Normal deneme 2 11 2007-04-18T12:48:00Z 2007-04-18T12:48:00Z 1 53562 305309 Türkiye Büyük Millet Meclisi 2544 716 358155 10.2625 Clean 0 0 nk 0 nk 0 0 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖ­NEM: 22                                   CİLT: 150                             YA­SA­MA YI­LI: 5

 

 

 

TÜR­Kİ­YE BÜ­YÜK MİL­LET MEC­Lİ­Sİ

TU­TA­NAK DER­Gİ­Sİ

 

 

78’in­ci Bir­le­şim

21 Mart 2007 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

 II. - BAŞ­KAN­LI­ĞIN GE­NEL KU­RU­LA SU­NUŞ­LA­RI

A) GÜN­DEM DI­ŞI KO­NUŞ­MA­LAR

1.- Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Ali Os­man Sa­li'nin, 21 Mart Dün­ya Or­man­cı­lık Gü­nü'nün ama­cı­na, ik­lim de­ği­şi­k­li­ği ve kü­re­sel ısın­ma­nın her gün an­la­tıl­ma­ya ça­lı­şıl­dı­ğı dün­ya­mız­da, or­man­la­rı­mı­zı ko­ru­ma­nın ve or­man alan­la­rı­nın ge­niş­le­til­me­si­nin öne­mi­ne; Yaş­lı­lar Haf­ta­sı'na iliş­kin gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı ve Çev­re ve Or­man Ba­ka­nı Os­man Pe­pe'nin ce­va­bı

2.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin Kan­su'nun, Irak'ın Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri ön­cü­lü­ğün­de­ki güç­ler ta­ra­fın­dan iş­gal edi­li­şi­nin be­şin­ci yı­lın­da, ül­ke­de ba­rı­şın ger­çek­leş­me­si için alın­ma­sı ge­re­ken so­mut ted­bir­le­re iliş­kin gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı

3.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Şük­rü Mus­ta­fa Elek­dağ'ın, İş­çi Par­ti­si Ge­nel Baş­ka­nı Do­ğu Pe­rin­çek'in Er­me­ni soy­kı­rı­mı­nın ulus­la­ra­ra­sı bir ya­lan ol­du­ğu­nu be­lir­ten be­yan­la­rı do­la­yı­sıy­la Lo­zan Po­lis Mah­ke­me­si ta­ra­fın­dan ha­pis ce­za­sı­na çarp­tı­rıl­ma­sı­nın yan­sı­ma­la­rı­na iliş­kin gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı

III. - ÖNE­Rİ­LER

A) Sİ­YA­Sİ PAR­Tİ GRU­BU ÖNE­Rİ­LE­Rİ

1.- (10/124) ile (10/331) esas nu­ma­ra­lı Mec­lis araş­tır­ma­sı öner­ge­le­ri­nin ön gö­rüş­me­le­ri­nin, Ge­nel Ku­ru­lun 21/3/2007 Çar­şam­ba gün­kü bir­le­şi­min­de ve bir­lik­te ya­pıl­ma­sı­na iliş­kin CHP Gru­bu öne­ri­si

IV. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­rihî Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

3.- Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı; Niğ­de Mil­let­ve­ki­li Or­han Eras­lan ile Van Mil­let­ve­ki­li Meh­met Kar­tal'ın; 4926 Sa­yı­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı ve Bu Ka­nu­na Bir Ek Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Van Mil­let­ve­ki­li Yek­ta Hay­da­roğ­lu'nun; Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu­na Bir Mad­de Ek­len­me­si ile İl­gi­li Ka­nun Tek­li­fi ile Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1240, 2/403, 2/644) (S. Sa­yı­sı: 1275)

4.- Rad­yo ve Te­le­viz­yon­la­rın Ku­ru­luş ve Ya­yın­la­rı Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1300) (S. Sa­yı­sı: 1342)

5.- 17.1.2007 Ta­rih­li ve 5574 Sa­yı­lı Türk Pet­rol Ka­nu­nu ve Cum­hur­baş­ka­nın­ca Bir Da­ha Gö­rü­şül­mek Üze­re Ge­ri Gön­der­me Tez­ke­re­si ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1301) (S. Sa­yı­sı: 1352)

6.- Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li ve 14 Mil­let­ve­ki­li ile Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ve­dat Me­lik ve 21 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2510 Sa­yı­lı İs­kan Ka­nu­nu­na Bir Ek Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­lif­le­ri ile Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/824, 2/859) (S. Sa­yı­sı: 1315)

7.- Em­ni­yet Teş­ki­la­tı Uçuş Hiz­met­le­ri Taz­mi­nat Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve İçiş­le­ri ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/437) (S. Sa­yı­sı: 1150)

8.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

9.- Da­rü­la­ce­ze Mü­es­se­se­si Ge­nel Mü­dür­lü­ğü Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile İçiş­le­ri Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/988) (S. Sa­yı­sı: 922)

10.- Ge­ce­kon­du Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1254) (S. Sa­yı­sı: 1266)

V. - OY­LA­MA­LAR

1.- Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın oy­la­ma­sı

I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

TBMM Ge­nel Ku­ru­lu sa­at 15.00'te açı­la­rak dört otu­rum yap­tı.

An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin Ek­mek­ci­oğ­lu, öğ­ret­men okul­la­rı­nın 159'un­cu ku­ru­luş yıl dö­nü­mü mü­na­se­be­tiy­le, köy ens­ti­tü­le­riy­le baş­la­yan sü­reç­te de­ne­nen tüm uy­gu­la­ma­la­rın, ka­za­nım­la­rın yol gös­te­ri­ci­li­ğin­de, ka­mu­sal, çağ­daş, bi­lim­sel, de­mok­ra­tik ve la­ik eği­ti­min ih­ti­yaç­la­rı­nı gö­ze­te­rek ulus­la­ra­ra­sı ge­nel ka­bul­le­rin ışı­ğın­da öğ­ret­men ye­tiş­tir­me sis­te­mi­nin ye­ni­den ele alın­ma­sı­nın öne­mi­ne;

Iğ­dır Mil­let­ve­ki­li Dur­sun Ak­de­mir,

Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Meh­met Çi­çek,

Ba­rış, hoş­gö­rü, kar­deş­lik ve dost­luk bay­ra­mı olan Nev­ruz kut­la­ma­la­rı­na ve bu bay­ra­mın ta­rih­çe­si­ne;

İliş­kin gün­dem dı­şı bi­rer ko­nuş­ma yap­tı­lar.

1/3/2007 ta­rih­li ve 5588 sa­yı­lı Ge­lir Ver­gi­si Ka­nu­nu ve Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun'un bir mad­de­si­nin Ana­ya­sa'nın 89 ve 104'ün­cü mad­de­le­ri­ne gö­re bir kez da­ha gö­rü­şül­mek üze­re ge­ri gön­de­ril­di­ği­ne iliş­kin Cum­hur­baş­kan­lı­ğı,

Rus­ya Fe­de­ras­yo­nu Fe­de­ras­yon Kon­se­yi Baş­ka­nı Ser­gey Mi­ro­nov ve be­ra­be­rin­de­ki he­ye­tin ül­ke­mi­zi zi­ya­re­ti­nin uy­gun bu­lun­du­ğu­na iliş­kin Baş­kan­lık,

Tez­ke­re­le­ri Ge­nel Ku­ru­lun bil­gi­si­ne su­nul­du.

Te­kir­dağ Mil­let­ve­ki­li Meh­met Nu­ri Say­gun ve 40 mil­let­ve­ki­li­nin, yer al­tı kay­nak­la­rı­nın kul­la­nı­mı­nın araş­tı­rı­la­rak et­kin de­ğer­len­di­ril­me­si için alın­ma­sı ge­re­ken ön­lem­le­rin be­lir­len­me­si ama­cıy­la Mec­lis araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­si (10/429) Ge­nel Ku­ru­lun bil­gi­si­ne su­nul­du; öner­ge­nin gün­dem­de­ki ye­ri­ni ala­ca­ğı ve ön gö­rüş­me­si­nin, sı­ra­sı gel­di­ğin­de ya­pı­la­ca­ğı açık­lan­dı.

Baş­ba­kan Re­cep Tay­yip Er­do­ğan'ın Eti­yop­ya'ya,

Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Ab­dul­lah Gül'ün Ar­na­vut­luk'a,

Yap­tık­la­rı resmî zi­ya­ret­le­re ka­tı­la­cak mil­let­ve­kil­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­lık tez­ke­re­le­ri ka­bul edil­di.

Gün­de­min "Ge­nel Gö­rüş­me ve Mec­lis Araş­tır­ma­sı Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ön­gö­rüş­me­ler" kıs­mı­nın 73'ün­cü sı­ra­sın­da yer alan (10/117) esas nu­ma­ra­lı Mec­lis araş­tır­ma­sı öner­ge­si­nin ön gö­rüş­me­si­nin, Ge­nel Ku­ru­lun 20/3/2007 Sa­lı gün­kü bir­le­şi­min­de ya­pıl­ma­sı­na iliş­kin CHP Gru­bu öne­ri­si, ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­den son­ra ka­bul edil­me­di.

Ka­ra­man Mil­let­ve­ki­li Mev­lüt Ak­gün, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met Kan­do­ğan'ın,

An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Bay­ram Ali Me­ral, Or­du Mil­let­ve­ki­li Eyüp Fat­sa'nın,

Ko­nuş­ma­la­rın­da, şa­hıs­la­rı­na sa­taş­tık­la­rı id­di­asıy­la bi­rer açık­la­ma­da bu­lun­du­lar.

İz­mir Mil­let­ve­ki­li Bü­lent Ba­ra­ta­lı'nın, 357 Sa­yı­lı As­kerî Hâkim­ler Ka­nu­nu­na Bir Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir (2/138),

Te­kir­dağ Mil­let­ve­ki­li Enis Tü­tün­cü'nün, Nak­di Taz­mi­nat ve Ay­lık Bağ­lan­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da (2/862),

Ka­nun Tek­lif­le­ri­nin İç Tü­zük'ün 37'nci mad­de­si­ne gö­re doğ­ru­dan gün­de­me alın­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­le­ri, ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­den son­ra, ka­bul edil­di.

Gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın:

1'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305) gö­rüş­me­le­ri, da­ha ön­ce ge­ri alı­nan mad­de­le­re iliş­kin ko­mis­yon ra­po­ru he­nüz gel­me­di­ğin­den;

2'nci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904),

3'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Rad­yo ve Te­le­viz­yon­la­rın Ku­ru­luş ve Ya­yın­la­rı Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir (1/1300) (S. Sa­yı­sı: 1342),

4'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan ve Cum­hur­baş­ka­nın­ca bir kez da­ha gö­rü­şül­mek üze­re ge­ri gön­de­ri­len 17/1/2007 Ta­rih­li ve 5574 Sa­yı­lı Türk Pet­rol (1/1301) (S. Sa­yı­sı: 1352),

Ka­nun Ta­sa­rı­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri, il­gi­li ko­mis­yon yet­ki­li­le­ri Ge­nel Ku­rul­da ha­zır bu­lun­ma­dı­ğın­dan;

Er­te­len­di.

5'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan ve İç Tü­zük'ün 91'in­ci mad­de­si kap­sa­mın­da de­ğer­len­di­ri­le­rek te­mel ka­nun ola­rak bö­lüm­ler hâlin­de gö­rü­şül­me­si ka­rar­laş­tı­rı­lan, Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı; Niğ­de Mil­let­ve­ki­li Or­han Eras­lan ile Van Mil­let­ve­ki­li Meh­met Kar­tal'ın, 4926 Sa­yı­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı ve Bu Ka­nu­na Bir Ek Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Van Mil­let­ve­ki­li Yek­ta Hay­da­roğ­lu'nun, Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu­na Bir Mad­de Ek­len­me­si ile İl­gi­li Ka­nun Tek­li­fi'nin (1/1240, 2/403, 2/644) (S. Sa­yı­sı: 1275) bi­rin­ci bö­lü­mü­ne bağ­lı 13'ün­cü mad­de­si­ne ka­dar ka­bul edil­di.

21 Mart 2007 Çar­şam­ba gü­nü, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce sa­at 14.00'te top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 22.01'de son ve­ril­di.

 

İs­ma­il Alptekin

 

 

TBMM Baş­kanı Ve­ki­li

 

Ah­met Gök­han Sarıçam

 

Ya­şar Tüzün

Kırk­la­re­li

 

Bi­le­cik

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

 

 

21 Mart 2007 Çar­şam­ba

Bİ­RİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 14.07

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur), Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik)

BAŞ­KAN - Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 78'in­ci Bir­le­şi­mi'ni açı­yo­rum.

Top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır, gö­rüş­me­le­re baş­lı­yo­ruz.

Gün­de­me geç­me­den ön­ce üç sa­yın mil­let­ve­ki­li­ne gün­dem dı­şı söz ve­re­ce­ğim.

Gün­dem dı­şı ilk söz, Or­man­cı­lık Gü­nü ve Yaş­lı­lar Haf­ta­sı mü­na­se­be­tiy­le Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ali Os­man Sa­li'ye ait­tir.

Bu­yu­run Sa­yın Sa­li.

Sü­re­niz beş da­ki­ka.

II. - BAŞ­KAN­LI­ĞIN GE­NEL KU­RU­LA SU­NUŞ­LA­RI

A) GÜN­DEM DI­ŞI KO­NUŞ­MA­LAR

1.- Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Ali Os­man Sa­li'nin, 21 Mart Dün­ya Or­man­cı­lık Gü­nü'nün ama­cı­na, ik­lim de­ği­şi­k­li­ği ve kü­re­sel ısın­ma­nın her gün an­la­tıl­ma­ya ça­lı­şıl­dı­ğı dün­ya­mız­da, or­man­la­rı­mı­zı ko­ru­ma­nın ve or­man alan­la­rı­nın ge­niş­le­til­me­si­nin öne­mi­ne; Yaş­lı­lar Haf­ta­sı'na iliş­kin gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı ve Çev­re ve Or­man Ba­ka­nı Os­man Pe­pe'nin ce­va­bı

ALİ OS­MAN SA­Lİ (Ba­lı­ke­sir) - Sa­yın Baş­ka­nım, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. Dün­ya Or­man­cı­lık Haf­ta­sı mü­na­se­be­tiy­le söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum.

21 Mart gü­nü Dün­ya Or­man­cı­lık Gü­nü ola­rak kut­lan­mak­ta­dır. 21 Mart, top­ra­ğın, do­ğa­nın ve can­lı­la­rın kış uy­ku­sun­dan uyan­dı­ğı, can­lan­ma­ya, di­ril­me­ye baş­la­dı­ğı gün ola­rak ka­bul edil­mek­te­dir. Onun için, bu haf­ta, ül­ke­miz­de de ba­zı et­kin­lik­ler­le kut­lan­mak­ta­dır. Amaç, do­ğa­yı ta­nıt­mak, ağa­cın, ye­şi­lin ve or­man­la­rın kıy­me­ti­ni, de­ğe­ri­ni, ye­di­den yet­miş ye­di­ye her­ke­se an­lat­mak, kav­rat­mak ve sev­dir­mek­tir. Zi­ra, sev­gi ol­ma­dan bu do­ğal kay­nak­la­rı­mı­zı ko­ru­mak ve ge­liş­tir­mek müm­kün de­ğil­dir. Dün­ya bi­lim adam­la­rı "ar­tık ya­rı­yı geç­tik, bol­lu­ğa, çok­lu­ğa de­ğil, kıt­lı­ğa, az­lı­ğa doğ­ru gi­di­yo­ruz" de­mek­te­dir.

İk­lim de­ği­şik­li­ği­nin, kü­re­sel ısın­ma­nın her gün an­la­tıl­ma­ya ça­lı­şıl­dı­ğı dün­ya­mız­da, biz de, mil­let ola­rak, önü­müz­de kar­şı­la­şa­bi­le­ce­ği­miz ya­şam risk­le­ri­ni gö­re­rek ba­zı ted­bir­le­ri geç ol­ma­dan al­ma­lı­yız. Or­man­la­rı­mı­zın de­ğe­ri­ni bil­me­li­yiz, var olan or­man­la­rı­mı­zı mut­la­ka ko­ru­ma­lı, ge­niş­let­me­li­yiz. Zi­ra, or­man­lar, in­san­lı­ğın ge­le­ce­ğin­de or­tak bir kay­nak­tır, de­ğer­dir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bu ka­dar öne­mi ve ehem­mi­ye­ti olan or­man­lar ko­nu­sun­da ül­ke­miz ne du­rum­da­dır di­ye bak­tı­ğı­mız­da, kar­şı­mı­za çı­kan tab­lo, or­man zen­gi­ni bir ül­ke ol­ma­dı­ğı­mız­dır; ama, or­man fa­ki­ri de de­ği­liz. Var olan­la­rı ko­ru­ma­lı ve sür­dü­rü­le­bi­lir bir şe­kil­de yö­net­me­li­yiz. Ül­ke­miz­de 20 mil­yon hek­tar or­man ol­du­ğu bir ger­çek­tir. An­cak, bu mik­ta­rın yüz­de 50'si; 10 mil­yon hek­ta­rı, bo­zuk ka­rak­ter­de or­man­dır. Ya­ni, açık bir an­la­tım­la, bu or­man­lar, ger­çek an­lam­da or­man va­sıf­la­rı­nı ta­şı­ma­mak­ta ve fonk­si­yon gör­me­mek­te­dir. Öy­ley­se ilk po­li­ti­ka­mız bun­la­rı ko­ru­mak ve ge­liş­tir­mek ol­ma­lı­dır.

Geç­miş­ten gü­nü­mü­ze bu ko­nu­da ne ya­pıl­mış ve­ya ya­pıl­mak­ta­dır di­ye ba­kar­sak, or­man­lar yüz­yıl­lar­dan bu ya­na is­te­ni­len öl­çü­de ko­ru­na­ma­mış­tır. Eko­no­mik, sos­yal ve kül­tü­rel ge­liş­me­mi­ze bağ­lı ola­rak or­man­la­rın de­ğe­ri gi­de­rek an­la­şıl­mış­tır. Özel­lik­le 1960'lı yıl­lar­dan bu ya­na plan­lı bir şe­kil­de yö­ne­til­miş, 1980'li yıl­lar­dan son­ra tüm dün­ya­da or­man­la­rın öne­mi da­ha iyi an­la­şıl­mış­tır. 2002 yı­lı­na ka­dar ge­çen son on yıl­da, ül­ke­miz­de, or­ta­la­ma 75 bin hek­tar ağaç­lan­dır­ma, eroz­yon kon­tro­lü ve re­ha­bi­li­tas­yon ya­pıl­mış­tır. Bu mik­tar 2003'te 115 bin hek­tar, 2004'te 170 bin, 2005'te 175 bin, 2006'da ise 370 bin hek­tar ola­rak ger­çek­leş­miş­tir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, or­man­lar­la bir­lik­te or­man için­de ve­ya bi­ti­şi­ğin­de hal­kı­mız da ya­şa­mak­ta­dır. Bu ger­çe­ği de de­ğer­len­dir­mek du­ru­mun­da­yız. Dev­let ola­rak bu iki­li­nin -or­man ve or­man köy­lü­le­ri­nin- bir­lik­te ya­şa­ma­la­rı ger­çe­ği­ni de hiç unut­ma­ma­mız ge­rek­mek­te­dir.

"Or­man­lar ve ta­bi­at an­cak in­san için var­dır" ger­çe­ği Ana­ya­sa'mız­da da yer al­mış­tır. Or­man­lar, Ana­ya­sa'nın gü­ven­ce­si al­tın­da­dır. Or­man Ka­nu­nu, en es­ki ve en sert özel ka­nun­la­rı­mız­dan bi­ri­si­dir.

Bu­ra­da şu ger­çe­ği de siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum: Or­man için­de ve bi­ti­şi­ğin­de ya­şa­yan or­man köy­lü­müz, top­lu­mu­mu­zun en fa­kir ta­ba­ka­sı­nı oluş­tur­mak­ta­dır; çün­kü, ye­ter­li ge­çim kay­nak­la­rı yok­tur, ye­ter­li ta­rım top­rak­la­rı yok­tur, hat­ta, ta­rım yap­tık­la­rı top­rak­lar as­lın­da ta­rı­ma da uy­gun de­ğil­dir.

Şim­di, Dün­ya Or­man­cı­lık Gü­nü ve­si­le­siy­le Or­man Ba­kan­lı­ğı­mı­zı, bu­gü­ne ka­dar hiç uy­gu­la­ma ör­ne­ği ol­ma­yan, hem Ana­ya­sa'da hem Or­man Ka­nu­nu'nun 2/A mad­de­sin­de var olan bir ko­nu­yu uy­gu­la­ma­ya ça­ğı­rı­yo­rum. Ge­lin, Ana­ya­sa'mız­da yer al­dı­ğı üze­re top­rak­sız or­man köy­lü­sü­nü top­rak­lan­dı­ra­lım, on­la­rı da­ha uy­gun yer­le­re ta­şı­ya­lım. Hâlen or­man köy­le­rin­de ta­rı­ma uy­gun ol­ma­yan, or­man için­de bu­lu­nan, ama or­man köy­lü­sü ta­ra­fın­dan ta­rım­da kul­la­nı­lan ara­zi­ler ile da­ha al­çak ra­kım­lar­da olan ta­rı­ma uy­gun, ama Or­man Ka­nu­nu'na gö­re kay­den -bu­nu özel­lik­le be­lirt­mek is­ti­yo­rum- or­man olan yer­le­ri ta­kas ede­lim. Ya­sa'da ve Ana­ya­sa'da var olan bu hu­su­su Sa­yın Ba­ka­nı­mı­zın uy­gu­la­ma­ya sok­ma­sı­nı ta­lep edi­yo­ruz. Or­man köy­le­ri­ni ve köy­lü­le­ri­ni or­man­la­rın için­den da­ha uy­gun yer­le­re, ta­rı­ma uy­gun alan­la­ra ta­şı­ya­lım. Ko­nuy­la il­gi­li yö­net­me­lik, ge­çen haf­ta, 16 Mart 2007 ta­rih­li Resmî Ga­ze­te'de ya­yım­lan­dı. Eme­ği ge­çen­le­re ve Sa­yın Ba­ka­nı­mı­za te­şek­kür edi­yo­rum. De­di­ğim gi­bi, uy­gu­la­ma­yı da he­men baş­la­ta­lım. Bu işe de bi­zim ili­miz­den, Ba­lı­ke­sir ilin­den baş­lan­ma­sı­nı öne­ri­yo­rum.

Sa­yın Ba­ka­nım, köy­lü­le­ri­miz ha­zır, ara­zi ha­zır, mev­zu­at ha­zır, ka­das­tro ta­li­ma­tı­nı ver­di­ği­niz­de uy­gu­la­ma­ya he­men baş­la­ma­nız müm­kün ola­cak. Köy­lü­müz da­ha iyi şart­lar­da ve da­ha iyi mekânlar­da ya­şa­ma hak­kı­na sa­hip ol­sun­lar, çün­kü, köy­ler de, or­man­lar da, köy­lü­le­ri­miz de he­pi­mi­zin. Hükûme­ti­miz, son beş yıl­da çok gü­zel iş­ler ba­şar­dı, bu­nu da ba­şa­ra­ca­ğı­na ina­nı­yo­rum, geç ol­ma­dan bu­gün bir yer­den baş­la­mak zo­run­da­yız.

Dün­ya Or­man­cı­lık Haf­ta­sı'nın, in­san­la­rı­mı­zın, or­man­la­rı, do­ğa­yı, gü­zel­lik­le­ri gör­me­si­ne, sev­gi­si­nin art­ma­sı­na ve­si­le ol­ma­sı di­le­ğiy­le, Yaş­lı­lar Haf­ta­sı ne­de­niy­le ço­cuk­la­rı­mı­za ve genç­le­ri­mi­ze de bir­kaç cüm­le söy­le­mek is­ti­yo­rum.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ALİ OS­MAN SA­Lİ (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, iki üç cüm­lem var.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

ALİ OS­MAN SA­Lİ (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim.

Be­nim yaş­lan­dı­ğı­mı dü­şün­dü­ğün gün sa­bır­lı ol, lüt­fen be­ni an­la­ma­ya ça­lış. Be­nim, sa­na bir şey­ler öğ­ret­mek için se­nin­le il­gi­len­di­ğim za­man­lar­da­ki sab­rı­mı ha­tır­la. Ba­zı za­man­lar unut­kan olur­sam, ko­nuş­ma­la­rı­mız­da ipin ucu­nu ka­çı­rır­sam, ha­tır­la­mam için ge­rek­li za­ma­nı ta­nı ba­na, ha­tır­la­ya­maz­sam si­nir­len­me; çün­kü yaş­lı­yım ve yaş­lı ba­cak­la­rım yü­rü­me­me izin ver­me­di­ğin­de ba­na eli­ni ver, tıp­kı, be­nim, sa­na ilk adım­la­rı­nı atar­ken ver­di­ğim gi­bi. Yü­rü­me­me ve yo­lu­mu sa­bır­la, sev­giy­le bi­tir­me­me yar­dım­cı ol.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gün­le­ri­mi­zin il­gi­li­le­ri­ne ha­yır­lı ol­ma­sı te­men­ni­siy­le, he­pi­ni­ze say­gı­lar, sev­gi­ler su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Sa­li.

Sa­yın Ba­kan ce­vap ve­re­cek­ler.

Bu­yu­run.

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (Ko­ca­eli) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Dün­ya Or­man­cı­lık Gü­nü mü­na­se­be­tiy­le gün­dem dı­şı ko­nuş­ma ya­pan Sa­yın Ali Os­man Sa­li'ye te­şek­kür edi­yo­rum.

Bu­gün, 21 Mart Dün­ya Or­man­cı­lık Gü­nü. 1970'li yıl­lar­dan bu ta­ra­fa, dün­ya­da­ki or­man var­lı­ğı­nın kar­şı­laş­mış ol­du­ğu risk­le­ri in­san­lık fark et­ti ve 21 Mart, ta­bi­atın uyan­dı­ğı, bü­yü­me­nin, ve­je­tas­yo­nun bü­tün ta­bi­at­ta baş­la­dı­ğı gün olan, ta­rih olan bu gü­nü, in­san­lı­ğın or­tak ge­le­ce­ği­nin en bü­yük te­mi­na­tı olan or­man­lar­la ala­ka­lı böy­le bir özel gün dü­zen­le­me­si ya­pıl­dı. Biz, dört yıl içe­ri­sin­de, AK Par­ti Hükûme­ti ola­rak or­man­cı­lık po­li­ti­ka­la­rı­na ye­ni bir ba­kış, ye­ni bir ufuk, ye­ni bir çı­ğır ge­tir­dik. Bi­zim yap­mış ol­du­ğu­muz ça­lış­ma­lar­dan, en öne çı­kan, ka­mu­oyu ta­ra­fın­dan en ya­kın­dan gö­rü­len, his­se­di­len pro­je­le­ri­miz­den bi­ri­si bü­tün bü­yük kent­le­ri­mi­zin ci­va­rın­da, ya­kı­nın­da­ki or­man­la­rın hal­ka açıl­ma­sı, ye­ni or­man­lar ih­das edil­me­si ve kent or­man­la­rı pro­je­si ile in­sa­nı­mız­la ta­bi­atı, or­ma­nı ku­cak­laş­tı­rıp ba­rış­tır­ma pro­je­siy­di bu yap­tı­ğı­mız bi­zim. Şu ana ka­dar el­li se­kiz il, al­tı il­çe­miz­de kent or­ma­nı kur­duk. Or­man­lar hal­ka açıl­dık­ça, halk­la bu­luş­tu­rul­duk­ça, halk­la ba­rış­tı­rıl­dık­ça ina­nı­yo­rum ki bu top­lum­sal bi­lin­ci yük­sel­te­cek, or­ma­na, çev­re­ye, ye­şi­le say­gı­yı da­ha güç­len­di­re­cek­tir.

Ül­ke­miz­de­ki 7 mil­yon yıl­lık üre­tim ge­çen se­ne 9 mil­yon met­re kü­pe, 2007'de de in­şal­lah 10 mil­yon met­re kü­pe çı­kar­tı­lı­yor. Ya­ni Tür­ki­ye or­man­la­rı­nı da­ha iyi yö­ne­tir nok­ta­ya gel­di.

Tür­ki­ye'de biz­den ön­ce­ki, 2003'ten ön­ce­ki yıl­la­rın or­ta­la­ma ağaç­lan­dır­ma, eroz­yon mü­ca­de­le­si ra­kam­la­rı­na bak­tı­ğı­mız­da yıl­da 75 bin hek­tar or­ta­la­ma ağaç­lan­dır­ma ve re­ha­bi­li­tas­yon ça­lış­ma­sı ya­pıl­mış­tır. Biz bu ra­ka­mı… Geç­ti­ği­miz se­ne ar­ka­daş­la­rı­mı­za 300 bin hek­tar he­def ver­miş­tik -bir ta­raf­tan Ağaç­lan­dır­ma Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, bir ta­raf­tan Or­man Ge­nel Mü­dür­lü­ğü- 400 bin hek­ta­rı ya­ka­la­dık.

Ta­bii, şim­di bu ra­kam­lar…

MEH­MET IŞIK (Gi­re­sun) - Sa­yın Ba­kan, ağaç­lan­dır­ma de­ğil bun­lar, za­ten var olan or­man­lar.

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (De­vam­la) - Bir mu­ha­le­fet mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mı­zın bu­gün ga­ze­te­ler­den be­ya­nı­nı oku­dum, "An­cak 25 bin hek­tar ya­pa­bi­lir­ler, bu ra­kam­lar bi­raz…"

MEH­MET IŞIK (Gi­re­sun) - 56 bin hek­tar Sa­yın Ba­kan.

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (De­vam­la) - 25 bin ra­ka­mın­dan bah­se­di­li­yor.

MEH­MET IŞIK (Gi­re­sun) - 56 bin…

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (De­vam­la) - Biz­den ön­ce, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, en bü­yük ağaç­lan­dır­ma ça­lış­ma­la­rı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti ta­ri­hin­de 1985, 1986, 1987 yıl­la­rın­da rah­met­li Özal dö­ne­min­de ya­pı­lan ça­lış­ma­lar­dır. Bu ra­kam­lar, ilk ola­rak, bi­zim za­ma­nı­mız­da aşıl­mış­tır. Biz, Or­man Ge­nel Mü­dü­rü ar­ka­da­şı­mı­zın ve bü­tün ekip­le­ri­mi­zin ça­lış­ma­la­rı ne­ti­ce­sin­de, üre­tim ya­pı­yo­ruz ve bir mal sa­tı­yo­ruz. Tür­ki­ye'de, Or­man Ge­nel Mü­dür­lü­ğü mo­no­pol­dür; ya­ni, Tür­ki­ye'de­ki bü­tün tom­ruk, en­düs­tri­yel odun ih­ti­ya­cı­nın, MDF, sun­ta­nın bü­tün ih­ti­yaç­la­rı­nı bi­zim Or­man Ge­nel Mü­dür­lü­ğü te­min edi­yor, on­la­ra tah­sis edi­yor ve bu­nun ne­ti­ce­sin­de de bir ver­gi çı­kı­yor.

Bi­zim gön­lü­müz­den ge­çen şey şu: Bu­ra­da, Or­man Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün fa­ali­yet­le­rin­den el­de edi­le­cek olan bü­tün ge­lir­le­rin, bü­tün gay­ri­men­kul sa­tış­la­rı­nın, her tür­lü ge­li­rin ta­ma­mı­nın or­man­cı­lık­ta har­can­ma­sı­dır. Çün­kü, bu ül­ke­ye, bu top­ra­ğa, bu in­san­la­rı­mı­za ya­pa­cak ol­du­ğu­muz en ha­yır­lı hiz­met odur.

Kü­re­sel ısın­ma­nın, ik­lim de­ği­şik­li­ği­nin tar­tı­şıl­dı­ğı gü­nü­müz­de, top­ra­ğı tut­mak is­ti­yor­sa­nız, eroz­yo­nun önü­ne geç­mek is­ti­yor­sa­nız, çöl­leş­me­ye mâni ol­mak is­ti­yor­sa­nız, or­ma­na sa­rı­la­cak­sı­nız. Su alan­la­rı­nı, su kay­nak­la­rı­nı eğer ko­ru­mak is­ti­yor­sa­nız, or­ma­na sa­rı­la­cak­sı­nız. Eğer, ha­va­nın ka­li­te­si­ni, kar­bon­di­ok­si­ti­ni, par­ti­kü­lü­nü, to­zu­nu tut­mak is­ti­yor­sa­nız, yi­ne or­ma­na ko­şa­cak­sı­nız. Ya­ni, ha­ya­tın ol­maz­sa ol­ma­zı olan üç te­mel ele­ment ha­va, su ve top­rak için en bü­yük si­gor­ta, en bü­yük ga­ran­ti or­man.

Pe­ki, or­man var­lı­ğı­nı ge­liş­tir­me nok­ta­sın­da, Tür­ki­ye'nin, 1993 ile 2002 ara­sın­da­ki yıl­da 75 bin ra­ka­mı­nı, biz, üç dört kat yu­ka­rı­ya ta­şı­dık. El­bet­te ki, bu, top­lum­sal bi­lin­ci ge­liş­tir­dik­çe, da­ha yu­ka­rı çı­kar­tıl­ma­sı ge­re­ken bir ra­kam­dır. Tür­ki­ye'nin, or­man­cı­lı­ğa da­ha faz­la fon ayır­ma­sı la­zım, da­ha faz­la kay­nak ayır­ma­sı la­zım. Tür­ki­ye, se­ne­de 500 bin hek­tar­lık ra­kam­la­rı, se­ne­de 1 mil­yar fi­da­nın di­kil­di­ği­ni, ekil­di­ği­ni, ar­tık, ra­hat­lık­la ko­nu­şa­bi­le­cek dü­ze­ye gel­miş­tir. Ya­ni, bu­nu…

GÜ­ROL ER­GİN (Muğ­la) - Fi­dan ekil­mez Sa­yın Ba­kan.

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (De­vam­la) - Fi­dan di­ki­lir, to­hum eki­lir.

GÜ­ROL ER­GİN (Muğ­la) - Bu­nu ben bir ke­re da­ha söy­le­dim si­ze.

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (De­vam­la) - Evet. De­ğer­li Ho­ca'mız… Ta­bii, her şe­yin bir ho­ca­sı var; ama, dört, dört bu­çuk se­ne içe­ri­sin­de de, ku­su­ra bak­ma­yın, biz de, han­gi­si­nin eki­lip, han­gi­si­nin di­ki­le­ce­ği­ni öğ­ren­dik.

NE­CA­Tİ UZ­DİL (Os­ma­ni­ye) - Me­se­le yok o za­man.

ÖMER ABU­ŞOĞ­LU (Ga­zi­an­tep) - Öğ­ren­mek ha­yat bo­yu sü­rer Sa­yın Ba­kan.

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (De­vam­la) - An­cak şu­nu söy­le­ye­yim: De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye, or­man yan­gın­la­rıy­la mü­ca­de­le­de, he­pi­ni­zin dik­kat­le­ri­ni mut­la­ka çe­ki­yor­dur… 1993-2002 yıl­la­rı ara­sın­da Tür­ki­ye'de­ki or­man yan­gın­la­rın­da or­ta­la­ma yıl­da 14.500 hek­tar kay­be­di­li­yor­du. Bi­zim dört yıl­lık or­ta­la­ma­mız, 2003, 2004, 2005, 2006, bu ra­kam 5.200'e gel­di. 14.500-5.200; yıl­da kay­bet­ti­ği­miz alan. Yı­lı içe­ri­sin­de…

HA­LİL AK­YÜZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Ba­kan, or­man kal­ma­dı da on­dan.

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (De­vam­la) - Sa­yın Ak­yüz'ün bu­ra­da ifa­de et­ti­ği hu­sus… As­lın­da, ka­mu­oyun­da şöy­le yan­lış bir ka­na­at var, onu Sa­yın Ak­yüz di­le ge­ti­ri­yor: "Or­man­lar aza­lı­yor. Kar­de­şim, ka­pa­nın elin­de ka­lı­yor. İş­te, ki­mi­si ya­kı­yor ve yak­tık­tan son­ra si­te ya­pı­yor, park ya­pı­yor, iş ye­ri ya­pı­yor, tar­la ya­pı­yor, bağ ya­pı­yor, bos­tan ya­pı­yor. Sa­yın Ba­kan, mem­le­ket­te or­man­lar el­den gi­di­yor." Ba­kın, ben çok ra­hat­lık­la söy­lü­yo­rum. Bu kür­sü­den kaç se­fer di­le ge­tir­dim, bil­mi­yo­rum; ama, bu­gün 21 Mart mü­na­se­be­tiy­le tek­rar söy­lü­yo­rum ki, Tür­ki­ye, dün­ya­da en iyi or­man­cı­lık ya­pan ül­ke­ler­den bi­ri­si­dir. Or­man­la­rı­mı­zı ar­tı­rı­yo­ruz. Ne ka­dar ar­tır­dık? Yak­la­şık 1 mil­yon hek­tar, or­ma­nı­nı Tür­ki­ye ar­tır­dı. Pe­ki, bu ra­ka­mı sa­de­ce biz mi söy­lü­yo­ruz? Ha­yır. Bir­leş­miş Mil­let­le­rin FAO Teş­ki­la­tı­nın ka­yıt­la­rı­na gö­re; Tür­ki­ye'nin, or­man­la­rı­nı bu de­di­ğim ra­kam­lar­da ar­tır­dı­ğı­nı ifa­de edi­yor. Ay­nı za­man­da, dün­ya­da en iyi or­man­cı­lık ya­pı­lan ül­ke­ler­den bi­ri ola­rak da bi­zim ül­ke­miz gös­te­ri­li­yor.

Yüz el­li yı­lı bu­lan Türk or­man­cı­lık teş­ki­la­tı­nın, bu ko­nu­da, evet, asır­la­rı bu­lan mü­ca­de­le­si ne­ti­ce­sin­de, ger­çek­ten, çok gü­zel bir nok­ta­ya doğ­ru gel­dik. Ak­sa­yan yön­le­ri yok mu? El­bet­te ki var.

Ba­kın, yap­mış ol­du­ğu­muz en önem­li iş­ler­den bi­ri şu­dur: Tür­ki­ye'de bal­ta­lık uy­gu­la­ma­la­rı var­dı. Bal­ta­lık or­man­la­rın­da, on-on beş yıl­da, yir­mi yıl­da mak­si­mum, or­man­lar bir uç­tan bir uca tı­raş­la­nıp gö­tü­rü­lür­dü. Bu, çok cid­di eroz­yo­na ve eko­lo­jik den­ge­nin bo­zul­ma­sı­na se­be­bi­yet ve­ri­yor­du. Biz, bu­ra­da çok cid­di bir adım at­tık ve Mar­ma­ra, Ege, Ak­de­niz Böl­ge­si'nde­ki Tür­ki­ye'nin çok önem­li mik­tar­da­ki bal­ta­lık or­man­la­rı­nı ko­ru­ya tah­vil et­tik. Ama, or­man köy­lü­mü­zün de her­han­gi bir za­ra­ra uğ­ra­ma­ma­sı için or­man­dan al­mış ol­du­ğu zatî ih­ti­yaç­la­rı­nı ay­nen ala­bi­le­cek ol­du­ğu ga­ran­ti­si­ni de ge­tir­dik.

Şim­di, bal­ta­lık or­man­la­rın ko­ru­ya teb­dil edil­me­siy­le ala­ka­lı ola­rak, 1917, 1918 yı­lın­da, Ada­pa­za­rı'nın Hen­dek'te, Os­man­lı'nın or­man ida­re­si­nin Avus­tur­ya ve Al­man or­man ida­re­siy­le bir­lik­te yap­mış ol­duk­la­rı bir ça­lış­ma­nın kay­dı­nı bul­duk. Ka­yıt­ta di­yor ki: Bal­ta­lık­lar­dan derhâl çı­kıl­ma­sı la­zım. Bal­ta­lık­la­rın derhâl ko­ru­ya tah­vil edil­me­si la­zım. Ne za­man di­yor bu­nu? 1917, 1918. Sa­vaş de­vam edi­yor, dün­ya­nın her ta­ra­fı ya­nı­yor, yı­kı­lı­yor, ama, or­man­la­rın ko­run­ma­sı için sa­vaş anın­da bi­le, han­gi ted­bir­le­ri ala­bi­li­riz, bu ko­nu­şu­lu­yor, bu­nun­la ala­ka­lı cid­di tek­lif­ler­de bu­lu­nu­yor­lar. Biz bu­nu an­cak dok­san se­ne son­ra ye­ri­ne ge­ti­re­bil­dik.

MEH­MET IŞIK (Gi­re­sun) - Ne ka­dar ba­şar­dık biz Sa­yın Ba­kan?

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (De­vam­la) - Tür­ki­ye'de or­man köy­lü­sü ger­çe­ği­ni el­bet­te ki göz ar­dı et­mek müm­kün de­ğil. Tür­ki­ye'de, dün­ya­nın hiç­bir ül­ke­sin­de ol­ma­yan ne ta­nı­mı var­dır ne de ya­şa­yan ger­çe­ği var­dır. Or­man köy­lü­sü Tür­ki­ye'nin bir re­ali­te­si. Tür­ki­ye or­man içi ve or­man ci­va­rı köy­ler­de, bi­zim şu an­da­ki ra­kam­la­rı­mı­za gö­re 3-4 mil­yon ci­va­rın­da va­tan­da­şı­mız ya­şı­yor. Ama köy sa­yı­sı ola­rak bu sa­yı yir­mi bin­den da­ha faz­la, ya­ni yir­mi bin köy Tür­ki­ye'de­ki or­man içi ve or­man ci­va­rı kö­yü­dür. Or­man köy­le­rin­de ya­şa­yan in­san­la­rın ekip bi­çe­cek ol­duk­la­rı alan­lar son de­re­ce sı­nır­lı­dır, ya­şam şart­la­rı son de­re­ce zor­dur. Biz, or­man köy­lü­sü­nü Ba­kan­lı­ğı­mı­zın bağ­lı ku­ru­lu­şu olan OR­KÖY ma­ri­fe­tiy­le des­tek­li­yo­ruz, il özel ida­re­le­riy­le des­tek­li­yo­ruz, Or­man Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ma­ri­fe­tiy­le des­tek­li­yo­ruz. To­tal ola­rak, Ağaç­lan­dır­ma Ge­nel Mü­dür­lü­ğün­den, OR­KÖY Ge­nel Mü­dür­lü­ğün­den ver­miş ol­du­ğu­muz des­tek tak­ri­bi ola­rak 1 kat­ril­yon ci­va­rın­da­dır. Bu, ta­bii, na­sıl? Di­rekt ve en­di­rekt ola­rak, pro­je­le­ri­ne ve­ri­len, is­tih­dam­dan ve­ri­len, üre­tim­den ve­ri­len, ağaç­lan­dır­ma­da­ki ça­lış­ma­lar­da bu­lu­nan köy­lü­le­ri­mi­ze ver­miş ol­du­ğu­muz des­tek­tir. Ta­bii, bi­zim, OR­KÖY des­tek­le­ri­miz de­vam edi­yor.

Bun­dan yak­la­şık bir ay ka­dar ön­ce, İz­mir-Ke­mal­pa­şa'nın Ye­şil­köy di­ye bir kö­yü­ne git­tik. Git­ti­ği­miz köy­de or­man köy­lü­sü va­tan­daş­la­ra gü­neş ener­ji­si sis­te­mi ku­ru­yo­ruz. Ya­ni, or­man köy­lü­sü va­tan­daş, ar­tık, ağaç ke­se­rek, odu­nu or­man­dan ala­rak ve­ya­hut da ki baş­ka il­le­gal yol­lar­la te­min ede­rek yak­ma­sın, or­man­la ara­sın­da­ki mu­hab­bet güç­len­sin di­ye biz on­la­ra gü­neş ener­ji­si sis­te­mi ku­ru­yo­ruz. 10 bin­ler­ce va­tan­da­şı­mı­zı bu imkâna sa­hip kıl­dık. Ta­bii, OR­KÖY ma­ri­fe­tiy­le yap­mış ol­du­ğu­muz ça­lış­ma­la­rın ne­ti­ce­sin­de ver­miş ol­du­ğu­muz des­tek­le­rin fev­ka­la­de ol­du­ğu­nu söy­le­me imkânım yok. Ama şu re­ali­te­yi ka­bul et­mek la­zım: Şim­di, Kır­sal Kal­kın­ma İda­re­si ile bi­zim, OR­KÖY so­rum­lu­lu­ğun­da­ki köy­ler, ay­nı ala­na, ay­nı yö­ne­ti­me sa­hip ola­cak­lar. Or­man köy­lü­sü­nün eke­ce­ği, bi­çe­ce­ği tar­la­sı yok. En gü­zel ya­pı­la­cak iş -bi­raz ön­ce Sa­yın Mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız da ifa­de et­ti- or­man köy­lü­sü­nü 2/A de­di­ği­miz or­man açık­lık­la­rı­na ta­şı­ma­mız la­zım. Biz bu ko­nuy­la ala­ka­lı... Za­ten ka­nun­da ye­ri var, yö­net­me­lik ça­lış­ma­la­rı ya­pıl­mış. An­cak bu­ra­da bir sı­kın­tı­mız var. Ne­dir o sı­kın­tı­mız? O sı­kın­tı­mız şu: Va­tan­da­şı or­man içe­ri­sin­den 2/A'ya ta­şı­dı­ğı­mız za­man, 2/A'nın ta­pu­su­nu ve­re­mi­yo­ruz va­tan­da­şa. Ni­ye? Ana­ya­sa'nın 169 ve 170'nci mad­de­le­ri di­yor ki: "Or­man alan­la­rı da­ral­tı­la­maz." Yu­ka­rı­da, va­tan­da­şın ta­pu­lu ye­ri­ni ala­ca­ğız, aşa­ğı­da­ki, ken­di­si­ne ver­miş ol­du­ğu­muz ara­zi­nin ta­pu­su­nu ve­re­me­ye­ce­ğiz. Pe­ki, va­tan­daş­tan ta­pu­lu yer alıp ona ta­pu­suz yer ve­rir­se­niz bu­nu ka­bul eder mi? Et­mez.

Tür­ki­ye'nin, Mer­sin'den baş­la­yın, Ada­na, Mer­sin, bü­tün Ak­de­niz, Ege sa­hi­li­ni do­laş­tı­ğı­nız za­man kar­şı­nı­za şöy­le bir tab­lo çı­kar: Üze­rin­de ne­ba­tat yok, ot yok ocak yok, bir ka­rış bo­yun­da bir ta­ne ma­ki bi­le yok. Ama o ara­zi­le­rin ta­ma­mı or­man ola­rak gö­zü­kü­yor, ta­ma­mı or­man ola­rak gö­zü­kü­yor.

MEH­MET IŞIK (Gi­re­sun) - Tah­rip­ten mey­da­na gel­miş­tir.

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (De­vam­la) - As­lın­da, bu­ra­da, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin, Ana­va­tan Par­ti­si­nin ve AK Par­ti­nin bir­lik­te şu­nu yap­ma­sı la­zım­dı: Bu sos­yal so­ru­nun, bu eko­lo­jik so­ru­nun çö­zü­mü­ne or­tak neş­ter vur­ma­mız ge­re­ki­yor­du. Bu ko­nuy­la ala­ka­lı…

ÖMER ABU­ŞOĞ­LU (Ga­zi­an­tep) - Tek­lif ge­ti­rin.

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (De­vam­la) - Ba­kın, bu ko­nuy­la ala­ka­lı…

ÖMER ABU­ŞOĞ­LU (Ga­zi­an­tep) - Tek­lif ge­ti­rin Sa­yın Ba­kan.

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (De­vam­la) - Bu ko­nuy­la ala­ka­lı…

GÜ­ROL ER­GİN (Muğ­la) - Sa­yın Ba­kan, sat­mak için tek­lif ge­ti­ri­yor­su­nuz da so­ru­nun çö­zü­mü için tek­lif ge­tir­mi­yor­su­nuz.

ÇEV­RE VE OR­MAN BA­KA­NI OS­MAN PE­PE (De­vam­la) - Ma­ale­sef, bu ko­nuy­la ala­ka­lı… İçi­niz­de de­ğer­li or­man mü­hen­di­si ar­ka­daş­la­rım var, bu ko­nu­yu çok iyi bi­len ar­ka­daş­la­rı­mız var. Ba­kın, çok açık yü­rek­li­lik­le ifa­de edi­yo­rum ki, Tür­ki­ye, Ana­ya­sa'mız­da­ki mev­cut 169'un­cu mad­dey­le, 170'in­ci mad­dey­le, or­man mev­zu­atı­nın bu­gün­kü hâliy­le, evet, or­man­cı­lı­ğı­nı ge­liş­ti­re­mez ve çağ­daş ül­ke­ler ara­sın­da ye­ri­ni, bi­zim is­te­di­ği­miz, si­zin ar­zu et­ti­ği­niz, he­pi­mi­zin ar­zu et­ti­ği şe­kil­de ala­maz. Ni­ye? Bi­raz ön­ce 2/A'yla ala­ka­lı söy­le­di­ğim hu­sus son de­re­ce çar­pı­cı, son de­re­ce açık­tır. Bu ko­nuy­la ala­ka­lı ne­ler ya­pa­bi­li­riz? İyi ni­yet­li ola­rak at­tı­ğı­mız adım­lar­da he­men kar­şı­mı­za, "Ey­vah, or­man­lar el­den gi­de­cek, şu­ra­ya peş­keş çe­ki­le­cek, bu­ra­ya peş­keş çe­ki­le­cek…" Her­kes şu­nu çok ra­hat bil­sin, fev­ka­la­de emin ol­sun ki, Tür­ki­ye'de­ki or­man var­lı­ğı azal­mı­yor, bi­la­kis, ar­tı­yor. Tür­ki­ye, or­man yan­gın­la­rıy­la mü­ca­de­le­de, Tür­ki­ye, or­man­la­rı­nı ge­liş­tir­me­de, ge­rek ken­di hav­za­sın­da ge­rek ken­di böl­ge­sin­de ve ge­rek­se dün­ya­da en iyi mü­ca­de­le eden, en iyi ça­lış­ma ya­pan ül­ke­ler­den bi­ri­si­dir. Al­lah'a şü­kür­ler ol­sun ki, Tür­ki­ye'de, si­vil top­lu­mun, va­kıf­la­rın, der­nek­le­rin, bü­tün ke­sim­le­rin de des­te­ğiy­le, bu ko­nu­da bi­linç önem­li öl­çü­de yük­sel­miş­tir. Ya­ni, Tür­ki­ye'de, yir­mi se­ne ön­ce­ki çev­re­ye, or­ma­na ba­kış­la bu­gün­kü ba­kış ara­sın­da mu­ka­ye­se edi­le­me­ye­cek ka­dar po­zi­tif ge­liş­me var­dır. Her şey­den en­di­şe et­me­nin ma­na­sı yok. Tür­ki­ye'de gü­zel şey­ler ya­pıl­dı­ğı­nı, hep bir­lik­te gü­zel şey­ler ya­pa­bi­le­ce­ği­mi­zi gör­me­miz la­zım. Çö­zü­mün ta­ra­fı ol­mak, çö­zü­me or­tak ol­mak, as­lın­da, or­tak olan­la­ra kâr ge­ti­rir, ka­zanç ge­ti­rir. Bu­nu ik­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le bir­lik­te ba­şar­ma­mız la­zım.

Be­nim, bu­ra­da de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mın 21 Mart Or­man­cı­lık Gü­nü mü­na­se­be­tiy­le di­le ge­tir­miş ol­du­ğu bu hu­sus… Te­men­ni­le­re ben faz­la­sıy­la ka­tı­lı­yo­rum, an­cak, bu­nun için, Tür­ki­ye'de, zan­ne­di­yo­rum, kı­sa bir sü­re­ye da­ha ih­ti­yaç  var.

Ben, tek­rar, bü­tün do­ğa­yı se­ven­le­rin, ye­şi­li se­ven­le­rin, yü­re­ğin­de or­man sev­gi­si, kuş sev­gi­si, çev­re sev­gi­si olan her­ke­sin 21 Mart Or­man­cı­lık Gü­nü'nü kut­lu­yo­rum, Nev­ruz'unu kut­lu­yo­rum, he­pi­ni­ze say­gı­lar ve sev­gi­ler su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Ba­kan.

Gün­dem dı­şı ikin­ci söz is­te­ği, Irak'ın iş­ga­li ile il­gi­li ol­mak üze­re, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Hü­se­yin Kan­su.

Bu­yu­run efen­dim.

2.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin Kan­su'nun, Irak'ın Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri ön­cü­lü­ğün­de­ki güç­ler ta­ra­fın­dan iş­gal edi­li­şi­nin be­şin­ci yı­lın­da, ül­ke­de ba­rı­şın ger­çek­leş­me­si için alın­ma­sı ge­re­ken so­mut ted­bir­le­re iliş­kin gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı

HÜ­SE­YİN KAN­SU (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; kom­şu­muz Irak'ın iş­ga­li­nin be­şin­ci yı­la gir­me­si mü­na­se­be­tiy­le şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

He­pi­mi­zin ya­kın­dan bil­di­ği gi­bi, Irak, kit­le­sel im­ha si­lah­la­rı ba­rın­dır­dı­ğı, ulus­la­ra­ra­sı te­rö­riz­me des­tek ver­di­ği ve öz­gür dün­ya­yı teh­dit et­ti­ği ge­rek­çe­siy­le, ABD ön­cü­lü­ğün­de­ki güç­ler ta­ra­fın­dan 19 Mart 2003 ta­ri­hin­de iş­gal edil­di. İş­gal son­ra­sı ya­pı­lan araş­tır­ma­lar ile, söz ko­nu­su ge­rek­çe­ler inan­dı­rı­cı­lı­ğı­nı yi­ti­rin­ce, ama­cın Irak hal­kı­nı öz­gür­leş­tir­mek ve de­mok­ra­tik bir yö­ne­ti­me ka­vuş­tur­mak ol­du­ğu dün­ya ka­mu­oyu­na ba­sit­çe dek­la­re edil­di.

Ge­çen sü­re içe­ri­sin­de, iş­ga­lin he­def­le­di­ği gü­ven­lik ve öz­gür­lük id­di­ala­rı ku­ru bir id­dia ol­mak­tan öte­ye geç­me­di. İş­gal ön­ce­si­ne gö­re da­ha gü­ven­siz hâle ge­len ül­ke, kan dö­kü­len bir are­na­ya dö­nüş­müş­tür. Bu­nun­la da kal­ma­ya­rak, kay­gı ve­ri­ci şid­det olay­la­rı yü­zün­den bü­tün böl­ge bir gü­ven­lik so­ru­nu ile kar­şı kar­şı­ya kal­mış­tır.

Gö­rü­nüş­te Irak hal­kı­nın ken­di­ni yö­net­me hak­kı­na ka­vuş­tu­ğu ve de­mok­ra­tik ku­rum­la­rın oluş­tu­ğu gi­bi bir man­za­ra hâkim ol­sa da ül­ke­de ya­şa­yan un­sur­la­rın yö­ne­tim­de tem­si­lin­de ada­let gö­ze­til­me­miş, ta­raf­lı bir ta­vır iz­le­ne­rek, şid­de­te da­ve­ti­ye çı­ka­rıl­mış­tır.

Ya­şa­nan kay­gı ve­ri­ci ge­liş­me­ler, Irak'ın ma­ruz kal­dı­ğı in­sa­ni, sos­yal, si­ya­si ve eko­no­mik yı­kım ve tah­ri­ba­tın bo­yut­la­rı­nın ge­niş­le­me­si­ne, iş­ga­lin Irak hal­kı­na olan ma­li­ye­ti­nin art­ma­sı­na, böl­ge­sel ni­te­lik­te­ki so­run­la­rın kü­re­sel­leş­me­si­ne ve böl­ge­nin is­tik­rar­sız­laş­ma­sı­na yol aç­mış­tır.

Irak'ta ya­şa­nan­lar ta­ri­hin bel­ki de en bü­yük in­san­lık dra­mı­dır. Bu­gün, ma­ale­sef, gün­de or­ta­la­ma yüz Irak­lı, hiç se­bep­siz ye­re ha­ya­tı­nı yi­tir­mek­te­dir. Ge­rek Ame­ri­kan sal­dı­rı­la­rı ge­rek­se ka­os se­be­biy­le ha­ya­tı­nı kay­be­den si­vil sa­yı­sı, is­ta­tis­tik­le­re gö­re, 650 bi­ni aş­mış­tır.

Sağ­lık alt­ya­pı­sı­nın ol­ma­ma­sın­dan do­la­yı te­da­vi edi­le­bi­le­cek bin­ler­ce in­san ya­şa­mı­nı yi­tir­mek­te, sa­vaş sı­ra­sın­da kul­la­nıl­mış yük­sek oran­da uran­yum içe­ren bom­ba­lar se­be­biy­le kan­ser va­ka­la­rın­da 10 ka­ta va­ran ar­tış­lar göz­len­mek­te­dir.

Kit­le­sel göç­le­rin ya­şan­dı­ğı ül­ke­de 110 bin Irak­lı ai­le mül­te­ci ko­nu­mun­da ve 1 mil­yo­nu aş­kın in­san da gü­ven­lik ge­rek­çe­siy­le ye­rin­den edil­miş du­rum­da­dır.

Irak'ta­ki her 8 ço­cuk­tan 1'i, da­ha bir ya­şı­na gi­re­me­den öl­mek­te­dir. Ül­ke­de be­bek ölüm oran­la­rı da sa­vaş ön­ce­si­ne gö­re 2 kat art­mış­tır.

Sa­vun­ma­sız ço­cuk­lar ve ka­dın­lar baş­ta ol­mak üze­re, Irak­lı­la­rın yüz­de 80'i de­ği­şik ne­den­ler­le şid­de­te ma­ruz kal­mış­lar­dır.

Bü­tün bu ge­liş­me­ler ne­ti­ce­sin­de Irak'ın alt­ya­pı­sı ta­ru­mar ol­muş, mil­yar­lar­ca do­lar za­ra­ra uğ­ra­mış­tır. Sa­vaş sı­ra­sın­da şe­hir­le­rin su şe­be­ke­le­ri, ne­re­dey­se ta­ma­men tah­rip ol­muş du­rum­da­dır. Bir­çok böl­ge­ye hâlen te­miz su ak­mı­yor. Mev­cut elek­trik sis­te­mi­nin ona­rı­mı için 7 mil­yar do­lar ge­re­ki­yor. Elek­trik ol­ma­dı­ğı için bir­çok sağ­lık ku­ru­mun­da tek­nik ekip­man­lar ça­lı­şa­ma­mak­ta, ça­lı­şan­lar da yir­mi yıl ön­ce­si­nin tek­no­lo­jik alt­ya­pı­sı­na da­yan­mak­ta­dır.

Dün­ya Ban­ka­sı­nın ve­ri­le­ri­ne gö­re, ül­ke­nin Or­ta Do­ğu'nun bir­çok açı­dan li­de­ri ol­du­ğu otuz yıl ön­ce­si­ne tek­rar dö­ne­bil­me­si için tam on yıl ge­rek­mek­te­dir. İn­sa­ni ve eko­no­mik ma­li­ye­ti­nin ya­nı sı­ra, iş­ga­lin, kar­şı­lan­ma­sı güç sos­yal bir ma­li­ye­ti de var­dır. İz­le­nen ta­raf­lı po­li­ti­ka­lar yü­zün­den ül­ke­de sos­yal gü­ven or­ta­mı kay­bol­muş, et­nik ve mez­hebî ça­tış­ma­lar baş gös­ter­miş­tir. İn­san­lık adı­na uta­na­rak iz­le­di­ği­miz hak ih­lal­le­ri ve te­ca­vüz­ler ar­ta­rak sür­mek­te­dir. Irak'ın kal­kın­ma­sı­nın tek ça­re­si olan eği­tim­li in­san gü­cü yi­ti­ril­mek­te­dir. İş­gal bo­yun­ca, iki yüz el­li­den faz­la aka­de­mis­yen meç­hul bir şe­kil­de öl­dü­rül­müş­tür. De­mog­ra­fik ha­re­ket­ler­le Irak'ın sos­yal ya­pı­sı de­ğiş­ti­ril­mek is­ten­mek­te­dir. Ya­pı­lan bir araş­tır­ma­ya gö­re, tüm bu olan­lar yü­zün­den Irak­lı­la­rın yüz­de 60'ının ge­le­ce­ğe gü­ve­ni kal­ma­mış­tır.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; bu sü­reç içe­ri­sin­de AK Par­ti Hükûme­ti­miz, hem Irak'ın hem de böl­ge­nin uzun dö­nem­li is­tik­ra­rı­nı esas ala­rak den­ge­li ve ma­kul bir po­li­ti­ka iz­le­miş­tir. Tür­ki­ye'nin baş­tan be­ri iz­le­di­ği bu is­tik­rar­lı po­li­ti­ka­nın bu­gün ne ka­dar hak­lı ol­du­ğu bir kez da­ha açı­ğa çık­mış­tır. Gü­ven­lik odak­lı ted­bir­ler ye­ri­ne, iz­le­di­ği­miz ulus­la­ra­ra­sı si­ya­set ve dip­lo­ma­si yo­lu, bu is­ti­ka­met­te oluş­tur­du­ğu­muz Irak'a kom­şu ül­ke­ler top­lan­tı­la­rın­da­ki so­mut iş bir­li­ği adım­la­rı, Irak'ta ba­rış ve is­tik­ra­rın imkânı­nı apa­çık or­ta­ya koy­muş­tur. Kom­şu­muz Irak'ın gü­ven­li­ği ve is­tik­ra­rı, Tür­ki­ye'nin gü­ven­li­ği ve is­tik­ra­rı­dır. Irak me­se­le­si, bu­gün, kar­şı kar­şı­ya ol­du­ğu­muz en önem­li ulus­la­ra­ra­sı so­run hâli­ni al­mış­tır. Irak'ta ba­rı­şın bir umut ol­mak­tan çı­kıp bir ger­çe­ğe dö­nüş­me­si için be­lir­li so­mut ted­bir­le­rin alın­ma­sı la­zım­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Ame­ri­ka'nın çe­kil­me­si en iyi ted­bir. Git­sin­ler yer­le­ri­ne.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

HÜ­SE­YİN KAN­SU (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum.

1) Her şey­den ön­ce, be­şin­ci yı­lı­na gi­ren ve olay­la­rı için­den çı­kıl­maz bir hâle sü­rük­le­yen iş­ga­lin ve iş­gal si­ya­se­ti­nin so­na er­me­si la­zım­dır. Koa­lis­yon güç­le­ri­nin bü­yük ço­ğun­lu­ğu, baş­ta İn­gil­te­re ol­mak üze­re, ola­yın far­kı­na va­ra­rak çe­kil­me plan­la­rı­na baş­la­mış­lar­dır. Koa­lis­yo­nun ön­cü­sü ABD'nin de ma­kul bir plan dâhi­lin­de ge­ri çe­kil­me­yi baş­lat­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.

2) Irak'ın coğ­ra­fi, top­lum­sal ve si­ya­si bir­li­ği ve bü­tün­lü­ğü bir­bi­rin­den ayırt edil­mek­si­zin ko­run­ma­lı­dır. Son ge­liş­me­ler gös­ter­miş­tir ki, Irak'ın ve böl­ge­nin is­tik­ra­rı­nın ol­maz­sa ol­maz şar­tı Irak'ın top­rak bü­tün­lü­ğü­dür.

3) Böl­ge­sel ini­si­ya­tif­le­re di­na­mizm ka­zan­dır­mak su­re­tiy­le, Irak'ta­ki dâhilî un­sur­lar ara­sın­da­ki kan­lı ça­tış­ma­lar bir an ön­ce dur­du­rul­ma­lı­dır. Son za­man­lar­da ce­re­yan eden ve ül­ke­yi ka­osa sü­rük­le­yen et­nik grup­lar ve mez­hep­ler ara­sı ça­tış­ma­lar so­na er­di­ril­me­li­dir.

4) Irak'ın bir ay­na­sı olan Ker­kük so­ru­nu, bu yıl ya­pıl­ma­sı plan­la­nan re­fe­ran­dum ile bir ol­du­bit­ti­ye ge­ti­ril­mek is­ten­mek­te­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Kan­su, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın.

Bu­yu­run.

HÜ­SE­YİN KAN­SU (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum, ta­mam­la­ya­ca­ğım.

Ya­pı­lan göç­ler ve de­ği­şen nü­fus ya­pı­sıy­la, bu re­fe­ran­dum meş­ru­iye­ti­ni ve inan­dı­rı­cı­lı­ğı­nı yi­tir­miş­tir. Ker­kük pet­rol­le­ri ge­lir­le­ri bel­li bir et­nik olu­şu­ma terk edil­me­me­li, tüm Irak­lı­la­ra ait ol­ma­lı­dır. Ker­kük ken­ti­ne, bü­tün et­nik grup­la­rın ba­rış için­de ya­şa­ya­bil­me­si için ge­rek­li özel bir sta­tü ve­ril­me­li­dir.

5) Baş­ta ABD ol­mak üze­re, iş­gal­ci güç­ler, PKK'nın Ku­zey Irak'ı bir üs ola­rak kul­lan­ma­sı­na en­gel ol­ma­lı­dır­lar, te­rö­rist fa­ali­yet­le­ri­ne son ver­me­li­dir­ler.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Irak'la ta­ri­hi, kül­tü­rel ve kar­deş­lik bağ­la­rı olan ül­ke­mi­zin gü­ven­li­ği ve is­tik­ra­rı, Irak me­se­le­si­nin çö­zü­müy­le ya­kın­dan il­gi­li­dir. Bu iti­bar­la, in­sa­ni, sos­yal, eko­no­mik ve si­ya­si alan­lar­da me­se­le­ye il­gi­mi­zi yo­ğun­laş­tır­ma­lı, çö­züm için ön­cü­lük gö­re­vi­mi­zi sür­dür­me­li­yiz. Di­le­ği­miz ve dua­mız, Irak'ta hâlen de­vam eden in­san­lık dra­mı­nın bir an ön­ce so­na er­me­si, akan ka­nın dur­ma­sı, ül­ke­nin kal­kın­ma­sı, hu­zur ve re­fah do­lu gün­le­re ka­vuş­ma­sı­dır.

