DÖNEM: 22 CİLT: 153 YASAMA
YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
89’uncu Birleşim
17 Nisan 2007 Salı
İ Ç İ N D E K İ L
E R I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - YOKLAMA
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM Başkan Vekili İsmail Alptekin'in, Aksaray'da
meydana gelen trafik kazasında vefat eden 33 öğrenci, öğretmen ve
veliye Allah'tan rahmet, yakınlarına ve ulusumuza başsağlığı ile
vefatının 14'üncü yıl dönümü münasebetiyle 8'inci Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'a Allah'tan rahmet dileyen konuşması
B) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.- Ağrı Milletvekili Mehmet Kerim Yıldız'ın, Ağrı
ilinin düşman işgalinden kurtarılışının 89'uncu yıl dönümü münasebetiyle,
ilin sorunlarının çözümü için atılan adımlara, daha önce özelleştirilen
Ağrı Et Kombinasının Tarım ve Köyişleri Bakanlığına devri ile
çiftçilere kaba yem bitkileri desteğinin bir an önce ödenmesinin
önemine ilişkin gündem dışı konuşması
2.- İzmir Milletvekilli Türkân Miçooğulları'nın,
okul gezisi sırasında öğrenci, veli ve
öğretmenlerin trafik kazası sonucunda hayatlarını kaybetmeleri
nedeniyle, ülkemizde çok yaşanan bu tür kazaların azaltılması
için okul gezilerine düzen getiren yeni bir yönetmeliğin yapılması
gerektiğine ve köy enstitülerinin kuruluş yıl dönümü olan 17 Nisanların
eğitim bayramı gibi kutlandığına ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Malatya Milletvekili Ahmet Münir Erkal'ın,
vefatının 14'üncü yılında 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın siyasi
kişiliğine ilişkin gündem dışı konuşması
C) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun,
Malatya'da Büyükşehir Belediyesi Kurulması Hakkında Kanun Teklifi'nin
(2/71) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/451)
2.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın,
İnebolu İlçesinin Adının Yiğit İnebolu Olarak Değiştirilmesi Hakkında
Kanun Teklifi'nin (2/637) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/452)
V. - ÖNERİLER
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine
ilişkin CHP Grubu önerisi
2.- Gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin
yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi
VI. - SEÇİMLER
A) BAŞKANLIK DİVANI ÜYELİKLERİNE SEÇİM
1.- TBMM İdare Amirliğine Seçim
B) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ
1.- Anayasa, Adalet, Millî Savunma, Dışişleri,
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm, Çevre, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Tarım, Orman ve
Köyişleri, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme, Plan ve Bütçe,
Kamu İktisadi Teşebbüsleri, İnsan Haklarını İnceleme ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonlarına üye seçimi
2.- (10/351, 399, 417), (10/365) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonlarına üye seçimi
VII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve
İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030)
(S. Sayısı: 904)
3.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet
Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı: 1337)
4.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun,
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/971) (S. Sayısı:1369)
VIII. - SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Zonguldak Milletvekili Harun AKIN'ın, Filyos
Vadisindeki, yerleşim birimlerinin ekonomik kalkınmasına yönelik
projeye ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
ŞENER'in cevabı (7/14218)
* Ek cevap
2.- Samsun Milletvekili Musa UZUNKAYA'nın, Cumhurbaşkanınca
cezası kaldırılan kişilere ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı
(7/20383)
3.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, çocuk suçluluğuna
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/20385)
4.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun,
Hızırbey Camii ve külliyesindeki ağaçların kesilmesine ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/20392)
5.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, bir
futbol maçının bilet fiyatlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı
(7/20758)
6.- İstanbul Milletvekili Halil AKYÜZ'ün, Yargıtay'daki
bir tetkik hâkimine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/20825)
7.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın,
İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitaplarının içeriğindeki bazı
değişikliklere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in
cevabı (7/20893)
8.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın,
tütün piyasasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal
UNAKITAN'ın cevabı (7/20925)
9.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin
bir avukatının meslekten menedilmesine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/20927)
10.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya'daki
hava kirliliğine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin
cevabı (7/20931)
11.- Samsun Milletvekili Musa UZUNKAYA'nın, özel
mülkiyete geçirilen orman arazilerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı
(7/20932)
12.- Antalya Milletvekili Hüseyin EKMEKCİOĞLU'nun,
okullardaki şiddet olaylarına yönelik çalışmalara ilişkin sorusu
ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/20957)
13.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun,
Antalya-Merkez, Kemer, Finike, Kumluca, Kaş, Demre, Serik, Manavgat,
Alanya ve Gazipaşa'da kapanan işyerlerine ilişkin soruları ve Sanayi
ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/20961, 20962, 20963, 20964,
20965, 20966, 20967, 20968, 20969, 20970)
14.- İzmir Milletvekili Bülent BARATALI'nın, İzmir'de
banka borcu nedeniyle icra takibine uğrayanlara ilişkin sorusu
ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/20995)
15.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Çek Cumhuriyetinin
iade ettiği kuru incirlere,
-İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in Kuzey
Irak'la yapılan ticarete ve bazı gelişmelere,
İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in
cevabı (7/21006, 21007)
16.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, Kocaeli
Büyükşehir Meslek ve Sanat eğitimi kurslarına ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21025)
17.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, bir
yetiştirici birliğinin genel kuruluna,
-Osmaniye Milletvekili Necati UZDİL'in, Karaman'da
kurulacağı iddia edilen çimento fabrikasına,
-Hatay Milletvekili Züheyir AMBER'in, Kırsal Kalkınma
Yatırımlarının Desteklenmesi Programında Hatay'ın bulunmamasına,
-Bursa Milletvekili Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın, bir yetiştirici
birliğinin genel kuruluna,
-Malatya Milletvekili Muharrem KILIÇ'ın, Ağrı'da
tarım ve hayvancılığın desteklenmesine,
-Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2002, 2003,
2004, 2005, 2006, 2007'de yapılan tarımsal destekleme ödemelerine,
2002, 2003, 2004, 2005'de Konya'da yapılamayan tarımsal
destekleme ödemelerine,
2004, 2002, 2005, 2006, 2007'de Konya'ya yapılan tarımsal
destekleme ödemelerine,
2007, 2006, 2005, 2004, 2003, 2002'de dekar başına yapılması
planlanan tarımsal destekleme ödemelerine,
İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/21033, 21034, 21035, 21036, 21037, 21038,
21039, 21040, 21041, 21042, 21043, 21044, 21045, 21046, 21047, 21048, 21049,
21050, 21051, 21052, 21053, 21054, 21055, 21056, 21057, 21058, 21059, 21060)
18.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun,
Antalya'daki kesik minare camiine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/21063)
19.- Samsun Milletvekili Musa UZUNKAYA'nın, devlet,
kurum ve şahıs ormanlarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Osman PEPE'nin cevabı (7/21066)
20.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, şekerpancarı
üretimi ve şeker sanayindeki bazı sorunlara ilişkin sorusu ve Sanayi
ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/21142)
21.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003, 2004,
2005, 2007 yılı gübre ve mazot desteğine,
Konya'daki 2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılı gübre
ve mazot desteğine,
2002, 2006, 2003, 2004, 2005, 2007 yılı yağlı tohum
prim desteğine,
2006, 2002 yılı gübre ve mazot desteğine,
Konya'daki 2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılı yağlı
tohum prim desteğine,
İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/21166, 21167, 21168, 21169, 21170, 21171,
21172, 21173, 21174, 21175, 21176, 21177, 21178, 21179, 21180, 21181, 21182,
21183, 21184, 21185, 21186, 21187, 21188, 21189)
22.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in,
vakıf ve derneklere maddi yardıma ve bir talebe ilişkin sorusu ve
Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/21241)
23.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, Balıkçılık
Müsteşarlığı kurulup kurulmayacağına ilişkin sorusu ve Tarım ve
Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/21345)
24.- Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2007, 2002,
2003, 2004, 2005, 2006, yılında Konya'daki hububat destek ödemesine,
2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılı hububat destek
ödemesine,
2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılı mısır prim desteği ödemesine,
2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılında Konya'daki
mısır prim desteği ödemesine,
2001, 2002, 2006, 2005, 2003, 2004 yılı Konya'daki Tarım
Kredi Kooperatifleri kredilerine,
2001, 2006, 2005, 2004, 2002, 2003 yılı Tarım Kredi Kooperatifleri
kredilerine,
Konya'da sertifikalı küçükbaş hayvancılık desteğine,
Sertifikalı küçükbaş hayvancılık desteğine,
2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2002 yılında Konya'daki
hayvancılık desteği ödemesine,
2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılı tarım sigortaları
desteği ödemesine,
2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılında Konya'daki
tarım sigortaları desteği ödemesine,
2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılı hayvancılık desteği ödemesine,
-Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, mısırın,
çeltiğin, çayın, kuru üzümün, zeytinyağının, buğdayın, şeker pancarının,
pamuğun, ayçiçeğinin, fındığın ekonomik değerine,
İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/21414, 21415, 21416, 21417, 21418, 21419,
21421, 21422, 21423, 21424, 21425, 21426, 21427, 21428, 21429, 21430, 21431,
21432, 21433, 21434, 21435, 21436,21437, 21438, 21439, 21440, 21441, 21442,
21443, 21444, 21445, 21446, 21447, 21448, 21449, 21450, 21451, 21452, 21453,
21454, 21455, 21456, 21457, 21458, 21459, 21460, 21461, 21462, 21463, 21464,
21465, 21466, 21467, 21468, 21469, 21470, 21471, 21472, 21473, 21474, 21475,
21476, 21477, 21478, 21479, 21480, 21481, 21482, 21483, 21484, 21485, 21486)
25.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, geçici
personele,
-İzmir Milletvekili Canan ARITMAN'ın, bazı evliliklerin
önlenmesine yönelik çalışmalara,
-Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, vekaleten
yürütülen idari görevlere,
İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Nimet ÇUBUKÇU'nun
cevabı (7/21522, 21523, 21524)
26.- Gaziantep Milletvekili Mustafa YILMAZ'ın,
bulgurdaki KDV oranına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın
cevabı (7/21669)
27.- Muğla Milletvekili Gürol ERGİN'in, bazı müftüler
hakkındaki incelemeye ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet AYDIN'ın
cevabı (7/21695)
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak üç oturum
yaptı.
Batman Milletvekili Mehmet Ali Suçin, günümüzde
tütün üretiminin iç tüketim ihtiyacını karşılayamadığına, kısa
bir süre sonra tamamen dışa bağımlı hâle geleceğimize, bu durumun
önlenmesi için alınması gereken tedbirlere ve tütünün özel ürün olarak
kabul edilmesinin önemine,
Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe,
Afyonkarahisar ili Dinar - Dazkırı 2'nci bölge hududu kara yoluyla
ilçe merkez ve çevre yollarının tamamlanabilmesi için gerekli ödeneğin
ayrılmasına ve daha önce kaldırılan bölge müdürlüğünün yeniden
kurulmasının yararlarına,
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Yılmazcan,
Türk milletini gerçek dışı Ermeni soykırımıyla suçlayanların önce
kendi tarihlerine bakmaları gerektiğine; tarih yapan milletimizin,
yaşananları yeni nesillere ve tüm dünyaya yeteri kadar anlatabilmek
için daha fazla çaba göstermesinin önemine,
İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmının 364'üncü sırasında
bulunan (10/433) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin ön görüşmesinin,
Genel Kurulun 12/04/2007 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin CHP Grubu önerisinin görüşmelerini müteakiben, önerinin
oylaması sırasında istem üzerine elektronik cihazla yapılan yoklamalarda
Genel Kurulda toplantı yeter sayısı bulunmadığı anlaşıldığından;
17
Nisan 2007
Salı günü, saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime
16.15'te son verildi. |
|
|
Sadık Yakut |
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
Bayram Özçelik |
Yaşar Tüzün |
|
Burdur |
Bilecik |
|
Kâtip
Üye |
Kâtip
Üye |
No.: 123
II. - GELEN KÂĞITLAR
13 Nisan 2007 Cuma
Tasarılar
1.-
Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/1345) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2007)
2.-
Biyotıp Araştırmalarına İlişkin İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine
Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/1346) (Adalet; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2007)
3.-
Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı ile Amerika Birleşik
Devletleri Savunma Bakanlığı Arasında Savunma Uzay İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/1347)
(Millî Savunma ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
9.4.2007)
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, bir
futbol maçının bilet fiyatlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/20758)
2.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Türk Petrol
Kanunundaki bazı düzenlemelere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/20759)
3.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, yabancı
mimar ve mühendislere çalışma izni tanınmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20760)
4.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, bazı kişilerin
mal varlığı ve vergi bilgilerinin yasadışı sorgulandığı iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20762)
5.- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, depremle
ilgili projelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/20764)
6.- Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, kırdan
kente göçe yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/20765)
7.- İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, arıcılığa
yönelik yasal düzenleme yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20767)
8.- İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, bilinmeyen
numaralar servisinin ücretlendirilmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20768)
9.- Zonguldak Milletvekili Harun AKIN'ın, Filyos
Serbest Bölgesi Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/20770)
10.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, doğalgazın
fiyatlandırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/20773)
11.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, benzin
ve mazotun fiyatlandırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/20774)
12.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, fuel-oilin
fiyatlandırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/20775)
13.- Mersin Milletvekili Ersoy BULUT'un, özelleştirme
sonucu geçici olarak çalıştırılan personele ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20776)
14.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun,
bazı görevlere yapılan atamalara ve atama kararnamelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20777)
15.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Suriye'nin
Hatay'ı kendi sınırları içinde gösterdiği iddialarına ilişkin Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/20784)
16.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Çok Taraflı
Yatırım Antlaşmasına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/20785)
17.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Türkiye'nin
tanıtımını yaptığı iddia edilen bir firmaya ilişkin Dışişleri Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/20786)
18.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Diyarbakır
Büyükşehir Belediyesince kurulan bir şirkete ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20795)
19.- Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, Bursa
Kent Meydanı Projesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20796)
20.- Antalya Milletvekili Tuncay ERCENK'in, turizmdeki
tanıtım çalışmalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20799)
21.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, Aspendos
Festivali için verilen bir ihaleye ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20800)
22.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun,
personelle ilgili bir iddiaya ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20801)
23.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, sağlık
göstergelerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/20807)
24.- İzmir Milletvekili Bülent BARATALI'nın, devralınan
sağlık kurum ve kuruluşları personelinin özlük haklarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/20808)
25.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, üniversite
hastanelerinin kamu kurum ve kuruluşlarından olan alacaklarına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/20810)
26.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun,
özel tren uygulamasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20818)
27.- İzmir Milletvekili Serpil YILDIZ'ın, Türk Telekom'un
yeni tarife uygulamasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20819)
28.- Muğla Milletvekili Hasan ÖZYER'in, şahıslar
adına tapu çıkartılan orman arazilerine ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/20821)
29.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın,
borç verilerine ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru
önergesi (7/20823)
30.- Bursa Milletvekili Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın, Çınarcık
Barajı inşaatına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20824)
31.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, Şanlıurfa'da
yaşanan kamyon kazasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/20828)
32.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, elektrik
özelleştirmeleriyle ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20829)
33.- İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, yerel
yönetimlerin merkezi kamu personeli seçme sınavı kapsamından çıkarılmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20830)
34.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un,
Irak'ta düşen uçakta hayatını kaybedenlerin cenazelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20831)
35.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, görme engelli
bir sanatçının otomobille hız ve rekor denemesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20833)
36.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana
hafif raylı sistem projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/20836)
37.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, organ
nakli konusunda alınması gereken bazı önlemlere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20837)
38.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Zimbabwe
Devlet Başkanının ülkemize davet edildiği iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20839)
39.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, dağıtılan
oyuncaklara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20840)
40.- Antalya Milletvekili Atila EMEK'in, bankaların
kredi kartlarıyla ilgili bazı uygulamalarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20842)
41.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Ulusal
Deprem Konseyinin kapatılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/20843)
42.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, Turusgaz'ın
vergi borcuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20846)
43.- Ordu Milletvekili Kazım TÜRKMEN'in, Ordu çevre
yolu projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20851)
44.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un,
köprü ve otoyollardaki paralı geçiş uygulamasına ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/20852)
45.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-Ankara
Karayolundaki Yenice Köprülü Kavşağına ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/20853)
46.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un,
Bolu Dağı geçişindeki tesislere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20854)
47.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, AB sürecindeki
bazı belgelerde yer alan Kıbrıs'la ilgili ifadeye ilişkin Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/20859)
48.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın,
Rusya'yla ilgili bazı gelişmelerin ülkemize etkilerine ilişkin
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi
(7/20860)
49.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Ankara'daki
doğalgaz hizmetine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20868)
50.- Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK'ın, Giresun'a
doğalgaz verilmesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20869)
51.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, Çekerek Süreyya
Bey Barajına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20870)
52.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ali BULUT'un,
TÜPRAŞ'ın Sapanca Gölü'nden su kullanımına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/20871)
53.- Samsun Milletvekili Musa UZUNKAYA'nın, verilen
maden arama ruhsatlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20872)
54.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ali BULUT'un,
Türk Petrol Kanunu düzenlemeleriyle ilgili iddialara ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/20873)
55.- Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU'nun,
Rize'de yapılması düşünülen santrallere ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/20874)
56.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Kumluca'daki
kanalizasyon çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20875)
57.- Denizli Milletvekili Mehmet YÜKSEKTEPE'nin,
MOBESE sistemine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/20876)
58.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, ANFA
Altınpark A.Ş. Genel Müdürünün fuar alanında yaptığı düğünün finansmanına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/20877)
59.- İzmir Milletvekili Serpil YILDIZ'ın, töre ve
namus cinayetlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/20880)
60.- Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER'in, Isparta
Belediyesince işten çıkarılan işçilere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20881)
61.- Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, toptancı
hallerinin satışına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/20884)
62.- Bursa Mustafa ÖZYURT'un, doğalgaz faturalarının
ödenmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/20885)
63.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun,
Antalya turizminde kriz yaşandığı iddiasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/20888)
64.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun,
Alanya Akdağ Kayak Merkezi projesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20889)
65.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın,
İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitaplarının içeriğindeki bazı
değişikliklere ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/20893)
66.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun,
Rize Devlet Hastanesinde ultrason çekimi için uzun süre sonrasına
randevu verilmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/20896)
67.- Kastamonu Milletvekili Mehmet YILDIRIM'ın,
Kastamonu bağlantılı demiryolu hatlarının programa alınmasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/20899)
68.- Kastamonu Milletvekili Mehmet YILDIRIM'ın,
Abana ve İnebolu Limanları ile İnebolu sahil şeridinin dalgalardan
korunmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/20900)
69.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun,
Antalya'nın İbradı İlçesindeki bir telefon santrali arızasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/20901)
No.: 124
16 Nisan 2007 Pazartesi
Tasarı
1.- Beşinci Dünya Su Forumu Organizasyonu İçin
Çerçeve Anlaşma ile Beşinci Dünya Su Forumu Anlaşma Mektubunun
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/1348) (Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.4.2007)
Teklif
1.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Faruk Bayrak'ın;
388 Sayılı Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Teşkilatının
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/999) (Plan ve Bütçe Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13.4.2007)
Rapor
1.- Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi
ile 2559 ve 2937 Sayılı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz'un; Bilişim Sistemi
Üzerinden Suç Teşkil Eden Zararlı Yayınlarla Mücadele Hakkında Kanun
Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/1305, 2/958) (S. Sayısı: 1397)
(Dağıtma tarihi: 16.4.2007) (GÜNDEME)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kars'ta
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21827) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
2.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri'de
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21828) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
3.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kilis'te
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21829) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
4.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21830) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
5.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Nevşehir'de
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21831) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
6.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize'de
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21832) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
7.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Siirt'te
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21833) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
8.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Sakarya'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21834) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
9.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Şırnak'ta
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21835) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
10.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Amasya'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21836) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
11.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Aksaray'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21837) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
12.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Batman'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21838) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
13.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bartın'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21839) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
14.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bingöl'de
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21840) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
15.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bayburt'ta
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21841) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
16.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21842) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
17.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bitlis'te
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21843) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
18.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce'de
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21844) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
19.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21845) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
20.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21846) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
21.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21847) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
22.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Karabük'te
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21848) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
23.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane'de
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21849) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
24.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Adıyaman'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21850) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
25.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21851) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
26.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Ağrı'da
BELDES'ten destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21852) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
27.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri'de
KÖYDES'ten destek alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21853) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
28.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kars'ta
KÖYDES'ten destek alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21854) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
29.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya'da
KÖYDES'ten destek alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21855) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
30.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kilis'te KÖYDES'ten destek alan
köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21856)
(Başkanlığa geliş tarihi:
31.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize'de KÖYDES'ten destek alan
köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21857)
(Başkanlığa geliş tarihi:
32.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Nevşehir'de KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21858) (Başkanlığa geliş tarihi:
33.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Siirt'te KÖYDES'ten destek alan
köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21859)
(Başkanlığa geliş tarihi:
34.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Sakarya'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21860) (Başkanlığa geliş tarihi:
35.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Şırnak'ta KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21861) (Başkanlığa geliş tarihi:
36.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce'de KÖYDES'ten destek alan
köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21862)
(Başkanlığa geliş tarihi:
37.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21863) (Başkanlığa geliş tarihi:
38.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21864) (Başkanlığa geliş tarihi:
39.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane'de KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21865) (Başkanlığa geliş tarihi:
40.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Karabük'te KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21866) (Başkanlığa geliş tarihi:
41.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bayburt'ta KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21867) (Başkanlığa geliş tarihi:
42.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bingöl'de KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21868) (Başkanlığa geliş tarihi:
43.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bitlis'te KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21869) (Başkanlığa geliş tarihi:
44.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu'da KÖYDES'ten destek alan
köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21870)
(Başkanlığa geliş tarihi:
45.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21871) (Başkanlığa geliş tarihi:
46.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa'da KÖYDES'ten destek alan
köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21872)
(Başkanlığa geliş tarihi:
47.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Ağrı'da KÖYDES'ten destek alan
köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21873)
(Başkanlığa geliş tarihi:
48.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Adıyaman'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21874) (Başkanlığa geliş tarihi:
49.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Amasya'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21875) (Başkanlığa geliş tarihi:
50.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Aksaray'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21876) (Başkanlığa geliş tarihi:
51.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Batman'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21877) (Başkanlığa geliş tarihi:
52.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bartın'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21878) (Başkanlığa geliş tarihi:
53.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Fındıklı Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21879) (Başkanlığa geliş tarihi:
54.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Pazar Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21880) (Başkanlığa geliş tarihi:
55.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Ardeşen Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21881) (Başkanlığa geliş tarihi:
56.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Hemşin Belediyesinin elektrik
borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/21882)
(Başkanlığa geliş tarihi:
57.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Çayeli Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21883) (Başkanlığa geliş tarihi:
58.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Çamlıhemşin Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21884) (Başkanlığa geliş tarihi:
59.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Güneysu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21885) (Başkanlığa geliş tarihi:
60.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-İyidere Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21886) (Başkanlığa geliş tarihi:
61.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Derepazarı Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21887) (Başkanlığa geliş tarihi:
62.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Kalkandere Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21888) (Başkanlığa geliş tarihi:
63.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Domaniç Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21889) (Başkanlığa geliş tarihi:
64.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Tavşanlı Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21890) (Başkanlığa geliş tarihi:
65.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Emet Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21891) (Başkanlığa geliş tarihi:
66.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-İkizdere Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21892) (Başkanlığa geliş tarihi:
67.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Çavdarhisar Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21893) (Başkanlığa geliş tarihi:
68.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Hisarcık Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21894) (Başkanlığa geliş tarihi:
69.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Altıntaş Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21895) (Başkanlığa geliş tarihi:
70.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Aslanapa Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21896) (Başkanlığa geliş tarihi:
71.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Gediz Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21897) (Başkanlığa geliş tarihi:
72.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Dumlupınar Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21898) (Başkanlığa geliş tarihi:
73.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Pazarlar Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21899) (Başkanlığa geliş tarihi:
74.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Şaphane Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21900) (Başkanlığa geliş tarihi:
75.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Özvatan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21901) (Başkanlığa geliş tarihi:
76.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Simav Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21902) (Başkanlığa geliş tarihi:
77.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Sarıoğlan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21903) (Başkanlığa geliş tarihi:
78.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Felahiye Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21904) (Başkanlığa geliş tarihi:
79.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Bünyan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21905) (Başkanlığa geliş tarihi:
80.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Akkışla Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21906) (Başkanlığa geliş tarihi:
81.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Melikgazi Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21907) (Başkanlığa geliş tarihi:
82.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Pınarbaşı Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21908) (Başkanlığa geliş tarihi:
83.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Tomarza Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21909) (Başkanlığa geliş tarihi:
84.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Sarız Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21910) (Başkanlığa geliş tarihi:
85.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Hacılar Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21911) (Başkanlığa geliş tarihi:
86.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Talas Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21912) (Başkanlığa geliş tarihi:
87.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-İncesu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21913) (Başkanlığa geliş tarihi:
88.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Kocasinan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21914) (Başkanlığa geliş tarihi:
89.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Develi Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21915) (Başkanlığa geliş tarihi:
90.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Yeşilhisar Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21916) (Başkanlığa geliş tarihi:
91.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane-Torul Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21917) (Başkanlığa geliş tarihi:
92.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane-Kürtün Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21918) (Başkanlığa geliş tarihi:
93.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Yahyalı Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21919) (Başkanlığa geliş tarihi:
94.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Mudurnu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21920) (Başkanlığa geliş tarihi:
95.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Göynük Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21921) (Başkanlığa geliş tarihi:
96.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Kıbrıscık Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21922) (Başkanlığa geliş tarihi:
97.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Seben Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21923) (Başkanlığa geliş tarihi:
98.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Yeniçağa Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21924) (Başkanlığa geliş tarihi:
99.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Dörtdivan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21925) (Başkanlığa geliş tarihi:
100.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Mengen Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/21926)
(Başkanlığa geliş tarihi:
101.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Gerede Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21927) (Başkanlığa geliş tarihi:
102.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Bayramören Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21928) (Başkanlığa geliş tarihi:
103.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Yapraklı Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21929) (Başkanlığa geliş tarihi:
104.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Ilgaz Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21930) (Başkanlığa geliş tarihi:
105.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Kurşunlu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21931) (Başkanlığa geliş tarihi:
106.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Korgun Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21932) (Başkanlığa geliş tarihi:
107.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Çerkeş Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21933) (Başkanlığa geliş tarihi:
108.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Atkaracalar Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21934) (Başkanlığa geliş tarihi:
109.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Eldivan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21935) (Başkanlığa geliş tarihi:
110.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Orta Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21936) (Başkanlığa geliş tarihi:
111.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Kızılırmak Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21937) (Başkanlığa geliş tarihi:
112.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Şabanözü Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21938) (Başkanlığa geliş tarihi:
113.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Karakoçan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21939) (Başkanlığa geliş tarihi:
114.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Kovancılar Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21940) (Başkanlığa geliş tarihi:
115.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Yığılca Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21941) (Başkanlığa geliş tarihi:
116.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Akçakoca Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21942) (Başkanlığa geliş tarihi:
117.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Cumayeri Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21943) (Başkanlığa geliş tarihi:
118.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Çilimli Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21944) (Başkanlığa geliş tarihi:
119.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Gölyaka Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21945) (Başkanlığa geliş tarihi:
120.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Gümüşova Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21946) (Başkanlığa geliş tarihi:
121.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Sivrice Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21947) (Başkanlığa geliş tarihi:
122.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Kaynaşlı Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21948) (Başkanlığa geliş tarihi:
123.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Alacakaya Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21949) (Başkanlığa geliş tarihi:
124.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Maden Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21950) (Başkanlığa geliş tarihi:
125.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Arıcak Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21951) (Başkanlığa geliş tarihi:
126.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Palu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21952) (Başkanlığa geliş tarihi:
127.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Ilıca Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21953) (Başkanlığa geliş tarihi:
128.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Pasinler Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21954) (Başkanlığa geliş tarihi:
129.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Çat Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21955) (Başkanlığa geliş tarihi:
130.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Aşkale Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21956) (Başkanlığa geliş tarihi:
131.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Karayazı Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21957) (Başkanlığa geliş tarihi:
132.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Tekman Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21958) (Başkanlığa geliş tarihi:
133.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Karaçoban Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21959) (Başkanlığa geliş tarihi:
134.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Hınıs Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21960) (Başkanlığa geliş tarihi:
135.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Keban Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21961) (Başkanlığa geliş tarihi:
136.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Ağın Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21962) (Başkanlığa geliş tarihi:
137.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-İspir Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21963) (Başkanlığa geliş tarihi:
138.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Baskil Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21964) (Başkanlığa geliş tarihi:
139.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Tortum Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21965) (Başkanlığa geliş tarihi:
140.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Horasan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21966) (Başkanlığa geliş tarihi:
141.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Narman Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21967) (Başkanlığa geliş tarihi:
142.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane-Şiran Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21968) (Başkanlığa geliş tarihi:
143.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Köprüköy Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21969) (Başkanlığa geliş tarihi:
144.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane-Köse Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21970) (Başkanlığa geliş tarihi:
145.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane-Kelkit Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21971) (Başkanlığa geliş tarihi:
146.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Şenkaya Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21972) (Başkanlığa geliş tarihi:
147.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Olur Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21973) (Başkanlığa geliş tarihi:
148.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Uzundere Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21974) (Başkanlığa geliş tarihi:
149.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Oltu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21975) (Başkanlığa geliş tarihi:
150.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Pazaryolu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21976) (Başkanlığa geliş tarihi:
No.: 125
17 Nisan 2007 Salı
Raporlar
1.-
Dernekler Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve İçişleri Bakanlığı Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İçişleri Komisyonu Raporu (1/1286) (S. Sayısı: 1393)
(Dağıtma tarihi: 17.4.2007) (GÜNDEME)
2.-
Yunus Emre Vakfı Kanunu Tasarısı ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor Komisyonu Raporu (1/1338) (S. Sayısı: 1394) (GÜNDEME)
3.-
İstanbul Milletvekili Zeynep Karahan Uslu ve 5 Milletvekilinin;
Kasım Ayının Üçüncü Pazar Gününün Dünya Trafik Mağdurlarını Anma
Günü İlan Edilmesine Dair Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu
(2/973) (S. Sayısı: 1395) (Dağıtma tarihi: 17.4.2007) (GÜNDEME)
4.-
Ankara Milletvekili Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu'nun; 4077 Sayılı Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanunun 4. Maddesine Bir Fıkra Eklenmesi Hakkında
Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme
Alınma Önergesi (2/276) (S. Sayısı: 1396) (Dağıtma tarihi: 17.4.2007)
(GÜNDEME)
Yazılı Soru Önergeleri
1.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Kilis İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21977) (Başkanlığa geliş
tarihi:
2.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Şırnak İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21978) (Başkanlığa geliş
tarihi:
3.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Bayburt İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21979) (Başkanlığa geliş
tarihi:
4.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Batman İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21980) (Başkanlığa geliş
tarihi:
5.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Aksaray İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21981) (Başkanlığa geliş
tarihi:
6.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Siirt İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21982) (Başkanlığa geliş
tarihi:
7.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Sakarya İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21983) (Başkanlığa geliş
tarihi:
8.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Rize İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21984) (Başkanlığa geliş
tarihi:
9.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Nevşehir İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21985) (Başkanlığa geliş
tarihi:
10.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Kütahya İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21986) (Başkanlığa geliş
tarihi:
11.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
12.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
13.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Gümüşhane İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21989) (Başkanlığa geliş
tarihi:
14.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
15.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Elazığ İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21991) (Başkanlığa geliş
tarihi:
16.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Çankırı İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21992) (Başkanlığa geliş
tarihi:
17.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Bolu İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21993) (Başkanlığa geliş
tarihi:
18.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Bitlis İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21994) (Başkanlığa geliş
tarihi:
19.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Bingöl İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21995) (Başkanlığa geliş
tarihi:
20.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Amasya İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21996) (Başkanlığa geliş
tarihi:
21.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ağrı İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21997) (Başkanlığa geliş
tarihi:
22.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Adıyaman İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21998) (Başkanlığa geliş
tarihi:
23.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Karabük İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21999) (Başkanlığa geliş
tarihi:
24.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, örtülü ödenek
harcamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22000)
(Başkanlığa geliş tarihi:
25.-
Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, TÜBİTAK'ın desteklediği
araştırma projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/22001) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.-
Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, Eskişehir'de açılışı yapılan
tesislere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22002) (Başkanlığa
geliş tarihi:
27.-
Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN'un, Hatay'da kamu araçlarının kullanımıyla
ilgili bir iddiaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/22003) (Başkanlığa geliş tarihi:
28.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir'in
29.-
İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, malvarlığını tümüyle
bildirmediği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/22005) (Başkanlığa geliş tarihi:
30.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Ankara Kız Lisesindeki bazı
sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22006) (Başkanlığa
geliş tarihi:
31.-
Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, Sabah Grubuna TMSF tarafından
el konulmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22007)
(Başkanlığa geliş tarihi:
32.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, bir köşe yazısındaki
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22008) (Başkanlığa
geliş tarihi:
33.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Millî parklara ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/22009) (Başkanlığa geliş
tarihi:
34.-
Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, nesli tehlikede olan bir balık
türüne ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22010) (Başkanlığa geliş tarihi:
35.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, yabancıların taşınmaz
edinmesine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/22011) (Başkanlığa geliş tarihi:
36.-
Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, işkenceyi önleme konusundaki
protokolün onaylanmasına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/22012) (Başkanlığa geliş tarihi:
37.-
İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Deniz BAYKAL'ın, bir
konuşmasına TRT'de yer verilmemesine ilişkin Devlet Bakanından
(Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/22013) (Başkanlığa geliş tarihi:
38.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, TRT'nin yayın formatına
uymayan film ve dizilere ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY)
yazılı soru önergesi (7/22014) (Başkanlığa geliş tarihi:
39.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, TRT 1'de yayınlanan
bir habere ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru
önergesi (7/22015) (Başkanlığa geliş tarihi:
40.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, TRT 1'de yayınlanan
bazı filmlerin yapımına ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY)
yazılı soru önergesi (7/22016) (Başkanlığa geliş tarihi:
41.-
Erzincan Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, Erzincan'daki çiftçilerin
sulama suyu sorununa ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22017) (Başkanlığa geliş tarihi:
42.-
Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, nesli tehlikede olan bir balık
türüne ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22018) (Başkanlığa geliş tarihi:
43.-
Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, DSİ XXI. Bölge Müdürlüğünün
bir ruhsat talebine verdiği görüşe ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22019) (Başkanlığa geliş tarihi:
44.-
Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, bir patent başvurusuna ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/22020)
(Başkanlığa geliş tarihi:
45.-
Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, DSİ'ye bağlı sulama birliklerinin
borçlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22021) (Başkanlığa geliş tarihi:
46.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Ankara'da hizmet sözleşmesi
sona eren halk otobüslerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22022) (Başkanlığa geliş tarihi:
47.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya'da bir yatılı ilköğretim
okulundaki görme engelli öğrencilerin bazı sorunlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22023) (Başkanlığa geliş
tarihi:
48.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Emniyet Teşkilatındaki kadrolaşma
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22024) (Başkanlığa geliş tarihi:
49.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonuna
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22025) (Başkanlığa
geliş tarihi:
50.-
Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, ruhsat verilmeyen bir kum ve
çakıl ocağına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22026) (Başkanlığa geliş tarihi:
51.-
Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, Ankara'da yeşil halk otobüslerinin
servisten kaldırılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22027) (Başkanlığa geliş tarihi:
52.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Yeşil kod adlı
şahsa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22028)
(Başkanlığa geliş tarihi:
53.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bir köyün tarımsal sulama sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22029) (Başkanlığa
geliş tarihi:
54.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bir köyün içinden geçen kanalın
üzerinin kapatılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22030) (Başkanlığa geliş tarihi:
55.-
Ankara Milletvekili Ersönmez YARBAY'ın, Çankaya Belediyesinin
sağlık harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22031) (Başkanlığa geliş tarihi:
56.-
Ankara Milletvekili Ersönmez YARBAY'ın, Çankaya Belediyesinin
katı atık merkezi kurmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22032) (Başkanlığa geliş tarihi:
57.-
Ankara Milletvekili Ersönmez YARBAY'ın, Çankaya Belediyesi sınırları
içindeki gecekondulara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22033) (Başkanlığa geliş tarihi:
58.-
Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN'ın, bir CD'nin kapağındaki
haritaya ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22034) (Başkanlığa geliş tarihi:
59.-
Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN'un, höyük ve tümülüsler ile antik
yerleşim yerlerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22035) (Başkanlığa geliş tarihi:
60.-
Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, bir ilköğretim okulunda yaşandığı
iddia edilen bazı olaylara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22036) (Başkanlığa geliş tarihi:
61.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Ordu Aybastı İmam Hatip
Lisesi binasının kullanımına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22037) (Başkanlığa geliş tarihi:
62.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, özürlü
personel alımına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22038) (Başkanlığa geliş tarihi:
63.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, bir köyün yeni okul binası ihtiyacına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22039) (Başkanlığa
geliş tarihi:
64.-
Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, ders ücretlerinin izin
kullanımında kesilmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22040) (Başkanlığa geliş tarihi:
65.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir'deki bir özel ilköğretim
okulunun kapatılma kararına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22041) (Başkanlığa geliş tarihi:
66.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Bakanlık merkez binasındaki
tadilata ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22042) (Başkanlığa geliş tarihi:
67.-
Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, düzenleyici işlem değişikliklerine
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22043) (Başkanlığa
geliş tarihi:
68.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, İçeriçumra Devlet ve Trafik Hastanesinin
polikliniğe dönüştürülmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22044) (Başkanlığa geliş tarihi:
69.-
Erzurum Milletvekili İbrahim ÖZDOĞAN'ın, trafik kazası sonucu hayatını
kaybeden Gaziantep Milletvekili Ömer ABUŞOĞLU'na yapılan tıbbi müdahaleye
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22045) (Başkanlığa
geliş tarihi:
70.-
İzmir Milletvekili Canan ARITMAN'ın, Sağlıkta Dönüşüm Projesi saha
koordinatörlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22046) (Başkanlığa geliş tarihi:
71.-
Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, nesli tehlikede olan bir balık
türüne ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22047) (Başkanlığa geliş tarihi:
72.-
Antalya Milletvekili Atilla EMEK'in, kaçak tohuma ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22048) (Başkanlığa
geliş tarihi:
73.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, evrensel hizmet
gelirine ve kullanımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22049) (Başkanlığa geliş tarihi:
74.-
Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, oğluna ait geminin rehin tutulmasına
karşı girişimde bulunduğu iddiasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22050) (Başkanlığa geliş tarihi:
75.-
İstanbul Milletvekili Bihlun TAMAYLIGİL'in, KPSS'ye göre yapılan
atamalara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet
Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/22051) (Başkanlığa geliş tarihi:
76.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, hâkimlik sınavlarıyla ilgili
yargı kararının uygulanmadığı iddiasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22052) (Başkanlığa geliş tarihi:
77.-
Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, Fethiye-Gölhisar karayoluna
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22053) (Başkanlığa geliş tarihi:
17 Nisan 2007 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.05
BAŞKAN: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KATİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 89'uncu
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere geçiyoruz.
