DÖNEM: 22 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
CİLT : 149
70’inci
Birleşim
1 Mart 2007 Perşembe
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.- Batman Milletvekili Mehmet Ali Suçin'in, tarım
sektöründe gelinen noktaya, tarımsal yapıdaki dönüşümün gerçekleştirilebilmesi
için son dönemde yapılan çalışmalara ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı'nın, Ankara
Mobilyacılar Sitesi esnafı ile mobilya sektörünün sorunlarına
ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Sakarya Milletvekili Süleyman Gündüz'ün, Birleşmiş
Milletler Lahey Uluslararası Adalet Divanı'nın Bosna-Hersek'in Srebrenica
kentinde Sırp-Çetnik saldırganların gerçekleştirdiği soykırımla
ilgili aldığı karara ilişkin gündem dışı konuşması
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Danimarka Parlamentosu Başkanı Christian
Mejdahl ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaretinin TBMM Başkanlık
Divanınca uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1211)
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent
Arınç'ın, Portekiz Meclis Başkanı Jaime Gama'nın davetine icabetle,
beraberinde bir Parlamento heyetiyle Portekiz'e resmî ziyarette
bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1212)
IV. - SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ
1.- (10/365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna
üye seçimi
2.- (10/351, 399, 417) Esas Numaralı Meclis Araştırması
Komisyonuna üye seçimi
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve
İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030)
(S. Sayısı: 904)
3.- Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı; Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur
ve 6 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin'in; Gelir Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul
Milletvekili Mehmet Mustafa Açıkalın'ın; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/1266, 2/926, 2/933, 2/934) (S. Sayısı: 1346)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Bursa Milletvekili Faruk Çelik ve 3 Milletvekilinin; Büyükşehir
Belediyesi Kanunu, Belediye Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu ve Mahallî
İdare Birlikleri Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ile İçişleri Komisyonu Raporu (2/911) (S. Sayısı: 1317)
5.- Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu
Raporu (1/1228) (S. Sayısı: 1264)
6.- Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa
Adam Hizmetleri Tazminatı Kanunu ve 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu
(1/1097) (S. Sayısı: 1134)
7.- Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/985) (S.
Sayısı: 925)
8.- Er ve Erbaş Harçlıkları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu
(1/998) (S. Sayısı: 926)
9.- İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani
Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; Hatay Milletvekili Züheyir Amber
ve 35 Milletvekilinin; İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara
Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun
1 ve 2 nci Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi;
Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun; 5434 Sayılı Emekli Sandığı
Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Şırnak Milletvekili Mehmet Tatar ve Denizli Milletvekili Ümmet
Kandoğan'ın; 24.2.1968 Tarih ve 1005 Sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş
Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması
Hakkında Kanunun 1 inci Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/714, 2/95, 2/161,
2/625) (S. Sayısı: 1350)
10.- Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Erzurum
Milletvekili Muzaffer Gülyurt'un; Sanayi ve Ticaret Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/942) (S. Sayısı: 1345)
VI. - OYLAMALAR
1.- Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısına verilen oyların sonucu
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak dört oturum
yaptı.
Ankara Milletvekili Haluk İpek, Ermeniler tarafından
1992 yılında Azerbaycan'ın Hocalı kentinde yapılan katliamın 15'inci
yıl dönümü münasebetiyle, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı
bünyesindeki Minsk Grubu'nun bir üyesi olarak Türkiye'nin, Yukarı Karabağ
sorununun çözüm sürecine katkı sağlama yönündeki aktif ve kararlı
politikasına devam etmesinin önemine,
Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, gerçekçi
edebiyat akımının öncülerinden olan Sabahattin Ali'nin doğumunun
100'üncü yıl dönümü münasebetiyle, edebiyatçı kişiliğine ve eserlerine,
İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Uluslararası
Üniversite Sporları Federasyonu'nun 2011 Dünya Üniversitelerarası
Kış Oyunları'nın Erzurum'da yapılması kararının bölgenin gelişmesine
sağlayacağı olumlu katkılara ilişkin gündem dışı konuşmasına Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin cevap verdi.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmının 449'uncu sırasında yer alan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarısı'nın bu kısmın 6'ncı, 13'üncü sırasında yer
alan 1317 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 7'nci, 396'ncı sırasında yer
alan 1264 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 8'inci, 344'üncü sırasında
yer alan 1134 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 9'uncu, 270'inci sırasında
yer alan 925 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 10'uncu, 271'inci sırasında
yer alan 926 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 11'inci, 452 nci sırasında
yer alan 1350 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 12'nci, 448'inci sırasında
yer alan 1345 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 13'üncü sırasına alınmasına
ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi, yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmının:
1'inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi'nin (2/212) (S. Sayısı:
305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon
raporu henüz gelmediğinden;
2'nci
sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı'nın (1/1030) (S. Sayısı: 904) görüşmeleri, ilgili
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından,
Ertelendi.
3'üncü
sırasında bulunan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret Anlaşmasının
(1/1235) (S. Sayısı: 1308),
4'üncü
sırasında bulunan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Transit Taşıma
Çerçeve Anlaşmasının (1/1077) (S. Sayısı: 1023),
5'inci
sırasında bulunan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Eğitim Enstitüsü
Kurucu Belgesinin (1/1026) (S. Sayısı: 965),
Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarıları, görüşmelerini müteakiben
elektronik cihazla yapılan açık oylamalardan sonra
6'ncı
sırasına alınan, Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı; Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur
ve 6 Milletvekilinin, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin'in, Gelir Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul
Milletvekili Mehmet Mustafa Açıkalın'ın, Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin (1/1266, 2/926, 2/933, 2/934) (S.
Sayısı: 1346) görüşmelerine başlanılarak 20'nci maddesine kadar
kabul edildi.
1 Mart 2007 Perşembe günü, alınan karar gereğince
saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 21.52'de son verildi.
İsmail Alptekin |
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
Mehmet Daniş |
Türkân Miçooğulları |
|
Çanakkale
|
İzmir |
|
Kâtip
Üye |
Kâtip
Üye |
No.: 94
II. - GELEN KÂĞITLAR
1 Mart 2007 Perşembe
Tasarı
1.-
Çeltik Ekimi Kanunu Tasarısı (1/1314) (Avrupa Birliği Uyum; Adalet
ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.2.2007)
Raporlar
1.-
17.1.2007 Tarihli ve 5574 Sayılı Türk Petrol Kanunu ve Anayasanın 89
uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek
Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/1301) (S. Sayısı:
1352) (Dağıtma tarihi:1.3.2007) (GÜNDEME)
2.-
Uşak Milletvekili Alim Tunç ve 6 Milletvekilinin; Yerel Yönetim Kuruluşlarına
Bağlı Hastanelerde Döner Sermaye Kurulması Hakkında Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Mehmet S. Tekelioğlu ve 11 Milletvekilinin;
Büyükşehir Belediyesi Kanununa Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında
Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu'nun;
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Belediye Kanununa Ek Madde Eklenmesi
Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/834,
2/803, 2/950) (S. Sayısı: 1353) (Dağıtma
tarihi:1.3.2007) (GÜNDEME)
3.-
Bursa Milletvekilleri Faruk Çelik ve Mustafa Dündar'ın; Toplu Konut
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (2/945) (S. Sayısı: 1354) (Dağıtma tarihi:1.3.2007) (GÜNDEME)
1 Mart 2007 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
14.06
BAŞKAN
: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER : Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Mehmet DANİŞ
(Çanakkale)
BAŞKAN
- Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'ni
açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, tarım sektöründe gelinen nokta
konusunda olmak üzere, Batman Milletvekili Sayın Mehmet Ali Suçin'e
aittir.
Buyurun Sayın Suçin. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.- Batman Milletvekili Mehmet Ali Suçin'in, tarım sektöründe gelinen
noktaya, tarımsal yapıdaki dönüşümün gerçekleştirilebilmesi
için son dönemde yapılan çalışmalara ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET ALİ SUÇİN (Batman) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tarım sektöründe geldiğimiz nokta üzerinde şahsım
adına gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi sevgi
ve saygıyla selamlıyorum.
İnsanlığın ilk yaptığı ve belki de son yapacağı
faaliyet olan tarım, insanlık var oldukça konuşulacak ve gündemde
kalacaktır. Tarım, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ekonomik ve
sosyal açıdan lokomotif bir sektör olma niteliğini devam ettirmektedir.
Zenginlik üreten bir sektör olan tarım, ülkelerin sanayileşmesinde
büyük rol oynamakta, gelişmiş ülkelerin günümüzde ulaştıkları
sosyal ve ekonomik refahın da temelini oluşturmaktadır. Küreselleşme
yolunda büyük adımlar atan ülkemiz son on dokuz çeyrekte aralıksız
büyüme göstermiş ve Türkiye 2006 yılı itibarıyla 85,7 milyar dolar
ihracat ile yeni bir rekor kırmıştır. 2007 yılı hedefi ise 100 milyar
dolardır. Bu olumlu gelişmeler tabii ki tarım sektörüne de yansımıştır.
2002 yılında 22 milyar dolar olan tarımsal üretim değeri 2006 yılında
yüzde 82 oranında artarak 40 milyar dolara ulaşmıştır. Yine 2002 yılında
4 milyar dolar olan tarım ürünleri ihracatı 2006 yılında 10 milyar
dolara ulaşmış. 2013 yılında ise 20 milyar dolarlık tarımsal ürün ihracatı
hedeflenmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetimiz
iktidara geldikten sonra öncelikle tarımda yapısal sorunları
çözmeye başlamıştır. Alınması gereken tedbirler önceliklerine
göre uygulamaya konmuştur. Bu bağlamda çiftçi borçları yeniden yapılandırılmıştır.
765 bin üreticimize 2,7 milyar YTL'yi bulan borcunun 1,5 milyar YTL'si
silinmiştir. Geri kalan borçlar da üç yılda ödenecek şekilde yapılandırılmıştır.
Tarımsal kredi faizleri düşürüldü, 2002 yılında yüzde 59 olan tarımsal
kredi faiz oranları 2006 yılında yüzde 17,5'e indirilmiştir. Ayrıca,
çiftçiye sübvansiyonlu kredi kullanımı imkânı getirilmiştir. Uygulanan
projelere göre yüzde 60 ile yüzde 25 arasında faiz indirimi sağlanmıştır.
2002 yılında 550 bin çiftçiye 529 milyon YTL tarımsal
kredi kullandırılmış iken, 2006 yılında toplam 1 milyon 92 bin çiftçiye
5 milyar 171 milyon YTL kredi kullandırılmıştır. Bu miktarın yüzde
92'si sübvansiyonlu kredi olarak kullandırılmış ve 120 milyon YTL
kredi sübvansiyonu sağlanmıştır. Bu dönemde kullandırılan krediler
2002 yılına göre 10 kattan daha fazla artmıştır.
Toplam tarımsal destekler içerisinde alan bazlı
(doğrudan gelir desteği, mazot, gübre) desteklerin payı yüzde
85,8'den yüzde 45'e düşürülerek, ürün bazlı desteklerin oranı artırılmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2002 yılında
2,188 milyar YTL olan tarımsal destekleme miktarı 2006 yılında 4,744
milyar YTL'ye çıkartılmıştır.
1999-2002 döneminde 287 kooperatif projesine 87
milyon YTL kredi kullandırılmış, 2003-2006 döneminde genel bütçe ve
Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesi kapsamında 895 kooperatife 591
milyon YTL kredi verilmiştir. Bu projelerde 128 bin kişiye istihdam
sağlanmıştır.
Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi
Projesi'yle kırsal alanda altyapı yatırımları ve ekonomik yatırım
konuları desteklenmektedir. Proje kapsamında toplam 1.256 projeye
151,4 milyon YTL hibe desteği sağlanmıştır.
Tarım Sigortaları Kanunu'yla doğal afetlere karşı
sigorta uygulaması başlatılmış, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Sözleşmeli Besicilik Projesi bölgedeki 28 ilde uygulamaya konulmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ALİ SUÇİN (Devamla) - Toprak Mahsulleri
Ofisi alımları 2003 yılında 544 bin ton iken, 2005 yılında alınan hububat
miktarı 5 milyon tonu aşmıştır. Toprak Mahsulleri Ofisi, 2005 yılında
hedef fiyat ile müdahale fiyatı arasındaki fark olarak üreticilere
367 milyon YTL hububat primi ödemesi yapmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarımsal
yapıdaki dönüşümü gerçekleştirebilmek amacıyla Hükûmetimiz döneminde
9 adet kanun çıkarılmıştır:
1) Tarım Kanunu.
2) Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu.
3) Gıda Kanunu.
4) Tarım Sigortaları Kanunu.
5) Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının
Korunmasına İlişkin Kanun.
6) Organik Tarım Kanunu.
7) Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu.
8) Tohumculuk Kanunu.
9) Lisanslı Depoculuk Kanunu.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarım
sektöründe, verim, kalite ve gelir düşüklüğü, sanayi ve pazarla
entegre olmama gibi sorunların temelinde, düşük teknoloji ve eğitim
düzeyi, sermaye yetersizliği, hastalık, zararlı ve doğal afet kayıpları,
doğal kaynaklara aşırı baskı, yanlış ürün deseni, yetersiz örgütlenme
gibi faktörler bulunmaktadır.
Tarım sektörünün geliştirilmesi, bu olumsuz yapıya
neden olan faktörlerin giderilmesi suretiyle sağlanacaktır. Tarım
politikalarımız, orta vadede Tarım Strateji Belgesi, uzun vadede
ise Tarım Kanunu ile kurumsal bir yapıya kavuşturulmuş bulunmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidarımız
döneminde tarımda yapısal değişim, zihniyet değişimiyle gerçekleştirilmiştir.
Tarım sektöründe temel amacımız olarak, üretimi işleme ve pazarlamayı
birlikte geliştirmektir. Bu bakış açısı, sektörü bir sistem bütünlüğü
içerisinde ele alarak, kamu-özel tüm paydaşlarla birlikte çalışmayı
ve katılımcılığı öne çıkaran stratejileri gerektirmektedir. Bu
şekilde tüm kesimlerin ortak hareket etmesi mümkün olacak ve sürdürülebilir
gelişme içinde rekabet gücü yüksek bir tarım sektörü oluşturulacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama
son verirken, bu geçen süre içerisinde görev yapan Sayın Tarım Bakanlarımıza,
bürokratlarına ve emeği geçen tüm çalışanlara teşekkür ediyorum
ve bu güzel çalışmaların Türk çiftçisine faydalı olacağına inanıyorum.
Yüce heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Suçin.
Gündem dışı ikinci söz, mobilya sektörü ve Siteler
esnafının sorunları ve alınması gereken tedbirlerle ilgili olmak
üzere, Ankara Milletvekili Sayın Zekeriya Akıncı'ya aittir.
Sayın Akıncı, buyurun.
2.- Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı'nın, Ankara Mobilyacılar
Sitesi esnafı ile mobilya sektörünün sorunlarına ve alınması gereken
tedbirlere ilişkin gündem dışı konuşması
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Ankara Mobilyacılar Sitesi'nin ve mobilyacı esnafının
sorunları üzerine yapacağım gündem dışı konuşmaya başlarken, bundan
tam dört yıl önce, 1 Mart 2003'te, ne zaman çıkacaklarını Başbakanımızın
bile bilmediği, 65 bin Amerikan askerinin, tankıyla, topuyla, helikopteriyle,
uçağıyla, silahıyla, bayrağıyla birlikte Türkiye'nin en sıkıntılı
bölgesine yerleşmesine imkân verecek, bugüne kadar Müslüman'ın
Müslüman'ı boğazlayarak 650 bin insanın ölümüne, milyonlarcasının
perişan olmasına yol açmış bu haksız ve anlamsız savaşın bir cephesi
ve karargâhı hâline gelmemize neden olacak, sonuçta ülkemizi Orta
Doğu terör ve savaş bataklığının bir parçası yapacak o ünlü 1 Mart
tezkeresini tüm baskı, propaganda ve yönlendirme çabalarına karşın
Cumhuriyet Halk Partisinin önderliğinde sürdürülen mücadeleyle
reddederek, tarihine yakışan, ulusal yararları gözeten, hepimizin
bugün de, yarın da iftihar edeceği bir karar alan yüce Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Ankara Mobilyacılar Sitesi,
1960'lı yıllarda Marangozlar Odasının önderliğinde kurulmuş, uzun
yıllar Türk mobilyacılığının kalbi olmuş, bugün de el yapımı mobilya
üretimimizde hâlâ önemli bir yeri olan, yüz binlerce insanımızın ekmek
kapısı olmaya devam eden, ama hâlâ sınırları bile bir türlü çizilememiş,
belirlenememiş, nasıl bir sanayi bölgesi olduğu tespit edilemediği
için de kimliği bile tanımlanamamış, ama önemli bir ticaret merkezimizdir.
Ben, daha önce de bir gündem dışı konuşma yapmış,
Meclisimizin ve Hükûmetimizin Siteler'in sorunlarına ilgisini
çekmeye çalışmıştım. Ne yazık ki, yıllardır, biraz sonra değineceğim
göstermelik toplantı dışında, Siteler'e ciddi bir ilgi gösterilememiş,
sorunlar çoğalarak büyümüş, Siteler esnafını, her alanda yaşanan
durgunlukla beraber, tam anlamıyla bir umutsuzluk sarmıştır.
Değerli milletvekilleri, biz, Siteler esnafının
sorunlarının Türkiye'nin genel sorunlarından kopuk olmadığını
biliyoruz. Esas yapılması gerekenin yeni bir sanayileşme hamlesiyle
üretimi artırmak, ihracatı artırmak olduğunu biliyoruz. Ekonomi
dünyasının döviz-faiz-borsa sarmalından ibaret piyasa olmadığını,
o dünyanın esas unsurunun reel sektör ve çalışanlar olduğunu da biliyoruz.
İşte, Siteler bu dünyanın bir parçasıdır ve öyle
de bir özelliği vardır ki, orada yaşanan ekonomik durgunluk tüm çevreyi,
Ankara'yı, hatta diğer illerimizdeki birçok esnafı da etkiler düzeydedir.
O nedenle, Siteler'in sorunlarına zaman yitirmeden çözümler aranmalı
ve uygulamaya konulmalıdır.
Bir rakam vererek, yaşanan sıkıntının önemine
dikkatinizi çekmek isterim. Son dört yılda Siteler'de açılan iş yeri
sayısı 690, kapanan ise 2.480'dir ve her alanda görülen Çin malları istilası
ne yazık ki mobilyada da kendini ciddi bir şekilde göstermeye başlamıştır.
Lütfen, bunun sonuçlarını ve yansımalarını da iyi düşününüz.
Değerli arkadaşlarım, Siteler'de üreticimizin
ucuz ham madde temini, kredi yetersizliği ve kredi faiz oranlarının
yüksekliği, pahalı elektrik enerjisi kullanma, sigorta prim ve vergilerinin
yüksekliği, özellikle KDV oranındaki yükseklik, üretim ve istihdamdaki
kayıt dışılık, markalaşma zorluğu, altyapı ve çevre sorunları,
ara eleman yetişmesindeki güçlükler, eğitim eksikliği, zehirli
ürünler içermeyen malzeme üretimi ve kullanımı, ambalaj ve ulaşımdaki
eksiklikler yanında iç ve dış tanıtım ve pazarlamada yaşanan sorunlar
yıllardır var olmaya devam ediyor ve ne yazık, dediğim gibi, çözüme
dönük ciddi adımlar da atılamıyor.
Bu sorunların zamanla kısmi çözümler üretilerek
azaltılması elbette mümkündür; ama, eğer köklü çözüm arıyorsak, bugünkü
koşullarda aklın yolu birdir, çare ihracatı artırmaktır.
AKP İktidarı döneminde halkımızın alım gücü büyük
ölçüde azalmış, işsizlik, yokluk ve yoksulluk artmış, milyonlarca
insanımız evine ekmek götürme derdine düşmüşken, bir parça eli dönen
yurttaşlarımız ise son imkânlarını da kullanarak, on-on beş yıllık gelirlerini
ipotek altına sokma pahasına ev ve otomobil pazarına yönelmiştir.
İşte, bu tablonun sergilendiği koşullarda iç pazarımızda artık
fazla bir umut görülmemektedir.
Değerli arkadaşlarım, Siteler için çare ihracatı
artırmaktır. En büyük şansımız, dünyanın bir numarası İtalya ile bile
yarışacak el ürünü mobilyalarımızdır. Esnafımız, Hükûmetimizden,
bu sektörde ciddi teşvik beklemektedir. Örneğin "Halk Bankasını
satmayı bırakın da onu bir ciddi esnaf ve KOBİ bankası yapın." Demektedir,
"Esnaf örgütlerinin üzerinde oynanan oyunlara son verin."
demektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEKERİYA AKINCI (Devamla) - KOSGEB'den meslek odalarına,
ihracat teşvik birimlerinden Türkiye'yi tanıtan kurumlara kadar,
esnafımız, dış pazarlara açılmasını sağlayacak yolun gösterilmesini
beklemektedir.
Kimi esnaflarımızın sadece kendi olanakları
ve becerileriyle dış pazarlara açılma çabalarının yetmeyeceğini
biliyoruz. Kaldı ki, bu konuda bazen küçücük destekleri bile sağlamakta
da zorlanıyoruz. Daha dün konuştuğum mobilyacı arkadaşlarımdan
birinin İsviçre'de mağaza açıp Türk mobilyası pazarlamakta olduğunu
mutlulukla öğrendim. Ama, mütevazı bir kira desteği için yaptığı
başvurunun da sekiz aydır ilgili mercilerde beklediğini ve hâlâ
sonuç alamadığını görünce de gerçekten üzüldüm. İnsanımızın çabası
ve emeği böyle bir karşılık görmemelidir diye düşünüyorum.
Sevgili arkadaşlarım, biliniz ki, baştan beri
anlatmaya çalıştığım bu zorlukları aşabilirsek, eksiklerimizi
giderebilirsek, hem her alanda patlayan ithalatın mobilya alanını
da işgal etmesini önler hem de dış pazarların kapısını açarak Siteler'in
sorunlarını ve mobilya sektörünün sorunlarını kökten çözebiliriz.
Aksi hâlde, bir süre önce Sayın Beşir Atalay'ın, Sayın Kapusuz'un, Sayın
Gökçek'in de katıldığı, bazı oda başkanı ve tanıdık birkaç esnafın
çağrıldığı, ama Siteler'in ruhunu, özünü bilen insanların dışlandığı,
davet edilmediği göstermelik toplantılarla, sözde reçetelerle,
mobilya sektörünün göz bebeği Siteler'in sorunlarına çözüm bulamazsınız.
Sevgili arkadaşlarım, basında çıktığı biçimiyle
"Siteler kurtuluyor, işte 13 maddelik reçete." diyerek
"bir fikrim geldi" türünden çıkışlar yaparak, Siteler'in yaşadığı
sorunların altında yatan gerçekleri görmeden, çözümü sadece çevre
düzenlemesinden ibaret sanarak, yani işi aspirin tedavisiyle
hâlletmeye çalışarak sonuç alamazsınız. Kaldı ki, bunları yapın,
iyi de olur, Siteler esnafı bu hizmetlerin hepsine fazlasıyla layıktır,
teşekkür ederiz. Ama, Siteler insanından dünya kadar, deyim yerindeyse
çuvalla oy alan ve on üç yıldır Ankara'yı yönetmesi söz konusu olan
Sayın Gökçek'in, aklına tam da yine…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEKERİYA AKINCI (Devamla) - Bitiriyorum Başkan.
Ama, Siteler insanından dünya kadar oy alan ve on
üç yıldır Ankara'yı yöneten Sayın Gökçek'in aklına, tam da seçimlerin
yaklaşmakta olduğu bugünlerde, Siteler'in asfaltı, kaldırımı,
parkları ve çevre düzenlemesi gelmişse, bundan da üzüntü duyarız. Hizmetler
gelsin, ama, yapılan işe gülümsemeyle bakarız ve korkarız ki, bu toplantılar,
Siteler'i kurtarmak için değil, AKP İktidarından ve Melih Gökçek'ten
umudunu kesen Siteler esnafının bir kez daha gözünü boyamak için
yapılan sırt sıvazlama işleridir. Ama, inancımız odur ki, esnafımızın
artık bu tür aldatmacalara karnı toktur ve köklü çözüm beklemektedir.
O, sorunlarına gerçekten ilgi gösterecek ve çözüm bulacak yöneticilerin
arayışı içerisindedir.
Konuşmamı tamamlarken, hem sizleri hem de televizyonlarından
bizi izleyen, başta Siteler esnafı yurttaşlarımız olmak üzere, tümünüzü
saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Akıncı.
Gündem dışı üçüncü söz isteği, Srebrenica soykırımıyla
ilgili olmak üzere, Sakarya Milletvekili Sayın Süleyman Gündüz'e
aittir.
Buyurun Sayın Gündüz. (AK Parti sıralarından alkışlar)
3.- Sakarya Milletvekili Süleyman Gündüz'ün, Birleşmiş Milletler
Lahey Uluslararası Adalet Divanı'nın Bosna-Hersek'in Srebrenica
kentinde Sırp-Çetnik saldırganların gerçekleştirdiği soykırımla
ilgili aldığı karara ilişkin gündem dışı konuşması
SÜLEYMAN GÜNDÜZ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bundan üç gün önce 26 Şubat 2007 tarihinde, Hollanda'nın
Den Haag kentinde, Birleşmiş Milletler Lahey Uluslararası Adalet
Divanının, Bosna-Hersek'in Srebrenica kentinde, Sırp Çetnik saldırganların
gerçekleştirdiği soykırımla ilgili kararı üzerine gündem dışı
söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 4 Nisan
1992'de savaşın başladığı andan itibaren bugüne kadar Bosna-Hersek'te
olup bitenlere tanıklık eden bir arkadaşınızım.
Lahey Uluslararası Adalet Divanı, 1948 Birleşmiş
Milletler Soykırım Konvansiyonu'nun ışığında Srebrenica'da 10 binden
fazla Boşnak'ın hunharca soykırıma maruz kalmasıyla ilgili kararı
üzerine ne söyleyebilirim?
Huzurlarınıza çıkarken, nasıl bir sunuş yapmalıyım
diye çok düşündüm. Hissiyatımı dile getirmeye karar verdim.
Soykırım, nasıl uygar dünyanın gözleri önünde yapılmışsa,
karar da uygar dünyanın gözleri önünde açıklandı.
Başyargıç Rosalyn Higgins "Mahkemenin Srebrenica'da
yapılanların, Soykırım Sözleşmesi uyarınca soykırıma girdiği sonucuna
vardığını", "Bosnalılar, dönemin Devlet Başkanı Slobodan
Miloşeviç liderliğindeki Belgrad yönetiminin, Bosna Savaşı sırasında
Bosnalı Sırpları 'Büyük Sırbistan' yaratma çabasıyla soykırım
olan etnik temizlik kampanyası yürütmesi için cesaretlendirdiğini,
silahlandırdığını ve finanse ettiğini," Başyargıç Rosalyn
Higgins devamla: "Sırbistan'ın, Bosna'da etnik gruplar arasında
çatışmanın olduğu savaşta Sırp paramiliter grupların eylemlerinden
sorumlu olmadığını, Birleşmiş Milletlerin 1948'deki Soykırım Konvansiyonu'nda
tanımlandığı şekilde, Bosna'daki Boşnak nüfusun tamamını ya da
bir bölümünü yok etme amacı güdülmediğini" açıkladı. Yani,
soykırım var, ama suçlusu yok.
Sırplar, savaş boyunca bütün dünyayı aldatmışlardı.
Belki de şöyle düşünmek gerekir: Onlar mı dünyayı aldatmayı becerdiler,
yoksa dünya mı aldatılmak istedi?
On bir yıl sonra değişenin olmadığını görüyoruz.
Tarihin küllerinden sözde soykırım yaratmaya çalışan uygar dünyanın
insan hakları savunucusu ülkeleri, gözleri önünde gerçekleşen
soykırıma sessiz kalırken, şimdi de karara karşı duyarsız davranmaktadırlar.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bosna'da,
Sırp saldırıları sonucu 312 bin insan öldürüldü, 10 binlerce insan
yaralandı ve sakat kaldı, 1 milyondan fazla insan göç etmek zorunda
kaldı, 800 cami yıkıldı, 40 bine yakın kadına tecavüz edildi.
Geçen yıl 11 Temmuz 2006'da Srebrenica'da toplu mezarlardan
çıkartılmış 504 Bosnalı Müslüman'ın cenaze merasimlerine katıldım.
