DÖNEM: 22 CİLT: 155 YASAMA
YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
97’nci Birleşim
2 Mayıs 2007 Çarşamba
İ Ç İ N D E K İ L
E R I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - ÖNERİLER
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar gereğince,
Cumhurbaşkanlığı seçimi birinci oylamasının yeniden yapılmasına
ve diğer oylama günleri ile turlar arasında kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmesine, Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden
düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi
IV. - SEÇİMLER
A) BAŞKANLIK DİVANINDA AÇIK BULUNAN ÜYELİĞE SEÇİM
1.- TBMM Başkan Vekilliği seçimi
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve
İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030)
(S. Sayısı: 904)
3.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet
Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı: 1337)
4.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı (EİT) Ticaret ve Kalkınma Bankası Arasında Merkez Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1307) (S. Sayısı: 1378)
5.- Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü'nün
Türk Medeni Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
ve Adalet Komisyonu Raporu (2/888) (S. Sayısı: 1262)
6.- Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1195) (S. Sayısı:
1216)
7.- Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı
ve İçişleri ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları
Raporları (1/1212) (S. Sayısı: 1225)
8.- Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi
ile 2559 ve 2937 Sayılı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz'un; Bilişim Sistemi
Üzerinden Suç Teşkil Eden Zararlı Yayınlarla Mücadele Hakkında Kanun
Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/1305, 2/958) (S. Sayısı: 1397)
9.- Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in; 12/9/1960
Tarihli ve 80 Sayılı Kanun ile 24/6/1995 Tarihli ve 552 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/944) (S. Sayısı: 1400)
10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı
Hükümeti Arasında Karayolları Ulaşımı Altyapısı Teknik ve Bilimsel
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar ve Ulaştırma ve Turizm ile Dışişleri
Komisyonları Raporları (1/1155) (S. Sayısı: 1327)
11.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti
Hükümeti Arasındaki Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği
Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1167) (S.Sayısı: 1328)
12.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1172) (S. Sayısı: 1329)
13.- Türkiye Cumhuriyeti ile Oman Sultanlığı Arasında
Ticari Mübadele ve Ekonomik, Teknik, Bilimsel ve Kültürel İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları
Raporları (1/1102) (S. Sayısı: 1334)
14.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Madagaskar
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/1179) (S. Sayısı: 1336)
15.-Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya
İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1127) (S. Sayısı:
1335)
16.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail
Devleti Hükümeti Arasında Sınai Araştırma-Geliştirme Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1154)
(S. Sayısı: 1107)
17.- WIPO İcralar ve Fonogramlar Andlaşmasına
Katılmamızın Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları Raporları
(1/1021) (S. Sayısı: 964)
18.- WIPO Telif Hakları Andlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/1027) (S. Sayısı:
966)
19.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ukrayna
Hükümeti Arasında Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1109) (S. Sayısı: 1083)
20.- Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı
ile Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan
Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsayan Demiryolu
Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı
ve Onarımı ile İlgili Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/936) (S. Sayısı:
824)
21.- Adalete Uluslararası Erişim Hakkında Sözleşmenin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/922) (S. Sayısı: 843)
VI. - OYLAMALAR
1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı (EİT) Ticaret ve Kalkınma Bankası Arasında
Merkez Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı'nın oylaması
2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı
Hükümeti Arasında Karayolları Ulaşımı Altyapısı Teknik ve Bilimsel
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı'nın oylaması
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Kongo Cumhuriyeti
Hükûmeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği
Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı'nın oylaması
4.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Kenya Cumhuriyeti
Hükûmeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın oylaması
5.- Türkiye Cumhuriyeti ile Oman Sultanlığı Arasında
Ticari Mübadele ve Ekonomik, Teknik, Bilimsel ve Kültürel İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın
oylaması
6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Madagaskar
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın
oylaması
7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Moritanya
İslam Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının
oylaması
8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail
Devleti Hükümeti Arasında Sınai Araştırma-Geliştirme Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın
oylaması
9.- WIPO İcralar ve Fonogramlar Andlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısının oylaması
10.- WIPO Telif Hakları Andlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı'nın oylaması
VII. - SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, hukuk
sistemindeki zaman aşımı koşullarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı
Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/20926)
2.- Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, Ankaraspor'la
ilgili bir yargı kararına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in
cevabı (7/20997)
3.- Zonguldak Milletvekili Harun AKIN'ın, avukatların
zorunlu müdafilik ve hukuki yardım alacaklarına ilişkin sorusu
ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/20998)
4.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, Çan Termik
Santralındaki kireç taşı sarfiyatına ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21155)
5.- Mersin Milletvekili Mustafa ÖZYÜREK'in, İstanbul
Müftülüğünce hazırlanan hutbeye ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
Mehmet AYDIN'ın cevabı (7/21192)
6.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Başbakanlık
Yüksek Denetleme Kurulunun bazı denetçileri hakkındaki iddialara
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/21202)
7.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, ABD'de
Telsim aleyhine açılan dava olup olmadığına,
Telsim aleyhine Kıbrıs Rum kesiminde açılan bir
davaya,
İlişkin soruları ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı
(7/21210, 21211)
8.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2002, 2003,
2004 ve 2005 yılındaki konut ve sanayi elektriğine ilişkin soruları
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı
(7/21221, 21222, 21223, 21224)
9.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2007, 2001,
2002, 2003, 2004, 2005 ve 2006 yılı enerji maliyetine,
Mavi Tünel Projesine bağlı hidroelektrik santrallerine,
İlişkin soruları ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21225, 21226, 21227, 21228, 21229, 21230,
21231, 21232)
10.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Konya'nın
maden envanterine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21233)
11.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana
Metal Sanayi Çıraklık Eğitim Merkezine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21243)
12.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in,
İLKSAN'a zorunlu üyeliğe ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
ÇELİK'in cevabı (7/21249)
13.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in,
İLKSAN'ın sözleşme yaptığı iki avukata ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21250)
14.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in,
öğretmenevlerinin ve İLKSAN'ın denetimine ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21251)
15.- Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, Çanakkale'deki
2006 yılı doğrudan gelir desteği ve prim ödemelerine,
-Bolu Milletvekili Metin YILMAZ'ın, Bolu'da yapılması
planlanan egzotik etler kesimhane ve işleme tesisine,
-Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, bal üreticilerinin
desteklenmesine,
İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/21257, 21258, 21259)
16.- Şanlıurfa Milletvekili Turan TÜYSÜZ'ün, tankerlerle
getirilen LPG'ye ve akaryakıt tahlillerine ilişkin sorusu ve Sanayi
ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/21261)
* Ek Cevap
17.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Eti Alüminyum
AŞ ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı
Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/21263)
18.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Saimbeyli
ve Dörtyol Orman İşletmesinde kadro alamayan işçilere ilişkin Başbakandan
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman
PEPE'nin cevabı (7/21270)
19.- Kırşehir Milletvekili Hüseyin BAYINDIR'ın,
Kırşehir Kocabey Kavaklığına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Osman PEPE'nin cevabı (7/21307)
20.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Terör
Mağdurları Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneğinin taleplerine
ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun
cevabı (7/20343)
21.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Beyşehir
öğrenci yurdu inşaatına,
Tuzlukçu Hükûmet Konağına,
Konya'daki bir onarım işine,
Ilıcapınar Sağlık Ocağına,
Bolay Sağlık Ocağına,
Atatürk Stadyumunun çatısına,
Üçpınar Jandarma Karakol binasına,
Yalıhüyük soğuk hava deposuna,
Yalıhüyük Jandarma Komutanlığı tesislerine,
Yukarıçiğil Sağlık Ocağına,
Dedeler Sağlık Ocağına,
Derebucak Hükümet Konağına,
Doğanhisar soğuk hava deposuna,
Konya Atatürk Stadına,
İlişkin soruları ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız ÖZAK'ın cevabı
(7/21391, 21392, 21393, 21394, 21395, 21396, 21397, 21398, 21399, 21400, 21401,
21402, 21403, 21404)
22.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Bursa
Bölge Müdürlüğünün bir belge teslimiyle ilgili işlemlerine ilişkin
sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı
(7/21406)
23.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, geçici
personele ilişkin sorusu ve Bayındırlık
ve İskân Bakanı Faruk Nafız ÖZAK'ın cevabı (7/21503)
24.- Malatya Milletvekili Muharrem KILIÇ'ın, bazı
illerde depreme yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Bayındırlık
ve İskân Bakanı Faruk Nafiz ÖZAK'ın cevabı (7/21504)
25.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Aksaray'daki
satıh kaplamalı bir yola ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız
ÖZAK'ın cevabı (7/21505)
26.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, geçici
personele ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/21507)
27.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, geçici
personele ilişkin sorusu ve Çevre
ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/21509)
28.- İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, Türkiye'nin
Avrupa Silâhlanma Ajansı üyeliğine
ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdullah GÜL'ün cevabı (7/21512)
29.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın,
vekâleten yürütülen idari görevlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/21518)
30.- İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, Türk Petrol
Kanunu'na ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet
Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21531)
31.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, geçici
işçilere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı
(7/21534)
32.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın,
bazı personel hareketlerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21547)
33.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın,
vekâleten yürütülen idari görevlere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21550)
34.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, astsubayların
özlük haklarına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı M. Vecdi GÖNÜL'ün
cevabı (7/21552)
35.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Selçuklu
Tıp Fakültesi Hastanesine,
Selçuklu Tıp Fakültesinin bir ihalesine,
İlişkin soruları
ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/21555, 21556, 21557,
21558, 21559, 2160, 21561, 21562, 21563, 21564, 21584)
36.- Bursa Milletvekli Kemal DEMİREL'in, geçici
personele ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un
cevabı (7/21598)
37.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın,
vekâleten yürütülen idari görevlere ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/21599)
38.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Habur Sınır
Kapısına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in
cevabı (7/21609)
39.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Gülbahar
Barajı inşaatına ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21615)
40.- İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, çiftçi
borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin Başbakandan sorusu
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/21640)
41.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, TÜPRAŞ
ve İETT arazisi özelleştirmelerine ilişkin Başbakandan sorusu ve
Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/21645)
42.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, TPAO'daki
işçi istihdamına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21660)
43.- Manisa Milletvekili Nuri ÇİLİNGİR'in, bir
sulama barajı inşaatına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21661)
44.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya'da
bir patlamadan doğan zararın tazminine ilişkin sorusu ve İçişleri
Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/21666)
45.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, usta öğreticilere
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı
(7/21673)
46.- İzmir Milletvekili K. Kemal ANADOL'un, Ağrı'nın
bir köyündeki doğrudan gelir desteği ödemesine,
-Muğla Milletvekili Gürol ERGİN'in, ihraç tarım
ürünlerindeki ilaç kalıntısı sorununa,
-Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır'daki
doğrudan gelir desteği ödemelerine,
-İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Bitlis, Şırnak,
Batman, Siirt, Bingöl ve Ağrı'daki doğrudan gelir desteği ödemelerine,
İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/21685, 21686, 21687, 21688, 21689, 21690,
21691, 21692, 21693)
47.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, Sakarya
Elektrik Dağıtım A Ş'nin hizmet binasına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/21698)
48.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam
araçlarına ve şoförlerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/21705)
49.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam
araçlarına ve şoförlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21724)
50.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam
araçlarına ve şoförlerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
ÇELİK'in cevabı (7/21735)
51.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in,
Şanlıurfa'da taşımalı eğitime ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21737)
52.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam
araçlarına ve şoförlerine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
AKDAĞ'ın cevabı (7/21740)
53.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam
araçlarına ve şoförlerine,
-Muş Milletvekili Mehmet Şerif ERTUĞRUL'un,
Muş'taki doğrudan gelir desteği uygulamasına,
-Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, arıcılığa
yönelik düzenleme ve diğer çalışmalara,
-Mardin Milletvekili Mahmut DUYAN'ın, Mardin'deki
doğrudan gelir desteği uygulamasına,
İlişkin soruları
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı
(7/21759, 21760, 21761, 21762)
54.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam
araçlarına ve şoförlerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Osman PEPE'nin cevabı (7/21765)
55.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam
araçlarına ve şoförlerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı
(7/21766)
56.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam
araçlarına ve şoförlerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet
AYDIN'ın cevabı (7/21768)
57.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam
araçlarına ve şoförlerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanın Kürşad
TÜZMEN'in cevabı (7/21771)
58.- İzmir Milletvekili Vezir AKDEMİR'in, çiftçilerin
sulama kaynaklı elektrik borçlarına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/21776)
59.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, bir
konuda hazırlanacak ulusal eylem planına ilişkin Başbakandan sorusu
ve Devlet Bakanı Nimet ÇUBUKÇU'nun cevabı (7/21782)
60.- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, Kamu
Etik Kurulunun Yüksek Denetleme Kurulunu inceleme talebine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet
Ali ŞAHİN'in cevabı (7/21784)
61.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir'e
mülteci kampı kurulmasına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/21795)
62.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, BM İşkenceye
Karşı Sözleşmenin eki Seçmeli Protokole ilişkin sorusu ve Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/21796)
63.- İzmir Milletvekili Vezir AKDEMİR'in, kapanan
işyerlerine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un
cevabı (7/21809)
64.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, Tarım
Kredi Kooperatiflerine borcu nedeniyle icraya verilen üreticilere,
-İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, tarım
kredi kooperatiflerindeki istihdama,
-Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, Toprak ve Su
Kaynakları Ankara Araştırma Enstitüsünün kapatılma kararına,
-Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, gıda denetimine
İlişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet
Mehdi EKER'in cevabı (7/21810, 21811, 21812, 21813)
65.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, İşsizlik
Sigortası Fonunun kullanımına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun
cevabı (7/21819)
66.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir'deki
bir özel ilköğretim okulunun kapatılma kararına ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/22041)
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.07'de açıldı.
TBMM'nin Cumhurbaşkanı seçimi için Anayasanın
102'nci maddesinde öngörülen üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu
ile toplanması gerektiği iddiası üzerine açılan usul görüşmesinden
sonra, Oturum Başkanı ve TBMM Başkanı Bülent Arınç, yaptığı uygulamanın
doğru olduğunu, tutumunda herhangi bir değişiklik olmayacağını
açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan'a yaptığı
resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık
tezkeresi kabul edildi.
Cumhurbaşkanı seçimi için yapılan birinci tur
oylamada, Anayasa'nın 102'nci maddesinde öngörülen üçte iki çoğunluk
sağlanamadığından;
Alınan karar gereğince, Cumhurbaşkanı seçiminin
ikinci tur oylamasını yapmak için, 2 Mayıs 2007 Çarşamba günü saat
15.00'te toplanmak üzere, birleşime 17.53'te son verildi.
Bülent Arınç |
|
|
|
Başkan |
|
|
|
|
Mehmet Daniş |
|
Bayram Özçelik |
|
Çanakkale |
|
Burdur |
|
Kâtip
Üye |
|
Kâtip
Üye |
No.: 133
II. - GELEN KÂĞITLAR
30 Nisan 2007 Pazartesi
Yazılı Soru Önergeleri
1.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, hapishanelerde verilen yemeğe
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/22127) (Başkanlığa
geliş tarihi:
2.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, evrensel hizmet ödeneklerine
ve kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22128)
(Başkanlığa geliş tarihi:
3.-
4.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Türk Petrol Kanunuyla ilgili bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22130) (Başkanlığa
geliş tarihi:
5.-
Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN'un, Başbakanlığın bazı kadrolarına
yapılan atamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/22131) (Başkanlığa geliş tarihi:
6.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, polislerin mesleki ve
7.-
Uşak Milletvekili Osman COŞKUNOĞLU'nun, Türk Telekomun belirlediği
yeni tarifelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/22133) (Başkanlığa geliş tarihi:
8.-
Mersin Milletvekili Mustafa ÖZYÜREK'in, akaryakıt kaçakçılığına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22134) (Başkanlığa geliş
tarihi:
9.-
Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN'un, Hatay'daki bazı yolsuzluk iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22135) (Başkanlığa geliş
tarihi:
10.- İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, hayvancılıktaki
bazı prim ödemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22136)
(Başkanlığa geliş tarihi:
11.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, egzoz muayenesi
yapma yetkisi verilen vakıf ve firmalara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22137) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in,
"2/A" olarak bilinen orman alanlarıyla ilgili düzenlemeye
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/22138)
(Başkanlığa geliş tarihi:
13.- Uşak Milletvekili Osman COŞKUNOĞLU'nun, TÜİK'in
enflasyon hesaplamasına ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY)
yazılı soru önergesi (7/22139) (Başkanlığa geliş tarihi:
14.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun,
TRT'nin bir mitingi naklen yayınlamamasına ilişkin Devlet Bakanından
(Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/22140) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bir köyün
su sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22141) (Başkanlığa geliş tarihi:
16.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, akaryakıt
dağıtım şirketlerinin depolama tesislerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22142) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.- Ankara Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, Ankara
Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine yönelik bazı iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22143) (Başkanlığa
geliş tarihi:
18.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun,
bir mitinge yönelik bazı eylemlerde bulunulduğu iddialarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22144) (Başkanlığa
geliş tarihi:
19.- Osmaniye Milletvekili Necati UZDİL'in, Kadirli
Belediyesi işçilerinin alacaklarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22145) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.- Tunceli Milletvekili V. Sinan YERLİKAYA'nın,
bir okul gezisinde meydana gelen trafik kazasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22146) (Başkanlığa geliş tarihi:
21.- Tunceli Milletvekili V. Sinan YERLİKAYA'nın,
bir okul gezisinde meydana gelen trafik kazasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22147) (Başkanlığa geliş tarihi:
22.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22148) (Başkanlığa
geliş tarihi:
23.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, Mevlana'yı
Anma etkinliklerinin bir bölümünün Karaman'da gerçekleştirilmesine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22149)
(Başkanlığa geliş tarihi:
24.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Türkiye'nin
Irak petrolleri üzerindeki hakkına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22150) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.- Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK'ın, tahsisli
bir Hazine arazisine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22151) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.- Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, öğretmen
alımındaki sınav yönteminde değişiklik yapılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22152) (Başkanlığa geliş
tarihi:
27.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Yüksek Öğretim
Kredi ve Yurtlar Kurumunda barınan öğrencilere ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22153) (Başkanlığa geliş tarihi:
28.- Adıyaman Milletvekili Mahmut GÖKSU'nun, İLKSAN'a
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22154) (Başkanlığa
geliş tarihi:
29.- Eskişehir Milletvekili M. Vedat YÜCESAN'ın,
borçlarını ödeyemeyen çiftçilerin durumuna ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22155) (Başkanlığa geliş tarihi:
30.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, Dalaman-Acıpayam
karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22156) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, yapımına
başlanan bir hidroelektrik santrale ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22157) (Başkanlığa geliş tarihi:
32.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, Ağrı-Patnos'daki
zehirlenme vakalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22158) (Başkanlığa geliş tarihi:
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Antalya Milletvekili Tuncay ERCENK'in, avukatların
zorunlu müdafilik ve hukuki yardım alacaklarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20384)
2.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, sabit
gelirlilerin karşılaştırmalı alım gücüne ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21264)
3.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Fonundan belediyelere aktarılan kaynağa
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21265)
4.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, ailesine,
kendisine ve Başbakanlık Müsteşarına verilen hediyelere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21266)
5.- İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun,
Nevşehir Belediye Başkanı hakkındaki soruşturmaya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21267)
6.- Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, Ankara'nın
su ihtiyacına ve bazı çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/21268)
7.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana
Müftülüğünün düzenlediği kompozisyon yarışmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21269)
8.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, nakliye
sektöründeki bazı sorunlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21272)
9.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2004 yılında
Konya'daki yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21273)
10.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2005 yılında
Konya'daki yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21274)
11.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2006 yılında
Konya'daki yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21275)
12.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003 yılında
Konya'daki yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21276)
13.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2002 yılında
Konya'daki yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21277)
14.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2006 yılında
yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21278)
15.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003 yılında
yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21279)
16.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2002 yılında
yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21280)
17.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2005 yılında
yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21281)
18.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2004 yılında
yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21282)
19.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Konya Bölge
Eğitim ve Araştırma Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21283)
20.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Konya üniversite
hastanelerindeki ebe sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21284)
21.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Konya vakıf
hastanelerindeki ebe sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21285)
22.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Konya devlet
hastanelerindeki ebe sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21286)
23.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2002 yılında
köylere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21287)
24.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003 yılında
köylere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21288)
25.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2004 yılında
köylere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21289)
26.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2005 yılında
köylere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21290)
27.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2006 yılında
köylere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21291)
28.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003 yılında
yapılan köprülere ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21292)
29.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Karapınar
Öğrenci Pansiyonuna ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21293)
30.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003-2006 döneminde
geçici olarak faaliyeti durdurulan firmalara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21294)
31.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003-2006 yıllarında
faaliyetleri durdurulan firmalara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21295)
32.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Saray Sağlık
Ocağına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21296)
33.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Yunak Kaymakam
Evine ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21297)
34.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Zindankale
Ağız ve Diş Sağlığı Merkezine ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21298)
35.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, deprem araştırmalarının
koordinasyonuna ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21299)
36.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2002 yılındaki
çift yol ağına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21300)
37.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, çift yol ağına
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21301)
38.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, AR-GE çalışmalarına
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21302)
39.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, yapılan
köprülere ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21303)
40.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, belediyelere
yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21304)
41.- Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK'ın, Espiye-Yağlıdere-Alucra
yolunun karayolları ağına alınmasına ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21305)
42.- Tekirdağ Milletvekili Enis TÜTÜNCÜ'nün, orman
yangınlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21306)
43.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, amatör
futbol müsabakalarının yapıldığı sahalara ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi
(7/21308)
44.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, sporculara
ve spor kulüplerine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/21309)
45.- İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun,
Gürcistan'dan enerji ithaline ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21325)
46.- İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun,
bir gruba ait santrallerden alınan elektriğe ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21326)
47.- Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, Antalya-Serik'teki
bir arazinin sulanmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21327)
48.- Muğla Milletvekili Gürol ERGİN'in, Ağrı'nın
Patnos İlçesindeki DSİ sulama kanallarına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21328)
49.- Mardin Milletvekili Muharrem DOĞAN'ın, bürokrat
yakınlarının işe alındığı iddialarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21329)
50.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, suç
işleme oranlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21330)
51.- Ankara Milletvekili Ersönmez YARBAY'ın, Çankaya
Belediye sınırları içinde yapılan imar dışı eklentilere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21331)
52.- İzmir Milletvekili Oğuz OYAN'ın, Ankara Büyükşehir
Belediyesinin yol genişletme ve kavşak çalışmaları ile halk otobüslerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21332)
53.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Ankara
Büyükşehir Belediyesinin Atatürk Bulvarındaki çalışmalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21333)
54.- Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, belediyelerin
altyapı çalışmalarının denetimine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21334)
55.- Kırşehir Milletvekili Hüseyin BAYINDIR'ın,
bilirkişi ücretlerinin ödenmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21337)
56.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, sosyal
güvenlik kapsamına ve sağlık harcamalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21346)
No: 134
1 Mayıs 2007 Salı
Teklif
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz,
Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin,
İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz ve 194 Milletvekilinin; 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına Geçici Bir Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi (2/1011) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 1.5.2007)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun,
bir derginin dağıtımına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/22159) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2007)
2.- Muğla Milletvekili Ali ARSLAN'ın, bir derginin
dağıtımına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı
soru önergesi (7/22160) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.4.2007)
3.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Hakkâri Merkez
Yüksekova ve Şemdinli İlçelerinde Meydana Gelen Olayların Araştırılması
Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun Raporuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/22161) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.4.2007)
4.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, bir soru
önergesinin cevaplandırılmamasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/22162) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
5.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya'yı
çevre illere bağlayan karayollarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/22163) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
6.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, bir okul gezisinde
yaşanan trafik kazasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/22164) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
7.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Sapanca
Gölündeki kirliliğe ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/22165) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
8.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, bir konuda
hazırlanacak Ulusal Eylem Planına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/22166) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
9.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana
ve Mersin illerindeki işsizliğe ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/22167) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
10.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, telekomünikasyon
hizmetlerinde kullanılan malzeme hırsızlıklarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/22168) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
11.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, bazı
televizyon kanallarının Başbakanlıkta haber izleyemediği iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22169) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
12.- Adıyaman Milletvekili Mahmut GÖKSU'nun, Cumhurbaşkanının
cezasını kaldırdığı kişilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22170) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
13.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, zorunlu
müdafi görevlendirilmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22171) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
14.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Tapu
ve Kadastro il müdürlüklerinin yenilenmesine ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/22172) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2007)
15.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa'daki
Tapu ve Kadastro müdürlüklerinin yenilenmesine ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/22173) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2007)
16.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-Çekirge
Caddesindeki bazı binaların çökmesine ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/22174) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
17.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, TRT Tasavvuf
Musikisi Korosuna ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı
soru önergesi (7/22175) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
18.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Kızılırmak
Nehrinden içme suyu sağlanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/22176) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
19.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Cumhuriyet
Mitinginin TRT'de canlı yayınlanmamasına ilişkin Devlet Bakanından
(Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/22177) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
20.- Gaziantep Milletvekili Ahmet YILMAZKAYA'nın,
Kayacık Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22178) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
21.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, akaryakıt
satışlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22179) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
22.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Tuz Gölü
Havzasında doğalgaz depolama çalışmalarına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/22180) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
23.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Cumhuriyet
Mitinginin canlı yayınlanmasına müdahale ettiği iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22181) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2007)
24.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, belediyelerin
çevre düzenleme ve yeşillendirme çalışmalarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22182) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
25.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, yabancı
uyruklularla yapılan evliliklere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22183) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
26.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, ev
hizmetinde çalışan yabancı uyrukluların yaptıkları hırsızlıklara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22184) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/4/2007)
27.- Trabzon Milletvekili Asım AYKAN'ın, Trabzon
Belediye Başkanının seyahatlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22185) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
28.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, korsan
taksilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22186) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/4/2007)
29.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Diyarbakır
Büyükşehir Belediye Başkanının yargılanmasına izin verilmemesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22187) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19/4/2007)
30.- Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, Bursa
Büyükşehir Belediyesinin bazı ihalelerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22188) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
31.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, silah
satışı yapılan dükkanlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22189) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
32.- Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin,
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olmayan okullardaki yönetici atamalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22190) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/4/2007)
33.- Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, İstanbul
Valisinin adının bazı yerlere verildiği iddialarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22191) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
34.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-Çekirge
Caddesinde bazı binaların çökmesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22192) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
35.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun,
Denizli Vali Yardımcısının yaptığı bir konuşmaya ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22193) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
36.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun,
Cumhuriyet Mitingine katılan kişi sayısına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22194) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
37.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Çeşme Belediyesinin
altyapı projelerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22195) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
38.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Devlet Tiyatroları
İzmir İl Müdürü hakkındaki bir iddiaya ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22196) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
39.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın,
Kutlu Doğum Haftası etkinliklerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22197) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
40.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, Eğitim
Kurumları Yöneticilerinin Atama Yönetmeliğine ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22198) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
41.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın,
Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Yönetmeliğine ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22199) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/4/2007)
42.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, ek ders
saatleriyle ilgili bir genelgeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22200) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
43.- İzmir Milletvekili Türkan MİÇOOĞULLARI'nın,
Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Yönetmeliğine ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22201) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/4/2007)
44.- İzmir Milletvekili Serpil YILDIZ'ın, bir milletvekili
hakkındaki bir iddiaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22202) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
45.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TBMM Başkanvekili
Ali DİNÇER'in vefat sebebine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22203) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
46.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN'ın,
Tıp Bayramında eyleme katılan doktorlar hakkında açılan soruşturmalara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22204) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/4/2007)
47.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Amasya
İlindeki yeşil kart uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22205) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
48.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bitlis
İlindeki yeşil kart uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22206) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
49.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kilis
İlindeki yeşil kart uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22207) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
50.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kars
İlindeki yeşil kart uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22208) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
51.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bayburt
İlindeki yeşil kart uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22209) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
52.- Antalya Milletvekili Hüseyin EKMEKÇİOĞLU'nun,
Horasan-Merkez Sağlık Ocağı lojmanlarının tahsisine ve yakıtına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22210) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/4/2007)
53.- Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, Çankırı
Merkez Devlet Hastanesi inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22211) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
54.- Muğla Milletvekili Ali ARSLAN'ın, unvan değişikliği
sınavına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22212)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
55.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in,
Şanlıurfa'da enerji desteğinin gecikmeli ödendiği iddialarına
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22213) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
56.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, bazı
ödemelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22214) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
57.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, hazır
yiyecek üreten firmalara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22215) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
58.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana'daki
kasap esnafının denetimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22216) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
59.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, çeltik
üreticilerinin sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22217) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
60.- Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, Ayaş Tüneline
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/22218) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/4/2007)
61.- Antalya Milletvekili Tuncay ERCENK'in, Antalya
Havalimanı işletme ihalesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22219) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
62.- Antalya Milletvekili Atila EMEK'in, korsan
yolcu taşımacılığına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22220) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
63.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Narlıköyü
iskelesinin tadilatına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22221) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
64.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bedensel
engellilerin spora teşvikine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/22222) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
No: 135
2 Mayıs 2007 Çarşamba
Önerge
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Hatay Milletvekili Sadullah
Ergin, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, İstanbul Milletvekili İrfan
Gündüz, Bursa Milletvekili Faruk Çelik ve 2 Milletvekilinin; Milletvekili
Genel Seçimlerinin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2007 Tarihinde
Yapılması Hakkındaki Önergesi (4/455) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi: 2.5.2007)
2 Mayıs 2007 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati:15.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 97'nci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı
vardır, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
III. - ÖNERİLER
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar gereğince,
Cumhurbaşkanlığı seçimi birinci oylamasının yeniden yapılmasına
ve diğer oylama günleri ile turlar arasında kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmesine, Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden
düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
Salih
Kapusuz
Ankara
Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubu Başkan Vekili
Grup Önerisi
Tarihi:2.5.2007
Anayasa Mahkemesinin
1.5.2007 tarihinde vermiş olduğu Karar gereğince, Cumhurbaşkanı
seçimi için, Anayasanın 102 nci maddesi gereğince Genel Kurulda yapılacak
oylamalardan;
a) 1.5.2007 tarihinde
Anayasa Mahkemesince verilen karar doğrultusunda Cumhurbaşkanlığı
seçimine ilişkin 2.5.2007 tarihinde (bugün) gerçekleştirilecek oylamanın
yapılmaması,
b) Birinci oylamanın
6 Mayıs 2007 Pazar günü saat: 11.00'de başlayacak birleşimde yapılması,
c) Birinci oylamada
toplantı yeter sayısı (367) sağlanamadığı takdirde, birinci oylamanın
9 Mayıs 2007 Çarşamba günkü birleşimde saat: 14.30'da tekrarlanması,
toplantı yeter sayısının sağlanması halinde ikinci oylamanın 9
Mayıs 2007 Çarşamba günkü birleşimde saat: 14.30'da yapılması,
d) Üçüncü ve dördüncü
oylamaların sırayla 12 Mayıs 2007 Cumartesi saat: 17.00'de ve 15 Mayıs
2007 Salı günü saat: 19.30'da başlayacak birleşimlerde yapılması,
e) Bu amaçla 6 Mayıs
Pazar ve 12 Mayıs Cumartesi günleri de Genel Kurulun toplanması,
f) Oylamaların ardından
kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi,
Genel Kurulun 4, 5,
6, 7, 11, 12, 13, 14 Mayıs 2007 tarihlerinde toplanması ve bu birleşimlerde
kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi,
2, 8, 9, 15 ve 16 Mayıs
2007 tarihli birleşimlerde sözlü sorular ile diğer denetim konularının
görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi,
Genel Kurulun
2.5.2007 tarihli birleşiminde (bugün) saat: 22.00'a kadar çalışmalarını
sürdürmesi, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin oylamaların yapılacağı
birleşimlerde Genel Kurulun saat: 24.00'e kadar çalışması, diğer
günlerde çalışma sürelerinin 11.00-24.00 saatleri arasında olması,
2/1011 esas numaralı
2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına Geçici Bir Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi ile 4/455 esas numaralı Milletvekili Genel Seçimlerinin
Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2007 Tarihinde Yapılması Hakkındaki
Önergenin 48 saat geçmeden Anayasa Komisyonunda görüşülmesi,
Önerilmiştir.
