra­si­si­ni hiç­bir ye­re gö­tü­re­mez­si­niz.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - AKP ve­rir sa­na bir sı­ra!

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Aday­lı­ğın ga­ran­ti!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Evet, lis­te ba­şı ga­ran­ti, ta­mam. 

BAŞ­KAN - Sa­yın Eras­lan…

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni ca­nı gö­nül­den des­tek­li­yo­rum.

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Des­tek­le, des­tek­le…

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Ana­va­tan Par­ti­si­ne de, eğ­ri­yi de doğ­ru­yu da ko­nu­şu­yo­ruz, yan­lı­şı da ko­nu­şu­yo­ruz, ama, doğ­ru­yu da ko­nu­şa­ca­ğız.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ta­bii, ta­bii…

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Bu ül­ke­nin men­fa­at­le­ri, bu mil­le­tin men­fa­at­le­ri ne­yi ge­rek­ti­ri­yor­sa so­nu­na ka­dar onu da ko­nu­şa­ca­ğız.

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Ali Di­bo'yu da ko­nuş!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ali Di­bo'yu da an­lat!

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Ana­va­tan Par­ti­si bu­ra­da; ben, Ana­va­tan Par­ti­si­ne bu de­ği­şik­lik­le­re kat­kı sağ­la­dık­la­rın­dan do­la­yı te­şek­kür et­me­yi ken­di­le­ri­ne de bir borç bi­li­rim ay­nı za­man­da.

BAŞ­KAN - Sa­yın Eras­lan, te­şek­kür edi­yo­rum.

REY­HAN BA­LAN­DI (Af­yon­ka­ra­hi­sar) - Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi bi­zim!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ali Di­bo­lar­dan da bah­set!

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Bu Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­nin Türk ulu­su­na, yü­ce mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni te­men­ni edi­yo­rum.

Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la, hür­met­le se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

ALİ RI­ZA GÜL­Çİ­ÇEK (İs­tan­bul) - Son sö­zün, son!

BAY­RAM ALİ ME­RAL (An­ka­ra) - Ali Di­bo ne ol­du, Ali Di­bo?

MEH­MET ERAS­LAN (Ha­tay) - O ay­rı bir şey. Bu, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (An­ka­ra) - Ne ol­du? Kaç ku­ruş al­dın?

BAŞ­KAN - Şah­sı adı­na, Sa­kar­ya Mil­let­ve­ki­li Ay­han Se­fer Üs­tün.

Sa­yın Üs­tün, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

OR­HAN SÜR (Ba­lı­ke­sir) - Ali Di­bo…

BAY­RAM ALİ ME­RAL (An­ka­ra) - How much? How much?

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen, ken­di ara­nız­da ko­nuş­ma­yı­nız.

Bu­yu­run Sa­yın Üs­tün.

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (Sa­kar­ya) - Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Re­cep Tay­yip Er­do­ğan ve 354 Mil­let­ve­ki­li­nin Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru üze­rin­de söz al­dım. Bu ve­si­ley­le yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ko­nuş­ma­mın ana bö­lüm­le­ri­ne geç­me­den ön­ce iki hu­su­su açık­lı­ğa ka­vuş­tur­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Tür­ki­ye, ger­çek­ten, kri­tik bir sü­reç­ten ge­çi­yor, in­san­la­rın de­mok­ra­si sı­na­vı ver­di­ği, sa­mi­mi­yet sı­na­vı ver­di­ği bir sü­reç­ten ge­çi­yor. İş­te, bu sü­reç içe­ri­sin­de Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da her­ke­sin göz­le­ri önün­de, mil­le­ti­mi­zin göz­le­ri önün­de çok en­te­re­san şey­ler ya­şa­nı­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bil­di­ği­niz üze­re, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ver­miş ol­du­ğu ka­rar çer­çe­ve­sin­de ar­tık yü­ce Mec­li­si­miz­de bir cum­hur­baş­ka­nı seç­mek imkân ve ih­ti­ma­li kal­ma­mış­tır. Bu ka­rar­dan son­ra, he­men, Hükûme­ti­miz, AK Par­ti­miz Mec­li­se se­çim ka­nu­nu sevk et­miş­tir. İş­te, bu se­çim ka­nu­nu­nu gö­rü­şür­ken de çok en­te­re­san olay­lar ol­muş­tur.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, es­ki­den bu iş­ler, her­han­gi bir par­ti se­çim ka­nu­nu ver­di­ğin­de, ya­lan ye­re de ol­sa, is­te­me­ye­rek de ol­sa, mut­la­ka baş­ka par­ti­li grup­lar da se­çi­me ta­raf­tar ol­du­ğu­nu gös­ter­mek üze­re se­çim ka­nu­nu tek­li­fi ve­rir­ler­di. An­cak, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da gör­dük ki, sa­de­ce AK Par­ti, se­çi­mi 24 Ha­zi­ran­da yap­mak üze­re ka­nun tek­li­fi ver­miş­tir. Ko­mis­yon gö­rüş­me­le­ri baş­la­dı­ğın­da ise, yi­ne si­ya­si ha­ya­tı­mız­da çok en­der rast­la­nan bir olay ol­muş­tur, ana mu­ha­le­fet par­ti­si, se­çi­mi alt ko­mis­yo­na gö­tür­mek üze­re öner­ge ver­miş­tir de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ger­çek­ten, se­çi­mi, alt ko­mis­yo­na gö­tü­rüp, ora­da so­ğu­tup, ora­da gün­dem­den çı­kar­mak gi­bi bir gi­ri­şim­de bu­lun­muş­tur. O gö­rüş­me­ler es­na­sın­da Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun da "An­cak 22 Tem­muz­da bir se­çim ya­pa­bi­li­riz."  tav­si­ye­si üze­ri­ne, ver­miş ol­du­ğu­muz öner­gey­le 22 Tem­muz­da se­çim gü­nü ka­rar­laş­tı­rıl­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, es­ki­den küs­kün­ler ha­re­ke­ti, mil­let­ve­kil­le­ri sı­ra­la­ma­la­rı açık­lan­dık­tan son­ra olur­du. Sı­ra­lar­da se­çi­le­me­ye­ce­ği­ni an­la­yan bir kı­sım mil­let­ve­kil­le­ri, Mec­li­se ge­lir küs­kün­ler ha­re­ke­tin­de bu­lu­nur­du. An­cak, biz gö­rü­yo­ruz ki, şu an­da küs­kün­ler ha­re­ke­ti­ni baş­la­tan ana mu­ha­le­fet par­ti­si­dir de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

El­bet­te, sa­mi­mi­yet sı­na­vın­dan ge­çi­yo­ruz. Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri gün­de­me gel­di­ğin­de, mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­miz­den Ana­va­tan Par­ti­si bu de­ği­şik­lik tek­li­fi­ne im­za koy­muş­tur. An­cak, ora­da  biz yir­mi dört sa­at  bo­yun­ca, bü­tün en­gel­le­me­le­re rağ­men, bu tek­li­fi ge­çir­me­ye ça­lı­şır­ken Ana­va­tan Par­ti­sin­den iki söz­cü, onar da­ki­ka ko­nuş­ma ya­pıp ko­mis­yo­nu terk et­miş­ler­dir. Eğer sa­mi­mi­yet sı­na­vı ve­re­cek­sek, iş­te bun­dan  son­ra ve­re­ce­ğiz. Bi­rin­ci tur­da ve­re­ce­ğiz, ikin­ci tur­da ve­re­ce­ğiz. İn­şal­lah, Ana­va­tan Par­ti­si­nin de, di­ğer par­ti­le­rin de sa­mi­mi­yet sı­nav­la­rı­nı bu­ra­da gö­re­ce­ğiz.

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Siz ön­ce ken­di­niz sa­mi­mi­yet sı­na­vı­nı ve­rin. Gö­re­ce­ğiz ba­ka­lım.

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ta­bii, hiç kim­se bu tek­lif ne ge­ti­ri­yor di­ye bu­gün bu­ra­da bah­set­me­di. Bu tek­li­fin üç ana un­su­ru var. Bun­lar­dan bir ta­ne­si, beş yıl­da olan mil­let­ve­kil­li­ği se­çi­mi­ni dört yı­la in­di­ri­yor.

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Ni­ha­yet, De­niz Bay­kal'ın söy­le­di­ği­ne gel­di­niz.

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - Yi­ne, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin yan­lış ka­ra­rı­nı or­ta­dan kal­dır­mak üze­re, ar­tık, top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı­nın 184 ol­du­ğu­nu, ka­lın harf­ler­le, si­yah harf­ler­le bir kez da­ha bu­ra­da yaz­mak is­ti­yo­ruz. Böy­le bir de­ği­şik­lik tek­li­fi­miz var. El­bet­te, ma­dem­ki, ar­tık…

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ka­lın harf­ler­le ya­zıl­maz­sa an­la­mı­yor mu­sun?

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - …bu yü­ce Mec­lis Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi ya­pa­mı­yor, o za­man, Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin di­ye, tek­li­fi­mi­zin 4'ün­cü mad­de­sin­de bu var. İş­te, bu tek­li­fin ami­ral ge­mi­si bu­dur.

Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­kın seç­me­si­ni en­gel­le­mek üze­re, yu­ka­rı­da ol­ma­dık gi­ri­şim­ler­de bu­lu­nul­muş­tur. Evet, öte­den be­ri, biz bi­li­yo­ruz ki, ana mu­ha­le­fet par­ti­si­nin, hal­ka git­me­yi en­gel­le­yen bin bir tür­lü ma­ri­fet­le­ri var­dı, nu­ma­ra­la­rı var­dı, ama, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da iki bin ta­ne öner­ge ve­re­rek âde­ta, hal­ka git­me­yi en­gel­le­ye­cek iki bin ta­ne da­ha ma­ri­fet or­ta­ya koy­du.

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Beş bin ta­ne de ve­re­bi­li­riz!

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kın, bu, Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­mek gi­bi…

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - İç Tü­zük hak­kı, onu öğ­ren!

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Sa­na da la­zım olur bir gün!

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­mek gi­bi, çok önem­li bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi gö­rü­şü­lür­ken ana mu­ha­le­fet par­ti­si­nin ver­di­ği öner­ge­ler­den bir­kaç ta­ne­si­ni si­ze oku­ya­yım. Ba­kın, aday­la­rın gös­te­ril­me­si açı­sın­dan: "TÜRK-İŞ de Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı gös­te­rir.", "Tür­ki­ye Ma­li Mu­ha­se­be­ci­ler Oda­sı Bir­li­ği Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı gös­te­rir.", "Tür­ki­ye Zi­ra­at Oda­sı Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı gös­te­rir."

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Kim yaz­mış on­la­rı?

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - "Tür­ki­ye Mah­ru­kat­çı­lar Oda­sı Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı gös­te­rir.", "Tür­ki­ye Ayak­ka­bı­cı­lar Ta­mir­ci­ler Oda­sı Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı gös­te­rir." Bu ka­dar cid­di bir olay tar­tı­şı­lır­ken ma­ale­sef, iş­te, iki bin ta­ne öner­ge ve­re­rek bu ola­yı su­lan­dır­ma­ya ça­lış­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, er ya da geç, san­dık mil­le­tin önü­ne ge­le­cek­tir, iş­te o za­man halk­tan kaç­mak müm­kün ol­ma­ya­cak­tır.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - O za­man, el mi ya­man bey mi ya­man, gö­re­ce­ğiz!

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - O za­man, san­dı­ğın önün­de de hal­kın tem­sil­ci­le­ri ola­cak­tır de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Çe­lik ço­mak oy­na­ya­cak­sın o za­man Se­fer!

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - Şim­di, bu­ra­da, ege­men­lik te­ori­sin­den bah­set­ti­ler, de­di­ler ki, efen­dim, ege­men­lik, sa­de­ce Mec­lis­te de­ğil­dir, şu­ra­da­dır, bu­ra­da­dır, ba­zı ku­rum­lar­da­dır. El­bet­te ege­men­lik Mec­lis­te­dir, el­bet­te ege­men­lik mil­let­te­dir, an­cak, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ege­men­li­ğin kay­na­ğı ne­dir? Ege­men­li­ğin kay­na­ğı mil­let­tir. İş­te, hiç ol­maz­sa, bu tek­lif­le bir­lik­te, bir se­fer ba­ri, di­yo­ruz ki, ege­men­li­ği fa­lan­ca ku­rum, fa­lan­ca ku­rum kul­lan­ma­sın, ege­men­li­ğin ger­çek sa­hi­bi olan mil­let kul­lan­sın. İş­te, bu­nu da­hi en­gel­le­me­ye ça­lı­şı­yor­lar, de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

Se­çim ka­ra­rı al­mış bir Par­la­men­to ça­lı­şır mı? İş­te, bu­nu söy­lü­yor­lar iti­raz­la­rın­da. Evet, se­çim ka­ra­rı al­mış bir Par­la­men­to ye­ni Mec­lis se­çi­le­ne ka­dar gö­re­vin­de­dir. Kal­dı ki, 21'in­ci Mec­lis de, yi­ne se­çim ka­ra­rı al­dık­tan son­ra bir­çok ka­nun gö­rüş­müş, bir­çok ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği yap­mış. Kal­dı ki, düş­man Po­lat­lı'ya gel­di­ğin­de, top ses­le­ri al­tın­da bu Mec­lis ça­lış­mış­tır. Yü­re­ği­niz ye­ti­yor­sa Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne gi­din, bu Mec­lis ça­lı­şa­maz di­ye de bir ka­rar çı­kar­tın, yü­re­ği­niz ye­ti­yor­sa! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

İS­MET ATA­LAY (İs­tan­bul) - Bu bi­zim bi­le­ce­ği­miz iş, sen bi­ze yol gös­ter­me.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Sa­na so­ra­cak hâli­miz yok!

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - Bir baş­ka iti­raz­la­rı, efen­dim, mu­ha­le­fet­le iş bir­li­ği yap­ma­dı­nız. Ben ina­nı­yo­rum ki, bu iti­ra­zı ya­pan­lar, mu­ha­le­fet ne­dir, ana mu­ha­le­fet par­ti­si ne­dir, bu­nu bi­lir­ler. An­cak, ne ha­zin ki, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si mu­ha­le­fet ola­rak sa­de­ce ken­di­si­ni gö­rü­yor, Ana­va­tan Par­ti­si­ni bir mu­ha­le­fet par­ti­si bi­le gör­mü­yor, ay­nen söz­le­ri böy­le, di­yor ki: "Siz, mu­ha­le­fet­le iş bir­li­ği yap­ma­dı­nız." Gör­dü­ğü­nüz gi­bi, ar­ka­daş­lar, ba­kın, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fin­de, el­bet­te, ön­ce­lik­le Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın, ba­kan­la­rı­mı­zın, mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin, hep­si­nin im­za­sı ol­du­ğu gi­bi Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu­nun da im­za­sı var­dır. De­mek ki, AK Par­ti, bu ka­nun tek­li­fi­ni ge­ti­rir­ken mu­ha­le­fet­le de iş bir­li­ği yap­mış ve bu­nu bu­ra­ya bu şe­kil­de ge­tir­miş­tir.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - İn­şal­lah, so­nu­na ka­dar bu iş bir­li­ği de­vam eder.

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ka­nun, bu de­ği­şik­lik fii­len uy­gu­la­na­maz, bun­la­rı ye­tiş­ti­re­mez­si­niz, gi­bi bir­ta­kım iti­raz­lar da var.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu yap­tı­ğı­mız de­ği­şik­lik, bir se­fer­lik, bir men­dil gi­bi kul­la­nıp atı­la­cak bir tek­lif de­ğil­dir. İn­şal­lah, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ya­pıl­dık­tan son­ra, is­ter se­çi­me ye­tiş­sin is­ter ye­tiş­me­sin, ila­ni­ha­ye uy­gu­la­na­cak bir se­çim­dir. O ba­kım­dan, ni­ye ka­çı­yor­su­nuz bun­dan? El­bet­te, bi­zim ar­zu­muz, in­şal­lah 22 Tem­mu­za ye­tiş­sin ve hal­kın önü­ne iki ta­ne san­dık çık­sın. Gö­re­lim ba­ka­lım, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ne di­ye­cek va­tan­da­şın önün­de? "Ha­yır, halk seç­me­sin" mi? "Ha­yır, Mec­lis seç­me­sin" mi? "Ha­yır, bu­nu ku­rum­lar seç­sin" mi di­ye­cek, yok­sa baş­ka bir şey mi di­ye­cek? El­bet­te, bi­zim ar­zu­muz, ön­ce, 22 Tem­mu­za bu­nu ye­tiş­tir­mek, ama, ve­lev ki ye­tiş­mez­se de bu­nun ge­re­ği­ni ge­çi­ci 19'un­cu mad­de­de söy­le­mi­şiz­dir, se­çi­min na­sıl ya­pı­la­ca­ğı­nı ge­çi­ci 19'un­cu mad­de­de tek tek sı­ra­la­mı­şız­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bir baş­ka iti­raz, di­yor­lar ki: Efen­dim, ne­den bu­gün bu­nu ge­tir­di­niz? Ne­den da­ha ön­ce ge­tir­me­di­niz?

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Üs­tün, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız lüt­fen.

Bu­yu­run.

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kın, AK Par­ti prog­ra­mın­da, da­ha ilk gün­den, AK Par­ti­nin, Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çi­le­ce­ği­ne iliş­kin dü­zen­le­me­si var­dır, an­cak, bu­gün bu­ra­da bir tı­ka­nık­lık ol­muş­tur. Hak­lı ve­ya hak­sız, bir ka­rar ve­ril­miş­tir. Al­lah'tan, bu dev­le­ti ku­ran Yü­ce Ata­türk se­çil­di­ği za­man De­niz Bay­kal Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin ba­şın­da de­ğil­di, Al­lah'tan da bir Ana­ya­sa Mah­ke­me­si yok­tu; yok­sa, ay­nı al­dı­ğı oy­la, o za­man Yü­ce Ata­türk de se­çi­le­me­ye­cek­ti.

O ba­kım­dan, ma­dem böy­le bir fi­ilî du­rum ol­du, bu fi­ilî du­ru­mu aş­mak, el­bet­te ge­ne bu yü­ce Par­la­men­to­nun işi­dir. Mil­let biz­den Tür­ki­ye'nin önü­nün açıl­ma­sı­nı is­ti­yor. Bir öne­ri­niz var­sa bu­yu­run ge­ti­rin, ama öne­ri­niz ol­ma­dı­ğın­dan: Halk seç­sin, "ha­yır." Mec­lis seç­sin, "ha­yır." Öy­ley­se şöy­le bir tek­lif ve­re­lim.

BAŞ­KAN - Sa­yın Üs­tün, son cüm­le­ni­zi ala­yım lüt­fen.

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - "Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çer" ve­ya­hut da "Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin al­dı­ğı oy­lar se­çim­ler­de üç oy sa­yı­lır." Bu­na var mı­sı­nız ar­ka­daş­lar?!

BAŞ­KAN - Sa­yın Üs­tün, lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ar­tık, ye­ter, söz mil­le­tin­dir! Ar­tık, ye­ter, ka­rar mil­le­tin­dir di­yo­rum, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne da­ir tek­li­fin tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Tek­li­fin mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si ge­çil­me­si hu­su­sun­da giz­li oy­la­ma ya­pa­ca­ğız.

Lüt­fen, kâtip üye­ler yer­le­ri­ni al­sın­lar.

Giz­li oy­la­ma­nın ne şe­kil­de ya­pı­la­ca­ğı­nı arz edi­yo­rum:

Ko­mis­yon ve hükûmet sı­ra­la­rın­da yer alan kâtip üye­ler­den ko­mis­yon sı­ra­sın­da­ki kâtip üye Ada­na'dan baş­la­ya­rak De­niz­li'ye ka­dar (De­niz­li da­hil) ve Di­yar­ba­kır'dan baş­la­ya­rak İs­tan­bul'a ka­dar (İs­tan­bul da­hil); hükûmet sı­ra­sın­da­ki kâtip üye ise İz­mir'den baş­la­ya­rak Mar­din'e ka­dar (Mar­din da­hil) ve Mer­sin'den baş­la­ya­rak Zon­gul­dak'a ka­dar (Zon­gul­dak da­hil) adı oku­nan mil­let­ve­kil­le­ri­ne bi­ri be­yaz, bi­ri ye­şil, bi­ri de kır­mı­zı ol­mak üze­re üç yu­var­lak pul ile mü­hür­lü zarf ve­re­cek ve pul ve zarf ve­ri­len mil­let­ve­ki­li­ni ad def­te­rin­de işa­ret­le­ye­cek­tir.

Mil­let­ve­kil­le­ri, Baş­kan­lık kür­sü­sü­nün sa­ğın­da ve so­lun­da yer alan ka­bin­ler­den baş­ka yer­de oy­la­rı­nı kul­la­na­ma­ya­cak­lar­dır.

Vekâle­ten oy kul­la­na­cak ba­kan­lar da, ye­ri­ne oy kul­la­na­cak­la­rı ba­ka­nın ili­nin bu­lun­du­ğu bö­lüm­de oy­la­rı­nı kul­la­na­cak­lar­dır.

Bil­di­ği­niz üze­re, bu pul­lar­dan be­yaz ola­nı ka­bul, kır­mı­zı ola­nı ret, ye­şil ola­nı ise çe­kim­ser oyu ifa­de et­mek­te­dir.

Oyu­nu kul­la­na­cak sa­yın üye, kâtip üye­den üç yu­var­lak pul ile mü­hür­lü zar­fı al­dık­tan ve adı­nı ad def­te­ri­ne işa­ret­let­tik­ten son­ra ka­pa­lı oy ver­me ye­ri­ne gi­re­cek, oy ola­rak kul­la­na­ca­ğı pu­lu bu­ra­da zar­fın içe­ri­si­ne ko­ya­cak, di­ğer iki pu­lu ise ıs­kar­ta ku­tu­su­na ata­cak­tır. Bi­la­ha­re, oy ver­me ye­rin­den çı­ka­cak olan üye, oy pu­lu­nun bu­lun­du­ğu zar­fı Baş­kan­lık Di­va­nı kür­sü­sü­nün önü­ne ko­nu­lan oy ku­tu­su­na ata­cak­tır. Oy­la­ma­da adı okun­ma­yan mil­let­ve­ki­li­ne pul ve zarf ve­ril­me­ye­cek­tir.

Şim­di, giz­li oy­la­ma­ya Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

(Oy­lar top­lan­dı)

BAŞ­KAN - Ge­nel Ku­rul­da bu­lu­nup da oyu­nu kul­lan­ma­yan mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız var mı? Yok.

Oy­la­ma iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Gö­rev­li ar­ka­daş­la­rı­mız lüt­fen ku­pa­la­rı kal­dır­sın­lar.

(Oy­la­rın ay­rı­mı ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı      :   468

Ka­bul                            :   361

Ret                                :   94

Çe­kim­ser                      :     6

Boş                               :     2

Ge­çer­siz oy                   :     5

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, bu so­nu­ca gö­re tek­li­fin mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si ka­bul edil­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

TÜR­Kİ­YE CUM­HU­Rİ­YE­Tİ ANA­YA­SA­SI­NIN

BA­ZI MAD­DE­LE­RİN­DE DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI HAK­KIN­DA

KA­NUN TEK­Lİ­Fİ

MAD­DE 1- 7/11/1982 ta­rih­li ve 2709 sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın 77 nci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da ge­çen "beş" iba­re­si "dört" ola­rak de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İz­mir Mil­let­ve­ki­li Yıl­maz Ka­ya. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın Ka­ya, bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA YIL­MAZ KA­YA (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz Ana­ya­sa'nın ba­zı mad­de­le­ri­nin de­ğiş­ti­ril­me­si­ne da­ir ka­nun tek­li­fi­nin 1'in­ci mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bi­raz ön­ce bu­ra­ya çı­kan AKP Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Su­at Kı­lıç, ko­nuş­ma­sın­da de­vam­lı par­ti­mi­zi he­def gös­te­re­rek, bir­çok ke­re cid­di­yet­siz­lik­ten, Ko­mis­yon­da ver­di­ği­miz öner­ge­le­rin cid­di­yet içer­me­di­ğin­den fa­lan bah­set­ti. Bun­la­ra ka­tıl­mak müm­kün de­ğil­dir. İç Tü­zük'ten do­ğan bir hak­kı­mı­zı kul­lan­mak cid­di­yet­siz­lik ola­rak ad­de­di­le­mez, ama ben si­ze bu tek­li­fin gö­rü­şül­me­si sı­ra­sın­da ya­şa­nan, ik­ti­dar par­ti­si­nin ya­şat­tı­ğı ra­hat­lık­la cid­di­yet­siz­lik ola­rak ad­de­di­le­bi­le­cek ba­zı uy­gu­la­ma­lar­dan söz et­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ge­rek Ko­mis­yon­da ge­rek Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­dan ge­çen ta­sa­rı ve tek­lif­le­rin gö­rü­şül­me­si sı­ra­sın­da, bu­ra­da ne za­man söz al­dıy­sam her za­man söy­le­dim, ama 22'nci Dö­ne­min bit­me­si ar­tık yak­laş­mış­ken ve sa­yı­lı gün­ler var­ken hâlâ o ko­nu­da bir ar­pa bo­yu bi­le yol al­mış de­ği­liz bi­raz son­ra söy­le­ye­ce­ğim cid­di­yet­siz dav­ra­nış­la­rın dü­zel­til­me­si an­la­mın­da.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bu, Ko­mis­yon­da gö­rüş­tü­ğü­müz tek­lif met­ni, 4 Ma­yıs 2007, sa­at iki­de oda­la­rı­mı­za da­ğı­tıl­dı ve 4 Ma­yıs -ay­nı gün- sa­at dört­te ko­mis­yon top­lan­tı­sı ya­pı­la­ca­ğı bil­di­ril­di. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ay­nı gün iki­de biz bu met­ni alı­yo­ruz, dört­te Ana­ya­sa'nın ye­di ta­ne mad­de­si­ni de­ğiş­ti­re­cek met­ni gö­rüş­mek üze­re Ko­mis­yo­na gi­ri­yo­ruz ve Ko­mis­yon­da ya­şa­nan­lar ma­lum, he­pi­niz o ko­nu­da bil­gi sa­hi­bi­si­niz. Ko­mis­yon­da­ki gö­rüş­me­ler sı­ra­sın­da, ko­mis­yon­lar­da hiç ol­ma­ya­cak bir uy­gu­la­ma ya­pıl­dı, ki­fa­ye­ti mü­za­ke­re öner­ge­si ve­ril­di. Ya­ni, bu tek­lif üze­rin­de bu ka­dar ko­nuş­ma­mız ye­ter­li­dir, da­ha faz­la ko­nuş­ma­ya ge­rek yok di­ye­rek, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı Sa­yın Bur­han Ku­zu, ya­nın­da bu­lu­nan 2-3 ar­ka­da­şıy­la "Ka­bul eden­ler… Et­me­yen­ler…" di­ye­rek "Ka­bul edil­miş­tir." de­di ve ön­ce, Ko­mis­yon üye­le­ri­nin söz hak­kı­nı bu şe­kil­de kes­ti, o tü­mü üze­rin­de gö­rüş­me­ler sı­ra­sın­da üye­le­rin söz hak­kı­nı kes­ti. Da­ha son­ra, bi­raz ön­ce bu­ra­da de­mok­ra­si nu­tuk­la­rı atan Sa­yın Kı­lıç, ken­di­si­nin de im­za­sı bu­lun­du­ğu bir öner­ge ver­di Ko­mis­yo­na. Mec­lis İç Tü­zü­ğü'nün 31'in­ci mad­de­si açık se­çik "Ko­mis­yon­lar­da, üye­si ol­sun ve­ya ol­ma­sın, bü­tün mil­let­ve­kil­le­ri söz ala­bi­lir­ler, ko­nu­şa­bi­lir­ler. Sa­de­ce, ko­mis­yon üye­si ol­ma­yan mil­let­ve­kil­le­ri oy kul­la­na­maz ve öner­ge ve­re­mez." de­miş ol­ma­sı­na rağ­men, Mec­lis ve Ko­mis­yon ta­ri­hi­ne, ben­ce, ka­ra bir le­ke ola­rak ge­çe­cek şu öner­ge ve­ril­di:

"Mad­de­ler üze­rin­de­ki ko­nuş­ma sü­re­si­nin be­şer da­ki­kay­la sı­nır­lan­dı­rıl­ma­sı­na..."

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Ana­ya­sa'nın ye­di mad­de­si­ni gö­rüş­mek üze­re top­la­nan Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da mad­de­ler üze­rin­de gö­rüş­me­le­rin, ko­nuş­ma sü­re­si­nin be­şer da­ki­kay­la sı­nır­lan­dı­rıl­ma­sı ta­lep edil­di bi­raz ön­ce de­mok­ra­si­den dem vu­ran Sa­yın Kı­lıç ta­ra­fın­dan da im­za­la­nan bir öner­gey­le.

"Her mad­de üze­rin­de Ko­mis­yon üye­le­ri­nin en faz­la bir öner­ge ver­me­si­ne, öner­ge sa­hi­bi­ne öner­ge­si­ni açık­la­mak üze­re en faz­la beş da­ki­ka sü­re ve­ril­me­si­ne..."

Ta­ma­men Ge­nel Ku­rul­da­ki gö­rüş­me­le­ri dü­zen­le­yen "İç Tü­zük'ün 87/5'in­ci fık­ra­sı­na ay­kı­rı öner­ge­le­rin ve­ril­me­me­si" di­ye bir öner­ge ve­ril­di. Bah­set­ti­ğim gi­bi, 87/5'in­ci mad­de Ge­nel Ku­rul­da­ki gö­rüş­me­le­ri dü­zen­le­yen bir mad­dey­di. Onu da Ko­mis­yo­na uy­gu­la­dı. Sa­yın Baş­kan da bu­na kat­kı sağ­la­ya­rak, bu öner­ge­yi yi­ne pal­dır kül­dür -ko­nuş­ma­cı­mız An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Er­cenk ko­nuş­ma­sı­nı sür­dü­rür­ken, ko­nuş­ma­sı bit­me­miş­ken- oy­la­ya­rak ve ka­çar­ca­sı­na Ko­mis­yon­dan çı­ka­rak bu öner­ge­yi ka­bul et­ti.

Ne­re­de bil­mi­yo­rum bi­raz ön­ce de­mok­ra­si nu­tuk­la­rı atan ar­ka­da­şı­mız, ama al­tın­da ken­di­si­nin im­za­sı var; onu da ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, yi­ne -doğ­ru­su odur, bi­raz son­ra söy­le­ye­ce­ğim uy­gu­la­ma ko­nu­sun­da doğ­ru­su odur- İç Tü­zük mad­de 31'e gö­re Sa­yın Ba­ka­na söz ver­di Ko­mis­yon Baş­ka­nı, -tek­rar söy­lü­yo­rum: Doğ­ru­su odur, on­la­rın da ko­nuş­ma hak­la­rı var­dır- ama, Ko­mis­yon üye­si ol­ma­yan mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­za "usul hak­kın­da ko­nu­şu­yo­ruz, on­lar Ko­mis­yon üye­si de­ğil­dir­ler" di­ye­rek, on­la­rın da söz hak­la­rı­nı kı­sıt­la­dı ve on­la­ra da söz ver­me­di.

Böy­le bir gö­rüş­me­den ge­çil­dik­ten son­ra, şu an­da Ge­nel Ku­rul­da Ana­ya­sa'nın il­gi­li mad­de­le­ri­nin de­ğiş­ti­ril­me­siy­le il­gi­li tek­li­fi gö­rü­şü­yo­ruz.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bir ana­ya­sa ko­mis­yo­nu baş­ka­nın­da ol­ma­sı ge­re­ken bir­çok olum­lu özel­lik ve ni­te­lik var­dır ve aran­ma­lı­dır -ama be­nim tar­tı­şa­ca­ğım ko­nu o de­ğil- an­cak, bir ana­ya­sa ko­mis­yo­nu baş­ka­nın­da ol­ma­ma­sı ge­re­ken bir­çok özel­lik de var­dır. Bun­lar­dan ba­zı­la­rı şun­lar­dır: Bir ana­ya­sa ko­mis­yo­nu baş­ka­nı ta­raf­lı bir yö­ne­tim gös­te­re­mez. Bir ana­ya­sa ko­mis­yo­nu baş­ka­nı, ko­mis­yo­nu ve oy­la­ma­la­rı des­pot­ça yö­ne­te­rek sa­de­ce ken­di par­ti­si­nin is­te­di­ği ve ken­di par­ti­si­nin ver­di­ği ta­li­mat­la­ra gö­re tek­li­fi bir an ön­ce ko­mis­yon­dan çı­kar­mak ko­nu­sun­da ça­ba gös­te­re­mez. Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı­mız, ma­ale­sef, "Ben bu tek­li­fi bu­gün bu­ra­dan çı­kar­mak zo­run­da­yım." di­ye de­fa­lar­ca gö­rü­şü­nü be­lirt­miş ve bu­nu açık­ça söy­le­miş, ta­raf­lı ol­du­ğu­nu ken­di­si­ne söy­le­di­ği­miz­de de "Ben Ko­mis­yon Baş­ka­nı­yım, oy bi­le kul­la­nı­yo­rum, ta­bii ki ta­raf­lı ola­ca­ğım." de­miş­tir. Hâlbu­ki, ko­mis­yon baş­ka­nı oy kul­la­nır, an­cak, ko­mis­yo­nu yö­ne­tir­ken o ko­nu­da ta­raf ola­maz ve ta­raf­sız­ca bir yö­ne­tim gös­ter­mek zo­run­da­dır. An­cak, bir hu­kuk­çu olan Sa­yın Bur­han Ku­zu'nun bu uy­gu­la­ma­sı­nı bü­tün ka­mu­oyu, hu­kuk ca­mi­ası en­di­şey­le iz­le­miş ve Sa­yın Ku­zu, yap­tı­ğı bu uy­gu­la­ma­la­rıy­la Türk si­ya­set ta­ri­hi­ne, Par­la­men­to ta­ri­hi­ne ve hu­kuk ta­ri­hi­ne geç­miş­tir, ora­da ye­ri­ni al­mış­tır ve bu uy­gu­la­ma­la­rıy­la, Sa­yın Ku­zu ar­tık yıl­dız ol­muş­tur.

Şim­di, bir yan­lış­lı­ğı da dü­zelt­mek is­ti­yo­rum bu­ra­dan. Bi­raz ön­ce, yi­ne Sa­yın Kı­lıç de­di ki: "Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si bu tek­li­fin alt ko­mis­yo­na ha­va­le edil­me­si­ni is­te­ye­rek za­man ka­zan­ma­ya ma­tuf bir ha­re­ket ge­liş­tir­mek is­te­miş­tir. Bu­nu hep böy­le ya­pı­yor. Biz de bu­na kar­şı çık­tık, çok ace­le­si var­dı, alt ko­mis­yon ta­le­bi­ni red­det­tik."

De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, biz alt ko­mis­yo­na ha­va­le edil­me­si­ni is­te­dik, an­cak, şu­nu açık­ça söy­lü­yo­rum ki -ko­mis­yon­da da de­fa­lar­ca söy­le­dik biz ve di­ğer ko­mis­yon üye­si ar­ka­daş­la­rı­mız- gö­rü­şü­lür­ken, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu Baş­ka­nı "Biz bir tak­vim ha­zır­la­dık." de­di. Biz de bu tek­lif gö­rü­şü­lür­ken "Tak­vi­me ba­ka­rak yan­lış yap­ma­ya­lım, önü­müz­de tak­vim olur­sa da­ha doğ­ru ka­rar ve­ri­riz." di­ye­rek, "Sa­de­ce bir gün ve er­te­si gün öğ­le­den son­ra top­lan­mak üze­re bir alt ko­mis­yon ku­rul­sun, er­te­si gün öğ­le­den son­ra da nor­mal ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rı­na de­vam et­sin." de­dik. Bu­nu bi­le bu­ra­dan tah­rif ede­rek ve ka­mu­oyu­nu ya­nılt­ma­ya ça­lı­şa­rak kul­lan­dı ya, Sa­yın Kı­lıç'ı bu­ra­dan bir kez da­ha kut­lu­yo­rum. Çün­kü, bu tür açık­la­ma­la­rı, bu tür dav­ra­nış­la­rı bu kür­sü­den hep yap­mış­tır; bu ko­nu­da, po­le­mik ko­nu­sun­da, ka­mu­oyu­nu ya­nılt­ma ko­nu­sun­da çok ba­şa­rı­lı bir ar­ka­da­şı­mız­dır. Ben de bir ke­re da­ha kut­lu­yo­rum ken­di­si­ni.

