Normal deneme 2 1 2007-03-14T09:02:00Z 2007-03-14T09:02:00Z 1 38631 220202 Türkiye Büyük Millet Meclisi 1835 516 258317 10.2625 0 0 nk 0 nk 0 0 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖ­NEM: 22                                      YA­SA­MA YI­LI: 5

 

 

 

TÜR­Kİ­YE BÜ­YÜK MİL­LET MEC­Lİ­Sİ

TU­TA­NAK DER­Gİ­Sİ

CİLT: 143

 

44’ün­cü Bir­le­şim

26 Ara­lık 2006 Sa­lı

 

 

 

  I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

 II. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

III. - BAŞ­KAN­LI­ĞIN GE­NEL KU­RU­LA SU­NUŞ­LA­RI

A) GÜN­DEM DI­ŞI KO­NUŞ­MA­LAR

1.- Uşak Mil­let­ve­ki­li Ah­met Çağ­la­yan'ın, İs­tik­lal Mar­şı şa­iri Meh­met Âkif Er­soy'un, ölü­mü­nün 70'in­ci yıl dö­nü­mün­de, ede­bi­yat­çı ki­şi­li­ği­ne ve eser­le­ri­ne iliş­kin gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı

2.- Kars Mil­let­ve­ki­li Ze­ki Ka­ra­ba­yır'ın, Sa­rı­ka­mış Ha­rekâtı'nın 92'nci yıl­dö­nü­mü mü­na­se­be­tiy­le gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı

3.- Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Ünal­dı'nın, Kon­ya Nu­mu­ne Has­ta­ne­sin­de mey­da­na gel­di­ği id­dia edi­len ve ba­zı ga­ze­te ve te­le­viz­yon­lar­da ya­yım­la­nan ha­be­re iliş­kin gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı

B) GEN­SO­RU, GE­NEL GÖ­RÜŞ­ME, MEC­LİS SO­RUŞ­TUR­MA­SI VE MEC­LİS ARAŞ­TIR­MA­SI ÖNER­GE­LE­Rİ

1.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Ga­zal­cı ve 40 mil­let­ve­ki­li­nin, Ne­cip Hab­le­mi­toğ­lu ci­na­ye­ti­nin araş­tı­rıl­ma­sı ama­cıy­la Mec­lis araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­si (10/407)

2.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Ga­zal­cı ve 42 mil­let­ve­ki­li­nin, kü­çük do­ku­ma­cı es­na­fı­nın so­run­la­rı­nın araş­tı­rı­la­rak alın­ma­sı ge­re­ken ön­lem­le­rin be­lir­len­me­si ama­cıy­la Mec­lis araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­si (10/408)

C) TEZ­KE­RE­LER VE ÖNER­GE­LER

1.- Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Mi­raç Ak­do­ğan'ın, Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm Ko­mis­yo­nu üye­li­ğin­den çe­kil­di­ği­ne iliş­kin öner­ge­si (4/427)

2.- Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­ka­nı Bü­lent Arınç'ın, Su­dan Millî Mec­li­si Baş­ka­nı Ah­met İb­ra­him Al Ta­her'in resmî da­ve­ti­ne be­ra­be­rin­de Par­la­men­to he­ye­tiy­le ica­be­ti­ne iliş­kin Baş­kan­lık tez­ke­re­si (3/1168)

3.- Baş­ba­kan Re­cep Tay­yip Er­do­ğan'ın, Ür­dün'e yap­tı­ğı resmî zi­ya­re­te ka­tı­la­cak mil­let­ve­kil­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­lık tez­ke­re­si (3/1169)

4.- Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Ab­dül­la­tif Şe­ner'in Su­ri­ye'ye yap­tı­ğı resmî zi­ya­re­te ka­tı­la­cak mil­let­ve­kil­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­lık tez­ke­re­si (3/1170)

5.- Baş­ba­kan Re­cep Tay­yip Er­do­ğan'ın İran'a yap­tı­ğı resmî zi­ya­re­te ka­tı­la­cak mil­let­ve­kil­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­lık tez­ke­re­si (3/1171)

6.- Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nı Ali Coş­kun'un Pa­kis­tan'a yap­tı­ğı resmî zi­ya­re­te ka­tı­la­cak mil­let­ve­kil­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­lık tez­ke­re­si (3/1172)

IV. - ÖNE­Rİ­LER

A) Sİ­YA­Sİ PAR­Tİ GRU­BU ÖNE­Rİ­LE­Rİ

1.- Gün­dem­de­ki sı­ra­la­ma ile ça­lış­ma sa­at­le­ri­nin ye­ni­den dü­zen­len­me­si ve Ge­nel Ku­ru­lun 4/1/2007 Per­şem­be gü­nü ça­lış­ma­ma­sı­na iliş­kin AK Par­ti Gru­bu öne­ri­si

V. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­rihî Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

3.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ya­yıl­ma­nın Ön­len­me­si Amaç­la­rı­na Yö­ne­lik Yar­dım Sağ­lan­ma­sı­nın Ko­lay­laş­tı­rıl­ma­sı İçin İş­bir­li­ği­ne İliş­kin An­laş­ma­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1115) (S. Sa­yı­sı: 1147)

4. Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1267) (S.Sa­yı­sı: 1312)

VI. - SO­RU­LAR VE CE­VAP­LAR

A) YA­ZI­LI SO­RU­LAR VE CE­VAP­LA­RI

1.- Te­kir­dağ Mil­let­ve­ki­li Meh­met Nu­ri SAY­GUN'un, ders ki­ta­bı da­ğı­tı­mın­da­ki ak­sak­lık­la­ra iliş­kin so­ru­su ve Millî Eği­tim Ba­ka­nı Hü­se­yin ÇE­LİK'in ce­va­bı (7/18809)

2.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ar­da­han'da ya­pı­mı­na baş­la­nan yurt bi­na­sı in­şa­atı­na iliş­kin so­ru­su ve Millî Eği­tim Ba­ka­nı Hü­se­yin ÇE­LİK'in ce­va­bı (7/18811)

3.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Hak­kı ÜL­KÜ'nün, İz­mir-Ali­ağa'da okul ala­nı ol­mak­tan çı­ka­rı­lan ta­şın­ma­za iliş­kin so­ru­su ve Millî Eği­tim Ba­ka­nı Hü­se­yin ÇE­LİK'in ce­va­bı (7/18812)

4.- Si­nop Mil­let­ve­ki­li En­gin AL­TAY'ın, hak­kın­da so­ruş­tur­ma açı­lan per­so­ne­le iliş­kin so­ru­su ve Millî Eği­tim Ba­ka­nı Hü­se­yin ÇE­LİK'in ce­va­bı (7/18813)

5.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Fah­ret­tin ÜS­TÜN'ün, kuş gri­bi­ne kar­şı alı­nan ön­lem­le­re iliş­kin so­ru­su ve Çev­re ve Or­man Ba­ka­nı Os­man PE­PE'nin ce­va­bı (7/18824)

6.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Ati­la EMEK'in, An­tal­ya'da­ki ta­şı­ma­lı eği­ti­me ve bir kö­yün okul ih­ti­ya­cı­na iliş­kin so­ru­su ve Millî Eği­tim Ba­ka­nı Hü­se­yin ÇE­LİK'in ce­va­bı (7/18831)

7.- Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin GÜ­LER'in, TRT Ge­nel Mü­dür Ve­ki­li ile il­gi­li bir id­di­aya iliş­kin Baş­ba­kan­dan so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı Be­şir ATA­LAY'ın ce­va­bı (7/18832)

8.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Hak­kı ÜL­KÜ'nün, be­le­di­ye­le­rin ver­di­ği iha­le­le­re iliş­kin so­ru­su ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNA­KI­TAN'ın ce­va­bı (7/18936)

9.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, Gü­müş­ha­ne, Kars, Ki­lis, Kü­tah­ya, Nev­şe­hir, Ri­ze, Si­irt, Şır­nak, İs­tan­bul Bü­yük­şe­hir, An­ka­ra Bü­yük­şe­hir, Ağ­rı, Bur­sa Bü­yük­şe­hir, Es­ki­şe­hir Bü­yük­şe­hir, Ko­ca­eli Bü­yük­şe­hir, Kon­ya Bü­yük­şe­hir, Sa­kar­ya Bü­yük­şe­hir, Kay­se­ri Bü­yük­şe­hir, Er­zu­rum Bü­yük­şe­hir, An­tal­ya Bü­yük­şe­hir, Di­yar­ba­kır Bü­yük­şe­hir, Ada­na Bü­yük­şe­hir, Sam­sun Bü­yük­şe­hir, Ga­zi­an­tep Bü­yük­şe­hir, Mer­sin Bü­yük­şe­hir, Ak­sa­ray, Amas­ya, İz­mir Bü­yük­şe­hir, Bin­göl, Bit­lis, Bo­lu, Çan­kı­rı, Ela­zığ, Düz­ce ve Adı­ya­man Be­le­di­ye­le­ri­nin elek­trik bor­cu­na iliş­kin so­ru­la­rı ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNA­KI­TAN'ın ce­va­bı (7/18939, 7/18940, 7/18941, 7/18942, 7/18943, 7/18944, 7/18945, 7/18946, 7/18948, 7/18949, 7/18950, 7/18951, 7/18952, 7/18953, 7/18954, 7/18955, 7/18956, 7/18957, 7/18958, 7/18959, 7/18960, 7/18961, 7/18962, 7/18963, 7/18964, 7/18965, 7/18966, 7/18967, 7/18968, 7/18969, 7/18970, 7/18971, 7/18972, 7/18973)

10.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met KAN­DO­ĞAN'ın, üni­ver­si­te has­ta­ne­le­ri­nin ala­cak­la­rı­na iliş­kin so­ru­su ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNA­KI­TAN'ın ce­va­bı (7/18976)

11.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa GA­ZAL­CI'nın, bir ders ki­ta­bı­nın onay sü­re­si­nin için­de­ki bir res­min çı­ka­rıl­ma­sı şar­tı­na bağ­lan­dı­ğı id­di­ası­na iliş­kin so­ru­su ve Millî Eği­tim Ba­ka­nı Hü­se­yin ÇELİK'in ce­va­bı (7/18978)

12.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa GA­ZAL­CI'nın, kay­nak ve ders ki­tap­la­rı ile ya­ban­cı dil öğ­ret­men­le­ri­ne iliş­kin so­ru­su ve Millî Eği­tim Ba­ka­nı Hü­se­yin ÇE­LİK'in ce­va­bı (7/18980)

13.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ca­nan ARIT­MAN'ın, se­ra gaz­la­rı sa­lı­mı­na ve sel fe­la­ket­le­ri­ne iliş­kin so­ru­su ve Çev­re ve Or­man Ba­ka­nı Os­man PE­PE'nin ce­va­bı (7/19018)

14.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ca­nan ARIT­MAN'ın, Bü­lent Ece­vit'in ce­na­ze tö­re­nin­de TRT'nin san­sür uy­gu­la­dı­ğı id­di­ala­rı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı Be­şir ATA­LAY'ın ce­va­bı (7/19024)

15.- Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Şe­fik ZEN­GİN'in, TRT Çu­ku­ro­va Böl­ge Mü­dür­lü­ğüy­le il­gi­li bir so­ruş­tur­ma ra­po­ru­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı Be­şir ATA­LAY'ın ce­va­bı (7/19030)

16.- Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Tur­han ÇÖ­MEZ'in, se­ra et­ki­si ya­ra­tan gaz sa­lı­mın­da­ki ar­tı­şa iliş­kin so­ru­su ve Çev­re ve Or­man Ba­ka­nı Os­man PE­PE'nin ce­va­bı (7/19042)

17.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ah­met ER­SİN'in, teh­li­ke­li atık­la­rın ber­ta­ra­fı­na iliş­kin so­ru­su ve Çev­re ve Or­man Ba­ka­nı Os­man PE­PE'nin ce­va­bı (7/19044)

18.- Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Emin KOÇ'un, Bü­lent Ece­vit'in ce­na­ze tö­re­nin­de TRT'nin san­sür uy­gu­la­dı­ğı id­di­ala­rı­na iliş­kin so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı Be­şir ATA­LAY'ın ce­va­bı (7/19053)

19.- Ka­ra­man Mil­let­ve­ki­li Mev­lüt AK­GÜN'ün, Fran­sız­ca der­si­ne ve Fran­sız­ca eği­tim ve­ren okul­la­ra iliş­kin so­ru­su ve Millî Eği­tim Ba­ka­nı Hü­se­yin ÇE­LİK'in ce­va­bı (7/19094)

20.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, Ela­zığ'ın Ala­ca­ka­ya il­çe­si­nin ye­ni bir li­se bi­na­sı ih­ti­ya­cı­na iliş­kin so­ru­su ve Millî Eği­tim Ba­ka­nı Hü­se­yin ÇE­LİK'in ce­va­bı (7/19095)

21.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa GA­ZAL­CI'nın, kent mer­kez­le­rin­de­ki okul­la­rın sa­tı­şı­na iliş­kin so­ru­su ve Millî Eği­tim Ba­ka­nı Hü­se­yin ÇE­LİK'in ce­va­bı (7/19097)

22.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ah­met ER­SİN'in, İZAY­DAŞ'ın atık ka­bu­lüy­le il­gi­li ba­zı id­di­ala­ra iliş­kin so­ru­su ve Çev­re ve Or­man Ba­ka­nı Os­man PE­PE'nin ce­va­bı (7/19128)

23.- Or­du Mil­let­ve­ki­li Kâzım TÜRK­MEN'in, bir çev­re dü­zen­le­me pla­nı­na iliş­kin so­ru­su ve Çev­re ve Or­man Ba­ka­nı Os­man PE­PE'nin ce­va­bı (7/19129)

24.- Kır­şe­hir Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin BA­YIN­DIR'ın, Kır­şe­hir Li­se­sin­de Cum­hu­ri­yet Bay­ra­mın­da bir öğ­ren­ci­nin oku­du­ğu şi­ire iliş­kin so­ru­su ve Millî Eği­tim Ba­ka­nı Hü­se­yin ÇE­LİK'in ce­va­bı (7/19150)

25.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Emin ŞİRİN'in, bir ka­tı­lım ban­ka­sı­nın ba­zı or­tak­la­rı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Ab­dül­la­tif ŞE­NER'in ce­va­bı (7/19171)

26.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in ida­ri kad­ro­la­ra ya­pı­lan ata­ma­la­ra,

Sta­tü­le­ri­ne gö­re per­so­nel sa­yı­sı­na,

-Te­kir­dağ Mil­let­ve­ki­li Meh­met Nu­ri SAY­GUN'un, bir ima­mın gö­rev ye­ri­nin de­ğiş­ti­ril­me­si­ne,

İliş­kin so­ru­la­rı ve Dev­let Ba­ka­nı Meh­met AY­DIN'ın ce­va­bı (7/19251, 7/19252, 7/19253)

27.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, ben­zin ve ma­zo­ta ya­pı­lan zam­lar ile ÖTV ar­tış ora­nı­na iliş­kin so­ru­su ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNA­KI­TAN'ın ce­va­bı (7/19310)

28.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Emin Şİ­RİN'in, TBMM ka­rar­la­rı­na uyul­ma­sı­nın yap­tı­rı­mı­na iliş­kin so­ru­su ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN'in ce­va­bı (7/19585)

 

I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

TBMM Ge­nel Ku­ru­lu sa­at 19.00'da açı­la­rak üç otu­rum yap­tı

2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel ve Kat­ma Büt­çe­li Da­ire­ler ve İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­la­rı­nın (1/1252; 1/1236, 3/1139; 1/1237, 3/1140) (S. Sa­yı­sı: 1269, 1270, 1271) gö­rüş­me­le­ri ta­mam­lan­dı; elek­tro­nik ci­haz­la ay­rı ay­rı ya­pı­lan açık oy­la­ma­la­rı so­nu­cun­da, ka­bul edi­lip ka­nun­laş­tık­la­rı açık­lan­dı.