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun önerisi üzerinde lehinde olmak üzere söz isteyen
Salih Kapusuz, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Kapusuz.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Kapusuz, süreniz
on dakikadır.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi en
derin saygı, sevgi ve hürmetlerimle selamlıyor, yeni çalışma döneminin
ve şu anda, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütün gruplara ait milletvekili
arkadaşlarımla beraber toplanmış olmanın mutluluğu ve sevinciyle,
saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
bizimki, evet, açık ve net olarak, millî iradenin temsil makamı olan
Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Kurucu Meclisin, İstiklal Savaşı'nı
yöneten bu yüce Meclisin, her zaman olduğu gibi, yine, görevinin başında,
sonuna kadar bütün görevlerini layıkıyla yerine getirmek üzere,
geride bıraktığımız, bitmek üzere olan beşinci yasama yılında
önemli bir toplantı için bir arada bulunuyoruz. Bu toplantı, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin seçimleri yenileme kararının da karar altına
alınacağı, gündeminin belirleneceği önemli bir toplantıdır.
Bizim Grup önerimiz
ne getiriyor? Grup önerimiz, öncelikli olarak, toplumun, sivil toplum
örgütlerinin, halkımızın, bütün siyasi partilerimizin -isterse Meclis dışında olanları da
dâhil edecek olursak- seçimlerin hemen yapılması konusundaki taleplerini
yerine getirmek üzere, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
vermiş olduğumuz seçim önergesinin, kırk sekiz saat geçmeden bugün
Anayasa Komisyonunda görüşülmesine.
Aynı şekilde, yine
birlikte karar altına aldığımız, gençlerimizin, yirmi beş yaşındaki
gençlerin seçilme haklarını veren yasal düzenlemeyle, Anayasa değişikliğiyle
herkese yapmış olduğumuz, birlikte yapmış olduğumuz bu Anayasa değişikliği
-ki, eğer seçimler öne alınacak olursa, bu gençlerimizin seçilme hakları
kullanılamıyor- onu değiştiren, 67'nci maddenin son fıkrası; ki, buna,
ben inanıyorum ve bekliyorum, bütün siyasi partiler, gençlerimizin
önünü açan bu Anayasa değişikliğine "evet" diyecekler. Bu
Anayasa değişikliğinin de bugün Anayasa Komisyonunda kırk sekiz
saat geçmeden görüşülmesine.
Meclisimizin, bugün
dâhil, pazar, pazartesi, cuma da dâhil olmak üzere 17 Mayıs gününe kadar
sabah 11.00'den gece 24.00'e kadar aralıksız çalışmasına. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Bu çalışma döneminde
yasamaya ağırlık vermek üzere, başta Anayasa'mızda yapacağımız değişiklikler;
ki, bunu bir kez daha Başbakanımız da ifade etti, bizler de tekrar ettik;
burada, bir kez daha ifade etmek istiyorum: Milletvekilliği döneminin,
beş yılın çok olduğunu, çokça arkadaşlarımızdan dinledik. Uygulamasını ise
ilk defa, AK Parti olarak bu dönemi beş yıl olarak, yasama dönemini
tamamlıyoruz. Bunun, beş yılın dört yıla indirilmesi, milletvekilliğinin
dört yıl olarak, bundan sonra seçimlerinin dört yılda bir tekrarlanması;
Cumhurbaşkanlığı makamının, bundan sonra beş yıllığına, iki dönem
seçilebilmek ve halk tarafından seçilebilmesini öneren teklif. (AK
Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Yani, bundan
sonra, Cumhurbaşkanımızı halkımız seçsin, halk bunu istiyor. Biz
de bu hakkı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, milletvekillerinin
önüne getirdik. (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar;
CHP sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU
(Antalya) - Niye yapmadınız şimdiye kadar?
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
- Aklınız neredeydi?
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Anlayamadım…
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
- Şimdi mi aklınız başınıza geldi? Şimdi mi aklınız başınıza geldi?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
lütfen…
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Şimdi, Sayın Grup Başkan Vekili arkadaşlarımın ve milletvekili
arkadaşlarımızın tepkisini anlamaya çalışıyorum da, ne dediniz
acaba?
ORHAN SÜR (Balıkesir)
- Anlayamazsınız!
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
- Sayın Kapusuz, şimdi mi aklınıza geldi?
BAŞKAN - Sayın Kapusuz,
lütfen, Genel Kurula hitap eder misiniz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
- Aklınız başınıza şimdi mi geldi diyorum Sayın Kapusuz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, değerli meslektaşlarıma bir hatırlatma yapmak
istiyorum.
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU
(Artvin) - Milletvekilliği meslek değil Sayın Kapusuz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Önce, değerli milletvekillerimiz, bir meseleyi bahane ederek,
seçimlerle ilgili olarak Anayasa Mahkemesine bir meseleyi götürdüler.
Arkasından dediler ki -götürenler kendileri, mahkemeye taşıyan
kendileri- "olay mahkemelik oldu" dediler. (CHP sıralarından
gürültüler)
ORHAN SÜR (Balıkesir)
- Biz demedik, siz dediniz!
UFUK ÖZKAN (Manisa) -
Sayenizde!
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Mahkeme karar verdi.
ORHAN SÜR (Balıkesir)
- Siz dediniz, siz!
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Mahkeme karar vermeden önce, mahkeme için neler söylendiğini herkes
dikkatle dinledi. Yetmedi "seçim" dediler.
ORHAN SÜR (Balıkesir)
- Siz dediniz!
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Evet, şimdi de halktan mı kaçacaksınız? (AK Parti sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler)
Halkın Cumhurbaşkanını seçmesini istemeyecek misiniz?
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
- Ne alakası var!
UFUK ÖZKAN (Manisa) -
Halk sandıkta hesabı görecek!
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Yoksa, seçimleri de mi istemiyorsunuz? (AK Parti sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
A. İSMET ÇANAKCI (Ankara)
- Bunalım geçiriyorsunuz!
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- Moral bozukluğunu yansıtıyorsunuz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, ama, şöyle bir beklenti içinde olmayın. (CHP
sıralarından gürültüler)
ORHAN SÜR (Balıkesir)
- Kaçma, kaçma!
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- Dokunulmazlığı getirin.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Dokunulmazlık
aklınıza gelsin!
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Bak, bak… Şöyle bir beklenti içinde olmayın: Hiç kimse, size özel bir
merdiven getirip, bu merdivenlerden birisi elinizden tutacak, halkın
vermediği bir şeyi size verecek… Ulaşmak istediğiniz başbakanlığı,
birilerinin elinizden tutarak oraya çıkartılması şeklinde düşünüyorsanız,
bu mümkün değil. (CHP sıralarından gürültüler)
ORHAN SÜR (Balıkesir)
- Dokunulmazlıkları getirin.
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Bunu ancak halk verir, halk! (AK Parti sıralarından "Bravo"
sesleri, alkışlar) Halkın dışında kimseden alamazsınız.
Dahası…
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- Dokunulmazlık nerede, dokunulmazlık?
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, şimdi, benim özetle söylemek istediğim husus
şu: Biz, bir kez daha ifade ediyorum, bu sıralamaya çalıştığım, iki
paket hâlinde sunduğumuz Anayasa değişikliği ve seçim kararının
öncelikle bu Meclis tarafından bugünler içerisinde gece gündüz çalışılarak
sonuçlandırılması olayıdır. Bu konuda milletimiz burayı dikkatle
takip ediyor, izliyor.
ORHAN SÜR (Balıkesir)
- Dokunulmazlık ne oldu?
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Bu izlediği toplantı sonucunda da, verilen kararlara tepkinizi,
millet olarak biz de sizi göreceğiz.
Sonuç şu…
ORHAN SÜR (Balıkesir)
- Adliyeden kaçmayın!
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Efendim, milletvekili milletten kaçamaz, milletten kopamaz.
ORHAN SÜR (Balıkesir)
- Dokunulmazlık ne oldu?
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- Dokunulmazlık nerede?
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Bu konuda tereddüt geçirirseniz, bu millet sizi içine çeker, bir
daha buralara göndermez.
ORHAN SÜR (Balıkesir)
- Hâkimden, savcıdan kaçmayın!
MEHMET BEŞİR HAMİDİ (Mardin) - Millet
tokadı hazırladı!
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Dokunulmazlık
nerede, dokunulmazlık?
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Dokunulmazlıkları
getirin.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar,
bizim, bu konularla ilgili olarak düşüncelerimiz millet tarafından
biliniyor ve ilan ediyoruz.
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
- Bizimki de biliniyor.
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Sizin istediğiniz bir şeyler varsa, Anayasa değişikliğine yetecek
sayınız var.
ORHAN SÜR (Balıkesir)
- Dokunulmazlık ne oldu, dokunulmazlık?
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Teklif getirirsiniz, taşırsınız Türkiye Büyük Millet Meclisine,
Meclis bu kararı sonuçlandırır, siz de görürsünüz, millet de görür.
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- Dokunulmazlık nerede?
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Milletten kopan, milletten uzaklaşan bir anlayışla siyaset yapılmaz.
O hâlde, gün bugündür.
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- Milletin şirinlik muskasına ihtiyacı yok!
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
- Dokunulmazlığı getirin, dokunulmazlığı…
SALİH KAPUSUZ (Devamla)
- Gün milletin günüdür. Gün seçim günüdür. Memleketimize, milletimize
hayırlı olsun diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Kapusuz.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup önerisi aleyhinde söz isteyen Haluk Koç, Samsun Milletvekili.
Buyurun Sayın Koç.
(CHP sıralarından alkışlar)
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar partisinin -kısa
bir süre kaldığı için bu deyimi kullanıyorum yine de- grup önerisinin
aleyhinde söz aldım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
tıkanan bir gündemle karşı karşıyayız. Önce bazı tespitlerde bulunalım,
sonra herhâlde Sayın Kapusuz'a ilişkin birkaç sözümüz olacak.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Bekleyeceğiz.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Tıkanan gündemle karşı karşıyayız dedim. 24 Nisanda, anımsayacaksınız
bir Danışma Kurulu kararı alınmıştı ve Anayasa'nın 102'nci maddesi
çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili bir takvim, bu Danışma
Kurulu kararı çerçevesinde Genel Kurulda oylanmıştı, kabul edilmişti.
Bugün gelinen nokta
nedir, neredeyiz; önce bunu bir belirleyelim ve ondan sonra da, iktidar
partisinin önerileri üzerinde, şu anda getirdiği öneriler üzerinde
görüşlerimizi ifade edelim. Bunların içinde katıldığımız noktalar
var, katılmadığımız noktalar var, samimi bulmadığımız noktalar
var, siyasi kaçakla eş değer olarak değerlendirebileceğimiz noktalar
var, bunları belirlemeye çalışacağım.
Öncelikle, demin,
benden önce konuşan sözcü arkadaşımın, Türkiye'yi ve Parlamentoyu
bugüne getiren süreç hakkında bir öz eleştiri yapmasını, bir sorgulama
yapmasını isterdim, beklerdim. O sorgulama ve öz eleştiri çerçevesinde,
bugün, bana, burada, yüce Türk ulusunun önünde, seksen yıldır kullanılan
klasik siyaset demagojileri yerine, gerçekçi, yaşadıklarımızdan
ders alan, "Bugün Türkiye'yi bu krize nasıl sürükledik biz?"
sorusuna cevap veren bir konuşma üslubu içinde buraya çıkmanızı
beklerdim.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Sayenizde!
HALUK KOÇ (Devamla) -
Değerli arkadaşlarım… Tabii, bunun iyi sorgulanması gerekiyor. Bu sorgulamayı
yapma niyetinde olmadığınız açık.
Şimdi, Cumhurbaşkanlığı
seçimiyle ilgili, Anayasa Mahkemesi kararından sonra, 102'nci madde
çerçevesi içinde yeni bir takvim belirlenmesi gereğine anayasal
açıdan katılıyoruz. Bu, itiraz edilmeyecek bir gerçek. Birinci turun
tekrarı yapılabilir. Danışma Kurulu önerinizde bu var . Orada, sanıyorum,
bir yanlış da var. Heyecandan ne yaptığınızı şaşırdınız, belli; paniktesiniz,
sakin çalışamıyorsunuz, bir ürküntü içindesiniz. 9 Mayısta birinci
ve ikinci tur oylamayı tekrarıyla beraber aynı gün yapma gibi bir
ifade var orada.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Okursanız, orayı iyi anlarsınız.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Yok, okuduk, okuduk.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Yanlış anlamışsınız.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Siz, daha önce yaptığımız uyarıları anlamadığınız için Anayasa
duvarına çarpa çarpa bugünlere geldiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul)
- Siz de milletin duvarına çarpacaksınız, milletin duvarına!
HALUK KOÇ (Devamla) -
Burada söylediklerimizi, burada kürsüde ifade ettiklerimizi,
tutanaklara geçirdiklerimizi hiçbir şekilde dikkate almadığınız
için bu dersi ala ala geldiniz, almaya da devam edeceksiniz. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
Millet verecek size
cevabını, bekliyor, hiç merak etmeyin. Milyonlar sokaklarda bekliyor
size cevap vermek için. Göreceksiniz.
Değerli arkadaşlarım,
bu noktayı siyasal açıdan -demin anayasal açıdan ele almamız doğrudur
dedim- ele almamız gerekirse, pek tutar tarafı kalmadı artık bu konunun.
Bence siyasi inatlaşmaların içinden artık çıkın. Bu süreci bence
noktalayın. Sayın adayınıza da, herhâlde bu noktada çekilmek gibi
bir özverili davranış kalıyor.
27 Nisan Cuma günü ortaya
bir Meclis iradesi çıkmıştır. Her türlü zorlamayla 367 bulunamamıştır,
bunu hepimiz yaşadık. Bu sonuca karşı Anayasa Mahkemesi kararı
karşısında aynı senaryoyu tekrar ortaya koymak artık boşa kürek
çekmek anlamındadır.
Çok sevimli bir tablo
değil karşımızdaki. Siyaset kurumu üzerinde hoş olmayacak spekülasyonların
dolaşmasına hâlâ sebep olabilirsiniz, ilk turda olduğunuz gibi. Onun
için, bu uyarıları burada bir kere daha yapmayı görev sayıyorum.
Sayın milletvekilleri,
bu Parlamentonun artık 2002'deki millî iradenin yansımasının çok
uzağında olduğunu, iktidar partisinin de son bocalamalardan sonra
anladığını görmekten mutluyum. Bu tespiti de yapayım. Bu belirlemeyi
ve buna dayanan Parlamentonun Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde
yenilenmesi talebini Cumhuriyet Halk Partisi olarak sürekli gündeme
taşımıştık. 2002'de kullanılan bir oyla, ülkenin beş artı yedi, on
iki yılına hükmetmesinin, bir oyun karşılığı olarak on iki yıllık
bir karşılık almasının hiçbir demokratik süreçle bağdaşmadığını
da ifade etmiştik. Bunu söyledik, bu Parlamentonun dördüncü yılın
sonunda artık yıprandığını söyledik ve inatla bu süreci çalıştırma
noktasında bir siyaset izlediniz. Geldiğimiz noktada…
ALİM TUNÇ (Uşak) - Sen
mi karar veriyorsun?
HALUK KOÇ (Devamla) -
Sözcünüz konuştu, siz de konuşursunuz, bir hakkınız daha var Sayın
Tunç.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiye'deki çeşitli güç odaklarını da aldınız yanınıza, bilhassa
sermaye tabanlı güç odaklarını da aldınız…
MEHMET ÇERÇİ (Manisa)
- Siz aldınız!
HALUK KOÇ (Devamla) -
…ve bu güç odaklarıyla beraber Türkiye'ye bir şey dikte etmeye çalıştınız,
Türkiye'nin önüne bir gündem dayattınız ve bir siyasi inatlaşmayla
bunu belirli bir noktaya kadar taşımaya çalıştınız.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, bu son süreci âdeta -bakın, bu sözlerimden alınmayın- bir kriz
üretim merkezi olarak kullandınız, Türkiye'nin gündemini sürekli
krizlerle donattınız, krizlerle doldurdunuz siyaset gündemini.
ALİM TUNÇ (Uşak) - Kriz,
sizin soyadınız.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Bile bile ve siyasi inatla bunu yaptınız.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi yapılması gereken, siyasi gerçekleri tam sorgulamak, hâlâ
bu Parlamentonun, çeşitli temel konularda karar alarak yeni tartışmalar
ve yapay sorunlar çıkarmadan siyasi vakarla ve olgunlukla seçim
tarihini belirlemek ve milleti artık bezdirmeden gitmektir. Bunu
sizin de görmeniz gerekiyor. Artık miadı dolmuş, son kullanma tarihi
geçmiş bir Parlamentoya, kalıcı olabilecek birtakım değişiklikler
talep ettirtmek yanlıştır, siyasi olgunlukla bağdaşmaz. (AK Parti
sıralarından gürültüler) Sözlerim siyasi süreçle ilgilidir.
Yeni önerilerin, değişiklik
tekliflerinin seçim kararı dışında görüşülmesi siyasi etiğe de
uygun değildir. İnat ederseniz ne olur? Siyasi boyutuyla tartışmak
istiyorum. O zaman size sorarlar Sayın Kapusuz, o zaman size gayet
rahat şunu sorarlar: Peki, kardeşim, bu getirdiklerinize inanıyordunuz
da, neden Türkiye'yi, 367 uyarısına rağmen, Cumhurbaşkanının uzlaşmayla
seçilmesi gereğinin altı çizilmesine rağmen, neden, neden, neden,
son noktaya kadar pazarlıklar yaparak, gizli, ahlaksız tekliflerde
bulunarak, Türkiye'yi 27 Nisan sürecine niye getirdiniz?
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- İspata davet ederiz.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Niye getirdiniz?
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- İspata davet ederiz.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Niye getirdiniz?
