Normal deneme 3 3 2007-06-06T10:43:00Z 2007-06-06T10:43:00Z 1 68590 390966 Türkiye Büyük Millet Meclisi 3258 917 458639 10.2625 0 0 nk 0 nk 0 0 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖNEM: 22                                      YASAMA YILI: 5

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

CİLT : 156

 

99’uncu Birleşim

4 Mayıs 2007 Cuma

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

 II. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

III. - ÖNERİLER

A) Sİ­YA­Sİ PAR­Tİ GRU­BU ÖNE­Rİ­LE­Rİ

1.- Gün­dem­de­ki sı­ra­la­ma ile 2/1015 esas nu­ma­ra­lı Ana­ya­sa­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin kırk se­kiz sa­at geç­me­den Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da gö­rü­şül­me­si­ne iliş­kin AK Par­ti Gru­bu öne­ri­si

IV. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin; Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­ri­hi Mil­li Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

3.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

4.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve 194 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2709 Sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1011) (S. Sa­yı­sı: 1408)

5.- 15.3.2007 Ta­rih­li ve 5603 Sa­yı­lı Ta­rım ve Kır­sal Kal­kın­ma­yı Des­tek­le­me Ku­ru­mu Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun ve Cum­hur­baş­ka­nın­ca Bir Da­ha Gö­rü­şül­mek Üze­re Ge­ri Gön­der­me Tez­ke­re­si ile Ta­rım, Or­man ve Kö­yiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1340) (S. Sa­yı­sı: 1398)

6.- İs­tik­lal Mar­şı­nın Ka­bu­lü­nü ve Meh­met Akif Er­soy'u An­ma Gü­nü İlan Edil­me­si Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Ce­mal Yıl­maz De­mir ve 2 Mil­let­ve­ki­li­nin Ulu­sal Bay­ram ve Ge­nel Ta­til­ler Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile İçiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1337, 2/845) (S. Sa­yı­sı: 1399)

7.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ay­han Zey­nep Te­kin Bö­rü'nün; Türk Me­de­ni Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/888) (S. Sa­yı­sı: 1262)

8.- Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1195) (S. Sa­yı­sı: 1216)

9.- Ya­ban­cı­la­rın Ça­lış­ma İzin­le­ri Hak­kın­da Ka­nun ile Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve İçiş­le­ri ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1212) (S. Sa­yı­sı: 1225)

10.- Elek­tro­nik Or­tam­da İş­le­nen Suç­la­rın Ön­len­me­si ile 2559 ve 2937 Sa­yı­lı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Gül­se­ren To­puz'un; Bi­li­şim Sis­te­mi Üze­rin­den Suç Teş­kil Eden Za­rar­lı Ya­yın­lar­la Mü­ca­de­le Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1305, 2/958) (S. Sa­yı­sı: 1397)

11.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in; 12/9/1960 Ta­rih­li ve 80 Sa­yı­lı Ka­nun ile 24/6/1995 Ta­rih­li ve 552 Sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve İçiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/944) (S. Sa­yı­sı: 1400)

12.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ve Uk­ray­na Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ener­ji Ala­nın­da İş­bir­li­ği­ne İliş­kin An­laş­ma­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1109) (S. Sa­yı­sı: 1083)

V. - OY­LA­MA­LAR

1.- 15.3.2007 Ta­rih­li ve 5603 Sa­yı­lı Ta­rım ve Kır­sal Kal­kın­ma­yı Des­tek­le­me Ku­ru­mu Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun ve Cum­hur­baş­ka­nın­ca Bir Da­ha Gö­rü­şül­mek Üze­re Ge­ri Gön­der­me Tez­ke­re­si­nin oy­la­ma­sı

VI. - SO­RU­LAR VE CE­VAP­LAR

A) YA­ZI­LI SO­RU­LAR VE CE­VAP­LA­RI

1.- Af­yon­ka­ra­hi­sar Mil­let­ve­ki­li Rey­han BA­LAN­DI'nın, ad­li­ye­ler­de­ki gü­ven­li­ğe iliş­kin so­ru­su ve  Ada­let Ba­ka­nı Ce­mil Çİ­ÇEK'in ce­va­bı (7/20928)

2.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Türkân Mİ­ÇO­OĞUL­LA­RI'nın, İz­mir'de­ki bo­şan­ma olay­la­rı­na iliş­kin so­ru­su ve Ada­let Ba­ka­nı Ce­mil Çİ­ÇEK'in ce­va­bı (7/20996)

3.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bur­sa'da­ki bir do­ğu­me­vi ve ço­cuk has­ta­ne­si in­şa­atı­na iliş­kin so­ru­su ve Sağ­lık Ba­ka­nı Re­cep AK­DAĞ'ın ce­va­bı (7/21255)

4.- Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Atil­la KART'ın, yol­cu ta­şı­ma­cı­lı­ğın­da­ki bir yet­ki bel­ge­siy­le il­gi­li so­ru­na iliş­kin so­ru­su  ve İçiş­le­ri  Ba­ka­nı Ab­dül­ka­dir AK­SU'nun ce­va­bı (7/21407)

5.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Onur ÖY­MEN'in, Kıb­rıs Rum Ke­si­min­de ku­ru­la­cak ha­va kon­trol mer­ke­zi­ne iliş­kin so­ru­su ve Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Ab­dul­lah GÜL'ün ce­va­bı (7/21511)

6.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, TBMM'de alı­na­ca­ğı öne sü­rü­len ba­zı ön­lem­le­re iliş­kin so­ru­su  ve İçiş­le­ri  Ba­ka­nı Ab­dül­ka­dir AK­SU'nun ce­va­bı (7/21540)

7.- Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Or­han SÜR'ün, Ka­ba­te­pe Arı­bur­nu Sa­hil Anı­tın­da­ki met­ne iliş­kin so­ru­su ve  Çev­re ve Or­man Ba­ka­nı Os­man PE­PE'nin ce­va­bı (7/21652)

8.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, tra­fik ka­za­la­rı­na iliş­kin so­ru­la­rı ve İçiş­le­ri  Ba­ka­nı Ab­dül­ka­dir AK­SU'nun ce­va­bı (7/21663, 21664)

9.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, ma­kam araç­la­rı­na ve şo­för­le­ri­ne iliş­kin so­ru­su ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNA­KI­TAN'ın ce­va­bı (7/21773)

10.- Or­du Mil­let­ve­ki­li İ. Sa­mi TAN­DOĞ­DU'nun, bir der­gi­nin da­ğı­tı­mı­na iliş­kin so­ru­su ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN'in ce­va­bı (7/22159)

11.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Ali ARS­LAN'ın, bir der­gi­nin da­ğı­tı­mı­na iliş­kin so­ru­su ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN'in ce­va­bı (7/22160)

12.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ah­met ER­SİN'in, Hak­ka­ri Mer­kez Yük­se­ko­va ve Şem­din­li il­çe­le­rin­de mey­da­na ge­len olay­la­rın araş­tı­rıl­ma­sı ama­cıy­la ku­ru­lan Mec­lis Araş­tır­ma­sı Ko­mis­yo­nun Ra­po­ru­na  iliş­kin so­ru­su ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN'in ce­va­bı (7/22161)

13.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Zü­he­yir AM­BER'in, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi sü­re­cin­de ba­sın men­sup­la­rı­nın ku­lis­le­re alın­ma­ya­ca­ğı id­di­ası­na iliş­kin so­ru­su ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN'in ce­va­bı (7/22601)

I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

TBMM Ge­nel Ku­ru­lu sa­at 11.03'te açı­la­rak beş otu­rum yap­tı.

TBMM Baş­ka­nı Bü­lent Arınç'ın, Slo­vak­ya Ulu­sal Kon­se­yi Baş­ka­nı­nın da­ve­ti­ne ica­bet­le, Bra­tis­la­va'da dü­zen­le­ne­cek "Av­ru­pa Bir­li­ği Par­la­men­to Baş­kan­la­rı Kon­fe­ran­sı"na ka­tıl­mak üze­re Slo­vak­ya'ya resmî zi­ya­ret­te bu­lun­ma­sı­na iliş­kin Baş­kan­lık tez­ke­re­si,

03/05/2007 Per­şem­be gün­kü ge­len kâğıt­lar lis­te­sin­de ya­yım­la­nan ve bas­tı­rı­la­rak da­ğı­tı­lan 1407 sı­ra sa­yı­lı öner­ge ile 1408 sı­ra sa­yı­lı Ana­ya­sa De­ği­şik­lik Tek­li­fi'nin kırk se­kiz sa­at geç­me­den bu kıs­mın 1 ile 5'in­ci sı­ra­la­rı­na alın­ma­sı­na ve di­ğer iş­le­rin sı­ra­sı­nın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si­ne; Ana­ya­sa De­ği­şik­lik Tek­li­fi'nin ikin­ci tur oy­la­ma­sı­nın 06 Ma­yıs 2007 Pa­zar gü­nü Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi oy­la­ma­sın­dan son­ra ya­pıl­ma­sı­na iliş­kin AK Par­ti Gru­bu öne­ri­si, ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­den son­ra,

Ka­bul edil­di.

Gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın:

2'nci sı­ra­sı­na alı­nan, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305) gö­rüş­me­le­ri, da­ha ön­ce ge­ri alı­nan mad­de­le­re iliş­kin ko­mis­yon ra­po­ru he­nüz gel­me­di­ğin­den;

3'ün­cü sı­ra­sı­na alı­nan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904),

4'ün­cü sı­ra­sı­na alı­nan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337),

6'ncı sı­ra­sı­na alı­nan, Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ay­han Zey­nep Te­kin Bö­rü'nün, Türk Me­de­ni Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir (2/888) (S. Sa­yı­sı: 1262),

7'nci sı­ra­sı­na alı­nan, Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir (1/1195) (S. Sa­yı­sı: 1216),

8'in­ci sı­ra­sı­na alı­nan, Ya­ban­cı­la­rın Ça­lış­ma İzin­le­ri Hak­kın­da Ka­nun ile Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin (1/1212) (S. Sa­yı­sı: 1225),

Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri, il­gi­li ko­mis­yon yet­ki­li­le­ri Ge­nel Ku­rul­da ha­zır bu­lun­ma­dı­ğın­dan;

Er­te­len­di.

1'in­ci sı­ra­sı­na alı­nan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik ve 2 Mil­let­ve­ki­li­nin; Mil­let­ve­ki­li Ge­nel Se­çim­le­ri­nin Ye­ni­len­me­si­ne İliş­kin Öner­ge­si ve Se­çi­min 22 Tem­muz 2007 Pa­zar Gü­nü Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (4/455) (S. Sa­yı­sı: 1407), gö­rüş­me­le­ri­ni mü­te­aki­ben, elek­tro­nik ci­haz­la ya­pı­lan açık oy­la­ma­dan son­ra, ka­bul edil­di.

5'in­ci sı­ra­sı­na alı­nan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve 194 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2709 Sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi­nin (2/1011) (S. Sa­yı­sı: 1408), bi­rin­ci gö­rüş­me­si ta­mam­lan­dı; ikin­ci gö­rüş­me­si­ne en az kırk se­kiz sa­at geç­tik­ten son­ra baş­la­na­bi­le­ce­ği açık­lan­dı.

An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Oya Aras­lı, Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Be­kir Boz­dağ'ın,

İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Bay­ram Ali Me­ral'in,

Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Ha­luk Koç, To­kat Mil­let­ve­ki­li Meh­met Er­gün Dağ­cı­oğ­lu'nun,

Yap­tık­la­rı ko­nuş­ma­lar­da, par­ti­le­ri­ne sa­taş­tı­ğı id­di­asıy­la bi­rer açık­la­ma­da bu­lun­du­lar.

Alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, 4 Ma­yıs 2007 Cu­ma gü­nü sa­at 11.00'de top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 22.08'de son ve­ril­di.

Sa­dık Ya­kut

 

 

Baş­kan Ve­ki­li

 

 

 

Ha­run Tü­fek­ci

Ah­met Kü­çük

 

Kon­ya

Ça­nak­ka­le

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

Türkân Mi­ço­oğul­la­rı

 

 

İz­mir

 

 

Kâtip Üye

 

 

No.: 137

II. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

4 Ma­yıs 2007 Cu­ma

Tek­lif

1.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­ka­nı Si­irt Mil­let­ve­ki­li Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve Ana­va­tan Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer Rem­zi Kur­tul­mu­şoğ­lu ile 354 Mil­let­ve­ki­li­nin; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi (2/1015) (Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu­na) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 3.5.2007)

2.- Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Ta­ner Yıl­dız'ın; Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi (2/1016) (Plan ve Büt­çe ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yon­la­rı­na) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 4.5.2007)

3.- Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Ali Ay­dın­lı­oğ­lu'nun; Çift­çi Mal­la­rı­nın Ko­run­ma­sı Hak­kın­da Ka­nu­nun Mad­de­le­ri­nin De­ğiş­ti­ril­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi (2/1017) (Ada­let, İçiş­le­ri ile Ta­rım, Or­man ve Kö­yiş­le­ri Ko­mis­yon­la­rı­na) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 4.5.2007)

4.- An­ka­ra Mil­let­ve­kil­le­ri Eyüp Sa­nay ve Nur Do­ğan To­pa­loğ­lu'nun; Do­ğal Gaz Pi­ya­sa­sı Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi (2/1018) (Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı­na) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 4.5.2007)

5.- Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Sü­ley­man Sa­rı­baş'ın; 10.06.1983 Ta­rih­li 2839 Sa­yı­lı Mil­let­ve­ki­li Se­çi­mi Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (2/1019) (Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu­na) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 2.5.2007)

6.- Kas­ta­mo­nu Mil­let­ve­ki­li Hak­kı Köy­lü'nün; Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (2/1020) (Ada­let ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı­na) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 1.5.2007)

Ta­sa­rı­lar

1.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­kan­lı­ğı ile Mo­ğo­lis­tan Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­kan­lı­ğı Ara­sın­da Pet­rol, Do­ğal Gaz ve Mi­ne­ral Kay­nak­lar Ala­nın­da İş­bir­li­ği­ne İliş­kin Mu­ta­ba­kat Zap­tı­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı (1/1355) (Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji ile Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yon­la­rı­na) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 1.5.2007)

2.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Le­ton­ya Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti Ara­sın­da, Eği­tim, Bi­lim, Kül­tür ve Spor Alan­la­rın­da İş­bir­li­ği An­laş­ma­sı­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı (1/1356) (Mil­li Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor ile Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yon­la­rı­na) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 1.5.2007)

Ya­zı­lı So­ru Öner­ge­le­ri

1.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22223) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

2.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22224) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

3.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22225) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

4.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22226) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

5.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22227) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

6.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22228) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

7.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22229) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

8.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22230) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

9.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22231) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

10.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22232) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

11.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22233) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

12.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22234) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

13.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22235) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

14.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22236) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

15.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22237) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

16.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22238) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

17.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22239) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

18.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22240) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

19.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22241) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

20.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22242) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

21.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22243) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

22.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22244) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

23.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22245) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

24.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22246) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

25.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22247) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

26.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22248) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

27.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22249) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

28.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22250) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

29.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22251) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

30.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22252) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

31.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22253) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

32.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22254) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

33.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22255) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

34.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22256) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

35.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22257) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

36.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22258) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

37.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22259) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

38.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22260) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

39.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22261) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

40.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22262) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

41.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22263) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

42.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22264) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

43.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22265) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

44.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22266) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

45.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22267) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

46.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22268) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

47.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22269) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

48.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22270) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

49.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22271) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

50.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22272) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

51.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22273) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

52.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22274) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

53.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22275) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

54.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22276) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

55.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22277) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

56.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22278) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

57.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22279) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

58.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22280) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

59.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22281) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

60.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22282) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

61.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22283) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

62.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22284) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

63.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22285) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

64.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22286) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

65.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22287) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

66.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22288) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

67.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22289) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

68.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22290) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

69.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22291) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

70.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22292) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

71.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22293) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

72.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22294) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

73.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22295) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

74.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22296) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

75.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22297) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

76.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22298) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

77.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22299) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

78.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22300) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

79.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22301) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

80.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22302) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

81.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22303) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

82.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22304) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

83.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22305) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

84.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22306) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

85.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22307) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

86.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22308) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

87.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22309) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

88.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22310) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

89.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22311) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

90.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22312) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

91.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22313) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

92.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22314) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

93.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22315) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

94.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22316) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

95.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22317) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

96.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22318) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

97.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22319) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

98.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22320) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

99.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22321) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

100.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22322) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

101.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22323) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

102.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22324) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

103.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22325) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

104.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22326) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

105.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22327) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

106.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22328) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

107.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22329) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

108.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22330) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

109.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22331) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

110.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22332) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

111.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22333) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

112.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22334) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

113.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22335) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

114.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22336) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

115.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22337) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

116.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22338) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

117.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22339) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

118.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22340) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

119.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22341) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

120.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22342) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

121.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22343) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

122.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22344) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

123.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22345) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

124.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22346) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

125.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22347) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

126.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22348) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

127.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22349) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

128.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22350) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

129.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22351) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

130.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22352) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

131.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22353) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

132.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22354) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

133.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22355) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

134.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22356) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

135.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22357) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

136.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22358) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

137.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22359) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

138.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22360) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

139.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22361) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

140.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22362) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

141.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22363) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

142.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22364) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

143.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22365) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

144.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22366) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

145.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22367) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

146.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22368) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

147.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22369) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

148.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22370) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

149.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22371) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

150.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22372) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

151.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22373) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

152.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22374) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

153.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22375) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

154.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22376) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

155.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22377) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

156.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22378) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

157.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22379) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

158.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22380) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

159.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22381) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

160.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22382) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

161.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22383) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

162.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22384) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

163.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22385) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

164.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22386) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

165.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22387) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

166.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22388) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

167.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22389) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

168.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22390) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

169.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22391) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

170.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22392) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

171.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22393) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

172.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22394) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

173.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22395) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

174.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22396) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

175.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22397) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

176.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22398) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

177.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22399) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

178.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22400) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

179.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22401) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

180.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22402) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

181.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22403) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

182.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22404) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

183.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22405) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

184.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22406) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

185.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22407) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

186.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22408) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

187.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22409) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

188.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22410) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

189.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22411) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

190.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22412) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

191.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22413) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

192.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22414) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

193.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22415) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

194.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22416) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

195.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22417) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

196.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22418) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

197.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22419) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

198.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22420) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

199.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22421) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

200.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22422) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

201.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22423) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

202.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22424) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

203.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22425) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

204.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22426) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

205.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22427) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

206.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22428) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

207.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22429) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

208.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22430) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

209.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22431) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

210.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22432) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

211.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22433) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

212.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22434) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

213.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22435) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

214.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22436) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

215.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22437) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

216.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22438) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

217.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22439) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

218.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22440) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

219.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22441) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

220.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22442) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

221.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22443) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

222.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22444) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

223.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22445) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

224.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22446) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

225.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22447) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

226.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22448) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

227.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22449) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

228.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22450) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

229.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22451) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

230.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22452) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

231.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22453) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

232.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22454) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

233.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22455) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

234.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22456) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

235.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22457) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

236.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22458) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

237.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22459) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

238.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22460) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

239.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22461) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

240.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22462) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

241.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22463) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

242.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22464) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

243.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22465) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

244.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22466) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

245.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22467) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

246.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22468) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

247.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22469) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

248.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22470) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

249.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22471) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

250.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22472) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

251.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22473) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

252.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22474) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

253.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22475) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

254.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22476) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

255.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22477) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

256.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22478) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

257.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22479) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

258.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22480) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

259.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22481) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

260.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22482) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

261.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22483) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

262.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22484) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

263.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22485) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

264.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22486) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

265.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22487) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

266.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22488) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

267.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22489) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

268.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22490) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

269.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22491) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

270.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22492) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

271.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22493) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

272.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22494) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

273.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22495) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

274.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22496) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

275.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22497) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

276.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22498) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

277.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22499) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

278.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22500) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

279.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22501) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

280.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22502) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

281.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22503) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

282.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22504) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

283.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22505) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

284.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22506) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

285.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22507) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

286.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22508) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

287.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22509) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

288.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22510) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

289.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22511) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

290.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22512) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

291.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22513) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

292.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22514) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

293.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22515) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

294.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22516) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

295.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22517) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

296.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22518) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

297.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22519) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

298.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22520) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

299.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22521) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

300.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22522) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

301.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22523) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

302.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22524) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

303.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22525) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

304.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22526) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

305.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22527) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

306.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22528) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

307.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22529) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

308.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22530) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

309.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22531) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

310.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22532) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

311.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22533) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

312.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22534) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

313.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22535) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

314.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22536) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

315.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22537) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

316.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22538) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

317.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22539) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

318.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22540) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

319.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22541) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

320.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22542) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

321.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22543) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

322.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22544) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

323.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22545) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

324.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22546) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

325.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22547) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

326.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22548) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

327.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22549) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

328.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22550) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

329.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22551) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

330.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22552) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

331.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22553) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

332.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22554) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

333.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22555) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

334.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22556) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

335.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22557) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

336.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22558) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

337.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22559) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

338.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22560) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

339.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22561) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

340.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22562) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

341.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22563) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

342.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22564) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

343.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22565) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

344.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22566) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

345.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22567) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

346.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22568) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

347.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22569) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

348.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22570) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

349.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22571) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

350.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22572) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

351.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22573) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

352.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22574) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

353.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22575) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

354.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22576) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

355.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22577) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

356.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22578) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

357.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22579) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

358.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22580) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

359.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22581) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

360.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22582) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

361.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22583) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

362.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22584) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

363.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22585) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

364.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22586) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

365.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22587) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

366.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22588) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

367.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22589) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

368.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22590) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

369.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22591) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

370.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22592) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

371.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22593) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

372.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22594) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

373.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22595) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

374.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22596) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

375.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22597) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

376.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22598) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

377.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22599) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

378.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Kars'ta­ki bir kö­yün yol ve su so­run­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22600) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

379.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Zü­he­yir AM­BER'in, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi sü­re­cin­de ba­sın men­sup­la­rı­nın ku­lis­le­re alın­ma­ya­ca­ğı id­di­ası­na iliş­kin Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22601) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 20.4.2007)

380.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ah­met ER­SİN'in, Si­irt ve çev­re il­ler­de­ki so­run­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22602) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 23/4/2007)

381.- Bur­dur Mil­let­ve­ki­li Ra­ma­zan Ke­rim ÖZ­KAN'ın, şe­hir alt­ya­pı­sın­da te­si­sa­tın yer­leş­ti­ril­me­si­ne iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22603) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

382.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ba­tı Trak­ya Türk­le­ri'nin ba­zı so­run­la­rı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22604) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

383.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Meh­met ERAS­LAN'ın, yok­sul­luk sı­nı­rı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22605) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

384.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Meh­met ERAS­LAN'ın, genç­le­rin kö­tü alış­kan­lık­lar­dan ko­run­ma­sı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22606) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

385.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li En­ver ÖK­TEM'in, ço­cuk ih­ma­li ve is­tis­ma­rı olay­la­rı ile ço­cuk suç­lu­lu­ğu­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22607) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

386.- Art­vin Mil­let­ve­ki­li Yük­sel ÇOR­BA­CI­OĞ­LU'nun, ka­mu­da­ki avu­kat ve hu­kuk mü­şa­vi­ri sa­yı­sı­na iliş­kin Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sın­dan (Meh­met Ali ŞA­HİN) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22608) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

387.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bur­sa-Ni­lü­fer Spor Komp­lek­si­ne iliş­kin Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sın­dan (Meh­met Ali ŞA­HİN) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22609) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

388.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Ali ARS­LAN'ın, Bağ-Kur'un özel has­ta­ne­ler­den al­dı­ğı sağ­lık hiz­met­le­ri­ne iliş­kin Ça­lış­ma ve Sos­yal Gü­ven­lik Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22610) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

389.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Ali ARS­LAN'ın, SSK'nın özel has­ta­ne­ler­den al­dı­ğı sağ­lık hiz­met­le­ri­ne iliş­kin Ça­lış­ma ve Sos­yal Gü­ven­lik Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22611) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

390.- Si­vas Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin SÖ­ZEN'in, İs­tan­bul Bü­yük Oto­ga­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22612) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

391.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ta­ci­dar SEY­HAN'ın, Sey­han Be­le­di­ye­si­nin iha­le­le­ri­ne iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22613) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

392.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Meh­met ERAS­LAN'ın, si­lah ruh­sat­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22614) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

393.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Or­ha­ne­li-Göy­nük­be­len yo­lu­nun ona­rı­mı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22615) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

394.- Or­du Mil­let­ve­ki­li İd­ris Sa­mi TAN­DOĞ­DU'nun, alı­nan ba­zı araç­la­rın pla­ka­la­rı­na iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22616) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

395.- Ko­ca­eli Mil­let­ve­ki­li Meh­met Se­fa SİR­MEN'in, Kör­fez Öğ­ret­me­ne­vi yö­ne­ti­mi­ne yö­ne­lik id­di­ala­ra iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22617) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

396.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin EK­MEK­Çİ­OĞ­LU'nun, Pat­nos Dev­let Has­ta­ne­si ye­ni bi­na­sı­nın iha­le­si­ne iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22618) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

397.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Ali ARS­LAN'ın, Ya­ta­ğan Dev­let Has­ta­ne­si­nin uz­man dok­tor ih­ti­ya­cı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22619) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

398.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ak­sa­ray İlin­de­ki ye­şil kart uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22620) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

399.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ağ­rı İlin­de­ki ye­şil kart uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22621) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

400.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Adı­ya­man İlin­de­ki ye­şil kart uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22622) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

401.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Çan­kı­rı İlin­de­ki ye­şil kart uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22623) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

402.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bat­man İlin­de­ki ye­şil kart uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22624) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

403.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bar­tın İlin­de­ki ye­şil kart uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22625) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

404.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Si­irt İlin­de­ki ye­şil kart uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22626) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

405.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Kü­tah­ya İlin­de­ki ye­şil kart uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22627) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

406.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Ka­ra­bük İlin­de­ki ye­şil kart uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22628) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

407.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Bur­sa-Bü­yü­kor­han-Da­na­cı­lar Kö­yü Sağ­lık Oca­ğı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22629) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

408.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Şır­nak İlin­de­ki ye­şil kart uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22630) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

409.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li En­ver ÖK­TEM'in, İz­mir'de ai­le he­kim­li­ği pi­lot uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22631) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

410.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Meh­met ERAS­LAN'ın, ta­rım sek­tö­rü­nün kat­ma de­ğe­ri­ne ve gir­di fi­yat­la­rın­da­ki ar­tı­şa iliş­kin Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22632) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

411.- Ay­dın Mil­let­ve­ki­li Meh­met SE­MER­Cİ'nin, Bü­yük Men­de­res Hav­za­sın­da­ki su­la­ma su­yu ye­ter­siz­li­ği­ne iliş­kin Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22633) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

412.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Gü­rol ER­GİN'in, mı­sır ve ek­mek­lik buğ­day it­ha­la­tı­na iliş­kin Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22634) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

413.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, THY uçuş­la­rın­da gü­ven­lik ele­ma­nı bu­lu­nup bu­lun­ma­dı­ğı­na iliş­kin Ulaş­tır­ma Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22635) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

414.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Es­ki­şe­hir-Ban­dır­ma de­mir­yo­lu hat­tı ça­lış­ma­la­rı­na iliş­kin Ulaş­tır­ma Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22636) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

415.- Art­vin Mil­let­ve­ki­li Yük­sel ÇOR­BA­CI­OĞ­LU'nun, Borç­ka Ba­ra­jın­da­ki tek­nik bir arı­za­ya iliş­kin Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22637) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

416.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li K. Ke­mal ANA­DOL'un, it­hal mo­tor­lu ta­şıt gös­ter­ge ve uya­rı sis­tem­le­ri­ne Türk­çe zo­run­lu­lu­ğu ge­ti­ril­me­si­ne iliş­kin Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22638) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

417.- Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Atil­la KART'ın, TRT'de bir Ge­nel Mü­dür Yar­dım­cı­sı­na ya­pıl­dı­ğı id­dia edi­len uy­gu­la­ma­ya iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Be­şir ATA­LAY) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22639) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 25/4/2007)

418.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Meh­met ERAS­LAN'ın, ören yer­le­ri­ne iliş­kin Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22640) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

419.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Meh­met ERAS­LAN'ın, ver­gi ka­çak­la­rı­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22641) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

420.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ke­mal KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU'nun, Cum­hur­baş­ka­nı Ada­yı hak­kın­da­ki bir ifa­de­si­ne iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Ali BA­BA­CAN) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22642) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

421.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li En­ver ÖK­TEM'in, Di­ya­net İş­le­ri Baş­kan­lı­ğı­nın Al­man­ya'da­ki Teş­ki­la­tı­nın üye ol­du­ğu Kon­se­ye iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Meh­met AY­DIN) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/22643) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 26/4/2007)

 

 

4 Ma­yıs 2007 Cu­ma

Bİ­RİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 11.03

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le), Ha­run TÜ­FEK­Cİ (Kon­ya)

BAŞ­KAN - Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 99'un­cu Bir­le­şi­mi­ni açı­yo­rum.

Top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır, gün­de­me ge­çi­yo­ruz.

Baş­kan­lı­ğın Ge­nel Ku­ru­la su­nuş­la­rı var­dır.

Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu­nun, İç Tü­zük'ün 19'un­cu mad­de­si­ne gö­re ve­ril­miş bir öne­ri­si var­dır. Oku­tup, oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

Oku­tu­yo­rum:

III.- ÖNERİLER

A) Sİ­YA­Sİ PAR­Tİ GRU­BU ÖNE­Rİ­LE­Rİ

1.- Gün­dem­de­ki sı­ra­la­ma ile 2/1015 esas nu­ma­ra­lı Ana­ya­sa­nın Ba­zı Mad­de­le­rin­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin kırk se­kiz sa­at geç­me­den Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da gö­rü­şül­me­si­ne iliş­kin AK Par­ti Gru­bu öne­ri­si

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Da­nış­ma Ku­ru­lu 04.05.2007 Cu­ma gü­nü (bu­gün) top­la­na­ma­dı­ğın­dan, İç­tü­zü­ğün 19 un­cu mad­de­si ge­re­ğin­ce, Gru­bu­mu­zun aşa­ğı­da­ki öne­ri­si­nin Ge­nel Ku­ru­lun ona­yı­na su­nul­ma­sı­nı arz ede­rim.

                                                                                                           Sa­lih Ka­pu­suz

                                                                                                                 An­ka­ra

                                                                                              AK Par­ti Gru­bu Baş­kan Ve­ki­li

Öne­ri:

Gün­de­min Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler Kıs­mı­nın; 440. sı­ra­sın­da yer alan 1398 Sı­ra Sa­yı­lı Cum­hur­baş­kan­lı­ğı Ge­ri Gön­der­me Tez­ke­re­si­nin bu kıs­mın 5. sı­ra­sı­na, 441. sı­ra­sın­da yer alan 1399 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın bu kıs­mın 6. sı­ra­sı­na, 437. sı­ra­sın­da yer alan 1394 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın bu kıs­mın 19. sı­ra­sı­na, 414. sı­ra­sın­da yer alan 1360 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın bu kıs­mın 20. sı­ra­sı­na alın­ma­sı ve di­ğer iş­le­rin sı­ra­sı­nın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si;

2/1015 Esas Nu­ma­ra­lı Ana­ya­sa­nın ba­zı mad­de­le­rin­de de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı hak­kın­da ka­nun tek­li­fi­nin 48 sa­at geç­me­den Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nun­da gö­rü­şül­me­si;

Öne­ril­miş­tir.

BAŞ­KAN - AK Par­ti Grup öne­ri­si­nin le­hin­de söz is­te­yen Sa­lih Ka­pu­suz, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li.

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; ha­yır­lı bir ça­lış­ma gü­nü te­men­ni­siy­le he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bu­gün, Da­nış­ma Ku­ru­lu ta­le­bi­mi­ze Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­sin­den ar­ka­daş­la­rı­mız ka­tı­la­ma­dı­ğı için grup öne­ri­si ola­rak ge­tir­dik.

Ge­tir­di­ği­miz öne­ri­de, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan ia­de edil­miş olan, ta­rım­sal kal­kın­ma­yı des­tek­le­mek­le il­gi­li ola­rak bir ku­rum oluş­tu­ru­lu­yor bil­di­ği­niz gi­bi, bu ta­sa­rı­yı da­ha ön­ce çı­ka­rıp gön­der­miş­tik, bir mad­de­si ia­de edil­miş­ti. O bir mad­de­lik kıs­mı­nın da, Ge­nel Ku­rul­da bu­gün ilk ön­ce gö­rü­şü­le­cek ta­sa­rı ol­ma­sı­nı öne­ri­yo­ruz, bir.

İkin­ci ola­rak, İs­tik­lal Mar­şı ve Meh­met Âkif Er­soy'u an­mak­la il­gi­li bir gün için ha­zır­lan­mış olan bir ta­sa­rı­mız var, bu ta­sa­rı­yı öne çe­ki­yo­ruz.

Ay­rı­ca, Yu­nus Em­re Vak­fıy­la il­gi­li ola­rak, grup­la­rın da mu­ta­ba­ka­tı olan bir ta­sa­rı var, onu öne çe­ki­yo­ruz.

Bir di­ğe­ri de, nük­le­er ener­jiy­le il­gi­li ola­rak bir ta­sa­rı var, onu da ön sı­ra­la­ra çe­ki­yo­ruz. Gün­dem­de­ki yer­le­ri­ni, akı­şı içe­ri­sin­de, bu yer­leş­ti­ril­miş olan ça­lış­ma tak­vi­mi­ne gö­re yü­rü­tül­me­si­ni dü­şü­nü­yo­ruz.

Ay­rı­ca, bir de dün bir pa­ket ver­dik Ana­ya­sa'yla il­gi­li ola­rak. Ana­va­tan Par­ti­si mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız­la, on­la­rın da im­za­la­mış ol­duk­la­rı, ka­mu­oyun­da önem­le ta­kip edi­len, bek­le­ni­len bir Ana­ya­sa pa­ke­ti var. Bu Ana­ya­sa pa­ke­ti­nin de Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu­muz­ca kırk se­kiz sa­at geç­me­den gö­rü­şül­me­si­ni tav­si­ye et­me­yi amaç­lı­yo­ruz.

Ge­nel Ku­ru­lu­mu­zun kat­kı­sıy­la gün­de­mi bu şek­liy­le be­lir­le­miş ol­ma­mız hâlin­de hem ça­lış­ma­la­rı­mız hem de Ko­mis­yon­da ön­ce­lik­li ola­rak bu ko­nu­nun gö­rü­şü­le­bil­me­si­ni amaç­la­yan bir grup öne­ri­si­dir.

Mem­le­ke­ti­miz, mil­le­ti­miz için ha­yır­lı ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ka­pu­suz.

Grup öne­ri­si le­hin­de söz is­te­yen İr­fan Gün­düz, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­yu­run Sa­yın Gün­düz.

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­ze ha­yır­lı gün­ler di­li­yo­rum.

Ta­bii, gü­nün bu er­ken saa­tin­de, AK Par­ti Gru­bu ola­rak, Da­nış­ma Ku­ru­lu öne­ri­mi­zin le­hin­de de söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Da­nış­ma Ku­ru­lu­mu­zun öne­ri­le­ri içe­ri­sin­de, ta­bii, çok önem­li, özel­lik­le ta­rım­sal kal­kın­may­la ala­ka­lı, Av­ru­pa Bir­li­ği­ni de ya­kın­dan il­gi­len­di­ren, Tür­ki­ye'de ta­rım­sal kal­kın­ma­yı des­tek­le­me­ye yö­ne­lik, Cum­hur­baş­kan­lı­ğın­dan ge­ri gön­de­ri­len ia­de tez­ke­re­si ve ia­de edi­len bir mad­de­nin gö­rü­şül­me­si­nin öne alın­ma­sıy­la il­gi­li bir tek­li­fi­miz var.

Öbür ta­raf­tan, İs­tik­lal Mar­şı'nın ka­bu­lü ve Meh­met Âkif Er­soy'u an­ma gü­nü ilan edil­me­siy­le il­gi­li ya­sal dü­zen­le­me­nin öne alın­ma­sıy­la il­gi­li bir tek­li­fi­miz var.

He­men bu­nun ar­ka­sın­dan, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­nın, özel­lik­le yurt dı­şın­da ya­şa­yan va­tan­daş­la­rı­mı­zın millî kül­tü­rü­mü­ze ka­zan­dı­rıl­ma­sı ve on­la­rın mil­le­ti­miz­le en­teg­ras­yo­nu­nu ön­gö­ren Yu­nus Em­re kül­tür ev­le­riy­le il­gi­li çok önem­li bir pro­je­si var -kal­dı ki, bu pro­je, ta­bii, ik­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le ko­mis­yon­lar­da uz­laş­may­la geç­miş bir ya­sal dü­zen­le­me- onun öne alın­ma­sıy­la il­gi­li bir tek­li­fi­miz var.

Bir de, bu nük­le­er ener­jiy­le il­gi­li, güç san­tral­le­ri­nin ku­rul­ma­sı, iş­le­til­me­si ve ener­ji sa­tı­şı­na yö­ne­lik ka­nu­ni dü­zen­le­me var. Bun­la­rın öne alın­ma­sı­nı tek­lif et­mi­şiz.

Ta­bii, öbür ta­raf­tan, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­miy­le il­gi­li, Ana­va­tan Par­ti­si ile AK Par­ti Gru­bu­nun müş­te­re­ken tek­lif et­ti­ği Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­nin Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu­muz­da kırk se­kiz sa­at geç­me­den gö­rü­şül­me­si­ne yö­ne­lik, bu­na imkân ve­ren bir tek­lif var.

Bu­nun dı­şın­da, sı­ra­sın­da yer alan di­ğer ka­nun tek­lif­le­ri­miz de ye­ri ve za­ma­nı gel­di­ğin­de gö­rü­şü­le­cek­tir. Mec­li­si­mi­zin, er­ken se­çim ka­ra­rı alın­dık­tan son­ra bi­le böy­le­si­ne bir per­for­mans ser­gi­le­me­si ve hâlâ ça­lış­ma­sı­na de­vam et­me­si, as­lın­da ik­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le, bu Mec­lis için onur ve­ri­ci bir du­rum­dur.

O yüz­den, bu­gün­kü ça­lış­ma­nın Mec­li­si­mi­ze ve mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, gru­bu­mu­zun öne­ri­si le­hin­de des­te­ği­ni­zi bek­li­yo­ruz.

He­pi­ni­ze en de­rin sev­gi ve say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Gün­düz.

Grup öne­ri­si aley­hin­de söz is­te­yen Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu, Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın As­la­noğ­lu.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ön­ce Ali Bey ko­nu­şa­cak.

BAŞ­KAN - Ali Ars­lan, Muğ­la Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Ars­lan.

ALİ ARS­LAN (Muğ­la) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin Grup öne­ri­si aley­hin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ön­ce, he­pi­ni­zi say­gıy­la, sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum.

Her ne ka­dar Sa­yın Gün­düz, iş­te, er­ken se­çim ka­ra­rı al­dı­ğı­mız sü­reç­ten son­ra bi­le hâlâ ya­sa gö­rü­şü­yor ol­ma­mı­zı bir fa­zi­let ola­rak gös­ter­di ama, biz Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, böy­le­si­ne bir sü­reç­te, ale­la­ce­le bir şey­ler ya­pa­lım gay­re­tiy­le, Mec­lis­te hâlâ ka­nun çı­ka­rı­yor ol­ma­nın, as­lın­da çok da fa­zi­let ol­ma­dı­ğı­nı… Bu­gün ga­ze­te­ler­de man­şe­tiz me­se­la: "Ana­ya­sa şaş­kın­lı­ğı" di­yor. Ne­yin ne ol­du­ğu bel­li de­ğil, her şey bir­bi­ri­ne ka­rış­tı.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ta­bii, ba­zı ya­sa­lar gö­rü­şü­le­bi­lir. Me­se­la, biz is­ti­yor­duk ki… Bo­no­ze­de­ler var bi­li­yor­su­nuz, İmar­ze­de­ler, her bi­ri pe­ri­şan­lık için­de, emek­li­lik­le­ri­ni, ço­lu­ğu­nun ço­cu­ğu­nun rı­zık­la­rı­nı, dev­le­tin gü­ven­ce­si­ne, dev­le­tin ver­di­ği söz­le­re gü­ve­ne­rek ban­ka­ya ya­tır­mış­lar. Bu ko­nu­da, Sa­yın Koç'un, Sa­yın Bih­lun Ta­may­lı­gil'in, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­sin­den bir­çok ar­ka­da­şı­mı­zın bü­yük gay­ret­le­ri var, İmar­ze­de­le­rin so­ru­nu çö­zül­sün di­ye. Hâlâ, bu­nun­la il­gi­li bir dü­zen­le­me ya­pıl­mış de­ğil. İn­san­lar, bun­ca se­ne­den be­ri, bu Mec­li­sin çı­ka­ra­ca­ğı bu ko­nuy­la il­gi­li ya­sa­yı bek­li­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, baş­ka… Ge­çen gün bir te­le­viz­yon prog­ra­mı­na ka­tıl­dım. Ora­da, İs­la­mi hol­ding­le­re tril­yon­lar­ca pa­ra­sı­nı kap­tır­mış in­san­lar, bü­yük pe­ri­şan­lık için­de, eş­le­ri sı­kın­tı­dan ve­fat et­miş, ço­cuk­la­rı­na Al­man­ya Hükûme­ti­nin ver­di­ği pa­ra­lar­la ba­ka­bi­len in­san­la­rın so­run­la­rı var; ger­çi, ona Baş­ba­kan "Ba­na mı sor­du­nuz?" di­yor, ama, ba­kın İmar­ze­de­le­re, dev­le­te sor­muş in­san­lar, dev­let gü­ven­ce ver­miş. O in­san­la­rın so­ru­nu­nu çöz­mek var­ken, biz bu­ra­da bu­gün, iş­te, çok da ge­rek­li -el­bet­te, mut­la­ka öne­mi var- çok da aci­li­ye­ti ol­ma­yan ya­sa­lar­la uğ­ra­şı­yo­ruz. İş­te, laf ol­sun tor­ba dol­sun Sa­yın Gün­düz! Sa­nı­yo­rum, bu ya­sa­lar o ne­den­le gün­de­me ge­li­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bü­yük bir sı­kın­tı ya­şa­tı­yor Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Tür­ki­ye'ye. Ba­kın, ön­ce se­çim de­dik, inan­ma­dı­nız; ge­lin uz­la­şa­lım de­dik... Ba­kın, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin Ge­nel Baş­ka­nı -bir an­la­yı­şı­mı bu­ra­da, bu kür­sü­de ifa­de et­mek is­ti­yo­rum- "Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin için­de, Cum­hur­baş­kan­lı­ğın­da des­tek­le­ye­bi­le­ce­ği­miz isim­ler var­dır." di­yor. Kim bu? Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si, bil­di­ği­niz gi­bi... Ar­tık isim­le­ri­ni ka­rış­tır­dık, Re­fah mıy­dı Fa­zi­let miy­di; bi­ri açı­lı­yor bi­ri ka­pa­tı­lı­yor; sa­nı­yo­rum, bir za­man son­ra si­zin de is­mi­ni­zi ka­rış­tı­ra­ca­ğız.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Hal­kı­mız si­zi ka­rış­tı­ra­cak!

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, çe­kir­de­ğin­de millî gö­rüş çiz­gi­si­nin ol­du­ğu, et­ra­fın­da da li­be­ral­le­rin ör­tü gö­re­vi gör­dü­ğü, li­be­ral­le­rin mas­ke­le­di­ği bir par­ti. Ba­kın, o li­be­ral­le­re, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin Ge­nel Baş­ka­nı di­yor ki: "Ben, siz­den bi­ri­nin Cum­hur­baş­kan­lı­ğı­nı içi­me sin­di­re­bi­li­rim." Ama si­zin ken­di Ge­nel Baş­ka­nı­nız, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si için­de­ki bir li­be­ra­lin Cum­hur­baş­ka­nı aday­lı­ğı­nı içi­ne sin­di­re­me­di de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

MUS­TA­FA CU­MUR (Trab­zon) - Si­ze kim so­ru­yor!

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Geç onu!

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - Ben ge­çe­rim, be­nim so­ru­num de­ğil.

O, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin için­de­ki li­be­ral­le­rin, ken­di­le­ri­nin gü­cüy­le, ken­di­le­ri­ni Baş­ba­kan ya­pan Sa­yın Tay­yip Er­do­ğan'ın ken­di­le­ri­ne gü­ven­me­di­ği­nin or­ta­ya çık­ma­sı so­nu­cu sı­kın­tı ya­şa­yan in­san­lar. Ya­şa­mı­yor­sa­nız, o si­zin ken­di bi­le­ce­ği­niz iş.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Siz, bir aday bi­le gös­te­re­me­di­niz!

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - Ama, yurt­taş bu­nu çok iyi gö­rü­yor. O in­san­la­ra oy ve­ren, o in­san­lar si­zin içi­niz­de var di­ye Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­ne oy ve­ren yurt­taş­la­rı­mız, oy­la­rı­nın na­sıl, ne­re­le­re kul­la­nıl­dı­ğı­nı çok iyi bi­li­yor.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Siz, bir aday bi­le gös­te­re­me­di­niz! Aday bi­le çı­ka­ra­ma­dı­nız!

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım...

BAŞ­KAN - Sa­yın Ye­ni, lüt­fen...

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kın, bir kla­sik sağ-sol ça­tış­ma­sı için­de, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si, 2002 yı­lın­da, hiç hak et­me­di­ği bir oy al­dı.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Aday bi­le çı­ka­ra­ma­dı­nız, aday!

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Mil­let hak­sız mı da, hak et­me­ye­ne oy ver­di! Al­lah Al­lah! Ada­ma bak ya!

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - O za­ma­na ka­dar li­be­ral sağ par­ti­ler­de gö­rü­nen da­ğı­nık­lık, ora­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mı­zın da millî gö­rüş çiz­gi­sin­de­ki ar­ka­daş­la­ra des­tek ver­me­siy­le, AKP'yi oluş­tur­du.

ŞÜK­RÜ ÜNAL (Os­ma­ni­ye) - Si­ze ver­me­di de ni­ye AK Par­ti­ye ver­di?

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kın, sağ­cı­lık-sol­cu­luk ne? Bir­ço­ğu­nuz id­dia edi­yor­su­nuz ki: "Biz, De­mok­rat Par­ti ge­le­ne­ğin­den ge­li­yo­ruz." Doğ­ru mu­dur? Her­kes öy­le söy­lü­yor, sağ par­ti­le­rin bir­ço­ğun­da bir söy­lem bi­çi­mi bu: "Biz, De­mok­rat Par­ti ge­le­ne­ğin­den ge­len bir par­ti­yiz."

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kın, De­mok­rat Par­ti­nin en önem­li li­der­le­rin­den Sa­yın Ce­lal Ba­yar'ın 1954 yı­lın­da yap­tı­ğı şey­le bu­gün siz­le­rin yap­tı­ğı şe­yi kar­şı­laş­tı­ra­lım, ba­ka­lım siz o ge­le­nek­ten ge­li­yor mu­su­nuz gel­mi­yor mu­su­nuz? En ufak bir il­gi­niz var mı?

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 1954 yı­lın­da, Sa­yın Ce­lal Ba­yar Cum­hur­baş­ka­nı­mız Ame­ri­ka'ya gi­di­yor, Dün­ya Ban­ka­sın­dan kre­di is­ti­yor. Di­yor ki: "Kü­çük Men­de­res, Bü­yük Men­de­res Ne­hir­le­ri üze­ri­ne ba­raj ya­pa­ca­ğım, ba­na kre­di açın." Dün­ya Ban­ka­sı tem­sil­ci­si di­yor ki: "Bu is­te­di­ği­niz pa­ra, bi­zim si­ze ve­re­ce­ği­miz, bir dev­le­te ve­re­ce­ği­miz pa­ra­dan faz­la." Ter­cü­man ter­cü­me eder­ken yan­lış ter­cü­me edi­yor ya da Sa­yın Ce­lal Ba­yar yan­lış an­lı­yor, söy­le­nen söz şu şe­kil­de ak­ta­rı­lı­yor Sa­yın Ba­yar'a: "Ya, si­zin ne­yi­ni­ze pa­ra ve­re­lim?" Ya­ni, Tür­ki­ye'yi kü­çüm­se­yen bir ifa­dey­le ter­cü­me edi­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ne ya­pı­yor bi­li­yor mu­su­nuz Sa­yın Ba­yar? Ora­dan gel­di­ği­ni­zi id­dia et­ti­ği­niz Sa­yın Ba­yar ne ya­pı­yor bi­li­yor mu­su­nuz? Ata­türk'ün, İs­met Pa­şa'nın si­lah ar­ka­da­şı, bir­lik­te kur­tu­luş sa­va­şı ver­dik­le­ri, bu ül­ke­nin bü­tün­lü­ğü için, la­ik cum­hu­ri­ye­ti kur­mak için bir­lik­te kav­ga ver­dik­le­ri Sa­yın Ba­yar Ame­ri­ka'dan An­ka­ra'ya tel­graf çe­ki­yor "Dün­ya Ban­ka­sı tem­sil­ci­si­ni Tür­ki­ye'den ko­vun." di­ye. Tür­ki­ye'yi kü­çüm­se­di­ği­ni… As­lın­da, adam kü­çüm­se­me­miş, ama, ter­cü­man yan­lış ter­cü­me et­miş. "Tür­ki­ye'den ko­vun." di­yor ve 1960 yı­lı­na ka­dar Dün­ya Ban­ka­sıy­la De­mok­rat Par­ti gö­rüş­me yap­mı­yor. İçi­niz­de bu­nu bi­len­ler var­dır. Gü­nal Kan­su'nun "Plan­lı Yıl­lar" ki­ta­bın­da ya­zı­yor bu anek­dot.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kın siz ne ya­pı­yor­su­nuz? Baş­ba­ka­nın da­nış­ma­nı, ken­di el­le­riy­le ge­tir­di­ği da­nış­ma­nı ay­nı Ame­ri­ka'ya gi­di­yor, "Ba­kın, Tür­ki­ye'de si­ze bağ­lı baş­ka bir adam yok, bu ada­mı sü­pür­me­yin -be­nim bu kür­sü­den o te­rim­le­ri söy­le­me­ye di­lim var­mı­yor, o ne­den­le söy­le­me­ye­ce­ğim- sü­pü­rüp at­ma­yın, sa­hip çı­kın Tay­yip Er­do­ğan'a." di­yor. Ger­çi, sa­de­ce Ame­ri­ka'nın de­ğil, Ta­la­ba­ni'nin de sa­hip çık­ma­sı, Bar­za­ni'nin de sa­hip çık­ma­sı Tay­yip Er­do­ğan'a bu­gün mo­da ol­du; "Sa­hip çı­kın." di­yor.

Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, o Ce­lal Ba­yar'ın De­mok­rat Par­ti­siy­le, onur­lu du­ru­şu olan Ce­lal Ba­yar'ın De­mok­rat Par­ti­siy­le, bu­gün si­zin Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin ay­nı sağ an­la­yış­ta ol­du­ğu söy­le­ne­bi­lir mi? O ne­den­le di­yo­rum, 2002'de hak et­me­di­ği­niz bir gü­cü al­dı­nız, hak et­me­di­ği­niz bir des­tek al­dı­nız di­yo­rum. Hiç ala­ka­nız yok. Hiç ala­ka­nız yok de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Şim­di…

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun ) - Ge­li­yo­ruz, ge­li­yo­ruz.

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - Ne­re­ye ge­li­yor­su­nuz?

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - 450 ile ge­li­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ye­ni…

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - İn­san­la­rın önü­ne gi­de­me­ye­cek­si­niz.

Ba­kın, çift­çi­ler bek­li­yor. Çift­çi­ler bek­li­yor gel­sin­ler di­ye. İn­san­lar aç. Bi­raz ön­ce "Ya­şam­sal öne­mi var bu ba­zı ya­sa­la­rın." de­di. Ba­kın, da­ha ön­ce bu kür­sü­de an­lat­tım. İn­san­lar ken­di­le­ri­ni -ta­rım­cı­lar- öl­müş farz edi­yor. Tek­rar an­la­ta­yım o fık­ra­yı:

Sum­bas'ta bir va­tan­da­şı­mı­zın an­lat­tı­ğı fık­ra: Me­zar­lı­ğı do­la­şı­yor bir va­tan­daş. Ba­kı­yor ki, me­zar ta­şı­nın bi­ri­sin­de "Do­ğum ta­ri­hi 1950, ölüm ta­ri­hi 1999." ya­zı­yor. He­sap­lı­yor, epey ya­şa­mış adam, ama me­zar ta­şın­da "Üç yıl ya­şa­dı." ya­zı­yor. Bir baş­ka me­zar ta­şın­da "Do­ğum ta­ri­hi 1930…" Bu­nu köy­lü an­lat­tı bi­ze. "Gi­din, Mec­lis kür­sü­sün­den an­la­tın." de­di. "Du­ru­mu­mu­zu en gü­zel an­la­tan ifa­de bu. Ağ­la­dık ol­ma­dı. Ba­ğır­dık ol­ma­dı. 'Ana­nı al da git.' de­di­ler. 'Mil­let si­ze mi ba­ka­cak?' de­di­ler. 'Gö­zü­nü­zü top­rak do­yur­sun.' de­di­ler. Hiç ol­maz­sa fık­ray­la an­la­tın, bel­ki an­lar­lar hâli­mi­zi." de­di­ler, o ne­den­le an­la­tı­yo­rum. İl­gi­si­ni çe­ki­yor: "Ya bu ne­dir aca­ba?" İn­san el­li beş se­ne, alt­mış beş se­ne ya­şa­mış ama "İki yıl ya­şa­dı.", "Üç yıl ya­şa­dı." ya­zı­yor. Me­zar­cı­ya git­miş sor­muş. De­miş "Kar­de­şim, bu ne­dir ya?" Me­zar­cı de­miş ki "Onun bi­ri me­mur­du, bi­ri iş­çiy­di. Bi­ri­si üç yıl dün­ya gör­dü. Bi­ri­si iki yıl dün­ya gör­dü." Çift­çi yurt­ta­şı­mız de­miş ki: "Be­nim me­za­rı­ma 'Doğ­du ve öl­dü.' ya­zın." İn­san­la­rı bu hâle ge­tir­di­niz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Na­sıl gi­de­cek­si­niz o in­san­la­rın hu­zu­ru­na? Na­sıl gi­de­cek­si­niz?

ÖZ­KAN ÖK­SÜZ (Kon­ya) - Sen işi­ne bak!

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - Baş­ka?.. Ba­kın, bu­gün­kü Hür­ri­yet ga­ze­te­sin­de, si­ze olan inan­cı âde­ta Pol­ya­na­cı­lık dü­ze­yin­de olan bir kö­şe ya­za­rı ya­zı­yor. As­la inan­ma­dı si­zin din­ci bir par­ti ol­du­ğu­nu­za. Ku­rul­du­ğu­nuz gün­den be­ri de des­tek­li­yor­du si­zi. Bu­gün onun da ka­fa­sı ka­rış­mış. Di­yor ki: "Tay­yip Er­do­ğan'ın bu ima­jı dü­zelt­me­si la­zım. Sa­de­ce tür­ba­nı re­fe­rans ala­rak, ken­di yan­daş­la­rı­nı dev­let da­ire­le­ri­ne yer­leş­tir­mek ko­nu­sun­da­ki id­di­ası­nı bı­rak­ma­sı ge­re­kir." O bi­le, si­zin ar­tık na­sıl bir par­ti ol­du­ğu­nu­zun far­kı­na var­mış. Des­te­ği­ni çe­ki­yor ya­vaş ya­vaş, göz­lü­yo­ruz.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Yüz­de 50 ye­ter mi?

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yüz­de 50… Ba­kın, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin al­dı­ğı oyu söy­lü­yor­su­nuz ga­li­ba, di­li­niz sürç­tü.

AH­MET KAM­BUR (Te­kir­dağ) - Ne za­man? Ne za­man? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ta­bii, ya­re­ye do­ku­nun­ca iti­raz­lar çok olu­yor. Ben ger­çek­le­ri söy­lü­yo­rum. Şim­di­den ona gö­re ha­zır­lık­lı olun. Yurt­taş­la­rın önü­ne gi­der­ken ha­zır­lık­lı gi­din. Ben göz­lem­le­ri­mi söy­lü­yo­rum, çift­çi­nin der­di­ni  söy­lü­yo­rum. Ona gö­re, ted­bi­ri­ni al da git Sa­yın Ah­met kar­de­şim.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ars­lan…

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, söy­le­di­ği­miz gi­bi, bu sü­reç­te, bu tür ya­sa­la­rın çı­ka­rıl­ma­sı çok da an­lam­lı, çok da ge­rek­li de­ğil. El­bet­te, bü­yük sı­kın­tı ya­şa­yan yurt­taş­la­rı­mı­zın so­run­la­rı var­dı. Keş­ke, on­la­rı gö­rü­şe­bil­sey­dik.

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - On­la­rı da gö­rü­şe­ce­ğiz.

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - Ma­dem il­le ya­sa­lar çı­ka­ra­ca­ğız, ge­lin, İmar­ze­de­le­rin so­run­la­rı­nı çö­ze­lim. Ge­lin, İs­la­mi hol­ding­le­re, her ne ka­dar, de­di­ğim gi­bi, Sa­yın Baş­ba­kan "Ya ba­na mı sor­dun ya­tır­dın kar­de­şim, be­nim prob­le­mim de­ğil." di­yor.

ÖZ­KAN ÖK­SÜZ (Kon­ya) - "İs­la­mi hol­ding" di­ye bir şey yok.

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - Keş­ke, o yurt­taş­la­rı­mı­zın so­ru­nu­nu çö­ze­bil­sek, ama, hiç te­la­şa ge­rek yok. Za­ten, iki ay son­ra ku­ru­la­cak bir Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ik­ti­da­rıy­la bu so­run­la­rı biz çö­ze­ce­ği­mi­ze bu­ra­dan söz ve­ri­yo­ruz.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Siz ken­di­niz ina­nı­yor mu­su­nuz?

ALİ ARS­LAN (De­vam­la) - He­pi­ni­ze say­gı­lar, sev­gi­ler su­nu­yo­rum. Her ne ka­dar ba­şa­rı­lı ola­ma­ya­ca­ğı­nı­za inan­sam da se­çim­de de siz­le­re ba­şa­rı­lar di­li­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Siz ina­nı­yor mu­su­nuz?

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ars­lan.

Grup öne­ri­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum. Ka­bul eden­ler…

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ön­ce Ali ko­nuş­tu, ben var­dım efen­dim.

BAŞ­KAN - Sa­yın As­la­noğ­lu, oya sun­dum.

Ka­bul et­me­yen­ler…

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ama efen­dim, ön­ce Ali  ko­nu­şa­cak­tı, ön­ce o ko­nu­şa­cak­tı.

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Ama, oy­lan­dı efen­dim, oy­lan­dı.

BAŞ­KAN - Sa­yın As­la­noğ­lu, ben si­ze ön­ce sor­dum. Bir yan­lış an­la­şıl­ma ol­du bak.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ama, ön­ce Ali Bey ko­nu­şa­cak­tı.

BAŞ­KAN - Bir sa­ni­ye din­ler mi­si­niz. Ben si­zin vaz­geç­ti­ği­ni­zi zan­net­tim.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ha­yır efen­dim…

BAŞ­KAN - Ama, vaz­geç­ti­niz zan­net­tim. Ku­su­ra kal­ma­yın, yan­lış an­la­şıl­ma ol­du.

Sa­yın Koç, oy­la­ma­yı yap­tım. Ön­ce sor­dum ken­di­si­ne. Yan­lış an­la­şıl­ma ol­du.

Grup öne­ri­si ka­bul edil­miş­tir.

Gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­na ge­çi­yo­ruz.

IV. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin; Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­ri­hi Mil­li Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

BAŞKAN - 1'in­ci sı­ra­da yer alan ka­nun tek­li­fi­nin ge­ri alı­nan mad­de­le­riy­le il­gi­li ko­mis­yon ra­po­ru gel­me­di­ğin­den tek­li­fin gö­rüş­me­le­ri­ni er­te­li­yo­ruz.

2'nci sı­ra­da yer alan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

3'ün­cü sı­ra­da yer alan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

3.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

4.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve 194 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2709 Sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/1011) (S. Sa­yı­sı: 1408)

BAŞ­KAN - 4'ün­cü sı­ra­da yer alan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­kil­le­ri Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Sa­lih Ka­pu­suz, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li İr­fan Gün­düz ve 194 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2709 Sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun ikin­ci gö­rüş­me­le­ri­ni, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce 6 Ma­yıs 2007 ta­rih­li bir­le­şim­de ya­pa­ca­ğız.

5'in­ci sı­ra­ya alı­nan, 15.3.2007 Ta­rih­li ve 5603 Sa­yı­lı Ta­rım ve Kır­sal Kal­kın­ma­yı Des­tek­le­me Ku­ru­mu Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun ve Ana­ya­sa­nın 89 un­cu ve 104 ün­cü Mad­de­le­ri Ge­re­ğin­ce Cum­hur­baş­ka­nın­ca Bir Da­ha Gö­rü­şül­mek Üze­re Ge­ri Gön­der­me Tez­ke­re­si ile Ta­rım, Or­man ve Kö­yiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ya­ca­ğız.

5.- 15.3.2007 Ta­rih­li ve 5603 Sa­yı­lı Ta­rım ve Kır­sal Kal­kın­ma­yı Des­tek­le­me Ku­ru­mu Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun ve Cum­hur­baş­ka­nın­ca Bir Da­ha Gö­rü­şül­mek Üze­re Ge­ri Gön­der­me Tez­ke­re­si ile Ta­rım, Or­man ve Kö­yiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1340) (S. Sa­yı­sı: 1398) (x) (xx)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet? Ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1398 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 15.3.2007 Ta­rih­li ve 5603 Sa­yı­lı Ta­rım ve Kır­sal Kal­kın­ma­yı Des­tek­le­me Ku­ru­mu Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun'un 14'ün­cü mad­de­si Cum­hur­baş­ka­nın­ca uy­gun bu­lun­ma­ya­rak, bir da­ha gö­rü­şül­mek üze­re, bu hu­sus­ta gös­te­ri­len ge­rek­çey­le bir­lik­te Baş­kan­lı­ğı­mı­za ge­ri gön­de­ril­miş­tir. Ana­ya­sa'nın 89'un­cu mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sın­da  "Cum­hur­baş­ka­nın­ca kıs­men uy­gun bu­lun­ma­ma du­ru­mun­da, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si sa­de­ce uy­gun bu­lun­ma­yan mad­de­le­ri gö­rü­şe­bi­lir." İç Tü­zük'ün 81'in­ci mad­de­si­nin son fık­ra­sın­da ise "Cum­hur­baş­ka­nın­ca ya­yım­lan­ma­sı kıs­men uy­gun bu­lun­ma­yan ve bir da­ha gö­rü­şül­mek üze­re Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne gön­de­ri­len ka­nun­la­rın sa­de­ce uy­gun bu­lun­ma­yan mad­de­le­ri­nin gö­rü­şül­me­si­ne ka­nu­nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ma­dan ön­ce Ge­nel Ku­rul­ca gö­rüş­me­siz ka­rar ve­ri­le­bi­lir. Bu du­rum­da, sa­de­ce uy­gun bu­lun­ma­yan mad­de­ler­le il­gi­li gö­rüş­me açı­lır. Ka­nu­nun tü­mü­nün oy­la­ma­sı her hal­de ya­pı­lır." hü­küm­le­ri yer al­mak­ta­dır. Bu hü­küm­le­re gö­re, ge­ri gön­de­ri­len Ka­nun'un tü­mü­nün ve­ya sa­de­ce Cum­hur­baş­ka­nın­ca uy­gun bu­lun­ma­yan mad­de­le­ri­nin gö­rü­şül­me­si Ge­nel Ku­ru­lun ka­ra­rı­na bağ­lı­dır.

Bu ne­den­ler­le, söz ko­nu­su Ka­nun'un, sa­de­ce Cum­hur­baş­ka­nın­ca uy­gun bu­lun­ma­yan 14'ün­cü mad­de­si­nin gö­rü­şül­me­si­ni Ge­nel Ku­ru­lun ona­yı­na su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler…

(x) Ka­nu­nun ilk gö­rüş­me­le­ri  13/3/2007 ta­rih­li 74'ün­cü, 14/3/2007 ta­rih­li 75'in­ci ve 15/3/2007 ta­rih­li 76'ncı Bir­le­şim­ler­de ya­pıl­mış­tır.

(xx)  1398 S. Sa­yı­lı Bas­ma­ya­zı tu­ta­na­ğa ek­li­dir.

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Ara­ya­ca­ğım Sa­yın Koç.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, kâtip üye­ler ara­sın­da an­laş­maz­lık ol­du­ğu için elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pa­ca­ğız.

Üç da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum ve baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır ve 14'ün­cü mad­de­nin gö­rü­şül­me­si ka­bul edil­miş­tir.

14'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

TA­RIM VE KIR­SAL KAL­KIN­MA­YI DES­TEK­LE­ME KU­RU­MU KU­RU­LUŞ VE

GÖ­REV­LE­Rİ HAK­KIN­DA KA­NUN

ÜÇÜN­CÜ BÖ­LÜM

Per­so­nel Re­ji­mi

Ku­rum per­so­ne­li­nin sta­tü­sü, hak­la­rı ve atan­ma­la­rı

MAD­DE 14- (1) Ku­rum­da hiz­met­ler 14/7/1965 ta­rih­li ve 657 sa­yı­lı Dev­let Me­mur­la­rı Ka­nu­nu ile di­ğer ka­nun­la­rın söz­leş­me­li per­so­nel hak­kın­da­ki hü­küm­le­ri­ne bağ­lı ol­mak­sı­zın is­tih­dam edi­len söz­leş­me­li per­so­nel eliy­le yü­rü­tü­lür. Ku­rum per­so­ne­li emek­li­lik ve sos­yal gü­ven­lik yö­nün­den 17/7/1964 ta­rih­li ve 506 sa­yı­lı Sos­yal Si­gor­ta­lar Ka­nu­nu­na tâbi­dir. Ku­rum per­so­ne­li­ne iliş­kin tüm ih­ti­laf­lar iş mah­ke­me­le­rin­de gö­rü­lür.

(2) Baş­kan Ba­ka­nın öne­ri­si üze­ri­ne müş­te­rek ka­rar­la ata­nır. Ge­nel Ko­or­di­na­tör, Hu­kuk Mü­şa­vi­ri, Ko­or­di­na­tör, il ko­or­di­na­tör­le­ri, uz­man, de­net­çi ve da­nış­man­lar Baş­ka­nın tek­li­fi üze­ri­ne Ba­kan ona­yıy­la, bun­la­rın dı­şın­da ka­lan di­ğer per­so­nel ise Baş­kan ta­ra­fın­dan ata­nır.

(3) Ku­rum­da is­tih­dam edi­le­cek per­so­nel­de Dev­let Me­mur­la­rı Ka­nu­nu­nun 48 in­ci mad­de­si­nin (A) ben­di­nin (1), (4), (5), (6) ve (7) nu­ma­ra­lı alt bent­le­rin­de be­lir­ti­len ge­nel şart­la­ra ek ola­rak; Baş­kan, ge­nel ko­or­di­na­tör, ko­or­di­na­tör, il ko­or­di­na­tö­rü, uz­man, de­net­çi ve da­nış­man po­zis­yon­la­rın­da is­tih­dam edi­le­cek­ler için zi­ra­at, ve­te­ri­ner­lik, su ürün­le­ri, gı­da, kim­ya, or­man, çev­re, in­şa­at, je­olo­ji, bil­gi­sa­yar, en­düs­tri, elek­trik ve elek­tro­nik, ma­ki­ne, hu­kuk, ka­mu yö­ne­ti­mi, ik­ti­sat, ma­li­ye, iş­let­me, ulus­la­ra­ra­sı iliş­ki­ler, ça­lış­ma eko­no­mi­si ve en­düs­tri iliş­ki­le­ri, şe­hir ve böl­ge plan­la­ma, is­ta­tis­tik, sos­yo­lo­ji dal­la­rın­dan ve­ya bun­la­ra denk­li­ği Yük­se­köğ­re­tim Ku­ru­lun­ca ka­bul edi­len yurt dı­şın­da­ki yük­sek öğ­re­tim ku­rum­la­rın­dan en az li­sans dü­ze­yin­de eği­tim gör­müş ve is­tih­dam edi­le­ce­ği alan­la il­gi­li ola­rak as­garî; Baş­kan, ge­nel ko­or­di­na­tör, ko­or­di­na­tör, hu­kuk mü­şa­vi­ri ve da­nış­man için se­kiz yıl, il ko­or­di­na­tö­rü için al­tı yıl, uz­man ve de­net­çi için üç yıl­lık iş tec­rü­be­si­ne sa­hip ol­ma şart­la­rı ara­nır.

(4) Mer­kez teş­kilâtın­da; Baş­kan, ge­nel ko­or­di­na­tör, hu­kuk mü­şa­vi­ri, ko­or­di­na­tör, uz­man, de­net­çi, da­nış­man ve mü­ter­cim po­zis­yon­la­rın­da is­tih­dam edi­le­cek­le­rin İn­gi­liz­ce, Al­man­ca ve­ya Fran­sız­ca dil­le­rin­de ya­pı­lan Ka­mu Per­so­ne­li Ya­ban­cı Dil Bil­gi­si Se­vi­ye Tes­pit Sı­na­vın­da as­garî (B), il ko­or­di­na­tör­lük­le­rin­de il ko­or­di­na­tö­rü, uz­man ve de­net­çi po­zis­yo­nun­da is­tih­dam edi­le­cek­le­rin ise as­garî (C) dü­ze­yin­de pu­an al­mış ol­ma­la­rı ve­ya dil ye­ter­li­li­ği ba­kı­mın­dan bu­na denk­li­ği ka­bul edi­len ulus­la­ra­ra­sı ge­çer­li­li­ği olan bir bel­ge­ye sa­hip ol­ma­la­rı zo­run­lu­dur.

(5) 10/12/2003 ta­rih­li ve 5018 sa­yı­lı Ka­mu Malî Yö­ne­ti­mi ve Kon­trol Ka­nu­nu­na ek­li (I),  (II) ve (IV) sa­yı­lı cet­vel­ler­de sa­yı­lan ku­rum ve ku­ru­luş­lar­da ça­lı­şan­lar­dan du­rum­la­rı, bu mad­de­de sa­yı­lan ni­te­lik ve şart­la­ra uy­gun olan­lar, ken­di­le­ri­nin is­te­ği ve ku­rum­la­rı­nın mu­va­fa­ka­tı ile Ku­rum­da söz­leş­me­li ola­rak is­tih­dam edi­le­bi­lir. Bu şe­kil­de is­tih­dam edi­le­cek per­so­nel sa­yı­sı top­lam per­so­nel sa­yı­sı­nın yüz­de otu­zu­nu aşa­maz. Bu şe­kil­de gö­rev­len­di­ri­len per­so­nel ku­ru­mun­dan ay­lık­sız izin­li sa­yı­lır ve asıl kad­ro­suy­la il­gi­si de­vam eder. Bun­la­rın ter­fi­le­ri baş­ka­ca bir iş­le­me ge­rek kal­mak­sı­zın ku­rum­la­rın­ca ya­pı­lır. Bu hük­me gö­re gö­rev­len­di­ri­len­ler, gö­rev­de kal­dık­la­rı sü­re­ce, malî ve sos­yal hak­la­rı­nı Ku­rum­dan alır­lar.

(6) Ku­ru­mun mer­kez teş­kilâtın­da is­tih­dam edi­le­cek per­so­nel sa­yı­sı yü­zel­li ki­şi­den faz­la ola­maz. Sek­re­ter­lik, ar­şiv, idarî, malî ve per­so­nel­le il­gi­li iş­lem­le­ri yü­rü­te­cek olan des­tek per­so­ne­li­nin sa­yı­sı, top­lam per­so­nel sa­yı­sı­nın yüz­de yir­mi­si­ni ge­çe­mez.

(7) Ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rın­dan Ku­rum­da is­tih­dam edi­len ka­mu gö­rev­li­le­ri, gö­rev­le­ri so­na er­di­ğin­de ku­rum­la­rın­da mük­te­sep­le­ri­ne uy­gun bir gö­re­ve ata­nır­lar. Bun­la­rın Ku­rum­da ge­çen hiz­met sü­re­le­ri ka­za­nıl­mış hak ay­lık­la­rı­nın tes­pi­tin­de dik­ka­te alı­nır.

