Normal deneme 2 4 2007-05-21T11:36:00Z 2007-05-21T11:36:00Z 1 22214 126625 Türkiye Büyük Millet Meclisi 1055 297 148542 10.2625 Clean 0 0 nk 0 nk 0 0 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

 

DÖNEM: 22                                                                                  YASAMA YILI: 5

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

CİLT : 155

 

95’inci Birleşim

26 Nisan 2007 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R  I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

 II. - ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1.- Gün­dem­de­ki sı­ra­la­ma­nın ye­ni­den dü­zen­len­me­si­ne iliş­kin Da­nış­ma Ku­ru­lu öne­ri­si

III. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­rihî Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

3.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

4.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ve Eko­no­mik İş­bir­li­ği Teş­ki­la­tı (EİT) Ti­ca­ret ve Kal­kın­ma Ban­ka­sı Ara­sın­da Mer­kez An­laş­ma­sı­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1307) (S. Sa­yı­sı: 1378)

5.- Di­yar­ba­kır Mil­let­ve­ki­li İr­fan Rı­za Ya­zı­cı­oğ­lu ve 14 Mil­let­ve­ki­li­nin; Ka­mu Gö­rev­le­rin­den Ay­rı­lan­la­rın Ya­pa­ma­ya­cak­la­rı İş­ler Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/978) (S. Sa­yı­sı: 1402)

6.- Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1272) (S. Sa­yı­sı: 1318)

7.- Uy­gu­la­ma İmkânı Kal­ma­mış Ba­zı Ka­nun­la­rın Yü­rür­lük­ten Kal­dı­rıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1239) (S. Sa­yı­sı: 1325)

8.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ay­han Zey­nep Te­kin Bö­rü'nün, Türk Me­de­ni Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/888) (S. Sa­yı­sı: 1262)

9.- Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1195) (S. Sa­yı­sı: 1216)

10.- Ya­ban­cı­la­rın Ça­lış­ma İzin­le­ri Hak­kın­da Ka­nun ile Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve İçiş­le­ri ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1212) (S. Sa­yı­sı: 1225)

IV. - OY­LA­MA­LAR

1.- Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın oy­la­ma­sı

 

 

I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

TBMM Ge­nel Ku­ru­lu sa­at 14.00'te açı­la­rak dört otu­rum yap­tı.

Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar Öğüt, yem bit­ki­le­ri pa­ra­la­rı­nın hâlen öden­me­me­si ne­de­niy­le bü­yük­baş hay­van­lar­da aç­lık ve di­renç dü­şük­lü­ğü­ne bağ­lı ola­rak mey­da­na ge­len has­ta­lık ve top­lu ölüm­le­rin önü­ne ge­çi­le­bil­me­si için Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­kan­lı­ğın­ca alın­ma­sı ge­re­ken ön­lem­le­rin öne­mi­ne,

Muş Mil­let­ve­ki­li Se­ra­cet­tin Ka­ra­ya­ğız, Muş'un düş­man iş­ga­lin­den kur­ta­rı­lı­şı­nın 89'un­cu yıl dö­nü­mü mü­na­se­be­tiy­le, Muş'un ta­rih­çe­si­ne, Kur­tu­luş Sa­va­şı'nı ka­zan­ma­mı­za kat­kı­sı­na, ilin ge­liş­me­si için Hükûmet­çe ya­pı­lan ça­lış­ma­la­ra,

Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Meh­met Yıl­maz­can, Kut­lu Do­ğum Haf­ta­sı mü­na­se­be­tiy­le, Haz­re­ti Mu­ham­med'in tüm in­san­la­ra ör­nek ol­ma­sı ge­re­ken ha­ya­tı­na,

İliş­kin gün­dem dı­şı bi­rer ko­nuş­ma yap­tı­lar.

Gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın:

1'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305) gö­rüş­me­le­ri, da­ha ön­ce ge­ri alı­nan mad­de­le­re iliş­kin ko­mis­yon ra­po­ru he­nüz gel­me­di­ğin­den;

2'nci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904),

3'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337),

12'nci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da (1/1272) (S. Sa­yı­sı: 1318),

13'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Uy­gu­la­ma İmkânı Kal­ma­mış Ba­zı Ka­nun­la­rın Yü­rür­lük­ten Kal­dı­rıl­ma­sı­na Da­ir (1/1239) (S. Sa­yı­sı: 1325),

14'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ay­han Zey­nep Te­kin Bö­rü'nün, Türk Me­de­ni Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir (2/888) (S. Sa­yı­sı: 1262),

Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri­nin gö­rüş­me­le­ri;

5'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ve Eko­no­mik İş­bir­li­ği Teş­ki­la­tı (EİT) Ti­ca­ret ve Kal­kın­ma Ban­ka­sı Ara­sın­da Mer­kez An­laş­ma­sı­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın (1/1307) (S. Sa­yı­sı: 1378) gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­nı­la­rak 1'in­ci mad­de­si üze­rin­de bir sü­re gö­rü­şül­dü. Ve­ri­len ara­dan son­ra,

İl­gi­li ko­mis­yon yet­ki­li­le­ri Ge­nel Ku­rul­da ha­zır bu­lun­ma­dı­ğın­dan;

Er­te­len­di.

4'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ka­mu Ma­li Yö­ne­ti­mi ve Kon­trol Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı (1/1295) (S. Sa­yı­sı: 1357) gö­rüş­me­le­ri ta­mam­la­na­rak;

6'ncı sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti ile Bah­reyn Kral­lı­ğı Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ge­lir Üze­rin­den Alı­nan Ver­gi­ler­de Çif­te Ver­gi­len­dir­me­yi Ön­le­me ve Ver­gi Ka­çak­çı­lı­ğı­na En­gel Ol­ma (1/1207) (S. Sa­yı­sı: 1381),

7'nci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­nin Av­ru­pa Bir­li­ği Kriz Yö­ne­ti­mi Ha­re­kat­la­rı­na Ka­tı­lı­mı İçin Av­ru­pa Bir­li­ği ile Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ara­sın­da Çer­çe­ve Teş­kil Eden (1/1313) (S. Sa­yı­sı: 1382),

8'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Ka­tar Dev­le­ti Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ya­tı­rım­la­rın Kar­şı­lık­lı Teş­vi­ki ve Ko­run­ma­sı­na İliş­kin (1/952) (S. Sa­yı­sı: 852),

9'un­cu sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Gü­ney Af­ri­ka Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ti­ca­ret ve Eko­no­mik İş­bir­li­ği (1/1065) (S. Sa­yı­sı: 1012),

10'un­cu sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Ma­ca­ris­tan Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Eko­no­mik İş­bir­li­ği (1/1132) (S. Sa­yı­sı: 1182),

An­laş­ma­sı­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­la­rı, gö­rüş­me­le­ri­ni mü­te­aki­ben elek­tro­nik ci­haz­la ya­pı­lan açık oy­la­ma­lar­dan son­ra,

11'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Zey­nep Ka­ra­han Us­lu ve 4 Mil­let­ve­ki­li­nin, Hem­şi­re­lik Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (2/784) (S. Sa­yı­sı: 1320), ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­den son­ra,

Ka­bul edil­di.

26 Ni­san 2007 Per­şem­be gü­nü, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce sa­at 14.00'te top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 18.01'de son ve­ril­di.

 

Nev­zat Pak­dil

 

 

Baş­kan Ve­ki­li

 

 

Ah­met Kü­çük

Meh­met Da­niş

 

Ça­nak­ka­le

Ça­nak­ka­le

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 

Bay­ram Öz­çe­lik

Ah­met Gök­han Sa­rı­çam

 

Bur­dur

Kırk­la­re­li

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 

 

 

 

 

 

 

26 Ni­san 2007 Per­şem­be

Bİ­RİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati:14.00

BAŞ­KAN:Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER:Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le), Meh­met DA­NİŞ (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 95'in­ci Bir­le­şi­mi­ni açı­yo­rum.

Top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır, gö­rüş­me­le­re baş­lı­yo­ruz.

Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun bir öne­ri­si var­dır, oku­tup oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

Oku­tu­yo­rum:

II. - ÖNE­Rİ­LER

A) DA­NIŞ­MA KU­RU­LU ÖNE­Rİ­LE­Rİ

1.- Gün­dem­de­ki sı­ra­la­ma­nın ye­ni­den dü­zen­len­me­si­ne iliş­kin Da­nış­ma Ku­ru­lu öne­ri­si

Da­nış­ma Ku­ru­lu Öne­ri­si

No:221                                                                                                            Ta­rih:26.4.2007

Gün­de­min Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler Kıs­mı­nın 452 nci sı­ra­sın­da yer alan 1402 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi­nin bu kıs­mın 5 in­ci sı­ra­sı­na, 453 ün­cü sı­ra­sın­da yer alan 1400 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi­nin bu kıs­mın 12 nci sı­ra­sı­na, 18 ila 23 ün­cü ve 34 ila 63 ün­cü sı­ra­la­rın­da yer alan Ka­nun Ta­sa­rı­la­rı­nın bu kıs­mın 13 ila 48 in­ci sı­ra­la­rı­na alın­ma­sı­nın ve di­ğer iş­le­rin sı­ra­sı­nın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si­nin Ge­nel Ku­ru­lun ona­yı­na su­nul­ma­sı Da­nış­ma Ku­ru­lun­ca uy­gun gö­rül­müş­tür.

                                                                                                            Bü­lent Arınç

                                                                                               Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si

                                                                                                                Baş­ka­nı

                   Eyüp Fat­sa                         K. Ke­mal Ana­dol                 Mu­zaf­fer R. Kur­tul­mu­şoğ­lu

     AK Par­ti Gru­bu Baş­kan­ve­ki­li      CHP Gru­bu Baş­kan­ve­ki­li      Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu Baş­kan­ve­ki­li

BAŞ­KAN - Da­nış­ma Ku­ru­lu öne­ri­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­na ge­çi­yo­ruz.

III. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­rihî Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

BAŞ­KAN - 1'in­ci sı­ra­da yer alan ka­nun tek­li­fi­nin ge­ri alı­nan mad­de­le­riy­le il­gi­li ko­mis­yon ra­po­ru gel­me­di­ğin­den tek­li­fin gö­rüş­me­le­ri­ni er­te­li­yo­ruz.

2'nci sı­ra­da yer alan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon?.. Yok.

Er­te­len­miş­tir.

3'ün­cü sı­ra­da yer alan, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

3.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

4'ün­cü sı­ra­da yer alan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ve Eko­no­mik İş­bir­li­ği Teş­ki­la­tı (EİT) Ti­ca­ret ve Kal­kın­ma Ban­ka­sı Ara­sın­da Mer­kez An­laş­ma­sı­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

4.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ve Eko­no­mik İş­bir­li­ği Teş­ki­la­tı (EİT) Ti­ca­ret ve Kal­kın­ma Ban­ka­sı Ara­sın­da Mer­kez An­laş­ma­sı­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1307) (S. Sa­yı­sı: 1378)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 5'in­ci sı­ra­ya alı­nan, Di­yar­ba­kır Mil­let­ve­ki­li İr­fan Rı­za Ya­zı­cı­oğ­lu ve 14 Mil­let­ve­ki­li­nin; Ka­mu Gö­rev­le­rin­den Ay­rı­lan­la­rın Ya­pa­ma­ya­cak­la­rı İş­ler Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ya­ca­ğız.

5.- Di­yar­ba­kır Mil­let­ve­ki­li İr­fan Rı­za Ya­zı­cı­oğ­lu ve 14 Mil­let­ve­ki­li­nin; Ka­mu Gö­rev­le­rin­den Ay­rı­lan­la­rın Ya­pa­ma­ya­cak­la­rı İş­ler Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/978) (S. Sa­yı­sı: 1402) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Bu­ra­da.

Hükûmet? Bu­ra­da.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1402 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Ab­du­la­ziz Ya­zar'ın söz ta­le­bi var­dır.

Sa­yın Ya­zar, bu­yu­run efen­dim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA AB­DU­LA­ZİZ YA­ZAR (Ha­tay) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ka­mu Gö­rev­le­rin­den Ay­rı­lan­la­rın Ya­pa­ma­ya­cak­la­rı İş­ler Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

2531 sa­yı­lı Ka­mu Gö­rev­le­rin­den Ay­rı­lan­la­rın Ya­pa­ma­ya­cak­la­rı İş­ler Hak­kın­da­ki Ka­nun'un 2'nci mad­de­sin­de, ge­nel büt­çe­ye da­hil da­ire, ku­rum ve ku­ru­luş­lar ile kat­ma büt­çe­li ida­re­ler­de, bun­la­ra bağ­lı dö­ner ser­ma­ye­li ku­ru­luş­lar­da, ka­nun­la ve­ya ka­nun­la­rın ver­di­ği yet­ki­ye da­ya­nı­la­rak ku­ru­lan fon­lar­da, be­le­di­ye­ler­de, özel ida­re­ler­de 12 Mart 1964 gün ve 440 sa­yı­lı ve 12 Ma­yıs 1964 gün, 460 sa­yı­lı ka­nun­lar kap­sa­mı­na gi­ren ku­ru­luş­lar­da, ser­ma­ye­si­nin ya­rı­sın­dan faz­la­sı ay­rı ay­rı ve­ya bir­lik­te Ha­zi­ne­ce ve­ya yu­ka­rı­da­ki da­ire, ida­re, ku­rum ve ku­ru­luş­lar­ca kar­şı­la­nan yer­ler­de ay­lık üc­ret ve­ya öde­nek al­mak su­re­tiy­le gö­rev yap­mış olan­la­rın, bu yer­ler­de­ki gö­rev­le­rin­den han­gi se­bep­le

olur­sa ol­sun ay­rıl­ma­la­rı hâlin­de, ay­rıl­dık­la­rı ta­rih­ten ön­ce­ki iki yıl için­de hiz­me­tin­de bu­lun­duk­la­rı

                        

(x) 1402 S. Sa­yı­lı Bas­ma­ya­zı tu­ta­na­ğa ek­li­dir.

da­ire, ida­re, ku­rum ve ku­ru­luş­la­ra kar­şı, ay­rıl­dık­la­rı ay­lık­tan iti­ba­ren baş­la­ya­rak üç yıl sü­rey­le o        da­ire, ida­re, ku­rum ve ku­ru­luş­ta­ki gö­rev ve fa­ali­yet alan­la­rıy­la il­gi­li, ko­nu­lar­da, doğ­ru­dan doğ­ru­ya ve­ya do­lay­lı ola­rak, gö­rev ve iş ala­ma­ya­cak­la­rı, ta­ah­hü­de gi­re­me­ye­cek­le­ri, ko­mis­yon­cu­luk ve tem­sil­ci­lik ya­pa­ma­ya­cak­la­rı hük­me bağ­lan­mış­tır.

Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mu Baş­kan­lı­ğı­nın 2531 sa­yı­lı Ka­nun'un 1'in­ci mad­de­sin­de sa­yı­lan ku­rum ve ku­ru­luş­lar­dan ol­ma­sı ne­de­niy­le, ku­rum­da­ki gö­rev­le­rin­den han­gi se­bep­le olur­sa ol­sun ay­rı­lan ku­rum per­so­ne­li­nin 2531 sa­yı­lı Ka­nun'un 2'nci mad­de­siy­le ge­ti­ri­len ya­sak­la­ma­ya ta­bi ola­ca­ğı, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mu Baş­kan­lı­ğı Sos­yal Si­gor­ta­lar İlaç ve Ec­za­cı­lık Da­ire Baş­kan­lı­ğı­nın 8/9/2006 ta­rih ve 17-16 Ek Ge­nel­ge­siy­le tüm il­gi­li­le­re (il mü­dür­lük­le­ri ve böl­ge ec­za­cı oda­la­rı­na) du­yu­rul­muş­tur. Ge­nel­gey­le, Ka­nun'un bu şe­kil­de dü­zen­len­miş ol­ma­sı ne­de­niy­le, Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mu Baş­kan­lı­ğı bün­ye­sin­de yap­mış ol­du­ğu iş ve­ya gö­rev un­va­nı ne olur­sa ol­sun, ku­rum­da ça­lış­mak­ta iken ku­rum­dan ay­rı­lan ec­za­cı­la­rın, ser­best ya da ec­za­ne aça­rak, Ku­rum­la söz­leş­me im­za­la­ma ta­lep­le­ri hâlin­de, ku­rum­dan ay­rıl­dı­ğı ta­rih­ten iti­ba­ren üç yıl sü­rey­le ku­rum­la söz­leş­me yap­ma­la­rı­nın müm­kün bu­lun­ma­dı­ğı bil­di­ril­miş­tir. Bu ne­den­le, ge­nel­ge­nin ya­yım ta­ri­hi olan 8/9/2006 ta­ri­hin­den iti­ba­ren Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mun­dan ay­rı­lıp ser­best ec­za­ne aç­mış olan ec­za­cı­la­rın ku­rum­la söz­leş­me yap­ma ta­le­bi söz ko­nu­su ge­nel­ge ne­de­niy­le ka­bul edil­me­mek­te ve bu du­rum da ec­za­cı­la­rın mağ­du­ri­ye­ti­ne yol aç­mak­ta­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ec­za­cı bir mil­let­ve­ki­li ola­rak ön­ce­lik­le be­lirt­mek is­te­rim ki, ec­za­cı­lık mes­le­ği ve ec­za­cı­lar, sağ­lık sek­tö­rü­nün en önem­li ya­pı taş­la­rın­dan bi­ri­dir. Bu, as­la göz ar­dı edil­me­me­li­dir. Ec­za­cı­la­rı­mı­zın so­run­la­rı­nı bu yü­ce kür­sü­de de­fa­lar­ca ifa­de et­me­me rağ­men ec­za­cı­la­rı­mı­zın hiç­bir so­ru­nu­na AKP Hükûme­ti neş­ter vu­ra­ma­mış­tır.

Ka­mu ku­rum­la­rı­nın, ec­za­ne­le­re, be­lir­le­nen sü­re­ler­de öde­me yap­ma­ma­sı pek çok ec­za­ne­yi if­la­sın eşi­ği­ne ge­tir­miş­tir. Öte yan­dan, ka­mu ku­rum­la­rı­nın, re­çe­te­le­ri kon­trol et­tik­ten son­ra ec­za­cı­ya ge­ri gön­der­me­me­si ve­ya re­çe­te ke­sin­ti­si­nin ne­de­ni­ni bil­dir­me­me­si, za­man za­man da re­çe­te kon­trol­le­ri­nin el­le ya­pıl­ma­sın­dan kay­nak­la­nan ha­ta­lar, sek­tör­de çok bü­yük so­run­lar ya­rat­mak­ta­dır.

Bir­çok ila­cın uz­man he­kim ta­ra­fın­dan ya­zıl­ma zo­run­lu­lu­ğu, has­ta­la­rın, ilaç te­mi­nin­de güç­lük ya­şa­ma­sı­na ne­den ol­mak­ta­dır.

Ec­za­cı­lar, bir yan­dan ilaç fi­yat de­ği­şim­le­ri, öbür yan­dan re­çe­te kon­trol­le­ri ko­nu­sun­da bir stan­dart ol­ma­ma­sı se­be­biy­le bü­yük sı­kın­tı­lar ya­şa­mak­ta­dır­lar.

Öde­me ko­nu­sun­da ya­şa­nan so­run­la­rın çö­zü­mü için büt­çe­den sağ­lı­ğa ay­rı­lan pa­yın ar­tı­rıl­ma­sı, ku­rum­la­rın ilaç öde­me­le­ri­ne ay­rı­lan öde­ne­ği ön­ce­lik­li hâle ge­tir­me­si, bor­cun mut­la­ka za­ma­nın­da öden­me­si ya da borç za­ma­nın­da öde­ne­mi­yor­sa ec­za­cı­nın geç öde­me­den do­ğan za­ra­rı­nın te­la­fi­si için ge­rek­li ön­lem­le­rin alın­ma­sı bir zo­run­lu­luk­tur.

Tür­ki­ye'de eş de­ğer ilaç kul­la­nı­mı­nı özen­di­ri­ci ted­bir­ler alın­ma­mış­tır. İlaç­la­rın akıl­cı kul­la­nı­mı için top­lu­mu bi­linç­len­di­ri­ci eği­tim ve­ril­me­mek­te­dir. Ori­ji­nal ilaç üre­ti­mi için ya­pıl­ma­sı ge­re­ken ar-ge fa­ali­yet­le­ri ye­ter­siz­dir. Bu ek­sik­li­ği gi­der­mek için, ar-ge ya­tı­rım­la­rı­nın özel teş­vik kap­sa­mı­na alın­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.

Av­ru­pa Bir­li­ği ül­ke­le­ri­nin ço­ğun­da var olan ve her ilaç ku­tu­sun­da ya­zı­lı bu­lu­nan ec­za­cı­lık mes­lek hak­kı, ma­ale­sef, Tür­ki­ye'de ne bi­lin­mek­te ne de uy­gu­lan­mak­ta­dır. 2000'li yıl­lar­da ar­tık, ec­za­cı­lık mes­le­ği­nin de bir ga­ran­ti­si ve gü­ve­nir­li­ği ol­ma­lı­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, hükûmet ta­ra­fın­dan ha­zır­la­nan 6197 sa­yı­lı Ya­sa Ta­sa­rı­sı, dört yıl­dır İlaç ve Ec­za­cı­lık Ge­nel Mü­dür­lü­ğün­de gö­rü­şül­mek­te ol­ma­sı­na rağ­men, hâlen, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si gün­de­mi­ne alı­na­ma­mış­tır.

6197 sa­yı­lı Ya­sa'da "Ec­za­ne­nin sa­hi­bi ve so­rum­lu mü­dür ec­za­cı­dır." ye­ri­ne, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan "Ec­za­ne­nin so­rum­lu mü­dü­rü ec­za­cı ola­cak­tır." ifa­de­si ge­ril­mek is­ten­mek­te­dir.

Bu ifa­de ile zin­cir ec­za­ne­le­rin yo­lu açıl­mak­ta, do­la­yı­sıy­la, ser­best ec­za­cı­nın ge­le­ce­ği teh­li­ke­ye so­kul­mak­ta­dır. Bu ko­nu ge­rek Türk Ec­za­cı­la­rı Bir­li­ği Ge­nel Ku­ru­lun­da ge­rek­se Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Ge­nel Ku­ru­lun­da ta­ra­fım­dan bir­kaç kez di­le ge­ti­ril­miş­tir. Tüm ko­nuş­ma­la­rım­da Sa­yın Sağ­lık Ba­ka­nı ko­nuş­ma yap­tı­ğım sa­lon­lar­da ha­zır ol­du­ğu hâlde, bu zin­cir ec­za­ne­ler ko­nu­sun­da hiç­bir açık­la­ma yap­ma ge­re­ği­ni da­hi duy­ma­mış­tır.

Ec­za­ne ruh­sat­la­rı­nın ec­za­cı oda­la­rı ta­ra­fın­dan ve­ril­me­si, Türk Ec­za­cı­la­rı Bir­li­ğin­ce onay­lan­ma­sı ve bun­la­rın Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na bil­di­ril­me­si, mes­le­ği­miz­de çok önem­li bir sı­kın­tı olan mu­va­za­alı ec­za­ne aç­ma ve iş­let­me ola­yı­nı or­ta­dan kal­dı­ra­cak­tır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ka­mu­da ça­lı­şan yak­la­şık 1.500 ec­za­ne ol­ma­sı­na rağ­men bun­la­rın so­run­la­rıy­la kim­se il­gi­len­me­mek­te­dir. Ka­mu­da ça­lı­şan ec­za­cı­lar de­ne­tim ama­cı ile dış gö­re­ve gön­de­ril­mek­te, an­cak ken­di­le­ri­ne har­cı­rah öden­me­mek­te­dir. Bu da ka­mu­da ça­lı­şan ec­za­cı­la­ra bü­yük bir hak­sız­lık­tır.

Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mu Baş­kan­lı­ğı­nın 08/09/2006 ta­rih­li ve 51449 sa­yı­lı Ge­nel­ge­siy­le, 2531 sa­yı­lı Ya­sa'nın 2'nci mad­de­si ge­re­ği, ku­rum­da gö­rev yap­mak­ta iken han­gi se­bep­le olur­sa ol­sun ay­rı­lan ec­za­cı­la­rın ser­best ec­za­ne aç­tık­la­rın­da ku­rum­la, ku­rum si­gor­ta­lı­la­rı­na ilaç te­mi­ni için söz­leş­me ya­pa­ma­ya­cak­la­rı yö­nün­de dü­zen­le­me ya­pıl­mış bu­lun­mak­ta­dır. Bu dü­zen­le­me­ye gö­re, ge­nel­ge ta­ri­hin­den son­ra SSK'dan emek­li ola­rak ve­ya is­ti­fa ede­rek ay­rı­lan pek çok ec­za­cı hâlen ku­rum­la söz­leş­me ya­pa­ma­dı­ğın­dan mağ­du­ri­yet ya­şa­mak­ta­dır. Bu­gün­ler­de ku­ru­mun­dan ay­rıl­mış an­cak üç yı­lı­nı dol­dur­ma­mış ec­za­cı­la­rı­mı­zın da mev­cut söz­leş­me­le­ri­nin ip­ta­li gün­dem­de­dir.