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- İspata davet ederiz.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Benim göbek adım "Recep" değil.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Ama, böyle rastgele konuşmayın.
HALUK KOÇ (Devamla) -
"Recep" adlı başka biri var, onu söylemiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, sıkıntılısınız, paniktesiniz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Çok rahatız.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Demin de söyledim, seksen yıllık, artık, klişe demagojileri siyaseten
kullanma gereğini bir kere daha hissediyorsunuz.
Sonra, Sayın Kapusuz,
milletten kaçılmaz, milletin içinde olunur.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Göreceğiz…Göreceğiz…
HALUK KOÇ (Devamla) -
Milletin içinde olunur.
Göreceksiniz… Göreceksiniz
ve sizi millet bekliyor, sokakta bekliyor. Sizi, millet, Tandoğan'da
bekliyor; sizi, millet, Çağlayan'da bekliyor, Türk bayraklarıyla
bekliyor.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Sizi sandıkta göreceğiz.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Türkiye'nin içine sürüklendiği tablo karşısında, bakın, Sayın Başbakanınız
bugün ne diyor Grup toplantısında, (AK Parti sıralarından gürültüler)
bakın ne diyor Grup toplantısında, çok acıdır, Cumhuriyet Halk Partisini
gayrimillî ilan ediyor. Diyene bakın! Diyene bakın! Diyen, Recep Tayyip
Erdoğan, Sayın Başbakan; Cumhuriyet Halk Partisi gayrimillîymiş!.. Talabani
ne diyor Kuzey Irak'ta? "AKP'yle ve Tayyip Erdoğan'la dört beş ay uğraşmayın."
diyor. "Uğraşmayın." diyor. (AK Parti sıralarından
"Saçmalama" sesi)
"Uğraşmayın"
diyor. Bunlar haberlerdir, bunlar saçma değil, gazete haberleridir.
Çıkın bunu tekzip edin. Çıkın bunu tekzip edin. Siz Talabani'yle, Barzani'yle
kol kola milletin içine gideceksiniz, öyle mi? Millet bekliyor, bağrını
açmış. Haydi buyurun, millete gidelim, cesaretiniz varsa!
Saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Koç.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup önerisi lehinde söz isteyen Sadullah Ergin, Hatay Milletvekili.
(AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından "Ali Dibo,
Ali Dibo" sesleri)
Buyurun Sayın Ergin.
SADULLAH ERGİN (Hatay)
- Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Bugün huzurlarınıza
getirmiş olduğumuz AK Parti Grup önerisinde neleri huzurlarınıza
getirdiğimizi, benden önce konuşan Grup Sözcümüz Sayın Salih Kapusuz
detayıyla aktardı. Meclisin çalışma günlerini, çalışma saatlerini
yeniden düzenleyen bir grup önerimiz var. Tabii, getirmiş olduğumuz
teklifi, burada, biz, değerli parlamenterlerimizin huzurunda
izah edeceğiz ve bu Parlamentodan bu teklifimize destek talep edeceğiz.
Değerli arkadaşlar,
bugün geldiğimiz noktada, Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle ilgili
yaşanan hadiseleri hepimiz biliyoruz. Cumhurbaşkanlığı oylamasının
birinci turu yapıldıktan sonra, bu turda yapılan işlemlerin yürürlüğünün
durdurulması ve birinci turun iptali talebiyle, Cumhuriyet Halk
Partisi, Anayasa Mahkemesine bir müracaatta bulundu. Dün akşamüzeri,
Anayasa Mahkemesi, vermiş olduğu kararda birinci tur oylamanın
yürürlüğünü durdurmuştur. Bunun üzerine, Türkiye'nin önünü açmak
ve bugüne kadar siyaset kurumundan ve siyasetçilerden yapılan talepleri
karşılamak üzere, dün akşam toplanan yetkili kurullarımızın da aldığı
kararla beraber, bu Parlamentonun huzuruna şimdi bahsedeceğim
hususları getirme kararı almış bulunuyoruz.
Bunlardan bir tanesi,
uzunca bir süredir muhalefet partilerimizin de dile getirdiği,
seçim yapılması ve bu seçimin hemen yapılması talebidir.
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- Muhalefetin taleplerini dikkate alıyorsanız dokunulmazlığı
niye koymadınız? Ben dokunulmak istiyorum!
SADULLAH ERGİN (Devamla)
- Buna yönelik olarak, Meclis Başkanlığımıza, bu sabah itibarıyla,
Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin 24 Haziran 2007 tarihinde
yenilenmesine dair seçim önergemizi takdim ettik, Meclis Başkanlığımız
da Anayasa Komisyonuna bu önergemizi havale etmiş durumda.
Tabii, seçimleri 24
Hazirana alma kararıyla beraber, daha önce bu Parlamentoda müştereken
çıkartmış olduğumuz, yirmi beş yaşını dolduran yurttaşlarımızın
seçilme hakkı elde etmesine yönelik değişiklikler ile, bağımsız
adayların da birleşik oy pusulasında yer almasına yönelik olarak
yaptığımız değişikliklerin bu seçimlerde uygulanabilmesi için
Anayasa'nın 67'nci maddesinin son fıkrasının da bu seçimlerde uygulanmaması
için bir Anayasa değişiklik teklifini de Meclis Başkanlığımıza
sunduk.
Bunun yanında, Cumhurbaşkanlığı
seçim süreci devam ederken, bu Parlamentonun siyasi ömrünü tamamladığı,
çalışma sürecinin son beş buçuk-altı ayına girdiği ve dolayısıyla,
bu Parlamento tarafından Cumhurbaşkanı seçilmemesi gerektiği yönünde
çokça tarafımıza talepler geldi.
Anayasa'mızın 77'nci
maddesinin son fıkrası son derece açık: "Yenilenmesine karar
verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer."
Yani, bir seçim kararı alınmış olsa dahi, Meclis seçimleri yapılıp
bitinceye kadar, bu Parlamento, her türlü kararı almaya yetkili
bir Parlamentodur.
Dolayısıyla, toplumdan
gelen talepleri de dikkate alarak, Anayasa Mahkememizin vermiş olduğu
kararın bundan sonraki süreçte Parlamentonun ve toplumun önünü açmak
üzere bir Anayasa değişiklik paketi takdim edildi dün akşam. Bu paket
içerisinde, Parlamento seçimlerinin beş yılda bir değil dört yılda
bir yapılması, Cumhurbaşkanı seçimlerine yönelik olarak 101 ve
102'nci maddelerde yeniden bir düzenleme yapılarak, beş yılda bir
Cumhurbaşkanının seçilmesi ve bir kişinin en fazla iki defa Cumhurbaşkanı
seçilmesi ve seçimleri de halk tarafından yapılması noktasında
bir değişiklik teklifimiz hazırlanmış, muhtemelen bugün veya yarın
Meclis Başkanlığına takdim edilecektir.
Değerli arkadaşlar,
bu konuya ilişkin olarak, daha önce Türk siyasetinin yakından tanıdığı
birçok isim, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi yönünde
beyanda bulunmuştur. Şimdi, onlardan birkaçını örnek olarak sunmak
istiyorum:
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı
Sayın Süleyman Demirel: "Cumhurbaşkanını artık halk seçsin."
SHP Genel Başkanı Sayın
Karayalçın: "Cumhurbaşkanını halk seçsin."
Doğru Yol Partisi Genel
Başkanı Sayın Ağar: "Cumhurbaşkanını halk seçsin."
Anavatan Partisi Genel
Başkanı Sayın Mumcu: "Cumhurbaşkanını halk seçsin."
MUHARREM DOĞAN (Mardin)
- Biz iki yıldır söylüyoruz.
SADULLAH ERGİN (Devamla)
- Genç Parti Genel Başkan Yardımcısı Emin Şirin: "Yeni Cumhurbaşkanını
halk seçsin."
Sivil toplum örgütlerinden,
değişik siyasilerden, eski siyasetçilerden çok sayıda bu yönde
talep geldi.
Tabii "Niçin bugün?"
diye soruyor değerli arkadaşlarım.
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- Sıkıntıdan, sıkıntıdan…
SADULLAH ERGİN (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, şu anda mevcut Anayasa'mıza göre ve Anayasa
Mahkemesinin aldığı son karar doğrultusunda böyle bir çıkış arama
zorunluluğu hasıl olmuştur. Çünkü biz bugüne kadar gelirken, Anayasa'mızın
96 ve 102'nci maddelerini baz alan bir çalışma yaptık. Bunun yanında,
bugüne kadar bu Parlamentoda seçilen 10 ayrı cumhurbaşkanlığı seçimlerini
kendimize baz aldık. Bu Parlamentonun geçmişte seçtiği 10 tane cumhurbaşkanına
baktık nasıl seçilmiş, Anayasa'nın amir hükümleri ne diyor, onları
baz aldık. Anayasa'nın 96'ncı ve 102'nci maddeleri Danışma Meclisinde
görüşülür iken, komisyonlarda yapılan görüşme tutanaklarını baz
aldık. Bütün bunların hepsinde, düşündük ki, bundan önce rahmetli
Özal'ın da seçildiği gibi, diğer 10 cumhurbaşkanının da seçildiği
gibi, 11'inci cumhurbaşkanı da seçilir diye düşündük ve önünüze,
geçen hafta getirdiğimiz takvimi koyduk. Ama gördük ki -gerekçeli
kararını henüz görmediğimiz için detayına girmiyorum- Anayasa
Mahkememiz, bugüne kadarki Parlamento uygulamaları, Anayasa
yargısında hiç örneği olmayan bir içtihatla, bir karar verdi. Anayasa
Mahkemesi kararıdır, saygı duyarız. Bu karar karşısında, biz de,
toplumdan gelen talipleri de gözeterek, milletin önünü açacak bir
formül ürettik ve siyasi partilerimize ve topluma bunu deklare ettik.
Şimdi "Bu Parlamentoda,
AK Parti, 353 milletvekiliyle bu Cumhurbaşkanını seçemez." diyenlere
ben şunu söylüyorum: 353 kişiye değil, ama biz, Cumhurbaşkanını tam
41 milyon seçmenin tensibine sunuyoruz. Buyurun, hodri meydan, seçimleri
halk yapsın, 41 milyon Türkiye seçmeni yapsın. (AK Parti sıralarından
alkışlar) Dolayısıyla, 300 kişi yanılır, 200 kişi yanılır, ama Türkiye'de
41 milyon seçmenin yanılacağını düşünmek, herhâlde, demokrasiye,
cumhuriyete, temel evrensel değerlere karşı çıkmak olacaktır. Bu
Parlamentoda da evrensel demokrasinin temel hükümlerine kimsenin
karşı çıkmayacağı inancıyla bunları sizinle paylaşıyorum.
Değerli arkadaşlar,
bu Parlamentoda, bundan sonraki süreçte, inşallah, Danışma Kurulu
önerimizi tensiplerinize sunacağız. Arkasından, Danışma Kurulu
önerimiz kabul edilirse, o doğrultuda Genel Kurulun gündemine gelecek
olan kanun teklifleri, Anayasa değişiklik teklifleri de dâhil olmak
üzere, bu hususları görüşeceğiz ve bununla beraber, Cumhurbaşkanı
seçimine ilişkin diğer süreçleri de, inşallah, beraberce yapacağız.
Sayın CHP Grubu Başkan
Vekili Haluk Koç'un ifade ettiği "9 Mayıs günü iki oylama koymuşsunuz,
iki tur koymuşsunuz." ifadesini tavzih etmek istiyorum, bir yanlış
anlamaya muhatap oldu Sayın Koç. Birinci oylamada toplantı yeter
sayısı 367 sağlanamadığı takdirde, birinci oylamanın 9 Mayıs
2007 Çarşamba günkü birleşimde ve saat 14.30'da tekrarlanması…
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- Nasıl birşey o?
SADULLAH ERGİN (Devamla)
- Toplantı yeter sayısı birinci oylamada sağlanmış ise, tabiidir
ki, bu, ikinci oylama olarak yapılacaktır, yani 9 Mayıs günü bir oylama
yapılacak. Bu oylama, daha önce 6 Mayısta yapılan…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Heyecandan anlayamamışlar.
Panik var, panik…
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Ergin.
SADULLAH ERGİN (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, öngördüğümüz birinci oylama 6 Mayısta. 6
Mayısta 367 bulunur ise, 9 Mayıstaki oylama, tabiidir ki, ikinci oylama
olarak yapılacak. Ama, Anayasa Mahkemesinin verdiği karar gereği,
6 Mayıstaki birinci oylamada 367 sayısı bulunamaz ise, ikiye geçilemeyeceğinden,
bu oylamanın adının birinci oylama olduğunu yazıyor burada. Yani,
9 Mayıs günü bir oylama yapılacak. 6 Mayıstaki oylama 367'yi bulursa,
bu, ikinci oylama, bulmazsa, birinci oylama; bunu yazmışız buraya.
Bu yanlış anlaşılmıştır, bunu tavzih etmek istiyorum.
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- İlk oylama biter orada. Bulmazsa biter.
SADULLAH ERGİN (Devamla)
- Grup önerimizin lehinde desteklerinizi bekliyor ve Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- İlk oylama tekrarı diye Anayasa'da bir hüküm yok.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Ergin.
AK Parti Grup önerisi
aleyhinde söz isteyen Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş.
Buyurun Sayın Sarıbaş.
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya)
- Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; AK Parti
Grup önerisi aleyhine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Benden önce konuşan
değerli grup başkan vekillerimizi dinledim. Bugün, artık, siz şöyle
yaptınız, biz böyle yaptık günü değil. Bugün, demokrasiye sahip çıkma
günü; bugün, milletin mabedi bu Parlamentoyu çalıştırma günü; bugün,
milletimizin hayrına olan düzenlemeleri yapma günü.
İki senedir anlatamadık,
dilimizde tüy bitti, anlatamadık. Gelin, milleti kamplara bölmeyin,
gelin, milleti birbiri aleyhine konuşturtmayın, gelin, bu ülkenin
hayrına bir şey yapalım. Demokrasi, sonuna kadar demokrasi… Gelin,
"Egemenlik milletindir." diyen, milletin egemenliğini temsil
eden Parlamento, bu milletin egemeni olan hakiki millete bu cumhurbaşkanını
seçtirelim dedik. Anlamadınız… Bir kısmınız "Bizim çoğunluğumuz
var, yaparız, ederiz…" Diğer kısım, biz seçtirtmeyiz, biz yaptırtmayız
noktasında, bugünkü yaşadığımız krizlere geldik.
Oysa, bir sene evvel
bu düzenlemeleri yapmış olsa idik, çok rahatlıkla, bu krizleri yaşamadan,
milletimizi kamplaştırmadan, kutuplaştırmadan, milletimizi biri
birine muğber etmeden, çatıştırmadan bu krizleri rahatlıkla aşar,
egemenliğin hakiki temsilcisi milletin kararıyla, iradesiyle bu
sorunları çözerdik.
Biz, zaten, baştan beri,
bu yetkileri kullanan cumhurbaşkanının millete karşı sorumlu olması
adına, bu yetkileri kullanan cumhurbaşkanının, yani, yarı başkanlık
sisteminde olan yetkileri kullanan cumhurbaşkanının millete karşı
sorumlu olması adına milletin seçmesi tezini çok önceden beri savunuyoruz.
Bunun dışında, bir oylama
yapıldı, "efendim, biz bunları yapacağız gelecek dönem için, gelin
bizim adayımıza oy verin" dendi. Oysa, bunu bir pazarlık konusu
yapmadan, bugün bunları yapıp, bu dönemi de dâhil olmak üzere, milletin
tasvip ettiği, milletin güvendiği, milletin destek verdiği birini
cumhurbaşkanı yapma günüdür, bu krizi aşma günüdür.
Seçim mi? Evet seçim.
Demokrasinin tek çaresi seçimdir. Geçmişten beri yaşadığımız
olaylara baktığımız zaman, ne zaman sandığı milletin önüne koymaktan
imtina etmişsek -1980 de böyledir, 1960 da böyledir- ne zaman milletin
önüne sandığı koymaktan kaçınmışsak, krizler yaşamışız. Bırakın
millete millet tercihini, parlamentosunu, cumhurbaşkanını özgürce
seçsin. Ama, bir önerim var: Seçim mi? Evet, seçim. Nasıl bir seçim? Sizin
adınıza söylüyorum: Ön seçimleri olan… Yani, mademki Seçim Yasası'nı
değiştireceğiz, ön seçimleri olan, bir daha parti liderlerinin
grup toplantılarında kapımda sıra sıra beklediniz zorlamasına,
aşağılamasına sebep olmayacak şekilde milletin hakiki temsilcilerini
ön seçimlerle buraya taşıyan.
İki: Anayasa'nın ruhuna
uygun, temsilde adaleti -mademki ülke barajları var; evet, barajlar
olacak- sağlayacak şekilde, Avrupa demokrasilerinde olduğu gibi
-Avrupa Birliğine girmiyor muyuz?- siyasi partilerin bu baraj sorununu
yaşamamaları için, o partilere oy veren insanların bu Parlamentoda
temsil edilmeleri için -şimdi, alkış çalabilirsiniz, ama, bugünkü
yaşattığınız sıkıntının özü, 26 milyon insanın bu Parlamentoda
temsil edilmemesidir- onları da temsil edecek tarzda seçim ittifaklarını
-Almanya yapıyor, Fransa yapıyor, İngiltere yapıyor, gelişmiş Batı
ülkeleri, demokrasi ülkeleri yapıyor; bizim halkımız demokrasiye
onlardan daha fazla layık, bizim halkımız daha çok temsile layık-
bunları da düzenleyen, demokrasiyse, sonuna kadar demokrasi…
TEVFİK AKBAK (Çankırı) - Milletle ittifak.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Ama liderlerin
ağzından çıkacak kelimeye göre tanzim edilmiş bir parlamento, ne kadar milletin olduğu ileri sürülürse sürülsün,
sonuçta bu krizleri yaratıyor.
Eğer halkın gerçek
temsilcilerini seçmek istiyorsak, eğer hâkimiyetin, egemenliğin
hakikaten millete ait olmasını istiyorsak, gelin, şu seçim yasalarını
bu millete dair bir faydaya dönüştürmenin yolunu bulalım. Hiç kimse korkmasın,
milletten kimsenin korkacağı yok.
Onun için biz diyoruz
ki, ön seçimi zaruri kılalım, milletin temsilini sağlayıcı ittifakları
ve temsili zaruri kılalım.
Batı demokrasilerinde ne varsa hepsini, hep beraber yapmaya
var mısınız? Yoksa, siz, tramvay demokratları gibi, kendi işinize
geldiği gibi bir seçim mi yapacaksınız; yoksa, Batı standartlarında
bir seçim kanunuyla, Batı standartlarında bir siyasi partiler kanunuyla,
Batı standartlarında bir anayasayla -beş senedir yapmadığınız-
tam da milletin ihtiyacı olan, tam da milletin hakiki talebi olan
bir seçimle mi seçime gideceğiz? Eğer diyorsanız ki, biz bunları yapmayız,
biz, genel başkanların iki dudağının arasından çıkacak listelere
göre, milletin iradesini tam ortaya koyamadıkları bir parlamento
düzenlemek istiyoruz; eğer "43 milyon seçmenin, fark etmez, 26
milyonu dışarıda kalsın, onlar Çağlayan'da yürüsünler, Tandoğan'da
yürüsünler, hiç önemli değil. Biz bunu yapalım" diyorsanız, bunun
adı demokrasi değil ve böyle, demokrasiye sahip çıkamazsınız. Bugünkü
yaşadığımız sıkıntıların aslı, milletin büyük çoğunluğunun bu
Parlamentoda temsil edilmemesi ve milletin büyük çoğunluğunun siyaset
kurumuna olan güveninin zedelenmesidir.
Değerli arkadaşlar,
seçim, ama, böyle, liderlerin kendi taktiklerine göre, kendi kulvarlarında
bir seçim değil. Milletin adaylarını seçebileceği, milletin değerlendirmelerini
bihakkın yapabileceği; seçmenin, parti üyelerinin bu katılımı
sağlayacağı, seçim kurullarımızın çok rahatlıkla itirazları değerlendirebileceği
rahat bir seçim ortamında ve hakiki bir demokrasiyle seçim. Evet,
buna varız. Bu, bu söylemimiz, "5+5 cumhurbaşkanını halk seçsin"
söylemimizin bir ön şartı falan değil, bir ön şartı falan değil. Ama,
bütün bunları yaparak demokrasiye katkı sağlarsanız, bütün bunları
yaparak bu ülkede hakiki demokrasinin yerleşmesini isterseniz,
bunları yapmaya imkânımız var.
Anavatan Partisi
"siz şunu yaptınız, biz bunu yaptık" partisi değil. Anavatan
Partisi, herkesin, her zaman gördüğü Anavatan Partisi; Anavatan
Partisi, çözümleriyle olan bir Anavatan Partisi. İşte "5+5 halk
seçsin" Anavatan Partisinin çözümüdür ve bugün geldiğiniz nokta
kurtuluş yolunuz olmuştur. Gelin, diğerlerini de yapalım; gelin,
-bakın, öneriyorum- temsilde adaleti sağlayan, gelin milletin hakiki
temsilcilerini Meclise taşıma iradesini millete bırakan, ön seçimleri
zorunlu kılan; gelin, bu ülkenin demokrasisini lider sultalarından
kurtaracak düzenlemeleri de yapalım. Bunlar çözüm. Bunları yaparsak,
demokrasiye kimse dokunamaz kimse dokunamaz, dokundurtmayız;
ama, milletten kaçırarak, milletin hakiki temsilcilerinin seçilmelerini
önleyerek, milletin ekseriyet çoğunluğunun, yani 26 milyon seçmenin
Mecliste temsilinin önünü kapatarak hakiki bir demokrasiye varamayız.
Hakiki demokrasi olmayan seçimlerin neticesinde çıkacak tablolar,
alınacak kararlar, işte millette böyle gerginlikler yaratır, işte
millette böyle kargaşalar yaratır, kamplaşmalar yaratır.
Siz, Allah aşkına,
farkında mısınız bugün kahvelerin ikiye bölündüğünün? Farkında
mısınız, bugün, sokakların ikiye bölündüğünün? Farkında mısınız,
bugün, her yerde insanların kendi kamplarına göre tercih sahibi olduklarının?
Bunun ne faydası var? Bunu siz getirdiniz, bu duruma siz soktunuz.
İki sene evvel "bunu halk seçsin" düzenlemesini yapmış olsaydık
millet böyle mi olacaktı?
Cumhuriyet Halk Partisine
de sözüm var: Parlamento seçsin, "Seçtirtmem." Halka gidelim,
"Olmaz." Bu ülke cumhurbaşkansız kalmayacak, bu ülke cumhurbaşkanını
seçecek. Ortak akılla, ortak izanla, ortak ahlakla, bugün, gün, milletimize
hakiki demokrasiyi yaşatmak, milletimizin önüne sandığı koymak,
milletimizin bütün demokrasi taleplerini, Avrupa Birliği sürecinde
Avrupa ülkelerinde nasılsa, bütün taleplerini bu Parlamentoyla
gerçekleştirip…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş,
lütfen toparlayınız.
Buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla)
- Toparlıyorum Sayın Başkan.
…milletimize demokrasi
baharını yaşatmak, onu, burada, temsil noktasında insan yerine
koymak, adam yerine koymak ve demokrasiye sahip çıkacak 73 milyon
vatan evladının sütunları üzerine yerleşmiş bir demokrasiyi bu
ülkeye hâkim kılacak düzenlemeleri yapalım. Yoksa, böyle, kara düzen
düzenlemelerle, yarı demokrasiyle gideceğimiz yer başka yerler
olur.
Aklımızı başımıza
toplayalım, hakiki demokrasiyi milletimize yaşatalım diyorum
ve hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Sarıbaş.
Grup önerisini oylarınıza
sunuyorum…
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Sayın Başkan, oturduğum yerden önemli bir konuda bir uyarı yapmak
istiyorum.
BAŞKAN - Hangi konuda
Sayın Topuz?
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Oylamadan sonra efendim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Yapsın efendim.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Efendim, oylamadan sonra da yapabilir, mahzuru yok.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Şimdi yapar, ne olacak? Belki oylamayla ilgilidir.
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Grup önerisiyle ilgili önemli bir konuyu oturduğum yerden dikkatinize
sunmak istiyorum.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Oradan sunun Sayın Topuz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Böyle bir hak yok.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Başkan verir.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Doğru. Bu memlekette kuralların pek önemi yok!
BAŞKAN - Sisteme girer
misiniz Sayın Topuz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Sayın Başkan, oradan konuşsun.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Topuz.
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Sayın Başkan, şimdi oylanmak üzere olan Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup önerisi, bize göre, Anayasa'nın ve İç Tüzük'ün ilgili hükümlerinin
ihlali anlamına gelmektedir. Çünkü, birinci oylamanın, 6 Mayıs
Pazar günü saat 11.00'de yapılacağını, eğer, burada da 367 bulunamazsa,
birinci oylamanın, bir de 9 Mayıs Çarşamba günkü birleşimde yapılacağını
ifade etmektedir. Bunun Tüzük dayanağı yoktur. Oylamalar, bu suretle,
üçer gün arayla yapılan oylamaların, dört tur oylamanın, beş tur, altı
tur oylama biçimine dönüştürülmüş olduğu görülmektedir. Dolayısıyla,
bir İç Tüzük ihlali ve eylemli bir İç Tüzük değişikliği durumu söz
konusudur. Bu düşüncelerimin dikkate alınmasını, alınmadığı takdirde
zapta geçirilmesini saygıyla arz ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Topuz.