Baş­ba­kan Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, büt­çe­nin ka­bu­lü ne­de­niy­le Ge­nel Ku­ru­la hi­ta­ben te­şek­kür ko­nuş­ma­sı yap­tı.

Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu, Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li'nin, ko­nuş­ma­sın­da, ile­ri sür­müş ol­du­ğu gö­rüş­ler­den fark­lı gö­rüş­le­ri ken­di­si­ne at­fet­me­si ne­de­niy­le;

Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin, An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li De­niz Bay­kal'ın,

Si­vas Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Sö­zen, Baş­ba­kan Re­cep Tay­yip Er­do­ğan'ın,

Ko­nuş­ma­la­rın­da, şa­hıs­la­rı­na;

An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer R. Kur­tul­mu­şoğ­lu, To­kat Mil­let­ve­ki­li Ze­yid As­lan'ın, ko­nuş­ma­sın­da, Ge­nel Baş­kan­la­rı­na;

Sa­taş­tık­la­rı id­di­asıy­la,

Bi­rer açık­la­ma­da bu­lun­du­lar.

Gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­nın:

1'in­ci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305) gö­rüş­me­le­ri, da­ha ön­ce ge­ri alı­nan mad­de­le­re iliş­kin ko­mis­yon ra­po­ru he­nüz gel­me­di­ğin­den;

2'nci sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904),

3'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ya­yıl­ma­nın Ön­len­me­si Amaç­la­rı­na Yö­ne­lik Yar­dım Sağ­lan­ma­sı­nın Ko­lay­laş­tı­rıl­ma­sı İçin İş­bir­li­ği­ne İliş­kin An­laş­ma­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir (1/1115) (S. Sa­yı­sı: 1147),

Ka­nun Ta­sa­rı­la­rı­nın gö­rüş­me­le­ri, il­gi­li ko­mis­yon yet­ki­li­le­ri Ge­nel Ku­rul­da ha­zır bu­lun­ma­dı­ğın­dan;

Er­te­len­di.

4'ün­cü sı­ra­sın­da bu­lu­nan, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş ve 5 Mil­let­ve­ki­li­nin, Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin (2/900) (S. Sa­yı­sı: 1311), gö­rüş­me­le­ri­ni mü­te­aki­ben, is­tem üze­ri­ne elek­tro­nik ci­haz­la ya­pı­lan açık oy­la­ma so­nu­cun­da, ka­bul edi­lip ka­nun­laş­tı­ğı açık­lan­dı.

26 Ara­lık 2006 Sa­lı gü­nü sa­at 15.00'te top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 02.46'da son ve­ril­di.

İs­ma­il Alptekin

 

 

Baş­kan Ve­ki­li

 

 

 

Ah­met Küçük

Bay­ram Özçelik

 

Ça­nak­ka­le

Bur­dur

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

Ha­run Tüfekci

 

 

Kon­ya

 

 

Kâtip Üye

 

 

No.: 56

II. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

26 Ara­lık 2006 Sa­lı

Ra­por­lar

1.- Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1267) (S. Sa­yı­sı: 1312) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 26.12.2006) (GÜN­DE­ME)

2.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Nus­ret Bay­rak­tar'ın; Dev­let İha­le Ka­nu­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/902)
(S. Sa­yı­sı: 1314) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 26.12.2006) (GÜN­DE­ME)

Mec­lis Araş­tır­ma­sı  Öner­ge­le­ri

1.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa GA­ZAL­CI ve 40 Mil­let­ve­ki­li­nin, Ne­cip Hab­le­mi­toğ­lu ci­na­ye­ti­nin araş­tı­rıl­ma­sı ama­cıy­la Ana­ya­sa­nın 98 in­ci, İç­tü­zü­ğün 104 ve 105 in­ci mad­de­le­ri uya­rın­ca bir Mec­lis araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­si (10/407) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

2.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa GA­ZAL­CI ve 42 Mil­let­ve­ki­li­nin, kü­çük do­ku­ma­cı es­na­fı­nın so­run­la­rı­nın araş­tı­rı­la­rak alın­ma­sı ge­re­ken ön­lem­le­rin be­lir­len­me­si ama­cıy­la Ana­ya­sa­nın 98 in­ci, İç­tü­zü­ğün 104 ve 105 in­ci mad­de­le­ri uya­rın­ca bir Mec­lis araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­si (10/408) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

 

26 Ara­lık 2006 Sa­lı

Bİ­RİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 15.05

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik), Meh­met DA­NİŞ (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 44'ün­cü Bir­le­şi­mi'ni açı­yo­rum.

Top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır, gö­rüş­me­le­re baş­lı­yo­ruz.

İS­MET ATA­LAY (İs­tan­bul) - Baş­kan, 40 ki­şi var içe­ri­de!

BAŞ­KAN - Gün­de­me geç­me­den ön­ce üç sa­yın mil­let­ve­ki­li­ne gün­dem dı­şı söz ve­re­ce­ğim.

Gün­dem dı­şı ilk söz, Millî Şa­iri­miz Meh­met Âkif Er­soy'un ölü­mü­nün 70'in­ci yıl dö­nü­mü mü­na­se­be­tiy­le Uşak Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ah­met Çağ­la­yan'a ait­tir.

Bu­yu­run Sa­yın Çağ­la­yan. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz beş da­ki­ka.

III. - BAŞ­KAN­LI­ĞIN GE­NEL KU­RU­LA SU­NUŞ­LA­RI

A) GÜN­DEM DI­ŞI KO­NUŞ­MA­LAR

1.- Uşak Mil­let­ve­ki­li Ah­met Çağ­la­yan'ın, İs­tik­lal Mar­şı şa­iri Meh­met Âkif Er­soy'un, ölü­mü­nün 70'in­ci yıl dö­nü­mün­de, ede­bi­yat­çı ki­şi­li­ği­ne ve eser­le­ri­ne iliş­kin gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı

AH­MET ÇAĞ­LA­YAN (Uşak) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Meh­met Âkif Er­soy'un ölü­mü­nün 70'in­ci yı­lın­da gö­rüş­le­ri­mi bil­dir­mek üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce he­ye­ti ve ek­ran­la­rı ba­şın­da biz­le­ri iz­le­yen va­tan­daş­la­rı­mı­zı say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Meh­met Âkif 1873 yı­lın­da İs­tan­bul'da doğ­du, 27 Ara­lık 1936'da yi­ne İs­tan­bul'da ve­fat et­ti. Sö­zü ile özü bir­bi­ri­ne uyan, genç­li­ği­mi­ze ör­nek ola­bi­le­cek abi­de şah­si­yet­le­ri­miz­den bi­ri­si de Meh­met Âkif'tir. Alt­mış üç yıl­lık öm­rü­nü bir des­tan gi­bi ya­şa­dı. En in­saf­sız mu­ha­lif­le­rin­ce bi­le al­kış­lan­dı. Şa­ir, ede­bi­yat­çı, dev­let me­mu­ru, po­li­ti­ka­cı, fen ada­mı, ga­ze­te­ci ve eği­tim­ci ola­rak mil­le­te unu­tul­maz hiz­met­ler ver­di. Ba­ğım­sız­lık, is­tik­lal, hür­ri­yet tar­tı­şıl­maz­la­rın­dan­dır. Mil­le­ti­ne borç­lu ve hay­ran­dır. Millî bir­lik ve be­ra­ber­lik en çok ar­zu­la­dı­ğı ide­ali­dir. Ge­le­cek­ten ümit kes­mek onun için ka­bul edil­mez­dir, ona gö­re al­çak­ça bir ölüm­dür ve bu­nu ve­ciz bir şe­kil­de.

"Ati­yi ka­ran­lık gö­re­rek az­mi bı­rak­mak,

Al­çak bir ölüm var­sa, emi­nim bu­dur an­cak." di­ye ifa­de ede­cek­tir.

Kur­tu­luş Sa­va­şı'nın en ümit­siz gün­le­rin­de Mus­ta­fa Ke­mal'in ön­der­li­ğin­de­ki mü­ca­de­le için Ana­do­lu'ya geç­miş, sa­de­ce mil­let­le bir­lik­te sa­va­şa ka­tıl­mak­la kal­ma­mış, köy köy, kent kent do­la­şa­rak hal­kı sa­va­şa teş­vik et­miş, is­yan­la­rın bas­tı­rıl­ma­sı­na ka­tıl­mış, esa­re­tin kor­kunç akı­be­ti­ni an­lat­mış, ba­ğım­sız­lık için ve­ri­len sa­va­şa her­ke­sin ka­tıl­ma­sı­nı sağ­la­ma­ya ça­lış­mış­tır.

O "Sa­hip­siz bir mem­le­ke­tin bat­ma­sı hak­tır./Sen sa­hip olur­san bu va­tan bat­ma­ya­cak­tır." di­ye dü­şün­ce­le­ri­ni di­le ge­tir­miş­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bi­rin­ci Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de Bur­dur Mil­let­ve­ki­li ola­rak gö­rev yap­tı. İs­tik­lal Mar­şı için ya­rış­ma açıl­dı. 724 şi­ir ka­tıl­dı, hiç­bi­ri is­te­ni­len ni­te­lik­te bu­lun­ma­dı. Âkif, ödül var di­ye ya­rış­ma­ya ka­tıl­ma­mış­tı. Ken­di­si­ne Millî Eği­tim Ba­ka­nı Ham­dul­lah Sup­hi Tan­rı­över ri­ca et­ti. An­cak, bu işi mil­le­ti­ne pa­ray­la ya­pa­ma­ya­ca­ğı­nı söy­le­yip, tek­li­fi ge­ri çe­vir­di. Ödül me­se­le­si­ne bir şe­kil­de ça­re bu­lu­na­ca­ğı te­mi­na­tı üze­ri­ne yaz­dı­ğı şi­ir Mec­lis­te dört de­fa oku­nup, ayak­ta al­kış­lan­dı. Al­kış­lar­la Mec­lis in­ler­ken, Meh­met Âkif mah­cup ol­muş­tu. O, mil­le­ti için yap­tı­ğı bir iş­te al­kış­lar­la gu­rur duy­ma cü­re­ti­ni bi­le ken­di­si­ne çok gö­ren bi­ri­siy­di.

Şi­iri 12 Mart 1921'de Mec­lis ta­ra­fın­dan Millî Marş ola­rak ka­bul edil­di. Ödü­lü ka­bul et­me­me­si ba­zı­la­rın­ca tu­haf kar­şı­lan­mış­sa da, gi­ye­cek pal­to­su da­hi yok­ken İs­tik­lal Mar­şı’­nı mil­le­ti­mi­ze, ödü­lü­nü de kah­ra­man or­du­mu­za he­di­ye et­ti. Onun so­rum­lu­luk duy­gu­su şöy­ley­di:

"Ka­na­yan bir ya­ra gör­düm mü ya­nar ta ci­ğe­rim,

Onu din­dir­mek için çif­te ye­rim, kam­çı ye­rim!

Adam al­dır­ma da geç git, di­ye­mem al­dı­rı­rım.

Çiğ­ne­rim, çiğ­ne­ni­rim, hak­kı tu­tar kal­dı­rı­rım! "di­ye… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) … so­rum­lu­luk duy­gu­su­nun bü­yük­lü­ğü­nü ifa­de eder.

"Ko­ca­ka­rı ile Ömer" isim­li man­zum hikâye­sin­de an­ne ro­lün­de ka­dı­nın ço­cuk­la­rı aç, ken­di­si ça­re­siz­dir. "Ömer'e söy­le­sey­din." de­nil­di­ğin­de, ça­re­siz de ol­sa hal­kın onu­ru­nu Ko­ca­ka­rı­nın ağ­zın­dan öy­le gü­zel ifa­de eder ki:

 "Gi­dip de söy­le­ye­yim ha! Di­len­ci­lik ya­pa­mam.

Ömer de kim? Be­nim on­dan kerîm adam­dı ba­bam." di­ye­cek­tir.

İda­re­ci­le­rin so­rum­lu­lu­ğu­nu da, yi­ne, en gü­zel şek­liy­le ifa­de eder:

"Ke­na­rı Dic­le'de bir kurt aşır­sa bir ko­yu­nu,

Ge­lir de ad­li ilahî so­rar Ömer'den onu."

Ümi­di­mi­zin, ima­nı­mı­zın, çi­le­mi­zin, va­tan­se­ver­li­ği­mi­zin, hür­ri­yet aş­kı­mı­zın şa­iri­dir Âkif. Hür­ri­ye­te ve is­tik­la­le vur­gun­dur. Bu­nu, İs­tik­lal Mar­şı'nda şu dört­lük­ler­le di­le ge­ti­rir:

"Ben, ezel­den be­ri­dir hür ya­şa­dım, hür ya­şa­rım.

Han­gi çıl­gın ba­na zin­cir vu­ra­cak­mış? Şa­şa­rım;

Kük­re­miş sel gi­bi­yim, ben­di­mi çiğ­ner, aşa­rım;

Yır­ta­rım dağ­la­rı, en­gin­le­re sığ­mam, ta­şa­rım."

Ay­rı­ca, va­ta­nı, onun en bü­yük fe­dakârlık ya­pı­la­cak, yi­ne, de­ğer­le­rin­den­dir:

"Kim bu cen­net va­ta­nın uğ­ru­na ol­maz ki fe­da?

Şü­he­da fış­kı­ra­cak, top­ra­ğı sık­san şü­he­da!

Ca­nı, ca­na­nı, bü­tün va­rı­mı al­sın da Hü­da,

Et­me­sin tek va­ta­nım­dan be­ni dün­ya­da cü­da." di­ye bu duy­gu­su­nu di­le ge­ti­rir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın efen­dim.