(8) Söz­leş­me­li per­so­ne­le ve­ri­le­cek her tür­lü öde­me­ler da­hil net üc­ret­ler; Baş­ka­na Baş­ba­kan­lık mer­kez teş­kilâtın­da gö­rev ya­pan ge­nel mü­dür, ge­nel ko­or­di­na­tör­le­re Baş­ba­kan­lık mer­kez teş­kilâtın­da gö­rev ya­pan ge­nel mü­dür yar­dım­cı­sı, hu­kuk mü­şa­vi­ri, ko­or­di­na­tör ve il ko­or­di­na­tör­le­ri­ne Baş­ba­kan­lık mer­kez teş­kilâtın­da gö­rev ya­pan da­ire baş­kan­la­rı, uz­man ve de­net­çi­le­re Baş­ba­kan­lık uz­man­la­rı, di­ğer gö­rev­li­le­re ise Baş­ba­kan­lık mer­kez teş­kilâtın­da­ki ben­zer gö­rev­ler için ön­gö­rül­müş bu­lu­nan üc­ret­le­ri aş­ma­mak kay­dıy­la, Ba­kan ta­ra­fın­dan be­lir­le­nir.

(9) Ku­rum, des­tek­le­ne­cek pro­je ve fa­ali­yet­ler ile il­gi­li baş­vu­ru­la­rın de­ğer­len­di­ril­me­si,  iz­len­me­si, du­yu­rul­ma­sı ve ta­nı­tı­mı ile fay­da­la­nı­cı­la­ra yö­ne­lik eği­tim ve da­nış­man­lık hiz­me­ti ve­ril­me­si ama­cıy­la; özel bil­gi ve uz­man­lık ge­rek­ti­ren iş­ler­de, is­tis­na ve­ya hiz­met ak­di ile yer­li ve ya­ban­cı uz­man­la­rı, kıs­mi za­man­lı ola­rak ça­lış­tı­ra­bi­lir. Ku­rum­da bu şe­kil­de ça­lış­tı­rı­la­cak per­so­nel sa­yı­sı, Ku­ru­mun top­lam per­so­nel sa­yı­sı­nın yüz­de otu­zu­nu ge­çe­mez.  

(10) Söz­leş­me­li per­so­ne­lin bu mad­de­de be­lir­le­nen­ler dı­şın­da ka­lan gö­rev ve yet­ki­le­ri, hiz­me­te alın­ma, gö­rev­len­dir­me, gö­rev­de yük­sel­me ve gö­rev­den alın­ma şe­kil­le­ri ile söz­leş­me esas­la­rı, un­van ve sa­yı­la­rı Ba­kan­lar Ku­ru­lu Ka­ra­rı ile çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le be­lir­le­nir.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Ve­dat Me­lik, Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Me­lik.

Sü­re­niz on da­ki­ka­dır.

CHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET VE­DAT ME­LİK (Şan­lı­ur­fa) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 5603 Sa­yı­lı Ta­rım ve Kır­sal Kal­kın­ma­yı Des­tek­le­me Ku­ru­mu Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun'un Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan ge­ri gön­de­ri­len 14'ün­cü mad­de­si hak­kın­da Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na gö­rüş­le­ri­mi­zi be­lirt­mek üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si ön­ce­lik­le say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bil­di­ği­niz gi­bi bu Ya­sa, 13 Mart 2007 ta­ri­hin­de Ge­nel Ku­rul­da gö­rü­şül­dü ve oy çok­lu­ğuy­la bu­ra­dan geç­ti. Şim­di, biz bu Ya­sa'ya, ge­rek Ta­rım Ko­mis­yo­nun­da ge­rek­se Ge­nel Ku­rul­da baş­ta yap­tı­ğı­mız iti­raz­lar­da şu ge­li­yor­du, şun­la­rı söy­lü­yor­duk: Ba­kın, ben, 13 Mart 2007 ta­ri­hin­de bu­ra­da ko­nuş­ma­ma baş­lar­ken de­mi­şim ki ön­ce­lik­le, AKP Hükûme­ti dört bu­çuk yıl­dır te­mel ya­sa ola­yı­nı bir alış­kan­lık ha­li­ne ge­tir­di. Ya­ni, ül­ke­miz için her sek­tör­le il­gi­li ola­rak önem­li olan, ka­mu­oyu­nun çok önem­le bek­le­di­ği ve ta­kip et­ti­ği ya­sa­la­rı ale­la­ce­le bu­ra­dan ge­çir­di git­ti. Bu ya­sa­lar, ne ko­mis­yon­lar­da çok de­tay­lı ola­rak tar­tı­şı­la­bil­di ne de te­mel ya­sa ola­rak ka­bul edil­di­ği için Ge­nel Ku­rul­da çok de­tay­lı gö­rüş­me imkânı­mız ol­ma­dı. Hat­ta, biz bu­ra­da -ki, be­nim dı­şım­da bü­tün Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li ko­nuş­ma­cı­lar te­mel ya­sa ola­rak ge­ti­ri­len ya­sa­lar hak­kın­da bu gö­rüş­le­ri­ni  be­lirt­miş­ler­dir- şu­nu söy­lü­yo­ruz: Te­mel ya­sa adı al­tın­da ya­sa çı­kar­ma­nın Tür­ki­ye'ye bir şey ka­zan­dır­ma­dı­ğı, ak­si­ne  za­man kay­bı­na ne­den ol­du­ğu­nu, çı­ka­rı­lan bir­çok ya­sa­nın Köşk­ten bir de­fa da­ha gö­rü­şül­mek üze­re ia­de edil­me­siy­le ve­ya Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ta­ra­fın­dan ip­tal edil­me­siy­le bu ya­sa­la­rın ta­bii ge­re­ği ya­pı­la­mı­yor, ama, ma­ale­sef, 22'nci Dö­ne­min son gün­le­ri­ne gel­di­ği­miz ve se­çim ka­ra­rı al­dı­ğı­mız bu gün­ler­de de bu­nun en can­lı ör­ne­ği­ni gö­rü­yo­ruz. Ba­kın, o gün, bu söz­ler­le çok açık bir şe­kil­de ikaz et­miş­tik, fa­kat, dört bu­çuk yıl­dır mu­ha­le­fe­tin se­si­ne ku­lak ver­me­di­ği­niz gi­bi, çift­çi için ül­ke­mi­zin en bü­yük so­ru­nu olan kır­sal alan­da­ki ya­şam­la il­gi­li ola­rak bir ka­nu­nun gel­me­sin­de de ma­ale­sef, bu Ya­sa'yı da te­mel ya­sa ola­rak ge­tir­di­niz, ge­çir­di­niz. Ama, bu Ya­sa'nın 14'ün­cü mad­de­si bi­raz ön­ce okun­du ve ka­nun met­ni­nin ge­rek­çe­sin­de de var, biz, bu­nu, za­ten, de­fa­lar­ca bu­ra­da, de­ği­şik­lik öner­ge­le­ri­miz­le, iti­raz­la­rı­mız­la be­lirt­miş­tik. O iti­raz­lar te­mel alı­na­rak Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan ge­ri gön­de­ril­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, de­di­ğim gi­bi, Ge­nel Ku­rul­da gö­rü­şü­le­rek 13 Mart­ta oy çok­lu­ğuy­la ka­bul edi­len, Ta­rım ve Kır­sal Kal­kın­ma­yı Des­tek­le­me Ku­ru­mu Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun'un 14'ün­cü mad­de­si, esas iti­ba­rıy­la, bu ku­rul­da ça­lı­şa­cak, baş­ta baş­kan ve di­ğer per­so­nel­le­rin na­sıl ata­na­ca­ğı, bun­la­rın ma­aş du­rum­la­rıy­la il­gi­li bir mad­de­dir. Ha­tır­la­na­ca­ğı gi­bi, bu Ya­sa'nın ama­cı, ül­ke­miz­de kır­sal kal­kın­ma­yı sağ­la­mak ama­cıy­la, Av­ru­pa Bir­li­ği fon­la­rın­dan ül­ke­mi­ze ak­ta­rı­la­cak olan 750 mil­yon av­ro­luk bir hi­be kre­di­nin kul­la­nı­la­bil­me­si ama­cıy­la biz böy­le bir ku­rul oluş­tu­ru­yo­ruz. Bu­nu, bu Ya­sa gö­rü­şü­lür­ken hem Sa­yın Ba­kan izah et­ti bu­nun ne­den­le­ri­ni, biz de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak ko­mis­yon­da da Ge­nel Ku­rul­da­ki ko­nuş­ma­la­rı­mız­da da -za­ten za­bıt­lar­da mev­cut­tur- bu­na kar­şı çık­ma­dık. Ni­ye kar­şı çık­ma­dık? Şim­di, siz­ler gi­bi biz de bi­li­yo­ruz ki, ül­ke nü­fu­su­mu­zun en az yüz­de 35'i kır­sal alan­lar­da ya­şı­yor ve Tür­ki­ye'nin en bü­yük so­ru­nu, şe­hir­ler­de­ki, İs­tan­bul'da­ki -bun­la­rı çok say­dık bu­ra­da- te­mel so­ru­nu kır­sal kal­kın­ma­dır. Kır­sal­da in­san­la­rı­mız ge­çi­ne­me­di­ği için, ra­hat ve hu­zur için­de ya­şa­ya­ma­dı­ğı için bü­yük şe­hir­le­re göç et­mek­te­dir­ler ve bu gö­çün so­nu­cun­da da bir­çok so­run or­ta­ya çık­mak­ta­dır. Öy­ley­se, biz, kır­sal­da­ki ya­şam şart­la­rı­nı de­ğiş­tir­mek için, ön­ce Av­ru­pa Bir­li­ğin­den böy­le bir kre­di­yi ala­bil­mek için bir ku­rul oluş­tu­ra­ca­ğız. El­bet­te ki, bu­na ge­nel büt­çe­den de ila­ve­ler ya­pa­rak ül­ke­mi­zin böy­le, en önem­li so­ru­nu­na kat­kı ver­me­ye ça­lış­ma­yı he­pi­mi­zin gö­re­vi ola­rak dü­şün­dük, ama, biz, bu­ra­da de­fa­lar­ca de­dik ki… Ko­mis­yon­da da, ön­ce bir alt ko­mis­yon oluş­tu­ra­lım de­dik ar­ka­daş­la­rı­mı­za. Alt ko­mis­yon öne­ri­miz ka­bul edil­me­di. Ora­da, bu sı­kın­tı­la­rı­mı­zı, Ya­sa'yla il­gi­li sı­kın­tı­la­rı­mı­zı di­le ge­tir­me­ye ça­lış­tık, ama, ka­bul gör­me­di. Bu­gün gel­di­ği­miz nok­ta­da ise, -bu Ya­sa çık­tı­ğın­dan bu ya­na kırk beş gün olu­yor, ya­kın­da da bir se­çim var- bu Ya­sa, bu ka­dar önem­li bir Ya­sa, ma­ale­sef, gö­rü­şü­le­me­den, tek­rar gö­rüş­mek zo­run­da ka­lı­na­rak, tek­rar Cum­hur­baş­kan­lı­ğı­na su­nu­la­cak.

Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, 14'ün­cü mad­de­nin ikin­ci fık­ra­sın­da ku­ru­mun üst yö­ne­ti­mi­nin oluş­ma şart­la­rı na­sıl ta­nım­lan­mış: "Baş­kan Ba­ka­nın öne­ri­si üze­ri­ne müş­te­rek ka­rar­la ata­nır." di­yor. "Ge­nel Ko­or­di­na­tör, Hu­kuk Mü­şa­vi­ri, Ko­or­di­na­tör, il ko­or­di­na­tör­le­ri, uz­man, de­net­çi ve da­nış­man­lar Baş­ka­nın tek­li­fi üze­ri­ne Ba­kan ona­yıy­la, bun­la­rın dı­şın­da ka­lan di­ğer per­so­nel ise Baş­kan ta­ra­fın­dan ata­nır." di­yor. Biz, bu­na bu­ra­da iti­raz et­mi­şiz, de­mi­şiz ki, eğer, si­zin ni­ye­ti­niz ger­çek­ten kır­sal kal­kın­ma­ya bir kat­kı sun­mak­sa, ön­ce, ge­lin, böy­le önem­li bir ku­ru­lu ha­ki­ka­ten ya­sa­la­ra, tea­mül­le­re ve Ana­ya­sa'ya uy­gun bir şe­kil­de oluş­tu­ra­lım, ama, ma­ale­sef, bu­nu ka­bul et­ti­re­me­mi­şiz.

Son ola­rak, 14'ün­cü mad­dey­le il­gi­li Ta­rım Ko­mis­yo­nun­da ya­pı­lan top­lan­tı­ya Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti Gru­bu ola­rak biz ka­tıl­ma­dık, ama, ben bu­ra­da, AK Par­ti­li ar­ka­daş­la­rın im­za­sıy­la ha­zır­la­nan Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun son mad­de­si­ni ay­nen si­ze oku­yo­rum: "Ya­pı­lan gö­rüş­me­le­rin ar­dın­dan, 5603 sa­yı­lı Ka­nun'un 14'ün­cü mad­de­si­nin Ana­ya­sa'mı­za ay­kı­rı ol­ma­dı­ğı ka­na­ati­ne va­rıl­mış­tır. Bu se­bep­le de 14'ün­cü mad­de ay­nen ka­bul edil­miş­tir." den­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, şim­di, bel­ki, 22'nci Dö­nem­de -za­bıt­la­ra bak­tı­ğı­nız za­man- en çok ko­nu­şu­lan ko­nu ta­rım­dır, çün­kü, ger­çek­ten bü­yük bir so­run­dur. Biz bu­ra­da her za­man, AKP Hükûme­ti dö­ne­min­de ta­rım­da ger­çek an­lam­da bir ge­liş­me ol­ma­dı­ğı­nı, ta­rı­mın kö­tü­ye git­ti­ği­ni söy­le­mi­şiz. Hem AKP'nin de­ğer­li ko­nuş­ma­cı­la­rı hem Sa­yın Ba­kan ise bu­nun ter­si­ni sa­vu­na­rak ba­zı ra­kam­lar ve­re­rek, ak­si­ne, ken­di dö­nem­le­rin­de bu iş­le­rin da­ha iyi git­ti­ği ka­na­ati­ne var­mış­lar­dır, o gö­rüş­le­ri­ni o şe­kil­de ifa­de et­miş­ler­dir.

Şim­di, Sa­yın Ba­kan ve Ba­kan­lık men­sup­la­rı, sa­nı­yo­rum, son üç ay­da ül­ke­miz­de güb­re fi­yat­la­rın­da mey­da­na ge­len de­ği­şik­lik­le­ri ben­den da­ha iyi ta­kip edi­yor­lar­dır. Ba­kın, güb­re fi­yat­la­rı son üç ay­dır ni­çin bu ka­dar ar­tı­yor ar­ka­daş­lar? Çün­kü, ül­ke­miz ba­har­da bir pa­muk ekim dö­ne­mi­ne gir­miş­tir. Pa­muk ekim dö­ne­mi­ni fır­sat bi­len güb­re­ci­ler, ma­ale­sef güb­re fi­yat­la­rı­nı yak­la­şık yüz­de 50 ora­nın­da ar­tır­mış­lar­dır. Şim­di, bu mu­dur Tür­ki­ye'de­ki ta­rı­mın iyi­leş­me­si? En son, iki üç gün­dür, or­ta­ya çı­kan pa­muk des­tek­le­me­le­riy­le il­gi­li bir olay var. Ma­lu­mu­nuz, her il­de pa­muk des­tek­le­me­si­ne esas teş­kil edi­le­cek ra­kam­lar bel­li bir ko­mis­yon ta­ra­fın­dan tes­pit edi­lir. Ya­ni, ör­nek ve­re­yim: Ken­di se­çim böl­gem Şan­lı­ur­fa için bu, 460 ki­lo ola­rak tes­pit edil­miş­ti. 460 ki­lo­ya ka­dar ve­rim alan bir pa­muk üre­ti­ci­si, 460 ki­lo esas alı­na­rak pa­muk des­tek­le­me pri­mi ala­cak­tı, ama, bun­dan iki üç gün ön­ce, bu 460 ki­lo 407 ki­lo­ya dü­şü­rül­dü. Çün­kü, ya­pı­lan is­ta­tis­tik­le­re gö­re de­ni­yor ki: "Tür­ki­ye'de bu ka­dar pa­muk üre­ti­le­mez. O hâlde biz bu ra­ka­mı 407'ye dü­şü­re­lim." An­cak, ta­bii, se­vin­di­ri­ci ha­ber, dün tek­rar Ba­kan­lı­ğın bu yön­de bir dü­zelt­me­ye gir­di­ği­ni öğ­re­ni­yo­ruz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Me­lik, bu­yu­run.

MEH­MET VE­DAT ME­LİK (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, şim­di bu­ra­da­ki ka­sıt şu­dur: Bu­ra­da­ki amaç… Be­nim an­la­dı­ğım ka­da­rıy­la, bu be­yan­la­rın doğ­ru ol­ma­dı­ğı ka­na­ati ha­sıl ol­muş­tur Ta­rım Ba­kan­lı­ğın­da.

Şim­di, biz yıl­lar­dır çift­çi ka­yıt sis­te­mi­ni tut­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz bu ül­ke­de. Aca­ba çift­çi ka­yıt sis­tem­le­ri mi doğ­ru de­ğil­dir? Çift­çi ka­yıt sis­tem­le­ri­ni tu­tan ku­ru­luş kim­dir? Ta­rım Ba­kan­lı­ğı teş­ki­la­tı­dır. Pe­ki, ni­çin ön­ce ken­di teş­ki­la­tı­nı­za bak­mı­yor­su­nuz? Ya­ni, si­zin teş­ki­la­tı­nız­da aca­ba bu tes­pit­ler… Tes­pit yön­tem­le­ri var ta­bii. Pa­mu­ğun na­sıl ekil­di­ği, ne ka­dar ekil­di­ği, bir­çok resmî ku­ru­mun, baş­ta muh­tar ol­mak üze­re im­za­sın­dan ge­çi­yor. Bun­la­rın tes­pi­ti­ni ni­ye tam ola­rak yap­mı­yor­su­nuz?

Şim­di, biz baş­tan be­ri di­yo­ruz ki: "Lüt­fen par­ti­zan­ca dav­ran­ma­yın." Şim­di, ata­ma­la­rı­nı­zı si­zin dü­şün­ce­ni­ze ya­kın in­san­lar­la ya­pa­bi­lir­si­niz. Ama, lüt­fen bu işi iyi bi­len in­san­lar­la ya­pın ki, bir ha­ta ol­ma­sın, bu tür tar­tış­ma­lar ol­ma­sın. Ni­çin ida­re­de, dev­let­te, Hükûmet­te çift­çi hak­kın­da böy­le bir ka­na­at oluş­sun? Ni­çin çift­çi hak­kın­da "Sah­te be­yan­da bu­lu­nu­yor." di­ye bir ka­na­at oluş­sun?

Ba­kın, ben, za­ma­nım az kal­dı­ğı için ba­sit bir ör­nek ve­ri­yo­rum: Şim­di Ur­fa ilin­de Bo­zo­va Ta­rım İl­çe Mü­dü­rü­nü ön­ce ni­çin gö­rev­den al­dı­nız, son­ra ia­de et­ti­niz? Ni­çin ia­de et­ti­niz? Ben isim ver­me­ye­ce­ğim. Çün­kü, İl­çe Mü­dü­rü­ne gi­di­lip "Bi­ber tar­la­sı­nı pa­muk gös­ter. Yok­sa se­ni gö­rev­den alı­rız." den­di. Şim­di ben bi­li­yo­rum ki, Sa­yın Ba­kan çı­kıp di­ye­cek ki: "Böy­le bir şey yok." Ama, bu­nu bü­tün Ur­fa bi­li­yor.

Şim­di, ta­rım il mü­dü­rü atı­yor­su­nuz, ik­ti­da­ra ge­lir gel­mez gö­rev­den alı­yor­su­nuz. Ni­ye gö­rev­den alı­yor­su­nuz? Ben­ce so­ru bu­ra­da­dır. Ön­ce Ta­rım Ba­kan­lı­ğı teş­ki­la­tı­nın ken­di­si­ni yok­la­ma­sı ge­re­kir, ken­di teş­ki­la­tı­nın düz­gün ça­lı­şıp ça­lış­ma­dı­ğı­na bak­ma­sı ge­re­kir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MEH­MET VE­DAT ME­LİK (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, he­men bi­ti­ri­yo­rum, bir cüm­le…

BAŞ­KAN - Te­şek­kür için Sa­yın Me­lik, bu­yu­run.

MEH­MET VE­DAT ME­LİK (De­vam­la) - 14’ün­cü mad­de de, ma­ale­sef, bu ama­ca yö­ne­lik bir mad­de idi, dü­zelt­me­di­niz. Şim­di, Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan bo­zul­du, ama ıs­rar edi­yor­su­nuz tek­rar. İn­şal­lah, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si bo­zar.

He­pi­ni­zi say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Me­lik.

Mad­de üze­rin­de, AK Par­ti Gru­bu adı­na söz is­te­yen Öz­kan Ök­süz, Kon­ya Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Ök­süz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA ÖZ­KAN ÖK­SÜZ (Kon­ya) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ta­rım sek­tö­rü, ül­ke­miz için eko­no­mik ve sos­yal açı­dan öne­mi olan, sağ­lık­lı gı­da üre­ti­mi açı­sın­dan bü­tün top­lu­mu doğ­ru­dan il­gi­len­di­ren bir sek­tör­dür. Ta­rım po­li­ti­ka­la­rın­da­ki ama­cı­mız, ar­tan nü­fu­sun ye­ter­li ve den­ge­li bes­len­me­si, ka­li­te­li ve gü­ven­li gı­da­ya ulaş­ma­sı, eko­no­mik, sos­yal ve çev­re­sel açı­dan sür­dü­rü­le­bi­lir, ör­güt­lü, re­ka­bet gü­cü yük­sek ve Av­ru­pa Bir­li­ği ile uyum­lu bir ta­rım­sal ya­pı­nın oluş­tu­rul­ma­sı­dır. Kır­sal kal­kın­ma, kır­sal ke­si­min ge­lir dü­ze­yi­nin ve ya­şam ka­li­te­si­nin yük­sel­til­me­si­ni, ge­liş­miş­lik fark­la­rı­nın azal­tıl­ma­sı­nı, çev­re­sel ve kül­tü­rel de­ğer­le­rin ko­run­ma­sı­nı, ge­liş­ti­ril­me­si­ni gö­ze­ten sos­yal, kül­tü­rel ve eko­no­mik özel­lik­le­ri ve ih­ti­yaç­la­rı dik­ka­te alan fa­ali­yet­le­rin bir bü­tü­nü ola­rak ta­nım­la­na­bi­lir.

Ül­ke­miz­de, kır­sal ve kent ara­sın­da, sos­yo­eko­no­mik ge­liş­miş­lik dü­ze­yi açı­sın­dan, kır­sal ke­sim aley­hi­ne bir fark­lı­lık var­dır. İş­te, biz, AK Par­ti ola­rak, bu fark­lı­lı­ğı gi­der­mek için bir di­zi ön­lem­ler al­dık. Bu se­ne, kır­sal kal­kın­may­la il­gi­li, ta­rım sa­na­yi­si en­teg­ras­yo­nu­nu sağ­la­yan, hi­be ni­te­lik­li kır­sal kal­kın­ma des­tek­le­ri, sek­sen bir il­de, ilk ola­rak bi­zim za­ma­nı­mız­da baş­la­tıl­mış­tır.

Bu kap­sam­da, her tür­lü ta­rım­sal ürü­nün iş­len­me­si, pa­ket­len­me­si, am­ba­laj­lan­ma­sı, de­po­lan­ma­sı­na yö­ne­lik eko­no­mik ya­tı­rım­lar ve mo­dern su­la­ma ya­tı­rım­la­rı des­tek­len­mek­te­dir.

Kır­sal kal­kın­ma des­tek­le­ri­nin top­lam ya­tı­rım tu­ta­rı 334 mil­yon ye­ni Türk li­ra­sı­dır. Bu kap­sam­da, şu ana ka­dar 1.256 pro­je uy­gun gö­rül­müş ve 121 mil­yon ye­ni Türk li­ra­sı des­tek sağ­lan­mış­tır. Kır­sal kal­kın­ma des­tek­le­riy­le ha­ya­ta ge­çi­ri­len pro­je­ler­le 13.660 ki­şi­ye iş imkânı sağ­lan­mış ve eko­no­mi­mi­ze 473 mil­yon ye­ni Türk li­ra­sı sağ­lan­mış­tır.

Ta­rım sek­tö­rün­de­ki bü­yü­me ve gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­ya kat­kı­ya bak­tı­ğı­mız­da, biz hükûme­ti dev­ral­dı­ğı­mız­da ta­rım sek­tö­rü­nün gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la içe­ri­sin­de­ki ye­ri 21,81 mil­yar ye­ni Türk li­ra­sıy­dı. 2006 yı­lın­da bu ra­kam 38 mil­yar ye­ni Türk li­ra­sı ol­muş­tur, yüz­de 73 ar­tış sağ­lan­mış­tır. Ya­ni, bi­zim hükûme­te gel­di­ği­miz dört bu­çuk yıl için­de ta­rım­da­ki ar­tış yüz­de 73 ola­rak sağ­lan­mış­tır.

Yi­ne, ta­rım ürü­nün­de­ki ih­ra­ca­ta bak­tı­ğı­mız­da, 2002 yı­lı ile 2006 yı­lı ara­sın­da­ki ar­tış yüz­de 141 ol­muş­tur. Bi­zim gel­di­ği­miz­de 4 mil­yar ye­ni Türk li­ra­sı olan ta­rım ih­ra­ca­tı şu an­da 9 mil­yar 771 ye­ni Türk li­ra­sı ol­muş­tur.

Yi­ne, ül­ke­miz, 2005 yı­lın­da, dün­ya ge­ne­lin­de, un ih­ra­ca­tın­da, ül­ke­ler ara­sın­da bi­rin­ci­li­ği sağ­la­mış­tır.

Mı­sır­da, 2002 yı­lın­dan ön­ce­ye ka­dar de­vam­lı mı­sır it­hal eden bir ül­ke iken, şu an­da ken­di mı­sı­rı­mı­zı ken­di­miz kar­şı­la­mış du­rum­da­yız, ver­miş ol­du­ğu­muz ta­rım des­tek­le­rin­den do­la­yı.

Ge­ne, çel­tik üre­ti­mi­miz 2002 yı­lı­na gö­re yüz­de 87 art­mış­tır, ay­çi­çe­ği üre­ti­mi­miz 2002 yı­lı­na gö­re yüz­de 24 art­mış­tır, süt üre­ti­mi­miz, biz gel­me­den ön­ce 8,4 mil­yon ton iken şu an­da 11,5 mil­yon ton ol­muş­tur.

Yi­ne, bu­ra­da da di­le ge­ti­re­ce­ğim şu­dur ar­ka­daş­lar: Bi­zim ver­miş ol­du­ğu­muz des­tek­ler­den do­la­yı, da­ğıt­mış ol­du­ğu­muz hay­van­dan do­la­yı -Tür­ki­ye'de her ne ka­dar hay­van azal­ma­sı ol­duy­sa da- bi­zim ver­di­ği­miz ka­li­te­li inek­le­rin da­ğı­tı­mın­dan do­la­yı, süt üre­ti­mi­miz, biz gel­di­ği­miz­den be­ri yüz­de 25 art­mış­tır.

Be­yaz et üre­ti­mi­miz yüz­de 35 art­mış­tır. Yi­ne, na­ren­ci­ye üre­ti­mi 2002 yı­lı­na gö­re yüz­de 22 art­mış­tır, muz üre­ti­mi yüz­de 79 art­mış­tır. Bun­la­rı, yal­nız ra­kam ola­rak ve­rip ge­çi­yo­rum.

Ta­rım­sal kre­di­le­re gel­di­ği­miz­de, biz hükûme­te gel­di­ği­miz­den be­ri ta­rım­sal kre­di­ler­de yüz­de 877 gi­bi bü­yük bir ra­kam art­mış­tır ar­ka­daş­lar. Bu­ra­da bir ör­nek ve­re­yim: 2002 yı­lın­da 550 bin çift­çi­ye 529 mil­yon ye­ni Türk li­ra­sı kre­di ve­ri­lir­ken, şu an­da 1 mil­yon 92 bin çift­çi­ye da­ğı­tı­lan kre­di 5 mil­yar 171 mil­yon Türk li­ra­sı ol­muş­tur. Bu ne de­mek­tir bi­li­yor mu­su­nuz? Gel­di­ği­miz­den be­ri çift­çi­ye ve­ri­len kre­di mik­ta­rı 10 kat art­mış­tır.

Ar­ka­daş­lar, di­ğer fa­ali­yet­le­ri­miz: Ba­kın, biz gel­di­ği­miz­de ser­ti­fi­ka­lı to­hum di­ye bir to­hum da­ğıt­tık çift­çi­le­ri­mi­ze ve bu­nu biz çift­çi­mi­ze 400 li­ra­dan ver­dik, 650 li­ra­lık ser­ti­fi­ka­lı to­hu­mu 400 li­ra­dan ver­dik, ya­ni 650'ye sa­tıp, 250'si­ni ye­ni­den çift­çi­mi­ze ver­dik.

Bu ser­ti­fi­ka­lı to­hum­la il­gi­li şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum ar­ka­daş­lar: Yap­tı­ğı­mız sü­ne mü­ca­de­le­si ve da­ğıt­tı­ğı­mız ser­ti­fi­ka­lı to­hum­lar ne­ti­ce­sin­de ka­li­te­li buğ­day­lar üret­tik. Bu ka­li­te­li buğ­day­lar­dan do­la­yı, bu­gü­ne ka­dar buğ­day it­hal eden ül­ke­mi­zi, un ih­raç eden bir ül­ke ko­nu­mu­na ge­tir­dik. Ya­ni, es­ki­den sü­ne­den do­la­yı pa­çal ya­pıl­ma­yan buğ­day­la­rı­mı­za, şu an­da yap­mış ol­du­ğu­muz sü­ne mü­ca­de­le­si ve ser­ti­fi­ka­lı to­hum­lar ne­ti­ce­sin­de pa­çal unu­mu­zu ken­di­miz el­de et­tik ve it­ha­la­tı şu an­da kıs­mış ol­duk ar­ka­daş­lar.

Yi­ne, ara­zi top­lu­laş­tır­ma di­ye bir olay var ar­ka­daş­lar. Bu­ra­da da yüz­de 27'ye ya­kın bir ba­şa­rı el­de et­tik. Ne­dir bu ara­zi top­lu­laş­tır­ma? Ba­kın, bir ör­nek ve­re­yim: Be­nim de­de­min 800 de­kar ara­zi­si var­dı. 4 ta­ne oğ­lu var­dı. Ve­fat et­ti­ğin­den do­la­yı bun­la­rı 200, 200, 200 ola­rak da­ğıt­tı­lar. Am­ca­ma 200 de­kar ara­zi düş­tü. Onun da 4 oğ­lu var­dı, o da pay­la­şın­ca 50'şer de­kar ol­du. Ne ol­du? De­dem de çift­çiy­di, am­ca­mın ço­cuk­la­rı da 50 de­kar­la çift­çi ol­du ve böy­le­lik­le tar­la­la­rı­mız çok kü­çü­le­rek ve­rim el­de ede­mez du­ru­ma gel­dik. Bu­nu da şu an­da Ta­rım Ka­nu­nu'nda çı­kar­dık, top­lu­laş­tır­may­la il­gi­li, Me­de­ni Ka­nun'umuz­da da ufak bir de­ği­şik­lik­le bun­dan son­ra Tür­ki­ye'de de aşa­ğı yu­ka­rı top­lu­laş­tır­may­la il­gi­li so­nu­cu el­de et­miş ola­ca­ğız.

Ar­ka­daş­lar, su­ni to­hum­la­ma­da da gel­di­ği­miz­den be­ri yüz­de 236'ya ya­kın bir ar­tış sağ­lan­dı. Özel ve­te­ri­ner he­kim uy­gu­la­ma­sıy­la su­ni to­hum­la­ma ça­lış­ma­la­rı hız ka­zan­mış ol­muş, 2002 yı­lın­da 600 bin olan su­ni to­hum­la­ma 2005 yı­lın­da 1 mil­yon 600 bin gi­bi bir ra­ka­ma ulaş­mış­tır.

Hay­van has­ta­lık­la­rıy­la et­kin bir mü­ca­de­le baş­lat­tık. Kuş gri­bi ve in­san­la­ra te­si­ri ile sal­gın has­ta­lık­lar­la mü­ca­de­le pro­je­le­ri ge­liş­ti­ril­di. Bi­li­yor­su­nuz, bu kuş gri­bi ve sı­ğır ve­ba­sıy­la il­gi­li de bir hay­li mü­ca­de­le­ler ver­dik.

Me­ra ıs­lah ça­lış­ma­la­rın­da yüz­de 1.221 gi­bi bir ar­tış sağ­lan­mış ol­du. 2002 yı­lın­da 68.100 iken, 2006 yı­lın­da bu 500 bin de­ka­ra ulaş­mış va­zi­yet­te­dir ar­ka­daş­lar.

Halk sağ­lı­ğı­nı ko­ru­mak ve gü­ven­li gı­da tü­ke­ti­mi­ni sağ­la­mak üze­re, gı­da üre­tim ve sa­tış yer­le­rin­de de­ne­tim­ler ar­tı­rıl­mış ve hal­kın sağ­lı­ğı ön pla­na alın­mış­tır.

Di­ğer ku­ru­luş­lar­da… Yıl­lar­dır ya­tı­rım ya­pıl­ma­dı­ğın­dan ve­rim­li­li­ği­ni yi­ti­ren Tİ­GEM iş­let­me­le­ri, uzun va­de­li ola­rak özel sek­tö­re ki­ra­ya ve­ril­me­ye baş­lan­mış­tır. Bu kap­sam­da, Tİ­GEM'in top­lam ara­zi­le­ri­nin yüz­de 3,8'ine te­ka­bül eden 140 bin de­kar ara­zi­ye sa­hip 14 iş­let­me ki­ra­ya ve­ril­miş ve böy­le­ce, bu­ra­lar­da şu an­da eko­no­mi­ye da­ha ba­şa­rı­lı kat­kı­lar sağ­lan­mış­tır.

Bir yıl için­de 90 mil­yon YTL'lik bir ya­tı­rım ger­çek­leş­miş ve bu iş­let­me­ler­de 1.050 ki­şi­ye da­imi, 4.500 ki­şi­ye de mev­sim­lik iş imkânı sağ­lan­mış­tır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ök­süz, bu­yu­run.

Lüt­fen to­par­la­yı­nız.

ÖZ­KAN ÖK­SÜZ (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum.

Top­rak Mah­sul­le­ri Ofi­si, 2002 yı­lın­da, 2,3 mil­yon ton hu­bu­bat kar­şı­lı­ğı, üre­ti­ci­le­re 723 mil­yon ye­ni Türk li­ra­sı öde­ye­rek, pi­ya­sa üze­rin­de­ki gö­re­vi­ni sağ­la­mış­tır ar­ka­daş­lar.

Şu­nu söy­le­ye­yim: Biz gel­di­ği­miz­de, tüm çift­çi­le­re ve­ri­len des­tek­le­rin mik­ta­rı 1 kat­ril­yon 887 tril­yon iken, 2007 yı­lın­da ve­re­ce­ği­miz des­tek -dik­ka­ti­ni­zi çe­ki­yo­rum- 5 kat­ril­yon 233 tril­yon ola­cak­tır. Ya­ni, biz di­yo­ruz iş­te, ne­re­den ne­re­ye gel­dik. 1 kat­ril­yon 887 tril­yon­dan 5 kat­ril­yon 233 tril­yon gi­bi bir des­tek sağ­la­ya­ca­ğız şu an­da. Bu da, AK Par­ti­nin çift­çi­ye ver­miş ol­du­ğu öne­min bir gös­ter­ge­si­dir ar­ka­daş­lar.

Yi­ne, ÇAY­KUR alım­la­rı… 2002 yı­lın­da 552 bin ton yaş çay alı­mı ya­pı­lır­ken, 2006 yı­lın­da 627 bin ton çay alı­mı ya­pıl­mış­tır ar­ka­daş­lar.

Et-Ba­lık Ku­ru­mu­nu ye­ni­den sek­tö­re ka­zan­dı­rı­yo­ruz. Da­ha ön­ce bu Et-Ba­lık ku­rum­la­rı, bi­li­yor­su­nuz, özel­leş­ti­ril­miş­ti. Ama, bi­zim köy­lü­mü­zün mağ­dur ol­ma­ma­sı için ve eti­nin de­ğe­rin­den sa­tıl­ma­sı için, ye­ni­den, şu an­da, Et-Ba­lık ku­rum­la­rı­nı eko­no­mi­ye ve çift­çi­le­ri­mi­ze ka­zan­dır­mış du­rum­da­yız ar­ka­daş­lar.

Bu duy­gu­lar­la, he­pi­ni­ze say­gı ve sev­gi­le­ri­mi su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ök­süz.

Mad­de üze­rin­de, Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin Öz­can.

Bu­yu­run Sa­yın Öz­can.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA HÜ­SE­YİN ÖZ­CAN (Mer­sin) - Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; 15.3.2007 Ta­rih­li ve 5603 Sa­yı­lı Ta­rım ve Kır­sal Kal­kın­ma­yı Des­tek­le­me Ku­ru­mu Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun ve Ana­ya­sa­nın 89 un­cu ve 104 ün­cü Mad­de­le­ri Ge­re­ğin­ce Cum­hur­baş­ka­nın­ca Bir Da­ha Gö­rü­şül­mek Üze­re Ge­ri Gön­de­ri­len Ya­sa'nın 14'ün­cü mad­de­siy­le il­gi­li Ana­va­tan Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Ya­sa'nın 14'ün­cü mad­de­si­nin se­ki­zin­ci fık­ra­sın­da, ku­rum per­so­ne­lin­den, baş­kan, ge­nel ko­or­di­na­tör, hu­kuk mü­şa­vi­ri, ko­or­di­na­tör ve il ko­or­di­na­tör­le­ri, uz­man ve de­net­çi­ler ile di­ğer gö­rev­li­le­re öde­ne­cek söz­leş­me üc­ret­le­ri, Baş­ba­kan­lık mer­kez ör­gü­tün­de gö­rev ya­pan, sı­ra­sıy­la ge­nel mü­dür, ge­nel mü­dür yar­dım­cı­sı, da­ire baş­ka­nı, uz­man ve de­net­çi­ler ile di­ğer ben­ze­ri per­so­nel­le il­gi­li, bun­la­ra ve­ri­le­cek üc­ret­ler­le il­gi­li so­run­lar…

Ay­rı­ca, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı­nın ne için bu­ra­ya gön­der­di­ği­ni bi­li­yo­ruz. Bun­lar gö­rü­şü­lür­ken, o za­man da de­miş­tik ki: "Bun­da ıs­rar­cı ol­ma­yın." Cum­hur­baş­kan­lı­ğı­nı dev­re­den çı­ka­ra­rak so­run­la­rı çöz­me­de par­ti­zan­ca dav­ran­ma­nı­zın Tür­ki­ye'ye za­man kay­bet­ti­re­ce­ği­ni söy­le­di­ği­miz­de, hiç­bir şey din­len­me­den, ma­ale­sef, bu Ya­sa'nın, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan ge­ri gön­de­ril­me­si­ne se­bep ol­du­nuz.

Amaç, dev­le­tin de­vam­lı­lı­ğı esas­tır. Ku­rum­lar ara­sın­da kav­ga is­ten­mi­yor. Siz, ku­rum­lar ara­sın­da­ki kav­ga… Ku­rum­la­rı, bel­ki… Ku­ru­mun, özel­lik­le ya­sa­ma­nın ba­şı Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nı dev­re dı­şın­da bı­ra­ka­rak so­run­la­rı çö­ze­ce­ği­niz ko­nu­sun­da da­yat­ma­la­rı­nız her gün da­ha faz­la de­vam edi­yor ve son ya­şa­nan olay­la­rı da bu da­yat­ma­nın bir ürü­nü ola­rak gö­rü­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ku­rum­la­rın, el­bet­te, bir­bi­riy­le ko­or­di­ne­li ça­lış­ma­sı, bir­bi­riy­le uyum içe­ri­sin­de ça­lış­ma­sı, bir­bi­ri­nin ek­sik ve nok­san­la­rı­nı ta­mam­la­ma­sı ko­nu­sun­da gö­rüş te­ati­sin­de bu­lun­ma­sı en do­ğal hak­kı de­ğil mi­dir? Bir hu­kuk dev­le­ti­nin iş­le­yi­şi­nin te­mel ama­cı bu de­ğil mi­dir? Ma­ale­sef, ba­kı­yo­ruz ki, bun­la­rı göz ar­dı ede­rek "Biz ne ya­pa­lım? Biz, si­ya­si ama­cı­mı­za uy­gun ye­ni kad­ro­lar ih­das ede­lim." di­ye­rek, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ma­ka­mı­nı da dev­re­den çı­ka­ra­rak, ba­kan­lar ve baş­kan­la­ra bı­ra­ka­rak ku­rum­la­rı yö­net­mek is­ti­yor­su­nuz. Bu, doğ­ru de­ğil ar­ka­daş­lar. So­nuç­ta, bu­nun fa­tu­ra­sı­nı Türk hal­kı ödü­yor.

Bun­lar bu du­rum­day­ken, bi­raz ön­ce AK Par­ti söz­cü­sü, çı­kıp, Tür­ki­ye'de köy­lü­le­rin öy­le bir re­fah içe­ri­sin­de, öy­le bir des­tek içe­ri­sin­de ol­duk­la­rı­nı du­yur­du ki, val­la­hi, ben, bir köy­lü ço­cu­ğu ola­rak… İna­nın, baş­ka dün­ya­da ya­şı­yo­ruz. Bu köy­lü­ler bu ka­dar mut­lu­luk içe­ri­sin­de de­ğil. Köy­le­re bir uğ­ra­yıp da "Köy­lü­ler, kar­de­şim se­nin ürü­nün pa­ra et­ti mi?" di­ye sor­du­nuz mu? Buğ­da­yın­dan pan­ca­rı­na koy­muş ol­du­ğu­nuz ko­ta­lar­dan -tü­tü­ne, fın­dı­ğa, pa­mu­ğa- bu in­san­lar mem­nun mu Al­lah aş­kı­na?

Köy­lü­le­re so­ru­yo­ruz: De­ğer­li köy­lü kar­deş­le­rim, siz bu Hükûme­tin ic­ra­atın­dan, gi­di­şa­tın­dan mem­nun mu­su­nuz? Mem­nun ol­ma­dık­la­rı­nı ya­rın si­ze gös­te­re­cek­ler.

Siz, bu yet­mi­yor­muş gi­bi, bu va­tan­daş­la­rı­mın ürü­nü­nün tar­la­da bı­ra­kı­la­ca­ğı­nı, ale­la­ce­le tem­muz ayın­da se­çim ya­pı­la­ca­ğı­nı… Biz de se­çi­min er­ken ol­ma­sı­nı is­te­yen­ler­de­niz, ama tem­mu­zun içe­ri­sin­de, ürün tar­la­day­ken za­ten köy­lü­nün ka­fa­sı bo­zuk, ürü­nü pa­ra et­mi­yor, tar­la­da kal­mış, bir de se­çim fur­ya­sı­na dü­şü­re­rek bu in­san­la­rı mağ­dur edi­yor­su­nuz.

So­ru­yo­rum: İh­ra­cat­ta, ih­ra­cat ola­rak gön­der­miş ol­du­ğu­nuz buğ­da­yı ve­ya­hut da baş­ka ürün­le­ri… Ta­rım ürün­le­ri­nin it­ha­la­tı ne ka­dar ya­pıl­dı? Hiç bu­nun ra­ka­mı­nı -it­ha­la­tı de­ğil, ih­ra­ca­tı ve­ri­yor­su­nuz- ver­mi­yor­su­nuz. Aca­ba, na­ren­ci­ye­siy­le, seb­ze­siy­le, mu­zuy­la, buğ­da­yıy­la, mı­sı­rıy­la ve di­ğer ürün­le­riy­le bun­lar it­hal edil­di mi edil­me­di mi? Eğer it­hal edil­diy­se, de­mek ki, köy­lü­ler ma­li­ye­ti­nin al­tın­da üret­tik­le­ri ma­lı sa­ta­ma­mak du­ru­mun­da ve ha­liy­le fi­yat­lar gir­di­ler­den do­la­yı yük­sek ol­du­ğu için ma­ale­sef köy­lü ürü­nüy­le baş ba­şa kal­mış, tar­la­la­rın­da sı­kın­tı içe­ri­sin­de. Ma­zot pa­ra­sı­nı bu­la­ma­yan, ta­rım kre­di­le­re borç­la­rı, Zi­ra­at Ban­ka­sı­na olan borç­la­rı­nı öde­me­yen, hat­ta -be­nim böl­gem­den- na­ren­ci­ye bah­çe­le­ri­ni ve bağ­la­rı sö­ken çift­çi­ler key­fin­den mi sök­tü­ler? Otuz yıl­lık-yir­mi yıl­lık alın te­ri ola­rak dik­miş ol­du­ğu na­ren­ci­ye bah­çe­le­ri, bağ­la­rı te­ker te­ker sö­kü­lü­yor­sa, aca­ba si­zin ver­miş ol­du­ğu­nuz, Hükûmet ola­rak ver­miş ol­du­ğu­nuz des­tek­le­rin ço­ğun­dan, se­vinç­le­rin­den mi sök­tü­ler?

Hay­van­cı­lık ko­nu­su­na gel­di­ğin­de, ba­kı­yo­ruz, "hay­van sa­yı­sı azal­dı" di­yo­ruz Tür­ki­ye'de. O za­man et ni­ye ço­ğal­mış­tı hay­van sa­yı­sı azal­dı­ğı­na gö­re? Yay­la­sın­da, da­ğın­da, ta­şın­da hay­van­cı­lık­la uğ­ra­şan, özel­lik­le bi­zim Gül­nar'da­ki, o, hay­van­cı­lık­la uğ­ra­şan ve ko­yun­cu­luk­la hat­ta ke­çi­le­riy­le uğ­ra­şıp da Or­man ta­ra­fın­dan ce­za­lan­dı­rı­lan, di­ğer ta­raf­tan, za­rar ver­di­ği için ma­lı­nı sa­ta­ma­yan, geç­miş­te fi­ya­tı 500 bin li­ra ise, bu­gün ör­ne­ğin 250 bin li­ra­ya dü­şen her hay­va­nın he­sa­bı­nı bu köy­lü na­sıl bu za­rar­la öde­ye­cek de köy­lü­le­ri toz­pem­be ya­şı­yor gi­bi gös­te­ri­yor­su­nuz?

Ta­rım ke­si­min­de ça­lı­şan iş­çi­le­rin sı­kın­tı­la­rı­nı gö­rü­yo­ruz, ya­şı­yo­ruz. Sos­yal gü­ven­ce­le­ri yok. Ne­re­dey­se, ta­rım iş­çi­le­ri üç ay ça­lı­şı­yor, do­kuz ay evin­de hap­sol­mak zo­run­da. Bu üç ay­lık ka­zan­cı za­ten as­garî üc­ret­ten alan bu iş­çi­ler ney­le ge­çi­ni­yor hiç me­rak et­ti­niz mi, sor­du­nuz mu? Sor­maz­sı­nız, çün­kü si­zin tu­zu­nuz ku­ru, köy­lüy­le işi­niz yok. Ba­kı­yo­ruz, köy­lü trak­tö­rü­nü sat­mış ve­ya­hut da lea­sing'le ki­ra­la­mış köy­lü­ler, "yok, trak­tör faz­la al­dı" di­ye övü­nü­yor­su­nuz. Ma­ale­sef, köy­lü­ler trak­tö­rü­nü de sa­tı­yor, evi­ni de, tar­la­sı­nı da sa­tı­yor. Bu­nu sat­mak zo­run­da bı­rak­tı­nız.

Köy­lü­ler ma­zo­tu siz gel­di­ği­niz­de ka­ça alı­yor­du? Bi­li­yor­su­nuz, bu­nu söy­le­me­ye ge­rek yok, köy­lü ya­şı­yor. İla­cı ka­ça alı­yor­du? Onu da bi­li­yor­su­nuz. Ee, güb­re­nin to­nu­nun ne ol­du­ğu­nu siz de bi­li­yor­su­nuz. On­dan son­ra da, çı­kı­yor­su­nuz, "Tür­ki­ye'de şu ka­dar mil­yar teş­vik ver­dik, des­tek ver­dik." di­ye söy­lü­yor­su­nuz. Han­gi köy­lü, doğ­ru dü­rüst, ya­şa­mı için… Köy­lü­nün, ger­çek­ten, bir üre­tim an­la­yı­şı içe­ri­sin­de, ser­best­çe ça­lı­şa­bi­le­ce­ği… Ürü­nü­nü, ge­ti­rip de, coş­ku içe­ri­sin­de pa­zar­da sa­ta­bi­le­cek -doğ­ru dü­rüst- bir köy­lü gör­dü­nüz mü? Hiç köy­le­re uğ­ra­dı­nız mı? Köy­lü­ler ba­ğı­rı­yor: "Biz açız, bi­zi pe­ri­şan et­ti. Bir an ön­ce bi­zi kur­ta­rın!" di­ye ba­ğı­ran köy­lü­le­rin se­si­ni duy­du­nuz mu?

Se­çim ya­pa­ca­ğız di­ye çık­tı­nız ve onu da yü­zü­nü­ze gö­zü­nü­ze bu­laş­tır­dı­nız. Bir kon­sen­süs sağ­la­ma­dan, ku­rum­lar ara­sın­da, si­ya­si par­ti­ler ara­sın­da bir kon­sen­süs sağ­la­ma­dan, da­yat­may­la çık­tı­nız, "Biz, ıs­rar­la şu­nu…" Hiç mi baş­ka kim­se yok da, AKP içe­ri­sin­de baş­ka bir mil­let­ve­ki­li yok­tu da, ıs­rar­la, bir ar­ka­da­şın üze­rin­de dur­du­nuz? Mu­ha­le­fe­ti hiç yok say­dı­nız. Oy­sa, Par­la­men­to­nun dı­şın­da yüz­de 60'a ya­kın in­san var. Bun­la­rı hiç yok sa­ya­rak, yüz­de 25 seç­men­le se­çil­miş olan bu ik­ti­da­rın mil­let­ve­kil­le­ri­nin par­mak sa­yı­sı­na da­ya­na­rak "biz il­la­ki is­te­di­ği­mi­zi se­çe­ce­ğiz" di­ye uğ­ra­şı­yor­su­nuz. Bu ka­dar ıs­ra­rı­nız… Köy­lü­nün, me­mu­run, iş­çi­nin ge­le­ce­ği­ne yö­ne­lik da­ha ka­fa­nı­zı ça­lış­tır­say­dı­nız, da­ha güç­lü ka­fa yor­say­dı­nız, bel­ki de, ül­ke bu gi­bi sı­kın­tı­lar­la kar­şı kar­şı­ya kal­ma­ya­cak­tı.

İş­te ban­ka­ze­de­ler… İmar Ban­ka­sı­nın… Hak et­tik­le­ri hâlde -mah­ke­me ka­ra­rıy­la- on­la­rın pa­ra­la­rı­nı hâlâ ni­ye öde­mi­yor­su­nuz? Adam­lar arı­yor, "Bi­zi pe­ri­şan et­ti­niz." di­yor. İn­san­la­rın kre­di kart­la­rı ko­nu­sun­da­ki sı­kın­tı­la­rı­nı, es­na­fın Bağ-Kur'la ve si­gor­tay­la, ver­giy­le… Ki, Ma­li­ye­den de kor­ku­yor­lar. El­le­rin­de bir çan­ta gör­dü­ğün­de "Aca­ba iş­ye­ri­me ma­li­ye­ci mi gel­di?" di­ye kor­kan es­na­fın du­ru­mu­nu bi­li­yor mu­su­nuz?

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, biz, Ana­va­tan ola­rak di­yo­ruz ki, her za­man kon­sen­süs­ten ya­na­yız. Her za­man bir­lik­ten ya­na­yız. İn­san­la­rı kamp­laş­tı­ra­rak, par­ti­le­ri kamp­laş­tı­ra­rak, in­san­la­rı böl­ge­le­ri­ne, renk­le­ri­ne ve inanç­la­rı­na gö­re bö­le­rek bu ül­ke­yi bir ye­re gö­tü­re­mi­yo­ruz. Bu­nun fa­tu­ra­sı­nı, ma­ale­sef, bü­tün hal­kı­mı­za öde­ti­yo­ruz. Bu sev­da­dan vaz­ge­çin. Bu Ya­sa ile il­gi­li, Cum­hur­baş­ka­nı­nın ge­ri gön­der­miş ol­du­ğu bu Ya­sa da, iş­te, si­zin bu inat­laş­ma­nın so­nu­cu tek­rar gel­di ve Mec­li­se za­man kay­bet­me­nin dı­şın­da baş­ka bir şey yap­ma­dı…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­can, lüt­fen to­par­la­yı­nız.

HÜ­SE­YİN ÖZ­CAN (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim Baş­kan.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, köy­lü­nün pe­ri­şan­lı­ğı sı­ra­sın­da, iş­çi­nin pe­ri­şan­lı­ğı sı­ra­sın­da, me­mu­run pe­ri­şan­lı­ğı sı­ra­sın­da, emek­li­nin, dul­la­rın pe­ri­şan­lı­ğı sı­ra­sın­da siz bir sev­da­nın içe­ri­sin­de­si­niz, aca­ba, biz tek ba­şı­mı­za ik­ti­da­ra ge­le­bi­lir mi­yiz di­ye. Siz on­la­ra hiç ku­lak ka­bart­ma­dan, on­la­rı duy­ma­dan, gel­me­ye­cek­si­niz. Ses­le­ni­yo­ruz o in­san­la­ra. Si­zi tek­rar ik­ti­dar yap­ma­ya­cak, böy­le so­rum­suz­ca dav­ra­nı­şı­nı­za okey ver­me­ye­cek di­yo­rum; yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Öz­can.

Mad­de üze­rin­de, şah­sı adı­na söz is­te­yen Adem Tat­lı, Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ADEM TAT­LI (Gi­re­sun) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 5603 Sa­yı­lı Ta­rım ve Kır­sal Kal­kın­ma­yı Des­tek­le­me Ku­ru­mu Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun'un 14'ün­cü mad­de­si Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan tek­rar gö­rü­şül­mek üze­re ge­ri gön­de­ril­miş­tir. Mad­de üze­rin­de şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum, he­pi­ni­zi say­gı ve sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, kır­sal kal­kın­ma, kır­sal alan­da sür­dü­rü­le­bi­lir, do­ğal kay­nak kul­la­nı­mı­nı esas ala­rak, kır­sal ke­si­min ge­lir dü­ze­yi­nin ve ya­şam ka­li­te­si­nin yük­sel­til­me­si­ni, ge­liş­miş­lik fark­la­rı­nın azal­tıl­ma­sı­nı, çev­re­sel ve kül­tü­rel de­ğer­le­rin ko­run­ma­sı­nı ve ge­liş­ti­ril­me­si­ni gö­ze­ten, sos­yal, kül­tü­rel ve eko­no­mik özel­lik­le­ri ve ih­ti­yaç­la­rı dik­ka­te alan fa­ali­yet­ler ola­rak ta­nım­la­na­bi­lir.

Yi­ne, kır­sal kal­kın­ma kap­sa­mın­da kır­sal alan­da ya­şa­yan in­san­la­rın, özel­lik­le, dü­şük ge­li­re sa­hip, bir­ta­kım hiz­met­ler­den as­ga­ri dü­zey­de fay­da­la­nan in­san­la­rın ha­yat stan­dart­la­rı­nın yük­sel­til­me­si, on­la­ra gö­tü­rü­le­cek olan hiz­met­le­rin mik­tar ve ka­li­te iti­ba­rıy­la ar­tı­rıl­ma­sı, bun­la­rın bir­ta­kım eko­no­mik fa­ali­yet­le­ri­nin ge­liş­ti­ril­me­si, da­ha iyi bir ge­li­re ka­vuş­tu­rul­ma­sı, bu­nun için ge­rek­li eği­tim, alt­ya­pı, bu­na ben­zer bü­tün bu fa­ali­yet­le­rin pro­je­len­di­ril­me­le­ri de yer al­mak­ta­dır. Ay­rı­ca, bu ko­nu, ta­rım sek­tö­rü içe­ri­sin­de mü­ta­laa edil­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Cum­hur­baş­ka­nı, Ka­nun'un 14'ün­cü mad­de­si­ni üç ge­rek­çey­le ge­ri gön­der­miş­tir. Bu ge­rek­çe­ler­den bi­rin­ci­si, baş­kan dı­şın­da­ki di­ğer üst dü­zey per­so­ne­lin Ba­kan ta­ra­fın­dan atan­ma­sı.

Ka­nun'un 14'ün­cü mad­de­si­nin 2'nci fık­ra­sın­da "Baş­kan Ba­ka­nın öne­ri­si üze­ri­ne müş­te­rek ka­rar­la ata­nır. Ge­nel Ko­or­di­na­tör, Hu­kuk Mü­şa­vi­ri, Ko­or­di­na­tör, il ko­or­di­na­tör­le­ri, uz­man, de­net­çi ve da­nış­ma­lar Baş­ka­nın tek­li­fi üze­ri­ne Ba­kan ona­yıy­la ata­nır." hük­mü yer al­mak­ta­dır.

Bu dü­zen­le­me­ye ben­zer dü­zen­le­me­ler, da­ha ön­ce, Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan onay­lan­mış­tır. Bu­na ör­nek ola­rak, 5523 sa­yı­lı Tür­ki­ye Ya­tı­rım Des­tek ve Ta­nı­tım Ajan­sı Ku­rul­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun ve­ril­miş­tir. Bu Ka­nun ile ka­mu tü­zel ki­şi­li­ği­ni ha­iz, ida­ri ve ma­li özerk­li­ğe sa­hip, Baş­ba­kan­lık­la il­gi­li, Tür­ki­ye Ya­tı­rım Des­tek ve Ta­nı­tım Ajan­sı ku­rul­du­ğu ve Ajans Baş­ka­nı­nın Baş­ba­kan ta­ra­fın­dan ata­na­ca­ğı, Ajans per­so­ne­li­nin ise Ajans Baş­ka­nı­nın tek­li­fi ve Baş­ba­ka­nın ona­yıy­la ger­çek­leş­ti­ri­le­ce­ği hük­me bağ­lan­mış­tır.

Gö­rü­le­ce­ği üze­re, Cum­hur­baş­ka­nı, da­ha ev­vel, bu­na ben­zer dü­zen­le­me­yi onay­la­mış­tır. Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nın bu ia­de ge­rek­çe­si, ken­di­le­ri­nin da­ha ön­ce­ki uy­gu­la­ma­la­rıy­la çe­liş­mek­te­dir.

Yi­ne, ikin­ci ge­rek­çe, ku­rum per­so­ne­li­nin üc­ret­le­ri­nin Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nı ta­ra­fın­dan be­lir­len­me­si. Ka­nu­nun 14'ün­cü mad­de­si­nin se­ki­zin­ci fık­ra­sın­da, söz­leş­me­li per­so­ne­le ve­ri­le­cek her tür­lü öde­me da­hil, net üc­ret­le­rin üst sı­nı­rı be­lir­len­miş ve bu üst sı­nı­rı aş­ma­mak kay­dıy­la per­so­ne­lin üc­re­ti­nin Ba­kan ta­ra­fın­dan be­lir­le­ne­ce­ği ön­gö­rül­müş­tür.

Ay­nı şe­kil­de, da­ha ev­vel Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı ta­ra­fın­dan uy­gun gö­rü­len 5523 sa­yı­lı Tür­ki­ye Ya­tı­rım, Des­tek ve Ta­nı­tım Ajan­sı Ku­rul­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun'da da bu dü­zen­le­me­ye ben­zer bir dü­zen­le­me yer al­mak­ta­dır. 5523 sa­yı­lı Ka­nun'un 10'un­cu mad­de­si­nin al­tın­cı fık­ra­sın­da baş­kan ile di­ğer per­so­ne­lin üc­ret ve gün­de­lik­le­ri ile di­ğer ma­li hak­la­rı­nın üst sı­nı­rı­nın Baş­ba­kan ta­ra­fın­dan be­lir­le­ne­ce­ği ön­gö­rül­müş­tür. Per­so­ne­lin üc­re­ti­nin na­sıl be­lir­le­ne­ce­ği hu­su­su ka­nun­da açık­ça dü­zen­len­miş, söz­leş­me esas­la­rı ve di­ğer hu­sus­la­rın Ba­kan­lar Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le be­lir­le­ne­ce­ği de ka­nun­da açık­ça hük­me bağ­lan­mış­tır.

Yi­ne, üçün­cü ge­rek­çe, ku­rum per­so­ne­li­ne iliş­kin ih­ti­laf­la­rın iş mah­ke­me­le­rin­de gö­rül­me­si. 14'ün­cü mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da hiz­met­le­rin 657 sa­yı­lı Dev­let Me­mur­la­rı Ka­nu­nu ile di­ğer ka­nun­la­rın söz­leş­me­li per­so­nel hak­kın­da­ki hü­küm­le­ri­ne bağ­lı ol­mak­sı­zın söz­leş­me­li per­so­nel eliy­le yü­rü­tü­le­ce­ği bu per­so­ne­lin 506 sa­yı­lı Sos­yal Si­gor­ta­lar Ka­nu­nu'na ta­bi ola­ca­ğı ve ku­rum per­so­ne­li­ne iliş­kin tüm ih­ti­laf­la­rın iş mah­ke­me­le­rin­de gö­rü­le­ce­ği dü­zen­len­miş­tir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Tat­lı, lüt­fen to­par­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

ADEM TAT­LI (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, gö­rül­dü­ğü gi­bi, Cum­hur­baş­ka­nı da­ha ön­ce de bu­na ben­zer ka­nun­la­rı onay­la­mış­tır.

Bu Ka­nun'un kır­sal alan­da ya­şa­yan va­tan­daş­la­rı­mı­za ha­yır­lı, uğur­lu ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yor, he­pi­ni­zi say­gı ve sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Tat­lı.

Mad­de üze­rin­de şah­sı adı­na söz is­te­yen Ah­met Er­türk, Ay­dın Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Er­türk.

AH­MET ER­TÜRK (Ay­dın) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz Ta­rım ve Kır­sal Kal­kın­ma­yı Des­tek­le­me Ku­ru­mu Ya­sa­sı üze­ri­ne şah­sım adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­la­rım.

Ta­rım, ger­çek­ten, ül­ke­mi­zin kır­sal ke­si­min­de ya­şa­yan in­san­la­rı­mı­zın ge­çi­mi­ni sağ­la­dı­ğı, pek çok in­sa­nı­mı­zın bu­ra­dan ka­zan­dı­ğı pa­ra­lar­la ai­le­si­ne iyi bir ya­şam fır­sa­tı, ço­cuk­la­rı­na iyi bir eği­tim fır­sa­tı ver­me­ye ça­lış­tı­ğı çok önem­li bir uğ­ra­şı da­lı.

El­bet­te, biz, ta­rı­mı­mı­zı hak et­ti­ği ye­re ge­ti­re­bil­mek için ve ta­rı­mı­mız­la be­ra­ber ül­ke­mi­zin kır­sal­da ya­şa­yan in­san­la­rı­nın ge­çi­mi­ni ve ge­lir dü­ze­yi­ni yük­sel­te­bil­me­miz için ta­rı­mı­mı­zı ön­ce­lik­le ku­ral ve ka­ide­le­re bağ­la­ma­mız la­zım. İş­te, bu­gün gö­rü­şü­len, ma­ale­sef, Cum­hur­baş­ka­nı­mı­zın ia­de­sin­den son­ra bu­gün ikin­ci de­fa gö­rü­şül­me­si­ni yap­mak­ta ol­du­ğu­muz ve ku­rul­ma­sı­nı dü­şün­dü­ğü­müz bu Des­tek­le­me Ku­ru­muy­la da ta­rı­mı­mız­da, bil­has­sa kır­sal ke­si­mi­miz­de ya­pıl­ma­sı ge­re­ken iş­ler. Ne­dir? Me­se­la, fi­dan des­tek­le­ri, pro­je­ler, üre­tim des­tek­le­ri, ye­ni ya­tı­rım te­sis­le­ri­nin ya­pı­mı, mev­cut fa­al olan ve ol­ma­yan te­sis­le­rin ka­pa­si­te ar­tı­rı­mı, hat­ta tek­no­lo­ji ye­ni­len­me­si­ne yö­ne­lik ya­tı­rım­lar, hat­ta ön­ce­den baş­lan­mış ya­rım kal­mış ve kıs­men ta­mam­lan­mış ya­tı­rım­la­rın ta­ma­men bi­ti­ril­me­si­ne yö­ne­lik ça­lış­ma­lar, al­ter­na­tif ener­ji kay­nak­la­rı, se­ra­la­rın ge­liş­ti­ril­me­si, ba­sınç­lı su­la­ma sis­tem­le­ri, si­laj ma­ki­ne­le­ri, bal­ya­la­ma ma­ki­ne­le­ri gi­bi, ta­rı­mı­mız­da önem­se­di­ği­miz ve önem ver­di­ği­miz iş­le­rin ta­mam­la­na­bil­me­si için mut­la­ka bir öde­me ajan­sı­na ih­ti­yaç var­dı. Hem ül­ke­mi­zin kay­nak­la­rı hem ya­tı­rım­cı­la­rı­mı­zın kay­nak­la­rı hem de Av­ru­pa Bir­li­ği fon­la­rın­dan böy­le­ce üç­lü bir kom­bi­ne­zon­la oluş­tu­ru­la­cak bir pa­ket prog­ra­mı içe­ri­sin­de, ta­rı­mı­mız­da ar­tık bun­dan son­ra pro­je ya­pan…

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bi­li­yor­su­nuz pro­je ya­pa­ma­dı­ğı­mız için geç­miş se­ne­ler­de 2 mil­yar eu­ro­ya ya­kın bir pa­ra­yı ma­ale­sef kul­la­na­ma­dık Av­ru­pa Bir­li­ği fon­la­rın­dan. Pro­je yap­ma­yı sev­me­yen bir top­lu­muz. An­cak, bun­dan son­ra pro­je yap­ma­dı­ğı­mız müd­det­çe de, ve­ril­me­si ge­re­ken, bel­ki hak­kı­mız olan pa­ra­la­rı, kay­nak­la­rı, il­gi­li fon­lar­dan al­ma şan­sı ma­ale­sef bu­la­mı­yo­ruz. Onun için, bu Ya­sa çok önem­li­dir. Ta­rım Ba­kan­lı­ğı­mı­zın, bu yap­tı­ğı dü­zen­le­mey­le, bil­has­sa kır­sal ke­sim­de­ki in­san­la­rı­mı­zın, ya­şam dü­ze­yi­nin da­ha da ar­tı­rıl­ma­sı ve on­la­rın çok da­ha iyi bir ya­şam ka­li­te­si­ne ulaş­tı­rı­la­bil­me­si için, mut­la­ka, bu ku­ral­lar, ka­ide­ler­le be­ra­ber bu öde­me ajan­sı­nın ku­rul­ma­sı ge­rek­ti­ği or­ta­da­dır. Bu­ra­da, çift­çi­ler, çift­çi ku­ru­luş­la­rı, ko­ope­ra­tif­ler, ta­rım bir­lik­le­ri ve mün­fe­ri­den özel ki­şi­ler ya­rar­lan­ma fır­sa­tı ve imkânı bu­la­cak­lar­dır.

Me­se­la, Hükûme­ti­miz çok gü­zel ça­lış­ma­lar ya­pı­yor. Ör­ne­ğin, üre­ti­mi des­tek­li­yor, me­se­la fi­dan des­tek­le­ri yap­tık. Fi­dan des­tek­le­riy­le be­ra­ber, na­ren­ci­ye fi­da­nı, ki­raz fi­da­nı, zey­tin fi­da­nı di­ken in­san­la­rı­mız, el­ma fi­da­nı di­ken in­san­la­rı­mız, de­kar ba­şı­na 250 mil­yon li­ra ci­va­rın­da, ser­ti­fi­ka­lı ve vi­rüs­ten ari ol­ma­sı­na gö­re fark­lı nis­pet­ler­de ol­mak üze­re, de­kar ba­şı­na 250 mil­yon li­ra­lık bir des­tek­le des­tek­le­ni­yor. Böy­le­ce, çift­çi­le­ri­mi­zin al­dık­la­rı bu ka­li­te­li, ser­ti­fi­ka­lı fi­dan­lar be­da­va­ya ge­li­yor. On­dan son­ra ne ya­pı­yo­ruz? Yi­ne, Hükûme­ti­miz çok gü­zel bir ça­lış­ma yap­tı. Bu fi­dan­lar­dan el­de edi­len ki­raz ürü­nü, el­ma ürü­nü, viş­ne ürü­nü, na­ren­ci­ye ürü­nü gi­bi ürün­le­rin, hat­ta, ku­ru­lan se­ra­lar­da­ki iş­let­me­ler­de el­de edi­len seb­ze-mey­ve­le­rin am­ba­laj­lan­ma­sı, pa­ket­len­me­si ve de­ğer­len­di­ril­me­si­ne yö­ne­lik, yüz­de 50 hi­be­ye va­ran -ba­kın kre­di de­ğil- ta­ma­men hi­be­ye va­ran des­tek­le­me ça­lış­ma­la­rı yap­tı. Hat­ta, yi­ne, bu üre­tim aşa­ma­sın­da, dam­la­ma su­la­ma sis­te­mi­ne yüz­de 75'e va­ran hi­be­ler yap­tı. Hat­ta, ge­çen gün, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mız açık­la­dı: "Dam­la­ma su­la­ma sis­tem­le­rin­de fa­iz nis­pet­le­ri ne­re­dey­se sı­fı­ra in­di­ri­li­yor ve Ba­kan­lı­ğı­mız, ye­ni bir ça­lış­may­la, çift­çi­le­ri­mi­zin, bu kıt olan -ger­çek­ten, me­se­la, Ege Böl­ge­sin­de, şu an­da bü­yük bir ku­rak­lık var, bu ku­rak­lı­ğı ya­şı­yo­ruz- su­la­ma imkânla­rı­nı ve su kay­nak­la­rı­nın eko­no­mik şe­kil­de de­ğer­len­di­ril­me­si­ne yö­ne­lik ça­lış­ma­lar ya­pı­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, üret­tik. Pe­ki, ne ya­pı­yo­ruz? Çift­çi­mi­zin da­ha iyi ka­za­na­bil­me­si için de, bun­la­rın, mut­la­ka ih­raç edil­me­si la­zım, yurt dı­şı­na, pa­zar­la­rı­na sa­tıl­ma­sı la­zım.

De­ğer­li ko­nuş­ma­cı­la­rı­mız da izah et­ti­ler. 10 mil­yar do­la­ra yak­la­şan bir ta­rım ürün­le­ri ih­ra­ca­tı­mız var. Bu­gün be­nim ilim­de, Ay­dın'da, Rus­ya'ya gün­de ye­di se­kiz tır çi­lek ih­ra­ca­tı baş­la­dı. Bir haf­ta­dan be­ri yo­ğun bir şe­kil­de çi­lek ih­ra­ca­tı ya­pı­lı­yor.

Ar­tık, çift­çi­miz, Ta­rım Ba­kan­lı­ğı­mı­zın öne­ri­le­ri­ni din­li­yor. Ta­rım ilaç­la­rı­nı, ta­rım­sal güb­re­le­ri, kim­ye­vi güb­re­le­ri da­ha di­sip­lin­li ve kon­trol­lü kul­la­nı­yor.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ke­sil­di)

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­türk, lüt­fen to­par­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

AH­MET ER­TÜRK (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim.

Böy­le­ce, hem ken­di­si ka­za­nı­yor. Hem ül­ke­mi­ze, Tür­ki­ye'mi­ze da­ha iyi ih­ra­cat fır­sat­la­rı ya­ra­ta­rak, da­ha iyi imkânlar­la ül­ke­mi­zin ih­ra­ca­tı­nı ar­tı­rıp, ül­ke­mi­zin eko­no­mi­sin­de de ta­rım­sal ürün­le­rin ih­ra­ca­tı ve ye­ni bir ar­tı, ye­ni bir kat­ma de­ğer ya­rat­mak is­ti­yo­ruz.

Bu­gün ya­sa­laş­tır­ma­ya ça­lış­tı­ğı­mız bu ajans­la, in­şal­lah, kır­sal ke­sim­de ya­şa­yan in­san­la­rı­mı­zın hak et­ti­ği gü­zel­lik­le­re ka­vuş­ma fır­sa­tı da­ha da iyi nis­pet­le­re ula­şa­cak­tır.