SALİH KAPUSUZ (
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Sayın
Topuz, benim anladığım kadarıyla birinci oylamanın 6 Mayıs 2007
Pazar günü yapılacağı; 367 sağlanırsa, ikinci oylamanın 9 Mayıs
2007 Çarşamba günü yapılacağı… (CHP sıralarından "sağlanamazsa!" sesleri)
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Birinci oylama oluyor zaten.
BAŞKAN - Sağlanamadığı
takdirde, birinci oylamanın 9 Mayısta tekrarlanması, aynı saatte…
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Olur mu öyle şey, İç Tüzük'e aykırı Sayın Başkan.
ENVER ÖKTEM (İzmir) -
Anayasa'ya aykırı.
ALİ RIZA BODUR - Tekrarı
olur mu; beş tur olur efendim.
HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar)
- Sayın Başkan, bu da geri döner.
BAŞKAN - Açıklamanızdan
dolayı teşekkür ediyorum Sayın Topuz.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Grup önerisi kabul edilmiştir.
Gündemin "Seçim"
kısmına geçiyoruz.
IV. - SEÇİMLER
A) BAŞKANLIK DİVANINDA AÇIK BULUNAN ÜYELİĞE SEÇİM
1.- TBMM Başkan Vekilliği seçimi
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlık Divanında bulunan ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grubuna düşen Başkan Vekilliğine Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince,
gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve
İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1'inci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon
raporu gelmediğinden teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
2'nci sırada yer alan,
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030)
(S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer
alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet Komisyonları
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet
Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı: 1337)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
4'üncü sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı
(EİT) Ticaret ve Kalkınma Bankası Arasında Merkez Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı (EİT) Ticaret ve Kalkınma Bankası Arasında
Merkez Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1307) (S. Sayısı: 1378)
(x)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet? Yerinde.
Geçen birleşimde, tasarının
1'inci maddesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştı. Şimdi, 1'inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun
27/12/2006 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Özlem Çerçioğlu,
Aydın Milletvekili…
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen Cemal Uysal, Ordu Milletvekilli… Yok.
Sabri Varan, Gümüşhane
Milletvekilli… Yok.
Özlem Çerçioğlu, Aydın
Milletvekili… Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Feridun Ayvazoğlu,
Çorum Milletvekili.
CHP GRUBU ADINA FERİDUN
AYVAZOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte
olan, uluslararası bir anlaşmanın onaylanmasına ilişkin tasarı. Elbette,
böyle bir tasarının, Anayasa'mızın 90'ıncı maddesi gereğince onaylanması
gereken bir tasarı olduğunu, yürürlüğe girebilmesi için bunun
şart olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Bu doğrultuda olmak üzere, Ekonomik
İşbirliği Teşkilatının Merkez Anlaşmasının onaylanmasına ilişkin
bir tasarıyla karşı karşıyayız. Bu tasarının özünde üç devletin,
başta Türkiye Cumhuriyeti devletimiz ile Pakistan ve İran arasında
daha önce yapılan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Merkez Anlaşması
hususundaki, o anlaşmanın bugün onaylanması gerektiği şeklindeki
tasarının onaylanmasını görüşeceğiz.
Değerli arkadaşlar,
bu Merkez Anlaşması, 1995 yılından bugüne kadar uygulanagelen ve
belirtilen üç devlet arasında yapılan bir anlaşma. Bu anlaşma gereğince
uluslararası niteliği taşıyan bir bankanın kurulması, bu teşkilatla
ilgili bankanın kurulması söz konusu olacak. Fakat, işin özüne bakıldığında
"Merkez Anlaşması" denildiğinde, bir hayli maddelerden
oluşan ve bununla ilgili bankanın oluşumuyla ilgili olmak üzere
bankanın ne şekilde kurulacağı, nerede kurulacağı, görevlerinin
ne olacağı, görevlerinin hukuki konumlarının ne olacağı şeklinde
çok teferruatlı bir Merkez Anlaşması'yla karşı karşıyayız.
Şimdi, ilk bakıldığında,
masumane bir şekilde, bu tasarının, sıradan bir uluslararası tasarının
anlaşmasının onaylanması gibi görülebilir, bu şekilde değerlendirilebilir;
fakat, bu, sıra sayısı bütün milletvekili arkadaşlarımda bulunan
Merkez Anlaşması'nın hükümlerine şöyle bir göz attığınızda, gerçekten,
hepimizin dikkatini çeken hükümlerin yer aldığını görmekteyiz
değerli arkadaşlarım. Geçen haftaki yapılan görüşmede bununla
ilgili tereddütleri Cumhuriyet Halk Partisindeki arkadaşlarımız
ilettiler, belirttiler. Şimdi, gerçekten bu konu çok dikkate değer
bir konu.
Merkez Anlaşması, yani,
bu, sıra sayısında, ellerimizde mevcut olan tasarıdaki Merkez Anlaşması'nın
hükümlerine bakıldığında masuniyetleri görüyoruz. Alabildiğince,
olabildiğince masuniyetler var. Yine, aynı şekilde, dokunulmazlıklar
var. Neyle ilgili bu dokunulmazlıklar? Görev yapan banka memurlarıyla
ilgili olsun, bununla ilgili koordinatörlerle alakalı olmak üzere, yapacakları
(x) 1378 S. Sayılı Basmayazı 25/4/2007 tarihli 94'üncü Birleşim
Tutanağı’na eklidir.
görevlerden dolayı
ve yapmış oldukları görevlerden doğan suçlarla ilgili dokunulmazlıkları
söz konusu. Bu tür görevlilerin, Türkiye'mizde merkezi kurulması
planlanan ve bu şekilde anlaşması yapılan bankanın görevlilerinin
zimmet suçunu işlediğini düşününüz, görevi kötüye kullanma suçunu
işlediğini düşününüz, dolandırıcılık suçunu işlediğini düşününüz.
Bunlarla ilgili, görevleri sona erse dahi herhangi bir soruşturma
yapılamayacağını hükme bağlıyor bu Merkez Anlaşması, değerli arkadaşlarım.
Şimdi, ister istemez,
biz, bu Merkez Anlaşması'na bağlı olarak Ekonomik İşbirliği Teşkilatıyla
ilgili olmak üzere kurulacak olan bankanın ve merkezinin Türkiye'de
olduğunu, olacağını, İstanbul'da olacağını da hesap eder isek, şöyle
bir manzarayla karşı karşıya kalacağız: Şimdi, düşününüz, o bankalardaki,
şu andaki bankalarımızda çalışan görevlilerle ilgili, bütün
Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre işlenmiş olan suçlarla alakalı
olmak üzere yargılama yapacağız, soruşturma yapacağız, cezalar
vereceğiz. Ama, Merkez Anlaşması hükümleri kapsamında, eğer, Merkez
Anlaşması bir kez daha gözden geçirilerek, Komisyon tarafından veya
Hükûmet tarafından bu şekilde bir değişikliğe uğratılmadı ise -en
son durumunu bilemiyoruz, belirli önergelerle düzeltme şansınız,
imkânınız var mı bilemiyoruz- böyle bir şey yoksa, böyle bir banka görevlisiyle,
bizim şu andaki Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde görev
yapan bütün bankanın görevlilerini karşı karşıya getirdiğimizde
"sen, bu suçları işleyebilirsin kardeşim; sen, kesinlikle bu
suçları işleyemezsin, işleme hakkın yok" gibi, durup dururken
bir ayrıcalığı, kanun önünde, şu andaki kurulması düşünülen Ekonomik
İşbirliği Teşkilatıyla ilgili olan bu bankaya ve görevlilerine
sağlamış olacağız. Karşımıza, Anayasa'nın eşitlik ilkesinden tutunuz,
kanun önündeki eşitliğimize kadar, eşitsizliğimize kadar, bu hükmün
ihlal edilmesine kadar, bir sürü çelişkilerle karşı karşıya kalacağız.
Şimdi, böyle bir durumda, düşününüz, ne yapacağımızı, ne şekilde
karar vereceğimizi ve huzurda bulunan bu tasarının sıradan bir
uluslararası tasarı şeklinde kabul edilip edilmeyeceği noktasında
Cumhuriyet Halk Partisi olarak karşı çıktığımızda şu şekilde yine
biz suçlanır mıyız diye endişe ediyoruz: "Nasıl olsa sıradan
bir tasarı. Buna da mı Cumhuriyet Halk Partisi karşı çıkıyor, itiraz
ediyor!" diye kamuoyuna belki şikâyet etmeye kalkışacaksınız.
Ama, gerçekten, değerli
arkadaşlarım, sıradan, olağan bir tasarı gibi gözüken bu tasarının
çok dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekir, Hükûmet tarafından
bunun yeniden değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyoruz. Bu nedenle
karşı çıkıyoruz, endişelerimiz vardır.
Vergi muafiyetinden
tutunuz, masuniyetlere kadar, cezai sorumluluktan muaf tutulmalarına
kadar çok çeşitli hükümler yer almaktadır. Görev esnasından tutunuz,
bir zabıtanın, polisin, jandarmanın giremeyeceği şeklindeki masuniyetlerine
kadar alabildiğince dokunulmazlıkları içeren böyle bir anlaşmanın,
Türkiye'mizi, yarın bir gün, uluslararası düzeyde ve Türkiye'de çok
büyük sıkıntılarla karşı karşıya bırakacağını bilelim.
Yani, elbette, biz,
ekonomik olarak Pakistan'la, İran'la ve alabildiğince bütün dünya
devletleriyle, ülkeleriyle anlaşmalar yapalım; ülkenin çıkarları
neyi gerektiriyorsa onu yapalım, elbette yapalım. Doğu'suyla Batı'sıyla,
muasır medeniyet seviyesi dediğimiz AB uğruna, her geçen gün fetvalar
vermeye çalıştığımız, Avrupa Birliği ülkeleriyle yapmaya çalışacağımız
anlaşmaları da bir tarafa koyalım, yapalım. Bunun yanında Pakistan'la,
İran'la, Irak'la, neyse yapılması gereken, ekonomik konudaki iş birliğine
de biz hazırız, varız. Ama, geliniz, bir yanlış yapmayalım. Bunu, nasıl
olsa sıradan bir hükûmet tasarısıymış gibi, uluslararası bir anlaşmaymış
gibi kabul etmeyelim, bunu ciddi bir şekilde inceleyelim.
Geçen hafta yapılan
görüşmelerde bu geri çekilmişti. Daha doğrusu, Komisyon ve Hükûmet
yerinde bulunmadığı için, bulunamadığı için bu şekilde görüşmesi
ertelenmişti. Yine, karşımıza, sanıyorum herhangi bir değişiklik
olmadan bu tasarı getirildi.
Bu tasarının özünde,
az önce belirtmiş olduğumuz sakıncalarla, yarın bir gün, uygulama
aşamasında mutlaka karşı karşıya kalacağımızı, biz, burada, Cumhuriyet
Halk Partisi olarak sizleri uyarmak istiyoruz ve bunu kamuoyuyla
paylaşmak istiyoruz.
Değerli arkadaşlarım,
elbette -ekonomi denildiğinde- biz, Türkiye'de toplumun temel yapısının,
bütün dünyada da olduğu gibi toplumların temel yapısının ekonomiyle
bağlantılı olduğunu, onun üzerine sosyal yönden toplumun değerlerinin
yan yana olması gerektiğini biliyoruz; ekonomi olmadan sosyal
bir toplumun ayakta kalamayacağını da biliyoruz. O noktada olmak
üzere, elbette, ekonomi denildiğinde, sizlerin Hükûmet olarak dört
buçuk yıldan beri ülkemize ne gibi sıkıntılar çektirdiğini, bizler
ve ülkemizde yaşayan insanlarımız her gün görüyor, yaşıyor, hissediyor.
Ama, geliniz, ekonomik açıdan değerlendirmelerinizi yaparken,
bunların ülkemize ve toplumun temel değerlerine ne gibi katkılar
getirebileceğini, bunların ne gibi değerleri bizden götürebileceğini
de hesap ederek bu adımları atalım. Sadece Ekonomik İşbirliği Teşkilatıyla ilgili
bu tasarıyla alakalı olarak söylemiyorum bu sözleri. Genel olarak
ekonomi denildiğinde, hepimizin, mutlaka ve mutlaka, ülkede yaşayan
insanların, şimdiye kadar yapılan politikalara uygun olmadığı
gibi…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ayvazoğlu,
şahsınız adına da söz talebiniz vardı; sürenize beş dakika ekliyorum.
Buyurun.
FERİDUN AYVAZOĞLU
(Devamla) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Bu yönden olayın değerlendirilmesi
lazım. Gerçekten, ekonomik açıdan, şu anda, biz milletvekilleri olarak,
gezebildiğimiz kadarıyla ülkemizin Anadolusu'nu geziyoruz, illerini
geziyoruz, köylerini geziyoruz, her birimizin seçim bölgesindeki
ilçeleri geziyoruz, mahallelerde muhtarların görüşünü alıyoruz,
köy muhtarlarımızın görüşünü alıyoruz, sivil toplum örgütlerinin,
ziraat odalarının görüşlerini alıyoruz, ama manzaranın ekonomik
olarak da hiçbir şekilde parlak olmadığını lütfen kabul ediniz. Bunu,
sizler, siyaseten kabul etseniz de etmeseniz de, gerçekleri bu açıdan
objektif olarak değerlendirmenizi istiyoruz değerli arkadaşlarım.
Ülkenin ekonomisi iyi değildir, ülkenin ekonomisi çökmüştür, sanal
bir şekilde enflasyonun düşük gösterilip gösterilmemesi önemli
değildir. Hatta ben daha da ileri gidiyorum. Siz, AKP Hükûmeti olarak,
ekonominin, enflasyonun tek rakamlarda dolaştığını mı iddia ediyorsunuz?
Ben de şunu iddia ediyorum: Hayır -daha iyi niyetli olalım- şu anda
enflasyon sıfır. Değerli arkadaşlar, bunu sizlere müjde olarak verelim,
enflasyon sıfır. Neden sıfır? Neden sıfırı şu: Köylerde yaşayan,
çiftçilikle geçinen ve bundan elde ettiği ürünlerin, pazara çıktığında,
çıkartabildiğinde, gerçekten değerini bulamayan köylünün cebinde
para yok, çiftçinin cebinde para yok. Elbette, o köylünün enflasyonu
sıfır, çünkü, köylünün hareket edebilecek ekonomik gücü hiç kalmamış.
Bu noktadan bakıldığında aynı durumu esnaflarda görüyoruz, yine
aynı noktadan bakıldığında memurlarda görüyoruz, emeklilerde görüyoruz,
yaşlılarda, dullarda, yetimlerde görüyoruz, bunları görmek zorundayız.
Bunu gördüğümüzde de elbette "enflasyon yüzde 10'ların altındadır"
diye siz propaganda yapacaksınız, ama ben de size, -bunu ne şekilde,
değerlendirmenizi bilemiyoruz, o sizlerin takdiridir- enflasyonun
sıfır olduğunu söylüyorum. Herhangi bir hareket, herhangi bir alım
gücü olmayan vatandaşların enflasyonu elbette sıfırdır. Sizler
"gidiniz, beyaz eşya alımlarından lüks otomobil alımlarına kadar,
şimdiye kadar hiçbir artış olmuyor, her geçen gün otomobil fiyatları
düşüyor, beyaz eşya fiyatları yerinde duruyor veya düşüyor"
diyeceksiniz, ama bunun karşısında, her birimiz, her biriniz, ağzınızı
açtığınızda, ağzımızı açtığımızda "bu toplumun temeli köylüdür,
bu toplumun temeli çiftçidir, bu toplumun temeli esnaftır" dediğimizde,
sizlerin, gerçekten, o toplumun temeline gerçek değeri verebildiğini
-dört buçuk yıldır- söyleyebilecek misiniz? Elbette, buna
"evet" cevabı veremiyorsunuz, olumlu cevap veremiyorsunuz.
O nedenle de geliniz, kendi kendinizi kandırmayınız; geliniz, ekonomideki
sınıfta kalmışlığınızı kabul ediniz; geliniz, dış siyasetteki sınıfta
kalmışlığınızı kabul ediniz; geliniz, terör konusundaki sınıfta
kalmışlığınızı kabul ediniz. Yarın, bir gün, "geldiğimizde, iktidara
yeniden gelirsek" diyerek propaganda yapmaya çıktığınızda,
"biz, o yaptığımız hataları yapmayacağız" diye söz verebilesiniz.
Bunu veremediğiniz sürece -biz
daha önce, dört buçuk yıldan beri bu ülkeyi çok güzel yönettik, diye
propaganda yapmaya devam edecekseniz- şunu bilmenizi istiyoruz
ki... 3 Kasım seçimlerinde, o insanlarımız, sizin bu vaatlerinizi
samimi buldu, bu taahhütlerinizi samimi buldu, size inandı, size
oy verdi ve sizi iktidara getirdi. Ama şunu bilmenizi istiyoruz
ki: Aynı inançla, aynı taahhütlerle tekrar oy almaya kalktığınızda,
hiç kusura bakmayın ama, oy aldığınız o temiz duygulu insanlarımız,
vatandaşlarımız "hiç kusura bakma" diye, size kırmızı kartı
göstereceklerdir ve sandıkta gereken cevabı vereceklerdir.
Bu duygu ve düşüncelerle,
ekonomik yönden, ülkemizin bütün insanlarının en iyi düzeyde yaşayabilmesi
hepimizin dileğidir diye düşünüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi
olarak, ezilen insanların iktidarında ezilmişlerin sesini en üst
düzeye çıkartacağımızı burada, yüce milletimizle, yüce Mecliste
paylaşmak istiyor ve sizleri, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Ayvazoğlu.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oyunun rengini açıklamak
üzere, lehte olmak üzere söz isteyen Cemal Uysal, Ordu Milletvekili...
Yok.
Sabri Varan, Gümüşhane
Milletvekili... Yok.
Aleyhte söz isteyen,
Ahmet Yeni, Samsun Milletvekili...
AHMET YENİ (Samsun) -
Sayın Başkan, vazgeçtim.
BAŞKAN - Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika
süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin
teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen üç dakikalık
süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan
oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Ticaret ve Kalkınma
Bankası Arasında Merkez Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 325
Kabul : 285
Ret : 39
Çekimser : 1 (x)
Böylece, tasarı kanunlaşmıştır,
hayırlı olsun.
5'inci sırada yer
alan, Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü'nün; Türk Medeni Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine başlıyoruz.
5.- Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü'nün
Türk Medeni Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
ve Adalet Komisyonu Raporu (2/888) (S. Sayısı: 1262)
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo
tutanağın sonuna eklidir.
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
6'ncı sırada yer alan,
Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve
Bütçe Komisyonları Raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.
6.- Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1195) (S. Sayısı:
1216)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
7'nci sırada yer alan,
Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları Raporlarının görüşmelerine
başlıyoruz.
7.- Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı
ve İçişleri ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları
Raporları (1/1212) (S. Sayısı: 1225)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
8'inci sırada yer
alan, Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi İle 2559 ve 2937
Sayılı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
ve İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz'un; Bilişim Sistemi Üzerinden
Suç Teşkil Eden Zararlı Yayınlarla Mücadele Hakkında Kanun Teklifi
ile Adalet Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
8.- Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi
ile 2559 ve 2937 Sayılı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz'un; Bilişim Sistemi
Üzerinden Suç Teşkil Eden Zararlı Yayınlarla Mücadele Hakkında Kanun
Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/1305, 2/958) (S. Sayısı: 1397)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
9'uncu sırada yer
alan, Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in; 12/9/1960 Tarihli ve 80 Sayılı
Kanun ile 24/6/1995 Tarihli ve 552 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu
Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
9.- Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in; 12/9/1960
Tarihli ve 80 Sayılı Kanun ile 24/6/1995 Tarihli ve 552 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/944) (S. Sayısı: 1400)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
10'uncu sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı Hükümeti Arasında
Kara Yolları Ulaşımı Altyapısı Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Bayındırlık,
İmar ve Ulaştırma ve Turizm ile Dışişleri Komisyonları Raporları'nın
görüşmelerine başlıyoruz.
10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı
Hükümeti Arasında Karayolları Ulaşımı Altyapısı Teknik ve Bilimsel
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar ve Ulaştırma ve Turizm ile Dışişleri
Komisyonları Raporları (1/1155) (S. Sayısı: 1327) (x)
(x) 1327 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1327
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu,
Malatya Milletvekili.
Buyurun Sayın Aslanoğlu.
(CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Aslanoğlu, süreniz
yirmi dakikadır.
CHP GRUBU ADINA FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinize saygılar sunuyorum.
Tabii, Türkiye ile
Fas Krallığı Hükûmeti arasındaki, Karayolları Ulaşımı Teknik ve Bilimsel
İşbirliği Anlaşması… Tabii, yasanın temel amacı şu, arkadaşlar:
Burada, fizikî anlamda bir kara yolu ulaşım ağı değil, burada, altyapı
ve teknik iş birliği. Tabii, altyapı ve teknik iş birliğinden neyi
çıkarıyoruz? Herhâlde, hiç kimse, hiçbir ülke, bir başkasına hizmet
ederken, kendi deneyimleri, kendi teknik ve ekonomik imkânlarıyla
bir başka ülkeye bir şekilde hizmet götürürken, o ülkenin imkânlarından
kendi ülkesine bir şey almak temel amaçtır.
Ben, tabii, buraya gelirken…
Tabii, bu bir müteahhitlik hizmeti, bu bir teknik ve ekonomik anlaşma.
Müteahhitlik hizmetleri… Ben, tabii, burada, özellikle yurt dışı
müteahhitlik hizmetlerinden bahsetmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiye Cumhuriyeti'nde kurulan kurumların yurt dışına, yaklaşık
11 milyar dolarlık bir iş hacmi vardır bugün, yani ülkeye getirdiği
ve bu arkadaşlarımızın aldığı iş miktarı. Ancak, bu insanlara Türkiye
Cumhuriyeti olarak hangi hizmeti veriyoruz? Bu insanlar kendi çabalarıyla,
kendi imkânlarıyla, çok zor koşullarda, dünyanın her tarafında iş
yapmaya çalışıyorlar. Fakat, bugün, özellikle finansal açıdan bu
kadar büyüklükteki, 700 milyon dolar, 1 milyar dolar gibi rakamları
bulan işlerde, gerek teminat mektubu gerek kati mektup gerek avans
mektubunu Türkiye'de, bu insanlar hangi koşulda bulup, hangi koşulda
uluslararası firmalarla rekabet edebiliyorlar?
Değerli arkadaşlar,
yurt dışı müteahhitlik hizmetlerine ülke olarak çok büyük katkı
vermiyoruz. O insanlar hakikaten bu ülkenin bir neferi, o insanlar
hakikaten bu ülkeye döviz getiren, bu ülke insanına istihdam yaratan
bir nefer. Ama, biz, özellikle yılbaşından bu yana, geçtiğimiz yılbaşından
bu yana bazı ülkelerle ikili sosyal güvenlik anlaşmaları yapılmadığı
için, arkadaşlar, artık, Türkiye'den bu arkadaşlarımız yurt dışına
işçi götüremiyor. Çok acıdır! İş alıyor ve buradan gerek teknik gerekse
orada çalıştırılacak insanlara ekmek vermek için götürmeye çalışıyor;
ama, Türkiye Cumhuriyeti ile bazı ülkeler arasında çifte vergilendirme
ve sosyal güvenlik anlaşması nedeniyle, artık, bu arkadaşlarımız
buradan oraya işçi götüremez hâle geldiler, çünkü onlara çok pahalıya
mal ediliyor ve bu insanlar yalvarıyor âdeta. Âdeta, diyor ki:
"Bu ikili sosyal güvenlik anlaşmalarını Hükûmet Meclise getirsin,
bir an önce çıkarsın." Biz, ülkeye hiçbir şey getirmeyecek, ülkemize
hiçbir ekonomik katkısı olmayan olayları burada getirip konuşuyoruz,
ama -yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin- bir sürü insana ekmek
verecek ikili sosyal güvenlik anlaşmalarını bir türlü getirmiyoruz
arkadaşlar. Bu çok acıdır. Sorun -yurt dışı müteahhitlik hizmeti yapan-
lütfen müteahhitlere sorun, yılbaşından bu yana 1 tane işçi götüremiyorlar.
Değerli arkadaşlarım,
yılda, bu insanların bu ülkeye kattığı, bu ülkeye getirdiği döviz
miktarını, ayrıca, bu bizim yurt dışı müteahhitlerimiz bu işleri
aldığı zaman hemen hemen tüm malzemelerini buradan götürüyorlar.