Merasim alanına vardığımda, önce defin edilecek 504 tabutun bulunduğu
alana gittim. Ardından, daha önce gömülen mezarların yanına varıp
oturdum. Yeni mezar yerleri açılmış yeni definler için, gelecek yıl
yenileri, bir sonraki yıl yenileri açılacak. Bu mezarlara gömülen
insanları öylesine yakın buluyordum ki kendime, bunlar benim insanlarımdı,
Anadolu'nun herhangi bir kasabasının insanlarıyla birlikteydim
sanki. Orada babam mezarda son düzeltmeleri yapıyordu sanki, annemse
kardeşimin tabutu başında Kur'an'dan sureler okuyordu:
"Güneş karanlığa gömüldüğünde
Yıldızlar döküldüğünde
Dağlar kaybolup gittiğinde
(Ve suçsuz yere) Diri diri toprağa gömülen kız,
Hangi suçundan dolayı öldürüldüğünü sorduğunda…"
Komşularımız, onlar da kendi babalarının ve çocuklarının
telaşında. Ya bulunamayan akrabalarımız!..
Bir anne, geçen yıl gömülen çocuğunun mezarı başında çocuğunun
saçlarını okşar gibi büyüyen otları okşamaktaydı. Lanetledim medeniyeti.
Yeniden mezarlık alanına baktım, mahşer anını anlatmaktaydı. Bütün
şu mezarlara gömülen insanlar benim akrabalarım. Bu insanların
da bir zamanlar benim duygularımın aynısıyla dolu olduklarını düşündüm.
Bu merasim, her yıl toplu mezarlardan yeni çıkartılmış
ve DNA testleriyle kimlik tespitleri yapılmış yüzlerce cenazenin
defin ve soykırıma uğrayanların anma merasimiydi. Bu yıl ve önümüzdeki
yıl ve daha sonraki yıllar… Kolay değil, bilinen 8 bin, kayıplarla
birlikte 10 bin insan…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SÜLEYMAN GÜNDÜZ (Devamla) - İnsanlık var oldukça,
burada, yeryüzünde yapılan tüm zulümleri kınamaya devam edeceğiz.
Ta ki hak ve adalet galip gelinceye kadar.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İkinci
Dünya Savaşından sonra yaşanan en büyük sivil katliam Bosnalı Müslümanlara
yapılandır. Srebrenica ile ilgili alınan karar, uygar dünyanın vicdanını
rahatlatmayacaktır. Bu günahın karanlık gölgesi, zaman ve mekânda,
kıyamet gününe kadar yayılacak.
Sözlerimi
Bosna-Hersek Devleti'nin kurucusu büyük mütefekkir ve devlet adamı
merhum Aliya İzzetbegoviç'in sözleriyle bitiriyorum: "Er ya
da geç, adalet, suçluları bulacaktır." İnanıyorum
ki bu aziz millet tarihteki yerini tekrar aldığında, hak ve adalet
galip gelecek.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Gündüz.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir
tezkeresi var, okutup, bilgilerinize sunacağım.
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Danimarka Parlamentosu Başkanı Christian Mejdahl ve beraberindeki
heyetin ülkemizi ziyaretinin TBMM Başkanlık Divanınca uygun bulunduğuna
ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1211)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı'nın
22 Ocak 2007 tarih ve 124 sayılı Kararı ile Danimarka Parlamentosu
Başkanı Sayın Christian Mejdahl ve beraberindeki heyetin ülkemizi
ziyaret etmesi uygun bulunmuştur.
Söz konusu heyetin ülkemizi ziyareti, Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında
3620 sayılı Kanun'un 7. Maddesi gereğince Genel Kurul'un bilgilerine
sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi daha vardır, onu da okutacağım
ve oylarınıza sunacağım.
2.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın, Portekiz Meclis
Başkanı Jaime Gama'nın davetine icabetle, beraberinde bir Parlamento
heyetiyle Portekiz'e resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık
tezkeresi (3/1212)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Bülent Arınç'ın, Portekiz Meclis Başkanı Jaime Gama'nın davetine icabet
etmek üzere, beraberinde Parlamento heyetiyle, Portekiz'e resmi
ziyarette bulunması hususu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun'un 6. Maddesi uyarınca Genel
Kurul'un tasviplerine sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gündemin "Seçim"
kısmına geçiyoruz.
IV.
- SEÇİMLER
A)
KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ
1.-
(10/365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi
BAŞKAN - Türkçedeki
bozulma ve yabancılaşmanın araştırılması, Türkçenin korunması
ve etkin kullanımı için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Genel Kurulun
Şimdi, listeyi
okutup oylarınıza sunacağım.
Türkçe'deki Bozulma ve Yabancılaşmanın
Araştırılması, Türkçe'nin Korunması ve Etkin
Kullanımı İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla
Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi
(10/365)
Adı Soyadı Seçim Çevresi
AK
Parti (9)
Recep Garip |
|
Adana |
Eyyüp Sanay |
|
Ankara |
Hikmet Özdemir |
|
Çankırı |
Ekrem Erdem |
|
İstanbul |
Avni Doğan |
|
Kahramanmaraş |
Mevlüt Akgün |
|
Karaman |
Alaettin Güven |
|
Kütahya |
Mehmet Atilla Maraş |
|
Şanlıurfa |
Mehmet Çiçek |
|
Yozgat |
|
CHP (4) |
|
Mustafa Gazalcı |
|
Denizli |
Ali Cumhur Yaka |
|
Muğla |
Engin Altay |
|
Sinop |
Muharrem İnce |
|
Yalova |
ANAVATAN
(1)
Reyhan Balandı Afyonkarahisar
BAŞKAN - Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Meclis Araştırması
Komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 1/3/2007 Perşembe günü
(bugün) saat 16.00'da, Halkla İlişkiler Binası B Blok 2'nci Kat 4'üncü
Banko Meclis Araştırması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak,
başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica
ediyorum.
Komisyonun toplantı
yer ve saati, ayrıca plazma ekranda ilan edilecektir.
2.- (10/351, 399, 417) Esas Numaralı Meclis Araştırması
Komisyonuna üye seçimi
BAŞKAN - Küresel ısınmanın
neden olduğu sorunların ve oluşturduğu riskin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Genel Kurulun 13/2/2007
tarihli ve 62'nci Birleşimi'nde kurulan (10/351, 399, 417) Esas Numaralı
Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine, siyasi parti gruplarınca
gösterilen adayların listesi bastırılıp, sayın üyelere dağıtılmıştır.
Şimdi, listeyi okutup
oylarınıza sunacağım.
Küresel Isınmanın Neden Olduğu Sorunların
ve Oluşturduğu Riskin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin
Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Üyelikleri
Aday Listesi
(10/351, 399, 417)
Adı Soyadı |
|
Seçim Çevresi |
|
AK Parti (9) |
|
Abdullah Çalışkan |
|
Adana |
Fatma Şahin |
|
Gaziantep |
Yahya Baş |
|
İstanbul |
Gürsoy Erol |
|
İstanbul |
Fatih Arıkan |
|
Kahramanmaraş |
Adem Baştürk |
|
Kayseri |
Muharrem Candan |
|
Konya |
Hakan Taşcı |
|
Manisa |
Mehmet Sarı |
|
Osmaniye |
|
CHP (4) |
|
Yakup Kepenek |
|
Ankara |
Mehmet Boztaş |
|
Aydın |
Rasim Çakır |
|
Edirne |
Mehmet Nuri Saygun |
Tekirdağ |
|
|
ANAVATAN (1) |
|
Züheyir Amber |
|
Hatay |
BAŞKAN - Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Meclis Araştırması
Komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin 1/3/2007 Perşembe günü,
yani bugün, saat 17.30'da Halkla İlişkiler Binası B Blok 2'nci Kat 4'üncü
Banko Meclis Araştırması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak,
başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica
ediyorum.
Komisyon toplantısı
yer ve saati ayrıca plazma ekranda ilan edilecektir.
Sayın milletvekilleri,
gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve
İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1'inci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon
raporu gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
2'nci sırada yer alan,
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı
İle Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030)
(S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
BAŞKAN - 3'üncü sırada
yer alan, Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı; Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur ve 6 Milletvekilinin
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Gaziantep
Milletvekili Fatma Şahin'in. Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Mehmet Mustafa
Açıkalın'ın Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
3.- Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı; Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur
ve 6 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin'in; Gelir Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul
Milletvekili Mehmet Mustafa Açıkalın'ın; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/1266, 2/926, 2/933, 2/934) (S. Sayısı: 1346) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
20'nci maddede kalmıştık.
(x) 1346 S. Sayılı Basmayazı 28/02/2007 tarihli 69'uncu
Birleşim tutanağına eklidir.
Şimdi, 20'nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 20- 213 sayılı
Kanunun 120 nci maddesinin sonuna aşağıdaki fıkra, 353 üncü maddesinin
(3) numaralı bendinin ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
cümle eklenmiş; 367 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"defterdarlığın veya gelirler bölge müdürlüğünün" ibaresi
"vergi dairesi başkanlığının veya defterdarlığın" şeklinde,
377 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları ise aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Bu Kanunun 4 üncü
maddesinde yazılı vergi dairesinin görev ve yetkilerini haiz olarak
faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında düzeltme yetkisi
vergi dairesi başkanına ait olup, başkan bu yetkisini ilgili grup
müdürlerine ve/veya müdürlere devredebilir."
"Maliye Bakanlığı
Gelir İdaresi Başkanlığı, söz konusu tespiti vergi incelemesine
yetkili olmayanlara da yaptırmaya yetkilidir."
"Vergi dairesi
başkanlıkları ile vergi daireleri, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi
Başkanlığınca belirlenen tutarları aşan davalarda Gelir İdaresi
Başkanlığının (İl özel idareleri ile belediyeler, valilerin) muvafakatını
almadan vergi mahkemesi kararları aleyhine temyiz yoluna gidemezler.
Gelir İdaresi Başkanlığı,
tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak şartıyla, muvafakat verme
yetkisini vergi dairesi müdürlüklerinin taraf bulunduğu davalar
için vergi dairesi başkanlıklarına ve/veya defterdarlıklara devredebilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Trabzon Milletvekili Sayın
Akif Hamzaçebi.
Sayın Hamzaçebi, şahsi
söz talebinizi de birleştiriyorum.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tasarının 20'nci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz aldım. Sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gelir İdaresi Başkanlığı
Teşkilat Kanunu, Mayıs 2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından kabul edilmiş ve 5345 sayısını alarak yasalaşmıştır. O
tarihten bu yana yürürlükte olan bu Yasa'nın uygulanması sırasında
ortaya çıkan ve Gelir İdaresi Başkanlığının yetkileri konusunda
tereddüde yol açan bazı düzenlemeleri bu madde biraz daha açık hâle
getiriyor ve Gelir İdaresi Başkanlığının yetkilerini, Vergi Usul
Kanunu'nun uygulanması çerçevesindeki yetkilerini tereddüde
yer vermeyecek şekilde düzenliyor.
Değerli milletvekilleri,
gelir idareleri bütün ülkelerde önemlidir. Vergi idaresi, diğer
adıyla, daha geniş kapsamlı olarak ifade edecek olursak, gelir idaresi,
sadece kamu finansmanı, yani bütçe için ihtiyaç duyulan gelirin
sağlanması açısından değil, toplanan vergiler aracılığıyla ekonomide
ve mükellefler üzerinde yaratılan etkiler bakımından da son derece
önemlidir.
Gelir İdaresi, kâğıt
üzerinde, yani mevzuatta yer alan vergi sistemiyle, kurallarla, uygulamada
yer alan vergi uygulamalarının arasındaki farkın en büyük belirleyicisidir.
Hep söylediğimiz, "bir vergi sistemi ne kadar iyi olursa olsun,
önemli olan uygulamadır" cümlesinin ardında yatan gerçek, ülkelerin
güçlü bir gelir idaresine sahip olmaları gerektiğidir. Gelir İdaresinin
gücü, bu uygulamanın, Gelir İdaresi uygulamalarının niteliği
ve kalitesi, en az vergi kuralları, vergi kanunlarının niteliği
ve kalitesi kadar önemlidir. Uygulamanın kalitesi ve niteliği
arttıkça kurallara o kadar yaklaşılmış demektir. Bu nitelik azaldıkça
kurallardan o kadar uzaklaşılmış demektir. Aradaki farkın büyüklüğü,
o gelir idaresinin gücünü, kalitesini gösteren en önemli ölçüdür.
Bir ülkede toplanması
gereken vergilerin, idealde toplanması gereken verginin miktarı
ile toplanan vergi geliri arasındaki fark, şüphesiz, gelir idaresinin
performansını ölçmek için tek ölçüt değildir, yeterli de değildir,
ama, bu farkın azlığı, şüphesiz, vergi sisteminin kalitesini gündeme
getirir. Bu fark ne kadar azsa, vergi sisteminde kurallar o kadar
iyi demektir ve uygulama o kadar iyi demektir ve bu çerçevede, mükellefin
vergiye uyumu, uyum seviyesi de o kadar yüksek demektir.
Bunları neden söylüyorum?
Bunları söylememin gerekçesi, Gelir İdaresinin, son dönemlerde,
son şu bir ay, bir buçuk ay içerisinde, kamuoyunda haksız bir şekilde,
bizzat Maliye Bakanlığı ve Maliye Bakanı tarafından bir saldırıya
tabi tutulmuş olmasıdır. Sözlerim belki biraz çelişkili gelecektir
size. Hem Maliye Bakanlığına bağlı olan bir kurumdan söz ediyorum
hem de Maliye Bakanının eleştirilerine, Maliye Bakanının kamuoyu
tarafından yapılan eleştiriler karşısında Gelir İdaresine sahip
çıkmamak suretiyle, Gelir İdaresine yapılan haksız saldırılara
göz yummasından söz ediyorum. Değerli arkadaşlar, bu, son derece
önemli bir durumdur, üzerinde durmamız gereken çok önemli bir sorundur.
Bir gün, Maliye Bakanlığı
tarafından, Anadolu Ajansı aracılığıyla kamuoyuna yapılan açıklamada,
Maliye Bakanlığında, VEDOP soruşturması sırasında usulsüz sorgulamalar
yapıldığı, Sayın Cumhurbaşkanının, Sayın Başbakanın, Sayın Deniz
Baykal'ın kişisel bilgileri, hesapları başta olmak üzere, kamuoyunda
bilinen birçok ünlünün kişisel bilgilerine, gizli kalması gereken
bilgilerine, Maliyedeki birtakım görevlilerin girdiği, ulaştığı;
bu, açıklamayla kamuoyuna duyuruldu ve o günden itibaren basında
bir maliye çetesinden söz edilmeye başlandı. Sanki, Maliye Bakanlığında
birtakım görevliler gizli kalması gereken birtakım bilgileri almışlar,
usulsüz bir şekilde bu bilgileri edinmişler ve üçüncü kişilere servis
etmişler veya kamuoyuna servis etmişler. Kamuoyundaki izlenim budur.
Güçlü Gelir İdaresinin -güçlü olduğuna inanıyorum, hiç tereddüdüm
yok, güçlü olması gerekir- bizzat Maliye Bakanlığı tarafından yapılan
bir açıklamayla, mükelleflerin gizli bilgilerinin herkesin elinde
dolaştığı, Maliye Bakanlığının içinde bir çetenin olduğu yönündeki
bir açıklamayla kamuoyuna teşhir edilmeye çalışılması, gerçeğe
aykırı bir şekilde; beni son derece üzmüştür, hem o İdarenin eski
bir mensubu olarak hem bu ülkenin vatandaşı olarak hem de bu Parlamentonun
mensubu bir milletvekili olarak.
Değerli arkadaşlar,
VEDOP dediğimiz proje iki aşamada gerçekleşmiştir. Birinci aşaması
Sayın Zekeriya Temizel'in bakanlığı döneminde gerçekleşmiştir.
Yaklaşık 65 milyon dolarlık bir maliyeti olmuştur. İkinci aşaması
bu Hükûmet döneminde gerçekleşmiştir. Hazırlığı benim genel müdürlüğüm
döneminde, Sayın Sümer Oral'ın Maliye Bakanlığı döneminde gerçekleşmiş,
ama ihalesi çeşitli nedenlerle o zaman yapılamamış, bu Hükûmet döneminde
yapılmış başarılı bir projedir. İki projeyi topladığımızda yaklaşık
150 milyon dolarlık bir projeden söz ediyoruz demektir. Bu projenin
ayaklar altına alınması, Maliye Bakanlığının açıklamasıyla bu projenin
hiçbir güvenilirliğinin olmadığının kamuoyuna açıklanması, herkesin
istediği gibi bu sisteme girip, bilgileri elde edip başka kişilere
taşıdığı yönlü bir açıklamayla bu sistemin yerden yere vurulmasını
kabul etmek mümkün değildir. O zaman sormak gerekir, 150 milyon doları
harcayan bu ülkenin sorumluları… Bunun 80 milyon doları bu Sayın
Bakanın döneminde harcanmıştır. Çöpe mi atılmıştır? Yani, bu kadar
güvenlikten yoksun bir proje mi Türk kamu yönetimine kazandırılmıştır?
Sorunun cevabını ben vereyim: Sayın Bakan vermeli, Maliye Bakanı
vermeli. Bu projenin güvenilmez hiçbir yanı yoktur değerli milletvekilleri.
Projede herkesin, Gelir İdaresi personeli olan, sorgulama yapma
yetkisi olan herkesin bir şifresi vardır. Sayısını Sayın Bakan açıklarsa
öğreniriz, ama yaklaşık 35-40 bin kişi arasında personelde şifre
vardır. Her şifrenin erişim alanı farklıdır. Herkes her bilgiye erişemez.
Bu şifre piyasada görev yapmakta olan yeminli mali müşavirlerde
de vardır. Neden vardır? Onlar da belli bilgilere ulaşabilirler.
"Naylon fatura" olarak isimlendirdiğimiz sahte faturaya
ulaşma imkânı yeminli müşavirlere de verilmiştir ki, kısmen belli
açılardan kamu görevi yapan bu arkadaşlarımız da kendi düzenleyecekleri
raporlarda Maliye Bakanlığının bu veri ambarından yararlansınlar.
Bu sistemde hangi bilgiler
vardır: Mükellefiyet bilgileri vardır; adı, soyadı, kimlik bilgileri.
Hangi vergilerden mükellef olduğuna ilişkin bilgiler vardır. Tahakkuk
eden vergi vardır ve bu ödenmemişse ödenmeyen kısmı vardır o verginin.
Vergi borcu bilgileri vardır. Başka ne vardır: Motorlu taşıt vergisine
ilişkin bilgiler, yine VEDOP bağlantılı bir başka bilgi sisteminde,
Gelir İdaresinde vardır. 98 Mayıs ayından bu yana da alınıp satılan
taşınmazlara ilişkin olarak bilgiler vardır. Benim bildiğim bu bilgiler
vardır. Eğer bunun dışında bir bilgi varsa, Sayın Maliye Bakanının
açıklamasını bekliyorum.
Değerli arkadaşlar,
ulaşılabilecek olan bilgiler bunlardır. Eğer mükelleflerin banka
hesaplarına ilişkin bir bilgi varsa VEDOP sisteminde veya Maliye
Bakanlığının herhangi bir biriminde, bunun açıklamasını Sayın Maliye
Bakanı yapmalıdır. Var mıdır, yok mudur; ben bilmiyorum. Olmaması
gerekir. Neden? Türkiye'de eğer servet beyanı yoksa, "nereden
buldun" anlamına gelecek bir yasa yoksa, Maliye Bakanlığının
hiçbir birimi, hiçbir vergi inceleme elemanı, banka sisteminden
bir kişinin mevduatına ilişkin bilgiyi alamaz. Dolayısıyla, Maliye
Bakanlığında böyle bir bilginin olmaması gerekir.
Ben, esasen, bu yönüyle,
Sayın Maliye Bakanına bir soru önergesi vermiştim 29 Ocakta. Bu bilgi
var mıdır Maliye Bakanlığında? Tasarıyı görüşüyoruz, bugün 1
Mart, henüz soru önergeme cevap alabilmiş değilim. Dün ilgili arkadaşlarımı
aradım, henüz cevabın daha bana yazılmadığını ifade ettiler. Bunu
bana vermelerini rica ettim, Genel Kurulda bir konuşma yapacağım,
o saate kadar verirseniz ona göre konuşmamı şekillendiririm dedim,
ama, şu ana kadar alabilmiş değilim. Olabilir, gecikmiş olabilir,
ama, bu bilgiyi, ben, Sayın Maliye Bakanından bekliyorum.
Şimdi, ulaşılabilecek
bilgiler bunlarsa, bunların acaba şifre sahibi bir kişi tarafından
öğrenilmesi hangi anlama gelir, yani, ne işe yarar bu bilgiler, onu
merak ediyorum. Şüphesiz, görevli olmayan kişilerin, merak saikiyle
dahi olsa, bu bilgileri öğrenmemesi gerekir. Vergi mahremiyeti,
vergi gizliliği bunu gerektirir, ama öğrenmiş olsa dahi, bu sıradan
dediğimiz bilgileri üçüncü kişilerle paylaşmaması gerekir. Bunda
hiç tereddüt yok. Eğer Maliye Bakanlığının elinde böyle bir bilgi
var ise, soruşturmalarda böyle bir bilgi edinilmiş ise, bu konuda bu
bilgileri üçüncü kişilerle paylaşan görevlileri mutlaka cezalandırması
gerekir. Burada hiçbir şekilde hoşgörü olmaması gerekir. Eğer hukuk
devleti isek, bu olmalı, ama bütün bunlar bir rapora, bir tespite dayanmalıdır
değerli arkadaşlar.
Ve yine o soru önergemde
Sayın Maliye Bakanına sordum, ben de merak ettim, Akif Hamzaçebi'nin
VEDOP sistemindeki bilgilerine hangi tarihte, kimin tarafından
girilmiştir? Eğer bir talimat varsa, bu talimatı veren kimdir? Ben
de merak ettim, benim bilgilerime girilmiş midir diye. Gerçekte
böyle bir merakım yoktu, benim bilgilerime isteyen herkes, Gelir
İdaresi girebilir, bakabilir, öğrenebilir; hiçbir şekilde böyle
bir şüphe aklımda yer almamıştır, yani, acaba baktılar mı bakmadılar
mı diye. İsteyen bakabilir, hiç önemli değil, ama, mademki kamuoyuna
böyle bir açıklama yapıldı, ben de merak ediyorum ve soru önergemde
sordum: Benim bilgilerime acaba giren var mıdır? Hangi tarihte, Gelir
İdaresinin hangi biriminden veya Maliye Bakanlığının hangi biriminden,
kim tarafından girilmiştir? Bu sorumu da Sayın Maliye Bakanı yanıtlarsa
mutlu olurum.
Değerli arkadaşlar,
gerçek olmayan bilgiler üzerine, vehim üzerine bir açıklama yapılmıştır
ve bu açıklamada, Gelir İdaresinin saygınlığı Maliye Bakanı tarafından
göz ardı edilmiştir, hiçe sayılmıştır. Gelir İdaresinin saygınlığını
korumak sadece Gelir İdaresi Başkanının görevi değildir. Başkan,
şüphesiz, kendine düşen görevini burada yerine getiriyor, o konuda
herhangi bir olumsuz değerlendirmem yok, ama, Sayın Maliye Bakanı,
basının "Maliye çetesi" olarak isimlendirdiği bir oluşuma
-o şekilde bir oluşum olduğunu ifade ediyor basın veya bazı gazeteler-
karşı tepkisiz kalmıştır, tepkisiz kalmak suretiyle bu iddiayı sahiplenmiştir,
Gelir İdaresini olmayacak şekilde bir kötü duruma düşürmüştür.
Benim konuşmam Gelir
İdaresinin personelini korumak kaygısından kaynaklanmıyor değerli
milletvekilleri, ama Türkiye'nin güçlü Gelir İdaresi etrafında vatandaşın
tereddüdü olursa, mükellefin tereddüdü olursa, hiç kimse vergisini
isteyerek ödemez. Eğer "bizim bilgilerimiz herkesin elinde dolaşıyorsa"
diye bir düşünceye kapılırsa mükellef, o mükellefin vergi yasalarına
uyumundan söz etmek artık mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri,
konuşacağım başka konular da var yine bu çerçevede, ama, zamanın
bu konuda yeterli olmadığını görüyorum; ancak, şunu son cümle olarak
söylemek istiyorum: Sayın Maliye Bakanını, ben, Gelir İdaresinin
saygınlığını korumaya davet ediyorum, bu konuda görevli olduğunu
kendisine hatırlatıyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Hamzaçebi.
Anavatan Partisi Grubu
adına, Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin Özcan... (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekili;
1346 sıra sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı'nın 20'nci maddesi üzerine Anavatan Grubu adına
söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
bu madde, bir, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca, söz
konusu tespiti, vergi incelemesine yetkili olmayanlara da yetkilerin
verilmesi ve dağıtılması konusuyla ilgili; diğeri ise, Gelir İdaresi
Başkanlığı, tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak şartıyla, muvafakat
verebileceği yetkileri defterdarlıklara ve vergi dairesi başkanlıklarına
bırakabilmesiyle ilgili.
Değerli arkadaşlar,
elbette ki, vergi, bu ülkenin gerçekten üzerinde titizlikle durabileceği
ve bu ülkedeki kurumların işlerlik içerisinde çalışması için gerekli
olan ve zorunlu olan bir gelirdir. Bu tasarının gerekçesinde, vergi
sisteminin yeniden yapılandırılması, vergi güvenini güçlendirmek
suretiyle ekonominin kayıt düzeyinin artırılması ve tabana yayılması
amacıyla vergi yasalarında her zaman değişiklik yapılmıştır…
Bugün, eğer vergilerimizin
neredeyse yüzde 50'ye yakını kayıt dışındaysa, gerçekten bu ülkenin
geleceği konusunda endişeler, yönetimler konusunda sıkıntılar
olacağı görülüyor. Eğer, gelirlerimizi tabana yaydığımızda ve
özellikle tabandaki yoksul kesimin ve kayıt içerisinde olan insanların
üzerine vergi yüklediğinizde, bu insanlar elbette ki bir noktaya
geldi ki, vergilerini ödeyemez duruma gelmişlerdir, ama, çıkarılan
yasalarla, tabandaki ve orta direkteki yoksul kesim, memur, işçi,
emekli değil; gerçekten, bu ülkenin kanını sömürenlerden, bu ülkenin
balını, pekmezini yiyenlerden kurumlar vergisini de düşürmekle
görüldü ki, pekmezini, balını yiyenler korunuyor, tabandaki insanlar
ise her geçen gün daha yoksulluğa terk ediliyor.
Değerli arkadaşlar,
evet, vergi toplanmalı, ama, verginin de bir ölçüsü olmalı. Bugün,
insanların, milyonlarca esnafımızın sıkıntılarını görüyoruz.
Sokaklara indiğimizde bakıyoruz ki, çok esnaf kapıda gelecek müşterisini
bekliyor, alıcı yok dükkânların önünde. Herkes birbirine dert yanıyor,
adamlar "siftahsız dükkân kapatıyoruz" diyorlar. Bir tarafta
da, karşıdan elinde çantayla gelen bir vatandaşa "acaba vergi
dairesinin memuru mu, teftişe mi geliyor" diye birbirlerinin
gözlerine bakıyorlar, bir korku içerisindeler. Vergi daireleri
tarafından, esnaf üzerinde özellikle baskı kurarak, zorla, kazanmadığı
hâlde, siftah yapmadığı hâlde vergi ödetmeye zorlandıklarını, çok
esnaf arkadaşımız -biz de esnaflıktan geldiğimiz için- dertlerini
bize döküyorlar.
Değerli arkadaşlar,
vergiyi baskıyla alamazsınız. Eğer vergi ortamını, vergi verebilecek
ortamı ve piyasayı yaratmadıysanız bu insanlar nereden versin? Stopaj
vergisini mi versin, muhtasarını mı versin, Sosyal Sigorta primlerini
mi ödesin, Bağ-Kur'larını mı ödesinler? Maalesef, bir tarafta da bankalara
olan borçlarını mı ödesinler? Hâliyle, özellikle bu vergiyi ödeyemedikleri
için, yüz binlerce esnafımız kepenklerini kapattı, iflas etti ve
çoğunun malzemesi de icra depolarında duruyor.
Sayın milletvekilleri,
Hükûmetin yetkilileri, icra depolarının önünden hiç geçtiniz mi,
hiç baktınız mı? O icra depolarının önü tıklım tıklım, vatandaşların
-ödeyemedikleri için- mallarıyla dolu. Adliye paralarını ödeyemiyorlar
ki mallarını alsınlar, eğer borçlarını kısmen de olsa sağdan soldan
topladılarsa. Milyonlarca esnaf bu sıkıntı içerisinde.
Bu sıkıntı yetmiyor
değerli arkadaşlar, bir de can güvenliği var. "Acaba, dükkânımın
önüne biri gelip beni tehdit edecek mi" diye, neredeyse, her gelen
müşteriye, "acaba bir kapkaççı, bir vurguncu mu gelecek" diye…
Can güvenliği yok, işte dün bir kuyumcunun İstanbul'da öldürüldüğü
gibi.