Bi­lin­di­ği üze­re, tüm sos­yal gü­ven­lik ku­rum­la­rı­mız ay­nı ça­tı al­tın­da bir­leş­ti­ğin­de, Sos­yal Gü­ven­lik Ku­rum­la­rı ile ec­za­ne­ler ara­sın­da tek söz­leş­me im­za­la­na­cak­tır. Bu du­rum­da SSK'dan ay­rı­lan ec­za­cı­la­ra iliş­kin ge­nel­ge da­ha be­lir­siz bir hâl ala­cak­tır. İş­te, bu­gün ge­ti­ri­len bu ka­nun tek­li­fiy­le ec­za­cı­lar ken­di nam ve he­sa­bı­na yap­tık­la­rı mes­le­ki fa­ali­yet­le­riy­le il­gi­li ola­rak ku­rum ve ku­ru­luş­lar­la tip söz­leş­me­ler ya­pa­bi­le­cek­ler­dir.

Ec­za­cı­la­rın pek çok so­run­la­rın­dan bi­ri­ni çöz­mek­te olan bu ka­nun tek­li­fi­nin sağ­lık ca­mi­ası­na ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ya­zar, te­şek­kür edi­yo­rum.

AK Par­ti Gru­bu adı­na, Di­yar­ba­kır Mil­let­ve­ki­li İr­fan Rı­za Ya­zı­cı­oğ­lu.

Bu­yu­run Sa­yın Ya­zı­cı­oğ­lu. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA İR­FAN RI­ZA YA­ZI­CI­OĞ­LU (Di­yar­ba­kır) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; 1402 sı­ra sa­yı­lı Ka­mu Gö­rev­le­rin­den Ay­rı­lan­la­rın Ya­pa­ma­ya­cak­la­rı İş­ler Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi üze­rin­de, AK Par­ti Gru­bu adı­na ko­nuş­ma yap­mak üze­re söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Bu ve­si­ley­le, Mec­li­si­mi­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Gö­re­ve gel­di­ği gün­den be­ri Sağ­lık­ta Dö­nü­şüm Prog­ra­mı çer­çe­ve­sin­de dev­rim ni­te­li­ğin­de atı­lım­lar ya­pan par­ti­mi­zin sağ­lık­la il­gi­li ça­lış­ma­la­rı hak­kın­da ön­ce­lik­le kı­sa kı­sa baş­lık­lar şek­lin­de ko­nuş­ma ya­pa­cak­tım, ama ön­ce­lik­le, ben, hem AK Par­ti­mi­zin çok de­ğer­li Grup Baş­kan Ve­ki­li Sa­yın Eyüp Fat­sa'ya, çok de­ğer­li Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin Grup Baş­kan Ve­ki­li Sa­yın Ana­dol'a ve Ana­va­tan Par­ti­si­nin Grup Baş­kan Ve­ki­li Sa­yın Kur­tul­mu­şoğ­lu'na hu­zur­la­rı­nız­da te­şek­kür edi­yo­rum bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nı bir an ön­ce gö­rüş­me­ye al­dık­la­rı için.

Yak­la­şık 900 ta­ne ec­za­cı­yı il­gi­len­di­ren bu ka­nun ta­sa­rı­sı ya­sa­laş­tı­ğı tak­dir­de, şu an­da SSK'yla an­laş­ma ya­pa­ma­yan, SSK'dan emek­li olan ve ay­rıl­mış du­rum­da olan ec­za­cı mes­lek­taş­la­rı­mı­zın Si­gor­ta Ku­ru­muy­la söz­leş­me yap­ma­la­rı­nı dü­zel­te­cek bir ka­nun ta­sa­rı­sı­dır. 2531 sa­yı­lı Ya­sa'nın 3'ün­cü mad­de­sin­de de­ği­şik­lik ya­pı­la­rak, ec­za­cı mes­lek­taş­la­rı­mı­zın, ay­nı za­man­da he­kim ve diş he­kim­le­ri­nin ku­rum­lar­la söz­leş­me yap­ma­sı sağ­la­na­cak­tır.

11 Ma­yıs ta­ri­hin­de ec­za­ne söz­leş­me­le­ri­nin ye­ni­len­me­si ge­rek­ti­ğin­den bu ka­nu­na ön­ce­lik ve­ril­di ve bu­gün gö­rüş­me­ye al­dık. Ben, sö­zü faz­la uzat­mak is­te­mi­yo­rum, çün­kü ar­ka­daş­la­rı­mız­la ko­nuş­muş­tuk bu ya­sa­nın bir an ön­ce gel­me­siy­le il­gi­li, ko­nu­yu faz­la uzat­ma­mak için ken­di ara­mız­da an­laş­mış­tık.

Ben, tek­rar, bu ka­nu­nun tüm ec­za­cı mes­lek­taş­la­rı­mı­za ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Yi­ne, bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nın Mec­li­si­mi­ze ge­ti­ril­me­sin­de biz­le­re des­tek ve­ren ec­za­cı mes­lek­taş­la­rı­mı­za, ec­za­cı mil­let­ve­kil­le­ri­mi­ze en iç­ten te­şek­kür­le­ri­mi arz edi­yo­rum.

Bu ara­da, yak­la­şan 14 Ma­yıs Ec­za­cı­lar Gü­nü'nden ön­ce bu ya­sa­nın bu­ra­dan geç­me­si ec­za­cı mes­lek­taş­la­rı­mız için ger­çek­ten an­lam­lı ola­cak­tır.

Ben, tek­rar, tüm Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum ve te­şek­kür edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ya­zı­cı­oğ­lu.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 14.19

 

 

İKİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 14.22

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li), Meh­met DA­NİŞ (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 95'in­ci Bir­le­şi­mi­nin İkin­ci Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

1402 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'nin gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Tek­li­fin 1'in­ci mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum:

KA­MU GÖ­REV­LE­RİN­DEN AY­RI­LAN­LA­RIN YA­PA­MA­YA­CAK­LA­RI İŞ­LER HAK­KIN­DA

KA­NUN­DA DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI­NA DA­İR KA­NUN TEK­Lİ­Fİ

MAD­DE 1- 2/11/1981 ta­rih­li ve 2531 sa­yı­lı Ka­nu­nun 3 ün­cü Mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

"Uz­man ta­bip­ler, tıp­ta uz­man­lık tü­zü­ğü­ne gö­re uz­man olan­lar, ta­bip­ler, diş ta­bip­le­ri ve ec­za­cı­lar ken­di nam ve he­sa­bı­na yap­tık­la­rı mes­le­ki fa­ali­yet­le­ri ile il­gi­li ola­rak ku­rum ve ku­ru­luş­lar­la tip söz­leş­me­ler ya­pa­bi­lir­ler."

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (Trab­zon) - Sa­yın Baş­kan, bir dü­zelt­me ta­le­bi­miz var.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun bir dü­zelt­me ta­le­bi var.

Bu­yu­run Sa­yın Er­döl.

SAĞ­LIK, Aİ­LE, ÇA­LIŞ­MA VE SOS­YAL İŞ­LER KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI CEV­DET ER­DÖL (Trab­zon) - "2/11/1981 ta­rih­li ve 2531 sa­yı­lı" iba­re­sin­den son­ra "Ka­mu Gö­rev­le­rin­den Ay­rı­lan­la­rın Ya­pa­ma­ya­cak­la­rı İş­ler Hak­kın­da" iba­re­si­nin de ek­le­ne­rek, ka­nun met­ni­nin mad­de­ye ila­ve edil­me­si­ni ta­lep edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım. Tek­nik bir dü­zen­le­me.

BAŞ­KAN - Ta­mam, ge­rek­li not alın­mış­tır.

Sa­yın Ke­pe­nek'in bir söz ta­le­bi var.

Bu­yu­run Sa­yın Ke­pe­nek.

YA­KUP KE­PE­NEK (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, söz de­ğil de, Sa­yın Ba­kan­dan, da­ha doğ­ru­su, Hükûmet­ten bir so­ru ta­le­bim var izin ve­rir­se­niz, ara­cı­lı­ğı­nız­la.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

YA­KUP KE­PE­NEK (An­ka­ra) - Şim­di, gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz tek­li­fin ge­rek­çe­sin­de "ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rın­da ça­lı­şan­lar, gö­rev­den ay­rıl­dık­tan son­ra, iki yıl sü­rey­le ken­di iş­le­riy­le il­gi­li her­han­gi bir yer­de gö­rev ala­maz­lar" de­ni­yor. Bu, bi­li­nen, uy­gu­la­nan bir hü­küm.

Şim­di, doğ­ru­dan doğ­ru­ya Sa­yın Ba­ka­nı­mız­la il­gi­li de­ğil, ama şöy­le bir du­rum var: Geç­ti­ği­miz gün­ler­de Tür­ki­ye Pet­rol­le­ri Ge­nel Mü­dü­rü gö­re­vin­den ay­rıl­dı ve ay­rı­lır ay­rıl­maz Os­man Sa­im Dinç -Ça­lık Gru­bun­da- ay­nı işi ya­pan, ener­ji ve pet­rol işiy­le uğ­ra­şan bir gru­bun ge­nel mü­dü­rü ol­du anın­da. Şim­di, bu ya­sa hük­mü, ol­du­ğu gi­bi çiğ­nen­di. Ben du­ru­mu iz­le­dim. Sa­yın Ener­ji Ba­ka­nı­mız da, bun­da ne var de­me­ye ge­tir­di ve "Bir ka­mu gö­rev­li­si gö­re­vin­den ay­rıl­mış, baş­ka yer­de gö­rev al­mış, bu­nun ne­re­si­ni eleş­ti­ri­yor­su­nuz." de­di. Şu­nu de­mek is­ti­yo­rum: Doğ­ru­dan doğ­ru­ya bu ya­say­la il­gi­li de­ğil, ama bu ko­nu­da Hükûme­ti­mi­zin tu­tu­mu­nu, gö­rü­şü­nü me­rak edi­yo­rum. Bu du­ru­mun ne­den ko­vuş­tu­rul­ma­dı­ğı­nı, ne­den ele alın­ma­dı­ğı­nı, suç du­yu­ru­sun­da bu­lu­nul­ma­dı­ğı­nı da me­rak edi­yo­rum. Bu­nu sor­mak is­te­dim.

Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

YA­KUP KE­PE­NEK (An­ka­ra) - Ya­zı­lı da ola­bi­lir Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Efen­dim, Sa­yın Ba­kan na­sıl tak­dir eder­se.

Sa­yın Ba­ka­nım, bu­yu­run.

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, ön­ce­lik­le, Ener­ji Ba­kan­lı­ğı­mız, bu so­ru­nun ce­va­bı­nı, mu­hak­kak, ya­zı­lı ola­rak ve­re­cek­tir, ama ben bir hu­kuk­çu ola­rak, sor­du­ğu­nuz so­ru­nun mu­ha­ta­bı­nın Hükûmet ol­ma­dı­ğı­nın bir ke­re al­tı­nı çiz­mek is­te­rim. Zi­ra, ya­sa­lar­la ya­pı­lan dü­zen­le­me­ler­de, ka­nu­nen ya­sak­lan­mış bir fi­il söz ko­nu­suy­sa, cum­hu­ri­yet sav­cı­la­rı ha­re­ke­te ge­çer ve uy­gu­lar. Do­la­yı­sıy­la, Ana­ya­sa'nın te­mel il­ke­le­ri çer­çe­ve­sin­de ya­sa­ma, yü­rüt­me ve yar­gı­nın gö­rev alan­la­rı da bel­li­dir. Yar­gı­nın gö­rev ala­nı­na gi­ren, hu­ku­ken suç ol­du­ğu­nu id­dia et­ti­ği­niz bir şey­den do­la­yı siz da­hi suç du­yu­ru­sun­da bu­lu­na­bi­lir­si­niz ve cum­hu­ri­yet sav­cı­la­rı ha­re­ke­te ge­çer; eğer, ka­nu­nen suç sa­yı­lan bir iş­lem­se de, herhâlde, o bü­rok­rat hak­kın­da ge­rek­li iş­le­mi de yar­gı en iyi şe­kil­de ya­pa­cak­tır di­yo­rum.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın  Ba­ka­nım.

1'in­ci mad­de­yi, Ko­mis­yon Baş­ka­nı­nın dü­zelt­me­siy­le bir­lik­te, oy­la­rı­nı­za arz edi­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 2- Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 3- Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, tek­li­fin tü­mü­nü oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Tek­lif ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır, ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 6'ncı sı­ra­da yer alan, Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

6.- Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1272) (S. Sa­yı­sı: 1318) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Ye­rin­de.

Hükûmet? Ye­rin­de.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ko­mis­yon ra­po­ru 1318 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ne­vin Ga­ye Er­ba­tur.

Bu­yu­run Sa­yın Er­ba­tur. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA N. GA­YE ER­BA­TUR (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1318 sı­ra sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın tü­mü üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bul­mak­ta­yım. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­la­rım.

                        

(x) 1318 S.Sa­yı­lı Bas­ma­ya­zı tu­ta­na­ğa ek­li­dir.

Tüm alan­lar­da ka­dın-er­kek eşit­li­ği­nin sağ­lan­ma­sı çağ­daş­laş­ma yo­lun­da­ki bir ül­ke­nin ön­ce­li­ği ol­ma­lı­dır. Tür­ki­ye'nin de ta­raf ol­du­ğu ulus­la­ra­ra­sı söz­leş­me­ler de bu ko­nu­da ta­raf­la­rı bağ­la­yı­cı dü­zen­le­me­ler ön­gör­mek­te­dir. Ül­ke­mi­zin de bu ge­li­şim sü­re­cin­de ol­du­ğu­nu göz önü­ne alır­sak, ön­ce­lik­le ya­sa­lar­la top­lum­sal cin­si­yet eşit­li­ği sağ­lan­ma­lı, bu yol­la top­lum­sal dö­nü­şü­mün önü açıl­ma­lı­dır.

Ka­dın-er­kek eşit­li­ği­nin sa­de­ce ya­sa­lar­la de­ğil, bu ya­sa­la­rın uy­gu­lan­ma­sı­na yö­ne­lik zih­ni­yet de­ği­şik­li­ğiy­le sağ­la­na­ca­ğı da unu­tul­ma­ma­lı­dır. Bu te­mel he­def­le yo­la çı­ka­rak, Me­de­ni Ka­nu­nu­muz­la il­ke­sel ola­rak ge­ti­ril­miş olan ka­dın-er­kek eşit­li­ği­nin uy­gu­la­ma­da da ger­çe­ğe dö­nü­şe­bil­me­si için 4320 sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı Ya­sa­sı son de­re­ce önem­li­dir. Ya­sa'nın bu öne­mi hem ai­le kav­ra­mı­nın top­lum­sal ya­şam­da­ki ha­ya­ti ro­lün­den hem de ka­dı­nın ve ço­cu­ğun ai­le içi şid­det­ten ko­run­ma­sın­dan kay­nak­lan­mak­ta­dır.

Ana­ya­sa'mı­zın 41'in­ci mad­de­sin­de de be­lir­til­di­ği gi­bi, top­lu­mun te­me­li­ni ai­le oluş­tur­mak­ta­dır. Bi­rey­sel­lik­ten top­lum­sal­lı­ğa ge­çi­şin en kü­çük bi­ri­mi olan ve kar­şı­lık­lı rı­za ile olu­şan ai­le­nin sağ­lık­lı ya­pı­lan­ma­sı ve yü­rü­tül­me­si, top­lu­mun var olu­şu­nu ve ya­rın­la­ra güç­lü bir bi­çim­de uzan­ma­sı­nı doğ­ru­dan et­ki­le­mek­te­dir.

Şid­de­tin ai­le ya­şa­mı içe­ri­sin­de, ai­le­yi oluş­tu­ran bi­rey­ler ara­sın­da ger­çek­le­şen ve "ai­le içi şid­det" adı al­tın­da, ai­le için­de bir bi­re­yin di­ğer bir bi­re­ye yö­ne­lik fi­zi­ki, sö­zel ve duy­gu­sal kö­tü dav­ra­nı­şı şek­lin­de ta­nım­la­nan gö­rün­tü­sü top­lum için da­ha teh­li­ke­li ol­mak­ta, top­lu­mun en kü­çük bi­ri­mi olan ai­le içe­ri­sin­de ger­çek­le­şen şid­de­tin yol aç­tı­ğı ve aça­ca­ğı za­rar­lar, top­lum bün­ye­sin­de da­ha de­rin ve ka­lı­cı iz­ler bı­rak­mak­ta­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ai­le, top­lum­sal ha­ya­tın dü­zen­li bir şe­kil­de iş­le­ye­bil­me­si için in­sa­nın eği­tim gör­dü­ğü ilk yer­dir. Bu son de­re­ce önem­li ya­pı içe­ri­sin­de bi­rey­le­rin bir­bi­ri­ne kar­şı dav­ra­nış­la­rı top­lum­sal ya­pı­yı da doğ­ru­dan et­ki­ler. Ai­le için­de ye­ti­şen ço­cuk, rol mo­del ola­rak al­dı­ğı bü­yük­le­rin­den gör­dük­le­ri­ni ile­ri­de ye­tiş­kin bir bi­rey ol­du­ğun­da uy­gu­la­ma­ya ko­yar. Bu ne­den­le, ai­le için­de sağ­lık­lı iliş­ki­ler ku­rul­ma­sı doğ­ru­dan top­lum­sal dü­ze­ni et­ki­ler ve bu dü­ze­ni ko­ru­mak­la so­rum­lu dev­le­tin il­gi ala­nı­na gi­rer.

Bu tes­pit Ana­ya­sa'mı­zın il­gi­li mad­de­le­rin­ce doğ­ru­lan­mak­ta­dır. Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı'nın 41'in­ci mad­de­si "Ai­le, Türk top­lu­mu­nun te­me­li­dir ve eş­ler ara­sın­da eşit­li­ğe da­ya­nır.

Dev­let, ai­le­nin hu­zur ve re­fa­hı ile özel­lik­le ana­nın ve ço­cuk­la­rın ko­run­ma­sı ve ai­le plan­la­ma­sı­nın öğ­re­ti­mi ile uy­gu­lan­ma­sı­nı sağ­la­mak için ge­rek­li ted­bir­le­ri alır, teş­kilâtı ku­rar." di­ye­rek, ai­le­nin ko­run­ma­sı so­rum­lu­lu­ğu­nu üze­ri­ne al­mış­tır. Böy­le­ce, ai­le Ana­ya­sa ile ko­run­muş ve de­yim ye­rin­dey­se, bir ana­ya­sa ku­ru­mu ni­te­li­ği al­mış­tır.

Öy­ley­se, Ana­ya­sa gü­ven­ce­si al­tın­da bu­lu­nan ai­le­nin ko­run­ma­sı ko­nu­sun­da hükûmet­ler üze­ri­ne dü­şen gö­re­vi yap­mak zo­run­da­dır­lar. Bu­gün ge­li­nen nok­ta­da, 1998 yı­lın­da yü­rür­lü­ğe gi­ren 4320 sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun'da ça­lış­ma­lar ya­pıl­ma­sı el­bet­te önem­li bir adım­dır. Ör­ne­ğin, ye­ni dü­zen­le­me ile Ya­sa kap­sa­mın­da­ki baş­vu­ru­lar ha­ri­cin­de ve­ri­len ka­ra­rın in­fa­zı için ya­pı­lan ic­rai iş­lem­le­rin de har­ca ta­bi ol­ma­ma­sı önem­li de­ği­şik­lik­ler­den bi­ri­dir. Böy­le­ce, mağ­dur ta­ra­fın ge­nel­de ka­dın ol­du­ğu ve eko­no­mik öz­gür­lü­ğü­nün ol­ma­dı­ğı dü­şü­nü­lür­se, bu de­ği­şik­lik olum­lu bir adım­dır.

Ay­rı­ca, ai­le için­de şid­det uy­gu­la­yan ta­ra­fın sa­de­ce eş ol­ma­dı­ğı ger­çe­ğin­den ha­re­ket­le di­ğer ai­le bi­rey­le­ri­nin de ya­sa kap­sa­mı­na alın­ma­sı son de­re­ce doğ­ru­dur. Fa­kat, ge­nel an­lam­da, de­ği­şik­li­ğin, as­lın­da, so­ru­nun özü­nü et­ki­le­me­ye­cek şe­kil­de ya­pıl­ma­sı du­ru­mun­da bir öne­mi yok­tur. Şöy­le ki: Ya­sa'nın adı her ne ka­dar "Ai­le­nin Ko­run­ma­sı" ise de, içe­ri­ğin­de esas iti­ba­rıy­la ka­dı­nın şid­det­ten ko­run­ma­sı­nın amaç­lan­mış ol­du­ğu gö­rül­mek­te­dir. Hâki­min hük­me­de­ce­ği ted­bir­ler sa­yı­lır­ken, Ka­nun'da gö­rül­dü­ğü gi­bi, bu ted­bir­ler "ku­sur­lu eş" ve ye­ni dü­zen­le­me ile de "ai­le bi­re­yi" açı­sın­dan dü­zen­len­miş­tir. Ya­ni, şid­det uy­gu­la­yan ki­şi­nin en­gel­len­me­si amaç­lan­mış­tır. Top­lu­mu­muz­da şid­det gö­ren ta­ra­fın ne­re­dey­se ta­ma­mı­nın ka­dın ol­du­ğu dü­şü­nü­lür­se, çok ra­hat­lık­la, bu Ka­nun'un ka­dı­nın şid­det­ten ko­run­ma­sı­na yö­ne­lik ha­zır­lan­dı­ğı­nı söy­le­ye­bi­li­riz. Za­ten, uy­gu­la­ma­da ve dok­trin­de de bu gö­rüş ka­bul gör­müş­tür.

Bu du­rum­da, Ka­nun'un ama­cı­na tam ola­rak hiz­met ede­bil­me­si için, ka­dı­nın şid­det­ten ko­run­ma­sı­nı ve so­run­la­rın tek­rar­lan­ma­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak dü­zen­le­me­ler ya­pıl­ma­lı­dır. Ma­ale­sef, de­ği­şik­li­ğin yü­zey­sel kal­dı­ğı­nı ve uy­gu­la­ma­da­ki so­run­la­rı çöz­me­ye ye­ter­li ol­ma­dı­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum. Bu kap­sam­da, bir de­ği­şik­lik öne­ri­si ve­re­rek, bu hu­sus­la­rı da gün­de­me ge­tir­me­ye ile­ri­ki mad­de­ler­de ça­lı­şa­ca­ğım.

Ön­ce­lik­le, Ya­sa'da şid­de­tin bir ta­nı­mı­nın ya­pıl­ma­mış ol­ma­sı önem­li bir ek­sik­lik­tir. Ya­sa uy­gu­la­yı­cı­la­rı­na yol gös­ter­me­si açı­sın­dan "şid­de­tin her­han­gi bir tü­rü­ne" şek­lin­de bir ta­nım ya­pıl­ma­sı ge­rek­mek­tey­di. Uy­gu­la­ma­da, sö­zel şid­det, psi­ko­lo­jik şid­det, cin­sel şid­det ve eko­no­mik şid­det gi­bi şid­det tür­le­ri­nin göz ar­dı edil­di­ği ve şid­det de­ni­lin­ce sa­de­ce fi­zik­sel şid­de­tin al­gı­lan­mak­ta ol­du­ğu göz önün­de bu­lun­du­ru­la­rak, "şid­de­tin her­han­gi bir tü­rü" iba­re­si­nin Ka­nun'a ek­len­me­si, Ka­nun'un ru­hu­na uy­gun olan et­kin bir ko­run­ma­nın sağ­lan­ma­sı açı­sın­dan ge­rek­li­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 4320 sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı Ka­nu­nu, özü iti­ba­rıy­la, ai­le için­de şid­de­te ma­ruz ka­lan ki­şi­nin ko­run­ma­sı­nı amaç­la­mak­ta­dır. Bu kap­sam­da, ko­ru­ma, şid­de­te kar­şı ya­pıl­mak­ta­dır. Eli­miz­de­ki te­mel ol­gu şid­det ol­du­ğu­na gö­re, bu kav­ra­mın tam ola­rak ta­nım­lan­ma­sı, Ka­nun'un özü­ne iliş­kin bir so­run­dur. Bu ne­den­le, ulus­la­ra­ra­sı söz­leş­me­ler­de de yer al­dı­ğı üze­re, şid­de­tin sa­de­ce fi­zik­sel şid­det ol­ma­dı­ğı­nın be­lir­til­me­si, cin­sel, eko­no­mik, psi­ko­lo­jik şid­de­tin de var ol­du­ğu­nun vur­gu­lan­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Şid­det kav­ra­mı­nın içi­nin dol­du­ru­la­rak, ek­sik ve­ya yan­lış yo­ru­ma ne­den ol­ma­ya­cak şe­kil­de dü­zen­len­me­si, top­lum­da­ki yay­gın ve yan­lış bir şe­kil­de ka­bul gör­müş olan şid­det, eşit­tir, fi­zik­sel şid­det aç­ma­zı­nın da or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı­na yar­dım­cı ola­cak­tır.