Dev gibi yabancılar karşısında rekabet gücünü yaratıp devletin
hiçbir katkısı olmaksızın… Ama, başka ülkelerin müteahhitlerine,
beş yıl vadeli, yedi yıl vadeli -hele o ülkeden yaptığı iş için ihracat,
yani, bu ülkeden ithalat yapıyorsa- beş yıl vadeli kredi tanıyor
arkadaşlar. Biz, 11 milyar dolarlık bir pasta için, kendi müteahhitlerimize,
kendi yurt dışında iş yapan insanlarımıza hiçbir katkı yapmıyoruz
arkadaşlar. Bu acıdır arkadaşlar. Eğer, bu teknik anlaşmayı sadece
laf olsun diye yapıyorsak, bu teknik anlaşmayı ülkeye hiçbir şey getirmeksizin
yapıyorsak arkadaşlar, böyle anlaşmaları yapmayalım. Benim anlayışım
bu. Biz, eğer, bir ülkeyle bir anlaşma yapıyorsak, o ülkedeki olanak
ve imkânları Türkiye'deki hizmet yapan insanlarımıza yönlendirerek
bu insanlarımızın orada, örneğin, bu kara yolu anlaşması ise oradaki,
Türkiye'deki müteahhitlerimizin kara yolundaki deneyimlerine
orada destek olarak ve gerek ekonomik gerek teknik destek vererek
oralarda iş almasını sağlayabiliyorsak bu anlaşmanın önemi o zaman
olur arkadaşlar. Yoksa, onların müteahhitlerinin, onların firmalarının
gelip böyle bir anlaşmayla Türkiye'den herhangi bir şekilde bir şey
satacaklarsa bu anlaşmanın hiçbir anlamı yok arkadaşlar.
Şimdi, bu tür anlaşmalar
ülkeye ekonomik çıkar sağlamalı. Çünkü, artık, küreselleşen bir
dünya var arkadaşlar -artık, tüm bu dünyada savaşlar- artık, ekonomik
savaş var. Ekonomik savaşı eğer bir şekilde, biz, bu ülkede yaşayan
insanlarımızın lehine çeviremiyorsak her zaman biz eziliriz.
Şimdi, baktığınız zaman
Fas'a: Fas 31 milyon nüfuslu bir ülke, yıllık dış ticaret hacmi yaklaşık
30 milyar dolar, bunun 20 milyar doları ithalat, 10 milyar doları ihracat.
Ama, dikkatinizi çekiyorum, tüm dış borcu ülkenin ithalatı kadar.
Yani şöyle özetleyeyim: 30 milyar dolarlık bir dış ticaret hacminde
o ülkenin dış borcu 15 milyar dolar, 30 milyon nüfuslu bir ülkede. Tabii,
turizm geliri bunun dışında arkadaşlar ve ülkedeki en büyük özellik
kendi kaynaklarını çok iyi değerlendiriyor. Dünyanın en büyük fosfat
üreticisi ülkesi arkadaşlar ve en büyük ihracat kalemleri fosfat,
yani kendi kaynaklarını çok iyi değerlendiriyorlar.
Şimdi, böyle bir anlaşmada
değerli arkadaşlar -bu bir teknik anlaşma- bizim bir tek şey yapmamız
lazım: Özellikle yurt dışı müteahhitlerimizi bu konuda teşvik etmemiz
lazım, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerine uzun vadeli fon bulmamız
lazım, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerine destek olmamız lazım.
Şimdi, bir soru soracağım
size. Hemen hemen bankaların yüzde 40'ı yabancılara satıldı. Bu yabancı
bankaların kim olduklarını biliyorsunuz ve dünyanın her tarafında
bu tür ihalelere dünyanın her tarafındaki firmalar giriyor. Acaba, böyle bir ihaleyi,
uzun vadeli finansman desteğini alan, uzun vadeli teminat mektubu
desteğini alan yurt dışı firmalar mı böyle bir ihaleyi alır, yoksa benim
insanlarım mı alır? Onun için, biz, hep burada ulusal bankacılık,
millî bankacılık derken -yani, bir kurumumuz, bir bankamız, örneğin
kamunun bir bankası, mutlaka dış ticaret ve yurt dışı müteahhitlikleri
destekler- yani, asla iane vermesin. Onlara hizmet edecek, onlara
uzun vadeli fon sağlayacak, özellikle yurt dışı hizmetlere uzun vadeli
fon sağlayacak hâle getirmemiz lazım. Yani, aynı yabancı banka -Türkiye'de
bir banka almış- acaba kendi kurumunu mu, yoksa benim buradaki yurt
dışı hizmeti yapan müteahhit firmama mı mektup verir arkadaşlar? Yani,
bunlar, arkadaşlar, yarın önümüze, bu bankaların yabancılara satılması
bize çok önemli kayıplar getirecek. Arkadaşlar, onları destekleyecekler,
kendi kurumlarını destekleyecekler.
Değerli milletvekilleri,
burada, genelde, özellikle yurt dışı müteahhitlik hizmetleri konusunda,
hassaten -çok hassas bir konu- bu müteahhitlerimizin ülkeye daha
çok döviz, ülke insanına daha çok istihdam yaratması için, mutlaka,
özellikle sosyal güvenlik anlaşmalarını öncelikle çözmemiz lazım.
Tabii, ikinci bir
olay, değerli milletvekilleri, standartlar. Tabii, siz, yurt dışına,
Fas Krallığına, kara yollarına teknik ve bilimsel yardım yapmak
için gidiyorsunuz. Ama, acaba, biz, ülkemizde bu teknik ve bilimsel
kara yolları ağında bunları tam uyguluyor muyuz?
Arkadaşlar, şapkamızı
burada önümüze koyalım. Ben, buradan sesleniyorum: Türkiye'nin değişik
yörelerinde kara yolu ağı yapıyoruz, ama arkadaşlar, kesinlikle
standart farklılığı var, kesinlikle aynı standartta değil. Üç ay önce
yapılan yol, bir şekilde, üç ay sonra geçemiyorsunuz. Burada, önce,
standardı kendimiz uygulamamız lazım. Burada değişik firmalara,
değişik kurumlara ihale ediliyor, ama, bunu üzülerek söylüyorum,
burada işini iyi yapan mutlaka bir sürü insan vardır, ama, işini iyi
yapmayanlar hiç ceza almıyor arkadaşlar.
İki: Burada, Türkiye'nin
değişik yörelerinde bazı iller özellikle kara yolu ağı açısından
şanslı iller, ama, bazı iller çok şansız iller. Örneğin, Malatya, hiçbir
tane, 20 kilometre ve 20 kilometrenin dışında başka hiçbir bölünmüş
yol yapılmadı. Onun için, önce, standardı kendimiz uygulamamız lazım.
Ben bunu iddia ediyorum, mutlaka işini çok iyi yapan müteahhit arkadaşlarımız
vardır, ama, burada işini iyi yapmayan, devleti dolandıran, devlete
kazık atan insanların asla korunup kollanmaması gerekir, ceza görmesi
lazım, ama, maalesef, ceza görmüyorlar.
Değerli milletvekilleri,
yine söylüyorum, burada standart yaratmamız lazım ve yurt dışı müteahhitlik
hizmetlerinde yaratılan standart yurt dışında örnek olarak gösterilirse,
dünyanın her tarafında özellikle başarılı olan müteahhitlerimiz
çok iyi bir kara yolcu olabilir ve çok başarıyla bu işi yapan ve yurt
dışında, özellikle belli ülkelerde kara yolu ağını başarıyla yapan
bir sürü müteahhidimiz var, ama, yine söylüyorum, bunu, devlet yanında
olup, bir şekilde asla kimseye iane, bedava para vermeyin, uzun vadeli
finansman ve teminat mektubunda yardımcı olursanız bu insanlar tüm
o malzemeyi Türkiye'den götürür, bu insanlar tüm o işçileri Türkiye'den
götürür. Bizim, anlaşmalara bu pencereden bakmamız lazım. Türkiye'ye
ticari katkı yaratacak anlaşmaları böyle yorumlarsak ülkenin geleceğinde
hepimiz katkı yapmış oluruz.
Hepinize saygılar
sunarım, teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Aslanoğlu.
Tümü üzerinde şahsı
adına söz isteyen Şemsettin Murat, Elâzığ Milletvekili… Yok.
Cemal Uysal, Ordu Milletvekili…
Yok.
Haluk Koç, Samsun Milletvekili…
HALUK KOÇ (Samsun) -
Konuşmayacağım…
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Koç.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE FAS KRALLIĞI HÜKÜMETİ ARASINDA
KARAYOLLARI ULAŞIMI ALTYAPISI TEKNİK VE BİLİMSEL İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1- 30/03/2005 tarihinde
Rabat'ta imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı
Hükümeti Arasında Karayolları
Ulaşımı Altyapısı Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması"nın
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen Haluk Koç, Samsun Milletvekili…
HALUK KOÇ (Samsun) -
Konuşmayacağım.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika
süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin
teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen üç dakikalık
süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak
sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun
rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını,
yine, oylama için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas
Krallığı Hükümeti Arasında Karayolları Ulaşımı Altyapısı Teknik
ve Bilimsel İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy sayısı : 277
Kabul : 277
(x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
11'inci sırada yer
alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Çerçeve
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Dışişleri Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlayacağız.
11.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti
Hükümeti Arasındaki Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği
Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1167) (S.Sayısı: 1328)
(xx)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1328
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Denizli Milletvekili
Mehmet Neşşar.
Buyurun Sayın Neşşar.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
UĞUR NEŞŞAR (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Çerçeve Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşmak üzere söz aldım. Hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan
önce, Parlamento dönemimizin sonuna yaklaştığımız şu günlerde,
ülkenin yaklaşan, öne alınmış genel seçim çerçevesinde, daha huzurlu,
daha istikrarlı, önü açık ve güzel günlere yöneleceği bir açılımı
yapabilmesinin mümkün olduğu ve bu konuda güzel günler göreceğimiz
yönündeki dileklerimi dile getirmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
Kongo, Afrika'nın tam ortasında yer alan kocaman bir ülke. Afrika kıtasının
üçüncü büyük ülkesi; nüfusu, en son, 2007 tahminlerine göre, 63 milyon
655 bin, yüz ölçümü de 2 milyon 344 bin 585 kilometrekareyle çok büyük
bir ülke. Eski adını belki hatırlayacaksınız -sömürge olduğu yıllarda-
Portekizceden yanlış tercüme edilen bir kelimenin çevrilmesiyle
Zaire ismi verilmiş ve Zaire, o zamanki anlamıyla, bütün nehirleri
yutan nehir anlamını taşıyor ve bu ülkenin de, belki bununla ilgili,
bağlantılı olarak yüzde 3,3'ünde su alanlarının bulunduğu dile getiriliyor.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo
tutanağın sonuna eklidir.
(xx) 1328 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Kongo, Güney Afrika
Gelişme Kominitesinin, Birliğinin üyesi ve kalkınmaya çalışan
bir ülke. Tarihçesine baktığımız zaman, 1870'ten 1908'e kadar özgür
bir ülkeyken, 1908'den 1960'a kadar bir Belçika kolonisi hâline geldiğini
görüyoruz. Ağlayan, bugün, insanları sıtma ve HIV'le kırılan, insanlarının
birçoğunun 1 doların altında bir parayla geçinmek zorunda olduğu,
zavallı Afrika'nın sömürülme hikâyesinin bir bölümü de Kongo'da geçmiş,
Belçika kolonisi olarak. 1960'ta özgürlüğüne kavuşmuş, ama tam anlamıyla
henüz sükûn bulmamış, 60'la 95 arasında değişik politik krizler yaşamış,
1991'e kadar sosyalist blokun üyesiymiş, 1997 ve 99 arasında ciddi bir
iç savaş yaşamış, daha sonra toparlanarak 1996'dan beri bir geçiş,
bir transisyon dönemine girmiş.
Değerli milletvekilleri,
tabii, sömürgecilik deyince, bu Kongo'nun, Nijerya, Angola ve Gabon'dan
sonra Afrika'da en çok petrol üreten dördüncü ülke olduğunu dikkate
almamız gerekiyor. Bugün birçok petrol zengini ülkenin perişanlığına
benzer bir şekilde, o da kaderin kendisine biçtiği payı taşımış.
Bu ülke ile cumhuriyetimiz
arasında 2005 yılının 28 Eylülünde bu anlaşma imzalanmış. Biz bugün
bu anlaşmayı Meclisten geçirerek geçerli duruma kavuşturmaya çalışıyoruz.
Bu anlaşmanın içeriği,
esas itibarıyla, askerî alanda yapacağımız iş birliğini tanımlıyor.
Hangi alanlarda iş
birliği yapacağımıza gelirsek: Bunlar, askerlikle ilgili eğitim
ve öğretim; bizden askerî eğitim alacaklar. İki ülke jandarmaları
arasında karşılıklı iş birliği bu anlaşma çerçevesinde sağlanacak.
Tatbikatlar için askerî gözlemcilerin değişimi ve tarafların talep
ettiği diğer alanlarda gerekli yardımlaşmanın yapılması bu anlaşma
çerçevesinde sağlanıyor.
Bu anlaşma çerçevesinde,
taraflar arasında gizlilik dereceli bilgilerin güvenliği de tedbir
altına alınmış. Bu çok önemli. Özellikle, günümüzün değişen güvenlik
anlayışı, güvenlik tehdidi ve uluslararası terörizm bakımından
bu bilgilerin alışverişi, bu bilgilerin korunması büyük önem taşıyor.
Ülkelerin aslında çok hasis oldukları bir konu. Ülkeler birbirleriyle
ilgili bilgileri pek vermek istemiyorlar. Bu anlaşmayla, daha
çok, bu aktarılan bilgilerin diğer üçüncü ülkelerden nasıl korunacağı,
bu bilgilerin üçüncü ülkelere verilmesinin koşulları gibi bazı
ayrıntılar üzerinde bir anlaşma söz konusu.
Tabii, ceza ve yargı
yetkisi; dolayısıyla, ülkelere gelen yabancı askerlerin hangi
yasalara tabi olacakları, nasıl yargılanacakları da bu anlaşmayla
tedbir altına alınmıştır.
Bu anlaşmada, karşılıklı
asker değişimi sırasında ya da eğitim için gelip gidildiği sıralarda
sağlık hizmetlerinin nasıl verileceği de tanımlanmış. Tabii
"Kongo" deyince, ister istemez ülkemizi AKP döneminde sarsan
kanamalı Kongo ateşi akla geliyor. Havalar ısınmaya başladı. Önümüzdeki
yazda yeni vakaların çıkacağı kuşkusuz. Sağlık Bakanlığının, daha
önceki yıllarda yaptığı gibi, bu yıllarda da bu hastalık karşısında
birtakım açıklamalarla yetinip pek fazla bir şey yapmayacağını da
biliyoruz. Ama, konumuz tabii kanamalı Kongo ateşi değil, daha çok
değişilen askerler arasındaki sağlık hizmetlerinin nasıl görüleceği,
nasıl yararlanacağı. Kabaca, Türkiye'deki muadillerinin yararlandığı
tesislerden onların yararlandığı biçimde yararlanacaklar -ya da
taraflar misafir olduğu ülkelerden dersek daha doğru olacak- ve
masrafları da her ülkenin kendisine fatura edilecek.
Değerli milletvekilleri,
bu anlaşmanın uygun olduğuna ve onaylanmasına biz de katkı veriyoruz.
Hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum, Meclisimizi saygılarımla
selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Neşşar.
Başka söz talebi yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KONGO CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA ASKERİ ALANDA EĞİTİM, TEKNİK VE BİLİMSEL İŞBİRLİĞİ
ÇERÇEVE ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 28 Eylül 2005
tarihinde Ankara'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik
ve Bilimsel İşbirliği Çerçeve Anlaşması"nın onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika
süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik oylama
cihazıyla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Alanda
Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın açık oylama sonucunu
açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 246
Kabul : 246 (x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
12'nci sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu
Raporu'nun görüşmelerine başlayacağız.
12.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1172) (S. Sayısı: 1329) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1329
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen, Haluk Koç… Yok.
Böylece, tasarının
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo
tutanağın sonuna eklidir.
(xx) 1329 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KENYA CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA TİCARET VE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 12 Ekim 2004
tarihinde Nairobi'de imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Kenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika
süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı'nın açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 244
Kabul : 244 (x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
13'üncü sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti ile Oman Sultanlığı Arasında Ticari Mübadele
ve Ekonomik, Teknik, Bilimsel ve Kültürel İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları Raporlarının
görüşmelerine başlayacağız.
13.- Türkiye Cumhuriyeti ile Oman Sultanlığı Arasında
Ticari Mübadele ve Ekonomik, Teknik, Bilimsel ve Kültürel İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları
Raporları (1/1102) (S. Sayısı: 1334) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1334
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo
tutanağın sonuna eklidir.
(xx) 1334 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE OMAN SULTANLIĞI ARASINDA TİCARİ MÜBADELE
VE EKONOMİK, TEKNİK, BİLİMSEL VE KÜLTÜREL İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 13 Ocak 2004
tarihinde Muskat'ta imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti ile Oman
Sultanlığı Arasında Ticari Mübadele ve Ekonomik, Teknik, Bilimsel
ve Kültürel İşbirliği Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
oylama için üç dakika süre veriyorum.
Oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
ile Oman Sultanlığı Arasında Ticari Mübadele ve Ekonomik, Teknik,
Bilimsel ve Kültürel İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 269
Kabul : 269 (x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
14'üncü sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Madagaskar Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlayacağız.
14.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Madagaskar
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/1179) (S. Sayısı: 1336) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1336
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo
tutanağın sonuna eklidir.
(xx) 1336 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE MADAGASKAR CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA TİCARET, EKONOMİK VE TEKNİK İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 27 Temmuz
2005 tarihinde Antananarivo'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Madagaskar Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret,
Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşması'nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İki dakika süre veriyorum.
Oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Madagaskar Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret,
Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 248
Kabul : 248 (x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
15'inci sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya İslam Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlayacağız.
15.-Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya
İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1127) (S. Sayısı
1335) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1335
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
şahsı adına söz isteyen Ahmet Işık, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın Işık.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo
tutanağın sonuna eklidir.
(xx) 1335 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
AHMET IŞIK (Konya) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1335 sıra sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşması'nın geneli
üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığınca, 2003 yılından itibaren,
ihracatçı firmaların yeni pazarlara açılımlarını sağlamak ve
katkıda bulunmak amacıyla "Afrika ülkeleri ile ekonomik ilişkilerin
geliştirilmesi stratejisi" uygulamaya konmuştur. Küçük ve
orta ölçekli işletmelerimizin Afrika ülkelerine açılımlarının
sağlanması, sanayimiz için ham madde ve yarı mamullerin doğrudan
ve uygun fiyatlarla Afrika ülkelerinden temin edilmesi, bazı sektörlerimizin
rekabet gücünü artırmak amacıyla bir kısım yatırımların Afrika'ya
kaydırılarak söz konusu bölge ülkelerine Türkiye'den teknoloji
transferinin gerçekleştirilmesi ile müteahhitlik, müşavirlik ve
mühendislik firmalarımızın Afrika ülkelerindeki pazar paylarının
artırılması hedeflenmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 1 milyon 30 bin 700 metrekare yüz ölçüme sahip
olan Moritanya'nın nüfusu yaklaşık 3 milyondur. Ülkenin orta ve kuzey
bölümleri çöl olduğundan, su sıkıntısı nedeniyle, tarım bu bölgelerde
değil, Moritanya ve Senegal arasında doğal sınırı oluşturan Senegal
Nehri tarafında, yani güney bölgelerde yapılmaktadır. Siyasi hayatta
olduğu gibi ticari ve ekonomik faaliyetlerde de önde gelen kabilelere
mensup, Fransa, Fas ve Senegal'de yetişmiş elit çevreler hâkim konumdadır.
Yapılan temas ve gözlemlere göre, bu ülkeyle ikili ekonomik ve ticari
ilişkilerimizin geliştirilmesi mümkün gözükmektedir. Özellikle,
madencilik ve balıkçılık sektöründe ticaret imkânı mevcuttur.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye - Moritanya Ticaret, Ekonomik ve Teknik
İşbirliği Anlaşması'nın onaylanmasıyla mütevazı düzeyde seyreden
ticaret hacmimize yeni bir dinamik katılacağı kanaatindeyiz. Ayrıca,
Türk ürünlerinin Moritanya piyasasında yer almasından memnunluk
duyulacağı muhataplarınca dile getirilmektedir.
Moritanya Devlet Başkanı,
Moritanya'nın yabancı yatırımlara ihtiyaç duyduğunu ve Türk iş
adamlarının Moritanya'ya gelerek ikili iş birliği alanlarını incelemeleri
önerisinden memnuniyet duyduğunu ifade etmiştir. Moritanya'da öncelikli
yatırım alanları, madenler, balıkçılık ve tarım sektörüdür. Bu
alanlarda yabancı sermaye ile yerli ortaklık kurulması teşvik edilerek
Türk iş adamlarının bu alanlara yönlendirilebileceği düşünülmektedir.
1 Ocak 2006 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye - Fas Serbest Ticaret
Anlaşması çerçevesinde, Türk gıda ürünleri Moritanya piyasasına
esasen girmiş bulunmaktadır. Anlaşma'nın 2'nci maddesinde, iş birliği
alanlarında şu hususlara yer verilmektedir:
Ortak sermaye ile sınai
ve ticari teşebbüsler kurulması; uzman, danışman, doküman ve bilgi
teatisi; eğitimde ve başta müşavirlik hizmetleri olmak üzere, hizmetler
alanında imkânlar sağlanması; burs imkânları sağlanması, inceleme
gezileri ve seminerler düzenlenmesi; fuarlar ve sergiler düzenlenmesi;
ticaret, turizm ve el sanatları alanları olmak üzere, potansiyeli
olan ekonomik ve teknik diğer alanlarda da yatırımların ve ortak projelerin
teşvik edilmesi; aktif tarafların ileride üzerinde mutabık kalacakları
diğer tüm iş birliği şekilleri olarak yer almaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Moritanya Devlet Başkanı, görüşmekte olduğumuz
24 Mayıs 2005 tarihli Türkiye-Moritanya Ticaret, Ekonomik ve Teknik
İşbirliği Anlaşması'nın Moritanya tarafından henüz onaylanmamasının,
3 Ağustos 2005 tarihinde rejim değişikliği sonrasında Moritanya
Parlamentosunun feshedilerek, yetkilerinin, Adalet ve Demokrasi
İçin Askerî Konsey tarafından üstlenilmesi nedeniyle yapılamadığını,
bu itibarla, anlaşmanın, en kısa süre içerisinde, onay süresini sonuçlandıracağını
ifade etmiş bulunmaktadır.
Görüşmekte olduğumuz
uluslararası işbu Anlaşma'nın her iki ülkeye de hayırlı olmasını
temenni ediyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Işık.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE MORİTANYA İSLAM CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA TİCARET, EKONOMİK VE TEKNİK İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 24/5/2005 tarihinde
Nuakşot'ta imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya
İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik
İşbirliği Anlaşması'nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İki dakika süre veriyorum.
Oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Moritanya İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret,
Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 242
Kabul : 242 (x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Birleşime on beş dakika
ara veriyorum sayın milletvekilleri.
Kapanma Saati: 17.20
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo
tutanağın sonuna eklidir.
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati:17.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 97'nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
16'ncı sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti
Arasında Sınai Araştırma-Geliştirme Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
16.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail
Devleti Hükümeti Arasında Sınai Araştırma-Geliştirme Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1154)
(S. Sayısı: 1107) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1107
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Yakup Kepenek, Ankara
Milletvekili.
Buyurun Sayın Kepenek.
CHP GRUBU ADINA YAKUP
KEPENEK (Ankara) - Çok teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 1107 sıra sayılı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile İsrail Devleti Hükümeti Arasında Sınai Araştırma-Geliştirme
Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı üzerine söz aldım. Sözlerime başlarken hepinizi,
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
öncelikle şunu belirteyim: Bu anlaşma ile öngörülen, uluslararası
düzeyde İsrail Hükûmeti ile Türkiye arasında sanayi alanındaki bilimsel
çalışmaların, araştırma-geliştirme çalışmalarının ve kurumsal
iş birliğinin güçlendirilmesi doğrudur, yerindedir. Kısaca, bu
Anlaşma'nın onaylanmasını, biz, CHP olarak doğru buluyoruz.
Bu noktayı belirttikten
sonra, Anlaşma'nın ayrıntılarına girmeden, birkaç önemli gördüğüm
noktanın daha altını çizmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
son yıllarda Hükûmetimiz -bu kısmını iyi dinleyin- doğru bir tutumla
araştırmaya ve geliştirmeye oldukça yüksek miktarlarda para ayırmaktadır.
Bu tutum -tekrar edeyim- doğrudur. Burada eksik olan nedir? Eksik
olan şudur: Bu kadar çok para ayrılmasına karşın, rağmen, Türkiye'de
ar-ge çalışmalarının kurumsal anlamda, yani özel sektör, üniversiteler
ve kamu araştırma-geliştirme birimleri, kurumları anlamında tutarlı,
düzgün, atılımcı bir düzey yakaladığı ve geliştiği söylenemez.