O bi­zim ta­le­bi­miz, ger­çek­ten iyi ni­yet­le ya­pıl­mış, tak­vi­me ba­ka­rak ça­lış­ma­mız ge­rek­ti­ği­ni dü­şün­dü­ğü­müz­den, sa­de­ce, de­di­ğim gi­bi, bir gün bi­le de­ğil, ya­rım gün­lük bir ça­lış­ma so­nu­cu alt ko­mis­yo­nun ra­po­ru­nu ver­me­si­ne yö­ne­lik bir ta­lep­ti. Bu­nu da bu şe­kil­de be­lir­ti­yo­rum.

Şim­di, ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rı sı­ra­sın­da, Ana­va­tan Par­ti­sin­den bir ko­mis­yon üye­si ar­ka­da­şı­mız -yi­ne cid­di­yet­siz­lik ör­nek­le­ri­ne de­vam edi­yo­rum, on­dan bu­nu söy­lü­yo­rum- "İki yıl ön­ce, Sa­yın Baş­ba­kan Ta­yyip Er­do­ğan'a biz git­tik. Bu Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­kın seç­me­siy­le il­gi­li Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni ya­pa­lım de­dik." de­di, an­cak, Sa­yın Baş­ba­ka­nın "Va­kit ar­tık da­ral­dı, bu sa­at­ten son­ra bu de­ği­şik­li­ği ya­pa­ma­yız, önü­müz­de­ki dö­ne­me bı­ra­ka­lım, ge­len­ler yap­sın." de­di­ği­ni söy­le­di.

Şim­di, bu­na rağ­men, se­çim­le­re, şu an­ki du­ru­muy­la…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ka­ya, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız lüt­fen.

Bu­yu­run.

YIL­MAZ KA­YA (De­vam­la) - Ta­mam­lı­yo­rum Sa­yın Baş­kan. Te­şek­kür edi­yo­rum.

…şu an­ki ta­ri­hiy­le bi­le iki ay gi­bi bir sü­re kal­mış­ken bu ace­le ni­ye? Ne­re­den çık­tı iki yıl gi­bi bir za­man için­de ye­tiş­ti­ri­le­me­ye­cek bir dü­zen­le­me­nin iki ay­lık gi­bi bir za­man­da ye­tiş­ti­ril­me­si ça­ba­la­rı?

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ben, bu ça­ba­la­rın se­be­bi­nin şu ol­du­ğu­nu tah­min edi­yo­rum: Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­nin bu bü­yük ço­ğun­lu­ğu­nu­za rağ­men ya­pı­la­ma­mış ol­ma­sı, ye­ter­li ço­ğun­luk top­la­na­ma­mış ol­ma­sı ne­de­niy­le "İş­te, mah­ke­me böy­le bir ka­rar ver­di. Biz el­de et­mek is­te­di­ği­miz so­nu­cu el­de ede­me­dik. Ba­kın, iş­te, şim­di de bu­nu ge­ti­ri­yo­ruz." di­ye­rek bir rö­vanş al­ma gi­ri­şi­mi, bir rö­vanş al­ma ça­ba­la­rı di­ye de­ğer­len­di­ri­yo­rum.

En son şun­la­rı söy­le­dik­ten son­ra  ko­nuş­ma­mı bi­ti­re­ce­ğim:

Yi­ne ay­nı sı­kı­şık­lık­la "Önü­müz­de­ki se­çim­le­re ye­tiş­ti­re­lim, 25 ya­şın­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mı­zın se­çi­le­bil­me­le­ri­ne imkân sağ­la­ya­lım." di­ye, yi­ne ale­la­ce­le Ko­mis­yon­da gö­rüş­tü­ğü­müz Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi, ma­ale­sef, ne dün ne de bu­gün Ge­nel Ku­ru­la gel­me­miş, o ge­çi­le­rek, çok da­ha önem­liy­miş gi­bi san­ki -bu sü­re açı­sın­dan söy­lü­yo­rum, ta­bii ki, önem­li ola­bi­lir- ön­ce­lik bu de­ği­şik­lik­le­re ve­ril­miş­tir.

İş­te, alın si­ze bir sa­mi­mi­yet­siz­lik, bir cid­di­yet­siz­lik ör­ne­ği da­ha di­yo­rum, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin Gü­ler.

Bu­yu­run Sa­yın Gü­ler.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­lar; Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği üze­rin­de Ana­va­tan Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Evet, ma­ale­sef, geç ka­lın­mış bir ana­ya­sal de­ği­şik­lik. Ne­den geç ka­lın­mış? Bu­gün­kü ya­ra­tı­lan ka­os ve ger­gin­li­ğe bak­tı­ğı­mız­da, an­la­şıl­ma­dan, tar­tı­şıl­ma­dan, tar­tı­şı­lan bir ko­nu­nun ale­la­ce­le ge­çi­ril­me­si ge­re­ken bir ana­ya­sal sü­reç ola­rak al­gı­lı­yo­ruz.

Biz, iki yıl­dan be­ri sür­dür­dü­ğü­müz, öner­di­ği­miz bu ko­nu­da­ki, si­zin bu­gün bu ko­nu­ma gel­me­ni­zi pek de hay­ret­le kar­şı­la­mı­yo­ruz, ama bu doğ­ru­da bu­luş­ma­nı­zı da an­la­yış­la kar­şı­lı­yo­ruz.

Evet, 1'in­ci mad­de­si, Par­la­men­to sü­re­si­nin dört yı­la in­di­ril­me­si beş yıl­dan. Biz da­ha ön­ce de söy­le­dik. As­lın­da, AKP'li bir beş yıl, Par­la­men­to­yu, 22'nci Dö­ne­mi bir beş yıl ola­rak her yer­de onur­la bah­set­ti­niz, onur­la ka­mu­oyun­da pay­laş­tı­nız. Ama, biz ise de­dik, bo­şa ge­çen yıl­lar ola­rak bu­nun al­tı­nı çiz­dik.

Ba­kı­yo­ruz, her ya­sa ta­sa­rı­sı en az iki üç de­fa geç­mek zo­run­da. 25 yaş ne­re­de? Bu­ra­da al­tı­na im­za at­tık. Geç kal­dı­nız, bu üçün­cü de­fa ge­tir­di­niz, yi­ne de ge­çir­me­yi dü­şün­mü­yor­su­nuz. Ne za­man ge­le­cek? Ko­mis­yon ye­rin­de yok. Ya­ni, kı­sa­ca, da­ha AKP Gru­bu bu ko­nu­da da ka­ra­rı­nı ver­miş de­ğil.

Ni­ha­ye­tin­de, beş yıl­dan dört yı­la in­di­ril­me­si ba­na gö­re de son de­re­ce ma­kul. Bu gü­nü­mü­zün ge­li­şen tek­no­lo­jik ve bil­gi ça­ğın­da yet­ki sü­re­si beş yıl çok uzun. Hem­fi­ki­rim ve bu ko­nu­da da, dört yı­la dü­şü­rül­me­sin­den de mem­nu­ni­yet du­yu­yo­rum ve asıl he­ye­ca­nın, inan­cın ve ve­rim­li­li­ğin en üst saf­ha­da ol­du­ğu bir dört yıl, kı­sa bir dö­nem de­ğil as­lın­da, ama, Par­la­men­to iki üç de­fa ça­lış­tı­ğı için ay­nı ya­sa üze­rin­de, ve­rim­siz­lik ko­nu­sun­da ma­ale­sef sı­nıf­ta kal­mış­tır. Bu­nun tek se­be­bi var­dır, o da AKP'nin ina­dı­dır: "Biz bi­li­riz, biz ya­pa­rız, ne ol­sa ço­ğun­lu­ğu­muz var." Ol­ma­dı iş­te, ol­mu­yor da.

Ni­ha­ye­tin­de ada­ma "gü­nay­dın" der­ler. Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ko­nu­sun­da da, Par­la­men­to­nun tüm di­ğer ka­nun­la­rın­da da ol­du­ğu gi­bi, Tür­ki­ye'de çe­şit­li, ge­rek ya­sal ve ge­rek­se güç­ler den­ge­si açı­sın­dan bak­tı­ğı­mız­da, ya­sa­ma, yü­rüt­me ve yar­gı ola­rak da gö­zar­dı et­ti­niz. Pe­ki, gö­re­me­di­niz mi bu­nu, gö­re­me­di­niz mi al­tı ay son­ra­sı­nı?  Ne olur­du ya­ni? İki yıl ön­ce söz din­len­sey­di, bu ül­ke bu ka­dar ger­gin­leş­me­den ve bu ka­dar da acı… Çün­kü, ül­ke­nin ger­gin­li­ğin­de siz be­del öde­mi­yor­su­nuz, öde­yen bu hal­kı­mın ken­di­si. Öde­yen… Çün­kü, baş­ta eko­no­mik. Yüz­de 73 ka­yıt dı­şı, da­ha doğ­ru­su, do­lay­lı eko­no­mi de­di­ği­miz do­lay­lı ver­gi­ler içe­ri­sin­de iç­ti­ği si­ga­ra­dan, kul­lan­dı­ğı te­le­fon­dan, tü­ket­ti­ği elek­trik­ten ve­sa­ire ve­sa­ire. Ya­ni, bu ver­gi­yi halk ödü­yor. Pe­ki, so­ra­rım si­ze: Bu­gün, dev­le­tin borç­lan­ma tah­vil oran­la­rı yüz­de kaç? Bu­gün yüz­de 19'un al­tı­na düş­tü. Ni­ye? Sa­yın Ab­dul­lah Gül aday­lık­tan çe­kil­di di­ye. Ya­ni, bir aday­lık­tan çe­kil­me sü­re­ci bi­le bu top­lum­da eğer ra­hat­lık ola­rak al­gı­la­nı­yor­sa, bu­nun öz eleş­ti­ri­si­ni AKP yap­mak zo­run­da, he­sa­bı­nı da halk so­ra­cak.

Pe­ki, ge­li­yo­ruz…

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Hem na­sıl so­ra­cak, hem na­sıl. Dört göz­le si­zi bek­li­yor, dört göz­le.

SAB­Rİ VA­RAN (Gü­müş­ha­ne) - Hü­se­yin­ci­ğim, se­çim san­dı­ğın­da…

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (De­vam­la) - San­dık­ta so­ra­cak. Evet, san­dık­ta so­ra­cak. Ya­ni, ina­nı­yo­rum ki, halk tu­ta­cak, öpe­cek siz­le­ri, yap­tık­la­rı­nız­dan do­la­yı kut­la­ya­cak, ya­pa­ma­dık­la­rı­nız­dan do­la­yı da, kos­ko­ca, Ana­ya­sa'yı de­ğiş­ti­re­cek bir ço­ğun­lu­ğu olan bir AKP İk­ti­da­rı­nın ge­lip du­va­ra tos­la­ma­sı, baş­ta de­mok­ra­sim adı­na ve ül­kem adı­na ka­yıp ve bu­nu ön­gör­me­di­niz ve hâlâ, inat­la ba­zı şey­le­rin al­tı­nı çiz­me­ye ça­lı­şı­yor­su­nuz.

 Evet, "Ege­men­lik ka­yıt­sız şart­sız mil­le­tin­dir." di­yo­ruz, so­nu­na ka­dar da say­gı du­yu­yo­ruz, hal­kın ve­re­ce­ği her tür­lü yet­ki­ye, ira­de­ye, ka­ra­rı­na say­gı du­yu­yo­ruz. Ni­ye kaç­ma ih­ti­ya­cı  duy­du­nuz? Bu Cum­hur­baş­kan­lı­ğı sü­re­ci içe­ri­sin­de ön­gör­sey­di­niz eğer… De­mok­ra­si, de­mok­ra­si de­di­niz. Ben si­ze so­ru­yo­rum: Par­la­men­to­nun, yet­ki sü­re­si­nin so­nu­na gel­miş bir Par­la­men­to­nun Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­me­si son de­re­ce etik mi? Si­ya­sal an­lam­da so­ru­yo­rum. Hu­ku­ken var­mış gi­bi gö­rü­nü­yor.

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Cum­hur­baş­ka­nı gi­der­ken im­za atı­yor ama.

SAB­Rİ VA­RAN (Gü­müş­ha­ne) - Gö­rev sü­re­si bit­ti, yi­ne ora­da du­ra­cak.

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (De­vam­la) - Ba­kın, bu yüz­den… Gör­sey­di­niz, bu hal­kın ira­de­si­ne siz baş­vur­say­dı­nız, yi­ne yet­ki­yi alıp ge­lip seç­sey­di­niz yi­ne say­gı du­yar­dık. Hep beş yıl, beş yıl, beş yıl, beş yıl­la işi­ni­ze gel­di­ği gi­bi gör­dü­nüz, ama, ye­ri gel­di­ği za­man, de­mok­ra­si de­di­ğin­de, Ana­va­tan Gru­bu­nun yet­ki­si olan ve­ya hak­kı olan RTÜK ko­nu­sun­da, ana mu­ha­le­fet­le an­laş­tı­nız o ko­nu­da. Pe­ki, si­ya­si par­ti­ler, dev­let, yar­dım ko­nu­sun­da he­men an­laş­tı­nız. O za­man de­mok­ra­si yok­tu, si­zin için de önem­siz­di, ama, gel­di de­mok­ra­si, bu­gün si­ze de la­zım ol­du. De­mok­ra­si, as­la vaz­ge­çil­mez bir un­sur, araç de­ğil amaç­tır ve de­mok­ra­tik sü­reç içe­ri­sin­de bu ül­kem­de ve­rim­li­li­ği ve bu ül­kem­de her alan­da sağ­du­yu, hoş­gö­rü ve kar­deş­li­ğin adı ol­ma­sı la­zım. Ba­kı­yo­ruz, ger­gin­lik ni­ye pom­pa­la­nı­yor? Çok da ba­sit. AKP İk­ti­da­rı bir beş yıl­lık ik­ti­da­rın mu­ha­se­be­si­ni bu hal­ka ver­me­den yap­tı­ğı tek şey var: Ger­gin­lik­ten bes­len­mek. La­ik­lik-din­dar­lık kav­ga­sı içe­ri­sin­de, ne ya­pa­lım, al­nı sec­de­ye değ­me­miş bir Cum­hur­baş­ka­nı da­hi se­çe­me­dik di­ye mağ­dur po­zis­yo­nu­na bü­rü­ne­cek­si­niz. Hem kri­zi ya­ra­tı­yor­su­nuz hem mağ­dur po­zis­yo­nun­da. Val­la­hi, si­zi bu ko­nu­da kut­la­mak la­zım.

Bir ara bu ül­ke­de bir "Zü­bük" fil­mi var­dı. Sey­re­di­yor­dum da ay­nı­sı­nı gö­re­bi­le­ce­ği­mi de dü­şün­mü­yor­dum ve bu ül­ke­de, ma­ale­sef, siz, hal­kın sağ­du­yu­su­nu çok saf bir şe­kil­de ya­rın­lar­da, herhâlde, ye­ni, bir da­ha ik­ti­da­rın he­sa­bı­nı yap­ma­yı dü­şün­dü­nüz. Ama, gör­dü­ğüm ka­dar, bu halk ger­çek­ten ge­re­ken der­si ve­re­cek, si­ya­se­ten ve­re­cek. Bu hal­kın adı­na bir tem­sil­ci ola­rak, ül­ke­nin hu­zu­ru­na kat­kı­lı bir beş yıl geç­miş ol­say­dı ben siz­le­ri yü­rek­ten kut­lar­dım, ama, gö­rü­nen o ki, hâlâ ger­gin­lik­ten me­det um­ma­yı, hâlâ mağ­dur po­zis­yo­nun­dan si­ya­sal rant edin­me­yi, hâlâ din­dar duy­gu­lar­dan sö­mü­rü­ye ka­dar gi­den, va­ran bir si­ya­sal an­la­yış. İna­nı­yo­rum ki, hal­kın sağ­du­yu­su da bun­la­ra izin ver­me­ye­cek.

Pe­ki, Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin de­di­ği­miz­de… Son de­re­ce ma­kul bi­ze gö­re. "Ege­men­lik ka­yıt­sız, şart­sız mil­le­tin­dir." di­yor. So­nu­na ka­dar al­tı­na im­za atı­yo­rum, ina­nı­yo­rum ve onun mü­ca­de­le­si­ni ve­ri­yo­rum ve hal­ka rağ­men si­ya­set ya­pıl­ma­ya­ca­ğı­na da ina­nı­yo­rum ve hal­ka rağ­men re­ji­min ko­run­ma­ya­ca­ğı­na da ina­nı­yo­rum. Ama, bu ko­nu­da si­zin bi­rey­sel kav­ga­nız ge­tir­di bu nok­ta­ya. Halk bu gün­le­ri unut­ma­dı ve bu dog­rul­tu­da, yi­ne de ana­ya­sal de­ği­şik­lik ko­nu­sun­da eğer ar­ka­sın­da du­rur­sa­nız siz AKP ola­rak… Bu ana­ya­sal tek­lif bi­zim, Ana­va­tan ola­rak biz öner­dik. Ha, siz, bu­gün, ta­bii ki, Par­la­men­to­nun tüm yet­ki­si, Par­la­men­to­nun tüm ya­sa­ma sü­re­ci si­zin eli­niz­de. İk­ti­da­rın bü­yük ço­ğun­lu­ğu ne is­ter­se o olu­yor. İs­te­di­ği ka­nun tek­li­fi gö­rü­şü­lü­yor, is­te­me­di­ği gö­rü­şül­mü­yor. Ha, bu­gün ni­ye bu nok­ta­ya ge­ti­ril­di? Ge­ti­ril­me­sey­di de, ül­kem, de­mok­ra­si adı­na dün­ya top­lum­la­rı ara­sın­da sı­nıf­ta kal­ma­say­dı, eko­no­mik fa­tu­ra­la­rı­nı hal­kım öde­me­sey­di iyi ol­maz mıy­dı? Ama, si­zin öy­le bir ni­ye­ti­niz de yok, kay­gı­nız da yok. Si­ze ve­ri­len her tek­li­fe sa­de­ce "evet" de­mek­le ye­tin­me­ye de­vam edi­yor­su­nuz. Bu ko­nu­da, her ge­çen gün ül­ke­nin ya­şa­dı­ğı bu sı­kın­tı­dan, ina­nı­yo­rum ki, halk bu­nu unut­ma­ya­cak.

Bu ül­ke­nin bun­la­rı hak et­me­di­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum. Bi­rey ola­rak iti­ra­zı­mız var. İna­nı­yo­rum ki, hal­kım da ay­nı duy­gu­la­rı pay­la­şı­yor ve AKP'li yıl­la­rı ka­yıp yıl­la­rı ilan edi­yo­ruz, Türk si­ya­se­ti­nin de ka­yıp yıl­la­rı. Ana­ya­sa'yı de­ğiş­ti­re­cek bir ço­ğun­lu­ğa sa­hip bir AKP'nin da­ha ne is­te­di­ği­ni me­rak edi­yo­rum? 550 mil­let­ve­ki­li ol­sa ne olur? Ana­ya­sa'yı de­ğiş­ti­re­cek ço­ğun­luk­ta ol­ma­nı­za kar­şın, yüz­de 66 bir mil­let­ve­ki­li ora­nı ol­ma­nı­za kar­şın ne de­ğiş­ti? 550 ol­sa ne de­ği­şir? Hiç­bir şey de­ğiş­mez. Ama, ger­gin­li­ği bes­le­me­yin, ger­gin­li­ği kö­rük­le­me­yin. Bu ül­ke­nin hu­zu­ra ih­ti­ya­cı var, kar­deş­li­ğe, sev­gi­ye. Bu böl­ge­miz­de…

SAB­Rİ VA­RAN (Gü­müş­ha­ne) - Mah­ke­me Mec­lis­ten da­ha mı yü­ce?

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (De­vam­la) - Mah­ke­me sü­re­ci­ni de gö­re­cek­ti­niz Sa­yın Ve­ki­lim. Bu ül­ke­de yar­gı­nın ol­du­ğu­nu unut­ma­ya­cak­tı­nız. Ana­ya­sa'yı de­ğiş­ti­re­cek ço­ğun­lu­ğu­nuz var, adı­nı koy­say­dı­nız. İç Tü­zük de­ği­şik­li­ği ya­pı­la­cak­tı, ni­ye yap­ma­dı­nız? İşi­ni­ze gel­me­di. Ni­ye? Ora­da, ge­ne kal­dı­nız. Çün­kü, hep gü­nü­bir­lik ya­şa­ma­ya, sa­de­ce so­run olun­ca, na­sıl işi ko­ta­rı­rım, onun kav­ga­sı­nın pe­şin­de­si­niz. Ama, ül­kem bu­nu hak et­mi­yor. Önün­de­ki bir al­tı yı­lı gö­re­mi­yor, bir on yı­lı gö­re­mi­yor. Ni­ha­ye­tin­de, bi­raz ön­ce de söy­le­dik, yir­mi beş yaş ana­ya­sal… Genç­ler için bu­ra­da söy­le­dik si­ze, çok da sa­mi­mi ol­ma­dı­ğı­nı­zı söy­le­dik; üçün­cü de­fa gel­di çün­kü. Ni­ye ge­çir­mi­yor­su­nuz Ana­ya­sa'yı? Ne za­man ge­çi­re­cek­si­niz? Ev­le­re şen­lik! Üç ta­ne li­der ve­ya tek bir li­der na­sıl is­ter­se o za­man ge­çe­cek. Ha­ni, genç­le­re mey­dan­lar­da ne di­ye­cek­si­niz? Si­zin si­ya­set­te önü­nü­zü mü aç­tık di­ye­cek­si­niz? Na­sıl dı­şa­rı çı­ka­cak­sı­nız? So­kak­ta o yüz­de 70'i genç nü­fu­su olan bir ül­kem­de ne di­ye­cek­si­niz, na­sıl an­la­ta­cak­sı­nız? Ha­ni bir ara bil­bo­ard'la­ra ası­yor­du­nuz, si­ya­se­ten çe­şit­li pro­pa­gan­da mal­ze­me­le­ri ola­rak "Ey genç­ler önü­nü­zü aç­tık!" di­ye; ne ol­du? İş­te var, el­de var sı­fır.

Evet, yıl so­nu kar­ne yı­lı, AKP'nin kar­ne yı­lı ve ina­nı­yo­rum ki, za­yıf­lar­la do­lu olan bir AKP'nin, bu­ra­da han­gi­sin­den bah­se­der­sek bah­se­de­lim -bir, ge­cik­miş­li­ği; iki, sa­mi­mi olup ol­ma­dı­ğı­nı; üç, ül­ke için ha­yır­lı olup ol­ma­dı­ğı­nı- bu halk kar­ne­si­ni ver­di, biz de ver­dik. İna­nı­yo­rum ki, ana­ya­sal ço­ğun­lu­ğu ol­ma­yan bir ik­ti­da­rın, bı­ra­kın, sa­de­ce Cum­hur­baş­ka­nı­nı mı, ha­tır­lı­yo­ruz bir Mer­kez Ban­ka­sı Baş­ka­nı­nı da se­çe­me­di­niz. Ya­ni, yü­rüt­me ola­rak da çok, sı­nıf­tan geç­miş de­ğil­si­niz. Cum­hur­baş­ka­nı­nı…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız Sa­yın Gü­ler.

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Mer­kez Ban­ka­sı Baş­ka­nı­nı da se­çe­me­di­niz. Ta­bii, bu­ra­da zor­lan­dı, ül­ke ge­ne kay­bet­ti. Yü­rüt­me­de sı­nıf­ta kal­dı­nız, ya­sa­ma­da sı­nıf­ta kal­dı­nız. Hem ya­sa­ma hem yü­rüt­me, tek ba­şı­na bir ik­ti­da­rın, hiç­bir dö­nem bir si­ya­si par­ti­ye na­sip ol­ma­dı­ğı bir dö­nem­de bu şans si­ze ve­ril­di, ama de­ğer­len­di­re­me­di­niz. Halk da bu­nu unut­ma­ya­cak­tır.

Biz di­yo­ruz ki, Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin an­la­yı­şı içe­ri­sin­de so­nu­na ka­dar va­rız Ana­va­tan ola­rak. Biz sa­mi­mi­yiz bu ko­nu­da da. Bi­raz ön­ce oy­la­rı­mız­la da gös­ter­dik ka­mu­oyu­na da, pay­laş­tık; çok açık ve net, Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nım da dâhil ol­mak üze­re. Biz sö­zü­mü­zün ar­ka­sın­da­yız, biz "va­rız" de­di­ği­miz nok­ta­da va­rız ve hal­kın ira­de­si­ne her za­man baş­vu­rul­ma­sı ge­re­ken bir yön­tem ol­du­ğu­na ina­nı­yo­ruz. Bu doğ­rul­tu­da, Tür­ki­ye'de yü­rüt­me, ya­sa­ma ve Cum­hur­baş­kan­lı­ğı gi­bi bir ma­ka­mın se­çi­lir­ken de hal­kın yet­ki­si­nin, ya­ni cum­hu­run ken­di­si­nin söz sa­hi­bi ol­ma­sı­nı is­ti­yo­ruz. Bu ko­nu­da si­zi net ola­rak… Ver­di­ği­niz oy­lar­la za­ten or­ta­da, net. Bu­gün Ana­va­tan ola­rak ma­te­ma­tik­sel bir he­sap yap­tı­ğı­mız­da oy­lar­da da bir ek­sik­lik var içi­niz­de. Bu oy­la­rı­nı­za sa­hip çı­kın ve bu ka­nu­nun, ül­kem adı­na, bun­dan son­ra­ki sü­re­ce olum­lu kat­kı­da bu­lu­na­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yo­ruz ve ya­rar­lı ola­ca­ğı­nı da dü­şü­nü­yo­ruz. Hal­kın seç­me­si­nin so­nu­na ka­dar ar­ka­sın­da­yız Ana­va­tan ola­rak. Siz çö­ze­mez­se­niz, biz Ana­va­tan ik­ti­da­rın­da çö­ze­ce­ğiz. Bu­nu da en ya­kın za­man­da, 22 Tem­muz, eğer ka­rar­sız ka­lır­sa­nız. 22 Tem­muz dö­ne­mi içe­ri­sin­de de ül­ke­ye çek­tir­di­ği­niz bu sı­kın­tı­yı da unut­ma­yın. Ha­va­la­rın ar­tan sı­cak­lı­ğı­nı göz önün­de bu­lun­du­ra­rak, ya er­ke­ne alın ya da nor­mal, ru­tin, bir ey­lül ayı içe­ri­si­ne alın. Bu hal­kın ira­de­si­nin san­dı­ğa yan­sı­ma­sı ge­re­kir. Ak­si tak­dir­de, ger­gin­lik­ler bes­le­nir ve bu ül­ke kay­bet­me­ye de­vam eder.

Bu ka­nu­nun ha­yır­lı ol­ma­sı di­le­ğiy­le, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

AK Par­ti Gru­bu ve şah­sı adı­na Er­zu­rum Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Nu­ri Ak­bu­lut.

Sa­yın Ak­bu­lut, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (Er­zu­rum) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ana­ya­sa­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Tek­lif'in 1'in­ci mad­de­si üze­rin­de şah­sım ve gru­bum adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ül­ke­miz, ya­şa­nan son sü­reç­te par­la­men­ter de­mok­ra­si ve hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü adı­na iyi bir sı­nav ve­re­me­miş­tir. Bi­lin­di­ği gi­bi, Ana­ya­sa'da Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi için özel bir top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı ön­gö­rül­me­di­ğin­den, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, 82 yı­lın­dan bu ya­na ge­çen yir­mi beş yıl­dan be­ri uy­gu­lan­dı­ğı şek­liy­le top­la­nıp Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni ya­pa­cak­tı. De­mok­ra­si­ye, mil­let ira­de­si­ne ve hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü­ne ina­nan her­ke­sin ya­pı­la­cak olan se­çi­me say­gı gös­ter­me­si bek­le­nir­ken, ken­di­le­ri­ni mil­le­tin üs­tün­de gö­ren ve halk­tan bi­ri­nin Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­me­si­ni ka­bul­le­ne­me­yen seç­kin çev­re­ler, ya­pı­la­cak olan se­çi­mi en­gel­le­mek için bir se­bep bul­mak ve bu­na ya­sal bir kı­lıf uy­dur­mak üze­re iş bir­li­ği için­de bir for­mül bul­du­lar. Mec­lis arit­me­ti­ği ve si­ya­si par­ti­le­rin mil­let­ve­ki­li da­ğı­lı­mı­nı esas ala­rak ve yal­nız­ca ya­pa­ca­ğı­mız Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi için keş­fe­di­len bu for­mü­le gö­re, Ana­ya­sa'nın 102'nci mad­de­sin­de­ki ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nın ay­nı za­man­da top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı ol­du­ğu id­dia edi­le­cek, se­çi­min ya­pı­la­ca­ğı gün Mec­li­se gi­ril­me­ye­cek, 367 sa­yı­sı bu­lu­na­ma­ya­ca­ğı için ikin­ci tur oy­la­ma­ya ge­çi­le­me­ye­cek­tir.

Esa­sen, gü­lünç olan bu id­dia, ha­zır­la­nan plan doğ­rul­tu­sun­da, ön­ce emek­li bir sav­cı ta­ra­fın­dan di­le ge­ti­ril­di. Her­ke­sin bu­nu ayıp­la­ma­sı ve kar­şı çık­ma­sı bek­le­nir­ken, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ve iş bir­li­ği için­de­ki çev­re­ler, ak­la, man­tı­ğa ve hu­ku­ka ay­kı­rı ol­ma­sı­na rağ­men bu gö­rü­şü des­tek­le­yip be­nim­se­di­ler.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Yar­gı­tay Onur­sal Baş­sav­cı­sı!

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - Bil­di­ği­niz gi­bi, "ol­ma­ya­cak", "ola­ma­ya­cak", "ol­dur­ma­ya­ca­ğız" söz­le­riy­le mil­le­tin Par­la­men­to­ya yan­sı­yan ira­de­si­ni red­de­den ana mu­ha­le­fet par­ti­si, bir yer­ler­den, ya­pı­la­cak bu se­çi­min en­gel­len­me­si­ni is­ti­yor­du.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - O adam Ha­san Ça­vuş de­ğil, Yar­gı­tay Onur­sal Baş­sav­cı­sı!

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Emek­li sav­cı ol­mak kü­çüm­se­ne­cek bir şey mi! Keş­ke emek­li sav­cı ola­bil­se­niz!

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Taş­ra avu­ka­tı de­ğil!

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - Va­tan­daş­la­rı tah­rik eden, or­du­yu gö­re­ve ça­ğı­ran, iş dün­ya­sın­dan, yük­sek yar­gı­dan ve üni­ver­si­te­den me­det uman­lar son ça­re ola­rak 367 ko­zu­na sa­rıl­mış­tı.

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Mah­ke­me­ye ta­li­ma­tı kim ver­di!

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Mah­ke­me­ye kim­se ta­li­mat ve­re­mez!

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - Bu du­rum kar­şı­sın­da mil­le­ti­miz, Mec­lis­te­ki di­ğer iki si­ya­si par­ti­nin, 27 Ni­san­da ya­pı­la­cak…

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­ya­lım lüt­fen.

MUS­TA­FA ÖZ­YURT (Bur­sa) - Sa­yın Baş­kan, bu­nu tu­ta­nak­la­ra ge­çir­tin "mah­ke­me­ye ta­li­mat ver­di" di­ye.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ay­kan… Sa­yın Öz­yurt…

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - Ar­ka­daş­lar, bi­raz sa­bır­lı olun.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Bir sav­cı de­ğil, cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­sı.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Yar­gı­tay Onur­sal Baş­sav­cı­sı di­ye­cek­si­niz!

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - Ee, bir din­le… Ön­ce bir din­le… Mu­har­rem Bey, ön­ce bir din­le.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­bu­lut, lüt­fen Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edi­niz.

Bu­yu­run.

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu du­rum kar­şı­sın­da mil­le­ti­miz, Mec­lis­te­ki di­ğer iki si­ya­si par­ti­nin, 27 Ni­san­da ya­pı­la­cak olan se­çi­min ilk tur oy­la­ma­sı­na ka­tı­la­ca­ğı­nı ve oy­na­nan bu çir­kin oyu­nun bo­şa çı­ka­rı­la­ca­ğı­nı umu­yor­du, ama, ne ya­zık ki, bek­le­nen ol­ma­dı. As­li gö­re­vi Mec­li­sin ça­lış­ma­la­rı­na ka­tıl­mak olan mu­ha­le­fet par­ti­le­ri, bir­lik­te ha­re­ket ede­rek, Cum­hur­baş­ka­nı se­çim sü­re­ci­ni ki­lit­le­mek üze­re ha­zır­la­nan pla­nın par­ça­la­rı ol­du­lar, top­lan­tı­ya ka­tıl­ma­dı­lar ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si se­çi­min ilk tu­ru­nu, da­ha ta­mam­lan­ma­dan, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne gö­tür­dü.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 1982 Ana­ya­sa­sı'na gö­re üç Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­lip gö­rev­le­ri­ni de ta­mam­la­mış ol­ma­sı­na rağ­men, ay­nı usul­le ya­pı­lan bu se­çi­min tüm dün­ya­nın gö­zü önün­de mah­ke­me­ye gö­tü­rü­lüp da­va ko­nu­su edil­me­si, de­mok­ra­si­miz adı­na, par­la­men­ter sis­tem adı­na ve mil­let ira­de­si­ne du­yul­ma­sı ge­re­ken say­gı adı­na utanç ve­ri­ci ol­muş­tur.

Ana­ya­sa'nın çok açık olan hü­küm­le­ri­ni, bun­la­rın ge­rek­çe­le­ri­ni, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu ve Da­nış­ma Mec­li­si tu­ta­nak­la­rı­nı, bu­gü­ne ka­dar­ki uy­gu­la­ma­la­rı, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ben­zer ka­rar­la­rı­nı dik­ka­te alan ve Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin bir hu­kuk dev­le­ti ol­du­ğu­na, dev­let or­gan­la­rı­nın ana­ya­sal ku­ral­lar için­de hu­ku­ka uy­gun ola­rak ha­re­ket ede­ce­ği­ne, de­mok­ra­tik ku­ral­la­rın ve Ana­ya­sa hü­küm­le­ri­nin is­te­ni­len yön­de çe­ki­lip uza­tı­la­bi­le­cek elas­ti­ki oyun­cak­lar ol­ma­dı­ğı­na ina­nan­lar bu ta­le­bin red­de­di­le­ce­ği­ni dü­şü­yor­du. An­cak, dü­şü­nü­len ol­ma­dı ta­bii. Ana­ya­sa Mah­ke­me­si, hu­kuk ta­ri­hi­miz­de eşi ben­ze­ri ol­ma­yan bir ka­rar­la Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni çık­ma­za so­ka­cak ilk tur oy­la­ma­yı ip­tal et­ti. İn­san­la­rı­mı­zın bir kıs­mı, ve­ri­len bu ka­ra­rı vic­dan­la­rı sız­la­tan bir ka­rar ola­rak gör­dü. Ba­zı­la­rı, kar­ga­la­rı bi­le gül­dü­ren ko­mik bir ka­rar ola­rak ni­te­le­di.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Say­gı­sız­lık ya­pı­yor­sun! Yü­ce Mah­ke­me­nin ka­ra­rı­nı ko­nu­şu­yor­sun, dik­kat et!

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - Ki­mi­le­ri de hu­kuk ta­ri­hi­mi­ze ka­ra bir le­ke ola­rak ge­çen utanç ve­ri­ci bir ka­rar ola­rak de­ğer­len­dir­di.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Hiç ya­kı­şı­yor mu sa­na! Yü­ce Mah­ke­me­nin ka­ra­rın­dan "utanç ve­ri­ci" di­ye bah­set­mek ya­kı­şı­yor mu sa­na!