AH­MET ÇAĞ­LA­YAN (De­vam­la) - Cum­hu­ri­yet ta­ri­hi­miz­de ta­as­su­ba, ce­ha­le­te, kök­süz­lü­ğe baş kal­dır­mış­tır. Ona gö­re, es­ki, es­ki ol­du­ğu için atıl­maz, za­rar­lı ve fay­da­sız ol­du­ğu için atı­lır; ye­ni de, ye­ni ol­du­ğu için alın­maz, doğ­ru ve gü­zel ise alı­nır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, o, mil­le­tin bü­tün­lü­ğü­ne, bu­nu bo­zan ata­le­te, tem­bel­li­ğe, iç çe­kiş­me, sen-ben kav­ga­la­rı­na da kar­şı­dır:

"Gir­me­den tef­ri­ka bir mil­le­te, düş­man gi­re­mez.

Top­lu vur­duk­ça yü­rek­ler, onu top sin­di­re­mez." di­ye duy­gu­su­nu ifa­de eder.

Ki­şi­nin tü­ke­ti­ci de­ğil, üre­ti­ci ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni söy­ler:

"Kim ka­zan­maz­sa bu dün­ya­da bir ek­mek pa­ra­sı,

Dos­tu­nun yüz ka­ra­sı, düş­ma­nı­nın mas­ka­ra­sı." der.

Âkif has­ta ya­ta­ğın­da­dır. Zi­ya­ret­çi­le­rin ko­nuş­ma­la­rı es­na­sın­da söz İs­tik­lal Mar­şı'na ge­lir. "Ye­ni­den ya­zıl­sa." de­ni­lir. O, bit­kin ya­ta­ğın­da doğ­ru­lur: "Al­lah bir da­ha bu mil­le­te is­tik­lal mar­şı yaz­dır­ma­sın." der; çün­kü, is­tik­la­lin ve ba­ğım­sız­lı­ğın ne be­del­ler, ne sı­kın­tı­lar çe­ki­le­rek ka­za­nıl­dı­ğı­nı ya­şa­mış­tır. Şe­hit­le­ri, ga­zi­le­ri, ye­tim­le­ri, ök­süz­le­ri, dul­la­rı, ev­la­dı­nı kay­bet­miş de­de­le­rin, ni­ne­le­rin, ana ve ba­cı­la­rın on­lar­la bir­lik­te acı­la­rı­nı ya­şa­mış­tır. Onun için, Al­lah böy­le acı gün­le­ri bir da­ha gös­ter­me­sin de­mek is­te­mek­te­dir. Ha­ya­tı va­tan ve mil­let sev­gi­si­nin, ba­ğım­sız­lık ve hür­ri­yet aş­kı­nın, mil­le­ti için fe­dakârlı­ğın ör­ne­ği olan İs­tik­lal Mar­şı şa­iri­mi­zi ölü­mü­nün 70'in­ci yı­lın­da rah­met ve min­net­le anı­yo­rum, Al­lah ga­ni ga­ni rah­met ey­le­sin.

Onun gi­bi ni­ce mil­let, mem­le­ket sev­da­lı­la­rı­nı, şe­hit­le­ri ve ga­zi­le­ri de rah­met­le ve min­net­le anı­yor, yü­ce he­ye­ti say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Çağ­la­yan.

Gün­dem­dı­şı ikin­ci söz, Sa­rı­ka­mış Ha­rekâtı'yla il­gi­li ol­mak üze­re, Kars Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ze­ki Ka­ra­ba­yır'a ait­tir.

Bu­yu­run Sa­yın Ka­ra­ba­yır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

2.- Kars Mil­let­ve­ki­li Ze­ki Ka­ra­ba­yır'ın, Sa­rı­ka­mış Ha­rekâtı'nın 92'nci yıl­dö­nü­mü mü­na­se­be­tiy­le gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı

ZE­Kİ KA­RA­BA­YIR (Kars) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu­gün beş da­ki­ka­lık kı­sa bir za­man di­li­mi içe­ri­sin­de, ta­ri­hi­miz­de çok önem­li bir ye­re sa­hip olan, vu­ku bul­du­ğu dö­nem­le­rin şart­la­rı al­tın­da giz­len­me­ye ça­lı­şı­lan, da­ha son­ra ya­şa­nan ola­ğa­nüs­tü şart­lar­da ge­re­ği ka­dar kav­ra­na­ma­yan ve hal­kı­mı­zın bü­yük bir ço­ğun­lu­ğu ta­ra­fın­dan ye­te­rin­ce bi­lin­me­yen Sa­rı­ka­mış Ha­rekâtı'nın 92'nci yıl dö­nü­mü mü­na­se­be­tiy­le gün­dem dı­şı söz al­dım. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, he­pi­mi­zin bil­di­ği gi­bi, 1877-78 ta­rih­le­rin­de ce­re­yan eden ve 93 Har­bi ola­rak da bi­li­nen Os­man­lı-Rus Sa­va­şı so­nun­da Kars, Ar­da­han ve Ba­tum, Ayas­ta­fa­nos Ant­laş­ma­sı'yla ve Sa­rı­ka­mış da Ber­lin Ant­laş­ma­sı'yla Rus­la­ra ve­ril­di. Bu böl­ge­ler kırk yıl bo­yun­ca Rus­la­rın hâki­mi­ye­ti al­tın­da kal­dı. Yi­ne, bi­lin­di­ği gi­bi, Tür­ki­ye, Ya­vuz ve Mi­dil­li ola­yı ne­ti­ce­sin­de 1914 yı­lın­da bir an­da ken­di­si­ni Bi­rin­ci Dün­ya Har­bi içe­ri­sin­de bul­du. Bu saf­ha­dan son­ra olay­lar hız­la ge­liş­me­ye baş­la­dı. Sa­va­şın he­men ba­şın­da, ya­ni 1 Ka­sım 1914 ta­ri­hin­den iti­ba­ren Rus Kaf­kas or­du­su­nun Türk hu­du­du­na ta­ar­ru­za baş­la­ma­sıy­la 22 Ka­sı­ma ka­dar sü­ren Köp­rü­köy ve Azap Mu­ha­re­be­le­ri baş­la­dı. Ar­tık, fii­len Bi­rin­ci Dün­ya Har­bi'ne gir­miş olan Os­man­lı İm­pa­ra­tor­lu­ğu kırk yıl­lık Rus esa­re­ti­ne son ver­mek, Türk top­rak­la­rın­dan sö­küp at­mak, Sa­rı­ka­mış ve çev­re­si­ni ana va­tan top­rak­la­rı­na kat­mak üze­re, 22 Ara­lık 1914 ta­ri­hin­de Har­bi­ye Na­zı­rı ve Baş­ko­mu­tan Ve­ki­li En­ver Pa­şa ko­mu­ta­sın­da Üçün­cü Or­duy­la Sa­rı­ka­mış Ha­rekâtı'na baş­la­dı. On ye­di gün bo­yun­ca de­vam eden bu ha­rekât, 5 Ocak 1915'te Sa­rı­ka­mış ön­le­rin­de son bul­du. 2.500-3.000 met­re yük­sek­li­ğin­de, her yer 1 met­re­yi aşan kar­la kap­lı, en­ge­be­li, ge­çit ver­me­yen dağ­lık bir ara­zi; ek­si 35-40 de­re­ce­de so­ğuk ve don­du­ru­cu bir ha­va; sır­tın­da yaz­lık el­bi­se ve aya­ğın­da ça­rık; ula­şım, bes­len­me ve ba­rın­ma imkânla­rın­dan mah­ru­mi­yet; bu­na, bir de ye­ter­siz sağ­lık per­so­ne­li ve has­ta­ne ek­le­nin­ce, ha­rekâtın Türk or­du­su açı­sın­dan ne ka­dar zor şart­lar­da ce­re­yan et­ti­ği gö­rül­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, tüm bu olum­suz şart­la­ra rağ­men Köp­rü­köy ve Azap Mu­ha­re­be­le­riy­le bir­lik­te otuz beş gün bo­yun­ca Er­zu­rum'dan Sa­rı­ka­mış ön­le­ri­ne ka­dar de­vam eden bu ha­rekâtta, Türk as­ke­ri, ta­ri­hi­nin her dö­ne­min­de ol­du­ğu gi­bi, çok olum­suz şart­lar­da bi­le va­ta­nı uğ­run­da ca­nı­nı fe­da et­mek­ten bir sa­ni­ye bi­le ge­ri dur­ma­mış­tır. Bir kıs­mı düş­man kur­şu­nuy­la şe­hit olur­ken, bir kıs­mı da don­du­ru­cu so­ğuk ve sal­gın has­ta­lık­lar ne­de­niy­le ha­yat­la­rı­nı kay­bet­ti­ler. Bu ha­rekâtta -çe­şit­li kay­nak­lar­da- Türk or­du­su­nun 60 ila 90 bin va­tan ev­la­dı­nı kay­bet­ti­ği be­lir­til­mek­te­dir.

İz­ni­niz­le, ye­ri gel­miş­ken, bu­ra­da, bu ko­nu­da ba­zı çev­re­ler­de yer­le­şik olan yan­lış bir bil­gi­yi de dü­zelt­mek is­ti­yo­rum. O da şu­dur: Bu ha­rekâtta, san­ki, Türk or­du­su­na men­sup as­ker­le­ri­mi­zin hep­si düş­ma­na bir kur­şun da­hi sık­ma­dan do­na­rak şe­hit ol­muş­lar­dır. Bu, doğ­ru bir bil­gi de­ğil­dir.

Söz­le­ri­min ba­şın­da da ifa­de et­ti­ğim gi­bi, Sa­rı­ka­mış ön­le­rin­de­ki ha­rekât 22 Ara­lık­ta baş­la­yıp 5 Ocak­ta so­na er­miş­tir. Ya­ni, ça­tış­ma­lar tam on ye­di gün sür­müş­tür. Ni­te­kim, Rus Or­du­lar Baş­ko­mu­tan Ve­ki­li Ge­ne­ral Ni­ko­los­ki "Türk as­ke­ri, don­du­ru­cu so­ğu­ğun şid­de­tin­den te­le­fon­la­rın bi­le iş­le­me­di­ği za­man­lar­da, iki üç haf­ta sü­rey­le, de­vam­lı ola­rak, bir ba­rı­nak­tan yok­sun kal­dık­la­rı an­lar­da bi­le hiç dur­ma­dan mu­ha­re­be et­miş­ler­dir." de­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Sa­rı­ka­mış, Meh­met­çi­ğin, her şart al­tın­da ira­de, ce­sa­ret ve di­sip­lin­den olu­şan ka­rak­te­ri­ni na­sıl mu­ha­fa­za et­ti­ği­ni ta­ri­he al­tın harf­ler­le yaz­dı­ğı bir sem­bol­dür. Bu sem­bo­lü ön­ce­ki Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı­mız Or­ge­ne­ral Sa­yın Hil­mi Öz­kök şöy­le ifa­de edi­yor: "Sa­rı­ka­mış, as­kerî açı­dan var ol­ma az­mi­nin, di­ren­cin, mü­ca­de­le­nin, inan­cın, fe­dakârlı­ğın ve her şey­den önem­li­si de Türk hal­kı ve as­ke­ri­nin en zor şart­lar­da va­ta­nı için ne­le­ri gö­ze ala­bi­le­ce­ği­nin abi­de­leş­miş bir mi­sa­li­dir."

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run efen­dim, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın.

ZE­Kİ KA­RA­BA­YIR (De­vam­la) - Yi­ne, Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı­mız Or­ge­ne­ral Sa­yın Ya­şar Bü­yü­ka­nıt da me­sa­jın­da, Türk ulu­su­nun fe­dakâr ev­lat­la­rı­nın, düş­ma­na kar­şı par­lak bir za­fer ka­za­na­ma­dık­la­rı­nı, ama on­la­rın gös­ter­di­ği ola­ğa­nüs­tü ta­ham­mül ve ka­rar­lı­lık­la "va­tan" fik­ri­nin bel­lek­le­re yer­leş­me­si­ni sağ­la­dık­la­rı­nı vur­gu­la­mak­ta­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; bi­zim ta­ri­hi­miz­de za­fer­ler ka­dar acı­lar da ol­duk­ça bü­yük yer tu­tar. Ye­men, kız­gın çöl­ler­de; Ça­nak­ka­le, de­rin su­lar­da; Sa­rı­ka­mış da don­du­ru­cu so­ğuk­ta yi­tip gi­den Ana­do­lu ço­cuk­la­rı­nın hikâye­si­ni ba­rın­dı­rır. Türk mil­le­ti, son harp­te bil­has­sa iki yer­de ta­bi­at ve imkânsız­lık­la mü­ca­de­le et­miş­tir: Çöl ve Sa­rı­ka­mış. Sa­rı­ka­mış şe­hit­le­ri bir gü­neş ak­si­nin has­re­tiy­le, Si­na şe­hit­le­ri ise bir su dam­la­sı­nın has­re­tiy­le öl­dü­ler. Bi­ri­nin gü­ne­şi Türk as­ker­le­ri­ni bir akar gi­bi erit­ti, öbü­rü­nün ka­rı da bir mad­de gi­bi don­dur­du.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Os­man­lı İm­pa­ra­tor­lu­ğu'nun son ço­cuk­la­rı ha­yat­ta ka­la­rak de­ğil, öle­rek za­fer ka­zan­ma­yı ter­cih et­miş­ler­dir. Biz o bü­yük çı­na­rın acı­ma­sız­ca ke­si­len kö­kün­den çı­kan cum­hu­ri­yet da­lı­nın nes­li­yiz. O des­tan­la­rın, di­ri­liş­le­rin, acı­la­rın sa­hi­bi­yiz. Ha­ta­sıy­la, gü­na­hıy­la se­va­bıy­la biz Os­man­lı mi­ra­sı­nın sa­hi­bi­yiz. Ne ye­nil­gi­mi­zi red­de­de­riz ne de za­fer­le­ri­mi­zi göl­ge­le­riz.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; her yıl ara­lık ayı­nın son haf­ta­sın­da şe­hit­le­ri­miz için an­ma tö­ren­le­ri dü­zen­len­miş­tir. Bu yıl 23-24 Ara­lık­ta dü­zen­le­nen tö­ren­le­re baş­ta Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­ka­nı­mız Sa­yın Bü­lent Arınç, Tu­rizm ve Kül­tür Ba­ka­nı­mız Sa­yın Atil­la Koç, mil­let­ve­kil­le­ri­miz ve Tür­ki­ye'nin her ye­rin­den şe­hit ya­kın­la­rı iş­ti­rak et­ti­ler. Baş­ta Baş­ka­nı­mız ve Ba­ka­nı­mız ol­mak üze­re ka­tı­lan her­ke­se hu­zur­la­rı­nız­da te­şek­kür edi­yo­rum. Tüm şe­hit­le­ri­mi­zi rah­met­le anı­yo­rum, hep­si­nin önün­de say­gıy­la eği­li­yo­rum, on­la­rın ya­şa­yan ya­kın­la­rı­na da say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum ve yü­ce he­ye­ti­ni­zi de say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­riz Sa­yın Ka­ra­ba­yır.