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM Başkan Vekili İsmail Alptekin'in, Aksaray'da meydana gelen
trafik kazasında vefat eden 33 öğrenci, öğretmen ve veliye Allah'tan
rahmet, yakınlarına ve ulusumuza başsağlığı ile vefatının 14'üncü
yıl dönümü münasebetiyle 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a Allah'tan
rahmet dileyen konuşması
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
14 Nisan 2007 Cumartesi sabahı, İzmir Zafer İlköğretim Okulu öğrencilerini
Kapadokya gezisine götürmekte olan otobüsün Aksaray'da meydana
gelen kaza neticesinde 33 öğrenci, öğretmen ve velilerden oluşan
insanımızın hayatını kaybetmiş olmasından büyük bir üzüntü duyduğumuzu
yüce Meclis adına ifade etmek istiyorum. Başta eğitim camiası olmak
üzere tüm ulusumuza başsağlığı, sabır ve vefat edenlere Allah'tan
rahmet diliyorum. Vefat edenlerin ailelerine ayrıca başsağlığı
diliyorum.
Ayrıca, bugün, Türkiye
Cumhuriyeti'nin 8'inci Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın vefat
yıl dönümüdür. Kendilerine de Allah'tan rahmet diliyorum, sevenlerine,
ulusumuza başsağlığı diliyorum.
Sayın milletvekilleri,
gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekilimize gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem dışı ilk söz,
Ağrı ilinin kurtuluşu ile ilgili olmak üzere Ağrı Milletvekili Sayın
Mehmet Kerim Yıldız'a aittir.
Buyurun Sayın Yıldız.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
B) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.- Ağrı Milletvekili Mehmet Kerim Yıldız'ın, Ağrı
ilinin düşman işgalinden kurtarılışının 89'uncu yıl dönümü münasebetiyle,
ilin sorunlarının çözümü için atılan adımlara, daha önce özelleştirilen
Ağrı Et Kombinasının Tarım ve Köyişleri Bakanlığına devri ile
çiftçilere kaba yem bitkileri desteğinin bir an önce ödenmesinin
önemine ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET KERİM YILDIZ
(Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; serhat ilimiz Ağrı'nın
düşman işgalinden kurtuluşunun 89'uncu yıl dönümü nedeniyle söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle heyetinizi, halkımızı ve Ağrılı
hemşehrilerimi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlarken,
hafta sonu elim bir trafik kazası sonucu kaybettiğimiz 33 vatandaşımıza
Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı diliyorum.
Allah bir daha bize böyle acılar yaşatmasın.
Ayrıca, on dört yıl önce
bugün aramızdan ayrılan, Türkiye'de değişimin ve dönüşümün öncüsü
olan, sivil, demokrat, mütedeyyin ve özgürlükçü Cumhurbaşkanımız
merhum Turgut Özal'a Allah'tan rahmet diliyorum, ruhu şad olsun.
Ayrıca, yoğun bakımda
olan Meclis Başkan Vekilimiz Ali Dinçer Beyefendi'ye acil şifalar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Birinci Dünya Savaşı'nın en şiddetli geçtiği yerlerden
biri Ağrı'dır. 1914 yılında başlayan Rus saldırısı ve arkasından gelen
işgal, bölgemize, yokluk, sefalet, ıstırap ve ölüm getirmiş, kahramanca
savunma yapan halkımız ile ordumuz, düşmanı, 14 Nisan 1918'de Patnos,
Tutak, Diyadin, Taşlıçay ve Doğubeyazıt'tan, 15 Nisan 1918'de Ağrı'dan,
16 Nisanda da Eleşkirt'ten çıkararak Gümrü'ye sürmüş, Ağrı'mızı bu işgalden
kurtarmışlardır.
Dedelerimiz, ilimizi
düşman işgalinden kurtarırken, canlarını, mallarını vererek,
kan, ter ve gözyaşlarını dökerek ağır bedeller ödemişlerdir. İnsanlık
tarihinde, bu üç damlanın karşılıksız kaldığı görülmemiştir. Bu
üç damla azizdir, değerlidir. Kan, toprağın ve özgürlüğün; gözyaşı,
sevgi, aşk, hüzün ve acının; ter ise, emeğin, çalışmanın ve başarının
bedelidir. Bu üç aziz damlayı dökerek Ağrı ve ilçelerimizin kurtuluşunu
sağlayan şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla
anıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi ilimizde
de işgalden kurtarılmış, ancak, yıllardır az gelişmişliğin getirdiği
sorunların üstesinden gelinememiştir. Kalkınma sorunlarının üstesinden
gelebilmek için, demokratikleşme, insani gelişme, sermaye birikimi,
adaletli bölüşüm, istikrar ve sürdürülebilirlik
sorunlarının üstesinden gelmek gerekmektedir. Bu sorunların çözümü
için AK Parti Hükûmeti, gecesini
gündüzüne katarak ekonomide, eğitimde, sağlıkta, sosyal alanda önemli
adımlar atmış, reformlar yapmış ve yapmaya devam etmektedir.
Bu kapsamda ilimizde
de birçok atılım gerçekleştirilmiştir. AK Parti Hükûmeti, iktidara
geldiğinde, 1991 yılından beri yapımı devam eden Ağrı Devlet Hastanesi,
inşaatı tamamlanarak bu dönemde hizmete açıldı. Eski devlet hastanesi,
Ağrı Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi olarak hizmet vermeye
başladı. Hastanelerimiz tıbbi malzeme ve cihaz yönünden modernize
edildi. Doktor, hemşire, ebe açıkları hızla giderildi. 2002 yılında
39 uzman hekim, 52 pratisyen, 134 hemşire ve 81 ebe varken, bugün 88 uzman
hekim, 174 pratisyen, 338 hemşire, 152 ebeyle hizmet verilmektedir. İlimizde,
2002'de 7 ambulansla hizmet verilmeye çalışılırken, bugün toplam
38 ambulansla halkımıza hizmet verilmektedir.
Sağlık ocaklarının
tamamına yakını açık hâle getirilmiştir. Sadece Ağrı'da diyaliz
merkezi varken, bugün 4 ilçemizin devlet hastanelerinde diyaliz
merkezleri kurulmuş ve 2'si hizmete açılmıştır.
Tüm Türkiye'de olduğu
gibi Ağrı'da da yeşil kartlı vatandaşlarımızın ayakta tedavilerinde
reçete bedelleri, ortez, protez ve gözlük gibi sağlık giderleri
karşılanmaya başlanmıştır.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET KERİM YILDIZ
(Devamla) - Eğitim ve öğretim alanında 530 bin Ağrılının hayali, rüyası
olan Ağrı Dağı Üniversitesinin kuruluş yasa tasarısı Millî Eğitim
Komisyonunda görüşülerek kabul edilmiştir. Önümüzdeki günlerde
Genel Kurulda görüşülerek kabul edilecek ve bir rüya gerçekleşmiş
olacaktır.
Ağrı Dağı Üniversitesinin
kampüsünün yapımını üstlenen değerli iş adamımız, hemşehrimiz Sayın
İbrahim Çeçen'e, tüm Ağrılılar adına buradan teşekkür etmek istiyorum.
Bundan sonraki hedefimiz, fakülte ve yüksekokulların tüm ilçelerimize
yaygınlaştırılmasıdır.
Sayın Başbakanımızın
öncülüğünde ve Sayın Millî Eğitim Bakanlığımızın koordinasyonunda,
devlet-vatandaş iş birliğini sağlamak amacıyla başlatılan
"Eğitime Yüzde Yüz Destek Kampanyası" kapsamında, bir kısmı
da devlet yatırımı, bir kısmı da çok değerli hayırsever iş adamlarımızın
katkıları sonucu, ilimize binin üzerinde derslik yapılmıştır.
2002 yılına kadar, cumhuriyet tarihi boyunca ilimize yaklaşık 2
bin derslik yapılmışken…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yıldız,
mikrofonu açıyorum, lütfen, son cümleleriniz.
MEHMET KERİM YILDIZ
(Devamla) - …dört yıllık AK Parti İktidarı döneminde 1.157 derslik
yapılarak öğrencilerimizin hizmetine sunulmuştur.
Hükümetimizin, alın
teriyle ürettiğiyle ayakta duran çiftçimizin, köylümüzün yollarının
yapılması ve suya kavuşturulması amacıyla başlattığı, cumhuriyet
tarihinin köylere yönelik en kapsamlı projesi olan KÖYDES projesi
için, 2006 yılında yaklaşık 38 milyon YTL, 2007 yılında 41 milyon YTL
ödenek ayrılmıştır. Geçen yıl, Ağrı köylerinin 120'sine içme suyu,
köylerin yolları için 1.123 kilometre stabilize yol yapılmıştır. Ayrıca,
800 menfez, 3 tane de köprü yapılmıştır.
BAŞKAN - Sayın Yıldız,
son cümlelerinizi rica ediyorum.
MEHMET KERİM YILDIZ
(Devamla) - Başkanım, bir konu daha var, ona da bir dokunup gideceğim.
BAŞKAN - Bir cümleyle
dokunun, ama, sürenizi aştınız.
MEHMET KERİM YILDIZ
(Devamla) - 1995 yılında çürümeye terk edilen, özelleştirme kapsamına
alınan Ağrı Et Kombinası, Tarım Bakanlığına devredilerek yakında
hizmete açılacaktır.
Bunun yanında, özellikle
çiftçilerimizin sıkıntı çektiği kaba yem bitkileri desteğinin
bir an önce ödenmesi gerekmektedir. Bu konuda Tarım Bakanımızın
desteğini bekliyoruz, müjdesini bekliyoruz bütün Türkiye için.
Sözlerime son verirken,
bütün hemşehrilerimin kurtuluş gününü kutluyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Yıldız.
Gündem dışı ikinci
söz isteği, Aksaray'da meydana gelen ve 33 kişinin hayatını kaybetmesine
neden olan trafik kazasıyla ilgili olmak üzere, İzmir Milletvekili
Sayın Türkân Miçooğulları. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Miçooğulları.
Süreniz beş dakika.
2.- İzmir Milletvekilli Türkân Miçooğulları'nın,
okul gezisi sırasında öğrenci, veli ve
öğretmenlerin trafik kazası sonucunda hayatlarını kaybetmeleri
nedeniyle, ülkemizde çok yaşanan bu tür kazaların azaltılması
için okul gezilerine düzen getiren yeni bir yönetmeliğin yapılması
gerektiğine ve köy enstitülerinin kuruluş yıl dönümü olan 17 Nisanların
eğitim bayramı gibi kutlandığına ilişkin gündem dışı konuşması
TÜRKÂN MİÇOOĞULLARI
(İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İzmir ili Konak ilçesi
Zafer İlköğretim Okulunun öğrencilerini, velilerini ve bazı aile
yakınlarını 14 Nisan günü Kapadokya'ya giderken Aksaray yakınlarında
üzücü bir trafik kazası sonucu kaybettik. Pazar günü, ölenlerin İzmir
Vali Konağı önünde cenaze törenleri yapıldı. İzmir büyük bir acı
içerisindeydi. Herkes çok üzüntülüydü ve herkes "Neden?" diye
birbirine soruyordu. Artık, bir olay meydana geldikten sonra o olayın
nedeni çok önemli değildir. O çocukları kaybettikten sonra, nedeni
ne olursa olsun, onların kayıplarının acısı her şeyin üzerindeydi.
Orada belki "Neden?" diye düşünmenin çok önemli olmadığını
gördüm, ama cenaze töreninden sonra o "Neden?" sorusu benim
de beynimi kemirmeye başladı.
Neden trafik kazalarında
bunca evladımızı yitiriyoruz? Neden gelişmiş ülkelerde bu oran
çok daha az iken, bizim ülkemizde çok daha fazla? Hep birlikte bütün
bunların cevabını bulmak, hep birlikte bunlara çözüm üretmek zorundayız.
Zafer İlkokulunun
öğrencileri ve velileri bir geziye hazırlanmışlardı. Aslında,
içimden, acaba bu gezileri yasaklamak mı gerekir diye düşündüm,
ama sonra, onların o 46 kişilik otobüsün içerisinde 63 kişi,
"Küçük çocuğumuzu kucağımıza alırız, olsun, biz de gidelim."
diyen annelerin duygularını, düşüncelerini kendi kendime yorumlamaya
çalıştıkça, bu gezileri yasaklamak yerine, bu gezilere bir düzen
getirmek, bu gezilere daha iyi bir çözüm bulmak zorundayız diye düşündüm.
Bu gezi, sıradan bir
okul gezisi değildi. Elimde bir liste var. Listeye baktığımızda burada
tam 9 tane çocuk var, 1 tanesi üç ve 1 tanesi beş yaşında; veliler
var, yakınları var. Demek ki insanlar böyle bir gezi ortamı bulunca,
görmek, tanımak, bilmek isteğiyle ne pahasına olursa olsun o geziye
gitmeye karar vermişler, ama olanaklar iyi olmadığı için, yollar gerektiği
gibi düzgün olmadığı, şoför eğitimli olmadığı… Bunların hepsi varsayımlar,
hepsi olabilecek nedenler, hepsi de her zaman karşılaştığımız sorunlar.
Şoförün eğitimi önemli, aracın yaşı önemli, bu geziyi düzenleyenlerin
kurallara uyması, bu gezide öğrenci başına, on öğrenciye bir sorumlu
veli veya bir sorumlu öğretmen koyması, araç geziye çıkmadan önce
tüm tedbirleri almış olması… Bunların hepsi çok önemli.
Belki de bu gezileri
gece yapmaktan vazgeçmek gerekiyor. Belki de bu uzun gezileri, çocukların
bir yere gitmelerini sağlarken gündüz yapmalı, onların ekonomik
sorunlarına bir şekilde çözüm bulmalı, Bakanlığımız bu konuda
birtakım ödenekler ayırmalı, o geziler, gündüz, çocukların her tarafı
görebileceği, çevreyi tanıyabileceği, gece yatıp dinleneceği,
yine ertesi gün gündüz gözüyle memleketine dönebileceği bir şekilde
oluşmalı diye düşündüm. Çünkü, gezmek, görmek, hem eğitimin bir parçası
hem herkesin hakkı.
Bu kazadan sonra İzmir
Valisi, Bakanlık, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Konak Belediyesi
ve İzmir'deki herkes görevlerini yaptı. Bu konuda İzmirliler herkese
teşekkür ediyor, ama önemli olan sonuçtan sonra görev yapmak değil,
önemli olan bunların tedbirini almak. Bunu da hep birlikte yapmalıyız
diye düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
TÜRKÂN MİÇOOĞULLARI
(Devamla) - Bu kazada hayatını kaybeden 9 çocuğumuza, içinde altmış
dört yaşında anneannelerin, babaannelerin olduğu büyüklere, kadınlara,
erkeklere Tanrı'dan rahmet diliyorum. Yaralıların bir an önce iyileşmesini,
bir an önce şifa bulmasını diliyorum. Tüm yakınlarına ve tüm İzmirlilere,
tüm yurdumuza başsağlığı diliyor, sabır diliyorum.
Sevgili arkadaşlar,
şu anda, Meclis Başkan Vekilimiz, Bursa Milletvekilimiz, hepimizin
ağabeyi Ali Dinçer, ölümle pençeleşiyor. Telefonlarımıza gelen
mesajda "A grubu, B grubu, AB
grubu (-) kan aranmakta" dedi. Dilerim, bu kanlar bir umut olur. Sayın
Grup Başkan Vekilimiz Eyüp Fatsa kan vermiş, ona çok teşekkür ediyoruz.
EYÜP FATSA (Ordu) - Gideceğim
şimdi.
TÜRKÂN MİÇOOĞULLARI
(Devamla) - Gideceksiniz… Bir an önce gidin lütfen. Dilerim bütün
bunlar, ona destek olur, onun bu direncine -o, her şeye karşı direnmesini
bilen birisiydi- destek olur ve onu bize bağışlar.
Bu arada, bugün 17 Nisan,
köy enstitülerinin kuruluş yıl dönümü. Ülkenin aydınlanma devrimine
ışık tutan, Hasan Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç önderliğinde kurulmuş
köy enstitüleri, o köy enstitülerinde yetişen öğretmenleri ve o
öğretmenlerin öğrencilerini de buradan saygıyla anmak istiyorum.
Her ne kadar eğitim bayramı olma talebimiz kabul olmamışsa da tüm
Türkiye'de 17 Nisanlar bir eğitim bayramı gibi kutlanmakta. Bu 17 Nisanlarda
eğitimden söz edilirken, çocukların üretim içerisinde öğrenmesini
sağlayan, çocukların aynı zamanda gezip görme taleplerini de tatmin
edecek olan şu gezilerin de bir düzene konulması için el birliğiyle
bir değerlendirme yapar, yeni yönetmeliklerin çıkmasına katkı
sağlarız diyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Miçooğulları.
Değerli mesai arkadaşımız,
sevgili dostumuz Ali Dinçer kardeşimizin bir an önce şifaya kavuşmasını,
hepinizin adına, gönülden biz de istiyoruz, temenni ediyoruz ve diliyoruz.
Üçüncü gündem dışı
söz isteği, 8'inci Cumhurbaşkanı Sayın Turgut Özal'ın ölüm yıl dönümü
münasebetiyle, Malatya Milletvekili Sayın Münir Erkal'a aittir.
Buyurun Sayın Erkal.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
3.- Malatya Milletvekili Ahmet Münir Erkal'ın,
vefatının 14'üncü yılında 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın siyasi
kişiliğine ilişkin gündem dışı konuşması
AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin büyük siyaset
ve devlet adamı, değerli hemşehrimiz, 8'inci Cumhurbaşkanımız Turgut
Özal'ı -bir cumhurbaşkanlığı seçimi arifesinde- bugün vesilesiyle
anarken, yaptıklarını, katkılarını, ülkemize taşıdığı büyük değişim
ve dönüşümleri hatırlamakta ve ondan ders almakta büyük yararlar
görüyorum.
O, hizmet döneminde
bir çok şeyi ilk defa gündeme getirdi, siyasetin dengelerini ve yapısını
değiştirdi ve bu vizyonunu, ülkenin reel gerçekleriyle bütünleştirerek
yaptı. Az gelişmişliği asla bir kader olarak görmedi ve bunu değiştirmek
için, mücadeleci bir ruh yapısıyla büyük gayret gösterdi. Popülizm
yapmadı, laf üretmedi; konuşmaktan çok, bu ülkenin dertlerine deva
olacak büyük projeler üretti ve uyguladı.
Bu anlamda, o, bir icraat
savaşçısı, proje adamı ve değişimin mimarıydı. Siyasetteki açmazı,
ufuksuzluğu, büyük proje üretememeyi, çaresizliği içine sindiremedi.
Problem üreten değil, çözüm üreten siyasi anlayışı, büyük hedef ortaya
koymayı, geçmişle bugünü sentezlemeyi çok güzel bir şekilde gerçekleştirdi.
"Ne kadar yaşadığınız değil, nasıl yaşadığınız önemlidir"
ilkesini hiç unutmadı.
Orta Asya sevgisi ve
ilgisi bambaşkaydı. Buhara'yla kardeş şehir olduğumuzu söylediğimde
duyduğu heyecanı ve tavsiyelerini hiç unutmadım.
O, bir elinde Somuncu
Baba'nın engin hoşgörüsü, Niyazi Mısri'nin aşkını, kayısı çiçeğinin
dalındaki güzelliğini; diğer elinde yüksek teknolojiyi, bilginin
gücünü, değişimin aksiyonunu tutuyordu.
Yeni dünya düzeninde etkin olmanın
ciddi bir yeniden yapılanmayla olacağını çok iyi biliyordu. Bu yeniden
yapılanmanın olmazsa olmaz değerinin ise bilgiyi toplamak, kullanmak
ve yönetmek olduğunu çok iyi idrak etmişti. Yönetim yapılanmasında
ise, başkanlık sisteminin çok önemli olduğunu ve mutlaka hayata geçirilmesi
gerektiğini ısrarla vurguladı.
Geleceğe yürürken, birlik ve beraberliğin
hayati öneme sahip olduğunu biliyor, bu nedenle problemlerimizi
kavgayla değil, diyalogla çözmenin gereğini her fırsatta dile getiriyordu.
Hiçbir zaman başkalarının gündemini
kabullenmedi. İnsanımızın gündemini, kendi gündemimizi, bizim
gündemimizi ana gündem maddesi yapmayı başardı. Bu anlamda, reaksiyonel
değil, aksiyonel bir anlayışın temsilciydi.
O, halk adamı, sivil ve bizden biriydi.
Bu yüzden sivil toplumun gücünü artırmak ve dinamiklerini harekete
geçirmek için büyük gayret sarf etti. O, her alanda, her şekilde hür
bir iklimi istiyor ve din ve vicdan hürriyeti, teşebbüs hürriyeti,
düşünce ve onu ifade hürriyetini ısrarla dile getiriyordu.
O "benim iki gömleğim vardır, biri
bayramlık diğeri idamlık" diyecek kadar risk alabilen ve bu ölçekte
ülke sevgisi olan bir devlet adamıydı. Bu yüzden, kurşun yediği zaman
bile tekrar ayağa kalkıp "Allah'ın verdiği canı ondan başka alacak
yoktur." deme teslimiyetini ve samimiyetini göstermişti. O,
kul hakkı yememe ve hesap verme şuuruyla yaşadı. Bundan dolayı, yaptıkları,
siyasi rant beklentisinden uzaktır ve bu milleti olması gereken yere
taşıma iradesinin ürünüdür.
Tabuları yıkmak en büyük zevkiydi. Köprüyü
satarak, 141, 142, 163'ü kaldırarak, "Cumhurbaşkanı cuma namazına
giderse laiklik elden gider, laik rejim yıkılır." diyenlere
gülüp namaza giderek, "Muz ithal edersek dövizimiz biter."
diyenlere tebessüm ederek birçok tabuyu yıktı.
O, bu ülkenin tüm fertlerini birinci
sınıf insan olarak algıladı. Onların değerlerini ve onurunu korumak
için büyük gayret gösterdi ve onlara yokluğu değil, varlığı paylaşmak
gerektiğini öğretti.
O, çok renkli Anadolu coğrafyasının çok
renkli insanıydı. Çocukların tonton amcası, halktan biri, sivil,
muhafazakâr, değerlerine bağlı, cumhurun yanında olan bir Cumhurbaşkanıydı.
O, Çankaya'da bazı
şeyleri asla yapmadı. Çankaya'yı, asla bir noterlik makamı olarak
görmedi.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla)
- Çankaya'yı, asla tabuların etkin olduğu bir alan hâline getirmedi.
Çankaya'yı, asla birilerine kapalı, birilerine açık olan bir mekân
olarak algılamadı. Özal, Çankaya'yı, cumhurun başı olarak, cumhurla
kucaklaşılan, herkese açık olan, tabuların olmadığı, proje ve vizyon
ortaya konulan, tehdit ve tehlike mesajları değil, moral mesajları
verilen bir yer olarak algıladı ve gereğini yaptı, çünkü bunun aksine
yapanları tarihin en sert şekilde yargılayacağını ve milletin bu
zihniyeti asla affetmeyeceğini ve onlara "Gölge etme, başka
ihsan istemem." diyeceğini çok iyi biliyordu.
O, rasyonel siyaset
yaptı. Sadece, tarih ve geçmişle değil, başarıyla, icraatla, birikimimizle
övünmemiz gerektiğini ortaya koydu. O, statükonun, idareimaslahatın,
günü kurtarmanın karşısındaydı. O, Türk siyasetine egemen olmuş
vizyonsuzluk, uzlaşmazlık, kavgacılık, icraatsızlık hastalıklarını…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Erkal,
konuşmanızı lütfen tamamlayınız.
AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla)
- Bitiriyorum Sayın Başkan.
…icraatsızlık hastalıklarını
tek tek tedavi etti ve onları tersine çevirdi. Böylece, oluşan potansiyel,
ülke insanına yeni bir moral, yeni bir umut, yeni bir hız ve dinamizm
getirdi. Bu aziz milleti olması gereken yere taşıma iradesini hep
canlı tuttu. Milletin özündeki potansiyeli açığa çıkararak, tekrar
tarih sahnesine koyma heyecanını hep muhafaza etti. O, büyük Türkiye
türküsünün derleyicisi, hizmet sevdalısı ve değişimin mimarıydı.
Sevgili Cumhurbaşkanımız,
siz, dünyanın dört bir tarafındaki tarihî ve doğal bağlarımızın olduğu
kardeşlerimizi, ülkemizi, insanlarımızı, Malatya'yı, Malatyalıları,
Kernek'i ve kayısıyı hiç unutmadınız. Malatya Belediye Başkanlığı
dönemimde sizinle çalışmanın onur ve heyecanını hep duydum. Sizi
rahmetle, minnetle, şükranla anıyoruz. Ruhun şad olsun.
Saygılar sunuyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Erkal.
Sayın milletvekilleri,
gündem dışı konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:
Buyurun.
V. - ÖNERİLER
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin
CHP Grubu önerisi
17.04.2007
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu'nun, 17.04.2007 Salı günü
(bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün
19 uncu maddesi gereğince Genel Kurul'un onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
|
|
|
|
|
|
|
Ali
Topuz |
|
|
|
İstanbul |
|
|
|
Grup
Başkanvekili |
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminin
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
Kısmının, 126 ncı sırasında yer alan (8/11) Esas Numaralı Genel Görüşme
Önergesinin öngörüşmesinin, Genel Kurul'un; 17.04.2007 Salı günlü
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN - Önerinin lehinde ve aleyhinde
söz isteyen?
Önerinin lehinde olmak üzere, Yozgat
Milletvekili Sayın Emin Koç, buyurun.
Süreniz on dakika.
EMİN KOÇ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Konuşmama
başlamadan önce, çok sevgili, değerli kardeşimiz, Başkan Vekilimiz
Ali Dinçer'e acil şifalar diliyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün, yine, Türkiye'nin
en önemli sorunlarından biri olan medyanın durumunu gündeme almak
istiyoruz. Daha önce de defalarca, bu Genel Kurulda ısrar ettik;
Türkiye'de medyanın çok ciddi sorunları vardır. Bu sorunların mutlaka
Parlamentoda ele alınıp, görüşülmesi gerekiyor. Grup Başkan Vekillerimizin
2004 yılında verdiği önerge, bugüne kadar hâlâ ele alınmamıştır.
Özellikle AKP İktidarı, medyanın sorunlarının görüşülmesinden
özellikle kaçmaktadır. Medyanın olmadığı bir demokrasi, değerli
arkadaşlar, olamaz. Bugün, Türkiye'de bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Tabii,
medya deyince, Anayasa'mız, iktidara ve medya kuruluşlarına bu konuda
çok ciddi görevler vermiştir. Anayasa'nın 26'ncı ve 28'inci maddeleri,
medyanın hürriyetinden, bağımsızlığından söz etmektedir; ancak,
bu görevin, bu kamu görevinin yerine getirilmesi konusunda, iktidar,
üzerine düşeni yapmamaktadır; hatta, üzerine düşeni yapmanın yerine
medyayı engellemektedir. Medya kuruluşları da ikinci aktör olarak
bu görevini yapmamaktadır. Yine, Anayasa'mız, TRT'ye de bu konuda
görevler vermiştir. TRT de bu görevlerden özellikle kaçmaktadır.
Değerli arkadaşlar, bu konu ele alınırken,
yine, son yaşanan mitingi hep beraber gördük. Cumartesi günü Ankara'da
milyonlar bir araya geldi, demokrasi istedi; demokratik, laik, hukuk
devletinin, sosyal hukuk devletinin zedelenmemesi için mücadele
başlattı. Ancak, bu mitingin yayınlanmasında, TRT, özellikle görevini
yapmayarak suç işlemiştir. TRT, elemanlarını, kameralarını oraya
yerleştirmiş, ama, mitingi, halkın sesini duymamazlıktan, görmemezlikten
gelmiş, gözünü kapatmıştır. Bu sorumluluğu mutlaka TRT yönetimlerine hatırlatılacaktır.
TRT'mizin son günlerde ortaya koyduğu durum gayet açıktır. Bugün,
TRT Genel Müdürlüğüne, Hükûmet, bir
genel müdür atayamamıştır. TRT Genel Müdürlüğünü yürüten Ali Güney
de ne Anayasa'nın ne de yasanın verdiği görevleri yerine getirememiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bunun hesabı mutlaka sorulacaktır.
Ankara'da düzenlenen, halkın sesi olan mitingi tüm dünyanın en önemli
medya kuruluşları haftanın olayı olarak gündeme alırken, TRT gözlerini
kapatmış, bu olayı görmemiştir. TRT ne yapıyor? Eski bir imam Ali Güney
vasıtasıyla bu Kurum yönetiliyor. Kurumun Genel Müdür Yardımcısı,
yine yayından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ise yazdığı kitaplarla
TRT'yi, demokrasiyi, laik demokratik cumhuriyeti, Atatürk cumhuriyetini
karalamaktadır. Defalarca hatırlatmamıza rağmen, maalesef,
Hükûmet de bu konuda üzerine düşeni yapmamış, hiçbir soruşturma da
açmamıştır.