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - Yi­ne bu ka­ra­rın alın­ma­sı­nı, ba­zı in­san­la­rı­mız, Mah­ke­me­nin ma­ruz kal­dı­ğı teh­dit ve bas­kı­la­ra; ba­zı­la­rı, Sa­yın Se­zer ta­ra­fın­dan ata­nan 7 üye­nin sa­da­kat bor­cu­na; ki­mi­le­ri, yük­sek yar­gı­da­ki kad­ro­laş­ma­ya…

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ya­zık­lar ol­sun sa­na!

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ya­zık­lar ol­sun! Ya­zık­lar ol­sun!

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Si­zin, dev­le­tin ku­rum­la­rı­na say­gı­nız kal­ma­mış!

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - …ve ki­mi­le­ri de yar­gı­nın si­ya­sal­laş­ma­sı ve bu yol­la…

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­bu­lut… Sa­yın Ak­bu­lut…

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - …mil­let ira­de­si­nin bo­ğul­ma­sı ola­rak de­ğer­len­di­ril­di.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Bir de hu­kuk­çu­yum di­ye­cek­sin, hiç ya­kı­şı­yor mu sa­na!

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ana­ya­sa'dan güç alan Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne ha­ka­ret edi­yor.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­bu­lut, o tah­lil­le­ri de­ği­şik yer­ler­de ya­pı­yor­lar. Lüt­fen, ko­nuy­la, mad­dey­le il­gi­li şey­le­re ge­çin. Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ka­rar­la­rı­nı o an­lam­da…

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, mü­sa­ade et­me­yin, yük­sek yar­gı­ya ha­ka­ret edi­yor. Lüt­fen… Lüt­fen…

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - De­ğer­li Baş­ka­nım, Ana­ya­sa'yı de­ğiş­ti­ri­yo­ruz, Ana­ya­sa'yla il­gi­li ko­nu­şu­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, se­be­bi ne olur­sa ol­sun, bu ka­rar vic­dan­lar­da kar­şı­lı­ğı­nı bul­ma­sa da Ana­ya­sa ge­re­ği uyul­ma­sı ge­re­ken bir ka­rar ola­rak mil­le­ti­mi­zin önü­ne ko­nul­du. Pe­ki ça­re ne­dir? Ça­re, el­bet­te mil­le­te git­mek­tir ve mil­let iyi bir ha­kem­dir.

Ge­çen dört bu­çuk yıl­lık sü­re için­de mil­let ya­ra­rı­na en kü­çük bir işi yap­ma­yan, bı­ra­kın iş yap­ma­yı, ak­si­ne, ik­ti­da­rın iş yap­ma­sı­nı en­gel­le­yen, taş ko­yan, ta­koz olan, çe­kiş­ti­ren, dur­dur­ma­ya ve­ya ya­vaş­lat­ma­ya ça­lı­şan ve bir yan­dan da "se­çim, er­ken se­çim, he­men se­çim, il­le de se­çim" di­ye yır­tı­nıp du­ran mu­ha­le­fet par­ti­le­ri son olay­lar­dan son­ra "hod­ri mey­dan, hay­di mil­le­te gi­di­yo­ruz" de­nil­di­ğin­de şok ol­du­lar ve ne ya­pa­cak­la­rı­nı şa­şır­dı­lar. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)  Mil­le­te git­mek­ten kor­kan ve su­dan çık­mış ba­lı­ğa dö­nen­ler, pa­nik için­de ön­ce se­çi­mi en­gel­le­me­ye ça­lış­tı­lar….

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - O se­nin hüs­nü­ku­run­tun!

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - … ar­dın­dan ge­cik­tir­mek için gi­ri­şim­de bu­lun­du­lar, ama na­fi­le, ol­ma­dı.

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Siz, bun­la­rı de­mek is­te­di­ği­niz için ön­ce­den yaz­mış­sı­nız. Olay öy­le ol­ma­dı, bil­di­ği­niz­den ko­nuş­mu­yor­su­nuz.

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - Mil­let­ten ka­çı­la­ma­ya­ca­ğı­nı an­la­yan par­ti­ler, şim­di, it­ti­fak ara­yı­şı için­de. Çok acil it­ti­fak­lar için, ne­re­dey­se ilan­la par­ti ara­nı­yor. Bir za­man­lar bir­bir­le­ri­nin yü­zü­nü tır­ma­la­yan­lar, de­ni­ze dü­şen yı­la­na sa­rı­lır mi­sa­li, bir­bir­le­ri­ne sa­rı­lı­yor­lar. Mil­le­ti­miz, oy­na­nan oyun­la­rı ve bey­hu­de ça­ba­la­rı sa­bır­la iz­li­yor.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, it­ti­fak, bü­yük bir güç­tür ve ge­rek­li­dir el­bet­te, an­cak, sı­fır­la­rın top­lan­ma­sı bir et­me­ye­ce­ği gi­bi, yok hük­mün­de­ki sa­nal par­ti­le­rin an­laş­ma­la­rı da it­ti­fak de­ğil­dir. Ger­çek it­ti­fak mil­let­le olur. Bu­nun yo­lu da mil­le­te, mil­le­tin ira­de­si­ne, mil­le­tin de­ğer­le­ri­ne say­gı gös­ter­mek­ten, sa­mi­mi­yet­ten, aşk­la, sev­day­la bu mil­le­te hiz­met et­mek­ten ge­çer. Mil­le­tin bağ­rın­dan çı­kan ve çok kı­sa bir sü­re­de bü­yük bir sev­giy­le mil­le­tin si­ne­sin­de yer edi­nen, va­tan­daş­lar ara­sın­da ayı­rım yap­ma­dan, 73 mil­yon in­sa­nı­mı­zı ay­nı sı­cak­lık­la ku­cak­la­yan ve on­la­ra ge­ce gün­düz…

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Mil­let, si­ne­si­ni aç­mış si­zi bek­li­yor!

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - …de­me­den hiz­met eden Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si, bu ma­na­da, mil­le­tiy­le tam bir it­ti­fak hâlin­de­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, çok par­ti­li si­ya­si ha­ya­tın baş­la­dı­ğı 1946'dan bu ya­na ge­çen alt­mış bir yıl­lık sü­re­de, on iki kez hükûmet kur­ma­sı­na ve ara­lık­lar­la on yı­lı aş­kın bir sü­re ik­ti­dar­da kal­mış ol­ma­sı­na rağ­men, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin, bu ül­ke­de, ka­lı­cı tek bir ese­ri yok­tur.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Cum­hu­ri­ye­ti ba­ban ge­tir­di de­ğil mi?

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - Bun­la­rın ni­ye­ti, mil­le­te hiz­met et­mek de de­ğil­dir. İk­ti­dar­da da mu­ha­le­fet­te de üret­tik­le­ri tek şey laf­tır.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin eser­le­ri­ni sa­ta sa­ta bi­ti­re­mi­yor­su­nuz. O sat­tı­ğı­nız yer­ler ki­min eser­le­ri?

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - Mil­le­tin de bun­lar­dan bir bek­len­ti­si yok­tur. Bek­len­ti, za­rar ver­me­me­le­rin­den iba­ret­tir, an­cak, onu bi­le mil­le­te çok gör­mek­te­dir­ler. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Geç­ti­ği­miz gün­ler­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin kat­kı­la­rıy­la ya­şa­nan olum­suz­luk­la­rın ül­ke­ye ver­di­ği za­rar kim­se­nin umu­run­da de­ğil­dir. Bü­yük emek­ler­le te­sis edi­len is­tik­rar ve gü­ven or­ta­mı­nın sar­sı­la­cak ol­ma­sı önem­sen­me­mek­te­dir. Çün­kü, bu çev­re­le­rin, dev­le­tin ge­le­ce­ği, ül­ke­nin ya­ra­rı, mil­le­tin men­fa­ati gi­bi kay­gı­la­rı yok­tur. On­la­rın şah­si ve si­ya­si ih­ti­ras­la­rı, ül­ke­nin iç ve dış iti­ba­rın­dan da is­tik­ra­rın­dan da hu­zur ve gü­ve­nin­den de da­ha önem­li­dir.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, han­gi çev­re­ler­miş on­lar, sor ba­ka­yım. Ayıp­tır!

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, mu­ha­le­fet par­ti­le­ri, yıl­lar­dan son­ra ül­ke­de sağ­la­nan hu­zu­ru, gü­ven ve is­tik­ra­rı, bü­yü­me ve kal­kın­ma­yı göl­ge­le­me­ye ça­lı­şa­rak, komp­lo ve en­tri­ka­lar için­de, ha­yalî kriz­ler üre­te­rek, re­jim teh­li­ke­si se­nar­yo­la­rı ya­za­rak hu­ku­ki var­lık­la­rı­nı sür­dür­me­ye ça­lış­mak­ta­dır. Mil­le­ti­miz, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin ira­de­si­ni ha­fi­fe alıp yok sa­yan­la­rı, "Er­ken se­çi­min ken­di­si bi­za­ti­hi çö­züm de­ğil­dir." söz­le­riy­le ne­re­dey­se sün­gü zo­ruy­la ken­di­le­ri­ne oy ve­ril­me­si­nin te­mi­ni­ni is­te­yen­le­ri, mil­let ira­de­si­ni mah­ke­me­ye ve­rip, ar­ka­sın­dan "Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi mah­ke­me­ye düş­tü." di­ye alay eden­le­ri ve ka­ra­ra ba­kıp, ağ­zı ku­lak­la­rın­da piş­kin piş­kin sı­rı­tan­la­rı ib­ret­le iz­le­mek­te ve ge­re­ken ce­va­bı ver­mek için san­dı­ğı sa­bır­sız­lık­la bek­le­mek­te­dir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, ne­dir bu ar­ka­da­şın söy­le­dik­le­ri ya­ni?

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ku­ru­lu­şu­nun 100'ün­cü yıl dö­nü­mü­nü bü­yük bir coş­kuy­la kut­la­ma­ya ha­zır­lan­dı­ğı­mız ve son beş yıl­da dün­ya­nın par­la­yan yıl­dı­zı hâli­ne ge­len Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti de­mok­ra­siy­le ye­ni ta­nış­mış, üçün­cü sı­nıf bir Af­ri­ka ül­ke­si de­ğil­dir. Mil­let ira­de­si kar­şı­sın­da, ken­di­le­ri­ni mil­le­tin efen­di­si zan­ne­den­le­rin, sö­züm ona seç­kin züm­re­le­rin, sah­te de­mok­rat­la­rın ve dar­be şak­şak­çı­la­rı­nın dev­ri ar­tık ka­pan­mış­tır. Bun­la­ra kim­se prim ver­me­mek­te­dir. Cum­hu­ri­yet il­ke­le­ri­ne tam bir sa­da­kat, ül­ke­mi­zin onu­ru­na ve hay­si­ye­ti­ne so­nu­na ka­dar sa­hip çık­mak he­pi­mi­zin va­tan bor­cu­dur. Mil­le­te efen­di­lik yok­tur, var­sa ta­lip­li­si, yal­nız­ca mil­le­te hiz­met var­dır. Hak­kıy­la hiz­met eden ge­le­cek, ba­şa­ra­ma­yan gi­de­cek­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si gü­cü­nü ve meş­ru­iye­ti­ni halk­tan al­mak­ta­dır; si­ya­se­ti, kav­ga­da güç­süz olan ve sü­rek­li gö­zü bir yer­ler­den yar­dım is­te­yen ço­cuk­lar gi­bi de­ğil, mert­çe, yi­ğit­çe, er­kek­çe yap­mak­ta­dır. Bi­zim, Al­lah'tan baş­ka kim­se­den kor­ku­muz yok­tur, Al­lah'tan ve mil­let­ten baş­ka­sı­na ve­ri­le­cek he­sa­bı­mız da yok­tur. Mil­let­ten al­dı­ğı­mız des­tek­le, ba­şı­mız dik, al­nı­mız açık­tır. Mil­le­te hiz­met et­me yo­lun­da kim­ler, han­gi tür en­tri­ka, da­la­ve­re ve oyun için­de olur­lar­sa ol­sun­lar, Al­lah'ın iz­niy­le, hiç­bir güç bi­zi yo­lu­muz­dan dön­dü­re­me­ye­cek­tir. Ege­men­lik ka­yıt­sız şart­sız mil­le­tin­dir; son­su­za ka­dar ya­şa­ya­cak ve ya­şa­tı­la­cak olan Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­tin­de; her za­man da öy­le ola­cak­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, son ola­rak şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum: Si­ya­si ko­num­la­rı­nı esen rüzgâra gö­re be­lir­le­yen­le­rin hiç kim­se­ye dik du­ruş ver­me­ye hak­kı yok­tur.

Ya­pı­la­cak Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­nin ül­ke­mi­ze, mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na Ka­ra­man Mil­let­ve­ki­li Mev­lüt Ak­gün.

Bu­yu­run Sa­yın Ak­gün. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEV­LÜT AK­GÜN (Ka­ra­man) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan bu mad­dey­le se­çim dö­ne­mi beş yıl­dan dört yı­la in­di­ril­mek­te­dir. 1924 ve 1961 Ana­ya­sa­la­rı dö­ne­min­de, ül­ke­miz­de mil­let­ve­ki­li ge­nel se­çim­le­ri­nin dört yıl­da bir ya­pıl­ma­sı ku­ra­lı var­dı. Bu ku­ral 1982 Ana­ya­sa'sıy­la de­ğiş­ti­ril­miş ve 77'nci mad­de­sin­de se­çim­le­rin beş yıl­da ya­pıl­ma­sı esa­sı be­nim­sen­miş­tir; an­cak, uy­gu­la­ma­da, AK Par­ti İk­ti­da­rı dı­şın­da, ya­ni 22'nci Dö­nem Mec­li­si dı­şın­da hiç­bir ik­ti­dar bu beş yıl­lık sü­re­yi ta­mam­la­ya­ma­mış­tır. 1983 yı­lın­dan bu ya­na ya­pı­lan al­tı ge­nel se­çim, hep sü­re­sin­den ön­ce ya­pı­lan er­ken ge­nel se­çim ol­muş­tur. Bu ge­nel se­çim­ler, 1983, 1987, 1991, 1995, 1999 ve 2002 se­çim­le­ri­dir. Gü­ven ve is­tik­ra­rın sem­bo­lü olan AK Par­ti dö­ne­min­de, Mec­li­si­miz, ha­zi­ran ayı­nı ta­mam­la­mak su­re­tiy­le as­lın­da beş yı­lı­nı ta­mam­la­yan Mec­lis un­va­nı­nı al­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si se­çim­le­ri­nin dört yıl­da mı yok­sa beş yıl­da mı ya­pıl­ma­sı ko­nu­sun­da yıl­lar­dan be­ri sü­re­ge­len tar­tış­ma­lar bu­lun­mak­ta­dır. Tür­ki­ye'nin için­de bu­lun­du­ğu zor ko­şul­lar, yıl­la­rın bi­rik­tir­di­ği çe­tin so­run­lar dik­ka­te alı­na­rak se­çim­le­rin dört yıl­da bir ya­pıl­ma­sı ve mil­let ira­de­si­nin ye­ni­len­me­si, sa­vu­nu­lan bir gö­rüş­tür. Bir­çok par­ti ve si­vil top­lum ör­gü­tü de, se­çim­le­rin dört yıl­da bir ya­pıl­ma­sı­nı sa­vun­mak­ta­dır. İş­te bu top­lum­sal ta­lep­le­ri dik­ka­te alan par­ti­miz, Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si dü­zen­le­me­siy­le bir­lik­te, se­çim­le­rin dört yıl­da ya­pıl­ma­sı de­ği­şik­li­ği­ni Mec­li­se ge­tir­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu dü­zen­le­me­ler, üye­si bu­lun­du­ğum Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da gö­rü­şü­lür­ken, Ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rı­nın fii­len ve hu­ku­ken en­gel­len­me­si için Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ta­ra­fın­dan yo­ğun ça­ba gös­te­ril­miş­tir. Ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rı­nı en­gel­le­mek için bin­ler­ce, ge­rek­çe içer­me­yen, sa­mi­mi­yet­siz ve hak­kın kö­tü­ye kul­la­nıl­ma­sı ça­ba­sı içe­ren öner­ge­ler ve­ril­miş­tir. Ge­rek Ko­mis­yon Baş­ka­nı­na -ki, Ko­mis­yon Baş­ka­nı­mız son de­re­ce sa­bır­lı ve de­mok­ra­tik bir yö­ne­tim gös­ter­miş­tir- ve ge­rek­se şah­sı­mın da bu­lun­du­ğu Ko­mis­yon üye­le­ri­ne fi­ilî sal­dı­rı­lar vu­ku bul­muş, te­le­fon­lar ha­va­da uçuş­muş, bar­dak­lar ve kâğıt­lar atıl­mış­tır. Bu an­ti­de­mok­ra­tik ta­vır­la­rı hu­zu­ru­nuz­da kı­nı­yo­rum.

Ça­lış­ma­lar es­na­sın­da, ba­na at­fen, Af­yon Mil­let­ve­ki­li Ha­lil Ün­lü­te­pe'ye yö­ne­lik ola­rak "Af­yon'dan adam çık­maz." gi­bi bir sö­zü de sarf et­miş de­ği­lim. Ko­mis­yon tu­ta­nak­la­rın­dan bu du­rum açık­ça gö­rü­le­cek­tir.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Tu­ta­na­ğı mı de­ğiş­tir­di­niz yok­sa?

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - An­cak, ge­rek Mec­li­si tı­ka­ya­rak Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni mah­ke­me­ye ha­va­le eden…

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Biz ora­day­dık, ola­yın şa­hi­di­yiz. Doğ­ru­yu söy­le­mi­yor­sun. Ma­dem "er­ke­ğim" di­yor­sun, doğ­ru­yu söy­le.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, lüt­fen…

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Bak, Ko­mis­yon tu­ta­nak­la­rı­na bak.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Doğ­ru­yu söy­le.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Din­le­me­si­ni öğ­ren. Ko­mis­yon tu­ta­nak­la­rı­na bak. Ko­mis­yon tu­ta­nak­la­rın­da…

OYA ARAS­LI (An­ka­ra) - Ne var Ko­mis­yon tu­ta­nak­la­rın­da? Doğ­ru­yu ko­nu­şun.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Bir din­ler­sen…

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - O za­man ay­nen öy­le söy­le­di­niz. Tu­ta­nak­la­rı mı de­ğiş­tir­di­niz?

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, lüt­fen…

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Ye­ri­ne otur… Ye­ri­ne otur… Bir din­le.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­gün…

Tar­tış­ma ye­ri de­ğil bu­ra­sı ar­ka­daş­lar.

Sa­yın Kı­lıç, lüt­fen…

Sa­yın Ak­gün, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edi­niz.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Ko­mis­yon tu­ta­nak­la­rın­da ay­nen…

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Biz ola­yın biz­zat ta­nı­ğı­yız. Doğ­ru­yu söy­le­mi­yor. Ya­kış­mı­yor ken­di­si­ne.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Ko­mis­yon tu­ta­nak­la­rın­da ay­nen…

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ar­ka­sın­da du­ra­ma­ya­ca­ğı söz­ler söy­le­me­sin o za­man.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­gün, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin lüt­fen.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Ko­mis­yon tu­ta­nak­la­rın­da ay­nen "Ben Af­yon­lu­yum, çık dı­şa­rı gös­te­re­lim." di­ye ba­na Ha­lil Ün­lü­te­pe'nin çı­kı­şı var­dı, dı­şa­rı­ya da­vet edi­şi var­dı.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ni­ye ge­ri adım at­tın o za­man? Ni­ye ge­ri adım atı­yor­sun? Ar­ka­sın­da du­ra­ma­ya­ca­ğın söz­ler söy­le­me­ye­cek­sin.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Ben de, "Biz Af­yon'dan çı­kan­la­rı da gör­dük." di­ye ce­vap ver­dim. Ay­nen böy­le­dir.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Git özür di­le, ma­dem­ki ar­ka­sın­da du­ra­mı­yor­sun.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Ge­rek Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni mah­ke­me­ye ha­va­le eden ge­rek­se Ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rı­nı en­gel­le­mek için zor bi­le kul­la­nan Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin, ni­çin hal­ka git­mek­ten kork­tu­ğu­nu an­la­mak müm­kün de­ğil­dir. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne gö­re, iki yıl­dır "Bu Mec­lis Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­mez, er­ken se­çi­me gi­de­lim" de­ni­yor­du. Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ka­ra­rıy­la top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı 367 şar­tı­na bağ­lan­mış ol­mak­ta­dır. "Bu Mec­lis Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­mez" di­yor­su­nuz. Şim­di, ge­le­cek ye­ni Mec­lis­le­rin de Cum­hur­baş­ka­nı seç­me imkânı­nı or­ta­dan kal­dır­dı­nız. "O hâlde, ha­di bu­yu­run, Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı gös­te­rin" di­yo­ruz, aday gös­ter­me­ye de ce­sa­re­ti­niz yok, par­ti­ni­ze gü­ven­mi­yor­su­nuz. "Ma­dem, Mec­li­sin ve mil­le­tin ira­de­si tı­kan­mış­tır, o hâlde Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ya­pa­lım" di­yo­ruz. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne gö­re, Mec­lis, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği de ya­pa­maz. İki yıl­dır "er­ken se­çim" di­yor­lar­dı, "ha­di, er­ken se­çim" den­di, CHP, er­ken se­çim­den de bin bir tür­lü ba­ha­ne bu­la­rak kaç­ma pe­şin­de.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Oy ver­dik, oy! Oy ver­dik!

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Adam ya­lan söy­ler­ken yü­zü kı­za­rır. Ya­lan söy­lü­yor­sun!

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Oy ver­dik!

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Ver­di­ği­miz oy­lar bel­li, ya­lan söy­lü­yor­sun!

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Kaç ta­ne oy çık­tı er­ken se­çi­me? Her ta­ra­fı­nız ya­lan! Çı­kar eli­ni ce­bin­den!

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - "Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin" di­yo­ruz…

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Oy ver­dik, oy; utan­maz­lar!

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­gün... (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen…

Sa­yın Ak­gün, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - "Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin" di­yo­ruz, hal­ka gi­dil­me­si­ni hiç is­te­mi­yor­su­nuz, çün­kü halk­tan hep uzak ol­du­nuz ve kork­tu­nuz.

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Halk si­zi bek­li­yor.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si, 1957…

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­gün, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­lar mı­sı­nız lüt­fen.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - …1961, 1965, 1969, 1977, 1983, 1987, 1991, 1999 ve 2002 se­çim­le­rin­de hep hal­kın sil­le­si­ni ye­miş ve hiç­bir za­man tek ba­şı­na ik­ti­dar ola­ma­mış­tır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Me­rak et­me, me­rak et­me; halk ayıl­dı, AKP ba­yıl­dı.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Hal­ka da te­pe­den bak­tık­la­rı için, ken­di­le­ri­ne uy­gun seç­men kit­le­si it­hal edil­me­dik­çe, Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­ne ra­zı ol­ma­ya­cak­lar­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALI RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ta­rih de bil­mi­yor­sun, 1983'de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si mi var­dı?

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­gün, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Ne­re­dey­se, Ana­ya­sa'ya, "Cum­hur­baş­ka­nı CHP'nin gös­ter­di­ği aday­lar içe­ri­sin­den se­çi­lir" hük­mü­nü ko­yar­sak ra­hat­la­ya­cak­lar­dır.

Sa­yın Bay­kal, 1989 yı­lın­da, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­len Tur­gut Özal'ı, onur­suz­ca...

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Bol ke­se­den atı­yor­sun, otur ye­ri­ne!

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­gün…Sa­yın Ak­gün, is­tir­ham ede­yim, ek sü­re­ni­zi de kul­lan­dı­nız, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız lüt­fen.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - "…in­di­ri­riz" der­ken, 28 Şu­bat­ta da dö­ne­min hükûme­ti­ne, "ül­ke­yi iç sa­va­şa sü­rük­lü­yor­lar" de­miş­tir.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Doğ­ru söy­le­miş.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - 11'in­ci Cum­hur­baş­ka­nı se­çim­le­ri es­na­sın­da da, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ka­ra­rı­nı ver­me­den ön­ce, "Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ip­tal ka­ra­rı ver­mez­se ça­tış­ma olur" di­yor.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, bun­lar hep sa­taş­ma.

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Bu söz­ler, 27 Ma­yıs dö­ne­min­de "Si­zi ben bi­le kur­ta­ra­mam." di­yen İs­met Pa­şa'nın söz­le­ri­ne çok ben­ze­mek­te­dir.

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - San­dık­ta gö­rü­şe­ce­ğiz, san­dık­ta!

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - İs­met Pa­şa'yı ab­dest­le ala­cak­sın ağ­zı­na! Onun tır­na­ğı ola­ma­zsın!

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­gün…

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - CHP'nin mu­ha­le­fe­ti an­ti­de­mok­ra­tik­tir.

Bu söz­ler­le, se­çim­le­rin dört yı­la in­di­ril­me­si­ne da­ir ka­nun mad­de­si­ni uy­gun bu­lu­yor, oy ve­re­ce­ği­mi söy­lü­yor, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Siz da­ha bir Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­di­niz, bu ka­dar be­ce­rik­siz­si­niz.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 1'in­ci mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır. Şim­di mad­de­le­re…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan… Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol, lü­fen…

Şim­di, mad­de­nin giz­li oy­la­ma­sı­na Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, biz er­ken se­çi­me ne za­man kar­şı çık­tık? Ya­lan söy­lü­yor, ya­lan!

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol, bi­raz son­ra­ki ko­nuş­ma­lar­da ce­vap ve­rir­si­niz.

Sa­yın kâtip üye­ler, lüt­fen ver­me­ye­niz pu­su­la­la­rı; bir açık­la­ma ya­pa­ca­ğım.

Oyu­nu kul­la­nan mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, oy­la­rı­nı -pu­su­la­la­rı- zar­fın içi­ne iti­nay­la yer­leş­tir­sin­ler ve müm­kün­se, is­tir­ham edi­yo­rum, zar­fın ağ­zı­nı ka­pat­sın­lar. Çün­kü, zarf atıl­dı­ğı za­man oy pu­su­la­la­rı dü­şü­yor ve ih­ti­laf­la­ra se­be­bi­yet ve­ri­yor. Lüt­fen, zarf­la­rın ağız­la­rı­nı ka­pa­ta­rak oy­la­rı­mı­zı kul­la­na­lım. Bu­nu siz­den is­tir­ham edi­yo­rum

Oy­la­ma­ya Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

(Oy­lar top­lan­dı)

BAŞ­KAN - Oyu­nu kul­lan­ma­yan sa­yın üye var mı? Yok. Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, oy ver­me iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Gö­rev­li ar­ka­daş­la­rı­mız ku­pa­la­rı kal­dır­sın­lar.

Baş­kan­lık Di­va­nı kür­sü­sü önün­de kâtip üye­ler­den ve gö­rev­li per­so­nel­den baş­ka hiç­bir ar­ka­da­şı­mı­zın bu­lun­ma­ma­sı­nı is­tir­ham edi­yo­rum.

(Oy­la­rın ayı­rı­mı ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin (S.Sa­yı­sı:1409) 1'in­ci mad­de­si­nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı     :   452

Ka­bul                          :   362

Ret                               :   81

Çe­kim­ser                     :     5

Boş                              :     1

Ge­çer­siz oy                 :     3

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 17.31

 

 

ÜÇÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 17.42

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li), Türkân Mİ­ÇO­OĞUL­LA­RI (İz­mir)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 102'nci Bir­le­şi­mi­nin Üçün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

1409 sı­ra sa­yı­lı Ana­ya­sa De­ği­şik­li­ği Tek­li­fi'nin gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Tek­li­fin 2'nci mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 2- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın 79 un­cu mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sın­da ge­çen "se­çim tu­ta­nak­la­rı­nı" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re, "ve Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi tu­ta­nak­la­rı­nı" iba­re­si; son fık­ra­sın­da ge­çen "hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re "Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si" iba­re­si ek­len­miş­tir.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Tun­cay Er­cenk.

Sa­yın Er­cenk, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ğiy­le il­gi­li tek­lif üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, şu gel­di­ği­miz nok­ta­da, ger­çek­ten, AKP İk­ti­da­rı­nın doğ­ru iş ya­pıp yap­ma­dı­ğı ko­nu­sun­da kuş­ku­la­rı­mı bu kür­sü­den, özel­lik­le be­lirt­mek is­ti­yo­rum. Doğ­ru dü­rüst gi­den bir dü­zen, bir Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim sü­re­ci­nin bu ka­dar kar­ma­şık, bu ka­dar gi­rift bir hâle ge­ti­ril­me­si­ni Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Mec­li­si­ne, ger­çek­ten, özel­lik­le AKP Gru­bu­na ya­kış­tı­ra­ma­dı­ğı­mı be­lirt­mek is­ti­yo­rum.

Yıl­lar­ca er­ken se­çim­den söz et­tik, bir an ev­vel er­ken se­çim ya­pın de­dik. O za­man­lar bi­ze "va­tan ha­ini" suç­la­ma­sı ya­pıl­dı. Da­ha son­ra  -bu beş yıl­lık sü­re, Av­ru­pa'da de­mok­ra­tik par­la­men­ter dü­zen­de si­ya­set gö­tü­ren ül­ke­ler­de de- beş yıl­lık sü­re faz­la­dır, Mec­lis yo­rul­muş­tur, bu se­çim sü­re­si­ni dört yı­la çe­ke­lim di­ye, yi­ne, yıl­lar­ca Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız De­niz Bay­kal ta­ra­fın­dan, bi­zim gru­bun söz­cü­le­ri ta­ra­fın­dan ses­len­di­ril­di, söy­len­di. Ama, ne hik­met­se, bun­la­rı söy­ler­ken biz "iki ko­yun gü­de­me­yen­ler er­ken se­çim is­ti­yor­lar" den­me­ye baş­lan­dı ik­ti­dar ta­ra­fın­dan ve yi­ne "çe­lik ço­mak oy­nu­yor­lar" şek­lin­de de­ğer­len­dir­me­le­re mu­ha­tap ol­duk ma­ale­sef. Bun­la­rın, bir dev­let ada­mı­na ya­kı­şa­cak üs­lup­lar, söz­ler ol­ma­dı­ğı­nı bu­ra­dan, biz­zat be­lirt­mek is­ti­yo­rum.

Şim­di, dö­ne­mi­ni ta­mam­la­mış, se­çim ka­ra­rı al­mış, be­nim sü­rem dol­du ar­ka­daş, ye­ter, ben se­çi­me gi­di­yo­rum de­miş bir Mec­li­sin, Ana­ya­sa gi­bi dev­le­tin te­me­li­ni, sis­te­mi­ni, bel­ki gi­de­rek dev­le­tin re­ji­mi­ni et­ki­le­ye­bi­le­cek bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni bu Par­la­men­to­nun gö­rüş­me­si, bu Par­la­men­to­nun mü­za­ke­re et­me­si doğ­ru mu­dur di­ye so­ru­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu ka­dar önem­li bir de­ği­şik­li­ğin, bi­raz ön­ce söy­le­di­ğim gi­bi, dev­le­tin ro­ta­sı­nı, sis­te­mi­ni de­ğiş­ti­re­cek bir de­ği­şik­li­ğin, hiç tar­tı­şıl­ma­dan, mu­ha­le­fet par­ti­siy­le gö­rü­şül­me­den, ba­ro­lar­la, si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rıy­la, üni­ver­si­te­ler­le tar­tış­ma­dan, böy­le­si­ne, Mec­li­sin gün­de­mi­ne apar to­par, yan­gın­dan mal ka­çı­rır gi­bi -ve han­gi amaç­la ge­ti­ril­di­ği­ni de tam an­la­ya­bil­miş de­ği­liz- ge­ti­ril­me­si­nin ke­sin­lik­le doğ­ru ol­ma­dı­ğı­na ina­nı­yo­ruz.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, si­ya­set ya­par­ken halk­la inat­laş­ma­ya­cak­sı­nız. Si­ya­set ya­par­ken dev­let­le inat­laş­ma­ya­cak­sı­nız. Si­ya­set ya­par­ken hu­kuk­la inat­laş­ma­ya­cak­sı­nız ve si­ya­set inat­laş­may­la ya­pıl­maz. Şim­di, ben bu tab­lo­ya bak­tı­ğım za­man, Sa­yın Baş­ba­ka­nın, Hükûmet üye­le­ri­nin ve AKP Gru­bu­nun söy­le­di­ğim tüm ku­rum­lar­la inat­la­şa­rak si­ya­set yap­tı­ğı­nı gö­rü­yo­rum. "Sen be­nim ada­yı­mı seç­tir­mez­sin ha, Ab­dul­lah Gül kar­de­şi­me aday­lı­ğı­nı ge­ri çek­ti­rir­sin ha, Ab­dul­lah Gül kar­de­şim Cum­hur­baş­ka­nı ola­ma­dı ha" di­ye­rek; "al sa­na kar­de­şim iş­te bir er­ken se­çim, al sa­na bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği" di­ye­rek si­ya­set ol­maz. Bu, dev­let ada­mı cid­di­ye­tiy­le bağ­daş­maz. Bu, si­ya­se­tin cid­di­ye­tiy­le bağ­daş­maz. Bu­nu, bu kür­sü­den söy­le­me so­rum­lu­lu­ğu­nu ken­dim­de his­se­di­yo­rum de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri.

Şim­di, o ka­dar önem­li bir kav­ra­ma ge­tir­dik ki biz ola­yı, bu Hükûmet ku­ru­lur­ken "tüc­car si­ya­set" an­la­yı­şı­nın ege­men ola­ca­ğı­nı söy­le­dik.

Bu­ra­da, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­ne bir Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­li­yor, ce­ma­ate bir li­der se­çil­mi­yor. Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti, ken­di­si­ni ka­nıt­la­mış, la­ik, de­mok­ra­tik bir dü­zen için­de, la­ik bir cum­hu­ri­ye­ti, Ata­türk il­ke­le­ri­ni, ana­ya­sal dü­ze­ni sa­vun­mak için ku­rul­muş ve bu şe­kil­de yö­ne­til­me­ye la­yık bir Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'dir. Siz, bu tab­lo için­de uz­laş­ma ara­ma­dan Cum­hur­baş­ka­nı se­çer­se­niz, seç­me­ye kal­kar­sa­nız, iş­te, so­nu bu olur. Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız, si­ze, bık­ma­dan, usan­ma­dan, "Ge­li­niz, bu Cum­hur­baş­ka­nı­nı uz­laş­may­la se­çe­lim…

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Dur­ma­dan yum­ruk sal­la­dı!

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - …çün­kü, uz­laş­ma, de­mok­ra­si­nin, bir kül­tü­rün için­de yer alır, si­ya­set­te uz­laş­ma var­dır."

Ba­kın, Sa­yın Baş­ba­kan "Si­ya­set bir uz­la­şı işi­dir, uz­la­şı ala­nı­dır." de­miş. Yi­ne, Sa­yın Baş­ba­kan "Sa­de­ce sa­yı­sal gü­ce da­ya­nan bir yö­ne­tim an­la­yı­şı­nı be­nim­se­mi­yo­ruz, top­lum­sal mu­ta­ba­kat­tan güç alan bir si­ya­set an­la­yı­şın­dan ya­na­yız." de­miş. Ama, ne hik­met­se, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı gi­bi en önem­li bir ma­ka­mı, se­çi­lir­ken, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­min­de, ma­ale­sef, bu uz­laş­ma­dan özel­lik­le ka­çın­mış, "ci­bil­li­yet­siz" ke­li­me­le­riy­le, "Za­man is­ra­fı­dır." şek­lin­de de­ğer­len­dir­me­ler­le, mu­ha­le­fet­le gö­rüş­me imkânı ma­ale­sef ya­ra­tıl­ma­mış­tır.

Ba­kın, Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız "AKP'li bir is­min aday ola­maz de­me hak­kı­nı ken­dim­de bul­mu­yo­rum." de­me nok­ta­sı­na gel­miş bir Ge­nel Baş­kan­dır, de­mok­ra­si adı­na bir Ge­nel Baş­kan­dır ve Mec­li­sin yü­ce­li­ği için bu nok­ta­ya gel­miş bir Ge­nel Baş­kan­dır.