Üçün­cü gün­dem dı­şı ko­nuş­ma, Kon­ya'da­ki dok­tor ha­ber­le­riy­le il­gi­li ol­mak üze­re, Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mus­ta­fa Ünal­dı'ya ait.

Bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

3.- Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Ünal­dı'nın, Kon­ya Nu­mu­ne Has­ta­ne­sin­de mey­da­na gel­di­ği id­dia edi­len ve ba­zı ga­ze­te ve te­le­viz­yon­lar­da ya­yım­la­nan ha­be­re iliş­kin gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı

MUS­TA­FA ÜNAL­DI (Kon­ya) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Kon­ya'yla il­gi­li bir ya­lan ha­ber üze­ri­ne gün­dem dı­şı söz al­dım, ön­ce her­ke­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. Söz ver­di­ği için Sa­yın Baş­ka­na te­şek­kür edi­yo­rum.

Kon­ya­lı hem­şeh­ri­le­ri­miz­de fev­ka­la­de üzün­tü oluş­tu­ran, ya­lan ol­du­ğu an­la­şı­lın­ca üzün­tü­le­ri da­ha da çok ar­tı­ran ve öf­ke­len­me­le­re se­bep olan ha­ber, Kon­ya Nu­mu­ne Has­ta­ne­si dok­tor­la­rıy­la il­gi­li. Ko­nu­yu de­ğer­len­dir­mek, bu ko­nu­da­ki bil­gi­le­ri­mi, duy­gu­la­rı­mı, dü­şün­ce­le­ri­mi siz­ler­le pay­laş­mak, olay­la­rın ger­çe­ği ile ya­la­nı­nın tu­ta­nak­la­ra geç­me­si­ni is­te­dim.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; 17 Ara­lık Kon­ya için önem­li bir gün: Şe­bi­arus. Baş­ba­ka­nı­mız da 16-17 Ara­lık gün­le­rin­de Kon­ya'da, Ka­ra­man'da idi. Açı­lış­tan açı­lı­şa ko­şuş­tu­rur­ken, eli­mi­ze bir Hür­ri­yet ga­ze­te­si tu­tuş­tu­rul­du; se­be­bi, çir­kin, ka­sıt­lı bir ha­ber, hem de man­şet­ten, iri harf­ler­le ve­ri­li­yor: "Tes­tis Di­ye Çek­me­di­ler" De­vam say­fa­sın­da da ay­nı şe­kil­de iri harf­ler­le "Te­set­tür Fa­ci­ası" di­ye ve­ril­miş. Fa­cia ol­ma­ya fa­cia da, ya­lan ha­ber fa­ci­ası, ga­ze­te­ci eti­ği fa­ci­ası, ba­sın yo­luy­la linç gi­ri­şi­mi fa­ci­ası­dır. Sa­bah'tan Er­gun Ba­ba­han'ın ta­bi­riy­le "Has­ta­ne üze­rin­den re­jim kri­zi ya­rat­ma ça­ba­sı gi­bi bir ha­va var."

Ha­be­rin ve­ri­liş şek­li­ni ve ger­çek olay­la­rı in­ce­ler­se­niz gö­rür­sü­nüz ki, ka­dın dok­tor­la­rın ki­şi­li­ğin­de, inanç­lı in­san­lar, Kon­ya'nın te­miz, din­dar kim­li­ği, ül­ke­nin is­tik­ra­rı he­def se­çil­miş­tir. Ha­be­rin id­di­ası­na gö­re, tes­tis­le­rin­den ra­hat­sız olan has­ta, ul­tra­son çe­kil­mek üze­re la­bo­ra­tu­va­ra gi­di­yor, ora­da bu­lu­nan te­set­tür­lü ba­yan­lar, ob­je tes­tis ol­du­ğu için çe­kim yap­mı­yor­lar. So­nuç­ta, ge­cik­me­den do­la­yı, has­ta­nın tes­tis­le­rin­den bi­ri­si alı­nı­yor. Bu­ra­da, doğ­ru olan, has­ta, tes­tis­le­rin­den ra­hat­sız, ul­tra­son çe­ki­mi ya­pıl­mı­yor ve has­ta, tes­ti­si­nin bi­ri­ni kay­be­di­yor. Ka­dın dok­tor­lar ve te­set­tür, he­def­le­nen amaç­la­ra uy­gun ola­rak ek­le­me­ler­dir. Bir ke­re, olay, bir iki gün ön­ce­si­ne ait bir olay de­ğil.

Sa­yın Ba­kan da bu­ra­da açık­la­ma­lar­da bu­lun­du­lar. Ben, ken­di yö­nüm­den, Kon­ya­lı yö­nün­den dil­len­dir­mek is­ti­yo­rum. He­kim ar­ka­daş­lar­dan, baş­he­kim­lik­ten ta­bip oda­sın­dan al­dı­ğım bil­gi­ler, hep bir­bi­ri­ni te­yit edi­yor. Di­ğer med­ya or­gan­la­rı da ha­be­rin ya­lan ol­du­ğu­nu, bel­li bir he­de­fe gö­re ve­ril­di­ği­ni te­yit et­ti­ler. Bir ke­re, olay, me­sai sa­at­le­ri dı­şın­da ge­li­şi­yor. Rad­yo­log­lar, rad­yas­yon iz­ni kul­la­nır, kı­sa me­sai ya­par­lar. Acil va­ka­lar­da, icap­lı ola­rak, ya­ni da­vet­le ça­ğı­rı­la­rak nö­bet­çi gö­rev ya­par­lar, nö­bet­çi ola­rak ba­kar­lar. O gün, nö­bet­çi olan bir er­kek dok­tor­dur. Acil işa­re­ti ko­nul­ma­dı­ğı için, icap­çı da çağ­rıl­ma­mış­tır. İn­ce­le­me ya­pan uz­man he­kim­le­rin dü­zen­le­di­ği hem Sağ­lık Mü­dür­lü­ğü­ne hem de Baş­he­kim­li­ğe ve­ril­miş ra­por­lar da­ha çok pa­to­lo­jik tab­lo­yu ve ame­li­yat ge­rek­li­li­ği­ni de­ğer­len­dir­mek­te­dir. Ra­por­lar elim­de, ama, bu­ra­da za­man mü­sa­it ol­ma­dı­ğı için on­lar­dan faz­la bah­se­de­me­ye­ce­ğim.

Bu­ra­da ya­nıl­tı­cı bir olay da, la­bo­ra­tu­var­da dok­tor­lar var, tek­nis­yen­ler var; hep­si be­yaz göm­lek­li. On al­tı ya­şın­da bir has­ta ak­ci­ğer fil­mi çek­ti­ri­yor. Ak­ci­ğer fil­mi­ni çe­ken bir ka­dın tek­nis­yen -dok­tor de­ğil- ul­tra­so­nu dok­tor çe­ker de­yip bı­ra­kı­yor. Acil işa­re­ti ol­ma­dı­ğı için de çağ­rı ya­pıl­mı­yor. Çe­kil­me­yen yal­nız ul­tra­son da de­ğil, ay­nı za­man­da sin­tig­ra­fi ta­le­bi var; acil ol­ma­dı­ğı için hiç­bi­ri­si iş­le­me gir­mi­yor. Sin­tig­ra­fi­yi za­ten has­ta­ne içe­ri­sin­de çek­me imkânı yok. Herhâlde te­da­vi he­ki­mi bu ko­nu­lar­da has­ta­ya ve has­ta sa­hip­le­ri­ne ye­te­rin­ce bil­gi ver­me­miş, iş­te bun­lar­dan do­la­yı şim­di so­ruş­tur­ma ge­çi­ri­yor. Du­ru­mu araş­tır­ma­sı ge­re­ken, ga­ze­te­ci araş­tır­ma­dan, muh­te­me­len de kö­tü ni­yet­le ya­lan ha­ber ya­pı­yor. Yal­nız ha­ber­le ka­lın­mı­yor, bu ha­be­re is­ti­na­den, ay­nı ga­ze­te­nin ile­ri ge­len bir ya­za­rı alıp sa­zı eli­ne, dök­tü­rü­yor ne ge­lir­se di­li­ne. Ne­ler dök­tü­rü­yor ne­ler, âde­ta kin ku­su­yor.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın Sa­yın Ünal­dı.

MUS­TA­FA ÜNAL­DI (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Bu du­ru­mu Ta­ha Kı­vanç şöy­le de­ğer­len­di­ri­yor (20 Ara­lık­ta­ki kö­şe­sin­de) hep­si­ni oku­mak müm­kün de­ğil, sa­de­ce kat­kı­sı do­la­yı­sıy­la bir pa­rag­raf ala­ca­ğım: "Es­ki­den, ba­sın­dan bi­ri­le­ri bir ya­lan ha­ber­le ül­ke­yi aya­ğa kal­dı­rır, kim­se iti­raz ede­me­di­ği için de olay doğ­ruy­muş gi­bi mil­le­tin bel­le­ğin­de yer eder­di. Ya­lan ha­ber­ler­le hükûmet­ler dü­şü­rül­dü, dar­be­ler ya­pıl­dı. Bu ül­ke­de, ar­tık öy­le ol­mu­yor. Ha­ber iki gün­de  pa­çav­ra­ya dön­dü." De­va­mı bu ma­hi­yet­te­ki yo­rum­dur.

En çar­pı­cı du­rum, has­ta­nın ba­ba­sı şa­ir, bu ko­nu­yu da şi­ir­le di­le ge­ti­ri­yor. Acı­yı çe­ken, kay­bı olan as­lın­da has­ta ve has­ta sa­hi­bi. Ama, bu ya­lan ha­ber kar­şı­sın­da­ki tu­tu­mu bu­nu şi­ire dö­ke­cek şe­kil­de:

"Biz­den se­lam ol­sun Uğur Dün­dar'a,

Olay­la­rı abart­ma­dan yaz­ma­lı.

Kâğı­da bi­nip de at­ma­sın na­ra,

Dal­ga­la­rı ka­bart­ma­dan yaz­ma­lı.

Rö­por­taj ya­pıp da açık söz­lü­ce,

Ya­zı­sı­nı ya­yın­la­yıp hız­lı­ca,

Sa­man al­tı su sa­lıp da giz­li­ce,

Ni­ye­ti­ni de­bert­me­den yaz­ma­lı.

 

Hi­pok­rat ye­mi­ni var­dır dok­to­run,

Ha­ki­ka­te ta­bi ol­ma­lı yo­rum,

Kı­lıf­lı-kı­lıf­sız ol­maz mı so­run,

Ya­la­nı­nı zı­bart­ma­dan yaz­ma­lı.

 

Ha­ki­ka­ti ka­bul ol­sa da acı,

Si­ne­mi del­se de en kes­kin ucu,

Bi­ri­le­ri gi­yer­ken şöh­ret­le ta­cı,

Onur­la­ra dert et­me­den yaz­ma­lı."

Os­man Gün­doğ­du, has­ta­nın ba­ba­sı.

Bun­dan son­ra söy­le­ye­cek söz yok. Şu­nu be­lirt­mek is­ti­yo­rum: "Ça­mur at izi kal­sın" di­yen­le­re kar­şı, izi kal­ma­sın di­ye tu­ta­nak­la­ra geç­sin is­te­dim bu ko­nu­yu.

Se­lam­lar, say­gı­lar su­nar­ken, Kur­ban Bay­ra­mı'nı­zı teb­rik eder, 2007'nin siz­le­re, mil­le­ti­mi­ze ve in­san­lı­ğa ha­yır ge­tir­me­si­ni di­le­rim.

He­kim has­ta ay­rı­mı ya­par mı yap­maz mı ko­nu­su­nu in­şal­lah baş­ka bir ko­nuş­mam­da arz ede­rim.

Tek­rar say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ünal­dı.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­lar ta­mam­lan­mış­tır.

Gün­de­me ge­çi­yo­ruz.

Baş­kan­lı­ğın Ge­nel Ku­ru­la su­nuş­la­rı var­dır.

Mec­lis araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­na iliş­kin iki öner­ge var­dır; oku­tup oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

B) GEN­SO­RU, GE­NEL GÖ­RÜŞ­ME, MEC­LİS SO­RUŞ­TUR­MA­SI VE MEC­LİS ARAŞ­TIR­MA­SI ÖNER­GE­LE­Rİ

1.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Ga­zal­cı ve 40 mil­let­ve­ki­li­nin, Ne­cip Hab­le­mi­toğ­lu ci­na­ye­ti­nin araş­tı­rıl­ma­sı ama­cıy­la Mec­lis araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­si (10/407)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

18 Ara­lık 2002'de, An­ka­ra Por­ta­kal Çi­çe­ği So­ka­ğı'nda­ki evi­nin önün­de si­lah­lı sal­dı­rı so­nu­cu öl­dü­rü­len Dr. Ne­cip Hab­le­mi­toğ­lu'nun ka­til ya da ka­til­le­ri bu­gü­ne ka­dar or­ta­ya çı­ka­rı­la­ma­mış ve bu acı olay "Fa­ili Meç­hul Ci­na­yet" sa­yıl­mış­tır.

Dr. Ne­cip Hab­le­mi­toğ­lu, yaz­dı­ğı ki­tap­lar ve de­ği­şik yer­ler­de yap­tı­ğı ko­nuş­ma­lar­da ulu­sal çı­kar­la­rı sa­vun­du­ğu için ki­mi çev­re­le­ri ra­hat­sız et­miş­tir.

Ci­na­ye­tin iş­le­ni­şin­den bu­gü­ne de­ğin de­ği­şik ba­sın ve ya­yın or­gan­la­rın­da Dr. Ne­cip Hab­le­mi­toğ­lu'nun yaz­dık­la­rı ve söy­le­dik­le­rin­den do­la­yı dış güç­ler ta­ra­fın­dan öl­dü­rül­dü­ğü ko­nu­sun­da çe­şit­li ya­yın­lar ya­pıl­mış­tır.

Tüm yurt­taş­la­rı­mı­zın vic­da­nı­nı ra­hat­sız eden bu ci­na­yet, es­ki ve ye­ni id­di­alar doğ­rul­tu­sun­da in­ce­len­me­li, kap­sam­lı ça­lış­ma­lar ya­pı­la­rak bu ko­nu­da­ki kuş­ku­lar gi­de­ril­me­li­dir. Ci­na­ye­tin üs­tü­nü ör­ten giz per­de­si ara­lan­ma­lı­dır. Ola­ya ka­rı­şan­lar­dan hu­kuk yo­luy­la he­sap so­rul­ma­lı, yet­ki­li­ler hiç ol­maz­sa bun­dan son­ra­sı için ge­rek­li ön­lem­le­ri al­ma­lı­dır.

