DÖNEM: 22 CİLT: 144 YASAMA
YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
51’inci Birleşim
17 Ocak 2007 Çarşamba
İ Ç İ N D E K İ L
E R
Sayfa
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - YOKLAMA
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.- Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu'nun,
Mersin-Akkuyu'da yapımı planlanan nükleer enerji santralinin kurulum
çalışmalarına; temiz ve sürekli enerji temin etmek için alternatif kaynakların
ülkemiz ekonomisine ve çevreye sağlayacağı faydaya ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü'nün, Devlet
Tiyatrolarındaki kadrolaşma ve kötü yönetim iddialarına ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in,
yabancılara gayrimenkul satışına ilişkin gündem dışı konuşması ve Bayındırlık
ve İskân Bakanı Faruk Nafız Özak'ın cevabı
B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI
ÖNERGELERİ
1.- Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı ve 40 milletvekilinin,
açık öğretimde yaşanan sorunlar ile Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğüyle
ilgili iddiaların araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/413)
2.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş ve 35
milletvekilinin, turizm sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/414)
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- İzmir Milletvekili Enver Öktem'in yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve
Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon Raporu (3/992) (S.
Sayısı: 1281)
2.- Kocaeli Milletvekili Salih Gün'ün yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve
Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon Raporu (3/993) (S.
Sayısı: 1282)
3.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun
Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
4.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin
Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik
Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım
Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/1115) (S. Sayısı: 1147)
6.- Petrol Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/835) (S. Sayısı: 1041)
7.- Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonları Raporları (1/1215) (S. Sayısı: 1230)
VI. - OYLAMALAR
1.- Petrol Kanunu Tasarısına verilen oyların sonucu
VII. - SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, Millî
Eğitim Şurasındaki bir ifadesine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
ÇELİK'in cevabı (7/19324)
2.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, çocuk
eğitimine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı
(7/19629)
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak beş oturum
yaptı.
Çorum Milletvekili Ali Yüksel Kavuştu, İslam Dünyası
Sivil Toplum Kuruluşları Birliği heyeti olarak Sudan ve Etiyopya'ya yaptıkları
çalışma ziyaretlerindeki izlenimlerine,
Ankara Milletvekili İsmail Değerli, Verem Eğitim ve
Propaganda Haftası münasebetiyle, verem hastalığıyla mücadelede zamanında ve
kesintisiz tedavinin önemine,
İstanbul Milletvekili Hüseyin Kansu, Türkiye-Filistin
Dostluk Grubu Başkanı başkanlığında bir heyetle Filistin'e yaptıkları
ziyaretteki gözlemlerine,
İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Çanakkale Milletvekili İbrahim Köşdere'nin (3/798) (S.
Sayısı: 1279),
İzmir Milletvekili Bülent Baratalı'nın (3/991) (S.
Sayısı: 1280),
Yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerek
bulunmadığı hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma
Komisyon Raporları;
Sudan Millî Meclisi Başkanı Ahmed İbrahim Al Taher'in
davetlisi olarak Sudan'a resmî ziyarette bulunacak olan Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın beraberindeki parlamento heyetini oluşturmak
üzere gruplarınca isimleri bildirilen milletvekillerine ilişkin Başkanlık
tezkeresi;
Ankara Milletvekili Faruk Koca ve 29 milletvekilinin,
Irak'taki gelişmeler ile ülkemizin ve uluslarası toplumun bu ülkenin
sorunlarının çözümüne yapabileceği katkılar (8/36),
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanı Antalya
Milletvekili Deniz Baykal ve Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ali
Topuz, İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol ve Samsun Milletvekili Haluk Koç'un,
bölücü terör örgütünün Kuzey Irak'taki faaliyetleri ve Kerkük'ün durumu başta
olmak üzere Irak'taki son gelişmeler (8/37),
Konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin önergeleri;
Genel Kurulun bilgisine sunuldu; genel görüşme açılmasına
ilişkin önergelerin gündemdeki yerlerini alacakları ve ön görüşmelerinin,
sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Bazı milletvekillerinin, belirtilen sebep ve sürelerle
izinli sayılmalarına ilişkin Başkanlık tezkeresinin,
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 361'inci sırasında yer alan
1230 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın bu kısmın 5'inci, 8'inci sırasında yer alan
1314 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 6'ncı, 385'inci sırasında yer alan 1247 sıra
sayılı Kanun Tasarısı'nın 7'nci, 7'nci sırasında yer alan 922 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın 8'inci, 395'inci sırasında yer alan 1266 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın 9'uncu, 33'üncü sırasında yer alan 852 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın 10'uncu, 265'inci sırasında yer alan 1012 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın 11'inci, 345'inci sırasında yer alan 1182 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın 12'nci, 400'üncü sırasında yer alan 1306 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın
13'üncü, 402'nci sırasında yer alan 1308 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın
14'üncü, 396'ncı sırasında yer alan 1272 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 15'inci,
360'ıncı sırasında yer alan 1225 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 16'ncı
sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesine; 16/1/2007 tarihli gelen
kâğıtlarda yayımlanan ve okunmuş bulunan Irak'taki Gelişmeler konulu (8/36) ve
(8/37) esas numaralı genel görüşme önergelerinin ön görüşmelerinin 18/1/2007
Perşembe günkü birleşimde ve birlikte yapılmasına ve görüşmelerin
tamamlanmasından sonra kanun tasarı ve tekliflerinin görüşmelerine devam
olunmasına; Genel Kurulun 16/1/2007 Salı ve 17/1/2007 Çarşamba günkü
birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmemesine,
16/1/2007 Salı günkü birleşiminde kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine;
16/1/2007 Salı günü 15.00-20.00, 17/1/2007 Çarşamba ve 18/1/2007 Perşembe
günleri 14.00-20.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesine ilişkin AK
Parti Grubu önerisinin, yapılan görüşmelerden sonra,
Kabul edildiği;
Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Türk
Ticaret Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında (2/84),
Zonguldak Milletvekili Harun Akın'ın, Zonguldak İlinde
Kozlu ve Kilimli Adında Yeni İki İlçe Kurulmasına Dair (2/419),
Kanun Tekliflerinin İç Tüzük'ün 37'nci maddesine göre
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergelerinin, yapılan görüşmelerden sonra,
kabul edilmediği;
Bildirildi.
Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan, Zonguldak
Milletvekili Harun Akın'ın vermiş olduğu doğrudan gündeme alınma önergesindeki
bazı hususlara katıldığını belirten bir açıklamada bulundu.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
1'inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici
Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi'nin (2/212) (S. Sayısı: 305) görüşmeleri,
daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden;
2'nci sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil
ve Terkinine İlişkin (1/1030) (S. Sayısı: 904),
3'üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi
Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair (1/1115) (S. Sayısı:
1147),
Kanun Tasarılarının görüşmeleri, ilgili komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
4'üncü sırasında bulunan ve İç Tüzük'ün 91'inci maddesi
kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kararlaştırılmış olan Petrol Kanunu Tasarısı'nın (1/835) (S. Sayısı: 1041)
görüşmelerine devam olunarak ikinci bölüme kadar kabul edildi; ikinci bölüm
üzerinde bir süre görüşüldü.
17 Ocak 2007 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat
14.00'te toplanmak üzere, birleşime 20.02'de son verildi.
Sadık Yakut |
|
|
TBMM
Başkanı Vekili |
|
|
|
Mehmet Daniş |
Türkân Miçooğulları |
|
Çanakkale
|
İzmir |
|
Kâtip
Üye |
Kâtip
Üye |
Ahmet Gökhan
Sarıçam |
|
|
Kırklareli |
|
|
Kâtip
Üye |
|
|
No.: 65
II. - GELEN KÂĞITLAR
17 Ocak 2007
Çarşamba
Tasarı
1.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moğolistan Hükümeti Arasında Çevre Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/1298) (Çevre ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.1.2007)
Teklifler
1.-
Ankara Milletvekili Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu'nun; 10.06.1983 Tarihli 2839
Sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ve 22.04.1983 Tarihli 2820 Sayılı Siyasi
Partiler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/928) (Adalet ve
Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.1.2007)
2.-
İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek ve 40 Milletvekilinin; 3984 Sayılı Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/929) (Anayasa ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.1.2007)
3.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt ve 39 Milletvekilinin; Üreticilerin T.C. Ziraat
Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerine Olan ve Yeniden Yapılandırılan
Borçlarının Faizsiz Ödenmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/930) (Tarım, Orman ve
Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.1.2007)
Raporlar
1.-
2.-
İstanbul Milletvekili Zeynep Karahan Uslu ve 4 Milletvekilinin; Hemşirelik
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonu Raporu (2/784) (S. Sayısı: 1320) (Dağıtma tarihi:
17.1.2007) (GÜNDEME)
Yazılı Soru
Önergeleri
1.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, doğalgazda dışa bağımlılığın oluşturduğu
sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19857) (Başkanlığa geliş
tarihi:
2.-
İzmir Milletvekili Canan ARITMAN'ın, Avrupa Parlamentosunun "Türkiye'de
Gıda Güvenliği" adlı raporunda geçen bir ifadeye ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19858) (Başkanlığa geliş tarihi:
3.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, doğalgaz alım-satım sözleşmeleri devir
ihalelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19859) (Başkanlığa
geliş tarihi:
4.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, İran doğalgazında yapılan kesintiye
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19860) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.-
Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, bir milletvekili ve oğlunun aldığı
ihalelere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19861) (Başkanlığa geliş tarihi:
6.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Haşim İşcan Kültür Merkezine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19862) (Başkanlığa geliş tarihi:
7.-
Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, İstanbul'da SHÇEK'e ait bir arazinin
devredildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19863)
(Başkanlığa geliş tarihi:
8.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir-Konak kıyısındaki ahşap seyir
teraslarının sökülmesi talebiyle açılan davaya ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19864) (Başkanlığa geliş tarihi:
9.-
Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, YÖK'ün yurt dışına gönderdiği borçlu
öğrencilere yurt dışı çıkış yasağı konduğu iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/19865) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.-
Mersin Milletvekili Hüseyin ÖZCAN'ın, reklam panolarında yer alan bayram
kutlama ilanlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19866)
(Başkanlığa geliş tarihi:
11.-
Erzurum Milletvekili İbrahim ÖZDOĞAN'ın, bazı trafik kazalarına ve yol
güvenliğine ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19867) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.-
Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, karayolları güvenliğine ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/19868) (Başkanlığa
geliş tarihi:
13.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Dünya Bankasının vereceği krediye
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/19869)
(Başkanlığa geliş tarihi:
14.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, SSK sigortalılarının aldıkları raporlara
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/19870)
(Başkanlığa geliş tarihi:
15.-
Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, atık trafiğine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19871) (Başkanlığa geliş tarihi:
16.-
Ankara Milletvekili Bayram Ali MERAL'in, Porsuk Çayı ve Sarıyar Barajındaki
çevre sorunlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19872) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)
17.-
İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, bütçe görüşmeleri sırasındaki bir
beyanına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi
(7/19873) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.-
İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, Diyanet İşleri Başkanlığının
yayımlamayı düşündüğü Alevilik ile ilgili temel kaynaklara ilişkin Devlet
Bakanından (Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi (7/19874) (Başkanlığa geliş
tarihi:
19.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya'daki bazı maden arama
ruhsatlarının amaç dışı kullanıldığı iddiasına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19875) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.-
Hatay Milletvekili Züheyir AMBER'in, maden arama ve işletme ruhsatı için
müracaat
21.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, muhtaçlara kömür dağıtımına ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19877) (Başkanlığa geliş
tarihi:
22.-
İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, BOTAŞ'a tanınan acele kamulaştırma yetkisine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19878)
(Başkanlığa geliş tarihi:
23.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya'nın su sorunu olan
köylerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19879)
(Başkanlığa geliş tarihi:
24.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya İplikli ve Pamuklu Dokuma
Fabrikasının tahsis kararıyla ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19880) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.-
İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, İstanbul'da bazı kasaplara kurban
kesiminde görev verilmediği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19881) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.-
Balıkesir Milletvekili Ali Kemal DEVECİLER'in, bireysel silahlanmaya ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19882) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.-
Çanakkale Milletvekili İsmail ÖZAY'ın, silahı bulunmayan milletvekillerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19883) (Başkanlığa geliş
tarihi:
28.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, çalıntı araçlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19884) (Başkanlığa geliş tarihi:
29.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, fahri trafik müfettişliğine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19885) (Başkanlığa geliş tarihi:
30.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Haşim İşcan Kültür Merkezine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/19886) (Başkanlığa
geliş tarihi:
31.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ali BULUT'un, Bakanlığın bazı faaliyetlerine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/19887) (Başkanlığa
geliş tarihi:
32.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, TEDAŞ'a elektrik borcu olan kurum ve
kuruluşlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/19888)
(Başkanlığa geliş tarihi:
33.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, TOKİ'nin faaliyetlerine ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19889) (Başkanlığa geliş tarihi:
34.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, görev yeri değiştirilen bürokratlara ve
açılan davalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/19890)
(Başkanlığa geliş tarihi:
35.-
Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, Açıköğretim Lisesi öğrencilerine
yönelik işlemlerin gerçekleştirilmediği iddiasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19891) (Başkanlığa geliş tarihi:
36.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, şef atamalarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19892) (Başkanlığa geliş tarihi:
37.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya Devlet Hastanesi ek
bina inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/19893) (Başkanlığa
geliş tarihi:
38.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Personel Dağılım Cetveli
uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/19894)
(Başkanlığa geliş tarihi:
39.-
Erzurum Milletvekili İbrahim ÖZDOĞAN'ın, Diyarbakır'daki bir diyaliz merkezinde
görülen virüs bulaşma olayına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19895) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)
40.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, yeşil kart sahiplerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19896) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)
41.-
Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, TCDD 2. Bölge Müdürlüğüyle ilgili
bazı iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/19897)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)
42.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Türk Telekomun özel servis numarası
hizmetinin ücretlendirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19898) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)
43.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, GSM operatörlerinin sayaç denetimine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/19899) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/1/2007)
44.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Yunanistan'dan akaryakıt kaçakçılığı
yaptığı iddia edilen firmalarla ilgili soruşturmaya ilişkin Devlet Bakanından
(Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/19900) (Başkanlığa geliş tarihi:
4/1/2007)
45.-
Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün BİLGEHAN'ın, aile içi şiddetle ilgili
araştırmanın sonuçlarına ilişkin Devlet Bakanından (Nimet ÇUBUKÇU) yazılı soru
önergesi (7/19901) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)
46.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin satışa çıkardığı bir binaya
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru
önergesi (7/19902) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)
47.-
Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, bölücü terör örgütünün gelir
kaynaklarına yönelik işlemlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19903) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)
48.-
Bursa Milletvekili Mehmet Emin TUTAN'ın, TESK'in CHP ile düzenlediği Esnaf
Kurultayına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/19904)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)
49.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Alevilerle ilgili bir konuşmasına ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi
(7/19905) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)
Meclis Araştırması
Önergeleri
1.-
Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI ve 40 Milletvekilinin, açık öğretimde
yaşanan sorunlar ile Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğüyle ilgili iddiaların
araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/413)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/1/2007)
2.-
Gaziantep Milletvekili Abdulkadir ATEŞ ve 35 Milletvekilinin, turizm
sektöründeki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/414) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/1/2007)
17 Ocak 2007
Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.04
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER :
Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)
BAŞKAN
- Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi'ni açıyorum.
III. - Y O K L A M A
BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için beş dakika süre vereceğim. Sayın
milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını
bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını,
görevli personel aracılığıyla, beş dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı
vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı
söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Mersin ili Akkuyu beldesinde nükleer
enerji santrali kurulumuyla ilgili söz isteyen Mersin Milletvekili Mustafa
Eyiceoğlu'na aittir.
Buyurun Sayın Eyiceoğlu. (AK Parti sıralarından alkışlar)
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.- Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu'nun, Mersin-Akkuyu'da yapımı
planlanan nükleer enerji santralinin kurulum çalışmalarına; temiz ve sürekli
enerji temin etmek için alternatif kaynakların ülkemiz ekonomisine ve çevreye
sağlayacağı faydaya ilişkin gündem dışı konuşması
MUSTAFA EYİCEOĞLU (Mersin) - Sayın Başkan, değerli
üyeler; hepinizi en kalbî duygularımla selamlıyorum.
Bugünkü gündem dışı konuşmam, ülkemiz için önemli bir
tercih olan elektrik enerjisi üretimi amacıyla nükleer enerji santrallerinin
kurulmasıyla ilgili yasa teklifinin yakın zamanda Meclis gündemine gelecek
olmasıdır.
Seçim bölgem Mersin'de Akkuyu nükleer enerji santrali
kurulma faaliyetleri 1970'li yıllarda başlatılmıştır. Bu amaçla, nükleer bir
santralin kurulumu için gerekli olan -Akkuyu için- lisanslama faaliyetleri 1976
yılında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından tamamlanmış, 1983 ve 1996
yıllarında ihaleler açılmış, fakat geçmiş hükûmetlerce ihaleler iptal edilerek,
rafa kaldırılmıştır.
Hükûmetimiz, nükleer enerji santrallerinin elektrik üretimi
amacıyla, özel sektörün de faaliyetlerini düzenleyen nükleer enerji yasa
tasarısını komisyon gündemine alarak, bu konudaki kararlılığını göstermiştir.
Değerli arkadaşlar, nükleer santral kurmak kolay bir iş
değildir. Rastgele ve herhangi bir yere nükleer santral kuramazsınız. Bir
nükleer santralin kurulumu için ilk şart kurulacak yerin lisanslama
çalışmalarının tamamlanmasıdır. Bunun başarılması için 43 farklı parametrenin
kusursuz sonuçlar vermesi gerekir. Örneğin, deniz kenarında kurulacak bir santral
için tsunami tehlikesi bile ölçülür. Ki, Akdeniz'de şimdiye kadar herhangi bir
tsunami yaşandığına dair bilgi elimizde yoktur.
Ülkemizde kurulacak bir santral için yaklaşık üç yıl
süren lisanslama çalışması, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuyla koordineli
olarak çalışan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından gerçekleştirilmektedir.
Böyle bir lisanslama çalışmasının maliyeti yaklaşık olarak 50 milyon dolardır.
Sinop ilimize nükleer santralin kurulumu için altyapı ve fizibilite
araştırmalarının yapıldığını takip ediyoruz. Akkuyu'da yapılacak bir santral
için lisanslama çalışmasının zaten yapıldığını da kamuoyuna hatırlatmak
isterim. Geçmiş dönemde başlatılan Akkuyu nükleer santrali kurulumu amacıyla,
Akkuyu'da, iki adet idari bina, iki adet yemekhane, yirmi odalı misafirhane,
onaltı adet lojman binası inşa edilmiştir. Liman ve bağlantı yollarının yüzde
50 seviyesinde tamamlandığı mendirek mevcut olup liman beton blokları hazır
beklemektedir. Toplam arazisi 8.550 dönüm olup, tamamı istimlak edilmiştir. Şimdiye
kadar Akkuyu'ya santral kurulumu için yapılan toplam harcama 100 milyon doların
üzerindedir. Yani, ülkemizin kaynaklarından harcanan 100 milyon dolar.
Değerli arkadaşlar, 1962 yılından bu yana, araştırma
amaçlı, küçük çaplı çeşitli nükleer reaktörler ülkemizde kurulmuş ve hâlen bu
çalışmalar TAEK tarafından başarılı bir biçimde yürütülmektedir. Mevcut bulunan
altyapımız ve santralin etrafında kurulması planlanan araştırma merkezinin
çalışmaları birleştiğinde, hâlihazırda teknoloji satın almayla kurulacak bir
santralin ileride yerli kaynaklarla kurulumu mümkün olacaktır. Bunu Güney Kore
örneğinde görmekteyiz. İlk nükleer santral kurulumunu satın alan Güney Kore,
şimdi, nükleer santral kuran ve teknoloji ihraç eden bir ülkedir.
Avrupa Birliğinin toplam elektrik üretiminin üçte 1'i
nükleer santrallerden karşılanıyor. Fransa elektrik ihtiyacının dörtte 3'ünü,
İsveç ise yarıdan fazlasını nükleer enerjiden sağlarken, Türkiye'de 2005 yılı
elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 44'ü doğal gazdan sağlanmaktadır.
Türkiye'nin elektrik üretiminde mevcut yerli kaynakları büyük oranda
hidroelektrik ve termik santrallere dayanmaktadır. Termik santrallerin yaydığı
karbon atıkları ve yüzyılın felaket senaryolarından biri olan küresel ısınma
tehlikesine karşı uluslararası protokollerin önümüzdeki zamanlarda bu enerji
kaynağımızı da büyük oranda sınırlayacağı da şüphesizdir.
Türkiye'nin şimdiye kadarki enerji temininde doğal gaz
gibi kısa vadeli çözüm arayışlarının yetersizliği açıkça ortadadır. Mevcut
enerji terminalinde kullanılan kaynakların çeşitlendirilmesi ve istikrarlı
kaynaklardan enerji temini ise kaçınılmazdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Eyiceoğlu, buyurun.
MUSTAFA EYİCEOĞLU (Devamla) - Bu bakımdan, yenilenebilir
enerji kaynaklarıyla ilgili olarak Hükûmetimizin çıkardığı kanunla bu alandaki
yasal boşluklar büyük oranda kapatılmış ve özel sektörün önü açılmıştır.
Nükleer santrallerin
kurulumuna ilişkin yasa önerisi ise enerji kaynaklarının
çeşitlendirilmesi açısından önem arz etmektedir. Aksi takdirde, önümüzdeki
yıllarda, rutin elektrik kesintilerinin ve pahalı elektrik tüketiminin
kaderimiz olacağı inancındayım.
Değerli arkadaşlarım, Sinop veyahut da Akkuyu'da
kurulacak olan bir nükleer enerji santralinin şimdiden ülkemize hayırlı uğurlu
olmasını diler, hepinize saygılar sunarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Eyiceoğlu.
Gündem dışı ikinci söz, Devlet Tiyatroları hakkında söz
isteyen İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü'ye aittir.
Buyurun Sayın Hakkı Ülkü. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü'nün, Devlet Tiyatrolarındaki kadrolaşma
ve kötü yönetim iddialarına ilişkin gündem dışı konuşması
HAKKI ÜLKÜ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözü istediğim zamanlarda grip değildim, şu anda gribim.
Öksürürsem, şimdiden, hepinizden özür dilerim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet
Tiyatrolarında, son zamanlarda inanılmaz gelişmeler yaşanıyor. O nedenle gündem
dışı söz aldım, o nedenle sizleri bilgilendirmek istedim.
Bütün ülkelerin, ama o arada ülkemizin güzide bir devlet
kurumunun, Devlet Tiyatrolarının… Her konuda olduğu gibi, AKP'nin eli buraya da
değmiştir ve ne yazık ki, Devlet Tiyatroları, bugün, kadrolaşma ve kötü yönetim
nedeniyle büyük bir çöküş içerisindedir.
Devlet Tiyatroları ve tiyatro sanatıyla ilgili çöküşü
belgelemek amacıyla, Sayın Bakana üst üste altı soru önergesi yönelttim, aradan
iki aydan fazla bir süre geçti, fakat, ne yazık ki, Bakandan yanıt yok. Sayın
Bakan, ya halkın seçtiği bir milletvekilinin Anayasa'dan ve Meclis İç
Tüzüğü'nden kaynaklanan denetim yetkisini kale almıyor ya da soru önergelerime
konu olan Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne yapılan vekâleten atamanın ve
atadığı kişinin gösterdiği yönetimin arkasında duramıyor.
Sayın Bakan, Hükûmetiniz, her zaman seçilmişlerin
üstünlüğü ve ayrıcalığını savunur. Bir seçilmişin sorularını, bir atanmış neden
cevaplamıyor? Neden araştırmıyorsunuz? O, cevabı verdi de, siz mi bana
iletmiyorsunuz yoksa?
Değerli arkadaşlar, tiyatroları yok etme planı şöyle
işliyor: Önce, Devlet Tiyatrolarının başına, Atatürkçü, laik, aydınlık bir
insan olduğunu iddia eden dramaturg bir arkadaşımız, Sayın Mine Acar
getiriliyor. Atamalara tepki gelince, Mine Acar, dünyanın her yerinde
dramaturg'ların bu göreve atandıklarını açıklıyor. Oysa, bugüne kadar, bu
görevi neden kabul ettiğini, neden yasaları çiğneyerek bu görevde kalmakta
ısrarcı olduğunu açıklamıyor. Cumhurbaşkanı, kararnamesini geri çevirince,
Bakan istediği için görevde kaldığını açıklıyor.
Avrupa ülkelerinde, Sayın Acar'ın dediği gibi mi diye
araştırdım, inceledim. Gerçekten, doğru, ancak oralarda dramaturg'un ikinci
tanımı yazar olmasıdır, yani tiyatro yazarına dramaturg diyor Avrupalı. Bizde
ise, dramaturg, inceleyen, rapor sunan, yoruma yardımcı olan anlamını taşıyor,
yani biz de, dramaturg'un farklı bir statü ve konumda olduğunu öğreniyoruz.
Elbetteki, projesi olan, hedefi olan, ilkeleri olan,
yönetime yeteneği olan tiyatro eğitimli insanlar genel müdür olsun, olmalı,
ancak yasal sınırlar tanımları içerisinde olmalı.
Araştırmam esnasında öğrendim ki, Sayın Mine Acar, Lemi
Bilgin'in Genel Müdürlüğü zamanında, bir yılda toplam on beş gün göreve gelmiş,
o da, parça bölük. Şimdi, bu bayanın makam hırsından başka Devlet Tiyatrolarına
ilişkin nasıl bir motivasyonu, nasıl bir amacı, nasıl bir vizyonu olabilir
bilemiyorum.
Mine, Acar bir buçuk yıldır görevde. Önce vekil Genel
Müdür Yardımcısı istifa etti, sonra diğer istifalar birbirini izledi, şu anda
Genel Müdür Yardımcısı Vekili Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürlüğüne vekâlet
ediyor. Yani, müdüre Genel Müdür Yardımcısı vekâlet ediyor. Bu nasıl bürokrasi
terbiyesidir, nasıl bir anlayıştır hayret bir şey. Peki, genel müdür yardımcısı
müdürlüğe vekâlet ediyor da ne oluyor? Altmış yıllık tarihi içerisinde Büyük Tiyatro
tarihinde ilk kez Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürlüğünün oyuncu kadrosuyla
açılamadı. O tiyatro ki, Devlet Tiyatrolarının onurudur, büyük oyunlar burada
sergilenir, özel konuklar burada ağırlanır, ekimden itibaren diğer illerden
gelen oyunlarla perde açılır. Bir turne 50 milyar liradır. Bundan aşağıya mal
olamayacağına göre yapılan masrafları da siz düşünün.
Ankara Devlet Tiyatroları sanatçısı yatacak, taşradaki
illerdeki tiyatro çalışanları bu karda kışta Ankara'ya gelecek! Peki, bu
turneler tiyatrosu olmayan illere yapılsa daha doğru değil mi? Bunun hesabını
kim, nasıl verecek? Bu, yönetim zafiyeti değil mi?
Genel Müdür Vekili ve arkadaşları, bir yandan, yasal
açıdan kuşkulu görevlendirmeler ve atamalar yaparken diğer yandan hak
etmedikleri kadroları almanın yolunu açmak için Devlet Tiyatroları Yönergesini
değiştirmeye kalktılar. Sayın Bakanın da imzaladığı bu hukuka aykırı yönerge
Genel Müdür Vekili tarafından nedense tam altı ay sonra yürürlüğe kondu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Ülkü.
HAKKI ÜLKÜ (Devamla) - Bitirmeme müsaade eder misiniz.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Ülkü.
HAKKI ÜLKÜ (Devamla) - Teşekkür ederim.
Oysa, Yargıtay Genel Kurulu, 2002 yılında, aynı şekilde
hazırlanan yönerge için karar vermişti "Yasal tüzük olmadan hazırlanan
yönergeler geçersizdir" diye. Yasal olmayan yönergeyle Genel Müdür Vekili
kendisini hem sanatçı yaptı, amaç genel müdürlüğü hak etmek için önündeki
engelleri kaldırmak oldu.
Devlet tiyatrosundaki olumsuz gidişten, umutsuz
sanatçılar en verimli çağlarında birer birer emekliye ayrıldılar ve hâlen de
ayrılmaktalar. Bu arada, özel tiyatroların ödenekleri kesildi. Başka bir
deyişle, dar, sınırlı bütçelerle yaşam savaşı veren özel tiyatroların akmasa da
damlayan hayat suları kesilmiş oldu. Şimdi, geçtiğimiz 10 Ocak günü yapılan bir
yasal düzenlemeyle, devlet tiyatrolarına devletin maddi yardım yapması ya da
özel tiyatrolara devletin maddi yardım yapması Kültür ve Turizm Bakanlığının
görevleri arasında sayıldı, ama bakalım Bakan hangi şekilde bunu uygulayacak?
Devlet tiyatroları salonları yavaş yavaş boşalıyor.
Tiyatroları doldurmak için huzurevlerinden, yatılı okullardan seyirci
getirildiğini duyuyoruz. Tiyatrolar tamamıyla boşaldığı gün "tiyatro
salonları boş, tiyatroya bu kadar masrafa gerek yok, oraya harcayacağımız
paralarla şu kadar cami, şu kadar duble yol yaparız" gibi bir anlayış
ortaya çıkarsa hiç şaşırmayalım. Muhtemelen, AKP İktidarı da "devlet
tiyatro mu yaparmış?" diyerek buna destek verecek ve devlet tiyatroları yok
edilecek.
Şimdi, Sayın Acar'a sormak istiyorum: Dünyanın neresinde
bir dramaturg, tiyatro sanatının yok edilmesi için çanak tutar? Gerçekten
dediğiniz gibi, Atatürkçü, laik bir insansanız, Sayın Cumhurbaşkanı sizi o
makama uygun görmedi, yasanın düzelmesini isteyin, bekleyin. Bu Hükûmet, bu
Bakan, siz olmadan da bu kurumu, tiyatroyu zaten batıracaklar. Hiç olmazsa,
tiyatro tarihine bu sıfatla geçmeyiniz.
Sayın Bakan, sanatı, sanatçıyı yok etmek yerine, yaşatma,
doğru verim alma, amaca uygun kullanma yolunu seçiniz. Sanatı, sanatçıyı,
bizleri "kaba", "barbar" diye tanımlayan Avrupa Birliği
ülkelerine tanıtımda iyi kullanınız. Zaten bilebildiğimiz kadarıyla, siz,
klasikleri, dünya klasiklerini iyi takip eden bir insansınız, birikiminiz var,
bu birikiminizi biraz da tiyatrolara aktarın diyoruz. Eğer bunu yaparsanız, hiç
olmazsa, AKP'nin şimdi içinde bulunduğu duruma belki bir ölçüde çıkış yolu
bulabilirsiniz. Aksi hâlde, bütün kapılar sonuna kadar kapanır. Biz, sizin,
amacınızı doğru tanımlayacağınıza ve doğru yönlendireceğinize inanıyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ülkü.
Gündem dışı üçüncü söz, yabancılara toprak satışı ile
ilgili söz isteyen Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'e aittir.
Buyurun Sayın Beyribey. (AK Parti sıralarından alkışlar)
3.- Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in, yabancılara gayrimenkul
satışına ilişkin gündem dışı konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk
Nafız Özak'ın cevabı
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yabancıya toprak satışıyla ilgili olarak Türkiye'mizde yaşanan
gelişmeleri değerlendirmek üzere gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde uzun
zamandır siyaset, maalesef çok doğru yöntemlerle yapılmıyor. Bu yanlış
yöntemler nedeniyle bazen ortaya hoş olmayan sonuçlar çıkabilmekte, birtakım
dinî ve millî değerlerimiz sloganlaşmakta, bu, bir istismar olarak
kullanılmaktadır. Bu suretle bu değerlerimiz dejenere edilmekte ve bizi biz
yapan dinamiklerimiz yok edilmeye çalışılmaktadır.
"Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz
akar" diyerek siyaset yapanlar, milletten aldıklarının onda 9'unu
ceplerine indirmişler, ülke dışına çıkmışlar ve hesabını verememişlerdir.
Birileri laikliği kullanmakta, bunun üzerinden siyaset
yapmaya çalışmakta ve toplumsal dayanışma unsuru olması gereken bu kavram, ne
yazık ki, tartışma ve huzursuzluğa sebep olan bir kavram hâline gelmektedir. Bu
durum, laikliği bir siyasi çıkar olarak, aracı olarak kullanan çevrelerin
umurunda bile değildir.