Biz, devlet olarak, insanımızın
sosyal güvenliğini sağlamak zorundayız, insanların can güvenliğini
sağlamak zorundayız, esnaflara sahip çıkmak zorundayız. Eğer, icra
depolarında o mallar duruyorsa, bu ülkenin kötü yönetildiğinin
bir ifadesidir. Her ne kadar "güzel yönetiyoruz" da deseniz,
maalesef kötü yönetiliyor ki, milyonlarca esnaf, kepengini kapatmış,
aç kalmış, borcunu ödeyemiyor ve işsizler ordusuna katılıyor. Bunu
görmezlikten gelemeyiz, Parlamento olarak görmezlikten gelemeyiz.
Bu insanların çığlıklarına ses vermek zorundayız değerli milletvekilleri.
Adam borcunu ödemedi diye, devletin kurumlarından değil, artık,
mafyaya sığınan bir sürü esnaf da var, "Acaba, benim hakkımı bunlar
mı alır" diye. Esnafı bu gayrimeşru yollarla baş başa bırakmamak
için bu esnafın da sağlık güvencesini, yaşam güvencesini, daha tedbirli
davranarak gözlem altına almak zorundayız. İşte, şoförler, taksiciler
her gün bir gaspla karşı karşıya. Milyonlarca insanın… Kazançlarıyla,
alın terleriyle, yirmi dört saat uyumayan taksi şoförleri, bir taraftan
vergi kıskacı, bir taraftan terörün ve kapkaççının kurbanı oluyor.
Bunlar neden? Demek ki, Türkiye'de işsizlik had safhaya varmış. Sokakta
insanlar, artık, aş ve iş peşinde koşuyor. Milyonlarca insan eğer bugün
açsa, 21 milyona yakın insan yoksulluk sınırına dayandıysa, sokakta
terör de olur, anarşi de olur, gasp da olur. Hâliyle, vergide adaletsizlik
sağlandığında, vergi adaletsizliği bu kadar boyutlara yükseldiğinde,
insanların devlete olan güvenlerini de sarsıyor. Vergi alınacaksa
kaçakçılardan, bu ülkede rant peşinde koşanlardan, spekülatörlerden
ve hiç terlemeden devlet kademeleriyle ve kurumlarıyla iş birliği
yaparak, bazı kurumlarda ve devleti yönetenlerle iş birliği yaparak,
ihaleler alıp da devlete vergi ödemeyenlerin üzerine gitmediğiniz
sürece gelirimizi artıramayız.
Değerli milletvekilleri,
emeklilerin durumu hakeza… Bugün aldık gazetelere baktık, benzin
2 milyon 700… Yani, 2 milyon 780'e çıkmış, çimentonun torbası 7 milyon
500'e çıkmış. Hani zam yapılmıyordu? Yüzde 7,5 zam geldi. Memura ne
verdik yıllık? Soruyorum, emekliye ne verdik, işçiye ne verdik? Yüzde
7,5 bir kalemde yaptığınızda hâlâ bugün daha… ikinci ay yeni bitti
üçüncü aya giriyoruz, yılın üçüncü ayına giriyoruz. O zaman demek
ki, bu insanların gerçekten satın alma gücü, artık, tıkandı. Ev yapma
gücü tıkandı, çocuk okutma güçleri tıkandı. Sen bunların vergilerini,
eğer, çoğaltır, vergilerinin üzerine gitmeye kalkarsan, yarın bu
insanlar da işsizler ordusuna katılır, devlete karşı kin ve husumet
besler. Bunların önüne geçmenin tek yolu, istihdamı çoğaltmanın
yollarını, istihdam alanları yaratmanın yollarını aramak lazım. Eğer
bugün emekli açsa… Duysun emekliler "açız" diyorlar. Bir emekli
eğer 500 bin lira alıyorsa nasıl geçinecek? 500
lirayla… Soruyorum değerli milletvekilleri, biz çarşıya çıktığımızda
500 bin lira bize yetiyor mu? Yetmiyor. Ama, bir
ay dört nüfusunu besleyecek bir emekli bu şartlarda nasıl geçinecek?
Ama, emekliden peşin kesiyorsunuz vergisini.
"Asgari ücretten
vergi düşürdük." diyorsunuz. Ee, asgari ücretten vergi almayın,
zaten bu asgari ücret geçindiremiyor ki! Bu insanlar aç. 500 bin liraya,
600 bin liraya, 700 bin liraya çalışan insanlar aç ve perişan, kira
paralarını ödeyemiyorlar, sen bunun vergisini alsan ne yapacaksın!
Katrilyonlarca, milyarlarca para kaçıranların üzerine gitmediğiniz
sürece…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla)
- Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla)
- Eğer, bu vergi kaçakçılarının üzerine gitmediğiniz sürece, kaçakçıların
üzerine gitmediğiniz sürece yoksul kesimin, gerçekten namusuyla
vergi ödeyen insanların üzerlerine, eğer, biz Maliye Bakanlığı memurlarını
gönderdiğimizde, bu insanlar, inan edin bir kâbus içerisinde, bir sıkıntı
içerisinde. Alınacaksa, vergi alınacak yerler belli, onların üzerine
gidin. Vergi tabana yaygınlaştırılacaksa özellikle oralardan başlanmalı,
kim vergi vermiyorsa üzerine gidilmeli, ama, bir emeklinin, bir dulun,
bir yetimin üzerine giderek, bir yoksulun, bir şoförün, bir nakliyecinin
üzerine giderek, baskı kurarak, onlara çeşitli metotlarla
"yok, senin bu karnen olacak" diye, nakliyeci üzerine gittiğinizde
inan edin çoğu kamyonunu satmıştır, taksisini satmıştır. Hâliyle sıkıntı
içerisinde olan bu halkımıza kulak vermek zorundayız. Eğer siz, Türkiye'yi
tozpembe olarak görüyorsanız, hiç kimsenin şikâyeti yok diyorsanız…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla)
- Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN - Sayın Özcan,
ek sürenizi verdim, selamlamak için mikrofonu açıyorum.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla)
- Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Elbette ki dert büyük,
bu insanların sesini duyurmak zorundayız. Bizi Meclise gönderdiler
ki, onların, emeklilerin, dulun, yetimin, işçinin ve esnafın durumlarını
göz önüne sererek bu duygularını paylaşmak zorundayız. Elbette
ki, süremiz sınırlıdır, ama, bu insanların sabırları da sınırlıdır,
artık bu insanların sabırlarını zorlamaya gerek yok. Bir an önce tedbir
almakta yarar vardır diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Özcan.
Şahsı adına Cemal
Uysal.
CEMAL UYSAL (Ordu)
- Vazgeçtim.
BAŞKAN - Şahsı
adına, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan.
ÜMMET KANDOĞAN
(Denizli) - Vazgeçtim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum.
Madde üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
21'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 21- 21/7/1953 tarihli
ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 17
nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "vergi dairesi müdürünün
yazılı isteği üzerine defterdar," ibaresi, "vergi dairesi
müdürünün (5345 sayılı Kanun uyarınca vergi dairesi yetkisini haiz
olarak kurulan ve faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında,
ilgili grup müdürünün ve/veya müdürün) yazılı talebi üzerine defterdar
ve/veya vergi dairesi başkanı," şeklinde değiştirilmiş, ikinci
fıkrasında yer alan "müdürü" ibaresinden sonra gelmek üzere
fıkraya "(5345 sayılı Kanun uyarınca vergi dairesi yetkisini
haiz olarak kurulan ve faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında,
ilgili grup müdürü ve/veya müdür)" ibaresi eklenmiş, 90 ıncı
maddesinde yer alan "gayrimenkulün bulunduğu yer tapu sicil muhafızından
teşekkül eder." ibaresi, "gayrimenkulün bulunduğu yer tapu
sicil muhafızı veya tevkil edeceği zattan teşekkül eder" şeklinde
değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Anavatan Partisi Grubu adına Erzurum Milletvekili Sayın İbrahim
Özdoğan, buyurun efendim.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; 1346 sıra sayılı Vergi Kanunu Tasarısı'nda Anavatan
Partisi Grubu adına görüşlerimi açıklamak üzere huzurunuzda bulunmaktayım.
Hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
vergi denince akla gelen en önemli dilimlerden birisi esnafımızdır.
Acaba esnafımızın durumu nedir? Bunu öncelikle bir irdelememiz
lazım.
AK Parti Hükûmeti ve
Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan, Türk halkına kendilerinin diğer siyasi
partilere göre açık ara önde çıktığı anket propagandası yapmakta
ve oy verecek halkımızı, tek seçeneğinin hâlâ kendileri olduğu yönünde
baskılamaya çalışmaktadır. AK Partinin anketlerinin doğru olmadığının
çok fazla kanıtı mevcuttur. Esnaf bunun en büyük örneklerinden, kanıtlarından
birisidir.
Sayın Başbakanın kendini
açık ara önde çıkarttığı anketlere esnafların katılmış olması asla
düşünülemez. Çünkü, Hükûmet, iktidarı döneminde esnafı silindir
gibi ezmiş ve üstüne de bir bardak şerbet içmiştir. Yaşadığı haksızlık
ve problemler konusunda sesini duyuramayan, kıt kanaat ve mütevazı
bir şekilde var olmaya çalışan, sırtında her geçen gün daha da ağırlaşan
yüklerin altında ezilen esnaf, AK Parti tarafından kırılan orta direğin
ta kendisidir.
Esnaf ve sanatkâr, piyasadaki
durgunluğun yanı sıra ağır vergilendirme yükü altında daha da ezilmekte
ve nefes alamamaktadır. Esnaf para kazanamamakta, ama para kazanmasa
da ödemek zorunda olduğu yüksek vergiler nedeniyle varını yoğunu
satma noktasına gelmiştir.
Esnaf arasında artık
intiharlar da başlamıştır. Daha geçtiğimiz haftalarda bana gelen
bir haberde bir beyaz eşya bayisi sahibi genç bir esnafın vergi yükü
nedeniyle intihar ettiği bildirilmiştir.
Değerli arkadaşlar,
mobilyacısından berberine, kuyumcusundan terzisine kadar her
alanda hizmet veren esnaf ve sanatkâr, altında ezilmekte olduğu ekonomik
yük ve risklerden dolayı bitap düşmüştür. Aile facialarına da yol
açan bu tabloyu, Maliye Bakanı, gevrek bir gülüşle geçiştirmektedir.
AK Parti Hükûmeti ve onun Maliye Bakanı, düzenlemeyi beceremedikleri
ekonominin bedelini esnaf ve sanatkârın sırtına yüklemiş, esnafın
belini bükmüştür.
Değerli arkadaşlar,
esnaf öyle bir hâldedir ki, 20 liralık bir işimiz olsa, alışverişimiz
olsa, 50 lira versek, bunun üstünü verecek parası yoktur, siftahsız
dükkân kapatmaktadır. Hâl böyleyken, vergi daireleri, 2007 senesinde
esnafı daha da dar bir cenderede sıkıştırmanın hazırlıklarını
yapmaktadırlar. Buna göre, basit usule tabi esnaf ve sanatkârlar,
en az asgari ücretlilerin vergisi kadar vergi beyan etmek durumundadırlar.
Hükûmet tarafından, bu seviyenin altında beyanda bulunan esnafların
vergi daireleri tarafından özel bir incelemeye tabi tutulacağı
korkusu yayılmaktadır ve buna da başlanmıştır. Hâlbuki, 2006 yılında,
390 bin YTL'ye kadar hazine bonosu geliri elde edenler, tek kuruş vergi
vermek zorunda değillerdir ve bankalardaki hisselerini milyonlarca
YTL'lik kârla satmaktadırlar. Yani, devlete esas vergi vermesi gerekenler,
sömürücüler, devlete borç vermektedirler. Bu, hazin bir tablodur.
AK Parti Hükûmeti iktidara
geldiğinde köprüden geçiş ücreti 1,5 YTL iken, bu ücret şu anda 4 milyon
liradır. Benzin fiyatındaki azami artış köprü ücretlerine yapılan
bu çok yüksek oranlı zamla birleşince, taksiciyi vergi yükü nedeniyle,
berberi kredi faizi cenderesiyle, mobilyacıyı, beyaz eşya satıcısını,
artık, esnaflık yapamayacak hâle getiren bu Hükûmetin Sayın Başbakanı,
kendisine İsviçre'den yabancı yatırım otoritesi denilen bir danışman
ithal etmiştir.
Hükûmetin planı bellidir
arkadaşlar. Türkiye'ye, artık, esnaf lazım değildir, yabancı yatırımcı
her şeyi hâlledecektir. Hükûmetin üç kuruşa muhtaç gözüyle baktığı
Türk esnafı, AK Parti Hükûmetine, artık, bu nedenlerden dolayı hiç
mi hiç lazım değildir.
Bu Hükûmetin kendi halkına
karşı sevgisiz, ilgisiz ve yabancı olduğu her vesileyle belli olmaktadır.
Hükûmetin, esnafı vergilendirme politikası bunun en bariz örneklerinden
birisidir. Türk esnafının sorunlarını çok yakından takip ettiğimizi
Türk kamuoyu çok iyi bilmektedir.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, tabii ki, vergi toplamak, bir devletin en temel hak ve
ödevlerinden bir tanesidir ve vergi vermek vatandaşlık görevlerinin
en kutsallarından da birisidir. Vergi toplama sistemi, vergi toplamanın
şekli ve tüm bu sürecin ardında yatan siyasi zihniyet ise, hem vergi
toplamaktaki efektiviteyi hem de toplum içerisindeki adalet ve
devlete duyulan güveni etkileyen en temel faktörlerdendir.
AK Parti Hükûmeti ve
onun Maliye Bakanının vergi politikaları, iktidara geldikleri
dönemden beri Türk toplumunda hiç tasvip ve destek bulamamıştır. Hükûmetin
vergi politikaları insanımızın adalet duygusunu zedelemekte
ve çaresizlik duygusunu körüklemektedir. Kendisine karşı çok liberal
ve yumuşak bir vergi politikası olan Maliye Bakanı, halkımızın
cep telefonundan, alacağı küçük bir aile arabasına kadar her şeyinde
gırtlağına basmaktadır.
AK Parti Hükûmeti zamanında
dolaylı vergiler yüzde 73 oranına fırlamıştır. Kursağındaki her
lokmanın vergisini veren halkımız ise, bir hükûmetin topladığı vergilerle
sunması gereken hizmetler konusunda çıplak ve yoksul durumdadır,
yoksun durumdadır.
Ülkemizde vergi adaletsizliğinin
ve vergi oranlarının yüksek olmasının en büyük nedeni kayıt dışı
ekonominin kontrol altına alınamamasıdır. Çünkü, Hükûmet, ancak,
aciz ve çaresiz mükelleflerin üstüne gitmektedir. AK Parti Hükûmeti
geldi ve neredeyse bitecek beş altı ay sonra, vakit o kadar da yaklaştı
ve bu sürede vergi sistemini düzeltme ve adaletli kılma yönünde
hiçbir proje ortaya koyamadı.
Günümüzde dünyadaki
kayıt dışı sektörün büyüklüğü 3 trilyon dolar olarak tahmin edilmektedir.
Gelişmiş ülkelerde kayıt dışı ekonomi gayrisafi millî hasılanın
yüzde 10-15'i civarındadır. Türkiye ise, kayıt dışı ekonomide en kötü
ülkeler olan Nijerya, Mısır ve Tunus'un -ki, bunlarda yüzde 68-76 oranındadır
kayıt dışı ekonomi- hemen ardından gelmektedir. Bu, ne vahim ve kötü
bir tablodur!
Batı ülkelerinde kayıt
dışı ekonomi denildiğinde daha çok uyuşturucu ve silah kaçakçılığı
gibi yasa dışı sektörler akla gelmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde
ise, bunlar da dâhil olmak üzere, kayıt dışı ekonomi daha çok eşya ve
hizmet akımlarının belgelendirilmemesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Ülkemizde art arda
yaşanan ekonomik krizler kayıt dışı faaliyetlerin artmasına zemin
hazırlamıştır. Ekonomik kriz dönemlerinde, işsiz kitleler, kayıtlı
ekonomide bulamadıkları istihdam imkânlarını kayıt dışı faaliyetlerde
aramaktadırlar. İşletmeler de, krizin olumsuz etkilerini azaltmak
için üretimlerini kayıt dışı faaliyetlere yönelterek, istihdam
ve üretim maliyetlerini düşürmeye çalışmaktadırlar.
Özellikle sanayi sektöründe,
teknolojik gelişmelerden dolayı emeğe dayalı üretim yerini makineye
dayalı üretime bırakmıştır. Bu durum, niteliksiz iş gücünün işsiz
kalmasına neden olmuştur. İşsiz kalan bu iş gücü de, geçim kaygısıyla
kayıt dışı faaliyetlere yönelmiştir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Yeraltı ekonomisi,
illegal ekonomi, kara ekonomi, resmi olmayan ekonomi, gizli ekonomi,
düzensiz ekonomi, marjinal ekonomi, kayıp ekonomi, karaborsa ekonomisi,
gözlenemeyen ekonomi, nakit ekonomisi, paralel ekonomi, enformal
ekonomi, vergi dışı ekonomi ve benzeri anlamlara gelen kayıt dışı
ekonomi kavramı, bilinen istatistiki yöntemlere göre tahmin edilmeyen
ve gayri safi millî hasıla hesaplarını elde etmede kullanılmayan
gelir oluşturucu ekonomik faaliyetlerin tümüne denmektedir. Kayıt
dışı ekonomi, kamunun denetimi dışındaki ekonomik faaliyetler
olarak da tanımlanabilir.
Batı ülkelerinde,
kayıt dışı ekonomi denildiğinde daha çok uyuşturucu ve silah kaçakçılığı
gibi yasa dışı sektörler akla gelirken, gelişmekte olan ülkelerde
ise bunlar da -az önce dediğim gibi- dâhil olmak üzere…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Efendim, son
cümlenizi alabilir miyim.
Buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
…kayıt dışı ekonomi
daha çok eşya ve hizmet akımlarının belgelendirilmemesi şeklinde
ortaya çıkmaktadır. Bireylerin veya işletmelerin ekonomik faaliyet
ve işlemlerini kamunun denetimi dışında tutmasının en önemli nedeni
ise vergi kaçırma arzusudur.
Ülkemizde, özellikle
kayıtlı işletmelere getirilen her yeni yükümlülük kayıt dışı ekonominin gelişmesine neden olmaktadır. Vergi
oranlarının yüksekliği, vergilendirme ortamının belirsizliği,
muhasebe ve müşavirlik hizmetlerinin yetersizliği, vergi idaresi
ve denetiminden kaynaklanan nedenler kayıt dışı ekonomiyi ortaya
çıkaran başlıca etmenlerdir.
Değerli arkadaşlarım,
bu konudaki görüşlerimizi ilerleyen maddelerde sürdüreceğiz.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özdoğan.
Madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
22'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 22- Büyük Mükellefler
Vergi Dairesi Başkanlığı mükelleflerinden tahsil edilen gelirlerden,
10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun
23 üncü maddesinin (b) bendi gereğince Büyükşehir belediyelerine
ayrılması gereken payın hesaplanmasında yeni bir düzenleme yapılıncaya
kadar; bu mükelleflerin, kanuni veya iş merkezlerinin bulunduğu
Büyükşehir belediyesi, şubeleri nedeniyle mükellefiyeti bulunanlarda,
şube tarafından beyan edilen ve şube adına ödemesi yapılan vergi
gelirlerini kapsamak şartıyla, şubenin mükellefiyetinin bulunduğu
Büyükşehir belediyesi esas alınır. Gelir İdaresi Başkanlığının
kuruluşuna ilişkin 5/5/2005 tarihli ve 5345 sayılı Kanunun 23 üncü
maddesi uyarınca şube mükellefiyetinin değiştirilmesi hâlinde
de bu madde hükmüne göre işlem yapılır. Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği? Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
23'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 23- 4/1/2002 tarihli
ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 10 uncu maddesinin sonuna aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"Dördüncü fıkranın
(d) bendi ile ilgili olarak Kurum, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi
Başkanlığının uygun görüşünü alarak vergi borcu kapsamına girecek
vergileri; tür ve tutar itibarıyla belirlemeye yetkilidir."
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Anavatan Partisi Grubu adına, Erzurum Milletvekili Sayın İbrahim
Özdoğan.
Buyurun. (Anavatan
Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlar; tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, mükelleflerin kayıp ve kaçaklar konusunda davranışlarını
etkileyen en önemli nedenlerden birisi de Hükûmete adalet konusunda
duyulan güvensizliktir. AK Parti, koruduğu grupların istekleri
doğrultusunda kararlar alarak vergilendirmeden vazgeçebilmekte
ve vergi yükünü belirli kesimlere yüklemektedir.
Değerli arkadaşlar,
kayıt dışı ekonominin en önemli nedenlerinden birisi de, kaçakçılığın
önemli boyutlarda olması ve AK Parti Hükûmetinin, bunca zamandır,
kaçakçılığı önleme konusunda etkin olmamış olmasıdır.
Ülkemizde, kayıt dışı
ekonominin en önemli kalemini, yasa dışı yollardan ve kaçakçılık
yoluyla elde edilen gelirler oluşturmaktadır.
Vergiler dolaylı ve
dolaysız olarak, genel bir şekilde, hepimizin bildiği gibi, ikiye
ayrılmaktadır. Dolaylı vergi, kişilerin devletten bir hizmet almaları
veya bir malı satın almaları sonucunda meydana gelir. Bunlara örnek
olarak, KDV, Tekel ve benzinden alınan akaryakıt tüketim vergisi gösterilebilir.
Dolaysız vergi ise, ticaretle uğraşanların kazandıklarından veya
bir iş yerinde ücretli olarak çalışan memur ve işçilerin maaşlarından
kesilen vergilerdir.
Bir ülkede, vergi yükünün
adaletli ve dengeli dağılımı incelenirken, dolaylı ve dolaysız
vergilerinin toplanan vergiler içindeki payının karşılaştırılması
çok sık kullanılan bir yöntemdir.
Dolaysız vergiler,
vergi adaletini sağlamada çok daha etkilidirler. Çünkü, dolaysız
vergilerde en az geçim indirimi, artan oranlı vergi tarifeleri,
indirim, istisna ve muafiyet gibi uygulamalarla, vergi ödeme gücü
arasındaki ilişki kurulabilir.
Dolaylı vergilerde
ise -KDV, ÖTV gibi- bu vergilerin uygulandığı mal ve hizmetlerin, düşük
gelirlilerin bütçesindeki payı, yüksek gelirlilere göre daha
fazladır ve vergi yükü asıl olarak düşük ve sabit gelirlilerin üzerinde
kalmaktadır.
Bir ülkede, dolaylı
vergilerin, toplam vergi gelirleri içerisindeki payı, dolaysız
vergilerden yüksek ise, o ülkede vergi adaletinin varlığından söz
edilemez ve AK Parti Hükûmeti döneminde Türkiye'de vergi adaleti tamamen
yok edilmiştir. Bu durum, Anayasa'mızın 73'üncü maddesine göre:
"Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre,
vergi ödemekle yükümlüdür" maddesine aykırı düşmektedir. Gerçi
AK Partiden söz ederken Anayasa hükümlerinden söz etmek de çok fazla
anlamlı olmayabilir. Çünkü, AK Parti Hükûmetinin en büyük özelliklerinden
birisi, hukuku çiğnemede eline su dökecek birilerinin bulunmasında
zorluk çektirmesidir.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye, gelir, kurumlar ve servet vergileriyle, KDV ve sosyal güvenlik
primi oranlarının toplamından oluşturulan vergi oranları endeksinde
dünya ülkeleri arasında 19'uncu sırada yer alıyor ve Türkiye, 124,5
endeks değeriyle ABD, İsviçre, İngiltere, Almanya, Kanada, İrlanda,
Avustralya ve Danimarka gibi ülkeleri geride bırakıyor. Uluslararası
finans istatistikleri verileri, OECD ve Uluslararası Enerji Ajansı
verilerine göre hazırlanan rapora göre, Türkiye, istihdam üzerindeki
vergilerde seçilmiş 26 ülke arasında yüzde 42,1 oranında vergiyle
ilk sırada yer almaktadır.
Gelir vergisi oranlarında
da Türkiye başı çekiyor. Yüzde 45 gelir vergisi uygulanan Türkiye'yi,
yüzde 38,3 ile Danimarka, yüzde 31 ile İsveç, yüzde 30 ile Güney Kore
izliyor. En az gelir vergisi oranına sahip ülke ise yüzde 12 ile Rusya,
bu ülkeyi yüzde 15 gelir vergisi oranıyla Çin, Almanya, Yunanistan
ve Hollanda izlemektedir.
Değerli arkadaşlar,
ülkemizde, vergi yükü AK Parti zamanında dayanılmaz ölçüde artmıştır.
Türkiye OECD'nin en yoksul ülkesidir, buna karşılık vergi yükü, ABD,
Japonya gibi en zengin ülkelerden daha fazladır.
Avrupa Birliği ülkelerinde
dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı ortalama
yüzde 35 iken bu bizde yüzde 73'e ulaşmış durumdadır. Bir ülkede dolaylı
vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı dolaysız vergilerden
yüksekse bu ülkede vergi adaletinden söz etmek mümkün değildir, söz
edilemez de. Vergi adaleti de AK Parti Hükûmetinde olduğu kadar da
çiğnenemez. Bu da, işin çivisinin çıktığını göstermektedir.
Ülkemizde, kayıt dışı
ekonomi hangi oranlardaysa dolaylı vergilerdeki oranlar da aşağı
yukarı bu seviyelerde bulunmaktadır. Bunun nedeni, AK Parti
Hükûmetinin, kayıt altına alamadığı kısım kadar dolaysız vergilere
başvurması ve tahsil edemediği vergileri bu yolla dengelemeye çalışmasıdır.
Yani, AK Parti Hükûmetinin Maliye Bakanının bu kadar pişkince ve
gevrek gevrek gülümsemesi için, gerçekte, hiçbir neden yoktur. Milletin
vicdanını bu kadar kanattığı için bu adaletsizlik, hakikaten, bundan,
cidden utanmamız gerekmektedir. Elbette, şunu biliyoruz ki: Çok yakın
bir gelecekte, Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan'dan, hoş bir seda
olarak, gök kubbede gevrek gevrek gülümsemesi kalacaktır. O zaman,
o zaman ne olacaktır? Milletin unları, Sayın Kemal Unakıtan'ın çocuklarının
çuvallarına akacağına milletin çuvallarına akmaya başlayacaktır.
Kayıt dışı ekonomiyi
ortaya çıkaran veya boyutlarını genişleten unsurlar ortadan kaldırılabildiği
takdirde, kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmış olacaktır. Kayıt
dışı ekonomiyi önlemek veya küçültmek için, kısa vadeli tedbirler
yerine orta ve uzun vadeli yapısal değişiklikler gerekmektedir. Öncelikle,
Türkiye'de, kayıt dışı ekonomiye neden olan unsurların ortadan kaldırılması
için gerekli yasal ve idari düzenlemeler yapılmalıdır.
Toplum vicdanı için,
kaldırılabilir olması için, adil bir vergi sistemi için, alınması
gereken acil önlemleri, acil önlemleri kısaca özetlemek istiyorum:
Bunun için, gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin oranları düşürülerek
vergi tabanının genişletilmesi acilen sağlanmalıdır. Kayıt dışı
faaliyetlerden elde edilen gelirlerin kayıt altına alınabilmesi
için, verginin konusuna giren gelir kavramını genişleterek, bu faaliyetlerden
elde edilen gelirlerin vergilendirilebilir duruma getirilmesi
gerekmektedir.
Kayıt dışı ekonomi
hacminin küçülmesine ve kayıt dışı istihdamın kayıt altına alınmasına
ilişkin olarak, OECD ülkelerindeki uygulamalar ışığında, şu politika
ve tedbirler benimsenip hayata geçirilmelidir:
Vergi oranları, vergiden
kaçınma davranışına neden olmayacak, ödenebilir düzeye indirilmelidir.
İşletmelerin ve ekonominin
üretim ve rekabet gücünü artırmayı, istihdamı geliştirmeyi esas
alan, verimlilikle bağlantılı bir ücret politikası izlenmelidir.
Vergi, SSK primleri,
kıdem ve ihbar tazminatları, istihdam kotaları gibi mali ve yasal
yükümlülükler, toplu iş sözleşmesi yapan iş yerleri için azaltılmalıdır.
Devlet memurlarına
uygulanan asgari ücret tanımına ilişkin esaslar işçi statüsünde
çalışanlar için de geçerli kılınmalı, devamlılık arz eden tüm nakdi
ödemeler asgari ücret kapsamında sayılmalıdır.