Dr. Ne­cip Hab­le­mi­toğ­lu ci­na­ye­ti­nin araş­tı­rıl­ma­sı, ir­de­len­me­si ve ye­ni si­ya­si ci­na­yet­le­rin önü­nün alı­na­bil­me­si için Ana­ya­sa­nın 98. mad­de­si­ne, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si İç Tü­zü­ğü­’nün 104. ve 105. mad­de­si­ne gö­re Mec­lis araş­tı­rıl­ma­sı­nı di­le­riz.

Say­gı­la­rı­mız­la.

1) Mus­ta­fa Ga­zal­cı                        (De­niz­li)

2) Meh­met Zi­ya Yer­gök                (Ada­na)

3) Fe­ri­dun Fik­ret Ba­loğ­lu              (An­tal­ya)

4) Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu                   (Ço­rum)

5) İd­ris Sa­mi Tan­doğ­du                 (Or­du)

6) Er­dal Ka­ra­de­mir                        (İz­mir)

7) Bir­gen Ke­leş                             (İs­tan­bul)

8) Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu             (Ma­lat­ya)

9) Uğur Ak­söz                              (Ada­na)

10) Ha­run Akın                             (Zon­gul­dak)

11) Meh­met Se­fa Sir­men               (Ko­ca­eli)

12) Ra­sim Ça­kır                            (Edir­ne)

13) Na­dir Sa­raç                             (Zon­gul­dak

14) Ah­met Yıl­maz­ka­ya                  (Ga­zi­an­tep)

15) Os­man Öz­can                          (An­tal­ya)

16) Ali Cum­hur Ya­ka                    (Muğ­la)

17) Meh­met Par­lak­yi­ğit                 (Kah­ra­man­ma­raş)

18) Gü­rol Er­gin                             (Muğ­la)

19) Ne­ca­ti Uz­dil                            (Os­ma­ni­ye)

20) Ati­la Emek                              (An­tal­ya)

21) Ya­kup Ke­pe­nek                      (An­ka­ra)

22) Mu­har­rem Kı­lıç                       (Ma­lat­ya)

23) Na­il Ka­ma­cı                            (An­tal­ya)

24) Os­man Kap­tan                        (An­tal­ya)

25) Zey­nep Dam­la Gü­rel               (İs­tan­bul)

26) Meh­met Işık                            (Gi­re­sun)

27) Yük­sel Çor­ba­cı­oğ­lu                (Art­vin)

28) Ab­dur­rez­zak Er­ten                  (İz­mir)

29) Meh­met Ve­dat Me­lik              (Şan­lı­ur­fa)

30) Nu­ret­tin Sö­zen                        (Si­vas)

31) Sı­dı­ka Sa­rı­be­kir                       (İs­tan­bul)

32) Yıl­maz Ka­ya                           (İz­mir)

33) Ali Ars­lan                               (Muğ­la)

34) Meh­met Kü­çü­ka­şık                 (Bur­sa)

35) Or­han Eras­lan                         (Niğ­de)

36) Meh­met Se­mer­ci                     (Ay­dın)

37) Ab­du­la­ziz Ya­zar                      (Ha­tay)

38) Ne­zir Bü­yük­cen­giz                  (Kon­ya)

39) Hü­se­yin Ek­mek­ci­oğ­lu             (An­tal­ya)

40) Öz­lem Çer­çi­oğ­lu                     (Ay­dın)

41) Tun­cay Er­cenk                        (An­tal­ya)

BAŞ­KAN - Bil­gi­le­ri­ni­ze su­nul­muş­tur.

Öner­ge gün­dem­de ye­ri­ni ala­cak ve Mec­lis araş­tır­ma­sı açı­lıp açıl­ma­ma­sı ko­nu­sun­da­ki gö­rüş­me­ler sı­ra­sı gel­di­ğin­de ya­pı­la­cak­tır.

Şim­di di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

2.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Ga­zal­cı ve 42 mil­let­ve­ki­li­nin, kü­çük do­ku­ma­cı es­na­fı­nın so­run­la­rı­nın araş­tı­rı­la­rak alın­ma­sı ge­re­ken ön­lem­le­rin be­lir­len­me­si ama­cıy­la Mec­lis araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­si (10/408)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

De­niz­li baş­ta ol­mak üze­re ül­ke­mi­zin baş­ka yer­le­rin­de ya­şa­mı­nı kü­çük do­ku­ma­cı­lık­la ka­za­nan es­naf bü­yük sı­kın­tı­lar içe­ri­sin­de­dir.

Yüz­ler­ce yıl­dır ya­pı­lan, ül­ke eko­no­mi­si­ne bü­yük kat­kı­lar sağ­la­yan, kü­çük do­ku­ma­cı es­na­fı­nın kul­lan­dı­ğı ip­lik, bo­ya gi­bi gir­di­le­rin ma­li­yet fi­yat­la­rı sü­rek­li yük­se­lir­ken üret­tik­le­ri ürün­le­rin fi­yat­la­rı ay­nı oran­da art­ma­mış­tır.

Bir­çok kü­çük do­ku­ma­cı son yıl­lar­da ma­li­ye­ti dü­şür­mek için atık (hur­da) ip­lik kul­lan­mak­ta­dır. Bu da ürün­le­rin ka­li­te­si­ni dü­şür­mek­te­dir. Za­ten hak­sız bir dış re­ka­bet, yan­lış bir teş­vik uy­gu­la­ma­sıy­la kar­şı kar­şı­ya ka­lan es­naf fi­yat­la­rı­nı yıl­lar­dır ar­tır­ma­dı­ğı hâlde ürün­le­ri­ni ye­te­rin­ce sa­ta­ma­mak­ta­dır. Do­ku­ma pa­zar­la­rı­na çı­kar­dık­la­rı ürün­le­ri­ni sa­ta­ma­dan ge­ri gö­tü­ren, pa­zar ye­ri­nin üc­re­ti­ni bi­le öde­me­de sı­kın­tı çe­ken bir­çok es­naf var­dır. Fa­son do­ku­ma ya­pan kü­çük do­ku­ma­cı­nın da üc­ret­le­ri yak­la­şık dört yıl­dır art­ma­mış­tır. Borç ala­rak al­dı­ğı tezgâhlar ye­te­rin­ce iş ve­ril­me­di­ği için boş kal­mak­ta­dır.

Ya­şa­dık­la­rı bu ve ben­ze­ri so­run­la­rı yü­zün­den bin­ler­ce do­ku­ma­cı işi­ni bı­rak­mış, tezgâhı­nı hur­da­cı­ya sat­mak zo­run­da kal­mış­tır. İşi­ni bin bir güç­lük­le sür­dü­ren­ler de aci­len ön­lem alın­maz­sa yok ol­ma teh­li­ke­siy­le kar­şı kar­şı­ya­dır.

Kü­çük do­ku­ma­cı es­na­fı­nın emek­li prim­le­rin­den ke­sin­ti­nin ge­çi­mi için ça­lış­mak zo­run­da ka­lan baş­ka emek­li­ler gi­bi üç kat­tan faz­la art­ma­sı bu es­na­fı da­ha bü­yük sı­kın­tı­ya sok­muş­tur.

Ül­ke eko­no­mi­si­ne bü­yük kat­kı ge­ti­ren, dö­viz sağ­la­yan do­ku­ma ve ha­zır gi­yim sek­tö­rü­nün da­ya­na­ğı, kay­na­ğı kü­çük do­ku­ma­cı­lık­tır. Kü­çük do­ku­ma es­na­fı­nın kar­şı­laş­tık­la­rı so­run­lar acil ola­rak çö­zül­mez­se bun­dan do­ku­ma ve ha­zır gi­yim sek­tö­rü­nün bü­tü­nü, do­la­yı­sıy­la ül­ke­miz eko­no­mi­si olum­suz et­ki­le­ne­cek­tir.

Ana­ya­sa­mı­zın 2. mad­de­si­ne gö­re Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti "sos­yal bir hu­kuk dev­le­ti­dir", 49. mad­de­si­ne gö­re dev­let, "ça­lış­ma ha­ya­tı­nı" ge­liş­tir­mek­le yü­küm­lü­dür, ay­rı­ca 173. mad­de­sin­de de es­naf ve sa­natkârla­rın ko­run­ma­sı­nı ve des­tek­len­me­si­ni ön­gör­mek­te­dir.

Ana­ya­sa­nın bu açık hü­küm­le­ri­ne kar­şın ne ya­zık ki dev­let bu­gü­ne ka­dar do­ku­ma­cı­yı özel­lik­le kü­çük do­ku­ma­cı es­na­fı­nın so­run­la­rı­nı çö­ze­cek ye­ter­li adım at­ma­mış­tır. Ça­lış­ma ko­şul­la­rı­nı iyi­leş­tir­me­di­ği için va­ro­lan so­run­la­rı da­ha da ağır­laş­mış­tır.

Yüz­ler­ce yıl­dır sü­rüp ge­len, ül­ke­miz eko­no­mi­si­ne kat­kı sağ­la­yan, on bin­ler­ce ki­şi­nin ge­çi­mi­ni sağ­la­dı­ğı kü­çük do­ku­ma­cı es­na­fı­nın so­run­la­rı­nı sap­ta­mak, bu so­run­la­rın çö­züm öne­ri­le­ri­ni or­ta­ya koy­mak için Ana­ya­sa­nın 98. mad­de­si­ne Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si İç Tü­zü­ğü'nün 104. ve 105. mad­de­si­ne gö­re Mec­lis araş­tır­ma­sı­nı di­le­riz.

1) Mus­ta­fa Ga­zal­cı                        (De­niz­li

2) Hü­se­yin Ek­mek­ci­oğ­lu               (An­tal­ya)

3) Ha­run Akın                               (Zon­gul­dak)

4) V. Ha­şim Oral                           (De­niz­li)

5) Öz­lem Çer­çi­oğ­lu                       (Ay­dın)

6) Ab­du­la­ziz Ya­zar                        (Ha­tay)

7) Fe­ri­dun Fik­ret Ba­loğ­lu              (An­tal­ya)

8) Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu                   (Ço­rum)

9) İd­ris Sa­mi Tan­doğ­du                 (Or­du)

10) Ne­zir Bü­yük­cen­giz                  (Kon­ya)

11) Uğur Ak­söz                            (Ada­na)

12) Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu           (Ma­lat­ya)

13) Na­dir Sa­raç                             (Zon­gul­dak)

14) Tun­cay Er­cenk                        (An­tal­ya)

15) Os­man Öz­can                          (An­tal­ya)

16) Ali Cum­hur Ya­ka                    (Muğ­la)

17) Ra­sim Ça­kır                            (Edir­ne)

18) Bir­gen Ke­leş                           (İs­tan­bul)

19) Gü­rol Er­gin                             (Muğ­la)

20) Ne­ca­ti Uz­dil                            (Os­ma­ni­ye)

21) Ati­la Emek                              (An­tal­ya)

22) Ah­met Yıl­maz­ka­ya                  (Ga­zi­an­tep)

23) Meh­met Zi­ya Yer­gök              (Ada­na)

24) Ya­kup Ke­pe­nek                      (An­ka­ra)

25) Mu­har­rem Kı­lıç                       (Ma­lat­ya)

26) Er­dal Ka­ra­de­mir                      (İz­mir)

27) Na­il Ka­ma­cı                            (An­tal­ya)

28) Os­man Kap­tan                        (An­tal­ya)

29) Zey­nep Dam­la Gü­rel               (İs­tan­bul)

30) Meh­met Işık                            (Gi­re­sun)

31) Meh­met Se­fa Sir­men               (Ko­ca­eli)

32) Yük­sel Çor­ba­cı­oğ­lu                (Art­vin)

33) Ab­dur­rez­zak Er­ten                  (İz­mir)

34) Meh­met Ve­dat Me­lik              (Şan­lı­ur­fa)

35) Nu­ret­tin Sö­zen                        (Si­vas)

36) Sı­dı­ka Sa­rı­be­kir                       (İs­tan­bul)

37) Ha­san Ören                             (Ma­ni­sa)

38) Yıl­maz Ka­ya                           (İz­mir)

39) Ali Ars­lan                               (Muğ­la)

40) Meh­met Kü­çü­ka­şık                 (Bur­sa)

41) Or­han Eras­lan                         (Niğ­de)

42) Meh­met Se­mer­ci                     (Ay­dın)

43) Meh­met Par­lak­yi­ğit                 (Kah­ra­man­ma­raş)

BAŞ­KAN - Bil­gi­le­ri­ni­ze su­nul­muş­tur.

Öner­ge gün­dem­de ye­ri­ni ala­cak ve Mec­lis araş­tır­ma­sı açı­lıp açıl­ma­ma­sı ko­nu­sun­da­ki ön gö­rüş­me­ler, sı­ra­sı gel­di­ğin­de ya­pı­la­cak­tır.

Ko­mis­yon­dan is­ti­fa öner­ge­si var­dır, oku­tu­yo­rum:

C) TEZ­KE­RE­LER VE ÖNER­GE­LER

1.- Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Mi­raç Ak­do­ğan'ın, Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm Ko­mis­yo­nu üye­li­ğin­den çe­kil­di­ği­ne iliş­kin öner­ge­si (4/427)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Üye­si bu­lun­du­ğum Ba­yın­dır­lık, İmar, Ulaş­tır­ma ve Tu­rizm Ko­mis­yo­nun­dan is­ti­fa edi­yo­rum.

Ge­re­ği­ni say­gı­la­rım­la arz ede­rim. 26.12.2006

                                                                                                  Mi­raç Ak­do­ğan

                                                                                                        Ma­lat­ya

BAŞ­KAN - Bil­gi­le­ri­ni­ze su­nul­muş­tur.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­nın bir tez­ke­re­si var­dır, oku­tup oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

2.- Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­ka­nı Bü­lent Arınç'ın, Su­dan Millî Mec­li­si Baş­ka­nı Ah­met İb­ra­him Al Ta­her'in resmî da­ve­ti­ne be­ra­be­rin­de Par­la­men­to he­ye­tiy­le ica­be­ti­ne iliş­kin Baş­kan­lık tez­ke­re­si (3/1168)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Ge­nel Ku­ru­lu­na

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­ka­nı Bü­lent Arınç'ın, Su­dan Mil­li Mec­li­si Baş­ka­nı Ah­med İb­ra­him Al Ta­her'in da­ve­ti­ne icap et­mek üze­re, be­ra­be­rin­de Par­la­men­to he­ye­tiy­le, Su­dan'a res­mi zi­ya­ret­te bu­lun­ma­sı hu­su­su Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si'nin Dış İliş­ki­le­ri­nin Dü­zen­len­me­si Hak­kın­da 3620 sa­yı­lı Ka­nun'un 6. mad­de­si uya­rın­ca Ge­nel Ku­rul'un tas­vip­le­ri­ne su­nu­lur.