Birileri Atatürkçülüğü kullanmakta, Ulu Önderin ilke ve
inkılaplarının tek sahibiymiş gibi ortaya çıkıp, siyaset yapmaya
çalışmaktadırlar.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Siz de yapın!
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Elbette yapacağız,
elbette…
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Birileri…
HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale) - Siz de yapın!
BAŞKAN - Lütfen sayın milletvekilleri…
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Atatürkçü bir tek
siz değilsiniz.
YILMAZ KAYA (İzmir) - Siz neyi kullanıyorsunuz?
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Birileri şehitlerin
üzerinden iş yürütüyorlar. Bu kişiler şehitlerin arkasına sığınmakta…
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Ne alakası var konuştuğun
konuyla?
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - … ve onların
maneviyatlarını kullanmakta.
NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Ülkeye sahip çıkmak suç mu?
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY
(Devamla) - Öyle ki, şehit cenazelerinde, bazen şehit aileleri bile
kenarda seyirci olarak kalmaktadırlar.
Birileri inanç üzerinden siyaset ve rant elde etmeye
çalışmakta. Kul ile Allah arasında kalması gereken bu konu, maalesef, rant uğruna feda
edilmektedir. Toplum bu uğurda geriliyor, toplumsal huzur ve dayanışmaya zarar
veriyorlar.
YILMAZ KAYA (İzmir) - Öz eleştiri mi yapıyorsun?
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Birileri bölmeyi
kullanarak bölgesel siyaset yapmakta ve binlerce yıldır devam eden birliği ve
düzeni yıkma peşindeler; Türkiye'yi bölgelere, illere, ilçelere, köylere bölme
peşindeler. Birileri de, toprak üzerinden siyaset, rant elde etme peşinde,
toprağımızın yabancılara peşkeş çekildiği iddiasını söyleyerek gündemde
tutulmaya çalışıyorlar. Birileri ise terörden menfaat elde etme peşinde, terörü
kullanarak siyaset yapmaya çalışıyorlar, terörün yüz yıldır sadece dış
politikadan beslendiğini, toplumumuzun desteğini almadığını bilmemizi
istiyorlar. AK Parti olarak biz terörü lanetliyor ve bu terör belasının,
Türkiye'mizin yüz milyarlarca dolarına mal olduğunu çok iyi biliyoruz.
Değerli milletvekilleri, AK Parti İktidarı Türkiye'nin
tüm sorunlarını kucaklamaktadır. Hiçbir sorunumuza daha az önem verdiğimiz,
görmezden geldiğimiz söylenemez. AK Parti İktidarı bütün manevi değerlerimizin
yılmaz savunucusudur. Ülkemizin siyasal, ekonomik ve toplumsal menfaatlerini
korumaktadır. Ne laiklik ne milliyetçilik ne Atatürkçülük ne demokrasi ne de
ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü birilerinin tekelinde değildir. AK Parti en az onlar
kadar bu değerlerin savunucusudur, arkasındadır.
Değerli milletvekilleri, tüm bu değerlere sahip olmanın
ve toplumla paylaşmanın yolu ise şeffaflıktır.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Seçim geldikçe bu yağlar
çoğalıyor. Anavatan'da da çok yağlar çektin.
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Bundan dolayıdır
ki, AK Parti Hükümeti döneminde inanç ve düşünce özgürlüğüyle ilgili birçok
hukuksal düzenlemeler yapılarak, kısıtlamalar ortadan kaldırılmıştır.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Türkiye'de kaç milyon metre kare
yer satıldı, biliyor musun?
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Bilgi Edinme Kanunu
çıkarılarak daha çok şeffaflaşma sağlanmış, artık, isteyen vatandaşlarımız bu
Kanun'un hükümleri doğrultusunda her bilgiye ulaşabilmektedir.
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz dönem
içerisinde bazı gazetelerin manşetlerinde, 29 Aralık 2005 tarih ve 5444 sayılı
Kanun doğrultusunda yapılan tapu satış işlemlerinin yüksek oranlara ulaştığı
ifade edilmiştir. Bu yazılarda, seçim bölgem Kars'ta, özellikle…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Beyribey, lütfen toparlar mısınız.
NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Kars'ı Ermeniler alacak,
farkında değilsin.
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - … Ani antik kenti
civarında büyük arazilerin İngilizlere satıldığı, aynı şekilde, Konya'da
Karapınar mevkii, Hatay'da, Trakya bölgemizde, Ege sahillerinde, Fethiye'de,
Kalkan'da, Datça'da, Alanya'da, GAP bölgemizde, Giresun'da, Manyas Gölü
kenarında büyük arazilerin satıldığı ifade edilmektedir.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Satılmadı mı?
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Hatta, anılan bu
arazilerle ilgili spekülasyonlar vardır, onlarla ilgili konuşuyorum zaten,
müsaade ederseniz, müsaade ederseniz…
Bu yöntemlerle alınan araziler üzerinde, yabancıların
konut siteleri kurduklarını, koloniler oluşturduklarını söylemekte -gazeteler
yazıyor, ben de onu sizlerle paylaşıyorum- yazmaktadır. Böyle bir şey var
mıdır, yok mudur, AK Parti Hükûmetinden öğrenmek istiyorum.
NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Git Didim'e, gör.
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Ben bir
milletvekiliyim, onu da öğrenmek istiyorum. Sizlerle beraber öğreneceğim.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - "Günaydın" derler! Beş
yıl geçti. Beş yıldır farkında değil misiniz bunun?
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Bu tür ifadeler ve
iddialar araştırılmalı ve kamuoyunun yanlış bir yönde etkilenmesinin önüne
geçilmelidir diye düşünüyorum.
YILMAZ KAYA (İzmir) - Kim yapacak onu, biz mi yapacağız?
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Bu düşünceden
hareketle Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüyle görüştüm.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Kars'ta Ali Dibo çıkmış, gördün
mü onu sen?
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Peki, ilgililer
cevap verecek.
Bu yolla Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüyle görüştüm.
Onlar, İnternet sitesinde, bu konuyla ilgili detaylı bilgilerini ifade ettiler.
Ben, burada, doğru şeyleri ifade etmek istiyorum. Heyecanlarınızı anlıyorum,
çünkü, böyle bakıyordunuz, böyle bakmanızı sağlamak istiyorum. Evet,
heyecanınızı onun için anlıyorum.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Ülke satılıyor,
heyecanlıyız tabii.
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, tüzel kişiliklerle ilgili sıkıntı olduğunu biliyoruz. Bununla
ilgili de Acil Eylem Planı içerisinde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığımız, bununla
ilgili -2007 yılının sonuna kadar bitmek üzere olacak- "MTK" denilen,
Merkezî Tüzel Kişilik Bilgi Sistemi oluşuyor, veri tabanı oluşuyor. O veri
tabanı oluşunca da, orada, hangi şirketlerin, ne kadar gayrimenkul aldığı, mal
sahibi oldukları oradan takip edilebilecek.
Tüzel kişiliklerle ilgili öyle bir sıkıntı şu anda mevcuttur, doğrudur.
Onu da sizlerle paylaşıyorum.
Ben şunu öğrenmek istiyorum: Burada heyecanınıza
katılıyorum. Bu ülke hepimizin, bu toprak hepimizin, bayrak hepimizin. Bu
toprağın altında yaşayanlar, şehit olanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin dışarıdaki
vatandaşları da dâhil olmak üzere, hepsinin… Onun için, Sayın Hükûmetimden,
illerimizle ilgili, satılmış olan toprakların miktarları nedir, ne kadar
değildir, satılmış mıdır? Bunların, buradaki milletvekillerimize birer birer
verilmesi gerektiği kanaatini taşıyorum, bizlerle paylaşılması gerektiği
kanaatini taşıyorum. Bu konuda bilgi eksikliğimiz olduğunu, yalan yanlış
söylenen…
Mesela, Ani'yle ilgili söylenen ifadeden dolayı ifade
etmek istiyorum. Ani'de, diyorlar ki, İngilizler almışlar. Her türlü kurumla
görüştüm, aklınıza gelen her türlü kurumla görüştüm; Ani'de, 1 metre kare bile,
ne satılmış arsa var ne de bina vardır. Ama, bir eski genel başkanımızın,
merhum genel başkanımızın hanımı çıkıyor, diyor ki: "Ani İngilizler
tarafından alınmıştır." Evet. Ben, inşallah, ümit ediyorum ki, o bilgiler
Bakanlığımız tarafından hepimize iletilir.
Bu vesileyle, Başkanıma, bu kadar sabrettiğinden dolayı
teşekkür ediyorum; beni sabırla dinlediğiniz için bütün milletvekillerime
teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Beyribey.
Gündem dışı konuşmaya, Hükûmet adına, Bayındırlık ve
İskân Bakanı Faruk Özak cevap vereceklerdir.
Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, süreniz yirmi dakikadır.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kars Milletvekilimiz Sayın Selahattin
Beyribey'in yabancılara gayrimenkul satışıyla ilgili konuşmasına katkıda
bulunmak, cevap vermek üzere huzurlarınızdayım. Bu vesileyle, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bu konu çok konuşuldu. Ben, 2005 Temmuz ayında,
tüm milletvekillerimize, Türkiye'deki yabancılara satılan gayrimenkullerle
ilgili detaylı bir bilgiyi arz etmiştim. Tekrar bunu yenilemek gerekiyor,
özellikle bundan sonra. Çok konuşuldu, birtakım aslı astarı olmayan haberler
çıktı ve birtakım tereddütler oluştu. Biz, bunları, defalarca tekzip etmemize
rağmen, maalesef, yine tereddütler var.
Ben, müsaadenizle, evvela, Türkiye'deki cumhuriyet öncesi
ve cumhuriyet sonrası durumla ilgili sizlere bilgi arz etmek istiyorum.
Birtakım münferit fermanlar istisna edilirse, cumhuriyet kurulana kadar,
yabancı şahısların Osmanlı ülkesinde arazi iktisap edemedikleri, bu hususta bir
hakkın mevcut olmadığını görüyoruz. Ancak, 8 Haziran 1868 tarihli bir kanun
var, Uyruk-i Ecnebiyenin Emlaka Mutasarrıf Olmaları Hakkında Kanun ile
yabancılara taşınmaz edinme hakkı kazandırıldı. Yabancıların bu Kanun'a göre
edindikleri taşınmazlara ilişkin hakları, Birinci Dünya Savaşı'na kadar devam
etti. 1914'te çıkan Kavanin-i Mevcudede Uhudu Atikaya Müstenit Ahkamın Lağvı
Hakkında Yasa ile yabancılara önceden tanınan tüm ayrıcalıklar kaldırıldı.
Yabancıların ülkemizde taşınmaz edinme hakları, 1923 tarihli Lozan Barış
Anlaşması'yla bugünkü biçimini aldı.
SELAMİ YİĞİT (Kars) - Sayın Bakanım, Ege Bölgesi'nin
durumunu da bir anlatırsanız.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Müsaade edin. Sizlere ayrıca bilgi yollayacağım, illerinizde ne kadar satıldı…
SELAMİ YİĞİT (Kars) - O bölümü atlıyorsunuz Sayın
Bakanım.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Efendim?
BAŞKAN - Sayın Yiğit, lütfen karşılıklı konuşmayalım.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Cumhuriyet sonrası durum…
BAŞKAN - Sayın Bakanım, siz Genel Kurula hitap eder
misiniz lütfen.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Tabii.
Lozan Anlaşması'yla, Türkiye'de yabancıların taşınmaz
edinimi konusunda mütekabiliyet, yani karşılıklılık esası kabul edildi. Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası'nın 35'inci maddesine göre "Herkes, mülkiyet ve
miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, yasayla
sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı
olamaz." Yine, Anayasa'nın "Yabancıların durumu" başlıklı 16'ncı
maddesi "Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka
uygun olarak yasayla sınırlanabilir" hükmündedir. Ülkemizde yabancıların
taşınmaz edinimi, 1934 tarihinde ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nda düzenlenmiştir.
Burada, 1934'teki, yani, Gazi Mustafa Kemal Atatürk
dönemindeki bu meri kanunu incelediğimiz zaman ne görüyoruz: Karşılıklı olmak
ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, sadece, yabancı gerçek kişilere
taşınmaz satın alma ve miras yoluyla edinme hakkı tanınmıştır. Yani, burada,
tüzel kişi yok, gerçek kişiler var. Yabancıların ülkemizde edinebileceği alan
30 hektarla sınırlandırılmış ve bu miktarı geçen alanları edinebilmeleri
hükûmet iznine bağlı kılınmıştı. Bundan sonra 2003, 2005 var.
NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Şehirlerde o, köylerde değil,
tarım arazisi değil Sayın Bakan…
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Doğrudur, şehirlerde, köydeki daha sonra çıktı, doğrudur.
Yalnız, burada, metre kare olarak 30 hektar var, yani, 30
hektar verilebiliyordu. Bizim en son çıkardığımız kanunla, bu, 2,5 hektara
düşürüldü ve bunun üst limiti de Bakanlar Kurulu kararına verildi, ne kadar
verilebileceği.
SELAMİ YİĞİT (Kars) - Anayasa Mahkemesi iptal etmeseydi
eğer...
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
2003-2005 döneminde, iptal edilen kanunda… Onunla fazla zamanınızı almak
istemiyorum, iptal edilen bir kanun var ve 2006 ve sonrası geçerli olan, bugün
meri olan kanuna geçmek istiyorum. Özellikle yabancıların ülkemizde taşınmaz
ediniminin düzenlendiği 4916 sayılı Yasa'nın 19'uncu maddesiyle değişik 2644
sayılı Tapu Kanunu'nun 35'inci maddesi, Anayasa Mahkemesinin kararıyla, oy
birliğiyle iptal edildi. İptal gerçeklerini okumuyorum.
Mevcut düzenlemeye göre ne var? "Yabancı uyruklu
gerçek kişiler, karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla,
Türkiye'de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar planı veya
mevzi imar planı içinde bu amaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazları
edinebilirler. Sınırlı ayni hak tesis edilmesinde de aynı koşullar aranır.
Yabancı uyruklu bir gerçek kişinin ülke genelinde edinebileceği taşınmazlar ile
bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ayni hakların toplam yüzölçümü iki buçuk
hektarı geçemez." Bu, 1934'te 30 hektardı değerli arkadaşlar, 2,5 hektara
indirdik biz bunu. "Bu fıkrada belirtilen koşullarla, yüzölçümü miktarını
30 hektara kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkili." Bir.
İkincisi, imar planı şartı var, konut ve iş yeri
verilebiliyor. Yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan
tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri, ancak özel kanun hükümleri
çerçevesinde… Nedir özel kanun? Petrol Kanunu, Turizmi Teşvik Kanunu, Sanayi
Bölgeleri Kanunu çerçevesinde taşınmaz mülkiyeti ve taşınmazlar üzerinde
sınırlı ayni hak elde edebilirler.
Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde
kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret
şirketleri lehine Türkiye'de taşınmaz rehni tesisinde birinci ve ikinci
fıkralarda yer alan kayıt ve sınırlamalar aranmaz, yani, rehni ipotek tesis
edebilirler.
Yabancı uyruklu gerçek kişiler…
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sayın Bakanım, Bakanlar
Kurulu kararıyla kaç dönüme kadar verilebiliyor yabancılara?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
30 hektara…
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - 300 dönüm…
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Evet, ama, geçmişte, Bakanlar Kurulu kararı yoktu Sayın Vekilim.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Yani 300 dönüm değil mi
Sayın Bakanım?
SELAMİ YİĞİT (Kars) - 4916 sayılı Yasa'yla ilgili
düzenlemeleri anlatırsanız…
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Özel kişilere…
BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen…
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Ama, geçmişte, bunun Bakanlar Kurulu yoktu. Bir vatandaş gelebiliyordu,
mütekabiliyet varsa, 30 hektar alabiliyordu.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sayın Bakanım, 300 dönüme
bir şehir sığar, şehir…
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Türkiye Cumhuriyeti'yle arasında karşılıklılık olan devlet vatandaşlarının
kanuni miras yoluyla intikal eden taşınmazları için kayıt ve sınırlamalar
uygulanmaz.
Evet, karşılıklılığın tespitinde, hukuki ve fiili durum
esas alınır. Bu ilkenin kişilere toprak mülkiyeti hakkının tanınmadığı ülke
uyruklularına uygulanmasında, yabancı devletin taşınmaz ediniminde kendi
vatandaşlarına tanıdığı hakların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da
tanınması esastır.
Evet, burası önemli, yabancı uyruklu gerçek kişiler ile
yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe
sahip ticaret şirketlerinin, bakınız, sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç
ve kültürel özellikleri nedeniyle korunması gereken alanlar, özel koruma
alanları ile flora ve fauna özelliği nedeniyle korunması gereken hassas
alanlarda ve stratejik yerlerde kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından
taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinemeyecekleri alanları, ilgili kamu kurum ve
kuruluşlarının tescile esas koordinatlı harita ve planları içeren teklifi
üzerine belirlemeye ve yabancı uyruklu gerçek kişilerin il bazında
edinebilecekleri taşınmazların, illere ve il yüz ölçümüne göre binde 5'i
geçmemek kaydıyla oranını tespite Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlık
bünyesinde ilgili idare temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından, bu madde
uyarınca Bakanlar Kuruluna verilen yetkiler dâhilinde çalışmalar yapılmak
suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının bu kapsamdaki teklifleri incelenip
değerlendirilerek Bakanlar Kuruluna sunulur.
Bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
belirlenecek askerî yasak bölgeler, -bunlar Millî Savunma Bakanlığı tarafından
belirleniyor, Genelkurmay tarafından- askerî ve özel güvenlik bölgeleri ile
stratejik bölgelere ve değişiklik kararlarına ait harita ve koordinat
değerleri, Milli Savunma Bakanlığınca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı
olduğu Bakanlığa verilir. Bunlar verildi. Bu konuda hiçbir tereddüt yok.
SELAMİ YİĞİT (Kars) - Sayın Bakanım, 4916 sayılı Yasa'dan
da biraz bahsedebilir misiniz?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Yukarıda belirtilen bölgeler içerisinde kalması nedeniyle kamulaştırılması
gereken ya da tapu sicilinde şerh verilmesine gerek duyulan parsellere ilişkin
bildirimler ilgili idarelerince tapu sicil müdürlüklerine yapılır.
Ülkemizde yabancıların taşınmaz edinmesinin ilk şartı, o
ülkeyle mütekabiliyet, yani karşılıklılığın bulunmasıdır. Diğer ülkede
vatandaşlarımıza taşınma hakkı tanınıyorsa, ülkemizde de aynı haklar
tanınmaktadır. Bu, 1934'ten beri böyle. Karşılıklılık olup olmadığı,
büyükelçiliklerimizde, söz konusu ülkede fiilî durum araştırıldıktan sonra
Dışişleri Bakanlığımızca belirlenmektedir. Buna göre, taşınmaz edinme konusunda
Türkiye ile diğer ülkelerin karşılıklılık durumu şöyledir:
Ülkemizle arasında karşılıklılık olan ülke sayısı 51,
ülkemizle arasında karşılıklılık bulunmayan ülke sayısı 41, ülkemizde geçerli
ikamet izni bulunması kaydıyla taşınmaz edinebilen ülke sayısı 13, -altı ay
kalabildiğinde bunlara verebiliyoruz, biz de alabiliyoruz-. Ülkemizde, izinle,
İçişleri Bakanlığının izniyle taşınmaz edinebilen ülke sayısı 27.
Şimdi, bütün bunlardan sonra, müsaadenizle şunu da ben size
aktarmak istiyorum:
Bir kere, arsa-arazi taşınmaz olarak 18.800; yabancı
uyrukluların edindikleri taşınmazlar. Arsa-arazi, binalı-meskenli 5.393;
bağımsız bölüm 39.291; toplam 63.484 adet. Bunların toplam alanı da 181.540
dönüm.
Şimdi, bunun ne kadarı ne zamandan kalmış? Bu, son derece önemli,
burayı iyi dinlemenizi istirham ediyorum. En fazla mal edinenlerde,
Almanya'dan, İngiltere'den başlıyor, Yunanistan var. Yunanistan, 12.183'tür,
ancak 11.166 adedi Türk asıllılara aittir. Biz de Yunanistan'da mülk
edinebiliyoruz. Ancak, Yunanistan, sınır ve kıyı dışında alabiliyor bizden,
askerî güvenlik, yasak bölgeler hariç alabiliyor, imar planı içinde alabiliyor.
Şimdi, bu Yunanistan çok konuşuluyor, Suriye çok
konuşuluyor, İsrail çok konuşuluyor, müsaadenizle onu da size arz etmek
istiyorum.
Suriye uyrukluların ülkemizdeki taşınmaz mal edinimi:
Şimdi, 1939 tarihi itibariyle, Türkiye'de, Suriyelilere ait taşınmaz malların
satış veya benzeri yollarla devri ve ipotek işlemleri durdurulmuştur. Bu
tarihten sonra, Suriye uyrukluların ülkemizde bulunan taşınmaz mallar üzerinden
maliklerin herhangi bir tasarruf yetkisi bulunmamakta olup malları hazine
tarafından idare edilmektedir. Aynı şekilde, bizim de Suriye'de arazilerimiz
var, bunlar hâlâ duruyor.
NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - O, Hatay sorunuyla ilgili bir
iş.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Şimdi, ayrıca, Suriye uyrukluların, bu tarihten sonra, satın alma suretiyle
herhangi bir taşınmaz malı almaları söz konusu olmayıp 1939 tarihinden sonra, sadece,
mahkeme kararı gereği ve intikal işlemleri sonucu Suriye uyruklular adına
taşınmaz mal tescili yapılmıştır.
Suriye uyrukluların ülkemizde edindikleri taşınmaz
malların il bazında dağılımı: Hatay, Gaziantep, Kilis, Mardin, devam ediyor.
Bunları yollayacağım sizlere. 4.610 adet, böyle, onlara ait duruyor.
Şimdi, 181.540 dönüm yabancılara ait taşınmaz malın
149.377'si Suriyelilere ait. Geriye 32.163 dönüm kalıyor yabancılara gayri
menkul, yani, 39 yılından sonra satılan. Burada 60 tane, 50 tane cumhuriyet
hükûmetleri var, bunlar da satmış, bunların da isimlerini vereceğim.
Şimdi, Hatay ilinde yabancıların taşınmaz mal edinimini,
özellikle Hatay ilinde, 1939'dan sonra ana vatana katılımıyla, bu tarihte
yörede yaşana kişilerin bir kısmı Suriye vatandaşlığını tercih etmiş, bir kısmı
ülkemizde kalmış. Bunlarla ilgili toplam 82.135 dönüm alan yabancılar
tarafından edinilmiş olup bunun 76.563'ü de Suriye uyruklular adına kayıtlı,
ama, bizim kontrolümüzdedir. Bunu da size… En çok, Hatay ilinde en çok taşınmaz
mal edinenlerin de listesini size yollayacağım.
Yunanistan uyruklulara gelince: Yunanistan'la aramızdaki
karşılıklılık durumuna göre, Yunanistan vatandaşları ülkemizin kıyı ve hudut
bölgelerinde, kanuni miras dışında taşınmaz mal edinememektedirler, bakın, kıyı
ve hudut bölgelerinde. Kıyı ve hudut bölgesi olmayan iç bölgelerimizde
edinimleri, yasal kısıtlamalar çerçevesinde mümkündür. Kanuni miras yoluyla
edinimleri, her bölgede serbesttir. Türk asıllı Yunanistan vatandaşlarının,
askerî yasak ve güvenlik bölgeleri dışında ülkemizin her yerinde taşınmaz mal
edinimleri serbesttir. Yunan uyruklu gerçek kişilerin ülkemizde en çok taşınmaz
mal edindikleri 10 il ve taşınmaz mal sayısı, İstanbul'dan başlayarak devam
ediyor, onları da size göndereceğim. Şimdi, bunlarla ilgili, 12.183 adet
taşınmaz malın 11.166'sı Türk asıllı Yunanlılara aittir, 1.017'si ise Yunan
uyruklulara aittir.
İsrail uyrukluların durumunu söylüyorum: İsrail uyruklu
gerçek kişiler, mevcut karşılıklılık durumuna göre, altı ay geçerli ikamet izni
bulunması kaydıyla bir konut elde edinebiliyorlar. Toplam 154 adet,
İstanbul'da, Antalya'da, İzmir'de, Yalova'da, Ankara'da, Tekirdağ'da, Adana'da,
Çanakkale'de, Hatay'da, Muğla'da, 154 adet bağımsız bölümleri var ve arazi ve
arsaları var. Ülkemizde, toplam yüzölçümü 80.557 metrekare olan 154 adet
taşınmaz mal, 112 İsrail uyruklu tarafından edinilmiştir. GAP bölgesinde var,
bunu da size takdim edeceğim.
Yabancı sermayeli şirketlerin taşınmaz edinimi: Bu, 4875
sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu'yla ilgili zaten var, bunu
biliyorsunuz. Bu, Anayasa Mahkemesinde şu anda.
Yabancı ticaret şirketlerini biraz evvel söyledim, yani,
yurt dışında kurulanlar. Yalnızca, bunlar, Turizmi Teşvik Kanunu, Endüstri
Bölgeleri Kanunu ve Petrol Kanunu'yla ilgili, ülkemizde taşınmaz
edinebiliyorlar.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Özelleştirmeler ne olacak Sayın
Bakanım?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Efendim?
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Özelleştirme vasıtasıyla elde
edilenler…
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Evet, yabancı…
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Yabancı şirketlerin, örneğin,
Telekom…
BAŞKAN - Sayın Bakan, siz, niye karşılıklı
konuşuyorsunuz? Lütfen…
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Şimdi, tekrar söylersek, özellikle bu konuşulanlarla ilgili, özellikle hangi
parti döneminde ne kadar gayrimenkul satılmış, bunları da size takdim edeceğim.
Bunlarla ilgili bilgi vermek istemiyorum, sen bunu sattın, ben bunu sattım,
bunlar doğru değil. Özellikle, biraz evvel Selahattin Bey de söyledi,
Selahattin Bey böyle söyledi, Türkiye'nin ve Türk milletinin yüksek çıkarlarını
gözetmek ve kollamak hepimizin görevidir. Bu nedenle, hiç kimsenin diğerinden
daha fazla vatansever ve milliyet olma lüksü ve hakkı yok. Biz, özellikle, bu
toprakların canımız, kanımız pahasına hürriyetine kavuştuğunun bilincindeyiz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten günümüze kadar, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve
bütün cumhuriyet hükûmetleri bu konuda hassas davranmışlardır. Bunu alıp başka
yerlere çekmek doğru değildir ve en doğru…
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Peki, o zaman Anayasa
Mahkemesi niçin durdurdu?
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Bakan, yabancı
şirketlerin aldığı…
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Hayır, en doğru bilgi de bizde vardır, çünkü, Devlet Denetleme Kurulu
raporlarının devletin diğer kurumlarındaki bilgilerle çelişki içinde olması
mümkün değildir. Sonuçta, Devlet Denetleme Kurulu istatistiki rakamları Tapu
Kadastro Genel Müdürlüğünün resmî rakamlarıdır, bunlar bizim resmî internet
sitemizde devamlı yayınlanmaktadır, devletin resmî rakamları bunlardır.
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Bakan, soru sorduk cevap
vermediniz.
SELAMİ YİĞİT (Kars) - Tarım arazilerini satmaya
kalktınız.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Bu rakamlara bütün kurumların ve basının da itibar etmesi ve kamuoyumuzun doğru
bilgilendirilmesi bir zorunluluktur. Bunu, sizlere takdim ediyorum.
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Bakan, bu konuda yazılı
soru sordum, cevap veremediniz henüz.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Nasıl veremedim?
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Efendim, bakınız, yabancı tüzel
kişilikler var, şirketler var. Şu anda, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünde…
BAŞKAN - Sayın Karademir…
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Ne kadar miktarda… Onu bilemiyoruz.
BAŞKAN - Sayın Karademir…
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Onlar bizde değil, onlar başka bakanlıkta. Onlar, size verilecek.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Kim verecek?
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Biz, nereden bilelim?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Evet, diğer bakanlıkta, o size verilebilir.
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Topraklar aynı toprak!
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Hayır, verilebilir.
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Ama, vermiyorsunuz!
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Ayrıca, şunu söyleyeyim. Müsaadenizle, şunu da size takdim etmek istiyorum,
özellikle burası son derece önemli; Türk vatandaşı ve Türk kökenli hanelerin AB
ülkelerindeki ekonomik gücü ve sayılarını da vereyim, bu da önemli, Türkiye
Araştırmaları Merkezi tarafından yayınlandı 2004'te, bu sayı daha da fazla:
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısı 2,480 AB'de, toplam 3,830. Toplam
Türk kökenli hane 955, konut sahibi Türk kökenli hane 190 bin. Bu da, belki
ihtiyaç olur, bunu da size takdim edeceğim.
Özellikle şunu söylemek lazım…
ERDAL KARADEMİR (İzmir) -
Bankaların özelleştirilmesinden dolayı, yabancı bankaların elinde şu
anda ne kadar gayrimenkul var, bilebiliyor musunuz Sayın Bakan?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Onlarla ilgili cevabım…
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Bunlar değil mi? Bunlar gitmedi
mi?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Onlar, Tapu Kadastro olarak değil, diğer bakanlık olarak size mutlaka
bildirilir.
SELAMİ YİĞİT (Kars) - Ne alakası var Sayın Bakan!
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Bir seferde, Telekom'da, yüzlerce
yer sattınız.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Şimdi, özellikle şunu size ifade etmek istiyorum: Çok yanlış, yalan bilgilerle,
maalesef, medyamız bilgilendiriliyor. Dışişleri… İçişleri Bakanlığının bir
genelgesinden söz ediliyor, deniyor ki "İsraillilere, Ruslara, Türkiye'de
ikamet şartı aranmaksızın sınırsız arsa, arazi ve konut alabilecekleri öne
sürülüyor." Bu doğru değil, tamamen yanlıştır. Özellikle, altı ayı geçen
ikâmet izni olmadan kimseye bir tek konut verilemez. Ayrıca mütekabiliyettir,
onu söylemişizdir.
Ayrıca, şunu söyleyeyim: Batı ülkelerinde satılan konutun
mülkiyet hakkı verilmediği, kullanım hakkı verildiği hususu da gerçeği
yansıtmamaktadır. Bu son derece önemli. AB ülkelerinde, İngiltere hariç, bütün
Batı ülkelerinde mülkiyet hakkı Türkiye'de olduğu gibi…
Onu bırakalım. Didim'de 9 bin İngiliz uyruklunun su
abonesi olduğu iddiasıyla bir ifade var. 2.954 tane taşınmaz var burada.
Bunların su abonelerinin… Tabii ki, kiracı olanların su abonesi olduğu
gerçeğiyle bu rakam abartılıyor. Bunu da size ifade etmek istiyorum.
Velhasıl, ben şöyle planlıyorum: İnşallah, bunu, bu hafta
içinde tamamlayacağız, tüm sorularınızın cevabı, sizlere ve bütün Türkiye'ye
yayınlanacak.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Öbür bakanlıklardakileri de
getirin madem.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Hay hay, onu da siz yazın, inşallah…
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Tamamını istiyoruz Sayın Bakan.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Gizli yapılan hiçbir şey yok, her şey şeffafça, vatandaşın, milletin gözü
önünde yapılıyor.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Telekom'a, bir seferde kaç tane
gayrimenkul devrettiniz, onu söyleyin.
BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Özellikle, bu konuda yazı yazanlara biz tekzip yazıyoruz; bizi arıyorlar,
"Doğru, haklısın, ama, biz, bir defa yazdık…"Yani, Türkiye'de
siyasilerimizin, özellikle vatansever ve milliyetçi geçinenlerin şunu bilmeleri
lazım: Hiç kimse hiçbir kimseden fazla vatansever ve milliyetçi değildir.
SELAMİ YİĞİT (Kars) - 4916 sayılı Yasa'da ne yaptınız?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Vatanseverlik her Türk vatandaşının borcudur.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Çanakkale Boğazı'ndaki MEY'in
fabrikaları şu anda kimin, hangi ülkenin, onu söyleyin.
BAŞKAN - Sayın Sür…
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Şimdi, şunu söylemek lazım: Yabancı sermayeyle ilgili kanunu hep beraber
çıkardık.
ORHAN SÜR (Devamla) - Yabancı sermaye, yabancı sermaye…
Her taraf verildi bitti.
BAŞKAN - Sayın Sür, lütfen…
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Hayır, hiçbir taraf verilmedi. Türkiye, yabancı sermayeyle bir dünya rekoru
kırdı geçen dönemlerde özelleştirmeyle ilgili.