1993 yı­lın­da Bir­leş­miş Mil­let­ler Ge­nel Ku­ru­lu, Ka­dı­na Yö­ne­lik Şid­de­tin Or­ta­dan Kal­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Be­yan­na­me'yi ka­bul ede­rek şid­de­tin ilk resmî ta­nı­mı­nı yap­mış­tır. Be­yan­na­me'nin 1'in­ci mad­de­si­ne gö­re, "ka­dı­na yö­ne­lik şid­det" te­ri­mi, ka­dı­na, fi­zik­sel, cin­sel ya da psi­ko­lo­jik za­rar­la so­nuç­la­nan ya da bu ih­ti­ma­lin mev­cut ol­du­ğu is­ter özel, is­ter­se sos­yal ya­şam­da ol­sun söz ko­nu­su ha­re­ket­le­re iliş­kin teh­dit­ler, zor­la ya da keyfî ola­rak öz­gür­lük mah­ru­mi­ye­ti de dâhil ol­mak üze­re, cin­si­ye­te da­ya­lı her tür­lü şid­det ha­re­ke­ti­ni kap­sa­mak­ta­dır. Bu ne­den­le, ka­dı­na yö­ne­lik şid­de­tin ön­len­me­sin­den bah­se­dil­di­ğin­de, te­mel ola­rak, ön­ce­lik­le fi­zik­sel, da­ha son­ra da eko­no­mik, psi­ko­lo­jik ve cin­sel şid­de­tin ön­len­me­si an­la­şıl­mak­ta­dır.

Ka­dı­na kar­şı şid­det, en yay­gın ve sık ola­rak rast­la­nı­lan, ka­dı­nın in­san hak­la­rı ih­lal­le­rin­den­dir. Ka­dı­na kar­şı ya­pı­lan, ka­bul edi­le­mez bir sal­dı­rı­dır. Ka­dı­na kar­şı şid­de­tin, özel­lik­le de, ai­le içi şid­de­tin, ka­dın-er­kek iliş­ki­le­rin­de eşit­li­ğin sağ­lan­ma­sı ve özel ve ka­mu­sal alan­lar ara­sın­da­ki uçu­ru­mun ka­pa­tıl­ma­sı için çö­züm­len­me­si ge­re­ken te­mel bir ko­nu­dur. Özel alan­da­ki hak ih­lal­le­ri, özel­lik­le de, çe­şit­li tür ve bi­çim­le­riy­le şid­det, ka­dın­la­rın ka­mu­sal ala­na çık­ma­sı önün­de­ki en bü­yük en­gel­ler­den bi­ri­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 4320 sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun, ke­li­me­nin tam an­la­mıy­la özel bir ka­nun­dur. Türk Ce­za Ka­nu­nu bir­ta­kım de­ği­şik­lik­ler­le ye­ni­le­nir­ken, ai­le için­de şid­det gö­ren ka­dı­nın bu şid­det­ten ko­run­ma­sı için derhâl ha­re­ke­te ge­çe­cek bir me­ka­niz­ma yer al­ma­mak­tay­dı. 4320 sa­yı­lı Ka­nun, iş­te, bu de­ği­şik­li­ği yap­mış­tır. Ör­ne­ğin, Avus­tur­ya'da po­lis, şid­det uy­gu­la­ya­nı gör­dü­ğü an­da, anın­da, ken­di ini­si­ya­ti­fiy­le uzak­laş­tır­ma ve­re­bi­li­yor. Biz­de, ka­dı­nın Türk Ce­za Ka­nu­nu'ndan do­ğan hak­la­rı­nı el­de ede­bil­me­si son de­re­ce uzun ve zor bir sü­reç ge­rek­ti­ri­yor­du. Bu Ka­nun ile bu zor­lu sü­reç ko­lay­laş­tı­rıl­mış­tır. Bu ne­den­le, as­lın­da, bu Ya­sa, şid­det gö­ren ka­dı­nın bu şid­det­ten ko­run­ma­sı için en hız­lı bir şe­kil­de ey­le­me geç­mek için var­dır. Bu ne­den­le, Ya­sa'nın uy­gu­la­ma­sın­da bu hı­zı ke­sen en­gel­le­rin or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı için de dü­zen­le­me­ler ya­pıl­ma­lı­dır.

Uy­gu­la­ma­da en çok şikâyet edi­len ko­nu­la­rın ba­şın­da, şid­de­te uğ­ra­yan ka­dın­la­rın baş­vu­ru­su sı­ra­sın­da kar­şı­laş­tık­la­rı zor­luk­lar gel­mek­te­dir. İlk baş­vu­ru­su­nu ge­nel­lik­le ka­ra­ko­la ya­pan ka­dın, po­li­sin gös­te­re­ce­ği olum­suz ve ters dav­ra­nış kar­şı­sın­da, âde­ta, ikin­ci kez şid­de­te uğ­ra­mış ola­cak­tır. Bu ne­den­le, Ya­sa'da, ge­nel kol­luk kuv­vet­le­ri­nin gö­rev­le­ri­ne iliş­kin ve ka­dı­nın ra­hat bir şe­kil­de iş­lem­le­ri­ni yap­ma­sı için ge­rek­li or­ta­mın sağ­lan­ma­sı­na yö­ne­lik dü­zen­le­me­nin de ya­pıl­ma­sı ge­rek­mek­tey­di. Bu kap­sam­da, "Şid­de­te ma­ruz ka­lan ai­le bi­re­yi­nin mü­da­fi yar­dı­mın­dan fay­da­lan­dı­rıl­ma­sı zo­run­lu­dur. Şid­de­te ma­ruz ka­lan ai­le bi­re­yi, ta­lep üze­ri­ne, cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lı­ğın­ca uy­gun gö­rü­len bir sı­ğın­ma evi­ne yer­leş­ti­ri­lir ve şid­de­te ma­ruz ka­lan bi­re­yin iz­len­me­si ve ted­bir ka­rar­la­rı­nın uy­gu­la­nıp uy­gu­lan­ma­dı­ğı­nın de­net­len­me­si için, o ai­le­ye, sos­yal in­ce­le­me ra­po­ru ha­zır­la­tıl­mak üze­re zo­run­lu bir sos­yal hiz­met uz­ma­nı gö­rev­len­di­ri­lir. Gö­rev­len­di­ri­len uz­man, or­ta­ya çı­ka­cak ih­lal­le­ri derhâl cum­hu­ri­yet sav­cı­lı­ğı­na ih­bar­la yü­küm­lü­dür. Ay­rı­ca, gö­rev­len­di­ri­len uz­man, ted­bir müd­de­ti so­nun­da bir in­ce­le­me ra­po­ru ha­zır­lar ve hâki­me su­nar. Hâkim, in­ce­le­me ra­po­ru­na gö­re ted­bi­rin uza­tı­lıp uza­tıl­ma­ya­ca­ğı­na ka­rar ve­rir." şek­lin­de dü­zen­le­me­le­rin ya­pıl­ma­sı et­ki­li ola­cak­tır di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Bu Ya­sa'nın an­la­mı, can gü­ven­li­ği is­te­yen ka­dın­lar için acil ön­lem ge­ti­re­bil­mek­tir. Ko­ru­ma ted­bi­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı, Tür­ki­ye'de sı­ğın­ma evi sa­yı­sı­nın ye­ter­siz­li­ği göz önü­ne alın­dı­ğın­da bü­yük önem ta­şı­mak­ta­dır. Bu Ya­sa'da ön­gö­rül­dü­ğü şe­kil­de uy­gu­lan­dı­ğın­da, şid­det mağ­du­ru ka­dı­nın evi­ni, mağ­du­ru bir kez da­ha mağ­dur et­me­den ko­ru­nak­lı bir mekâna çe­vir­miş olu­yor. Zih­ni­yet de­ği­şik­li­ği­nin, bu Ya­sa'nın bir tür bo­şan­ma da­va­sı ola­rak al­gı­lan­ma­sı, ka­dın­la­rın baş­vu­ru­la­rı­na hız­lı ya­nıt ve­ril­me­me­si, ba­zı şikâyet­le­rin Ya­sa kap­sa­mı­na alın­ma­ma­sı, ka­ra­rın çık­ma­sın­dan son­ra uy­gu­la­ma­da ya­şa­nan sı­kın­tı­lar gi­bi bir­çok so­run­lu nok­ta­da önem­li ve ge­rek­li ol­du­ğu­nu gör­mek­te­yiz. Ay­rı­ca, ko­ru­ma ka­ra­rı ve­ril­miş ki­şi, eğer ki, bu ka­ra­ra ay­kı­rı dav­ran­mış ise Ka­nun'un sağ­la­ma­sı ge­re­ken et­kin ko­ru­ma için ve­ri­le­cek olan ha­pis ce­za­sı­nın pa­ra­ya çev­ri­le­me­me­si ve er­te­len­me­me­si ge­rek­mek­te­dir.

Tüm bun­la­rın ya­nı sı­ra bel­ki de en önem­li ko­nu, Ka­nun'un uy­gu­la­ma­sı es­na­sın­da mağ­du­run şikâyet­te bu­lun­ma­sı­nı zor­laş­tı­ran et­ken­le­rin or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı­dır. Şid­det gö­ren ka­dın­la­rın böy­le bir ya­sa­nın var­lı­ğın­dan ha­ber­dar ol­ma­sı, en önem­li adım­dır. İkin­ci ola­rak da, şid­de­te ma­ruz ka­lan bi­re­yin, ilk baş­vu­ru anın­dan iti­ba­ren dev­re­ye gi­ren tüm ku­rum­lar­da­ki gö­rev­li­le­rin ai­le içi şid­det ko­nu­sun­da eği­til­miş ol­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Bu kap­sam­da Baş­ba­kan ve İçiş­le­ri Ba­ka­nı ta­ra­fın­dan ya­yım­la­nan ge­nel­ge­le­rin çok önem­li ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum. Bu ge­nel­ge­le­re uyul­ma­sı ve bu ge­nel­ge­ler­de is­te­nen­le­rin ya­pıl­ma­sı, ai­le içi şid­de­tin azal­tıl­ma­sı ko­nu­sun­da çok önem­li bir adım ola­cak­tır. Ge­nel­ge­ler­de yer alan ve ya­sal ola­rak da zo­run­lu­luk olan nü­fu­su 50 bi­nin üze­rin­de olan be­le­di­ye sı­nır­la­rı için­de sı­ğın­ma ev­le­ri­nin açıl­ma­sı ko­nu­su­na ön­ce­lik ve­ril­me­li­dir. Bel­ki, bu ko­nu­da yö­net­me­lik­ler ha­zır­la­na­rak be­le­di­ye­le­rin mut­la­ka sı­ğın­ma ev­le­ri­ni aç­ma­la­rı ve bun­la­rı ça­lış­tır­ma­la­rı da ya­pıl­ma­sı ge­re­ken iş­ler­den bir ta­ne­si­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; dik­kat edil­me­li­dir ki, Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun, 1998 yı­lın­dan bu ya­na yü­rür­lük­te ol­ma­sı­na rağ­men, Ka­nun'un uy­gu­la­ma­sın­da cid­di so­run­lar ol­du­ğu gö­rül­müş­tür. Ai­le için­de şid­det gö­ren ka­dı­nın, bu şid­de­ti ön­le­mek için ya­sal hak­kı­nı kul­lan­ma­ya yö­ne­lik gi­ri­şim baş­lat­tı­ğın­dan iti­ba­ren so­run­lar ya­şan­mak­ta­dır. İlk baş­vu­ru ye­ri olan ka­ra­kol­lar­da, gö­rev­li­le­rin, ka­dı­na, ai­le or­ta­mı­na ge­ri dön­me­si için tel­kin­de bu­lun­ma­sı olum­suz­luk­la­rın ilk baş­lan­gı­cı­dır. Bu ne­den­le ka­ra­ko­la baş­vu­ru­dan, ka­dı­nın sı­ğın­ma evi­ne yer­leş­ti­ril­me­si­ne ka­dar olan sü­reç, ka­dı­na kar­şı şid­de­tin ön­len­me­si açı­sın­dan bir bü­tün ola­rak ele alın­ma­lı­dır. O ne­den­le, ka­dı­nın ka­ra­ko­la baş­vu­ru­su anın­dan iti­ba­ren kar­şı­laş­tı­ğı tüm ki­şi­le­rin, baş­ta po­lis ve kol­luk kuv­vet­le­ri ol­mak üze­re, bu ko­nu­da eği­til­me­le­ri ve bu ko­nu­ya du­yar­lı ol­ma­la­rı da son de­re­ce önem­li­dir.

Şid­det gör­me ol­gu­su, üze­rin­de has­sa­si­yet­le du­rul­ma­sı ge­re­ken bir ko­nu­dur. Ya­pı­lan tüm bi­lim­sel araş­tır­ma­lar, şid­det gö­ren bi­re­yin duy­gu­sal açı­dan de­rin­le­me­si­ne et­ki­len­di­ği­ni ve bu et­ki­nin yıl­lar için­de or­ta­ya çık­tı­ğı­nı gös­ter­mek­te­dir. Fi­zik­sel şid­det gö­rü­ne­bi­lir et­ki­si ne­de­niy­le ilk an­da dik­kat çe­ker­ken, şid­de­tin di­ğer tür­le­ri ön­ce duy­gu­sal açı­dan so­run­la­ra yol aç­mak­ta ve bu so­run­lar za­man için­de fi­zik­sel bo­yut­la­ra da ta­şın­mak­ta­dır. Bu ne­den­le şid­det üze­ri­ne ya­pı­lan tüm ça­lış­ma­lar­da uz­man­laş­ma çok önem­li­dir.

Bu kap­sam­da, ka­dın, şid­det gör­me­si ne­de­niy­le bir­ta­kım so­run­lar ya­şa­mak­ta ol­du­ğu için ko­nu­nun bir sos­yal hiz­met uz­ma­nı ta­ra­fın­dan de­ğer­len­di­ril­me­si şart­tır. Şid­det gö­ren ve bu şid­de­ti ön­le­mek için ya­sal yo­la baş­vu­ran ka­dın bu ce­sa­re­ti gös­te­re­bil­di­ği­ne gö­re son de­re­ce zor bir du­rum­da bu­lun­mak­ta­dır. Bu du­ru­mun uz­man ol­ma­yan ki­şi­ler ta­ra­fın­dan de­ğer­len­di­ril­me­si olum­suz so­nuç­lar ya­ra­ta­bi­lir. Eğer bu ya­pı­lır­sa, bu du­rum­da, yan­lış yön­len­dir­me ka­dı­nı da­ha da zor du­ru­ma sok­ma gi­bi so­nuç­la­ra ne­den ola­bi­lir.

So­nuç ola­rak, bu Ka­nun, her açı­dan özel bir ka­nun ol­du­ğu dik­ka­te alı­na­rak eli­miz­de de­ği­şik­lik yap­ma fır­sa­tı var­ken bu fır­sa­tı en iyi şe­kil­de kul­lan­ma­lı­yız. 1990 son­ra­sı dö­nem­de ar­tık dev­let­le­rin ulus­la­ra­ra­sı pres­tij­le­ri sos­yal ko­nu­la­ra ver­di­ği önem­le öl­çü­lür hâle gel­miş­ken ve Tür­ki­ye Av­ru­pa Bir­li­ği yo­lun­da bir di­zi re­form ya­par­ken, de­ği­şi­min te­me­li olan ka­dın hak­la­rı­na ve­ri­len önem art­ma­dık­ça, ya­pı­lan ça­lış­ma­lar bir so­nuç ver­me­ye­cek­tir.

Ka­dı­na kar­şı şid­de­tin ön­len­me­si, ar­tık ye­rel bir so­run de­ğil­dir. Bu ger­çe­ğin göz önün­de bu­lun­du­rul­ma­sı ve Tür­ki­ye'nin, va­tan­da­şı­na kar­şı so­rum­lu­lu­ğu­nu ye­ri­ne ge­tir­me­si­ni di­le­ye­rek, yü­ce he­ye­ti say­gı­lar­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­ba­tur, te­şek­kür edi­yo­rum.

AK Par­ti Gru­bu adı­na İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Gül­se­ren To­puz.

Sa­yın To­puz, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA GÜL­SE­REN TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın ge­ne­li üze­rin­de, AK Par­ti Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­la­rım.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; şid­det, bü­tün dün­ya­da ol­du­ğu gi­bi ül­ke­miz­de de önem­li bir top­lum­sal so­run ola­rak var­lı­ğı­nı sür­dür­mek­te­dir. Ai­le için­de şid­det, an­ne ba­ba­dan ço­cuk­la­ra, er­kek­ten ka­dı­na, ço­cuk­lar­dan an­ne ba­ba­ya ve­ya kar­deş­ten kar­de­şe yö­ne­lik de ola­bil­mek­te­dir. Ai­le içi şid­det olay­la­rı­na, da­ha çok ka­dın ve ço­cuk­la­rın ma­ruz kal­dık­la­rı, ya­pı­lan araş­tır­ma­lar so­nu­cu or­ta­ya çı­kan bir ger­çek­tir. Ai­le içi şid­de­ti ön­le­me­yi amaç­la­yan ve 1998 yı­lın­da yü­rür­lü­ğe gi­ren 4320 sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun re­form ni­te­li­ğin­de bir dü­zen­le­me­dir. An­cak, za­man içe­ri­sin­de Ka­nun'un uy­gu­lan­ma sü­re­cin­de or­ta­ya çı­kan ek­sik­lik­ler ve kav­ram ka­rı­şık­lı­ğı, ye­ni bir dü­zen­le­me ya­pıl­ma­sı­nı zo­run­lu kıl­mış­tır.

Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı, be­lir­le­nen ek­sik­lik­le­ri gi­der­mek üze­re, Ada­let Ba­kan­lı­ğı, Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı, ba­ro ve si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı­nın hu­kuk­çu tem­sil­ci­le­ri­nin ka­tı­lım­la­rı ile Ba­kan­lı­ğa bağ­lı Ka­dı­nın Sta­tü­sü Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ko­or­di­nas­yo­nun­da ger­çek­leş­ti­ri­len top­lan­tı­lar so­nu­cu ha­zır­lan­mış­tır. Ta­sa­rı ile Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si tö­re ve na­mus ci­na­yet­le­ri ile ka­dın­la­ra ve ço­cuk­la­ra yö­ne­lik şid­de­tin se­bep­le­ri­nin araş­tı­rı­la­rak alın­ma­sı ge­re­ken ön­lem­le­rin be­lir­len­me­si ama­cıy­la oluş­tu­ru­lan Mec­lis Araş­tır­ma Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nda ve ay­nı ko­nu­ya iliş­kin Baş­ba­kan­lık ge­nel­ge­sin­de be­lir­ti­len söz ko­nu­su Ka­nun'da de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı­na iliş­kin öne­ri de bu şe­kil­de ye­ri­ne ge­ti­ril­mek­te­dir.

Bi­lin­di­ği üze­re, 4320 sa­yı­lı Ka­nun'un te­mel ama­cı, ai­le için­de şid­det uy­gu­la­yan bi­re­yi or­tak ya­şam ala­nın­dan uzak­laş­tır­mak ve di­ğer ön­gö­rü­len ted­bir­le­ri de uy­gu­la­ma­ya ko­ya­rak ai­le içi şid­de­ti ön­le­mek­tir. Ay­rı­ca, ta­sa­rı­da, ay­nı ça­tı al­tın­da ya­şa­ma­yan, ay­rı­lık ne­de­niy­le ay­rı ko­nut­lar­da bu­lu­nan bi­rey­ler ve de ev­li ol­ma­la­rı­na rağ­men fii­len ay­rı ya­şa­yan ai­le bi­rey­le­ri ve ço­cuk­lar da ai­le içi şid­de­te ma­ruz ka­la­bil­dik­le­rin­den, ai­le içi şid­det mağ­du­ru kap­sa­mı ger­çek­le­re uy­gun ola­rak dü­zel­til­mek­te­dir.

Ka­nun'un 1'in­ci mad­de­sin­de yer alan "eş" ifa­de­si­nin kul­la­nıl­ma­sı­nın uy­gu­la­ma­da kav­ram ka­rı­şık­lı­ğı ya­rat­ma­sı ne­de­niy­le, "ku­sur­lu eş" ifa­de­si "ku­sur­lu eşin ve­ya di­ğer ai­le bi­re­yi­nin" ola­rak de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

Ana­ya­sa'nın 41'in­ci mad­de­sin­de "Ai­le, Türk top­lu­mu­nun te­me­li­dir ve eş­ler ara­sın­da eşit­li­ğe da­ya­nır.

Dev­let, ai­le­nin hu­zur ve re­fa­hı ile özel­lik­le ana­nın ve ço­cuk­la­rın ko­run­ma­sı ve ai­le plan­la­ma­sı­nın öğ­re­ti­mi ile uy­gu­lan­ma­sı­nı sağ­la­mak için ge­rek­li ted­bir­le­ri alır." hük­mü bu­lun­mak­la, dev­let özel­lik­le ana­nın ve ço­cuk­la­rın ko­run­ma­sı­nı sağ­la­mak­la yü­küm­lü tu­tul­mak­ta­dır. Bu ne­den­le, şid­det uy­gu­la­yan bi­re­yin her­han­gi bir ra­hat­sız­lı­ğı­nın bu­lu­nup bu­lun­ma­dı­ğı hu­su­su­nun tes­pi­ti ve te­da­vi­si ile uy­gu­la­dı­ğı ve­ya uy­gu­la­ya­ca­ğı şid­de­tin or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı için, ta­sa­rı­da ai­le mah­ke­me­si hâki­mi­nin uy­gun gör­me­si hâlin­de şid­det uy­gu­la­yan bi­re­ye, bir sağ­lık ku­ru­lu­şu­na mu­aye­ne ve­ya te­da­vi için baş­vur­ma­sı ted­bi­ri­ni hük­me­de­bi­le­ce­ği de ön­gö­rül­müş­tür.

Yi­ne, Ana­ya­sa'nın 5'in­ci mad­de­sin­de, dev­le­te va­tan­da­şın re­fah, hu­zur ve mut­lu­lu­ğu­nu sağ­la­mak, ki­şi­nin te­mel hak ve hür­ri­yet­le­ri­ni, sos­yal hu­kuk dev­le­ti ve ada­let il­ke­le­ri ile bağ­daş­ma­ya­cak su­ret­te sı­nır­la­yan eko­no­mik en­gel­le­ri kal­dır­mak gö­re­vi ve­ril­miş­tir. Ana­ya­sa'nın bu hük­mü ge­re­ğin­ce, ai­le içi şid­det mağ­du­ru bi­rey­le­rin eko­no­mik gü­ven­ce al­tı­na alın­ma­la­rı 4320 sa­yı­lı Ka­nun'da ted­bir na­fa­ka­sı­na hük­me­di­le­rek sağ­lan­mak­ta olup, eğer şid­det mağ­dur­la­rı na­fa­ka al­mak­ta ise­ler ta­sa­rı­da mü­ker­rer na­fa­ka öden­me­si­ne en­gel olu­na­cak şe­kil­de ye­ni bir dü­zen­le­me ya­pıl­mış­tır. 4320 sa­yı­lı Ka­nun'un 1'in­ci mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sın­da yer alan bu mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra hük­mü­ne gö­re ya­pı­lan baş­vu­ru­la­rın har­ca ta­bi ol­ma­ya­ca­ğı hük­mü, yi­ne bu Ka­nun kap­sa­mın­da­ki baş­vu­ru­lar ve ve­ri­len ka­rar­la­rın in­fa­zı için ya­pı­lan ic­rai iş­lem­le­rin har­ca ta­bi ol­ma­ya­ca­ğı şek­lin­de dü­zen­len­miş­tir. Ta­sa­rı, özel­lik­le ka­dın ve ço­cuk­la­rı ko­ru­ma al­tı­na al­ma ve bu se­bep­le şid­de­te ma­ruz kal­mış ki­şi­le­ri yar­gı iş­lem­le­rin­de ma­li kül­fet ge­tir­me­me ama­cı­nı ta­şı­mak­ta­dır. Söz ko­nu­su amaç doğ­rul­tu­sun­da, baş­vu­ru­nun har­ca ta­bi ol­ma­ma­sı uy­gu­la­ma­sı­na uya­cak şe­kil­de hük­me­di­len ted­bir­le­rin ic­ra­ya ko­nul­ma­sı aşa­ma­sın­da da harç alın­ma­ma­sı hu­su­su­nun ta­sa­rı­da ay­rı­ca be­lir­til­me­si­ne ih­ti­yaç du­yul­muş­tur.

Ta­sa­rı­nın 2'nci mad­de­si­nin son fık­ra­sın­da, bu Ka­nun'un uy­gu­lan­ma­sı­na yö­ne­lik hu­sus­la­rın yö­net­me­lik­le dü­zen­le­ne­bi­le­ce­ği hü­küm al­tı­na alı­na­rak, uy­gu­la­ma­da kar­şı­la­şı­la­bi­le­cek ak­sak­lık­la­rın gi­de­ril­me­si amaç­lan­mış­tır. Bu­gün, Ge­nel Ku­rul gün­de­min­de yer alan ta­sa­rı­nın ka­nun­laş­ma­sı, ai­le içi şid­de­te ma­ruz ka­lan bi­rey­le­rin mağ­du­ri­yet­le­ri­nin gi­de­ril­me­si ve uy­gu­la­ma­da­ki ek­sik­lik­le­rin or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı ba­kı­mın­dan bü­yük önem ta­şı­mak­ta­dır.

Söz­le­ri­mi bu­ra­da bi­ti­rir­ken, bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yor, Ka­nun'da ya­pı­lan bu de­ği­şik­li­ğin tüm ka­dın­la­rı­mı­za ve tüm top­lu­mu­mu­za ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Te­şek­kür ede­rim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın To­puz.