İstihdamla ilgili
idari para cezaları astronomik düzeylere çıkarılmıştır. Bu yöntem,
kayıt dışı istihdamı önlemeyeceği gibi, girişimcinin istihdam
oluşturmasını da engellemektedir.
İstihdama ilişkin yükümlülüklere
dair bürokratik işlemler basitleştirilmeli, azaltılmalı ve kolaylaştırılmalıdır.
Ayrıca, organize sanayi
bölgelerinde SSK ve Maliye tarafından kurulacak bürolar yoluyla,
hizmet, girişimcinin ayağına götürülmelidir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İyi niyetli mükellefi
cezalandırmayan, etkin bir vergi idaresine ve denetim düzenine
geçilmelidir.
Kaçakçılığın kontrol
altına alınabilmesi için özel birimler oluşturulmalı, devletin sınır
kapıları olmak üzere, tüm birimlerinde eş güdüm ve uyumun sağlanması
için süratle otomasyona geçilmelidir.
Ayrıca, kayıt dışı
ekonominin kayıt altına alınması için, faizlerin düşmesi ve reel
faizlerin bir an önce düşürülmesi gerekmektedir. Faizlerin ve reel
faizlerin düştüğü bir ortamda kayıt dışında bulunan birikimler,
yatırım ve yeni iş yerlerinin açılması ile bir şekilde kayıt altına
alınacaktır. Yalnız, bu geçişte dolaysız vergilerin makul seviyelere
düşürülerek bu geçişin hızlandırılmasının yararlı olacağı da
unutulmamalıdır.
Hükûmet, Türkiye'nin
beş altın yılını, her alanda olduğu gibi, vergi sistemi alanında da
çalmıştır milletimizden.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son cümlenizi
alabilir miyim efendim.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Beş yılda çok şey yapılabilirdi;
beş yıl, bir ülkede, çok önemli bir zamandır.
Heba edilen bu beş yılımızı
önümüzdeki seneden itibaren telafi etmeyi Allah bize nasip etsin
diyerek, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özdoğan.
Madde üzerindeki konuşmalar
tamamlanmıştır.
Şimdi, maddeyle ilgili
bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı "Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun
10 uncu maddesinde değişiklik yapan çerçeve 23 üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Faruk Çelik |
İbrahim Köşdere |
Mehmet Daniş |
|
Bursa |
Çanakkale |
Çanakkale |
|
Hasan Bilir |
Mehmet Ceylan |
|
|
Karabük |
Karabük |
|
Madde 23- 4/1/2002 tarihli
ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 10 uncu maddesinin sonuna aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
"Kurum, dördüncü
fıkranın; (c) bendi ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının
uygun görüşünü alarak sosyal güvenlik prim borcunun kapsamı ve tutarını;
(d) bendi ile ilgili olarak, Gelir İdaresi Başkanlığının uygun görüşünü
alarak vergi borcu kapsamına girecek vergileri; tür ve tutar itibarıyla
belirlemeye yetkilidir.
Bu madde kapsamında
istenen belgelerden hangilerinin taahhütname olarak sunulabileceği
Kurum tarafından belirlenir. Gerçeğe aykırı hususlar içeren taahhütname
sunulması veya ihale üzerinde kalan istekli tarafından taahhüt
altına alınan durumu tevsik eden belgelerin sözleşme imzalanmadan
önce verilmemesi hâlinde bu durumda olanlar ihale dışı bırakılarak
geçici teminatları gelir kaydedilir."
BAŞKAN - Sayın Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Katılıyoruz
efendim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Komisyon nasıl katılıyor? Çoğunluğunuz falan yok.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet
katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Getirilen düzenlemeyle,
ihaleye katılımda sosyal güvenlik prim borcu ve vergi borcunun kapsamının
ilgili kurumların görüşü alınarak Kurumca tespit edilmesi hususu
düzenlenmektedir. Böylece, hangi tür ve tutarda vergi ve sigorta
prim borcu olanların ihale dışı bırakılacağının düzenlenmesi yanında,
vergi ve sigorta borcu bulunmadığına ilişkin belgelerin sunulma
zamanı ve hangi tarih itibarıyla borcun varlığının ihale dışı bırakılmayı
gerektireceği gibi hususların açıklığa kavuşturulması ve uygulamada
karşılaşılan tereddütlerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır.
İkinci fıkra ile getirilen
düzenlemeyle ise, ihaleye katılım aşamasında aranan belgelerden
Kurum tarafından belirlenecek olanların, ihaleye katılan her aday
veya istekli tarafından ihaleye katılım aşamasında sunulması yerine,
aday veya isteklilerden bu durumlarda olmadıklarına dair bir taahhütnamenin
alınması ve buna ilişkin kanıtlayıcı belgelerin ihale üzerinde bırakılan
istekli tarafından sözleşmenin imzalanması aşamasında sunulmasına
ilişkin düzenleme yapılması konusunda Kuruma yetki verilmektedir.
Böylece, ihaleye katılım aşamasında talep edilen belge sayısının
azaltılması suretiyle bürokratik işlemlerin ve ihaleye katılım
maliyetlerinin en aza indirilmesi hedeflenmektedir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Şimdi, maddeyi, kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… 23'üncü madde kabul edilmiştir.
Birleşime, on dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.40
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.23
BAŞKAN : Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER : Mehmet DANİŞ (Çanakkale), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'nin İkinci Oturumu'nu
açıyorum.
1346 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Hükûmet ve Komisyon yerinde.
Sayın milletvekilleri,
tasarının 24'üncü maddesiyle aynı kanunun farklı maddeleri üç ayrı
bentle değiştirildiğinden, bentler hakkında ayrı madde işlemi yapılacaktır.
24'üncü madde bir çerçeve
madde olarak kabul ediliyor.
Şimdi, 24'üncü maddeyi
ve (a) bendini okutuyorum:
MADDE 24- 29/1/2004 tarihli
ve 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun;
A) 3 üncü ve 4 üncü
maddelerinin birinci fıkralarının (a) bentlerinde geçen
"otuz" ibareleri, "on" olarak, (b) bentleri ise
"1.4.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi
mükelleflerinin iş yerlerinde fiilen çalıştırılan işçilerin"
şeklinde,
BAŞKAN - Sayın Kandoğan
konuşacak mısınız?
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan.
Buyurun efendim.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerindeki şahsi görüşlerimi
açıklayacağım.
Yalnız, bu kanunla ilgili
olarak görüşlerimi açıklamadan önce, Türkiye'de tarımın çok iyi olduğunu
iddia eden, çiftçilerin çok iyi durumda olduğunu iddia eden AK Parti
milletvekillerine, buradan… Şu anda Meclisin kulislerinde, Tokat'ın
merkez Ulaş köyünden gelmiş Söngüt Tarım Kredi Kooperatifine yaklaşık
1 milyar lira civarında borcu olan vatandaşların, bugün borçlarının
yaklaşık 20 milyar liraya kadar çıktığını anlatan köylülerimiz
bekliyor. Tarımın, çiftçinin, köylünün iyi olduğunu iddia eden milletvekillerimizi
kulise davet ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
şimdi, 24'üncü maddeyle ilgili olarak… Bu, 5084 sayılı Teşvik Kanunu'nda
değişiklik yapan bir madde.
Şimdi, değerli milletvekilleri,
biz, 5084 sayılı Kanunu 29/1/2004 tarihinde kabul ettik. Üzerinden,
yaklaşık iki yıl geçti, ama bu iki yıllık süre içerisinde aynı kanunu
dördüncü kez değiştiren bir madde önümüzde. Dünyanın hiçbir parlamentosunda
-altını çizerek ve iddialı bir şekilde söylüyorum- iki yıl önce kabul
edilen bir kanun, dördüncü kez değiştirilmek üzere Meclisin huzuruna
getirilen hiçbir ülke, hiçbir parlamento yoktur. Ben artık utanıyorum.
Bu kanunlarla ilgili geçmişte yapmış olduğum konuşma tutanaklarını
kürsüye getirip sizlere göstermekten hicap duymaya başladım. Bu o
kadar çok oldu ki, artık yüzlerce oldu değerli milletvekilleri. Siz,
bizim sesimize, sözümüze kulak vermiyorsunuz, kulağınızı tıkıyorsunuz.
Bildiğiniz doğrultuda tek başınıza gitmeye çalışıyorsunuz, ama
ne kadar büyük yanlışlıklar yaptığınız, işte, bugün, bir kez daha
tescillenmiş oluyor. Aynı şey, Cargill yasasında oldu. Kürsüye çıktım,
dedim ki, yapmayın. Dördüncü kez getirdiniz, dördüncü kez getirdiğiniz
kanun, Anayasa Mahkemesince iptal edildi. Bir Amerikan şirketini
kurtarma uğruna, Meclisin itibarının hangi seviyelere getirildiğinin
takdirini sizlere bırakıyorum değerli milletvekilleri. Hâlâ, bu
noktada, aynı tutumu sürdürmeye devam ediyorsunuz. Yine, on beş yeni
üniversiteyle ilgili olarak bir kanun burada dört kez görüşüldü değerli
milletvekilleri; iki kez Sayın Cumhurbaşkanından, iki kez de Anayasa
Mahkemesinden… Daha yeni kabul ettiniz burada, Anayasa Mahkemesi
yürütmeyi durdurma ve iptal kararı verdi. Böyle bir Meclis çalışmasını
savunabilecek bir AK Partili milletvekili varsa, buyurun, benden
sonra kürsü sizin değerli milletvekilleri. Böyle bir çalışmayı kabul
etmemiz mümkün değil.
İşte, bugün, 24'üncü
madde, Teşvik Kanunu'nda değişiklik. Bakınız, ibret için; bir önerge
verildi şimdi, onu da getirdim. Bir önerge verildi, elimize de şu an
ulaştı önerge. Yani, şu önergeye bakın değerli milletvekilleri: Çizilmiş,
karalanmış, ne olduğu belli değil. Böyle bir önergeyle, biz, Meclis
çalışması yapacağız. Böyle bir çalışma olabilir mi, değerli milletvekilleri?
İşte, elimde; bir tek düzgün cümlesi yok, değerli milletvekilleri.
Bu, biraz sonra burada görüşülecek, sizlerin oylarıyla kabul edilecek
ve yürürlüğe girecek. Böyle bir Meclis çalışmasını benim kabul etmem
mümkün değildir.
Teşvikle ilgili, hem
ben hem diğer muhalefet milletvekilleri çıktık, burada konuştuk,
onlarca kez sizi ikaz ettik. Böyle bir Teşvik Kanunu'nun yanlış olduğunu,
başlangıçtan itibaren, böyle bir teşvikin dünyanın hiçbir ülkesinde
uygulanmadığını burada geldik, söyledik. Teşvik, sektörel veya
bölgesel olur, ya sektörü teşvik edersiniz veyahut bölgeyi teşvik
edersiniz. Siz ne yapıyorsunuz? Ne sektör belli ne bölge belli, ucube
bir kanun. Türkiye'de kırk dokuz ili içine alan, birbiriyle hiçbir ortak
noktası olmayan illerin içinde bulunduğu bir Teşvik Kanunu. Ben,
AK Parti milletvekillerine buradan seslenmek istiyorum. Benden
sonra kürsü boşalıyor.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Geliniz, bu Kanun yürürlüğe girdiği günden beri Türkiye'de 5084
sayılı Yasa'yla getirilen, bu Teşvik Kanunu'yla getirilen uygulamanın
neticesini, bir AK Parti milletvekili bu kürsüden milletimize duyursun.
Bu kırk dokuz ilde hangi yatırımların yapıldığını, orada istihdamın
nasıl artırıldığını söyleyebilecek milletvekilimiz varsa buyursun.
(AK Parti sıralarından "Var." sesleri) Üç beş il var sayın
milletvekilim, üç beş il var. Ama, ben şimdi buradan soruyorum: Var
mı Diyarbakır'da; Mardin'de, Şırnak'ta, Bitlis'te, Bingöl'de, Van'da,
Muş'ta, Hakkâri'de, Ağrı'da, Ardahan'da, Kars'ta var mı; Gümüşhane'de,
Bayburt'ta var mı? Yok, değerli milletvekilleri. O bölgelerle görüşüyoruz,
o bölgelerin sanayi odası başkanları, ticaret odası başkanları
feryat ediyorlar: "Biz böyle bir teşvik istemiyoruz, bu teşvik
sizin olsun." diyorlar. (AK Parti sıralarından gürültüler)
AHMET RIZA ACAR (Aydın)
- Sayın Kandoğan…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Şimdi, Sayın Aydın Milletvekili, senin tuzun kuru. Gel bakalım şu
Doğu'ya, Güneydoğu'ya; gel bakalım bir Denizli'ye. Bu teşvikten dolayı
Denizli'nin nasıl mağdur olduğunu biraz sonra sizlere anlatacağım.
Bu duygularla yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.
Sayın milletvekilleri,
birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.31
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.47
BAŞKAN : Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER : Mehmet DANİŞ (Çanakkale), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'nin Üçüncü Oturumu'nu
açıyorum.
1346 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının 24'üncü
maddesinin (A) fıkrası üzerinde bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısının 5084 sayılı Kanunda değişiklik
öngören çerçeve 24'üncü maddesinin (A) fıkrasında yer alan
"1/4/2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi
mükelleflerinin işyerlerinde fiilen çalıştırılan işçilerin"
ibaresinin "1/4/2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve
kurumlar vergisi mükelleflerinden asgari on işçi çalıştıranların
işyerlerinde fiilen çalışan işçilerin" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Faruk Çelik |
Ahmet Işık |
Mehmet Emin Tutan |
|
Bursa |
Konya |
Bursa |
|
Fatih Arıkan |
Faruk Anbarcıoğlu |
|
|
Kahramanmaraş |
Bursa |
|
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
5084 sayılı Yatırımların
ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunla öngörülen destek ve teşviklerden
1/4/2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleriyle bunlara ait işyerlerinin yararlanabilmesi için
asgari on işçi çalıştırma şartı getirilmek suretiyle bu tarihten
sonra yeni işe başlayanlarla paralellik sağlanmaktadır.
BAŞKAN - Gerekçesini
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Şimdi, çerçeve 24'üncü
maddenin (A) fıkrasını kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
(B) fıkrasını okutuyorum:
B) 5 inci maddesi
"Bu Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde
belirtilen illerde en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara
girişen gerçek veya tüzel kişiler lehine; Hazineye, özel bütçeli
kuruluşlara, il özel idarelerine veya belediyelere ait arazi veya
arsaların üzerinde kırk dokuz yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikli
bedelsiz irtifak hakkı tesis edilebilir. Bu taşınmazlar üzerindeki
kamuya ait ve ihtiyaç dışı bina ve müştemilat ile üzerinde henüz faaliyete
geçmemiş yatırım bulunan arazi veya arsalar da bu kapsamda değerlendirilir.
Ancak, talep edilen taşınmazın bulunduğu ilçenin mülki sınırları
içinde organize sanayi veya endüstri bölgesi bulunması hâlinde,
bu bölgelerde yer alabilecek yatırımlar için tahsis edilecek boş
parsel bulunmaması şartı aranır.
31/8/1956 tarihli ve
6831 sayılı Orman Kanununa tabi alanlar hariç olmak üzere, Devletin
hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle irtifak hakkı tesis
edilemeyen taşınmazlar üzerinde ise kırk dokuz yıl süreli bedelsiz
kullanma izni verilebilir.
İrtifak hakkı tesis
edilecek veya kullanma izni verilecek taşınmazlardan imar planı
bulunmayanların planları ile uygulama projeleri, bedelsiz olarak
verilen ön izin süresi içinde yapılır.
İstihdam edilecek işçi
sayısına, yatırım konusu işletmenin faaliyete geçtiği tarihten
itibaren beş yıl süreyle uyulması zorunludur.
Yatırımcı tarafından,
mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın en az yüzde ellisinin tamamlanmadığının veya taşınmazın
üzerine yatırıma başlama tarihinden itibaren bir yıl içinde herhangi
bir yatırım yapılmadığının ya da işletmeye geçtikten sonra faaliyetin
sona erdirildiğinin tespiti, irtifak hakkı ve kullanma izni sözleşmesinin
ağır şekilde ihlali sayılır ve bu durumda herhangi bir yargı kararı
aranmaksızın irtifak hakkı veya kullanma izni iptal edilerek taşınmaz
üzerindeki muhdesat, zemin maliki idareye intikal eder. Bu durumda
ilgili idarenin talebi üzerine irtifak hakkı tapu idarelerince
re'sen terkin edilir ve taşınmazın cari yıl proje maliyet bedelinin
yüzde biri oranında tazminat alınır.
Yatırımcı tarafından,
mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın en az yüzde ellisinin
gerçekleştirilmesine rağmen yatırımın tamamlanmaması veya öngörülen
istihdam sayısına yüzde onu aşan oranda uyulmaması hâlinde ise bedelsiz
olarak tesis edilmiş irtifak hakkı veya verilen kullanma izni, bedelliye
dönüştürülür. Bu durumda yıllık irtifak hakkı veya kullanma izni
bedeli, yatırımın cari yıl proje maliyet bedelinin binde beşidir.
Bedelsiz irtifak hakkı
veya kullanma iznine konu taşınmazların üzerinde gerçekleştirilecek
yatırımın toplam tutarı, bu taşınmazların maliki idarelerce takdir
edilecek rayiç değerinin beş katından az olamaz.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir." şeklinde,
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Sayın Ümmet Kandoğan...
Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Biraz önce kabul edilen
bir önergeyle bir yanlışlıktan geri dönülmesinden dolayı mutlu olduğumu
ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
bu Kanun'u, biz, 29/01/2004 tarihinde kabul ettik, 5084 sayılı Kanun. Başlangıçta
otuz altı il bu Kanun'dan istifade ederken, daha sonra yapılan bir değişiklikle,
bu Kanun'dan istifade eden il sayısı 49'a çıkarıldı. Buradaki kıstas
şuydu: 2001 yılı, o dönemki Devlet İstatistik Enstitüsünün gayrisafi
yurt içi hasılasını 1.500 dolardan aşağı gösterdiği illerde bu Kanun
uygulanacaktı. Ancak, Türkiye gerçeklerini göz önüne alacak olursak,
bu uygulamanın geçmişten günümüze çok büyük gayretler ve fedakârlıklar
göstererek kişi başına gayrisafi yurt içi hasılasını 1.500 doların
üzerine çıkaran illere çok büyük bir haksızlık yapılmıştır.
Benim seçim bölgem Denizli.
Denizli, Türkiye'ye örnek olan bir ildir. Dün de söyledim bugün de söylüyorum.
Denizli'deki ekonomik ve kalkınma modeli, Amerika'daki üniversitelerde
ders olarak okutulan, tez konusu olarak onlarca tez hazırlanan bir
kalkınma modeliyle, Denizli, bugün dünyanın yüz otuz beş ülkesine
ihracat yapan bir il konumuna gelmiştir ve tekstilin merkezi konumundadır.
Ancak, Sayın Genel
Başkanımızla beraber evvelki gün Denizli'deydik. Organize sanayi
bölgesinde sanayici ve tekstilcilerimizle toplantı yaptık ve oradaki
bütün sanayicilerimiz, uygulanan bu teşvik sisteminden dolayı
Denizli'ye büyük bir haksızlık yapıldığını, Denizli'deki sanayicinin
ellerinin bağlandığını, zincirlendiğini, ama, teşvik kapsamına
alınması hâlinde bu Kanun'un ruhuna ve amacına en uygun çalışmaların
olacağı illerin başında Denizli'nin geleceğini söylediler.
Ben daha önce de söyledim,
şimdi de söylüyorum: Geliniz, bu Teşvik Kanunu'nu sektörel ve bölgesel
hâle getirelim. Geliniz, bu sektörel hâle getirdikten sonra -ben buradan
bir kez daha söylüyorum- biz Denizli olarak bugünkü istihdamı ikiye
katlarız, Denizli'nin ihracatını üçe katlarız, çünkü, Denizli hem
yurt içindeki bu haksız teşvikle ilgili haksız bir rekabet içerisine
girerken, Türkiye'nin içinde bulunduğu konjonktürden dolayı da dünyayla
rekabet edemez hâle gelmiştir.
Enerji maliyetlerindeki
yükseklik, istihdam üzerindeki vergi yükü, düşük kur-yüksek faiz uygulamasından
dolayı Denizli zaten büyük bir kıskacın içerisine girmişken, bu hatalı
teşvik politikasından dolayı da artık çevre illerle rekabet edemez,
dünyayla rekabet edemez bir hâle gelmiştir.
Ben buradan iktidar
partisine bir kez daha seslenmek istiyorum: Bakınız, bu Teşvik Kanunu'nu
yakın bir zamanda tekrar Meclis gündemine getirmek mecburiyetinde
kalacaksınız. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle teşvik sistemi yok.
Kırk dokuz ile verilen teşvikin hiçbir ile verilmemiş bir teşvik olduğunu
gözlerden uzak tutmayın değerli milletvekilleri, çünkü, hiçbir benzerliği,
özelliği olmayan illeri bir kategori içerisine alıyorsunuz ve o
kategori içerisine almış olduğunuz illerde teşvik uygulamaları
yapıyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz. Böyle bir teşvik sisteminin başarılı
olmadığını sizler de gördünüz ki, dördüncü kez, bu Kanun'da değişiklik
yapmak ihtiyacı hissediyorsunuz.
O nedenle, geliniz,
hep beraber, aceleyle verilen önergeleri de gözden geçirerek, bu
teşvik sisteminin nasıl olması gerektiği yolunda ortak bir fikre
vararak, bir konsensüs sağlayarak bu meseleyi çözümleyelim. Sayın
Başbakan "Teşvik sistemi, istenilen, arzu edilen gelişmeleri
sağlamadı." diyor. Sayın Maliye Bakanı diyor ki: "Teşvikle
hiçbir yere varmamız mümkün değil." Sanayi Bakanı diyor ki:
"Bu teşvik sistemi hatalı."
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Ee, şimdi, Sayın Başbakan, sayın bakanlar, bu işin hatalı olduğunu
söylüyorlar, iktidar mensubu milletvekilleri, dördüncü kez bu Kanun'u
değiştirerek başlangıçta getirilen sistemin yanlış olduğunu, hatalı
olduğunu kabul ediyorlar. O zaman, geliniz, yanlıştan hep beraber
dönelim, köklü bir çözüm getirelim, bununla ilgili yeni bir kanun
getirelim, eksiklikleri, yanlışlıkları, hataları gözden geçirelim
ve yeni bir teşvik Kanununu, çok kısa süre içerisinde yeniden Parlamentonun
önüne getirmek mecburiyetinde kalmayalım düşüncelerimi sizlerle
paylaşıyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Kandoğan.
Madde üzerinde iki
adet önerge vardır; geliş sıralarına göre okutup, aykırılığa göre
de işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısının 5084 sayılı Kanunda değişiklik
öngören çerçeve 24 üncü maddesinin (B) fıkrasının sondan bir önceki
paragrafında yer alan "rayiç değerinin beş katından" ibaresinin
"rayiç değerinin üç katından" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Faruk Çelik |
Mehmet Emin Tutan |
Ahmet Işık |
|
Bursa |
Bursa |
Konya |
|
Fatih Arıkan |
Faruk Anbarcıoğlu |
|
|
Kahramanmaraş |
Bursa |
|
BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı Kanun Tasarının 5084 sayılı Kanunla ilgili çerçeve
24 üncü maddesinin (B) fıkrasının ikinci paragrafının sonuna aşağıdaki
hükmün eklenmesini arz ve teklif ederiz
|
Köksal
Toptan |
Faruk
Çelik |
Mehmet
Ceylan |
|
Zonguldak |
|
Karabük |
|
Hasan
Bilir |
Polat
Türkmen |
Musa
Uzunkaya |
|
Karabük |
Zonguldak |
|
|
Vahit
Erdem |
Ahmet
Yeni |
Ramazan
Can |
|
Kırıkkale |
|
Kırıkkale |
|
Cemal
Yılmaz Demir |
Murat
Yılmazer |
Ali
Öğüten |
|
|
Kırıkkale |
Karabük |
|
|
Fazlı
Erdoğan |
|
|
|
Zonguldak |
|
"Bu Kanunun
2nci maddesinin (a) bendi kapsamı dışında kalan kalkınmada öncelikli
yörelerdeki diğer illerde (Gökçeada,
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ OSMAN
NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT
BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kalkınmada öncelikli
yöreler kapsamında olup, Kanunun 2 nci maddesinin (a) bendi kapsamında
yer almayan illerde bedelsiz yatırım yeri tahsisine ilişkin düzenlemenin
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gerekçesini
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra sayılı Kanun
Tasarının 5084 sayılı Kanunda değişiklik öngören çerçeve 24 üncü
maddesinin (B) fıkrasının sondan bir önceki paragrafında yer alan
"rayiç değerinin beş katından" ibaresinin "rayiç değerinin
üç katından" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Faruk
Çelik (
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ OSMAN
NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Sayın
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT
BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki Hakkında Kanunla öngörülen destek ve teşviklerden yatırım
yeri tahsisinde yatırımın toplam tutarının, bedelsiz irtifak hakkı
tesis edilecek taşınmazın rayiç değerinin üç katından az olmaması yeterli görülmektedir.
BAŞKAN - Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Sayın milletvekilleri, çerçeve 24'üncü
maddenin (B) fıkrasını
(C) fıkrasını okutuyorum:
C) 6 ncı maddesinin birinci ve ikinci
fıkraları birleştirilerek, "31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak
üzere 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde, 1.4.2005 tarihinden
itibaren faaliyete geçen ve asgari on işçi çalıştıran işletmeler
ile 1.4.2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş işletmelerden; fiilen
ve sürekli olarak hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk
dâhil), biyoteknolojik tarım, seracılık, sertifikalı tohumculuk
ve soğuk hava deposu ile imalât sanayi, madencilik, turizm konaklama
tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında faaliyette bulunanların
elektrik enerjisi giderlerinin yüzde yirmisi Hazinece karşılanır.
Bu orana; 1.4.2005 tarihinden sonra faaliyete geçen işletmelerde
asgari sayıdan sonraki her bir işçi için, 1.4.2005 tarihinden önce
faaliyete geçmiş işletmelerde ise bu tarihten sonra işe başlayan
her bir işçi için 0,5 puan eklenir. Hazinece
karşılanacak
değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Madde
üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Trabzon Milletvekili
Sayın Akif Hamzaçebi.
CHP GRUBU ADINA M. AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz
24'üncü madde, 2004 yılında kabul edilmiş olan 5084 sayılı Teşvik Yasası'nın
çeşitli hükümlerinde değişiklik yapılmasını düzenliyor, (A) ve
(B) fıkralarını görüşmüştük, şu anda (C) fıkrasını görüşüyoruz.
29.1.2004 tarihinde
Eğer bir ülkede Sayın Başbakan -bir ülkenin
Başbakanı- iyi bilgiler almadan, kulaktan dolma bilgilerle açıklama
yapıyorsa ve yapılan açıklama, doğal olarak, topluma, millete karşı
bir taahhüt hâline geldikten sonra bundan geri dönülemiyorsa ve bu
çerçevede bir yasal düzenleme yapılması gerekiyorsa, düzenlenecek
olan, çıkacak olan yasanın ihtiyaca cevap vermeyeceği, Türk ekonomisinde
teşviki gereken sektörlerin, bölgelerin teşvikini sağlamayacağı
çok açıktır. 2004 yılının Ocak ayından beri yaşadığımız
budur.
Örnekleriyle
sizlere anlatmak istiyorum.
Yasa'nın ilk çıktığında Sayın Başbakanın telaffuz
ettiği kişi başına millî geliri 1.500 doların altında olan il sayısı
36'ydı. Sayın Başbakanın, aklında, sanıyorum, 98 yılında yine
uygulanan bir başka teşvik yasasındaki ölçü kalmıştı. O zamandaki
ölçü 1.500 dolardı. Ancak, o zaman 1.500 doların altında kalan il sayısı
22 iken, Sayın Başbakanın açıklama yaptığı tarihte bu ölçünün altında
kalan il sayısının 36 olduğu ortaya çıktı. Yasa o
şekilde çıktı.
