Normal deneme 2 2 2007-02-21T09:08:00Z 2007-02-21T09:08:00Z 1 38004 216625 Türkiye Büyük Millet Meclisi 1805 508 254121 10.2625 0 0 nk 0 nk 0 0 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖNEM: 22                         CİLT: 144       YASAMA YILI: 5

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

 

51’inci Birleşim

17 Ocak 2007 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

                                                                                                                                                Sayfa    

 

 

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMA

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

1.- Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu'nun, Mersin-Akkuyu'da yapımı planlanan nükleer enerji santralinin kurulum çalışmalarına; temiz ve sürekli enerji temin etmek için alternatif kaynakların ülkemiz ekonomisine ve çevreye sağlayacağı faydaya ilişkin gündem dışı konuşması

2.- İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü'nün, Devlet Tiyatrolarındaki kadrolaşma ve kötü yönetim iddialarına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in, yabancılara gayrimenkul satışına ilişkin gündem dışı konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız Özak'ın cevabı

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.- Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı ve 40 milletvekilinin, açık öğretimde yaşanan sorunlar ile Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğüyle ilgili iddiaların araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/413)

2.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş ve 35 milletvekilinin, turizm sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi  (10/414)

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.- İzmir Milletvekili Enver Öktem'in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon Raporu (3/992) (S. Sayısı: 1281)

2.- Kocaeli Milletvekili Salih Gün'ün yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon Raporu (3/993) (S. Sayısı: 1282)

3.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

4.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)

5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1115) (S. Sayısı: 1147)

6.- Petrol Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/835) (S. Sayısı: 1041)

7.- Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporları (1/1215) (S. Sayısı: 1230)

VI. - OYLAMALAR

1.- Petrol Kanunu Tasarısına verilen oyların sonucu

VII. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, Millî Eğitim Şurasındaki bir ifadesine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/19324)

2.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, çocuk eğitimine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/19629)

 

I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak beş oturum yaptı.

Çorum Milletvekili Ali Yüksel Kavuştu, İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği heyeti olarak Sudan ve Etiyopya'ya yaptıkları çalışma ziyaretlerindeki izlenimlerine,

Ankara Milletvekili İsmail Değerli, Verem Eğitim ve Propaganda Haftası münasebetiyle, verem hastalığıyla mücadelede zamanında ve kesintisiz tedavinin önemine,

İstanbul Milletvekili Hüseyin Kansu, Türkiye-Filistin Dostluk Grubu Başkanı başkanlığında bir heyetle Filistin'e yaptıkları ziyaretteki gözlemlerine,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

Çanakkale Milletvekili İbrahim Köşdere'nin (3/798) (S. Sayısı: 1279),

İzmir Milletvekili Bülent Baratalı'nın (3/991) (S. Sayısı: 1280),

Yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerek bulunmadığı hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon Raporları;

Sudan Millî Meclisi Başkanı Ahmed İbrahim Al Taher'in davetlisi olarak Sudan'a resmî ziyarette bulunacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın beraberindeki parlamento heyetini oluşturmak üzere gruplarınca isimleri bildirilen milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi;

Ankara Milletvekili Faruk Koca ve 29 milletvekilinin, Irak'taki gelişmeler ile ülkemizin ve uluslarası toplumun bu ülkenin sorunlarının çözümüne yapabileceği katkılar (8/36),

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ali Topuz, İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol ve Samsun Milletvekili Haluk Koç'un, bölücü terör örgütünün Kuzey Irak'taki faaliyetleri ve Kerkük'ün durumu başta olmak üzere Irak'taki son gelişmeler (8/37),

Konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin önergeleri;

Genel Kurulun bilgisine sunuldu; genel görüşme açılmasına ilişkin önergelerin gündemdeki yerlerini alacakları ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Bazı milletvekillerinin, belirtilen sebep ve sürelerle izinli sayılmalarına ilişkin Başkanlık tezkeresinin,

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 361'inci sırasında yer alan 1230 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın bu kısmın 5'inci, 8'inci sırasında yer alan 1314 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 6'ncı, 385'inci sırasında yer alan 1247 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 7'nci, 7'nci sırasında yer alan 922 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 8'inci, 395'inci sırasında yer alan 1266 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 9'uncu, 33'üncü sırasında yer alan 852 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 10'uncu, 265'inci sırasında yer alan 1012 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 11'inci, 345'inci sırasında yer alan 1182 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 12'nci, 400'üncü sırasında yer alan 1306 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 13'üncü, 402'nci sırasında yer alan 1308 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 14'üncü, 396'ncı sırasında yer alan 1272 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 15'inci, 360'ıncı sırasında yer alan 1225 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 16'ncı sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; 16/1/2007 tarihli  gelen kâğıtlarda yayımlanan ve okunmuş bulunan Irak'taki Gelişmeler konulu (8/36) ve (8/37) esas numaralı genel görüşme önergelerinin ön görüşmelerinin 18/1/2007 Perşembe günkü birleşimde ve birlikte yapılmasına ve görüşmelerin tamamlanmasından sonra kanun tasarı ve tekliflerinin görüşmelerine devam olunmasına; Genel Kurulun 16/1/2007 Salı ve 17/1/2007 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmemesine, 16/1/2007 Salı günkü birleşiminde kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine; 16/1/2007 Salı günü 15.00-20.00, 17/1/2007 Çarşamba ve 18/1/2007 Perşembe günleri 14.00-20.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisinin, yapılan görüşmelerden sonra,

Kabul edildiği;

Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Türk Ticaret Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında (2/84),

Zonguldak Milletvekili Harun Akın'ın, Zonguldak İlinde Kozlu ve Kilimli Adında Yeni İki İlçe Kurulmasına Dair (2/419),

Kanun Tekliflerinin İç Tüzük'ün 37'nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergelerinin, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edilmediği;

Bildirildi.

Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan, Zonguldak Milletvekili Harun Akın'ın vermiş olduğu doğrudan gündeme alınma önergesindeki bazı hususlara katıldığını belirten bir açıklamada bulundu.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:

1'inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi'nin (2/212) (S. Sayısı: 305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden;

2'nci sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin (1/1030) (S. Sayısı: 904),

3'üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair (1/1115) (S. Sayısı: 1147),

Kanun Tasarılarının görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;

Ertelendi.

4'üncü sırasında bulunan ve İç Tüzük'ün 91'inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kararlaştırılmış olan Petrol Kanunu Tasarısı'nın (1/835) (S. Sayısı: 1041) görüşmelerine devam olunarak ikinci bölüme kadar kabul edildi; ikinci bölüm üzerinde bir süre görüşüldü.

17 Ocak 2007 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 20.02'de son verildi.

Sadık Yakut

 

 

TBMM Başkanı Vekili

 

 

 

Mehmet Daniş

Türkân Miçooğulları

 

Çanakkale

İzmir

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

Ahmet Gökhan Sarıçam

 

 

Kırklareli

 

 

Kâtip Üye

 

 

 

No.: 65

II. - GELEN KÂĞITLAR

17 Ocak 2007 Çarşamba

Tasarı

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moğolistan Hükümeti Arasında Çevre Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/1298) (Çevre ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.1.2007)

Teklifler

1.- Ankara Milletvekili Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu'nun; 10.06.1983 Tarihli 2839 Sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ve 22.04.1983 Tarihli 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/928) (Adalet ve Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.1.2007)

2.- İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek ve 40 Milletvekilinin; 3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/929) (Anayasa ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.1.2007)

3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt ve 39 Milletvekilinin; Üreticilerin T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerine Olan ve Yeniden Yapılandırılan Borçlarının Faizsiz Ödenmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/930) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.1.2007)

Raporlar

1.- Kan, Kan Bileşenleri ve Ürünleri Kanunu Tasarısı ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/1277) (S. Sayısı: 1319) (Dağıtma tarihi: 17.1.2007) (GÜNDEME)

2.- İstanbul Milletvekili Zeynep Karahan Uslu ve 4 Milletvekilinin; Hemşirelik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (2/784) (S. Sayısı: 1320) (Dağıtma tarihi: 17.1.2007) (GÜNDEME)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, doğalgazda dışa bağımlılığın oluşturduğu sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19857) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/1/2007)

2.- İzmir Milletvekili Canan ARITMAN'ın, Avrupa Parlamentosunun "Türkiye'de Gıda Güvenliği" adlı raporunda geçen bir ifadeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19858) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/1/2007)

3.- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, doğalgaz alım-satım sözleşmeleri devir ihalelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19859) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/1/2007)

4.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, İran doğalgazında yapılan kesintiye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19860) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/1/2007)

5.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, bir milletvekili ve oğlunun aldığı ihalelere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19861) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/1/2007)

6.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Haşim İşcan Kültür Merkezine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19862) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

7.- Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, İstanbul'da SHÇEK'e ait bir arazinin devredildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19863) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

8.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir-Konak kıyısındaki ahşap seyir teraslarının sökülmesi talebiyle açılan davaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19864) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

9.- Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, YÖK'ün yurt dışına gönderdiği borçlu öğrencilere yurt dışı çıkış yasağı konduğu iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19865) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)

10.- Mersin Milletvekili Hüseyin ÖZCAN'ın, reklam panolarında yer alan bayram kutlama ilanlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19866) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

11.- Erzurum Milletvekili İbrahim ÖZDOĞAN'ın, bazı trafik kazalarına ve yol güvenliğine ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/19867) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

12.- Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, karayolları güvenliğine ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/19868) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)

13.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Dünya Bankasının vereceği krediye ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/19869) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)

14.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, SSK sigortalılarının aldıkları raporlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/19870) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

15.- Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, atık trafiğine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19871) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)

16.- Ankara Milletvekili Bayram Ali MERAL'in, Porsuk Çayı ve Sarıyar Barajındaki çevre sorunlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19872) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)

17.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, bütçe görüşmeleri sırasındaki bir beyanına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi (7/19873) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

18.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, Diyanet İşleri Başkanlığının yayımlamayı düşündüğü Alevilik ile ilgili temel kaynaklara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi (7/19874) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

19.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya'daki bazı maden arama ruhsatlarının amaç dışı kullanıldığı iddiasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19875) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/1/2007)

20.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER'in, maden arama ve işletme ruhsatı için müracaat eden yabancı firmalara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19876) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

21.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, muhtaçlara kömür dağıtımına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19877) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)

22.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, BOTAŞ'a tanınan acele kamulaştırma yetkisine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19878) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

23.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya'nın su sorunu olan köylerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19879) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/1/2007)

24.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya İplikli ve Pamuklu Dokuma Fabrikasının tahsis kararıyla ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19880) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

25.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, İstanbul'da bazı kasaplara kurban kesiminde görev verilmediği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19881) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

26.- Balıkesir Milletvekili Ali Kemal DEVECİLER'in, bireysel silahlanmaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19882) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)

27.- Çanakkale Milletvekili İsmail ÖZAY'ın, silahı bulunmayan milletvekillerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19883) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

28.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, çalıntı araçlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19884) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

29.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, fahri trafik müfettişliğine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19885) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

30.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Haşim İşcan Kültür Merkezine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/19886) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

31.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ali BULUT'un, Bakanlığın bazı faaliyetlerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/19887) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

32.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, TEDAŞ'a elektrik borcu olan kurum ve kuruluşlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/19888) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

33.- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, TOKİ'nin faaliyetlerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/19889) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

34.- Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, görev yeri değiştirilen bürokratlara ve açılan davalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/19890) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/1/2007)

35.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, Açıköğretim Lisesi öğrencilerine yönelik işlemlerin gerçekleştirilmediği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/19891) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/1/2007)

36.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, şef atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/19892) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

37.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya Devlet Hastanesi ek bina inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/19893) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/1/2007)

38.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Personel Dağılım Cetveli uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/19894) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/1/2007)

39.- Erzurum Milletvekili İbrahim ÖZDOĞAN'ın, Diyarbakır'daki bir diyaliz merkezinde görülen virüs bulaşma olayına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/19895) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

40.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, yeşil kart sahiplerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/19896) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)

41.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, TCDD 2. Bölge Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/19897) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

42.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Türk Telekomun özel servis numarası hizmetinin ücretlendirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/19898) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

43.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, GSM operatörlerinin sayaç denetimine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/19899) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

44.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Yunanistan'dan akaryakıt kaçakçılığı yaptığı iddia edilen firmalarla ilgili soruşturmaya ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/19900) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/1/2007)

45.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün BİLGEHAN'ın, aile içi şiddetle ilgili araştırmanın sonuçlarına ilişkin Devlet Bakanından (Nimet ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/19901) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

46.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin satışa çıkardığı bir binaya ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/19902) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)

47.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, bölücü terör örgütünün gelir kaynaklarına yönelik işlemlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/19903) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

48.- Bursa Milletvekili Mehmet Emin TUTAN'ın, TESK'in CHP ile düzenlediği Esnaf Kurultayına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/19904) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)

49.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Alevilerle ilgili bir konuşmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/19905) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI ve 40 Milletvekilinin, açık öğretimde yaşanan sorunlar ile Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğüyle ilgili iddiaların araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/413) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/1/2007)

2.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir ATEŞ ve 35 Milletvekilinin, turizm sektöründeki sorunların araştırılarak  alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/414) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/1/2007)

 

17 Ocak 2007 Çarşamba

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.04

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi'ni açıyorum.

III. - Y O K L A M A

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için beş dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını, görevli personel aracılığıyla, beş dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Mersin ili Akkuyu beldesinde nükleer enerji santrali kurulumuyla ilgili söz isteyen Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu'na aittir.

Buyurun Sayın Eyiceoğlu. (AK Parti sıralarından alkışlar)

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

1.- Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu'nun, Mersin-Akkuyu'da yapımı planlanan nükleer enerji santralinin kurulum çalışmalarına; temiz ve sürekli enerji temin etmek için alternatif kaynakların ülkemiz ekonomisine ve çevreye sağlayacağı faydaya ilişkin gündem dışı konuşması

MUSTAFA EYİCEOĞLU (Mersin) - Sayın Başkan, değerli üyeler; hepinizi en kalbî duygularımla selamlıyorum.

Bugünkü gündem dışı konuşmam, ülkemiz için önemli bir tercih olan elektrik enerjisi üretimi amacıyla nükleer enerji santrallerinin kurulmasıyla ilgili yasa teklifinin yakın zamanda Meclis gündemine gelecek olmasıdır.

Seçim bölgem Mersin'de Akkuyu nükleer enerji santrali kurulma faaliyetleri 1970'li yıllarda başlatılmıştır. Bu amaçla, nükleer bir santralin kurulumu için gerekli olan -Akkuyu için- lisanslama faaliyetleri 1976 yılında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından tamamlanmış, 1983 ve 1996 yıllarında ihaleler açılmış, fakat geçmiş hükûmetlerce ihaleler iptal edilerek, rafa kaldırılmıştır.

Hükûmetimiz, nükleer enerji santrallerinin elektrik üretimi amacıyla, özel sektörün de faaliyetlerini düzenleyen nükleer enerji yasa tasarısını komisyon gündemine alarak, bu konudaki kararlılığını göstermiştir.

Değerli arkadaşlar, nükleer santral kurmak kolay bir iş değildir. Rastgele ve herhangi bir yere nükleer santral kuramazsınız. Bir nükleer santralin kurulumu için ilk şart kurulacak yerin lisanslama çalışmalarının tamamlanmasıdır. Bunun başarılması için 43 farklı parametrenin kusursuz sonuçlar vermesi gerekir. Örneğin, deniz kenarında kurulacak bir santral için tsunami tehlikesi bile ölçülür. Ki, Akdeniz'de şimdiye kadar herhangi bir tsunami yaşandığına dair bilgi elimizde yoktur.

Ülkemizde kurulacak bir santral için yaklaşık üç yıl süren lisanslama çalışması, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuyla koordineli olarak çalışan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından gerçekleştirilmektedir. Böyle bir lisanslama çalışmasının maliyeti yaklaşık olarak 50 milyon dolardır. Sinop ilimize nükleer santralin kurulumu için altyapı ve fizibilite araştırmalarının yapıldığını takip ediyoruz. Akkuyu'da yapılacak bir santral için lisanslama çalışmasının zaten yapıldığını da kamuoyuna hatırlatmak isterim. Geçmiş dönemde başlatılan Akkuyu nükleer santrali kurulumu amacıyla, Akkuyu'da, iki adet idari bina, iki adet yemekhane, yirmi odalı misafirhane, onaltı adet lojman binası inşa edilmiştir. Liman ve bağlantı yollarının yüzde 50 seviyesinde tamamlandığı mendirek mevcut olup liman beton blokları hazır beklemektedir. Toplam arazisi 8.550 dönüm olup, tamamı istimlak edilmiştir. Şimdiye kadar Akkuyu'ya santral kurulumu için yapılan toplam harcama 100 milyon doların üzerindedir. Yani, ülkemizin kaynaklarından harcanan 100 milyon dolar.

Değerli arkadaşlar, 1962 yılından bu yana, araştırma amaçlı, küçük çaplı çeşitli nükleer reaktörler ülkemizde kurulmuş ve hâlen bu çalışmalar TAEK tarafından başarılı bir biçimde yürütülmektedir. Mevcut bulunan altyapımız ve santralin etrafında kurulması planlanan araştırma merkezinin çalışmaları birleştiğinde, hâlihazırda teknoloji satın almayla kurulacak bir santralin ileride yerli kaynaklarla kurulumu mümkün olacaktır. Bunu Güney Kore örneğinde görmekteyiz. İlk nükleer santral kurulumunu satın alan Güney Kore, şimdi, nükleer santral kuran ve teknoloji ihraç eden bir ülkedir.

Avrupa Birliğinin toplam elektrik üretiminin üçte 1'i nükleer santrallerden karşılanıyor. Fransa elektrik ihtiyacının dörtte 3'ünü, İsveç ise yarıdan fazlasını nükleer enerjiden sağlarken, Türkiye'de 2005 yılı elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 44'ü doğal gazdan sağlanmaktadır. Türkiye'nin elektrik üretiminde mevcut yerli kaynakları büyük oranda hidroelektrik ve termik santrallere dayanmaktadır. Termik santrallerin yaydığı karbon atıkları ve yüzyılın felaket senaryolarından biri olan küresel ısınma tehlikesine karşı uluslararası protokollerin önümüzdeki zamanlarda bu enerji kaynağımızı da büyük oranda sınırlayacağı da şüphesizdir.

Türkiye'nin şimdiye kadarki enerji temininde doğal gaz gibi kısa vadeli çözüm arayışlarının yetersizliği açıkça ortadadır. Mevcut enerji terminalinde kullanılan kaynakların çeşitlendirilmesi ve istikrarlı kaynaklardan enerji temini ise kaçınılmazdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Eyiceoğlu, buyurun.

MUSTAFA EYİCEOĞLU (Devamla) - Bu bakımdan, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili olarak Hükûmetimizin çıkardığı kanunla bu alandaki yasal boşluklar büyük oranda kapatılmış ve özel sektörün önü açılmıştır.

Nükleer santrallerin  kurulumuna ilişkin yasa önerisi ise enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi açısından önem arz etmektedir. Aksi takdirde, önümüzdeki yıllarda, rutin elektrik kesintilerinin ve pahalı elektrik tüketiminin kaderimiz olacağı inancındayım.

Değerli arkadaşlarım, Sinop veyahut da Akkuyu'da kurulacak olan bir nükleer enerji santralinin şimdiden ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diler, hepinize saygılar sunarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum  Sayın Eyiceoğlu.

Gündem dışı ikinci söz, Devlet Tiyatroları hakkında söz isteyen İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü'ye aittir.

Buyurun Sayın Hakkı Ülkü. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü'nün, Devlet Tiyatrolarındaki kadrolaşma ve kötü yönetim iddialarına ilişkin gündem dışı konuşması

HAKKI ÜLKÜ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözü istediğim zamanlarda grip değildim, şu anda gribim. Öksürürsem, şimdiden, hepinizden özür dilerim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Tiyatrolarında, son zamanlarda inanılmaz gelişmeler yaşanıyor. O nedenle gündem dışı söz aldım, o nedenle sizleri bilgilendirmek istedim.

Bütün ülkelerin, ama o arada ülkemizin güzide bir devlet kurumunun, Devlet Tiyatrolarının… Her konuda olduğu gibi, AKP'nin eli buraya da değmiştir ve ne yazık ki, Devlet Tiyatroları, bugün, kadrolaşma ve kötü yönetim nedeniyle büyük bir çöküş içerisindedir.

Devlet Tiyatroları ve tiyatro sanatıyla ilgili çöküşü belgelemek amacıyla, Sayın Bakana üst üste altı soru önergesi yönelttim, aradan iki aydan fazla bir süre geçti, fakat, ne yazık ki, Bakandan yanıt yok. Sayın Bakan, ya halkın seçtiği bir milletvekilinin Anayasa'dan ve Meclis İç Tüzüğü'nden kaynaklanan denetim yetkisini kale almıyor ya da soru önergelerime konu olan Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne yapılan vekâleten atamanın ve atadığı kişinin gösterdiği yönetimin arkasında duramıyor.

Sayın Bakan, Hükûmetiniz, her zaman seçilmişlerin üstünlüğü ve ayrıcalığını savunur. Bir seçilmişin sorularını, bir atanmış neden cevaplamıyor? Neden araştırmıyorsunuz? O, cevabı verdi de, siz mi bana iletmiyorsunuz yoksa?

Değerli arkadaşlar, tiyatroları yok etme planı şöyle işliyor: Önce, Devlet Tiyatrolarının başına, Atatürkçü, laik, aydınlık bir insan olduğunu iddia eden dramaturg bir arkadaşımız, Sayın Mine Acar getiriliyor. Atamalara tepki gelince, Mine Acar, dünyanın her yerinde dramaturg'ların bu göreve atandıklarını açıklıyor. Oysa, bugüne kadar, bu görevi neden kabul ettiğini, neden yasaları çiğneyerek bu görevde kalmakta ısrarcı olduğunu açıklamıyor. Cumhurbaşkanı, kararnamesini geri çevirince, Bakan istediği için görevde kaldığını açıklıyor.

Avrupa ülkelerinde, Sayın Acar'ın dediği gibi mi diye araştırdım, inceledim. Gerçekten, doğru, ancak oralarda dramaturg'un ikinci tanımı yazar olmasıdır, yani tiyatro yazarına dramaturg diyor Avrupalı. Bizde ise, dramaturg, inceleyen, rapor sunan, yoruma yardımcı olan anlamını taşıyor, yani biz de, dramaturg'un farklı bir statü ve konumda olduğunu öğreniyoruz.

Elbetteki, projesi olan, hedefi olan, ilkeleri olan, yönetime yeteneği olan tiyatro eğitimli insanlar genel müdür olsun, olmalı, ancak yasal sınırlar tanımları içerisinde olmalı.

Araştırmam esnasında öğrendim ki, Sayın Mine Acar, Lemi Bilgin'in Genel Müdürlüğü zamanında, bir yılda toplam on beş gün göreve gelmiş, o da, parça bölük. Şimdi, bu bayanın makam hırsından başka Devlet Tiyatrolarına ilişkin nasıl bir motivasyonu, nasıl bir amacı, nasıl bir vizyonu olabilir bilemiyorum.

Mine, Acar bir buçuk yıldır görevde. Önce vekil Genel Müdür Yardımcısı istifa etti, sonra diğer istifalar birbirini izledi, şu anda Genel Müdür Yardımcısı Vekili Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürlüğüne vekâlet ediyor. Yani, müdüre Genel Müdür Yardımcısı vekâlet ediyor. Bu nasıl bürokrasi terbiyesidir, nasıl bir anlayıştır hayret bir şey. Peki, genel müdür yardımcısı müdürlüğe vekâlet ediyor da ne oluyor? Altmış yıllık tarihi içerisinde Büyük Tiyatro tarihinde ilk kez Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürlüğünün oyuncu kadrosuyla açılamadı. O tiyatro ki, Devlet Tiyatrolarının onurudur, büyük oyunlar burada sergilenir, özel konuklar burada ağırlanır, ekimden itibaren diğer illerden gelen oyunlarla perde açılır. Bir turne 50 milyar liradır. Bundan aşağıya mal olamayacağına göre yapılan masrafları da siz düşünün.

Ankara Devlet Tiyatroları sanatçısı yatacak, taşradaki illerdeki tiyatro çalışanları bu karda kışta Ankara'ya gelecek! Peki, bu turneler tiyatrosu olmayan illere yapılsa daha doğru değil mi? Bunun hesabını kim, nasıl verecek? Bu, yönetim zafiyeti değil mi?

Genel Müdür Vekili ve arkadaşları, bir yandan, yasal açıdan kuşkulu görevlendirmeler ve atamalar yaparken diğer yandan hak etmedikleri kadroları almanın yolunu açmak için Devlet Tiyatroları Yönergesini değiştirmeye kalktılar. Sayın Bakanın da imzaladığı bu hukuka aykırı yönerge Genel Müdür Vekili tarafından nedense tam altı ay sonra yürürlüğe kondu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Ülkü.

HAKKI ÜLKÜ (Devamla) - Bitirmeme müsaade eder misiniz.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Ülkü.

HAKKI ÜLKÜ (Devamla) - Teşekkür ederim.

Oysa, Yargıtay Genel Kurulu, 2002 yılında, aynı şekilde hazırlanan yönerge için karar vermişti "Yasal tüzük olmadan hazırlanan yönergeler geçersizdir" diye. Yasal olmayan yönergeyle Genel Müdür Vekili kendisini hem sanatçı yaptı, amaç genel müdürlüğü hak etmek için önündeki engelleri kaldırmak oldu.

Devlet tiyatrosundaki olumsuz gidişten, umutsuz sanatçılar en verimli çağlarında birer birer emekliye ayrıldılar ve hâlen de ayrılmaktalar. Bu arada, özel tiyatroların ödenekleri kesildi. Başka bir deyişle, dar, sınırlı bütçelerle yaşam savaşı veren özel tiyatroların akmasa da damlayan hayat suları kesilmiş oldu. Şimdi, geçtiğimiz 10 Ocak günü yapılan bir yasal düzenlemeyle, devlet tiyatrolarına devletin maddi yardım yapması ya da özel tiyatrolara devletin maddi yardım yapması Kültür ve Turizm Bakanlığının görevleri arasında sayıldı, ama bakalım Bakan hangi şekilde bunu uygulayacak?

Devlet tiyatroları salonları yavaş yavaş boşalıyor. Tiyatroları doldurmak için huzurevlerinden, yatılı okullardan seyirci getirildiğini duyuyoruz. Tiyatrolar tamamıyla boşaldığı gün "tiyatro salonları boş, tiyatroya bu kadar masrafa gerek yok, oraya harcayacağımız paralarla şu kadar cami, şu kadar duble yol yaparız" gibi bir anlayış ortaya çıkarsa hiç şaşırmayalım. Muhtemelen, AKP İktidarı da "devlet tiyatro mu yaparmış?" diyerek buna destek verecek ve devlet tiyatroları yok edilecek.

Şimdi, Sayın Acar'a sormak istiyorum: Dünyanın neresinde bir dramaturg, tiyatro sanatının yok edilmesi için çanak tutar? Gerçekten dediğiniz gibi, Atatürkçü, laik bir insansanız, Sayın Cumhurbaşkanı sizi o makama uygun görmedi, yasanın düzelmesini isteyin, bekleyin. Bu Hükûmet, bu Bakan, siz olmadan da bu kurumu, tiyatroyu zaten batıracaklar. Hiç olmazsa, tiyatro tarihine bu sıfatla geçmeyiniz.

Sayın Bakan, sanatı, sanatçıyı yok etmek yerine, yaşatma, doğru verim alma, amaca uygun kullanma yolunu seçiniz. Sanatı, sanatçıyı, bizleri "kaba", "barbar" diye tanımlayan Avrupa Birliği ülkelerine tanıtımda iyi kullanınız. Zaten bilebildiğimiz kadarıyla, siz, klasikleri, dünya klasiklerini iyi takip eden bir insansınız, birikiminiz var, bu birikiminizi biraz da tiyatrolara aktarın diyoruz. Eğer bunu yaparsanız, hiç olmazsa, AKP'nin şimdi içinde bulunduğu duruma belki bir ölçüde çıkış yolu bulabilirsiniz. Aksi hâlde, bütün kapılar sonuna kadar kapanır. Biz, sizin, amacınızı doğru tanımlayacağınıza ve doğru yönlendireceğinize inanıyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ülkü.

Gündem dışı üçüncü söz, yabancılara toprak satışı ile ilgili söz isteyen Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'e aittir.

Buyurun Sayın Beyribey. (AK Parti sıralarından alkışlar)

3.- Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in, yabancılara gayrimenkul satışına ilişkin gündem dışı konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız Özak'ın cevabı

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yabancıya toprak satışıyla ilgili olarak Türkiye'mizde yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde uzun zamandır siyaset, maalesef çok doğru yöntemlerle yapılmıyor. Bu yanlış yöntemler nedeniyle bazen ortaya hoş olmayan sonuçlar çıkabilmekte, birtakım dinî ve millî değerlerimiz sloganlaşmakta, bu, bir istismar olarak kullanılmaktadır. Bu suretle bu değerlerimiz dejenere edilmekte ve bizi biz yapan dinamiklerimiz yok edilmeye çalışılmaktadır.

"Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar" diyerek siyaset yapanlar, milletten aldıklarının onda 9'unu ceplerine indirmişler, ülke dışına çıkmışlar ve hesabını verememişlerdir.

Birileri laikliği kullanmakta, bunun üzerinden siyaset yapmaya çalışmakta ve toplumsal dayanışma unsuru olması gereken bu kavram, ne yazık ki, tartışma ve huzursuzluğa sebep olan bir kavram hâline gelmektedir. Bu durum, laikliği bir siyasi çıkar olarak, aracı olarak kullanan çevrelerin umurunda bile değildir.

Birileri Atatürkçülüğü kullanmakta, Ulu Önderin ilke ve inkılaplarının tek sahibiymiş gibi ortaya çıkıp, siyaset yapmaya çalışmaktadırlar.

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Siz de yapın!

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Elbette yapacağız, elbette…

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Birileri…

HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale) - Siz de yapın!

BAŞKAN - Lütfen sayın milletvekilleri…

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Atatürkçü bir tek siz değilsiniz.

YILMAZ KAYA (İzmir) - Siz neyi kullanıyorsunuz?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Birileri şehitlerin üzerinden iş yürütüyorlar. Bu kişiler şehitlerin arkasına sığınmakta…

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Ne alakası var konuştuğun konuyla?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - … ve onların maneviyatlarını kullanmakta.

NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Ülkeye sahip çıkmak suç mu?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY  (Devamla) - Öyle ki, şehit cenazelerinde, bazen şehit aileleri bile kenarda seyirci olarak kalmaktadırlar.

Birileri inanç üzerinden siyaset ve rant elde etmeye çalışmakta. Kul ile Allah arasında kalması gereken bu konu, maalesef, rant uğruna feda edilmektedir. Toplum bu uğurda geriliyor, toplumsal huzur ve dayanışmaya zarar veriyorlar.