ORHAN
SÜR (Balıkesir) - Topraklar bitti.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Bu, güven ve istikrarın bir
sonucudur. Neden 2000'de, 1999'da,1998'de bu ülkeye milyar dolarlar gelmiyor,
bugün gelebiliyor? Buna iyi bakmak lazım.
ORHAN
SÜR (Balıkesir) - Bankalarda ne kadar özelleştirme yapıldı, onu söyleyin.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Neden 60, 100 milyon dolar eden
bankalar bugün 2,3-3 milyar dolar ediyor, buna iyi bakmak lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kesildi)
BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen, toparlar mısınız.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) -
Tekrar şunu söylüyorum: Tüm milletvekillerimize bilgiler tekrar
gönderilecektir. Yabancılara gayrimenkul satışıyla ilgili satışlar, Lozan
Anlaşması'ndan itibaren, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten
itibaren devam etmektedir. Bu konuda tüm hükümetler duyarlıdır, bizim duyarlı
olduğumuz gibi.
Hepinizi, bu vesileyle saygılarla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
SELAMİ YİĞİT (Kars) - 2003'te kuralı bozdunuz.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır. Anayasa ve
Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonun, bazı sayın
milletvekillerinin yasama dokunulmazlıkları hakkında iki adet raporu vardır.
Sırasıyla okutup ilgilerinize sunacağım.
Okutuyorum:
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.- İzmir Milletvekili Enver Öktem'in yasama dokunulmazlığının kaldırılması
hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden
kurulu Karma Komisyon Raporu (3/992) (S. Sayısı: 1281) (x)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Özel belgede sahtecilik yapmak suçu işlediği iddia olunan
İzmir Milletvekili Enver Öktem hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 29 Kasım 2006 tarihli toplantısında
görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini
dikkate alarak İzmir Milletvekili Enver Öktem hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere
Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.
Başkan
Burhan
Kuzu
İstanbul
Karşı Oy Yazısı
Anayasanın 83 üncü
maddesinin ikinci ve sonraki fıkralarında kurala bağlanan yasama
dokunulmazlığı; yasama organı üyelerinin sorumsuz ve cezasız kalmaları için
değil, görevlerini her yönden özgür, bağımsız ve endişesiz yerine getirmelerini
sağlamak için öngörülmüştür. Yasama sorumsuzluğundan farklı olarak
dokunulmazlık, nispi ve geçici nitelikte bir ayrıcalıktır.
Gerek kapsamı ve
kaldırılma usulü gerek uygulamadaki aksaklıklar nedeniyle yasama
dokunulmazlığı, TBMM'nin saygınlığını zedeler bir kurum haline gelmiştir. Kamu
yararı dikkate alınarak milletvekillerine görevlerinin gereği tanınmış bir
ayrıcalık olan yasama dokunulmazlığının, kişisel bir ayrıcalığa dönüşmesi, bir
hukuk devletinde asla kabul edilmesi mümkün olmayan bir husustur.
Kamu yararı ile
açıklanamayacak ölçüde ceza adaleti ve dolayısıyla "temiz toplum"
özlemi aleyhine sergilenen bu ayrıcalıklı durumun ortadan kaldırılması için
gereken Anayasa değişikliğinin şu güne kadar gerçekleştirilememiş olması
karşısında başvurulabilecek tek yol olarak, "hakkında dokunulmazlığının
kaldırılması istemi bulunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının TBMM tarafından
derhal kaldırılması" kalmıştır. Bu, aynı zamanda dokunulmazlığının
kaldırılması istenen milletvekillerinin savunma hakkından bir an önce
yararlanabilmelerine de imkân verecektir.
(x) 1281 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle
Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonun,
kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesi
yolundaki kararına katılmıyoruz.
Oya Araslı Mehmet
Küçükaşık Feridun Ayvazoğlu
Ankara Bursa Çorum
Atilla Kart Muharrem
Kılıç Yüksel Çorbacıoğlu
Konya Malatya Artvin
Yılmaz Kaya Tuncay
Ercenk Uğur Aksöz
İzmir Antalya Adana
Sezai
Önder
Samsun
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Diğer raporu okutuyorum:
2.- Kocaeli Milletvekili Salih Gün'ün yasama dokunulmazlığının kaldırılması
hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden
kurulu Karma Komisyon Raporu (3/993) (S. Sayısı: 1282) (x)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görevi kötüye kullanmak
suçunu işlediği iddia olunan Kocaeli Milletvekili Salih Gün hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 29 Kasım 2006 tarihli toplantısında
görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz,
isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Kocaeli Milletvekili Salih Gün
hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar
ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.
Karşı Oy Yazısı
Anayasanın 83 üncü
maddesinin ikinci ve sonraki fıkralarında kurala bağlanan yasama
dokunulmazlığı; yasama organı üyelerinin sorumsuz ve cezasız kalmaları için
değil, görevlerini her yönden özgür, bağımsız ve endişesiz yerine getirmelerini
sağlamak için öngörülmüştür. Yasama sorumsuzluğundan farklı olarak
dokunulmazlık, nispi ve geçici nitelikte bir ayrıcalıktır.
Gerek kapsamı ve
kaldırılma usulü gerek uygulamadaki aksaklıklar nedeniyle yasama
dokunulmazlığı, TBMM'nin saygınlığını zedeler bir kurum haline gelmiştir. Kamu
yararı dikkate alınarak milletvekillerine görevlerinin gereği tanınmış bir
ayrıcalık olan yasama dokunulmazlığının, kişisel bir ayrıcalığa dönüşmesi, bir
hukuk devletinde asla kabul edilmesi mümkün olmayan bir husustur.
Kamu yararı ile
açıklanamayacak ölçüde ceza adaleti ve dolayısıyla "temiz toplum"
özlemi aleyhine sergilenen bu ayrıcalıklı durumun ortadan kaldırılması için
gereken Anayasa değişikliğinin şu güne kadar gerçekleştirilememiş olması
karşısında başvurulabilecek tek yol olarak, "hakkında dokunulmazlığının
kaldırılması istemi bulunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının TBMM
tarafından derhal kaldırılması" kalmıştır. Bu, aynı zamanda
dokunulmazlığının kaldırılması istenen milletvekillerinin savunma hakkından bir
an önce yararlanabilmelerine de imkân verecektir.
(x) 1282 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Yukarıda açıklanan
nedenlerle Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonun,
kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesi
yolundaki kararına katılmıyoruz.
Oya Araslı Mehmet
Küçükaşık Feridun Ayvazoğlu
Ankara Bursa Çorum
Atilla Kart Muharrem
Kılıç Yüksel Çorbacıoğlu
Konya Malatya Artvin
Yılmaz Kaya Tuncay
Ercenk Uğur Aksöz
İzmir Antalya Adana
Sezai
Önder
Samsun
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin iki önerge vardır.
Ayrı ayrı okutuyorum:
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI
ÖNERGELERİ
1.- Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı ve 40 milletvekilinin, açık
öğretimde yaşanan sorunlar ile Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğüyle ilgili
iddiaların araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/413)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Milli Eğitim Bakanlığına
bağlı Açık Öğretim hizmetlerini yürüten Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü
birkaç yıldır içine düşürüldüğü durumdan dolayı işlevini ve görevini yerine
getirememektedir.
İlköğretim ve lise Açık
Öğretim kayıtları, sınavları, bilgilendirme, kitap gönderme başta olmak üzere
birçok işleri aksamaktadır. Bu yüzden de yüz binlerce açık öğretime kayıtlı
öğrenci mağdur olmaktadır.
Bu genel müdürlükte
yaşanan kadrolaşma dışında 2005 yılında Milli Eğitim Bakanlığı, Açık Öğretim
hizmetlerinin yürütüldüğü Eğitim Hizmetleri İl Müdürlüklerini kapatarak bu
hizmetleri Halk Eğitim MüdürIüklerine devretmiştir.
Teknolojik yeniliklerden
yararlanmak ve hizmeti kolaylaştırmak gerekçesiyle işlemlerin Internet ortamına
alınması kararlaştırılmış, bunun için işler bir şirkete ihale edilmiştir. Bu
şirket de üstlendiği işleri zamanında bitiremediği için sorunlar yaşanmış,
aksamalar olmuştur.
Yazılım zamanında
bitirilemediği için öğrenciler internet üzerinden istedikleri dersleri
seçememişler, seçtikleri dersleri yeniden seçmek zorunda kalmışlardır.
Öğrencilerin sorguları
yapılıp durumları tam bilinemediğinden, kitaplar ya hiç gönderilememiş, ya
eksik gönderilmiş, ya da yanlış gönderilmiştir. Bu yüzden birçok öğrenci hazırlanmadan
sınava girmek durumunda kalmıştır.
2006-2007 yılında da
aynı sorunlar sürmektedir. Internet'te yayınlanan sınav tarihleri sürekli
değiştirilmektedir.
Açık öğretimde okuyan
öğrenciler durumlarıyla ilgili net bilgileri illerdeki Halk Eğitim Merkezlerinden
öğrenemedikleri için öğrenciler kilometrelerce yol kat edip Ankara'ya kadar
gelmek zorunda bırakılmaktadır. Bu yüzden öğrenciler mağdur olmaktadır.
Örgün eğitimden çeşitli
nedenlerle yararlanamayan ilk ve ortaöğretim çağındaki çocuklara açık öğretim
hizmeti sunan Eğitim Teknolojisi Genel Müdürlüğündeki bütün bu sorunların
irdelenmesi için Anayasanın 98. Maddesine, TBMM İç Tüzüğü'nün 104. ve 105.
maddesine göre Meclis Araştırılması açılmasını dileriz.
Saygılarımızla.
1- Mustafa Gazalcı (Denizli)
2- Erdal Karademir (İzmir)
3-Feramus Şahin (Tokat)
4-Orhan Ziya Diren (Tokat)
5-Yakup Kepenek (Ankara)
6-Vezir Akdemir (İzmir)
7- Osman Özcan (Antalya)
8-Fahrettin Üstün (Muğla)
9- Mehmet Yıldırım (Kastamonu)
10-İsmail Değerli (Ankara)
11-İlyas Sezai Önder (Samsun)
12-Mehmet Işık (Giresun)
13-Kâzım Türkmen (Ordu)
14- Muharrem Kılıç (Malatya)
15-Feridun Ayvazoğlu (Çorum)
16-Mehmet Nuri Saygun (Tekirdağ)
17-Mehmet Küçükaşık (Bursa)
18-Mehmet Mesut Özakcan (Aydın)
19-Feridun Fikret Baloğlu (Antalya)
20-Nail Kamacı (Antalya)
21-Mehmet Vedat Yücesan (Eskişehir)
22-Halil Tiryaki (Kırıkkale)
23-Abdulaziz Yazar (Hatay)
24-Uğur Aksöz (Adana)
25-N. Gaye Erbatur (Adana)
26-Mevlüt Coşkuner (Isparta)
27-Ali Cumhur Yaka (Muğla)
28-Mehmet Vedat Melik (Şanlıurfa)
29-Sedat Pekel (Balıkesir)
30-Nuri Çilingir (Manisa)
31-Muharrem İnce (Yalova)
32-Türkân Miçooğulları (İzmir)
33-Bülent Baratalı (İzmir)
34-Ahmet Ersin (İzmir)
35- Zeynep Damla Gürel (İstanbul)
36-Ufuk Özkan (Manisa)
37-Nurettin Sözen (Sivas)
38-Hüseyin Ekmekcioğlu (Antalya)
39-Tuncay Ercenk (Antalya)
40-Ali Rıza Gülçiçek (İstanbul)
41-Atilla Kart (Konya)
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
Diğer önergeyi okutuyorum:
2.- Gaziantep
Milletvekili Abdulkadir Ateş ve 35 milletvekilinin, turizm sektöründeki
sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/414)
21.12.2006
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin karşı
karşıya olduğu en önemli sorun işsizliktir. "Turizm", ise bu sorunu
çözmek için ülkemiz açısından en önemli istihdam alanlarından birini
oluşturmaktadır. Turizm sektörü emek-yoğun bir sektör olması itibariyle
turistik ürün üretiminde ve bunu sunmada diğer sektörlere göre daha fazla
"insan gücüne" ihtiyaç duymaktadır. 20. yüzyılın ikinci yarısından
itibaren dünya ekonomisinde en hızlı gelişen ve genişleyen bir sektör haline
gelen turizm, istihdamı sağlayıcı özelliğinin yanı sıra döviz girdisini artırıcı
yönüyle de ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan sektörlerin başında yer
almaktadır.
Kültür, sağlık, doğa, spor, termal, kongre,
golf ve inanç turizmi gibi her yönüyle zengin bir potansiyele sahip ülkemizde
planlı ve programlı bir turizm stratejisinin geliştirilemediği bu gün
yaşananlarla apaçık ortadadır. 1980 sonrası ciddi bir gelişme gösteren ülkemiz
turizmi, 2000'li yıllara girildiğinde gerilemeye başlamış ve ciddi sorunlarla
yüz yüze bırakılmıştır. 2006 yılını çok kötü bir şekilde bitiren turizm sektörü
özellikle kış sezonunda, sadece Antalya'da tesislerinin yüzde 70'ini kapatmak
zorunda kalmıştır. Bunun sonucunda ise 150 binden fazla turizm çalışanı işsiz
kalmıştır. Buna aileleri ve dolaylı bir şekilde turizmden geçinen diğer
sektörleri de eklersek, olayın vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Değişen ve
gelişen koşullara göre yeni stratejiler geliştirememek, ürün pazarlama ve
geliştirmede, ülke tanıtımında, etkin planlama ve nitelikli işgücü yetiştirmede
çağın gerisinde kalmak, ayrıca çevreyle uyumlu, rekabetçi ve sürdürülebilir
politikalar geliştirmeyerek sektörü kendi haline bırakmak gibi birçok neden
turizmimizin geleceğini ciddi tehlikelere sokmaktadır. İşsizliğin hızla artığı
ülkemizde, turizm sektörünün bu kadar görmezden gelinmesi ve kendi kaderine terk
edilmesini anlamak mümkün değildir. Enflasyonla ve işsizlikle mücadele eden
birçok ülkenin, çok ciddi bir istihdam aracı olarak kullandığı turizm; Kültür
ve Turizm Bakanlıkları'nın birleştirilmesiyle de daha da gerileyen bir sektör
haline gelmiştir. Kültürel varlıklarımızın korunması, zenginleştirilmesi ve
bunların gelecek kuşaklara sağlıklı bir biçimde aktarılması konularında hizmet
vermesi gereken bir bakanlıkla, bacasız sanayi diye adlandırılan ve esası
turistik ürün pazarlayarak ticaret yapmak ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak
olan iki farklı alanı bir araya getirerek daha da hantal bir yapı meydana
getirilmiştir. Ayrıca, tarihi ve kültürel mirasımızın sadece turistler için
önemli olduğu ve onlar için korunacağı anlayışı egemen hale getirilmiştir. Turizm
anlayışımızla, çağdaşlığı, kaliteli hizmeti, korunmuş bir doğal çevre ve
kültürel mirası savunmamız gerekirken, kıyı şeritlerimizin taraflı ve
şeffaflıktan uzak bir yöntemle yağma edilmesi, çevre duyarsızlığı, içki
ruhsatlarında hükümet adına "kırmızı çizgi"lerden söz edilmesi,
alkollü içeceklerde yüksek ÖTV ve yüksek KDV oranları, çağdaş bir turizm
anlayışından uzaklaşarak, haremlik selamlık turizm bölgeleri oluşturma çabaları
vb. uygulamalar, üzülerek söylemek gerekir ki turizmimizin geleceğine büyük
darbe vurmaktadır.
Turizm sektörümüzün, çalışanlarının ve
özellikle ülkemiz ekonomisinin bu kötü gidişten daha fazla etkilenmelerini
önlemek amacıyla; hükümetlerin turizmi destekleyici ve düzenleyici rollerini ön
plana çıkarmak, rantı yüksek bölgelerdeki yanlı tahsis uygulamalarının önüne
geçmek, işsiz kalan yüz binlerce çalışanımızın durumlarına ve her yıl ekonomik
nedenlerle kepenk kapatmakta olan sektörümüze çeşitli destekler vererek çözüm
aramak, kamu ve özel sektör işbirliğini artırarak turizmimizin geleceği için
yeni politikalar üretmek ve özellikle bakanlığın elinde bulundurduğu
"turizm alan ve merkezleri ilan yetkisi"nin amacına uygun kullanılıp
kullanılmadığını tespit etmek amacıyla, Anayasa'nın 98. TBMM İçtüzüğünün 104.
ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif
ederiz.
1 - Abdulkadir Ateş (Gaziantep)
2 - Mehmet Yıldırım (Kastamonu)
3 - Feramus Şahin (Tokat)
4 - Yakup Kepenek (Ankara)
5 - Fahrettin Üstün (Muğla)
6 - Vezir Akdemir (İzmir)
7 - İlyas Sezai Önder (Samsun)
8 - Erdal Karademir (İzmir)
9 - Muharrem Kılıç (Malatya)
10 - Feridun Ayvazoğlu (Çorum)
11 - Mehmet Nuri Saygun (Tekirdağ)
12 - Mehmet Küçükaşık (Bursa)
13 - Mehmet Mesut Özakcan (Aydın)
14 - Feridun Fikret Baloğlu (Antalya)
15 - Nail Kamacı (Antalya)
16 - Mehmet Vedat Yücesan (Eskişehir)
17 - Halil Tiryaki (Kırıkkale)
18 - Abdulaziz Yazar (Hatay)
19 - Uğur Aksöz (Adana)
20 - N. Gaye Erbatur (Adana)
21 - Mevlüt Coşkuner (Isparta)
22 - Ali Cumhur Yaka (Muğla)
23 - Mehmet Vedat Melik (Şanlıurfa)
24 - Sedat Pekel (Balıkesir)
25 - Nuri Çilingir (Manisa)
26 - Muharrem İnce (Yalova)
27 - Türkân Miçooğulları (İzmir)
28 - Bülent Baratalı (İzmir)
29 - Ahmet Ersin (İzmir)
30 - Zeynep Damla Gürel (İstanbul)
31 - Ufuk Özkan (Manisa)
32 - Nurettin Sözen (Sivas)
33 - Hüseyin Ekmekcioğlu (Antalya)
34 - Tuncay Ercenk (Antalya)
35 - Mustafa Özyürek (Mersin)
36 - Atilla Kart (Konya)
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemde
yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Alınan karar gereğince,
sözlü soru önergeleriyle, diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmına geçiyoruz.
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
3.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu
Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun
Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1'inci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleri ile ilgili komisyon raporu
gelmediğinden teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
2'nci sırada yer alan,
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer alan,
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükûmeti Arasında
Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması
İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti
Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının
Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1115) (S.
Sayısı: 1147)
BAŞKAN - Komisyon?..
Yok.
Ertelenmiştir.
4'üncü sırada yer alan,
Petrol Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
6.- Petrol Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/835) (S. Sayısı: 1041) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
İkinci bölüm üzerinde
gruplar adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştı.
Şimdi, söz sırası, şahsı
adına söz isteyen Eskişehir Milletvekili Vedat Yücesan'a aittir.
Sayın Yücesan?.. Yok.
(x) 1041 S. Sayılı Basmayazı 11/1/2007 tarihli 49’uncu
Birleşim Tutanağına eklidir.
İkinci sırada, Zonguldak
Milletvekili Fazlı Erdoğan.
Buyurun Sayın Erdoğan.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
FAZLI ERDOĞAN
(Zonguldak) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; 1041 sıra sayılı
Petrol Kanunu Tasarısı üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Ülkemiz, jeopolitik ve
jeostratejik konumu itibarıyla, yakın civardaki ülkelerin önemli miktardaki
petrol ve doğal gaz arzının uluslararası pazara ulaştırılmasında bir enerji
koridoru olmak üzere önümüzdeki yirmi yıl için politika ve hedeflerini
belirlemiştir. Bu gayret içindeki ülkemiz, son üç yıl içerisinde enerji
sektörünün yeniden yapılandırılmasında gösterdiği performans çok çabuk etkisini
göstermiş, uluslararası petrol piyasasının yoğun ilgi odağı olmuştur.
1954 yılında çıkarılmış
olan ve ülkemizde uygulanan 6326 sayılı Petrol Kanunu'ndaki doğal gaz ve petrol
piyasasına ilişkin hükümlerin kendi mevzuatlarında düzenlenmiş olması nedeniyle
ülkemizdeki ham petrol ve doğal gazın aranması, üretilmesi ile kaynağı yurt
dışında olan petrol ve doğal gazın boru hattıyla gerek ülkemize gelişi ve
gerekse ülkemiz üzerinden transit geçişini düzenlemek, yönlendirmek, denetlemek
ve sektörü disipline etmek üzere yeniden hazırlanan ve yapılanmanın son halkası
olan Petrol Kanunu Tasarısı, 30 Kasım 2005 tarihinde Sanayi ve Enerji
Komisyonumuzda kabul edilerek Genel Kurula sevk edilmişti. Böylece, Türkiye,
küresel gelişmeler paralelinde, orta ve uzun vade için belirlediği enerji arz
güvenliği ile ilke ve hedefleri doğrultusunda, dışa bağımlılığımızı da
azaltacak şekilde, petrol sektöründe, serbest piyasa ilkeleri ve AB normlarına
uygun olarak, yasal ve kurumsal altyapısını tamamlamış olacaktır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; günümüzde dünyanın birincil enerji arzının kaynaklara göre
dağılımında, ham petrolün yüzde 37, kömürün yüzde 22, doğal gazın yüzde 24 payı
olduğu takdir edilirse, petrol ve doğal gazın dünya ekonomileri için gelecekte
de ne denli önemli olduğu kolayca anlaşılmaktadır.
Sınırlı miktarda olan
dünya petrol kaynakları, yoğun tüketime bağlı olarak, giderek azalmaktadır. Bu
durum, kullanımı sadece enerji ham maddesi olmakla kalmayıp, günlük hayatımızda
kullandığımız pek çok ürünün ana girdisi olan petrolün ülkemizde de gerektiği
şekilde aranmasını ve üretimini, dolayısıyla, Petrol Kanunu Tasarısı'nın daha
da önemli bir konuma gelmesini sağlamıştır. Böylece, tasarı, yerli, yabancı
özel sektöre, petrol ve doğal gaz kaynaklarımızın aranmasında, üretilmesinde ve
iletiminde, müdahalecilikten uzak, serbest ekonomi kuralları içinde, aktif bir
rol oynama özgürlüğü veren, bu alanda ihtiyaç duyulan yatırımlara katkısını
artıracak şekilde, şirketler için eşit koşullarda rekabetçi, istikrarlı ve
teşvik edici tedbirler getirmiştir.
2006 yılında, 30 milyon
ton petrol ve 30 milyar metre küp doğal gaz tüketilmiş olup, ham petrol
fiyatlarında görülen aşırı artış sonucunda petrol faturamız 13,1 milyar dolar
olarak gerçekleşmiştir. Petrol kaynaklarımızın aranması teşvik edilerek,
üretimin artırılması gerekmektedir. Böylece, daha fazla arama, daha fazla
keşif, daha fazla üretim ve daha fazla istihdam sağlanması sonucunda, petrol
faturalarımızda indirim sağlanarak, ülkemiz ekonomisine ciddi katkılar
sağlayabilecektir.
Arama ve üretim
şirketlerinde sürekli olarak istihdam edilen personel sayısı bugüne kadar 10
bin civarındadır.
Yine, 2006 yılında,
üretilen 2,2 milyon ton ham petrol, 900 milyon metre küp doğal gazın, yaklaşık,
toplam piyasa değeri 1,2 milyar dolardır. Bu kaynağın -gerek büyüklüğü ise-
sağladığı katma değer ve istihdam ile petrolün rafine edilmesiyle ortaya çıkan
ürünlerin satışından devletin aldığı vergilerle birlikte, yaklaşık, ülkemize
girdisi 1,5 milyar dolar civarında olmuştur.
1954 yılından bugüne
kadar, 207 yabancı ve 33 yerli şirket arama faaliyetlerine katılmıştır. Yabancı
şirketlerin -ve elli yıllık dönemde- yurt dışından getirmiş oldukları sermaye
toplamı, ortalama olarak 1,8 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Şimdiye kadar,
yerli sermaye özel şirketlerin de, petrol arama ve üretim faaliyetlerinde
önemli bir katkısı maalesef olmamıştır.
Ülkemizde, bugüne kadar,
1.290'ı arama olmak üzere, toplam 3.326 kuyu açılmıştır. Açılan kuyuların adet
olarak yüzde 72'sinin Güneydoğu Anadolu, yüzde 17'sinin Trakya bölgesinde yer
alması ve kalan yüzde 7'sinin ise diğer bölgelerde olması, diğer bölgelerde
fazla aramanın olmadığı anlamına gelmektedir.
Denizlerimizdeki
aramalar ise yüzde 1'i geçmemiştir. Böylece, denizlerimizde, bugüne kadar,
toplam olarak, 39 adet arama, 7 tespit ve 2 üretim kuyusu açılmıştır. Bunların
23 adedi Karadeniz, 10 adedi Marmara, 3 adedi Ege ve 12 adedi Akdeniz'dedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Erdoğan.
FAZLI ERDOĞAN (Devamla)
- Ben, buradan, Sayın Komisyon Başkanımıza ve bakanlarımıza teşekkür ediyorum.
Özellikle, Trakya'dan sonra, Karadeniz-Ereğli sahillerinde, Akçakoca
sahillerinde yapılan çalışmalar sonucunda yerinde tespit edilmiştir. Doğal
gazın Akçakoca sahillerinde güzel bir şekilde bir platforma kavuşması ve
Karadeniz'de yerli üretimimize kavuşması dolayısıyla mutluluğumuzu belirtmek
istiyoruz.
Sonuç olarak, bugüne
kadar yapılan çalışmalar neticesinde 103 petrol sahası ve 31 doğal gaz sahası keşfedilmiş
olup, bu sahalardan toplam 126,2 milyon ton ham petrol ve 8,6 milyar metre küp
doğal gaz üretimi gerçekleştirilmiştir. Yıllar boyunca petrol tüketimimiz hızla
artarken, yerli üretimimizde buna paralel olarak fazla artış sağlanmamıştır.
Giderek, 2006 yılı itibarıyla da yerli üretimimiz yüzde 7 seviyelerinde
kalmıştır.
Getirilen yeni imkân ve
kolaylıklarla, bu kanun tasarısıyla;
1) Petrol bölgesinde en
az sekiz adet olan ruhsat sayısı sınırlandırılması kaldırılmıştır,
2) Petrol arama ruhsatı
müracaatlarında başvuru süresi, Avrupa Birliği normları doğrultusunda, dört iş
gününden doksan iş gününe çıkarılmıştır,
3) Devlet hissesi,
üretim miktarlarında, su derinliğine, petrol üretim yönetimine ve üretilen
petrolün kalitesine göre, yüzde 2 ila 12 arasında değişen oranlarda
uygulanacaktır,
4) Teşvik oluşturulmak
amacıyla arama ruhsatlarından devlet hakkı kaldırılmış olup, yalnız işletme
ruhsatlarında devlet hakkı alınacaktır.
5) Yurt içinden temin
edilen malzeme ve ekipmanın da her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olması
öngörülmüştür.
6) Kurumlar vergisinde
petrol hakkı sahipleri için en fazla yüzde 40 olması öngörülmüştür.
7) Yapılan sözleşmeler
damga vergisinden muaf tutulmuştur.
8) Kara, hava ve deniz
ulaşımında ÖTV muafiyeti getirilmiştir.
9) Yabancı
yatırımcıların üretimden elde ettikleri gelirlerinin her türlü vergiden istisna
tutulması sağlanmıştır ve devamında her ruhsat sahası için taahhüt edilen iş
programının mali değerinin yüzde 2'si kadar teminat mektubu alınması
öngörülmüştür. Türkiye kara sularının…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FAZLI ERDOĞAN (Devamla)
- Sayın Başkan, bitiriyorum efendim.
BAŞKAN - Sayın Erdoğan
lütfen... Teşekkür için açıyorum sadece Sayın Erdoğan.
Buyurun.
FAZLI ERDOĞAN (Devamla)
- Ben, birkaç maddede yenilik olarak, en son, bu tasarının gerek ülkemize gerek
ülkemizde bu noktadaki çalışmalara yeni boyutlar kazandıracağına inanıyorum.
Yerli ve yabancı sermayenin iş birliğiyle petrol arama çalışmalarının
Türkiye'de de daha hızlı yürümesini temenni ediyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Erdoğan.
Bölüm üzerine, şahsı
adına söz isteyen Vedat Yücesan, Eskişehir Milletvekili.
Buyurun Sayın Yücesan.
(CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET VEDAT YÜCESAN (Eskişehir)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Petrol Kanunu Tasarısı üzerinde
görüşlerimi belirtmek üzere söz almış bulunuyorum. Konuşmama başlamadan önce
sizleri şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
birçok konuşmacı arkadaşım tasarının yaratacağı sakıncaları dile getirdiler.
Ben de, birtakım düzeltilmesi gereken hususlara dikkatinizi çekmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
tasarıda, ayrım gözetilmeden, bütün yabancı şirketlerin petrol arama ve işletme
ruhsatı alabilmelerine olanak getirilmektedir. Bu nedenle, işletmecilik için
öngörülen petrol paylaşımının sadece işletmecilik kârı ve yatırımların faiz
kazançlarıyla beraber kazanılmasını öngörecek şekilde sınırlandırılması
gerekmektedir.
Değerli arkadaşlarım, bu
çerçevede, yatırımcıların, gerçekleşen maliyetlerini geri almaları ve
işletmecilik bedeli olarak makul kârlılığa tekabül eden payı almaları esas
olmalıdır. Çıkarılan petrolün paylaşımı da önemlidir.
Değerli arkadaşlarım,
Kazakistan'da üretilen petrolün yüzde 25'i vergi olarak alınmaktadır, ayrıca,
yüzde 15 ek vergi alınmaktadır. Satılan petrolün yüzde 49'unu alırken, payını
alırken, ülkemizde yatırım yapılmasını ya da transfer vergisi vermesini şart
koşmaktadır. Bizde buna benzer bir sistem oluşturulması gerekmektedir.
Değerli arkadaşlarım
"sınırlara 5 kilometre mesafede, tarihî, dinî yer veya tesise, su
tesisine, bir yol veya umumi geçide 60 metre mesafede şehir veya kasaba
belediye imar sahası içinde, dâhilinde petrol faaliyetleri Bakan müsaadesi
olmadan yapılamaz" hükmü mevcut. Yasadan çıkartılarak, yabancı şirketlere,
sınır tanımaksızın her yerde faaliyette bulunma hakkı verilmiştir.
Değerli arkadaşlarım, bu
hükmün kaldırılması çevreye zarar verecektir, ormanlık alanlar, sit alanları
bundan olumsuz etkilenecektir. Tasarının 25'inci maddesi "İşletmeciler,
istihdam ettikleri yabancı şahıslar sayısının yüzde 25'inden aşağı sayıda
olmamak üzere Türk vatandaşlarının, petrol işlemlerinin her safhasında ihtisas
kazanmalarını sağlamak için yabancı memleketlerde veya Genel Müdürlükçe uygun
görüldüğü oranda Türkiye'deki ilmî ve mesleki kurum veya işletmelerde eğitim
veya staj görmelerini, masraflarını üzerlerine almak suretiyle temin
ederler." denmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
başka bir ifadeyle, Türk vatandaşlarının Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce uygun
görülen oranlarda, Türkiye'deki ilmî ve mesleki kurum ve işletmelerde eğitim ve
staj görmeleri, masraflarını üzerlerine almak kaydıyla petrol hakkı sahibi
tarafından karşılanmakla sınırlı bırakılmıştır.
Değerli arkadaşlarım,
kanaatimce, bu hususun her çalışan yabancıya karşılık 3 Türk personel
çalıştırılması şeklinde düzenlenmesi daha uygun olacaktır diye düşünüyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarıda belirtilen görevler, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü
tarafından yürütülmektedir. Tasarıda, Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün
görevleri arasında tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunmak da
getirilmiştir. Devletin hüküm ve tasarrufunda olan tabii servetler ve
kaynakların ülke yararına kullanılması ilkesi Genel Müdürlüğün asıl görevi
olması gerekirken, pazarlama gibi bir kavram görev olarak tanımlanmıştır.