Şim­di, bu nok­ta­ya gel­miş bir Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mı­za, kal­kıp da "Ha­yır kar­de­şim, si­zin­le gö­rüş­mü­yo­ruz." de­di­ği­niz an­da, uz­laş­ma kül­tü­rü­nüz­den uzak­laş­mış­sı­nız de­mek­tir.

Bu tab­lo için­de, bak­tı­ğı­nız za­man, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ni de tı­kan­ma nok­ta­sı­na ge­tir­me­si­nin tek so­rum­lu­su Sa­yın Baş­ba­kan­dır ve AKP Gru­bu­dur.

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (Er­zu­rum) - Tun­cay Bey, sen ina­nı­yor mu­sun bu­na? İna­na­rak mı söy­lü­yor­sun?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, "Ege­men­lik, ka­yıt­sız, şart­sız mil­le­tin­dir." ya­zı­yor. Ta­bii, mil­let, bu ege­men­li­ği­ni çe­şit­li or­gan­lar­la kul­la­nır. Bun­lar­dan bi­ri­si de Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­dir, ama, siz, bu ege­men­li­ği kul­lan­ma ko­nu­sun­da yet­ki ver­di­ği­niz Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin kar­şı­sı­na, yi­ne hal­kın ge­ti­re­ce­ği bir yet­ki­li ku­rum, bir or­gan çı­kar­ma­ya ça­lı­şı­yor­su­nuz. Ya­ni, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin yö­ne­ti­min­de bir "iki baş­lı­lık" ken­di­ni mut­la­ka gös­te­re­cek­tir. Bu ça­tış­ma­la­rın ol­ma­sı­nın ül­ke­ye çok cid­di bir ya­rar ge­ti­re­ce­ği­ni san­mı­yo­rum.

Şim­di, Cum­hur­baş­ka­nı aday­la­rı çı­ka­cak, pro­pa­gan­da­lar ya­pa­cak. İş­te, "Efen­dim, ben üni­ver­si­te rek­tör­le­ri­ni se­çe­rim ve­ya seç­mem." di­ye­cek, "Efen­dim, Yar­gı­tay üye­le­ri­ni ben ata­ya­yım ve­ya ata­ma­ya­yım." di­ye­cek, bir kıs­mı "Efen­dim, ka­rar­na­me­le­ri im­za­la­rım ve­ya im­za­la­mam." di­ye­cek. Bu kar­şı­lık­lı ça­tış­ma­lar, Tür­ki­ye'nin önü­nü aça­cak ça­tış­ma­lar de­ğil­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, gö­rüş­tü­ğü­müz tek­lif cid­di bir tek­lif­tir, cid­di bir tek­lif­tir. Şim­di, 6 Ma­yıs 2007 Pa­zar gü­nü Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­sey­di ne ola­cak­tı?

Şim­di, hem Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­me­ye ça­lı­şı­yor­su­nuz hem de "Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin" şek­lin­de bir öne­riy­le, bir tek­lif­le Mec­li­sin önü­ne ge­li­yor­su­nuz. Bu­nun da, si­ya­set cid­di­ye­tiy­le, de­mok­ra­si kül­tü­rüy­le, uz­laş­ma kül­tü­rüy­le ve si­ya­se­tin yü­ce­li­ği an­la­mın­da, Mec­li­sin yü­ce­li­ği an­la­mıy­la bağ­daş­tı­ğı­nı ke­sin­lik­le dü­şün­mü­yo­rum.

Şim­di, ge­le­lim…

MEH­MET ER­GÜN DAĞ­CI­OĞ­LU (To­kat) - Hal­kın seç­me­si­ni mi?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Halk se­çe­bi­lir; tar­tı­şı­la­bi­lir, ko­nu­şu­la­bi­lir, ona iti­ra­zı­mız yok. Ama, alt­ya­pı­sı ha­zır­lan­ma­dan, hiç kim­se ile gö­rüş­me­den, tar­tış­ma­dan "ben, yap­tım ol­du" de­me­si yan­lış; bu­nu söy­lü­yo­ruz.

Şim­di, Ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rı çok tar­tı­şıl­dı. Ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rın­da ben de bu­lun­dum. Şu öner­ge, şu öner­ge Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti ta­ri­hi­ne bir ka­ra öner­ge ola­rak ge­çe­cek de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri.

Ba­kın, oku­yo­rum:

MEH­MET ER­GÜN DAĞ­CI­OĞ­LU (To­kat) - Kır­mı­zı ile çiz­miş­sin!.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - "Mad­de­ler üze­rin­de­ki ko­nuş­ma sü­re­si­nin be­şer da­ki­ka ile sı­nır­lan­dı­rıl­ma­sı­nı..." Ana­ya­sa üze­rin­de ko­nu­şu­yo­ruz, Ana­ya­sa tek­li­fi üze­rin­de ko­nu­şa­ca­ğız. Mad­de üze­rin­de ko­nuş­ma sü­re­si beş da­ki­ka!

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İs­tan­bul) - Kaç ki­şi ko­nu­şa­cak­tı?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - "Her mad­de üze­rin­de Ko­mis­yon üye­le­ri­nin en faz­la bir öner­ge ver­me­si­ni ve öner­ge sa­hi­bi­ne öner­ge­si­ni sa­vun­mak üze­re en faz­la beş da­ki­ka sü­re ve­ril­me­si­ni" öne­ren bir öner­ge. Biz, bu­nu red­det­tik. Böy­le­si­ne, bi­zi sus­tur­ma­ya ça­lı­şan bir öner­ge­ye el­bet­te "evet" di­ye­mez­dik.

Şim­di, Sa­yın Ko­mis­yon Baş­ka­nı "bı­ra­kın bun­la­rı, ku­zu ku­zu ka­bul edin bu de­ği­şik­li­ği" de­me­ye ge­tir­di. Ama, biz, as­lan­lar gi­bi di­ren­dik Sa­yın Baş­ka­nım, as­lan­lar gi­bi di­ren­dik. 

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İs­tan­bul) - Kaç öner­ge var­dı?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Ama, şu­na ina­nı­yo­rum ki, so­ya­dıy­la ters oran­tı­lı bir Ko­mis­yon Baş­ka­nı sa­ye­sin­de, öner­ge­le­ri­miz okun­ma­dan, mad­de­ler üze­rin­de gö­rüş­me­den, ma­ale­sef, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi Ko­mis­yon­dan geç­ti ve Mec­li­sin önü­ne gel­di.

FİK­RET BA­DAZ­LI (An­tal­ya) - 1.600 öner­ge var­dı. Kaç gün­de oku­nur o?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) -  De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şim­di o Ko­mis­yon­da, ça­lış­ma­la­rı­mız sı­ra­sın­da bir "Af­yon ola­yı" ya­şan­dı. Ora­da, ora­da "Af­yon'dan adam çık­maz" di­ye -ben de ora­day­dım, ya­kı­nın­day­dım Mev­lüt Ak­gün'ün- "adam çık­maz" di­ye söy­le­di. Ba­kın ga­ze­te­ler elim­de.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Ben de ora­day­dım.

MEH­MET ER­GÜN DAĞ­CI­OĞ­LU (To­kat) - Olur mu öy­le şey ya!

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Pos­ta ga­ze­te­si, Cum­hu­ri­yet ga­ze­te­si.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Ben de ora­day­dım, yok öy­le bir şey.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Evet, iş­te, bu­ra­da, oku­yo­rum.

MEH­MET ER­GÜN DAĞ­CI­OĞ­LU (To­kat) - Ga­ze­te oku­ma ye­ri mi bu­ra­sı?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - "AKP'li Mev­lüt Ak­gün, CHP'li Ha­lil Ün­lü­te­pe'ye 'sen de Af­yon­lu­sun. Za­ten, Af­yon'dan adam çık­maz. Çı­kan­la­rı da gö­rü­yo­ruz' di­ye­rek söy­le­di." Ben duy­dum.

MEH­MET ER­GÜN DAĞ­CI­OĞ­LU (To­kat) - Bu­ra­sı ga­ze­te oku­ma ye­ri mi ya?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Şim­di, Af­yon'dan, Af­yon'dan adam çı­kar.  Mev­lüt Ak­gün'e ses­le­ni­yo­rum, o saç ek­tir­me işi­ni bir bı­rak­sın.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Ne yap­sın adam? Ada­mın sa­çı yok­sa ne yap­sın?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - İyi ki, Ka­ra­man'ın yo­lu Kon­ya'dan ge­çi­yor, iyi ki Af­yon'dan geç­mi­yor. Onu ora­da bek­li­yor­lar; ha­be­ri ol­sun ve ina­nı­yo­rum ki, Af­yon­lu­lar, bu suç­la­ma­nın, bu ha­ka­re­tin der­si­ni, en kı­sa za­man­da, Mev­lüt Ak­gün'e de, AKP Gru­bu­na da ve­re­cek. Çün­kü, ina­nı­yo­rum ki ben, Af­yon'dan adam çı­kar, hem de adam gi­bi adam çı­kar hem de Cum­hur­baş­ka­nı gi­bi adam çı­kar. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Ya­ni, ken­di sa­çın ne gü­zel, sır­ma sa­çın var di­ye…

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim, te­şek­kür ede­rim.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - …Mev­lüt'e laf at­ma­ya hak­kın var mı?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Şim­di, Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; dört bu­çuk yıl­dır uya­rı­yo­ruz. 3 Ka­sım se­çim­le­rin­den son­ra, dün­ya­nın hiç­bir ül­ke­sin­de gö­rül­me­miş bi­çim­de, Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız -o za­man mil­let­ve­ki­li de de­ğil- Sa­yın Baş­ba­ka­nı zi­ya­ret et­ti -o za­man Baş­ba­kan de­ğil­di ta­bii, Ge­nel Baş­kan- ve ken­di­si­ne bir­ta­kım uya­rı­lar­da bu­lun­du. "Ba­kın, ka­zan­dı­nız, si­zi teb­rik edi­yo­ruz, kut­lu­yo­ruz, bu halk si­ze yet­ki ver­di, tek ba­şı­nı­za ik­ti­dar ol­du­nuz, ama lüt­fen, dev­le­ti iyi yö­ne­tin. Si­zin­le il­gi­li hiç­bir ön­yar­gı­mız yok -ye­ter ki- her ko­nu­da, dev­le­tin iyi yö­ne­til­me­si ko­nu­sun­da si­ze des­tek ola­ca­ğız ama bir şart­la: Cum­hu­ri­ye­tin te­mel il­ke­le­riy­le, Ata­türk il­ke ve dev­rim­le­riy­le hiç­bir bi­çim­de oy­na­ma­yı­nız lüt­fen."

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­cenk, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız. Bu­yu­run.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Bi­ti­yor efen­dim.

Ama, kı­sa bir sü­re son­ra, san­ki böy­le bir na­si­hat alın­ma­mış gi­bi, böy­le bir uya­rı ya­pıl­ma­mış gi­bi, ma­ale­sef, AKP Gru­bu, özel­lik­le Hükûmet ve Baş­ba­kan, cum­hu­ri­ye­tin te­mel ni­te­lik­le­riy­le, Ana­ya­sa'nın te­mel ni­te­lik­le­riy­le oy­na­ma­ya, ku­rum­lar­la oy­na­ma­ya baş­la­dı­lar.

Şim­di, bu­nu din­le­me­di­niz. Ar­ka­dan, dış po­li­ti­ka­da uyar­dık, "Ba­kın, Av­ru­pa Bir­li­ği sü­re­ci yan­lış gi­di­yor, yan­lış yön­len­di­ri­yor­su­nuz." de­dik ve Av­ru­pa Bir­li­ği­nin gel­di­ği nok­ta bu. Bi­zim mu­ha­le­fet ola­rak gö­re­vi­miz, el­bet­te uyar­mak. Sa­yı­sal ola­rak bir ço­ğun­lu­ğu­muz ol­ma­dı­ğı için, bu ko­nu­da çok faz­la yet­ki­li ol­ma ko­nu­mun­da de­ği­liz, ama uyar­mak mu­ha­le­fe­tin gö­re­vi, bi­zim gö­re­vi­miz ve bu­nu en yet­ki­li or­ga­nı­mız, Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız ta­ra­fın­dan de­fa­lar­ca si­ze ile­til­di. 1 Mart tez­ke­re­sin­de uyar­dık, 367 ko­nu­sun­da uyar­dık. "Ba­kın, bu­ra­da bir nok­ta var, "top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı 367'dir"  de­ni­yor, hu­kuk­çu­lar tar­tı­şı­yor, mu­ha­le­fet böy­le bir gö­rüş­te, ka­mu­oyun­da ge­nel bir gö­rüş var; ge­lin bu­nu bir de­ne­yin, ge­lin bu­na bir ba­kın, 367 olur­sa da­ha iyi olur, top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı­nı ha­zır­la­yın" di­ye yol gös­te­ri­yo­ruz; "ha­yır efen­dim, 367 de ney­miş, fa­sa fi­so şey­ler" di­ye­rek red­det­ti­niz. Ne ol­du gel­di­ği­miz nok­ta? İş­te bu­gün­kü kar­ga­şa, iş­te bu­gün­kü sı­kın­tı. Bu­gün­kü sı­kın­tı­nın te­me­lin­de mu­ha­le­fe­tin hiç­bir su­çu yok­tur. Sa­de­ce, uz­laş­maz bir ta­vır ser­gi­le­yen Baş­ba­ka­nın ve uz­laş­maz bir ta­vır ser­gi­le­yen AKP İk­ti­da­rı­nın su­çu var­dır. Bu­nu, bu­ra­dan, özel­lik­le be­lirt­me­yi bir gö­rev sa­yı­yo­rum.

Şim­di, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ko­nu­sun­da da uya­rı­yo­ruz. Ba­kın, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ko­nu­sun­da da uya­rı­yo­ruz. "La­ik­lik, de­mok­ra­si, mil­li­yet­çi­lik kav­ram­la­rı dö­ne­mi bit­miş­tir, la­ik­lik ye­ni­den ta­nım­lan­ma­lı­dır" di­yen bir an­la­yı­şa kar­şı mü­ca­de­le edi­yo­ruz.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, şim­di, Sa­yın Mec­lis Baş­ka­nı da bu­na ka­tıl­dı.

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­cenk, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­lar mı­sı­nız efen­dim.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Bi­ti­yor efen­dim, bi­ti­yor.

Sa­yın Mec­lis Baş­ka­nı da bu­na ka­tıl­dı. "La­ik­lik ye­ni­den ta­nım­lan­ma­lı­dır." de­di. Sa­yın Baş­ba­kan ken­di­si­ni uyar­dı: "Aman dik­kat et, da­ha er­ken, Sa­yın Arınç." de­me­ye baş­la­dı. Biz bu­nu gör­dük. Do­la­yı­sıy­la, bu sı­kın­tı­la­rın aşıl­ma­sı an­cak uz­laş­may­la çö­zü­le­bi­lir. Si­ze 3 Ka­sım­dan he­men son­ra gel­dik, uyar­dık, "yap­ma­yın bu işi, cum­hu­ri­ye­tin il­ke­le­riy­le, Ana­ya­sa'nın il­ke­le­riy­le oy­na­ma­yın" de­di­ği­miz hâlde, ma­ale­sef, oy­na­ya oy­na­ya ül­ke­nin gel­di­ği şart­lar bu nok­ta­ya gel­di.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - DSP ile bir­le­şe­bi­le­cek mi­si­niz, onu söy­le.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Onu DSP'yle biz hal­le­de­riz, o, me­se­le de­ğil.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - DSP'yi ni­ye dış­la­dı­nız o za­man, ma­dem de­mok­rat­sı­nız?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Ba­kın, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bu­ra­sı, Hik­met­yar'ın önün­de diz çö­kü­len sa­lon de­ğil. Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bu­ra­sı, ce­ma­at top­lu­luk­la­rı­nın ya­pıl­dı­ğı sa­lon de­ğil. Bu­ra­sı, Lib­ya çöl­le­rin­de ku­ru­lan ça­dır­lar­dan ko­vu­lan­la­rın ye­ri de de­ğil. Bu­ra­sı, Ulu­sal Kur­tu­luş Sa­va­şı'na ka­rar ver­miş, Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal'in Mec­li­si­dir. Bu­ra­ya cum­hu­ri­yet il­ke­le­ri­ni, la­ik­li­ği içi­ne sin­dir­miş olan­lar gi­re­bi­lir­ler.

AB­DUL­LAH ER­DEM CAN­Tİ­MUR (Kü­tah­ya) - Sa­yın ve­ki­lim, o za­man ni­ye gel­me­di­niz?

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­cenk, te­şek­kür edi­yo­rum.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Bu­ra­ya "Anıt­ka­bir'de sap gi­bi du­ru­yor­lar." di­yen­ler gi­re­mez. "La­ik­lik de ney­miş, halk is­ter­se kal­dı­rır." di­yen­ler bu Mec­li­se gi­re­mez.

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­cenk, te­şek­kür edi­yo­rum.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - De­mok­ra­si­yi, cum­hu­ri­ye­ti yok et­mek için kul­lan­mak is­te­yen­ler bu Mec­li­se gi­re­mez.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - DSP'ye "par­ti­yi ka­pat, gel" ni­ye di­yor­su­nuz o za­man?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, üni­ver­si­te­ler…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Bi­ti­yor, Sa­yın Baş­kan, iki cüm­lem kal­dı.

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­cenk, beş da­ki­ka ko­nuş­ma var. Üç da­ki­ka ek sü­re ver­dim si­ze, bit­me­di. Ama, o mad­de­le­ri sa­yar­sa­nız bu bit­mez. Bir sa­at sa­ya­bi­lir­si­niz ya­ni bun­la­rı.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Bi­ti­yor, ina­nın bi­ti­yor.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Ta­mam, ka­pa­tı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Ha­yır, son cüm­le­ni­zi ala­yım Sa­yın Er­cenk, lüt­fen.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Te­rö­re des­tek sağ­la­yan­la­ra ke­fil olan­lar bu Mec­li­se gi­re­mez. Din gi­bi kut­sal bir kav­ra­mı si­ya­se­te alet eden­ler bu Mec­li­se gi­re­mez.

AB­DUL­LAH ER­DEM CAN­Tİ­MUR (Kü­tah­ya) - O  yüz­den mi gir­me­di­niz?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Ba­kın, bi­ze ne­den sal­dı­rı­yor­su­nuz siz, ben söy­lü­yo­rum ne­den sal­dı­rı­yor­su­nuz: Hiç­bir va­adi­ni­zi tut­ma­dı­nız, bü­tün söy­le­dik­le­ri­ni­zin ak­si­ni yap­tı­nız.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­cenk, te­şek­kür edi­yo­rum. Bak, son cüm­le­ni­zi söy­le­ye­cek­ti­niz.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, bir cüm­le…

BAŞ­KAN -  Sa­yın Er­cenk, lüt­fen ama şim­di, "bir cüm­le" di­yor­su­nuz, ar­ka­sın­dan peş pe­şe ge­li­yor, ol­maz.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - İş­te, son cüm­le­mi söy­lü­yo­rum.

BAŞ­KAN - Efen­dim, ya­ni, ha­yır, o şe­kil­de ol­maz Sa­yın Er­cenk.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - İs­tis­mar edi­yor efen­dim, Baş­kan­lı­ğın mü­sa­ma­ha­sı­nı is­tis­mar edi­yor.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Son cüm­lem efen­dim.

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­cenk, ha­yır, beş da­ki­ka­ya beş da­ki­ka ila­ve ya­pa­mam. Lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız, is­tir­ham edi­yo­rum ya­ni.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, son cüm­lem.

BAŞ­KAN - Ha­yır, ol­maz efen­dim!

Bu­yu­run.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Son cüm­le­mi söy­le­ye­ce­ğim.

Şim­di, bi­ze sal­dır­ma­la­rı­nı­zın ne­de­ni­ni çok iyi bi­li­yo­ruz biz. Ken­di dü­şün­ce­le­ri­ni­zi, prog­ram­la­rı­nı­zı ha­ya­ta ge­çi­re­me­di­niz, va­at­le­ri­ni­zi ye­ri­ne ge­ti­re­me­di­niz. Ta­rı­mı, es­na­fı, çift­çi­yi pe­ri­şan et­ti­niz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­cenk, bu na­sıl son cüm­le? İs­tir­ham edi­yo­rum.

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - Do­la­yı­sıy­la, bun­la­rı ya­pa­ma­dı­ğı­nız için çok zor du­rum­da kal­dı­nız. Mu­ha­le­fe­te sal­dı­rı­yor­su­nuz, yar­gı­ya sal­dı­rı­yor­su­nuz, üni­ver­si­te­ye sal­dı­rı­yor­su­nuz ve Cum­hur­baş­ka­nı­na sal­dı­rı­yor­su­nuz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­cenk, bir cüm­le böy­le mi olu­yor efen­dim?

TUN­CAY ER­CENK (De­vam­la) - He­pi­ni­ze, yü­ce Mec­li­se say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür ede­rim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEV­LÜT AK­GÜN (Ka­ra­man) - Sa­yın Baş­ka­nım…

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, Ge­nel Ku­ru­lun ıt­tı­la­sı­na arz edi­yo­rum: Bun­dan son­ra ko­nuş­ma ya­pan ar­ka­daş­la­ra, geç­miş dö­nem­de yap­tı­ğı­mız uy­gu­la­ma­lar gi­bi, ek ola­rak sa­de­ce bir da­ki­ka sü­re ve­ri­le­cek­tir. O bir da­ki­ka için­de ko­nuş­ma­sı­nı ta­mam­la­ya­maz­sa oto­ma­tik ke­si­le­cek­tir.

Bil­gi­le­ri­ni­ze arz ede­rim.

Bu­yu­run Sa­yın Ak­gün.

MEV­LÜT AK­GÜN (Ka­ra­man) - Sa­yın Baş­ka­nım, ko­nuş­ma­cı Sa­yın Tun­cay Er­cenk Bey ko­nuş­ma­sın­da is­mim­den de bah­set­mek su­re­tiy­le ko­nuş­ma­dı­ğım bir cüm­le­yi var­mış gi­bi Ge­nel Ku­ru­lun hu­zu­ru­na arz et­ti. Mec­li­sin tu­ta­nak­la­rı var. Tu­ta­nak­lar­dan ola­yı ay­nen ak­tar­mak is­ti­yo­rum. Bu­ra­da bir sa­taş­ma var. Yan­lış an­la­şıl­ma­ya mey­dan ver­me­mek için tu­ta­nak­lar­dan oku­ya­ca­ğım.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Ben ga­ze­te ha­ber­le­ri­ni oku­dum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ak­gün, sa­de­ce tu­ta­nak­lar­dan oku­yup kı­sa bir şe­kil­de ya­pa­cak­sı­nız. Bu­ra­da tek­rar ye­ni izah­la­ra, ye­ni yo­rum­la­ra ge­rek yok, çün­kü hu­kuk­çu­la­rın yo­rum­la­rı ge­niş olur ma­lum. Her iki­niz de hu­kuk­çu­su­nuz. Onu tak­di­ri­ni­ze arz ede­yim.

Çok kı­sa ola­rak, bu­yu­run.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İs­tan­bul) - Laf bi­ze de gel­di Sa­yın Baş­kan.

III. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR (Devam)

6.- Ka­ra­man Mil­let­ve­ki­li Mev­lüt Ak­gün'ün, An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Tun­cay Er­cenk'in, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

MEV­LÜT AK­GÜN (Ka­ra­man) - Sa­yın Baş­ka­nım, çok de­ğer­li ar­ka­daş­lar; as­lın­da bu me­se­le için Mec­li­sin kür­sü­sü­nü çok faz­la meş­gul et­me­nin an­la­mı yok. An­cak, Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da bir kav­ga or­ta­mı var­dı, bir dö­vüş or­ta­mı var­dı. Ger­çek­ten de Ko­mis­yo­nu ça­lış­tır­ma­mak için fi­ilî bir ta­ar­ruz var­dı, hu­ku­ken en­gel­le­me ça­ba­la­rı var­dı. O ça­ba­lar te­le­fon at­ma­ya ka­dar git­ti, kü­für­leş­me­le­re ka­dar git­ti. Tu­ta­nak­lar­da Ha­lil Ün­lü­te­pe Bey'in ba­na "şe­ref­siz" la­fı bi­le var, "şe­ref­siz­sin" di­yor; ama, ben ken­di na­mı­ma hak­kı­mı ona he­lal et­tim ve ken­di­siy­le ba­rış­tım. Bi­rin­ci­si bu.

İkin­ci­si, tu­ta­nak­lar­dan ay­nen oku­yo­rum:

"Ha­lil Ün­lü­te­pe - Sa­na so­ra­ca­ğım, sa­na." Yi­ne de­vam edi­yor. "Ben Af­yon­lu­yum, so­ra­rım sa­na." di­yor. Ben de "Af­yon­lu­la­rı da gör­dük, hep Af­yon­lu­lar­dan çı­kı­yor za­ten." di­ye ce­vap ve­ri­yo­rum. "Af­yon'dan adam çık­maz." di­ye bir la­fım ol­ma­dı.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ne çı­kar pe­ki?

MEV­LÜT AK­GÜN (De­vam­la) - Çar­pıt­ma­nın an­la­mı yok. Bu­ra­da kar­şı­lık­lı bir sa­taş­ma ol­muş­tur, ama Af­yon­lu­la­rı içe­ren, Af­yon­lu­la­ra her­han­gi bir ha­ka­ret ve­ya on­la­rı kü­çük dü­şü­rü­cü söz söy­le­me­dim. Ha­lil Ün­lü­te­pe ile ara­mız­da ge­çen bir me­se­le­dir. Ba­na "şe­ref­siz" de­di­ği tu­ta­nak­lar­dan sa­bit­tir, ama ben hak­kı­mı ona he­lal et­mi­şim­dir.

Say­gı­lar su­na­rım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ak­gün.

IV. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

5.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1015) (S.Sa­yı­sı: 1409) (Devam)

BAŞ­KAN - Şah­sı adı­na, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met Kan­do­ğan.

Sa­yın Kan­do­ğan, bu­yu­run.

Sü­re­niz beş da­ki­ka.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­niz­li) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ğiy­le il­gi­li ola­rak gö­rüş­le­ri­mi açık­la­ma­dan ön­ce, bi­raz ön­ce bu de­ği­şik­lik­ler­le il­gi­li oy kul­la­nır­ken, is­mi­min kar­şı­sın­da hâlâ "Doğ­ru Yol Par­ti­si mil­let­ve­kil­li" yaz­dı­ğı­nı gör­düm. Şim­di, bu ko­nuy­la il­gi­li ola­rak, ben, Doğ­ru Yol Par­ti­si mil­let­ve­ki­li mi­yim, de­ğil mi­yim, bil­mi­yo­rum.

MEH­MET SE­MER­Cİ (Ay­dın) - Doğ­ru söy­lü­yor­sun ne ol­du­ğun bel­li de­ğil, ne ol­du­ğun!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Çün­kü, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne, Ana­ya­sa ge­re­ği, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­de oy kul­lan­mak üze­re gir­mem ne­de­niy­le par­tim ke­sin ih­raç ta­le­biy­le be­ni di­sip­li­ne sevk et­ti.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Az yap­mış, az!

MEH­MET SE­MER­Cİ (Ay­dın) - Dört se­ne küf­ret­tin, dört se­ne!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bir ke­re bu­ra­da çok cid­di ma­na­da bir hu­kuk­suz­luk var­dı, bir hu­kuk­suz­luk var.

MEH­MET SE­MER­Cİ (Ay­dın) - İn­san­da yüz olur, yüz!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Hiç­bir par­ti, Mec­li­se, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­rin­de, gi­ril­me­siy­le il­gi­li bağ­la­yı­cı ka­rar alı­na­maz. Bi­rin­ci hu­kuk­suz­luk bu­ra­da.

İkin­ci hu­kuk­suz­luk…

MEH­MET SE­MER­Cİ (Ay­dın) - Geç bun­la­rı, geç! Geç bun­la­rı, geç!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bu ko­nuy­la il­gi­li ola­rak ben­den bir sa­vun­ma is­ten­me­miş­tir. Ben, sa­de­ce te­le­viz­yon alt ya­zı­la­rın­da "Üm­met Kan­do­ğan Doğ­ru Yol Par­ti­sin­den ih­raç edil­miş­tir" di­ye alt ya­zı oku­dum. Bu­nun­la il­gi­li ikin­ci bir hu­kuk­suz­lu­ğu Doğ­ru Yol Par­ti­si yap­mış­tır.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Doğ­ru Yo­la an­lat bu­nu, Doğ­ru Yo­la.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, par­ti içi me­se­le­le­ri bu­ra­ya ta­şı­mak için mi söz alı­yor?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ma­dem be­ni di­sip­li­ne sevk edi­yor­su­nuz, be­nim ih­raç edil­me ge­rek­çe­mi, Üm­met Kan­do­ğan'a, Doğ­ru Yol Par­ti­si mil­let­ve­ki­li­ne teb­liğ eder­si­niz, bu ko­nuy­la il­gi­li sa­vun­ma­mı alır­sı­nız, sa­vun­ma­mı al­dık­tan son­ra be­ğen­mi­yor­sa­nız par­ti­den ih­raç eder­si­niz.

MEH­MET SE­MER­Cİ (Ay­dın) - Ağ­la ar­tık, ağ­la!

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Sen der­di­ni par­ti­ne an­lat, bi­ze ni­ye an­la­tı­yor­sun!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Mil­le­ti yö­net­me­ye ta­lip olan, mil­le­tin hak­kı­nı, hu­ku­ku­nu sa­vun­ma için yo­la çı­kan Doğ­ru Yol Par­ti­si ken­di mil­let­ve­ki­li­ne da­hi sa­vun­ma hak­kı­nı gös­te­re­mi­yor­sa, ve­re­mi­yor­sa ya­rın mil­le­tin hak­kı­nı, hu­ku­ku­nu bu par­ti na­sıl sa­vu­na­cak? Na­sıl sa­vu­na­cak? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Evet, bu­ra­dan Sa­yın Ağar'a ses­le­ni­yo­rum, Doğ­ru Yol Par­ti­si yö­ne­ti­ci­le­ri­ne ses­le­ni­yo­rum…

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Bu­ra­sı Ağar'a ses­le­ni­le­cek yer de­ğil.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Üm­met Kan­do­ğan sev­gi­si Meh­met Ağar sev­gi­sin­den da­ha faz­la­dır Doğ­ru Yol Par­ti­si ta­ba­nın­da. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Sen o sev­gi­yi kay­bet­tin!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Üç bu­çuk yıl­dan be­ri Üm­met Kan­do­ğan Doğ­ru Yol Par­ti­si­ne Meh­met Ağar'dan da­ha faz­la hiz­met et­miş­tir, Edir­ne'den Hakkâri'ye bü­tün mil­let bu­nun far­kın­da­dır. Eğer yü­re­ği­niz ye­ti­yor­sa, gü­cü­nüz ye­ti­yor­sa, alın sa­vun­ma­mı, ve­rin ka­ra­rı­nı. Ben, hal­kım­la ku­cak­laş­ma­ya ha­zı­rım. Siz be­ni par­ti­den ata­bi­lir­si­niz, ama, hal­kın vic­da­nın­dan sö­küp çı­ka­ra­maz­sı­nız Üm­met Kan­do­ğan sev­gi­si­ni. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Sa­yın Baş­kan, bu ko­nuş­ma mı şim­di?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri…

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Sa­yın Baş­kan, Sa­yın Ağar bu­ra­da ol­ma­dı­ğı bir sı­ra­da ko­nuş­ma­sı etik de­ğil. İzin ver­me­yin efen­dim, hak­kı yok ki.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ba­kı­nız, Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri ge­li­yor.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Sa­yın Ağar bu­ra­da yok ki…

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri, se­çi­min er­ke­ne alın­ma­sı, se­çi­min dört yıl­da bir ya­pıl­ma­sı…

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Sa­yın Baş­kan, böy­le bir ko­nuş­ma ola­maz!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ni­ye ra­hat­sız olu­yor­sun? Sa­yın Mil­let­ve­ki­li, ni­ye ra­hat­sız olu­yor­sun?

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Ol­ma­yan ada­mın ar­ka­sın­dan ko­nuş­ma ola­maz. 

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sen Ana­va­tan mil­let­ve­ki­li­sin.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Etik de­ğil. 

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sen da­ha Ana­va­tan mil­let­ve­ki­liy­sen, ni­ye sa­vu­nu­yor­sun Sa­yın Ağar'ı?

BAŞ­KAN - Sa­yın Kan­do­ğan, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin lüt­fen.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ni­ye sa­vu­nu­yor­sun?

HÜ­SE­YİN ÖZ­CAN (Mer­sin) - Afe­rin, al­kış!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ba­kın…

BAŞ­KAN - Sa­yın Kan­do­ğan, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edi­niz.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ba­kın "De­mok­rat Par­ti" is­mi al­tın­da bir­le­şi­yor­su­nuz. Ha­yır­lı ol­sun, ama, o atın yü­zü hep sa­ğa dö­nük­tü, şim­di so­la dön­dür­müş­sü­nüz Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin pe­şin­den git­mek için. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Onu ta­kip et­mek için, atın yö­nü­nü so­la dön­dür­müş­sü­nüz.

HÜ­SE­YİN ÖZ­CAN (Mer­sin) - Ya­rım sa­at ön­ce ba­sın top­lan­tı­sın­da be­ra­ber­din.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin pe­şi­ne ta­kı­lıp, onu göz­den uzak­laş­tır­ma­mak, göz­den ırak tut­mak için, atın yö­nü­nü so­la dön­dür­müş­sü­nüz. Atın aya­ğı, hep sağ aya­ğı ön­dey­di, şim­di sol aya­ğı­nı öne kal­dır­mış­sı­nız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Şim­di sol aya­ğı ön­de atın.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Sa­yın Baş­kan, böy­le mi de­vam ede­cek?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Onun için, siz, mer­kez sağ fa­lan ola­maz­sı­nız. Siz, mer­kez so­la doğ­ru CHP'nin pe­şin­den emin adım­lar­la iler­li­yor­su­nuz, ama halk, ama mil­let, se­çim­de bu­nun ge­re­ği­ni ya­pa­cak. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Tu­lu­at ya­pı­yor!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Kırk sa­at ön­ce, ba­kı­nız…

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - CHP ni­ye ra­hat­sız olu­yor, ben an­la­ma­dım! 

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Kırk sa­at ön­ce, Cum­hur­baş­ka­nı se­çim­le­rin­den ön­ce, iki li­der, er­ken se­çim çağ­rı­sı yap­tı­lar. Bi­raz ön­ce Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na ko­nu­şan mil­let­ve­ki­li di­yor ki, tem­muz­da ha­va­lar sı­cak­mış. Pe­ki, kırk sa­at ön­ce Meh­met Ağar ile Er­kan Mum­cu bir­lik­te ba­sın top­lan­tı­sı yap­ma­dı­lar mı "he­men se­çim, er­ken se­çim" de­me­di­ler mi?

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Etik de­ğil efen­dim.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - O er­ken se­çim tek­li­fin­de tem­muz ayın­da ol­maz di­ye bir hü­küm mü var­dı? Ama, ba­kı­nız, o er­ken se­çim­de ale­la­ce­le na­sıl bir­lik­te bir ara­ya gel­di­ler, onu da me­rak edi­yo­rum. Ben da­ha beş da­ki­ka ön­ce Ge­nel Baş­kan­la be­ra­ber­dim, Sa­yın Er­kan Mum­cu'dan ge­len bir te­le­fon üze­ri­ne, 19.30'da bir­lik­te bir ba­sın top­lan­tı­sı ya­pıl­dı. Ne­re­den, ni­çin bu tek­lif bu iki li­de­re ile­til­di…

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Sa­yın Baş­kan, ri­ca edi­yo­rum…

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - …ve ni­çin iki li­der bu ko­nu­da or­tak ba­sın top­lan­tı­sı yap­tı­lar?