Ta­sa­rı­nın mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Aİ­LE­NİN KO­RUN­MA­SI­NA DA­İR KA­NUN­DA DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI

HAK­KIN­DA KA­NUN TA­SA­RI­SI

MAD­DE 1- 14/1/1998 ta­rih­li ve 4320 sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nu­nun

1 in­ci mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"MAD­DE 1- Türk Me­denî Ka­nu­nun­da ön­gö­rü­len ted­bir­ler­den ay­rı ola­rak, eş­ler­den bi­ri­nin ve­ya ço­cuk­la­rın ve­ya ay­nı ça­tı al­tın­da ya­şa­yan di­ğer ai­le bi­rey­le­rin­den bi­ri­nin ve­ya mah­ke­me­ce ay­rı­lık ka­ra­rı ve­ri­len ve­ya ya­sal ola­rak ay­rı ya­şa­ma hak­kı olan ve­ya ev­li ol­ma­la­rı­na rağ­men fii­len ay­rı ya­şa­yan ai­le bi­rey­le­rin­den bi­ri­nin ai­le içi şid­de­te ma­ruz kal­dı­ğı­nı ken­di­le­ri­nin ve­ya Cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lı­ğı­nın bil­dir­me­si üze­ri­ne Ai­le Mah­ke­me­si Hâki­mi me­se­le­nin ma­hi­ye­ti­ni gö­zö­nün­de bu­lun­du­ra­rak re'sen aşa­ğı­da sa­yı­lan ted­bir­ler­den bir ya da bir­ka­çı­na bir­lik­te ve­ya uy­gun gö­re­ce­ği ben­ze­ri baş­ka ted­bir­le­re de hük­me­de­bi­lir:

Ku­sur­lu eşin ve­ya di­ğer ai­le bi­re­yi­nin;

a) Ai­le bi­rey­le­ri­ne kar­şı şid­de­te ve­ya kor­ku­ya yö­ne­lik söz ve dav­ra­nış­lar­da bu­lun­ma­ma­sı,

b) Müş­te­rek ev­den uzak­laş­tı­rı­la­rak bu evin di­ğer ai­le bi­rey­le­ri­ne tah­si­si ile bu bi­rey­le­rin bir­lik­te ya da ay­rı otur­mak­ta ol­du­ğu eve ve­ya iş­yer­le­ri­ne yak­laş­ma­ma­sı,

c) Ai­le bi­rey­le­ri­nin eş­ya­la­rı­na za­rar ver­me­me­si,

ç) Ai­le bi­rey­le­ri­ni ile­ti­şim araç­la­rı ile ra­hat­sız et­me­me­si,

d) Var­sa si­lah ve­ya ben­ze­ri araç­la­rı­nı ge­nel kol­luk kuv­vet­le­ri­ne tes­lim et­me­si,

e) Al­kol­lü ve­ya uyuş­tu­ru­cu her­han­gi bir mad­de kul­la­nıl­mış ola­rak şid­det mağ­du­ru­nun ya­şa­mak­ta ol­du­ğu ko­nu­ta ve­ya iş­ye­ri­ne gel­me­me­si ve­ya bu yer­ler­de bu mad­de­le­ri kul­lan­ma­ma­sı,

f) Bir sağ­lık ku­ru­lu­şu­na mu­aye­ne ve­ya te­da­vi için baş­vur­ma­sı.

Yu­ka­rı­da­ki hü­küm­le­rin uy­gu­lan­ma­sı ama­cıy­la ön­gö­rü­len sü­re al­tı ayı ge­çe­mez ve ka­rar­da hük­mo­lu­nan ted­bir­le­re ay­kı­rı dav­ra­nıl­ma­sı ha­lin­de tu­tuk­la­na­ca­ğı ve hak­kın­da ha­pis ce­za­sı­na hük­me­di­le­ce­ği hu­su­su şid­det uy­gu­la­yan eş ve­ya di­ğer ai­le bi­re­yi­ne  ih­tar olu­nur.

Eğer şid­de­ti uy­gu­la­yan eş ve­ya di­ğer ai­le bi­re­yi ay­nı za­man­da ai­le­nin ge­çi­mi­ni sağ­la­yan ya­hut kat­kı­da bu­lu­nan ki­şi ise hâkim bu ko­nu­da mağ­dur­la­rın ya­şam dü­zey­le­ri­ni gö­zö­nün­de bu­lun­du­ra­rak da­ha ön­ce Türk Me­denî Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re na­fa­ka­ya hük­me­dil­me­miş ol­ma­sı kay­dıy­la ta­lep edil­me­se da­hi ted­bir na­fa­ka­sı­na hük­me­de­bi­lir.

Bu Ka­nun kap­sa­mın­da­ki baş­vu­ru­lar ve ve­ri­len ka­ra­rın in­fa­zı için ya­pı­lan ic­raî iş­lem­ler har­ca tâbi de­ğil­dir."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ca­nan Arıt­man.

Bu­yu­run Sa­yın Arıt­man. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın, ya­ni 1318 sı­ra sa­yı­lı Ya­sa Ta­sa­rı­sı'nın 1'in­ci mad­de­si üze­ri­ne Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Ha­zı­ru­nu say­gıy­la se­lam­la­rım.

Bi­li­yor­su­nuz, ka­dı­na yö­ne­lik şid­det­le mü­ca­de­le­de Tür­ki­ye'nin ta­raf ol­du­ğu, al­tı­nı im­za­la­dı­ğı ulus­la­ra­ra­sı söz­leş­me­ler var. CE­DAW -ya­ni, Ka­dın­la­ra Kar­şı Her Tür­lü Ay­rım­cı­lı­ğın Ön­len­me­si İh­ti­ya­ri Pro­to­ko­lü- Pe­kin, Pe­kin ar­tı 5 ulus­la­ra­ra­sı söz­leş­me­le­ri, Bir­leş­miş Mil­let­le­rin Ka­dı­na Yö­ne­lik Şid­de­tin Yok Edil­me­si Bil­di­ri­si gi­bi ulus­la­ra­ra­sı söz­leş­me­le­re ta­raf ol­duk, al­tı­nı im­za­la­dık ve yi­ne bu söz­leş­me­le­rin ge­re­ği ola­rak, hükûmet­ler bu­nun ge­re­ği­ni yap­mak, bu doğ­rul­tu­da ya­sa­lar ha­zır­la­mak mec­bu­ri­ye­tin­dey­di. Do­la­yı­sıy­la, Tür­ki­ye'nin de ta­raf ol­du­ğu ulus­la­ra­ra­sı söz­leş­me­le­rin ge­re­ği ola­rak, Ana­ya­sa'nın da 41'in­ci mad­de­sin­de­ki amir hü­küm de göz önü­ne ve dik­ka­te alı­na­rak, ka­dı­na yö­ne­lik şid­de­tin ön­len­me­si ama­cıy­la, 1998'de Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun ka­bul edil­miş­ti. Bu, şid­de­te uğ­ra­ya­nı ko­ru­yan özel bir ko­ru­ma ya­sa­sı­dır; bu­nun al­tı­nı çiz­mek la­zım, bu özel bir ya­sa, özel bir ko­ru­ma ya­sa­sı.

Ta­bii, Ya­sa'nın adı her ne ka­dar "Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun" ise de as­lın­da, ka­dı­na yö­ne­lik ai­le içi şid­de­ti ön­le­me­yi amaç­la­yan bir ya­say­dı. O za­man­lar, 1998 yı­lın­da bu Ya­sa'yı ha­zır­la­yan­la­rın biz­le­re an­lat­tık­la­rı­na gö­re, "ka­dı­na yö­ne­lik şid­de­ti ön­le­me ya­sa ta­sa­rı­sı" di­ye­me­miş­ler adı­na. "Eğer adı­nı böy­le koy­say­dık, er­kek ege­men Mec­lis­ten, er­kek ço­ğun­luk­lu Mec­lis­ten bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nı ge­çi­re­mez­dik; onun için­dir ki, biz, bu Ya­sa'nın adı­nı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun ola­rak ha­zır­la­dık, an­cak o şe­kil­de er­kek ege­men Mec­lis­ten ge­çi­re­bil­dik" de­di. Bu da ta­bii, bir anek­dot ola­rak bil­gi­le­ri­niz­de ol­sun.

Ya­ni, bu tür ya­sa­la­rı, er­kek ege­men mec­lis­ler­den, er­kek ço­ğun­luk­lu mec­lis­ler­den ge­çir­mek­te bi­le ne sı­kın­tı­lar ya­şa­nı­yor, ne tür ya­ra­tı­cı­lık­lar or­ta­ya çı­kı­yor. Evet, as­lın­da, bir an­lam­da da ben­ce doğ­ru­su ya­pıl­mış ol­du, çün­kü ai­le için­de sa­de­ce ka­dın­lar de­ğil, ço­cuk­lar da yo­ğun bir şe­kil­de şid­de­te ma­ruz ka­lı­yor.

Ya­pı­lan bi­lim­sel araş­tır­ma­lar ve ger­çek­çi araş­tır­ma­lar, ül­ke­miz­de her 3 ka­dın­dan 1'inin, her 2 ço­cuk­tan 1'inin fi­zik­sel şid­de­te ma­ruz kal­dı­ğı­nı gös­te­ri­yor.

Ta­bii, Ai­le Araş­tır­ma Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün TÜ­İK'le yap­tı­ğı 2006 araş­tır­ma­sın­da­ki ra­kam­lar doğ­ru­su çok ko­mik. Şim­di, TÜ­İK'in Ai­le Araş­tır­ma Ge­nel Mü­dür­lü­ğüy­le yap­tı­ğı araş­tır­ma­ya gö­re, ül­ke­miz­de top­lam şid­de­te ma­ruz kal­ma ora­nı ka­dın­lar­da sa­de­ce yüz­de 7, fi­zik­sel şid­det uy­gu­la­yan er­kek ora­nı ise sa­de­ce yüz­de 3. Hâlbu­ki, ay­nı Ku­rum, ya­ni Ai­le Araş­tır­ma Ku­ru­mu­nun bun­dan ön­ce­ki araş­tır­ma­sı­na gö­re, ül­ke­miz­de ka­dı­nın şid­de­te ma­ruz kal­ma ora­nı yüz­de 97 idi ve bu­nun yüz­de 34'ü fi­zik­sel şid­det­ti ve bu­gün de üni­ver­si­te­le­rin, si­vil top­lum ör­güt­le­ri­nin son yıl­lar­da yap­tı­ğı araş­tır­ma­lar da top­lum­da şid­de­tin art­tı­ğı­nı gös­ter­mek­te­dir. Med­ya­da iz­le­dik­le­ri­miz, em­ni­ye­te in­ti­kal eden va­ka­lar ve he­pi­mi­zin gün­lük ya­şam­da gör­dük­le­ri­miz, iz­le­dik­le­ri­miz, top­lu­mu­muz­da şid­det ol­gu­su­nun art­tı­ğı yö­nün­de­dir, hem de cid­di bo­yut­lar­da. Do­la­yı­sıy­la, bu son araş­tır­ma­nın, TÜ­İK araş­tır­ma­sı­nın bi­lim­sel ve ger­çek­çi ol­ma­dı­ğı ge­rek­çe­siy­le, Sa­yın Ba­ka­na, bu ra­kam­la­rı hiç­bir yer­de te­laf­fuz et­me­me­si­ni tav­si­ye ede­rim. Her ko­nu­da, her alan­da yap­tı­ğı­nız gi­bi zor­la­may­la, zor­la­ma ra­kam­lar­la top­lum­sal ger­çek­ler giz­le­ne­me­mek­te­dir ve bir­çok plat­form­da da çok cid­di mah­cu­bi­yet­le­re ne­den ol­mak­ta­dır, dost­ça bir tav­si­ye­de bu­lu­nu­yo­ruz.

Şim­di, Sa­yın Ba­ka­nı­mız, ulus­la­ra­ra­sı plat­form­da, bu Ya­sa'yla, ya­ni Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun'la, 1998 ta­rih­li bu Ya­sa'mız­la, ulus­la­ra­ra­sı plat­form­da çok gu­rur­lan­dık­la­rı­nı, pek çok ge­liş­miş ül­ke­den çok da­ha ile­ri bir ya­sal dü­zen­le­me­mi­zin ol­du­ğu­nu ifa­de edi­yor. Evet, gü­zel, ama, şim­di Sa­yın Ba­ka­na bir so­ru sor­mak is­ti­yo­rum: Pe­ki, na­sıl olu­yor da, Sa­yın Ba­ka­nım, biz­de bu ka­dar mü­kem­mel bir ya­sa var­ken, na­sıl olu­yor da biz­de­ki şid­det on­lar­dan çok da­ha faz­la gö­rü­lü­yor ve gi­de­rek de hem ni­te­lik hem ni­ce­lik ola­rak ar­tı­yor?

Evet, bu­nun ne­de­ni ben­ce şu: Bir ke­re, her şey­den ön­ce, ya­sal dü­zen­le­me­le­ri­miz ye­ter­li de­ğil. Ya­ni, ye­te­rin­ce cay­dı­rı­cı­lı­ğı olan ya­sal dü­zen­le­me­le­ri­miz yok. Şid­de­ti ön­le­ye­bil­mek için ya­pı­la­cak ya­sal dü­zen­le­me­ler­de, mut­la­ka, ön­ce­lik­le, fai­lin ce­za­lan­dı­rıl­ma­sı sağ­lan­ma­lı­dır. Bu ce­za­lan­dı­rıl­ma­yı bü­tün top­lum gör­me­li ve her­kes de­me­li ki "evet, şid­det uy­gu­lar­sam, bu­nun be­de­li­ni dev­let ba­na öde­tir" cay­dı­rı­cı ol­ma­sı için.

Şid­det mağ­du­ru, mut­la­ka dev­let ta­ra­fın­dan ko­run­ma­lı­dır. Dev­let ta­ra­fın­dan şid­det mağ­dur­la­rı­nın ko­run­du­ğu bu top­lu­ma gös­te­ril­me­li­dir, is­pat edil­me­li­dir. Eğer bu­nu ya­pa­bi­lir­sek, ya­sal dü­zen­le­me­ler de ve bu ko­nu­da­ki söy­lem­ler de inan­dı­rı­cı ola­bi­lir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Evet, de­di­ğim gi­bi, her şey­den ön­ce, şid­de­tin ön­len­me­si için hükûmet­le­rin bu ko­nu­da ger­çek bir du­yar­lı­lı­ğı­nın ve inan­dı­rı­cı po­li­ti­ka­la­rı­nın ol­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.

Ba­kın, Da­ni­mar­ka'nın nü­fu­su sa­de­ce 5 mil­yon, ama, 45 ta­ne ka­dın sı­ğın­ma evi var. Bu yıl, ka­dı­na yö­ne­lik şid­de­ti ön­le­mek için Da­ni­mar­ka Hükûme­ti, 53 mil­yon eu­ro­luk bir büt­çe ayır­mış. Biz 72 mil­yo­nuz; kaç ta­ne sı­ğın­ma evi­miz var ve büt­çe­den ne ka­dar pa­ra ayır­dık? Do­la­yı­sıy­la, iş­te bu ye­ter­siz­lik­ler, bu so­ru­la­rın ce­vap­la­rı­nın tat­min edi­ci ol­ma­yı­şı, Hükûme­tin şid­det­le mü­ca­de­le­de inan­dı­rı­cı ve gü­ve­ni­lir ol­ma­sı­nın önü­nü ke­si­yor.

Şim­di, Sa­yın Ba­kan, her yer­de, 30 ta­ne sı­ğın­ma evi ol­du­ğu­nu söy­lü­yor. Ben ara­dım ta­ra­dım bu sı­ğın­ma ev­le­ri­ni, bu­la­ma­dım. Ba­kan­lı­ğın sa­de­ce 17 ta­ne sı­ğın­ma evi var, 11 adet de Ba­kan­lık ha­ri­ci sı­ğın­ma evi var. Şu 30 sı­ğın­ma evi­nin, ben, Sa­yın Ba­kan ta­ra­fın­dan, bir, bu­ra­da di­le ge­ti­ril­me­si­ni di­li­yo­rum, biz de bil­me­dik­le­ri­mi­zi öğ­re­ne­lim.

Şim­di, ba­kın, iki yıl ön­ce bu Mec­lis­ten bir ka­nun çı­kart­tık. Be­le­di­ye­ler Ka­nu­nu­na gö­re, nü­fu­su 50 bi­nin üze­rin­de­ki be­le­di­ye­ler sı­ğın­ma ev­le­ri aça­cak­tı. Ül­ke­miz­de nü­fu­su 50 bi­nin üze­rin­de 205 ta­ne be­le­di­ye var. Evet, bu 205 be­le­di­ye­nin kaç ta­ne­si sı­ğın­ma evi aç­tı? Bu­nu da Sa­yın Ba­kan­dan öğ­ren­mek is­ti­yo­rum ve iş­te, bu tür, ka­dı­nı ko­ru­ya­cak sı­ğın­ma ev­le­ri yap­ma­dan, büt­çe­den pay ayır­ma­dan ya­pı­lan ya­sal dü­zen­le­me­ler, ge­nel­ge­ler, ne ya­zık ki, iç ve dış po­li­ti­ka­da gös­te­riş­ten ve göz bo­ya­ma­dan öte­ye git­mi­yor.

Şim­di, Sa­yın Ba­ka­nım, si­ze, hal­kın si­zin­le il­gi­li ka­na­at­le­ri­ni bu­ra­dan di­le ge­tir­mek is­ti­yo­rum. Ne ya­zık ki, hal­kı­mız si­zin ka­dın ve ço­cuk­la­rı ko­ru­du­ğu­nu­za inan­mı­yor, bu ko­nu­da si­ze gü­ven­mi­yor. Ya­ni, bir an­ket yap­tı­rır­sa­nız bu­nu gö­rür­sü­nüz; bu­nu, si­ze, bu söy­le­mi­mi­zi is­pat­la­mış olu­ruz ve ne ya­zık ki, si­ze, "ka­dın ve ço­cuk­tan so­rum­lu Ba­kan" de­ğil, ka­dın ve ço­cuk­tan so­run­lu Ba­kan di­yor. Ne­den böy­le di­yor Sa­yın Ba­ka­nım? Çün­kü, inan­dı­rı­cı ol­ma­dı­ğı­nız için, gü­ven ve­re­me­di­ği­niz için. Hükûme­ti­niz de ay­nı şe­kil­de, inan­dı­rı­cı­lık­tan uzak.

Ba­kın, AKP'li be­le­di­ye­le­ri­niz ki­tap­çık­lar da­ğıt­tı. De­di­ler ki: "Do­kuz ya­şın­da­ki kız ço­cuk­la ev­le­ni­le­bi­lir." Bu­gün öğ­re­ni­yo­ruz ki, Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı­mız, eşi­ni… On beş ya­şın­da­ki bir ço­cuk­la ev­le­ni­yor.

MEH­MET SOY­DAN (Ha­tay)- On ye­di, on ye­di. Ca­nan Ha­nım, on ye­di.

CA­NAN ARIT­MAN (De­vam­la) - Hâlbu­ki, er­ken yaş­ta ev­li­lik, ya­ni, er­gen ev­li­lik­ler, ka­dı­na yö­ne­lik şid­de­tin bir bi­çi­mi­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Arıt­man, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

CA­NAN ARIT­MAN (De­vam­la) - Er­gen ev­li­lik­ler, ka­dı­nın sağ­lık­tan eği­ti­me ka­dar her tür­lü in­san hak­la­rı­nı kul­lan­ma­sı­nı, ne ya­zık ki, en­gel­le­mek­te­dir. Do­la­yı­sıy­la, söz­de de­ğil öz­de sa­vu­nu­cu ol­mak la­zım­dır. Evet, bu "Do­kuz ya­şın­da­ki ço­cuk­la ev­le­ni­le­bi­lir, dört ka­dın alı­na­bi­lir, ka­dın dö­vü­le­bi­lir." di­yen be­le­di­ye baş­kan­la­rı­nı­za, şöy­le, ka­mu­oyu­nun ve biz­le­rin du­ya­ca­ğı bir tep­ki gös­ter­me­di­niz. Ya­ni, eğer böy­le bir şey Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­sin­de ol­say­dı, ina­nın, bu par­ti aya­ğa kal­kar ve biz da­ha üze­rin­den yir­mi dört sa­at geç­me­den o be­le­di­ye baş­kan­la­rı­nı Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­sin­den ih­raç eder­dik, hem de son­su­za ka­dar ih­raç eder­dik. İş­te, an­cak söy­le­mi­niz ile ey­le­mi­niz bir­bi­ri­ni tu­tar­sa o za­man inan­dı­rı­cı ola­bi­lir­si­niz, o za­man gü­ven ve­re­bi­lir­si­niz. Ne ya­zık ki, top­lum­da, ka­dın­la­rı­mız, şid­de­te kar­şı ko­ru­na­cak­la­rı ko­nu­sun­da Hükûme­ti­niz dö­ne­min­de gü­ven duy­mu­yor­lar.

Evet, şim­di, bu Ya­sa 1998'de bi­raz ace­le­ye ge­le­rek, ye­ter­li özen gös­te­ri­le­me­den, ye­ter­li bir ha­zır­lık dö­ne­mi ol­ma­dan oluş­tu­rul­du ve do­la­yı­sıy­la hem tek­nik hem de içe­rik an­lam­da ek­sik­lik­ler ba­rın­dır­dı. Şim­di ya­pı­lan dü­zen­le­me, iş­te bu ek­sik­lik­le­ri gi­der­mek ve ya­sa­nın di­li­ni dü­zelt­mek için ya­pıl­mış­tır, ama, yi­ne de ba­zı ek­sik­lik­le­ri var­dır. Bu ek­sik­lik­le­ri­ni, yan­lış­la­rı­nı gi­der­mek için ba­zı öner­ge­ler ve­re­ce­ğiz. Hükûme­tin, Ko­mis­yo­nun ve de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­nin bun­la­ra ka­tıl­ma­sı­nı di­li­yo­ruz. Bu ko­nu­da­ki tav­rı­nız, ay­nı za­man­da, sa­mi­mi­ye­ti­ni­zin, du­yar­lı­lı­ğı­nı­zın da bir öl­çü­tü ola­cak­tır.

Ai­le içi şid­de­tin ön­len­me­sin­de ya­sal dü­zen­le­me­le­rin hem fa­il hem de mağ­dur açı­sın­dan ay­rım gö­ze­til­mek­si­zin tüm bi­rey­le­ri kap­sa­ma­sı çok önem­li­dir. Ai­le için­de ço­cuk­la­ra yö­ne­lik şid­det cid­di bo­yut­ta­dır. Ço­cuk­la­rın şid­de­te ma­ruz kal­ma­sı ve­ya şid­de­te se­yir­ci ol­ma­sı bi­le ile­ri­de onu şid­det uy­gu­la­yı­cı bi­rey ya­par. Şid­det, öğ­re­ti­le­bi­lir, öğ­re­ni­le­bi­lir bir ol­gu­dur. So­run­la­rın çö­zü­mün­de şid­det uy­gu­la­ma­yı yön­tem ola­rak öğ­re­nen ço­cu­ğun onu ya­şa­mın­da uy­gu­la­ma­ma­sı müm­kün de­ğil­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Arıt­man, iki bu­çuk da­ki­ka ek sü­re al­dı­nız, lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız, bu­yu­run efen­dim.

CA­NAN ARIT­MAN (De­vam­la) - Bir ata­sö­zü­müz var: "Ne eker­se­niz onu bi­çer­si­niz." Ba­kın, gi­de­rek bir şid­det top­lu­mu olu­yo­ruz, ha bi­re şid­de­ti üre­ti­yo­ruz. Ai­le­ler, şid­det uy­gu­la­ma­sı­nı, ço­cuk eği­ti­min­de bir eği­tim ara­cı ve bir ter­bi­ye yön­te­mi ola­rak gö­rü­yor. Ne ya­zık ki okul­da da ay­nı­sı uy­gu­la­nı­yor. Yi­ne, di­li­miz, ata­söz­le­ri­miz bi­le şid­de­ti övü­yor, nor­mal gös­te­ri­yor.

Ba­kın, son yıl­lar­da top­lu­mu sar­san ci­na­yet­ler, ya­ni Hrant Dink ci­na­ye­ti, Trab­zon'da­ki ra­hi­bin öl­dü­rül­me­si, Da­nış­tay hâki­mi­ne yö­ne­lik ci­na­yet, son, Ma­lat­ya'da­ki ci­na­yet­ler… Bu ci­na­yet­le­rin fa­il­le­ri­nin, uz­man­lar ta­ra­fın­dan araş­tı­rıl­ma­sı ya­pıl­sa hep­si­nin al­tın­da bir or­tak ger­çek çı­ka­cak­tır; bu da bu ço­cuk­la­rın, bu ci­na­yet fa­il­le­ri­nin hep­si­nin ai­le­sin­de şid­det öğ­re­ti­si al­mış, şid­det­le trav­ma­ti­ze edil­miş ki­şi­lik­ler ol­du­ğu ger­çe­ği or­ta­ya çı­ka­cak­tır. Şim­di, sor­mak is­ti­yo­rum: Aca­ba bu genç­ler mi ka­til, yok­sa on­la­rı şid­det or­ta­mın­da ye­tiş­ti­ren­ler mi ka­til? Bu so­ru­yu ar­tık da­ha faz­la geç kal­ma­dan sor­ma­lı­yız di­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri…

BAŞ­KAN - Sa­yın Arıt­man, efen­dim, dört da­ki­ka ol­du, ila­ve dört da­ki­ka. Lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­lar mı­sı­nız.

Bu­yu­run efen­dim.

CA­NAN ARIT­MAN (De­vam­la) - Şah­sım adı­na da is­te­ğim var.