Diğer taraftan, 6326
sayılı mevcut Kanun'la önemli birçok yetki Bakanlar Kurulu kararına
bırakılmışken, görüştüğümüz tasarıda bu yetkilerin çoğu Petrol İşleri Genel
Müdürlüğüne devredilmiştir. Şunu herkes biliyor ki, petrol şirketleri çok
kuvvetli, bazen hiçbir güç önlerinde duramıyor. Bu şartlar altında Petrol
İşleri Genel Müdürlüğünün nasıl bir direnç göstereceği düşünülüyor anlamış
değilim değerli arkadaşlarım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yücesan,
buyurun, lütfen toparlayın.
MEHMET VEDAT YÜCESAN
(Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarı, bu şekilde
yasalaşırsa, hiçbir konuya çözüm getirmeyeceği gibi bir sürü sorunu da beraberinde
getirecektir. Tasarı, 6326 sayılı Kanun'un ruhundan yoksundur.
Ülkemiz, petrol
potansiyeli olan bir ülkedir. Tasarıyla, petrol kaynaklarımız
"teşvik" adı altında uluslararası tekellere sunulmaktadır. Özellikle,
British Petrol şirketinin Doğu Karadeniz'de açmaya başlayacağı sondaj öncesinde
bu düzenlemenin getiriliyor olması da oldukça dikkat çekicidir. BP'nin bulup,
üretim ihtimali yüksek olan petrol kaynaklarımız ve buna bağlı elde edeceğimiz
gelir açısından yeni düzenlemeye bakıldığında, petrol kaynaklarımız teşvik adı
altında açıkça yabancılara devredilmektedir. Bu yönüyle tasarı, bir BP
yasasıdır.
Bu tasarı, bana göre ve
bizim görüşümüze göre derhal geri çekilerek, yer altı kaynaklarımızın
halkımızın olduğu ilkesiyle hareket ederek, kaynaklarımızı sermayeye değil,
kamu çıkarlarına uygun olarak, kamu kuruluşlarımız eliyle değerlendirilmesini
esas alan düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.
Bu duygu ve düşüncelerle
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Yücesan.
Şimdi, bölüm üzerinde on
beş dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Soru sorma süresi sekiz
dakikadır, cevap verme süresi yedi dakikadır.
Sayın Özdoğan, buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN
(Erzurum) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Üç sorum var Sayın
Hükûmete.
Birinci sorum: Sayın
Bakan, tasarıda, Petrol Kanunu'nu yürütmekle görevli Petrol İşleri Genel
Müdürlüğünün görevleri arasına tanıtım ve pazarlama faaliyetinde bulunmak da
getirilmiştir.
Devletin hüküm ve
tasarrufunda olan tabii servetler ve kaynakların ülke yararına kullanılması
ilkesi Genel Müdürlüğün asli görevleri olması gerekirken, görev tanımında neden
pazarlama kavramı tercih edilmiştir?
İkinci sorum: Petrol
şirketlerine bilançolarında enflasyon muhasebesi sistemi uygulayabilecekleri,
petrol faaliyeti için yapmış oldukları yatırımların transfer tarihindeki cari
kur üzerinden, ayrıca, transferi tamamlanıncaya kadar devlet hissesi hariç,
kurumlar ve gelir vergisinden muaf olacakları, safi kazançları üzerinden
ödemekle mükellef bulundukları vergiler toplamının yüzde 40'ı oranını
geçemeyeceği ve geniş KDV istisnaları gibi bir dizi vergi muafiyeti
getirilmiştir.
Böylesine bir
kayırmacanın gerekçesi nedir ve siyasi olarak bunu nasıl taşıyabilmektesiniz?
Son sorum: Bu
düzenlemenin BP şirketinin Doğu Karadeniz'de açmaya başlayacağı sondaj
öncesinde getiriliyor olması oldukça dikkat çekicidir. Bu düzenlemeye
bakıldığında, BP'nin bulup üretme ihtimali yüksek olan petrol kaynaklarımız ve
buna bağlı elde edeceğimiz gelir açısından, petrol kaynaklarımız, teşvik adı
altında yabancılara devredilmektedir. Bu tasarının yabancı şirketleri teşvik
amacına yönelik olması hususuna ilişkin tespit ve kanaatiniz nedir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Özdoğan.
Sayın Işık…
AHMET IŞIK (Konya) -
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, arama
ruhsatlarındaki başlıca iyileşmeler nelerdir? Ruhsat alımına yönelik
eleştiriler önlenebilecek midir? Ruhsatların verilmesinde rekabet ve şeffaflık
sağlanabilecek midir? Ruhsat için verilen programa uymamanın müeyyidesi nedir?
Petrolün aranması ve üretiminden elde edilen verilerin daha etkili kullanımını
sağlamak için, işletme ruhsatındaki gizli bilgilerin, sektörün ve talep edecek
diğer kamu kurum ve kuruluşlarının ve kişilerin istifadesine sunmak mümkün
olabilecek midir?
Getirilen vergi
muafiyetleri nelerdir? Devlet, üretimden aldığı paydan vaz mı geçmektedir?
Bir de, idari para
cezalarının günün koşullarına göre belirlenmesindeki oran kriteri?..
Son olarak da, 2006'da
doğal gazda 6 alım sözleşmesinin yapıldığını biliyoruz; yakın geçmişte İran
doğal gazında yaşanan sıkıntıya yönelik alternatif planlarınız nelerdir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Işık.
Sayın Kepenek…
YAKUP KEPENEK (Ankara) -
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanımıza
aracılığınızla şu sorularımı yöneltiyorum: Tasarıya göre, elde edilecek petrol
kârlarından alınacak verginin yarısı il özel idarelerine bırakılıyor. Şimdi, bu
ilke, maliyenin temel kurallarına aykırıdır. Yani, zengin olan illerden alınan vergi,
o illerde yarısı harcanır diye bir kural olamaz, İstanbul gibi, Kocaeli gibi.
Maliyenin bu konudaki görüşü alındı mı? Bilimsel olmayan bir yaklaşımdır bu.
Maliyenin görüşü alındı mı? Bu bir.
İkincisi: Son günlerde,
dış basında, Irak petrollerinin Amerika Birleşik Devletleri ve İngiliz
şirketlerince işletileceğine dair ciddi haberler yer alıyor. Bu durumda,
Kerkük-Yumurtalık Boru Hattının geleceği nasıl etkilenecektir?
Üç: Ülkemizin ham petrol
varlığı konusundaki kestirimlerindeki son durum nedir? Ne kadar petrol
varlığımız tahmin edilmektedir, deniz ve kara ayırımına göre?
Son sorum: Bingöl'ün
Karlıova ilçesindeki hidroelektrik santralinin ihalesi yapılmış mıdır? Bu
konudaki çalışmalar ne durumdadır?
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kepenek.
Sayın Akdemir…
VEZİR AKDEMİR (İzmir) -
Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum. Aracılığınızla Sayın Bakana birkaç soru
sormak istiyorum.
Sayın Bakanım, son dönem
doğal gazda hayli bir sıkıntılar yaşandı. Bu doğal gazda daha önümüzdeki tarihlerde
sıkıntıların yaşanmaması için önemli bir tedbir almayı düşündünüz mü, örneğin,
mesela İran'la ilgili? Başka alternatifimiz var mıdır?
Diğer bir sorum: Petrol
istasyonlarında kullanılan yazar kasalar kışın soğukta, yazın da sıcakta
verimli çalışmamaktadır. Bu konuda petrol istasyonlarında şikâyetler
duyulmakta. Bu konuda herhangi bir önlem var mıdır?
Diğer bir sorum:
Akaryakıtta yüksek bir vergi alınmaktadır ve bu da fiyatı yükseltmektedir. Bu
konuda bir çalışmanız var mıdır? Akaryakıttaki vergi oranını düşürmeyi
düşünüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Akdemir.
Sayın Çorbacıoğlu…
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU
(Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, Ağustos
2006 yılı içerisinde, şu anda rakamlarını hatırlamamakla beraber, Bütçe
Kanunu'nun 8'inci maddesi üzerinde yaptığım konuşma sırasında sorduğum bazı
sorular vardı. Bunu tekrar size sormak istiyorum.
2006 Ağustos ayı
içerisinde, otuz ilde, yaklaşık altmış dağıtım şirketine ait 1 000'in üzerinde
depoda inceleme yapılmış; yapılan inceleme sonucu elde edilen akaryakıt
ürünlerinin incelenmesi için TÜBİTAK'a gönderildiği ve TÜBİTAK'tan çıkan
raporda 280 numunenin evsaf dışı olduğu, yani Türk standartlarına uymadığı,
yani kaçak ürün olduğu tespit edildiği yönünde tarafıma bilgi geldi. Bu raporla
ilgili bilginiz var mı veya bu konuda yapılan çalışma ne aşamadadır? Bildiğim
kadarıyla, bu çalışma, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından Jandarma,
Emniyet, Sahil Güvenlik, Gümrük Muhafaza gibi birimler tarafından yapılmış, organize
edilmişti.
Bu konuda bir cevap verirseniz memnun olurum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çorbacıoğlu.
Sayın Ercenk…
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Teşekkür ederim.
Sayın Bakan, geçen
oturumda da bu maden ve taş ocaklarıyla ilgili bir soru yöneltmiştim sayın
makamınıza ve orada bu ruhsatların gelişigüzel verildiği konusunda sizin de bir
kabulünüz olmuştu ve bu konuda suistimallerin olduğunu ve birtakım
değişikliklerin yapılması gerektiğini kabul etmiştiniz. Antalya'da 1.627 tane
taş ocağı maden ruhsatı var efendim, 1.627 tane ve bunların tümü turizm
açısından, çevre sağlığı açısından, insan sağlığı açısından en önemli yerlerde
açılmış vaziyette. Çok keyfî ve kriter gözetilmeden verilen bu ruhsatlar çok
ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. Şimdi, Doyran ve Gebiz bölgesinde, şu anda,
10 bin dönümü aşan, bütün, ağaç katliamı meydana gelmiştir. Yani, 10 bin
dönümden fazla ağaç katledilmiş ve orman alanı tahrip edilmiştir ve bir tek
kazma, maden arama için bir tek kazma da vurulmamıştır. Bu konuda -özellikle
Antalya için rica ediyorum- çok acil bir tedbir düşünüyor musunuz?
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Ercenk.
Soru sorma süresi
tamamlanmıştır.
Sayın Bakan, buyurun.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ
GÜLER (Ordu) - Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sondan başa doğru
gideyim. Sayın Ercenk'le ilgili… Bu, Antalya'nın taş ocaklarıyla ilgili,
Antalya ve diğer illerdeki taş ocaklarıyla ilgili "gelişigüzel"
tabirini kullanmadım. Ancak, orada sıkıntı olduğunu biliyorum. Oradaki mesele,
işletme ruhsatı ile arama ruhsatı arasındaki farkı, arama ruhsatının
özelliklerini bildikleri hâlde mahallî yöneticilerin ve maden ocağı
sahiplerinin bunu kurallara uygun bir şekilde değerlendirilmemesinden doğduğunu
söyledik ve bununla ilgili de Maden İşleri Genel Müdürüm konuyla ilgilendi,
gitti oraya, görüştü…
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Beraberdik.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Beraberdiniz.
…ve bunun üzerinde de
değişiklik yapmak üzere çalışmalarını yaptırıyorlar.
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Ama, o katliam devam ediyor.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Şimdi, arama ruhsatı ayrı bir
şeydir, işletme ruhsatı ayrı bir şeydir.
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Anladım efendim.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Arama ruhsatı alan bir kimse
aramayı yapar, ama işletmek için özel önlemlerin ve izinlerin alınması lazım.
Antalya gibi rantı yüksek olan yerlerde çok da fazla inşaat olduğu için,
bilhassa taş ocakları konusunda bu işin istismar edildiğini biz görüyoruz ve bu
da sadece bizimle ilgili değil, diğer ilgili kuruluşların da bu işe eğilmesiyle
birlikte olacak. Bunun koordinasyonunu biz yapıyoruz.
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Evet efendim.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Çalışmayı başlattık, düzenlemeyi
de yapacağız.
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Mahallî idareleri uyarmanız mümkün mü efendim?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Ama, sadece burada sorumlu ben…
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Gerçekten o günden bu yana binlerce ağaç kesilmeye devam ediyor.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Yalnız, o kadar değil, o rakam
biraz abartılı.
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Hayır efendim, daha şimdi görüştüm ben, size soru sormak amacıyla.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Şimdi, bakınız, Antalya gibi bir
yerde 10 bin dönüm ağacın hiçbir şey yapılmadan kesilmesi söz konusu olamaz.
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Ben size o fotoğrafları da arz edeceğim.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Çünkü, bununla ilgili Çevre ve
Orman Bakanlığımız son derece hassastır. Ayrıca hepimiz hassasız.
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Mutlaka.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Ve bu noktadaki, aramayla işletme
ruhsatı arasındaki istismara yönelik kısmı da düzeltmek üzere çalışmayı ele
aldık.
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Efendim, bir telefonla uyarırsanız yeterli olacak bence.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Olur, memnuniyetle.
TUNCAY ERCENK (Antalya)
- Çok teşekkür ederim.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Sayın Çorbacıoğlu'nun konusuyla
ilgili olarak… Bu rapor bana gelmedi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
tarafından çalışma yürütülüyor. Dolayısıyla bu konuda detaylı bilgiyi onlardan
alıp size aktarırım.
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU
(Artvin) - Yani, örtbas edilmesi endişemiz var, onun için…
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Olamaz, hayır; böyle bir şey söz
konusu olamaz. Hayır, mümkün değil, yani kayda kuyda giren bir şey örtbas
edilemez, biz de o hassasiyetteyiz zaten.
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU
(Artvin) - Onun için sordum.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Memnuniyetle.
Sayın Akdemir'le ilgili
olarak… "Bu, İran'a karşı alternatif var mı" sorusu… Şimdi, bu
anlaşmaların hepsi uluslararası anlaşma. Uluslararası anlaşmaları düzeltmek
kolay değil. Yani, Anayasa'yı değiştirebiliyoruz, ama uluslararası anlaşmaları
o kolaylıkta değiştiremiyoruz. Çünkü, iki tarafın da bu konuya "evet"
demesi lazım. Maalesef sadece onda değil, diğer anlaşmalarda da günün şartları,
o günün şartları altında bazı noktalar bugün yadırganacak şekilde
değerlendirilecek biçimde anlaşmalara konmuş. Ancak, biz, bu konuları tahkimde
görüşüyoruz. Tahkimin konusu fiyat, miktar ve kimyasal özellikler olmasına
rağmen, bunu, biz, aynı zamanda bir tartışma ve değerlendirme konusu olarak
onlarla gündeme aldık. Tahkim Kurulu yakında toplanıyor. Orada, bunları söz
konusu edeceğiz. Bu noktada, ayrıca, biz, gerekli tedbirleri de aldık. Dikkat
ederseniz, uzunca bir süredir bu sıkıntı yaşandığı hâlde, biz, size, gündelik
hayatta bunun sıkıntılarını yansıtmadık, kendi içimizdeki aldığımız önlemlerle
bunu giderdik.
Yazar kasalarla ilgili
konu bizimle ilgili değil, ama, ben, hem ilgili bakan arkadaşımla hem de
ilgililerle görüşüp size yazılı olarak doyurucu bilgi vereceğim.
VEZİR AKDEMİR (İzmir) -
Bir de vergi oranı…
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Vergi konusu, evet, o doğrudur,
yüksek olarak nitelendirilebilir; ancak, fiyatlar yükselince, oran olmadığı
için, miktar olduğu için, oradaki fiyatlar yükselirken oran yükselmediği için,
aslında, o miktar düşmüş gibi gözüküyor. Daha evvelden, yani miktar yüzde
şeklinde yazılmadığı için, fiyatlar yükselince düşmüş gibi oluyor, düşünce de
artmış gibi oluyor.
VEZİR AKDEMİR (İzmir) -
Oran yüzde 67 civarında…
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Doğrudur, doğrudur. Sayın Maliye
Bakanımız, Hazineden sorumlu Devlet Bakanımız ve biz, bunu gündeme getirdik.
Maliye Bakanlığımız bu konu üzerinde çalışıyor. Önemli bir gelir kalemimiz
olduğu için, bundaki değişiklik o kadar kolay olmuyor maalesef.
Sayın Kepenek'in
sorusuyla ilgili olarak… Maliyenin bu konuda, maliyenin gayet tabii ki böyle
hassas bir konuda görüşü vardır. Gerek Sayın Bakanımız gerek Sayın Müsteşarımız
bu konuda olumlu görüş vermiştir, verdiği için de zaten gündeme getirdik
onların bilgisi dâhilinde. Böyle bir şey yapmamız söz konusu olamazdı.
Bingöl-Karlıova
yatırımıyla ilgili en son durumu inceledikten sonra, ben, size bu bilgiyi
vereyim.
Sayın Işık'la ilgili…
YAKUP KEPENEK (Ankara) -
Efendim, yazılı mı cevap vereceksiniz diğer sorularıma?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Yazılı vereceğim, evet.
Sayın Işık'ın ilk iki
sorusunu tam duyamadığım için, daha sonra cevap vereceğim. Yalnız İran doğal
gazıyla ilgili, biraz önce söylediğim gibi, bir sıkıntı yaşandı, ama, bölgenin
aşırı soğuklardan etkilenmesi ve yatırımdaki, işletmeye almada bir sorun olduğu
için böyle bir durumla karşılaştık. Onu giderdiler, büyük ölçüde giderdiler.
Zaman zaman düşmesine rağmen, şu anda gaz akışı bize yetecek kadar devam
ediyor.
Burada, ayrıca,
ispatlanmış, işte, ham petrol rezervlerimiz yerinde ispatlanmış, üretilebilir
ve üretilen miktarlar var. Burada, bizim, yerinde ispatlanmış miktar 962 milyon
ton civarında, üretilebilir miktar 165 milyon ton, üretilen 126, kalan da 39
milyon ton olarak gözüküyor, ama, biz, şu anda aramalarımıza devam ediyoruz.
Özellikle Karadeniz Bölgesi, Güneydoğu ve Trakya'da hem doğal gaz hem petrol
konusunda ümitvarız, çalışmalarımız sürüyor, ama, bu gibi çalışmalar… Her zaman
söylediğim gibi, ihtiyat payı elimizde olmak kaydıyla, diyoruz ki:
"Matkabın ucu değmedikten sonra… Varlığı veya yokluğu hakkında kesin bilgi,
ancak o zaman verilebilir."
BAŞKAN - Sayın Bakan,
süre tamamlanmıştır.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Çalışmamız bu şekilde sürüyor.
Eğer, eksik, veremediğim
cevap varsa zaman kısıtlılığı açısından, onları yazılı olarak sizlere arz
edeceğim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
İkinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Sayın milletvekilleri,
birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.39
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.13
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân
MİÇOOĞULLARI (İzmir)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi'nin İkinci
Oturumu'nu açıyorum.
1041 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Şimdi, ikinci bölümde
yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra
ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
21'inci maddenin
başlığını okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Terk, Sahaya İlave ve
Tesislerin Kaldırılması
Terk, sahaya ilave ve
tesislerin kaldırılması
MADDE 21.-
BAŞKAN - Madde üzerinde
iki önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına
göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 21. maddesinin 1. paragrafında yer alan
"Kısmen veya tamamen" ifadesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
sıra sayılı Kanunu Tasarısının 21. maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve
teklif ederiz.
Süleyman Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem Doğan Dursun
Akdemir Hüseyin Özcan
Mardin Iğdır Mersin
Selami Yiğit Hasan Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ ve TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Böyle bir
maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü
bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 21. maddesinin 1. paragrafında yer alan
"Kısmen veya tamamen" ifadesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ ve TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) -
Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Yapılan
değişiklikle, tasarıda zaten tanımlanmış bir ifadenin tekrarının önüne
geçilmesi sağlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
22'nci maddenin
başlığını okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Vergilendirme, İthalat
ve İhracat ile Transferler
Vergilendirme
MADDE 22.-
BAŞKAN - Madde üzerinde
üç adet önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre okutup,
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 22. maddesinin birinci fıkrasında yer
alan "aralarında bir ortaklık oluşturulmuş olsa bile" ifadesinin,
"aralarında bir ortaklık bulunsa bile" şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol
Kanunu Tasarısının 22 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki cümlenin eklenmesini; üçüncü, dördüncü ve beşinci
fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve altıncı fıkrasının madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
M. Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"Dar mükellefiyet
esasında vergilendirilenIere bu kanun hükümleri uyarınca petrol arama
faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlardan, 13.6.2006 tarihli ve 5520
sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesine göre % 5 oranında tevkifat
yapılır."
"5520 sayılı Kurumlar
Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan
parantez içi hüküm, petrol işleminden elde edilen gelir ve kazançlara
uygulanmaz."
"Devlet hissesi
hariç olmak üzere, petrol hakkı sahibinin, petrol işlemi için yapmış olduğu
yatırımlara tekabül eden sermayesine karşılık gelen üretimden elde edeceği
gelirler, cari kur üzerinden sermayenin geri alınmasına kadar, yerli şirketler
için ise yapılan yatırım miktarı itfa edilene kadar Vergi Usul Kanununa göre
itfa payı addolunur. Petrol hakkı sahiplerinin 6326 sayılı Kanuna göre geçmiş
yıllarda yabancı para cinsinden ithal etmiş olduğu fakat halen transferi
gerçekleşmemiş sermayeden kalan miktarlara da bu kural uygulanır."
"Tükenme payı;
petrol hakkı sahibinin sermaye hesabına alarak aktifleştirdiği arama giderleri,
sondaj fer'i giderleri ve üretim bakımından ekonomik olmayan kuyuların açılma
giderleri toplamından ibaret olup, Vergi Usul Kanununun 316 ncı maddesi hükmüne
kıyasla her saha için ayrı ayrı olmak üzere, Maliye Bakanlığı ile Genel
Müdürlükçe müştereken belirlenecek oranlar üzerinden itfa edilir. Ancak,
sahanın petrol üretiminden başka bir maksada tahsis edilmiş bulunan kısmının
maliyet ve kıymeti ile petrol işleminin sona erdiği tarihte bu sahanın petrol
hakkı sahibi bakımından haiz olduğu bakiye değer tükenme payından
indirilir."
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 22. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Süleyman Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem Doğan Dursun
Akdemir Hüseyin Özcan
Mardin Iğdır Mersin
Selami Yiğit Hasan Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Böyle bir maddeye
gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü
bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Hükûmet tarafından
gelen, 22'nci maddeyle ilgili önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol
Kanunu Tasarısının 22 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki cümlenin eklenmesini; üçüncü, dördüncü ve beşinci
fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve altıncı fıkrasının madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
M. Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"Dar mükellefiyet
esasında vergilendirilenIere bu kanun hükümleri uyarınca petrol arama
faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlardan, 13.6.2006 tarihli ve 5520
sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesine göre % 5 oranında tevkifat
yapılır."
"5520 sayılı
Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer
alan parantez içi hüküm, petrol işleminden elde edilen gelir ve kazançlara
uygulanmaz. "
"Devlet hissesi
hariç olmak üzere, petrol hakkı sahibinin, petrol işlemi için yapmış olduğu
yatırımlara tekabül eden sermayesine karşılık gelen üretimden elde edeceği
gelirler, cari kur üzerinden sermayenin geri alınmasına kadar, yerli şirketler
için ise yapılan yatırım miktarı itfa edilene kadar Vergi Usul Kanununa göre
itfa payı addolunur. Petrol hakkı sahiplerinin 6326 sayılı Kanuna göre geçmiş
yıllarda yabancı para cinsinden ithal etmiş olduğu fakat halen transferi
gerçekleşmemiş sermayeden kalan miktarlara da bu kural uygulanır."
"Tükenme payı;
petrol hakkı sahibinin sermaye hesabına alarak aktifleştirdiği arama giderleri,
sondaj fer'i giderleri ve üretim bakımından ekonomik olmayan kuyuların açılma
giderleri toplamından ibaret olup, Vergi Usul Kanununun 316 ncı maddesi hükmüne
kıyasla her saha için ayrı ayrı olmak üzere, Maliye Bakanlığı ile Genel
Müdürlükçe müştereken belirlenecek oranlar üzerinden itfa edilir. Ancak,
sahanın petrol üretiminden başka bir maksada tahsis edilmiş bulunan kısmının
maliyet ve kıymeti ile petrol işleminin sona erdiği tarihte bu sahanın petrol
hakkı sahibi bakımından haiz olduğu bakiye değer tükenme payından indirilir."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Dar
mükellefiyet esasında vergilendirilenlere petrol arama faaliyetleri dolayısıyla
sağlanan kazançlardan, Bakanlar Kurulu Kararlarıyla öteden beri % 5 olarak
uygulanmakta olan kurumlar vergisi tevkifat oranı kanun metnine işlenmektedir.
Devlet hissesi hariç
olmak üzere, petrol hakkı sahibinin, petrol işlemi için yapmış olduğu
yatırımlara tekabül eden sermayesine karşılık gelen üretimden elde edeceği
gelirler, cari kur üzerinden sermayenin geri alınmasına kadar, yerli şirketler
için ise yapılan yatırım miktarı itfa edilene kadar Vergi Usul Kanununa göre
itfa payı addolunacağı düzenlenerek, genel hükümlere göre kazançtan indirim
konusu yapılması sağlanmakta ve mevcut kanuna göre geçmiş yıllarda yabancı para
cinsinden ithal edilmiş olan fakat halen transferi gerçekleşmemiş sermayeden
kalan miktarlara da bu kuralın uygulanacağı öngörülmekte olduğundan, ayrıca,
amortisman uygulaması bakımından ihtiyarilik tanınmasına gerek bulunmamaktadır.
Petrol hakkı
sahiplerinin ödedikleri Devlet hakkı ve hissesi ile Petrol hakkı sahiplerinin
ellerindeki sahanın terk edilmesi gereği olarak terk ettikleri iktisadi
kıymetlerin henüz itfa edilmemiş bakiye değerleri, aktifleştirmedikleri arama
giderleri, sondaj fer'i giderleri ve üretim bakımından ekonomik olmayan
kuyuların açılma giderlerinin vergi mevzuatının genel hükümleri çerçevesinde
kazançtan indirilmesi mümkün bulunduğundan maddede yer verilmesinin
mükerrerliğe yol açacağı düşüncesiyle madde metninden çıkarılması
gerekmektedir.
Diğer taraftan,
yürürlüğe girmiş bulunduğundan yeni Kurumlar Vergisi Kanununa yönelik olarak
teknik düzeltme yapılmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 22. maddesinin birinci fıkrasında yer
alan "aralarında bir ortaklık oluşturulmuş olsa bile" ifadesinin,
"aralarında bir ortaklık bulunsa bile" şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Yapılan
değişiklikle maddede anlam bütünlüğü sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Madde kabul edilmiştir.
23'üncü maddenin
başlığını okutuyorum:
İthalat ve ihracat
MADDE 23.-
BAŞKAN - Madde üzerinde
milletvekilleri tarafından verilmiş iki önerge ile Hükûmet tarafından verilmiş
bir önergeyi sırasıyla okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol
Kanunu Tasarısının 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve ikinci cümlesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar
Bakanı
"Bir petrol hakkı
sahibinin bizzat veya bir temsilci veya Genel Müdürlükçe kabul edilmiş bir
müteahhidi vasıtasıyla kendi adına, Türkiye'deki petrol işlemi için idarî
faaliyetleri ile bina tesislerinin ve teçhizatlarının inşası, kurulması ve
işletmesine ait malzemeler hariç petrol işlemlerinde kullanılacak ve Genel
Müdürlükçe onaylanan malzemeyi, ekipmanı, akaryakıtı ve kara, deniz, hava nakil
vasıtalarını ithal etmesi ya da yurt içinden teslim alması, katma değer vergisi
ile özel tüketim vergisi hariç olmak üzere her türlü vergi, resim, harçtan
muaftır."
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 23. maddesinin 2. paragrafının metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Üçüncü önergeyi
okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
sıra sayılı Kanun Tasarısının 23. maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve
teklif ederiz.
Süleyman Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem Doğan Dursun
Akdemir Hüseyin Özcan
Malatya Iğdır Mersin
Selami Yiğit Hasan Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) -
Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Böyle bir
maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü
bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 23. maddesinin 2. paragrafının metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Yapılan
değişiklikle, yurtdışından getirilen malzemelerin TSE'ye uygunlukları
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol
Kanunu Tasarısının 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve ikinci cümlesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
M. Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar
Bakanı
"Bir petrol hakkı
sahibinin bizzat veya bir temsilci veya Genel Müdürlükçe kabul edilmiş bir
müteahhidi vasıtasıyla kendi adına, Türkiye'deki petrol işlemi için idarî
faaliyetleri ile bina tesislerinin ve teçhizatlarının inşası, kurulması ve
işletmesine ait malzemeler hariç petrol işlemlerinde kullanılacak ve genel
müdürlükçe onaylanan malzemeyi, ekipmanı, akaryakıtı ve kara, deniz, hava nakil
vasıtalarını ithal etmesi ya da yurt içinden teslim alması, katma değer vergisi
ile, özel tüketim vergisi hariç olmak üzere, her türlü vergi, resim, harçtan
muaftır.
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz efendim.
TACİDAR SEYHAN (Adana) -
Karar yetersayısı…
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Seyhan.
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: 3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanunu ile 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununda
petrol arama ve istihsal faaliyetlerinde kullanılacak mal ve hizmetlerin bu
vergilerden istisna olacağına ilişkin hükümler yer almaktadır. Bu istisnaların
ilgili kanunlarda yer alan hükümlere göre uygulanmakta olduğu dikkate alınarak
burada ayrıca mükerrer düzenleme yapılmasına gerek olmadığı kanun tedvin tarzı
açısından uygun mütalaa edilmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım:
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 16.17
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.36
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân
MİÇOOĞULLARI (İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi'nin Üçüncü Oturumu'nu
açıyorum.
1041 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Tasarının 23 'üncü
maddesi üzerinde Hükûmet tarafından verilen önergenin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi kabul edenler…
Kabul etmeyenler…
Sayın milletvekilleri,
Kâtip Üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla oylama
yapacağız.
Üç dakikalık süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
24'üncü maddenin başlığını okutuyorum:
Transferler
MADDE 24.-
BAŞKAN - Madde üzerinde iki adet önerge
vardır; önce geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol
Kanunu Tasarısının 24. maddesinin 1. paragrafında yer alan "vergiden
muaf" olarak ifadesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutup, işleme
alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın 24. maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Süleyman
Sarıbaş Hüseyin Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem Doğan Dursun
Akdemir Hüseyin Özcan
Mardin Iğdır Mersin
Selami Yiğit Hasan Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe: Böyle bir
maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü
bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
reddedilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 24. maddesinin 1. paragrafında yer alan
"vergiden muaf" olarak ifadesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve
teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Yapılan
değişiklikle vergi gelirlerinin arttırılması hedeflenmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
25'inci maddenin
başlığını okutuyorum:
BEŞİNCİ BÖLÜM
Yabancı Personel
Çalıştırılması ve Mücbir Sebepler
Yabancı personel
çalıştırılması
MADDE 25.-
BAŞKAN - Madde üzerinde
iki adet önerge vardır. Geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 25. maddesinin 2. paragrafında yer alan
"temin ederler" ifadesinin "Karşılarlar" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 25. maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve
teklif ederiz.
Süleyman Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem Doğan Dursun
Akdemir Hüseyin Özcan
Mardin Iğdır Mersin
Selami Yiğit Hasan Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Böyle bir
maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü
bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
reddedilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 25. maddesinin 2. paragrafında yer alan
"temin ederler" ifadesinin "Karşılarlar" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİÎ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Yapılan
değişiklikle maddenin anlamı netleştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
26'ncı maddenin
başlığını okutuyorum:
Mücbir sebepler
MADDE 26.-
BAŞKAN - Madde üzerinde
iki adet önerge vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme
alıyorum.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 26. maddesinde "harp"
ifadesinin "savaş" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 26. maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve
teklif ederiz.
Süleyman Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem Doğan Dursun
Akdemir Hüseyin Özcan
Mardin Iğdır Mersin
Selami Yiğit Hasan Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe : Böyle bir
maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü
bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 26. maddesinde "harp"
ifadesinin "savaş" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe : Yapılan
değişiklikle anlam bütünlüğü sağlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
27'nci maddenin
başlığını okutuyorum:
ALTINCI BÖLÜM
İdarî Para Cezaları,
İdarî Tedbirler ve Transit Boru Hatları
İdarî para cezaları
MADDE 27.-
BAŞKAN - Madde üzerinde
iki adet önerge vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme
alıyorum.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 27. maddesinin 7. paragrafında yer
alan "50 bin YTL idari para cezası
uygulanır" ifadesinin "100 bin YTL idari para cezası uygulanır"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 27. maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve
teklif ederiz.