YILMAZ KAYA (İzmir) - Öz eleştiri mi yapıyorsun?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Birileri bölmeyi kullanarak bölgesel siyaset yapmakta ve binlerce yıldır devam eden birliği ve düzeni yıkma peşindeler; Türkiye'yi bölgelere, illere, ilçelere, köylere bölme peşindeler. Birileri de, toprak üzerinden siyaset, rant elde etme peşinde, toprağımızın yabancılara peşkeş çekildiği iddiasını söyleyerek gündemde tutulmaya çalışıyorlar. Birileri ise terörden menfaat elde etme peşinde, terörü kullanarak siyaset yapmaya çalışıyorlar, terörün yüz yıldır sadece dış politikadan beslendiğini, toplumumuzun desteğini almadığını bilmemizi istiyorlar. AK Parti olarak biz terörü lanetliyor ve bu terör belasının, Türkiye'mizin yüz milyarlarca dolarına mal olduğunu çok iyi biliyoruz.

Değerli milletvekilleri, AK Parti İktidarı Türkiye'nin tüm sorunlarını kucaklamaktadır. Hiçbir sorunumuza daha az önem verdiğimiz, görmezden geldiğimiz söylenemez. AK Parti İktidarı bütün manevi değerlerimizin yılmaz savunucusudur. Ülkemizin siyasal, ekonomik ve toplumsal menfaatlerini korumaktadır. Ne laiklik ne milliyetçilik ne Atatürkçülük ne demokrasi ne de ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü birilerinin tekelinde değildir. AK Parti en az onlar kadar bu değerlerin savunucusudur, arkasındadır.

Değerli milletvekilleri, tüm bu değerlere sahip olmanın ve toplumla paylaşmanın yolu ise şeffaflıktır.

SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Seçim geldikçe bu yağlar çoğalıyor. Anavatan'da da çok yağlar çektin.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Bundan dolayıdır ki, AK Parti Hükümeti döneminde inanç ve düşünce özgürlüğüyle ilgili birçok hukuksal düzenlemeler yapılarak, kısıtlamalar ortadan kaldırılmıştır.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Türkiye'de kaç milyon metre kare yer satıldı, biliyor musun?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Bilgi Edinme Kanunu çıkarılarak daha çok şeffaflaşma sağlanmış, artık, isteyen vatandaşlarımız bu Kanun'un hükümleri doğrultusunda her bilgiye ulaşabilmektedir.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz dönem içerisinde bazı gazetelerin manşetlerinde, 29 Aralık 2005 tarih ve 5444 sayılı Kanun doğrultusunda yapılan tapu satış işlemlerinin yüksek oranlara ulaştığı ifade edilmiştir. Bu yazılarda, seçim bölgem Kars'ta, özellikle…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Beyribey, lütfen toparlar mısınız.

NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Kars'ı Ermeniler alacak, farkında değilsin.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - … Ani antik kenti civarında büyük arazilerin İngilizlere satıldığı, aynı şekilde, Konya'da Karapınar mevkii, Hatay'da, Trakya bölgemizde, Ege sahillerinde, Fethiye'de, Kalkan'da, Datça'da, Alanya'da, GAP bölgemizde, Giresun'da, Manyas Gölü kenarında büyük arazilerin satıldığı ifade edilmektedir.

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Satılmadı mı?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Hatta, anılan bu arazilerle ilgili spekülasyonlar vardır, onlarla ilgili konuşuyorum zaten, müsaade ederseniz, müsaade ederseniz…

Bu yöntemlerle alınan araziler üzerinde, yabancıların konut siteleri kurduklarını, koloniler oluşturduklarını söylemekte -gazeteler yazıyor, ben de onu sizlerle paylaşıyorum- yazmaktadır. Böyle bir şey var mıdır, yok mudur, AK Parti Hükûmetinden öğrenmek istiyorum.

NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Git Didim'e, gör.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Ben bir milletvekiliyim, onu da öğrenmek istiyorum. Sizlerle beraber öğreneceğim.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - "Günaydın" derler! Beş yıl geçti. Beş yıldır farkında değil misiniz bunun?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Bu tür ifadeler ve iddialar araştırılmalı ve kamuoyunun yanlış bir yönde etkilenmesinin önüne geçilmelidir diye düşünüyorum.

YILMAZ KAYA (İzmir) - Kim yapacak onu, biz mi yapacağız?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Bu düşünceden hareketle Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüyle görüştüm.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Kars'ta Ali Dibo çıkmış, gördün mü onu sen?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Peki, ilgililer cevap verecek.

Bu yolla Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüyle görüştüm. Onlar, İnternet sitesinde, bu konuyla ilgili detaylı bilgilerini ifade ettiler. Ben, burada, doğru şeyleri ifade etmek istiyorum. Heyecanlarınızı anlıyorum, çünkü, böyle bakıyordunuz, böyle bakmanızı sağlamak istiyorum. Evet, heyecanınızı onun için anlıyorum.

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Ülke satılıyor, heyecanlıyız tabii.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, tüzel kişiliklerle ilgili sıkıntı olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili de Acil Eylem Planı içerisinde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığımız, bununla ilgili -2007 yılının sonuna kadar bitmek üzere olacak- "MTK" denilen, Merkezî Tüzel Kişilik Bilgi Sistemi oluşuyor, veri tabanı oluşuyor. O veri tabanı oluşunca da, orada, hangi şirketlerin, ne kadar gayrimenkul aldığı, mal sahibi oldukları oradan takip edilebilecek.  Tüzel kişiliklerle ilgili öyle bir sıkıntı şu anda mevcuttur, doğrudur. Onu da sizlerle paylaşıyorum.

Ben şunu öğrenmek istiyorum: Burada heyecanınıza katılıyorum. Bu ülke hepimizin, bu toprak hepimizin, bayrak hepimizin. Bu toprağın altında yaşayanlar, şehit olanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin dışarıdaki vatandaşları da dâhil olmak üzere, hepsinin… Onun için, Sayın Hükûmetimden, illerimizle ilgili, satılmış olan toprakların miktarları nedir, ne kadar değildir, satılmış mıdır? Bunların, buradaki milletvekillerimize birer birer verilmesi gerektiği kanaatini taşıyorum, bizlerle paylaşılması gerektiği kanaatini taşıyorum. Bu konuda bilgi eksikliğimiz olduğunu, yalan yanlış söylenen…

Mesela, Ani'yle ilgili söylenen ifadeden dolayı ifade etmek istiyorum. Ani'de, diyorlar ki, İngilizler almışlar. Her türlü kurumla görüştüm, aklınıza gelen her türlü kurumla görüştüm; Ani'de, 1 metre kare bile, ne satılmış arsa var ne de bina vardır. Ama, bir eski genel başkanımızın, merhum genel başkanımızın hanımı çıkıyor, diyor ki: "Ani İngilizler tarafından alınmıştır." Evet. Ben, inşallah, ümit ediyorum ki, o bilgiler Bakanlığımız tarafından hepimize iletilir.

Bu vesileyle, Başkanıma, bu kadar sabrettiğinden dolayı teşekkür ediyorum; beni sabırla dinlediğiniz için bütün milletvekillerime teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Beyribey.

Gündem dışı konuşmaya, Hükûmet adına, Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Özak cevap vereceklerdir.

Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Sayın Bakan, süreniz yirmi dakikadır.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kars Milletvekilimiz Sayın Selahattin Beyribey'in yabancılara gayrimenkul satışıyla ilgili konuşmasına katkıda bulunmak, cevap vermek üzere huzurlarınızdayım. Bu vesileyle, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bu konu çok konuşuldu. Ben, 2005 Temmuz ayında, tüm milletvekillerimize, Türkiye'deki yabancılara satılan gayrimenkullerle ilgili detaylı bir bilgiyi arz etmiştim. Tekrar bunu yenilemek gerekiyor, özellikle bundan sonra. Çok konuşuldu, birtakım aslı astarı olmayan haberler çıktı ve birtakım tereddütler oluştu. Biz, bunları, defalarca tekzip etmemize rağmen, maalesef, yine tereddütler var.

Ben, müsaadenizle, evvela, Türkiye'deki cumhuriyet öncesi ve cumhuriyet sonrası durumla ilgili sizlere bilgi arz etmek istiyorum. Birtakım münferit fermanlar istisna edilirse, cumhuriyet kurulana kadar, yabancı şahısların Osmanlı ülkesinde arazi iktisap edemedikleri, bu hususta bir hakkın mevcut olmadığını görüyoruz. Ancak, 8 Haziran 1868 tarihli bir kanun var, Uyruk-i Ecnebiyenin Emlaka Mutasarrıf Olmaları Hakkında Kanun ile yabancılara taşınmaz edinme hakkı kazandırıldı. Yabancıların bu Kanun'a göre edindikleri taşınmazlara ilişkin hakları, Birinci Dünya Savaşı'na kadar devam etti. 1914'te çıkan Kavanin-i Mevcudede Uhudu Atikaya Müstenit Ahkamın Lağvı Hakkında Yasa ile yabancılara önceden tanınan tüm ayrıcalıklar kaldırıldı. Yabancıların ülkemizde taşınmaz edinme hakları, 1923 tarihli Lozan Barış Anlaşması'yla bugünkü biçimini aldı.

SELAMİ YİĞİT (Kars) - Sayın Bakanım, Ege Bölgesi'nin durumunu da bir anlatırsanız.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Müsaade edin. Sizlere ayrıca bilgi yollayacağım, illerinizde ne kadar satıldı…

SELAMİ YİĞİT (Kars) - O bölümü atlıyorsunuz Sayın Bakanım.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Efendim?

BAŞKAN - Sayın Yiğit, lütfen karşılıklı konuşmayalım.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Cumhuriyet sonrası durum…

BAŞKAN - Sayın Bakanım, siz Genel Kurula hitap eder misiniz lütfen.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Tabii.

Lozan Anlaşması'yla, Türkiye'de yabancıların taşınmaz edinimi konusunda mütekabiliyet, yani karşılıklılık esası kabul edildi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 35'inci maddesine göre "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, yasayla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." Yine, Anayasa'nın "Yabancıların durumu" başlıklı 16'ncı maddesi "Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak yasayla sınırlanabilir" hükmündedir. Ülkemizde yabancıların taşınmaz edinimi, 1934 tarihinde ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nda düzenlenmiştir.

Burada, 1934'teki, yani, Gazi Mustafa Kemal Atatürk dönemindeki bu meri kanunu incelediğimiz zaman ne görüyoruz: Karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, sadece, yabancı gerçek kişilere taşınmaz satın alma ve miras yoluyla edinme hakkı tanınmıştır. Yani, burada, tüzel kişi yok, gerçek kişiler var. Yabancıların ülkemizde edinebileceği alan 30 hektarla sınırlandırılmış ve bu miktarı geçen alanları edinebilmeleri hükûmet iznine bağlı kılınmıştı. Bundan sonra 2003, 2005 var.

NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Şehirlerde o, köylerde değil, tarım arazisi değil Sayın Bakan…

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Doğrudur, şehirlerde, köydeki daha sonra çıktı, doğrudur.

Yalnız, burada, metre kare olarak 30 hektar var, yani, 30 hektar verilebiliyordu. Bizim en son çıkardığımız kanunla, bu, 2,5 hektara düşürüldü ve bunun üst limiti de Bakanlar Kurulu kararına verildi, ne kadar verilebileceği.

SELAMİ YİĞİT (Kars) - Anayasa Mahkemesi iptal etmeseydi eğer...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - 2003-2005 döneminde, iptal edilen kanunda… Onunla fazla zamanınızı almak istemiyorum, iptal edilen bir kanun var ve 2006 ve sonrası geçerli olan, bugün meri olan kanuna geçmek istiyorum. Özellikle yabancıların ülkemizde taşınmaz ediniminin düzenlendiği 4916 sayılı Yasa'nın 19'uncu maddesiyle değişik 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 35'inci maddesi, Anayasa Mahkemesinin kararıyla, oy birliğiyle iptal edildi. İptal gerçeklerini okumuyorum.

Mevcut düzenlemeye göre ne var? "Yabancı uyruklu gerçek kişiler, karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, Türkiye'de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar planı veya mevzi imar planı içinde bu amaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazları edinebilirler. Sınırlı ayni hak tesis edilmesinde de aynı koşullar aranır. Yabancı uyruklu bir gerçek kişinin ülke genelinde edinebileceği taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ayni hakların toplam yüzölçümü iki buçuk hektarı geçemez." Bu, 1934'te 30 hektardı değerli arkadaşlar, 2,5 hektara indirdik biz bunu. "Bu fıkrada belirtilen koşullarla, yüzölçümü miktarını 30 hektara kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkili." Bir.

İkincisi, imar planı şartı var, konut ve iş yeri verilebiliyor. Yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri, ancak özel kanun hükümleri çerçevesinde… Nedir özel kanun? Petrol Kanunu, Turizmi Teşvik Kanunu, Sanayi Bölgeleri Kanunu çerçevesinde taşınmaz mülkiyeti ve taşınmazlar üzerinde sınırlı ayni hak elde edebilirler.

Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri lehine Türkiye'de taşınmaz rehni tesisinde birinci ve ikinci fıkralarda yer alan kayıt ve sınırlamalar aranmaz, yani, rehni ipotek tesis edebilirler.

Yabancı uyruklu gerçek kişiler…

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sayın Bakanım, Bakanlar Kurulu kararıyla kaç dönüme kadar verilebiliyor yabancılara?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - 30 hektara…

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - 300 dönüm…

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Evet, ama, geçmişte, Bakanlar Kurulu kararı yoktu Sayın Vekilim.

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Yani 300 dönüm değil mi Sayın Bakanım?

SELAMİ YİĞİT (Kars) - 4916 sayılı Yasa'yla ilgili düzenlemeleri anlatırsanız…

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Özel kişilere…

BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen…

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Ama, geçmişte, bunun Bakanlar Kurulu yoktu. Bir vatandaş gelebiliyordu, mütekabiliyet varsa, 30 hektar alabiliyordu.

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sayın Bakanım, 300 dönüme bir şehir sığar, şehir…

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Türkiye Cumhuriyeti'yle arasında karşılıklılık olan devlet vatandaşlarının kanuni miras yoluyla intikal eden taşınmazları için kayıt ve sınırlamalar uygulanmaz.

Evet, karşılıklılığın tespitinde, hukuki ve fiili durum esas alınır. Bu ilkenin kişilere toprak mülkiyeti hakkının tanınmadığı ülke uyruklularına uygulanmasında, yabancı devletin taşınmaz ediniminde kendi vatandaşlarına tanıdığı hakların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da tanınması esastır.

Evet, burası önemli, yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin, bakınız, sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç ve kültürel özellikleri nedeniyle korunması gereken alanlar, özel koruma alanları ile flora ve fauna özelliği nedeniyle korunması gereken hassas alanlarda ve stratejik yerlerde kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinemeyecekleri alanları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının tescile esas koordinatlı harita ve planları içeren teklifi üzerine belirlemeye ve yabancı uyruklu gerçek kişilerin il bazında edinebilecekleri taşınmazların, illere ve il yüz ölçümüne göre binde 5'i geçmemek kaydıyla oranını tespite Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlık bünyesinde ilgili idare temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından, bu madde uyarınca Bakanlar Kuruluna verilen yetkiler dâhilinde çalışmalar yapılmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının bu kapsamdaki teklifleri incelenip değerlendirilerek Bakanlar Kuruluna sunulur.

Bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren belirlenecek askerî yasak bölgeler, -bunlar Millî Savunma Bakanlığı tarafından belirleniyor, Genelkurmay tarafından- askerî ve özel güvenlik bölgeleri ile stratejik bölgelere ve değişiklik kararlarına ait harita ve koordinat değerleri, Milli Savunma Bakanlığınca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlığa verilir. Bunlar verildi. Bu konuda hiçbir tereddüt yok.

SELAMİ YİĞİT (Kars) - Sayın Bakanım, 4916 sayılı Yasa'dan da biraz bahsedebilir misiniz?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Yukarıda belirtilen bölgeler içerisinde kalması nedeniyle kamulaştırılması gereken ya da tapu sicilinde şerh verilmesine gerek duyulan parsellere ilişkin bildirimler ilgili idarelerince tapu sicil müdürlüklerine yapılır.

Ülkemizde yabancıların taşınmaz edinmesinin ilk şartı, o ülkeyle mütekabiliyet, yani karşılıklılığın bulunmasıdır. Diğer ülkede vatandaşlarımıza taşınma hakkı tanınıyorsa, ülkemizde de aynı haklar tanınmaktadır. Bu, 1934'ten beri böyle. Karşılıklılık olup olmadığı, büyükelçiliklerimizde, söz konusu ülkede fiilî durum araştırıldıktan sonra Dışişleri Bakanlığımızca belirlenmektedir. Buna göre, taşınmaz edinme konusunda Türkiye ile diğer ülkelerin karşılıklılık durumu şöyledir:

Ülkemizle arasında karşılıklılık olan ülke sayısı 51, ülkemizle arasında karşılıklılık bulunmayan ülke sayısı 41, ülkemizde geçerli ikamet izni bulunması kaydıyla taşınmaz edinebilen ülke sayısı 13, -altı ay kalabildiğinde bunlara verebiliyoruz, biz de alabiliyoruz-. Ülkemizde, izinle, İçişleri Bakanlığının izniyle taşınmaz edinebilen ülke sayısı 27.

Şimdi, bütün bunlardan sonra, müsaadenizle şunu da ben size aktarmak istiyorum:

Bir kere, arsa-arazi taşınmaz olarak 18.800; yabancı uyrukluların edindikleri taşınmazlar. Arsa-arazi, binalı-meskenli 5.393; bağımsız bölüm 39.291; toplam 63.484 adet. Bunların toplam alanı da 181.540 dönüm.

Şimdi, bunun ne kadarı ne zamandan kalmış? Bu, son derece önemli, burayı iyi dinlemenizi istirham ediyorum. En fazla mal edinenlerde, Almanya'dan, İngiltere'den başlıyor, Yunanistan var. Yunanistan, 12.183'tür, ancak 11.166 adedi Türk asıllılara aittir. Biz de Yunanistan'da mülk edinebiliyoruz. Ancak, Yunanistan, sınır ve kıyı dışında alabiliyor bizden, askerî güvenlik, yasak bölgeler hariç alabiliyor, imar planı içinde alabiliyor.

Şimdi, bu Yunanistan çok konuşuluyor, Suriye çok konuşuluyor, İsrail çok konuşuluyor, müsaadenizle onu da size arz etmek istiyorum.

Suriye uyrukluların ülkemizdeki taşınmaz mal edinimi: Şimdi, 1939 tarihi itibariyle, Türkiye'de, Suriyelilere ait taşınmaz malların satış veya benzeri yollarla devri ve ipotek işlemleri durdurulmuştur. Bu tarihten sonra, Suriye uyrukluların ülkemizde bulunan taşınmaz mallar üzerinden maliklerin herhangi bir tasarruf yetkisi bulunmamakta olup malları hazine tarafından idare edilmektedir. Aynı şekilde, bizim de Suriye'de arazilerimiz var, bunlar hâlâ duruyor.

NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - O, Hatay sorunuyla ilgili bir iş.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Şimdi, ayrıca, Suriye uyrukluların, bu tarihten sonra, satın alma suretiyle herhangi bir taşınmaz malı almaları söz konusu olmayıp 1939 tarihinden sonra, sadece, mahkeme kararı gereği ve intikal işlemleri sonucu Suriye uyruklular adına taşınmaz mal tescili yapılmıştır.

Suriye uyrukluların ülkemizde edindikleri taşınmaz malların il bazında dağılımı: Hatay, Gaziantep, Kilis, Mardin, devam ediyor. Bunları yollayacağım sizlere. 4.610 adet, böyle, onlara ait duruyor.

Şimdi, 181.540 dönüm yabancılara ait taşınmaz malın 149.377'si Suriyelilere ait. Geriye 32.163 dönüm kalıyor yabancılara gayri menkul, yani, 39 yılından sonra satılan. Burada 60 tane, 50 tane cumhuriyet hükûmetleri var, bunlar da satmış, bunların da isimlerini vereceğim.

Şimdi, Hatay ilinde yabancıların taşınmaz mal edinimini, özellikle Hatay ilinde, 1939'dan sonra ana vatana katılımıyla, bu tarihte yörede yaşana kişilerin bir kısmı Suriye vatandaşlığını tercih etmiş, bir kısmı ülkemizde kalmış. Bunlarla ilgili toplam 82.135 dönüm alan yabancılar tarafından edinilmiş olup bunun 76.563'ü de Suriye uyruklular adına kayıtlı, ama, bizim kontrolümüzdedir. Bunu da size… En çok, Hatay ilinde en çok taşınmaz mal edinenlerin de listesini size yollayacağım.

Yunanistan uyruklulara gelince: Yunanistan'la aramızdaki karşılıklılık durumuna göre, Yunanistan vatandaşları ülkemizin kıyı ve hudut bölgelerinde, kanuni miras dışında taşınmaz mal edinememektedirler, bakın, kıyı ve hudut bölgelerinde. Kıyı ve hudut bölgesi olmayan iç bölgelerimizde edinimleri, yasal kısıtlamalar çerçevesinde mümkündür. Kanuni miras yoluyla edinimleri, her bölgede serbesttir. Türk asıllı Yunanistan vatandaşlarının, askerî yasak ve güvenlik bölgeleri dışında ülkemizin her yerinde taşınmaz mal edinimleri serbesttir. Yunan uyruklu gerçek kişilerin ülkemizde en çok taşınmaz mal edindikleri 10 il ve taşınmaz mal sayısı, İstanbul'dan başlayarak devam ediyor, onları da size göndereceğim. Şimdi, bunlarla ilgili, 12.183 adet taşınmaz malın 11.166'sı Türk asıllı Yunanlılara aittir, 1.017'si ise Yunan uyruklulara aittir.

İsrail uyrukluların durumunu söylüyorum: İsrail uyruklu gerçek kişiler, mevcut karşılıklılık durumuna göre, altı ay geçerli ikamet izni bulunması kaydıyla bir konut elde edinebiliyorlar. Toplam 154 adet, İstanbul'da, Antalya'da, İzmir'de, Yalova'da, Ankara'da, Tekirdağ'da, Adana'da, Çanakkale'de, Hatay'da, Muğla'da, 154 adet bağımsız bölümleri var ve arazi ve arsaları var. Ülkemizde, toplam yüzölçümü 80.557 metrekare olan 154 adet taşınmaz mal, 112 İsrail uyruklu tarafından edinilmiştir. GAP bölgesinde var, bunu da size takdim edeceğim.

Yabancı sermayeli şirketlerin taşınmaz edinimi: Bu, 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu'yla ilgili zaten var, bunu biliyorsunuz. Bu, Anayasa Mahkemesinde şu anda.

Yabancı ticaret şirketlerini biraz evvel söyledim, yani, yurt dışında kurulanlar. Yalnızca, bunlar, Turizmi Teşvik Kanunu, Endüstri Bölgeleri Kanunu ve Petrol Kanunu'yla ilgili, ülkemizde taşınmaz edinebiliyorlar.

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Özelleştirmeler ne olacak Sayın Bakanım?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Efendim?

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Özelleştirme vasıtasıyla elde edilenler…

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Evet, yabancı…

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Yabancı şirketlerin, örneğin, Telekom…

BAŞKAN - Sayın Bakan, siz, niye karşılıklı konuşuyorsunuz? Lütfen…

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Şimdi, tekrar söylersek, özellikle bu konuşulanlarla ilgili, özellikle hangi parti döneminde ne kadar gayrimenkul satılmış, bunları da size takdim edeceğim. Bunlarla ilgili bilgi vermek istemiyorum, sen bunu sattın, ben bunu sattım, bunlar doğru değil. Özellikle, biraz evvel Selahattin Bey de söyledi, Selahattin Bey böyle söyledi, Türkiye'nin ve Türk milletinin yüksek çıkarlarını gözetmek ve kollamak hepimizin görevidir. Bu nedenle, hiç kimsenin diğerinden daha fazla vatansever ve milliyet olma lüksü ve hakkı yok. Biz, özellikle, bu toprakların canımız, kanımız pahasına hürriyetine kavuştuğunun bilincindeyiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten günümüze kadar, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve bütün cumhuriyet hükûmetleri bu konuda hassas davranmışlardır. Bunu alıp başka yerlere çekmek doğru değildir ve en doğru…

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Peki, o zaman Anayasa Mahkemesi niçin durdurdu?

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Bakan, yabancı şirketlerin aldığı…

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Hayır, en doğru bilgi de bizde vardır, çünkü, Devlet Denetleme Kurulu raporlarının devletin diğer kurumlarındaki bilgilerle çelişki içinde olması mümkün değildir. Sonuçta, Devlet Denetleme Kurulu istatistiki rakamları Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün resmî rakamlarıdır, bunlar bizim resmî internet sitemizde devamlı yayınlanmaktadır, devletin resmî rakamları bunlardır.

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Bakan, soru sorduk cevap vermediniz.

SELAMİ YİĞİT (Kars) - Tarım arazilerini satmaya kalktınız.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Bu rakamlara bütün kurumların ve basının da itibar etmesi ve kamuoyumuzun doğru bilgilendirilmesi bir zorunluluktur. Bunu, sizlere takdim ediyorum.

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Bakan, bu konuda yazılı soru sordum, cevap veremediniz henüz.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Nasıl veremedim?

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Efendim, bakınız, yabancı tüzel kişilikler var, şirketler var. Şu anda, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünde…

BAŞKAN - Sayın Karademir…

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Ne kadar miktarda… Onu bilemiyoruz.

BAŞKAN - Sayın Karademir…

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Onlar bizde değil, onlar başka bakanlıkta. Onlar, size verilecek.

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Kim verecek?

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Biz, nereden bilelim?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Evet, diğer bakanlıkta, o size verilebilir.

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Topraklar aynı toprak!

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Hayır, verilebilir.

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Ama, vermiyorsunuz!

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Ayrıca, şunu söyleyeyim. Müsaadenizle, şunu da size takdim etmek istiyorum, özellikle burası son derece önemli; Türk vatandaşı ve Türk kökenli hanelerin AB ülkelerindeki ekonomik gücü ve sayılarını da vereyim, bu da önemli, Türkiye Araştırmaları Merkezi tarafından yayınlandı 2004'te, bu sayı daha da fazla: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısı 2,480 AB'de, toplam 3,830. Toplam Türk kökenli hane 955, konut sahibi Türk kökenli hane 190 bin. Bu da, belki ihtiyaç olur, bunu da size takdim edeceğim.

Özellikle şunu söylemek lazım…

ERDAL KARADEMİR (İzmir) -  Bankaların özelleştirilmesinden dolayı, yabancı bankaların elinde şu anda ne kadar gayrimenkul var, bilebiliyor musunuz Sayın Bakan?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Onlarla ilgili cevabım…

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Bunlar değil mi? Bunlar gitmedi mi?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Onlar, Tapu Kadastro olarak değil, diğer bakanlık olarak size mutlaka bildirilir.

SELAMİ YİĞİT (Kars) - Ne alakası var Sayın Bakan!

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Bir seferde, Telekom'da, yüzlerce yer sattınız.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Şimdi, özellikle şunu size ifade etmek istiyorum: Çok yanlış, yalan bilgilerle, maalesef, medyamız bilgilendiriliyor. Dışişleri… İçişleri Bakanlığının bir genelgesinden söz ediliyor, deniyor ki "İsraillilere, Ruslara, Türkiye'de ikamet şartı aranmaksızın sınırsız arsa, arazi ve konut alabilecekleri öne sürülüyor." Bu doğru değil, tamamen yanlıştır. Özellikle, altı ayı geçen ikâmet izni olmadan kimseye bir tek konut verilemez. Ayrıca mütekabiliyettir, onu söylemişizdir.

Ayrıca, şunu söyleyeyim: Batı ülkelerinde satılan konutun mülkiyet hakkı verilmediği, kullanım hakkı verildiği hususu da gerçeği yansıtmamaktadır. Bu son derece önemli. AB ülkelerinde, İngiltere hariç, bütün Batı ülkelerinde mülkiyet hakkı Türkiye'de olduğu gibi…

Onu bırakalım. Didim'de 9 bin İngiliz uyruklunun su abonesi olduğu iddiasıyla bir ifade var. 2.954 tane taşınmaz var burada. Bunların su abonelerinin… Tabii ki, kiracı olanların su abonesi olduğu gerçeğiyle bu rakam abartılıyor. Bunu da size ifade etmek istiyorum.

Velhasıl, ben şöyle planlıyorum: İnşallah, bunu, bu hafta içinde tamamlayacağız, tüm sorularınızın cevabı, sizlere ve bütün Türkiye'ye yayınlanacak.

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Öbür bakanlıklardakileri de getirin madem.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Hay hay, onu da siz yazın, inşallah…

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Tamamını istiyoruz Sayın Bakan.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Gizli yapılan hiçbir şey yok, her şey şeffafça, vatandaşın, milletin gözü önünde yapılıyor.

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Telekom'a, bir seferde kaç tane gayrimenkul devrettiniz, onu söyleyin.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Özellikle, bu konuda yazı yazanlara biz tekzip yazıyoruz; bizi arıyorlar, "Doğru, haklısın, ama, biz, bir defa yazdık…"Yani, Türkiye'de siyasilerimizin, özellikle vatansever ve milliyetçi geçinenlerin şunu bilmeleri lazım: Hiç kimse hiçbir kimseden fazla vatansever ve milliyetçi değildir.

SELAMİ YİĞİT (Kars) - 4916 sayılı Yasa'da ne yaptınız?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Vatanseverlik her Türk vatandaşının borcudur.

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Çanakkale Boğazı'ndaki MEY'in fabrikaları şu anda kimin, hangi ülkenin, onu söyleyin.

BAŞKAN - Sayın Sür…

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Şimdi, şunu söylemek lazım: Yabancı sermayeyle ilgili kanunu hep beraber çıkardık.

ORHAN SÜR (Devamla) - Yabancı sermaye, yabancı sermaye… Her taraf verildi bitti.

BAŞKAN - Sayın Sür, lütfen…

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Hayır, hiçbir taraf verilmedi. Türkiye, yabancı sermayeyle bir dünya rekoru kırdı geçen dönemlerde özelleştirmeyle ilgili.

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Topraklar bitti.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Bu, güven ve istikrarın bir sonucudur. Neden 2000'de, 1999'da,1998'de bu ülkeye milyar dolarlar gelmiyor, bugün gelebiliyor? Buna iyi bakmak lazım.

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Bankalarda ne kadar özelleştirme yapıldı, onu söyleyin.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Neden 60, 100 milyon dolar eden bankalar bugün 2,3-3 milyar dolar ediyor, buna iyi bakmak lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kesildi)

BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen, toparlar mısınız.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Tekrar şunu söylüyorum: Tüm milletvekillerimize bilgiler tekrar gönderilecektir. Yabancılara gayrimenkul satışıyla ilgili satışlar, Lozan Anlaşması'ndan itibaren, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten itibaren devam etmektedir. Bu konuda tüm hükümetler duyarlıdır, bizim duyarlı olduğumuz gibi.

Hepinizi, bu vesileyle saygılarla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

SELAMİ YİĞİT (Kars) - 2003'te kuralı bozdunuz.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır. Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonun, bazı sayın milletvekillerinin yasama dokunulmazlıkları hakkında iki adet raporu vardır. Sırasıyla okutup ilgilerinize sunacağım.