Öncelikle şunu da belirteyim:
Ar-ge verileri çok yetersizdir ve zamanında yayınlanmamaktadır. Bu
konuda Türkiye İstatistik Kurumunu yeniden göreve çağırmak durumundayım.
Burada daha evvel de söylemiştim. Elimizdeki en son verilere göre,
birkaç ay önce yayınlanan verilere göre, Türkiye'de ulusal gelirin
yüzde 1'den daha az bir bölümü, çok daha az bir bölümü, yüzde 0,67'si
araştırma-geliştirmeye gitmektedir ve bu oran, uluslararası rakamlarla
karşılaştırılmayacak kadar düşüktür. Ar-ge'ye ayrılan paranın,
ulusal gelirin en az yüzde 1'i olması ve yine Hükûmetin öngördüğü gibi
2010 yılında bu düzeyin üzerine çıkması -hatta yüzde 2'den söz etti
yanılmıyorsam Sayın Başbakan- başlı başına büyük çabayı gerektirir.
Ama, şunu unutmayın: Sorun, yalnızca para ayırma sorunu değildir;
sorun, kurumsal anlamda bu işi düzgün, verimli, etkin, çağdaş yapabilmenin
yollarını bulmak, kurumları güçlendirmektir.
(x) 1107 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Değerli arkadaşlar,
bu konudaki somut bir öneriyi ya da bir gelişmeyi dikkatinize sunmak
isterim: Oylarınızla, sizin oylarınızla kurulan küresel ısınmayla
ilgili Meclis araştırma komisyonunun -ki, Değerli Arkadaşımız
Adem Baştürk Başkanlığını yapıyor- bugünkü oturumunda, İstanbul
Teknik Üniversitesinden Profesör Doktor Zekai Şen'i dinledik. Profesör
Doktor Zekai Şen, aynı zamanda Su Vakfının da Başkanıdır. Bu arkadaşımız,
bu bilim insanı -iyi dinleyin- kendi olanaklarıyla uluslararası
toplantılara katılıyor ve Türkiye'yi temsil ediyor. Şimdi, değerli
arkadaşlar, bir bilim insanının, uluslararası toplantılara, küresel
ısınma konusundaki yüzlerce katılımcının olduğu, 120 bilim insanının
katıldığı bir toplantıya kendi olanaklarıyla katılması, Türkiye'nin
diğer bilim kurumlarının, bilim insanlarının katılmaması başlı
başına büyük bir eksikliktir, büyük bir yetersizliktir. Türkiye,
bilimsel anlamda var olan gelişmişliğini, uluslararası düzeyde
var olan bilimsel gücünü, var olan olanaklarını, etkin ve verimli
bir biçimde kullanmamaktadır. Bilim insanlarımız, devlet dairesini
temsil eden yöneticiler bu toplantılara katılmamakta ve katılma
konusunda duyarlı davranmamaktadır. Toplantılara katılmak için
yapılması gereken çok şey vardır: Her şeyden önce, kendi bilimsel çalışmalarınızı
eksiksiz yapmak durumundasınız. Sonra, bu araştırma-geliştirme çalışmalarınızı,
kurumlar arası eş güdümü, iş birliğini sağlayarak yapmak durumundasınız.
Üçüncüsü, kamu yöneticileri, bürokratlar -bakanlıklardan başlayarak
en alt düzeye kadar- bu sürece, yani -hangi sürece- araştırma-geliştirme
sürecine etkin bir biçimde katılmalıdırlar. Diyeceksiniz ki: Bütün
bunlar yeterli mi? Yeterli değil.
Bir boyutu daha vardır
işin: Kurumlar, tıpkı insanlar gibi, bilimsel bilgiyle donanarak,
deneyim kazanarak, o alanda birikim yaparak konum kazanırlar, güç
kazanırlar. Türkiye'nin, her şeyden önce, ilk fırsatta yapması gereken,
bu alanda kendi olanaklarını harekete geçirmek ve uluslararası
düzlemde haklarını, sudan ısınmaya kadar, kömürden petrole kadar,
doğal gaz anlaşmalarından Avrupa Birliği ilişkilerine kadar her
alanda, Türkiye, donanımlı, bilimsel verilerle donanımlı, kurumsal
yapısı etkin, düzgün çalışan, iş birliği içinde olan, eş güdüm içinde
olan, dayanışma içinde olan çalışmalarla uluslararası düzeye çıkmalıdır,
kendini uluslararası düzeyde toplantılarda böyle kanıtlamalıdır,
böyle göstermelidir. Bu çok önemlidir ve gelişmemiz açısından, ulusumuzun
gönencini, varlığını yüceltme yönünden yaşamsaldır, büyük öneme
sahiptir.
Özellikle küreselleşmeden
söz ediliyor. Küreselleşme konusundaki son gelişmelerin nasıl olduğunu,
hangi ürünlerde korumacılık yapıldığını, bilim ve teknolojinin
son gelişmelerinin ülkemizde nasıl özümsendiğini, biz, kurumlarımızla,
bilim insanlarımızla ve çok duyarlı bir biçimde izlemeli, özümsemeli
ve oradan elde ettiğimiz bilgi birikimiyle yeni gelişmelerin,
atılımların, gidişin önünü açmalıyız. Bu konuda kurumlara da
Hükûmete de kamu bürokrasisine de çok büyük görevler düşmektedir. Ben,
bu Anlaşma bağlamında kurumlarımızı göreve çağırıyorum.
Değerli arkadaşlar,
yalnızca üniversite açmak yetmiyor. Üniversitenin varlığını, nitelikli
iş gücüyle, nitelikli bilim insanıyla, nitelikli teknik elemanla
donatmak zorundayız. Onların araştırma-geliştirme olanaklarını
güçlendirmek zorundayız. Günümüzde üniversite eğitimi, yalnızca
sınıfta ders vermek değildir. Günümüzde üniversite eğitiminin,
ders vermenin ötesinde iki önemli boyutu vardır. Bunlardan bir tanesi,
üniversite araştırma yeridir, üniversite bilgi üretir. Üniversite
bilgi üretir. Üniversitenin bilgi üretecek, araştırma-geliştirme
yapacak bir donanıma sahip olmasıdır ki, toplumun ilerlemesini
sağlar. Üçüncü bir işlevi, bir görevi daha vardır üniversitenin. O
görev de şudur: Üniversitenin toplumsal sorumluluğu vardır. Üniversite,
çalışanıyla, üreticisiyle, kamu görevlisiyle, yerel yönetimiyle,
belediyesiyle, esnafıyla, sanatçısıyla, kendi bölgesinin, yöresinin,
ilinin kucaklayıcısı ve geliştiricisi olmak zorundadır. Onların
yaşamlarını ve üretimlerini bilimsel bir çerçeveye oturtmak ve bilimsel
bir çerçeve üzerinde yükseltmelerini sağlamak o yörenin, o ilin, o
ülkenin üniversitesinin en temel görevidir.
Bu nedenlerle, bu anlaşmanın
imzalanması, Türkiye'nin o yönde de güçlenmesine katkı yapar diye
düşünüyorum ve -yeniden, tekrar edeyim- onaylanmasını biz savunuyoruz.
Değerli arkadaşlar,
izninizle… (AK Parti sıralarından alkışlar)
Bitiriyorum.
ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye)
- Yeter Hocam.
YAKUP KEPENEK (Devamla)
- Yeter değil.
Teşekkür ederim alkışlarınız
için, devamını da beklerim.
Değerli arkadaşlar,
bilimselliğe bağlılık, bilimsel olma, siyasette de gereklidir. Şimdi,
soğukkanlılıkla son günlerin gelişmelerine bakalım.
ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye)
- O konuya değinmeyin Hocam.
YAKUP KEPENEK (Devamla)
- Değineceğim. Niye değineceğim?
Değerli arkadaşlar,
son hukuksal ve siyasal gelişmelerde Hükûmetimizin verdiği tepki,
gerçekten -izninizle söyleyeyim- bilimsellikten tamamıyla uzaktır.
Nasıl uzaktır? Kuşkusuz, bu ülkenin Anayasası'nın tartışmaya açık
çok tarafı vardır. Bu ülke…
AYHAN ZEYNEP TEKİN BÖRÜ
(Adana) - Hocam, sizi seviyoruz, ama bu konuları konuşmayın.
YAKUP KEPENEK (Devamla)
- Bir saniye efendim.
Bu ülkenin Anayasası
12 Eylül Anayasası'dır ve bunun yargı bağımsızlığından -bayatladı
diyeceksiniz, ama- dokunulmazlığa kadar değiştirilecek çok tarafı
var. Eğitimden çalışma hakkına kadar değiştirilmesi gereken çok
tarafı vardır. Bu Anayasa'nın 12 Eylül'ü yapanları sorumsuz kılan,
her türlü sorumluluğun dışında tutan bir 15'inci geçici maddesi
vardır. Bu 15'inci geçici madde, yirmi yedi yıldır geçicidir.
Değerli yasa yapıcılar,
değerli yasama organı üyeleri; bir geçici madde yirmi yedi yıl nasıl
geçici kalır? Bu, hangi hukuk biliminin, hukuk felsefesinin, düşüncesinin
hangi noktasına sığar, hangi anlayışının bir parçası olabilir?
Şimdi, gelelim son gelişmelere:
Türkiye'nin başkanlık ya da yarı başkanlık sistemine geçmesiyle ilgili
son önermenizin, Başbakanın getirdiği önermenin de hiçbir bilimsel
hazırlığı, ön çalışması, yapılabilirliği yoktur, yapılmış değildir.
Başkanlık, yarı başkanlık
sisteminin uygulandığı ülkelerde, öncelikle bir senato vardır. Eyaletlerin,
vilayetlerin eşit temsil edildiği, yani Hakkâri ile İstanbul'un eşit
olacağı bir başka meclis, üst meclis vardır, senato vardır. Parlamento
oralarda iki meclislidir. Türkiye'de öyle bir şey yoktur. O ülkelerde,
yargı bağımsızlığı yerleşmiştir ve kurumsallaşmıştır. Türkiye'de
öyle bir durum yoktur.
Yine, başkanlık, yarı
başkanlık sisteminin uygulandığı ülkelerde, değerli arkadaşlar,
temel hak ve özgürlükler tartışma konusu olmaz. Biz, hâlâ, en temel
hak ve özgürlüklerin boyutunu, uzantısını, derinliğini, yüksekliğini tartışıyor ve konuşuyoruz.
O konularda anlaşmış değiliz. Dolayısıyla, bütün bu noktalarda
ön çalışmalar yapılmadan…
AYHAN ZEYNEP TEKİN BÖRÜ
(Adana) - Bunu Deniz Baykal'a söyleyin.
YAKUP KEPENEK (Devamla)
- …kamuoyunda bunlar enine boyuna tartışılmadan, halkın bu konudaki
katılımı sağlanmadan, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının,
toplumun bu konudaki birikimi, değerlendirmesi, anlayışı katılmadan
bu işe, diğer ülkelerin deneyimleri enine boyuna değerlendirilmeden
yapılacak bir düzenleme, bir başkanlık sistemi düzenlemesi, korkarım
ki, yeni siyasal çalkantıların, yeni siyasal bunalımların yolunu
açar ve bu, ülkeye zarar verir, doğru olmaz. Bilimsel hazırlık…
AYHAN ZEYNEP TEKİN BÖRÜ
(Adana) - Siz de mutlu olursunuz.
YAKUP KEPENEK (Devamla)
- Ben mutlu olmam. Ben, bu ülkenin..
AYHAN ZEYNEP TEKİN BÖRÜ
(Adana) - Siz olmazsınız, ama oluyorlar.
YAKUP KEPENEK (Devamla)
- Bu ülkenin… Bu ülkenin zarara uğramasından ben mutlu olmam. Ama,
siz, bu kürsüden, çıkıp, Merkez Bankası Başkanının, ısrarla, atanması
sırasında yüzde 13 olan faizin…
BAŞKAN - Sayın Kepenek,
lütfen…
YAKUP KEPENEK (Devamla)
- Geliyorum…
BAŞKAN - Lütfen, konuyla
ilgili konuşur musunuz Sayın Kepenek.
YAKUP KEPENEK (Devamla)
- …yüzde 18'e çıkmasından doğan milyarlarca dolarlık ek kaybın hesabını
sormazsınız. Eksiğiniz budur, eksiğiniz budur, eksiğinizi görün.
Sayın Başkan, hazırlıksız
yapılacak düzenlemeler, her ne olursa olsun bilimsel verilere dayanmayan,
araştırmaya dayanmayan, hazırlıksız yapılan işlerden bu ülke çok
çekti. Dilerim, bundan sonra çekmez, çok daha bilimsel, çok daha akıllıca,
çok daha soğukkanlı oluruz.
Bu duygu ve düşüncelerle,
hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Kepenek.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum:
HALUK KOÇ (Samsun) -
Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN - Arayacağım
Sayın Koç.
Karar yeter sayısı
arayacağım aynı zamanda.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler…
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı
yoktur. Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.57
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:18.07
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın Milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 97'nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
1107 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının maddelerine
geçilmesinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi,
maddelere geçilmesini tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İSRAİL DEVLETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA SINAİ ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME ALANINDA İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- 1 Mayıs 2005
tarihinde Kudüs'te imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile İsrail Devleti Hükümeti Arasında Sınai Araştırma-Geliştirme
Alanında İşbirliği Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika
süre veriyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti Arasında Sınai Araştırma-Geliştirme
Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı'nın açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 244
Kabul : 242
Ret : 1
Çekimser : 1 (x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
17'nci sırada yer
alan, WIPO İcralar ve Fonogramlar Andlaşmasına Katılmamızın Uygun
Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Milli Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor ile Dışişleri Komisyonları Raporlarının görüşmelerine
başlıyoruz.
17.- WIPO İcralar ve Fonogramlar Andlaşmasına
Katılmamızın Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları Raporları
(1/1021) (S. Sayısı: 964) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 964
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Berhan Şimşek, İstanbul
Milletvekili.
Buyurun Sayın Şimşek.
CHP GRUBU ADINA BERHAN
ŞİMŞEK (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 964 sıra
sayılı WIPO İcralar ve Fonogramlar Andlaşmasına Katıldığımıza
İlişkin Kanun Tasarısı'nın tümü üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
WIPO İcralar ve Fonogramlar
Antlaşması, teknolojideki ilerlemeler nedeniyle duyulan ihtiyaçlar
dolayısıyla Roma Sözleşmesi'ni tamamlamak için akdedilmiştir. WIPO,
Dünya Fikrî Mülkiyet Örgütüdür. Türkiye, fikrî mülkiyet hakları, telif
hakları alanında, üyesi olduğu uluslararası örgütler ve üyesi olmaya
çalıştığı AB standartlarını yakalamaya çalışmaktadır. Bu çaba,
tasarının genel gerekçesinde de vurgulanmakta. Yine genel gerekçede
belirtildiği gibi, Türkiye'nin bu anlaşma ile WIPO Telif Hakları
Antlaşması'na da taraf olması, Türkiye'nin fikrî mülkiyet haklarına
verdiği önemi göstermektedir.
Anlaşma'ya taraf olmamızın
bir diğer önemli gerekçesi de yine genel gerekçede vurgulandığı
gibi, bu durumun AB Komisyonu tarafından hazırlanan İlerleme Raporu'nda
yer almasıdır. Bu Antlaşma'nın Meclisimiz tarafından uygun bulunarak
Anayasa'mızın 90'ıncı maddesine göre yürürlüğe girmesini sağlaması,
fikrî mülkiyet hakları alanında uluslararası standartları yakalamamızda
önemli bir adım olacaktır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda
ilk değişiklik 1983 yılında yapılmış ve 1995 yılında 4110 sayılı Yasa
ile yapılan değişiklik ise 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı doğrultusunda
gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. 21/2/2001 tarihli 4630 sayılı
Yasa'yla yapılan değişikliklerden sonra, 13 Mart 2004 tarih ve 5101
sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'la
dördüncü değişiklik yapılmıştır.
Tarafı bulunduğumuz
WIPO Telif Hakları Antlaşması çerçevesinde WIPO İcracılar ve Fonogramlar
Antlaşması'na taraf olmamız, yasalarımızın ulusal üstü sözleşmelere
uyumlu hâle getirilmesi ve sözleşmelerin içselleştirilmesi Fikir
ve Sanat Eserleri Kanunu bakımından zorunluluktur.
İcracı sanatçıların
ve fonogram yapımcılarının hakları ise, 5846 sayılı Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu'nun 80'inci maddesinde düzenlenmiştir. Madde metninde
21/2/2001 tarihinde 4630 sayılı Yasa'yla yapılan değişiklikle, WIPO
İcralar ve Fonogramlar Antlaşması'nın hükümleri madde metniyle içselleştirilmiştir.
Sözleşme'den yararlanarak düzenlenen bu maddeyle anılan Sözleşme
iç hukuk normu hâline getirilmiştir. Maddenin değişiklik gerekçesinde
de değişikliklerin, TRIP metninin yanı sıra, WIPO İcralar ve Fonogramlar
Antlaşması hükümlerine uyumlu hâle getirildiği belirtilmektedir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo
tutanağın sonuna eklidir.
(xx) 964 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Aslında 1995 değişikliğinin
yetersizliği nedeniyle 5846 sayılı Kanun'da ve 80'inci maddesinde
4630 sayılı Kanun ile 2001 yılında yapılan değişiklikler son derece
kapsamlıdır ve değişiklikler, anılan WIPO Antlaşması hükümlerinin
iç hukuka kazandırılmasından ibarettir. Bu yasa değişikliklerini
izleyen 5101 sayılı 2004 değişikliğinin temeli ise, veri tabanlarının
korunması ya da pay ve takip hakkı ve AB direktiflerine uyum sağlamasıdır.
5101 sayılı Yasa'yla
korsanla mücadele esas alınmış ve bu yönde eksiklikler giderilmeye
çalışılarak, başta müzik eserleri olmak üzere fikir ve sanat eserlerinin
umuma açık mahallerce, radyo ve televizyon kuruluşlarınca kullanımıyla
ilgili sorunların çözümünü esas almıştır.
Özetle, WIPO İcralar
ve Fonogramlar Antlaşması hükümlerinin, 5846 sayılı Kanun'un
82'nci maddesi anlamında, 2001 yılından bu yana iç hukuk normu hâline
dönüştürüldüğü kabul edilebilir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Antlaşma'nın 6'ncı maddesi, icracı sanatçıların
tespit edilmemiş icralarına ilişkin mali haklarının da korunmasını
ve münhasıran izin verme hakkından yararlanacaklarını düzenlemektedir.
Bu maddenin birinci
fıkrasında, tespit edilmemiş icraların radyo ve televizyon ile yayınlanmasına
ve topluma iletilmesine izin verme hakkı münhasıran icracı sanatçıya
ait olduğu belirtilmiştir.
Bu yönde bir düzenleme
de uygulamada sorun yaşanmaması için 5846 sayılı Kanun'un 80'inci
maddesinde yapılarak sözleşme ile uyum sağlanmalıdır. Antlaşma'nın
15'inci maddesinin birinci fıkrasında, icracı sanatçılar ve fonogram
yapımcılarının topluma iletim, radyo ve televizyonların yayınlanması
için ticari amaçla yayınlanmış fonogramların doğrudan ya da dolaylı
kullanımı karşılığında tek ve hakkaniyetli bir ücret hakkından yararlanacağını
öngörmektedir.
Antlaşma'nın 15'inci
maddesinin üçüncü fıkrası ise anılan hükmün sınırlandırılmasına
olanak vermekte ve sınırlandırılma koşulları düzenlenmektedir.
Uygulamada yaşanan
sorunların giderilebilmesi için "tek ve hakkaniyetli" ücretin
saptanması ve hak sahipleri arasında bölüştürülmesi için etkin
bir çözüm geliştirmek gerekmektedir. Zaten sözleşmenin 15'inci maddesinde
kabul edilen çözüme uygun olarak ulusal mevzuatta düzenleme yapılmasını
kabul edilebilir bulmaktadır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Antlaşma'nın 17'nci maddesinde icracı sanatçılara
tanınan koruma süresi, bir icranın fonograma tespit edildiği yılın
sonundan başlamak üzere elli yıldır.
Bilindiği gibi, Fikir
ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 27'nci maddesine göre koruma süresi,
eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren yetmiş yıldır.
Bu süre, eser sahibinin birden fazla olması durumunda, hayatta kalan
son eser sahibinin ölümünden itibaren yetmiş yıl geçmekle son bulur.
Ulusal üstü belgelerde
ve taraf olduğumuz sözleşmelerde koruma süresi açısından daha kısa
bir süre öngörülmesine karşın, iç hukukumuzdaki daha uzun ve farklı
bir koruma süresinin kabul edilmiş olmasının yaratabileceği sorunları
bir kere daha anımsatmakta yarar vardır diye düşünüyorum. O nedenle,
iç hukukumuzdaki "yetmiş yıl" ibaresinin en az "elli
yıl" olarak değiştirilmesi, bu Sözleşme ile Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu'nu uyumlu hâle getirecektir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Antlaşma'nın 18'inci maddesinde, teknolojik yükümlülükler düzenlenmiştir.
Madde metninde, icracı sanatçılar ya da fonogram yapımcılarına
yetki veya kanunla izin verilmeyen fikirlerin gerçekleştirilmesini
kısıtlayan ve bu anlaşma ile kendilerine tanınan haklar çerçevesinde
icracı sanatçılar ve fonogram yapımcılarınca kullanılan etkin
teknolojik yöntemlerin etkisiz hâle getirilmesine karşı, uygun
yasal koruma ve etkin yasal yaptırımlar öngörülmüştür.
Taraf ülkeler ve Türkiye'nin
yasal düzenlemeler yapmak yükümlülüğü vardır. Madde metninde öngörülen
yasal düzenlemelerin, en kısa sürede yapılacak yasa değişiklikleriyle
yerine getirilmesi gerekmektedir.
Son olarak, Antlaşma'nın
24'üncü maddesinde "Meclis" önerilmektedir. Bu meclis, bu
Antlaşma'nın sürekliliği veya gelişimi ile işlemesi, uygulanmasına
ilişkin hususlarda görev yapacaktır. Konferanslar yöntemiyle çalışacak
olan meclis, hükûmetler arası bir organizasyon niteliğine sahip olacak
ve Dünya Fikrî Mülkiyet Örgütünde üyesi bulunduğu devletler adına
oylamaya katılacaktır. Meclisin amacına uygun, etkin ve işlevsel
olabilmesi için, kuruluş ve çalışma ilkelerinin belirlenmesinde
geniş bir katılımla ve ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak
belirlenmesi önem kazanmaktadır.
Sözleşmenin iç hukuka
aktarılması ve yasal tüm mevzuatın bu sözleşmeye aykırılık ve eksikliklerinin
tespit edilmesi ve bu Sözleşme'ye uygun hâle getirilmesi amacıyla
fikir ve sanat eserleri hakkındaki iç hukuk mevzuatının taramasının
yapılması gereklidir ve önemlidir değerli arkadaşlarım. Bu tarama
çalışmasını yapacak olan da tabii ki Kültür ve Turizm Bakanlığıdır,
ancak, Sayın Bakanın bu açıklamalarıyla bu taramayı yapabileceğine
inancımız bugüne kadar oluşmamıştır. Bu AB süreci içerisinde görülmesine
rağmen, şu ana kadar kültür ve sanat alanında pek de bu anlamda aktiviteler
yerine getirilmemiştir.
Değerli arkadaşlarım,
bir açıklamasında Sayın Bakan bir konuyla ilgili diyor ki: "Beni
arkadaşlarım yanıltmış olabilirler." O açıklama, Bakanlık görevini
yöneten birisinin yapacağı bir açıklama değildir. Sayın Bakan bu
sözleri, koylara yapılaşma izninin verilmesiyle ilgili basına
yaptığı açıklamada söylüyor. Yani, koylara yapılaşma izni veriliyor
ve Bakan diyor ki: "Benim bunlardan haberim yok, arkadaşlar yanıltmış
olabilir." Aynı şekilde, bu tarama sürecinde Sayın Bakanın arkadaşları
kendisini yanıltabilir. Ben bu korkuyu, bu endişeyi taşıyorum.
Daha önce, yine, Kültür
ve Turizm Bakanımız Sakalı Şerif'in havaalanına getirilmesine
ilişkin yaptığı açıklamada "Arkadaşlarım beni yanıltmış."
demişti. Türkiye yanıldığını açıkça görmektedir, hem iktidarınız
tarafından hem de sizler tarafından, değerli arkadaşlarım.
Sözlerime son verirken,
bir şeyi paylaşmak istiyorum yüce Meclisinizle, önemli olduğuna
da inandığım için. Sanırım ki, son günlerini Meclis devam ettiriyor,
son çalışma günleri ve 22'nci Dönem bu vesileyle son bulacak. 23'üncü
dönem, inşallah, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
bu 22'nci Dönem başından itibaren, bir buçuk yıl sonra, burada, sanatçı
arkadaşlarım adına artık dile getirmeye -son durumda olduğu için-
mecbur kaldığım bir konuyu, dikkatlerinizi çekerek sizlere arz etmek
istiyorum.