Bu Hükûme­tin ka­fa­sın­da, mu­ha­le­fet "Ta­rım ve çift­çi yok." de­mek­te­dir. Hâlbu­ki, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mız "Ta­rı­mı kal­kın­dı­ra­ma­dan Tür­ki­ye'yi kal­kın­dı­ra­ma­yız." de­mek­te­dir. Böy­le­ce biz­ler de, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın koy­du­ğu bu he­def doğ­rul­tu­sun­da Türk ta­rı­mı­nı hak et­ti­ği gü­zel yer­le­re, hak et­ti­ği gay­ret­li ça­lış­ma­lar­la taç­lan­dır­mak için bu ya­sal dü­zen­le­me­le­ri ya­pı­yo­ruz.

Türk ta­rı­mı­na, Türk çift­çi­si­ne bu ya­sal dü­zen­le­me­nin ha­yır­lı ol­ma­sı di­lek­le­rim­le Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Er­türk.

Mad­de üze­rin­de so­ru-ce­vap iş­le­mi ya­pı­la­cak­tır.

Sa­yın Ga­zal­cı, bu­yu­run.

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­niz­li) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

Sa­yın Ba­ka­nım, Tür­ki­ye'de 585 bin olan tü­tün eki­ci­si 220 bi­ne düş­tü; gi­de­rek de bu dü­şü­yor ve iş­siz ka­lan, aç ka­lan, pe­ri­şan olan tü­tün üre­ti­ci­si gö­çe zor­la­nı­yor. Türk tü­tün­cü­lü­ğü ve si­ga­ra sa­na­yi­si bal­ta­la­nı­yor, pa­zar eli­miz­den gi­di­yor. Bu ko­nu­da, Ba­kan­lık ola­rak si­ze, Ma­li­ye Ba­ka­nı­na bir­çok kez so­ru öner­ge­le­ri ver­dim. Aca­ba na­sıl bir ön­lem ala­cak­sı­nız? Bir ke­re da­ha, hal­kın hu­zu­run­da, açık­lar mı­sı­nız?

Son so­rum: Efen­dim, şa­ra­ba akıl al­maz bir bi­çim­de özel tü­ke­tim ver­gi­si koy­du­nuz, ide­olo­jik yak­laş­tı­nız, eko­no­mik de­ğil. Üzüm üre­ti­ci­si ve şa­rap sek­tö­rü bun­dan bü­yük bir dar­be ye­di, sı­kın­tı­ya uğ­ra­dı. Aca­ba, bu ÖTV'yi ve üs­tü­ne bin­di­ri­len bu ver­gi­le­ri şa­rap­tan kal­dı­ra­rak, üzüm üre­ti­ci­si­ni ve şa­rap sek­tö­rü­nü ra­hat­lat­ma­yı dü­şü­nü­yor mu­su­nuz?

Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ga­zal­cı.

Sa­yın Işık, bu­yu­run.

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Ba­ka­nı­ma şu so­ru­yu va­sı­ta­nız­la yö­nelt­mek is­ti­yo­rum:

Sa­yın Ba­ka­nım, dört bu­çuk yıl­dır ma­zot­ta fi­yat ar­tı­şı söz ko­nu­su. Dört bu­çuk yıl­lık sü­reç içe­ri­sin­de bu fi­yat ar­tı­şı ne ka­dar ol­muş­tur? Ama, bu­nun­la bir­lik­te geç­miş dö­nem­de ma­zo­ta ya­pı­lan des­tek ile 2007'de de ya­pı­la­cak olan des­te­ği baz al­dı­ğı­mız­da ma­li­yet far­kı ne ka­dar ol­muş­tur? Fi­yat ar­tı­şı ile bu yıl­ki ya­pı­la­cak des­te­ği de dik­ka­te al­dı­ğı­mız tak­dir­de ge­len yük ne ka­dar­dır?

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Işık.

Sa­yın Kı­lıç.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Ba­ka­nım, şu­nu be­lirt­mek is­ti­yo­rum: Ma­lu­mu­nuz son za­man­lar­da ül­ke­miz­de su kıt­lı­ğı ya­şa­nı­yor ve bu sal­ma su­la­ma sis­te­miy­le ya­pı­lan su­la­ma­lar­dan da ye­ter­li ve­rim alın­mı­yor. Bu ne­den­le, Ba­kan­lı­ğı­nız ta­ra­fın­dan, özel­lik­le tar­la içi dam­la su­la­ma ve­ya yağ­mur­la­ma sis­te­miy­le su­la­ma sis­tem­le­ri des­tek­le­ni­yor. An­cak, be­nim ilim olan Ma­lat­ya ilin­de, her na­sıl­sa, bu dam­la su­la­ma sis­te­mi­ne yö­ne­lik, ya­ni tar­la içi su­la­ma sis­te­mi­ne yö­ne­lik bir des­tek söz ko­nu­su de­ğil. Bu­nun­la il­gi­li her­han­gi bir en­gel var ise, bu­nu ne za­man aşa­cak­sı­nız? Şu an­da Ma­lat­ya­lı­lar bu­nun ha­be­ri­ni bek­li­yor­lar, bu­nu bil­di­rir­se­niz mem­nun ola­ca­ğım.

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Kı­lıç.

Sa­yın Çor­ba­cı­oğ­lu.

YÜK­SEL ÇOR­BA­CI­OĞ­LU (Art­vin) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Sa­yın Ba­ka­nım, Ka­ra­de­niz Böl­ge­si'nin önem­li ge­çim kay­na­ğı olan çay ko­nu­sun­da, 2006 yı­lı, ne ya­zık ki, ka­çak çay ko­nu­sun­da Hükûmet ta­ra­fın­dan ye­ter­li ön­lem alı­na­ma­dı­ğı için, böl­ge­de­ki özel sek­tö­re bü­yük za­rar ve­ren ge­liş­me­ler ya­şan­mış­tır Ka­ra­de­niz Böl­ge­si'nde. Bu ko­nu­da her­han­gi bir ön­lem al­ma­yı dü­şü­nü­yor mu­su­nuz?

Di­ğer ta­raf­tan, ayın 10'un­da, 10 Ma­yıs­ta ÇAY­KUR, yaş çay alım kam­pan­ya­sı­na baş­la­ya­cak, an­cak, he­nüz çay ta­ban fi­ya­tı açık­lan­mış du­rum­da de­ğil. Enf­las­yo­nu dik­ka­te ala­rak, ça­yın ma­li­yet­le­ri­ni dik­ka­te ala­rak, çay fi­ya­tı­nın ne ola­ca­ğı­nı, Ge­nel Ku­rul hu­zu­run­da, şu an­da, açık­la­ya­bi­lir mi­si­niz?

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Çor­ba­cı­oğ­lu.

Sa­yın As­la­noğ­lu.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Sa­yın Ba­ka­nım, ta­bii afet­le­re kar­şı ta­rım­sal si­gor­ta sis­te­mi­ni uy­gu­la­ma­ya koy­duk. Özel­lik­le -biz si­ze çok arz et­tik, il­gi­li si­gor­ta şir­ket­le­ri­ne arz et­tik- Ma­lat­ya'da don, çi­çek dö­ne­min­de olur, çağ­la dö­ne­min­de don ol­maz. Ni­te­kim, yi­ne, bu se­ne -Ta­rım İl Mü­dür­lü­ğün­den bil­gi alır­sa­nız- ka­yı­sı­mı­zın yüz­de 60'ı git­ti. Bun­la­rın, yüz­de 60'ın da yüz­de 90'ı çi­çek dö­ne­min­de git­ti. Bu ne­den­le, hiç de­ğil­se önü­müz­de­ki dö­nem­de, bu si­gor­ta ola­yın­da, mut­lak çi­çek dö­ne­mi­ni de kap­sa­ma­sı, Ma­lat­ya köy­lü­sü­nün ge­le­ce­ği ola­cak­tır. Bir kez da­ha, ben, bu­nu si­ze ile­ti­yo­rum. Bi­zim ek­me­ği­miz ve ek­me­ği­miz yi­ne git­ti ve köy­lü­müz yi­ne git­ti.

Ay­rı­ca da, çi­çek dö­ne­min­de ta­bii afe­te uğ­ra­yan çift­çi­le­re, 2090 sa­yı­lı Ya­sa'dan, Ta­bii Afet Ya­sa­sı'ndan her­han­gi bir yar­dım ya­pa­cak mı­sı­nız? Bu­nu öğ­ren­mek is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın As­la­noğ­lu.

Sa­yın Ba­kan bu­yu­run.

TA­RIM VE KÖ­YİŞ­LE­Rİ BA­KA­NI MEH­MET MEH­Dİ EKER (Di­yar­ba­kır) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Ga­zal­cı'nın, tü­tün­le il­gi­li ola­rak ve şa­rap­ta­ki ÖTV'yle il­gi­li ola­rak sor­du­ğu so­ru­lar var. Ta­bii, her iki ko­nu da sa­de­ce Ba­kan­lı­ğı­mı­zı il­gi­len­dir­me­di­ğin­den do­la­yı -çün­kü, di­ğer ba­kan­lık­la­rı da il­gi­len­di­ren hu­sus­lar var bu­ra­da- di­ğer ba­kan­lık­lar­dan da gö­rüş alın­ma­sı­nı ge­rek­tir­di­ği için, bu so­ru­la­ra ben ya­zı­lı ce­vap ve­re­ce­ğim iz­ni­niz­le.

Sa­yın Ah­met Işık'ın ma­zot­la il­gi­li bir so­ru­su var. 10 Ka­sım 2002 ta­ri­hin­de ma­zot fi­ya­tı, o gü­nün pa­ra­sıy­la 1 mil­yon 250 bin li­ra idi, bu­gün de 2,3 YTL. Do­la­yı­sıy­la, yüz­de 100'lük de bir ar­tış söz ko­nu­su de­ğil ma­zot­ta, bu ge­çen za­man içe­ri­sin­de. Dün­ya­da­ki ham pet­rol fi­yat­la­rı ise 24-25 do­lar­dan 70 do­lar­la­ra çık­tı bu sü­re zar­fın­da ve ilk de­fa bi­zim Hükûme­ti­miz dö­ne­min­de, 2005 yı­lı­na ka­dar, top­lam 1 kat­ril­yon 50 tril­yon li­ra, ya­ni 1 mil­yar 50 mil­yon YTL ma­zot des­te­ği öden­miş­ti. Bu yıl da, 2006 için -2007 yı­lın­da ya­rı­sı öden­di ni­sa­nın ilk haf­ta­sın­da, ya­rı­sı da ha­zi­ra­nın ilk haf­ta­sın­da öde­ne­cek- 492 mil­yon YTL de,  yi­ne ma­zot des­te­ği öde­ni­yor.

Esa­sen, ma­zot­ta biz şöy­le bir he­sap ya­pı­yo­ruz: Enf­las­yon üze­rin­de bir ar­tış var­sa enf­las­yon üze­rin­de­ki ar­tı­şı he­sap­lı­yo­ruz ve çift­çi­le­ri­mi­zin üret­tik­le­ri ürün­le­ri be­lir­li ka­te­go­ri­le­re ayı­rı­yo­ruz -di­ye­lim hu­bu­bat gru­bu, en­düs­tri bit­ki­le­ri (ya­ni, pan­car, pa­muk ve­sa­ire gi­bi) bir grup, bir de seb­ze-mey­ve gru­bu di­ye- ve her bir grup için har­ca­nan ma­zot mik­ta­rı ne ise, de­ka­ra kaç lit­re ise -me­se­la hu­bu­bat için 8 lit­re ola­rak he­sap­la­nı­yor bu, tek­nik bir he­sap­tır za­ten- o mik­tar üze­rin­den, enf­las­yon­la ara­sın­da­ki fark ney­se biz bu­nu ödü­yo­ruz. Bu­gü­ne ka­dar da bu şe­kil­de öde­dik.

Sa­yın Kı­lıç, dam­la su­la­ma ile il­gi­li bir so­ru sor­du. Biz, Hükûme­ti­miz dö­ne­min­de ilk de­fa, Tür­ki­ye'de ilk de­fa Kır­sal Kal­kın­ma Ya­tı­rım­la­rı­nın Des­tek­len­me­si Pro­je­si baş­lat­tık. Bu pro­je­nin bi­rin­ci aya­ğı 16 vi­la­yet­te Dün­ya Ban­ka­sın­dan sağ­la­nan, bir kıs­mı­nı Dün­ya Ban­ka­sı­nın sağ­la­dı­ğı bir des­tek­le­me şek­liy­le ol­du. Ma­lat­ya da bu 16 il ara­sın­da yer al­dı.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ama, o, tar­la­nın ba­şı­na ka­dar Sa­yın Ba­kan.

TA­RIM VE KÖ­YİŞ­LE­Rİ BA­KA­NI MEH­MET MEH­Dİ EKER (Di­yar­ba­kır) - Mü­sa­ade et. Mü­sa­ade et. An­la­ta­ca­ğım, hep­si­ni an­la­ta­ca­ğım.

Şim­di, biz, bu­ra­da yüz­de 50 des­tek ve­ri­yo­ruz dam­la su­la­ma ya­tı­rım­la­rı­na hi­be ola­rak, ya­ni ya­rı­sı hi­be. Ni­te­kim, 2006 yı­lın­da, biz, Tür­ki­ye ge­ne­lin­de iki yüz yir­mi ta­ne bu şe­kil­de dam­la su­la­ma pro­je­si­ni onay­la­dık ve bun­la­rı des­tek­li­yo­ruz. Ma­lat­ya, Adı­ya­man ve Bat­man -üç vi­la­yet- bu sı­nır aşan su­lar kap­sa­mın­da. Dün­ya Ban­ka­sın­dan bu ko­nu­da bir iti­raz gel­di. Dün­ya Ban­ka­sı de­di ki: "Dün­ya Ban­ka­sı­nın kay­nak­la­rı­nı, sı­nır aşan su­lar­la il­gi­li böl­ge­ler­de ya­pa­ca­ğı­nız bu tür ya­tı­rım­lar­da -bi­zim des­te­ği­mi­zi, bi­zim kat­kı­mı­zı bu­ra­da- kul­la­na­maz­sı­nız."

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ken­di su­la­rı­mı­za sa­hip çı­ka­mı­yor mu­yuz Sa­yın Ba­kan?

TA­RIM VE KÖ­YİŞ­LE­Rİ BA­KA­NI MEH­MET MEH­Dİ EKER (Di­yar­ba­kır) - Mü­sa­ade edin, ca­nım.

Şim­di, o da­ha ön­ce­den…

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ken­di su­la­rı­mı­zı tar­tış­ma ko­nu­su mu ya­pı­yo­ruz?

TA­RIM VE KÖ­YİŞ­LE­Rİ BA­KA­NI MEH­MET MEH­Dİ EKER (Di­yar­ba­kır) - Ulus­la­ra­ra­sı bir hu­kuk mev­zu­su. Biz, el­bet­te ki, o ko­nuy­la il­gi­li de ge­rek­li ted­bir­le­ri, ça­lış­ma­la­rı alı­yo­ruz. An­cak, bu­ra­da Ma­lat­ya, Bat­man ve Adı­ya­man -ki, sa­de­ce Tür­ki­ye'de üç vi­la­yet- bun­dan bir şe­kil­de mu­ta­zar­rır olu­yor. An­cak, biz onun ye­ri­ne ge­çe­cek şe­kil­de de yi­ne o üç vi­la­yet­te de uy­gu­lan­mak üze­re baş­ka bir pro­je dev­re­ye koy­duk ve ora­da da yi­ne dam­la su­la­ma ya­tı­rım­la­rı­nı ay­nı di­ğer vi­la­yet­ler­de ol­du­ğu gi­bi des­tek­li­yo­ruz. Bu se­ne, bu da, 1 Ma­yıs ta­ri­hi iti­ba­rıy­la yü­rür­lü­ğe gir­di.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Şu an­da des­tek yok Sa­yın Ba­kan.

TA­RIM VE KÖ­YİŞ­LE­Rİ BA­KA­NI MEH­MET MEH­Dİ EKER (Di­yar­ba­kır) - Mü­sa­ade edin, ca­nım.

Şu an­da, za­ten, bak, di­ğer bü­tün vi­la­yet­ler­de, me­se­la yet­miş se­kiz vi­la­yet­te, şu an­da biz, bu alan­da­ki pro­je baş­vu­ru­la­rı­nı al­dık ve on­lar de­ğer­len­di­ri­li­yor şu an­da. Ya­ni, bun­la­rı, za­ten biz baş­lat­tık, bi­zim Hükûme­ti­miz baş­lat­tı. Bü­tün Tür­ki­ye'de biz bu­nu ya­pı­yo­ruz. Onun için, siz, hiç en­di­şe bu­yur­ma­yın.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ma­lat­ya üvey ev­lat mı Sa­yın Ba­kan?

TA­RIM VE KÖ­YİŞ­LE­Rİ BA­KA­NI MEH­MET MEH­Dİ EKER (Di­yar­ba­kır) - En­di­şe hiç bu­yur­ma­yın. Bun­la­rı, Ma­lat­ya'da da, Bat­man'da da, Di­yar­ba­kır'da da, Kon­ya'da da, di­ğer bü­tün vi­la­yet­ler­de de biz, dam­la su­la­ma­yı ön­ce­lik­li ko­nu ola­rak ele al­dık. Bu­ra­lar­da ye­ni pro­je­ler­le dam­la su­la­ma ya­pan çift­çi­le­ri­mi­ze yar­dım­cı olu­yo­ruz, bun­dan son­ra da ola­ca­ğız.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­kan, sü­re ta­mam­lan­mış­tır.

TA­RIM VE KÖ­YİŞ­LE­Rİ BA­KA­NI MEH­MET MEH­Dİ EKER (Di­yar­ba­kır) - Sa­yın Çor­ba­cı­oğ­lu, çay ta­ban fi­ya­tıy­la il­gi­li bir so­ru sor­du. O ko­nuy­la il­gi­li bir ça­lış­ma ya­pı­yo­ruz. Ge­çen se­ne de, za­ten, ma­yıs ayı­nın zan­ne­di­yo­rum so­nu­na doğ­ru biz ilan et­miş­tik. Bu yıl da, yi­ne, ta­ri­hin­de, vak­tin­de biz onu açık­la­ya­ca­ğız. Şu an­da ça­lış­ma­la­rı­mız sü­rü­yor.

Sa­yın As­la­noğ­lu'nun so­ru­su şuy­du: Bu, özel­lik­le ka­yı­sı­lar­da don­la il­gi­li. Ta­bii, on­la­rın tek­nik, çi­çek­len­mey­le il­gi­li, çi­çek­len­me­nin son dö­ne­min­de­ki ko­nu­yu biz, za­ten, bu si­gor­ta kap­sa­mı­na da­hil et­tik. Çi­çek­len­me­nin ki, kürk içi dö­ne­mi, ya­ni çi­çek­len­me­nin mey­ve olu­şum dö­ne­mi… Bü­tün tek­nik ele­man­lar, bu ko­nuy­la il­gi­li ça­lı­şan uz­man­lar, ko­nu uz­man­la­rı, bu­nu, git­ti­ler, in­ce­le­di­ler ve Tür­ki­ye, şu an­da bun­dan is­ti­fa­de edi­yor. Po­li­çe sa­yı­sı, 4 Ma­yıs iti­ba­rıy­la, 152.090 üre­ti­len prim sa­yı­sı, prim tu­ta­rı 42 mil­yon 720 bin YTL ve si­gor­ta­la­nan ürün mik­ta­rı da 920 mil­yon YTL.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­kan, te­şek­kür edi­yo­rum, sü­re dol­muş­tur.

TA­RIM VE KÖ­YİŞ­LE­Rİ BA­KA­NI MEH­MET MEH­Dİ EKER (Di­yar­ba­kır) - Bu­nu biz baş­lat­tık, AK Par­ti Hükûme­ti baş­lat­tı. Bu ça­lış­ma­la­ra da biz, el­bet­te ki, bun­dan son­ra da de­vam ede­ce­ğiz.

Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum.

So­ru-ce­vap iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

14'ün­cü mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler…

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nın ara­nıl­ma­sı­nı is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Ara­ya­ca­ğım Sa­yın Koç.

NE­CA­Tİ UZ­DİL (Os­ma­ni­ye) - Sa­yın Baş­kan, oyu­mun ren­gi­ni be­lirt­mek için söz is­te­miş­tim.

BAŞ­KAN - Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

Tü­mü­nün oy­lan­ma­sın­dan ön­ce, İç Tü­zük'ün 86'ncı mad­de­si ge­re­ğin­ce, oyu­nun ren­gi­ni be­lirt­mek için ve aleyh­te ol­mak üze­re, Ne­ca­ti Uz­dil, Os­ma­ni­ye Mil­let­ve­ki­li söz is­te­miş­ler­dir.

Bu­yu­run Sa­yın Uz­dil.

NE­CA­Tİ UZ­DİL (Os­ma­ni­ye) - Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; 22 Tem­muz­da ya­pı­la­cak se­çim tü­mü­nü­ze ve Türk mil­le­ti­ne ha­yır­lı ol­sun di­ye­rek söz­le­ri­me baş­lı­yo­rum. Siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan, gö­rü­şül­mek üze­re gön­de­ri­len Ya­sa'nın bir mad­de­si bu­gün gö­rü­şül­mek­te.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, unut­ma­yın, biz bu­nu ikin­ci de­fa gö­rüş­mü­yo­ruz. Bi­rin­ci de­fa da bu te­mel ya­sa ola­rak gel­di, bu­ra­da, Türk mil­le­tin­den sak­la­na­rak, va­tan­daş­la­rı­mız­dan sak­la­na­rak, hat­ta, mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin ha­be­ri ol­ma­dan, bu Ya­sa, kap­tı­kaç­tı ya­sa­sı şek­lin­de çı­ka­rıl­dı. Şu an­da, bir mad­de Cum­hur­baş­kan­lı­ğın­dan ge­ri gel­di, onu gö­rü­şü­yo­ruz. Yi­ne kap­tı­kaç­tı ol­du.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, tu­ta­nak­lar bu­ra­da, il­gi­si­ni çe­ken var­sa gör­sün. Ko­mis­yo­nu­muz­da, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si mil­let­ve­kil­le­ri­ne söz hak­kı ta­nın­ma­dı.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) - Aaa..

NE­CA­Tİ UZ­DİL (De­vam­la) - Lüt­fen ba­kın. Bu­ra­da tu­ta­nak, "Aaa"ya hiç ge­rek yok, tu­ta­nak bu­ra­da. Bir tek mil­let­ve­ki­li, ne Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ne de AKP gö­rüş be­lirt­me­den, sa­de­ce Ba­ka­nı­mı­zın bir ko­nuş­ma­sıy­la Ko­mis­yon­da oy­lan­dı ve geç­ti. Bi­ze söz ve­ril­me­di­ği için de biz çık­tık. Tu­ta­nak­lar bu­ra­da sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım. Bir tek mil­let­ve­ki­li gö­rüş bil­dir­miş­se, ka­bul edi­yo­ruz. Bu­yu­run, lüt­fen in­ce­le­yin.

İki: Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­ka­nı­mı­za di­lek­çe ver­dik, bu Ko­mis­yo­nun otu­ru­mu­nun yok sa­yıl­ma­sı di­ye, o da bi­ze aleyh­te ce­vap ver­di. Bu­ra­ya çı­kan mil­let­ve­kil­le­ri -dik­kat edin- bu Ya­sa'nın han­gi ko­nu­da ol­du­ğu­nu bi­le söy­le­me­di­ler. Ra­kam­lar­la, siz­le­ri de al­dat­ma­ya, ya­nılt­ma­ya ça­lış­tı­lar. Türk mil­le­ti­ni de za­ten ya­nıl­tı­yor­lar. İk­ti­da­ra gel­di­ği­niz­den bu ya­na bu Ta­rım Ba­kan­lı­ğı yok sa­yıl­dı, üç beş ki­şi ta­ra­fın­dan, çift­çi­ye hiz­me­ti bir ta­ra­fa bı­rak­tı, ba­zı­la­rı­nın özel iş­le­riy­le meş­gul ol­du. İş­te, Cum­hur­baş­ka­nı­mız bu ya­sa­yı onun için gön­der­di.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ge­çi­ci mad­de­yi oku­ya­rak, bu­nu, si­ze, ben de bir kat­kı ko­ya­rak is­pat­la­ma­ya ça­lı­şa­yım. Ge­çi­ci mad­de­ye ba­ka­lım lüt­fen: "Ni­te­lik­li per­so­nel ih­ti­ya­cı­nın kar­şı­lan­ma­sın­da sı­kın­tı ol­ma­sın di­ye ya­ban­cı dil ye­ter­li­li­ği şar­tı bir yıl sü­rey­le ko­nul­ma­mış­tır." Ya­ni, bu­ra­ya alı­na­cak per­so­nel… Ya­ban­cı dil şar­tı var esas ya­sa­da. An­cak, ni­te­lik­li per­so­ne­li yok­muş Ta­rım Ba­kan­lı­ğı­nın ve­ya Tür­ki­ye'nin, o ne­den­le, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bir yıl sü­rey­le er­te­le­ni­yor! Bu mad­de­den amaç, alı­na­cak, ora­ya ata­na­cak kad­ro bel­li, per­so­nel bel­li; onu sağ­la­mak için bu ge­çi­ci mad­de var de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Ay­rı­ca, şu­nu da söy­le­mek is­ti­yo­rum: Çı­kı­yor ar­ka­da­şım -san­ki ko­nuy­la il­gi­si var- "Şu ka­dar zey­ti­ne prim ver­dik, de­ka­ra 250 bin li­ra prim ver­dik." İş­te, si­ze söy­lü­yo­rum. Zi­ra­at, Ta­rım Ba­kan­lı­ğı ne yap­tı sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım? "Zey­tin di­kin, aman di­kin, dö­nü­me 250 li­ra." de­di. Tür­ki­ye'de, tek­nik ol­ma­yan Gem­lik zey­ti­ni­ni ol­ma­ya­ca­ğı yer­ler­de de dik­tir­di. Uya­rı­lar­dan son­ra ne yap­tı? Ver­di­ler mi 250 li­ra­yı? De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, böl­ge­niz­de 250 li­ra­yı ve­ri­yor­lar mı? Ha­yır. "Yan­lış yap­tık, o iş kö­tü, 40 mil­yon li­ray­la ida­re edin." de­di­ler. Öy­le de­ğil mi, uy­gu­la­ma öy­le de­ğil mi Sa­yın Ho­cam? Ana­do­lu'da öy­le de­ğil mi, An­tep'te öy­le de­ğil mi, Ki­lis'te öy­le de­ğil mi? O za­man ben de di­yo­rum, bu yan­lış­lı­ğı çift­çi mi yap­tı, Ta­rım Ba­kan­lı­ğı çift­çi­le­ri­mi ya­nılt­tı mı? Çift­çi­le­ri­mi ya­nılt­tı­ğı­na gö­re bu Ta­rım Ba­kan­lı­ğı, be­nim çift­çi­mi, bir, ol­ma­ya­cak, uy­gun ol­ma­yan zey­tin çe­şi­di­ni dik­ti­re­rek pe­ri­şan et­ti­niz. Ta­ah­hüt et­ti­ği­niz 250 TL'yi ver­me­ye­rek, 40 TL'ye dü­şü­re­rek de, bir de, ora­da gırt­la­ğı­nı sı­kı­yor­su­nuz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, kır­sal­dan 1 mil­yo­na ya­kın in­san top­ra­ğı terk et­ti, top­ra­ğı. Bu çift­çi­ye siz top­ra­ğı terk et­ti­rir­se­niz, buğ­da­yı it­hal­le kar­şı­la­ya­maz­sı­nız. Ya­rın, gün, sa­de­ce it­ha­lat­la uğ­raş­ma­ya kal­kar­sa­nız, gü­cü­nüz yet­mez, pa­ra­nız yet­mez buğ­da­ya.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 1 mil­yon ki­şi­ye top­ra­ğı bı­rak­tı­rır­ken on­la­ra…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Uz­dil, lüt­fen to­par­la­yın.

NE­CA­Tİ UZ­DİL (De­vam­la) - To­par­lı­yo­rum efen­dim. Te­şek­kür edi­yo­rum.

…aca­ba her­han­gi bir yer­de bir iş ola­na­ğı bul­du­nuz da mı terk et­ti, yok­sa aç kal­dı, bü­yük şe­hir­le­re gi­dip kap­kaç­çı mı ol­du, hır­sız mı ol­du? Bu­nu ni­ye dü­şün­mü­yor­su­nuz sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım? Bu­ra­dan Türk mil­le­ti, Türk çift­çi­si bu­nu ga­yet iyi iz­li­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Ma­lat­ya'da -ar­ka­da­şım işa­ret edi­yor- ka­yı­sı için araş­tır­ma öner­ge­si ver­dik. Ne ol­du? 2003 yı­lın­da ve­ri­len araş­tır­ma öner­ge­si, bu­gün ku­ru­la­ma­dı bi­le.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­ra­dan, söz­le­ri­mi şu şe­kil­de to­par­la­mak is­ti­yo­rum: Doğ­ru, siz çift­çi­yi mey­dan­lar­da, ana­sı­nı alıp be­ra­ber git­me­si­ni is­te­di­niz, kov­du­nuz. Ama, o çift­çi, Çağ­la­yan'da, ba­ba­sı­nı da al­dı, ana­sı­nı da al­dı, Çağ­la­yan'da si­ze ce­va­bı­nı ver­di.

MEH­MET SOY­DAN (Ha­tay) - San­dık­ta gö­re­ce­ğiz.

NE­CA­Tİ UZ­DİL (De­vam­la) - İn­şal­lah, 22 Tem­muz­da gö­rü­şe­ce­ğiz.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - İn­şal­lah.

NE­CA­Tİ UZ­DİL (De­vam­la) - Bu­ra­dan Türk mil­le­ti­ne sev­gi ve say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum, siz­le­re Al­lah yar­dım et­sin di­yo­rum.

Te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Uz­dil.

Ka­nu­nun tü­mü açık oy­la­ma­ya ta­bi­dir.

Açık oy­la­ma­nın şek­li hak­kın­da Ge­nel Ku­ru­lun ka­ra­rı­nı ala­ca­ğım.

Açık oy­la­ma­nın elek­tro­nik oy­la­ma ci­ha­zıy­la ya­pıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Oy­la­ma için üç da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum.

Oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - 15.3.2007 Ta­rih­li ve 5603 Sa­yı­lı Ta­rım ve Kır­sal Kal­kın­ma­yı Des­tek­le­me Ku­ru­mu Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın açık oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı

:

271

Ka­bul

:

257

Ret

:

14 (x)

Böy­le­ce, ka­nun ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır. Ha­yır­lı ol­sun di­yo­rum. 

Bir­le­şi­me sa­at 14.30'a ka­dar ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 12.49

 

 

 

 

 

 

 

 

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

İKİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 14.34

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur), Meh­met DA­NİŞ (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 99'un­cu Bir­le­şi­mi­nin İkin­ci Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

6'ncı sı­ra­ya alı­nan, İs­tik­lal Mar­şı­nın Ka­bu­lü­nü ve Meh­met Akif Er­soy'u An­ma Gü­nü İlan Edil­me­si Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Ce­mal Yıl­maz De­mir ve 2 Mil­let­ve­ki­li­nin Ulu­sal Bay­ram ve Ge­nel Ta­til­ler Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile İçiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne  baş­la­ya­ca­ğız.

6.- İs­tik­lal Mar­şı­nın Ka­bu­lü­nü ve Meh­met Akif Er­soy'u An­ma Gü­nü İlan Edil­me­si Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Ce­mal Yıl­maz De­mir ve 2 Mil­let­ve­ki­li­nin Ulu­sal Bay­ram ve Ge­nel Ta­til­ler Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile İçiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1337, 2/845) (S. Sa­yı­sı: 1399) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Bu­ra­da.

Hükûmet? Bu­ra­da.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1399 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Ya­kup Ke­pe­nek, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Ke­pe­nek.

Sü­re­niz yir­mi da­ki­ka­dır.

CHP GRU­BU ADI­NA YA­KUP KE­PE­NEK (An­ka­ra) - Çok te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ya­sa­ma dö­ne­mi­mi­zin son­la­rı­na yak­laş­tı­ğı­mız bu gün­ler­de, se­çim ka­ra­rı al­dı­ğı­mız bu gün­ler­de ki­mi ek­sik bı­rak­tı­ğı­mız ya­sa­la­rın gün­de­me ge­ti­ril­me­si­ni, tek­lif­le­rin, ta­sa­rı­la­rın gö­rü­şül­me­si­ni kuş­ku­suz olum­lu bu­lu­yo­rum, doğ­ru bu­lu­yo­rum. Bun­lar ara­sın­da İs­tik­lal Mar­şı­nın ka­bu­lü­nü ve Meh­met Âkif Er­soy'u an­ma gü­nü ilan edil­me­si ko­nu­sun­da­ki ya­sa ta­sa­rı­sı­nı ve tek­li­fi­ni de ay­nı an­la­yış­la de­ğer­len­di­ri­yo­rum. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si adı­na bu ko­nu­da­ki gö­rüş­le­ri­mi açık­la­ya­ca­ğım ve he­pi­ni­ze söz­le­ri­me baş­lar­ken say­gı­lar, sev­gi­ler  su­nu­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; ulus­lar, mil­let­ler, halk­lar, ta­rih bi­lin­ciy­le ya­şar ve an­cak o bi­ri­kim­le, o bi­linç­le iler­ler. Âkif'in her yıl 12 Mart­ta anı­la­cak ol­ma­sı, bu ko­nu­da­ki dü­zen­le­me doğ­ru­dur, ye­rin­de­dir. Âkif, genç­le­ri­mi­zin, in­san­la­rı­mı­zın ta­nı­ma­sı ge­re­ken bir bü­yük de­ğer­dir. Bu­ra­ya bir nok­ta ko­yup bir pa­ran­tez aç­ma­ma, lüt­fen izin ve­rin.

Bu yak­la­şım doğ­ru­dur, an­cak, ay­nı bi­çim­de, ay­nı ko­num­da olan, ay­nı de­ğer­de olan di­ğer şa­ir­le­ri­miz de var­dır, Na­zım Hik­met gi­bi, Tev­fik Fik­ret gi­bi. Ça­lış­ma dö­ne­mi­mi­zin baş­la­rın­da, bun­dan dört bu­çuk yıl ön­ce, CHP'li İz­mir Mil­let­ve­ki­li Hak­kı Ül­kü ve ar­ka­daş­la­rı­nın ve he­pi­mi­zin bu ko­nu­da­ki gi­ri­şim­le­ri, Na­zım'ın na­aşı­nın ül­ke­mi­ze ge­ti­ril­me­si ve va­tan­daş­lı­ğı­nın, hak­kı olan va­tan­daş­lı­ğı­nın ve­ril­me­si yö­nün­de­ki ça­ba­la­rı­mız, üzü­le­rek be­lir­te­yim ki, yü­ce Mec­lis ta­ra­fın­dan dik­ka­te alın­ma­mış­tır ve bu ko­nu­da her­han­gi bir ge­liş­me sağ­la­na­ma­mış­tır. Do­la­yı­sıy­la, bu­ra­da, bir den­ge­siz yak­la­şım -Sa­yın Yıl­maz De­mir, si­zin öne­ri­ni­zi ko­nu­şu­yo­ruz- söz ko­nu­su­dur. Çok is­ter­dim ki, tek­lif sa­hip­le­ri ve Hükûmet, Meh­met Âkif'le bir­lik­te di­ğer kül­tür adam­la­rı­mı­zın, Na­zım'ın ve Tev­fik Fik­ret'in de bel­li gün­ler­de anıl­ma­la­rı için öne­ri­ler­de bu­lun­sa­lar­dı ve eşit uzak­lık­ta kal­sa­lar­dı, eşit dav­ra­na­bil­se­ler­di, tek yön­lü bir tu­tum iz­le­me­se­ler­di. Bu­nu çok is­ter­dim, ama, bu ya­pıl­ma­dı, den­ge­siz dav­ra­nıl­dı, hak­sız­lık ya­pıl­dı. Bu hal­kın kül­tür ve sa­nat bi­ri­ki­mi­ni tek ta­raf­lı al­gı­la­mak ve öne

(x) 1399 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

çı­kar­mak doğ­ru de­ğil­dir. Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­mı­zın, son yıl­lar­da, bu ko­nu­da ki­mi gi­ri­şim­le­ri­ni olum­lu bul­du­ğu­mu be­lir­te­yim, ama, bu ko­nu­da, yi­ne, den­ge­li bir yak­la­şı­mı, Hükûme­tin ve mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın sağ­la­ya­ma­dı­ğı­nı, ger­çek­leş­ti­re­me­di­ği­ni bu­ra­da be­lirt­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Hükûme­tin de mil­let­ve­kil­le­ri­nin de ta­ri­he, sa­na­ta, kül­tü­re eşit uzak­lık­ta ol­ma­sı­nın sa­yı­sız ya­rar­la­rı var. Eşit uzak­lık­ta ol­ma­dı­ğı­nız za­man, tek yön­lü­lük or­ta­ya çı­kı­yor, gü­neş göz­lü­ğü tak­mış olu­yor­su­nuz ve iyi so­nuç ala­mı­yor­su­nuz, top­lu­ma den­ge­li bir yak­la­şım ser­gi­le­ye­mi­yor­su­nuz. Bu nok­ta­la­rı be­lirt­tik­ten son­ra, asıl ko­nu­mu­za ge­le­lim ve Meh­met Âkif dü­şün­ce­si­ni, fel­se­fe­si­ni ki­mi yön­le­riy­le yo­rum­la­ya­lım, de­ği­ne­lim.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Meh­met Âkif'in İs­tik­lal Mar­şı'mı­zı yaz­dı­ğı için ken­di­si­ne ve­ri­len, ödül ola­rak ve­ri­len 500 li­ra­yı al­ma­dı­ğı­nı, bu pa­ra­nın Kur­tu­luş Sa­va­şı için har­can­ma­sı­nı is­te­di­ği­ni he­pi­niz bi­li­yor­su­nuz. Âkif bu bü­yük­lü­ğü gös­ter­miş­tir ve Âkif za­ma­nın­da sa­nat, kül­tür ol­du­ğu gi­bi -bu nok­ta çok önem­li- si­ya­set de bir ser­vet edin­me, bir zen­gin­leş­me, bir hız­la var­lık sa­hi­bi ol­ma ara­cı de­ğil­di. O za­ma­nın si­ya­set­çi­le­ri -Bur­dur mil­let­ve­ki­li Âkif dâhil- ne ken­di­le­ri­ni ne ya­kın­la­rı­nı ne ai­le bi­rey­le­ri­ni ne par­ti­li yan­daş­la­rı­nı zen­gin et­me­yi mes­lek edin­miş­ler­di. On­lar için yurt sev­gi­si önem­liy­di, on­lar için ah­lak önem­liy­di, on­lar için sa­nat, kül­tür gi­bi de­ğer­ler önem­liy­di.

Şim­di, eko­no­mi bi­li­min­de… Eko­no­mi bi­li­mi ser­ma­ye bi­ri­ki­miy­le uğ­ra­şır, ser­ma­ye­nin na­sıl bi­rik­ti­ği­ni yo­rum­lar; ül­ke­miz­de pek öy­le ol­mu­yor. Ül­ke­miz­de ser­ma­ye bi­ri­ki­mi­nin en önem­li ara­cı, si­ya­set ola­rak gö­rü­nü­yor. Bu, üzü­le­rek be­lir­te­yim ki, ön­ce­ki hükûmet­ler za­ma­nın­da ge­çer­liy­di, si­zin Hükûme­ti­niz za­ma­nın­da da çok bü­yük bo­yut­la­ra ulaş­tı. Eğer Meh­met Âkif an­la­yı­şı, eğer Meh­met Âkif kül­tü­rü, bu öner­ge sa­hip­le­ri­nin, yü­ce Mec­li­sin ve Hükûme­tin ilik­le­ri­ne iş­le­miş ol­say­dı -bir ör­nek ve­re­ce­ğim- Türk Te­le­kom'un yüz­de 14,76'sı, bir ge­ce ya­rı­sı oyun­lar­la bi­ri­le­ri­ne ve­ril­mez­di. Bu an­la­yış­tır, bu ruh­tur ki Tür­ki­ye'yi olum­suz şe­kil­de et­ki­li­yor, he­pi­mi­zi, eko­no­mi­mi­zi, hal­kı­mı­zı olum­suz yön­de et­ki­li­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Âkif'in çok önem­li bir özel­li­ği var, bu­nu Tür­ki­ye'nin sağ­cı­sı da sol­cu­su da doğ­ru de­ğer­len­dir­me­miş­tir ka­nım­ca. Âkif, sa­pa­sağ­lam bir an­ti­em­per­ya­list­tir. Ba­kın, na­sıl an­ti­em­per­ya­list­tir? Di­yor ki bir şii­rin­de: "Si­ya­se­tin ka­nı ser­vet, ha­ya­tı sat­vet­tir -sat­ve­tin ne ol­du­ğu­nu çok iyi bi­li­yor­su­nuz- Ze­bun­küş Av­ru­pa bir hak ta­nır ki kuv­vet­tir."

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu di­ze­ler­de çok şey var. Ha, ne var? Ön­ce şu var: Si­ya­set­le ser­ma­ye­nin, ser­ve­tin bü­tün­leş­me­si­nin, in­san­la­rı, hal­kı na­sıl ez­di­ği­nin dü­şün­sel te­me­li var ve bu çok önem­li­dir. Ama, baş­ka bir şey da­ha var: Düş­kün­le­ri, za­val­lı­la­rı, yok­sul­la­rı ez­me­yi iş edin­miş olan Av­ru­pa bir şe­ye ta­par, bir şe­yi hak ola­rak bi­lir. Ne­dir o? Âkif'e gö­re, kuv­vet­tir. Ha, şim­di, bu çok önem­li. Bu­ra­da du­ra­lım ve bu­nu de­ğer­len­di­re­lim. Âkif'i an­la­ma­nın, Âkif'i yo­rum­la­ma­nın bi­rin­ci yo­lu bu­ra­dan ge­çi­yor.

Şim­di, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ön­ce şu­nu söy­le­ye­yim: Ben, dü­şün­ce tar­zım iti­ba­rıy­la siz­ler gi­bi­yim, da­ha doğ­ru­su, Av­ru­pa Bir­li­ği­ne kar­şı de­ği­lim. Av­ru­pa Bir­li­ği­ne kar­şı ol­ma­mak baş­ka bir şey. Ama, Av­ru­pa Bir­li­ği­ne çok güç­lü, çok kuv­vet­li bir bi­çim­de üye ol­ma­mız ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum. Ya­ni, Av­ru­pa'nın dü­şün­ce ya­pı­sı­nın güç­lü­yü, kuv­vet­li­yi, en ağır bir bi­çim­de ken­di­ni ka­nıt­la­ya­nı, gös­te­re­ni ta­pı­nır de­re­ce­sin­de tut­tu­ğu­nu bi­le­rek, Tür­ki­ye'nin Av­ru­pa Bir­li­ği kar­şı­sın­da, Av­ru­pa Bir­li­ği güç­ten an­la­dı­ğı için, kuv­vet­ten an­la­dı­ğı için, o do­na­nım­la, o bi­linç­le, o bil­giy­le çık­ma­mız ge­rek­ti­ği­nin al­tı­nı çi­zi­yo­rum ve bu­nu çok önem­si­yo­rum.

Ba­kın, biz, hiç­bir za­man im­ti­yaz­lı üye­li­ği ka­bul et­me­me­li­yiz. Bu, hal­ka hak­sız­lık an­la­mı­na ge­lir, bu, Âkif'e hak­sız­lık an­la­mı­na ge­lir. Biz, gü­cü­müz­le, ken­di­mi­zi ka­nıt­la­ya­rak Av­ru­pa Bir­li­ği­ne üye ol­ma­nın yol­la­rı­nı bul­ma­lı­yız. Na­sıl ya­pa­ca­ğız bu­nu? O nok­ta­da da, izin ve­rir­se­niz bir­kaç şey söy­le­ye­yim. Bu işi eko­no­mi­miz­le ya­pa­ca­ğız, bi­li­mi­miz­le ya­pa­ca­ğız, kül­tür ve sa­na­tı­mız­la ya­pa­ca­ğız ve ku­rum­la­rı­mız­la ya­pa­ca­ğız ve de­mok­ra­si­miz­le ya­pa­ca­ğız, in­san hak­la­rıy­la ya­pa­ca­ğız, ona olan say­gıy­la ya­pa­ca­ğız.

Bu­ra­da şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri: Bi­zim için as­lo­lan, Av­ru­pa Bir­li­ği iliş­ki­le­ri­miz­de şu ol­ma­lı, baş­ka ül­ke­ler­le iliş­ki­le­ri­miz­de de o ol­ma­lı: Biz ken­di­mi­zi ne ka­dar güç­lü kı­lar­sak, her ba­kım­dan ne ka­dar güç­lü kı­lar­sak ya­ban­cı­la­rın gö­zün­de de­ğe­ri­miz o ka­dar ar­tar. Bu, yal­nız top tü­fek işi de­ğil­dir; ona ih­ti­yaç var, onu söy­le­mi­yo­rum, ya­ni, güç­lü bir sa­vun­ma­nız ola­cak. Ha­tır­lar­sa­nız, ya­nıl­mı­yor­sam, III. Ah­met Prus­ya Kra­lı­na bir el­çi gön­der­miş, de­miş ki: "Prus­ya'nın ba­şa­rı­sı­nı sağ­la­yan mü­nec­cim­le­ri ba­na gön­der­sin." Prus­ya Kra­lı Fre­de­rik'in ce­va­bı şöy­le: "Güç­lü bir or­du, güç­lü bir ma­li­ye ve sağ­lam bir bü­rok­ra­si." Şim­di, bi­zim, Âkif'ten al­ma­mız ge­re­ken çok önem­li ders­ler­den bi­ri de bu­dur, ya­ni güç­lü Tür­ki­ye.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, Âkif'i, iz­ni­niz­le yo­rum­la­ma­ya de­vam ede­yim. Âkif'in şöy­le bir şi­iri de var, ta­bii, siz bi­li­yor­su­nuz, Sa­fa­hat'ta oku­muş­su­nuz­dur. Âkif, top­lu­mu­mu­zun de­ği­şik et­nik ke­sim­le­ri­ni sa­yı­yor -iş­te, "Kürt'ün, Türk'ün, Arap'ın, Laz'ın, Çer­kez'in" di­ye sa­yı­yor- ve di­yor ki: "Bun­la­rın bir­bi­ri­ne kar­şı ne hu­su­me­ti ola­bi­lir?" ve de­vam edi­yor: "Ki, ben bir Ar­na­vut'um, iş­te pe­ri­şan yur­dum."

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, sı­kı du­run, doğ­ru du­run. Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, İs­tik­lal Sa­va­şı'nın or­ta­sın­da, ka­nın, ca­nın, acı­nın, var ol­ma­nın, yok ol­ma­nın bı­çak­sır­tın­da git­ti­ği bir dö­nem­de bu yü­ce ulus, bu bü­yük mil­let, bu bü­yük halk, İs­tik­lal Mar­şı'nı bir şa­ire yaz­dı­rı­yor. Ya­ni, baş­ka­la­rı da ya­zı­yor da, bir şai­rin yaz­dı­ğı, bi­zim şu an­da­ki İs­tik­lal Mar­şı'mı­zı be­nim­si­yor.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­ra­da çok bü­yük bir top­lum­sal hoş­gö­rü var. Bu hoş­gö­rü çok önem­li. Bu ne yü­ce ulus­tur ki, bu ne bü­yük halk­tır ki, İs­tik­lal Mar­şı'nı Kur­tu­luş Sa­va­şı'nda ya­za­nın Ar­na­vut olup ol­ma­dı­ğı­na bak­mı­yor, şi­iri­ne ba­kı­yor, ne söy­le­di­ği­ne ba­kı­yor, onu bağ­rı­na ba­sı­yor, ona ödül ve­ri­yor. Şim­di, bu hoş­gö­rü­yü, bu bü­yük­lü­ğü, biz, doğ­ru de­ğer­len­di­re­me­dik. Bu bü­yük­lü­ğü­mü­ze doğ­ru sa­hip çı­ka­ma­dık. Na­sıl sa­hip çı­ka­ma­dık? Ba­kın, çok ör­ne­ği var, ama ba­sit bir ör­nek ve­re­yim: Fut­bol maç­la­rın­da, Av­ru­pa'da, ren­gi be­yaz ol­ma­yan, ko­yu renk­li, si­ya­hi di­ye­ce­ği­miz fut­bol­cu­la­ra, ora hal­kı­nın, Av­ru­pa'nın sı­ra­dan in­san­la­rı­nın gös­ter­di­ği ırk­çı tep­ki­le­re ba­kın, bir de bi­zim ül­ke­mi­ze ba­kın. Şim­di, bu­ra­da­ki hoş­gö­rü­ye ba­kın, bu­ra­da­ki eşit­lik an­la­yı­şı­na ba­kın. İş­te, gü­zel eşit­lik an­la­yı­şı bu­dur. Bu eşit­lik an­la­yı­şı­dır ki, ne zen­ci­yi aşa­ğı­lar ve aşa­ğı­da gö­rür ne bir baş­ka­sı­nı yu­ka­rı­da gö­rür, yük­sek­le­re çı­ka­rır. Bü­yük­lük bu­ra­da­dır ve Âkif'in fel­se­fe­sin­de de bu var­dır ve Âkif'i bağ­rı­na ba­san bu hal­kın fel­se­fe­sin­de de bu var­dır. Şim­di, bi­zim yap­ma­mız ge­re­ken şu idi: Ye­ri gel­di­ği za­man, Av­ru­pa­lı­la­ra "Ta­mam, in­san hak­la­rı, baş­ka şey­ler, bi­zim ek­sik­le­ri­miz kuş­ku­suz var, ku­rum­sal ya­pı­mız ye­ter­siz. İyi de, bir ken­di­ni­ze ba­kın bu ırk­çı tu­tum­la­rı­nız yö­nün­den, bir de bi­ze ba­kın." di­ye­cek do­na­nı­ma, bil­gi­ye, li­der­li­ğe sa­hip ol­ma­lıy­dık. Bu­na ih­ti­yaç ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, son ola­rak şu­nu da söy­le­ye­yim Sa­yın Baş­kan: Meh­met Âkif, bu ulu­sun, bu hal­kın onu­ru­dur ve her yıl 12 Mart­ta anıl­ma­lı­dır. Ama, Tev­fik Fik­ret de bu hal­kın onu­ru­dur, Na­zım Hik­met de bu hal­kın onu­ru­dur ve on­la­rın da en az Âkif ka­dar -bu, Âkif'i kü­çüm­se­me an­la­mı­na sa­kın gel­me­sin- bu hal­kın, bu va­ta­nın iyi­li­ği için dü­şün­ce­le­ri var­dır, kat­kı­la­rı var­dır, ça­ba­la­rı var­dır. Bi­zim kur­tu­lu­şu­mu­zun en gü­zel des­ta­nı­nı ya­zan Na­zım Hik­met'in me­za­rı­nın Mos­ko­va'da ol­ma­sı, bi­zim için, top­lum için yüz ka­ra­sı­dır. Do­la­yı­sıy­la, yap­ma­mız ge­re­ken -eğer ta­ri­hi­mi­ze, kül­tü­rü­mü­ze, ta­rih­sel bi­ri­ki­mi­mi­ze sa­hip çı­ka­cak­sak- çok da­ha den­ge­li, çok da­ha sağ­lık­lı, çok da­ha ku­cak­la­yı­cı, ayı­rım­sız, "bu şu­dur, bu bu­dur" de­me­den, ta­ma­mı­na ve düz­gün sa­hip çık­mak­tır.

Ben, bu di­lek ve te­men­ni­ler­le he­pi­ni­ze say­gı­lar, sev­gi­ler su­nu­yo­rum. Te­şek­kür edi­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ke­pe­nek.

AK Par­ti Gru­bu adı­na söz is­te­yen Av­ni Do­ğan, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Do­ğan. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA AV­Nİ DO­ĞAN (Kah­ra­man­ma­raş) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; İs­tik­lal Mar­şı­nın Ka­bu­lü­nü ve Meh­met Akif Er­soy'u An­ma Gü­nü İlan Edil­me­si Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ce­mal Yıl­maz De­mir ve 2 Mil­let­ve­ki­li­nin Ulu­sal Bay­ram ve Ge­nel Ta­til­ler Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'ni gö­rüş­mek üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Söz­le­ri­me baş­la­ma­dan he­pi­ni­ze say­gı­lar su­na­rım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ben, ko­nuş­ma­mı iki ana baş­lık et­ra­fın­da top­la­mak is­ti­yo­rum. Bun­lar­dan bi­rin­ci­si, bi­zim cum­hu­ri­ye­tin, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin ku­ru­luş fel­se­fe­si­ni içe­ren millî mar­şı­mız İs­tik­lal Mar­şı, onun fel­se­fe­si, onun bi­ze aç­tı­ğı ufuk, di­ğe­ri ise İs­tik­lal Mar­şı şa­iri, Türk mil­le­ti­nin âde­ta vic­da­nı­nın se­si olan bü­yük şa­ir Meh­met Âkif Er­soy'un ki­şi­li­ği üze­rin­de top­la­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, İs­tik­lal Sa­va­şı'nın bü­tün şid­de­tiy­le sür­dü­ğü gün­ler­de, 12 Mart 1921 yı­lın­da Meh­med Âkif Er­soy'un yaz­dı­ğı İs­tik­lal Mar­şı, yü­ce Mec­lis­te, İs­tik­lal Sa­va­şı'nı yü­rü­ten Mec­lis­te ayak­ta al­kış­la­na­rak ka­bul edil­miş­tir. İs­tik­lal Mar­şı'mız, bir şi­ir, bir marş ol­ma­nın öte­sin­de, çok de­rin an­lam­lar ifa­de eden, çok de­rin bir fel­se­fi an­la­yış or­ta­ya ko­yan bü­yük bir eser­dir, bir millî mu­ta­ba­kat met­ni­dir. Ye­ni de­yiş­le, CHP'li ar­ka­daş­la­rın üs­lu­buy­la söy­le­ye­cek olur­sak, Türk İs­tik­lal Mar­şı, bir ulu­sal uz­laş­ma met­ni­dir. Ya­ni, Türk mil­le­ti, ken­di ara­sın­da so­run çık­tı­ğı za­man, fel­se­fi an­la­yış­lar­da fark­lı­lık çık­tı­ğı za­man, ül­ke­nin ge­le­ce­ğin­de te­red­dü­de düş­tü­ğü za­man mü­ra­ca­at ede­ce­ği, uz­laş­ma ara­ya­ca­ğı yegâne me­tin, tek me­tin Türk İs­tik­lal Mar­şı'dır. Mil­le­ti­mi­zin millî has­sa­si­yet­le­ri­ni, vic­da­ni has­sa­si­yet­le­ri­ni en üst se­vi­ye­de ifa­de eden me­tin, ya­sal me­tin, İs­tik­lal Mar­şı'dır. Mil­le­ti­mi­zin yü­ce ide­al­le­ri­ni, ta­ri­he ba­kı­şı­nı, ge­le­ce­ğe ba­kı­şı­nı, Türk­çe­nin güç­lü ve kes­kin gü­cüy­le ifa­de eden me­tin İs­tik­lal Mar­şı'dır. Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'ni ku­ran an­la­yış, onu ya­şa­tan ka­rar­lı­lık, onu güç­len­di­re­cek olan ışık, İs­tik­lal Mar­şı'nı oluş­tu­ran ru­hun ışı­ğı­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, her gün, ken­din­den son­ra­ki gün­le­rin to­hu­mu­nu ta­şır, ta­rih böy­le olu­şur. İs­tik­lal Mar­şı'nın, cum­hu­ri­ye­tin ku­ru­lu­şun­dan iki yıl ön­ce ya­zıl­dı­ğı dü­şü­nü­lür­se, bu muh­te­şem eser, hem cum­hu­ri­ye­ti ha­zır­la­mış hem cum­hu­ri­ye­ti ge­le­ce­ğe ta­şı­yan ruh­sal to­hum­la­rı at­mış­tır. Eğer biz cum­hu­ri­ye­tin na­sıl bir te­mel üze­rin­de ku­rul­du­ğu­nu iyi kav­ra­mak is­ti­yor­sak İs­tik­lal Mar­şı'nda­ki öz­gür­lük aş­kı­nı, ada­let aş­kı­nı, iman ve vic­dan an­la­yı­şı­nı iyi kav­ra­ma­mız ge­re­kir.

İle­ri­ci ol­mak­la tak­lit­çi ol­ma­nın ara­sın­da­ki far­kı an­la­mak is­te­yen­ler İs­tik­lal Mar­şı'nı oku­ma­lı. Dü­rüst ol­mak­la fır­sat­çı ol­ma­nın ara­sın­da­ki kes­kin far­kı kav­ra­mak is­te­yen­ler İs­tik­lal Mar­şı'nı oku­ma­lı. Yer­li ol­mak­la ya­ban­cı­laş­ma­nın, yık­mak­la yap­ma­nın ara­sın­da­ki de­rin uçu­ru­mu gör­mek is­te­yen­ler İs­tik­lal Mar­şı'nı oku­ma­lı.

Türk İs­tik­lal Mar­şı, Türk mil­le­ti­nin or­yan­tal bir de­mok­ra­si­ye de­ğil ev­ren­sel de­mok­ra­si­ye, hür­ri­yet­le­ri so­nu­na ka­dar sağ­la­yan bir de­mok­ra­si­ye olan öz­le­mi­ni or­ta­ya koy­du. Eğer biz bu an­la­yış­tan, bu millî fel­se­fe­den sa­par­sak, cum­hu­ri­ye­tin bir­ta­kım ve­him­ler­le ku­şa­tıl­ma­sı­nı sey­re­der­sek, bu­gün ya­şa­dı­ğı­mız kriz­le­re, pa­ra­no­ya­la­ra sap­lan­mak­tan kur­tu­la­ma­yız. Her Türk va­tan­da­şı­nın gö­re­vi cum­hu­ri­ye­ti yü­celt­mek­tir.

İs­tik­lal Mar­şı her tür­lü top­lum­sal trav­ma­yı ba­şa­rıy­la aş­mış bü­yük Türk mil­le­ti­nin boy ay­na­sın­da­ki ken­di gö­rün­tü­sü­dür. Tek­rar edi­yo­rum, İs­tik­lal Mar­şı her tür­lü top­lum­sal trav­ma­yı ba­şa­rıy­la aş­mış bü­yük Türk mil­le­ti­nin boy ay­na­sın­da­ki ken­di gö­rün­tü­sü­dür. Bu gö­rün­tü­de her tür­lü kri­zi, yal­nız­lı­ğı, fa­kir­li­ği aşa­cak de­ha, aşa­cak yön­tem, aşa­cak ka­rar­lı­lık ve iman giz­li­dir. Bu gö­rün­tü­yü kav­ra­mak de­mek, bu ül­ke­ye, bu ül­ke­nin in­san­la­rı­na İs­tik­lal Mar­şı'nın or­ta­ya koy­du­ğu pers­pek­tif­ten bak­mak de­mek­tir. Bu pers­pek­tif, sos­yal ya­pı­mı­za, si­ya­sal ya­pı­mı­za ve par­lak ge­le­ce­ği­mi­ze sağ­lam te­mel­ler oluş­tu­ra­cak bir pers­pek­tif­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, İs­tik­lal Mar­şı bu top­ra­ğın se­si­dir. Esa­sen, yü­ce Mec­li­si­miz, bu önem­li ola­yı sü­rek­li prog­ram­lar­la kut­lu­yor­du. Şim­di, bu­nu bir bay­ram hâli­ne ge­tir­me ira­de­si­ni in­şal­lah gös­te­re­cek. Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti ve Kül­tür Ba­kan­lı­ğı, bu te­şeb­büs­ten do­la­yı kut­lan­ma­lı­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, İs­tik­lal Mar­şı'nda­ki ru­hu ye­ni­den an­la­ma­mız ve ge­le­cek ne­sil­le­re mut­la­ka ama mut­la­ka an­lat­ma­mız ge­re­ki­yor. Bu ko­nu­yu millî bir gö­rev bi­lin­ciy­le ele ala­rak, ge­le­ce­ği­mi­zi ye­ni­den kur­ma­nın yol­la­rı­nı bul­ma­mız ge­re­ki­yor. Bi­zi be­la­dan be­la­ya sü­rük­le­yen geç­miş kâbus­lar­dan, geç­miş kriz­ler­den, hat­ta bu­gün­kü kriz­ler­den çok da­ha be­ter kriz­le­rin id­ra­ki­mi­zi vur­ma­sı­nı is­te­mi­yor­sak, İs­tik­lal Mar­şı'nı dik­kat­le oku­mak, onun bi­ze an­lat­mak is­te­di­ği­ni özen­le an­la­mak zo­run­da­yız. Ko­nuş­ma­sı ge­re­ken­le­rin sus­tu­ğu, sus­ma­sı ge­re­ken­le­rin olur ol­maz yer­ler­de her za­man avaz avaz ba­ğır­dı­ğı be­la­lı gün­le­re dön­me­mek için, İs­tik­lal Mar­şı'nı iyi kav­ra­mak zo­run­da­yız. Eğer, biz, İs­tik­lal Mar­şı'nda­ki ru­hu, ya­ni bi­zim ru­hu­mu­zu ta­nır­sak, kim­se bi­zim bir­li­ği­mi­zi, bü­tün­lü­ğü­mü­zü tar­tı­şa­maz.

Türk mil­le­ti, za­man za­man, teh­dit al­tı­na gir­mek­te. Kom­şu­la­rı­mız­dan dost bi­lip ka­pı­sı­nı vur­duk­la­rı­mız­dan za­man za­man teh­dit al­mak­ta­yız. Ki­mi, kan­lı bir te­rör ör­gü­tü kı­lı­ğın­da; ki­mi, me­de­ni­yet ta­ci­ri kı­lı­ğın­da za­man za­man bi­zi teh­dit et­mek­te. Tıp­kı İs­tik­lal Mar­şı'nın ya­zıl­dı­ğı yıl­lar­da ol­du­ğu gi­bi, Tür­ki­ye'yi böl­me rü­ya­la­rı gö­ren­le­rin ol­du­ğu bir ger­çek. Kim­se bun­lar­dan kork­ma­sın. İb­ni Hal­dun'un ta­rihî bir tes­pi­ti var. Di­yor ki İb­ni Hal­dun: "Mağ­lup­lar, ga­lip­le­ri teh­dit eder. Eğer, bu teh­dit­ler…" Bu­nu AK Par­ti­li­ler için de özel­lik­le söy­lü­yo­rum. "Mağ­lup­lar, ga­lip­le­ri teh­dit eder." Bu, İb­ni Hal­dun'un sö­zü. "Eğer, bu teh­dit­ler ga­lip­le­ri uya­nık tu­tu­yor­sa, za­rar ye­ri­ne ço­ğu za­man fay­da ve­rir." Uya­nık ol­mak de­mek, ta­rih şu­uru­na sa­hip ol­mak de­mek­tir. Uya­nık ol­mak de­mek, bir ül­ke­nin si­ya­set­çi­le­ri­nin si­ya­si güç­le­ri­ni, si­ya­si akıl­la ve millî şu­ur­la, ta­rih şuu­ruy­la bir­leş­tir­me­si de­mek­tir. İs­tik­lal Mar­şı, bi­ze, bu id­rak için­de ol­ma­mı­zı söy­lü­yor.

İs­tik­lal Mar­şı'nın ya­zıl­ma­sın­da ve ka­bul edil­me­sin­de, unut­ma­ma­mız la­zım ki, dev­le­tin bü­tün ku­rum­la­rı­nın kat­kı­sı var­dır. Za­ma­nın Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı ar­zu edi­yor, rah­met­li İs­met Pa­şa. Bir İs­tik­lal Mar­şı ya­zıl­ma­sı ar­zu edi­li­yor, Millî Eği­tim Ba­kan­lı­ğı­na gö­rev ve­ri­li­yor, bir ya­rış­ma so­nu­cu, rah­met­li Meh­met Âkif Er­soy'un yaz­dı­ğı bu yü­ce me­tin, o za­man, o şart­lar­da ka­bul edi­li­yor. O za­man, ak­la gel­me­ye­cek ka­dar da bü­yük bir pa­ra ik­ra­mi­ye­si var. Meh­met Âkif, bu pa­ra ik­ra­mi­ye­si­ni de red­de­di­yor. O, böy­le bir asa­let sa­hi­bi­dir.

Bi­lin­di­ği gi­bi, İs­tik­lal Mar­şı, bü­yük şa­ir Meh­met Âkif Er­soy ta­ra­fın­dan, baş­lı­ğın he­men al­tı­na, ken­di el ya­zı­sıy­la "Kah­ra­man Or­du­mu­za" it­ha­fıy­la yü­ce Mec­li­se su­nu­lu­yor. Baş­ta yü­ce Mec­li­si­miz ol­mak üze­re, bü­tün bu ku­rum­la­ra, İs­tik­lal Mar­şı'mı­zı sa­de­ce ayak­ta din­le­mek de­ğil, onu, ge­le­cek ku­şak­la­ra, bü­tün ma­na­sıy­la, bü­tün fel­se­fi de­rin­li­ğiy­le ta­şı­mak gö­re­vi ve­ril­miş­tir; çün­kü, bü­yük bir mil­le­tin se­si­dir İs­tik­lal Mar­şı, bir vic­da­nın, bir ta­ri­hin, bir kül­tü­rün se­si­dir. Ana­do­lu'dan baş­la­ya­rak, hal­ka hal­ka ge­niş­le­yen, ge­niş bir coğ­raf­ya­nın se­si­dir. Gad­re uğ­ra­mış, iş­ga­le uğ­ra­mış, zul­me uğ­ra­mış ne ka­dar maz­lum mil­let var­sa, Türk İs­tik­lal Mar­şı onun se­si­dir. O, bi­ze, ken­di­mi­zi ha­tır­la­tan ses­tir. O, bi­zi dün­ya­ya an­la­tan, dün­ya­ya an­lat­ma­sı ge­re­ken ken­di öz se­si­miz­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, için­de ya­şa­dı­ğı­mız gün­ler­de, ma­ale­sef, İs­tik­lal Mar­şı'nın ya­zıl­dı­ğı mekân teh­dit al­tın­da­dır. Ora­yı yık­ma ça­lış­ma­la­rı ya­pıl­mak­ta­dır. Ma­ale­sef, Ha­cet­te­pe Üni­ver­si­te­si bu ko­nu­da de­rin bir an­la­yış­sız­lık içe­ri­sin­de­dir. Ta­cet­tin Dergâhı İs­tik­lal Har­bi'nin bi­ze ema­net bı­rak­tı­ğı çok önem­li bir ha­tı­ra­dır. Du­va­rı­nın her nok­ta­sın­da İs­tik­lal Mar­şı'mı­zın ya­zı­lış ha­tı­ra­la­rı var­dır, millî şa­iri­miz, bi­zim ru­hu­muz olan o bü­yük şai­rin ne­fes alış ve­riş­le­ri var­dır. Ona Hükûmet ola­rak, ona Mec­lis ola­rak mut­la­ka sa­hip ol­mak zo­run­da­yız.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Meh­met Âkif, va­tan sev­gi­si­ni iman­dan bi­len bir şa­ir ol­du­ğu için bü­yük bir şa­ir­dir. Şi­ir­le­ri, ka­re ka­re bu coğ­raf­ya­nın tas­vir­le­riy­le do­lu­dur. İnan­cı, bu coğ­raf­ya­nın inan­cı­dır. Övün­dü­ğü, gu­rur duy­du­ğu ta­rih, Türk mil­le­ti­nin ta­ri­hi­dir. Fer­ya­dı, çığ­lı­ğı, ağı­dı, hüz­nü bu top­rak­la­ra ait­tir, bi­ze ait­tir. Onun ağı­dı es­ki­mez, onun hüz­nü es­ki­mez, onun çığ­lı­ğı es­ki­mez. Onun göz­yaş­la­rı, Ana­do­lu in­sa­nı­nın göz­yaş­la­rı­dır. Onun için Âkif'e olan ve­fa bor­cu­mu­zu, vic­dan bor­cu­mu­zu öde­me­miz ge­rek­mek­te­dir.

Esa­sen, biz, Âkif gi­bi ta­ma­men bi­ze ait, bi­zi dü­şü­nen, bi­zim için dü­şü­nen ken­di de­ha­la­rı­mı­zı an­la­ma­ya, an­lat­ma­ya muh­taç bir nok­ta­da­yız. Bu­gün, iş­te, bu yü­ce Mec­lis böy­le bü­yük bir gö­re­vi ye­ri­ne ge­ti­ri­yor. Ne mut­lu bu mil­le­te ki, ken­di bü­yük­le­ri­ne sa­hip çı­kan bir Mec­li­si var.

Bu ül­ke­de, baş­ka şa­ir­le­rin, baş­ka dü­şün­ce adam­la­rı­nın ak­si­ne, her­kes Âkif'i ta­nır, boy­dan bo­ya bu ül­ke­nin bü­tün köy­le­rin­de Âkif'in adı bi­li­nir. İz­be bir köy kah­ve­sin­de, top­rak­tan ya­pıl­mış bir köy evin­de onun si­yah be­yaz bir fo­toğ­ra­fıy­la kar­şı­laş­mak her za­man müm­kün­dür. Çün­kü, bu mil­let, bu kah­ra­man mil­let, bağ­rın­dan çı­kar­dı­ğı her bü­yü­ğü­ne kal­bin­de yer ver­mek gi­bi üs­tün bir has­le­te sa­hip­tir. İş­te, bu yüz­den, Âkif, her­ke­sin, he­pi­mi­zin gön­lün­de­dir. Çün­kü, o, bir vic­da­nın se­si­dir, Ana­do­lu'dan baş­la­ya­rak hal­ka hal­ka ge­niş­le­yen bir coğ­raf­ya­nın se­si­dir, gad­re uğ­ra­mış, zul­me uğ­ra­mış, iş­ga­le uğ­ra­mış bü­tün maz­lum top­rak­la­rın se­si­dir. Âkif bi­zim millî şa­iri­miz­dir, ama, Âkif bi­zi bü­tün dün­ya­da tem­sil eden ev­ren­sel bir şa­iri­miz­dir ay­nı za­man­da. Çün­kü, bir şa­ir bu ka­dar güç­lü bir ses­le, bu ka­dar güç­lü duy­gu­lar­la, bu ka­dar güç­lü id­rak­le in­san­lı­ğa ses­le­ni­yor­sa, in­san­lı­ğın ev­ren­sel ima­nı­nı, ev­ren­sel öz­gür­lük duy­gu­su­nu, ev­ren­sel aş­kı­nı ses­len­di­ri­yor­sa, o, bir mil­le­tin şa­iri ol­mak­tan çı­kar, bü­tün bir in­san­lı­ğın şa­iri olur. İş­te, Âkif böy­le bi­ri­dir. Bu top­rak­lar Âkif gi­bi bir şa­iri, Mevlânâ gi­bi bir dü­şü­nü­rü ye­tiş­ti­re­bil­di­ği için bü­yük­tür. Bu mil­le­tin ge­le­ce­ği böy­le bü­yük in­san­la­rı ye­tiş­tir­di­ği için par­lak­tır.

Ye­ri gel­miş­ken, Âkif'in hüz­nü­nü ifa­de eden bir­kaç mıs­ra oku­ya­yım si­ze.

Di­yor ki:

"Ha­yır ma­tem se­nin hak­kın de­ğil... Ma­tem be­nim hak­kım.

Asır­lar var ki, ay­dın­lık ne­dir hiç bil­mez âfa­kım.

Te­sel­li­den na­si­bim yok, ha­zan ağ­lar ba­ha­rım­da;

Bu­gün bir ha­nu­man­sız ser­se­ri­yim öz di­ya­rım­da.

Ne hüs­ran­dır ki, Şar­kın ben ve­fa­sız, kan­sız ev­la­dı,

Se­ra­pa, Gar­ba çiğ­net­tim de çık­tım hak-i ec­da­dı.

Ne hey­bet­tir ki, vah­detgâhı di­nin dev­ri­lip taş taş

Sü­rün­sün şim­di mil­yon­lar­ca me'va­sız ka­lan din­daş.

Do­laş­sın, son­ra İs­la­mın ha­remgâhın­da na­mah­rem;

Be­nim hak­kım, sus ey bül­bül, se­nin hak­kın de­ğil ma­tem."