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Ala­ka­sı yok… Ri­ca edi­yo­rum… İs­tir­ham edi­yo­rum…

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - İş­te, Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri…

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Böy­le ol­maz ki, etik de­ğil.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - İş­te, Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri… Ek­si­ği ola­bi­lir, yan­lı­şı ola­bi­lir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Kan­do­ğan, si­ze, söy­le­di­ğim gi­bi, bir da­ki­ka­lık sü­re ve­re­ce­ğim. Lüt­fen, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız. Gün­dem­le il­gi­li ko­nu­şu­nuz.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Şim­di, Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri bu­ra­da. He­pi­niz is­ti­yor­du­nuz halk seç­sin. İş­te, bu­yu­run, hal­ka seç­ti­re­lim. Hal­ka, seç­mek yok! Efen­dim, "Mec­lis seç­sin." Yok!

Ba­kı­nız, AK Par­ti­li­ler, siz­le­ri de bu­ra­dan uya­rı­yo­rum. Uya­rı­yo­rum, ba­kı­nız, dik­kat edin: Ya­rın se­çim­ler­de, se­çim san­dık­la­rı­nın boy­la­rı­nın ba­zı­la­rı bir iki san­tim fark­lı ola­bi­lir, ba­zı­la­rın­da on beş çi­vi, ba­zı­la­rın­da yir­mi çi­vi ola­bi­lir, bun­dan do­la­yı se­çi­mi ip­tal et­tir­mek için Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­na baş­vu­ra­bi­lir­ler. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Dik­kat edin, san­dık­la­rın eni bo­yu denk ol­sun, çi­vi sa­yı­la­rı eşit ol­sun; yok­sa, bun­dan do­la­yı se­çi­mi ip­tal et­tir­me yo­lun­da Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­na bir mü­ra­ca­at ola­bi­lir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ona dik­kat edi­niz.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Sen ken­din­le alay et! Alay edi­le­cek du­rum­da olan sen­sin!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bu duy­gu­lar­la, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yor, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­nin mil­le­ti­mi­ze, mem­le­ke­ti­mi­ze ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni te­men­ni edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

EDİP SAF­DER GAY­DA­LI (Bit­lis) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Efen­dim?.. Ne ol­du efen­dim?..

EDİP SAF­DER GAY­DA­LI (Bit­lis) - Sa­yın Baş­kan, par­ti­mi­zin tü­zel ki­şi­li­ğiy­le…

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, bu­ra­da her­kes ko­nu­şur­ken her tip ko­nu­ya de­vam edi­yor.

EDİP SAF­DER GAY­DA­LI (Bit­lis) - Ko­nuş­ma­ya iti­raz et­mi­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Fi­la­nın is­mi geç­ti, fi­la­nın şah­sı geç­ti di­ye bir şey olur­sa, ben Ge­nel Ku­ru­lu yö­ne­te­mem. Ku­su­ra bak­ma­yın ya­ni. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Baş­kan, kes şu­nun se­si­ni!

BAŞ­KAN - Sa­yın Meh­met Kurt, bu­yu­run.

(Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rı önün­de top­lan­ma­lar)

Lüt­fen ar­ka­daş­lar…

Bu­yu­run Sa­yın Kurt.

MEH­MET KURT (Sam­sun) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­ri­nin De­ğiş­ti­ril­me­si Hak­kın­da Ka­nun ta­sa­rı­sı üze­rin­de söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce he­ye­ti say­gıy­la se­lam­la­rım. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rı önün­de top­lan­ma­lar, şid­det­li gü­rül­tü­ler)

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Bu ka­dar ah­lak­sız­lık ol­maz! Bu ka­dar sa­tıl­mış­lık ol­maz!

EDİP SAF­DER GAY­DA­LI (Bit­lis) - Dü­ne ka­dar bu­ra­dan her gün si­ze küf­re­di­yor­du! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MEH­MET SOY­DAN (Ha­tay) - Siz de çok al­kış­lı­yor­du­nuz za­ma­nın­da!

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Bu ka­dar say­gı­sız­lık ol­maz!

BAŞ­KAN - Sa­yın Kurt, siz de­vam edin, bu­yu­run.

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Bir da­ki­ka söz hak­kı ver­se­niz söy­ler­dik, bi­te­cek­ti.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kurt, de­vam edi­niz efen­dim, lüt­fen…

MEH­MET KURT (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, gö­rü­şül­mek­te olan ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 2'nci mad­de­si üze­rin­de şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce he­ye­ti say­gıy­la se­lam­la­rım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi sü­re­cin­de Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çi­miy­le il­gi­li ola­rak şu yü­ce Mec­lis ça­tı­sı al­tın­da bu­lu­nan mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım bir­çok se­bep­ler­le bu şe­ref­li hiz­me­ti yap­ma­ya imkân bu­la­ma­mış­lar­dır. Bu se­bep­le, ik­ti­dar par­ti­si ola­rak biz­ler, eli­miz ko­lu­muz bağ­lı ola­rak otu­ra­maz­dık. Ha­ni meş­hur bir söz var­dır: "De­mok­ra­si­ler­de ça­re­ler tü­ken­mez."

SA­LİH GÜN (Ko­ca­eli) - Ece­vit gi­bi ol­dun ya!

MEH­MET KURT (De­vam­la) - İş­te, bu söz üze­ri­ne ik­ti­dar ola­rak AK Par­ti İk­ti­da­rı, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi sü­re­cin­de çe­şit­li ça­re­ler ara­mış­tır ve bu­nun en gü­zel yo­lu, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­nin halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si­ne ka­rar kı­lın­mış­tır. (Gü­rül­tü­ler) İş­te bu mü­na­se­bet­le, Ana­ya­sa'mı­zın il­gi­li mad­de­le­rin­de de­ği­şik­lik yap­mak ih­ti­ya­cı ha­sıl ol­muş­tur.

Sa­yın Baş­kan, çok gü­rül­tü olu­yor.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Kurt, siz de­vam edin.

MEH­MET KURT (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ha­yır­lı hiz­me­tin ya­pıl­ma­sı hu­su­sun­da ik­ti­da­rı­mı­zın esas gö­re­vi, bi­zi bu­ra­ya gön­de­ren ve mil­let­ve­ki­li ola­rak Par­la­men­to­ya se­çen hal­kı­mı­za git­mek Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­de en gü­zel yol ve ter­cih edi­len bir sis­tem­dir. Geç­ti­ği­miz par­la­men­to­lar­da ki, 82 Ana­ya­sa­sı'nın çı­ka­rıl­dı­ğı bu gün­den, yir­mi ye­di se­ne­den be­ri, bu ko­nu, her par­la­men­to­da tar­tı­şıl­mış, hu­kuk­çu­lar ta­ra­fın­dan gün­de­me ge­ti­ril­miş ve ağır­lık­lı gö­rüş, ge­niş yet­ki­ler­le do­na­tıl­mış olan Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si gö­rü­şü de­vam­lı ağır­lık ka­zan­mış­tır. İş­te, bu gö­rü­şün ne­ti­ce­si ola­rak da bu­gün, ik­ti­da­rı­mız, hal­kın oyuy­la se­çi­le­cek bir Cum­hur­baş­ka­nı­nı nas­bet­mek hu­su­sun­da ka­rar kıl­mış ve ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne baş­vu­rul­muş­tur.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, hal­kı­mı­zın ha­kem­li­ği biz­ler için çok önem­li­dir. Hal­kı­mı­zın ve­re­ce­ği ka­rar, en cid­di ve en ge­çer­li bir ka­rar­dır. Bu ka­rar­dan, hiç kim­se­nin çe­kin­me­me­si ve kork­ma­ma­sı ge­re­ki­yor. Bu mü­na­se­bet­le, biz di­yo­ruz ki, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği, şu yü­ce Mec­li­sin ya­pa­ca­ğı en şe­ref­li ve en gü­zel hiz­met­ler­den ola­cak­tır.

ALİ KE­MAL KUM­KU­MOĞ­LU (İs­tan­bul) - En şe­ref­li­si­ni en so­na mı bı­rak­tı­nız?

MEH­MET KURT (De­vam­la) - Böy­le bir hiz­me­te, biz, ulaş­tı­ğı­mız­dan ve ka­vuş­tu­ğu­muz­dan do­la­yı da çok mut­lu­yuz.

ALİ KE­MAL KUM­KU­MOĞ­LU (İs­tan­bul) - Ya­ni, en şe­ref­li­si idiy­se baş­ta ni­ye yap­ma­dı­nız? En şe­ref­li­si­ni en so­na mı bı­rak­tı­nız?

MEH­MET KURT (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bi­li­yor­su­nuz, her şey, bir­çok ih­ti­yaç­tan mey­da­na ge­lir

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Hal­kı da CHP'ye seç­ti­re­lim!

MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (Bur­sa) - Za­man mı ol­ma­dı?

MEH­MET KURT (De­vam­la) - İh­ti­yaç­lar, bu­gün, bu­nu seç­me­ye bi­ze fır­sat ta­nı­mış­tır ve bu gü­zel sis­tem­de­ki de­ği­şik­li­ği de biz ya­pa­ca­ğız in­şal­lah, yap­ma­ya da gay­ret edi­yo­ruz.

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­ti­ği­niz gi­bi, bu­nu da ya­par­sı­nız!

BAŞ­KAN - Sa­yın Kurt…

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Hal­kı seç­me yet­ki­si­ni si­ze ve­re­lim!

BAŞ­KAN - Sa­yın Kurt…

MEH­MET KURT (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, gö­rü­şül­mek­te olan bu ka­nun ta­sa­rı­sın­da­ki de­ğiş­ti­re­ce­ği­miz mad­de, Ana­ya­sa'mı­zın 97'nci mad­de­si­dir ve bu 97'nci mad­de­miz­de esas ko­nu, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun gö­rev ve yet­ki­le­riy­le il­gi­li­dir. Bi­li­yor­su­nuz ki, se­çim­le­rin dü­rüst, şa­ibe­siz bir şe­kil­de ya­pıl­ma­sı için, ta­raf­sız mah­ke­me­ler ta­ra­fın­dan ya­pıl­ma­sı en uy­gun bir ha­di­se­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Mah­ke­me­nin ta­raf­lı­sı na­sıl olu­yor?

BAŞ­KAN - Sa­yın Kurt, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bir da­ki­ka­lık sü­re ver­dim si­ze.

Bu­yu­run.

MEH­MET KURT (De­vam­la) - İş­te, bu, Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­nun gö­rev­le­ri ara­sın­da bu­lu­nan ve Ana­ya­sa'mı­zın 79'un­cu mad­de­sin­de­ki şu sa­tır­la­rın pe­şi­ne ila­ve edil­mek üze­re, kı­sa­ca oku­mak is­ti­yo­rum: "Se­çim­le­rin baş­la­ma­sın­dan bi­ti­mi­ne ka­dar, se­çi­min dü­zen için­de yö­ne­ti­mi ve dü­rüst­lü­ğü ile il­gi­li bü­tün iş­lem­le­ri yap­ma ve yap­tır­ma, se­çim sü­re­sin­ce ve se­çim­den son­ra se­çim ko­nu­la­rıy­la il­gi­li bü­tün yol­suz­luk­la­rı, şikâyet ve iti­raz­la­rı in­ce­le­me ve ke­sin ka­ra­ra bağ­la­ma ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si üye­le­ri­nin…" Bu cüm­le­nin pe­şi­ne "Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri tu­ta­nak­la­rı …" da ila­ve edi­le­cek­tir.

Yi­ne, ay­nı mad­de­nin son fık­ra­sı­na da şu şe­kil­de bir ila­ve ya­pıl­ma­sı ge­re­ki­yor: "Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­ne iliş­kin ka­nun­la­rın hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si iş­lem­le­ri­nin ge­nel yö­ne­tim ve de­ne­ti­mi ve mil­let­ve­ki­li se­çim­le­rin­de uy­gu­la­nan hü­küm­le­re gö­re olur." Bu şek­liy­le…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Kurt te­şek­kür edi­yo­rum.

Te­şek­kür cüm­le­ni­zi ala­yım Sa­yın Kurt.

Bu­yu­run.

MEH­MET KURT (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, şu yü­ce Mec­li­sin de­ğiş­ti­re­ce­ği bu Ana­ya­sa'nın ön­ce­lik­le Mec­li­si­mi­ze ve hal­kı­mı­za ha­yır­lı ol­ma­sı di­le­ğiy­le, he­pi­ni­ze tek­rar say­gı ve sev­gi­le­ri­mi su­nu­yo­rum. Ha­yır­lı ol­sun di­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Gay­da­lı, kı­sa bir açık­la­ma için mik­ro­fo­nu­nu­zu açı­yo­rum.

III. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR (Devam)

7.- Bit­lis Mil­let­ve­ki­li Edip Saf­der Gay­da­lı'nın, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met Kan­do­ğan'ın, ko­nuş­ma­sın­da, par­ti­si­ne sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

EDİP SAF­DER GAY­DA­LI (Bit­lis) - Çok te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Bir dö­ne­min so­nu­na gel­dik. Ar­ka­daş­la­rın bir­bir­le­ri­ne kar­şı kı­rı­cı ol­ma­ma­la­rı­nı has­sa­ten ri­ca edi­yo­rum. Gü­zel anı­lar­la bu­ra­dan ay­rıl­ma­mız la­zım. Ne­ti­ce­de, san­dık top­lu­mun önü­ne gel­miş­tir, va­tan­daş en doğ­ru­su­nu, en gü­ze­li­ni ya­pa­cak­tır, ama, eğer si­ya­se­te bi­raz ka­li­te, si­ya­se­te bi­raz iti­bar ka­zan­dır­mak is­ti­yor­sak, bu­nu, bu iti­ba­rı ka­zan­dı­ra­cak olan mü­es­se­se de bu­ra­nın ken­di­si­dir. Ya­ni, biz, çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­dir bu iti­ba­rı ka­zan­dı­ra­cak olan.

Sa­yın Üm­met Kan­do­ğan, çık­tı, bi­raz ön­ce bu­ra­da ko­nuş­ma yap­tı, ken­di­si son de­re­ce de say­gı­de­ğer bir ar­ka­da­şı­mız­dır. Ne­ti­ce­de, De­niz­li hal­kı­nın oy­la­rıy­la bu­ra­ya gel­miş çok de­ğer­li bir mil­let­ve­ki­li­dir. İçin­de bu­lun­du­ğu his­si­ya­tı da an­lı­yo­rum, say­gı du­yu­yo­rum, çün­kü, iki se­ne çı­kıp da ko­ca bir ik­ti­dar gru­bu­na mey­dan oku­yup ona her ko­nuş­ma­sın­da küf­ret­tik­ten son­ra…

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­niz­li) - Ne ala­ka­sı var.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Kü­für et­mek yok.

EDİP SAF­DER GAY­DA­LI (Bit­lis) - … böy­le bir dö­nüş ya­pa­bil­mek de ko­lay de­ğil, onu da say­gıy­la ken­di­si­ni kar­şı­lı­yo­rum.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Küf­ret­me­di.

FİK­RET BA­DAZ­LI (An­tal­ya) - Kü­für yok.

BAŞ­KAN - Sa­yın Gay­da­lı…

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Ke­li­me­ye dik­kat et­sin!

BAŞ­KAN - Sa­yın Gay­da­lı…

EDİP SAF­DER GAY­DA­LI (Bit­lis) - Ama, ba­kın, dün, o kü­für­le­ri eder­ken bu­ra­da onu biz al­kış­la­mı­yor­duk.

BAŞ­KAN - Sa­yın Gay­da­lı…

EDİP SAF­DER GAY­DA­LI (Bit­lis) - Biz al­kış­la­mı­yor­duk, onu da yi­ne ten­kit eden biz­dik, di­yor­duk ki: "Yan­lış ya­pı­yor­sun ar­ka­daş, kü­für­le si­ya­set ol­maz, yan­lış­lık­la si­ya­set ol­maz." Dün yan­lış de­di­ği­ni­zi bu­gün al­kış­lar­sa­nız, si­ya­se­te iti­ba­rı ka­zan­dı­ra­ma­yız.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Siz de yan­lış ya­pı­yor­su­nuz.

MEH­MET ER­GÜN DAĞ­CI­OĞ­LU (To­kat) - Eleş­tir­mek baş­ka şey, kü­für et­mek baş­ka şey.

EDİP SAF­DER GAY­DA­LI (Bit­lis) - He­pi­ni­ze en de­rin say­gı­la­rı­mı arz edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Gay­da­lı, bu kü­für ifa­de­si uy­gun düş­me­miş­tir, onu tas­hih et­me­niz ge­re­kir.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Ge­ri al­sın.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­niz­li) - Sa­yın Baş­kan…

FİK­RET BA­DAZ­LI (An­tal­ya) - İk­ti­da­ra kim­se kü­für ede­mez.

EDİP SAF­DER GAY­DA­LI (Bit­lis) - Efen­dim, ge­ri alı­yo­rum o za­man.

MEH­MET ER­GÜN DAĞ­CI­OĞ­LU (To­kat) - Bu ik­ti­dar gru­bu­na kim kü­für ede­bi­lir? Bu ce­sa­re­ti ne­re­den alı­yor?

BAŞ­KAN - Bir da­ki­ka… Sa­yın Dağ­cı­oğ­lu…

MEH­MET ER­GÜN DAĞ­CI­OĞ­LU (To­kat) - Eleş­tir­mek ay­rı bir şey, kü­für et­mek ay­rı bir şey.

BAŞ­KAN - Sa­yın Gay­da­lı…

MEH­MET ER­GÜN DAĞ­CI­OĞ­LU (To­kat) - İk­ti­dar gru­bu­nun avu­ka­ta ih­ti­ya­cı yok.

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, bir da­ki­ka…

Sa­yın Gay­da­lı'nın ifa­de­le­rin­de bel­ki kas­tı aşan bir cüm­le ol­muş­tur.

EDİP SAF­DER GAY­DA­LI (Bit­lis) - Ko­nuş­ma me­tin­le­ri­ni alıp bir ba­ka­bi­lir mi­si­niz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Gay­da­lı, siz de bu kav­ra­mı hoş kar­şı­la­ma­dı­nız tah­min edi­yo­rum, onun dü­zel­til­me­si­ni ben de is­tir­ham edi­yo­rum. Ya­ni, eleş­ti­ri­ler, di­ğer şey­ler, ifa­de­ler ol­muş­tur, doğ­ru­dur.

EDİP SAF­DER GAY­DA­LI (Bit­lis) - Evet, efen­dim. Tu­ta­nak­lar­dan çı­ka­rıl­sın efen­dim.

IV. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

5.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1015) (S.Sa­yı­sı: 1409) (Devam)

BAŞ­KAN - Evet, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 2'nci mad­de­si üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, mad­de­nin giz­li oy­la­ma­sı­na Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ge­çen oy­la­ma­da ol­du­ğu gi­bi, lüt­fen, zarf­la­rı ya­pış­tı­ra­rak ku­tu­ya ata­lım efen­dim.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na baş­lan­dı)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, özel bek­le­di­ği­niz mi var? Ka­pa­tın ar­tık, bit­ti.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, oy kul­lan­ma­yan mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız ve vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­la­rı­mız var­sa, lüt­fen, oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar efen­dim.

(Oy­la­rın top­la­nma­sı­na de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Oyu­nu kul­lan­ma­yan sa­yın mil­let­ve­ki­li var mı? Yok.

Oy ver­me iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Gö­rev­li ar­ka­daş­la­rım ku­pa­la­rı kal­dır­sın­lar lüt­fen.

(Oy­la­rın ay­rı­mı­na baş­la­nıl­dı)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, tas­nif iş­le­mi ya­pı­lır­ken, 3'ün­cü mad­de­nin gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ya­ca­ğız.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 3- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın 96 ncı mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

 "Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, ya­pa­ca­ğı se­çim­ler da­hil bü­tün iş­le­rin­de üye tam­sa­yı­sı­nın en az üç­te bi­ri ile top­la­nır. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, Ana­ya­sa­da baş­ka­ca bir hü­küm yok­sa top­lan­tı­ya ka­tı­lan­la­rın salt ço­ğun­lu­ğu ile ka­rar ve­rir; an­cak ka­rar ye­ter sa­yı­sı hiç­bir şe­kil­de üye tam­sa­yı­sı­nın dört­te bi­ri­nin bir faz­la­sın­dan az ola­maz."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ada­na Mil­let­ve­ki­li Zi­ya Yer­gök.

Sa­yın Yer­gök, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 3'ün­cü mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si­mi­zi ve yü­ce mil­le­ti­mi­zi say­gıy­la se­lam­la­ya­rak söz­le­ri­me baş­la­mak is­ti­yo­rum.

Mad­de ge­rek­çe­sin­de uy­gu­la­ma­da kar­şı­la­şı­lan so­run­la­rı gi­der­mek için  da­ha net ve an­la­şı­lır bir dil ile mad­de­nin tan­zim edil­di­ği ya­zıl­mak­ta­dır. As­lı­na ba­kar­sa­nız, Ana­ya­sa'mız­da ge­rek ge­nel top­lan­tı ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı dü­zen­le­yen 96'ncı mad­de ge­rek­se Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­miy­le il­gi­li top­lan­tı ve ka­rar ye­ter sa­yı­la­rı­nı dü­zen­le­yen 102'nci mad­de çok net ve açık­tı, ta­bii an­la­mak is­te­ye­ne. An­cak, AKP, ba­şın­dan be­ri her tür­lü di­ya­lo­ğu ve uz­laş­ma­yı red­de­de­rek, bi­zim Mec­lis­te ye­ter­li ço­ğun­lu­ğu­muz var­dır, Cum­hur­baş­ka­nı­nı is­te­di­ği­miz gi­bi se­çe­riz an­la­yı­şın­da ol­du­ğu için Ana­ya­sa'nın bu açık hük­mü­nü doğ­ru oku­ya­ma­dı, doğ­ru an­la­ya­ma­dı ve doğ­ru uy­gu­la­ya­ma­dı ve yü­zü­ne gö­zü­ne bu­laş­tır­dı. As­lın­da, so­run, Ana­ya­sa met­nin­den de­ğil, AKP zih­ni­ye­tin­den kay­nak­lan­mış­tır. Bu zih­ni­yet, di­ya­lo­ğu de­ğil da­yat­ma­yı, uz­laş­ma­yı de­ğil zıt­laş­ma­yı yeğ­le­yen bir zih­ni­yet­tir, de­mok­ra­tik hu­kuk dev­le­ti de­ğil par­ti dev­le­ti an­la­yı­şın­da bir zih­ni­yet­tir.

De­mok­ra­si­yi böy­le an­lar­sa­nız, ken­di­ni­ze sa­yı­sal gü­cü­nü­zün üze­rin­de bir si­ya­sal güç at­fe­der­se­niz ala­ca­ğı­nız so­nuç sı­fı­ra sı­fır, el­de sı­fır­dır. Bu­gün el­de et­ti­ği­niz so­nuç da za­ten bu­nu or­ta­ya ko­yu­yor.

AKP'nin an­la­ya­ma­dı­ğı, de­mok­ra­si­nin bir ço­ğun­luk dik­ta­sı ol­ma­dı­ğı, ak­si­ne, hoş­gö­rü­ye ve uz­laş­ma­ya da­ya­lı bir sis­tem ol­du­ğu­dur. Ana­ya­sa'nın Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­miy­le il­gi­li üç­te 2 top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı ön­gör­me­si, dev­le­ti­mi­zin ve mil­le­ti­mi­zin bir­li­ği­ni tem­sil ede­cek bu en yük­sek ma­ka­ma se­çi­le­cek ki­şi­nin bir uz­laş­may­la se­çil­me­si­ne dö­nük­tür.

Sü­reç içe­ri­sin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, Ana­ya­sa'ya gö­re Cum­hur­baş­ka­nı­nın ni­te­lik­le­ri­ni, se­çi­le­cek ki­şi­nin na­sıl bi­ri ol­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni de­fa­lar­ca di­le ge­tir­dik. An­cak, gö­zü­nü hırs bü­rü­müş, de­mok­ra­si­yi ço­ğun­luk dik­ta­sı zan­ne­den AKP, mil­le­tin öz­lem­le­ri­ne ve Ana­ya­sa'nın ge­rek­le­ri­ne gö­re de­ğil, ta­ma­men ken­di an­la­yış­la­rı­na ve ih­ti­yaç­la­rı­na gö­re bir Cum­hur­baş­ka­nı seç­me­ye kal­kış­tı, an­cak, ol­ma­dı, ola­maz­dı da. Bu­gün, AKP'nin, Mec­li­si­mi­zin Cum­hur­baş­ka­nı se­çe­me­miş ol­ma­sın­dan mu­ha­le­fe­ti suç­la­ma­sı­nın hiç­bir hak­lı ve ka­bul edi­le­bi­lir da­ya­na­ğı yok­tur. Mec­lis­te­ki ik­ti­dar ço­ğun­lu­ğu­nun da­yat­ma ve ta­hak­kü­mü­ne kar­şı, mu­ha­le­fet, ana­ya­sal hak­la­rı­nı ve de­mok­ra­tik di­ren­me hak­kı­nı kul­lan­mış­tır. Alı­nan so­nuç, de­mok­ra­si­nin ve hu­ku­kun za­fe­ri­dir. An­cak şu­nu iyi bi­li­niz ki, mağ­du­ri­yet ede­bi­ya­tı bu de­fa sök­me­ye­cek­tir. Mağ­dur olan siz de­ğil, mil­let­tir. Ken­di za­af­la­rı­nız­la, ken­di ku­sur­la­rı­nız­la ve yan­lış tu­tu­mu­nuz­la, Mec­li­si ve mil­le­ti siz mağ­dur et­ti­niz, Cum­hur­baş­ka­nı se­çe­mez du­ru­ma siz dü­şür­dü­nüz, bu­nun he­sa­bı­nı da mil­le­te siz ve­re­cek­si­niz.

Ace­ley­le gün­de­me ge­ti­ri­len, açık ve ba­riz İç Tü­zük ve Ana­ya­sa ih­lal­le­ri ya­pı­la­rak ve gü­rül­tü­ye ge­ti­ri­le­rek Ko­mis­yon­dan ge­çi­ri­len Ana­ya­sa de­ği­şik­lik tek­li­fi, ay­nı yan­lış an­la­yı­şın, ay­nı sa­kat zih­ni­ye­tin hiç ders alın­ma­dan de­vam et­ti­ği­ni gös­ter­mek­te­dir. Bu, za­man­la­ma­sı yan­lış, içe­ri­ği tar­tış­ma­lı, yön­te­mi yan­lış bir de­ği­şik­lik tek­li­fi­dir. Mec­lis se­çim ka­ra­rı al­mış, Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­miş. Bu aşa­ma­da Ana­ya­sa de­ği­şik­lik tek­li­fi­ni gün­de­me ge­tir­mek, iyi ni­yet­li de­ğil­dir, iç­ten­lik­li de­ğil­dir. Kal­dı ki, Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çil­me­miş ol­ma­sı ne­de­niy­le, Ana­ya­sa'nın 102'nci mad­de­sin­de­ki "der­hal se­çim­le­rin ye­ni­len­me­si" hük­mü dev­re­de­dir. Bu aşa­ma­da Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri­nin ele alın­ma­sı, de­mok­ra­tik hu­kuk dev­le­ti ku­ral­la­rıy­la ve si­ya­si etik ku­ral­la­rıy­la da bağ­daş­maz. Di­ğer ta­raf­tan, ana­ya­sa­lar top­lum­sal mu­ka­ve­le­ler­dir ve top­lum­sal bir mu­ta­ba­kat­la ele alın­ma­sı ge­re­ken me­tin­ler­dir. AKP prog­ra­mın­da da Ana­ya­sa'nın bir top­lum söz­leş­me­si ol­ma­sı­na dik­kat çe­ki­le­rek, Ana­ya­sa'yla il­gi­li de­ği­şik­lik­le­rin ka­mu­oyun­da tar­tış­ma­ya açı­la­ca­ğı ve ka­mu­oyun­da olu­şa­cak uz­laş­ma­ya pa­ra­lel ola­rak, ya­sal dü­zen­le­me­le­rin ya­pı­la­ca­ğı va­de­dil­miş­tir. Bu­gün bu va­at­ler bir kez da­ha çiğ­nen­mek­te­dir.

AKP, prog­ra­mı­nın "Si­ya­si İl­ke­ler" bö­lü­mün­de de mil­let­ve­kil­le­ri ve ba­kan­la­rın yar­gı­lan­ma­la­rı önün­de­ki ana­ya­sal en­gel­le­ri kal­dı­ra­ca­ğı­nı ve do­ku­nul­maz­lı­ğı sı­nır­lan­dı­ra­ca­ğı­nı va­det­miş ol­ma­sı­na rağ­men, beş yıl bo­yun­ca bu­na sü­rek­li kar­şı çık­tı­ğı gi­bi, do­ku­nul­maz­lık ko­nu­su­nu bu pa­ke­te de koy­ma­ya­rak, si­ya­si il­ke­siz­li­ğin ve sa­mi­mi­yet­siz­li­ğin açık bir ör­ne­ği­ni ver­miş­tir.

Di­ğer ta­raf­tan, söz ko­nu­su Ana­ya­sa de­ği­şik­lik pa­ke­ti, ül­ke­nin si­ya­sal sis­te­mi­ni, ana­ya­sal re­ji­mi­ni de­ğiş­tir­me­ye yö­ne­lik­tir. Bu ka­dar önem­li ve esas­lı ko­nu­lar, AKP'nin ki­şi­sel ih­ti­yaç­la­rı­na gö­re ele alı­na­cak ko­nu­lar de­ğil­dir. He­le he­le, duy­gu­sal ve tep­ki­sel bir or­tam­da kır­gın­lık­la, kız­gın­lık­la ve mo­ral çö­kün­tü­sü ve ye­nil­miş­lik duy­gu­su içe­ri­sin­de ele alı­na­cak ve so­nuç­lan­dı­rı­la­cak ko­nu­lar hiç de­ğil­dir. Ko­yar­sı­nız se­çim bil­dir­ge­ni­ze, mil­let önün­de il­gi­li ku­rum­lar­da tar­tı­şı­lır, se­çim­ler­den son­ra ye­ni Mec­lis bu ko­nu­la­rı ele alır, bir so­nu­ca bağ­lar. Gi­de­ra­yak ya­pıl­ma­sı, yan­gın­dan mal ka­çı­rır­ca­sı­na ya­pıl­ma­sı işin öne­mi ve cid­di­ye­tiy­le bağ­daş­mı­yor.

Kal­dı ki, asıl he­de­fi­ni­zin baş­kan­lık sis­te­mi ol­du­ğu­nu bi­li­yo­ruz. Yap­mak is­te­di­ği­niz bu de­ği­şik­lik­ler­le, baş­kan­lık sis­te­mi­ne ge­çiş­te bir ara dö­ne­mi he­def­le­di­ği­ni­zi de bi­li­yo­ruz. En çok da Ame­ri­kan mo­de­li­ni ar­zu­la­dı­ğı­nı­zı da bi­li­yo­ruz. Si­zin Ame­ri­kan hay­ran­lı­ğı­nı­zın "Bi­zi de­li­ğe sü­pür­me­yin, bi­zi kul­la­nın." di­ye­cek ka­dar ile­ri ol­du­ğu­nu da bi­li­yo­ruz. An­cak, bi­li­niz ki, ABD'nin ko­şul­la­rıy­la Tür­ki­ye'nin ko­şul­la­rı ay­nı de­ğil­dir. Ora­da ba­şa­rı­lı ol­du­ğu söy­le­nen bir mo­de­lin bu­ra­da da ba­şa­rı­lı ol­ma­sı müm­kün de­ğil­dir. Bu mo­de­li Tür­ki­ye'ye öner­me­nin hiç­bir akıl­cı ve man­tık­lı ya­nı yok­tur. Bu, ol­sa ol­sa, ül­ke­mi­zi ta­nı­ma­mak, Tür­ki­ye ger­çek­le­ri­ni bil­me­mek­tir.

Tür­ki­ye'de par­la­men­ter sis­te­min sek­sen yı­lı aşan bir ta­ri­hi var­dır. Par­la­men­ter sis­tem­den kay­nak­la­nan ve sis­tem de­ği­şik­li­ği­ne gi­de­rek çö­ze­ce­ği bir so­ru­nu da yok­tur. Ay­rı­ca, bi­lin­me­li­dir ki, bir ül­ke­nin si­ya­si re­ji­mi, o ül­ke­nin ya­şa­dı­ğı ta­rihî sü­reç­le­rin so­nu­cun­da şe­kil­le­nir. Biz­de de böy­le ol­muş­tur. Bi­zim ana­ya­sal re­ji­mi­mi­zin te­me­lin­de "millî ira­de" kav­ra­mı var­dır, "Hâki­mi­yet ka­yıt­sız şart­sız mil­le­tin­dir." id­di­ası var­dır. Bi­zim ta­ri­hi­miz­de Mec­li­sin çok özel bir ye­ri var­dır. Ege­men­lik, millî ira­de Mec­li­se yan­sır, mil­let­ve­kil­le­ri eliy­le de kul­la­nı­lır.

Ana­ya­sa­mız­da da, Tür­ki­ye'nin ta­rihî ger­çek­le­ri­ne, ge­le­nek­le­ri­ne ve de­mok­ra­si­ye en uy­gun ol­ma­sı ne­de­niy­le par­la­men­ter sis­tem ka­bul edil­miş­tir. Kal­dı ki, si­ya­si re­jim­ler bir top­lum­da ya­şa­dık­ça, sü­rek­li­lik arz et­tik­çe de­ğer ka­za­nır, önem ka­za­nır. Yok­sa, her si­ya­sal sis­te­min, bu ara­da baş­kan­lık sis­te­mi­nin de ken­di­ne gö­re so­run­la­rı var­dır ve ola­cak­tır da.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri. Cum­hur­baş­ka­nı­nın hal­ka seç­ti­ril­me­si ve 5+5 mo­de­liy­le il­gi­li Ana­ya­sa de­ği­şik­lik tek­li­fin­de, AKP yö­ne­ti­mi­nin sa­mi­mi ol­du­ğu­na da inan­mı­yo­rum. Bu ko­nu­nun ay­lar ön­ce, Ana­va­tan Par­ti­si ta­ra­fın­dan AKP'ye gö­tü­rül­dü­ğün­de, Baş­ba­ka­nın "ar­tık ye­tiş­mez" di­ye bu öne­ri­yi ge­ri çe­vir­di­ği­ni, ANAP söz­cü­le­ri Ko­mis­yon­da ve Ge­nel Ku­rul­da ifa­de et­ti­ler. Ay­lar ön­ce, ar­tık ye­tiş­mez di­ye ge­ri çev­ri­len bu de­ği­şik­lik­le­rin, Mec­li­sin se­çim ka­ra­rı al­ma­sın­dan, se­çim ta­ri­hi açık­la­ma­sın­dan son­ra gün­de­me ge­ti­ril­me­sin­de, bir iç­ten­lik, bir iyi ni­yet ola­bi­lir mi? Bu şek­liy­le söz ko­nu­su de­ği­şik­lik­le­rin Türk si­ya­se­ti­ne, Türk de­mok­ra­si­si­ne hiç­bir kat­kı­sı ol­ma­ya­cak­tır.

Yet­ki­le­rin dü­zen­len­me­sin­den do­ku­nul­maz­lık­la­rın sı­nır­lan­dı­rıl­ma­sı­na, se­çim ba­ra­jı­na, si­ya­si par­ti­ler ve se­çim ya­sa­la­rı­na ka­dar il­gi­li bir­çok ko­nu­nun bir bü­tün­lük içe­ri­sin­de ve sağ­lık­lı ko­şul­lar­da de­rin­le­me­si­ne tar­tı­şıl­ma­sı, ko­nu­şul­ma­sı ge­re­kir. Ak­si hâlde, için­den çı­kıl­maz ye­ni so­run­la­rın ya­şa­nıl­ma­sı ka­çı­nıl­maz ola­cak­tır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ko­nu­lar ol­du­bit­ti­ye ge­ti­ri­le­cek, yan­gın­dan mal ka­çı­rır­ca­sı­na ele alı­na­cak ko­nu­lar de­ğil­dir. Sa­de­ce se­çim­ler­de pro­pa­gan­da mal­ze­me­si ola­rak kul­lan­mak için ko­nu­nun gün­de­me ge­ti­ril­di­ği açık­tır. Bu­nun ye­tiş­me­ye­ce­ği­ni AKP yö­ne­ti­mi de bil­mek­te­dir. Hiç ol­maz­sa böy­le­si­ne önem­li bir ko­nu­da ta­ki­ye yap­ma­yı­nız.