Sinema sanatçıları
ve çalışanlarıyla ilgili üç yıl önce vermiş olduğum bir kanun teklifi
vardı. Bu kanun teklifiyle ilgili "benim bu kanun teklifim bana
ait olmasın, sizden de bir arkadaş bu kanun teklifini versin" dedim.
Resul Tosun arkadaşım da bir kanun teklifi verdi ve hatta "benim
hazırlamış olduğum kanun teklifini sadece Cumhuriyet Halk Partisi
milletvekili olarak ben hazırlamış olmayayım" dedim. Aramızda
çok değerli arkadaşlar var, Cemal Uysal Bey -bu konuda bilgi, birikim
sahibi- Ali Osman Sali Bey, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Bey, üçüne, üç
arkadaşa bir kanun teklifi hazırlattım ve buraya teklifi sundum. Aradan
üç yıl geçti. Sayın Cevdet Erdöl Bey'le konuştuk, Sayın Çalışma Bakanıyla
konuştuk, Sayın Kültür Bakanıyla konuştuk, Sayın Maliye Bakanıyla
konuştuk ve bu bakanlıkların müsteşarlarıyla tek tek, günlerce, ricayla,
minnetle "ne olur, 440 arkadaşımızın mağduriyeti söz konusudur…"
Değerli arkadaşlarım, sanatçılık bir kamu görevidir. O arkadaşların,
yıllardan beri -yetmiş yaşında, yetmiş beş yaşında arkadaşlarımız
var- bir tek gün sigortaları yoktur 440 kişinin ve parası da bunun hazır.
Bunun parasının hazırlığını da daha önce 5224 sayılı Yasa'ya bir
ek madde getirerek… Filmlerdeki biletlerden, gişe biletlerinden
alınan ücretin yüzde 10'unu belediyeler topluyordu. 5224'e ekle, artık,
belediyeler değil, mal müdürlükleri bu parayı topluyor ve mal müdürlükleri
on beş gün içerisinde bu parayı Sinema Telif Hakları Genel Müdürlüğüne
aktarıyordu. Bunun, 2005'te bir kısmı yatırılmış, 2006'da bir kısmı
yatırılmış ve şu an, sinemacıların, Maliye Bakanlığında, Kültür
Bakanlığına aktarılmamış 40 trilyona yakın parası var. Sinemacıların
hakkına düşen para bu.
Ve bütün grup başkan vekilleriyle
konuştum. Değerli arkadaşlar, siyaset yapma adına konuşsam şunu
söylerim: Maliye Bakanını dört kez affettiniz de, ekranlarda, sinema
perdelerinde filmlerini izlediğiniz yönetmenlerin, oyuncuların,
hatta, çocukluğunuzdan beri o insanların hiç mi sizde hakkı yoktu
ki, üç yıldır ricama, minnetime, isteğime rağmen bu yasayı buraya
getiremediniz?
Yani, iktidar olmak
sadece akraba taallukata, yandaşlara değildir. Sinemacılar
-440 tane arkadaş- bu yasanın buraya gelmesini bekliyordu. Sayın
Gündüz'le görüştüm, Sayın Fatsa'yla görüştüm, burada belki de onlarca
arkadaşımla görüştüm. Beni affetmeyecektiniz -benim de, sizin gibi,
çok şükür, dokunulmazlığım var- ama, bu ülkenin sinemasına, sinema
sanatına, setçi olarak, ışıkçı olarak, yönetmen olarak, senarist
olarak, oyuncu olarak emek vermiş değerlerin sosyal güvenceye kavuşmasını
affedecektiniz.
Buradan ne yasalar
çıktı, hepimiz biliyoruz. Ismarlama yasalar çıkmadı mı? Kutmanlara
yasalar çıkmadı mı? Safa Önal, Kutman'dan, Sayın Unakıtan'dan daha mı
değersiz? Ben bunu yüce Meclisin takdirine, sizlerin de vicdanına
bırakıyorum değerli arkadaşlarım. Bir sanatçı sorumluluğuyla
milletin vekâletini buraya taşıdık, getirdik. Bugüne kadar milletimin
kürsüsünden milletimin adına konuştum. Sanatçılar da, bu milletin
sanatçılarıdır. Ama, bu konuda bana duyarlılık gösterip yardımcı
olmaya çalışan arkadaşlara teşekkür ederken, maalesef, şu anda hepinizin
yüreğinin de burulduğunu, burkulduğunu hissediyorum. Sanırım
ki sizler de üzüldünüz. Ama, bu hâlâ geç değil, bunu getirebilirsiniz.
O sanatçı arkadaşlarımızın hastane köşelerinde, yollarda üç kuruşsuz
beş kuruşsuz ölmelerine, hayatı terk etmelerine müsaade etmemeniz
gerekir değerli arkadaşlar. O sanatçı arkadaşların arkadaşları
yoktur çocuklarını Amerika'da okutabileceği. Dönüp geldikten sonra
armatör yapabilecek kadar çocuklarının güçleri yoktur.
AFİF DEMİRKIRAN (Batman)
- Onu karıştırma.
BERHAN ŞİMŞEK (Devamla)
- Evet, bunları karıştırmamak gerek, ama siyaset yapmaksa bunu söylemek
gerekiyor. Ben, bütün vicdanlara, hepinizin vicdanına, günlerce,
komisyonda, Genel Kurulda seslendim; kulaklar sağır, kimse duymuyor.
İlgilenen grup başkan vekillerini… Cevdet Erdöl Bey'le on kez… Kaç
kez gittik efendim Çalışma Bakanına?
BAŞKAN - Lütfen Genel
Kurula hitap edin Sayın Şimşek.
BERHAN ŞİMŞEK (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, burada vicdanınız burulmuş olabilir, ama
geç değil. 6'sına aldınız birinci turu, geçmesi gereken yasaları
düşünerek. Sanatçılarla ilgili çıkması gereken yasa da, sizin
için, yüce heyetinizin oylarıyla yüce Meclisten geçmesi gerekmez
mi? Bunu, Sayın Grup Başkan Vekilim Haluk Koç Bey, Sayın İrfan Gündüz
Bey ve sizlerin takdirine ve sizlerin vicdanına bırakıyor, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Şimşek.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
WIPO İCRALAR VE FONOGRAMLAR ANDLAŞMASINA
KATILMAMIZIN UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1.- Dünya fikri mülkiyet hakları örgütü
tarafından 20.12.1996 tarihinde kabul edilen Wipo İcralar ve Fonogramlar
Andlaşmasına katılmamız uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler…
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Başkan, Sayın Gazalcı'nın grup adına konuşması vardı…
BAŞKAN - Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Başkan, söz talebimiz vardı…
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Mustafa Gazalcı,
Denizli Milletvekili.
Buyurun Sayın Gazalcı.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA
GAZALCI (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz 964 sıra sayılı Yasa Tasarısı üzerine Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına 2'nci maddede söz aldım. Tümünüzü saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Gazalcı,
3'üncü madde…
MUSTAFA GAZALCI (Devamla)
- Peki.
3'üncü madde üzerinde
söz aldım. Tümünüzü saygıyla selamlıyorum.
Sayın Grup Başkan Vekilim
2'nci maddede bir dilekçe vermişti, ama Başkan hızlıca geçti. Ben de
3'üncü maddede konuşuyorum.
Değerli arkadaşlar,
Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Örgütü, kısaltılmış adı WIPO tarafından
1996 yılında kabul edilen WIPO İcralar ve Fonogramlar Antlaşması'nın
yürürlüğe girmesini konuşuyoruz. Uluslararası bir sözleşme. Bunu
kabul edeceğiz. Avrupa Birliği Komisyonu İlerleme Raporu'nda da
bu var. İlerleyen tekniklerle ilgili Türkiye'deki bu fikir ve sanat
eserleri telif haklarıyla ilgili ölçülerin uluslararasına uyum
sağlaması için böyle bir anlaşmaya gerek duyulmuştur.
5846 sayılı Fikir ve
Sanat Eserleri Yasası'nda 2001 yılında ve 2004 yılında, aslında, bir
uyum için birtakım değişiklikler yapıldı. Şimdi, yeniden buna uyum
için bir uluslararası anlaşmayı burada kabul edeceğiz. 2005 yılında
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda bu kabul edilmişti,
şimdi Genel Kurula geliyor. Doğal olarak, dünyadaki ilerlemeye
ayak uydurulması güzel, bu ölçütlerin yapılması; ama, bu uluslararası
anlaşmalar daha çok büyük tekelleri koruyan, yani bilgisayar, müzik
gibi, film gibi; yani, büyük kuruluşların, tekellerin çıkarlarını
koruyan anlaşmalar oluyor. Daha çok, yerelde düşün ve sanat eserlerini
yazan, ortaya koyanların hakları çok zaman görmezden gelinmiştir.
Türkiye'de de, maalesef,
bir şey yaratmak, bir eseri ortaya koymak; bu, kitap olur, müzik eseri
olur, başka bir eser olur; onun hakkını da biz yeterince koruyamıyoruz.
Biliyorsunuz, bunun, korsan çalmayla ilgili, birtakım bu kopya yapılıp
satılmasıyla ilgili mücadeleler yapıldı, burada yasalar çıkarıldı;
buna karşın yine baş edilemedi. Yani, bir kişinin, örneğin bir kitabı
1 kopya yapması suç değil, ama 10 kopya yaparsa, sözde, bu, örgütlü
bir suça sokuldu, ama bunun da kolayını buldular, 10 kişinin adını
yazarak, bunu suç olmaktan çıkardılar.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye'de, gerçekten ben onca arkadaş tanıyorum, birçok kitabı
yazmış, ama bunu bastıramamış, bunu dağıtamamış, bunu satamamış.
Yani, Türkiye'de bir şeyi yaratmak, yazmak, yapmak, nitelikli olarak
ortaya koymak yetmez; bunu bastıracaksınız, bunu dağıtacaksınız,
bunu satacaksınız, ama maalesef, Türkiye'de bu haklar devlet tarafından
da yeterli biçimde korunmamıştır, desteklenmemiştir. Ben, bu konuda
birçok yazar, öğretmen yazar arkadaş tanıyorum, gerçekten güzel
eserler ortaya koymuşlardır, ama bunlar basılıp dağıtılamamıştır.
Kaldı ki, kitap, her zaman suç öğesi olarak gösterilmiştir, özellikle
askerî darbeler zamanında. 12 Eylül'de, kitabı basmak ve dağıtmak,
hatta okumak bir suç gibi gösterilmiştir. Silahla kitap aynı suç unsuru
olarak gösterilmiştir. Bunlar kafalarda derin izler bırakmıştır. Hatta
toplumda, bugün gerçekten özür dilememiz gereken, en azından devlet
olarak, maddi ve manevi zararlara yol açmıştır. Örneğin, birden aklıma
geliyor şimdi, "Bilim ve Sosyalizm" kitaplarının sahibi
Süleyman Ege. 12 Eylül'de bu kişinin 120 binin üzerinde kitabı alınıyor
arkadaşlar ve bu kitaplar yakılıyor. Bakın, "Kitabın Ateşle
Dansı" diye Sayın Süleyman Ege'nin bir kitabı çıktı. Gidiliyor
sıkıyönetime, o 120 binin üzerindeki kitap "yakıldı" deniyor.
Halit Çelenk'ten dinlemiştim ben. Ya, bu 120 bin kitabın sahibi Süleyman
Ege'ye nasıl söylerim ben bunu diye Sayın Çelenk böyle bir üzüntü duymuş.
Daha da acı bir şey oldu, Sol Yayınlarının sahibi İlhan Erdost, 12 Eylülden
sonra götürüldü, döve döve öldürüldü arkadaşlar, bakın. Muzaffer
İlhan Erdost, öldürülen İlhan Erdost'un adını yaşatmak için adını aldı,
yine böyle, kin beslemeden, topluma barış duygularıyla ve onun adına
kitap basarak, çeşitli toplantılar yaparak kardeşini yaşatmaya
çalıştı. Düşünebiliyor musunuz, bir kitap basıyorsunuz, yasak kitap
yok, bunu dağıtıyorsunuz, sizi götürüyorlar, döve döve öldürüyorlar.
İlhan Erdost, böyle öldü. Süleyman Ege'nin kitapları yakıldı.
Şimdi, parmak kaldıralım,
indirelim, uluslararası anlaşmaları kabul edelim ama, Türkiye'de
düşünmek, yazmak, kitap bastırmanın bir bedeli olduğunu bilelim
arkadaşlar. Bugün de, belki yakılmıyor, belki dövülmüyor, öldürülmüyor,
ama hâlâ bir sansür var okullarda, hâlâ yöneticilerin kafasında bir
sansür var; şiirler yasaklanıyor, kitaplar yasaklanıyor. Nazım
Hikmet'in şiiri çıkarılıyor, ama Başbakan okursa bunu, ben buradan
okursam, "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine…"
diye, kimse bir şey söylemez. Ama, ben bunu bir öğretmen olarak, öğrenci
olarak okumaya çalıştığım zaman, "hayır, bunu okuyamazsın"
diye gündemden çıkarılır.
Ben şunu söylemek istiyorum
arkadaşlar: Bakın, uluslararası ölçütlere uyarak, biz sizin ölçütlerinizi
kabul ediyoruz diye bu Antlaşma'yı kabul etmek, güzel; ama, evrensel
olmak için, önce yereli ve ulusalı korumak gerekir, önce emeği korumak
gerekir, önce kitaba saygı duymak gerekir, önce onun basımı için
destek olmak gerekir. Bugün piyasaya bırakılmıştır. Düşünmeniz
yetmez, yaratmanız yetmez. O konuda, siz, birtakım tekellerin ya da
güçlü kuruluşların dediği biçimde bir kitabı yazmaya çalışacaksınız
değerli arkadaşlar. Yani, bu uluslararası ölçütleri kabul etmek,
Avrupa Birliğine uyum için bu uluslararası Antlaşma'yı kabul etmek,
tamam; ama, bizim ülkemizde, kitaba, kitap yazana geçmişte büyük
haksızlıklar yapıldı. Bugün de, manevi değilse bile, maddi koşulları
olmadığı için kitabını bastıramayan, satamayan, dağıtamayan
bir sürü insan vardır. Bugün kitabı bastırıyorsunuz, PTT'den bir arkadaşınıza
göndermek istediğiniz zaman, o kitabın bedeli kadar posta ücreti
ödüyorsunuz. Ben bunu birkaç kere söyledim. Dedim ki, gelin, bunu…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Gazalcı
lütfen, toparlar mısınız.
Buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla)
- Peki.
Değerli arkadaşlar,
burada konuşmama son veriyorum, tümünüze saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Gazalcı.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
oylama için iki dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
WIPO İcralar ve Fonogramlar Antlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğu
Hakkında Kanun Tasarısı'nın açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 235
Kabul : 235 (x)
Böylece, kanun tasarısı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Sayın milletvekilleri,
birleşime 19.50'ye kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.46
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo
tutanağın sonuna eklidir.
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:19.57
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 97'nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
Kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşmelerine devam edeceğiz.
18'inci sırada yer
alan, WIPO Telif Hakları Andlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğu
Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile
Dışişleri Komisyonları Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
18.- WIPO Telif Hakları Andlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/1027) (S. Sayısı:
966) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 966
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Berhan Şimşek, İstanbul
Milletvekili.
Buyurun Sayın Şimşek.
CHP GRUBU ADINA BERHAN
ŞİMŞEK (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; WIPO Telif Hakları Antlaşmasına Katıldığımıza
İlişkin Kanun Tasarısı hakkında Grubum adına söz almış bulunuyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Fikrî mülkiyet hakkı,
telif hakkı; emeğe, yaratıcılığa, sanatın ve bilimin özgürlüğüne
saygı gösteren çağdaş dünyada en önemli insan haklarından biridir.
Buna karşılık, eser sahibinin izni olmadan eserin çoğaltılması,
gösterilmesi, kullanılması ise korsanlıktır ve korsanlık suçu bir
insan hakkı ihlalidir. Anayasa'nın "Sanatın ve sanatçının korunması"
başlıklı 64'üncü maddesi devletin sanatçıyı korumasını emretmektedir.
Anayasa'dan bahsederken
değerli arkadaşlar, son günlerde gündemimizde olan bir konuyu sizlerle
paylaşmak istiyorum. Sayın Başbakan, dün, açıklamasında "Anayasa
Mahkemesinin demokrasiye bir kurşun sıkma kararı oldu." diye
değerlendirmiştir. Fakat, belleğimizi tazelersek, hukukun içerisinde
4774 ve 4777 sayılı Kanunlar vardır. Bu Kanunlar, Anayasa'nın 76'ncı
ve 78'inci maddelerinin değiştirilmesidir. Belleğinizi tazeletmek
adına, 76'ncı madde, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 76'ncı maddesinin
ikinci fıkrasındaki "ideolojik veya anarşik eylemlere"
ibaresi "terör eylemlerine" şeklinde değiştirilmiştir
ve bununla beraber, Sayın Başbakan, milletvekili olabilme şansını
elde etmiştir. Ve devamında, 78'inci maddede "Yukarıda yazılı
hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip
eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır ve bu fıkra
gereği yapılacak seçimlerde Anayasa'nın 127'nci maddesinin üçüncü
fıkrası hükmü uygulanmaz."
Burada, Anayasa değiştirilerek,
bir özel yapıyla, AKP Genel Başkanı Grubunun başında olsun diye bir
Anayasa değişikliği yapılmıştır. Anayasa'nın uyguladığı, hukukun
uyguladığı Anayasa'ya "Evet" diyerek, burada Grubunun başına
Genel Başkan ve Başbakan olarak Tayyip Bey'in gelmesi, hukuka sıkılmış,
Anayasa'ya, karara sıkılmış bir kurşun değil, ama, yine, Anayasa'nın
102'nci maddesinin ilk fıkrasından, Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu
kararı "Demokrasiye sıkılmış bir kurşundur." diye değerlendirmek,
gerçekten abesle iştigaldir. Kendimize göre olunca, evet, olumlu,
(x) 966 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
hukuk, hukukun üstünlüğü
geçerli, ama benim aleyhimde bir karar çıkarsa, bu geçerli değil. Bunu,
değerli arkadaşlarım, sizlerle paylaşmak istedim. Sadece, hukuk,
kişilere değil, bütün genele uygulanır ve uygulanmıştır. O gün,
o, 76 ve 78'e "Evet" diyen anlayışın, Anayasa'nın, hukukun üstünlüğüne,
bugün de, 102'nci maddeden Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karara
"Hayır" demesi, gerçekten -ikinci kez söylüyorum- abesle iştigaldir.
Evet, değerli arkadaşlarım,
telif hakkı bir insan hakkıdır. Korsan ise, bu temel insan hakkının
gasbedilmesidir. Sanatçının hakkını korumak hem Anayasa'nın hem de
sosyal devlet olmanın gereğidir. Türkiye, 1951, 1995, 2000, 2001 ve
2004 yıllarında telif hakkı konusunda önemli düzenlemeler yapmıştır.
Biraz önce de ifade
ettik, konuştum, 964 sıra sayılı Yasa'da, WIPO İcralar ve Fonogramlar
Antlaşması gibi, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü, Telif Hakları Antlaşmasının
da Meclisimiz tarafından uygun bulunarak, yürürlüğe girmesi, telif
hakları alanında ülkemiz adına atılan en önemli adımlardan birisi
olacaktır.
Özellikle, 2004 yılında,
meslek birliklerinin, CHP'nin ve AKP'nin katkısıyla çıkarılan 5101
sayılı Yasa, telif hakları konusunda çağdaş düzenlemeleri hukuk
sistemimize aktarmıştır. 5101 sayılı Yasa telif hakları konusunda
yeterli düzenlemeleri öngörmekle birlikte, Kanun'un uygulanmasında
Kanun'u uygulayan idari otoritelerden kaynaklanan, yargı yükünden
kaynaklanan, uzman yargı personelinin sınırlı sayıda olmasından
kaynaklanan nedenlerden Yasa'nın uygulanmasında sorunlar baş göstermiştir.
Uzlaşma, iş birliği ve katılımla oluşturulan 5101 sayılı Yasa'da
korsanlık suçu şikâyete bağlı suç kapsamından çıkartılmış, kolluk
kuvvetlerine resen müdahale yetkisi getirilmiş; köprü altı, sergi,
pazar yeri gibi umuma açık alanlarda fikrî eserlerin satılması yasaklanmıştır.
Fikir-sanat eserlerini satan yerlerin Bakanlık tarafından sertifikalanması
öngörülmüştür. Ancak, bu Yasa'nın uygulanmasında ortaya çıkan sorunlar
ve korsanın önlenememesi nedeniyle 15 Aralık 2005 tarihinde sanatçı
arkadaşlarımız, meslek birlikleri Ankara'ya âdeta bir çıkarma yapmışlardır.
Sayın Genel Başkan Deniz Baykal'ı, Başbakanı ve Kültür ve Turizm Bakanını,
grup başkan vekillerini ve diğer siyasileri ziyaret etmişlerdir
ve aldıkları sözlerle de geri dönmüşlerdir. Ankara çıkarmasından
sonra, Başbakanın görevlendirmesi ile İçişleri, Adalet, Kültür ve
Turizm Bakanı, Millî Eğitim Bakanıyla birlikte meslek birliklerinin
temsilcilerinden oluşan bir komisyon çalışmalara başlamış ve Yasa'nın
işler hâle getirilmesi için çalışmalar yürütüleceği kamuoyuna,
bizlere açıklanmıştır. Ancak, gelinen noktada, korsanla etkin bir
mücadele sisteminin hâlâ kurulamadığı, İnternet üzerinden indirilen
MP3'lerin sanatçılarımızı zor durumda bıraktığı bilinmektedir
değerli arkadaşlar.
Telif hakları, sanatçılarımızın
maddi ve manevi haklarıdır. Ülkemizde sanatçılarımızın bu haklarına
en çok saygı göstermesi gereken kurum da tabii ki Kültür ve Turizm Bakanlığıdır.
Değerli arkadaşlarım,
sanatçılarımızın eserleri ülkemizin kültür hazineleridir. Ülkemizde,
gerek idareciler gerekse bireyler korsan ürünleri satın alarak,
alınıp satılmasına göz yumarak, bu eserlerle, eserlerin sahiplerine
büyük haksızlık yapmaktadır. Ülkemizin sahip çıkmadığı, sadece
sanatçılarımız ve eserleri değil, Türkiye aynı zamanda, kültür hazinelerimize
de sahip çıkamamaktadır. Uşak Müzesi ve Kahramanmaraş Müzesi'nde
sergilenen eserler âdeta yağmalanmaktadır, bilgileriniz dâhilinde.
Kahramanmaraş Müzesi'nde bulunan gümüş sikkelerden 545'inin sahteleriyle
değiştirildiği tespit edilmiştir ve açıklanmıştır. Daha önce de
Uşak Arkeoloji Müzesi'nde bulunan ve Karun Hazinesi'nin baş eseri
"Kanatlı Denizatı Broşu" sahtesiyle değiştirilerek müze
dışına çıkarıldığı ve aslının müzede bulunmadığı da ortaya çıkmıştır.
Bu gerçeklerden sonra, müzelerimizde envanterinin dahi bulunmadığı
itiraf edilmiştir. Böyle bir acı olabilir mi? Müzelerde envanter bile
bulunmamakta değerli arkadaşlarım. 21'inci yüzyıl Türkiyesi'nden
bahsediyoruz ve sizin dört buçuk yıllık iktidarınız da bunun içerisinde
tabii ki. Yaşanan bu acı hadiseler Türkiye'nin bir müze politikasının,
kültür politikasının bulunmadığını ortaya çıkarmıştır.
Değerli arkadaşlarım,
aylar önce Millî Eğitim, Kültür ve Spor Komisyonundan geçen Kütüphanecilik
Yasası da Mecliste sırasını bekliyor. Herhâlde ayın 6'sına kadar sanatçıların
sigortalarıyla ilgili yasa gelmeyeceği gibi, bu yasa da gelmeyecektir.
Türkiye'de âdeta bir kültürsüzlük politikası yaşanmaktadır.