Coğrafi olarak
çok geniş bir bölgeyi teşvik alanına aldığınız andan itibaren teşvikten
beklenen etkinliği, sonucu alamazsınız. Neden? Nedeni
şu: Teşvikin amacı nedir? Coğrafi olarak bazı bölgeleri teşvik kapsamına
alıyorsanız teşvikin amacı şudur: Bu bölgelerde maliyetler yüksektir,
ulaşım maliyetleri yüksektir; kara yolu altyapısı
iyi değildir, hava yolu altyapısı iyi değildir, deniz ulaşımı belki
o bölgelerde yoktur. Bu nedenle, ulaşım yönünden, ulaşım maliyetleri
yönünden Türkiye'nin diğer bölgelerine kıyasla
bu bölgelerde maliyetler yüksektir. Bu maliyeti
siz aşağıya çekecek şekilde yatırımcıya bir olanak sağlamazsanız
yatırımcı geri kalmış bölgelere gitmez. Birinci nedeni budur,
teşvikin birinci nedeni. İkinci nedeni: Bu bölgelerde eğitimli iş
gücü, Türkiye'nin gelişmiş bölgelerine kıyasla fazla değildir. Sosyal
imkânları, sosyal olanakları bu yörelerin iyi değildir. Bütün bunları
bir araya getirdiğimizde, teşvik vermek suretiyle, bu bölgede yatırım
yapacak kişilerin maliyeti diğer bölgelerde yatırım yapacak kişilerin
maliyetiyle eşitlenir veya onun biraz daha altına çekilir ki bu
bölgeye yatırımcı gitsin.
Otuz altı il teşvik
kapsamına alındığı anda ne görüldü? Görüldü ki, bu otuz altı il içerisinde
birbiriyle kıyaslanamayacak, aynı kefeye konamayacak birçok il
var, bir kısmı gelişmiş, orta gelişmiş, bir kısmı az gelişmiş ve bugüne
kadarki uygulama göstermiştir ki, Türkiye'nin geri kalmış yörelerinde,
örneğin bir Kars'ta, bir Ardahan'da, bir Hakkâri'de bu yasadan sonra ciddi
bir yatırım olmamıştır. Yatırımlar, yine önemli ölçüde ulaşım olanaklarının,
altyapı olanaklarının nispeten diğer yörelere göre daha gelişmiş
olduğu illere, bölgelere gitmiştir. Ondan sonra, otuz altı il sayısı
yeterli olmadı, muhtelif eleştiriler oldu -Cumhuriyet Halk Partisi
olarak biz de burada- benim yaptığım bu eleştiriler, artı, başka arkadaşlarımızın
başka çerçevede yaptığı eleştirileri yine bu yasaya yöneltildi.
Otuz altı il sayısı daha sonra çıkan bir yasayla, 5350 sayılı Yasa'yla
kırk dokuz ile çıkarıldı. Kırk dokuz ile çıkarılırken bir başka değişiklik
daha yapıldı, daha önce istihdamda herhangi bir şart öngörülmezken
bu sefer otuz işçi şartı öngörüldü. Bunun gerekçesi şu aslında:
Bir, Hükûmet diyebilir ki, kötüye kullanmayı önlemek. İkinci ve en
önemli gerekçe il sayısı artarken, vergi geliri kaybını azaltmak. İl
sayısı artınca, doğal olarak vergi gelirlerinde bir azalış olacaktır.
Bu azalışı telafi etmek için, istihdamda en az otuz işçi şartı getirilmiştir.
Bakın, çok temel bir değişiklik. Yasanın esasında çok temel bir değişikliği,
hemen kısa bir süre sonra bir başka yasayla yapmış olduk, Hükûmet yapmış
oldu.
Yine bu yetmedi, 26
Aralık 2006 tarihinde kabul edilen 5568 sayılı Yasa'yla bir başka değişiklik
daha yapıldı. Ne yapıldı? Yasanın ilk çıktığı zaman, beş yıl süreyle
yapılacak yatırımlar teşvik kapsamından yararlanıyor denmişti. Beş
yıllık sürenin de temel kaygısı, hareket noktası, vergi gelirlerindeki
kaybı önlemektir. Beş yıl koyalım ki… On yıl, onbeş yıl, daha uzun süreli
olursa, vergi geliri veya sigorta prim gelirimiz çok azalır, o nedenle
bir süre koyalım. O zaman da ifade ettik: Efendim, dördüncü yılda
adam yatırıma başlarsa, bir yıl teşvik verecekseniz, bu yatırımcı
yatırıma hiç başlamaz, bu doğru değil. Aralık 2006'daki değişiklikle,
bu sefer yatırımcılara biraz daha ek süre verildi. İşte,
"31/12/2007 tarihine kadar tamamlanacak yatırımlarda yatırımcılar
beş yıl süreyle, 2008 sonuna kadar tamamlanacak yatırımlarda yatırımcılar
dört yıl süreyle, 2009 yılı sonuna kadar yapılacak yatırımlarda da
yatırımcılar üç yıl süreyle teşvikten yararlanacak" düzenlemesi
getirildi.
Şimdi yeni bir düzenlemeyle
karşı karşıyayız. Burada da muhtelif değişiklikler yapılıyor. Bunun
esasına girmiyorum. Birtakım sorunlar çözülmeye çalışılıyor olabilir,
ama şunu görüyoruz: Dört kez yapılan bir değişiklik, bu teşvik yasasının
Türk ekonomisinin ihtiyacı olan teşvik yasası olmadığını ortaya
koymuştur. Bunu bırakmalıyız.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye ekonomisinin ihtiyaçlarına uygun yeni bir teşvik modeli
üzerinde durmalıyız. Coğrafi olarak verilen teşvikler işe yaramamıştır.
Çok sayıda il kapsama alındığı andan itibaren, doğal olarak yatırımcılar
-belki bir miktar memleket bağlantısı nedeniyle memleketine giden
yatırımcımız olabilir, ama onun ötesinde yatırımcı daima kârını düşünecektir,
düşünmek zorundadır- daha iyi kâr edeceği, altyapısı gelişmiş, ulaşım
olanağı gelişmiş, pazara daha yakın olan illere gidecektir. O nedenle,
bu yasanın Türkiye ekonomisine katkı sağladığı kanaatinde değilim,
gerçek anlamda istihdamı artırdığı kanaatinde değilim. Bundan
vazgeçmeliyiz. Türkiye ekonomisinin yeni bir sanayileşme stratejisine,
modeline ve teşvik modeline ihtiyacı var. Rekabet gücü kaybımız
var. Bizim ekonomimizin en büyük problemi rekabet gücü kaybıdır. Bunun
muhtelif nedenleri var: Değerli yeni Türk lirası problemi var, Uzak
Doğu ülkelerinin, Uzak Asya'nın rekabeti var, onların maliyetlerinin
düşüklüğü var. Bütün bunlar bir gerçek. Bu gerçek yanında bizim yapmamız
gereken, bu ekonominin, Türkiye ekonomisinin 21'inci yüzyılda yarışabileceği
sektörleri teşvik etmek, bu sektörleri bilimsel esasla belirlemek.
Coğrafi olarak teşvikler yine çok sınırlı bir bölgede devam edebilir,
geri kalmış bölgelerde sınırları iyi çizilmek kaydıyla devam edebilir,
ama onun ötesinde tespit edilecek olan sektörlere Türkiye'de bölge
ayrımı olmaksınız bir teşviki vermek gerekiyor. Bunlar gerçekten
çok iyi tespit edilmeli.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Efendim, kişisel
söz hakkınızı da veriyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) - Bitiriyorum zaten Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Türkiye'nin 21'inci
yüzyılda avantajlı olacağı sektörleri mutlaka tespit etmeliyiz. Bilişim
teknolojileri olabilir, nano teknoloji olabilir, başka sektörler
olabilir. Türkiye'de teknoparklar vardır. Teknoparklar bu çerçevede
bir teşvik bölgesi olarak düşünülebilir. Teknoparklarda bilişim
teknolojilerini teşvik edecek düzenlemeler yapabiliriz. Hindistan
gibi bilişimden milyarlarca dolar gelir elde eden bir modeli bu teknoparklarda
kullanabiliriz.
Bunları örnek olarak
veriyorum. Böyle bir teşvik modeline ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Mevcut sistemin sorunlarını ifade ederek, kısaca, çözümleri sizlere
sunmaya çalıştım. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Hamzaçebi.
Şahsı adına, Karaman
Milletvekili Sayın Mevlüt Akgün. Yok. Teşekkür ederim.
Bir sorunuz mu var Sayın
Tütüncü?
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)
- Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun efendim.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)
- Teşekkür ederim Sayın Başkan. Benim bir sorum olacak aracılığınızla.
Şimdi, açıkça görülüyor
ki, Hükûmetinizin, AKP İktidarının uyguladığı teşvik politikası
istenen sonucu vermiyor. Yeni bir arayış içindeyiz. Şimdi ben sorumu
soruyorum: Mevcut organize sanayi bölgeleri büyük bir potansiyel
sunuyor üretimin ve istihdamın artırılması açısından. Mevcut organize
sanayi bölgelerini temel alan ve ilçeler bazında bir teşvik politikası
neden uygulanmıyor? Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Bundan önceki
birçok yasada da ısrarla bu konuyu gündeme getirmiş olmamıza rağmen,
nedense, AKP İktidarı bu düşünceden uzak kalıyor. Bunun temel nedeni
nedir? Bunu öğrenmek istiyorum Sayın Başkan.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.
Sayın Bakan, cevap verecek
misiniz?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Yazılı olarak cevap vereceğiz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde bir
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısının 5084 sayılı Kanunda değişiklik
öngören çerçeve 24 üncü maddesinin (C) fıkrasında yer alan
"1.4.2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş işletmelerden;"
ibaresinin "1.4.2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş ve asgari
on işçi çalıştıran işletmelerden;" şeklinde, aynı fıkradaki
"biyoteknolojik tarım," ibaresinin ise "organik ve biyoteknolojik
tarım, kültür mantarı yetiştiriciliği ve kompostu," şeklinde
değiştirilmesini ve "1.4.2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş
işletmelerde ise bu tarihten sonra işe başlayan" ibaresinden
sonra gelmek üzere "ve asgari işçi sayısından sonraki" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Faruk Çelik |
Fatih Arıkan |
Faruk Anbarcıoğlu |
|
Bursa |
Kahramanmaraş |
Bursa |
|
Ahmet Işık |
M. Emin Tutan |
|
|
Konya |
Bursa |
|
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın
Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe : 5084 sayılı
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunla öngörülen
enerji desteğinden "organik tarım ile kültür mantarı yetiştiriciliği
ve kompostu" faaliyetinin de yararlanması imkanı getirilmektedir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
(C) fıkrasını kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
24'üncü madde üzerinde 5084 sayılı Kanuna bir geçici madde ilavesini
öngören bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısının 5084 sayılı Kanunla ilgili çerçeve
24 üncü maddesinin (C) fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
(D) fıkrasının eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Faruk Çelik |
Mehmet Daniş |
Recep Koral |
|
Bursa |
Çanakkale |
İstanbul |
|
İbrahim Köşdere |
Metin Kaşıkoğlu |
|
|
Çanakkale |
Düzce |
|
D) 5084 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde 2 - Bu
kanunun 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddelerinde yer alan destek ve teşviklerden,
bu kanunun yayımı tarihinden itibaren 5 yıl süreyle, bu maddelerdeki
şartları taşımaları kaydıyla Gökçeada ve Bozcaada'daki işletmeler
de yararlanır.
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet
katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
5084 sayılı Kanundaki
teşvik ve desteklerden iki ilçemizin işletmelerinin de yararlanması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge, (D) fıkrası olarak çerçeve maddeye
eklenmiştir.
Sayın milletvekilleri,
şimdi, kabul edilen (A), (B), (C) ve (D) fıkralarının bağlı olduğu
24'üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
25'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 25- 29/6/1956 tarihli
ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 26 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"492 sayılı Harçlar Kanunu hükümleri
uyarınca tahsil edilen ticaret sicili harçlarının red ve iadeler
düşüldükten sonra kalan tutarının yüzde 25'i ilgili odaya gelir
kaydedilmek üzere aktarılır."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği? Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
26'ncı maddeyi okutuyorum:
MADDE 26- 19/3/1969 tarihli
ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 180 inci maddesinin ikinci fıkrasına
aşağıdaki bent eklenmiştir.
"d)
Zorunlu müdafi ve vekil görevlendirmeleri ile ilgili cari giderler."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz?.. Yok.
Bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısının 1136 sayılı Avukatlık Kanunu
ile ilgili çerçeve 26 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Faruk
Çelik |
Cavit
|
Hüsnü
Ordu |
|
Bursa |
Diyarbakır |
Kütahya |
|
Ali Ayağ |
Cemal Yılmaz Demir |
Ahmet Uzer |
|
Edirne |
Samsun |
Gaziantep |
Madde 26- 19/3/1969 tarihli
ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 180 inci maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendinde geçen "yüzde üçü" ibareleri "yüzde ikisi"
şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin sonuna aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Maliye Bakanlığınca
iki yıl öncesine ait kesin hesap sonuçlarına göre tespit edilen toplam
tutarlar esas alınarak 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1), (2) ve
(3) sayılı tarifelere göre alınan harçların yüzde biri ile idarî nitelikteki
para cezaları hariç olmak üzere para cezalarının yüzde biri; her
yıl Mart ayının sonuna kadar Türkiye Barolar Birliği adına açılan
hesaba aktarılır ve zorunlu müdafi ve vekil görevlendirme ile ilgili
cari giderler bu hesaptan ödenir. Bu hesap, münhasıran zorunlu müdafi
ve vekil görevlendirme ile ilgili cari giderler için kullanılır ve
yılı içinde harcanmayan paralar, ertesi yıla aynen aktarılır. Bu
paraların barolar arasındaki dağıtımı, harcanması ve bu hizmet
için çalıştırılacak personele ilişkin hususlar, Maliye Bakanlığının
görüşü alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı ile Türkiye Barolar Birliği
tarafından birlikte çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Baroların, 5237 sayılı
Türk Ceza Kanunu ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun sanık
ve müşteki için getirdiği zorunlu müdafi ve vekil görevlendirme
hizmetleri ile ilgili olarak Baroların yapacağı cari giderlerin
karşılanması amacıyla, adli yardım hesabına aktarılan paraların
oranı yüzde 3'ten yüzde 2'ye indirilmekte ve kalan yüzde 1'in ise ayrı
bir hesaba aktarılmak suretiyle zorunlu müdafi ve vekil görevlendirme
ile ilgili cari giderlerin ödenebilmesi için barolara dağıtılması
ve harcanmasına ilişkin hususlar düzenlenmektedir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler…Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Şimdi, maddeyi kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
27'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 27- 16/7/1997 tarihli
ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin
Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında
Kanunun geçici 3 üncü maddesinin (B) fıkrasının sonuna aşağıdaki
paragraf eklenmiştir.
"Elektrik piyasası
mevzuatı çerçevesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından
teklif verme toplantısı gerçekleştirilmiş olan aynı kaynak için yapılmış
çoklu başvurulardan bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla lisans
almış olanların lisansları, yargıya intikal edip etmediğine bakılmaksızın
ve herhangi bir işleme gerek bulunmaksızın geçerlidir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği? Yok.
Bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun
Tasarısının 27 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve
müteakip maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Faruk Çelik |
İmdat Sütlüoğlu |
Fahrettin Poyraz |
|
Bursa |
Rize |
Bilecik |
|
Cavit Torun |
Ahmet Büyükakkaşlar |
Ahmet Yeni |
|
Diyarbakır |
Konya |
Samsun |
|
İbrahim Köşdere |
Zülfü Demirbağ |
|
|
Çanakkale |
Elâzığ |
|
BAŞKAN - Sayın Komisyon,
katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın
Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Tasarı metninden
çıkarılması öngörülmektedir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Böylece, madde metinden
çıkarılmıştır.
Şimdi, 28'inci maddeyi
27'nci madde olarak okutuyorum:
MADDE 27- 15/11/2000 tarihli
ve 4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk
Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında
Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE
10- Türkiye Halk Bankası A.Ş.'nin ödenmiş sermayesini oluşturan hisselerin
09/12/2004 tarih ve 5274 sayılı Türk Ticaret Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun kapsamında Yeni Türk Lirasına intibakını sağlamak üzere;
ödenmiş sermaye içerisinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı dışındaki
hissedarlara ait 100 TL itibari değerli hisse senetleri; 1 YTL itibari
değerli 1 adet, 500 TL itibari değerli hisse senetleri; 1 YTL itibari
değerli 5 adet ve 1 .000 TL itibari değerli hisse senetleri; 1 YTL itibari değerli 10 adet hisse senedine
tamamlanır. Bu tamamlama işlemi, Banka sermayesi artırılmaksızın,
Özelleştirme İdaresi Başkanlığının hisselerinin yeteri miktarda
devri yoluyla bedelsiz olarak yapılır. Ayrıca, Özelleştirme İdaresi
Başkanlığının farklı itibari değerlerdeki hisseleri 1 YTL itibari
değerli hisselere çevrilir. Bu şekilde yapılacak tamamlama işlemleri,
Bankanın hisse senetleri Pay Defterine işlenir. Türk Ticaret Kanununun
nama yazılı hisse devirlerine ilişkin hükümleri uygulanmaz.
Söz konusu işlemlere
ilişkin olarak yapılacak ana sözleşme değişikliğinde 09/12/2004 tarih
ve 5274 sayılı Türk Ticaret Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun hükümleri uygulanır ve anılan değişikliğin Ticaret Siciline
tescil ettirilmesini takiben eski hisse senetleri hüküm ifade etmez.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren azami iki ay içerisinde,
bu madde kapsamında yapılacak ana sözleşme değişikliği mevcut mevzuat
uyarınca gerçekleştirilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği yok, ancak Komisyonun bir düzeltme talebi var.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Sayın Başkanım, geçici madde
10'un, 9 olarak düzeltilmesini istiyoruz.
BAŞKAN - 10 yerine 9
olarak düzeltiyoruz. Zabıtlara geçmiştir.
Maddeyi düzeltilmiş
hâliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
28'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 28- 3/1/2002 tarihli
ve 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 sayılı Kanunda ve 233 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun
8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 8- (1) Kuruluş ve faaliyet izni almadan
tütün ve tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkiler üretmek üzere
fabrika, tesis veya imalathane kuran ve/veya işletenlere; işyerleri
veya ikametgâhlarında söz konusu maddeleri üretenlere bir yıldan
üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası verilir. Ancak,
hükmolunan adli para cezasının miktarı üretilmiş tütün ve tütün
mamulleri ile alkol ve alkollü içkilerin piyasa değerinin on katı
tutarından az olamaz. Bu hüküm 6 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasına
aykırı hareket edenler hakkında da uygulanır.
(2) Satış belgesi almadan
satış yapanların ellerindeki ürünlere elkonulmakla birlikte,
toptan satış ve dağıtım yapanlara beşyüz güne kadar, perakende satış
yapanlara ikiyüz güne kadar adli para cezası verilir. Ancak, verilecek
adli para cezasının miktarı elkonulan ürünlerin piyasa değerinin
on katından az olamaz."
(3) Bu Kanun hükümleri
ile Kurumun genel ve düzenleyici işlem ve kararlarına, ilgili diğer
mevzuatla belirlenen idari ve teknik düzenlemelere aykırılığın
saptanması hâlinde Kurulca;
a) Tütün, tütün mamulleri,
alkol ve alkollü içkiler piyasasında mal veya hizmet üreten, pazarlayan,
satan gerçek ve tüzel kişilerle, bunların her türlü birliklerinin,
Kurumun görev alanı ile ilgili konularda görevlendirilen Kurum
yetkililerinin talep ettikleri her türlü bilgi ve belgeyi ve numuneleri
belirlenen süre içerisinde tam ve doğru olarak vermemeleri, gerekli
tesis ve yerleri incelemeye açmamaları ve durumu tespit eden tutanakları
imzalamamaları hâlinde beşbin Yeni Türk Lirası idari para cezası
uygulanır. Eylemin tekrarı hâlinde yetkilendirme belgeleri iptal
edilir.
b) Sarmalık kıyılmış
tütün mamulünü birim ambalajı
içerisinde, tütün miktarı ile orantılı miktarda yaprak sigara kağıdı
veya makaron bulundurulmadan ve Kurumca belirlenen usul ve esaslara
uyulmadan piyasaya arz edenlere ikibin Yeni Türk Lirası idari para
cezası verilir. Eylemin tekrarı hâlinde idari para cezası iki kat
olarak uygulanır.
c) Tütün piyasasında
ilgili mevzuata uymayarak piyasayı bozucu faaliyetlerde bulunanlar
ile yazılı sözleşme esası veya açık artırma yöntemi ile alım-satım
kapsamında, üreticiye karşı yükümlülüklerini süresi içinde yerine
getirmeyen alıcılara her bir eylem için beş bin Yeni Türk Lirası idari
para cezası verilir. Eylemin tekrarı hâlinde yetkilendirme belgeleri
iptal edilir.
ç) Tütün, tütün mamulleri,
alkol ve alkollü içkiler piyasasında faaliyet gösteren üretici
ve ithalatçı firmaların, Kurumca belirlenen usul ve esaslara uymadan
veya izin almadan ve/veya güncelleme
yapmadan ürettikleri veya ithal ettikleri ürünlerin standardına
etkisi olabilecek girdilerde ve piyasaya arz ambalajına ilişkin
herhangi bir değişiklik yapmaları ve ürünleri piyasaya arz etmeleri
hâlinde onbin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir. Eylemin
ikinci kez tekrarı hâlinde idari para cezası iki kat olarak uygulanır.
Üçüncü kez tekrarında bir yıla kadar faaliyetin durdurulması kararı
verilir.
d) Tütün, tütün mamulleri,
alkol ve alkollü içkiler piyasasında faaliyet gösteren üretici
ve ithalatçı firmaların, Kurumca talep edildiği hâlde ticari faaliyetini
gösterir satış ve faaliyet raporlarını vermemeleri hâlinde, onbin
Yeni Türk Lirası idari para cezası uygulanır. Eylemin tekrarı
hâlinde idari para cezası iki kat olarak uygulanır.
e) Üretici firmaların,
Kurum tarafından görevlendirilecek bir heyet marifetiyle hammadde,
yarı mamul ve mamul stokları ile Kuruma karşı yükümlülükleri saptanarak
kapatma işlemi sonuçlandırılmadan üretim faaliyetlerini sona
erdirmesi hâlinde Kuruma bildirilen son satış raporunda belirtilen
ürün miktarının piyasa değerinden az olmamak üzere yirmibin Yeni
Türk Lirası idari para cezası verilir.
f) Üretici firmaların,
Kurumdan izin alınmaksızın üretim tesislerinin kuruluş yerinin değiştirilmesi,
kurulu makinelerinin ülke içerisinde kısmen veya tamamen aynı
firma tarafından kurulacak yeni veya eski bir fabrikaya nakli,
başka bir firmaya devri veya ülke dışına çıkarılması hâlinde Kuruma
bildirilen son satış raporunda belirtilen ürün miktarının piyasa
değerinden az olmamak üzere ellibin Yeni Türk Lirası idari para cezası
verilir.
g) Üretici firmalarca,
Kurumdan proje tadilat izni alınmaksızın üretim tesisinde değişiklik
yapılması hâlinde Kuruma bildirilen son satış raporunda belirtilen
ürün miktarının piyasa değerinden az olmamak üzere onbin Yeni Türk
Lirası idari para cezası verilir.
ğ) Toptan ve perakende
satıcılar ile açık içki satıcılarının kaçak veya sahte ürün bulundurmaları,
ürünleri Kurumdan izin ve yetki almamış kişilerden almaları veya
bu kişilere satmaları hâlinde her bir eylem için bin Yeni Türk Lirası
idari para cezası verilir.
h) Perakende satıcıların,
yetkili olmadığı hâlde açık olarak içki satışı veya sunumu yapmaları
hâlinde beşyüz Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir. Eylemin tekrarı hâlinde satış belgeleri
iptal edilir.
ı) 18 yaşından küçüklere
tütün mamulleri sattıkları tespit edilenlere bin Yeni Türk Lirası
idari para cezası verilir. Tekrarı hâlinde satış belgeleri iptal
edilir. Alkollü içki satanların belgeleri ise derhal iptal edilir.
Yukarıda sayılan
haller dışında bu kanun kapsamında verilen izin, tescil ve uygunluk
belgelerinde belirtilen şartlara uyulmadan faaliyet gösterildiğinin
tespiti hâlinde, ilgili gerçek ve tüzel kişiler uyarılmakla birlikte
aykırılığın giderilmesi için eylemin niteliğine göre bir aydan
altı aya kadar süre verilir. Verilen süre sonunda aykırılığın devamı
hâlinde izin, tescil ve uygunluk belgelerinin üç aya kadar askıya alınmasına,
ikinci kez tekrarında ise iptaline karar verilir.
3/1/2002 tarihli ve
4733 sayılı, 8/6/1942 tarihli ve 4250 sayılı, 10/7/2003 tarihli ve 4926 sayılı Kanunlara
karşı gelmekten mahkumiyeti olanlar ile konuya ilişkin mevzuatın
ihlali nedeni ile iki defadan fazla aynı suçtan dolayı ön ödemede
bulunarak, haklarında iki defadan fazla ön ödeme kapsamında karar verilmiş olanlara bir daha satış
ve/veya uygunluk belgesi verilmez.
Bu maddede yer alan
idari para cezaları hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği yok.
Bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısının 4733 sayılı Tütün Kanunu ile ilgili
çerçeve 28 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Eyüp Fatsa |
Ahmet Yeni |
İmdat Sütlüoğlu |
|
Ordu |
Samsun |
Rize |
|
Abdullah Erdem Cantimur |
Nusret Bayraktar |
Murat Yıldırım |
|
Kütahya |
İstanbul |
Çorum |
Madde 28- 3/1/2002 tarihli
ve 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 sayılı Kanunda ve 233 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun
8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 8- A) Kurumdan
tesis kurma izni almadan tütün işlemek ve tütün mamulleri ile alkol
ve alkollü içkiler üretmek üzere fabrika, tesis veya imalathane kuranlara,
Kurumdan üretim izni almaksızın işyerleri veya ikametgâhlarında
söz konusu maddeleri işleyen ve üretenlere bir yıldan üç yıla kadar
hapis ve onbin güne kadar adli para cezası verilir. Ancak, işleme
ve üretim için hükmolunacak adlî para cezasının miktarı işlenmiş
tütün veya üretilmiş tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkilerin
piyasa satış fiyatının on katı tutarından az olamaz. Bu hüküm 6 ncı
maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasına aykırı hareket edenler hakkında
da uygulanır.
Tütün malulleri, alkol
ve alkollü içkilerin ambalajlarına uygulanan bandrol, etiket, hologram,
pul, damga veya benzeri işaretleri taklit eden, bunların taklit olduğunu
bilerek kullanan, nakleden, bulunduranlarla, bunların taklit olmayanlarını
ilgili mevzuatta belirlenen şekilde temin etmesine rağmen belirlenen
ürünlerde kullanmaksızın bedelli
veya bedelsiz olarak başkalarına verenler, bu işaretleri alma ve
kullanma hakkı olmadığı hâlde sahte belgelerle veya herhangi bir
şekilde ilgili kurum veya kuruluşları yanıltarak temin edenler
ve piyasaya bu işaretleri taşımayan ürünleri arz eden yada satmak
amacıyla elinde bulunduranlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis
ve bin günden beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
Dağıtım ve satış belgesi
almadan satış yapanların ellerindeki ürünlere elkonulmakla birlikte,
toptan satış ve dağıtım yapanlara 500 güne kadar, perakende satış
yapanlara 200 güne kadar adli para cezası verilir. Ancak, verilecek
adli para cezasının miktarı elkonulan ürünlerin piyasa satış fiyatının
on katından az olamaz. Elkonulan ürünlerle ilgili yapılacak işlemlerin usul ve esasları
Kurum tarafından belirlenir.