So­nuç ola­rak, AKP'ye uya­rı­mız şu­dur: Ar­tık, hu­ku­ku zor­la­ma­yı­nız, Mec­li­si zor­la­ma­yı­nız, mil­le­ti zor­la­ma­yı­nız, ku­rum­la­rı zor­la­ma­yı­nız, ku­ral­la­rı zor­la­ma­yı­nız. Bir de­fa da par­ti için doğ­ru ola­nı de­ğil, ül­ke için doğ­ru ola­nı ya­pı­nız. Bu de­ği­şik­lik tek­li­fin­den vaz­ge­çi­niz.

Yü­ce Mec­li­si­mi­zi ve yü­ce mil­le­ti­mi­zi tek­rar say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Yer­gök. Za­ma­nı uy­gun kul­lan­dı­ğı­nız için de te­şek­kür edi­yo­rum.

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Sü­ley­man Sa­rı­baş.

Bu­yu­run Sa­yın Sa­rı­baş.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 3'ün­cü mad­de üze­rin­de Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­dım.

Şim­di, oy­la­ma so­nuç­la­rı­na ba­kı­yo­rum, 361 çı­kı­yor iki oy­la­ma­dır. Bir şey var bu­ra­da. Biz, 19 ar­ka­da­şı­mız­la bu­ra­da­yız; ge­li­yo­ruz, oyu­mu­zu atı­yo­ruz, ama, oy 361 çı­kı­yor.

Şim­di vi­deo ka­yıt­la­rı­nı is­te­ti­yo­rum; AKP'den kim­le­rin ka­tı­lıp kim­le­rin ka­tıl­ma­dı­ğı­nı, tek tek, uz­man­la­ra tes­pit et­ti­re­ce­ğim. Lüt­fen, gru­bu­nu­za sa­hip çı­kın, to­par­la­yın, 372'yi gör­mek is­ti­yo­rum; bu bir.

İkin­ci­si: Bi­raz ön­ce ko­nu­şan ar­ka­daş kır atın yö­nü­nü sağ­dan so­la çe­vir­di­ği­mi­zi söy­le­di. Ta­bii, Türk ta­ri­hi­ni bil­me­yin­ce, böy­le olur. Na­zım'ın şi­iri­ni ha­tır­la­yın.

Kır at, za­ten, do­ğu­dan ba­tı­ya doğ­ru gel­miş­tir hep. Türk­ler, Or­ta As­ya'dan Ak­de­niz'e kıs­rak ba­şı gi­bi uza­nır­ken, za­ten, kır atın yö­nü ba­tı­dır. Biz de, tıp­kı, ba­tı­ya çe­vir­dik, doğ­ru bir şey yap­tık.

Ama, me­se­le, atın yö­nü­nün do­ğu­dan ba­tı­ya, sağ­dan so­la dön­me­si de­ğil. Ne ka­dar uz­man top­la­sak, bu atı dön­dür­sek de Sa­yın Kan­do­ğan ka­dar dön­me ola­maz; o, açık ve net. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu ka­dar çok se­vil­di­ği­ni söy­lü­yor­sa Sa­yın Kan­do­ğan -uma­rım, ser­vet sa­hi­bi de ol­muş­tur- bir par­ti ku­rar, si­ya­set ya­par, halk da onu se­vi­yor­sa oy­la­rı­nı ve­rir.

MEH­MET ER­GÜN DAĞ­CI­OĞ­LU (To­kat) - Öy­le mi olu­yor? Siz ser­vet sa­hi­bi mi ol­du­nuz?

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - Bu acı ni­ye? Bu yan­gın ni­ye? Bu ku­dur­muş­luk ni­ye?

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Ne bi­çim ko­nu­şu­yor­sun!

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - Mil­le­tin tak­di­ri­ne bı­ra­kı­yo­rum, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Sa­rı­baş.

Şah­sı adı­na, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ali Bu­lut.  (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEH­MET ALİ BU­LUT (Kah­ra­man­ma­raş) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 3'ün­cü mad­de­si hak­kın­da şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, tek­li­fin 3'ün­cü mad­de­siy­le Ana­ya­sa'nın "Top­lan­tı ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı" baş­lık­lı 96'ncı mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı ye­ni­den dü­zen­len­mek­te­dir. Bu de­ği­şik­li­ğe gö­re, "Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, ya­pa­ca­ğı se­çim­ler da­hil bü­tün iş­le­rin­de üye tam­sa­yı­sı­nın en az üç­te bi­ri ile top­la­nır" hük­mü ge­ti­ri­le­rek, bu ko­nu­da­ki ge­rek­siz ve yer­siz tüm tar­tış­ma­la­rı so­na er­dir­mek amaç­lan­mış­tır. Uy­gu­la­ma­da kar­şı­la­şı­lan so­run­la­rı gi­der­mek ve da­ha net, da­ha an­la­şı­lır bir dil­le mad­de ye­ni­den tan­zim edil­miş­tir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ay­lar ön­ce­sin­den bu Mec­li­se Cum­hur­baş­ka­nı­nı seç­tir­me­mek için Mec­lis dı­şın­dan pek çok id­dia or­ta­ya atıl­mış ve ana mu­ha­le­fet par­ti­si de bu id­di­ala­rın tat­bik­çi­si ol­muş­tur. Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­nin bi­rin­ci tur oy­la­ma­sı­na ge­çi­le­bil­me­si için 367 mil­let­ve­ki­li­nin oy­la­ma­ya ka­tıl­ma­sı ge­rek­ti­ği id­di­ası da bun­lar­dan bi­ri­dir. Es­ki bir Yar­gı­tay Baş­sav­cı­sı­nın gün­de­me ge­tir­di­ği bu gö­rüş, ül­ke­mi­zin de­ğer­li pek çok ana­ya­sa hu­kuk­çu­su ta­ra­fın­dan ka­bul gör­me­miş­tir. Zi­ra, Tür­ki­ye'de Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi ilk de­fa ya­pıl­ma­mak­ta­dır. 1982 Ana­ya­sa­sı'nın uy­gu­lan­dı­ğı dö­nem­de Ke­nan Ev­ren Pa­şa'yı say­maz­sak, üç Cum­hur­baş­ka­nı Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ta­ra­fın­dan se­çil­miş, hiç­bi­rin­de top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı ola­rak üç­te 2 ço­ğun­luk aran­ma­mış­tır. Rah­met­li Özal'ın, Sa­yın Sü­ley­man De­mi­rel'in ve Sa­yın Ah­met Nec­det Se­zer'in Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri oy­la­ma­la­rı­na yok­la­ma ya­pı­la­rak ge­çil­me­miş ve üç­te 2 ço­ğun­luk aran­ma­mış­tır. Her üç se­çim­de Mec­lis Baş­ka­nı, "Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin bir­le­şi­mi­ni açı­yo­rum. Top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır. Gün­de­me ge­çi­yo­ruz." di­ye­rek oy­la­ma­la­rı baş­lat­mış­tır. Her üç Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­nin hiç­bir tu­run­da top­lan­tı ye­ter sa­yı­sıy­la il­gi­li hiç­bir iti­raz­da bu­lu­nul­ma­mış, hiç­bir tar­tış­ma ya­pıl­ma­mış­tır. Her üç Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­nin her iki tu­run­da da üç­te 2 ço­ğun­luk ol­ma­dı­ğı Mec­lis tu­ta­nak­la­rı in­ce­len­di­ğin­de gö­rül­mek­te­dir. Aca­ba, ni­çin, da­ha ön­ce­ki Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­rin­de top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı ola­rak aran­ma­yan 2/3 ço­ğun­luk 11'in­ci Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­de aran­mak­ta­dır? Zi­ra, 11'in­ci Cum­hur­baş­ka­nı­nı AK Par­ti ço­ğun­lu­ğu se­çe­cek­tir. AK Par­ti mil­le­tin par­ti­si­dir. AK Par­ti gü­cü­nü sa­de­ce mil­le­ti­miz­den al­mak­ta­dır. AK Par­ti, Baş­kan­lık Di­va­nı­mı­zın ar­ka­sın­da­ki du­var­da ya­zı­lı ol­du­ğu üze­re "Ege­men­lik ka­yıt­sız şart­sız mil­le­tin­dir" il­ke­si­ne ke­sin­lik­le inan­mak­ta­dır, bağ­lı­dır. Sa­vu­nu­lan ve geç­miş tec­rü­be­le­rin ak­si­ne AK Par­ti ik­ti­da­rı da çok da­ha güç­len­miş­tir, mil­let­le dev­le­ti ba­rış­tır­mış­tır ve kay­naş­tır­mış­tır. AK Par­ti mil­le­ti­mi­ze hiz­met et­tik­çe bü­yü­mek­te­dir ve da­ha da bü­yü­ye­cek­tir.

1950 ön­ce­si tek par­ti­li şef­lik dö­ne­mi ha­riç mil­le­ti­mi­zin ik­ti­da­ra ge­tir­me­di­ği ve ge­tir­me­ye­ce­ği Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ve yan­daş­la­rı bir­ta­kım kriz­ler çı­ka­ra­rak AK Par­ti­nin önü­nü kes­me­ye ça­lış­mak­ta­dır.

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Kri­zi çı­ka­ran siz­si­niz. Be­ce­re­me­di­niz, kri­zi çı­ka­ran siz­si­niz.

MEH­MET ALİ BU­LUT (De­vam­la) - Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ne ya­par­sa yap­sın AK Par­ti­nin mil­le­ti­mi­ze hiz­me­ti­ni, mil­le­ti­mi­zin AK Par­ti­ye te­vec­cü­hü­nü en­gel­le­ye­me­ye­cek­tir. Mil­le­ti­miz bil­mek­te­dir ki, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si an­cak laf üret­mek­te­dir, AK Par­ti ise çö­züm üret­mek­te.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Bu ka­dar ço­ğun­luk­la Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­di­niz.

MEH­MET ALİ BU­LUT (De­vam­la) - Ne acı­dır ki, sek­sen dört yıl­lık cum­hu­ri­yet ida­re­si­nin üç­te 2 bö­lü­mü kriz­ler­le, sı­kı­yö­ne­tim ve ola­ğa­nüs­tü hâl ida­re­siy­le yö­ne­til­miş­tir. Ül­ke­mi­zin atı­lım ve açı­lım yıl­la­rı ise de­mok­ra­tik ku­ral­la­rın iş­le­di­ği dö­nem ve yıl­lar ol­muş­tur.

Bu ba­kım­dan, tek­li­fin 3'ün­cü mad­de­siy­le ge­ti­ri­len, Mec­li­sin tüm iş­le­rin­de en az üye tam sa­yı­sı­nın üç­te 1'i ile top­la­na­ca­ğı hük­mü ye­rin­de ve Mec­li­sin önü­nü aça­cak olan bir de­ği­şik­lik olup, ül­ke­mi­ze, mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı di­le­ğiy­le yü­ce Mec­li­si tek­rar say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

3'ün­cü mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 2'nci mad­de­si­nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı     :   434

Ka­bul                           :   356

Ret                               :   69

Çe­kim­ser                     :     6

Boş                              :     2

Ge­çer­siz                       :     1

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, 3'ün­cü mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­le­rin ta­mam­lan­dı­ğı­nı ifa­de et­miş­tim.

Şim­di, mad­de­nin giz­li oy­la­ma­sı­na Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na baş­lan­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, oyu­nu kul­lan­ma­yan mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız, vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­la­rı­mız, lüt­fen, oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar efen­dim.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Oyu­nu kul­lan­ma­yan mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız var mı efen­dim ve­ya vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­lar var mı?

Lüt­fen, kâtip üye­le­ri­miz de oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, oyu­nu kul­lan­ma­yan sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri var­sa, lüt­fen oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­lar, son de­fa ikaz edi­yo­rum: Oy kul­lan­ma­yan sa­yın mil­let­ve­ki­li­miz var mı Ge­nel Ku­rul­da ve­ya vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­ka­nı­mız var mı?

Lüt­fen ar­ka­daş­lar, oy­la­rı­mı­zı kul­la­na­lım.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, oy kul­lan­ma iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Gö­rev­li ar­ka­daş­la­rın ku­pa­la­rı kal­dır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum. 

(Oy­la­rın ayı­rı­mı­na baş­lan­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 4'ün­cü mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 4- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın 101 in­ci mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"MAD­DE 101- Cum­hur­baş­ka­nı, kırk ya­şı­nı dol­dur­muş ve yük­sek öğ­re­nim yap­mış Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si üye­le­ri ve­ya bu ni­te­lik­le­re ve mil­let­ve­ki­li se­çil­me ye­ter­li­ği­ne sa­hip Türk va­tan­daş­la­rı ara­sın­dan, halk ta­ra­fın­dan se­çi­lir.

Cum­hur­baş­ka­nı­nın gö­rev sü­re­si beş yıl­dır. Bir kim­se en faz­la iki de­fa Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­le­bi­lir.

Cum­hur­baş­kan­lı­ğı­na Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si üye­le­ri için­den ve­ya Mec­lis dı­şın­dan aday gös­te­ri­le­bil­me­si yir­mi mil­let­ve­ki­li­nin ya­zı­lı tek­li­fi ile müm­kün­dür. Ay­rı­ca, en son ya­pı­lan mil­let­ve­ki­li ge­nel se­çim­le­rin­de ge­çer­li oy­lar top­la­mı bir­lik­te he­sap­lan­dı­ğın­da yüz­de onu ge­çen si­ya­si par­ti­ler or­tak aday gös­te­re­bi­lir.

Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­le­nin, var­sa par­ti­si ile ili­şi­ği ke­si­lir ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si üye­li­ği so­na erer."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Atil­la Kart.

Sa­yın Kart? Yok.

Şah­sı adı­na Sa­yın Ala­et­tin Gü­ven.

ALA­ET­TİN GÜ­VEN (Kü­tah­ya) - Ko­nuş­ma­ya­ca­ğım Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sa­yın Boz­dağ, Sa­yın Koç, Sa­yın Eras­lan, Sa­yın Kan­do­ğan yok.

4'ün­cü mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Di­ğer mad­de­nin oy sa­yı­mı­na de­vam edi­yo­ruz.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) -  Sa­yın Atil­la Kart bu­ra­da. Sa­yar­ken ni­ye oy­la­ma­ya ge­çi­yor­su­nuz, ya­ni yan­gın­dan mal mı ka­çı­rı­yor­su­nuz?

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, bi­raz ön­ce tas­nif iş­le­mi­ni ta­mam­la­dık, bi­ti­re­me­dik. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Atil­la Kart Bey dı­şa­rı­da idi, ye­ni gel­di. 3'ün­cü mad­de­nin de ne­ti­ce­si­ni açık­la­ma­dık. Onun için, mad­de üze­rin­de Atil­la Be­y’e söz ve­re­ce­ğim.

Bu­yu­run Sa­yın Kart.

CHP GRU­BU ADI­NA ATİL­LA KART (Kon­ya) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin 4'ün­cü mad­de­siy­le il­gi­li ola­rak Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Ge­nel Ku­ru­lu şah­sım ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si adı­na say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ta­bii, ya­ni, ne­yi gö­rü­yor­su­nuz? Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin, böy­le­si­ne önem­li bir de­ği­şik­li­ğin gö­rü­şül­dü­ğü bir or­tam­da, 3'ün­cü mad­de tas­ni­fi de­vam eder­ken 4'ün­cü mad­dey­le il­gi­li ola­rak ko­nuş­ma­cı­la­rın da­vet edil­di­ği­ni gö­rü­yo­ruz. Sa­yın Baş­kan şim­di bu­nu te­la­fi et­me­ye ça­lı­şı­yor. 3'ün­cü mad­de­nin tas­ni­fi bit­me­den, bu so­nuç açık­lan­ma­dan 4'ün­cü mad­de­nin gö­rüş­me­le­ri­ni na­sıl baş­la­ta­bi­li­riz? Bu­nun bir açık­la­ma­sı ola­maz, çün­kü bu tas­nif bit­me­den gö­rüş­me­le­rin ya­pıl­ma­sı­nı sağ­la­mak ve­ya bu­nu de­vam et­tir­mek o gö­rüş­me­le­rin sıh­ha­ti­ni et­ki­le­yen, o gö­rüş­me­le­rin…

BAŞ­KAN - Sa­yın Kart, kı­sa bir açık­la­ma ya­pa­bi­lir mi­yim.

Mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır, şu an­da tas­nif iş­le­mi ya­pı­lı­yor. Geç­miş­te de bu tip uy­gu­la­ma­lar ya­pıl­dı. Ben si­zi ara­dım, yok­tu­nuz, ama şu an­da si­ze söz hak­kı­nı­zı ver­dim. Bu­yu­run ko­nu­şun efen­dim.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür edi­yo­rum.

Ben, ta­bii, dı­şa­rı­dan o tas­ni­fin de­vam et­ti­ği­ni gö­rü­yo­rum, iz­li­yo­rum, ona gö­re za­ma­nı­mı ayar­lı­yo­rum, ama tas­nif de­vam eder­ken bu ara­da 4'ün­cü mad­de gö­rüş­me­le­ri, ko­nuş­ma­la­rı ya­pıl­ma­sı üze­ri­ne sü­re­cin baş­la­tıl­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz. Bu doğ­ru bir uy­gu­la­ma de­ğil, bu cid­di bir uy­gu­la­ma de­ğil. Ba­kın, Tür­ki­ye'nin ya­kın se­çim ta­ri­hi­ni et­ki­le­ye­cek bir sü­re­ci tar­tı­şı­yo­ruz. Böy­le bir sü­reç için­de âde­ta za­man­la ya­rı­şan, âde­ta usu­li an­lam­da, şeklî an­lam­da bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ni ger­çek­leş­tir­me­ye ça­lı­şan bir an­la­yış­la kar­şı kar­şı­ya­yız. Bu­nun yan­lış ol­du­ğu­nu bir kez da­ha önem­le ifa­de et­mek, vur­gu­la­mak is­ti­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si grup öne­ri­siy­le il­gi­li ko­nuş­mam­da da ifa­de et­ti­ğim gi­bi, se­çi­min öne alın­ma­sı için hem ana­ya­sal zo­run­lu­luk hem de top­lum­sal se­bep ve şart­lar doğ­muş du­rum­da­dır. Eh­li­yet­siz yö­ne­tim an­la­yı­şıy­la ana­ya­sal se­çim şart­la­rı­nı ya­ra­tan ve ada­let­siz yö­ne­ti­miy­le yol­suz­luk­la­rın ve yok­sul­lu­ğun so­rum­lu­su olan Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin, bu sü­re­ce rağ­men, er­ken se­çi­mi ken­di lüt­fu gi­bi gös­ter­me gay­re­ti içi­ne gir­me­si tam bir so­rum­suz­luk ve ka­ra mi­zah ör­ne­ği­dir. Bu tab­lo için­de, Mec­li­sin Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi iş­le­vi­ni ye­ri­ne ge­tir­me­di­ği, ge­ti­re­me­di­ği açık ve tar­tış­ma­sız­dır. Cum­hur­baş­ka­nı seç­me gö­re­vi­ni ye­ri­ne ge­ti­re­me­yen, bu­nu ba­şa­ra­ma­yan bir Mec­li­sin ya­pa­ca­ğı iş­ler bel­li ve sı­nır­lı­dır.

Ba­kın de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Mec­li­sin mün­fe­sih ol­ma­sın­dan söz et­mi­yo­rum. Bu Mec­lis hiç­bir za­man mün­fe­sih ol­ma­ya­cak­tır. Bu­nun te­mi­na­tı yi­ne biz­le­riz. Ye­ni Mec­lis gö­re­ve baş­la­yın­ca­ya ka­dar mev­cut Mec­lis gö­re­vi­ni sür­dü­re­cek­tir, bun­da hiç­bir te­red­düt yok. An­cak, an­lat­ma­ya ça­lış­tı­ğı­mız şu: Mec­li­sin, iş­le­vi­ni ta­mam­la­dı­ğı böy­le bir dö­nem­de ya­pa­ca­ğı ça­lış­ma­lar, ru­tin ve zo­run­lu ya­sa­ma fa­ali­yet ve iş­lem­le­riy­le sı­nır­lı­dır. Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­yen bir Mec­li­sin bu ya­pı­sı kar­şı­sın­da Ana­ya­sa'nın 102'nci mad­de­sin­de­ki der­hal ye­ni­le­me sü­re­ci­nin baş­la­ma­sı ge­re­kir, bu ka­çı­nıl­maz­dır. Bu ana­ya­sal da­ya­nak, her hâlükârda Mec­lis ka­ra­rı­nın önü­ne ge­çe­cek ve ge­çer­li­lik ka­za­na­cak­tır. Der­hal ye­ni­le­me ira­de­si, Ana­ya­sa'nın 77 ve İç Tü­zük'ün 95'in­ci mad­de­sin­de­ki hâl ve şart­la­rın önü­ne ge­çer. Bu du­rum ana­ya­sal bir zo­run­lu­luk­tur.

As­lın­da, Mec­li­sin iş­le­vi­ni yi­tir­di­ği, et­kin­li­ği­ni kay­bet­ti­ği, bir an ev­vel ye­ni­len­me­si ge­rek­ti­ği, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi­nin 1'in­ci mad­de­sin­de de açık bir şe­kil­de ifa­de edi­li­yor. Tek­lif­te, se­çim dö­ne­mi­nin beş ye­ri­ne dört yıl ol­ma­sı ge­re­ği ve zo­run­lu­luk­tan söz edi­li­yor. Bu­nun an­la­mı çok açık. As­lın­da, bu du­rum, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız ve söz­cü­le­ri­miz ta­ra­fın­dan son bir iki yıl için­de her ze­min­de di­le ge­ti­ril­di. Hâl böy­le ol­ma­sı­na rağ­men, mev­cut ana­ya­sal sis­te­mi al­tüst eden, ken­di bün­ye­sin­de mut­lak çe­liş­ki­ler ta­şı­yan ve Par­la­men­to­nun mev­cut ko­nu­muy­la, ira­de­siy­le bağ­daş­ma­yan bir de­ği­şik­lik tek­li­fi­nin, be­şin­ci yı­lın bit­mek üze­re ol­du­ğu bir dö­nem­de gün­de­me ge­ti­ril­di­ği­ni gö­rü­yo­ruz. Bu­nun yan­lış­lı­ğı­nı, bu­nun ya­ra­ta­ca­ğı so­nuç­la­rı, yan­lış so­nuç­la­rı an­lat­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ge­ti­ril­mek is­te­ni­len, uy­gu­la­ma­ya so­kul­mak is­te­ni­len bu de­ği­şik­li­ğin mev­cut Ana­ya­sa pro­se­dü­rü ve 3376 sa­yı­lı Ana­ya­sa De­ği­şik­li­ği­nin Halk Oyu­na Su­nul­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun'un 2'nci mad­de­si kar­şı­sın­da en iyim­ser ih­ti­mal­le Ka­sım ve­ya Ara­lık 2007 ta­ri­hin­den ön­ce halk oy­la­ma­sı­na su­nul­ma­sı ve yü­rür­lük ka­zan­ma­sı söz ko­nu­su ol­ma­ya­cak­tır. Baş­ka bir ifa­dey­le, 22 Tem­muz ve­ya ya­kın bir ta­rih­te uy­gu­lan­ma­sı söz ko­nu­su ol­ma­yan hem ya­sal ve hem de Ana­ya­sal se­bep­ler­le uy­gu­lan­ma imkânı ol­ma­yan böy­le bir tek­lif­le Mec­lis gün­de­mi­ni ve ül­ke gün­de­mi­ni ne­den meş­gul edi­yo­ruz? Ne­den Tür­ki­ye'nin, ül­ke­nin, ül­ke­mi­zin ger­çek gün­de­mi­ni sap­tı­rı­yo­ruz? Ne­den bu ih­ti­ya­cı du­yu­yo­ruz?

Bu­nun se­be­bi çok açık. Tür­ki­ye'de, ba­kın de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, iki ay­dır hır­sız­lık­la­rı, yol­suz­luk­la­rı, yok­sul­luk­la­rı tar­tı­şa­mı­yo­ruz, yok­sul­lu­ğu ya­ra­tan se­bep­le­ri tar­tı­şa­mı­yo­ruz. Dev­let yö­net­me eh­li­ye­ti ol­ma­yan ki­fa­yet­siz ve muh­te­ris bir kad­ro ken­di ba­şa­rı­sız­lık­la­rı­nı ve so­rum­lu­luk­la­rı­nı giz­le­ye­bil­mek için ve yol­suz­luk­la­rın ko­nu­şul­ma­sı­nı en­gel­le­ye­bil­mek için gün­de­mi de­ğiş­ti­ri­yor. Olay bu ka­dar açık, bu ka­dar ba­sit. Bu­nu ya­par­ken de hem fi­ilî an­lam­da hem hu­ku­ki an­lam­da ve hem de fel­se­fi an­lam­da anar­şi ya­rat­mak­tan ka­çın­mı­yo­ruz. Ya­rat­tı­ğı bu anar­şi­nin top­lum­da yol aç­tı­ğı tah­ri­ba­tı umur­sa­ma­yan, sa­de­ce ve sa­de­ce gü­nü kur­tar­ma­ya ça­lı­şan po­pü­list bir an­la­yı­şın ve Go­eb­bels pro­pa­gan­da­sı­na da­ya­lı Mak­ya­ve­list bir an­la­yı­şın acı­ma­sız­ca ya­şan­dı­ğı bir Tür­ki­ye gün­de­miy­le kar­şı kar­şı­ya­yız.

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Go­eb­bels pro­pa­gan­da­sı­nı siz ya­pı­yor­su­nuz.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - "Go­eb­bels pro­pa­gan­da­sı" ifa­de­sin­den ra­hat­sız ol­du­ğu­nuz an­la­şı­lı­yor.

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - İkin­ci Dün­ya Sa­va­şı sı­ra­sın­da Hit­ler'i des­tek­le­yen siz­si­niz.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - As­lın­da, bu, si­zin için­de bu­lun­du­ğu­nuz ruh hâli­ni yan­sı­tı­yor.

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - İkin­ci Dün­ya Sa­va­şı sı­ra­sın­da fa­şist Hit­ler'i des­tek­le­yen siz­si­niz.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Çün­kü, siz, Tür­ki­ye'de, par­ti dev­le­ti an­la­yı­şı­nı, fa­şi­zan yö­ne­ti­mi ger­çek­leş­tir­me­ye ça­lı­şı­yor­su­nuz ve dra­ma­tik olan ne­dir bi­li­yor mu­su­nuz?

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Efen­dim?

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Üzü­cü olan ne­dir bi­li­yor mu­su­nuz?

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Ne­dir?

BAŞ­KAN - Sa­yın Ter­zi­ba­şı­oğ­lu, lüt­fen, ha­ti­be mü­da­ha­le et­me­yi­niz.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Bu­nun bi­lin­cin­de de­ğil­si­niz.

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Bi­lin­cin­de­yiz.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Bu­nun id­ra­kin­de de­ğil­si­niz.

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Ken­di yap­tık­la­rı­nız­la ay­na­ya ba­kın, ay­na­ya!

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Bu so­rum­lu­luk an­la­yı­şı­na sa­hip de­ğil­si­niz.

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Ken­di yap­tık­la­rı­nı­zı baş­ka­sı­na an­la­tın.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Bu ka­dar so­rum­suz ve bi­linç­siz bir an­la­yı­şa sa­hip­si­niz.

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Siz, 27 Ma­yıs ih­ti­la­li­nin al­tı­na im­za at­tı­nız.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; bu tek­li­fin hiç­bir sis­te­ma­ti­ği ve tu­tar­lı­lı­ğı yok. İk­ti­dar ola­rak, dört yıl­dan bu ya­na, her ze­min­de, Cum­hur­baş­ka­nı yet­ki­le­ri­nin son de­re­ce ge­niş ol­du­ğu, bu­nun par­la­men­ter sis­te­min özüy­le bağ­daş­ma­dı­ğı, Hükûme­tin ve Baş­ba­ka­nın eli­ni ko­lu­nu bağ­la­dı­ğı, ini­si­ya­tif kul­la­na­maz hâle ge­tir­di­ği­ni her ze­min­de an­la­tı­yor­su­nuz. Bu ka­dar ge­niş yet­ki­le­ri olan bir Cum­hur­baş­ka­nı­nın hu­ku­ken so­rum­suz ol­ma­sı­nın eş­ya­nın ta­bi­atı­na uy­gun ol­ma­dı­ğı­nı ifa­de edi­yor­su­nuz, böy­le­si­ne ge­niş yet­ki­le­ri olan bir Cum­hur­baş­ka­nı­nın ay­rı­ca hu­ku­ki ve si­ya­sal so­rum­lu­lu­ğu­nun ol­ma­sı ge­re­ği­ni ifa­de edi­yor­su­nuz. Ka­bul et­mek ge­re­kir ki de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu gö­rüş ve eleş­ti­ri­ler, cid­di ola­rak, ana­ya­sal bü­tün­lük ve so­rum­lu­luk için­de, hem aka­de­mik dü­zey­de ve hem de el­bet­te bu Mec­lis ça­tı­sı al­tın­da tar­tı­şıl­ma­lı­dır. Bu­na hiç kim­se­nin bir di­ye­ce­ği ola­maz. Bu bir si­ya­si ter­cih­tir, ze­mi­ni için­de ve mut­la­ka tar­tı­şıl­ma­lı­dır de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Hâl böy­ley­ken, bu tek­lif­le ne yap­tı­ğı­mı­zın aca­ba bi­lin­cin­de mi­si­niz Sa­yın Muğ­la Mil­let­ve­ki­li? Bu­nun bi­lin­cin­de ol­ma­dı­ğı­nız gö­rü­lü­yor. Ola­yın esa­sı za­ten bu­ra­da dü­ğüm­le­ni­yor Sa­yın Mil­let­ve­ki­li.

Ba­kın de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ne ya­pı­yo­ruz bu tek­lif­le, bu tek­lif­le ne ya­pı­yo­ruz? Cum­hur­baş­ka­nı­nın bu yet­ki­le­ri­ni mu­ha­fa­za et­ti­ği­miz gi­bi, ay­rı­ca, hal­ko­yuy­la se­çil­me­si­ni ila­ve ola­rak ge­ti­ri­yo­ruz. So­rum­lu­luk du­ru­mu­nu ne ya­pı­yo­ruz? Mev­cut Ana­ya­sa'da ol­du­ğu gi­bi hem si­ya­se­ten ve hem de hu­ku­ken so­rum­suz ol­ma­sı du­ru­mu­nu sür­dü­rü­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, böy­le bir dü­zen­le­me­nin hu­ku­ki ve si­ya­si bir man­tı­ğı ola­bi­lir mi?

Söz­cü­le­ri­niz -ba­kın, 4'ün­cü mad­de­yi gö­rü­şü­yo­ruz- sa­yın grup baş­kan ve­kil­le­ri­niz, lüt­fe­dip bu ko­nu­da bir açık­la­ma ge­tir­di­ler mi, bu ko­nu­da bir de­ğer­len­dir­me yap­tı­lar mı?

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Kart, bir da­ki­ka­lık ek sü­re ve­ri­yo­rum. Ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run efen­dim.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, bu­ra­da, 4'ün­cü mad­de­nin gö­rü­şül­me­si mü­za­ke­re­si aşa­ma­sın­da son de­re­ce cid­di ih­lal­ler yap­tı­nız. O nok­ta­da, ben, bu ih­lal­le­ri ber­ta­raf et­mek adı­na, hoş­gö­rü gös­ter­me­ni­zi önem­le ifa­de edi­yo­rum, an­la­yış gös­ter­me­ni­zi ifa­de edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Ek sü­re ver­dim efen­dim si­ze.

Bu­yu­run.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Ama, bu­ra­da, ba­kın, o yan­lış­lı­ğı, lüt­fen, ye­ni bir tar­tış­ma­ya yol aç­ma­dan, bu nok­ta­da an­la­yış gös­ter­me­niz ge­re­ği­ni bir kez da­ha ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ge­ti­ri­len bu tek­lif­le ne yap­mak is­ti­yo­ruz? Ba­kın, şu an­da, Ana­ya­sa'mız­da mev­cut olan Cum­hur­baş­ka­nı­nın yet­ki­le­ri­ni mu­ha­fa­za et­ti­ği­miz gi­bi, ay­rı­ca, hal­ko­yuy­la, ona çok ge­niş yet­ki­ler ve­ri­yo­ruz. So­rum­lu­luk du­ru­mu­nu ne ya­pı­yo­ruz? Mev­cut Ana­ya­sa'da ol­du­ğu gi­bi, hem si­ya­se­ten ve hem de hu­ku­ken so­rum­suz ol­ma­sı hâli­ni sür­dü­rü­yo­ruz. Böy­le bir dü­zen­le­me­nin hu­ku­ki ve si­ya­si bir man­tı­ğı ola­bi­lir mi? Bu­nun bir açık­la­ma­sı ola­bi­lir mi? Hem hal­ko­yuy­la ge­len ve ge­niş yet­ki­le­ri olan, an­cak hu­ku­ki ve si­ya­si ola­rak so­rum­lu ol­ma­yan bir Cum­hur­baş­ka­nı... Böy­le bir dü­zen­le­me ka­bul edi­le­bi­lir mi? Ya­ni, Ana­ya­sa'nın…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Kart, te­şek­kür edi­yo­rum efen­dim si­ze.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, çok is­tir­ham edi­yo­rum… Ba­kın, bu nok­ta­da tar­tış­ma aç­mak is­te­mi­yo­rum, ama lüt­fen, an­la­yış gös­te­rin.

BAŞ­KAN - Hak­lı­sı­nız, ben bir şey de­mi­yo­rum, ama bu hu­sus­ta­ki gö­rüş­ler bü­tün mad­de­ler­de açık­la­nır. Di­ğer mad­de­ler­de de­vam ede­bi­lir­si­niz. Ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­mak için sa­de­ce bir da­ki­ka­lık sü­re­ni­zi tek­rar baş­la­tı­yo­rum ve bi­ti­re­ce­ğim bun­dan son­ra. Lüt­fen, Sa­yın Kart, ta­mam­la­yın ko­nuş­ma­nı­zı.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, ba­kın, bu­ra­da, Baş­kan­lık ma­ka­mı ola­rak, Baş­kan­lık Di­va­nı ola­rak yap­tı­ğı­nız fa­hiş bir yan­lış­lı­ğı tek­rar tar­tış­ma­ya aç­mak is­te­mi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kart, lüt­fen, is­tir­ham ede­rim… Lüt­fen…

Bu­yu­run.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; as­lın­da, ge­ti­ri­len bu tek­li­fin özün­de ne­yi gö­rü­yo­ruz? Şu­nu gö­rü­yo­ruz: Se­çim dö­ne­mi­ne yö­ne­lik ola­rak si­ya­si pro­pa­gan­da ve is­tis­mar mal­ze­me­si sağ­la­mak is­te­yen bir yö­ne­tim an­la­yı­şı­nı gö­rü­yo­ruz. On­dan son­ra da, bü­tün bu sü­reç­ten son­ra da, mağ­du­ru ve maz­lu­mu oy­na­mak is­te­yen, bü­tün mal­ze­me­si­ni bu yö­ne has­re­den bir si­ya­si ik­ti­dar an­la­yı­şı­nı gö­rü­yo­ruz. An­cak unut­ma­yı­nız ki, unu­tul­ma­ma­lı­dır ki, halk, bu kad­ro­nun ve bu si­ya­set an­la­yı­şı­nın Tür­ki­ye'yi yö­net­me eh­li­ye­ti­nin ol­ma­dı­ğı­nı, bu kad­ro­nun hu­ku­ki ve si­ya­si ka­os ya­rat­mak­tan baş­ka bir be­ce­ri­si­nin ol­ma­dı­ğı­nı ar­tık gö­rü­yor.

ÖNER ER­GENÇ (Si­irt) - 22 Tem­muz­da gö­rü­rüz.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Dü­şü­ne­bi­li­yor mu­su­nuz, bü­tün mal­ze­me­niz, en önem­li mal­ze­me­le­ri­niz­den bir ta­ne­si…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür ede­ce­ğim...

BAŞ­KAN - Sa­yın Kart, te­şek­kür edi­yo­rum.

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­ce­ğim...