Bu duy­gu­lar­la Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­riz Sa­yın Kan­su.

Gün­dem dı­şı üçün­cü söz is­te­ği, Er­me­ni id­di­ala­rıy­la il­gi­li ol­mak üze­re ve Do­ğu Pe­rin­çek'in İs­viç­re'de­ki yar­gı­lan­ma­sı ko­nu­su­nu da içe­ren, Sa­yın İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Şük­rü Mus­ta­fa Elek­dağ'a ait­tir. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­yu­run efen­dim.

3.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Şük­rü Mus­ta­fa Elek­dağ'ın, İş­çi Par­ti­si Ge­nel Baş­ka­nı Do­ğu Pe­rin­çek'in Er­me­ni soy­kı­rı­mı­nın ulus­la­ra­ra­sı bir ya­lan ol­du­ğu­nu be­lir­ten be­yan­la­rı do­la­yı­sıy­la Lo­zan Po­lis Mah­ke­me­si ta­ra­fın­dan ha­pis ce­za­sı­na çarp­tı­rıl­ma­sı­nın yan­sı­ma­la­rı­na iliş­kin gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı

ŞÜK­RÜ MUS­TA­FA ELEK­DAĞ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; siz­le­re İs­viç­re'de ya­şa­nan bir hu­kuk skan­da­lı hak­kın­da bil­gi ver­mek için söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­la­rım.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, İş­çi Par­ti­si Ge­nel Baş­ka­nı Do­ğu Pe­rin­çek, Er­me­ni soy­kı­rı­mı­nın ulus­la­ra­ra­sı bir ya­lan ol­du­ğu­nu be­lir­ten be­yan­la­rı do­la­yı­sıy­la, resmî is­mi "Lo­zan Po­lis Mah­ke­me­si" olan mah­ke­me ta­ra­fın­dan, Er­me­ni soy­kı­rı­mı­nı inkâr ede­rek suç iş­le­miş ol­ma­sı ne­de­niy­le dok­san gün ha­pis ce­za­sı­na mahkûm edil­miş­tir. Pa­ra­ya tah­vil edi­len ha­pis ce­za­sı­nın kar­şı­lı­ğı 9 bin İs­viç­re fran­gı­dır. Bu­na ila­ve­ten, taz­mi­nat­lar ne­de­niy­le Pe­rin­çek 16.873 İs­viç­re fran­gı öde­ye­cek­tir. Hâkim, 9 bin İs­viç­re fran­gı tu­ta­rın­da­ki ce­za­nın, Pe­rin­çek'in ay­nı su­çu İs­viç­re'de iki yıl için­de tek­rar iş­le­me­me­si du­ru­mun­da tah­sil edi­le­me­ye­ce­ği­ni hük­me bağ­la­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, oku­duk­la­rım ve din­le­dik­le­rim, Türk ka­mu­oyu­nun, Do­ğu Pe­rin­çek'in Er­me­ni soy­kı­rı­mı­nın ya­lan ol­du­ğu­nu İs­viç­re­li­le­rin su­ra­tı­na hay­kır­ma­sı­nı be­ğen­di­ği­ni or­ta­ya ko­yu­yor. Yap­tı­ğı açık­la­ma­lar­dan, Sa­yın Pe­rin­çek'in Lo­zan Po­lis Mah­ke­me­si ta­ra­fın­dan ve­ri­len ka­ra­rı tem­yiz ede­ce­ği, İs­viç­re'de tüm iç hu­kuk yol­la­rı­nı tü­ket­tik­ten son­ra Av­ru­pa İn­san Hak­la­rı Söz­leş­me­si'nin ifa­de öz­gür­lü­ğü­ne iliş­kin 10'un­cu mad­de­si­ne da­ya­na­rak şikâye­ti­ni Av­ru­pa İn­san Hak­la­rı Mah­ke­me­si­ne ta­şı­ma­yı ön­gör­dü­ğü an­la­şı­lı­yor. Sa­yın Pe­rin­çek, Av­ru­pa İn­san Hak­la­rı Mah­ke­me­sin­den Lo­zan Mah­ke­me­si­nin ifa­de öz­gür­lü­ğü­nü kı­sıt­la­mış ol­du­ğu yo­lun­da bir mahkûmi­yet ka­ra­rı çı­kar­ta­ca­ğı­nı, çı­kar­ta­bi­le­ce­ği­ni hak­lı ola­rak umut edi­yor. Böy­le­ce, Tür­ki­ye'ye ifa­de öz­gür­lü­ğü der­si ve­ren İs­viç­re'nin bu öz­gür­lü­ğün biz­zat ken­di­si ta­ra­fın­dan ih­lal edil­di­ği yü­zü­ne vu­rul­muş ola­cak. Her şey yo­lun­da gi­der­se bu sü­reç­ten bek­le­nen di­ğer önem­li bir so­nuç da, Av­ru­pa İn­san Hak­la­rı Mah­ke­me­si­nin bu ka­ra­rı­nın di­ğer Av­ru­pa ül­ke­le­ri üze­rin­de de cay­dı­rı­cı bir et­ki­si ol­ma­sı ola­sı­lı­ğı.

Ta­bii, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­ra­da dik­ka­te alı­na­cak bir hu­sus da Av­ru­pa İn­san Hak­la­rı Mah­ke­me­si­nin, önün­de yı­ğı­lı du­ran 81 bin baş­vu­ru dos­ya­sı ne­de­niy­le çok ya­vaş ça­lış­mak­ta ol­du­ğu­dur. Bu ne­den­le, Straz­burg Mah­ke­me­si­nin bu ko­nu­da ka­rar ver­me­si­nin uzun­ca bir za­man ala­ca­ğı ve bu­nun 2010 yı­lı so­nu­na, son­ra­la­rı­na sar­ka­bi­le­ce­ği de kuv­vet­li bir ih­ti­mal­dir.

Bu­ra­ya ka­dar, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, siz­le­re, Pe­rin­çek da­va­sı­nın ola­sı olum­lu et­ki­le­rin­den söz et­tim. An­cak, ko­nu bi­raz de­rin­li­ği­ne in­ce­le­nin­ce, bu sü­re­cin olum­lu et­ki­le­ri ya­nın­da en­di­şe ve­ri­ci ba­zı ge­liş­me­le­re de yol aça­bi­le­ce­ği or­ta­ya çı­kı­yor. Bu da, 1915 olay­la­rı­nın soy­kı­rım ol­du­ğu­nun bir mah­ke­me ta­ra­fın­dan hü­küm al­tı­na alın­ma­sın­dan ve İs­viç­re Mah­ke­me­si ka­ra­rı­nın di­ğer Av­ru­pa ül­ke­le­ri için em­sal oluş­tur­ma­sın­dan kay­nak­la­nı­yor. So­ru­nun bu yö­nü­nün de­ğer­len­di­ri­le­bil­me­si için, ön­ce Lo­zan Mah­ke­me­si ka­ra­rı­nın içe­ri­ği­ne ve hu­ku­ki  da­ya­nak­la­rı­na kı­sa­ca bak­ma­mız ge­re­ki­yor.

Ka­ra­rın hu­ku­ki da­ya­nak­la­rın­dan bi­rin­ci­si­ni İs­viç­re Par­la­men­to­su­nun   -ki, "İs­viç­re Ulu­sal Kon­se­yi" de­ni­yor bu­na- 16 Ara­lık 2003 ta­ri­hin­de Er­me­ni soy­kı­rı­mı hak­kın­da al­mış ol­du­ğu ka­rar oluş­tu­ru­yor. Ka­rar ay­nen şöy­le­dir de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım: "Ulu­sal Kon­sey, 1915'te Er­me­ni­le­re soy­kı­rım ya­pıl­dı­ğı­nı ta­nır. Fe­de­ral Kon­sey­den bu­nu not et­me­si­ni ve tu­tu­mu­nu nor­mal dip­lo­ma­tik yol­lar­la bil­dir­me­si­ni ta­lep eder."

Bu bağ­lam­da, il­gi­ni­zi çe­ke­cek bir nok­ta üze­rin­de dur­mak is­te­rim. Tür­ki­ye'yi soy­kı­rım­la suç­la­yan ka­ra­rın Par­la­men­to­dan geç­me­si için, İs­viç­re Pis­ko­pos­lar Bir­li­ği, Pro­tes­tan Ki­li­se­le­ri Fe­de­ras­yo­nu ve Ka­to­lik Ki­li­se­ler Fe­de­ras­yo­nuy­la bir­lik­te yo­ğun bir et­ki­le­me kam­pan­ya­sı yü­rüt­müş­tür. Bu pres­tij­li dinî ku­ru­luş­lar, 1915 Er­me­ni olay­la­rı hak­kın­da ha­zır­la­dık­la­rı tek yön­lü ve if­ti­ra do­lu bel­ge­le­ri, tüm ki­li­se­le­re, ba­sı­na, po­li­ti­ka­cı­la­ra ve hal­ka da­ğıt­mış­lar­dır.

Ka­ra­rın ikin­ci da­ya­na­ğı­na ge­li­yo­rum. Ka­ra­rın ikin­ci da­ya­na­ğı, İs­viç­re Ce­za Ya­sa­sı'nın mü­ker­rer…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run efen­dim.

ŞÜK­RÜ MUS­TA­FA ELEK­DAĞ (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Ka­ra­rın ikin­ci da­ya­na­ğı, İs­viç­re Ce­za Ya­sa­sı'nın mü­ker­rer 261'in­ci mad­de­si­nin dör­dün­cü fık­ra­sı­dır. Sa­yın Pe­rin­çek'in mahkûmi­ye­ti­nin da­yan­dı­ğı dör­dün­cü fık­ra­nın son bö­lü­mü şöy­le­dir: "Her kim, ale­nen, be­lir­ti­len se­bep­ler­le soy­kı­rım ve­ya in­san­lı­ğa kar­şı bir su­çu inkâr eder­se, ka­ba şe­kil­de teh­li­ke­siz gös­te­rir­se ya da hak­lı çı­kar­ma­ya ça­lı­şır­sa, üç yı­la ka­dar ha­pis ve pa­ra ce­za­sıy­la ce­za­lan­dı­rı­lır." İş­te bu dör­dün­cü fık­ra, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 1995-2006 dö­ne­min­de, hep­si Ya­hu­di soy­kı­rı­mı­nı inkâr su­çu­na iliş­kin yir­mi ci­va­rın­da mah­ke­me ka­ra­rı­na da­ya­nak teş­kil et­miş­tir. Bu şe­kil­de olu­şan iç­ti­hat ge­re­ğin­ce, Ya­hu­di soy­kı­rı­mı­nı red­det­mek ce­za­yı ge­rek­ti­ren bir suç ni­te­li­ği ka­zan­mış­tır. Olu­şan iç­ti­hat, ay­nı za­man­da, da­va­lı­nın mah­ke­me­de so­ru­nu bi­lim­sel ve aka­de­mik dü­zey­de tar­tış­ma­ya aç­ma­sı­nı ve elin­de­ki bel­ge­ler uya­rın­ca soy­kı­rı­mın ger­çek­le­şip ger­çek­leş­me­di­ği hu­su­sun­da ka­na­ati­ni be­lirt­me­si­ni de kı­sıt­lı­yor.

Şim­di, da­va­cı İs­viç­re Er­me­nis­tan Der­ne­ği, iş­te, mü­ker­rer 261'in­ci mad­de­ye ve bu iç­ti­ha­da da­ya­na­rak Pe­rin­çek aley­hi­ne da­va aç­mış ve da­va­yı ka­zan­mış­tır. Ka­ra­rın içe­ri­ği­ni oku­yo­rum, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım si­ze. Hâkim, ka­ra­rın­da, özet­le, İs­viç­re Ce­za Ya­sa­sı'nın mü­ker­rer 261'in­ci mad­de­sin­den ha­ber­dar olan Pe­rin­çek'in soy­kı­rı­mı inkâr ede­rek suç iş­le­di­ği­ni, 1915 olay­la­rı­nın soy­kı­rım olup ol­ma­dı­ğı­nın tar­tı­şıl­ma­sı­na yer ol­ma­dı­ğı­nı, Er­me­ni soy­kı­rı­mı­nın bi­lim­sel açı­dan dün­ya­da de­fa­lar­ca ka­nıt­lan­mış ol­du­ğu­nu ve İs­viç­re Par­la­men­to­su­nun al­dı­ğı ka­ra­ra is­ti­na­den İs­viç­re'de res­men ka­bul edil­di­ği­ni, Lo­zan Üni­ver­si­te­si­nin ve İs­viç­re okul­la­rı­nın müf­re­da­tın­da yer al­dı­ğı­nı, di­ğer yir­mi ül­ke­nin de soy­kı­rı­mı ta­nı­dı­ğı­nı, do­la­yı­sıy­la soy­kı­rı­mın bir ger­çek ol­du­ğu­nun yad­sı­na­ma­ya­ca­ğı­nı, söy­lem­le­ri ırk­çı bir ni­te­lik ta­şı­yan Pe­rin­çek'in du­ruş­ma bo­yun­ca ser­gi­le­di­ği pro­vo­ka­tif tu­tu­mun sa­de­ce kib­ri ile küs­tah­lı­ğı­nı gös­ter­di­ği­ni be­lirt­miş­tir. Bu­nu ta­ki­ben, hâkim, bi­raz ön­ce be­lirt­miş ol­du­ğum ce­za­yı açık­la­mış­tır.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye'nin Er­me­ni soy­kı­rı­mı id­di­ası­na kar­şı yü­rüt­tü­ğü mü­ca­de­le açı­sın­dan, Pe­rin­çek hak­kın­da­ki mah­ke­me ka­ra­rı özel bir önem ta­şı­yor. Çün­kü, bu­gün­kü or­tam ve ko­şul­lar­da, İs­viç­re Mah­ke­me­si­nin ka­ra­rı­nın oluş­tur­du­ğu em­sal, Er­me­nis­tan'a, so­ru­nu di­ğer Av­ru­pa ül­ke­le­rin­de de yar­gı­ya ta­şı­ya­rak soy­kı­rım id­di­ası­na hu­ku­ki bir kim­lik ka­zan­dır­ma yo­lu­nu açı­yor. Tür­ki­ye için so­run, Av­ru­pa'da bir­çok ül­ke par­la­men­to­su­nun Er­me­ni soy­kı­rı­mı­nı ta­nı­yan ka­rar­lar al­ma­sın­dan ve bu ül­ke­le­rin ce­za ya­sa­la­rı­nın, İs­viç­re Ce­za Ya­sa­sı'nın mü­ker­rer 261'in­ci mad­de­si­ne ben­zer, stan­dart, ya­sal dü­zen­le­me­le­re yer ver­me­sin­den kay­nak­la­nı­yor. Ör­ne­ğin, Al­man, Avus­tur­ya, Fran­sız ve İtal­yan ce­za ka­nun­la­rın­da, mü­ker­rer 261'in­ci mad­de­nin ben­zer­le­ri mev­cut­tur. Bu du­rum­da, İs­viç­re'den son­ra di­ğer Av­ru­pa ül­ke­le­rin­de­ki  Er­me­ni di­as­po­ra tem­sil­ci­le­ri­nin ya ken­di­le­ri fır­sat ya­ra­ta­rak ya da or­ta­ya çı­kan fır­sat­la­rı de­ğer­len­di­re­rek, Er­me­ni soy­kı­rı­mı­nın vu­ku bul­du­ğu­na iliş­kin mah­ke­me ka­rar­la­rı al­dır­ma­la­rı imkân dâhi­li­ne gir­miş ol­mak­ta­dır.

Er­me­ni id­di­ala­rı­na iliş­kin par­la­men­to ka­rar­la­rı­nın sa­yı­sı­nın art­ma­sı­nın ya­nın­da bu­na bir de yar­gı ka­rar­la­rı­nın ek­len­me­si, Er­me­ni soy­kı­rım mük­te­se­ba­tı­na -ya­ni, ger­çek­miş gi­bi ka­bul edi­len bil­gi bi­ri­ki­mi­ne ben Er­me­ni soy­kı­rım mük­te­se­ba­tı di­yo­rum, ger­çek­miş gi­bi ka­bul edi­len bil­gi bi­ri­ki­mi- bü­yük güç ka­zan­dı­ra­cak­tır. Ne yap­ma­lı? He­men be­lir­te­yim ki, böy­le bir ge­liş­me Tür­ki­ye'nin Av­ru­pa'yla iliş­ki­le­ri­ni te­me­lin­den sar­sa­cak­tır de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bu­nu ön­le­mek için ne­ler ya­pa­bi­li­riz? Şim­di, 1915 Er­me­ni olay­la­rı­na iliş­kin ge­liş­me­le­rin ön­len­me­sin­de dip­lo­ma­tik ça­ba­lar, ma­ale­sef, bir so­nuç ver­me­di. An­cak, Tür­ki­ye'nin önün­de, bu alan­da baş­vu­ra­bi­le­ce­ği hu­kuk yol­la­rı da mev­cut­tur de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bu­gü­ne ka­dar bun­lar­dan ya­rar­la­nıl­ma­sın­da çok bü­yük bir ih­ti­yat­la ha­re­ket edil­di. Ne var ki, Lo­zan Mah­ke­me­si ka­ra­rı­nın ya­ra­ta­ca­ğı so­nuç­lar ne­de­niy­le, ar­tık hu­kuk­sal bo­yu­tun dev­re­ye so­kul­ma­sı­nın za­ma­nı gel­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, İs­viç­re'de hu­kuk kat­le­dil­miş­tir. Ko­nu­yu hu­kuk ter­mi­no­lo­ji­sin­den so­yut­la­yıp ba­si­te in­dir­ger­sek şöy­le bir du­rum­la kar­şı­la­şı­yo­ruz: İs­viç­re Ulu­sal Kon­se­yi, ya­ni İs­viç­re Par­la­men­to­su, 2003 yı­lın­da, 1915 olay­la­rı­nı soy­kı­rım ola­rak ta­nım­la­yan hu­kuk dı­şı bir ka­rar al­mış ve Lo­zan Mah­ke­me­si de bu ka­ra­ra gö­re soy­kı­rım su­çu­nun iş­len­di­ği ger­çe­ği­ne da­ya­na­rak Pe­rin­çek'i mahkûm et­miş­tir.

Şim­di, bu­ra­da iki bü­yük ha­ta var­dır de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bun­lar­dan bi­rin­ci­si, soy­kı­rım, 1948 Bir­leş­miş Mil­let­ler Soy­kı­rım Söz­leş­me­siy­le ta­nım­lan­mış olan bir ulus­la­ra­ra­sı ce­za hu­ku­ku su­çu­dur ve 1915 olay­la­rı­nın soy­kı­rım di­ye ta­nım­lan­ma­sı an­cak yet­ki­li bir mah­ke­me ka­ra­rıy­la olur. Böy­le bir mah­ke­me ka­ra­rı ol­ma­ma­sı­na rağ­men, İs­viç­re Ulu­sal Kon­se­yi 1915 olay­la­rı­nın ta­rihî ger­çek ol­du­ğu­nu ka­ra­ra bağ­la­ya­rak ulus­la­ra­ra­sı hu­ku­ku ih­lal et­miş­tir.

İkin­ci­si, Lo­zan Mah­ke­me­si hu­ku­ken sap­tan­ma­mış bir ola­yın inkârı ne­de­niy­le Pe­rin­çek hak­kın­da mahkûmi­yet ka­ra­rı ver­miş­tir.

Şim­di, dip­lo­mat­la­rı­mız­la hu­kuk­çu­la­rı­mı­zın be­lirt­ti­ği­miz bu hu­sus­la­rı sağ­lam bir hu­ku­ki çer­çe­ve­ye oturt­ma­la­rın­dan son­ra ya­pı­la­cak şey, İs­viç­re ma­kam­la­rı­na ve­ri­le­cek bir no­tay­la İs­viç­re Ulu­sal Kon­se­yi­nin soy­kı­rım ka­ra­rı al­ma yet­ki­si­ne sa­hip ol­ma­dı­ğı­nın ve alı­nan ka­rar­la ulus­la­ra­ra­sı hu­ku­kun ih­lal edil­miş ol­du­ğu­nun vur­gu­lan­ma­sı ve bu nok­ta­la­rın üze­rin­de iza­hat is­ten­me­si ge­re­ke­cek­tir.

İs­viç­re'nin bü­yük bir ola­sı­lık­la tu­tu­mu­nu sa­vu­nan ya­nı­tı­nın alın­ma­sı üze­ri­ne de Tür­ki­ye, sırf yet­ki ko­nu­sun­da­ki ih­ti­la­fın çö­züm­len­me­si için, so­ru­nun, or­tak­la­şa, Soy­kı­rım Söz­leş­me­si'nin 9'un­cu mad­de­si uya­rın­ca Ulus­la­ra­ra­sı Ada­let Di­va­nı­na gö­tü­rül­me­si­ni öner­me­li­dir.

BAŞ­KAN - Efen­dim, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­lar mı­sı­nız.

ŞÜK­RÜ MUS­TA­FA ELEK­DAĞ (De­vam­la) - Ta­mam­lı­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Ulus­la­ra­ra­sı Ada­let Di­va­nı­nın, İs­viç­re Ulu­sal Kon­se­yi­nin yet­ki­li mer­ci ol­du­ğu­nu ka­bul et­me­si müm­kün de­ğil­dir. Bu­ra­da Tür­ki­ye'yi ra­hat­sız ede­bi­le­cek yegâne hu­sus, Ulus­la­ra­ra­sı Ada­let Di­va­nı ka­ra­rı­nın en kö­tü ih­ti­mal­le "obi­ter dic­tum" ba­zı de­ğer­len­dir­me­ler içer­me­si­dir. Ya­ni, 1915 olay­la­rı­na atıf­ta bu­lu­nan, fa­kat bağ­la­yı­cı ni­te­li­ği ol­ma­yan ifa­de­ler.

İs­viç­re'nin Tür­ki­ye'nin öne­ri­si­ni ka­bul edip et­me­ye­ce­ği hu­su­sun­da ke­sin bir şey söy­le­mek müm­kün ol­ma­mak­la bir­lik­te, yet­ki ko­nu­sun­da le­hin­de bir ka­rar çı­ka­bi­le­ce­ği hu­su­sun­da umut­lu ol­ma­ya­ca­ğı ci­het­le, çe­şit­li ar­gü­man­lar­la Ulus­la­ra­ra­sı Ada­let Di­va­nı­na git­mek­ten ka­çın­ma­sı çok kuv­vet­li bir ola­sı­lık­tır. İs­viç­re'nin bu yo­la git­me­si ise, Tür­ki­ye le­hi­ne güç­lü psi­ko­lo­jik ve si­ya­si et­ki­ler ya­ra­ta­cak­tır. Bu du­rum, par­la­men­to­la­rın 1915 olay­la­rı hak­kın­da bun­dan böy­le soy­kı­rım ka­ra­rı al­ma­la­rı­nı ve inkâr su­çuy­la va­tan­daş­la­rı­mı­zın mahkûm edil­me­le­ri­ni ön­le­ye­cek bir et­ken oluş­tu­ra­cak­tır.

Tür­ki­ye'nin, Er­me­ni me­se­le­si­ni ye­ni bir pers­pek­tif, ör­güt­len­me ve di­na­mizm­le ele al­ma­sı zo­run­lu­dur de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Bu­nun ilk adı­mı­nı, İs­viç­re'ye yö­ne­lik öner­di­ği­miz gi­ri­şim oluş­tu­ra­cak­tır.

Te­şek­kür edi­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­riz Sa­yın Elek­dağ.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­lar ta­mam­lan­mış­tır.

Gün­de­me ge­çi­yo­ruz.

Baş­kan­lı­ğın Ge­nel Ku­ru­la su­nuş­la­rı var­dır.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­nun, İç Tü­zük'ün 19'un­cu mad­de­si­ne gö­re ve­ril­miş bir öner­ge­si var­dır, oku­tup oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım:

III. - ÖNE­Rİ­LER

A) Sİ­YA­Sİ PAR­Tİ GRU­BU ÖNE­Rİ­LE­Rİ

1.- (10/124) ile (10/331) esas nu­ma­ra­lı Mec­lis araş­tır­ma­sı öner­ge­le­ri­nin ön gö­rüş­me­le­ri­nin, Ge­nel Ku­ru­lun 21/3/2007 Çar­şam­ba gün­kü bir­le­şi­min­de ve bir­lik­te ya­pıl­ma­sı­na iliş­kin CHP Gru­bu öne­ri­si

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Da­nış­ma Ku­ru­lu; 21.03.2007 Çar­şam­ba gü­nü (bu­gün) top­la­na­ma­dı­ğın­dan, Gru­bu­mu­zun aşa­ğı­da­ki öne­ri­si­nin, İç­tü­zü­ğün 19 un­cu mad­de­si ge­re­ğin­ce Ge­nel Ku­ru­lun ona­yı­na su­nul­ma­sı­nı say­gı­la­rım­la arz ede­rim.

                                                                                                  Ali To­puz

                                                                                          İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li

                                                                                           Grup Baş­kan­ve­ki­li

Öne­ri:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Gün­de­mi­nin Ge­nel Gö­rüş­me ve Mec­lis Araş­tır­ma­sı Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ön­gö­rüş­me­ler Kıs­mı­nın, 79 un­cu sı­ra­sın­da yer alan (10/124) ile 266 ncı sı­ra­sın­da yer alan (10/331) Esas Nu­ma­ra­lı Mec­lis Araş­tır­ma Öner­ge­le­ri­nin ön­gö­rüş­me­le­ri­nin, Ge­nel Ku­rul'un; 21.03.2007 Çar­şam­ba gün­lü bir­le­şi­min­de ve bir­lik­te ya­pıl­ma­sı öne­ril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Öne­ri le­hin­de ol­mak üze­re, Ga­zi­an­tep Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ab­dul­ka­dir Ateş.

AB­DUL­KA­DİR ATEŞ (Ga­zi­an­tep) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bun­dan yak­la­şık bir yıl ön­ce ver­miş ol­du­ğu­muz bir araş­tır­ma öner­ge­si­nin ön­ce­lik­le gün­de­me alın­ma­sı için söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bi­li­yor­su­nuz, 22 Ara­lık 2005 ta­ri­hin­de Ka­pı­ku­le Güm­rük Ka­pı­sın­da "Av­cı-2" adıy­la bir ope­ras­yon ya­pıl­dı ve he­men bu ope­ras­yon­dan son­ra da 72 güm­rük mu­ha­fa­za me­mu­ru ve po­li­si tu­tuk­lan­mış ve da­ha son­ra da bu ki­şi­ler yar­gı­la­na­rak he­men he­men tü­mü­ne ya­kı­nı önem­li ce­za­la­ra çarp­tı­rıl­mış­tı. Biz de bu ope­ras­yo­nun he­men aka­bin­de bu araş­tır­ma öner­ge­si­ni ve­re­rek ge­rek güm­rük teş­ki­la­tı­mız­da ge­rek­se güm­rük ka­pı­la­rı­mız­da­ki bu olum­suz du­rum­la­rı na­sıl dü­zel­te­bi­le­ce­ği­mi­zi, ne­ler ya­pı­la­bi­le­ce­ği­ni araş­tır­mak için bir araş­tır­ma öner­ge­si ver­dik. Fa­kat, bu­gü­ne ka­dar bu araş­tır­ma öner­ge­siy­le il­gi­li her­han­gi bir olum­lu adım atıl­ma­dı, ama, olum­suz ge­liş­me­ler de de­vam et­mek­te­dir Tür­ki­ye'de. Ön­ce­lik­le, bu olay, ül­ke­miz­de ka­çak­çı­lı­ğın ne­den ön­le­ne­me­di­ğiy­le iliş­ki­li göz önü­ne so­mut ba­zı ne­ti­ce­le­ri de or­ta­ya koy­muş­tu. Ney­di bun­lar, göz önü­ne çı­kan olay­lar ney­di? Bir ke­re, ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­mek için gö­rev­len­dir­miş ol­du­ğu­muz, hep bir­lik­te gö­rev­len­dir­miş ol­du­ğu­muz ba­zı ka­mu gö­rev­li­le­ri ba­zen işin için­de biz­zat yer ala­rak, ba­zen de bir çı­kar kar­şı­lı­ğın­da o iliş­ki­le­re göz yu­ma­rak ka­mu gü­cü­nü ken­di çı­kar­la­rı açı­sın­dan kul­lan­dık­la­rı için bu tür olay­lar­la Tür­ki­ye ve Tür­ki­ye güm­rük­le­ri çok sık kar­şı­la­şı­yor­du. Ka­pı­ku­le Av­cı-2 Ope­ras­yo­nu ve bu­na ben­zer ope­ras­yon­lar bu ger­çek­le­ri hep or­ta­ya çı­ka­rı­yor­du. O dö­nem­de, baş­ta Baş­ba­kan ol­mak üze­re il­gi­li Ba­kan ve İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı, yap­mış ol­du­ğu açık­la­ma­lar­la o gün­ler­de bu önem­li so­ru­nu gün­de­me ge­tir­miş­ler ve Hükûme­tin bu ko­nu üze­rin­de ti­tiz­lik­le du­ra­ca­ğı­nı ifa­de et­miş­ler­di. Ne ya­zık ki, biz­ler iyi­leş­me bek­ler­ken bu ko­nu­la­ra iliş­kin, di­şe do­ku­nur hiç­bir önem­li de­ği­şik­lik ol­ma­mış, iyi­leş­tir­me ya­pıl­ma­dı­ğı gi­bi güm­rük­ler­de­ki keş­me­keş, yol­suz­luk, usul­süz­lük ve ka­çak­çı­lık gi­de­rek ar­ta­rak de­vam et­miş­tir. Dün baş­la­yan ve bu­gün de gö­rü­şe­ce­ği­miz ufak te­fek böy­le ya­sa­lar­la da bu ko­nu­nun dü­zel­ti­le­bi­le­ce­ği, bu so­run­la­rın dü­zel­ti­le­bi­le­ce­ği­ne inan­mak da zor. Öy­le ki, Sa­yın Baş­ba­kan da­ha bun­dan bir­kaç haf­ta ön­ce AKP Gru­bun­da, ken­di gru­bun­da Tür­ki­ye'nin 48 ül­ke­den sa­tın al­mış ol­du­ğu pet­rol­ler­le il­gi­li bir açık­la­ma yap­mış. Bu 48 ül­ke­den 31'in­den ge­len ya­nıt­la­ra gö­re Tür­ki­ye'nin 28 mil­yar do­lar­lık bir pet­rol alı­mı söz ko­nu­su ol­du­ğu­nu, ama Tür­ki­ye'de­ki ve­ri­le­rin, Tür­ki­ye'de­ki tu­ta­nak­la­rın, bil­gi­le­rin sa­de­ce 9,3 mil­yar do­la­rı­nı gös­ter­di­ği­ni, ya­ni ge­ri­de 18,7 mil­yar do­lar­lık bir ka­çak­çı­lı­ğın söz ko­nu­su ol­du­ğu­nu AKP Gru­bun­da Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın ağ­zın­dan din­le­dik. De­mek ki, so­run­lar çö­zül­me­di. Bir yıl­dır so­run­lar de­vam et­mek­te. Aca­ba, 31 ül­ke­den ge­len ce­va­ba 17 ül­ke da­ha ka­tıl­dı­ğın­da bu ra­kam­la­rın ka­ça ula­şa­ca­ğı­nı bu­ra­dan siz­le­rin tak­di­ri­ne bı­rak­mak is­ti­yo­rum de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ay­nı za­man­da ken­di gö­re­vi­ni yap­tı, bir akar­ya­kıt ka­çak­çı­lık ko­mis­yo­nu oluş­tur­du, araş­tır­ma ko­mis­yo­nu oluş­tur­du. Sa­yın Va­hit Ki­ler'i de baş­kan yap­tık ve bu ko­mis­yon çok cid­di ça­lış­ma­lar­dan son­ra çok cid­di bil­gi ve bel­ge­ler­le siz­le­rin, biz­le­rin kar­şı­sı­na gel­di. An­cak, bu ra­po­run öne­ri­le­ri, bul­gu­la­rı üze­ri­ne şu gü­ne ka­dar bun­la­rın üze­ri­ne gi­dil­me­di ve çö­züm doğ­rul­tu­sun­da da bir adım atıl­ma­dı.

Cum­hu­ri­yet dö­ne­min­de yi­ne bir il­ki bu olay­la il­gi­li ya­şa­dık. Güm­rük­ler­den so­rum­lu Dev­let Ba­kan­lı­ğı­nın ka­çak­çı­lı­ğı araş­tı­ra­cak Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı­na Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin onay­la­dı­ğı, oy bir­li­ğiy­le ge­çir­di­ği bu ra­po­ru bir tür­lü gön­der­me­di. Bu­nun üze­ri­ne Müs­te­şar­lık, ma­ale­sef, Baş­ba­kan­lık ta­li­ma­tın­dan ha­re­ket ede­rek, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğı­na iliş­kin ra­po­ru­nu ha­ri­cen te­min et­mek zo­run­da kal­dı ve Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nde­ki ga­ze­te­ler­de çık­tı bu ha­ber ve bu ha­ber tek­zip edil­me­di he­nüz da­ha.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, in­san­la­rın ak­lı­na, biz­le­rin ak­lı­na tür­lü ola­sı­lık­lar ge­li­yor bu ge­liş­me­ler­den son­ra. Aca­ba, ba­zı el­ler, akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğı­nın or­ta­ya çık­ma­sı­nı en­gel­le­me­ye mi ça­lı­şı­yor so­ru­su, herhâlde, sa­nı­yo­rum, siz­le­rin de ak­lı­na gel­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, uma­rım, böy­le bir du­rum yok­tur. Ama, me­se­le­yi araş­tır­ma­dan da yok­tur de­me­nin müm­kün ol­ma­dı­ğı­nı siz­ler de en az be­nim ka­dar dü­şü­nü­yor­su­nuz­dur. Onun için, bir araş­tır­ma ko­mis­yo­nu­nun ku­ru­lup, güm­rük­le­ri araş­tır­ma­sın­da biz bü­yük ya­rar gö­rü­yo­ruz ve il­gi­li ma­kam­lar, il­gi­li Ba­kan­lık, çok gü­lünç ya­nıt­lar ve­ri­yor bu so­ru­lar so­rul­du­ğun­da. De­ni­li­yor ki: "Ka­çak pet­rol­le­rin bü­yük bir bö­lü­mü de­niz­den ge­li­yor­muş." Pe­ki, kar­de­şim, de­niz­den ge­li­yor­sa ve bu­nu bi­li­yor­sa­nız, siz ne ya­pı­yor­su­nuz, bir şey­ler yap­ma­nız ge­rek­mi­yor mu di­ye sor­ma­dan ede­mi­yo­rum de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğı işin sa­de­ce bir bo­yu­tu. İç­ki, si­ga­ra, Sa­yın Ulaş­tır­ma Ba­ka­nı­nın ifa­de et­ti­ği ge­çen se­ne 20 mil­yon ka­çak cep te­le­fo­nu, şe­ker ka­çak­çı­lı­ğı, şam­pu­an ka­çak­çı­lı­ğı, göz­lük, fer­mu­ar, son­daj mal­ze­me­si gi­bi, el bom­ba­sı, si­lah, mer­mi, nük­le­er mad­de ka­çak­çı­lı­ğı, bu­na bir de in­san ka­çak­çı­lı­ğı­nı ek­le­di­ği­miz­de bu lis­te uza­yıp gi­di­yor.

Bu ara­da, ül­ke­miz­de ka­çak­çı­lı­ğın var­dı­ğı bo­yut ve mü­ca­de­le yön­tem­le­ri­nin ise ola­bil­di­ğin­ce za­afa uğ­ra­dı­ğı­nı da açık­lık­la gö­re­bi­li­yo­ruz. Özel­lik­le nar­ko­tik­te, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, yu­ka­rı­da­ki say­dı­ğım lis­te­de en önem­li mad­de­ler­den bi­ri­si de bu. Özel­lik­le son iki üç yıl içe­ri­sin­de Av­ru­pa'da­ki bu nar­ko­tik olay­la­rı­nı iz­le­yen ulus­la­ra­ra­sı ku­ru­luş­lar ve ulu­sal ku­ru­luş­lar, Tür­ki­ye'nin bu ko­nu­da bir ge­çiş nok­ta­sı ol­du­ğu­nu söy­le­mek­te ve biz­le­rin bü­tün gay­re­ti­mi­ze rağ­men ya­ka­la­dı­ğı­mız, ele ge­çir­di­ği­miz nar­ko­tik mik­ta­rı­nın, sa­de­ce yüz­de 40'ını ya­ka­la­ya­bil­di­ği­mi­zi ulus­la­ra­ra­sı ku­rul­lar söy­lü­yor. Ge­çen­ler­de ya­ka­la­nan mik­tar­la övün­me­me­miz la­zım. Eğer 5 to­nu ya­ka­lan­dıy­sa, de­mek ki 7,5 ton da­ha faz­la­sı Tür­ki­ye üze­rin­den ge­çi­yor de­mek­tir. Bu­nu na­sıl ön­le­ye­ce­ğiz? Bu­nu araş­tır­ma­dan, ye­ni bir dü­zen­le­me­ye git­me­den ön­le­me­nin müm­kün ol­du­ğu­na biz inan­mı­yo­ruz. Ve­ri­len tüm ça­ba­la­ra rağ­men, ma­ale­sef, bun­la­rı ger­çek­leş­ti­re­mi­yo­ruz.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, güm­rük­ler­de­ki di­ğer bir so­ru­nu­muz, vekâle­ten yö­ne­tim me­se­le­si­dir. Ka­ba bir he­sap­la, Tür­ki­ye'de top­lam yıl­lık 40 mil­yar do­la­rın üze­rin­de ka­çak­çı­lık­tan söz edil­mek­te­dir. Bu­nun­la mü­ca­de­le et­mek­le gö­rev­li Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı, müs­te­şar yar­dım­cı­lı­ğı, 3 ge­nel mü­dür­lü­ğüy­le 18 güm­rük mu­ha­fa­za baş­mü­dür­lü­ğü­nün 14'ü bu­gün vekâlet­le yö­ne­til­mek­te­dir. Güm­rük­ler gi­bi her tür­lü hu­kuk dı­şı iliş­ki­ye mü­sa­it has­sas bir or­tam­da, üst yö­ne­tim­de­ki za­fi­ye­tin al­ta doğ­ru ar­ta­rak bü­yü­me­sin­den do­ğal bir şey yok­tur. Or­ta­ya çık­mak­ta olan rüş­vet hal­ka­sın­da bu za­fi­ye­tin et­ki­si ol­du­ğu­na ina­nı­yo­ruz ve bu­nun araş­tı­rıl­ma­sı ve bir an ön­ce ön­lem­le­ri­nin alın­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne ina­nı­yo­ruz.

Yi­ne, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ka­çak­çı­lık de­yin­ce, biz bu­nu bir ma­lın Tür­ki­ye'ye ya­sa dı­şı yol­lar­dan gir­me­si ola­rak sa­de­ce gör­mü­yo­ruz. Ay­nı za­man­da, ka­çak­çı­lık de­di­ği­miz­de kıy­met, ta­ri­fe ve men­şei iti­ba­rıy­la fark­lı be­yan, ek­sik be­yan, be­yan et­me­me ve ben­ze­ri çe­şit­li yol­lar­la da dev­le­tin ver­gi ge­lir­le­ri kay­bı­na yol açı­la­bil­di­ği, top­lu­ma ve ül­ke­ye za­rar ve­re­bil­di­ği­ni dü­şün­me­miz ge­re­kir. Bun­la­rın da hep ka­çak­çı­lık su­çu içe­ri­sin­de ele alın­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne ina­nı­yo­ruz. Bu tür ka­çak­çı­lık suç­la­rı­nın bir bö­lü­mü­nün, güm­rük ta­ri­fe­le­ri­nin yük­sel­til­me­si ve­ya in­di­ril­me­si, ko­ta­lar ko­nul­ma­sı yö­nüy­le ma­li ted­bir­ler­le ön­len­me­si müm­kün­dür; ama, bu ko­nu­da da cid­di ön­lem­le­rin alın­ma­dı­ğı­nı gör­mek­te­yiz.

Bu ko­nu­da tam bir be­ce­rik­siz­lik içe­ri­sin­de­yiz. Biz­de­ki uy­gu­la­ma­lar, ma­ale­sef, güm­rük­ler­de de­je­ne­re edi­le­rek ba­zı çev­re­le­re hak­sız ka­zanç­lar sağ­la­ma­ya yar­dım­cı ol­mak­ta­dır. Tür­ki­ye eko­no­mi­si ka­yıp­la­ra uğ­ra­mak­ta­dır. Bu­nun­la il­gi­li bir ör­nek ve­re­yim, iyi ni­yet­li alın­mış bir ka­rar: "Dâhil­de iş­le­me re­ji­mi" di­ye bir re­ji­mi­miz var de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Tür­ki­ye ih­ra­ca­tı­nın dı­şa­rı­da re­ka­bet ede­bil­me­si için ge­ti­ril­miş bir ka­rar, ama bu ka­ra­rın uy­gu­la­ma­sı­na bak­tı­ğı­mız­da, iş­let­me bel­ge­si­ni…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

AB­DUL­KA­DİR ATEŞ (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, iz­ni­niz­le…

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

AB­DUL­KA­DİR ATEŞ (De­vam­la) - …dâhilî iş­let­me bel­ge­si­ni kon­trol­süz bir bi­çim­de ver­di­ği­niz za­man, bu, usul­süz­lü­ğe yol aça­bi­li­yor. Bu­gün­kü du­rum da o. İt­hal edi­len mal­la­rın tek­rar yurt dı­şı­na çı­kıp çık­ma­dı­ğı­nı, iş­len­dik­ten son­ra eğer siz kon­tro­lü­nü ya­pa­mı­yor­sa­nız, bu da bir ka­çak­çı­lı­ğa gi­ri­yor.

Yi­ne, özel fa­tu­ra­la­rı eğer siz ka­bul et­ti­ği­niz tak­dir­de, ör­ne­ğin Irak'ta üç ki­şi­yi bir ara­ya ge­ti­rin bir şir­ket ku­run, si­ze is­te­di­ği­niz fa­tu­ra­yı ver­sin­ler. Bü­tün bun­lar, dâhil­de iş­le­me re­ji­mi­nin ne ka­dar güm­rük­ler­de de kö­tü kul­la­nıl­dı­ğı­nı gös­te­ri­yor.

Ta­rım ürün­le­ri için de bir "dâhil­de  iş­le­me re­ji­mi" di­ye bir şey ge­ti­ril­miş, bu­nu da an­la­mak müm­kün de­ğil. Bu da güm­rük­le­ri­miz­de bü­yük is­tis­mar­la­ra ne­den olu­yor ve bir de bu dâhilî iş­le­me re­ji­miy­le il­gi­li yüz­de 25, siz,  efen­dim, bir fi­re ka­bul edi­yor­su­nuz, yüz­de 25 fi­re. Bun­lar fi­re de­ğil, yurt için­de ka­lı­yor. Bir de KDV ve­sa­ire, güm­rük ver­gi­si al­mı­yor­su­nuz, yak­la­şık yüz­de 50'ye ya­kın bir avan­ta­yı, bir ran­tı ba­zı ke­sim­le­re…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

AB­DUL­KA­DİR ATEŞ (De­vam­la) - …sağ­la­mak da bu ko­nu­da bü­yük so­run­lar ya­ra­tı­yor sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, De­ğer­li Baş­ka­nım.

Şim­di bu araş­tır­ma öner­ge­miz­de, eğer yol ve­rir­se­niz, uy­gun gö­rür­se­niz, bir­lik­te, yu­ka­rı­da sı­ra­la­mış ol­du­ğum so­run­la­rı te­ker te­ker in­ce­le­me ola­na­ğı­nı bu­la­ca­ğız Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri.

Ay­rı­ca, bun­la­rın ya­nın­da, bu­gü­ne ka­dar Tür­ki­ye'nin alı­şık ol­ma­dı­ğı, ama son bir­kaç yıl içe­ri­sin­de ma­ale­sef ye­ni ye­ni güm­rük­ler­de gör­dü­ğü­müz olum­suz uy­gu­la­ma­la­rın da önü­ne ge­çe­bi­le­ce­ği­mi­zi dü­şü­nü­yo­ruz. Bir­kaç ka­lem­le bun­la­rı söy­le­ye­yim.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ateş, sü­re­mi­zi çok geç­tik.

AB­DUL­KA­DİR ATEŞ (De­vam­la) - Ta­mam, şey ya­pa­ca­ğım.

Şim­di, yar­gı­ya in­ti­kal eden bir­ta­kım per­so­nel­ler­le il­gi­li, yar­gı­ya in­ti­kal et­me­me­le­riy­le il­gi­li yük­sek ka­de­me­ler­de ba­zı ko­nu­la­ra el atıl­ma­sı­nı doğ­ru bul­mu­yo­ruz, bun­lar bu­gün güm­rük­ler­de olu­yor.

Yi­ne, ay­nı şe­kil­de cid­di ça­lı­şan bir­ta­kım mü­fet­tiş­le­rin iş­ten el çek­ti­ril­di­ği­ni gö­rü­yo­ruz. Irak'ta ku­ru­lan Irak Dev­let Pet­rol Şir­ke­ti SO­MO'yla ya­pı­lan bir­ta­kım an­laş­ma­la­rın bü­yük bo­yut­lu or­ga­ni­ze ka­çak­çı­lı­ğa ne­den ol­du­ğu­nu bu­ra­dan gö­rü­yo­ruz. Bu­nun ka­nıt­la­rı eli­mi­ze geç­miş­ken, bu ko­nu­lar­da bir şey ya­pa­mı­yo­ruz.

Sa­yın Baş­ka­nım, söz­le­ri­me son ve­rir­ken, bu araş­tır­ma açıl­dı­ğı tak­dir­de, iki ufak, ama, ay­nı de­re­ce­de de önem­li ko­nu­yu bi­rer cüm­ley­le geç­mek is­ti­yo­rum. Bu araş­tır­ma açı­lır­sa, bir ke­re şu­nu da in­ce­le­miş ola­ca­ğız: Bir ku­rum içe­ri­sin­de bü­rok­rat bir ar­ka­da­şın da­ha son­ra Ba­kan ya­pıl­dı­ğın­da o ku­ru­ma ya­pa­ca­ğı kat­kı ve­ya olum­suz­luk­la­rı da in­ce­le­miş, or­ta­ya çı­kar­mış ola­bi­le­ce­ğiz. İkin­ci bir önem­li ko­nu da Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı ile Dış Ti­ca­ret Müs­te­şar­lı­ğı­nın ay­nı Dev­let Ba­kan­lı­ğı­na bağ­lan­ma­sı­nın aca­ba mah­zur­la­rı mı var­dır fay­da­la­rı mı var­dır, bu­nu da hep bir­lik­te in­ce­le­me ola­na­ğı­nı bu­la­ca­ğı­mı­za ve bu­nun da Tür­ki­ye'nin ile­ri­ye yö­ne­lik ola­rak en azın­dan önü­nü aça­ca­ğı­na ina­nı­yo­rum.

Bu araş­tır­ma öner­ge­si için, he­pi­niz­den, tüm ar­ka­daş­la­rım­dan, siz­ler­den, po­li­tik bir amaç güt­me­den des­tek bek­le­di­ği­mi ifa­de edi­yor, te­şek­kür­le­ri­mi su­nu­yo­rum.

Sağ olun Baş­kan, si­ze de te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ateş.

Aleyh­te ol­mak üze­re, Sa­kar­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ay­han Se­fer Üs­tün, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (Sa­kar­ya) - Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Grup öne­ri­si aley­hin­de söz al­dım. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Mec­li­sin açıl­dı­ğın­dan be­ri, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin, gün­dem­le il­gi­li bir­ta­kım iti­raz­la­rı var­dı. Bun­la­rın bel­ki bir kıs­mı hak­lı, bir kıs­mı hak­sız ola­bi­lir, ama, bun­lar, te­mel­de… Bun­lar­dan bir ta­ne­si, özel­lik­le gün­de­min çok sık de­ğiş­ti­ril­di­ği nok­ta­sın­da AK Par­ti­ye, ik­ti­dar par­ti­si­ne bir mu­ha­le­fe­ti var­dı, bir iti­ra­zı var­dı: "İş­te, gün­dem çok sık de­ği­şi­yor, do­la­yı­sıy­la, biz ya­sa­la­ra ha­zır­la­na­mı­yo­ruz, han­gi ya­sa­la­rın bu­ra­da gö­rü­şü­le­ce­ği­ni bi­le­mi­yo­ruz; o ba­kım­dan, gün­dem be­lir­len­sin, uzun sü­re bu gün­de­mi ta­kip ede­lim." Te­mel iti­raz­la­rın­dan bir ta­ne­si buy­du. Si­zin de ha­tır­la­ya­ca­ğı­nız gi­bi, mart ayı­nın ba­şın­da, mart ayı bo­yun­ca, ya­ni bir ay bo­yun­ca gö­rü­şe­bi­le­ce­ği­miz tüm gün­de­mi be­lir­le­dik. Ya­ni, mu­ha­le­fet par­ti­si­nin te­mel iti­raz­la­rın­dan bir ta­ne­si, as­lın­da uzun sü­re­den be­ri kar­şı­lan­mış ol­mak­ta.

Yi­ne, bir baş­ka iti­ra­zı: İş­te, ça­lış­ma sa­at­le­ri nok­ta­sın­da "Efen­dim, ne­dir bu bi­ti­mi­ne ka­dar? Bi­ti­mi­ne ka­dar di­ye bir ta­bir mi olur? Bu in­san fıt­ra­tı­na da ay­kı­rı. Do­la­yı­sıy­la, bu­nu ma­kul bir sü­re­ye çe­ke­lim." Hay­hay… Uzun sü­re­den be­ri, öy­le bir uy­gu­la­ma­sı var yü­ce Mec­li­sin ve en geç sa­at on­da gün­dem ta­mam­la­nı­yor.

Yi­ne, te­mel iti­raz­la­rın­dan baş­ka bir ta­ne­si: Bu dö­nem­de Mec­li­sin de­ne­tim fa­ali­yet­le­ri­ni faz­la yap­ma­dı­ğı, de­ne­tim fa­ali­yet­le­rin­de bu­lun­ma­dı­ğı nok­ta­sın­da bir iti­raz­la­rı var­dı. Oy­sa, is­ta­tis­tik­le­re bak­tı­ğı­mız­da, bu­nun da böy­le ol­ma­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz. Yü­ce Mec­li­si­miz, 22'nci Dö­nem Mec­li­si­miz, ka­nun­lar­da ol­du­ğu gi­bi, de­ne­tim fa­ali­yet­le­rin­de de ger­çek­ten yo­ğun bir ça­lış­ma ser­gi­le­miş­tir. Bu ça­lış­ma­ya ik­ti­dar par­ti­sin­de­ki ar­ka­daş­la­rı­mız da, mu­ha­le­fet par­ti­sin­de­ki ar­ka­daş­la­rı­mız da des­tek ver­miş­ler­dir. Do­la­yı­sıy­la, ken­di­mi­ze hak­sız­lık et­me­me­miz la­zım.

Ör­ne­ğin, bir­kaç ra­kam ve­re­cek olur­sak, araş­tır­ma öner­ge­le­ri açı­sın­dan: Geç­ti­ği­miz dö­nem­de 44 ta­ne araş­tır­ma öner­ge­si an­cak gö­rü­şü­le­bil­miş. Bu dö­nem­de ise 77 ta­ne araş­tır­ma öner­ge­si gö­rü­şül­müş. Ger­çek­ten, ne­re­dey­se 2 ka­tı­na ya­kın, biz bu açı­dan bir de­ne­tim fa­ali­ye­ti yap­mı­şız. Ha­ke­za, söz­lü so­ru­la­ra bak­tı­ğı­mız­da da du­rum bun­dan fark­sız de­ğil. Do­la­yı­sıy­la, 22'nci Dö­nem Mec­li­si hem de­ne­tim fa­ali­ye­ti açı­sın­dan hem de ya­sa­ma fa­ali­ye­ti açı­sın­dan ger­çek­ten yo­ğun bir ça­lış­ma içe­ri­sin­de bu­lun­muş.

Şim­di, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin gün­de­mi de­ğiş­tir­mek üze­re ver­di­ği Grup öne­ri­si­ne bak­tı­ğı­mız­da, şu an­da gün­dem­de bu­lu­nan mev­cut ka­nun­la­rı gö­rüş­me­ye­lim, bu­nu ye­ri­ne bir de­ne­tim fa­ali­ye­tin­de bu­lu­na­lım... Ne­dir bu de­ne­tim fa­ali­ye­ti, ne ya­pa­lım? Güm­rük­ler­de mey­da­na ge­len ka­çak­çı­lık olay­la­rı­nı in­ce­le­ye­lim, araş­tı­ra­lım, bun­lar­la il­gi­li so­rum­lu­lar var­sa yar­gı­ya in­ti­kal et­sin, şek­lin­de özet­le­ne­bi­le­cek bir araş­tır­ma öner­ge­si ver­miş.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu Mec­lis ve Hükûmet, ger­çek­ten, son yıl­lar­da, ka­çak­çı­lı­ğın ön­len­me­siy­le il­gi­li cid­di mü­ca­de­le­ler­de bu­lun­muş­tur. Bun­lar­dan en önem­li­si, yıl­lar­dan be­ri de­ğiş­ti­ril­me­yen Ka­çak­çı­lık Ka­nu­nu, 2003 yı­lın­da, 4926 sa­yı­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu'nu ye­ni­den ya­sa­laş­tı­ra­rak gös­ter­miş­tir. Bu­nun­la il­gi­li, bel­ki bir­ta­kım özel ih­ti­sas sa­ha­sı­na gi­ren ka­çak­çı­lık­la il­gi­li hu­sus­lar­da ye­ter­li ol­ma­dı­ğı gö­rül­müş bu Ka­nun ve Pet­rol Pi­ya­sa­sı Ka­nu­nu çı­ka­rıl­mış­tır. Ger­çek­ten, bir mil­let­ve­ki­li ola­rak ben de pet­rol ka­çak­çı­lı­ğın­dan ra­hat­sız ol­dum. Öy­le du­rum­lar ol­du ki, sa­hil­de ka­çak ham­si av­la­yan av­cı­lar ya­ka­lan­dı, an­cak, bil­mem 50 bin gros­ton­luk ge­mi­ler­le pet­rol ka­çak­çı­lı­ğı ya­pan­lar ya­ka­lan­ma­dı. Ve­ya, ka­çak su sa­tan­lar ya­ka­lan­dı, süt sa­tan­lar ya­ka­lan­dı, ama, ka­ra­da ka­çak pet­rol sa­tan­lar ya­ka­lan­ma­dı. Ve­ya, bir li­ma­na çe­ki­len ka­çak pet­rol bo­ru­su, o il­de bu­lu­nan ge­rek gü­ven­lik gö­rev­li­le­ri açı­sın­dan ge­rek­se si­vil amir açı­sın­dan bun­lar gö­rül­me­di. Ger­çek­ten de acı­na­cak bir du­rum­du. Ama, eğer bu­ra­da bir ya­sal ek­sik­lik var­sa, bu­nu da gi­de­re­cek adım­la­rı bu yü­ce Mec­lis at­tı. Evet, akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğıy­la mü­ca­de­le­ye iliş­kin Pet­rol Pi­ya­sa­sı Ka­nu­nu'nda de­ği­şik­lik­ler yap­tı. Bu­na gö­re, pet­rol ka­çak­çı­lı­ğı­nın ta­nı­mı ye­ni­den dü­zen­len­di ve bu­ra­da özel­lik­le ce­za­lar art­tı­rıl­dı ve yi­ne, ödül­ler ge­ti­ril­di.

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Hâlâ ucuz ma­zot sa­tı­lı­yor.

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (De­vam­la) - Ar­tık eğer ka­çak pet­rol ta­şı­yan ve­ya ka­çak­çı­lık ya­pan bi­ri­ni ih­bar et­ti­ği­niz­de, bu­ra­dan ge­le­cek ge­lir­den yüz­de 25 bu ih­bar ede­ne ve­ri­le­cek, yüz­de 25 ya­ka­la­ya­na ve­ri­le­cek, ge­ri ka­lan yüz­de 50'nin de yüz­de 25'i o ilin özel ida­re­si­ne ka­la­cak, di­ğer yüz­de 25 de Ma­li­ye­ye ak­ta­rı­la­cak.

Yi­ne çok önem­li bir hü­küm bu­ra­da; ka­çak­çı­lık su­çun­da kul­la­nı­lan tüm araç ve ge­reç­ler mü­sa­de­re edi­le­cek. Bu çok önem­li ar­ka­daş­lar, ba­kın. Ka­çak­çı­lık su­çun­da kul­lan­dı­ğı­nız ge­mi de, tan­ker de, kam­yon da bun­dan son­ra mü­sa­de­re edi­le­cek. O ba­kım­dan, bu hü­küm­le­rin uy­gu­lan­ma­sı­nı gör­me­miz la­zım.

Pe­ki, baş­ka ne­ler çı­kart­tık? El­bet­te cep te­le­fon­la­rı­nın ka­yıt al­tı­na alın­ma­sıy­la ala­ka­lı ka­nun… Türk Ce­za Ka­nu­nu'nda in­san ka­çak­çı­lı­ğıy­la il­gi­li -Sa­yın Ateş'in öner­ge­sin­de yer alan- çok ağır hü­küm­ler ge­ti­ril­di ger­çek­ten. Bun­la­rın da el­bet­te uy­gu­lan­ma­sı­nı gör­me­miz la­zım.

Pe­ki, Hükûmet ne yap­mış bu­ra­lar­da? Hükûmet de boş dur­ma­mış. Yi­ne biz­zat Sa­yın Ateş'in öner­ge­sin­de bir pa­rag­raf bu­nun ce­va­bı­nı ve­ri­yor. Dev­let Ba­ka­nı Sa­yın Kür­şad Tüz­men, Ka­pı­ku­le'de­ki ope­ras­yon­la­rın ta­ma­mı­nın bil­gi­si dâhi­lin­de ol­du­ğu­nu ve İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğıy­la or­tak ça­lış­ma sür­dür­dük­le­ri­ni; Baş­ba­kan Sa­yın Re­cep Tay­yip Er­do­ğan da, ope­ras­yon em­ri­ni ken­di­si­nin ver­di­ği­ni söy­le­miş­tir. Bu, Sa­yın Ateş'in öner­ge­sin­de­ki bir pa­rag­raf­tan al­dı­ğım me­tin. O ba­kım­dan, ge­rek yü­ce Mec­li­si­miz ge­rek Hükûme­ti­miz ka­çak­çı­lık­la mü­ca­de­le ko­nu­sun­da son de­re­ce cid­di atı­lım­lar yap­mış­tır, mü­ca­de­le et­mek­te­dir. Ye­ni çı­kan ya­sa­la­rın da so­nu­cu­nun alın­ma­sı ge­re­kir.

Bu iti­bar­la, ben, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Grup öne­ri­si­nin aley­hin­de söz al­dım.

Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Üs­tün.

Öne­ri le­hin­de ol­mak üze­re, Ada­na Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Meh­met Zi­ya Yer­gök, bu­yu­run.

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Grup öne­ri­si­nin le­hin­de söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si­mi­zi ve yü­ce mil­le­ti­mi­zi say­gıy­la se­lam­la­ya­rak söz­le­ri­me baş­la­mak is­ti­yo­rum.

Söz­le­ri­me baş­lar­ken ön­ce­lik­le, ben­den ön­ce ko­nu­şan, Grup öne­ri­si­nin aley­hi­ne ko­nu­şan AKP Sa­kar­ya Mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız, bi­zim, san­ki gün­de­mi tı­ka­mak için, gün­dem­de­ki ya­sa­la­rın gö­rüş­me­si­ni en­gel­le­mek için böy­le bir öne­ri ver­di­ği­mi­zi söy­le­di. Bu, ke­sin­lik­le yan­lış­tır, doğ­ru de­ğil­dir, bil­gi nok­sa­nın­dan kay­nak­lan­mak­ta­dır. Bi­zim dü­şün­ce­miz, grup öne­ri­miz, gün­de­me alın­sın, sı­ra­sı gel­di­ğin­de gö­rü­şül­sün; gün­de­mi tı­ka­mak di­ye bir şey söz ko­nu­su de­ğil­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, güm­rük­ler­de­ki ka­çak­çı­lık ve yol­suz­luk id­di­ala­rı­nın araş­tı­rı­la­rak so­rum­lu­la­rın tes­pi­ti ile alı­na­cak ön­lem­le­rin be­lir­len­me­si ama­cıy­la, gru­bu­mu­za men­sup mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ver­miş ol­duk­la­rı araş­tır­ma öner­ge­si­nin bu­gü­ne ka­dar gün­de­me alın­ma­ma­sı ve ge­re­ği­nin ya­pıl­ma­ma­sı üzün­tü ve­ri­ci, an­cak şa­şır­tı­cı de­ğil­dir. Üzü­le­rek gör­mek­te­yiz ki, güm­rük­ler, AKP İk­ti­da­rın­da güm­rük­ten so­rum­lu Ba­kan Sa­yın Tüz­men dö­ne­min­de hu­kuk­suz­luk­lar­la ve yol­suz­luk­lar­la anı­lır ol­muş, ka­çak­çı­lık olay­la­rı yo­ğun­laş­mış­tır. Güm­rük­ler­de va­him bo­yut­la­ra ula­şan, Ba­ka­nı, Müs­te­şar Ve­ki­li­ni ve di­ğer üst dü­zey gö­rev­li­le­ri de kap­sa­yan bu yol­suz­luk id­di­ala­rı, Güm­rük Tef­tiş Ku­ru­lu­nun ra­por­la­rı­na ve ya­zış­ma­la­rı­na da yan­sı­mış olup bir kıs­mı da yar­gı­ya in­ti­kal et­miş bu­lun­mak­ta­dır. Her şey­den ön­ce Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğın­dan baş­la­ya­rak güm­rük­ler­de cid­di bir yö­ne­tim so­ru­nu söz ko­nu­su­dur. Sa­yın Ba­kan, işin öne­mi­ne, gö­re­vin ge­re­ği­ne ve hu­ku­ka uy­gun bir yö­ne­tim an­la­yı­şı ye­ri­ne, li­ya­ka­ti ve ye­te­ne­ği dış­la­yan, yan­daş­lı­ğı esas alan keyfî bir yö­ne­tim an­la­yı­şı­nı güm­rük­ler­de ge­çer­li kıl­mış, dü­rüst ve ba­şa­rı­lı ka­mu gö­rev­li­le­ri­ni ise gö­rev­den al­mış­tır. Bu­gün, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğın­dan baş­mü­dür­lük­le­re ka­dar bir­çok gö­rev vekâle­ten yü­rü­tül­mek­te­dir. Her ne ka­dar "ve­kil asi­lin yet­ki­si­ne sa­hip­tir" di­ye­rek du­rum ola­ğan gös­te­ril­me­ye ça­lı­şı­lı­yor­sa da, bu cid­di bir dev­let yö­ne­ti­mi an­la­yı­şıy­la bağ­da­şa­maz. Sa­yın Ba­kan, "Güm­rük­le­ri, ya­sal iş­ler için en ko­lay, ya­sa dı­şı iş­ler için en zor güm­rük­ler hâli­ne ge­ti­re­ce­ğiz." di­yor­du. An­cak, uy­gu­la­ma bu­nun tam ter­si ol­muş­tur. Ya­sa dı­şı iş­le­rin üze­ri­ne gi­den, ka­çak­çı­lık olay­la­rı­nı or­ta­ya çı­ka­ran, so­ruş­tu­ran dü­rüst ve na­mus­lu tef­tiş ku­ru­lu men­sup­la­rı bas­kı­ya ma­ruz kal­mış, ce­za­lan­dı­rıl­mış ve gö­rev­le­rin­den alın­mış­tır.

Bu dö­nem­de ka­çak­çı­lık olay­la­rıy­la il­gi­li ge­re­ken du­yar­lı­lık gös­te­ril­me­miş­tir. Geb­ze'de­ki akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğı­nın in­ce­le­nip so­ruş­tu­rul­ma­sı için Güm­rük Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­ka­nı Er­de­ner De­mi­rağ ta­ra­fın­dan dü­zen­le­nen iki onay, Güm­rük Müs­te­şar Ve­ki­li ta­ra­fın­dan uy­gun bu­lun­ma­ya­rak red­de­dil­miş­tir. 13 mil­yon do­lar ma­li bo­yut­lu Geb­ze'de­ki akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğı ola­yıy­la il­gi­li ola­rak Geb­ze Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­nın ta­kip­siz­lik ka­ra­rı ver­me­si üze­ri­ne, Güm­rük Baş­mü­fet­ti­şi Meh­met Er­yıl­maz, ya­zıy­la, sü­re­si için­de ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­na iti­raz edil­me­si­ni is­te­me­si­ne rağ­men, Güm­rük Müs­te­şar Ve­ki­li­ne vekâlet eden Bü­lent Er­tem, ay­nı gün İz­mit Güm­rük Mu­ha­fa­za Baş­mü­dür­lü­ğü­ne ya­zı ya­za­rak, ken­di ku­ru­mu aley­hi­ne "ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­na iti­raz edil­me­me­si" ta­li­ma­tı­nı ver­miş­tir. Bu du­rum, tam bir skan­dal­dır ve gö­re­vi kö­tü­ye kul­lan­ma­dır.