Süleyman Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem Doğan Dursun
Akdemir Hüseyin Özcan
Mardin Iğdır Mersin
Selami Yiğit Hasan Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Böyle bir
maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü
bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
reddedilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 27. maddesinin 7. paragrafında yer alan
"50 bin YTL idari para cezası uygulanır" ifadesinin "100 bin YTL
idari para cezası uygulanır" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Caydırıcılığın arttırılması
için ceza miktarında artışa gidilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
28'inci maddenin
başlığını okutuyorum:
İdarî tedbirler
MADDE 28.-
BAŞKAN - Madde üzerinde
bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 28. maddesinin 3. paragrafında yer alan
"bakan tarafından verilir" ifadesinin "ilgili bakan tarafından
verilir" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Hayır, katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Hangi bakanın
fesih yetkisini vereceğinin net olarak belirlenmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
29'uncu maddenin
başlığını okutuyorum:
Transit boru hatları
MADDE 29.-
BAŞKAN - Madde üzerinde
iki adet önerge vardır; geliş sıralarına göre okutup, aykırılıklarına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol
Kanunu Tasarısının 29 uncu maddesindeki "...kamulaştırma işlemleri; 22, 23
ve 24 üncü maddeleri hariç olmak üzere..." ibaresinin
"...kamulaştırma işlemleri;..." şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
M. Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 29. maddesinde yer alan "Bakanlık
yetkilidir" ifadesinin "ilgili bakanlık yetkilidir" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Net tanımlama
sağlanması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol
Kanunu Tasarısının 29 uncu maddesindeki "……kamulaştırma işlemleri; 22, 23
ve 24 üncü maddeleri hariç olmak üzere….." ibaresinin "……kamulaştırma
işlemleri;....." şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Kanun
Tasarısının 29 uncu maddesinde düzenlenen transit boru hatları ile taşıma
faaliyetlerinin, kamulaştırma işlemleri de dahil olmak üzere, bu Kanunun petrol
ameliyelerini destekleme hükümlerinden yararlandırılması ve boru hattı ile
petrol taşımacılığının teşvik edilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
30'uncu maddenin
başlığını okutuyorum:
YEDİNCİ BÖLÜM
Bazı Kanunlarda Yapılan
Değişiklikler
MADDE 30.-
BAŞKAN - Madde üzerinde
bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 30. maddesinde yer alan
"vasıtalarının" ifadesinin, "araçlarının" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Değişiklikle
anlam bütünlüğü sağlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
31'inci maddenin
başlığını okutuyorum:
MADDE 31.-
BAŞKAN - Madde üzerinde
iki adet önerge vardır, geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041
Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 31. maddesinin 2. paragrafında yer alan
"tevkifat" kelimesinin "kesinti" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 31 inci
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
M. Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR,
BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ
GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Tasarıda yer alan vergisel
düzenlemeler verilen önerge ile Kanunun 22'nci maddesinde düzenlendiğinden
mükerrerliğin önlenmesi amacıyla Tasarının 31'inci maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını sağlanmıştır.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece, diğer önergeyi işlemden kaldırıyorum
ve 31'inci madde metinden çıkartılmıştır.
32'nci maddenin başlığını 31 olarak
okutuyorum:
MADDE 31.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge
vardır; okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol
Kanunu Tasarısının 31. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR,
BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ
GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Caydırıcılığın arttırılması için
ceza miktarında artışa gidilmiştir.
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
33'üncü maddenin başlığını 32 olarak
okutuyorum:
MADDE 32.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge
vardır; okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının
32’inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"MADDE 32- 1/7/1964 tarihli ve 488
Sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı Tablonun "IV- Ticari ve
Medeni İşlerle İlgili Kağıtlar" başlıklı bölümüne aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
36. Petrol Kanunu kapsamında petrol hakkı
sahiplerinin petrol arama ve üretim faaliyetlerine ilişkin olarak düzenlenen
sözleşmeler."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR,
BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ
GÜLER (Ordu) - Kabul ediyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Damga Vergisi Kanunu uygulaması
açısından ise teknik bir düzeltme yapılmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına
dair bir önerge vardır. Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı ve
teklife konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan, ancak tasarı veya teklif
ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve
komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açılacağı, İç Tüzük'ün 87'nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür.
Bu nedenle, önergeyi okutup Komisyona
soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılırsa, önerge üzerinde, yeni
bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması
hâlinde ise, önergeyi işlemden kaldıracağım.
Şimdi, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 32.
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Madde 33.- 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"c) Altın, gümüş ve platin arama,
işletme, zenginleştirme, rafinaj ile Türk Petrol Kanunu hükümlerine göre petrol
arama faaliyetlerine ilişkin olmak üzere bu faaliyetleri yürütenlere yapılan
teslim ve hizmetler ile aynı Kanun hükümlerine göre boru hattıyla taşımacılık
yapanlara, bu hatların inşasına, bakım, onarım ve modernizasyonuna ilişkin
yapılan teslim ve hizmetler."
BAŞKAN - Sayın Komisyon, önergeye salt
çoğunlukla katılıyor musunuz?
TACİDAR SEYHAN (Adana) - Salt çoğunluk yok.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR,
BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Salt çoğunluğumuz
yok Sayın Başkan.
BAŞKAN - Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılmamış olduğundan önergeyi işlemden kaldırıyorum.
Yeni madde ihdasıyla ilgili bir önerge daha
var, onu da okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 33.
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin 34. madde olarak eklenmesini
ve müteakip maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederim.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Madde.- 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı
Doğal Gaz Piyasası Kanununun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendinin
dördüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
"6326 sayılı Petrol Kanununa göre
kurulan ve doğal gaz üretimi yapan petrol hakkı sahibi yerli ve yabancı
şirketler ile yabancı şirketlerin Türkiye'deki şubelerine, ürettikleri doğal
gazı; toptan satış şirketlerine, ihracatçı şirketlere, dağıtım şirketlerine
veya serbest tüketicilere pazarlamak ve ihraç etmek üzere, depolama koşulu
aranmaksızın, toptan satış lisansı verilir."
BAŞKAN - Salt çoğunluk olmadığı için önergeyi
işlemden kaldırıyorum.
33'üncü maddenin başlığını okutuyorum:
MADDE 33.-
BAŞKAN - Madde üzerinde iki adet önerge
vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol
Kanunu Tasarısının 34. maddesindeki "işlemlerinden" ifadesinin
"işlemleri sonucunda" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısı'nın
33'üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını, müteakip maddelerin buna
göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakan
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR,
BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire
bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ
GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Maddede düzenlenen Gelirler Genel
Müdürlüğü gelirleri arasından çıkarıldığından maddede yer alan düzenlemeye
gerek kalmamıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece diğer önerge işlemden kaldırılmış
olup maddeyi çıkarttığı için 33'üncü maddeyi kaldırıyorum.
35'i 33 olarak başlığını okutuyorum:
MADDE 33.-
BAŞKAN - Madde üzerinde iki adet önerge
vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının
33 üncü maddesi ile Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesine eklenen (8)
numaralı bent hükmünün aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar
Bakanı
"8.(II) sayılı listedeki 8701.20, 87.04,
87.05 ve 87.09 G.T.İ.P. numaralarında yer alan malların, münhasıran petrol
arama faaliyetinde kullanılmak üzere ilk iktisabı,"
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol
Kanunu Tasarısının 33. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR,
BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ
GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarıda bütünlüğün sağlanması için madde
metinden çıkarılmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının
33 üncü maddesi ile Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesine eklenen (8)
numaralı bent hükmünün aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar
Bakanı
"8.(II) sayılı listedeki 8701.20, 87.04,
87.05 ve 87.09 G.T.İ.P. numaralarında yer alan malların, münhasıran petrol
arama faaliyetinde kullanılmak üzere ilk iktisabı,"
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR,
BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ
GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II)
sayılı listedeki 8701.20, 87.04, 87.05 ve 87.09 G.T.İ.P. numaralarında yer alan
taşıtların yalnızca petrol arama faaliyetinde kullanılmak üzere, petrol arama
faaliyetinde bulunanlar tarafından ilk iktisabı özel tüketim vergisinden
istisna edilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
36'ncı maddeyi 34'üncü madde olarak başlığını
okutuyorum:
MADDE 34.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının
34 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"Madde 36.- 4.12.2003 tarihli ve 5015
sayılı Petrol Piyasası Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
Biyodizel
Ek Madde 1.- Biyodizel üreticileri, EPDK
tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirlenen kalite standartlarına göre
üretim yapmak üzere, yönetmelikle belirlenen usul ve esaslar dahilinde bedelsiz
olarak üretim lisansı alırlar ve üretimlerini lisans kapsamında yaparlar.
Kalite denetimleri EPDK tarafından yapılır veya yaptırılır.
Petrol piyasasında faaliyet gösteren
rafinerici ve dağıtıcılar, tamamen yerli tarım ürünlerini kullanarak üretim
yapan biyodizel üreticilerinden temin edecekleri biyodizeli akaryakıt ile en az
yüzde iki oranında harmanlayabilirler. Harmanlama oranları ile ilgili
denetimler EPDK tarafından yapılır.
Biyodizel üreticileri her yıl, bir sonraki
yıl için piyasaya sunabilecekleri üretim miktarını ve her üç aylık dönem
gerçekleşmelerini yılı içinde EPDK'ya bildirir.
Biyodizel üreticileri sadece yerli tarım
ürünlerinden üretilen saf biyodizel dağıtımı ve satışı yapmak için bu Kanunun 7
nci ve 8 inci maddelerindeki esaslara göre ve yıllık en az otuz bin ton saf
biyodizel satış projeksiyonu vermek koşuluyla dağıtım lisansı ve bayi lisansı
alabilir. Dağıtım ve bayi lisanslarının teknik ve ekonomik şartları EPDK
tarafından belirlenir.
Bu maddenin birinci, ikinci ve dördüncü
fıkralarına aykırı faaliyet gösterenlere bu Kanunun 19 uncu maddesinin (a)
bendi hükümleri, üçüncü fıkrasına aykırı faaliyet gösterenlere ise aynı
maddenin (b) bendi hükümleri ile bu Kanunun genel hükümleri uygulanır."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR,
BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ
GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 19
uncu maddesinde, diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu
vergi bakımından geçersiz olduğu, KDV'ye ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak
bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle
düzenleneceği belirtilmiş, ancak uluslararası anlaşma hükümleri saklı tutulmuştur.
Aynı şekilde, 4760 sayılı Özel Tüketim
Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinde, ÖTV'ye ilişkin istisna ve muafiyetlerin
ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle
düzenleneceği, diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümlerinin bu
vergi bakımından geçersiz olduğu hükme bağlanmış ve uluslararası anlaşma
hükümlerinin saklı olduğu hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca 4760 sayılı ÖTV Kanunu kapsamında yer
alan "biodizel (biyodizel)" isimli malın vergi tutarını, Bakanlar
Kurulu, malın özelliğine ve kullanım yerine göre Kanunda belirlenmiş sınırlar
içerisinde değiştirme yetisine sahiptir.
Yukarıda yer alan nedenlerle, ÖTV ve KDV'ye
ilişkin hükümler madde metninden çıkartılarak söz konusu madde yeniden
düzenlenmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
37’nci madde başlığını 35 olarak okutuyorum:
MADDE 35.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge
vardır; okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının
35 nci maddesinde yer alan 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 2 nci
maddesinin (7) numaralı bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"7) Akaryakıtla harmanlanan ürünler:
Metil tersiyer bütil eter (MTBE), denatüre biyoetanol, biyodizel ve benzeri
akaryakıt ile eşdeğer vergiye tâbi olan ve olacak ürünleri,"
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR,
BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ
GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bakanlar Kurulu, 4760 sayılı ÖTV Kanununun
(I) sayılı listesinde yer alan malların vergi tutarlarını, Kanunda belirlenen
alt ve üst sınırlar dahilinde, malın kullanım yerine ve özelliğine göre
belirleme yetkisine sahip olup bu düzenleme Bakanlar Kurulu Kararıyla
yapılmıştır. Bu nedenle Tasarısının 37 nci maddesinde yer alan 5015 sayılı
Petrol Piyasası Kanununun 2 nci maddesinin (7) numaralı bendinin parantez içi
hükmü madde metninden çıkarılmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
38'inci madde başlığını 36 olarak okutuyorum:
Yönetmelik
MADDE 36.-
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
39'uncu madde başlığını 37 olarak okutuyorum:
Yürürlükten kaldırılan mevzuat
MADDE 37.-
BAŞKAN - Bir adet önerge vardır, okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun tasarısının 37 nci
maddesinin başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"Yürürlükten kaldırılan mevzuat ve
atıflar
Madde 37- (1) Bu Kanunla;
a) 20.2.2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanununun 5/A maddesinin (b) ve (f) bentleri,
b) 18.4.2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz
Piyasası Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinin
dördüncü paragrafı,
c) 18 inci maddesi hariç olmak üzere 7.3.1954
tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanunu,
yürürlükten kaldırılmıştır.
(2) Diğer kanunlarda 6326 sayılı Kanuna
yapılmış olan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR,
BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire
bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ
GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Diğer kanunlarda 6326 sayılı Kanuna atıf
yapılmış olan hükümlerin uygulanmasına devam edilebilmesi amacıyla, 6326 sayılı
Kanuna yapılan atıfların bu Kanuna yapılmış sayılacağı hükme bağlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici 1'inci madde başlığını okutuyorum:
Geçici Madde 1.-
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici 2'nci madde başlığını okutuyorum:
Geçici Madde 2.-
BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Geçici 3'üncü madde başlığını okutuyorum:
Geçici Madde 3.-
BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Geçici 4'üncü madde başlığını okutuyorum:
Geçici Madde 4.-
BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.09
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.23
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi’nin Dördüncü Oturumu’nu açıyorum.
1041 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Geçici 5'inci maddenin başlığını okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 5.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge
vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 sıra sayılı Petrol
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
ekinde yer alan (1), (2) ve (3) sayılı cetvellerin ek'teki cetvellerle
değiştirilmesini ve geçici 5. maddenin son fıkrasının aşağıdaki gibi
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"Ancak, yukarıdaki şekilde ataması
yapılamayan söz konusu personel, üç aylık sürenin bitiminden itibaren beş gün
içerisinde Devlet Personel Başkanlığına liste halinde bildirilir. Bu personel
Devlet Personel Başkanlığınca 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22 nci
maddesinin iki, üç, dört ve beşinci fıkralarında belirtilen esas ve usuller
çerçevesinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilirler. 4046 sayılı
Kanunun 22 nci maddesi uyarınca Özelleştirme Fonundan karşılanması öngörülen
ödemeler Genel Müdürlük tarafından karşılanır. "
(1 SAYILI LİSTE)
İPTAL EDİLEN KADROLAR
KURUMU: PETROL İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEŞKİLÂTI: MERKEZ
SERBEST TUTULU
KADRO KADRO
SINIFI UNVANI DERECESİ ADEDİ ADEDİ TOPLAM
GİH Teftiş Kurulu Başkanı 1 1 1
GİH Başmüfettiş 1 8 8
GİH Müfettiş 1 4 4
GİH Müfettiş 3 1 1
GİH Müfettiş 5 1 1
GİH Müfettiş (Özelleştirme) 1-7 10 10
TOPLAM
25 25
(2 SAYILI LİSTE)
İHDAS EDİLEN KADROLAR
KURUMU: ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANLIĞI
TEŞKİLÂTI: MERKEZ
SINIFI UNVANI DERECESİ KADRO
ADEDİ
GİH Başmüfettiş 1 4
GİH Müfettiş 1 2
GİH Müfettiş 3 1
TOPLAM
7
(3 SAYILI LİSTE)
İHDAS EDİLEN KADROLAR
KURUMU: DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEŞKİLÂTI: MERKEZ
SINIFI UNVANI DERECESİ KADRO
ADEDİ
GİH Başmüfettiş 1 5
GİH Müfettiş 1 2
GİH Müfettiş 5 1
GİH Müfettiş (Ö) 1-7 10
TOPLAM
18
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR,
BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire
bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ
GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Sözkonusu Tasarının Komisyondan geçmesini
müteakip kadrolarda iptal ihdas yapıldığından, listelerin Petrol İşleri Genel
Müdürlüğünün mevcut durumuna uyumunun sağlanması amaçlanmıştır.
Ayrıca, 4046 sayılı Kanunun 22 nci
maddesinde, özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşlarda çalışan personelin
diğer kurumlara nakline ilişkin esas ve usuller düzenlenmektedir. Bu kapsamda
personel ile ilgili olarak özelleştirme fonundan ödenmesi öngörülen ödemeler ve
personel açısından fark tazminatı ve şahsa bağlı hak gibi değişik düzenlemeler
vardır. Bu itibarla 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesine genel bir atıf
yapılmak suretiyle düzenleme yapılmasının uygulamada tereddütlere sebebiyet
vereceği düşünüldüğünden, yeniden teşkilatlanmaya ilişkin yapılan diğer
düzenlemeler de dikkate alınarak maddede değişiklik yapılması gerekli
görülmüştür.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler…Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
40'ıncı madde başlığını 38 olarak okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 38.-
BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
41'inci madde başlığını 39 olarak okutuyorum:
Yürütme
MADDE 39.-
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Şimdi, tasarının başlığına ilişkin bir adet önerge
vardır; okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 sıra sayılı
"Petrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısı"nın isminin "Türk Petrol Kanunu Tasarısı" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR,
BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire
bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ
GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Yazışmalarda yaşanabilecek zorluklar
dikkate alınarak, uygulamaya kolaylık sağlamak amacı ile isim değişikliğine
ihtiyaç duyulmuştur.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, tümünün oylamasından
önce, İç Tüzük'ün 86'ncı maddesi gereğince oyunun rengini belirtmek ve aleyhte
olmak üzere, Mehmet Eraslan, Hatay Milletvekili, söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Eraslan.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
En önemli zenginlik kaynaklarımız petrol ve
doğal gazlarımız, gerçekten, büyük bir stratejik öneme sahip. Bu önemi, hemen
yanı başımızda, Orta Doğu'da cereyan eden olaylardan da çok iyi anlamış
bulunmaktayız.
Değerli arkadaşlar, kanun tasarısı hazırlanır
iken, kamu yararı ve millet menfaati esas alınmalıdır, bu çok önemlidir. Yapılan
bütün yasal düzenlemeler ve bütün görüşmeler, kamu yararı ve millet menfaati
öncelikli olarak değerlendirilmeli ve bu şekilde düzenlemeler yapılmalıdır
diyoruz.
Yabancılara petrol arama ve üretim yapma
hakkı daha önce Bakanlar Kurulunun elindeydi. Petrol ve doğal gaz gibi yer altı
zenginliklerimiz, gerçekten, çok önemli ve stratejik zenginliklerimizdir,
stratejik önemi haiz olan ürünlerdir. Bakanlar Kurulu iznine tabi iken petrol
arama, çıkartma, dağıtımını yapma ve bunun ticaretini yapma izni Bakanlar
Kurulu iznine tabi iken, şimdi, Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün yetki alanına
bu yasayla girmiştir.
Tabii, bu kanun, beraberinde tekelciliği
getirecektir, monopolcülüğü getirecektir. Çıkacak doğal gaz ve petrolün yüzde
100'ünü yabancı şirketler, yabancı firmalar yurt dışına ithal etme yetkisini
ellerinde bulunduracaklardır. O yüzden, kamu menfaati ve millî menfaatler
burada unutulmuştur, göz ardı edilmiştir. Bu ülkede ne kadar doğal gaz çıkarsa,
ne kadar petrol çıkarsa, yabancı firmalar bunu yurt dışına ihraç etme yetkisine
sahip olacaklardır. Daha önceki kanunda, karada çıkan petrol veya doğal gazın
yüzde 65'ini ülke ihtiyaçları için ayırma zorunluluğu var idi. Denizde çıkacak
olan, denizde çıkan petrol kaynaklarının veya doğal gaz kaynaklarının ise yüzde
55'i ülke ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayrılacak idi, ayrılıyor idi. Daha
önceki kanun buydu, ama, şimdi, yabancı firmalara, kendi devletlerine veya
başka devletlere çıkardıkları ham petrolün yüzde 100'ünü ihraç etme olanağı
tanımaktadır ve uygulama stratejisi doğru bir strateji değildir. Yabancı
şirketlere bu noktada büyük avantajlar, yabancı devletlere büyük avantajlar
sağlanmıştır. Yeniden ele alınması ve yeniden görüşülmesi gereken çok önemli
bir kanun tasarısıdır. Petrol şirketlerine, petrol faaliyetleri için yapmış
oldukları masrafların, yapmış oldukları yatırımların bedelinin tümü tekrar
kendilerine iade edildikten sonra vergiye tabi tutuyoruz. Ne kadar yatırım
bedeli ödediler ise, ne kadar masraf yaptılar ise bunu önce tekrar geri
alıyorlar, daha sonra cari kur üzerinden kurumlar vergisi ve gelir vergisinden
de ayrıca muaf tutulmaktadırlar.
Değerli arkadaşlar, safi kazançlarından
verecekleri toplam vergi ise yüzde 40'ı aşmayacak. Bugün Türkiye'de iş yapan
herkes, ticaret, yatırım, üretim, ihracat yapan herkes yüzde 60, yüzde 65
dolaylarında vergi verirken, bu firmalar, bu şirketler yüzde 40'ı geçmeyecek
şekilde vergiye tabi tutulacaklardır. Üretilen petrolden alacağımız hissenin
çok düşük olması da düşündürücüdür. Ben Sayın Bakanıma soruyorum: Bizim toplam
üretimden alacağımız pay ne? Millet olarak, ülke olarak elde edeceğimiz kâr ne?
Toplam oranımız, alacağımız toplam oran ne? Bunu bizlere ve kamuoyuna
açıklamanızı sizden istirham ediyorum.
Bor madenlerimiz ne oldu Sayın Bakanım? Bor
madenleri de çok önemli, stratejik yeraltı kaynağımızdır. Bor madenleriyle
ilgili -ki, Türkiye'de bor madenlerinin ne kadar ağırlıklı olduğunu ve ne kadar
önemli olduğunu biliyoruz- Türk ekonomisine katkı sağlamak noktasında bor
madenlerimizi bugüne kadar işleyebildik mi, pazarlayabildik mi ve bor
madenlerimizle ilgili ne faaliyet yaptık? Bunu da ayrıca sizden duymak ve
dinlemek isteriz işin doğrusu.
Avrupa Birliği ülkelerinde elektrik enerjisi
fiyatı ile Türkiye'deki elektrik enerjisi fiyatı arasındaki fark…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Eraslan, lütfen… 86'ncı
maddeye göre söz istediniz. Sadece teşekkür için açıyorum.
Buyurun.
MEHMET ERASLAN (Devamla) - 86'ncı maddeye
göre Sayın Başkanım, neden aleyhte olduğumun izahatlarını yapıyorum, açıklamalarını
yapıyorum.
Ve Bor madenlerinin, elektrik enerjisi
fiyatlarının, Türkiye'de doğal gazın ve petrolün kamu yararı ve millet menfaati
gözetilerek yasal faaliyetin, yasal icraatın yapılması gerektiğini yeniliyorum
ve bu kanunun aleyhinde olduğumu vurgulayarak hepinizi yeniden saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Eraslan.
Oyunun rengini belirtmek için ve lehte olmak
üzere, Mahmut Göksu, Adıyaman Milletvekili.
Buyurun Sayın Göksu. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; Petrol Kanunu üzerinde, lehte konuşmak için söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu yasa Mecliste
görüşülürken Meclis dışında olan bir partinin bu kanun hakkında açıklamaları
oldu. Tam da benim o madde, o fıkra üzerinde Sayın Bakana ve ilgililere
teşekkür etmek istediğim husustaydı bu açıklamalar. Tabii, açıklamayı yapan
parti diyor ki: "AKP'den DTP'ye petrol payı mı?" Ve devam ediyor:
Petrol gelirinin yarısının il özel idaresine bırakıldığını belirterek
"devlet hissesinin yarısının petrolün çıktığı yer yönetimine
bırakılmasının siyasi anlamı devletin hükümranlığını parçalamaktır."
diyor.
Değerli arkadaşlar, böyle bir maddenin
girmesinde benim de katkım oldu, çalışmalarım oldu. Geçen dönem Batman
Milletvekili Ataullah Hamidi'yle beraber başlattığımız, bu dönem Afif
Demirkıran ve diğer arkadaşlarımızla sürdürdüğümüz çalışma bugün sonuçlanmış
oldu.
Biz hep şunu savunduk: Madende ve diğer yer
altı zenginliklerinde çıkan yerin özel idarelerine paylar aktarılmakta.
Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Adana, Kırklareli gibi illerimiz de
petrolün çıktığı illerdir. Bu illerin özel idarelerine de belli bir pay
verilmesini arzu etmekteydik. Daha önce Maden Kanunu'na, daha sonra Petrol
Piyasası Kanunu'na bunların konulmasını arzu ettik, ancak, sağ olsun, Bakanımız
dedi ki: "Biz, bunu Petrol Kanunu'na koyalım, çıkan illerin özel
idarelerine belli bir pay verelim." Ve bugün gerçekleşmiş oldu.
Bu Kanun'un 19'uncu maddesinin son fıkrasında
"Karalarda elde edilen Devlet hissesinin % 50'si işletme ruhsatının
bulunduğu ilin il özel idaresinin açtıracakları hesaba aktarılır." Bunun
bir benzeri Maden Kanunu'nda vardır değerli arkadaşlar.
Dolayısıyla, bizim altı yedi seneden beri
takip ettiğimiz ve bugün sonuçlanan bu sevincimize dışarıdan bir partinin bu
şekilde yaklaşmasını, doğrusu, çok garipsiyorum ve çok yanlış bir yaklaşım
olarak söylüyorum. Çünkü, petrol çıkartılan illerin özel idarelerine aktarılan
paylar, sonuçta, devletin yatırım yapacağı alanlara harcanacaktır. Örneğin,
geçen sene, KÖYDES projesi kapsamında, benim bildiğim, Adıyaman'a 30 trilyona
yakın para gitti, Diyarbakır'a 59 trilyon para gitti. Sonuçta, özel idarenin
başında kim vardır? Devletin valisi vardır.
Bu mantıkla bakarsak "devletin yukarıdan
aktarmış olduğu paylar, bir başka, efendim, terör örgütünün hesabına mı
aktarılıyor?" diye sormak lazım. Eğer böyle düşünürsek, çok yanlış ve çok
dışlayıcı bir yaklaşım olur. Bu, kesinlikle doğru bir yaklaşım değildir değerli
arkadaşlar.
Dolayısıyla, uzun zamandan beri olmasını arzu
ettiğimiz böyle bir çalışmanın bugün gerçekleşmesi, hepimizi memnun etmiştir.
Bu konuda emeği geçen bütün Meclisimize, Sayın Bakanımıza, bürokratlarına,
vekil arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Çünkü, petrol çıkartılan illerde
çalışan şirketler, o ilin altyapısını kullanıyor, yollarını kullanıyor, çevreyi
kirletiyor. O şirketler petrol çıkardıkça -bunun içinde TPAO da vardır- o
halkla daha da bütünleşecek, o kaynağın çıktığı yere belki biraz daha fazla
yatırım yapma imkânına kavuşmuş olacaktır.
Bu şekliyle çok bir para da değil. Adıyaman
özel idaresine 5-6 trilyon para girmiş olacak, Diyarbakır'a 4-5 trilyon,
Batman'a belki 7-8 trilyon bir para aktarılmış olacak. Nereye aktarılıyor? O
ilin özel idaresine değerli arkadaşlar.
Evet, ben bu kanunun lehinde olmak üzere söz
almıştım. Niçin lehindeyim? Artık bundan böyle petrol çıkarmak üzere yabancı
yatırımcılar da ülkemize gelecektir. "Çevremizde petrol çıkıyor, ama,
niçin ülkemizde çıkmıyor diye zaman zaman kendi kendimize soru sorduğumuz
olmuştur. Biz petrol zengini bir ülke değiliz. “Çevremizde olduğu hâlde, peki,
bizde niye yoktur?” sorusunun cevabı belki bundan sonra daha netleşecek, gelen
yatırımcı, yabancı yatırımcı veya yerli yatırımcılar daha çok para harcayıp petrol
arama işine koyulacaktır. Bu alan, pahalı ve riskli bir alandır. Bu alana çok
büyük paralar ayırmak lazım. Devlet böyle bir imkânı, böyle bir parayı
ayıramadığı için, tabii ki, yatırımcıya açmak gerekiyor değerli arkadaşlar.
Ayrıca, yeni yatırımcılar kazanılacak ve
bunlar yeni teknolojiyle gelecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Göksu, lütfen…
MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Tamam, bitiriyorum.
BAŞKAN - Teşekkür için buyurun.
MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Daha ötesi, petrol
ve doğal gaz daha hızlı bir şekilde çıkacak ve ülkemiz ekonomisine katkı
sağlayacaktır.
Değerli arkadaşlar, bu nedenle oyumun rengi
olumlu olacaktır, beyazdır, yani, evet diyeceğim.
Bir şeyin daha altını çiziyorum: Değerli
arkadaşlar, AK Parti iktidara geldiğinde petrolün varil fiyatı 25-27 dolardı,
70-75'lere çıktı, ama, hiçbir zaman bunu vatandaşımıza bir kriz olarak asla
yansıtmadık. Bu ülkede 20-25 dolar olduğu dönemlerde krizler yaşandı, ama, bu
dönemde yaşanmadı. Geçmişte 20 dolar olduğu günlerde bakanlıklarda insanlar
paltolarıyla otururlardı kışın, ama, çok şükür, 70 dolara çıktığı o dönemlerde
bile böyle bir olumsuzluk yaşanmadı.
AK Parti iktidara geldiğinde sekiz ilde doğal
gaz varken, bugün elliye yakın ilde doğal gaz ya var ya da gitmek üzeredir. Birçok
alanda olduğu gibi enerji alanında da bu dönemde rekorlar kırılmıştır. Bu
rekoru kıran Hükûmetimize ve Sayın Bakanına, destek veren bütün vekillere
teşekkür ediyor, bu yasanın hayırlı olmasını diliyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Göksu.
Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun
kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre
içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini,
bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için
öngörülen üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın
bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve
kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama
için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türk Petrol
Kanunu Tasarısı oylama sonucu:
Oy sayısı :
236
Kabul :
197
Ret : 38
Çekimser :
1 (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Birleşime on dakika ara veriyorum sayın
milletvekilleri.
Kapanma
Saati : 17.48
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 18.05
BAŞKAN:
Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi’nin Beşinci Oturumu’nu açıyorum.
5'inci sırada yer alan Petrol Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporlarının
görüşmelerine başlıyoruz.
7.- Petrol Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporları
(1/1215) (S. Sayısı: 1230) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 1230 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına, Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan.
Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEYHAN (Adana) -
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii, bir kaçakçılıkla mücadele komisyonu
kurulmuştu. Bu mücadele komisyonunda, Türkiye'deki akaryakıt kaçakçılığının
boyutları tek tek ele alındı. Bu yasa, o komisyon raporuna istinaden
çabuklaştırıldı ve Genel Kurula getirildi.
Şimdi, değerli arkadaşlar, Türkiye'de kaçağa
bakarken birkaç yönden bakmanız lazım. Türkiye'deki bu kaçak petrol, mali
açıdan kontrol edilemeyen, yüksek graviteli, yani mevcut, piyasada satılan
benzine ve motorine eş değer bir kaçak petrol müdür? Evet. Eğer, öyle bir kaçak
petrol kullanılıyor mu diye soruyorsanız, evet, piyasadaki benzine, motorine eş
değer bir kaçak petrol vardır, Türkiye'de bu satılmaktadır. İkinci bir türü var
kaçağın: Mevcut benzin ve motorine solvent katılarak, atık yağlar katılarak ve
biyoyağ katılarak benzin motorin şeklinde satılmaktadır. Bu da kaçağa
girmektedir. Çünkü, standart açısından, Türkiye'de satılan süper benzinle ve
motorinle, konulan kriterler açısından bir uygunluk teşkil etmiyor. Ancak, biz,
bu gravitenin tespit edilebilmesi için, bu sınırlamanın getirilmesi için kanuna
bir ulusal marker ekledik ve Petrol Piyasası Kanunu'na eklediğimiz bu maddeyle,
ulusal marker'ın 1 Ocaktan itibaren yürürlüğe girmesini sağladık. Ama, bu, ne
zaman yapıldı? Değerli arkadaşlar, üzerinden tam iki buçuk yıl geçti.