Okutuyorum:

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.- İzmir Milletvekili Enver Öktem'in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon Raporu (3/992) (S. Sayısı: 1281) (x)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Özel belgede sahtecilik yapmak suçu işlediği iddia olunan İzmir Milletvekili Enver Öktem hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 29 Kasım 2006 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak İzmir Milletvekili Enver Öktem hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

                                                                                                                 Başkan

                                                                                                            Burhan Kuzu

                                                                                                                 İstanbul

Karşı Oy Yazısı

Anayasanın 83 üncü maddesinin ikinci ve sonraki fıkralarında kurala bağlanan yasama dokunulmazlığı; yasama organı üyelerinin sorumsuz ve cezasız kalmaları için değil, görevlerini her yönden özgür, bağımsız ve endişesiz yerine getirmelerini sağlamak için öngörülmüştür. Yasama sorumsuzluğundan farklı olarak dokunulmazlık, nispi ve geçici nitelikte bir ayrıcalıktır.

Gerek kapsamı ve kaldırılma usulü gerek uygulamadaki aksaklıklar nedeniyle yasama dokunulmazlığı, TBMM'nin saygınlığını zedeler bir kurum haline gelmiştir. Kamu yararı dikkate alınarak milletvekillerine görevlerinin gereği tanınmış bir ayrıcalık olan yasama dokunulmazlığının, kişisel bir ayrıcalığa dönüşmesi, bir hukuk devletinde asla kabul edilmesi mümkün olmayan bir husustur.

Kamu yararı ile açıklanamayacak ölçüde ceza adaleti ve dolayısıyla "temiz toplum" özlemi aleyhine sergilenen bu ayrıcalıklı durumun ortadan kaldırılması için gereken Anayasa değişikliğinin şu güne kadar gerçekleştirilememiş olması karşısında başvurulabilecek tek yol olarak, "hakkında dokunulmazlığının kaldırılması istemi bulunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının TBMM tarafından derhal kaldırılması" kalmıştır. Bu, aynı zamanda dokunulmazlığının kaldırılması istenen milletvekillerinin savunma hakkından bir an önce yararlanabilmelerine de imkân verecektir.

(x) 1281 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonun, kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesi yolundaki kararına katılmıyoruz.

                   Oya Araslı                       Mehmet Küçükaşık              Feridun Ayvazoğlu

                      Ankara                                    Bursa                                   Çorum

                   Atilla Kart                          Muharrem Kılıç                Yüksel Çorbacıoğlu

                      Konya                                   Malatya                                 Artvin

                 Yılmaz Kaya                         Tuncay Ercenk                       Uğur Aksöz

                       İzmir                                     Antalya                                 Adana

                                                                 Sezai Önder

                                                                    Samsun

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer raporu okutuyorum:

2.- Kocaeli Milletvekili Salih Gün'ün yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon Raporu (3/993) (S. Sayısı: 1282) (x)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görevi kötüye kullanmak suçunu işlediği iddia olunan Kocaeli Milletvekili Salih Gün  hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 29 Kasım 2006 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Kocaeli Milletvekili Salih Gün hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

Karşı Oy Yazısı

Anayasanın 83 üncü maddesinin ikinci ve sonraki fıkralarında kurala bağlanan yasama dokunulmazlığı; yasama organı üyelerinin sorumsuz ve cezasız kalmaları için değil, görevlerini her yönden özgür, bağımsız ve endişesiz yerine getirmelerini sağlamak için öngörülmüştür. Yasama sorumsuzluğundan farklı olarak dokunulmazlık, nispi ve geçici nitelikte bir ayrıcalıktır.

Gerek kapsamı ve kaldırılma usulü gerek uygulamadaki aksaklıklar nedeniyle yasama dokunulmazlığı, TBMM'nin saygınlığını zedeler bir kurum haline gelmiştir. Kamu yararı dikkate alınarak milletvekillerine görevlerinin gereği tanınmış bir ayrıcalık olan yasama dokunulmazlığının, kişisel bir ayrıcalığa dönüşmesi, bir hukuk devletinde asla kabul edilmesi mümkün olmayan bir husustur.

Kamu yararı ile açıklanamayacak ölçüde ceza adaleti ve dolayısıyla "temiz toplum" özlemi aleyhine sergilenen bu ayrıcalıklı durumun ortadan kaldırılması için gereken Anayasa değişikliğinin şu güne kadar gerçekleştirilememiş olması karşısında başvurulabilecek tek yol olarak, "hakkında dokunulmazlığının kaldırılması istemi bulunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının TBMM tarafından derhal kaldırılması" kalmıştır. Bu, aynı zamanda dokunulmazlığının kaldırılması istenen milletvekillerinin savunma hakkından bir an önce yararlanabilmelerine de imkân verecektir.

 

(x) 1282 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonun, kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesi yolundaki kararına katılmıyoruz.

                   Oya Araslı                       Mehmet Küçükaşık              Feridun Ayvazoğlu

                      Ankara                                    Bursa                                   Çorum

                   Atilla Kart                          Muharrem Kılıç                Yüksel Çorbacıoğlu

                      Konya                                   Malatya                                 Artvin

                 Yılmaz Kaya                         Tuncay Ercenk                       Uğur Aksöz

                       İzmir                                     Antalya                                 Adana

                                                                 Sezai Önder

                                                                    Samsun

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin iki önerge vardır.

Ayrı ayrı okutuyorum:

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.- Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı ve 40 milletvekilinin, açık öğretimde yaşanan sorunlar ile Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğüyle ilgili iddiaların araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/413)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Açık Öğretim hizmetlerini yürüten Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü birkaç yıldır içine düşürüldüğü durumdan dolayı işlevini ve görevini yerine getirememektedir.

İlköğretim ve lise Açık Öğretim kayıtları, sınavları, bilgilendirme, kitap gönderme başta olmak üzere birçok işleri aksamaktadır. Bu yüzden de yüz binlerce açık öğretime kayıtlı öğrenci mağdur olmaktadır.

Bu genel müdürlükte yaşanan kadrolaşma dışında 2005 yılında Milli Eğitim Bakanlığı, Açık Öğretim hizmetlerinin yürütüldüğü Eğitim Hizmetleri İl Müdürlüklerini kapatarak bu hizmetleri Halk Eğitim MüdürIüklerine devretmiştir.

Teknolojik yeniliklerden yararlanmak ve hizmeti kolaylaştırmak gerekçesiyle işlemlerin Internet ortamına alınması kararlaştırılmış, bunun için işler bir şirkete ihale edilmiştir. Bu şirket de üstlendiği işleri zamanında bitiremediği için sorunlar yaşanmış, aksamalar olmuştur.

Yazılım zamanında bitirilemediği için öğrenciler internet üzerinden istedikleri dersleri seçememişler, seçtikleri dersleri yeniden seçmek zorunda kalmışlardır.

Öğrencilerin sorguları yapılıp durumları tam bilinemediğinden, kitaplar ya hiç gönderilememiş, ya eksik gönderilmiş, ya da yanlış gönderilmiştir. Bu yüzden birçok öğrenci hazırlanmadan sınava girmek durumunda kalmıştır.

2006-2007 yılında da aynı sorunlar sürmektedir. Internet'te yayınlanan sınav tarihleri sürekli değiştirilmektedir.

Açık öğretimde okuyan öğrenciler durumlarıyla ilgili net bilgileri illerdeki Halk Eğitim Merkezlerinden öğrenemedikleri için öğrenciler kilometrelerce yol kat edip Ankara'ya kadar gelmek zorunda bırakılmaktadır. Bu yüzden öğrenciler mağdur olmaktadır.

Örgün eğitimden çeşitli nedenlerle yararlanamayan ilk ve ortaöğretim çağındaki çocuklara açık öğretim hizmeti sunan Eğitim Teknolojisi Genel Müdürlüğündeki bütün bu sorunların irdelenmesi için Anayasanın 98. Maddesine, TBMM İç Tüzüğü'nün 104. ve 105. maddesine göre Meclis Araştırılması açılmasını dileriz.

Saygılarımızla.

1- Mustafa Gazalcı                          (Denizli)

2- Erdal Karademir                         (İzmir)

3-Feramus Şahin                             (Tokat)

4-Orhan Ziya Diren                        (Tokat)

5-Yakup Kepenek                           (Ankara)

6-Vezir Akdemir                             (İzmir)

7- Osman Özcan                             (Antalya)

8-Fahrettin Üstün                            (Muğla)

9- Mehmet Yıldırım                        (Kastamonu)

10-İsmail Değerli                            (Ankara)

11-İlyas Sezai Önder                      (Samsun)

12-Mehmet Işık                              (Giresun)

13-Kâzım Türkmen                         (Ordu)

14- Muharrem Kılıç                        (Malatya)

15-Feridun Ayvazoğlu                    (Çorum)

16-Mehmet Nuri Saygun                (Tekirdağ)

17-Mehmet Küçükaşık                   (Bursa)

18-Mehmet Mesut Özakcan            (Aydın)

19-Feridun Fikret Baloğlu              (Antalya)

20-Nail Kamacı                               (Antalya)

21-Mehmet Vedat Yücesan            (Eskişehir)

22-Halil Tiryaki                              (Kırıkkale)

23-Abdulaziz Yazar                        (Hatay)

24-Uğur Aksöz                               (Adana)

25-N. Gaye Erbatur                        (Adana)

26-Mevlüt Coşkuner                       (Isparta)

27-Ali Cumhur Yaka                      (Muğla)

28-Mehmet Vedat Melik                 (Şanlıurfa)

29-Sedat Pekel                                (Balıkesir)

30-Nuri Çilingir                              (Manisa)

31-Muharrem İnce                          (Yalova)

32-Türkân Miçooğulları                  (İzmir)

33-Bülent Baratalı                           (İzmir)

34-Ahmet Ersin                              (İzmir)

35- Zeynep Damla Gürel                (İstanbul)

36-Ufuk Özkan                               (Manisa)

37-Nurettin Sözen                           (Sivas)

38-Hüseyin Ekmekcioğlu               (Antalya)

39-Tuncay Ercenk                           (Antalya)

40-Ali Rıza Gülçiçek                      (İstanbul)

41-Atilla Kart                                  (Konya)

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer önergeyi okutuyorum:

2.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş ve 35 milletvekilinin, turizm sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/414)

21.12.2006

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin karşı karşıya olduğu en önemli sorun işsizliktir. "Turizm", ise bu sorunu çözmek için ülkemiz açısından en önemli istihdam alanlarından birini oluşturmaktadır. Turizm sektörü emek-yoğun bir sektör olması itibariyle turistik ürün üretiminde ve bunu sunmada diğer sektörlere göre daha fazla "insan gücüne" ihtiyaç duymaktadır. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dünya ekonomisinde en hızlı gelişen ve genişleyen bir sektör haline gelen turizm, istihdamı sağlayıcı özelliğinin yanı sıra döviz girdisini artırıcı yönüyle de ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan sektörlerin başında yer almaktadır.

Kültür, sağlık, doğa, spor, termal, kongre, golf ve inanç turizmi gibi her yönüyle zengin bir potansiyele sahip ülkemizde planlı ve programlı bir turizm stratejisinin geliştirilemediği bu gün yaşananlarla apaçık ortadadır. 1980 sonrası ciddi bir gelişme gösteren ülkemiz turizmi, 2000'li yıllara girildiğinde gerilemeye başlamış ve ciddi sorunlarla yüz yüze bırakılmıştır. 2006 yılını çok kötü bir şekilde bitiren turizm sektörü özellikle kış sezonunda, sadece Antalya'da tesislerinin yüzde 70'ini kapatmak zorunda kalmıştır. Bunun sonucunda ise 150 binden fazla turizm çalışanı işsiz kalmıştır. Buna aileleri ve dolaylı bir şekilde turizmden geçinen diğer sektörleri de eklersek, olayın vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Değişen ve gelişen koşullara göre yeni stratejiler geliştirememek, ürün pazarlama ve geliştirmede, ülke tanıtımında, etkin planlama ve nitelikli işgücü yetiştirmede çağın gerisinde kalmak, ayrıca çevreyle uyumlu, rekabetçi ve sürdürülebilir politikalar geliştirmeyerek sektörü kendi haline bırakmak gibi birçok neden turizmimizin geleceğini ciddi tehlikelere sokmaktadır. İşsizliğin hızla artığı ülkemizde, turizm sektörünün bu kadar görmezden gelinmesi ve kendi kaderine terk edilmesini anlamak mümkün değildir. Enflasyonla ve işsizlikle mücadele eden birçok ülkenin, çok ciddi bir istihdam aracı olarak kullandığı turizm; Kültür ve Turizm Bakanlıkları'nın birleştirilmesiyle de daha da gerileyen bir sektör haline gelmiştir. Kültürel varlıklarımızın korunması, zenginleştirilmesi ve bunların gelecek kuşaklara sağlıklı bir biçimde aktarılması konularında hizmet vermesi gereken bir bakanlıkla, bacasız sanayi diye adlandırılan ve esası turistik ürün pazarlayarak ticaret yapmak ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak olan iki farklı alanı bir araya getirerek daha da hantal bir yapı meydana getirilmiştir. Ayrıca, tarihi ve kültürel mirasımızın sadece turistler için önemli olduğu ve onlar için korunacağı anlayışı egemen hale getirilmiştir. Turizm anlayışımızla, çağdaşlığı, kaliteli hizmeti, korunmuş bir doğal çevre ve kültürel mirası savunmamız gerekirken, kıyı şeritlerimizin taraflı ve şeffaflıktan uzak bir yöntemle yağma edilmesi, çevre duyarsızlığı, içki ruhsatlarında hükümet adına "kırmızı çizgi"lerden söz edilmesi, alkollü içeceklerde yüksek ÖTV ve yüksek KDV oranları, çağdaş bir turizm anlayışından uzaklaşarak, haremlik selamlık turizm bölgeleri oluşturma çabaları vb. uygulamalar, üzülerek söylemek gerekir ki turizmimizin geleceğine büyük darbe vurmaktadır.

Turizm sektörümüzün, çalışanlarının ve özellikle ülkemiz ekonomisinin bu kötü gidişten daha fazla etkilenmelerini önlemek amacıyla; hükümetlerin turizmi destekleyici ve düzenleyici rollerini ön plana çıkarmak, rantı yüksek bölgelerdeki yanlı tahsis uygulamalarının önüne geçmek, işsiz kalan yüz binlerce çalışanımızın durumlarına ve her yıl ekonomik nedenlerle kepenk kapatmakta olan sektörümüze çeşitli destekler vererek çözüm aramak, kamu ve özel sektör işbirliğini artırarak turizmimizin geleceği için yeni politikalar üretmek ve özellikle bakanlığın elinde bulundurduğu "turizm alan ve merkezleri ilan yetkisi"nin amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını tespit etmek amacıyla, Anayasa'nın 98. TBMM İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

1 - Abdulkadir Ateş                        (Gaziantep)

2 - Mehmet Yıldırım                       (Kastamonu)

3 - Feramus Şahin                           (Tokat)

4 - Yakup Kepenek                         (Ankara)

5 - Fahrettin Üstün                          (Muğla)

6 - Vezir Akdemir                           (İzmir)

7 - İlyas Sezai Önder                      (Samsun)

8 - Erdal Karademir                        (İzmir)

9 - Muharrem Kılıç                         (Malatya)

10 - Feridun Ayvazoğlu                  (Çorum)

11 - Mehmet Nuri Saygun              (Tekirdağ)

12 - Mehmet Küçükaşık                 (Bursa)

13 - Mehmet Mesut Özakcan          (Aydın)

14 - Feridun Fikret Baloğlu            (Antalya)

15 - Nail Kamacı                             (Antalya)

16 - Mehmet Vedat Yücesan          (Eskişehir)

17 - Halil Tiryaki                            (Kırıkkale)

18 - Abdulaziz Yazar                      (Hatay)

19 - Uğur Aksöz                             (Adana)

20 - N. Gaye Erbatur                      (Adana)

21 - Mevlüt Coşkuner                     (Isparta)

22 - Ali Cumhur Yaka                    (Muğla)

23 - Mehmet Vedat Melik               (Şanlıurfa)

24 - Sedat Pekel                              (Balıkesir)

25 - Nuri Çilingir                            (Manisa)

26 - Muharrem İnce                        (Yalova)

27 - Türkân Miçooğulları                (İzmir)

28 - Bülent Baratalı                         (İzmir)

29 - Ahmet Ersin                            (İzmir)

30 - Zeynep Damla Gürel               (İstanbul)

31 - Ufuk Özkan                             (Manisa)

32 - Nurettin Sözen                         (Sivas)

33 - Hüseyin Ekmekcioğlu             (Antalya)

34 - Tuncay Ercenk                         (Antalya)

35 - Mustafa Özyürek                     (Mersin)

36 - Atilla Kart                                (Konya)

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Alınan karar gereğince, sözlü soru önergeleriyle, diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

BAŞKAN - 1'inci sırada yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleri ile ilgili komisyon raporu gelmediğinden teklifin görüşmelerini erteliyoruz.

2'nci sırada yer alan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

4.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)

BAŞKAN - Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3'üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükûmeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1115) (S. Sayısı: 1147)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

4'üncü sırada yer alan, Petrol Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

6.- Petrol Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/835) (S. Sayısı: 1041) (x)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.

İkinci bölüm üzerinde gruplar adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştı.

Şimdi, söz sırası, şahsı adına söz isteyen Eskişehir Milletvekili Vedat Yücesan'a aittir.

Sayın Yücesan?.. Yok.

(x) 1041 S. Sayılı Basmayazı 11/1/2007 tarihli 49’uncu Birleşim Tutanağına eklidir.

İkinci sırada, Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan.

Buyurun Sayın Erdoğan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

FAZLI ERDOĞAN (Zonguldak) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; 1041 sıra sayılı Petrol Kanunu Tasarısı üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemiz, jeopolitik ve jeostratejik konumu itibarıyla, yakın civardaki ülkelerin önemli miktardaki petrol ve doğal gaz arzının uluslararası pazara ulaştırılmasında bir enerji koridoru olmak üzere önümüzdeki yirmi yıl için politika ve hedeflerini belirlemiştir. Bu gayret içindeki ülkemiz, son üç yıl içerisinde enerji sektörünün yeniden yapılandırılmasında gösterdiği performans çok çabuk etkisini göstermiş, uluslararası petrol piyasasının yoğun ilgi odağı olmuştur.

1954 yılında çıkarılmış olan ve ülkemizde uygulanan 6326 sayılı Petrol Kanunu'ndaki doğal gaz ve petrol piyasasına ilişkin hükümlerin kendi mevzuatlarında düzenlenmiş olması nedeniyle ülkemizdeki ham petrol ve doğal gazın aranması, üretilmesi ile kaynağı yurt dışında olan petrol ve doğal gazın boru hattıyla gerek ülkemize gelişi ve gerekse ülkemiz üzerinden transit geçişini düzenlemek, yönlendirmek, denetlemek ve sektörü disipline etmek üzere yeniden hazırlanan ve yapılanmanın son halkası olan Petrol Kanunu Tasarısı, 30 Kasım 2005 tarihinde Sanayi ve Enerji Komisyonumuzda kabul edilerek Genel Kurula sevk edilmişti. Böylece, Türkiye, küresel gelişmeler paralelinde, orta ve uzun vade için belirlediği enerji arz güvenliği ile ilke ve hedefleri doğrultusunda, dışa bağımlılığımızı da azaltacak şekilde, petrol sektöründe, serbest piyasa ilkeleri ve AB normlarına uygun olarak, yasal ve kurumsal altyapısını tamamlamış olacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; günümüzde dünyanın birincil enerji arzının kaynaklara göre dağılımında, ham petrolün yüzde 37, kömürün yüzde 22, doğal gazın yüzde 24 payı olduğu takdir edilirse, petrol ve doğal gazın dünya ekonomileri için gelecekte de ne denli önemli olduğu kolayca anlaşılmaktadır.

Sınırlı miktarda olan dünya petrol kaynakları, yoğun tüketime bağlı olarak, giderek azalmaktadır. Bu durum, kullanımı sadece enerji ham maddesi olmakla kalmayıp, günlük hayatımızda kullandığımız pek çok ürünün ana girdisi olan petrolün ülkemizde de gerektiği şekilde aranmasını ve üretimini, dolayısıyla, Petrol Kanunu Tasarısı'nın daha da önemli bir konuma gelmesini sağlamıştır. Böylece, tasarı, yerli, yabancı özel sektöre, petrol ve doğal gaz kaynaklarımızın aranmasında, üretilmesinde ve iletiminde, müdahalecilikten uzak, serbest ekonomi kuralları içinde, aktif bir rol oynama özgürlüğü veren, bu alanda ihtiyaç duyulan yatırımlara katkısını artıracak şekilde, şirketler için eşit koşullarda rekabetçi, istikrarlı ve teşvik edici tedbirler getirmiştir.

2006 yılında, 30 milyon ton petrol ve 30 milyar metre küp doğal gaz tüketilmiş olup, ham petrol fiyatlarında görülen aşırı artış sonucunda petrol faturamız 13,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Petrol kaynaklarımızın aranması teşvik edilerek, üretimin artırılması gerekmektedir. Böylece, daha fazla arama, daha fazla keşif, daha fazla üretim ve daha fazla istihdam sağlanması sonucunda, petrol faturalarımızda indirim sağlanarak, ülkemiz ekonomisine ciddi katkılar sağlayabilecektir.

Arama ve üretim şirketlerinde sürekli olarak istihdam edilen personel sayısı bugüne kadar 10 bin civarındadır.

Yine, 2006 yılında, üretilen 2,2 milyon ton ham petrol, 900 milyon metre küp doğal gazın, yaklaşık, toplam piyasa değeri 1,2 milyar dolardır. Bu kaynağın -gerek büyüklüğü ise- sağladığı katma değer ve istihdam ile petrolün rafine edilmesiyle ortaya çıkan ürünlerin satışından devletin aldığı vergilerle birlikte, yaklaşık, ülkemize girdisi 1,5 milyar dolar civarında olmuştur.

1954 yılından bugüne kadar, 207 yabancı ve 33 yerli şirket arama faaliyetlerine katılmıştır. Yabancı şirketlerin -ve elli yıllık dönemde- yurt dışından getirmiş oldukları sermaye toplamı, ortalama olarak 1,8 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Şimdiye kadar, yerli sermaye özel şirketlerin de, petrol arama ve üretim faaliyetlerinde önemli bir katkısı maalesef olmamıştır.

Ülkemizde, bugüne kadar, 1.290'ı arama olmak üzere, toplam 3.326 kuyu açılmıştır. Açılan kuyuların adet olarak yüzde 72'sinin Güneydoğu Anadolu, yüzde 17'sinin Trakya bölgesinde yer alması ve kalan yüzde 7'sinin ise diğer bölgelerde olması, diğer bölgelerde fazla aramanın olmadığı anlamına gelmektedir.

Denizlerimizdeki aramalar ise yüzde 1'i geçmemiştir. Böylece, denizlerimizde, bugüne kadar, toplam olarak, 39 adet arama, 7 tespit ve 2 üretim kuyusu açılmıştır. Bunların 23 adedi Karadeniz, 10 adedi Marmara, 3 adedi Ege ve 12 adedi Akdeniz'dedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Erdoğan.

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) - Ben, buradan, Sayın Komisyon Başkanımıza ve bakanlarımıza teşekkür ediyorum. Özellikle, Trakya'dan sonra, Karadeniz-Ereğli sahillerinde, Akçakoca sahillerinde yapılan çalışmalar sonucunda yerinde tespit edilmiştir. Doğal gazın Akçakoca sahillerinde güzel bir şekilde bir platforma kavuşması ve Karadeniz'de yerli üretimimize kavuşması dolayısıyla mutluluğumuzu belirtmek istiyoruz.

Sonuç olarak, bugüne kadar yapılan çalışmalar neticesinde 103 petrol sahası ve 31 doğal gaz sahası keşfedilmiş olup, bu sahalardan toplam 126,2 milyon ton ham petrol ve 8,6 milyar metre küp doğal gaz üretimi gerçekleştirilmiştir. Yıllar boyunca petrol tüketimimiz hızla artarken, yerli üretimimizde buna paralel olarak fazla artış sağlanmamıştır. Giderek, 2006 yılı itibarıyla da yerli üretimimiz yüzde 7 seviyelerinde kalmıştır.

Getirilen yeni imkân ve kolaylıklarla, bu kanun tasarısıyla;

1) Petrol bölgesinde en az sekiz adet olan ruhsat sayısı sınırlandırılması kaldırılmıştır,

2) Petrol arama ruhsatı müracaatlarında başvuru süresi, Avrupa Birliği normları doğrultusunda, dört iş gününden doksan iş gününe çıkarılmıştır,

3) Devlet hissesi, üretim miktarlarında, su derinliğine, petrol üretim yönetimine ve üretilen petrolün kalitesine göre, yüzde 2 ila 12 arasında değişen oranlarda uygulanacaktır,

4) Teşvik oluşturulmak amacıyla arama ruhsatlarından devlet hakkı kaldırılmış olup, yalnız işletme ruhsatlarında devlet hakkı alınacaktır. 

5) Yurt içinden temin edilen malzeme ve ekipmanın da her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olması öngörülmüştür.

6) Kurumlar vergisinde petrol hakkı sahipleri için en fazla yüzde 40 olması öngörülmüştür.

7) Yapılan sözleşmeler damga vergisinden muaf tutulmuştur.

8) Kara, hava ve deniz ulaşımında ÖTV muafiyeti getirilmiştir.

9) Yabancı yatırımcıların üretimden elde ettikleri gelirlerinin her türlü vergiden istisna tutulması sağlanmıştır ve devamında her ruhsat sahası için taahhüt edilen iş programının mali değerinin yüzde 2'si kadar teminat mektubu alınması öngörülmüştür. Türkiye kara sularının…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum efendim.

BAŞKAN - Sayın Erdoğan lütfen... Teşekkür için açıyorum sadece Sayın Erdoğan.

Buyurun.

FAZLI ERDOĞAN (Devamla) - Ben, birkaç maddede yenilik olarak, en son, bu tasarının gerek ülkemize gerek ülkemizde bu noktadaki çalışmalara yeni boyutlar kazandıracağına inanıyorum. Yerli ve yabancı sermayenin iş birliğiyle petrol arama çalışmalarının Türkiye'de de daha hızlı yürümesini temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Erdoğan.

Bölüm üzerine, şahsı adına söz isteyen Vedat Yücesan, Eskişehir Milletvekili.

Buyurun Sayın Yücesan. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET VEDAT YÜCESAN (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Petrol Kanunu Tasarısı üzerinde görüşlerimi belirtmek üzere söz almış bulunuyorum. Konuşmama başlamadan önce sizleri şahsım adına saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, birçok konuşmacı arkadaşım tasarının yaratacağı sakıncaları dile getirdiler. Ben de, birtakım düzeltilmesi gereken hususlara dikkatinizi çekmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, tasarıda, ayrım gözetilmeden, bütün yabancı şirketlerin petrol arama ve işletme ruhsatı alabilmelerine olanak getirilmektedir. Bu nedenle, işletmecilik için öngörülen petrol paylaşımının sadece işletmecilik kârı ve yatırımların faiz kazançlarıyla beraber kazanılmasını öngörecek şekilde sınırlandırılması gerekmektedir.

Değerli arkadaşlarım, bu çerçevede, yatırımcıların, gerçekleşen maliyetlerini geri almaları ve işletmecilik bedeli olarak makul kârlılığa tekabül eden payı almaları esas olmalıdır. Çıkarılan petrolün paylaşımı da önemlidir.

Değerli arkadaşlarım, Kazakistan'da üretilen petrolün yüzde 25'i vergi olarak alınmaktadır, ayrıca, yüzde 15 ek vergi alınmaktadır. Satılan petrolün yüzde 49'unu alırken, payını alırken, ülkemizde yatırım yapılmasını ya da transfer vergisi vermesini şart koşmaktadır. Bizde buna benzer bir sistem oluşturulması gerekmektedir.

Değerli arkadaşlarım "sınırlara 5 kilometre mesafede, tarihî, dinî yer veya tesise, su tesisine, bir yol veya umumi geçide 60 metre mesafede şehir veya kasaba belediye imar sahası içinde, dâhilinde petrol faaliyetleri Bakan müsaadesi olmadan yapılamaz" hükmü mevcut. Yasadan çıkartılarak, yabancı şirketlere, sınır tanımaksızın her yerde faaliyette bulunma hakkı verilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, bu hükmün kaldırılması çevreye zarar verecektir, ormanlık alanlar, sit alanları bundan olumsuz etkilenecektir. Tasarının 25'inci maddesi "İşletmeciler, istihdam ettikleri yabancı şahıslar sayısının yüzde 25'inden aşağı sayıda olmamak üzere Türk vatandaşlarının, petrol işlemlerinin her safhasında ihtisas kazanmalarını sağlamak için yabancı memleketlerde veya Genel Müdürlükçe uygun görüldüğü oranda Türkiye'deki ilmî ve mesleki kurum veya işletmelerde eğitim veya staj görmelerini, masraflarını üzerlerine almak suretiyle temin ederler." denmektedir.

Değerli arkadaşlarım, başka bir ifadeyle, Türk vatandaşlarının Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce uygun görülen oranlarda, Türkiye'deki ilmî ve mesleki kurum ve işletmelerde eğitim ve staj görmeleri, masraflarını üzerlerine almak kaydıyla petrol hakkı sahibi tarafından karşılanmakla sınırlı bırakılmıştır.

Değerli arkadaşlarım, kanaatimce, bu hususun her çalışan yabancıya karşılık 3 Türk personel çalıştırılması şeklinde düzenlenmesi daha uygun olacaktır diye düşünüyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarıda belirtilen görevler, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Tasarıda, Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasında tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunmak da getirilmiştir. Devletin hüküm ve tasarrufunda olan tabii servetler ve kaynakların ülke yararına kullanılması ilkesi Genel Müdürlüğün asıl görevi olması gerekirken, pazarlama gibi bir kavram görev olarak tanımlanmıştır.

Diğer taraftan, 6326 sayılı mevcut Kanun'la önemli birçok yetki Bakanlar Kurulu kararına bırakılmışken, görüştüğümüz tasarıda bu yetkilerin çoğu Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne devredilmiştir. Şunu herkes biliyor ki, petrol şirketleri çok kuvvetli, bazen hiçbir güç önlerinde duramıyor. Bu şartlar altında Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün nasıl bir direnç göstereceği düşünülüyor anlamış değilim değerli arkadaşlarım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yücesan, buyurun, lütfen toparlayın.

MEHMET VEDAT YÜCESAN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarı, bu şekilde yasalaşırsa, hiçbir konuya çözüm getirmeyeceği gibi bir sürü sorunu da beraberinde getirecektir. Tasarı, 6326 sayılı Kanun'un ruhundan yoksundur.

Ülkemiz, petrol potansiyeli olan bir ülkedir. Tasarıyla, petrol kaynaklarımız "teşvik" adı altında uluslararası tekellere sunulmaktadır. Özellikle, British Petrol şirketinin Doğu Karadeniz'de açmaya başlayacağı sondaj öncesinde bu düzenlemenin getiriliyor olması da oldukça dikkat çekicidir. BP'nin bulup, üretim ihtimali yüksek olan petrol kaynaklarımız ve buna bağlı elde edeceğimiz gelir açısından yeni düzenlemeye bakıldığında, petrol kaynaklarımız teşvik adı altında açıkça yabancılara devredilmektedir. Bu yönüyle tasarı, bir BP yasasıdır.