Bu olay kar­şı­sın­da Sa­yın Ba­ka­nın du­ru­mu ise da­ha tra­ji­ko­mik­tir. Bu ya­zı­yı ya­zan Müs­te­şar Ve­ki­li hak­kın­da so­ruş­tur­ma aç­ma­sı bek­le­nen Ba­kan, ak­si­ne, ola­yı sa­vun­muş, "Geb­ze Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­nın ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­na iti­raz edin." ta­li­ma­tı­na ida­re­ce uyul­du­ğu tak­dir­de ta­raf­gir dav­ra­nıl­mış ola­ca­ğı, ada­le­tin te­cel­li­si­nin en­gel­len­miş ola­ca­ğı gö­rü­şü­nü di­le ge­tir­miş­tir. Bu ka­dar man­tık dı­şı ve hu­kuk dı­şı bir açık­la­ma ola­maz. Bir ta­raf­ta ka­çak­çı­lık­la suç­la­nan­lar var, bir ta­raf­ta ise bu ka­çak­çı­lık­tan za­rar gö­ren, mağ­dur olan güm­rük ida­re­si var. Sa­yın Ba­kan bu ida­re­den so­rum­lu Ba­kan ol­ma­sı­na rağ­men, ta­raf­gir ol­ma­mak­tan söz ede­bi­li­yor. An­cak, asıl va­him ola­nı, ta­raf­sız da kal­ma­mış, "Ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­na iti­raz et­me­yin." ta­li­ma­tıy­la, ka­çak­çı­lık­la suç­la­nan­lar­dan ya­na ta­raf ol­muş­tur.

An­cak, her şe­ye rağ­men, bu ül­ke­de va­tan­se­ver, ka­mu­nun hak ve hu­ku­ku­nu ko­ru­ma­sı­nı bi­len, dü­rüst ve na­mus­lu ka­mu gö­rev­li­le­ri de var­dır. Bü­tün bas­kı­la­ra, ya­zı­lı ta­li­mat­la­ra rağ­men, Geb­ze Ha­zi­ne Avu­kat­lı­ğın­ca ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­na iti­raz edil­miş ve Kar­tal Ağır Ce­za Mah­ke­me­si ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­nı kal­dı­ra­rak, 13 mil­yon do­lar ma­li bo­yut­lu akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğıy­la il­gi­li ola­rak ka­mu da­va­sı açıl­ma­sı­nı sağ­la­mış­tır. Ne ha­zin­dir ki bu so­nuç, güm­rük­ten so­rum­lu Ba­ka­na ve Güm­rük Müs­te­şar Ve­ki­li­ne rağ­men el­de edil­miş bir so­nuç­tur.

Yi­ne, Güm­rük Müs­te­şar Ve­ki­li Meh­met Şa­hin, Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu uya­rın­ca ka­çak­çı­lı­ğa yar­dım et­mek­le suç­lan­mış, Dev­let Ba­ka­nı Kür­şad Tüz­men ta­ra­fın­dan ya­pı­lan ön in­ce­le­me­de, ad­li ta­ki­ba­ta ko­nu ola­cak ey­le­mi bu­lun­ma­dı­ğın­dan ba­his­le ko­nu ka­pa­tıl­mak is­ten­miş­tir. An­cak, Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğın­ca, Ba­kan Kür­şad Tüz­men'in Güm­rük Müs­te­şar Ve­ki­li Meh­met Şa­hin hak­kın­da­ki so­ruş­tur­ma iz­ni ve­ril­me­me­si ka­ra­rı­nın kal­dı­rıl­ma­sı için Da­nış­ta­ya ya­pı­lan iti­raz ka­bul edi­le­rek ha­zır­lık so­ruş­tur­ma­sı ya­pıl­ma­sı yo­lu açıl­mış­tır. Ha­tır­la­ya­cak­sı­nız, hak­kın­da alı­nan bu ka­rar üze­ri­ne Güm­rük Müs­te­şar Ve­ki­li, Ba­ka­nın da ha­zır bu­lun­du­ğu bir top­lan­tı­da gö­re­vin­den ay­rıl­dı­ğı­nı açık­la­mak zo­run­da kal­mış, Ba­kan da ken­di­si­ni na­da­sa bı­rak­tı­ğı­nı söy­le­miş­tir.

Bir çar­pı­cı ge­liş­me de şu ol­muş­tur: Meh­met Şa­hin'den bo­şa­lan Güm­rük Müs­te­şar Ve­kil­li­ği­ne ise, ken­di ku­ru­mu aley­hi­ne "Ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­na iti­raz et­me­yin." ya­zı­lı ta­li­ma­tı­nı ve­ren Müs­te­şar Yar­dım­cı­sı Bü­lent Er­tem ge­ti­ril­miş ve âde­ta ödül­len­di­ril­miş­tir.

Di­ğer ta­raf­tan, bir baş­ka olay­da da, Baş­ba­kan­lık Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı­nın Güm­rük Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı­na doğ­ru­dan gön­de­re­rek in­ce­le­nip so­ruş­tu­rul­ma­sı­nı is­te­di­ği Aziz Eren isim ve im­za­lı ve da­ğı­tı­lan rüş­ve­tin dö­kü­mü ile kim­le­re ve­ril­di­ği­ni gös­te­ren ih­bar di­lek­çe­si, in­ce­le­nip so­ruş­tu­rul­ma­sı için Güm­rük Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­ka­nı ta­ra­fın­dan Güm­rük Müs­te­şar Ve­kil­li­ği­ne su­nul­ma­sı­na kar­şın onay ve­ril­me­miş­tir. Bu ko­nu­ya Ba­ka­nın ge­tir­di­ği açık­la­ma­da ise "İh­bar mek­tu­bu­nu ya­zan şa­hıs ve ver­di­ği ad­res bu­lu­na­ma­mış­tır. Bu tür ih­bar mek­tup­la­rı Di­lek­çe Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne ve Baş­ba­kan­lık ge­nel­ge­le­ri hü­küm­le­ri­ne ay­kı­rı­dır. Bu ne­den­le iş­le­me ko­nul­ma­mış­tır." de­ni­yor. An­cak, Ba­ka­nın bu açık­la­ma­sı da inan­dı­rı­cı ve tu­tar­lı de­ğil­dir, çün­kü Ba­kan­lı­ğa ya­zı­lan ben­zer ni­te­lik­te­ki ih­bar ve şikâyet di­lek­çe­le­ri­nin iş­le­me ko­nul­du­ğu­nun ör­nek­le­ri var­dır. Kal­dı ki, he­pi­miz bi­li­yo­ruz ki, geç­miş­te emek­li bir pro­fe­sö­rün "Rü­yam­da şey­hi­mi gör­düm. Şey­hi­min Baş­ba­ka­na me­sa­jı ve tav­si­ye­le­ri var." di­ye yaz­dı­ğı mek­tup, Baş­ba­kan­lı­ğa gön­de­ril­miş, Baş­ba­kan­lık­ta resmî ev­rak gi­bi iş­lem gör­müş, Millî Eği­tim Ba­kan­lı­ğı­na ha­va­le edil­miş, ora­dan da YÖK'e ha­va­le edil­miş­ti. Geç­miş­te hu­ra­fe­ye bi­le res­mi­yet ka­zan­dı­ran­la­rın, içe­ri­ği iti­ba­rıy­la çok cid­di ih­bar mek­tup­la­rı ken­di­le­riy­le il­gi­li olun­ca, akıl­la­rı­na Di­lek­çe Ka­nu­nu ve Baş­ba­kan­lık ge­nel­ge­le­ri ge­li­yor. Bu yak­la­şı­mı tu­tar­lı ve sa­mi­mi bul­mak müm­kün de­ğil­dir.

Bu sü­reç­te bir di­ğer önem­li ge­liş­mey­se, ka­çak­çı­lık ola­yı­nı or­ta­ya çı­ka­ran ve so­ruş­tu­ran Güm­rük Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­ka­nı Er­de­ner De­mi­rağ, Dev­let Ba­ka­nı Kür­şad Tüz­men ta­ra­fın­dan gö­re­vin­den alın­mış­tır.

Ay­rı­ca, Güm­rük Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­kan Yar­dım­cı­sı Ad­nan Üzer ile Güm­rük Mu­ha­fa­za Ge­nel Mü­dür Ve­ki­li Ce­mil Em­re de bu sü­reç­te gö­rev­den alı­nan­lar ara­sın­da­dır. Ad­nan Üzer, Dev­let Ba­ka­nı Kür­şad Tüz­men ta­ra­fın­dan na­da­sa bı­ra­kı­lan ön­ce­ki Güm­rük Müs­te­şar Ve­ki­li Meh­met Şa­hin'in Bur­sa Güm­rük Baş­mü­dür Ve­ki­li ol­du­ğu dö­ne­me ait usul­süz­lük id­di­ala­rı­nı so­ruş­tur­mak­tay­dı.

Tef­tiş Ku­ru­lu­na dö­nük bas­kı­lar bun­lar­la da sı­nır­lı kal­ma­mış, gö­rev­den alı­nan Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­ka­nı Er­de­ner De­mi­rağ'a kı­na­ma di­sip­lin ce­za­sı ve­ril­miş­tir.

Ay­rı­ca, akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğıy­la il­gi­li so­ruş­tur­ma­yı yü­rü­tüp ra­por­la­rı dü­zen­le­yen Güm­rük Baş­mü­fet­ti­şi Meh­met Er­yıl­maz ile Güm­rük Mü­fet­tiş Yar­dım­cı­sı Ya­kup Gü­neş'e ise dört uyar­ma ce­za­sı ve­ril­miş­tir.

Gö­rül­dü­ğü üze­re, ya­sa­la­ra uy­gun gö­re­vi­ni ya­pan, ka­mu­nun hak ve men­fa­ati­ni ko­ru­yan Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­ka­nı ve mü­fet­tiş­le­ri­ne di­sip­lin ce­za­la­rı ve­ril­miş, Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­ka­nı gö­re­vin­den alın­mış, ka­çak­çı­lı­ğa yar­dım et­mek­le suç­la­nan ve ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­nın kal­dı­rıl­ma­sıy­la hak­la­rın­da yar­gı­la­ma sü­re­ci baş­la­tı­lan Güm­rük Müs­te­şar Ve­ki­li ile Güm­rük­ler Ge­nel Mü­dür Yar­dım­cı­sı ve İz­mit Güm­rük ve Mu­ha­fa­za Baş­mü­dür Ve­ki­li ko­run­muş, kol­lan­mış ve hak­la­rın­da bir uya­rı ce­za­sı da­hi ve­ril­me­miş­tir. Tam bir çif­te stan­dart söz ko­nu­su­dur.

Bü­tün bu ör­nek­ler, Ba­kan Kür­şad Tüz­men'in zih­ni­ye­tiy­le, uy­gu­la­ma­la­rıy­la ve kad­ro­laş­ma an­la­yı­şıy­la güm­rük­ler­de­ki ka­çak­çı­lık olay­la­rıy­la mü­ca­de­le et­me­nin ne ka­dar zor ol­du­ğu­nu or­ta­ya koy­mak­ta­dır. Ka­çak­çı­lık­la suç­la­nan­la­rı kol­la­yan, ka­çak­çı­lı­ğı or­ta­ya çı­ka­ran ve so­ruş­tu­ran­la­ra ise bas­kı uy­gu­la­yan ve ce­za­lan­dı­ran bir yö­ne­tim an­la­yı­şı. Bu an­la­yı­şı…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (De­vam­la) - Bu an­la­yı­şı ve bu an­la­yış­ta­ki bir ba­kan için ge­re­ği­ni ön­ce yok­sul­luk­la ve yol­suz­luk­la mü­ca­de­le sö­zü ve­re­rek ik­ti­dar olan AKP Gru­bu­nun ve son­ra da Mec­li­si­mi­zin tak­dir­le­ri­ne su­nu­yor, Grup öne­ri­mi­zin ka­bu­lü di­le­ğiy­le, yü­ce Mec­li­si­mi­zi tek­rar say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Yer­gök.

Aleyh­te ol­mak üze­re, Or­du Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Eyüp Fat­sa, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Par­ti Gru­bu­nun Grup öne­ri­si­nin aley­hin­de söz al­dım. Bu ve­si­ley­le Baş­kan­lık ma­ka­mı­nı ve Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, gün­de­me alın­ma­sı is­te­ni­len iki ay­rı Mec­lis araş­tır­ma­sı öner­ge­si var­dır. Bun­lar­dan bir ta­ne­si, Ga­zi­an­tep Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ab­dul­ka­dir Ateş ve 24 ar­ka­da­şı­nın, ge­nel ola­rak güm­rük­ler­de ya­pı­lan, ya­pıl­dı­ğı id­dia edi­len ka­çak­çı­lık, yol­suz­luk ve di­ğer ge­liş­me­ler­le ala­ka­lı bir araş­tır­ma öner­ge­si var­dır. Bir di­ğe­ri de, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Zü­he­yir Am­ber ve 36 mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­nın, bu, İs­ken­de­run Güm­rü­ğün­de ya­pıl­dı­ğı id­dia edi­len pi­rinç it­ha­la­tın­da­ki ka­çak­çı­lık ve­ya yol­suz­luk­la ala­ka­lı. Bir Mec­lis araş­tır­ma­sı ya­pıl­ma­sıy­la ala­ka­lı iki ay­rı ta­lep­tir bun­lar. İki ay­rı ta­le­bin bir­leş­ti­ri­le­rek gün­de­me alın­ma­sı var­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, şim­di, ar­ka­daş­la­rı­mı­zı din­le­dik. Ta­bii, bu araş­tı­rıl­ma­sı is­te­nen ko­nu­lar­la il­gi­li de ay­rı­ca dü­şün­ce­le­ri­mi, fi­kir­le­ri­mi siz­ler­le pay­la­şa­ca­ğım.

Dün­ya­da en ile­ri tek­no­lo­ji­yi kul­la­nan ül­ke­ler bi­le, bu­gün, ma­ale­sef, güm­rük­le­rin­de­ki ka­çak­çı­lık ve­ya bir­ta­kım uy­gu­la­ma­lar­dan, ya­sa dı­şı uy­gu­la­ma­lar­dan kur­tu­la­ma­dık­la­rı, bu me­se­le­yi hal­le­de­me­dik­le­ri, bü­tün dün­ya­nın, bu öner­ge­yi ve­ya bu öner­ge ge­rek­çe­siy­le çı­kıp id­di­ala­rı­nı bu­ra­da di­le ge­ti­ren ar­ka­daş­la­rı­mı­zın da, her­ke­sin de bil­di­ği bir ger­çek­tir. Ama, bir ger­çek da­ha var­dır ki, dün­ya­da­ki ge­li­şen tek­no­lo­ji­ye pa­ra­lel ola­rak, Tür­ki­ye'de, özel­lik­le güm­rük­le­ri­ni ye­ni­den re­ha­bi­li­te et­mek su­re­tiy­le, mo­dern imkânla­rı, çağ­daş imkânla­rı, de­ne­tim ve ko­ru­ma sis­tem­le­ri­ni, ta­kip sis­tem­le­ri­ni ge­liş­tir­mek su­re­tiy­le, güm­rük­ler­de­ki ka­çak­çı­lık olay­la­rıy­la et­kin mü­ca­de­le nok­ta­sın­da el­bet­te ki önem­li adım­lar atıl­mış, atı­lan bu önem­li adım­lar ne­ti­ce­sin­de de önem­li ne­ti­ce­ler, so­nuç­lar alın­dı­ğı or­ta­da­dır.

Her za­man gö­re­vi­ni, yet­ki­si­ni aşan, is­tis­mar eden gö­rev­li­ler ola­bi­lir. Bu, dün de var­dı, bu­gün de var, ya­rın da ola­bi­lir ve­ya hak et­me­di­ği ka­zanç el­de eden, it­hal et­me­di­ği ma­lı it­hal et­miş gi­bi, ih­raç et­me­di­ği ma­lı ih­raç et­miş gi­bi ve­ya az mik­tar­da yap­tı­ğı ih­ra­ca­tı çok yap­mış gi­bi gös­ter­mek su­re­tiy­le hak­sız ka­zanç el­de eden ha­ram­za­de­ler, ha­ram yi­yen­ler her za­man ola­bi­lir. Bun­lar, ta­ri­hin her dö­ne­min­de ol­muş­tur. Bu­gün de, dün de, ya­rın da bun­la­rı ta­ma­men or­ta­dan kal­dır­ma­nın müm­kün ol­ma­dı­ğı­nı, ol­ma­ya­ca­ğı­nı, bu ko­nu­la­rı ya­ki­nen ta­kip eden, bu işin ta­rihî sey­ri­ni ta­kip eden her­kes gö­rür ve bu ko­nu­da da, öy­le zan­ne­di­yo­rum ki, ko­nu­şur­ken eli­ni vic­da­nı­na ko­yar, doğ­ru şey­ler söy­ler.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 2003 yı­lın­da, bu öner­ge­ler­le be­ra­ber -bun­la­rın ta­ri­hi de 2003'tür- Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin gün­de­mi­ne Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı gel­miş ve yi­ne, biz, ik­ti­dar ve mu­ha­le­fet­le be­ra­ber bir­lik­te çı­kart­mı­şız bu­nu. Böy­le bir sı­kın­tı ol­du­ğu­nu gör­müş ve bu ya­sa­yı bir­lik­te çı­kart­mı­şız.

Ha, bu yet­me­miş. Ge­li­şen olay­lar ye­ni ila­ve hu­ku­ki ted­bir­le­re ih­ti­yaç ol­du­ğu­nu gös­ter­miş. Sa­de­ce em­tia ka­çak­çı­lı­ğıy­la il­gi­li de­ğil, biz, bu dö­nem­de, yi­ne, in­san ka­çak­çı­lı­ğıy­la il­gi­li ya­pı­lan ka­çak­çı­lı­ğı da ön­le­me­ye yö­ne­lik, bu­ra­da, hep be­ra­ber, bir­lik­te, ka­nu­ni dü­zen­le­me­ler yap­tık. Bu iş­le­ri ya­pan­la­rın, bun­la­ra ön­cü­lük ve ara­cı­lık eden­le­rin en ağır şe­kil­de ce­za­lan­dı­rıl­ma­sıy­la ala­ka­lı da ka­nu­nu, bu­ra­da, be­ra­ber gö­rüş­tük ve ka­bul et­tik.

Bi­raz ön­ce ar­ka­daş­lar ifa­de et­ti­ği için söy­lü­yo­rum; doğ­ru­dur, Tür­ki­ye, özel­lik­le elek­tro­nik eş­ya­da -ki, cep te­le­fon­la­rı bun­la­rın ba­şın­da ge­lir- önem­li ve bü­yük bir pa­zar­dır. Mil­yon­lar­ca cep te­le­fo­nu­nun ka­çak yol­lar­la yurt içi­ne so­kul­du­ğu bir ger­çek­tir. Ba­kın, bü­tün bun­la­rı ön­le­mek için bu­ra­da ka­nu­nu be­ra­ber gö­rüş­tük. Ka­çak te­le­fon­la­rın ka­yıt al­tı­na alın­ma­sı, bu ka­yıt al­tı­na alın­ma sü­re­cin­de de ha­zi­ne­ye ge­lir el­de et­mek ama­cıy­la bun­lar­dan bel­li bir üc­ret alın­ma­sı, ye­ni ka­çak­çı­lık şart­la­rı­nın ve­ya imkânla­rı­nın or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı su­re­tiy­le özen­di­ril­me­me­si ve­ya ce­sa­ret­len­di­ril­me­me­si nok­ta­sın­da da ağır yap­tı­rım­lar içe­ren ka­rar­la­rı bu­ra­da al­dık. Şim­di, yurt dı­şın­dan ka­yıt­sız, ban­drol­süz ge­len hiç­bir te­le­fo­nun Tür­ki­ye'de kul­la­nı­la­ma­dı­ğı­nı her­kes bi­li­yor.

Ar­ka­daş­la­rı­mız ifa­de et­ti­ği için söy­lü­yo­rum; bu da yet­me­miş, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ça­tı­sı al­tın­da, özel­lik­le Tür­ki­ye'nin ka­çak­çı­lık­ta­ki en bü­yük ka­le­mi­ni oluş­tu­ran, en bü­yük su­is­ti­ma­li oluş­tu­ran pet­rol ka­çak­çı­lı­ğı­nın araş­tı­rıl­ma­sıy­la ala­ka­lı bir Mec­lis araş­tır­ma ko­mis­yo­nu ku­rul­muş. Bu ko­mis­yon çok cid­di ça­lış­ma­lar yap­mış ve bu ça­lış­ma­lar ne­ti­ce­sin­de de önem­li bil­gi­le­re, bel­ge­le­re ulaş­mış ve özel­lik­le pet­rol ka­çak­çı­lı­ğı­nın na­sıl ya­pıl­dı­ğıy­la, bu­nun bir yol ha­ri­ta­sıy­la, uy­gu­la­ma­la­rın ve is­tis­mar­la­rın na­sıl ya­pıl­dı­ğıy­la ala­ka­lı bir Mec­lis araş­tır­ma­sı ya­pıl­mış, önem­li bil­gi­ler el­de edil­miş, bil­gi­le­re ula­şıl­mış. Ar­ka­sın­dan da, da­ha ya­kın geç­miş­te, yi­ne, özel­lik­le Pet­rol Pi­ya­sa­sı Ka­nu­nu'nu ve­ya pet­rol ka­çak­çı­lı­ğıy­la il­gi­li mü­ca­de­le ka­nu­nu­nu, biz, bu­ra­da be­ra­ber çı­kar­dık. Ger­çek­ten, pet­rol ka­çak­çı­lı­ğıy­la il­gi­li, bu­na yö­ne­len­le­re, bu­na yel­te­nen­le­re, bu­na te­ves­sül eden­le­re kar­şı, bel­ki dün­ya­da hiç­bir ül­ke­de uy­gu­lan­ma­yan, çok da­ha ağır yap­tı­rım­lar ve ce­zai mü­ey­yi­de­ler ge­tir­dik.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bir baş­ka ko­nu…

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Hâlâ de­vam edi­yor akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğı.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Mü­sa­ade edin… Ba­kın, mü­sa­ade edin…

UFUK ÖZ­KAN (Ma­ni­sa) - Hâlâ de­vam edi­yor, yol­lar­da var "ucuz ma­zot" ya­zı­la­rı.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kın, ko­nuş­tu­nuz. Ben, ben­den ön­ce ko­nu­şan bü­tün ar­ka­daş­la­rı, ka­tıl­ma­sam da, say­gıy­la din­le­dim. Sa­yın Mil­let­ve­ki­lim, ka­nu­nun ge­tir­di­ği ce­za ve mükâfat sis­te­mi­ni bi­li­yor­sun, ya­sa­yı be­ra­ber çı­kar­dık; eğer bir bil­gin, bir bel­gen var­sa bu ko­nu­da, ad­li mer­ci­ler or­ta­da­dır, mü­ra­ca­at ede­ce­ğin ma­kam­lar or­ta­da­dır, gi­din ih­bar­da bu­lu­nun.

HÜ­SE­YİN EK­MEK­Cİ­OĞ­LU (An­tal­ya) - Sa­yın Fat­sa, siz bun­la­rı gör­mü­yor mu­su­nuz?

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Mü­sa­ade edin… Mü­sa­ade edin…

BAŞ­KAN - Sa­yın Fat­sa, siz Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu da yet­me­di, ba­kın, ba­zı ko­nu­lar­da hâlâ ye­ter­siz­lik ol­du­ğu­nu gör­dü­ğü­müz bir ko­nu­da… Şim­di, bir ka­nun ta­sa­rı­sıy­la be­ra­ber; ki, gö­rü­şü­yo­ruz, dün­den be­ri Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı'nı gö­rü­şü­yo­ruz bu­ra­da, ya­rı­sı­na gel­dik ve bu­gün, yi­ne, gö­rüş­müş ol­du­ğu­muz ka­nun ta­sa­rı­sı­nın içe­ri­ğin­de de olan ko­nu­la­rın ye­ni­den araş­tı­rıl­ma­sıy­la ala­ka­lı araş­tır­ma öner­ge­le­ri­nin gün­de­me alın­ma­sı ta­lep edi­li­yor mu­ha­le­fet gru­bu ta­ra­fın­dan.

Ta­bii, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kın, bu sü­reç­ten son­ra bu­nun gün­de­me alın­ma­sı­nı is­te­yen ar­ka­daş­lar da şu­nu fev­ka­la­de bi­li­yor­lar ki, Mec­lis araş­tır­ma­sı ko­mis­yon­la­rı­nın ça­lış­ma sü­re­le­ri bel­li­dir. Ya­ni, için­de bu­lun­du­ğu­muz sü­reç, ar­tık, bir araş­tır­ma ko­mis­yo­nu­nun ku­ru­la­rak gö­rev­le­ri­ni ta­mam­la­ya­bi­le­cek­le­ri bir sü­re­ye mü­sa­it de­ğil bir ke­re. Kal­dı ki, bu araş­tır­ma ko­mis­yon­la­rıy­la el­de edil­mek is­te­nen ne­ti­ce­le­ri de ih­ti­va eden ka­nun ta­sa­rı­sı Mec­li­sin gün­de­min­de, iki gün­den be­ri gö­rü­şü­yo­ruz bu­ra­da. Doğ­ru­su­nu is­ter­se­niz, bu man­tık­ta bir çe­liş­ki­nin ol­ma­dı­ğı­nı söy­le­mek müm­kün de­ğil­dir, doğ­ru de­ğil­dir bu.

Efen­dim, AK Par­ti İk­ti­da­rı dö­ne­min­de, güm­rük­ler­de, ta­ri­hin­de ol­ma­dı­ğın­dan çok da­ha faz­la yol­suz­luk, su­is­ti­mal, ka­çak­çı­lık ya­pıl­mış; id­dia bu.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kın, Tür­ki­ye, ulus­la­ra­ra­sı, özel­lik­le uyuş­tu­ru­cu ka­çak­çı­lı­ğı­nın ke­siş­ti­ği bir nok­ta­da­dır, trans­fer­le­rin ya­pıl­dı­ğı bir kav­şak nok­ta­sı­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, bi­ti­ri­yo­rum.

Sa­de­ce 2006 yı­lın­da, es­rar, ero­in gi­bi, Türk güm­rük­le­rin­de ya­ka­la­nan ero­in ve es­ra­rın, uyuş­tu­ru­cu­nun mik­ta­rı 2 to­nun üze­rin­de. Bu ra­kam, Av­ru­pa Bir­li­ği­ni oluş­tu­ran bü­tün ül­ke­le­rin güm­rü­ğün­de ya­ka­la­na­nın top­la­mın­dan da­ha faz­la bir ra­kam­dır. Da­ha 2007'nin ilk iki ayın­da 1 to­nun üze­rin­de­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bi­raz ön­ce ar­ka­daş­la­rı­mız ifa­de et­ti; özel­lik­le Edir­ne Güm­rü­ğün­de ya­pı­lan ope­ras­yon­lar­la il­gi­li sü­re­cin na­sıl iş­le­di­ği­ni, bun­la­rın kim­ler ta­ra­fın­dan yö­ne­til­di­ği­ni hep be­ra­ber bi­li­yo­ruz. Bun­la­rı tek­rar et­mek is­te­mi­yo­rum.

Şim­di, bir ko­nu: De­ni­li­yor ki, efen­dim… Bir­ta­kım id­di­alar, özel­lik­le mu­ha­le­fet söz­cü­le­ri­nin, da­ha ön­ce de mu­ha­le­fet par­ti­si grup baş­kan ve­kil­le­ri­nin ba­sın top­lan­tı­sı ara­cı­lı­ğıy­la ka­mu­oyuy­la pay­laş­tık­la­rı id­dia.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, id­di­alar baş­ka şey­dir, is­pat baş­ka şey­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Bu­ra­sı bir hu­kuk dev­le­ti­dir. Yar­gı­ya in­ti­kal et­miş ko­nu­lar­la ala­ka­lı, yar­gı he­nüz ke­sin hük­mü­nü ver­me­miş­ken, ar­ka­daş­la­rı­mı­zın yar­gı­ya in­ti­kal et­miş ko­nu­la­rı ke­sin yar­gı so­nuç­la­rı gi­bi tak­dim et­miş ol­ma­la­rı da, doğ­ru­su­nu is­ter­se­niz, hem yar­gı­ya mü­da­ha­le­dir hem de yar­gı­yı cid­di­ye al­ma­mak­tır, yön­len­dir­mek­tir. Ba­ka­rız, ba­ğım­sız yar­gı­lar var­dır, id­di­ala­rı­nız doğ­ruy­sa, za­ten yar­gı ge­re­ği­ni ya­pa­cak­tır.

Bir di­ğer ko­nu de­ğer­li ar­ka­daş­lar: "Efen­dim, şu ka­dar vekâlet­le yü­rü­tü­lü­yor."

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, "vekâlet­le yü­rü­tü­lü­yor" de­di­ği­niz ma­kam­lar­la il­gi­li, so­rum­lu­luk ma­kam­la­rıy­la il­gi­li ka­rar­na­me­ler de­fa­lar­ca Sa­yın Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ma­ka­mı­na git­ti. Ya­ni, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı bun­la­rı onay­la­dı da biz hâlâ bu­ra­lar­da­ki gö­rev ve so­rum­lu­luk­la­rın vekâlet­le yü­rü­tül­me­si­ni mi is­te­dik? Lüt­fen...

BAŞ­KAN - Sa­yın Fat­sa, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın.

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Ya­ni, ye­ni tar­tış­ma­la­ra se­be­bi­yet ver­mek is­te­mi­yo­rum, ama ko­nu­şur­ken de lüt­fen her­kes eli­ni vic­da­nı­na ko­ya­rak ko­nuş­ma­lı­dır bu­ra­da.

Yi­ne, özel­lik­le Zü­he­yir Am­ber Bey'in -bir cüm­le söy­le­ye­ce­ğim Sa­yın Baş­kan, he­men ka­pa­tı­yo­rum- İs­ken­de­run Güm­rü­ğün­de­ki, özel­lik­le Mı­sır'dan ya­pı­lan it­ha­lat­lar­da, pi­rinç it­ha­lat­la­rın­da bir­ta­kım yol­suz­luk­lar ya­pıl­dı­ğıy­la il­gi­li, usul­süz­lük­ler ya­pıl­dı­ğıy­la il­gi­li araş­tır­ma öner­ge­si var. Pi­rinç it­ha­lin­de usul­süz­lük ya­pıl­dı­ğı­na iliş­kin ola­rak Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı­na ya­pı­lan ih­bar ve şikâyet­ler so­nu­cun­da, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı de­ne­tim ele­man­la­rın­ca ge­niş çap­ta in­ce­le­me ve araş­tır­ma ya­pıl­mış olup, 2001-2006 dö­ne­mi­ne ait ol­mak üze­re, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı mü­fet­tiş­le­rin­ce 1 adet, Güm­rük Ge­nel Mü­dür­lü­ğü güm­rük kon­tro­lör­le­rin­ce 44 adet ol­mak üze­re, top­lam 45 adet in­ce­le­me ve so­ruş­tur­ma­ya iliş­kin ra­por ha­zır­lan­mış ve bun­la­rın ya­sal sü­re­ci de de­vam et­mek­te­dir. Ya­ni, hiç­bir şey ya­pıl­ma­dı, her şey böy­le, in­san­lar is­te­di­ği ka­dar is­tis­ma­rı ve hak­sız ka­zan­cı bu güm­rük­ler­de ya­pa­bi­li­yor, bu­ra­lar­da bun­la­ra göz yu­mu­lu­yor gi­bi id­di­alar, doğ­ru­su­nu is­ter­se­niz, ge­ce gün­düz bu­ra­da na­mu­suy­la, vic­da­nıy­la hiz­met eden ka­mu gö­rev­li­le­ri­ni ren­ci­de eder.

BAŞ­KAN - Sa­yın Fat­sa, son cüm­le­ni­zi... Sa­yın Fat­sa...

EYÜP FAT­SA (De­vam­la) - Yan­lış adam­lar el­bet­te ki var­dır.  Yan­lış adam­lar da, Edir­ne'de ol­du­ğu gi­bi, sis­te­min içe­ri­sin­den ayık­la­nır. Do­la­yı­sıy­la, bu gün­dem­de de, Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı gi­bi bir ka­nun ta­sa­rı­sı­nın gö­rü­şül­dü­ğü bu­gün -ki, bu öner­ge­le­rin içe­ri­ği­ni de ih­ti­va eden bir ta­sa­rı ol­du­ğu için- böy­le bir araş­tır­ma öner­ge­si­ne ih­ti­yaç ol­ma­dı­ğı dü­şün­ce­mi Ge­nel Ku­rul­la pay­la­şı­yor, öne­ri­nin aley­hin­de ol­du­ğu­mu ifa­de edi­yor, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Fat­sa.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, öne­ri üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, öne­ri­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öne­ri ka­bul edil­me­miş­tir.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 15.46

 

 

İKİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 15.59

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le), Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur)

BAŞ­KAN - Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 78'in­ci Bir­le­şi­mi'nin İkin­ci Otu­ru­mu'nu açı­yo­rum.

Alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, söz­lü so­ru öner­ge­le­ri­ni gö­rüş­mü­yor ve gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­na ge­çi­yo­ruz.

IV. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­rihî Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

BAŞ­KAN - 1'in­ci sı­ra­da yer alan ka­nun tek­li­fi­nin ge­ri alı­nan mad­de­le­riy­le il­gi­li ko­mis­yon ra­po­ru gel­me­di­ğin­den, tek­li­fin gö­rüş­me­le­ri­ni er­te­li­yo­ruz.

2'nci sı­ra­da yer alan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

3'ün­cü sı­ra­da yer alan, Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı; Niğ­de Mil­let­ve­ki­li Or­han Eras­lan ile Van Mil­let­ve­ki­li Meh­met Kar­tal'ın; 4926 Sa­yı­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı ve Bu Ka­nu­na Bir Ek Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Van Mil­let­ve­ki­li Yek­ta Hay­da­roğ­lu'nun; Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu­na Bir Mad­de Ek­len­me­si ile İl­gi­li Ka­nun Tek­li­fi ile Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

3.- Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı; Niğ­de Mil­let­ve­ki­li Or­han Eras­lan ile Van Mil­let­ve­ki­li Meh­met Kar­tal'ın; 4926 Sa­yı­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı ve Bu Ka­nu­na Bir Ek Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Van Mil­let­ve­ki­li Yek­ta Hay­da­roğ­lu'nun; Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu­na Bir Mad­de Ek­len­me­si ile İl­gi­li Ka­nun Tek­li­fi ile Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1240, 2/403, 2/644) (S. Sa­yı­sı: 1275) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet? Ye­rin­de.

13'ün­cü mad­de­nin baş­lı­ğı­nı oku­tu­yo­rum:

Mü­sa­de­re

MAD­DE 13-

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var­dır, oku­ta­ca­ğım.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın "Mü­sa­de­re" baş­lık­lı 13. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

Niğ­de

Ço­rum

Van

 

Yıl­maz Ka­ya

Ah­met Kü­çük

 

 

İz­mir

Ça­nak­ka­le

 

                        

(x) 1275 S. Sayılı Basmayazı 20/3/2007 tarihli 77'nci Birleşim Tutanağına eklidir.

Mad­de 13- (1) Bu Ka­nun­da ta­nım­la­nan suç­lar­la il­gi­li ola­rak 26/9/2004 ta­rih­li ve 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun eş­ya ve ka­zanç mü­sa­de­re­si­ne iliş­kin hü­küm­le­ri uy­gu­la­nır. An­cak, ka­çak eş­ya ta­şı­ma­sın­da bi­le­rek kul­la­nı­lan ve­ya kul­la­nıl­ma­ya te­şeb­büs edi­len her tür­lü ta­şı­ma ara­cı­nın mü­sa­de­re edi­le­bil­me­si için, aşa­ğı­da­ki ko­şul­lar­dan bi­ri­nin ger­çek­leş­me­si ge­re­kir:

a) Ka­çak eş­ya­nın, su­çun iş­len­me­si­ni ko­lay­laş­tı­ra­cak ve­ya fii­lin or­ta­ya çık­ma­sı­nı en­gel­le­ye­cek şe­kil­de özel ola­rak ha­zır­lan­mış giz­li ter­ti­bat içe­ri­sin­de sak­lan­mış ve­ya ta­şın­mış ol­ma­sı.

b) Ka­çak eş­ya­nın, ta­şı­ma ara­cı yü­kü­ne gö­re mik­tar ve­ya ha­cim ba­kı­mın­dan ta­ma­mı­nı ve­ya ağır­lık­lı bö­lü­mü­nü oluş­tur­ma­sı ve­ya nak­li­nin, bu ara­cın kul­la­nıl­ma­sı­nı ge­rek­li kıl­ma­sı.

c) Ta­şı­ma ara­cın­da­ki ka­çak eş­ya­nın, Tür­ki­ye'ye gir­me­si ve­ya Tür­ki­ye'den çık­ma­sı ya­sak ve­ya top­lum ve­ya çev­re sağ­lı­ğı açı­sın­dan za­rar­lı mad­de­le­rin ol­ma­sı.

(2) Et­kin piş­man­lık ne­de­niy­le fa­il hak­kın­da ce­za­ya hük­mo­lun­ma­ma­sı ve­ya ka­mu da­va­sı­nın düş­me­si­ne ka­rar ve­ril­me­si, sa­de­ce suç ko­nu­su eş­ya ile il­gi­li ola­rak mü­sa­de­re hü­küm­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­na en­gel teş­kil et­mez.

(3) 3 ün­cü mad­de­nin onun­cu ve on­bi­rin­ci fık­ra­la­rın­da ta­nım­la­nan ka­ba­hat­le­rin ko­nu­su­nu oluş­tu­ran eş­ya­nın mül­ki­ye­ti­nin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si­ne ka­rar ve­ri­lir. Bu Ka­nu­nun ara­ma ve el­koy­ma ile mü­sa­de­re­ye iliş­kin hü­küm­le­ri, bu ka­ba­hat­le­rin iş­len­me­sin­de kul­la­nı­lan ve­ya kul­la­nıl­mak üze­re ha­zır­la­nan eş­ya ve ta­şı­ma araç­la­rıy­la il­gi­li ola­rak da uy­gu­la­nır.

(4) Bu Ka­nun­da ta­nım­la­nan suç­lar ve ka­ba­hat­ler do­la­yı­sıy­la mü­sa­de­re ve­ya mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si yap­tı­rım­la­rı­nın ko­nu­su­nu oluş­tu­ran eş­ya­nın ka­im de­ğe­rin­den, bu eş­ya­nın güm­rük­len­miş de­ğe­ri an­la­şı­lır.

(5) Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re idarî pa­ra ce­za­sı­na ka­rar ver­me­ye Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, 15'in­ci mad­de hü­küm­le­ri­ne gö­re mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si­ne ise Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın ta­le­bi üze­ri­ne, sulh ce­za mah­ke­me­si yet­ki­li­dir. Bu ka­rar­la­ra kar­şı, 30/3/2005 ta­rih­li 5326 sa­yı­lı Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ka­nun yo­lu­na baş­vu­ru­la­bi­lir.

(6) Bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­lar do­la­yı­sıy­la açı­lan da­va­lar, Ada­let Ba­kan­lı­ğı­nın tek­li­fi üze­ri­ne Ha­kim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lun­ca be­lir­le­nen as­li­ye ce­za mah­ke­me­le­rin­de gö­rü­lür. An­cak bu suç­lar­la bağ­lan­tı­lı ola­rak res­mi bel­ge­de sah­te­ci­lik su­çu­nun iş­len­me­si ha­lin­de, gö­rev­li mah­ke­me, ağır ce­za mah­ke­me­si­dir.

(7)  Bu Ka­nun­da ta­nım­la­nan suç­lar do­la­yı­sıy­la açı­lan da­va­lar­da mah­ke­me, id­di­ana­me­nin bir nüs­ha­sı­nı il­gi­li güm­rük ida­re­si­ne de gön­de­rir. Baş­vu­ru­su üze­ri­ne, il­gi­li güm­rük ida­re­si açı­lan da­va­ya ka­tı­lan ola­rak ka­bul edi­lir.

(8) Mülkî amir­ler, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı per­so­ne­li ile Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı, Sa­hil Gü­ven­lik Ko­mu­tan­lı­ğı ve so­rum­lu­luk böl­ge­le­rin­de Ka­ra Kuv­vet­le­ri Ko­mu­tan­lı­ğı bün­ye­sin­de olan sı­nır bir­lik­le­ri­ne bağ­lı per­so­nel, bu Ka­nun­la yap­tı­rım al­tı­na alı­nan fi­il­le­ri ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü­dür.

(9) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­lar, ope­ras­yon ge­rek­ti­ren ka­çak­çı­lık olay­la­rın­dan ha­ber­dar ol­duk­la­rın­da ka­nunî gö­rev­le­ri­ni yap­ma­ya baş­lar ve ay­nı za­man­da ma­hal­lin en bü­yük mülkî ami­ri­ne bil­gi ve­rir­ler.

(10) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­la­rın bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­lar­la il­gi­li bil­gi ve bel­ge ta­lep­le­ri, ka­mu ve­ya özel, ger­çek ve­ya tü­zel ki­şi­ler­ce, sa­vun­ma hak­kı­na iliş­kin hü­küm­ler sak­lı kal­mak kay­dıy­la ek­sik­siz ola­rak kar­şı­lan­mak zo­run­da­dır.

(11) Ka­çak­çı­lık olay­la­rı­nı ih­bar eden­le­rin kim­lik­le­ri, izin­le­ri ol­ma­dık­ça ve­ya ih­ba­rın ni­te­li­ği hak­la­rın­da suç oluş­tur­ma­dık­ça açık­la­na­maz. Bu ki­şi­ler hak­kın­da ta­nık­la­rın ko­run­ma­sı­na iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­nır.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI KÖK­SAL TOP­TAN (Zon­gul­dak) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: Ka­nun hü­küm­le­ri ara­sın­da uyum sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

14'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si

MAD­DE 14-

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var­dır, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın "Mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si" baş­lık­lı 14. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

Niğ­de

Ço­rum

Van

 

 

Yıl­maz Ka­ya

 

 

 

İz­mir

 

Mad­de 14- (1) 3 ün­cü mad­de­nin onun­cu ve on­bi­rin­ci fık­ra­la­rın­da ta­nım­la­nan ka­ba­hat­le­rin ko­nu­su­nu oluş­tu­ran eş­ya­nın mül­ki­ye­ti­nin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si­ne ka­rar ve­ri­lir. Bu Ka­nu­nun ara­ma ve el­koy­ma ile mü­sa­de­re­ye iliş­kin hü­küm­le­ri, bu ka­ba­hat­le­rin iş­len­me­sin­de kul­la­nı­lan ve­ya kul­la­nıl­mak üze­re ha­zır­la­nan eş­ya ve ta­şı­ma araç­la­rı ile il­gi­li ola­rak da uy­gu­la­nır.

(2) Bu Ka­nun­da ta­nım­la­nan suç­lar ve ka­ba­hat­ler do­la­yı­sıy­la mü­sa­de­re ve­ya mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si yap­tı­rım­la­rı­nın ko­nu­su­nu oluş­tu­ran eş­ya­nın ka­im de­ğe­rin­den, bu eş­ya­nın güm­rük­len­miş de­ğe­ri an­la­şı­lır.

(3) Bu Ka­nun­da ta­nım­la­nan suç­la­rın ve­ya ka­ba­hat­le­rin ko­nu­su­nu oluş­tur­ma­sı do­la­yı­sıy­la mü­sa­de­re ve­ya mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si yap­tı­rım­la­rı­nın uy­gu­la­na­bi­le­ce­ği eş­ya, sa­hi­bi­ne ia­de edi­le­mez. Bu eş­ya, ka­mu da­va­sı­nın açıl­dı­ğı ta­rih­ten iti­ba­ren bir yıl için­de ko­vuş­tur­ma­nın so­nuç­lan­ma­ma­sı ha­lin­de der­hal tas­fi­ye edi­lir. An­cak eş­ya­nın;

a) Za­ra­ra uğ­ra­ma­sı, de­ğe­rin­de esas­lı öl­çü­de ka­yıp mey­da­na gel­me teh­li­ke­si­nin var­lı­ğı ha­lin­de üç gün,

b) Mu­ha­fa­za­sı­nın cid­di kül­fet oluş­tur­ma­sı ha­lin­de on­beş gün,

için­de, eş­ya­dan nu­mu­ne alın­ma­sı­nın müm­kün ol­du­ğu du­rum­lar­da nu­mu­ne alı­na­rak, müm­kün ol­ma­ma­sı ha­lin­de ise ge­rek­li tes­pit­ler yap­tı­rı­la­rak, so­ruş­tur­ma ev­re­sin­de hâkim, ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­de mah­ke­me ta­ra­fın­dan tas­fi­ye­si­ne ka­rar ve­ri­lir.

(4) Sa­tı­la­rak tas­fi­ye edi­len eş­ya ve­ya ta­şı­ma araç­la­rı­nın sa­tış be­de­li ema­net he­sa­bı­na alı­nır. Yar­gı­la­ma so­nu­cun­da;

a) Tas­fi­ye edi­len eş­ya ve­ya ta­şı­ma araç­la­rı­nın, mü­sa­de­re edil­me­yip, ia­de­si­ne ka­rar ve­ril­me­si,

b) Mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si ka­ra­rı­na ko­nu teş­kil eden eş­ya­nın il­gi­li­si­ne ia­de­si­ne ka­rar ve­ril­me­si,

hal­le­rin­de; sa­tış be­de­li, sa­tış ta­ri­hin­den ia­de ta­ri­hi­ne ka­dar ge­çen sü­re için ya­sal fa­izi ile bir­lik­te hak sa­hi­bi­ne öde­nir.

(5) El ko­nu­lan eş­ya­nın ia­de­si­ne ka­rar ve­ril­me­si ha­lin­de, bu ka­rar­la­rın uy­gu­lan­ma­sın­da yü­rür­lük­te olan güm­rük ve dış­ti­ca­ret mev­zu­atı uya­rın­ca iş­lem ya­pı­lır.

(6) Bu Ka­nu­nun uy­gu­la­ma­sın­da tas­fi­ye, tas­fi­ye ida­re­si ta­ra­fın­dan Güm­rük Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ya­pı­lır.

(7) Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re idarî pa­ra ce­za­sı­na ka­rar ver­me­ye Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, 15 in­ci mad­de hü­küm­le­ri­ne gö­re mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si­ne ise Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın ta­le­bi üze­ri­ne, sulh ce­za mah­ke­me­si yet­ki­li­dir. Bu ka­rar­la­ra kar­şı, 30/3/2005 ta­rih­li ve 5326 sa­yı­lı Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ka­nun yo­lu­na baş­vu­ru­la­bi­lir.

(8) Bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­lar do­la­yı­sıy­la açı­lan da­va­lar, Ada­let Ba­kan­lı­ğı­nın tek­li­fi üze­ri­ne Ha­kim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lun­ca be­lir­le­nen as­li­ye ce­za mah­ke­me­le­rin­de gö­rü­lür. An­cak bu suç­lar­la bağ­lan­tı­lı ola­rak res­mi bel­ge­de sah­te­ci­lik su­çu­nun iş­len­me­si ha­lin­de, gö­rev­li mah­ke­me, ağır ce­za mah­ke­me­si­dir.

(9) Ka­çak­çı­lık fi­il­le­ri­nin iz­len­me­si­ne iliş­kin tu­ta­nak­la­rın;

a) Ta­rih, yer, tan­zim eden­le­rin un­van ve isim­le­ri, hâkim ka­ra­rı­nın ta­rih ve sa­yı­sı ile Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın ya­zı­lı em­ri ile ya­pıl­ma­sı du­ru­mun­da em­rin ta­rih ve sa­yı­sı­nı,

b) Olay ve ka­nıt­la­rı­nı, suç ve­ya ka­ba­hat ko­nu­su eş­ya ve ta­şı­ma araç­la­rı­nın ay­rın­tı­lı ola­rak tü­rü, kap­sa­mı, mik­tar ve ni­te­lik­le­ri ile ne­re­de ve ne su­ret­le el ko­nul­duk­la­rı­nı,

c) İl­gi­li­nin kim­lik, iş ve yer­le­şim ye­ri ile var­sa ifa­de­si­ni,

kap­sa­ma­sı ve im­za al­tı­na alın­ma­sı ge­rek­li­dir.

(10) İş­lem­de ha­zır bu­lu­nan il­gi­li­ler­ce onan­mak üze­re tu­ta­na­ğın ken­di­le­ri­ni il­gi­len­di­ren kı­sım­la­rı oku­nur ve­ya oku­ma­la­rı için ken­di­le­ri­ne ve­ri­lir. Bu hu­sus tu­ta­na­ğa ya­zı­la­rak il­gi­li­le­re im­za et­ti­ri­lir. İm­za­dan ka­çın­ma ha­lin­de ne­den­le­ri tu­ta­na­ğa ge­çi­ri­lir.

(11) Bu Ka­nun çer­çe­ve­sin­de ya­pı­la­cak kon­trol­lü tes­li­mat iş­lem­le­ri, 13/11/1996 ta­rih­li ve 4208 sa­yı­lı Ka­nu­nun 10 un­cu, 11 in­ci ve 13 ün­cü mad­de­le­ri hü­küm­le­ri çer­çe­ve­sin­de Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı, Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı ve Sa­hil Gü­ven­lik Ko­mu­tan­lı­ğı ta­ra­fın­dan yü­rü­tü­lür.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI KÖK­SAL TOP­TAN (Zon­gul­dak) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Ka­tıl­mı­yo­ruz De­ğer­li Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­si­ni oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: Ka­nun hü­küm­le­ri ara­sın­da uyum sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… 14'ün­cü mad­de ka­bul edil­miş­tir.

15'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Ka­im de­ğer

MAD­DE 15-

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın "Ka­im de­ğer" baş­lık­lı 15. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

Niğ­de

Ço­rum

Van

 

 

Yıl­maz Ka­ya

 

 

 

İz­mir

 

Mad­de 15- (1) Bu Ka­nun­da ta­nım­la­nan suç­lar ve ka­ba­hat­ler do­la­yı­sıy­la mü­sa­de­re ve­ya mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si yap­tı­rım­la­rı­nın ko­nu­su­nu oluş­tu­ran eş­ya­nın ka­im de­ğe­rin­den, bu eş­ya­nın güm­rük­len­miş de­ğe­ri an­la­şı­lır.

(2) Bu Ka­nun­da ta­nım­la­nan suç­la­rın ve­ya ka­ba­hat­le­rin ko­nu­su­nu oluş­tur­ma­sı do­la­yı­sıy­la mü­sa­de­re ve­ya mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si yap­tı­rım­la­rı­nın uy­gu­la­na­bi­le­ce­ği eş­ya, sa­hi­bi­ne ia­de edi­le­mez. Bu eş­ya, ka­mu da­va­sı­nın açıl­dı­ğı ta­rih­ten iti­ba­ren bir yıl için­de ko­vuş­tur­ma­nın so­nuç­lan­ma­ma­sı ha­lin­de der­hal tas­fi­ye edi­lir. An­cak eş­ya­nın;

a) Za­ra­ra uğ­ra­ma­sı, de­ğe­rin­de esas­lı öl­çü­de ka­yıp mey­da­na gel­me teh­li­ke­si­nin var­lı­ğı ha­lin­de üç gün,

b) Mu­ha­fa­za­sı­nın cid­di kül­fet oluş­tur­ma­sı ha­lin­de on­beş gün,

için­de, eş­ya­dan nu­mu­ne alın­ma­sı­nın müm­kün ol­du­ğu du­rum­lar­da nu­mu­ne alı­na­rak, müm­kün ol­ma­ma­sı ha­lin­de ise ge­rek­li tes­pit­ler yap­tı­rı­la­rak, so­ruş­tur­ma ev­re­sin­de hâkim, ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­de mah­ke­me ta­ra­fın­dan tas­fi­ye­si­ne ka­rar ve­ri­lir.

(3) Sa­tı­la­rak tas­fi­ye edi­len eş­ya ve­ya ta­şı­ma araç­la­rı­nın sa­tış be­de­li ema­net he­sa­bı­na alı­nır. Yar­gı­la­ma so­nu­cun­da;

a) Tas­fi­ye edi­len eş­ya ve­ya ta­şı­ma araç­la­rı­nın, mü­sa­de­re edil­me­yip, ia­de­si­ne ka­rar ve­ril­me­si,

b) Mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si ka­ra­rı­na ko­nu teş­kil eden eş­ya­nın il­gi­li­si­ne ia­de­si­ne ka­rar ve­ril­me­si,

hal­le­rin­de; sa­tış be­de­li, sa­tış ta­ri­hin­den ia­de ta­ri­hi­ne ka­dar ge­çen sü­re için­de ya­sal fa­izi ile bir­lik­te hak sa­hi­bi­ne öde­nir.

(4) El­ko­nu­lan eş­ya­nın ia­de­si­ne ka­rar ve­ril­me­si ha­lin­de, bu ka­rar­la­rın uy­gu­lan­ma­sın­da yü­rür­lük­te olan güm­rük ve dış ti­ca­ret mev­zu­atı uya­rın­ca iş­lem ya­pı­lır.

(5) Bu Ka­nu­nun uy­gu­la­ma­sın­da tas­fi­ye, tas­fi­ye ida­re­si ta­ra­fın­dan Güm­rük Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ya­pı­lır.

(6) Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re idarî pa­ra ce­za­sı­na ka­rar ver­me­ye Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, 15 in­ci mad­de hü­küm­le­ri­ne gö­re mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si­ne ise Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın ta­le­bi üze­ri­ne, sulh ce­za mah­ke­me­si yet­ki­li­dir. Bu ka­rar­la­ra kar­şı, 30/3/2005 ta­rih­li ve 5326 sa­yı­lı Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ka­nun yo­lu­na baş­vu­ru­la­bi­lir.

(7) Bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­lar do­la­yı­sıy­la açı­lan da­va­lar, Ada­let Ba­kan­lı­ğı­nın tek­li­fi üze­ri­ne Ha­kim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lun­ca be­lir­le­nen as­li­ye ce­za mah­ke­me­le­rin­de gö­rü­lür. An­cak bu suç­lar­la bağ­lan­tı­lı ola­rak res­mi bel­ge­de sah­te­ci­lik su­çu­nun iş­len­me­si ha­lin­de, gö­rev­li mah­ke­me, ağır ce­za mah­ke­me­si­dir.

(8) Bu Ka­nun çer­çe­ve­sin­de ya­pı­la­cak kon­trol­lü tes­li­mat iş­lem­le­ri, 13/11/1996 ta­rih­li ve 4208 sa­yı­lı Ka­nu­nun 10 un­cu, 11 in­ci ve 13 ün­cü mad­de­le­ri hü­küm­le­ri çer­çe­ve­sin­de Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı, Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı ve Sa­hil Gü­ven­lik Ko­mu­tan­lı­ğı ta­ra­fın­dan yü­rü­tü­lür.

(9) Güm­rük Ka­nu­nu ge­re­ğin­ce be­lir­le­nen ka­pı ve yol­lar­dan baş­ka yer­ler­den güm­rük böl­ge­si­ne gir­mek, çık­mak ve­ya geç­mek is­te­yen ki­şi­ye "dur" uya­rı­sın­da bu­lu­nul­ma­sı­na rağ­men bu uya­rı­ya uy­ma­ma­sı ha­lin­de, ha­va­ya ateş edil­mek su­re­tiy­le uya­rı yi­ne­le­nir. An­cak, silâhla kar­şı­lı­ğa yel­te­nil­me­si ve sa­ir su­ret­te meş­ru mü­da­faa du­ru­mu­na dü­şül­me­si ha­lin­de, yet­ki­li me­mur­lar sal­dı­rı­yı et­ki­siz kı­la­cak oran­da doğ­ru­dan he­de­fe ateş ede­bi­lir. Me­mur­la­rın si­lah kul­lan­ma­la­rın­dan do­la­yı hak­la­rın­da so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma açıl­ma­sı ha­lin­de, bağ­lı bu­lun­du­ğu ku­rum ta­ra­fın­dan avu­kat sağ­la­nır ve avu­kat­lık üc­re­ti ku­rum­lar­ca kar­şı­la­nır.

(10) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü olan­lar, güm­rük böl­ge­sin­de­ki her ne­vi de­niz araç­la­rı­na ya­na­şıp yük ve bel­ge­le­ri­ni in­ce­le­me­ye yet­ki­li­dir. Gö­rev­li­le­rin ya­naş­ma­sı­na izin ver­me­ye­rek ka­çan ve­ya kaç­ma­ya te­şeb­büs eden her ne­vi de­niz araç­la­rı­na ulus­la­ra­ra­sı de­niz işa­ret­le­ri­ne gö­re tel­siz, fla­ma, mors ve ben­ze­ri işa­ret­ler­le dur­ma­sı ih­tar olu­nur. Bu ih­ta­ra uy­ma­yan de­niz araç­la­rı­na uya­rı ma­hi­ye­tin­de ateş edi­lir. Bu­na da uy­ma­yıp kaç­ma­ya de­vam et­ti­ği tak­dir­de dur­ma­ya zor­la­ya­cak şe­kil­de üze­ri­ne ateş edi­lir.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI KÖK­SAL TOP­TAN (Zon­gul­dak) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Ka­tıl­mı­yo­ruz De­ğer­li Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: Ka­nun hü­küm­le­ri ara­sın­da uyum sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… 15'in­ci mad­de ka­bul edil­miş­tir.

16'ncı mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Tas­fi­ye

MAD­DE 16

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın "Tas­fi­ye" baş­lık­lı 16. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

Niğ­de

Ço­rum

Van

 

 

Yıl­maz Ka­ya

 

 

 

İz­mir

 

Mad­de 16- (1) Bu Ka­nun­da ta­nım­la­nan suç­la­rın ve­ya ka­ba­hat­le­rin ko­nu­su­nu oluş­tur­ma­sı do­la­yı­sıy­la mü­sa­de­re ve­ya mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si yap­tı­rım­la­rı­nın uy­gu­la­na­bi­le­ce­ği eş­ya, sa­hi­bi­ne ia­de edi­le­mez. Bu eş­ya, ka­mu da­va­sı­nın açıl­dı­ğı ta­rih­ten iti­ba­ren bir yıl için­de ko­vuş­tur­ma­nın so­nuç­lan­ma­ma­sı ha­lin­de der­hal tas­fi­ye edi­lir. An­cak eş­ya­nın;

a) Za­ra­ra uğ­ra­ma­sı, de­ğe­rin­de esas­lı öl­çü­de ka­yıp mey­da­na gel­me teh­li­ke­si­nin var­lı­ğı ha­lin­de üç gün,

b) Mu­ha­fa­za­sı­nın cid­di kül­fet oluş­tur­ma­sı ha­lin­de on­beş gün, için­de, eş­ya­dan nu­mu­ne alın­ma­sı­nın müm­kün ol­du­ğu du­rum­lar­da nu­mu­ne alı­na­rak, müm­kün ol­ma­ma­sı ha­lin­de ise ge­rek­li tes­pit­ler yap­tı­rı­la­rak, so­ruş­tur­ma ev­re­sin­de hâkim, ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­de mah­ke­me ta­ra­fın­dan tas­fi­ye­si­ne ka­rar ve­ri­lir.

(2) Sa­tı­la­rak tas­fi­ye edi­len eş­ya ve­ya ta­şı­ma araç­la­rı­nın sa­tış be­de­li ema­net he­sa­bı­na alı­nır. Yar­gı­la­ma so­nu­cun­da;

a) Tas­fi­ye edi­len eş­ya ve­ya ta­şı­ma araç­la­rı­nın, mü­sa­de­re edil­me­yip, ia­de­si­ne ka­rar ve­ril­me­si,

b) Mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si ka­ra­rı­na ko­nu teş­kil eden eş­ya­nın il­gi­li­si­ne ia­de­si­ne ka­rar ve­ril­me­si,

hal­le­rin­de; sa­tış be­de­li, sa­tış ta­ri­hin­den ia­de ta­ri­hi­ne ka­dar ge­çen sü­re için­de ya­sal fa­izi ile bir­lik­te hak sa­hi­bi­ne öde­nir.

(3) El­ko­nu­lan eş­ya­nın ia­de­si­ne ka­rar ve­ril­me­si ha­lin­de, bu ka­rar­la­rın uy­gu­lan­ma­sın­da yü­rür­lük­te olan güm­rük ve dış ti­ca­ret mev­zu­atı uya­rın­ca iş­lem ya­pı­lır.

(4) Bu Ka­nu­nun uy­gu­la­ma­sın­da tas­fi­ye, tas­fi­ye ida­re­si ta­ra­fın­dan Güm­rük Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ya­pı­lır.

(5) Bu Ka­nun­da ta­nım­la­nan suç­lar do­la­yı­sıy­la açı­lan da­va­lar­da mah­ke­me, id­di­ana­me­nin bir ör­ne­ği­ni il­gi­li güm­rük ida­re­si­ne de gön­de­rir. Baş­vu­ru­su üze­ri­ne, il­gi­li güm­rük ida­re­si açı­lan da­va­ya ka­tı­lan ola­rak ka­bul edi­lir.

(6) Mülkî amir­ler, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı per­so­ne­li ile Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı, Sa­hil Gü­ven­lik Ko­mu­tan­lı­ğı ve so­rum­lu­luk böl­ge­le­rin­de Ka­ra Kuv­vet­le­ri Ko­mu­tan­lı­ğı bün­ye­sin­de olan sı­nır bir­lik­le­ri­ne bağ­lı per­so­nel, bu Ka­nun­la yap­tı­rım al­tı­na alı­nan fi­il­le­ri ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü­dür­ler.

(7) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­lar, ope­ras­yon ge­rek­ti­ren ka­çak­çı­lık olay­la­rın­dan ha­ber­dar ol­duk­la­rın­da ka­nunî gö­rev­le­ri­ni yap­ma­ya baş­lar ve ay­nı za­man­da ma­hal­lin en bü­yük mülkî ami­ri­ne de bil­gi ve­rir­ler.

(8) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­la­rın bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­lar­la il­gi­li bil­gi ve bel­ge ta­lep­le­ri, ka­mu ve­ya özel, ger­çek ve­ya tü­zel ki­şi­ler­ce, sa­vun­ma hak­kı­na iliş­kin hü­küm­ler sak­lı kal­mak kay­dıy­la ek­sik­siz ola­rak kar­şı­lan­mak zo­run­da­dır.

(9) Ka­çak­çı­lık olay­la­rı­nı ih­bar eden­le­rin kim­lik­le­ri, izin­le­ri ol­ma­dık­ça ve­ya ih­ba­rın ni­te­li­ği hak­la­rın­da suç oluş­tur­ma­dık­ça açık­la­na­maz. Bu ki­şi­ler hak­kın­da ta­nık­la­rın ko­run­ma­sı­na iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­nır.

(10) Güm­rük Ka­nu­nu ge­re­ğin­ce be­lir­le­nen ka­pı ve yol­lar­dan baş­ka yer­ler­den güm­rük böl­ge­si­ne gir­mek, çık­mak ve­ya geç­mek is­te­yen ki­şi­ye "dur" uya­rı­sın­da bu­lu­nul­ma­sı­na rağ­men bu uya­rı­ya uy­ma­ma­sı ha­lin­de, ha­va­ya ateş edil­mek su­re­tiy­le uya­rı yi­ne­le­nir. An­cak, silâhla kar­şı­lı­ğa yel­te­nil­me­si ve sa­ir su­ret­te meş­ru mü­da­faa du­ru­mu­na dü­şül­me­si ha­lin­de, yet­ki­li me­mur­lar sal­dı­rı­yı et­ki­siz kı­la­cak oran­da doğ­ru­dan he­de­fe ateş ede­bi­lir. Me­mur­la­rın silâh kul­lan­ma­la­rın­dan do­la­yı hak­la­rın­da so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma açıl­ma­sı ha­lin­de, bağ­lı bu­lun­du­ğu ku­rum ta­ra­fın­dan avu­kat sağ­la­nır ve avu­kat­lık üc­re­ti ku­rum­la­rın­ca kar­şı­la­nır.

(11) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü olan­lar, güm­rük böl­ge­sin­de­ki her ne­vi de­niz araç­la­rı­na ya­na­şıp yük ve bel­ge­le­ri­ni in­ce­le­me­ye yet­ki­li­dir. Gö­rev­li­le­rin ya­naş­ma­sı­na izin ver­me­ye­rek ka­çan ve­ya kaç­ma­ya te­şeb­büs eden her ne­vi de­niz araç­la­rı­na ulus­la­ra­ra­sı de­niz işa­ret­le­ri­ne gö­re tel­siz, fla­ma, mors ve ben­ze­ri işa­ret­ler­le dur­ma­sı ih­tar olu­nur. Bu ih­ta­ra uy­ma­yan de­niz araç­la­rı­na uya­rı ma­hi­ye­tin­de ateş edi­lir. Bu­na da uy­ma­yıp kaç­ma­ya de­vam et­ti­ği tak­dir­de dur­ma­ya zor­la­ya­cak şe­kil­de üze­ri­ne ateş edi­lir.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu öner­ge­ye?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI KÖK­SAL TOP­TAN (Zon­gul­dak) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

SAĞ­LIK BA­KA­NI RE­CEP AK­DAĞ (Er­zu­rum) - Ka­tıl­mı­yo­ruz De­ğer­li Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: Ka­nun hü­küm­le­ri ara­sın­da uyum sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bi­rin­ci bö­lüm­de yer alan mad­de­le­rin oy­la­ma­la­rı ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, ikin­ci bö­lü­mün gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

İkin­ci bö­lüm, ge­çi­ci 1 mad­de ila 4'ün­cü mad­de­ler dâhil, 17 ile 27'nci mad­de­le­ri kap­sa­mak­ta­dır.