Şimdi, bu ulusal marker ne, biliyor musunuz,
biraz daha böyle anlaşılır bir dille anlatayım: Belli bir miktar petrolün
içerisine içinde DNA molekülleri de bulunan bir karışım ekleniyor -bunun oranı
belirlenmiş- o petrol, bu marker'la uluslararası standartlara kavuşuyor. Bu
marker'ı tespit etmek üzere yetki EPDK'ya verilmişti. EPDK da TÜBİTAK'a ihale
etti. Bir kere, ihale süreci altı ay öncesinde yapıldı. Tam vaktini bilmiyorum,
ama, o kadar uzun beklediler ki, yapılan ulusal marker ihalesi defalarca iptal
edildi değerli arkadaşlar. Peki, bunu niye anlatıyorsunuz?
Şimdi, geldik -petrol kaçakçılığı çıkıyor-
biz, bugün, ulusal marker uygulanabilir mi uygulanamaz mı, onu tartışacağız
birazdan. Çünkü, birkaç önemli nokta var. Şimdi, Türkiye, petrol kaçakçılığını
önlemek için bir marker uygulaması getiriyor, ama, EPDK ve TÜBİTAK'ın yaptığı
çalışmalara göre, değerli arkadaşlar, şikâyetlerden birincisi, yeterli derecede
marker'ın olmadığı. İkincisi, EPDK'nın da kabul ettiği, yüzde 1 oranında
çökelti olması nedeniyle marker'ların uyum sağlayamadığı. Değerli arkadaşlar,
üçüncüsü, bu marker'lar kaybolduğunda ya da çalındığında -noterde tespit
ediyorsun, ama- yapılacak işlemler konusunda geniş bir ayrıntının olmadığı. Bu
kadar çok soru işareti varken, Türkiye, bu kaçakçılık kanunuyla sektörün yüzde
50'sini mahkûm eder.
Bunda kabahat kimdedir arkadaşlar? Bunda
kabahat, bu kanun çıktıktan sonra işlemi yaptırmayan siyasal iradenindir,
işlemi yapmayan kurumundur, sektörün değil. Eğer "Biz, görevimizi tam
yaptık" diyorsanız, şimdi, o zaman bu düzeltmeyi yapmayın; ama, görevini
yapmayanlar, bu işi geciktirenler de gelip özür dilesinler; burada, desinler
ki: "Biz şu şu nedenlerle ulusal marker uygulamasını devreye koyamadık,
sakınca görüyoruz ve süre istiyoruz." Şimdi süre isteyecekler. Yapılacak
başka bir şey kalmadı. Eğer, siz, bu süreyi vermezseniz, TÜBİTAK'ta yeterli
çalışma yapılamayacak, yeterli sayıda ulusal marker üretilemeyecek. Bunu
yapmadığınız sürece, Türkiye'de, piyasayı oturtamazsınız değerli arkadaşlar.
Peki bu marker'ı nasıl ölçüyorlar? Birkaç
çekince daha var. Elinde çanta kadar bir aletle geliyor, küçük bir numune
alıyor, ölçüm yapıyor. Makine, benzinle motorini ayıramıyor zaten. SMS atıyor,
karşılığında gravite geliyor. Ama, şu ana kadar yapılan uygulamalarda,
marker'ın konulduğu bir akaryakıta da, hiç marker konulmayan bir akaryakıta da
tam ölçü verebiliyor bu alet. O hâlde, cihazda da sorun var, uygulamada da
sorun var.
Şimdi, peki, ne yapacaksınız? Ben size bir
şey söyleyeyim: Bu süreyi uzattınız. Uzattığınız da, görev yapamadığınız için
uzatıyor. Eğer, siz, TÜBİTAK'ı bugünkü konumuna getirirseniz; eğer, siz,
EPDK'yı bugün bulunduğu normlardan çıkarıp özel bir petrol piyasası düzenleme
kurulu kurup ihtisas sahibi insanları görev başına getirmezseniz, altı ay
sonra, ulusal marker devreye girdiğinde, verilecek marker, yine, Türkiye'ye
sorun yaratacaktır. Bu TÜBİTAK'ın bu yapısıyla, EPDK'nın bu yapısıyla, ben, bu
ulusal marker sorununun, altı ay içerisinde çözüleceği kanaatini de
taşımıyorum. Bunu bir uyarı olarak söylüyorum. Çünkü, bu uyarılarımızı biz,
Petrol Piyasası Kanunu, Meclisten önce, komisyondan geçerken yapmıştık, ama,
dikkate alınmadı değerli arkadaşlar.
Bunun dışında itirazlarınız yok mu? Var
tabii. "Kaçakçılığı önleyeceğiz" diyorsunuz. Değerli arkadaşlar, bir
mamul üzerinde, tüketilen bir madde üzerinde devletin vergi oranı ne kadar
yükselirse kaçakçılık oranı, ona teşvik etme o kadar artıyor. Ben iddia
ediyorum, devlet, yüzde 75 vergi yükünü akaryakıtın üstünden çekmediği sürece
bu alandaki kaçakçılığı önleyemez; yapamazsınız, bu iş mümkün değil. Siz, bir
kere, Türkiye'nin sanayisinde kullanılan, çiftçinin tarlasında kullanılan bu
akaryakıtın üzerinden yüzde 75 vergi oranını çekin, devlet "direkt
vergiler" adı altında vatandaşına zulmetmekten vazgeçsin. Tabanda vergi
adaletini savunan bir anlayıştaysanız, ilk yapmanız gereken, bu ürünlerdeki
vergi adaletsizliğini ortadan kaldırmaktır.
Yazık, bunda, sanayicisi mustarip, çiftçisi mustarip. Türkiye'nin en
büyük problemi budur. Türkiye'nin rekabet edebilmesinin önündeki en büyük
engellerden biri, Türkiye'deki enerji fiyatlarının pahalılığı, akaryakıt
fiyatlarının pahalılığıdır. Siz, meseleye sadece lokal çözümler getirirseniz bu
işin altından kalkamazsınız.
Sakın, şu ana kadarki anlayışımız, getirilen
petrol kaçakçılığı kanununa karşıyız anlamına gelmesin. Bu kanun çıkarılmalı,
daha önceden çıkarılmalıydı; buna karşı değiliz, ama, çözemeyeceksiniz. Ülkenin
diğer politikalarını mevcut politikayla birleştirmediğiniz, sosyal politikalar
uygulamadığınız sürece, Türkiye'de, bu kaçakçılık bitmez. Komisyon
tutanaklarına lütfen şöyle bir bakın, yetkililer diyor ki: "Biz, bunu
sınırda kontrol ediyoruz." Neye göre kontrol ediyorsunuz bunları?
"Beyana göre." Bu, kontrol mü beyana göre? Zaten, beyan edilen şey
kaçak değildir. Onları, sizin, o kadar mı geliyor, gelmiyor, diye kontrol
etmenizden daha doğal ne olabilir ki.
Ama, arkadaşlar, kaçakçılığa gelince, Allah
aşkınıza size soruyorum: Bu ülkeye, kaçakçılık, tankerinin veya kamyonunun
kasasına çuval mazot deposu yapmış, onunla Türkiye'ye mazot sokuyor, bu 6
milyar dolar dediğiniz kaçak petrol bu mu, böyle mi geliyor? Bu, o kadar küçük,
düşük bir oran ki. Nereden geliyor bu kaçak petrol, bana söyler misiniz?
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Denizden geliyor.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Denizden geliyor,
tankerler getiriyor…
Sahil korumanız var arkadaşlar, bu, küçük bir
şey değil; cebinize, saat, çakmak falan koyup getirmiyorsunuz bunu. Demek ki,
kamunun, ciddi bir denetim boşluğu var. Eğer, bir ülkede kaçak akaryakıtın
yüzde 70'ten fazlası denizden geliyorsa ve siz, buna engel olamıyorsanız,
burada, diğer organlarınızda ciddi bir sorun var demektir. Bunu da ele almak
lazım, bu kanunun ötesinde bunu ele almak lazım arkadaşlar. Bu, hiçe sayılır, es
geçilir bir şey değildir, buna engel olmak lazım.
Bakın, bugün, akaryakıt için engel
olmazsınız; yarın, bir başka şey için, bunu, yine konuşuruz. Bütün mesele
buradadır. Mutlaka, denizdeki her akaryakıtın birimler tarafından kontrol
edilmesi sağlanmalıdır. Yoksa, bu kaybolan ulusal marker'lar nereye gidecek,
nasıl ölçeceksiniz? Kademeli olarak ölçüm getirirseniz yine sıkıntı çıkacak,
ama, siz, hüküm koyduğunuz zaman bu yasaya, gereğini, sınırlarınızda da yapmak
zorundasınız değerli arkadaşlar.
Bir başka itirazım daha var bu yasa üzerinde:
Arkadaşlar, Türkiye'deki kaçakçılığı, kendi vatandaşınızı İhbar etmeye
özendirmekle çözemezsiniz. İhbarı mükafatlandırmak kötüdür. Nasıl kötüdür
biliyor musunuz? Bu kanun diyor ki: "Yakalanan akaryakıtın bedelinin yüzde
10'u ihbar edene verilir piyasa değeri üzerinden." Bakın, tam okuyayım:
"Kaçak petrol yakalandığında kaçak petrole derhâl el koyulur. Tasfiye
kararı soruşturma evresinde alınır ve ihbar edene yüzde 10 oranında ikramiye
verilir."
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Başlangıçta.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Evet, başlangıçta.
Daha sonra, "ilgili işlemler
tamamlandıktan sonra yüzde 10 daha vereceğiz."
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Yüzde 15 daha.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) - "Yüzde 15
daha vereceğiz." Ne yaptı? Yüzde 25. Bir de, orada yakalayan ve yakalatan
memura da…
ÜNAL KACIR (İstanbul) - O kadar vereceğiz.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Yüzde 10 oranında
ikramiye, işlem bittikten sonra yüzde 15 de o memura, yine, ikramiye
veriyorsunuz.
Şimdi,
burada ne oluyor arkadaşlar, biliyor musunuz? Bu devletin memurları
oraya niye gelmiş? Görev yapmak üzere. Ben size soruyorum: İşini yaptı diye
hangi siyasal irade kendi memuruna ikramiye verir?
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Uyuşturucuda da var
aynı şey.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar,
bir saniye, uyuşturucuyla aynı maddeyi konuşmuyorsunuz.
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Benzer uygulama var.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Haa,
uyuşturucudaki oran, devletin personeline, yaşam riski ve onun mücadele
anlayışını geliştirmek için konulmuştur. Uyuşturucuda, yakalanan mal satılıp
hazineye irat kaydedilse, belli ikramiye koşulları ortaya konulsa, bu farklı
şey. Siz, yakalanan mal üzerinden, hem onu yakalayan memura ikramiye
veriyorsunuz hem de onu ihbar edene ikramiye veriyorsunuz. Bunun, düşünülmesi
gerekir. Bu, sosyal bir politika değildir. Halkı ihbarcılığa özendirerek. Biz,
zannediyorum ki -şahsi kanaatim budur- Türkiye'de, kaçakçılığın önüne
geçemeyiz. Bunun dışında politikalar geliştirmek zorundasınız. Eğer, buradan,
siz, memura, yaptığı işlem, yakaladığı akaryakıt, uyuşturucu hakkında ikramiye
verecekseniz dahi, burada yakalanan malı tespit edersiniz, verirsiniz, piyasa
değerinden satılır, bir fonda toplanır, o fondan bütün memurlara ikramiyeye
dönüştürürsünüz. Bu bir çözüm. Ama, yakalayana yakalama anında…
Şimdi bu ne yapar biliyor musunuz? Korkum
şudur: Adam petrolü yakaladı, getirdi, koydu. Burada, üç yıl hapis cezası var.
Ne olacak? Yeni bir rüşvet mekanizması.
Devleti, mümkün olduğu kadar akçeli işe
sokmamak lazım arkadaşlar. Mümkün olduğu kadar devletin memurunu akçeli
işlerden uzaklaştırmak lazım. Eğer bunu yapacaksanız da, yakalanan petrolün
miktarına göre değil, oradaki hizmet anlayışına göre, memurlarınıza, adaletli
bir teşvik sistemi, primi getirmek zorundasınız. Bu, uyuşturucuda nasılsa onu
burada da uygulayın. Bu başka bir şey. Bütün kaçakçılıkta uygulayın.
Kaçakçılıkla mücadele edin. Petrolü kaçırana bu şekilde ikramiye veriyorsun,
peki sen bu ülkede biri kaçakçılık yapıyor, saat getiriyor, bilmem ne
getiriyor, cep telefonu getiriyor; ihbar etti, ona farklı uygulama mı
yapacaksınız? Yani, Türk Ceza Kanunu’nda aynı işe birkaç tane farklı uygulama
koyarsanız, nasıl altından kalkacağız?
Arkadaşlar, eğer yapacaksanız dahi, önce
hazineye irat kaydedin, bunu belli bir sisteme bağlayın. İşin içerisinde olan
her memura… Memurun tanımı da yapılmamış. "Katılan" diyor, "o
operasyona katılan her memura…" Yani, Türkiye'de yakalanan petrolün, 100
liraysa, 50 lirası ikramiyeye gidiyor. Bu oran küçümsenecek bir oran değil.
Yani, zannediyorum ki, rüşvetin verilme biçiminde bir büyütme yapıyoruz biz. En
büyük endişem budur.
Geliyorum kanunun diğer yanlarına.
Değerli arkadaşlar, mutlak surette bu marker
Türkiye'de uygulanmalıdır. Türkiye'nin marker'dan geri adım atması söz konusu
değildir. Israrla ulusal marker uygulanmalı, Türkiye'de bu standart
sağlanmalıdır. Bu, bir dünya standardıdır, her ülkede var. Bu ülkeler geçiş
süreci yaşadılar, ancak, kendi sistemlerini oturttular.
Şimdi, bizde de şöyle bir şey var arkadaşlar:
Kaçak akaryakıtın nerede olduğunu anlamak için çok düşünmenize gerek yok.
Yolları bir geçin "Ucuz mazot var." yazan yerde bir denetim yapın,
orada kaçak akaryakıt vardır.
Yani, umduğunuz ya da sandığınız gibi, Petrol
Piyasası Düzenleme Kanunu, bu ülkenin petrolüne ucuzluk getirmedi; sadece,
uygulamada bir iki kolaylık getirdi, onun dışında bir ucuzluk getirmedi. Bu
nedenle, fiyatlar arasında ciddi bir fark yok.
Bundan sonra yapacağınız tek şey, Türkiye'de
marker'ı oturtmaktır. Ancak, eğer, marker, şikâyet edildiği gibi… Problemleri
anlatıyor bunu uygulayan arkadaşlarımız "Yüzde 100 alıyorum marker'ı,
getiriyorum depoya, boşaltana kadar yüzde 90'a iniyor." diyor. Bunun uçup
uçmadığını, marker'ın nereye gidip gitmediğini kontrol etmelisiniz. Marker
kaybolduğunda nasıl cezai bir işlem uygulayacağınızı ya da marker
kopyalandığında, aynısı yapıldığında nasıl bir işlem uygulayacağınızı hukukta
ayrı ayrı belirtmelisiniz.
Bu şuna doğru gidiyor: Nasıl Türk Ceza
Kanunu'nda İnternet suçlarına ciddi
ayrıntılar getiremedik, şimdi yeni eklemelere ihtiyaç duyuyorsak, biz,
zannediyorum ki, bu kanunda, marker'la ilgili uygulamalarda, yeni kanun
tekliflerine ihtiyaç duyacağız.
Kanunda şu ayrılmamış arkadaşlar, keşke
ayrılabilseydi: Marker'ı düşük olanın, düşük marker kullananın cezası ile bir
akaryakıta solvent koyanın veya atık yağ koyanın cezaları birbirinden
ayrılmamış. İkisi de kaçak akaryakıt. Birinde, teknolojiyi, halk sağlığını
tehdit edecek ciddi istismarlar var. Solvent koymak, o tankerlere saatli bomba
taşıtmaktır, o araçların motorunu mahvetmektir. Marker koymadan sattığınız
akaryakıtın kalitesi diğerine eşit olabilir, o da bir kaçakçılıktır, ama,
solvent koyarsanız, hem kullanılan alanda makineyi tahrip etmiş olursunuz hem
de insan hayatını tehlikeye atmış olursunuz. Bu nedenle, kaçak petrolün tanımında,
bana göre, bu ikisinin ayrılması daha doğru olur idi. Bu hâliyle, Türkiye'de,
insan sağlığını hiçe sayanlarla, petrolle, akaryakıtla alakası olmayan
maddeleri satanla, sadece ulusal marker'ı kendi petrolüne karıştırmayanlar
arasında aynı ceza öngörülüyor. Bence, bu, uygulamada bir adaletsizliği ortaya
koyar.
Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu
kanuna, kaçakçılıkla mücadele kanununa evet diyoruz, ama çekincelerimizi de,
bütün arkadaşlarımızın önünde…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim, konuşmanızı
tamamlayın.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) - … kamuoyuna
duyuruyoruz ve yeniden, iktidara önerilerimizi sunuyoruz: Değerli arkadaşlar,
Türkiye'de petrol işini çözmek istiyorsanız, birincisi, petrol piyasası
düzenleme kurulunu kurun. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulundan petrol
piyasasını ayırın. Bu, birinci koşul.
İkincisi, yine, petrolde sistemin doğru
işlemesini istiyorsanız, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü gibi genel
müdürlüklerin, Maden İşleri Genel Müdürlüğü gibi genel müdürlüklerin siyasetin
iradesinden kurtarılmasını sağlayıp onları özerk birer kurum hâline
dönüştürmenin çabası içinde olun.
Bu uyarılarımızı dikkate alacağınızı umuyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Seyhan.
Tümü üzerinde ikinci konuşma, Anavatan
Partisi Grubu adına, Kars Milletvekili Sayın Selami Yiğit.
Buyurun efendim. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA SELAMİ YİĞİT
(Kars) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin en büyük kara
deliklerinden biri olan akaryakıt kaçakçılığının önlenmesi amacına yönelik
olarak hazırlanan Petrol Piyasası Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin
yasa tasarısı üzerinde, Anavatan Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, yıllardır, devleti
büyük gelir kayıplarına uğratan kaçakçılık, organize suç örgütleri tarafından,
çeşitli yöntemler kullanılarak yapılmakta, bilgi ve teknoloji alanındaki
gelişmelere paralel olarak, kaçakçılık yöntemleri de biçim değiştirmektedir.
Uluslararası suç şebekeleri, son on yıl içerisinde, yüksek rantlar sağlaması
nedeniyle, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ve silah kaçakçılığı, değerli madenler
ile akaryakıt kaçakçılığına yönelmişlerdir. Bu kaçakçılık türleri arasında,
akaryakıt kaçakçılığı, suç örgütleri açısından, daha az riskler içermesi ve
büyük rantlar sağlaması nedeniyle, en fazla tercih edilen kaçakçılık türü
olarak ön plana çıkmaktadır.
Bölgesel hassas siyasi dengeler karşısında
siyasi iktidarların basiretsizliği de, ülkemizde, son yıllarda, akaryakıt
kaçakçılığının boyutlarını tırmandırmıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğünün verilerine göre,
ülkemizde tüketilen akaryakıtın yüzde 18'i kaçak yolla girmektedir. Bu
kaçakçılık, yıllık 10 milyar dolarlık bir pazardır. Hükûmet üyeleri 2 milyar
dolar olarak söylüyor olsalar da, devletin, akaryakıt kaçakçılığından yıllık
vergi kaybı 3 milyar dolara çıkmaktadır.
Değerli milletvekilleri, akaryakıt
kaçakçılığında zarar sadece devletin vergi gelirinin kaybında değildir.
Bilimsel araştırmalara göre, piyasada satılan akaryakıtın altıda 1'i standart
dışıdır. Çeşitli kimyasal maddeler katılarak üretilen kalitesiz yakıt, telafisi
pek de mümkün olmayan ciddi çevre sorunlarına neden olmaktadır. Bu kalitesiz yakıtı
kullanan araçlarda pek çok arızalar meydana gelmekte, kazalar nedeniyle can ve
mal kayıpları olmakta, bu yönüyle, millî ekonomi ciddi zarara uğramaktadır.
Ekonomisini kayıt altına almış gelişmiş ülkeler, bu zararları önlemek amacıyla,
akaryakıt kaçakçılığının önlenmesi konusunda çok ciddi yasal ve idari tedbirler
almışlar ve bu tedbirleri hayata geçirmişlerdir.
Ülkemizde son yirmi yılda akaryakıt
kaçakçılığı ciddi boyutlarda artmasına karşın, ciddi bir önlem alınmamıştır.
Ülkemizde toplam akaryakıt piyasası 25 milyar dolar civarındadır. 34 milyon
tonun üzerinde bir petrol arzı söz konusudur. Resmî verilere göre, yıllık
akaryakıt ihtiyacımızın 10 milyon tonunu ithalat yoluyla karşılıyoruz.
Tüketimimiz ise 30 milyon tonun üzerindedir. Resmî verilere göre, 1996-2003
yılları arasında otomobil sayısı yüzde 45 artmış, buna karşın, benzin ve LPG
tüketimi yüzde 9 olmuştur. Ağır vasıta sayısı yüzde 63 artmış, ama mazot
tüketimi artışı yüzde 12'yle sınırlı kalmıştır.
Değerli milletvekilleri, bu şu demektir: Aradaki
fark kaçak akaryakıtla karşılanmaktadır. Tüketime ve trafiğe katılan araç
sayısı karşılaştırıldığında, akaryakıt ihtiyacının büyük bir bölümünün kaçak
yollardan yurda girdiği görülmektedir.
Türkiye'de sanayinin solvent gibi katkı
maddelerine yıllık ihtiyacı 5 milyon ton iken, 2000-2003 yılları arasında bu
tür maddelerden 296 bin ton ithal edilerek akaryakıta karıştırılmıştır. Yani,
yıllık ortalama ithalat ihtiyacının 20 katı oranında ithalat yapılmıştır.
Petrol sektöründe, Enerji Bakanlığının verilerine
göre, 21 adet büyük akaryakıt şirketi, 56 adet LPG şirketi, akaryakıtta 13 bin
bayi vardır. LPG istasyonlarını da sayarsak, bu sektörde çalışanların sayısı
500 bini geçmektedir.
Görüştüğümüz bu yasa tasarısı, akaryakıt
kaçakçılığının önlenerek devletin vergi gelir kayıplarının önlenmesi kadar, bu
dev sektörün şaibelerden kurtarılması, rekabet gücüne kavuşturulması amacına
hizmet edecektir.
Değerli milletvekilleri, akaryakıt
kaçakçılığı, sadece yol açtığı ağır vergi kayıpları nedeniyle değil, ülke güvenliğini
doğrudan ilgilendirmesi nedeniyle de geleceğimize yönelik önemli tehditlerden
biridir. Türkiye'deki akaryakıt kaçakçılığının bu boyutu, 2005 yılı Haziran
ayında kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi akaryakıt kaçakçılığıyla ilgili
Meclis Araştırması Komisyonu Raporu'na da yansımıştır. Her yönüyle ciddiye
alınması gereken bu Rapor'da, 2005 öncesi iki yılda 7 milyar 814 milyon
kilogram akaryakıtın kaçak olarak yurda girdiği ve devletin 10 milyar 750
milyon YTL vergi kaybına uğradığı vurgulanmaktadır. Akaryakıt kaçakçılığının
yüzde 80'i ağırlıklı olarak deniz yolu aracılığıyla yapılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bölgedeki
istikrarsızlık ve savaş ortamı nedeniyle Irak'tan yapılan akaryakıt kaçakçılığı
doğrudan güvenliğimizle ilgilidir. En azından terörle mücadele kadar üzerine
ciddiyetle gidilmesi gereken bir sorundur.
Kaçakçılığın önemli bir bölümü bazı dağıtımcı
firmalar gözetiminde ağırlıklı olarak deniz yolları aracılığıyla yapılmaktadır.
Solvent ve madenî yağ gibi vergisi düşük maddeler ülke sanayi ihtiyacının çok
üzerinde ithal edilmekte, bu maddeler akaryakıta katılarak hiçbir kontrole tabi
tutulmaksızın piyasaya arz edilmektedir. Piyasada tüketilen 5 depo yakıttan
1'isi standardın altındadır.
Türkiye gümrüklerinde işlem gören akaryakıt
sevkiyatı miktarlarıyla ilgili olarak Irak'tan alınan bilgiler ile bizim
bilgilerimiz arasında çok büyük farklar vardır. Mayıs 2003 ile Nisan 2005
döneminde resmî kayıtlarımıza göre, Türkiye'den 5 milyon 856 bin ton motorin,
benzin, gazyağı ve LPG sevk edildiği görülmekte. Irak, bu dört kalemi 3 milyon
261 bin ton olarak beyan etmektedir. Yani, 2 milyon 595 bin ton akaryakıt
Türkiye'den gönderilmiş, ancak Irak tarafından teslim alınmamış olarak
gözükmektedir.
Kaçakçılık, Türkiye'ye ihraç edilen
akaryakıtta daha da vahimdir. Aynı dönemde 3 milyon 150 bin ton ham petrol
devletin kayıtlarında ithal olarak görülmemesine karşın, Irak'ın Türkiye'ye
ihracatı gibi görünmektedir. Yani, 3 milyon tonun üzerindeki petrol ülkemize
kaçak olarak girmiştir. O dönemde, Irak'tan Türkiye'ye giren veya Irak'a
gitmesi gereken yurt içinde bırakılan akaryakıt miktarı toplam 5 milyon 752 bin
tondur ve bu miktar ülkemiz petrol tüketiminin yüzde 15'idir.
Raporda da vurgulandığı gibi, bu şirketler,
hatta daha sonraki yıllarda da bu sevkiyatı sürdüren şirketler dâhil, hepsi
hakkında giriş-çıkış yaptıkları gümrükleri de içerecek biçimde soruşturma
açılması gerekmektedir. Raporda dile getirilen bu konuda Hükûmetin ne gibi
tedbirler aldığını, soruşturma açılıp açılmadığını, açıldıysa, bu sonuçlarının
ve bugün de devam etmekte olan akaryakıt kaçakçılığıyla mücadelede hangi
noktaya gelindiğini öğrenmek istiyorum.
Irak'taki son gelişmeler karşısında Habur
Sınır Kapımızın yeniden değerlendirilmesi Hükûmetin gündeminde midir?
Irak'la ticari ilişkilerin, bu kritik süreçte
Habur'a yakın bir başka sınır kapımızdan, örneğin, Ovacık Sınır Kapımızdan
yürütülmesi alternatifini Hükûmet değerlendirecek midir?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
1999-2003 döneminde Irak'tan petrol ithalatındaki usulsüzlükler nedeniyle
haklarında soruşturma açılması istenen eski bakanlar ve Dış Ticaret
Müsteşarlığında o dönem üst düzey görevler üstlenen bürokratlar hakkında
şimdiye kadar ne gibi işlem yapılmıştır?
Meclis Genel Kurulunda raporun görüşülmesinin
üzerinden bir yılı aşkın bir zaman geçmesine karşın, Hükûmet, konuya
vurdumduymazlık içinde yaklaşmış, raporu, âdeta, uyutmuştur. Akaryakıt
kaçakçılığıyla ilgili mücadelenin en önemli adımı olan bu yasa tasarısının,
âdeta, atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra, AKP İktidarının son yılında gündeme
getirilmesini dikkatlerinize sunuyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her
türlü kaçakçılığın temelinde, haksız kazanç sağlama ve rant elde etme peşinde
koşan suç şebekeleri kadar, kaçakçılığa uygun ortam hazırlayan yasal altyapı ve
uygulamaların da etkisi büyüktür.
"Adil bir vergi sistemi" sözü
vererek iktidara gelen AKP, uyguladığı vergi politikalarıyla, yüzde 66 olan
dolaylı vergi yükünü yüzde 70'lerin üzerine çıkarmıştır. Yüksek vergi oranları
nedeniyle, akaryakıt dâhil pek çok ürünü dünyada en pahalıya tüketen ülke
hâline geldik. Yüksek vergiler nedeniyle akaryakıt fiyatları, hep enflasyon
oranının çok üzerinde artmıştır. Bu artışların nedeni, özel tüketim vergisi ve
katma değer vergisidir. Öyle ki, bu Hükûmet döneminde akaryakıt üzerindeki
vergi yükü, Avrupa Birliği ortalamasının üzerine çıkmıştır.
Yüksek vergilendirme politikası, kaçakçılığa
da zemin oluşturmaktadır. Ülkemizde yüksek vergiler nedeniyle sadece akaryakıt
değil, şeker, çay, tütün gibi pek çok ürün de kaçakçılığın konusu hâline
gelmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Hükûmet, yıllık mali boyutu 3 milyar dolar olarak tahmin edilen akaryakıt
kaçakçılığının, ülke güvenliği ve ekonomik tahribatının önemini ancak
geçtiğimiz yıl ortalarında fark edebilmiştir. Konuyla ilgili araştırma ve
soruşturmaları savsaklayan Hükûmet, 20 Aralık 2003 tarihinde bir Petrol
Piyasası Yasası getirmiştir; ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde de kabul
edilen bu Yasa'da, akaryakıt kaçakçılığının önlenmesi konusunda boşluklar
tespit edilmiştir. Zaten bu boşlukların doldurulması amacıyla görüştüğümüz
Petrol Piyasası Yasası'nda değişiklik zorunlu hâle gelmiştir.
Hükûmet, en az terörle mücadele kadar önemli
olan akaryakıt kaçakçılığı konusunda ilk somut adımı 2006 Nisanında atabilmiş,
konu Bakanlar Kurulunda ele alınarak şu anda görüşmekte olduğumuz kanun
tasarısı Meclise sevk edilmiştir. Tasarıyla akaryakıt kaçakçılığının yüzde
90'ının yapıldığı deniz yollarının takip altına alınabilme yolu açılmıştır. Bu
tasarının uygulanması ve beklenen faydanın sağlanmasında en önemli unsur,
ulusal marker dediğimiz kimyasal ürünün üretimi, kalite kontrolünün yapılması,
dağıtımcı firmalara teslimidir.
Akaryakıt kaçakçılığıyla etkin mücadele eden
pek çok devlet, ulusal marker uygulaması ve etkin bir denetim mekanizmasıyla
başarılı olmuştur. Akaryakıt kaçakçılığının önlenmesinde en etkin yol ulusal
marker uygulamasıdır. Daha önce çıkardığımız Petrol Piyasası Yasası uyarınca da
iç piyasada satışa sunulmadan önce, akaryakıtta rafineri çıkışından veya gümrük
girişlerine, yakıtın standartlarını bozmayacak bir kimyasal olan ulusal marker
eklenmesi öngörülmüştür. Bu çerçevede Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna ulusal
marker seçimi ve yurt çapında uygulaması görevi verilmiştir.
Akaryakıta marker katılmasıyla yakıtın içine
bir başka kaynaktan herhangi bir madde karışıp karışmadığı, akaryakıtın kaçak
olup olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, ulusal marker konusunda yaşanan süreç
Hükûmetin bu konudaki kafa karışıklığını göstermesi açısından ilginçtir.
Ulusal marker temini tam bir yılan hikâyesine
dönüşmüştür. Hükûmet, akaryakıt kaçakçılığının önlenmesinde önemli bir rolü
olan ve 2003'te çıkarılan Petrol Piyasası Kanunu ile uygulanması hükme bağlanan
ulusal marker için iki kez ihaleye çıkmıştır. İlk ihaleyi bir konsorsiyum
kazanmıştır; ancak, firma yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasıyla ihale
iptal edilmiştir. Ulusal marker için ikinci ihaleye 2005 Kasımında çıkılmıştır.
Bu ihaleyi ise İsrailli bir firma kazanmıştır; ancak, bu ihale de Enerji
Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından iptal edilmiştir.
İki ihalenin de iptalinin ardından, EPDK
çareyi TÜBİTAK ile iş birliğine girmekte aramıştır. Yoğun görüşme trafiğinin
ardından, TÜBİTAK gerekli kaynağın sağlanması hâlinde ulusal marker ve ölçüm
cihazlarını yapabileceğini kabul etmiştir. TÜBİTAK, geçtiğimiz yıl ortalarından
itibaren ulusal marker ve kontrol cihazlarının deneme üretimine başlamış, 1
Ocak 2007'den itibaren de ulusal marker fiilen uygulamaya konmuştur. Akla şu
sorular geliyor: Madem ulusal marker ile ölçüm cihazlarını TÜBİTAK'ın üretme
imkânı vardı, niye iki kez ihaleye çıkılarak iki yıl kaybedildi?