B) Bu Kanun hükümleri
ile Kurumun genel ve düzenleyici işlem ve kararlarına, ilgili diğer
mezuatla belirlenen idari ve teknik düzenlemelere aykırılığın
saptanması hâlinde Kurulca;
a) Tütün, tütün mamulleri,
alkol ve alkollü içkiler piyasasında mal veya hizmet üreten, ithal
eden, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bunların her türlü
birliklerinin, Kurumun görev alanı ile ilgili konularda görevlendirilen
Kurum yetkililerinin talep ettikleri her türlü bilgi ve belgeyi
ve numuneleri belirlenen süre içerisinde tam ve doğru olarak vermemeleri,
gerekli tesis ve yerleri incelemeye açmamaları ve durumu tespit
eden tutanakları imzalamamaları hâlinde beşbin Yeni Türk Lirası
idari para cezası uygulanır.
b) Sarmalık kıyılmış
tütün mamulünü birim ambalajı içerisinde, tütün miktarı ile orantılı
miktarda yaprak sigara kağıdı veya makaron bulundurulmadan ve Kurumca
belirlenen usul ve esaslara uyulmadan piyasaya arz edenlere ikibin
Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.
c) Tütün piyasasında
ilgili mevzuata uymayarak piyasayı bozucu faaliyetlerde bulunanlar
ile yazılı sözleşme esası veya açık artırma yöntemi ile yapılan
alım satım kapsamındaki yükümlülüklerini süresi içinde yerine
getirmeyenlere her bir eylem için beş bin Yeni Türk Lirası idari para
cezası verilir.
d) Tütün mamulleri
piyasasında faaliyet gösteren üretici ve ithalatçı firmaların,
Kurumca belirlenen usul ve esaslara uymadan veya izin almadan ve/veya
güncelleme yapmadan ürettikleri veya ithal ettikleri ürünlerin
standardına etkisi olabilecek girdilerde ve piyasaya arz ambalajına
ilişkin herhangi bir değişiklik yapmaları ve ürünleri piyasaya
arz etmeleri hâlinde onbin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.
e) Tütün, tütün mamulleri,
alkol ve alkollü içkiler piyasasında faaliyet gösteren üretici
ve ithalatçı firmaların, Kurumca talep edildiği hâlde ticari faaliyetini
gösterir satış ve faaliyet raporlarını vermemeleri hâlinde, onbin
Yeni Türk Lirası idari para cezası uygulanır.
f) İşleyici ve üretici
firmaların, Kuruma karşı yükümlülüklerini yerine getirmeden faaliyetlerini
sona erdirmesi hâlinde yirmibin Yeni Türk Lirası idari para cezası
verilir.
g) Kurumdan izin almaksızın
işleme ve üretim tesislerinin kuruluş yerinin değiştirilmesi,
kurulu makinelerinin ülke içerisinde kısmen veya tamamen aynı
firma tarafından kurulacak yeni veya eski bir fabrikaya nakli,
başka bir firmaya devri veya ülke dışına çıkarılması hâlinde yirmibin
Yeni Türk Lirası idari para cezası uygulanır.
h) Kurumdan proje tadilat
izni alınmaksızın işleme veya üretim tesisinde değişiklik yapılması
hâlinde onbin Yeni Türk Lirası idari para cezası uygulanır.
ı) Toptan ve perakende
tütün mamulü, alkol ve alkollü içki dağıtıcı ve satıcıları ile
açık içki satıcılarının kaçak veya sahte ürün bulundurmaları,
ürünleri Kurumdan ve/veya il özel idarelerinden izin ve yetki almamış
kişilerden almaları veya bu kişilere satmaları veya yetkilendirme
belgesinde belirtilen işyeri veya dağıtım alanları dışında dağıtım
ve satış yapmaları hâlinde her bir eylem için bin Yeni Türk Lirası idari
para cezası verilir.
i) Perakende satıcıların,
yetkili olmadığı hâlde açık olarak içki satışı veya sunumu yapmaları
veya piyasaya arz ambalajında satışa sunulan tütün mamulleri
ile alkol ve alkollü içkileri ambalajını bozarak veya bölerek
satmaları hâlinde beşyüz Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.
j) 18 yaşını doldurmamış
kimselere tütün mamulleri ve alkollü içki sattıkları tespit edilenlere
bin Yeni Türk lirası idari para cezası verilir.
k) Üretici, ithalatçı,
dağıtıcı, toptan ve perakende satıcılardan, tütün mamulleri ve
alkollü içkilerin satış yerlerinde raf, stand ve benzeri teşhir ünitelerinde
haksız rekabet yaratmayacak, reklam ve tanıtıma ilişkin mevzuata
aykırı olmayacak şekilde aynı konumda ve aynı ambalaj kategorisinde
yerleştirilmesini teminen Kurumca yapılan düzenlemelere uymadığı
tespit edilenlere ve otomatik satış makinesi ile satış yapanlara
bin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.
l) Yukarıda sayılan
haller dışında bu kanun kapsamında verilen yetkilendirme belgelerinde
belirtilen şartlara uyulmadan faaliyet gösterildiğinin veya Kurumca
yapılan düzenlemelere aykırı hareket edildiğinin tespiti hâlinde,
ilgili gerçek ve tüzel kişiler uyarılmakla birlikte aykırılığın
giderilmesi için altı aya kadar süre verilir. Verilen süre sonunda
aykırılığın devam etmesi veya süre verilse dahi aykırılığın giderilmesinin
mümkün olmadığı hallerde, fiilin niteliğine göre bin Yeni Türk Lirasından
beşbin Yeni Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanır.
İdari para cezasını
gerektiren fiillerin tekrarlanması hâllerinde para cezaları,
her defasında bir önceki cezanın iki katı oranında artırılarak uygulanır.
Bu cezaların verildiği tarihten itibaren iki yıl içinde idarî para
cezası verilmesini gerektiren aynı fiil işlenmediği takdirde
önceki cezalar tekrarda esas alınmaz. Ancak bu maddenin (f), (g) ve
(h) bentlerinde sayılan ihlaller nedeniyle verilecek para cezası
Kuruma bildirilen son satış raporunda belirtilen ürün miktarının
piyasa satış fiyatından az olamaz; (a), (c), (i), (j), (k) ve (l) bentlerinde
sayılan ihlallerin tekrarı hâlinde ise fiilin ağırlığına göre idari
para cezası uygulanmaksızın yetkilendirme belgelerinin iptaline,
(d) bendinde sayılan ihlallerde bir yıla kadar faaliyetin durdurulmasına
karar verilebilir. Satış belgesi iptal edilen satıcıların kendileri
adına ya da aynı işyerinde aynı ticaret unvanı ile faaliyette bulunulması
veya işyerinin aynı gerçek veya tüzel kişilerce işletilmesi
hâlinde, söz konusu işyerinde satıcılık yapmak üzere başkaları
adına iki yıl süreyle yeni belge başvurusunda bulunulamaz.
İdari para cezaları,
bu Kanuna aykırı hareket eden tarafların her birine ayrı ayrı uygulanır.
Bu Kanun gereğince para cezasını gerektiren fiillerin Türk Ceza
Kanunu veya ceza hükmü içeren diğer kanunlarda suç sayılması, söz
konusu para cezalarının ve diğer idari yaptırımların uygulanmasına
engel olmaz.
Bu Kanundaki cezaları
gerektiren fiillerin birden fazla olması hâlinde ve aralarında
bağlantı olması durumunda en yüksek cezayı gerektirecek fiilin
cezası; bağlantı bulunmaması hâlinde ise her birinin cezası ayrı
ayrı uygulanır.
3/1/2002 tarihli ve
4733 sayılı, 8/6/1942 tarihli ve 4250 sayılı, 10/7/2003 tarihli ve 4926
sayılı Kanunlara karşı gelmekten mahkumiyeti olanlar ile konuya
ilişkin mevzuatın ihlali nedeni ile iki defadan fazla aynı suçtan
dolayı ön ödemede bulunarak, haklarında iki defadan fazla ön ödeme
kapsamında karar verilmiş olanlara bir daha satış ve/veya uygunluk
belgesi verilmez.
Bu maddede perakende
satıcılar hakkında yer alan idari
para cezaları ve diğer yaptırımlar Kurumca belirlenen usul ve esaslar
dâhilinde il özel idarelerince uygulanır.
İdari para cezalarının
takip ve tahsilinde 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu
hükümleri uygulanır.
BAŞKAN - Sayın Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçesini
okutuyorum:
Gerekçe: Tütün mamulleri,
alkol ve alkollü içkilerin ambalajlarına vergi ve piyasa güvenliğinin
sağlanması amacıyla uygulanan bandrol ve benzeri işaretlerin taklit
edilmesinin önlenmesi, özellikle okul çevrelerinde yaygın bir şekilde
rastlanan ambalajın bölünerek tek sigara satışı ile bir çeşit kumar
makinesi olarak da kullanılan otomatik sigara satış makineleriyle
ilgili düzenleme eksikliğinin giderilmesi, sektör firmalarının
ürünlerinin haksız rekabet yaratmayacak, reklam ve tanıtıma ilişkin
mevzuata uygun olarak teşhiri hususlarının tamamlanması ve idari
yaptırımların sistematik hale getirilmesi amacıyla işbu değişiklik
önerilmektedir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Şimdi, 28'inci maddeyi,
kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
29'uncu maddeyi okutacağım.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)
- Bu maddeyle ilgili sorum vardı.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
tasarının 29'uncu maddesi, aynı Kanun'un farklı maddelerini üç ayrı
fıkra olarak değiştirdiğinden, fıkralar hakkında ayrı madde işlemi
yapılacaktır.
Şimdi, 29'uncu maddeyi
ve (A) fıkrasını okutuyorum:
MADDE 29- 10/12/2003 tarihli
ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun;
A) 55 inci maddesinin
ikinci fıkrası "Görev ve yetkileri çerçevesinde, mali yönetim
ve iç kontrol süreçlerine ilişkin standartlar ve yöntemler Maliye
Bakanlığınca; iç denetime ilişkin standartlar ve yöntemler ise İç
Denetim Koordinasyon Kurulunca belirlenir. Maliye Bakanlığı,
kamu iç mali kontrol sisteminin geliştirilmesi, uyumlaştırılması
ve koordinasyonunu sağlar ve kamu idarelerine bu sisteme ilişkin
rehberlik hizmeti verir." şeklinde,
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği? Yok.
29'uncu maddenin (A)
fıkrası ile ilgili bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısının 29 uncu maddesinin (A) fıkrasının
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Faruk Çelik |
Ahmet Işık |
Fatih Arıkan |
|
Bursa |
Konya |
Kahramanmaraş |
|
Selahattin Dağ |
Nihat Eri |
|
|
Mardin |
Mardin |
|
BAŞKAN - Sayın Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Söz konusu Kanun Tasarısının
30 uncu maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun
ilgili maddelerinde yapılan değişikliklerin, 1/1295 esas nolu Kanun
Tasarısında düzenlenmiş olduğundan metinden çıkarılması amacıyla
söz konusu önerge hazırlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
(A) fıkrası metinden
çıkarılmıştır.
Şimdi (B) fıkrasını
okutuyorum:
B) 60 ıncı maddesinin
son fıkrası "İdarelerin mali hizmetler birimlerinde mali hizmetler
uzman yardımcısı ve mali hizmetler uzmanı çalıştırılabilir. Mali
hizmetler uzman yardımcısı kadrolarına atanabilmek için 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde sayılan genel şartlara
ilave olarak;
a) En az dört yıllık lisans
eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi
ve idari bilimler fakültelerinden veya bunlara denkliği yetkili
makamlarca kabul edilen yurt içi veya yurt dışındaki öğretim kurumlarından
mezun olmak,
b) Yapılacak özel yarışma
sınavında başarılı olmak,
c) Sınavın yapıldığı
yılın başı itibarıyla 30 yaşını doldurmamış olmak,
şartları aranır.
Özel yarışma sınavı
Maliye Bakanlığı tarafından Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezine
yaptırılacak yazılı sınav ve Maliye Bakanlığınca yapılacak sözlü
sınavdan oluşur. Özel yarışma sınavında başarılı olanlar, ÖSYM tarafından
başarı sırası ve yaptıkları tercihler dikkate alınarak belirlenir
ve bunlar idarelerde mali hizmetler uzman yardımcısı kadrolarına
atanırlar. Bu kadrolara atananlar en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil
almak şartıyla, açılacak yeterlik sınavına girme hakkını kazanırlar.
Maliye Bakanlığınca yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar
mali hizmetler uzmanı kadrolarına atanırlar. Mali hizmetler uzman
yardımcılığı döneminde veya yeterlik sınavında başarılı olamayanlar,
bulundukları kamu idarelerinde durumlarına uygun kadrolara atanırlar.
Özel yarışma sınavına katılacak adayların belirlenmesi, sınavların
yapılması, atama ve yerleştirilmeleri, yetiştirilmeleri, yeterlik
sınavları ile çalışma usul ve esasları Maliye Bakanlığınca çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir. Mali hizmetler uzmanı kadrolarına atandıktan
sonra en az üç yıl süreyle atandıkları idarelerde söz konusu kadrolarda
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre görev yapanlar, kendilerinin
isteği ve idarelerinin muvafakatı ile başka bir kamu idaresinin
aynı unvanlı kadrolarına atanabilirler." şeklinde,
BAŞKAN - Söz isteği?
Yok.
(B) fıkrasıyla ilgili
bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısının 29 uncu maddesinin (B) fıkrasının
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Faruk Çelik |
Ahmet Işık |
Fatih Arıkan |
|
Bursa |
Konya |
Kahramanmaraş |
|
Nihat Eri |
Selahattin Dağ |
|
|
Mardin |
Mardin |
|
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Söz konusu Kanun Tasarısının
30 uncu maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun
ilgili maddelerinde yapılan değişikliklerin, 1/1295 esas nolu Kanun
Tasarısında düzenlenmiş olduğundan metinden çıkarılması amacıyla
söz konusu önerge hazırlanmıştır.
BAŞKAN - Gerekçesini
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir ve 29'uncu maddenin (B) fıkrası
maddeden çıkarılmıştır.
Şimdi (C) fıkrasını
okutuyorum:
C) 71 inci maddesinin
birinci fıkrası "Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur
veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya
eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye
neden olunmasıdır." şeklinde, aynı maddenin son fıkrası ise
"Kamu zararının, bu zarara neden olan kamu görevlisinden veya
diğer gerçek ve tüzel kişilerden tahsiline ilişkin usul ve esaslar,
Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." şeklinde,
değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz? Yok.
Soru var.
Sayın Tütüncü, buyurun.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)
- Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben, bu maddeden yararlanarak,
şarap üzerindeki yüksek ÖTV'nin ne zaman makul seviyelere çekileceğini
Sayın Bakandan öğrenmek istiyorum.
Sayın Başkan, Tekelin
son derece acele ve bilinçsizce özelleştirilmesi sonucunda, geçen
yıl, yani 2006 yılında şaraplık üzüm üreticileri çok ağır bir ekonomik
darbe yemiş durumdadırlar. 2005 yılında örneğin 1 yeni TL'nin üzerinde
satılan kaliteli şaraplık üzümleri, geçen yıl 40 kuruş, 50 kuruş,
en fazla 60-70 yeni kuruşa alıcı bulabildi. Ben üzümcü köylerini dolaştım,
sanki cenaze çıkmış gibi. Sayın Bakanımıza biz bunu defalarca
iletmiş olmamıza rağmen, yani yüksek ÖTV'nin indirileceği sözü de
verilmiş olmasına rağmen bu konuda hareket edilmedi.
Ben, özür diliyorum,
böyle bir açıklama yapma durumunda kaldım ve size de bana bu açıklama
yapma fırsatını verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Yüksek ÖTV, şaraplık
üzüm üreticilerinin üzerinde, dolayısıyla olumsuz bir etki yapmıştır.
Bu konuda sorumu yineliyorum:
Sayın Bakanımız, geçmiş yıllarda da söz verdiniz, geçen yıl da söz
verdiniz, bu şaraplık üzüm üreticilerinin rahatlatılması için, şarap
üzerindeki bu yüksek ÖTV'yi hangi oranda ve ne zaman makul bir düzeye
indireceksiniz?
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Tütüncü.
Sayın Bakan, buyurun.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum. Sayın Tütüncü'ye
de teşekkür ediyorum bir konunun açıklanmasına vesile oluyorlar
sorularıyla.
Şimdi, takdir ederler
ki, bu konuda bizim bir sıkıntımız vardı Maliye olarak, alkollü içkilerde,
şarapta ve diğerlerinde kayıt dışı maalesef çok fazlaydı. Tabii,
bu kayıt dışılığı önlemek için, Maliye olarak biz, çok radikal tedbirler
alıyoruz şimdi. Bununla ilgili de çalışmalarımız aşağı yukarı yakında
da sonuçlanıyor ve onunla birlikte de bu ÖTV konusu üzerindeki çalışmalarımız
devam ediyor. Tahmin ediyorum, bu sene de bir netice alacağız ve tatbike
de koyacağız.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri,
fıkra üzerinde bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısının 29 uncu maddesinin (C) fıkrasının
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Faruk Çelik |
Ahmet Işık |
Fatih Arıkan |
|
Bursa |
Konya |
Kahramanmaraş |
|
Nihat Eri |
Selahattin
Dağ |
|
|
Mardin |
Mardin |
|
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Söz konusu
Kanun Tasarısının 30 uncu maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim
ve Kontrol Kanununun ilgili maddelerinde yapılan değişikliklerin,
1/1295 esas nolu Kanun Tasarısında düzenlenmiş olduğundan metinden
çıkarılması amacıyla söz konusu önerge hazırlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge
kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
biraz önce kabul edilen önergelerle (A), B) ve (C) fıkraları metinden
çıkarıldığından, tasarının metninden çıkarıldığından, şimdi bu
fıkraların bağlı olduğu 29'uncu maddenin de tasarı metninden çıkarılmasını
oylarınıza sunacağım. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir
ve 29'uncu madde metinden çıkarılmıştır.
31'inci maddeyi 29'uncu
madde olarak okutuyorum:
MADDE 29- 17/9/2004 tarihli
ve 5234 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasının
son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Aylık gayrisafi
hasılattan irat kaydedilecek oranı, döner sermayeler itibarıyla
%1'e kadar indirmeye Maliye Bakanı yetkilidir."
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
30'uncu maddeyi okutuyorum:
MADDE 30- 7/6/2005 tarihli
ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun
69 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Alınan bu harcın
red ve iadeler düşüldükten sonra kalan tutarının yüzde 25'i ilgili
birliğe gelir kaydedilmek üzere aktarılır."
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
31'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 31- 2/9/1983 tarihli
ve 78 sayılı Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
ek 8 inci maddesine birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki
cümleler eklenmiştir.
"Meslek yüksekokullarının
Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenecek uzmanlık alanlarına
açıktan ya da naklen atanacak öğretim görevlileri merkezi sınavdan
muaftır. Bu statüde meslek yüksekokullarına atananlar, meslek yüksekokullarının
uzmanlık alanları dışındaki üniversitelerin ya da yüksek teknoloji
enstitülerinin bir birimine görevlendirilemez ve atanamazlar."
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Şimdi, 32'nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 32- 193 sayılı
Kanunun mükerrer 121 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN - 32'nci madde
üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili
Ali Kemal Deveciler.
Kişisel söz isteği
var, birleştiriyorum.
Buyurun.
CHP GRUBU ADINA ALİ KEMAL
DEVECİLER (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın
32'nci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi ve şahsım adına söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Tasarının 32'nci maddesi,
ücretlilere vergi iadesini kaldıran maddedir. Hepimizin bildiği
gibi, bu tasarının kanunlaşması hâlinde, Hükûmet, çalışanların,
toplam 10,6 milyon çalışanın, ücretlinin 3,4 katrilyon tutan 2007 yılında
hak edecekleri geliri, vergi iadelerini, ne yazık ki, 2008 yılında
vermeyecektir. Tasarının 2'nci maddesine ilişkin yaptığım dünkü
konuşmada söylediğim gibi, tasarının yasalaşması hâlinde çalışanlara
ciddi miktarlarda bir ödemenin yapılmayacak olması söz konusudur.
2006 yılında ödenen
vergi iadeleri tutarının 2,5 milyar YTL düzeyinde olduğu görülmektedir.
2006 yılında bu seviyelere ulaşmış olan vergi iadesi tutarlarının,
uzmanlarca, 2007 yılındaki harcamalar nedeniyle 2008 yılında 3,4
milyar YTL'lik bir tutara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu çerçevede,
tasarının yasalaşması hâlinde, mükelleflerin hak ettikleri hâlde
devletten alamayacakları gelir -ücretlilerin, memurların- toplam
3,4 milyar YTL olacaktır.
Şimdi, Hükûmet, 2007 yılında
hak edilen 3,5 milyar YTL'yi çalışanlardan esirgemektedir. Oysa, tasarının
kanunlaşması hâlinde, asgari geçim indirimi nedeniyle ödenecek
miktarın -o da 2008'de yürürlüğe giriyor- 3 milyar YTL olduğu görülmektedir.
Yani, 2008'de, ücretlilerin 0,5 milyar YTL'si, yani 500 trilyon lirası,
bir de yasanın, asgari geçim indiriminin 2008'de faaliyete geçmesinden
dolayı 2007 yılında herhangi bir vergi iadesi alamayacaklarından
dolayı da, 3,5 katrilyon lirayı koyduğumuz takdirde, toplam 4 katrilyon
lirası, resmen, AKP Hükûmeti tarafından, ücretlilerden, verilmeyerek
âdeta gasp edilmektedir, hazineye irat kaydedilmektedir.
Çalışan kesimlerden
bu kadar bir ödemeyi esirgeyen, bu kadar kaynağı milyonlarca insandan,
10 milyon 600 bin insandan sakınan AKP Hükûmeti, büyük sermayeli şirketlere
aynı biçimde davranmamaktadır ne yazık ki. Nitekim, Meclis tarafından,
kurumlar vergisini yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşüren bir yasa yaptık
ve 10 puanlık bir indirim sonucu -bu indirim sonunda faydalanan kesim,
bankacılık kesimi ve finans kesimi- elde ettiği net kazanç da burada
tam 2 milyar YTL, yani, 2 katrilyon lira, bu finans kesimine, bankacılık
kesimine, yüksek sermayeli şirketlere devlet tarafından bir ikramdır.
Peki, büyük şirketlere
böyle bir yaklaşım var da yabancılara yok mu? Yabancılara da var.
6,5 katrilyon liraya özelleştirilen, bugün Türkiye'deki altyapı
kablolarını bile döşeyemeyeceğimiz üç dört misli fiyata döşeyeceğimiz,
Türk Telekom gibi özelliği olan, stratejik ve altın yumurtlayan tavuk
benzeri bir şirketin Lübnanlı Hariri ailesine de satışını hatırlayalım.
Sayın milletvekilleri,
o satılırken, acaba, sözleşmede kurumlar vergisinden indirim var
mıydı? O sözleşmede, şartnamede ve ihale safhasında kurumlar vergisi
yüzde 30'du ve sözleşme, ihale gerçekleştikten sonra bu kurumlar vergisini
yüzde 20'ye düşürerek -üçte 1- Hariri'nin cebine toplam, aşağı yukarı
400 trilyon lira, vergiden dolayı bir para koymuş olduk. Yani, 400
trilyon lira ucuza o ihaleyi vermiş oldunuz. Eğer 400 trilyon lira
ucuz olduğunu bilselerdi, verginin üçte 1'nin düşeceğini bilselerdi,
belki başka firmalar da bu avantajı kullanıp ona göre ihale şartnamesinde
teklif verebilirlerdi.
Değerli milletvekilleri,
maalesef, AKP İktidarı döneminde Türk vatandaşı olmak, hele hele
ücretle çalışan bir Türk vatandaşı olmak, her zamankinden daha da
zor hâle gelmiştir.
Değerli milletvekilleri,
çalışanlardan 4 milyar YTL sakınan Hükûmetin geçtiğimiz mayıs ve haziran
aylarında yaşanan mini krizin oluştuğu anda ilk yaptığı icraat,
stopaj oranlarının yabancılar için sıfırlanması ve yerliler için
de düşürülmesi olmuştur. Çalışanlara bu denli şahin olan Hükûmet,
resmî enflasyon rakamı göz önüne alındığında, parası olana, rantiyeciye,
bu yılın sonunda yüzde 15 oranında bir reel faiz ödemesi taahhüt etmektedir.
2007 yılı bütçesine koymuş olduğumuz ödenecek faiz tutarı 52 milyar
YTL'dir, tam 52 katrilyon liradır. Bakınız, bütçenin 204 katrilyon lira
gider bütçesi olduğunu düşündüğümüzde, sadece rantiyeciye ödenecek
olan, bu Hükûmet tarafından ödenecek olan faiz miktarı, bütçenin yüzde
26'sını teşkil etmektedir; ama, bir de bakıyoruz, geriye dönüyoruz,
tüm Hükûmet sözcüleri, Başbakan ve bakanlar, özellikle Tarım Bakanı,
tarım desteklemelerini 2007 yılında artıracaklarını söylüyorlar.
Tarım desteklemelerine bakıyoruz 2007 yılı bütçesinde, 5,2 katrilyon
lira. Evet, faize ödenen rakam nedir? 52 katrilyon lira. Şimdi, bir
yandan, AKP Hükûmeti rantiyeciye 52 katrilyon lira öderken, bir yandan
da Türkiye'nin yüzde 30'unu, 35'ini teşkil eden Türk çiftçisine, Türk
köylüsüne 5,2 katrilyon lira destekleme vaat ediyor! Faiz ödemesinin
onda 1'i kadar, bütçenin yüzde 2,5'i kadar. Ondan sonra da "biz
desteklemeleri artırdık" diye övünüyorsunuz.
Yine, çalışanlara
bu denli şahin olan Hükûmetin 2002 yılında 221,7 milyar dolar olarak
devraldığı, iktidara geldiğinizde devralmış olduğunuz iç ve dış
borç stokunuzu 155,5 milyar dolar artırarak, güncel veriler ışığında,
2006 yıl sonunda tam 377,2 milyar dolara ulaştırmış bulunuyorsunuz.
Sayın Başbakan,
"Biz, IMF'nin 19 milyar dolarlık borcunu ödedik." diyor. Sanki
Hükûmet bütçesinden bu borcu ödemiş gibisiniz!
CAVİT TORUN (Diyarbakır)
- Nereden ödemiş?
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Devamla) - Siz, borcu borç alarak, iç borçlanma ve dış borçlanma yaparak,
borçlarımızı 155,5 milyar dolar artırarak bu borçları ödediniz.
CAVİT TORUN (Diyarbakır)
- Merkez Bankasında ne kadar para var şu anda?
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Devamla) - 18 milyar dolarlık özelleştirme yaparak, Türkiye Cumhuriyeti'nin,
cumhuriyetin kazanımlarını satarak bu borcu ödediniz. Bunlardan
niye bahsetmiyorsunuz arkadaşlar?
Yine, görüşmekte olduğumuz
tasarı, sermaye ve rantiye kesimlerine verilenlerin çok altında
bir miktarı geniş kitlelerden esirgemenin yanı sıra, zaten ülkemizde
ciddi oranlarda var olan kayıt dışılığın artmasına da zemin hazırlamaktadır.
Tasarı, aksak da olsa, bugüne kadar fiş ve fatura toplamak yoluyla
işlemekte olan bir otokontrol mekanizmasını tamamen ortadan kaldırmıştır.
Fakat, bunun yerine de hiçbir şey ortaya koymamaktadır. Her ne kadar
Sayın Maliye Bakanımız 2007 bütçe sunuş konuşmasında "Kayıt
dışı ekonominin kayıt altına alınması ve yatırım ortamının iyileştirilmesi
gerekmektedir. Bu ise, ancak anlaşılabilir ve saydam bir vergi mevzuatı,
öngörülebilir bir vergi yükü, düşük oranlı-geniş tabanlı bir vergi
sistemi ve etkin bir vergi idaresiyle sağlanacaktır." demekteyse
de, "Bu amaca yönelik olarak Hükûmetimiz döneminde önemli adımlar
atılmıştır." diyor olsa da, üzerinde bulunduğumuz görüşmelerde,
vergi iadesi sisteminin kaldırılması uygulaması tamamen bu politikanın
tersi bir gelişmedir.
Öte yandan, yine, Sayın
Maliye Bakanımız aynı konuşmalarında kayıt dışı alanda önemli
adımlar atıldığını söylemektedir. Oysa, geçtiğimiz kasım ayında
yapılan Dünya Ekonomik Forumunda, diğer, ekonomiden sorumlu Bakanımız
Sayın Ali Babacan kayıt dışıyla ilgili bu konuda herhangi bir gelişme
kaydedilmediğini itiraf etmiştir. Maliye Bakanı "Kayıt dışılığı
düşürüyoruz." diyor, diğer yandan, ekonomiden sorumlu Devlet
Bakanı bununla ilgili bir gelişme olmadığını söylüyor. Her ne kadar
bu itiraf Sayın Bakan tarafından yabancıların önünde yapılmış olsa
da, biz Türk vatandaşları, zaten bildiğimiz bu gerçeği yabancılar
sayesinde teyit etmiş olduk.
Evet, Sayın Babacan'ın
da söylediği gibi, Türk ekonomisinde ciddi oranda bir kayıt dışılık
bulunmaktadır. Bu, sadece üretim açısından değil, aynı zamanda çalışanlar
açısından da böyledir.
2006 Kasım ayı verilerine
göre 22,6 milyon toplam istihdamın 10,9 milyonu herhangi bir sosyal
güvenlik kurumuna tabi değildir. Yani, 10,9-11 milyon dolayında ücretiyle
çalışanımız, emeğiyle çalışanımız, kesinlikle herhangi bir sosyal
güvenlik kurumuna kayıtlı olmadığı için kayıt dışındadır. Çünkü,
OECD ülkeleri içerisinde vergi ve sigorta primleri en yüksek olan
ülke Türkiye'dir. Yani, kayıt dışı istihdam neredeyse kayıtlı istihdam
rakamına ulaşmak üzeredir. Emin olalım ki, AKP'nin iktidarında bir
süresi daha kalmış olsaydı, bu da gerçekleşmiş olurdu; yani, kayıt
dışındaki çalışan sayısı, kayıt içindeki çalışanın üzerine çıkmış
olurdu.