İkin­ci bö­lüm üze­rin­de söz is­te­yen­ler var.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Meh­met Kü­çü­ka­şık. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (Bur­sa) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan 1275 sı­ra sa­yı­lı ya­sa üze­rin­de, ikin­ci bö­lüm hak­kın­da Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. He­pi­ni­zi sev­gi ve say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Şim­di, bu ka­çak­çı­lık ka­nu­nu­nun ben­ce tar­tı­şıl­ma­sı ge­re­ken en önem­li yön­le­rin­den bir ta­ne­si: Bu ka­çak­çı­lık ka­nu­nu­nu, ne ol­du da 2003 yı­lın­da de­ğiş­tir­di­ği­miz 4926 sa­yı­lı Ya­sa'dan son­ra, han­gi ge­rek­çey­le, tek­rar, üç yıl son­ra Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin gün­de­mi­ne ge­tir­dik? Ben­ce en te­mel so­run­lar­dan bir ta­ne­si bu. Çün­kü, da­ha ön­ce ve özel­lik­le AKP'nin eko­no­mi po­li­ti­ka­sı­na bak­tı­ğı­mız­da ve da­ha ön­ce söy­lem­le­ri­mi­ze bak­tı­ğı­mız­da, şim­di­ye ka­dar söy­le­nen bir şey var­dı, "eko­no­mik su­ça eko­no­mik ce­za" ve 4926 sa­yı­lı Ya­sa da eko­no­mik su­ça eko­no­mik ce­za il­ke­sin­de ha­zır­lan­mış bir ya­sa idi ve Tür­ki­ye'de bol bol pa­ra ce­za­la­rı ve­ri­li­yor­du. Fa­kat, bak­tık ki "Eko­no­mik su­ça eko­no­mik ce­za ve­ri­lir." hük­mü ko­nul­ma­sı­na rağ­men, Tür­ki­ye'de ka­çak­çı­lık aza­la­ca­ğı­na tam ter­si art­ma­ya baş­la­mış ve her şe­kil­de, Tür­ki­ye'de, ge­rek ser­best böl­ge­ler ge­rek güm­rük ka­pı­la­rı­mız, ar­tık, yol ge­çen ha­nı­na ben­ze­me­ye baş­la­mış­tı. Yet­me­di­ği gi­bi, Tür­ki­ye'de -en il­ginç nok­ta­lar­dan bir ta­ne­si- akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğı had bo­yut­la­ra ulaş­mış ve şu an­da, Tür­ki­ye'de, şe­ker, pi­rinç ka­çak­çı­lı­ğı da hâlâ de­vam edi­yor, gi­di­yor.

Ön­lem­ler al­ma­ya ça­lı­şır­ken, ba­kı­yo­ruz, bir ta­raf­tan, bi­li­yor­su­nuz Tür­ki­ye'de özel­lik­le en bü­yük so­run, pan­car çift­çi­le­ri­mi­zi il­gi­len­di­ren şe­ker ko­ta­sı ne­de­niy­le, Şe­ker Ku­ru­lu, ken­di­si­ne ait yüz­de 15 ko­ta­la­rı aşan üç ta­ne fir­ma­ya ce­za yaz­dı di­ye, Sa­yın Baş­ba­kan, bir ge­nel­gey­le be­ra­ber Şe­ker Ku­ru­lu­nu gö­rev­den al­dı 2004 yı­lı so­nun­da ve Şe­ker Ku­ru­lu­nun ba­şı­na da, bil­di­ği­miz ka­da­rıy­la, şu an­da, Sa­yın İçiş­le­ri Ba­ka­nı­mı­zın sa­yın kar­de­şi gel­di gö­re­ve. Ya­ni, Tür­ki­ye'de, hem şe­ker ka­çak­çı­lı­ğı de­vam edi­yor… İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı­mız ve Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı­mız, Güm­rük Ba­kan­lı­ğı­mız ka­çak­çı­lı­ğı en­gel­le­ye­cek, ama bir­den ba­kı­yor­su­nuz ki tam ter­si, İçiş­le­ri Ba­ka­nı­mı­zın kar­de­şi Şe­ker Ku­ru­lu­nun ba­şı­na ge­çi­yor ve şu an­da ke­si­len hiç­bir ta­ne ce­za yok, ko­ta­la­rı aşan­la­ra da ke­si­len her­han­gi bir ce­za yok.

Ba­kı­nız, ar­ka­daş­lar, bu ka­çak­çı­lık ka­nu­nu­nun gel­me ge­rek­çe­le­rin­den, en te­mel ge­rek­çe­le­rin­den bir ta­ne­si, Sa­yın Ba­ka­nın ve Sa­yın Müs­te­şar Ve­ki­li Meh­met Şa­hin'in ka­çak­çı­lık olay­la­rı­na is­mi­nin ka­rış­mış ol­ma­sın­dan kay­nak­la­nı­yor.

Tür­ki­ye'de en faz­la ka­çak­çı­lık ser­best böl­ge­ler­de ya­pı­lı­yor. Ser­best böl­ge­ler­de ya­pı­lan ka­çak­çı­lı­ğa, bu­gü­ne ka­dar her­han­gi bir şe­kil­de ce­za ve­ril­miş hâlde de­ğil­dir. Ser­best böl­ge­ler yol ge­çen ka­pı­sı hâlin­de­dir. Her­kes ge­ti­rip de…

Sa­yın Hak­kı Köy­lü dün ak­şam­ki ko­nuş­ma­sın­da de­di ki "Biz, suç­la­rı ar­tır­ma­dık, tam ter­si ha­pis ce­za­sı ver­dik." ve suç­la­rı ta­nım­la­dı­nız. Ha­yır, tam ter­si, şu ana ka­dar, da­ha ön­ce­ki ya­sa­da­ki ka­çak­çı­lık­la il­gi­li bü­tün suç­la­rı or­ta­dan kal­dır­dı­nız, suç­la­rın ta­nı­mı­nı de­ğiş­tir­me­ye kalk­tı­nız. Ör­ne­ğin, da­ha ön­ce, ka­çak­çı­lık suç­la­rı­nı dü­zen­le­yen 3'ün­cü mad­de­nin (ı) fık­ra­sın­da­ki bü­tün cins ve mik­tar­lar alı­na­rak ne­yin ka­çak­çı­lık ol­du­ğu, ne­yin ha­ya­li ih­ra­cat ol­du­ğu or­ta­dan kalk­tı.

Yi­ne, yet­me­di, yet­me­di. Özel­lik­le, ka­çak­çı­lık ka­nu­nu­nun gö­rüş­me­le­ri es­na­sın­da bi­zim ve özel­lik­le be­nim en faz­la ağı­rı­ma gi­den nok­ta­lar­dan bir ta­ne­si, o an Güm­rük Müs­te­şar Ve­ki­li olan Sa­yın Meh­met Şa­hin'in Hükûme­ti tem­si­len ka­çak­çı­lık ka­nu­nu­nun gö­rüş­me­le­ri­ne ka­tıl­ma­sıy­dı.

Ba­kı­nız, ar­ka­daş­lar, tu­ta­nak­la­ra gir­me­si için, bu­gün bir kez da­ha söy­lü­yo­rum; ben­den ön­ce, Sa­yın Zi­ya Yer­gök de ay­nı şe­yi söy­le­di; yi­ne, dün ak­şam Sa­yın Mu­har­rem Kı­lıç da bi­raz bah­set­ti; ama, ben, bir kez da­ha tu­ta­nak­la­ra gir­me­si için be­lirt­mek is­ti­yo­rum; çün­kü, bu ya­sa­nın 5'in­ci mad­de­sin­de et­kin piş­man­lık­la di­rek­ten di­re­ğe za­ma­nın Güm­rük Müs­te­şar Ve­ki­li­ne af çı­kar­tı­lı­yor­du ge­ti­ri­len piş­man­lık­la il­gi­li dü­zen­le­mey­le. Bi­zim, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si mil­let­ve­kil­le­ri­nin mü­da­ha­le­siy­le bu af çı­kar­tıl­dı. O yüz­den, bu ola­yı bir ke­re da­ha an­la­tıp, tu­ta­nak­la­ra ge­çir­mek is­ti­yo­rum:

Ba­kı­nız, bir ih­bar mek­tu­buy­la, Baş­ba­kan­lık Tef­tiş Ku­ru­lu­na, Geb­ze Güm­rü­ğün­de akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğı ya­pıl­dı­ğı ih­bar edi­lir. Baş­ba­kan­lık Tef­tiş Ku­ru­lu, bu ih­ba­rı cid­di ola­rak bu­lur ve Güm­rük Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı­na gön­de­rir. Güm­rük Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı ola­yı cid­di bu­lur ve Baş­ba­kan­lık Müs­te­şar Ve­ki­li Meh­met Şa­hin'in de ka­çak­çı­lı­ğa yar­dım su­çun­dan 4926 sa­yı­lı Ya­sa'nın 11'in­ci mad­de­si uya­rın­ca hak­kın­da ön in­ce­le­me ya­pıl­ma­sı için Baş­ba­kan­lık Tef­tiş Ku­ru­lu­na gön­de­ril­me­si is­te­nir. Ba­kan Kür­şad Tüz­men ya­zı­yı im­za­la­maz ve "4483 sa­yı­lı Ya­sa uya­rın­ca ön in­ce­le­me­yi biz­zat yap­tım." di­ye­rek so­ruş­tur­ma iz­ni ver­mez ve Güm­rük Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­ka­nı­nı gö­rev­den alır.

Bu kez, Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı ba­sın­da çı­kan ha­ber­le­ri ih­bar ka­bul ede­rek Ba­kan­lık­tan dos­ya­yı is­ter ve ha­zır­lık so­ruş­tur­ma­sı­nı Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı ya­par. Bu ara­da, Ba­kan­lı­ğın "ön in­ce­le­me ya­pıl­ma­sı­na ge­rek yok­tur" ka­ra­rı­na da Da­nış­tay­da iti­raz eder.

Yi­ne, ka­çak­çı­lık suç­la­ma­sı ne­de­niy­le ya­pı­lan ha­zır­lık so­ruş­tur­ma­sın­da Geb­ze Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı da ta­kip­siz­lik ka­ra­rı ve­rir.

Bu ara­da, Güm­rük Ba­kan­lı­ğı Müs­te­şar Ve­ki­li Meh­met Şa­hin izin ala­rak yurt dı­şı­na gi­der. Ye­ri­ne ba­kan Müs­te­şar Ve­ki­li Yar­dım­cı­sı, Geb­ze Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­nın ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­na iti­raz edil­me­me­si­ni is­ter. Bu amaç­la, Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı avu­kat­la­rıy­la gö­rü­şe­rek, Geb­ze Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­nın ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­na iti­raz edil­me­me­si tek­rar is­te­nir. An­cak, hu­kuk­çu­la­rın bu ta­le­bi red­det­me­si üze­ri­ne, Geb­ze Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­nın ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­na iti­raz edi­lir ve Kar­tal Ağır Ce­za Mah­ke­me­si ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­nı ip­tal ede­rek ko­vuş­tur­ma açıl­ma­sı­na ka­rar ve­rir ve bu yar­gı­la­ma hâlen sür­mek­te­dir.

Bu ara­da, Da­nış­tay, Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­nın "ön in­ce­le­me ya­pıl­ma­sı­na ge­rek yok­tur" ka­ra­rı­nı ip­tal eder ve Güm­rük Müs­te­şar Ve­ki­li hak­kın­da ön in­ce­le­me ya­pıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­lir. Bu­nun üze­ri­ne, ba­sı­na da bi­zim il­giy­le iz­let­ti­ği­miz gi­bi, Güm­rük Müs­te­şar Ve­ki­li Sa­yın Meh­met Şa­hin is­ti­fa et­mek zo­run­da ka­lır ve ye­ri­ne, "ta­kip­siz­lik ka­ra­rı­na iti­raz et­me­ye ge­rek yok­tur" de­ni­len Müs­te­şar Ve­ki­li Yar­dım­cı­sı ata­nır. Bu ara­da, Meh­met Şa­hin'in is­ti­fa­sı üze­ri­ne, Sa­yın Kür­şad Tüz­men "gi­di­şi böy­le ol­du, ama dö­nü­şü muh­te­şem ola­cak" di­ye de bir top­lan­tı es­na­sın­da bü­tün Tür­ki­ye'nin hu­zu­run­da söy­le­di. Yi­ne, bu so­ruş­tur­ma­lar de­vam eder­ken de ka­çak­çı­lık ka­nu­nu Mec­lis­te­ki Ada­let Ko­mis­yo­nu­na gel­di ve alt ko­mis­yo­na gel­di.

Şim­di, ar­ka­daş­lar, ba­kı­nız, bu ka­çak­çı­lık ka­nu­nu­nun gö­rüş­me­le­ri es­na­sın­da ge­ti­ri­len 5'in­ci mad­de var, et­kin piş­man­lı­ğı dü­zen­li­yor. Hükûme­tin ge­tir­di­ği et­kin piş­man­lı­ğı ay­nen oku­yo­rum:

"Mad­de 5- (1) Onü­çün­cü fık­ra­sı ha­riç, 3 ün­cü mad­de­de ta­nım­la­nan suç­lar­dan bi­ri­ne iş­ti­rak et­miş olan ki­şi, resmî ma­kam­lar ta­ra­fın­dan ha­ber alın­ma­dan ön­ce; su­çu, di­ğer fa­il­le­ri ve ka­çak eş­ya­nın sak­lan­dı­ğı yer­le­ri mer­ci­ine ha­ber ve­rir­se, ve­ri­len bil­gi­nin fa­il­le­rin ya­ka­lan­ma­sı­nı ve­ya ka­çak eş­ya­nın ele ge­çi­ril­me­si­ni sağ­la­ma­sı ha­lin­de ce­za­lan­dı­rıl­maz.

(2) Onü­çün­cü fık­ra­sı ha­riç, 3 ün­cü mad­de­de ta­nım­la­nan suç­lar­dan bi­ri­ne iş­ti­rak et­miş olan ki­şi, suç­tan resmî ma­kam­lar ha­ber­dar ol­duk­tan son­ra, et­kin piş­man­lık gös­te­re­rek;

a) So­ruş­tur­ma ev­re­si so­na erin­ce­ye ka­dar suç ko­nu­su eş­ya­nın güm­rük­len­miş de­ğe­ri­nin üç ka­tı ka­dar pa­ra­yı,

b) Hü­küm ve­ri­lin­ce­ye ka­dar suç ko­nu­su eş­ya­nın güm­rük­len­miş de­ğe­ri­nin beş ka­tı ka­dar pa­ra­yı,

Dev­let Ha­zi­ne­si­ne öde­me­si ha­lin­de, hak­kın­da ce­za­ya hük­mo­lun­maz.

(3) Bi­rin­ci ve ikin­ci fık­ra­lar uya­rın­ca fa­il hak­kın­da ce­za­ya hük­mo­lun­ma­ma­sı ve­ya da­va ve ce­za­nın dü­şü­rül­me­si hâli, mü­sa­de­re hü­küm­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­na en­gel teş­kil et­mez."

Şim­di, ar­ka­daş­lar, ha­zır­lık so­ruş­tur­ma­sı sü­ren bir şa­hıs, bir Müs­te­şar Ve­ki­li, eğer Ada­let Ko­mis­yo­nu­na ge­li­yor­sa ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne ge­li­yor­sa ken­di­si hak­kın­da ha­zır­lık so­ruş­tur­ma­sı da de­vam eden bir suç ne­de­niy­le bir af­fı dü­zen­le­yen, ya­ni, ko­vuş­tur­ma es­na­sın­da güm­rük­len­miş de­ğe­rin 3 ka­tı ka­dar pa­ra­yı öde­di­ği tak­dir­de ta­ma­men hak­kın­da­ki so­ruş­tur­ma­sı­nın düş­me ka­ra­rı­nı ge­ti­ri­yor­sa bu­na ne de­nir? Tür­ki­ye'nin ge­rek­li­lik­le­ri ne­de­niy­le çı­kan bir ka­nun mu de­ni­lir? Biz­zat da bu ha­zır­lık so­ruş­tur­ma­sı ne­de­niy­le, hak­kın­da so­ruş­tur­ma yü­rü­tü­len şa­hıs Ada­let Ko­mis­yo­nu­na ge­le­rek Ba­kan­lı­ğı tem­sil eden kol­tu­ğa otu­ra­rak Ba­ka­nı tem­sil eder­se ora­da biz bu­na ne de­riz, ne de­ni­le­bi­lir bu­na? Hiç­bir şe­yin den­me­me­si ge­re­ki­yor ve Ada­let Ko­mis­yo­nun­da yap­tı­ğı­mız mü­da­ha­le so­nu­cu bu de­ğiş­ti­ril­di.

Da­ha da yet­me­di, yi­ne ka­çak­çı­lık suç­la­rı­nı dü­zen­le­yen 3'ün­cü mad­de var­dı. Sa­yın Ma­li­ye Ba­ka­nı­nın nay­lon fa­tu­ra ve ha­yalî ih­ra­cat­la il­gi­li... 16'ncı fık­ra­da "bi­le­rek" ke­li­me­si yi­ne bir de­ği­şik­lik öner­ge­siy­le ge­ti­ril­miş­ti. Mü­da­ha­le­miz so­nu­cun­da bu çı­kar­tıl­dı. Bu çı­kar­tıl­ma­dı mı ar­ka­daş­lar?

Ge­li­yo­ruz, dev­le­te kar­şı iş­le­nen suç­lar, ka­çak­çı­lık... Şim­di, de­ni­li­yor ki: "Biz, ha­yır efen­dim, tam ter­si, ka­çak­çı­lık ce­za­la­rı­nı ar­tır­dık." Pekâlâ, ar­ka­daş­lar, Hükûmet ta­sa­rı­sın­da es­ki Ka­çak­çı­lık Ka­nu­nu'nun, 4926 sa­yı­lı Ya­sa'nın dev­let ve ka­mu gü­ven­li­ği aley­hi­ne ka­çak­çı­lık hük­mü var mı? Yok. Ya­ni, her tür­lü ka­çak­çı­lı­ğı en­gel­le­me­ye kal­ka­cak­sı­nız, dev­let ve ka­mu gü­ven­li­ği aley­hi­ne ka­çak­çı­lı­ğı dü­zen­le­yen hük­mü ta­sa­rı­dan çı­ka­ra­cak­sı­nız ve "Me­rak et­me­yin biz ce­za­la­rı ar­tı­rı­yo­ruz ar­ka­daş­lar." di­ye­cek­si­niz. Bu­nu id­dia et­mek müm­kün mü, bu­nu na­sıl id­dia ede­bi­li­yor­su­nuz Sa­yın Köy­lü? İd­dia edi­yor­su­nuz bu­nu, di­yor­su­nuz ki: "Ha­yır, biz ce­za­la­rı ar­tır­dık." Bi­zim is­te­ği­miz üze­ri­ne koy­duk. 4'ün­cü mad­de­ye son fık­ra ola­rak dev­let ve ka­mu gü­ven­li­ği aley­hi­ne ka­çak­çı­lı­ğı en­gel­le­yen hük­mü biz koy­durt­tuk, ta­le­bi­miz üze­ri­ne. Pekâlâ, Ba­kan­lık bu­nu ni­ye koy­ma­dı?

FEH­Mİ HÜS­REV KUT­LU (Adı­ya­man) - Biz ka­bul et­me­sek ko­ya­bi­lir mi­si­niz?

MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (De­vam­la) - Pekâlâ, Ba­kan­lık bu­nu ni­ye ge­tir­me­di o za­man? Ma­dem­ki…

FEH­Mİ HÜS­REV KUT­LU (Adı­ya­man) - Şu an­da­ki hâli­ni ko­nuş.

MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (De­vam­la) - Bak, şu an­ki hâli bu. Ni­ye çı­kar­tı­yor Hükûmet o za­man bu­nu, onu an­lat­ma­ya ça­lı­şı­yo­rum. Ba­kın, ar­ka­daş­lar, şu­nu bi­lin he­pi­niz: Bu­gün ser­best böl­ge­ler yol ge­çen ha­nı…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (De­vam­la) - Şah­sı­ma ait de ko­nuş­ma var­dı Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run efen­dim.

MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (De­vam­la) - Şu an­da ser­best böl­ge­ler­de, ge­len… Güm­rük ida­re­le­rin­de her­han­gi bir ka­yıt yok­tur. Ser­best böl­ge­le­re Tür­ki­ye içe­ri­sin­den ya­pı­lan mal çı­kar­sa, eğer ka­yıt­la­ra iş­le­nir­se bu­nun adı­na "ih­ra­cat" di­yo­ruz, ser­best böl­ge­ler­den Tür­ki­ye'ye ge­len­le­re de "it­ha­lat" di­yo­ruz. Pekâlâ, şu an­da ser­best böl­ge­ler­de mal­lar ge­li­yor an­tre­po­la­ra ve ora­da­ki… Çün­kü, da­ha ön­ce­ki 4926 sa­yı­lı Ya­sa'da çok bü­yük pa­ra ce­za­la­rı var­dı, 9 kat tu­ta­rın­da ce­za­lar var­dı, kim­se­nin öde­me­si müm­kün de­ğil­di. Bü­yük fir­ma­lar, it­ha­lat ya­pan fir­ma­lar da ne ya­pı­yor­lar­dı? Pa­ra­van şir­ket­ler adı­na ora­lar­da şir­ket­ler kur­du­ru­yor­lar­dı ve on­lar adı­na ser­best böl­ge­le­re, an­tre­po­la­ra ge­tir­di­ği mal­lar da kay­bo­lu­yor idi, kay­bo­lu­yor idi. Şim­di, kay­bo­lu­yor… Şu an­da, bü­tün tu­ta­nak­lar­da… Ser­best böl­ge­ler­de de hep­si kay­bo­lu­yor.  Kay­bo­lan mal­la­rı kim çal­dı? Ba­kı­yor­sun, tu­ta­nak­la­ra bak­tı­ğın­da sa­de­ce fir­ma­ya ce­za ya­zı­yor­su­nuz. Pekâlâ, ser­best böl­ge­de­ki bir mal kay­bo­lu­yor da ora­da­ki hiç­bir güm­rük mu­ha­fa­za me­mu­ru­nun hiç­bir su­çu yok mu, dev­let gö­rev­li­le­ri­nin hiç­bir su­çu yok mu? Ser­best böl­ge­de­ki ma­lın kay­bol­ma­sı…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (De­vam­la) - Beş da­ki­kam da­ha var­dı Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kü­çü­ka­şık, üçün­cü sı­ra­da­sı­nız, onun için ila­ve ede­mi­yo­rum. Ben, son cüm­le­le­ri­ni­zi ala­yım, ko­nu­şan ol­maz­sa, ça­ğı­ra­ca­ğım.

MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (De­vam­la) - Şah­sı­ma ait ko­nuş­mam­da de­vam et­mek üze­re, he­pi­ni­ze sev­gi ve say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kü­çü­ka­şık.

Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Zü­he­yir Am­ber.

Bu­yu­run. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA ZÜ­HE­YİR AM­BER (Ha­tay) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; gö­rü­şül­mek­te olan 1275 sı­ra sa­yı­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu hak­kın­da Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum.

Tür­ki­ye'de ka­çak­çı­lık en yay­gın hak­sız re­ka­bet ne­den­le­rin­den bi­ri­si­ni oluş­tu­ru­yor. Ka­çak­çı­lı­ğın yay­gın ol­ma­sı­nın en önem­li ne­den­le­rin­den bi­ri­si de hükûmet­le­rin bu­gü­ne ka­dar âde­ta ka­çak­çı­lı­ğı teş­vik eden po­li­ti­ka­lar iz­le­me­si­dir.

Ka­mu­nun ek ge­lir sağ­la­mak ama­cıy­la do­lay­lı ver­gi oran­la­rı­nı aşı­rı yük­sek tut­tu­ğu tüm sek­tör­ler­de ka­çak ora­nı ma­ale­sef çok yük­sek. Özel­lik­le pet­rol ürün­le­ri, iç­ki ve si­ga­ra­ya ko­nu­lan yük­sek ver­gi oran­la­rı bu sek­tör­ler­de ka­çak ora­nı­nın bü­yük bo­yut­la­ra ulaş­ma­sı­na ne­den ol­muş­tur.

Tür­ki­ye'de yük­sek ma­li­yet ne­de­niy­le pa­ha­lı­ya sa­tı­lan zo­run­lu ih­ti­yaç mal­la­rın­da da ka­ça­ğın yay­gın ol­du­ğu gö­rül­mek­te­dir; elek­trik ve ba­zı kent­ler­de su ka­çak­la­rı gi­bi. Elek­trik ko­nu­sun­da hâlen el­de tu­tu­lur bir ba­şa­rı el­de edi­le­me­miş­tir.

Geç­miş­te ol­du­ğu gi­bi gü­nü­müz­de de uyuş­tu­ru­cu ve si­lah ka­çak­çı­lı­ğı, ya­sak ol­ma­sı­na rağ­men, öne­mi­ni ve var­lı­ğı­nı sür­dür­mek­te olup, Hükûme­tin bu ko­nu­da cid­di bir ça­lış­ma­sı bu­lun­ma­mak­ta­dır. Bu ka­çak oran­la­rı hâlen çok yük­sek se­vi­ye­ler­de­dir.

2006'da Tür­ki­ye'de ka­çak­çı­lık re­kor kır­mış, ül­ke ge­ne­lin­de 21.598 ma­li, nar­ko­tik ve or­ga­ni­ze suç mey­da­na gel­miş­tir. Geç­miş­te çok yay­gın olan sü­rek­li it­ha­lat ya­sak­la­rı ve yük­sek güm­rük oran­la­rı ne­de­niy­le ka­çak­çı­lık önem­li öl­çü­de art­mış­tır. An­cak, Tür­ki­ye'de ka­çak­çı­lık hâlâ san­ki teş­vik edi­len önem­li bir fa­ali­yet ala­nı ol­ma­ya de­vam et­mek­te­dir.

Ka­çak­çı­lık ko­nu­su Tür­ki­ye için önem­li so­run­lar ara­sın­da yer al­mak­ta­dır. Şöy­le ki: Top­lam araç sa­yı­sı 2000 yı­lın­da 8 mil­yon 320 bin 449 iken, 2005 yı­lın­da 11 mil­yon 145 bin 828, 2006 yı­lı Şu­bat ayı so­nu iti­ba­rıy­la da 11 mil­yon 325 bin 464 adet ol­muş­tur. 2000 yı­lın­dan 2005 yı­lı­na ka­dar araç sa­yı­sı yak­la­şık ola­rak yüz­de 40 art­mış­tır. Bu­na kar­şı­lık, Tür­ki­ye'nin 2000 yı­lın­da ham pet­rol tü­ke­ti­mi top­la­mı 24 mil­yon 205 bin ton, 2005 yı­lın­da 25 mil­yon 489 bin ton ol­muş­tur. 2000 ile 2005 yıl­la­rın­da­ki ham pet­rol tü­ke­ti­min­de­ki ar­tış yak­la­şık yüz­de 5 ol­muş­tur. Yıl­lık akar­ya­kıt sa­tış mik­ta­rı 2000 yı­lın­da 18 mil­yon 235 bin ton, 2005 yı­lın­da 16 mil­yon 847 bin ton ol­muş­tur. 2000 ile 2005 yıl­la­rın­da akar­ya­kıt tü­ke­ti­min­de­ki aza­lış yak­la­şık yüz­de 10 ol­muş­tur. Do­la­yı­sıy­la, top­lam araç sa­yı­sı­na ba­kıl­dı­ğın­da, 2000 ile 2005 yıl­la­rı ara­sın­da araç sa­yı­sın­da­ki ar­tış ile top­lam pet­rol sa­tış mik­tar­la­rı ara­sın­da­ki uyum­suz­luk, uy­gun­suz­luk bu­lun­du­ğu gö­rül­mek­te­dir. Ta­bii, bu ara­da, dev­le­tin eko­no­mik kay­bı­na göz yu­man ida­re­ci­ler­den hiç bah­se­dil­me­mek­te­dir.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğı­nı araş­tır­mak için bir ko­mis­yon kur­du. Bu ko­mis­yon­da çok önem­li bil­gi ve bel­ge­le­re ula­şıl­dı. An­cak, bu ra­por şu ana ka­dar gö­rü­şül­me­di ve çö­züm yo­lun­da bir adım atıl­ma­dı. San­ki bir el, akar­ya­kıt ka­çak­çı­lı­ğı­nın or­ta­ya çık­ma­sı­nı en­gel­li­yor. Güm­rük­ler­den ve dış ti­ca­ret­ten so­rum­lu Sa­yın Ba­kan Tüz­men, TV prog­ram­la­rın­da di­yor ki: "Ka­çak pet­rol, güm­rük ka­pı­la­rın­dan de­ğil, de­niz­den ge­li­yor." Pe­ki, de­niz­den gel­di­ği­ni bi­li­yor­sa­nız, bu­nun ön­le­mi­ni al­mak da yi­ne si­zin gö­re­vi­niz de­ğil mi?

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; geç­ti­ği­miz gün­ler­de ka­çak­çı­lık­la il­gi­li ver­miş ol­du­ğum so­ru öner­ge­le­ri­mi kı­sa­ca siz­ler­le bu­ra­da pay­laş­mak is­ti­yo­rum. Ge­ne­li iti­ba­rıy­la, güm­rük­ler­den so­rum­lu Dev­let Ba­ka­nın­dan al­dı­ğım ce­vap­la­ra gö­re, ka­çak­çı­lı­ğa eği­lim, 2003 ile 2006 ta­rih­le­ri ara­sın­da, geç­ti­ği­miz dö­ne­me gö­re ar­tış için­de­dir. Her ne ka­dar Sa­yın Ba­kan, bu du­ru­mu, med­ya­da ken­di­ni ba­şa­rı­lı gös­ter­me­ye ça­lış­sa da ba­na gön­der­miş ol­du­ğu ra­kam­la­rın bir­ço­ğun­da güm­rük yet­ki­li­le­ri de­ğil, Sa­hil Gü­ven­lik, jan­dar­ma ve em­ni­yet güç­le­rin­ce ya­ka­lan­dı­ğı da­ha son­ra­ki ce­vap­la­rın­dan an­la­şıl­mış­tır. Ay­rı­ca, ba­na gön­der­miş ol­du­ğu ya­ka­la­nan ka­çak eş­ya ra­kam­la­rı­nın içe­ri­si­ne, ka­çak zan­lıy­la el ko­nu­lan eş­ya­la­rı da ka­ta­rak ra­kam­la­rı yük­sek gös­ter­me­ye ça­lış­sa da ger­çe­ğin böy­le ol­ma­dı­ğı an­la­şıl­mış­tır.

Hâlen bir­çok güm­rük gi­riş ka­pı­mız­da tek­nik ekip­man ve ci­haz yok­tur. Uyuş­tu­ru­cu ve si­lah ko­ku­su­na has­sas olan kö­pek­ler ka­çak eş­ya­yı tes­pit ede­me­mek­te, bu ka­pı­la­rı­mız­da ça­lı­şan gö­rev­li­le­ri­miz, "Şüp­he duy­du­ğu­muz ara­cı arı­yo­ruz." de­yip, iş­le­rin na­sıl yü­rü­dü­ğü­nü ifa­de et­mek­te­dir­ler.

De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, güm­rük­ler­de­ki yol­suz­luk, rüş­vet ve ben­ze­ri so­run­lar gi­bi, ana hat­la­rıy­la ifa­de edil­me­ye ça­lı­şı­lan hu­sus­la­rın bü­tün bo­yut­la­rıy­la araş­tı­rıl­ma­sı, ya­ni, çö­züm yol­la­rı­nın be­lir­len­me­si ve güm­rük­le­ri­mi­zin ide­al nok­ta­ya ta­şın­ma­sı açı­sın­dan 13/10/1999 ile 13/10/2004 ta­rih­le­ri ara­sın­da 93 mil­yar do­lar iş­lem hac­mi­ne sa­hip dâhil­de iş­le­me re­ji­mi uy­gu­la­ma­la­rın­da­ki su­is­ti­mal­le­rin tes­pi­ti ko­nu­lu sür­dür­dü­ğü in­ce­le­me ve so­ruş­tur­ma ta­li­mat­la dur­du­ru­lan, hu­kuk ku­ral­la­rı­nı dış­lar şe­kil­de ve or­ta­da hu­ku­ku ih­lal eder ma­hi­yet­te hiç­bir iş­lem ol­ma­dı­ğı hâlde aley­hi­ne peş pe­şe di­sip­lin so­ruş­tur­ma­la­rı açı­lan, gö­rev­den uzak­laş­tır­ma­ya kal­kı­şıl­dık­tan se­kiz gün son­ra gö­rev­den uzak­laş­tır­ma atıf­lı ya­zı­nın seh­ven ya­zıl­dı­ğı ken­di­si­ne bil­di­ri­len, ta­ra­fı­na in­ti­ka­li sağ­la­nan ih­bar­lar­la il­gi­li ge­re­ği ya­pıl­ma­yan Güm­rük­ler Mu­ha­fa­za Baş­kon­tro­lö­rü İl­ter Ku­şoğ­lu'nun ya­zı, ra­por ve Dev­let Ba­kan­lı­ğı ile Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na in­ti­kal et­tir­di­ği di­lek­çe­le­ri­nin, uzun yıl­la­ra da­ya­nan rüş­vet, yol­suz­luk gi­bi gay­ri­ya­sal­lık­lar­la mü­ca­de­le­de ne­den ba­şa­rı­sız olun­du­ğu­nu tüm yön­le­riy­le açık­lı­ğa ka­vuş­tu­ra­ca­ğı­nı dü­şün­mek­te­yiz.

Aşa­ğı­da oku­ya­cak­la­rım, adı ge­çe­nin, Güm­rük­ler Mu­ha­fa­za Baş­kon­tro­lö­rü İl­ter Ku­şoğ­lu'nun resmî bel­ge­ler­de yer ver­di­ği ifa­de­ler­dir.

"Ka­çak­çı­lı­ğın men, ta­kip ve tah­ki­ki yü­küm­lü­lü­ğü içe­ri­sin­de bu­lu­nan ka­mu gö­rev­li­le­ri­nin stra­te­ji be­lir­le­me­le­ri, fir­ma sa­hi­bi­ni Baş­kon­tro­lör­lü­ğü­mü­zün ko­nuy­la il­gi­li uz­man ol­ma­dı­ğı doğ­rul­tu­sun­da mü­ra­ca­atı için yön­len­dir­me­ye ça­lış­ma­la­rı, dâhil­de iş­le­me re­ji­mi kap­sa­mın­da ta­ra­fı­mız­dan sür­dü­rü­len in­ce­le­me, araş­tır­ma ve so­ruş­tur­ma­la­rı ön­le­me­ye yö­ne­lik gi­ri­şim­de bu­lun­ma­la­rı va­him­dir.

Ka­mu gö­re­vi­nin ge­rek­tir­di­ği so­rum­lu­luk­lar­dan im­ti­na edil­di­ği, ka­nun hü­küm­le­ri­nin hi­çe sa­yıl­dı­ğı, zo­run­lu bu­lu­nu­lan gö­rev­ler­den bi­le­rek ve is­te­ye­rek ka­çı­nıl­dı­ğı, tes­pi­ti sağ­la­nan ka­çak­çı­lık ve sah­tekârlık fi­il­le­rin­den do­la­yı la­zım ge­len iş­lem­le­rin ik­mal zo­run­lu­lu­ğu­nun hi­çe sa­yıl­dı­ğı, ne­ti­ce­ten hu­kuk ku­ral­la­rı­nın bü­tü­nüy­le ih­lal edil­di­ği bir sü­reç­te, yi­ne ay­nı ger­çek­lik­ler pa­ra­le­lin­de, Baş­kon­tro­lör­lü­ğü­mü­zün ey­lem ve iş­lem­le­ri­nin so­ruş­tu­rul­ma­sı hu­su­su ona­ya bağ­lan­mış, ka­çak­çı­lı­ğı, sah­tekârlı­ğı bü­tün tek­lif, en­gel­le­me ve­sa­ir or­ga­ni­ze iş­lem­le­re kar­şın or­ta­ya çı­kar­ma­mız se­be­biy­le yü­rür­lük­te­ki ira­de ta­ra­fı­mız­la il­gi­li çık­tı­lar­da bu­lu­na­rak dos­ya kap­sa­mın­da yer ve­ril­di­ği gi­bi hu­ku­ki, ki­şi­sel, ah­la­ki ma­ra­zi­yet­le­ri ifa­de eden he­def ve ama­cı bir kez da­ha aşikâr hâle ge­tir­miş­tir.

İş­bu ya­zı­mız, il­gi tut­tu­ğu­muz ya­zı­nın ko­nu­sun­da oluş­tu­rul­ma­ya ça­lı­şıl­dı­ğı gi­bi, bir sa­vun­ma kay­gı­sıy­la dü­zen­len­me­miş­tir. Bu ya­zı, ka­çak­çı­lı­ğı or­ta­ya çı­kar­ma­mız­dan, sah­tekârlı­ğı aşikâr kıl­ma­mız­dan, ma­kam ve ra­kam tek­li­fi­ne ha­yır de­me­miz­den, bu ül­ke­de her şey sa­tı­lık de­ğil­dir ve bu ül­ke­nin böy­le­si­ne peş­keş çe­kil­me­si­ne izin ver­me­ye­ce­ğim du­ru­şu­muz­dan, de­ğer­le­ri ayak­lar al­tı­na alan in­san­la­ra kar­şı mü­ca­de­le­den yıl­ma­ya­ca­ğı­mız­dan son­ra­ki ya­şa­nan­la­ra is­yan­dır.

Bu ya­zı, ma­ka­mı­nı ve yet­ki­si­ni Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin bu­gü­nü­ne ve ya­rın­la­rı­na za­rar ve­ren­le­rin kar­şı­sın­da, var olun­du­ğu müd­det­çe bu­lu­nu­la­ca­ğı­nın dek­la­ras­yo­nu­dur.

Bu ya­zı, tüm de­ğer, il­ke ve so­rum­lu­luk­la­rı ayak­lar al­tı­na alan­la­ra kar­şı ya­rın­la­ra da yü­rü­tü­le­cek mü­ca­de­le­nin ma­ni­fes­to­su, sü­re­ge­len oyun­la­ra mey­dan oku­ma­dır.

Bu ya­zı, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin bir hu­kuk dev­le­ti ol­du­ğu­nu unu­tan­la­ra ha­tır­lat­ma, ka­mu çı­kar­la­rı­nı hi­çe sa­yan­la­rın, ka­mu le­hi­ne dav­ra­nı­yor gö­rün­tü­sü ya­ra­tan mas­ke­le­ri­nin yır­tıl­ma­sı­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, unu­tul­ma­ma­lı­dır ki, yol­suz­luk, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin ve Türk mil­le­ti­nin be­ka­sı­nı te­rör­den da­ha faz­la teh­dit eder bo­yu­ta ulaş­mış­tır. Yol­suz­lu­ğa kar­şı sa­vaş ver­mek, ma­ka­mı, un­va­nı, gü­cü kuv­ve­ti ne olur­sa ol­sun, yol­suz­lu­ğa bu­la­şan kim­se­le­rin kar­şı­sın­da dur­mak…"

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ZÜ­HE­YİR AM­BER (De­vam­la) - Bi­tir­mek üze­re­yim Sa­yın Baş­kan.

"…ve dü­şün­ce­le­ri­ni kork­ma­dan, mert­çe ifa­de ede­bil­mek ise, va­tan­per­ver­lik gi­bi şe­ref ni­şa­ne­siy­le eş an­lam ka­zan­mış­tır.

Ta­ra­fı­mız­ca, dün ve bu­gün ol­du­ğu gi­bi, ya­rın­lar­da da bu şe­re­fin be­de­li ne olur­sa ol­sun ta­şın­ma­sı­na de­vam edi­le­cek­tir."

 Ka­çak­çı­lık­la mü­ca­de­le ül­ke­miz­de top­yekûn ol­ma­lı, bu­gün güm­rük ka­pı­la­rın­da ka­rar ve gö­rev mer­ci­in­de olan on dört ku­ru­luş tek el­de ya­pı­lan­ma­lı­dır. Ana­va­tan Par­ti­si için, ül­ke­mi­zin her ala­nın­da ka­çak­çı­lı­ğın ön­len­me­si en önem­li kri­ter­dir. Ka­yıt dı­şı ka­zanç, hak­sız ka­zanç, ül­ke­mi­zin her ala­nın­da  hak­sız  re­ka­bet ve eko­no­mik ka­yıp­lar oluş­tur­mak­ta­dır. Bu­ra­lar­da çe­kin­me­den ala­ca­ğı­mız ted­bir­ler­le, eko­no­mi­mi­ze ka­zan­dı­ra­ca­ğı­mız kay­nak­lar­la, güm­rük ka­pı­la­rı­mı­zı en mo­dern hâle ge­tir­me­yi he­def­li­yo­ruz. "Güm­rük ka­pı­la­rı­mız ül­ke­mi­zin na­mu­su­dur" an­la­yı­şıy­la, ge­liş­miş ül­ke­le­rin güm­rük ka­pı­la­rın­da­ki tüm uy­gu­la­ma­la­rı ül­ke­miz­de de ha­ya­ta ge­çi­re­ce­ğiz.

Gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ka­nu­nun ama­cı­na ulaş­ma­sı ve ha­yır­lı ol­ma­sı di­le­ğim­le say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Am­ber.

Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu adı­na, Kas­ta­mo­nu Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Hak­kı Köy­lü.

Sa­yın Köy­lü, şah­si ko­nuş­ma is­te­ği­niz var, bir­leş­ti­ri­yo­rum.

Bu­yu­run.

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA HAK­KI KÖY­LÜ (Kas­ta­mo­nu) - Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; ko­nuş­ma­ma baş­la­ma­dan ön­ce, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Şim­di, ka­nu­nun ikin­ci bö­lü­müy­le il­gi­li söy­le­ye­cek­le­ri­me geç­me­den ön­ce, ben­den ön­ce ko­nu­şan ar­ka­daş­la­rım­dan Sa­yın Kü­çü­ka­şık'ın ba­zı id­di­ala­rı ol­du ka­nun­la il­gi­li; on­la­ra, mü­sa­ade eder­se­niz, kı­sa­ca ce­vap ver­mek is­ti­yo­rum.

Bir müs­te­şar ve­ki­li­nin hak­kın­da yar­gı yo­lu­na gi­dil­di­ği­ni ve mahkûm ol­du­ğu tak­dir­de, he­nüz so­ruş­tur­ma da de­vam et­ti­ğin­den, et­kin piş­man­lık hü­küm­le­rin­den is­ti­fa­de ede­rek ce­za­sı­nın or­ta­dan kal­dı­rı­la­ca­ğı­nı ve­ya önem­li öl­çü­de ce­za­sı­nın dü­şe­ce­ği­ni ile­ri sür­dü.

Ön­ce­lik­le şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum: Bir kim­se hak­kın­da so­ruş­tur­ma baş­la­tıl­mış ol­ma­sı, o ki­şi­nin mahkûm ola­ca­ğı an­la­mı­na gel­mez. Hiç kim­se, hak­kın­da mah­ke­me­den ke­sin mahkûmi­yet hük­mü çık­ma­dan, o ki­şi­yi mahkûm ola­rak ka­bul ede­me­yiz. Ön­ce­lik­le bu­nu bir ke­na­ra ya­za­lım.

İkin­ci­si: Sa­yın ar­ka­da­şım ka­nu­nu herhâlde son ta­ra­fın­dan oku­yor. Bi­raz de­tay­lı dü­şü­nür­sek, et­kin piş­man­lık hük­mü, da­ha ön­ce­ki 4926 sa­yı­lı Ka­nun'umuz­da da var. O Ka­nun'umuz­da, olay ha­ber alın­ma­dan ih­bar ede­ne bir in­di­rim var, da­ha doğ­ru­su ce­za­sız­lık var, bun­da da ay­nı şe­kil­de ce­za­sız­lık var. 4926'da, olay ha­ber alın­dık­tan son­ra ih­bar ede­ne ve ola­yın fa­il­le­riy­le, eş­ya­yı ya­ka­la­ma­ya yar­dım ede­ne ve­ri­le­cek ce­za­da in­di­rim var, bun­da da ay­nı şe­kil­de in­di­rim var. İla­ve ola­rak ne var? Üze­rin­de dur­du­ğu ko­nu da odur, so­ruş­tur­ma saf­ha­sın­da eğer et­kin piş­man­lık­ta bu­lu­nur da ola­yın fa­il­le­ri­nin ve ka­çak eş­ya­nın ya­ka­lan­ma­sı­na yar­dım­cı olur ve bu hu­sus sü­bu­ta erer­se, bu tak­dir­de ila­ve bir in­di­rim var. Ya­ni, bu tak­dir­de eş­ya­nın güm­rük­len­miş de­ğe­ri­nin 2 ka­tı ka­dar ida­ri pa­ra ce­za­sı ve­ri­le­cek­tir.

Şim­di, ar­ka­da­şı­mı­zın an­lat­tı­ğı, bü­yük ih­ti­mal­le, bu kıs­mı­na gi­ri­yor, an­lat­tı­ğı bu­dur.

MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (Bur­sa) - Ha­yır, yok. Ha­yır… İkin­ci fık­ra­da si­zin de­di­ği­niz hiç­bir şey yok. Tek­rar oku­yun ikin­ci fık­ra­yı.

HAK­KI KÖY­LÜ (De­vam­la) - Ben oku­dum…

MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (Bur­sa) - Ha­yır, et­kin piş­man­lık gös­ter­mek yok.

HAK­KI KÖY­LÜ (De­vam­la) - Ben oku­dum ikin­ci fık­ra­yı.

MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (Bur­sa) - Ben oku­ya­ca­ğım şim­di.

HAK­KI KÖY­LÜ (De­vam­la) - Şim­di, baş­ka bir şey da­ha söy­le­ye­yim.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kü­çü­ka­şık…

MEH­MET KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK (Bur­sa) - Ha­yır, yok.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kü­çü­ka­şık, kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­ya­lım. Siz ko­nuş­tu­nuz…

Bu­yu­run.

HAK­KI KÖY­LÜ (De­vam­la) - Ben si­ze da­ha baş­ka bir şey söy­lü­yo­rum.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar…

BAŞ­KAN - Sa­yın Köy­lü, siz Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin.

HAK­KI KÖY­LÜ (De­vam­la) - Ta­mam Baş­ka­nım.

Biz bu ka­nu­nu ha­zır­lar­ken, ta te­me­lin­den be­ri işin için­de­yim, Ce­za Ka­nu­nu'nda bi­li­yor­su­nuz bir kar­ga­şa ya­şan­dı ki, bir te­mel ka­nun ya­pı­lır­ken el­bet­te ki bu ola­cak­tı. Le­he hü­küm, aley­he hü­küm, han­gi ka­nun le­he­dir, han­gi ka­nun de­ğil­dir, bu ko­nu­da bü­tün da­va­lar ye­ni­den ele alın­dı ve göz­den ge­çi­ril­di. Da­va­la­rın ka­rar­la­rı tek­rar ve­ril­di, Yar­gı­ta­ya git­ti, der­ken, bü­yük bir za­man kay­bı­na se­bep olun­du. Biz bu­ra­da özel­lik­le bu­nu da he­sap ede­rek, hiç kim­se­nin bu ka­nu­nun le­he bir ka­nun ol­du­ğu­nu dü­şü­ne­rek, bu ka­nun­dan is­ti­fa­de ede­rek da­va­sı­nın ye­ni­den ele alın­ma­sı­na fır­sat ver­me­mek için bir dü­zen­le­me yap­tık.

Şim­di, et­kin piş­man­lık hük­mü var­sa­ya­lım fai­lin le­hi­ne, şu an­da de­vam eden bi­ri­si­nin le­hi­ne. Pe­ki, ka­nu­nu na­sıl uy­gu­la­ya­ca­ğız? Türk Ce­za Ka­nu­nu'nun Yü­rür­lük ve Uy­gu­la­ma Şek­li Hak­kın­da Ka­nun'un il­gi­li mad­de­si­ne bir göz ata­lım. 9'un­cu mad­de­nin 3'ün­cü fık­ra­sı ay­nen şöy­le di­yor: "Le­he olan hü­küm, ön­ce­ki ve son­ra­ki ka­nun­la­rın il­gi­li bü­tün hü­küm­le­ri ola­ya uy­gu­la­na­rak, or­ta­ya çı­kan so­nuç­la­rın bir­bir­le­riy­le kar­şı­laş­tı­rıl­ma­sı su­re­tiy­le be­lir­le­nir." Bu, es­ki­den de böy­ley­di, Ce­za Ka­nu­nu çık­tık­tan son­ra da böy­le­dir.

Şim­di, es­ki ka­nu­nun -ya­ni şu an­da yü­rür­lük­te olan ka­nu­nun, öy­le di­ye­lim- ka­çak­çı­lık su­çu­na ver­miş ol­du­ğu -3'ün­cü mad­de­nin 1'in­ci fık­ra­sın­dan baş­lar­sak, nor­mal ka­çak­çı­lık odur- eş­ya­nın güm­rük­len­miş de­ğe­ri­nin 3 ka­tı ile 6 ka­tı ara­sın­da bir pa­ra ce­za­sı var­dır. Bi­zim eli­miz­de­ki ta­sa­rı­da ne var­dır? Ya­lın ola­rak, bir yıl­dan beş yı­la ka­dar ha­pis ce­za­sı var­dır. Bah­se­di­len ki­şi, bu su­çu tek ba­şı­na iş­le­di­ğin­den do­la­yı so­ruş­tur­ma­ya ma­ruz kal­ma­mış­tır; bu su­çu, bir çe­te­nin için­de iş­le­di­ğin­den do­la­yı so­ruş­tur­ma­ya ma­ruz kal­mış­tır; ya­ni, ör­güt­lü ola­rak iş­le­miş­tir. Suç ör­güt­lü iş­len­di­ğin­de ne ola­cak­tır? Ce­za 2 ka­tı ar­ta­cak­tır, ya­ni üç yıl­dan on beş yı­la ka­dar. Pe­ki, bu suç­ta bel­ge­de sah­te­ci­lik var mı? Var­sa, iki yıl da ora­dan ila­ve ede­ce­ğiz, alt sı­nı­rı en az beş yıl ola­cak­tır. Ba­sit bir pa­ra ce­za­sı, bu ka­nu­na gö­re ba­sit bir pa­ra ce­za­sı, öbür ta­raf­ta, alt sı­nı­rı beş yıl­dan on beş yı­la va­ran ha­pis ce­za­sı. Ya­ni, bu­nu bir­lik­te de­ğer­len­dir­di­ği­miz tak­dir­de, han­gi hâkim şim­di­ki ka­nu­nun le­he hü­küm içer­di­ği­ni ve bu­nun uy­gu­lan­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni söy­le­ye­bi­lir? Bu, ke­sin­lik­le müm­kün de­ğil. Ka­nu­nu okur­ken, bü­tün hü­küm­le­ri­ni bir ara­ya ge­ti­rip bu ki­şi­ye bu ka­nun uy­gu­lan­say­dı han­gi hü­küm­le­ri uy­gu­la­rız; on­la­rın hep­si­ni bir ara­ya ge­ti­rip uy­gu­la­ya­ca­ğız, bir de es­ki ka­nu­na ba­ka­ca­ğız. So­nuç ha­ki­ka­ten le­hi­ney­se, si­zin de­di­ği­niz gi­bi olur­du, ama, bu­ra­da le­he ol­ma­sı ke­sin­lik­le müm­kün de­ğil­dir, böy­le bir şey ka­bul edi­le­mez.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şim­di bu­nu geç­tik­ten son­ra, bu ka­nun­la il­gi­li, ben, çok me­rak edi­len ve ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mı­zın da ıs­rar­la da­ha de­ği­şik şe­kil­de dü­zen­len­me­si­ni is­te­dik­le­ri -hem Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li hem AK Par­ti­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın- bir iki hük­mü var, on­dan bah­set­mek is­ti­yo­rum. Bu ka­nu­nun te­mel özel­lik­le­rin­den bi­rin­ci­si, el koy­ma. Eş­ya­ya el koy­ma­da, es­ki ka­nu­na gö­re bir de­ği­şik­lik yok­tur. Ka­çak eş­ya­ya, bu­lun­du­ğu za­man el ko­nu­lur ve mu­ha­fa­za al­tı­na alı­nır. Eğer bu eş­ya bo­zu­la­cak cins­ten­se üç gün için­de he­men sa­tı­şı ya­pı­lır. Eğer mu­ha­fa­za­sı zor bir eş­yay­sa on beş gün için­de sa­tı­şı ya­pı­lır. Bü­tün bun­la­rın kap­sa­mı­na gir­me­yip de, mah­ke­me eğer bir yıl­dan faz­la sü­rer­se, bir yı­lın so­nun­da derhâl sa­tı­şı ya­pıl­mak su­re­tiy­le pa­ra­sı ha­zi­ne­de ema­net he­sa­ba alı­nır. So­nun­da da­va­yı ka­za­nan ta­ra­fa, da­ha doğ­ru­su, va­tan­daş da­va­sı­nı ka­za­nır­sa bu tak­dir­de fai­ziy­le bir­lik­te ken­di­si­ne ia­de edi­lir. Bu bir.

İkin­ci­si: Ka­çak­çı­lık su­çun­da, eş­ya ta­şı­ma­da kul­la­nı­lan araç­la­rın el ko­nul­ma­sıy­la il­gi­li bir hü­küm var­dır ki, bu ka­nu­nun en bü­yük özel­li­ği bu­dur. He­pi­miz bi­li­yo­ruz, güm­rük ka­pı­la­rın­da, hat­ta, güm­rük ka­pı­la­rı­nın dı­şın­da baş­ka yer­ler­de sa­yı­sı ar­tık bin­le­ri geç­miş, ne ola­ca­ğı meç­hul araç­lar var­dır. Bun­lar git­tik­çe hur­da­lı­ğa dön­mek­te­dir. Bu araç­la­rın eko­no­mi­ye ka­zan­dı­rıl­ma­sı ge­re­kir; çün­kü, bu, dev­le­te de fay­da sağ­la­mı­yor, va­tan­da­şa da fay­da sağ­la­mı­yor. Bu ba­kım­dan şöy­le bir dü­zen­le­me yap­tık: Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu'nun 128'in­ci mad­de­sin­de ka­ra, de­niz, ha­va ta­şıt araç­la­rı­na el koy­ma­nın bu araç­la­rın si­ci­li­ne şerh ver­mek su­re­tiy­le ya­pı­la­ca­ğı hük­mü amir­dir, öy­le hü­küm ko­nul­muş­tur. İş­te, bu­ra­da ka­çak­çı­lık suç­la­rın­da ya­ka­la­nan araç­la­rı da bu­ra­ya bağ­la­dık. Ya­ni, bu araç­lar da ilk ya­ka­lan­dı­ğı za­man, Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu'nda be­lir­til­di­ği şe­kil­de, tra­fik si­ci­li­ne, de­niz ara­cıy­sa onun si­ci­li­ne, ha­va ara­cıy­sa ge­ne ken­di si­ci­li­ne şerh ko­nul­mak su­re­tiy­le ken­di­si­ne tes­lim edi­le­cek­tir. Da­va so­nun­da hak­lı çı­kar­sa ara­cı za­ten ken­di­sin­de­dir, bir so­run kal­ma­ya­cak, o si­cil­de­ki şerh or­ta­dan kal­dı­rı­la­cak­tır. Eğer bu araç ka­çak­çı­lık ya­pıl­mak üze­re özel ola­rak, halk di­lin­de "zu­la" de­di­ği­miz, ya­ni, giz­li böl­me­ler ih­das edil­mek su­re­tiy­le ka­çak eş­ya ora­ya ko­nul­muş araç­lar­dan ise ve­ya bu ara­cın Tür­ki­ye'de si­cil kay­dı yok ise, Tür­ki­ye'de ka­yıt­lı de­ğil­se ve­ya bu araç, da­va de­vam eder­ken ka­çak­çı­lık su­çun­da ikin­ci de­fa kul­la­nıl­mış ise, bu tak­dir­de araç alı­ko­nu­la­cak­tır; ya­ni, el koy­ma işi… "El koy­ma" hu­ku­ki bir ta­bir­dir. Bi­rin­ci­sin­de si­ci­le şerh ve­ri­li­yor; ama, bu say­dı­ğım şe­kil­de olur­sa, alı­ko­nu­la­cak, mu­ha­fa­za al­tı­na alı­na­cak; an­cak, ge­ne bu­ra­da da ila­ni­ha­ye dur­ma­ya­cak­tır; ara­cın sa­hi­bi bir ay içe­ri­sin­de bu ara­cın ta­ma­mı­nın be­de­li­ni te­mi­nat ola­rak ya­tı­rır­sa araç ken­di­si­ne tes­lim edi­le­cek­tir. So­nun­da di­ye­lim ki araç ia­de edil­me­di, mah­ke­me mü­sa­de­re ka­ra­rı ver­di. Bu tak­dir­de, Ce­za Ka­nu­nu'nun hü­küm­le­ri­ne gi­di­yo­ruz ge­ne, ora­da ka­zanç mü­sa­de­re­si var. Eğer mü­sa­de­re edil­mek is­te­nen araç yok­sa, el­den çık­mış­sa, ge­ri ge­ti­ril­me­miş­se ve­ya mü­sa­de­re edi­le­cek araç tes­pit edi­le­me­miş ise, bu­nun ka­im de­ğe­ri mü­sa­de­re edi­le­cek­tir, ya­ni ara­cın de­ğe­ri ka­dar bir pa­ra, ce­za­dan ha­riç ola­rak, o ki­şi­den, sa­nık ve­ya şüp­he­li de­di­ği­miz ki­şi­den alı­nıp dev­let ha­zi­ne­si­ne ko­nu­la­cak­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, araç na­sıl mü­sa­de­re edi­le­cek­tir? Şu an­da, bi­li­yo­ruz ki, mev­cut ka­nu­nu­muz­da ol­ma­sı­na rağ­men ba­zı hü­küm­ler uy­gu­la­na­mı­yor; ama, Ce­za Ka­nu­nu'nun mü­sa­de­rey­le il­gi­li 54'ün­cü mad­de­sin­de şöy­le bir hü­küm var, di­yor ki: "İyi ni­yet­li üçün­cü şa­hıs­la­ra ait ol­ma­mak kay­dıy­la suç­ta kul­la­nı­lan araç­lar mü­sa­de­re edi­lir." Mah­ke­me­nin mut­la­ka bu­na dik­kat et­me­si ge­re­kir. Bu ye­ter­li de­ğil. Ka­çak­çı­lık su­çun­da ara­cın mü­sa­de­re edi­le­bil­me­si için baş­ka şart­lar da ge­ti­ril­miş­tir. Ne­dir bu? Bi­rin­ci­si; ara­cın, ya­ni ka­çak eş­ya­nın ağır­lık ve ha­cim ba­kı­mın­dan o araç­la ta­şın­ma­sı­nı za­ru­ri kıl­ma­sı. Bu bir.

İkin­ci­si; ge­ne ağır­lık ve ha­cim ba­kı­mın­dan bu ara­cın ağır­lık­lı yü­kü­nü kal­dır­ma­sı. Ya­ni, ara­cın ağır­lık­lı yü­kü bu de­ğil de, di­ye­lim ki, bir araç­ta 10 ton yük var, bu­nun ara­sın­da 500 ki­lo da ka­çak eş­ya var­sa, 10 ton­luk ve­ya 15 ton­luk bir kam­yon­da 500 ki­lo ve­ya bel­ki 1 ton­luk bir ka­çak eş­ya yü­zün­den araç mü­sa­de­re edi­le­mez. Bu­nun, as­lın­da te­mel es­pri­si, Ce­za Ka­nu­nu'nda­ki de­ği­şik­li­ğe, ya­pı­ya uy­gun­dur; ama, bu­nu bi­raz da­ha so­mut­laş­tır­dık bu ka­nun­da. Ce­za Ka­nu­nu'nun ge­nel hük­mün­de, mü­sa­de­rey­le il­gi­li hük­mün­de şöy­le der: "Eğer mü­sa­de­re edi­le­cek araç ve­ya mal -her ney­se suç­ta kul­la­nı­lan- suç­tan ve­ri­le­cek ce­za­ya gö­re ve­ya su­çun şek­li­ne gö­re da­ha ağır bir ne­ti­ce do­ğu­ra­cak­sa, fa­hiş bir ne­ti­ce do­ğu­ra­cak­sa, bu tak­dir­de, hâkim, mü­sa­de­re ka­ra­rı ver­me­ye­bi­lir." Ama, bu ka­rar sağ­lık­lı bir şe­kil­de uy­gu­la­na­ma­dı­ğı için, iş­te Ka­çak­çı­lık Ka­nu­nu'nda bu­nu net­leş­tir­dik, so­mut hâle ge­tir­dik ve bu şe­kil­de dü­zen­le­me yap­tık.

Ay­rı­ca,  bu ka­nun­da, ik­ra­mi­ye­ler­de bir mik­tar ar­tış ol­muş­tur. Bu ka­nun­da, ke­za mah­ke­me­le­rin gö­re­vi be­lir­til­miş­tir, as­li­ye ce­za mah­ke­me­sin­de ba­kı­la­ca­ğı tes­pit edil­miş­tir. Eğer, bel­ge­de sah­te­ci­lik su­çu var­sa, bu za­ten ağır ce­za­lık ol­du­ğu için, bu­nun­la bir­lik­te ağır ce­za mah­ke­me­sin­de gö­rü­le­cek­tir.

Yi­ne, bir ar­ka­da­şı­mız, dün­kü ko­nuş­ma­sın­da söy­le­di herhâlde: "Bu ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­mek­le gö­rev­li olan­lar, özel­lik­le güm­rük­ler­de­ki gö­rev­li­le­rin ve­ya di­ğer ka­çak­çı­lık­la ya­kın­dan il­gi­le­nen ki­şi­le­rin bu su­ça ka­rış­tık­la­rı za­man za­man gö­rül­mek­te­dir -doğ­ru, gö­rül­mek­te­dir- bun­la­ra ni­ye ce­za ve­ril­mi­yor?" de­di. As­lın­da, bun­la­ra da ka­çak­çı­lık­tan ce­za ve­ri­li­yor. Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la gö­rev­li olan­lar -tek tek sa­yıl­mış­tır bun­lar- bu kap­sa­ma gi­ren ki­şi­ler, ka­çak­çı­lık su­çun­dan za­ten ce­za ala­cak­lar­dır. Ay­rı­ca, al­dık­la­rı ce­za, bu sı­fat­la­rın­dan do­la­yı da ya­rı ora­nın­da ar­tı­rı­la­cak­tır, ya­ni, on­lar açı­sın­dan da­ha ağır bir hü­küm mey­da­na gel­miş­tir.

Ay­rı­ca, 4'ün­cü mad­de­nin 7'nci fık­ra­sın­da, dev­le­tin eko­no­mik, ik­ti­sa­di ve as­kerî gü­ven­li­ği açı­sın­dan teh­li­ke ya­ra­ta­bi­le­cek suç­lar­la il­gi­li dü­zen­le­me ya­pıl­mış­tır, doğ­ru­dur. Bu­nu mu­ha­le­fet­te­ki ar­ka­daş­la­rı­mız da söy­le­di. Ama, o öner­ge­nin al­tın­da ki­min im­za­sı var, ona da, ba­kar­lar­sa, ar­ka­daş­la­rı­mız… Ya­ni, bu­nu bi­zim de, ger­çek­ten ka­bul et­ti­ği­mi­zi bil­me­le­ri­ni is­ti­yo­rum.

Ay­rı­ca, ben, bu hük­mü ko­yar­ken de Tür­ki­ye'de­ki bir­çok yer­de­ki, özel­lik­le bü­yük şe­hir­ler­de­ki cum­hu­ri­yet sav­cı­la­rıy­la ir­ti­ba­ta ge­çe­rek, bu şe­kil­de açıl­mış da­va var mı yok mu di­ye sor­dum. Onun so­nu­cu­na gö­re bir yer­de açıl­mış bir­kaç ta­ne da­va var. Her ne ka­dar, Ce­za Ka­nu­nu'nda esa­sın­da, bu­nu ön­le­yi­ci hü­küm­ler var­sa da ve­ya 6136 sa­yı­lı Ka­nun'da bu­nu ön­le­yi­ci hü­küm­ler var­sa da ama bir boş­luk doğ­ma­sın di­ye, bu­ra­ya da bu hük­mü koy­duk. O ar­ka­daş­la­rı­mı­zın o ha­tır­lat­ma­sın­dan do­la­yı da ken­di­le­ri­ne te­şek­kür edi­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ka­nun, baş­ta da söy­le­di­ğim gi­bi, hiç kim­se­yi kur­tar­mı­yor, kim­se­nin le­hi­ne hü­küm ic­ra et­mi­yor. Sa­de­ce usul hü­küm­le­ri yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren uy­gu­la­na­bi­le­cek­tir. Usul hü­küm­le­ri de el koy­ma­ya iliş­kin hü­küm­ler­dir. Mü­sa­de­re hü­küm­le­ri da­hi, mev­cut ka­nun­da­ki­ler uy­gu­la­na­cak­tır. Çün­kü, bu ka­nu­nun ağır hü­küm­le­ri ol­du­ğu için onu ayı­ra­ma­ya­ca­ğız. Sa­de­ce usul hü­küm­le­ri uy­gu­la­na­cak, bu usul hü­küm­le­ri de bil­di­ği­miz gi­bi, el koy­ma­ya iliş­kin hü­küm­ler. Ka­nun yü­rür­lü­ğe gir­di­ği an­dan iti­ba­ren he­men uy­gu­la­na­cak, va­tan­daş der­hal mü­ra­ca­at ede­rek ara­cı­nı ge­ri ala­bi­le­cek­tir ve bel­ki de af­la kur­tu­la­bi­le­cek bir şey, bü­yük bir yük bu şe­kil­de or­ta­dan kalk­mış ola­cak­tır di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Köy­lü.

Şah­sı adı­na Er­zu­rum Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mü­ca­hit Da­loğ­lu.

Bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MÜ­CA­HİT DA­LOĞ­LU (Er­zu­rum) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

1275 sı­ra sa­yı­lı ka­çak­çı­lık­la il­gi­li ve ka­çak­çı­lık­la il­gi­li ka­nu­nun ba­zı mad­de­le­ri­ne ek ya­pıl­ma­sıy­la il­gi­li ya­sa ta­sa­rı­sı üze­rin­de ben de söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Ko­nuy­la il­gi­li dü­şün­ce­le­ri­mi siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ka­çak­çı­lık fi­il­le­ri­ni ve bu fi­il­le­re uy­gun yap­tı­rım­lar ile ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me, araş­tır­ma usul ve esas­la­rı­nı be­lir­le­mek üze­re ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ver­miş ol­du­ğu ka­nun tek­lif­le­ri üze­rin­de Ko­mis­yo­nu­mu­zun ça­lış­ma­la­rı hu­zu­ru­nu­za gel­miş­tir. Bu ko­nu­lar­da, yur­du­muz­da, he­pi­mi­zin, uz­man ol­ma­dan, bir bi­rey ola­rak, bir va­tan­daş ola­rak ve bu­ra­da bir mil­let­ve­ki­li ola­rak bak­tı­ğı­mız za­man, özel­lik­le sı­nır il­le­ri­miz­den ve mut­la­ka, za­ten, ka­çak­çı­lı­ğın ka­pı­la­rı, güm­rük ka­pı­la­rı ve sı­nır il­le­ri­miz­den ol­du­ğu için, kam­yon­la­ra ek ma­zot de­po­la­rı ya­pı­la­rak ve­ya bi­raz ev­vel de­ğer­li ar­ka­da­şı­mı­zın ifa­de et­ti­ği gi­bi, çe­şit­li mal­lar ara­sın­da ka­çak mal­lar ge­çi­re­rek, bu­nun dı­şın­da ka­çak hay­van­cı­lık, özel­lik­le geç­miş yıl­lar­da ba­şı­mı­zı ol­duk­ça ağ­rı­tan ve Tür­ki­ye'de üre­ti­ci­nin be­li­ni bü­ken can­lı hay­van ka­çak­çı­lı­ğı ve­ya kar­kas et de­di­ği­miz hem li­man­lar­dan hem ka­ra güm­rük ka­pı­la­rın­dan gi­ren çe­şit­li ka­çak mal­lar var­dı. Do­la­yı­sıy­la, bir yet­ki kar­ga­şa­sı­nın ol­du­ğu, za­man za­man mah­ke­me­le­rin han­gi­si­nin ve han­gi sü­rat­le bu iş­le­re mü­da­hil ola­ca­ğı ko­nu­sun­da­ki sı­kın­tı­la­rı da hep bir­lik­te ya­şı­yor­duk. Onun için, bu dü­zen­le­mey­le, ka­çak­çı­lık­ta, hem mal­la­rın ta­nı­mı ol­sun hem sü­rat­li ve adil bir yar­gı­la­ma hem mü­sa­de­re edi­len mal­lar­da ta­raf­la­rın mağ­dur edil­me­me­si adı­na çe­şit­li dü­zen­le­me­ler ya­pıl­dı­ğı için bu ya­sa­nın in­şal­lah ha­yır­lı ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yo­ruz.

Ör­ne­ğin, da­va sü­re­ci… Mah­ke­me, id­di­ana­me­nin bir ör­ne­ği­ni il­gi­li güm­rük ida­re­si­ne gön­de­rir ve bu­nun da baş­vu­ru­su üze­ri­ne il­gi­li güm­rük ida­re­si de açı­lan da­va­ya ta­raf ola­rak ka­tı­la­bi­lir­di, fa­kat, mah­ke­me­ler, za­man za­man yet­ki­siz­lik du­ru­mu­na dü­şü­yor­lar ve yet­ki­siz­lik ka­ra­rı ve­ri­yor­lar­dı. Mü­sa­de­re edi­len mal­lar­la il­gi­li ola­rak da -bi­raz ev­vel, yi­ne be­nim de not­la­rım­da var, de­ğer­li ar­ka­da­şım ifa­de et­ti- ça­lı­şan­la­rın teş­vi­ki nok­ta­sın­da, güm­rük po­lis­le­ri­nin bu ko­nu­da­ki tal­ti­fi nok­ta­sın­da çe­şit­li ik­ra­mi­ye­ler, teş­vik­ler ve­ril­miş­tir.

Ben, bu ya­sa­nın ha­yır­lı ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Da­loğ­lu.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ikin­ci bö­lüm üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, ikin­ci bö­lüm­de yer alan mad­de­le­ri, var­sa o mad­de­ler üze­rin­de­ki öner­ge iş­lem­le­ri­ni yap­tık­tan son­ra ay­rı ay­rı oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

17'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

DÖR­DÜN­CÜ BÖ­LÜM

Çe­şit­li Hü­küm­ler

Yet­ki­li mer­ci­ler

MAD­DE 17-

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın "Yet­ki­li mer­ci­ler" baş­lık­lı 17. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

Niğ­de

Ço­rum

Van

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Yıl­maz Ka­ya

 

 

Ma­lat­ya

İz­mir

 

Mad­de 17- (1) Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re idarî pa­ra ce­za­sı­na ka­rar ver­me­ye Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, 15 in­ci mad­de hü­küm­le­ri­ne gö­re mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si­ne ise Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın ta­le­bi üze­ri­ne, sulh ce­za mah­ke­me­si yet­ki­li­dir. Bu ka­rar­la­ra kar­şı, 30/3/2005 ta­rih­li ve 5326 sa­yı­lı Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ka­nun yo­lu­na baş­vu­ru­la­bi­lir.

(2) Bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­lar do­la­yı­sıy­la açı­lan da­va­lar, Ada­let Ba­kan­lı­ğı­nın tek­li­fi üze­ri­ne Ha­kim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lun­ca be­lir­le­nen as­li­ye ce­za mah­ke­me­le­rin­de gö­rü­lür. An­cak bu suç­lar­la bağ­lan­tı­lı ola­rak res­mi bel­ge­de sah­te­ci­lik su­çu­nun iş­len­me­si ha­lin­de, gö­rev­li mah­ke­me, ağır ce­za mah­ke­me­si­dir.

(3) Mülkî amir­ler, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı per­so­ne­li ile Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı, Sa­hil Gü­ven­lik Ko­mu­tan­lı­ğı ve so­rum­lu­luk böl­ge­le­rin­de Ka­ra Kuv­vet­le­ri Ko­mu­tan­lı­ğı bün­ye­sin­de olan sı­nır bir­lik­le­ri­ne bağ­lı per­so­nel, bu Ka­nun­la yap­tı­rım al­tı­na alı­nan fi­il­le­ri ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü­dür­ler.

(4) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­lar, ope­ras­yon ge­rek­ti­ren ka­çak­çı­lık olay­la­rın­dan ha­ber­dar ol­duk­la­rın­da ka­nunî gö­rev­le­ri­ni yap­ma­ya baş­lar ve ay­nı za­man­da ma­hal­lin en bü­yük mülkî ami­ri­ne de bil­gi ve­rir­ler.

(5) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­la­rın bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­lar­la il­gi­li bil­gi ve bel­ge ta­lep­le­ri, ka­mu ve­ya özel, ger­çek ve­ya tü­zel ki­şi­ler­ce, sa­vun­ma hak­kı­na iliş­kin hü­küm­ler sak­lı kal­mak kay­dıy­la ek­sik­siz ola­rak kar­şı­lan­mak zo­run­da­dır.

(6) Ka­çak­çı­lık olay­la­rı­nı ih­bar eden­le­rin kim­lik­le­ri, izin­le­ri ol­ma­dık­ça ve­ya ih­ba­rın ni­te­li­ği hak­la­rın­da suç oluş­tur­ma­dık­ça açık­la­na­maz. Bu ki­şi­ler hak­kın­da ta­nık­la­rın ko­run­ma­sı­na iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­nır.

(7) Ka­çak­çı­lık fi­il­le­ri­nin iz­len­me­si­ne iliş­kin tu­ta­nak­la­rın;

a) Ta­rih, yer, dü­zen­le­yen­le­rin un­van ve isim­le­ri, hâkim ka­ra­rı­nın ta­rih ve sa­yı­sı ile Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın ya­zı­lı em­ri ile ya­pıl­ma­sı du­ru­mun­da em­rin ta­rih ve sa­yı­sı­nı,

b) Olay ve ka­nıt­la­rı­nı, suç ve­ya ka­ba­hat ko­nu­su eş­ya ve ta­şı­ma araç­la­rı­nın ay­rın­tı­lı ola­rak tü­rü, kap­sa­mı, mik­tar ve ni­te­lik­le­ri ile ne­re­de ve ne su­ret­le el ko­nul­duk­la­rı­nı,

c) İl­gi­li­nin kim­lik, iş ve yer­le­şim ye­ri ile var­sa ifa­de­si­ni,

kap­sa­ma­sı ve im­za al­tı­na alın­ma­sı ge­rek­li­dir.

(8) İş­lem­de ha­zır bu­lu­nan il­gi­li­ler­ce onan­mak üze­re tu­ta­na­ğın ken­di­le­ri­ni il­gi­len­di­ren kı­sım­la­rı oku­nur ve­ya oku­ma­la­rı için ken­di­le­ri­ne ve­ri­lir. Bu hu­sus tu­ta­na­ğa ya­zı­la­rak il­gi­li­le­re im­za et­ti­ri­lir. İm­za­dan ka­çın­ma ha­lin­de ne­den­le­ri tu­ta­na­ğa ge­çi­ri­lir.

(9) Güm­rük Ka­nu­nu ge­re­ğin­ce be­lir­le­nen ka­pı ve yol­lar­dan baş­ka yer­ler­den güm­rük böl­ge­si­ne gir­mek, çık­mak ve­ya geç­mek is­te­yen ki­şi­ye "dur" uya­rı­sın­da bu­lu­nul­ma­sı­na rağ­men bu uya­rı­ya uy­ma­ma­sı ha­lin­de, ha­va­ya ateş edil­mek su­re­tiy­le uya­rı yi­ne­le­nir. An­cak, si­lah­la kar­şı­lı­ğa yel­te­nil­me­si ve sa­ir su­ret­te meş­ru mü­da­faa du­ru­mu­na dü­şül­me­si ha­lin­de, yet­ki­li me­mur­lar sal­dı­rı­yı et­ki­siz kı­la­cak oran­da doğ­ru­dan he­de­fe ateş ede­bi­lir. Me­mur­la­rın si­lah kul­lan­ma­la­rın­dan do­la­yı hak­la­rın­da so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma açıl­ma­sı ha­lin­de, bağ­lı bu­lun­du­ğu ku­rum ta­ra­fın­dan avu­kat sağ­la­nır ve avu­kat­lık üc­re­ti ku­rum­la­rın­ca kar­şı­la­nır.

(10) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü olan­lar, güm­rük böl­ge­sin­de­ki her ne­vi de­niz araç­la­rı­na ya­na­şıp yük ve bel­ge­le­ri­ni in­ce­le­me­ye yet­ki­li­dir. Gö­rev­li­le­rin ya­naş­ma­sı­na izin ver­me­ye­rek ka­çan ve­ya kaç­ma­ya te­şeb­büs eden her ne­vi de­niz araç­la­rı­na ulus­la­ra­ra­sı de­niz işa­ret­le­ri­ne gö­re tel­siz, fla­ma, mors ve ben­ze­ri işa­ret­ler­le dur­ma­sı ih­tar olu­nur. Bu ih­ta­ra uy­ma­yan de­niz araç­la­rı­na uya­rı ma­hi­ye­tin­de ateş edi­lir. Bu­na da uy­ma­yıp kaç­ma­ya de­vam et­ti­ği tak­dir­de dur­ma­ya zor­la­ya­cak şe­kil­de üze­ri­ne ateş edi­lir.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu öner­ge­ye?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Sa­yın Baş­ka­nım, öner­ge­ye ka­tıl­mı­yo­ruz. Ay­rı­ca, "15 in­ci mad­de" iba­re­si­nin "14 ün­cü mad­de" ola­rak dü­zel­til­me­si­ni ta­lep edi­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Not alın­mış­tır. Mad­di ha­ta dü­zel­ti­li­yor.

Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

Ge­rek­çe­yi mi oku­ta­yım efen­dim?

Sa­yın As­la­noğ­lu, bu­yu­run.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ta­bii, bu ül­ke­de kim ya­sa­ya ay­kı­rı iş­lem ya­pı­yor­sa ce­za­sı­nı en ağır şe­kil­de gör­me­li­dir. Ama, bu ül­ke­de ya­şa­yan dü­rüst, na­mus­lu, şe­ref­li in­san­lar da eğer bir şe­kil­de bun­dan et­ki­le­ni­yor­sa, bun­la­rın onu­ru­nu, şe­re­fi­ni, hay­si­ye­ti­ni de hiç kim­se gö­zar­dı ede­mez. Bir­kaç ör­nek ve­re­ce­ğim. Bu­ra­da, "Ka­çak­çı­lık ola­yı­nı ih­bar eden­le­rin kim­lik­le­ri, izin­le­ri ol­ma­dık­ça ve ih­ba­rın ni­te­li­ği hak­la­rın­da suç oluş­tur­ma­dık­ça açık­lan­maz. Bu ki­şi­ler hak­kın­da ta­nık­la­rın ko­run­ma­sı­na iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­nır."

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, pe­ki, bu ih­ba­rı yap­tı­lar. Onur­lu, şe­ref­li, hay­si­yet­li… İh­bar­dan bir şey çık­ma­dı. Pe­ki, bu ya­sa­da ve­ya Ce­za Ka­nu­nu'nda şey ola­bi­lir, bil­mi­yo­rum, ama, bir şe­kil­de asıl­sız ih­bar ya­pan­la­ra da, in­san­la­rın onu­ru, şe­re­fi, hay­si­ye­tiy­le oy­na­yan in­san­la­ra da en ağır bir şe­kil­de ce­za ver­mez­sek, bu ül­ke­de, hu­kuk dev­le­ti il­ke­le­ri… Onur­lu, şe­ref­li in­san­la­rın, ge­rek ti­ca­ri iti­ba­rı­nı ge­rek ki­şi­sel hak­la­rı­nı ayak­lar al­tı­na al­ma­ya kim­se­nin hak­kı yok­tur. Hep kö­tü ta­ra­fın­dan ba­kı­yo­ruz. Ama, bir de, bun­lar­la oy­na­yan… Ya­ni, bir yer­de, on­lar da ba­na gö­re ka­çak­çı. Hak­sız bir şe­kil­de ih­bar eden in­san­lar da -hiç ol­ma­yan bir şey­le ih­bar edip- bir şe­kil­de, en bü­yük ka­çak­çı­lı­ğı ya­pı­yor. Onun için, bu­ra­da, özel­lik­le ih­bar eden­ler­le il­gi­li mut­la­ka bir hü­küm koy­ma­lı­yız.

Ör­ne­ğin, ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me ve araş­tır­ma­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mız, doğ­ru­dur, yol­da gi­den bir kam­yo­nu çe­vir­di, he­men al­dı -ya­zı­lı ve gör­sel med­ya­da bir şe­kil­de yer al­dı- ka­ra­ko­la gö­tür­dü. Bir şe­kil­de, ya­zı­lı ve gör­sel med­ya­da, "fa­lan­ca fir­ma­nın kam­yo­nun­da ka­çak eş­ya aran­dı…" Ta­bii, ki­mi­ne gö­re, bu, de­ğiş­mez ama, onur­lu, şe­ref­li, hay­si­yet­li in­san­lar için çok önem­li. Ya­ni, be­nim is­mi­min… Be­nim evim­de ka­çak eş­ya aran­ma­sın­dan do­la­yı bir ha­ber­den ben zül du­ya­rım. Böy­le bir ha­be­rin çık­ma­sın­dan, ben, ye­rin di­bi­ne gi­re­rim, uta­nı­rım. Bu, be­nim şe­re­fim­le, hay­si­ye­tim­le oy­na­ma­nın bir baş­ka tür­lü­sü­dür. Ya­ni, bu araş­tır­ma­yı ya­pan ar­ka­daş­la­rım da, özel­lik­le, mut­la­ka, gö­rev­le­ri­ni en iyi şe­kil­de yap­ma­lı­lar, ama, bir şe­kil­de, ba­zı olay­la­rın so­nu­cu alın­ma­dan, sa­de­ce iz sü­rer­ken, bir şe­kil­de ge­rek ya­zı­lı ve gör­sel med­ya­ya… Zan­ne­di­yo­rum ki, po­lis tel­siz­le­ri­ni ya­zı­lı ve gör­sel med­ya­da­ki ar­ka­daş­la­rım din­le­ye­bi­li­yor, özel­lik­le di­ğer o ba­sit olay­lar­la il­gi­li. Ya­ni, bir şe­kil­de du­yul­du­ğu za­man, yi­ne, bu­ra­da, in­san­la­rın hay­si­ye­tiy­le oy­na­mak, ha­ki­ka­ten, üzü­cü bir olay.

Ay­rı­ca, ben yi­ne söy­lü­yo­rum, bu­nu, her­han­gi bir suç un­su­ru ol­mak­sı­zın, sa­de­ce "aran­dı" iş­te "evi aran­dı, ka­çak mal aran­dı" şek­lin­de böy­le bü­yük man­şet­ler­le, bü­yük pun­to­lar­la ve­ren ya­zı­lı ve gör­sel med­ya­ya da, bir şe­kil­de, bu­ra­da, bel­li kri­ter­ler ge­tir­mek zo­run­da­yız ar­ka­daş­lar. Ya­ni, suç­lu­la­ra en ağır ce­za­yı ve­rir­ken, suç­suz olan, onur­lu, şe­ref­li in­san­la­rı da ko­ru­mak he­pi­mi­zin gö­re­vi­dir. Ben, bir kez da­ha bu­nu dik­ka­ti­ni­ze su­nu­yo­rum. Ya­ni, on­la­ra da ce­za ver­me­miz la­zım. Ba­na gö­re, asıl­sız ih­bar en bü­yük ka­çak­çı­lık­tır. Ya­ni, ka­çak­çı ka­dar, asıl­sız ih­bar ya­pa­na da ce­za ver­me­li­yiz.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yor, te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın As­la­noğ­lu.

Ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi, ya­pı­lan dü­zelt­mey­le be­ra­ber oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum…

ÖMER ABU­ŞOĞ­LU (Ga­zi­an­tep) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nın aran­ma­sı­nı is­ti­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - 17'nci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler…

Sa­ya­lım.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­niz­li) - Sa­ya­cak bir şey yok.

BAŞ­KAN - Yi­ne de bir sa­ya­lım.

Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­rar ye­ter sa­yı­sı bu­lu­na­ma­mış­tır.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 17.14

ÜÇÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 17.28

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur), Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 78'in­ci Bir­le­şi­mi'nin Üçün­cü Otu­ru­mu'nu açı­yo­rum.

1275 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ta­sa­rı­nın 17'nci mad­de­si­nin oy­la­ma­sın­da ka­rar ye­ter sa­yı­sı bu­lu­na­ma­mış­tı. Mad­de­yi tek­rar oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­ya­ca­ğım.

17'nci mad­de­yi ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir, ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır.

18'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Da­va­ya ka­tıl­ma

MAD­DE 18-

BAŞ­KAN - Bir adet öner­ge var, öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın "Da­va­ya ka­tıl­ma" baş­lık­lı 18. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

Niğ­de

Ço­rum

Van

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Yıl­maz Ka­ya

 

 

Ma­lat­ya

İz­mir

 

Mad­de 18- (1) Bu Ka­nun­da ta­nım­la­nan suç­lar do­la­yı­sıy­la açı­lan da­va­lar­da mah­ke­me, id­di­ana­me­nin bir ör­ne­ği­ni il­gi­li güm­rük ida­re­si­ne de gön­de­rir. Baş­vu­ru­su üze­ri­ne, il­gi­li güm­rük ida­re­si açı­lan da­va­ya ka­tı­lan ola­rak ka­bul edi­lir.

(2) Mülkî amir­ler, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı per­so­ne­li ile Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı, Sa­hil Gü­ven­lik Ko­mu­tan­lı­ğı ve so­rum­lu­luk böl­ge­le­rin­de Ka­ra Kuv­vet­le­ri Ko­mu­tan­lı­ğı bün­ye­sin­de olan sı­nır bir­lik­le­ri­ne bağ­lı per­so­nel, bu Ka­nun­la yap­tı­rım al­tı­na alı­nan fi­il­le­ri ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü­dür­ler.

(3) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­lar, ope­ras­yon ge­rek­ti­ren ka­çak­çı­lık olay­la­rın­dan ha­ber­dar ol­duk­la­rın­da ka­nunî gö­rev­le­ri­ni yap­ma­ya baş­lar ve ay­nı za­man­da ma­hal­lin en bü­yük mülkî ami­ri­ne de bil­gi ve­rir­ler.

(4) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­la­rın bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­lar­la il­gi­li bil­gi ve bel­ge ta­lep­le­ri, ka­mu ve­ya özel, ger­çek ve­ya tü­zel ki­şi­ler­ce, sa­vun­ma hak­kı­na iliş­kin hü­küm­ler sak­lı kal­mak kay­dıy­la ek­sik­siz ola­rak kar­şı­lan­mak zo­run­da­dır.

(5) Ka­çak­çı­lık olay­la­rı­nı ih­bar eden­le­rin kim­lik­le­ri, izin­le­ri ol­ma­dık­ça ve­ya ih­ba­rın ni­te­li­ği hak­la­rın­da suç oluş­tur­ma­dık­ça açık­la­na­maz. Bu ki­şi­ler hak­kın­da ta­nık­la­rın ko­run­ma­sı­na iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­nır.

(6) Ka­çak­çı­lık fi­il­le­ri­nin iz­len­me­si­ne iliş­kin tu­ta­nak­la­rın;

a) Ta­rih, yer, dü­zen­le­yen­le­rin un­van ve isim­le­ri, hâkim ka­ra­rı­nın ta­rih ve sa­yı­sı ile Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın ya­zı­lı em­ri ile ya­pıl­ma­sı du­ru­mun­da em­rin ta­rih ve sa­yı­sı­nı,

b) Olay ve ka­nıt­la­rı­nı, suç ve­ya ka­ba­hat ko­nu­su eş­ya ve ta­şı­ma araç­la­rı­nın ay­rın­tı­lı ola­rak tü­rü, kap­sa­mı, mik­tar ve ni­te­lik­le­ri ile ne­re­de ve ne su­ret­le el ko­nul­duk­la­rı­nı,

c) İl­gi­li­nin kim­lik, iş ve yer­le­şim ye­ri ile var­sa ifa­de­si­ni,

kap­sa­ma­sı ve im­za al­tı­na alın­ma­sı ge­rek­li­dir.

(7) İş­lem­de ha­zır bu­lu­nan il­gi­li­ler­ce onan­mak üze­re tu­ta­na­ğın ken­di­le­ri­ni il­gi­len­di­ren kı­sım­la­rı oku­nur ve­ya oku­ma­la­rı için ken­di­le­ri­ne ve­ri­lir. Bu hu­sus tu­ta­na­ğa ya­zı­la­rak il­gi­li­le­re im­za et­ti­ri­lir. İm­za­dan ka­çın­ma ha­lin­de ne­den­le­ri tu­ta­na­ğa ge­çi­ri­lir.

(8) Bu Ka­nun çer­çe­ve­sin­de ya­pı­la­cak kon­trol­lü tes­li­mat iş­lem­le­ri, 13/11/1996 ta­rih­li ve 4208 sa­yı­lı Ka­nu­nun 10 un­cu, 11 in­ci ve 13 ün­cü mad­de­le­ri hü­küm­le­ri çer­çe­ve­sin­de Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı, Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı ve Sa­hil Gü­ven­lik Ko­mu­tan­lı­ğı ta­ra­fın­dan yü­rü­tü­lür.

(9) Güm­rük Ka­nu­nu ge­re­ğin­ce be­lir­le­nen ka­pı ve yol­lar­dan baş­ka yer­ler­den güm­rük böl­ge­si­ne gir­mek, çık­mak ve­ya geç­mek is­te­yen ki­şi­ye "dur" uya­rı­sın­da bu­lu­nul­ma­sı­na rağ­men bu uya­rı­ya uy­ma­ma­sı ha­lin­de, ha­va­ya ateş edil­mek su­re­tiy­le uya­rı yi­ne­le­nir. An­cak, silâhla kar­şı­lı­ğa yel­te­nil­me­si ve sa­ir su­ret­te meş­ru mü­da­faa du­ru­mu­na dü­şül­me­si ha­lin­de, yet­ki­li me­mur­lar sal­dı­rı­yı et­ki­siz kı­la­cak oran­da doğ­ru­dan he­de­fe ateş ede­bi­lir. Me­mur­la­rın silâh kul­lan­ma­la­rın­dan do­la­yı hak­la­rın­da so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma açıl­ma­sı ha­lin­de, bağ­lı bu­lun­du­ğu ku­rum ta­ra­fın­dan avu­kat sağ­la­nır ve avu­kat­lık üc­re­ti ku­rum­la­rın­ca kar­şı­la­nır.

(10) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü olan­lar, güm­rük böl­ge­sin­de­ki her ne­vi de­niz araç­la­rı­na ya­na­şıp yük ve bel­ge­le­ri­ni in­ce­le­me­ye yet­ki­li­dir. Gö­rev­li­le­rin ya­naş­ma­sı­na izin ver­me­ye­rek ka­çan ve­ya kaç­ma­ya te­şeb­büs eden her ne­vi de­niz araç­la­rı­na ulus­la­ra­ra­sı de­niz işa­ret­le­ri­ne gö­re tel­siz, fla­ma, mors ve ben­ze­ri işa­ret­ler­le dur­ma­sı ih­tar olu­nur. Bu ih­ta­ra uy­ma­yan de­niz araç­la­rı­na uya­rı ma­hi­ye­tin­de ateş edi­lir. Bu­na da uy­ma­yıp kaç­ma­ya de­vam et­ti­ği tak­dir­de dur­ma­ya zor­la­ya­cak şe­kil­de üze­ri­ne ateş edi­lir.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu öner­ge­ye?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ka­nun hü­küm­le­ri ara­sın­da uyum sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

18'in­ci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

19'un­cu mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la gö­rev­li olan­lar

MAD­DE 19-

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de iki adet öner­ge var­dır, ge­liş sı­ra­sı­na gö­re oku­tup ay­kı­rı­lık de­re­ce­si­ne gö­re iş­le­me ala­ca­ğım.

Bi­rin­ci öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1275 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 19 un­cu mad­de­si­nin (1) no­lu fık­ra­sı­nın aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Eyüp Fat­sa

Ay­han Se­fer Üs­tün

T. Zi­ya­ed­din Ak­bu­lut

 

Or­du

Sa­kar­ya

Te­kir­dağ

 

Asım Ay­kan

Ah­met Kam­bur

 

 

Trab­zon

Te­kir­dağ

 

(1) Mülkî amir­ler, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı per­so­ne­li ile Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı ve Sa­hil Gü­ven­lik Ko­mu­tan­lı­ğı­na bağ­lı per­so­nel, bu Ka­nun­la yap­tı­rım al­tı­na alı­nan fi­il­le­ri ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü­dür.

BAŞ­KAN - İkin­ci öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın "Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la gö­rev­li olan­lar" baş­lık­lı 19. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

Niğ­de

Ço­rum

Van

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Yıl­maz Ka­ya

 

 

Ma­lat­ya

İz­mir

 

Mad­de 19- (1) Mülkî amir­ler, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı per­so­ne­li ile Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı, Sa­hil Gü­ven­lik Ko­mu­tan­lı­ğı ve so­rum­lu­luk böl­ge­le­rin­de Ka­ra Kuv­vet­le­ri Ko­mu­tan­lı­ğı bün­ye­sin­de olan sı­nır bir­lik­le­ri­ne bağ­lı per­so­nel, bu Ka­nun­la yap­tı­rım al­tı­na alı­nan fi­il­le­ri ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü­dür­ler.

(2) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­lar, ope­ras­yon ge­rek­ti­ren ka­çak­çı­lık olay­la­rın­dan ha­ber­dar ol­duk­la­rın­da ka­nunî gö­rev­le­ri­ni yap­ma­ya baş­lar ve ay­nı za­man­da ma­hal­lin en bü­yük mülkî ami­ri­ne de bil­gi ve­rir­ler.

(3) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­la­rın bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­lar­la il­gi­li bil­gi ve bel­ge ta­lep­le­ri, ka­mu ve­ya özel, ger­çek ve­ya tü­zel ki­şi­ler­ce, sa­vun­ma hak­kı­na iliş­kin hü­küm­ler sak­lı kal­mak kay­dıy­la ek­sik­siz ola­rak kar­şı­lan­mak zo­run­da­dır.

(4) Ka­çak­çı­lık olay­la­rı­nı ih­bar eden­le­rin kim­lik­le­ri, izin­le­ri ol­ma­dık­ça ve­ya ih­ba­rın ni­te­li­ği hak­la­rın­da suç oluş­tur­ma­dık­ça açık­la­na­maz. Bu ki­şi­ler hak­kın­da ta­nık­la­rın ko­run­ma­sı­na iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­nır.

(5) Ka­çak­çı­lık fi­il­le­ri­nin iz­len­me­si­ne iliş­kin tu­ta­nak­la­rın;

a) Ta­rih, yer, dü­zen­le­yen­le­rin un­van ve isim­le­ri, hâkim ka­ra­rı­nın ta­rih ve sa­yı­sı ile Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın ya­zı­lı em­ri ile ya­pıl­ma­sı du­ru­mun­da em­rin ta­rih ve sa­yı­sı­nı,

b) Olay ve ka­nıt­la­rı­nı, suç ve­ya ka­ba­hat ko­nu­su eş­ya ve ta­şı­ma araç­la­rı­nın ay­rın­tı­lı ola­rak tü­rü, kap­sa­mı, mik­tar ve ni­te­lik­le­ri ile ne­re­de ve ne su­ret­le el ko­nul­duk­la­rı­nı,

c) İl­gi­li­nin kim­lik, iş ve yer­le­şim ye­ri ile var­sa ifa­de­si­ni,

kap­sa­ma­sı ve im­za al­tı­na alın­ma­sı ge­rek­li­dir.

(6) İş­lem­de ha­zır bu­lu­nan il­gi­li­ler­ce onan­mak üze­re tu­ta­na­ğın ken­di­le­ri­ni il­gi­len­di­ren kı­sım­la­rı oku­nur ve­ya oku­ma­la­rı için ken­di­le­ri­ne ve­ri­lir. Bu hu­sus tu­ta­na­ğa ya­zı­la­rak il­gi­li­le­re im­za et­ti­ri­lir. İm­za­dan ka­çın­ma ha­lin­de ne­den­le­ri tu­ta­na­ğa ge­çi­ri­lir.

(7) Bu Ka­nun çer­çe­ve­sin­de ya­pı­la­cak kon­trol­lü tes­li­mat iş­lem­le­ri, 13/11/1996 ta­rih­li ve 4208 sa­yı­lı Ka­nu­nun 10 un­cu, 11 in­ci ve 13 ün­cü mad­de­le­ri hü­küm­le­ri çer­çe­ve­sin­de Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı, Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı ve Sa­hil Gü­ven­lik Ko­mu­tan­lı­ğı ta­ra­fın­dan yü­rü­tü­lür.

(8) Güm­rük Ka­nu­nu ge­re­ğin­ce be­lir­le­nen ka­pı ve yol­lar­dan baş­ka yer­ler­den güm­rük böl­ge­si­ne gir­mek, çık­mak ve­ya geç­mek is­te­yen ki­şi­ye "dur" uya­rı­sın­da bu­lu­nul­ma­sı­na rağ­men bu uya­rı­ya uy­ma­ma­sı ha­lin­de, ha­va­ya ateş edil­mek su­re­tiy­le uya­rı yi­ne­le­nir. An­cak, silâhla kar­şı­lı­ğa yel­te­nil­me­si ve sa­ir su­ret­te meş­ru mü­da­faa du­ru­mu­na dü­şül­me­si ha­lin­de, yet­ki­li me­mur­lar sal­dı­rı­yı et­ki­siz kı­la­cak oran­da doğ­ru­dan he­de­fe ateş ede­bi­lir. Me­mur­la­rın silâh kul­lan­ma­la­rın­dan do­la­yı hak­la­rın­da so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma açıl­ma­sı ha­lin­de, bağ­lı bu­lun­du­ğu ku­rum ta­ra­fın­dan avu­kat sağ­la­nır ve avu­kat­lık üc­re­ti ku­rum­la­rın­ca kar­şı­la­nır.

(9) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü olan­lar, güm­rük böl­ge­sin­de­ki her ne­vi de­niz araç­la­rı­na ya­na­şıp yük ve bel­ge­le­ri­ni in­ce­le­me­ye yet­ki­li­dir. Gö­rev­li­le­rin ya­naş­ma­sı­na izin ver­me­ye­rek ka­çan ve­ya kaç­ma­ya te­şeb­büs eden her ne­vi de­niz araç­la­rı­na ulus­la­ra­ra­sı de­niz işa­ret­le­ri­ne gö­re tel­siz, fla­ma, mors ve ben­ze­ri işa­ret­ler­le dur­ma­sı ih­tar olu­nur. Bu ih­ta­ra uy­ma­yan de­niz araç­la­rı­na uya­rı ma­hi­ye­tin­de ateş edi­lir. Bu­na da uy­ma­yıp kaç­ma­ya de­vam et­ti­ği tak­dir­de dur­ma­ya zor­la­ya­cak şe­kil­de üze­ri­ne ateş edi­lir.

(10) Ka­çak­çı­lık fi­il­le­ri­nin ön­len­me, iz­len­me ve araş­tı­rıl­ma­sı çer­çe­ve­sin­de gö­rev yap­mak üze­re Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğın­ca kri­mi­nal la­bo­ra­tu­var­lar ku­ru­lur. Bu la­bo­ra­tu­var­la­rın ça­lış­ma usul ve esas­la­rı Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğın­ca çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le be­lir­le­nir.

(11) 10/7/2003 ta­rih­li ve 4926 sa­yı­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­mış­tır.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ka­nun hü­küm­le­ri ara­sın­da uyum sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1275 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 19 un­cu mad­de­si­nin (1) no­lu fık­ra­sı­nın aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                Eyüp Fat­sa (Or­du) ve ar­ka­daş­la­rı

(1) Mülkî amir­ler, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı per­so­ne­li ile Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı ve Sa­hil Gü­ven­lik Ko­mu­tan­lı­ğı­na bağ­lı per­so­nel, bu Ka­nun­la yap­tı­rım al­tı­na alı­nan fi­il­le­ri ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü­dür.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Olum­lu gö­rüş­le tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tı­lı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

İş bu de­ği­şik­lik öner­ge­si, 5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu'nun 164 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sıy­la uyu­mun sağ­lan­ma­sı ama­cıy­la ve­ril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­miş­tir.

Şim­di, mad­de­yi ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

20'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Tu­ta­nak­lar

MAD­DE 20.-

BAŞ­KAN - Şim­di, mad­de üze­rin­de bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:   

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın "Tu­ta­nak­lar" baş­lık­lı 20. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

Niğ­de

Ço­rum

Van

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Yıl­maz Ka­ya

 

 

Ma­lat­ya

İz­mir

 

Mad­de 20- (1) Ka­çak­çı­lık fi­il­le­ri­nin iz­len­me­si­ne iliş­kin tu­ta­nak­la­rın;

a) Ta­rih, yer, dü­zen­le­yen­le­rin un­van ve isim­le­ri, hâkim ka­ra­rı­nın ta­rih ve sa­yı­sı ile Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın ya­zı­lı em­ri ile ya­pıl­ma­sı du­ru­mun­da em­rin ta­rih ve sa­yı­sı­nı,

b) Olay ve ka­nıt­la­rı­nı, suç ve­ya ka­ba­hat ko­nu­su eş­ya ve ta­şı­ma araç­la­rı­nın ay­rın­tı­lı ola­rak tü­rü, kap­sa­mı, mik­tar ve ni­te­lik­le­ri ile ne­re­de ve ne su­ret­le el ko­nul­duk­la­rı­nı,

c) İl­gi­li­nin kim­lik, iş ve yer­le­şim ye­ri ile var­sa ifa­de­si­ni,

kap­sa­ma­sı ve im­za al­tı­na alın­ma­sı ge­rek­li­dir.

(2) İş­lem­de ha­zır bu­lu­nan il­gi­li­ler­ce onan­mak üze­re tu­ta­na­ğın ken­di­le­ri­ni il­gi­len­di­ren kı­sım­la­rı oku­nur ve­ya oku­ma­la­rı için ken­di­le­ri­ne ve­ri­lir. Bu hu­sus tu­ta­na­ğa ya­zı­la­rak il­gi­li­le­re im­za et­ti­ri­lir. İm­za­dan ka­çın­ma ha­lin­de ne­den­le­ri tu­ta­na­ğa ge­çi­ri­lir.

(3) Ka­çak zan­nı ile eş­ya ya­ka­lan­ma­sı ha­lin­de muh­bir ve el­ko­yan­la­ra aşa­ğı­da­ki esas ve usul­le­re gö­re ik­ra­mi­ye öde­nir.

a) 10/7/1953 ta­rih­li ve 6136 sa­yı­lı Ateş­li Si­lah­lar ve Bı­çak­lar ile Di­ğer Alet­ler Hak­kın­da Ka­nu­nun 12 nci mad­de­si­ne ay­kı­rı­lık suç­la­rın­dan ya­ka­la­nan silâh ve mer­mi­ler ile Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 174 ün­cü mad­de­si­ne mu­ha­le­fet suç­la­rın­dan ya­ka­la­nan mad­de­le­rin olay ta­ri­hi­ne gö­re Mil­li Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğın­ca her yıl be­lir­le­nen de­ğe­ri esas alı­na­rak, sa­hip­li ya­ka­lan­ma­sı ha­lin­de de­ğe­ri­nin yüz­de yir­mi­be­şi ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nı, yüz­de yet­miş­be­şi ise mahkûmi­ye­te iliş­kin hük­mün ve­ya mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de; sa­hip­siz ya­ka­lan­mış­sa ya­ka­la­nan eş­ya de­ğe­ri­nin yüz­de el­li­si mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de,

b) Uyuş­tu­ru­cu mad­de ya­ka­la­ma­la­rın­da, her tür­lü uyuş­tu­ru­cu mad­de­nin bi­rim mik­ta­rı için Ba­kan­lar Ku­ru­lun­ca tes­pit edi­le­cek sa­bit bir ra­ka­mın me­mur ay­lık kat­sa­yı­sı ile çar­pı­mı so­nu­cu bu­lu­na­cak de­ğe­ri­nin, sa­hip­li ya­ka­lan­mış ise ya­rı­sı ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nı, di­ğer ya­rı­sı mahkûmi­ye­te iliş­kin hük­mün ve­ya mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de; sa­hip­siz ya­ka­lan­mış ise ta­ma­mı mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de,

c) Bu mad­de­nin (a) ve (b) bent­le­rin­de­ki du­rum­lar dı­şın­da­ki ik­ra­mi­ye öde­me­le­rin­de, çı­kış ka­ça­ğı eş­ya­nın FOB, gi­riş ka­ça­ğı eş­ya­nın CIF kıy­me­ti esas alı­nır. Sa­hip­siz ya­ka­la­nan eş­ya­nın de­ğe­ri, ma­hal­lin en bü­yük mülkî ami­ri­nin gö­rev­len­di­re­ce­ği Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı ve sa­na­yi ve ti­ca­ret oda­sı tem­sil­ci­le­rin­den olu­şan üç ki­şi­lik he­yet ta­ra­fın­dan be­lir­le­nir. Ka­çak eş­ya sa­hip­li ya­ka­lan­mış­sa kıy­me­ti­nin yüz­de el­li­si, sa­hip­siz ya­ka­lan­mış­sa yüz­de yir­mi­be­şi mahkûmi­ye­te, et­kin piş­man­lık­ta ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­ma­sı­na, eş­ya­nın mü­sa­de­re­si­ne ya da mül­ki­ye­ti­nin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si­ne iliş­kin ka­rar­la­rın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de,

el­ko­yan­la­rın bağ­lı ol­du­ğu ku­rum büt­çe­si­nin il­gi­li ter­ti­bin­den öde­nir.

(4) Da­ğı­tı­la­cak ik­ra­mi­ye­nin yüz­de el­li­si muh­bir­le­re, yüz­de el­li­si el­ko­yan­la­ra ve­ri­lir. İh­bar­sız ya­ka­la­ma olay­la­rın­da ik­ra­mi­ye­nin ta­ma­mı el­ko­yan­la­ra öde­nir. Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la yü­küm­lü olan­la­ra muh­bir ik­ra­mi­ye­si öden­mez. El­koy­ma ik­ra­mi­ye­si­ne, an­cak ka­çak eş­ya­nın ya­ka­lan­ma­sı ey­le­mi­ne biz­zat ve fii­len ka­tı­lan ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­lar hak ka­za­nır.

(5) Bu mad­de­ye gö­re öde­ne­cek ik­ra­mi­ye­ler, dam­ga ver­gi­si ha­riç ver­gi, re­sim ve har­ca ta­bi tu­tul­maz.

(6) Bu mad­de ge­re­ğin­ce el­ko­yan­la­ra ve­ri­le­cek ik­ra­mi­ye­nin tu­ta­rı olay ba­şı­na (30000) gös­ter­ge ra­ka­mı­nın, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı, mah­ku­mi­yet, mü­sa­de­re ya da mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­ti­ği ta­rih­te­ki me­mur ay­lık kat­sa­yı­sı ile çar­pı­mı so­nu­cu bu­lu­na­cak tu­ta­rı ge­çe­mez. An­cak, bir yıl­da öde­ne­cek ik­ra­mi­ye, (120000) gös­ter­ge ra­ka­mı­nın me­mur ay­lık kat­sa­yı­sıy­la çar­pı­mı so­nu­cu bu­lu­na­cak tu­ta­rı ge­çe­mez.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ka­nun hü­küm­le­ri ara­sın­da uyum sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

20'nci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

21'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Kon­trol­lü Tes­li­mat

MAD­DE 21 -

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın "Kon­trol­lü tes­li­mat" baş­lık­lı 21. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Yıl­maz Ka­ya

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

 

Niğ­de

İz­mir

Ço­rum

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

 

Ma­lat­ya

Van

 

Mad­de 21- (1) Bu Ka­nun çer­çe­ve­sin­de ya­pı­la­cak kon­trol­lü tes­li­mat iş­lem­le­ri, 13/11/1996 ta­rih­li ve 4208 sa­yı­lı Ka­nu­nun 10 un­cu, 11 in­ci ve 13 ün­cü mad­de­le­ri hü­küm­le­ri çer­çe­ve­sin­de Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı, Em­ni­yet Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Jan­dar­ma Ge­nel Ko­mu­tan­lı­ğı ve Sa­hil Gü­ven­lik Ko­mu­tan­lı­ğı ta­ra­fın­dan yü­rü­tü­lür.

(2) Ka­çak zan­nı ile eş­ya ya­ka­lan­ma­sı ha­lin­de muh­bir ve el­ko­yan­la­ra aşa­ğı­da­ki esas ve usul­le­re gö­re ik­ra­mi­ye öde­nir.

a) 10/7/1953 ta­rih­li ve 6136 sa­yı­lı Ateş­li Si­lah­lar ve Bı­çak­lar ile Di­ğer Alet­ler Hak­kın­da Ka­nu­nun 12 nci mad­de­si­ne ay­kı­rı­lık suç­la­rın­dan ya­ka­la­nan silâh ve mer­mi­ler ile Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 174 ün­cü mad­de­si­ne mu­ha­le­fet suç­la­rın­dan ya­ka­la­nan mad­de­le­rin olay ta­ri­hi­ne gö­re Mil­li Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğın­ca her yıl be­lir­le­nen de­ğe­ri esas alı­na­rak, sa­hip­li ya­ka­lan­ma­sı ha­lin­de de­ğe­ri­nin yüz­de yir­mi­be­şi ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nı, yüz­de yet­miş­be­şi ise mahkûmi­ye­te iliş­kin hük­mün ve­ya mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de; sa­hip­siz ya­ka­lan­mış­sa ya­ka­la­nan eş­ya de­ğe­ri­nin yüz­de el­li­si mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de,

b) Uyuş­tu­ru­cu mad­de ya­ka­la­ma­la­rın­da, her tür­lü uyuş­tu­ru­cu mad­de­nin bi­rim mik­ta­rı için Ba­kan­lar Ku­ru­lun­ca tes­pit edi­le­cek sa­bit bir ra­ka­mın me­mur ay­lık kat­sa­yı­sı ile çar­pı­mı so­nu­cu bu­lu­na­cak de­ğe­ri­nin, sa­hip­li ya­ka­lan­mış ise ya­rı­sı ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nı, di­ğer ya­rı­sı mahkûmi­ye­te iliş­kin hük­mün ve­ya mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de; sa­hip­siz ya­ka­lan­mış ise ta­ma­mı mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de,

c) Bu mad­de­nin (a) ve (b) bent­le­rin­de­ki du­rum­lar dı­şın­da­ki ik­ra­mi­ye öde­me­le­rin­de, çı­kış ka­ça­ğı eş­ya­nın FOB, gi­riş ka­ça­ğı eş­ya­nın ClF kıy­me­ti esas alı­nır. Sa­hip­siz ya­ka­la­nan eş­ya­nın de­ğe­ri, ma­hal­lin en bü­yük mülkî ami­ri­nin gö­rev­len­di­re­ce­ği Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı ve sa­na­yi ve ti­ca­ret oda­sı tem­sil­ci­le­rin­den olu­şan üç ki­şi­lik he­yet ta­ra­fın­dan be­lir­le­nir. Ka­çak eş­ya sa­hip­li ya­ka­lan­mış­sa kıy­me­ti­nin yüz­de el­li­si, sa­hip­siz ya­ka­lan­mış­sa yüz­de yir­mi­be­şi mahkûmi­ye­te, et­kin piş­man­lık­ta ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­ma­sı­na, eş­ya­nın mü­sa­de­re­si­ne ya da mül­ki­ye­ti­nin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si­ne iliş­kin ka­rar­la­rın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de,

el­ko­yan­la­rın bağ­lı ol­du­ğu ku­rum büt­çe­si­nin il­gi­li ter­ti­bin­den öde­nir.

(3) Da­ğı­tı­la­cak ik­ra­mi­ye­nin yüz­de el­li­si muh­bir­le­re, yüz­de el­li­si el­ko­yan­la­ra ve­ri­lir. ih­bar­sız ya­ka­la­ma olay­la­rın­da ik­ra­mi­ye­nin ta­ma­mı el­ko­yan­la­ra öde­nir. Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la yü­küm­lü olan­la­ra muh­bir ik­ra­mi­ye­si öden­mez. El­koy­ma ik­ra­mi­ye­si­ne, an­cak ka­çak eş­ya­nın ya­ka­lan­ma­sı ey­le­mi­ne biz­zat ve fii­len ka­tı­lan ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­lar hak ka­za­nır.

(4) Bu mad­de­ye gö­re öde­ne­cek ik­ra­mi­ye­ler, dam­ga ver­gi­si ha­riç ver­gi, re­sim ve har­ca ta­bi tu­tul­maz.

(5) Bu mad­de ge­re­ğin­ce el­ko­yan­la­ra ve­ri­le­cek ik­ra­mi­ye­nin tu­ta­rı olay ba­şı­na (30000) gös­ter­ge ra­ka­mı­nın, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı, mahkûmi­yet, mü­sa­de­re ya da mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­ti­ği ta­rih­te­ki me­mur ay­lık kat­sa­yı­sı ile çar­pı­mı so­nu­cu bu­lu­na­cak tu­ta­rı ge­çe­mez. An­cak, bir yıl­da öde­ne­cek ik­ra­mi­ye, (120000) gös­ter­ge ra­ka­mı­nın me­mur ay­lık kat­sa­yı­sıy­la çar­pı­mı so­nu­cu bu­lu­na­cak tu­ta­rı ge­çe­mez.

(6) Müş­te­rek ope­ras­yon­lar­da ve kon­trol­lü tes­li­mat uy­gu­la­ma­la­rın­da ik­ra­mi­ye öden­me­si ve ik­ra­mi­ye öde­me­le­ri­ne esas bi­rim fi­yat­la­rın tes­pi­ti­ne iliş­kin esas ve usul­ler ile bu mad­de­nin uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin di­ğer hu­sus­lar, Ma­li­ye ve Mil­li Sa­vun­ma ba­kan­lık­la­rı­nın gö­rü­şü alı­na­rak, İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı ve Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı­nın bağ­lı ol­du­ğu Ba­kan­lık­ça çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le be­lir­le­nir.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ka­nun hü­küm­le­ri ara­sın­da uyum sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­me­miş­tir.

21'in­ci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir

22'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Silâh kul­lan­ma yet­ki­si

MAD­DE 22-

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın "Si­lah kul­lan­ma yet­ki­si" baş­lık­lı 22. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

Niğ­de

Ço­rum

Van

 

Yıl­maz Ka­ya

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

 

 

İz­mir

Ma­lat­ya

 

Mad­de 22- (1) Güm­rük Ka­nu­nu ge­re­ğin­ce be­lir­le­nen ka­pı ve yol­lar­dan baş­ka yer­ler­den güm­rük böl­ge­si­ne gir­mek, çık­mak ve­ya geç­mek is­te­yen ki­şi­ye "dur" uya­rı­sın­da bu­lu­nul­ma­sı­na rağ­men bu uya­rı­ya uy­ma­ma­sı ha­lin­de, ha­va­ya ateş edil­mek su­re­tiy­le uya­rı yi­ne­le­nir. An­cak, si­lah­la kar­şı­lı­ğa yel­te­nil­me­si ve sa­ir su­ret­te meş­ru mü­da­faa du­ru­mu­na dü­şül­me­si ha­lin­de, yet­ki­li me­mur­lar sal­dı­rı­yı et­ki­siz kı­la­cak oran­da doğ­ru­dan he­de­fe ateş ede­bi­lir. Me­mur­la­rın si­lah kul­lan­ma­la­rın­dan do­la­yı hak­la­rın­da so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma açıl­ma­sı ha­lin­de, bağ­lı bu­lun­du­ğu ku­rum ta­ra­fın­dan avu­kat sağ­la­nır ve avu­kat­lık üc­re­ti ku­rum­la­rın­ca kar­şı­la­nır.

(2) Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve araş­tır­mak­la yü­küm­lü olan­lar, güm­rük böl­ge­sin­de­ki her ne­vi de­niz araç­la­rı­na ya­na­şıp yük ve bel­ge­le­ri­ni tet­kik et­me­ye yet­ki­li­dir. Gö­rev­li­le­rin ya­naş­ma­sı­na izin ver­me­ye­rek ka­çan ve­ya kaç­ma­ya te­şeb­büs eden her ne­vi de­niz araç­la­rı­na ulus­la­ra­ra­sı de­niz işa­ret­le­ri­ne gö­re tel­siz, fla­ma, mors ve ben­ze­ri işa­ret­ler­le dur­ma­sı ih­tar olu­nur. Bu ih­ta­ra uy­ma­yan de­niz araç­la­rı­na uya­rı ma­hi­ye­tin­de ateş edi­lir. Bu­na da uy­ma­yıp kaç­ma­ya de­vam et­ti­ği tak­dir­de dur­ma­ya zor­la­ya­cak şe­kil­de üze­ri­ne ateş edi­lir.

(3) Ka­çak zan­nı ile eş­ya ya­ka­lan­ma­sı ha­lin­de muh­bir ve el­ko­yan­la­ra aşa­ğı­da­ki esas ve usul­le­re gö­re ik­ra­mi­ye öde­nir.

a) 10/7/1953 ta­rih­li ve 6136 sa­yı­lı Ateş­li Silâhlar ve Bı­çak­lar ile Di­ğer Alet­ler Hak­kın­da Ka­nu­nun 12 nci mad­de­si­ne ay­kı­rı­lık suç­la­rın­dan ya­ka­la­nan silâh ve mer­mi­ler ile Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 174 ün­cü mad­de­si­ne mu­ha­le­fet suç­la­rın­dan ya­ka­la­nan mad­de­le­rin olay ta­ri­hi­ne gö­re Mil­li Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğın­ca her yıl be­lir­le­nen de­ğe­ri esas alı­na­rak, sa­hip­li ya­ka­lan­ma­sı ha­lin­de de­ğe­ri­nin yüz­de yir­mi­be­şi ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nı, yüz­de yet­miş­be­şi ise mahkûmi­ye­te iliş­kin hük­mün ve­ya mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de; sa­hip­siz ya­ka­lan­mış­sa ya­ka­la­nan eş­ya de­ğe­ri­nin yüz­de el­li­si mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de,

b) Uyuş­tu­ru­cu mad­de ya­ka­la­ma­la­rın­da, her tür­lü uyuş­tu­ru­cu mad­de­nin bi­rim mik­ta­rı için Ba­kan­lar Ku­ru­lun­ca tes­pit edi­le­cek sa­bit bir ra­ka­mın me­mur ay­lık kat­sa­yı­sı ile çar­pı­mı so­nu­cu bu­lu­na­cak de­ğe­ri­nin, sa­hip­li ya­ka­lan­mış ise ya­rı­sı ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nı, di­ğer ya­rı­sı mahkûmi­ye­te iliş­kin hük­mün ve­ya mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de; sa­hip­siz ya­ka­lan­mış ise ta­ma­mı mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de,

c) Bu mad­de­nin (a) ve (b) bent­le­rin­de­ki du­rum­lar dı­şın­da­ki ik­ra­mi­ye öde­me­le­rin­de, çı­kış ka­ça­ğı eş­ya­nın FOB, gi­riş ka­ça­ğı eş­ya­nın CIF kıy­me­ti esas alı­nır. Sa­hip­siz ya­ka­la­nan eş­ya­nın de­ğe­ri, ma­hal­lin en bü­yük mülkî ami­ri­nin gö­rev­len­di­re­ce­ği Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı ve sa­na­yi ve ti­ca­ret oda­sı tem­sil­ci­le­rin­den olu­şan üç ki­şi­lik he­yet ta­ra­fın­dan be­lir­le­nir. Ka­çak eş­ya sa­hip­li ya­ka­lan­mış­sa kıy­me­ti­nin yüz­de el­li­si, sa­hip­siz ya­ka­lan­mış­sa yüz­de yir­mi­be­şi mah­ku­mi­ye­te, et­kin piş­man­lık­ta ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­ma­sı­na, eş­ya­nın mü­sa­de­re­si­ne ya da mül­ki­ye­ti­nin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si­ne iliş­kin ka­rar­la­rın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de,

el­ko­yan­la­rın bağ­lı ol­du­ğu ku­rum büt­çe­si­nin il­gi­li ter­ti­bin­den öde­nir.

(4) Da­ğı­tı­la­cak ik­ra­mi­ye­nin yüz­de el­li­si muh­bir­le­re, yüz­de el­li­si el­ko­yan­la­ra ve­ri­lir.

(5) Bu mad­de­ye gö­re öde­ne­cek ik­ra­mi­ye­ler, dam­ga ver­gi­si ha­riç ver­gi, re­sim ve har­ca tâbi tu­tul­maz.

(6) Bu mad­de ge­re­ğin­ce el­ko­yan­la­ra ve­ri­le­cek ik­ra­mi­ye­nin tu­ta­rı olay ba­şı­na (30000) gös­ter­ge ra­ka­mı­nın, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı, mah­ku­mi­yet, mü­sa­de­re ya da mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­ti­ği ta­rih­te­ki me­mur ay­lık kat­sa­yı­sı ile çar­pı­mı so­nu­cu bu­lu­na­cak tu­ta­rı ge­çe­mez. An­cak, bir yıl­da öde­ne­cek ik­ra­mi­ye, (120000) gös­ter­ge ra­ka­mı­nın me­mur ay­lık kat­sa­yı­sıy­la çar­pı­mı so­nu­cu bu­lu­na­cak tu­ta­rı ge­çe­mez.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ka­nun hü­küm­le­ri ara­sın­da uyum sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

22'nci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

23'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

İk­ra­mi­ye­ler

MAD­DE 23-

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var­dır, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın "İk­ra­mi­ye­ler" baş­lık­lı 23. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Yıl­maz Ka­ya

 

Niğ­de

Ço­rum

İz­mir

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

 

Ma­lat­ya

Van

 

Mad­de 23- (1) Ka­çak zan­nı ile eş­ya ya­ka­lan­ma­sı ha­lin­de muh­bir ve el­ko­yan­la­ra aşa­ğı­da­ki esas ve usul­le­re gö­re ik­ra­mi­ye öde­nir.

a) 10/7/1953 ta­rih­li ve 6136 sa­yı­lı Ateş­li Si­lah­lar ve Bı­çak­lar ile Di­ğer Alet­ler Hak­kın­da Ka­nu­nun 12 nci mad­de­si­ne ay­kı­rı­lık suç­la­rın­dan ya­ka­la­nan si­lah ve mer­mi­ler ile Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 174 ün­cü mad­de­si­ne mu­ha­le­fet suç­la­rın­dan ya­ka­la­nan mad­de­le­rin olay ta­ri­hi­ne gö­re Mil­li Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğın­ca her yıl be­lir­le­nen de­ğe­ri esas alı­na­rak, sa­hip­li ya­ka­lan­ma­sı ha­lin­de de­ğe­ri­nin yüz­de yir­mi­be­şi ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nı, yüz­de yet­miş­be­şi ise mah­ku­mi­ye­te iliş­kin hük­mün ve­ya mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de; sa­hip­siz ya­ka­lan­mış­sa ya­ka­la­nan eş­ya de­ğe­ri­nin yüz­de el­li­si mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de,

b) Uyuş­tu­ru­cu mad­de ya­ka­la­ma­la­rın­da, her tür­lü uyuş­tu­ru­cu mad­de­nin bi­rim mik­ta­rı için Ba­kan­lar Ku­ru­lun­ca tes­pit edi­le­cek sa­bit bir ra­ka­mın me­mur ay­lık kat­sa­yı­sı ile çar­pı­mı so­nu­cu bu­lu­na­cak de­ğe­ri­nin, sa­hip­li ya­ka­lan­mış ise ya­rı­sı ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nı, di­ğer ya­rı­sı mah­ku­mi­ye­te iliş­kin hük­mün ve­ya mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de; sa­hip­siz ya­ka­lan­mış ise ta­ma­mı mü­sa­de­re ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de,

c) Bu mad­de­nin (a) ve (b) bent­le­rin­de­ki du­rum­lar dı­şın­da­ki ik­ra­mi­ye öde­me­le­rin­de, çı­kış ka­ça­ğı eş­ya­nın FOB, gi­riş ka­ça­ğı eş­ya­nın ClF de­ğe­ri esas alı­nır. Sa­hip­siz ya­ka­la­nan eş­ya­nın de­ğe­ri, ma­hal­lin en bü­yük mül­ki ami­ri­nin gö­rev­len­di­re­ce­ği Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı ve sa­na­yi ve ti­ca­ret oda­sı tem­sil­ci­le­rin­den olu­şan üç ki­şi­lik he­yet ta­ra­fın­dan be­lir­le­nir. Ka­çak eş­ya sa­hip­li ya­ka­lan­mış­sa kıy­me­ti­nin yüz­de el­li­si, sa­hip­siz ya­ka­lan­mış­sa yüz­de yir­mi­be­şi mahkûmi­ye­te, et­kin piş­man­lık­ta ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­ma­sı­na, eş­ya­nın mü­sa­de­re­si­ne ya da mül­ki­ye­ti­nin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si­ne iliş­kin ka­rar­la­rın ke­sin­leş­me­si­ni ta­kip eden üç ay için­de,

el­ko­yan­la­rın bağ­lı ol­du­ğu ku­rum büt­çe­si­nin il­gi­li ter­ti­bin­den öde­nir.

(2) Da­ğı­tı­la­cak ik­ra­mi­ye­nin yüz­de el­li­si muh­bir­le­re, yüz­de el­li­si el­ko­yan­la­ra ve­ri­lir. İh­bar­sız ya­ka­la­ma olay­la­rın­da ik­ra­mi­ye­nin ta­ma­mı el­ko­yan­la­ra öde­nir. Ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la yü­küm­lü olan­la­ra muh­bir ik­ra­mi­ye­si öden­mez. El­koy­ma ik­ra­mi­ye­si­ne, an­cak ka­çak eş­ya­nın ya­ka­lan­ma­sı ey­le­mi­ne biz­zat ve fii­len ka­tı­lan ka­çak­çı­lı­ğı ön­le­me, iz­le­me ve so­ruş­tur­mak­la gö­rev­li olan­lar hak ka­za­nır.

(3) Bu mad­de­ye gö­re öde­ne­cek ik­ra­mi­ye­ler, dam­ga ver­gi­si ha­riç ver­gi, re­sim ve har­ca tâbi tu­tul­maz.

(4) Bu mad­de ge­re­ğin­ce el­ko­yan­la­ra ve­ri­le­cek ik­ra­mi­ye­nin tu­ta­rı olay ba­şı­na (30000) gös­ter­ge ra­ka­mı­nın, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı, mah­ku­mi­yet, mü­sa­de­re ya da mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si ka­ra­rı­nın ke­sin­leş­ti­ği ta­rih­te­ki me­mur ay­lık kat­sa­yı­sı ile çar­pı­mı so­nu­cu bu­lu­na­cak tu­ta­rı ge­çe­mez. An­cak, bir yıl­da öde­ne­cek ik­ra­mi­ye, (120000) gös­ter­ge ra­ka­mı­nın me­mur ay­lık kat­sa­yı­sıy­la çar­pı­mı so­nu­cu bu­lu­na­cak tu­ta­rı ge­çe­mez.

(5) Müş­te­rek ope­ras­yon­lar­da ve kon­trol­lü tes­li­mat uy­gu­la­ma­la­rın­da ik­ra­mi­ye öden­me­si ve ik­ra­mi­ye öde­me­le­ri­ne esas bi­rim fi­yat­la­rın tes­pi­ti­ne iliş­kin esas ve usul­ler ile bu mad­de­nin uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin di­ğer hu­sus­lar, Ma­li­ye ve Mil­li Sa­vun­ma ba­kan­lık­la­rı­nın gö­rü­şü alı­na­rak, İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı ve Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı­nın bağ­lı ol­du­ğu Ba­kan­lık­ça çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le be­lir­le­nir.

(6) Ka­çak­çı­lık fi­il­le­ri­nin ön­len­me, iz­len­me ve araş­tı­rıl­ma­sı çer­çe­ve­sin­de gö­rev yap­mak üze­re Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğın­ca kri­mi­nal la­bo­ra­tu­var­lar ku­ru­lur. Bu la­bo­ra­tu­var­la­rın ça­lış­ma usul ve esas­la­rı Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğın­ca çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le be­lir­le­nir.

(7) 10/7/2003 ta­rih­li ve 4926 sa­yı­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­mış­tır.

(8) Di­ğer ka­nun­lar­da, mül­ga 7/1/1932 ta­rih­li ve 1918 sa­yı­lı Ka­çak­çı­lı­ğın Men ve Ta­ki­bi­ne Da­ir Ka­nun ile bu Ka­nun­la yü­rür­lük­ten kal­dı­rı­lan Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu­na ya­pı­lan atıf­lar, bu Ka­nu­na ya­pıl­mış sa­yı­lır.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu öner­ge­ye?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ka­nun hü­küm­le­ri ara­sın­da uyum sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

24'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Kri­mi­nal la­bo­ra­tu­var

MADDE 24.-

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın "Kri­mi­nal la­bo­ra­tu­var" baş­lık­lı 24. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

Niğ­de

Ço­rum

Van

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Yıl­maz Ka­ya

 

 

Ma­lat­ya

İz­mir

 

Mad­de 24.- (1) Ka­çak­çı­lık fi­il­le­ri­nin ön­len­me, iz­len­me ve araş­tı­rıl­ma­sı çer­çe­ve­sin­de gö­rev yap­mak üze­re Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğın­ca kri­mi­nal la­bo­ra­tu­var­lar ku­ru­lur. Bu la­bo­ra­tu­var­la­rın ça­lış­ma usul ve esas­la­rı Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğın­ca çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le be­lir­le­nir.

(2) 10/7/2003 ta­rih­li ve 4926 sa­yı­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­mış­tır.

(3) 21/12/2000 ta­rih­li ve 4616 sa­yı­lı 23 Ni­san 1999 Ta­ri­hi­ne Ka­dar İş­le­nen Suç­lar­dan Do­la­yı Şart­la Sa­lı­ve­ril­me­ye, Da­va ve Ce­za­la­rın Er­te­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun uya­rın­ca da­va­nın er­te­len­me­si­ne ka­rar ve­ril­me­si ha­lin­de, de­ne­me sü­re­si­nin do­lup dol­ma­dı­ğı­na ba­kıl­mak­sı­zın, el­ko­nu­lan eş­ya der­hal tas­fi­ye edi­lir.

(4) Güm­rük ida­re­si, ka­çak şüp­he­siy­le el­ko­nu­lan eş­ya ile 10 un­cu mad­de­nin ikin­ci fık­ra­sı ge­re­ğin­ce alı­ko­nu­lan ta­şıt ve araç­la­rın mu­ha­fa­za­sı için 1/1/2009 ta­ri­hi­ne ka­dar ka­çak eş­ya de­po­la­rı ku­rar ve­ya mev­cut de­po­lar­dan ki­ra­la­mak ve­ya sa­tın al­mak yo­luy­la ya­rar­la­nır. Ka­çak eş­ya de­po­la­rı için ge­rek­li olan gi­der­le­ri kar­şı­la­mak üze­re Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı büt­çe­si­ne, ye­ter­li öde­nek ko­nu­lur.

(5) 11 in­ci mad­de­nin ikin­ci fık­ra­sın­da­ki de­po ve te­sis­ler te­min edi­lin­ce­ye ka­dar, ka­çak şüp­he­siy­le el­ko­nu­lan eş­ya ile 10 un­cu mad­de­nin ikin­ci fık­ra­sı ge­re­ğin­ce alı­ko­nu­lan her tür­lü ta­şıt ve araç, en ya­kın güm­rük ida­re­si­ne ve­ya güm­rük ida­re­sin­ce izin ve­ri­len yer­le­re mik­tar, cins, mar­ka, tip, mo­del, se­ri nu­ma­ra­sı gi­bi eş­ya­nın ayı­rı­cı özel­lik­le­ri­ni gös­te­rir bir tu­ta­nak­la tes­lim edi­lir.

(6) Eş­ya­nın mik­tar ba­kı­mın­dan faz­la ol­ma­sı ve­ya sak­lan­ma­sı özel te­sis ve ter­ti­ba­tı ge­rek­tir­me­si ha­lin­de, eş­ya, özel­lik­le­ri­ne gö­re doğ­ru­dan il­gi­li ida­re­le­re, bu­nun müm­kün ol­ma­ma­sı ha­lin­de İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı, Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı ile Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı Tas­fi­ye İş­le­ri Dö­ner Ser­ma­ye İş­let­me­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğün­ce be­lir­le­ne­cek usul ve esas­la­ra gö­re ma­hal­lin en bü­yük mülkî ami­ri­nin uy­gun gö­re­ce­ği bir ye­re ko­nu­lur.