Değerli milletvekilleri, ulusal marker
uygulamasına destek veren sektörün bazı şikâyetleri vardır. Sektör, marker'ın
tanklardaki akaryakıtın içine homojen bir biçimde dağılmadığı ve kristalize
olmadığı, bazı ölçümlerin farklı çıktığını, yaz aylarındaki buharlaşma
kayıplarının artacağını öne sürmekte, güvenlikle ilgili bazı endişelerini dile
getirmektedirler. Bu noktada esas vahim olan, 2003 yılında çıkarılan Petrol
Piyasası Yasası'yla ulusal marker'ın yurt çapında dağıtımından sorumlu tutulan
ve ulusal marker temini için daha önce açılan iki ihaleyi de iptal ederek iki
yıl zaman kaybına yol açan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun, topu TÜPRAŞ'ın
üzerine atmasıdır. EPDK'ya göre marker'ın kristalleşmesinin sorumluluğu, nakli
yapan TÜPRAŞ'ın taşıma kaplarının gerekli niteliklere sahip olmamasıdır.
Akaryakıt kaçakçılığının önlenmesinde etkili
olan ulusal marker uygulamasından beklenen yararın sağlanması için, devlet
kurumlarının sorumluluklarının gereğini yerine getirmelerini bekliyoruz. Aksi
hâlde, kaçakçılığı önlemek için getirdiğimiz ulusal marker uygulaması, tıpkı
iptal edilen iki ihalede olduğu gibi, kaçakçılıktan rant sağlayan çevrelerin
ayak oyunlarına kurban edilecek, kurumların işi savsaklaması, uygulamanın
ertelenmesi veya dondurulmasıyla sonuçlanacak, marker, kaçakçılığı daha da teşvik eder hâle gelecektir.
Değerli milletvekilleri, yaşanan sıkıntılar,
ulusal marker uygulamasının askıya alınmasını doğurmamalı. Uygulamada ortaya
çıkan aksaklıklar belirlenerek süratle giderilmesi yoluna gidilmelidir.
2007 yılı içerisinde 155 ton marker
kullanılacaktır. Bu ürün maliyeti 22 milyar YTL'lik bir akaryakıtın vergisine
eşittir. Yani, ulusal marker denen kimyasal ürün böylesine değerlidir. Her
türlü riski göze alarak, akaryakıt kaçakçılığıyla milyarlarca dolarlık rant
elde edenlerin bu yolu kapamada en önemli etken olan ulusal marker'ı kopyalama
olasılığını da gözden kaçırmamamız gerekir.
Değerli milletvekilleri, akaryakıt
kaçakçılığı hâlen süregeliyorsa, bunda gümrüklerin sorumluluğu inkâr edilemez.
Oysa, Gümrük Müsteşarlığımız, AKP Hükûmetinin göreve geldiği günden bu yana
vekâleten sürdürülmektedir.
Hakkında kaçakçılıktan dava açılan bir şahsa,
pek çok bürokratın itirazları ve istifalarına rağmen free-shop açılması izni bu
dönemde verilmiştir. 520 ton LPG'yi Irak'a teslim ediyor gibi gösterip bunu
yurt içinde pazarlayan yedi şirkete, cumhuriyet savcılıklarının hazırladığı
raporlar göz ardı edilerek yeniden akaryakıt ihraç izni AKP döneminde
verilmiştir.
Gümrük Müsteşarlığında kaçakçılık
soruşturmalarına raporlar hazırlayan pek çok müfettiş ve teftiş kurulu üyesi
teşekkürle ödüllendirileceği yerde görevlerinden uzaklaştırılmış ve çeşitli
gerekçelerle daha pasif görevlere atanmışlardır.
Değerli milletvekilleri, gecikmeyle de olsa
görüştüğümüz bu yasa tasarısıyla kaçak akaryakıtın tanımı yapılmaktadır.
Belirlenen seviyede ulusal marker içermeyen akaryakıt, belgelenemeyen veya
menşesi belli olmayan akaryakıt buna göre kaçak sayılacaktır.
Bu yasa tasarısıyla, ilk kez, deniz yoluyla
yapılan kaçakçılığın takip altına alınması mümkün olabilecektir.
Tasarının getirdiği bir başka düzenleme de,
bugüne kadar ihmal edilen petrol boru hatlarıyla yapılan kaçakçılığın da akaryakıt
kaçakçılığı kapsamına alınmasıdır.
Değerli milletvekilleri, bu tasarının
akaryakıt kaçakçılığına dair sorunları çözeceğini umut ediyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Yiğit.
Grup adına üçüncü konuşmacı, AK Parti Grubu
adına Bitlis Milletvekili Sayın Vahit Kiler. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Buyurun efendim.
AK PARTİ GRUBU ADINA VAHİT KİLER (Bitlis) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1230 sıra sayılı Petrol Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı hakkında AK Parti Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, akaryakıt
kaçakçılığıyla ilgili olarak, öncelikle bu noktaya nasıl geldik? Ben, biraz,
hafızalarımızı geçmişe yönlendirerek hatırlamanızı arzu ediyorum. Bir araştırma
sonucunda, 1996-2003 yılları arasında araç sayısı ile akaryakıt tüketiminin
birbiriyle orantılı olmadığı çok açık gösteriliyordu. Araştırma, araç sayısı
artarken, özellikle akaryakıt tüketiminin aynı oranda artmadığını iddia ediyor.
Artan araç sayısına paralel olarak, normal şartlarda, akaryakıt tüketiminin de
artması gerekmez miydi? Bu ters orantının mantıklı bir izahı olabilir mi? Tabii
ki olamaz.
Tabii, konunun biraz daha içine girmeye
başladığımız zaman, işin içinde çok büyük oyunlar olduğunu, çok büyük oyuncular
olduğunu hep beraber gördük. Gizli ortaklıklar, bedelsiz satışlar, birilerine
tanınan imtiyazlar, işin odağına oturmuş siyasiler, kendilerine ikinci, üçüncü
maaş bağlatmış üst düzey bürokratlar, payını alan memurlar… Bilmiyorum daha
kimleri sayayım. Hele hele, bu denli bir hırsızlığı önlemek için devletin tepe
noktasında makam sahibi olmuş kişilerin de bu tablodaki varlığı, durumun
vahametini en net biçimde ortaya koymaktaydı.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; bundan
bir süre öncesine kadar, şöyle, gazete sayfalarına yansıyan haberleri bir
hatırlayalım. Mersin'de denizden eve hortum çekip, kaçak petrolü servis
edenleri hatırlayalım. Devlete satılan akaryakıttan en fazla yüzde 8, yüzde 10,
yüzde 11 kâr elde edebilecekken, yüzde 30'larla, yüzde 35'lerle, hatta yüzde 42
iskontoyla satış yapanları bir hatırlayalım. 1999 ve 2001 arasında, 2 milyon
610 bin ton fuel oil'in, özellikle 346 firmaya tahsis edilmiş gibi gösterilip,
ama 5 ve 6 firma eliyle yapıldığını bir hatırlayalım. İspanya'yla, Fransa'yla,
Gürcistan'la, Letonya'yla ve Yunanistan'la, yaklaşık 1 milyar 190 milyon
kilogram bir farkın ortaya çıktığını ve bu farkın kimlerin ceplerine gittiğini
birbirimize sorduğumuz günleri bir hatırlayalım. Mülkiye Teftiş Kurulu raporuna
da yansımış olan, Nahçivan Şeker ile TÜRKŞEKER arasında imzalanan protokolün
ilgili maddesinin, nakliyesiz, bedelsiz alacağı yönünde hükmüne rağmen, bizzat
o dönemin bakanlarının devreye girerek, ihaleyi alan firmaya 10 bin ton ek
motorin tahsisatı yapılmasına ilişkin kararname çıkardığı günleri hatırlayalım.
Akaryakıt kaçakçılığını önlemekle sorumlu bakanla, aynı partiye mensup parti il
başkanının ilişkiler ağını hatırlayalım ve tabii ki, bir de çalışmalar
sonucunda, evraka dayalı olarak, vergi kaybımızın yaklaşık 11 katrilyon olduğu
günleri bir hatırlayalım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
akaryakıt kaçakçılığının nerelerde yapıldığı hep tartışılagelmiştir. Bu konu
Türkiye gündemine oturuncaya kadar ülkemiz insanı, kaçağın genelde Doğu ve
Güneydoğu eksenli olduğu kanaatini taşırdı. Bugün tespit edilen olaylar, asıl
kaçağın, açık denizlerde, büyük sermaye tarafından yapıldığını,
yönlendirildiğini, somut olaylarla ortaya koymuştur. Akaryakıt kaçakçılığının
ağırlıklı olarak yaklaşık yüzde 90'ının denizler yoluyla ve dağıtım şirketleriyle Irak'a petrol ürünleri
temin eden tedarikçi firmalar tarafından yapıldığı, yüzde 10'unun ise sınır
ticareti kapsamında ya da sınır ihlalleri yoluyla yapıldığı, muhtelif
platformlarda, yüce Mecliste çok kereler dile getirilmiştir.
Belki hatırlarsınız, buradaki amaç neydi?
Acaba sağ gösterip sol vurmak, hedef şaşırtmak, özellikle, yetkilileri, Doğu,
Güneydoğu'da hayvan sırtında, ek depoda petrol getiren, evinin üç kuruş
nafakasını çıkarmaya çalışanlarla uğraştırıp, ama asıl vurgunu, gecenin bir
vakti sessizce Marmara'da, Akdeniz'de, Karadeniz'de, yani açık denizlerde
yapanlarla karşı karşıya getirmemeye çalışmaktı.
Değerli arkadaşlarım, konuşmamın başında, akaryakıt
kaçakçılığının sadece iktisadi zararı olmadığını, konunun iç ve dış
güvenliğimiz açısından da bir açıklaması olduğunu söylemiştim. Şimdi bakınız,
Orta Doğu bir kan gölüne dönmüş, kardeş kardeşi katlediyor; stratejik ortağımız
Amerika ise bölgede bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama, yapılanlar neye hizmet
ediyor, nereye ulaşmaya çalışılıyor? Acaba, bölgedeki güçler, bölgede kurulan
derme çatma yönetim kimleri temsil ediyor; daha da önemlisi, kimleri
sahipleniyor, kimleri kendi vatandaşı sayıyor, kimlere mesafe koyuyor?
Stratejik ortağımız için kimin canı tatlı, kimin canı tatsız? Sayın
Başbakanımızın geçenlerde dedikleri gibi, bizim askerimizin, Mehmetçiğimizin
canımız can değil mi? Musul, Kerkük, enerji zenginliği tüm bu anlattıklarımızın
esasını mı teşkil ediyor yoksa? Özellikle bölücü terörün Doğu ve özellikle
Güneydoğu'da ateş düşürmediği hane var mıdır?
Değerli arkadaşlarım, 30 binden fazla
Mehmetçiğimizi, polisimizi, öğretmenimizi, mühendisimizi, doktorumuzu,
vatandaşımızı, bölge insanımızı katledenleri meşrulaştırma zeminini oluşturmak
için Kuzey Irak'tan bazı çatlak sesler duyuyorken, bu bölücü terörün beslenme
çantasına iyi bakmak lazım.
Değerli arkadaşlar, ihanet duygusu ve kan
kokusuyla kemikleştirilmiş bölücülük hareketi, dağ kurallarını şehirlere
taşımış ve örgütün akaryakıt kaçakçılığının en büyük gelir sahiplerinden biri
olmasını sağlamıştır. Her türlü kaçakçılığı, ama, özellikle akaryakıt,
uyuşturucu ve insan kaçakçılığı yapan bölücü örgüt, bu gelirin elinden
gitmesini ister mi hiç? Bu açığı, lütfen, hep beraber bir kez daha
hatırlayalım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuyu
net ve somut örneklerle sizlere aktarma adına bazı rakamlar vermek istiyorum.
Benden önceki konuşmacı arkadaşlarımız değinseler bile, bende olan net
rakamlarla biraz daha sizi aydınlatmak istiyorum.
Ülkemizde toplam araç sayısı 1990 yılında 3
milyon 750 bin, 1995'te 5 milyon, 2000'de 8 milyon, 2005 yılında 11 milyon
olmuş. Bu rakamlardan anlaşılıyor ki, 1990 yılından itibaren 2005 yılına kadar
araç sayımızda yaklaşık yüzde 300, yani 3 katı bir artış var. Ama, buna
karşılık, Türkiye'nin 1990 yılında ham petrol tüketimi toplam 22 milyon 980 bin
ton iken, 2005 yılına geldiğimiz zaman 25 milyon 489 bin ton olmuştur.
1990-2005 yılları arasındaki ham petrol tüketimindeki artış da yaklaşık yüzde
11 olarak kalmıştır. Dolayısıyla, araç sayısıyla paralel olması gereken
petroldeki artış normal artışlara yansımamıştır.
Değerli arkadaşlar, ülkemizin bu gizli kalmış
yarasını Hükûmetimiz ve özellikle Sayın Başbakanımızın talimatlarıyla sarmaya
başladıktan sonra, 2005-2006 yıllarında artık kaçakçılığın azalıp resmî
satışların arttığı EPDK raporlarına yansımıştır. Bu oran, özellikle komisyon
kurulduktan sonra, 2005 ve 2006 yıllarında yüzde 9 olarak artış sağlamıştır.
Komisyon kurulmasaydı aynı şekilde devam edecek miydi? Ben inanıyorum ki,
akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele komisyonu eğer kurulmamış olsaydı, bu artış
daha fazlasıyla devam edecekti; çünkü, sistem denetimsiz ve üzerine gitmeden
bir olgu oluşmuş durumdaydı. Özellikle kanun tasarısında gelen hem ihbar
tazminatı ve ihbar tazminatının haricindeki diğer maddelerimizle beraber, ben
inanıyorum ki, biz, akaryakıt kaçakçılığını tam bitiremesek bile çok büyük
bölümünü önlemiş olacağız.
Bizim beş aylık çalışma süresinde tespit ettiğimiz
çok ciddi aksaklıklar vardı. Özellikle, yüzümüze karşı kamu görevlilerimizin,
emniyet, jandarma, sahil güvenlik: "Ya, biz denizdeki kaçak bildiğimiz,
kaçak gördüğümüz gemiyi dahi yakalamak istemiyoruz." Bu, bizim için çok
kırıcı bir durumdu. Niye bunu yakalamak istemiyorlardı? Çünkü kanunlarda boşluk
var, yargılama süreci çok uzun sürüyor, yakalanan gemiyi koyacak yer yok ve
uzun süren yargılama sürecinde, altı ay-bir sene süren yargılama sürecinde, onu
yakalayan o teşkilat, yakaladığı kamyonsa kamyon, gemiyse gemi, onun başına bir
de güvenlik görevlisi koymak zorundaydı, çünkü geceleyin gelen hırsızlar
tankeri boşaltmışsa, onun sorumluluğu yakalayan o kuruluştaydı. Ama, bu
kanunumuzda, en azından yargılama süreci hemen on beş gün içinde bitirilecek ve
özel idareye devredilecek.
İhbar tazminatı konusunda -tabii eleştiren
arkadaşlarımız olabilir, ama- biz şu inançtayız: Eğer Türkiye'de rantın bu
kadar fazla olduğu bir alanda biz rüşveti kaldıracaksak, devlet eliyle tazminat
vereceğiz ki, o insanları ihbar etmeye yönlendireceğiz ki, rüşveti kaldıralım.
Ülkemizin bir gerçeği. Var diyen olabilir, yok diyen olabilir, ama eğer ülkede
3 milyon ton, 4 milyon ton kaçak giriş varsa, yılda 4-5 milyar dolarlık bir
vergi kaybı varsa, bu, birilerinin aracılığıyla yapılıyor. Bu, sadece kaçakçı
aracılığıyla yapılmıyor. Bunun içinde birçok destekleyen birimler var, ama, hem
yakalayan ekibin ikramiye alması hem ihbar edenin ikramiyeden kazançlı çıkması
durumunda, ben inanıyorum ki -ve bu gelen tasarıya da inanıyorum- bu anlamda
çok büyük faydası olacaktır. Ve özellikle denizlerde yapılanlarda… Ben şunu da
çok rahat söyleyebiliyorum: Bizim denizlerimizde, bütün denizlerimizde
balıkçılarımız var ve geçmiş döneme baktığımız zaman -bunun biz teyidini de
aldık- balıkçılarımız tarafından çok sayıda ihbar gelirdi, ama bugüne
geldiğimiz zaman artık ihbar alınamıyor. Ama şu ihbar tazminatıyla beraber
belki de balıkçılarımız -Sayın Seyhan'a söylüyorum- balık avlamayacak da
kaçakçı avına çıkacak, akaryakıt kaçakçısı avına çıkacak.
TACİDAR SEYHAN (Adana) - Ayıp bu zaten.
VAHİT KİLER (Devamla) - Çünkü, yakalayacağı
bir gemiden alacağı ihbar tazminatıyla yıllarca balık avlasa o geliri elde
edemez. Bunun da hiçbir zaman kötü bir yanı olmadığı kanaatindeyim.
TACİDAR SEYHAN (Adana) - Böyle bir izah olur
mu?
VAHİT KİLER (Devamla) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, bana göre ülkemizin sorunlarının iki temel açıklaması var:
Samimiyet ve denetim.
Ülke yönetmek ciddi iş. Türkiye'de bundan
önce de hükûmetler kuruldu, çalışmalar yapıldı. Peki, bugüne kadarkiler
neredeydi? Kaçakçılık yeni mi başladı? Hayır. Bizim tespitlerimizde, özellikle
90'lı yıllardan bu yana her sene bu kaçakçılık, akaryakıt kaçakçılığı özellikle
artarak devam etmiş. Sadece akaryakıt kaçakçılığıyla kalmamış, diğer, tabii,
insan kaçakçılığı, şeker kaçakçılığı, sigara kaçakçılığı da bunların yanında
hep bir şekilde yerini almış.
Yine, sevindiğim bir noktayı, yaşadığım bir
noktayı anlatmak istiyorum. Bugün bizim TÜRKŞEKER'in alt komisyon toplantısı
vardır ve değerli arkadaşlarımızla beraber, muhalefet milletvekilleri, iktidar
milletvekilleri denetimdeydik. Orada görmüş olduğumuz durum da, kaçakçılığa
özellikle Hükûmetimiz el attıktan sonra çok büyük darbe vurulduğu ve
kaçakçıların artık bu işi çok rahat yapamadıklarının açık göstergesiydi. Geçen
sene TÜRKŞEKER'in elinde olan 1 milyon 500 bin ton şeker stoku, bu sene 1
milyon tona düşmüş; yani, bir anda 500 bin ton şeker stoku azalmış. Şeker
satışlarında o şekilde bir artış mı var? Hayır. Kaçak girişi azaldığı için
şeker satışları, TÜRKŞEKER'in şeker stokları düşmüş durumda.
Önce samimi olmak lazım, sözünün arkasında
durabilmek lazım. Bileğinizin gücü yüreğinizden olacak, yüreğinizin gücü
dürüstlüğünüzden, sözünüzün eri olmanızdan; çıkıp, hırsıza, uğursuza meydan
okuyabilmenizde olacak. İşte samimiyet, işte sonuç; resmî rakamlarla
konuşuyoruz.
Hep deniliyor: "Sistem değişmeli."
Hayır; sistemi değiştirmeye ihtiyacımız yok. Sadece, sistemimizin denetime
ihtiyacı var. Bu denetim yapıldığı zaman da, biz, çok fazlasıyla bunu önlemiş
duruma geleceğiz inşallah.
Bu kaçakçılığı gelip de başkasının yaptığına
inanmıyorum, içimizdeki insanlar yapıyor, ahlaki yönden zayıf… Tam randımanla
denetlerseniz, neyi nereden çalacak? Zaten, o yolu bırakmadığınız zaman da
çalmasına ihtimal yok, ama, en tepedeki bakan bazı olaylara karışmışsa,
başbakan olanlara ses etmemişse, balık baştan kokar misali, balık da kokar, tuz
da.
Peki, şimdi ne değişti? Şimdi, artık, hepimiz
cevabı biliyoruz: Artık, kaynaklar israf edilmiyor, kaynaklar üç kişinin, beş kişinin
cebine akmıyor. Kaynaklar, doğudan batıya, kuzeyden güneye, yeni açılan
hastanelere, okullara aktarılıyor; evlatlarımızın ders kitaplarını ücretsiz
almalarına aktarılıyor; asgari ücretin artışına, memur maaşlarına, enflasyonun
düşürülmesine aktarılıyor; çetelerin darmadağın edilmesine, hırsızların kodese
gönderilmesine; demokrasinin tesisine, köy yollarına, içme sularına, doktora,
öğretmene ve elektrik şebekelerinin yapılmalarına aktarılıyor.
Değerli arkadaşlarım, başından beri,
akaryakıt kaçakçılığının siyasetüstü, partilerüstü olduğunu dile getiriyoruz ve
getirmeye devam edeceğiz. İyi niyetli insanların artık birbirinden
kopmamacasına bir araya gelmesinin zamanı gelmiştir, hatta zamanı geçiyor.
Samimiyetle, vatan dediğimiz bu mukaddes topraklara bağlanırsak, birbirimizi
daha iyi anlar ve daha gerçekçi sonuçlara ulaşabiliriz. Bu değer yargılarına
dayanmış AK Parti İktidarının ülkemize armağan ettiği sonuçlar apaçık ortada.
Bu açıdan, akaryakıt kaçakçılığı meselesini
millî bir mesele görerek üzerine giden ve ilgili tüm makamlara aciliyetle
talimat vererek kısa sürede sonuç almamızı sağlayan, başta, Başbakanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan'a, konuyu enine boyuna tartışarak bugün bu noktaya gelmiş
olan Petrol Piyasası Kanunu'nun çıkmasında diğer sayın bakanlarımızla birlikte
samimiyetle mesai yapan Başbakan Yardımcımız Sayın Doç. Dr. Abdüllatif Şener
Bey'e, tüm Hükûmet üyelerimize, ilgili tüm bürokrat arkadaşlarımıza, konuyu
gündemde tutan değerli basın mensubu arkadaşlarımıza, konuya duyarlı tüm sivil
toplum örgütlerine, vatandaşlarımıza, yüce Meclise ben hassaten şükranlarımızı
arz ediyorum ve özellikle Komisyonda çalışan, dört ay boyunca geceli gündüzlü
çalışan hem bürokrat hem milletvekili arkadaşlarımıza huzurlarınızda tekrar
teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kiler.
Şahsı adına, Manisa Milletvekili Sayın Nuri
Çilingir…
Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; 1230 sıra sayılı Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde şahsım adına söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Az önce bize bilgiler sunan, Akaryakıt
Kaçakçılığını Önleme Araştırma Komisyonu Başkanlığını da yapan Sayın Vahit Kiler'e
çok teşekkür ediyorum. Türkiye'de akaryakıt kaçakçılığının hangi boyutlarda
olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Ben biraz daha, tekrar, vurgulamak
istiyorum, çünkü, rakamlar çok çarpıcı. Türkiye'nin bunu çok iyi kavraması
lazım. Bu hesaplar araç sayısıyla yapılıyor. Hatta, bu, çıkarılan hesapların
eksik olduğu iddiaları da var. İki yıl içerisinde 7,8 milyon ton kaçak petrol,
yakalanan ancak 70 bin ton. Devletin vergi kaybı 10,7 milyar YTL iki yılda.
Yıla böldüğümüz zaman 5 milyar YTL'nin, yani, eski rakamla 5 katrilyonun
üstünde bir rakam, yani, rant ve kaçak bu kadar çok olunca şunu görüyoruz ki,
buna bulaşmayan ne şirket var ne insan var, ne yazık ki, ne de bürokrat var.
Bunu önlemek için 2003'ten bu yana
çalışmalarımız var, ama, yeteri kadar adım atıldığını, tedbir alındığını, yasa
olarak değil, ama, uygulama olarak, ne yazık ki, göremiyoruz. Bir şeyler
söyleniyor, komisyonlar kuruluyor, çalışmalar yapılıyor, yasa çıkarılıyor.
Yasanın maddesi, uygulaması geciktiriliyor. Hatta, son noktaya kadar uzatılıyor. Uzatıldıktan
sonra da tekrar erteleme talepleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Ulusal marker
uygulaması 2003 yılında çıkarılan yasada yer aldı. Aradan geçen iki buçuk-üç
seneye yakın zaman içerisinde bunu Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu yapamayacak
idiyse ne diye bu kanun teklifini getirdi?
Yani, şuna karar vermemiz lazım: Biz bu
kaçakçılığı gerçekten önlemek istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Rakam bu kadar
büyük olunca, gerçekten insanın düşünmesi gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, Sanayi Komisyonu toplantısında
Sayın Abdüllatif Şener, konuşmasında "Başbakanlık genelgesiyle Akaryakıt
Kaçakçılığıyla Mücadele Komisyonu oluşturulmuştur." diye bir ifadede
bulundu ve "Bu Komisyonda 10 kurum vardır." dedi. İçişleri
Bakanlığını temsilen Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil
Güvenlik Komutanlığı temsilcileri, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Denizcilik
Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
temsilcilerinden oluşan bir komisyon. Yani, aşağı yukarı Kabinenin yarısını
temsil edecek durumda bakandan oluşan bir kurul.
Şimdi, Türkiye'de meşhur bir laf var:
Çıkmayacak iş istiyorsanız kurullara havale edeceksiniz. Bu da, herhâlde öyle
olmuş. Aradan geçen iki buçuk sene içerisinde bu konuda yapılan bir çalışma,
ciddi bir çalışma, atılmış bir adım, ne yazık ki, yok. Bundan üzüntü duyuyoruz,
çünkü, bu çalışma ne kadar çok gecikirse akaryakıttaki fiyat artışı o kadar
yüksek.
Vatandaşlarımızın şunu bilmesi gerekir ki,
bugün 2 dolara, 2,5 dolara akaryakıt alıyorlarsa bunun üçte 2'si vergidir.
Yani, devlet demektedir ki, ben normal yollarla gelir vergisiyle para
toplayamıyorum, bütçeyi denkleştiremiyorum. Burada hazır bir kumbara var, her
ay para buraya düşüyor. Bundan yüksek vergi alıyorum. Bu yüksek vergiyi
aldığınız süre de kaçakçılığı önlemek tabii ki zor, ama, azaltmak mümkün. İşte,
bunun için yasada ulusal marker uygulaması getirme çalışması yapıldı. O zaman,
Komisyonumuzdan oy birliğiyle çıktı bu karar ve sevinmiştik, hiç olmazsa bu
kaçakçılık önlenir diye.
Kaçakçılık konusunda Türkiye'de bir yanlış
anlayış daha var. Biraz önce de ifade edildi, ben, tekrar etmek istiyorum.
Sanki, sınırdan kamyonlarla getirilen az miktardaki akaryakıt, Türkiye'nin
kaçak akaryakıtı zannediliyor, ama, bu olay böyle değil. Esas kaçakçılık,
tankerlerle ve başka araçlarla yapılan kaçakçılıktır; yoksa, 7,8 milyon ton
petrol iki yılda herhâlde Habur Sınır Kapısı'ndan veya Van'daki sınır
kapılarından, Gürbulak'tan, Edirne'den girecek değildir. Bu rakamlara
baktığımızda, yapmamız gereken çalışma net ortaya çıkmaktadır değerli
arkadaşlar.
Şimdi, bu getirilen tasarıyla, umuyoruz ki,
bunlara bir son verilmiş olur ve bu kaçakçılığın önlenmesi sonucunda, petrol
fiyatları aşağı çekilir. Talebimiz ve isteğimiz budur. Dünyanın hiçbir
ülkesinde artık 2,5 dolara, 2 dolara petrol kalmamıştır. Ay sonunda kredi
kartlarımıza ve ödememize baktığımız zaman görüyoruz ki, en büyük masrafımız
akaryakıt gideridir, petrol gideridir. Bunu, Türkiye vatandaşları, Türkiye
halkı, Türkiye sanayisi daha fazla taşıyamaz. Kaçakçılığı önleyeceksiniz,
ulusal marker'ı bir an önce uygulayacaksınız, tedbirlerinizi tam alacaksınız ve
buradan elde edeceğiniz ilave vergiyle, akaryakıt fiyatlarını aşağı düşüreceksiniz.
Yani, dolaylı vergileri yüzde 72'den yüzde 30'lara indirmeniz gerekir süreç
içerisinde, ama, siz, AKP İktidarı sürecinde, iddianızın tam tersini yaptınız,
bu oranı yükselttiniz. İşte size bir fırsat, önleyin akaryakıt kaçakçılığını,
bunlar normal vergi yoluyla tahsil edilsin, hem petrol fiyatlarını düşürün hem
dolaylı vergilerin oranını düşürmüş olun.
Bizim arzumuz ve isteğimiz şudur ki, bu
kanunda, biraz önce Grup sözcümüz de söyledi, birtakım yanlış hükümler de var.
Bu hükümler, biraz aşırı kaçmış hükümler. Tabii ki, yakalanan, kaçak yakalanan
akaryakıtın elde edilen gelirinden bir miktar, ihbar edene, pay verilmesi
gerekir, ama, bu miktar, herhâlde, yüzde 25, artı yüzde 25, yüzde 50 olamaz.
Düşününüz ki, biraz önce verdiğim rakamlarda 10 milyar YTL, 10,7 milyar YTL iki
yılda, bir yılda 5,35 YTL paradan bahsediyoruz burada. Bu sadece vergisi.
Satıldığı zaman bunun yarısı yakalatana verilmiş olacak ki, bu biraz yüksek
rakam olarak görülüyor. Sayın Bakan da burada, kendisi bir önerge verirse, bu
rakamların biraz aşağı çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz, maddeler bazına
geldiğimizde.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin enerjiyle
ilgili en önemli sorunu, tabii ki, petrol sorunu. Biraz önce görüştüğümüz ve
kanunlaşan, petrol aramayla ilgili yasa da, inşallah, beklediklerimiz
doğrultusunda gerçekleşir. Karadeniz'den derin noktalarda petrol çıkar ve bu
kaçakçılık da önlenirse Türkiye rahata, refaha kavuşur, daha güzel günlere
gitmenin başlangıcını yapmış olur.
Ben bu duygularla, hepinizi saygıyla,
sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Çilingir.
Hükûmetin söz isteği var.
Sayın Başbakan Yardımcımız Abdüllatif Şener
Bey söz istemiştir.
Buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ABDÜLLATİF
ŞENER (Sivas) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz Petrol Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı iyi düşüncelerle
hazırlanmış bir tasarıdır. Genel olarak baktığımızda da iki temel amacı
olduğunu hemen vurgulayabiliriz: Birincisi, petrol piyasasını daha sağlıklı bir
yapıya kavuşturmak gerekir diye düşünüyoruz ve bu maksatla bu tasarı
hazırlanmıştır; ama, bundan daha önemlisi ve bu amacı da kavrayacak boyutu ise,
bu tasarı doğrudan doğruya petrol kaçakçılığı ile etkin mücadele edebilmek
maksadıyla hazırlanmıştır. Açıkça belirtmem gerekirse, bu tasarının
yasalaşmasından sonra Türkiye'de sektörde iş yapanlar eşit bir şekilde
etkileneceklerdir, kayıt dışılık kalmayacaktır, petrol kaçakçılığı tarihe
karışacaktır ve artık, tam rekabet koşullarına uygun, alın terini, emeğini
ortaya koyanların kazanacağı, ama haksız kazanç temin etmek isteyenlerin ise
kazanamayacağı, aksine piyasadan tasfiye olacağı bir nokta oluşacaktır.
Her şeyden önce, son yüz-yüz elli yıldır
dünya siyasetine, büyük ülke stratejilerine petrolün yön verdiğini biliyoruz.
Zaman zaman petrol savaşlarından, zaman zaman petrol fırtınasından bahsederken
hep uluslararası ilişkilerde petrolün önemine vurgu yapmaktayız. Ülkemiz
açısından da petrol konusu önemlidir, çünkü Türkiye, yıllık 28-29 milyar dolar
enerji ithal eden, petrol ve doğal gazın da bu ithalatta önemli bir yer tuttuğu
ülkedir.
Türkiye'de petrol piyasasının büyüklüğüne baktığımızda 50 milyar yeni Türk
lirası hacminde bir piyasadan söz ediyoruz. 2006 rakamlarına göre bu piyasa 50
milyar yeni Türk liralık, yani 50 katrilyon liralık bir piyasadır. Millî
gelirin yüzde 13'ü civarında bir büyüklüğü ifade etmektedir. Elbette bu
piyasanın sağlıklı bir şekilde işlemesi, sağlıklı bir yapıya kavuşması ve
kaçakçılığın olmaması gereklidir diye düşünüyoruz.