Eğer bu­gün bu ül­ke­den ma­tem bu­lut­la­rı sü­rül­müş­se, eğer bu­gün güç­lü ve ba­ğım­sız bir Tür­ki­ye'de ya­şı­yor­sak, "Hak­kı­dır, hür ya­şa­mış bay­ra­ğı­mın hür­ri­yet / Hak­kı­dır, Hakk'a ta­pan mil­le­ti­min is­tik­lal." di­ye bi­ten, âde­ta mil­le­tin millî fel­se­fe­si­ne işa­ret eden İs­tik­lal Mar­şı'mı­zı göğ­sü­mü­zü ge­re ge­re ses­len­di­re­bi­li­yor­sak, bu­nu, bu bü­yük mil­le­te ve onun bu gü­zel ev­lat­la­rı­na borç­lu­yuz, Âkif gi­bi bü­yük şa­ir­le­re, bü­yük da­va adam­la­rı­na borç­lu­yuz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Âkif, sa­de­ce bir şa­ir de­ğil­dir, o ay­nı za­man­da bir fi­kir ada­mı­dır, ge­ri­li­ğin ma­ri­fet ve fa­zi­le­tin bir­leş­me­siy­le or­ta­dan kal­dı­rı­la­ca­ğı­nı dü­şü­nen bir ide­olog­dur. "Alı­nız il­mi­ni Garb'ın, alı­nız sa­na­tı­nı" di­yor­du, ama, bu ül­ke­ye Ba­tı kül­tü­rü­nün, Ba­tı ah­la­kı­nın gir­me­si­ne şid­det­le kar­şıy­dı. Di­yor­du ki:

"Çiğ­ne­nir­sek biz bu­gün, çiğ­nen­mek is­tih­ka­kı­mız;

Çün­kü iz­zet ne­re­de, bir bak, ne­re­de­dir ah­la­kı­mız.

Hâli­miz bir in­hi­lal et­miş vü­cu­dun hâli­dir;

Ru­hu iz­mih­la­li­miz ah­la­kın iz­mih­la­li­dir.

Sa­de bir söz­dür fa­kat hik­met­le­rin en müc­me­li;

Bir halâs imkânı var: Ah­la­kı­mız yük­sel­me­li!"

Âkif de­yin­ce, el­bet­te, ak­la bü­yük bir şa­ir, bü­yük bir dü­şü­nür ge­lir; mil­le­ti­mi­zin ba­ğım­sız­lık sem­bo­lü, dün­ya gö­rü­şü­nün sim­ge­si olan İs­tik­lal Mar­şı'mız ge­lir.

Evet, İs­tik­lal Mar­şı'mı­zı ben böy­le gö­rü­yo­rum: Mil­le­ti­mi­zin ba­ğım­sız­lı­ğı­nın sem­bo­lü ve dün­ya gö­rü­şü­nün sim­ge­si. Ana­do­lu'yu boy­dan bo­ya do­la­şıp, ca­mi ca­mi va­az ede­rek mil­le­ti, İs­tik­lal Har­bi için ayak­lan­dı­ran bir kah­ra­man ge­lir Âkif de­yin­ce ak­la. Bu yü­ce Mec­li­sin ça­tı­sı al­tın­da Bur­dur Mil­let­ve­ki­li ola­rak gö­rev ya­pan bü­yük bir da­va ada­mı, bü­yük bir si­ya­set ada­mı ge­lir. Çığ­lık çığ­lık se­si­mi­zi du­yu­ran, âde­ta her ke­li­me­si bir dua, bir ni­da olan, her ke­li­me­si bi­zim se­si­miz olan, bu top­rak­la­rın kur­tu­lu­şu için, yük­se­li­şi için ta­ma­men yer­li olan, Tür­ki­ye­li olan, Türk olan mıs­ra­lar ge­lir. Öy­le ki, Âkif'i ne ka­dar se­ver­sek, ne ka­dar an­lar­sak, o ka­dar  bu top­ra­ğın in­sa­nı olu­ruz; ya­ni, onun "Asım'ın nes­li" de­di­ği "Asım'ın nes­li di­yor­dum ya, ne­sil­miş ger­çek, / İş­te çiğ­net­me­di na­mu­su­nu, çiğ­net­me­ye­cek" de­di­ği nes­lin ne de­mek ol­du­ğu­nu an­la­rız.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Do­ğan.

AV­Nİ DO­ĞAN (De­vam­la) - Söz­le­ri­mi Âkif'in bir­kaç mıs­ra­sı ile bi­tir­mek is­ti­yo­rum:

"Şa­fak­lar ferş-i râhın, fecr-i sa­dık­lar çerâğın­dır.

Hi­la­lim, gök­le­rin kal­bin­de yer tut­muş ota­ğın­dır,

Ezan­lar nev­be­tin­dir, in­le­tir eb'âdı haş­yet­ten,

Ci­ha­zın­dır; alem­ler, kub­be­ler in­miş me­şiy­yet­ten,

Ce­ma­at­ler kö­len­dir, Kâbe­ler hac­len, gel ey Ley­la,

Gel ey can­dan ya­kın ca­nan ki ga­ip­ler­de­sin hâlâ!

Bu nâzın el ve­rir Ley­la, in ar­tık in ki, bâlâdan.

Mü­eb­bet bir ba­har in­sin, bu yan­mış yur­da Mev­la'dan."

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Âkif'in Ley­la'sı va­tan sev­gi­si­dir. Âkif'in Ley­la'sı iman zen­gin­li­ği­dir. Âkif'in Ley­la'sı, baş­ta gü­zel ül­ke­miz, gü­zel Tür­ki­ye­miz ol­mak üze­re, bü­tün bir âle­mi İs­la­mın da­ha güç­lü gün­le­re, da­ha güç­lü ge­le­nek­le­re, da­ha bü­yük me­de­ni­yet­le­re yü­rü­me­si­dir.

Bu duy­gu­lar için­de, he­pi­ni­ze, AK Par­ti Gru­bu adı­na say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. Bu ka­nun, bi­lin­sin ki, de­mok­ra­tik bir se­çi­me yü­rü­yen Mec­li­si­mi­zin ye­ri­ne ge­tir­di­ği en bü­yük gö­rev­ler­den bi­ri­dir.

Hükûme­te, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­na, Sa­yın Yıl­maz De­mir'e te­şeb­büs­le­rin­den do­la­yı te­şek­kür edi­yo­rum, say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Do­ğan.

Şah­sı adı­na söz is­te­yen Fa­ruk Ko­ca, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li… Yok.

Re­cep Ga­rip, Ada­na Mil­let­ve­ki­li…

Bu­yu­run Sa­yın Ga­rip. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; İs­tik­lal Mar­şı'mı­zın ka­bul gü­nü olan 12 Mar­tın "Meh­met Âkif Er­soy'u An­ma Gü­nü" ilan edil­me­si hak­kın­da­ki 1399 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı hak­kın­da söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

El­bet­te ki, bu ka­nun de­ği­şik­li­ği­ni, çok de­ğer­li dos­tu­muz Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Ce­mal Yıl­maz De­mir ve iki ar­ka­da­şı­mız gün­de­me ge­tir­miş­ler­dir. Ken­di­le­ri­ne de te­şek­kür edi­yo­rum.

Meh­met Âkif Er­soy "is­tik­lal şa­iri" ola­rak mil­le­ti­mi­zin gön­lün­de ye­ri­ni al­mış­tır. Millî marş­lar, mil­let­le­rin ya­şa­mın­da önem­li bir yer tut­mak­ta­dır. Bu, halk­la­rın öz­gür­lü­ğü­nün, millî ege­men­li­ği­nin gös­ter­ge­si­dir. İs­tik­lal Mar­şı'mız, millî bir­lik ve be­ra­ber­li­ği­mi­zin, ba­ğım­sız­lı­ğı­mı­zın ön sö­zü ola­rak, özel­lik­le millî mü­ca­de­le yıl­la­rı­nı mü­te­aki­ben hal­kın duy­gu ve dü­şün­ce­le­ri­ni di­le ge­ti­ren, ter­cü­man olan ifa­de­ler­dir.

12 Mart 1921 yı­lın­da İs­tik­lal Mar­şı'mız ka­bul edil­miş­tir. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de oku­nan İs­tik­lal Mar­şı'mız, bü­yük bir he­ye­can ve iş­ti­yak­la ayak­ta al­kış­lan­mış, tek­rar tek­rar okun­ma imkânı bul­muş­tur.

"Kork­ma! Sön­mez bu şa­fak­lar­da yü­zen al san­cak,

Sön­me­den yur­du­mun üs­tün­de tü­ten en son ocak.

O be­nim mil­le­ti­min yıl­dı­zı­dır, par­la­ya­cak;

O be­nim­dir, o be­nim mil­le­ti­min­dir an­cak." mıs­ra­la­rıy­la Meh­met Âkif, ba­ğım­sız­lı­ğın bir mil­let için na­sıl vaz­ge­çil­mez bir kav­ram ol­du­ğu­nu, bü­yük bir öz­ve­riy­le, fe­dakârlık­lar­la el­de edil­di­ği­ni ka­rar­lı­lık­la vur­gu­la­mak­ta­dır. Bu ba­ğım­sız­lı­ğın ay­nı has­sa­si­yet­le sür­dü­rül­me­si de ol­duk­ça önem­li­dir. O ne­den­le, Türk ulu­su­nun bü­tün bi­rey­le­ri İs­tik­lal Mar­şı'nı şu ya da bu şe­kil­de ez­be­re bil­mek­te­dir. Mil­let ira­de­si­ni vaz­ge­çil­mez bir ol­gu ola­rak ele alan, top­lu­mun millî ve ma­ne­vi duy­gu­la­rı­nı da ka­le­me al­mak su­re­tiy­le "ege­men­lik ka­yıt­sız, şart­sız mil­le­tin­dir" düs­tu­ru­nu İs­tik­lal Mar­şı'mız­da da ay­nı has­sa­si­yet­le vur­gu­la­dı­ğı­na ta­nık olu­ruz Meh­met Âkif'in.

Bu bi­lin­cin ge­le­cek ne­sil­le­re sağ­lık­lı bir an­la­yış­la ta­şın­ma­sı­nı sağ­la­mak el­bet­te ki biz­le­re düş­mek­te­dir. O ne­den­le, İs­tik­lal Mar­şı'mı­zın ka­bul edil­di­ği ta­rih olan 12 Mar­tın ay­nı za­man­da Meh­met Âkif Er­soy'u An­ma Gü­nü ola­rak kut­lan­ma­sı isa­bet­li ve son de­re­ce doğ­ru bir ka­rar­dır.

İs­tik­lal Mar­şı'mı­zın ikin­ci dört­lü­ğün­de şöy­le söy­ler:

"Çat­ma, kur­ban ola­yım, çeh­re­ni ey naz­lı hi­lal!

Kah­ra­man ır­kı­ma bir gül; ne bu şid­det, bu ce­lal?

Sa­na ol­maz dö­kü­len kan­la­rı­mız son­ra he­lal...

Hak­kı­dır, Hakk'a ta­pan mil­le­ti­min is­tik­lal."

Meh­met Âkif, te­va­zu sa­hi­bi olan bir in­san­dı. Ana­do­lu'nun sı­ra­dan ya­şa­yan bir va­tan­da­şı gi­bi, ha­ya­tı bo­yun­ca bir mü­ca­de­le in­sa­nı ola­rak ya­şa­dı ve Ana­do­lu'yu İs­tik­lal Har­bi'nde ka­rış ka­rış do­la­şa­rak mil­le­tin ru­hu­na, kal­bi­ne esen­lik muş­tu­la­rı ta­şı­mış, Türk mil­le­ti­miz için bek­le­nen bir umut hâli­ni al­mış­tır.

Sa­fa­hat isim­li ese­ri­ne bak­tı­ğı­mız­da ca­mi­ler­de, kür­sü­ler­de ko­nuş­tu­ğu­nu, kah­ve­ha­ne­ler­de va­tan­daş­la­rı­mız­la soh­bet eder gi­bi ma­sal­lar, şi­ir­ler ve Türk ulu­su­nun de­ğer­le­ri­ni ifa­de­len­dir­di­ği­ne ve sa­vaş yıl­la­rı­nın acı­sı­nı, top­lu­mun millî ve ma­ne­vi duy­gu­la­rı­nın tek yü­rek ha­lin­de çarp­ma­sı­nı sağ­la­mak için, san­ki bir Yu­nus Em­re gi­bi, çağ­daş bir Yu­nus gi­bi Ana­do­lu'yu ka­rış ka­rış do­laş­tı­ğı­na ta­nık olu­ruz. O ne­den­le, Asım'ın nes­li olan Türk genç­li­ği­nin ye­ni­den şe­kil­len­me­si ve bu di­ri­liş muş­tu­suy­la muş­tu­lan­ma­sı adı­na AK Par­ti genç­lik kol­la­rı ola­rak iki yıl­dan bu ya­na Tür­ki­ye'nin bü­tün vi­la­yet­le­rin­de, sek­sen bir vi­la­ye­ti­miz­de ve bü­tün il­çe­le­ri­miz­de Âkif'i an­ma prog­ram­la­rı yap­tık ve yap­ma­ya de­vam edi­yo­ruz.

Kaf­kas­lar, Bal­kan­lar ve Or­ta Do­ğu üç­ge­ni baş­ta ol­mak üze­re Ku­zey Af­ri­ka, Or­ta As­ya, İran, Al­man­ya ve di­ğer Av­ru­pa ül­ke­le­ri, Sa­fa­hat'ın mıs­ra­la­rın­da âde­ta sa­tır sa­tır yo­rum­la­nır ve bir ta­rih fel­se­fe­si ola­rak Âkif'te kar­şı­mı­za çı­kar. Gü­nü­müz­de, bu ül­ke­ler ve da­ha baş­ka dış ül­ke­ler ile il­gi­li ola­rak ha­zır­lan­mış se­nar­yo­la­rı­mız, muh­te­mel olay­lar kar­şı­sın­da fi­zi­bi­li­te ça­lış­ma­la­rı­mız ya­hut bu ül­ke­le­rin sos­yal ve kül­tü­rel de­ğer­le­ri­ne ait ola­rak ku­rul­muş resmî ve özel ens­ti­tü­le­ri­miz yok de­ne­cek ka­dar az­dır. Dış ül­ke­ler­de­ki Tür­ko­lo­ji, Al­ta­yis­tik, Or­yan­ta­lizm ens­ti­tü­le­ri ne tür bi­lim­sel ça­lış­ma­lar ya­pı­yor­lar­sa Tür­ki­ye'de de bu­na ben­zer resmî ve özel ens­ti­tü­ler, bil­gi ban­ka­la­rı mut­lak su­ret­te aci­len ku­rul­ma­lı­dır.

Gü­nü­müz­de, özel­lik­le Bal­kan­lar, Kaf­kas­lar ve Or­ta Do­ğu üç­ge­nin­de­ki me­de­ni­yet se­nar­yo­la­rı, si­ya­si kur­gu­lar ile dev­let­le­ri ve halk­la­rı de­rin­den et­ki­le­mek­te­dir. Bu hu­sus, bel­ki de ça­ğı ya­ka­la­mak ve ta­ri­hi ya­şar­ken öğ­ren­mek­le bir­lik­te dü­şü­nül­me­li­dir.

Âkif bu ül­ke­nin çığ­lı­ğı­dır, Âkif bu ül­ke­nin ta­ri­hi­dir, coğ­raf­ya­sı­dır. O inan­mış bir in­san­dır. Bu sı­fa­tı ön­ce gel­mek kay­dıy­la ön­ce­lik­li ola­rak, şa­ir, dü­şü­nür, şi­iri teb­liğ-tel­kin-dü­şün­ce için­de top­lu­mu iyi­ye gö­tür­mek için bir araç say­mış­tır. Ken­di yük­sek şi­ir kud­re­ti­nin ih­ti­ra­sı­nı top­lum dert­le­ri­nin önün­de tut­say­dı, dün­ya ça­pın­da, dün­ya­nın zir­ve­si­ne otur­muş zir­ve bir şa­ir olur­du el­bet­te. Ama, o top­lu­mun ken­di öz ül­kü­sün­den kay­nak­la­nan atar­da­mar­lar­dan bes­len­miş ve bu top­lu­mun mut­lak çığ­lı­ğı ol­muş­tur. Hal­kın en dert­li gün­le­rin­de, o ıs­tı­rap için­de ya­şa­ma­yı mut­lak su­ret­te ter­cih eden, Ana­do­lu in­sa­nı han­gi şart­lar­da ya­şı­yor­sa, o şart­lar­la otu­rup kal­kan, bir bil­ge, bir dü­şün­ce, bir şa­ir in­san­dır. Onun şi­ir kül­li­ya­tı­nı bir fi­kir ki­ta­bı ola­rak oku­mak, üze­rin­de dü­şün­mek, in­ce­le­me­ler yap­mak, el­bet­te ki müm­kün. Ama, mut­lak su­ret­te Sa­fa­hat, ay­nı za­man­da bir dü­şün­ce, ay­nı za­man­da bir ta­rih fel­se­fe­si ola­rak da, mut­lak su­ret­te, ev­le­ri­miz­de, oda­la­rı­mız­da, sof­ra­la­rı­mız­da, semt­le­ri­miz­de, mut­lak su­ret­te, soh­bet zin­cir­le­ri­nin de­vam et­me­si ve bu otu­rum­la­rın ya­pıl­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne inan­mak­ta­yız. Bu genç­lik, dü­nü, ta­ri­hi­ni, dâhi­le­ri­ni, bil­ge­le­ri­ni, hik­met sa­hip­le­ri­ni, mut­lak su­ret­te bil­mek zo­run­da­dır. Âkif'in çiz­di­ği por­tre­de, dün­ya uy­gar­lı­ğın­da Türk genç­li­ği­nin ol­ma­sı ge­re­ken şe­kil­de ol­ma­sı, ge­re­ken yer­de, ken­di­ne ya­kı­şır bir şe­kil­de, mut­lak su­ret­te ol­ma­mız ge­re­ken yer­de ve ol­ma­mız ge­re­ken za­man­da ol­mak gi­bi bir mec­bu­ri­ye­ti­miz var.

Bu an­la­yış­la, Türk genç­li­ği­ne ema­ne­ti şu mıs­ra­lar­la ha­yat bul­mak­ta­dır:

"Kim bu cen­net va­ta­nın uğ­ru­na ol­maz ki fe­da?

Şü­he­da fış­kı­ra­cak, top­ra­ğı sık­san şü­he­da.

Ca­nı, ca­na­nı, bü­tün va­rı­mı al­sın da Hü­da,

Et­me­sin tek va­ta­nım­dan be­ni dün­ya­da cü­da.

 

Gar­bın afa­kı­nı sar­mış­sa çe­lik zırh­lı du­var,

Be­nim iman do­lu göğ­süm gi­bi ser­had­dim var.

Ulu­sun, kork­ma! Na­sıl böy­le bir ima­nı bo­ğar,

Me­de­ni­yet de­di­ğin tek di­şi kal­mış ca­na­var?"

Bu yö­nüy­le, Âkif, Ba­tı'nın hır­çın­lı­ğı­nı, acı­ma­sız­lı­ğı­nı, kül­tür em­per­ya­liz­mi içe­ri­si­ne düş­müş ol­du­ğu bu ça­ğı­mız­da­ki du­ru­şu­nu, bi­ze, yüz yıl ön­ce, Âkif, mıs­ra­la­rıy­la, bi­zim di­na­mik dur­ma­mı­zı, öz­gün bir şe­kil­de ha­tır­lat­mış­tır.

Meh­met Âkif, şa­ir kim­li­ği­nin ya­nı sı­ra, son de­re­ce güç­lü bir dü­şün­ce ada­mı, güç­lü bir ha­tip, güç­lü bir da­va ada­mı­dır. Âkif'in bah­set­ti­ği "Asım nes­li", inan­cıy­la, kül­tü­rüy­le, ah­la­kıy­la, me­de­ni­ye­te ba­kı­şıy­la, ilim, ir­fan ve tek­no­lo­ji­de ya­ka­la­dı­ğı aş­kın ruh­la bu­gün­kü Türk genç­li­ği­dir.

"Ru­hu­mun sen­den İlahî, şu­dur an­cak eme­li:

Değ­me­sin ma­be­di­min göğ­sü­ne na­mah­rem eli.

Bu ezan­lar, ki şe­ha­det­le­ri di­nin te­me­li,

Ebedî yur­du­mun üs­tün­de be­nim in­le­me­li." di­yen Âkif, bir mil­le­ti mil­let ya­pan şe­yin, dün­den bu­gü­ne akan ır­mak­ta­ki mad­di ve ma­ne­vi do­na­nım­la­rı­mız ol­du­ğu­nu ve bun­la­ra sa­hip çı­kıl­mak mec­bu­ri­ye­tin­de ol­du­ğu­nu üs­tü­ne ba­sa­rak hay­kı­rır.

Âkif, şa­ir kim­li­ği ve millî ve ma­ne­vi dü­şün­ce­le­riy­le Türk genç­li­ği­ni "Asım'ın nes­li" ola­rak ifa­de­len­dir­miş ve Türk ulu­su­nun şu an­da­ki genç­li­ği­ni "Asım genç­li­ği" ola­rak bi­ze ak­tar­mış­tır. Üze­rin­de ya­şa­dı­ğı­mız top­rak­la­rın, ma­ne­vi de­ğer­le­rin, ulus ol­ma­nın, bir uy­gar­lı­ğa sa­hip çık­ma­nın ne de­mek ol­du­ğu­nu hay­kı­ra­rak bi­ze ha­ber ve­rir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ga­rip, lüt­fen to­par­la­yı­nız.

RE­CEP GA­RİP (De­vam­la) - Ta­mam Sa­yın Baş­ka­nım.

Ulu­su­mu­zun İs­lam'la olan iliş­ki­si­ni, et­le tır­na­ğın bir­bi­rin­den ay­rıl­maz bir bü­tün­lü­ğü ol­du­ğu­nu, par­ça­sı ol­du­ğu­nu üs­tü­ne ba­sa­rak hay­kır­ma­yı sür­dü­rür.

Meh­met Âkif Er­soy, as­lın­da İs­tik­lal Mar­şı'nda, kah­ra­man olan Türk ulu­su­mu­zu, öz­gür­lük aş­kı­mı­zı, dü­rüst­lü­ğü­mü­zü, er­dem­li du­ru­şu­mu­zu, yer­li kal­ma­yı, ken­di de­ğer­le­ri­ne sa­hip çık­ma­yı bir şe­kil­de bi­ze dö­ne dö­ne ha­tır­lat­ma­ya de­vam eder.

"Dal­ga­lan sen de şa­fak­lar gi­bi ey şan­lı hi­lal!

Ol­sun ar­tık dö­kü­len kan­la­rı­mın hep­si he­lal.

Ebe­di­yen sa­na yok, ır­kı­ma yok iz­mih­lal.

Hak­kı­dır, hür ya­şa­mış bay­ra­ğı­mın hür­ri­yet;

Hak­kı­dır, Hakk'a ta­pan mil­le­ti­min is­tik­lal." di­ye­rek, öz­gür­lü­ğe ve ba­rı­şa olan ehem­mi­ye­ti vur­gu­lar ve bu ko­nu­da­ki dik­ka­ti­mi­zi çe­ker.

Bü­yük şa­ir, bü­yük mü­te­fek­kir ve dü­şün­ce ada­mı Meh­met Âkif Er­soy'un "Al­lah bu mil­le­te bir da­ha İs­tik­lal Mar­şı yaz­dır­ma­sın." söz­le­ri mil­le­ti­mi­zin kal­bi­ne iş­len­miş ve is­tik­lal bi­lin­ci­ni ge­le­cek ne­sil­le­re ta­şı­mış­tır.

Söz­le­ri­mi, Âkif üze­ri­ne yaz­mış ol­du­ğum "Rüzgâr" isim­li şii­rim­den bir bö­lüm­le bi­tir­mek is­ti­yo­rum.

"Bir rüzgâr gi­bi uğul­du­yor ebedî duy­gu­lar,

Se­ni be­ni bağ­lar, ye­şe­rir ebedî duy­gu­lar.

Ye­ti­şir Asım ye­di kol­dan sen al­dır­ma da geç,

Türk'ün mü­nev­ver ru­hu­dur ye­ti­şen dur­ma da geç.

Sa­na hay­ran­dır oğul­la­rı­mın ay­dın­lık yo­lu,

Kah­ra­man şan­lı mil­le­ti­min is­tik­ba­li­dir bu.

Umut­tur kız­la­rı­mın yü­rek­le­rin­de­ki iman,

Fe­ra­se­ti iman, if­fe­ti iman, uf­ku iman.

Ça­lış­sın dur­ma­sın sa­nat er­ba­bı genç­le­ri­miz,

Hem uyan­sın uy­ku­sun­dan bü­tün şe­hit­le­ri­miz.

Sen kim­sin, va­tan kim, top­rak kim, şe­ref­li bay­rak kim?

Bir di­ri­liş­tir nev­ba­har gi­bi açan gül­ler kim?

Kim di­ye sor­ma­ma bak­ma ta­ri­he düş­müş not­lar,

Al­tay­lar­dan koş­tur­muş kı­ta­la­rı geç­miş at­lar.

Âkif, Âkif, Âkif hay­ran ol­sun sa­na me­lek­ler,

Me­lek­ler ki biz­ler­den Asım'ı bek­le­ye­cek­ler."

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum, ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ga­rip.

Şah­sı adı­na söz is­te­yen Ha­luk Koç, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li.

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Ko­nuş­ma­ya­ca­ğım.

BAŞ­KAN - Meh­met Atil­la Ma­raş, Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEH­MET ATİL­LA MA­RAŞ (Şan­lı­ur­fa) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1399 sı­ra sa­yı­lı İs­tik­lal Mar­şı­nın Ka­bu­lü­nü ve Meh­met Akif Er­soy'u An­ma Gü­nü İlan Edil­me­si Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı hak­kın­da söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­la­rım.

İs­tik­lal Mar­şı'mı­zın ka­bul ta­ri­hi 12 Mart 1921'dir. Millî marş­lar ait ol­duk­la­rı mil­let­le­rin ba­ğım­sız­lık gös­ter­ge­le­ri­dir. İs­tik­lal Mar­şı'mız, mil­le­ti­mi­zin Kur­tu­luş Sa­va­şı yıl­la­rın­da­ki bir­li­ği, be­ra­ber­li­ği, ba­ğım­sız­lık ve öz­gür­lük ile ümit­le­ri­ni ve inanç­la­rı­nı yan­sı­tan bi­rer şa­he­ser me­tin­ler­dir. İs­tik­lal Mar­şı'mı­zın ka­bul edil­di­ği 12 Mart gü­nü­nün Meh­met Âkif Er­soy'u An­ma Gü­nü ola­rak ka­bul edi­lip ilan edil­me­si ve bu­gü­nün ül­ke ge­ne­lin­de bay­ram gi­bi kut­lan­ma­sı, bir mil­let bü­yü­ğü olan Meh­met Âkif'in anıl­ma­sı­nı ve ta­nı­tıl­ma­sı­nı biz­le­re sağ­la­ya­cak­tır. Bu ve­si­ley­le ya­pı­la­cak olan top­lan­tı­lar­da, va­tan sev­gi­si, top­rak sev­gi­si ve in­san sev­gi­si an­la­tı­la­cak­tır. Ay­rı­ca, öz­gür­lük ve ba­ğım­sız­lık, is­tik­lal ve hür­ri­yet ko­nu­la­rı gün­de­me ge­le­cek­tir.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, 12 Mart 1921'de yap­tı­ğı top­lan­tı­da, on kı­ta­da kırk bir mıs­ra­dan olu­şan bu şi­ir met­ni­ni, res­men, millî mar­şı­mız ola­rak oy bi­ri­li­ğiy­le ka­bul et­ti. Tüm mil­let­ve­kil­le­ri­nin tek­li­fiy­le Ham­dul­lah Sup­hi Bey, Mec­lis kür­sü­sün­den, bu kür­sü­den tam 3 de­fa üst üs­te oku­ya­rak, bü­tün Mil­let Mec­li­sin­de­ki üye­ler ta­ra­fın­dan ayak­ta al­kış­lan­dı.

"Kah­ra­man Or­du­mu­za" di­ye baş­la­yan İs­tik­lal Mar­şı'nı mil­le­ti­ne ar­ma­ğan eden Meh­met Âkif  "Sa­fa­hat" ki­ta­bı­na al­ma­dı.

Bu Marş, inan­cı ve he­ye­ca­nı kal­bin­de ve ru­hu­nun de­rin­lik­le­rin­de ya­şa­yan bi­ri ta­ra­fın­dan, bir şa­ir ta­ra­fın­dan an­cak ya­zı­la­bi­lir­di. Mar­şın ya­zıl­ma­sı için Meh­met Âkif'e tek­lif ya­pıl­dı, fa­kat, bü­yük şa­ir pa­ra kar­şı­lı­ğın­da bir tek mıs­ra bi­le yaz­ma­ya­ca­ğı­nı açık­ça söy­le­yin­ce, ken­di­ne mad­di kar­şı­lık­sız bir marş yaz­ma­sı tek­lif edil­di. Âkif, bu te­mi­nat­tan son­ra, İs­tik­lal Mar­şı'nı ika­met et­ti­ği Ta­cet­tin Dergâhı'nda ka­le­me al­dı. Ken­di­si­ne tak­dir edi­len 500 li­ra ödü­lün de bir ha­yır ku­ru­mu­na ve­ril­me­si­ni is­te­di ve yi­ne ri­va­yet eder­ler ki, 1921 Mar­tın­da, An­ka­ra'nın so­ğu­ğun­da -bu­gün­ler gi­bi de­ğil, çok so­ğuk bir An­ka­ra var- Âkif'in, ma­ale­sef, sır­tı­na gi­ye­cek bir pal­to­su da­hi yok­tu, bu hâldey­ken, bu ödü­lü eli­nin ter­siy­le it­ti. Böy­le bir in­san Âkif, bir se­ci­ye abi­de­si âde­ta.

Âkif'in mü­ca­de­le­si­ni, dün­ya­ya ba­kı­şı­nı, dün­ya gö­rü­şü­nü an­la­ya­bil­mek için, ka­na­atim­ce, onun na­sıl bi­ri ol­du­ğu­nu, ya­ni şah­si­ye­ti­ni, ki­şi­li­ği­ni bil­me­miz ge­re­kir. Bir in­sa­nın ki­şi­li­ği­ni an­la­ma­nın yol­la­rın­dan bi­ri de, onun ha­ya­tı bo­yun­ca ya­pıp et­tik­le­ri­ne ve var­sa bı­rak­tı­ğı eser­le­ri­ne bak­mak ge­re­kir. Bir in­sa­nın ya­şa­yı­şı, ha­ya­ta ba­kı­şı ve ha­ya­tı de­ğer­len­di­ri­şi, o ki­şi­nin eser­le­ri­ne ve söz­le­ri­ne âde­ta yan­sır. Âkif'in bi­ze bü­yük bir mi­ras ola­rak bı­rak­tı­ğı ye­di ki­tap­tan olu­şan "Sa­fa­hat"ın sa­fa­ha­tı­na bak­tı­ğı­mız­da, onun na­sıl bir in­san ol­du­ğu­nu, na­sıl bir mus­ta­rip, bir mün­ze­vi ve bir me­su­li­yet ada­mı ol­du­ğu­nu gö­rü­rüz. Mus­ta­rip, çün­kü için­de ya­şa­dı­ğı ce­mi­yet için ide­al ola­rak dü­şün­dü­ğü ha­yat bir tür­lü ger­çek­leş­me­miş­tir. Bun­dan bü­yük ıs­tı­rap duy­mak­ta­dır Âkif. Her de­vir­de ol­du­ğu gi­bi yi­ne o dö­nem­de de Şa­ir Fu­zu­li'nin de­di­ği gi­bi, "Dost bî-per­va, fe­lek bî-rahm, devrân bî-sükûn/Derd çok hem-derd yok, düş­man kavî, tâli' zebûn"dur.

İs­tik­lal Mar­şı, mil­le­ti­mi­zin kah­ra­man­lık des­ta­nı­dır. Mil­le­tiy­le, ta­ri­hiy­le, kül­tü­rüy­le gu­rur du­yan her­ke­sin bu Marş'ın an­la­mı­nı iyi bil­me­si ve çok iyi de­ğer­len­dir­me­si ge­re­kir. Bu Marş, ka­nı­mız ka­dar sı­cak, bay­ra­ğı­mız ka­dar aziz ve bu va­tan top­ra­ğı gi­bi mü­ba­rek bir marş­tır. Bü­yük mil­le­ti­mi­zi ebe­di­ye­te ka­dar ayak­ta tu­ta­cak olan sağ­lam mıs­ra­lar­dan örül­müş­tür. Da­ha ilk kı­ta­sın­da,

 "Kork­ma, sön­mez bu şa­fak­lar­da yü­zen al san­cak;

Sön­me­den yur­du­mun üs­tün­de tü­ten en son ocak."

Bu mil­le­tin en son oca­ğı tü­tün­ce­ye ka­dar, as­la bu­ra­da iz­mih­lal ol­ma­ya­cak­tır, hür­ri­yet ve öz­gür­lük ve ba­ğım­sız­lık de­vam ede­cek­tir. Yurt sat­hın­da­ki bir tek ai­le, bir tek in­san kal­sa bi­le al bay­rak dal­ga­la­na­cak­tır. O bay­rak ki, ren­gi­ni şe­hit­le­ri­mi­zin ka­nın­dan al­mak­ta­dır. Al bay­rak, ege­men­li­ğin ve ba­ğım­sız­lı­ğın sem­bo­lü­dür. Bu ege­men­lik, el­bet­te ki ka­yıt­sız şart­sız mil­le­te ait ola­cak­tır.

Söz­le­ri­mi bi­tir­me­den ön­ce, Âkif'in "Sa­fa­hat"ın­dan bir­kaç be­yit, bir­kaç mıs­ra oku­mak is­ti­yo­rum, son­ra söz­le­ri­mi ta­mam­lı­yo­rum.

Âkif, da­ha Sa­fa­hat'ın gi­ri­şin­de, o ka­dar mü­te­va­zı bir şe­kil­de bir dört­lük ko­yar ki or­ta­ya, ken­di­si­nin şa­ir ol­ma­dı­ğı­nı, ta­san­nu bil­me­di­ği­ni, sa­nat­tan an­la­ma­dı­ğı­nı söy­ler, ama, as­lın­da bu dört­lük­ler, bu oku­ya­ca­ğım mıs­ra­lar Meh­met Âkif'in ne den­li bü­yük bir şa­ir ol­du­ğu­nu, ne den­li bü­yük bir sa­natkâr ol­du­ğu­nu bi­ze ka­nıt­lar. Şöy­le di­yor:

"Şi­ir için göz­ya­şı der­ler; onu bil­mem, yal­nız,

Ac­zi­min gir­ye­si­dir ben­ce bü­tün âsârım!

Ağ­la­rım, ağ­la­ta­mam; his­se­de­rim, söy­le­ye­mem;

Di­li yok kal­bi­min, on­dan ne ka­dar bizârım!"

Müt­hiş söy­le­yiş­ler ve şu son be­yit da­hi onun çok bü­yük bir sa­natkâr ve bü­yük bir şa­ir ol­du­ğu­nu ka­nıt­la­ma­ya ye­ter.

Yi­ne, ha­ki­kat şa­iri olan bu şa­ir, Meh­met Âkif, bu di­li­mi­zin, di­ni­mi­zin, is­tik­ba­li­mi­zin ve is­tik­la­li­mi­zin şa­iri o ka­dar mü­te­va­zı­dır ki. Ama, mıs­ra­la­rın­da, söz­le­ri­nin ya­şa­dı­ğı gi­bi, ha­ki­ka­te, hak­ka uy­gun ol­ma­sı­nı söy­ler. Ya­ni, ya­şa­dı­ğı gi­bi, dü­şün­dü­ğü gi­bi, inan­dı­ğı gi­bi, özü sö­zü bir olan bir şa­ir­dir. Ba­kın ne di­yor:

"Ha­yır, ha­yal ile yok­tur be­nim alış­ve­ri­şim,

İnan ki, her ne de­miş­sem, gö­rüp de söy­le­mi­şim.

Şu­dur ci­han­da be­nim be­ğen­di­ğim tek mes­lek:

Sö­züm odun gi­bi ol­sun, ha­ki­kat ol­sun tek."

İş­te, söz­de, öz­de, yü­rü­yüş­te, gün­lük ha­yat­ta, her şe­yiy­le bir ve bü­tün olan bu in­san, Türk mil­le­ti­ne, genç­li­ğe bir ide­al aş­kı, na­sıl ya­şa­na­ca­ğı­nı gös­te­ren bir in­san, bir mil­let bü­yü­ğü ve ha­ya­tı­nın so­nun­da so­luk bir res­min ar­ka­sı­na şu mıs­ra­la­rı dü­şer ve bu mıs­ra­lar­dan bir se­ne son­ra da 1936'da, bil­di­ği­niz gi­bi, İs­tan­bul Be­yoğ­lu'nda ha­ya­ta göz­le­ri­ni yu­ma­rak ebe­di âle­me in­ti­kal eder. Şöy­le di­yor res­min ar­ka­sın­da:

"Top­rak­ta ge­zen göl­ge­me top­rak çe­ki­lin­ce,

Gün­ler şu he­yü­la­yı er geç si­le­cek­tir,

Rah­met­le anıl­mak, ebe­di­yet bu­dur am­ma,

Ses­siz ya­şa­dım, kim be­ni ne­re­den bi­le­cek­tir."

Onun ru­ha­ni­ye­ti önün­de, ha­tı­ra­sı önün­de say­gıy­la eği­li­yo­rum, rah­met­ler di­li­yo­rum. He­pi­ni­ze de say­gı­lar su­nu­yo­rum.

Bu ka­nu­nun mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni di­li­yo­rum efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ma­raş.

AH­MET SIR­RI ÖZ­BEK (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın ha­ti­bin zan­ne­di­yo­rum di­li sürç­tü. Âkif'in, İs­tik­lal Mar­şı'nı yaz­dı­ğı za­man Mec­li­sin ken­di­si­ne ver­di­ği ödü­lü eli­nin ter­siy­le it­ti­ği­ni söy­le­di. Böy­le bir şey ol­ma­mış­tır. Ödü­lü ka­bul et­miş, öy­le­ce bir ha­yır ku­ru­mu­na ba­ğış­la­mış­tır, yok­sa ödü­lü eli­nin ter­siy­le it­me­miş­tir.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Öz­bek, söz­le­ri­niz tu­ta­nak­la­ra geç­ti.

Tü­mü üze­rin­de so­ru-ce­vap iş­le­mi ya­pı­la­cak­tır.

Sa­yın As­la­noğ­lu, bu­yu­run.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Sa­yın Ba­ka­nım, Na­zım Hik­met'in me­za­rı­nın Tür­ki­ye'ye ge­ti­ril­me­si ko­nu­sun­da Hükûme­ti­ni­zin her­han­gi bir ça­lış­ma­sı var mı?

Ma­lat­ya Ar­gu­van Be­le­di­ye Baş­ka­nı ve Be­le­di­ye Mec­li­si Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne mü­ra­ca­at et­ti, Na­zım Hik­met'in me­za­rı­nı ozan­lar ve şa­ir­ler ken­ti olan il­çe­mi­ze ge­tir­mek is­te­di. Bu ne­den­le, Be­le­di­ye Mec­li­si­mi­zin ka­ra­rı­nı Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne ilet­tik.

Bu ko­nu­da -Ar­gu­van, Tür­ki­ye'de bir kül­tür ken­ti­dir, bir ozan ken­ti­dir, bir şa­ir ken­ti­dir- Ar­gu­van bu­na ha­zır. Ar­gu­van Be­le­di­ye­si ve Ar­gu­van hal­kı adı­na ben bu­nu dik­ka­ti­ni­ze bir kez da­ha su­nu­yo­rum efen­dim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın As­la­noğ­lu.

Sa­yın Işık.

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür edi­yo­rum.

Ben de sa­yın ve­ki­li­mi­zin su­ali­ne pa­ra­lel bir so­ru sor­mak is­ti­yo­rum. Zi­ra, geç­ti­ği­miz yaz Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­ka­nı ile be­ra­ber, bir­lik­te bir he­yet, Mos­ko­va'yı zi­ya­re­ti­miz­de Na­zım Hik­met'in me­za­rı­nı zi­ya­ret et­tik. Ger­çek­ten çok duy­gu­sal an­lar ya­şa­dık.

Böy­le bir ça­lış­ma­nın Ba­kan­lık­ça baş­la­tıl­ma­sı müm­kün mü­dür? Bu nok­ta­da­ki Ba­kan­lı­ğın gö­rüş­le­ri­ni öğ­ren­mek is­ti­yo­rum.

Te­şek­kür ede­rim, sağ olun.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Işık.

Sa­yın Ba­kan bu­yu­run, baş­ka so­ru ol­ma­dı­ğı için.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ATİL­LA KOÇ (Ay­dın) - Na­zım Hik­met de bi­zim şa­iri­miz­dir. Şu ana ka­dar her­han­gi bir dü­şün­ce­miz de ol­ma­dı, ama bun­dan son­ra dü­şün­me­miz ge­rek­ti­ği­ni ben de dü­şü­nü­yo­rum.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ba­kan.

So­ru-ce­vap iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

İS­TİK­LAL  MAR­ŞI­NIN  KA­BUL EDİL­Dİ­Ğİ GÜ­NÜ VE MEH­MET AKİF ER­SOY'U

AN­MA   GÜ­NÜ    HAK­KIN­DA  KA­NUN TA­SA­RI­SI

MAD­DE 1- (1) Her yıl 12 Mart, İs­tik­lal Mar­şı­nın ka­bul edil­di­ği gü­nü ve Meh­met Akif Er­soy'u an­ma gü­nü­dür. Anı­lan gün­de bü­tün ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı­nın ön­cü­lü­ğün­de, hal­kı­mı­zın ve si­vil ku­ru­luş­la­rın iş­ti­ra­ki ile an­ma tö­ren­le­ri dü­zen­le­nir.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Mus­ta­fa Ga­zal­cı, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Ga­zal­cı. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­niz­li) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 12 Mart, İs­tik­lal Mar­şı'nın ka­bu­lü­nün ve Meh­met Âkif'i an­ma gü­nü ola­rak du­yu­rul­ma­sı üze­ri­ne ve­ri­len ya­sa ta­sa­rı­sı­nın ve Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ce­mal Yıl­maz De­mir'in ver­di­ği ya­sa öne­ri­si­nin 1'in­ci mad­de­si üze­ri­ne söz al­dım Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na. Tü­mü­nü­zü say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ko­nuş­ma­ma geç­me­den ön­ce, İs­tan­bul'da 1 Ma­yıs­ta, 1 Ma­yı­sı kut­la­mak is­te­yen ki­şi­le­re kar­şı gü­ven­lik güç­le­ri­nin kul­lan­dı­ğı yön­tem, to­kat­la­ma, cop­la­ma, bi­ber ga­zı kul­lan­ma­sı, 1.000 ki­şi­ye ya­kın ki­şi­yi tu­tuk­la­ma­sı ve bu­gün de o bi­ber ga­zın­dan  do­la­yı 1 ki­şi­nin ya­şa­mı­nı yi­tir­miş ol­ma­sın­dan do­la­yı ger­çek­ten bü­yük üzün­tü du­yu­yo­ruz ve bu olay­lar­dan do­la­yı İçiş­le­ri Ba­ka­nı­nı  şid­det­le kı­nı­yo­ruz. İs­tan­bul Va­li­si­nin ve Em­ni­yet Mü­dü­rü­nün ora­da­ki ma­sum in­san­la­ra sa­at­ler­ce çek­tir­di­ği sı­kın­tı­dan do­la­yı gö­rev­den ay­rıl­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­ruz ve ça­ğı­rı­yo­ruz. Ya­şa­mı­nı yi­ti­ren -bu­gün duy­du­ğu­muz- ki­şi­ye de rah­met di­li­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, İs­tik­lal Mar­şı'mı­zı bun­dan sek­sen al­tı yıl ön­ce ya­zan, 12 Mart 1921 ta­ri­hin­de Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de ka­bul edi­len gü­nün, ger­çek­ten, anıl­ma­sı çok gü­zel bir şey. Bu, he­pi­mi­zin be­nim­se­di­ği bir dü­şün­ce. Za­ten, Tür­ki­ye'nin her ye­rin­de bu ba­ğım­sız­lık mar­şı­mız bir­çok ve­si­ley­le  söy­le­ni­yor, her­kes bu­nu say­gıy­la söy­le­yip din­li­yor. İs­tik­lal Mar­şı, he­nüz o za­man ta­mam­lan­ma­mış ba­ğım­sız­lık sa­va­şı sü­re­sin­de ya­zıl­mış, bir inanç­la ya­zıl­mış ve ger­çek­ten Mec­lis­te de ayak­ta al­kış­la­na­rak ka­bul edil­miş, son­ra da Ze­ki Ün­gör bu­nu bes­te­le­ye­rek ta­ri­hi­miz­de­ki ye­ri­ne bı­rak­mış­tır; ama, ba­ğım­sız­lık sü­rek­li bir iş­tir ar­ka­daş­lar, onu ko­ru­mak ve ya­şat­mak için de ça­ba har­ca­mak ge­re­kir. Bu des­ta­nı bir şii­riy­le des­tan­laş­tı­ran, ya­ni, Ulu­sal Kur­tu­luş Sa­va­şı'nı, ye­di dü­ve­le kar­şı ve­ril­miş bir sa­va­şı bü­yük bir inanç­la or­ta­ya ko­yan Meh­med Âkif'in İs­tik­lal Mar­şı'nda­ki ru­hu bu­gün de ge­re­ği­ni ya­pa­rak ya­şat­mak ge­re­kir. Mus­ta­fa Ke­mal'in ön­der­li­ğin­de Ulu­sal Kur­tu­luş Sa­va­şı ve­ril­miş ve son­ra la­ik cum­hu­ri­yet du­yu­rul­muş­tur, dev­rim­ler ya­pıl­mış­tır, Tür­ki­ye ay­dın­lan­ma­sı bü­yük öl­çü­de ger­çek­leş­ti­ril­miş­tir ve tam ba­ğım­sız­lık için yo­la çı­kıl­mış­tır. Mus­ta­fa Ke­mal, ba­ğım­sız­lık­tan yok­sun bir ulu­sun uy­gar ulus­lar kar­şı­sın­da uşak du­ru­mun­da kal­mak­tan ken­di­ni kur­ta­ra­ma­ya­ca­ğı­nı, onun için "Ba­ğım­sız­lık­tan yok­sun bir ulus ol­mak­tan­sa bu ulus yok ol­sun da­ha iyi." de­miş­tir. "Ya ba­ğım­sız­lık ya ölüm" inan­cı o Kur­tu­luş Sa­va­şı'nı yü­rü­ten ön­der­ler­de var­dır. Meh­met Âkif Er­soy da bu bü­yük şi­iri -Ça­nak­ka­le şii­rin­de ol­du­ğu gi­bi- ya­za­rak, Ana­do­lu'yu do­la­şa­rak Ba­tı em­per­ya­liz­mi­ne kar­şı yü­rü­tü­len bu sa­vaş­ta onur­lu ye­ri­ni al­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, "Ba­ğım­sız­lık de­nil­di­ği za­man, ben tam ba­ğım­sız­lı­ğı an­lı­yo­rum." di­yor Mus­ta­fa Ke­mal. Ya­ni, eko­no­mi­de, ma­li­ye­de, kül­tür­de, as­kerî alan­da, her alan­da… Bun­lar­dan bi­ri ba­ğım­sız­lık­tan eğer yok­sun­sa, bu ulus tam ba­ğım­sız ola­maz. Ger­çek­ten, üç bu­çuk yıl bü­yük bir des­tan­la Ulu­sal Kur­tu­luş Sa­va­şı ve­ril­miş ve bu­nun için can­lar git­miş, mal­lar git­miş; yün ço­ra­bı­nı ve­re­rek, ökü­zü­nü ko­şa­rak o sa­vaş ka­za­nıl­mış ve bü­tün o bir­lik için­de yurt­se­ver her ki­şi o des­ta­na or­tak edil­miş, ona ka­tıl­mış.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, önem­li olan ne­dir? Ara­dan sek­sen al­tı yıl geç­tik­ten son­ra, yal­nız ki­mi bü­yük nu­tuk­lar ata­rak de­ğil, o ba­ğım­sız­lı­ğı da­ha da güç­len­di­re­rek ge­re­ği­ni yap­mak­tır. Ya­ni, Âkif'e la­yık ol­ma­nın yo­lu, İs­tik­lal Mar­şı'na la­yık ol­ma­nın yo­lu, o ba­ğım­sız­lı­ğın ge­re­ği­ni bu­gün de yap­mak­tan ge­çer. Biz, ger­çek­ten Âkif'i sa­yı­yor ve se­vi­yo­ruz, Mec­lis ola­rak da bu­nu ya­pı­yo­ruz.

2005'in so­nun­da on beş ta­ne ye­ni üni­ver­si­te bu­ra­da ku­rul­du. Bur­dur Üni­ver­si­te­sinin adı -ben çok ka­tıl­ma­dım, çün­kü o üni­ver­si­te­le­rin adı hep ken­tin adı ola­rak gel­miş­ti. Son­ra ko­mis­yon­da bir öner­ge ve­ril­di, bu­ra­da da ar­ka­daş­lar öy­le be­nim­se­di­ler- Bur­dur adı çı­ka­rıl­dı, "Meh­met Âkif Er­soy Üni­ver­si­te­si" ol­du, Bur­dur Mil­let­ve­ki­li ol­du­ğu için. Bu gü­zel bir şey. Ama, biz, bü­tün yurt­se­ver şa­ir­le­ri­mi­ze, Türk­çe­yi bü­tün dün­ya­da ger­çek­ten tem­sil eden, Ku­va­yı­mil­li­ye Des­ta­nı'nı ya­zan -ar­ka­daş­la­rım da bu­ra­da söy­le­di- Na­zım Hik­met, 90'ın­cı ya­şın­da hâlâ çok gü­zel -bü­yük bir şa­ir olan- şi­ir­ler ya­zan, bir şi­ir di­li ya­ra­tan Fa­zıl Hüs­nü Dağ­lar­ca'ya da ay­nı bi­çim­de sa­hip çık­ma­lı­yız. O da Kur­tu­luş Sa­va­şı'mı­zı yaz­mış, o da or­ta­ya koy­muş­tur.

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Sa­yın Ga­zal­cı, o İs­tik­lal Mar­şı'mı­zı yaz­mış­tır.

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kın, ba­na kar­şı çık­ma­yın. Şöy­le…

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - O İs­tik­lal Mar­şı'mı­zı yaz­mış­tır, ayı­rın onu lüt­fen ya.

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­vam­la) - Ba­kın, ben, iki ta­ne öner­ge ver­dim.

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Âkif'e hak­sız­lık olur.

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­vam­la) - Ha­yır. Ba­kın…

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Çok ayıp olur.

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­vam­la) - Ben mil­let­ve­ki­li­yim, ben bu öner­ge­yi des­tek­li­yo­rum. Ba­kın, 2003 ta­ri­hin­de, eli­niz­de, şöy­le ba­kın -hiç ayıp fa­lan ol­mu­yor, be­ni din­le­yin lüt­fen- 62'nci mad­de­ye ba­kın. 4/3/2003 ta­ri­hin­de, ben, 3 Mar­tın her yıl "La­ik­lik ve Öğ­re­tim Bir­li­ği Gü­nü" ol­ma­sı ya da bay­ra­mı ol­ma­sı için 53 mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şım­la bir öne­ri ver­dim. İki ay geç­tik­ten son­ra da 37'nci mad­de­ye gö­re bu­ra­ya ge­tir­dim, siz de ka­bul et­ti­niz. Ba­kın, 20/5/2003, bir­çok kez grup baş­kan ve­kil­le­ri­ne git­tim, de­dim ki: Ge­lin ar­ka­daş­lar, 3 Mart 1924, öğ­re­tim bir­li­ği­nin ka­bul edil­di­ği gün. Ba­kın, Meh­met Âkif'i ger­çek­ten gün ola­rak du­yu­ra­lım. Şim­di, 2003'ten bu ya­na… Şim­di ta­rih kaç? 2007.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Ta­ki­ye­ci, Ho­cam bun­lar.

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­vam­la) - Pe­ki, ni­çin gün­de­me alın­ma­sı için des­tek ver­mi­yor­su­nuz? Biz, Âkif'e des­tek ve­ri­yo­ruz. Biz, İs­tik­lal Mar­şı'mı­zın bi­zim de mar­şı­mız ol­du­ğu­nu gu­rur­la söy­lü­yo­ruz. Ama de­ğer­li ar­ka­daş­lar, eğer bu­nu bir şey­le­re ve­si­le et­mek için kul­lan­mı­yor­sa­nız, bu­ra­da iç­ten­se­niz, o za­man, ne­den, ör­ne­ğin, be­nim taa 2003'te ar­ka­daş­la­rım­la bir­lik­te ver­di­ğim ve üs­te­lik Ge­nel Ku­ru­lun ka­bul et­ti­ği, 3 Mart la­ik­lik ve öğ­re­tim bir­li­ği bay­ra­mı ya da gü­nü ol­ma­sı­nı ka­bul et­mi­yor­su­nuz? Yi­ne, 97 ar­ka­da­şım­la ver­di­ğim 17 Ni­san eği­tim bay­ra­mı ya da eği­tim gü­nü ol­sun ya­sa öne­rim var, bu­ra­ya ge­tir­dim.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, şu­nu söy­le­ye­lim: Son gün­le­re gel­dik, bir­bi­ri­mi­zi de üz­me­ye­lim. Biz, bu ül­ke için ya­pı­lan her gü­zel­li­ğe sa­hip çı­kı­yo­ruz, ba­ğım­sız­lık için ve­ri­len her ça­ba­ya say­gı du­yu­yo­ruz, dün kim yap­mış­sa say­gı du­yu­yo­ruz, bu­gün de ge­re­ği­nin ya­pıl­ma­sı­nı is­ti­yo­ruz. Ya­ni, ül­ke­mi­zin uy­gar ül­ke­ler ara­sın­da onur­lu, eşit, ba­ğım­sız tem­sil edil­me­si için bu­gün de ya­pıl­ma­sı ge­re­ken­ler var­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ga­zal­cı, lüt­fen to­par­la­yı­nız.

Bu­yu­run. 

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­vam­la) - Pe­ki Sa­yın Baş­ka­nım.

Eğer, siz, yurt top­rak­la­rı­nı sı­nır koy­ma­dan sat­ma­ya kal­kı­yor­sa­nız, cum­hu­ri­ye­tin kur­du­ğu de­ğer­le­ri yok pa­ha­sı­na el­den çı­kar­tıp özel­leş­ti­ri­yor­sa­nız ve bun­dan ba­ğım­sız­lı­ğı­mız et­ki­le­ni­yor­sa, Fran­sız re­ji­si­ne kar­şı kur­du­ğu­muz tü­tün te­ke­li­ni, si­ga­ra te­ke­li­ni, ya­ban­cı­la­ra iç­ki bö­lü­mü­nü sat­mış, asıl bö­lü­mü­nü de sat­ma­ya yel­te­ni­yor­sa­nız, ba­kın, bu­ra­da ba­ğım­sız­lık ru­hu­na göl­ge dü­şer.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, kül­tür için de öy­le. Ba­kın, bun­lar bir bü­tün­dür ve sü­rek­li kıs­kanç­lık­la ko­run­ma­sı ge­re­kir, salt nu­tuk­la, söy­lev­le ol­maz. Bu­nun ay­nı za­man­da ge­re­ği­ni de ya­pa­cak­sı­nız. Ya­ni, di­ye­cek­si­niz ki, ben eko­no­mik an­lam­da dün­yay­la iliş­ki ku­ra­ca­ğım, ulu­sal ola­ca­ğım, ev­ren­sel ola­ca­ğım, ak­lın, bi­li­min yo­lun­da gi­de­ce­ğim; ama, eşit ola­ca­ğım, ba­ğım­sız ola­ca­ğım, onur­lu bir üye ola­ca­ğım. Eğer bu­nu yap­maz­sak, asıl o za­man Meh­met Âkif'in, İs­tik­lal Mar­şı'nın ru­hu­nu ye­ri­ne ge­tir­me­miş olu­ruz, o ayak­ta al­kış­la­yan in­san­la­rın ke­mik­le­ri­ni sız­lat­mış olu­ruz.

Giz­li otu­rum­la­rı in­ce­le­ye­lim. Ba­ğım­sız­lık için na­sıl bir bir­lik ya­pıl­mış, na­sıl o ulu­sal bü­tün­lük Trak­ya'da­ki, Ana­do­lu'da­ki in­san­la­rı bir ara­ya ge­tir­miş, her­ke­sin iyi­li­ği, gü­zel­li­ği işin içe­ri­si­ne ka­tıl­mış.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, yurt­se­ver­lik bir be­del ge­re­kir, ter ge­re­kir, emek ge­re­kir, akıl, bi­lim yo­lun­da git­mek ge­re­kir. Âkif, ger­çek­ten, Kur­tu­luş Sa­va­şı'mı­zın baş­lan­gı­cın­da bu bü­yük ese­ri or­ta­ya ko­ya­rak ve Ana­do­lu'yu do­la­şa­rak çok bü­yük bir gö­rev yap­mış­tır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ga­zal­cı, lüt­fen…

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­vam­la) - Baş­ka­nım, se­lam­la­yıp bi­ti­ri­yo­rum.

Ben, ta­bii, bu ta­sa­rı­yı ge­ti­ren, öne­ri­yi ge­ti­ren­le­ri kut­lu­yo­rum, ama ba­ğım­sız­lı­ğı­mı­zın ge­re­ği­ni bu­gün de yap­mak ge­rek­ti­ği­ni söy­lü­yo­rum. Bu­nu yap­maz­sak, asıl o za­man ek­sik yap­mış olu­ruz di­yo­rum.

Tü­mü­nü­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ga­zal­cı.

Mad­de üze­rin­de şah­sı adı­na söz is­te­yen Re­cep Ga­rip, Ada­na Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Ga­rip.

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 12 Mar­tın ay­nı za­man­da ta­til ola­rak kul­la­nıl­ma­sı ve Meh­met Âkif'i an­ma gü­nü şek­lin­de dü­zen­le­me ya­pıl­ma­sıy­la il­gi­li 1'in­ci mad­de hak­kın­da söz al­dım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ta­bii, Meh­met Âkif'i anar­ken Türk ta­ri­hi­ni göz­den ge­çi­ri­yo­ruz, ken­di ulu­su­mu­zun de­ğer­le­ri­ni göz­den ge­çi­ri­yo­ruz. Bu mil­le­tin yüz­yıl­lar ön­ce­sin­den akıp du­ran ır­ma­ğın­dan be­sin kay­nak­la­rı­mız var, ge­le­nek­le­ri­miz ve gö­re­nek­le­ri­miz var, inanç de­ğer­le­ri­miz var, örf­le­ri­miz var. Bü­tün bun­la­rı hep bir­lik­te ko­nu­şu­yo­ruz, gün­de­me alı­yo­ruz, çün­kü, Âkif'i an­la­mak de­mek Türk ulu­su­nu an­la­mak de­mek, Âkif'i an­la­mak de­mek Türk ulu­su­nun de­ğer­le­ri­ni, coğ­raf­ya­sı­nı iyi tah­lil et­mek de­mek. Bu an­lam­da Sa­yın Ga­zal­cı'nın bir ifa­de­si­ne açık­ça­sı ta­kıl­dım. Bel­ki Sa­yın Ga­zal­cı bu ifa­de­yi böy­le söy­le­mek is­te­me­di, ama, dü­zel­til­sin an­la­mın­da söy­le­mek is­ti­yo­rum, bel­ki da­ha düz­gün ifa­de­si böy­le olur di­ye söy­lü­yo­rum. "İs­tik­lal Mar­şı bi­zim de mar­şı­mız­dır." gi­bi bir cüm­le kul­lan­dı. İs­tik­lal Mar­şı 73 mil­yon va­tan ev­la­dı­nın mar­şı­dır. Sa­yın Ga­zal­cı'nın böy­le kul­lan­dı­ğı­nı, böy­le kul­lan­mak is­te­di­ği­ni bi­li­yo­rum, böy­le söy­le­di di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Böy­le­dir.

El­bet­te ki, bu­ra­da ko­nu­şur­ken, se­çi­me gi­di­yo­ruz ve la­ik­li­ği, de­mok­ra­si­yi ko­nu­şur­ken Meh­met Âkif prog­ra­mı­nı ge­ti­rip içe­ri­si­ne yer­leş­ti­ri­yor ol­mak ya da ya­pıl­mış olan mi­ting­ler­den yo­la çı­ka­rak bir­ta­kım me­se­le­le­ri gün­de­me al­mak çok do­ğal, ama la­ik­lik sa­nı­yo­rum  bir gün için de­ğil, ömür bo­yu bu ül­ke­nin te­mel an­la­yış­la­rın­dan bir ta­ne­si ha­li­ne gel­miş olan bir an­la­yış­tır. Bu­nu da böy­le an­la­mak­ta ya­rar gör­dü­ğü­mü be­lirt­mek is­ti­yo­rum.

Çok de­ğer­li ar­ka­daş­lar, Meh­met Âkif, el­bet­te ki İs­tik­lal Har­bi'mi­zin çok kri­tik dö­nem­le­rin­de Ana­do­lu'yu ka­rış  ka­rış gez­miş ve kür­sü­le­re çık­mış, mey­dan­lar­da ko­nuş­ma­lar yap­mış, Ana­do­lu kah­ve­ha­ne­le­rin­de çık­mış Ana­do­lu in­san­la­rı­nı uya­nı­şa, bir­lik ve be­ra­ber­li­ğe, dir­li­ğe da­vet et­miş olan ulu­sal, çok önem­li va­tan kah­ra­ma­nı­mız, bay­rak şa­iri­miz, va­tan şa­iri­miz ve ger­çek­ten iman şa­iri­miz­dir. Meh­med Âkif'i anar­ken ya da Meh­met Âkif'le il­gi­li bir gü­nü bah­se­der­ken, Âkif'in üç önem­li un­su­ru­nun üze­rin­de dur­mak la­zım. Bun­lar­dan bir ta­ne­si, Âkif va­tan şa­iri­dir ve bu an­lam­da da İs­tik­lal Mar­şı'nı "Al­lah bu mil­le­te bir da­ha yaz­dır­ma­sın." ifa­de­siy­le çok net ola­rak bir dua an­la­mın­da ifa­de­len­dir­miş­tir. El­bet­te ki Meh­met Âkif, ay­nı za­man­da iman şa­iri­dir, te­pe­den tır­na­ğa et­le ke­mik gi­bi bir­bi­ri­ne  bü­tün­leş­miş bir an­la­yış­la bu ül­ke­nin de­ğer­le­ri­ni, inan­cı­nı, ta­ri­hi­ni, ül­ke­si­ni, ül­kü­sü­nü cid­di nok­ta­da an­la­mış ve top­lu­mun ge­le­ce­ği olan Asım nes­li­ne -ge­le­cek ne­sil- Asım nes­li ola­rak da Türk ulu­su­na ema­net ola­rak bı­rak­mış­tır. O ne­den­le, Türk­çe­yi ko­nu­şur­ken, kul­la­nır­ken, Türk'ün ken­di ge­le­nek­le­riy­le il­gi­li bu tür va­sıf­lar­da, Türk ulu­su­nun ge­le­ce­ği olan genç­le­ri­mi­zi ye­tiş­ti­rir­ken, bi­ze ait olan de­ğer­le­ri, bi­ze ait olan kah­ra­man­la­rı, el­bet­te ki Meh­met Âkif'i an­la­tır­ken, Yah­ya Ke­mal'i an­la­tır­ken, el­bet­te ki Ne­cip Fa­zıl'ı an­la­tır­ken, Na­zım Hik­met'i an­la­tır­ken, Ke­mal Ta­hir'i an­la­tır­ken, mut­lak su­ret­te, bu ül­ke­nin ta­rih­sel coş­ku­su­nu bir ke­na­ra bı­ra­ka­rak, de­ğer­le­ri­ni bir ke­na­ra bı­ra­ka­rak, örf­le­ri­ni ve âdet­le­ri­ni bir ke­na­ra bı­ra­ka­rak an­lat­mak müm­kün de­ğil­dir.

Âkif'in doğ­du­ğu Fa­tih sem­ti­ni Se­zai Ka­ra­koç şöy­le tas­vir edi­yor: "Fa­tih sem­ti, İs­tan­bul'un için­de ikin­ci bir İs­tan­bul'dur. Yüz­de yüz Fa­tih şeh­ri­dir. Fa­tih Ca­mi­si, İs­lam-Türk kül­tü­rü­nün bu öl­mez abi­de­si­nin çev­re­sin­de hal­ka hal­ka Fa­tih med­re­se­le­ri ve sem­ti, en saf Müs­lü­man Türk he­ye­ca­nı­nın ör­dü­ğü bir top­lum­dur." Çok net, bi­zim de­ğer­le­ri­mi­zi, ger­çek­ten, Âkif'le cid­di nok­ta­da ör­tüş­tü­ren bir an­la­yı­şı da bu­ra­da di­le ge­tir­mek­te­dir.

Çok de­ğer­li dost­lar, el­bet­te ki, Meh­met Âkif, sa­de­ce bir marş yaz­mış, İs­tik­lal Mar­şı'nı bi­ze ema­net ola­rak bı­rak­mış olan bir va­tan şa­iri­miz, bir bay­rak şa­iri­miz de­ğil­dir. Meh­met Âkif, ay­nı za­man­da, bir ül­kü ada­mı­dır, bir ide­al, bir dü­şün­ce ada­mı­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ga­rip, lüt­fen to­par­la­yın.

RE­CEP GA­RİP (De­vam­la) - Âkif, ay­nı za­man­da, bir ide­al, bir ül­kü, bir idea­list, bir da­va ada­mı­dır, bir dü­şün­ce ada­mı­dır. Bir fel­se­fe­yi, bir dü­şün­ce uf­ku ya­ra­ta­rak Türk ulu­su­nun ge­le­cek­te­ki du­ru­şu­nu, Ba­tı'dan ge­le­cek olan ya­ban­cı rüzgârla­ra kar­şı na­sıl dur­ma­mız ge­rek­ti­ği ko­nu­sun­da, çok er­dem­li du­ruş­lar­la, bi­ze, hay­kı­rış­lar­la ema­net bı­rak­mış­tır.

Ben, bu duy­gu­lar­la, Âkif'le il­gi­li dü­şün­ce­le­ri­mi­zi hep bir­lik­te pay­laş­ma­ya ve bu mad­de­nin ka­bu­lüy­le, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. Te­şek­kür edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­niz­li) - Sa­yın Baş­ka­nım…

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ga­rip.

Bu­yu­run Sa­yın Ga­zal­cı.

MUS­TA­FA GA­ZAL­CI (De­niz­li) - Sa­yın Baş­ka­nım, Sa­yın Ha­tip, be­nim "Bi­zim de İs­tik­lal Mar­şı­mız­dır." sö­zü­nü, san­ki, yal­nız bi­zim­miş gi­bi, bir ke­si­min­miş gi­bi söy­le­di­ğim iz­le­ni­mi­ni ver­di. As­lın­da, ta­bii ki, ben "he­pi­mi­zin" an­la­mın­da söy­le­dim, he­pi­mi­zin­dir.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ga­zal­cı, Sa­yın Ga­rip o şe­kil­de ifa­de et­ti za­ten. Tu­ta­nak­la­ra geç­ti Sa­yın Ga­zal­cı.

Mad­de­yi oya­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 2- (1) İs­tik­lal Mar­şı­nın ka­bul edil­di­ği gü­nü ve Meh­met Akif Er­soy'u an­ma tö­ren­le­ri ile il­gi­li yö­net­me­lik, bu Ka­nu­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­den iti­ba­ren dört ay için­de İçiş­le­ri, Millî Eği­tim ile Kül­tür ve Tu­rizm ba­kan­lık­la­rın­ca müş­te­re­ken çı­ka­rı­lır.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Enis Tü­tün­cü, Te­kir­dağ Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Tü­tün­cü.

CHP GRU­BU ADI­NA ENİS TÜ­TÜN­CÜ (Te­kir­dağ) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, son de­re­ce önem­li ve an­lam­lı bir ya­sa tek­li­fi üze­rin­de ko­nu­şu­yo­ruz. Söz­le­ri­me baş­lar­ken he­pi­ni­zi en iyi di­lek­le­rim­le, sev­gi­le­rim­le, say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

Ben, Meh­met Âkif'in baş­ka bir yö­nü üze­rin­de dur­ma­ya ça­lı­şa­ca­ğım. Meh­met Âkif'i, şim­di­ye ka­dar, bi­li­nen yön­le­riy­le, bu kür­sü­ler­de ve top­lu­mun tüm kat­man­la­rın­da an­la­tan ar­ka­daş­la­rı­mız çok ol­du. Ben bu kı­sa sü­re­de si­ze, Meh­med Âkif'in Ana­do­lu fel­se­fe­si için­de­ki ye­ri­ni ve Ana­do­lu fel­se­fe­siy­le, 13'ün­cü yüz­yıl­da­ki o Ana­do­lu fel­se­fe­siy­le Âkif'in bağ­lan­tı­sı­nı ku­ra­rak ko­nuş­ma­mı sür­dür­me­ye ça­lı­şa­ca­ğım. Bi­ze gö­re, Meh­met Âkif'i an­la­mak, Ana­do­lu fel­se­fe­si­ni an­la­mak­tan ge­çi­yor.

Şim­di, in­sa­noğ­lu dü­şün­me­ye baş­la­dı­ğı an­lar­dan iti­ba­ren hep şu so­ru­yu sor­muş ken­di­si­ne: "Ben ki­mim, biz ki­miz, ne­re­den gel­dik, ne­re­ye gi­di­yo­ruz, na­sıl ya­ra­tıl­dık?" De­vam­lı sor­gu­la­mış. Ve bu sor­gu­la­ma­lar, ilk de­fa Ana­do­lu'da, an­tik Ana­do­lu-Yu­nan fel­se­fe­si için­de in­sa­noğ­lu­nun bu ara­yış­la­rı, cid­di bir ta­rih ve fel­se­fe ge­le­ne­ği çer­çe­ve­sin­de kay­da geç­miş. İlk çağ­la­rın fel­se­fe­ci­le­rin­den Aris­to -Sto­acı­lık- gi­bi ün­lü fi­lo­zof­lar bu ko­nu­ya ışık tut­ma­ya ça­lış­mış­tı.

İsa'dan son­ra 2'nci yüz­yıl­da ün­lü fel­se­fe­ci Plo­ti­nos ko­nu­ya baş­ka bir açı­dan, İlk Çağ­da­ki Ef­la­tun'un açı­sın­dan bak­ma­ya ça­lış­mış ve 2'nci yüz­yıl­da Ye­ni Ef­la­tun­cu­luk akı­mı (fel­se­fe akı­mı) or­ta­ya çık­mış.

Bu Ana­do­lu'da­ki fel­se­fe akı­mı da­ha son­ra Ro­ma fel­se­fe oku­lun­dan Porp­yri­os ta­ra­fın­dan, da­ha son­ra Ati­na fel­se­fe oku­lun­dan Prok­las Di­ada­kos ve Si­sam­lı, Pon­tus­lu fel­se­fe­ci­ler ta­ra­fın­dan ge­liş­ti­ril­miş ve da­ha son­ra da Mu­se­vi­li­ğin ve İse­vi­li­ğin ta­sav­vuf fel­se­fe­le­rin­de yoğ­rul­muş. Ana­do­lu'da du­ru­yor. Ve bu Ana­do­lu ça­na­ğın­da­ki bu dü­şün­ce ve fel­se­fe sis­tem­le­ri­ne ve ta­sav­vuf sis­tem­le­ri­ne Or­ta As­ya'dan çok bü­yük bir ye­ni ta­ze akım gel­miş; Ye­se­vi­lik ve Hay­da­ri­lik şek­lin­de gel­miş. Ve bu akım, Me­la­me­ti/Ka­len­de­ri ta­sav­vuf mek­te­bi­nin hoş­gö­rü­lü­ğü­nü ve kap­sa­yı­cı­lı­ğı­nı tam an­la­mıy­la Ana­do­lu'ya ge­tir­miş. Ve bu dö­nem­de 9'un­cu yüz­yıl ile 13'ün­cü yüz­yıl Ana­do­lu'sun­da inanç­tan inan­ca ge­çiş sü­re­ci, çok hız­lı bir ge­çiş sü­re­ci ya­şan­mış, inanç­la fel­se­fe­nin, fel­se­fey­le inan­cın iç içe bu­lun­du­ğu bir za­man ke­si­ti ya­şan­mış ve iş­te Ana­do­lu hü­ma­niz­ma­sı bu çer­çe­ve­de ateş­len­miş. Ana­do­lu hü­ma­niz­ma­sı­na -ko­nu­nun da­ha iyi an­la­şıl­ma­sı açı­sın­dan- bir baş­ka akım da, Ku­zey Irak'tan ge­len -Ana­do­lu'ya- ta­sav­vuf ve fel­se­fe akım­la­rı­dır. Bun­lar, An­tik Mı­sır, Su­ri­ye, Me­zo­po­tam­ya inanç ve kül­tür sis­tem­le­rin­den sü­zül­müş dü­şün­ce akım­la­rı­nı içe­ri­yor­du ve Ana­do­lu'ya Ve­fa­ilik ve Süh­re­ver­di­lik akım­la­rıy­la gel­di. Ve­fa­ilik ve Süh­re­ver­di­lik akım­la­rı, Os­man­lı Dev­le­ti'nin ku­ru­lu­şun­da çok önem­li rol­ler oy­na­dı. Ör­ne­ğin, Ahi Ev­ran Ve­fai'dir, Ve­fai akı­mı­na men­sup­tur, Bur­sa'da­ki Ge­yik­li Ba­ba bu akı­ma men­sup­tur. Dör­dün­cü bir akım Mağ­rip'ten, En­dü­lüs'ten gel­di. Vah­de­ti­vü­cut mek­te­bi, ye­ni Ef­la­tun­cu­luk akı­mı­nın İs­lam yo­ru­mu, ver­si­yo­nu, Vah­de­ti­vü­cut mek­te­bin­den İbn-i Ara­bi ile gel­di. İş­te bu, bi­za­ti­hi Ana­do­lu'nun te­me­lin­de­ki on bin­ler­ce yıl­lık dö­nem­de olu­şan inanç ve fel­se­fe sis­tem­le­ri, Or­ta As­ya'dan, Ku­zey Irak'tan ve Mağ­rip'ten ge­len dü­şün­ce ve fel­se­fe akım­la­rıy­la bir ara­da muh­te­şem bir sen­tez oluş­tur­du ve "ön­ce in­san" di­yen ve in­sa­nı da ak­lın üs­tün­lü­ğün­de gös­te­ren ger­çek bir Rö­ne­sans ha­re­ke­ti baş­la­dı. Bi­ze gö­re, Ba­tı'da­ki Rö­ne­sans ha­re­ke­tin­den iki yüz yıl ka­dar ön­ce in­sa­nı ev­ren­de ya­ra­tıl­mış en yü­ce var­lık ola­rak gö­ren ve ak­lın üs­tün­lü­ğüy­le gö­ren bu 13'ün­cü yüz­yıl hü­ma­niz­ma­sı, dün­ya­nın ger­çek ilk baş­lan­gıç hü­ma­niz­ma ışı­ğı­dır. İki yüz yıl son­ra Av­ru­pa'da baş­la­tıl­dı, ama on­lar sür­dü­re­bil­di­ler. Biz, ne ya­zık ki, bu­nu sür­dü­re­me­dik.