Bu şartlar altında tasarı,
AKP İktidarı döneminde artan kayıt dışılığın her alanda artması
için bir vesile olacaktır. Aslında bu yaklaşımla Hükûmet, kayıt dışılığın
üzerine gidemeyeceğini, gizli de olsa, bu yasalarla vergi iadesini
kaldırarak itiraf etmektedir. Örneğin, devlet, gerçek kira bedellerini,
ilgili belgeleri maliyeye ibraz eden kiracıların yardımıyla takip
etmekte ve ev sahiplerinin doğru vergi ödemesini kontrol edebilmekteydi.
Peki, şimdi sistem bunu nasıl sağlayacak? Vatandaşlar, ücretliler,
daha evvelden, oturmuş oldukları meskendeki kira bedelinin yüzde
20'sini, tamamını, gerçek değerini kontrat yaparak vergi iadesinde
kullanıyorlardı. Şimdi ne olacak? Şimdi vergi iadesinde kullanamadıkları
için bu kira giderleri de, kira bedelleri de tamamen kayıt dışına
itilecektir.
Bir başka husus da, yine
özel sektörde sözleşmelerin net ücret üzerinden yapılma pratiği olduğundan,
bu uygulama nedeniyle işveren, vergi indirimi farkını ücrete
yansıtabilecek midir arkadaşlar? Çünkü, o, net ücret üzerinden anlaşılıyor,
tüm vergiler ve sigorta primleri, sosyal güvenlik primleri işverene
ait. Şimdi ne olacak? Bu yaptığımız uygulamayla, bu geçim indirimi
burada çalışan işçilere, ücretlilere yansıyacak mı, yoksa patronlara
mı yansıyacak? Bunu da burada sormak istiyorum, bu da bir soru
işareti.
Bunun çözümü sadece
kişilerin hassasiyetine güvenmekle olmaz. Gelişmiş bir toplum,
ancak düzgün işlev kurallarıyla vardır. Ama tasarı, hep dediğim gibi,
bu yönde bir düzenlemeyi içermemekte ve yetkililer de, sadece
"bunun vergi kaybına neden olmayacağını" söylemekle yetinmektedirler.
Yapılan bir şey yok. "Bilboard"lara reklam, ilan vererek bu
işin önüne geçilemez, bu vergi kaybı önlenemez. Neticede bu vergi
kaybı ne olacak? Dolaylı vergilere kayacak, tüm vatandaşımıza,
ÖTV, KDV gibi girdileri olacaktır, bunlar yükselecektir.
AKP Hükûmeti, 2007 yılı
bütçesini, zaten vergi gelirlerinin üretimi açısından dar gelirliyi,
ücretliyi, yoksulu daha da zorlayacak ve daha da yoksul kılacak biçimde
hazırlamıştı. Buna bir de, tam 2007 yılının içinde, bu kazanılan vergi
iadesi hakkını ortadan kaldırmak gibi, 3,5 katrilyon liralık bir
haklarını gasbetmek gibi, çalışanların, ücretlilerin aleyhine
bir uygulamayı da bu yasayla eklemektedir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Sayın Başbakan ve bakanlar, devamlı suretle
"ihracatın arttığını, patladığını" söylemektedir,
"85,1 milyar dolara çıktığını" söylemektedir. Tabii ki çıktı,
ama neden, acaba, ithalatın 137 milyar dolara çıktığını söylememektesiniz?
Âdeta, ithalat patladı İhracat patladı, ama ithalat iki misli patladı;
bunu niye söylemiyorsunuz?
Yine, 2006 sonunda,
dış ticaret açığının 51,9 milyar dolara geldiğinden niye bahsetmiyorsunuz?
Yine, 1,5 milyar dolar olarak almış olduğunuz cari işlemler açığının
2006 yılı sonunda 31,5 milyar dolar seviyesine geldiğine niye değinmiyorsunuz?
Değerli milletvekilleri,
bu tasarıyla, kendisinden diğer kesimlere verilenin çok altında
bir kaynak esirgenen sabit gelirli çalışanlar, tüm bu kayıt dışılıktan,
ithalat artışından, cari işlemlerin neden olabileceği risklerden
ilk anda ve en fazla zarar gören ve görmeye devam eden kesimlerdir. Ne
kadar yalancı cennetlerle yaşatmaya çalışırsanız çalışın, neyi,
ne kadar saklamaya çalışırsanız çalışın, yanlışlarınızı ne kadar
başarıymış gibi göstermeye çabalıyorsanız çabalamaya devam ediniz;
bu milletin doğruyu görmesine hiçbir sanal politikanın mâni olmayacağını
göreceksiniz ve sandığın başında AKP kendi sanal dünyasından çıkarak,
beş yıl boyunca yaptıklarının hesabının halkımız tarafından sorulacağını
hep birlikte göreceğiz.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bizim bu konuyla ilgili vermiş olduğumuz bir
önergemiz var bu maddede. Bu maddedeki önergemiz, ücretlilerin
2007 yılında uğrayacakları hak kaybını önlemek için vergi iadesinin
kaldırılmasının 1/1/2008 yılından itibaren değil de…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Devamla) - Vergi iadesinin 1/1/2007 yılından değil de 1/1/2008 yılından
itibaren uygulanmasını, yani 2007 yılında da vergi iadesinin geçerli
olmasını ve 2008 yılında da bu vergi iadesinden doğacak olan 3,5 katrilyon
liralık mahrumiyetlerin, kayıpların önlenmesi yönündedir. Buna
destek vereceğinize inanıyorum.
Hepinize saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Deveciler.
Sayın Tütüncü, buyurun;
sorunuzu alayım.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)
- Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ücret ve maaşlarda
vergi iadesi uygulamasının kaldırılmasını vergi oranlarındaki
yeni düzenlemelerle dengelemeye çalışıyor Sayın Maliye Bakanımız.
Benim, bu bağlamda
şöyle bir soru sorma ihtiyacı ortaya çıktı: Asgari net ücret 403
YTL. Türk-İş'in son belirlemelerine göre, 2 çocuklu 4 kişilik bir ailenin
açlık sınırı 650 YTL. Bu belirlemeden sonra şöyle bir soru yöneltiyorum:
Asgari ücretteki vergi ve sigorta yükü acaba hangi oranlarda yeniden
düzenlenmeli ki, asgari net ücret en azından açlık sınırını karşılasın?
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Tütüncü.
Sayın Bakan, cevaplayacak
mısınız?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Sayın
Tütüncü'nün sormuş olduğu soruyu cevaplandırıyorum: "Asgari
ücret Türk-İş'in belirlediği açlık sınırının altında, bununla ilgili
bir şey düşünüyor musunuz?" diyor.
Şimdi, TÜİK'in yapmış
olduğu, tabii, çalışmalar bizim için önemli oluyor ve Hükûmetimiz zamanında,
yani, 2002'de iktidar olarak AK Parti Hükûmeti geldikten sonra açlık
sınırının altında olan veya yoksulluk sınırının altında olan insan
sayısı yüz binlerle aşağı inmiştir ve herkesin de bildiği gibi, biz
geldiğimiz zaman asgari ücret fevkalade düşüktü, 184 YTL civarındaydı.
Şimdi, Sayın Başbakanımız da zaman zaman söylüyor, aynı şeyi ben de
söyleyeceğim: 184 nere, 403 nere? Yani, o bakımdan, giderek milletimizin
refah seviyesini artırmanın peşindeyiz ve buna da devam edeceğiz.
Saygılarımla.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Bakan.
Madde üzerinde önerge
yok.
32'nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici 1'inci maddeyi
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1-
23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük
ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı
Kanunun 30 uncu maddesi ile değişmeden önceki 13 üncü maddesine
göre, 19/12/2006 tarihine kadar Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince
Baro tarafından müdafi ve vekil olarak görevlendirilen avukatlara
ödenmesi gereken ücret karşılığı tutarın kalan kısmı, ilgililere
ödenmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesine aktarılacak ödenekten
tahakkuk ettirilmek suretiyle ödenir. Ödemelere ilişkin usul ve
esaslar Adalet ve Maliye Bakanlıkları ile Türkiye Barolar Birliğince
birlikte belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği yok.
Madde üzerinde soru-cevap
işlemine geçiyoruz.
Buyurun Sayın Tütüncü.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)
- Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bundan önceki maddede
sormuş olduğum soruya Sayın Bakanımız ne yazık ki cevap vermediler,
ama verilmiş kabul ediyorum.
Sayın Bakanımızın,
"asgari ücret biz geldiğimizde neydi, şimdi ne oldu" sözünden
esinlenerek yeni bir soru sormak istiyorum kendisine.
TÜİK'ten söz ettiler
Sayın Maliye Bakanımız. TÜİK'in, açlık sınırının tespitinde kullandığı
varsayım şudur: Günde bir kişi 2.100 kalorilik bir gıda alması için
üç öğün yapması gereken masraf 1 lira 70 kuruş. 1 lira 70 kuruşluk
bir açlık sınırını Türkiye için kabul etmek mümkün müdür? Mümkün değilse,
Bangladeş'te, Zimbabve'de ya da Kongo'da böylesine düşük, Türkiye'deki
gibi düşük bir açlık sınırı ölçütü var mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Tütüncü.
Sayın Bakan…
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Yazılı olarak cevaplayacağız Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Bakan.
Geçici madde 1'i oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 2'yi okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 2- Ücretlilerin 2006 yılına ilişkin olarak 2007 yılında
ödeyecekleri gelir vergisinden mahsup edilecek vergi indirimiyle
ilgili işlemler, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan mükerrer 121 inci maddesi hükümlerine göre sonuçlandırılır.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 3'ü okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 3-
16/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile
Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilen Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü,
Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı ve Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ile
18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanun kapsamında bulunanlar için
Sağlık Bakanlığına bağlı tüm sağlık kurum ve kuruluşlarından
31/12/2006 tarihine kadar alınan tedavi hizmetleri karşılığı tutarlar
ile 2006 yılında Sağlık Bakanlığına bağlı döner sermaye işletmelerinin
aylık gayrisafi hasılatından genel bütçeye ödenmesi gereken tutarlara
ilişkin olarak mahsuplaşmaya, alacaktan vazgeçmeye ve gerektiğinde
terkin suretiyle uzlaşmaya Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı ve Sağlık Bakanı müştereken yetkilidir. Bu konuda gerekli
her türlü düzenleyici işlemleri yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
Yukarıda sayılan kurumlar
ile 3816 sayılı Kanun kapsamında bulunanlara ilişkin olarak Sağlık
Bakanlığına bağlı tüm sağlık kurum ve kuruluşlarınca 1/1/2007 tarihinden
önce düzenlenen faturalar ve ekleri, birinci fıkradaki usule göre
uzlaşma gerçekleştikten sonra kontrol edilip edilmediğine bakılmaksızın
imha edilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde,
şahsı adına, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan…
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Hükûmetlerin en iddialı
oldukları alanların başında bütçeleri gelmektedir. 2006 yılı bütçe
gerçekleştirme rakamlarını, Türkiye'de, ilk defa, bir Sayın Başbakan,
Sayın Maliye Bakanını yanına alarak bir basın toplantısıyla açıkladılar
ve bütçenin otuz yıldan beri, ilk defa, binde 7'ler seviyesinde açık
verdiğini Türk milletine Sayın Başbakanımız açıkladı.
Tabii, bu bütçenin
içerisindeki harcamaların, gelirlerin iyi bir tahlilini yapacak
olursak, ortaya konan tablonun, Sayın Başbakanın söylediği şekilde
olmadığı çok açık bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. 2006 yılı
bütçe giderleri içerisinde görülmeyen kalemler olmuştur. Devlet
hastanelerine olan borçlar, KİT görev zararları, yerel yönetimlere
aktarılan miktarlar, yaklaşık 7 milyar YTL'lik bölüm bu giderler içerisinde
görülmemektedir ve 2006 yılı bütçesinde, bir kez elde edilen gelirler
de vardır. İşte, onlardan, prim affı, TMSF'nin elindeki varlık satışları
ve özelleştirme gelirleri. Bütün bunlar bu şekilde uygulandığında,
2006 yılı bütçe rakamları o şekilde karşımıza çıkmaktadır. Ancak,
bugün gelinen noktada ocak ayının gerçekleşme rakamlarını ben size
vermek istiyorum. Sayın Maliye Bakanımız biraz önce buradaydı,
maalesef, ayrılmışlar. Şimdi, 2006 yılı Ocak ayında bütçe 4,3 milyar
YTL fazla vermişken, 2007 yılının Ocak ayında açık 6,1 milyar YTL. Ne oldu
ki 2006 yılının Ocak ayı ile 2007 yılının Ocak aylarını karşılaştırınca
bu kadar bariz bir fark ortaya çıkmıştır? 2006 yılında denk bütçeyi
Sayın Başbakana sunduran Sayın Maliye Bakanı, 2007 yılının Ocak
ayının gerçekleşme rakamlarını da, keşke, bu kürsüden gelip bizlere
anlatabilseydi.
Şimdi, 2007 yılı bütçesinde
daha başlangıçta ortaya konulan hedef açık 16,8 milyar YTL. Yani,
2006 yılında denk bütçe vermeyle ilgili olarak Sayın Başbakanı kürsülere
çıkartan bütçe, ne oluyor ki, 2007 yılında, daha başlangıçta -sizin
öngörülerinizle- 16,8 milyar YTL açık öngörüyorsunuz. Kaldı ki,
2007 yılı seçim yılı. Bu 16,8 milyar YTL'lik açığın çok daha büyük rakamlara
ulaşacağı daha ocak ayının ilk gerçekleşme rakamlarıyla ortaya
çıkmıştır.
Geçmişte hiç olmamış
şekliyle bütçe açıklarının binde 0'larla ifade edilme meselesi karşısında,
geçmişte Türkiye'de bütçelerin fazla verdiği yıllar da olmuştur. Lütfen,
bunun da altını çizerek bu hususu Sayın Başbakanın da belirtmesinde
fayda mülahaza ediyordum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
- Hangi yıllar onlar?
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Mesela 1970 yılında bütçe fazla vermiş Türkiye'de. 1975, 1976, 1977,
1978'de bugünkü verilen açıklar kadar açık olmuş Türkiye'de. 1985 yılında,
evvelki seneki rakamlar ortada. Evvelki sene, 2005 yılındaki rakam
1985 yılındaki rakamlarla hemen hemen aynı rakamlar. Yani, bu seneki
bu rakamların…
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) -
Bütçenin hepsi ne kadardı? Hepsini söyler misin?
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Bu rakamların ortaya çıkmasının altında yatan sebepleri söyledim
Öksüz: 10 milyar YTL'lik özelleştirme gelirleri, Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonunun elindeki varlık satışları, bir sefere mahsus prim
afları ve bunun yanında, harcamalar içerisinde görülmeyen birçok
kalemler…
O bakımdan, milletin
önüne çıktığınızda rakamları gerçek olarak ortaya koyun. Millet o
gerçek rakamlarla sizleri takdir edecekse o gerçek rakamlarla sizleri
takdir etsin diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Kandoğan.
Sayın Tütüncü'nün sorusu
var.
Buyurun.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)
- Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Aracılığınızla Sayın
Bakana, Hükûmete bir soru yöneltmek istiyorum: AKP'nin en önde gelen
vaatlerinden bir tanesi vergide adaletin sağlanması idi.
Dört yılı aşkın zamandır
iktidarda olan AKP vergide adaleti sağlayacak kapsamlı bir vergi
reformunu niçin gerçekleştirememiştir? Söz verilmiş olmasına
rağmen, AKP İktidarında, az kazanan daha çok vergi, çok kazanan daha
az vergi vermek konumunda kalmıştır. Neden garip gureba, yoksul daha
fazla vergi altında ezilmiştir?
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Tütüncü.
Buyurun Sayın Bakan.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Yazılı olarak cevap vereceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
Madde üzerinde bir
önerge var.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısının geçici 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini,
son fıkrada yer alan "…Sağlık Bakanlığına…" ibaresinin
"…üniversiteler ile Sağlık Bakanlığına…", "…1.1.2007 tarihinden
önce" ibaresinin de "31.12.2006 tarihine kadar alınan tedavi
hizmetleri karşılığı" şeklinde değiştirilmesini ve fıkraların
buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Faruk Çelik |
Abdullah Erdem Cantimur |
Recep Koral |
|
Bursa |
Kütahya |
İstanbul |
|
Mehmet Ceylan |
Agâh Kafkas |
|
|
Karabük |
Çorum |
|
"Üniversite hastanelerinin
Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilen kurumlara 31.12.2006 tarihine
kadar verilen tedavi hizmetleri karşılığı düzenledikleri fatura
bedellerinden mahsuben yapılan ödemelerden sonra kalan tutarın %
80'i, incelemesi devam eden veya incelemesi tamamlanmış ancak mutabakatı
sağlanamamış fatura bedellerinin % 6'sı ve varsa yapılan diğer
ödemeler düşüldükten sonra kalan tutarın tamamı ödenir. Bu ödemeler
yapıldıktan sonra kalan tutarlar terkin edilir ve terkin edilen kısım
için herhangi bir alacak ve hak talebinde bulunulamaz. Bu konuda gerekli
her türlü düzenleyici işlemleri yapmaya Sosyal Güvenlik Kurumu
Başkanlığı yetkilidir."
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet
katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Sağlık hizmeti sunan
kurum ve işletmelerden sosyal güvenlik kurumlarına düzenlenen ve
iş yükü nedeniyle incelemesi tamamlanamamış faturaların incelenmesinin
beklenmesi hem hizmet üreten kurumları finansman sıkıntısına sokmakta
hem geri ödeme kurumlarının da incelenmesi gereken belgelerini
katlayarak artırmaktadır. Bu durumda da bu kurumlar cari döneme
ilişkin inceleme yapma fırsatı zorlaşmaktadır. Yapılan düzenleme
ile Devlet Hastanelerine olan borçların yanı sıra üniversite hastanelerine
olan borçlar da yeniden yapılandırma ve terkin kapsamına alınmaktadır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Geçici madde 3'ü kabul
edilen önerge doğrultusunda oyunuza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Geçici madde 3 kabul edilmiştir.
33'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 33- Bu Kanunun;
a) 3, 4, 5, 8 ve 9 uncu
maddeleri; 10 uncu maddesinin, 193 sayılı Kanunun geçici 67 nci maddesinin (14) numaralı
fıkrasına ilişkin değişiklik hükmü, 11, 25, 26, 31, 32, 33, ve 34 üncü
maddeleri ile geçici 2 nci ve geçici 3 üncü maddeleri 1/1/2007 tarihinden
geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
b) 2 nci maddesi,
1/1/2008 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanmak
üzere yayımı tarihinde,
c) 13 üncü maddesi
ile 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının
(b) bendinde yapılan değişiklik hükmü, 17 nci maddesinin 6802 sayılı
Kanunun 31 inci maddesinde değişiklik yapılmasına ilişkin hükümleri
ve 24 üncü maddesi yayımını izleyen aybaşında,
ç) 16 ncı maddesi ile
492 sayılı Kanuna ekli (8) sayılı tarifenin "XI-Finansal Faaliyet
Harçları" başlıklı bölümünün (7) numaralı fıkrasına ilişkin
hükümleri 1/1/2008 tarihinde,
d) diğer maddeleri
yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Sayın Tütüncü,
buyurun, sorunuzu sorun efendim.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)
- Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Üniversite hastanelerinin
devletten alacakları hızla artmaktadır ve üniversite hastaneleri,
alacaklarını alamadıkları için, temel bazı görevlerini yapamaz
durumdadırlar, kilitlenme noktasına gelmiştir hizmet üretme açısından.
Ben, Hükûmetten, üniversite
hastanelerinin bu darboğazdan kurtarılması için alacaklarının
ne zaman ödenebileceği konusunda net bir yanıt, mesaj verilmesini
istiyorum.
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Sayın Bakan,
buyurun.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Yazılı olarak cevaplayacağız Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde iki
önerge vardır, geliş sırasına göre okutacağım, aykırılığına göre
de işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 Sıra Sayılı Tasarının 33 üncü maddesinde yer alan
"1/1/2008" ibaresinin "1/1/2007" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Kemal Kılıçdaroğlu |
A.Kemal Kumkumoğlu |
|
Trabzon |
İstanbul |
İstanbul |
|
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Deveciler |
Mustafa Özyurt |
|
İzmir |
Balıkesir |
Mersin |
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Sayın Başkan, Özyürek olacak efendim.
BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısının yürürlük ile ilgili çerçeve 33
üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinde yer alan "31, 32,
33 ve 34 üncü maddeleri" ibaresinin "29, 30, 31 ve 32 nci maddeleri"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Ayhan Sefer Üstün |
Abdullah Erdem Cantimur |
Ahmet Yeni |
|
Sakarya |
Kütahya |
Samsun |
|
Faruk Çelik |
Recep Koral |
|
|
Bursa |
İstanbul |
|
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet
katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Genel Kurul
görüşmeleri sırasında Kanun Tasarısından çıkarılan maddeler bulunması
nedeniyle yürürlük maddesinde düzeltme yapılmaktadır.
BAŞKAN - Gerekçesini
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1346 Sıra Sayılı Tasarının 33 üncü maddesinde yer alan
"1/1/2008" ibaresinin "1/1/2007" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN - Gerekçesini
izah edecek misiniz Sayın Özyürek?
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Evet.
BAŞKAN - Evet. Bir dakika,
Komisyona bir sorayım.
Sayın Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın
Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Özyürek, gerekçeyi açıklayacak.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Mustafa Özyurt ile Mustafa
Özyürek'in karıştırılmasına sık sık tanık oluruz. Sayın Divan Kâtibimiz
de karıştırdı. Benim bir itirazım yok da, Sayın Özyurt'un zaman zaman
itirazı oluyor.
Şimdi, değerli arkadaşlarım,
tasarının sonuna geldik, yoğun bir mesai harcadık. Bu tasarının bize
göre en önemli eksikliği, 2007 yılında ücretlilere hiçbir imkân tanınmamış
olması. "Ücretlilere vergi iadesi"ni yürürlükten kaldırıyoruz,
onun yerine, "asgari geçim indirimi"ni getiriyoruz. Asgari
geçim indirimini 2008 yılının başından itibaren uyguladığımız
zaman, 2007 yılında, hem vergi iadesi alınamıyor hem de asgari geçim
indiriminden yararlanılamıyor. Doğrusu, bunun hiçbir mantığı
yok.
Şimdi bir sistemi bırakıyorsunuz,
ücretlerde vergi iadesini. Onun yerine getirdiğiniz sistemi, öbürünü
bitirdiğiniz tarihten başlatmanız gerekir. O nedenle, burada
işin gereği, işin doğrusu, işin mantığı, asgari geçim indiriminin
2006 yılından itibaren başlaması ihtiyacıdır. Önergemiz bunu önermektedir.
Bu konuda, her ne kadar Komisyon ve Hükûmet katılmasa da, bu, işin doğasıdır.
Niçin, biz, 2007 yılında ücretliler için bir boşluk yaratalım? Geliniz,
asgari geçim indirimine de 2007'den başlayalım, ücretlilerin, zaten
çok düşük paralarla çalışan insanların üç kuruşluk avantajlarını
gözetelim, kollayalım.
Değerli arkadaşlarım,
bu tasarıda bizim kabul ettiğimiz, destek olduğumuz önemli maddeler
de var. Onlardan birisi de, vergi beyannamesini verme sürelerinin
artırılmış olması. Daha önce gene bu Meclisten çıkan bir kanunla
vergi beyannamesi verme süreleri geriye alınmıştı. Mesela, gelir
vergisi beyan süresi 1950 yılından beri mart ayı sonuna kadardı, bunu,
getirilen bir tasarıyla, burada da kabul edilen bir kanunla geriye
almıştık. Şimdi, tam ay sonuna, mart ayı sonuna çekmesek de ayın yirmi
beşine çekilmiş olmasını biz memnuniyetle karşılıyoruz. Bu noktada
anlayış gösteren Maliye Bakanlığı yetkililerine huzurunuzda
teşekkür ediyorum. Sizlerin desteğiyle, oylarıyla bu konu kabul
edilecek.
Gene bir konuyu özellikle
grup başkan vekillerimizin dikkatine sunmak istiyorum. Mali tatille
ilgili kanun teklifi de Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi,
Meclisin gündeminde bekliyor. Bu, Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın
Deniz Baykal'ın birlikte söz verdikleri bir tasarıydı. Artık bir an
önce çıkaralım, dönem sonuna kalmasın diyorum. Grup başkan vekillerimizin
özellikle bu konuda yardımını, desteğini beklediğimizi ifade
ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özyürek.
Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
33'üncü maddeyi kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
34 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 34- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)
- Sayın Başkan, sorum vardı.
BAŞKAN - Affedersin,
göremedim.
Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakikalık
süre veriyorum. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin
teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen iki
dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak
sayın bakan var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun
rengini ve kendisinin adı ve soyadı ile imzasını taşıyan oy pusulasını,
yine, oylama için öngörülen iki dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum ve oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı;
Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur ve 6 Milletvekilinin,
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Gaziantep
Milletvekili Fatma Şahin'in, Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Mehmet Mustafa
Açıkalın'ın, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi'nin yapılan açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı |
: 222 |
Kabul |
: 217 |
Ret |
: 5 (x) |
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır, hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın Bakan, kısa bir
teşekkür konuşması yapacaklardır.
Buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; önce,
bu Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısını kabul ettiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür
ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
bu kanun tasarısıyla, milletimizin birçok problemlerini çözmüş
bulunuyorsunuz ve birçok da yeniliklere imza atmış bulunuyorsunuz.
Bunları ben, kısaca, sizlere arz edip, huzurunuzu fazla işgal etmeyeceğim.
Bunları, kısaca, milletimizle de paylaşmak istiyorum. Bu geçen tasarıda,
bir defa, ev hanımları için fevkalade güzel bir karar verdiniz bunu
kabul etmekle. Evinde oturan, el işleri yapan, birtakım ürünler yapan
ev hanımlarının vergi problemlerini halletmiş bulunuyorsunuz. Onların
yapıp da, "el işi, göz nuru" dediğimiz ürünlerinin satışından
elde ettikleri gelirleri tamamen vergi dışına bıraktık, vergiden
istisna ettik, bunu sağladınız. Hele hele, yaklaşan 8 Mart Kadınlar
Günü dolayısıyla, böylece, Türk kadınlarına, Türk hanımlarına en
büyük hediyeyi vermiş oldunuz şimdiden; bundan dolayı, sizleri
kutlamak istiyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) Tabii, burada,
hanım milletvekillerimizin gayretleri çok oldu, onları da ayrıca
burada anmak istiyorum ve kendilerine teşekkür etmek istiyorum.
İkincisi, şimdi, fiş
toplama, fiş almak hepimizin görevi. Vatandaş olarak, eğer, bu milletimizi,
memleketimizi seviyorsak, iyi olmasını, her şeyden önce kendimizin
iyi olmasını istiyorsak, bu fiş ve fatura alma meselesine fevkalade
riayet etmemiz lazım. "Bana ne" dememek lazım. "Bana
ne" diyen, fiş almak, fatura almak için... "Ya bana ne, niye
alayım, bana ne getiriyor" diyen kimsenin, şu memlekette hiçbir
şeyden şikâyet etmeye hakkı yoktur. O zaman, fişini-faturasını alacak
ki, hesabını da soracak. Vergisini ödeyecek ki, hesabını da soracak:
Nereye gitti benim param, nereye harcadınız benim paramı? Artık,
sorgulama döneminin çok daha iyi bir şekilde işler hâlde olması lazım
Türkiye'de. Ama bu fiş ve faturayı isteme... Lütfen, herkes kendi görevini
yerine getirsin.
Şimdi, biz, daha önce
emeklilerimizi... Fişleri topla, biriktir, onları tek tek ayır, bir
zarfa yaz, tekrar ver, onun karşılığında para al gibi eziyetten ücretlilerimizi
de artık kurtarıyoruz. (AK Parti sıralarından alkışlar) Yani, böyle bir
zahmete girmeyecekler. Ama bu, fiş almama manasında değildir. Herkes
fişlerini alsın.
Burada en önemli yeniliklerden
bir tanesi de, artık bundan sonra, asgari ücretli olup da, 4 çocuklu
olan, hanımı çalışmayan bir kimse vergi dışı kalıyor, vergi vermiyor.
(AK Parti sıralarından alkışlar) Türkiye'de ilk defa, 4 çocuklu asgari
ücretli vergi dışı kalmış oluyor. İnşallah, elimiz, imkânımız elverdikçe,
bunları daha da genişletmek istiyoruz.
MEHMET YILDIRIM (Kastamonu)
- Asgari ücretliler mi Sayın Bakan?