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim efen­dim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri…

ATİL­LA KART (De­vam­la) - Bir cüm­le… Te­şek­kür ede­ce­ğim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim efen­dim. Ha­yır efen­dim, ta­mam­la­dım. Lüt­fen, is­tir­ham edi­yo­rum… İkin­ci de­fa uzat­tım, lüt­fen…

ATİL­LA KART (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Ge­nel ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 3'ün­cü mad­de­si­nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu arz edi­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı   :   426

Ka­bul                         :   353

Ret                             :   67

Çe­kim­ser                   :     4

Boş                            :     2

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 4'ün­cü mad­de­si­nin giz­li oy­la­ma­sı­na Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

(Oy­lar top­lan­dı)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, Ge­nel Ku­rul­da bu­lu­nup da oyu­nu kul­lan­ma­yan mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız var mı efen­dim? Yok.

Oy­la­ma iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Gö­rev­li ar­ka­daş­lar ku­pa­la­rı kal­dır­sın­lar.

(Oy­la­rın ayı­rı­mı­na baş­lan­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, tek­li­fin 5'in­ci mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 5- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın 102 nci mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"MAD­DE 102- Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi, Cum­hur­baş­ka­nı­nın gö­rev sü­re­si­nin dol­ma­sın­dan ön­ce­ki alt­mış gün için­de; ma­ka­mın her­han­gi bir se­bep­le bo­şal­ma­sı ha­lin­de ise bo­şal­ma­yı ta­kip eden alt­mış gün için­de ta­mam­la­nır.

Ge­nel oy­la ya­pı­la­cak se­çim­de, ge­çer­li oy­la­rın salt ço­ğun­lu­ğu­nu alan aday Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­miş olur. İlk oy­la­ma­da bu ço­ğun­luk sağ­la­na­maz­sa, bu oy­la­ma­yı iz­le­yen ikin­ci pa­zar gü­nü ikin­ci oy­la­ma ya­pı­lır. Bu oy­la­ma­ya, ilk oy­la­ma­da en çok oy al­mış bu­lu­nan iki aday ka­tı­lır ve ge­çer­li oy­la­rın ço­ğun­lu­ğu­nu alan aday Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­miş olur.

İkin­ci oy­la­ma­ya ka­tıl­ma­ya hak ka­za­nan aday­lar­dan bi­ri­nin ölüm ve­ya se­çil­me ye­ter­li­ği­ni kay­bet­me­si ha­lin­de; ikin­ci oy­la­ma, bo­şa­lan aday­lı­ğın bi­rin­ci oy­la­ma­da­ki sı­ra­ya gö­re ika­me edil­me­si su­re­tiy­le ya­pı­lır. İkin­ci oy­la­ma­ya tek ada­yın kal­ma­sı ha­lin­de, bu oy­la­ma re­fe­ran­dum şek­lin­de ya­pı­lır. Aday, ge­çer­li oy­la­rın ço­ğun­lu­ğu­nu al­dı­ğı tak­dir­de Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­miş olur.

Cum­hur­baş­ka­nı gö­re­ve baş­la­yın­ca­ya ka­dar gö­rev sü­re­si do­lan Cum­hur­baş­ka­nı­nın gö­re­vi de­vam eder.

Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ne iliş­kin usûl ve esas­lar ka­nun­la dü­zen­le­nir."

BAŞ­KAN - Mad­de­nin gö­rüş­me­le­ri­ne geç­me­den ön­ce, Ko­mis­yo­nun bir tas­hih ta­le­bi var.

Bu­yu­run.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­ka­nım, bu 5'in­ci mad­de­nin üçün­cü fık­ra­sın­da­ki "ölüm" ke­li­me­si­nin "ölü­mü" bi­çi­min­de ol­ma­sı ge­re­ki­yor; bu­nu arz ede­rim.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

Ge­rek­li not­lar alın­mış­tır.

Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem Kı­lıç.

Bu­yu­run Sa­yın Kı­lıç.

CHP GRU­BU ADI­NA MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan Ana­ya­sa pa­ke­ti­nin 5'in­ci mad­de­siy­le il­gi­li gö­rüş­le­ri­mi arz ede­ce­ğim. Yü­ce he­ye­ti say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ma­lu­mu­nuz, ik­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le Mec­lis ka­ra­rı alın­dı, 22 Tem­muz­da er­ken se­çi­me gi­di­li­yor. Ger­çi, bir par­ti Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu­na baş­vu­ra­rak se­çi­min da­ha da er­ke­ne alın­ma­sı­nı ta­lep et­ti bir an­lam­da, çün­kü, Ana­ya­sa'mı­zın 102'nci mad­de­sin­de, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi ya­pı­la­ma­yın­ca derhâl se­çi­me gi­di­lir de­ni­li­yor­du. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, red­de­dil­se bi­le, 22 Tem­muz­da gi­di­le­cek se­çim için şu­ra­da iki bu­çuk ay­lık bir sü­reç var.

Pe­ki, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si ik­ti­da­ra ye­ni mi gel­di? Yak­la­şık dört bu­çuk yıl­dır ik­ti­dar­day­dı­nız. Şu an­da gö­rüş­tü­ğü­müz me­tin, Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği met­ni, ya­ni, bir an­lam­da Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin, Tür­ki­ye'nin ku­ru­lu­şu­nun, te­me­li­nin ve yö­ne­ti­mi­nin ana ku­ral­la­rı­nın be­lir­len­di­ği bir me­tin. Bu­ra­da, bir de­ği­şik­lik yap­ma­ya gi­di­li­yor, hem de se­çi­me çok az bir sü­re kal­mış­ken.

Pe­ki, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği sev­da­sı ne­re­den çık­tı? Ya­ni, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin böy­le bir dü­şün­ce­si var­dı da şim­di­ye ka­dar za­man mı bu­la­ma­dı? Ha­yır. Ya­ni, ken­di­li­ğin­den olu­şan ve­ya ken­di ira­de­le­riy­le or­ta­ya koy­duk­la­rı bir dü­şün­ce de­ğil­di; sa­de­ce, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim sü­re­cin­de Ana­va­tan Par­ti­siy­le gö­rüş­me­ye git­tik­le­rin­de, Ana­va­tan Par­ti­si, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­ne "bu pa­ke­ti ge­ti­rir­se­niz biz de si­ze des­tek ve­ri­riz" an­la­yı­şın­da olun­ca, "aca­ba Sa­yın Ab­dul­lah Gül'ü seç­ti­re­bi­lir mi­yiz, iş­te böy­le bir ma­nev­ra ger­çek­leş­ti­rir­sek bu­nu ya­pa­bi­lir mi­yiz" an­la­yı­şın­da, böy­le bir pa­ket ge­tir­di­niz. Ya­ni, bu­nun ne­ti­ce­ye ulaş­ma­ya­ca­ğı­nı, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, siz­ler bil­mi­yor mu­su­nuz? Ko­mis­yon gö­rüş­me­le­ri sı­ra­sın­da, Er­sön­mez Yar­bay ar­ka­da­şı­mız, açık­ça, sa­mi­mi bir dil­le, tec­rü­be­li bir par­la­men­ter ola­rak söy­le­di, di­le ge­tir­di. De­di ki: "Bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği pa­ke­ti, bu sü­reç­te, bu sü­reç için­de ye­tiş­mez" de­di, "bu, ka­dük olur" de­di, "bo­şu­na uğ­ra­şı­yo­ruz" de­di, "şu an­da bir se­çi­me gi­di­yo­ruz -22 Tem­muz­da- se­çi­me odak­la­na­lım" de­di. Ama ne ya­zık ki, hâlâ bu sü­reç­te uğ­ra­şıp du­ru­yor­su­nuz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bi­zim ak­lı­mı­za şu gel­di: Aca­ba, bir an­lam­da, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si, se­çi­me gi­der­ken hal­ka söy­le­ye­ce­ği, hal­ka va­at ede­bi­le­ce­ği, hal­ka ve­re­bi­le­ce­ği bir şey kal­ma­dı da, sa­de­ce, hal­ka "ya, biz si­ze bir şey ve­re­me­dik ama, bak si­zin önü­nü­ze Cum­hur­baş­ka­nı seç­me imkânı ve­ri­yo­ruz" mu di­ye­cek aca­ba? Bu­nun için mi bu de­ği­şik­lik pa­ke­ti üze­rin­de bu ka­dar ıs­rar­la du­ru­yor­su­nuz?

ALİ İBİŞ (İs­tan­bul) - Siz de söy­le­di­ği­ni­ze inan­mı­yor­su­nuz!

MU­HAR­REM KI­LIÇ (De­vam­la) - Çün­kü, bu sü­re­cin ye­tiş­me­ye­ce­ği gün gi­bi or­ta­da de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Şu an­da gö­rüş­me­ler ya­pı­lı­yor. Bu gö­rüş­me­ler­den iki gün son­ra bir oy­la­ma da­ha ya­pı­la­cak. Cum­hur­baş­ka­nı sü­re­ci var. O sü­reç ger­çek­leş­se bi­le, da­ha son­ra bu­nun­la il­gi­li, halk oy­la­ma­sı­na yö­ne­lik ay­rı bir ka­nun var ma­lu­mu­nuz. O ka­nun­da "halk oy­la­ma­sı­na su­nul­ma­sı için yüz yir­mi gün ge­re­kir" de­ni­li­yor. Ya­ni, bu sü­re­cin ye­tiş­me­ye­ce­ği­ni her­kes bi­li­yor.

(Ak­sa­ray Mil­let­ve­ki­li Ra­ma­zan Top­rak "Mec­lis Kaç­kın­la­rı" man­şet­li bir ga­ze­te­ gös­ter­di)

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Ne ya­zı­yor ora­da?

MU­HAR­REM KI­LIÇ (De­vam­la) - Mec­lis­ten kim­se kaç­mı­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Sa­de­ce, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin yap­tı­ğı, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin da­yat­ma­cı zih­ni­ye­ti­ni ka­mu­oyu­na an­lat­mak; çün­kü, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si bu sü­re­ci, ne ya­zık ki çok iyi yö­ne­te­me­di. Ger­çek­ten çok bü­yük bir grup­su­nuz; ya­ni, bu halk, bu mil­let si­ze çok bü­yük bir grup ver­di; an­cak, bu gru­bun kıy­me­ti­ni bi­le­me­di­niz.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Siz de Mec­li­sin...

MU­HAR­REM KI­LIÇ (De­vam­la) - Ya­ni, bu­nu na­sıl izah ede­cek­si­niz? Ya­ni, 353 ki­şi­lik Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu­nun, bu ka­dar bü­yük ço­ğun­luk­la Cum­hur­baş­ka­nı se­çe­me­me­si­nin ma­ze­re­ti­ni na­sıl ya­ra­ta­cak­sı­nız?

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - 400... 400...

MU­HAR­REM KI­LIÇ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, siz­ler, bir an­lam­da ço­ğun­luk sar­hoş­lu­ğu­na ka­pıl­dı­nız, de­di­niz ki: Bi­zim ço­ğun­lu­ğu­muz var, biz ne der­sek o olur. 367'yle il­gi­li bi­zim iti­raz­la­rı­mı­zı dik­ka­te al­ma­dı­nız. Dik­ka­te al­say­dı­nız, o za­man uz­laş­ma ze­mi­ni arar­dı­nız. Uz­laş­ma ze­mi­ni­ne gel­sey­di­niz, Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız açık­ça ifa­de et­miş­ti "biz, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­sin­den bir Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı­nın çık­ma­sı­nı ta­bii ki ka­bul ede­riz "de­miş­ti. An­cak, de­di­niz ki… Siz de de­me­de­niz, ya­ni, si­ze söy­lü­yo­rum ama, siz de de­me­di­niz, çün­kü, si­zin de ha­be­ri­niz yok­tu, bi­zim ha­be­ri­miz ol­ma­dı­ğı gi­bi, ki­min aday ola­ca­ğı nok­ta­sın­da, bu bü­yük gru­bun da ha­be­ri yok­tu, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu­nun için­de sa­de­ce, sa­nı­rım, o mer­kez­de yer alan bir­kaç ki­şi otu­ru­yor­lar, ki­mi aday ya­pa­lım, ki­mi yap­ma­ya­lım. Oy­sa, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, de­mok­ra­si­ler­de böy­le bü­yük bir ço­ğun­luk gru­bu önem­li bir ka­rar alır­ken, bu­nu sa­de­ce üç ki­şi­nin ka­ra­rıy­la sı­nır­la­ya­bi­lir mi?

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - He­pi­mi­ze sor­du­lar.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (De­vam­la) - Ne ya­zık ki, böy­le bir sü­re­ci çok kö­tü yö­net­ti­niz.

Şu an­da se­çi­me gi­di­yor­su­nuz. Se­çi­me gi­der­ken, yok­sul­luk­tan bah­se­de­me­ye­cek­si­niz, çün­kü, yok­sul­lu­ğu ön­le­mek üze­re gel­di­niz, ama, yok­sul­lu­ğu ön­le­ye­me­di­niz. Bel­ki, bir grup in­san çok bü­yük zen­gin­lik­le­re, var­lık­la­ra sa­hip ol­muş­tur, an­cak, hal­kın ge­niş ke­si­mi yok­sul­luk­tan kur­tu­la­ma­dı.

Yol­suz­luk­la­rı ön­le­ye­ce­ği­ni­zi söy­le­di­niz. Yol­suz­luk­la­rın bir aya­ğı da do­ku­nul­maz­lık­tı, çün­kü, po­li­ti­ka­cı­ya sır­tı­nı da­ya­ma­yan hiç­bir bü­rok­rat yan­lış iş ya­pa­maz. Bu ne­den­le, do­ku­nul­maz­lık­lar ko­nu­sun­da ver­di­ği­niz söz­de du­ra­ma­dı­nız, ya­ni, şu an­da, se­çim­le­re gi­der­ken, tek­rar "do­ku­nul­maz­lık" la­fı­nı ağ­zı­nı­za ala­bi­le­cek mi­si­niz? Bu ne­den­le, bel­ki geç­miş­te yol­suz­luk­lar bel­li mer­kez­ler­de ya­pı­lı­yor­du, ama, şu an­da, sa­ye­niz­de, yol­suz­luk­lar en üc­ra bi­rim­le­re ka­dar, il­le­re, il­çe­le­re ka­dar ya­yıl­dı. Ar­tık, ora­lar­da ida­re­ci­ler, bir an­lam­da, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin teş­ki­lat­la­rı­nın yön­len­dir­me­siy­le tüm iha­le­le­ri bel­li grup­la­ra ver­me­ye baş­la­dı­lar. Ya­ni, yol­suz­luk­lar da al­dı ba­şı­nı gi­di­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yok­sul­lu­ğu ön­le­ye­me­di­niz, yol­suz­lu­ğu ön­le­ye­me­di­niz. Pe­ki, çift­çi­ye bir şey ve­re­bil­di­niz mi? Biz köy­le­ri ge­zi­yo­ruz, çift­çi­yi ge­zi­yo­ruz. Çift­çi kan ağ­lı­yor. Çift­çi pe­ri­şan. Ben, git­ti­ğim köy­ler­de di­yo­rum ki: "Ar­ka­daş­lar, si­ze bir so­ru so­ra­ca­ğım. 2002'de­ki du­ru­mu­nuz mu da­ha iyiy­di, yok­sa, şu an­da, 2007'de­ki du­ru­mu­nuz mu da­ha iyi?" Sa­mi­mi­yet­le söy­lü­yo­rum, hiç­bir ta­ne­si "Sa­yın ve­ki­lim, ya, şu an­da bi­zim du­ru­mu­muz da­ha iyi." di­ye­mi­yor­lar, çün­kü köy­lü­yü, çift­çi­yi per­me­pe­ri­şan et­ti­niz. Es­naf kan ağ­lı­yor, çün­kü Ana­do­lu'da es­na­fı bes­le­yen köy­lü­dür de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Es­na­fı bes­le­yen köy­lü­dür, çift­çi­dir…

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Mu­har­rem Bey, çift­çi­ye 5,6 kat­ril­yon pa­ra ver­dik!

MU­HAR­REM KI­LIÇ (De­vam­la) - …an­cak çift­çi­nin ce­bin­de pa­ra ol­ma­yın­ca, o za­man es­naf­ta da bir pa­ra ol­mu­yor, o za­man es­naf da pe­ri­şan olu­yor, es­naf ke­penk ka­pa­tı­yor. Ma­lat­ya'da, iki yıl ön­ce, ya­ni bu sü­reç için­de 2.500 ta­ne es­naf ke­penk ka­pat­tı, çün­kü ka­yı­sı­yı öl­dür­dü­nüz, ka­yı­sı di­ye bir olay kal­ma­dı. Ka­yı­sı Bir­li­ği ka­pat­ma nok­ta­sı­na ge­tir­di­niz. Ma­lat­ya'da­ki fab­ri­ka­la­rı, ya­ni önem­li is­tih­dam sağ­la­yan fab­ri­ka­la­rı ka­pat­tı­nız. Sü­mer­bank ka­pan­dı. Siz gel­di­ği­niz­de 1.100 ki­şi ça­lı­şan Te­kel fab­ri­ka­sı ka­pan­dı. Şe­ker fab­ri­ka­sı­nı ka­pa­tı­yor­du­nuz, özel­leş­tir­me­de böy­le bir ka­rar alın­mış­tı, ora­da­ki tep­ki­ler üze­ri­ne ge­ri adım at­tı­nız.

Ya­ni, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, söy­le­mek is­te­di­ğim, ne iş­çi­ye ne me­mu­ra ne çift­çi­ye ne es­na­fa ne de emek­li­ye… Özel­lik­le emek­li­le­rin du­ru­mu da­ha iç­ler acı­sı. Ya­ni, bun­la­ra bir şey ve­re­me­yin­ce, bun­la­ra bir ya­rar sağ­la­ya­ma­yın­ca, se­çim­le­re gi­der­ken, önü­nü­ze san­dık ge­li­yor, zo­run­lu ola­rak san­dık ge­li­yor. Ger­çi, Mec­lis­ten ka­rar ala­rak se­çim tak­vi­mi­ni be­lir­le­di­niz, an­cak be­lir­le­me­se­niz bi­le, za­ten zo­run­lu ola­rak bu Mec­lis se­çi­me gi­de­cek­ti; ya­ni Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi aka­me­te uğ­ra­yın­ca, bu Mec­lis se­çi­me gi­de­cek­ti.

Sa­mi­mi­yet­le söy­lü­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin, şu kos­ko­ca gru­bun, içi­ne düş­tü­ğü du­ru­ma…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız, ek sü­re ver­dim si­ze.

Bu­yu­run.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (De­vam­la) - …üzü­lü­yo­rum.

ALİ İBİŞ (İs­tan­bul) - Mil­let de­ğer­len­di­ri­yor!

MU­HAR­REM KI­LIÇ (De­vam­la) - Çok bü­yük bir grup­su­nuz. Ya­ni, ne yap­tı­ğı­nı­zı bi­le­mez du­ru­ma düş­tü­nüz.

Se­çi­me gi­di­yo­ruz, ya­ni 102'nci mad­de­ye gö­re zo­run­lu ola­rak se­çi­me gi­di­le­cek, on­dan ön­ce Mec­lis ka­ra­rı alı­yor­su­nuz. Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim sü­re­ci de­vam edi­yor, de­vam eder­ken Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ne yö­ne­lik dü­zen­le­me yap­ma­ya ça­lı­şı­yor­su­nuz. Ya­ni, kos­ko­ca AKP Gru­bu­nu kon­trol­süz bir sü­re­ce it­ti­niz. Bir rek­lam var­dır "kon­trol­süz güç, güç de­ğil­dir" der. Ya­ni, şu an­da AKP'nin düş­tü­ğü du­rum da bu­dur.

Bu dü­şün­ce­ler­le, yü­ce he­ye­te say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum, iyi gün­ler di­li­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kı­lıç.

Sağ olun.

Şah­sı adı­na, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met Kan­do­ğan.

Bu­yu­run Sa­yın Kan­do­ğan.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­niz­li) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. 1409 sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi üze­rin­de dü­şün­ce­le­ri­mi açık­la­mak için hu­zur­la­rı­nız­da­yım.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, çok uzun za­man­dan be­ri Tür­ki­ye'nin gün­de­min­de olan er­ken se­çim, 5+5, Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­kın seç­me­si, mil­let­ve­kil­li­ği se­çim­le­ri­nin dört yıl­da bir ya­pıl­ma­sı me­se­le­si bü­tün si­ya­si par­ti­le­rin gün­de­min­de olan ve bü­tün plat­form­lar­da si­ya­si par­ti­ler ta­ra­fın­dan di­le ge­ti­ri­len hu­sus­lar­dır.

O ba­kım­dan, bu­gün, böy­le önem­li bir ka­nun tek­li­fi­nin Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin gün­de­mi­ne gel­me­sin­de kul­la­nı­lan oy sa­yı­la­rı­nın, 550 ki­şi­nin, mil­let­ve­ki­li­nin bu­lun­du­ğu Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de 360'lar se­vi­ye­sin­de kal­mış ol­ma­sın­dan bü­yük bir üzün­tü du­yu­yo­rum, bü­yük bir hu­zur­suz­luk içe­ri­sin­de­yim. Yıl­lar­dır söy­le­ni­len ve ger­çek­leş­me­si için önü­müz­de al­tın bir tep­si içe­ri­sin­de su­nu­lan bu me­se­le­le­rin Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de ka­nun­laş­ma­sı ve ha­ya­ta geç­me­si en bü­yük di­le­ğim. Ben, bu­nun için, bu­nun için Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­rin­de gir­dim. Yal­nız, bi­raz ön­ce, Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan Ve­ki­li Sa­yın Sa­rı­baş bu­ra­ya ge­lip, be­nim dö­nek ol­du­ğu­mu ve "uma­rım bir hay­li de ser­vet sa­hi­bi ol­muş­tur" şek­lin­de­ki ifa­de­si­ne de bir ce­vap ver­mek is­ti­yo­rum. Şim­di, eğer bu iş­ler ser­vet­le olu­yor­sa, şu an­da ken­di ara­la­rın­da otu­ran iki ar­ka­da­şı­mız da o gün Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne gir­miş­tir, oy kul­lan­mış­lar­dır. Eğer bir ser­vet söz ko­nu­su ise Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bun­dan bu­ra­ya gi­ren o iki ar­ka­daş­la il­gi­li de Sa­yın Sa­rı­baş ay­nı söz­le­ri söy­lü­yor mu, söy­le­ye­bi­li­yor mu? Bu­nun tak­di­ri­ni si­ze bı­ra­kı­yo­rum. Be­nim, bir­çok ko­nuy­la il­gi­li fi­kir de­ğiş­tir­di­ği­mi ifa­de eden bir ko­nuş­ma da var içe­ri­sin­de. Ben söy­le­di­ğim her sö­zün ar­ka­sın­da du­ru­rum, hiç­bir is­tik­bal en­di­şe­si ve ge­le­cek bek­len­ti­si içe­ri­sin­de de­ği­lim. Ba­na bu­nu söy­le­yen Sa­yın Sa­rı­baş'ın, ba­kın, bir açık­la­ma­sı, 27/2/2007. Ay­nen şu­nu söy­lü­yor Sa­yın Sa­rı­baş. Bu ifa­de­yi, ben, Sa­yın Meh­met Ağar'la bir ara­cın içe­ri­sin­dey­ken, baş ba­şay­ken…

BAŞ­KAN - Sa­yın Kan­do­ğan, şah­si ko­nu­la­ra gir­me­ye­lim, lüt­fen.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Evet, mü­sa­ade eder­se­niz. Ba­kın, ama, bu çok cid­di id­dia var.

Ay­nı araç­ta iken bu­nu oku­duk Sa­yın Ağar'la be­ra­ber. Ba­kın, Sa­yın Sa­rı­baş o gün ne söy­le­miş…

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Mad­de­ye gel, mad­de­ye.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - "Dün Su­sur­luk'la be­ra­ber­di­ler." "Dün Su­sur­luk'la be­ra­ber­di­ler, bu­gün PKK'yla be­ra­ber­ler. Çı­kar­la­rı Su­sur­luk olun­ca Su­sur­luk'la, PKK'da olun­ca PKK'yla ha­re­ket eden­le­rin bu mil­le­te ve­re­ce­ği hiç­bir şey yok­tur. Bun­la­rın işi, de­mek ki, sa­de­ce çe­te­ler­le bir­lik­te ol­mak." Kim söy­lü­yor bu­nu? Sa­yın Sü­ley­man Sa­rı­baş söy­lü­yor. Ne­re­de şim­di Sa­yın Sa­rı­baş? Meh­met Ağar'ın ar­ka­sın­da. Onun için, ben her söy­le­di­ğim sö­zün ar­ka­sın­da du­ru­yo­rum, ama bu söz­le­ri söy­le­yen Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan Ve­ki­li Sa­yın Sü­ley­man Sa­rı­baş, Meh­met Ağar'ın ar­ka­sın­da na­sıl du­ra­cak, me­rak edi­yor, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 4'ün­cü mad­de­si­nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı  :   415

Ka­bul                       :   350

Ret                            :     56

Çe­kim­ser                  :       4

Boş                           :       4

Ge­çer­siz                   :       1

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, 5'in­ci mad­de­nin giz­li oy­la­ma­sı­na Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

Bu­yu­run.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na baş­lan­dı)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Ge­nel Ku­rul­da bu­lu­nup da oyu­nu kul­lan­ma­yan mil­let­ve­kil­le­ri­miz lüt­fen oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar. Ay­rı­ca, vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­la­rı­mız var ise, ba­kan­la­rı­mız da oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar efen­dim.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, oy ver­me iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Gö­rev­li ar­ka­daş­la­rı­mız ku­pa­la­rı kal­dır­sın­lar efen­dim.

(Oy­la­rın ayı­rı­mı­na baş­lan­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, tek­li­fin mad­de 6'ya bağ­lı ge­çi­ci 18'in­ci mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 6- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na aşa­ğı­da­ki ge­çi­ci mad­de­ler ek­len­miş­tir.

"GE­Çİ­Cİ MAD­DE   18- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın 67 nci mad­de­si­nin son fık­ra­sı, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­nin ya­pı­la­bil­me­si için çı­ka­rıl­ma­sı ge­re­ken ka­nun hü­küm­le­ri ile se­çim ka­nun­la­rın­da ya­pı­la­cak de­ği­şik­lik­ler ba­kı­mın­dan dik­ka­te alın­maz.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun bir dü­zelt­me ta­le­bi var.

Bu­yu­run.

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ SE­Mİ­HA ÖYÜŞ (Ay­dın) - Sa­yın Baş­kan, ge­çi­ci mad­de nu­ma­ra­sı­nın 18 de­ğil, 17 ola­rak dü­zel­til­me­si­ni; bir de, "Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­nin ya­pı­la­bil­me­si için…" "için" söz­cü­ğün­den son­ra bir nok­ta­lı vir­gül ko­nul­ma­sı­nı ta­lep edi­yo­ruz.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Evet, ge­rek­li not­lar alın­mış­tır.

Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Te­kir­dağ Mil­let­ve­ki­li Meh­met Nu­ri Say­gun.

Sa­yın Say­gun, bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET NU­Rİ SAY­GUN (Te­kir­dağ) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; ya­pıl­mak­ta olan Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ğiy­le il­gi­li ola­rak Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le he­pi­ni­zi say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 22'nci Dö­ne­min so­nu­na gel­di­ği­miz ve ar­tık, ça­lış­ma tem­po­su­nun cid­di bir şe­kil­de dü­şüş gös­ter­di­ği bir dö­nem­de, Tür­ki­ye için çok faz­la öne­mi olan ba­zı hu­sus­lar­da bir­ta­kım ya­sal dü­zen­le­me­le­re git­mek du­ru­mun­da­yız. Bu dü­zen­le­me­ler­den bir ta­ne­si de, şu an­da, gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği, 1) Za­man ola­rak, 2) Ze­min ola­rak, 3) Dü­şün­ce ola­rak, hiç­bir şe­kil­de doğ­ru ve­ril­miş bir ka­rar de­ğil­dir. Bir ke­re, Mec­lis, dört yı­lı aş­kın bir sü­re­yi ta­mam­la­mış ve ar­tık, er­ken se­çim ka­ra­rı al­mış­tır. Alın­mış bir er­ken se­çim ka­ra­rın­dan son­ra, 22'nci Dö­nem'in, böy­le­si­ne, Tür­ki­ye'nin si­ya­si ta­ri­hi­ne iz bı­ra­ka­cak, dam­ga vu­ra­cak bir de­ği­şik­lik ko­nu­sun­da ken­di­si­ni yet­ki­li ve ehil gör­me­si­nin doğ­ru bir dav­ra­nış ol­du­ğu inan­cın­da de­ği­lim ve her şey­den önem­li­si de, sa­de­ce -22'nci Dö­nem'in- bu hu­sus­ta bu dü­zen­le­mey­le il­gi­li de­ğil, ar­tık, bun­dan son­ra ya­pı­la­cak hiç­bir ya­sal dü­zen­le­me ko­nu­sun­da da ken­di­si­ni çok faz­la yet­ki­li gör­me­me­si ge­rek­ti­ği­ne ina­nı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şu sü­reç­te, ya­ni, se­çim ka­ra­rı alın­dık­tan son­ra­ki bu sü­reç­te, ol­sa ol­sa, an­cak ba­zı ge­rek­li dü­zen­le­me­ler ko­nu­sun­da Mec­li­sin ça­lış­ma­sı doğ­ru olur, ama böy­le­si­ne ha­ya­ti ka­rar­lar al­ma ko­nu­sun­da­ki ça­lış­ma­nın doğ­ru ol­ma­sı müm­kün de­ğil.

Şim­di, siz­le­re bir şey sor­mak is­ti­yo­rum: Dört bu­çuk yıl­dır bu ül­ke­de ik­ti­dar­sı­nız ve dört bu­çuk yıl­dır eli­niz­de bu imkân var­ken, bu­nu kul­lan­ma­yıp bu­gü­ne ka­dar bek­le­di­niz. Bu­na ih­ti­yaç duy­ma­dı­ğı­nız için de, Cum­hur­baş­ka­nı­nı Mec­li­sin seç­me­si ko­nu­sun­da ça­lış­ma­lar yap­tı­nız. Son­ra? Son­ra, Mec­li­sin Cum­hur­baş­ka­nı seç­me­si­nin imkânı ol­ma­dı­ğı­nı gö­rün­ce, kal­kıp bu yo­la te­ves­sül et­ti­niz. Ya­ni, ken­di id­di­ala­rı­nız­la ve inanç­la­rı­nız­la de­ğil, var olan fi­ilî du­ru­mun kar­şı­sın­da "Aca­ba, ne­re­den bir yol bu­lup ge­ne is­te­di­ği­mi­zi ya­pa­rız"ın pe­şi­ne ta­kıl­dı­nız.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu, si­ya­se­ten etik bir dav­ra­nış de­ğil. Eğer, bu Mec­li­sin cum­hur­baş­ka­nı seç­me ko­nu­sun­da­ki ira­de­si­nin pe­şi­ne ta­kıl­ma­say­dı­nız, böy­le bir gay­re­tin için­de ol­ma­say­dı­nız ve dört bu­çuk yıl­dır da ik­ti­dar ol­ma­say­dı­nız, o za­man, bu­gün bu yap­ma­ya ça­lış­tı­ğı­nı­zı, bel­ki, an­la­ma­mız müm­kün olur­du. Ama, eli­niz­de bü­tün imkânlar var­ken, bu imkânla­rı kul­lan­ma ba­si­re­ti­ni gös­te­re­me­ye­cek­si­niz; Mec­lis se­çim dö­ne­mi­ne gi­re­cek ve on­dan son­ra, böy­le­si­ne çok önem­li bir hu­sus­ta, Mec­li­si ça­lış­tı­rıp ka­rar çı­kar­ma­ya ça­lı­şa­cak­sı­nız. Bu, fi­ilî ve fi­zi­ki ola­rak ya­pıl­ma­ma­sı ge­re­ken bir hu­sus. Ama, bir baş­ka hu­sus da­ha var: Bu­nu ifa­de eder­ken, muh­te­me­len, AKP'li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım­la ay­nı fi­kir­le­ri pay­laş­ma­ya­ca­ğız. Mut­la­ka, be­nim bu id­di­ala­rı­mın doğ­ru ol­ma­dı­ğı­nı ifa­de ede­cek­si­niz, ama bu be­nim açım­dan, be­nim dü­şün­ce tah­tım­dan ve par­ti­min açı­sın­dan bi­zim doğ­ru­la­rı­mız. Ne­dir bu doğ­ru­lar ar­ka­daş­lar? Şim­di, bu­gün bu­ra­ya çı­kan ko­nuş­ma­cı ar­ka­daş­lar ve özel­lik­le, Sa­yın Kı­lıç, ıs­rar­la Cum­hur­baş­ka­nı­nı hal­kın seç­me­si­nin doğ­ru ola­ca­ğı­nı ve bu yön­de alı­na­cak ka­ra­ra des­tek ver­me­me­miz hâlin­de bi­zim halk­tan kaç­tı­ğı­mı­zı ifa­de et­ti. Si­zin bu­nu bu­ra­ya ge­ti­ri­şi­ni­zin ama­cı da za­ten bu. Si­zin ama­cı­nız üzüm fa­lan ye­mek de­ğil, ama­cı­nız, doğ­ru­dan doğ­ru­ya bi­zi hal­ka şikâyet ede­bi­le­cek bir ge­rek­çe bul­mak ve ara­dı­ğı­nız bu ge­rek­çe­yi, şim­di, "Cum­hur­baş­ka­nı­nı halk seç­sin" di­yor­su­nuz "biz, bu yan­lış­tır, alt­ya­pı­sı yok­tur" de­di­ği­miz­de de "iş­te, siz halk­tan ka­çı­yor­su­nuz" di­yor­su­nuz. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, dü­şü­nün bir, bir Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­yor­su­nuz, bir re­jim de­ği­şik­li­ği ya­ra­tı­yor­su­nuz, ye­ni bir sis­tem ge­ti­ri­yor­su­nuz ve par­la­men­ter dü­zen­den uzak­la­şı­yor­su­nuz.

FA­RUK KO­CA (An­ka­ra) - Re­jim­le ne ala­ka­sı var bu­nun!

MEH­MET NU­Rİ SAY­GUN (De­vam­la) - Bu­nu yap­ma­ya ça­lı­şır­ken, eli­ni­zi bir vic­da­nı­nı­za ko­yun lüt­fen, bir yu­dum alt­ya­pı de­ği­şik­li­ği­niz var mı? Ne­yi ha­zır­la­dı­nız? Ya­ni, hal­kın se­çe­ce­ği Cum­hur­baş­ka­nı­nın yet­ki­le­ri ne­ler ola­cak­tır? Azal­tıl­ma­sı mı ge­re­kir, ço­ğal­tıl­ma­sı mı ge­re­kir?

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Ana­ya­sa­da­ki yet­ki­ler…

MEH­MET NU­Rİ SAY­GUN (De­vam­la) - Ha­yır efen­dim, böy­le bir şe­ye ge­rek yok Eyüp Bey! Grup Baş­kan Ve­ki­li­si­niz, ama si­zin bir baş­ka Grup Baş­kan Ve­ki­li­niz Sa­yın Sa­dul­lah Bey Ko­mis­yon­da şöy­le bir laf söy­le­di. Bu ge­rek­çe­le­ri söy­le­dik, de­dik ki, "Cum­hur­baş­ka­nı­nın yet­ki­le­riy­le il­gi­li bir ça­lış­ma yap­ma­dan na­sıl böy­le bir de­ği­şik­li­ğe gi­der­si­niz?" Ce­vap ay­nen şuy­du, Sa­dul­lah Bey'in ağ­zın­dan çı­kan ce­vap; za­bıt­lar­da da var­dır, dün­kü, Ko­mis­yon­da: "Efen­dim, ona da son­ra ba­ka­rız."