BAŞ­KAN - On dört da­ki­ka ol­du efen­dim.

Lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın.

CA­NAN ARIT­MAN (De­vam­la) - Grup adı­na, ar­tı şah­sım adı­na… Za­ten on beş da­ki­ka ola­cak.

BAŞ­KAN - Sa­yın Arıt­man, bu­yu­run efen­dim, siz ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

CA­NAN ARIT­MAN (De­vam­la) - Şim­di, Ya­sa'nın uy­gu­lan­ma­sın­da do­kuz yıl­dır gö­rü­len ak­sak­lık­lar ve so­run alan­la­rı var. Bun­lar­dan bir­kaç ta­ne­si­ni, çok önem­li olan bir iki­si­ni he­men söy­le­mek is­ti­yo­rum. Ba­kın, ilk mü­ra­ca­at ye­ri olan ka­ra­kol­lar­da mağ­dur­la­rı ge­nel­lik­le şikâyet­le­rin­den vaz­ge­çir­me­ye ça­lı­şı­yor­lar. Ora­da, ka­ra­kol­da po­lis­ler "ne var ya­ni, ko­can­dır, iki to­kat at­mış" de­yip hem ka­dın­la alay edi­yor­lar, aşa­ğı­lı­yor­lar hem de sa­hip çık­ma­yan dav­ra­nış­lar­la, bir an­lam­da, ka­dı­nı tek­rar trav­ma­ti­ze edi­yor­lar.

Evet, bu Ya­sa'dan ya­rar­la­na­cak mil­yon­lar­ca ka­dı­nın, do­kuz yıl­lık bir ya­sa ol­ma­sı­na rağ­men hâlâ bu Ya­sa'dan ha­be­ri yok. Ne­den? Çün­kü, ül­ke­miz­de ya­sal okur­ya­zar­lık yok. Ka­dı­nı­mız ya­sal okur­ya­zar de­ğil, bı­ra­kın, nor­mal okur­ya­zar de­ğil. Bu ül­ke­de her 5 ka­dın­dan 1'i oku­maz yaz­maz, kır­sal­da her 3 ka­dın­dan 1'i, do­ğur­gan­lık ça­ğın­da­ki ka­dın­la­rın her 3 ta­ne­sin­den 1 ta­ne­si, Gü­ney­do­ğu Ana­do­lu'da her 2 ka­dın­dan 1'i oku­maz yaz­maz­dır, ya­ni, kör ca­hil­dir. O ka­dın­la­ra ken­di­le­ri­ni şid­det­ten ko­ru­ya­cak bu Ya­sa'yı na­sıl öğ­re­te­ce­ği­mi­zin yol­la­rı­nı ara­ma­lı ve bu­nun uy­gu­la­ma­sı­nı da Ba­kan­lık ola­rak sü­rat­le yap­ma­nız, bu ko­nu­ya ağır­lık ver­me­niz la­zım. Top­lu­mu­muz­da şid­de­tin esas ne­de­ni, ka­dı­nın top­lum­da eşit ol­ma­yan ko­nu­mu­dur. Bir an ön­ce ya­şam pra­tik­le­rin­de ka­dı­nın eşit ve güç­lü ko­nu­ma ge­ti­ril­me­si bir dev­let po­li­ti­ka­sı ol­ma­lı­dır.

Ba­kın, ya­sal eşit­li­ğin ol­ma­sı ye­ter­li de­ğil­dir. Önem­li olan, bu­gün, çağ­daş de­mok­ra­si­ler­de so­nuç eşit­li­ği önem­li­dir, ya­ni "de ju­re" eşit­lik de­ğil, "de fac­to" eşit­lik, ya­şa­ma ge­çen, fi­ilî eşit­lik, so­nuç eşit­li­ği. Ya­ni, çok gü­zel ya­sa­lar ha­zır­lı­yo­ruz, ül­ke­miz­de özel­lik­le ka­dın-er­kek eşit­li­ği açı­sın­dan ya­sal dü­zen­le­me­le­ri­miz­de bir ek­sik­lik yok, ama, ya­şam pra­ti­ğin­de ka­dın­la er­ke­ğin eşit ol­ma­dı­ğı­nı, ka­dı­nın ikin­cil bir ko­num­da ol­du­ğu­nu ve çok bi­linç­li şe­kil­de uy­gu­la­nan si­ya­sal, ba­zı si­ya­sal pro­je­ler­le ka­dı­nı tek­rar ikin­cil­leş­ti­ren, ka­dı­nı aşa­ğı­la­yan, ku­şa­tan, ka­pa­tan, onu ya­şa­mın dı­şın­da tut­ma­yı amaç­la­yan bir sos­yo­kül­tü­rel ya­pı des­tek­len­mek­te, ye­ni­den üre­til­mek­te ve ne ya­zık ki, ik­ti­da­rı­nız­da son de­re­ce sü­re­ci sü­rat­le­nen bir şe­kil­de ka­dı­na yö­ne­lik eşit­siz­lik art­mak­ta­dır. Ka­dı­na yö­ne­lik eşit­siz­lik art­tık­ça…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Arıt­man, be­nim ta­kip et­ti­ğim ka­da­rıy­la, on ye­di da­ki­ka ol­du efen­dim.

Bu­yu­run, is­te­di­ği­niz ka­dar ko­nu­şa­bi­lir­si­niz.

CA­NAN ARIT­MAN (De­vam­la) - Son cüm­le­mi söy­lü­yo­rum.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run efen­dim.

CA­NAN ARIT­MAN (De­vam­la) - Son cüm­le­mi söy­le­mek is­ti­yo­rum.

Çok te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan, ama, bu Mec­lis­te de biz ka­dın­lar azın­lık­ta­yız. Do­la­yı­sıy­la, az söz sa­hi­bi olu­yo­ruz. Bi­ze to­le­rans gös­ter­di­ği­niz için de si­ze te­şek­kür edi­yo­ruz. Çün­kü, bu­ra­da­ki bir avuç ka­dın, nü­fu­sun ve seç­me­nin ya­rı­sı­nı oluş­tu­ran ka­dın­la­rın, 35 mil­yon ka­dı­nın se­si ol­ma­ya gay­ret edi­yor. Onun için, bir olum­lu ay­rım­cı­lık siz­den ri­ca edi­yo­rum.

De­di­ğim gi­bi, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, esas so­ru­nu­muz ka­dı­nın top­lum­da, ya­şam­da eşit ol­ma­yan ko­nu­mu­dur. Bu eşit­siz­lik onun eği­tim­den sağ­lı­ğa, ça­lış­ma ya­şa­mın­dan ai­le ya­şa­mı­na ve şid­de­te ma­ruz kal­ma­sı­na ka­dar pek çok alan­da so­run ya­şa­ma­sı­na, eşit­siz­li­ğe ma­ruz kal­ma­sı­na ve in­san hak­la­rı­nı kul­la­na­ma­ma­sı­na ne­den ol­mak­ta­dır.

BAŞ­KAN - Sa­yın Arıt­man, is­tir­ham ede­yim efen­dim. Lüt­fen…

CA­NAN ARIT­MAN (De­vam­la) - Son cüm­le…

BAŞ­KAN - Lüt­fen efen­dim son cüm­le­ni­zi ala­yım.

Bu­yu­run.

CA­NAN ARIT­MAN (De­vam­la) - Son cüm­le…

So­run­la­rın çö­zü­mü ka­dı­nı­mı­zı güç­len­dir­mek­ten ge­çer. Şu­na ina­nın ki, ka­dı­nı güç­lü olan ül­ke­ler güç­lü ül­ke olur, ka­dı­nı güç­süz bı­rak­tı­rı­lan ül­ke­ler güç­süz ol­ma­ya ve ta­rih say­fa­la­rın­da kay­bol­ma­ya mahkûmdur.

Din­le­di­ği­niz için te­şek­kür eder, say­gı­lar su­na­rım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 15.13

 

 

ÜÇÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati:15.28

BAŞ­KAN:Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li), Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 95'in­ci Bir­le­şi­mi­nin Üçün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

1318 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, ta­sa­rı­nın 1'in­ci mad­de­si üze­rin­de ye­di adet öner­ge var­dır. Öner­ge­le­ri ge­liş sı­ra­la­rı­na gö­re oku­tup ay­kı­rı­lık du­rum­la­rı­na gö­re iş­le­me ala­ca­ğım:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 1 in­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 1 in­ci mad­de­si­nin 3 ün­cü fık­ra­sın­da ge­çen "Eğer" iba­re­si­nin me­tin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                            Ke­rim Öz­kul

                                                                                                                 Kon­ya

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 1 in­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 1 in­ci mad­de­si­nin 1 in­ci fık­ra­sı­nın (f) ben­din­de ge­çen "ve­ya" iba­re­si­nin "ve" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni  arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                             Fa­ruk Ko­ca

                                                                                                                 An­ka­ra

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 1 in­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 1 in­ci mad­de­si­nin 1 in­ci fık­ra­sı­nın (d)  ben­din­de ge­çen "ve­ya ben­ze­ri" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re "teh­dit" iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni  arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                       Ay­han Se­fer Üs­tün

                                                                                                                Sa­kar­ya

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 1 in­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 1 in­ci mad­de­si­nin 1 in­ci fık­ra­sı­nın bi­rin­ci cüm­le­sin­de ge­çen "me­se­le­nin ma­hi­ye­ti­ni" iba­re­le­ri­nin "ko­nu­nun içe­ri­ği­ni" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                         Mü­ca­hit Da­loğ­lu

                                                                                                                Er­zu­rum

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 1 in­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 1 in­ci mad­de­si­nin 1 in­ci fık­ra­sı­nın bi­rin­ci cüm­le­sin­de ge­çen "bi­rey­le­rin­den" iba­re­le­ri­nin "fert­le­rin­den" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni   arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                      İr­fan Rı­za Ya­zı­cı­oğ­lu

                                                                                                              Di­yar­ba­kır

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı hak­kın­da ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 1. mad­de­si­nin ilk pa­rag­ra­fı­nın aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Ca­nan Arıt­man

Nu­ri Çi­lin­gir

İs­met Ata­lay

 

İz­mir

Ma­ni­sa

İs­tan­bul

 

Ati­la Emek

A. Rı­za Bo­dur

Mev­lüt Coş­ku­ner

 

An­tal­ya

İz­mir

Is­par­ta

 

Prof. Dr. N.Ga­ye Er­ba­tur

Ali Rı­za Gül­çi­çek

Gül­sün Bil­ge­han

 

Ada­na

İs­tan­bul

An­ka­ra

Türk Me­de­ni Ka­nu­nun­da ön­gö­rü­len ted­bir­ler­den ay­rı ola­rak, eş­ler­den bi­ri­nin ve­ya ço­cuk­la­rın ve­ya ay­nı ça­tı al­tın­da ya­şa­yan di­ğer ai­le bi­rey­le­rin­den bi­ri­nin ve­ya mah­ke­me­ce ay­rı­lık ka­ra­rı ve­ri­len ve­ya ya­sal ola­rak ay­rı ya­şa­ma hak­kı olan ve­ya ev­li ol­ma­la­rı­na rağ­men fii­len ay­rı ya­şa­yan ai­le bi­rey­le­rin­den bi­ri­nin ai­le içi şid­de­tin her­han­gi bir tü­rü­ne ma­ruz kal­dı­ğı­nı ken­di­le­ri­nin ve­ya Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­nın bil­dir­me­si üze­ri­ne Ai­le mah­ke­me­si ha­ki­mi me­se­le­si­nin ma­hi­ye­ti­ni göz önün­de bu­lun­du­ra­rak re­sen aşa­ğı­da sa­yı­lan ted­bir­ler­den bir ya da bir ka­çı­na bir­lik­te ve­ya uy­gun gö­re­ce­ği ben­ze­ri baş­ka­ca ted­bir­le­re de hük­me­de­bi­lir.

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum ve iş­le­me ala­ca­ğım:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı Ka­nu­nun 1. mad­de­si­nin bi­rin­ci pa­rag­ra­fı­nın so­nu­na aşa­ğı­da­ki fık­ra­nın ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Nu­ri Çi­lin­gir

Ya­vuz Al­tı­no­rak

Ca­nan Arıt­man

 

Ma­ni­sa

Kırk­la­re­li

İz­mir

 

Ne­vin Ga­ye Er­ba­tur

 

 

 

Ada­na

 

 

Ha­kim; şid­det mağ­du­ru­nu ko­ru­ya­bil­mek üze­re ive­di­lik­le ay­nı gün dos­ya üze­rin­den ka­rar ve­rir ve ka­ra­rın okun­ma­sıy­la teb­liğ iş­le­mi ya­pıl­mış olur.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

K. KE­MAL ANA­DOL ( İz­mir) - Ge­rek­çe…

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Uy­gu­la­ma­da ted­bir baş­vu­ru­su üze­ri­ne mah­ke­me­nin aci­len ka­rar ver­me­me­si, du­ruş­ma gü­nü ve­re­rek ted­bir ka­ra­rı­nı bir sü­re son­ra ver­me­si mağ­du­run bu sü­re içe­ri­sin­de tek­rar şid­de­te ma­ruz kal­ma­sı­na, ba­zı hal­ler­de ha­ya­tı­nı bi­le kay­bet­me­si­ne ne­den ol­mak­ta­dır. İve­di­lik­le ka­rar alın­ma­ma­sı ya­sa­nın ge­rek­çe­si­ne ve ama­cı­na ay­kı­rı­dır.

Ai­le mah­ke­me­le­ri mağ­du­run tek­rar şid­de­te uğ­ra­ma ih­ti­ma­li­ni göz önü­ne ala­rak, baş­vu­ru­nun he­men ar­dın­dan ta­nık ya da kar­şı ta­ra­fın din­len­me­si­ne ge­rek ol­ma­dan bu ka­ra­rı ve­re­bi­le­cek­tir.

Ay­rı­ca ka­ra­rın teb­liğ edil­me­sin­de­ki zor­luk­lar ve ge­cik­me­ler­de mağ­du­run tek­rar şid­de­te ma­ruz kal­ma­sı­na ne­den ola­rak ya­sa­nın ge­rek­çe­si ve ama­cı­na ulaş­ma­da en­gel oluş­tur­mak­ta­dır. Ka­ra­rın okun­ma­sıy­la teb­liğ iş­le­mi­nin ya­pıl­mış ka­bul edil­me­si uy­gu­la­ma­da­ki ak­sak­lı­ğı or­ta­dan kal­dı­ra­cak­tır.

Unu­tul­ma­ma­lı­dır ki bu ko­ru­ma amaç­lı özel bir ya­sa­dır.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı'na,

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı hak­kın­da ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 1. mad­de­si­nin ilk pa­rag­ra­fı­nın aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                         Ca­nan Arıt­man (İz­mir) ve ar­ka­daş­la­rı

Türk Me­de­ni Ka­nu­nun­da ön­gö­rü­len ted­bir­ler­den ay­rı ola­rak, eş­ler­den bi­ri­nin ve­ya ço­cuk­la­rın ve­ya ay­nı ça­tı al­tın­da ya­şa­yan di­ğer ai­le bi­rey­le­rin­den bi­ri­nin ve­ya mah­ke­me­ce ay­rı­lık ka­ra­rı ve­ri­len ve­ya ya­sal ola­rak ay­rı ya­şa­ma hak­kı olan ve­ya ev­li ol­ma­la­rı­na rağ­men fii­len ay­rı ya­şa­yan ai­le bi­rey­le­rin­den bi­ri­nin ai­le içi şid­de­tin her­han­gi bir tü­rü­ne ma­ruz kal­dı­ğı­nı ken­di­le­ri­nin ve­ya Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­nın bil­dir­me­si üze­ri­ne Ai­le mah­ke­me­si ha­ki­mi me­se­le­si­nin ma­hi­ye­ti­ni göz önün­de bu­lun­du­ra­rak re­sen aşa­ğı­da sa­yı­lan ted­bir­ler­den bir ya­da bir ka­çı­na bir­lik­te ve­ya uy­gun gö­re­ce­ği ben­ze­ri baş­ka­ca ted­bir­le­re de hük­me­de­bi­lir.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

Sa­yın Baş­kan, bu hu­sus­lar yö­net­me­lik­te dü­zen­le­ne­cek. Bu se­bep­le ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Uy­gu­la­ma­da sö­zel şid­det, psi­ko­lo­jik şid­det, cin­sel şid­det, eko­no­mik şid­det gi­bi şid­det tür­le­ri­nin göz ar­dı edil­di­ği ve şid­det de­ni­lin­ce sa­de­ce fi­zik­sel şid­de­tin al­gı­lan­mak­ta ol­du­ğu göz önün­de bu­lun­du­ru­la­rak 1318 sı­ra sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı hak­kın­da ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 1. mad­de­si­ne "şid­de­tin her­han­gi bir tü­rü" iba­re­si ek­le­ne­rek ka­nu­nun ru­hu­na uy­gun olan et­kin ko­ru­ma­nın sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

Bu kap­sam­da Tür­ki­ye'nin ulus­la­ra­ra­sı söz­leş­me­ler­den do­ğan so­rum­lu­luk­la­rı da dik­ka­te alın­mış­tır. 1993 yı­lın­da Bir­leş­miş Mil­let­ler Ge­nel Ku­ru­lu, ka­dı­na yö­ne­lik şid­de­tin or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı hak­kın­da­ki be­yan­na­me­yi ka­bul ede­rek, şid­de­tin ilk res­mi ta­nı­mı­nı yap­mış­tır. Be­yan­na­me­nin 1. mad­de­si­ne gö­re, ka­dı­na yö­ne­lik şid­det te­ri­mi, "Ka­dı­na fi­zik­sel, cin­sel ya da psi­ko­lo­jik za­rar ile so­nuç­la­nan ya da bu ih­ti­ma­lin mev­cut ol­du­ğu, is­ter özel is­ter­se sos­yal ya­şam­da ol­sun söz ko­nu­su ha­re­ket­le­re iliş­kin teh­dit­ler, zor­la ya da key­fi ola­rak öz­gür­lük mah­ru­mi­ye­ti de da­hil ol­mak üze­re cin­si­ye­te da­ya­lı her tür­lü şid­det ha­re­ke­ti­ni" kap­sa­mak­ta­dır. Bu ne­den­le ka­dı­na yö­ne­lik şid­de­tin ön­len­me­sin­den bah­se­dil­di­ğin­de te­mel ola­rak ön­ce­lik­le fi­zik­sel da­ha son­ra da eko­no­mik, psi­ko­lo­jik ve cin­sel şid­de­tin ön­len­me­si an­la­şıl­mak­ta­dır.

Bu ne­den­le ya­sa­da şid­de­tin her­han­gi bir tü­rü de­ni­le­rek, şid­de­tin bir­den faz­la şe­kil­de uy­gu­la­na­bi­le­ce­ği­ne dik­kat çe­kil­miş ve ya­sa­yı uy­gu­la­yan ha­ki­min önü­ne ge­len bir ai­le içi şid­det ola­yın­da yo­ru­ma ma­hal ver­me­ye­cek şe­kil­de yön­len­di­ril­me­si sağ­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 1 in­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 1 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın bi­rin­ci cüm­le­sin­de ge­çen "bi­rey­le­rin­den" iba­re­le­ri­nin "fert­le­rin­den" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                      İr­fan Rı­za Ya­zı­cı­oğ­lu

                                                                                                              Di­yar­ba­kır

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Fık­ra met­nin­de kav­ram tas­hi­hi ya­pıl­mış­tır.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 1 in­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 1 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın bi­rin­ci cüm­le­sin­de ge­çen "me­se­le­nin ma­hi­ye­ti­ni" iba­re­le­ri­nin "ko­nu­nun içe­ri­ği­ni" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                         Mü­ca­hit Da­loğ­lu

                                                                                                                Er­zu­rum

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Türk­çe­ye da­ha uy­gun ola­ca­ğı mü­ta­laa edi­le­rek öne­ril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 1 in­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 1 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (d) ben­din­de ge­çen "ve­ya ben­ze­ri" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re "teh­dit" iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                       Ay­han Se­fer Üs­tün

                                                                                                                Sa­kar­ya

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Fık­ra met­ni­ne kav­ram ek­le­ne­rek açık­lık ka­zan­dı­rıl­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 1 in­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 1 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (f) ben­din­de ge­çen "ve­ya" iba­re­si­nin "ve" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                             Fa­ruk Ko­ca

                                                                                                                 An­ka­ra

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Şid­det uy­gu­la­nan ai­le bi­re­yi­nin bu dav­ra­nı­şın­dan do­la­yı sa­de­ce mu­aye­ne ve­ya te­da­vi de­ğil, hem mu­aye­ne hem de te­da­vi edil­me­si da­ha uy­gun ola­cak­tır.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 1 in­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 1 in­ci mad­de­si­nin 3 ün­cü fık­ra­sın­da ge­çen "Eğer" iba­re­si­nin me­tin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                            Ke­rim Öz­kul

                                                                                                                 Kon­ya

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Me­tin­de­ki an­la­tım bo­zuk­lu­ğu gi­de­ril­mek is­ten­miş­tir.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 2- 4320 sa­yı­lı Ka­nu­nun 2 nci mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"MAD­DE 2- Ko­ru­ma ka­ra­rı­nın bir ör­ne­ği mah­ke­me­ce Cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lı­ğı­na tev­di olu­nur. Cum­hu­ri­yet  baş­sav­cı­lı­ğı ka­ra­rın uy­gu­lan­ma­sı­nı ge­nel kol­luk kuv­vet­le­ri ma­ri­fe­ti ile iz­ler.

Ko­ru­ma ka­ra­rı­na uyul­ma­ma­sı ha­lin­de ge­nel kol­luk kuv­vet­le­ri, mağ­dur­la­rın şikâyet di­lek­çe­si ver­me­si­ne ge­rek kal­ma­dan re'sen so­ruş­tur­ma ya­pa­rak ev­ra­kı en kı­sa za­man­da Cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lı­ğı­na in­ti­kal et­ti­rir.

Cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lı­ğı ko­ru­ma ka­ra­rı­na uy­ma­yan eş ve­ya di­ğer ai­le bi­rey­le­ri hak­kın­da Sulh Ce­za Mah­ke­me­sin­de ka­mu da­va­sı açar.

Fi­ili baş­ka bir suç oluş­tur­sa bi­le, ko­ru­ma ka­ra­rı­na ay­kı­rı dav­ra­nan eş ve­ya di­ğer ai­le bi­rey­le­ri hak­kın­da ay­rı­ca üç ay­dan al­tı aya ka­dar ha­pis ce­za­sı­na hük­mo­lu­nur.

Bu Ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin hu­sus­lar yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem Kı­lıç.

Bu­yu­run Sa­yın Kı­lıç. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ta­sa­rı'nın 2'nci mad­de­sin­de gru­bum adı­na ko­nuş­mak­ta­yım. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ai­le­nin ko­run­ma­sı­na yö­ne­lik çı­kar­tı­lan ilk ka­nun, 17/1/1998 ta­rih­li, 4320 sa­yı­lı Ka­nun. Bu Ka­nun, çı­ka­rıl­dı­ğı ta­rih­te, Türk hu­kuk ta­ri­hi­miz­de bir re­form an­la­mı ta­şı­yor­du. Ger­çek­ten de, 1998'den bu ya­na yü­rür­lük­te olan bu Ka­nun çok önem­li iş­lev­ler gör­müş­tür.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu Ka­nun'un uy­gu­lan­ma­sın­da uy­gu­la­yı­cı­lar za­man za­man te­red­düt­le­re düş­müş­ler­dir. Ka­nun'un kap­sa­mı­nın dar­lı­ğın­dan ya­kı­nıl­mış­tır. Bu ne­den­le, hükûmet ta­ra­fın­dan, bu an­lam­da bir de­ği­şik­lik ta­sa­rı­sı ha­zır­lan­mış­tır. Bu ta­sa­rı Ada­let Ko­mis­yo­nu­na gel­di­ğin­de, Ada­let Ko­mis­yo­nun­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mız, bu ta­sa­rı­ya iliş­kin de­ğer­len­dir­me­le­ri­mi­zi yap­tık, olum­lu kat­kı­lar­da bu­lun­duk ve bu de­ği­şik­lik ta­sa­rı­sı­nı, ko­mis­yo­nun tüm üye­le­ri  ola­rak olum­lu bul­duk.

Ka­nun'da ya­pı­lan de­ği­şik­lik­le­rin özü şu idi de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım: Ka­nun'un 1'in­ci mad­de­sin­de, ko­ru­nul­ma­sı ge­re­ken eş­ten bah­se­di­li­yor­du, ai­le­nin di­ğer fert­le­ri san­ki kap­sam dı­şın­day­dı. Oy­sa, ai­le içi şid­det­ten sa­de­ce eş na­si­bi­ni al­mı­yor­du, ai­le­de bu­lu­nan di­ğer bi­rey­ler de bu şid­det­ten za­man za­man na­si­bi­ni alı­yor­du. Ai­le­de sa­de­ce eşi ko­ru­mak, Ana­ya­sa'mı­zın 41'in­ci mad­de­sin­de yer alan, dev­le­tin ai­le­yi ko­ru­ma­sı­na yö­ne­lik mad­de­ye de ters dü­şü­yor­du. Bu ne­den­le, ge­ti­ri­len bu dü­zen­le­mey­le ai­le­nin di­ğer bi­rey­le­ri de kap­sam da­hi­li­ne alın­mış­tır. Bu­nu olum­lu kar­şı­la­dık.