Bu tasarı, bana göre ve bizim görüşümüze göre derhal geri çekilerek, yer altı kaynaklarımızın halkımızın olduğu ilkesiyle hareket ederek, kaynaklarımızı sermayeye değil, kamu çıkarlarına uygun olarak, kamu kuruluşlarımız eliyle değerlendirilmesini esas alan düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.

Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yücesan.

Şimdi, bölüm üzerinde on beş dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.

Soru sorma süresi sekiz dakikadır, cevap verme süresi yedi dakikadır.

Sayın Özdoğan, buyurun.

İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Üç sorum var Sayın Hükûmete.

Birinci sorum: Sayın Bakan, tasarıda, Petrol Kanunu'nu yürütmekle görevli Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasına tanıtım ve pazarlama faaliyetinde bulunmak da getirilmiştir.

Devletin hüküm ve tasarrufunda olan tabii servetler ve kaynakların ülke yararına kullanılması ilkesi Genel Müdürlüğün asli görevleri olması gerekirken, görev tanımında neden pazarlama kavramı tercih edilmiştir?

İkinci sorum: Petrol şirketlerine bilançolarında enflasyon muhasebesi sistemi uygulayabilecekleri, petrol faaliyeti için yapmış oldukları yatırımların transfer tarihindeki cari kur üzerinden, ayrıca, transferi tamamlanıncaya kadar devlet hissesi hariç, kurumlar ve gelir vergisinden muaf olacakları, safi kazançları üzerinden ödemekle mükellef bulundukları vergiler toplamının yüzde 40'ı oranını geçemeyeceği ve geniş KDV istisnaları gibi bir dizi vergi muafiyeti getirilmiştir.

Böylesine bir kayırmacanın gerekçesi nedir ve siyasi olarak bunu nasıl taşıyabilmektesiniz?

Son sorum: Bu düzenlemenin BP şirketinin Doğu Karadeniz'de açmaya başlayacağı sondaj öncesinde getiriliyor olması oldukça dikkat çekicidir. Bu düzenlemeye bakıldığında, BP'nin bulup üretme ihtimali yüksek olan petrol kaynaklarımız ve buna bağlı elde edeceğimiz gelir açısından, petrol kaynaklarımız, teşvik adı altında yabancılara devredilmektedir. Bu tasarının yabancı şirketleri teşvik amacına yönelik olması hususuna ilişkin tespit ve kanaatiniz nedir?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özdoğan.

Sayın Işık…

AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, arama ruhsatlarındaki başlıca iyileşmeler nelerdir? Ruhsat alımına yönelik eleştiriler önlenebilecek midir? Ruhsatların verilmesinde rekabet ve şeffaflık sağlanabilecek midir? Ruhsat için verilen programa uymamanın müeyyidesi nedir? Petrolün aranması ve üretiminden elde edilen verilerin daha etkili kullanımını sağlamak için, işletme ruhsatındaki gizli bilgilerin, sektörün ve talep edecek diğer kamu kurum ve kuruluşlarının ve kişilerin istifadesine sunmak mümkün olabilecek midir?

Getirilen vergi muafiyetleri nelerdir? Devlet, üretimden aldığı paydan vaz mı geçmektedir?

Bir de, idari para cezalarının günün koşullarına göre belirlenmesindeki oran kriteri?..

Son olarak da, 2006'da doğal gazda 6 alım sözleşmesinin yapıldığını biliyoruz; yakın geçmişte İran doğal gazında yaşanan sıkıntıya yönelik alternatif planlarınız nelerdir?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Işık.

Sayın Kepenek…

YAKUP KEPENEK (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanımıza aracılığınızla şu sorularımı yöneltiyorum: Tasarıya göre, elde edilecek petrol kârlarından alınacak verginin yarısı il özel idarelerine bırakılıyor. Şimdi, bu ilke, maliyenin temel kurallarına aykırıdır. Yani, zengin olan illerden alınan vergi, o illerde yarısı harcanır diye bir kural olamaz, İstanbul gibi, Kocaeli gibi. Maliyenin bu konudaki görüşü alındı mı? Bilimsel olmayan bir yaklaşımdır bu. Maliyenin görüşü alındı mı? Bu bir.

İkincisi: Son günlerde, dış basında, Irak petrollerinin Amerika Birleşik Devletleri ve İngiliz şirketlerince işletileceğine dair ciddi haberler yer alıyor. Bu durumda, Kerkük-Yumurtalık Boru Hattının geleceği nasıl etkilenecektir?

Üç: Ülkemizin ham petrol varlığı konusundaki kestirimlerindeki son durum nedir? Ne kadar petrol varlığımız tahmin edilmektedir, deniz ve kara ayırımına göre?

Son sorum: Bingöl'ün Karlıova ilçesindeki hidroelektrik santralinin ihalesi yapılmış mıdır? Bu konudaki çalışmalar ne durumdadır?

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kepenek.

Sayın Akdemir…

VEZİR AKDEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum. Aracılığınızla Sayın Bakana birkaç soru sormak istiyorum.

Sayın Bakanım, son dönem doğal gazda hayli bir sıkıntılar yaşandı. Bu doğal gazda daha önümüzdeki tarihlerde sıkıntıların yaşanmaması için önemli bir tedbir almayı düşündünüz mü, örneğin, mesela İran'la ilgili? Başka alternatifimiz var mıdır?

Diğer bir sorum: Petrol istasyonlarında kullanılan yazar kasalar kışın soğukta, yazın da sıcakta verimli çalışmamaktadır. Bu konuda petrol istasyonlarında şikâyetler duyulmakta. Bu konuda herhangi bir önlem var mıdır?

Diğer bir sorum: Akaryakıtta yüksek bir vergi alınmaktadır ve bu da fiyatı yükseltmektedir. Bu konuda bir çalışmanız var mıdır? Akaryakıttaki vergi oranını düşürmeyi düşünüyor musunuz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akdemir.

Sayın Çorbacıoğlu…

YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, Ağustos 2006 yılı içerisinde, şu anda rakamlarını hatırlamamakla beraber, Bütçe Kanunu'nun 8'inci maddesi üzerinde yaptığım konuşma sırasında sorduğum bazı sorular vardı. Bunu tekrar size sormak istiyorum.

2006 Ağustos ayı içerisinde, otuz ilde, yaklaşık altmış dağıtım şirketine ait 1 000'in üzerinde depoda inceleme yapılmış; yapılan inceleme sonucu elde edilen akaryakıt ürünlerinin incelenmesi için TÜBİTAK'a gönderildiği ve TÜBİTAK'tan çıkan raporda 280 numunenin evsaf dışı olduğu, yani Türk standartlarına uymadığı, yani kaçak ürün olduğu tespit edildiği yönünde tarafıma bilgi geldi. Bu raporla ilgili bilginiz var mı veya bu konuda yapılan çalışma ne aşamadadır? Bildiğim kadarıyla, bu çalışma, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından Jandarma, Emniyet, Sahil Güvenlik, Gümrük Muhafaza gibi birimler tarafından yapılmış, organize edilmişti.

Bu konuda bir cevap verirseniz memnun olurum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çorbacıoğlu.

Sayın Ercenk…

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Teşekkür ederim.

Sayın Bakan, geçen oturumda da bu maden ve taş ocaklarıyla ilgili bir soru yöneltmiştim sayın makamınıza ve orada bu ruhsatların gelişigüzel verildiği konusunda sizin de bir kabulünüz olmuştu ve bu konuda suistimallerin olduğunu ve birtakım değişikliklerin yapılması gerektiğini kabul etmiştiniz. Antalya'da 1.627 tane taş ocağı maden ruhsatı var efendim, 1.627 tane ve bunların tümü turizm açısından, çevre sağlığı açısından, insan sağlığı açısından en önemli yerlerde açılmış vaziyette. Çok keyfî ve kriter gözetilmeden verilen bu ruhsatlar çok ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. Şimdi, Doyran ve Gebiz bölgesinde, şu anda, 10 bin dönümü aşan, bütün, ağaç katliamı meydana gelmiştir. Yani, 10 bin dönümden fazla ağaç katledilmiş ve orman alanı tahrip edilmiştir ve bir tek kazma, maden arama için bir tek kazma da vurulmamıştır. Bu konuda -özellikle Antalya için rica ediyorum- çok acil bir tedbir düşünüyor musunuz?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ercenk.

Soru sorma süresi tamamlanmıştır.

Sayın Bakan, buyurun.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu)  - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sondan başa doğru gideyim. Sayın Ercenk'le ilgili… Bu, Antalya'nın taş ocaklarıyla ilgili, Antalya ve diğer illerdeki taş ocaklarıyla ilgili "gelişigüzel" tabirini kullanmadım. Ancak, orada sıkıntı olduğunu biliyorum. Oradaki mesele, işletme ruhsatı ile arama ruhsatı arasındaki farkı, arama ruhsatının özelliklerini bildikleri hâlde mahallî yöneticilerin ve maden ocağı sahiplerinin bunu kurallara uygun bir şekilde değerlendirilmemesinden doğduğunu söyledik ve bununla ilgili de Maden İşleri Genel Müdürüm konuyla ilgilendi, gitti oraya, görüştü…

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Beraberdik.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Beraberdiniz.

…ve bunun üzerinde de değişiklik yapmak üzere çalışmalarını yaptırıyorlar.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Ama, o katliam devam ediyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Şimdi, arama ruhsatı ayrı bir şeydir, işletme ruhsatı ayrı bir şeydir.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Anladım efendim.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Arama ruhsatı alan bir kimse aramayı yapar, ama işletmek için özel önlemlerin ve izinlerin alınması lazım. Antalya gibi rantı yüksek olan yerlerde çok da fazla inşaat olduğu için, bilhassa taş ocakları konusunda bu işin istismar edildiğini biz görüyoruz ve bu da sadece bizimle ilgili değil, diğer ilgili kuruluşların da bu işe eğilmesiyle birlikte olacak. Bunun koordinasyonunu biz yapıyoruz.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Evet efendim.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Çalışmayı başlattık, düzenlemeyi de yapacağız.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Mahallî idareleri uyarmanız mümkün mü efendim?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Ama, sadece burada sorumlu ben…

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Gerçekten o günden bu yana binlerce ağaç kesilmeye devam ediyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Yalnız, o kadar değil, o rakam biraz abartılı.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Hayır efendim, daha şimdi görüştüm ben, size soru sormak amacıyla.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Şimdi, bakınız, Antalya gibi bir yerde 10 bin dönüm ağacın hiçbir şey yapılmadan kesilmesi söz konusu olamaz.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Ben size o fotoğrafları da arz edeceğim.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Çünkü, bununla ilgili Çevre ve Orman Bakanlığımız son derece hassastır. Ayrıca hepimiz hassasız.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Mutlaka.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Ve bu noktadaki, aramayla işletme ruhsatı arasındaki istismara yönelik kısmı da düzeltmek üzere çalışmayı ele aldık.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Efendim, bir telefonla uyarırsanız yeterli olacak bence.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Olur, memnuniyetle.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Çok teşekkür ederim.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Sayın Çorbacıoğlu'nun konusuyla ilgili olarak… Bu rapor bana gelmedi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından çalışma yürütülüyor. Dolayısıyla bu konuda detaylı bilgiyi onlardan alıp size aktarırım.

YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Yani, örtbas edilmesi endişemiz var, onun için…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Olamaz, hayır; böyle bir şey söz konusu olamaz. Hayır, mümkün değil, yani kayda kuyda giren bir şey örtbas edilemez, biz de o hassasiyetteyiz zaten.

YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Onun için sordum.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Memnuniyetle.

Sayın Akdemir'le ilgili olarak… "Bu, İran'a karşı alternatif var mı" sorusu… Şimdi, bu anlaşmaların hepsi uluslararası anlaşma. Uluslararası anlaşmaları düzeltmek kolay değil. Yani, Anayasa'yı değiştirebiliyoruz, ama uluslararası anlaşmaları o kolaylıkta değiştiremiyoruz. Çünkü, iki tarafın da bu konuya "evet" demesi lazım. Maalesef sadece onda değil, diğer anlaşmalarda da günün şartları, o günün şartları altında bazı noktalar bugün yadırganacak şekilde değerlendirilecek biçimde anlaşmalara konmuş. Ancak, biz, bu konuları tahkimde görüşüyoruz. Tahkimin konusu fiyat, miktar ve kimyasal özellikler olmasına rağmen, bunu, biz, aynı zamanda bir tartışma ve değerlendirme konusu olarak onlarla gündeme aldık. Tahkim Kurulu yakında toplanıyor. Orada, bunları söz konusu edeceğiz. Bu noktada, ayrıca, biz, gerekli tedbirleri de aldık. Dikkat ederseniz, uzunca bir süredir bu sıkıntı yaşandığı hâlde, biz, size, gündelik hayatta bunun sıkıntılarını yansıtmadık, kendi içimizdeki aldığımız önlemlerle bunu giderdik.

Yazar kasalarla ilgili konu bizimle ilgili değil, ama, ben, hem ilgili bakan arkadaşımla hem de ilgililerle görüşüp size yazılı olarak doyurucu bilgi vereceğim.

VEZİR AKDEMİR (İzmir) - Bir de vergi oranı…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Vergi konusu, evet, o doğrudur, yüksek olarak nitelendirilebilir; ancak, fiyatlar yükselince, oran olmadığı için, miktar olduğu için, oradaki fiyatlar yükselirken oran yükselmediği için, aslında, o miktar düşmüş gibi gözüküyor. Daha evvelden, yani miktar yüzde şeklinde yazılmadığı için, fiyatlar yükselince düşmüş gibi oluyor, düşünce de artmış gibi oluyor.

VEZİR AKDEMİR (İzmir) - Oran yüzde 67 civarında…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Doğrudur, doğrudur. Sayın Maliye Bakanımız, Hazineden sorumlu Devlet Bakanımız ve biz, bunu gündeme getirdik. Maliye Bakanlığımız bu konu üzerinde çalışıyor. Önemli bir gelir kalemimiz olduğu için, bundaki değişiklik o kadar kolay olmuyor maalesef.

Sayın Kepenek'in sorusuyla ilgili olarak… Maliyenin bu konuda, maliyenin gayet tabii ki böyle hassas bir konuda görüşü vardır. Gerek Sayın Bakanımız gerek Sayın Müsteşarımız bu konuda olumlu görüş vermiştir, verdiği için de zaten gündeme getirdik onların bilgisi dâhilinde. Böyle bir şey yapmamız söz konusu olamazdı.

Bingöl-Karlıova yatırımıyla ilgili en son durumu inceledikten sonra, ben, size bu bilgiyi vereyim.

Sayın Işık'la ilgili…

YAKUP KEPENEK (Ankara) - Efendim, yazılı mı cevap vereceksiniz diğer sorularıma?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Yazılı vereceğim, evet.

Sayın Işık'ın ilk iki sorusunu tam duyamadığım için, daha sonra cevap vereceğim. Yalnız İran doğal gazıyla ilgili, biraz önce söylediğim gibi, bir sıkıntı yaşandı, ama, bölgenin aşırı soğuklardan etkilenmesi ve yatırımdaki, işletmeye almada bir sorun olduğu için böyle bir durumla karşılaştık. Onu giderdiler, büyük ölçüde giderdiler. Zaman zaman düşmesine rağmen, şu anda gaz akışı bize yetecek kadar devam ediyor.

Burada, ayrıca, ispatlanmış, işte, ham petrol rezervlerimiz yerinde ispatlanmış, üretilebilir ve üretilen miktarlar var. Burada, bizim, yerinde ispatlanmış miktar 962 milyon ton civarında, üretilebilir miktar 165 milyon ton, üretilen 126, kalan da 39 milyon ton olarak gözüküyor, ama, biz, şu anda aramalarımıza devam ediyoruz. Özellikle Karadeniz Bölgesi, Güneydoğu ve Trakya'da hem doğal gaz hem petrol konusunda ümitvarız, çalışmalarımız sürüyor, ama, bu gibi çalışmalar… Her zaman söylediğim gibi, ihtiyat payı elimizde olmak kaydıyla, diyoruz ki: "Matkabın ucu değmedikten sonra… Varlığı veya yokluğu hakkında kesin bilgi, ancak o zaman verilebilir."

BAŞKAN - Sayın Bakan, süre tamamlanmıştır.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Çalışmamız bu şekilde sürüyor.

Eğer, eksik, veremediğim cevap varsa zaman kısıtlılığı açısından, onları yazılı olarak sizlere arz edeceğim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.39

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.13

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi'nin İkinci Oturumu'nu açıyorum.

1041 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Şimdi, ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

21'inci maddenin başlığını okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Terk, Sahaya İlave ve Tesislerin Kaldırılması

Terk, sahaya ilave ve tesislerin kaldırılması

MADDE 21.-

BAŞKAN - Madde üzerinde iki önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 21. maddesinin 1. paragrafında yer alan "Kısmen veya tamamen" ifadesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 sıra sayılı Kanunu Tasarısının 21. maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.

             Süleyman Sarıbaş                     Hüseyin Güler                   İbrahim Özdoğan

                     Malatya                                   Mersin                                Erzurum

             Muharrem Doğan                   Dursun Akdemir                   Hüseyin Özcan

                      Mardin                                     Iğdır                                   Mersin

                                 Selami Yiğit                                           Hasan Özyer

                                       Kars                                                      Muğla

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ ve TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Böyle bir maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 21. maddesinin 1. paragrafında yer alan "Kısmen veya tamamen" ifadesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ ve TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) -  Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Yapılan değişiklikle, tasarıda zaten tanımlanmış bir ifadenin tekrarının önüne geçilmesi sağlanmıştır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

22'nci maddenin başlığını okutuyorum:

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Vergilendirme, İthalat ve İhracat ile Transferler

Vergilendirme

MADDE 22.-

BAŞKAN - Madde üzerinde üç adet önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 22. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "aralarında bir ortaklık oluşturulmuş olsa bile" ifadesinin, "aralarında bir ortaklık bulunsa bile" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının 22 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümlenin eklenmesini; üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve altıncı fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

"Dar mükellefiyet esasında vergilendirilenIere bu kanun hükümleri uyarınca petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlardan, 13.6.2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesine göre % 5 oranında tevkifat yapılır."

"5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan parantez içi hüküm, petrol işleminden elde edilen gelir ve kazançlara uygulanmaz."

"Devlet hissesi hariç olmak üzere, petrol hakkı sahibinin, petrol işlemi için yapmış olduğu yatırımlara tekabül eden sermayesine karşılık gelen üretimden elde edeceği gelirler, cari kur üzerinden sermayenin geri alınmasına kadar, yerli şirketler için ise yapılan yatırım miktarı itfa edilene kadar Vergi Usul Kanununa göre itfa payı addolunur. Petrol hakkı sahiplerinin 6326 sayılı Kanuna göre geçmiş yıllarda yabancı para cinsinden ithal etmiş olduğu fakat halen transferi gerçekleşmemiş sermayeden kalan miktarlara da bu kural uygulanır."

"Tükenme payı; petrol hakkı sahibinin sermaye hesabına alarak aktifleştirdiği arama giderleri, sondaj fer'i giderleri ve üretim bakımından ekonomik olmayan kuyuların açılma giderleri toplamından ibaret olup, Vergi Usul Kanununun 316 ncı maddesi hükmüne kıyasla her saha için ayrı ayrı olmak üzere, Maliye Bakanlığı ile Genel Müdürlükçe müştereken belirlenecek oranlar üzerinden itfa edilir. Ancak, sahanın petrol üretiminden başka bir maksada tahsis edilmiş bulunan kısmının maliyet ve kıymeti ile petrol işleminin sona erdiği tarihte bu sahanın petrol hakkı sahibi bakımından haiz olduğu bakiye değer tükenme payından indirilir."

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 22. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

             Süleyman Sarıbaş                     Hüseyin Güler                   İbrahim Özdoğan

                     Malatya                                   Mersin                                Erzurum

             Muharrem Doğan                   Dursun Akdemir                   Hüseyin Özcan

                      Mardin                                     Iğdır                                   Mersin

                                 Selami Yiğit                                           Hasan Özyer

                                       Kars                                                      Muğla

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Böyle bir maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Hükûmet tarafından gelen, 22'nci maddeyle ilgili önergeyi okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının 22 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümlenin eklenmesini; üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve altıncı fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

"Dar mükellefiyet esasında vergilendirilenIere bu kanun hükümleri uyarınca petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlardan, 13.6.2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesine göre % 5 oranında tevkifat yapılır."

"5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan parantez içi hüküm, petrol işleminden elde edilen gelir ve kazançlara uygulanmaz. "

"Devlet hissesi hariç olmak üzere, petrol hakkı sahibinin, petrol işlemi için yapmış olduğu yatırımlara tekabül eden sermayesine karşılık gelen üretimden elde edeceği gelirler, cari kur üzerinden sermayenin geri alınmasına kadar, yerli şirketler için ise yapılan yatırım miktarı itfa edilene kadar Vergi Usul Kanununa göre itfa payı addolunur. Petrol hakkı sahiplerinin 6326 sayılı Kanuna göre geçmiş yıllarda yabancı para cinsinden ithal etmiş olduğu fakat halen transferi gerçekleşmemiş sermayeden kalan miktarlara da bu kural uygulanır."

"Tükenme payı; petrol hakkı sahibinin sermaye hesabına alarak aktifleştirdiği arama giderleri, sondaj fer'i giderleri ve üretim bakımından ekonomik olmayan kuyuların açılma giderleri toplamından ibaret olup, Vergi Usul Kanununun 316 ncı maddesi hükmüne kıyasla her saha için ayrı ayrı olmak üzere, Maliye Bakanlığı ile Genel Müdürlükçe müştereken belirlenecek oranlar üzerinden itfa edilir. Ancak, sahanın petrol üretiminden başka bir maksada tahsis edilmiş bulunan kısmının maliyet ve kıymeti ile petrol işleminin sona erdiği tarihte bu sahanın petrol hakkı sahibi bakımından haiz olduğu bakiye değer tükenme payından indirilir."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Dar mükellefiyet esasında vergilendirilenlere petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanan kazançlardan, Bakanlar Kurulu Kararlarıyla öteden beri % 5 olarak uygulanmakta olan kurumlar vergisi tevkifat oranı kanun metnine işlenmektedir.

Devlet hissesi hariç olmak üzere, petrol hakkı sahibinin, petrol işlemi için yapmış olduğu yatırımlara tekabül eden sermayesine karşılık gelen üretimden elde edeceği gelirler, cari kur üzerinden sermayenin geri alınmasına kadar, yerli şirketler için ise yapılan yatırım miktarı itfa edilene kadar Vergi Usul Kanununa göre itfa payı addolunacağı düzenlenerek, genel hükümlere göre kazançtan indirim konusu yapılması sağlanmakta ve mevcut kanuna göre geçmiş yıllarda yabancı para cinsinden ithal edilmiş olan fakat halen transferi gerçekleşmemiş sermayeden kalan miktarlara da bu kuralın uygulanacağı öngörülmekte olduğundan, ayrıca, amortisman uygulaması bakımından ihtiyarilik tanınmasına gerek bulunmamaktadır.

Petrol hakkı sahiplerinin ödedikleri Devlet hakkı ve hissesi ile Petrol hakkı sahiplerinin ellerindeki sahanın terk edilmesi gereği olarak terk ettikleri iktisadi kıymetlerin henüz itfa edilmemiş bakiye değerleri, aktifleştirmedikleri arama giderleri, sondaj fer'i giderleri ve üretim bakımından ekonomik olmayan kuyuların açılma giderlerinin vergi mevzuatının genel hükümleri çerçevesinde kazançtan indirilmesi mümkün bulunduğundan maddede yer verilmesinin mükerrerliğe yol açacağı düşüncesiyle madde metninden çıkarılması gerekmektedir.

Diğer taraftan, yürürlüğe girmiş bulunduğundan yeni Kurumlar Vergisi Kanununa yönelik olarak teknik düzeltme yapılmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 22. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "aralarında bir ortaklık oluşturulmuş olsa bile" ifadesinin, "aralarında bir ortaklık bulunsa bile" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Yapılan değişiklikle maddede anlam bütünlüğü sağlanması amaçlanmıştır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

23'üncü maddenin başlığını okutuyorum:

İthalat ve ihracat

MADDE 23.-

BAŞKAN - Madde üzerinde milletvekilleri tarafından verilmiş iki önerge ile Hükûmet tarafından verilmiş bir önergeyi sırasıyla okutup işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve ikinci cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                                   Enerji ve Tabii Kaynaklar

                                                                                                                  Bakanı

"Bir petrol hakkı sahibinin bizzat veya bir temsilci veya Genel Müdürlükçe kabul edilmiş bir müteahhidi vasıtasıyla kendi adına, Türkiye'deki petrol işlemi için idarî faaliyetleri ile bina tesislerinin ve teçhizatlarının inşası, kurulması ve işletmesine ait malzemeler hariç petrol işlemlerinde kullanılacak ve Genel Müdürlükçe onaylanan malzemeyi, ekipmanı, akaryakıtı ve kara, deniz, hava nakil vasıtalarını ithal etmesi ya da yurt içinden teslim alması, katma değer vergisi ile özel tüketim vergisi hariç olmak üzere her türlü vergi, resim, harçtan muaftır."

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 23. maddesinin 2. paragrafının metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Üçüncü önergeyi okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 sıra sayılı Kanun Tasarısının 23. maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.

             Süleyman Sarıbaş                     Hüseyin Güler                   İbrahim Özdoğan

                     Malatya                                   Mersin                                Erzurum

             Muharrem Doğan                   Dursun Akdemir                   Hüseyin Özcan

                     Malatya                                     Iğdır                                   Mersin

                                 Selami Yiğit                                           Hasan Özyer

                                       Kars                                                      Muğla

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Gerekçe okunsun Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Böyle bir maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 23. maddesinin 2. paragrafının metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Yapılan değişiklikle, yurtdışından getirilen malzemelerin TSE'ye uygunlukları amaçlanmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve ikinci cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                                   Enerji ve Tabii Kaynaklar

                                                                                                                  Bakanı

"Bir petrol hakkı sahibinin bizzat veya bir temsilci veya Genel Müdürlükçe kabul edilmiş bir müteahhidi vasıtasıyla kendi adına, Türkiye'deki petrol işlemi için idarî faaliyetleri ile bina tesislerinin ve teçhizatlarının inşası, kurulması ve işletmesine ait malzemeler hariç petrol işlemlerinde kullanılacak ve genel müdürlükçe onaylanan malzemeyi, ekipmanı, akaryakıtı ve kara, deniz, hava nakil vasıtalarını ithal etmesi ya da yurt içinden teslim alması, katma değer vergisi ile, özel tüketim vergisi hariç olmak üzere, her türlü vergi, resim, harçtan muaftır.

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ  KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz efendim.

TACİDAR SEYHAN (Adana) - Karar yetersayısı…

BAŞKAN - Bir saniye Sayın Seyhan.

Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununda petrol arama ve istihsal faaliyetlerinde kullanılacak mal ve hizmetlerin bu vergilerden istisna olacağına ilişkin hükümler yer almaktadır. Bu istisnaların ilgili kanunlarda yer alan hükümlere göre uygulanmakta olduğu dikkate alınarak burada ayrıca mükerrer düzenleme yapılmasına gerek olmadığı kanun tedvin tarzı açısından uygun mütalaa edilmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım:

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.17

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.36

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi'nin Üçüncü Oturumu'nu açıyorum.

1041 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Tasarının 23 'üncü maddesi üzerinde Hükûmet tarafından verilen önergenin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Sayın milletvekilleri, Kâtip Üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla oylama yapacağız.

Üç dakikalık süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

24'üncü maddenin başlığını okutuyorum:

Transferler

MADDE 24.-

BAŞKAN - Madde üzerinde iki adet önerge vardır; önce geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 24. maddesinin 1. paragrafında yer alan "vergiden muaf" olarak ifadesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederim.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 24. maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.

             Süleyman Sarıbaş                     Hüseyin Güler                   İbrahim Özdoğan

                     Malatya                                   Mersin                                Erzurum

             Muharrem Doğan                   Dursun Akdemir                   Hüseyin Özcan

                      Mardin                                     Iğdır                                   Mersin

                                 Selami Yiğit                                           Hasan Özyer

                                       Kars                                                      Muğla

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe: Böyle bir maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 24. maddesinin 1. paragrafında yer alan "vergiden muaf" olarak ifadesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederim.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Yapılan değişiklikle vergi gelirlerinin arttırılması hedeflenmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

25'inci maddenin başlığını okutuyorum:

BEŞİNCİ BÖLÜM

Yabancı Personel Çalıştırılması ve Mücbir Sebepler

Yabancı personel çalıştırılması

MADDE 25.-

BAŞKAN - Madde üzerinde iki adet önerge vardır. Geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 25. maddesinin 2. paragrafında yer alan "temin ederler" ifadesinin "Karşılarlar" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 25. maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.

             Süleyman Sarıbaş                     Hüseyin Güler                   İbrahim Özdoğan

                     Malatya                                   Mersin                                Erzurum

             Muharrem Doğan                   Dursun Akdemir                   Hüseyin Özcan

                      Mardin                                     Iğdır                                   Mersin

                                 Selami Yiğit                                           Hasan Özyer

                                       Kars                                                      Muğla

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Böyle bir maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 25. maddesinin 2. paragrafında yer alan "temin ederler" ifadesinin "Karşılarlar" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Yapılan değişiklikle maddenin anlamı netleştirilmiştir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

26'ncı maddenin başlığını okutuyorum:

Mücbir sebepler

MADDE 26.-

BAŞKAN - Madde üzerinde iki adet önerge vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alıyorum.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 26. maddesinde "harp" ifadesinin "savaş" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 26. maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.

             Süleyman Sarıbaş                     Hüseyin Güler                   İbrahim Özdoğan

                     Malatya                                   Mersin                                Erzurum

             Muharrem Doğan                   Dursun Akdemir                   Hüseyin Özcan

                      Mardin                                     Iğdır                                   Mersin

                                 Selami Yiğit                                           Hasan Özyer

                                       Kars                                                      Muğla

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe : Böyle bir maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 26. maddesinde "harp" ifadesinin "savaş" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe : Yapılan değişiklikle anlam bütünlüğü sağlanmıştır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

27'nci maddenin başlığını okutuyorum:

ALTINCI BÖLÜM

İdarî Para Cezaları, İdarî Tedbirler ve Transit Boru Hatları

İdarî para cezaları

MADDE 27.-

BAŞKAN - Madde üzerinde iki adet önerge vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alıyorum.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 27. maddesinin 7. paragrafında yer alan  "50 bin YTL idari para cezası uygulanır" ifadesinin "100 bin YTL idari para cezası uygulanır" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 27. maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.