Bunun ötesinde, on binlerce insanımız bu sektörden ekmek
yiyor. Bu sektör milyonlarca vatandaşımıza da hizmet sunuyor ve Türkiye'de, tüm
bunlarla birlikte, petrol kaçakçılığının yaygın olduğu inancı da var. Yani,
haksız kazanç, bu sektörde, kayıt dışı yapı varlığını sürdürmektedir, ama,
haksız kazanç, kayıt dışı ekonomi bizim temel mücadele alanımızdır ve bu
yasayla birlikte bu mücadeledeki kararlılığımızı da ortaya koyacağız.
O hâlde, bu piyasanın iyi düzenlenmesi
gerekmektedir. Bu kanundan önce de çıkarılmış 5015 sayılı Petrol Piyasası
Kanunu vardı. Hükûmetimiz tarafından hazırlanmış bir kanundu. 20 Aralık 2003
tarihinde yürürlüğe girmişti ve bu Kanun, petrol sektörünün düzenlenmesi ve
denetlenmesi konusunda çok önemli bir adım teşkil etmekteydi. Ayrıca, siyasi ve
ekonomik istikrar, yatırım ortamının iyileştirilmesi sektördeki yatırım hacmini
de önemli ölçüde artırmıştır. Çok sayıda yerli ve yabancı akaryakıt dağıtım şirketi
hizmet vermeye başlamıştır. Sadece Ceyhan bölgesi için EPDK'ya yapılan rafineri
ve petrokimya tesisi başvurularının proje büyüklüğü 7 milyar dolar hacmine
ulaşmıştır. Son üç yıllık süre zarfında da 15 binin üzerinde şirkete lisans
verilmiştir.
5015 sayılı Kanun çerçevesinde petrol
piyasasının denetim yapısı kurulmuştur. Emniyet, Jandarma, Sahil Güvenlik,
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile EPDK arasında protokoller imzalanmıştır.
Piyasanın denetimi ülke genelinde yapılabilecek bir idari altyapıya kavuşturulmuş,
ama, tüm bunlarla birlikte Türkiye'de petrol kaçakçılığının önemli boyutlara
ulaşması da engellenememiştir.
2005 yılında kurulan ve çalışan Türkiye Büyük
Millet Meclisi araştırma komisyonu raporunda, iki yılda 7,8 milyar kilogram
akaryakıtın kaçak yurda girdiği ve devletin 10,7 milyar yeni Türk lirası vergi
kaybına uğradığı tespiti yapılmıştır.
Yine, aynı şekilde, Gümrük Müsteşarlığı
verilerine göre de 2002, 2003, 2004, 2005 yıllarında gerçekten yüksek oranlı,
akaryakıt kaçakçılığıyla ilgili olaylar tespit edilmiş ve kaçak akaryakıt
yakalanmıştır. Hem gümrük bakanlığının verileri hem Meclis araştırma
komisyonunun çalışmaları, kaçak akaryakıt vakasını açık, net bir şekilde ortaya
koymaktadır. Türkiye'deki toplam araç sayısı ve ham petrol tüketimine baktığımızda
zaten bunu açıkça görmekteyiz. 1990 yılında 3,7 milyon adet toplam araç sayısı
vardır. Bu, 2006 Eylülü itibarıyla 3 katına çıkmıştır, 12 milyona çıkmıştır.
Ama, bakıyoruz ki, 1990 yılında tüketilen ham petrol ile 2006 yılında tüketilen
ham petrol miktarı arasında büyük bir fark yok. Araç sayısı 3'e, 4'e
katlanıyor, ama, ham petrol miktarında, tüketilen petrol miktarında bir
değişiklik yok veya bunu akaryakıt kullanan araç sayısı ve akaryakıt satış
miktarı itibarıyla söylediğimizde de aynı sonuçlara ulaşıyoruz. 1995'te 5,9
milyon adet, akaryakıt kullanan, araç mevcutken, bu, 2005 yılında 9,7 milyon
adede çıkıyor, ama, akaryakıt satış miktarı, 1995'ten 2005'e 17,3 milyon tondan
16,8 milyon tona düşüyor, azalma var. Dolayısıyla, rakamların bize anlattığı
şey gerçekten iyi tahlil edilmelidir. Benzinli otomobil sayısında da benzer bir
durum var. 1990'da 1,6 milyon adet benzinli otomobil var, 2005'te 4,1 milyon
adede çıkıyor benzinli otomobil sayısı, ama, benzin satış miktarı, 1990'dan
2005'e biraz azalıyor.
Tüm bu veriler, sektörün gerçekten iyi
denetlenmesi, iyi kontrol edilmesi, denetimle ilgili, kaçakçılıkla ilgili
mücadeleyi gerektiren ne varsa hepsinin yapılmasını gerekli kılmaktadır. Tüm bu
veriler ile Türkiye Büyük Millet Meclisi araştırma komisyonu raporu, petrol
kaçakçılığının özel olarak ele alınmasını gerekli kılmıştır. 1 Mayıs 2006
tarihli Başbakanlık genelgesiyle, Akaryakıt Kaçakçılığıyla Mücadele Kurulu
kurulmuştur ve ayrıca, yine aynı genelgeyle bir de Koordinasyon Komitesi
oluşturulmuştur. Başkanlıkları, bu iki Kurul ve Komisyonun da, tarafımdan
yürütülmektedir. Kurulumuz ve Komisyonumuz faaliyetleri arasında ulaştığımız
bir tespiti bilgilerinize sunmak istiyorum.
Hazırladığımız eylem planı gereğince, Dış
Ticaret Müsteşarlığı tarafından 35 ülkeden Türkiye'ye çıkış yapan petrol
verileri temin edilmiş ve ülkemiz kayıtlarıyla karşılaştırılmıştır. Bunlardan
19'una ait veriler yüz yirmi dört sayfalık bir çalışma olarak Bakanlığımıza
21/12/2006 tarihinde iletilmiştir.
Dış Ticaret Müsteşarlığının yaptığı
çalışmalara göre bulgular açıkça şöyledir, bazı bulguları belirtmek istiyorum:
2006 yılında Yunanistan'dan ülkemize 46 bin ton benzin sevkiyatı yapıldığı
görülüyor, ama, ülkemize giriş görünmüyor, Dış Ticaret Müsteşarlığı kayıtlarına
göre. 2004'te, yine aynı şekilde, 181 bin ton, Yunanistan'dan Türkiye'ye,
benzin çıkışı olduğu görülüyor, ama, sadece sembolik bir miktar ülkemize giriş
görülüyor. 2005'te ise bunun sadece üçte 1'i kadar giriş görülüyor veya jet
yakıtıyla ilgili, gaz, oil'le ilgili çıkışlarla Türkiye'ye girişler arasında
önemli fark var. Polonya'dan yine aynı şekilde ülkemize giren, jet tipi olarak
giren, benzin miktarları var, Türkiye'ye giriş yok. Yine, aynı şekilde
Hindistan ve Türkiye arasındaki veriler
çok ilginç. Hindistan'dan, 2001-2005 yıllarında, değişik tarihlerde, petrol
yağları, hafif yağlar ve müstahzarlar olarak 10 milyar dolarlık, Türkiye'ye
sevkiyat yapıldığı görülüyor. Maalesef, Türkiye'ye bunların girişiyle ilgili
hiçbir kayıt yoktur. Belçika, Lüksemburg kayıtlarında benzer bir durum var.
İtalya'dan çıkışlar Türkiye olarak görülüyor ve yine, Türkiye'ye giriş görülmüyor.
Tüm bunlar şunu açıkça göstermiştir ki, Türkiye'deki
akaryakıt kaçakçılığı artık inkâr edilemeyecek bir piyasa hâline dönüşmüştür.
Bu piyasa haksız kazanç yapanları desteklemektedir ve dürüst, namusuyla iş yapanlar
bu yapıdan mağdur olmaktadırlar ve zarar görmektedirler. Tüm bunlar dikkate
alınmak suretiyle, Başkanı olduğum Akaryakıt Kaçakçılığıyla Mücadele Kurulu ve
Koordinasyon Komisyonu, kurulduğu günden itibaren… Sayın Milletvekilimiz
"Ne yapmıştır?" diyor. Kurulalı iki buçuk sene olmuyor. Belirttiğim
gibi, 1 Mayıs 2006'da kurulmuştur ve kurulduğu günden itibaren de düzenli olarak
çalışmaktadır. Akaryakıt kaçakçılığıyla mücadelede entegrasyon ve işbirliği, kurumlar
arasında, sağlanmıştır. Kurumlar arası bilgi akışı ve işbirliği devam etmektedir.
Belirli periyotlarda da tüm ilgili kurumları Başkanlığımda toplantıya çağırıyoruz
ve tüm gelişmeler gözden geçirilmektedir. Deminki yabancı ülke ve Türkiye giriş
ve çıkış analizleri de yine bu Komisyonun faaliyetleri arasındadır.
Diğer taraftan, akaryakıt bayilerinde yazar
kasa uygulaması tüm bayileri kapsayacak aşamaya ulaşmıştır. Ayrıca, yazar kasaların
araç plakalarını otomatik okumasına yönelik çalışmalar sürmektedir, bu da tamamlanacaktır.
Bir başka önemli gelişme olarak, ulusal marker
TÜBİTAK tarafından üretilmiş ve uygulamaya da girmiştir. TÜBİTAK, ulusal marker'la
ilgili testleri, hazırlık süreci olan sekiz ay boyunca sürekli olarak yapmıştır.
Aniden, test yapılmadan uygulamaya girdi gibi bir kanaat varsa, bunun düzeltilmesi
lazım. Bu süre içerisinde de tüm testler yapılmış, uygun görülmüş ve ulusal marker
uygulamasına geçilmiştir.
Peki, Komisyonumuz, Kurulumuz bu çalışmaları
yaptı, ne oldu? Demin rakamları verdim. Ta 95'ten 2005'e araç sayısı artarken,
kullanılan akaryakıt sayısında düşüşler varken, ilk defa artış trendine girdiğimizi
görüyoruz. 2006 yılı akaryakıt satışları 2005 yılına göre yüzde 6 civarında artmıştır.
Bir başka gerçek, tüm bu çalışmaların ortaya
çıkardığı sonuç, 2007 yılında dağıtım şirketlerinin EPDK'ya verdikleri projeksiyonda,
akaryakıt satış miktarlarının yüzde 30 artacağını öngörmüşlerdir. Dolayısıyla
tüm bu tedbirler etkisini göstermiştir, tüm bu çalışmalar etkisini göstermiştir
ve akaryakıt kaçakçılığını tamamıyla ortadan kaldırmayı sağlayacak son adımı bu
kanunla atmak üzereyiz.
Şimdi bu tedbirleri etkili hâle getirecek
olan bir kanunu görüşüyoruz. Bu kanun petrol kaçakçılığını imkânsız hâle getirecektir.
O hâlde bu kanun neler getiriyor? Birincisi,
önce kaçak petrolün tanımı yapılıyor. Bu tanım, ilk defa, düzenli bir şekilde
bu yasayla yapılmış olacaktır. Hâlen genel kaçakçılık tanımı içinde değerlendiriliyor.
Bu da hukuki zorluklar çıkarıyor ve mücadeleyi güçleştiriyordu.
İkincisi: Kanunla getirilen… Dağıtıcı lisans
sahiplerine bayileri denetleme zorunluluğu getirmektedir ki, bunun, uygulamada
başka sorunlar, cezaların şahsiliğiyle ilgili bazı problemler getireceği kanaatinde
olan arkadaşlarımızca verilen önerge var, bu önerge çerçevesinde tekrar değerlendirilecektir.
Ama bir başka nokta, kanunla gelen, yakalanan
kaçak petrolün tasfiyesiyle ilgilidir. Şu anda, kaçak mal yakalandığı zaman, kaçak
petrol veya başka bir mal, bunun tasfiyesi çok büyük zorluklar ortaya çıkarmaktadır.
Bunu yakalayan, kaçak malı yakalayan kamu kurumları da yakaladığına pişman olmaktadırlar.
Ancak, bu yasayla birlikte, yakalanan petrolün tasfiye edilmesi kolaylaştırılmaktadır.
Standartlara uygun akaryakıt, il özel idaresi, standarda uygun olmayan akaryakıt
ise TASİŞ tarafından bir ay içerisinde tasfiye edilecektir. Önce açık artırma,
sonra pazarlık usulüyle satılacaktır. EPDK, il özel idaresi ve TASİŞ, ihtiyaçları
olan araç gereçleri de Kamu İhale Kanunu’na tabi olmaksızın sağlayacaklardır ve
böylece, yükümlülük, tasfiye işlemleri tek bir birimin üzerinde kalmayacağı
için ve işlemleri de kolaylaştırılacağı için, artık, kaçak malın ilgili idare
açısından bir sorun oluşturmadığı yapı kurulmuş olacaktır.
Ama, tüm bunlardan öte, kaçak petrol satanlara
ağır cezalar getirmektedir kanun. Nedir o cezalar? Birincisi, hapis cezası. Kaçak
petrol satan yakalandığı takdirde, iki ila beş yıl arasında hapis cezasına muhatap
olacaktır. Artık, kaçakçılığın tespitinin de kolay olacağını, bu yasayla birlikte,
bilmemiz gerekiyor. Çünkü, gerekli marker'a sahip olmayan yakıt, akaryakıt, petrol
"kaçak petrol" olarak kabul edilecektir ve tüm illerde marker kontrolü,
ulusal marker kontrolü yapılacaktır.
Hapis cezası dışında idari para cezası vardır.
Yakalanan kaçak petrolün satış bedelinin, vergiler dâhil, 3 katı tutarında para
cezasıyla cezalandırılacaktır.
Diğeri, lisans iptalidir. Mahkûmiyet ve müsadere
kararı kesinleşenlerin lisansları iptal edilecek ve bir daha asla bu sektörde
iş yapamayacaklardır.
Dördüncüsü de, ulusal marker'ı izinsiz üreten
ve satanlara da aynı şekilde, iki ila beş yıl arasında hapis cezası öngörmekteyiz.
Bu kanunla getirilen tedbirlerden bir diğeri
de ikramiyelerdir. Kaçak petrolü ihbar edenlere ve kaçak petrolü yakalayan güvenlik
güçlerine ihbar ikramiyesi verilecektir. Şu anda da ihbar ikramiyesi var yasalarda,
ama mahkeme kararıyla kesinleştikten sonra alabildikleri için bir cazibesi yoktur.
Hâlbuki, bu kanuna göre, kaçak petrol ihbar edildiği anda, o petrolün değerinin
yüzde 10'u kadar bir ikramiye hemen ihbarcıya verilecektir. Yüzde 10'u kadar ikramiye
de kaçak petrolü yakalayanlara verilecektir. Düşünün, 50 milyon dolarlık malı
bulunan bir tankeri, kaçak bir tankerdeki malı biri ihbar ettiği zaman, yüzde
10'u ne yapar, 5 milyon dolarlık, hemen, ihbar ikramiyesine sahip olacaktır.
Bunun anlamı şudur: Kaçakçılık yapanlar, birileriyle
artık işbirliği kuramayacak demektir. İşbirliğini engelliyor. Kaçağı sağlamak
için birileriyle işbirliği yapmaya kalktığı zaman, o işbirliği yaptığı için şimdi
bunu ihbar etme durumuna düşecektir ve dolayısıyla sırrını kimseye saklayamayacağı
için, kimseye açamayacağı için daha doğrusu, işbirliği yapacağı kimseyi de bulamayacaktır.
Mahkûmiyet hükmü ve müsadere kararının kesinleşmesinden
sonra da ilave olarak hem ihbarcıya hem yakalayan güvenlik görevlilerine yüzde
15'i tutarında bir ilave ikramiye tekrar verilecektir. Ancak, kaçak petrolün sahibi
belli değilse yukarıdaki yüzde 10'luk ve 15'lik ikramiyeler yüzde 50 indirimli
olarak uygulanacaktır, malın sahibi belliyse yüzde 10-15 olarak uygulanacaktır.
Tüm bu mekanizmalarla birlikte, açıkça belirtmek
gerekirse, bu yasayla birlikte, Hükûmetimizin, kaçak akaryakıtla, kaçak petrolle
mücadelesindeki en son adım ve önceki adımları da etkili hâle getirilecek adım
atılmış ve tamamlanmış olacaktır. Dürüst, namuslu iş yapanlar bu sistemden yararlanacaklardır.
Hiçbir zaman bazı kişilerin kayırılması, bazılarının mağdur edilmesi diye bir
şey söz konusu olmayacaktır. Herkes eşit olarak sistemden ve sistemin müeyyidelerinden
kendisine düşen payı görecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ABDÜLLATİF
ŞENER (Devamla) - Dolayısıyla, sistemde, sektörde faaliyet yapan herkesi, her
birimi eşit olarak ve aynı zamanda etkileyen bir mekanizmayla kaçakçılığın önüne
geçilmiş olması, Türkiye'de kayıt dışılıkla mücadelede önemlidir ve aynı zamanda
dürüst ve namuslu çalışanları teşvik etmek açısından da önemlidir.
Gösterdiğiniz ilgiden dolayı hepinize teşekkür
ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Şahsı adına Çankırı Milletvekili Sayın Tevfik
Akbak.
Buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
TEVFİK AKBAK (Çankırı) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 1230 sıra sayılı Petrol Yasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Tasarı'nın ve ilgili komisyonların raporu ve tümü üzerinde şahsım adına
söz almış bulunuyorum. Siz değerli milletvekili arkadaşlarımı saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, akaryakıt kaçakçılığının,
ekonomiye, insan ve çevre sağlığına verdiği zararların araştırılarak alınacak
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması komisyonu kurulmuş. Bu
komisyon, raporunda, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, petrol kaçakçılığıyla
ilgili mücadelede yetersiz olduğu, yakalanan kaçak petrolün tahlil giderlerinin
karşılanması, muhafazası, sanayi için ithal edilen solvent ve baz yağlarının
amacı dışında kullanıldığı ve yakalandığında bunların kaçakçılık suçu sayılması,
yakalanan petrolden standarda uyan ve uymayanların vakit geçirmeden satışlarının
yapılamayışı, bu alandaki bu sıkıntıların giderilmesi amacıyla yeni bir düzenlemeyi
gerekli kılmıştır. Bugün üzerinde konuştuğumuz 1230 sıra sayılı Kanun Tasarısı,
bugüne kadar yapılamayanların yapılması noktasında bir düzenlemedir.
16/11/2005 tarihinde Genel Kurulda görüştüğümüz
araştırma komisyonu raporunda da belirtildiği üzere, ülkemizde iki yılda tespit
edilen 7 milyon 814 bin 121 ton akaryakıtın yurdumuza kaçak girdiği, bu kaçak
münasebetiyle devletin 10,7 milyar YTL'lik vergi kaybı olduğu, diğer taraftan,
2002 ile 2005 yıllarında Gümrük Müsteşarlığı bilgilerine göre dört yılda toplam
193 bin 318 ton, 2000 yılı ilk üç ayında ise 8 bin 235 ton kaçak akaryakıtın yakalandığı
gümrük yetkililerince belirtilmektedir.
Ülkemizde toplam araç sayısı 1990 yılında 3
milyon 750 bin 678'ken bu sayı 2005'e gelindiğinde yaklaşık 3 kat artarak 11
milyon 145 bini geçmiştir. Buna karşılık, 1990 ile 2005 yılları arasında ham
petrol tüketimi 22 milyon 981 bin tondan 24 milyon 489 bin tona yükselerek yaklaşık
yüzde 11 artış olmuştur.
Yine, bu yıllar arası akaryakıt satış miktarı
da 1990'da 12 milyon 677 bin tondan 2005 yılında 16 milyon 847 bin tona çıkmıştır
ki, bundaki artış da yaklaşık yüzde 33 oranında olmuştur.
Bu süre içerisinde oto gazlı araç sayısında
artış olmuştur. Ancak, araç satışındaki artış her şeye rağmen yüzde 150'yi geçerken,
yakıt tüketimindeki artış yüzde 33'ü geçememiştir. Bu da ülkemizde kaçak akaryakıtın
ne denli piyasaya girdiğinin bir göstergesidir.
Hükûmetimiz kaçakla mücadele için 1/5/2006 yılında
Başbakanlık genelgesiyle Kaçakçılıkla Mücadele Kurulu kuruldu. Ayrıca, on kurumun
katkısıyla, Akaryakıt Kaçakçılığıyla Mücadele Komisyonu da bu bağlamda kurulmuştur.
Değerli arkadaşlar, kaçak akaryakıtın sadece
Hükûmetimize, devletimize vermiş olduğu maddi vergi kaybının ötesinde, sektör
içerisinde haksız rekabeti maalesef hızlandırmış, sahada düzgün ticaret yapan
namuslu tüccar ile -bu işin haksız olarak- kaçak akaryakıt satan arasında olumsuz
bir rekabeti sürdüregelmiştir. Tabii, burada, sadece satan değil, aracına akaryakıt
alanlar arasında da bir ikilem oluşturmuştur. Yani, aracına kaçak akaryakıt
alıp, pahalı akaryakıt alıp hayatını ve gelirini sürdürmeyi ne kadar kendisine
zor görmüşse, bunun karşılığında, kaçak da olsa, aracına tahribat da verse ucuz
akaryakıtı, kaçak akaryakıtı tercih eder durumda kalmıştır. Yani, namuslu ile
bu kaçaktan istifade etmek isteyen gerek satıcı gerek bunu kullanıcı, bu ikilem,
bu sıkıntı içerisinde kalmıştır.
Bunun yanı sıra, sektördeki bu kaçakçılık, maalesef,
yine, az önce de ifade ettiğim gibi, düzgün alışveriş yapan, düzgün ticaretini
yapan tüccarımızı töhmet altında bırakmıştır. Her şeye rağmen, yasal olan, kayıt
içi olan yakıtı acaba senin yakıtının kaçak olmadığını nereden bileyim gibi insanlar
arasında bir güvensizlik ve ihtilaf oluşturmuştur. Tabii, bütün bunların özünde,
ülkemizin hemen yanı başındaki ülkeler ile ülkemizdeki akaryakıt fiyatı arasında
uçurum olması, fiyatların anormal yüksek olması, bu kaçakçılığı maalesef körüklemektedir.
Tabii, üzüntümüz o ki, hemen yanı başımızda, Suriye'de, Irak'ta, İran'da bu kadar
akaryakıt, bu kadar petrol varken neden ülkemizde yıllardır bu akaryakıtımız çıkarılamadı,
doğrusu bizleri düşündürmektedir. Dolayısıyla, daha bugün görüşmüş olduğumuz yasayla
da, inşallah, yakın gelecekte Türkiye'mizde de akaryakıt, petrol araştırmasının,
petrol arıtımının kolaylaştırılarak üretimin artması umudumuz ve yakın zamanda,
ülkemizdeki bu kaçakçılığa neşter vurulması adına, ülkemizdeki üretimin artması
adına, hem temennimiz hem de gayretimiz olacaktır.
Değerli arkadaşlar, konuyla ilgili herkesin
mutlaka duyarlı olması gerekmektedir. Burada, iktidarıyla, muhalefetiyle, bürokratıyla
ve bunun kullanıcısıyla, herkes buna duyarlı olmak zorundadır. Eğer bu kaçağı
önlemiş olabilseydik -inşallah, bu yasayla bunu önleyeceğimize inanıyoruz- bugün
fiyatların da bu noktada olmayacağını ümit ediyorduk. Zira, 10 katrilyon gibi
bir rakamın ülke yatırımında ve akaryakıtın ucuzlatılmasında kullanıldığını düşündüğümüzde,
her geçen yıl, her geçen gün bu fiyatların daha aşağı inmesini, dolayısıyla, kaçakçılığın
kendi özü içerisindeki mücadelede, iki komşu ülke fiyatları arasındaki uçurumun
daha makul seviyeye yavaş yavaş inmesini de temin edeceğine inanıyorum
Yasal, vergilenmiş akaryakıtı aracına koyduğu
zaman zarar eden nakliyecimizi, kayıt içi, kayıtlı akaryakıtı satamayan benzincimizi
ve aracına kayıt dışı yakıt alarak sıkıntıya düşen tüketicimizi düşünüyorsak,
bu yasanın bir an evvel hayata geçmesi için, hep beraber, el ele verip, bunu ülkemizin
bir kazancına çevirmek hepimizin görevi olmalıdır diye düşünüyorum.
Sırası gelmişken, EPDK'nın, bu mücadelede bir
geçiş süreci yaşadığı için, değerli arkadaşlar, bu marker uygulamasının başlangıçtaki
bazı endişeleri mutlaka göz önüne alacağına inanıyorum. Zira, deposunda yakıt
olan akaryakıt satıcıları ya da dağıtıcıları, başlangıçta, markerin uygulanmasının
vereceği bazı tereddütleri ve bazı tedirginlikleri yaşamaktadırlar. Ben, umuyorum
ki, bunun uygulamasında bu toleransı göstermeleri lazımdır diye düşünüyorum. Bunun
yanı sıra biyodizelin de bu kapsamda harmanlanmasını ve mutlaka marker kapsamı
içerisine alınması gerekmektedir. Aksi takdirde, yerli tarım ürünlerinin teşviki
noktasında, biyodizeli teşvik ederken, bu mücadeleye zarar verilmemelidir.
Değerli arkadaşlar, tasarıyla, kaçak akaryakıtın
tanımı yapılarak mücadelenin etkinliğinin artırılması düşünülmekte, asıl amaç
budur. Ulusal markere uymayan kayıt dışı yakıtın yakalanmasını, satanın, alanın
ve taşıyanın ağır cezalarla cezalandırılmasını bu tasarı getirmektedir. Yasayla,
kaçak yakıtı ihbar edene, yakalayana prim öngörülmektedir ki, bu işin özüne de
çok uygundur. Zira, bugüne kadar yapılamayışının arkasında, bu toplumun, hepimizce
malum olan, maalesef, istismarı vardır. İnşallah, bu tasarı, ihbar edeni ve yakalayanı
da, prim vermekle, bu iş birlikteliğini de önler diye düşünüyoruz.
Toplumun her kesimini çok yakından ilgilendiren
ve uygulandığında ülkemize gerçekten çok büyük kazançlar sağlayacağına inandığım
bu tasarının, ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum ve
sizleri, bu vesileyle saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Akbak.
Tümü üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi, soru-cevap kısmına geçiyoruz.
Sayın Aslanoğlu, buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Bakanım,
kamu kurum ve kuruluşları, ihtiyaçları nedeniyle yakıt veya akaryakıt ihaleleri
açıyor. Bu ihalelerde en düşük teklifi veren kişiye ihale edilmesi işin esasıdır.
Ancak, akaryakıtta rafine çıkış fiyatları belli, bayi kârı belli, nakliye fiyatları
az çok belli. Peki, rafine çıkış fiyatı ve kâr marjı net bir şekilde bilinmesine
rağmen, bu fiyatların çok altında ihaleler yapılmaktadır. Nakliye bedelini koyduğunuzda
daha yüksek kırımlarla karşı karşıya kalıyor. Acaba, kamu kurum ve kuruluşları,
rafine fiyatı belli olan, bayi kârı belli olan, bu oranların çok üstünde, örneğin
yüzde 12-13-14 gibi kırımlarla akaryakıt veya yakıt ihalesi yaptığı zaman, acaba,
kamu kurum ve kuruluşları kaçak akaryakıt alımı mı yapıyor? Kamu kurum ve kuruluşları
rafine fiyatları üzerine nakliye ihalesi yapmadığı sürece bunun önüne geçemez.
Yine yasada, ticari amaçla satın alan var.
Ben bir önerge vereceğim. Bunu bilerek satın alan kamu kurum ve kuruluşlarına
da ceza vermezseniz, bunun önüne geçemezsiniz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.
Sayın Işık, buyurun.
AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Başkan, teşekkür
ediyorum.
Sayın Bakanım, petrol, petrol ürünleri ve doğal
gazda ithalata ödenen miktar 2001'de 8,4 milyar dolar, 2002'de 9,3 milyar dolar,
2005'te 21,3 milyar dolar, 2006'da ise 29 milyar dolar. 2002'deki dış ticaret
açığımız 7,4; 2005'teki dış ticaret açığımız ise 32,4 milyar dolar olduğuna göre,
aradaki açığın 12 milyar dolarlık kısmı enerjideki artış ithalat farkından gelmektedir.
Hazinenin verileri böyledir. Petrol kaçakçılığındaki ortaya çıkan meblağ yukarıdaki
değerlendirmenin dışında mıdır, içinde midir? Petrol kaçakçılığının cari açığa
etkisi nedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Işık.
Buyurun Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ABDÜLLATİF
ŞENER (Sivas) - Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın Aslanoğlu'nun belirtmiş olduğu konu, zaman
zaman Türkiye Büyük Millet Meclisinde dile getirilen bir konudur. Kamu kurumlarının
açmış oldukları akaryakıt ihalelerine çok yüksek kırımlarla teklif verenler var
ve ilgili kamu kuruluşları da bunları satın alıyor. Akaryakıtın fiyatı belli olduğuna
göre, ne kadar kâr limiti olduğu belli olduğuna göre çok düşük fiyatlarla satılan
akaryakıtın kaçak olduğunu söyleyebilir miyiz, diyorlar.
Verilen akaryakıtın, herhâlde, faturası kesiliyordur.
Bir resmî… Şu andaki mevzuat hükümleri çerçevesinde, resmî işlem neyi gerektiriyorsa,
muhtemelen o işleme ait evrakları tamamlamış oldukları varsayımını yapabiliriz.
Ama, bu çerçeve içerisinde de kaçak akaryakıtla ilgili bir piyasa oluşabiliyor
mu derseniz, muhtemelen oluşabilir. Hukuki boşluklar var ve bu boşluklardan yararlanmak
suretiyle piyasaya sürülen kaçak akaryakıt da özel veya genel, özel sektör veya
muhtemelden belki de kamu itibarıyla piyasa buluyor olabilir. Ancak, bizim maksadımız
da, böyle bir kanun tasarısını Türkiye Büyük Millet Meclisine getirme amacımız
da kaçak akaryakıtın artık piyasada dolaşamadığı bir yapıyı kurmaktır. Bu yasa
çıktıktan sonra, hiçbir zaman kamu kuruluşları da özel sektör kuruluşları da piyasadan
kaçak akaryakıt temin edemeyeceklerdir, piyasada dolaşan tüm akaryakıt, resmî,
vergisi ödenmiş ve yasal yollardan piyasaya girmiş akaryakıt olacaktır. Ama,
geçmişte yapılan bazı kamu ihaleleriyle ilgili olarak somut, şu kuruluş, şu kuruluştan
şu kadar kırımla akaryakıt almıştır, bunun kaçak olmaması mümkün değildir diyorsanız,
o konuyla ilgili veriler, ayrıca ilgili inceleme, denetleme yetkisine sahip kamu
kuruluşlarına iletilebilir ve kaçak olup olmadığı konusunda özel inceleme yaptırılabilir…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Ben size
sunuyorum Sayın Bakanım.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ABDÜLLATİF
ŞENER (Sivas) - …ve EPDK, bu tür satışlarla ilgili olarak da incelemeler yaptırdıklarını
ifade ediyorlar.
Evet, petrol ithalatının, enerji ithalatının
cari açığımız içerisinde, dış ticaret açığımız içerisinde önemli bir paya sahip
olduğunu belirtiyoruz. Nitekim, vermiş olduğunuz, Sayın Ahmet Işık'ın vermiş olduğu
veriler de bunu göstermektedir. Türkiye, dış ticaret açığı ve cari açık açısından
son yıllarda önemli bir rakamla, açıkla karşı karşıyadır. Bu açıkta da petrolün,
akaryakıtın önemli bir payı vardır. Dış ticaret açığının ve cari açığın hesaplanması
sırasında, yasal yollardan girmeyen, kayıtlara girmeyen hususlar "hata-noksan"
sütununda görülmektedir. Dolayısıyla, zaman zaman ortaya çıkan "hata-noksan"
sütununun, kaleminin de buradaki kaçak akaryakıta bağlı kalemler olabileceğini
düşünebiliriz.
Evet, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Bakan.
Sorular cevaplandırılmıştır.
Sayın milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, çalışma süremiz dolmak
üzeredir. Bu nedenle, alınan karar gereğince, Irak'taki son gelişmeler konusundaki
(8/36) ve (8/37) esas numaralı genel görüşme önergelerinin görüşülmesini birlikte
yapmak ve kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için 18 Ocak 2007 Perşembe
günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum, iyi akşamlar diliyorum.
Kapanma
Saati: 19.50