Yi­ne, Ya­sa'nın 2'nci mad­de­sin­de, ve­ri­len ko­ru­ma ka­ra­rı­nı, Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­nın em­riy­le, za­bı­ta­nın uy­gu­la­ya­ca­ğı be­lir­ti­li­yor­du. Oy­sa, "za­bı­ta" ifa­de­si dar kap­sam­lıy­dı. Uy­gu­la­ma­da bu an­lam­da da so­run­lar çık­tı­ğın­dan "za­bı­ta" ifa­de­si de çı­ka­rıl­mış­tır, bu­nun ye­ri­ne "ge­nel kol­luk kuv­vet­le­ri" ifa­de­si ge­ti­ri­le­rek  uy­gu­la­yı­cı­la­rın, cum­hu­ri­yet sav­cı­la­rı­mı­zın, cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­la­rı­mı­zın eli bi­raz da­ha güç­len­di­ril­miş ol­du ya­sa­nın iş­ler­li­ği an­la­mın­da.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ya­sa çı­kart­mak­ta ba­şa­rı­lı­yız. Çok gü­zel ya­sa­lar çı­kar­tı­yo­ruz. So­run, ben­ce, ya­sa­lar­dan kay­nak­lan­mı­yor. So­run, bu ya­sa­la­rın uy­gu­lan­ma­sın­dan kay­nak­la­nı­yor. Ya­sa­la­rı ye­te­ri ka­dar ti­tiz­lik­le uy­gu­la­ya­mı­yo­ruz. Bir de, uy­gu­la­yı­cı­lar, ay­nı ti­tiz­li­ği, ne ya­zık ki, gös­te­re­mi­yor­lar.

Bu ya­sa­nın bi­rin­ci de­re­ce­de, Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­nın ta­le­bin­den son­ra, uy­gu­la­yı­cı­sı kol­luk kuv­vet­le­ri ola­cak ve­ya ilk aşa­ma­sın­da, ai­le bi­rey­le­ri şid­det gör­dü­ğün­de doğ­ru­dan kol­luk güç­le­ri­ne gi­de­cek­ler, ora­ya baş­vu­ra­cak­lar. An­cak, kol­luk güç­le­ri­miz bu an­lam­da ye­te­ri ka­dar du­yar­lı de­ğil­ler­se, ken­di­le­ri bu işin bi­lin­cin­de de­ğil­se "ya, ne ola­cak, ko­can de­ğil mi, iki ta­ne to­kat vur­muş, git evi­ne" di­ye­bi­li­yor­sa, bu ya­sa­dan um­du­ğu­muz ya­ra­rı bul­ma­mız müm­kün de­ğil. Bu ne­den­le, ön­ce­lik­le, bu­nun­la il­gi­li ya­sa­nın uy­gu­la­ma­sı­na yö­ne­lik alt­ya­pı ça­lış­ma­la­rı­nı iyi bir şe­kil­de ya­rat­ma­mız ge­re­ki­yor. Özel­lik­le uy­gu­la­yı­cı­la­rın bu an­lam­da iyi eği­til­me­si ge­re­ki­yor.

Bir de, bu ya­sa­nın kim­le­ri ko­ru­du­ğu, han­gi kap­sam­lar­da ko­ru­du­ğu, bir an­lam­da, tüm top­lu­ma du­yu­rul­ma­lı. Ge­re­kir­se okul­lar­da, as­ker­lik­te, ha­ya­tın her ala­nın­da bu ya­sa­nın kap­sa­mı tüm bi­rey­le­re an­la­tıl­ma­lı.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ya­sa­yı çı­kart­mak­la ol­mu­yor. Bi­li­yor­su­nuz, be­le­di­ye­ler ka­nu­nun­da, ka­dın sı­ğın­ma ev­le­ri aç­ma be­le­di­ye­le­rin gö­rev­le­rin­den bir ta­ne­si, nü­fu­su 50 bi­ni aşan be­le­di­ye­ler­de. An­cak, bu an­lam­da, be­le­di­ye­le­rin üze­ri­ne dü­şen gö­rev­le­ri yap­ma­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz. Şöy­le, ba­kı­yo­ruz, ül­ke­miz­de ben otuz ta­ne bi­li­yor­dum -de­min, ko­nuş­ma­dan ön­ce Sa­yın Ba­kan­la gö­rüş­tü­ğüm­de- şu an­da ka­dın sı­ğın­ma ev­le­ri­nin ül­ke­miz­de­ki sa­yı­sı­nın 35 ol­du­ğu söy­le­ni­yor. Ül­ke­miz­de­ki mev­cut ka­dın­la­rı­mı­zın, şid­det gö­ren ai­le bi­rey­le­ri­nin sa­yı­sı­nı dü­şün­dü­ğü­müz­de bu ka­dın sı­ğın­ma ev­le­ri­nin ye­ter­siz­li­ği apa­çık or­ta­da­dır. Ya­sa­la­rı çı­kar­tın, an­cak şid­det gö­ren ka­dı­nı ko­ru­ya­cak mekânlar ya­ra­ta­maz­sa­nız o ka­dı­nı ko­ru­ma­nız müm­kün de­ğil. Yi­ne, ka­dın­la­rı­mı­zı eko­no­mik öz­gür­lük­le­ri­ne ka­vuş­tu­ra­maz­sa­nız, o ka­dın ai­le­de şid­det gör­se de, o ka­dın ai­le­de aşa­ğı­lan­sa da, o ka­dı­nın ko­ca­sı­na kar­şı gel­me ve­ya ken­di­si­ne ya­pı­lan hak­sız­lık­la­rı, ha­ka­ret­le­ri, şid­de­ti cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lık­la­rı­na ve­ya kol­lu­ğa bil­dir­me ola­sı­lı­ğı ol­maz. Bu ne­den­le, dev­le­tin bu an­lam­da ön­cü­lük yap­ma­sı ge­re­ki­yor. Ya­ni, yü­kü be­le­di­ye­le­re yı­ka­rak hükûmet­le­rin bun­dan sıy­rıl­ma­sı müm­kün de­ğil. Ma­dem­ki be­le­di­ye­le­re bu­nu yık­tı­nız, be­le­di­ye­le­re bu an­lam­da kay­nak da ak­ta­rıl­ma­sı ge­re­kir. Bu­nun­la il­gi­li özel kay­nak ak­ta­rıl­ma­sı ge­re­kir ki, be­le­di­ye­ler de "ma­dem­ki bu be­nim gö­re­vim, ben, şid­de­te uğ­ra­yan ka­dın­la­rı, ai­le bi­rey­le­ri­ni ko­ru­mak için ge­rek­li mekânla­rı ha­zır­la­ya­yım" di­ye­bil­me­li.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şu­nu da be­lirt­mek is­ti­yo­rum: Dev­let, ken­di ko­ru­ma­sı al­tın­da­ki tüm bi­rey­le­ri aca­ba ye­te­ri ka­dar ko­ru­ya­bi­li­yor mu? Bu­nun en so­mut ör­ne­ği­ni dev­let yurt­la­rın­da ya­şa­nan olay­lar­da gö­rü­yo­ruz. Ne ya­zık ki, bu yurt­lar­da gün geç­mi­yor ki ye­ni bir şid­det ola­yı­nı, ye­ni bir ta­ciz ola­yı­nı, hat­ta te­ca­vüz olay­la­rı­nı duy­ma­ya­lım. Bun­lar top­lu­mu çok bü­yük öl­çü­de, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ra­hat­sız edi­yor. On­lar, dev­le­tin hi­ma­ye­sin­de olan, dev­le­tin ko­ru­ma­sı al­tın­da olan bi­rey­ler­dir, bun­la­rı en iyi şe­kil­de ko­ru­mak da dev­le­tin as­li gö­re­vi­dir. An­cak, özel­lik­le AKP İk­ti­da­rı dö­ne­min­de, her alan­da ol­du­ğu gi­bi bu alan­da da ço­cuk yu­va­la­rın­da­ki aşı­rı kad­ro­laş­ma an­la­yı­şı, işin uz­man­la­rı­nı, ehil ki­şi­le­ri bu­lun­duk­la­rı ma­kam­lar­dan ala­rak AKP'ye, AKP çev­re­le­ri­ne ya­kın isim­ler bu­ra­la­ra yö­ne­ti­ci ola­rak ge­ti­ri­lin­ce de, is­ter is­te­mez, bu alan­da so­run­lar da çık­ma­ya baş­la­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu yurt­la­ra, bu yu­va­la­ra hiç­bir şe­kil­de si­ya­si bir an­la­yış­la bak­ma­mız müm­kün de­ğil, çün­kü o ço­cuk­la­rı­mız, o genç­le­ri­miz, o ka­dın­la­rı­mız bi­zim ge­le­ce­ği­miz. Ge­le­ce­ği­mi­zi bir­ta­kım si­ya­si dü­şün­ce­ler­le, bir­ta­kım an­la­yış­lar­la ka­rart­ma­mız ola­maz, çün­kü on­lar ge­le­ce­ğin Tür­ki­ye'si­ni ya­ra­ta­cak­lar.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, de­min de be­lirt­tim, ya­sa önem­li bir ya­sa. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak Grup ola­rak bu ya­sa­nın bu hâliy­le geç­me­si­ni des­tek­li­yo­ruz, an­cak uy­gu­la­ma aşa­ma­sın­da sa­yın Hükûmet­ten bir kez da­ha şu­nu is­tir­ham edi­yo­ruz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Kı­lıç, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (De­vam­la) - Ya ken­di­si dev­let ola­rak sı­ğın­ma ev­le­ri­nin sa­yı­sı­nı bir an ön­ce ar­tır­ma­lı ve­ya bu işi be­le­di­ye­le­re yap­tı­ra­cak­sa da be­le­di­ye­le­re bu an­lam­da kay­nak ak­ta­ra­rak ka­dın­la­rı­mı­zı, ai­le­mi­zin di­ğer bi­rey­le­ri­ni ko­ru­ma yö­nün­de ge­rek­li ça­ba­yı gös­ter­me­li­dir.

Bu dü­şün­ce­ler­le ya­sa­nın ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­ler, yü­ce he­ye­ti say­gıy­la se­lam­la­rım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kı­lıç.

Mad­de üze­rin­de ye­di adet öner­ge var­dır, öner­ge­le­ri oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 2 nci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 2 nci mad­de­si­nin 3 ün­cü fık­ra­sın­da ge­çen "bi­rey­le­ri" iba­re­si­nin "fert­le­ri" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                            Ke­rim Öz­kul

                                                                                                                 Kon­ya

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 2 nci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 2 nci mad­de­si­nin 2 nci fık­ra­sın­da ge­çen "en kı­sa za­man­da" iba­re­si­nin "der­hal" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                       Ay­han Se­fer Üs­tün

                                                                                                                Sa­kar­ya

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 2 nci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 2 nci mad­de­si­nin 2 nci fık­ra­sın­da ge­çen "in­ti­kal et­ti­rir" iba­re­si­nin "gön­de­ri­lir" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                             Fa­ruk Ko­ca

                                                                                                                 An­ka­ra

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 2 nci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 2 nci mad­de­si­nin 1 in­ci fık­ra­sın­da ge­çen "tev­di olu­nur" iba­re­si­nin "gön­de­ri­lir" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                         Mü­ca­hit Da­loğ­lu

                                                                                                                Er­zu­rum

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 2 nci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 2 nci mad­de­si­nin 1 in­ci fık­ra­sın­da ge­çen "ör­ne­ği" iba­re­si­nin "su­re­ti" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                      İr­fan Rı­za Ya­zı­cı­oğ­lu

                                                                                                              Di­yar­ba­kır

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nu­nun 2. mad­de­si­ne 4. fık­ra­dan son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki fık­ra­nın ek­len­me­si­ni arz ve ta­lep ede­riz.

 

Nu­ri Çi­lin­gir

Ya­vuz Al­tı­no­rak

Ca­nan Arıt­man

 

Ma­ni­sa

Kırk­la­re­li

İz­mir

 

N. Ga­ye Er­ba­tur

Hü­se­yin Ek­mek­ci­oğ­lu

Gül­sün Bil­ge­han

 

Ada­na

An­tal­ya

An­ka­ra

 

Meh­met Par­lak­yi­ğit

 

 

 

Kah­ra­man­ma­raş

 

 

Ha­pis ce­za­sı pa­ra­ya çev­ri­le­mez ve er­te­le­ne­mez.

BAŞ­KAN - Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı hak­kın­da ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 2. mad­de­sin­de aşa­ğı­da­ki de­ği­şik­li­ğin ya­pıl­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­riz.

 

Nu­ri Çi­lin­gir

Ya­vuz Al­tı­no­rak

Ca­nan Arıt­man

 

Ma­ni­sa

Kırk­la­re­li

İz­mir

 

N. Ga­ye Er­ba­tur

Hü­se­yin Ek­mek­ci­oğ­lu

Gül­sün Bil­ge­han

 

Ada­na

An­tal­ya

An­ka­ra

 

Meh­met Par­lak­yi­ğit

 

 

 

Kah­ra­man­ma­raş

 

 

Mad­de 2- Ka­ra­kol, em­ni­yet mü­dür­lük­le­ri ve­ya su­çüs­tü sav­cı­lı­ğı­na ge­len, ai­le içi şid­de­te iliş­kin tüm baş­vu­ru ve şi­ka­yet­ler tüm de­lil­ler top­la­na­rak in­ce­len­mek üze­re ha­ki­me tev­di edi­lir.

Ko­ru­ma ka­ra­rı­nın bir ör­ne­ği mah­ke­me­ce Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­na tev­di olu­nur. Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı ko­ru­ma ka­ra­rı­nın uy­gu­lan­ma­sı­nı ge­nel kol­luk kuv­ve­ti ma­ri­fe­tiy­le iz­ler.

Ko­ru­ma ka­ra­rı­na uyul­ma­ma­sı ha­lin­de ge­nel kol­luk kuv­vet­le­ri, mağ­dur­la­rın şi­ka­yet di­lek­çe­si ver­me­si­ne ge­rek kal­ma­dan, re'sen so­ruş­tur­ma ya­pa­rak ev­ra­kı en kı­sa za­man­da Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­na in­ti­kal et­ti­rir.

Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı ko­ru­ma ka­ra­rı­na uy­ma­yan eş ve­ya di­ğer ai­le bi­rey­le­ri hak­kın­da Sulh Ce­za Mah­ke­me­sin­de ka­mu da­va­sı açar.

Fi­ili baş­ka bir suç oluş­tur­sa bi­le, ko­ru­ma ka­ra­rı­na ay­kı­rı dav­ra­nan eş ve­ya di­ğer ai­le bi­rey­le­ri hak­kın­da üç ay­dan al­tı aya ka­dar ha­pis ce­za­sı hük­mo­lu­nur. Ko­ru­ma ka­ra­rı­na ay­kı­rı dav­ra­nan ai­le bi­re­yi­ne ve­ri­le­cek ha­pis ce­za­sı pa­ra­ya çev­ri­le­mez ve er­te­le­ne­mez. Ay­rı­ca ko­ru­ma ka­ra­rı­na ay­kı­rı dav­ra­nan bi­rey Cum­hu­ri­yet Sav­cı­lı­ğın­ca tu­tuk­la­ma is­te­miy­le der­hal sor­gu ha­kim­li­ği­ne sevk edi­lir.

Şid­de­te ma­ruz ka­lan ai­le bi­re­yi­nin mü­da­fii yar­dı­mın­dan fay­da­lan­dı­rıl­ma­sı zo­run­lu­dur. Şid­de­te ma­ruz ka­lan ai­le bi­re­yi, ta­lep üze­ri­ne Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğın­ca uy­gun gö­rü­len bir sı­ğın­ma evi­ne yer­leş­ti­ri­lir.

Şid­de­te ma­ruz ka­lan ai­le bi­re­yi­nin iz­len­me­si ve ted­bir ka­rar­la­rı­nın uy­gu­la­nıp uy­gu­lan­ma­dı­ğı­nın de­net­len­me­si için o ai­le­ye sos­yal in­ce­le­me ra­po­ru ha­zır­la­tıl­mak üze­re zo­run­lu bir sos­yal hiz­met uz­ma­nı gö­rev­len­di­ri­lir. Gö­rev­len­di­ri­len uz­man or­ta­ya çı­ka­cak ih­lal­le­ri der­hal Cum­hu­ri­yet Sav­cı­lı­ğı­na ih­bar­la yü­küm­lü­dür. Ay­rı­ca gö­rev­len­di­ri­len uz­man ted­bir müd­de­ti so­nun­da bir in­ce­le­me ra­po­ru ha­zır­lar ve ha­ki­me su­nar. Ha­kim in­ce­le­me ra­po­ru­na gö­re ted­bi­rin uza­tı­lıp uza­tıl­ma­ya­ca­ğı­na ka­rar ve­rir.

Şid­det mağ­dur­la­rı, ko­ru­ma ka­ra­rı için Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti sı­nır­la­rı için­de her yer­de gö­rev­li ai­le mah­ke­me­le­ri­ne ya­da bu sı­fat­la gö­rev ya­pan mah­ke­me­le­re baş­vu­ra­bi­lir­ler.

Bu ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin hu­sus­lar yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ka­ra­kol­la­rın, em­ni­yet mü­dür­lük­le­ri­nin ve su­çüs­tü sav­cı­lı­ğı­nın, ai­le içi şid­det içe­rik­li bü­tün va­ka­lar­la il­gi­li so­rum­lu­lu­ğu­nun ol­ma­sı zo­run­lu­dur.

Ko­ru­ma ka­ra­rı ve­ril­miş ki­şi eğer ki bu ka­ra­ra ay­kı­rı dav­ran­mış ise ka­nu­nun sağ­la­ma­sı ge­re­ken et­kin ko­ru­ma için ve­ri­le­cek olan ha­pis ce­za­sı­nın pa­ra­ya çev­ri­le­me­me­si ve er­te­le­ne­me­me­si ge­rek­mek­te­dir.

Mağ­dur olan bi­re­yin hak­la­rı­nın et­kin bir şe­kil­de kul­la­na­bil­me­si için üc­ret­siz hu­ku­ki yar­dım­dan fay­da­la­na­bil­me­si ge­rek­mek­te­dir. Ta­lep üze­ri­ne sağ­la­na­cak olan bu hu­ku­ki yar­dım ile Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Dev­le­ti ta­raf ol­du­ğu bir çok ulus­la­ra­ra­sı söz­leş­me ile yü­küm­lü­lük al­tı­na gir­di­ği adil yar­gı­lan­ma hak­kı­nı mağ­du­ra sağ­la­mış ola­cak­tır. Ay­nı fık­ra hük­mün­de yer alan sı­ğın­ma evi­ne yer­leş­ti­ril­me­si hu­su­su da mağ­du­run özel­lik­le ki­şi­sel gü­ven­li­ğin­den en­di­şe du­yul­du­ğu, ger­çek­leş­me­si muh­te­mel olay­lar­dan za­rar gör­me­me­si­ni sağ­la­ma­ya yö­ne­lik­tir.

Mad­de­nin ye­din­ci fık­ra­sın­da bah­se­di­len sos­yal in­ce­le­me ra­po­ru ile ge­rek­li gö­ze­tim, ko­ru­ma ve de­ne­tim me­ka­niz­ma­la­rı­nın sağ­lık­lı iş­le­ye­bil­me­si amaç­lan­mış­tır. Gö­rev­len­di­ril­miş zo­run­lu bir uz­man ta­ra­fın­dan ha­zır­la­na­cak bu ra­por şid­det uy­gu­la­yan ai­le bi­re­yi­ne uy­gu­la­na­cak olan ted­bi­rin sü­re­si­ni et­ki­le­ye­cek­tir.

"Şid­de­te ma­ruz ka­lan ai­le bi­re­yi­nin mü­da­fii yar­dı­mın­dan fay­da­lan­dı­rıl­ma­sı zo­run­lu­dur. Şid­de­te ma­ruz ka­lan ai­le bi­re­yi, ta­lep üze­ri­ne Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğın­ca uy­gun gö­rü­len bir sı­ğın­ma evi­ne yer­leş­ti­ri­lir." ve  "Şid­de­te ma­ruz ka­lan ai­le bi­re­yi­nin iz­len­me­si ve ted­bir ka­rar­la­rı­nın uy­gu­la­nıp uy­gu­lan­ma­dı­ğı­nın de­net­len­me­si için o ai­le­ye sos­yal in­ce­le­me ra­po­ru ha­tır­la­tıl­mak üze­re zo­run­lu bir sos­yal hiz­met uz­ma­nı gö­rev­len­di­ri­lir. Gö­rev­len­di­ri­len uz­man or­ta­ya çı­ka­cak ih­lal­le­ri der­hal Cum­hu­ri­yet Sav­cı­lı­ğı­na ih­bar­la yü­küm­lü­dür. Ay­rı­ca gö­rev­len­di­ri­len uz­man ted­bir müd­de­ti so­nun­da bir in­ce­le­me ra­po­ru ha­zır­lar ve ha­ki­me su­nar. Ha­kim in­ce­le­me ra­po­ru­na gö­re ted­bi­rin uza­tı­lıp uza­tıl­ma­ya­ca­ğı­na ka­rar ve­rir" şek­lin­de dü­zen­le­me­ler ya­pıl­ma­sı et­ki­li ola­cak­tır.

Ya­sa­da mağ­du­run şid­det gör­dü­ğü yer­de­ki mah­ke­me­ye mi, ai­le ko­nu­tu­nun bu­lun­du­ğu yer mah­ke­me­si­ne mi baş­vu­ra­ca­ğı be­lir­til­me­miş­tir. Bu be­lir­siz­li­ğin or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı için "her­han­gi bir yer­de­ki mah­ke­me­ye baş­vu­ra­bi­lir" şek­lin­de bir dü­zen­le­me ya­pıl­mış­tır.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sa­yı­lı Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nu­nun 2. mad­de­si­ne 4. fık­ra­dan son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki fık­ra­nın ek­len­me­si­ni arz ve ta­lep ede­riz.

                                                                                         Nu­ri Çi­lin­gir (Ma­ni­sa) ve ar­ka­daş­la­rı

Ha­pis ce­za­sı pa­ra­ya çev­ri­le­mez ve er­te­le­ne­mez.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Hük­mo­lu­nan üç ay­dan al­tı aya ka­dar olan ha­pis ce­za­sı­nın pa­ra­ya çev­ril­me­si ve­ya er­te­len­me­si hâlin­de bu ya­sal dü­zen­le­me­nin hiç­bir cay­dı­rı­cı­lı­ğı kal­ma­ya­cak­tır. Ka­nu­nun ko­ru­ma amaç­lı özel bir ya­sa ol­du­ğu ge­rek­çe­siy­le, et­kin­li­ği­ni sağ­la­mak ama­cıy­la bu tür bir dü­zen­le­me ya­pıl­mış­tır.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 2 nci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 2 nci mad­de­si­nin 1 in­ci fık­ra­sın­da ge­çen "ör­ne­ği" iba­re­si­nin "su­re­ti" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                      İr­fan Rı­za Ya­zı­cı­oğ­lu

                                                                                                              Di­yar­ba­kır

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Mad­de met­nin­de kav­ram tas­hi­hi ya­pıl­mak is­ten­miş­tir.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na,

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 2 n­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 2 n­ci mad­de­si­nin 1 in­ci fık­ra­sın­da ge­çen "tev­di olu­nur" iba­re­si­nin "gön­de­ri­lir" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                         Mü­ca­hit Da­loğ­lu

                                                                                                                Er­zu­rum

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum.

Ge­rek­çe:

Türk­çe­ye da­ha uy­gun ola­ca­ğı mü­ta­laa edi­le­rek öne­ril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 2 n­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 2 n­ci mad­de­si­nin 2 n­ci fık­ra­sın­da ge­çen "in­ti­kal et­ti­rir" iba­re­si­nin "gön­de­ri­lir" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                             Fa­ruk Ko­ca

                                                                                                                 An­ka­ra

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum.

Ge­rek­çe:

Mad­de met­nin­de ke­li­me dü­zelt­me­si ya­pıl­mak is­ten­miş­tir.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 2 n­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 2 n­ci mad­de­si­nin 2 n­ci fık­ra­sın­da ge­çen "en kı­sa za­man­da" iba­re­si­nin "der­hal" de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                       Ay­han Se­fer Üs­tün

                                                                                                                Sa­kar­ya

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum.

Ge­rek­çe:

Ka­nun tek­ni­ği­ne uy­gun ola­ca­ğı dü­şü­nü­le­rek öne­ril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1318 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın çer­çe­ve 2 n­ci mad­de­si ile de­ğiş­ti­ril­mek is­te­nen 4320 sa­yı­lı ka­nu­nun 2 n­ci mad­de­si­nin 3 ün­cü fık­ra­sın­da ge­çen "bi­rey­le­ri" iba­re­si­nin "fert­le­ri" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                                            Ke­rim Öz­kul

                                                                                                                 Kon­ya

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum.