             Süleyman Sarıbaş                     Hüseyin Güler                   İbrahim Özdoğan

                     Malatya                                   Mersin                                Erzurum

             Muharrem Doğan                   Dursun Akdemir                   Hüseyin Özcan

                      Mardin                                     Iğdır                                   Mersin

                                 Selami Yiğit                                           Hasan Özyer

                                       Kars                                                      Muğla

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Böyle bir maddeye gerek duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması gerekir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 27. maddesinin 7. paragrafında yer alan "50 bin YTL idari para cezası uygulanır" ifadesinin "100 bin YTL idari para cezası uygulanır" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Caydırıcılığın arttırılması için ceza miktarında artışa gidilmiştir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

28'inci maddenin başlığını okutuyorum:

İdarî tedbirler

MADDE 28.-

BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 28. maddesinin 3. paragrafında yer alan "bakan tarafından verilir" ifadesinin "ilgili bakan tarafından verilir"  şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Hayır, katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Hangi bakanın fesih yetkisini vereceğinin net olarak belirlenmesi amaçlanmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

29'uncu maddenin başlığını okutuyorum:

Transit boru hatları

MADDE 29.-

BAŞKAN - Madde üzerinde iki adet önerge vardır; geliş sıralarına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının 29 uncu maddesindeki "...kamulaştırma işlemleri; 22, 23 ve 24 üncü maddeleri hariç olmak üzere..." ibaresinin "...kamulaştırma işlemleri;..." şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 29. maddesinde yer alan "Bakanlık yetkilidir" ifadesinin "ilgili bakanlık yetkilidir" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Net tanımlama sağlanması amaçlanmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının 29 uncu maddesindeki "……kamulaştırma işlemleri; 22, 23 ve 24 üncü maddeleri hariç olmak üzere….." ibaresinin "……kamulaştırma işlemleri;....." şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Kanun Tasarısının 29 uncu maddesinde düzenlenen transit boru hatları ile taşıma faaliyetlerinin, kamulaştırma işlemleri de dahil olmak üzere, bu Kanunun petrol ameliyelerini destekleme hükümlerinden yararlandırılması ve boru hattı ile petrol taşımacılığının teşvik edilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

30'uncu maddenin başlığını okutuyorum:

YEDİNCİ BÖLÜM

Bazı Kanunlarda Yapılan Değişiklikler

MADDE 30.-

BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 30. maddesinde yer alan "vasıtalarının" ifadesinin, "araçlarının" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Değişiklikle anlam bütünlüğü sağlanmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Reddedilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

31'inci maddenin başlığını okutuyorum:

MADDE 31.-

BAŞKAN - Madde üzerinde iki adet önerge vardır, geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 31. maddesinin 2. paragrafında yer alan "tevkifat" kelimesinin "kesinti" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 31 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                          M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Tasarıda yer alan vergisel düzenlemeler verilen önerge ile Kanunun 22'nci maddesinde düzenlendiğinden mükerrerliğin önlenmesi amacıyla Tasarının 31'inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını sağlanmıştır.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece, diğer önergeyi işlemden kaldırıyorum ve 31'inci madde metinden çıkartılmıştır.

32'nci maddenin başlığını 31 olarak okutuyorum:

MADDE 31.-

BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge vardır; okutup, işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 31. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Caydırıcılığın arttırılması için ceza miktarında artışa gidilmiştir.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

33'üncü maddenin başlığını 32 olarak okutuyorum:

MADDE 32.-

BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge vardır; okutup, işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının 32’inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

"MADDE 32- 1/7/1964 tarihli ve 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı Tablonun "IV- Ticari ve Medeni İşlerle İlgili Kağıtlar" başlıklı bölümüne aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

36. Petrol Kanunu kapsamında petrol hakkı sahiplerinin petrol arama ve üretim faaliyetlerine ilişkin olarak düzenlenen sözleşmeler."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Kabul ediyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Damga Vergisi Kanunu uygulaması açısından ise teknik bir düzeltme yapılmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı ve teklife konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan, ancak tasarı veya teklif ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı, İç Tüzük'ün 87'nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür.

Bu nedenle, önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılırsa, önerge üzerinde, yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise, önergeyi işlemden kaldıracağım.

Şimdi, önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 32. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

Madde 33.- 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"c) Altın, gümüş ve platin arama, işletme, zenginleştirme, rafinaj ile Türk Petrol Kanunu hükümlerine göre petrol arama faaliyetlerine ilişkin olmak üzere bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler ile aynı Kanun hükümlerine göre boru hattıyla taşımacılık yapanlara, bu hatların inşasına, bakım, onarım ve modernizasyonuna ilişkin yapılan teslim ve hizmetler."

BAŞKAN - Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?

TACİDAR SEYHAN (Adana) - Salt çoğunluk yok.

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Salt çoğunluğumuz yok Sayın Başkan.

BAŞKAN - Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmamış olduğundan önergeyi işlemden kaldırıyorum.

Yeni madde ihdasıyla ilgili bir önerge daha var, onu da okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 33. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin 34. madde olarak eklenmesini ve müteakip maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederim.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

Madde.- 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendinin dördüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

"6326 sayılı Petrol Kanununa göre kurulan ve doğal gaz üretimi yapan petrol hakkı sahibi yerli ve yabancı şirketler ile yabancı şirketlerin Türkiye'deki şubelerine, ürettikleri doğal gazı; toptan satış şirketlerine, ihracatçı şirketlere, dağıtım şirketlerine veya serbest tüketicilere pazarlamak ve ihraç etmek üzere, depolama koşulu aranmaksızın, toptan satış lisansı verilir."

BAŞKAN - Salt çoğunluk olmadığı için önergeyi işlemden kaldırıyorum.

33'üncü maddenin başlığını okutuyorum:

MADDE 33.-

BAŞKAN - Madde üzerinde iki adet önerge vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 34. maddesindeki "işlemlerinden" ifadesinin "işlemleri sonucunda" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısı'nın 33'üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını, müteakip maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Maddede düzenlenen Gelirler Genel Müdürlüğü gelirleri arasından çıkarıldığından maddede yer alan düzenlemeye gerek kalmamıştır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Böylece diğer önerge işlemden kaldırılmış olup maddeyi çıkarttığı için 33'üncü maddeyi kaldırıyorum.

35'i 33 olarak başlığını okutuyorum:

MADDE 33.-

BAŞKAN - Madde üzerinde iki adet önerge vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının 33 üncü maddesi ile Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesine eklenen (8) numaralı bent hükmünün aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                                   Enerji ve Tabii Kaynaklar

                                                                                                                  Bakanı

"8.(II) sayılı listedeki 8701.20, 87.04, 87.05 ve 87.09 G.T.İ.P. numaralarında yer alan malların, münhasıran petrol arama faaliyetinde kullanılmak üzere ilk iktisabı,"

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 33. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           Alaettin Güven

                                                                                                                Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarıda bütünlüğün sağlanması için madde metinden çıkarılmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının 33 üncü maddesi ile Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesine eklenen (8) numaralı bent hükmünün aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                                   Enerji ve Tabii Kaynaklar

                                                                                                                  Bakanı

"8.(II) sayılı listedeki 8701.20, 87.04, 87.05 ve 87.09 G.T.İ.P. numaralarında yer alan malların, münhasıran petrol arama faaliyetinde kullanılmak üzere ilk iktisabı,"

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listedeki 8701.20, 87.04, 87.05 ve 87.09 G.T.İ.P. numaralarında yer alan taşıtların yalnızca petrol arama faaliyetinde kullanılmak üzere, petrol arama faaliyetinde bulunanlar tarafından ilk iktisabı özel tüketim vergisinden istisna edilmiştir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

36'ncı maddeyi 34'üncü madde olarak başlığını okutuyorum:

MADDE 34.-

BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının 34 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

"Madde 36.- 4.12.2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

Biyodizel

Ek Madde 1.- Biyodizel üreticileri, EPDK tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirlenen kalite standartlarına göre üretim yapmak üzere, yönetmelikle belirlenen usul ve esaslar dahilinde bedelsiz olarak üretim lisansı alırlar ve üretimlerini lisans kapsamında yaparlar. Kalite denetimleri EPDK tarafından yapılır veya yaptırılır.

Petrol piyasasında faaliyet gösteren rafinerici ve dağıtıcılar, tamamen yerli tarım ürünlerini kullanarak üretim yapan biyodizel üreticilerinden temin edecekleri biyodizeli akaryakıt ile en az yüzde iki oranında harmanlayabilirler. Harmanlama oranları ile ilgili denetimler EPDK tarafından yapılır.

Biyodizel üreticileri her yıl, bir sonraki yıl için piyasaya sunabilecekleri üretim miktarını ve her üç aylık dönem gerçekleşmelerini yılı içinde EPDK'ya bildirir.

Biyodizel üreticileri sadece yerli tarım ürünlerinden üretilen saf biyodizel dağıtımı ve satışı yapmak için bu Kanunun 7 nci ve 8 inci maddelerindeki esaslara göre ve yıllık en az otuz bin ton saf biyodizel satış projeksiyonu vermek koşuluyla dağıtım lisansı ve bayi lisansı alabilir. Dağıtım ve bayi lisanslarının teknik ve ekonomik şartları EPDK tarafından belirlenir.

Bu maddenin birinci, ikinci ve dördüncü fıkralarına aykırı faaliyet gösterenlere bu Kanunun 19 uncu maddesinin (a) bendi hükümleri, üçüncü fıkrasına aykırı faaliyet gösterenlere ise aynı maddenin (b) bendi hükümleri ile bu Kanunun genel hükümleri uygulanır."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinde, diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu, KDV'ye ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği belirtilmiş, ancak uluslararası anlaşma hükümleri saklı tutulmuştur.

Aynı şekilde, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinde, ÖTV'ye ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği, diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu hükme bağlanmış ve uluslararası anlaşma hükümlerinin saklı olduğu hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca 4760 sayılı ÖTV Kanunu kapsamında yer alan "biodizel (biyodizel)" isimli malın vergi tutarını, Bakanlar Kurulu, malın özelliğine ve kullanım yerine göre Kanunda belirlenmiş sınırlar içerisinde değiştirme yetisine sahiptir.

Yukarıda yer alan nedenlerle, ÖTV ve KDV'ye ilişkin hükümler madde metninden çıkartılarak söz konusu madde yeniden düzenlenmiştir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

37’nci madde başlığını 35 olarak okutuyorum:

MADDE 35.-

BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge vardır; okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Petrol Kanunu Tasarısının 35 nci maddesinde yer alan 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 2 nci maddesinin (7) numaralı bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

"7) Akaryakıtla harmanlanan ürünler: Metil tersiyer bütil eter (MTBE), denatüre biyoetanol, biyodizel ve benzeri akaryakıt ile eşdeğer vergiye tâbi olan ve olacak ürünleri,"

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bakanlar Kurulu, 4760 sayılı ÖTV Kanununun (I) sayılı listesinde yer alan malların vergi tutarlarını, Kanunda belirlenen alt ve üst sınırlar dahilinde, malın kullanım yerine ve özelliğine göre belirleme yetkisine sahip olup bu düzenleme Bakanlar Kurulu Kararıyla yapılmıştır. Bu nedenle Tasarısının 37 nci maddesinde yer alan 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 2 nci maddesinin (7) numaralı bendinin parantez içi hükmü madde metninden çıkarılmıştır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

38'inci madde başlığını 36 olarak okutuyorum:

Yönetmelik

MADDE 36.-

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

39'uncu madde başlığını 37 olarak okutuyorum:

Yürürlükten kaldırılan mevzuat

MADDE 37.-

BAŞKAN - Bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 37 nci maddesinin başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

"Yürürlükten kaldırılan mevzuat ve atıflar

Madde 37- (1) Bu Kanunla;

a) 20.2.2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 5/A maddesinin (b) ve (f) bentleri,

b) 18.4.2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinin dördüncü paragrafı,

c) 18 inci maddesi hariç olmak üzere 7.3.1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanunu,

yürürlükten kaldırılmıştır.

(2) Diğer kanunlarda 6326 sayılı Kanuna yapılmış olan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Diğer kanunlarda 6326 sayılı Kanuna atıf yapılmış olan hükümlerin uygulanmasına devam edilebilmesi amacıyla, 6326 sayılı Kanuna yapılan atıfların bu Kanuna yapılmış sayılacağı hükme bağlanmıştır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici 1'inci madde başlığını okutuyorum:

Geçici Madde 1.-

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici 2'nci madde başlığını okutuyorum:

Geçici Madde 2.-

BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici 3'üncü madde başlığını okutuyorum:

Geçici Madde 3.-

BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici 4'üncü madde başlığını okutuyorum:

Geçici Madde 4.-

BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.09

 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.23

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi’nin Dördüncü Oturumu’nu açıyorum.

1041 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Geçici 5'inci maddenin başlığını okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 5.-

BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 sıra sayılı Petrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının ekinde yer alan (1), (2) ve (3) sayılı cetvellerin ek'teki cetvellerle değiştirilmesini ve geçici 5. maddenin son fıkrasının aşağıdaki gibi değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

"Ancak, yukarıdaki şekilde ataması yapılamayan söz konusu personel, üç aylık sürenin bitiminden itibaren beş gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına liste halinde bildirilir. Bu personel Devlet Personel Başkanlığınca 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin iki, üç, dört ve beşinci fıkralarında belirtilen esas ve usuller çerçevesinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilirler. 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesi uyarınca Özelleştirme Fonundan karşılanması öngörülen ödemeler Genel Müdürlük tarafından karşılanır. "

(1 SAYILI LİSTE)

İPTAL EDİLEN KADROLAR

KURUMU: PETROL İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TEŞKİLÂTI: MERKEZ

                                                                                SERBEST      TUTULU

                                                                                 KADRO        KADRO

  SINIFI     UNVANI                     DERECESİ       ADEDİ          ADEDİ    TOPLAM

    GİH        Teftiş Kurulu Başkanı          1                     1                                      1

    GİH        Başmüfettiş                           1                     8                                      8

    GİH        Müfettiş                                1                     4                                      4

    GİH        Müfettiş                                3                     1                                      1

    GİH        Müfettiş                                5                     1                                      1

    GİH        Müfettiş (Özelleştirme)       1-7                  10                                    10

                  TOPLAM                                                                         25              25

(2 SAYILI LİSTE)

İHDAS EDİLEN KADROLAR

KURUMU: ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANLIĞI

TEŞKİLÂTI: MERKEZ

  SINIFI           UNVANI               DERECESİ          KADRO ADEDİ

    GİH             Başmüfettiş                     1                                4

    GİH             Müfettiş                          1                                2

    GİH             Müfettiş                          3                                1

                        TOPLAM                                                        7

(3 SAYILI LİSTE)

İHDAS EDİLEN KADROLAR

KURUMU: DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TEŞKİLÂTI: MERKEZ

  SINIFI           UNVANI               DERECESİ          KADRO ADEDİ

    GİH             Başmüfettiş                     1                                5

    GİH             Müfettiş                          1                                2

    GİH             Müfettiş                          5                                1

    GİH             Müfettiş (Ö)                  1-7                             10

                        TOPLAM                                                       18

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Sözkonusu Tasarının Komisyondan geçmesini müteakip kadrolarda iptal ihdas yapıldığından, listelerin Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün mevcut durumuna uyumunun sağlanması amaçlanmıştır.

Ayrıca, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinde, özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşlarda çalışan personelin diğer kurumlara nakline ilişkin esas ve usuller düzenlenmektedir. Bu kapsamda personel ile ilgili olarak özelleştirme fonundan ödenmesi öngörülen ödemeler ve personel açısından fark tazminatı ve şahsa bağlı hak gibi değişik düzenlemeler vardır. Bu itibarla 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesine genel bir atıf yapılmak suretiyle düzenleme yapılmasının uygulamada tereddütlere sebebiyet vereceği düşünüldüğünden, yeniden teşkilatlanmaya ilişkin yapılan diğer düzenlemeler de dikkate alınarak maddede değişiklik yapılması gerekli görülmüştür.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

40'ıncı madde başlığını 38 olarak okutuyorum:

Yürürlük

MADDE 38.-

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

41'inci madde başlığını 39 olarak okutuyorum:

Yürütme

MADDE 39.-

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

İkinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Şimdi, tasarının başlığına ilişkin bir adet önerge vardır; okutup, işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1041 sıra sayılı "Petrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı"nın isminin "Türk Petrol Kanunu Tasarısı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                           M. Hilmi Güler

                                                                                             Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Yazışmalarda yaşanabilecek zorluklar dikkate alınarak, uygulamaya kolaylık sağlamak amacı ile isim değişikliğine ihtiyaç duyulmuştur.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tümünün oylamasından önce, İç Tüzük'ün 86'ncı maddesi gereğince oyunun rengini belirtmek ve aleyhte olmak üzere, Mehmet Eraslan, Hatay Milletvekili, söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Eraslan.

MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

En önemli zenginlik kaynaklarımız petrol ve doğal gazlarımız, gerçekten, büyük bir stratejik öneme sahip. Bu önemi, hemen yanı başımızda, Orta Doğu'da cereyan eden olaylardan da çok iyi anlamış bulunmaktayız.

Değerli arkadaşlar, kanun tasarısı hazırlanır iken, kamu yararı ve millet menfaati esas alınmalıdır, bu çok önemlidir. Yapılan bütün yasal düzenlemeler ve bütün görüşmeler, kamu yararı ve millet menfaati öncelikli olarak değerlendirilmeli ve bu şekilde düzenlemeler yapılmalıdır diyoruz.

Yabancılara petrol arama ve üretim yapma hakkı daha önce Bakanlar Kurulunun elindeydi. Petrol ve doğal gaz gibi yer altı zenginliklerimiz, gerçekten, çok önemli ve stratejik zenginliklerimizdir, stratejik önemi haiz olan ürünlerdir. Bakanlar Kurulu iznine tabi iken petrol arama, çıkartma, dağıtımını yapma ve bunun ticaretini yapma izni Bakanlar Kurulu iznine tabi iken, şimdi, Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün yetki alanına bu yasayla girmiştir.

Tabii, bu kanun, beraberinde tekelciliği getirecektir, monopolcülüğü getirecektir. Çıkacak doğal gaz ve petrolün yüzde 100'ünü yabancı şirketler, yabancı firmalar yurt dışına ithal etme yetkisini ellerinde bulunduracaklardır. O yüzden, kamu menfaati ve millî menfaatler burada unutulmuştur, göz ardı edilmiştir. Bu ülkede ne kadar doğal gaz çıkarsa, ne kadar petrol çıkarsa, yabancı firmalar bunu yurt dışına ihraç etme yetkisine sahip olacaklardır. Daha önceki kanunda, karada çıkan petrol veya doğal gazın yüzde 65'ini ülke ihtiyaçları için ayırma zorunluluğu var idi. Denizde çıkacak olan, denizde çıkan petrol kaynaklarının veya doğal gaz kaynaklarının ise yüzde 55'i ülke ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayrılacak idi, ayrılıyor idi. Daha önceki kanun buydu, ama, şimdi, yabancı firmalara, kendi devletlerine veya başka devletlere çıkardıkları ham petrolün yüzde 100'ünü ihraç etme olanağı tanımaktadır ve uygulama stratejisi doğru bir strateji değildir. Yabancı şirketlere bu noktada büyük avantajlar, yabancı devletlere büyük avantajlar sağlanmıştır. Yeniden ele alınması ve yeniden görüşülmesi gereken çok önemli bir kanun tasarısıdır. Petrol şirketlerine, petrol faaliyetleri için yapmış oldukları masrafların, yapmış oldukları yatırımların bedelinin tümü tekrar kendilerine iade edildikten sonra vergiye tabi tutuyoruz. Ne kadar yatırım bedeli ödediler ise, ne kadar masraf yaptılar ise bunu önce tekrar geri alıyorlar, daha sonra cari kur üzerinden kurumlar vergisi ve gelir vergisinden de ayrıca muaf tutulmaktadırlar.

Değerli arkadaşlar, safi kazançlarından verecekleri toplam vergi ise yüzde 40'ı aşmayacak. Bugün Türkiye'de iş yapan herkes, ticaret, yatırım, üretim, ihracat yapan herkes yüzde 60, yüzde 65 dolaylarında vergi verirken, bu firmalar, bu şirketler yüzde 40'ı geçmeyecek şekilde vergiye tabi tutulacaklardır. Üretilen petrolden alacağımız hissenin çok düşük olması da düşündürücüdür. Ben Sayın Bakanıma soruyorum: Bizim toplam üretimden alacağımız pay ne? Millet olarak, ülke olarak elde edeceğimiz kâr ne? Toplam oranımız, alacağımız toplam oran ne? Bunu bizlere ve kamuoyuna açıklamanızı sizden istirham ediyorum.

Bor madenlerimiz ne oldu Sayın Bakanım? Bor madenleri de çok önemli, stratejik yeraltı kaynağımızdır. Bor madenleriyle ilgili -ki, Türkiye'de bor madenlerinin ne kadar ağırlıklı olduğunu ve ne kadar önemli olduğunu biliyoruz- Türk ekonomisine katkı sağlamak noktasında bor madenlerimizi bugüne kadar işleyebildik mi, pazarlayabildik mi ve bor madenlerimizle ilgili ne faaliyet yaptık? Bunu da ayrıca sizden duymak ve dinlemek isteriz işin doğrusu.

Avrupa Birliği ülkelerinde elektrik enerjisi fiyatı ile Türkiye'deki elektrik enerjisi fiyatı arasındaki fark…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Eraslan, lütfen… 86'ncı maddeye göre söz istediniz. Sadece teşekkür için açıyorum.

Buyurun.

MEHMET ERASLAN (Devamla) - 86'ncı maddeye göre Sayın Başkanım, neden aleyhte olduğumun izahatlarını yapıyorum, açıklamalarını yapıyorum.

Ve Bor madenlerinin, elektrik enerjisi fiyatlarının, Türkiye'de doğal gazın ve petrolün kamu yararı ve millet menfaati gözetilerek yasal faaliyetin, yasal icraatın yapılması gerektiğini yeniliyorum ve bu kanunun aleyhinde olduğumu vurgulayarak hepinizi yeniden saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Eraslan.

Oyunun rengini belirtmek için ve lehte olmak üzere, Mahmut Göksu, Adıyaman Milletvekili.

Buyurun Sayın Göksu. (AK Parti sıralarından alkışlar)

MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Petrol Kanunu üzerinde, lehte konuşmak için söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu yasa Mecliste görüşülürken Meclis dışında olan bir partinin bu kanun hakkında açıklamaları oldu. Tam da benim o madde, o fıkra üzerinde Sayın Bakana ve ilgililere teşekkür etmek istediğim husustaydı bu açıklamalar. Tabii, açıklamayı yapan parti diyor ki: "AKP'den DTP'ye petrol payı mı?" Ve devam ediyor: Petrol gelirinin yarısının il özel idaresine bırakıldığını belirterek "devlet hissesinin yarısının petrolün çıktığı yer yönetimine bırakılmasının siyasi anlamı devletin hükümranlığını parçalamaktır." diyor.

Değerli arkadaşlar, böyle bir maddenin girmesinde benim de katkım oldu, çalışmalarım oldu. Geçen dönem Batman Milletvekili Ataullah Hamidi'yle beraber başlattığımız, bu dönem Afif Demirkıran ve diğer arkadaşlarımızla sürdürdüğümüz çalışma bugün sonuçlanmış oldu.

Biz hep şunu savunduk: Madende ve diğer yer altı zenginliklerinde çıkan yerin özel idarelerine paylar aktarılmakta. Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Adana, Kırklareli gibi illerimiz de petrolün çıktığı illerdir. Bu illerin özel idarelerine de belli bir pay verilmesini arzu etmekteydik. Daha önce Maden Kanunu'na, daha sonra Petrol Piyasası Kanunu'na bunların konulmasını arzu ettik, ancak, sağ olsun, Bakanımız dedi ki: "Biz, bunu Petrol Kanunu'na koyalım, çıkan illerin özel idarelerine belli bir pay verelim." Ve bugün gerçekleşmiş oldu.

Bu Kanun'un 19'uncu maddesinin son fıkrasında "Karalarda elde edilen Devlet hissesinin % 50'si işletme ruhsatının bulunduğu ilin il özel idaresinin açtıracakları hesaba aktarılır." Bunun bir benzeri Maden Kanunu'nda vardır değerli arkadaşlar.

Dolayısıyla, bizim altı yedi seneden beri takip ettiğimiz ve bugün sonuçlanan bu sevincimize dışarıdan bir partinin bu şekilde yaklaşmasını, doğrusu, çok garipsiyorum ve çok yanlış bir yaklaşım olarak söylüyorum. Çünkü, petrol çıkartılan illerin özel idarelerine aktarılan paylar, sonuçta, devletin yatırım yapacağı alanlara harcanacaktır. Örneğin, geçen sene, KÖYDES projesi kapsamında, benim bildiğim, Adıyaman'a 30 trilyona yakın para gitti, Diyarbakır'a 59 trilyon para gitti. Sonuçta, özel idarenin başında kim vardır? Devletin valisi vardır.

Bu mantıkla bakarsak "devletin yukarıdan aktarmış olduğu paylar, bir başka, efendim, terör örgütünün hesabına mı aktarılıyor?" diye sormak lazım. Eğer böyle düşünürsek, çok yanlış ve çok dışlayıcı bir yaklaşım olur. Bu, kesinlikle doğru bir yaklaşım değildir değerli arkadaşlar.

Dolayısıyla, uzun zamandan beri olmasını arzu ettiğimiz böyle bir çalışmanın bugün gerçekleşmesi, hepimizi memnun etmiştir. Bu konuda emeği geçen bütün Meclisimize, Sayın Bakanımıza, bürokratlarına, vekil arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Çünkü, petrol çıkartılan illerde çalışan şirketler, o ilin altyapısını kullanıyor, yollarını kullanıyor, çevreyi kirletiyor. O şirketler petrol çıkardıkça -bunun içinde TPAO da vardır- o halkla daha da bütünleşecek, o kaynağın çıktığı yere belki biraz daha fazla yatırım yapma imkânına kavuşmuş olacaktır.

Bu şekliyle çok bir para da değil. Adıyaman özel idaresine 5-6 trilyon para girmiş olacak, Diyarbakır'a 4-5 trilyon, Batman'a belki 7-8 trilyon bir para aktarılmış olacak. Nereye aktarılıyor? O ilin özel idaresine değerli arkadaşlar.

Evet, ben bu kanunun lehinde olmak üzere söz almıştım. Niçin lehindeyim? Artık bundan böyle petrol çıkarmak üzere yabancı yatırımcılar da ülkemize gelecektir. "Çevremizde petrol çıkıyor, ama, niçin ülkemizde çıkmıyor diye zaman zaman kendi kendimize soru sorduğumuz olmuştur. Biz petrol zengini bir ülke değiliz. “Çevremizde olduğu hâlde, peki, bizde niye yoktur?” sorusunun cevabı belki bundan sonra daha netleşecek, gelen yatırımcı, yabancı yatırımcı veya yerli yatırımcılar daha çok para harcayıp petrol arama işine koyulacaktır. Bu alan, pahalı ve riskli bir alandır. Bu alana çok büyük paralar ayırmak lazım. Devlet böyle bir imkânı, böyle bir parayı ayıramadığı için, tabii ki, yatırımcıya açmak gerekiyor değerli arkadaşlar.

Ayrıca, yeni yatırımcılar kazanılacak ve bunlar yeni teknolojiyle gelecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Göksu, lütfen…

MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Tamam, bitiriyorum.

BAŞKAN - Teşekkür için buyurun.

MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Daha ötesi, petrol ve doğal gaz daha hızlı bir şekilde çıkacak ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacaktır.

Değerli arkadaşlar, bu nedenle oyumun rengi olumlu olacaktır, beyazdır, yani, evet diyeceğim.

Bir şeyin daha altını çiziyorum: Değerli arkadaşlar, AK Parti iktidara geldiğinde petrolün varil fiyatı 25-27 dolardı, 70-75'lere çıktı, ama, hiçbir zaman bunu vatandaşımıza bir kriz olarak asla yansıtmadık. Bu ülkede 20-25 dolar olduğu dönemlerde krizler yaşandı, ama, bu dönemde yaşanmadı. Geçmişte 20 dolar olduğu günlerde bakanlıklarda insanlar paltolarıyla otururlardı kışın, ama, çok şükür, 70 dolara çıktığı o dönemlerde bile böyle bir olumsuzluk yaşanmadı.

AK Parti iktidara geldiğinde sekiz ilde doğal gaz varken, bugün elliye yakın ilde doğal gaz ya var ya da gitmek üzeredir. Birçok alanda olduğu gibi enerji alanında da bu dönemde rekorlar kırılmıştır. Bu rekoru kıran Hükûmetimize ve Sayın Bakanına, destek veren bütün vekillere teşekkür ediyor, bu yasanın hayırlı olmasını diliyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Göksu.

Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türk Petrol Kanunu Tasarısı oylama sonucu:

Oy sayısı        : 236

Kabul              : 197

Ret                   :  38

Çekimser          :   1 (x)

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Birleşime on dakika ara veriyorum sayın milletvekilleri.

Kapanma Saati : 17.48

 

 

 

 

 

 

 

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

 

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 18.05

BAŞKAN: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN

KÂTİP ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi’nin Beşinci Oturumu’nu açıyorum.

5'inci sırada yer alan Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.

7.- Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporları (1/1215) (S. Sayısı: 1230) (x)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 1230 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan.

Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bir kaçakçılıkla mücadele komisyonu kurulmuştu. Bu mücadele komisyonunda, Türkiye'deki akaryakıt kaçakçılığının boyutları tek tek ele alındı. Bu yasa, o komisyon raporuna istinaden çabuklaştırıldı ve Genel Kurula getirildi.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Türkiye'de kaçağa bakarken birkaç yönden bakmanız lazım. Türkiye'deki bu kaçak petrol, mali açıdan kontrol edilemeyen, yüksek graviteli, yani mevcut, piyasada satılan benzine ve motorine eş değer bir kaçak petrol müdür? Evet. Eğer, öyle bir kaçak petrol kullanılıyor mu diye soruyorsanız, evet, piyasadaki benzine, motorine eş değer bir kaçak petrol vardır, Türkiye'de bu satılmaktadır. İkinci bir türü var kaçağın: Mevcut benzin ve motorine solvent katılarak, atık yağlar katılarak ve biyoyağ katılarak benzin motorin şeklinde satılmaktadır. Bu da kaçağa girmektedir. Çünkü, standart açısından, Türkiye'de satılan süper benzinle ve motorinle, konulan kriterler açısından bir uygunluk teşkil etmiyor. Ancak, biz, bu gravitenin tespit edilebilmesi için, bu sınırlamanın getirilmesi için kanuna bir ulusal marker ekledik ve Petrol Piyasası Kanunu'na eklediğimiz bu maddeyle, ulusal marker'ın 1 Ocaktan itibaren yürürlüğe girmesini sağladık. Ama, bu, ne zaman yapıldı? Değerli arkadaşlar, üzerinden tam iki buçuk yıl geçti.

Şimdi, bu ulusal marker ne, biliyor musunuz, biraz daha böyle anlaşılır bir dille anlatayım: Belli bir miktar petrolün içerisine içinde DNA molekülleri de bulunan bir karışım ekleniyor -bunun oranı belirlenmiş- o petrol, bu marker'la uluslararası standartlara kavuşuyor. Bu marker'ı tespit etmek üzere yetki EPDK'ya verilmişti. EPDK da TÜBİTAK'a ihale etti. Bir kere, ihale süreci altı ay öncesinde yapıldı. Tam vaktini bilmiyorum, ama, o kadar uzun beklediler ki, yapılan ulusal marker ihalesi defalarca iptal edildi değerli arkadaşlar. Peki, bunu niye anlatıyorsunuz?