Ba­kı­nız, ko­nu­nun, Âkif'in da­ha iyi an­la­şıl­ma­sı açı­sın­dan, bu fel­se­fe akı­mı­nın, da­ha doğ­ru­su ta­sav­vuf ve fel­se­fe akım­la­rı­nın, ta­sav­vuf ve dü­şün­ce akım­la­rı­nın bir ara­da, sa­tır baş­la­rıy­la ba­zı un­sur­la­rı­nı siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

İn­sa­nın yü­ce­li­ği ko­nu­sun­da öy­le­si­ne muh­te­şem açı­lım­lar ya­pıl­mış ki, ba­kı­nız, Ha­cı Bek­taş Ve­li'nin söy­le­mi­ni bi­li­yo­ruz: "Be­nim Kâbem in­san­dır." Ve Ha­cı Bek­taş Ve­li'nin bu me­sa­jı­na, Mevlânâ, Kon­ya'dan ay­nı za­man ke­si­tin­de şöy­le ya­nıt ver­miş: "Ey, Tan­rı'yı ara­yan! Ara­dı­ğın sen­sin!" O ka­dar muh­te­şem bir fel­se­fe ki… Ve Ha­cı Bek­taş Ve­li yi­ne de­miş ki: "Hiç­bir mil­le­ti ve hiç­bir in­sa­nı ayıp­la­ma­yı­nız." Ve bu fel­se­fe sis­te­mi­nin ün­lü oza­nı ko­ca Yu­nus da şöy­le dil­len­dir­miş bu dü­şün­ce akı­mı­nı: "Bir kez gö­nül yık­tın ise/ Bu kıl­dı­ğın na­maz de­ğil/ Yet­miş iki mil­let da­hi/ Elin yü­zün yu­maz de­ğil." Ve yi­ne bi­li­yo­ruz ki, Şeyh Ede­ba­li, ay­nı fel­se­fe sis­te­mi­nin -Ve­fa­ili­ğin- bir ko­lu ola­rak "Ey oğul! in­sa­nı ya­şat ki dev­let ya­şa­sın." de­miş.

Bil­gi­nin öne­mi ko­nu­sun­da muh­te­şem açı­lım­lar ol­muş bu dü­şün­ce sis­te­min­de. Bil­gi­ye öy­le­si­ne önem ve­ril­miş ki, öy­le­si­ne de­ğer ve­ril­miş ki, bil­gi­siz in­sa­nın, hem an­la­yı­şa hem de sez­gi­ye sa­hip ola­ma­ya­ca­ğı öne sü­rül­müş­tür. Ya­nıl­ma­nın ise, esa­sen ak­lın ye­te­rin­ce kul­la­nı­la­ma­ma­sın­dan ve bil­gi­siz­lik­ten kay­nak­lan­dı­ğı be­lir­til­miş­tir. Akıl ve bil­giy­le yan­lı­şa düş­me­nin müm­kün ola­ma­ya­ca­ğı id­dia edil­miş­tir. Ör­ne­ğin, Ha­cı Bek­taş Ve­li de­miş ki: "Dü­şün­ce ka­ran­lı­ğı­na ışık tu­tan­la­ra ne mut­lu/ İlim­den gi­dil­me­yen yo­lun so­nu ka­ran­lık­tır." Ve Mevlânâ ay­nı za­man ke­si­tin­de de­miş ki: "Bil­giy­le uyu­mak, bil­gi­siz iba­det et­mek­ten ha­yır­lı­dır."

Ak­lın üs­tün­lü­ğü ko­nu­sun­da, bu dün­ya gö­rü­şün­de ahi­ret gö­rü­şü­nü ege­men kı­lan din­sel dog­ma­la­ra kar­şı -dik­ka­ti­ni­zi çe­ki­yo­rum- akıl ön pla­na çı­ka­rıl­ma­ya ça­lı­şıl­mış­tır. Tan­rı'dan kork­ma ye­ri­ne, Al­lah'tan kork­ma ye­ri­ne, Al­lah'tan çe­kin­me ye­ri­ne, Al­lah sev­gi­si ile in­san sev­gi­si bü­tün­leş­ti­ri­le­rek, bir ara­da, bu­ra­da, dün­ya­da ya­şan­ma­ya ça­lı­şıl­mış. "Be­den ve ruh­tan oluş­tu­ğu­na ina­nı­lan in­san var­lı­ğı, Tan­rı ve ev­ren ile bu dün­ya­da bü­tün­le­şir." dü­şün­ce­si­ne va­rıl­mış­tır, öbür dün­ya­da de­ğil. "İn­san var­lı­ğı da bu dü­şün­ce­den do­ğar." şek­lin­de bir tez oluş­tu­rul­muş­tur. Ör­ne­ğin, Yu­nus "Ya­ra­tıl­mı­şı se­ve­riz Ya­ra­dan'dan ötü­rü." di­ye­bil­miş­tir. Yi­ne, Yu­nus, ak­lın üs­tün­lü­ğü ko­nu­sun­da, in­sa­nın ve sev­gi­nin üs­tün­lü­ğü ko­nu­sun­da şu­nu söy­le­miş­tir: "Cen­net cen­net de­dik­le­ri, bir­kaç köşk­le bir­kaç hu­ri/İs­te­ye­ne ver on­la­rı, ba­na se­ni ge­rek se­ni."

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; bu dü­şün­ce sis­te­mi, ka­dı­na ve­ri­len de­ğer açı­sın­dan da ola­ğa­nüs­tü önem­li açı­lım­lar yap­mış. Ha­cı Bek­taş Ve­li "Ka­dın­la­rı­nı­zı oku­tu­nuz." de­miş.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Tü­tün­cü.

ENİS TÜ­TÜN­CÜ (De­vam­la) - Mevlânâ, ka­dı­nın yü­ce­li­ği açı­sın­dan şöy­le bir açı­lım­da bu­lun­muş:  "Ka­dın Tan­rı ışı­ğı­dır, sev­gi­li de­ğil/O san­ki ya­ra­tı­cı­dır, ya­ra­tıl­mış de­ğil." Ya­ni, ka­dı­nın yü­ce­li­ği­ni, ka­dı­nın de­ğe­ri­ni böy­le­si­ne muh­te­şem bir şe­kil­de ifa­de ede­bi­len di­ze­ler, aca­ba ne za­man, han­gi şa­ir ta­ra­fın­dan söy­len­miş­tir!

Öz­gür­lü­ğe son de­re­ce önem ve­ril­miş­tir bu dü­şün­ce sis­te­min­de. Ör­ne­ğin, Mevlânâ, şöy­le de­miş­tir öz­gür­lük açı­sın­dan: "Ay­ran kâsem önüm­de dur­duk­ça, val­la­hi kim­se­nin ba­lı­nı dü­şün­mem/Azık­sız­lık ölüm­le ku­la­ğım bur­sa bi­le, öz­gür­lü­ğü kul­lu­ğa sat­mam ben." İş­te, "Öz­gür­lü­ğü kul­lu­ğa sat­mam ben." de­miş ve yıl­lar son­ra bu fel­se­fe eko­lün­den ge­len -bi­ze gö­re- Meh­met Âkif Er­soy "Ben ezel­den be­ri­dir hür ya­şa­dım, hür ya­şa­rım/Han­gi çıl­gın ba­na zin­cir vu­ra­cak­mış? Şa­şa­rım!" de­miş­tir ve Mus­ta­fa Ke­mal "Öz­gür­lük ve ba­ğım­sız­lık be­nim ka­rak­te­rim­dir." de­miş­tir.

Sa­yın Baş­kan, as­lın­da, Meh­met Âkif'i, 13'ün­cü yüz­yıl­da­ki Ana­do­lu fel­se­fe­si, dü­şün­ce akım­la­rı ışı­ğın­da in­ce­le­mek ge­re­ki­yor. Bu ko­nu­da ne ya­zık ki, Tür­ki­ye'nin hem fel­se­fe ta­ri­hin­de hem de bi­za­ti­hi in­san­lık ta­ri­hin­de bu ko­nu­da ba­zı ek­sik­lik­le­ri­miz var. Ör­ne­ğin, özel­lik­le Ve­fa­ilik ve Süh­re­ver­di­lik akım­la­rı­nın ay­dın­la­tıl­ma­sı ve bu ko­nu­da, ta­rih­çi­le­rin, fel­se­fe­ci­le­rin üze­ri­ne dü­şen­le­ri yap­ma­sı, öy­le sa­nı­yo­rum ki, bi­zim Ba­tı'ya kar­şı çok ön­ce­ki…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Tü­tün­cü, lüt­fen…

Bu­yu­run.

ENİS TÜ­TÜN­CÜ (De­vam­la) - To­par­la­ya­ca­ğım. Ya­ni, sa­at­ler­ce ko­nu­şul­ma­sı ge­re­ken bir ko­nu­da da ta­bii çok kı­sıt­lı bir za­man­da an­cak bun­la­rı söy­le­ye­bi­li­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür için aç­tım Sa­yın Tü­tün­cü, lüt­fen…

ENİS TÜ­TÜN­CÜ (De­vam­la) - Bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nı iç­ten­lik­le des­tek­li­yo­ruz ve bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le he­pi­ni­zi en iyi di­lek­le­rim­le, sev­giy­le, say­gıy­la ye­ni­den se­lam­lı­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de AK Par­ti Gru­bu adı­na söz is­te­yen Nev­zat Yal­çın­taş, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Yal­çın­taş. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın Yal­çın­taş, sü­re­niz on da­ki­ka­dır, bu­yu­run.

NEV­ZAT YAL­ÇIN­TAŞ (İs­tan­bul) - Ben de ona bak­tım, on beş da­ki­ka mı efen­dim?

BAŞ­KAN - On da­ki­ka efen­dim.

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Sa­yın Baş­kan, ho­ca az çı­kı­yor, on beş da­ki­ka ve­rin.

BAŞ­KAN - Sa­yın Koç, söy­le­di­ği­ni­zi ya­pa­ca­ğım.

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Be­nim sü­re­mi de ve­rin, evet.

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA NEV­ZAT YAL­ÇIN­TAŞ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, çok de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; efen­dim, ya­sa­ma yı­lı­nın son ay­la­rın­da­yız, son haf­ta­la­rı­nın içe­ri­sin­de bu­lu­nu­yo­ruz ve fev­ka­la­de renk­li bir cel­se, bir otu­rum için­de­yiz, çok hoş ko­nuş­ma­lar, şi­ir­ler, ta­rihî gö­rün­tü­ler ha­tır­la­rı­mı­za ge­ti­ri­le­rek zevk­le bir­bi­ri­mi­zi din­li­yo­ruz. Bi­raz ev­vel Ga­zal­cı'yı din­le­me­miz ne ka­dar gü­zel ol­du. He­le ta­le­bem ba­na ta­ma­men bir sür­priz yap­tı. Ben, Enis Bey'in ho­ca­sı ol­mak­la övü­nen bir in­sa­nım, Plan­la­ma­da be­ra­ber se­ne­le­ri­mi­zi ül­ke hiz­me­ti­ne ver­mek­le de gu­rur du­yan bir kim­se­yim, bu ta­ra­fı­nı bil­mi­yor­dum. Ya­ni Mevlânâlar, Ha­cı Bek­taş Ve­li­ler ve baş­ka ve­li­ler ve fey­le­sof­lar… Teb­rik edi­yo­rum, bü­yük zevk duy­dum. Ba­na bu tek­lif ya­pı­lın­ca, ben de ba­ri ko­nu­şa­yım de­dim. Had­di­za­tın­da lis­te­de is­mim yok­tu, son­ra ila­ve edil­di.

Bu mad­de, yö­net­me­li­ğe ait ve bu ka­bul et­ti­ği­miz ana mad­de­nin, 1'in­ci mad­de­nin na­sıl uy­gu­la­na­ca­ğı­na ait. Tö­ren­le­ri tan­zim edi­yor, bir yö­net­me­lik çı­ka­rıl­ma­sı­nı ön­gö­rü­yor. Ama her şey­den ev­vel ama­cın çok net tes­pit edil­me­si la­zım. Bi­raz ev­vel şa­ir ar­ka­daş­la­rı­mız oku­du, as­rın id­ra­ki­ne söy­le­me…

1920-21'in mü­te­va­zı, fa­kir, gön­lü çok zen­gin An­ka­ra'sın­da ce­re­yan eden bu olay… İs­tik­lal Mar­şı bu şe­hir­de ya­zıl­dı. Bu Mec­lis bu şe­hir­de top­lan­tı. Mü­te­va­zı İt­ti­hat Te­rak­ki ku­lü­bü Mec­lis hâli­ne ge­ti­ril­di. Kah­ve­ha­ne­ler­den… Avi­ze ne ge­zer? İş­te, lam­ba­lar alın­dı, öğ­ret­men oku­lun­dan sı­ra­lar ge­ti­ril­di ve Rı­fat Bö­rek­çi, ya­ni o gü­nün ule­ma­sı­nın top­la­dı­ğı pa­ra­lar­la ma­aş­lar ve­ril­me­ye baş­lan­dı. İş­te bu şi­ir de o za­man doğ­du, İs­tik­lal Mar­şı. Yok­luk içe­ri­sin­de. Âkif'in, -bi­raz ev­vel zik­re­dil­di- pal­to­su yok­tu. Ben bu­nu bi­rin­ci el­den din­le­dim. Kim­den? Ham­dul­lah Sup­hi Tan­rı­över'den. Mehîb bir adam­dı. Ko­nuş­ma­sı, ha­re­ket­le­ri, dal­ga dal­ga be­yaz saç­la­rı… İş­te, o sı­ra­da, Millî Eği­tim Ba­ka­nı… Bu­nu si­ze nak­let­mek is­ti­yo­rum. Çün­kü evin­de… Evi uzak de­ğil. Kı­zı­lay'ı bi­lir­si­niz. Kı­zı­lay ile Sıh­hi­ye ara­sın­da, sol ta­ra­fa gi­der­ken, Mo­lu Ote­li var, onun ar­ka­sın­da, Ana­do­lu Ku­lü­bü­nün kar­şı­sın­da. O ev, mü­te­va­zı sa­yı­la­cak, iki kat­lı, önü bah­çe­li… O za­man öy­ley­di An­ka­ra. Ora­da haf­ta son­la­rı soh­bet ya­pı­lır, ba­zı genç­le­ri de -bi­zim o za­man­ki du­ru­mu­muz ya­ni- üç beş gen­ci de evin­de ka­bul eder­di. Biz, bir ta­raf­ta ses­siz se­da­sız otu­rur­duk. Şu­nu an­lat­tı bir gün: [Bir İs­tik­lal Mar­şı ya­zıl­ma­sı ka­ra­rı alın­dı. İlan et­tik. Gü­zel bir pa­ra koy­duk. Şi­ir­ler gel­me­ye baş­la­dı. He­pi­miz, Üs­ta­dın, Âkif'in şi­iri­ni bek­li­yo­ruz, bir tür­lü gel­mi­yor, gön­der­mi­yor. Ar­tık so­nu­na ge­li­yor vak­tin, şi­ir­ler des­te des­te. Ken­di­si­ni Mec­lis ko­ri­do­run­da -ar­tık, ko­ri­dor ne ka­dar­sa, git­miş gör­müş­sü­nüz­dür- ya­ka­la­dım: "Üs­tat, şi­ir gön­der­mi­yor­sun, şi­ir yaz­mı­yor­sun. Bu mil­le­tin bir is­tik­lal mar­şı­na ih­ti­ya­cı var." Ba­na bak­tı, "Ham­dul­lah, bu şart­lar içe­ri­sin­de ka­ti­yen ben­den şi­ir bek­le­me­yin." Ne­den Üs­tat, ni­çin? "Ben ödül­le şi­ir yaz­mam. Ken­di­me de, da­ha son­ra, Âkif ödül için şi­ir yaz­dı, is­tik­lal mar­şı yaz­dı de­dirt­mem." Üs­tat, bü­tün prob­lem bu mu? "Bu." O za­man, sa­na pa­ra ödü­lü ver­me­ye­ce­ğiz. Eğer ka­za­nır­san, bu pa­ra­yı -ki, önem­li bir pa­ra- is­te­di­ğin ye­re ve­re­ce­ğiz.] Ki, şe­hit ai­le­le­rin ço­cuk­la­rı için ve­ril­miş­tir so­nun­da. Bu za­man­da Âkif'in ken­di pal­to­su yok. An­ka­ra'nın aya­zı­nı on­lar de­ğil, ben da­hi An­ka­ra­lı ola­rak, 1940'lar­da bi­li­rim. Bu ik­lim de­ğiş­miş­tir. Fev­ka­la­de so­ğuk olur­du. Ka­sım ayın­da kar ya­ğar, ni­san­da kar kal­kar­dı. Bu ka­dar so­ğuk. Ta­cet­tin Dergâhı'ndan çı­kıp Mec­li­se ge­le­cek­ler. Ha­ma­mö­nü de­mek­tir; Ha­cet­te­pe ve Ulus Taş­han. Ar­ka­da­şı­nın pal­to­su var, nö­bet­le­şe gi­yi­yor. Bu, akıl alır, hav­sa­la alır şey­le­re ben­ze­mi­yor, esa­tirî bir şey­ler olu­yor bu­ra­da. Bir pal­to da­hi ala­cak pa­ra­sı ol­ma­yan bir in­san, eli­nin ter­siy­le iti­yor. İş­te, bu ruh­tan fış­kı­rı­yor is­tik­lal. Na­sıl ki, "Ça­nak­ka­le Şe­hit­le­ri" şi­iri ora­da­ki şe­hit­le­rin yi­ne des­tan­cı sa­vaş­la­rın­dan çık­mış­sa, Âkif bu­nu coş­kuy­la ya­şı­yor.

Pe­ki, bu­gün biz bu tö­ren­ler­de ne ya­pa­ca­ğız? İş­te ben onu söy­le­mek için, ba­na bu­yur­duk­la­rı sö­zü al­dım. Bu­gün baş­ka prob­lem­ler var, ama, kök­le­ri o ru­ha bağ­lı. Biz, genç­le­re, ye­ni ne­sil­le­re, bu tö­ren­ler­le… Çün­kü, mad­de­yi oku­yun­ca gö­re­cek­si­niz, her yer­de tö­ren­ler ya­pı­la­cak. Kla­sik, es­ki­den ya­pı­lan tö­ren­ler gi­bi mi ola­cak? Ha­yır. İd­ra­ki­ne, bu­gü­nün prob­le­mi­ne Âkif'in me­sa­jı­nı ver­me­miz la­zım. Üç dört nok­ta­da top­la­nı­yor -en azın­dan- bu­gün­kü prob­lem. Bi­ri­si kü­re­sel­leş­me­de top­la­nı­yor. Kü­re­sel­leş­me­nin Ame­ri­kan­laş­mak, kü­re­sel­leş­me­nin Co­ca Co­la'laş­mak, kü­re­sel­leş­me­nin millî de­ğer­le­ri ar­ka­da bı­rak­mak ol­du­ğu an­la­yı­şı ken­di­li­ğin­den ya­yı­lı­yor. Li­sa­nı­nı, di­li­ni unut­mak. Çı­kın bu­ra­la­ra, be­nim ya­şa­dı­ğım cad­de­ye ge­lin, Ab­di İpek­çi Cad­de­si'ne, iki üç ta­ne Türk­çe lev­ha gö­rür­sü­nüz, ge­ri­si, hem de im­la­sıy­la İn­gi­liz­ce, im­la­sıy­la Fran­sız­ca. Bu kü­re­sel­leş­me içe­ri­sin­de millî kim­li­ğin mu­ha­fa­za­sı me­sa­jı ve­ril­me­li­dir. Hiç şüp­he­siz, Âkif bu­nu hay­kı­rı­yor. Bu kü­re­sel­leş­me içe­ri­sin­de, bi­zim mil­le­ti­mi­zin hâlen ge­çer­li ve ge­çer­li ola­cak ya­şa­yış tar­zı, bir­bi­ri­mi­ze sev­gi­miz, bağ­lı­lı­ğı­mız, ora­dan güç alıp is­tik­ba­le yö­nel­me, da­ima ile­ri­ye doğ­ru. Çün­kü, öy­le söy­lü­yor, as­rın id­ra­ki­ne söy­le­mek­le kal­mı­yor, gar­bın iş­te şu­nu şu­nu al, ama, ge­ri­si­ni bir ele­me­den ge­çir, di­yor Âkif. De­mek ki, kü­re­sel­leş­me kar­şı­sın­da millî ve ma­ne­vi de­ğer­le­ri­mi­zin mu­ha­fa­za­sı, bu­nun za­ru­re­ti; bun­suz, kim­lik­siz ola­ca­ğı­mız; bun­suz, ne Ame­ri­ka­lı ne Al­man ne Türk, bir ucu­be hâli­ne ge­le­bi­le­ce­ği­miz an­la­tıl­ma­lı­dır.

İkin­ci önem­li me­saj, yi­ne Âkif'ten ha­re­ket­le, et­nik mil­li­yet­çi­li­ğin bir mik­rop gi­bi, bir vi­rüs gi­bi Türk mil­le­ti­nin ru­hu­nu ke­mi­re­ce­ği­ni an­la­ta­bil­me­miz la­zım.

"Ben ki evet bir Ar­na­vut'um/Pe­ri­şan yur­dum…" di­yor, bi­raz ev­vel oku­du bir kar­de­şi­miz. O sı­ra­da Ar­na­vut­luk is­ya­nı var, fa­ci­alar, hânu­man­lar Ar­na­vut­luk'ta. Biz­de şim­di or­ta­ya çı­kan bu tip has­ta­lık­lar ve bu­nun ne­ti­ce­si de em­per­ya­liz­min avu­cu­nun içi­ne dü­şüp yem ol­ma. Böy­le ol­muş­tur, bu­na gi­re­cek ne va­kit var… He­pi­mi­zin bil­di­ği şey­ler bun­lar, ama bu­gün Âkif'ten ne­yi an­la­ta­ca­ğız, bu­nu an­lat­ma­mız la­zım­dır. Ken­di­si biz­zat bu­nu söy­le­miş­tir. Bu­gün ay­nı teh­li­ke­nin kar­şı­sın­da­yız. Ni­ha­yet da­ki­ka­lar bi­ti­yor…

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Ho­cam, ko­nu­şun.

NEV­ZAT YAL­ÇIN­TAŞ (De­vam­la) - Ko­nu­şu­rum, ama Baş­kan da bu­ra­da­dır, sa­at de bu­ra­da­dır.

Te­şek­kür ede­rim.

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Biz mü­sa­ade is­te­ye­lim, bu­yu­run, ko­nu­şun.

NEV­ZAT YAL­ÇIN­TAŞ (De­vam­la) - Baş­ka bir ve­si­ley­le tek­rar ko­nu­şa­ca­ğım.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run efen­dim.

NEV­ZAT YAL­ÇIN­TAŞ (De­vam­la) - Efen­dim, va­tan­se­ver­lik, ivaz­sız ga­rez­siz, her şey­siz va­tan­se­ver­lik duy­gu­su. Âkif'in her adı­mın­da bu var, Mı­sır'dan ge­li­şin­de bu var, Mı­sır'dan ge­li­şin­de… Onu da, ye­tiş­miş olan­lar­dan, Fet­hi Te­ve­toğ­lu ve o dev­rin tıp fa­kül­te­si öğ­ren­ci­le­ri -son­ra­dan ül­ke­nin ön­de ge­len in­san­la­rı- on­lar­dan din­le­dim; bir avuç kal­mış­tı. Ama, ge­ne bu va­tan­da, bu va­tan top­ra­ğı için Mı­sır'dan…

Ve ce­na­ze tö­re­ni­ne genç­lik sa­hip çık­tı. Resmî iş… Oto­ri­te­ler her za­man hak­lı ol­maz ar­ka­daş­lar, han­gi de­vir­de olur­sa ol­sun, bu de­vir­de de böy­le­dir. Şu iş res­mi­yet­tir, ta­mam. Ru­hu bi­zim millî ru­hu­mu­za, millî vic­da­nı­mı­za, ak­lı­mı­za ay­kı­rı ge­li­yor­sa, is­te­di­ği ka­dar res­mi­yet ka­zan­sın bir po­li­ti­ka, ni­ha­yet hu­kuk içe­ri­sin­de ita­at eder­si­niz içi­niz­den ka­bul et­me­ye­rek. O dev­rin genç­li­ği de, o de­vir­de esen ha­va­yı eli­nin ter­siy­le it­miş ve Âkif'i bü­yük bir va­tan­se­ver ola­rak ebedî is­ti­ra­hatgâhı­na gö­tür­müş­tür.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Yal­çın­taş, sü­re­ni­ze beş da­ki­ka ila­ve edi­yo­rum şah­sı­nız adı­na söz ta­le­bi ol­du­ğu için.

Bu­yu­run.

NEV­ZAT YAL­ÇIN­TAŞ (De­vam­la) - Çok te­şek­kür edi­yo­rum.

De­mek ki, biz, Âkif ve Âkif gi­bi bü­yük Türk si­ma­la­rı­nı anar­ken bu­gü­nün prob­lem­le­ri­ni dü­şün­me­li­yiz, bu­gü­nün genç­li­ği­nin, bu­gü­nün ye­ni ye­ti­şen nes­lin ne gi­bi sos­yal, ma­ne­vi, kül­tü­rel ce­re­yan­lar­la kar­şı kar­şı­ya gel­di­ği­ni dü­şün­me­li­yiz, ruh­sal bo­zuk­luk­la­rı dü­şün­me­li­yiz. En ta­bii hak­kı olan nü­ma­yiş hak­kı­nı kul­la­nır­ken, İs­tan­bul'un Ka­dı­köy'ün­de çi­çek­le­ri sö­kü­yor. Çi­çek­le­ri yer­le­rin­den sök­müş­ler­dir ve bir­bir­le­ri­ne at­mak için de de­ğil, tah­rip et­mek için. Bu­na ba­kı­nız ve Âkif'in "Has­ta" şi­iri­ne ba­kı­nız, o rik­kat do­lu şi­iri­ne ba­kı­nız, taş­ra­dan ge­len bir gen­cin İs­tan­bul'da na­sıl has­ta­lan­dı­ğı­na ba­kı­nız, Ber­lin Ha­tı­ra­la­rı'na ba­kı­nız, Sü­ley­ma­ni­ye şi­iri­ne ba­kı­nız. Ora­da da rik­kat, mer­ha­met, yar­dım­laş­ma, ye­ni nes­lin en iyi şe­kil­de ye­tiş­me­si, Ba­tı'nın tu­zak­la­rı...

Al­man­ya bi­zim müt­te­fi­ki­miz­dir Bi­rin­ci Harp içe­ri­sin­de. Yan ya­na çar­pı­şı­yo­ruz Ça­nak­ka­le'de, şu­ra­da bu­ra­da. Göz­le­riy­le gör­müş, ku­lak­la­rıy­la işit­miş­tir o ne­sil Ber­lin so­kak­la­rın­da. İn­gi­liz bri­ga­de'la­rı, İn­gi­liz as­ke­ri Ku­düs'e gir­di­ğin­de -Türk Ku­düs'üne. Fa­lih Rıf­kı Atay'ın Zey­tin­da­ğı'nda onu gö­rür­sü­nüz- Ber­lin bay­ram yap­mış­tır. Çan­lar çal­ma­ya baş­la­mış, Türk­ler şa­şır­mış. Ber­lin'de Türk­ler de var, Âkif gi­bi, di­ğer­le­ri gi­bi. Ne­dir, ni­ye bu çan­lar bay­ram ya­pı­yor? Bü­tün bun­la­rı bil­me­miz la­zım, ye­ni nes­le ak­tar­ma­mız la­zım. Ha­ni bun­lar müt­te­fi­ki­miz­di? Ha­ni bi­zim Meh­met­çik on­la­rın em­rin­de, elin­de sün­gü si­per­le­re hü­cum edi­yor­du Fi­lis­tin cep­he­sin­den, efen­dim, Ku­tü­la­ma­ra'ya ka­dar? Çün­kü, Ba­tı'nın bir baş­ka ko­lu, İn­gi­liz Al­lenby Ku­düs'e gir­di. Ku­düs iş­gal edil­di, Türk­ler­den, Os­man­lı­dan, Müs­lü­man­dan kur­ta­rıl­dı on­la­ra gö­re ve on­lar bay­ram et­ti, müt­te­fik­le­ri­miz. Ya­ni, bu hat­la­rı gör­mez­sek...

Ay­nı şey Nâzım Hik­met için söy­len­di. Ka­tı­lı­yo­rum. Fa­kat vâris­le­ri­ni ik­na et­mek la­zım­dır. Ben me­za­rı­nı bi­li­yo­rum, git­mi­şim­dir, de­fa­aten git­mi­şim­dir. So­ru hâlin­de Sa­yın Ba­ka­nı­mı­za so­rul­du. Bun­lar da İs­tan­bul'da ya­şı­yor­lar. Vâris­le­ri bu ko­nu­nun pe­şi­ne düş­me­li­dir­ler. Hiç­bir va­tan ev­la­dı, bu va­tan­da doğ­muş olan bir in­sa­nı yad el­ler­de… O me­zar­lı­ğı da gi­den­ler gör­müş­tür; na­sıl bir me­zar­lık­tır, kim­ler ge­li­yor, kim­ler şey edi­yor? Her ta­ra­fı sa­lip­ler­le do­lu. Ge­ti­ril­me­li­dir ve bir sö­ğüt ağa­cı is­te­miş­tir, onun al­tı­na gö­mül­me­li­dir. Ama, lüt­fen… Bun­la­rı, zan­ne­di­yo­rum ki, po­li­ti­ka­cı­la­rın, resmî şey­le­rin hâlle­de­cek du­rum­la­rı yok­tu. Se­bep­le­ri var. Bu­ra­da bu kür­sü­yü iş­gal et­mek is­te­mi­yo­rum da­ha faz­la, ama, hu­kuk yo­luy­la vâris­le­ri me­se­le­nin pe­şi­ne düş­tü mü, ge­ti­ril­sin ve o va­tan ev­la­dı da o sö­ğüt ağa­cı­nın al­tı­na ve­ril­sin.

On­lar ay­nı ne­sil­ler­di. Meh­met Âkif sağ­ken, Tev­fik Fik­ret de şi­ir ya­zı­yor­du ve Nâzım Hik­met de bel­ki "Ana­do­lu Des­ta­nı"nı ka­le­me alı­yor­du. Bir­bi­ri­ne po­le­mik ya­pı­yor­lar­dı: "Ey ye­tim-i Sa­fa/ Dü­şün ki, son bir de­fa." İş­te, iki­si­nin Pe­ya­mi Sa­fa'yla ce­del­leş­me­le­ri. Bun­lar ay­nı nes­lin ay­nı he­ye­can­la­rı­nı ya­şa­mış in­san­lar, ama bu­na­lım nes­li­dir. Bir kıs­mı şa­hi­ka­ya git­miş­tir, bir kıs­mı ha­ta yap­mış ola­bi­lir. Bi­zim bun­la­ra bir­leş­ti­ri­ci göz­le bak­ma­mız la­zım.

Sa­yın Baş­ka­nı­mı­zın mü­sa­ma­ha­sı­nı su­is­ti­mal et­me­mek için -hep­si­nin ruh­la­rı şad ol­sun, mekânla­rı cen­net ol­sun- hür­met­le­ri­mi arz edi­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Yal­çın­taş.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 3- (1) Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de şah­sı adı­na söz is­te­yen Fa­ruk Ko­ca, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li… Yok.

Ala­et­tin Gü­ven, Kü­tah­ya Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run.

ALA­ET­TİN GÜ­VEN (Kü­tah­ya) - Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 1399 sı­ra sa­yı­lı İs­tik­lal Mar­şı­nın Ka­bu­lü­nü ve Meh­met Akif Er­soy'u An­ma Gü­nü İlan Edil­me­si Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 3'ün­cü mad­de­sin­de şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Her şey­den ön­ce, bu ya­sa, san­ki, Meh­met Âkif'in, ha­yat­ta iken, "Rah­met­le anıl­mak, ebe­di­yet bu­dur am­ma/Ses­siz ya­şa­dım, kim be­ni ne­re­den bi­le­cek­tir." mıs­ra­la­rı­na, Hükûme­ti­mi­zin ta­sa­rı­sı, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­mı­zın gay­ret­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin de, bu­ra­da, bir an­ma gü­nü ola­rak ta­sa­rı­yı ka­nun ha­li­ne ge­tir­me gay­ret­le­ri, bu mıs­ra­la­rın bir ce­va­bıy­dı gi­bi gel­di ba­na. Ta­bii, "Ses­siz ya­şa­dım, kim be­ni ne­re­den bi­le­cek­tir." di­yor; ama, bu mil­let bi­le­cek Meh­met Âkif'i, "Asım'ın nes­li" bi­le­cek Meh­met Âkif'i, kâh İs­tan­bul'da Fa­tih kür­sü­sün­de, Sü­ley­ma­ni­ye kür­sü­sün­de ge­zer­ken onu din­le­yen mil­let bi­le­cek, kâh Kas­ta­mo­nu Nas­rul­lah Ca­mi­si'nde ko­nuş­ma­la­rı­nı din­le­yen mil­let bi­le­cek, kâh Ta­cet­tin Dergâhı'nda, bir bül­bü­le "Eşin var, aşi­ya­nın var, ba­ha­rın var ki bek­ler­din." di­ye ser­ze­niş­te bu­lu­nur­ken te­ren­nüm et­ti­ği cüm­le­ler­le bi­le­ce­ği­miz Meh­met Âkif, her şey­den ön­ce, İs­tik­lal Sa­va­şı'mı­zın ka­za­nıl­ma­sın­da mut­lu, se­vinç­li ve ka­rar­lı­lı­ğı­nın so­nu­cu­nu gör­me­nin bah­ti­yar­lı­ğı­nı ya­şı­yor­du.

O, soh­bet­ler, ko­nuş­ma­lar İs­tik­lal Mar­şı'na gel­di­ğin­de, ya­ta­ğın­dan zor da ol­sa doğ­ru­lu­yor, kal­kı­yor ve ko­nuk­la­rı­na di­yor­du ki: "İs­tik­lal Mar­şı"… O gün­ler ne sa­mi­mi, ne he­ye­can­lı gün­ler­di. O şi­ir, mil­le­tin o gün­kü he­ye­ca­nı­nın bir ifa­de­si­dir. Bin­bir fa­cia kar­şı­sın­da bu­na­lan ruh­la­rın ıs­tı­rap­lar için­de ha­las da­ki­ka­la­rı­nı bek­le­di­ği bir za­man­da ya­zı­lan o marş, o gün­le­rin kıy­met­li bir ha­tı­ra­sı­dır. O şi­ir bir da­ha ya­zı­la­maz. Onu kim­se ya­za­maz, onu ben de ya­za­mam. Onu yaz­mak için o gün­le­ri gör­mek, o gün­le­ri ya­şa­mak la­zım. O şi­ir, ar­tık, be­nim de­ğil­dir, o, mil­le­tin ma­lı­dır. Be­nim, mil­le­ti­me kar­şı en kıy­met­li he­di­yem bu­dur." de­miş­tir.

Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; bü­tün okul­la­rı­mız­da haf­ta­nın ba­şı ve so­nu oku­du­ğu­muz İs­tik­lal Mar­şı bir ta­ze­len­me­dir, bir ye­ni­len­me­dir, bir di­na­mizm­dir, Türk di­li­nin en gü­zel ör­ne­ği­dir, muh­te­va­sı ve duy­gu­la­rı eş­siz­dir, fa­zi­let ve me­de­ni­ye­ti öne çı­kar­mak­tır, ümit­tir ve ay­dın­lı­ğa yol al­mak­tır. İs­tik­lal Mar­şı, te­fek­kür­dür, ruh­tur, he­ye­can­dır, hik­met­tir, şan­lı ma­zi­miz­dir, kah­ra­man­lık des­ta­nı­mız­dır, hey­bet­li kim­li­ği­miz ve ki­şi­li­ği­miz­dir. Dik bir du­ruş­tur İs­tik­lal Mar­şı; öz­gür­lü­ğün sim­ge­si­dir, ma­ne­vi­yat sem­bo­lü­dür, ka­rar­lı­lık, yurt­se­ver­lik, öz­gür­lük aş­kı ve çağ­daş­lık­tır.

İs­tik­lal Mar­şı'mı­zın şa­iri Meh­met Âkif Er­soy'a ge­lin­ce: O, ör­nek bir şah­si­yet, an­lam­lı bir kim­lik­tir. İman ve ah­lak abi­de­si­dir. Mert ve sar­sıl­maz bir ka­rak­ter­dir. Mil­le­tin ta ken­di­si bir in­san­dır. Top­lu­mun der­di­ni ken­di­ne dert edin­miş bir sa­nat­çı­dır. Bu top­rak­la­rın in­sa­nı­dır. Meh­met Âkif yer­li­dir, yer­li dü­şün­ce­nin, yer­li te­fek­kü­rün ada­mı ve bir ifa­de­si­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Gü­ven, lüt­fen, to­par­la­yın.

ALA­ET­TİN GÜ­VEN (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum.

Hal­kın duy­gu ve dü­şün­ce­siy­le  do­nan­mış bir ya­pı­dır. İs­tik­ba­li bü­tün re­fa­hıy­la ar­zu eden bir mü­te­fek­kir­dir. Yol gös­te­ri­ci­dir. Dü­şün­ce ada­mı, fi­kir ön­de­ri­dir. Meh­met Âkif his ve fi­kir­le­ri, mil­le­tin ve ta­ri­hin bi­rer mo­ti­fi ve tez­yi­ni­dir, sü­sü­dür. Meh­met Âkif Er­soy'un alt­mış üç yıl­lık öm­rü bir des­tan gü­zel­li­ğiy­le geç­ti. O bi­zim mü­te­fek­kir şa­ir­le­ri­miz­den­dir. Ümi­di­mi­zin, ima­nı­mı­zın, çi­le­mi­zin, va­tan­se­ver­li­ği­mi­zin, hür­ri­yet aş­kı­mı­zın şa­iri­dir. Âkif'in de­di­ği gi­bi "Al­lah, bu mil­le­te bir da­ha İs­tik­lal Mar­şı yaz­dırt­ma­sın." Ama Meh­met Âkif­ler hep ol­sun, hep ol­sun… Onun ifa­de­siy­le, onun öğü­düy­le şöy­le dü­şün­sün­ler: "İh­ti­yar am­ca­nı din­ler mi­sin oğ­lum Nev­ruz?/Ne bü­yük söy­le, ne çok söy­le;/Yi­ğit iş­te ge­rek;/Sö­zü bol, kar­nı ge­niş soy­la­rı tak­lit et­me;/Özü bir, sö­zü bir adam ol, ır­kı­na çek."

Bu­nun Asım'ın nes­li­ne, ge­le­cek ku­şak­la­ra da bir öğüt ola­rak kal­ma­sı te­men­ni­siy­le tek­rar he­pi­ni­zi sev­gi ve say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Gü­ven.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

4'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 4- (1) Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Enis Tü­tün­cü, Te­kir­dağ mil­let­ve­ki­li… (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­yu­run Sa­yın Tü­tün­cü.

CHP GRU­BU ADI­NA ENİS TÜ­TÜN­CÜ (Te­kir­dağ) - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi sev­giy­le, say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ön­ce­lik­le, Sa­yın Nev­zat Yal­çın­taş Ho­ca­mı­za o gü­zel ko­nuş­ma­sı için te­şek­kür edi­yo­rum. Di­ğer ar­ka­daş­la­rın ko­nuş­ma­la­rı da gü­zel­di. Ama, Sa­yın Nev­zat Yal­çın­taş Ho­ca­mız ko­nuş­ma­sın­da, kü­re­sel­leş­me, em­per­ya­lizm ve va­tan sev­gi­si, yurt sev­gi­si açı­sın­dan Meh­met Âkif Er­soy'u an­lat­tı­lar. Ben­ce son de­re­ce an­lam­lı bir ko­nuş­may­dı. Ho­ca­mı­za te­şek­kür­le­ri­mi­zi ve şük­ran­la­rı­mı­zı su­nu­yo­rum.

NEV­ZAT YAL­ÇIN­TAŞ (İs­tan­bul) - Es­tağ­fu­rul­lah.

ENİS TÜ­TÜN­CÜ (De­vam­la) - Ben, ko­nuş­ma­mın az ön­ce­ki bö­lü­mün­de Meh­met Âkif'i, Ana­do­lu fel­se­fe­si, Ana­do­lu hü­ma­niz­ma­sı açı­sın­dan di­le ge­tir­me­ye ça­lış­tım ve Meh­met Âkif'i bir in­san ola­rak, bir sa­nat ada­mı ola­rak, bir şa­ir ola­rak Ana­do­lu in­san­cıl­lı­ğı ışı­ğı al­tın­da in­ce­le­me­ye ça­lış­mış­tım. Şim­di bu­ra­dan, as­lın­da bu fel­se­fe­nin, Tür­ki­ye'de Ana­do­lu ve Ru­me­li İs­la­mi­yet yo­ru­mu­nu oluş­tur­du­ğu­nu, izin ve­rir­se­niz, dik­kat­le­ri­ni­ze sun­mak is­ti­yo­rum.

Ko­nu­nun da­hi iyi an­la­şıl­ma­sı açı­sın­dan, Ana­do­lu in­san­cıl­lı­ğı­nı oluş­tu­ran en önem­li ır­mak Ma­ve­ra­ün­ne­hir'den, Or­ta As­ya'dan göç­ler­le ko­pup ge­len ta­sav­vuf ve fel­se­fe akım­la­rı, dü­şün­ce akım­la­rı, Hay­da­ri­lik ve Ye­se­vi­lik şek­lin­de gel­di­ği­ni ifa­de et­miş­tim. Bu çer­çe­ve­de, Ana­do­lu hü­ma­niz­ma­sı dü­şün­ce akı­mı­nın İs­lam an­la­yı­şı­nın da na­sıl bir an­la­yış ol­du­ğu­nu, te­mel­de ne yat­tı­ğı­nı an­la­ya­bil­mek için Ho­ca Ah­med Ye­se­vi'nin bir dört­lü­ğü­nü siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

De­miş ki Ah­med-i Ye­se­vi:

"Sün­net imiş, kâfir de ol­sa, in­cit­me sen;

Hü­da bîzar­dır ka­tı yü­rek­li gö­nül in­ci­ten­den;

Al­lah şa­hit, öy­le ku­la ha­zır­dır Siccîn; -ya­ni ce­hen­nem-

Bil­gin­ler­den du­yup bu sö­zü söy­le­dim iş­te."

Ne ka­dar mü­te­va­zı, in­san­cıl­lık te­me­lin­de di­ğer din­le­re kar­şı, di­ğer inanç­la­ra kar­şı hoş­gö­rüy­le, ku­cak­la­may­la yak­la­şan bir an­la­yış.

Şim­di, bi­raz son­ra ge­le­ce­ğim nok­ta­nın da­ha iyi an­la­şıl­ma­sı açı­sın­dan, al­tı­nı çiz­mek mec­bu­ri­ye­tin­de­yim bir nok­ta­nın. Şu­dur: 13'ün­cü yüz­yıl Ana­do­lu hü­ma­niz­ma­sı, an­tik Ana­do­lu kül­tü­rü­nün çok tan­rı­lı hü­ma­niz­ma­sıy­la ve­ya bu­gün­kü Ba­tı tar­zı din­ler üs­tü bir hü­ma­niz­ma an­la­yı­şıy­la ka­rış­tı­rıl­ma­ma­lı­dır. Bu hü­ma­niz­ma, Ana­do­lu'da­ki Ho­ca Ah­med Ye­se­vi'yle ve az ön­ce söy­le­me­ye ça­lış­tı­ğım ta­sav­vuf dü­şün­ce sis­tem­le­ri­nin ay­nı po­ta­da eri­til­me­siy­le oluş­tu­ru­lan Ana­do­lu halk İs­la­mı'nın ken­di­ne öz­gü in­san­cıl­lık hü­ma­niz­ma an­la­yı­şı­dır. Şim­di, bu an­la­yış, bu dü­şün­ce akı­mı, fel­se­fe akı­mı, ta­sav­vuf fel­se­fe bir ara­da Os­man­lı coğ­raf­ya­sı­na geç­ti ve o Os­man­lı coğ­raf­ya­sı­nın be­lir­li, önem­li bir bö­lü­mü­ne -Ru­me­li dâhil- hâkim ol­du ve ne­sil­den ne­si­le ge­çe­rek, bu­gün­kü ya­şa­dı­ğı­mız ça­ğa gel­di. Da­ya­nış­ma­cı bir halk kül­tü­rü ola­rak bi­zim içi­miz­de, her ya­nı­mız­da ya­şı­yor ve bu, 13'ün­cü yüz­yıl­da­ki Ana­do­lu in­san­cıl­lı­ğı, bi­ze gö­re, Ana­do­lu ve Ru­me­li İs­la­mi­yet yo­ru­mu­nu ya­rat­mış­tır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bi­le­bil­di­ği­miz ka­da­rıy­la, İs­la­mi­yet'in, şu an­da, yüz do­la­yın­da yo­ru­mu var­dır. Ay­rın­tı­ya gir­mi­yo­rum. O yo­rum­lar­dan bir ta­ne­si de, Ana­do­lu ve Ru­me­li İs­la­mi­yet yo­ru­mu­dur. Bu­na, kı­sa­ca "Tür­ki­ye Müs­lü­man­lı­ğı" de­mek du­ru­mun­da­yız, mec­bu­ri­ye­tin­de­yiz. Ana­do­lu yo­ru­mu çok fark­lı, ya­ni, di­ğer yo­rum­lar­dan çok fark­lı. Bu­ra­da, son de­re­ce üs­tün -ba­na gö­re- bu ko­nu­da ar­ka­daş­la­rı­mız var. Bu ko­nu­da, da­ha öte­de bir açı­lım yap­mak is­te­mi­yo­rum. Ama, için­de ya­şa­dı­ğı­mız ko­şul­lar­da ko­nu­nun an­la­şıl­ma­sı açı­sın­dan vur­gu­la­mak mec­bu­ri­ye­tin­de­yim ki, şu an­da, dün­ya yü­zün­de, yüz do­la­yın­da ya­pı­lan İs­la­mi­yet yo­ru­mu­nun en muh­te­şe­mi Ana­do­lu ve Ru­me­li yo­ru­mu­dur. Ya­ni, Tür­ki­ye Müs­lü­man­lı­ğı­dır. Bu­nun da te­me­lin­de, Mevlânâ'nın açı­lı­mı, Ha­cı Bek­taş Ve­li'nin açı­lı­mı, Ahi Ev­ran'ın açı­lı­mı, Şeyh Ede­ba­li'nin, Şeyh Ga­lib'in, Ana­do­lu fel­se­fe­ci­le­rin, Ha­cı Bay­ram Ve­li'nin açı­lı­mı ve Meh­met Âkif de o zin­cir hal­ka­sın­dan ge­li­yor.

Bu­nun kıy­me­ti­ni bil­me­li­yiz. Tür­ki­ye Müs­lü­man­lı­ğı­na sa­hip çık­ma­lı­yız. Ya­ni, şim­di, ba­zı­la­rı di­yor­lar ki, Tür­ki­ye'de­ki Müs­lü­man­lık an­la­yı­şı ye­ter­siz. Bir sı­ra­lar mol­la an­la­yı­şı rüzgârla­rı es­ti­ril­di, şim­di Veh­habî an­la­yı­şı rüzgârla­rı es­ti­ri­li­yor. Ben an­la­mak­ta güç­lük çe­ki­yo­rum. Eğer, Tür­ki­ye'de ya­şa­dı­ğı­mız bu za­man ke­si­tin­de bu yo­rum­lar­la va­kit kay­be­de­cek isek, şöy­le bir so­ru ak­la gel­mi­yor mu: "Ya bi­zim bin yıl­dan be­ri bu coğ­raf­ya­da de­de­le­ri­miz ya­şa­mış. De­mek ki tam Müs­lü­man de­ğil­mi­şiz de, şim­di İs­la­mi­yet'i aca­ba, iş­te, han­gi yo­rum­dan öğ­re­ne­ce­ğiz?" Bu tar­tış­ma­ya ge­li­riz. Bu ne­den­le, Âkif'i an­lar­ken, bu nok­ta­la­rı an­la­mak mec­bu­ri­ye­tin­de­yiz di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Ba­kı­nız, o ka­dar kök­lü ve muh­te­şem bir ta­rih­sel zen­gin­lik­ten ge­li­yor ki, az ön­ce Ana­do­lu'nun, Ana­do­lu ça­na­ğın­da­ki o ta­rih ön­ce­si çağ­lar­dan bu ya­na uza­nan inanç, fel­se­fe ve dü­şün­ce akım­la­rın­dan söz et­tim.

Ba­kı­nız, Ana­do­lu fel­se­fe­si­nin kül­tü­rel kök­le­ri İsa'dan bin beş yüz yıl ön­ce ya­şa­mış ba­zı ozan­lar­da çı­kı­yor. Bin beş yüz yıl ön­ce, ör­ne­ğin, Ana­do­lu'da ya­şa­mış İz­mir­li ün­lü Ho­me­ros'un İl­ya­da Des­ta­nı'nda or­ta­ya çı­kı­yor. Bi­li­yor­su­nuz, ün­lü Tru­va Sa­va­şı'nı an­la­tır Ho­me­ros'un İl­ya­da Des­ta­nı. Ho­me­ros'un İl­ya­da Des­ta­nı'nda Hek­tor'un ölü­mü­nü an­la­tan di­ze­ler ay­nen şöy­le­dir, Ho­me­ros an­la­tı­yor Hek­tor'un ölü­mü­nü: "Uç­tu ca­nı göv­de­sin­den yol­lan­dı Ha­des'e (Ha­des, öbür dün­ya)/Gü­cün­den, ka­de­rin­den kop­tu, genç­li­ği­ne ağ­la­ya ağ­la­ya."

Ho­me­ros ca­nın be­den­den uç­tu­ğu­nu söy­lü­yor İsa'dan bin beş yüz yıl ön­ce. Ho­me­ros'tan iki bin ye­di yüz el­li yıl son­ra Ana­do­lu'da ya­şa­mış olan Ko­ca Yu­nus'ta da can uçu­yor: "Can be­den­den uçun­ca, men­zi­li­ne gö­çün­ce..." Bu­gün de can uçu­yor, can be­den­den uçu­yor. Bu Ana­do­lu fel­se­fe­si­nin, Ana­do­lu ve Ru­me­li İs­la­mi­yet an­la­yı­şı­nı, yo­ru­mu­nu ve Tür­ki­ye Müs­lü­man­lı­ğı­nı oluş­tu­rur­ken, ne ka­dar de­rin­den kök­ler­le bes­len­di­ği­ni dik­kat­le­ri­ni­ze sun­mak is­ti­yo­rum.

20'nci yüz­yı­la ge­lin­ce, ba­kı­nız, 20'nci yüz­yıl­da, Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; Mevlânâ'da -az ön­ce di­ze­ler söy­le­dim- bir­çok şa­ir­de, bu ara­da Meh­met Âkif'te, Ana­do­lu hü­ma­niz­ma­sı­nın esin­ti­le­ri­ni, iz­le­ri­ni gö­rü­yo­ruz, Tev­fik Fik­ret'te gö­rü­yo­ruz, Na­zım Hik­met'te gö­rü­yo­ruz, Mus­ta­fa Ke­mal'de gö­rü­yo­ruz. Bir zin­ci­rin hal­ka­la­rı­nı, İsa'dan ön­ce­ki in­san­lık ta­ri­hin­de iz bı­rak­mış olan in­san­lar­la, o in­san­lık hal­ka­la­rı­nı bir ara­ya ge­tir­me­miz la­zım ve şu an­da, Tür­ki­ye'de­ki Müs­lü­man­lık an­la­yı­şı­nı, yo­ru­mu­nu çok iyi özüm­se­me­miz  la­zım. Eğer bu kut­sal ça­tı al­tın­da bu­gün ko­nu­şa­bi­li­yor isek ve bu kut­sal ça­tı­da Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal ve ar­ka­daş­la­rı o mü­te­va­zı ko­şul­lar­da ko­nu­şa­bil­miş ise ve bu kut­sal ça­tı al­tın­da Meh­met Âkif Er­soy'un o ün­lü di­ze­le­ri, göz­yaş­la­rıy­la, al­kış­lar­la ka­bul edi­le­bil­miş ise bu­nu, Tür­ki­ye Müs­lü­man­lı­ğı yo­ru­mu­na borç­lu­yuz. Bu­nu bil­mek mec­bu­ri­ye­tin­de­yiz: Tür­ki­ye Müs­lü­man­lı­ğı.

Bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le, bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nın, tek­rar, ha­yır­lı, uğur­lu ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. He­pi­ni­zi sev­gi ve say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Tü­tün­cü.

Sa­yın Koç, bir söz ta­le­bi­niz var…

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Sa­yın Baş­kan, ye­rim­den kı­sa bir açık­la­ma ya­pa­bi­lir mi­yim?

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Koç.

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür edi­yo­rum.

Ön­ce­lik­le, bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nı ha­zır­la­yan ar­ka­daş­la­rı­ma te­şek­kür edi­yo­rum; da­ha son­ra da hem tü­mü üze­rin­de hem mad­de­ler üze­rin­de söz alan ar­ka­daş­la­rı­ma te­şek­kür edi­yo­rum; özel­lik­le de Nev­zat Yal­çın­taş Ho­ca'ya bir ke­re da­ha te­şek­kür edi­yo­rum, ba­zı ger­çek­ler­le bu­luş­tur­du bi­zi. Za­man za­man ben de ko­nuş­ma­la­rım­da di­le ge­tir­me­ye ça­lı­şı­yo­rum -si­ya­si içe­rik­te olu­yor bu ko­nuş­ma­lar ge­nel­lik­le ama- bu "kü­re­sel­leş­me" de­di­ği­miz sü­re­cin, millî kim­li­ği, millî bü­tün­lü­ğü ve­ya ulu­sal kim­li­ği, ulu­sal bü­tün­lü­ğü -na­sıl ta­rif eder­se­niz edin- eroz­yo­na uğ­rat­ma­sı kar­şı­sın­da, bir kar­şı millî/ kar­şı ulu­sal ref­leks ser­gi­le­mek ge­rek­ti­ği ve bu­nun olum­suz et­ki­le­ri­ne kar­şı ulus­ça dik dur­ma ge­re­ği­nin al­tı­nı çiz­di Ho­ca. Bu­na ben de bü­tün yü­re­ğim­le ka­tı­lı­yo­rum. Bu­nun, ta­bii, eko­no­mik bo­yu­tu var, si­ya­si bo­yu­tu var; çe­şit­li açı­lar­dan bu ko­nu­yu has­sa­si­yet­le de­ğer­len­dir­mek ge­re­ki­yor.

Ben, şu­nu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum: Meh­met Âkif'in şi­iri­nin adı İs­tik­lal Şi­iri, marş hâli­ne gel­me­si rah­met­li Ze­ki Ün­gör'ün sa­ye­sin­de. Ya­ni, 12 Mar­tı, bir ka­nun­la, an­ma gü­nü­ne çe­vi­rir­ken, bu İs­tik­lal Şi­iri'nin bes­te­ci­si Ze­ki Ün­gör'ü unut­mak ol­maz, onun adı­nı bu­ra­da tu­ta­na­ğa ge­çir­me­den geç­mek ol­maz. Hat­ta, bit­me­den bir öner­ge ve­ri­lir­se, İs­tik­lal Şi­iri, Meh­met Âkif Er­soy ve bes­te­ci­si Ze­ki Ün­gör... Ya­ni, ye­ni ye­ti­şe­cek ku­şak­lar bu bü­tün­lü­ğü de öğ­ren­sin­ler, bil­sin­ler ve ka­nun ta­sa­rı­sın­da Ze­ki Ün­gör'ün de adı­nın geç­me­si son de­re­ce önem­li.

Ben, bu ko­nu­yu dik­kat­le­ri­ni­ze ge­tir­mek is­te­dim. Söz hak­kı ol­ma­dı­ğı için ye­rim­den bu ta­lep­te bu­lun­dum. Du­yar­lı­lı­ğı­nız için te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, şah­sı adı­na söz is­te­yen Sa­mi Güç­lü, Kon­ya Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Güç­lü. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

SA­Mİ GÜÇ­LÜ (Kon­ya) - Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bu­gün Mec­li­si­miz fev­ka­la­de özel bir gün ya­şı­yor. Grup­lar ara­sın­da­ki ahenk, ile­ti­şim, bil­gi alış­ve­ri­şi, hoş­gö­rü ve or­tak pay­da­nın bü­yük­lü­ğü ko­nu­sun­da duy­duk­la­rı­mız se­vin­di­ri­ci; özel­lik­le son gün­ler­de ya­şa­dı­ğı­mız bir ola­ğa­nüs­tü­lük or­ta­mı içe­ri­sin­de âde­ta ken­di­mi­ze gel­dik ve ka­lı­cı ola­nın, or­tak pay­da­nın, or­tak de­ğer­le­rin öne­mi­ne vur­gu yap­tık. Ben de doğ­ru­su bun­dan et­ki­len­dim.

Baş­ta, ben de "Çok Kıy­met­li Ho­cam" di­ye­ce­ğim -as­lın­da Plan­la­ma­da ça­lış­tı­ğı yıl­lar­da, ta 1971 yı­lın­da ken­di­si­ni zi­ya­ret ede­rek, dü­şün­ce­le­rin­den fay­da­lan­dı­ğım, kü­tüp­ha­ne­sin­den fay­da­lan­dı­ğım- Sa­yın Enis Tü­tün­cü'nün ko­nuş­ma­sı, doğ­ru­su, sa­de­ce Nev­zat Ho­cam'ı de­ğil be­ni de çok et­ki­le­di. Odam­da din­ler­ken, bu ko­nu­ya, bu ka­nun ta­sa­rı­sı­na kat­kı yap­ma­yı dü­şün­düm. Do­la­yı­sıy­la, uzun bir ara­dan son­ra hu­zu­ru­nuz­da­yım. Tek­rar, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum ve de­va­mın­da da Sa­yın Nev­zat Yal­çın­taş'a, Kü­tah­ya Mil­let­ve­ki­li­miz Ala­et­tin Bey'e, Re­cep Ga­rip Bey'e, Av­ni Do­ğan Bey'e de te­şek­kür edi­yo­rum.

Efen­dim, ben, Âkif'le il­gi­li ko­nu­lar­da, ede­bi­yat, sa­nat, dü­şün­ce yö­nün­den de­ğil de onun ka­rak­te­riy­le il­gi­li ba­zı hu­sus­la­rı siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

Bu­nun, bu­gün de Türk top­lu­mu­nun, he­pi­mi­zin çok fay­da­la­na­ca­ğı­mız yön­le­riy­le or­ta­ya ko­na­ca­ğı­na ina­nı­yo­rum. Bu hu­sus­ta bil­gi sa­hi­bi olan ar­ka­daş­la­rı­mız­da şüp­he­siz, be­nim ifa­de­le­rim, an­la­ta­cak­la­rım sa­de­ce bir ha­tır­lat­ma do­ğu­ra­cak, ama, ba­zı­la­rı­mız için Âkif'in de­ği­şik bir yö­nü­nü or­ta­ya ko­ya­ca­ğız. Ben, mü­sa­ade­niz­le, on­lar hak­kın­da bir­kaç cüm­le söy­le­me­nin ve do­la­yı­sıy­la, Âkif'i an­la­ma­nın, as­lın­da or­tak bir pay­da­nın bü­yü­me­si ve bir­bi­ri­mi­zi da­ha iyi an­la­ma­mı­za ve­si­le ola­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum.

Âkif Bey, ev­ve­la, Millî Mü­ca­de­le'ye Ata­türk'ün da­ve­tiy­le ka­tıl­mış bir şah­si­yet­tir. Ali Şük­rü Bey'in biz­zat ge­le­rek, evin­de yap­tı­ğı kı­sa ko­nuş­ma­dan son­ra, "Ben, ar­tık git­me­li­yim; bir da­vet al­dım." di­ye yo­la çı­kar, on iki ya­şın­da­ki oğ­luy­la be­ra­ber ve ba­zı kay­nak­lar­da  Ali Şük­rü Bey'in de be­ra­ber ol­du­ğu­na rast­lı­yo­ruz. Do­la­yı­sıy­la, An­ka­ra'ya ge­lir. Uzun yol­cu­luk­tan son­ra Mec­li­se ge­lir ve Mec­li­sin ka­pı­sın­da Mus­ta­fa Ke­mal'le kar­şı­la­şır. Mus­ta­fa Ke­mal Pa­şa: "Si­zi bek­li­yor­dum efen­dim, tam za­ma­nın­da gel­di­niz. Şim­di gö­rüş­mek ka­bil ol­ma­ya­cak, ben si­ze ge­li­rim." der -çün­kü, bir prog­ra­mı var­dır- ay­rı­lır, ama, ge­li­şi Hâki­mi­ye­ti Mil­li­ye'de ha­ber olur. Der ki: "Bü­yük şa­ir An­ka­ra'ya gel­di. Ken­di­si­nin ge­li­şin­den do­la­yı teb­rik edi­yo­ruz, kut­lu­yo­ruz. Cu­ma gü­nü hal­ka hi­tap ede­cek­tir." Do­la­yı­sıy­la, mil­le­te de du­yu­ru­lur Âkif'in Mil­lî Mü­ca­de­le'ye ka­tıl­dı­ğı.

Bun­lar ve Millî Mü­ca­de­le içe­ri­sin­de, Ça­nak­ka­le şe­hit­le­ri­ne yö­ne­lik ola­rak Ça­nak­ka­le Des­ta­nı'nı yaz­ma­sı; ar­ka­sın­dan, mart ayın­da ken­di­sin­den İs­tik­lal Mar­şı'nın ya­zıl­ma tek­li­fiy­le il­gi­li hu­sus­la­rı ar­ka­daş­la­rı­mız an­lat­mış­lar­dır.

Ben, Âkif'in, bu Türk top­lu­mu­nun -Enis Bey bi­raz ön­ce söy­le­di- Yu­nus Em­re, Mevlânâ, Ha­cı Bek­taş Ve­li'den son­ra en çok sev­di­ği bu in­sa­nın ka­rak­te­riy­le il­gi­li bir­kaç hu­sus arz et­mek is­ti­yo­rum.

Ev­ve­la, efen­dim, onun oku­ma­ya yö­ne­lik tut­ku­su ve dav­ra­nı­şıy­la il­gi­li bir bil­gi ak­tar­mak is­ti­yo­rum. Oku­ma­ya çok er­ken yaş­ta baş­lar ve bu oku­ma  tut­ku­su öy­le bir hâl alır ki, bil­di­ği bir ko­nu­yu, ar­ka­daş­la­rıy­la bir­lik­te okur ki­ta­bı ve ken­di­si an­la­tır, ama, bil­me­di­ği bir ko­nu­da ise bir ki­ta­bı bir bi­len­den din­ler. Şeyh Bed­red­din'in Va­ri­dat'ını Şey­hü­lis­lam Mu­sa Kâzım Efen­di okur, Âkif ve ar­ka­daş­la­rı din­ler, tar­tı­şır­lar, an­la­ma­ya ça­lı­şır­lar; ama, Mevlânâ'nın Mes­ne­vi'si­ni Âkif okur ar­ka­daş­la­rı­na, ay­nı za­man­da açık­lar. Onun oku­mak­tan mu­ra­dı bu­dur.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Güç­lü, lüt­fen to­par­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

SA­Mİ GÜÇ­LÜ (De­vam­la) - Çok zen­gin ol­ma­yan bir kü­tüp­ha­ne­si var­dır, ama, bu kü­tüp­ha­ne­de okun­ma­mış ki­tap yok­tur ve Meh­met Âkif dört de­fa oku­ma­dı­ğı ki­ta­ba "oku­dum" de­mez. Ki­ta­bı da böy­le bir çer­çe­ve içe­ri­sin­de okur.

Meh­met Âkif'in nük­te­dan bir ki­şi ol­du­ğu hu­su­sun­da çok faz­la bir bil­gi­miz yok­tur, ama, Türk di­li­ni çok iyi bi­len, sa­de­ce Türk di­li­ni de­ğil, Fran­sız­ca­yı, Arap­ça­yı, Fars­ça­yı bi­len, Kur'an-ı Ke­rim'in ter­cü­me­si­ni yap­ma ko­nu­sun­da 1925 yı­lın­da dev­le­tin, ya­ni, Di­ya­net İş­le­ri Baş­kan­lı­ğı­nın gö­rev ver­di­ği Âkif, ay­nı za­man­da la­ti­fe­ler­den hoş­la­nan, çok gü­zel nük­te­ler ya­pan bir in­san­dır. Bu­nun­la il­gi­li sa­yı­sız ör­nek­ler var­dır. Ta­bii, asıl mes­le­ği ve­te­ri­ner­lik­tir. Mu­zip bir genç, ken­di­si­ne, dal­ga geç­mek, alay et­mek için "Efen­dim, si­zin mes­le­ği­niz ga­li­ba bay­tar­lık." de­yin­ce, hiç al­dır­maz, dö­ner ba­kar, "Ga­li­ba bir ye­ri­niz ağ­rı­yor." di­ye so­rar. Do­la­yı­sıy­la, o gen­cin bu mu­zip tav­rı­na kar­şı in­ce es­pri an­la­yı­şı­nı or­ta­ya ko­yar. Da­ha baş­ka, bu­nun­la il­gi­li bir­çok hu­sus var­dır, ama, Âkif için söy­le­ne­cek en önem­li ka­rak­ter, onun bir inanç ada­mı, bir dü­şün­ce ada­mı ol­ma­sı­dır ve bu ko­nu­da çok il­ke­li­dir. Âkif'in il­ke­li bir in­san ol­ma­sı ko­nu­sun­da bu­gün bu top­lu­mun her ke­si­mi­nin ih­ti­yaç du­ya­ca­ğı bir dav­ra­nış tar­zı var­dır.

İkin­ci Meş­ru­ti­yet ilan edi­lir. Ab­dül­ha­mit, ar­tık uzak­laş­tı­rıl­mış­tır ik­ti­dar­dan bir ba­kı­ma ve dev­rin ay­dın­la­rı İt­ti­hat Te­rak­ki'ye üye olur­lar. Bir grup ar­ka­daş Meh­met Âkif'i de İt­ti­hat Te­rak­ki'ye üye yap­mak için ik­na eder ve gi­der­ler. On gün son­ra­dır, 1908 ih­ti­la­lin­den on gün son­ra. Âkif, o üye ol­mak için önü­ne uza­tı­lan ye­min met­ni­ne ba­kın­ca şu ifa­dey­le kar­şı­la­şır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Güç­lü, lüt­fen, te­şek­kür için açı­yo­rum.

Bu­yu­run.

SA­Mİ GÜÇ­LÜ (De­vam­la) - "Ce­mi­ye­tin bü­tün emir­le­ri­ne ka­yıt­sız şart­sız ita­at ede­ce­ğim." ifa­de­si­ni gö­rün­ce üye ol­mak­tan vaz­ge­çer. Der ki: "Ben böy­le bir ye­mi­ne, ta­ah­hü­de uy­gun ha­re­ket ede­mem. Ben an­cak 'ce­mi­ye­tin doğ­ru olan ka­rar­la­rı­na uya­ca­ğım' di­ye ye­min ede­bi­li­rim." Âkif'in bu iti­ra­zı, İt­ti­hat Te­rak­ki yö­ne­ti­mi ta­ra­fın­dan da uy­gun bu­lu­nur ve ye­min met­ni de­ğiş­ti­ri­lir ve Âkif an­cak öy­le üye olur.

Onun dı­şın­da, ben, yi­ne dö­ne­min özel­li­ği, as­kerî ka­rak­te­ri­ne dik­kat çe­ke­rek bir şey söy­le­mek is­ti­yo­rum: Ta­lat Pa­şa baş­ta ol­mak üze­re, Hükûme­tin üye­le­riy­le ya­kın iliş­ki­si var­dır geç­miş­te, ay­nı okul­da ça­lış­mış­lar­dır Edir­ne'de Ta­lat Pa­şa'yla be­ra­ber. Fa­kat, ta­bii, da­ha son­ra Baş­ba­kan­lı­ğa ge­lir Ta­lat Pa­şa. Bu sı­ra Ka­ra Ke­mal de, ay­nı za­man­da dev­rin çok önem­li bir is­mi­dir. Bir gün Ka­ra Ke­mal'e ar­ka­daş­la­rı şöy­le der­ler: "Efen­dim, ce­mi­ye­ti­mi­zin aley­hi­ne bir fe­sat or­ga­nı, bir ör­güt tes­pit et­tik, ama, için­de de Meh­met Âkif'in adı var bu lis­te­nin için­de." "Ve­rin ba­na dos­ya­yı."der Ka­ra Ke­mal, alır. "Meh­met Âkif'in için­de bu­lun­du­ğu ce­mi­yet­ten bu ül­ke­ye za­rar gel­mez. O, bir fe­sat ce­mi­ye­ti de­ğil­dir." der ve dos­ya­yı iş­le­me koy­maz.

Âkif'le il­gi­li, onun esas ka­rak­te­riy­le il­gi­li, tu­tum ve dav­ra­nış­la­rıy­la il­gi­li hu­sus­lar­dan son bir ör­nek ver­mek is­ti­yo­rum, Sa­yın Baş­ka­nın yük­sek mü­sa­ade­siy­le: İt­ti­hat Te­rak­ki Dö­ne­min­de çı­kar­dı­ğı der­gi de­fa­lar­ca ka­pa­nır. Üye­si­dir ce­mi­ye­tin, ama, de­fa­lar­ca ka­pa­nır. Yi­ne, bir gün, der­gi­nin ya­zı­ha­ne­sin­de bir ar­ka­da­şıy­la yer sof­ra­sın­da tek kap­tan, tek çe­şit ye­me­ği yer­ken ka­pı ça­lı­nır. İçiş­le­ri Ba­ka­nı­nın Özel Ka­lem Mü­dü­rü ge­lir. Alır­lar içe­ri, hâl, ha­tır so­rar­lar. "Bu­yu­run, ne­dir ar­zuhâli­niz?" de­yin­ce, "Efen­dim, ya­zı­la­rı­nız­dan Sa­yın Na­zır çok ra­hat­sız olu­yor. Bu hu­sus­ta siz­den is­tir­ha­mı­mız var. Lüt­fen, ifa­de­le­ri­ni­zi ve ya­zı­la­rı­nı­zı bu hu­sus­ta bi­raz dik­kat­li se­çin, çok ra­hat­sız­lık do­ğu­ru­yor." de­yin­ce, Âkif Bey ar­ka­da­şı­na ba­kar, yer sof­ra­sı­na ba­kar, ge­len Özel Ka­lem Mü­dü­rü­ne ba­kar, son­ra der ki: "Bak, ben ku­ru fa­sul­ye yi­yo­rum, yer sof­ra­sın­da yi­yo­rum. Na­zı­rı­na söy­le, du­ru­mu­nu dü­zelt­sin. Eğer o du­ru­mu­nu dü­zelt­mez­se biz yaz­ma­ya de­vam ede­ce­ğiz. Âkif Bey'in tek tas­tan, tek çe­şit ye­mek­ten, yer sof­ra­sın­da ku­ru fa­sul­ye ye­di­ği­ni söy­le."