Değerli arkadaşlar,
yine, özel medya kuruluşlarına gelince… Yine, Ankara'da yapılan
bu mitingi, bu televizyon kuruluşları, basın kuruluşları görmezlikten
gelmiştir. Niye gelmiştir? AKP İktidarıyla beraber medya üzerinde
görülmemiş baskılar ve oyunlar oynanmıştır. 12 Eylül cuntasında,
Kenan Evren diktatörlüğünde dahi görülmeyen baskılar AKP İktidarı
döneminde görülmüştür. Çünkü, AKP İktidarı, demokrasiyi bir türlü
içine sindirememiştir. AKP İktidarıyla beraber önce Star Grubuna
el konulmuş, çeşitli perde arkasında oyunlarla belli kanallara aktarılmış,
Star Grubu kendi yayın grubu hâline getirilmiştir. Arkasından, son
günlerde yine Türkiye'nin en büyük ikinci medya kuruluşu Sabah Grubuna
da seçime gidildiği bir dönemde el konulmuş, bunun da neticesi henüz
belli değildir. Hükûmetin elinde bir medya kuruluşu olarak bugün devam etmektedir. Bu durum, dünyanın
hiçbir yerinde görülmemektedir, rastlanmamaktadır. Bugün, bakıyoruz,
halkın, milyonlarca insanımızın sesini duymayan kuruluşlar, AKP
İktidarının uydurma birtakım icraatlarının tanıtımı ve propagandası
gündeme gelince onları canlı yayınlıyorlar. Sabah baktım, Dışişleri
Bakanının çeşitli açıklamaları; içi boş, fasa fiso hepsi.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
O kadar boş konuşuyorsun ki!
EMİN KOÇ (Devamla) -
Avrupa Birliğiyle uyum çalışmaları güya. Televizyonların hepsini açıyorum,
hepsinde canlı yayınlanıyor. Halkın uyutulması, halkın yanıltılması
gündeme geldiğinde, Hükûmetin propagandası gündeme geldiğinde, o
kuruluşların hepsi o yayınları, halkın yönlendirilmesi gündeme
geldiğinde o kuruluşlar hepsini canlı vermekte, ama halkın sorunları
gündeme geldiğinde o medya kuruluşlarının hiçbirisinde tek kelime
maalesef görmüyoruz.
Bu konuyu Türkiye'de
görmezlikten gelebilir miyiz? Bununla nasıl demokrasiyi olgunlaştıracağız,
yaşatacağız? Doğal olarak, biz biliyoruz, demokrasi AKP İktidarının
sorunu değildir. AKP İktidarının demokrasiye bakış açısının ne
olduğunu da biliyoruz. AKP İktidarının Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın
demokrasiye nasıl baktığını da biliyoruz. İşte televizyonlarda
yayınlanıyor, "Demokrasi bizim için bir araçtır." diyor,
"Demokrasi bizim için bir amaç değildir." diyor. Bunu, tüm
Türk halkı görmeye başlamıştır. O nedenle de milyonlar Tandoğan Meydanı'nda
toplanmaya başlayıp Hükûmete uyarılarını yapmaya başlamıştır.
İktidara da ricamız,
gelin, fazla daha zaman geçirmeden medyanın içine düştüğü bu sıkıntıların
görüşülüp ele alınması gerekir. Medya, Hükûmetin oyuncağı hâline getirilirken
medyada çalışan binlerce arkadaşımız, tamamı neredeyse iş güvencesinden,
sendikadan, sendikal güvenceden yoksun işlerine devam etmektedir.
Bu konuşmalarımı yaparken, medya kuruluşlarında çalışan tüm basın
emekçi arkadaşlarımızın hassasiyetini biliyorum, onların mücadelelerini
biliyorum. Ama, gün gelecek, bu devir tamamen ters dönecek, bunun hesabı
da mutlaka bir gün sorulacaktır.
Değerli arkadaşlar,
yine, Türkiye'nin demokrasi konusunda mücadele veren çok değerli
yazarları, çok değerli televizyon kuruluşları var. Bunların başına
neler geldiğini de gördük. Kanaltürk televizyonu çıktı, Türkiye'de
demokrasinin bayraktarlığını yaptığı an AKP İktidarının baskısı,
susturması ve zulmüyle karşılaştı. Yine, çok ciddi medya kuruluşlarımızda
köşe yazıp, demokrasiyi, halkın haklarını savunan köşe yazarlarına
bu iktidar tarafından çok ciddi baskılar düzenlenmiş, birçok gazeteci
arkadaş, köşe yazarı işinden olmuştur. AKP…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
EMİN KOÇ (Devamla) -
Başkan, tamamlıyorum.
Yine, Türkiye'de demokrasinin
en önde savunucularından köşe yazarı Bekir Coşkun arkadaşımız
medyanın son durumunu değerlendirirken yazdığı köşe yazısında
diyor ki: "Bu medya ile demokrasi olmaz. Seçim sandığı kadar, oy
pusulası kadar, demokrasinin vazgeçilmezi medyadır. Medya olmadan
demokrasi asla olamaz. Medyasız seçim, kör seçimdir." Bu durumun
Türkiye'de mutlaka değiştirilmesi gerekir düşüncesini savunuyoruz
ve bu önergenin de Meclis Genel Kurulunda gündeme alınarak araştırılması
enine boyuna, çözümün olgunlaştırılması gerekir düşüncesiyle,
hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Koç.
Aleyhte olmak üzere,
Şanlıurfa Milletvekili Sayın Atilla Maraş.
Buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
MEHMET ATİLLA MARAŞ
(Şanlıurfa) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
vermiş olduğu, Hükûmetin, halkın bilgilenme hakkını engellemeye
yönelik girişimleri ve basının sorunları hakkında, Anayasa ve ilgili
İç Tüzük maddeleri gereğince genel görüşme açılmasıyla ilgili
teklifin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
CHP Grubunun bu önergeyi
vermesindeki temel amacı, esasen, medyanın sorunlarına çözüm bulmak
değil, Hükûmetle medyayı karşı karşıya getirme girişiminin son halkasıdır.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Allah Allah!
MEHMET ATİLLA MARAŞ
(Devamla) - CHP, önce, medya ile akçalı ilişkilerinin hesabını vermelidir.
Çünkü, bizim baktığımız gazetelerde, başlıklar hâlinde, CHP'nin… İşte,
burada…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Aaa! Çok önemli!
MEHMET ATİLLA MARAŞ
(Devamla) - "Kanaltürk'e 3 milyon dolar verdik." diyor,
"CHP'den Kanaltürk'e 3 milyon dolar hibe.", Tuncay Özkan'ın televizyonuna
ve Tuncay Özkan da…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Siz, hiçbir televizyona para vermiyor musunuz?
MEHMET ATİLLA MARAŞ
(Devamla) - "Kanalım CHP'nin emrinde." diyor.
Şimdi, partiler, televizyonlara,
basın-yayın organlarına reklam verebilirler, bunda herhangi bir
beis yok, ama, bugüne kadar, Kanaltürk'te, CHP'nin reklamını yapacak,
konularını, görüşlerini açıklayacak hiçbir şeye rastlamadık. Mesela,
Genç Parti, Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisinin reklamları gazetelerde,
televizyonlarda yayınlanıyor, tabii ki, bu yayına karşı da bir para
alıyorlar, ama, Kanaltürk'ten böyle bir şey görmedik, yani, ne CHP'nin
reklamını yaptılar, hiçbir şey yapmadılar. Onu bir görelim de paranın
gerçekten reklam için mi verildiğini, başka gayeler için mi verildiğini
görmemiz lazım.
CHP'nin genel görüşme
teklifini verdiği tarihe bir bakalım: 4 Mart 2003. 2007'ye gelmişiz,
yani, üç yıl önceki bir genel görüşme isteği teklifini üç yıl sonra
yeniden gündeme getirerek acaba CHP bize ne yapmak istiyor?
Biz, bu dönemde, kendi
dönemimizde, iktidarımızda, Basın Kanunu'nu çıkardık ve basın özgürlüğünü
çağdaş ülkelerin düzeyine getirdik. Bugün, medyanın sorunlarıyla
ilgili, daha önce verilen bir teklifin görüşülmesini isteyen
CHP'lilerin "Kanalım CHP'nin emrinde." diyen bir medya patronunun
sahibi olduğu televizyon kuruluşuna 3 milyon dolar hibe ettiği
basında yer almıştır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Hibe diye bir şey yok ya!
MEHMET ATİLLA MARAŞ
(Devamla) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek belgesel
çekim anlaşması için avans olarak 3 milyon dolar, Genel Sekreter Önder
Sav 3,5 milyon dolar verdiklerini söylemişlerdir. Kanalın sahibi
ise hibe iddialarını reddetmiştir. CHP'lilere sormak istiyorum:
Bu açıklamalardan hangisi doğrudur? CHP'lilerden şu soruya cevap
istiyorum: Türk Tarih Kurumu yöneticilerini, yasal paylarını vermeyerek,
yıllarca mahkemelerde süründüren sizler, bir kalemde bir televizyon
kanalına hangi amaçla 3 milyon dolar verdiniz?
MEHMET KARTAL (Van) -
Kanal 7 nasıl kuruldu?
MEHMET ATİLLA MARAŞ
(Devamla) - CHP'nin bu teklifi ısıtarak gündeme getirmesinin iki nedeni
var bence: Birincisi, TMSF tarafından bir bankaya el konulması;
ikincisi de, akçeli ilişkiler içine girdiği bir televizyon kanalı
hakkındaki Maliye Bakanlığının yaptığı incelemeyi örtmeye çalışmak.
OSMAN ÖZCAN (Antalya)
- Ne inceleme yapıyor ya, maşallah! Öyle bir inceleme ki!
MEHMET ATİLLA MARAŞ
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, Anayasa'mızın 26'ncı maddesi
"Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti" başlığı altında,
herkesin düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla
tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğunu
düzenlemiştir. Yine "Basın hürriyeti" başlıklı 28'inci
madde ise "Basın hürdür, sansür edilemez." hükmünü içermektedir.
CHP'nin teklifine baktığımız zaman, sanki AKP basınla ilgili bu kadar
kanun çıkarmadı, sanki bir sansür uyguluyor, işte Tanzimattan beri
uygulanan sansürü AKP sürdürüyor, gibi iddialar var bu araştırma
önergesinde.
Hürriyetçi demokrasinin
bir gereği olarak, farklı düşüncelerin ifade edilmesine imkân sağlayan
demokratik araçların kullanabilirliğini hazırda tutmak gerekir.
Fakat, bu hürriyetlerin sınırlanabilmesine imkân sağlayan durumlar
olarak da, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, cumhuriyetin
temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün
korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması,
devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması,
başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut
kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin
gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabileceği
hususları sayılmıştır. Bu bakımdan, ne Hükûmet ne de bir başkası, gerek
tüzüklerinde ve gerekse iş ve eylemlerinde anayasal bu ilke ve kararlara
aykırı bir tutum ve davranış içerisine giremez. AK Parti iktidara
geldiğinden bugüne, tutum ve davranışları ile düşünceyi açıklama
ve yayma özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması için çaba
göstermiş; bu bağlamda, başta 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu olmak üzere,
5187 sayılı Basın Kanunu'nun yasalaşmasını sağlamıştır. Bilindiği
gibi, Basın Kanunu'muzun amacı, basın özgürlüğünü ve bu özgürlüğün
kullanımını düzenlemek, olarak ifade edilmiştir. AK Parti Hükûmetleri,
hukuk devleti ilkesine bağlıdır; doğal olarak, başta Anayasa ilkeleri
olmak üzere, tüm objektif, nesnel hukuk kuralları ile de bağlıdır.
Araştırma önergesine
konu olan hususlara gelince: Söz konusu kanal, Star TV, anonim şirket
statüsünde bir işletme idi ve bu işletmeye, TMSF tarafından, kamu
kaynaklarının tahrip edilmesi neticesinde el konuldu ve bilahare
de, kanuna uygun bir şekilde satıldı. Gerek bu kanala ve gerekse basına
yönelik herhangi olumsuz bir tutum ve davranış içerisine AK Parti
Hükûmetlerinin teşebbüsü olmamıştır; bunu iddia etmek, hukuku siyasallaştırma
çabasının bir neticesi olarak görülmelidir. AK Parti hükûmetleri,
basına, basın özgürlüğüne, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetine
saygılıdır. Bunların hayata geçirilmesi için de üzerine düşen her
türlü çabayı göstermektedir.
Ayrıca, TMSF tarafından
el konulan bu şirkette çalışan basın mensuplarının mali ve özlük
haklarına dokunulmadığı gibi, bunların çalışma koşulları aynen
devam ettirilmiştir.
Değerli milletvekilleri,
TMSF'nin Sabah gazetesine yönelik müdahalesine gelince. Şöyle
açıklayalım: TMSF, Medya Grubu ve Merkez Grubu şirketlerinin temettü
hariç ortaklık haklarıyla yönetim ve denetimlerini devralmıştır.
Bu konuda TMSF tarafından yapılan yazılı açıklamada ise aynen şunlar
yer almaktadır; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun ilgili hükümleri
gereğince bu devralma işleminin gerçekleştirildiği ifade edilmiştir.
"Etibank AŞ hâkim ortağı Dinç Bilgin ile Turgay Ciner arasında imzalanmış
olan gizli sözleşmelerin yeni ortaya çıkması sonucunda Bilgin ve
Merkez Grubunun medya sektöründe faaliyet gösteren 63 adet şirketi
5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca TMSF
tarafından devralınmıştır. Bu hukuki durum karşısında, Dinç Bilgin'in
Merkez Grubu da dahil olmak üzere adı geçen şirket grupları arasında
muvazaalı bir şekilde işlem yapılmış ve böylelikle de Fon yanıltılmıştır."
Burada da ifade edildiği üzere, Sabah Grubuna el konulmasının gerekçeleri
ortadadır. Gazetede çalışanlara yönelik herhangi bir olumsuz durum
da söz konusu değildir.
Düşüncelerimi bu şekilde
ifade ediyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Maraş.
Lehte olmak üzere,
Adana Milletvekili Sayın Uğur Aksöz; buyurun efendim.
UĞUR AKSÖZ (Adana) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
bu önerge, Türk medyasının yüce Mecliste tartışılmasını isteyen
bir önergedir ve bu önerge o kadar yerindedir ki, o kadar doğru bir
önergedir ki, inanıyorum ki sizler de buna evet oyu vereceksiniz, aksi
hâlde medya adına oynanan komedyaya izin vermiş olursunuz. Bakınız,
Sayın Başbakan 3 Nisan 2005'te diyor ki Hürriyet gazetesinde:
"Benden randevu alıp başka işlere aracılık eden gazeteciler
var." Bu çok vahim bir iddia değil mi? Bunu bu Meclis incelemesin
mi? Bunu buraya getirmeyelim mi? "Hayır" derseniz, Başbakanınızı
yalancı çıkarmış olursunuz. Onun bir iddiası var, biz de diyoruz ki,
bu iddiayı inceleyelim; "hayır" derseniz, siz bilirsiniz.
Peki. Yine Sayın Başbakan
bir başka yerde ne demiş? 1 Mart 2006'da, bakınız, ne demiş: "Köşe
yazarları kendilerini hiç yormasınlar. Attıkları iftiranın bir
şeyler karşılığında olduğunu biliyorum. Bu kadar da ağır konuşuyorum."
diyor, Sayın Başbakan diyor. Peki. Sayın Başbakan, köşe yazarlarının
yazdıkları yazının bir şeyler karşılığında olduğunu söyleyince,
bize de şu soruyu sorma hakkı doğmuyor mu: Peki, size yandaş, size yalaka
yazılar da, acaba neyin karşılığı?
CAVİT TORUN (Diyarbakır)
- Gazetecilere "yalaka" demeyin.
UĞUR AKSÖZ (Devamla)
- Yani, sizin aleyhinizde olunca "Bir şeyler karşılığında yazıyorsunuz.
Ben ağır konuşuyorum, bilerek konuşuyorum." diyor Sayın Başbakan;
biz de ana muhalefet partisi olarak diyoruz ki, size yandaş yazılar
acaba neyin karşılığı? O zaman onu da bunu da tartışmak için bir önerge
vermiş Grubumuz, gelin, bunların hepsini tartışalım diyoruz. Buna,
umuyorum ki, iktidar grubu "evet" diyecektir; çünkü, biz,
herhangi bir suçlamada bulunmuyoruz. Diyoruz ki, Sayın Başbakanın
böyle iddiaları var, gelin, bunları masaya yatıralım, inceleyelim;
bu bir.
İki: Anayasanın 28'inci
maddesi çok açık. Anayasa'nın 28'inci maddesi diyor ki: "Devlet,
basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri
alır." Evet, bizim Hükûmetimiz tedbir alıyor. Nasıl tedbir alıyor.
Nasıl tedbir alıyor? Aleyhinde yazı yazan köşe yazarlarını kovduruyor,
birinci tedbiri bu. Aleyhinde haber yapan gazetelere baskı yapıyor,
ikinci tedbiri bu ve bunun adı da basın özgürlüğü oluyor. Bunu, Türkiye'de
yaşayan herkes biliyor.
Bakın, 375 bin kişi
dünyanın neresinde toplanırsa toplansın, ıslık çalsalar, domates
yeseler, bu bir haberdir. Ama, maaşını bu halkın vergisinden alan TRT
yöneticileri, 375 bin kişinin toplandığı mitingi haber değeri
görmeyerek naklen bir dakika bile vermediler. O zaman ben TRT'ye diyorum
ki, peki, bunun haber değeri yoksa ey TRT, görevini de böyle anlıyorsan,
oraya sen naklen yayın araçlarını, muhabirlerini, kameramanlarını
niye yığdın? Ben gördüm hepsi oradaydı. Hepsi oradaydı ama, sen otuz
saniye yayın yapmadın. Neden? Bir yerlerden emir mi aldın? Bir şeylerden
mi korktun? Neden? Çünkü, TRT Yasası'nın 5'inci maddesi çok açık. TRT
Yasası diyor ki: "Haberde çabukluk ve doğruluk esastır." Sen
ey TRT, böyle bir haberi vermeyeceksin de, aslanla köpeğin birbirini
okşamasını bir buçuk saat veriyorsun. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin
en büyük mitingini bir dakika naklen yayına değer görmüyorsun, bunu
da koyalım. İşte bunları inceleyelim diye bu önergeyi vermişiz.
Yani, bu önergeyi biz herhangi bir nedenle değil, bu olayları, bu sıkıntıları
gördüğümüz için vermişiz ve iktidar partisi grubuna diyoruz ki: Gelin
buna evet deyin, bunu bir genel görüşme hâlinde görüşelim, bunları
tartışalım. Ha, bununla bitmiyor olay. Bakın, başka bir şey daha var.
Türkiye'de TMSF diye
bir kurum var. Bu TMSF, bizim bildiğimiz, bankacılıkla uğraşır, bankaları
denetler, düzenler, el koyar, şunu yapar bunu yapar. Ama, TMSF Türkiye'de
ne yapıyor biliyor musunuz? Yayıncılık yapıyor, gazetecilik yapıyor.
Hatırlarsınız -içinizde gazeteci arkadaşlarım var- bir ara bütün
gazetelerde manşet çıktı: "En büyük medya patronu TMSF." 5
gazete, 3 televizyon, 60 dergi vesaire…" Peki, TMSF'nin işi bu
mu? Şu TMSF'nin kuruluş kanununun gerekçesini bir alıp okuyalım bakalım.
Şimdi, bakın arkadaşlar,
Demoklesin kılıcı gibi kafada bir TMSF kılıcı sallandığı sürece,
hangi medya özgürdür, size soruyorum? Hangi medya istediğini yazabilir?
Şimdi, TMSF, geliyor,
Star'a el koyuyor, oraya adamlarını yerleştiriyor, istediği gibi
yayın politikasını düzenliyor; bunun adı basın özgürlüğü oluyor!
Aferin, güzel bir basın özgürlüğü! Hükûmet yanlısı yayınları yapıyor,
yapıyor, yapıyor; sonra, kafasına göre, istediği bir zaman da satışa
çıkarıyor. Aferin, TMSF iyi yaptı! Sonra, Cumhurbaşkanlığı seçimi
görünüyor, ufukta genel seçim görünüyor, vay canına, birdenbire
Sabah Grubuna el konuluyor. Haa, güzel, demek ki vahiy geldi, Sabah'a da el koydular.
Peki, ona da el koydunuz.
Peki arkadaşlar, bu
TMSF olayını incelemeyelim mi? Yani, bu Meclisin görevi ne? Medyayı
incelemeyeceğiz, TMSF'yi incelemeyeceğiz, Başbakanın bu kadar
vahim iddialarını buraya getirmeyeceğiz, peki, biz burada ayçiçek
mi çinteceğiz arkadaşlar? Bizim işimiz ne? Yani, biz, bunları incelemezsek
neyi inceleyeceğiz?
Bakın, demokrasilerde
üç güç vardır -bunu herkes biliyor, çocuklar biliyor- yasama, yürütme,
yargı; dördüncüsü basın, dördüncü kuvvet basın. Peki, Türkiye'de
dördüncü kuvvet var diyebiliyor musunuz? Medya vardır diyebiliyor
musunuz? TMSF varken medya yoktur. Bu Hükûmetin bu baskısı varken, gene
medya yoktur.
Bakın arkadaşlar, basın
özgürlüğünü iki kurum ayakta tutar: Birisi Hükûmettir, birisi de bizatihi
medya kuruluşlarıdır. Hükûmetimizin hâli malum, bütün gazeteleri
emrine aldı, televizyonları aldı, doymuyor, bir iki tane böyle doğru
yayın yapan var, onları da suçluyor, üstüne gidiyor, adam gönderiyor
vesaire. Ne doymaz bir Hükûmetmiş bu, yani bir tane gazeteye bile tahammül
edemiyor, üstüne üstüne gidiyor. Peki, git, git; kimler geldi kimler geçti, kimler medyaya baskı yaptı,
biz bunları çok gördük, sizin de süreniz, miadınız -o kullanma tarihi
vardır- biter, medya yine özgürleşir. Ona bir şey demiyorum, ama bu
önergeyi konuşuyorum, diyorum ki: Bakın, medyaya düşmansanız, burada
tedbir almak için buna "evet" deyin, medyayı seviyorsanız,
medyayı şu Hükûmetin baskısından kurtarmak için bu önergeye
"evet" deyin, ama bu önergeye "evet" deyin de şuraya
getirin, bunu tartışalım.
Bakınız, bir sürü gazeteci
arkadaşımız var, sizlerin de vardır, bakınız ne diyorlar: İlkeli
gazeteciler doğruyu yazamıyorlar, büyük baskı görüyorlar. Önlerinde
iki seçenek var, ya işsiz kalacaklar ya hükûmet yanlısı yazacaklar. İlkeli
olanlar direniyor, işsiz kalıyorlar. Onların yerine yeteneksiz,
hiçbir formasyonu olmayan, hükûmet yandaşı adamlar dolduruluyor gazetelere,
emirle ve talimatla. Siz böyle bir medya mı istiyorsunuz? Hâlbuki
medya, sizin ve bizim ve tüm halkın güvencesi. Hep söyleriz, hukukçular
bunu bilir, hukuk herkese lazım, size de bize de, beşikten mezara
hukuk lazım. Demokrasilerde de medya herkese lazım. Bir gün siz de
haksızlığa uğrayabilirsiniz. Bir gün siz de azınlığa düşebilirsiniz.
Bir gün sizin gibi düşünen çok büyük bir grup buraya gelip, medyayı
baskı altında tutup sizin aleyhinize çok şeyler yaptırabilir. Bunu
istemiyorsanız, tarafsız, dürüst, özgür medya istiyorsanız, gelin
bu önergeye "evet" deyin. Buna "evet" demekle bir şey
yapmış olmuyorsunuz, sadece medyayı bu Mecliste, bu yüce çatı altında
masaya yatırma hakkı tanıyorsunuz ve medyayı inceleme hakkı tanıyorsunuz.
Hepsi bu kadar.
Değerli arkadaşlar,
ben fazla vaktinizi almayacağım, çünkü bu bir ön görüşme; şunu söylüyorum:
Türkiye'de, sağ olsun, AKP İktidarı sayesinde bir "al gülüm ver
gülüm" demokrasisi yaşıyoruz. Bunun adı demokrasi falan değil.
Bakın, bir tek örnek vereyim: Elinizi vicdanınıza koyun, bu Meclisin
kendi ürettiği bir tek yasama faaliyeti var mı? Hepsi yürütmeden geliyor.
Hükûmetten ne gelirse bu yasama Meclisi onu geçiriyor. Demek ki yürütme
yasamayı yutmuş. Yasama yok. Biz yasama falan yapmıyoruz. Yürütme
buraya hâkim olmuş, tasarıları gönderiyor ve geçiriyor. Yasama
yapamıyoruz. Peki, bizim ikinci görevimiz ne? Denetim. Şimdi size
soruyorum: Son bir yıldır, bir buçuk yıldır, iki yıldır sözlü soru önergesi
görüşüyor muyuz burada? Her gün önümüze bir kâğıt geliyor: "Sözlü
sorular görüşülmeyecektir." Bunun Türkçesi ne? Bu Meclis denetim
yapmayacaktır.
Değerli arkadaşlar,
bu kadarı yeterli görüyorum. Gelin, bırakalım komedyayı kurtaralım
medyayı.
Saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Aksöz.
Aleyhte olmak üzere,
son konuşma Samsun Milletvekili Sayın Suat Kılıç'a aittir.
Buyurun Sayın Kılıç.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
SUAT KILIÇ (Samsun) -
Sayın Başkanım, çok saygıdeğer milletvekilleri; Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Türk basınıyla alakalı olarak verilen genel görüşme
önergesi üzerinde AK Parti Grubunun görüşlerini aktarmak üzere
söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi en kalbî duygularla selamlıyorum.
Çok değerli arkadaşlar,
Anayasa'mızda, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki basın özgürlüğüyle ilgili
hüküm çok net, açık, sarih kayıt altına alınmıştır: "Basın hürdür,
sansür edilemez." Bu, sadece, 22'nci Dönem Türkiye Büyük Millet
Meclisini veya sadece, 58'inci, 59'uncu Cumhuriyet Hükûmetlerini
bağlayan bir kaide değildir. Bu, millet iradesinin yönetimin ana kaidesi
olduğu ilk günden bu yana, basın hürriyetini kayıt altına alan net,
açık ve kati bir ifadedir. Bütün parlamentolar ve bütün cumhuriyet
hükûmetleri, Türk basının hür olduğu ve sansür edilemez olduğu ana
kaidesiyle kayıtlıdır, bağımlıdır.
Dolayısıyla, bu çerçeve
içerisinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tarafından verilen önergede
yer alan ifadeleri, Türkiye'de hayatın gerçekleriyle çok bağdaşır
nitelikte görmediğimi sözlerimin hemen başında ifade etmek istiyorum.
Kanaatimce, ana muhalefet
grubu tarafından dizayn edilerek, 4 Mart 2004 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş olan bu genel görüşme önergesinin
belli amaçları vardır, ama, bu amaçlar, önergenin tamamında ve gerekçesinde
ifade edildiği kadar masum, gerekçesinde ifade edildiği kadar basın
özgürlüğünü güvence altına almayı amaçlayan, gerekçesinde ifade
edildiği kadar sansüre karşı direnme kaygısı güden bir anlayış içerisinde
dizayn edilmiş değildir.
Kanaatimce, ana muhalefet
grubunun hazırlamış olduğu bu önergenin hazırlanmasındaki temel
saiklerden biri, muhalefetin, kendisine, yanaşık, yandaş medya
oluşturma düşüncesidir.
EMİN KOÇ (Yozgat) - Onu
AKP oluşturuyor.
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Bir diğeri, ana muhalefet grubunun, kendisine sözcülük yapabilecek
payanda medya oluşturma aracıdır.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Kargalar da güler, kargalar!
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Yine, bir diğer husus, ana muhalefet grubu, bu önergesiyle birlikte,
"olursa olur, olmazsa biz gereğini yerine getirmiş olalım"
mantığı çerçevesinde, mümkün olabilirse, görsel ve yazılı medya
kuruluşlarını yayınlarında tarafsız olamadıkları noktainazarından
hareketle psikolojik bir baskı altına almayı amaçlamaktadır. Bu,
bu kadar açık ve nettir. Zira, Türkiye'de gerek yazılı gerekse görsel
basında, son aylarda demiyorum, son yıllarda yapılmakta olan yayınlar,
bu yayınlardaki serbestiyet, bu yayınlardaki neredeyse sınırsız
diyebileceğimiz ölçekteki hürriyet olgusu, ana muhalefetin vermiş
olduğu bu önergeyi içerikten ve işlevden yoksun kılmaktadır.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Bu kadar komik duruma düşme. Komik oluyorsun, komik!
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Bu önergenin ne kadar gereksiz ne kadar anlamsız ne kadar Türkiye'nin
gerçekleriyle bağdaşmayan bir önerge olduğunun göstergelerinden
bir tanesi şu an Parlamentomuzun basın locasıdır.
Önergenizin gerekçesinin
son paragrafında "medyanın içinde bulunduğu ekonomik konuları
araştırmak, medyanın problemlerini masaya yatırmak ve basın çalışanlarının
sorunlarını tartışmak amacıyla" bir istemde bulunduğunuzu
ifade ediyorsunuz. Ama, o kadar amacından uzak, o kadar samimiyetten
yoksun bulunuyor ki verdiğiniz genel görüşme önergesi, medyanın,
vermiş olduğunuz önergeye hiç alakası yok, hiç ilgisi yok.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Holdingler de sizin emrinizde.
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, Tandoğan'daki toplanmayla bu önergenin görüşülmesini
bağlantılı hâle getirmenizin arka planında da şöyle bir rahatsızlık
olduğunu sezinliyorum: Sayın Genel Başkanınız, Sayın Ana Muhalefet
Lideri, Tandoğan Meydanı'ndaki görüntüleriyle yazılı ve görsel
medyada yeterince yer alamadığından dolayı mı bir rahatsızlığınız
var? (CHP sıralarından gülüşmeler)
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Yok…
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Yok…
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Ekranlarda yeterince görünemediğinden dolayı mı bir problem yaşıyorsunuz?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Yapma Allah aşkına!
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Hani, katılmayacaktı oraya, son anda katılınca gazeteciler belki
yeterince fark edememiş olabilirler.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Çok komik oluyorsun!
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Sonra, benden önce konuşan değerli muhalefet hatibi şöyle bir
cümle kullandı: "Hükûmetin lehinde köşe yazarları yazı yazmak
zorunda kalıyor, aleyhinde yazanlar da işini kaybediyor. İlkeli
davranan, dik duruşu olan, onurundan taviz vermeyen köşe yazarı
işinden oluyor" şeklinde, bana göre, hukuk literatürü içerisinde
fahiş hatalar içeren bir ifade, bir cümle kullandı. Bugün, Türkiye'nin
çok sayıda gazetesinde, her gün, Hükûmet aleyhinde kalem oynatan, ama
köşesiyle ilgili en ufak bir kaygısı olmayan onlarca köşe yazarı
var.
EMİN KOÇ (Yozgat) -
Star gazetesinin köşe yazarları nerede?
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Ana muhalefet sözcüsünün ifadesiyle, bu köşe yazarları, köşelerini,
ilkelerinden, duruşlarından, onurlarından taviz vererek mi koruyabiliyorlar?
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Hasan Cemal Bey…
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Yani, Türkiye'de bugün gazeteciliğe devam edenler, onurlarını,
ilkelerini, duruşlarını hiçe sayarak mı o pozisyonlarını koruyabiliyorlar?
Bu, o köşe yazarlarıyla sizin aranızda çözüme kavuşturulması gereken
bir mevzudur diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar,
bu genel görüşme önergesinin verildiği tarih itibarıyla, sizler,
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Star televizyonuna el koymuş olmasını
burada ciddi bir problem hâline getirmişsiniz.
EMİN KOÇ (Yozgat) - Şimdi
de Sabah.
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Muhtemeldir ki, bu önerge bugünün tarihi itibarıyla verilmiş olsaydı,
sizler, ATV televizyonuyla Sabah gazetesinin yönetiminin de
TMSF'ye geçmiş olmasından dolayı rahatsızlık duyduğunuzu buraya
yazmış olacaktınız, doğru mu?
Değerli arkadaşlar,
çok büyük bir hata içindesiniz. Millet şu an bizi de, sizi de izliyor.
Biz fakir fukaranın hakkı dediğimiz zaman…
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Bırak Allah'ını seversen yahu! Sen fakir fukara yaptın
milleti!
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Ne alakası var?
EMİN KOÇ (Yozgat) - Hadi
canım oradan, hadi!
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Ne alakası var? Fakir fukara sokağa döküldü.
SUAT KILIÇ (Devamla)
- …biz garip gurebanın hakkı dediğimiz zaman, biz yetim hakkı dediğimiz
zaman, her zaman sen yerinden "Bırak bunları!" diyorsun.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Ne alakası var?
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Bunları biz bırakamayız.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Fakir fukaraya kurban olun.
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Ama, bunları sizin bıraktığınızın göstergesi şu genel görüşme
önergesidir. Niçin?
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - 2,5 trilyona gemi aldığı için.
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun görevi;
bilmiyorsanız, dinleyin ve lütfen öğrenin …
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Zavallılaşma!
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun görevi, devlete borç takan ya
da mudilerinin parasını ödeyemeyecek kadar kötü bir yönetimle
devletin mevduata sağladığı güvencenin gereği olarak, milyar dolarlarca
ödenmesi gereken parayı devletin sırtında bırakan bazı banka sahiplerinin
ödemesi gereken parayı millet adına almaya çalışan kurum demektir.
Yani, TMSF'nin amacı, kamu adına, halk adına, millet adına, milletin
parasına göz koyanlardan o parayı alıp hak sahibine iade etmektir.