Şimdi, geldik -petrol kaçakçılığı çıkıyor- biz, bugün, ulusal marker uygulanabilir mi uygulanamaz mı, onu tartışacağız birazdan. Çünkü, birkaç önemli nokta var. Şimdi, Türkiye, petrol kaçakçılığını önlemek için bir marker uygulaması getiriyor, ama, EPDK ve TÜBİTAK'ın yaptığı çalışmalara göre, değerli arkadaşlar, şikâyetlerden birincisi, yeterli derecede marker'ın olmadığı. İkincisi, EPDK'nın da kabul ettiği, yüzde 1 oranında çökelti olması nedeniyle marker'ların uyum sağlayamadığı. Değerli arkadaşlar, üçüncüsü, bu marker'lar kaybolduğunda ya da çalındığında -noterde tespit ediyorsun, ama- yapılacak işlemler konusunda geniş bir ayrıntının olmadığı. Bu kadar çok soru işareti varken, Türkiye, bu kaçakçılık kanunuyla sektörün yüzde 50'sini mahkûm eder.

Bunda kabahat kimdedir arkadaşlar? Bunda kabahat, bu kanun çıktıktan sonra işlemi yaptırmayan siyasal iradenindir, işlemi yapmayan kurumundur, sektörün değil. Eğer "Biz, görevimizi tam yaptık" diyorsanız, şimdi, o zaman bu düzeltmeyi yapmayın; ama, görevini yapmayanlar, bu işi geciktirenler de gelip özür dilesinler; burada, desinler ki: "Biz şu şu nedenlerle ulusal marker uygulamasını devreye koyamadık, sakınca görüyoruz ve süre istiyoruz." Şimdi süre isteyecekler. Yapılacak başka bir şey kalmadı. Eğer, siz, bu süreyi vermezseniz, TÜBİTAK'ta yeterli çalışma yapılamayacak, yeterli sayıda ulusal marker üretilemeyecek. Bunu yapmadığınız sürece, Türkiye'de, piyasayı oturtamazsınız değerli arkadaşlar.

Peki bu marker'ı nasıl ölçüyorlar? Birkaç çekince daha var. Elinde çanta kadar bir aletle geliyor, küçük bir numune alıyor, ölçüm yapıyor. Makine, benzinle motorini ayıramıyor zaten. SMS atıyor, karşılığında gravite geliyor. Ama, şu ana kadar yapılan uygulamalarda, marker'ın konulduğu bir akaryakıta da, hiç marker konulmayan bir akaryakıta da tam ölçü verebiliyor bu alet. O hâlde, cihazda da sorun var, uygulamada da sorun var.

Şimdi, peki, ne yapacaksınız? Ben size bir şey söyleyeyim: Bu süreyi uzattınız. Uzattığınız da, görev yapamadığınız için uzatıyor. Eğer, siz, TÜBİTAK'ı bugünkü konumuna getirirseniz; eğer, siz, EPDK'yı bugün bulunduğu normlardan çıkarıp özel bir petrol piyasası düzenleme kurulu kurup ihtisas sahibi insanları görev başına getirmezseniz, altı ay sonra, ulusal marker devreye girdiğinde, verilecek marker, yine, Türkiye'ye sorun yaratacaktır. Bu TÜBİTAK'ın bu yapısıyla, EPDK'nın bu yapısıyla, ben, bu ulusal marker sorununun, altı ay içerisinde çözüleceği kanaatini de taşımıyorum. Bunu bir uyarı olarak söylüyorum. Çünkü, bu uyarılarımızı biz, Petrol Piyasası Kanunu, Meclisten önce, komisyondan geçerken yapmıştık, ama, dikkate alınmadı değerli arkadaşlar.

Bunun dışında itirazlarınız yok mu? Var tabii. "Kaçakçılığı önleyeceğiz" diyorsunuz. Değerli arkadaşlar, bir mamul üzerinde, tüketilen bir madde üzerinde devletin vergi oranı ne kadar yükselirse kaçakçılık oranı, ona teşvik etme o kadar artıyor. Ben iddia ediyorum, devlet, yüzde 75 vergi yükünü akaryakıtın üstünden çekmediği sürece bu alandaki kaçakçılığı önleyemez; yapamazsınız, bu iş mümkün değil. Siz, bir kere, Türkiye'nin sanayisinde kullanılan, çiftçinin tarlasında kullanılan bu akaryakıtın üzerinden yüzde 75 vergi oranını çekin, devlet "direkt vergiler" adı altında vatandaşına zulmetmekten vazgeçsin. Tabanda vergi adaletini savunan bir anlayıştaysanız, ilk yapmanız gereken, bu ürünlerdeki vergi adaletsizliğini ortadan kaldırmaktır.  Yazık, bunda, sanayicisi mustarip, çiftçisi mustarip. Türkiye'nin en büyük problemi budur. Türkiye'nin rekabet edebilmesinin önündeki en büyük engellerden biri, Türkiye'deki enerji fiyatlarının pahalılığı, akaryakıt fiyatlarının pahalılığıdır. Siz, meseleye sadece lokal çözümler getirirseniz bu işin altından kalkamazsınız.

Sakın, şu ana kadarki anlayışımız, getirilen petrol kaçakçılığı kanununa karşıyız anlamına gelmesin. Bu kanun çıkarılmalı, daha önceden çıkarılmalıydı; buna karşı değiliz, ama, çözemeyeceksiniz. Ülkenin diğer politikalarını mevcut politikayla birleştirmediğiniz, sosyal politikalar uygulamadığınız sürece, Türkiye'de, bu kaçakçılık bitmez. Komisyon tutanaklarına lütfen şöyle bir bakın, yetkililer diyor ki: "Biz, bunu sınırda kontrol ediyoruz." Neye göre kontrol ediyorsunuz bunları? "Beyana göre." Bu, kontrol mü beyana göre? Zaten, beyan edilen şey kaçak değildir. Onları, sizin, o kadar mı geliyor, gelmiyor, diye kontrol etmenizden daha doğal ne olabilir ki.

Ama, arkadaşlar, kaçakçılığa gelince, Allah aşkınıza size soruyorum: Bu ülkeye, kaçakçılık, tankerinin veya kamyonunun kasasına çuval mazot deposu yapmış, onunla Türkiye'ye mazot sokuyor, bu 6 milyar dolar dediğiniz kaçak petrol bu mu, böyle mi geliyor? Bu, o kadar küçük, düşük bir oran ki. Nereden geliyor bu kaçak petrol, bana söyler misiniz?

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Denizden geliyor.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Denizden geliyor, tankerler getiriyor…

Sahil korumanız var arkadaşlar, bu, küçük bir şey değil; cebinize, saat, çakmak falan koyup getirmiyorsunuz bunu. Demek ki, kamunun, ciddi bir denetim boşluğu var. Eğer, bir ülkede kaçak akaryakıtın yüzde 70'ten fazlası denizden geliyorsa ve siz, buna engel olamıyorsanız, burada, diğer organlarınızda ciddi bir sorun var demektir. Bunu da ele almak lazım, bu kanunun ötesinde bunu ele almak lazım arkadaşlar. Bu, hiçe sayılır, es geçilir bir şey değildir, buna engel olmak lazım.

Bakın, bugün, akaryakıt için engel olmazsınız; yarın, bir başka şey için, bunu, yine konuşuruz. Bütün mesele buradadır. Mutlaka, denizdeki her akaryakıtın birimler tarafından kontrol edilmesi sağlanmalıdır. Yoksa, bu kaybolan ulusal marker'lar nereye gidecek, nasıl ölçeceksiniz? Kademeli olarak ölçüm getirirseniz yine sıkıntı çıkacak, ama, siz, hüküm koyduğunuz zaman bu yasaya, gereğini, sınırlarınızda da yapmak zorundasınız değerli arkadaşlar.

Bir başka itirazım daha var bu yasa üzerinde: Arkadaşlar, Türkiye'deki kaçakçılığı, kendi vatandaşınızı İhbar etmeye özendirmekle çözemezsiniz. İhbarı mükafatlandırmak kötüdür. Nasıl kötüdür biliyor musunuz? Bu kanun diyor ki: "Yakalanan akaryakıtın bedelinin yüzde 10'u ihbar edene verilir piyasa değeri üzerinden." Bakın, tam okuyayım: "Kaçak petrol yakalandığında kaçak petrole derhâl el koyulur. Tasfiye kararı soruşturma evresinde alınır ve ihbar edene yüzde 10 oranında ikramiye verilir."

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Başlangıçta.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Evet, başlangıçta.

Daha sonra, "ilgili işlemler tamamlandıktan sonra yüzde 10 daha vereceğiz."

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Yüzde 15 daha.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - "Yüzde 15 daha vereceğiz." Ne yaptı? Yüzde 25. Bir de, orada yakalayan ve yakalatan memura da…

ÜNAL KACIR (İstanbul) - O kadar vereceğiz.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Yüzde 10 oranında ikramiye, işlem bittikten sonra yüzde 15 de o memura, yine, ikramiye veriyorsunuz.

Şimdi,  burada ne oluyor arkadaşlar, biliyor musunuz? Bu devletin memurları oraya niye gelmiş? Görev yapmak üzere. Ben size soruyorum: İşini yaptı diye hangi siyasal irade kendi memuruna ikramiye verir?

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Uyuşturucuda da var aynı şey.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bir saniye, uyuşturucuyla aynı maddeyi konuşmuyorsunuz.

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Benzer uygulama var.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Haa, uyuşturucudaki oran, devletin personeline, yaşam riski ve onun mücadele anlayışını geliştirmek için konulmuştur. Uyuşturucuda, yakalanan mal satılıp hazineye irat kaydedilse, belli ikramiye koşulları ortaya konulsa, bu farklı şey. Siz, yakalanan mal üzerinden, hem onu yakalayan memura ikramiye veriyorsunuz hem de onu ihbar edene ikramiye veriyorsunuz. Bunun, düşünülmesi gerekir. Bu, sosyal bir politika değildir. Halkı ihbarcılığa özendirerek. Biz, zannediyorum ki -şahsi kanaatim budur- Türkiye'de, kaçakçılığın önüne geçemeyiz. Bunun dışında politikalar geliştirmek zorundasınız. Eğer, buradan, siz, memura, yaptığı işlem, yakaladığı akaryakıt, uyuşturucu hakkında ikramiye verecekseniz dahi, burada yakalanan malı tespit edersiniz, verirsiniz, piyasa değerinden satılır, bir fonda toplanır, o fondan bütün memurlara ikramiyeye dönüştürürsünüz. Bu bir çözüm. Ama, yakalayana yakalama anında…

Şimdi bu ne yapar biliyor musunuz? Korkum şudur: Adam petrolü yakaladı, getirdi, koydu. Burada, üç yıl hapis cezası var. Ne olacak? Yeni bir rüşvet mekanizması.

Devleti, mümkün olduğu kadar akçeli işe sokmamak lazım arkadaşlar. Mümkün olduğu kadar devletin memurunu akçeli işlerden uzaklaştırmak lazım. Eğer bunu yapacaksanız da, yakalanan petrolün miktarına göre değil, oradaki hizmet anlayışına göre, memurlarınıza, adaletli bir teşvik sistemi, primi getirmek zorundasınız. Bu, uyuşturucuda nasılsa onu burada da uygulayın. Bu başka bir şey. Bütün kaçakçılıkta uygulayın. Kaçakçılıkla mücadele edin. Petrolü kaçırana bu şekilde ikramiye veriyorsun, peki sen bu ülkede biri kaçakçılık yapıyor, saat getiriyor, bilmem ne getiriyor, cep telefonu getiriyor; ihbar etti, ona farklı uygulama mı yapacaksınız? Yani, Türk Ceza Kanunu’nda aynı işe birkaç tane farklı uygulama koyarsanız, nasıl altından kalkacağız?

Arkadaşlar, eğer yapacaksanız dahi, önce hazineye irat kaydedin, bunu belli bir sisteme bağlayın. İşin içerisinde olan her memura… Memurun tanımı da yapılmamış. "Katılan" diyor, "o operasyona katılan her memura…" Yani, Türkiye'de yakalanan petrolün, 100 liraysa, 50 lirası ikramiyeye gidiyor. Bu oran küçümsenecek bir oran değil. Yani, zannediyorum ki, rüşvetin verilme biçiminde bir büyütme yapıyoruz biz. En büyük endişem budur.

Geliyorum kanunun diğer yanlarına.

Değerli arkadaşlar, mutlak surette bu marker Türkiye'de uygulanmalıdır. Türkiye'nin marker'dan geri adım atması söz konusu değildir. Israrla ulusal marker uygulanmalı, Türkiye'de bu standart sağlanmalıdır. Bu, bir dünya standardıdır, her ülkede var. Bu ülkeler geçiş süreci yaşadılar, ancak, kendi sistemlerini oturttular.

Şimdi, bizde de şöyle bir şey var arkadaşlar: Kaçak akaryakıtın nerede olduğunu anlamak için çok düşünmenize gerek yok. Yolları bir geçin "Ucuz mazot var." yazan yerde bir denetim yapın, orada kaçak akaryakıt vardır.

Yani, umduğunuz ya da sandığınız gibi, Petrol Piyasası Düzenleme Kanunu, bu ülkenin petrolüne ucuzluk getirmedi; sadece, uygulamada bir iki kolaylık getirdi, onun dışında bir ucuzluk getirmedi. Bu nedenle, fiyatlar arasında ciddi bir fark yok.

Bundan sonra yapacağınız tek şey, Türkiye'de marker'ı oturtmaktır. Ancak, eğer, marker, şikâyet edildiği gibi… Problemleri anlatıyor bunu uygulayan arkadaşlarımız "Yüzde 100 alıyorum marker'ı, getiriyorum depoya, boşaltana kadar yüzde 90'a iniyor." diyor. Bunun uçup uçmadığını, marker'ın nereye gidip gitmediğini kontrol etmelisiniz. Marker kaybolduğunda nasıl cezai bir işlem uygulayacağınızı ya da marker kopyalandığında, aynısı yapıldığında nasıl bir işlem uygulayacağınızı hukukta ayrı ayrı belirtmelisiniz.

Bu şuna doğru gidiyor: Nasıl Türk Ceza Kanunu'nda İnternet suçlarına  ciddi ayrıntılar getiremedik, şimdi yeni eklemelere ihtiyaç duyuyorsak, biz, zannediyorum ki, bu kanunda, marker'la ilgili uygulamalarda, yeni kanun tekliflerine ihtiyaç duyacağız.

Kanunda şu ayrılmamış arkadaşlar, keşke ayrılabilseydi: Marker'ı düşük olanın, düşük marker kullananın cezası ile bir akaryakıta solvent koyanın veya atık yağ koyanın cezaları birbirinden ayrılmamış. İkisi de kaçak akaryakıt. Birinde, teknolojiyi, halk sağlığını tehdit edecek ciddi istismarlar var. Solvent koymak, o tankerlere saatli bomba taşıtmaktır, o araçların motorunu mahvetmektir. Marker koymadan sattığınız akaryakıtın kalitesi diğerine eşit olabilir, o da bir kaçakçılıktır, ama, solvent koyarsanız, hem kullanılan alanda makineyi tahrip etmiş olursunuz hem de insan hayatını tehlikeye atmış olursunuz. Bu nedenle, kaçak petrolün tanımında, bana göre, bu ikisinin ayrılması daha doğru olur idi. Bu hâliyle, Türkiye'de, insan sağlığını hiçe sayanlarla, petrolle, akaryakıtla alakası olmayan maddeleri satanla, sadece ulusal marker'ı kendi petrolüne karıştırmayanlar arasında aynı ceza öngörülüyor. Bence, bu, uygulamada bir adaletsizliği ortaya koyar.

Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kanuna, kaçakçılıkla mücadele kanununa evet diyoruz, ama çekincelerimizi de, bütün arkadaşlarımızın önünde…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun efendim, konuşmanızı tamamlayın.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - … kamuoyuna duyuruyoruz ve yeniden, iktidara önerilerimizi sunuyoruz: Değerli arkadaşlar, Türkiye'de petrol işini çözmek istiyorsanız, birincisi, petrol piyasası düzenleme kurulunu kurun. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulundan petrol piyasasını ayırın. Bu, birinci koşul.

İkincisi, yine, petrolde sistemin doğru işlemesini istiyorsanız, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü gibi genel müdürlüklerin, Maden İşleri Genel Müdürlüğü gibi genel müdürlüklerin siyasetin iradesinden kurtarılmasını sağlayıp onları özerk birer kurum hâline dönüştürmenin çabası içinde olun.

Bu uyarılarımızı dikkate alacağınızı umuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Seyhan.

Tümü üzerinde ikinci konuşma, Anavatan Partisi Grubu adına, Kars Milletvekili Sayın Selami Yiğit.

Buyurun efendim. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)

ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA SELAMİ YİĞİT (Kars) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin en büyük kara deliklerinden biri olan akaryakıt kaçakçılığının önlenmesi amacına yönelik olarak hazırlanan Petrol Piyasası Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısı üzerinde, Anavatan Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, yıllardır, devleti büyük gelir kayıplarına uğratan kaçakçılık, organize suç örgütleri tarafından, çeşitli yöntemler kullanılarak yapılmakta, bilgi ve teknoloji alanındaki gelişmelere paralel olarak, kaçakçılık yöntemleri de biçim değiştirmektedir. Uluslararası suç şebekeleri, son on yıl içerisinde, yüksek rantlar sağlaması nedeniyle, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ve silah kaçakçılığı, değerli madenler ile akaryakıt kaçakçılığına yönelmişlerdir. Bu kaçakçılık türleri arasında, akaryakıt kaçakçılığı, suç örgütleri açısından, daha az riskler içermesi ve büyük rantlar sağlaması nedeniyle, en fazla tercih edilen kaçakçılık türü olarak ön plana çıkmaktadır.

Bölgesel hassas siyasi dengeler karşısında siyasi iktidarların basiretsizliği de, ülkemizde, son yıllarda, akaryakıt kaçakçılığının boyutlarını tırmandırmıştır.

Emniyet Genel Müdürlüğünün verilerine göre, ülkemizde tüketilen akaryakıtın yüzde 18'i kaçak yolla girmektedir. Bu kaçakçılık, yıllık 10 milyar dolarlık bir pazardır. Hükûmet üyeleri 2 milyar dolar olarak söylüyor olsalar da, devletin, akaryakıt kaçakçılığından yıllık vergi kaybı 3 milyar dolara çıkmaktadır.

Değerli milletvekilleri, akaryakıt kaçakçılığında zarar sadece devletin vergi gelirinin kaybında değildir. Bilimsel araştırmalara göre, piyasada satılan akaryakıtın altıda 1'i standart dışıdır. Çeşitli kimyasal maddeler katılarak üretilen kalitesiz yakıt, telafisi pek de mümkün olmayan ciddi çevre sorunlarına neden olmaktadır. Bu kalitesiz yakıtı kullanan araçlarda pek çok arızalar meydana gelmekte, kazalar nedeniyle can ve mal kayıpları olmakta, bu yönüyle, millî ekonomi ciddi zarara uğramaktadır. Ekonomisini kayıt altına almış gelişmiş ülkeler, bu zararları önlemek amacıyla, akaryakıt kaçakçılığının önlenmesi konusunda çok ciddi yasal ve idari tedbirler almışlar ve bu tedbirleri hayata geçirmişlerdir.

Ülkemizde son yirmi yılda akaryakıt kaçakçılığı ciddi boyutlarda artmasına karşın, ciddi bir önlem alınmamıştır. Ülkemizde toplam akaryakıt piyasası 25 milyar dolar civarındadır. 34 milyon tonun üzerinde bir petrol arzı söz konusudur. Resmî verilere göre, yıllık akaryakıt ihtiyacımızın 10 milyon tonunu ithalat yoluyla karşılıyoruz. Tüketimimiz ise 30 milyon tonun üzerindedir. Resmî verilere göre, 1996-2003 yılları arasında otomobil sayısı yüzde 45 artmış, buna karşın, benzin ve LPG tüketimi yüzde 9 olmuştur. Ağır vasıta sayısı yüzde 63 artmış, ama mazot tüketimi artışı yüzde 12'yle sınırlı kalmıştır.

Değerli milletvekilleri, bu şu demektir: Aradaki fark kaçak akaryakıtla karşılanmaktadır. Tüketime ve trafiğe katılan araç sayısı karşılaştırıldığında, akaryakıt ihtiyacının büyük bir bölümünün kaçak yollardan yurda girdiği görülmektedir.

Türkiye'de sanayinin solvent gibi katkı maddelerine yıllık ihtiyacı 5 milyon ton iken, 2000-2003 yılları arasında bu tür maddelerden 296 bin ton ithal edilerek akaryakıta karıştırılmıştır. Yani, yıllık ortalama ithalat ihtiyacının 20 katı oranında ithalat yapılmıştır.

Petrol sektöründe, Enerji Bakanlığının verilerine göre, 21 adet büyük akaryakıt şirketi, 56 adet LPG şirketi, akaryakıtta 13 bin bayi vardır. LPG istasyonlarını da sayarsak, bu sektörde çalışanların sayısı 500 bini geçmektedir.

Görüştüğümüz bu yasa tasarısı, akaryakıt kaçakçılığının önlenerek devletin vergi gelir kayıplarının önlenmesi kadar, bu dev sektörün şaibelerden kurtarılması, rekabet gücüne kavuşturulması amacına hizmet edecektir.

Değerli milletvekilleri, akaryakıt kaçakçılığı, sadece yol açtığı ağır vergi kayıpları nedeniyle değil, ülke güvenliğini doğrudan ilgilendirmesi nedeniyle de geleceğimize yönelik önemli tehditlerden biridir. Türkiye'deki akaryakıt kaçakçılığının bu boyutu, 2005 yılı Haziran ayında kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi akaryakıt kaçakçılığıyla ilgili Meclis Araştırması Komisyonu Raporu'na da yansımıştır. Her yönüyle ciddiye alınması gereken bu Rapor'da, 2005 öncesi iki yılda 7 milyar 814 milyon kilogram akaryakıtın kaçak olarak yurda girdiği ve devletin 10 milyar 750 milyon YTL vergi kaybına uğradığı vurgulanmaktadır. Akaryakıt kaçakçılığının yüzde 80'i ağırlıklı olarak deniz yolu aracılığıyla yapılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bölgedeki istikrarsızlık ve savaş ortamı nedeniyle Irak'tan yapılan akaryakıt kaçakçılığı doğrudan güvenliğimizle ilgilidir. En azından terörle mücadele kadar üzerine ciddiyetle gidilmesi gereken bir sorundur. 

Kaçakçılığın önemli bir bölümü bazı dağıtımcı firmalar gözetiminde ağırlıklı olarak deniz yolları aracılığıyla yapılmaktadır. Solvent ve madenî yağ gibi vergisi düşük maddeler ülke sanayi ihtiyacının çok üzerinde ithal edilmekte, bu maddeler akaryakıta katılarak hiçbir kontrole tabi tutulmaksızın piyasaya arz edilmektedir. Piyasada tüketilen 5 depo yakıttan 1'isi standardın altındadır.

Türkiye gümrüklerinde işlem gören akaryakıt sevkiyatı miktarlarıyla ilgili olarak Irak'tan alınan bilgiler ile bizim bilgilerimiz arasında çok büyük farklar vardır. Mayıs 2003 ile Nisan 2005 döneminde resmî kayıtlarımıza göre, Türkiye'den 5 milyon 856 bin ton motorin, benzin, gazyağı ve LPG sevk edildiği görülmekte. Irak, bu dört kalemi 3 milyon 261 bin ton olarak beyan etmektedir. Yani, 2 milyon 595 bin ton akaryakıt Türkiye'den gönderilmiş, ancak Irak tarafından teslim alınmamış olarak gözükmektedir.

Kaçakçılık, Türkiye'ye ihraç edilen akaryakıtta daha da vahimdir. Aynı dönemde 3 milyon 150 bin ton ham petrol devletin kayıtlarında ithal olarak görülmemesine karşın, Irak'ın Türkiye'ye ihracatı gibi görünmektedir. Yani, 3 milyon tonun üzerindeki petrol ülkemize kaçak olarak girmiştir. O dönemde, Irak'tan Türkiye'ye giren veya Irak'a gitmesi gereken yurt içinde bırakılan akaryakıt miktarı toplam 5 milyon 752 bin tondur ve bu miktar ülkemiz petrol tüketiminin yüzde 15'idir.

Raporda da vurgulandığı gibi, bu şirketler, hatta daha sonraki yıllarda da bu sevkiyatı sürdüren şirketler dâhil, hepsi hakkında giriş-çıkış yaptıkları gümrükleri de içerecek biçimde soruşturma açılması gerekmektedir. Raporda dile getirilen bu konuda Hükûmetin ne gibi tedbirler aldığını, soruşturma açılıp açılmadığını, açıldıysa, bu sonuçlarının ve bugün de devam etmekte olan akaryakıt kaçakçılığıyla mücadelede hangi noktaya gelindiğini öğrenmek istiyorum.

Irak'taki son gelişmeler karşısında Habur Sınır Kapımızın yeniden değerlendirilmesi Hükûmetin gündeminde midir?

Irak'la ticari ilişkilerin, bu kritik süreçte Habur'a yakın bir başka sınır kapımızdan, örneğin, Ovacık Sınır Kapımızdan yürütülmesi alternatifini Hükûmet değerlendirecek midir?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1999-2003 döneminde Irak'tan petrol ithalatındaki usulsüzlükler nedeniyle haklarında soruşturma açılması istenen eski bakanlar ve Dış Ticaret Müsteşarlığında o dönem üst düzey görevler üstlenen bürokratlar hakkında şimdiye kadar ne gibi işlem yapılmıştır?

Meclis Genel Kurulunda raporun görüşülmesinin üzerinden bir yılı aşkın bir zaman geçmesine karşın, Hükûmet, konuya vurdumduymazlık içinde yaklaşmış, raporu, âdeta, uyutmuştur. Akaryakıt kaçakçılığıyla ilgili mücadelenin en önemli adımı olan bu yasa tasarısının, âdeta, atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra, AKP İktidarının son yılında gündeme getirilmesini dikkatlerinize sunuyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her türlü kaçakçılığın temelinde, haksız kazanç sağlama ve rant elde etme peşinde koşan suç şebekeleri kadar, kaçakçılığa uygun ortam hazırlayan yasal altyapı ve uygulamaların da etkisi büyüktür.

"Adil bir vergi sistemi" sözü vererek iktidara gelen AKP, uyguladığı vergi politikalarıyla, yüzde 66 olan dolaylı vergi yükünü yüzde 70'lerin üzerine çıkarmıştır. Yüksek vergi oranları nedeniyle, akaryakıt dâhil pek çok ürünü dünyada en pahalıya tüketen ülke hâline geldik. Yüksek vergiler nedeniyle akaryakıt fiyatları, hep enflasyon oranının çok üzerinde artmıştır. Bu artışların nedeni, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisidir. Öyle ki, bu Hükûmet döneminde akaryakıt üzerindeki vergi yükü, Avrupa Birliği ortalamasının üzerine çıkmıştır.

Yüksek vergilendirme politikası, kaçakçılığa da zemin oluşturmaktadır. Ülkemizde yüksek vergiler nedeniyle sadece akaryakıt değil, şeker, çay, tütün gibi pek çok ürün de kaçakçılığın konusu hâline gelmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmet, yıllık mali boyutu 3 milyar dolar olarak tahmin edilen akaryakıt kaçakçılığının, ülke güvenliği ve ekonomik tahribatının önemini ancak geçtiğimiz yıl ortalarında fark edebilmiştir. Konuyla ilgili araştırma ve soruşturmaları savsaklayan Hükûmet, 20 Aralık 2003 tarihinde bir Petrol Piyasası Yasası getirmiştir; ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde de kabul edilen bu Yasa'da, akaryakıt kaçakçılığının önlenmesi konusunda boşluklar tespit edilmiştir. Zaten bu boşlukların doldurulması amacıyla görüştüğümüz Petrol Piyasası Yasası'nda değişiklik zorunlu hâle gelmiştir.

Hükûmet, en az terörle mücadele kadar önemli olan akaryakıt kaçakçılığı konusunda ilk somut adımı 2006 Nisanında atabilmiş, konu Bakanlar Kurulunda ele alınarak şu anda görüşmekte olduğumuz kanun tasarısı Meclise sevk edilmiştir. Tasarıyla akaryakıt kaçakçılığının yüzde 90'ının yapıldığı deniz yollarının takip altına alınabilme yolu açılmıştır. Bu tasarının uygulanması ve beklenen faydanın sağlanmasında en önemli unsur, ulusal marker dediğimiz kimyasal ürünün üretimi, kalite kontrolünün yapılması, dağıtımcı firmalara teslimidir.

Akaryakıt kaçakçılığıyla etkin mücadele eden pek çok devlet, ulusal marker uygulaması ve etkin bir denetim mekanizmasıyla başarılı olmuştur. Akaryakıt kaçakçılığının önlenmesinde en etkin yol ulusal marker uygulamasıdır. Daha önce çıkardığımız Petrol Piyasası Yasası uyarınca da iç piyasada satışa sunulmadan önce, akaryakıtta rafineri çıkışından veya gümrük girişlerine, yakıtın standartlarını bozmayacak bir kimyasal olan ulusal marker eklenmesi öngörülmüştür. Bu çerçevede Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna ulusal marker seçimi ve yurt çapında uygulaması görevi verilmiştir.

Akaryakıta marker katılmasıyla yakıtın içine bir başka kaynaktan herhangi bir madde karışıp karışmadığı, akaryakıtın kaçak olup olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, ulusal marker konusunda yaşanan süreç Hükûmetin bu konudaki kafa karışıklığını göstermesi açısından ilginçtir.

Ulusal marker temini tam bir yılan hikâyesine dönüşmüştür. Hükûmet, akaryakıt kaçakçılığının önlenmesinde önemli bir rolü olan ve 2003'te çıkarılan Petrol Piyasası Kanunu ile uygulanması hükme bağlanan ulusal marker için iki kez ihaleye çıkmıştır. İlk ihaleyi bir konsorsiyum kazanmıştır; ancak, firma yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasıyla ihale iptal edilmiştir. Ulusal marker için ikinci ihaleye 2005 Kasımında çıkılmıştır. Bu ihaleyi ise İsrailli bir firma kazanmıştır; ancak, bu ihale de Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından iptal edilmiştir.

İki ihalenin de iptalinin ardından, EPDK çareyi TÜBİTAK ile iş birliğine girmekte aramıştır. Yoğun görüşme trafiğinin ardından, TÜBİTAK gerekli kaynağın sağlanması hâlinde ulusal marker ve ölçüm cihazlarını yapabileceğini kabul etmiştir. TÜBİTAK, geçtiğimiz yıl ortalarından itibaren ulusal marker ve kontrol cihazlarının deneme üretimine başlamış, 1 Ocak 2007'den itibaren de ulusal marker fiilen uygulamaya konmuştur. Akla şu sorular geliyor: Madem ulusal marker ile ölçüm cihazlarını TÜBİTAK'ın üretme imkânı vardı, niye iki kez ihaleye çıkılarak iki yıl kaybedildi?

Değerli milletvekilleri, ulusal marker uygulamasına destek veren sektörün bazı şikâyetleri vardır. Sektör, marker'ın tanklardaki akaryakıtın içine homojen bir biçimde dağılmadığı ve kristalize olmadığı, bazı ölçümlerin farklı çıktığını, yaz aylarındaki buharlaşma kayıplarının artacağını öne sürmekte, güvenlikle ilgili bazı endişelerini dile getirmektedirler. Bu noktada esas vahim olan, 2003 yılında çıkarılan Petrol Piyasası Yasası'yla ulusal marker'ın yurt çapında dağıtımından sorumlu tutulan ve ulusal marker temini için daha önce açılan iki ihaleyi de iptal ederek iki yıl zaman kaybına yol açan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun, topu TÜPRAŞ'ın üzerine atmasıdır. EPDK'ya göre marker'ın kristalleşmesinin sorumluluğu, nakli yapan TÜPRAŞ'ın taşıma kaplarının gerekli niteliklere sahip olmamasıdır.