(7) Bu Ka­nun­la yü­rür­lük­ten kal­dı­rı­lan Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu­nun 35 in­ci mad­de­si­nin (g) ben­di uya­rın­ca Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğın­ca har­can­ma­sı­nı te­mi­nen ema­net he­sa­bın­da bu­lu­nan tu­tar, 11 in­ci mad­de­de be­lir­ti­len amaç­lar doğ­rul­tu­sun­da kul­la­nıl­mak üze­re bir yan­dan büt­çe­nin (B) işa­ret­li cet­ve­li­ne ge­lir, di­ğer yan­dan Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı büt­çe­si­nin il­gi­li ter­tip­le­ri­ne öde­nek ola­rak kay­de­di­lir.

(8) 31/12/2011 ta­ri­hi­ne ka­dar, bu Ka­nu­nun 23 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (a) ve (b) bent­le­rin­de sa­yı­lan du­rum­lar dı­şın­da ka­lan ka­çak­çı­lık fi­il­le­ri­ne iliş­kin adlî ve idarî pa­ra ce­za­la­rı­nın tah­si­li­ni mü­te­akip yüz­de el­li­si; da­va­la­rın iz­len­me­si, sa­vu­nul­ma­sı ve so­ruş­tu­rul­ma­sı sı­ra­sın­da ya­pı­lan tah­lil, eks­per­tiz iş­le­ri ile Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğın­ca ku­ru­la­cak kri­mi­nal la­bo­ra­tu­var ci­haz ve sarf mal­ze­me­si­nin te­mi­ni ve 11 in­ci mad­de­de be­lir­ti­len amaç­lar doğ­rul­tu­sun­da kul­la­nıl­mak üze­re bir yan­dan büt­çe­nin (B) işa­ret­li cet­ve­li­ne ge­lir, di­ğer yan­dan Güm­rük Müs­te­şar­lı­ğı büt­çe­si­nin il­gi­li ter­tip­le­ri­ne öde­nek ola­rak kay­de­di­lir.

(9) Mül­ga Ka­çak­çı­lı­ğın Men ve Ta­ki­bi­ne Da­ir Ka­nun ile bu Ka­nun­la yü­rür­lük­ten kal­dı­rı­lan Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu­na gö­re ka­çak zan­nı ile el­ko­nu­lan ve­ya Güm­rük Ka­nu­nu­na gö­re Dev­le­te in­ti­kal ede­rek ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ile ma­hal­li ida­re­ler­de mu­ha­fa­za edil­mek­te olan akar­ya­kıt­lar­dan bu Ka­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih iti­ba­rıy­la tas­fi­ye­si ya­pıl­ma­mış olan­lar, bun­la­rı mu­ha­fa­za eden ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ile ma­hal­li ida­re­le­re be­del­siz tah­sis edil­miş sa­yı­lır. Bu şe­kil­de tah­sis edi­len akar­ya­kıt­lar­dan her­han­gi bir ver­gi ve re­sim alın­maz.

(10) Ka­çak zan­nı ile el­ko­nu­lan akar­ya­kıt­lar­dan yar­gı­la­ma so­nu­cun­da mah­ke­me­sin­ce, sa­hi­bi­ne ia­de­si­ne ka­rar ve­ri­len­le­rin be­de­li, Ha­zi­ne­den kar­şı­la­nır.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu öner­ge­ye?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ka­nun hü­küm­le­ri ara­sın­da uyum sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

25'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

BE­ŞİN­Cİ BÖ­LÜM

Ge­çi­ci ve Son Hü­küm­ler

Yü­rür­lük­ten kal­dı­rı­lan hü­küm­ler

MAD­DE 25-

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 1'i oku­tu­yo­rum:

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 1-

BAŞ­KAN - Ge­çi­ci mad­de 1 üze­rin­de bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın Ge­çi­ci 1. mad­de­si­nin Ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­riz.

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Yıl­maz Ka­ya

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

 

Ma­lat­ya

İz­mir

Ço­rum

 

Meh­met Kar­tal

Or­han Eras­lan

 

 

Van

Niğ­de

 

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ka­nun yap­ma tek­ni­ği açı­sın­dan ye­ter­siz, ka­çak­çı­lık­la mü­ca­de­le ama­cı­nın ha­ya­ta ge­çi­ril­me­sin­den uzak hü­küm­ler içe­ren Ta­sa­rı, bu ha­liy­le özen­siz bir dü­zen­le­me ni­te­li­ğin­de­dir. Bu açı­dan Ge­çi­ci 1. mad­de­nin Ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı doğ­ru ola­cak­tır.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 1'i oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 2'yi oku­tu­yo­rum:

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 2-

BAŞ­KAN - Bir öner­ge var­dır, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın Ge­çi­ci 2. mad­de­si­nin Ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­riz.

 

Meh­met Kar­tal

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Yıl­maz Ka­ya

 

Van

Ma­lat­ya

İz­mir

 

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Or­han Eras­lan

 

 

Ço­rum

Niğ­de

 

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ka­nun yap­ma tek­ni­ği açı­sın­dan ye­ter­siz, ka­çak­çı­lık­la mü­ca­de­le ama­cı­nın ha­ya­ta ge­çi­ril­me­sin­den uzak hü­küm­ler içe­ren Ta­sa­rı, bu ha­liy­le özen­siz bir dü­zen­le­me ni­te­li­ğin­de­dir. Bu açı­dan Ge­çi­ci 2. mad­de­nin Ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı doğ­ru ola­cak­tır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 2'yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de  3'ü oku­tu­yo­rum:

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 3-

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var­dır, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın Ge­çi­ci 3. mad­de­si­nin Ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

 

 

Niğ­de

Ço­rum

 

 

Meh­met Kar­tal

Yıl­maz Ka­ya

 

 

Van

İz­mir

 

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ka­nun yap­ma tek­ni­ği açı­sın­dan ye­ter­siz, ka­çak­çı­lık­la mü­ca­de­le ama­cı­nın ha­ya­ta ge­çi­ril­me­sin­den uzak hü­küm­ler içe­ren Ta­sa­rı, bu ha­liy­le özen­siz bir dü­zen­le­me ni­te­li­ğin­de­dir. Bu açı­dan Ge­çi­ci 3. mad­de­nin Ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı doğ­ru ola­cak­tır.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge red­de­dil­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 3'ü oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 4'ü oku­tu­yo­rum:

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 4-

BAŞ­KAN - Bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

1/1240 Esas Nu­ma­ra­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın Ge­çi­ci 4. mad­de­si­nin Ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­riz.

 

Or­han Eras­lan

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Meh­met Kar­tal

 

Niğ­de

Ço­rum

Van

 

 

Yıl­maz Ka­ya

 

 

 

İz­mir

 

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

ADA­LET KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI MEH­MET AY­DIN (İz­mir) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Ka­nun yap­ma tek­ni­ği açı­sın­dan ye­ter­siz, ka­çak­çı­lık­la mü­ca­de­le ama­cı­nın ha­ya­ta ge­çi­ril­me­sin­den uzak hü­küm­ler içe­ren Ta­sa­rı, bu hâliy­le özen­siz bir dü­zen­le­me ni­te­li­ğin­de­dir. Bu açı­sın­dan, Ge­çi­ci  4. mad­de­nin Ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı doğ­ru ola­cak­tır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 4'ü oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Şim­di, 26'ncı mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rür­lük

MAD­DE 26-

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

27'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rüt­me

MAD­DE 27-

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ikin­ci bö­lüm­de yer alan mad­de­le­rin oy­la­ma­la­rı ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, oyu­nun ren­gi­ni açık­la­mak üze­re, İç Tü­zük 86'ya gö­re, leh­te ol­mak üze­re, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Üm­met Kan­do­ğan.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­niz­li) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. Gö­rü­şül­mek­te olan ka­nun ta­sa­rı­sı üze­rin­de, oyu­mun ren­gi­ni olum­lu ola­rak be­lirt­mek üze­re söz al­dım.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ka­çak­çı­lık­la mü­ca­de­le bü­tün ül­ke­le­rin en önem­li me­se­le­le­rin­den bi­ri ol­muş­tur. O ba­kım­dan, bu­gün ge­len bu ka­çak­çı­lık­la il­gi­li ka­nun ta­sa­rı­sı, in­şal­lah ar­zu­muz ve te­men­ni­miz odur ki, bun­dan son­ra bu ko­nuy­la il­gi­li da­ha et­kin bir şe­kil­de mü­ca­de­le edi­le­bil­me­si­nin imkânla­rı­nı bi­ze ve­rir. Yal­nız, ka­nun­la­rı Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­den ge­çir­mek­le ka­çak­çı­lık­la çok cid­di bir şe­kil­de mü­ca­de­le edi­le­bi­le­ce­ği­ni söy­le­me­nin de güç ol­du­ğu­nu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Zi­ra, bu­gü­ne ka­dar ka­çak­çı­lık­la mü­ca­de­ley­le il­gi­li yü­rür­lük­te olan ka­nun­lar ol­ma­sı­na rağ­men, Tür­ki­ye'de ka­çak­çı­lı­ğın önü­nü ke­se­bil­me­mi­zin de müm­kün ol­ma­dı­ğı­nı he­pi­niz ya­kın­dan bi­li­yor­su­nuz. Tür­ki­ye, âde­ta ka­çak mal­la­rın son de­re­ce ra­hat bir şe­kil­de ül­ke içe­ri­si­ne gi­re­bil­di­ği bir ül­ke ko­nu­mun­da­dır. İş­te, şe­ker ka­çak­çı­lı­ğı, çay ka­çak­çı­lı­ğı, hay­van­cı­lık­la il­gi­li ka­çak­çı­lık­la­rın Tür­ki­ye'de ne ka­dar et­ki­li ol­du­ğu çok açık bir ger­çek­tir.

Ne ka­dar en­te­re­san­dır ki, Tür­ki­ye'de ka­çak­çı­lık­la mü­ca­de­le et­mek­le gö­rev­li olan bir ik­ti­dar ve onun bir ba­ka­nı, evin­de iki ay­rı dem­li­ğin ol­du­ğu­nu, bir dem­lik­te Tür­ki­ye'de ye­tiş­ti­ri­len, üre­ti­len çay­la­rın, di­ğer dem­lik­te ise ka­çak ola­rak yur­da gi­ren çay­dan ya­pı­lan, dem­le­nen ça­yı iç­ti­ği­ni söy­le­ye­bi­len bir ba­ka­na sa­hi­biz. Bu ba­ka­nı­mız da, Tür­ki­ye'de çay üre­ti­miy­le il­gi­li ola­rak, ta­rım­la il­gi­li ola­rak da ta­rı­mı ayak­ta tut­mak­la il­gi­li, gö­rev­li bir ba­kan.

Tür­ki­ye'de Ri­ze­li bir Baş­ba­ka­nın ol­du­ğu dö­nem­de, Tür­ki­ye'ye 50 bin ton ci­va­rın­da ka­çak ça­yın gir­miş ol­ma­sı­nın da tak­di­ri­ni yü­ce mil­le­te bı­rak­mak is­ti­yo­rum. Sa­yın Baş­ba­kan, se­çim­ler ön­ce­si, Ri­ze mey­da­nın­da, ça­yın dört bu­çuk yıl ön­ce 650 bin li­ra ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni ifa­de eden açık­la­ma­la­rı kar­şı­sın­da, dört bu­çuk yıl son­ra Tür­ki­ye'de ça­yın 650 bin li­ra fi­yat et­me­di­ği­ni, bir Sa­yın Baş­ba­ka­nın, Ri­ze­li bir Baş­ba­ka­nın bu­nun ge­rek­çe­le­riy­le be­ra­ber bu­nu açık­la­ma­sı la­zım.

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Mad­dey­le il­gi­li ko­nu­şur mu­sun.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Evet, mad­de ka­çak­çı­lık, ka­çak­çı­lık... Çay ka­çak­çı­lı­ğı var. Baş­ba­kan Ri­ze­li. Tür­ki­ye'de, çay sa­de­ce Ri­ze'de ye­tiş­ti­ri­li­yor. Dü­şü­nün, ar­ka­daş­lar, bu­nun tak­di­ri­ni si­ze bı­ra­kı­yo­rum. Ne olu­yor? Onun için, Ri­ze­li çay üre­ti­ci­si mağ­dur. Dört bu­çuk yıl ön­ce, Sa­yın Baş­ba­kan Ri­ze mey­da­nın­da "Çay 650 bin li­ra ol­ma­lı." der­ken, bu­gün çay 650 bin li­ra de­ğil. Bu­nun se­be­bi ne­dir? Bu­nun se­be­bi, ka­çak­çı­lık­la ye­te­rin­ce mü­ca­de­le edi­le­me­me­si­dir. Bu­nun se­be­bi bu­dur.

Şim­di, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, si­zin içi­niz­den bir ar­ka­da­şı­mız, Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Tur­han Çö­mez ge­çen­ler­de bir açık­la­ma yap­tı. Bir açık­la­ma yap­tı. İs­ken­de­run'dan it­hal edi­len pi­rinç­le il­gi­li bir ya­zı­lı açık­la­ma yap­tı. Si­zin ar­ka­da­şı­nız. Di­yor ki Sa­yın Çö­mez…

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) - Sen de bi­zim ar­ka­da­şı­mız de­ğil mi­sin?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ha, si­zin ar­ka­da­şı­nız de­ğil­se ona iti­raz et­mi­yo­rum.

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Sen de bi­zim ar­ka­da­şı­mız de­ğil mi­sin?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - AK Par­ti mil­let­ve­ki­li, şu an­da Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li. Di­yor ki Sa­yın Çö­mez: Tür­ki­ye'de, İs­ken­de­run'dan it­hal edi­len pi­rinç­le il­gi­li ola­rak Dış Ti­ca­ret Müs­te­şar­lı­ğı­nın re­fe­rans fi­ya­tı 570 do­lar ol­ma­sı ge­re­kir iken, bu pi­rinç­ler 305 do­lar üze­rin­den it­hal edi­le­rek, dev­le­tin 1 mil­yon 250 bin do­lar ver­gi kay­bı­na se­be­bi­yet ve­ril­di­ği­ni söy­lü­yor. Sa­yın Çö­mez söy­lü­yor bu­nu.

Pe­ki, bu­nun kar­şı­lı­ğın­da ne ya­pıl­dı? Ya­pı­lan bir iş­lem var mı? Ya­pı­lan her­han­gi bir şey var mı? Onun için, ka­nun çı­kar­mak ye­ter­li de­ğil. Bu çı­ka­rı­lan ka­nun­la­ra sa­hip çı­ka­cak, bu ka­nun­la­rı bi­hak­kın uy­gu­la­ya­cak ka­mu gö­rev­li­le­ri­ne ve onun ar­ka­sın­da du­ran si­ya­si oto­ri­te­ye ih­ti­yaç var. Önem­li olan bu.

Ba­kı­nız, yol­suz­luk­lar­la mü­ca­de­le için ge­lin­di, ama, Tür­ki­ye'nin her bir kö­şe­sin­den yol­suz­luk ha­ber­le­ri or­ta­ya çı­kı­yor. Da­ha ye­ni… Da­ha ye­ni… Kı­sa bir sü­re ön­ce­si­ne ka­dar bir ilin AK Par­ti­li il baş­ka­nı şu an­da tu­tuk­lu. Ni­ye?.. Ni­ye?..

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Söy­le­di­ğin­le çe­liş­ti­ği­nin far­kın­da mı­sın? Bak, ken­din di­yor­sun, tu­tuk­lu. Han­gi ik­ti­dar dö­ne­min­de tu­tuk­lu? Han­gi ik­ti­dar dö­ne­min­de?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri…

BAŞ­KAN - Sa­yın Bi­len, lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, şu­nu söy­le­me­ye ça­lı­şı­yo­rum: Si­ya­si oto­ri­te, bu iş­ler­le mü­ca­de­le et­me­de ka­rar­lı ola­cak.

İS­MA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) - Ka­rar­lı­lık de­ğil mi bu?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ka­rar­lı ola­cak, ama, ba­kı­nız, o il baş­ka­nı­nın ora­da gö­rev­den al­dı­rıl­ma­sıy­la il­gi­li ola­rak, o ilin mil­let­ve­ki­li­nin gö­be­ği çat­la­dı.

AH­MET KO­CA (Af­yon­ka­ra­hi­sar) - Ne bi­li­yor­sun?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Çık­tı, mey­dan­lar­da söy­le­di bu­nu, kon­gre­de söy­le­di, il baş­ka­nı­nız söy­le­di. "Bu il­de pis ko­ku­lar çı­kı­yor." de­di mil­let­ve­ki­li­niz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ken­di­si söy­le­di, ama, ya­kın bir za­ma­na ka­dar da il baş­ka­nı­nız­dı.

Onun için, ka­nun­la­rın el­bet­te çı­ka­rıl­ma­sı son de­re­ce uy­gun. Bu ka­nun da in­şal­lah Tür­ki­ye'de ha­yır­la­ra ve­si­le olur. Be­nim oyu­mun ren­gi de olum­lu­dur.

Bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le, siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Kan­do­ğan.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü açık oy­la­ma­ya ta­bi­dir.

Açık oy­la­ma­nın şek­li hak­kın­da Ge­nel Ku­ru­lun ka­ra­rı­nı ala­ca­ğım.

Açık oy­la­ma­nın elek­tro­nik oy­la­ma ci­ha­zıy­la ya­pıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Oy­la­ma için beş da­ki­ka sü­re ve­re­ce­ğim. Bu sü­re içe­ri­sin­de sis­te­me gi­re­me­yen üye­le­rin tek­nik per­so­nel­den yar­dım is­te­me­le­ri­ni, bu yar­dı­ma rağ­men de sis­te­me gi­re­me­yen üye­le­rin, oy pu­su­la­la­rı­nı, oy­la­ma için ön­gö­rü­len beş da­ki­ka­lık sü­re içe­ri­sin­de Baş­kan­lı­ğa ulaş­tır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum.

Ay­rı­ca, vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­lar var ise, han­gi ba­ka­na vekâle­ten oy kul­lan­dı­ğı­nı, oyu­nun ren­gi­ni ve ken­di­si­nin ad ve so­ya­dı ile im­za­sı­nı da ta­şı­yan oy pu­su­la­sı­nı, yi­ne, oy­la­ma için ön­gö­rü­len beş da­ki­ka­lık sü­re içe­ri­sin­de Baş­kan­lı­ğa ulaş­tır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum ve oy­la­ma­yı baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı; Niğ­de Mil­let­ve­ki­li Or­han Eras­lan ile Van Mil­let­ve­ki­li Meh­met Kar­tal'ın; 4926 Sa­yı­lı Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı ve Bu Ka­nu­na Bir Ek Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ve Van Mil­let­ve­ki­li Yek­ta Hay­da­roğ­lu'nun; Ka­çak­çı­lık­la Mü­ca­de­le Ka­nu­nu­na Bir Mad­de Ek­len­me­si ile İl­gi­li Ka­nun Tek­li­fi'nin ya­pı­lan açık oy­la­ma­sı­na 285 sa­yın mil­let­ve­ki­li ka­tıl­mış­tır.

Ka­bul      :            239

Ret          :             45

Çe­kim­ser :              1 (x)

Böy­le­ce, ta­sa­rı ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır. Ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 18.17

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                            

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

DÖR­DÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 18.31

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik), Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 78'in­ci Bir­le­şi­mi'nin Dör­dün­cü Otu­ru­mu'nu açı­yo­rum.

Ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri­ni gö­rüş­me­ye de­vam ede­ce­ğiz.

4'ün­cü sı­ra­da yer alan, Rad­yo ve Te­le­viz­yon­la­rın Ku­ru­luş ve Ya­yın­la­rı Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­si­ne baş­lı­yo­ruz.

4.- Rad­yo ve Te­le­viz­yon­la­rın Ku­ru­luş ve Ya­yın­la­rı Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1300) (S. Sa­yı­sı: 1342)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

5'in­ci sı­ra­da yer alan, 17/1/2007 Ta­rih­li ve 5574 Sa­yı­lı Türk Pet­rol Ka­nu­nu ve Ana­ya­sa­nın 89'un­cu ve 104'ün­cü Mad­de­le­ri Ge­re­ğin­ce Cum­hur­baş­ka­nın­ca Bir Da­ha Gö­rü­şül­mek Üze­re Ge­ri Gön­der­me Tez­ke­re­si ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

5.- 17.1.2007 Ta­rih­li ve 5574 Sa­yı­lı Türk Pet­rol Ka­nu­nu ve Cum­hur­baş­ka­nın­ca Bir Da­ha Gö­rü­şül­mek Üze­re Ge­ri Gön­der­me Tez­ke­re­si ile Sa­na­yi, Ti­ca­ret, Ener­ji, Ta­bii Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­no­lo­ji Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1301) (S. Sa­yı­sı: 1352)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

6'ncı sı­ra­da yer alan, Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li ve 14 Mil­let­ve­ki­li ile Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ve­dat Me­lik ve 21 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2510 Sa­yı­lı İs­kan Ka­nu­nu­na Bir Ek Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­lif­le­ri ile Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

6.- Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li ve 14 Mil­let­ve­ki­li ile Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ve­dat Me­lik ve 21 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2510 Sa­yı­lı İs­kan Ka­nu­nu­na Bir Ek Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­lif­le­ri ile Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/824, 2/859) (S. Sa­yı­sı: 1315) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Ye­rin­de.

Hükûmet? Ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1315 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­rim, bu ka­nu­nun tü­mü üze­rin­de, Gru­bu­muz adı­na, ka­nun tek­li­fi ve­ren Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li­miz Sa­yın Meh­met Ve­dat Me­lik ko­nu­şa­cak­tı. An­cak, ken­di­si bu­gün Ur­fa'da gö­rev­li ol­du­ğu için ben bu gö­re­vi al­dım. Ben bir ke­re, bu ka­nun tek­li­fi­ni ve­ren de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­ma ve de­ğer­li mil­let­ve­ki­lim Meh­met Ve­dat Me­lik'e şük­ran duy­gu­la­rı­mı ile­ti­yo­rum. Bu ya­pa­ca­ğım ko­nuş­ma­nın ağır­lı­ğı da Sa­yın Me­lik ta­ra­fın­dan ha­zır­lan­mış­tır ve onun gö­rüş­le­ri­dir.

                            

(x) 1315 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, İskân Ka­nu­nu­na Bir Ek Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir 1315 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'yle il­gi­li Gru­bum adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si so­run­la­rın çö­züm ye­ri­dir, hat­ta sa­de va­tan­daş­la­rı­mı­zın gö­zün­de her tür­lü so­ru­nun anın­da çö­zü­le­bi­le­ce­ği en üst ku­rum ola­rak ka­bul edil­mek­te­dir; as­lın­da da  böy­le­dir. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, her so­ru­nun, kork­ma­dan, çe­kin­me­den tar­tı­şı­la­ca­ğı ve çö­züm bu­lu­na­ca­ğı tek ku­rum­dur.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, da­ha ön­ce bu kür­sü­den Sa­yın Meh­met Ve­dat Me­lik, Ceylânpı­nar il­çe­sin­de ya­şa­nan so­run­la­rı, özel­lik­le Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de ya­şa­yan, ida­re­ce "iş­gal­ci" ka­bul edi­len, ama bi­zim "gö­çer­ler" adı­nı ver­di­ği­miz ve sa­yı­la­rı yak­la­şık 5 bin ki­şi­ye va­ran in­san­la­rı­mı­zın so­run­la­rı­nı bir­kaç kez bu kür­sü­den di­le ge­tir­miş­ti. 22'nci Dö­nem Par­la­men­to­su­nun bu son gün­le­rin­de, bu so­ru­nun çö­züm ama­cıy­la gün­de­me gel­miş ol­ma­sı he­pi­miz açı­sın­dan se­vin­di­ri­ci­dir ve yi­ne, ya­sa tek­li­fi­nin ge­nel ge­rek­çe­sin­de be­lir­til­di­ği gi­bi, bu in­san­lar iş­gal­ci de­ğil ve bu in­san­la­rın her tür­lü hak­la­rı var­dır de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 1 mil­yon 750 bin de­kar bü­yük­lü­ğün­de­ki Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si, Tİ­GEM kap­sa­mın­da­ki en bü­yük iş­let­me­dir. Os­man­lı dö­ne­min­de, İkin­ci Meş­ru­ti­yet'in ila­nı­na ka­dar Mil­li aşi­re­ti re­isi İb­ra­him Pa­şa'ya tah­sis edil­miş olan bu ara­zi­ler, 1943'te ku­ru­lan zi­rai kom­bi­na­lar ve ar­dın­dan 1950'de­ki dev­let üret­me çift­lik­le­ri ku­rul­ma­sı­na ka­dar cid­di an­lam­da tar­la ta­rı­mı­nın ya­pı­la­bil­di­ği bir böl­ge de­ğil­di. Ay­rı­ca, yi­ne yö­re­yi iyi ta­nı­ma­yan­la­rın bil­di­ği­nin ak­si­ne, iş­let­me­nin ara­zi­le­ri­nin bel­li bir kıs­mı, kıs­men kı­raç ve ta­rım dı­şı­dır. (Yak­la­şık 1 mil­yon de­ka­rı tar­la, 448 bin de­ka­rı me­ra, 241 bin de­ka­rı ise kül­tür dı­şı, kul­la­nıl­ma­yan ara­zi­dir.)

Yal­nız, çift­li­ğin sı­nır­la­rı tes­pit edi­lir­ken, bu böl­ge­de çok uzun yıl­lar­dan bu ya­na ya­şa­yan, ge­çi­mi­ni hay­van­cı­lık­tan sağ­la­yan ve biz­le­rin kı­sa­ca "gö­çer" de­di­ği­miz in­san­la­rın var­lı­ğı göz ar­dı edil­miş­tir. Gü­nü­müz­de, baş­ta Ha­mik, Sof­ra, Gö­le ve Gel­le­göç ol­mak üze­re top­lam 25 yer­le­şim bi­ri­min­de hay­van­cı­lık ya­pa­rak ya­şam­la­rı­nı sür­dür­me­ye ça­lı­şan, sa­yı­la­rı şu an­da yak­la­şık 470 ai­le ve 5 bi­ne ula­şan bu in­san­la­rı­mız, çift­li­ğin ku­rul­ma­sın­dan iti­ba­ren ve özel­lik­le 1990'lı yıl­lar­dan son­ra ida­rey­le cid­di so­run­lar ya­şa­mak­ta­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, yi­ne ay­nı böl­ge­de ya­şa­yan gö­çer­le­rin sa­yı­sı­na iliş­kin ola­rak, es­ki Ta­rım Ba­ka­nı Sa­mi Güç­lü, 22/7/2003 ta­rih­li 109 nu­ma­ra­lı bir­le­şim­de "2002'de ya­pı­lan tes­pi­te gö­re, 25 yer­le­şim ye­rin­de ya­şa­yan gö­çer­le­rin sa­yı­sı yak­la­şık 5.350 ka­dar­dır." ifa­de­le­ri­ni kul­la­nı­yor. 7/7071 No'lu ya­zı­lı so­ru öner­ge­si­ne ce­vap ve­ren Sa­yın Meh­di Eker ise "bu yurt­taş­la­rı­mı­zın sa­yı­sı 4 bin­dir" di­yor.

İda­re gö­çer­le­ri "iş­gal­ci" ola­rak ni­te­len­di­rir­ken, gö­çer­ler de asır­lar­dır bu böl­ge­de ya­şa­dık­la­rı­nı, bu ara­zi­ler üze­rin­de hak­la­rı ol­du­ğu­nu, ta­pu­la­ma tes­pit­le­ri sı­ra­sın­da hak­la­rı­nı sa­vu­na­ma­dık­la­rı için, bu­gün bu du­ru­ma bu yüz­den düş­tük­le­ri­ni be­lir­ti­yor­lar de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri.

Ge­rek 22'nci Dö­nem­de KİT Ko­mis­yo­nu­nun Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si­ne yap­tı­ğı ge­ziy­le il­gi­li tu­ta­nak­lar ol­sun ge­rek­se baş­ta Ceylânpı­nar Kay­ma­kam­lı­ğı ol­mak üze­re tüm resmî bi­rim­le­rin ver­di­ği ra­por­lar­da ol­sun, gö­çer de­di­ği­miz bu Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti va­tan­daş­la­rı­nın 19'un­cu yüz­yıl şart­la­rın­da ya­şa­dık­la­rı açık­ça be­lir­til­mek­te­dir; çün­kü, bu va­tan­daş­la­rı­mız ida­re­ce "iş­gal­ci" ola­rak ka­bul edil­mek­te. Do­la­yı­sıy­la, baş­ta eği­tim, sağ­lık, yol, su ol­mak üze­re hiç­bir hiz­met­ten ya­rar­lan­mı­yor­lar.

Yal­nız, ola­yın se­vin­di­ri­ci ya­nı, bu ko­nu­nun KİT Ko­mis­yo­nun­da­ki ar­ka­daş­lar­ca da tes­pit edi­le­rek, yıl­lar­ca de­vam eden bu so­ru­na kök­lü bir çö­züm bu­lun­ma­sı ama­cıy­la ya­sal bir dü­zen­le­me­ye gi­dil­me­si ge­re­ği du­yul­muş, şim­di gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz bu ya­sa tek­li­fi ha­zır­lan­mış­tır. Bu ko­nu­da KİT Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı Sa­yın Ca­nik­li'ye de ben Ceylânpı­nar'da ya­şa­yan ar­ka­daş­la­rım adı­na te­şek­kür edi­yo­rum; çün­kü, ay­nı ko­mis­yon­day­dık, tüm ko­mis­yon üye­si ar­ka­daş­la­rım bu ya­ra­ya par­mak bas­tı­lar. Te­şek­kür edi­yo­rum tüm ar­ka­daş­la­rı­ma.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, iki tek­li­fin 1'in­ci mad­de­le­ri­nin bi­rin­ci fık­ra­la­rı ta­ma­men ay­nı­dır. Yıl­lar­dır ta­nın­ma­yan, "iş­gal­ci" ola­rak ni­te­len­di­ri­len gö­çer­ler­den mad­de­de be­lir­ti­len öl­çü­le­re uyan­lar hak sa­hi­bi ola­rak ka­bul edil­mek­te­dir. Bu önem­li bir ka­rar­dır. Şim­di­ye ka­dar "iş­gal­ci" ola­rak ka­bul edi­len bu in­san­la­rın hak sa­hi­bi ola­rak ka­bul edil­me­le­ri önem­li bir ge­liş­me­dir ve ül­ke­miz­de­ki bu so­run­la Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si üye­le­ri­nin il­gi­len­me­si du­ru­mun­da çö­züm bu­lu­na­bi­le­ce­ği an­la­mın­da gü­zel bir ör­nek­tir. An­cak, esas fark­lı­lık, 1'in­ci mad­de­nin ikin­ci fık­ra­sın­da­dır.

İk­ti­dar par­ti­si ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ha­zır­la­dı­ğı tek­li­fin 1'in­ci mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sın­da, gö­çer­le­rin sa­de­ce İş­let­me dı­şı­na çı­ka­rıl­ma­sı için Ba­kan­lar Ku­ru­lu­na yet­ki ve­ril­mek­te­dir. Bi­zim tek­li­fi­miz­de ise, İş­let­me dı­şın­da yer bu­lu­nu­la­ma­ma­sı du­ru­mun­da, İş­let­me­nin bü­yük­lü­ğü­nü boz­ma­ya­cak bir şe­kil­de, ge­re­kir­se İş­let­me içi­ne yer­leş­ti­ril­me­si ön­gö­rül­mek­te­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si­nin bü­tün­lü­ğü­nün bo­zul­ma­ma­sı, ilk ku­ru­luş yıl­la­rın­da ol­du­ğu gi­bi, yi­ne, ka­li­te­li to­hum ye­tiş­ti­ril­me­si ve da­mız­lık hay­van üre­til­me­si, kı­sa­ca, böl­ge hal­kı­na ör­nek çift­çi­li­ğin na­sıl ya­pıl­dı­ğı­nı -es­ki­den ol­du­ğu gi­bi- eği­ti­ci fa­ali­yet­ler­le gös­ter­me­si, bi­zim için de esas amaç­tır. Bun­dan hiç kim­se­nin şüp­he­si ol­ma­ma­lı­dır. An­cak, bu­nun­la bir­lik­te, gö­çer­le­rin yer­leş­ti­ri­le­cek­le­ri alan ko­nu­sun­da da Ba­kan­lar Ku­ru­lu­nun, çı­ka­rı­la­cak ya­sa doğ­rul­tu­sun­da da­ha es­nek dav­ran­ma­sı­na ola­nak sağ­la­ya­cak çö­züm­ler ge­liş­ti­ril­me­li­dir. Do­la­yı­sıy­la, tek­lif­ten, gö­çer­le­ri bu­ra­dan çı­kar­ma­yı te­mel amaç edi­nen "Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si Mü­dür­lü­ğü­ne ait ara­zi dı­şın­da" iba­re­si­nin çı­ka­rıl­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ya­sa tek­li­fi­nin 1'in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da gö­çer­ler hak sa­hi­bi ola­rak ka­bul edi­li­yor­sa da, as­lın­da bu ya­sa, gö­çer­le­rin so­ru­nu­na çö­züm bul­mak ama­cı­nı de­ğil, sa­de­ce, gö­çer­le­ri İş­let­me ara­zi­si dı­şı­na çı­kar­ma­yı he­def­le­mek­te­dir. Tek­li­fin ge­nel ge­rek­çe bö­lü­mü­nü dik­kat­li­ce oku­du­ğu­muz za­man, bu tek­lif, ora­da ya­şa­yan in­san­la­rı, san­ki ora­da­ki ta­rım­sal fa­ali­yet­le­ri en­gel­le­me­ye ça­lı­şan ve İş­let­me­nin za­rar et­me­si­nin ne­de­ni ola­rak gös­ter­me­ye ça­lı­şan, ya­sa dı­şı iş­ler­le uğ­ra­şan, dev­le­tin ma­lı­nı ta­lan et­me­ye ça­lı­şan grup­lar ola­rak ta­rif et­mek­te­dir, ama, bu in­san­lar ke­sin­lik­le böy­le de­ğil­dir.

Biz, ya­sa tek­li­fi­ne im­za atan ik­ti­dar par­ti­si ar­ka­daş­la­rı­mı­zın bu ge­rek­çe­yi oku­ma­dık­la­rı ka­nı­sın­da­yız; çün­kü, yap­tı­ğı­mız gö­rüş­me­ler­de, bu­lun­du­ğu­muz top­lan­tı­lar­da, as­lın­da on­la­rın da gö­çer­le­re ba­kış açı­la­rı­nın biz­den fark­lı ol­ma­dı­ğı­nı bi­li­yo­ruz. An­cak, sa­nı­yo­rum ki, ge­rek­çe­yi dik­kat­li­ce oku­ma­dı­lar, yok­sa bu ifa­de­ler ke­sin­lik­le bu­ra­ya ya­zıl­maz­dı.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, tek­li­fin ge­rek­çe­sin­de, "Gö­çer hay­van­la­rın güb­re­siy­le ya­ban­cı ot to­hu­mu ta­şın­mak­ta, ser­ti­fi­ka­lı to­hum üre­ti­mi sek­te­ye uğ­ra­mak­ta­dır." ifa­de­si yer al­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu in­san­la­rın çift­lik ara­zi­sin­de yer­leş­tik­le­ri yer­ler, çift­li­ğin en ve­rim­siz ve ot­lak ola­rak kul­la­nı­lan alan­lar­dır. Gi­dip ye­rin­de in­ce­le­me yap­tı­ğı­nız­da bu du­ru­mu gö­re­bi­lir­si­niz. Bu­nu an­la­mak için zi­ra­at mü­hen­di­si ol­ma­ya ge­rek yok­tur. Yıl­lar­ca kent­te ya­şa­mış in­san­lar bi­le bu yurt­taş­la­rı­mı­zın kal­dı­ğı ye­ri bir­kaç sa­at gez­se, bu ve­rim­siz top­rak­la­rı ke­sin­lik­le gö­re­cek­ler ve "Bu in­san­lar na­sıl ya­şı­yor?" di­ye­cek­ler­dir. Tüm bu duy­gu­la­rı sa­mi­mi­ye­ti­miz­le siz­le­re ifa­de edi­yo­rum.

Yi­ne, ge­rek­çe­de, ora­da ya­şa­yan va­tan­daş­la­rı­mız âde­ta hır­sız ye­ri­ne ko­nul­muş, ay­nen şu ifa­de kul­la­nıl­mış­tır: "Ha­sat son­ra­sı tar­la­da ka­lan bit­ki sap­la­rı gö­çer­ler ta­ra­fın­dan âde­ta ta­lan edi­le­rek İş­let­me ta­ra­fın­dan sa­tıl­ma­sı­na fır­sat ve­ril­me­mek­te­dir." Hâlbu­ki ger­çek­ler hiç de böy­le de­ğil­dir. İş­let­me ida­re­si­nin her yıl sap top­la­ma işi­ni bel­li bir üc­ret kar­şı­lı­ğın­da kim­le­re ver­di­ği İş­let­me­nin he­sap­la­rın­dan açık ve se­çik bel­li­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­miz, bu ifa­de ger­çek dı­şı ve in­sa­nı­mı­zı aşa­ğı­la­yı­cı bir ifa­de­dir. Bi­raz ön­ce an­lat­tım; sa­man ko­ya­ca­ğı ye­rin du­va­rı­nı bi­le bir met­re yük­selt­ti­ği için ora­da in­san­lar elin­de uzun nam­lu­lu si­lah­lar olan bek­çi­ler ta­ra­fın­dan gü­pe­gün­düz vu­ru­lu­yor. Eli si­lah­lı ve en ufak olay­da si­lah kul­la­na­cak ka­dar per­va­sız bir ida­re ora­da du­rur­ken, in­san­lar tu­va­let bi­le ya­pa­maz­ken, hır­sız­lık ya­pa­cak, çift­li­ğin ma­lı­nı ta­lan ede­cek! Bu­na inan­mak için mu­ka­ye­se ye­te­ne­ği­ni­zin ol­ma­ma­sı ge­re­kir. An­lat­tı­ğım kon­jonk­tür­de bu müm­kün mü­dür? Bi­raz ger­çek­çi ola­lım.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, yi­ne ta­sa­rı­nın ge­rek­çe­sin­de, "Ül­ke­miz ta­rı­mı ve to­hum­cu­lu­ğu için stra­te­jik öne­me sa­hip çok önem­li bir ku­ru­lu­şu­muz olan, ta­ma­men to­hum­luk ve da­mız­lık amaç­lı üre­tim fa­ali­ye­tin­de bu­lu­nan Ceylânpı­nar İş­let­me­si gö­çer hay­van­la­rı­nın teh­di­di al­tın­da bu­lun­mak­ta­dır." ifa­de­si yer al­mak­ta­dır. Ya­ni, ta­sa­rı­nın ne­re­si­ne ba­kar­sa­nız ba­kın, in­san­lar iş­gal­ci, hır­sız ve za­rar­lı ola­rak ta­nım­la­nı­yor. Oy­sa­ki yıl­lar­dan be­ri ora­da ya­şa­mak­ta­dır­lar ve oray­la ta­rihî, kül­tü­rel bağ­la­rı var­dır bu in­san­la­rı­mı­zın ve söy­len­di­ği gi­bi za­rar ver­me­le­ri müm­kün de­ğil­dir.

Bu yer­le­şim bi­ri­min­de­ki ev­le­rin çok bü­yük ço­ğun­lu­ğun­da tu­va­let da­hi yok­tur. İş­gal­ci ola­rak ka­bul edil­dik­le­ri için tu­va­let yap­ma­la­rı­na da­hi izin ve­ril­me­mek­te­dir. 2005 yı­lı Ha­zi­ran ayın­da Ha­mik yer­le­şim bi­ri­min­de, buğ­day sap­la­rı­nı koy­mak ama­cıy­la 1 met­re yük­sek­li­ğin­de bir yer yap­tı­ğı için, İs­ma­il De­mir isim­li va­tan­daş, çift­li­ğin bek­çi­le­ri ta­ra­fın­dan, bü­tün köy hal­kı­nın göz­le­ri önün­de vu­ru­la­rak öl­dü­rül­müş­tür. Vu­ran­lar­dan hiç­bi­ri tu­tuk­lu de­ğil­dir. Üs­te­lik, İs­ma­il Çift­çi'nin ölü­mü­ne ne­den olan mer­mi çe­kir­de­ği­nin ba­lis­tik ra­por­la han­gi si­lah­tan çık­tı­ğı bel­li ol­muş iken, bu si­la­hın ki­min üze­rin­de ka­yıt­lı ol­du­ğu yi­ne bel­liy­ken, fa­il­ler ser­best­çe do­laş­mak­ta­dır. An­cak, ola­ya şa­hit­lik et­mek is­te­yen ba­zı ye­rel bek­çi­ler, der­hal baş­ka ta­rım iş­let­me­le­ri­ne gön­de­ril­miş­tir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ya­şa­nan bu elim olay bi­le, bu yurt­taş­la­rı­mı­zın en te­mel hak­kı olan ya­şa­ma hak­kı­na na­sıl yak­la­şıl­dı­ğı­nı or­ta­ya koy­mak­ta­dır. So­ru­yo­rum Sa­yın Ada­let Ba­ka­nı­ma: Bu ola­yın so­rum­lu­la­rı, ne­den hâlâ el­le­ri­ni kol­la­rı­nı sal­la­ya­rak do­laş­mak­ta­dır? Dev­let, va­tan­da­şın ada­let duy­gu­su­nun ze­de­len­me­si­ne se­yir­ci ka­lır­sa, va­tan­da­şın dev­le­te gü­ve­ni ka­lır mı? Hiç­bir ka­mu gö­rev­li­si­nin, han­gi ne­den­le olur­sa ol­sun, hu­kuk dı­şı iş­le­re te­ves­sül et­me hak­kı var mı­dır? Bu an­lam­da so­rum­lu­la­rı gö­re­ve da­vet edi­yo­ruz. An­cak, "Kon­trol al­tın­da tu­tu­la­ma­yan bu nü­fu­sun ba­zı kö­tü ni­yet­li mih­rak­lar­ca is­tis­mar edi­le­bi­le­ce­ği göz­den uzak tu­tul­ma­ma­lı­dır." iba­re­si­ni ya­sa tek­li­fi­nin ge­rek­çe­si­ne ko­yan zih­ni­ye­tin ne­ler ya­pa­bi­le­ce­ği­ni sa­nı­yo­rum an­lat­ma­ya ge­rek yok­tur. Pe­ki, ne­dir bu kö­tü ni­yet­li mih­rak­lar? Ne­den açık­ça söy­le­mi­yor­su­nuz? Yok­sa, ken­di in­sa­nı­nız­dan şüp­he­niz mi var?

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, gö­çer­ler­le il­gi­li şu ana ka­dar açıl­mış olan ve so­nuç­lan­mış 84 men'i mü­da­ha­le da­va­sı var­dır. Bu böl­ge­de ad­li ma­kam­lar de­fa­lar­ca gi­dip ke­şif­te bu­lun­muş­lar­dır ama, ka­rar­la­rı­nı ona gö­re ver­miş­ler­dir. Gü­ven­li­ğin ol­ma­dı­ğı, ka­mu oto­ri­te­si­nin bu­lun­ma­dı­ğı bir yer­de, mah­ke­me he­ye­ti gi­dip ke­şif ya­pa­bi­lir mi?

Ge­rek­çe­nin bir bö­lü­mün­de, İş­let­me için­de ya­şa­yan­la­rın nü­fus cüz­dan­la­rı ol­ma­dı­ğı, bir­ço­ğu­nun çok eş­li ol­du­ğu be­lir­ti­le­rek, böl­ge­yi ta­nı­ma­yan­la­rın gö­zün­de bu in­san­lar kö­tü­len­mek­te­dir. Hâlbu­ki, bu in­san­la­rın hep­si ye­şil kart­lı­dır. Ya­sal iş­lem­le­ri ya­pı­la­bil­me­si için kıs­men Vi­ran­şe­hir mer­ke­ze, kıs­men de Ceylânpı­nar mer­kez­de­ki Mev­la­na Ma­hal­le­si muh­tar­lı­ğı­na ka­yıt­lı­dır­lar. Seç­men bil­gi­le­ri­nin gün­cel­leş­ti­ril­me­si sı­ra­sın­da, gö­çer­ler­den 1.200 ade­di, yi­ne, Mev­la­na Ma­hal­le­sin­de ika­met edi­yor gi­bi gös­te­ril­miş­tir. Er­kek­le­rin hep­si as­ker­lik yap­mış­tır. De­mek ki, hep­si­nin nü­fus cüz­da­nı var­dır.

Yi­ne, ge­rek­çe­nin bir bö­lü­mün­de, bun­la­rın sa­bı­ka ka­yıt­la­rı ve gü­ven­lik açı­sın­dan sa­kın­ca­lı olup ol­ma­dık­la­rı hak­kın­da hiç­bir bil­gi bu­lun­ma­dı­ğı be­lir­ti­li­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, yu­ka­rı­da an­lat­tı­ğım ko­num­da olan in­san­la­rın gü­ven­lik açı­sın­dan sa­kın­ca­lı olup ol­ma­dı­ğı bi­lin­mez mi? Do­la­yı­sıy­la, ge­rek­çe­de gö­çer­ler­le il­gi­li söy­le­nen­ler ta­ma­men ger­çek dı­şı­dır.

Ceylânpı­nar gö­çer­le­ri söz ko­nu­su ol­du­ğu za­man, il­gi­li il­gi­siz her­kes, böl­ge­nin stra­te­jik öne­mi ve gü­ven­lik kay­gı­la­rı­nı öne sür­mek­te­dir­ler. Eğer il­gi­le­nir­se­niz, lüt­fen, tu­ta­nak­la­rı açın oku­yun, bu id­di­ala­rı açık­ça gö­re­cek­si­niz. Ama, Ceylânpı­nar'da gü­ney sı­nı­rı­nı çi­zen ma­yın­lı sa­ha­nın ya­ban­cı fir­ma­la­ra kırk do­kuz yıl­lı­ğı­na yap-iş­let-dev­ret mo­de­liy­le ve­ril­me­si ka­ra­rın­dan ya ha­ber­dar de­ğil­ler ve­ya Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de Türk va­tan­daş­la­rı için ya­pı­la­cak bir dü­zen­le­me­nin Tür­ki­ye'nin gü­ven­li­ği­ni et­ki­le­ye­ce­ği­ni, da­ha doğ­ru­su, bu va­tan­daş­la­rı­mı­zın, sı­nı­rın sı­fır nok­ta­sı­nı boy­dan bo­ya elin­de tu­ta­cak olan, ne ol­du­ğu bel­li ol­ma­yan ya­ban­cı fir­ma­lar­dan ül­ke için da­ha mı teh­li­ke­li­dir bu va­tan­daş­la­rı­mız?

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu böl­ge­de ya­şa­yan in­san­la­rın bü­yük bö­lü­mü, da­ha bu İş­let­me oluş­tu­rul­ma­dan, yıl­lar ön­ce­sin­den be­ri böl­ge­de otur­mak­ta­dır­lar. Bun­la­rı iş­gal­ci ola­rak ni­te­len­dir­mek hak­sız­lık de­ğil mi bu in­san­la­ra?

Yi­ne, ta­sa­rı­nın ge­rek­çe­si­nin bir pa­rag­ra­fın­da şu ifa­de­ler yer al­mak­ta­dır. Ön­ce ay­nen oku­yup son­ra ge­çer­li­li­ği­ni bir­lik­te in­ce­le­ye­lim: "Son yıl­lar­da, na­das alan­la­rı­nın da­ral­tıl­ma­sı kap­sa­mın­da, iş­let­me ara­zi­sin­de buğ­day­dan son­ra mer­ci­mek ekil­me­si su­re­tiy­le her yıl ikin­ci bir ürün al­ma yo­lu­na gi­dil­mek­te­dir. Mer­ci­mek eki­liş alan­la­rı ge­niş­le­dik­çe gö­çer ko­yun­la­rı­nın ot­la­ya­ca­ğı anız alan­la­rı da­ral­mak­ta­dır. Bu­nun so­nu­cun­da gö­çer­le­rin mer­ci­mek eki­li­şi­ni ön­le­me­ye ça­lış­tık­la­rı gö­rül­mek­te­dir."

Ar­ka­daş­lar, ta­rım­la, çift­çi­lik­le uğ­ra­şan­la­rı­nız, yo­lu köy­le­re dü­şen ve köy­ler­de çift­çi­miz­le has­bihâl eden­le­ri­niz var­sa iyi bi­lir­ler ki, buğ­day ve mer­ci­mek ay­nı se­zon­da eki­lir. Do­la­yı­sıy­la, buğ­day ha­sa­dın­dan son­ra mer­ci­mek ek­mek ve ürün al­mak eş­ya­nın ta­bi­atı­na ay­kı­rı­dır. Fa­kat, ben, ta­sa­rı­ya bu ifa­de­le­rin ya­zıl­ma­sı­nı ya­dır­ga­mı­yo­rum, çün­kü, ta­sa­rı, Ba­kan­lık bü­rok­rat­la­rı­na ta­li­mat ve­ri­le­rek, ora­da ya­şa­yan gö­çer­le­ri suç­la­ma man­tı­ğıy­la kur­gu­lan­mış­tır. Bu­nu, ta­sa­rı­nın her pa­rag­ra­fın­da gör­mek müm­kün­dür.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si­nin ve­rim­li ça­lış­tı­rı­lıp ça­lış­tı­rıl­ma­dı­ğı ay­rı bir ko­nu­dur, iş­let­me için­de ya­şa­yan gö­çer­le­rin du­ru­mu ay­rı bir ko­nu­dur. Bun­la­rı bir­bi­ri­ne ka­rış­tır­ma­mak ge­re­kir. An­cak, siz, İş­let­me­nin za­rar et­me ne­de­ni ola­rak salt gö­çer­le­ri gös­ter­mek is­ti­yor­sa­nız, bi­zim ona di­ye­cek hiç­bir sö­zü­müz yok­tur. An­cak, unut­ma­yın, Şan­lı­ur­fa ilin­de bir va­li var­dır, Ceylânpı­nar il­çe­si­nin kay­ma­ka­mı var­dır; kı­sa­ca­sı, Tür­ki­ye'nin her ta­ra­fın­da ol­du­ğu gi­bi Ceylânpı­nar il­çe­sin­de de dev­le­tin tüm bi­rim­le­ri var­dır ve gö­rev ba­şın­da­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­miz, Av­ru­pa Bir­li­ği üye­li­ği için ça­ba sarf et­ti­ği­miz bir dö­nem­de, yurt­taş­la­rı­mı­zın hâlâ ya­şa­dık­la­rı ça­ğın en te­mel ge­rek­le­rin­den olan ba­rı­nak, elek­trik, te­miz su, ka­na­li­zas­yon gi­bi ih­ti­yaç­la­rı­nın da­hi kar­şı­la­na­mı­yor ol­ma­sı ka­bul edi­le­mez. Dev­let, bu­ra­da ya­şa­yan va­tan­daş­la­ra iyi ni­yet­le ve şef­kat­le yak­laş­ma­lı­dır. Bu so­ru­nu en ma­kul şe­kil­de çöz­me­nin yo­lu, gö­çer­le­ri, yıl­lar­dır ya­şa­dık­la­rı top­rak­lar­dan, do­ğup bü­yü­dük­le­ri coğ­raf­ya­dan ko­par­ma­dan, ya­ni çağ­daş an­lam­da bir sür­gü­ne ma­ruz bı­rak­ma­dan iskân et­me­li­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­miz, ay­rı­ca, Vi­ran­şe­hir'de yak­la­şık 7 bin adet ku­yu açıl­mış­tır su el­de et­mek için ve bun­la­rın hep­sin­de elek­trik­le su ve­ril­mek­te­dir çev­re­ye. 7 bin ku­yu, ge­rek ta­rım ge­rek iskân için… Ta­bii, Tür­ki­ye'de elek­trik ener­ji­siy­le su üret­me­nin ma­li­ye­ti­ni tak­dir­le­ri­ni­ze su­nu­yo­rum. Bu böl­ge­nin in­san­la­rı, eğer, de­kar ba­şı­na 70 li­ra ci­va­rın­da elek­trik be­de­li ödü­yor­sa, bu böl­ge­nin in­san­la­rı­nın ma­li­yet­le­ri­ni siz dü­şü­nün.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (De­vam­la) - To­par­lı­yo­rum efen­dim.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (De­vam­la) - Onun için, va­tan­da­şın bu­nu öde­me­si müm­kün de­ğil­dir. Ta­rım­sal su­la­ma­da kul­la­nı­lan elek­trik fi­yat­la­rı, mu­hak­kak, ge­rek bu böl­ge­de ge­rek tüm böl­ge­ler­de mut­la­ka göz­den ge­çi­ril­me­li­dir.

Kı­zıl­te­pe'de yi­ne ay­nı, 3 bin ku­yu da ora­da var­dır. Vi­ran­şe­hir ve Kı­zıl­te­pe ova­la­rı GAP su­la­ma­sı kap­sa­mın­da ol­ma­sı­na rağ­men, su­la­ma pro­je­le­ri ger­çek­leş­me­di­ği için, hâlâ bu va­tan­daş­la­rı­mız 70 li­ra­dan ürün el­de et­me­ye ça­lı­şı­yor. Elek­trik pa­ra­sı, al­dı­ğı ürü­nün kaç ka­tı olu­yor de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri…

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu ya­sa­yı ha­zır­la­yan, baş­ta KİT Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı Sa­yın Ca­nik­li ve Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­lim Sa­yın Me­lik ve Şan­lı­ur­fa mil­let­ve­kil­le­ri, im­za­sı olan tüm ar­ka­daş­la­rı­mı­za, gö­çer­le­ri­mi­zin so­ru­nu­na çö­züm bu­lan de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­mi­ze şük­ran duy­gu­la­rı­mı ile­ti­yor ve he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın As­la­noğ­lu.

Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu adı­na ve şah­sı adı­na, Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mah­mut Kap­lan.

Bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA MAH­MUT KAP­LAN (Şan­lı­ur­fa) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1315 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'miz üze­rin­de ko­nuş­mak üze­re Gru­bum adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Tür­ki­ye'nin bit­ki­sel, hay­van­sal üre­ti­mi­ni ar­tır­mak, çe­şit­len­dir­mek, ürün ka­li­te­si­ni iyi­leş­tir­mek ama­cıy­la ye­tiş­tir­miş ol­du­ğu da­mız­lık hay­van, to­hum­luk, fi­dan, fi­de gi­bi gir­di­le­ri ye­tiş­ti­ri­ci­le­re in­ti­kal et­tir­mek, ta­rım tek­no­lo­ji­si, gir­di kul­la­nı­mı ve ıs­lah ko­nu­la­rın­da ön­cü­lük ve öğ­re­ti­ci­lik yap­mak­la yü­küm­lü bu­lu­nan Tİ­GEM'in Tür­ki­ye'nin he­men her ik­lim böl­ge­sin­de iş­let­me­le­ri mev­cut­tur.

Ta­rım İş­let­me­si, ara­zi var­lı­ğı açı­sın­dan Tİ­GEM'in en bü­yük iş­let­me­si olup, 1 mil­yon 761 bin 343 de­kar­la Tİ­GEM'in top­lam ara­zi var­lı­ğı­nın tek ba­şı­na yüz­de 47'si­ni, il­çe ara­zi­si­nin yüz­de 88'ini oluş­tur­mak­ta­dır.

Ta­rım İş­let­me­si­nin 1943 yı­lın­da ku­rul­ma­sın­dan ön­ce söz ko­nu­su ara­zi­de in­san­lar ya­şa­mak­tay­dı­lar. "Gö­çer­ler" ola­rak ad­lan­dı­rı­lan bu in­san­la­rı­mız­dan hâlen yir­mi se­kiz yer­le­şim bi­ri­mi mev­cut­tur. Bu bi­rim­ler­de top­lam 789 ai­le, yak­la­şık 5.342 va­tan­da­şı­mız ya­şa­mak­ta­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; sık­ça zi­ya­ret et­ti­ğim Ceylânpı­nar ve Ta­rım İş­let­me­si­nin du­ru­mu­nu çok iyi bil­mek­te­yim. Üye­si bu­lun­du­ğum KİT Ko­mis­yo­nun­da Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si­nin he­sap ve iş­lem­le­ri gö­rü­şü­lür­ken İş­let­me­nin du­ru­mu­nu an­la­ta­rak ye­rin­de in­ce­le­me yap­ma­mı­zın ya­rar­lı ola­ca­ğı yö­nün­de ka­na­at­le­ri­mi ifa­de et­tim. Ko­mis­yo­nu­muz, bu­nun üze­ri­ne, Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si ile il­gi­li ye­rin­de in­ce­le­me ka­ra­rı al­mış­tır.

19-20 Ni­san 2005 ta­rih­le­rin­de ya­pı­lan in­ce­le­me so­nu­cun­da, Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de ya­şa­yan gö­çer­le­rin, der­me çat­ma ya­pı­lı ka­la­ba­lık ev­ler­de, hat­ta bir­kaç ai­le iç içe, tek oda­lı mekânlar­da, ba­zı­la­rı­nın ka­ra ça­dır­lar­da, bir kıs­mı­nın da ma­ğa­ra şek­lin­de­ki ba­rı­nak­lar­da ya­şa­dık­la­rı ve bu ba­rı­nak­la­rı hay­van­la­rıy­la bir­lik­te kul­lan­dık­la­rı tes­pit edil­miş­tir.

Son de­re­ce il­kel ko­şul­lar­da ya­şa­ma­ya terk edil­miş olan bu in­san­la­rı­mız, yer­le­şim bi­rim­le­rin­de yol, ko­nut, okul, su, has­ta­ne, elek­trik, te­le­fon gi­bi alt­ya­pı hiz­met­le­rin­den ya­rar­la­na­ma­mak­ta­dır­lar.

Me­de­ni­ye­tin tüm ni­met­le­rin­den mah­rum ya­şa­yan gö­çer va­tan­daş­la­rı­mız, su ih­ti­ya­cı­nı bi­le sağ­lık­sız or­tam­da, açık alan­da, hay­van­la­rın da kul­lan­dı­ğı çe­şit­li su bi­ri­kin­ti­le­rin­den kar­şı­la­ma yo­lu­na git­mek­te­dir­ler. Su­yu dı­şa­rı­dan te­min et­me hu­su­sun­da Tİ­GEM'in gü­ven­lik gö­rev­li­le­ri­nin en­gel­le­me­le­riy­le kar­şı­laş­mak­ta­dır­lar.

Hay­van­la­rı­nı ot­lat­ma ve ba­kı­mı hu­su­sun­da Ta­rım İş­let­me­si Mü­dür­lü­ğüy­le za­man za­man so­run­lar ya­şa­sa­lar da, ge­nel ola­rak, gö­çer­ler, dev­le­ti­mi­zin gü­ven­lik bi­rim­le­ri­ne kar­şı son de­re­ce say­gı­lı dav­ran­mış­lar­dır.

Bu yer­le­şim bi­rim­le­rin­de ya­şa­yan va­tan­daş­la­rı­mı­zın bir­ço­ğu bu­ra­da doğ­muş in­san­la­rı­mız­dır. Ke­sin tes­pit edil­me­mek­le bir­lik­te, 2000 yı­lın­da sa­yı­mı ya­pı­lan in­san­la­rın ka­yıt­la­rı mev­cut­tur. 1943 yı­lın­da ku­ru­lan Ta­rım İş­let­me­sin­den ön­ce bu in­san­la­rın bü­yük bir kıs­mı bu­ra­da ya­şı­yor­lar­dı. Du­rum böy­le ol­ma­sı­na rağ­men, bu in­san­lar, Ta­rım İş­let­me­si ara­zi­le­ri­ni iş­gal eden mü­te­ca­viz­ler ola­rak de­ğer­len­di­ril­miş ve bu ara­zi­ler­den is­ti­fa­de et­me­le­ri­nin me­ne­dil­me­si­ne iliş­kin bir­çok ad­li ve ida­ri ka­rar­lar ve­ril­miş­tir.

Bu ne­den­le, gö­çer du­ru­mu­na ge­ti­ri­len, ken­di adı­na ta­pu­lu ara­zi­si ve evi bu­lun­ma­yan, dev­le­ti­mi­zin hiç­bir sos­yal hiz­me­tin­den ya­rar­la­na­ma­yan bu in­san­la­rı­mı­zın yıl­lar­dır mağ­du­ri­yet­le­ri de­vam et­mek­te­dir.

İş­let­me­nin ku­rul­du­ğu ta­rih­ten be­ri ya­şa­nan bu tra­je­di bu­gü­ne ka­dar gör­mez­den ge­lin­miş­tir. İş­let­me gö­rev­li­le­ri ta­ra­fın­dan za­man za­man şid­de­te de ma­ruz ka­lan bu va­tan­daş­la­rı­mı­zın mağ­du­ri­yet­le­ri de­vam et­mek­te­dir.

Da­ha ön­ce alı­nan ka­rar ge­re­ği KİT Ko­mis­yo­nu­muz­ca 19-20 Ni­san 2005 ta­rih­le­rin­de Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si te­sis­le­rin­de ya­pı­lan in­ce­le­me­de ye­rin­de tes­pit­ler ya­pıl­mış ve çö­züm öne­ri­le­ri­ni içe­ren ra­por ha­zır­lan­mış­tır. Ay­rı­ca, bu gö­çer va­tan­daş­la­rı­mı­zın du­rum­la­rı­nı fo­toğ­raf­la­yıp ki­tap hâli­ne ge­tir­dim. Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­za arz et­ti­ğim bu ki­ta­bın bir nüs­ha­sı­nı Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin ar­şi­vin­de mu­ha­fa­za edil­mek üze­re Sa­yın Mec­lis Baş­kan Ve­ki­li­mi­ze tak­dim edi­yo­rum.

Bu­yu­run Sa­yın Baş­ka­nım.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - İlk de­fa ol­du böy­le bir şey de­ğil mi Sa­yın Baş­kan? Ko­nuş­ma­dan son­ra bel­ki ola­bi­lir­di…

MAH­MUT KAP­LAN (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; so­nuç iti­ba­rıy­la, bu böl­ge­de ya­şa­yan in­san­lar açı­sın­dan cid­di bir sos­yal prob­lem söz ko­nu­su­dur. Hiç­bir alt­ya­pı­sı bu­lun­ma­yan yer­le­şim bi­rim­le­rin­de, son de­re­ce il­kel ve in­san onu­ru­na ya­kış­ma­yan or­tam­lar­da bu va­tan­daş­la­rı­mız ya­şam mü­ca­de­le­si ver­mek­te­dir. Hâlen İş­let­me ara­zi­si­nin yir­mi se­kiz ay­rı yer­le­şim bi­ri­min­de ika­met eden gö­çer nü­fu­su, sü­rek­li ha­re­ket hâlin­de­dir, bü­tün güç­lük­le­re rağ­men İş­let­me ara­zi­le­ri­ni kul­lan­ma se­çe­ne­ğin­den baş­ka ça­re­le­ri de bu­lun­ma­mak­ta­dır. Her tür­lü is­tis­ma­ra açık bu so­ru­nun in­san onu­ru­na ya­kı­şır bir bi­çim­de çö­zü­me ka­vuş­tu­rul­ma­sı için ça­ba gös­te­ren­le­ri bu mil­let as­la unut­ma­ya­cak­tır.

KİT Ko­mis­yo­nu ola­rak, gö­çer so­ru­nu­na ka­lı­cı bir çö­züm üret­mek ama­cıy­la ha­zır­la­mış ol­du­ğu­muz ka­nun tek­li­fi­mi­zin des­te­ği­niz­le Ge­nel Ku­rul­dan geç­me­siy­le yıl­la­rın ih­ma­li olan sos­yo­eko­no­mik bir so­ru­nun çö­zü­mü için ha­yır­lı bir adım atıl­mış ola­cak­tır. Böy­le­ce, Ceylânpı­nar gö­çer­le­ri yer­le­şik ha­yat dü­ze­ni­ne ge­çe­cek­ler ve bu ül­ke­nin onur­lu va­tan­daş­la­rı ola­rak ha­yat­la­rı­nı sür­dür­me imkânı­na ka­vu­şa­cak­lar­dır.

AK Par­ti hükûmet­le­riy­le 21'in­ci yüz­yıl­da bü­yük he­def­le­ri ger­çek­leş­ti­re­cek olan ül­ke­mi­ze ya­kış­ma­yan bu gö­rün­tü­le­rin ta­ri­he ka­rı­şa­ca­ğı­nı ümit edi­yo­rum. Bu hu­sus­ta so­rum­lu­luk­la­rı­mı­zı ye­ri­ne ge­tir­di­ği­miz­de, ka­dir­şi­nas in­san­la­rı­mız, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne ve Hükûme­ti­mi­ze ile­le­bet şük­ran ve min­net duy­gu­la­rı içe­ri­sin­de ya­şa­ya­cak­lar­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ha­yır­lı hiz­met­le­rin baş­lan­gı­cı ola­rak de­ğer­len­dir­di­ğim 1315 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'mi­ze des­tek­le­ri­ni­zi esir­ge­me­ye­ce­ği­niz inan­cıy­la, yü­ce he­ye­ti­ni­ze en iç­ten te­şek­kür­le­ri­mi su­nu­yor, he­pi­ni­zi say­gı ve sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Kap­lan.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, sa­at 20.00'de top­lan­mak üze­re bir­le­şi­me ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 19.03

 

 

 

BE­ŞİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 20.11

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur), Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 78'in­ci Bir­le­şi­mi'nin Be­şin­ci Otu­ru­mu'nu açı­yo­rum.