Eğer bu televizyonlarla,
eğer bu gazetelerle TMSF'nin tamamen kanunlardan, yasalardan ve tümüyle
mevzuatın bütününden kaynaklanan bir el koyma, yönetimi devralma
ilişkisi söz konusuysa, bu ilişkinin arkasında, milletin, işte, o
"Bırakın şunları!" dediğiniz garip gurebanın, fakir fukaranın,
tüysüz yetimin hakkına sahip çıkma iradesinin gereği vardır.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Onların hakkına gemi
aldınız, gemi, gemi! Onların hakkına mısır aldınız! Onların hakkını
siz yolsuzluğa döndürdünüz! Çiftçiyi mahvettiniz, gelmiş burada
konuşuyorsunuz!
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, AK Parti İktidarı, bugüne kadar olduğu
gibi, bundan sonra da, kamu adına, kamunun malına göz koyanlardan
hesap sormaya devam edecektir.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Onların hesabını ben soracağım, Cumhuriyet Halk Partisi
sizden soracak!
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Ama, şunu bilmelisiniz ki, eğer benim Hükûmetimin, eğer AK Parti İktidarının,
TMSF tarafından el konulan basın-yayın kuruluşlarını iktidarın
borazanı hâline getirmesi düşüncesi olsaydı, satış sürecini zamana
yayar, ipe un sererdi.
EMİN KOÇ (Yozgat) -
Star gazetesi ne oldu? Sizin borazanınız oldu Star!
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Star gazetesi kime verildi?
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Star televizyonu çok kısa bir süre içinde satıldı.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Kime verildi?
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Satılana kadar, yayınların tarafsızlığı ilkesinden ayrılmadı.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Sabah gazetesini, ATV'yi Ciner'e kim verdi?
SUAT KILIÇ (Devamla)
- ATV televizyonunun, hak edeceği fiyatı bulacağı bir zemin içinde
ve çok kısa süre içinde satılacağı TMSF Başkanı tarafından açıklandı.
EMİN KOÇ (Yozgat) -
Star kimin?
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Siz, esasında, iktidarın bu kadar demokratik, bu kadar hukuka ve
özgürlüklere saygılı tavrı karşısında, CHP adına, büyük bir üzüntü,
büyük bir kayıp içindesiniz.
OSMAN ÖZCAN (
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (
SUAT KILIÇ (Devamla) - Siz düşünüyorsunuz
ki, eğer iktidarda olmuş olsaydınız, maazallah -bu mümkün de değil
zaten- bu televizyonların, bu gazetelerin TMSF'nin elinden çıkarılıp
satışa sunulabilmesi asla ve kat'a mümkün olamazdı.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Mümkün
mü değil mi göreceksin! Getir sandığı da, göreceksin! Memleketi
sattınız!
OSMAN ÖZCAN (
SUAT KILIÇ (Devamla) - Kamu adına, AK
Parti İktidarı, vatandaşın, yoksulun, fakir fukaranın hakkını…
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Yetimin hakkını…
SUAT KILIÇ (Devamla)
- …her kimin kursağındaysa, almaya devam edecektir, isteseniz de
istemeseniz de!
Bir diğer konuyu söyleyeyim…
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Bakanlarınızdan alın, gemi alanlardan alın, gemicilerden
alın, bursla okuyup da gemi alanlardan alın!
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım… (CHP sıralarından gürültüler)
Sayın Başkanım, tamamlamak
için…
BAŞKAN - Sayın Bayındır,
lütfen…
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Sayın Başkan, kaşınıyor, kaşınıyor.
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, TRT ve Anadolu Ajansını gündeme getirdiniz.
Size şunu söyleyeyim: TRT ve Anadolu Ajansı tarihinin hiçbir döneminde
bugünkü kadar muhalefete yer veren, bugünkü kadar tarafsız ve bugünkü
kadar özgür olmamıştır. [CHP sıralarından alkışlar(!)]
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Bravo(!)
SUAT KILIÇ (Devamla)
- Teşekkür ederim bunu takdir ettiğiniz için.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik, laik, sosyal bir hukuk
devletidir. Bu ülkede basın hürdür, sansür edilemez. Demokrasinin
gereklerine bu kadar sıkı sıkıya bağlı bir Hükûmetin üyesi, bir Grubun
üyesi olduğum için sonsuz bahtiyarlık duyuyorum. Bunları ifade etme
fırsatını verdiğiniz için de Grubunuza teşekkür ediyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Sen devam et(!)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Kılıç.
Sayın milletvekilleri,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun önerisi üzerindeki konuşmalar
tamamlanmıştır.
Şimdi öneriyi oylarınıza
sunacağım. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:
2.- Gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin
yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
17.04.2007 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasi parti grupları
arasında oybirliği sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
|
|
|
|
|
|
|
Salih Kapusuz |
|
|
|
Ankara |
|
|
|
AK Parti Grubu Başkan Vekili |
Öneri:
Gündemin Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının; 16 ncı
sırasında yer alan 1369 Sıra Sayılı, 454 üncü sırasında yer alan 1392
Sıra Sayılı, 445 inci sırasında yer alan 1381 Sıra Sayılı, 26 ncı sırasında
yer alan 1382 Sıra Sayılı, 13 üncü
sırasında yer alan 852 Sıra Sayılı, 14 üncü sırasında yer alan 1012
Sıra Sayılı, 15 inci sırasında yer alan 1182 Sıra Sayılı, 9 uncu sırasında
yer alan 1320 Sıra Sayılı, 389 uncu sırasında yer alan 1318 Sıra Sayılı,
392 nci sırasında yer alan 1325 Sıra Sayılı, 32 nci sırasında yer alan
1262 Sıra Sayılı ve 34 üncü sırasında yer alan 1216 Sıra Sayılı ve 4
üncü sırasında yer alan 1225 Sıra Sayılı Kanun Tasarı ve Tekliflerinin
sırasıyla Gündemin; 4, 6, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18 ve 19 uncu
sıralarına alınması;
16.04.2007 Salı günkü
Gelen Kağıtlar Listesinde yayınlanan ve bastırılarak dağıtılan
1397 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 48 saat geçmeden bu kısmın 20
nci sırasına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesi;
Genel Kurulun 17, 18,
24 ve 25 Nisan 2007 Salı ve Çarşamba günkü Birleşimlerinde sözlü sorular
ile diğer denetim konularının görüşülmemesi; 17 ve 24 Nisan 2007
Salı günlerindeki Birleşimlerinde Kanun Tasarı ve Tekliflerinin
görüşülmesi; Çalışma Saatlerinin ise; 17 ve 24 Nisan 2007 Salı günkü
birleşimlerinde 15.00 - 20.00 saatleri arasında; 18, 19, 25 ve 26 Nisan
2007 Çarşamba ve Perşembe günlerindeki birleşimlerinde ise 14.00 -
20.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesi;
Önerilmiştir.
BAŞKAN - Lehte olmak
üzere, Sakarya Milletvekili Sayın Ayhan Sefer Üstün, buyurun. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya)
- Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; AK Parti Grup önerisi
lehinde söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
bugün, yine, Danışma Kurulu toplanmış, ancak, burada mutabakata
varılamayınca, ana muhalefet partimiz Cumhuriyet Halk Partisi
kendi Grup önerisini sunmuş… Biraz önce, bu Grup önerisi görüşüldü
ve yüce Meclis tarafından reddedildi.
Ben, aslında, Cumhuriyet
Halk Partisinin Grup önerisini gördüğümde şöyle demiştim, yani,
evet ilk kez, belki, gündemi yakalayacak bir Grup önerisi sundular,
kendilerini tebrik edecektim. Ancak, buraya çıkan konuşmacıları
dinledikten sonra, meselenin gündemle alakalı olmadığını… Gündemde
çok sık konuşulan, belki de, gerçekten "basına baskı yapıldı"
diyebileceğimiz Nokta dergisinin basılmasıyla alakalı olayla
ilgili en ufak bir cümle söylemediler. Eğer, ortada şu anda basın
hürriyetini ihlal eden bir konu varsa, "basına baskı" diyebileceğimiz
bir olay varsa, geçtiğimiz günlerde -ama böyle bir olay tasarlanmış,
ama tasarlanmamış- bir darbe olayının tasarlandığına ilişkin bir
iddiayı gündeme getirmiş Nokta dergisi ve bu dergiyle ilgili olarak,
bu konuda niye bu iddiayı gündeme getirdiniz diye maalesef polis
baskınına uğramış, gerçekten, basına burada bir tehdit, bir saldırı
yapılmış.
İşte, ben isterdim
ki, darbelerden çok çekmiş, 12 Eylül darbesinden ve arkasından gelen
darbelerden çok çekmiş bir partinin konuşmacıları burada bunu gündeme
getirsinler; ama, maalesef, bu konunun etrafından bile dolaşmadılar,
kenarından bile dolaşmadılar. O bakımdan, hayretlerimi bir kez daha
ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
AK Partinin Grup önerisine gelince: İki haftalık, çalışma saatlerini
düzenleyen bir Grup önerisini sunduk. Bunların birincisinde, sözlü
soruların görüşülmemesine ilişkin bir talebimiz var, ardından çalışma
saatlerini düzenleyen bir maddemiz var. Buna göre, 17, 24 Nisan salı
günleri 15.00'le 20.00 saatleri arasında Meclisimizin çalışmasını
öneriyoruz. Yine, 18, 19, 25 ve 26 Nisan çarşamba ve perşembe günleri
de 14.00'le 20.00 saatleri arasında çalışmanın uygun olacağını yüce
Genel Kurulumuza, yüce Meclisimize öneriyoruz. Zaten ondan sonra
da, biliyorsunuz, inşallah, sükûnetle yürüttüğümüz cumhurbaşkanlığı
seçimi takvimi gündeme gelecektir, inşallah, Meclisimiz de üzerine
düşen görevi yerine getirecektir.
İşte, bu on beş günlük
çalışma gündemimizde hangi kanunların, hangi tekliflerin görüşülmesi
gerektiğini teklif ediyoruz diye sorarsanız; değerli arkadaşlar,
ilk üç sıranın aynen kalmasını teklif ediyoruz.
4'üncü sırada, 1369
sıra sayılı Bursa Milletvekili Sayın Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun
kanun teklifini görüşmek istiyoruz. Bu kanun teklifini de, enerjiyle ilgili, özel sektörün önünü
açacak, yatırımları hızlandıracak bir kanun teklifi olarak bunu
önemsiyoruz.
Yine, 5'inci sırada,
1357 sıra sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı'nın görüşülmesini istiyoruz.
6'ncı sırada da, 1392
sıra sayılı Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan'ın, Ziraat Bankası,
Halk Bankası ve Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin görüşülmesini arzu ediyoruz.
Yine, 7'nci sırada,
1384 sıra sayılı Tasarı'yı -Sayın Cumhurbaşkanımızın bir daha görüşülmek
üzere iade ettiği 5584 sayılı Enerji Verimliliği Kanununu- görüşeceğiz;
yine, Grubumuzun ve Partimizin, Hükûmetimizin önemsediği kanunlardan
bir tanesidir.
8'inci sırada ise,
1351 sıra sayılı, Trabzon Milletvekili Sayın Asım Aykan ve 37 milletvekilinin;
Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi'ni, inşallah, görüşeceğiz.
Ardından, dört adet
uluslararası sözleşmemiz var.
Yine, akabinde, memurlarımızın
ve işçilerimizin merakla beklediği Konut Edindirme Yardımı Hak
Sahiplerine Ödeme Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı var. İnşallah,
gündemimize alıp ve bu şekilde gündemimizi icra etmek istiyoruz.
Ben, AK Parti Grubu
önerisinin lehinde söz aldım. Bu vesileyle, tekrar, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Üstün.
Aleyhte olmak üzere,
Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan, buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN ( Denizli)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Bu haftaki Meclis çalışmalarımızın milletimize ve memleketimize
hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
son derece kritik günlerden geçiyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi
olarak, 26'sından itibaren, 11'inci cumhurbaşkanımızı seçmek için
turlara başlayacağız, ama, gelinen bu noktada, maalesef, toplumda
çok ciddi manada bir gerginliğin, bir uzlaşmaz havanın ortaya çıkması,
bir milletvekili olarak beni son derece rahatsız ediyor. Toplumun
uzlaşmaya ihtiyacı olduğu, içte ve dışta bir hayli önemli problemlerin
bulunduğu bir ortamda, zıtlaşma ve kutuplaşmaların olmaması gerektiği
bir dönemde tam tersi bir havanın ortaya çıkması, maalesef, ülkemizin
birlik ve beraberliği açısından son derece üzüntü verici. Özellikle,
iktidar ve muhalefetin din ve laiklik ekseni üzerinde bir siyasi
kamplaşma ve kutuplaşma içerisine girmesini tasvip etmediğimizi
ifade etmek istiyorum. Din ve laiklik hepimizin kutsal değerleridir,
milletimizin bütün fertlerinin benimsediği değerlerdir. Onun
için, böyle kutsal değerler üzerinde bir kamplaşmanın ortaya çıkarılmasını
ve bunun üzerinden siyaset yapılmasını Doğru Yol Partisi olarak
tasvip etmediğimizi açıkça ortaya koymak istiyorum. Milletimiz
artık bizlerden uzlaşma bekliyor, birlik ve beraberlik bekliyor,
meselelerin bir uzlaşma zemini içerisinde ortaya konulmasını
istiyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisinden de böyle bir irade bekliyor.
Ama maalesef, gelinen bu noktada, özellikle iktidarın, özellikle
Sayın Başbakanın, bu uzlaşma noktasında, maalesef, uygulamış olduğu
politikaların millet tarafından tasvip edilmediğinin de altını
çizmek istiyorum. Milletimiz artık kavga istemiyor. Milletimiz
artık Türkiye Büyük Millet Meclisinde alınan ve alınacak olan kararların,
cumhurbaşkanlığı seçiminin bir uzlaşma arayışı içerisinde gerçekleştirilmesini
istiyor ve bekliyor ve seçilecek cumhurbaşkanının, en az, halkın
yüzde 51'inin desteğini arkasına alan bir cumhurbaşkanı olmasını
istiyor. Seçilecek cumhurbaşkanının, milletin tümünü kucaklayacak,
toplumun bütün kesimleriyle uzlaşma arayışı içerisinde olması
gereken bir cumhurbaşkanı olmasını istiyor, ama, ne enteresandır
ki, yedi gün sonra başlayacak olan turlarda hâlâ kimin veya kimlerin
aday olduğunu -bırakınız muhalefet milletvekillerini, partilerini-
iktidar partisinin içerisinde Sayın Başbakana en yakın olan isimler
dahi bilmiyor. Biz neyi seçeceğiz? Biz kimi seçeceğimizi hâlâ bilmediğimiz
bir ortam içerisindeyiz. Böyle bir ortamda, maalesef, gerginlikler,
kamplaşmalar, kutuplaşmalar ortaya çıkıyor.
Sayın Başbakan, bir
siyasi partiyi ziyaret etmeyeceğini söylüyor. Artık, bunların
geride kalması lazım. Siyasette, özellikle iktidar mevkisinde
olanların daha kucaklayıcı, daha uzlaşmacı, meselelere daha
ılımlı yaklaşan bir siyaset uygulaması gerekir. Toplumun bizden
beklediği de budur.
Şimdi, gündemle ilgili…
Değerli milletvekilleri,
bakınız, süremiz çok az kaldı; 26'sından sonra da belli bir süre çalışılmayacağı
şeklinde bir karar ortaya çıkmak üzere. Yani, şu andan itibaren, Parlamentoda,
milletvekilleri olarak, belki, yirmi üç- yirmi dört iş günü çalışacağız
ve bu kadar az süre kaldığı bir ortamda, içte ve dışta çok ciddi problemler
bizi bekliyor.
Sayın Genelkurmay
Başkanı açıklama yapıyor, sınır ötesi harekâttan bahsediyor ve bölücü
terör örgütünün Kuzey Irak'ta destek bulduğunu, orada güçlendiğini
ve bölgesel yönetimin bizzat bölücü terör örgütüne destek olduğunu
söylüyor ve bütün bunların karşısında, önümüzdeki mayıs ayından
itibaren terör olaylarında bir artma olabileceğini söylüyor. Kim
söylüyor? Sayın Genelkurmay Başkanı söylüyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin
en üst makamındaki komutan söylüyor. Peki, bunun karşılığında, Genelkurmay
Başkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinden, siyasi otoriteden,
Hükûmetten de bir şeyler beklediğini ifade ediyor. Ama, Sayın Başbakan,
dünkü açıklamasında "Öfkeyle kalkan zararla oturur." diyor.
Yani, şimdi, bir hükûmet başkanının böyle bir sözü söyleme ihtiyacını
nereden duyduğunu merak ediyorum ve siz, böyle bir açıklama yaparsanız,
Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin oradaki sorumlularının küstahça
konuşmalarına devam edecek bir zemini hazırlamış olursunuz.
Siz, bunu söylerseniz,
70 milyonluk bir ülkenin Başbakanı olarak, oradan, Türkiye Cumhuriyeti'nin
aleyhinde sözler devam eder. "Biz, sizi çiçeklerle karşılamayız."
demeye devam ederler veyahut "Siz, Kerkük'teki Türkmenlerle ilgili
olarak bu sözleri söylerseniz, biz de Türkiye'deki herhangi bir vilayetle
ilgili sözler söyleme hakkına sahip oluruz." diye, pervasızca
o sözleri söylemeye devam edebilirler.
Onun için, Sayın Başbakanın
bu noktalarda son derece duyarlı olması lazım, dikkatli olması lazım.
70 milyonluk bir dev ülkenin Başbakanı olarak, oradan çıkacak çatlak
seslerin önünü kesecek tedbirleri mutlaka alması gerekiyor. Bu
kadar önemli, bu kadar kritik günlerden geçiyoruz.
İşte, geçen hafta 10
şehit, dün yeni 1 şehit daha. Genelkurmay Başkanı feryat ediyor, Başbakan
"Öfkeyle kalkan zararla oturur." diyor!
Değerli milletvekilleri,
ne olur…
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
Onu Barzani'ye söylüyor, çarpıtma!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Efendim, şimdi, onun kime söylediğini Türk milleti çok iyi biliyor.
Sorulan soru, Genelkurmay
Başkanının bu konularla ilgili açıklaması üzerine ne düşündüğünü
sordular Sayın Başbakana, Sayın Başbakan da sınır ötesi bir harekâtla
ilgili olarak bu açıklamaları yaptı.
Değerli milletvekilleri,
şimdi, Türkiye'deki, özellikle son günlerdeki açıklanan bazı rakamlar
var. Türkiye İstatistik Kurumu enflasyon rakamlarını açıkladı.
Enflasyon rakamlarında, Merkez Bankası daha önce ifade etti ki:
" Mart ayı enflasyonu yüksek çıkacak." Niye? Telekom'da yapılan
zamlardan dolayı, ama, Türkiye İstatistik Kurumu, Hükûmete şirin
gözükme adına, enflasyonun düşük çıktığını millete gösterme adına,
maalesef, maalesef, 2007 Aralık sonunda, o listedeki maddelerin değiştirilmesi
tarihi 2007 Aralık olmasına rağmen, mart ayında o listede olmaması
gereken bazı kalemleri enflasyon sepetinin içerisine dâhil ederek,
enflasyonunun düşük çıkmasını sağladı.
Şimdi, ben, burada,
Türkiye İstatistik Kurumunun ilgililerini uyarmak istiyorum. Siz,
kimin memurusunuz? Siz, Hükûmetin memuru musunuz, yoksa, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin Türkiye İstatistik Kurumunda görevlileri
misiniz? Sizin vazifeniz enflasyonu düşük veya göstermek değil,
dürüst bir şekilde, doğru bir şekilde bu rakamların ortaya konulmasını
sağlamaktır.
Şimdi, bunu yaparak,
milyonlarca memurun hakkını gasp ediyorsunuz? Niye? Çünkü, memurlara
ve işçilere, emeklilere verilen zamlar enflasyon hesabına göre
yapılıyor. Ama, siz, mart ayında yapılan şehirler arası görüşmedeki
indirimi sepetin içerisine dâhil ederek, milyonlarca memurun emeğini,
hakkını çalıyorsunuz Türkiye İstatistik Kurumu ve bunun karşılığında
da Hükûmetten tek bir ses çıkmıyor. Niçin? İşine geliyor Hükûmetin… İşine
geliyor değerli milletvekilleri.
Bütçe açığı; işte, üç
aylık rakamlar açıklandı… Üç aylık rakamlar açıklandı... İlk iki aydaki
rakamların sonunda, mart ayında Telekom ile ilgili olarak yapılan
peşin ödemeden dolayı rakam 3,3 milyar YTL olarak ortaya çıktı, ama,
bunun sebebi, Telekom ödemesinin peşin yapılması.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Cari açık hâlâ ülke için bir risk oluşturmaya devam ediyor değerli
milletvekilleri. Ocak, şubat aylarının cari açığı 6 milyar 265 milyon
dolar. Maalesef, geçen yılın ilk iki ayına göre cari açıktaki artış
devam ediyor. Geçen yılın ilk iki ayına göre yüzde 13 civarında cari
açıkta ciddi manada bir artış var.
İşsizlik rakamları,
ocak ayının işsizlik rakamları yüzde 11 değerli milletvekilleri. Hani
işsizlik düşüyordu, hani yirmi çeyrektir Türkiye büyüyordu? Peki,
işsizliğe derman olamayan, işsizliğe çare olamayan bir büyüme, nasıl
bir büyümedir? İthalata dayalı bir büyüme modeliyle büyüdüğünüzü
iddia ediyorsanız, işte, işsizlik rakamları, ocak ayında yüzde 11
olarak karşınıza çıkar. Yani, toplumun bütün kesimleri, maalesef,
bu Hükûmetin, artık, sonuna gelinen iktidar döneminde…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Son cümlelerimi söylüyorum.
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, son cümleniz için açıyorum,
buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- …çiftçisi, köylüsü, esnafı, işçisi, memuru, emeklisi, dulu, yetimi,
maalesef, büyük bir hayal kırıklığı içerisinde. Dört buçuk yıllık
tek partili bir iktidar döneminin sonunda, çıkın Anadolu'ya, çıkın
dolaşın ilçeleri, beldeleri, köyleri, insanlar feryat ediyorlar.
İnsanlar 4 Kasım günü önlerine getirilecek olan sandıkta, bu iktidarla
hesaplaşmanın heyecanı içerisinde, seçim gününü bekliyorlar.
Bu duygularla, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Kandoğan.
Lehte olmak üzere, İstanbul
Milletvekili Sayın İrfan Gündüz, buyurun efendim. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul)
- Sayın başkan, değerli milletvekilleri; Grubumuzun önerisinin
lehinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi en kalbî duygularımla selamlıyorum.
Aslında, Genel Kurul
çalışma takvimi, muhalefet partilerimizin de kabul ettiği şekliyle,
salı günleri 15.00-20.00, çarşamba ve perşembe günleri 14.00-20.00 şeklinde,
ta gece 23.00'lere kadar varan çalışmalardan vazgeçerek, mutabık
kaldığımız bir takvim içerisinde gündemdeki konuları görüşmeye
karar verdik.
Aslında, bizim teklifimiz
gayet açık: Burada, gerçekten, toplum yararına çok önemli yasalar
var. Bu yasaların, böyle, "Oturduğu ahır sekisi, çağırdığı İstanbul
Türküsü." kabilinden, tüm dünyanın kabul ettiği ekonomik başarıyı
görmezlikten gelerek, burada, kendisine indi yorumlarıyla Hükûmetin
başarısını gölgeleme gayretlerine rağmen, yine de Meclisimizde,
gerçekten, muhalefet partilerimizle beraber çıkaracağımız çok
önemli yasalar var, gündemimiz bu. Bunlardan bir tanesi, Devlet Su
İşlerinin Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılamak ve sulama ihtiyacını
gidermek üzere yap-işlet-devret modeliyle barajlar yapmasına yönelik
çok önemli bir yasal düzenleme. Öbür taraftan, Enerji Verimliliği
Kanunu ki, yine, burada muhalefet partilerimizin de talebiyle,
bunun bir an önce yasalaşmasıyla ilgili talepleri doğrultusunda
bu yasa bu hafta gündemimize alınacak. Arkasından, kamu mali yönetimiyle
ilgili bir yasamız var ki, bu, emniyet teşkilatımızın araç ve gereç
ihtiyaçlarını gidermeye yönelik bir yasal düzenleme. Öbür taraftan,
Hemşirelik Kanunu'yla ilgili bir değişiklik ve hele hele, yıllardır
ihmal edilen konut edindirme yardımlarının, memurlardan, işçilerden
kesilerek biriken paraların Hükûmetimiz tarafından sahiplerine
ödenmek üzere getirilmiş bir yasal düzenleme. Esasında, bunlar, toplumsal
yaraları sarmaya yönelik, gerçekten çok önemli yasal düzenlemelerdir.
Biz, bunların bir an önce yasalaşmasını, hayata geçirilmesini ve
özellikle de Sayın Kandoğan'ın ifade ettiği ekonomik sıkıntı varsa,
bunlara deva olunması için bu yasal düzenlemeleri getiriyoruz.
Tabii, Sayın Aksöz'ün
ifade ettiği gibi, yani "Bu Mecliste hiç denetim yapıldı
mı?" diye bir beyanda bulundu. Bakın, ben size yazılı sorular
ve cevaplarıyla ilgili iki tane rakam arz edeceğim. 21'inci Dönemde
8.240 yazılı soru sorulmuş, bunun yüzde 81'i cevaplanmış. Bizim dönemimizde
21.949 yazılı soru sorulmuş, 13.901'i cevaplandırılmıştır, yüzde
63,3.
İSMET ATALAY (İstanbul)
- Sözlü sorular?
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla)
- Sözlü sorulara da geliyorum. Bakın,
sözlü sorularla ilgili 21'inci Dönemde 1.980 sözlü soru sorulmuş,
bunun 467'sine cevap verilmiş, yüzde 23,6. Bizim dönemimizde 2.294
sözlü soru sorulmuş, bunlara verilen cevap da 981, yüzde 42,7. O yüzden,
Türkiye, tabii 11'inci cumhurbaşkanı seçiminin arifesinde bulunmaktadır.
Belki de tarihin en sakin, en asude bir cumhurbaşkanlığı seçimi
arifesi yaşamaktayız. Bu dönem dikkate alınarak, bazı araştırma
önergeleri gerekli olabilir, ama, biz zamanlamasını Meclisin çalışma
takvimini dikkate alarak, şu anda bunun kurulmasına karar verilse
bile, komisyonun yeteri kadar ihtiyaç duyduğu süreyi sağlayamayacağı
kanaatinden hareketle, bazılarına olur veremedik. Ama, biz inanıyoruz
ki, bu yüce Meclis, bu dönemde geceli gündüzlü çalıştı ve milletin
derdine derman olmaya gayret gösterdi.
Emeği geçen bütün milletvekillerimize,
iktidarı ve muhalefetiyle, ben, saygılarımı sunuyorum ve önergemizin
kabulü istikametinde desteklerinizi diliyor, hepinize tekrar
hürmetler ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Gündüz.
Aleyhte olmak üzere,
Hatay Milletvekili Sayın Mehmet Eraslan.
Buyurun.
MEHMET ERASLAN (Hatay)
- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yine, üzülerek ifade
ediyoruz ki, terör olayları her geçen gün artış gösterirken, şehitlerimizin
sayısı da her geçen gün, beraberinde, bizleri büyük bir üzüntüye
sevk etmektedir. Şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyoruz; ailelerine
ve milletimize başsağlığı diliyoruz.
Diğer taraftan, Aksaray'da
trafik kazasında hayatını kaybeden yavrularımız, yine, millet
olarak bizleri büyük bir üzüntüye sevk etmiştir. Bu yavrularımıza,
çocuklarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz, ailelerine sabırlar
temenni ediyoruz ve bir otobüste bu kadar sayıda bir çocuk grubunun
taşınmasının tetkik edilmesi ve bunun sorgulanması gerektiğini
de buradan öncelikle ifade ederek, sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetim konuları önemli.
Sayın İrfan Gündüz Bey'i dinledim. Daha önce sözlü soruların yüzde
20-25 oranında cevaplandırıldığını, ama bu dönemde yüzde 40'a varan
bir oranda sözlü soruların cevaplandırıldığını ifade ettiler. Tabii
ki bunun yüzde 100'ünün cevaplandırılması gerekiyor. Çünkü, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde her bir milletvekilinin, her bir parlamenterin
sorduğu sorunun, millet için, Türkiye için veya bir sosyal kesim için
büyük bir önem arz ettiği açıktır. Dolayısıyla "bunun yüzde
20'si cevaplandı", "yüzde 30'u cevaplandı" veya
"yüzde 40'ı cevaplandı" şeklinde bir ifade, kısır ve yetersiz
bir ifadedir. Milletvekillerinin her bir sorusunun önemli olduğu
düşüncesiyle yüzde 100'ünün cevaplandırılması, ilgili bakanlar
tarafından, ilgili bakanlarımız tarafından cevaplandırılması
ve sözlü soruların tetkik edilmesi gerekir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi, çok uzun zamandan beri denetim konularını görüşmemektedir
ve çok uzun zamandan beri milletvekillerinin sormuş olduğu sözlü
soruları es geçmektedir. Bugünkü Danışma Kurulunda da, maalesef,
denetim konularının görüşülmemesi var, sözlü soruların cevaplandırılmaması
meselesi var. Bu Danışma Kurulu stratejilerinin yeniden gözden
geçirilmesi gerekir ve milletvekillerinin düşüncelerine, fikirlerine,
önerilerine ve sorularına biraz daha fazla itibar edilmesi ve saygı
duyulması gerekir kanaatindeyim.
Değerli arkadaşlar,
tabii, Türkiye önemli bir dönemeçten geçmektedir. Hem uluslararası
politikalar noktasında… Tabii, Orta Doğu'ya komşuyuz; zorlu bir
coğrafyamız var, zor bir coğrafyamız var; fakat, Türkiye, gerçekten,
milletiyle, devletiyle ve güvenlik mensuplarıyla dinamik, güçlü
bir ülkedir. Bu gücünü de her platformda hissettirmeye çalışmaktadır,
hissettirecektir.
Türkiye jeostratejik
açıdan önemlidir, ama, önemine binaen o kadar da zor bir bölgededir.
O yüzden, bir tarafta Kuzey Irak, bir tarafta Irak meselesi, bir tarafta
Kıbrıs meselesi, Avrupa Birliği sürecinde yaşanan handikaplar
ve engellemeler dağ gibi Türkiye'nin önünde durur iken, Türkiye'nin
yapması gereken şey iç çatışma alanlarını bitirmektir. Türkiye'nin,
artık, iç çatışma alanlarıyla uğraşacak fırsatı kalmamıştır.
Böyle bir ülke, böyle
güçlü bir ülke Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci yaşamaktadır ve
Türkiye 11'inci Cumhurbaşkanını seçecektir. Türkiye Büyük Millet
Meclisi bugüne kadar cumhurbaşkanlarını seçmiştir. Yine, Türkiye
Büyük Millet Meclisi cumhurbaşkanını seçecektir, ama, cumhurbaşkanını
seçerken bir mutabakatla, bir uzlaşmayla, fikir alışverişi yaparak
"Evet, bizim çoğunlumuz var, biz güçlüyüz; dolayısıyla, bunu en
iyi şekilde yaparız." mantalitesiyle değil; doğrudur, seçilir,
seçilecektir, ama Türkiye için, Türkiye'nin hayrı için, Türkiye'nin
gelecekteki birlik ve beraberliği, bütünlüğü, ulusal menfaatleri
ve çıkarları için yapılması gereken şey, bir uzlaşma zemininde, iç
çatışma alanlarının da bir kenara bırakılarak, cumhurbaşkanlığı
seçimini Türkiye Büyük Millet Meclisinin sağ salim bir şekilde,
doğru bir şekilde yapmasıdır. O yüzden, herkesle görüşmeye, herkesle
mutabakat sağlamaya iktidarı çağırır iken, aday belli olduktan
sonraki turlar daha önemli olurdu kanaatimi burada yeniliyorum.
Sayın Başbakanımız,
bugün, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Sayın Ağar'la görüştü, daha
sonra Anavatan Partisi Genel Başkanı Sayın Mumcu'yla görüştü. Tabii
ki bu görüşmelerin önemi büyük, önemli, ama, aday, henüz cumhurbaşkanı
adaylığı noktasında isimler ortada değil iken, isimler belli değil
iken, bu görüşmelerin ne kadar doğru, ne kadar verimli olduğu ayrı
bir tartışma konusu.
Bugün, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde bir ana muhalefet var, bir Cumhuriyet Halk Partisi
var. Her ne kadar, siyasi söylemler noktasında ara sıra birbirlerini
kıran iki lider söz konusu olsa da yine, Sayın Başbakanın, Cumhuriyet
Halk Partisinin görüşlerini almak ve onlarla bu konuyu konuşmak
üzere onları ziyaret etmesinin ve bu şekilde bir konsensüs, bir mutabakat,
bir anlaşma zemini oluşturarak hareket etmesinin, ben, ayrıca doğru
olacağı kanaatindeyim. Çünkü, bu ülkeye seçilecek olan cumhurbaşkanı,
bu ülkenin cumhurbaşkanı olacaktır; sağcının da cumhurbaşkanı olacaktır,
solcunun da cumhurbaşkanı olacaktır, bütün etnik yapıların da cumhurbaşkanı
olacaktır, 73 milyon ülke insanının cumhurbaşkanı olacaktır ve önümüzdeki
yıllar, önümüzdeki seneler, Türkiye açısından zor yıllar, zor seneler
olacaktır, çünkü, etrafımıza baktığımız zaman, her şey toz pembe değil;
etrafımıza baktığımız zaman, hiçbir şey rahat ve kolay değil. İşte,
siyaset kurumunun, devlet kurumlarıyla birlik ve beraberlik görüntüsü
vererek ve bir konsensüs, bir uzlaşma alanı oluşturarak, iç çatışma
alanlarını da bir kenara iterek, Türkiye, yarınlarına yürümeye
devam etmelidir, devam edecektir. Dolayısıyla, ben bununla görüşürüm
ama bununla görüşmem, şeklindeki mantığın çok demokratik olmadığı
ve Türkiye'nin, gerçekten, ihtiyaçlarına ve demokrasisine çok büyük
zararlar getireceği kanaatindeyim.