Akaryakıt kaçakçılığının önlenmesinde etkili olan ulusal marker uygulamasından beklenen yararın sağlanması için, devlet kurumlarının sorumluluklarının gereğini yerine getirmelerini bekliyoruz. Aksi hâlde, kaçakçılığı önlemek için getirdiğimiz ulusal marker uygulaması, tıpkı iptal edilen iki ihalede olduğu gibi, kaçakçılıktan rant sağlayan çevrelerin ayak oyunlarına kurban edilecek, kurumların işi savsaklaması, uygulamanın ertelenmesi veya dondurulmasıyla sonuçlanacak, marker, kaçakçılığı daha da  teşvik eder hâle gelecektir.

Değerli milletvekilleri, yaşanan sıkıntılar, ulusal marker uygulamasının askıya alınmasını doğurmamalı. Uygulamada ortaya çıkan aksaklıklar belirlenerek süratle giderilmesi yoluna gidilmelidir.

2007 yılı içerisinde 155 ton marker kullanılacaktır. Bu ürün maliyeti 22 milyar YTL'lik bir akaryakıtın vergisine eşittir. Yani, ulusal marker denen kimyasal ürün böylesine değerlidir. Her türlü riski göze alarak, akaryakıt kaçakçılığıyla milyarlarca dolarlık rant elde edenlerin bu yolu kapamada en önemli etken olan ulusal marker'ı kopyalama olasılığını da gözden kaçırmamamız gerekir.

Değerli milletvekilleri, akaryakıt kaçakçılığı hâlen süregeliyorsa, bunda gümrüklerin sorumluluğu inkâr edilemez. Oysa, Gümrük Müsteşarlığımız, AKP Hükûmetinin göreve geldiği günden bu yana vekâleten sürdürülmektedir.

Hakkında kaçakçılıktan dava açılan bir şahsa, pek çok bürokratın itirazları ve istifalarına rağmen free-shop açılması izni bu dönemde verilmiştir. 520 ton LPG'yi Irak'a teslim ediyor gibi gösterip bunu yurt içinde pazarlayan yedi şirkete, cumhuriyet savcılıklarının hazırladığı raporlar göz ardı edilerek yeniden akaryakıt ihraç izni AKP döneminde verilmiştir.

Gümrük Müsteşarlığında kaçakçılık soruşturmalarına raporlar hazırlayan pek çok müfettiş ve teftiş kurulu üyesi teşekkürle ödüllendirileceği yerde görevlerinden uzaklaştırılmış ve çeşitli gerekçelerle daha pasif görevlere atanmışlardır.

Değerli milletvekilleri, gecikmeyle de olsa görüştüğümüz bu yasa tasarısıyla kaçak akaryakıtın tanımı yapılmaktadır. Belirlenen seviyede ulusal marker içermeyen akaryakıt, belgelenemeyen veya menşesi belli olmayan akaryakıt buna göre kaçak sayılacaktır.

Bu yasa tasarısıyla, ilk kez, deniz yoluyla yapılan kaçakçılığın takip altına alınması mümkün olabilecektir.

Tasarının getirdiği bir başka düzenleme de, bugüne kadar ihmal edilen petrol boru hatlarıyla yapılan kaçakçılığın da akaryakıt kaçakçılığı kapsamına alınmasıdır.

Değerli milletvekilleri, bu tasarının akaryakıt kaçakçılığına dair sorunları çözeceğini umut ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Yiğit.

Grup adına üçüncü konuşmacı, AK Parti Grubu adına Bitlis Milletvekili Sayın Vahit Kiler. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Buyurun efendim.

AK PARTİ GRUBU ADINA VAHİT KİLER (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1230 sıra sayılı Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı hakkında AK Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, akaryakıt kaçakçılığıyla ilgili olarak, öncelikle bu noktaya nasıl geldik? Ben, biraz, hafızalarımızı geçmişe yönlendirerek hatırlamanızı arzu ediyorum. Bir araştırma sonucunda, 1996-2003 yılları arasında araç sayısı ile akaryakıt tüketiminin birbiriyle orantılı olmadığı çok açık gösteriliyordu. Araştırma, araç sayısı artarken, özellikle akaryakıt tüketiminin aynı oranda artmadığını iddia ediyor. Artan araç sayısına paralel olarak, normal şartlarda, akaryakıt tüketiminin de artması gerekmez miydi? Bu ters orantının mantıklı bir izahı olabilir mi? Tabii ki olamaz.

Tabii, konunun biraz daha içine girmeye başladığımız zaman, işin içinde çok büyük oyunlar olduğunu, çok büyük oyuncular olduğunu hep beraber gördük. Gizli ortaklıklar, bedelsiz satışlar, birilerine tanınan imtiyazlar, işin odağına oturmuş siyasiler, kendilerine ikinci, üçüncü maaş bağlatmış üst düzey bürokratlar, payını alan memurlar… Bilmiyorum daha kimleri sayayım. Hele hele, bu denli bir hırsızlığı önlemek için devletin tepe noktasında makam sahibi olmuş kişilerin de bu tablodaki varlığı, durumun vahametini en net biçimde ortaya koymaktaydı.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; bundan bir süre öncesine kadar, şöyle, gazete sayfalarına yansıyan haberleri bir hatırlayalım. Mersin'de denizden eve hortum çekip, kaçak petrolü servis edenleri hatırlayalım. Devlete satılan akaryakıttan en fazla yüzde 8, yüzde 10, yüzde 11 kâr elde edebilecekken, yüzde 30'larla, yüzde 35'lerle, hatta yüzde 42 iskontoyla satış yapanları bir hatırlayalım. 1999 ve 2001 arasında, 2 milyon 610 bin ton fuel oil'in, özellikle 346 firmaya tahsis edilmiş gibi gösterilip, ama 5 ve 6 firma eliyle yapıldığını bir hatırlayalım. İspanya'yla, Fransa'yla, Gürcistan'la, Letonya'yla ve Yunanistan'la, yaklaşık 1 milyar 190 milyon kilogram bir farkın ortaya çıktığını ve bu farkın kimlerin ceplerine gittiğini birbirimize sorduğumuz günleri bir hatırlayalım. Mülkiye Teftiş Kurulu raporuna da yansımış olan, Nahçivan Şeker ile TÜRKŞEKER arasında imzalanan protokolün ilgili maddesinin, nakliyesiz, bedelsiz alacağı yönünde hükmüne rağmen, bizzat o dönemin bakanlarının devreye girerek, ihaleyi alan firmaya 10 bin ton ek motorin tahsisatı yapılmasına ilişkin kararname çıkardığı günleri hatırlayalım. Akaryakıt kaçakçılığını önlemekle sorumlu bakanla, aynı partiye mensup parti il başkanının ilişkiler ağını hatırlayalım ve tabii ki, bir de çalışmalar sonucunda, evraka dayalı olarak, vergi kaybımızın yaklaşık 11 katrilyon olduğu günleri bir hatırlayalım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; akaryakıt kaçakçılığının nerelerde yapıldığı hep tartışılagelmiştir. Bu konu Türkiye gündemine oturuncaya kadar ülkemiz insanı, kaçağın genelde Doğu ve Güneydoğu eksenli olduğu kanaatini taşırdı. Bugün tespit edilen olaylar, asıl kaçağın, açık denizlerde, büyük sermaye tarafından yapıldığını, yönlendirildiğini, somut olaylarla ortaya koymuştur. Akaryakıt kaçakçılığının ağırlıklı olarak yaklaşık yüzde 90'ının denizler yoluyla ve  dağıtım şirketleriyle Irak'a petrol ürünleri temin eden tedarikçi firmalar tarafından yapıldığı, yüzde 10'unun ise sınır ticareti kapsamında ya da sınır ihlalleri yoluyla yapıldığı, muhtelif platformlarda, yüce Mecliste çok kereler dile getirilmiştir.

Belki hatırlarsınız, buradaki amaç neydi? Acaba sağ gösterip sol vurmak, hedef şaşırtmak, özellikle, yetkilileri, Doğu, Güneydoğu'da hayvan sırtında, ek depoda petrol getiren, evinin üç kuruş nafakasını çıkarmaya çalışanlarla uğraştırıp, ama asıl vurgunu, gecenin bir vakti sessizce Marmara'da, Akdeniz'de, Karadeniz'de, yani açık denizlerde yapanlarla karşı karşıya getirmemeye çalışmaktı.

Değerli arkadaşlarım, konuşmamın başında, akaryakıt kaçakçılığının sadece iktisadi zararı olmadığını, konunun iç ve dış güvenliğimiz açısından da bir açıklaması olduğunu söylemiştim. Şimdi bakınız, Orta Doğu bir kan gölüne dönmüş, kardeş kardeşi katlediyor; stratejik ortağımız Amerika ise bölgede bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama, yapılanlar neye hizmet ediyor, nereye ulaşmaya çalışılıyor? Acaba, bölgedeki güçler, bölgede kurulan derme çatma yönetim kimleri temsil ediyor; daha da önemlisi, kimleri sahipleniyor, kimleri kendi vatandaşı sayıyor, kimlere mesafe koyuyor? Stratejik ortağımız için kimin canı tatlı, kimin canı tatsız? Sayın Başbakanımızın geçenlerde dedikleri gibi, bizim askerimizin, Mehmetçiğimizin canımız can değil mi? Musul, Kerkük, enerji zenginliği tüm bu anlattıklarımızın esasını mı teşkil ediyor yoksa? Özellikle bölücü terörün Doğu ve özellikle Güneydoğu'da ateş düşürmediği hane var mıdır?

Değerli arkadaşlarım, 30 binden fazla Mehmetçiğimizi, polisimizi, öğretmenimizi, mühendisimizi, doktorumuzu, vatandaşımızı, bölge insanımızı katledenleri meşrulaştırma zeminini oluşturmak için Kuzey Irak'tan bazı çatlak sesler duyuyorken, bu bölücü terörün beslenme çantasına iyi bakmak lazım.

Değerli arkadaşlar, ihanet duygusu ve kan kokusuyla kemikleştirilmiş bölücülük hareketi, dağ kurallarını şehirlere taşımış ve örgütün akaryakıt kaçakçılığının en büyük gelir sahiplerinden biri olmasını sağlamıştır. Her türlü kaçakçılığı, ama, özellikle akaryakıt, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı yapan bölücü örgüt, bu gelirin elinden gitmesini ister mi hiç? Bu açığı, lütfen, hep beraber bir kez daha hatırlayalım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuyu net ve somut örneklerle sizlere aktarma adına bazı rakamlar vermek istiyorum. Benden önceki konuşmacı arkadaşlarımız değinseler bile, bende olan net rakamlarla biraz daha sizi aydınlatmak istiyorum.

Ülkemizde toplam araç sayısı 1990 yılında 3 milyon 750 bin, 1995'te 5 milyon, 2000'de 8 milyon, 2005 yılında 11 milyon olmuş. Bu rakamlardan anlaşılıyor ki, 1990 yılından itibaren 2005 yılına kadar araç sayımızda yaklaşık yüzde 300, yani 3 katı bir artış var. Ama, buna karşılık, Türkiye'nin 1990 yılında ham petrol tüketimi toplam 22 milyon 980 bin ton iken, 2005 yılına geldiğimiz zaman 25 milyon 489 bin ton olmuştur. 1990-2005 yılları arasındaki ham petrol tüketimindeki artış da yaklaşık yüzde 11 olarak kalmıştır. Dolayısıyla, araç sayısıyla paralel olması gereken petroldeki artış normal artışlara yansımamıştır.

Değerli arkadaşlar, ülkemizin bu gizli kalmış yarasını Hükûmetimiz ve özellikle Sayın Başbakanımızın talimatlarıyla sarmaya başladıktan sonra, 2005-2006 yıllarında artık kaçakçılığın azalıp resmî satışların arttığı EPDK raporlarına yansımıştır. Bu oran, özellikle komisyon kurulduktan sonra, 2005 ve 2006 yıllarında yüzde 9 olarak artış sağlamıştır. Komisyon kurulmasaydı aynı şekilde devam edecek miydi? Ben inanıyorum ki, akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele komisyonu eğer kurulmamış olsaydı, bu artış daha fazlasıyla devam edecekti; çünkü, sistem denetimsiz ve üzerine gitmeden bir olgu oluşmuş durumdaydı. Özellikle kanun tasarısında gelen hem ihbar tazminatı ve ihbar tazminatının haricindeki diğer maddelerimizle beraber, ben inanıyorum ki, biz, akaryakıt kaçakçılığını tam bitiremesek bile çok büyük bölümünü önlemiş olacağız.

Bizim beş aylık çalışma süresinde tespit ettiğimiz çok ciddi aksaklıklar vardı. Özellikle, yüzümüze karşı kamu görevlilerimizin, emniyet, jandarma, sahil güvenlik: "Ya, biz denizdeki kaçak bildiğimiz, kaçak gördüğümüz gemiyi dahi yakalamak istemiyoruz." Bu, bizim için çok kırıcı bir durumdu. Niye bunu yakalamak istemiyorlardı? Çünkü kanunlarda boşluk var, yargılama süreci çok uzun sürüyor, yakalanan gemiyi koyacak yer yok ve uzun süren yargılama sürecinde, altı ay-bir sene süren yargılama sürecinde, onu yakalayan o teşkilat, yakaladığı kamyonsa kamyon, gemiyse gemi, onun başına bir de güvenlik görevlisi koymak zorundaydı, çünkü geceleyin gelen hırsızlar tankeri boşaltmışsa, onun sorumluluğu yakalayan o kuruluştaydı. Ama, bu kanunumuzda, en azından yargılama süreci hemen on beş gün içinde bitirilecek ve özel idareye devredilecek.

İhbar tazminatı konusunda -tabii eleştiren arkadaşlarımız olabilir, ama- biz şu inançtayız: Eğer Türkiye'de rantın bu kadar fazla olduğu bir alanda biz rüşveti kaldıracaksak, devlet eliyle tazminat vereceğiz ki, o insanları ihbar etmeye yönlendireceğiz ki, rüşveti kaldıralım. Ülkemizin bir gerçeği. Var diyen olabilir, yok diyen olabilir, ama eğer ülkede 3 milyon ton, 4 milyon ton kaçak giriş varsa, yılda 4-5 milyar dolarlık bir vergi kaybı varsa, bu, birilerinin aracılığıyla yapılıyor. Bu, sadece kaçakçı aracılığıyla yapılmıyor. Bunun içinde birçok destekleyen birimler var, ama, hem yakalayan ekibin ikramiye alması hem ihbar edenin ikramiyeden kazançlı çıkması durumunda, ben inanıyorum ki -ve bu gelen tasarıya da inanıyorum- bu anlamda çok büyük faydası olacaktır. Ve özellikle denizlerde yapılanlarda… Ben şunu da çok rahat söyleyebiliyorum: Bizim denizlerimizde, bütün denizlerimizde balıkçılarımız var ve geçmiş döneme baktığımız zaman -bunun biz teyidini de aldık- balıkçılarımız tarafından çok sayıda ihbar gelirdi, ama bugüne geldiğimiz zaman artık ihbar alınamıyor. Ama şu ihbar tazminatıyla beraber belki de balıkçılarımız -Sayın Seyhan'a söylüyorum- balık avlamayacak da kaçakçı avına çıkacak, akaryakıt kaçakçısı avına çıkacak.

TACİDAR SEYHAN (Adana) - Ayıp bu zaten.

VAHİT KİLER (Devamla) - Çünkü, yakalayacağı bir gemiden alacağı ihbar tazminatıyla yıllarca balık avlasa o geliri elde edemez. Bunun da hiçbir zaman kötü bir yanı olmadığı kanaatindeyim.

TACİDAR SEYHAN (Adana) - Böyle bir izah olur mu?

VAHİT KİLER (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bana göre ülkemizin sorunlarının iki temel açıklaması var: Samimiyet ve denetim.

Ülke yönetmek ciddi iş. Türkiye'de bundan önce de hükûmetler kuruldu, çalışmalar yapıldı. Peki, bugüne kadarkiler neredeydi? Kaçakçılık yeni mi başladı? Hayır. Bizim tespitlerimizde, özellikle 90'lı yıllardan bu yana her sene bu kaçakçılık, akaryakıt kaçakçılığı özellikle artarak devam etmiş. Sadece akaryakıt kaçakçılığıyla kalmamış, diğer, tabii, insan kaçakçılığı, şeker kaçakçılığı, sigara kaçakçılığı da bunların yanında hep bir şekilde yerini almış.

Yine, sevindiğim bir noktayı, yaşadığım bir noktayı anlatmak istiyorum. Bugün bizim TÜRKŞEKER'in alt komisyon toplantısı vardır ve değerli arkadaşlarımızla beraber, muhalefet milletvekilleri, iktidar milletvekilleri denetimdeydik. Orada görmüş olduğumuz durum da, kaçakçılığa özellikle Hükûmetimiz el attıktan sonra çok büyük darbe vurulduğu ve kaçakçıların artık bu işi çok rahat yapamadıklarının açık göstergesiydi. Geçen sene TÜRKŞEKER'in elinde olan 1 milyon 500 bin ton şeker stoku, bu sene 1 milyon tona düşmüş; yani, bir anda 500 bin ton şeker stoku azalmış. Şeker satışlarında o şekilde bir artış mı var? Hayır. Kaçak girişi azaldığı için şeker satışları, TÜRKŞEKER'in şeker stokları düşmüş durumda.

Önce samimi olmak lazım, sözünün arkasında durabilmek lazım. Bileğinizin gücü yüreğinizden olacak, yüreğinizin gücü dürüstlüğünüzden, sözünüzün eri olmanızdan; çıkıp, hırsıza, uğursuza meydan okuyabilmenizde olacak. İşte samimiyet, işte sonuç; resmî rakamlarla konuşuyoruz.

Hep deniliyor: "Sistem değişmeli." Hayır; sistemi değiştirmeye ihtiyacımız yok. Sadece, sistemimizin denetime ihtiyacı var. Bu denetim yapıldığı zaman da, biz, çok fazlasıyla bunu önlemiş duruma geleceğiz inşallah.

Bu kaçakçılığı gelip de başkasının yaptığına inanmıyorum, içimizdeki insanlar yapıyor, ahlaki yönden zayıf… Tam randımanla denetlerseniz, neyi nereden çalacak? Zaten, o yolu bırakmadığınız zaman da çalmasına ihtimal yok, ama, en tepedeki bakan bazı olaylara karışmışsa, başbakan olanlara ses etmemişse, balık baştan kokar misali, balık da kokar, tuz da.

Peki, şimdi ne değişti? Şimdi, artık, hepimiz cevabı biliyoruz: Artık, kaynaklar israf edilmiyor, kaynaklar üç kişinin, beş kişinin cebine akmıyor. Kaynaklar, doğudan batıya, kuzeyden güneye, yeni açılan hastanelere, okullara aktarılıyor; evlatlarımızın ders kitaplarını ücretsiz almalarına aktarılıyor; asgari ücretin artışına, memur maaşlarına, enflasyonun düşürülmesine aktarılıyor; çetelerin darmadağın edilmesine, hırsızların kodese gönderilmesine; demokrasinin tesisine, köy yollarına, içme sularına, doktora, öğretmene ve elektrik şebekelerinin yapılmalarına aktarılıyor.

Değerli arkadaşlarım, başından beri, akaryakıt kaçakçılığının siyasetüstü, partilerüstü olduğunu dile getiriyoruz ve getirmeye devam edeceğiz. İyi niyetli insanların artık birbirinden kopmamacasına bir araya gelmesinin zamanı gelmiştir, hatta zamanı geçiyor. Samimiyetle, vatan dediğimiz bu mukaddes topraklara bağlanırsak, birbirimizi daha iyi anlar ve daha gerçekçi sonuçlara ulaşabiliriz. Bu değer yargılarına dayanmış AK Parti İktidarının ülkemize armağan ettiği sonuçlar apaçık ortada.

Bu açıdan, akaryakıt kaçakçılığı meselesini millî bir mesele görerek üzerine giden ve ilgili tüm makamlara aciliyetle talimat vererek kısa sürede sonuç almamızı sağlayan, başta, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, konuyu enine boyuna tartışarak bugün bu noktaya gelmiş olan Petrol Piyasası Kanunu'nun çıkmasında diğer sayın bakanlarımızla birlikte samimiyetle mesai yapan Başbakan Yardımcımız Sayın Doç. Dr. Abdüllatif Şener Bey'e, tüm Hükûmet üyelerimize, ilgili tüm bürokrat arkadaşlarımıza, konuyu gündemde tutan değerli basın mensubu arkadaşlarımıza, konuya duyarlı tüm sivil toplum örgütlerine, vatandaşlarımıza, yüce Meclise ben hassaten şükranlarımızı arz ediyorum ve özellikle Komisyonda çalışan, dört ay boyunca geceli gündüzlü çalışan hem bürokrat hem milletvekili arkadaşlarımıza huzurlarınızda tekrar teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kiler.

Şahsı adına, Manisa Milletvekili Sayın Nuri Çilingir…

Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 1230 sıra sayılı Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde şahsım adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Az önce bize bilgiler sunan, Akaryakıt Kaçakçılığını Önleme Araştırma Komisyonu Başkanlığını da yapan Sayın Vahit Kiler'e çok teşekkür ediyorum. Türkiye'de akaryakıt kaçakçılığının hangi boyutlarda olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Ben biraz daha, tekrar, vurgulamak istiyorum, çünkü, rakamlar çok çarpıcı. Türkiye'nin bunu çok iyi kavraması lazım. Bu hesaplar araç sayısıyla yapılıyor. Hatta, bu, çıkarılan hesapların eksik olduğu iddiaları da var. İki yıl içerisinde 7,8 milyon ton kaçak petrol, yakalanan ancak 70 bin ton. Devletin vergi kaybı 10,7 milyar YTL iki yılda. Yıla böldüğümüz zaman 5 milyar YTL'nin, yani, eski rakamla 5 katrilyonun üstünde bir rakam, yani, rant ve kaçak bu kadar çok olunca şunu görüyoruz ki, buna bulaşmayan ne şirket var ne insan var, ne yazık ki, ne de bürokrat var.

Bunu önlemek için 2003'ten bu yana çalışmalarımız var, ama, yeteri kadar adım atıldığını, tedbir alındığını, yasa olarak değil, ama, uygulama olarak, ne yazık ki, göremiyoruz. Bir şeyler söyleniyor, komisyonlar kuruluyor, çalışmalar yapılıyor, yasa çıkarılıyor. Yasanın maddesi, uygulaması geciktiriliyor. Hatta,  son noktaya kadar uzatılıyor. Uzatıldıktan sonra da tekrar erteleme talepleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Ulusal marker uygulaması 2003 yılında çıkarılan yasada yer aldı. Aradan geçen iki buçuk-üç seneye yakın zaman içerisinde bunu Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu yapamayacak idiyse ne diye bu kanun teklifini getirdi?

Yani, şuna karar vermemiz lazım: Biz bu kaçakçılığı gerçekten önlemek istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Rakam bu kadar büyük olunca, gerçekten insanın düşünmesi gerekiyor.

Değerli arkadaşlar, Sanayi Komisyonu toplantısında Sayın Abdüllatif Şener, konuşmasında "Başbakanlık genelgesiyle Akaryakıt Kaçakçılığıyla Mücadele Komisyonu oluşturulmuştur." diye bir ifadede bulundu ve "Bu Komisyonda 10 kurum vardır." dedi. İçişleri Bakanlığını temsilen Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı temsilcileri, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu temsilcilerinden oluşan bir komisyon. Yani, aşağı yukarı Kabinenin yarısını temsil edecek durumda bakandan oluşan bir kurul.

Şimdi, Türkiye'de meşhur bir laf var: Çıkmayacak iş istiyorsanız kurullara havale edeceksiniz. Bu da, herhâlde öyle olmuş. Aradan geçen iki buçuk sene içerisinde bu konuda yapılan bir çalışma, ciddi bir çalışma, atılmış bir adım, ne yazık ki, yok. Bundan üzüntü duyuyoruz, çünkü, bu çalışma ne kadar çok gecikirse akaryakıttaki fiyat artışı o kadar yüksek.

Vatandaşlarımızın şunu bilmesi gerekir ki, bugün 2 dolara, 2,5 dolara akaryakıt alıyorlarsa bunun üçte 2'si vergidir. Yani, devlet demektedir ki, ben normal yollarla gelir vergisiyle para toplayamıyorum, bütçeyi denkleştiremiyorum. Burada hazır bir kumbara var, her ay para buraya düşüyor. Bundan yüksek vergi alıyorum. Bu yüksek vergiyi aldığınız süre de kaçakçılığı önlemek tabii ki zor, ama, azaltmak mümkün. İşte, bunun için yasada ulusal marker uygulaması getirme çalışması yapıldı. O zaman, Komisyonumuzdan oy birliğiyle çıktı bu karar ve sevinmiştik, hiç olmazsa bu kaçakçılık önlenir diye.

Kaçakçılık konusunda Türkiye'de bir yanlış anlayış daha var. Biraz önce de ifade edildi, ben, tekrar etmek istiyorum. Sanki, sınırdan kamyonlarla getirilen az miktardaki akaryakıt, Türkiye'nin kaçak akaryakıtı zannediliyor, ama, bu olay böyle değil. Esas kaçakçılık, tankerlerle ve başka araçlarla yapılan kaçakçılıktır; yoksa, 7,8 milyon ton petrol iki yılda herhâlde Habur Sınır Kapısı'ndan veya Van'daki sınır kapılarından, Gürbulak'tan, Edirne'den girecek değildir. Bu rakamlara baktığımızda, yapmamız gereken çalışma net ortaya çıkmaktadır değerli arkadaşlar.

Şimdi, bu getirilen tasarıyla, umuyoruz ki, bunlara bir son verilmiş olur ve bu kaçakçılığın önlenmesi sonucunda, petrol fiyatları aşağı çekilir. Talebimiz ve isteğimiz budur. Dünyanın hiçbir ülkesinde artık 2,5 dolara, 2 dolara petrol kalmamıştır. Ay sonunda kredi kartlarımıza ve ödememize baktığımız zaman görüyoruz ki, en büyük masrafımız akaryakıt gideridir, petrol gideridir. Bunu, Türkiye vatandaşları, Türkiye halkı, Türkiye sanayisi daha fazla taşıyamaz. Kaçakçılığı önleyeceksiniz, ulusal marker'ı bir an önce uygulayacaksınız, tedbirlerinizi tam alacaksınız ve buradan elde edeceğiniz ilave vergiyle, akaryakıt fiyatlarını aşağı düşüreceksiniz. Yani, dolaylı vergileri yüzde 72'den yüzde 30'lara indirmeniz gerekir süreç içerisinde, ama, siz, AKP İktidarı sürecinde, iddianızın tam tersini yaptınız, bu oranı yükselttiniz. İşte size bir fırsat, önleyin akaryakıt kaçakçılığını, bunlar normal vergi yoluyla tahsil edilsin, hem petrol fiyatlarını düşürün hem dolaylı vergilerin oranını düşürmüş olun.

Bizim arzumuz ve isteğimiz şudur ki, bu kanunda, biraz önce Grup sözcümüz de söyledi, birtakım yanlış hükümler de var. Bu hükümler, biraz aşırı kaçmış hükümler. Tabii ki, yakalanan, kaçak yakalanan akaryakıtın elde edilen gelirinden bir miktar, ihbar edene, pay verilmesi gerekir, ama, bu miktar, herhâlde, yüzde 25, artı yüzde 25, yüzde 50 olamaz. Düşününüz ki, biraz önce verdiğim rakamlarda 10 milyar YTL, 10,7 milyar YTL iki yılda, bir yılda 5,35 YTL paradan bahsediyoruz burada. Bu sadece vergisi. Satıldığı zaman bunun yarısı yakalatana verilmiş olacak ki, bu biraz yüksek rakam olarak görülüyor. Sayın Bakan da burada, kendisi bir önerge verirse, bu rakamların biraz aşağı çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz, maddeler bazına geldiğimizde.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin enerjiyle ilgili en önemli sorunu, tabii ki, petrol sorunu. Biraz önce görüştüğümüz ve kanunlaşan, petrol aramayla ilgili yasa da, inşallah, beklediklerimiz doğrultusunda gerçekleşir. Karadeniz'den derin noktalarda petrol çıkar ve bu kaçakçılık da önlenirse Türkiye rahata, refaha kavuşur, daha güzel günlere gitmenin başlangıcını yapmış olur.

Ben bu duygularla, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Çilingir.

Hükûmetin söz isteği var.

Sayın Başbakan Yardımcımız Abdüllatif Şener Bey söz istemiştir.

Buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı iyi düşüncelerle hazırlanmış bir tasarıdır. Genel olarak baktığımızda da iki temel amacı olduğunu hemen vurgulayabiliriz: Birincisi, petrol piyasasını daha sağlıklı bir yapıya kavuşturmak gerekir diye düşünüyoruz ve bu maksatla bu tasarı hazırlanmıştır; ama, bundan daha önemlisi ve bu amacı da kavrayacak boyutu ise, bu tasarı doğrudan doğruya petrol kaçakçılığı ile etkin mücadele edebilmek maksadıyla hazırlanmıştır. Açıkça belirtmem gerekirse, bu tasarının yasalaşmasından sonra Türkiye'de sektörde iş yapanlar eşit bir şekilde etkileneceklerdir, kayıt dışılık kalmayacaktır, petrol kaçakçılığı tarihe karışacaktır ve artık, tam rekabet koşullarına uygun, alın terini, emeğini ortaya koyanların kazanacağı, ama haksız kazanç temin etmek isteyenlerin ise kazanamayacağı, aksine piyasadan tasfiye olacağı bir nokta oluşacaktır.

Her şeyden önce, son yüz-yüz elli yıldır dünya siyasetine, büyük ülke stratejilerine petrolün yön verdiğini biliyoruz. Zaman zaman petrol savaşlarından, zaman zaman petrol fırtınasından bahsederken hep uluslararası ilişkilerde petrolün önemine vurgu yapmaktayız. Ülkemiz açısından da petrol konusu önemlidir, çünkü Türkiye, yıllık 28-29 milyar dolar enerji ithal eden, petrol ve doğal gazın da bu ithalatta önemli bir yer tuttuğu ülkedir.

Türkiye'de petrol piyasasının  büyüklüğüne baktığımızda 50 milyar yeni Türk lirası hacminde bir piyasadan söz ediyoruz. 2006 rakamlarına göre bu piyasa 50 milyar yeni Türk liralık, yani 50 katrilyon liralık bir piyasadır. Millî gelirin yüzde 13'ü civarında bir büyüklüğü ifade etmektedir. Elbette bu piyasanın sağlıklı bir şekilde işlemesi, sağlıklı bir yapıya kavuşması ve kaçakçılığın olmaması gereklidir diye düşünüyoruz.