Bakın, değerli arkadaşlar,
bir şeyi paylaşmak istiyorum sizlerle: Futbolun beşiği olan İngiltere'de
futbol seyircisi kadar, futbol maçlarına giden seyirci kadar müzeleri
ziyaret edenler vardır. Yani, futbol seyircisi kadar, müzeleri ziyaret
eden insan sayısı vardır. Bu insanlara öngörmekle, öğretmekle, bilgilendirmekle,
çocuk yaştan itibaren… Çünkü, ülkemiz bir açık hava müzesidir. Ama,
bunun hiçbir şekliyle kıymetini bilmeyiz ve hatta zaman içerisinde
yaşadıklarımızı hepimiz biliyoruz. Bu halıfleksler filan çıktığı
zaman, camilerimizde bulunan yüzlerce yıllık kilimleri gelip toparlayıp
götürdüler, size, boydan boya halıfleksler, halıserler döşeyeceğiz
dediler, çünkü, neden? Bunların kıymetini, değerini, onların motiflerini,
ipini, boyasını, sanatını öğretmemişiz; yani, zamanında, ormanları
da kesip, bulunduğu yerlere betonarmeler yaptığımız gibi. Bu bir
kültür politikasıdır. Yani, kültür dediğimiz zaman, sabah TV programlarında
çıkan sanatçıların yapmış oldukları sunumlar, şovlar değildir. Kültür,
tüketilerek biriktirilen tek şeydir, yeryüzünde tüketilerek biriktirilen,
zenginliği taşıyan politikaların temelidir. Onun için, Mustafa
Kemal Atatürk şunu şiar ediyor: "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli
kültürdür." Ama, maalesef, kültür bir tarafa bırakılmıştır, Türkiye'de
politikalar kültürsüzlük üzerine kurulmuştur.
Evet, değerli arkadaşlarım,
biz, elbette, Türkiye'de her müzeye, her arkeolojik alanda bulunanların
başına bir polis dikilmesini beklemiyoruz, ama, müzelerde nitelikli
personel istihdamının sağlanması, müzelere ziyaretçi girişinin
artırılması, müzeciliğin bir bilim dalı olarak geliştirilmesi
gerekmektedir.
Kültür Varlıkları ve
Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından verilen bilgiye göre, değerli
arkadaşlarım, Türkiye'de bulunan 93 müzeden 11'inde güvenlik kamerası
sisteminin bulunmadığı, 45 müzenin güvenlik kamerası sisteminin
revizyona ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. Yine, aynı genel müdür,
açıklamasında, "Müzeler her yıl 100 atama yapılabilseydi, güvenlik
görevlisi ve bekçi sorunu kalmazdı." diyor. Kahramanmaraş Valisi,
Müze Müdürünün yaklaşık altı aydır raporlu olduğunu söylüyor. Olabilir
tabii ki Sayın Başkan, olabilir. Olursa, gelirler, Uşak Müzesi'ni de,
Kahramanmaraş Müzesi'ni de soyar giderler. Ecdada, geleneğe, geçmişe,
tarihe sahip çıkmak, biçimsel, hamasi sözlerle olmaz. Tarih müzelerdedir,
yaşamımızdadır. Bunlardan yola çıkarak, ancak o ecdada, tarihe,
geleneklere, örfe, âdete ve kültür sanat birikimlerine sahip çıkılır.
Hamasi söylemlerle bunları söylersek, karşıma çıkıp, olabilir dersiniz.
Bu da bir anlayış yansıması olarak, benim de buradan, "sizin anlayışınızdır,
olabilir" dememde bir sakınca sanırım ki yoktur değerli arkadaşlarım.
Bütün bunlar, Kültür
Bakanlığının Turizm Bakanlığıyla yanlış bir karar sonucu birleştirilmesinden
de kaynaklandığını unutmayalım. Ülkemizde turizm, maalesef, kültür
politikalarını etkisiz hâle getirmiştir. Turizm ayrı bir olay, kültür
ayrı bir olaydır bilginiz dâhilinde değerli arkadaşlar.
Bu yaşananları, bu
iki bakanlık birleştirilirken, biz, burada gündeme getirdik. Daha
önce Kültür Bakanlığı yapmış -1979 itibarıyla- bakanların farklı
farklı partilerden düşüncelerini de burada sizlere aktardık,
ama, "Biz, obeziteyi, hantallığı atacağız, iki bakanlıktan bir
bakan çıkaracağız…" Ama, maalesef, bir artı bir, bir etmedi değerli
arkadaşlar. Turizm Bakanlığı da dökülüyor, Kültür Bakanlığı da dökülüyor
bu anlamda. Hepiniz de bunu biliyorsunuz değerli arkadaşlar. Allah'tan
ki, süre az kaldı; gereğini yapacağız inşallah.
Bugün yaşananlar, bu
bakanlıkların personellerinin de tarumar olmasına netice vermiştir
değerli arkadaşlar. Maalesef, sanatçılar dövülüyor, müzeler soyuluyor,
kültür merkezleri yıkılıyor, kütüphaneler, müzeler belediyelere
devrediliyor. Türkiye nereye gidiyor değerli arkadaşlarım? Bu
"kültür" dediğiniz olayı sıradan bir değerlendirmeyle… Bu
ülkenin eğitim ve kültür politikalarını düzeltmeden bu ülkeyi
kalkındıramazsınız, kalkındırabilmek mümkün değil. Kültür ve eğitimi
almamış gençlerden kaliteli tüketici yapamazsınız; siyasetle,
bilimle, sanatla ilgilenmesini isteyemezsiniz; ilgilenseler
de bilgisayar başında, sadece robot kimlikleriyle, geldiği derinliği,
tarihi ve dünyayı tanımadan, bilgisayarla arkadaş çocuklar yetiştiririz.
Bu da toplumun daha tehlikeli noktalara gitmesinin en önemli sebebi
olur.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiye'de bu olumsuz süreçler yaşanırken, Kültür ve Turizm Bakanlığının
hiçbir şey yapmadığını ifade ettim. Birkaç örnek vereyim size: İzmir
Devlet Senfoni Orkestrasında müdür ve müdür yardımcılığı için yapılan
seçimde en yüksek oy alan adayları dikkate almayarak, atamayı yedek
yönetim kurulu üyelerinden yaptılar. 6940 sayılı Cumhurbaşkanlığı
Senfoni Orkestraları Yasası'nca yönetilen Orkestrada yönetim kurulu
üyeliği için, geçen 6 Martta sanatçılar oy kullandı. Oylama sonucunda
Hakan Cem 50, Mustafa Tuncay 48, Ender Gülenler 48, Uğur Yalçın 46, Özcan
Göker 44 oy alarak yönetim kurulu üyeliklerine seçildiler. Yönetim
kurulu üyeleri kendi aralarında yaptığı bir seçimde, oy sıralamasını
dikkate alarak, Hakan Cem'i müdür, Mustafa Tuncay'ı da müdür yardımcısı
adayı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne
bildirdi. Ancak, Müdürlük, Özcan Göker'i müdür yaptı, Ender Gülenler'i
ise müdür yardımcısı olarak atadı. Buradan nasıl bir kadrolaşmanın
da yapılandığının resmi ortaya çıkmaktadır değerli arkadaşlarım.
Ülkemizde yaşanan
olaylara bakınız, Kültür ve Turizm Bakanlığında yaşanan olaylara
da bakınız.
Devlet Tiyatrolarındaki
eski Genel Müdür Lemi Bilgin usulsüz bir şekilde görevden alınmıştı,
biz de bu kürsüden birçok kez bunu dile getirmiştik. Yerine usulsüz
bir atama yapıldı, bunu da dile getirmiştik değerli arkadaşlar. Lemi
Bilgin'in açtığı dava olumlu sonuçlandı ve şimdi, Sayın Genel Müdür
mahkeme kararıyla göreve dönme süresini bekliyor -tabii gönülleri
olursa- ve bu olay ortaya çıkınca, Genel Müdür Yardımcısı Mustafa
Güler de görevinden alındı.
Yine, AKP'den milletvekili
adayı olan bir bürokratla ilgili bu kürsüden iddiaları dile getirmiştim,
bir kez daha onları dile getirip ifade etmeye gerek yok. O bürokratın
yerine bugün bir müfettişin vekâleten atandığını gördüm. Benim ortaya
çıkarmış olduğum şikâyetler üzerine, bu olay neticesinde, bir bürokrat,
evet, AKP'den milletvekili adayı olmuş bir bürokrat görevinden alınmak
mecburiyetinde kalmıştır. Sayın Atilla Koç'a, Sayın Kültür Bakanına,
bu konuda geç de olsa, göstermiş olduğu hassasiyetten dolayı huzurlarınızda
teşekkür ediyorum; çünkü, biz, milletin mazbatasını alarak burada
görevimizi yapıyoruz. Bu görevi yaparken de şuna özen gösteriyoruz
değerli arkadaşlar: Mazbatanın bizi taşımasını değil, mazbatanın
sorumluluğunu bizlerin taşıması gerekiyor. Eğer bir bürokrat, göreve,
bir koltuğa atandıysa, o koltuğun gücüyle millete güçlü bir şekilde
hizmet etmesi gerekirken, o gücü kendi çıkar ve ihtirasları anlamında
kullanırsa, maalesef tuzla kokar noktaya gelir. Bu konuda bir kez
daha Sayın Atilla Koç'a bu duyarlılığından… Zaman kalmadı, ilerideki
günlerde daha duyarlılıklar da iletecektik ama, sanıyorum ki 16'sı
son olacak.
Yüce Meclisi, değerli
arkadaşlarım, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Şimşek.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
WIPO TELİF HAKLARI ANDLAŞMASINA KATILMAMIZIN UYGUN BULUNDUĞU
HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1.- Dünya Fikri
Mülkiyet Hakları Örgütü (WIPO) tarafından 20 Aralık 1996 tarihinde
kabul edilen "WIPO Telif Hakları Andlaşması"na katılmamız
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Mustafa Gazalcı,
Denizli Milletvekili.
Buyurun Sayın Gazalcı.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA
GAZALCI (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
görüşmekte olduğumuz 966 sıra sayılı Dünya Fikri Mülkiyet Hakları
Örgütü Telif Hakları Andlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğu
Hakkında Yasa Tasarısı'nın 1'inci maddesinde Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına söz aldım. Tümünüzü saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
bu tasarı da uluslararası bir antlaşma. Avrupa Birliği Komisyonu
İlerleme Raporu'nda var ve telif haklarının uygun olduğuna ilişkin
bu antlaşmaya göre ülkemiz kabul ediyor. Aslında, telif hakkı, yani
yazma hakkı, yaratma hakkı, ilkin Avrupa'da, İngiltere'de ve Fransa'da
bir çeşit vergi gibi, devlete bir gelir sağlama amacıyla ortaya çıkmış,
bir denetim altına almak için, sonradan her ülke kendi yasasını ortaya
koymuştur. Bizde de 1950 yılından sonra, 50'li yıllarda, telif haklarıyla
ilgili yasa çıkarılmış, bu, daha sonra değişikliklere uğramıştır.
Fakat, dünyadaki, iletişimdeki, teknolojideki gelişmeler, dünya
ölçeğinde bu işin bir anlaşmaya, sözleşmeye varılması zorunluluğunu
doğurmuş ve 14 Temmuz 1967 tarihinde, İsveç Stockholm'de bir sözleşme
ile Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü ortaya çıkmıştır. Bugün, bu örgütün
merkezi, İsviçre'nin Cenevre kentindedir. 183 ülkenin taraf olduğu
bu sözleşmeye, Türkiye de 1976 yılında üye olmuştur. Amaç, bir eseri
korumaktır, onun başkaları tarafından hakkı ödenmeden kullanılmasını,
yani, çalınmasını önlemektir. Tabii, biraz önceki oturumda da söylediğim
gibi, bu tür sözleşmeler, uluslararası anlaşmalar büyük balığı korumaktadır.
Yani, bu konuda dünya çapında yayınlar yapan, filmleri pazarlayan,
bilgisayarı pazarlayan, sanat eserlerini pazarlayan örgütleri
bir ölçüde korumaktadır. Ama, biz de bu uluslararası ölçütlere, anlaşmaya
kendi iç yasalarımızı uyduruyoruz.
Değerli arkadaşlar,
tabii, biraz önceki konuşmamda da söylediğim gibi, bu uluslararası
anlaşmaları kabul ederken, Türkiye'mizde eser veren, yayın yapan,
her konuda, sanat ve kültür alanında eser verenleri daha çok korumak
gerektiğini düşünüyorum. Yani, Türkiye'de acaba, eser yaratan kaç
kişinin hakkı teslim edilmektedir? Örneğin, bir şiiri, eğer bestelenip
şarkı oluyorsa, kaç sanatçıya bu hak verilmektedir?
Zaman zaman okumuşsunuzdur,
devletin televizyonları bile birçok insanın telif hakkını ödemediği
için mahkemelik olmuştur. Yani, bu bilincin yerleşmesi, sanat ve
kültür eserlerini yaratanların haklarının, emeklerinin ödenmesi
bilincinin topluma yerleşmesi gerekir ve bunun da önce devlet tarafından
yapılması gerekir diye düşünüyorum. Örneğin, kitap… Arkadaşlar,
çocuklarımızı, gençlerimizi, hatta bütün insanlığı geliştiren
okuma eylemi ancak kitap aracılığıyla olur. Peki, bu kitabı -yeniden
söylüyorum- basmak, dağıtmak Türkiye'de çok güçtür ve kolay değildir.
Bugün, onca yetenek, ortaya koydukları eseri bastıramadıkları,
dağıtamadıkları için, çok zaman, onlar gün yüzüne çıkamamaktadır.
Bugün, bir kitabı postayla bir arkadaşınıza, başka bir kente göndermek
istediğinizde, en az, o kitabın ederi kadar posta ücreti de vermek
zorundasınız. Bu konuda ödenen, alınan vergilerin -yıllardan beri
söyleniyor- alınmaması ya da en aza indirilmesi söylendiği hâlde,
bu da yapılmamaktadır. Tam tersine, bizde kitap, ders kitabının dışındaki
kitap, özellikle sanat ve kültür eserlerini edinmek, göndermek bir
bedeli gerektiriyor. 12 Eylül -hep söz ediyorum- 1980 askerî darbesinden
sonra -özellikle bu kitap olayı- "aman çocuğum roman okuma, şu yazarı
okuma, bu yazarı okuma" diye analar, babalar âdeta çocuklarına
söyler oldu. Geçende, 12 Eylül'ün önderi diyelim artık, asıl hesap
soramadığımız Sayın Kenan Evren, kitaplarını, günah çıkartmak ister
gibi Muğla Üniversitesine bağışladı diye bir haber okuduk. Kaç kitabı
yaktı, kaç kitabı? O yazarlara, çizerlere içeride eziyetler etti,
sonra da bir üniversiteye kitaplarını bağışlıyor Kenan Evren!
Değerli arkadaşlar,
gerçekten sanatçıları korumak, yazarları korumak, onları desteklemek,
onların emeklerine, telif haklarına sahip çıkmak için düzenlemeler
yapmak gerekir. Önce, bizim iç hukukumuzda bu konuda düzenlemeler
yapılmalıdır. Yani, kitap bastırmayı kolaylaştıran, kitaptan vergi
çok az alan ya da almayan, kitap göndermede kolaylık gösteren bir anlayış…
Eskiden, anımsarsınız, kitap dediğin zaman, basılmış eser dediğin
zaman, o yarı yarıya, dörtte 1 fiyatla giderdi, ama, bugün, bu özelleştirmeler
de yaşandıktan sonra, bir kitabı, varsayalım ki 10 milyona tanesini
bastırıyorsanız, uzak bir yere göndermek de en az o kadar bir bedeli
gerektiriyor. Yani, birisine bir kitap gönderemiyorsunuz. Bastırmak
bir dert, dağıtmak bir dert, göndermek ayrı bir derttir. Ve bugün eğer
daha çok kitap satılmıyorsa, daha çok kitap basılmıyorsa… Son zamanlarda
bir ölçüde bu kitap basımı arttı Türkiye'de. Bu güzel bir şey, ama,
okumanın daha çok desteklenmesi, ancak yazanı desteklemekle olur.
Bugün Berhan Şimşek
arkadaşım da söyledi. Yazan arkadaşların, sanatçıların bir sosyal
güvenlik hakları yeterince korunamamış, geliştirilememiş. Bu
konuda yıllardır yakınmalar oluyor. Kültür Bakanlığının, Millî Eğitim
Bakanlığının bu konuda daha teşvik edici olması gerekir. Yani, geçenlerde
bir yazıda okumuştum. "Bu sokağa giriş yasaktır." denmiş. Neden
yasak? Bir yazar oturuyormuş o sokakta. O, kitabını yazıyormuş. Gürültü
olmasın diye o sokağa girişi yasaklamışlar! Şimdi, değerli arkadaşlar,
işte sanatçıya, yazara verilen değer bu.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Gazalcı,
lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla)
- Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Şimdi, bizde, bırakın
gürültü olmasın, onu rahatsız etmeyelim diye korumak, saymak; tam
tersine, "Sen bu kitabı mı yazıyorsun?" diye sanatçımıza,
yazarımıza olmadık acılar çektirdik.
Değerli arkadaşlar,
uluslararası ölçüleri kabul etmek güzel. Ama, önce kendi eser yazanlarımızı,
yaratanları, sanat ve kültür hayatımızı zenginleştirenleri ve
onların ürünlerini korumalıyız diye düşünüyorum, tümünüze saygılar
sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Gazalcı.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Mustafa Özyurt, Bursa
Milletvekili.
Buyurun Sayın Özyurt.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA
ÖZYURT (Bursa) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlarım,
966 sıra sayılı, Türkçesiyle "Vipo" İngilizcesiyle
"WIPO " diye tanımladığımız Telif Hakları Antlaşmasına
Katılmamızın Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı'nın 2'nci
maddesi hakkında görüşlerimi sizlerle paylaşmak için söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle, hepinizi en içten saygılarımla selamlarım.
Değerli arkadaşlarım,
bizde bir âdet var, Avrupa Birliğinden yahut da dışarıdan geldiğinde
hep böyle, havalarda kaparız nedense. Bu da öyle oldu. Bu, yoksa bizim
yaptığımız, bizim ürettiğimiz bir kanun tasarısı değil. Bunun arkasındaki
anlaşma, Avrupa Birliğinin uyum paketinde ortaya koydukları ve
"buna uyacaksınız" dedikleri bir anlaşmayı yasa tasarısına
çevirmiş vaziyetteyiz ve önümüze getirdiler.
Arkadaşlar, bu arada
ben, tasarıyla kabul ettiğimiz Antlaşma'ya şöyle bir göz gezdirdim.
Dedim ki, yani ne var bu Antlaşma'da? İnanın, bir Türk vatandaşı olarak
utandım. Bu Antlaşma'nın 2'nci maddesi,
"Telif Hakları
Koruma Kapsamı
Telif hakkının korunması,
düşünceleri, yöntemleri, uygulama
esaslarını ya da matematiksel kavramları değil, ifadeleri
kapsar." Ben, bu cümleden ne anlatılmak istendiğini kesinlikle
anlamadım. Eğer varsa içinizde, arkadaşlardan biri kalksın, desin
ki, bunun anlamı şudur desin. Bu getirilmiş bize, demişler ki,
"İşte, anlaşma bu." Bizim Kültür Bakanlığımız da, bu Antlaşma'yı
almış, imzalamış ve demiş ki, bunu bir tasarı olarak Meclise getiririz,
imzalatırız. Buna benzer diğer maddeler de böyle. Hiçbir tutarlılığı
olmayan, öznesiyle tümleci birbirini tamamlamayan bir anlaşma
var önünüzde ve eminim, yüzde 99'unuz da bu Antlaşma'yı okumamıştır ve
bu Antlaşma hakkındaki kanun tasarısı da önümüze geldi ve biz de bunu
konuşuyoruz, ben de yürürlük maddesinde konuşuyorum.
Dediğim gibi, Avrupa
Birliğinden geldi diye neredeyse havalarda kapıyoruz. Gerçekten,
bizim halkımıza bu gerekli miydi değil miydi, onu hiç tartışmıyoruz.
Evvela şunu söyleyelim: "Bu bizim halkımıza gerekli bir kanundur,
bu bizim halkımıza layıktır, onun için kabul ediyoruz." Öyle değil,
"Avrupa Birliği uyum paketinde böyle böyle bir anlaşma var, bu
anlaşmayı kabul edelim…"
Parlamentonun son
günlerini yaşıyoruz, sonuna geldik ve dediğim gibi, arkadaşların
büyük çoğunluğu da bu anlaşmanın ne olduğunu okumamıştır. O bakımdan,
ben, uygulama maddesi hakkında, yani yürürlük maddesi hakkında konuşuyorum
ama, dediğim gibi, hiç içime sinmemiştir, hiç yüreğim elvermiyor;
bu konuda da, sizinle bunu paylaşmak istiyorum. Dediğim gibi, bizim
önümüze getirilen Avrupa Birliği uyum paketinde "Aman bunu kaçırmayalım,
Avrupa Birliği sonra bize ne der, çok ayıp olur. İşte, sanatçılarımızı
şöyle yapıyoruz, böyle yapıyoruz..."
Arkadaşlarımın söylediklerinin
hepsi çok doğru, yani onlara katkı yapacak bir şeyim yok. Gerçekten,
yurt dışından gelen bir şey olduğu zaman havalarda kaparız, ama bizim
sanatçılarımız ürettiği zaman, nedense, hep tu kaka olur, hep ikinci
sınıf olur. İster edebiyatçımız olsun ister müzikçimiz olsun ister
diğer sanatçılarımız olsun, her zaman ikinci sınıf muameleyi görmüşlerdir,
ama dışarıdan gelen bir şey olduğu zaman, dediğim gibi, neredeyse
başımızın üstünde taşırız.
Kuşkusuz, bizde sanatçı
olmak zor iş arkadaşlar. Az evvel Gazalcı söyledi, sanatçı olmak öyle
kolay bir iş değil ve sanatçılarımıza da hiç saygı göstermeyiz. Bin
bir emekle üretilmiş olan kitaplarını birileri gelir toplar "Şurada
yakın" der ve yakarlar. "Bunun içinde ne vardı, ne yazmıştı,
kaç senede yazmıştı, nasıl emek harcamıştı?" diye hiç soran yoktur.
"Yakın." demiştir ve yakılmış gitmiştir. Diğer sanat eserleri
de öyledir. Sanat eserlerimizin, hiçbir zaman, değerini, kadrini bilmemişizdir.
Az evvel, Berhan arkadaşım
müzelerden söz etti. Benim evim Mudanya'da, ben Mudanya'da oturuyorum
ve her gün Mudanya Mütarekesi Müzesi'nin önünden geçerim. Mudanya
Mütarekesi Müzesi'nde 1 tane müstahdem vardır arkadaşlar, hem müdürdür
hem yerleri siler hem de gittiğiniz zaman size bilgi verir, Mudanya
Mütarekesi şu tarihte yapılmıştır, bu tarihte şey olmuştur diye. O
kişi hastalandığı zaman müzenin kapısı kapatılır ve üzerine bir
yazı yazılır "müze üç gün kapalıdır" diye. Hâlbuki, tarihimizin
çok önemli bir döneminde, Kurtuluş Savaşı'mızın sonunda imzaladığımız
Mudanya Mütarekesi'nin yapıldığı tarihî bir binadır, ama hiçbir zaman
değerini bilmemişizdir.
Çok fazla zamanınızı
almak istemiyorum. Dediğim gibi, aslında, yasa hakkında çok fazla
söyleyeceğim bir şey yok ama şu anlaşmayı, lütfen, Türkçesini düzgün
bir Türkçeyle düzeltsinler, düzgün bir Türkçe hâline getirsinler. Biraz
evvel konuşmalarımızda da, dikkat ettinizse, arkadaşlar tereddüt
ettiler, buna "Vaypo" mu diyelim, yoksa "Wıpo" mu
diyelim diye. İngilizcesi gerçekten WIPO, bizim dilimizdeyse bu
Antlaşma'nın karşılığı Türkçedir ve kelime anlamı da, Dünya Düşünsel
Haklar Antlaşması'dır. Dünya Düşünsel Haklar Antlaşması, yani ürettiğiniz
şeyin haklarına ait bir anlaşmadır.
Bu bakımdan, tasarı
hakkında çok fazla, uzun uzun bir şey söylemek de istemiyorum, ama dediğim
gibi, anlaşmanın lütfen Türkçesini birileri önlerine alsın ve bu
Antlaşmada ne istiyorlar, ne demek istiyorlar, onu açıkça yazsınlar.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum...
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Başkan, karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN - Arayacağım
Sayın Koç.
…aynı zamanda karar
yeter sayısı arıyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Sayın milletvekilleri, karar
yeter sayısı vardır, madde kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika
süre veriyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - WIPO Telif
Hakları Antlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı'nın açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 223
Kabul : 223 (x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
19'uncu sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Ukrayna Hükûmeti Arasında
Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Antlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine başlıyoruz.
19.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ukrayna
Hükümeti Arasında Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1109) (S. Sayısı: 1083)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
20'nci sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti
Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer
Ray Hizmetlerini de Kapsayan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı,
Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili Karşılıklı
Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonları
Raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo
tutanağın sonuna eklidir.
20.- Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı
ile Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Yapılan
Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsayan Demiryolu
Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi, Yenilenmesi, Bakımı
ve Onarımı ile İlgili Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/936) (S. Sayısı:
824)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
21'inci sırada yer
alan, Adalete Uluslararası Erişim Hakkında Sözleşmenin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine başlıyoruz.
21.- Adalete Uluslararası Erişim Hakkında Sözleşmenin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/922) (S. Sayısı: 843)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
Komisyonun olmadığı
anlaşıldığından, esasen gruplar da anlaşmış bulunduğundan, alınan
karar gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek
için, 3 Mayıs 2007 Perşembe günü saat 11.00'de toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.