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo
Tutanağın sonuna eklidir.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (Devamla) - Asgari ücretli, evet.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
bakınız, yatırımlardaki teşvik meselesinde de, eskiden 30 işçi
şartı vardı, şimdi onu 10 işçiye düşürüyoruz.
Tabii, grup başkan vekilimiz
de, daha başka kanunlar çıkacak diye beni uyarıyor. Ama, yaptıklarınızda
çok önemli şeyler var. (AK Parti sıralarından alkışlar) Onları da
söyleyeceğim yani.
Bakınız şimdi, menşe
şahadetnameleri, özel sektör tahvilleri, ikinci araç satışlarında,
damga vergisini -yeniden- birçoklarında kaldırıyoruz, bazılarının
ikinci el satışlarında düşürüyoruz. Bunlar fevkalade önemli kolaylıklar
getiriyor.
Yine, değerli arkadaşlar,
kısaca söyleyeceğim, barolarda müdafi vekil olarak görevlendirilen
avukatlar da böylece bekleyen alacaklarını bu Kanunla almış olacaklar.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Aynı şekilde, üniversite
hastanelerimizin de problemleri çözülüyor; onların da birçok alacaklarına,
birikmiş olan alacaklarına, burada, bir çözüm getirmiş oldunuz.
Tekrar, hepinizi
tebrik ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Sağ olun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Bakan.
Yasamız hayırlı olsun.
Sayın milletvekilleri,
birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.01
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.03
BAŞKAN : Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER : Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Mehmet DANİŞ (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'nin Dördüncü Oturumu'nu
açıyorum.
4'üncü sırada yer
alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik ve 3 Milletvekilinin; Büyükşehir Belediyesi Kanunu,
Belediye Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu ve Mahallî İdare Birlikleri
Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile
İçişleri Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Bursa Milletvekili Faruk Çelik ve 3 Milletvekilinin; Büyükşehir
Belediyesi Kanunu, Belediye Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu ve Mahallî
İdare Birlikleri Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ile İçişleri Komisyonu Raporu (2/911) (S. Sayısı: 1317) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 1317
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde
söz talebi yok.
Teklifin tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU, BELEDİYE KANUNU, İL ÖZEL İDARESİ
KANUNU VE MAHALLİ İDARE BİRLİKLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 10/7/2004 tarihli
ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 2- Birleşme,
katılma veya geçici 2 nci madde gereğince büyükşehir belediyesi
sınırlarına giren belediyelerin yürütmekte olduğu su, kanalizasyon,
katı atık, ulaşım, her çeşit yolcu ve yük terminalleri, toptancı halleri,
mezbaha, mezarlık ve itfaiye hizmetlerine ilişkin olmak üzere bina,
tesis, araç, gereç, taşınır ve taşınmaz malları ve bu hizmetlerin yerine
getirilmesine yönelik yatırım, alacak ve borçları ile münhasıran
bu hizmet alanlarında çalışmakta olan personel, norm kadro sınırlarına
bağlı olmaksızın, çalışmakta oldukları mevcut özlük hakları ile
birlikte, büyükşehir belediyesine devredilir. Bu personelin aylık,
ücret ve diğer sosyal hakları, büyükşehir belediyesinin aynı statüdeki
personelinin aylık, ücret ve diğer sosyal haklarına yapılan artış
oranında düzenlenir.
Büyükşehir belediyesi
sınırlarına giren belediyelerin, kanunların verdiği yetkiye dayanarak
yürütmekte oldukları toplu taşıma ve ulaşım hizmetlerinin, gerçek
ve tüzel kişilere yaptırılması amacıyla verilen ruhsat, imtiyaz
sözleşmesi ve ulaşım araçları kira sözleşmesi, ruhsatta öngörülen
süre ve sahip oldukları hat güzergahı ile sınırlı olmak şartıyla,
herhangi bir işleme gerek kalmaksızın, büyükşehir belediyesi toplu
taşım ve ulaşım sistemine dâhil edilir.
(x) 1317 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Devredilen personelden
norm kadro fazlası olanların kadroları büyükşehir belediyesinin
norm kadrosuna eklenir.
Bu madde kapsamında
yapılacak devir işlemleri, söz konusu belediyelerin temsiline
imkân verecek şekilde valiliklerce teşekkül ettirilecek komisyonlarca
yürütülür.
Daha önce yapılan devirler
hariç olmak üzere, devir işlemleri bu Kanunun yayımı tarihinden
itibaren altı ay içinde tamamlanır. Devir işlemleri kesinleşinceye
kadar söz konusu hizmetler, ilgili belediyesince yürütülmeye devam
olunur."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği yok.
Bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1317 sıra sayılı Kanun Teklifinin 1 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Ali Küçükaydın |
Zülfü Demirbağ |
A.Erdem Cantimur |
|
Adana |
Elâzığ |
Kütahya |
|
Ömer Özyılmaz |
Asım Kulak |
Alaettin Güven |
|
Erzurum |
Bartın |
Kütahya |
Madde 1- 10/7/2004 tarihli
ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa Ek Madde 1'den sonra
gelmek üzere aşağıdaki Ek Madde 2 eklenmiştir.
"Ek Madde 2- Birleşme,
katılma veya Geçici 2'nci madde gereğince büyükşehir belediyesi
sınırlarına giren belediyelerin yürütmekte olduğu su, kanalizasyon,
katı atık, ulaşım, her çeşit yolcu ve yük terminalleri, toptancı halleri,
mezbaha, mezarlık ve itfaiye hizmetlerine ilişkin olmak üzere bina,
tesis, araç, gereç, taşınır ve taşınmaz malları ve bu hizmetlerin yerine
getirilmesine yönelik yatırım alacak ve borçları büyükşehir belediyesine
veya ilgili bağlı kuruluşuna devredilir.
Bu maddenin birinci
fıkrasında belirtilen hizmet alanlarında Devlet memuru olarak çalışmakta
olanlar kadrolarıyla birlikte, 5393 sayılı Belediye Kanununun 49
uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre sözleşmeli personel statüsünde
çalışmakta olanlar ise bu şekilde çalışmalarına esas teşkil eden
kadrolar ile birlikte büyükşehir belediyesine veya ilgili bağlı
kuruluşa devredilir. Devredilen personelin aylık, ek gösterge,
her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali haklarının ödenmeye devam
olunması, atanma ve kadro unvanlarının yeniden düzenlenmesinde
5393 sayılı Kanunun 50'nci maddesi hükümleri uygulanır.
Bu maddenin birinci
fıkrasında belirtilen hizmet alanlarında ilgili mevzuatı uyarınca
ihdası ya da vizesi yapılmış sürekli işçi kadrolarında veya geçici
iş pozisyonlarında 4857 sayılı İş Kanununa göre çalışmakta olanlar
ise mevcut kadro ve pozisyonları ile birlikte büyükşehir belediyesine
veya ilgili bağlı kuruluşuna devredilir. Devredilen işçilerin
ücret ile diğer mali ve sosyal hakları, devir işleminden önce haklarında
uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesi veya bireysel iş sözleşmesi
hükümlerine göre belirlenmeye devam olunur. Pozisyon değişikliği
hali dahil yapılacak bu devir işlemi, ücret ile diğer mali ve sosyal
haklarda değişiklik yapılmasına hak kazandırmaz ve başka bir toplu
iş sözleşmesinin uygulanmasını isteme hakkını vermez. Devir işleminden
sonra yapılacak toplu iş sözleşmelerine ise, bu işçilerin mevcut
ücret ile diğer mali haklarında diğer işçiler için kararlaştırılacak
artış oranı veya miktarını geçecek şekilde artış öngören ya da diğer
işçilerden farklı yeni mali ve sosyal haklar verilmesini sağlayacak
hükümler konulamaz.
Bu madde uyarınca personel
devri yapılan büyükşehir belediyesinin talebi üzerine, büyükşehir
belediyesinin veya bağlı kuruluşunun norm kadro alt grubunu veya
bulunduğu alt grup itibarıyla ihdas edilebilecek kadro sayılarını,
devir işlemini takip eden bir yıl içerisinde tekrar belirlemeye
İçişleri Bakanlığı yetkilidir.
Bu madde kapsamında
yapılacak devir işlemleri, söz konusu belediyelerin temsiline
imkân verecek şekilde valiliklerce teşekkül ettirilecek komisyonlarca
yürütülür.
Daha önce yapılan devirler
hariç olmak üzere, devir işlemleri bu maddenin yayımı tarihinden
itibaren altı ay içinde tamamlanır. Devir işlemleri kesinleşene
kadar söz konusu hizmetler, ilgili belediyesince yürütülmeye devam
olunur.
Büyükşehir belediyesi
sınırlarına giren belediyelerin, kanunların verdiği yetkiye dayanarak
yürütmekte oldukları toplu taşıma ve ulaşım hizmetlerinin, gerçek
ve tüzel kişilere yaptırılması amacıyla verilen ruhsat, imtiyaz
sözleşmesi ve ulaşım araçları kira sözleşmesi, ruhsatta öngörülen
süre ve sahip oldukları hat güzergahı ile sınırlı olmak şartıyla
herhangi bir işleme gerek kalmaksızın büyükşehir belediyesi toplu
taşım ve ulaşım sistemine dâhil edilir."
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet
katılıyor musunuz?
MİLLİ EĞİTİM BAKANI
HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe: Maddenin;
Devredilen memurların
aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali haklarının,
uygulamada herhangi bir tereddüde meydan vermeyecek şekilde daha
açık bir şekilde belirlenmesine,
Ayrıca, devredilecek
işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının mevcut hâliyle
korunmasına imkân verecek şekilde maddenin yeniden düzenlenmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- 3/7/2005 tarihli
ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 12 nci maddesine ikinci fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Birleşme, katılma
veya tüzel kişiliğin kaldırılması sonucu tüzel kişiliği ilk mahalli
idare seçimlerine kadar devam edecek olan belediye ve köylerde,
birleşme ve katılma işleminin gerçekleşmesi veya müşterek kararnamenin
yayımlandığı tarihten itibaren yeni nazım ve uygulama planı yapılmaz;
mevcut planlarda yapılması gereken zorunlu değişiklik ve her türlü
imar uygulaması katılınacak belediyenin uygun görüşü alınarak
yapılır. Uygun görüş verilmeyen plan değişiklikleri yapılamaz.
Tüzel kişiliği sona
erecek belediye ve köylerin taşınmazlarının satılması ile vadesi
tüzel kişiliğin sona ereceği tarihi aşan borçlanma yapılması İçişleri
Bakanlığının onayına tabidir."
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.13
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.18
BAŞKAN : Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER : Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Mehmet DANİŞ (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'nin Beşinci Oturumu'nu
açıyorum.
1317 sıra sayılı Kanun
Teklifi'nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
2'nci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1317 sıra sayılı Kanun Teklifinin 2'nci maddesinin sonuna aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Köksal
Toptan |
Faruk
Çelik |
İmdat
Sütlüoğlu |
|
Zonguldak |
|
Rize |
|
Nihat
Eri |
Yahya
Baş |
Mehmet
Sekmen |
|
Mardin |
İstanbul |
İstanbul |
|
Mehmet Beşir Hamidi |
Selahattin Dağ |
Osman Kılıç |
|
Mardin |
Mardin |
Sivas |
|
Recep Yıldırım |
Ali Küçükaydın |
Muzaffer Baştopçu |
|
Sakarya |
|
Kocaeli |
|
Nusret
Bayraktar |
Polat
Türkmen |
|
|
İstanbul |
Zonguldak |
|
"Belediye
ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesi konusunda 68'inci maddenin
(d) bendinde öngörülen sınırlamaya bağlı olmaksızın İçişleri Bakanlığının
onayı ile borçlanma yapabilir.
Bu amaçla yapılan borçlanmalar ihbar ve kıdem tazminatı
dışında hiçbir gider için kullanılamaz."
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van)
- Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN -Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Borçlanma günümüzde belediyelerin
önemli gelir kaynaklarından biri hâline gelmiştir. Demokratik
gelişmeler ve refah artışı belediyelerin yapmakla görevli oldukları
hizmetlerin miktar, nitelik ve niceliğinde önemli değişikliklere
yol açmıştır.
Belediyeler artan
hizmet taleplerini ve giderlerini vergi ve benzeri malî yükümlülükler
koyarak karşılayamadığından dolayı yasal olarak personelin görevine
son verilmesi durumunda ödemesi gereken ihbar ve kıdem tazminatları,
mali imkanların yetersizliği nedeniyle belediyeleri zor duruma
sokmakta, bundan doğan hukuki uyuşmazlıklar meydana gelmekte ve çalışanlar
mağdur olmaktadır.
Getirilen bu fıkra
hükmü ile, belediyelere ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesi
konusunda borçlanma imkanı sağlanarak; bir taraftan çalışanların
mağduriyeti giderilirken diğer taraftan da hukuki uyuşmazlıkların
önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gerekçesini
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
2'nci maddeyi
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- 26/5/2005 tarihli ve 5355 sayılı
Mahalli İdare Birlikleri Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"Ceza ve yasaklama
EK MADDE 1- Bu Kanun kapsamındaki mahalli
idare birlikleri tarafından yapılan ihalelerdeki yasak fiil veya
davranışlar ile cezalara ilişkin hususlarda 4/1/2002 tarihli ve
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanunu ve
8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununda belirtilen
hükümler uygulanır."
BAŞKAN - Madde üzerinde
bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1317 sıra sayılı Kanun Teklifinin 3 üncü maddesi ile 5355 sayılı Mahalli
İdare Birlikleri Kanununa eklenmesi öngörülen "Ek Madde
1"in "Ek Madde 2" olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Ali Küçükaydın |
Abdullah Erdem Cantimur |
Ömer Özyılmaz |
|
Adana |
Kütahya |
Erzurum |
|
Alaettin Güven |
Zülfü Demirbağ |
|
|
Kütahya |
Elâzığ |
|
BAŞKAN - Sayın Komisyon,
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın
Hükûmet, katılıyor musunuz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
5571 sayılı Fikir Sanat
Eserleri Kanunu, Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği
Kanunu ile Turizmi Teşvik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun ile 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanununa
"Ek Madde 1" eklendiğinden söz konusu madde numarasının
değişikliğine gerek duyulmuştur.
BAŞKAN - Gerekçesini
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.24
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 19.30
BAŞKAN : Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER : Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Mehmet DANİŞ (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'nin Altıncı Oturumu'nu
açıyorum.
1317 sıra sayılı Kanun
Teklifi'nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5'inci sırada yer
alan, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Milli Savunma Komisyonu raporunun görüşmelerine
başlıyoruz.
5.- Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu
Raporu (1/1228) (S. Sayısı: 1264) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 1264
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde,
şahsı adına, Bartın Milletvekili Sayın Asım Kulak…
Buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Sayın Kulak, süreyi
iyi kullanmanızı da rica ediyorum.
MEHMET ASIM KULAK (Bartın)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1264 sıra sayısıyla bastırılan
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı'nın tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz
tasarı ile subaylık sınavını kazanan astsubayların nasıplarının
subaylık nosyonu kazandırma eğitimi şartına bağlanması ve bu kapsamda
tüm kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı personelinin eğitim ve bekleme sürelerinin standartlaştırılması
ve çocuk için aile yardımı ödeneği verilmeyecek hâller kapsamında
belirtilen yaş şartının 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'na paralel
bir şekilde düzenlenmesi öngörülmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 109'uncu maddesiyle,
astsubaylıktan subay olma sınavını kazanan personelin teğmenliğe
nasbedilmeleri, okul ve kurslardaki öğrenim ve eğitimi başarıyla
bitirme şartına bağlanmış ve okul ve kurslardaki öğrenim ve eğitimi
başarıyla bitirenlerin, bitirdikleri tarihten geçerli olarak
teğmen nasbedileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak, bu uygulamanın,
astsubayların subaylık statüsüne uyum sağlamasını zorlaştırdığı,
subaylık sınavını kazanan astsubaylara uygulanan eğitim süresinin
kuvvetler arasında farklılık arz etmesinden dolayı, astsubaylık
nasıpları aynı olan personelin teğmenlik nasıplarının farklı olmasına
sebep olduğu tespit edilmiştir.
Tasarının yasalaşmasıyla,
subaylık sınavını kazanan astsubaylardan, subaylık nosyonu kazandırma
eğitimini başarıyla bitirenlerin teğmenliğe nasbedilmelerine
olanak sağlanacak ve söz konusu personelin sınıf okullarındaki
eğitim ve öğrenimlerini diğer subay kaynaklarından (harp okulu,
sözleşmeli subay, dış kaynaktan muvazzaf subay, vesaire) olduğu gibi,
teğmen rütbesiyle icra edebilmeleri imkânı getirilmiş olacaktır.
(x) 1264 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Değerli arkadaşlarım,
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 157'nci maddesi, Türk Silahlı
Kuvvetlerinde görevli subay ve astsubayların çocukları için aile
yardımı ödeneği verilmeyecek hâlleri düzenlemektedir. Bu kanunun
paraleli bir düzenleme de 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun
206'ncı maddesinde bulunmaktadır.
Her iki kanunun ilgili
maddeleri hükümleri aynıyken, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun
206'ncı maddesi 27/04/2005 tarihinde değiştirilmiş ve yapılan değişiklikle
çocuk için aile yardımı ödeneği yaş sınırı on dokuzdan yirmi beşe
yükseltilmiş ve evlenmemiş kız çocukları için yirmi beş olan yaş sınırı
kaldırılarak evleninceye kadar çocuk yardımı ödenmesi hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, yükseköğrenime
devam etmekte olan erkek çocukları için yirmi beş yaşını geçmemek
üzere öğrenimlerini bitirinceye kadar ödenmesine devam edilen
aile yardımı ödeneğinin herhangi bir şarta bağlı olmadan yirmibeş
yaşına kadar ödenmesine de imkân sağlanmıştır.
Tasarıya vereceğiniz
destekten ötürü hepinize şimdiden teşekkür ediyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Kulak.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRK SİLÂHLI KUVVETLERİ PERSONEL KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 27/7/1967 tarihli
ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun 109 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"d)
Yapılacak seçme sınavlarında ve subaylık nosyonu kazandırma eğitiminde
başarılı olmak."
"Bunlardan; kuvvet
komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca
belirlenen esaslar dâhilinde yapılacak subaylık nosyonu kazandırma
eğitimini başarı ile bitirenler bitirdikleri tarihten geçerli
olarak teğmen nasbedilirler. Bu personelin subaylık nasıpları hangi
tarihte olursa olsun, kademe ilerlemesi veya üst rütbeye yükselmelerine
esas olacak nasıplarında kararname takvim yılının 30 Ağustos tarihi
esas alınır. Ancak, 30 Ağustos tarihinden sonra subay nasbedilenlere
bu işlemden dolayı geriye doğru maaş, maaş farkı ve diğer özlük hakları
verilmez."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2 - 926 sayılı
Kanunun 157 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 157- Aşağıdaki
hallerde çocuklar için aile yardımı ödeneği verilmez:
a) Evlenen çocuklar,
b) 25 yaşını dolduran
çocuklar (25 yaşını bitirdiği hâlde evlenmemiş kız çocukları ile
çalışamayacak derecede malûllükleri resmi sağlık kurulu raporuyla
tespit edilenler için süresiz olarak ödeneğin verilmesine devam
olunur.),
c) Kendileri hesabına
ticaret yapan veya gerçek veya tüzel kişiler yanında her ne şekilde
olursa olsun menfaat karşılığı çalışan çocuklar (öğrenim yapmakta
iken tatil devresinde çalışanlar hariç),
ç) Burs alan veya Devletçe okutulan çocuklar."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- 926 sayılı
Kanuna aşağıdaki ek geçici madde eklenmiştir.
"EK GEÇİCİ MADDE
84- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 109 uncu madde hükmüne
göre astsubaylıktan subaylığa geçiş için yapılan seçme sınavını
kazananlara, bu Kanun ile yapılan değişikliklerden önceki 109 uncu
madde hükümleri uygulanmaya devam eder."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
4'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
5'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 5- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir ve kanunlaşmıştır.
Hayırlı olmasını diliyorum.
6'ncı sırada yer alan,
Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa Adam Hizmetleri Tazminatı
Kanunu ve 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Milli Savunma Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
başlıyoruz.
6.- Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa
Adam Hizmetleri Tazminatı Kanunu ve 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu
(1/1097) (S. Sayısı: 1134) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1134
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteği yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
UÇUŞ, PARAŞÜT, DENİZALTI, DALGIÇ VE KURBAĞA ADAM HİZMETLERİ
TAZMİNAT KANUNU VE 926 SAYILI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ PERSONEL
KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- 28/2/1982 tarihli
ve 2629 sayılı Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa Adam Hizmetleri
Tazminat Kanunu ve 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun adı "Uçuş, Paraşüt, Denizaltı,
Dalgıç ve Kurbağa Adam Hizmetleri Tazminat Kanunu" olarak değiştirilmiştir
ve aynı Kanunun;
(x) 1134 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
a) 3 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan "kuvvet komutanlıklarınca"
ibaresi "kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı
veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca",
b) 5 inci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan "kuvvet komutanının" ibaresi
"kuvvet komutanı, Jandarma Genel Komutanı veya Sahil Güvenlik
Komutanının",
c) 6 ncı maddesinin
üçüncü fıkrasında yer alan "kuvvet komutanlarının" ibaresi
"kuvvet komutanlarının, Jandarma Genel Komutanının veya Sahil
Güvenlik Komutanının",
ç) 7 nci maddesinin
(d) bendinde yer alan "kuvvet komutanlıklarınca" ibaresi
"kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil
Güvenlik Komutanlığınca",
d) 11 inci maddesinde
yer alan "kuvvet komutanlıklarınca" ibaresi "kuvvet komutanlıkları,
Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca",
e) 12 nci maddesinin
dördüncü fıkrasında yer alan "kuvvet komutanlıklarınca"
ibaresi "kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı
veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca",
f) 15 inci maddesinde
yer alan "kuvvet komutanlıklarınca" ibaresi "kuvvet komutanlıkları,
Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca",
olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır. Hayırlı olmasını diliyorum.
7'nci sırada yer
alan, Askerlik Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
ve Millî Savunma Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
7.- Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/985) (S.
Sayısı:925) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 925
sıra sayı ile bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, İzmir Milletvekili Sayın Yılmaz
Kaya.
CHP GRUBU ADINA YILMAZ
KAYA (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
bu kanun üzerinde, Grubum adına, yirmi dakikalık söz almıştım ve gündüz
yaptığım hesaplara göre saat dört buçuk gibi konuşmayı düşünüyordum,
planlıyordum, ancak bundan sonra aynı mahiyette iki kanun da olduğu
için ben konuşmamı bir dakika içinde falan bitirmeyi düşünüyorum.
Bu kanunla, Bulgaristan'da,
daha doğrusu yurt dışında askerlik yapıp gelen vatandaşlarımızın,
Türk soydaşlarımızın, Türkiye'de bir kez daha askere çağrılmasının
önüne geçmiş olacağız.
(x) 925 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Verdiğiniz katkılar
için hepinize teşekkür ediyorum. Bütün soydaşlarımıza ve ulusumuza
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Kaya.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- 21.6.1927 tarihli
ve 1111 sayılı Askerlik Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE
39.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar göçmen statüsünde
Türk vatandaşlığına geçmiş olanlardan, Türkiye'ye geldikten sonraki
bir tarihte, gelmiş oldukları ülkede askerlik yaptıklarını belgeleyenler
askerlik hizmetinden muaf tutulur."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği yok.
Komisyonun bir açıklaması
ve düzeltmesi var.
Buyurun.
MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ YÜKSEL ÇAVUŞOĞLU (Karaman) - Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum.
5380 sayılı Askerlik
Kanunu çerçevesinde 39'uncu ve 40'ıncı maddeler ilave edilmiş olmasından
dolayı, bu 39'uncu maddenin 41'inci madde olarak telakki edilmesi
ve buna göre değerlendirilmesini talep ediyorum.
BAŞKAN - Geçici madde
39 değil, 41 olacak, öyle mi?
MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ YÜKSEL ÇAVUŞOĞLU (Karaman) - Evet, geçici madde 41
olarak okunacak.
BAŞKAN - Geçici madde
41 olarak düzeltilmiştir.
MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ YÜKSEL ÇAVUŞOĞLU (Karaman) - Teşekkür ederim, sağ
olun.
BAŞKAN - Bu hâliyle
1'inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır. Hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın milletvekilleri,
8'inci sırada yer alan, Er ve Erbaş Harçlıkları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine başlıyoruz.
8.- Er ve Erbaş Harçlıkları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu
(1/998) (S. Sayısı: 926) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu, 926
sıra sayıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteği yok.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
ER VE ERBAŞ HARÇLIKLARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- 23.2.1961 tarihli
ve 257 sayılı Er ve Erbaş Harçlıkları Kanununun 9 uncu maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 9.- Er ve
erbaş harçlıkları maaş tertiplerinden ve ay sonunda ödenir. Harçlıkların
ödenmesi bankacılık sistemi aracılığıyla yapılabilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. Hayırlı olmasını diliyorum.
9'uncu sırada yer
alan, İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden
Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun'da Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı, Hatay Milletvekili Züheyir Amber ve 35 Milletvekilinin;
İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden
Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun'un 1 ve 2'nci Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Adana Milletvekili Atilla
Başoğlu'nun; 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Şırnak Milletvekili
Mehmet Tatar ve Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın; 24/2/1968 tarih
ve 1005 Sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani
Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun'un 1'inci
Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
9.- İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani
Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; Hatay Milletvekili Züheyir Amber
ve 35 Milletvekilinin; İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara
Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun
1 ve 2 nci Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi;
Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun; 5434 Sayılı Emekli Sandığı
Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Şırnak Milletvekili Mehmet Tatar ve Denizli
(x) 926 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın; 24.2.1968 Tarih
ve 1005 Sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani
Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci
Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/714, 2/95, 2/161, 2/625) (S. Sayısı: 1350)
(x)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 1350
sıra sayıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteği var.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Bülent Baratalı.
BÜLENT BARATALI (İzmir)
- Konuşmayacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Birleşime iki dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.50
(x) 1350 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.55
BAŞKAN : Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER : Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Mehmet DANİŞ (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'nin Yedinci Oturumu'nu
açıyorum.
1350 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
10'uncu sırada yer
alan, Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Erzurum Milletvekili Muzaffer
Gülyurt'un; Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
10.- Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Erzurum
Milletvekili Muzaffer Gülyurt'un; Sanayi ve Ticaret Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/942) (S. Sayısı: 1345) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 1345
sıra sayıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde
söz isteği? Yok.
Teklifin tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ
HAKKINDA
KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 8/1/1985 tarihli
ve 3143 sayılı Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddenin sonuna aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"h) Sınai alandaki
teknolojik gelişmeleri takip ve teşvik etmek amacıyla, ülkemizdeki
sanayi kuruluşlarının yükseköğretim kurumları ve vakıf üniversiteleri
ile iş birliği yaparak teknolojik araştırma ve geliştirmeye aktif
katılımını sağlayacak programlar yapmak, araştırma ve geliştirme
projeleri sonucunda ortaya çıkan teknolojik ürünün patenti, yatırımı
ve pazarlaması konusunda gerçek ve tüzel kişilere destek vermek
ve bu programların uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile yönetmelikleri
hazırlamak,"
"Bakanlık bütçesinden
birinci fıkranın (h) bendine göre, yükseköğretim kurumlarına
araştırma ve geliştirme projeleri karşılığı aktarılan hibe niteliğindeki
tutarlar, ilgili idarelerin bütçelerine gelir kaydedilmeksizin
proje adına açılacak özel hesaplarda izlenir. Yükseköğretim kurumları
ve vakıf üniversitelerine aktarılan tutarların harcanmasına ve
muhasebeleştirilmesine ilişkin hususlar Maliye Bakanlığının
uygun görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikte
belirlenir. Bu kapsamda yapılan harcamalar 10/12/2003 tarihli ve
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında denetlenir.
Hazırlanan programlara ilişkin hizmetlerde görev alan memurlar ile
diğer kamu görevlileri ve hizmetinden yararlanılacak diğer kişiler
için yapılacak harcamalar Bakanlık bütçesinden gerçekleştirilir.
Desteklenen projelerde, proje süresiyle sınırlı olmak kaydıyla
proje kapsamında görev yapan öğretim elemanlarına 15.000 gösterge
rakamının, yükseköğretim kurumlarının teknik hizmetler sınıfında
görev yapan personele ise 8.000 gösterge rakamının memur aylıklarına
uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek
üzere proje sözleşmesinde belirlenen tutarlar üzerinden aylık ödeme
yapılabilir. Memur ve diğer kamu görevlisi olmamak kaydıyla projede
görev yapan diğer proje personeline proje sözleşmesinde belirlenen
tutarlar üzerinden aylık ücret ödenir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteği yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Teklifin tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır. Hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın milletvekilleri,
sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek
için, 6 Mart 2007 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
İyi akşamlar diliyorum.