Bunun ötesinde,  on binlerce insanımız bu sektörden ekmek yiyor. Bu sektör milyonlarca vatandaşımıza da hizmet sunuyor ve Türkiye'de, tüm bunlarla birlikte, petrol kaçakçılığının yaygın olduğu inancı da var. Yani, haksız kazanç, bu sektörde, kayıt dışı yapı varlığını sürdürmektedir, ama, haksız kazanç, kayıt dışı ekonomi bizim temel mücadele alanımızdır ve bu yasayla birlikte bu mücadeledeki kararlılığımızı da ortaya koyacağız.

O hâlde, bu piyasanın iyi düzenlenmesi gerekmektedir. Bu kanundan önce de çıkarılmış 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu vardı. Hükûmetimiz tarafından hazırlanmış bir kanundu. 20 Aralık 2003 tarihinde yürürlüğe girmişti ve bu Kanun, petrol sektörünün düzenlenmesi ve denetlenmesi konusunda çok önemli bir adım teşkil etmekteydi. Ayrıca, siyasi ve ekonomik istikrar, yatırım ortamının iyileştirilmesi sektördeki yatırım hacmini de önemli ölçüde artırmıştır. Çok sayıda yerli ve yabancı akaryakıt dağıtım şirketi hizmet vermeye başlamıştır. Sadece Ceyhan bölgesi için EPDK'ya yapılan rafineri ve petrokimya tesisi başvurularının proje büyüklüğü 7 milyar dolar hacmine ulaşmıştır. Son üç yıllık süre zarfında da 15 binin üzerinde şirkete lisans verilmiştir.

5015 sayılı Kanun çerçevesinde petrol piyasasının denetim yapısı kurulmuştur. Emniyet, Jandarma, Sahil Güvenlik, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile EPDK arasında protokoller imzalanmıştır. Piyasanın denetimi ülke genelinde yapılabilecek bir idari altyapıya kavuşturulmuş, ama, tüm bunlarla birlikte Türkiye'de petrol kaçakçılığının önemli boyutlara ulaşması da engellenememiştir.

2005 yılında kurulan ve çalışan Türkiye Büyük Millet Meclisi araştırma komisyonu raporunda, iki yılda 7,8 milyar kilogram akaryakıtın kaçak yurda girdiği ve devletin 10,7 milyar yeni Türk lirası vergi kaybına uğradığı tespiti yapılmıştır.

Yine, aynı şekilde, Gümrük Müsteşarlığı verilerine göre de 2002, 2003, 2004, 2005 yıllarında gerçekten yüksek oranlı, akaryakıt kaçakçılığıyla ilgili olaylar tespit edilmiş ve kaçak akaryakıt yakalanmıştır. Hem gümrük bakanlığının verileri hem Meclis araştırma komisyonunun çalışmaları, kaçak akaryakıt vakasını açık, net bir şekilde ortaya koymaktadır. Türkiye'deki toplam araç sayısı ve ham petrol tüketimine baktığımızda zaten bunu açıkça görmekteyiz. 1990 yılında 3,7 milyon adet toplam araç sayısı vardır. Bu, 2006 Eylülü itibarıyla 3 katına çıkmıştır, 12 milyona çıkmıştır. Ama, bakıyoruz ki, 1990 yılında tüketilen ham petrol ile 2006 yılında tüketilen ham petrol miktarı arasında büyük bir fark yok. Araç sayısı 3'e, 4'e katlanıyor, ama, ham petrol miktarında, tüketilen petrol miktarında bir değişiklik yok veya bunu akaryakıt kullanan araç sayısı ve akaryakıt satış miktarı itibarıyla söylediğimizde de aynı sonuçlara ulaşıyoruz. 1995'te 5,9 milyon adet, akaryakıt kullanan, araç mevcutken, bu, 2005 yılında 9,7 milyon adede çıkıyor, ama, akaryakıt satış miktarı, 1995'ten 2005'e 17,3 milyon tondan 16,8 milyon tona düşüyor, azalma var. Dolayısıyla, rakamların bize anlattığı şey gerçekten iyi tahlil edilmelidir. Benzinli otomobil sayısında da benzer bir durum var. 1990'da 1,6 milyon adet benzinli otomobil var, 2005'te 4,1 milyon adede çıkıyor benzinli otomobil sayısı, ama, benzin satış miktarı, 1990'dan 2005'e biraz azalıyor.

Tüm bu veriler, sektörün gerçekten iyi denetlenmesi, iyi kontrol edilmesi, denetimle ilgili, kaçakçılıkla ilgili mücadeleyi gerektiren ne varsa hepsinin yapılmasını gerekli kılmaktadır. Tüm bu veriler ile Türkiye Büyük Millet Meclisi araştırma komisyonu raporu, petrol kaçakçılığının özel olarak ele alınmasını gerekli kılmıştır. 1 Mayıs 2006 tarihli Başbakanlık genelgesiyle, Akaryakıt Kaçakçılığıyla Mücadele Kurulu kurulmuştur ve ayrıca, yine aynı genelgeyle bir de Koordinasyon Komitesi oluşturulmuştur. Başkanlıkları, bu iki Kurul ve Komisyonun da, tarafımdan yürütülmektedir. Kurulumuz ve Komisyonumuz faaliyetleri arasında ulaştığımız bir tespiti bilgilerinize sunmak istiyorum.

Hazırladığımız eylem planı gereğince, Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından 35 ülkeden Türkiye'ye çıkış yapan petrol verileri temin edilmiş ve ülkemiz kayıtlarıyla karşılaştırılmıştır. Bunlardan 19'una ait veriler yüz yirmi dört sayfalık bir çalışma olarak Bakanlığımıza 21/12/2006 tarihinde iletilmiştir.

Dış Ticaret Müsteşarlığının yaptığı çalışmalara göre bulgular açıkça şöyledir, bazı bulguları belirtmek istiyorum: 2006 yılında Yunanistan'dan ülkemize 46 bin ton benzin sevkiyatı yapıldığı görülüyor, ama, ülkemize giriş görünmüyor, Dış Ticaret Müsteşarlığı kayıtlarına göre. 2004'te, yine aynı şekilde, 181 bin ton, Yunanistan'dan Türkiye'ye, benzin çıkışı olduğu görülüyor, ama, sadece sembolik bir miktar ülkemize giriş görülüyor. 2005'te ise bunun sadece üçte 1'i kadar giriş görülüyor veya jet yakıtıyla ilgili, gaz, oil'le ilgili çıkışlarla Türkiye'ye girişler arasında önemli fark var. Polonya'dan yine aynı şekilde ülkemize giren, jet tipi olarak giren, benzin miktarları var, Türkiye'ye giriş yok. Yine, aynı şekilde Hindistan  ve Türkiye arasındaki veriler çok ilginç. Hindistan'dan, 2001-2005 yıllarında, değişik tarihlerde, petrol yağları, hafif yağlar ve müstahzarlar olarak 10 milyar dolarlık, Türkiye'ye sevkiyat yapıldığı görülüyor. Maalesef, Türkiye'ye bunların girişiyle ilgili hiçbir kayıt yoktur. Belçika, Lüksemburg kayıtlarında benzer bir durum var. İtalya'dan çıkışlar Türkiye olarak görülüyor ve yine, Türkiye'ye giriş görülmüyor.

Tüm bunlar şunu açıkça göstermiştir ki, Türkiye'deki akaryakıt kaçakçılığı artık inkâr edilemeyecek bir piyasa hâline dönüşmüştür. Bu piyasa haksız kazanç yapanları desteklemektedir ve dürüst, namusuyla iş yapanlar bu yapıdan mağdur olmaktadırlar ve zarar görmektedirler. Tüm bunlar dikkate alınmak suretiyle, Başkanı olduğum Akaryakıt Kaçakçılığıyla Mücadele Kurulu ve Koordinasyon Komisyonu, kurulduğu günden itibaren… Sayın Milletvekilimiz "Ne yapmıştır?" diyor. Kurulalı iki buçuk sene olmuyor. Belirttiğim gibi, 1 Mayıs 2006'da kurulmuştur ve kurulduğu günden itibaren de düzenli olarak çalışmaktadır. Akaryakıt kaçakçılığıyla mücadelede entegrasyon ve işbirliği, kurumlar arasında, sağlanmıştır. Kurumlar arası bilgi akışı ve işbirliği devam etmektedir. Belirli periyotlarda da tüm ilgili kurumları Başkanlığımda toplantıya çağırıyoruz ve tüm gelişmeler gözden geçirilmektedir. Deminki yabancı ülke ve Türkiye giriş ve çıkış analizleri de yine bu Komisyonun faaliyetleri arasındadır.

Diğer taraftan, akaryakıt bayilerinde yazar kasa uygulaması tüm bayileri kapsayacak aşamaya ulaşmıştır. Ayrıca, yazar kasaların araç plakalarını otomatik okumasına yönelik çalışmalar sürmektedir, bu da tamamlanacaktır.

Bir başka önemli gelişme olarak, ulusal marker TÜBİTAK tarafından üretilmiş ve uygulamaya da girmiştir. TÜBİTAK, ulusal marker'la ilgili testleri, hazırlık süreci olan sekiz ay boyunca sürekli olarak yapmıştır. Aniden, test yapılmadan uygulamaya girdi gibi bir kanaat varsa, bunun düzeltilmesi lazım. Bu süre içerisinde de tüm testler yapılmış, uygun görülmüş ve ulusal marker uygulamasına geçilmiştir.

Peki, Komisyonumuz, Kurulumuz bu çalışmaları yaptı, ne oldu? Demin rakamları verdim. Ta 95'ten 2005'e araç sayısı artarken, kullanılan akaryakıt sayısında düşüşler varken, ilk defa artış trendine girdiğimizi görüyoruz. 2006 yılı akaryakıt satışları 2005 yılına göre yüzde 6 civarında artmıştır.

Bir başka gerçek, tüm bu çalışmaların ortaya çıkardığı sonuç, 2007 yılında dağıtım şirketlerinin EPDK'ya verdikleri projeksiyonda, akaryakıt satış miktarlarının yüzde 30 artacağını öngörmüşlerdir. Dolayısıyla tüm bu tedbirler etkisini göstermiştir, tüm bu çalışmalar etkisini göstermiştir ve akaryakıt kaçakçılığını tamamıyla ortadan kaldırmayı sağlayacak son adımı bu kanunla atmak üzereyiz.

Şimdi bu tedbirleri etkili hâle getirecek olan bir kanunu görüşüyoruz. Bu kanun petrol kaçakçılığını imkânsız hâle getirecektir.

O hâlde bu kanun neler getiriyor? Birincisi, önce kaçak petrolün tanımı yapılıyor. Bu tanım, ilk defa, düzenli bir şekilde bu yasayla yapılmış olacaktır. Hâlen genel kaçakçılık tanımı içinde değerlendiriliyor. Bu da hukuki zorluklar çıkarıyor ve mücadeleyi güçleştiriyordu.

İkincisi: Kanunla getirilen… Dağıtıcı lisans sahiplerine bayileri denetleme zorunluluğu getirmektedir ki, bunun, uygulamada başka sorunlar, cezaların şahsiliğiyle ilgili bazı problemler getireceği kanaatinde olan arkadaşlarımızca verilen önerge var, bu önerge çerçevesinde tekrar değerlendirilecektir.

Ama bir başka nokta, kanunla gelen, yakalanan kaçak petrolün tasfiyesiyle ilgilidir. Şu anda, kaçak mal yakalandığı zaman, kaçak petrol veya başka bir mal, bunun tasfiyesi çok büyük zorluklar ortaya çıkarmaktadır. Bunu yakalayan, kaçak malı yakalayan kamu kurumları da yakaladığına pişman olmaktadırlar. Ancak, bu yasayla birlikte, yakalanan petrolün tasfiye edilmesi kolaylaştırılmaktadır. Standartlara uygun akaryakıt, il özel idaresi, standarda uygun olmayan akaryakıt ise TASİŞ tarafından bir ay içerisinde tasfiye edilecektir. Önce açık artırma, sonra pazarlık usulüyle satılacaktır. EPDK, il özel idaresi ve TASİŞ, ihtiyaçları olan araç gereçleri de Kamu İhale Kanunu’na tabi olmaksızın sağlayacaklardır ve böylece, yükümlülük, tasfiye işlemleri tek bir birimin üzerinde kalmayacağı için ve işlemleri de kolaylaştırılacağı için, artık, kaçak malın ilgili idare açısından bir sorun oluşturmadığı yapı kurulmuş olacaktır.

Ama, tüm bunlardan öte, kaçak petrol satanlara ağır cezalar getirmektedir kanun. Nedir o cezalar? Birincisi, hapis cezası. Kaçak petrol satan yakalandığı takdirde, iki ila beş yıl arasında hapis cezasına muhatap olacaktır. Artık, kaçakçılığın tespitinin de kolay olacağını, bu yasayla birlikte, bilmemiz gerekiyor. Çünkü, gerekli marker'a sahip olmayan yakıt, akaryakıt, petrol "kaçak petrol" olarak kabul edilecektir ve tüm illerde marker kontrolü, ulusal marker kontrolü yapılacaktır.

Hapis cezası dışında idari para cezası vardır. Yakalanan kaçak petrolün satış bedelinin, vergiler dâhil, 3 katı tutarında para cezasıyla cezalandırılacaktır.

Diğeri, lisans iptalidir. Mahkûmiyet ve müsadere kararı kesinleşenlerin lisansları iptal edilecek ve bir daha asla bu sektörde iş yapamayacaklardır.

Dördüncüsü de, ulusal marker'ı izinsiz üreten ve satanlara da aynı şekilde, iki ila beş yıl arasında hapis cezası öngörmekteyiz.

Bu kanunla getirilen tedbirlerden bir diğeri de ikramiyelerdir. Kaçak petrolü ihbar edenlere ve kaçak petrolü yakalayan güvenlik güçlerine ihbar ikramiyesi verilecektir. Şu anda da ihbar ikramiyesi var yasalarda, ama mahkeme kararıyla kesinleştikten sonra alabildikleri için bir cazibesi yoktur. Hâlbuki, bu kanuna göre, kaçak petrol ihbar edildiği anda, o petrolün değerinin yüzde 10'u kadar bir ikramiye hemen ihbarcıya verilecektir. Yüzde 10'u kadar ikramiye de kaçak petrolü yakalayanlara verilecektir. Düşünün, 50 milyon dolarlık malı bulunan bir tankeri, kaçak bir tankerdeki malı biri ihbar ettiği zaman, yüzde 10'u ne yapar, 5 milyon dolarlık, hemen, ihbar ikramiyesine sahip olacaktır.

Bunun anlamı şudur: Kaçakçılık yapanlar, birileriyle artık işbirliği kuramayacak demektir. İşbirliğini engelliyor. Kaçağı sağlamak için birileriyle işbirliği yapmaya kalktığı zaman, o işbirliği yaptığı için şimdi bunu ihbar etme durumuna düşecektir ve dolayısıyla sırrını kimseye saklayamayacağı için, kimseye açamayacağı için daha doğrusu, işbirliği yapacağı kimseyi de bulamayacaktır.

Mahkûmiyet hükmü ve müsadere kararının kesinleşmesinden sonra da ilave olarak hem ihbarcıya hem yakalayan güvenlik görevlilerine yüzde 15'i tutarında bir ilave ikramiye tekrar verilecektir. Ancak, kaçak petrolün sahibi belli değilse yukarıdaki yüzde 10'luk ve 15'lik ikramiyeler yüzde 50 indirimli olarak uygulanacaktır, malın sahibi belliyse yüzde 10-15 olarak uygulanacaktır.

Tüm bu mekanizmalarla birlikte, açıkça belirtmek gerekirse, bu yasayla birlikte, Hükûmetimizin, kaçak akaryakıtla, kaçak petrolle mücadelesindeki en son adım ve önceki adımları da etkili hâle getirilecek adım atılmış ve tamamlanmış olacaktır. Dürüst, namuslu iş yapanlar bu sistemden yararlanacaklardır. Hiçbir zaman bazı kişilerin kayırılması, bazılarının mağdur edilmesi diye bir şey söz konusu olmayacaktır. Herkes eşit olarak sistemden ve sistemin müeyyidelerinden kendisine düşen payı görecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun efendim.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) - Dolayısıyla, sistemde, sektörde faaliyet yapan herkesi, her birimi eşit olarak ve aynı zamanda etkileyen bir mekanizmayla kaçakçılığın önüne geçilmiş olması, Türkiye'de kayıt dışılıkla mücadelede önemlidir ve aynı zamanda dürüst ve namuslu çalışanları teşvik etmek açısından da önemlidir.

Gösterdiğiniz ilgiden dolayı hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.

Şahsı adına Çankırı Milletvekili Sayın Tevfik Akbak.

Buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

TEVFİK AKBAK (Çankırı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1230 sıra sayılı Petrol Yasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı'nın ve ilgili komisyonların raporu ve tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Siz değerli milletvekili arkadaşlarımı saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, akaryakıt kaçakçılığının, ekonomiye, insan ve çevre sağlığına verdiği zararların araştırılarak alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması komisyonu kurulmuş. Bu komisyon, raporunda, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, petrol kaçakçılığıyla ilgili mücadelede yetersiz olduğu, yakalanan kaçak petrolün tahlil giderlerinin karşılanması, muhafazası, sanayi için ithal edilen solvent ve baz yağlarının amacı dışında kullanıldığı ve yakalandığında bunların kaçakçılık suçu sayılması, yakalanan petrolden standarda uyan ve uymayanların vakit geçirmeden satışlarının yapılamayışı, bu alandaki bu sıkıntıların giderilmesi amacıyla yeni bir düzenlemeyi gerekli kılmıştır. Bugün üzerinde konuştuğumuz 1230 sıra sayılı Kanun Tasarısı, bugüne kadar yapılamayanların yapılması noktasında bir düzenlemedir.

16/11/2005 tarihinde Genel Kurulda görüştüğümüz araştırma komisyonu raporunda da belirtildiği üzere, ülkemizde iki yılda tespit edilen 7 milyon 814 bin 121 ton akaryakıtın yurdumuza kaçak girdiği, bu kaçak münasebetiyle devletin 10,7 milyar YTL'lik vergi kaybı olduğu, diğer taraftan, 2002 ile 2005 yıllarında Gümrük Müsteşarlığı bilgilerine göre dört yılda toplam 193 bin 318 ton, 2000 yılı ilk üç ayında ise 8 bin 235 ton kaçak akaryakıtın yakalandığı gümrük yetkililerince belirtilmektedir.

Ülkemizde toplam araç sayısı 1990 yılında 3 milyon 750 bin 678'ken bu sayı 2005'e gelindiğinde yaklaşık 3 kat artarak 11 milyon 145 bini geçmiştir. Buna karşılık, 1990 ile 2005 yılları arasında ham petrol tüketimi 22 milyon 981 bin tondan 24 milyon 489 bin tona yükselerek yaklaşık yüzde 11 artış olmuştur.

Yine, bu yıllar arası akaryakıt satış miktarı da 1990'da 12 milyon 677 bin tondan 2005 yılında 16 milyon 847 bin tona çıkmıştır ki, bundaki artış da yaklaşık yüzde 33 oranında olmuştur.

Bu süre içerisinde oto gazlı araç sayısında artış olmuştur. Ancak, araç satışındaki artış her şeye rağmen yüzde 150'yi geçerken, yakıt tüketimindeki artış yüzde 33'ü geçememiştir. Bu da ülkemizde kaçak akaryakıtın ne denli piyasaya girdiğinin bir göstergesidir.

Hükûmetimiz kaçakla mücadele için 1/5/2006 yılında Başbakanlık genelgesiyle Kaçakçılıkla Mücadele Kurulu kuruldu. Ayrıca, on kurumun katkısıyla, Akaryakıt Kaçakçılığıyla Mücadele Komisyonu da bu bağlamda kurulmuştur.

Değerli arkadaşlar, kaçak akaryakıtın sadece Hükûmetimize, devletimize vermiş olduğu maddi vergi kaybının ötesinde, sektör içerisinde haksız rekabeti maalesef hızlandırmış, sahada düzgün ticaret yapan namuslu tüccar ile -bu işin haksız olarak- kaçak akaryakıt satan arasında olumsuz bir rekabeti sürdüregelmiştir. Tabii, burada, sadece satan değil, aracına akaryakıt alanlar arasında da bir ikilem oluşturmuştur. Yani, aracına kaçak akaryakıt alıp, pahalı akaryakıt alıp hayatını ve gelirini sürdürmeyi ne kadar kendisine zor görmüşse, bunun karşılığında, kaçak da olsa, aracına tahribat da verse ucuz akaryakıtı, kaçak akaryakıtı tercih eder durumda kalmıştır. Yani, namuslu ile bu kaçaktan istifade etmek isteyen gerek satıcı gerek bunu kullanıcı, bu ikilem, bu sıkıntı içerisinde kalmıştır.

Bunun yanı sıra, sektördeki bu kaçakçılık, maalesef, yine, az önce de ifade ettiğim gibi, düzgün alışveriş yapan, düzgün ticaretini yapan tüccarımızı töhmet altında bırakmıştır. Her şeye rağmen, yasal olan, kayıt içi olan yakıtı acaba senin yakıtının kaçak olmadığını nereden bileyim gibi insanlar arasında bir güvensizlik ve ihtilaf oluşturmuştur. Tabii, bütün bunların özünde, ülkemizin hemen yanı başındaki ülkeler ile ülkemizdeki akaryakıt fiyatı arasında uçurum olması, fiyatların anormal yüksek olması, bu kaçakçılığı maalesef körüklemektedir. Tabii, üzüntümüz o ki, hemen yanı başımızda, Suriye'de, Irak'ta, İran'da bu kadar akaryakıt, bu kadar petrol varken neden ülkemizde yıllardır bu akaryakıtımız çıkarılamadı, doğrusu bizleri düşündürmektedir. Dolayısıyla, daha bugün görüşmüş olduğumuz yasayla da, inşallah, yakın gelecekte Türkiye'mizde de akaryakıt, petrol araştırmasının, petrol arıtımının kolaylaştırılarak üretimin artması umudumuz ve yakın zamanda, ülkemizdeki bu kaçakçılığa neşter vurulması adına, ülkemizdeki üretimin artması adına, hem temennimiz hem de gayretimiz olacaktır.

Değerli arkadaşlar, konuyla ilgili herkesin mutlaka duyarlı olması gerekmektedir. Burada, iktidarıyla, muhalefetiyle, bürokratıyla ve bunun kullanıcısıyla, herkes buna duyarlı olmak zorundadır. Eğer bu kaçağı önlemiş olabilseydik -inşallah, bu yasayla bunu önleyeceğimize inanıyoruz- bugün fiyatların da bu noktada olmayacağını ümit ediyorduk. Zira, 10 katrilyon gibi bir rakamın ülke yatırımında ve akaryakıtın ucuzlatılmasında kullanıldığını düşündüğümüzde, her geçen yıl, her geçen gün bu fiyatların daha aşağı inmesini, dolayısıyla, kaçakçılığın kendi özü içerisindeki mücadelede, iki komşu ülke fiyatları arasındaki uçurumun daha makul seviyeye yavaş yavaş inmesini de temin edeceğine inanıyorum

Yasal, vergilenmiş akaryakıtı aracına koyduğu zaman zarar eden nakliyecimizi, kayıt içi, kayıtlı akaryakıtı satamayan benzincimizi ve aracına kayıt dışı yakıt alarak sıkıntıya düşen tüketicimizi düşünüyorsak, bu yasanın bir an evvel hayata geçmesi için, hep beraber, el ele verip, bunu ülkemizin bir kazancına çevirmek hepimizin görevi olmalıdır diye düşünüyorum.

Sırası gelmişken, EPDK'nın, bu mücadelede bir geçiş süreci yaşadığı için, değerli arkadaşlar, bu marker uygulamasının başlangıçtaki bazı endişeleri mutlaka göz önüne alacağına inanıyorum. Zira, deposunda yakıt olan akaryakıt satıcıları ya da dağıtıcıları, başlangıçta, markerin uygulanmasının vereceği bazı tereddütleri ve bazı tedirginlikleri yaşamaktadırlar. Ben, umuyorum ki, bunun uygulamasında bu toleransı göstermeleri lazımdır diye düşünüyorum. Bunun yanı sıra biyodizelin de bu kapsamda harmanlanmasını ve mutlaka marker kapsamı içerisine alınması gerekmektedir. Aksi takdirde, yerli tarım ürünlerinin teşviki noktasında, biyodizeli teşvik ederken, bu mücadeleye zarar verilmemelidir.

Değerli arkadaşlar, tasarıyla, kaçak akaryakıtın tanımı yapılarak mücadelenin etkinliğinin artırılması düşünülmekte, asıl amaç budur. Ulusal markere uymayan kayıt dışı yakıtın yakalanmasını, satanın, alanın ve taşıyanın ağır cezalarla cezalandırılmasını bu tasarı getirmektedir. Yasayla, kaçak yakıtı ihbar edene, yakalayana prim öngörülmektedir ki, bu işin özüne de çok uygundur. Zira, bugüne kadar yapılamayışının arkasında, bu toplumun, hepimizce malum olan, maalesef, istismarı vardır. İnşallah, bu tasarı, ihbar edeni ve yakalayanı da, prim vermekle, bu iş birlikteliğini de önler diye düşünüyoruz.

Toplumun her kesimini çok yakından ilgilendiren ve uygulandığında ülkemize gerçekten çok büyük kazançlar sağlayacağına inandığım bu tasarının, ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum ve sizleri, bu vesileyle saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Akbak.

Tümü üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.

Şimdi, soru-cevap kısmına geçiyoruz.

Sayın Aslanoğlu, buyurun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Bakanım, kamu kurum ve kuruluşları, ihtiyaçları nedeniyle yakıt veya akaryakıt ihaleleri açıyor. Bu ihalelerde en düşük teklifi veren kişiye ihale edilmesi işin esasıdır. Ancak, akaryakıtta rafine çıkış fiyatları belli, bayi kârı belli, nakliye fiyatları az çok belli. Peki, rafine çıkış fiyatı ve kâr marjı net bir şekilde bilinmesine rağmen, bu fiyatların çok altında ihaleler yapılmaktadır. Nakliye bedelini koyduğunuzda daha yüksek kırımlarla karşı karşıya kalıyor. Acaba, kamu kurum ve kuruluşları, rafine fiyatı belli olan, bayi kârı belli olan, bu oranların çok üstünde, örneğin yüzde 12-13-14 gibi kırımlarla akaryakıt veya yakıt ihalesi yaptığı zaman, acaba, kamu kurum ve kuruluşları kaçak akaryakıt alımı mı yapıyor? Kamu kurum ve kuruluşları rafine fiyatları üzerine nakliye ihalesi yapmadığı sürece bunun önüne geçemez.

Yine yasada, ticari amaçla satın alan var. Ben bir önerge vereceğim. Bunu bilerek satın alan kamu kurum ve kuruluşlarına da ceza vermezseniz, bunun önüne geçemezsiniz.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.

Sayın Işık, buyurun.

AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, petrol, petrol ürünleri ve doğal gazda ithalata ödenen miktar 2001'de 8,4 milyar dolar, 2002'de 9,3 milyar dolar, 2005'te 21,3 milyar dolar, 2006'da ise 29 milyar dolar. 2002'deki dış ticaret açığımız 7,4; 2005'teki dış ticaret açığımız ise 32,4 milyar dolar olduğuna göre, aradaki açığın 12 milyar dolarlık kısmı enerjideki artış ithalat farkından gelmektedir. Hazinenin verileri böyledir. Petrol kaçakçılığındaki ortaya çıkan meblağ yukarıdaki değerlendirmenin dışında mıdır, içinde midir? Petrol kaçakçılığının cari açığa etkisi nedir?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Işık.

Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Evet, teşekkür ediyorum.

Sayın Aslanoğlu'nun belirtmiş olduğu konu, zaman zaman Türkiye Büyük Millet Meclisinde dile getirilen bir konudur. Kamu kurumlarının açmış oldukları akaryakıt ihalelerine çok yüksek kırımlarla teklif verenler var ve ilgili kamu kuruluşları da bunları satın alıyor. Akaryakıtın fiyatı belli olduğuna göre, ne kadar kâr limiti olduğu belli olduğuna göre çok düşük fiyatlarla satılan akaryakıtın kaçak olduğunu söyleyebilir miyiz, diyorlar.

Verilen akaryakıtın, herhâlde, faturası kesiliyordur. Bir resmî… Şu andaki mevzuat hükümleri çerçevesinde, resmî işlem neyi gerektiriyorsa, muhtemelen o işleme ait evrakları tamamlamış oldukları varsayımını yapabiliriz. Ama, bu çerçeve içerisinde de kaçak akaryakıtla ilgili bir piyasa oluşabiliyor mu derseniz, muhtemelen oluşabilir. Hukuki boşluklar var ve bu boşluklardan yararlanmak suretiyle piyasaya sürülen kaçak akaryakıt da özel veya genel, özel sektör veya muhtemelden belki de kamu itibarıyla piyasa buluyor olabilir. Ancak, bizim maksadımız da, böyle bir kanun tasarısını Türkiye Büyük Millet Meclisine getirme amacımız da kaçak akaryakıtın artık piyasada dolaşamadığı bir yapıyı kurmaktır. Bu yasa çıktıktan sonra, hiçbir zaman kamu kuruluşları da özel sektör kuruluşları da piyasadan kaçak akaryakıt temin edemeyeceklerdir, piyasada dolaşan tüm akaryakıt, resmî, vergisi ödenmiş ve yasal yollardan piyasaya girmiş akaryakıt olacaktır. Ama, geçmişte yapılan bazı kamu ihaleleriyle ilgili olarak somut, şu kuruluş, şu kuruluştan şu kadar kırımla akaryakıt almıştır, bunun kaçak olmaması mümkün değildir diyorsanız, o konuyla ilgili veriler, ayrıca ilgili inceleme, denetleme yetkisine sahip kamu kuruluşlarına iletilebilir ve kaçak olup olmadığı konusunda özel inceleme yaptırılabilir…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Ben size sunuyorum Sayın Bakanım.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - …ve EPDK, bu tür satışlarla ilgili olarak da incelemeler yaptırdıklarını ifade ediyorlar.

Evet, petrol ithalatının, enerji ithalatının cari açığımız içerisinde, dış ticaret açığımız içerisinde önemli bir paya sahip olduğunu belirtiyoruz. Nitekim, vermiş olduğunuz, Sayın Ahmet Işık'ın vermiş olduğu veriler de bunu göstermektedir. Türkiye, dış ticaret açığı ve cari açık açısından son yıllarda önemli bir rakamla, açıkla karşı karşıyadır. Bu açıkta da petrolün, akaryakıtın önemli bir payı vardır. Dış ticaret açığının ve cari açığın hesaplanması sırasında, yasal yollardan girmeyen, kayıtlara girmeyen hususlar "hata-noksan" sütununda görülmektedir. Dolayısıyla, zaman zaman ortaya çıkan "hata-noksan" sütununun, kaleminin de buradaki kaçak akaryakıta bağlı kalemler olabileceğini düşünebiliriz.

Evet, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Bakan.

Sorular cevaplandırılmıştır.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremiz dolmak üzeredir. Bu nedenle, alınan karar gereğince, Irak'taki son gelişmeler konusundaki (8/36) ve (8/37) esas numaralı genel görüşme önergelerinin görüşülmesini birlikte yapmak ve kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için 18 Ocak 2007 Perşembe günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum, iyi akşamlar diliyorum.

Kapanma Saati: 19.50