1315 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi üze­rin­de­ki gö­rüş­me­le­re de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de şim­di söz, Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na, Ga­zi­an­tep Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ömer Abu­şoğ­lu'na ait­tir. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA ÖMER ABU­ŞOĞ­LU (Ga­zi­an­tep) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. İskân Ka­nu­nu­na Bir Ek Mad­de Ek­len­me­siy­le İl­gi­li Ta­sa­rı­nın ge­ne­li üze­rin­de grup adı­na ko­nuş­mak üze­re hu­zur­la­rı­nız­da­yım.

Üze­rin­de tar­tış­tı­ğı­mız ko­nu, Tür­ki­ye'nin bel­li bir böl­ge­sin­de bel­li bir prob­lem oluş­tu­ran ve çok uzun yıl­lar­dan be­ri de de­vam eden prob­le­min çö­zü­mü­ne yö­ne­lik ol­mak üze­re dü­zen­le­nen ye­ni bir dü­zen­le­me ge­ti­ril­me­si­ne da­ir bir ka­nun ta­sa­rı­sı. Söz ko­nu­su yö­re­miz, Şan­lı­ur­fa sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de yer alan Ceylânpı­nar Dev­let Üret­me Çift­li­ğiy­le il­gi­li ve bu­ra­da, bu çift­lik ara­zi­si üze­rin­de "gö­çer" ola­rak ta­bir edi­len bir grup ya­şa­yan in­sa­nın, ge­rek çift­lik ara­zi­si­ni mes­ken ola­rak tut­ma ge­rek­se bu­ra­dan eko­no­mik fa­ali­yet ve hay­van­cı­lık yap­mak üze­re çift­lik ara­zi­sin­den ya­rar­lan­mak ve is­ti­fa­de et­mek du­ru­mun­da, mec­bu­ri­ye­tin­de olan bel­li bir grup in­sa­nın bu var­lı­ğı hem ken­di­le­ri için bir dert hem de üze­rin­de ya­şa­dık­la­rı ve eko­no­mik fa­ali­yet­le­ri­ni sür­dür­dük­le­ri Dev­let Üret­me Çift­li­ği Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­siy­le il­gi­li cid­di prob­lem­ler oluş­tu­ra­gel­mek­te.

Bu­ra­da ya­pıl­mak is­te­nen, sa­yı­la­rı 5 bi­ni bul­du­ğu ifa­de edi­len in­sa­nın, va­tan­da­şı­mı­zın, da­ha dü­zen­li ve yer­le­şik bir ha­ya­ta geç­me­si ve ay­nı za­man­da da ken­di ha­yat­la­rı­nı de­vam et­ti­rir­ken, var­sa da­ha ön­ce­den çev­re­ye ver­dik­le­ri za­ra­rın ön­len­me­si­ne yö­ne­lik bir dü­zen­le­me ge­ti­ri­li­yor ve bun­la­ra ta­rım ara­zi­si içe­ri­sin­de bel­li yer­ler tah­sis edi­le­rek, hem bu yer­ler­de, bu ara­zi par­ça­sı üze­rin­de yer­leş­me­le­ri­ni sağ­la­mak hem de yap­mış ol­duk­la­rı hay­van­cı­lık fa­ali­ye­ti­ni de­vam et­ti­re­bil­mek, eko­no­mik ve ve­rim­li bir şe­kil­de bun­la­rı ger­çek­leş­tir­mek üze­re, ara­zi­nin, ya­ni çift­li­ğin kıs­men ekil­me­ye ve bi­çil­me­ye mü­sa­it ol­ma­yan alan­la­rın­da bu in­san­la­rın yer­le­şi­mi­ni sağ­la­mak.

Ta­bii, yer­le­şi­mi sağ­la­mak de­yin­ce, sa­de­ce ara­zi­nin tah­si­si de­ğil, ay­nı za­man­da, bu in­san­la­rın sağ­lık­lı şart­lar al­tın­da ba­rın­ma­la­rı­nı sağ­la­ya­cak, ay­nı za­man­da, yap­mış ol­duk­la­rı hay­van­cı­lı­ğı da­ha fennî, da­ha sağ­lık­lı bir or­tam içe­ri­sin­de ger­çek­leş­tir­me­le­ri­ni sağ­la­mak üze­re de bir­ta­kım eko­no­mik de­ğer ge­rek­ti­ren ve eko­no­mik an­lam ta­şı­yan ya­pı­la­rın, in­şa­at­la­rın ger­çek­leş­ti­ril­me­si.

Ta­bii, dev­let, bu­ra­da, bu in­san­la­rı yer­leş­tir­mek­le, bu ala­nı, bu ara­zi­yi bun­la­ra tah­sis et­mek­le me­se­le bit­mi­yor, bun­la­rın ih­ti­yaç duy­du­ğu ko­nut­la­rın na­sıl ya­pı­la­ca­ğı ko­nu­sun­da cid­di bir prob­lem var. Kre­di­len­dir­mey­le de ola­cak ol­sa, ne­ti­ce­de bu in­san­la­rın eko­no­mik güç­le­re bel­li. Ken­di ih­ti­yaç duy­duk­la­rı ev­le­ri, mes­ken­le­ri ve di­ğer bi­na­la­rı yap­ma­la­rı ço­ğu za­man müm­kün ola­ma­ya­cak ve kre­di­len­di­ril­se bi­le, bun­la­rın kre­di­le­ri­nin öden­me­sin­de cid­di zor­luk­lar, cid­di prob­lem­ler or­ta­ya çı­ka­cak. Do­la­yı­sıy­la, sa­de­ce ara­zi­nin tah­sis edi­lip bir ek mad­de Ka­nun'a ek­len­me­siy­le me­se­le ora­da bit­me­ye­cek, da­ha uzun yıl­lar sü­re­cek bir­ta­kım prob­lem­le­ri de be­ra­be­rin­de ge­tir­miş ola­ca­ğız.

Ge­ti­ri­le­cek ka­nun ve bun­dan son­ra atı­la­cak adım­la­rın, hep, bu prob­lem­le­rin tü­mü­ne çö­züm ge­tir­mek ama­cıy­la, prob­le­mi bir bü­tün ola­rak gö­re­rek yak­laş­mak ve ted­bir­le­ri, ba­şın­dan, bu şek­liy­le de­ğer­len­dir­mek ge­re­kir. Ak­si tak­dir­de, bir prob­le­mi bir şe­kil­de çö­zer­ken, baş­ka prob­lem­le­ri de be­ra­be­rin­de ge­tir­miş olu­ruz, baş­ka prob­lem­ler de be­ra­be­rin­de üre­til­miş olur.

Bu ba­kım­dan, bu in­san­la­rın yer­le­şik dü­ze­ne ge­çi­ril­me­le­ri, ge­rek sos­yal ha­yat­la­rı ge­rek va­tan­daş ola­rak bağ­lı­lık his­set­tik­le­ri Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin say­gın bi­rer va­tan­da­şı ol­ma­la­rı açı­sın­dan doğ­ru ve ger­çek­çi bir yak­la­şım. Ama, sa­de­ce Ka­nun'a bir mad­de ek­le­mek­le ve ara­zi­yi tah­sis et­mek­le bun­la­rın prob­le­mi­nin çö­zü­le­me­ye­ce­ği­nin bi­lin­me­si ge­re­kir.

Ni­te­kim, o böl­ge­de çö­zü­le­me­yen bir do­lu prob­lem var. Sa­de­ce bu in­san­la­rın prob­le­mi de­ğil ay­nı za­man­da çö­züm­süz olan ve­ya şim­di­ye ka­dar çö­zü­le­me­miş olan. Me­se­la, Ak­ça­ka­le Sı­nır Ka­pı­sı ve bun­lar­la il­gi­li güm­rük bi­na­sı ve bu güm­rük bi­na­sı­nın fa­ali­ye­te ge­çi­ri­le­me­me­si hâlâ bir sı­kın­tı, hâlâ bir prob­lem ola­rak du­ru­yor. Ma­yın­lı ara­zi­nin te­miz­len­me­me­si, ma­yın­lı ara­zi­le­rin na­sıl te­miz­le­ne­ce­ği, han­gi yol­la te­miz­le­ne­ce­ği, ki­me iha­le edi­le­ce­ği, han­gi şart­lar­da iha­le edi­le­ce­ği, bu hükûme­tin iş ba­şı­na gel­di­ği gün­den be­ri tar­tı­şı­lı­yor, ama hâlâ AKP Hükûme­ti bu ba­sit ko­nu­ya çö­züm ge­ti­re­bil­miş de­ğil. Kâh de­di­ler ki "Ya­ban­cı şir­ket­le­re ve­re­lim bu­nu, kar­şı­lı­ğın­da da or­ta­ya çı­kan ara­zi­le­ri bel­li bir sü­re kul­la­na­bil­sin­ler." Kâh de­di­ler ki "Millî Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğı bu işi üst­len­sin, ge­rek­li alet ve teç­hi­zat ila­ve kay­nak­lar­la Millî Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğın­ca te­min edi­le­bi­lir hâle ge­ti­ril­sin." Ne o ger­çek­leş­ti­ril­di ne öbü­rü ger­çek­leş­ti­ril­di. Hâlâ, han­gi usul­le ya­pı­la­ca­ğı­nın bi­le net bir ka­ra­rı ve­ri­le­bil­miş de­ğil. Ka­rar ve­ri­le­bil­miş ol­ma­sı yet­mi­yor, ay­nı za­man­da bu­nun uy­gu­la­ma­ya ge­çi­ril­me­si de ge­re­ki­yor. O ba­kım­dan, prob­lem­le­rin çö­zü­mü nok­ta­sın­da, AK Par­ti Hükûme­ti za­man za­man ya­ya ka­lı­yor. Bu­nu, ken­di­le­ri de ka­bul edi­yor­lar; za­ten, ken­di­le­ri ka­bul et­me­se de va­tan­daş bu­nu, bu şe­kil­de tes­cil­le­miş. Bu şe­kil­de AK Par­ti Hükûme­ti­nin kar­ne­si­ni, AK Par­ti Hükûme­ti­nin no­tu­nu ver­miş du­rum­da.

Bu­nun dı­şın­da, GAP böl­ge­si­ne, bil­di­ği­miz gi­bi, Tür­ki­ye, yıl­lar­dan be­ri çok bü­yük ya­tı­rım­lar ger­çek­leş­ti­ri­yor. Bu pro­je­nin ger­çek­leş­ti­ril­me­si nok­ta­sın­da, son beş yıl içe­ri­sin­de ya­pı­lan ça­lış­ma­la­ra ve alı­nan so­nuç­la­ra bak­tı­ğı­mız­da, hâlâ, Har­ran Ova­sı su­la­ma­sı­nın dı­şın­da her­han­gi bir su­la­ma­nın ge­niş­le­til­me­si fa­ali­ye­ti ger­çek­leş­ti­ri­le­bil­miş de­ğil. O ba­kım­dan, Gü­ney­do­ğu Böl­ge­sin­de­ki alt­ya­pı­ya dö­nük, in­sa­nı­mı­zın da­ha iyi bir ha­yat şart­la­rı­na ka­vu­şa­bil­me­si­ne yö­ne­lik, da­ha iyi eko­no­mik fa­ali­yet, da­ha zen­gin ve mü­ref­feh bir ha­yat sür­me­si­ni sağ­la­ya­cak bu tür alt­ya­pı ya­tı­rım­la­rı­nın, ma­ale­sef, AK Par­ti Hükûme­ti dö­ne­min­de, cid­di ola­rak va­tan­da­şı­mı­zı su­ku­tu­ha­ya­le uğ­ra­ta­cak tarz­da akim kal­dı­ğı­nı söy­le­mek müm­kün­dür. Sırf bir pro­je­nin de­vam et­ti­ril­me­si hâlin­de bi­le, böl­ge­nin, ge­rek eko­no­mik ola­rak or­ta­ya ko­ya­ca­ğı, Tür­ki­ye'ye ya­pa­ca­ğı kat­kı ge­rek böl­ge in­sa­nı­nın or­ta­ya çı­kan ni­met­ler­den is­ti­fa­de­si nok­ta­sın­da cid­di prob­lem­le­ri­nin ço­ğu çö­zü­le­bil­me­si müm­kün­dü, ama, ne ya­zık ki, AKP Hükûme­ti, bir­çok alan­da ol­du­ğu gi­bi bu alan­da da ye­ter­li gay­re­ti, özel­lik­le ya­tı­rım­lar, alt­ya­pı ya­tı­rım­la­rı­na yö­ne­lik fa­ali­yet­ler­de ve har­ca­ma­lar­da ge­rek­li ba­şa­rı­yı ve ge­rek­li has­sa­si­ye­ti gös­ter­me­miş ve her ne ka­dar id­dia eder­ler­se de et­sin­ler, büt­çe içe­ri­sin­de­ki alt­ya­pı ya­tı­rım­la­rı­na dö­nük ra­kam­la­rın han­gi se­vi­ye­de ve han­gi oran­da ol­du­ğu­nu bi­li­yo­ruz.

Tür­ki­ye'nin ih­ti­yaç­la­rı­nın çok ge­ri­sin­de ka­lan bu ra­kam­lar­la Tür­ki­ye'nin alt­ya­pı ih­ti­yaç­la­rı­nın kar­şı­lan­ma­sı müm­kün de­ğil­dir ve bun­dan do­la­yı da ge­rek eko­no­mik fa­ali­yet­le­rin ge­liş­ti­ril­me­si ge­rek bir­çok böl­ge­de ya­şa­yan in­san­la­rın te­mel prob­lem­le­ri­nin çö­zü­le­me­me­si nok­ta­sın­da da AK Par­ti Hükûme­ti­nin bu ek­sik­li­ği­ni, bir ke­re da­ha, bu kür­sü­den da­ha ön­ce­den de­fa­lar­ca tek­rar­la­mış ol­ma­mı­za rağ­men bir ke­re da­ha tek­rar­la­mak­ta fay­da gö­rü­yo­ruz, ama bu­nun AK Par­ti­ye bir fay­da­sı ol­ma­ya­cak; bu tek­rar­la­rın, bu söz­le­rin AK Par­ti po­li­ti­ka­la­rı­nı di­zayn et­me­de her­han­gi bir fay­da­sı ol­ma­ya­cak. Çün­kü, AK Par­ti­nin öm­rü şu­ra­da bi­ti­yor; önü­müz­de yak­la­şık dört beş ay­lık bir öm­rü kal­dı, ik­ti­dar­da­ki ol­du­ğu dö­nem. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

Bu çer­çe­ve­de, ar­tık, biz, bun­dan son­ra AK Par­ti Hükûme­ti­ne bu­gü­ne ka­dar söy­le­yip de din­le­te­me­di­ği­miz, söy­le­yip de -sa­de­ce bi­zim de­ğil, sa­yın CHP'nin de söy­le­yip de din­le­te­me­di­ği- an­la­ta­ma­dı­ğı­mız, an­la­mak is­te­me­di­ği­niz bir­çok hu­sus­la­rı, Ana­va­tan Par­ti­si, önü­müz­de­ki se­çim­ler­den son­ra, bil­fi­il, ye­ni bir Tür­ki­ye viz­yo­nu için mut­lak su­ret­te uy­gu­la­ma­ya ko­ya­cak­tır, bun­dan en­di­şe­niz ol­ma­sın. Bun­dan, AK Par­ti Hükûme­ti adı­na si­ya­set ya­pa­cak olan­la­rın çı­ka­ra­cak­la­rı çok cid­di ders­ler ol­ma­sı ge­re­kir. Mil­le­tin se­si­ne ku­lak ver­me­yen, mil­le­tin se­si­ni tem­sil eden mu­ha­le­fe­te ku­lak ver­me­yen bir ik­ti­da­rı, bir si­ya­se­ti ne ha­zin son bek­le­di­ği­ni, el­bet­te, önü­müz­de­ki se­çim­ler­de hep bir­lik­te gö­re­ce­ğiz.

Şim­di, si­ze, bu söy­le­dik­le­rim, te­bes­süm­le kar­şı­lık ver­mek gi­bi çok ra­hat bir or­tam sağ­la­mış gi­bi gö­zü­kü­yor, ama, ya­rın bu te­bes­süm­le­ri­ni­zin bel­ki ağ­la­mak­lı bir ifa­de­ye dön­dü­ğü­nü hep bir­lik­te gö­re­ce­ğiz ve o gün, he­sap gü­nü gel­di­ğin­de, sa­at gel­di­ğin­de bir­çok­la­rı gi­bi… Bir­çok­la­rı ne di­yor­du, he­pi­niz bi­lir­si­niz, o he­sap gü­nü, o sa­at gel­di­ğin­de, "Ne olay­dı, biz de top­rak olay­dık." der­ler, di­ye­cek­ler. İş­te, o sa­at gel­di­ğin­de, san­dık gü­nü gel­di­ğin­de, AK Par­ti Hükûme­ti di­ye­cek ki: "Ne olay­dı, za­ma­nın­da bu ten­kit­le­re, bu ya­pı­cı mu­ha­le­fe­tin se­si­ne ku­lak ver­sey­dik de bu elim son­la kar­şı kar­şı­ya kal­ma­say­dık."

Bu ve­si­ley­le, bun­la­rı da, özel­lik­le AK Par­ti­ye ve AK Par­ti­ye bu­gü­ne ka­dar, bu­gü­ne ka­dar de­me­ye­lim de baş­lan­gıç­ta yan­daş­lık et­miş olan in­san­la­rı­mı­za, va­tan­daş­la­rı­mı­za AK Par­ti­yi na­sıl bir elim so­nun bek­le­di­ği­ni ifa­de ede­rek söz­le­ri­mi bi­ti­ri­yo­rum.

Üze­rin­de dur­du­ğu­muz bu ta­sa­rı ge­rek­li bir ta­sa­rı­dır, ama ye­ter­siz­dir, ora­da­ki söz ko­nu­su prob­le­mi çöz­mek­ten uzak­tır. Or­ta­ya çı­ka­cak bir­ta­kım prob­lem­le­rin baş­lan­gıç­ta dik­ka­te alı­na­rak bü­tün­cül bir çö­züm ge­tir­mek nok­ta­sın­da Hükûme­tin po­li­ti­ka­la­rı­nı di­zayn et­me­si ge­re­kir di­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Abu­şoğ­lu.

Şah­sı adı­na, Niğ­de Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mah­mut Uğur Çe­tin, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MAH­MUT UĞUR ÇE­TİN (Niğ­de) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; (2/824) esas nu­ma­ra­lı Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li ve 14 Mil­let­ve­ki­li­nin, 2510 Sa­yı­lı İskân Ka­nu­nu­na Bir Ek Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi üze­rin­de şah­sım üze­ri­ne söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

19-20 Ni­san 2005 ta­ri­hin­de KİT Ko­mis­yo­nu­nun De­ğer­li Baş­ka­nı Nu­ret­tin Ca­nik­li'nin Baş­kan­lı­ğın­da, KİT Ko­mis­yo­nu üye­le­ri ola­rak, Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­le­ri Te­sis­le­rin­de yap­mış ol­du­ğu­muz in­ce­le­me­ler­de­ki gö­çer­ler­le il­gi­li tes­pit­le­ri­mi siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

Bi­raz ön­ce de ifa­de edil­di­ği gi­bi Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­le­ri 1943 yı­lın­da ku­rul­muş olup 1 mil­yon 761 bin 343 de­kar­la Tİ­GEM'in top­lam ara­zi var­lı­ğı­nın yüz­de 47'si­ni ve en bü­yük kıs­mı­nı oluş­tur­mak­ta­dır. Tİ­GEM ara­zi­le­ri içe­ri­sin­de ay­rı ay­rı 28 gö­çer yer­le­şim bi­ri­mi­nin ol­du­ğu söy­len­mek­te­dir.

Biz­ler KİT Ko­mis­yo­nu üye­le­ri ola­rak bu yer­le­şim bi­rim­le­ri­nin bü­yük bir kıs­mın­da in­ce­le­me­ler­de bu­lun­duk. Bu­ra­lar­da, her ne ka­dar 20/10/2004 ta­ri­hin­de ya­pı­lan sa­yım­da 273 ai­le ve yak­la­şık 2 bin ki­şi­lik bir nü­fu­sun ya­şa­dı­ğı be­lir­til­se de bu ra­kam­la­rın, 400'e ya­kın ai­le ve yak­la­şık da 4 ila 5 bin ara­sın­da va­tan­da­şı­mı­zın ya­şa­dı­ğı­nı ora­da­ki edin­di­ği­miz bil­gi­ler­le mü­şa­he­de et­tik.

Ger­çek­ten, Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de -adı­na ya­şa­mak de­nir­se- ya­şa­yan va­tan­daş­la­rı­mı­zın du­ru­mu, 21'in­ci yüz­yıl Tür­ki­ye'si­ne hiç de ya­kış­ma­yan, çok va­him bir du­rum arz et­mek­te­dir. Der­me çat­ma, tek kat­lı, tek oda­lı mekânlar­da, ba­zı­la­rı­nın ya­pay ma­ğa­ra­lar­da, ba­zı­la­rı­nın ka­ra ça­dır­lar­da, ba­zı­la­rı­nın da hay­van­la­rıy­la bir­lik­te ay­nı mekânlar­da ya­şa­dık­la­rı­nı göz­le­ri­miz­le gör­dük. Ta­bii, son de­re­ce il­kel ve in­san sağ­lı­ğı­nı en acı­ma­sız­ca teh­dit eden or­tam­lar­da ya­şam mü­ca­de­le­si ver­me­le­ri bi­zi ay­rı­ca üz­dü. Ço­cuk­la­rın, has­ta­la­rın ve yaş­lı­la­rın du­ru­mu da­ha da va­him­di. Bu yer­le­şim bi­rim­le­rin­de yol, su, elek­trik, sağ­lık hiz­met­le­ri, te­le­fon gi­bi in­san ya­şa­mı için ge­rek­li olan un­sur­la­rın ve­ya ol­maz­sa ol­maz olan un­sur­la­rın hiç­bi­ri­si mev­cut de­ğil­di. Kı­sa­ca, bu va­tan­daş­la­rı­mız, me­de­ni­ye­tin tüm ni­met­le­rin­den mah­rum bir şe­kil­de şu an­da ya­şam­la­rı­nı ida­me et­tir­me­ye ça­lış­mak­ta­dır­lar. Ya­şam­la­rı­nı da ge­nel­lik­le, kıs­men ta­rım ve bü­yük bir ço­ğun­luk­la da bu va­tan­daş­la­rı­mız hay­van­cı­lık­la ida­me et­tir­mek­te­dir­ler, ge­çim­le­ri­ni hay­van­cı­lık­la sağ­la­mak­ta­dır­lar.

Ta­bii ki, do­ğal ola­rak, ge­çi­mi­ni hay­van­cı­lık­la sağ­la­yan bu in­san­la­rı­mı­zın, hay­van­sal ürün­le­ri­nin de elek­tri­ğin ve özel­lik­le su­yun ol­ma­dı­ğı bir mekânda, üret­miş ol­duk­la­rı hay­van­sal ürün­le­rin, süt ürün­le­ri­nin, da­ha doğ­ru­su yo­ğur­dun, pey­ni­rin, sü­tün ve ya­ğın, in­san sağ­lıy­la na­sıl bağ­daş­tı­ğı­nı ve han­gi or­tam­lar­da üre­til­di­ği­ni ve ne şe­kil­de tü­ke­til­di­ği­ni de mü­şa­he­de eder­sek, du­ru­mun va­ha­me­ti da­ha da art­mak­ta­dır.

Gö­çer ola­rak ad­lan­dı­rıl­ma­la­rı­na rağ­men, ge­nel­lik­le, Tİ­GEM ara­zi­le­ri için­de bu in­san­lar yer­le­şik bir bi­çim­de ya­şa­mak­ta­dır­lar ve bu in­san­la­rın bi­ze o gün­kü ve­ri­len ra­kam­lar iti­ba­rıy­la yak­la­şık 33 bin kü­çük­baş ve 400 bü­yük­baş hay­van sa­yı­sı­na sa­hip ol­du­ğu be­lir­til­mek­tey­di. Yal­nız, ba­zı ay­lar­da bu, özel­lik­le kü­çük­baş hay­van sa­yı­sı­nın 100 bi­ne yak­laş­tı­ğı gö­çer­ler ta­ra­fın­dan bi­ze ifa­de edil­di.

Gö­çer­le­rin iş­let­me ara­zi­si­ne ge­tir­miş ol­duk­la­rı bu yak­la­şık 100 bin baş­lık kü­çük­baş ve 400-500 baş­lık bü­yük­baş hay­van ta­bii ki iş­let­me ara­zi­si­ne had­din­den faz­la za­rar da ver­mek­te ve ara­zi­nin ku­ru­lu­şu­na ve­ya ama­cı­na yö­ne­lik bir­ta­kım iş­let­me fa­ali­yet­le­ri­ni de do­la­yı­sıy­la ak­sat­tı­ğı­na da göz­le­ri­miz­le şa­hit ol­duk.

Ta­bii, gö­çer­le­re ait bu hay­van­lar, ve­te­ri­ner kon­tro­lün­den uzak ol­ma­la­rı, ko­ru­yu­cu aşı ve te­da­vi­le­ri­nin ya­pıl­ma­ma­sı ne­de­niy­le çe­şit­li has­ta­lık­lar ta­şı­mak­ta ve bu has­ta­lık­la­rı da ken­di­le­riy­le ay­nı me­ra­yı pay­laş­mak zo­run­da olan iş­let­me­nin da­mız­lık sü­rü­le­ri­ne de do­ğal ola­rak bu­laş­tır­mak gi­bi bir teh­dit un­su­ru oluş­tur­mak­ta­dır­lar, da­mız­lık hay­van ye­tiş­ti­ri­ci­li­ği­ni de do­la­yı­sıy­la olum­suz yön­de et­ki­le­mek­te­dir­ler.

Ta­bii ki, Tİ­GEM, bu­ra­da, ser­ti­fi­ka­lı to­hum ye­tiş­ti­ri­ci­li­ği yap­mak­ta­dır. Bu alan­da da Tİ­GEM'in fa­ali­yet­le­ri ak­sa­mak­ta­dır. Ta­bii ki, Tİ­GEM'in as­li gö­rev­le­ri­ne ver­miş ol­du­ğu za­rar­lar­dan do­la­yı da bu so­ru­na bir an ön­ce çö­züm bu­lun­ma­sı ge­rek­li­li­ği du­ru­mun va­ha­me­ti­ni da­ha da ar­tır­mak­ta­dır.

Bi­raz ön­ce­ki de­ğer­li ko­nuş­ma­cı­la­rın bu­gün­kü çı­kar­ta­ca­ğı­mız ka­nun­la il­gi­li bir­ta­kım eleş­ti­ri­le­ri ol­du, ama, özel­lik­le Baş­ba­kan­lık Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu­nun 1995 yı­lın­dan be­ri gün­de­me ge­tir­di­ği ve sü­rek­li ola­rak gö­çer­le­rin iş­gal­ci ko­num­da ya­şa­dı­ğı bir bi­çim­de ara­zi­de ya­şa­dık­la­rı­nı, ya­rat­tık­la­rı so­run­la­rı, iş­let­me fa­ali­yet­le­ri­ne ver­miş ol­duk­la­rı za­rar­la­rı bü­tün ra­por­la­rın­da be­lirt­mek­te­dir­ler; fa­kat, bu­gü­ne ka­dar, ma­ale­sef, hem gö­çer­le­rin hem de Tİ­GEM'in bu ka­na­yan ya­ra­sı­na çö­züm aşa­ma­sın­da olum­lu bir yak­la­şım içe­ri­sin­de bu­lu­nul­ma­mış­tır. Hat­ta Tİ­GEM ta­ra­fın­dan ida­ri ve hu­ku­ki yol­la­ra baş­vu­rul­muş, bu alan­da sek­sen dört adet mü­da­ha­le­nin men'i ka­ra­rı çık­ma­sı­na rağ­men, böl­ge­nin özel­lik­le­rin­den do­la­yı da bu ka­rar­lar bu­gü­ne ka­dar uy­gu­la­na­ma­mış­tır; ama, ger­çek­ten bu­gün çı­kar­ta­ca­ğı­mız bu ka­nun­la, 2510 sa­yı­lı İskân Ka­nu­nu'na ek­le­ye­ce­ği­miz 36'ncı mad­dey­le bu so­run bü­yük bir öl­çü­de çö­zü­le­cek­tir. Hem Tİ­GEM'in so­ru­nu­nu çöz­müş olu­yo­ruz hem de gö­çer­le­rin so­run­la­rı­na, in­şal­lah, ça­re bul­muş olu­yo­ruz.

Ben, bu­gün 2510 sa­yı­lı İskân Ka­nu­nu'na ek­le­ye­ce­ği­miz 36'ncı mad­de­nin so­ru­nun çö­zü­mü­ne ve­si­le ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum ve he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Çe­tin.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

İS­KAN KA­NU­NUN­DA DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI­NA DA­İR KA­NUN TEK­Lİ­Fİ

MAD­DE 1- 19/9/2006 ta­rih­li ve 5543 sa­yı­lı İs­kan Ka­nu­nu­na aşa­ğı­da­ki ge­çi­ci mad­de ek­len­miş­tir.

"GE­Çİ­Cİ MAD­DE 4- (1) Ta­rım İş­let­me­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si Mü­dür­lü­ğü­ne ait ara­zi için­de, ma­hal­lin­de gö­çer ola­rak ad­lan­dı­rı­lan ve nü­fus ka­yıt­la­rı­na bağ­lı ka­lı­na­rak 31/12/2003 ta­ri­hi iti­ba­riy­le ara­zi için­de ya­şa­dık­la­rı ve hay­van­cı­lık dı­şın­da baş­ka bir iş­le iş­ti­gal et­me­dik­le­ri, Şan­lı­ur­fa Va­li­si­nin Baş­kan­lı­ğın­da, Ba­yın­dır­lık ve İs­kan İl Mü­dü­rü, Ta­rım İl Mü­dü­rü, Nü­fus ve Va­tan­daş­lık İl Mü­dü­rü, Def­ter­dar, Ta­rım Re­for­mu Böl­ge Mü­dü­rü, Ka­das­tro İl Mü­dü­rü, GAP Böl­ge Kal­kın­ma İda­re­si Baş­kan­lı­ğı Böl­ge Mü­dü­rü, İl Em­ni­yet Mü­dü­rü, Böl­ge Jan­dar­ma Ko­mu­ta­nı, Ceylânpı­nar Kay­ma­ka­mı ve Ta­rım İş­let­me­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü Tem­sil­ci­sin­den olu­şan Ko­mis­yon ta­ra­fın­dan bi­rey­le­riy­le bir­lik­te tes­pit edi­len ai­le­ler, bu Ka­nu­na gö­re hak sa­hi­bi sa­yı­lır.

(2) Bu hak sa­hip­le­ri, 3/7/2005 ta­rih­li ve 5403 sa­yı­lı Top­rak Ko­ru­ma ve Ara­zi Kul­la­nı­mı Ka­nu­nun­da ge­ti­ri­len sı­nır­la­ma­la­ra uyul­mak ko­şu­luy­la, Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si Mü­dür­lü­ğü­ne ait ara­zi dı­şın­da Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rıy­la be­lir­le­ne­cek uy­gun alan­da, bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re is­kan edi­lir­ler. Hak sa­hi­bi ai­le­le­re, hay­van­la­rı­nı ot­lat­ma­la­rı için me­ra va­sıf­lı ara­zi tah­sis edi­lir ve is­ter­ler­se ye­ni yer­le­şim ye­rin­de ko­nut yap­ma­la­rı­nı des­tek­le­mek ama­cıy­la, ken­di evi­ni ya­pa­na yar­dım me­to­duy­la bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re kre­di kul­lan­dı­rı­la­bi­lir.

(3) Bu iş için ih­ti­yaç du­yu­la­cak öde­nek yıl­la­rı Büt­çe Ka­nun­la­rı ile gös­te­ri­lir.

(4) Hak sa­hi­bi ai­le­le­re is­ka­nen ve­ri­le­cek ta­şın­maz mal­la­rın tes­li­mi­ni ta­ki­be­den üç ay­lık sü­re so­nun­da, Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si Mü­dür­lü­ğü­ne ait ara­zi Va­li­lik­çe bo­şal­tı­lır."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Gü­rol Er­gin.

Bu­yu­run efen­dim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA GÜ­ROL ER­GİN (Muğ­la) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li ve 14 Mil­let­ve­ki­li ile Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ve­dat Me­lik ve 21 Mil­let­ve­ki­li­nin; 2510 sa­yı­lı İs­kan Ka­nu­nu­na Bir Ek Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­lif­le­ri­nin, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, 1'in­ci mad­de­si üze­rin­de ko­nuş­mak üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Söz­le­ri­me baş­lar­ken, yü­ce Mec­li­si ve bü­yük Türk ulu­su­nu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şim­di, ta­bii ki, ger­çek­ten önem­li bir ko­nu­da ve­ril­miş bir ka­nun tek­li­fi var. Ben, bu ba­kım­dan, ka­nun tek­li­fi­ni ha­zır­la­yan her iki ar­ka­da­şı­ma ve im­za ve­ren ar­ka­daş­la­rı­ma te­şek­kür edi­yo­rum. So­ru­nun çö­zü­mü­nün de o in­san­la­rı­mı­za mut­lu­luk ge­tir­me­si­ni di­li­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, as­lın­da, bu so­ru­nun çö­zü­mü ile bu­nun da­ha bü­yük bir ora­nı­nı ifa­de eden Kö­ye Dö­nüş Pro­je­si kap­sa­mın­da kö­yü­ne dön­mek is­te­yen­le­rin so­run­la­rı ara­sın­da bü­yük bir ko­şut­luk var­dır. Bu­nu, bu so­ru­nu çö­zer­ken, Kö­ye Dö­nüş Pro­je­si'nde bu­gün gö­rü­len ak­sak­lık­la­rın da gün­de­me ge­ti­ril­me­si ve o ak­sak­lık­la­rın gi­de­ril­me­si için ya­pıl­ma­sı ge­re­ken­le­rin de gün­de­me ge­ti­ri­lip ya­pıl­ma­sı bü­yük bir zo­run­lu­luk arz et­mek­te­dir. O ba­kım­dan ben, hem bu ko­nu üze­rin­de hem de bu Kö­ye Dö­nüş Pro­je­si kap­sa­mın­da­ki in­san­la­rı­mı­zın du­ru­mu üze­rin­de gö­rüş­le­ri­mi açık­la­ya­ca­ğım. Yal­nız, gö­rüş­le­ri­mi açık­la­ma­dan ön­ce, bir hu­sus üze­rin­de dur­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ayın 13'ün­de bu kür­sü­de yap­tı­ğım ko­nuş­ma­da ben, Gü­ney­do­ğu Ana­do­lu Böl­ge­si'nde 1 met­re ka­re ala­na su gö­tü­rül­me­di­ği­ni söy­le­di­ğim­de, ta­bii ki, o 1 met­re ka­re bu­ra­da me­caz an­lam­da 1 met­re ka­rey­di. Böy­le bir böl­ge­de, 1 mil­yon 700 bin hek­tar ala­nın su­lan­ma­sı ge­re­ken bir yer­de 5-10 bin hek­tar ala­na su gö­tü­rül­me­si de 1 met­re ka­re an­la­mı­nı ta­şı­mak­ta­dır, bu ba­kım­dan ifa­de et­miş­tim. An­cak, ba­na bu kür­sü­den ya­nıt ve­ren Sa­yın Ba­kan, ke­sin­lik­le, ya­lan de­me­ye­ce­ğim ama, yan­lış bil­gi­ler­le hu­zu­ru­nu­za gel­di. Şim­di, Sa­yın Ta­rım Ba­ka­nı bu­ra­da yok, Sa­yın Ba­yın­dır­lık Ba­ka­nı­mız bu­ra­da, ken­di­sin­den ri­ca edi­yo­rum, be­nim bu söy­le­dik­le­ri­mi eğer Ta­rım Ba­ka­nı­na ile­tir­ler­se ben bun­dan mut­lu­luk du­ya­rım ve Sa­yın Ta­rım Ba­ka­nı­nın da o ra­kam­la­rı ge­lip bu kür­sü­den dü­zelt­me­si ge­rek­ti­ği­ni söy­le­mek is­te­rim.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Sa­yın Ta­rım Ba­ka­nı o gün yap­tı­ğı ko­nuş­ma­da şu bil­gi­le­ri ver­di: "GAP'ta, 1995 yı­lın­da Har­ran'a su­yun ve­ril­di­ği yıl­dan 2003 yı­lı­na ka­dar top­lam 162 bin hek­tar ala­na su ve­ril­miş­tir." de­di.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ra­kam yan­lış­tır. Ay­rı­ca, Sa­yın Ba­kan 2003 yı­lın­dan son­ra da 94 bin hek­tar ala­na ila­ve ola­rak su ve­ril­di­ği­ni söy­le­miş­tir, bu da yan­lış­tır. Ben si­ze şim­di doğ­ru­su­nu -ama, ken­di bil­gi­le­rim­den de­ğil- Gü­ney­do­ğu Ana­do­lu Pro­je­si İda­re­si­nin resmî ra­kam­la­rın­dan söy­lü­yo­rum. Resmî ra­kam­lar şu­dur: 1999 yı­lın­da, da­ha 2001'e gel­me­den, 165.965 hek­tar alan su­la­nır du­rum­da­dır. Ha­zi­ran 2000 ta­rih­li GAP son du­rum ra­po­ru­na gö­re de 215.080 hek­tar alan­da su­la­ma ya­pıl­mak­ta­dır. GAP pro­je­sin­de son du­rum, "GAP İda­re­si­nin Fa­ali­yet­le­ri-Ni­san 2006" ta­rih­li ra­po­ra gö­re de 236.019 hek­tar alan­da su­la­ma ya­pıl­mak­ta­dır. Ya­ni, Sa­yın Ba­ka­nın ifa­de et­ti­ği 165 bin hek­tar yan­lış ol­du­ğu gi­bi, bu­na ila­ve 90 kü­sur bin hek­tar sö­zü de yan­lış­tır, ger­çe­ği yan­sıt­ma­mak­ta­dır. Da­ha 2000 yı­lın­da 215 bin hek­tar, 2002 yı­lın­da 222 bin hek­tar alan su­lan­mak­ta­dır ve 2006 Ni­sa­nı iti­ba­rıy­la da bu alan 236 bin hek­tar­dır.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ben ay­rı­ca şu bil­gi­yi de si­ze ve­re­yim, da­ha net an­la­şıl­sın di­ye: Dev­let Su İş­le­ri­nin GAP'ta­ki 9 il­de 2003'ten 2005 yı­lı so­nu­na ka­dar fii­len su­la­ma­ya aç­tı­ğı ala­nın hep­si 13.168 hek­tar­dır. Bun­lar dev­le­tin resmî ra­kam­la­rı­dır de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, be­nim ra­kam­la­rım de­ğil­dir. O ba­kım­dan, Sa­yın Ba­ka­nın bu söy­le­mi­ni dü­zelt­me­yi, hal­kı­mı­za doğ­ru­la­rı an­lat­ma adı­na, bir gö­rev bil­di­ğim için bu­nu söy­le­mek du­ru­mun­da kal­dım, ifa­de edi­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şim­di, bu­ra­da, bu ge­ti­ri­len iki öne­ri­de şöy­le bir fark gö­rü­lü­yor: Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ve­dat Me­lik ve 21 ar­ka­da­şı­nın ge­tir­dik­le­ri öne­ri­de, özel­lik­le Ceylânpı­nar Dev­let Üret­me Çift­li­ğin­de de bu in­san­la­rın iskân edil­me­si­nin yan­lış ol­ma­ya­ca­ğı, ge­re­kir­se ora­da da iskân edil­me­le­ri is­te­ni­yor.

Şim­di, ben si­ze çok özet ola­rak şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum, dev­let üret­me çift­li­ği, ya­ni bu­gün­kü adıy­la Tİ­GEM iş­let­me­le­ri ko­nu­sun­da. Cum­hu­ri­yet hükûmet­le­ri, da­ha, 1940 yı­lın­dan ön­ce, özel­lik­le 1930 dün­ya eko­no­mik buh­ra­nı­nın ya­rat­tı­ğı so­run­la­rı ta­rım­da aşa­bil­mek için çok cid­di bir ça­ba­ya gir­di­ler ve 1930'lu yıl­la­rın son­la­rın­da iki çok önem­li ku­rum kur­du­lar. Bu ku­rum­lar­dan bir ta­ne­si­nin adı, Dev­let Zi­ra­at İş­let­me­le­ri idi; bu Dev­let Zi­ra­at İş­let­me­le­ri ya­nın­da bir de Zi­rai Kom­bi­na­lar Teş­ki­la­tı ku­rul­muş­tu. Bu iki ku­ru­luş 1950'li yıl­la­rın ba­şın­da bir­leş­ti­ri­le­rek adı­na dev­let üret­me çift­lik­le­ri den­di. Da­ha son­ra da, 1983 yı­lı­nın ekim ayın­da bu­nun adı de­ğiş­ti­ri­le­rek Tİ­GEM adı ve­ril­di. Bun­lar çok çe­şit­li iş­let­me­ler­di, bun­la­rın en bü­yü­ğü Ceylânpı­nar'dı.

Şim­di, bu­ra­da si­zin ka­bul ede­ce­ği­niz tek­lif­te, bu in­san­la­ra Ceylânpı­nar'dan yer ve­ri­lir ise ora­nın bü­tün­lü­ğü bo­zu­la­ca­ğı, bu­nun doğ­ru ol­ma­ya­ca­ğı ifa­de­si var. Bu, şu ba­kım­dan ger­çe­ği yan­sıt­ma­mak­ta­dır: De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu Hükûmet de­ğil mi­dir ki bir­çok dev­let üret­me çift­li­ği­ni çe­şit­li ki­şi ve şir­ket­le­re ki­ra­la­mış­tır? Şim­di, on­la­ra ki­ra­la­yın­ca, bu çift­lik­le­re bir şey ol­mu­yor da, o çift­lik üze­rin­de bel­ki el­li yıl­dır, bel­ki yüz yıl­dır, hat­ta bel­ki yüz el­li yıl­dır ya­şa­yan in­san­la­ra ora­yı ver­mek­te ni­ye te­red­düt edi­yor­su­nuz? Bu, si­ze ni­ye sı­kın­tı ya­ra­tı­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Biz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, bu­nun için di­yo­ruz ki, o in­san­lar ora­da iskân edi­le­bi­lir. Ni­ye edi­le­bi­lir? Şim­di onu söy­le­ye­ce­ğim. Ne­dir bu çift­lik­le­rin gö­re­vi? Çift­lik­le­rin iki ana gö­re­vi var: 1) Ser­ti­fi­ka­lı da­mız­lık ye­tiş­tir­mek. 2) Ser­ti­fi­ka­lı to­hum­luk ye­tiş­tir­mek; eğer ola­bi­lir­se, o böl­ge­ye gö­re fi­de ve fi­dan ye­tiş­tir­mek.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 1 mil­yon 700 bin de­kar olan bir Ceylânpı­nar, Tür­ki­ye'de­ki bü­tün çift­lik­le­rin top­la­mın­dan da bü­yük­tür. Şim­di, siz öbür çift­lik­le­rin hep­si­ni ver­me­yi gö­ze alı­yor­su­nuz, ora­da yal­nız­ca -bi­raz ön­ce ko­nu­şan Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­li sa­yın mes­lek­ta­şı­mın ifa­de­siy­le- yak­la­şık 400 ai­le­ye o top­rak­lar­dan ge­çi­ne­bi­le­cek­le­ri ka­da­rı­nı ver­me­yi doğ­ru bul­mu­yor­su­nuz. Biz on­la­ra bu top­rak­la­rın ve­ril­me­me­si­ni doğ­ru bul­mu­yo­ruz. Ne­den? Çün­kü, on­la­ra bu top­rak­la­rı ver­di­ği­niz za­man ora­nın bü­tün­lü­ğü fa­lan bo­zul­maz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım ve o Çift­lik, yap­ma­sı ge­re­ken gö­re­vi, ken­di­sin­de ge­ri­de ka­la­cak yak­la­şık ola­rak 1 mil­yon 300 bin de­kar alan­da ra­hat ra­hat ya­par; da­mız­lık da üre­tir, to­hum da üre­tir. Ama, herhâlde amaç­ta fark­lı dü­şü­nü­yo­ruz ki, siz bu ko­nu­ya ya­naş­mak is­te­mi­yor­su­nuz.

As­lın­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, so­run yal­nız o gö­çer­le­rin so­ru­nu da de­ğil. Ge­ne Dev­let İs­ta­tis­tik Ens­ti­tü­sü­nün ra­kam­la­rı­na bak­tı­ğı­nız za­man, Tür­ki­ye'de ta­rım­da top­rak mül­ki­ye­tin­de çok cid­di bir sı­kın­tı ya­şan­dı­ğı­nı gö­rür­sü­nüz. Tür­ki­ye'de yak­la­şık 102 bin çift­çi ai­le­si­nin hiç top­ra­ğı yok­tur de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. İş­te, siz o 102 bin çift­çi ai­le­si­ni top­rak­lan­dır­ma­ya ba­kın. Yok­sa, 400 ai­le­ye top­rak ver­mek­te sı­kın­tı or­ta­ya çı­kar dü­şün­ce­si siz­de ege­men olur­sa 100 bin ai­le­nin so­ru­nu­nu na­sıl çö­zer­si­niz?

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

GÜ­ROL ER­GİN (De­vam­la) - Bu ko­nu­da hiç­bir şe­kil­de çö­züm üre­te­mez­si­niz. Biz, onun için şu­nu özel­lik­le vur­gu­lu­yo­ruz: O in­san­la­ra ora­da top­rak ve­ri­le­bi­lir, ta­rım ya­pa­bil­me­le­ri için kre­diy­le des­tek­le­ne­bi­lir­ler, baş­la­rı­na zi­ra­at mü­hen­di­si, ve­te­ri­ner ve­ri­lip cid­di ola­rak ta­rım yap­ma­la­rı sağ­la­na­bi­lir. Yal­nız ora­da de­ğil, dev­le­tin elin­de­ki bü­tün dev­let üret­me çift­lik­le­rin­de, ya­ni Tİ­GEM iş­let­me­le­rin­de, yö­re in­san­la­rın­dan top­rak­sız olan­la­rı o şe­kil­de top­rak­lan­dı­rı­lıp ken­di­le­ri­ne ta­rım yap­tı­rı­la­bi­lir.

Ay­rı­ca, eğer, bu in­san­la­ra, siz, baş­ka yer­ler­de top­rak ve­re­cek­se­niz, tıp­kı Kö­ye Dö­nüş Pro­je­si'nde gö­rü­len ek­sik gi­bi bir ek­si­ğe git­me­yin, bun­la­rın çok çe­şit­li ih­ti­yaç­la­rı­nı gi­de­rin. Yal­nız ev yap­ma­yın, on­la­ra de­po da ya­pın, on­la­ra ağıl da ya­pın, on­la­ra ahır da ya­pın, su gö­tü­rün, elek­trik gö­tü­rün, okul ih­ti­yaç­la­rı­nı gi­de­rin. Bun­la­rın hep­si­ni yap­mak du­ru­mun­da­sı­nız sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­gin, lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın.

GÜ­ROL ER­GİN (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür et­me­me izin ve­rir­se­niz te­şek­kür ede­yim, ver­mez­se­niz ede­mem.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, şim­di bu gö­rüş­le­rim çer­çe­ve­sin­de bi­zim ko­nu­ya na­sıl yak­laş­tı­ğı­mı­zı ifa­de et­mek is­te­dim. El­bet­te ki, ne şe­kil­de olur­sa ol­sun, bu­lu­na­cak çö­zü­mün, ora­da­ki in­san­lar için ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. Bu ko­nu­da Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, ta­bii ki, ko­nu­ya olum­lu yak­laş­tı­ğı­mı­zı özel­lik­le ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Son söz­le­rim ola­rak da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu kür­sü­ye ge­len in­san­la­rın, ba­kan da ol­sa­lar -tek­rar edi­yo­rum- doğ­ru­la­rı ko­nuş­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni ifa­de edi­yo­rum. Yü­ce Türk ulu­su­nu ve siz­le­ri tek­rar say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Er­gin.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de üze­rin­de şah­sı adı­na, Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Yah­ya Ak­man, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

YAH­YA AK­MAN (Şan­lı­ur­fa) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 1315 sı­ra sa­yı­lı İskân Ka­nu­nu'nda de­ği­şik­lik ya­pan, da­ha doğ­ru­su İskân Ka­nu­nu­na Bir Ek Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi üze­rin­de söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. 

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Ana­ya­sa­sı'nda, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin, de­mok­ra­tik, la­ik, sos­yal bir hu­kuk dev­le­ti ol­du­ğu ifa­de edil­mek­te­dir. Bu­gün, bu 1 mad­de­lik ka­nun tek­li­fiy­le, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin sos­yal dev­let ol­ma vas­fı­nın bir ge­re­ği­ni ye­ri­ne ge­ti­ri­yo­ruz. Ben­den ön­ce­ki ko­nuş­ma­cı­lar ba­zı ay­rın­tı­la­rı ifa­de et­ti­ler, ben ay­rın­tı­la­rı­na gir­me­ye­ce­ğim. Yal­nız, bu­gün, ha­ki­ka­ten sos­yal bir prob­le­me par­mak ba­sı­yo­ruz ve Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de ya­şa­yan, bel­ki çok is­tis­nai, ba­zı hem­şeh­ri­le­ri­mi­zi, va­tan­daş­la­rı­mı­zı dev­le­ti­mi­ze ka­zan­dı­rı­yo­ruz, va­tan­daş ola­rak, bun­la­rı, ye­ni­den va­tan­daş­lı­ğa ka­zan­dı­rı­yo­ruz. Çün­kü, ne ya­zık ki, bu in­san­la­rı­mız­dan bir kıs­mı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­ne va­tan­daş­lık ba­ğıy­la bağ­lı ol­ma­dı­ğı gi­bi, nü­fus cüz­da­nı­na da sa­hip de­ğil­ler. Ta­bii, bu imkânla­ra sa­hip ol­ma­yan in­san­la­rın sağ­lık ola­rak, sos­yal ola­rak, eği­tim ola­rak ne tür imkânla­ra sa­hip ola­cak­la­rı­nı va­rın siz dü­şü­nün.

Dev­le­te ait ol­du­ğu bir ka­nun­la tes­pit edi­len ve sı­nır­lan­dı­rıl­mış bir ara­zi içe­ri­sin­de ön­ce ad­la­rı "gö­çe­be" ola­rak anı­lan, da­ha son­ra, sö­züm ona -tır­nak içe­ri­sin­de- yer­le­şik bir ha­ya­ta ge­çen; fa­kat, sü­rek­li ka­mu gö­rev­li­le­riy­le di­diş­me içe­ri­sin­de bir ha­yat sür­dür­mek zo­run­da olan va­tan­daş­la­rı­mı­za, hem­şeh­ri­le­ri­mi­ze bir imkân ta­nı­yo­ruz, dev­le­tin sos­yal vas­fı ge­re­ği bun­la­ra di­yo­ruz ki: Siz şu ana ka­dar ya­şa­mış ol­du­ğu­nuz ara­zi­le­rin bel­ki he­men ya­kı­nın­da, bu il sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de bir me­ra­ya yer­leş­ti­ri­le­cek­si­niz. Dev­let bu ko­nu­da, ko­nut ya­pı­mın­da ol­sun, di­ğer bü­tün sos­yal alt­ya­pıy­la il­gi­li imkânlar­da ol­sun siz­le­re yar­dım­cı ola­cak ve siz bu­ra­yı terk ede­cek­si­niz. Bu­ra­da da­ha in­sa­ni şart­lar­da, eği­tim imkânla­rı­na sa­hip, sağ­lık imkânla­rı­na sa­hip bir me­de­ni top­lum­da ih­ti­yaç du­ya­bi­le­ce­ği­niz ne var­sa bun­la­rın ken­di­le­ri­ne su­nul­du­ğu bir alan­da ya­şat­tı­rıl­mak üze­re bir ha­zır­lık içe­ri­sin­de­yiz.

Ben­den ön­ce­ki ko­nuş­ma­cı­nın de­dik­le­ri­nin ta­ma­mı­na, ta­bii, ka­tıl­ma­mız müm­kün de­ğil, Sa­yın Er­gin'in. Bu­ra­da dev­let, el­bet­te ki ye­ni bir yer­le­şim ye­ri kur­du­ğu za­man, bu­gün yap­mış ol­du­ğu­muz KÖY­DES Pro­je­si ben­ze­ri pro­je­ler­le za­ten in­san­la­rı­mı­za yol, su gi­bi imkânla­rı dev­let gö­tü­rü­yor. Ta­bii, bu ye­ni yer­le­şim yer­le­rin­de el­bet­te ki bu in­san­la­rın okul­la­rı, eğer nü­fus­la­rı ida­re edi­yor­sa sağ­lık ocak­la­rı ve ben­ze­ri imkânla­rı, alt­ya­pı­la­rı da ye­ri­ne ge­ti­ri­le­cek­tir.

Bu ka­nun tek­li­fi­nin bu nok­ta­ya gel­me­sin­de eme­ği ge­çen çok ar­ka­da­şı­mız ol­du. Baş­ta, Ur­fa'da­ki bü­rok­rat ar­ka­daş­la­rı­mız ol­mak üze­re, Tİ­GEM Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­ne bağ­lı bü­rok­rat ar­ka­daş­la­rı­mız, KİT Ko­mis­yo­nu üye­le­ri­miz gün­ler­ce ça­lış­tı­lar, in­ce ele­yip sık do­ku­du­lar; ka­mu gö­rev­li­le­ri­mi­zin de ik­na ola­bil­di­ği, si­ya­si ira­de­nin de ik­na ola­bil­di­ği, ye­rel bü­rok­ra­si­nin de ik­na ola­bil­di­ği bir for­mül üze­rin­de an­la­şıl­dı ve bu şe­kil­de bir ka­nun mad­de­si ha­zır­lan­dı ve yü­ce Mec­li­sin hu­zu­ru­na gel­di.

Ben, bir Ur­fa Mil­let­ve­ki­li ola­rak, bu mağ­dur in­san­la­rın bir hem­şeh­ri­si ola­rak, bu­gün, on­la­rın böy­le önem­li bir prob­le­mi­ne Mec­lis ça­tı­sı al­tın­da çö­züm bu­lu­yor ol­du­ğu­muz için duy­du­ğum mem­nu­ni­ye­ti ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Ge­ce­nin bu saa­tin­de emek ve me­sai sarf eden ik­ti­dar ve mu­ha­le­fe­te men­sup bü­tün mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­za da şük­ran­la­rı­mı­zı arz edi­yo­ruz. İn­şal­lah, bu ka­nun tek­li­fiy­le be­ra­ber, de­di­ğim gi­bi, bir­çok in­sa­ni hak­tan ve imkândan yok­sun olan bu hem­şeh­ri­le­ri­miz, bu sa­at­ten son­ra da­ha in­san­ca şart­lar­da ya­şa­ma­ya baş­lar­lar. Po­tan­si­yel bi­rer suç­lu gi­bi gö­rü­len bu in­san­la­rın ço­cuk­la­rı da­ha eği­tim­li, da­ha me­de­ni, önü­müz­de­ki gün­ler­de, bel­ki, Tür­ki­ye'nin ida­re­sin­de et­ki­li in­san­lar hâli­ne ge­lir­ler. Bu­na da ina­nı­yo­rum ben; in­san­la­rı­mı­zın ma­ya­sı te­miz­dir, düz­gün­dür, sağ­lam­dır. Bu, gö­çe­be de­nen in­san­la­rı­mız da, as­lın­da gö­çe­be ol­ma­yan in­san­la­rı­mız da, özün­de mert in­san­lar­dır, gü­zel in­san­lar­dır. Bun­la­ra dev­le­tin di­ğer imkânla­rı tah­sis edil­di­ği za­man, de­di­ğim gi­bi, ay­nı za­man­da top­lu­ma ka­zan­dı­rıl­mış olur­lar, ül­ke­ye ka­zan­dı­rıl­mış olur­lar.

Ben, tek­rar, eme­ği ge­çen bü­tün ar­ka­daş­la­rı­ma te­şek­kür edi­yor ve yü­ce he­ye­ti say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Ak­man.

Şah­sı adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı, Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Atil­la Ma­raş.

Bu­yu­run Sa­yın Ma­raş.

MEH­MET ATİL­LA MA­RAŞ (Şan­lı­ur­fa) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; 1315 sı­ra sa­yı­lı, Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li ve 14 mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­nın, Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ve­dat Me­lik ve 21 mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­nın; 2510 Sa­yı­lı İskân Ka­nu­nu­na Bir Ek Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­lif­le­ri ile il­gi­li ola­rak şah­sım adı­na söz al­dım. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bi­lin­di­ği gi­bi, Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­le­ri­nin ara­zi­le­ri, ve­rim­li­li­ği ve kap­sa­dı­ğı alan ba­kı­mın­dan, Ta­rım İş­let­me­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün en bü­yük ara­zi­si ko­nu­mun­da­dır. 1 mil­yon 700 bin de­kar ara­zi ki, Tür­ki­ye'de­ki di­ğer çift­lik­le­rin hep­si­ni kap­sa­ya­cak şe­kil­de bü­yük bir alan ve çok ve­rim­li bir ta­rım ara­zi­si­ne sa­hip Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si.

Özel­lik­le GAP pro­je­siy­le su­la­ma imkânla­rı­na ka­vu­şan ve çok bü­yük ürün ve hay­van ye­tiş­tir­me po­tan­si­ye­li­ne sa­hip olan bu böl­ge için, ka­li­te­li to­hum ve ürün çe­şi­di üret­me ve da­mız­lık hay­van sa­yı­sı­nı ar­tır­ma açı­sın­dan Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­le­ri­nin öne­mi ve fonk­si­yo­nu tar­tı­şı­la­maz. An­cak, uzun yıl­lar ön­ce, "gö­çer" di­ye ta­bir edi­len, gö­çer di­ye ad­lan­dır­dı­ğı­mız ve yaz ay­la­rın­da Ka­ra­ca­dağ etek­le­rin­de hay­van­cı­lık ya­pa­rak ge­çim­le­ri­ni te­min eden, ge­çim­le­ri­ni sağ­la­ma­ya ça­lı­şan ai­le­ler, ön­ce­le­ri dağ etek­le­rin­de, iş­let­me ara­zi­le­rin­de, ağıl­lar­da hay­van­la­rı­nı ba­rın­dı­ra­rak ve ken­di­le­ri de kıl ça­dır­lar­da ya­şar­ken, da­ha son­ra, bu­ra­la­ra, bu çift­li­ğin içe­ri­sin­de yap­mış ol­duk­la­rı ev­ler ve hay­van ba­rı­nak­la­rı ile gö­çe­be du­ru­mun­dan, gö­çer du­ru­mun­dan yer­le­şik ha­ya­ta geç­ti­ler. Bu du­rum, hem iş­let­me­nin ara­zi­de yap­ma­sı ge­re­ken fa­ali­yet­le­re en­gel ol­mak­ta hem de yaz ay­la­rın­da yüz bin­le­ri bu­lan hay­van sa­yı­sı ara­zi ya­pı­sı­nı da olum­suz yön­de et­ki­le­mek­te­dir ve ay­rı­ca ve­ri­mi de et­ki­le­mek­te ve azalt­mak­ta­dır.

Ay­rı­ca her tür­lü alt­ya­pı ve eği­tim imkânın­dan da yok­sun ola­rak ya­şa­ma­ya ça­lı­şan bu in­san­lar, mo­dern dün­ya­nın sun­du­ğu imkânlar­dan da ya­rar­la­na­ma­mak­ta ve feo­dal bir ya­pı oluş­tu­ran bu in­san­la­rın alt­ya­pı­sı ve eği­tim imkânla­rı­nın sağ­lan­dı­ğı yer­le­şik bir ha­ya­ta geç­me­le­ri, ka­vuş­ma­la­rı el­zem­dir, şart­tır. Bu ba­kım­dan, ka­nun tek­li­fin­de de be­lir­til­di­ği gi­bi, şu an­da ora­lar­da yer­le­şik olan ve gö­çer ola­rak de­ğer­len­di­ri­len bu ai­le­le­rin ger­çek­çi ve adil bir tes­pit ya­pıl­mak su­re­tiy­le ken­di­le­ri­ne yer ve ara­zi tah­si­si ya da ara­zi gös­te­ri­le­rek ev ve ba­rı­nak­la­rı­nı yap­ma­la­rı­na yar­dım­cı olu­na­rak, mağ­dur edil­me­me­le­ri şar­tı ile İş­let­me­ye ait ve­rim­li top­rak­la­rın bo­şal­tıl­ma­sı­nın ve as­li fonk­si­yo­nu­na uy­gun ola­rak kul­la­nı­ma su­nul­ma­sı­nın hem böl­ge­miz hem de ül­ke­miz ta­rı­mı­na bü­yük kat­kı sağ­la­ya­ca­ğı ka­na­atin­de­yim.

Bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le, yü­ce Mec­li­si­mi­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ma­raş.

Mad­de üze­rin­de­ki ko­nuş­ma­lar ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de üze­rin­de bir adet öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1315 Sı­ra Sa­yı­lı, İs­kan Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na da­ir Ka­nun tek­li­fi­nin 1. mad­de­si ile 5543 sa­yı­lı İs­kan Ka­nu­nu­na ek­le­nen Ge­çi­ci Mad­de 4'ün 2. fık­ra­sın­da "sı­nır­la­ra uyul­mak ko­şu­luy­la" iba­re­sin­den son­ra ge­len "Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si Mü­dür­lü­ğü­ne ait ara­zi dı­şın­da" iba­re­si­nin mad­de met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı ve ge­çi­ci 4. mad­de­nin 2. fık­ra­sın­dan son­ra gel­mek üze­re "Hak sa­hip­le­ri­ne, Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­sin­den, İş­let­me­nin bü­tün­lü­ğü­nü boz­ma­dan, ara­zi ve­ril­me­si du­ru­mun­da, 5543 sa­yı­lı İs­kan ka­nu­nun­da be­lir­ti­len sü­re so­nun­da hak sa­hip­le­ri­nin ara­zi­le­ri­ni sat­ma­la­rı du­ru­mun­da söz ko­nu­su ara­zi­le­ri ra­yiç be­del üze­rin­den, Tİ­GEM iş­let­me­si­ne sat­mak zo­run­da­dır­lar." İba­re­si­nin 3. fık­ra ola­rak ek­len­me­si­ni ve ta­kip eden fık­ra­la­rın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si­ni ve 4. fık­ra­da­ki "üç" iba­re­si­nin "al­tı" ola­rak de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

M. Ve­dat Me­lik

Gü­rol Er­gin

Nu­ri Çi­lin­gir

 

Şan­lı­ur­fa

Muğ­la

Ma­ni­sa

 

Meh­met Kar­tal

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Ali Ars­lan

 

Van

Ma­lat­ya

Muğ­la

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu?

BA­YIN­DIR­LIK, İMAR, ULAŞ­TIR­MA VE TU­RİZM KO­MİS­YO­NU BAŞ­KA­NI MUS­TA­FA DE­MİR (Sam­sun) - Ka­tıl­mı­yo­ruz Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet?

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (Trab­zon) - Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­ni­zi açık­la­mak üze­re, bu­yu­run Sa­yın As­la­noğ­lu.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, şim­di, bu in­san­lar bi­zim va­tan­daş­la­rı­mız, bun­lar bu ül­ke­nin va­tan­da­şı. De­min Ur­fa Mil­let­ve­ki­li­min de­di­ği gi­bi, eğer bun­la­ra bu­gü­ne ka­dar dev­le­tin sı­cak il­gi­si­ni -eği­ti­mi­dir, sağ­lı­ğı­dır- biz ve­re­me­miş­sek, ka­ba­hat bi­zim, he­pi­mi­zin, ka­ba­hat he­pi­mi­zin. Bu in­san­lar bi­zim va­tan­da­şı­mız.

Biz, yıl­lar ön­ce, Af­ga­nis­tan'dan ge­len göç­men va­tan­daş­la­rı­mı­zı bu­ra­ya yer­leş­tir­me­dik mi? Bu­ra­da ara­zi ver­me­dik mi bu in­san­la­ra? Göç­men kar­deş­le­ri­miz bi­zim kar­de­şi­miz­dir. Ama, Ur­fa'da, Ceylânpı­nar Çift­li­ğin­de, Af­ga­nis­tan'dan ge­len göç­men kar­deş­le­ri­mi­ze eğer ver­diy­sek, ge­lin, bu­ra­da… Mad­de kap­sa­mın­da, net bir şe­kil­de di­yor, "dı­şı­na…" Ha­yır ar­ka­daş­lar, di­le­di­ği­niz ye­ri gös­te­rin. Ur­fa'da ha­zi­ne­nin ara­zi­si var mı, so­ru­yo­rum, Ur­fa'da ha­zi­ne ara­zi­si var mı ar­ka­daş­lar? Ur­fa'da ha­zi­ne ara­zi­le­ri­ni ki­ra­la­mış­lar in­san­lar, ki­ra­la­rı­nı ödü­yor­lar. Ve­re­ce­ği­niz 1 met­re ka­re top­rak yok, hep­si ki­ra­cı­lı. Ki­ra­cı­lı bir ara­zi­yi na­sıl bu in­san­la­ra ve­rir­si­niz?