Değerli arkadaşlar,
tabii ki, 367 sürekli konuşuluyor, ama, biz, şahsen, 367'yi hukuku
zorlamak olarak tanımladığımızı sizlere ifade etmek istiyorum;
367, hukuku zorlamaktır. (AK Parti sıralarından alkışlar) Ama, her
şey, az önce de ifade ettiğim gibi, demokrasi, hukuk içerisinde,
gerçekten Türkiye'ye yaraşır ve yakışır, Türkiye Büyük Millet Meclisine
yaraşır ve yakışır bir biçimde, bir mutabakatla, konsensüsle ve
bir uzlaşma zemini arayışı içerisinde, bu işi Parlamentonun götürmesi
gerektiği kanaatindeyim.
Değerli arkadaşlar,
tabii ki, dış politikada Türkiye'yi zorlu günler bekliyor, zorlu
yıllar bekliyor. O yüzden, ben altını çizerek, özellikle Türkiye'nin
ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve siyaset kurumunun nasıl bir
duruş sergilemesi gerektiğini ifade etme gereği duydum, ama, iç
politika da gerçekten önemli. Bu ülkenin memuru, polisi, askeri,
öğretmeni, bu ülkenin emeklisi, KOBİ'leri, esnaf sanatkârları, bu
ülkenin köylüsü, çiftçisi, tarlada yaşayan insanı, 73 milyon ülke
insanı önemli ve bugüne kadar, her ne kadar yasal birtakım düzenlemeler
yapıldıysa da, yasal çalışmalar yapıldıysa da değerli arkadaşlar,
çok gezen bir milletvekili olarak söylüyorum, Türkiye'nin yetmişe
yakın ilini gezen, son yirmi günde on tane ilini gezen bir milletvekili
olarak söylüyorum, halkın ekonomik açıdan büyük bir sıkıntı içinde
olduğunu burada ifade etmek istiyorum ve baktığımız zaman, sosyal
kesimlerde bir rahatsızlık var, sosyal kesimlerde bir sıkıntı var,
sosyal kesimlerde bir geçim sıkıntısı, parasızlık, gelirsizlik
var ve bu ekonomik sıkıntılar da, maalesef, toplumun önemli bir bölümünü
sosyal yozlaşmaya doğru ve maalesef, iç çatışma alanlarına doğru
götürmektedir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET ERASLAN (Devamla)
- Türkiye Cumhuriyeti devletinin Anayasası'nın sosyal hukuk devleti
ilkesi gereği, milletin geçimiyle, milletin ürettiklerini satabilmesiyle,
milletin almış olduğu ücretle, maaşla ve oluşturduğu ürünü satarken
neye sattığını, ne kadar kazandığını, ne kadar rahat bir hayat yaşadığını
tekrar tetkik etmemiz gerekmektedir. Sosyal kesimlerde büyük bir
buhran vardır, büyük bir sıkıntı vardır. Suç işleme oranları her geçen
gün artmaktadır. Suç işleme oranlarının verilerini Emniyet Genel
Müdürlüğünden her bir milletvekilimiz alabilir.
Cumhuriyet Halk Partisinin
bilgilenme hakkı ve basın sorunları konusunda bir genel görüşme
açılmasına ilişkin önergesi oldu, keşke onu görüşebilseydik.
Değerli milletvekilleri,
iktidarın getirdiği her şeye evet diyelim, ama muhalefetten gelen
ve diğer siyasi partilerden gelen her şeye ret verelim demek, demokratik
bir anlayış değildir, doğru bir anlayış değildir; her şey uzlaşmayla
olmalıdır, her şey mutabakatla olmalıdır.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Eraslan,
son cümleniz için açıyorum mikrofonu.
MEHMET ERASLAN (Devamla)
- Bitiriyorum.
Tabii, bilgilenme
hakkı -insanlarımızın, toplumumuzun- önemli bir konuydu. Gerçekten,
Türk basınının sorunları vardır. Türk basınının sorunlarının yine
bu Mecliste, Parlamentoda görüşülmesi doğru olacaktır. İktidarın,
her gelen Meclis araştırmasını reddetmesi, her gelen görüşme talebini
reddetmesi, gerçekten, üzerinde düşünülmesi gereken… Ama, doğru
bir strateji olmadığı apaçık ortadadır.
Bundan sonraki çalışmalarımıza,
bu haftaki çalışmalarımıza, kanun tekliflerimizin ve tasarılarımızın
görüşmelerine, bugün, bu saat itibariyle devam edeceğiz.
Ben, bu yasama çalışmasının,
ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum ve
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Eraslan.
Sayın milletvekilleri,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun, İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine
göre verilmiş önerisi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
HALUK KOÇ (
BAŞKAN - Şimdi, öneriyi oylarınıza sunacağım
ve karar yeter sayısı arayacağım.
Öneriyi
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.57
İKİNCİ OTURUM
Açılma saati: 17.13
BAŞKAN : Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 89'uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
AK Parti Grubunun İç
Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verdiği önerinin oylamasında karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, öneriyi yeniden
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Öneriyi
kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmiştir ve karar yeter
sayısı da vardır.
İç Tüzük'ün 37'nci maddesine
göre verilmiş iki adet doğrudan gündeme alınma önergesi vardır. Ayrı
ayrı okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun,
Malatya'da Büyükşehir Belediyesi Kurulması Hakkında Kanun Teklifi'nin
(2/71) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/451)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
4/4/2003 tarihinde
vermiş olduğum (2/71) esas numaralı Malatya'da Büyükşehir Belediyesi
Kurulması Hakkında Kanun Teklifim 45 gün içinde sonuçlandırılmadığından,
İç Tüzük'ün 37'nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine
alınması hususunda gereğinin yapılmasını arz ederim.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
BAŞKAN - Efendim, önerge
üzerinde teklif sahibi ve bir milletvekili olarak söz isteği vardır.
Teklif sahibi olarak,
Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu.
Efendim, süreniz beş
dakika.
Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Başkan, yüce Meclisin çok değerli üyeleri; hepinize
saygılar sunuyorum.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir, kimsenin hakkını
kimseye yedirmez. Size birkaç rakam vereceğim. Türkiye'de, daha önceki
iktidarlar döneminde 17 belediye büyükşehir yapılmış. Daha sonra
da, sizin iktidarınız döneminde, bir Büyükşehir Yasası getirdiniz
ve illerin minimum 750 bin nüfusa sahip olması yönünde bir karar aldınız.
Ama mevcut büyükşehirlerde… Ben, birkaç rakam vereceğim, bu rakamları
dikkatinize sunuyorum. Burada, Malatya'nın, Şanlıurfa'nın ve Denizli'nin
hakkını yiyorsunuz. Burada, mevcut büyükşehirlerin nüfus rakamlarını
vereceğim size arkadaşlar. Mevcut
Adapazarı Belediyesi, -şu anda- 340 bin -2007 olası, yani Devlet İstatistiğin
sonuçlanmış, açıklayacağı rakamları da vereceğim- Erzurum 385
bin, Eskişehir 517 bin, Samsun 420 bin -dört büyükşehir örneği vereceğim
size- Malatya Belediyesi ise 453 bin, Denizli 396 bin, Şanlıurfa
526 bin arkadaşlar. Yeni olası nüfus sayımına, Devlet İstatistikten
aldığım rakamlarda ise Malatya Belediyesi 550 bin arkadaşlar. Şu
anda alınan göçler nedeniyle 550 bin nüfus açıklıyor Devlet İstatistik,
Malatya için. Adapazarı için 330 bin -açıklayacağı rakam- Erzurum
için 460 bin, Eskişehir için 547 bin, Samsun için 466 bin, Denizli için
479 bin ve Şanlıurfa için 629 bin.
Değerli milletvekilleri,
Belediye Gelirleri Yasası'nda büyükşehirlerin ayrıcalığı var. Mevcut
büyükşehirlere göre çok az daha nüfusa hizmet eden Erzurum, Eskişehir,
Samsun, Adapazarı Belediyeleri, Malatya Belediyesinin 2 katı
kadar daha fazla gelir elde ediyor. Malatya halkının hakkını kimse
yiyemez arkadaşlar. Büyükşehir Yasası geçerken, "Arkadaşlar,
mevcut büyükşehirlerin nüfusundan yüksek olan belediyeler otomatikman
büyükşehir olur deyin" dedik. Belki burada Van da var, belki burada
başka illerimiz de var, ama bu illerimizin hakkını yiyorsunuz. Çünkü,
mevcut Yasa'ya göre nüfusa göre para dağıtıyorsunuz. Yani, Malatya'nın
nüfusu 550 bin olacak, çünkü çok göç alıyoruz. Bir sürü sorunumuz
var, bir sürü altyapı sorunumuz var, ama bunları göz ardı ediyorsunuz.
Nüfusu 100 bin daha aşağı olan belediyelere Malatya Belediyesinin
2 katı kadar para veriyorsunuz arkadaşlar.
Belediye başkanı
hangi partiden olursa olsun, o belediye başkanı aldığı parayı halkına
harcıyor. Biz, Malatya Belediyesi iktidar partisinin belediyesi
diye bunu yapmayın demiyoruz. Malatya'nın büyükşehir olmasından
gurur duyarız. Çünkü, Malatya Belediyesi bu parayı alınca halkına
harcayacaktır, Malatya'daki insanlara harcayacaktır. Büyükşehir
olmadığı için planlamada, büyümede ve tabii mali imkânsızlıklar nedeniyle
bir sürü sorunları var. Bir belediye etrafındaki yerleşim bölgelerine
bu kadar göç alınca, mevcut yasaya göre, büyükşehir olmadığı için,
aldığı parayla halkına hizmet edemez hâle gelmektedir.
Değerli milletvekilleri,
nüfusu 100 bin, 150 bin daha aşağı olan illere Malatya Belediyesine
giden paranın 2 katı kadar para değil, 10 katı kadar verin, ama Malatya
Belediyesinin ve başka belediyelerin hakkını yemeyin. Bu, bir
adaletsizliktir; bu, insanlara eşit davranmamaktır; bu, illere
eşit davranmamaktır arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, burada, sadece Malatya'yı
ben konuşmuyorum; burada, ben Şanlıurfa'yı görüyorum. Şanlıurfa,
2007 olası rakamı 629 bin. Şanlıurfa'ya yazık değil mi? Yani, siz 629
bin nüfuslu bir ili büyükşehir yapmayacaksınız, 340 bin nüfuslu bir
ile büyükşehir kapsamından Şanlıurfa'nın 2 katı kadar para vereceksiniz.
Burada, Trabzon'a da bakıyorum, 317 bin olası 2007 rakamı. Onun için
arkadaşlar, biz hakkaniyet istiyoruz, biz hakkımızı istiyoruz. Yani
başka belediyelere, nüfusu 100 bin, 150 bin daha az olan belediyelere,
Malatya Belediyesinden 2 kat daha fazla para vermek -veya hangi il
varsa- bizim için adaletsizliktir. Sizden adalet istiyoruz, sizden
Malatya halkının hakkını istiyoruz.
Hepinize saygılar
sunuyorum. Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Aslanoğlu.
Bir milletvekili sıfatıyla,
Malatya Milletvekili Sayın Muharrem Kılıç.
Buyurun.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; seçilip geldikten sonra, değerli
arkadaşlarım, ilk hazırlayıp verdiğim kanun tekliflerinden bir tanesi
Malatya'nın büyükşehir belediyesi yapılmasına yönelikti. Kanun
teklifimin veriliş tarihi de 4/2/2003 tarihi. Bu kanun teklifini
hazırlayınca, sadece muhalefet partisi milletvekili olarak arkadaşım
Sayın Mevlüt Bey değil, iktidardaki diğer Malatya kökenli milletvekillerimize
de bu kanun teklifini imzalattırdım, çünkü bu teklif Malatya'nın
bir sorununu giderecekti.
Malatya haksızlığa
uğramıştı değerli arkadaşlar, çünkü ülkemizde on altı tane, şu anda,
büyükşehir belediyesi var. Nüfusu, ekonomik durumu, sosyal durumu,
her yönüyle, gelişmişliğiyle Malatya, mevcut büyükşehir belediyelerinin
bir kısmından daha iyi konumdaydı. Sadece Malatya değil, Malatya'nın
dışındaki illerden de aynı konumda pek çok il vardı. Biz bu haksızlığın
giderilmesini bir teklifle sayın Meclise sunduk. Ancak bu teklifimiz
yeteri kadar ilgi görmedi. Denildi ki: "Büyükşehir Belediyesi
Kanunu görüşülecek, bu Kanun görüşülürken bu sorunları çözeriz."
Ancak Büyükşehir Belediyesi Kanunu da görüşüldü, 2004 yılında bu
Kanun Meclisten geçti, Meclisten geçerken yine bununla ilgili bir
öneride bulunduk, dedik ki, geçici olarak mevcut büyükşehir belediyelerinin
statüsündeki illeri bir defaya mahsus olmak üzere büyükşehir belediyesi
yapalım. Bu da kabul edilmedi.
Değerli arkadaşlarım,
demin arkadaşım da belirtti, biz bu kanun teklifini verirken partici
bir anlayışla davranmadık. Çünkü kanun teklifimi verdiğimde Malatya
Belediyesinin Belediye Başkanı Milliyetçi Hareket Partisinden
Sayın Yaşar Çerçi'ydi, daha sonra da Adalet ve Kalkınma Partisinden
Sayın Cemal Akın geldi. Yani her ikisi de bizim partimizden değildi.
Ancak biz Malatya'yı düşünüyoruz, Malatyalıyı düşünüyoruz. Çünkü
değerli arkadaşlar, hepinizin malumu, bir il büyükşehir belediyesi
olduğu zaman devlet imkânlarından daha çok olanak kullanıyor. Tüm belediyeler
ülke gelirlerinin yüzde 6'sını nüfusu oranında alırken, büyükşehir
belediyeleri ise, bundan daha farklı bir uygulamayla… O ildeki gelirlerin
yüzde 5'i o büyükşehir belediyesine ayrılıyor. Bu nedenle Malatya
halkına, Malatya'ya, değerli arkadaşlarım, haksızlık yapılıyor.
Gelin, hep beraber,
bu haksızlığa dur diyelim değerli arkadaşlar. Eğer, bu haksızlığa
dur demezsek, Malatyalılar, bunun karşılığında -ret oyu verecek
partinize- gereken dersi verirler değerli arkadaşlarım.
Malatya, sizin partinize
çok büyük destek verdi. 2002 seçimlerinde 5 milletvekili çıkardınız.
Ancak, bunun karşılığında Malatya'ya ne verdiniz? Yani, Malatya'ya
bir büyükşehir olma statüsünü niye çok görüyorsunuz?
Malatya, sizin döneminizde
çok şeyini kaybetti. Sizin döneminizde Tekel fabrikası kapandı,
1.100 işçi çalışıyordu. Sümerbankı kapattınız. Kayısıbirlik şu
anda kapandı. Çiftçi bitti, esnaf bitti. Peki, siz, iktidara gelirken,
Malatya'ya veya Türkiye'ye hizmet için mi geldiniz, yoksa insanları
yoksulluğa itmek için mi geldiniz?
Değerli arkadaşlarım,
gelin… Yani, bu önerinin, bizim bu teklifimizin herhangi bir siyasi
yanı yok. Bu haksızlık sadece Malatya'ya da yapılmıyor. Malatya'nın
dışındaki, örneğin, Kahramanmaraş aynı konumda, Hatay aynı konumda,
Denizli aynı konumda, Şanlıurfa aynı konumda; Van, Trabzon, Sivas,
Balıkesir, Manisa, Tokat, Aydın, bunlar Malatya'yla aynı konumdalar.
Yani, Büyükşehir Belediyesi Kanunu çıkarılırken, daha önceki
mevcut büyükşehir belediyelerinin statüsünden belki daha iyi konumdalar,
nüfus olarak, gelişmişlik olarak. Bu ayrımı, değerli arkadaşlar…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MUHARREM KILIÇ (Devamla)
- Sayın Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Son sözleriniz
lütfen...
Buyurun.
MUHARREM KILIÇ (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, yüce Meclisin, bu haksızlığı göreceğini
ve bu kanun teklifimizin Meclis gündemine alınarak burada kanunlaşacağını,
Büyükşehir Belediyesi Kanunu'ndaki bu eksikliğin de bir anlamda
giderileceğini, haksızlığa uğrayan illerin haklarının verileceğini
ümit ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kılıç.
Sayın Başbakan Yardımcımız
Mehmet Ali Şahin Bey Hükûmet adına söz istemiştir.
Sayın Bakan, kürsüden
konuşabilirsiniz.
Buyurun efendim. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
İç Tüzük'ün 37'nci maddesine
göre vermiş bulundukları kanun teklifinin doğrudan gündeme alınması
istemiyle ilgili bir önerge üzerinde görüşmeler yaparken, önerge
sahibi arkadaşlarımız, kanun teklifleriyle ilgili değerlendirmelerde
bulundular.
Ben, siz saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarımı ve bir de bizleri televizyonları başında
izleyen vatandaşlarımızı doğru bilgilendirmek için -önce, bu arkadaşlarımız
bu teklifleriyle ne istemişler- izin verirseniz teklifin 1'inci
maddesini sizlerle paylaşmak istiyorum, çünkü ondan hiç bahsetmediler:
"Madde 1- Malatya
Belediyesi hakkında 27/6/1984 tarihli ve 3030 sayılı Kanun hükümleri
uygulanır ve bu ilin merkez belediyesi, aynı isim taşıyan büyükşehir
belediyesine dönüşür."
Şimdi, değerli arkadaşlarım,
3030 sayılı Yasa şu anda yürürlükte değil ki. Diyelim ki aldık, böyle
bir kanun teklifini gündeme aldık…
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Kanun teklifinin veriliş tarihi ne zaman Sayın Bakan?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Bakanım, 2002'de vermişiz.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- 2003 tarihinde verilmiş Sayın Bakan. Demagoji yapmayın!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Lütfen ama ya…
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, bu teklifin verilmesinden
sonra Büyükşehir Belediyesi Kanunu yürürlükten kalkmış, yeni bir
kanun gelmiş.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Getirmemişsiniz 2003'ten beri.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Meclisi kim çalıştıracak Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Yeni bir kanuna göre teklifin
verilmesi, hâlâ yürürlükte bulunan kanuna göre bir talepte bulunulması
gerekirdi. Şimdi, ortada olmayan bir kanunla ilgili, burada
"Bu Kanun'a göre Malatya'yı büyükşehir belediyesi yapın."
diyor.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Nasıl ortada yok?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bu, sadece, popülist amaçla…
(CHP sıralarından gürültüler)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Bakan samimiyetsizsiniz!
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Samimi davran Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Beni televizyonları başında
izleyen Malatyalı vatandaşlarımıza ifade ediyorum ki, bu teklifin
hiçbir hukuki sonucu yoktur, tatbik kabiliyeti yoktur, uygulama
imkânı yoktur; bir. İki…
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Sizi samimiyete davet ediyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Bakan, o zaman bu Kanun yürürlükte yok muydu? Ayıptır
ya!
BAŞKAN - Sayın Aslanloğlu,
lütfen dinleyelim. Bir dinleyelim efendim.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Demagoji yapıyor.
BAŞKAN - Dinleyelim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Demagoji… Siz, yapıyorsunuz demagojiyi. O zaman kanun
vardı. O zaman bu kanun vardı. Ayıp ama ya!
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu,
lütfen, dinleyelim.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, bir insan suçüstü yakalanınca,
mahcup olunca, tabii, böyle, ne yapacağını bilemiyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Yakışmıyor, yakışmıyor!
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bakın, buraya gelirken üç
sene önce verdiğiniz teklifi dahi okumadan gelmişsiniz.
VEZİR AKDEMİR (İzmir)
- Ne demek okumadı?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Teklifinizin ne anlama geldiğini
dahi bilmiyorsunuz. Geldiniz, burada, teklifinizden bir tek cümle
bahsetmediniz...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Malatya'nın hakkını istiyoruz.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) -…sadece Malatya büyükşehir
belediyesi olmalıdır…
Şu anda mevcut olan büyükşehir
belediyelerinin hiçbiri bizim Hükûmetimiz döneminde kurulmamıştır, daha önceki
dönemlerde kurulmuş olan büyükşehir belediyeleridir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Ayıp yahu!
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bunların bir kısmının nüfusu,
demin arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Demagoji yapmayın. O zaman bu kanun var mıydı, yok muydu?
Niye getirmediniz? Çok ayıp yahu!
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) -…300 bin, 400 bin olabilir. Ancak,
biz, bu konuda siyasi amaçlarla bir kentimiz büyükşehir belediyesi
olmasın, bu konuda gerçekten adaletli bir kriter getirelim diye yasada
düzenleme yaptık, 750 bin ve üstünde nüfusu olacak büyükşehir olacak
kentin, diye kriter getirdik.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Peki, kazanılmış haklar ne olacak Sayın Bakan? Daha önce 300 binin
üzerindekileri yapmışlar.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bundan önce büyükşehir olmuş
olan belediyelerin de bu büyükşehir belediyesi olma haklarını
kazanılmış hak saydık. O nedenle, demin, işte, Sakarya'dan örnekler
verildi, şuradan örnekler verildi.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Aynı konumdaki illerin kazanılmış hakları ne olacak Sayın Bakan?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bunlar, bizden önceki dönemde
büyükşehir statüsüne kavuşmuş olan illerimizdi. 2004 yılında çıkardığımız
yasayla, 5216 sayılı Yasa'yla bunlar da büyükşehir olma statüsünü
devam ettirdiler.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Aynı konumdaki illerin kazanılmış hakları ne olacak Sayın Bakan?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, bir ilimiz büyükşehir
belediyesi statüsüne kavuşmak istiyorsa, şu andaki Büyükşehir
Belediye Yasası'na göre nüfusunun 750 bin ve üstünde olması gerekiyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - 300 bin de var, 300 bin de.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Malatya ilimizin biraz önce
nüfusu ifade edildi, 453 bin.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Mevcut büyükşehirlerin nüfusu 750 binin üzerinde mi Sayın Bakan?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Dolayısıyla, şu anda hâlâ
yürürlükte bulunan Büyükşehir Belediye Yasası'na göre, çok arzu
etmemize rağmen, Malatya'yı büyükşehir belediye statüsüne kavuşturmamız,
yürürlükteki Büyükşehir Belediye Yasası'na göre, mümkün değil.
Arkadaşlarımız, burada,
geldiler, işte hakkı yeniyor, şu, bu birtakım beyanlarda bulundular.
Bunlar, bir muhalefet partisi milletvekili olarak, burada, yöre
halkına selam babında söylenmiş olan şeylerdir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Bakan, hakkımızı istiyoruz; 300 bine veriyorsunuz,
500 bine niye vermiyorsunuz?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bakın, siyaset, değerli arkadaşlar,
birtakım ölçülere göre yapılmalıdır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - 300 bin ölçü mü Sayın Bakan, 300 bin?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Tabii ki, büyükşehir olmayı
arzu edebilir birçok ilimiz, ama eğer ortaya doğru dürüst kriter koymazsak…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
…ben gelir, siyasi
amaçlarla, şartları taşımadığı hâlde bir ili büyükşehir yaparım,
bir başka siyasi parti gelir onu yapar ve böylece…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Beyefendi, siyasi amaç yok burada, siyasi amaç yok.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - …işte bu zaman adaletsizlik
olur.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Biz burada siyaseti konuştuk mu?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Biz adaleti sağlamak için çıkardık
o kanunu ve bu kriteri getirdik.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Sayın Bakan, bunun tarihi 4.2.2003. Kanunun tarihine bakmadınız
sanırım. Kanun teklifinin tarihini gördünüz mü Sayın Bakanım?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - O nedenle, Malatya'mız,
Hükûmetimiz döneminde devlet imkânlarını en fazla alan illerimizin
başında geliyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Anlamadım, anlamadım?!.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Malatya Belediyemiz de hak
ettiği parayı yasal çerçevede alıyor, hizmet ediyor.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Malatya'yı köye çevirdiniz, köye. Büyük bir köye çevirdiniz Malatya'yı,
sayenizde.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Hükûmetimiz de, bakanlıklar
da Malatya'mıza bizim dönemimizde daha önceki dönemlerle kıyaslanamayacak
kadar hizmet etmiştir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Bravo! Bravo!
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bunlarla ilgili, bir başka
sefer, Malatya'ya Hükûmetimiz hangi hizmetleri yaptı…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Hiçbir şey.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - …sizleri bilgilendiririm.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Malatya'yı köye çevirdiniz Sayın Bakan, büyük bir köye çevirdiniz.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, tabii, sizler de izliyorsunuz,
eğer kameralar gösteriyorsa, televizyonları başında vatandaşlarımız
da izler. Şu arkadaşlarımızın tavırlarına bakıyorum da, gerçekten
kendileri adına son derece üzülüyorum.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Malatya'yı açlığa mahkûm ettiniz, açlığa.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Demin burada kendileri konuşurken,
ne benden ne bizden, sizlerden hiç
kimse laf atmadı durduğu yerde, edeplice dinledi.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Demagojiyi siz yaptınız Sayın Bakanım.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bakın, önce dinlemeyi bir
öğrenin yerinizden. Burada hatip konuşurken katılmadığınız düşünceleriniz
olursa Başkandan izin istersiniz, gelirsiniz, değerlendirirsiniz.
Ama, oradan kendinizi yırtarcasına laf atmanız size hiç yakışmıyor.
Ben, Hükûmetimizin,
büyükşehir belediyeleriyle ilgili herhangi bir haksızlık içerisinde
bulunmadığını, bu konuda daha önceki haksızlıkları ortadan kaldıran…
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Malatya'ya haksızlık yaptınız Sayın Bakan, kabul edin.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - … ve bundan sonrasıyla ilgili
yeni düzenleme getiren bir yasa çıkarttığını huzurunuzda ifade
etmek istiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Bakan.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan "demagoji yapıyorsunuz,
hiç bu kanundan haberiniz yok." dedi. Onun için, iki satırlık bir
açıklama yapacağım.
BAŞKAN - Efendim, kanun
belli. Siz gerekli açıklamayı yaptınız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Hayır efendim…
BAŞKAN - Efendim, oylamaya
geçiyorum. Sayın Aslanoğlu, bunun sonu gelmez.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Ama, bir dakika efendim. Sayın Başkan, bu kanun 2002 yılında…
III. - YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN - Yoklama istiyorsunuz.
Önce isimleri tespit
edelim:
Sayın Topuz, Sayın Özyürek,
Sayın Akıncı, Sayın Kılıç, Sayın Durgun, Sayın Koç, Sayın Özkan, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Özcan, Sayın Küçükaşık, Sayın Kaya, Sayın Sözen,
Sayın Üstün, Sayın Çilingir, Sayın Akdemir, Sayın Diren, Sayın Kartal,
Sayın Yıldırım, Sayın Ülkü, Sayın Akyüz.
Efendim, isimleri tespit
ettik, bu isimler girmeyecek yoklamaya.
Şimdi, yoklama için
dört dakika süre veriyorum.
Bu süre içerisinde
cihaza giremeyen arkadaşlarımızın oy pusulalarını Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır.
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
1.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun,
Malatya'da Büyükşehir Belediyesi Kurulması Hakkında Kanun Teklifi'nin
(2/71) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/451) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum tekrar: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
İkinci önergeyi okutuyorum:
2.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın,
İnebolu İlçesinin Adının Yiğit İnebolu Olarak Değiştirilmesi Hakkında
Kanun Teklifi'nin (2/637) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/452)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/637 Esas Numaralı
Kanun Teklifimin İçtüzüğün 37. Maddesine göre görüşülmesini saygılarımla
arz ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
BAŞKAN - Teklif sahibi
olarak Kastamonu Milletvekili Sayın Mehmet Yıldırım, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET YILDIRIM (Kastamonu)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, televizyonları başında
bizi izleyen sevgili İnebolulular, sevgili Kastamonulular; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
23/12/2005 tarihli
(2/637) sayılı İnebolu ilçesinin isminin "Yiğit İnebolu"
olarak değiştirilmesiyle ilgili kanun teklifimiz, bir buçuk yılı
aşkın bir süredir İçişleri Komisyonunda görüşülememiş ve görüşülmesine
fırsat bulunmaması nedeniyle, İç Tüzük'ün 37'nci maddesi gereği
Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine doğrudan taşımak için
karşınızda bulunmaktayım.
Teklifimize, Samsun
Milletvekili ve Grup Başkan Vekilimiz Sayın Haluk Koç, Sinop Milletvekilimiz
Sayın Engin Altay, Denizli Milletvekili Sayın Mustafa Gazalcı, Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt, Antalya milletvekili Osman Kaptan
ve Kastamonu Milletvekili olarak benim imzam bulunmaktadır.
Bunları ne için yapmak
istiyoruz, niçin getirmek istiyoruz, gerekçemiz nedir: Değerli arkadaşlar,
cumhuriyetimizin kuruluşunda, istiklal mücadelesinde önemli
bir yere sahip olan İnebolu ilçemizin, bizim, işgal görmemesine
rağmen… Yurdumuzun her tarafının işgal edildiği, ordularının dağıtıldığı,
tersanelerinin kapatıldığı, cephanelerine el konulduğu, manda
ve himayenin tartışılır hâle geldiği bir dönemde Mustafa Kemal Atatürk,
19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak, bundan seksen sekiz yıl önce, ulusun
birliğini, bütünlüğünü koruyan "ya istiklal ya ölüm" parolasıyla
yola çıkmış ve istiklal mücadelesini başlatmıştır. Mustafa Kemal'in
temin ettiği ve kuvayımilliyecilerin elde ettiği silah ve cephaneler,
İnebolu Limanı'na motorlarla getirilmiş ve bu resimde gördüğünüz
yaşlı, kadın, erkek, çocuk bütün insanlarımız -görüyorsunuz, yetmiş
yaşındaki Hamamcı Kadı Salih Reis önde- sırtında çocuğu ve mermisiyle
kahraman annelerimiz, kayıklardan, motorlardan aldıkları mermileri
sırtında arabalara taşımışlardır. Cephaneleri İnebolu'dan kağnılara
yükleyerek, atlara yükleyerek Kocatepe'ye, Sakarya'ya göndermişlerdir.
İşte, burada, bu belgeleri bize gönderen Sayın Kastamonu Valisi
Mustafa Kara'ya, Belediye Başkanımız Sayın İdris Güleç'e, bu konuda
bütün Kastamonuluları İstanbul'da büyük bir örgüt hâline dönüştüren
KAS-DER Genel Başkanı ve Kastamonulular Federasyonu Başkanı Yücel
Gündoğdu ve şube başkanlarına, yöneticilerine teşekkürü borç biliyorum.
Değerli arkadaşlarım,
İstiklal Savaşı, İnebolu ve Kastamonu havalisi deniz ve hava harekâtı
arşiv bilgilerinin, bir günde 1.500 kağnı arabası, 500 at ve katıra
silah ve cephanelerin yüklenerek Sakarya'ya, Dumlupınar'a, Kocatepe'ye
gönderildiğini kanıtlayan belgeler elimdedir.
Sayın Turgut Özakman'ın
yazdığı "Şu Çılgın Türkler" kitabında da sayfalarca, Kastamonu,
İnebolu halkının cefakârlığı, fedakârlığı, vatanseverliği, bağımsız
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasındaki önemi anlatılmıştır. Sayın
Turgut Özakman'a da yiğidin hakkını verdiği için teşekkürlerimi
arz ediyorum.
Türk istiklal mücadelesi
sırasında, Türk halkının, erkeği-kadını, yaşlısı-genci ve çocuğuyla
topyekûn katıldığı millî mücadelenin ikmal kapısı olan Kastamonu'dan
gelecek olan her haber Kurtuluş Savaşı'nın kaderini değiştirecek
kadar hayati önem taşıyordu. Kurtuluş Savaşı'nda Kastamonu, İnebolu,
savaşın kilit noktası hâline gelmişti. Büyük Önder Mustafa Kemal
Atatürk, Kurtuluş Savaşı bütün hızıyla sürerken söylediği ve tarihe
geçen "Gözüm Sakarya'da, Dumlupınar'da, kulağım İnebolu'da"
sözüyle İnebolu'nun istiklal mücadelesindeki yerini en veciz şekilde
vurgulamıştır. Tarih boyunca hür yaşamış "Hangi çılgın bana
zincir vuracakmış şaşarım" diyen…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET YILDIRIM (Devamla)
- Türk milletinin ulusal bağımsızlık mücadelesi olan Kurtuluş Savaşı
zaferle sonuçlanmıştır.
Savaşta büyük emeği
olan Kastamonu İnebolu halkının hizmetlerini ve vatanseverliğini
unutmayan Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, 11
Şubat 1924 tarihinde, burada da gördüğünüz gibi, istiklal madalyasıyla
ve beratıyla ödüllendirmiştir, bu karar Türkiye Büyük Millet Meclisinin
oy birliğiyle alınmıştır.
Değerli arkadaşlar,
bu istiklal madalyası İnebolu Mavnacılar Locası'na, kayıkçılara,
silah taşıyanlara, emanete ihanet etmeyenlere verilmiştir. Mavnacıların
locasına verilen bu altın madalya, berat tüm kayıkçıların şahsında,
İnebolu halkına, Kastamonu halkına, Abana, Bozkurt, Çatalzeytin,
Cide, Doğanyurt, Küre, Devrekani, Seydiler, Şenpazar, Azdavay, Pınarbaşı,
Daday ve merkez, Taşköprü, Hanönü, Araç, İhsangazi, Tosya ilçelerimize
kağnılarıyla mermileri taşıdıkları için verilmiştir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yıldırım,
lütfen tamamlayın.
MEHMET YILDIRIM (Devamla)
- Bitiriyorum efendim.