Ge­rek­çe:

Fık­ra met­nin­de kav­ram tas­hi­hi ya­pıl­mak is­ten­miş­tir.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun ve Hükûme­tin ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 3.- Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

4'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 4.- Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ta­sa­rı­nın tü­mü­nün oy­la­ma­sın­dan ön­ce, İç Tü­zük'ün 86'ncı mad­de­si­ne gö­re, ta­sa­rı­nın le­hin­de, Gül­sün Bil­ge­han, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Bil­ge­han. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AY­ŞE GÜL­SÜN BİL­GE­HAN (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da De­ği­şik­lik  Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da -gö­rü­şü­len- Ka­nun Ta­sa­rı­sı'yla il­gi­li oyu­mun ren­gi­ni be­lirt­mek için söz al­dım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ka­dı­na yö­ne­lik ai­le içi şid­det, bu­gün, dün­ya­da­ki en be­lir­gin in­san hak­la­rı ih­lal­le­rin­den bi­ri­si­dir. Bu ko­nuy­la il­gi­li da­ha ön­ce de ko­nuş­ma­lar yap­mış­tık, ben da­ha ba­sit bir şe­kil­de an­lat­ma­ya ça­lı­şı­yo­rum. Ka­dı­na yö­ne­lik ai­le içi şid­det, bir ka­dı­nın en çok gü­ven için­de, en çok gü­ven duy­ma­sı ge­re­ken or­tam­da, ya­ni ken­di evin­de, ken­di yu­va­sın­da ve en çok sev­di­ği in­san ta­ra­fın­dan şid­det gör­me­si­dir.

Ai­le Araş­tır­ma­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ve Tür­ki­ye İs­ta­tis­tik Ku­ru­mu­nun çok faz­la gü­ve­ne­me­di­ği­miz ve­ri­le­ri­ne de­ğin­me­ye­ce­ğim, çün­kü, ger­çek­ten, ina­na­ma­ya­ca­ğı­mız so­nuç­lar ver­di­ler. Eğer on­la­ra ba­kar­sak, Tür­ki­ye'de ai­le içi şid­det, fi­zik­sel şid­det an­cak yüz­de 3, yüz­de 4 ci­va­rın­da­dır. Oy­sa, ge­rek Sa­yın Ba­ka­nın ge­rek­se Ka­dı­nın Sta­tü­sü ve So­run­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün yö­ne­ti­ci­le­ri­nin de bir­çok yer­de ka­bul et­tik­le­ri ve hak­lı ola­rak gör­dük­le­ri gi­bi, Tür­ki­ye'de yüz­de 40 ora­nın­da ka­dın fi­zik­sel şid­det gör­mek­te­dir.

Ka­dın­lar han­gi ne­den­ler­le fi­zik­sel şid­det gör­mek­te­dir­ler? Ev­de ye­me­ği yak­tı­ğı için, eşi­ne kar­şı çık­tı­ğı için, faz­la pa­ra har­ca­dı­ğı için. Ve ka­dın­la­rın pek ço­ğu, bu ne­den­le­rin ge­çer­li ol­du­ğu­nu ve bir­çok ko­nu­da ken­di­le­ri­nin hak­sız ol­duk­la­rı­nı da ne ya­zık ki ka­bul et­mek­te­dir­ler.

Ge­ne ül­ke­miz­de ya­pı­lan araş­tır­ma­lar, son al­tı yıl­da 1.091 tö­re ve na­mus ci­na­ye­ti ol­du­ğu­nu ve bun­la­rın yüz­de 30'unun na­mus ne­de­niy­le iş­len­di­ği­ni gös­ter­mek­te­dir. Ay­rı­ca, ka­dın­la­rın eko­no­mik ve psi­ko­lo­jik bas­kı­la­ra ve şid­de­te ma­ruz ol­duk­la­rı­nı da bi­li­yo­ruz. Ama, ge­ne bi­li­yo­ruz ki, sa­de­ce biz­de de­ğil, dün­ya­da da bu du­rum böy­le. Dün­ya­da da her 3 ka­dın­dan 1'inin ai­le içi şid­de­te ma­ruz kal­dı­ğı­nı bi­li­yo­ruz ve özel­lik­le Av­ru­pa'da, bi­zim de 1949'dan be­ri üye ol­du­ğu­muz Av­ru­pa Kon­se­yin­de bu ko­nu­da çok bü­yük bir kam­pan­ya sü­rü­yor, ai­le içi şid­de­te kar­şı kam­pan­ya. Bu kam­pan­ya iki yıl bo­yun­ca de­vam ede­cek ve be­nim şu an­da ba­şın­da bu­lun­du­ğum Av­ru­pa Kon­se­yi­nin Eşit­lik Ko­mis­yo­nu­nun baş­kan­lı­ğın­da yü­rü­tü­le­cek.

Sa­yın Ba­ka­nım ve di­ğer gö­rev­li­ler de çok iyi bi­li­yor­lar ki, Tür­ki­ye, bu ko­nu­da hem ora­da hem bu­ra­da üze­ri­ne dü­şe­ni yap­mak­ta, gay­ret et­mek­te. Özel­lik­le, Tür­ki­ye'nin iki önem­li ya­sa­sı, 4320 sa­yı­lı Ka­nun ve Be­le­di­ye­ler Ka­nu­nu, Av­ru­pa Kon­se­yi­nin ki­tap­çı­ğın­da da ör­nek ka­nun ola­rak ve­ril­mek­te. As­lın­da Be­le­di­ye­ler Ka­nu­nu ve­ri­li­yor, ama, biz her fır­sat­ta 4320 sa­yı­lı Ai­le­yi Ko­ru­ma Ka­nu­nu'nu da ör­nek ola­rak gös­te­ri­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 4320 sa­yı­lı Ai­le­yi Ko­ru­ma Ka­nu­nu hak­kın­da ya­pı­lan araş­tır­ma­lar şu­nu gös­te­ri­yor: As­lın­da dün­ya­da da ör­nek ola­rak gö­rü­len bu Ka­nun on yıl­dır ne­re­dey­se Tür­ki­ye'de yü­rür­lük­te, an­cak ka­dın­la­rı­mı­zın ya­rı­sın­dan faz­la­sı böy­le bir ka­nun ol­du­ğu­nu bil­mi­yor­lar bi­le. Ya­ni, şid­det gö­ren ka­dın­la­rı­mı­zın hiç­bi­ri, ken­di­le­ri­ni ko­ru­mak­la yü­küm­lü olan dev­le­tin ka­nun­la­rı­nın on­la­ra bir­ta­kım imkânlar sun­du­ğu­nu, on­la­rı ko­ru­mak­la yü­küm­lü ol­du­ğu­nu bil­mi­yor­lar. En önem­li­si -bu Ka­nun hak­kın­da ko­nu­şu­yo­ruz ve dü­zelt­me­ye ça­lı­şı­yo­ruz ama- sa­nı­yo­rum, ön­ce­lik­le, ka­dın­la­rı­mı­zın, şid­det mağ­du­ru ka­dın­la­rı­mı­zın bu Ka­nun­la il­gi­li da­ha iyi bi­linç­len­di­ril­me­le­ri, bil­gi­len­di­ril­me­le­ri ge­re­ki­yor.

Son bu bir yıl­da, özel­lik­le son al­tı ay­da, ai­le içi şid­det­le il­gi­li pek çok kam­pan­ya de­vam edi­yor ve siz de bel­ki gör­müş­sü­nüz­dür, kı­sa bir sü­re için te­le­viz­yon­la­rı­mız­da spot­lar­la bu Ka­nun hak­kın­da, özel­lik­le bu kam­pan­ya hak­kın­da bil­gi ve­ril­di; ama, ben son za­man­lar­da bu spot­la­rı, te­le­viz­yon­da­ki bu prog­ram­la­rı gör­mü­yo­rum, ta­ma­men or­ta­dan kalk­tı; ya­ni, ne­re­dey­se -8 Mart ci­va­rın­da- böy­le bir gös­ter­me­lik bir kam­pan­ya baş­la­tıl­dı, ama, o kam­pan­ya dur­du gi­bi­me ge­li­yor. Çok üzü­lü­yo­rum, ya­ni, Sa­yın Ba­kan­dan da bu­ra­da hu­zu­ru­nuz­da ri­ca edi­yo­rum, bu kam­pan­ya­nın çok da­ha et­kin bir şe­kil­de du­yu­rul­ma­sı, ta­nı­tıl­ma­sı ge­re­ki­yor.

Ge­ne, ge­çen bir ko­nuş­mam­da bah­set­miş­tim, bir hat var, te­le­fon hat­tı var "183" nu­ma­ra­lı. Ai­le içi şid­de­te kar­şı bir hat. Ne ya­zık ki, bu hat hak­kın­da da ka­dın­la­rı­mız bil­mi­yor­lar, hiç­bir şey bil­mi­yor­lar; çok da­ha iyi du­yu­rul­ma­sı ge­re­ki­yor.

4320 sa­yı­lı Ka­nun'la il­gi­li, ger­çek­ten, uy­gu­la­ma­da çe­şit­li ek­sik­lik­ler var­dı. Bu­gün, 4 mad­dey­le bu ek­sik­lik­ler dü­zel­ti­li­yor.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run Sa­yın Bil­ge­han.

AY­ŞE GÜL­SÜN BİL­GE­HAN (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum.

Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren bi­rey­ler ar­tı­yor. Şid­det uy­gu­la­yan bi­rey için, bir sağ­lık ku­ru­lu­şu­na mu­aye­ne ve­ya te­da­vi için baş­vur­ma ted­bi­ri­ne baş­vu­rul­ma­sı ön­gö­rü­lü­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu, Av­ru­pa Kon­se­yin­de be­nim de ver­di­ğim en önem­li ör­nek ka­rar­lar­dan bir ta­ne­si­dir ve ül­kem­de bu Ya­sa'nın yü­rür­lü­ğe gir­me­sin­den do­la­yı çok bü­yük mut­lu­luk du­yu­yo­rum. Çün­kü, ai­le içi şid­det uy­gu­la­yan ki­şi­ler, ger­çek­ten, as­lın­da, has­ta ki­şi­ler ve akıl sağ­lık­la­rı­nın, ruh sağ­lık­la­rı­nın te­da­vi ol­ma­sı ge­re­ki­yor. Bu yüz­den, bu ki­şi­le­re, sa­de­ce yap­tı­rım ola­rak ha­pis ce­za­sı ve­ril­me­si­nin ye­ter­li ol­ma­dı­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum. Bu yüz­den, çok da­ha et­ki­li olan psi­ko­lo­jik te­da­vi­nin, ama, zo­run­lu bir psi­ko­lo­jik te­da­vi­nin son de­re­ce ya­rar­lı ol­du­ğu­nu sa­de­ce ben de­ğil, kam­pan­ya­ya ka­tı­lan bü­tün di­ğer uz­man­lar da dü­şü­nü­yor­lar. Bu­nun ya­nın­da, na­fa­kay­la il­gi­li ye­ni ted­bir­ler ge­ti­ri­li­yor ve ge­ne -çok önem­li- bu ted­bir­le­rin ic­ra aşa­ma­sın­da harç alın­ma­ma­sı sağ­la­nı­yor.

Bü­tün bun­lar çok gü­zel ama, şim­di, bir kez da­ha ger­çe­ği gö­re­lim hep be­ra­ber. Tür­ki­ye'de 1 mil­yon kız ço­cu­ğu oku­la gön­de­ril­mi­yor, 5 mil­yon ka­dın oku­ma yaz­ma bil­mi­yor. Er­ken ev­len­dir­me ve zor­la ev­len­dir­me, Tür­ki­ye'nin en önem­li so­run­la­rın­dan bir ta­ne­si. Bu­gün ya­sal ev­len­me ya­şı on se­kiz­dir. Ama, on beş, on al­tı ya­şın­da­ki kız­la­rı­mı­zın zor­la ev­len­di­ril­di­ği­ni bi­li­yo­ruz. Ka­dın­la­rı­mı­zın eko­no­mik gü­cü yok, ka­rar me­ka­niz­ma­la­rın­da bu­lun­mu­yor­lar. Mec­lis­te sa­de­ce 24 ka­dın var.

Ya­ni, so­nuç ola­rak, bü­yük an­ne­le­ri­nin to­run­la­rın­dan ile­ri ol­du­ğu bir ül­ke­de, to­run­la­rın, ki­şi­sel, bi­rey­sel hak­la­rı­nı kul­lan­ma öz­gür­lük­le­ri ne ka­dar­dır, si­ze so­ru­yo­rum.

Ta­sa­rı­ya olum­lu oy ve­re­ce­ğim. An­cak, so­nuç­la­rın çok gü­ve­ni­lir bir şe­kil­de su­nul­ma­sı­nı bek­li­yo­rum. Uy­gu­la­ma iz­len­me­li, di­ğer ek­sik­lik­ler gi­de­ril­me­li ve de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ar­tık, bu Mec­lis­te bir eşit­lik ko­mis­yo­nu mut­la­ka ku­rul­ma­lı. Çün­kü, biz, Av­ru­pa'da­ki ku­rum­lar­da söz sa­hi­bi olu­yo­ruz, baş­kan­lık el­de edi­yo­ruz; oy­sa, ken­di Mec­li­si­miz­de mu­ha­tap ala­ca­ğı­mız bir ko­mis­yon yok.

Be­ni din­le­di­ği­niz için te­şek­kür edi­yo­rum. Ta­sa­rı­ya olum­lu oy ve­re­ce­ği­mi tek­rar be­lir­ti­yo­rum.

Te­şek­kür­ler. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Bil­ge­han.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü açık oy­la­ma­ya ta­bi­dir.

Açık oy­la­ma­nın şek­li hak­kın­da Ge­nel Ku­ru­lun ka­ra­rı­nı ala­ca­ğım. Açık oy­la­ma­nın elek­tro­nik oy­la­ma ci­ha­zıy­la ya­pıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Oy­la­ma için dört da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum ve oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın, (S. Sa­yı­sı: 1318) açık oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı       :   254

Ka­bul                             :   254 (x)

Ta­sa­rı ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır; ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni di­li­yo­rum.

Sa­yın Ba­ka­nın kı­sa bir te­şek­kür ko­nuş­ma­sı ola­cak­tır.

Bu­yu­run Sa­yın Ba­ka­nım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu­gün bu­ra­da, her iki par­ti­nin de mu­ta­ba­ka­tıy­la, son de­re­ce önem­li bir ka­nu­nu çı­kar­mış bu­lu­nu­yo­ruz.

1998 yı­lın­da Ai­le­nin Ko­run­ma­sı­na Da­ir Ka­nun çık­tı­ğı za­man, ger­çek­ten dö­ne­mi için son de­re­ce ile­ri bir dü­zen­le­mey­di ve fa­kat, ka­nu­nun uy­gu­la­ma­sın­da kar­şı­la­şı­lan ba­zı ak­sak­lık­la­rın gi­de­ril­me­si ve ka­dın­la­rın ve ço­cuk­la­rın ai­le içe­ri­sin­de­ki şid­det­ten ko­run­ma­la­rı ko­nu­sun­da son de­re­ce önem­li bir adım atıl­dı. Bu­gün bu­ra­da ko­nuş­ma­la­rıy­la kat­kı sağ­la­yan tüm mil­let­ve­kil­le­ri­mi­ze ben te­şek­kü­rü bir borç bi­li­yo­rum.

Ön­ce­lik­le, ger­çek­ten ye­ni dü­zen­le­me­de yer alan ve şid­det uy­gu­la­yan­la­ra yö­ne­lik psi­ko­lo­jik te­da­vi, Gül­sün Bil­ge­han Ha­nım'ın da vur­gu­la­dı­ğı gi­bi, ger­çek­ten ile­ri ül­ke­ler­de da­hi uy­gu­lan­ma­yan

                         

(x) Açık oy­la­ma ke­sin so­nuç­la­rı­nı gös­te­ren tab­lo tu­ta­na­ğın so­nu­na ek­li­dir.

bir özel­lik. Ben, ay­nı za­man­da er­kek­ler açı­sın­dan bu­nun son de­re­ce cay­dı­rı­cı da ola­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum. Çün­kü, ka­dın­lar, ge­nel­lik­le, da­yak ye­dik­le­ri için, şid­det gör­dük­le­ri için ya­şa­dık­la­rı trav­ma ne­de­niy­le psi­ko­lo­ğa gi­di­yor­lar. Hâlbu­ki, da­yak yi­yen­le­rin de­ğil, da­yak atan­la­rın utan­ma­sı ve te­da­vi ol­ma­sı ge­re­ki­yor. Ben, bu­nun, Türk top­lu­mun­da Türk er­kek­le­ri­ni son de­re­ce de­rin­den et­ki­le­ye­ce­ği­ne, psi­ko­lo­jik bir et­ki ya­ra­ta­ca­ğı­na da yü­rek­ten ina­nı­yo­rum.

Bu ya­sa­nın, yi­ne, ge­tir­di­ği dü­zen­le­me­ler içe­ri­sin­de yer alan, ka­dı­na yö­ne­lik şid­de­tin uy­gu­la­ma so­run­la­rı ko­nu­sun­da da çok önem­li adım­lar atı­lı­yor. Bu­ra­da çok uzun bir te­şek­kür ko­nuş­ma­sı yap­mak ni­ye­tin­de de­ği­lim, ama, so­rum­lu Ba­kan ola­rak, bu ko­nu­da, özel­lik­le uy­gu­la­ma­da de­ği­ni­len ko­nu­lar­da, po­li­sin ve kol­luk güç­le­ri­nin, ço­ğun­luk­la "Ya­ni, ai­le için­de bir me­se­le­dir ca­nım. Bu so­ru­nu çö­ze­bi­lir­si­niz ken­di­niz." de­yip evi­ne gön­der­me­si ko­nu­sun­da, yak­la­şık 40.400 ci­va­rın­da ka­ra­kol po­li­si­nin eği­ti­mi­ni ve­re­ce­ğiz ve bu ye­ni ya­sa­nın uy­gu­lan­ma­sı ko­nu­sun­da da on­la­rın da­ha du­yar­lı dav­ran­ma­sı­nı is­te­ye­ce­ğiz.

Şu an­da 35 sı­ğın­ma evi­miz var. "Kaç sı­ğın­ma evi var? Ben, bun­lar ne­re­de, bil­mi­yo­rum." şek­lin­de fa­lan iti­raz­lar ol­du Sa­yın Arıt­man ta­ra­fın­dan. Ulus­la­ra­ra­sı Af Ör­gü­tü­ne bu­gün sa­bah­le­yin de bri­fing ver­dik. Yer­le­ri­ni gör­mek is­ter­se­niz, bir ka­dın mil­let­ve­ki­li ola­rak, si­zin bu­ra­la­rı gör­me­niz­den de bü­yük bir mem­nu­ni­yet du­ya­rız. Be­nim bu­ra­da ver­di­ğim ra­kam­lar -Dev­let Ba­ka­nı ola­rak- resmî ra­kam­lar­dır. El­bet­te şüp­he du­ya­bi­lir­si­niz, ama, bun­la­rı gör­mek is­ter­se­niz biz si­ze gös­te­ri­riz. Ama, bu yıl içe­ri­sin­de 10 ta­ne Sos­yal Hiz­met­ler Ço­cuk Esir­ge­me Ku­ru­mu ola­rak biz, 8 ta­ne de İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı­mız in­şa ede­cek. Bu­nun dı­şın­da, be­le­di­ye­ler ve di­ğer ka­mu ku­rum­la­rı­na da des­tek ve­ri­yo­ruz. Yıl so­nun­da 50'nin üze­rin­de sı­ğın­ma evi­miz ola­cak.

Ama, asıl so­run, bu ya­sa­nın iş­te tam da söy­len­me­si ge­re­ken, ka­dın­lar ev­le­rin­den ve ço­cuk­la­rın­dan ay­rıl­mak is­te­mi­yor­lar. Asıl ka­dın­la­rı ev­le­rin­de tu­ta­rak, o ev­ler­den er­kek­le­ri uzak­laş­tır­mak ge­re­ki­yor. Ya­ni, şid­det uy­gu­la­yan er­ke­ğe ted­bir al­mak ge­re­ki­yor. Ni­ha­ye­tin­de, sı­ğın­ma ev­le­ri­nin sa­yı­sı çok faz­la da ol­sa, ka­dın­lar ken­di ço­cuk­la­rın­dan ve ya­şam şe­kil­le­rin­den fe­dakârlık yap­mak zo­run­da de­ğil­ler. Do­la­yı­sıy­la, bu ya­sa­nın da böy­le…

Uy­gu­la­ma ek­sik­li­ği ko­nu­sun­da­ki me­se­le­le­ri de ya­kın­dan ta­kip ede­ce­ğiz.

Tür­ki­ye ge­ne­lin­de Ai­le Araş­tır­ma Ku­ru­mu­na yap­tır­dı­ğı­mız şid­det araş­tır­ma­sı, Tür­ki­ye İs­ta­tis­tik Ku­ru­mu ta­ra­fın­dan bi­lim­sel ve­ri­ler­le 42 bin de­nek üze­rin­de ya­pıl­mış bir an­ket­tir, is­ta­tis­ti­ki ça­lış­ma­dır. Bi­lim­sel yö­nü­ne iti­raz et­me­mek­le bir­lik­te, bir ka­dın ola­rak, şid­de­tin sak­la­nan bir ve­ri ol­du­ğu­nu da vur­gu­la­mak is­te­rim. Bun­dan ön­ce­ki yıl­lar­da ya­pı­lan şid­det araş­tır­ma­sın­da, top­lum­da şid­det çok da­ha ola­ğan kar­şı­lan­dı­ğı için "Ko­cam­dır, dö­ver de se­ver de." de­di­ği için da­ha ra­hat ifa­de edi­yor­du ve on yıl ön­ce­ki is­ta­tis­tik­ler­de yüz­de 34 ora­nın­da olan şid­det, şu an­da yüz­de 7 ola­rak gö­zü­kü­yor ve tüm dün­ya­da şid­de­tin giz­le­nen bir şey ol­du­ğu­nun da ve­ri ola­rak önü­müz­de bu­lun­ma­sı ge­re­ki­yor. Bu yıl, Av­ru­pa Kon­se­yiy­le bir­lik­te yü­rüt­tü­ğü­müz Top­lum­sal Cin­si­yet Eşit­li­ği­nin Yay­gın­laş­tı­rıl­ma­sı Pro­je­si'nin ana araş­tır­ma­sı da şid­det araş­tır­ma­sı ola­cak. Ay­rı­ca, biz, bu yıl, Tür­ki­ye'nin ge­ne­lin­de ka­dı­na yö­ne­lik şid­de­tin se­bep­le­ri­ni, so­nuç­la­rı­nı, ne­den­le­ri­ni, tür­le­ri­ni araş­tı­ra­ca­ğız ve bu araş­tır­ma­la­rı her beş yıl­da bir ya­pa­rak ar­tık iz­le­ye­ce­ğiz.

Bu­nun dı­şın­da, be­le­di­ye­le­ri­mi­zin de bu ko­nu­da ye­te­ri ka­dar du­yar­lı­lık gös­ter­me­di­ği­ni ben de bu­ra­da söy­le­mek is­ti­yo­rum. Ya­ni, ku­rum­sal ka­pa­si­te­le­ri­nin ye­ter­li ol­ma­dı­ğı­nı bi­li­yo­ruz, he­nüz bu ko­nu­da ger­çek­ten mad­di bir des­tek­le­ri de yok, ama bu ko­nu­da du­yar­lı ve is­tenç­li ol­ma­la­rı du­ru­mun­da, biz, ku­rum­sal ka­pa­si­te­le­rin ar­tı­rıl­ma­sı ko­nu­sun­da Ka­dı­nın Sta­tü­sü Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ola­rak des­tek de ve­ri­yo­ruz.

Sa­yın Arıt­man'ın şah­sı­ma yö­ne­lik ola­rak söy­le­di­ği hal­kın be­nim hak­kım­da ne dü­şün­dü­ğüy­le il­gi­li, ya­ni "ka­dın­dan so­rum­lu" de­ğil "so­run­lu ba­kan" ola­rak ni­te­len­dir­me­si­ni doğ­ru­su çok ya­dır­ga­dım. Bu­gün, bu­ra­da bir­lik­te çok gü­zel bir ya­sa ge­çi­ri­yo­ruz. Ka­mu­oyun­da şah­sım­la il­gi­li böy­le bir so­run ol­ma­dı­ğı­nı, ama ken­di­siy­le il­gi­li çift si­lah­lı ve şid­det eği­lim­li ola­rak bir du­yu­mu…

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Çar­pıt­ma, çar­pıt­ma!

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (De­vam­la) - …du­yum de­ğil, ge­nel­lik­le ka­mu­oyun­da si­zin­le il­gi­li de si­lah ta­şı­yan ve şid­det eği­lim­li ol­du­ğu­nuz ko­nu­sun­da da­ha yay­gın bir ka­na­at var­dır.

Tek­rar, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­na ve AK Par­ti Gru­bu­na bu ya­sa­dan do­la­yı mü­te­şek­ki­rim. Tür­ki­ye'de­ki tüm ka­dın­lar adı­na he­pi­ni­zi sev­gi ve say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ba­ka­nım.

AK Par­ti Gru­bu­na ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­na, müş­te­re­ken ser­gi­le­miş ol­duk­la­rı bu olum­lu ta­vır­dan do­la­yı te­şek­kür edi­yo­ruz. Ka­nu­nun da -tek­rar- ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, 7'nci sı­ra­ya alı­nan, Uy­gu­la­ma İmkânı Kal­ma­mış Ba­zı Ka­nun­la­rın Yü­rür­lük­ten Kal­dı­rıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

7.- Uy­gu­la­ma İmkânı Kal­ma­mış Ba­zı Ka­nun­la­rın Yü­rür­lük­ten Kal­dı­rıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1239) (S. Sa­yı­sı: 1325) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Ye­rin­de.

Hükûmet? Ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1325 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ço­rum Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu.