Ben, o bü­yük şa­iri­mi­zin, ay­nı za­man­da, bir şah­si­yet abi­de­si, bir ka­rak­ter abi­de­si ol­du­ğu­na dik­ka­ti­ni­zi çe­ki­yo­rum. Ken­di­si­ni hür­met­le anı­yor, bu ta­sa­rı­yı gün­de­me ge­ti­ren ar­ka­daş­la­rı­mı­zı kut­lu­yor, des­tek ve­ren say­gı­de­ğer mu­ha­le­fet par­ti­si gru­bun­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mı­zı ve AK Par­ti Gru­bu­na men­sup ar­ka­daş­la­rı­mı­zı say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Te­şek­kür edi­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Güç­lü.

Mad­de üze­rin­de şah­sı adı­na söz is­te­yen Üm­met Kan­do­ğan, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Kan­do­ğan. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­niz­li) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bü­yük in­san Meh­met Âkif'e gös­ter­miş ol­du­ğu­muz bu ve­fa duy­gu­sun­dan do­la­yı, bu­nu ve­si­le kı­lan bü­tün il­gi­li­le­re hu­zur­la­rı­nız­da te­şek­kür et­mek is­ti­yo­rum.

Dün­ya­nın bir­çok ül­ke­si­nin marş­la­rı var, ama ne en­te­re­san­dır ki o ül­ke­ler­de mil­yon­lar­ca in­san ken­di marş­la­rı­nı bil­mi­yor­lar; söz­le­ri­ni, marş ça­lı­nır­ken di­le ge­ti­re­mi­yor­lar. Ama, biz öy­le bir mil­le­tiz ki, da­ha il­ko­kul sı­ra­la­rı­na ge­len yav­ru­la­rı­mı­zın te­ren­nüm et­tik­le­ri, di­le ge­tir­dik­le­ri ve kı­ya­me­te ka­dar da mil­le­ti­mi­zin dil­le­rin­den düş­me­ye­cek olan bu ul­vi mıs­ra­la­rı 70 mil­yon in­san be­nim­se­ye­rek oku­yor ve o mıs­ra­la­rın al­tı­na he­pi­miz ken­di im­za­mı­zı atı­yo­ruz ve Ana­ya­sa'mı­zın de­ğiş­ti­ri­le­me­ye­cek il­ke­le­ri ara­sı­na da İs­tik­lal Mar­şı'mı­zı ya­zı­yo­ruz. Onun için, kı­ya­me­te ka­dar ba­ki ka­la­cak ve hiç­bir güç ve kuv­vet bu İs­tik­lal Mar­şı'nı te­ren­nüm et­mek­ten bi­zi alı­ko­ya­ma­ya­cak.

İs­tik­lal Mar­şı'mı­zın, şi­iri­mi­zin her bir sa­tı­rıy­la il­gi­li ola­rak ki­tap­lar ya­zı­la­bi­lir, cilt­ler do­lu­su ki­tap­lar ya­zıl­mış­tır, ama, ben, hâlâ, ina­nı­yo­rum ki, İs­tik­lal Mar­şı'nı ya­zan Meh­met Âkif'in han­gi mıs­ra­da han­gi an­la­mı an­lat­ma­ya ça­lış­tı­ğı­nı mil­le­ti­miz tam ola­rak he­nüz bi­le­me­mek­te­dir. Her bir sa­tı­rın­da müt­hiş ifa­de­ler, bir inanç abi­de­si ola­rak ya­zıl­mış sa­tır­lar. Mil­le­ti­ne olan gü­ven, ge­le­ce­ğe olan iman, ümit­siz­lik­ten uzak sa­tır­lar ve bir mil­le­tin kur­tu­lu­şu­nun me­şa­le­si­ni ya­kan ve cum­hu­ri­ye­tin ilan edil­me­si­ne gi­den yo­lun önü­nü açan mıs­ra­lar.

Meh­met Âkif, do­ğu­mun­dan ölü­mü­ne ka­dar ya­şa­dı­ğı ha­yat­la, âde­ta bu ko­nu­da Ce­na­bı Al­lah ta­ra­fın­dan is­tih­dam edi­len bi­ri­si. Ga­rip ola­rak doğ­muş, ga­rip ola­rak ya­şa­mış, ga­rip ola­rak öl­müş bi­ri­si. İş­te böy­le bir in­san, 70 mil­yon in­sa­nı ke­net­le­yen ve Al­lah in­din­de de böy­le mak­bul sa­tır­la­rı ya­zan bir in­san ve Kur'an’ın ifa­de­siy­le "Siz Al­lah yo­lun­da öl­dü­rü­len­le­re ölü de­me­yi­niz, on­lar di­ri­dir, ama, siz bi­le­mez­si­niz." Kur'an'ın öv­dü­ğü şe­hit­li­ği, Kur'an-ı Ke­rim dı­şın­da, Pey­gam­ber'imiz dı­şın­da bu ka­dar sev­di­ren ikin­ci bir ki­şi ol­ma­mış­tır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Doğ­ru Üm­met, doğ­ru…

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - İş­te, Kur­tu­luş Sa­va­şı'na gi­den yol­da Meh­met Âkif'in şe­hit­lik­le il­gi­li bu mıs­ra­la­rın­dan il­ham alan in­san­lar gö­zü ka­pa­lı ola­rak ölü­me at­la­mış­lar­dır. Ça­nak­ka­le Şe­hit­le­ri şii­rin­de, bu, son de­re­ce gü­zel bir şe­kil­de ifa­de edil­miş­tir. Bir­kaç sa­ni­ye son­ra öle­ce­ği­ni bi­len in­san­lar şe­hit­lik mer­te­be­si­ne ulaş­mak için gö­zü ka­pa­lı ölü­me at­lı­yor­lar.

İş­te, Ça­nak­ka­le Şe­hit­le­ri'nde şe­hit­li­ği bu ka­dar sev­di­ren Meh­met Âkif'in söz­le­ri:

"Ey şe­hit oğ­lu şe­hit, is­te­me ben­den mak­ber,

Sa­na ağu­şu­nu aç­mış du­ru­yor Pey­gam­ber."

İş­te, bu mıs­ra­la­rın ya­zıl­dı­ğı gün­den 2007 yı­lı­na gel­di­ği­miz bu­gün­ler­de bun­dan il­ham alan in­san­lar, mem­le­ke­tin bö­lün­mez bü­tün­lü­ğü için, Âkif'in mıs­ra­la­rın­da­ki şe­hit­lik mer­te­be­si­ne ulaş­mak için, gö­zü ka­pa­lı, Cu­di Dağ­la­rın­da, He­re­kol Dağ­la­rın­da bu mil­let için can­la­rı­nı se­ve se­ve ver­me­ye de­vam edi­yor­lar. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - İş­te, şe­hit­li­ği bu ka­dar sev­di­ren, bu kut­sal inan­cı­mı­zı bu ka­dar ha­ya­ta ge­çi­ren Meh­met Âkif, in­şal­lah, Al­lah in­din­de de, mad­di ola­rak şe­hit ola­ma­mış­tır, ama, onu, in­şal­lah, gön­lü­müz ar­zu edi­yor ki, ma­ne­vi şe­hit­tir.

İB­RA­HİM KÖŞ­DE­RE (Ça­nak­ka­le) - Ya­şa Üm­met!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - O ba­kım­dan, ölü­mü­nün üze­rin­den bun­ca yıl geç­tik­ten son­ra bu duy­gu­yu bi­ze ya­şa­tan, Meh­met Âkif sev­gi­si­ni kı­ya­me­te ka­dar ba­ki ka­la­cak bu hiz­me­tin ya­pıl­ma­sın­da eme­ği ge­çe­rek bu­nu ka­nun ta­sa­rı­sı ve tek­li­fi hâlin­de Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin gün­de­mi­ne ge­ti­ren­le­re hu­zur­la­rı­nız­da te­şek­kür edi­yor, Meh­met Âkif'i rah­met­le, min­net­le, şük­ran­la bir kez da­ha anı­yor ve siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Kan­do­ğan.

Şim­di, mad­de üze­rin­de so­ru ce­vap iş­le­mi ya­pı­la­cak­tır.

Sa­yın Va­ran, bu­yu­run.

SAB­Rİ VA­RAN (Gü­müş­ha­ne) - Sa­yın Ba­ka­nım, Ba­kan­lı­ğı­nız  dö­ne­min­de ta­rihî eser­le­ri­mi­ze sa­hip çı­kıl­dı­ğı­nı gör­me­nin mem­nu­ni­ye­ti içe­ri­sin­de­yiz. Siz de, ken­di­ni­zin her za­man Asım'ın nes­lin­den ol­du­ğu­nu­zu söy­ler­si­niz.

Sa­yın Ba­ka­nım, ge­çen haf­ta -ko­nuy­la il­gi­li ol­du­ğu için so­ru­yo­rum- Ta­cet­tin Dergâhı'nı zi­ya­ret et­me imkânı bul­dum. Ta­cet­tin Dergâhı'nda res­to­ras­yon­la il­gi­li ba­zı ça­lış­ma­lar ya­pıl­mış, ama et­ra­fın­da­ki bi­na­la­rın hâlâ  te­miz­len­me­di­ği ve res­to­ras­yon iş­le­mi­nin tam bi­ti­ril­me­di­ği­ni gör­düm.

So­rum şu: Bu­gün çok önem­li bir ta­sa­rı­yı ka­nun­laş­tı­rı­yo­ruz. Âkif'i ve İs­tik­lal Mar­şı'mı­zı an­ma gü­nü ilan edi­yo­ruz, ama Âkif'i ana­ca­ğı­mız mekânlar­dan Ta­cet­tin Dergâhı'nın akı­be­ti aca­ba bü­yük­şeh­ri­mi­zin elin­de mi? Üni­ver­si­te­ye ve­re­cek mi­yiz, yok­sa, Ba­kan­lı­ğı­mız, bu­nu, ya­sa­yı yap­tı­ğı­mı­zın bi­rin­ci yı­lı­na tam an­la­mıy­la ye­tiş­ti­rip, Türk genç­li­ği­nin hiz­me­ti­ne su­na­cak mı? Bu­nu sor­mak is­ti­yo­rum.

Ben de bu ta­sa­rı­yı ha­zır­la­yan, Ce­mal Yıl­maz De­mir'e, Meh­met Yük­sek­te­pe'ye, Ze­yid As­lan ar­ka­daş­la­rı­ma ve bu­nu sevk eden Sa­yın Baş­ba­ka­nı­ma te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Va­ran.

Sa­yın Ba­kan, bu­yu­run.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ATİL­LA KOÇ (Ay­dın) - Sa­yın Va­ran, te­şek­kür ede­rim.

Ta­cet­tin Dergâhı yer iti­ba­rıy­la Ha­cet­te­pe Üni­ver­si­te­si­ne bağ­lı, ama, ora­nın rö­lö­ve­le­ri ta­ra­fı­mız­dan ya­pıl­dı, mi­ma­ri pro­je­le­ri ha­zır­lan­dı ve ya­tı­rı­mı da Al­tın­dağ Be­le­di­ye­si yap­mak­ta­dır ve ara­lık ayı­na ka­dar rö­lö­ve­si ya­pı­lan ve res­to­ras­yon plan­la­rı­na uy­gun ola­rak hiz­me­te ha­zır ola­cak­tır ve ga­yet gü­zel bir pro­je ola­cak­tır. Bu hu­sus­ta, hem Al­tın­dağ Be­le­di­ye­si­ne hem de Ha­cet­te­pe Üni­ver­si­te­si­ne te­şek­kür borç­lu­yum. Biz de eli­miz­den ge­le­ni yap­tık.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ba­kan.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Tü­mü­nün oy­lan­ma­sın­dan ön­ce, İç Tü­zük'ün 86'ncı mad­de­si­ne gö­re, oyu­nun ren­gi­ni bel­li et­mek için ve leh­te ol­mak üze­re söz is­te­yen, Fa­ruk Ko­ca, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li… Yok.

Ala­et­tin Gü­ven, Kü­tah­ya Mil­let­ve­ki­li…

ALA­ET­TİN GÜ­VEN (Kü­tah­ya) - Ko­nuş­ma­ya­ca­ğım.

BAŞ­KAN - Re­cep Ga­rip, Ada­na Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yurun Sa­yın Ga­rip.

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 12 Mart'ın, İs­tik­lal Mar­şı'mı­zın ka­bu­lüy­le il­gi­li bu ta­ri­hin, ay­nı za­man­da Meh­met Âkif'i an­ma prog­ra­mı şek­lin­de de anıl­ma­sı ko­nu­sun­da­ki gö­rüş­me­le­ri­mi­zi ta­mam­la­dık. Leh­te oy kul­la­na­ca­ğı­mı­zı bil­di­ri­yo­rum.

Bu an­lam­da, el­bet­te ki, Âkif'ten bah­se­der­ken Âkif'in, ger­çek­ten, bu mil­le­tin an­la­yış­la­rıy­la ör­tü­şen bir dü­şün­ce in­sa­nı ola­rak kar­şı­mı­za çık­tı­ğı­nı, bir ufuk in­sa­nı ola­rak, bir ga­ye in­sa­nı ola­rak, bir he­def gös­te­ren, bir uya­rı­cı ola­rak, yön­len­di­ri­ci ola­rak kar­şı­mı­za çı­kan bir du­ruş ada­mı, bir da­va ada­mı, bir inanç ada­mı, bir bay­rak, bir va­tan ada­mı, va­tan şa­iri şek­lin­de, bir bay­rak şa­iri şek­lin­de kar­şı­mız­da dur­du­ğu­nu gör­mek­te­yiz. Meh­met Âkif'i, ger­çek­ten, bu top­lu­mun, çok önem­li, bü­tü­nü­nü bir­leş­ti­ren, yek­vü­cut hâli­ne ge­ti­ren, tek vü­cut hâli­ne ge­ti­ren bir mis­yon ada­mı şek­lin­de net­leş­tir­mek müm­kün.

Âkif, ye­di se­kiz yaş­la­rın­day­ken ba­ba­sı, Âkif'i alır, Fa­tih Ca­mi­si­ne gö­tü­rür ve gö­tü­rür­ken der ki: "Be­nim­le be­ra­ber ca­mi­ye gel­di­ği­niz­de, na­maz kı­la­cak­sa­nız, akıl­lı du­ra­cak­sa­nız, ya­ra­maz­lık yap­ma­ya­cak­sa­nız ca­mi­ye be­nim­le bir­lik­te ge­lin." Âkif: "Bir­lik­te çı­kar­dık, bi­zi ser­best bı­rak­tı­ğın­da da biz ha­sır­lar üze­rin­de dö­ner du­rur­duk, tak­la atar­dık." der.

Şim­di, bu­ra­da yi­ne bir yön­len­di­ri­ci­lik yap­tı­ğı­nı ve bu ulu­sun de­ğer­le­riy­le, inanç­la­rıy­la ör­tü­şen in­san­la­rın, tıp­kı Za­ri­foğ­lu'nun ifa­de­siy­le "ki­şi ma­hal­le ca­mi­si­nin ce­ma­atin­den ol­ma­lı" ifa­de­sin­den yo­la çık­tı­ğı­mız­da, ay­nı o şek­liy­le, Âkif'in de, ba­ba­sı­nın ken­di elin­den tu­ta­rak ca­mi­ye gö­tür­dü­ğü­nü ve bu an­lam­da, bu top­lu­ma, bu mil­le­te bir he­def gös­ter­di­ği­ni de bu­ra­da al­tı­nı çi­ze­rek ifa­de­len­dir­mek is­ti­yor ve oyu­mu­zun olum­lu ola­ca­ğı­nı bil­di­ri­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum, ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ga­rip.

Ta­sa­rı­nın tü­mü­nü oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ta­sa­rı ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır.

Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı Atil­la Koç te­şek­kür ko­nuş­ma­sı ya­pa­cak­lar­dır.

Bu­yu­run Sa­yın Ba­kan. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ATİL­LA KOÇ (Ay­dın) - Sa­yın Baş­kan, kıy­met­li mil­let­ve­kil­le­ri; ha­di­se­le­rin en zor za­man­la­rın­da, bir gö­rün­mez el hu­zu­ra ka­vuş­tu­rur bu ül­ke­nin in­san­la­rı­nı, bu­gün de öy­le ol­du ve bu­gün, ik­ti­da­rıy­la, mu­ha­le­fe­tiy­le, hep be­ra­ber, içi­miz­de­ki ufu­ne­ti atan, içi­miz­de­ki gü­zel­lik­le­ri or­ta­ya ko­yan bir ça­lış­ma yap­tık. Bu ça­lış­ma­da yar­dım eden, des­tek ve­ren ve fi­kir­le­ri­ni söy­le­yen her­ke­se te­şek­kür eder­ken, bi­raz son­ra ve­ya ya­rın, Türk­çe­yi, sev­da­lı­sı ol­du­ğum Türk­çe­yi bü­tün dün­ya­da öğ­ret­mek ve bu sa­ye­de kül­tü­rü­mü­zü yay­mak mak­sa­dıy­la çı­ka­ra­ca­ğı­mız Yu­nus Em­re Vak­fı Ka­nu­nu'nda da biz­le­re des­tek ol­ma­nı­zı bek­le­rim.

Bu­gün çok mut­lu­yum. Mut­lu­lu­ğu­mu­za mut­lu­luk kat­tı­nız. Za­ten, Türk mil­le­ti­ne ve o Türk mil­le­ti­nin tem­sil­ci­le­ri olan biz­le­re de bu ya­kı­şır­dı.

He­pi­ni­ze te­şek­kür edi­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ba­kan.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bir­le­şi­me 17.45'e ka­dar ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 17.15

 

 

ÜÇÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 17.45

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Ha­run TÜ­FEK­Cİ (Kon­ya), Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 99'un­cu Bir­le­şi­mi­nin Üçün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

Ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri­nin gö­rüş­me­si­ne de­vam edi­yo­ruz.

7'nci sı­ra­da, Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ay­han Zey­nep Te­kin Bö­rü'nün; Türk Me­de­ni Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ada­let  Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne  baş­la­ya­ca­ğız.

7.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ay­han Zey­nep Te­kin Bö­rü'nün; Türk Me­de­ni Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/888) (S. Sa­yı­sı: 1262) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1262 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Mu­har­rem Kı­lıç, Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li.

Sa­yın Kı­lıç, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Ada­na Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ay­han Zey­nep Te­kin Bö­rü'nün Türk Me­de­ni Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fiy­le il­gi­li ola­rak Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si adı­na gö­rüş­le­ri­mi açık­la­ya­ca­ğım. Yü­ce he­ye­ti say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; ge­ti­ri­len bu ka­nun de­ği­şik­li­ği tek­li­fiy­le Türk Me­de­ni Ka­nu­nu'nun bir mad­de­si de­ğiş­ti­ril­mek­te­dir; 506'ncı mad­de­si­nin 3 nu­ma­ra­lı ben­di mad­de met­nin­den çı­kar­tıl­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Türk Me­deni Ka­nu­nu, ma­lu­mu­nuz, ül­ke­mi­zin te­mel ka­nun­la­rın­dan bir ta­ne­si­dir. 2001 yı­lın­da, bun­dan ön­ce­ki hükûmet dö­ne­min­de yü­rür­lü­ğe gir­miş­tir ve ha­zır­lık aşa­ma­sın­da da çok önem­li ho­ca­la­rı­mız ta­ra­fın­dan, aka­de­mis­yen­ler ta­ra­fın­dan de­tay­lı bir şe­kil­de, ti­tiz bir şe­kil­de ha­zır­lan­mış önem­li, te­mel bir ka­nu­nu­muz­dur. Ya­ni, te­mel ka­nun­lar bü­tün­lü­ğü olan ka­nun­lar­dır. Bu te­mel ka­nun­lar­da ge­li­şi­gü­zel de­ği­şik­lik­ler öner­mek te­mel ka­nu­nun bü­tün­lü­ğü­nü de bo­zar di­ye dü­şü­nü­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ya­ni, önü­mü­ze ge­len ki­şi­sel bir­ta­kım so­run­la­rı, bir­ta­kım ak­tü­el so­run­la­rı çö­ze­ce­ğiz di­ye ka­nun tek­li­fi ge­ti­rir­sek yan­lı­şa dü­şe­riz; çün­kü yap­tı­ğı­mız ka­nun­lar, bu te­mel ka­nun­lar ül­ke­nin tü­mü­nü il­gi­len­di­ren ka­nun­lar­dır. Ya­ni, ferdî olay­la­rı, ferdî so­run­la­rı çöz­mek için ka­nun tek­li­fi ge­tir­mek son de­re­ce yan­lış­tır de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Bu­ra­sı bir mah­ke­me de­ğil, bu­ra­da da­va aç­mı­yo­ruz. Bi­ri­le­ri­nin her­han­gi bir so­ru­nu ol­muş­sa mi­ras hu­ku­kun­dan do­ğan, ya­ni mi­ra­sı­nı bi­ri­le­ri­ne bı­ra­kır­ken so­run ya­şa­mış­sa, bun­la­rın çö­züm ye­ri yü­ce Mec­lis ol­ma­ma­lı. Bu ne­den­le, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bi­ri­le­ri­nin so­run­la­rı­nı çö­ze­ce­ğiz di­ye, bi­ri­le­ri­nin so­run­la­rı­na çö­züm üre­te­ce­ğiz di­ye ge­ti­rip te­mel ya­sa­la­rı­mız­da de­ği­şik­lik yap­ma­ya ça­lı­şır­sak çok yan­lış­lık yap­mış olu­ruz.

Bu ge­ti­ri­len dü­zen­le­me ne­dir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım: Me­deni Ka­nun'umu­zun 506'ncı mad­de­si "sak­lı pay"ı dü­zen­li­yor. Ya­ni, her­han­gi bir şe­kil­de mi­ras bı­ra­kan, mal var­lı­ğı­nı, ölü­me bağ­lı ta­sar­ruf şek­lin­de baş­ka bi­ri­le­ri­ne bı­ra­kır­sa, bun­dan do­la­yı ço­cuk­la­rı­nı, an­ne ve ba­ba­sı­nı, kar­deş­le­ri­ni, eşi­ni, on­la­rın mi­ras hak­la­rı­nın bir kıs­mı­nı ko­ru­ma­ya yö­ne­lik bir dü­zen­le­me.

(x) 1262 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Şim­di, ben, uy­gu­la­ma­nın için­den ge­li­yo­rum, yir­mi yıl avu­kat­lık yap­tım. Va­tan­da­şın kı­zı bir yan­lış­lık ya­par, sev­di­ği bi­ri­siy­le ka­çar, he­men avu­ka­tın ya­nı­na ge­lir "sa­yın ve­ki­lim, ne yap yap be­nim bu kı­zı­mı ev­lat­lık­tan dü­şür, mi­ras hak­kım bu­na geç­me­sin" ve­ya oğ­lu bir ya­ra­maz­lık ya­par, doğ­ru avu­ka­tın ya­nı­na ge­lir, "aca­ba bu oğ­lu­mu mi­ras hak­kım­dan yok­sun bı­ra­ka­bi­lir mi­yim…" ve­ya eşi di­ye­lim.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, in­san­la­rın her anı bir ol­maz. Biz, kar­deş­ten bah­se­di­yo­ruz. Do­kuz ay o kar­deş, ay­nı an­ne­nin ku­ca­ğın­da bes­len­di, koy­nun­da ya­şa­dı, be­ra­ber ay­nı or­ta­mı pay­laş­tı­lar; ço­cuk­luk­la­rı, acı­la­rı, tat­lı gün­le­ri hep be­ra­ber geç­ti. Dü­şü­nü­nüz, el­li se­ne, alt­mış se­ne, yet­miş se­ne kar­deş­ler be­ra­ber gül gi­bi ge­çin­di­ler, ama ölü­mü­ne yak­laş­tı­ğı bir sı­ra­da, genç bi­ri­si­ne aşık ol­du, de­di ki, ben mi­ra­sı­mın ta­ma­mı­nı bu­na bı­ra­kı­yo­rum, kar­de­şim de bun­dan na­si­bi­ni al­ma­sın. Ço­cuk­la­rı da yok.

Pe­ki de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ya­ni, biz, böy­le ge­çi­ci he­ves­ler uğ­ru­na kar­deş­li­ği yok mu sa­ya­ca­ğız? Ya­ni, böy­le bir şey ola­bi­lir mi? Bi­zim inan­cı­mız ge­re­ğin­ce, ken­di ev­la­dı­mı­zı, kı­zı­mı­zı, oğ­lu­mu­zu, kar­de­şi­mi­zi, ana­mı­zı, ba­cı­mı­zı yok sa­ya­bi­lir mi­yiz? On­la­rın mi­ras hak­kı­nı or­ta­dan kal­dı­ra­bi­lir mi­yiz? Ya­ni, çok cid­di, çok te­mel bir ya­sa­da ge­li­şi­gü­zel bir dü­zen­le­me ya­pıl­ma­ya ça­lı­şı­lı­yor.

Ko­mis­yon­da da, sa­nı­rım, mu­ha­le­fet şer­hi ve­ril­me­den geç­miş. Ar­ka­daş­la­rı­mı­za bir­ta­kım özel so­run­lar an­la­tıl­mış. Ya, bak şu ör­nek­ler var, bak bun­lar mi­ras­la­rı­nı ba­ğış­la­mış­lar, ama da­ha son­ra kar­deş­ler bu­na kar­şı çık­mış de­nil­miş. Ya­ni, bir­ta­kım duy­gu­sal­lık­lar­la, so­mut bir­ta­kım uçuk ör­nek­ler­le, Tür­ki­ye'nin ge­ne­li­ni il­gi­len­di­ren, tüm Tür­ki­ye'yi il­gi­len­di­ren böy­le bir ya­sa­da de­ği­şik­lik yap­ma­ya gi­der­sek, son de­re­ce yan­lış bir şey yap­mış olu­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, za­ten, bu Me­deni Ka­nun'umu­zun 506'ncı mad­de­si­ne gö­re, kar­deş­le­rin ko­ru­nan mi­ras hak­kı, kar­deş­ler­den her bi­ri için, ya­sal mi­ras hak­kı­nın se­kiz­de 1'i. Za­ten, kar­deş­le­rin mi­ras hak­kı se­kiz­de 1, ko­ru­nan mi­ras hak­kı. Ya­ni, bu se­kiz­de 1'i, kar­deş­le­re de çok gö­rür­sek, ya­ni, ger­çek, sa­mi­mi­yet­le söy­lü­yo­rum, bun­da doğ­ru bir şey yap­mış ol­ma­yız di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­nun­la il­gi­li, aca­ba ben mi kuş­ku­cu­yum di­ye bir te­red­dü­de düş­tüm; bu­nun­la il­gi­li, An­ka­ra Üni­ver­si­te­si Hu­kuk Fa­kül­te­si ho­ca­la­rın­dan gö­rüş al­dım. De­dim, ho­ca­la­rım, böy­le bir tek­lif var, bu­na ne di­yor­su­nuz? Ya­ni bu tek­li­fin ve­ril­me­si, bu şe­kil­de bir dü­zen­le­me­nin ya­pıl­ma­sı, Türk top­lu­mu açı­sın­dan ne ge­ti­rir ne gö­tü­rür? Sa­mi­mi­yet­le söy­lü­yo­rum, ho­ca­lar "Bu mad­de­ler çok özen­le ha­zır­lan­mış mad­de­ler­dir, bu mad­de­ler­de bu şe­kil­de, ge­li­şi­gü­zel dü­zen­le­me ya­pıl­ma­sın." de­di­ler. Ho­ca­lar­la da ye­tin­me­dim. Bu iş­le­re ba­kan da­ire, Yar­gı­ta­yın 5. Da­ire­si. Yar­gı­ta­yın 5. Da­ire­siy­le de gö­rüş­tüm. Yar­gı­ta­yın 5. Da­ire­si de bu tip dü­zen­le­me­le­rin, ya­ni şah­sa yö­ne­lik, tek tek şa­hıs­la­rı et­ki­le­yen dü­zen­le­me­le­rin yan­lış ol­du­ğu­nu be­lirt­ti­ler. Ya­ni, bi­zim Türk örf ve ana­ne­si­ne gö­re ai­le hu­ku­ku­mu­zu, ai­le dü­ze­ni­mi­zi son de­re­ce et­ki­le­yen böy­le bir dü­zen­le­me­nin ya­pıl­ma­sı­nın yan­lış­lı­ğı­nı be­lirt­ti­ler.

Ben­ce ace­le­ye ge­tir­me­ye­lim. Bu -her ne ka­dar- kos­ko­ca Türk Me­deni Ka­nu­nu'nun bir mad­de­si­nin bir fık­ra­sı­nı de­ğiş­ti­ri­yo­ruz di­ye böy­le, ge­li­şi­gü­zel bir dü­zen­le­me. Siz­den -ya­pıl­ma­sı­nı doğ­ru bul­ma­dı­ğı­mı- bu­nun ya­pıl­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni is­tir­ham edi­yo­rum. Bu ko­nuy­la il­gi­li, sa­nı­rım, Ada­let Ko­mis­yo­nun­da da -Ko­mis­yon Baş­ka­nı­mız da bu­ra­da- ye­ter­li bir ha­zır­lık ol­du­ğu ka­nı­sın­da de­ği­lim. Aka­de­mis­yen­ler çağ­rıl­ma­dı Sa­yın Baş­ka­nım. Aka­de­mis­yen­ler­den, bu ko­nu­da… Ada­let Ko­mis­yo­nun bir ha­zır­lık tu­ru var­dır. Bu ha­zır­lık aşa­ma­sıy­la il­gi­li çok ge­niş çev­re­ler­den gö­rüş alı­nır. Ya­ni, ger­çek­ten, beş yı­la ya­kın sü­re­dir Sa­yın Kök­sal Top­tan Bey'le be­ra­ber ça­lı­şı­yo­ruz, Sa­yın Baş­ka­nı­mız­la. Çok de­mok­ra­tik bir şe­kil­de bu Ada­let Ko­mis­yo­nu­nun ça­lış­ma­la­rı­nı şim­di­ye ka­dar yü­rüt­müş­tür. An­cak bu de­ği­şik­lik öne­ri­si bir ol­du­bit­ti­ye ge­li­yor di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Böy­le bir te­mel Ya­sa'da, efen­dim Ze­ki Mü­ren ma­lı­nı ba­ğış­la­ya­ma­mış ve­ya fi­lan sa­nat­çı ma­lı­nı ba­ğış­la­ya­ma­mış, ba­ğış­la­mış da kar­deş­ler da­va aç­mış… Ya­ni, bu tip uç iş­ler­le uğ­raş­ma­ya­lım. Biz bu­nu, biz bu ya­sa­yı, sa­de­ce Ze­ki Mü­ren için ve­ya Sa­fi­ye Ay­la için ve­ya şu­nun bu­nun için çı­kart­mı­yo­ruz, bu ya­sa Türk top­lu­mu için çı­kı­yor. Ya­ni, bu­nu, uçuk ör­nek­ler­le, bir­ta­kım, ya­ni top­lum­da şu an­da bel­ki de da­va­sı gö­rü­len so­mut ör­nek­ler­le bu te­mel Ya­sa'yı de­ğiş­ti­rir­sek, emin olu­nuz ve­bal al­tın­da ka­lır­sı­nız.

Ya­ni bi­le­mi­yo­rum, he­pi­mi­zin kar­de­şi var­dır. Be­nim kar­deş­le­rim be­nim ya­nım­da çok özel. Ya­ni, ben ne bi­le­yim, ço­cuk­la­rım ol­ma­sa, be­nim ço­cuk­la­rım yok di­ye kar­deş­le­rim­den mal esir­ge­mek, kar­deş­le­ri­me mal düş­me­sin di­ye bir an­la­yı­şa gir­mek… Bu­nu, ben, sa­mi­mi­yet­le söy­lü­yo­rum, Türk top­lu­mu­nun ör­füy­le, ana­ne­siy­le, âde­tiy­le, inan­cıy­la ke­sin­lik­le bağ­daş­tı­ra­mı­yo­rum. Sa­yın Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­sin­de­ki de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mın da bu has­sa­si­ye­ti gös­te­re­ce­ği­ne ina­nı­yo­rum. Bu tek­li­fi, lüt­fen, ar­ka­da­şı­mız da ge­ri çek­sin, bir da­ha dü­şün­sün; da­ha son­ra, ge­re­kir­se, bir da­ha de­ğer­len­di­re­lim.

Yü­ce Mec­li­si bu dü­şün­ce­ler­le, say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Kı­lıç.

Tü­mü üze­rin­de, AK Par­ti Gru­bu adı­na söz is­te­yen Ay­han Zey­nep Te­kin Bö­rü, Ada­na Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Bö­rü. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Me­denî Ka­nun'umu­zun 505'in­ci ve 506'ncı mad­de­le­rin­de de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı­na da­ir tek­li­fim­le il­gi­li Grup adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Bu ve­si­ley­le, siz­le­ri ve ek­ran­la­rı ba­şın­da Mec­lis ça­lış­ma­la­rı­nı ta­kip eden de­ğer­li va­tan­daş­la­rı­mı­zı say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Yü­ce Mec­li­sin al­mış ol­du­ğu se­çim ka­ra­rı­nın da ül­ke­mi­ze ve mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bi­lin­di­ği üze­re, ge­rek 17/2/1926 ta­rih ve 743 sa­yı­lı Türk Ka­nu­nu Me­de­ni­si ge­rek­se 1/1/2002 ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­ren 22/11/2001 ta­rih 4721 sa­yı­lı ye­ni Türk Me­deni Ka­nu­nu'nda, mi­ras bı­ra­ka­nın ka­nu­ni mi­ras­çı­la­rı için do­ku­nu­la­ma­yan bir pay ön­gö­rül­müş­tür. Es­ki ka­nun­da "mah­fuz his­se" ye­ni ka­nun­da "sak­lı pay" ola­rak ifa­de edi­len ve kay­na­ğı­nı Ger­men hu­ku­kun­dan alan bu dü­zen­le­mey­le, ba­zı ak­ra­ba­la­rın ko­run­ma­sı he­def­len­miş­tir. Mi­ras bı­ra­ka­nın mal var­lı­ğı üze­rin­de­ki ta­sar­ruf hak­kı­nı sı­nır­la­yan bu gö­rü­şe kar­şı, Ang­lo­sak­son hu­ku­kun­da, mi­ras bı­ra­ka­nın tam ta­sar­ruf öz­gür­lü­ğü esas alın­mış­tır.

Es­ki Me­denî Ka­nun'umu­zun 453'ün­cü mad­de­sin­de, sak­lı pa­yı olan mi­ras­çı­la­rın pay­la­rı, fü­ru için ka­nu­ni mi­ras hak­kı­nın dört­te 3'ü, ana ve ba­ba­dan her bi­ri için ka­nu­ni mi­ras hak­kı­nın ya­rı­sı, kar­deş­ler­den her bi­ri için ka­nu­ni mi­ras hak­kı­nın dört­te 1'i, sağ ka­lan eş için, fü­ru ile bir­lik­te mi­ras­çı ol­ma­sı hâlin­de, ka­nu­ni mi­ras hak­kı­nın tü­mü, di­ğer hâller­de ka­nu­ni mi­ras hak­kı­nın ya­rı­sı ola­rak be­lir­len­miş­ken, 13/7/1967 ta­rih ve 903 sa­yı­lı Ka­nun ile 453'ün­cü mad­de­ye, ka­mu ya­ra­rı­na ça­lı­şan va­kıf ve der­nek­le­re ya­pı­lan ba­ğış­lar­da, sak­lı pa­yın 2/3 ora­nın­da azal­tı­la­ca­ğı hük­mü ge­ti­ril­miş­tir.

13/2/1973 ta­rih ve 1659 sa­yı­lı Ka­nun ile Me­deni Ka­nun'un 453'ün­cü mad­de­si­ne bir ila­ve da­ha ya­pı­la­rak, ka­mu ya­ra­rı­na ça­lı­şan va­kıf ve der­nek­le­re ya­pı­lan ba­ğı­şın ge­li­ri­nin yüz­de 20'si, sak­lı pa­yı olan mi­ras­çı­la­ra bı­ra­kıl­mak kay­dıy­la, bu ki­şi­le­rin ten­kis da­va­sı aç­ma hak­la­rı or­ta­dan kal­dı­rıl­mış­tır.

14/11/1990 ta­rih 3678 sa­yı­lı Ka­nun­la, da­ha ön­ce 2/3 ora­nın­da azal­tı­lan sak­lı pa­yın, bu kez, 1/3 ora­nın­da azal­tıl­ma­sı ka­bul edi­lir­ken, 13/2/1973 ta­rih ve 1659 sa­yı­lı Ka­nun ile ya­pı­lan ila­ve de mad­de met­nin­den çı­ka­rıl­mış­tır.

Ye­ni Türk Me­deni Ka­nu­nu'nun 506'ncı mad­de­sin­de ise, sak­lı pay:

1- Alt soy için ya­sal mi­ras pa­yı­nın ya­rı­sı,

2- Ana ve ba­ba­dan her bi­ri için ya­sal mi­ras pa­yı­nın dört­te bi­ri,

3- Kar­deş­ler­den her bi­ri için ya­sal mi­ras pa­yı­nın se­kiz­de bi­ri,

4- Sağ ka­lan eş için, alt soy ve­ya ana ve ba­ba züm­re­siy­le bir­lik­te mi­ras­çı ol­ma­sı hâlin­de ya­sal mi­ras pa­yı­nın ta­ma­mı, di­ğer hâller­de ya­sal mi­ras pa­yı­nın dört­te üçü,

Ola­rak be­lir­len­miş­tir.

Gö­rül­dü­ğü üze­re, ge­rek es­ki Me­deni Ka­nun'un yü­rür­lük­te ol­du­ğu dö­nem­de ge­rek­se ye­ni Me­deni Ka­nun ha­zır­la­nır­ken, ka­nun ko­yu­cu, mi­ras­çı­la­rın sak­lı pa­yı ile mi­ras bı­ra­ka­nın ta­sar­ruf öz­gür­lü­ğü ara­sın­da bir den­ge kur­ma­ya ça­lış­mış­tır.

903 sa­yı­lı Ka­nun ile va­kıf hu­ku­ku­mu­za ye­ni bir dü­zen­le­me ge­ti­ri­lir­ken va­kıf­la­rın sağ­lam ma­li kay­nak­la­ra ka­vuş­tu­rul­ma­sı için mi­ras bı­ra­ka­nın te­re­ke­si üze­rin­de­ki ta­sar­ruf öz­gür­lü­ğü ge­niş­le­til­miş, ka­nu­ni mi­ras­çı­la­rın sak­lı pa­yı ise azal­tıl­mış­tır.

Ta­bii ki, ka­nu­ni mi­ras­çı­la­rın sak­lı pa­yı­nın ora­nı ka­dar han­gi ka­nu­ni mi­ras­çı­la­rın sak­lı pay sa­hi­bi ola­ca­ğı ko­nu­su da önem arz et­mek­te­dir. Ge­rek es­ki ge­rek­se ye­ni Me­deni Ka­nun'umuz sak­lı pa­yı olan mi­ras­çı­la­rı mi­ras bı­ra­kı­nın alt so­yu, ya­ni ev­lat ve to­run­la­rı ile üst so­yun­dan ana, ba­ba ve kar­deş­ler ola­rak be­lir­le­miş­tir.

Di­ğer yan­dan, ye­ni Me­deni Ka­nun'umu­zun 364'ün­cü mad­de­si "Her­kes, yar­dım et­me­di­ği tak­dir­de yok­sul­lu­ğa dü­şe­cek olan üst­so­yu ve alt­so­yu ile kar­deş­le­ri­ne na­fa­ka ver­mek­le yü­küm­lü­dür. Kar­deş­le­rin na­fa­ka yü­küm­lü­lük­le­ri, re­fah için­de bu­lun­ma­la­rı­na bağ­lı­dır. Eş ile ana ve ba­ba­nın ba­kım borç­la­rı­na iliş­kin hü­küm­ler sak­lı­dır." ifa­de­si­ni içer­mek­te­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Me­deni Ka­nun ev­lat, eş ve ana-ba­ba için özel ba­kım yü­küm­lü­lük­le­ri ge­tir­di­ği hâlde, kar­deş­le­rin na­fa­ka yü­küm­lü­lü­ğü­nü re­fah için­de bu­lun­ma­la­rı şar­tı­na bağ­la­mış­tır. Bu­na kar­şı­lık, ka­nun­da, ço­cuk­suz, ana ve ba­ba­sı öl­müş ki­şi­le­rin ka­nu­ni mi­ras­çı­sı olan kar­deş­le­rin mi­ras hu­ku­kun­dan kay­nak­la­nan sak­lı pa­yı açı­sın­dan hiç­bir şart ve sı­nır­la­ma ön­gö­rül­me­miş­tir. De­ğer­li Ve­kil ar­ka­da­şı­mın özel­lik­le bu­ra­da dik­ka­ti­ni çek­mek is­ti­yo­rum. Bu du­rum, de­mok­ra­si kül­tü­rü­nün yer­leş­me­si, yar­dım­laş­ma ve sos­yal ba­rı­şın ge­liş­me­si açı­sın­dan son de­re­ce önem­li olan va­kıf, der­nek gi­bi si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı­na mi­ras bı­ra­ka­nın sağ­lı­ğın­da ve­ya ölü­me bağ­lı ta­sar­ru­fu, ya­ni va­si­yet yo­luy­la yap­tı­ğı ba­ğış­la­rın, ço­ğu za­man ih­ti­ya­cı da­hi ol­ma­yan bir kar­deş ta­ra­fın­dan yıl­lar­ca sü­ren ten­kis da­va­la­rı­na ko­nu edil­me­si­ne, bu ara­da, le­hi­ne ba­ğış ya­pı­lan­la­rın bu mal­la­ra uzun sü­re sa­hip çı­ka­ma­ma­sı­na, mi­ras bı­ra­ka­nın ya­pıl­ma­sı­nı is­te­di­ği ha­yır­la­rın, fa­ali­yet­le­rin uzun sü­re ger­çek­leş­ti­ril­me­me­si­ne ne­den ol­mak­ta­dır. Bu tür olay­la­ra med­ya­da sık sık yer ve­ril­mek­te­dir. Hâlbu­ki, mi­ras bı­ra­ka­nın sağ­lı­ğın­da ve­ya ölü­me bağ­lı ta­sar­ruf ile ih­ti­ya­cı olan...

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Zey­nep Ha­nım, med­ya­dan mı et­ki­len­di­niz?

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (De­vam­la) - Efen­dim?..

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Med­ya­dan mı et­ki­len­di­niz? "Med­ya­da sık sık yer alı­yor" di­yor­su­nuz. Med­ya­dan mı et­ki­len­di­niz?

BAŞ­KAN - Sa­yın Bö­rü, lüt­fen kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­yın.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (De­vam­la) - Siz de ko­nu­yu çok özel­leş­tir­di­niz. "Bu­ra­ya her ya­sa tek­li­fi ge­ti­ren mil­let­ve­ki­li ki­şi­sel men­fa­ati için ge­ti­ri­yor" di­ye ko­nuş­ma­la­rı­nı­zı da an­la­mış de­ği­lim.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ki­şi­sel men­fa­at de­me­dim. Lüt­fen...

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (De­vam­la) - Bun­dan ön­ce­ki ya­sa­da, çok de­ğer­li bir ya­za­rı­mı­zı, çok duy­gu­sal bir şe­kil­de, bir ya­say­la an­dık, duy­gu­lan­dık, he­ye­can­lan­dık, millî ve ma­ne­vi duy­gu­la­rı­mız ka­bar­dı.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ama, bu, millî ve ma­ne­vi duy­gu­la­ra uy­gun bir ya­sa de­ğil.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, lüt­fen...

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (De­vam­la) - Ama, bi­zim, on­la­rı bu­ra­da ko­nuş­mak­la kal­ma­yıp, on­la­rın çiz­gi­sin­de ya­şa­ma­yı da ör­nek, on­la­rın ya­şa­mı­nı da ör­nek al­ma­mız la­zım. Bir­lik, be­ra­ber­lik, kar­deş­lik... CHP, bu­nu, her ne­den­se, bir alış­kan­lık hâli­ne ge­tir­di.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Kar­deş­le­rin hak­kı­nı yok et­mek na­sıl kar­deş­lik olu­yor Zey­nep Ha­nım?

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç...

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (De­vam­la) - Ne ko­nuş­sa­nız, ne söy­le­se­niz, bu, be­nim...

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Kar­deş­le­rin hak­kı­nı yok et­mek aca­ba na­sıl kar­deş­lik olu­yor?

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (De­vam­la) - Kar­deş­ler­le il­gi­li bir olay ol­ma­dı­ğı­nı or­ta­ya ko­yu­yo­ruz. Bu­gün he­pi­ni­zin çok ya­kın­dan bil­di­ği, rah­met­le an­dı­ğı­mız bü­yük sa­nat­çı­la­rı­mız var; Sa­fi­ye Ay­la gi­bi, ge­li­ri­nin ta­ma­mı­nı Meh­met­çik Vak­fı­na bı­ra­kan, eği­ti­me bı­ra­kan Ze­ki Mü­ren gi­bi rah­met­le an­dı­ğı­mız bu in­san­la­rın mal­la­rı ka­mu ya­ra­rı­na... "Genç kız­lar oku­la" di­yo­ruz, "hay­di kız­lar oku­la" di­yo­ruz, "kız­la­rı­mız oku­sun" di­yo­ruz.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Sa­nı­rım ma­ga­zi­ni çok ta­kip edi­yor­su­nuz Zey­nep Ha­nım.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (De­vam­la) - Var­lık­lı ve kim­se­si ol­ma­yan ai­le­le­rin bu mal­la­rı­nı çü­rü­me­ye mi terk ede­lim? İn­san ya­ra­rı­na kul­la­nıl­ma­sı açı­sın­dan böy­le bir ya­sa tek­li­fi ge­tir­dik.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ha­yır, Sa­fi­ye Ay­la'nın kar­deş­le­ri­nin hak­kı­nı kim ko­ru­ya­cak?

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (De­vam­la) - CHP'de iti­raz et­me, or­ta­mı ger­me alış­kan­lı­ğı had saf­ha­ya var­dı­ğı için iyi ni­yet­ler­le yap­tı­ğı­nız ya­sa­la­rı bi­le ge­ti­rip bir baş­ka mec­ra­ya çe­kip bu hâle ge­ti­ri­yor­lar, hay­ret! Meh­met Âkif'in o duy­gu­sal­lı­ğı üze­ri­miz­de tü­ter­ken, hiç de­ğil­se o ma­ne­vi haz­zı ya­şa­ma­ya de­vam ede­lim.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - De­mek ki ma­ga­zi­ni çok iz­li­yor­su­nuz Zey­nep Ha­nım.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN  BÖ­RÜ (De­vam­la) - Ma­ga­zin­le ne il­gi­si var?

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ma­ga­zi­ni çok iz­le­miş­si­niz.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN  BÖ­RÜ (De­vam­la) - Ola­bi­lir…

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, lüt­fen...

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (De­vam­la) - Si­zin sa­nat­çı­la­rı­nı­za ga­li­ba say­gı­nız yok Mu­har­rem Bey. Si­zin sa­nat­çı­la­rı­nı­za…

BAŞ­KAN - Sa­yın Bö­rü…

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN  BÖ­RÜ (De­vam­la) - Ba­zen "sa­nat­çı" di­yor­su­nuz. Şim­di ken­di­le­ri bu­ra­da yok. Sa­nat­çı­lar­la, ar­tist­ler­le il­gi­li bir ya­sa ge­ti­ren De­ğer­li Mil­let­ve­ki­li­miz Ber­han Bey'in ku­lak­la­rı çın­la­sın. Bu­ra­da ar­tist­le­ri, ar­tist­ler­le il­gi­li ya­sa­la­rı ko­nu­şur­ken, biz çı­kıp da "Ya, siz ar­tist mi­si­niz de ar­tist­ler için ya­sa ge­ti­ri­yor­su­nuz?" de­me­dik Mu­har­rem Bey.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ar­tist­ler için de­ğil, sa­nat­çı­lar için ge­tir­dik.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN  BÖ­RÜ (De­vam­la) - Lüt­fen…

BAŞ­KAN - Sa­yın Bö­rü, lüt­fen Ge­nel Ku­ru­la hi­tap eder mi­si­niz.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN  BÖ­RÜ (De­vam­la) - Hâl böy­ley­ken, kar­deş­le­ri…

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ar­tist­ler için de­ğil, sa­nat­çı­lar için ge­çer­li o. "Ar­tist" de­me­yin Zey­nep Ha­nım. "Ar­tist" de­me­yin, "sa­nat­çı" de­yin. Ar­tist yok, sa­nat­çı var.

BAŞ­KAN - Sa­yın As­la­noğ­lu, lüt­fen…

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN  BÖ­RÜ (De­vam­la) - Sa­nat­çı… Her ney­se.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ar­tist yok…

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN  BÖ­RÜ (De­vam­la) - Pe­ki…

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ar­tist yok…

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN  BÖ­RÜ (De­vam­la) - Pe­ki Mev­lüt Bey, pe­ki. Ar­tist yok, sa­nat­çı var. O za­man, siz de "Ma­ga­zi­ni ya­kın­dan mı ta­kip edi­yor­su­nuz?" de­me­yin ya­ni.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ben bir şey de­me­dim.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN  BÖ­RÜ (De­vam­la) - Bu kav­ga­cı üs­lu­bu­nuz­dan da vaz­ge­çin lüt­fen.

Hâl böy­ley­ken, kar­deş­le­re ka­yıt­sız şart­sız sak­lı pay ve­ril­me­sin­de bir ya­rar ol­ma­dı­ğı gi­bi, ka­mu ya­ra­rı­na ya­pı­la­cak olan bir­ta­kım hiz­met­ler de en­gel­len­mek­te­dir. Sırf bu ne­den­den do­la­yı, ba­zı va­tan­daş­la­rı­mız, ül­ke­miz­de bu­lu­nan mal var­lık­la­rı­nı mi­ras bı­ra­ka­nın tam ta­sar­ruf öz­gür­lü­ğü­ne sa­hip ol­du­ğu Ang­lo­sak­son hu­ku­ku­na ta­bi ül­ke­le­re nak­let­mek­te­dir. Bu iş­ler için yurt dı­şın­da ku­rul­muş bü­ro­lar da­hi bu­lun­mak­ta­dır.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Bu­ra­sı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti, Ang­lo­sak­son ül­ke­si de­ğil.

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN  BÖ­RÜ (De­vam­la) - Bu ne­den­ler­den do­la­yı, Türk Me­denî Ka­nu­nu'nun 506'ncı mad­de­si­nin 3'ün­cü fık­ra­sın­da­ki "Kar­deş­ler­den her bi­ri için ya­sal mi­ras pa­yı­nın se­kiz­de bi­ri" şek­lin­de­ki hük­mün mad­de met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı bu so­ru­nun çö­zü­mü­ne bü­yük kat­kı sağ­la­ya­ca­ğın­dan, tek­li­fin ka­bul edil­me­si­ni arz eder, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­la­rım.

Ay­rı­ca, bu, o ki­şi­nin ta­sar­ru­fu­na kal­mış bir şey­dir, is­te­yen is­te­di­ği kar­de­şi­ne is­te­di­ği ma­lı bı­rak­mak­ta da ser­best­tir öz­gür ira­de­siy­le.

Tek­rar te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Bö­rü.

Tü­mü üze­rin­de Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Hü­se­yin Öz­can, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Öz­can.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA HÜ­SE­YİN ÖZ­CAN (Mer­sin) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1262 sı­ra sa­yı­lı Türk Me­de­ni Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi üze­rin­de Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu ya­sa­yı gö­rüş­me­den ön­ce, özel­lik­le İs­tik­lal Mar­şı'nın Ka­bu­lü­nü ve Meh­met Akif Er­soy'u An­ma Gü­nü İlan Edil­me­si Hak­kın­da Ya­sa'nın geç­me­si ger­çek­ten biz­le­ri se­vin­dir­di. Ba­ğım­sız­lık ve Kur­tu­luş Sa­va­şı'mız­la yıl­lar­ca say­gıy­la ana­ca­ğı­mız, rah­met­le ana­ca­ğı­mız Meh­met Âkif Er­soy'un Türk ulu­su­na bü­yük bir mi­ras bı­rak­tı­ğı­nı, bu­nun Türk ulu­su­nun or­tak bir de­ğe­ri ol­du­ğu­nu ve ebe­di­yen de bu mar­şı söy­le­ye­rek, Meh­met Âkif ve İs­tik­lal Mar­şı'mı­zı söy­le­ye­rek ve İs­tik­lal Mar­şı'na eme­ği ge­çen her­ke­si say­gıy­la anı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ön­ce­lik­le, Zey­nep Ha­nım'ın ver­miş ol­du­ğu bu ya­say­la il­gi­li, mi­ras­la il­gi­li ko­nu­la­rın te­fer­ru­atı­na in­me­den ön­ce, Tür­ki­ye'de uy­gu­la­nan mi­ras sis­te­mi­ne bak­tı­ğı­mız­da, ma­ale­sef, bir den­ge­siz­lik ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz. El­bet­te ki, ölen sa­nat­çı­la­rı­mı­zı say­gıy­la anı­yo­ruz, Türk eği­ti­mi­ne ol­sun, Türk sağ­lı­ğı­na ol­sun, bı­rak­mış ol­duk­la­rı bu mi­ras­la­rın­dan do­la­yı hep­si­ni rah­met­le anı­yo­ruz ve te­şek­kür edi­yo­ruz. Ama, Tür­ki­ye'de bir ger­çek da­ha var: Tür­ki­ye'de, ma­ale­sef, yıl­lar­ca, Türk ka­dı­nı­nın, özel­lik­le bu mi­ras ko­nu­sun­da sı­kın­tı­lar çek­ti­ği­ni gö­rü­yo­ruz ve öy­le yö­re­sel du­rum­lar­da bak­tı­ğı­mız­da, ada­mın 9 ta­ne ço­cu­ğu var, "Be­nim 6 ta­ne ço­cu­ğum var." di­yor. "Ee, 3'ünü ne yap­tın?" "3'ü ba­yan, kız." di­yor, on­la­rı na­sıl ol­sa eve­ri­yo­ruz di­ye... Ma­ale­sef, sağ­lı­ğın­da da­hi bu ka­dın­la­rı mağ­dur eden ba­ba­la­rın ve ai­le­le­rin ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz.

Özel­lik­le bu de­niz ke­na­rın­da mül­ki­ye­ti olan ba­zı yö­re­ler­de sor­du­ğu­muz­da, "de­niz ke­na­rın­da­ki ba­tak­lık­lar" di­ye kız­la­rı­na mi­ras bı­rak­mış­lar. Öy­le gün ge­li­yor ki, tu­rizm ge­li­şi­yor, o mi­ras bı­rak­tık­la­rı yer­de, inan edin, apart­man­lar ve kat kar­şı­lı­ğın­da bir sü­rü yer alı­yor ve ço­cuk­la­rı­na, oğ­lan ço­cuk­la­rı­na, er­kek ço­cuk­la­rı­na ise, dağ­da da­ha gü­zel ara­zi­le­ri­ni ver­di­ği­ni söy­le­yen ai­le­ler var.

Ben, çok ör­nek­ler­le kar­şı­laş­tım. Bir dok­tor ar­ka­da­şı­mı­zın, ha­nı­mın­dan mi­ras kal­mış 29 ta­ne da­ire­si var. Ama, ka­yın­bi­ra­de­ri, yu­ka­rı­da, dağ­da, da­ğa ya­kın ara­zi­si olun­ca, adam­lar gel­miş, şim­di "Be­ni ka­yın­la­rım teh­dit edi­yor." di­yor.

Bu an­la­yış, bu mi­ras an­la­yı­şı, gö­rü­yo­ruz ki, geç­miş­ten be­ri Me­deni Ka­nun'umuz da ka­dın­la­rı­mı­za kar­şı bir sı­nır­la­ma ge­tir­miş, ka­dın­la­rı­mı­za kar­şı bir sı­nır­la­may­la bir­lik­te ka­dın­la­rı pe­ri­şan eder bir an­la­yış içe­ri­sin­de ol­muş.

Eğer, bu­gün bak­tı­ğı­mız­da, "Hay­di kız­la­rı­mız oku­la gi­din" de­di­ği­miz­de, ma­ale­sef, Tür­ki­ye'de 7,5 mil­yo­na ya­kın kız­la­rı­mız ve ka­dın­la­rı­mız eği­tim ve öğ­re­tim­den uzak kal­mış­lar­dır.

Öy­le bir an­la­yış var ki, ço­cuk yaş­ta bu­nu eve­re­rek, ço­cuk­lu­ğu­nu da­hi ya­şa­ya­ma­yan çok bü­yük ço­ğun­luk­ta ai­le­ler­le kar­şı­la­şı­yo­ruz. Oy­sa, ka­dın ve er­kek eşit­li­ği­ni, ön­ce­lik­le Me­deni Ka­nun'umuz­da mi­ra­sıy­la bir­lik­te eşit­len­dir­mek zo­run­da­yız. Dün, Ka­dın­la­rı Ko­ru­ma Der­ne­ği­nin dü­zen­le­miş ol­du­ğu bir der­ne­ğe git­ti­ği­miz­de ka­dın­la­rı­mız is­yan edi­yor: Ne­den eşit dav­ra­nıl­mı­yo­ruz? Mi­ras ol­sun, na­fa­kay­la il­gi­li ol­sun sı­kın­tı­la­rı ol­du­ğu­nu an­lat­tı­lar. Eğer, biz bu ka­dın­la­rı­mız… Ki, evi­miz­de her za­man say­gıy­la an­ne­le­ri­miz, ba­cı­la­rı­mız… Bun­la­rın da­ha faz­la eme­ği ge­çi­yor. Bun­la­rın da­ha faz­la yar­dı­ma ih­ti­ya­cı var. Bun­la­rın da­ha faz­la şef­ka­te ih­ti­ya­cı var. Bun­la­rı eğer biz mi­ras­tan mah­rum et­ti­ği­miz­de bir eşit­siz­lik… İnanç ola­rak da eşit­siz dav­ran­mış olu­ruz ki, bu­nu di­ni­miz de ka­bul et­mez, hiç­bir din de ka­bul et­mez. Biz­ler, Par­la­men­to ola­rak… Ka­dın­la­rı­mı­zın özel­lik­le eşit hak­lar­dan eşit şart­lar­da mi­ra­sıy­la, her yö­nüy­le fay­da­lan­ma­sın­da ya­rar var. Çün­kü, Tür­ki­ye'nin yüz­de 51'i ka­dın. Biz bun­la­rı yok sa­ya­rak, on­la­rı er­kek­ler­den da­ha -na­fa­ka­sıy­la, mi­ra­sıy­la, ida­re­siy­le- aşa­ğı­da gör­dü­ğü­müz­de vic­dan aza­bı çe­ke­riz ve bun­la­rın yan­lış ol­du­ğu­nu söy­le­dim.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu­gün, ço­cuk­la­rı­mı­zın ço­ğu, gö­rü­yor­su­nuz ki, an­ne­siy­le baş ba­şa ka­lı­yor. Ço­cuk yaş­ta eve­ril­miş, nikâh yap­ma­mış ve so­nun­da eş­ler an­laş­ma­dı­ğın­da ba­kı­yor­su­nuz ki, ha­nı­me­fen­di­nin nikâhı da yok, ai­le­den de ay­rıl­mış, ya sı­ğın­ma ev­le­ri­ne gi­di­yor ya ba­kı­mev­le­ri­ne gi­di­yor. Bun­la­rı ar­tık gör­me­miz la­zım. Bun­la­ra ça­re bul­ma­mız la­zım. Bu ço­cuk­lar, bu ai­le­ler, bu an­ne­ler, bu ba­cı­lar bi­zim ço­cuk­la­rı­mız ve ba­cı­la­rı­mız. Bun­la­rı sos­yal imkânlar­dan ya­rar­la­na­cak şe­kil­de her yö­nüy­le des­tek­le­mek zo­run­da­yız. Biz, Ana­va­tan Gru­bu ola­rak bü­tün ka­dın­la­rı­mı­zı, ça­lış­ma­yan ka­dın­la­rı­mı­zı, sos­yal hak­lar­dan fay­da­lan­ma­sı için si­gor­ta­lı ya­pa­ca­ğız; bu­nu ta­ah­hüt edi­yo­ruz. Ka­dın­la­rı­mız ar­tık ele ba­kan ve bey­le­ri­nin ver­miş ol­du­ğu pa­ra­ya gö­re ken­di­si­ni… Bir mahkûmi­yet duy­gu­su içe­ri­sin­de olan ba­yan­la­rı­mı­zı ko­ru­mak zo­run­da­yız.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, mi­ras hak­kıy­la il­gi­li her­ke­sin eşit dav­ran­ma­sı, ne ba­ba­nın kız ço­cu­ğu­nu yok say­ma­sı, ne an­ne­nin, ne çev­re­nin... Biz­ler ön­ce­lik­le, ba­yan­la­rı­mı­za, ço­cuk­la­rı­mı­za şef­kat eli­mi­zi uza­ta­rak bü­tün mi­ras­lar­dan fay­da­lan­ma­sı ge­re­kir di­ye dü­şü­nü­yo­ruz.

Biz Ana­va­tan ola­rak di­yo­ruz ki: Bü­tün ka­dın­lar ba­şı­mı­zın ta­cı, on­la­rın bü­tün sos­yal imkânla­rı ko­nu­sun­da yar­dım­cı ola­ca­ğız, hiç kim­se ele bak­ma­ya­cak, eko­no­mik ola­rak da öz­gür ola­cak.

Bu ve­si­ley­le, bü­tün ka­dın­la­rı­mı­za, bü­tün sa­hip­siz ba­cı­la­rı­mı­za sa­hip çık­mak bi­zim boy­nu­mu­zun bor­cu di­yor, bü­tün ka­dın­la­rı say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

İyi gün­ler di­li­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Öz­can.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum:

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı…

BAŞ­KAN - Ara­ya­ca­ğım Sa­yın Kı­lıç.

Ka­rar ye­ter sa­yı­sı ara­ya­ca­ğım.

Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­rar ye­ter sa­yı­sı yok­tur.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 18.18

 

DÖR­DÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 18.29

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Ha­run TÜ­FEK­Cİ (Kon­ya), Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 99'un­cu Bir­le­şi­mi­nin Dör­dün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

1262 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'nin gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Tek­li­fin mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­nin oy­lan­ma­sın­da ka­rar ye­ter sa­yı­sı bu­lu­na­ma­mış­tı.

Şim­di, mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni tek­rar oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı ara­ya­ca­ğım: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

TÜRK ME­DE­Nİ KA­NU­NUN­DA DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI­NA

DA­İR KA­NUN  TEK­Lİ­Fİ

MAD­DE 1- 22/11/2001 ta­rih­li ve 4721 sa­yı­lı Türk Me­de­ni Ka­nu­nu­nun 505 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"Mi­ras­çı ola­rak alt­so­yu, ana ve ba­ba­sı ve­ya eşi bu­lu­nan mi­ras­bı­ra­kan, mi­ra­sı­nın sak­lı pay­lar dı­şın­da ka­lan kıs­mın­da ölü­me bağ­lı ta­sar­ruf­ta bu­lu­na­bi­lir."

BAŞ­KAN - Söz ta­le­bi? Yok.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 2- 4721 sa­yı­lı Türk Me­de­ni Ka­nu­nu­nun 506 ncı mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (3) nu­ma­ra­lı ben­di mad­de met­nin­den çı­ka­rıl­mış­tır.

BAŞ­KAN - Söz ta­le­bi? Yok.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 3- Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de söz ta­le­bi? Yok.

An­cak, şah­sı adı­na Sa­yın Koç'un ta­le­bi var.

Sa­yın Koç, ko­nu­şa­cak mı­sı­nız?

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Ko­nuş­ma­ya­ca­ğım.

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

4'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 4- Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Sa­yın Ko­mis­yo­nun bir söz ta­le­bi var­dır.

Bu­yu­run Sa­yın Ko­mis­yon.

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Sa­yın Baş­ka­nım, 2'nci mad­de­nin "4721 sa­yı­lı" iba­re­si­nin ta­sa­rı­dan çık­ma­sı la­zım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon, not alın­mış­tır, dü­zel­ti­le­cek­tir.

Tek­li­fin tü­mü­nü oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Tek­lif ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır.

8'in­ci sı­ra­da yer alan, Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

8.- Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1195) (S. Sa­yı­sı: 1216)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

9'un­cu sı­ra­da yer alan, Ya­ban­cı­la­rın Ça­lış­ma İzin­le­ri Hak­kın­da Ka­nun ile Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve İçiş­le­ri ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

9.- Ya­ban­cı­la­rın Ça­lış­ma İzin­le­ri Hak­kın­da Ka­nun ile Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve İçiş­le­ri ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1212) (S. Sa­yı­sı: 1225)

BAŞ­KAN -  Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

10'un­cu sı­ra­da yer alan, Elek­tro­nik Or­tam­da İş­le­nen Suç­la­rın Ön­len­me­si ile 2559 ve 2937 Sa­yı­lı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Gül­se­ren To­puz'un; Bi­li­şim Sis­te­mi Üze­rin­den Suç Teş­kil Eden Za­rar­lı Ya­yın­lar­la Mü­ca­de­le Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

10.- Elek­tro­nik Or­tam­da İş­le­nen Suç­la­rın Ön­len­me­si ile 2559 ve 2937 Sa­yı­lı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Gül­se­ren To­puz'un; Bi­li­şim Sis­te­mi Üze­rin­den Suç Teş­kil Eden Za­rar­lı Ya­yın­lar­la Mü­ca­de­le Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1305, 2/958) (S. Sa­yı­sı: 1397) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1397 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu, Ço­rum Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Ay­va­zoğ­lu.

CHP GRU­BU ADI­NA FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (Ço­rum) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; "1397 sı­ra sa­yı­sı" adı al­tın­da, Hükûmet ta­ra­fın­dan ha­zır­la­nan, kı­sa­ca­sı "Elek­tro­nik Or­tam­da İş­le­nen Suç­lar" adı­nı ta­şı­yan ta­sa­rı­nın gö­rü­şül­me­siy­le il­gi­li ol­mak üze­re, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ne­den­le, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ön­ce­lik­le, böy­le bir ta­sa­rı­nın... Tek­nik bir ta­sa­rı, elek­tro­nik or­ta­mın ne ol­du­ğu nok­ta­sın­da -ki, he­men ya­nı ba­şın­da- İn­ter­net'in çağ­rı­şım yap­tı­ğı ger­çe­ği­ni he­pi­miz bil­mek­te­yiz. Ta­bii, bu ta­sa­rı Ko­mis­yo­nu­mu­za gel­di­ğin­de ya­pı­lan gö­rüş­me­ler ve tar­tış­ma­lar ko­mis­yon tu­ta­nak­la­rıy­la bel­li. Ön­ce­lik­le, böy­le bir ta­sa­rı­nın, Hükûmet ta­ra­fın­dan, Ulaş­tır­ma Ba­kan­lı­ğı ve Ada­let Ba­kan­lı­ğı bün­ye­sin­de or­tak­la­şa bir ta­sa­rı hâli­ne ge­ti­ril­di­ği­ni gör­mek­te­yiz. Da­ha son­ra, esas ko­mis­yon ola­rak Ada­let Ko­mis­yo­nun­da ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­de ise ta­sa­rı­nın da­ha et­raf­lı­ca tar­tı­şı­lıp gö­rü­şü­le­bil­me­si­ne ola­nak sağ­la­mak açı­sın­dan alt ko­mis­yo­na gön­de­ril­di. Alt ko­mis­yon­da 5/3/2007 ta­ri­hin­de ya­pı­lan ko­nuş­ma­lar, tar­tış­ma­lar ve öne­ri­ler son­ra­sı, ra­por ha­zır­lan­dı. Biz, bu alt ko­mis­yo­na

                         

(x) 1397 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

mu­ha­le­fet et­ti­ği­mi­zi, ne­den do­la­yı mu­ha­le­fet et­ti­ği­mi­zi de be­lirt­miş idik. El­bet­te, alt ko­mis­yon gö­rüş­me­le­ri­nin tu­ta­na­ğa geç­me­ye­ce­ği­ni bil­di­ği­miz için, bu­nun, da­ha son­ra esas ko­mis­yon­da be­lir­ti­len eleş­ti­ri nok­ta­la­rı­nı ve mu­ha­le­fet et­ti­ği­miz nok­ta­la­rın ne­ler ol­du­ğu­nu esas ko­mis­yon­da tu­ta­nak­la­ra ge­çir­dik.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ön­ce­lik­le, böy­le bir ta­sa­rı­nın esas ama­cı­nın ne ol­du­ğu­nu kı­sa­ca ge­rek siz de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­ne ge­rek­se ka­mu­oyu­na bil­gi ola­rak sun­mak is­ti­yo­rum: He­pi­mi­zin bil­di­ği gi­bi, ça­ğı­mız bir tek­no­lo­ji ça­ğı. Tek­no­lo­ji ça­ğı­nın da ha­ber­leş­me ça­ğı ola­rak de­ğer­len­di­ril­di­ğin­de he­men İn­ter­net çağ­rı­şı­mı­nın ya­pıl­dı­ğı­nı, "elek­tro­nik or­tam" şek­lin­de da­ha ge­niş bir çağ­rı­şım içe­ri­sin­de bu­nun yer al­dı­ğı­nı da bi­li­yo­ruz.

Ta­sa­rı­nın ilk gö­rüş­me­le­ri sı­ra­sın­da, elek­tro­nik or­ta­mın da­ha ge­niş ol­ma­sı ne­de­niy­le, bu­nun, Ana­ya­sa'mız­da yer alan in­san hak­la­rı ve öz­gür­lük­le­ri­nin kı­sıt­la­na­bil­me ola­na­ğı­nı ge­tir­me­si nok­ta­sın­dan yap­mış ol­du­ğu­muz eleş­ti­ri­ler son­ra­sı, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu­na men­sup mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız­la bir­lik­te Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li Ko­mis­yon üye­si ar­ka­daş­la­rı­mı­zın da or­tak gö­rü­şü son­ra­sı, bu ta­sa­rı­nın baş­lı­ğı "İn­ter­net Or­ta­mın­da..." şek­lin­de sı­nır­lan­dı­rıl­mış. Se­be­bi de, az ön­ce be­lirt­miş ol­du­ğu­muz gi­bi, ha­ber­leş­me öz­gür­lü­ğü­nün, in­san hak ve hür­ri­yet­le­ri­nin kı­sıt­la­na­bil­me nok­ta­sın­da ola­nak ta­nı­na­bi­le­ce­ği ih­ti­ma­li­ni ge­tir­di­ği için, bu ta­sa­rı­nın baş­lı­ğı, şu an­da Ko­mis­yon ta­ra­fın­dan ka­bul edi­len "İn­ter­net Or­ta­mın­da Ya­pı­lan Ya­yın­la­rın Dü­zen­len­me­si ve Bu Ya­yın­lar Yo­luy­la İş­le­nen Suç­lar­la Mü­ca­de­le Edil­me­si Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı" ola­rak hu­zu­ru­mu­za gel­miş bu­lun­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ta­sa­rı­nın te­mel ama­cı­nın da he­pi­mi­zin bil­di­ği gi­bi, he­pi­mi­zin ka­mu­oyun­da ra­hat­sız ol­du­ğu gi­bi, bir ger­çe­ği var­dır. Ana­ya­sa'mı­za gö­re Türk top­lu­mu­nun te­me­li ai­le­dir. Ai­le dü­ze­ni­nin yü­rü­tü­le­bil­me­si için, top­lu­mun da­ha sağ­lık­lı bir şe­kil­de hu­zur­lu bir or­ta­mı sağ­la­ya­bil­me­si açı­sın­dan ai­le­nin de sağ­lam te­mel­ler üze­ri­ne otur­tu­la­bil­me­si la­zım. Bu­nun ba­şın­da da ai­le bi­rey­le­rin­den vaz­ge­çi­le­mez olan ço­cuk­lar yer al­mak­ta­dır. "Ço­cuk­lar" de­nil­di­ğin­de, ço­cuk­la­rın şu an­da ger­çek­ten ne gi­bi olay­lar­la, teh­li­key­le kar­şı kar­şı­ya ol­du­ğu­nu he­pi­miz bil­mek­te­yiz. Bun­la­rın ba­şın­da, kü­çük yaş­lar­da alış­tı­rı­lan… El­bet­te, bu­nun te­me­lin­de eko­no­mik se­bep­le­rin yat­tı­ğı­nı he­pi­mi­zin bil­di­ği gi­bi, ma­ale­sef, kap­kaç suç­la­rın­dan tu­tu­nuz, bu­nun ya­nı ba­şın­da, fuh­şa yön­len­dir­me, cin­sel is­tis­mar ve müs­teh­cen­lik gi­bi suç­la­ra yö­ne­lik bir şe­kil­de ço­cuk­la­rın kul­la­nıl­dı­ğı­nı he­pi­miz ka­bul et­mek zo­run­da­yız. Bu, top­lu­mu­mu­zun acı bir ger­çe­ği­dir. Bu nok­ta­dan ele alın­dı­ğın­da, bu­nun İn­ter­net or­ta­mın­da da yo­ğun bir şe­kil­de ço­cuk­lar üze­rin­de ağır tah­ri­bat­lar yap­tı­ğı­nı ve do­la­yı­sıy­la, ai­le üze­rin­de ağır tah­ri­bat­lar yap­tı­ğı­nı ve gi­de­rek top­lu­mu da­ha va­him bir hâlde çö­kert­me­ye doğ­ru, sos­yal yön­den çö­kert­me­ye doğ­ru gi­den bir olay­lar sil­si­le­si ve zin­ci­ri ol­du­ğu­nu he­pi­miz bi­li­yo­ruz, bil­mek du­ru­mun­da­yız.