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, siz, dört yıl­dır bir­ta­kım ka­nun­la­rı böy­le çı­ka­rı­yor­su­nuz, on­dan son­ra, yan­lış­lık­la­rı dü­zelt­mek için de son­ra ba­kı­yor­su­nuz. Son­ra ba­ka ba­ka dö­ne­mi bi­tir­dik, yüz­ler­ce ya­sa çı­kart­tık. Yü­rür­lük­te olan, de­ği­şik­lik gör­me­yen, ora­sı bu­ra­sı kur­ca­lan­ma­yan ya­sa kaç ta­ne var, di­ye so­rar­sa­nız -bu­nu be­nim si­ze sor­mam la­zım- pek de sağ­lık­lı kal­mış, çık­tı­ğı gi­bi hâlâ yü­rür­lük­te olan ya­sa da yok. Ya­ni, bu­ra­da si­zin ama­cı­nız, bir he­sap­laş­ma. Bu­ra­da ama­cı­nız, pro­vo­kas­yon yo­luy­la, in­san­la­rı aji­te et­me yo­luy­la, bi­zim, halk­tan ka­çı­yor gi­bi bir in­ti­ba ya­ra­tıl­ma­sı­nı sağ­la­ma­nız ve bu­nu da ken­di ha­ne­ni­ze bir si­ya­si rant ola­rak yaz­ma­ya ça­lış­ma­nız.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin ya­pıl­ma­sın­dan ön­ce, bir ke­re, top­lum­sal bir mu­ta­ba­kat şart­tır. Bu ül­ke­nin sa­de­ce si­ya­si yö­ne­tim­le­ri­nin de­ğil, si­vil top­lum ör­güt­le­ri­nin, mes­lek oda­la­rı­nın, geç­miş si­ya­si­le­rin, aka­de­mis­yen­le­rin gö­rüş ve des­tek­le­ri­nin alın­ma­sı ve on­lar­la bir­lik­te yo­la çı­kıl­ma­sı hâlin­de doğ­ru bir uy­gu­la­ma ola­bi­lir­di.

Şim­di, bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ge­tir­di­niz. Bu­nu, siz­le­re bir sor­mak is­ti­yo­rum. Ki­min­le gö­rüş­tü­nüz? Bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ğiy­le Tür­ki­ye'nin re­ji­min­de cid­di bir de­ği­şik­lik yap­ma­yı dü­şü­nü­yor­su­nuz, ama hiç kim­sey­le gö­rüş­me­di­niz; ken­di ken­di­ni­ze otur­du­nuz, ken­di ken­di­ni­ze bir ka­rar ver­di­niz ve bu ka­ra­rı ge­ti­rip şim­di uy­gu­lat­ma­ya ça­lı­şı­yor­su­nuz.

Sö­züm bel­ki bi­raz abar­tı­lı ola­bi­lir, ama şu dört bu­çuk yıl­lık si­ya­si ik­ti­da­rı­nız­da, Tür­ki­ye'nin mev­cut si­ya­si re­ji­mi, si­ze, bir­ta­kım uy­gu­la­ma­la­rı­nız­da yol ver­me­di, izin ver­me­di. İk­ti­dar ol­ma­nız, baş­lı ba­şı­na is­tek­le­ri­ni­zi ye­ri­ne ge­tir­me­niz ko­nu­sun­da si­zi öz­gür kıl­ma­dı. Tür­ki­ye'nin bir si­vil top­lum bas­kı­sı, Tür­ki­ye'de­ki ana mu­ha­le­fet bas­kı­sı ve Tür­ki­ye'de­ki hal­kın ta­lep­le­ri ba­zı ko­nu­lar­da si­zi fren­le­di ve bir­ta­kım bek­len­ti­le­ri­ni­zi ger­çek­leş­tir­me şan­sı bu­la­ma­dı­nız.

Ben, ne ya­zık ki, şu de­ği­şik­li­ğin, ger­çek­leş­ti­re­me­di­ği­niz bir­ta­kım id­di­ala­rı­nı­zın be­de­li ola­rak ül­ke­nin önü­ne kon­du­ğu­na ina­nı­yo­rum. Bu bir be­del­dir. Bu ya­pıl­ma­sı is­te­ni­len hu­sus, Tür­ki­ye'de si­ze yol ver­me­yen, Tür­ki­ye'de bir­ta­kım id­dia ve ta­lep­le­ri­ni­zin ger­çek­leş­me­si­ne izin ver­me­yen re­jim­le bir he­sap­laş­ma be­de­li­dir. Bu doğ­ru de­ğil­dir ar­ka­daş­la­rım. Böy­le­si­ne bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği, bu ül­ke­de, çok cid­di sı­kın­tı­la­ra yol aça­cak­tır. Ya­rın öbür gün, bu sı­kın­tı­la­rı, ge­ne bir­lik­te ya­şa­ya­ca­ğız. 23'ün­cü Dö­nem, ik­ti­dar­la mu­ha­le­fet yer de­ği­şir de­ğiş­mez, mil­let­ve­kil­le­ri­miz de­ği­şir de­ğiş­mez, ama Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin bi­rer va­tan­da­şı ol­ma ni­te­li­ği­miz hiç­bir şe­kil­de de­ğiş­me­ye­cek. Bu ül­ke­nin bi­rer va­tan­da­şı ola­rak, sağ­du­yu sa­hi­bi va­tan­da­şı ola­rak, böy­le­si­ne, hiç­bir alt­ya­pı­sı ha­zır­lan­ma­mış, hiç­bir dü­zen­le­me­si ger­çek an­lam­da ol­ma­yan bir Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin, bu ül­ke­nin önü­nü aça­ca­ğı ko­nu­sun­da id­di­ada bu­lun­mak, söz söy­le­mek, as­la müm­kün de­ğil­dir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Ba­kın, bu ge­çi­ci 18'in­ci mad­dey­le ge­tir­miş ol­du­ğu­nuz bir hu­sus var. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu mad­dey­le, biz, Ana­ya­sa'nın 67'nci mad­de­si­nin son fık­ra­sı­nı bir kez da­ha uy­gu­lan­maz hâle ge­ti­ri­yo­ruz. Lüt­fen, iki gün ön­ce­si­ni bir ha­tır­lar mı­sı­nız. İki gün ön­ce, Ana­ya­sa'nın 67'nci mad­de­si­nin son fık­ra­sı­nın uy­gu­lan­ma­ma­sı için…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Say­gun, bir­kaç sa­ni­ye­ni­zi ri­ca ede­yim.

Bu­yu­run, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

MEH­MET NU­Rİ SAY­GUN (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim Baş­ka­nım.

Ar­ka­daş­la­rım, iki gün ön­ce, bu 67'nci mad­de­nin son fık­ra­sı­nın uy­gu­lan­ma­ma­sı için bu­ra­dan bir dü­zen­le­me ge­çir­dik. İki gün ön­ce ge­çir­dik da­ha bu­nu. İki gün son­ra "o yet­me­di" di­yor­su­nuz, 67'nci mad­dey­le bir kez da­ha oy­nu­yor­su­nuz. Bu, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin, ne ya­zık ki, dört bu­çuk yıl­lık do­ğal alış­kan­lı­ğı. Ya­ni, Tür­ki­ye'de­ki ya­sal dü­zen­le­me­yi yaz­boz tah­ta­sı­na çe­vir­di­niz ve ne ya­zık ki, yap­tık­la­rı­nı­zın so­nu­cu ola­rak, hiç de ba­şa­rı­lı bir ik­ti­dar dö­ne­mi, hiç de ba­şa­rı­lı bir ya­sa­ma dö­ne­mi ge­çir­me­di­niz. Bu­nu, bu kür­sü­den ben söy­lü­yo­rum, ama be­nim bu­ra­dan söy­le­mem, be­nim böy­le tak­dir et­mem çok da önem­li de­ğil; bu­nun tak­di­ri­ni, ge­nel se­çim­ler­de hal­kı­mız ya­pa­cak­tır. Ben, hal­kı­mı­zın bu tak­di­riy­le Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin sı­nıf­ta ka­la­ca­ğı­na ve mar­ji­nal bir si­ya­si par­ti hü­vi­ye­tiy­le, Mec­lis­te, geç­miş­te­ki ya­şa­mı­nı sür­dür­me­ye de­vam ede­ce­ği­ne ina­nı­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sa­yın Say­gun, te­şek­kür edi­yo­rum.

Ge­çi­ci mad­de, es­ki 18, ye­ni nu­ma­ra­lan­dır­may­la 17 üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 5'in­ci mad­de­si­nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı    :  399

Ka­bul                         :  351

Ret                              :  41

Çe­kim­ser                    :    3

Boş                             :    2

Ge­çer­siz oy                :   2

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, mad­de 6, ge­çi­ci mad­de 17'nin giz­li oy­la­ma­sı­na Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na baş­lan­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Ge­nel Ku­rul­da olup da oyu­nu kul­lan­ma­yan ar­ka­da­şı­mız var­sa lüt­fen oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar; ay­rı­ca vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­la­rı­mız lüt­fen oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar efen­dim.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Oyu­nu kul­lan­ma­yan sa­yın mil­let­ve­ki­li­miz var mı? Yok.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, oy ver­me iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Gö­rev­li ar­ka­daş­la­rı­mız ku­pa­la­rı kal­dır­sın­lar efen­dim.

(Oy­la­rın ayı­rı­mı ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, ge­çi­ci mad­de 19, ye­ni nu­ma­ra­la­may­la ge­çi­ci mad­de 18'i oku­tu­yo­rum:

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 18- On­bi­rin­ci Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­nin ilk tur oy­la­ma­sı, bu Ka­nu­nun Res­mi Ga­ze­te­de ya­yı­mı­nı ta­kip eden kır­kın­cı gün­den son­ra­ki ilk Pa­zar gü­nü, ikin­ci tur oy­la­ma­sı ise ilk tur oy­la­ma­yı ta­kip eden ikin­ci Pa­zar gü­nü ya­pı­lır.

Ana­ya­sa'nın 101 in­ci mad­de­si uya­rın­ca gös­te­ri­len aday­lar, ya­zı­lı mu­va­fa­kat­la­rı ve Ana­ya­sa­nın de­ği­şik 101 in­ci mad­de­sin­de­ki şart­la­rı ih­ti­va eden ve di­ğer il­gi­li bel­ge­ler­le bir­lik­te ilk tur oy­la­ma ta­ri­hin­den otuz gün ön­ce Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na baş­vu­rur­lar. Aday­la­rın baş­vu­ru­la­rın­da ek­sik bil­gi ve bel­ge­le­rin tes­pit edil­me­si ha­lin­de Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan, ek­sik­lik­le­rin gi­de­ril­me­si için üç gün­lük ke­sin sü­re ve­ri­lir. Bu sü­re için­de ek­sik­lik­le­rin gi­de­ril­me­me­si ha­lin­de aday­lar, ken­di­lik­le­rin­den aday­lık­tan çe­kil­miş sa­yı­lır­lar.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğın­ca, Ana­ya­sa'nın 101 in­ci mad­de­sin­de be­lir­ti­len ni­te­lik­le­ri ta­şı­dık­la­rı an­la­şı­lan aday­la­ra iliş­kin ke­sin lis­te iki gün için­de ilan edi­lir ve Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı­na bil­di­ri­lir.

Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı gös­te­ri­len ka­mu gö­rev­li­si, aday gös­te­ril­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren gö­re­vin­den ay­rıl­mış sa­yı­lır. Gö­re­vin­den ay­rı­lan ka­mu gö­rev­li­si­nin Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­le­me­me­si ha­lin­de gö­re­vi­ne ge­ri dön­me­si ko­nu­sun­da il­gi­li ka­nun hü­küm­le­ri uy­gu­la­nır.

Bi­rin­ci tur se­çim so­nuç­la­rı­nın ke­sin­leş­me­sin­den ikin­ci tur oy­la­ma­nın so­nuç­lan­ma­sı­na ka­dar, ikin­ci oy­la­ma­ya ka­tıl­ma­ya hak ka­za­nan aday­lar­dan bi­ri­nin ölü­mü ve­ya se­çil­me ye­ter­li­ği­ni kay­bet­me­si ha­lin­de;  ikin­ci  oy­la­ma, bo­şa­lan aday­lı­ğın bi­rin­ci oy­la­ma­da­ki oy sı­ra­la­ma­sı esas alı­na­rak sı­ra­da­ki aday­la dol­du­rul­ma­sı su­re­tiy­le ya­pı­lır. İkin­ci oy­la­ma­ya tek ada­yın kal­ma­sı ha­lin­de, bu oy­la­ma re­fe­ran­dum şek­lin­de ya­pı­lır. Aday, ge­çer­li oy­la­rın ço­ğun­lu­ğu­nu al­dı­ğı tak­dir­de Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­miş olur.

Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çil­me­si­ne iliş­kin usûl ve esas­la­rın ka­nun­la dü­zen­len­me­si­ne ka­dar, 10/06/1983 ta­rih­li ve 2839 sa­yı­lı Mil­let­ve­ki­li Se­çi­mi Ka­nu­nu, 26/4/1961 ta­rih­li ve 298 sa­yı­lı Se­çim­le­rin Te­mel Hü­küm­le­ri ve Seç­men Kü­tük­le­ri Hak­kın­da Ka­nun, 22/04/1983 ta­rih­li ve 2820 sa­yı­lı Si­yasî Par­ti­ler Ka­nu­nu, 23/05/1987 ta­rih­li ve 3376 sa­yı­lı Ana­ya­sa De­ği­şik­lik­le­ri­nin Hal­ko­yu­na Su­nul­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun ile di­ğer ka­nun­la­rın bu mad­de­ye ay­kı­rı ol­ma­yan hü­küm­le­ri uy­gu­la­nır."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Ati­la Emek.

Sa­yın Emek, bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin ge­çi­ci 19'un­cu mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi Gru­bum adı­na say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ana­ya­sa­lar, top­lum­la­rın te­mel ya­sa­sı ola­rak, top­lum­sal söz­leş­me­le­ri­dir. Ana­ya­sa­lar, bu özel­li­ğin­den do­la­yı, çok sık ve ak­la gel­di­ği za­man de­ğiş­ti­ri­len ya­sa­lar de­ğil­dir.

Şim­di, şu için­de bu­lun­du­ğu­muz sü­reç­te se­çim ka­ra­rı al­mış bir Mec­lis, Ana­ya­sa'yı, sis­te­mi et­ki­le­ye­cek bi­çim­de de­ği­şik­lik tek­li­fi­ni Mec­li­sin önü­ne ge­ti­ri­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şim­di, böy­le bir du­rum­da Ana­ya­sa han­gi ko­şul­lar­da de­ğiş­miş olu­yor? Ya­ni, yü­ce Mec­lis, bir uy­gu­la­ma, uz­laş­ma­dan uzak, an­laş­ma­dan uzak bir an­la­yış­la Cum­hur­baş­ka­nı­nı se­çe­me­yen bir Mec­lis ko­nu­mu­na dü­şü­yor ve bu­nun so­nu­cu ola­rak, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si mut­fa­ğın­da ye­ni bir ye­mek pi­şi­ril­me­ye ça­lı­şı­yor. Anın­da bir ka­rar­la, bu hid­det­le, bu şid­det­le Ana­ya­sa'yı de­ğiş­tir­me­ye kal­kı­yo­ruz. Cum­hur­baş­ka­nı­nın se­çim şek­li­ni de­ğiş­tir­me­ye ça­lı­şı­yo­ruz.

Ana­ya­sa'mı­zın 67'nci mad­de­si­nin son fık­ra­sı­na bak­tı­ğı­mız za­man, se­çim­ler­le il­gi­li de­ği­şik­lik­le­rin bir yıl sü­rey­le uy­gu­la­na­ma­ya­ca­ğı hük­mü açık­tır. Ya­sa ko­yu­cu, Ana­ya­sa ko­yu­cu bu­nu ko­yar­ken, si­ya­sal ik­ti­dar­la­rın bu tarz uy­gu­la­ma­lar­la Mec­li­si alet et­me­me­le­ri için böy­le bir hük­mü ge­tir­miş­ken; şim­di, biz se­çi­me gi­de­cek bir Mec­lis ola­rak he­men ka­pıl­dı­ğı­mız he­ze­yan­la, hid­det­le, şid­det­le Ana­ya­sa'yı de­ğiş­ti­ri­yo­ruz.

Bi­raz ön­ce se­çim böl­ge­sin­den bir yurt­ta­şı­mız te­le­fon aç­tı. "Mec­li­si iz­li­yo­rum. Ne hak­la, se­çi­me gi­de­cek bir Mec­lis ola­rak, sa­yı­lı gün­ler var önü­nüz­de, bi­ze ge­le­cek Mec­lis ola­rak Ana­ya­sa'yı de­ğiş­tir­me­ye kal­kı­yor­su­nuz; ya­ni, biz, şim­di mil­let ola­rak, yurt­taş ola­rak bu­na tep­ki gös­te­ri­yo­ruz." de­di.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, içi­ne düş­tü­ğü­nüz du­ru­mu an­lı­yo­ruz. Ger­çek­ten, bü­yük bir psi­ko­lo­jik çö­kün­tü içe­ri­sin­de­si­niz ve mağ­dur­la­rı oy­na­mak is­ti­yor­su­nuz. Ama, bi­li­niz ki, dört bu­çuk yıl­da mil­le­ti mağ­dur et­ti­niz. Ben, ge­çen haf­ta Or­ta Ana­do­lu'da idim, Kay­se­ri'de idim, da­ha son­ra­ki gün­ler­de Nev­şe­hir'de idim, Ak­sa­ray'da idim. Sa­rız İl­çe­si­ne git­ti­ğim za­man, Sa­rız­lı hem­şeh­ri­le­ri­miz, yurt­taş­la­rı­mız, bi­ze, "Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si, 'Kal­kın­ma Sa­rız'dan baş­la­ya­cak.' de­di­ler, bir da­ha da uğ­ra­ma­dı­lar." di­ye söy­le­di­ler. Şim­di, o yurt­taş­la­rı­mız si­zi bek­li­yor.

De­rin­ku­yu'ya gel­dik, ak­şam vak­ti, bü­tün in­san­lar, ka­dın-er­kek, genç-yaş­lı, çığ­lık atı­yor, yok­sul­luk çığ­lık­la­rı atı­yor. Bu yok­sul­laş­tır­dı­ğı­nız top­lu­mu sa­da­ka top­lu­mu hâli­ne ge­tir­di­niz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Al­lah, Al­lah" ses­le­ri)

Mil­let di­yor ki: "Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si po­şet­le­re koy­du­ğu, fi­le­le­re koy­du­ğu yi­ye­cek­ler­le, kö­mür­ler­le, şim­di bi­ze yap­tı­ğı yet­mez­miş gi­bi, bir de onu­ru­muz­la oy­na­ya­rak, bi­zi yok­sul­laş­tır­dı­ğı yet­mez­miş gi­bi, bir de bun­lar­la oyu­mu­zu al­ma­ya kal­kı­yor."

Ve şu­nu bi­li­niz: Mil­let ka­rar­lı; o ver­dik­le­ri­ni­zi ala­cak, ana­sı­nın ak sü­tü gi­bi har­ca­ya­cak, yi­ye­cek, içe­cek, ama, na­mu­su olan oyu­nu ko­ru­ya­cak, si­ze ver­me­ye­cek, bu­nu böy­le bi­li­niz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Şim­di kal­ka­cak­sı­nız, di­ye­cek­si­niz ki…

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Se­nin ku­lak­la­rın du­yu­yor mu!

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - Şim­di hid­det­len­me­yin, şid­det­len­me­yin.

Hay­van­cı­lık bit­miş…

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Ku­lak­la­rın du­yu­yor mu…

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - Sen otur, otur! Sa­yın Baş­ba­kan bu­ra­da. Ora­dan ba­ğır­mak­la lis­te­ye gi­re­ce­ği­ni, yer ala­ca­ğı­nı sa­nı­yor­san, onu de­ğer­len­di­rir­ler, me­rak et­me. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sa­yın Emek, lüt­fen… Sa­yın Emek lüt­fen…

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - Yer kal­ma­ya­cak… Yer kal­ma­ya­cak, hiç me­rak et­me!

Ben bir mil­let­ve­ki­li ola­rak, mil­le­tin ve­ki­li ola­rak, bi­tir­di­ği­niz hay­van­cı­nın, Pı­nar­ba­şı'nda ağ­la­yan hay­van üre­ti­ci­si­nin ıs­tı­ra­bı­nı bu­ra­da söy­le­mek zo­run­da­yım, Nev­şe­hir'de­ki pa­ta­tes üre­ti­ci­si­nin, pan­car üre­ti­ci­si­nin ıs­tı­ra­bı­nı söy­le­mek zo­run­da­yım.

Siz ney­le meş­gul­sü­nüz? Ya­pa­ma­dı­ğı­nı­zı da­yat­ma­ya ça­lı­şı­yor­su­nuz. Ama, bi­li­niz ki, mil­let bu­nun he­sa­bı­nı so­ra­cak, mil­let si­zi bek­li­yor. Ama, şim­di, bu­ra­dan, mağ­dur­la­rı oy­na­mak is­ti­yor­su­nuz, oy­na­ya­ma­ya­cak­sı­nız. Bi­raz ön­ce al­dı­ğım te­le­fon, mil­le­tin his­si­ya­tı­nı or­ta­ya ko­yu­yor. Mil­let si­zin bu se­nar­yo­la­rı­nız­la meş­gul de­ğil. Mil­let, çek­tik­le­ri­nin he­sa­bı­nı sor­mak üze­re san­dık­ta bek­li­yor.

FA­RUK AN­BAR­CI­OĞ­LU (Bur­sa) - Si­zi de bek­li­yor!

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - Bek­li­yor, me­rak et­me­yin.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, hiç­bir yer­de yü­ce Par­la­men­to­da son gün­ler­de ya­şa­nan tra­je­dik olay­lar ya­şan­ma­mış­tır. Bir hu­kuk in­sa­nı ola­rak söy­lü­yo­rum: Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da ya­şa­nan tra­je­di, hu­kuk adı­na da yü­ce Mec­lis adı­na da açık­ça, Mec­li­sin ta­ri­hi­ne ge­çe­cek bir ka­ra le­ke ol­muş­tur!

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Siz ya­şat­tı­nız, siz!

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (Sa­kar­ya) - Baş­ka­nı döv­dü­nüz.

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - Bir Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı, fi­ilî du­rum ya­ra­ta­rak mü­za­ke­re edil­me­yen mad­de­le­ri, al­dı­ğı ta­li­mat­la, iş­te, şim­di bir hız­la, hız­lı tren mi­sa­li -ora­da da söy­le­dim- Ana­ya­sa'yı, da­ha tek­li­fin alt­ya­pı­sı­nı oluş­tur­ma­dan de­ğiş­tir­me­ye kalk­ma­nın gay­re­ti için­de ora­da fi­ilî du­rum ya­rat­mış­tır.

FA­RUK AN­BAR­CIĞ­LU (Bur­sa) - Ko­mis­yon Baş­ka­nı­na sal­dı­rıl­dı!

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - Ne bi­lim adam­lı­ğı­na ne de bir ko­mis­yon baş­kan­lı­ğı­na ya­raş­ma­yan du­ru­ma Sa­yın Ho­cam dü­şü­rül­müş­tür. Ama, ben bir şey­le te­sel­li bul­dum, rah­met­le anı­yo­rum ken­di­si­ni, iyi ki, ana­ya­sa ders­le­ri­ni İs­tan­bul Hu­kuk Fa­kül­te­sin­de rah­met­li Ta­rık Za­fer Tu­na­ya'dan oku­mu­şum. Bu­nun­la bir ke­re da­ha mut­lu ol­dum. Ama, şim­di -ora­da da söy­le­dim- Sa­yın Ho­cam Ku­zu, hu­kuk fa­kül­te­si­ne dö­nüp öğ­re­tim üye­li­ği gö­re­vi­ni ya­par­ken ço­cuk­la­ra, öğ­ren­ci­le­ri­ne bun­dan son­ra ana­ya­sa der­si­ni na­sıl ve­re­cek!

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - İyi ve­rir, iyi ve­rir.

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - Ora­da şu­nu iti­raf eder­se, doğ­ru bir iş yap­mış olur: "Ne ya­pa­yım o şart­lar öy­ley­di, yu­ka­rı­dan ta­li­mat gel­di, o ta­li­ma­ta uy­dum, ah­de ve­fa gös­ter­dim" der­se, da­ha iyi yap­mış olur. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şu­nu…

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Şu söy­le­di­ği­ne sen ina­nı­yor mu­sun?

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - Ben, söy­le­di­ği­me ina­nı­yo­rum. Yü­rek­ten, ya­şa­dık­la­rı­mı ifa­de edi­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım…

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Be­ra­ber ya­şa­dık!

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) -  Me­rak et­me… Ma­ni­sa'da du­ru­mu­nun ne ola­ca­ğı­nı me­rak edi­yo­rum, Sa­yın Baş­ba­kan bu­ra­da di­ye ba­na sa­taş­ma­nız… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Yok, yok" ses­le­ri, gü­rül­tü­ler) Aa, git­miş, da­ya­na­ma­mış.

RA­MA­ZAN KE­RİM ÖZ­KAN (Bur­dur) - Şim­di git­ti, şim­di.

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - De­mek ki, Sa­yın Baş­ba­kan da­ya­na­ma­mış de­mek ki.

AB­DUL­LAH ER­DEM CAN­Tİ­MUR (Kü­tah­ya) - Sa­na da­ya­na­ma­dı.

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - Onu da ye­rin­de bu­lu­yo­rum, çün­kü, mil­le­tin ıs­tı­ra­bı­na da­yan­mak müm­kün de­ğil.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye'nin en zen­gin ve en gü­zel yö­re­si olan An­tal­ya mil­let­ve­ki­li ola­rak, tu­riz­min ta­rı­ma, sek­tör­le­rin bir­bi­ri­ne des­tek ver­di­ği bir böl­ge­nin mil­let­ve­ki­li ola­rak, tu­rizm çö­kün­tü ya­şı­yor­sa, ta­rım bit­miş­se, An­tal­ya yok­luk ya­şı­yor­sa Or­ta Ana­do­lu ya­nı­yor, ya­nı­yor! Yan­gı­nı sön­dür­mek, iş­te san­dık mil­le­tin önü­ne gel­di; mil­let bu san­dık­ta si­ze he­sa­bı­nı so­ra­cak ve def­te­ri­ni­zi dü­re­cek. Bil­me­ni­zi is­ti­yo­rum: Bu ko­ca grup bir sü­re son­ra kü­çük bir grup hâli­ne ge­le­cek, bu­ra­da, mil­le­tin oy­la­rıy­la ye­ni grup or­ta­ya çı­ka­cak.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Emek, bir da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Hiç me­rak et­me­yin, mil­le­ti­miz, Or­ta Ana­do­lu öy­le, her ke­sim bit­miş. Çu­ku­ro­va öy­le.

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Şu an­da te­le­fon­da seç­men var…

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - Ma­ni­sa mey­da­nı­nı gör­dün, sen şim­di ko­nuş­ma! Ma­ni­sa mey­da­nı­nı gör­dün, bu se­ni kur­tar­maz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şu an­da yurt­taş­la­rı­mız "Şu ko­me­di­yi bı­ra­kın." di­yor. Siz ina­nı­yor mu­su­nuz, bu Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin ger­çek­le­şip de… Sa­yın Baş­ba­kan söy­le­di "Çift san­dık işi yat­tı, gö­rün­mü­yor." de­di. Ee, da­ha ne is­ti­yor­su­nuz?

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Siz an­la­mı­yor­su­nuz, siz ko­nu­şu­lan­la­rı da an­la­mı­yor­su­nuz. An­la­ma ka­bi­li­ye­ti­niz…

ATİ­LA EMEK (De­vam­la) - Si­zin Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu üye­niz, bir üye­niz de­di ki Ko­mis­yon­da: "Bı­ra­kı­nız, mil­le­tin önü­ne sağ sa­lim san­dı­ğı gö­tü­re­lim, şu işi de bı­ra­ka­lım."

 Şim­di ben si­ze di­yo­rum ki: Ol­ma­ya­cak iş­le­rin pe­şin­de koş­ma­ya­lım, bir an ön­ce, yü­re­ği­niz ye­ti­yor­sa, san­dık gö­rün­dü, se­çim gö­rün­dü, mil­le­te gi­de­lim, ora­da bu­lu­şa­lım. So­nu­nuz gel­miş­tir.

Yü­ce Mec­li­se say­gı­lar, sev­gi­ler su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, bir ön­ce­ki oy­la­ma­nın ne­ti­ce­si­ni Ge­nel Ku­ru­la arz edi­yo­rum.

Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin, 6'ncı mad­de­si­ne bağ­lı ge­çi­ci mad­de 17'nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı    :  392

Ka­bul                         :  350

Ret                              :  34

Çe­kim­ser                    :    4

Boş                             :    4

Ge­çi­ci mad­de 19'un giz­li oy­la­ma­sı­na Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na baş­lan­dı)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, oyu­nu kul­lan­ma­yan sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri lüt­fen oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Ge­nel Ku­rul­da bu­lu­nup da oy kul­lan­ma­yan mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız ve­ya vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­la­rı­mız var mı efen­dim? Yok.

Oy ver­me iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Gö­rev­li ar­ka­daş­la­rı­mız ku­pa­la­rı kal­dır­sın­lar.

(Oy­la­rın ayı­rı­mı­na baş­lan­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 6'ncı mad­de­si­ne bağ­lı ge­çi­ci mad­de 18'in giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu arz edi­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı    :  398

Ka­bul                         :  356

Ret                              :  36

Çe­kim­ser                    :    5

Boş                             :    1

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, bir­le­şi­me on da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 21.51

 

 

DÖR­DÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 22.08

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kı­rık­ka­le), Türkân Mİ­ÇO­OĞUL­LA­RI (İz­mir)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 102'nci Bir­le­şi­mi­nin Dör­dün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, lüt­fen, Baş­kan­dan ha­ber gel­me­di­ği müd­det­çe o sı­ra­lar­da bu­lun­ma­yın. Lüt­fen otu­run, çün­kü ora­da şu an­da bir iş­lem yok.

Bu­yu­run efen­dim.

1409 sı­ra sa­yı­lı Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği tek­li­fi­nin gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Tek­li­fin 7'nci mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 7- Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer ve hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı ha­lin­de mad­de­ler bir­lik­te oy­la­nır.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de üze­rin­de ko­nuş­ma ta­le­bi yok­tur.

Bir öner­ge var­dır, öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1409 sı­ra sa­yı­lı tek­li­fin 7. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Ay­han Se­fer Üs­tün

Fa­tih Arı­kan

Ünal Ka­cır

 

Sa­kar­ya

Kah­ra­man­ma­raş

İs­tan­bul

 

Re­cep Ga­rip

Mu­zaf­fer Kül­cü

 

 

Ada­na

Ço­rum

 

"Mad­de 7- Bu ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer ve hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı ha­lin­de 1 ve 3. mad­de­le­ri bir­lik­te, 2, 4, 5, 6 ve 7. mad­de­le­ri bir­lik­te oy­la­nır."

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, öner­ge üze­rin­de iş­lem ya­pa­ca­ğız, onun için şu an­da he­men oy­la­ma baş­la­ma­ya­cak­tır. Lüt­fen yer­le­ri­ni­ze otu­rur mu­su­nuz. İs­tir­ham edi­yo­rum… Bu­yu­run sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri… Yer­le­ri­mi­ze otu­ra­lım ar­ka­daş­lar.

Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ANA­YA­SA KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI BUR­HAN KU­ZU (İs­tan­bul) - Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI MEH­MET ALİ ŞA­HİN (İs­tan­bul) - Ka­tı­lı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Öner­ge sa­hip­le­ri, öner­ge­niz hak­kın­da söz is­ter mi­si­niz?

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (Sa­kar­ya) - Ge­rek­çe…

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum.

Bu­yu­run:

Ge­rek­çe:

Ko­nu­la­rı iti­ba­rıy­la bir­bi­riy­le il­gi­li mad­de­le­rin bir­lik­te hal­ko­yu­na su­nul­ma­sı­na im­kan sağ­la­mak ama­cıy­la öner­ge ve­ril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım işa­ri ola­rak.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Öner­ge ka­bul edil­miş­tir. İşa­ret­le ya­pı­lan oy­la­ma­da öner­ge ka­bul edil­miş­tir.

İç Tü­zük'ün 94'ün­cü mad­de­si­ne gö­re, ka­bul için ge­rek­li beş­te 3 ço­ğun­lu­ğun tes­pi­ti için şim­di öner­ge­nin oy­la­ma­sı giz­li oy­la­ma su­re­tiy­le tek­rar­la­na­cak­tır.

Öner­ge­nin giz­li oy­la­ma­sı­na Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na baş­lan­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, şu an­da öner­ge­nin giz­li oy­la­ma­sı­nı ya­pı­yo­ruz. Bun­dan son­ra da mad­de­nin giz­li oy­la­ma­sı ola­cak­tır.Ya­ni, bir oy­la­ma da­ha var­dır. Onu bil­gi­le­ri­ni­ze arz edi­yo­rum. Ar­ka­daş­la­rı­mız lüt­fen Ge­nel Ku­rul­dan ay­rıl­ma­sın­lar.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, oyu­nu kul­la­nan ar­ka­da­şı­mız Baş­kan­lık Di­va­nı­nın önün­den ay­rıl­sın lüt­fen.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, oyu­nu kul­lan­ma­yan mil­let­ve­kil­le­ri­miz lüt­fen oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar efen­dim ve bu oy­la­ma­dan son­ra -bu öner­ge­nin oy­la­ma­sı­dır- bir oy­la­ma da­ha ya­pı­la­cak­tır, lüt­fen Ge­nel Ku­rul­dan ay­rıl­ma­ya­lım.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, oyu­nu kul­lan­ma­yan mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız lüt­fen oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar.

Vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­lar var ise sa­yın ba­kan­la­rı­mız da oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar efen­dim.

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, oy­la­ma­yı so­na er­di­re­ce­ğim, oyu­nu kul­lan­ma­yan ar­ka­da­şı­mız var mı efen­dim?

(Oy­la­rın top­lan­ma­sı­na de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, oy­la­ma iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Gö­rev­li ar­ka­daş­la­rı­mız ku­pa­la­rı kal­dır­sın­lar efen­dim.

(Oy­la­rın ayı­rı­mı ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 7'nci mad­de­si üze­rin­de ve­ri­len öner­ge­nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu arz edi­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı   :  402

Ka­bul                         :  358

Ret                             :    37

Çe­kim­ser                   :     1

Boş                            :     5

Ge­çer­siz                     :     1

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, böy­le­ce öner­ge ka­bul edil­miş­tir.

Ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da 7'nci mad­de­nin giz­li oy­la­ma­sı­na Ada­na ilin­den baş­lı­yo­ruz.

(Oy­lar top­lan­dı)

BAŞ­KAN - Oyu­nu kul­lan­ma­yan sa­yın mil­let­ve­ki­li­miz var mı? Yok.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, oy kul­lan­ma iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Gö­rev­li ar­ka­daş­lar ku­pa­la­rı kal­dır­sın­lar.

(Oy­la­rın ayı­rı­mı ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin, 7'nci mad­de­si­nin giz­li oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı          :   393

Ka­bul                                :   358

Ret                                    :   28

Çe­kim­ser                          :     2

Boş                                   :     4

Ge­çer­siz                            :     1

Ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin bi­rin­ci gö­rüş­me­le­ri ta­mam­lan­mış­tır. İkin­ci gö­rüş­me­ye, en az kırk se­kiz sa­at geç­tik­ten son­ra baş­la­na­bi­le­cek­tir.

6'ncı sı­ra­ya alı­nan Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Çev­re ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı'nın gö­rüş­me­le­ri…

6.- Nük­le­er Güç San­tral­le­ri­nin Ku­rul­ma­sı ve İş­le­til­me­si ile Ener­ji Sa­tı­şı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Çev­re ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1260) (S. Sa­yı­sı: 1360)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

Bun­dan son­ra da ko­mis­yon­la­rın bu­lun­ma­ya­ca­ğı an­la­şıl­dı­ğın­dan, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri­ni sı­ra­sıy­la gö­rüş­mek için 8 Ma­yıs 2007 Sa­lı gü­nü sa­at 11.00'de top­lan­mak üze­re bir­le­şi­mi ka­pa­tı­yo­rum.

Siz­le­re ve biz­le­ri iz­le­yen va­tan­daş­la­rı­mı­za ha­yır­lı ge­ce­ler di­li­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 23.06