Büyük Önder Mustafa
Kemal Atatürk, Çanakkale'de ve İstiklal Savaşı'nda Kastamonuluları
tanımış, sadece istiklal madalyasıyla onurlandırmayla yetinmemiş,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararıyla yetinmemiş, 23 Ağustos
1925 tarihinde Kastamonu'ya gelerek, sekiz gün kalarak, devrimlerin
en büyüğünü, 27 Ağustos tarihinde, o Türk Ocağı binasında Şapka Nutku'nu
okuyarak ve "Bu serpuşun adına şapka denir." diyerek, ikinci
defa ödüllendirmiştir.
Değerli arkadaşlarım,
Saygıdeğer Başkan, değerli milletvekilleri; beyaz şeritli altın
madalya sahibi tek ilçemiz olan İnebolu'nun önüne "yiğit"
kelimesinin eklenmesi gerektiğini sizlere arz etmeye çalıştım.
Orijinal resmini gördüğünüz bu yetmiş yaşındaki Hamamcı Kadı Salihleri,
arkasında, sırtında çocukları olan annelerimizi ve Şerife Bacılarımızı
görüyorsunuz. Onların yaptığı fedakârlığı ve hak ettiği yiğitliği,
bu yiğitliği sergileyen insanlarımızın…
TEVHİT KARAKAYA (Erzincan)
- Ters tutuyorsunuz, ters.
BAŞKAN - Olabilir canım.
TEVHİT KARAKAYA (Erzincan)
- Hakaret olur, ters tutma.
MEHMET YILDIRIM (Devamla)
- Pardon, özür diliyorum.
…insanların ruhlarını
şad etmek için, yiğidin hakkını vermek için, İnebolu'ya "yiğit"
kelimesinin eklenmesi için, bu kanun teklifimizin, Adalet ve Kalkınma
Partili milletvekili arkadaşlarımızın, Anavatan Partili arkadaşlarımızın,
Doğru Yol Partili milletvekili arkadaşlarımızın ve Mecliste bağımsız
olan bütün arkadaşlarımızın oy birliğiyle gündeme alınmasını ve
kanunlaşmasını talep ediyorum ve yüce Meclisi saygıyla selamlarken,
23 Nisanları bize hediye eden ve bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin
kurulmasında, sırtında mermi taşıyan bu insanlarımıza, başta Mustafa
Kemal Atatürk olmak üzere, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı'nı kutluyorum ve diyorum ki: Bu millete layık vekil,
Atatürk'e layık millet, Hazreti Muhammed'e layık ümmet olmalıyız.
Ne mutlu Türküm diyene!
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Yıldırım.
Bir milletvekili sıfatıyla,
yine Kastamonu Milletvekili Sayın Musa Sıvacıoğlu. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
MUSA SIVACIOĞLU
(Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kastamonu'nun
İnebolu ilçesine "yiğit" sıfatının verilmesi teklifi dolayısıyla
ben de söz almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Evet, muhalefete mensup
Sayın Mehmet Yıldırım'ın heyecanını da mazur görünüz. Gerçekten,
İnebolu "yiğitlik" sıfatını hak etmiştir.
Yıllardan bu yana,
her yıl 9 Haziran "Şeref ve Kahramanlık Günü" olarak İnebolu'da
kutlanmaktadır. Bunun en önemli gerekçesi, İstiklal Savaşı sırasında,
bütün silah, mühimmat, cephanenin İnebolu Limanı'ndan Sakarya'ya,
Dumlupınar'a kadar ulaştırılmasının bambaşka bir manası vardır. Bugün
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu çatısı altında egemenliğin kayıtsız
ve şartsız Türk milletine ait olduğu sözünün önünde bu sözleri söyleyebiliyorsak,
elbette ki, İnebolu'nun burada çok büyük bir önemi vardır.
11 Şubat 1924 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisinin çıkardığı 66 numaralı Kanun'la,
Türkiye'de tek ilçe olarak İnebolu ilçesi, beyaz şeritli altın madalyayı
hak etmiş olan bir ilçemizdir. O tarihten bu yana, her yıl İnebolu'da
Şeref ve Kahramanlık Günü olarak da bu kutlanmaktadır.
2004 yılında, Sayın
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız İnebolu'yu şereflendirdiler.
2004 yılından itibaren de, bundan sonraki Meclis başkanlarımız İnebolu'nun
fahri hemşehrisi olarak ilan edilmiştir, İnebolu Belediye Başkanlığı,
Belediye Encümeni bu kararı almıştır.
İlimiz Kastamonu ve
güzel ilçemiz İnebolu'nun Kurtuluş Savaşı'mızda çok önemli bir yeri
vardır. İnebolu'nun vatansever halkı ve kayıkçısı düşmana karşı yiğitlik
destanı yazmış, İnebolu'ya gelen gemiler dolusu cephane âdeta kutsal
emanet gibi görülmüş, elden ele kağnılarla cepheye ulaştırılmıştır.
Şehit Şerife Bacı, Halime Çavuş, bu olağanüstü fedakârlığın ve cesaretin
sembol isimleri olmuştur.
Kurtuluş Savaşı'nda
en fazla şehit veren ilçeler arasında yer alan İnebolu'nun gösterdiği
üstün hizmet, kahramanlık, yiğitlik karşılıksız kalmamıştır. Mustafa
Kemal Atatürk'ün, cephedeyken "Gözüm Sakarya'da, Dumlupınar'da,
kulağım İnebolu'da" dediği bu İnebolu destansı mücadelesi nihayet
Türkiye Büyük Millet Meclisinin de kararıyla âdeta tasdik edilmiştir.
Bugün de İnebolu, ekonomisiyle,
kalkınmışlığıyla bu hizmetlere layık olan bir ilçemizdir. İnebolu'da,
şu anda yapımı devam eden iki tane tersanesi, Sırrı Paşa'dan itibaren
başlamak suretiyle yüz yirmi beş yıldan bu tarafa devam eden İnebolu
Limanı da artık bitmiş, şu anda hizmete de açılmıştır.
İnebolu'ya iktidarımız
döneminde 5-6 bakanımız gelmiş, bu ayın 21'inde de yine Çevre ve Orman
Bakanımız… Yine İnebolu'da 400 kişinin çalışabileceği bir fabrikanın
açılışı ve yine orada balık üretimine ilişkin tesislerin temelinin
atılması, 100 kişilik bir öğrenci yurdunun hizmete açılması gibi
hizmetlerde bulunulacaktır. İnebolu, bu hâliyle, gerçekten bu unvana
layıktır. Evet, belki, bazı arkadaşlarımızın akıllarına "Ya,
bir ilçeye de böyle bir sıfat verilebilir mi, bunu bir yarış hâline
de getirmeyelim." şeklinde yaklaşım olabilir, ama, gerçekten,
İnebolu'nun İstiklâl Savaşı sırasındaki bu kahramansı mücadelesi,
artık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, zaten 1924 yılında verdiği
bu madalyayla artık… İnebolu insanı şunu bekliyor: Zaten fiilî bir
durum da olmuştur, hemen İnebolu'nun girişindeki tünelin üzerinde
"Yiğit İnebolu'ya hoş geldiniz" şeklinde, dolmuşların veyahut
da tüm şeylerde, bu sıfatın kullanılması İnebolu halkı için yeni
bir şeref daha olacaktır diyor, bu teklifi ben de il milletvekili
olarak destekliyorum.
Her gruptan isteğimiz
ve dileğimiz, bu teklifin gündeme alınmak suretiyle İnebolu ilçesinin
hak ettiği bu sıfatın verilmesi en büyük arzumuz ve dileğimizdir.
Yüce Meclisi tekrar
saygıyla selamlıyor, iyi günler diliyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Sıvacıoğlu.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.
VI. - SEÇİMLER
A) BAŞKANLIK DİVANI ÜYELİKLERİNE SEÇİM
1.- TBMM İdare Amirliğine Seçim
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlık Divanında boş bulunan ve Anavatan Partisi
Grubuna düşen idare amirliğine Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
B) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ
1.- Anayasa, Adalet, Millî Savunma, Dışişleri,
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm, Çevre, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Tarım, Orman ve
Köyişleri, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme, Plan ve Bütçe,
Kamu İktisadi Teşebbüsleri, İnsan Haklarını İnceleme ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonlarına üye seçimi
BAŞKAN - Şimdi de, komisyonlarda
boş bulunan ve Anavatan Partisi Grubuna düşen üyelikler için seçim
yapacağız.
Anayasa Komisyonunda
boş bulunan 1 üyelik için Bitlis Milletvekili Edip Safder Gaydalı
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Adalet Komisyonunda
boş bulunan 1 üyelik için Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Millî Savunma Komisyonunda
boş bulunan 1 üyelik için Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Dışişleri Komisyonunda
boş bulunan 1 üyelik için Hatay Milletvekili Züheyir Amber aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Millî Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için Afyonkarahisar
Milletvekili Reyhan Balandı aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için Muğla Milletvekili
Hasan Özyer aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Çevre Komisyonunda
boş bulunan 1 üyelik için Mersin Milletvekili Hüseyin Güler aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler Komisyonunda boş bulanan 1 üyelik için Ankara Milletvekili
Muzaffer Kurtulmuşoğlu aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tarım, Orman ve ve Köyişleri
Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için Erzurum Milletvekili İbrahim
Özdoğan aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda boş bulunan
1 üyelik için Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik
için Isparta Milletvekili Mehmet Sait Armağan aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Plan ve Bütçe Komisyonunda
boş bulanan 2 üyelik için Mardin Milletvekili Muharrem Doğan ve Diyarbakır
Milletvekili Muhsin Koçyiğit aday gösterilmişlerdir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri
Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için Muğla Milletvekili Hasan Özyer
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İnsan Hakları Komisyonunda
boş bulunan 1 üyelik için Mersin Milletvekili Hüseyin Güler aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Avrupa Birliği Uyum
Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için Kars Milletvekili Selami Yiğit
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2.- (10/351, 399, 417), (10/365) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonlarına üye seçimi
BAŞKAN - Küresel ısınmanın
neden olduğu sorunların ve oluşturduğu riskin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/351, 399,
417) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunda boş bulunan 1
üyelik için Hatay Milletvekili Züheyir Amber aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Türkçedeki bozulma
ve yabancılaşmanın araştırılması, Türkçenin korunması ve etkin
kullanımı için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
kurulan (10/365) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunda boş
bulunan 1 üyelik için Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan Balandı
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince
sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını görüşmüyor ve
gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
VII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve
İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1'inci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon
raporu gelmediğinden, teklifin görüşmeleri ertelenmiştir.
2'nci sırada yer alan,
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030)
(S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer
alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet Komisyonları
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet
Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı: 1337)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
4'üncü sırada yer
alan, Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun, Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu'nun görüşmelerine başlayacağız.
4.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun,
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/971) (S. Sayısı:1369) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu,
1369 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Aydın Milletvekili Sayın Mesut
Özakcan.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET
MESUT ÖZAKCAN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1369
sıra sayılı, Bursa Milletvekili Sayın Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun,
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin
tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(x) 1369 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Değerli arkadaşlarım,
bir ülkeyi yönetenlerin en önemli, en öncelikli görevlerinden birisi
de sürekli, ucuz, kaliteli, arz güvenliğinin sağlandığı enerjiyi
temin etmek ve vatandaşın, ülkenin, halkın ihtiyacına sunmaktır. Getirilmiş
olan bu teklifle, hidroelektrik santrallerle ilgili yeni birtakım
değişiklikler, özellikle bu teklifin 1'inci maddesinde, Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumunun, yasal olarak yetkisi olmadığı hâlde, bir tebliğ
çıkartarak ihale yapmış olduğu HES'ler var. Diğer bir maddede ise,
hükûmetler arası ikili iş birliği çerçevesinde, kredili olarak yapımı
ele alınan baraj ve hidroelektrik santral projeleriyle ilgili düzenleme
var.
Değerli milletvekilleri,
biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak, hidrolik kaynaklarımızın
son damlasına kadar enerji üretiminde kullanılmasını arzu ediyoruz,
istiyoruz, ancak, bunların yatırımlarını gerçekleştirirken, devleti
ve ülkeyi soydurarak değil, kamuyu zarara uğratarak değil. Kanun
teklifi olarak gelmiş olan bu teklifin, kanunun, değerli arkadaşlarım,
esasen, kanun tasarısı olarak gelmesi, gerek komisyona gerekse yüce
Meclisimize, daha uygun olurdu, çünkü, bu kanun teklifi, 7-8 milyar
dolarlık -sadece bu iki maddeyle ilgili olarak söylüyorum- bir yatırımı
ve her yıl 500 milyon dolar, kırk dokuz yılda da 24-25 milyar dolar mertebesinde
bir kamu zararına sebep olacak bir kanun teklifi olarak, bir milletvekili
tarafından değil, Bakanlar Kurulunun kararıyla, tüm bakanların
imzasını taşıyan bir kanun tasarısı olarak gelmeliydi. Öyle sanıyorum
ki, kanun tasarısı olarak tüm bakanların imzasını taşıyacak bir
mutabakatın sağlanmadığı içindir belki, Sayın Karapaşaoğlu'nun
teklifi olarak önümüze gelmiş bulunuyor.
Değerli arkadaşlarım,
2'nci maddeyle ilgili olarak, az önce… Hükûmetler arası ikili iş birliği
çerçevesinde yapılacak olan HES'ler, yabancı konsorsiyumların öncülüğünde
ve onlar tarafından, birer yerli ortakları tarafından kurulan şirket
konsorsiyumlar tarafından yapılacak yatırımlardır. Yerli, yabancı
olması önemli değil, ancak, bu yatırımlar yapılırken millî menfaatlerimizin
korunması en öncelikli ve dikkate almamız gereken bir davranış olmalıydı.
Millî menfaatlerin korunması noktasında, eski Petrol Yasası'nda
millî menfaatlere uygun olarak arama ve üretim öngörülürken, yeni
çıkarılmak istenen yasada bu hüküm de ortadan kaldırılmış, AKP yönetimi
millî menfaatlerimizin korunması karşısında nasıl bir anlayışa
sahip olduğunu kanun ile tescil etmiştir. Görüşmekte olduğumuz bu
kanun teklifi de, ülkemizin uzun vadede enerji politikasına ve
millî menfaatlerimize, kamu yararına uygun değildir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye'de kişi başına elektrik tüketiminin
2007 yılında 2.513 kilovat saate ulaşması beklenmektedir. Kişi başına
tüketilen elektrik o ülkede ekonominin ve yaşam standardının bir
ölçüsü ve kriteridir. Yunanistan'da 5 bin kilovat saat ile bizim ülkemizde
kişi başına tüketilen elektrik enerjisinin 2 katı tüketiliyor. Almanya'da,
Fransa'da, Avrupa Birliği, birçok ülkede bizim kişi başına tükettiğimiz
elektriğin 3 katı tüketiliyor, Amerika Birleşik Devletleri'nde 5
katı tüketiliyor. Esasen, ülkemizde refah düzeyimizin ne olduğunu
görmemiz bakımından tükettiğimiz elektrik enerjisi gerçekten yeterli
değildir. Diğer ülkelerle de kıyasladığımız zaman bunun ne kadar
düşük kaldığı, giderek ihtiyacımızın, yaşam standardımızın yükseltilebilmesi
için ne kadar ihtiyacımızın olduğunu bu rakamlar göstermektedir.
Değerli milletvekilleri,
bu teklifin getirdiği önemli hususlardan biri, elektrik enerjisi üretiminin artırılması
amacıyla bazı projelerin yapılmasını sağlamaktır. Elbette bizim
de arzumuz budur. Bu kapsamda, on altı proje, baraj ve hidroelektrik
santrali (HES) vardır. Projelerin toplam tutarı 4,7 milyar ABD doları,
kamulaştırma bedeli ise 918 milyon YTL'dir. Plan ve Bütçe Komisyonuna
verilen bilgilere göre, Türkiye'nin elektrik enerjisindeki kurulu
gücü bu projelerin gerçekleşmesi hâlinde yüzde 10 düzeyinde artmış
olacak, kapasitedeki bu artış, elektrik enerjisi tüketim talebinin
yüzde 8,5'ini karşılayacaktır.
Bu projelerin bir an
önce bitirilmesi niyeti şüphesiz olumludur, ancak, elektrik enerjisindeki
alım garantileriyle birlikte bu projelerin ihalesiz verilmesi,
lisans ve su kullanım anlaşması için bedel ödenmeyecek olması ya da
sembolik bir bedel ödenmesi, Türkiye'nin milyarlarca dolar kamu zararına
uğramasına da sebep olacaktır. Çok yanlış bir iş yapılmaktadır. Bu
santrallerin yapılması anlamında söylemiyorum, uğranılan, uğratılacak
olan kamu zararını dikkatlerinize getirmek için söylüyorum. Bu 16
proje, Yenilenebilir Enerji Kanunu kapsamına alınmakta, on yıl süreyle,
5-5,5 euro/sent satın alma garantisi de verilmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
2001 yılından itibaren ortalama satış fiyatlarına baktığımız zaman
elektriğin, 2001 yılında tarife 4,75 dolar/sentten, yükselerek, 2007
yılında yaklaşık 6 dolar/sente gelmiş. Bu da döviz bazında yaklaşık
yüzde 26 bir artışı ifade ediyor. Şimdi, hâl böyle iken, bunlar, yani,
bu şirketler, konsorsiyumlar, serbest piyasada üretecekleri elektriği
satabilecekken biz de onlara 5,5 euro/sent alım garantisi getiriyoruz,
veriyoruz. Söylemek istediğim şu: Zaten, fiyatlar bir yükseliş
trendi içerisinde. Dolayısıyla, bu şirketlere böyle bir alım garantisi
vererek, dağıtım şirketleri üzerinden alım garantisi vererek dağıtım
şirketlerini yükümlülük altında bırakmanın doğru olmadığını
ifade etmek istiyorum. Dünyanın en ucuz elektriğini hidrolik santraller
üretiyor. O nedenle, çok müthiş bir imkân ve kaynak, bu projelere, bu
konsorsiyumlara sağlanmış ve aktarılmış olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; serbest piyasadan söz ediyoruz madem, o zaman,
serbest piyasada satma imkânı da varsa -böyle iyi de bir imkân var- bunu,
bu konsorsiyumlar, bu şirketler değerlendireceklerdir. Yani, biz,
aslında, hazinenin üzerinden garantiyi kaldırıyoruz, ama, dağıtım
şirketleri vasıtasıyla, yine özelleşmediği müddetçe, devletin
üzerine bu garantiyi veriyoruz, hem de satın alma garantisiyle.
Değerli arkadaşlarım,
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu'nda, on yıl boyunca bunlara,
bu 16 projeye, konsorsiyuma 5 ila 5,5 euro/sent alım garantisi getiriliyor.
Bu santrallerle serbest piyasa ekonomisi ve serbest rekabet ortamı,
bu şartlarla -Sayın Bakanımızın her fırsatta söylediği serbest piyasa
ve serbest rekabet ortamı- nasıl yaratılacaktır?
Teklifin 2'nci maddesi
16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi
Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının
Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un geçici 4'üncü maddesine bir fıkra
ilave edilmesini öngörmektedir. İlave edilmek istenen fıkra bazı
HES projelerinin yapımına ilişkindir, ancak, 4283 sayılı Kanun'un
1'inci maddesi incelendiğinde HES'lerin yapımının bu Kanun'un kapsamı
dışında bırakıldığı görülecektir. Bu nedenle, teklifle yapılmak
istenilen düzenlemenin 4283 sayılı Kanun'da yer alması doğru değildir,
bu da ileride hukuki sorunların yaşanmasına sebep olacak bir yanlıştır.
Nitekim, teklifin görüşülmesi sırasında, yapılacak olan HES'lerin
yap-işlet yöntemi ile mi, yoksa yap-işlet-devret yöntemi ile mi yapılacağı
tartışma konusu olmuş ve netlik de kazanamamıştır.
Teklifte bir fıkra
ilave edilmesi öngörülen 4283 sayılı Kanun'a 1/7/2006 tarihli ve
5539 sayılı Kanun'la eklenen geçici 4'üncü madde hükmü şöyledir:
"Çok maksatlı projeler ile bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce
ikili işbirliği anlaşmaları kapsamında yer alan projeler ve önceki
yatırım programlarında yer alan projeler, lisans alınmasına gerek
olmaksızın, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yedi yıl
içinde yapılabilir veya yaptırılabilir. Bu projelerin hidroelektrik
üretim tesislerinin yapımı aşamasında, elektrik üretim tesisleri,
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında faaliyet göstermek
üzere özel sektör başvurularına açılır. Dört ay içerisinde başvuru
olmaması hâlinde, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilebilir."
Bu hüküm ile, yapılacak ihale sonucunda belirlenen şirketin, Devlet
Su İşleriyle su kullanım hakkı anlaşması imzalayarak HES kurması
amaçlanmıştır. Görüldüğü gibi, madde 1 ihaleden söz etmektedir.
Teklif ise, hükûmetler arası ikili işbirliği anlaşması veya bu anlaşmaya
ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ya da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
oluru ile belirlenen tüzel kişilerin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine
göre kuracakları yeni şirketlere, ihalesiz olarak HES santrali
kurma olanağı vermektedir. Yeni kurulacak olan şirketlerin, söz konusu
anlaşma, Bakanlar Kurulu kararı veya Bakanlık olurunda belirlenen
şirketlerle bir ilgisi bulunmamaktadır. Düzenleme, geçici 4'üncü
maddenin hâlen yürürlükte olan şeklindeki ilkeye aykırı olduğu gibi,
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun elektrik piyasasında rekabet
ilkesine de aykırılık içermektedir. Bu durum, AKP Hükûmetinin bir
enerji politikasının, özellikle de elektrik piyasasında rekabetin
sağlanması gibi bir amacının olmadığını göstermektedir. Oysa, Sayın
Bakan, her yerde "tam rekabetçi ortam var, serbest piyasa ortamı
yaratıldı" açıklamalarını yapabilmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; teklifin, komisyonca kabul edilen 3'üncü maddesi,
1053 sayılı Kanun'da değişiklik yapılmasını düzenlemektedir.
1053 sayılı Ankara, İstanbul ve Nüfusu Yüzbinden Yukarı Olan Şehirlerde,
İçme, Kullanma ve Endüstri Suyu Temini Hakkında Kanun bugünkü
hâliyle nüfusu 100 binden yukarı olan şehirlerin su temininde Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğüne yetki verirken, nüfusu daha az olan
yerleşim yerlerinde belediyelerin bu ihtiyaçlarını İller Bankasınca
sağlanan imkânlar dâhilinde gidermelerini öngörmektedir. Teklif
ise, kamu yatırım programında yer almak şartıyla, belediye teşkilatı
olan yerlerin içme, kullanma ve endüstri suyunun temini hizmetleri
için gelecek yıllara yaygın yüklenmelere girişmeye DSİ'yi yetkili
kılmaktadır. Dikkat edileceği gibi, nüfusu ne olursa olsun, belediyelere
su hizmetlerinin götürülmesi için DSİ yetkili kılınmaktadır.
DSİ, su ve toprak kaynaklarının
geliştirilmesinden sorumlu ana kuruluştur. Bu anlamda, bir ayağı
tarım sektöründe, diğer ayağı enerji sektöründedir. Bu bağlamda,
1.070 milyon YTL'si tarım, 1.305,3 milyon YTL'si enerji sektöründe ve
265 milyon YTL'si sosyal alanda olmak üzere, kuruluşun 2007 yılı yatırım
miktarı 2.640,3 milyon YTL'dir. Bu çerçevede, DSİ yatırımlarının tarım
sektöründeki kamu yatırımları içindeki payı yüzde 71,5 iken, enerji
sektöründeki bu pay yüzde 51,3'tür. Kuruluşun bu denli önemli fonksiyonlar
üstlenmesi karşısında 2007 yılı bütçe ödenek teklif toplamı içindeki
payı yaklaşık yüzde 2'dir, ve kuruluşun 2006 bütçe ödeneklerine göre
ödenek artış oranı yüzde 4,4'tür. Bu artış yüzdesi kuruluşun ödeneklerinde
reel olarak bir gerilemeyi temsil etmektedir.
Enerji ve tarımsal
altyapı yatırımlarında önemli fonksiyonlar üstlenen Devlet Su İşlerinin
reel olarak gerileyen bu ödenek miktarlarıyla, İller Bankasından
yararlanmaları teklifle imkânsız hâle getirilen belediyelerin su
yatırımlarına ait kaynak nasıl ve nereden sağlanacaktır?
Reel olarak gerileyen
ödenek miktarının yanı sıra, Devlet Su İşlerinin yatırım programındaki
mevcut proje paketinin ortalama bitiş süresinin yirmi beş yıl olması,
bu proje stokunun ciddi biçimde gözden geçirilmesini ve yeniden
önceliklendirilmesini gerekli kılmaktadır. Bu durum yeni bir şey
değildir, bu sadeleştirmenin yapılması gereği zaten bir süredir
gündemdedir. Devlet Su İşlerinin elindeki proje stokunun yeniden
gözden geçirilmesi söz konusu iken, bu teklifle, Devlet Su İşlerinin
çok sayıda belediyenin su yatırımına ilişkin yıllara sari proje
alması nasıl mümkün olabilecektir?
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öte yandan, toplam yatırım miktarı 2,6 milyar YTL
olan ve yıllar itibarıyla reel olarak gerileme gösteren Devlet Su
İşleri yatırım bütçesine karşılık, müteahhitlerin bekleyen alacakları
2 milyar YTL'ye yakındır. Durum bu merkezdeyken, belediyelerin su
yatırımları için İller Bankasından kaynak kullanımı olanağını ortadan
kaldırarak Devlet Su İşlerinin sorumluluğu altına vermenin makul
bir açıklaması bulunmamaktadır.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Özakcan.
MEHMET MESUT ÖZAKCAN
(Devamla) - Bu durum, Devlet Su İşlerine fiilen imkânsız bir görev verilmesi
anlamına gelmektedir. DSİ, bugünkü yapısıyla bu görevi yürütecek
bir organizasyon yapısına da maalesef sahip değildir.
Plan ve Bütçe Komisyonumuzda
İller Bankasıyla ilgili bir düzenlemenin ve kanun tasarısının da
gündemde olduğunu biliyoruz. İller Bankası da bu teklifle devre
dışı bırakılarak, İller Bankasının yatırımlarla ilgili görev ve
yetkilerinin Devlet Su İşlerine aktarılmasının bu alandaki çalışmanın
verimliliğini de ortadan kaldıracağını ve belediyeleri de büyük
bir sıkıntı içerisine iteceğini şimdiden ifade etmek, belirtmek
istiyorum.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özakcan,
lütfen, tamamlayın konuşmanızı.
MEHMET MESUT ÖZAKCAN
(Devamla) - Bitiyorum Başkanım. Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özakcan.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu ve şahsı adına Bursa Milletvekili Sayın Altan Karapaşaoğlu.
Sayın Karapaşaoğlu,
konuşmanızı birleştiriyorum.
Buyurun.
AK PARTİ GRUBU ADINA
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Özellikle bugün görüşülmekte
olan 1369 sıra sayılı, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Yasa Teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum.
Bilindiği gibi ülkemizde
hidroelektrik kullanılmasının önemi çok büyüktür. Ülkemizde ekonomik
olarak değerlendirilebilir yıllık hidroelektrik potansiyel yaklaşık
olarak 130 milyar kilovat saattir. Ancak, DSİ Genel Müdürlüğü tarafından
kuruluşundan bu yana -Genel Müdürlüğün kuruluşundan bu yana- elli
üç yılda takriben bunun üçte 1'i olan 40 veya 44 milyar kilovat saatlik
kısmı geliştirilebilmiştir. Geriye kalan 86 milyarlık kısmı için
ise bütçe imkânlarıyla geliştirilmesi çok zaman alacaktır. Bilindiği
üzere, EPDK'nın, 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kanunu'na dayanarak
çıkarılan Su Kullanım Hakkı Anlaşması Yönetmeliği 2003 yılı haziranında
yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir. O zamandan bu zamana kadar geçen
sürede hidroelektrik santrali yapımında özel sektörün önü açılmış,
enerji sektörü açısından da dönüm noktası olmuş, su kaynaklarımızın
boşa akmasını önlemiştir. Ülkemizin yaptığı bu hizmet de en başarılı
icraatlardan biri olarak kabul edilir.
Bu yönetmelikle birlikte
bugüne kadar 950 adet hidroelektrik santraline müracaat yapılmıştır
ki, bu da 14 bin 300 megavata tekabül etmektedir, yani yaklaşık olarak
45 milyar kilovat saatlik enerji üretimi anlamına gelmektedir. Bunun
değil tamamının, yüzde 70'inin bile gerçekleşmesi büyük bir başarıdır.
Neredeyse özel sektör tarafından son elli üç yılda yapılan yatırıma
denk bir hidroelektrik potansiyel, dört beş yılda üretime alınmış olacaktır.
Bu, gerçekten ülkemiz açısından önemlidir, sadece bu santraller
için özel sektörün yapacağı yatırım miktarı da, yaklaşık 15 miyar
dolar civarında olabilecektir. Bunlardan bazıları şu anda işletmeye
alınmış, bazıları inşaat safhasında, bazıları da su kullanım hakkı
anlaşması çerçevesinde anlaşması yapılmış, bazıları da lisans
almış, plan ve projeleri hazırlanmaktadır.
Ancak, bilindiği üzere,
bu işlemler yapılırken, aynı hidroelektrik santral için birden fazla
müracaat olması hâlinde bunun nasıl çözüleceği konusu gündeme
gelmiştir. Bu safhada, DSİ tarafından aynı tesis için yapılan çoklu
başvurulardan kabul edilenler, herhangi bir seçim yapılmaksızın,
olduğu gibi, EPDK'ya gönderilmiştir. EPDK, bunlar için teklif verme
toplantısı gerçekleştirmiştir, fakat EPDK'nın çoklu müracaatların
seçimine dair bir düzenleme yapılmamış olduğu dikkate alınarak,
EPDK tarafından teklif verme toplantısı yapılan bazı hidroelektrik
santraller için, Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir.
Ancak, bu konuda Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından,
teklif verme toplantısı gerçekleşmiş, bedelleri ödenmiş, lisans
alınmış, hatta özel sektör bu lisansa göre, devletine güvenerek inşaata
dahi başlamıştır. Bu durumda, tereddütler oluşmuştur. Özel sektörün
önünün açılması, bir taraftan da devlete olan güvenin sarsılmaması
şarttır. Bu madde ile hukuki boşluk giderilecektir. Yani EPDK tarafından
teklif verme toplantısı yapılmış "lisans almış olanların, bu
maddenin yürürlük tarihini takip eden üç ay içinde başvurmaları
hâlinde eskisinin yerine kaim olmak üzere lisanslarının yenileneceği"
hükmü getirilmiştir.
Burada, özellikle
özel sektörün bu tür yatırımlarda devlete olan güveninin pekiştirilmesi
gereklidir. Devlete olan güven ve kararlılık açısından özel sektörün
önünün açılması, yatırımların hızlandırılması önem taşımaktadır.
Bu sebeple 1'inci madde teklif edilmiştir. Herhangi bir firma veya
firmalara da koruma veya ayrıcalık tanımak söz konusu değildir.
Zamanında hükûmetler
arası ikili iş birliği anlaşmaları imzalanmış, bu anlaşmalara göre
konsorsiyumlar belirlenmiş, Bakanlar Kurulu kararı çıkarılmış
bilindiği üzere. Anayasa'nın 90'ıncı maddesi usulüne göre yapılmış
olan hükûmetler arası ikili iş birliği anlaşmalarının kanun hükmünde
olduğu, Anayasa'ya da aykırı olmayacağı bilinen bir gerçek.
Bilindiği gibi, geçmiş
dönemde imzalanmış olan toplam yirmi dokuz adet baraj ve hidroelektrik
santrali projesinden, 2003 yılına gelindiğinde ancak bir tanesi,
Karkamış Barajı ve Hidroelektrik Santrali tamamlanabilmiştir. Hükûmetimiz
döneminde de, bilindiği üzere, Muratlı Barajı ve Hidroelektrik
Santrali ile Borçka Barajı ve Hidroelektrik Santrali işletmeye
alınmıştır. Deriner ve Ermenek Barajlarının inşaatları sürmekte
olup, Yusufeli Barajı'nın kredi görüşmeleri ise devam etmektedir.
Geriye kalan projeler için ise 57'nci Hükûmet tarafından hazırlanıp
28 Mart 2002 tarihinde kabul edilen ve 9 Nisan 2002 tarih ve 24.721 sayılı
Resmî Gazete'de yayımlanan 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 1 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe girmesiyle,
kredi işlerinin de bütçede karşılığının gösterilmesi şartı gerektirdiğinden,
böylece bütçedeki kredi tavanında mevcut beklemekte olan on altı
adet proje için kredi ayrılması mümkün olamamıştır. Bu yüzden, boşa
akan suların değerlendirilmesi maksadıyla bu madde teklif edilmiştir.
16 adet santralin toplam kurulu gücü 3.392 megavat olup, yılda 10 milyar
856 milyon kilovat saat, yani yaklaşık olarak 11 milyar kilovat saat
enerji üretilmesi söz konusudur. Bunların, özellikle kamulaştırma
dâhil, toplam 6,5 milyar dolarlık bir yatırım maliyeti söz konusudur.
Bunun 4,7 milyar doları yatırım maliyeti, 1,8 milyar dolarını da
kamulaştırma maliyeti teşkil etmektedir.
2'nci maddedeki teklifimizde,
özellikle hâlen hükûmetler arası ikili işbirliği kapsamında yer alan
projelere, bu anlaşmaya istinaden istihsal edilen Bakanlar Kurulu
kararında "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı oluruyla geçmişte
belirlenen tüzel kişi veya kişilerin, özellikle 6762 sayılı Türk
Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak kuracakları veya mevcutlara
ilave olarak kuracakları şirketlerin daha önce belirlenmiş projelerine
su kullanım hakkı için başvurmaları hâlinde su kullanım hakkı ve
elektrik üretim lisansı verilir" şeklinde düzenleme yapılmasıyla
bu konsorsiyumların yap-işlet-devret benzeri, yani bu projelerin
inşaatları yapılarak hazineye hiçbir mali yük getirmeksizin inşa
edilmeleri ve kamulaştırma bedellerinin de tamamını ödemeleri
hâlinde, lisans süresince işletmelerine imkân tanınmaktadır. İşletme
süresi, Su Kullanım Hakkı Anlaşması çerçevesinde, kırk dokuz yılı
aşmamaktadır. Bunlara üretim yapma ve satma imkânı tanınmaktadır.