Sa­yın Ay­va­zoğ­lu, bu­yu­run.

CHP GRU­BU ADI­NA FE­Rİ­DUN AY­VA­ZOĞ­LU (Ço­rum) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1325 sı­ra sa­yı­lı Uy­gu­la­ma İmkânı Kal­ma­mış Ba­zı Ka­nun­la­rın Yü­rür­lük­ten Kal­dı­rıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ne­den­le, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ön­ce­lik­le, böy­le bir ka­nun ta­sa­rı­sı­nın gö­rü­şül­me­si sı­ra­sın­da, baş­lık ko­nu­sun­da bir te­red­dü­dü­mü­zün ol­du­ğu­nu, bu­ra­da bu­lu­nan Hükûmet yet­ki­li­le­ri­ne ve Ko­mis­yon üye­si ar­ka­daş­la­rı­ma be­lirt­mek is­ti­yo­rum. Şim­di, ta­sa­rı­nın adı "Ba­zı Ka­nun­la­rın Yü­rür­lük­ten Kal­dı­rıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı" şek­lin­de. Bu­ra­da, bak­tı­ğı­mız­da, yüz on se­kiz ta­ne ka­nu­nun yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­ma­sı söz ko­nu­su. Be­lir­ti­len ka­nun­la­rın tek tek sa­yıl­ma­sı sı­ra­sın­da, 104'ün­cü sı­ra­da yer alan ka­nun hük­mün­de ka­rar­na­me­le­rin yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­ma­sı ile 105'in­ci sı­ra­da yer alan, yi­ne, otuz al­tı adet ka­nun hük­mün­de ka­rar­na­me­nin yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­ma­sı şek­lin­de bir hü­küm ol­du­ğu­na gö­re, bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nın baş­lı­ğı­nın da -re­dak­si­yon ola­rak- "…ba­zı ka­nun­la­rın ve ba­zı ka­nun hük­mün­de ka­rar­na­me­le­rin…" şek­lin­de dü­zel­til­me­si ge­re­kir di­ye dü­şü­nü­yo­ruz. Bu­nun, Ko­mis­yon ta­ra­fın­dan dik­ka­te alın­ma­sı­nı is­tir­ham edi­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, el­bet­te, böy­le bir ta­sa­rı­nın özü­ne bak­tı­ğı­mız­da, bu ta­sa­rı­nın ma­hi­ye­ti ica­bı yüz on se­kiz ta­ne ka­nu­nun yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­mış ol­ma­sı olun­ca, te­fer­ru­at­lı ve ka­nun­la­rın isim­le­ri­ne de tek tek ba­kıl­dı­ğın­da, ta­rih­le­ri­ne tek tek ba­kıl­dı­ğın­da, ör­nek ve­rir­sek, 1'in­ci sı­ra­da yer alan 16 Teş­ri­ni­sa­ni 1329 ta­rih­li "Me­ra­ki­bi Bah­ri­ye­den…" di­ye baş­la­yan bir ka­nun -dü­şü­nü­nüz- yi­ne, 2'nci sı­ra­da bah­si ge­çen, 21 Şa­ban 1332 ta­rih­li "10 Sâfer…" di­ye baş­la­yan bir ka­nun ve bu­na ben­zer, iş­te 3'ün­cü sı­ra­da "Ta­ba­be­ti Ad­li­ye Ka­nu­nu" di­ye 38 ka­nun nu­ma­ra­sıy­la yer alan, ay­nı şe­kil­de "Zon­gul­dak Şi­men­di­fer..." di­ye baş­la­yan 463 No.lu Ka­nun ve bun­la­ra ben­zer, ala­bil­di­ğin­ce, Arap­ça­sın­dan Fars­ça­sı­na ka­dar de­ği­şik ta­bir­le­rin kul­la­nıl­dı­ğı, ke­li­me­le­rin yer al­dı­ğı ka­nun­la­rın şim­di­ye ka­dar uy­gu­la­ma imkânı­nın kal­ma­dı­ğı­nı he­pi­miz bi­li­yo­ruz. Bu amaç­la da, böy­le bir ka­nun ta­sa­rı­sı­nın   

                         

(x) 1325 S. Sa­yı­lı Bas­ma­ya­zı tu­ta­na­ğa ek­li­dir.

ha­zır­lan­ma­sı, ger­çek­ten, biz­ler ta­ra­fın­dan da uy­gun gö­rül­müş­tür. Kal­dı ki, bu tür ka­nun­la­rın baş­tan be­ri sa­de­leş­ti­ril­me­si, bir­bi­riy­le çe­liş­me ko­nu­la­rı­nın ol­ma­sı ne­de­niy­le bun­la­rın ayık­lan­ma­sı ve bu tür ayık­lan­ma­la­rın da baş­lan­gı­cı­nın 1986 yı­lı ol­du­ğu göz önü­ne alı­nır­sa, 1986 yı­lın­da ya­pı­lan ça­lış­ma so­nu­cu -Baş­ba­kan­lık mev­zu­at bil­gi sis­te­mi­nin te­me­li o ta­rih­ler­de atıl­mış­tı- 1986 yı­lın­da ya­pı­lan ça­lış­ma ve ayık­la­ma­lar son­ra­sı, mül­ga edi­len ka­nun­la­rın sa­yı­sı bin al­tı yüz el­li iki adet idi. İş­te bu­na pa­ra­lel bir şe­kil­de de böy­le bir ta­sa­rı ha­zır­lan­mış. Şim­di, yüz on se­kiz ta­ne ka­nu­nun her­han­gi bir uy­gu­la­ma imkânı­nın kal­ma­mış ol­ma­sı ne­de­niy­le yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­ma­sı­nın zo­run­lu ol­du­ğu nok­ta­sın­da böy­le bir ta­sa­rı ha­zır­lan­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, el­bet­te, bu ka­nun­lar, vak­tin­de, uy­gu­lan­mış ol­du­ğun­da, bel­ki bu top­lu­ma çok bü­yük kat­kı­lar yap­tı, bel­ki bu top­lu­ma ve­re­bi­le­ce­ği kat­kı­la­rı o ta­rih­ler­de ver­di ve gö­re­vi­ni bi­tir­di. Ama el­bet­te, ge­li­şen dün­ya­da ve ge­li­şen Tür­ki­ye'miz­de hu­kuk açı­sın­dan ya­pı­lan ça­lış­ma­lar, hu­kuk yö­nün­den ya­pı­lan de­ği­şik­lik­ler sü­re­cin­de, bu tür ka­nun­la­rın da ar­tık her­han­gi bir an­la­mı­nın kal­ma­dı­ğı­nı gör­mek­te­yiz.

Sa­de­ce, bu­ra­da, ge­rek Ko­mis­yon­da ge­rek­se alt ko­mis­yon­da ya­pı­lan ça­lış­ma­lar­da Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın iti­raz et­miş ol­du­ğu bir iki ko­nu var­dı. Bu ko­nu­la­rın ba­şın­da da, bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 37'nci sı­ra­sın­da yer alan bir ka­nun idi. Bu Ka­nun şu şe­kil­de isim­len­di­ril­miş ve bu­gü­ne ka­dar yü­rür­lük­te kal­mış bir ka­nun­du: 15/6/1945 ta­rih­li 4760 sa­yı­lı Top­rak Bay­ra­mı Ka­nu­nu idi. Bu Ka­nun'un yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­ma­sı da, bu ka­nun­la­rın ara­sı­na ko­nul­muş idi. Ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ve biz­le­rin yap­mış ol­du­ğu eleş­ti­ri­ler son­ra­sı, bu Ka­nun'un yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­ma­sı­na ge­rek ol­ma­dı­ğı so­nu­cu­na va­rıl­dı ve alt ko­mis­yon­da ol­sun son­ra­ki esas ko­mis­yon­da ol­sun, ya­pı­lan gö­rüş­me­de bu Ka­nun'un yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­ma­sı­na iliş­kin hü­küm ta­sa­rı me­tin­den çı­ka­rıl­mış ol­du.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, amaç şuy­du: Bel­ki de böy­le bir ka­nun­dan, bi­zim hu­kuk­çu ca­mi­ası ola­rak hu­kuk­çu­la­rı­mı­zın, uy­gu­la­yı­cı­lar ola­rak avu­kat­la­rı­mı­zın, yar­gıç­la­rı­mı­zın, sav­cı­la­rı­mı­zın ve­ya di­ğer hu­kuk­la il­gi­li alan­da gö­rev ya­pan, bu ko­nu­da ken­di­le­ri­ni gö­rev­li sa­yan de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın bil­gi­le­ri da­hi­lin­de de ol­ma­ya­bi­lir bu Ka­nun, Top­rak Bay­ra­mı Ka­nu­nu di­ye bir ka­nu­nu­muz. Şim­di­ye ka­dar da bu­nun uy­gu­lan­ma­sı­na dö­nük her­han­gi bir ça­lış­ma­nın ya­pıl­dı­ğı ve bu bay­ra­mın ne şe­kil­de kut­lan­dı­ğı da göz ar­dı edil­miş du­rum­da­dır.

Top­rak Bay­ra­mı Ka­nu­nu, 4760 sa­yı­lı ve ka­bul ta­ri­hi de 15/6/1945 de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ya­ni, bu ta­rih­te, İkin­ci Dün­ya Sa­va­şı'nın çok yo­ğun ol­du­ğu bir dö­nem­de böy­le bir ka­nu­nun Tür­ki­ye'de çı­ka­rı­la­rak yü­rür­lü­ğe gir­me­si­nin, yü­rür­lü­ğe so­kul­ma­sı­nın çok önem­li ol­du­ğu­nu bil­me­li­yiz. 1945 yı­lın­da, dün­ya ya­nı­yor, İkin­ci Dün­ya Sa­va­şı so­nu­na yak­la­şı­lır­ken ala­bil­di­ğin­ce, ola­bil­di­ğin­de ül­ke­ler tah­rip edi­li­yor, top­rak­lar yok edi­li­yor, ta­lan edi­li­yor; böy­le bir du­rum­da, Tür­ki­ye, eğer bu ta­rih­te Top­rak Bay­ra­mı Ka­nu­nu adı al­tın­da bir ka­nun çı­kar­mış ise, bu­nun ger­çek­ten an­la­mı­nı he­pi­mi­zin bil­me­si ge­re­kir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, top­rak di­yo­ruz ve bu ka­nun 3 mad­de­lik bir ka­nun.

1'in­ci mad­de ola­rak ba­kıl­dı­ğın­da "Çift­çi­yi Top­rak­lan­dır­ma Ka­nu­nu'nun ka­bul edil­di­ği 11 Ha­zi­ran ta­ri­hi­ni ta­kip eden Pa­zar gü­nü her yıl Top­rak Bay­ra­mı ola­rak kut­la­nır." di­yor.

Şim­di, ye­ri gel­di­ği için, böy­le bir ka­nu­nun da Mec­lis kür­sü­sün­de tu­ta­nak­la­ra geç­me­si açı­sın­dan ger­çek­ten he­pi­mi­zin dik­ka­ti­ni çek­me­si ge­re­ken bir ka­nun ol­du­ğu­nu be­lirt­mek is­ti­yo­rum. Çün­kü, şu an­da, top­rak de­nil­di­ğin­de, top­ra­ğın he­pi­mi­zin bil­di­ği gi­bi bir ana ol­du­ğu, top­ra­ğın üre­ten ol­du­ğu, top­ra­ğın ve­ren ol­du­ğu, top­ra­ğın sa­dık ol­du­ğu, top­ra­ğın kut­sal ol­du­ğu nok­ta­la­rı­nı he­pi­miz ka­bul edi­yo­ruz, ka­bul et­mek zo­run­da­yız ve top­ra­ğın, uğ­ru­na ölen var­sa va­tan ol­du­ğu­nu da he­pi­miz bi­li­yo­ruz. Eğer, biz, bu top­rak­lar­da çift­çi­siy­le, es­na­fıy­la, tüm top­lum ke­sim­le­riy­le ya­şı­yor­sak, top­ra­ğın kıy­me­ti­nin de o de­re­ce önem­li ol­du­ğu­nu  bil­mek zo­run­da­yız.

Top­rak bir me­ta ola­rak, bir mad­de ola­rak ele alın­dı­ğın­da, top­rak ol­ma­dan in­san­la­rın ya­şa­mı­nı sür­dür­me­si­nin müm­kün ol­ma­dı­ğı­nı bi­li­yo­ruz. Yi­ne, top­rak ol­ma­dı­ğın­da çift­çi­le­rin üret­mek is­te­dik­le­ri­nin üre­ti­le­me­di­ği­ni bi­li­yo­ruz, ama, top­rak ol­ma­dı­ğın­da çift­çi­le­rin ne hâle gel­di­ği­ni, top­ra­ğın ger­çek­ten ve­rim­li bir şe­kil­de üre­ti­le­me­di­ği tak­dir­de de çift­çi­le­rin du­rum­la­rı­nı biz gö­rü­yo­ruz, ya­şı­yo­ruz. He­pi­miz mil­let­ve­ki­li ola­rak, böl­ge­le­ri­miz­de yıl­lar­dan be­ri ge­zi­yo­ruz. Mil­let­ve­ki­li sı­fa­tıy­la gez­di­ği­miz­de şu ger­çe­ği gör­dük ki de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım: Çift­çi­le­ri­mi­zin top­rak­la ya­ban­cı­laş­tı­rıl­dı­ğı­nı gör­dük. Çift­çi­le­ri­mi­zin top­rak­tan uzak­laş­tı­rıl­mış ol­du­ğu­nu gör­dük. Çift­çi­le­ri­mi­zin top­rak­tan el­de et­mek is­te­dik­le­ri ürün­le­ri, ca­nı gö­nül­den el­de et­mek is­te­miş ol­ma­la­rı­na rağ­men el­de ede­me­dik­le­ri­ni gör­dük. Bu­nun se­bep­le­ri­ne ba­kıl­dı­ğın­da, Tür­ki­ye'de, özel­lik­le son yıl­lar­da ve bu ik­ti­dar dö­ne­min­de, köy­lü­mü­ze ve çift­çi­mi­ze ge­re­ken öne­min ve­ril­me­di­ği­ni gör­dük. Bu­nu, Ana­do­lu'nun bü­tün il­le­rin­de, il­çe­le­rin­de gö­re­bi­li­yo­ruz. Gez­di­ği­miz her yer­de çift­çi ger­çek­ten ağ­la­mak­lı du­rum­da. Bun­la­rı, biz söy­ler­ken, bir po­le­mik ko­nu­su hâli­ne ge­ti­re­rek, çift­çi­nin ve top­ra­ğın ken­di­si­ne bağ­lı ol­du­ğu in­san­la­rın ya­şam­la­rı­nı siz­le­re bu şe­kil­de sun­mak is­te­mi­yo­ruz. Ger­çek­le­ri söy­lü­yo­ruz. Ger­çek­ler bu nok­ta­da­dır. Ger­çek­ten, şu an­da, çift­çi­le­rin du­ru­mu ağ­la­mak­lı­dır, acı­na­cak du­rum­da­dır­lar. Ne üret­mek is­te­dik­le­ri­ni üre­te­bi­li­yor­lar ne de üret­tik­le­rin­de üret­tik­le­ri ger­çek­ten hak et­tik­le­ri fi­ya­tı bu­la­mı­yor, fi­ya­tı gö­re­mi­yor. Bu­nun acı­sı da ay­rı bir nok­ta­da.

O ne­den­le, biz "top­rak" de­di­ği­miz­de, bi­rin­ci­si, top­rak­tan fay­da­lan­ma­sı ge­re­ken ve top­ra­ğın ta­rım ke­si­mi­nin en önem­li te­mel ya­pı­sı ol­du­ğu­nu inkâr et­me­me­miz ge­re­kir nok­ta­sın­dan ha­re­ket et­ti­ği­miz­de, top­ra­ğa ger­çek de­ğe­ri­ni çift­çi­miz­le be­ra­ber ver­me­mi­zi he­pi­miz ka­bul et­me­li­yiz. Ama, ma­ale­sef, gör­dük ki, ta­rım ke­si­mi ve top­ra­ğa ken­di­si­ni bağ­lı his­se­den in­san­la­rı­mız çö­ker­til­miş­tir, çök­müş­tür. Ta­rım, res­men şu an­da çök­müş du­rum­da­dır de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Ta­rım ve köy­lü­müz, çift­çi­miz IMF'nin da­yat­ma­sıy­la, Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nin da­yat­ma­sıy­la, Av­ru­pa Bir­li­ği ül­ke­le­ri­nin da­yat­ma­la­rıy­la "siz, ar­tık, ta­rım yap­ma­yın, ta­rım­dan uzak­la­şın" an­la­yı­şın­da­ki bi­ze da­yat­mış ol­duk­la­rı o ka­pi­tü­las­yo­na ben­zer o en­gel­le­me­le­ri bi­ze da­ya­ta­rak, çift­çi­lik­ten uzak­laş­tı­ra­rak, ta­rım­dan uzak­laş­tı­ra­rak top­ra­ğa ge­re­ken de­ğe­ri ver­dir­mek is­te­me­me­le­ri, is­te­me­yiş ol­ma­la­rı­na biz di­renç­li du­ra­ma­dık, di­renç­li dav­ra­na­ma­dık, on­la­ra ge­re­ken ce­va­bı ve­re­me­dik. O ne­den­le de, top­rak­la çift­çi­yi bir­bi­ri­ne küs­tür­dük, top­rak­la çift­çi­yi bir­bi­ri­ne ya­ban­cı­laş­tır­dık. Bu ne­den­le, di­yo­ruz ki, ik­ti­da­rı­nız­da bu ya­ban­cı­laş­tır­ma­yı -önü­nüz­de kaç gü­nü­nüz var, kaç ayı­nız var, bil­me­yiz ama- da­ha faz­la de­vam et­tir­me­yi­niz. En kı­sa za­man­da, acil bir şe­kil­de, şu an­da­ki, çift­çi­le­ri­mi­zin gir­di fi­yat­la­rı­nın en önem­li te­me­li­ni oluş­tu­ran güb­re ve ma­zo­ta ge­re­ken in­di­rim fi­yat­la­rı­nı, süb­van­si­yon­la­rı mut­la­ka, aci­len uy­gu­la­ma­nız ge­re­kir. Önü­müz ekim­dir, önü­müz di­kim za­ma­nı­dır, sü­rüm za­ma­nı­dır. Siz­le­re ve­ri­len en son fır­sat bu­dur sev­gi­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, top­ra­ğın bu şe­kil­de­ki biz­le­re ve­re­bi­le­ce­ği, ta­rım ke­si­miy­le be­ra­ber de­ğer­len­di­ril­di­ğin­de­ki de­ğer­len­dir­me­le­ri bir ta­ra­fa bı­ra­ka­rak, bu Top­rak Bay­ra­mı Ka­nu­nu'nun ger­çek­ten, hep bir­lik­te, bay­ram ola­rak kut­la­na­bil­me­si için, çift­çi­ye ve üre­ti­ci­ye ger­çek de­ğe­ri­nin ve­ril­me­si ge­re­kir. O ne­den­le de, bun­dan son­ra­ki uy­gu­la­ma­la­rı­mız­da, önü­müz­de ya­pı­la­cak olan, 11 Ha­zi­ran ta­ri­hin­de, 11 Ha­zi­ra­nı ta­kip eden pa­zar gü­nü, mut­la­ka ve mut­la­ka, Top­rak Bay­ra­mı Ka­nu­nu'nun da­ha ger­çek­çi bir şe­kil­de, da­ha ak­tif bir şe­kil­de uy­gu­lan­ma­sı ge­re­kir di­ye dü­şü­nü­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, biz­ler, he­pi­miz, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin ça­tı­sı al­tın­da, Par­la­men­to­ya se­çi­len mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak, mil­le­tin ve­kil­le­ri ola­rak yap­mış ol­du­ğu­muz gö­rev­le­ri, bu­gü­ne ka­dar, her­kes ken­di­si­ne gö­re, la­yı­ğı veç­hi­le yap­tı­ğı­nı id­dia edi­yor, bu­nu, ye­ri­ne gö­re de an­lat­ma­ya ça­lı­şı­yor, is­pat et­me­ye ça­lı­şı­yor.

El­bet­te, biz, bu top­rak­lar­da, bu ül­ke­de ya­şı­yor­sak, bu top­rak­la­rın de­ğe­ri­ni bi­le­ce­ğiz. Bu top­rak­la­rı böl­me­ye ça­lı­şan­lar, Mi­sa­kı­millî sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de bu top­rak­lar­da ya­şa­mak is­te­yen, cum­hu­ri­ye­te inan­mış, de­mok­ra­si­ye inan­mış, la­ik­li­ğe inan­mış ola­rak, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti top­rak­la­rın­da ya­şa­mak is­te­yen bü­tün mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zi ve bü­tün hal­kı­mı­zı ay­nı göz­le gör­mek zo­run­da­yız. Bu ne­den­le, biz, ya­pı­la­cak olan, önü­müz­de­ki, ge­rek Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­nin ge­rek onun de­va­mın­da­ki mil­let­ve­kil­li­ği se­çim­le­rin­de bu gö­rüş­le­ri te­mel alan zih­ni­ye­tin her yer­de gö­rev al­ma­sı­nı is­ti­yo­ruz, ama, bu te­mel an­la­yış­ta ol­ma­yan, Ana­ya­sa'mız­da ye­ri­ni alan te­mel an­la­yı­şın dı­şın­da dü­şü­nen­le­ri de, biz, ke­sin­lik­le ve ke­sin­lik­le, bu ül­ke­de, hal­kı­mız ta­ra­fın­dan on­la­rı be­nim­set­tir­me­ye­ce­ğiz, hal­kı­mı­zın da bun­la­rı be­nim­se­me­ye­ce­ği­nin bi­lin­me­si­ni is­ti­yo­ruz.

Bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le de yü­ce Mec­li­si say­gıy­la, sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Ta­sa­rı­nın mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

UY­GU­LA­MA İMKÂNI KAL­MA­MIŞ BA­ZI KA­NUN­LA­RIN YÜ­RÜR­LÜK­TEN

KAL­DI­RIL­MA­SI­NA DA­İR KA­NUN TA­SA­RI­SI

Yü­rür­lük­ten kal­dı­rı­lan ka­nun­lar

MAD­DE 1- (1) Ek­li lis­te­de yer alan ka­nun­lar yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­mış­tır.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir adet öner­ge var­dır, öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1325 sı­ra sa­yı­lı ta­sa­rı­nın 1 nci mad­de­sin­de be­lir­ti­len Ek­li Lis­te­ye aşa­ğı­da­ki 99 nu­ma­ra­lı ben­din ek­len­me­si­ni ve di­ğer nu­ma­ra­la­rın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Se­la­mi Uzun

Eyüp Fat­sa

Ab­dul­ba­ki Tür­koğ­lu

 

Si­vas

Or­du

Elâzığ

 

Nus­ret Bay­rak­tar

Ah­met Ye­ni

 

 

İs­tan­bul

Sam­sun

 

99.              11/08/1983 2874                 Tas­fi­ye Ha­lin­de­ki

                                                                Ban­ker­le­rin

                                                                Tas­fi­ye­le­ri­nin

                                                                Hız­lan­dı­rıl­ma­sı

                                                                Hak­kın­da Ka­nun

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI Nİ­MET ÇU­BUK­ÇU (İs­tan­bul) - Ka­tı­lı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Öner­ge ile 1981 yı­lın­da ya­şa­nan ban­ker ola­yı üze­ri­ne mer'iye­te ko­nu­lan ve gü­nü­müz­de uy­gu­la­ma imkânı kal­ma­yan ka­nu­nun yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yo­nun tak­di­re bı­rak­tı­ğı, Hükûme­tin ka­tıl­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ka­bul edi­len öner­ge is­ti­ka­me­tin­de mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rür­lük

MAD­DE 2- (1) Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rüt­me

MAD­DE 3- (1) Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ta­sa­rı­nın tü­mü­nü oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ta­sa­rı ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır.

Ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, 8'in­ci sı­ra­da yer alan, Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ay­han Zey­nep Te­kin Bö­rü'nün Türk Me­de­ni Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

8.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ay­han Zey­nep Te­kin Bö­rü'nün, Türk Me­de­ni Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/888) (S. Sa­yı­sı: 1262)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

9'un­cu sı­ra­da yer alan, Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

9.- Ko­nut Edin­dir­me Yar­dı­mı Hak Sa­hip­le­ri­ne Öde­me Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1195) (S. Sa­yı­sı: 1216)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

10'un­cu sı­ra­da yer alan, Ya­ban­cı­la­rın Ça­lış­ma İzin­le­ri Hak­kın­da Ka­nun ile Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve İçiş­le­ri ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

10.- Ya­ban­cı­la­rın Ça­lış­ma İzin­le­ri Hak­kın­da Ka­nun ile Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve İçiş­le­ri ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1212) (S. Sa­yı­sı: 1225)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, bun­dan son­ra da ko­mis­yo­nun ha­zır bu­lu­na­ma­ya­ca­ğı an­la­şıl­dı­ğın­dan, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­nin bi­rin­ci oy­la­ma­sı­nı yap­mak için, 27 Ni­san Cu­ma gü­nü, ya­ni, ya­rın sa­at 15.00'te top­lan­mak üze­re bir­le­şi­mi ka­pa­tı­yo­rum, siz­le­re ve biz­le­ri iz­le­yen va­tan­daş­la­rı­mı­za ha­yır­lı gün­ler te­men­ni edi­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 16.39