Bu açı­dan ba­kıl­dı­ğın­da, bun­la­rın İn­ter­net or­ta­mın­da ön­le­ne­bil­me­si için, yo­ğun bir şe­kil­de yer alan bu suç­la­rın, Türk Ce­za Ka­nu­nu'nda yer alan ve kar­şı­lı­ğın­da ce­zai mü­ey­yi­de­le­ri bu­lu­nan bu suç­la­rın, az ön­ce say­dı­ğı­mız suç­la­rın İn­ter­net or­ta­mın­da iş­len­me­si­nin ted­bir ola­rak ön­le­ne­bil­me­si ba­kı­mın­dan bu ta­sa­rı­ya ge­ti­ril­miş ol­ma­sı, bu ta­sa­rı­nın ge­ti­ril­miş ol­ma­sı­nı biz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak da özün­den des­tek­le­dik. Bu nok­ta­da­ki des­te­ği­miz de de­vam et­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şim­di, böy­le bir ta­sa­rı alt ko­mis­yo­na iki kez gel­di. Bi­rin­ci kez gel­di­ğin­de söy­le­di­ği­miz, mu­ha­le­fet et­ti­ği­miz nok­ta­dan son­ra, esas ko­mis­yon­da da bi­zim be­lirt­miş ol­du­ğu­muz mu­ha­le­fet nok­ta­la­rı şun­lar idi: 8'in­ci mad­de ile bu ta­sa­rı­nın 8'in­ci mad­de­si ile han­gi suç­la­rın İn­ter­net or­ta­mın­da iş­len­me­si­nin ön­len­me­si ta­sa­rı­da yer al­dı de­ği­şik­lik­ler­den son­ra. İki kez alt ko­mis­yon­da gö­rü­şül­dük­ten son­ra bu hâle gel­di.

Şim­di, 8'in­ci mad­de­de sa­yı­lan suç­la­rın hep­si­ne, az ön­ce be­lirt­ti­ğim gi­bi, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak olum­lu bir şe­kil­de des­tek ver­dik, des­tek ver­me­ye de­vam edi­yo­ruz.

An­cak, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu suç­la­rın ya­nı sı­ra, şu ger­çek­le­ri de gör­mek zo­run­da­yız di­ye, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si, Ko­mis­yon üye­si ar­ka­daş­la­rı­mız ola­rak bu­gü­ne ka­dar söy­le­dik, ba­ğır­dık, se­si­mi­zin çık­tı­ğı ye­re ka­dar da se­si­mi­zi yük­selt­tik.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, he­pi­mi­zin bil­di­ği gi­bi, med­ya ile iç içe olan bir top­lum hâlin­de ya­şı­yo­ruz. Bu­ra­ya bak­tı­ğı­mız­da ve he­pi­mi­zi çok ya­kın il­gi­len­di­ren baş­lık­la­rı ba­zı ga­ze­te baş­lık­la­rın­da gör­dü­ğü­müz­de ür­kü­tü­cü ha­ber­le­ri gör­dük. Bu ür­kü­tü­cü ha­ber­le­rin ba­şın­da da, ma­ale­sef, adı, öy­le ve­ya böy­le "küs­tah mo­tor" şek­lin­de çı­kan ve şu şe­kil­de bil­gi­ler ve­ren, dün­ya­nın en çok tık­la­nan ara­ma mo­to­ru Go­og­le'ın sa­hi­bi ol­du­ğu "Yo­uTu­be", Ata­türk'e ha­ka­ret vi­de­ola­rı ya­yın­la­mış­tı. Şim­di de, "Go­og­le Earth, Di­yar­ba­kır'ı Ku­zey Kür­dis­tan'ın baş­ken­ti yap­tı" şek­lin­de, bu ha­ber­le­rin İn­ter­net or­ta­mın­da yo­ğun bir şe­kil­de ya­yıl­ma­ya de­vam edil­di­ği­ni biz, bu ha­ber­ler­den öğ­ren­dik, da­ha baş­ka şe­kil­de­ki ha­ber­ler­den de öğ­ren­dik.

Bu doğ­rul­tu­da ol­mak üze­re, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ön­ce­lik­le, 5816 sa­yı­lı, Ata­türk'e kar­şı iş­le­nen suç­lar­la il­gi­li ola­rak yü­rür­lük­te bu­lu­nan beş mad­de­lik bir ka­nu­nu­muz var. Bu ka­nun­da, Ata­türk'e kar­şı iş­le­nen suç­la­rın İn­ter­net or­ta­mın­da iş­len­me­si­nin ön­len­me­si açı­sın­dan, bu su­çun da bu ka­nun kap­sa­mı­na ge­ti­ril­me­si­ni ta­lep et­tik. Bi­zim bu ge­tir­me ta­le­bi­miz­den son­ra, alt ko­mis­yon­da ka­bul edil­me­ye­ce­ği­ni an­la­yın­ca, ben şah­sım adı­na, alt ko­mis­yon üye­si ola­rak Ko­mis­yo­nu terk et­tim. Ko­mis­yo­nu terk et­tik­ten son­ra, be­lir­li ulu­sal ga­ze­te­le­ri­mi­zin ba­şın­da "Ata­türk'e ha­ka­re­te izin çık­tı." baş­lı­ğıy­la yer al­dı. Bu ha­ber­le­rin alın­ma­sın­dan son­ra, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­sin­de, cum­hu­ri­ye­te kar­şı, Ata­türk'e kar­şı, yer yer, za­man za­man biz­den da­ha faz­la Ata­türk­çü ol­du­ğu­nu söy­le­yen, biz­den da­ha faz­la cum­hu­ri­yet­çi ol­du­ğu­nu söy­le­yen ba­zı has­sas ar­ka­daş­la­rı­mız has­sas dav­ran­dı­lar ve bu­nun­la il­gi­li bir de­ği­şik­lik ta­sa­rı­sı­nı Ko­mis­yo­na öner­di­ler. Öne­ren ar­ka­da­şı­mız biz­den son­ra öner­di.

Biz, üç su­çun, özel­lik­le üç su­çun mut­la­ka ve mut­la­ka bu ta­sa­rı­ya ek­len­me­si­ni ta­lep et­tik. Bun­la­rın ba­şın­da, az ön­ce be­lirt­miş ol­du­ğu­muz 5816 sa­yı­lı, Ata­türk'e kar­şı iş­le­nen suç­lar, bir; ikin­ci­si, Türk Ce­za Ka­nu­nu'nun 302'nci mad­de­sin­de yer alan ve da­ha ön­ce­ki, 765 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu'nun 301'in­ci mad­de­si­ne te­mas eden, va­ta­nın top­rak bü­tün­lü­ğü­nün bö­lün­me­si­ne iliş­kin suç olan ve o suç­tan do­la­yı da, he­pi­mi­zin bil­di­ği gi­bi şu an­da İm­ra­lı'da yat­mak­ta olan bö­lü­cü ba­şı­nın ce­za al­mış ol­du­ğu bu su­çun da ay­nı şe­kil­de, şu, ga­ze­te­de yer al­dı­ğı hâliy­le İn­ter­net or­ta­mın­da iş­len­me­si­nin ön­len­me­si ge­re­kir di­ye, biz bu­nu id­di­ada bu­lun­duk, iki.

Üçün­cü suç ola­rak da, Ana­ya­sa'mı­zın 174'ün­cü mad­de­sin­de yer alan dev­rim ka­nun­la­rıy­la il­gi­li ola­rak sa­yı­lan, Tev­hi­di Ted­ri­sat'tan tu­tu­nuz, Ata­türk za­ma­nın­da çı­kar­tı­lan ve Ana­ya­sa'mı­zın bü­tün, bu­gü­ne ka­dar­ki mad­de­le­rin­de yer alan dev­rim ka­nun­la­rın­da, İn­ter­net or­ta­mın­da iş­len­me­si hâlin­de bun­la­rın da ön­len­me­si ge­re­kir di­ye üç ta­ne su­çu, biz, de­ği­şik­lik öner­ge­si ola­rak Ko­mis­yo­na sun­duk, ama, ma­ale­sef, Ko­mis­yon bi­zim bu öner­ge­mi­zi red­det­ti ve az ön­ce be­lirt­ti­ği­miz gi­bi, sa­de­ce Ata­türk'le il­gi­li ol­mak üze­re has­sa­si­yet gös­te­ren de­ğer­li ar­ka­da­şı­mız Ha­luk İpek ar­ka­da­şı­mı­zın öner­ge­si sa­de­ce bu nok­ta­da ka­bul edil­di ve Ko­mis­yo­nu­muz­da da bu şe­kil­de ka­bul edi­le­rek şu an­da­ki ta­sa­rı­ya yer­leş­ti­ril­di.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şu­nu ka­bul et­me­miz la­zım: Eğer, biz, bir ola­yın ger­çek­li­ği­ni bi­lim­sel açı­dan ve ya­şa­nan ül­ke ger­çek­le­riy­le il­gi­li ol­mak üze­re  ka­mu­oyu­na su­nu­yor­sak, mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak bir­bi­ri­mi­ze an­la­tı­yor­sak, bun­la­rı ko­mis­yon­lar­da ya­pı­yor­sak, Mec­lis­te ya­pı­yor­sak, ana mu­ha­le­fet par­ti­si Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si bu eleş­ti­ri­le­ri ya­pı­yor man­tı­ğıy­la, na­sıl ol­sa yan­lış­tır man­tı­ğıy­la ve­ya ka­bul edi­le­mez nok­ta­sın­da kar­şı çı­kar­sa­nız, gel­di­ği­miz nok­ta­la­rın ne­re­le­re gel­di­ği­ni ve Tür­ki­ye'nin ne­re­le­re gö­tü­rül­mek is­ten­di­ği­ni he­pi­miz ma­ale­sef acıy­la gö­rü­yo­ruz, acıy­la ya­şı­yo­ruz, bun­dan da üzün­tü du­yu­yo­ruz. O ne­den­le, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, böy­le bir suç­la­ma­nın, az ön­ce be­lirt­miş ol­du­ğu­muz, Türk Ce­za Ka­nu­nu'nun 302'nci mad­de­sin­de­ki, va­ta­nın top­rak bü­tün­lü­ğü­nün bö­lün­me­si, bir kıs­mı­nın ba­zı, par­ça­lan­mış hâliy­le, ül­ke­le­re ve­ril­me­si gi­bi, bu nok­ta­da el­den ele do­la­şan, İn­ter­net or­ta­mın­da do­la­şan ha­ri­ta­la­rın da yer al­dı­ğı ve baş müt­te­fi­ki­miz ola­rak be­lirt­ti­ği­miz Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nin Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı ola­rak her yer­de, ar­tık, Or­ta Do­ğu ha­ri­ta­sı­nın ve Tür­ki­ye ha­ri­ta­sı­nın de­ğiş­ti­ği­ni ifa­de eden Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı­nın o söz­le­rin­den son­ra, biz, hâlâ ve hâlâ ka­fa­mı­zı ku­ma gö­mü­yor­sak, ik­ti­dar ola­rak bu kum­dan ka­fa­nı­zın çı­kar­tıl­ma­sı la­zım de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bu tür or­tam­lar­da, bu tür suç­la­ma­la­rın ne şe­kil­de ol­du­ğu­nu, ne şe­kil­de ya­ra­tıl­dı­ğı­nı he­pi­miz bi­li­yo­ruz, bil­mek zo­run­da­yız.

Yi­ne, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ül­ke­nin ku­ru­cu­su, bu ül­ke­nin ku­ru­cu­suy­la be­ra­ber ya­nın­da şe­hit ol­muş kah­ra­man­la­rı­mız, şe­hit­le­ri­miz­le be­ra­ber bu ül­ke­nin top­rak­la­rı su­lan­mış, sı­nır­la­rı çi­zil­miş hâliy­le eğer o sı­nır­lar bo­zul­ma­ya ça­lı­şı­lı­yor­sa, eğer hiç­bir top­ra­ğın­dan, hiç­bir par­ça­sın­dan vaz­ge­çe­me­ye­ce­ği­miz il­le­ri­mi­zin bi­ri­si, her­han­gi bir ye­rin, Ku­zey Irak'ın, bir Peş­mer­ge­nin yö­net­ti­ği Ku­zey Irak'ın, Kür­dis­tan'ın fi­ilî ola­rak kul­lan­dı­ğı­nı ve onun baş­ken­ti ola­rak ka­bul edil­di­ği nok­ta­sın­da biz ge­rek­li di­ren­ci gös­te­re­mi­yor­sak, ya­rın, bir gün o fi­ilî du­rum­la­rın han­gi hâle ge­ti­ril­mek is­ten­di­ği­ni siz­le­rin bil­me­si ge­re­kir. Biz­ler Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak bu­nu bi­li­yo­ruz. Siz­le­re de dört bu­çuk yıl­dan be­ri bu­nu söy­lü­yo­ruz, ama ma­ale­sef, bun­la­rı ka­bul et­mek is­te­mi­yor­su­nuz, bu ger­çek­le­ri gör­mek is­te­mi­yor­su­nuz. Bir za­man­lar çı­kart­ma­ya ça­lış­tı­ğı­nız ve çı­kart­tı­ğı­nız, çı­kart­ma­yın de­di­ği­miz hâlde çı­kart­tı­ğı­nız Piş­man­lık Ya­sa­sı'nın, Eve Dö­nüş Ya­sa­sı'nın ne hâle ge­ti­ril­di­ği­ni ve bu­nun te­rö­re ma­ale­sef ku­cak aç­tı­ğı­nı, "dağ­da­ki­le­ri eve in­dir­mek" adı al­tın­da ce­za­evin­de­ki­le­ri da­ğa çı­kart­mak ol­du­ğu­nu he­pi­miz gö­rü­yo­ruz. Bu tes­pit­le­ri biz yap­tık, söy­le­dik, ama Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si ta­ra­fın­dan az ön­ce­ki an­la­yış­la siz bun­la­ra kar­şı çık­tı­nız ve bun­la­rın acı­sı­nı şim­di ya­şı­yo­ruz, da­ha da ya­şa­ya­ca­ğız. Ve peş­mer­ge ba­şı, ora­da, Ku­zey Kür­dis­tan'ın fii­len ku­rul­muş olan ve ku­rul­ma­sıy­la be­ra­ber ba­şı­na ge­ti­ri­len peş­mer­ge ba­şı­na Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın "kar­de­şim" di­ye hi­tap et­me­sin­den son­ra­ki gös­te­ri­len ce­sa­re­tin ve cü­re­tin, ül­ke­mi­zi ne hâle ge­tir­di­ği­ni ve ge­ti­ril­di­ği­ni he­pi­miz üzün­tüy­le gö­rü­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ger­çek­le­ri gör­mek zo­run­da­yız. Yi­ne, çok mu­dur? Dev­rim ya­sa­la­rı de­di­ği­miz, Ana­ya­sa'mı­zın 174'ün­cü mad­de­sin­de yer alan dev­rim ka­nun­la­rı­nın do­ku­nul­maz­lı­ğıy­la il­gi­li hü­küm­le­rin böy­le bir ta­sa­rı­ya iş­len­me­si­ni ne­den çok gö­rü­yo­ruz, onu an­la­ya­bil­mek de müm­kün de­ğil­dir. Bu­nun­la il­gi­li de­ği­şik­lik öner­ge­le­ri­ni ver­dik. Di­li­yo­ruz ve is­ti­yo­ruz ki -na­sıl ki Ko­mis­yon­da de­ğer­li ar­ka­da­şı­mız Ha­luk İpek, da­ha son­ra bu ola­yın ger­çek­li­ği­ni kav­ra­ya­rak Ata­türk'le il­gi­li su­çun bu ta­sa­rı­ya iş­len­me­si­ne ve­si­le ol­du ise- ina­nı­yo­ruz ki biz­den da­ha faz­la, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­sin­den da­ha faz­la cum­hu­ri­yet­çi ol­du­ğu­nu söy­le­yen, da­ha faz­la dev­rim­ci ol­du­ğu­nu söy­le­yen Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin has­sas mil­let­ve­kil­le­ri de o de­ği­şik­lik öner­ge­mi­ze des­tek ve­rir­ler di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ger­çek­ten, ül­ke­miz, çok cid­di olay­lar ya­şa­mak­ta­dır. Çok cid­di olay­lar­la kar­şı kar­şı­ya ka­lı­yo­ruz, ama, bu­na Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın gös­ter­miş ol­du­ğu tep­ki­le­rin üs­lu­bu­na da biz­le­rin Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak el­bet­te kar­şı çı­kı­şı­mız ka­dar do­ğal bir şey ola­maz.

Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­miy­le il­gi­li ya­şa­nan ger­gin­lik­le­rin… El­bet­te, uz­la­şı içe­ri­sin­de ya­pıl­ma­sı nok­ta­sın­da, biz Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, 367 sa­yı­sı­nın aran­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni hu­ku­ki açı­dan di­le ge­tir­dik. Bu si­ya­si açı­dan di­le ge­ti­ril­di­ği gi­bi, hu­kuk­sal bir ge­rek­li­li­ği­nin de Ana­ya­sa'nın 102'nci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın çok açık ol­du­ğu­nu ifa­de et­tik. Bun­la­rın hu­ku­ki ze­mi­ni­ni, ge­rek­çe­le­ri­ni hu­kuk­sal ze­mi­ne da­yan­dır­mak su­re­tiy­le hep söy­le­dik, ama, siz­ler, bu­nun si­ya­si bir söy­lem ol­du­ğu­nu ka­bul et­mek su­re­tiy­le, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin bu hak­lı is­te­ği­ne ve hak­lı gö­rü­şü­ne ya­naş­ma­dı­nız. Ama, bu­na kar­şı­lık, Ana­ya­sa'mız­da yer alan, hal­kın re­fe­ran­du­muy­la ger­çek­leş­ti­ri­len 1982 Ana­ya­sa'sın­da yer alan o hük­me rağ­men bu uz­laş­ma hü­küm­le­ri­ni ka­bul et­me­di­niz ve Ana­ya­sa Mah­ke­me­sin­den bu ka­rar dön­dü­ğün­de­ki tep­ki­ni­zin şek­li­nin de ma­ale­sef, biz­le­ri de­rin­den üz­dü­ğü­nü, ka­mu­oyu­nu de­rin­den ya­ra­la­dı­ğı­nı, esa­sen hal­kın ve mil­le­ti­mi­zin na­sıl ger­gin­li­ğe itil­di­ği­ne ki­min se­bep ol­du­ğu­nu hal­kı­mız çok çok iyi bil­mek­te­dir.

Biz, doğ­ru­la­rı söy­lü­yo­ruz. Biz, doğ­ru­la­rı her za­man söy­le­dik. Doğ­ru ol­du­ğu­nu da­ha son­ra siz­ler an­la­mak zo­run­da kal­dı­nız. Bu­nun hu­kuk­sal de­ğer­len­dir­me­si­ne, hu­kuk­sal eleş­ti­ri yap­ma­nı­za hiç­bir di­ye­ce­ği­miz yok­tur, ama, Sa­yın Baş­ba­ka­nın, ül­ke­mi­zi dört bu­çuk yıl­dan be­ri yö­ne­ten Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı, Sa­yın Baş­ba­ka­nın üç gün ön­ce grup top­lan­tı­sın­da yap­mış ol­du­ğu ko­nuş­may­la, Ana­ya­sa'mız­da ye­ri­ni alan, san­ki Ana­ya­sa'mız­da yer al­ma­mış olan ve şim­di­ye ka­dar hiç­bir gö­rev yap­ma­mış olan yük­sek de­re­ce­li Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ver­miş ol­du­ğu o ka­rar­dan son­ra, ma­ale­sef, ta­ri­he ge­çen, ta­ri­he iyi bir şe­kil­de geç­me­yen, kö­tü bir şe­kil­de ge­çen şu ifa­de­le­ri kul­lan­mak­tan çe­kin­me­miş­tir: "Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ka­ra­rıy­la de­mok­ra­si­ye kur­şun sı­kıl­mış­tır." Doğ­ru mu­dur? Böy­le de­miş­tir.

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Öy­le de­me­di!

İB­RA­HİM KÖŞ­DE­RE (Ça­nak­ka­le) - Ha­yır, ha­yır…

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - İf­ti­ra at­ma…

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - Ama, Sa­yın Baş­ba­kan ge­le­bi­le­cek tep­ki­le­ri da­ha son­ra al­gı­la­dı­ğı için, bi­li­yo­ruz ki, bu sö­zün Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ka­ra­rı­na kar­şı de­ğil, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin söy­lem­le­ri­ne kar­şı ol­du­ğu­nu ifa­de et­mek su­re­tiy­le Sa­yın Baş­ba­ka­nın bu ko­nu­lar­da­ki çark edi­şi­ni de gör­müş ol­duk. Sa­de­ce biz gör­me­dik, mil­le­ti­miz gör­dü, hal­kı­mız gör­dü bu­nu. Bu­nu inkâr ede­mez­si­niz.

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Doğ­ru­su o. Si­ze söy­le­di.

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bi­zim Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, Ge­nel Baş­ka­nı­mız ola­rak de­mok­ra­si­ye kar­şı ver­miş ol­du­ğu, de­mok­ra­siy­le be­ra­ber ver­miş ol­du­ğu mü­ca­de­le­nin de­mok­ra­si­yi han­gi nok­ta­la­ra, en üst nok­ta­la­ra ge­tir­mek için elin­den ge­len her tür­lü uğ­ra­şı hep bir­lik­te yap­tı­ğı­mı­zı siz­ler çok çok iyi bi­li­yor­su­nuz.

BAY­RAM ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur) - Ta­ri­hi­ni­ze bak!

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin kö­ke­nin­de, si­zin o söy­le­di­ği­niz, Sa­yın Baş­ba­ka­nın söy­le­di­ği suç­la­ma­la­rın hiç­bi­ri ya­kı­şa­maz, ya­kış­tı­rı­la­maz. Siz ya­kış­tır­sa­nız, halk ya­kış­tır­mı­yor. Ken­di ken­di­ni­zi kan­dır­ma­ya de­vam et­me­yi­niz.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak, üye­sin­den Ge­nel Baş­ka­nı­mı­za ka­dar, şim­di­ye ka­dar gö­rev yap­mış bü­tün Ge­nel Baş­kan­la­rı­mız da dâhil ol­mak üze­re, Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mı­zın söy­le­di­ği gi­bi…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ay­va­zoğ­lu, lüt­fen to­par­la­yı­nız.

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - …bir an için bu suç­la­ma­nın bi­ze söy­len­di­ği­ni ka­bul eder­sek şu ce­va­bı ver­mek zo­run­da­yız: Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si hiç­bir dö­ne­min­de de­mok­ra­si­ye kar­şı kur­şun sık­ma­mış­tır. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si hiç­bir dö­ne­min­de de­mok­ra­si­yi ayak­lar al­tı­na al­ma­mış­tır.

MUS­TA­FA ÜNAL­DI (Kon­ya) - Ta­rih bi­li­yor… Ta­rih şa­hit…

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si hiç­bir şe­kil­de yar­gı ka­rar­la­rı­na, yar­gı­ya kur­şun sık­ma­mış­tır, ama, si­zin, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin ik­ti­da­rın­da Da­nış­ta­ya, yar­gı­ya, Yar­gı­ta­ya kur­şun sı­kıl­mış­tır. Bu­nu na­sıl inkâr ede­riz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım?

ŞEV­KET ARZ (Trab­zon) - He­def gös­ter­di, he­def…

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - Si­ya­se­ten di­yo­ruz, si­zin dah­li­niz var­dır de­mi­yo­ruz. Si­zin ik­ti­da­rı­nız­da olan ka­ra bir ta­lih­tir, ka­ra bir iz­dir.

BAY­RAM ÖZ­ÇE­LİK  (Bur­dur) - Al­lah'tan kork, Al­lah'tan kork!

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - Bu­nu he­pi­miz kı­nı­yo­ruz. He­pi­miz kı­na­mak zo­run­da­yız.

BAY­RAM ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur) - Al­lah'tan kork!

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - Biz si­zin her­han­gi bir dâhil ol­du­ğu­nu­zu söy­le­mi­yo­ruz.

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - İf­ti­ra at­ma, if­ti­ra at­ma!

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - Din­le­yi­niz, siz dâhil ol­mu­yor­su­nuz, ama si­zin ik­ti­da­rı­nı­za na­sıl ol­du denk gel­di onu söy­le­mek is­ti­yo­ruz.

AB­DUL­LAH ER­DEM CAN­Tİ­MUR (Kü­tah­ya) - Si­zin yü­zü­nüz­den ol­du.

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - Ta­lih­siz bir olay ol­du­ğu­nu be­lirt­mek is­ti­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım, bu ger­çek­ler unu­tu­la­maz, bu doğ­ru­la­rı inkâr ede­mez­si­niz.  Siz, is­te­di­ği­niz ka­dar inkâr et­me­ye ça­lı­şın, ama ta­rih bu­nu inkâr et­mi­yor, ta­rih bu­nu inkâr et­me­ye­cek­tir ve bu da onu gös­te­re­cek­tir ki… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MU­ZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Ko­ca­eli) - Ger­dir­me!

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen…

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - …önü­müz­de­ki se­çim­ler­de ge­re­ği­ni, ne ya­pı­la­ca­ğı­nı hal­kı­mız, he­pi­mi­ze, siz­le­re çok çok iyi gös­te­re­cek­tir.

MU­ZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Ko­ca­eli) - Ger­dir­me, ko­nu­yu an­lat da bi­le­lim.

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - Evet, sev­gi­li kar­deş­le­rim, bun­lar­dan go­cun­ma­yı­nız, ger­çek­ler­den ürk­me­yi­niz. Siz, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si ola­rak dört bu­çuk yıl­dır bu hükûme­ti, bu mil­le­ti­mi­zi, ül­ke­mi­zi yö­net­mi­yor mu­su­nuz? El­bet­te yö­ne­ti­yor­su­nuz. Pe­ki, o su­çu ve ka­ba­ha­ti de baş­ka­la­rı­na mı ata­ca­ğız? Baş­ka şe­kil­de, yar­gıç­la­ra ve­ya mah­ke­me­le­re mi ata­ca­ğız? Böy­le bir du­ru­mun… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ay­va­zoğ­lu…

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - Sev­gi­li kar­deş­le­rim, biz si­ya­se­ten hiç­bir şe­kil­de ger­gin­li­ği ka­bul et­me­di­ği­mi­zi söy­lü­yo­ruz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ay­va­zoğ­lu.

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (De­vam­la) - He­pi­ni­ze say­gı­lar, sev­gi­ler su­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

MUS­TA­FA ÜNAL­DI (Kon­ya) - Ta­rih ya­lan­la­rı or­ta­ya çı­kar­ma­yı sağ­lar.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ay­va­zoğ­lu.

Tü­mü üze­rin­de AK Par­ti Gru­bu adı­na söz is­te­yen Gül­se­ren To­puz, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA GÜL­SE­REN TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1397 sı­ra sa­yı­lı Elek­tro­nik Or­tam­da İş­le­nen Suç­la­rın Ön­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı'yla il­gi­li Grup adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si­mi­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Her gün, ye­ni bir bu­lu­şun, ica­dın tek­no­lo­ji­ye ka­zan­dı­rıl­dı­ğı gü­nü­müz­de, tek­no­lo­jik ge­liş­me­le­rin ta­ki­bi ve bil­gi­nin hız­lı bir şe­kil­de yay­gın­laş­tı­rıl­ma­sı zo­run­lu­lu­ğu or­ta­ya çık­mış ve bil­gi ak­ta­rı­mı­nı sağ­la­mak mak­sa­dıy­la bi­li­şim tek­no­lo­ji­le­ri keş­fe­dil­miş­tir. Son­ra­sın­da da bu ke­şif, ça­ğı­mı­za, bi­li­şim ça­ğı ola­rak dam­ga­sı­nı vur­muş­tur. Bi­li­şim suç­la­rı­nın ta­rih­sel ge­li­şi­mi­ne ba­ka­cak olur­sak, 1970 ve 1980'li yıl­lar­da, Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nde or­ta­ya çı­kan ve bu ta­rih­ler­de ilk dö­nem­le­ri­ni ya­şa­yan bi­li­şim ağ­la­rı­nın ilk kul­la­nı­cı­la­rı, ço­ğun­luk­la resmî ve aka­de­mis­yen araş­tır­ma­cı­lar­dan oluş­mak­tay­dı. Bu araş­tır­ma­cı­lar, mes­lek etik­le­ri ge­re­ği ha­re­ket ede­rek ya­zı­lı ol­ma­yan bir­çok ku­ra­la uy­mak­tay­dı. An­cak, kul­la­nı­cı sa­yı­sı­nın 1990'la­rın ba­şın­dan iti­ba­ren hız­la art­ma­sı ve ye­ni kul­la­nı­cı­la­rın da ağ or­ta­mı­na ka­tıl­ma­sı, sis­te­min kö­tü­ye kul­la­nıl­ma­sı­nı da be­ra­be­rin­de ge­tir­miş­tir. Bi­lin­di­ği üze­re, İn­ter­net kul­la­nı­mı, son yıl­lar­da ül­ke­miz­de de hız­la yay­gın­laş­mış ve ba­zı hu­ku­ki so­run­la­rın da or­ta­ya çık­ma­sı­na se­bep ol­muş­tur.

Ha­ya­tı­mı­zın her ala­nın­da kul­lan­dı­ğı­mız bi­li­şim ve İn­ter­net tek­no­lo­ji­le­rin­de­ki ge­liş­me­le­rin be­ra­be­rin­de ge­tir­di­ği bir­çok so­run var­dır. An­cak, mev­cut hu­kuk sis­tem­le­ri, bu tek­no­lo­jik ge­liş­me­le­rin bü­yük öl­çü­de ge­ri­sin­de kal­dı­ğı için ya da za­ma­nın­da bu ge­liş­me­ler ye­te­rin­ce ön­gö­rü­le­me­di­ği için, gü­nü­müz­de, İn­ter­net suç­la­rı, bi­li­şim suç­la­rı di­ye­bi­le­ce­ği­miz ye­ni suç şe­kil­le­ri or­ta­ya çık­mış­tır. Do­la­yı­sıy­la, bu alan­da bir de­ne­ti­me ih­ti­yaç ol­du­ğu, su­çun ön­len­me­si açı­sın­dan, yi­ne, tek­no­lo­ji­den is­ti­fa­dey­le, ba­zı en­gel­le­me­le­rin, ba­zı kon­trol­le­rin ge­ti­ril­me­si ge­rek­ti­ği de or­ta­da­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bi­li­şim tek­no­lo­ji­le­ri­nin top­lum ha­ya­tın­da ne ka­dar önem­li ol­du­ğu­nu bi­li­yo­ruz. Ha­ya­tın her ala­nın­da bu tek­no­lo­ji­ler kul­la­nıl­mak­ta; doğ­ru­su­nu is­ter­se­niz, bü­yük ya­rar­lar da sağ­lan­mak­ta­dır. An­cak, geç­miş­te ka­bul gör­müş olu­şum­la­rın üze­ri­ne ye­ni ge­liş­me­le­rin ek­len­me­si, ge­rek sos­yal ge­rek­se eko­no­mik açı­dan ka­çı­nıl­maz­dır. Bu du­rum­da, ye­ni tek­no­lo­ji­le­rin geç­miş­te ka­bul gö­ren de­ğiş­mez de­ğer­le­re za­rar ver­me­si­nin en­gel­len­me­si ise biz­le­re önem­li bir sos­yal ref­leks hâli­ne ge­tir­miş­tir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ana­ya­sa'nın "Ai­le­nin ko­run­ma­sı" baş­lık­lı 41'in­ci mad­de­sin­de, "Ai­le, Türk top­lu­mu­nun te­me­li­dir ve eş­ler ara­sın­da eşit­li­ğe da­ya­nır. Dev­let, ai­le­nin hu­zur ve re­fa­hı ile özel­lik­le ana­nın ve ço­cuk­la­rın ko­run­ma­sı ve ai­le plan­la­ma­sı­nın öğ­re­ti­mi ile uy­gu­lan­ma­sı­nı sağ­la­mak için ge­rek­li ted­bir­le­ri alır, teş­kilâtı ku­rar." hük­mü, "Genç­li­ğin ko­run­ma­sı" baş­lık­lı 58'nci mad­de­sin­de de "Dev­let, is­tiklâl ve Cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin ema­net edil­di­ği genç­le­rin müs­bet il­min ışı­ğın­da, Ata­türk il­ke ve in­kılâpla­rı doğ­rul­tu­sun­da ve Dev­le­tin ül­ke­si ve mil­le­tiy­le bö­lün­mez bü­tün­lü­ğü­nü or­ta­dan kal­dır­ma­yı amaç edi­nen gö­rüş­le­re kar­şı ye­tiş­me ve ge­liş­me­le­ri­ni sağ­la­yı­cı ted­bir­le­ri alır. Dev­let, genç­le­ri al­kol düş­kün­lü­ğün­den, uyuş­tu­ru­cu mad­de­ler­den, ku­mar ve ben­ze­ri kö­tü alış­kan­lık­lar­dan ve ce­ha­let­ten ko­ru­mak için ge­rek­li ted­bir­le­ri alır." hük­mü yer al­mak­ta­dır.

Dün­ya­da ya­şa­nan ge­liş­me­le­re pa­ra­lel ola­rak, ül­ke­miz­de de -İn­ter­net dâhil- hız­la yay­gın­la­şan elek­tro­nik ile­ti­şim araç­la­rı­nın sağ­la­dı­ğı imkânla­rın su­is­ti­mal edil­me­si su­re­tiy­le iş­le­nen suç­lar­la mü­ca­de­le ko­nu­sun­da et­kin ve doğ­ru bir ya­pı­lan­ma­yı müm­kün kı­la­bi­le­cek özel bir ka­nun çı­kar­tıl­ma­sı zo­run­lu hâle gel­miş bu­lun­mak­ta­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; iş­te, ha­zır­la­nan bu ta­sa­rı ile Ana­ya­sa'nın söz ko­nu­su hü­küm­le­ri uya­rın­ca ai­le­yi, ço­cuk­la­rı ve genç­le­ri -İn­ter­net dâhil- elek­tro­nik ile­ti­şim araç­la­rı­nın su­is­ti­mal edil­me­si su­re­tiy­le uyuş­tu­ru­cu ve uya­rı­cı mad­de alış­kan­lı­ğı, in­ti­ha­ra yön­len­dir­me, cin­sel is­tis­mar, ku­mar ve ben­ze­ri kö­tü alış­kan­lık­la­rı teş­vik eden ya­yın­la­rın içe­rik­le­rin­den ko­ru­mak için ge­rek­li ön­le­yi­ci ted­bir­le­rin alın­ma­sı amaç­lan­mak­ta ve elek­tro­nik or­tam­da ço­cu­ğa, genç­li­ğe ve ai­le­ye yö­ne­lik ağır ve va­him ni­te­lik­te­ki sal­dı­rı­la­rın ön­len­me­si­ni te­mi­nen ge­rek­li ya­sal dü­zen­le­me­nin ya­pıl­ma­sı sağ­lan­mış ol­mak­ta­dır. An­cak, Ge­nel Ku­rul­da gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz bu ta­sa­rı ile ye­ni bi­li­şim suç­la­rı ka­te­go­ri­si oluş­tu­rul­ma­mak­ta ve suç­lar iş­len­dik­ten son­ra dev­re­ye gi­re­cek ce­zai ve ida­ri yap­tı­rım­lar ge­ti­ril­me­mek­te­dir. Türk Ce­za Ka­nu­nu'nda yer alan be­lir­li suç­la­rın -İn­ter­net dâhil- elek­tro­nik or­tam­da et­ki­le­ri­ni sür­dür­me­si­nin, ida­ri ve yar­gı­sal ko­ru­ma ted­bi­ri ol­mak üze­re be­lir­le­nen iki yön­tem­le ön­len­me­si müm­kün kı­lın­mak­ta­dır.

Türk top­lu­mu ola­rak sos­yal ya­pı­mı­zı ko­ru­ma­ya yö­ne­lik ref­lek­si­miz, di­ğer dün­ya dev­let­le­ri­ne na­za­ran da­ha kuv­vet­li­dir. Sağ­lam ai­le ya­pı­mız, ta­rih bo­yun­ca bi­zi bir­çok sı­kın­tı­lar­dan ko­ru­muş ve bir­çok zor­luk­la­rın da üs­te­sin­den ge­le­bil­me­mi­zi sağ­la­mış­tır. Do­la­yı­sıy­la, top­lu­mu­mu­zu kuv­vet­li kı­lan gü­cü­mü­zün kay­na­ğı ai­le ya­pı­mı­zı her tür­lü teh­li­ke­den ko­ru­mak ve kol­la­mak millî bir gö­re­vi­miz olup ay­nı za­man­da inanç­la­rı­mız ge­re­ği­dir. Bi­zim top­lu­mu­mu­zun, özel­lik­le genç­le­ri­mi­zin ye­ni­li­ğe, ge­liş­me­ye, tek­no­lo­ji­ye me­ra­kı, bun­la­rı kul­lan­ma nok­ta­sın­da­ki is­te­ği ve ça­ba­sı tak­dir edi­le­cek bir hu­sus­tur, an­cak, bi­li­şim tek­no­lo­ji­le­ri ko­nu­sun­da ge­rek­li de­ne­tim­ler eğer ya­pıl­maz­sa bu­nun ne gi­bi olum­suz so­nuç­la­ra ne­den ol­du­ğu­nu da he­pi­miz bi­li­yo­ruz ve biz­ler bu so­nuç­la­rı da göz ar­dı ede­me­yiz. Bu bağ­lam­da, ha­zır­la­dı­ğı­mız bu ta­sa­rı, Ana­ya­sa'mı­zın özel ola­rak ko­run­ma­sı­nı ön­gör­dü­ğü, baş­ta ai­le, ço­cuk­lar ve genç­ler ol­mak üze­re, be­lir­li sos­yal ke­sim­le­re yö­ne­lik suç­la­rın ko­lay­ca iş­len­me­si­ni ön­le­yi­ci özel bir ka­nun ma­hi­ye­tin­de­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bi­li­şim tek­no­lo­ji­le­rin­de ya­şa­nan baş dön­dü­rü­cü ge­liş­me­ler ne­de­ni ile söz ko­nu­su dü­zen­le­me­ler, İn­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ve içe­rik­le­ri suç teş­kil eden ya­yın­la­rın ön­len­me­sin­de ma­ale­sef ye­ter­siz kal­mış­tır. Dün­ya­da ve Av­ru­pa ül­ke­le­rin­de elek­tro­nik or­tam­da iş­le­nen suç­la­rın ön­le­yi­ci ted­bir­ler­le ön­len­me­sin­de, fark­lı isim­ler­le de ol­sa, ge­nel­de ba­ğım­sız ya da özerk ya­pı­la­rın oluş­tu­rul­du­ğu gö­rül­mek­te­dir. Elek­tro­nik or­tam­da iş­le­nen suç­la­rın hız­lı bir şe­kil­de ar­tı­şı, bu suç­la­rın iş­len­me­sin­de­ki ko­lay­lı­ğa kar­şın or­ta­ya çı­ka­rıl­ma­sın­da­ki zor­luk­lar, top­lum­sal açı­dan do­ğa­bi­le­cek za­rar­la­rın son­ra­dan te­la­fi­si­nin müm­kün ol­ma­ma­sı, bu ko­nu­da aci­len et­kin mü­ca­de­le ede­cek ku­rum­sal bir ya­pı­nın ya­sal bir dü­zen­le­mey­le oluş­tu­rul­ma­sı­nı zo­run­lu kıl­mış­tır. Gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz bu ta­sa­rı, içe­rik de­ne­ti­mi­nin na­sıl ve han­gi ku­rum ta­ra­fın­dan ya­pı­la­ca­ğı­na iliş­kin dü­zen­le­me­le­re yer ver­miş ve bu amaç­la, Te­le­ko­mü­ni­kas­yon Ku­ru­mu bün­ye­sin­de bu­lu­nan Te­le­ko­mü­ni­kas­yon İle­ti­şim Baş­kan­lı­ğı­na ila­ve gö­rev ve yet­ki­le­rin ve­ril­me­si­ni ön­gör­müş­tür. Ay­rı­ca, söz ko­nu­su baş­kan­lı­ğa, elek­tro­nik or­tam­da­ki za­rar­lı içe­rik­le­rin iz­len­me­si ve ön­lem alın­ma­sı, fil­tre­le­me gö­re­vi, bu ko­nu­da ulus­la­ra­ra­sı ku­rum ve ku­ru­luş­lar­la iş­bir­li­ği sağ­lan­ma­sı, şikâyet ve ta­lep­le­ri de­ğer­len­dir­mek üze­re iz­le­me ve bil­gi ih­bar mer­ke­zi ku­rul­ma­sı gi­bi çok önem­li gö­rev ve yet­ki­ler ver­mek­te­dir. Bu bağ­lam­da, ül­ke­miz­de İn­ter­net or­ta­mı da­hil, elek­tro­nik or­tam­da ya­pı­lan ya­yın­la­rı tek­nik açı­dan ve bi­lim­sel ola­rak ta­kip ede­cek, so­ru­nu tes­pit ede­cek, çö­zü­mü için de öne­ri­ler ge­ti­rip, ge­liş­ti­rip, İn­ter­net ser­vis sağ­la­yı­cı­la­rı da da­hil, elek­tro­nik ha­ber­leş­me ve İn­ter­net sek­tö­rü­nü ko­or­di­ne ede­cek ku­rum­sal bir ya­pı­lan­ma­nın ku­rul­ma­sı bu ta­sa­rıy­la ger­çek­leş­ti­ril­miş ola­cak­tır.

Bi­li­şim tek­no­lo­ji­le­ri ve sun­du­ğu hiz­met­ler, ni­te­lik­le­ri ge­re­ği, sa­de­ce ulus­la­rın millî dü­zen­le­ri­ni de­ğil, tüm ulus­la­ra­ra­sı top­lu­mu da et­ki­le­mek­te­dir. Bu ne­den­le, di­ğer ül­ke­ler­le ve ulus­la­ra­ra­sı ör­güt­ler­le de bu alan­da iş bir­li­ği ve ko­or­di­nas­yon ya­pı­la­rak, bi­li­şim ve İn­ter­net tek­no­lo­ji­le­ri­nin or­ta­ya çı­kar­dı­ğı bu ye­ni or­ta­ma uyum sağ­lan­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.

Ha­zır­lan­mış olan bu ta­sa­rıy­la, ya­sa met­nin­de be­lir­ti­len suç­la­rın İn­ter­net yo­lu ile ve ge­nel ola­rak elek­tro­nik or­tam­da iş­len­me­si­ni ön­le­mek ama­cıy­la di­ğer ül­ke mua­dil ku­ru­luş­la­rı ve ulus­la­ra­ra­sı ör­güt­ler­le ge­rek­li iş bir­li­ği ve ko­or­di­nas­yo­nu sağ­la­ma gö­re­vi de Te­le­ko­mü­ni­kas­yon İle­ti­şim Baş­kan­lı­ğı­na ve­ril­mek­te­dir.

Ay­rı­ca, İn­ter­net ka­fe­ler­de bu­lu­nan bil­gi­sa­yar ve di­ğer sis­tem­ler­de söz ko­nu­su bu ka­nun­la be­lir­le­nen suç­la­rı oluş­tu­ran içe­ri­ğe sa­hip ya­yın­la­ra eri­şi­min en­gel­len­me­si ama­cıy­la ge­rek­li fil­tre­le­me ve blo­ke et­me­yi sağ­la­ya­cak do­na­nım ve ya­zı­lım kul­la­nıl­ma­sı da­hil her tür­lü ted­bi­rin alın­ma­sı hâlin­de, ma­hallî mül­ki amir­ler­ce iş ye­ri aç­ma ruh­sa­tı ve­ya di­ğer izin bel­ge­le­ri­nin ve­ril­me­si de söz ko­nu­su ola­bi­le­cek­tir. Ya­pı­lan bu dü­zen­le­me bu ama­cın sağ­lan­ma­sı­na yö­ne­lik­tir. Özel­lik­le ço­cuk­la­rın İn­ter­net'te­ki za­rar­lı içe­rik­ten ko­run­ma­sı ama­cıy­la, İn­ter­net'te eri­şim için yo­ğun ola­rak kul­la­nı­lan bu yer­le­rin ça­lış­ma esas ve usul­le­ri­nin dü­zen­len­me­si­ne bü­yük ih­ti­yaç du­yul­mak­ta­dır.

Av­ru­pa Kon­se­yi­nin al­mış ol­du­ğu ka­rar­lar­la üye ül­ke­ler, İn­ter­net'in gü­ven­li kul­la­nıl­ma­sı­nın sağ­lan­ma­sı için fil­tre­le­me ve blo­ke et­me prog­ram­la­rı gi­bi ko­ru­yu­cu prog­ram­lar ge­liş­tir­me­ye ve ay­nı amaç­la eği­tim ve ta­nı­tım fa­ali­yet­le­ri­ni yay­gın­laş­tır­ma­ya da­vet edil­mek­te­dir.

Ay­rı­ca, bu ka­nun kap­sa­mın­da, ila­ve gö­rev­ler ve­ri­len ida­ri bi­ri­min Te­le­ko­mü­ni­kas­yon Ku­ru­mu bün­ye­sin­de bir bi­rim ol­du­ğu ve Ku­ru­mun, bu bi­rim dâhil, fa­ali­yet­le­riy­le il­gi­li te­sis et­tik­le­ri ida­ri ni­te­lik­te­ki ka­rar­la­rı­na kar­şı, il­gi­li mev­zu­at­ta zik­re­di­len ida­ri yar­gı, ge­nel hu­kuk hü­küm­le­ri­ne gö­re te­sis et­ti­ği iş­lem ve ey­lem­le­ri­ne kar­şı ise il­gi­li ad­li yar­gı yo­lu­na baş­vu­rul­ma­sı müm­kün bu­lun­mak­ta­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; dün­ya ül­ke­le­ri­nin yo­ğun bir şe­kil­de çö­züm ara­dı­ğı bi­li­şim suç­la­rı­nın en­gel­len­me­si­ne yö­ne­lik ça­lış­ma­la­rın ya­nın­da, biz de AK Par­ti ola­rak ko­nu­ya has­sa­si­yet­le yak­laş­tı­ğı­mı­zı, ge­tir­di­ği­miz 1397 sıra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'miz­le gös­ter­miş bu­lu­nu­yo­ruz. İna­nı­yo­rum ki, ül­ke ola­rak tüm ka­mu ku­rum­la­rıy­la ve si­vil top­lum ör­güt­le­riy­le, aka­de­mis­yen­le­riy­le, bi­li­şim çev­re­le­ri ve özel te­şeb­büs­le­riy­le el ele ve­re­rek, ül­ke­miz için önem­li bir prob­lem hâli­ne gel­miş bi­li­şim suç­la­rı­nın üs­te­sin­den ge­le­rek, ça­ğı­mı­zın en et­ki­li ile­ti­şim araç­la­rın­dan olan İn­ter­net'in za­rar­lı içe­rik­le­rin­den ve ya­yın­lar­dan arın­dı­rıl­ma­sı­nı da bu su­ret­le sağ­la­mış ola­ca­ğız.

So­nuç ola­rak, bü­tün ama­cı­mız, "Te­miz İn­ter­net, te­miz top­lum" slo­ga­nıy­la, ül­ke­miz­de viz­yon sa­hi­bi in­san gü­cü­nün ye­tiş­ti­ril­me­si, bil­gi ve uz­man iş gü­cüy­le des­tek­le­nen ka­tı­lım­cı me­ka­niz­ma­lar­la de­mok­ra­si­mi­zi güç­len­dir­mek­tir. Gay­ret­le­ri­miz de in­sa­nı­mı­zın da­ha hu­zur­lu ve sağ­lık­lı bir top­lum içe­ri­sin­de ya­şa­ma­sı­nı ve ço­cuk­la­rı­mı­zın ge­le­ce­ğe sağ­lık­lı adım­lar­la eriş­me­si­ni sağ­la­mak için­dir.

Gö­rü­şül­mek­te olan 1397 sıra sa­yı­lı Elek­tro­nik Or­tam­da İş­le­nen Suç­la­rın Ön­len­me­si­ne İliş­kin Ta­sa­rı'nın, ül­ke­mi­ze ve mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni di­ler, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­na­rım.

Te­şek­kür ede­rim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın To­puz.

Tü­mü üze­rin­de şah­sı adı­na söz is­te­yen Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu, Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın As­la­noğ­lu.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; çok az ko­nu­şa­ca­ğım.

Bir ke­re, İn­ter­net or­ta­mın­da ki­şi­lik hak­la­rı­na -onur, şe­ref, hay­si­yet- in­san onu­ru­na ve in­sa­nın ki­şi­li­ği­ne ya­pı­lan sal­dı­rı­la­ra kar­şı, çok net bir şe­kil­de, bü­yük ce­za yok­tur.

Si­ze ba­şım­dan ge­çen bir ola­yı an­la­ta­ca­ğım: Bir ağaç kam­pan­ya­sı var­dı bir ak­şam bir te­le­viz­yon kam­pan­ya­sın­da. Ed­re­mit ve­ya Ay­va­lık'tı ga­li­ba. Ay­va­lık'tay­dı. Ben de yü­re­ğim­den o kam­pan­ya­ya des­tek ver­mek is­te­dim. İs­mi­mi ver­mek is­te­me­dim, "bir va­tan­daş" de­dim, "ha­yır" de­di­ler, "is­mi­ni ve­re­cek­sin kar­de­şim." Ya, bir va­tan­daş ola­rak ben ba­ğış yap­mak is­ti­yo­rum ve su­nu­cu be­ni çok zor­la­dı, ben de ver­mek zo­run­da kal­dım. Er­te­si gün bir İn­ter­net say­fa­sın­da "is­mi­ni da­hi ver­mek­ten aciz bir mil­let­ve­ki­li" di­yor. Ya­ni, in­san onu­ru­na, ki­şi­lik hak­la­rı­na ya­pı­lan sal­dı­rı­lar­da bir ke­re tek­zip me­ka­niz­ma­sı di­ye bir şey yok­tur. Kim­dir, ne­dir bu­la­mı­yor­su­nuz. Bir ke­re, bu­na dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­ti­yo­rum.

İkin­ci olay, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ta­bii, bu İn­ter­net suç­la­rı. Ben bu­ra­da Sa­yın Ba­ka­nım ve Müs­te­şa­rı­mın du­yar­lı­lı­ğı­na te­şek­kür edi­yo­rum. Özel­lik­le, bir an ev­vel GSM'de­ki giz­li nu­ma­ra­lar… Bu­ra­da da çok bü­yük suç iş­le­ni­yor. Bu­ra­da da in­san onu­ru­na, in­san hay­si­ye­ti­ne ya­kış­ma­yan söz­ler sarf edi­li­yor. Mut­la­ka… Ben bu­nu yi­ne iki yıl ön­ce ve­ya bir­bu­çuk yıl ön­ce di­le ge­tir­miş­tim. Fa­kat, Ulaş­tır­ma Ba­kan­lı­ğı, GSM ope­ra­tör­le­ri üze­rin­de çok bü­yük bas­kı kur­ma­sı­na rağ­men, zan­ne­di­yo­rum ki, en azın­dan, bil­gi edin­me hak­kım ne­de­niy­le… Ben sav­cı­lı­ğa git­mek­ten çe­ki­ni­yo­rum. Cum­hu­ri­yet sav­cı­lı­ğı­na gi­de­cek­sin, cum­hu­ri­yet sav­cı­lı­ğın­dan ya­zı­yı ope­ra­tö­re gön­de­re­cek­ler, son­ra gi­dip sav­cı­lık­tan ya­zı­yı ken­din ala­cak­sın. Sav­cı­lık­tan ya­zı­yı al­ma­yın­ca evi­ne po­lis ge­li­yor, sav­cı­lı­ğa çağ­rı­lı­yor­sun, "Gel de şu ya­zı­yı al." di­yor­lar.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, be­nim, en azın­dan, şu sü­reç­te, tek­nik ola­rak, bir şe­kil­de giz­li nu­ma­ra­yı be­nim te­le­fo­num­dan ka­bul et­me­me­yi tek­nik ola­rak ya­pa­mı­yor­sak… Ben giz­li nu­ma­ray­la gö­rüş­mek is­te­mi­yo­rum. Be­ni ara­yan in­san kim­li­ği­ni, ki­şi­li­ği­ni or­ta­ya kor, arar be­ni.

MU­ZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Ko­ca­eli) - Ce­vap ver­me.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (De­vam­la) - Ama, ge­ce­nin bir ya­rı­sın­da in­san… Ben he­ye­can­la­nı­yo­rum, ola ki be­nim giz­li nu­ma­ra kul­la­nan bir ar­ka­da­şı­mın ba­şı­na bir şey gel­di, ama, mut­la­ka, ben bu ko­nu­da… Ulaş­tır­ma Ba­kan­lı­ğı­nın ko­nu­nun üze­rin­de dur­du­ğu­nu da bi­li­yo­rum, ama ben bir kez da­ha di­le ge­tir­mek is­ti­yo­rum. Bir kez da­ha, bir an ön­ce, ki­şi­lik hak­la­rı için, bil­gi edin­me hak­kım ne­de­niy­le en azın­dan, bu uy­gu­la­ma­ya ge­çe­ne ka­dar, be­nim cep te­le­fo­nu­ma, sor­du­ğum­da il­gi­li GSM şir­ket ku­ru­mu­na, be­nim cep te­le­fo­nu­ma o ge­ce ve­ya o giz­li nu­ma­ra­nın ki­me ait ol­du­ğu­nu me­saj ola­rak geç­me­si de be­nim en ta­bii hak­kım. Be­ni sav­cı­lık­lar­da fa­lan sü­rün­dür­me­yin. Ya­ni, şu an­da, en azın­dan, bir ta­lep ya­pı­yor­sam, be­nim nu­ma­ra­ma ge­çe­cek, be­nim nu­ma­ra­ma geç­tik­ten son­ra "Şu nu­ma­ra si­zi ara­mış­tır." di­ye bir me­saj geç­me­yi lüt­fet­sin, zah­me­tin­de bu­lun­sun­lar. Bun­lar kral­dan çok kral­cı­lık ya­pı­yor.

FİK­RET BA­DAZ­LI (An­tal­ya) - Ay­nen, doğ­ru söy­lü­yor­sun.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (De­vam­la) - Ben bir kez da­ha ri­ca edi­yo­rum. Be­nim bil­gi edin­me hak­kım en ta­bii hak­kım­dır. Bir kez da­ha, cep te­le­fo­nu­ma ge­len bir me­saj… "Şu te­le­fon si­zi ara­mış­tır." di­ye… Bu­nu so­ru­yor­sam, be­nim nu­ma­ra­ma, en azın­dan giz­li nu­ma­ra­nın or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı­na ka­dar bu­nun uy­gu­la­ma­ya ko­nul­ma­sı­nı has­sa­ten ri­ca edi­yo­rum, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın As­la­noğ­lu.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır. Mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 19.15

 

 

 

BE­ŞİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 19.17

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Ha­run TÜ­FEK­Cİ (Kon­ya), Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 99'un­cu Bir­le­şi­mi­nin Be­şin­ci Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

1397 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ta­sa­rı­nın 1'in­ci mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum:

İN­TER­NET OR­TA­MIN­DA YA­PI­LAN YA­YIN­LA­RIN DÜ­ZEN­LEN­ME­Sİ

VE BU YA­YIN­LAR YO­LUY­LA İŞ­LE­NEN SUÇ­LAR­LA

MÜ­CA­DE­LE EDİL­ME­Sİ HAK­KIN­DA KA­NUN TA­SA­RI­SI

Amaç ve kap­sam

MAD­DE 1- (1) Bu Ka­nu­nun amaç ve kap­sa­mı; içe­rik sağ­la­yı­cı, yer sağ­la­yı­cı, eri­şim sağ­la­yı­cı ve top­lu kul­la­nım sağ­la­yı­cı­la­rın yü­küm­lü­lük ve so­rum­lu­luk­la­rı ile in­ter­net or­ta­mın­da iş­le­nen be­lir­li suç­lar­la içe­rik, yer ve eri­şim sağ­la­yı­cı­la­rı üze­rin­den mü­ca­de­le­ye iliş­kin esas ve usul­le­ri dü­zen­le­mek­tir.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Os­man Coş­ku­noğ­lu, Uşak Mil­let­ve­ki­li.

Sa­yın Coş­ku­noğ­lu, bu­yu­run.

CHP GRU­BU ADI­NA OS­MAN COŞ­KU­NOĞ­LU (Uşak) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, İn­ter­net üze­rin­den iş­le­ne­bi­le­cek suç­lar­la il­gi­li bir ya­sa ta­sa­rı­sı­nı gö­rü­şü­yo­ruz. İn­ter­net ile iş­le­ne­bi­le­cek suç­lar­la il­gi­li ol­du­ğu­na gö­re, İn­ter­net'in na­sıl iş­le­di­ği, ne­ler ya­pa­bil­di­ği, öne­mi ve ça­ğı­mız­da­ki, gü­nü­müz­de­ki an­la­mı­nı iyi de­ğer­len­dir­me­miz ge­re­kir.

Çok üzü­cü­dür ki, İn­ter­net'i bir­ta­kım suç ko­nu­su ola­rak gün­dem­de tu­ta­rak, İn­ter­net'in ola­ğa­nüs­tü ya­rar­la­rı, çağ açan, dev­rim ya­pan ya­rar­la­rı bi­raz ar­ka pla­na itil­mek de is­ten­miş­tir ka­mu­oyun­da. Bu ya­sa ta­sa­rı­sıy­la il­gi­li de­ğil, ama bil­gi top­lu­mu de­di­ği­miz, bil­gi ça­ğı de­di­ği­miz, ye­ni bir top­lum ve ye­ni bir ça­ğı bi­ze açan İn­ter­net'tir. Bu­nu iyi de­ğer­len­dir­me­miz ge­re­kir.

Ba­kın, bil­gi top­lu­mu­nun -çok de­ğer­li bi­ri­si ta­ra­fın­dan, No­bel ka­zan­mış bi­ri­si ta­ra­fın­dan- bil­gi ça­ğı­nın ta­nı­mı, bil­gi­nin in­sa­nın sa­hip ol­du­ğu bil­gi ola­rak ta­nım­la­ma­nın öte­sin­de, bir in­sa­nın eri­şe­bi­le­ce­ği bil­giy­le sı­nır­lı ol­du­ğu bir çağ­dır. Bil­gi, bir in­sa­nın bil­gi­si, sa­de­ce ka­fa­sın­da, önün­de sa­hip ol­du­ğu bil­gi de­ğil, eri­şe­bil­di­ği bil­giy­le sı­nır­lı ol­du­ğu çağ­dır. İş­te, bu ta­nım içe­ri­sin­de dü­şü­nür­sek, İn­ter­net'in bi­ze aç­tı­ğı eri­şim ola­nak­la­rı­nı dü­şü­nür­sek bu­nun öne­mi­ni ve bu­nun ne­den bir ye­ni çağ aç­tı­ğı­nı da­ha iyi de­ğer­len­di­rir, da­ha iyi an­la­rız. Bu­nun ya­nın­da, İn­ter­net'in or­ta­ya çı­kı­şı­nı da bil­me­miz, İn­ter­net'i de­net­le­me ko­nu­sun­da­ki gi­ri­şim­ler baş­lar­ken bi­zi bir­kaç kez dü­şün­me­ye sevk et­me­li­dir.

İn­ter­net na­sıl çık­mış­tır bi­li­yor mu­su­nuz? Ame­ri­ka'da, sa­vun­ma ih­ti­ya­cı ola­rak, eğer bir nük­le­er sa­vaş çı­kar da bü­tün ile­ti­şim araç­la­rı pa­ra­li­ze olur­sa pa­ra­li­ze ol­ma­ya­cak bir ile­ti­şim alt­ya­pı­sı kur­mak için bir araş­tır­ma baş­la­tıl­mış­tır Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan. Dik­ka­ti­ni­zi çe­ki­yo­rum, bir nük­le­er sa­vaş­ta bü­tün ile­ti­şim araç­la­rı pa­ra­li­ze olur­sa, bü­tün ül­ke pa­ra­li­ze olur­sa bi­le ça­lı­şa­bi­le­cek bir sis­tem kur­ma ama­cıy­la İn­ter­net baş­la­tıl­mış­tır. Ya­ni, da­ha son­ra "İn­ter­net" ola­rak bil­di­ği­miz ol­gu, iş­te bu ça­ba­nın bir so­nu­cu­dur. Bu ne de­mek? Nük­le­er sa­va­şın bi­le yok ede­me­ye­ce­ği bu gü­cü, bu ile­ti­şim ara­cı­nı de­net­le­mek ko­nu­sun­da, kla­sik, stan­dart bir­ta­kım ya­yın araç­la­rı­nı de­net­le­me me­ka­niz­ma­la­rı­nın ye­ter­siz ka­la­ca­ğı aşikârdır. Bu­nu da bil­me­miz, bir not ola­rak düş­me­miz ge­re­kir. Do­la­yı­sıy­la, ni­te­kim bu ger­çek bi­lin­di­ği için, ör­ne­ğin Av­ru­pa Bir­li­ğin­de "eri­şim en­gel­le­me­si" di­ye­bi­le­ce­ği­miz, da­ha sert bir ta­bir­le "san­sür"ü çağ­rış­tı­ran bir­ta­kım en­gel­le­me­le­re hiç sı­cak ba­kıl­ma­mak­ta, bun­la­rın, ya­sal ön­lem­ler ye­ri­ne top­lum­da si­vil top­lum ör­güt­le­riy­le, eği­tim­le ve bir­ta­kım uya­rı sis­tem­le­riy­le ko­nu­yu de­net­le­me ola­na­ğı­nın da­ha iyi ola­ca­ğı Av­ru­pa Bir­li­ğin­de de gö­rül­müş­tür, id­dia edil­miş­tir ve uy­gu­la­ma­lar da bu yön­de­dir. Ya­ni, sa­de­ce ya­say­la en­gel­le­mek, ya­sa ne ka­dar iyi ni­yet­li ha­zır­la­nır­sa ha­zır­lan­sın ne ka­dar düz­gün ve içe­rik­li olur­sa ol­sun, sa­de­ce ya­say­la müm­kün de­ğil­dir, ko­lay ko­lay müm­kün de­ğil­dir, müm­kün de de­ğil­dir ve şöy­le bir, yi­ne İn­ter­net'in do­ğa­sı­nın, gü­cü­nün ge­re­ği şöy­le bir so­run ih­ti­ma­li de or­ta­ya çık­mış­tır: Tah­min edi­yo­rum, İn­ter­net kul­la­nan­lar an­ti­vi­rüs prog­ram­la­rın­dan ha­ber­dar­dır. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de Avast an­ti­vi­rüs prog­ra­mı kul­la­nı­lı­yor. Bu, bil­gi­sa­ya­rın içi­ne gi­ren vi­rüs, ora­da iş­te bir şey­le­ri si­len, bo­zan vi­rüs­le­re kal­kan teş­kil ede­cek an­ti­vi­rüs­ler.  Bu an­ti­vi­rüs­ler -eğer dik­kat edi­yor­sa­nız- he­men he­men haf­ta­da bir ke­re gün­cel­le­nir. Ne­den? Çün­kü, bir an­ti­vi­rüs var­dır vi­rüs­le­ri ön­le­ye­cek, fa­kat ora­lar­da, "si­ber uzay" de­di­ği­miz yer­de de akıl­lı bi­ri var­dır, o, vi­rüs­le­ri en­gel­le­ye­cek du­va­rın et­ra­fın­dan geç­me­si­ni bu­lur, yi­ne ge­çer et­ra­fın­dan. Öbür haf­ta tek­rar gün­cel­le­nir ve­ya er­te­si gün tek­rar gün­cel­le­nir, ye­ni­si çı­kar, er­te­si gü­nü gün­cel­le­nir, ye­ni­si çı­kar. Bu ni­te­lik çok il­ginç bir ni­te­lik­tir ve akıl­da tu­tul­ma­sı ge­re­kir. Ne olu­yor bu­ra­da? Ba­kın, bir sar­mal ola­rak tır­man­ma olu­yor. An­ti­vi­rüs git­tik­çe da­ha güç­lü olu­yor, ama an­ti­vi­rüs git­tik­çe da­ha güç­lü ol­duk­ça, onu da aşa­bi­le­cek ye­ni vi­rüs bu­lu­nu­yor. Bu­nun so­nu yok, ola­maz da. Hat­ta, bu, gü­ven­lik du­var­la­rı için bi­le ge­çer­li bir du­rum.

Şim­di, böy­le bir sis­tem­de, şöy­le bir teh­li­ke de or­ta­ya çı­ka­bi­li­yor: Siz, de­net­le­me me­ka­niz­ma­la­rı­nı ku­ru­yor­su­nuz ya­sal dü­zen­le­mey­le. Bu de­net­le­me me­ka­niz­ma­la­rı­nın et­ra­fın­dan geç­mek müm­kün. İş­te, ya­ban­cı bir ül­ke­de -onun için de va­kıa mad­de var ama- ora­ya bu­ra­ya İn­ter­net ya­yı­nı ya­pa­rak onun et­ra­fın­dan geç­me ola­na­ğı var. O de­net­le­me­le­rin, en­gel­le­me­le­rin, eri­şim en­gel­le­me­le­ri­nin et­ra­fın­dan geç­me ola­na­ğı bu­lu­nur, çı­ka­rı­lır. O za­man ne ola­cak? En­gel­le­me­yi da­ha sert­leş­ti­re­cek­si­niz, da­ha tır­man­dı­ra­cak­sı­nız ve bu­nun so­nu san­sü­re gi­de­bi­lir. Bu tır­man­ma… Ya­ni, siz bir de­net­le­me ve eri­şim en­gel­le­me­si gi­bi me­ka­niz­ma­lar ku­ra­cak­sı­nız, bi­ri­le­ri da­ima bu­nun üs­tün­den at­la­ma­sı­nı be­ce­re­cek­tir. Siz bu du­var­la­rı yük­selt­tik­çe, gi­de­rek bu san­sü­re gi­der. Do­la­yı­sıy­la -ben, bu ya­sa san­sür ya­sa­sı­dır de­mi­yo­rum- ya­sal dü­zen­le­me­ler tek ba­şı­na ye­ter­li  de­ğil­dir. Top­lu­mun çok il­ginç ta­sa­rım­la­rı, şim­di bu­ra­da, ta­bii, bu­nu ko­nuş­ma­nın za­ma­nı ve ye­ri de­ğil. Çok il­ginç ye­ni ta­sa­rı­lar­la, top­lum­da bir er­ken uya­rı -si­vil top­lum ör­gü­tü mü­da­ha­le­si- eği­tim kom­bi­ne­zo­nun­dan olu­şan bir alt­ya­pı oluş­tu­rul­ma­lı­dır. Bu alt­ya­pı ol­ma­dan bu ya­sa­nın gel­miş ol­ma­sı ben­ce bir ek­sik­lik­tir.

İkin­ci ek­sik­lik ise ge­çen se­ne, 2006 yı­lı­nın güz ay­la­rın­da Ada­let Ba­kan­lı­ğın­da tar­tı­şıl­mak­ta olan otuz dört -ga­li­ba- mad­de­lik bir ya­sa var­dı, bü­tün bu İn­ter­net üze­rin­den iş­le­nen suç­la­rı da kap­sa­yan. Bu, ba­ya­ğı kap­sam­lı bir ya­sa tas­la­ğıy­dı. Si­vil top­lum ör­güt­le­riy­le is­ti­şa­re­ler ya­pıl­dı. Ben ba­zı gö­rüş­ler be­lirt­tim. Emek koy­duk, ay­lar­ca üs­tün­de ça­lı­şıl­dı. Tam o ya­sa ta­sa­rı­sı ge­le­cek der­ken -kap­sam­lı, otuz kü­sur mad­de­lik bir ya­sa ta­sa­rı­sı, ku­rum­la­rı da­ha da ta­nım­la­yan- bir­den bu, ye­di mad­de­lik bir ya­sa ta­sa­rı­sı gel­di önü­mü­ze. Bu da AKP Hükûme­ti­nin, ar­tık gö­re­vi­nin bit­me­ye yak­laş­tı­ğı AKP Hükûme­ti­nin beş yıl içe­ri­sin­de alış­tı­ğı­mız bir ça­lış­ma tar­zı. Bir ça­lış­ma içe­ri­sin­de­yiz, bir­den ne­re­den gel­di­ği bel­li ol­ma­yan -as­lın­da bel­li ol­du, ya­ni an­la­dım son­ra­dan da- ye­ni bir mad­de ve hiç kim­se­ye da­nı­şıl­ma­dan or­ta­ya çı­ka­rıl­mış bir tas­lak­la kar­şı­laş­tık. Bu tas­lak Ada­let Ko­mis­yo­nun­da gö­rü­şül­dü. On­dan son­ra, o ko­mis­yon top­lan­tı­sı­na ka­tıl­dım, öne­ri­ler yap­tık, si­vil top­lum ör­güt­le­ri­nin kat­kı­la­rı ol­du, ama bu da ya­kı­şık alan bir ça­lış­ma tar­zı de­ğil­dir. O 34 mad­de­lik ya­sa ta­sa­rı­sı da­ha kap­sam­lı, da­ha içe­rik­li ve ben­ce ön­ce­lik­li ola­rak ele alın­ma­sı ge­re­ken bir ta­sa­rıy­dı.

Şim­di, bu­ra­da, bu ya­sa da yi­ne bir en­di­şe ko­nu­su. İda­re­ye, Te­le­kom Ku­ru­mu içe­ri­sin­de Te­le­ko­mü­ni­kas­yon İle­ti­şim Baş­kan­lı­ğı­na ba­zı yet­ki­le­rin ve­ril­me­si kay­gı uyan­dı­rı­yor­du…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Coş­ku­noğ­lu, lüt­fen to­par­lar mı­sı­nız.

Bu­yu­run.

OS­MAN COŞ­KU­NOĞ­LU (De­vam­la) - To­par­lı­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

…fa­kat, bu­nu bir öner­gey­le de­ğiş­ti­re­ce­ği­mi­zi öğ­ren­me­nin mut­lu­lu­ğu içe­ri­sin­de­yim.

Söz­le­ri­mi ka­pa­tır­ken, bu ve­si­ley­le ha­tır­lat­mak is­te­di­ğim iki ko­nu var. Bi­ri­si, Sa­yın Ba­ka­nı­mız İn­ter­net'in yay­gın­laş­tı­rıl­ma­sı için ça­ba­lar gös­ter­di. Bun­la­rı bi­li­yo­rum, iz­li­yo­rum. Fa­kat, Ev­ren­sel Hiz­met Fo­nu de­di­ği­miz fo­nun, ya­ni, kâr ama­cıy­la bir yer­le­re gö­tü­rü­le­me­yen İn­ter­net'i ve ile­ti­şi­mi gö­tür­mek için top­la­nan fo­nun, Ev­ren­sel Hiz­met Fo­nu'nun et­kin bir şe­kil­de hâlâ kul­la­nı­la­ma­mış ol­du­ğu­nun üzün­tü­sü içe­ri­sin­de­yim. Herhâlde, bu­nu kul­lan­mak bi­zim ik­ti­da­rı­mı­za na­sip ola­cak.