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ge­lin, bu mad­de­de, Tİ­GEM'in gös­te­re­ce­ği, Tİ­GEM'in ara­zi­si­nin uy­gun bir ye­rin­de, ya­ni, bu­ra­da, mad­de­de, Tİ­GEM ara­zi­si­nin dı­şı­na çı­kar­mak şek­lin­de… Ya­ni, ta­ma­men bun­la­rı ora­dan atı­yor­su­nuz. Ge­lin, şöy­le de­ğiş­ti­re­lim: Tİ­GEM'in uy­gun gö­re­ce­ği bir yer­de, bir şe­kil­de de­ğiş­ti­rir­sek… Bu in­san­lar bi­zim in­san­la­rı­mız de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri. Ta­bii, yer bu­la­ma­dı­ğı­mız tak­dir­de ne ya­pa­ca­ğız ar­ka­daş­lar? Bun­la­rı at­tık. Ge­lin, bu­ra­da, Tİ­GEM dı­şı­na it­me­ye­lim bun­la­rı. Tİ­GEM'in gös­te­re­ce­ği ve Ba­kan­lar Ku­ru­lu­nun ka­rar ve­re­ce­ği… Ka­ra­rı Ba­kan­lar Ku­ru­lu ver­sin ar­ka­daş­lar. Yi­ne, ka­ra­rı Ba­kan­lar Ku­ru­lu­nun ala­ca­ğı… Ama, siz, bu­ra­da "Tİ­GEM ara­zi­si dı­şı­na çı­ka­rıl­ma­sı" kay­dıy­la koy­du­ğu­nuz za­man, ya­rın Tİ­GEM ara­zi­sin­den bu in­san­la­ra yer ve­re­mez­si­niz. Eğer, ge­re­ki­yor­sa, Tİ­GEM'le il­gi­li ya­sa­da de­ği­şik­lik ya­pa­lım. 1 mil­yon 700 bin de­kar… Han­gi ye­ri uy­gun gö­rü­yor­sa­nız… Bu in­san­la­ra bir ev yap­mış­sı­nız önem­li de­ğil, bu in­san­la­ra ek­mek­le­ri için me­ra ver­mek zo­run­da­yız ar­ka­daş­lar. Bu in­san­lar ne yi­ye­cek, ne içe­cek? Onun için, bir ye­re ev yap­tır­mı­şız… İn­san­la­rı da­ğın ba­şın­da bir ye­re koy­mak­tan da­ha be­ter ede­riz. Ge­lin, Tİ­GEM'in gös­te­re­ce­ği, Tİ­GEM ara­zi­si­ne hiç­bir za­rar ver­me­ye­cek, Tİ­GEM ara­zi­siy­le hiç­bir şe­kil­de iç içe ol­ma­ya­cak; ama, Tİ­GEM'in şu an­da­ki ara­zi­sin­den bir yer ver­mek kay­dıy­la… Bu mad­de­de ya­zı­lı "Tİ­GEM ara­zi­si dı­şı­na" ifa­de­si­ni çı­ka­ra­lım, yi­ne ka­ra­rı Ba­kan­lar Ku­ru­lu ver­sin ar­ka­daş­lar.

HÜS­NÜ OR­DU (Kü­tah­ya) - Ruh­sa­tı na­sıl ala­cak?

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (De­vam­la) - Han­gi ruh­sa­tı efen­dim?

HÜS­NÜ OR­DU (Kü­tah­ya) - O Tİ­GEM ara­zi­si­nin içe­ri­sin­de­ki ruh­sa­tı na­sıl ala­cak?

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (De­vam­la) - Ta­pu­su­nu ve­re­cek­si­niz efen­dim bu in­san­la­ra.

HÜS­NÜ OR­DU (Kü­tah­ya) - Bil­me­di­ğin ko­nu var.

BAŞ­KAN - Mü­da­ha­le et­me­ye­lim ar­ka­daş­lar.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (De­vam­la) - Be­ye­fen­di, ben bir çö­züm öne­ri­yo­rum. Ya­ni "ol­maz" de­yip de her şe­ye kar­şı çık­mak son de­re­ce yan­lış. Mut­lak bir şe­kil­de ya­sal ola­rak na­sıl çö­ze­cek­sek, hep be­ra­ber… Ya­ni, as­la Tİ­GEM'e ya­rın bir za­rar gel­me­mek kay­dıy­la, ya­sal ola­rak bu­nun bir çö­zü­mü var ar­ka­daş­lar. Ha­yır, na­sıl çö­ze­ce­ğiz di­ye… O çö­züm bu­ra­sı efen­dim, bu­ra­sı çö­züm bu­la­cak­tır ar­ka­daş­lar. Ya­ni, bu çö­zü­mü bul­mak zo­run­da­yız.

YAH­YA AK­MAN (Şan­lı­ur­fa) - Bu mad­dey­le çö­zü­le­cek.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (De­vam­la) - Ama "Tİ­GEM ara­zi­si dı­şı­na" der­ken Yah­ya Bey, o za­man hep­si­ni bu­ra­dan ata­ca­ğız; ya­rın Ur­fa'da bir ara­zi bu­la­maz­sak, bu­nun ve­ba­li he­pi­mi­zin olur. Ben, bu­nu bir kez da­ha za­bıt­la­ra geç­mek açı­sın­dan he­pi­ni­ze su­nu­yo­rum.

Sev­gi­li Ve­dat Me­lik'in de dü­şün­ce­si bu­dur. Ken­di­si Ur­fa'da ol­du­ğu için, bir kez da­ha bu gö­re­vi ken­dim al­dım. Bu­nu ilet­mek ve za­bıt­la­ra geç­me­si açı­sın­dan tak­dim edi­yor, te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın As­la­noğ­lu.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 2- Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, İz­mir Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Er­dal Ka­ra­de­mir. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 5543 sa­yı­lı İskân Ka­nu­nu'nda de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı­na da­ir ka­nun tek­li­fi­nin 2'nci mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­dım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Ta­rım İş­let­me­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü (Tİ­GEM) 10/10/1983 ta­rih­li, 95 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me ile ku­rul­muş, hâlen Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı­na bağ­lı ola­rak fa­ali­yet gös­te­ren bir ka­mu ik­ti­sa­di te­şeb­bü­sü­dür.

Tİ­GEM'in Tür­ki­ye'nin he­men he­men her böl­ge­sin­de iş­let­me­le­ri mev­cut­tur. Bu iş­let­me­ler­den Ceylânpı­nar İş­let­me­si ara­zi var­lı­ğı açı­sın­dan Tİ­GEM'in en bü­yük iş­let­me­si­dir.

Şan­lı­ur­fa ve Mar­din il sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de, Tür­ki­ye-Su­ri­ye dev­let sı­nı­rı bo­yun­ca yer alan ve 1 mil­yon 750 bin de­kar­lık ara­zi Tİ­GEM'in top­lam ara­zi­si­nin yüz­de 47'si­ni oluş­tur­mak­ta­dır ve bu­lun­du­ğu böl­ge iti­ba­rıy­la da stra­te­jik böl­ge ko­nu­mun­da­dır.

Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si­ne ait ara­zi­ler ta­rih bo­yun­ca böl­ge hal­kı için bir çe­kim mer­ke­zi ol­muş­tur. Yaz ay­la­rın­da Ka­ra­ca­dağ etek­le­rin­de ya­şam­la­rı­nı sür­dü­ren ko­yun ye­tiş­ti­ri­ci­le­ri, kış ay­la­rın­da sü­rü­le­riy­le bir­lik­te Ceylânpı­nar İş­let­me­si­ne gel­miş­ler­dir. Gö­çe­be ola­rak ya­şa­yan bu in­san­la­ra "gö­çer" adı ve­ril­mek­te­dir. Hâlen iş­let­me­ye ait ta­pu­lu ara­zi­nin yir­mi beş ay­rı ye­rin­de yak­la­şık 273 ai­le­den olu­şan 2 bin ki­şi­lik yurt­ta­şı­mız gö­çer ola­rak anıl­ma­sı­na rağ­men yer­le­şik ya­şa­mak­ta­dır. Bu yurt­taş­la­rı­mız, hiç­bir alt­ya­pı­sı­nın bu­lun­ma­dı­ğı, son de­re­ce il­kel bir or­tam­da ya­şam mü­ca­de­le­si ver­mek­te­dir­ler. Bu ko­şul­lar­da ya­şa­yan in­san­la­rı­mı­zın so­run­la­rı, hem ken­di­le­ri hem de dev­le­ti­miz açı­sın­dan sos­yal bir prob­lem ola­rak kar­şı­mız­da dur­mak­ta­dır. Bu prob­le­mi çöz­mek baş­ta dev­le­ti­mi­zin gö­re­vi­dir. Bu yurt­taş­la­rı­mı­zın in­san­ca ya­şa­ma hak­la­rı var­dır, bu ola­nak­la­rı ya­rat­mak da he­pi­mi­zin gö­re­vi­dir.

Gö­çer­le­rin so­run­la­rı KİT Ko­mis­yo­nu­nun her yıl ya­pı­lan de­ne­tim­le­rin­de di­le ge­ti­ril­miş ol­ma­sı­na rağ­men bu­gü­ne ka­dar so­mut bir adım atı­la­ma­mış­tır. Böl­ge­de­ki gö­çer­le­rin en te­mel so­ru­nu iskân so­ru­nu­dur. Gö­çer­ler, in­san­ca ya­şa­ya­bi­le­cek­le­ri ka­lı­cı ko­nut­la­ra yer­leş­ti­ril­me­li­dir­ler. Di­ğer ta­raf­tan, hay­van­la­rı­nı ot­la­ta­bi­le­cek­le­ri me­ra alan­la­rı­nın da gös­te­ril­me­si ge­rek­mek­te­dir.

Bu tek­li­fi ve­ren ar­ka­daş­la­rı­mız, ta­bii, baş­ta Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li­miz Ve­dat Me­lik, gö­çer­le­rin iskân so­ru­nu­nu, Ceylânpı­nar ara­zi­si için­de kı­raç, ve­rim­siz top­rak­la­rın ol­du­ğu­nu ifa­de et­miş   -iskânı­nı bu­ra­da çö­ze­lim- ve hay­van­la­rı­nı ot­lat­ma­sı için de bu­ra­lar­da­ki me­ra­lar­dan ya­rar­lan­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni ifa­de et­miş­tir; ama, bu, ne ya­zık ki ka­bul edil­me­miş­tir. Bu­na rağ­men, bu ya­sa­yı Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak des­tek­le­di­ği­mi­zi ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­nun ya­nın­da, ko­nu, ta­bii, Tİ­GEM olur­sa, Tİ­GEM'den de bah­set­me­den geç­me­mek ge­re­ki­yor. Tek­li­fin ge­nel ge­rek­çe­sin­de, Tİ­GEM'in, Tür­ki­ye'nin bit­ki­sel ve hay­van­sal üre­ti­mi­ni ar­tır­mak, çe­şit­len­dir­mek, ürün ka­li­te­si­ni iyi­leş­tir­mek ama­cıy­la ye­tiş­tir­miş ol­du­ğu da­mız­lık hay­van, to­hum­luk, fi­dan, fi­de gi­bi gir­di­le­ri ye­tiş­ti­ri­ci­le­re in­ti­kal et­tir­mek; ta­rım tek­no­lo­ji­si, gir­di kul­la­nı­mı ve ıs­lah ko­nu­la­rın­da ön­cü­lük ve öğ­re­ti­ci­lik yap­mak­la yü­küm­lü ol­du­ğu ve ku­rul­du­ğu ilk yıl­lar­da, baş­ta hu­bu­bat to­hu­mu ol­mak üze­re, en­düs­tri bit­ki­le­ri, ça­yır, me­ra ve yem bit­ki­le­ri, seb­ze to­hum­lu­ğu, fi­dan, fi­de üre­ti­min­de çok bü­yük hiz­met­ler yap­tı­ğı, da­mız­lık üre­ti­min­dey­se, sı­ğır­cı­lık, ko­yun­cu­luk ve civ­civ üre­ti­min­de el­de edi­len ge­liş­me­le­rin ül­ke­mi­zin bü­yük ve kü­çük­baş hay­van­cı­lı­ğı­nın ge­liş­me­si­ne önem­li kat­kı­lar sağ­la­dı­ğı­na iliş­kin ifa­de­ler ve açık­la­ma­lar yer al­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yi­ne ge­rek­çe­de, Tİ­GEM'in ül­ke­miz kal­kın­ma­sın­da­ki bu fonk­si­yo­nel­li­ği­nin hâlen öne­mi­ni ko­ru­du­ğu da ye­rin­de ve önem­li bir tes­pit­tir. An­cak, Tİ­GEM'in ül­ke ta­rı­mın­da üst­len­di­ği gö­rev ve önem AKP İk­ti­da­rın­ca id­rak edi­le­bil­miş de­ğil­dir. Tİ­GEM, Tür­ki­ye'nin en bü­yük ta­rım­sal ku­ru­lu­şu­dur, ta­hıl to­hu­mu üre­ti­mi­nin yüz­de 97'si­ni kar­şı­la­mak­ta­dır, hay­van ıs­la­hı ça­lış­ma­la­rı­nın ya­pı­la­bil­di­ği alt­ya­pı­ya sa­hip­tir, çift­çi ve üre­ti­ci­ler için ön­cü ve eği­ti­ci bir ku­rum­dur. Tür­ki­ye özel­lik­le to­hum­cu­luk için cid­di bir pa­zar­dır. Bu hâliy­le, Tİ­GEM, baş­ta dev to­hum te­kel­le­ri ol­mak üze­re, te­kel­ler için önem­li bir en­gel­dir. Ata­türk'ün bü­yük önem ver­di­ği çağ­daş ta­rım, ül­ke­nin ve ulu­sun te­me­li­ni oluş­tu­ran köy­lü­müz ve çift­çi­miz için bir eği­tim ve uy­gu­la­ma ala­nı olan Tİ­GEM'le­rin, AKP İk­ti­da­rıy­la bir­lik­te, par­ça par­ça, ano­nim şir­ket hâli­ne ge­ti­ri­le­rek, yer­li ve ya­ban­cı te­kel­le­re ki­ra­lan­ma­sı­nın ve özel­leş­ti­ril­me­si­nin ve yet­miş beş yıl­la­ra va­ran fark­lı kul­la­nım­la­ra yö­ne­lik tah­sis­le­rin ve sa­tış­la­rın önü açıl­mış­tır Da­la­man Tİ­GEM ör­ne­ğin­de ol­du­ğu gi­bi.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, AKP'nin Tİ­GEM'le­re kar­şı yü­rüt­tü­ğü bir baş­ka pro­je­si To­hum­cu­luk Ya­sa­sı'dır. Ül­ke ta­rı­mın­da ge­rek­si­nim du­yu­lan to­hum­la­rı üre­ten ve da­ğı­tan Tİ­GEM'ler bu Ya­sa'yla bü­yük bir dar­be ye­miş, şir­ket­le­rin ver­di­ği to­hum ve güb­rey­le üre­tim ya­pan çift­çi­le­ri­miz, ürün kar­şı­lı­ğı üc­ret alan ta­şe­ron­lar hâli­ne ge­ti­ril­miş­tir.

Baş­ba­kan­lık Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu­nun 2000-2005 ta­ri­hiy­le ha­zır­la­dı­ğı, Ta­rım İş­let­me­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün yıl­lar­dır uy­gu­la­nan ta­sar­ruf ön­lem­le­ri ne­de­niy­le mü­hen­dis ve ve­te­ri­ner kad­ro­la­rın­dan önem­li bir bö­lü­mü­nün boş bı­ra­kıl­dı­ğı­nı, ku­ru­mun ana fa­ali­yet ala­nı olan hu­bu­bat to­hum­lu­ğu ve da­mız­lık sı­ğır ye­tiş­ti­ri­ci­li­ğin­de de ya­tı­rım kı­sıt­la­ma­la­rı ve ek­sik­li­ği gi­bi ne­den­ler­le ta­le­be kar­şı­lık ve­re­me­di­ği­ni bil­di­ren Tİ­GEM 2004 Yı­lı Ra­po­ru, Tİ­GEM'in içi­ne dü­şü­rül­dü­ğü sü­re­ci or­ta­ya koy­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yi­ne bu ra­por­da, Tİ­GEM'in 22 iş­let­me­si­nin tas­fi­ye edi­le­rek ku­ru­mun te­mel fa­ali­yet ama­cı doğ­rul­tu­sun­da kul­la­nıl­mak üze­re ki­ra­lan­ma­sı­na ka­rar ve­ril­di­ği, Tİ­GEM'in hu­bu­bat to­hum­lu­ğu ve da­mız­lık sı­ğır ye­tiş­ti­ri­ci­li­ği ko­nu­sun­da­ki iş­lev­siz­li­ği, özel sek­tö­rün bu ko­nu­da ya­tı­rı­ma git­me­me­si se­be­biy­le ar­tan bir önem­le de­vam et­ti­ği, Tİ­GEM'in Tür­ki­ye'nin 627 bin ton buğ­day to­hum­lu­ğu ge­rek­si­ni­min­den an­cak 200-250 bin ton ka­da­rı­nı üre­te­bil­di­ği açık­lan­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Ulu Ön­der Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk'ün Ya­lo­va'da­ki, ara­zi­si­ni sa­tın ola­rak kur­du­ğu, 1937 yı­lı­na ka­dar biz­zat ken­di­si iş­let­tik­ten son­ra ta­rım ya­pıl­ma­sı ve hi­le­siz mey­ve ye­tiş­ti­ril­me­si için hal­ka ba­ğış­la­dı­ğı çift­lik, rant uğ­ru­na, AKP İk­ti­da­rı ta­ra­fın­dan yok edil­mek is­ten­miş­tir. Baş­ba­kan­lık Yük­sek Plan­la­ma Ku­ru­lu ka­ra­rıy­la tas­fi­ye edi­len Ata­türk Ta­rım İş­let­me­si, AKP'li Ya­lo­va Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan, tu­ris­tik te­si­se dö­nüş­tü­rü­le­rek, Du­bai İs­lam Ban­ka­sı­na tah­sis edil­mek is­ten­miş­tir. Ata­türk ta­ra­fın­dan 11 Ha­zi­ran 1937'de ha­zi­ne­ye dev­re­di­len çift­lik, ba­ğış­lan­dık­tan son­ra, 1957 yı­lın­da Dev­let Üret­me Çift­lik­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü bün­ye­si­ne alın­mış, 1983 yı­lın­da Tİ­GEM ça­tı­sı al­tın­da, "Ata­türk Ta­rım İş­let­me­le­ri" ola­rak, 2.980 de­kar­lık ara­zi üze­rin­de ça­lış­ma­la­rı­na baş­la­mış­tır.

AKP İk­ti­da­rıy­la bir­lik­te, Baş­ba­kan­lık Yük­sek Plan­la­ma Ku­ru­lu, 14 Mart 2005'te, Ata­türk Ta­rım İş­let­me­le­ri­nin tas­fi­ye edil­me­si­ne, tas­fi­ye­den son­ra, de­vir es­na­sın­da ta­pu ka­yıt­la­rı­na "hâlen kul­la­nıl­mak­ta olan ta­rım ara­zi­le­ri­nin ta­rım ara­zi­si ola­rak ko­run­ma­sı" şek­lin­de bir şerh dü­şül­me­si kay­dıy­la söz ko­nu­su ara­zi­nin ha­zi­ne adı­na tes­cil edil­me­si­ne ve Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı Millî Em­lak Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­ne dev­re­dil­me­si­ne ka­rar ver­miş­tir. Bu ka­ra­rın ar­dın­dan, Ya­lo­va Ata­türk Ta­rım İş­let­me­le­rin­de­ki hay­van­lar dâhil, ta­şı­nır her tür­lü mal, Tİ­GEM Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan, ge­rek­si­ni­mi olan iş­let­me­le­re tah­sis edil­miş, üre­ti­len fi­dan­la­rın bü­yük bö­lü­mü de sa­tıl­mış ya da baş­ka iş­let­me­le­re gön­de­ril­miş­tir. Ay­rı­ca, ye­ni­den ta­rım ara­zi­si sap­ta­ma­sı­na gi­dil­me­miş­tir.

Ko­nu­mu ve ara­zi­si­nin ni­te­li­ği açı­sın­dan sü­rek­li rant kay­na­ğı ola­rak gö­rü­len çift­li­ğe iliş­kin, Ya­lo­va mec­li­si, 4/10/2004 ta­rih­li top­lan­tı­sın­da, çift­li­ğin çok amaç­lı sos­yal, kül­tü­rel, eği­tim ve eko­no­mik te­sis­ler yap­mak üze­re be­le­di­ye­ye dev­re­dil­me­si ka­ra­rı­nı al­mış­tır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, bi­ti­ri­yo­rum.

Bu ge­liş­me­ler üze­ri­ne Ata­türk Ta­rım İş­let­me­le­ri­nin tas­fi­ye­si­ne yö­ne­lik Yük­sek Plan­la­ma Ku­ru­lu, ka­ra­rın ip­ta­li ve yü­rüt­me­nin dur­du­rul­ma­sı­nı is­te­miş ve AKP İk­ti­da­rı­nın bu ta­ki­ye gi­ri­şi­mi yar­gı ka­ra­rıy­la dur­du­ru­la­bil­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, di­ğer bir ör­nek: Da­la­man Tİ­GEM'in yıl­da üç ürün alı­na­bi­len ve­rim­li ara­zi­le­ri, Kül­tür Tu­rizm Ko­ru­ma ve Ge­li­şim Böl­ge­si ola­rak ilan edil­miş­tir. Ta­rım, hay­van­cı­lık ve arı­cı­lık­ta bü­yük ba­şa­rı­lar el­de eden Da­la­man Ta­rım İş­let­me­le­ri­ne, tu­ris­tik te­sis­ler ya­pıl­ma­sı için, yo­ğun bir ça­lış­ma­nın yü­rü­tül­dü­ğü de bi­lin­mek­te­dir.

Ül­ke­mi­zin en ve­rim­li ta­rım ara­zi­le­ri, bu­gün, AKP İk­ti­da­rıy­la be­ton­laş­ma­ya açıl­mak­ta­dır. Tu­rizm Kent­le­ri Pro­je­si adı al­tın­da, yet­miş beş yı­la va­ran sü­rey­le tah­sis edi­le­rek, ta­rım ara­zi­le­ri­ne golf alan­la­rı, otel­ler, bi­na­lar ya­pı­la­rak ve âde­ta top­rak ci­na­ye­ti iş­len­mek­te­dir. Böy­le­ce, en ve­rim­li ta­rım ara­zi­le­ri âde­ta bi­ri­le­ri­ne peş­keş çe­kil­mek­te­dir…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, he­men bi­ti­ri­yo­rum.

BAŞ­KAN - Efen­dim, son cüm­le­ni­zi al­mak is­ti­yo­rum.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - Ta­mam, çok te­şek­kür edi­yo­rum.

Ta­rım ara­zi­le­ri­ni ko­ru­ma al­tı­na alan Ana­ya­sa'nın 44 ve 45'in­ci mad­de­le­ri­ne rağ­men, Tİ­GEM ara­zi­le­ri­nin tu­riz­me ve ta­rım dı­şı kul­la­nım­la­ra açıl­ma­sı bir hu­kuk ih­la­li ola­rak ta­ri­he ge­çe­cek ve Türk çift­çi­si, AKP'den, bu­nun he­sa­bı­nı er geç so­ra­cak­tır di­yo­rum. Bu duy­gu­lar­la, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ka­ra­de­mir.

Şah­sı adı­na, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ah­met Ye­ni…

Şah­sı adı­na, Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mü­fit Yet­kin, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

A. MÜ­FİT YET­KİN (Şan­lı­ur­fa) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 2510 sa­yı­lı İskân Ka­nu­nu­na Bir Ek Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi hak­kın­da şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

1950 yı­lın­da ku­ru­lan, Tür­ki­ye-Su­ri­ye dev­let sı­nı­rı bo­yun­ca uza­nan Ceylânpı­nar Dev­let Üret­me Çift­li­ği 1 mil­yon 750 bin de­kar ara­zi­yi kap­sa­mak­ta­dır. Bu ara­zi­nin ta­ma­mı bi­rin­ci de­re­ce­de stra­te­jik böl­ge kap­sa­mın­da­dır. Ceylânpı­nar il­çe­si­nin de ge­lir kay­na­ğı ve is­tih­dam ka­pı­sı ol­ma­sı do­la­yı­sıy­la il­çey­le öz­deş­leş­miş­tir. Ta­rım İş­let­me­si Mü­dür­lü­ğü­nün bir yan­dan iş­çi is­tih­da­mı, di­ğer yan­dan ta­rı­ma el­ve­riş­li ge­niş ara­zi­le­rin iş­len­me­si gi­bi et­ken­le­ri nü­fu­sun hız­la art­ma­sı­na ne­den ol­muş­tur.

Ül­ke­mi­zin en önem­li ta­rım alan­la­rı ve su kay­nak­la­rı bu böl­ge­de­dir. Türk ta­rı­mın­da önem­li bir ye­re sa­hip olan Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si ara­zi­le­ri ku­ru­mun ara­zi var­lı­ğı­nın ta­ma­mı­nın yüz­de 47'si­ni, ya­ni, ya­rı­sı­na ya­kı­nı­nı oluş­tur­mak­ta­dır. Bu top­rak­lar­da, ül­ke ta­rı­mı­na hu­bu­bat to­hum­lu­ğu, en­düs­tri bit­ki­le­ri, ça­yır-me­ra ve yem bit­ki­le­ri, seb­ze to­hum­lu­ğu, fi­dan-fi­de üre­ti­miy­le bü­yük kat­kı sağ­la­mak­ta­dır. Da­mız­lık üre­ti­min­de ise sı­ğır­cı­lık, ko­yun­cu­luk ve civ­civ üre­ti­min­de­ki ge­liş­me­ler, yi­ne, ül­ke hay­van­cı­lı­ğı­nın ge­liş­me­sin­de en bü­yük ro­lü oy­na­mak­ta­dır.

Böl­ge­nin stra­te­jik ko­nu­mu do­la­yı­sıy­la, ili­miz Şan­lı­ur­fa Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si Mü­dür­lü­ğü­ne ait ara­zi için­de "gö­çer" ola­rak ta­bir edi­len, yak­la­şık el­li yıl­dır ya­şam­la­rı­nı bu top­rak­lar­da sür­dü­ren, 2 bi­ne ya­kın nü­fu­su bu­lu­nan bu va­tan­daş­la­rı­mı­zın so­run­la­rı 1995 yı­lın­dan bu ya­na resmî ma­kam­la­rın ra­por­la­rı­na gir­me­si­ne rağ­men ön­ce­ki hükûmet­le­rin ağır ih­mal­le­ri ve bu­gü­ne ka­dar ya­sal an­lam­da her­han­gi bir çö­züm yo­lu­na da gi­dil­me­me­sin­den do­la­yı, ma­ale­sef, bü­yük bir so­run ola­rak önü­müz­de dur­mak­tay­dı. Ta­bii ki, hu­ku­ki açı­dan ba­kıl­dı­ğın­da, gö­çer ta­bir edi­len bu in­san­la­rın iş­gal­ci ko­nu­mun­da ol­du­ğu, fa­kat, sos­yal açı­dan ba­kıl­dı­ğın­da ise mut­la­ka çö­züm ge­ti­ril­me­si ge­re­ken sos­yal bir so­run hâli­ne gel­di­ği gö­rül­mek­tey­di. Gö­çer­lik­ten zi­ya­de iş­let­me­ye ait top­rak­lar­da yer­le­şik bir şe­kil­de ika­met et­mek­te olan bu in­san­la­rın, da­ha ön­ce de ifa­de et­ti­ğim gi­bi, yıl­lar­ca so­run­la­rı göz ar­dı edi­le­rek du­yar­sız ka­lın­ma­sı se­be­biy­le böl­ge­de­ki ko­nu­mu da­ha has­sas bir hâle ge­tir­miş­tir. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­den çı­ka­rı­la­cak bu ya­say­la Ba­kan­lar Ku­ru­lu­nun ala­ca­ğı ka­rar­lar doğ­rul­tu­sun­da be­lir­le­ne­cek en uy­gun alan­da bu ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re iskân et­ti­ril­me­si, ay­rı­ca, hak sa­hi­bi bu ai­le­le­re hay­van­la­rı­nı ot­lat­ma­la­rı için me­ra ve is­ter­ler­se ye­ni yer­le­şim ye­rin­de ko­nut yap­ma­la­rı­nı des­tek­le­mek ama­cıy­la ken­di evi­ni ya­pa­na da yar­dım me­to­duy­la bu ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re de kre­di kul­lan­dı­rıl­ma­sı imkânıy­la 21'in­ci yüz­yı­la ya­ra­şır, da­ha mo­dern, da­ha sağ­lık­lı ve in­san­ca ya­şa­ma hak­la­rı sağ­la­na­cak­tır.

Bu ka­nu­nun çık­ma­sın­da KİT Ko­mis­yo­nu­nun önem­li ro­lü var­dır. Ben, özel­lik­le ken­di­le­ri­ne te­şek­kür edi­yo­rum. Hükûme­ti­miz bu el­li yıl­lık prob­le­mi çöz­mek­te­dir ve in­şal­lah in­san­la­rı­mız bu­ra­da da­ha ra­hat ve hu­zur­lu bir şe­kil­de ya­şa­ya­cak­lar­dır. Şim­di­ye ka­dar­ki hükûmet­ler­ce ta­ma­men ih­mal edi­len, ta­bi­ri ye­rin­de ise bir çi­vi da­hi ça­kıl­ma­yan Ceylânpı­nar, AK Par­ti Hükûme­ti­miz ta­ra­fın­dan ya­pı­lan ve bun­dan son­ra da ya­pıl­ma­sı de­vam ede­cek olan bu ya­tı­rım­lar­la ye­ni bir çeh­re ka­zan­mış­tır ve bu il­çe­mi­zin da­ha ra­hat ne­fes al­ma­sı­nı sağ­la­mış­tır. Mec­li­si­miz ta­ra­fın­dan çı­ka­rı­lan bu ya­sa ve yö­net­me­lik­ler, son el­li yıl­da ya­pı­lan dü­zen­le­me­le­re eş de­ğer ol­ma­ya de­vam et­mek­te­dir. Bu dü­zen­le­me­ler ül­ke­mi­zin olum­lu yön­de de­ği­şi­mi­ni, ge­li­şi­mi­ni ha­zır­la­yan bir sü­reç­tir. Ya­pı­la­cak olan bu dü­zen­le­me, ta­rım­sal ve hay­van­cı­lık ala­nın­da ül­ke­mi­zin kal­kın­ma­sı ve üre­ti­ci­le­ri­mi­zin ge­li­şi­min­de bü­yük kat­kı­lar sağ­la­ya­cak­tır.

Ka­nu­nun, ili­miz Şan­lı­ur­fa ve Ceylânpı­nar il­çe­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Yet­kin.

Mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 3- Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu, Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li… Yok.

Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Zül­fi­kar İzol, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın İzol, sü­re­niz beş da­ki­ka.

ZÜL­Fİ­KAR İZOL (Şan­lı­ur­fa) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ceylânpı­nar il­çe­sin­de Ta­rım İş­let­me­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­ne bağ­lı ta­rım iş­let­me­si­nin ara­zi­le­rin­de ya­şa­yan gö­çer­le­re ye­ni yer­le­şim ye­ri ve hay­van­cı­lık ya­pa­bil­me­le­ri için de me­ra ala­nı tah­sis edi­le­bil­me­si için 2510 Sa­yı­lı İskân Ka­nu­nu­na Bir Ek Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi hak­kın­da şah­sım ve AK Par­ti Gru­bum adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım.

Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si Mü­dür­lü­ğü, ilk ola­rak 1943 yı­lın­da Zi­rai Kom­bi­na­lar Ur­fa Grup Amir­li­ği ola­rak ku­rul­muş­tur. 1950 yı­lın­da Dev­let Üret­me Çift­li­ği ve 1984 yı­lın­da ise Tİ­GEM'e bağ­lı bir ta­rım iş­let­me­si ola­rak kul­la­nıl­ma­ya baş­lan­mış­tır. Hâlen bu sta­tü­de hiz­met gö­ren iş­let­me­nin top­lam ara­zi bü­yük­lü­ğü 1 mil­yon 750 bin de­kar­dır. Cum­hu­ri­yet dö­ne­mi bo­yun­ca iş­let­me ara­zi­le­rin­den yak­la­şık ola­rak 250 bin de­ka­rı çe­şit­li ne­den­ler­le iş­let­me ara­zi­si dı­şın­da kal­mış­tır. Bu ka­yıp­la­rın en önem­li­si, 1981 yı­lın­da Be­yaz­ku­le ara­zi­si için­de, Af­ga­nis­tan'dan ge­len göç­men­le­re tah­sis edi­len ala­nı oluş­tur­mak­ta­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si ara­zi­le­ri, cum­hu­ri­yet ta­ri­hi bo­yun­ca böl­ge hal­kı­nın çe­kim mer­ke­zi ol­muş­tur. Yaz ay­la­rın­da Ka­ra­ca­dağ etek­le­rin­de ya­şam­la­rı­nı sür­dü­ren ko­yun ye­tiş­ti­ri­ci­le­ri, kış ay­la­rın­da da sü­rü­le­ri­ni so­ğuk­tan ko­ru­mak için Ceylânpı­nar Tİ­GEM İş­let­me­si­ne ge­tir­miş­ler­dir. Baş­lan­gıç­ta kı­şın ge­lip ya­zın Ka­ra­ca­dağ etek­le­ri­ne dö­nen bu in­san­la­ra, bu ko­num­la­rın­dan do­la­yı "gö­çer" adı ve­ril­miş­tir. Kış mev­si­min­de Tİ­GEM ara­zi­si için­de kal­ma­la­rı­na izin ve­ri­len gö­çer­ler, ön­ce­le­ri ko­yun­la­rı­na ağıl çe­vi­rip ken­di­le­ri de kıl ça­dır­lar­da ya­şar­ken, da­ha son­ra­la­rı hem ko­yun­la­rı­na ağıl hem de ken­di­le­ri­ne ev yap­ma­ya baş­la­mış­lar­dır.

Ha­len Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­le­ri sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de top­lam 25 yer­le­şim bi­ri­min­de, Ceylânpı­nar Kay­ma­kam­lı­ğı ta­ra­fın­dan ve­ri­len resmî sa­yı­la­rı 2 bin, resmî ol­ma­yan sa­yı­la­rı yak­la­şık ola­rak 4.500 olan va­tan­daş­la­rı­mız, hay­van­cı­lık ya­pa­rak ha­yat­la­rı­nı sür­dür­mek­te­dir. Bu va­tan­daş­la­rı­mı­zın te­mel so­ru­nu, ge­çim ve iskândır. Bü­yük bir ço­ğun­lu­ğu­nun nü­fus cüz­da­nı ol­ma­dı­ğı için, eği­tim, sağ­lık gi­bi ka­mu hiz­met­le­rin­den de ya­rar­lan­ma­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, gö­çer­le­rin iskân ede­bil­me­si cum­hu­ri­yet son­ra­sın­da da bir dev­let po­li­ti­ka­sı ola­rak be­nim­sen­miş, bu po­li­ti­ka dö­nem dö­nem ha­ya­ta ge­çi­ril­miş­tir. Gö­çer­le­rin iskânın­da en önem­li ne­den­ler­den bi­ri­si sos­yal ve eko­no­mik ge­liş­me­le­rin gö­çer hay­van­cı­lı­ğı­nı mar­ji­nal­leş­tir­miş ol­ma­sı, bir di­ğe­ri ise gö­çer top­lu­luk­la­rı­nın yay­lak ve kış­lak­lar üze­rin­de­ki ge­le­nek­sel kul­la­nım hak­la­rı­nı bü­yük öl­çü­de kay­bet­me­si­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, şu an­da gö­rüş­tü­ğü­müz ka­nun tek­li­fi­ne gö­re, Ta­rım İş­let­me­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si ara­zi­si için­de gö­çer ola­rak ya­şa­dık­la­rı ve hay­van­cı­lık dı­şın­da bir iş­le uğ­raş­ma­dık­la­rı an­la­şı­lan ki­şi­ler, ai­le­le­riy­le bir­lik­te hak sa­hi­bi sa­yı­la­cak. Bu hak sa­hip­le­ri, Top­rak Ko­ru­ma ve Ara­zi Kul­la­nı­mı Ka­nu­nu'nda ge­ti­ri­len sı­nır­la­ma­la­ra uyul­mak ko­şu­luy­la, Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si ara­zi­si dı­şın­da, Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rıy­la be­lir­le­ne­cek bir ara­zi­de iskân edi­le­cek. Gö­çer­le­re, hay­van­la­rı­nı ot­lat­ma­la­rı için me­ra va­sıf­lı ara­zi tah­sis edi­le­cek. İs­ter­ler­se ye­ni yer­le­şim ye­rin­de ko­nut yap­ma­la­rı­nı des­tek­le­mek ama­cıy­la, ken­di evi­ni ya­pa­na yar­dım me­to­duy­la kre­di kul­lan­dı­rı­la­bi­le­cek. Kre­di için ih­ti­yaç du­yu­la­cak öde­nek, yıl­la­rı büt­çe ka­nun­la­rıy­la gös­te­ri­le­cek­tir. Bu hak sa­hip­le­ri, ken­di­le­ri­ne ve­ri­le­cek ta­şın­maz mal­la­rın tes­li­min­den iti­ba­ren üç ay­lık sü­re so­nun­da Ceylânpı­nar Ta­rım İş­let­me­si ara­zi­si­ni bo­şal­ta­cak­tır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; so­nuç ola­rak, dev­le­tin, bu böl­ge­de ya­şa­yan va­tan­daş­la­rı­mı­zın iskân so­ru­nu­nun bir an ön­ce çö­züm­len­me­si ve her va­tan­da­şı­na sağ­la­dı­ğı in­san­ca ya­şa­ma ko­şul­la­rı­nı in­san­la­ra da sağ­la­ma­sı ge­re­kir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

ZÜL­FİKAR İZOL (De­vam­la) - Bu va­tan­daş­la­rı­mı­zın iskân so­run­la­rı­nı çö­zer­ken baş­ka so­run­la­rı­nın doğ­ma­sı­na imkân ve­ril­me­me­si ko­nu­sun­da dik­kat et­me­li­yiz; yok­sa, da­ha kar­ma­şık so­run­la­rın doğ­ma­sı­na ne­den ola­bi­lir en­di­şe­si­ni de ta­şı­mak­ta­yım.

Bü­yük bir ço­ğun­lu­ğu­nun nü­fus cüz­da­nı yok­tur. Bu in­san­lar ön­ce­lik­le nü­fu­sa kay­de­dil­me­li­dir­ler. Bu va­tan­daş­la­rı­mız dev­le­ti­ni, mil­le­ti­ni, top­ra­ğı­nı ve bay­ra­ğı­nı se­ven in­san­lar­dır. On­la­rı ka­der­le­riy­le baş ba­şa bı­ra­ka­ma­yız. Hem halk ola­rak hem dev­let ola­rak yan­la­rın­da ol­du­ğu­mu­zu bil­me­li­dir­ler, bun­dan kuş­ku duy­ma­ma­lı­dır­lar.

Bu ka­nu­nun, Şan­lı­ur­fa Ceylânpı­nar'da bu­lu­nan, gö­çe­be ya­şa­yan va­tan­daş­la­rı­mı­za ha­yır ge­tir­me­si­ni Ce­na­bı Al­lah'tan di­li­yo­rum, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın İzol.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de üze­rin­de­ki ko­nuş­ma­lar ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

İç Tü­zük'ün 86'ncı mad­de­si­ne gö­re oyu­nun ren­gi­ni açık­la­mak is­te­yen, leh­te ol­mak üze­re Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li Sa­yın En­sar Öğüt… Yok.

Şim­di, tek­li­fin tü­mü­nü oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

Tek­li­fin tü­mü­nü oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Tek­lif, ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır.

Ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum ve bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati : 21.28

AL­TIN­CI OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 21.37

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur), Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 78'in­ci Bir­le­şi­mi'nin Al­tın­cı Otu­ru­mu'nu açı­yo­rum.

Ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri­ni gö­rüş­me­ye de­vam ede­ce­ğiz.

7'nci sı­ra­da yer alan Em­ni­yet Teş­ki­la­tı Uçuş Hiz­met­le­ri Taz­mi­nat Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve İçiş­le­ri ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

7.- Em­ni­yet Teş­ki­la­tı Uçuş Hiz­met­le­ri Taz­mi­nat Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve İçiş­le­ri ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/437) (S. Sa­yı­sı: 1150)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

8'in­ci sı­ra­da yer alan Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

8.- Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Grup Baş­kan­ve­ki­li Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Fa­ruk Çe­lik'in, İmar Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ve Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm ile Ada­let Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (2/820) (S. Sa­yı­sı: 1337)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

9'un­cu sı­ra­da yer alan Da­rü­la­ce­ze Mü­es­se­se­si Ge­nel Mü­dür­lü­ğü Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Sağ­lık Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile İçiş­le­ri Ko­mis­yon­la­rı ra­por­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

9.- Da­rü­la­ce­ze Mü­es­se­se­si Ge­nel Mü­dür­lü­ğü Ku­ru­luş ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Sağ­lık, Ai­le, Ça­lış­ma ve Sos­yal İş­ler ile İçiş­le­ri Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/988) (S. Sa­yı­sı: 922)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

BAŞ­KAN - 10'un­cu sı­ra­da yer alan Ge­ce­kon­du Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

10.- Ge­ce­kon­du Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1254) (S. Sa­yı­sı: 1266) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet? Ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1266 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de söz is­te­yen, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Meh­met Par­lak­yi­ğit, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET PAR­LAK­Yİ­ĞİT (Kah­ra­man­ma­raş) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1266 sı­ra sa­yı­lı, Ge­ce­kon­du Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru hak­kın­da Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Ön­ce­lik­le, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

                         

(x) 1266 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu ta­sa­rıy­la Ge­ce­kon­du Ka­nu­nu kap­sa­mın­da çok önem­li ya­sal dü­zen­le­me­ler ve ku­rum­lar ara­sı yet­ki de­ği­şik­li­ği ya­pıl­mak is­ten­mek­te­dir. "Ge­ce­kon­du" söz­cü­ğüy­le -he­pi­ni­zin bil­di­ği gi­bi- imar ve ya­pı iş­le­ri­ni dü­zen­le­yen mev­zu­ata ve ge­nel hü­küm­le­re bağ­lı ka­lın­mak­sı­zın, ken­di­si­ne ait ol­ma­yan ara­zi ve­ya ar­sa­lar üze­rin­de sa­hi­bi­nin rı­za­sı alın­ma­dan ya­pı­lan izin­siz ya­pı­lar kas­te­dil­mek­te­dir. 775 sa­yı­lı ve 30/7/1966 ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­ren bu Ya­sa, ilk uy­gu­la­ma gü­nün­den baş­la­ya­rak ve sı­ra­sıy­la ön­ce İmar ve İskân Ba­kan­lı­ğı, son­ra­sın­da da Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­nın so­rum­lu­luk­la­rın­da ve il­gi­li be­le­di­ye­le­rin ara­cı­lı­ğın­da, ka­çak ya­pı­laş­ma­yı ön­le­ye­rek dar ge­lir­li ve ih­ti­yaç sa­hi­bi yurt­taş­la­ra sos­yal ni­te­lik­li ko­nut­lar ka­zan­dır­ma­yı amaç­la­mış­tır. Ül­ke ge­ne­lin­de 775 sa­yı­lı Ge­ce­kon­du Ya­sa­sı'nın uy­gu­la­na­bil­me­si ve he­de­fi­ne ula­şı­la­bil­me­si, ge­rek­li ar­sa­la­rın te­mi­ni ve bu ar­sa­lar ile il­gi­li ka­mu­laş­tır­ma hiz­met­le­ri­nin yü­rü­tül­me­si, ıs­la­ha muh­taç ve­ya tas­fi­ye­si ge­re­ken ge­ce­kon­du böl­ge­le­ri ile ye­ni­den halk ko­nu­tu ya­pı­mı­na tah­sis edi­le­cek sa­ha­la­rın se­çi­mi, ha­ri­ta­la­rın ha­zır­lan­ma­sı, imar ve ıs­lah prog­ram­la­rı­nın dü­zen­len­me­si, bi­lin­di­ği gi­bi, çok bü­yük bir eko­no­mik kay­na­ğın var­lı­ğıy­la müm­kün ola­bi­le­cek­tir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 775 sa­yı­lı Ge­ce­kon­du Ya­sa­sı'nın 12'nci mad­de­si, bu hiz­met­ler­de kul­la­nı­la­cak fon­la­rın teş­ki­li­ni ve kul­la­nıl­ma­sı­nı hük­me bağ­la­mış­tır. Yi­ne, il­gi­li Ya­sa'nın 13'ün­cü mad­de­si, 12'nci mad­de ge­re­ğin­ce teş­kil edi­len fon­lar­da top­la­nan pa­ra­la­rın, İmar ve İskân Ba­kan­lı­ğın­ca ona­nan plan ve pro­je­le­re gö­re halk ko­nu­tu ya­pıl­ma­sın­da, ıs­lah olu­na­cak ge­ce­kon­du böl­ge­le­ri ile ye­ni­den te­sis edi­le­cek ge­ce­kon­du ön­le­me böl­ge­le­ri­nin yol, mey­dan, ka­na­li­zas­yon, su, elek­trik ve te­sis­le­ri­nin İmar ve İskân Ba­kan­lı­ğın­ca ona­nan pro­je­le­re gö­re ya­pıl­ma­sın­da ve­ya ona­rıl­ma­sın­da ve bu Ka­nun ge­re­ğin­ce ya­pıl­ma­sı ge­re­ken tes­pit, ha­ri­ta alı­mı, plan ve pro­je hiz­met­le­rin­de kul­la­nı­la­ca­ğı­nı hü­küm al­tı­na al­mak­ta­dır. Bu bağ­lam­da, 9/9/2002 ta­ri­hi­ne ka­dar oluş­tu­ru­lan fon­lar, 775 sa­yı­lı Ka­nun'un 14'ün­cü mad­de­si uya­rın­ca kul­la­nıl­mış, an­cak, söz ko­nu­su olan fon 23/5/2000 ta­rih­li ve 4568 sa­yı­lı Ka­nun'la tas­fi­ye edi­le­rek, bü­tün var­lık­la­rı Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı adı­na açı­lan ge­ce­kon­du ge­lir he­sa­bı­na dev­re­dil­miş­tir. Bu du­rum­da, bir yan­dan Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğın­ca Ka­nun'un uy­gu­lan­ma­sı­na de­vam edi­lir­ken, di­ğer yan­dan uy­gu­la­ma­nın fi­nans­man kay­na­ğı olan fo­nun tas­fi­ye edi­le­rek ge­lir he­sa­bı şek­lin­de Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­na dev­re­dil­me­si 775 sa­yı­lı Ge­ce­kon­du Ka­nu­nu'nun uy­gu­la­ma­la­rı­nı son de­re­ce zor ve sağ­lık­sız bir du­ru­ma ge­tir­miş­tir. 775 sa­yı­lı Ge­ce­kon­du Ka­nu­nu uy­gu­la­ma­la­rı­nın ve fi­nans­man kay­na­ğı­nın ay­nı ku­ru­mun yö­ne­ti­mi al­tın­da ol­ma­sı, uy­gu­la­ma­la­rın da­ha hız­lı, et­kin ve sağ­lık­lı yü­rü­tül­me­si ba­kı­mın­dan ge­rek­li gö­rül­mek­te­dir. Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­nın ka­nun­la­ra da­ya­lı ola­rak üst­len­di­ği mis­yon dik­ka­te alın­dı­ğın­da, plan­lı ar­sa ve ko­nut üre­ti­mi­ne yö­ne­lik fa­ali­yet­ler ile ge­ce­kon­du­laş­ma­nın ön­len­me­si­ne yö­ne­lik fa­ali­yet­le­rin tek mer­kez­den ve hiz­met bü­tün­lü­ğü­nü sağ­la­ya­cak şe­kil­de yü­rü­tül­me­si­nin da­ha ya­rar­lı ola­ca­ğı ve bu­nun için Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğın­ca yü­rü­tü­len 775 sa­yı­lı Ge­ce­kon­du Ka­nu­nu kap­sa­mın­da­ki fa­ali­yet­ler­le il­gi­li iş­lem­le­rin Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­na dev­re­dil­me­sin­de ka­mu ya­ra­rı bu­lun­du­ğu dü­şü­nül­müş­tür.

Bu ta­sa­rı­nın ya­sa­laş­ma­sıy­la 775 sa­yı­lı Ge­ce­kon­du Ka­nu­nu uy­gu­la­ma­la­rı­na Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğın­ca de­vam edil­me­si ön­gö­rül­mek­te­dir. Bu şe­kil­de, yö­ne­tim­de bir­lik­te­lik sağ­la­na­rak, ön­ce­lik­le plan­sız ya­pı­laş­ma ve ge­ce­kon­du­laş­ma­nın ön­len­me­si ve ül­ke­miz­de ko­nut üre­tim sek­tö­rü­nün teş­vik edi­le­rek hız­la ar­tan ko­nut ta­le­bi­nin plan­lı bir şe­kil­de kar­şı­lan­ma­sı he­def­len­miş­tir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, 2985 sa­yı­lı ve 17/3/1984 ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­ren Top­lu Ko­nut Ya­sa­sı'nın amaç ve kap­sa­mı ise, ko­nut ih­ti­ya­cı­nın ül­ke ge­ne­lin­de kar­şı­lan­ma­sı­nı, ko­nut in­şa­atı­nı ya­pan­la­rın uy­mak zo­run­da ola­ca­ğı usul ve esas­la­rın dü­zen­len­me­si­ni, ül­ke şart­la­rı­na uy­gun en­düs­tri­yel in­şa­at tek­nik­le­ri ile araç ve ge­reç­le­rin ge­liş­ti­ril­me­si­ni, ferdî ve top­lu ko­nut kre­di­si ve­ril­me­si­ni, ge­ce­kon­du alan­la­rı­nın dö­nü­şü­mü­ne, ta­rihî do­ku ve yö­re­sel mi­ma­ri­nin ko­ru­nup ye­ni­len­me­si­ne yö­ne­lik pro­je­ler üre­til­me­si­ni, top­lu ko­nut alan­la­rı­na ar­sa te­min edil­me­si­ni, araş­tır­ma, tu­rizm alt­ya­pı­la­rı, ko­nut alt­ya­pı­la­rı, okul,  ka­ra­kol, iba­det­ha­ne, sağ­lık te­sis­le­ri, spor te­sis­le­ri, pos­ta­ne, ço­cuk park­la­rı ben­ze­ri te­sis­le­ri ve ko­nut sek­tö­rü sa­na­yi­ini teş­vik için ya­tı­rım yap­ma­yı kap­sar, şek­lin­de ifa­de edil­miş­tir. 

Gö­rü­şül­mek­te olan ta­sa­rı­nın 1'in­ci mad­de­siy­le, 775 sa­yı­lı ve 20/7/1966 ta­rih­li Ge­ce­kon­du Ka­nu­nu'nun 5, 8, 13, 16, 19 ve 28'in­ci mad­de­le­rin­de yer alan "İmar ve İskân Ba­kan­lı­ğı­nın" iba­re­le­ri "Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­nın"; 7, 13, 16, 17, 20, 24, 27, 31 ve 35'in­ci mad­de­le­rin­de yer alan "İmar ve İskân Ba­kan­lı­ğın­ca" iba­re­le­ri "Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğın­ca"; 7, 19, 31, 36'ncı mad­de­le­rin­de yer alan "İmar ve İskân Ba­kan­lı­ğı" iba­re­le­ri "Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı"; 16'ncı mad­de­sin­de yer alan "İmar ve İskân Ba­kan­lı­ğı­na gön­de­ri­lir." iba­re­si "Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­na gön­de­ri­lir."; 20'nci mad­de­sin­de yer alan "adı ge­çen Ba­kan­lı­ğa" iba­re­si "Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­na", "Ba­kan­lık" iba­re­si "Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı"; 24'ün­cü mad­de­sin­de yer alan "adı ge­çen Ba­kan­lık­ça" iba­re­si "Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğın­ca"; 26'ncı mad­de­sin­de yer alan "Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğın­ca" iba­re­le­ri "Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğın­ca"; 29'un­cu mad­de­sin­de yer alan "İmar ve İskân Ba­kan­lı­ğı­nın ve­ya bu Ba­kan­lık­ça" iba­re­le­ri "Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­nın ve­ya anı­lan Baş­kan­lık­ça"; 31'in­ci mad­de­sin­de yer alan "ve bu Ba­kan­lı­ğın iz­ni ile" iba­re­si "ve bu Baş­kan­lı­ğın iz­niy­le", "adı ge­çen Ba­kan­lık­ça" iba­re­le­ri "Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğın­ca"; 35'in­ci mad­de­sin­de yer alan "İçiş­le­ri ile İmar ve İskân Ba­kan­lık­la­rı" iba­re­si "İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı ve Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı" ola­rak; ek 2'nci mad­de­sin­de yer alan "Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­na" iba­re­si "Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­na" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­miş, 36'ncı mad­de­sin­de yer alan "ka­nu­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­den iti­ba­ren 6 ay için­de" iba­re­si mad­de met­nin­den çı­ka­rıl­mış­tır, şek­lin­de ye­ni ta­sa­rı­da ya­sal dü­zen­le­me­ler ge­ti­ril­miş­tir.

Ta­sa­rı­nın 2'nci mad­de­sin­de, 775 sa­yı­lı Ge­ce­kon­du Ka­nu­nu'na ek 4'ün­cü mad­de ile 189 sa­yı­lı Millî Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğı iskân ih­ti­yaç­la­rı için bu Ba­kan­lık­ça kul­la­nı­lan gay­ri­men­kul­ler­den lü­zu­mu kal­ma­yan­la­rın sa­tıl­ma­sı­na, ka­nun kap­sa­mın­da bu­lu­nan ta­şın­maz­lar ile her­han­gi bir ka­mu hiz­me­ti­ne tah­sis edil­miş olan ta­şın­maz­lar ha­riç ol­mak üze­re mül­ki­ye­ti Ha­zi­ne­ye ait olup, 775 sa­yı­lı Ka­nu­na gö­re Top­lu Ko­nut İda­re­si Ba­kan­lı­ğın­ca baş­la­tı­la­cak pro­je­ler çer­çe­ve­sin­de kul­la­nı­la­cak olan ta­şın­maz­lar, be­del­siz ola­rak Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­na dev­re­di­le­rek, anı­lan Baş­kan­lı­ğın ta­le­bi ve Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı­nın ona­yı ile ta­pu­da Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­ka­lı­ğı adı­na tes­cil edi­lir, de­nil­mek­te­dir.

Ek 5'in­ci mad­dey­le, 775 sa­yı­lı Ka­nun'un ön­gör­dü­ğü hiz­met­ler Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğın­ca ye­ri­ne ge­ti­ri­le­ce­ği için, hiz­met­le­rin za­ma­nın­da ve et­kin bir şe­kil­de yü­rü­tül­me­si­ni te­mi­nen söz ko­nu­su İda­re­de ye­te­ri sa­yı­da per­so­nel için kad­ro ih­das edil­me­si ön­gö­rül­müş­tür.

Ek­le­nen ge­çi­ci 9'un­cu mad­dey­le, hiz­met bi­na­la­rı ve 189 sa­yı­lı Millî Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğı İskân İh­ti­yaç­la­rı Hak­kın­da­ki Ka­nun kap­sa­mın­da bu­lu­nan ta­şın­maz­lar ile her­han­gi bir ka­mu hiz­me­ti­ne tah­sis edil­miş olan ta­şın­maz­lar ha­riç ol­mak üze­re, 775 sa­yı­lı Ge­ce­kon­du Ka­nu­nu'nun uy­gu­lan­ma­la­rın­da kul­la­nıl­mak üze­re Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­na tah­sis edil­miş ve­ya Ba­kan­lık­ça plan­lan­mış pro­je­ler kap­sa­mın­da kal­mak­la bir­lik­te he­nüz adı ge­çen Ba­kan­lı­ğa tah­sis edil­me­miş ha­zi­ne mal­la­rı­nın ka­nu­nun bun­dan son­ra­ki uy­gu­la­yı­cı­sı olan Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­na dev­ri­ni; ay­rı­ca, Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğın­da 775 sa­yı­lı Ka­nun'un uy­gu­lan­ma­sın­da­ki iş ve iş­lem­le­ri yü­rü­ten bu ko­nu­da ye­ter­li bil­gi ve tec­rü­be­ye sa­hip per­so­ne­lin Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı için ih­das edi­len kad­ro­la­ra atan­ma­sı ön­gö­rül­müş­tür.

Ta­sa­rı­nın 3'ün­cü mad­de­siy­le, 775 sa­yı­lı Ge­ce­kon­du Ka­nu­nu'nda de­ği­şik­lik ya­pan 3414 sa­yı­lı Ka­nun'un 775 sa­yı­lı Ka­nun'la il­gi­li olan ge­çi­ci 1'in­ci mad­de­sin­de yer alan, 11/6/1985 ta­ri­hin­den ön­ce 775 sa­yı­lı Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re, Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­nın yet­ki­si­ne da­ya­nı­la­rak baş­la­tıl­mış olan iş ve iş­lem­le­re adı ge­çen Ba­kan­lık­ça de­vam edi­lir; bu Ka­nun'la ön­gö­rü­len de­vir iş­lem­le­ri ile bi­rin­ci fık­ra­da­ki iş ve iş­lem­ler bu Ka­nun'a esas olan Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­nin ya­yı­mı ta­ri­hin­den iti­ba­ren en geç beş yıl için­de so­nuç­lan­dı­rı­lır. 775 sa­yı­lı Ka­nun'un 14'ün­cü mad­de­si­ne gö­re ku­rul­muş bu­lu­nan fo­nun ida­re­si ile bu fo­na ait bü­tün hak, yet­ki ve ve­ci­be­ler de ikin­ci fık­ra­da be­lir­ti­len sü­re için­de Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğın­ca kul­la­nı­lır, ifa­de­le­ri­nin ta­sa­rı­nın ge­ne­lin­de ya­pı­lan de­ği­şik­lik­ler so­nu­cu uy­gu­la­na­bi­lir­li­li­ği kal­ma­ya­ca­ğı için bu mad­de­nin ta­ma­mı­nın yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­ma­sı ön­gö­rül­müş­tür.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; özet­le, Ku­ru­luş Ya­sa­sı'nda­ki so­rum­lu­luk­la­rı­na ek ola­rak, bu ta­sa­rı­nın ya­sa­laş­ma­sıy­la bir­lik­te, ge­ce­kon­du so­ru­nu­nun çö­zü­mü gi­bi de­va­sa bir pro­je­yi de so­rum­lu­luk ala­nı­na ka­tan Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­nın ül­ke ge­ne­lin­de­ki ken­di ko­nu­muy­la il­gi­li so­rum­lu­lu­ğu da­ha da art­mış­tır. Bun­la­ra ek ola­rak, kent­sel dö­nü­şüm pro­je­le­ri­ni uy­gu­la­yan An­ka­ra, İs­tan­bul gi­bi met­ro­pol be­le­di­ye­le­rin­de de top­lu ko­nut uy­gu­la­ma­la­rın­da yü­rüt­me­nin ba­şın­da Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­nın ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz. Özel­lik­le, 2985 sa­yı­lı Ku­ru­luş Ya­sa­sı'nın 6'ncı mad­de­si­ne gö­re, bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re ya­pı­la­cak iş­lem­ler­de 70 sa­yı­lı Ka­nun Hük­mün­de Ka­rar­na­me­nin 38 ve 50'nci mad­de­le­ri, 1050 sa­yı­lı Mu­ha­se­bei Umu­mi­ye Ka­nu­nu, 832 sa­yı­lı Sa­yış­tay Ka­nu­nu ve 2886 sa­yı­lı Dev­let İha­le Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­nin uy­gu­la­na­ma­ya­ca­ğı gi­bi ay­rı­ca­lık­la­rın da ta­nın­dı­ğı Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı, ka­mu­oyu­nun ya­kın gö­ze­ti­min­de­dir. Ör­ne­ğin, kent­sel dö­nü­şüm kav­ra­mı, gü­nü­müz­de kent plan­la­ma­sı­nın en önem­li ko­nu­su hâli­ne ge­ti­ril­miş­tir.

Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı ve bü­yük­şe­hir be­le­di­ye­le­ri baş­ta ol­mak üze­re bir­çok be­le­di­ye, şu ve­ya bu öl­çek­te ge­ce­kon­du alan­la­rı­nın iyi­leş­ti­ril­me­sin­den baş­la­yıp, ulus­la­ra­ra­sı ser­ma­ye­nin ve gay­ri­men­kul ya­tı­rım or­tak­lık­la­rı­nın da­hi il­gi­si­ni çe­ken bü­yük pro­je­le­re ka­dar uza­nan bir yel­pa­ze­de pro­je­ler ha­zır­lı­yor. Av­ru­pa Bir­li­ği, Dün­ya Ban­ka­sı ve ulus­la­ra­ra­sı kre­di ku­ru­luş­la­rı ile ban­ka­cı­lık sis­te­mi, bu pro­je­le­rin fi­nans­ma­nı­na yö­ne­lik gi­ri­şim­ler­de bu­lun­mak­ta­dır­lar.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, her öl­çek­te gün­de­me ge­ti­ri­len kent­sel dö­nü­şüm pro­je­le­ri­nin or­tak özel­lik­le­ri ne­dir di­ye ba­kıl­dı­ğın­da, ye­ni bir sos­yal ve eko­no­mik iliş­ki sis­te­ma­ti­ği ön­gör­me­le­ri, uzun va­de­li mak­ro plan­lar­dan ba­ğım­sız ola­rak dü­şü­nül­me­le­ri, dep­rem teh­li­ke­si de ba­ha­ne edi­le­rek iyi­leş­tir­me­yi de­ğil, yı­kıp ye­ni­den yap­ma­yı esas al­ma­la­rı ve bü­tün bun­la­rı eko­no­mik ola­rak ya­pı­la­bi­lir kıl­mak için kent­sel ran­tı ar­tır­ma­ya ve ar­tan bu ran­tın ye­ni­den pay­la­şı­mı­nın ön­gö­rül­me­si­ne yö­ne­lik ol­ma­la­rı gö­rül­mek­te­dir.

Bi­lin­me­si ge­re­ken, kent­sel dö­nü­şüm pro­je­le­ri­nin, dar ge­lir­li ke­sim­le­rin ko­nut so­ru­nu­nun çö­zü­mü­ne yö­ne­lik atıl­mış bir adım ol­ma­dı­ğı­dır. Bu kav­ram al­tın­da gün­de­me ge­ti­ri­len tüm pro­je­le­rin or­tak özel­li­ği, is­ter ko­nut is­ter­se ti­ca­ret ala­nı ol­sun, or­ta ve üst ge­lir gru­bu­na yö­ne­lik ol­ma­la­rı­dır. Ni­te­kim, 1994 yı­lın­dan bu­gü­ne ka­dar, An­ka­ra Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si, ko­nut pro­je­le­ri­ni rant ama­cı­nı da­ha da be­lir­gin­leş­ti­re­rek de­vam et­ti­rir­ken kent mer­ke­zi­ne yö­ne­lik pro­je­le­ri gün­de­me ge­tir­mek­ten önem­le ka­çın­mış, ken­tin ge­liş­me­si­ni nâzım plan de­ğil rant ta­lep­le­ri yön­len­dir­miş, bu an­lam­sız uy­gu­la­ma­nın so­nun­da ken­tin bü­tün­lü­ğü ve ula­şım sis­te­mi yok edil­miş­tir. Gü­nü­müz­de man­tar gi­bi or­ta­ya çı­kan bü­yük lüks ko­nut pro­je­le­ri, bu an­la­yı­şın ve ör­güt­len­me bi­çi­mi­nin de­va­mı ni­te­li­ğin­de­dir ve top­lu­mun ko­nut so­ru­nu­nun çö­zü­mü ama­cıy­la her­han­gi bir il­gi­si yok­tur. Ama­cı dar ge­lir­li top­lum ke­sim­le­ri­nin ko­nut so­ru­nu­na kat­kı­da bu­lun­mak olan Baş­ba­kan­lık Top­lu Ko­nut İda­re­si da­hi bu ama­cı­nı ikin­ci pla­na at­mış, üst ge­lir gru­bu­na yö­ne­lik pres­tij pro­je­le­ri­ne yo­ğun­laş­mış­tır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ba­zı alan­lar­da hız­la ger­çek­le­şen, ba­zı alan­lar­da ise hâlen po­tan­si­yel ola­rak bek­le­yen bu rant, kent­le­rin eko­no­mik güç da­ğı­lı­mı­nın ve ha­ri­ta­la­rı­nın de­ğiş­me­si­ne yol aç­mış­tır. Da­ha ön­ce ken­tin or­ta sı­nı­fı­nı oluş­tu­ran, eği­tim dü­ze­yi or­ta­la­ma­nın üs­tün­de olan ve kent­li dav­ra­nış bi­çi­mi­ni iç­sel­leş­tir­miş, ağır­lık­lı ola­rak üc­ret­li ke­sim, ha­yat bo­yu ça­lış­ma­la­rı so­nu­cun­da sağ­la­dık­la­rı bi­ri­kim­le­riy­le ken­te ye­ni ge­len ve ge­ce­kon­du ya­pa­rak ba­rın­ma so­ru­nu­nu çöz­mek zo­run­da ka­lan ke­sim­ler­den baş­la­rı­nı so­ka­cak ev sa­tın al­mak du­ru­mun­da bı­ra­kıl­mış­lar­dır.

Gü­nü­müz­de ran­tın ta­rif­le­ri de­ğiş­miş­tir. Ge­ce­kon­du hal­kı kent­sel dö­nü­şüm pro­je­le­riy­le ne­yin dö­nüş­tü­ğü­nü pek ya­kın­da an­la­ya­cak, dö­nü­şüm pro­je­le­ri so­nu­cun­da ye­ni­den ya­pı­lan ko­nut­lar­da otu­ra­ma­ya­cak, ken­tin da­ha az rant­lı ke­sim­le­ri­ne sü­rü­le­cek­ler­dir. Ta­rım yok edi­le­rek bü­yük şe­hir­le­re göç et­ti­ri­len in­san­lar için ba­rın­ma ih­ti­ya­cı ar­tık baş­lı ba­şı­na bir so­run hâli­ne gel­miş­tir.

So­nuç ola­rak, Top­lu Ko­nut İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­nın dik­ka­ti­ni, önem­li bul­du­ğum, ül­ke­min ve hal­kı­mın bu so­run­la­rı­na çek­mek is­ti­yo­rum. Bu dü­şün­ce­ler­le, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Par­lak­yi­ğit.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ça­lış­ma sü­re­miz dol­mak üze­re­dir.

Ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri­ni sı­ra­sıy­la gö­rüş­mek için 22 Mart 2007 Per­şem­be gü­nü, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce sa­at 14.00'te top­lan­mak üze­re bir­le­şi­mi ka­pa­tı­yo­rum.

İyi ge­ce­ler.

Ka­pan­ma Sa­ati: 21.57