Böylece, hazinemiz 6,5 milyar dolarlık bir yükten kurtulmuş olmaktadır.
Değerli milletvekillerimiz,
böylelikle, bir taşla üç kuş vurulmuş olacaktır. Bunlardan biri, devletimiz
6,5 milyar dolarlık yükten kurtulacaktır. Boşa akan sular değerlendirilecek,
böylelikle, bekleyen hidroelektrik santral enerjiye dönüşmüş olacaktır.
Üçüncü konu ise, bilhassa hidroelektrik enerji, temiz enerji kaynağıdır.
Bunların devreye alınmasıyla, döviz olarak ödeyeceğimiz doğal gaz
bedeli olan yaklaşık yılda 400 milyon doları ödemekten kurtulmuş
olacaktır. Dışa bağımlılık azalacaktır. Ayrıca, bilindiği gibi,
Hükûmetimizin temel projesi olan kendi yerli kaynaklarımızın kullanılmasına
azami özen gösterilmesi de sağlanmış olacaktır. Bu şekilde hem yerli
kaynaklarımızın kullanılması sağlanacak hem de enerjide çeşitlilik
sağlanmış olacaktır. Bu yüzden, zaten enerjiye büyük ihtiyacımız
olduğundan, bunlara, özellikle, daha önce yenilenebilir enerji
kaynaklarıyla ilgili teşvikten, yani enerji elektrik üretim maksatlı
kullanımına ilişkin kanun hükmünden yararlanma imkânı sağlanmıştır.
Bu şekilde, firmaların kredi almaları ve bunu yapmaları kısa sürede
daha da kolaylaşacaktır.
3'üncü maddeyle ilgili
kısaca bilgi verirsek, bilindiği üzere, özellikle şehirlerin içme,
kullanma ve sanayi suyu temininde birçok kuruma yetki tanınmıştır.
Hâlihazırdaki mevzuata göre, DSİ, sadece nüfusu 100 binden büyük
olan şehirlerin içme, kullanma ve sanayi suyunu temin etmektedir.
Ancak, nüfusunun 100 binden küçük olması hâlinde, belediyeler, İller
Bankasına müracaat etmekte ve İller Bankası aracılığıyla problemleri
çözülmektedir. Köylerde ise, bilindiği üzere, geçmişte, Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğü köylere su getirmekle mükellefken, mülga olduğundan
dolayı, şu anda, il özel idareleri tarafından köylere su götürülmektedir.
Bu şekilde çok başlılık
kaynak israfına sebep olmaktadır. Bir merkezden yönetilmesi hâlinde
hem su arıtımı hem de aynı arıtma tesisinden pek çok ilçe ve beldenin
istifade etmesi mümkündür. Bu yüzden, 3'üncü maddede "nüfusunun
yüz binden büyük olması" kriteri kaldırılmaktadır, böylece,
daha kısa sürede, ekonomik bir şekilde su temin edilmektedir. Bu
da, Hükûmetimizin belediyelere vereceği en büyük destektir.
Nüfusu 100 binden büyük
şehirlerde, DSİ vasıtasıyla, toplam maliyetin otuz yılda, faizsiz
bir şekilde geri ödemesi yapılacak şekilde, su götürülmektedir. Yani,
devletin, nüfusu 100 binden büyük şehirlere yaptığı bir katkıdır.
Ancak, arada kalan nüfusu 100 binden küçük olan şehirlerde ve diğer
yerleşim yerlerinde ise bu imkân sağlanamadığı için, özellikle, temiz
suya kavuşma şansları az olmaktadır, hatta geçmiş dönemlerden İller
Bankasına kredi borcu olanlar da bunlardan yararlanamamaktadırlar.
Dolayısıyla, böyle bir adaletsizliği ortadan kaldırmış olmak da
mümkün olacaktır.
Bunun bir diğer faydası
da, aynı kaynaktan beslenecek olan bütün yerleşim alanlarına tek
bir proje dâhilinde su iletilmesi mümkündür. Bu da yatırım maliyetlerinde
önemli bir tasarrufa vesile olmaktadır. Misal olarak, 30 Mart günü,
Güldürcek Barajı'ndan Çankırı'ya ve Çankırı'ya bağlı üç ilçe ile on
beldeye su getirilmesi için ortak entegre bir su temin projesinin
temeli DSİ tarafından atılmıştır.
Eğer bu kadar yerleşim
alanına ayrı ayrı su götürülmüş olsaydı, mevcut yatırımın 4 ile
beş katı bir yatırım gerekecekti. Bu da, millî ekonomi için bir kayıp
alacaktı. Dolayısıyla, müşterek isale ve arıtma tesisi vasıtasıyla
bütün bu yerleşim alanlarına su verilmektedir. Bundan sonra da bu
tür çalışmalar yapılacaktır. Bu bakımdan, mevcut kanunda yer alan
"100 bin nüfus" şartının kaldırılmasının ve bu teklifimizin
kabul edilmesinin çok büyük faydası olacaktır.
Bu arada, belediyeler
de, DSİ'nin taleplerine çok hızlı cevap vermesinden dolayı, DSİ'ye
yönlendirilmektedirler. Tabii ki, bu taleplerin kaynağında
DSİ'nin başarılı çalışmalarının büyük payının olduğunu belirtmek
isterim.
Bu vesileyle, tüm DSİ
çalışanlarını da yürekten kutlamak istiyorum. Dolayısıyla, 4'üncü
maddede de, zaten, muhtevasına uygun olarak kanunun ismi değiştiriliyor.
5'inci madde ise, tabii
ki, özellikle proje yapılırken isale hatları uzun hatlar olduğu
için, "kaptajları, su depoları, enerji iletim tesisleri, trafo
merkezleri" ibareleri Kamu İhale Kanunu'nun 62'nci maddesinin
son bendine eklenmiş oluyor, "büyük sulama"nın sonuna gelecek
şekilde. Bundan da maksat, bir an önce yatırımların gerçekleştirilmesidir.
Çünkü, burada normal bir binanın kamulaştırılması gibi bir durum
söz konusu değildir. Özellikle içme suyu isale hatları ile enerji
iletim tesisleri gibi tesisler uzun bir hat boyunca yer aldığı için,
bunun, Kamu İhale Kanunu'nun 62'nci maddesinin uygulanmasındaki
sıkıntıların giderilmesi gerekmektedir. Bu maddeyle yapılması
gereken düzenleme bunu ifade etmektedir, yatırımları hızlandırmaktadır.
Projelerde, ayrıca, ufak tefek revizyonlar yapılması açısından da
önem arz etmektedir.
Dolayısıyla, bu hazırlamış
olduğumuz kanun teklifinin kamuya, devletimize, hazinemize,
bütçemize, milletimize, belediyelerimize çok yararlı hizmetler
getireceğine ben yürekten inanıyorum.
Dolayısıyla, desteklerinizi
talep ediyor ve saygılarımı sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Karapaşaoğlu.
Şahsı adına, Kayseri
Milletvekili Sayın Taner Yıldız.
TANER YILDIZ (Kayseri)
- Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; özellikle
burada bir statü değişikliğinden bahsetmemiz lazım. O nedir? Bu
statü, önceden sırf inşaat yapımıyla alakalı, hükûmetler arası ikili
anlaşmalarla tespit edilen bu grubun, yaklaşık şu anda on altı tane
kalan projenin, sırf yapımını üstlenmekten daha ziyade, hem inşaatının
hem de işletmesinin yapılmasıyla alakalı, verilen su kullanım anlaşmasıyla
alakalı işlemlerdir. Bununla alakalı, ben konuların tekrarına
girmemek açısından, önceki konuşmacıların da yaptığı metni dikkate
alarak, hangi illeri kapsadığıyla alakalı kısa bir bilgi vermek isterim.
Bir tanesi Bayram Barajı'dır
ve bununla alakalı Artvin Şavşat'la alakalı; Bağlık Barajı ve
HES'tir, Artvin ve merkeziyle alakalıdır. Yine, Artvin Barajı vardır
ve Artvin merkezini ilgilendirmektedir; Gürsöğüt Barajı var, Eskişehir
ve Mihalıççık'ı ilgilendirmektedir. Kargı Barajı ve HES vardır, yine
Eskişehir'le alakalı bir projedir. Alpaslan II Barajı vardır, Muş
merkezi ilgilendirmektedir; Hakkâri Barajı'dır, Hakkâri merkezi ilgilendirmektedir;
Konaktepe Barajı ve HES'tir, Tunceli Ovacık'ı ilgilendirmektedir;
Beyhanı Barajı vardır, Elâzığ Palu'yu ilgilendirmektedir; Doğanlı
Barajı ve HES'tir, burada, yine Hakkâri merkezi ilgilendirmektedir;
Kaleköy Barajı'dır, Bingöl-Solhan'ı ilgilendirmektedir -aynı zamanda
ülkemizi ilgilendirmekle beraber, yerel (lokal) dengeleri belirtmek
açısından söylüyorum- Çukurca Barajı vardır, yine Hakkâri Çukurca'yı
ilgilendirmektedir; Eriç Barajı vardır, Erzincan Kemah'ı ilgilendirmektedir;
Pervari Barajı vardır, Siirt'i ilgilendirmektedir; Durak Barajı
vardır, Rize Çamlıhemşin'i ilgilendirmektedir; Mut Barajı vardır,
bildiğiniz gibi, İçel sınırları içerisinde kalmaktadır.
Bununla beraber, yaklaşık,
kamulaştırma miktarlarıyla beraber bunun 7 milyar dolarlık bir
proje olduğunu söylemek durumundayız ve en önemlisi de, hazine garantisi
kapsamından çıkartılmış olmasının ülkenin borçlanma miktarı açısından
da önemli bir makroekonomik dengeye hitap edecek kısmının olduğunu
söylemek isterim.
Bir önemli husus da şudur
ki, aslında, sırf inşaatın yapılmasıyla alakalı bu bahsettiğimiz
bedellerin -ister kamulaştırma isterse inşaat bedelleri olsun,
bu bedellerin- artık hangi bedele raci olacağı söz konusu olmamaktadır.
Yani, bu bedel isterse bu miktarların daha üzerinde olsun isterse
daha altında olsun, artık, yap-işlet modeliyle ve su kullanım anlaşmasıyla,
hem -yıllara sâri- tüketiciye yük olmamak açısından hem de ülkemize,
devlet kaynaklarına yük olmaması açısından önemli bir model değişikliğidir.
Bu açıdan, harekete geçirilebilir kaynakların -şu ana kadar hidroelektrik
kaynakların üçte 1'i, bildiğiniz gibi, harekete geçirilebilmiştir-145
milyar kilovat saatlik bütün HES'lerin tamamının harekete geçirilebilmesi
açısından da önemlidir.
Burada bir açmazımız
şudur: Mesut Bey biraz bahsetti. Serbestleşme önünde bir engel midir
bu model değişikliği? Aslında, serbestleşme önünde bir engel değildir,
çünkü, bu ikili anlaşmalarla bunlar o ülkelerin mükteseplerinde
olduğu için, bu model değişiklikleriyle beraber biz bunları sisteme
kazandırmış oluyoruz.
Nedir buradaki yaptığımız?
15 kilometrekarenin üzerindeki yerlerin de, HES'lerin de alım garantisine
alınması, yani yek kanun kapsamına alınmasıyla alakalı burada bir
istisna uyguladık. Buradaki ikili anlaşmalar kapsamındaki yapılacak
barajların, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla alakalı kanun
kapsamına alınmasının hem alım garantileri açısından hem de fiyat
açısından, ben, ülkeye bir katkı sağlayacağı kanaatindeyim.
Evet, serbestleşmenin
önündeki yüzde 86'lık kamu portföyünün serbestleşme yönünde mi değişeceğiyle
alakalı soruya ise… Ama bunlar tamamen sistem dışında idi. Sistem
içersine aldığımız için de ben, bu portföyün zamanla özel sektör lehine
iyileşeceği kanaatindeyim.
Bütün bu duygu ve düşünceler
içerisinde, çıkarttığımız bu kanun teklifiyle beraber kanunlaşacak
bu maddelerin, ülkemize daha da dinamik, daha da hareketli günler
getireceği kanaatiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Yıldız.
Sayın milletvekilleri,
teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA
KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 16/7/1997 tarihli
ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin
Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında
Kanunun geçici 3 üncü maddesinin (B) fıkrasının sonuna aşağıdaki
bent eklenmiştir.
"Elektrik piyasası
mevzuatı çerçevesinde, aynı kaynak için yapılmış çoklu başvurulardan
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından teklif verme toplantısı
gerçekleştirilmiş ve lisans almış olanların, bu maddenin yürürlük
tarihini takip eden üç ay içinde başvurmaları halinde eskinin yerine
kaim olmak üzere lisansları yenilenir. Bu durumda daha önce verilmiş
lisans ile bağlantılı olarak yapılmış tüm iş ve işlemler herhangi
bir işleme gerek kalmaksızın içerdiği hüküm ve şartlarla yenilenmiş
ve geçerli sayılır."
BAŞKAN - Madde ile ilgili,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Aydın Milletvekili Sayın Mesut
Özakcan.
Buyurun Sayın Özakcan.
Süreniz on dakika.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
MESUT ÖZAKCAN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz 1369 sayılı, Sayın Altan Karapaşaoğlu'nun kanun teklifinin
1'inci maddesinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz almış
bulunuyorum. Tekrar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
bu 1'inci madde, tümü üzerindeki değerlendirmem içinde de kısaca
ifade ettiğim gibi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 23 Temmuz
2004 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Enerjisi
Üretmek Amacıyla Aynı Bölge ve Kaynak İçin Yapılmış Birden Fazla Lisans
Başvurusu Olması Halinde Seçim Yapılmasına İlişkin Usul ve Esaslar
Hakkındaki Tebliğ çerçevesinde yapılmış ihaleleri kapsıyor.
Bu tebliğle ilgili
olarak Elektrik Mühendisleri Odası, yargıya başvurarak, bu tebliğin
yasal bir yetki çerçevesinde olmadığı, yasaya uygun olmadığı yönünde
dava açmış ve Danıştay 13. Dairesi bu tebliğin yürütmesini durdurmuş.
Bu uygulama çerçevesinde teklif verme süreci sonuçlandırılmış,
verilen tekliflerden 220 milyon YTL -220 trilyon- civarında Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu gelir de elde etmiş, bu geliri hazineye
aktarmış, ancak, EMO'nun açtığı dava sonucu, kanunen yetkisi olmaması
nedeniyle, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun yayınladığı tebliğin,
Danıştayın 13. Dairesi tarafından alınan 8 Şubat 2006 tarihli yürütmeyi
durdurma kararı gereğince söz konusu tebliğin uygulaması durdurulmuştur.
Burada yatırımcıların da uğradığı bir haksızlık ve icranın yaptığı
bir hukuksuzluk söz konusudur. 12 Ağustos 2006 tarihinde yayınlanarak
yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak
Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve
Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
hükümleri gereği teklif verme toplantısı gerçekleştirilmemiş
olan başvurular DSİ'ye iade edilmiştir.
Değerli arkadaşlarım,
bu 1'inci maddeyi, daha önce görüştüğümüz ve Meclisimizden geçen
Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
ile birlikte gelen teklif içerisinde de görmüş idik. O kanun tasarısı
ve teklifin birleştirildiği kanun teklifi içerisinde 27'nci madde
olarak, bugün, bu teklifin 1'inci maddesinde görüştüğümüz konu yer
almış idi. O zaman da biz, bu 27'nci maddenin, bu Gelir Vergisi Kanunu'nda
değişiklik yapılmasına dair bir kanun içerisinde yer alan bu hususun
uygun olmadığı yönünde düşüncemizi ifade ederek, bu kanun içerisinden
bu maddeyi çıkartmış idik.
Değerli arkadaşlarım,
burada, bir hukuki sorun var yaşanan. Elbette bunun çözümlenmesi
gerekiyor, yatırımcılar açısından çözümlenmesi gerekiyor, ülkemizin
enerji ihtiyacı açısından çözümlenmesi gerekiyor. Ancak, çözümün
hukuk çiğnenerek değil, yine hukuka ve Anayasa'ya uygunluk içerisinde
gerçekleştirilmesi doğru olur ve amaca uygun olurdu.
Değerli arkadaşlarım,
biz de, elbette, hidrolik enerji konusundaki kaynaklarımızın yeterince
değerlendirilmesi yönünde farklı bir düşünce içerisinde olamayız.
Ancak, burada gelinen noktada "hukuk mu, enerji mi" denildiğinde,
hukukun üstünlüğünü her şeyden önce dikkate almak mecburiyetinde
olduğumuzu ifade ederek, bu uygulamaların da hem Anayasa'ya hem yasalarımıza
uygunluğunun mutlak gerekli ve zorunlu olduğunu da ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
enerjiyle ilgili alanımızın, gerçekten, verimli, iyi yönetilemediğine
de ulusça, ülke olarak da tanık oluyoruz. Bu konuyla ilgili olarak,
mutlaka, yine, çözümün, hukuki zeminde, anayasal suç teşkil etmeden,
Anayasa'ya aykırılık içermeden aranması gerektiğini düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım,
maalesef, Hükûmet, bu tür, yasalara uygun olmayan yönetmeliklerle
yaptırdığı birtakım işlemleri, daha sonra çıkartılan yasalarla
hukuki çözüm arayışı içine girmektedir. Enerji alanında yaşadığımız
gibi, bunu Galataportta yaşadık, Egeportta yaşadık. Kuşadası Limanı'nın
yapılışıyla ilgili çıkartılan yönetmelik, ihaleden sonra çıkartılan
yönetmelik, 2 kat irtifa ve konut alanının yeri, liman alanının genişletilmesi,
56 dükkânın inşa edilmesiyle ilgili yönetmeliğin yine Danıştay tarafından
iptalinden sonra benzeri bir yasanın çıkartılarak, bir torba yasa
içerisinde, aynı yönetmelik paragrafının ve maddesinin yasa olarak
çıkartılmasıyla bir çözüm getirilmek istendiğini de biliyoruz.
Değerli arkadaşlarım,
ülkemizin, elbette, yenilenebilir enerji kaynakları diğer birçok
ülkenin çok üstünde. Bunu mutlaka değerlendirmek ve ulusal çıkarlarımız
için kullanmak ihtiyacındayız.
Bakınız, jeotermal
enerji kaynaklarımız var, hâlâ jeotermal enerji yasası çıkmadı. Bununla
ilgili, Ege Bölgesi'nde, Sayın Bakanımız Ege'ye gittiği zaman bile
"Bu bölge ne kadar şanslı, sobaların üstünde oturuyor." derken,
maalesef, o enerji kaynağından hiçbir bölgemizin yararlanmadığını
da biliyoruz.
Aydın ilimize özel
olarak, Aydın Belediye Başkanımız "Eğer, bu jeotermal kaynaklardan
bize yararlandırılmıyorsa, bu, vatana ihanetle eşdeğerdir."
diye görüş ve düşüncelerini ifade ediyor.
Değerli arkadaşlarım,
jeotermalle ilgili, kömür enerjisiyle ilgili kaynaklarımızın
zenginliğini hepimiz biliyoruz. Bakınız, Afşin Elbistan Santrali,
B Santralinin kömür ihalesi bir buçuk yıl sonra, daha geçen ay ihale
edildi. Afşin Elbistan Santralindeki A Santralinin gerekli rehabilitesinin
yapılmayışı, bakımının yapılmayışının sonucu olarak, koca tesisin
ancak yüzde 33 randımanla çalıştığını biliyoruz. Ondan sonra da
elektrik enerjisiyle ilgili yetersizliklerden, sıkıntılardan zaman
zaman söz ediyoruz. Oysa, Türkiye'de kurulu olan mevcut santral gücümüzü
iyi yönetip kullanabilmemiz hâlinde uzun süre yeni yatırıma dahi
ihtiyaç duyamayacağımız gerçeği de ortadadır. Yeter ki, bu santrallerimizi
emre amade hâle getirebilelim.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET MESUT ÖZAKCAN
(Devamla) - İstenildiği zaman, özellikle kamu elindeki santrallerimizin
enerji üretip emre amade hâle getirilebilmesini sağlayabilelim.
Bunlar sağlandığı sürece ülkemizin kısa vadede elektrik enerjisi
sorunu yaşamasının da mümkün olmayacağına inanıyorum. Bakınız,
1 Temmuz 2006'da yaşanan on üç ildeki altı saatlik elektrik kesilmesinin
bile tamamen teknik bir yönetim hatasından ve onun getirdiği teknik
arızalardan kaynaklandığını biliyoruz. 1 Temmuzda altı saat yaşanan
o elektrik kesintisi 2 Temmuzdan bu yana hiç yaşanmadı. 2 Temmuzda yeni santral mi kuruldu? Hayır.
Eğer biz sistemimizi verimli ve iyi kullanabilirsek, yönetebilirsek
bu sorunlarımızı da aşacağımıza, enerji alanında da sıkıntı çekmeyeceğimize
kesinlikle inanıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özakcan.
Anavatan Partisi Grubu
adına Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin Özcan. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika
efendim, buyurun.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin,
1369 sıra sayılı kanunun 1'inci maddesi hakkında söz almış bulunuyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bugün 8'inci Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın ölüm yıl dönümü. Bu münasebetle,
hem partimizin kurucusu hem Cumhurbaşkanımız rahmetli Turgut
Özal'ı saygıyla anıyoruz, ruhu şad olsun diyoruz.
Ayrıca, İzmir'de, Aksaray'da
bir trafik kazası sonucunda kaybetmiş olduğumuz 33 tane körpe yavrumuzun
acısını… Ki, Mersin'deydik, Sayın Genel Başkanım da bazı ailelere
taziyede bulundu. Allah'tan rahmet diliyoruz, yaralılara şifa diliyoruz,
ailelerine sabırlar ve metanetler diliyoruz.
Diğer tarafta, köy
enstitülerinin kuruluş yıl dönümü dolayısıyla köy enstitülerimizi
saygıyla anıyoruz, ölenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Köy enstitüleri
ülke için bir kârdı. Bu, maalesef, bu konu eğer işlenseydi, halkımız
bugün üretime doğru, eğitimin daha güçlü olacağına inanıyoruz. Köy
enstitülerimizin kuruluşunda emeği geçen herkesi saygıyla, sevgiyle
selamlıyoruz ve anıyoruz ölenlerimizi.
Değerli arkadaşlar,
ayrıca Ağrı ilinin kurtuluş yıl dönümü dolayısıyla bütün Ağrılıları
kutluyoruz ve esenlikler diliyoruz.
Değerli arkadaşlar,
hatırlarsanız, grubumuzdan düştüğümüzde basın, önce, ölen, gerçekten
bilim adamı, iyi bir insan, saygıdeğer Grup Başkan Vekilimiz Ömer Abuşoğlu'nu
kaybettiğimizde gruptan düştüğünü öne çıkartan basın ve ondan sevinç
duyanlar, maalesef, bir insan ölümünün, bir bilim adamının kaybedilişini
değil, Anavatanın gruptan düştüğünü öne çıkarmışlardı. Biz, Grup
Başkan Vekilimizi, sevgili, saygıdeğer ve yol arkadaşımız, bizi,
belki de gideceğimiz yolda yalnız bırakan Ömer Abuşoğlu'nu saygıyla
anıyoruz, Allah'tan rahmet diliyoruz, ailesine sabırlar diliyoruz.
Değerli arkadaşlar,
elbette ki, enerjiyle ilgili konuşmalar yapacağız. Enerji, bu ülkenin,
gerçekten teknolojisiyle, bilimiyle, her yönüyle halkın hizmetinde
olan… Ve bu enerjiyi, daha ucuza mal etmenin yollarını aramak ve bunun
da belirli bir prosedür dâhilinde üretiminin nasıl yapılacağı konusunda
çalışmaları, her gelen hükûmetin, geçmişteki hükûmetler gibi gelecek
hükûmetlerin de asli görevidir. Enerji, o ülkenin gerçekten gücüdür,
ışığıdır, geleceğidir ve geleceğe yön veren bir üretim ve aydınlanma
ışığıdır.
Değerli arkadaşlar,
bu üretim konusunda enerjinin daha nasıl ucuza mal edileceğinin
yollarını aramak zorundayız. Jeotermal enerjiden olsun, rüzgâr enerjisinden
olsun, güneş enerjisinden olsun ve bununla ilgili son teknolojinin
ülkeye sunduğu ve insanlara sunduğu bütün doğa olaylarından faydalanarak
enerjimizi güçlendirmeliyiz. İnsanlarımızın kullanmış olduğu
yıllık enerji üretimini daha fazla artırmak için çaba göstermek zorundayız.
Evet, bu enerjimizin,
gerçekten, bugünkü hâliyle gelecekte sıkıntılar yaratacağını görüyoruz.
Buna bugünden tedbir almalıyız ve ülkenin yasaları ve özellikle
hukuksal konuda da taviz vermemeliyiz. Hukuk ne dediyse, yargı ne
dediyse o yargı kararlarına da uymak zorunda olacağız.
Değerli arkadaşlar,
elbette ki bu enerjiyle birlikte, bugün gazetelere baktığımızda,
maalesef "Benzine bugün yine yüzde 2 civarında zam geldi."
deniliyor. Hani enerjide ucuzluk sağlayacaktık, yakıtta ucuzluk
sağlayacaktık! Hatta, bu ölen öğrencilerimizin babasının feryadı
var, "65 lira için çocuğumu hanımımın kucağında otobüse bindirip
gönderdim." diyor. Düşünebiliyor musunuz, insanlar dahi 1 liranın
hesabını yapıyor. Bugün eğer bir otobüste 65'e yakın insanlar şey
yaptıysa, bunlar, neden bir otobüsün içerisinde bu kadar insan doluşuyor
diye düşündüğümüzde, demek ki, bu ülkede yoksulluk, perişanlık,
açlık var. Bunu görmemezlikten gelemeyiz. O velinin çığlığını hepimiz
duymak zorundayız. Eğer 65 lira için bir öğrencisini, eşini… Ki, Allah
rahmet etsin, hem eşini hem çocuğunu kaybetmiş bu aile. Bugün gazetelerin
baş sayfasında görüyoruz. Durum böyle olunca, bu insanların yoksulluğunu
görünce, biz Ege'de üç gün, dört gün gezdik, parti örgütleriyle il kongrelerimizi
gezdiğimizde "bu Hükûmetten bizi kurtarın" diye çığlık atan
bir sürü köylü vatandaşla karşılaştık. Bu köylülerin çığlığını
hiç duymuyor musunuz? Köylüler "sıkıntıdayız" diyor. İşte,
bu sıkıntının çaresinde köylülere ne gibi söz verdiyseniz, yerine
getirmek zorundasınız.
Çıktınız, Cumhurbaşkanlığı
konusunda ne yapacağız diye ipleri gererek insanların açlığını
unutturamazsınız. İnsanlar aç, memur aç, işçi aç, esnaf aç, köylü
aç. Bunu görmemezlikten gelerek meseleleri sadece Cumhurbaşkanlığına
endekslemenin bir anlamı var mı? Sokakta, insanlar, artık acaba, biri
beni gasbedecek mi diye, bir toplantıdan çıktığınızda eliniz cebinizde
değil mi, acaba bir cepçi bizi vuracak, cebimizden parayı çekecek
diye düşünmüyor musunuz sayın milletvekilleri? Görüyorsunuz değil
mi?
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- Maddeye gel maddeye…
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla)
- Maddeye geliyoruz… Bu da maddenin içerisinde. Halkın feveranını
duymadan, halkın sesini duymadan, madde… Elbette ki, enerji konusunu
işliyoruz. Bu enerjinin bu ülkeye çok faydalı olabileceğini, gerekli
prosedürlerin ve altyapının hazırlanması gerektiğini söylüyoruz.
Başka daha neler istiyorsunuz siz? Köylünün sesini duymayan, o
enerjiyi kullanan insanların faturasının ne kadar maliyetinin
yüksek olduğunu görmeyen… Ondan sonra da çıkıyorsunuz "maddeye
gel…" Madde içerisinde değil mi? Eğer biz enerjiyi daha ucuza mal
ettiğimizde, enerji faturaları, özellikle elektrik faturaları o
garibanların canını yakmaz. Bunları görmeniz lazım.
Biz şimdi vatandaşın
içerisinden geliyoruz ve söylüyorlar. Onların seslerini sizlerle
paylaşmak, AKP'li arkadaşlarımızın niye zoruna gidiyor? Köylü
"perişanız" diyor "açız" diyor, bağırıyor, emekliler
bas bas bağırıyor, işçiler bas bas bağırıyor. Bunları duymadığımızda
yarın bu vatandaşın içerisinde seçilenler olarak ne diyeceğiz, ne
diyeceksiniz? Siz Türkiye'yi toz pembe göstererek, kâğıtlar üzerinde
birkaç tane medyanın süslü laflarına inanarak o insanların karnının
aç olduğunu mu inkâr etmeye kalkacaksınız? Bunları duymak zorundasınız.
Biz onların sesini
dile getiriyoruz, rahatsız olmayın; çünkü, vatandaşa ne söylediyseniz
vatandaş onu takip ediyor. Vatandaşı kandırdık demeyin, vatandaş
kanmayacaktır, vatandaş size gerekli dersi verecektir; çünkü, siz
vatandaşa çağdaş bir Türkiye, bol bir Türkiye, müreffeh bir Türkiye
vaat ettiniz; ama, bugün baktığımızda bu insanlar elektrik parasını
ödemiyor, kira paralarını ödeyemiyorlar, sigorta paralarını
ödeyemiyorlar, emekliler "Aç ve perişanız." diyorlar. Bunları
duymazdan geldiğinizde, görüyoruz ki sizlerin nasıl olsa tuzu kuru,
bu insanlar perişan, sizi fazla ilgilendirmiyor; ama, bizi, Anavatanlıları
çok ilgilendiriyor. Biz, çünkü, o insanların seslenişini birlikte
yaşıyoruz, görüyoruz ve onların içerisinden geliyoruz. İki gün
sonra da Doğu ve Güneydoğu'daki arkadaşlar kongrelerle ilgili gideceğiz,
onlardan da aldığımız şeyleri tekrar Mecliste paylaşacağız.
Değerli milletvekilleri,
artık ipleri muhalefetiyle, ana muhalefetiyle, iktidarıyla germeyin.
Biz barış istiyoruz. Bu ülkede huzur istiyoruz. Bu ülkede barışın
ve kardeşliğin yolu birbirlerine saygılı olmak, demokrasinin kuralları
içerisinde birbirini sevmekten geçer. İpleri gererek, parmak çoğunluğuyla
"biz istediğimizi yaparız" mantığıyla değil, bir uzlaşmanın
yolunu aramak zorundasınız. Bu ülkede her ne kadar Parlamentoda
belirli bir sayıyla geldiyse de, Parlamento dışındaki sayıyı da
göz önünde bulundurmamız lazım. İşte gördünüz, cumartesi günkü mitingde
gördünüz, o insanlar bir şeyler söylüyor, düşmanlık istemiyor, barış
istiyor, kardeşlik istiyor. O haykırışa kulak vermek zorundayız,
bunu duymak zorundayız. Duymamanın bir anlamı olmaz. Bu ülkede…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla)
- Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Sayın Özcan,
size bir dakika süre veriyorum, yalnız maddeye gelirseniz memnun
olurum.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla)
- Sayın Başkanım madde içindeyim. Zaten vatandaşlar, ucuz enerji elde
etmek için, daha ucuz fiyatlarla, faturalarını daha düşük ödemek
için elbette ki ucuz enerjiye ihtiyaç vardır; bunun yanındayız. Bu
konuda hiçbir tereddüdümüz yok. Bunun için ne gibi tedbirler varsa,
biz, Hükûmetin yanındayız. Yeter ki, enerjimizin maliyetini aşağıya
düşürmenin yollarını aramalıyız, yeni
kaynaklar aramalıyız ve bunun için de çalışmalıyız.
Elbette ki, bizim düşüncelerimiz,
halkın sesini burada dile getirerek Parlamentoyla paylaşmaktır,
insanlarla paylaşmaktır, Türkiye halkıyla paylaşmaktır. Bizim başka
bir sıkıntımız yok. O insanların
sıkıntısı bizim sıkıntımız. O insanların üzülmesi, mağdur olması
-hiç hakları olmadığı halde- bu şartlar içerisinde bir yolculuk yapmaktan
bile, bir parasının hesabını yapıp can kaybeden insanların, maalesef,
acısını içerimizde duyduğumuz için burada konuşuyoruz.
Değerli milletvekilleri,
enerjinin ucuz olması konusundaki…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Efendim, selamlamanızı
rica ediyorum.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla)
- Bitiriyorum, selamlıyorum Sayın Başkan. Çok teşekkür ediyorum
tahammüllerinize.
Saygılar sunuyorum,
sizlere esenlikler diliyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özcan.
Şahsı adına, Bursa
Milletvekili Sayın Altan Karapaşaoğlu.
Buyurun efendim. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben biraz
önce yaptığım geneli üzerindeki konuşmada, bütün maddelerle ilgili
teker teker açıklamalarda bulundum. Aslında, tekrar gelip burada
bunu ifade etmeme gerek yok. Ancak, değerli arkadaşımın biraz önce
burada yaptığı konuşmalara cevap vermek açısından, hiç olmazsa bize
yönelttiği haksız suçlamaları cevaplamak açısından ben buraya
geldim.
Değerli arkadaşlar,
bir defa, bu Parlamentoda bu dönem yeni ihdas edilen bir usul var. Buraya
gelen arkadaşlar, yasayla ilgili değil, yasa maddesinin içeriğiyle
ilgili değil, iktidarın bütün uygulamalarını özet hâline getirmek
suretiyle gündeme getiriyorlar, işte, şurası eksikti, burası
fazlaydı, diye tenkitlerde bulunuyorlar. Tenkitlere saygı duyarız,
elbette yapılacak, ama, buradaki vaktimizi, bu yasaya ayrılmış
olan bu vaktimizi bu yasayla değerlendirirsek Parlamentodaki görevimizin
hakkını da tam manasıyla vermiş oluruz.