İkin­ci­si de, ben­den ön­ce­ki ko­nuş­ma­cı­nın da ifa­de et­ti­ği gi­bi, İn­ter­net ka­fe­le­rin ça­lış­ma­la­rı­nın dü­zen­len­me­si -çün­kü, o bam­baş­ka bir olay, kah­ve­ha­ne­den çok baş­ka bir olay- alt­ya­pı­sı tek­rar ku­rul­ma­dı. Bu da herhâlde yi­ne bi­zim hükûme­ti­mi­zin bir gö­re­vi, ilk gö­rev­le­rin­den bi­ri ola­cak. O şe­kil­de bı­ra­kıl­dı di­ye var­sa­yı­yo­rum.

Bu sap­ta­ma­lar­la, tek­rar bu ya­sa­nın tek ba­şı­na ye­ter­li ol­ma­dı­ğı­nı ifa­de eder, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­na­rım.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Coş­ku­noğ­lu.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler…  Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Ta­nım­lar

MAD­DE 2- (1) Bu Ka­nu­nun uy­gu­la­ma­sın­da;

a) Ba­kan­lık: Ulaş­tır­ma Ba­kan­lı­ğı­nı,

b) Baş­kan­lık: Ku­rum bün­ye­sin­de bu­lu­nan Te­le­ko­mü­ni­kas­yon İle­ti­şim Baş­kan­lı­ğı­nı,

c) Baş­kan: Te­le­ko­mü­ni­kas­yon İle­ti­şim Baş­ka­nı­nı,

ç) Bil­gi: Ve­ri­le­rin an­lam ka­zan­mış bi­çi­mi­ni,

d) Eri­şim: Bir in­ter­net or­ta­mı­na bağ­la­na­rak kul­la­nım ola­na­ğı ka­za­nıl­ma­sı­nı,

e) Eri­şim sağ­la­yı­cı: Kul­la­nı­cı­la­rı­na in­ter­net or­ta­mı­na eri­şim ola­na­ğı sağ­la­yan her tür­lü ger­çek ve­ya tü­zel ki­şi­le­ri,

f) İçe­rik sağ­la­yı­cı: İn­ter­net or­ta­mı üze­rin­den kul­la­nı­cı­la­ra su­nu­lan her tür­lü bil­gi ve­ya ve­ri­yi üre­ten, de­ğiş­ti­ren ve sağ­la­yan ger­çek ve­ya tü­zel ki­şi­le­ri,

g) İn­ter­net or­ta­mı: Ha­ber­leş­me ile ki­şi­sel ve­ya ku­rum­sal bil­gi­sa­yar sis­tem­le­ri dı­şın­da ka­lan ve ka­mu­ya açık olan in­ter­net üze­rin­de oluş­tu­ru­lan or­ta­mı,

ğ) İn­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ya­yın: İn­ter­net or­ta­mın­da yer alan ve içe­ri­ği­ne be­lir­siz sa­yı­da ki­şi­le­rin ula­şa­bi­le­ce­ği ve­ri­le­ri,

h) İz­le­me: İn­ter­net or­ta­mın­da­ki ve­ri­le­re et­ki et­mek­si­zin bil­gi ve ve­ri­le­rin ta­kip edil­me­si­ni,

ı) Ku­rum: Te­le­ko­mü­ni­kas­yon Ku­ru­mu­nu,

i) Top­lu kul­la­nım sağ­la­yı­cı: Ki­şi­le­re bel­li bir yer­de ve bel­li bir sü­re in­ter­net or­ta­mı kul­la­nım ola­na­ğı sağ­la­ya­nı,

j) Tra­fik bil­gi­si: İn­ter­net or­ta­mın­da ger­çek­leş­ti­ri­len her tür­lü eri­şi­me iliş­kin ola­rak ta­raf­lar, za­man, sü­re, ya­rar­la­nı­lan hiz­me­tin tü­rü, ak­ta­rı­lan ve­ri mik­ta­rı ve bağ­lan­tı nok­ta­la­rı gi­bi de­ğer­le­ri,

k) Ve­ri: Bil­gi­sa­yar ta­ra­fın­dan üze­rin­de  iş­lem ya­pı­la­bi­len her tür­lü de­ğe­ri,

l) Ya­yın: İn­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ya­yı­nı,

m) Yer sağ­la­yı­cı: Hiz­met ve içe­rik­le­ri ba­rın­dı­ran sis­tem­le­ri sağ­la­yan ve­ya iş­le­ten ger­çek ve­ya tü­zel ki­şi­le­ri,

ifa­de eder.

BAŞ­KAN - Söz ta­le­bi? Yok.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Bil­gi­len­dir­me yü­küm­lü­lü­ğü

MAD­DE 3- (1) İçe­rik, yer ve eri­şim sağ­la­yı­cı­la­rı, yö­net­me­lik­le be­lir­le­nen esas ve usul­ler çer­çe­ve­sin­de ta­nı­tı­cı bil­gi­le­ri­ni ken­di­le­ri­ne ait in­ter­net or­ta­mın­da kul­la­nı­cı­la­rın ula­şa­bi­le­ce­ği şe­kil­de ve gün­cel ola­rak bu­lun­dur­mak­la yü­küm­lü­dür.

(2) Yu­ka­rı­da­ki fık­ra­da be­lir­ti­len yü­küm­lü­lü­ğü ye­ri­ne ge­tir­me­yen içe­rik, yer ve­ya eri­şim sağ­la­yı­cı­sı­na Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan iki­bin Ye­ni Türk Li­ra­sın­dan on­bin Ye­ni Türk Li­ra­sı­na ka­dar ida­ri pa­ra ce­za­sı ve­ri­lir.

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

4'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

İçe­rik sağ­la­yı­cı­nın so­rum­lu­lu­ğu

MAD­DE 4- (1) İçe­rik sağ­la­yı­cı, in­ter­net or­ta­mın­da kul­la­nı­ma sun­du­ğu her tür­lü içe­rik­ten so­rum­lu­dur.

(2) İçe­rik sağ­la­yı­cı, bağ­lan­tı sağ­la­dı­ğı baş­ka­sı­na ait içe­rik­ten so­rum­lu de­ğil­dir. An­cak, su­nuş bi­çi­min­den, bağ­lan­tı sağ­la­dı­ğı içe­ri­ği be­nim­se­di­ği ve kul­la­nı­cı­nın söz ko­nu­su içe­ri­ğe ulaş­ma­sı­nı amaç­la­dı­ğı açık­ça bel­li ise, ge­nel hü­küm­le­re gö­re so­rum­lu­dur.

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

5'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yer sağ­la­yı­cı­nın yü­küm­lü­lük­le­ri

MAD­DE 5- (1) Yer sağ­la­yı­cı, yer sağ­la­dı­ğı içe­ri­ği kon­trol et­mek ve­ya hu­ku­ka ay­kı­rı bir fa­ali­ye­tin söz ko­nu­su olup ol­ma­dı­ğı­nı araş­tır­mak­la yü­küm­lü de­ğil­dir.

(2) Yer  sağ­la­yı­cı,  yer  sağ­la­dı­ğı  hu­ku­ka ay­kı­rı içe­rik­ten, ce­za so­rum­lu­lu­ğu ile il­gi­li hü­küm­ler  sak­lı  kal­mak  kay­dıy­la,  bu  Ka­nu­nun 8 in­ci ve 9 un­cu mad­de­le­ri­ne gö­re ha­ber­dar edil­me­si ha­lin­de ve tek­nik ola­rak im­kan bu­lun­du­ğu öl­çü­de hu­ku­ka ay­kı­rı içe­ri­ği ya­yın­dan kal­dır­mak­la yü­küm­lü­dür.

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

6'ncı mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Eri­şim sağ­la­yı­cı­nın yü­küm­lü­lük­le­ri

MAD­DE 6- (1) Eri­şim sağ­la­yı­cı:

a) Her­han­gi bir kul­la­nı­cı­sı­nın ya­yın­la­dı­ğı hu­ku­ka ay­kı­rı içe­rik­ten, bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ne uy­gun ola­rak ha­ber­dar edil­me­si ha­lin­de ve tek­nik ola­rak en­gel­le­me im­ka­nı bu­lun­du­ğu öl­çü­de eri­şi­mi en­gel­le­mek­le,

b) Sağ­la­dı­ğı hiz­met­le­re iliş­kin, yö­net­me­lik­te be­lir­ti­len tra­fik bil­gi­le­ri­ni al­tı ay­dan az ve iki yıl­dan faz­la ol­ma­mak üze­re yö­net­me­lik­te be­lir­le­ne­cek sü­re ka­dar sak­la­mak­la ve bu bil­gi­le­rin doğ­ru­lu­ğu­nu, bü­tün­lü­ğü­nü ve giz­li­li­ği­ni sağ­la­mak­la,

c) Fa­ali­ye­ti­ne son ve­re­ce­ği ta­rih­ten en az üç ay ön­ce du­ru­mu Ku­ru­ma, içe­rik sağ­la­yı­cı­la­rı­na ve müş­te­ri­le­ri­ne bil­dir­mek ve tra­fik bil­gi­le­ri­ne iliş­kin ka­yıt­la­rı yö­net­me­lik­te be­lir­ti­len esas ve usul­le­re uy­gun ola­rak Ku­ru­ma tes­lim et­mek­le,

yü­küm­lü­dür.

(2) Eri­şim sağ­la­yı­cı, ken­di­si ara­cı­lı­ğıy­la eri­şi­len bil­gi­le­rin içe­rik­le­ri­nin hu­ku­ka ay­kı­rı olup ol­ma­dık­la­rı­nı ve so­rum­lu­lu­ğu ge­rek­ti­rip ge­rek­tir­me­di­ği­ni kon­trol et­mek­le yü­küm­lü de­ğil­dir.

(3) Bi­rin­ci fık­ra­nın (b) ve (c) bent­le­rin­de yer alan yü­küm­lü­lük­ler­den bi­ri­ni ye­ri­ne ge­tir­me­yen eri­şim sağ­la­yı­cı­sı­na Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan on­bin Ye­ni Türk Li­ra­sın­dan el­li­bin Ye­ni Türk Li­ra­sı­na ka­dar ida­ri pa­ra ce­za­sı ve­ri­lir.

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

7'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Top­lu kul­la­nım sağ­la­yı­cı­la­rın yü­küm­lü­lük­le­ri

MAD­DE 7- (1) Ti­carî amaç­la top­lu kul­la­nım sağ­la­yı­cı­lar, ma­hal­li mül­ki amir­den izin bel­ge­si al­mak­la yü­küm­lü­dür. İz­ne iliş­kin bil­gi­ler otuz gün için­de ma­hal­li mül­ki amir ta­ra­fın­dan Ku­ru­ma bil­di­ri­lir. Bun­la­rın de­ne­ti­mi ma­hal­li mül­ki amir­ler ta­ra­fın­dan ya­pı­lır. İzin bel­ge­si­nin ve­ril­me­si­ne ve de­ne­ti­me iliş­kin esas ve usul­ler, yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir.

(2) Ti­ca­ri amaç­la olup ol­ma­dı­ğı­na ba­kıl­mak­sı­zın bü­tün top­lu kul­la­nım sağ­la­yı­cı­lar, ko­nu­su suç oluş­tu­ran içe­rik­le­re eri­şi­mi ön­le­yi­ci ted­bir­le­ri al­mak­la yü­küm­lü­dür.

(3) Bi­rin­ci fık­ra­da be­lir­ti­len yü­küm­lü­lü­ğe ay­kı­rı ha­re­ket eden ki­şi­ye ma­hal­li mül­ki amir ta­ra­fın­dan üç­bin Ye­ni Türk Li­ra­sın­dan on­beş­bin Ye­ni Türk Li­ra­sı­na ka­dar ida­ri pa­ra ce­za­sı ve­ri­lir.

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

8'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı ve ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si

MAD­DE 8- (1) İn­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ve içe­ri­ği aşa­ğı­da­ki suç­la­rı oluş­tur­du­ğu hu­su­sun­da ye­ter­li şüp­he se­be­bi bu­lu­nan ya­yın­lar­la il­gi­li ola­rak eri­şi­min en­gel­len­me­si­ne ka­rar ve­ri­lir:

a) 26/9/2004 ta­rih­li ve 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nun­da yer alan;

1) İn­ti­ha­ra yön­len­dir­me (mad­de 84),

2) Ço­cuk­la­rın cin­sel is­tis­ma­rı (mad­de 103, bi­rin­ci fık­ra),

3) Uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­la­nıl­ma­sı­nı ko­lay­laş­tır­ma (mad­de 190),

4) Sağ­lık için teh­li­ke­li mad­de te­mi­ni (mad­de 194),

5) Müs­teh­cen­lik (mad­de 226),

6) Fu­huş (mad­de 227),

7) Ku­mar oy­nan­ma­sı için yer ve im­kan sağ­la­ma (mad­de 228)

suç­la­rı.

b) 25/7/1951 ta­rih­li ve 5816 sa­yı­lı Ata­türk Aley­hi­ne İş­le­nen Suç­lar Hak­kın­da Ka­nun­da yer alan suç­lar.

(2) Eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı, so­ruş­tur­ma ev­re­sin­de hâkim, ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­de ise mah­ke­me ta­ra­fın­dan ve­ri­lir. So­ruş­tur­ma ev­re­sin­de, ge­cik­me­sin­de sa­kın­ca bu­lu­nan hâller­de Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan da eri­şi­min en­gel­len­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bi­lir. Bu du­rum­da Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ka­ra­rı­nı yir­mi­dört sa­at için­de hâki­min ona­yı­na su­nar ve hâkim, ka­ra­rı­nı en geç yir­mi­dört sa­at için­de ve­rir. Bu sü­re için­de ka­ra­rın onay­lan­ma­ma­sı hâlin­de ted­bir, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan der­hal kal­dı­rı­lır. Ko­ru­ma ted­bi­ri ola­rak ve­ri­len eri­şi­min en­gel­len­me­si­ne iliş­kin ka­ra­ra 4/12/2004 ta­rih­li ve 5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re iti­raz edi­le­bi­lir.

(3) Hâkim, mah­ke­me ve­ya Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan ve­ri­len eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı­nın bi­rer ör­ne­ği, ge­re­ği ya­pıl­mak üze­re Baş­kan­lı­ğa gön­de­ri­lir.

(4) İçe­ri­ği bi­rin­ci fık­ra­da be­lir­ti­len suç­la­rı oluş­tu­ran ya­yın­la­rın içe­rik ve­ya yer sağ­la­yı­cı­sı­nın yurt dı­şın­da bu­lun­ma­sı ha­lin­de ve­ya içe­rik ve­ya yer sağ­la­yı­cı­sı yurt için­de bu­lun­sa bi­le, içe­ri­ği bi­rin­ci fık­ra­nın (a) ben­di­nin (2) ve (5) nu­ma­ra­lı alt bent­le­rin­de ya­zı­lı suç­la­rı oluş­tu­ran ya­yın­la­ra iliş­kin ola­rak eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı re'sen Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan ve­ri­lir.  Bu ka­rar, eri­şim sağ­la­yı­cı­sı­na bil­di­ri­le­rek ge­re­ği­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si is­te­nir.

(5) Eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı­nın ge­re­ği, der­hal ve en geç ka­ra­rın bil­di­ril­me­si anın­dan iti­ba­ren yir­mi­dört sa­at için­de ye­ri­ne ge­ti­ri­lir.

(6) Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan ve­ri­len eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı­nın ko­nu­su­nu oluş­tu­ran ya­yı­nı ya­pan­la­rın kim­lik­le­ri­nin be­lir­len­me­si ha­lin­de, Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan, Cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lı­ğı­na suç du­yu­ru­sun­da bu­lu­nu­lur.

(7) So­ruş­tur­ma so­nu­cun­da ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı ka­ra­rı ve­ril­me­si ha­lin­de, eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı ken­di­li­ğin­den hü­küm­süz ka­lır. Bu du­rum­da Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı ka­ra­rı­nın bir ör­ne­ği­ni Baş­kan­lı­ğa gön­de­rir.

(8) Ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­de be­ra­at ka­ra­rı ve­ril­me­si ha­lin­de, eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı ken­di­li­ğin­den hü­küm­süz ka­lır. Bu du­rum­da mah­ke­me­ce be­ra­at ka­ra­rı­nın bir ör­ne­ği Baş­kan­lı­ğa gön­de­ri­lir.

(9) Ko­nu­su bi­rin­ci fık­ra­da sa­yı­lan suç­la­rı oluş­tu­ran içe­ri­ğin ya­yın­dan kal­dı­rıl­ma­sı ha­lin­de; eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı, so­ruş­tur­ma ev­re­sin­de Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­de mah­ke­me ta­ra­fın­dan kal­dı­rı­lır.

(10) Ko­ru­ma ted­bi­ri ola­rak ve­ri­len eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı­nın ge­re­ği­ni ye­ri­ne ge­tir­me­yen yer ve­ya eri­şim sağ­la­yı­cı­la­rı­nın so­rum­lu­la­rı, fi­il da­ha ağır ce­za­yı ge­rek­ti­ren baş­ka bir suç oluş­tur­ma­dı­ğı tak­dir­de, al­tı ay­dan iki yı­la ka­dar ha­pis ce­za­sı ile ce­za­lan­dı­rı­lır.

(11) İda­ri ted­bir ola­rak ve­ri­len eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı­nın ye­ri­ne ge­ti­ril­me­me­si ha­lin­de, Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan eri­şim sağ­la­yı­cı­sı­na, on­bin Ye­ni Türk Li­ra­sın­dan yüz­bin Ye­ni Türk Li­ra­sı­na ka­dar ida­ri pa­ra ce­za­sı ve­ri­lir. İda­ri pa­ra ce­za­sı­nın ve­ril­di­ği an­dan iti­ba­ren yir­mi­dört sa­at için­de ka­ra­rın ye­ri­ne ge­ti­ril­me­me­si ha­lin­de ise, Baş­kan­lı­ğın ta­le­bi üze­ri­ne Ku­rum ta­ra­fın­dan yet­ki­len­dir­me­nin ip­ta­li­ne ka­rar ve­ri­le­bi­lir.

(12) Bu Ka­nun­da ta­nım­la­nan ka­ba­hat­ler do­la­yı­sıy­la Baş­kan­lık ve­ya Ku­rum ta­ra­fın­dan ve­ri­len ida­ri pa­ra ce­za­la­rı­na iliş­kin ka­rar­la­ra kar­şı, 6/1/1982 ta­rih­li 2577 sa­yı­lı İda­ri Yar­gı­la­ma Usu­lü Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ka­nun yo­lu­na baş­vu­ru­la­bi­lir.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Os­man Coş­ku­noğ­lu, Uşak Mil­let­ve­ki­li.

Sa­yın Coş­ku­noğ­lu, vaz mı geç­ti­niz?

OS­MAN COŞ­KU­NOĞ­LU (Uşak) - Ha­yır, vaz­geç­me­dim.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Coş­ku­noğ­lu. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA OS­MAN COŞ­KU­NOĞ­LU (Uşak) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

8'in­ci mad­de­nin en­di­şe ve­ri­ci iki fık­ra­sı var. (4)'ün­cü fık­ra­da "…içe­rik ve­ya yer sağ­la­yı­cı­sı­nın yurt dı­şın­da bu­lun­ma­sı ha­lin­de… eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı re'sen Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan ve­ri­lir." Ya­ni, Te­le­kom Ku­ru­mu içe­ri­sin­de­ki Te­le­ko­mü­ni­kas­yon İle­ti­şim Baş­kan­lı­ğı re­sen ka­rar­la eri­şi­mi en­gel­li­yor.

Şim­di, bu eri­şim en­gel­le­me ola­yı­nı an­la­ya­lım. Bir İn­ter­net si­te­si var­dır. Bu si­te­nin içe­ri­sin­de sa­yı­sız, yüz­ler­ce, bin­ler­ce ya­zı, re­sim, bel­ge var­dır. Bun­lar­dan bir ta­ne­si­nin sa­kın­ca­lı ol­ma­sı ta­ma­mı­na eriş­me­yi, ta­ma­mı­na eri­şi­min en­gel­len­me­si yo­lu­nu aç­ma­ma­lı, sa­de­ce onun çı­ka­rıl­ma­sı, ya­ni, o içe­ri­ğin çı­ka­rıl­ma­sı ye­ter­li ola­bil­me­liy­di. Bu­nun sağ­lan­ma­sı.

Ha, şim­di, bu zor. Bu­nu sağ­la­mak zor­dur. Yurt dı­şın­da ya­yın ya­pı­yor, ora­ya koy­muş. Na­sıl çı­kar­ta­cak­sı­nız? As­lın­da bu­nun bir ör­ne­ği­ni "Yo­uTu­be" de­nen, şu an­da dün­ya­nın en po­pü­ler si­te­sin­de, bir Bre­zil­ya­lı fut­bol­cu, es­ki eşi­nin uy­gun­suz bir ta­vır­la vi­de­osu­nun çe­kil­di­ği­ni gö­rü­yor ve iti­raz ya­pı­lı­yor, o içe­rik çı­ka­rı­lı­yor. Bir uya­rı sis­te­mi, me­ka­niz­ma var. İlk ko­nuş­mam­da da söy­le­di­ğim gi­bi, bu gi­bi şey­ler ta­ma­men eri­şi­min en­gel­len­me­si­nin dı­şın­da bir­ta­kım çö­züm­le­re da­ha açık bir yak­la­şım ol­ma­sı ge­re­kir­di. Ni­te­kim Av­ru­pa'da da bir uya­rı sis­te­mi, me­ka­niz­ma­sı var­dır. Bu­nun iş­le­til­me­si ge­re­kir.

On­dan son­ra ge­li­yo­ruz (6)'ncı fık­ra­ya: "Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan ve­ri­len eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı­nın…" Şim­di, ida­re bir ka­rar ve­ri­yor, eri­şi­mi en­gel­li­yor, si­te­nin ta­ma­mı­na eri­şi­mi en­gel­li­yor. "…ko­nu­su­nu oluş­tu­ran ya­yı­nı ya­pan­la­rın kim­lik­le­ri­nin be­lir­len­me­si ha­lin­de…" Ya­ni, ida­re kim­lik­le­ri be­lir­li­yor, on­dan son­ra ne ya­pı­yor? "…Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan, Cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lı­ğı­na suç du­yu­ru­sun­da bu­lu­nu­lur."

Şim­di, suç du­yu­ru­sun­da bu­lu­na­nın üs­tü­ne dü­şen bir gö­rev de­ğil­dir kim­lik­le­ri be­lir­le­mek. Suç du­yu­ru­su ya­pı­lır, cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lı­ğı ge­rek­li tah­ki­kat­la o kim­lik­le­ri be­lir­ler. İda­re, şim­di, Te­le­ko­mü­ni­kas­yon İle­ti­şim Baş­kan­lı­ğı bu kim­lik­le­ri na­sıl sap­ta­ya­cak? Ne­re­den, na­sıl bu­la­cak? Bu ba­kım­lar­dan bu fık­ra­la­rı sa­kın­ca­lı bu­lu­yo­rum. Çok fark­lı yet­ki­len­dir­me­ler­le bu ko­nu­lar hâlle­di­le­bi­lir­di. Bu­nu tar­tış­tık. Sa­yın Ba­kan da du­yar­lı, ya­ni, bir mah­ke­me ka­ra­rı­na baş­vur­ma­dan bir­ta­kım ya­sak­la­ma­la­rın ge­ti­ril­me­si­ne. Bu­ra­da, bu eri­şi­min en­gel­len­me­si du­ru­mun­da, kar­şı ta­ra­fın iti­raz hak­kıy­la mah­ke­me­ye git­me­si ola­nak­la­rı var, doğ­ru. Bu ya­ban­cı bir si­tey­se, bu na­sıl ya­pı­lır? O ay­rı bir me­se­le. Do­la­yı­sıy­la, bu mad­de­nin bu fık­ra­la­rı­nı sa­kın­ca­lı bul­du­ğu­mu ifa­de ede­rim. Yi­ne, bu fık­ra­la­rın, sö­zü­nü et­ti­ğim, sa­kın­ca­lı bul­du­ğum fık­ra­la­rın ne­den ge­rek­li ol­du­ğu da aşikâr. Ge­rek­li top­lum­sal alt­ya­pı ha­zır­lan­ma­dan, eği­tim, ör­güt­len­me ve ku­rum­sal alt­ya­pı ha­zır­lan­ma­dan sa­de­ce ya­say­la bir­ta­kım en­gel­le­me­ler yap­ma­ya kal­kar­sak, bu gi­bi sa­kın­ca­lı mad­de­le­ri de içer­mek zo­run­da ka­lı­nı­yor herhâlde. Bun­la­rı ka­yıt­la­ra, tu­ta­nak­la­ra düş­mek için söz al­dım.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Coş­ku­noğ­lu.

Mad­de üze­rin­de bir adet öner­ge var­dır. Öner­ge­yi oku­tup, iş­le­me alı­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1397 sı­ra sa­yı­lı Elek­tro­nik Or­tam­da İş­le­nen Suç­la­rın Ön­len­me­si ile 2559 ve 2937 Sa­yı­lı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 8. mad­de­si­nin 1. fık­ra­sı­nın aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si arz ve tek­lif ede­riz.

 

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Mu­har­rem Kı­lıç

Or­han Eras­lan

 

Ço­rum

Ma­lat­ya

Niğ­de

 

Fe­ri­dun Fik­ret Ba­loğ­lu

Meh­met Kü­çü­ka­şık

Meh­met Nu­ri Say­gun

 

An­tal­ya

Bur­sa

Te­kir­dağ

 

Yük­sel Çor­ba­cı­oğ­lu

İs­met Ata­lay

Zi­ya Yer­gök

 

Art­vin

İs­tan­bul

Ada­na

"Mad­de 8- (1) İn­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ve içe­ri­ği aşa­ğı­da­ki suç­la­rı oluş­tur­du­ğu hu­su­sun­da ye­ter­li şüp­he se­be­bi bu­lu­nan ya­yın­lar­la il­gi­li ola­rak eri­şi­min en­gel­len­me­si­ne ka­rar ve­ri­lir:

a) 26/9/2004 ta­rih­li ve 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nun­da yer alan;

1) İn­ti­ha­ra yön­len­dir­me (mad­de 84),

2) Ço­cuk­la­rın cin­sel is­tis­ma­rı (mad­de 103, bi­rin­ci fık­ra),

3) Uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­la­nıl­ma­sı­nı ko­lay­laş­tır­ma (mad­de 190),

4) Sağ­lık için teh­li­ke­li mad­de te­mi­ni (mad­de 194),

5) Müs­teh­cen­lik (mad­de 226),

6) Fu­huş (mad­de 227),

7) Ku­mar oy­nan­ma­sı için yer ve imkân sağ­la­ma (mad­de 228),

suç­la­rı.

8) Dev­le­tin bir­li­ği­ni ve ül­ke bü­tün­lü­ğü­nü boz­mak (mad­de 302)

b) 25/7/1951 ta­rih­li ve 5816 sa­yı­lı Ata­türk Aley­hi­ne İş­le­nen Suç­lar Hak­kın­da Ka­nun­da yer alan suç­lar.

c) Ana­ya­sa­nın 174. mad­de­sin­de be­lir­ti­len İn­kılâp Ka­nun­la­rı­nın Ko­run­ma­sı kap­sa­mın­da yer alan suç­lar."

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

ULAŞ­TIR­MA BA­KA­NI Bİ­NA­Lİ YIL­DI­RIM (İs­tan­bul) - Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ay­va­zoğ­lu, bu­yu­run.

Öner­ge­nin ge­rek­çe­si­ni açık­la­ya­cak­sı­nız zan­ne­di­yo­rum.

FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (Ço­rum) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz bu ta­sa­rı­nın özün­de hiz­met et­mek is­te­di­ği nok­ta­lar­da olum­lu kat­kı­la­rı­mı­zı ya­pa­ca­ğı­mı­zı söy­le­miş­tik. Çün­kü, be­lir­ti­len suç­lar var, 8'in­ci mad­de­de bu suç­lar yer al­mış. Bu suç­la­rın içe­ri­si­ne, Ko­mis­yon­da da de­ğer­li AKP'li mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mı­zın da kat­kı­sıy­la, uz­laş­mak su­re­tiy­le, Ata­türk'e kar­şı iş­le­nen suç­la­rın da İn­ter­net or­ta­mın­da iş­len­me­si hâlin­de ted­bir ola­rak ön­len­me­si ka­bul edil­miş idi.

Ben, ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de yap­mış ol­du­ğum ko­nuş­ma­da söy­le­di­ğim gi­bi, iki ta­ne da­ha su­çu özel­lik­le vur­gu­la­mış­tım. Bu vur­gu­la­mış ol­du­ğum suç­lar­dan bir ta­ne­si, ül­ke­mi­zin top­rak bü­tün­lü­ğüy­le il­gi­li bir suç, 302'nci mad­de ve bir di­ğe­ri de Ana­ya­sa'mı­zın 174'ün­cü mad­de­sin­de sa­yı­lan, tek tek sa­yı­lan "dev­rim ka­nun­la­rı" adı al­tın­da­ki ka­nun­la­rın da İn­ter­net or­ta­mın­da iş­len­me­si­nin ön­len­me­si idi. Bu iki su­çun da­ha, ya­ni, son söy­le­miş ol­du­ğum iki su­çun da­ha bu öner­ge­miz ile bu ka­nu­nun 8'in­ci mad­de­sin­de sa­yı­lan suç­lar ara­sı­na ka­tıl­ma­sı­nı is­ti­yo­ruz. Ge­li­niz, ger­çek­ten cid­di bir şe­kil­de bu­nu ele ala­lım, ne olur, si­ya­si ola­rak ola­ya bak­ma­ya­lım. 302'nci mad­de­nin çok önem­li, ha­ya­ti önem ta­şı­yan bir mad­de ol­du­ğu­nu söy­le­dim, söy­le­dik. Da­ha ön­ce, 301'in­ci mad­dey­le mahkûm olan bö­lü­cü ba­şı­nın ay­nı mad­de­den do­la­yı bu ce­za­yı al­mış ol­du­ğu­nu da söy­le­dik ve hâlen İn­ter­net or­ta­mın­da Tür­ki­ye'nin top­rak bü­tün­lü­ğüy­le il­gi­li, ulus­la­ra­ra­sı bo­yut­lar­da, di­ğer ül­ke­le­rin ül­ke­miz üze­rin­de­ki emel­le­ri­nin ne ol­du­ğu nok­ta­sın­da­ki uğ­raş­la­rı­nı da bi­li­yo­ruz, so­mut gös­ter­ge­le­ri­ni de he­pi­miz gör­mek­te­yiz. Bu nok­ta­da, sa­de­ce 302'nci mad­de­nin böy­le cid­di bir ya­sa ta­sa­rı­sı­na alın­ma­sı­nın hiç­bir sa­kın­ca­sı yok. Ne­den bu nok­ta­da bir uz­la­şı içe­ri­sin­de ola­mı­yo­ruz? Top­rak bü­tün­lü­ğü­müz di­yo­ruz. Hiç­bi­ri­miz, top­rak bü­tün­lü­ğün­den vaz­ge­çe­ce­ğiz, di­ye hiç­bir şe­kil­de be­ya­nat­ta bu­lun­ma­yı bı­ra­kı­nız, ey­le­me dö­nük, söy­le­me dö­nük hiç­bir şey yap­ma­yız, ya­pa­ma­yız, ya­pı­la­maz, müm­kün de­ğil. Böy­le ol­ma­sı­na gö­re, bir 302'nci mad­de­yi böy­le bir ta­sa­rı­ya koy­ma­nın çok ol­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği ka­nı­sı­nı ta­şı­yo­rum, çün­kü, ay­nı şe­kil­de izah et­ti­ği­miz gi­bi, Ana­ya­sa'nın 174'ün­cü mad­de­sin­de be­lir­ti­len suç­la­rın da bu ka­nun­la ko­run­ma­sı ge­re­ken suç­lar ola­rak, ön ted­bir ola­rak alın­ma­sı ge­re­ken suç­lar ola­rak bu ta­sa­rı­da yer al­ma­sı­nı biz sa­vun­duk, bu­nu söy­lü­yo­ruz. Çok faz­la bir şey söy­le­di­ği­miz yok. Yok­sa, bü­tün Türk Ce­za Ka­nu­nu'nda­ki ve­ya ce­za hü­küm­le­ri­ni içe­ren, bü­tün ce­za hü­küm­le­rin­de­ki suç­lar bu ka­nun kap­sa­mıy­la ön­len­sin, ted­bir alın­sın, bun­la­rın hep­si­ni İn­ter­net or­ta­mın­da­ki ta­sa­rı­ya ko­ya­lım de­mi­yo­ruz. Çok cid­di bo­yut­lar­da olan bu iki su­çu da bu­ra­ya al­ma­mı­zın hiç­bir sa­kın­ca­sı ol­ma­dı­ğı­nı be­lirt­mek is­ti­yo­rum. Bu ne­den­le, ar­ka­daş­la­rım­la öner­ge­yi ver­dik, sun­duk. İna­nı­yo­rum ki, AKP'li de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın da ay­nı gö­rü­şü, bu şe­kil­de, top­rak bü­tün­lü­ğüy­le il­gi­li ve dev­rim ka­nun­la­rıy­la il­gi­li gö­rüş­le­re ka­tı­la­ca­ğı inan­cı­nı ta­şı­mak is­ti­yo­ruz. Bu ne­den­le de öner­ge­mi­zin yü­ce Mec­lis ta­ra­fın­dan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız ta­ra­fın­dan ka­bul edil­me­si­ni di­li­yo­rum.

Bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ay­va­zoğ­lu.

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Öner­ge­nin aley­hin­de söz ta­lep edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Tü­zük'te böy­le bir usul yok Sa­yın Baş­kan.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge red­de­dil­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

9'un­cu mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

İçe­ri­ğin ya­yın­dan çı­ka­rıl­ma­sı ve ce­vap hak­kı

MAD­DE 9- (1) İçe­rik ne­de­niy­le hak­la­rı ihlâl edil­di­ği­ni id­dia eden ki­şi, içe­rik sağ­la­yı­cı­sı­na, bu­na ula­şa­ma­ma­sı ha­lin­de yer sağ­la­yı­cı­sı­na baş­vu­ra­rak ken­di­si­ne iliş­kin içe­ri­ğin ya­yın­dan çı­ka­rıl­ma­sı­nı ve ya­yın­da­ki kap­sa­mın­dan faz­la ol­ma­mak üze­re ha­zır­la­dı­ğı ce­va­bı bir haf­ta sü­rey­le in­ter­net or­ta­mın­da ya­yım­lan­ma­sı­nı is­te­ye­bi­lir. İçe­rik ve­ya yer sağ­la­yı­cı ken­di­si­ne ulaş­tı­ğı ta­rih­ten iti­ba­ren iki gün için­de, ta­le­bi ye­ri­ne ge­ti­rir. Bu sü­re zar­fın­da ta­lep ye­ri­ne ge­ti­ril­me­di­ği tak­dir­de red­de­dil­miş sa­yı­lır.

(2) Ta­le­bin red­de­dil­miş sa­yıl­ma­sı ha­lin­de, ki­şi on­beş gün için­de yer­le­şim ye­ri sulh ce­za mah­ke­me­si­ne baş­vu­ra­rak, içe­ri­ğin ya­yın­dan çı­ka­rıl­ma­sı­na ve ya­yın­da­ki kap­sa­mın­dan faz­la ol­ma­mak üze­re ha­zır­la­dı­ğı ce­va­bın bir haf­ta sü­rey­le in­ter­net or­ta­mın­da ya­yım­lan­ma­sı­na ka­rar ve­ril­me­si­ni is­te­ye­bi­lir. Sulh ce­za hâki­mi bu ta­le­bi üç gün için­de du­ruş­ma yap­mak­sı­zın ka­ra­ra bağ­lar. Sulh ce­za hâki­mi­nin ka­ra­rı­na kar­şı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re iti­raz yo­lu­na gi­di­le­bi­lir.

(3) Sulh ce­za hâki­mi­nin ke­sin­le­şen ka­ra­rı­nın, bi­rin­ci fık­ra­ya gö­re ya­pı­lan baş­vu­ru­yu ye­ri­ne ge­tir­me­yen içe­rik ve­ya yer sağ­la­yı­cı­sı­na teb­li­ğin­den iti­ba­ren iki gün için­de içe­rik ya­yın­dan çı­ka­rı­la­rak ha­zır­la­nan ce­va­bın ya­yım­lan­ma­sı­na baş­la­nır.

(4) Sulh ce­za hâki­mi­nin ka­ra­rı­nı bu mad­de­de be­lir­ti­len şart­la­ra uy­gun ola­rak ve sü­re­sin­de ye­ri­ne ge­tir­me­yen so­rum­lu ki­şi, al­tı ay­dan iki yı­la ka­dar ha­pis ce­za­sı ile ce­za­lan­dı­rı­lır. İçe­rik ve­ya yer sağ­la­yı­cı­nın tü­zel ki­şi ol­ma­sı ha­lin­de, bu fık­ra hük­mü ya­yın so­rum­lu­su hak­kın­da uy­gu­la­nır.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz is­te­yen Os­man Coş­ku­noğ­lu, Uşak Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Coş­ku­noğ­lu.

CHP GRU­BU ADI­NA OS­MAN COŞ­KU­NOĞ­LU (Uşak) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, 9'un­cu mad­de bu ya­sa­ya Ko­mis­yon­da ek­len­miş­tir. 9'un­cu mad­de­nin bu ya­sa­da ye­ri­ni ben gö­re­mi­yo­rum. 9'un­cu mad­de "kö­tü bir mad­de" de­mi­yo­rum. Ön­ce, bu ya­sa­da ye­ri var mı ona ba­ka­lım.

Şim­di bu ya­sa ne için­dir? İn­ter­net'te iş­le­nen bel­li ni­te­lik­te suç­lar için­dir. Da­ha çok, top­lu­mu ger­çek­ten hak­lı bir şe­kil­de ga­le­ya­na ge­tir­miş olan ço­cuk­la­rı­mı­za yö­ne­lik bir­ta­kım suç­la­rı özel­lik­le ön pla­na çı­ka­ran, il­gi­len­di­ren suç­lar­la il­gi­li bir ya­sa­dır der­ken, bu­ra­da ce­vap hak­kıy­la il­gi­li bir mad­de gö­rü­yo­ruz. Şim­di böy­le bir suç iş­len­mi­yor mu? İn­ter­net'te bi­ri­si kal­kıp öbü­rü­ne ha­ka­ret et­mi­yor mu? Bun­lar suç de­ğil mi? Suç. Ama, İn­ter­net'te ban­ka­la­ra da gi­rip, ban­ka­lar­da mü­da­ha­le eden­ler de olu­yor, o da suç. O ni­ye ge­ti­ril­mi­yor da bu ge­ti­ri­li­yor, bu mad­de ge­ti­ri­li­yor? Ya­ni, İn­ter­net'te iş­le­nen bü­tün suç­la­rı kap­sı­yor mu? Ha­yır. Bi­raz ön­ce Sa­yın Ay­va­zoğ­lu'nun sa­vun­du­ğu öner­ge­de in­kı­la­ba, cum­hu­ri­yet dev­rim­le­ri­ne kar­şı olan suç­lar öne­ril­di. O red­de­dil­di. Bu ya­sa­nın kap­sa­mıy­la 9'un­cu mad­de ta­ma­men fark­lı ko­nu­lar­dır. Ne­den ko­nul­du­ğu, bu ka­dar fark­lı ol­du­ğu hâlde… Tek­rar edi­yo­rum: İn­ter­net'te ha­ka­ret et­mek el­bet­te suç­tur; ya­ni, 9'un­cu mad­de ona yö­ne­lik id­di­asıy­la ge­ti­ri­li­yor. Ama, İn­ter­net'te dün­ya ka­dar fark­lı suç­lar iş­le­ne­bi­lir. Ni­ye bu ge­ti­ri­li­yor? Ben bu­ra­da, da­ha ön­ce de de­nen­miş sı­nır­la­ma, en­gel­le­me gi­bi bir­çok yön­te­me baş­vur­ma kay­gı­sı­nı ta­şı­yo­rum, baş­vur­ma ni­ye­ti ol­du­ğu kay­gı­sı­nı ta­şı­yo­rum. Ni­te­kim, da­ha dün ya­yım­lan­mış olan, Tür­ki­ye'de bi­li­şim ko­nu­sun­da uz­man­laş­mış si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı­nın -ki, on dört si­vil top­lum ku­ru­lu­şu im­za­la­mış- bir ba­sın du­yu­ru­su var. Bu ba­sın du­yu­ru­sun­da 9'un­cu mad­dey­le il­gi­li iti­ra­zı ay­nen oku­yo­rum; çün­kü, ay­nen ka­tı­lı­yo­rum: "Ço­cuk­la­rı­mı­zın ko­run­ma­sı­na yö­ne­lik bir ko­nu­da ça­lış­ma­lar ya­pı­lır­ken amaç dı­şı­na çı­kıl­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği hâlde, ta­sa­rı met­ni içe­ri­si­ne 9'un­cu mad­de ola­rak ko­nu­lan ce­vap ve dü­zelt­me hak­kı­nın bu ka­nu­nun ama­cıy­la her­han­gi bir il­gi­si bu­lun­ma­mak­ta­dır…" Yan­lış mı? Doğ­ru.

"…İn­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ve ko­nu­su ka­nun­da sa­yı­lan suç­la­rı oluş­tu­ran hiç­bir suç­ta ce­vap ve dü­zelt­me hak­kı­na ih­ti­yaç du­yul­ma­sı müm­kün de­ğil­dir…" Şöy­le bir ba­kın sa­yı­lan suç­la­ra…

"…Bir dö­nem­ler Ba­sın Ka­nu­nu'na ek­len­me­ye ça­lı­şıl­dı­ğı gi­bi, İn­ter­net ile il­gi­li tüm İn­ter­net'i et­ki­le­yen dü­zen­le­me­le­rin, bu şe­kil­de, il­gi­siz bir ta­sa­rı­ya ek­len­me­si yan­lış ve sa­kın­ca­lı­dır. İn­ter­net üze­rin­de­ki ya­yın­la­rın bir kıs­mı ba­sın ya­yın fa­ali­ye­ti kap­sa­mın­da de­ğer­len­di­ri­le­bi­lir­se de, İn­ter­net'in, sa­de­ce ba­sın ya­yın fa­ali­ye­ti ola­rak al­gı­lan­ma­sı yan­lış­tır. Bu ne­den­le, ba­sın ya­yın fa­ali­ye­ti ile il­gi­si ol­ma­yan bir­çok İn­ter­net si­te­sin­de, ce­vap ve dü­zelt­me met­ni ile kar­şı­la­şıl­ma­sı gi­bi ga­rip bir du­rum­la kar­şı kar­şı­ya ka­lı­na­cak­tır.

Ba­sın ya­yın fa­ali­ye­ti yap­ma­yan ki­şi­le­rin, sa­hi­bi ol­duk­la­rı İn­ter­net si­te­le­ri ne­de­niy­le ba­sın ya­yın ku­ru­luş­la­rı­nı il­gi­len­di­ren bir so­rum­lu­lu­ğa ta­bi tu­tul­ma­la­rı, işin do­ğa­sı­na ay­kı­rı­dır.

İş­te, bu tüm bu ne­den­ler­le, 9'un­cu mad­de, ke­sin­lik­le, ya­sa ta­sa­rı­sın­dan çı­ka­rıl­ma­lı­dır."

Ben, bu­nu, Sa­yın Ba­kan­la gö­rüş­tüm. Uma­rım, bu gö­rü­şüm tek­rar de­ğer­len­di­ri­lir, bu ya­sa ge­ri çe­ki­lir. Ko­mis­yon­lar­da ek­len­miş olan, eğ­re­ti du­ran ve İn­ter­net'i bir ba­sın ya­yın ara­cı gi­bi gö­ren bir yak­la­şım­la kon­muş olan bu mad­de­nin sa­kın­ca­la­rı­nı bi­raz da­ha dü­şü­nüp, bu mad­de­yi çı­ka­rıp, bu ya­sa­yı tek­rar önü­mü­ze ge­ti­rir­ler di­ye umu­yo­rum, bu yan­lış mad­dey­le çık­ma­ma­sı­nı -bu ya­sa­nın- di­li­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­na­rım.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Coş­ku­noğ­lu.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

10'un­cu mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

İda­ri ya­pı ve gö­rev­ler

MAD­DE 10- (1) Ka­nun­la ve­ri­len gö­rev­ler, Ku­rum bün­ye­sin­de bu­lu­nan Baş­kan­lık­ça ye­ri­ne ge­ti­ri­lir.

(2) Bu Ka­nun­la ek­li lis­te­de­ki kad­ro­lar ih­das edi­le­rek Baş­kan­lı­ğın hiz­met­le­rin­de kul­la­nıl­mak üze­re 5/4/1983 ta­rih­li ve 2813 sa­yı­lı Tel­siz Ka­nu­nu­na ek­li (II) sa­yı­lı lis­te­ye ek­len­miş­tir. Baş­kan­lık bün­ye­sin­de­ki ile­ti­şim uz­man­la­rı­na, Ku­rum­da ça­lı­şan Te­le­ko­mü­ni­kas­yon Uz­man­la­rı­na uy­gu­la­nan ma­li, sos­yal hak ve yar­dım­la­ra iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­nır. İle­ti­şim Uz­ma­nı ola­rak Baş­kan­lı­ğa ata­nan per­so­ne­lin hak­la­rı sak­lı kal­mak kay­dıy­la, ka­ri­yer sis­te­mi, Ka­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren al­tı ay için­de çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir.

(3) Baş­kan­lı­ğa Ka­nun­la ve­ri­len gö­rev­le­re iliş­kin ola­rak ya­pı­la­cak her tür­lü mal ve­ya hiz­met alım­la­rı, ce­za ve iha­le­ler­den ya­sak­la­ma iş­le­ri ha­riç, 04/01/2002 ta­rih­li ve 4734 sa­yı­lı Ka­mu İha­le Ka­nu­nu ile 05/01/2002 ta­rih­li ve 4735 sa­yı­lı Ka­mu İha­le Söz­leş­me­le­ri Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne ta­bi ol­mak­sı­zın Ku­rum büt­çe­sin­den kar­şı­la­nır.

(4) Ka­nun­lar­la ve­ri­len di­ğer yet­ki ve gö­rev­le­ri sak­lı kal­mak kay­dıy­la, Baş­kan­lı­ğın bu Ka­nun kap­sa­mın­da­ki gö­rev ve yet­ki­le­ri şun­lar­dır:

a) Ba­kan­lık, kol­luk kuv­vet­le­ri, il­gi­li ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ile içe­rik, yer ve eri­şim sağ­la­yı­cı­lar ve il­gi­li si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı ara­sın­da ko­or­di­nas­yon oluş­tu­ra­rak in­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ve bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­la­rı oluş­tu­ran içe­ri­ğe sa­hip fa­ali­yet ve ya­yın­la­rı ön­le­me­ye yö­ne­lik ça­lış­ma­lar yap­mak, bu amaç­la, ge­rek­ti­ğin­de, her tür­lü gi­der­le­ri yö­net­me­lik­le be­lir­le­ne­cek esas ve usul­ler da­hi­lin­de Ku­rum­ca kar­şı­la­na­cak ça­lış­ma ku­rul­la­rı oluş­tur­mak.

b) İn­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ya­yın­la­rın içe­rik­le­ri­ni iz­le­ye­rek, bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­la­rın iş­len­di­ği­nin tes­pi­ti ha­lin­de, bu ya­yın­la­ra eri­şi­min en­gel­len­me­si­ne yö­ne­lik ola­rak bu Ka­nun­da ön­gö­rü­len ge­rek­li ted­bir­le­ri al­mak.

c) İn­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ya­yın­la­rın içe­rik­le­ri­nin iz­len­me­si­nin han­gi se­vi­ye, za­man ve şe­kil­de ya­pı­la­ca­ğı­nı be­lir­le­mek.

ç) Ku­rum ta­ra­fın­dan iş­let­me­ci­le­rin yet­ki­len­di­ril­me­le­ri ile mül­ki ida­re amir­le­rin­ce ti­ca­ri amaç­lı top­lu kul­la­nım sağ­la­yı­cı­la­ra ve­ri­le­cek izin bel­ge­le­rin­de fil­tre­le­me ve blo­ke et­me­de kul­la­nı­la­cak sis­tem­le­re ve ya­pı­la­cak dü­zen­le­me­le­re yö­ne­lik esas ve usul­le­ri be­lir­le­mek.

d) İn­ter­net or­ta­mın­da­ki ya­yın­la­rın iz­len­me­si su­re­tiy­le bu Ka­nu­nun 8 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da sa­yı­lan suç­la­rın iş­len­me­si­ni ön­le­mek için, iz­le­me ve bil­gi ih­bar mer­ke­zi da­hil, ge­rek­li her tür­lü tek­nik alt­ya­pı­yı kur­mak ve­ya kur­dur­mak, bu alt­ya­pı­yı iş­let­mek ve­ya iş­le­til­me­si­ni sağ­la­mak.

e) İn­ter­net or­ta­mın­da her­ke­se açık çe­şit­li ser­vis­ler­de ya­pı­la­cak fil­tre­le­me, per­de­le­me ve iz­le­me esas­la­rı­na gö­re do­na­nım üre­til­me­si ve­ya ya­zı­lım ya­pıl­ma­sı­na iliş­kin as­ga­ri kri­ter­le­ri be­lir­le­mek.

f) Bi­li­şim ve in­ter­net ala­nın­da­ki ulus­la­ra­ra­sı ku­rum ve ku­ru­luş­lar­la iş­bir­li­ği ve ko­or­di­nas­yo­nu sağ­la­mak.

g) Bu Ka­nu­nun 8 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da sa­yı­lan suç­la­rın, in­ter­net or­ta­mın­da iş­len­me­si­ni ko­nu alan her tür­lü tem­si­li gö­rün­tü, ya­zı ve­ya ses­le­ri içe­ren ürün­le­rin ta­nı­tı­mı, ül­ke­ye so­kul­ma­sı, bu­lun­du­rul­ma­sı, ki­ra­ya ve­ril­me­si ve­ya sa­tı­şı­nın ön­len­me­si­ni te­mi­nen yet­ki­li ve gö­rev­li kol­luk kuv­vet­le­ri ile so­ruş­tur­ma mer­ci­le­ri­ne, tek­nik im­kan­la­rı da­hi­lin­de ge­re­ken her tür­lü yar­dım­da bu­lun­mak ve ko­or­di­nas­yo­nu sağ­la­mak.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de söz ta­le­bi yok. An­cak, iki adet öner­ge var­dır. Öner­ge­ler ay­nı ma­hi­yet­te ol­du­ğun­dan, bi­ri­ni oku­ta­ca­ğım ve di­ğe­ri­nin de im­za­la­rı­nı oku­tup, iş­lem­le­ri­ni bir­lik­te ya­pa­ca­ğım:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1397 sı­ra sa­yı­lı "İn­ter­net Or­ta­mın­da Ya­pı­lan Ya­yın­la­rın Dü­zen­le­me­si ve Bu Ya­yın­lar Yo­luy­la İş­le­nen Suç­lar­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı"nın 10 un­cu mad­de­si­nin dör­dün­cü fık­ra­sın­dan son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki fık­ra­nın ek­len­me­si­ni  arz ve tek­lif ede­riz.

                              

İr­fan Gün­düz

Os­man Coş­ku­noğ­lu

Re­cep Ga­rip

 

 

İs­tan­bul

Uşak

Ada­na

 

Sab­ri Va­ran

Ca­vit To­run

Er­dal Ka­ra­de­mir

 

Gü­müş­ha­ne

Di­yar­ba­kır

İz­mir

 

Hak­kı Ül­kü

Şev­ket Arz

Ha­run Akın

 

İz­mir

Trab­zon

Zon­gul­dak

 

 

En­ver Yıl­maz

 

 

 

Or­du

 

" (5) Baş­kan­lık; Ba­kan­lık ta­ra­fın­dan 3348 sa­yı­lı Ulaş­tır­ma Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nu­nun ek 1 in­ci mad­de­si uya­rın­ca, Ada­let Ba­kan­lı­ğı, İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı, ço­cuk, ka­dın ve ai­le­den so­rum­lu Dev­let Ba­kan­lı­ğı ile Ku­rum ve ih­ti­yaç du­yu­lan di­ğer ba­kan­lık, ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ile in­ter­net ser­vis sağ­la­yı­cı­la­rı ve il­gi­li si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı ara­sın­dan se­çi­le­cek bir tem­sil­ci­nin ka­tı­lı­mı su­re­tiy­le teş­kil edi­le­cek İn­ter­net Ku­ru­lu ile ge­rek­li iş­bir­li­ği ve ko­or­di­nas­yo­nu sağ­lar, bu Ku­rul­ca iz­le­me, fil­tre­le­me ve en­gel­le­me ya­pı­la­cak içe­ri­ği ha­iz ya­yın­la­rın tes­pi­ti ve  ben­ze­ri ko­nu­lar­da ya­pı­la­cak öne­ri­ler ile il­gi­li ge­rek­li her tür­lü ted­bir ve­ya ka­rar­la­rı alır."

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

ULAŞ­TIR­MA BA­KA­NI Bİ­NA­Lİ YIL­DI­RIM (İs­tan­bul) - Ka­tı­lı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

3348 sa­yı­lı Ulaş­tır­ma Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nu­nun ek 1 in­ci mad­de­sin­de yer alan "Ba­kan­lık, tek­no­lo­ji­nin ge­tir­di­ği ye­ni ulaş­tır­ma ve ha­ber­leş­me hiz­met­le­ri ile il­gi­li ola­rak oluş­tu­ru­la­cak po­li­ti­ka­la­rın tes­pi­tin­de Ba­kan­lık dı­şın­dan tec­rü­be­li ve ye­tiş­kin ki­şi ve ku­ru­luş tem­sil­ci­le­ri­nin ka­tıl­dı­ğı ge­çi­ci da­nış­ma ku­rul­la­rı ku­ra­bi­lir. Bu ku­rul üye­le­ri­nin yol ve ko­nak­la­ma gi­der­le­ri ile bir­lik­te ku­ru­lun di­ğer fa­ali­yet gi­der­le­ri Ulaş­tır­ma Ba­kan­lı­ğı büt­çe­sin­den kar­şı­la­nır." yo­lun­da­ki hü­küm çer­çe­ve­sin­de, Te­le­ko­mü­ni­kas­yon İle­ti­şim Baş­kan­lı­ğın­ca; Ada­let Ba­kan­lı­ğı, İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı, ço­cuk, ka­dın ve ai­le­den so­rum­lu Dev­let Ba­kan­lı­ğı, Te­le­ko­mü­ni­kas­yon Ku­ru­mu Baş­ka­nı ile ih­ti­yaç du­yu­lan di­ğer Ba­kan­lık, ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ile üni­ver­si­te­ler, il­gi­li der­nek, va­kıf, mes­lek oda­la­rı ve ben­ze­ri si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı ara­sın­dan se­çi­le­cek tem­sil­ci­le­rin de ka­tı­lı­mıy­la ku­ru­la­cak İn­ter­net Ku­ru­lu ile iş­bir­li­ği ve ko­or­di­nas­yon sağ­la­na­cak, ay­rı­ca ka­nun­da ön­gö­rü­len ko­nu­lar­da bu Ku­ru­lun yap­tı­ğı öne­ri­ler ile il­gi­li ge­re­ken ka­rar ve­ya ted­bir­ler alı­na­cak­tır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

10'un­cu mad­de­yi ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da ve ek­li lis­tey­le bir­lik­te oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

11'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yö­net­me­lik­ler

MAD­DE 11- (1) Bu Ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin esas ve usul­ler, Ada­let, İçiş­le­ri ve Ulaş­tır­ma ba­kan­lık­la­rı­nın gö­rüş­le­ri alı­na­rak Baş­ba­kan­lık ta­ra­fın­dan çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­ler­le dü­zen­le­nir. Bu yö­net­me­lik­ler, Ka­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren dört ay için­de çı­ka­rı­lır.

(2) Yer ve­ya eri­şim sağ­la­yı­cı ola­rak fa­ali­yet ic­ra et­mek is­te­yen ki­şi­le­re, te­le­ko­mü­ni­kas­yon yo­luy­la ile­ti­şim ko­nu­sun­da yet­ki­len­dir­me bel­ge­si olup ol­ma­dı­ğı­na ba­kıl­mak­sı­zın, yer ve­ya eri­şim sağ­la­yı­cı ola­rak fa­ali­yet ic­ra et­me­si ama­cıy­la yet­ki­len­dir­me bel­ge­si ve­ril­me­si­ne iliş­kin esas ve usul­ler, Ku­rum ta­ra­fın­dan çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir. Bu yö­net­me­lik, Ka­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren beş ay için­de çı­ka­rı­lır.

BAŞ­KAN - Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

12'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

İl­gi­li ka­nun­lar­da ya­pı­lan de­ği­şik­lik­ler

MAD­DE 12- (1) 4/2/1924 ta­rih­li ve 406 sa­yı­lı Tel­graf ve Te­le­fon Ka­nu­nu­nun 2 nci mad­de­si­nin (f) ben­di­ne aşa­ğı­da­ki cüm­le ek­len­miş­tir. "Bu ida­ri pa­ra ce­za­la­rı­na iliş­kin ka­rar­la­ra kar­şı, 6/1/1982 ta­rih­li ve 2577 sa­yı­lı İda­ri Yar­gı­la­ma Usu­lü Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ka­nun yo­lu­na baş­vu­ru­la­bi­lir."

(2) 4/7/1934 ta­rih­li ve 2559 sa­yı­lı Po­lis Va­zi­fe ve Sa­la­hi­yet Ka­nu­nu­nun ek 7 nci mad­de­si­nin onun­cu fık­ra­sı­nın bi­rin­ci cüm­le­sin­de yer alan "be­lir­ti­len" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re "te­le­ko­mü­ni­kas­yon yo­luy­la ya­pı­lan ile­ti­şi­me iliş­kin" iba­re­si ek­len­miş, ikin­ci cüm­le­si "Oluş­tu­ru­lan bu Baş­kan­lık bir baş­kan ile da­ire baş­kan­lık­la­rın­dan olu­şur" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

(3) 5/4/1983 ta­rih­li ve 2813 sa­yı­lı Tel­siz Ka­nu­nu­nun 5 in­ci mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

"Ku­rul­ca be­lir­le­ne­cek esas ve usul­ler çer­çe­ve­sin­de, 04/01/2002 ta­rih­li ve 4734 sa­yı­lı Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­nun 22 nci mad­de­sin­de be­lir­ti­len doğ­ru­dan te­min usu­lüy­le ser­best avu­kat­lar ve­ya avu­kat­lık or­tak­lık­la­rıy­la avu­kat söz­leş­me­le­ri ak­de­di­le­bi­lir."

(4) 1/11/1983 ta­rih­li ve 2937 sa­yı­lı Dev­let İs­tih­ba­rat Hiz­met­le­ri ve Mil­li İs­tih­ba­rat Teş­ki­la­tı Ka­nu­nu­nun  6 ncı mad­de­si­nin  ikin­ci fık­ra­sı­nın son cüm­le­si "4.12.2004 ta­rih­li ve 5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun 135 in­ci mad­de­si­nin al­tın­cı fık­ra­sı­nın (a)  ben­di­nin (14) nu­ma­ra­lı alt ben­di kap­sa­mın­da ya­pı­la­cak din­le­me­ler de bu mer­kez üze­rin­den ya­pı­lır" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­miş; dör­dün­cü fık­ra­sın­da yer alan "An­cak" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re "ca­sus­luk fa­ali­yet­le­ri­nin tes­pi­ti ve" iba­re­si ek­len­miş; al­tın­cı fık­ra­sı­nın üçün­cü cüm­le­sin­de ge­çen "Bu mad­de" iba­re­si "Bu fık­ra" ola­rak de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 1'i oku­tu­yo­rum:

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 1- (1) Baş­kan­lı­ğın ku­ru­luş­ta­ki hiz­met bi­na­sı­nın ya­pı­mı, ce­za ve iha­le­ler­den ya­sak­la­ma iş­le­ri ha­riç, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu ve Ka­mu İha­le Söz­leş­me­le­ri Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne ta­bi ol­mak­sı­zın Ku­rum büt­çe­sin­den kar­şı­la­nır.

(2) Ha­len fa­ali­yet ic­ra eden ti­ca­ri amaç­la top­lu kul­la­nım sağ­la­yı­cı­lar, bu Ka­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren al­tı ay için­de 7 nci mad­de­ye gö­re alın­ma­sı ge­re­ken izin bel­ge­si­ni te­min et­mek­le yü­küm­lü­dür­ler.

(3) Ha­len yer ve­ya eri­şim sağ­la­yı­cı ola­rak fa­ali­yet ic­ra eden ki­şi­le­re, Ku­rum ta­ra­fın­dan, te­le­ko­mü­ni­kas­yon yo­luy­la ile­ti­şim ko­nu­sun­da yet­ki­len­dir­me bel­ge­si olup ol­ma­dı­ğı­na ba­kıl­mak­sı­zın, yer ve­ya eri­şim sağ­la­yı­cı ola­rak fa­ali­yet ic­ra et­me­si ama­cıy­la bir yet­ki­len­dir­me bel­ge­si dü­zen­le­nir.

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

13'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rür­lük

MAD­DE 13- (1) Bu Ka­nu­nun;

a) 3 ün­cü ve 8 in­ci mad­de­le­ri, ya­yı­mı ta­ri­hin­den al­tı ay son­ra,

b) Di­ğer mad­de­le­ri, ya­yı­mı ta­ri­hin­de,

yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

14'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rüt­me

MAD­DE 14- (1) Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

OS­MAN COŞ­KU­NOĞ­LU (Uşak) - So­ru sor­mak is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum…

OS­MAN COŞ­KU­NOĞ­LU (Uşak) - Sa­yın Baş­kan, so­ru sor­mak is­ti­yo­rum, 14'ün­cü mad­de­de bir so­ru ri­ca edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Coş­ku­noğ­lu, oy­la­rı­nı­za sun­dum.

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Bak­ma­dı­nız.

BAŞ­KAN - Bak­tık efen­dim.

OS­MAN COŞ­KU­NOĞ­LU (Uşak) - Ha­yır efen­dim, elek­tro­nik ola­rak yap­tım. Çok hız­lı ol­du­ğu için, git­ti; he­men fır­la­dım. Siz, so­lu­nu­za ba­kı­yor­du­nuz.

Ye­rim­den bir kı­sa so­rum var Sa­yın Ba­ka­na.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Coş­ku­noğ­lu.

OS­MAN COŞ­KU­NOĞ­LU (Uşak) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Ara­cı­lı­ğı­nız­la bir so­ru sor­mak is­ti­yo­rum. Bi­raz ön­ce, 9'un­cu mad­dey­le il­gi­li bir ko­nuş­mam­da, ül­ke­miz­de bi­li­şim ko­nu­sun­da uz­man­laş­mış on dört si­vil top­lum ku­ru­lu­şu­nun im­za­sıy­la bir ta­le­bi di­le ge­tir­dim. Da­ha ön­ce, bu, İn­ter­net üze­rin­den iş­le­nen suç­lar­la il­gi­li bir ya­sa ta­sa­rı­sın­da -otuz kü­sur mad­de­lik- si­vil top­lum­la ya­kın ça­lış­ma gös­te­ril­di­ği hal­de, bu, şu an­da ka­bul et­mek­te ol­du­ğu­muz ya­sa ta­sa­rı­sın­da, bu on dört si­vil top­lum ku­ru­lu­şu­nun ta­le­bi­ni Sa­yın Ba­ka­nı­mız ne­den ka­bul et­me­di? Onu sor­mak is­ti­yo­rum. Yü­rüt­me sı­ra­sın­da, bu si­vil top­lum ör­güt­le­riy­le, kı­sa bir sü­re de ol­sa be­ra­ber ola­cak­lar; o ne­den­le bu so­ru­yu so­ru­yo­rum.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Ba­kan, bu­yu­run.

ULAŞ­TIR­MA BA­KA­NI Bİ­NA­Lİ YIL­DI­RIM (İs­tan­bul) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Şöy­le, eğer uy­gun­sa usu­len, te­şek­kür ko­nuş­ma­sın­da bu­nu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Arz ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ba­kan.

14'ün­cü mad­de­yi oy­la­rı­nı­zı su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ta­sa­rı­nın tü­mü­nü oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ta­sa­rı ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır.

Ulaş­tır­ma Ba­ka­nı Bi­na­li Yıl­dı­rım te­şek­kür ko­nuş­ma­sı ya­pa­cak­lar­dır.

Bu­yu­run Sa­yın Ba­kan. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ULAŞ­TIR­MA BA­KA­NI Bİ­NA­Lİ YIL­DI­RIM (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; İn­ter­net Or­ta­mın­da Ya­pı­lan Ya­yın­la­rın Dü­zen­len­me­si ve Bu Ya­yın­lar Yo­luy­la İş­le­nen Suç­lar­la Mü­ca­de­le Edil­me­si Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı, yü­ce Mec­li­si­miz­de, siz­le­rin ona­yıy­la ger­çek­leş­miş­tir, ta­sa­rı ka­nun­laş­mış­tır; ha­yır­lı uğur­lu ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Baş­ka­nı­mı­zın uya­rı­sı var, "kı­sa tut, ara ver­me­dim" de­di. Onun için, bu uya­rı­ya dik­kat et­mek­le be­ra­ber bir­kaç nok­ta­yı ha­tır­lat­mak­ta ya­rar gö­rü­yo­rum.

Bir ke­re, bu ya­sa, git­tik­çe bil­gi top­lu­mu­na hız­la iler­le­di­ği­miz, bil­gi­yi kul­la­nan, bil­gi­yi üre­ten ve bil­gi­ye ula­şan top­lum­la­rın bu yer­kü­re­de var ola­bi­le­ce­ği, bun­lar­dan mah­rum olan­la­rın da ka­de­ri­ne terk edil­miş ola­ca­ğı ger­çe­ği­ni gö­re­rek, ça­ğı­mı­zın ica­dı, ne­re­dey­se gün­lük ha­ya­tı­mız­da ar­tık her der­de de­va olan İn­ter­net'in mil­yon­lar­ca ya­ra­rı kar­şı­sın­da ba­zı olum­suz yan et­ki­le­ri­ni de oluş­ma­dan ön­le­me­ye yö­ne­lik bir dü­zen­le­me­dir. Bu dü­zen­le­me ne ilk­tir ne de son ola­cak­tır, çün­kü bir ge­liş­me sü­re­ci ya­şan­mak­ta­dır ve bu tek­no­lo­ji­de­ki ge­liş­me­ler, kat­ma de­ğer­li hiz­met­ler art­tık­ça bu yön­de de suç oluş­tu­ru­la­bi­le­cek bir­ta­kım ya­yın­lar kü­re­sel ola­rak top­lu­mu­mu­zu, genç­li­ği­mi­zi, ül­ke­mi­zi teh­dit eder bo­yut­la­ra gel­mek­te­dir. Bu ba­kım­dan, bu ilk ted­bir­dir ve Tür­ki­ye, bu ko­nu­da ön­lem alan ilk beş ül­ke­den al­tın­cı­sı ko­nu­mu­na gel­miş­tir. Bu ba­kım­dan, bu­nu çok önem­li bir ge­liş­me ola­rak gö­rü­yo­ruz.

An­cak, ko­mis­yon­lar­da ve­ya Hükûmet­te ha­zır­lık­la­rı de­vam eden bi­li­şim suç­la­rıy­la il­gi­li ka­nun ta­sa­rı­sı, bi­li­şim gü­ven­li­ğiy­le il­gi­li ka­nun ta­sa­rı­sı ve ve­ri­le­rin ko­run­ma­sıy­la il­gi­li ka­nun ta­sa­rı­sı bu­nu ta­mam­la­ya­cak ni­te­lik­te­ki ta­sa­rı­lar­dır. Bun­lar da sı­ray­la ge­le­cek­tir.

Bu ka­da­rı­nı söy­le­dik­ten son­ra, Sa­yın Coş­ku­noğ­lu, 9'un­cu mad­dey­le il­gi­li hiç te­red­dü­dü­nüz ol­ma­sın. Bu mad­de, her­han­gi bir ya­yın­da ol­du­ğu gi­bi, İn­ter­net de, Türk Ce­za Ka­nu­nu'nun 6'ncı mad­de­sin­de, bir ya­yın yo­luy­la bil­gi ilet­me mec­ra­sı ola­rak ta­nım­lan­mış­tır. Do­la­yı­sıy­la, bü­tün ya­yın mec­ra­la­rın­da, gör­sel, ya­zı­lı ve İn­ter­net yo­luy­la ya­pı­lan her tür­lü ya­yın­da, bu ya­yın­dan mağ­dur ola­nın şikâyet hak­kı ol­ma­sı, dü­zelt­me ta­lep et­me­si do­ğal­dır. Bu­nu bir san­sür gi­bi, en­gel­le­me, İn­ter­net'i ge­liş­tir­me­ye en­gel gi­bi dü­şün­me­miz bi­ze çok doğ­ru gel­mi­yor. Bu ko­nu, ko­mis­yon­da da eni­ne bo­yu­na tar­tı­şıl­mış ve ni­ha­yet, böy­le bir dü­zen­le­me­nin ya­rar­lı ola­ca­ğı ka­na­ati ha­sıl ol­muş­tur. Si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı­mı­zın has­sa­si­ye­ti­ne biz de ka­tı­lı­yo­ruz, an­cak, si­zin uya­rı­la­rı­nız­dan son­ra da bu­nu biz eni­ne bo­yu­na dü­şün­dük, böy­le bir mah­zu­run ol­ma­ya­ca­ğı ko­nu­sun­da emi­niz. Bu­nu da ka­mu­oyu­na açık­la­mak is­ti­yo­rum.

Bu Ya­sa, İn­ter­net'i ce­za­lan­dır­ma de­ğil İn­ter­net yo­luy­la iş­le­ne­bi­le­cek, ço­cuk­la­rı­mı­za, genç­le­ri­mi­ze, ai­le ya­pı­mı­za yö­ne­lik suç­la­rın oluş­ma­dan ön­len­me­si­ni sağ­la­ya­cak bir ya­sa­dır. Esa­sen, Ana­ya­sa'mı­zın 41'in­ci ve 58'in­ci mad­de­le­ri de böy­le bir mü­ca­de­le­yi gö­rev ola­rak biz­le­re ver­miş­tir.

Ben, so­nuç ola­rak, bi­li­yor­su­nuz, se­çim ka­ra­rı al­dık, ül­ke­mi­ze ha­yır­lı, uğur­lu ol­sun di­yo­rum; alı­nan se­çim ka­ra­rıy­la bir­lik­te gö­re­vi­ni bı­ra­ka­cak ba­kan­lar­dan bi­ri­yim. Bir­kaç gün içe­ri­sin­de mil­le­tin için­de ola­ca­ğız, hep be­ra­ber se­çim için mil­le­te gi­de­ce­ğiz. Bu ve­si­ley­le, şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum: Dört bu­çuk yıl içe­ri­sin­de yap­tı­ğı­mız ya­sal ça­lış­ma­lar­da ulaş­tır­ma, ha­ber­leş­mey­le il­gi­li çok kök­lü dü­zen­le­me­ler yap­tık. Bu dü­zen­le­me­le­rin ya­pıl­ma­sın­da tüm Par­la­men­to üye­le­ri, mu­ha­le­fet ve ik­ti­dar, bu­gün ol­du­ğu gi­bi tam bir an­la­yış bir­li­ğin­de bi­ze des­tek ver­di. Bu des­tek­ten do­la­yı sek­tö­rüm adı­na, ül­kem adı­na siz­le­re çok te­şek­kür edi­yo­rum (Al­kış­lar) ve Ya­sa'nın ül­ke­mi­ze ha­yır­lı, uğur­lu ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ba­kan.

11'in­ci sı­ra­da yer alan, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in; 12/9/1960 Ta­rih­li ve 80 Sa­yı­lı Ka­nun ile 24/6/1995 Ta­rih­li ve 552 Sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve İçiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

11.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in; 12/9/1960 Ta­rih­li ve 80 Sa­yı­lı Ka­nun ile 24/6/1995 Ta­rih­li ve 552 Sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­de De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve İçiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/944) (S. Sa­yı­sı: 1400)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

12'nci sı­ra­da yer alan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ve Uk­ray­na Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ener­ji Ala­nın­da İş­bir­li­ği­ne İliş­kin An­laş­ma­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

12.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ve Uk­ray­na Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ener­ji Ala­nın­da İş­bir­li­ği­ne İliş­kin An­laş­ma­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1109) (S. Sa­yı­sı: 1083)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

Ko­mis­yo­nun ol­ma­dı­ğı an­la­şıl­dı­ğın­dan, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri­ni sı­ra­sıy­la gö­rüş­mek için, 5 Ma­yıs 2007 Cu­mar­te­si gü­nü sa­at 11.00'de top­lan­mak üze­re bir­le­şi­mi ka­pa­tı­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 20.16