Şimdi, arkadaşımız
dedi ki: "Millet yanıyor, perişan, aç, biilaç, bilmem şöyle oldu,
böyle oldu…"
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin)
- Değil mi Sayın Başkan? Görmezlikten mi geleceğiz?
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Devamla) - Efendim, bu işlerde, teknik…
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Teknik konuya, teknik…
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Devamla)- İşte, onu söylüyorum. Bu işlerde, teknik konu hakkında
konuşmak lazım.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Bir insan aç ne kadar yaşayabilir?
Kaç kişi açlıktan ölmüş, bana getirir misiniz?
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin)
- Aç, aç bu insanlar!
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Devamla) - Biz, bu düzenlemelerle ne yapıyoruz? Hidroelektrik santrallerinde
yatırımcıların önüne çıkmış olan bir problemin giderilmesi istikametinde
bir tavır içine giriyoruz. Bunun dışında…
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Kaç kişi açlıktan ölmüş?
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Devamla) - Bunun dışında, efendim, bugüne kadar, 100 bin nüfuslu şehirlere
ancak DSİ su getirme, içme suyu getirme göreviyle görevlendirilmişti,
ama, görüyoruz ki, öyle beldelerimiz, öyle belediyelerimiz var
ki, suyu temin etmesi için yapacağı yatırım, mesafenin uzaklığı
dolayısıyla altından kalkamayacağı kadar pahalı. Bunun dışında,
başka ne var? Efendim, su konusunda çeşitli kurumlar görevli, bir taraftan
DSİ, bir taraftan İller Bankası, bir taraftan il özel idaresi. Bu karışıklık
içerisinde, yatırım maliyetleri de lüzumsuz bir şekilde artıyor,
pahalıya mal oluyor.
İşte, bunları gidermek
amacıyla, bunu, bir yerde, bir noktada birleştiriyoruz, ucuza mal
olmasını temin etmek için bir gayret içinde bulunuyoruz. Dolayısıyla,
burada yapacağımız konuşmaların, yapacağımız çalışmaların teknik
düzeyde olması bizi daha çok sevindirecektir, çünkü, teknik düzeydeki
tenkitlerden biz de sebepleniriz, biz de birtakım yanlışlarımız
varsa düzeltme imkânı buluruz.
Dolayısıyla, bu konulardaki
çalışmaların teknik düzeyde devam etmesi konusunda sizden taleplerimiz,
ricalarımız bunlardır. Bu konuda bir anlayış gösterirseniz memnun
oluruz diyorum, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Karapaşaoğlu.
Şahsı adına Kayseri
Milletvekili Sayın Taner Yıldız, buyurun.
TANER YILDIZ (Kayseri)
- Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; ben de saygıyla selamlıyorum.
Bir kez daha tekrar etmek
isterim ki, sevinerek de söylemek isterim, burada, iktidarıyla
muhalefetiyle, aslında enerji politikalarının üzerinde çok farklı
konuşan ve çok farklı mütalaa yapan bir arkadaşımızın olmadığını
görüyorum. Buna şu açıdan seviniyorum: İster jeotermal isterse
rüzgâr isterse hidroelektrik santrallerle alakalı olsun, Türkiye'nin
bütün kaynaklarının, yerli kaynaklarının değerlendirilmesiyle
alakalı mütalaalar yapılıyor. Bu konuda Enerji Bakanlığımızın
yaptığı çalışmalar ortada. Bunların -hangi gerekçeyle olursa olsun-
Türkiye'ye kazandırılmasının, yerli kaynakların oranının artırılması
isteminin son derece yerinde olduğunu muhalefetteki arkadaşlarımız
da söylüyorlar. Zaten, aklın yolu bir. Bu konuda başka bir fikir üretme
imkânı da zaten olamaz. Önemli olan, bu değişimin, iktidarıyla muhalefetiyle
sağlanan enerjideki bu zihinsel değişimin aynı zamanda hukuki süreç
tarafından da bütünleştirilmesini sağlamak.
Buradaki düzenlemiş
olduğumuz madde de, bildiğiniz gibi, Enerji Piyasası Düzenleme
Kurulunun bir seçme hakkının olmadığına dair Danıştayın verdiği
kararın tekrar bir disiplin altına, bir sistematik altına alınmasıyla
alakalı yapılan çalışmalardır bunlar.
Bildiğiniz gibi, bir
önemli nokta da şudur: Bütçe disiplinine, hangi sektör olursa olsun,
son derece dikkat ediyoruz. Enerji sektörü gibi özellikle arz güvenliğinin
sürekli gündemde tutulduğu ülkemizde şuna dikkat etmemiz lazım:
Hazine kaynaklarının, hazine garantilerinin bu kadar lüzumlu,
bu kadar önemli bir konuda esirgenmeyeceği muhakkak, ama, bütçe disiplini
makro dengeleri daha fazla ilgilendirdiği ve daha fazla sektöre
hitap ettiği için buna dikkat etmemiz gerekiyor. O açıdan, özellikle
bu 16 projede -bahsettiğimiz- 7 milyar dolar civarında hazineden
yükün kaldırılmasıyla alakalı ve bütçe disiplininin sağlanmasıyla
alakalı konuda, ben bir kez daha, yapılan bu çalışmayı takdirle karşılıyorum,
tebrik etmek lazımdır diye düşünüyorum. Çünkü, eğer bu düzenleme
yapılmamış olsaydı, hazine garantisi vermek zorunda olduğumuz
ikili anlaşmalardan dolayı, belki de sosyal politikalarımızı bile
etkileyen, ona etki eden değişik sıkıntılar oluşacaktı; onların
da bertaraf edilmesi açısından, bu düzenlemenin, bu yapı değişikliğinin
ben önemli olduğu kanaatindeyim.
Bu yapı değişikliğini
ben tekrar etmek istiyorum: Biraz önceki konuşmamda da belirttiğim
gibi, burada bir model değişikliği vardır. Yani, sırf inşaat yapmak
üzere gelen ve beş tane ülkeden, değişik inşaat firmalarının -Bakanlar
Kurulu kararıyla- önceden alınmış kararlar doğrultusunda yapılan
bu çalışmaların, bu inşaatların, yalnızca inşaat yapılmasına yönelik
değil, aynı zamanda, yaptıkları inşaatla beraber su tuttukları
barajı işletmelerine yönelik bir statü değişikliğidir; bunu çok
fazla önemsiyoruz, bunun cesaretle yapılmış olmasının, ben, ülkeye
önemli bir girdi sağladığı kanaatindeyim. Bu konuda gerek Enerji
Bakanlığımızı gerekse Devlet Su İşleri Genel Müdürümüzü ve şahsında
bütün çalışanları da tebrik ediyorum ve bu kaynaklarla beraber,
bunların harekete geçirilmesiyle beraber, hem suların bir dizgin
altına alınmış olmasının hem de ülke kaynaklarına kazandırılmış
olmasının önemli bir süreç olduğunu söyleyebilirim. Bütçe disiplinine
uyulmuş olmasının da, genel bütün sektörleri ilgilendirmesi hasebiyle
de önemli olduğunu belirtmek isterim.
Bütün bu duygu ve düşünceler
içerisinde hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Yıldız.
Madde üzerinde konuşmalar
tamamlanmıştır.
Sayın Eraslan'ın bir
sorusu var; buyurun.
MEHMET ERASLAN (Hatay)
- Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sizin aracılığınızla
Enerji Bakanımız Sayın Hilmi Güler Bey'e bir soru yöneltme arzusu
içerisindeyim.
Tabii, mevcut kanun
teklifi, enerji elde edilmesine yönelik baraj politikalarıyla
ilgili, enerjiye yönelik enerji politikası ve bu yönde barajlarla
ilgili bir kanun teklifi.
Ben Sayın Bakanıma
şunu ifade etmek istiyorum. Çünkü, Sayın Bakanımı gördüğüm zaman
benim aklıma, sadece kendisinden enerji elde edilen barajlar değil,
aynı zamanda, sulamaya yönelik barajlar da geliyor. Mesela, Hatay'da
1996 yılında devlet yatırım programına alınan ve Amik Ovamızın… Ki,
çok büyük bir ovadır bu ova; tarım sektörünün çok yoğun yapıldığı verimli
tarım arazileridir. Reyhanlı Barajı'mızın projesi var. Amik Ovası'nı
hem…
BAŞKAN - Sayın Eraslan,
lütfen sorunuzu sorun. İç Tüzük açık ve net; kısa, öz. Rica ediyorum, sorunuzu
sorun.
MEHMET ERASLAN (Hatay)
- Sayın Başkanım, ben sorumu soruyorum zaten.
BAŞKAN - Siz daha o kadar
uzun bir giriştesiniz ki, ne söyleyeceğinizi ben bile anlamadım.
MEHMET ERASLAN (Hatay)
- İşte dinlerseniz anlayacaksınız Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Efendim, sorunuzu
kısa ve öz… Rica ederim. Ben size söz verdim. Kısa, öz…
MEHMET ERASLAN (Hatay)
- Efendim, bakın, sorumu sorabilmem için, sorunun ehemmiyetini de
arz edebilmem için Sayın Bakanımın meseleyi anlaması gerekiyor.
BAŞKAN - Efendim, Bakanımız
anlamaktan aciz mi yani? Lütfen sorunuzu sorun.
MEHMET ERASLAN (Hatay)
- Sorumu sormaktan vazgeçiyorum ve sizi kınıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Takdir Genel Kurulun. İç Tüzük açık.
Sayın milletvekilleri,
madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1369 sıra sayılı yasa teklifinin 1. maddesinin Anayasa'ya aykırılık
nedeniyle yasa teklifinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Küçükaşık |
Nuri Çilingir |
Feridun Baloğlu |
|
|
Bursa |
Manisa |
Antalya |
|
R. Kerim Özkan |
|
Yılmaz Kaya |
|
Burdur |
|
İzmir |
BAŞKAN - Efendim, önergeye
Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Küçükaşık
gerekçesini açıklayacak.
Buyurun.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK
(Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte
olan yasanın 1'inci maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle yasa
teklifinden çıkarılmasına ilişkin vermiş olduğum önerge üzerine
söz almış bulunmaktayım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bu 1'inci maddede
işleme girecek barajlardan bir tanesi de Çınarcık Barajı ve Hidroelektrik
Santralı, yani Bursa bölgesinde Uluabat Gölü üzerinde kuvvet tüneli
ile beraber, Çınarcık Barajı'ndan gelecek 11 kilometrelik bir kuvvet
tüneliyle gelecek ilginç bir proje. İhaleye çıkarılmasında 1995
yılında ilçe başkanı olarak katkımın olduğu bir proje bu. O yüzden
de burada bulunanlara da, hemen hemen herkes tarafından ve DSİ Sayın
Genel Müdürüne de, milletvekili olduğum tarihten bugüne kadar
-bu dosya tamamen Çınarcık Barajı ile ilgili- ne zaman ihale yapacaksınız,
ne zaman bu baraj bitecek, Döllük, Güllüce Sulama Projelerine ne
zaman başlayacaksınız, diye sorular sorduğum bir proje, o yüzden
de her şeyiyle bildiğim bir proje. Ama, öyle bir noktaya gelindi ki,
2004 yılında Bursa Ticaret ve Sanayi Odasına, elektrik üretmek için
Devlet Su İşlerinin yaptığı proje. EPDK'ya yetki verildi, ihaleye
çıkarıldı. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, ne yazık ki, ihaleyi alamadı,
başka bir firma aldı. Bundan sonra, Elektrik Mühendisleri Odası,
"EPDK'nın ihale yapma yetkisi yoktur" diye Danıştayda dava
açtı. Danıştay 13. Dairesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. EPDK
itiraz etti. Haziran ayında, yine 2006'da Danıştay, EPDK'nın itirazını
da reddetti; buna rağmen idare, bu barajın, kuvvet tünelinin yapımını
seyretti ve Sayın Bakan, Bursa'yı ziyaretinde, şubat ayı başında,
kendisinin Anayasa'nın 138'inci maddesine göre yargı kararını uygulamakla
yükümlü olduğu kuvvet tünelinin inşaatını ziyaret etti. Kendisine,
7 Şubat tarihinde bir soru önergesi verdim. Sizin göreviniz, Anayasa'ya,
yasaya aykırı... Yargı kararını uygulamakla yükümlüsünüz. Siz,
yasaya aykırı devam eden bir inşaatı ziyaret edemezsiniz diye, 7
şubat 2007 tarihinde bir soru önergesi verdim. Kader ya bu, aynı gece, gelir vergisiyle
ilgili kanunlarda, 7 şubat 2007 akşamı, Sayın Altan Karapaşaoğlu,
Sayın Mustafa Açıkalın ve Sayın Mustafa Elitaş tarafından bir önerge
verilmiş, bakın okuyorum: "Elektrik piyasası mevzuatı çerçevesinde,
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından teklif verme toplantısı
gerçekleştirilmiş olan aynı kaynak için yapılmış çoklu başvurulardan,
bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla lisans almış olanların lisansları
-dikkat edin arkadaşlar- yargıya intikal edip etmediğine bakılmaksızın
ve herhangi bir işleme gerek bulunmaksızın geçerlidir." diye
bir önerge verildi ve Plan ve Bütçe Komisyonundan geçti. Gelir Vergisi
Kanunu'nda "Bu yanlıştır, Anayasa'ya aykırıdır, çıkartın."
dedik, çıkarttırdık. Bir de baktık ki, şimdi, yine, başka bir kanunla
-sulamalarla ilgili- tekrar bu geldi.
Bakınız, arkadaşlar,
şu anda Danıştay 13. Dairesi yürütmeyi durdurma kararı verdi ve bununla
ilgili yargılama devam ediyor. Anayasa'nın 138'inci maddesine net
bir aykırılık var. O yüzden, bu madde Anayasa'ya aykırıdır, tasarıdan
çıkarılmasını istiyorum, önerimiz bu.
Sayın Bakanım, ikinci
kez size de sormak istediğim şey var. Yine, haziran ayında Mustafakemalpaşa'ya
geldiğinizde, Organize Sanayi Bölgemizde bir konuşma yaptınız,
ben de oradaydım ve dediniz ki: "Döllük Güllüce sulaması 6.811
hektarlık alanı ve 28 tane köyümüzü ilgilendiriyor." Bizim
Mustafakemalpaşa'nın hayati öneme sahip bir projesi. "1 trilyon
lira para var, 6 trilyonunu da vereceğim ve 2007 yılında başlatacağım"
diye söz verdiniz Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi'nde.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Hayır, öyle bir şey demedim.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla)
- Hâlbuki, para bir kuruştu. Siz bir trilyon dediniz, biz sizi mahcup
etmemek için sesimizi çıkartmadık. Sayın Bakanım, Mustafakemalpaşa
Organize Sanayi Bölgesi'nde Döllük Güllüce sulamasıyla ilgili
projenin başlamasına vermiş olduğunuz sözü tutmanızı istiyorum
ben sizden bir Mustafakemalpaşalı olarak. Şunu da bilmenizi istiyorum:
Çünkü, Mustafakemalpaşa'da bir dükkânın değeri 1 trilyon lira, caddede
bugün bir dükkân, bir iş yeri 1 trilyon liraya açılıyor; 7 trilyon liraya
ihtiyacımız var bizim. 7 trilyonluk ödeneği çıkartın, 2006 yılında
Mustafakemalpaşa'da tüm Mustafakemalpaşa halkına vermiş olduğunuz
sözü yerine getirin.
Ayrıca, sizlerden ricam
da, Anayasa'ya aykırı olan bu madde metninin tasarıdan çıkması için
vermiş olduğum önergemin kabulünü rica ediyorum.
Hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Küçükaşık.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Karar yeter sayısı
Sayın Başkan…
BAŞKAN - Komisyonun ve Hükûmetin katılmadığı
ve gerekçesini biraz önce dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunacağım
ve karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Şimdi, maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- 4283 sayılı
Kanunun geçici 4 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Bu fıkranın yayımı
tarihinde, halen Hükümetlerarası İkili İşbirliği kapsamında
yer alan projelere, Hükümetlerarası İkili İşbirliği Anlaşmasında
veya bu anlaşmaya istinaden istihsal edilen Bakanlar Kurulu Kararında
ya da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı oluruyla belirlenen tüzel
kişinin ya da kişilerin, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine
uygun olarak kuracakları veya mevcutlara ek yeni ortaklarla kuracakları
şirketlerin, daha önce belirlenmiş ilgili projelerine su kullanım
hakkı için başvurmaları halinde su kullanım hakkı ve elektrik üretim
lisansı verilir. Bu fıkrada belirtilen tüzel kişilerin yapacağı
hidroelektrik üretim tesisleri, kanal/nehir tipi veya rezervuar
alanı onbeş kilometrekarenin altında olması şartı aranmaksızın
5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi
Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun hükümlerinden yararlanırlar."
BAŞKAN - Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Aydın Milletvekili Sayın Mesut
Özakcan.
Sayın Özakcan, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET
MESUT ÖZAKCAN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz
bu teklifin 2'nci maddesinde, değerli arkadaşlarımız, hazineden
yükün kaldırılmış olmasını önemli bir gelişme, avantaj gibi ifade
ettiler. Aslında, hazine garantisinin kaldırılmış olmasından çok
daha ağır, devlete yükümlülük getiren bir maddeyle karşı karşıyayız.
Şöyle ki: Biz hazine üzerinden garantiyi kaldırıyoruz ama, dağıtım
şirketleri vasıtasıyla yine devletin üzerine, özelleşmediği müddetçe
devletin üzerine veriyoruz bu garantiyi. Yenilenebilir Enerji
Kaynakları Kanunu'nda on yıl boyunca bunlara 5 ile 5,5 euro sent alım
garantisi veriliyor. Bu, hazine garantisinden çok daha önemli,
devleti yükümlülük altına sokacak bir hükümdür.
Değerli arkadaşlarım,
bu maddeyle ilgili olarak hepinizin dikkatlerinize getirmek istediğim
bir husus var: Dün Devlet Su İşlerinde bir ihale yapıldı. Bakınız, bu
teklif geçtiğimiz hafta perşembe günü görüşülmüş olsa idi, dün yapılan,
dün yaşanan o ihale hakkında bilgi sahibi olamayacaktık. Bu, hükümetler
arası iş birliği çerçevesinde kredili olarak yapımı ele alınan baraj
ve hidroelektrik santral projeleri kapsamında, bunlarla aynı kapsamda
olup, karşı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle
Devlet Su İşleri tarafından ilana çıkılıp, dün, yani pazartesi günü
ihalesi yapılan Çamlıca Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi'ne
40 başvuru olmuş, 22 yüklenici iştirak etmiş ve -Sayın Bakanın mutlaka
bilgileri dâhilindedir, Sayın Genel Müdürümüz de buradalar- 6,21
yeni kuruş/kilovat saat üzerinden teklif verilerek ihale edilmiş.
Değerli arkadaşlarım,
bakınız, aynı kapsamda, aynı özellikleri taşıyan Artvin Çamlıca
Hidroelektrik Santrali, dün -aynı nitelik ve özelliklerdeki santral-
ihaleye çıkarılıyor DSİ tarafından ve 6,21 yeni kuruş/kilovat saat
üzerinden ihale gerçekleşiyor, kesinleşiyor.
Aynı özellikteki HES
projesini, bu ihaleyi alan firma, satın alma garanti fiyatının yüzde
70'ini Devlet Su İşlerine, yani devlete, hazineye vererek, bu tesisi,
bu işin ihalesini alıyor. Şimdi, bu on altı proje ise, ihale kapsamı
dışında, ihalesiz ve lisans bedeli talep edilmeden, su kullanma bedeli
talep edilmeden -daha doğrusu, onlar, sembolik miktarda kalan rakamlar-
bu konsorsiyumlara teslim edilecek, verilecek. Teklifin tümü üzerindeki
görüşmelerim esnasında, ifade etmek istediğim milyarlarca dolar
kamu zararı ve kayba da uğrayacağımız düşüncemi bu nedenle ifade
etmiştim.
Değerli arkadaşlarım,
bakınız, bu on altı projenin bir yıl boyunca üreteceği yıllık ortalama
enerji 10.856 gigabayt saat. Çok basit bir hesapla, 10.856 Gigavat saati
6,21 yeni kuruşla çarptığımız zaman ve bunu dolara çevirdiğimiz
zaman 465 milyon dolar/yıl yapıyor. Bakınız, Devlet Su İşleri bu projeler
için ihale yapmış olsa, aynı özellik ve aynı niteliklerde, dün yapılan
ihale ile bugün yaşadığımız olay, teklif ile bu konsorsiyumlara verilecek
HES'ler arasındaki fark bu. Bakınız, bu on altı projenin dolar bazında
ihale edilmesi hâlinde, kamuya, devlete, devlet su işlerine, dolayısıyla
hazineye aktarılacak olan rakam 465 milyon dolar, bir yıl sürece. Tabii,
kırk dokuz yıllığına hesabını bunun yaptığınız zaman, 23 milyar dolar
-kırk dokuz yıl mertebesinde- bir kamu zararı ile karşı karşıya kalınıyor.
Ben, o nedenle, bu 2'nci maddenin, çekilerek, dün yapılan ihalede olduğu
gibi, ülkemizin, saçı bitmedik yetimin hakkının olduğu bu projelerin,
hak ettiği fiyatlarla sahiplerini bulmasını diliyor ve bekliyorum
ve o nedenle, bu 2'nci maddenin de çıkartılmasında, büyük bir kamu
zararından kurtulacağımızı, kamu yararı olduğunu iddia ediyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Devlet Su İşlerinin yaptığı o ihaleye, bakınız, aynı nitelikteki
ihaleye, HES'lere, bir tek ihaleye 40 müracaat oluyor, 22 iştirakçi
ihaleye katılıyor. Bunlar, Türkiye'nin bugün en kıymetli projeleri
diyebileceğimiz değerleri. Bunların daha iyi değerlendirilmesi
için, mutlaka, dünkü uygulama benzeri bir uygulamayla bu yatırımların
gerçekleştirilmesi ülkemiz ve kamunun yararına olacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
bu Artvin Çamlıca HES Projesi, yani, dün ihalesi yapılan proje,
DSİ'nin yaptığı ihalede, bunlarla o kadar farklı bir mantalite var
ki… Bakınız, tesis yapılacak, işletmeye geçecek, bir yıl sonra, yıl
içerisinde üretilen enerji miktarı üzerinden verilen teklif bedeli
çarpılarak DSİ'ye ödeme yapılacak, kilovat saat başına 6,21 yeni
kuruştan hesap yapılarak.
Bu on altı proje için
yapılması öngörülen hesap şu: Bu on altı projenin her biri yapılacak,
işletmeye geçecek, beş yıl sonra, beş yıl toplam üretim üzerinden
0,01 yeni kuruş/kilovat saat bedel üzerinden su kullanım hakkı bedeli
hesap edilerek alınacak. Aradaki farkı düşünmek insanın havsalasının
bile almasının mümkün olmadığı bir garip durum ve farklı uygulama
çıkıyor ortaya.
Değerli arkadaşlarım,
bu nedenlerle, Türkiye'nin en kıymetli bu on altı projesinin, dün yapılan
-eğer, az önce de ifade ettiğim gibi, geçtiğimiz hafta görüşseydik,
biz, o dün yapılan ihalenin sonuçlarını görmemiş, bilmemiş olacaktık-
dünkü o ihale sonuçlarını yaşadıktan sonra, bu projelerin bu şartlarla
yabancı konsorsiyumlara hediye edilmesinin bu Hükûmetin de hakkı
olmadığını ifade ediyor, iddia ediyorum.
Değerli arkadaşlarım,
bu maddede anılan, geçici 4'üncü maddeye ilave edilmek istenen düzenleme
birlikte değerlendirildiğinde, toplam kurulu güçleri yaklaşık
3.392 megavat olan ve yılda en düşük tahmine göre 10.856 Gigavat saat
elektrik üretecek olan ve perakende satış lisansı sahibi tüzel kişiler
üzerinden alım yükümlülüğü çerçevesinde değerlendirildiğinde,
söz konusu şirketler için yıllık yaklaşık 542 milyon 800 bin euro alım
süresinin geçerli olduğu…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET MESUT ÖZAKCAN
(Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
…on yılda ise 5,428 milyar
euro alım yükümlülüğü söz konusu olacaktır. HES'lerin elektrik üretim
maliyetinin, birim yatırım maliyeti, artı sabit işletme gideri,
artı değişken işletme giderinden oluştuğu dikkate alındığında 5
euro sent/kilovat saatten on yıllık süre boyunca söz konusu HES'leri
işletecek şirketlere yüksek miktara varan bir gelir transferi söz
konusu olacaktır. Böyle bir uygulama, böyle bir teklif Elektrik Piyasası
Kanunu'na aykırılık içermektedir, Yenilenebilir Enerji Kanunu'na
aykırılık içermektedir, Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim
Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi
Hakkında Kanun'a aykırılık içermektedir. Böyle bir uygulama 4628
sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Efendim, son
cümlelerinizi rica ediyorum.
MEHMET MESUT ÖZAKCAN
(Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
…ulaşılması öngörülen
rekabet şartlarına sahip bir elektrik piyasasına açıkça aykırı
olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinize tekrar teşekkür ederek saygılar sunuyorum.(CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özakcan.
Şahsı adına Kütahya
Milletvekili Sayın Hüsnü Ordu, buyurun efendim.
HÜSNÜ ORDU (Kütahya)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilgili tasarının 2'nci
maddesiyle ilgili şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bu maddeye baktığımız
zaman, biraz evvel, değerli Cumhuriyet Halk Partili milletvekilimizi
dinlediğimizde, maddenin son derece kamuya zarar verdiğini, devlete
bir yük getirdiğini ifade eden cümleler sarf etti. Ben, hep, değerli
milletvekilimizi dinlediğimde, zannederdim ki… Elektrik enerjisi
arzıyla ilgili, kendi ifadelerince, ulusal kaynaklara, yerli kaynaklara,
millî kaynaklara ehemmiyet verdiklerini ifade ederler, biz de böyle
biliyoruz. Tabii, bizim Hükûmet Programı'mızda da bu zaten var. Bizim
ulusal kaynaklara ehemmiyetimiz, hiç şüphesiz, tartışılmaz.
Şimdi, bu madde ne getiriyor?
Bundan çok daha evvel, hükûmetler arası ikili anlaşmalar tesis edilmiş.
Şimdi, ortada bir anlaşma var, ilgili Anayasa'mız var. Anayasa'nın
ilgili 90'ıncı maddesine bakarsak, Sayın Vekilim, milletlerarası
anlaşmalarla, ilgili tarafların birbirine yükledikleri edimler
var, hukuki edimler var. Bir defa, böyle bir sıkıntı var burada. Yani,
siz, Anayasa'nızda, ilgili projeyle ilgili, on altı projeyle ilgili,
bu milletlerarası anlaşmalara atıfta bulunan birtakım yükümlülüklere
girmişsiniz. Bu Hükûmet bu yükümlülüğe girmemiş. Olmuş. Yani, sonuçta
böyle bir yükümlülük var ortada. Peki, bunun değeri nedir, bu projenin?
Komisyondan geçen raporda "4,7 milyar dolar" dense de -bence,
bu sadece, belki, inşaat maliyeti olabilir- bu güçteki bir kurulu
gücün şu anda yatırımının realize edilebilmesi için, benim bildiğim
en son fiyatlara göre, bu ülkede, 6 milyar dolara yakın bir yatırım
ihtiyacı gerekir, bu projenin gerçekleşmesi için.
Şimdi, Allah aşkına,
bakalım, Türkiye'nin hangi şartı, bu büyüklükteki bir yatırımın realize
edilebilmesi için şartları müsait? Bütçeniz müsait mi? Hazinenin
borçlanma yükümlüğü buna müsait mi? Ayrıca, 1 katrilyon YTL civarında
bir kamulaştırmadan bahsediyoruz, bunlar müsait mi? Ayrıca, demin
ifade ettiğim gibi, milletlerarası bir anlaşma var ortada. Bütün
bunları biz bırakacağız… Bu projenin, bu yasanın, bence, bugüne kadar
çıkmaması bile gecikmiş bir hadisedir. Bu konuda çaba sarf eden, gerek
DSİ'ye gerekse Bakanlığa, ben, gerçekten, grubum ve şahsım adına teşekkür
etmeyi burada bir borç bilirim. Gerçekten, samimi söylüyorum, bu
projelerin bu kadar akamete uğraması için, bu kadar zaman geçmeseydi,
bence, belki, çok daha iyi olurdu.
Şimdi, bu ne sağlıyor?
Bu yatırımla ilgili, bütçenin, uyguladığımız prensipler çerçevesinde
hazinenin borçlanma yükümlülüğünü ortadan kaldırıyor. Peki, ne
getiriyor? Yenilenebilir enerji tasarısına bir atıfta bulunuyor,
ilgili madde ve bunu 15 kilometrekarelik bir alan dışına da çıkarıyor.
Siz, anlatımlarınızda
dediniz ki: "Devlet, çok daha borçlu bir yükümlülük altına giriyor.
Sonuçta, bir taraftan sanki hazine garantisi ortadan kalkıyor gibi
gösteriliyor ilgili maddede, ama, aslında, hazine, şu andaki dağıtım
şirketlerinin fonksiyonu itibarıyla daha fazla bir borç yükümlülüğü
altına giriyor." Ama, şunu unutmamak lazım: Şu anda, ortada yirmi
tane dağıtım şirketi var. Bir özelleştirme süreci yaşıyor Türkiye.
Bu dağıtım şirketleri, Sayın Vekilim şu anda, kamunun üzerinde, yani
TEDAŞ'ın üzerinde olsa bile, bu özelleştirme süreci gerçekleştiği
an, üzerinde bulunan tüm yükümlülükleriyle, tüm edimleriyle beraber
özelleştirme sürecinde bu işi hak eden şirketlerin üzerine geçeceği
hiç şüphesiz. Dolayısıyla, burada, hazinenin üzerinde kalabilecek
bir yükten bahsetmek son derece isabetsiz bir yaklaşım olur.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSNÜ ORDU (Devamla)
- Yani, şu anda, her ne kadar kamunun üzerinde gözükse bile, netice
itibarıyla bunlar özelleşecektir ve TEDAŞ'a ait bu şirketlerin tüm
yükümlülükleri özel sektöre geçecektir diyorum.
Ben bu 2'nci maddenin
sonuçları itibarıyla Türkiye'de büyüyen arza karşılık, yaklaşık
11 milyar kilovat saatlik bir enerji arzıyla yapılabilmesini eğer
biz temin edebilirsek, ülkemize hayırlı bir hizmet yapacağımız kanaatiyle
yüce Meclisi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Ordu.
Şahsı adına, Kayseri
Milletvekili Sayın Taner Yıldız, buyurun.
TANER YILDIZ (Kayseri)
- Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tabii, burada bu kanun teklifiyle
yapılan işlemin, ben, bir kez daha, çok isabetli bir iş olması açısından
bunun altını çizmek isterim. Bir önemli konu da şu: Şimdi, serbestleşme
önünde, bizim, piyasayı, bu liberalleşmeyle alakalı yaptığımız
çalışmada temel bir enerji politikasının stratejisi var. O da özel
sektörün artan paylarla bu sektördeki yerini alması, fakat, bu değişimi
düzenlerken, ayarlarken dikkat etmemiz gereken ve özellikle Enerji
Bakanlığımızın da titizlikle üzerinde durduğu arz güvenliğiyle
alakalı dengeleri korumak. Tabii ki, biz, bütün imkânlarımızı, devletin
bütün imkânlarını, makul ölçülerde, özel sektörün alanına, özel sektörün
çalışma, hareket alanına açmamız gerekiyor. Fakat, bununla alakalı
da, ne kadar rağbet edildiğiyle alakalı da kontrolleri yapmak açısından
bunları denetlemek ve kontrol etmek de tabii ki kamunun görevidir,
ister düzenlemeyle alakalı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu olsun,
isterse bu politikaları koymak ve bu politikaların yerinde yürüyüp
yürümediğini kontrol etmek açısından Bakanlık olsun.
Şimdi, burada, biz istiyoruz
ki, bunlar özel sektör eliyle yapılsın ve ikili anlaşmalar çerçevesinde,
bırakın hazine garantisini, hazine garantisinin daha da ötesinde,
bizzat bu inşaatların hak edişlerini ödemeyle alakalı hazine yetkili,
yani, hazine garantisinin bir adım daha ötesinde. Ama, bizim de toplam
kamu borç stokunu artırmamak açısından da, bir kez daha söylemek isterim,
bunların sınırlandırılması söz konusuydu. İşte, buradaki yapılan
işlem, sırf inşaatlarının bedellerini ödemekten daha öte, hem inşaatlarını
yapmak hem de onların işletmelerini yapmak ve kendilerine sağlanan
süre olan kırk dokuz yıl sonra da o noktadan çekilmek. Bu arada, kendileriyle
alakalı da çoklu bir başvuru olmadığı için, mükteseplerinde olduğu
için de, bununla alakalı, su kullanım bedelleriyle alakalı herhangi
bir bedel ödememek. Yani, hem özel sektörün, kamunun sunduğu, arz ettiği
kamu kaynaklarını makul oranda kendi payını alıcı hem de kamunun
kendi menfaatleri doğrultusunda, bu harekete geçirilmesi bekleyen
yerli kaynaklarımızı, su kaynaklarımızı harekete geçirmek. Yani,
her iki taraf da kazanmış olacak, hem özel sektör hem kamu kazanmış olacak,
dolayısıyla ülkemiz kazanmış olacak.
Bu açıdan, ben, tekrar,
bu çalışma içerisinde bulunan arkadaşları tebrik ediyorum ve saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Yıldız.
Madde üzerinde konuşmalar
tamamlanmıştır.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
çalışma süremiz tamamlanmak üzeredir. Bu nedenle, alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 18 Nisan
2007 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
İyi akşamlar diliyorum.