                                                                                                    Bü­lent Arınç

                                                                                       Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si

                                                                                                        Baş­ka­nı

BAŞ­KAN - Tez­ke­re­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Baş­ba­kan­lı­ğın Ana­ya­sa'nın 82'nci mad­de­si­ne gö­re ve­ril­miş dört tez­ke­re­si var­dır, ay­rı ay­rı oku­tup oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

3.- Baş­ba­kan Re­cep Tay­yip Er­do­ğan'ın, Ür­dün'e yap­tı­ğı resmî zi­ya­re­te ka­tı­la­cak mil­let­ve­kil­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­lık tez­ke­re­si (3/1169)

22/12/2006

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

24-26 Ka­sım 2006 ta­rih­le­ri ara­sın­da gö­rüş­me­ler­de bu­lun­mak üze­re, bir he­yet­le bir­lik­te Ür­dün'e yap­tı­ğım res­mi zi­ya­re­te ek­li lis­te­de ad­la­rı ya­zı­lı mil­let­ve­kil­le­ri­nin de iş­ti­rak et­me­si uy­gun gö­rül­müş ve bu ko­nu­da­ki Ba­kan­lar Ku­ru­lu Ka­ra­nı­nın su­re­ti ili­şik­te gön­de­ril­miş­tir.

Ana­ya­sa­nın 82 nci mad­de­si­ne gö­re ge­re­ği­ni arz ede­rim.

 

                                                                                            Re­cep Tay­yip Er­do­ğan

                                                                                                       Baş­ba­kan

                                 Lis­te

Za­fer Hı­dı­roğ­lu                       Bur­sa Mil­let­ve­ki­li

Nu­ret­tin Ak­taş                         Ga­zi­an­tep Mil­let­ve­ki­li

Feh­mi Öz­tunç                          Hak­ka­ri Mil­let­ve­ki­li

Ali Ke­mal Kum­ku­moğ­lu         İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li

Şe­fik Zen­gin                            Mer­sin Mil­let­ve­ki­li

Cü­ne­yit Ka­ra­bı­yık                   Van Mil­let­ve­ki­li

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

İkin­ci tez­ke­re­yi oku­tu­yo­rum:

4.- Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Ab­dül­la­tif Şe­ner'in Su­ri­ye'ye yap­tı­ğı resmî zi­ya­re­te ka­tı­la­cak mil­let­ve­kil­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­lık tez­ke­re­si (3/1170)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Ab­dül­la­tif Şe­ner'in, gö­rüş­me­ler­de bu­lun­mak üze­re bir he­yet­le bir­lik­te 28 Ka­sım-1 Ara­lık 2006 ta­rih­le­rin­de Su­ri­ye'ye yap­tı­ğı res­mi zi­ya­re­te, ek­li lis­te­de ad­la­rı ya­zı­lı mil­let­ve­kil­le­ri­nin de iş­ti­rak et­me­si uy­gun gö­rül­müş ve bu ko­nu­da­ki Ba­kan­lar Ku­ru­lu Ka­ra­rı­nın su­re­ti ili­şik­te gön­de­ril­miş­tir.

Ana­ya­sa­nın 82 nci mad­de­si­ne gö­re ge­re­ği­ni arz ede­rim.

                                                                                            Re­cep Tay­yip Er­do­ğan

                                                                                                       Baş­ba­kan

                                 Lis­te

Meh­met Gü­ner                        Bo­lu Mil­let­ve­ki­li

Ha­san Ka­ra                             Ki­lis Mil­let­ve­ki­li

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Üçün­cü tez­ke­re­yi oku­tu­yo­rum:

5.- Baş­ba­kan Re­cep Tay­yip Er­do­ğan'ın İran'a yap­tı­ğı resmî zi­ya­re­te ka­tı­la­cak mil­let­ve­kil­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­lık tez­ke­re­si (3/1171)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rüş­me­ler­de bu­lun­mak üze­re, bir he­yet­le bir­lik­te 2-3 Ara­lık 2006 ta­rih­le­rin­de İran'a yap­tı­ğım res­mi zi­ya­re­te ek­li lis­te­de­ki ad­la­rı ya­zı­lı mil­let­ve­kil­le­ri­nin de iş­ti­rak et­me­si uy­gun gö­rül­müş ve bu ko­nu­da­ki Ba­kan­lar Ku­ru­lu Ka­ra­rı­nın su­re­ti ili­şik­te gön­de­ril­miş­tir.

Ana­ya­sa­nın 82 nci mad­de­si­ne gö­re ge­re­ği­ni arz ede­rim.

                                                                                            Re­cep Tay­yip Er­do­ğan

                                                                                                       Baş­ba­kan

                                 Lis­te

Meh­met Ze­kai Öz­can              An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li

Ah­met İnal                              Bat­man Mil­let­ve­ki­li

Re­cep Özel                              Is­par­ta Mil­let­ve­ki­li

İd­ris Na­im Şa­hin                     İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li

Mu­har­rem Es­ki­ya­pan              Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li

Ya­vuz Al­tı­no­rak                      Kırk­la­re­li Mil­let­ve­ki­li

İd­ris Sa­mi Tan­doğ­du               Or­du Mil­let­ve­ki­li

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Dör­dün­cü tez­ke­re­yi oku­tu­yo­rum:

6.- Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nı Ali Coş­kun'un Pa­kis­tan'a yap­tı­ğı resmî zi­ya­re­te ka­tı­la­cak mil­let­ve­kil­le­ri­ne iliş­kin Baş­ba­kan­lık tez­ke­re­si (3/1172)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nı Ali Coş­kun'un, La­hor'da ya­pı­lan Eko­no­mik İş­bir­li­ği Teş­ki­la­tı Sa­na­yi Ba­kan­la­rı Üçün­cü Top­lan­tı­sı'na ka­tıl­mak üze­re, bir he­yet­le bir­lik­te 28-30 Ka­sım 2006 ta­rih­le­rin­de Pa­kis­tan'a yap­tı­ğı res­mi zi­ya­re­te, ek­li lis­te­de ad­la­rı ya­zı­lı mil­let­ve­kil­le­ri­nin de iş­ti­rak et­me­si uy­gun gö­rül­müş ve bu ko­nu­da­ki Ba­kan­lar Ku­ru­lu Ka­ra­rı­nın su­re­ti ili­şik­te gön­de­ril­miş­tir.

Ana­ya­sa­nın 82 nci mad­de­si­ne gö­re ge­re­ği­ni arz ede­rim.

                                                                                            Re­cep Tay­yip Er­do­ğan

                                                                                                       Baş­ba­kan

                                 Lis­te

İr­fan Gün­düz                           İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li

Sa­dık Ya­kut                            Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li

Nu­ri Çi­lin­gir                            Ma­ni­sa Mil­let­ve­ki­li

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu­nun, İç­tü­zük'ün 19'un­cu mad­de­si­ne gö­re ve­ril­miş bir öner­ge­si var­dır, oku­tup oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım:

IV. - ÖNE­Rİ­LER

A) Sİ­YA­Sİ PAR­Tİ GRU­BU ÖNE­Rİ­LE­Rİ

1.- Gün­dem­de­ki sı­ra­la­ma ile ça­lış­ma sa­at­le­ri­nin ye­ni­den dü­zen­len­me­si ve Ge­nel Ku­ru­lun 4/1/2007 Per­şem­be gü­nü ça­lış­ma­ma­sı­na iliş­kin AK Par­ti Gru­bu öne­ri­si

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

26/12/2006 Sa­lı gü­nü (bu­gün) Da­nış­ma Ku­ru­lu top­la­na­ma­dı­ğın­dan, İç­tü­zü­ğün 19'un­cu mad­de­si ge­re­ğin­ce, Gru­bu­mu­zun aşa­ğı­da­ki öne­ri­si­nin Ge­nel Ku­ru­lun ona­yı­na su­nul­ma­sı­nı arz ede­rim.

                                                                                                      Eyüp Fat­sa

                                                                                                          Or­du

                                                                                               Grup Baş­kan Ve­ki­li

Öne­ri:

Gün­de­min Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler Kıs­mı­nın 399'un­cu sı­ra­sın­da yer alan 1276 sı­ra sa­yı­lı Ge­ri Gön­der­me Tez­ke­re­si­nin bu kıs­mın 5'in­ci sı­ra­sı­na, 389'un­cu sı­ra­sın­da yer alan 1254 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi­nin bu kıs­mın 6'ncı sı­ra­sı­na, 401'in­ci sı­ra­sın­da yer alan 1278 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi­nin bu kıs­mın 7'nci sı­ra­sı­na, 402'nci sı­ra­sın­da yer alan 1305 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın bu kıs­mın 8'in­ci sı­ra­sı­na, Ge­len Kâğıt­lar­da ya­yım­la­nan ve bas­tı­rı­la­rak da­ğı­tı­lan 1312 ve 1314 sı­ra sa­yı­lı Ta­sa­rı ve Tek­li­fin ise 48 sa­at geç­me­den, bu kıs­mın 4 ve 12'nci sı­ra­la­rı­na alın­ma­sı­nın ve di­ğer iş­le­rin sı­ra­sı­nın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si­nin;

Ge­nel Ku­ru­lun; 26/12/2006 Sa­lı ve 27/12/2006 Çar­şam­ba gün­kü bir­le­şim­le­rin­de söz­lü so­ru­lar ile di­ğer de­ne­tim ko­nu­la­rı­nın gö­rü­şül­me­me­si­nin, 26/12/2006 Sa­lı gün­kü bir­le­şi­min­de ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri­nin gö­rü­şül­me­si­nin, 28/12/2006 Per­şem­be gün­kü bir­le­şi­min­de ise sa­de­ce söz­lü so­ru­la­rın gö­rü­şül­me­si­nin;

Ge­nel Ku­ru­lun; 26/12/2006 Sa­lı ve 27/12/2006 Çar­şam­ba gün­le­ri 15.00-20.00 sa­at­le­ri ara­sın­da ça­lış­ma­la­rı­nı sür­dür­me­si­nin;

Ge­nel Ku­ru­lun, 4/1/2007 Per­şem­be gü­nü ça­lış­ma­ma­sı­nın Ge­nel Ku­ru­lun ona­yı­na su­nul­ma­sı;

Öne­ril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Öne­ri le­hi­ne, Or­du Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Eyüp Fat­sa…

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Grup öne­ri­mi­zin le­hin­de söz al­dım.

Bi­raz ön­ce Baş­kan­lık Di­va­nın­dan da du­yu­rul­du­ğu gi­bi, Grup öne­ri­miz, bu haf­ta, ya­ni, 26-27-28 Ara­lık 2006 ta­rih­le­rin­de Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Ge­nel Ku­ru­lu­nun ça­lış­ma sa­at­le­ri ile gün­de­mi­nin ye­ni­den dü­zen­len­me­si­ni, 4 Ocak 2007 Per­şem­be gü­nü de Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin ça­lış­ma­ma­sı­nı, ih­ti­va et­mek­te­dir.

Bu çer­çe­ve­den ol­mak üze­re de, gün­de­min 4'ün­cü sı­ra­sı­na, 1312 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın, ya­ni, Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­ma­sıy­la Ala­ka­lı Ta­sa­rı'nın kırk se­kiz sa­at geç­me­den gün­de­min 4'ün­cü sı­ra­sı­na alın­ma­sı­nı; 5'in­ci sı­ra­ya, gün­de­min 399'un­cu sı­ra­sın­da yer alan Yük­sek Öğ­re­tim Ka­nu­nu'nda De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın alın­ma­sı­nı; 6'ncı sı­ra­ya, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li­miz Ah­met Ye­ni'nin Ka­mu Ser­ma­ye­li Ban­ka­lar Ta­ra­fın­dan Yü­rü­tü­len Fa­iz Des­tek­li Kre­di Kul­lan­dı­rıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin; 7'nci sı­ra­ya, yi­ne, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ah­met Ye­ni'nin gün­de­min 401'in­ci sı­ra­sın­da­ki Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Zi­ra­at Ban­ka­sı, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Halk Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti ve Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti Hak­kın­da Ka­nun­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin alın­ma­sı­nı; 8'in­ci sı­ra­ya, 402'nci sı­ra­da­ki Fi­kir ve Sa­nat Eser­le­ri Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın alın­ma­sı­nı; gün­de­min 12'nci sı­ra­sı­na da, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Nus­ret Bay­rak­tar'ın Dev­let İha­le Ka­nu­nu'nda De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi'nin alın­ma­sı­nı, sa­lı ve çar­şam­ba gü­nü, ya­ni bu­gün ve ya­rın Mec­li­sin sa­at 20.00'ye ka­dar ça­lış­ma­sı­nı, söz­lü so­ru ve de­ne­ti­min ya­pıl­ma­ma­sı­nı, per­şem­be gü­nü sa­at 19.00'a ka­dar Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin ça­lış­ma­sı­nı, ay­rı­ca, söz­lü so­ru ve de­ne­tim ya­pıl­ma­sı tam gün; bir de, önü­müz­de­ki haf­ta per­şem­be gü­nü, ya­ni 4 Ocak 2007 ta­ri­hin­de Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin ça­lış­ma­ma­sı­nı ih­ti­va et­mek­te­dir Grup öne­ri­miz.

Ben, bu bil­gi­le­ri ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin ça­lış­ma sa­at ve gün­de­mi­ni bir ke­re da­ha siz­ler­le pay­laş­mak is­te­dim. Bu ko­nu­da des­tek ve­re­ce­ği­ni­ze olan inan­cım­la, Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Fat­sa.

Aleyh­te ol­mak üze­re, Sa­yın Meh­met Eras­lan, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run efen­dim.

MEH­MET ERAS­LAN (Ha­tay) - Sa­yın Baş­kan, çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Meh­met Âkif Er­soy'un ölü­mü­nün 70'in­ci yı­lın­da ken­di­si­ni rah­met­le anı­yo­ruz, min­net­le anı­yo­ruz.

Kur­tu­luş mü­ca­de­le­mi­zin en önem­li ta­rih­le­rin­den bi­ri olan Sa­rı­ka­mış Ha­rekâtı, ger­çek­ten, Türk ta­ri­hin­de ve dün­ya ta­ri­hin­de eşi bu­lun­ma­yan, en­der ta­rihî olay­lar­dan bi­ri­dir. Türk mil­le­ti­nin is­tik­la­li, Tür­ki­ye'nin ik­ba­li için can­la­rı­nı hiç çe­kin­me­den fe­da eden ve Sa­rı­ka­mış'ta, dağ­lar­da, so­ğu­ğa, düş­ma­na de­ğil ama, ik­li­me ve so­ğu­ğa kar­şı ye­nik dü­şen 90 bin şe­hi­di­mi­zi rah­met­le anı­yo­rum, min­net­le anı­yo­rum ve on­la­rı şük­ran­la yâd edi­yo­rum.

Çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ta­bii ki, Da­nış­ma Ku­ru­luy­la il­gi­li ilk ön­ce bir me­tin gel­di ve o me­tin­den he­men son­ra, yak­la­şık bir on-on beş da­ki­ka son­ra ikin­ci bir Da­nış­ma Ku­ru­lu met­ni gel­di. Bi­rin­ci Da­nış­ma… Bi­rin­ci -Grup öne­ri­si da­ha doğ­ru­su- Grup öne­ri­si ile ikin­ci Grup öne­ri­si ara­sın­da­ki fark ne di­ye so­rar­sa­nız, bi­rin­ci Grup öne­ri­sin­de ol­ma­yan bir ka­nun ta­sa­rı­sı gün­de­min 6'ncı sı­ra­sı­na alın­mak su­re­tiy­le, 389'un­cu sı­ra­da yer alan 1254 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi bu kıs­mın 6'ncı sı­ra­sın­da yer bul­du.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ya­sa­ma fa­ali­ye­ti önem­li bir fa­ali­yet­tir. Ya­sa­ma­yı ya­par iken mil­let­ve­kil­le­ri­nin kat­kı­la­rı ger­çek­ten çok önem­li­dir. Ben as­lın­da bu­gün Mec­lis TV'nin ya­yın yap­ma­sı­nın etik ol­ma­dı­ğı ka­na­atin­de­yim. Çün­kü, va­tan­da­şı­mız, mil­le­ti­miz bu­ra­da­ki par­la­men­ter sa­yı­sı­nı gö­rün­ce ha­yal kı­rık­lı­ğı­na uğ­ra­ya­cak­lar­dır di­ye dü­şü­nü­yo­rum ve bu­gün, ya­sa­ma­yı, ya­sa­ma fa­ali­ye­ti­ni 20, 30 ve­ya en faz­la 40 mil­let­ve­ki­liy­le ya­pa­ca­ğız gi­bi gö­rü­nü­yor. Kür­sü­ler, san­dal­ye­ler mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin bu­ra­da ol­ma­dı­ğı­nın en bü­yük ka­nı­tı ola­rak kar­şı­mız­da dur­mak­ta­dır.

Ya­sa­ma fa­ali­ye­ti­ni ya­par­ken, mil­let­ve­kil­le­ri­ne han­gi gün, han­gi ka­nun ta­sa­rı­sı­nın gö­rü­şü­le­ce­ği bil­di­ri­lir ise ve mil­let­ve­kil­le­ri da­ha ön­ce­den, bir haf­ta ön­ce­den ve­ya iki haf­ta ön­ce­den han­gi ka­nun tek­li­fi­nin, han­gi ka­nun ta­sa­rı­sı­nın han­gi gün ve sa­at­te gö­rü­şü­le­ce­ği­ni bi­lir­ler­se, o za­man, mil­let­ve­kil­le­ri, il­gi­li ka­nun tek­li­fi ve ta­sa­rı­sıy­la il­gi­li ha­zır­lı­ğı­nı ya­par, gö­rüş­le­ri­ni bu­ra­da ser­det­mek üze­re da­ha ön­ce­den ge­lir ve bu ya­sa­ma fa­ali­ye­ti­ne kat­kı yap­ma gay­re­ti içe­ri­sin­de olur. Ama şim­di son on da­ki­ka­da 1254 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'nin ale­la­ce­le al­tın­cı sı­ra­ya alın­ma­sı ne­yi ge­ti­ri­yor? Bu ka­nu­nu oku­ya­ma­ma­yı ge­ti­ri­yor, bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nı ir­de­le­ye­me­me­yi ge­ti­ri­yor ve sağ­lık­lı bir ya­sa­ma fa­ali­ye­ti­nin oluş­ma­ma­sı­nı ge­ti­ri­yor. Bu ko­nu­da grup­lar, bu ko­nu­da grup baş­kan ve­kil­le­ri gün­de­mi be­lir­ler­ken, çok da­ha ön­ce­den be­lir­le­mek su­re­tiy­le, mil­let­ve­kil­le­ri­nin gö­rüş­le­ri­ne bu­nu arz eder­ler­se, da­ha uy­gun olur ka­na­atin­de­yim.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, dör­dün­cü ya­sa­ma yı­lı bit­ti, be­şin­ci ya­sa­ma yı­lı­na gir­dik ve 2007 büt­çe­si­ni yap­tık. Büt­çe gö­rüş­me­le­rin­de çok yo­ğun tar­tış­ma­lar ol­du, çok yo­ğun ku­tup­laş­ma­lar ve zıt­laş­ma­lar ol­du. Ama, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin gün­de­miy­le, hal­kın ve mil­le­ti­mi­zin, Tür­ki­ye'nin, 73 mil­yon ül­ke in­sa­nı­nın gün­de­mi­ne bak­tı­ğı­mız za­man, gün­dem­le­rin ör­tüş­me­di­ği­ni, Mec­li­sin gün­de­mi­nin, ik­ti­da­rın gün­de­mi­nin, ger­çek­ten, hal­kın gün­de­min­den uzak ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz ve bu­na mü­şa­he­de edi­yo­ruz.

Ba­kın, top­lu­mu­mu­zun millî ge­lir da­ğı­lı­mın­da­ki ada­let­siz­li­ği Sa­yın Ba­ka­nı­mız ya­zı­lı so­ru öner­ge­mi­ze ver­miş ol­du­ğu ce­vap­ta söy­lü­yor: "Tür­ki­ye'de top­lam ge­lir­den en yok­sul ke­sim bin­de 8 pay alı­yor." Ba­kın, bu ra­kam, Sa­yın Ba­ka­nı­mı­zın ya­zı­lı so­ru öner­ge­mi­ze ver­di­ği resmî ra­kam­dır. Tür­ki­ye'de top­lam ge­lir­den en yok­sul ke­sim bin­de 8 pay alı­yor, en yük­sek ke­sim ise 20,9 pay alı­yor. Ge­lir­de en faz­la pay alan di­lim­de or­ta­la­ma ki­şi ba­şı ge­lir 550 YTL dü­ze­yin­dey­ken, en üst di­lim­de yer alan or­ta­la­ma ge­lir ise 13.447 YTL'dir. 13 mil­yar 447 mil­yon ne­re, 556 mil­yon ne­re?

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, dört yıl­lık dö­nem­de Tür­ki­ye'nin iç ve dış borç sto­ku, ger­çek­ten, eko­no­mi­mi­zin ve mil­le­ti­mi­zin ya­ki­nen ta­kip et­ti­ği bir ko­nu­dur ve yüz­de 55 ar­ta­rak, 544 mil­yar YTL'ye ulaş­mış­tır. Ki­şi ba­şı­na ise, bu oran, bu ar­tış ora­nı yüz­de 46 do­lay­la­rın­da­dır. 2002 yı­lın­da ki­şi ba­şı­na borç 5 mil­yar 280 mil­yon li­ray­ken, 2006 yı­lı iti­ba­rıy­la ki­şi ba­şı­na borç sto­ku 7 mil­yar 360 mil­yon do­lay­la­rı­na gel­miş­tir. Bu, eko­no­mi­mi­zin, ger­çek­ten, en önem­li, te­mel so­run­la­rın­dan bi­ri­dir ve bu borç yü­kü her ge­çen gün mil­le­ti­mi­zin sır­tın­da var ol­ma­ya de­vam et­mek­te­dir.

Ba­kın, yi­ne resmî bir ra­kam ve­ri­yo­rum. Bu da Sa­yın Ba­ka­nı­mı­zın ya­zı­lı so­ru öner­ge­mi­ze ver­miş ol­du­ğu bir resmî ra­kam­dır. İh­ra­ca­tın it­ha­la­tı kar­şı­la­ma ora­nı, 2002 yı­lın­da yüz­de 69,9; 2003 yı­lın­da 68,1; 2004 yı­lın­da 64,8; 2005 yı­lın­da 62,9 ve 2006 yı­lı so­nu iti­ba­rıy­la yüz­de 60 ola­ca­ğı ön­gö­rül­mek­te­dir. Yüz­de 70'ler­den yüz­de 60'la­ra bir dü­şüş söz ko­nu­su­dur.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, akar­ya­kıt fi­yat­la­rı hem KO­Bİ'le­ri­mi­zin hem es­na­fı­mı­zın hem di­ğer ke­si­mi­mi­zin çok önem­li gir­di ma­li­ye­ti­dir. Evet, Tür­ki­ye'de pet­rol çık­mı­yor, ama, Av­ru­pa Bir­li­ği ül­ke­le­rin­de de pet­rol yok; ora­da da do­ğal gaz yok, ora­da da pet­rol yok. Ya­zı­lı so­ru öner­ge­mi­ze Sa­yın Ba­ka­nı­mı­zın ver­miş ol­du­ğu ce­va­ba ba­kı­yo­ruz, Av­ru­pa Bir­li­ği ül­ke­le­rin­de kur­şun­suz ben­zi­nin fi­ya­tı yüz­de 13,6 ar­tış gös­ter­miş­tir, ama, Tür­ki­ye'de ise… On­lar da it­hal edi­yor ener­ji­yi, biz de it­hal edi­yo­ruz; pet­ro­lü biz de it­hal edi­yo­ruz, on­lar da it­hal edi­yor. Ama, on­lar­da yüz­de 13,6 ar­tış gös­te­rir­ken, Tür­ki­ye'de, ma­ale­sef, yüz­de 18,2 ar­tış gös­ter­miş­tir ve gir­di ma­li­yet­le­ri­ni ar­tı­ran en önem­li un­su­run bi­ri­si de, ener­ji fi­yat­la­rı ve pet­rol­dür.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 2002 yı­lın­da 1 mil­yar 524… 1,5 mil­yar do­lar olan ca­ri iş­lem­ler açı­ğı, 2005 yı­lın­da 23 mil­yar do­la­rı aş­mış­tır. 2006 Ocak-Ey­lül ara­sı 25 mil­yar do­lar olan ca­ri açı­ğı­mız, 2005 yı­lın­da, Ocak-Ey­lül ara­sın­da 15 mil­yar do­lar idi. 15 mil­yar do­lar­dan 2006 Ocak - Ey­lül ara­sı 25 mil­yar do­la­ra yük­sel­di­ği­ni gör­mek­te­yiz. Ya­ni, yak­la­şık ca­ri açık­ta ar­tış ora­nı yüz­de 60 ora­nın­da­dır. 2006 yı­lı so­nu iti­ba­rıy­la ca­ri açı­ğın 35 mil­yar do­lar dü­ze­yin­de ola­ca­ğı tah­min edil­mek­te­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - 2002 yı­lın­da, dış ti­ca­ret açı­ğı 15,5 mil­yar do­lar iken, 2005 yı­lı so­nu iti­ba­rıy­la 33 mil­yar do­lar dü­ze­yi­ne gel­miş­tir. 2006 ile 2005 yı­lı­nı kı­yas­lı­yo­ruz: 2006 yı­lı­nın Ocak-Ey­lü­lü 32 mil­yar do­lar. 2005 yı­lı Ocak-Ey­lül ara­sı 24,5 mil­yar do­lar idi. Yak­la­şık, yi­ne, dış ti­ca­ret açı­ğı­mız­da yüz­de 32 ora­nın­da ar­tış gö­rül­mek­te­dir. 2006 yı­lı so­nu iti­ba­rıy­la ca­ri açı­ğın 50 mil­yar do­la­rı aşa­ca­ğı tah­min edil­mek­te­dir.

İç ve dış borç top­la­mı 230 mil­yar do­lar­dan 360 mil­yar do­lar dü­ze­yi­ne gel­miş­tir. Son üç yıl­da top­lam borç­ta, top­lam iç ve dış borç sto­kun­da 130 mil­yar do­lar ar­tış ken­di­ni gös­ter­miş­tir. Bu ra­kam­lar, mak­ro eko­no­mik den­ge­le­rin, ger­çek­ten kı­rıl­gan, eko­no­mi­nin kı­rıl­gan ol­du­ğu­nu ve bun­la­rın mer­cek al­tı­na alın­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni, ön­lem­le­rin ve ted­bir­le­rin alın­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni gös­te­ren en önem­li ra­kam­lar­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Eras­lan.

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­ce­ğim Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - An­cak, öne­ri­ye ge­le­me­di­niz da­ha. Te­şek­kür ede­rim.

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­yim.

BAŞ­KAN - Et­ti­niz te­şek­kür.

De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Üm­met Kan­do­ğan.

MEH­MET ERAS­LAN (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, ben te­şek­kür ede­ce­ğim. Bay­ram kut­la­ma­sı ya­pa­bi­lir mi­yim?

Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Da­nış­ma Ku­ru­lu içe­ri­si­ne kon­mak su­re­tiy­le, ger­çek­ten, bu so­run­la­rın Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si kür­sü­sün­de bir an ön­ce çö­zü­me ka­vuş­tu­rul­ma­sı te­men­ni­siy­le he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lar iken, yü­ce mil­le­ti­mi­zin Kur­ban Bay­ra­mı'nı ve yıl­ba­şı­nı teb­rik edi­yo­rum, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Eras­lan.

Sa­yın Kan­do­ğan, bu­yu­run.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­niz­li) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. 2007 büt­çe­mi­zin, mil­le­ti­mi­ze ve mem­le­ke­ti­mi­ze ha­yır­la­ra ve­si­le ol­ma­sı­nı da te­men­ni edi­yo­rum.

Yal­nız, Sa­yın Baş­ka­nım, şu tab­lo­dan do­la­yı ko­nuş­mak­ta zor­luk çe­ki­yo­rum. Lüt­fen, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin yer­le­ri­ne otur­ma­la­rı­nı…

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ha­ti­bi din­le­ye­lim lüt­fen.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, on gün­den be­ri Par­la­men­to­da 2007 büt­çe­si­ni gö­rüş­tük ve yak­la­şık 48 sa­at­lik bir sü­re so­nun­da nor­mal gün­de­mi­mi­ze dö­nü­yo­ruz. Ama, gö­rü­nen o ki, nor­mal gün­de­mi­mi­ze dön­dü­ğü­müz bu­gün­de, ar­tık, mil­let­ve­kil­le­ri­nin gü­cü­nün ve ta­ka­ti­nin kal­ma­dı­ğı bu Mec­lis sı­ra­la­rı­nın boş ol­ma­sın­dan do­la­yı çok ra­hat bir şe­kil­de an­la­şı­lı­yor.

RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ar­ka­daş­la­rı­mız dı­şa­rı­da.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sa­yın mil­let­ve­ki­lim, ya­ni, şim­di "ar­ka­daş­lar dı­şa­rı­da" di­yor­su­nuz. Ar­ka­daş­la­rı­mı­zın bu­ra­da ol­ma­sı la­zım. Mil­let­ve­kil­le­ri­nin ça­lış­ma­la­rı Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let  Mec­li­si Ge­nel Ku­rul sa­lo­nun­da olur. Dı­şa­rı­da mil­let­ve­kil­le­ri­nin ol­ma­sı biz­le­ri bağ­la­maz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ZA­FER HI­DI­ROĞ­LU (Bur­sa) - Sa­na ne ya?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Onun için, ba­kı­nız, mil­let­ve­kil­le­rim…

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Be­nim odam­da 20 ta­ne zi­ya­ret­çi var­dı.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kan­do­ğan, siz, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edi­niz.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Şim­di, ba­kı­nız, ben, ge­çen gün yir­mi bir sa­at, ba­kı­nız, yir­mi bir sa­at Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Ge­nel Ku­ru­lun­dan dı­şa­rı çık­ma­mak şar­tıy­la Mec­lis ça­lış­ma­la­rın­da bu­lun­dum, yir­mi bir sa­at bu­ra­dan ay­rıl­ma­dım tek ba­şı­ma… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "He­pi­miz otur­duk") ses­le­ri)

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Her­kes se­nin gi­bi boş de­ğil.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ama, Mec­lis baş­kan ve­kil­le­ri­miz bi­le kaç kez mü­na­ve­bey­le gö­rev yap­tı­lar, ama, ben yir­mi bir sa­at bu kol­tuk­ta otur­dum, kalk­ma­dan otur­dum ve üç sa­at ara­dan son­ra tek­rar gel­dim, on dört sa­at da­ha, ge­ne, bu­ra­da otur­dum de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri. Ni­çin ya­pı­yo­rum bu­nu? Mil­let­ve­kil­le­ri­nin ça­lış­ma­la­rı­nın Mec­lis Ge­nel Ku­ru­lun­da ol­ma­sı­nı çok iyi bil­miş ol­mam­dan ya­pı­yo­rum bu­nu. Mil­let­ve­ki­li bu­ra­da ola­cak. Şim­di, bi­raz son­ra ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­te­sek ne ya­pa­cak­sı­nız?

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Her­kes se­nin gi­bi boş mil­let­ve­ki­li de­ğil, odam­da 20 ta­ne zi­ya­ret­çi var­dı.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ya­ni, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, şim­di, bu ma­ze­ret de­ğil. Ma­ze­ret­se be­nim de ma­ze­re­tim var, ama, ben, bu­gün bu­ra­da­yım ba­kın sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, şim­di, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de gö­rü­şü­len büt­çey­le il­gi­li ola­rak, top­lu­mun çok bü­yük bir bek­len­ti­si var­dı.

FA­RUK AN­BAR­CI­OĞ­LU (Bur­sa) - Ha­ni, Doğ­ru Yol Par­ti­si mil­let­ve­kil­le­ri ne­re­de?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ba­kın, bu­ra­da. Doğ­ru Yol Par­ti­si Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Eras­lan bu­ra­da. Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mı­zın, Mec­lis ça­lış­ma­la­rı­na ka­tıl­ma mec­bu­ri­ye­ti yok.

Ba­kı­nız, dört mil­let­ve­ki­li­yiz, bi­ri Ge­nel Baş­ka­nı­mız, iki mil­let­ve­ki­li Doğ­ru Yol Par­ti­si­nin, şu an­da, Mec­lis ça­lış­ma­la­rın­da bu­ra­da.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, şim­di, top­lu­mun büt­çe üze­rin­de çok bü­yük bir bek­len­ti­si var­dı. Top­lu­mun bü­tün ke­sim­le­ri, büt­çe­den ken­di­le­ri­ne sağ­la­na­bi­le­cek imkânla­rın olup ol­ma­dı­ğı­nı bek­li­yor­du. Ama, top­lu­mu­mu­zun bü­yük ke­sim­le­ri, dün, bu büt­çe gö­rüş­me­le­ri­ni iz­le­dik­ten son­ra, son de­re­ce bü­yük bir ha­yal kı­rık­lı­ğı­na uğ­ra­dı. Ni­ye ha­yal kı­rık­lı­ğı­na uğ­ra­dı? Top­lu­mun o ka­dar çok me­se­le­le­ri var ki… Bi­raz son­ra, ni­çin bu me­se­le­le­rin gün­de­me alın­ma­dı­ğı­nı, ni­çin aleyh­te ol­du­ğu­mu ifa­de ede­ce­ğim.

Şim­di, ba­kı­nız, dün, bu­ra­da, tam on beş da­ki­ka "on beş yıl ön­ce, İs­tan­bul'da, Is­tı­ran­ca gö­le­ti­ni, Lüt­fi Kır­dar Spor Sa­lo­nu­nu kim yap­tı? Kim te­me­li­ni at­tı" kav­ga­sı ol­du. Ama, 70 mil­yon in­san, dün, bek­li­yor­du ki, ta­rım ke­si­mi… Ta­rım ke­si­mi bek­li­yor­du ki, 2006 yı­lı içe­ri­sin­de çok cid­di ma­na­da sı­kın­tı­lar içe­ri­sin­de olan ta­rım ke­si­mi, Sa­yın Baş­ba­ka­nın ko­nuş­ma­la­rın­dan bir müj­de bek­li­yor­du. Ama, ba­kın, tu­ta­nak­lar ya­nım­da, üç cüm­le var ta­rım­la il­gi­li de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri. Bir bu­çuk sa­at Sa­yın Baş­ba­kan ko­nu­şu­yor, sa­de­ce üç cüm­le ta­rım ke­si­miy­le il­gi­li. Ta­rım ke­si­min­de 15 mil­yon nü­fus var de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri. Ta­rım ke­si­mi, 2006 yı­lın­da yüz­de 1,2 kü­çül­müş. On­la­rın dert­le­ri­nin, prob­lem­le­ri­nin çö­zü­mü­nü bek­li­yor­lar­dı.

Sa­yın Baş­ba­kan, ge­çen, ko­nuş­ma­da da söy­le­di, ez­ber­le­miş, 2002 yı­lın­da 6 bin trak­tör sa­tıl­mış, 2006 yı­lın­da 38 bin trak­tör sa­tıl­mış. Ge­çen se­fer de söy­le­di.

ALA­ET­TİN GÜ­VEN (Kü­tah­ya) - Kö­tü mü?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Kö­tü de­ğil, keş­ke 108 bin sa­tıl­sa.

ALA­ET­TİN GÜ­VEN (Kü­tah­ya) - Gü­zel bir şey ya… Yap­ma Al­lah'ını se­ver­sen!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ama, ama, ba­kın, 2006 yı­lın­da, Sa­yın Baş­ba­kan, hem bi­rin­ci ko­nuş­ma­da hem ikin­ci ko­nuş­ma­da trak­tör ör­ne­ği­ni ve­ri­yor. Şöy­le, bir say­fa da ge­ri çe­vi­rip, 1998 yı­lın­da, Tür­ki­ye'de sa­tı­lan trak­tör sa­yı­sı­nı da bir gör­sey­di, o za­man, o za­man hak ve­re­cek­tim. 1998 yı­lın­da, Tür­ki­ye'de 48 bin trak­tör sa­tıl­mış. Si­zin, da­ha o ra­ka­ma ula­şa­bil­me­niz için, 10 bin da­ha trak­tör sa­tıl­ma­sı la­zım ki, 1998 yı­lı ra­kam­la­rı­na ula­şa­bi­le­cek­si­niz. Bu da gös­te­ri­yor ki, siz, ta­rım­da, 1998 yı­lı­nın çok ge­ri­sin­de­si­niz. Hem ürün fi­yat­la­rın­da ge­ri­si­niz hem de ta­rı­ma ay­rı­lan kay­nak ba­kı­mın­dan ge­ri­si­niz.

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (Er­zu­rum) - Aday olun!

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Alı­nıp sa­tı­lı­yor Üm­met Bey.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Şim­di, şim­di, bü­tün mil­let dün bek­le­di. Na­ren­ci­yey­le il­gi­li, Sa­yın Baş­ba­kan, ih­ra­cat­la il­gi­li bir fon ge­ti­rir mi ge­tir­mez mi, söy­ler mi söy­le­mez mi di­ye bek­le­di; çel­tik­çi bek­le­di, zey­tin­yağ­cı bek­le­di, fın­dık­çı bek­le­di; buğ­day, pa­muk, ay­çi­çe­ği, hep­si bek­le­di­ler dün. Hiç­bir şey yok. Sa­yın Baş­ba­kan­dan "Is­tı­ran­ca gö­le­ti­ni sen mi yap­tın, ben mi yap­tım?…" Ya, böy­le bir, Mec­lis­te, büt­çe gö­rüş­me­si olur mu de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri? Sa­yın Baş­ba­kan, hâlâ, ken­di­si­ni, İs­tan­bul Be­le­di­ye Baş­ka­nı gi­bi gö­rü­yor. Ha­yır, İs­tan­bul'a hiz­met­ler ya­pıl­sın, ço­ğal­sın, art­sın. Ama, siz, büt­çe­de, sa­de­ce on al­tı yıl ön­ce­ki hiz­met­le­re on beş da­ki­ka ayı­rır, çift­çi için sa­de­ce üç cüm­le söy­ler­se­niz, bu çift­çi, bu­nun he­sa­bı­nı siz­den so­rar.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Büt­çe geç­ti…

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, es­naf kan ağ­lı­yor.

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Üm­met Bey, gün­dem­le il­gi­li ko­nuş.

MUS­TA­FA NU­Rİ AK­BU­LUT (Er­zu­rum) - Ney­le il­gi­li ko­nu­şu­yor­sun? Öne­riy­le il­gi­li ko­nuş.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Evet, ge­li­yo­rum.

FA­RUK AN­BAR­CI­OĞ­LU (Bur­sa) - Sen Baş­ba­kan ol­du­ğun­da ne ko­nu­şa­cak­sın?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - İş­te, bun­lar, bu­gü­nün gün­de­min­de, Mec­li­sin gün­de­min­de bun­lar ol­ma­lı, Mec­li­sin gün­de­min­de ta­rım ol­ma­lı, ta­rım­la il­gi­li Mec­li­sin gün­de­min­de bun­lar ol­ma­lı.

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Ana­do­lu yak­la­şı­mı ge­li­yor.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Mec­li­sin gün­de­min­de es­na­fın prob­lem­le­ri ol­ma­lı. Mec­li­sin gün­de­min­de sı­kın­tı…

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - KO­Bİ'ler…

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Evet, KO­Bİ'ler, te­şek­kür edi­yo­rum. Onun le­hin­de söz al­dım, onu des­tek­li­yo­rum. KO­Bİ'le­ri, o gün­dem­de­ki KO­Bİ'le­ri des­tek­li­yo­rum, le­hin­de söz al­dım, söz ta­le­bim var. Keş­ke, onu, dör­dün­cü yı­lın so­nun­da, be­şin­ci yı­lın içe­ri­sin­de de­ğil de da­ha ön­ce ge­tir­sey­di­niz. Be­nim KO­Bİ'ler­le il­gi­li en az yir­mi ta­ne ko­nuş­mam var bu­ra­da. KO­Bİ'le­rin içe­ri­sin­de bu­lun­du­ğu du­ru­mu an­la­tan yir­mi ko­nuş­ma yap­mı­şım. Bun­lar­la il­gi­li bir çö­züm yo­lu­nun bu­lun­ma­sı­nı is­te­mi­şim. Keş­ke, üç yıl ön­ce ge­tir­sey­di­niz, keş­ke iki yıl ön­ce ge­tir­sey­di­niz de KO­Bİ'le­rin me­se­le­si­ni bir an ön­ce çöz­sey­dik. Ama, ge­ne te­şek­kür edi­yo­ruz. Dört bu­çuk yı­lın so­nun­da, ni­ha­yet, KO­Bİ'ler ak­lı­nı­za gel­di.

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Ak­lı­mız­dan hiç çık­ma­dı.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ama, KO­Bİ'ler, çok cid­di ma­na­da sı­kın­tı içe­ri­sin­de­ler de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri.

Şim­di, keş­ke, Sa­yın Baş­ba­kan, dün, bu­ra­da­ki ko­nuş­ma­sın­da, çift­çi­ye, köy­lü­ye ke­fil olu­rum de­sey­di, es­na­fa ke­fil olu­rum de­sey­di, keş­ke bu­nu söy­le­sey­di. İş­çi­ye, me­mu­ra ke­fi­lim de­sey­di. Ben, bun­la­rın, ha­yat pa­ha­lı­lı­ğı kar­şı­sın­da ezil­me­me­si­nin ke­fi­li be­nim de­sey­di. Ama, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de, ilk de­fa, bir Sa­yın Baş­ba­kan, Türk va­tan­da­şı ol­ma­yan bi­ri­si­nin ke­fi­li ol­du­ğu­nu söy­lü­yor ve ke­fil ol­du­ğu in­san, Bir­leş­miş Mil­let­ler ka­rar­la­rın­da hak­kın­da son de­re­ce olum­suz söy­lem­ler bu­lu­nan bi­ri­si. Sa­yın Baş­ba­kan onun ke­fi­li. Keş­ke çift­çi… Sa­bah­tan be­ri arı­yor be­ni çift­çi­ler, "keş­ke bi­zim ke­fi­li­miz ol­du­ğu­nu söy­le­se Sa­yın Baş­ba­kan" di­yor­lar.

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Grup öne­ri­si üze­ri­ne gel.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, şim­di, bu büt­çe­den in­san­la­rın bek­len­ti­si çok faz­lay­dı.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Büt­çe bit­ti…

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ba­kan… İlk de­fa olu­yor. Biz, es­ki­den, ya­tı­rım­lar ko­nu­şu­lur­du bu­ra­da, ba­raj­lar ko­nu­şu­lur­du, fab­ri­ka­lar ko­nu­şu­lur­du. Ama, dün, Sa­yın Baş­ba­kan, be­le­di­ye­le­rin yap­tı­ğı kav­şak­lar­dan bah­se­di­yor. Ya­ni, ar­tık, bir Baş­ba­kan, dört bu­çuk yı­lın so­nun­da, ma­hallî ida­re­le­rin, be­le­di­ye­le­rin yap­mış ol­du­ğu kav­şak­la­rı büt­çe ko­nuş­ma­sı içe­ri­si­ne yer­leş­ti­ri­yor­sa…

MU­ZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Ko­ca­eli) - Ne ala­ka­sı var, ko­nuy­la ne ala­ka­sı var?

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - …ve an­la­ta­cak baş­ka bir şe­yi yok­sa, bu büt­çe­nin na­sıl bir büt­çe ol­du­ğu­nu, siz­le­rin ve mil­le­tin tak­di­ri­ne su­nu­yo­rum.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Sa­yın Baş­ba­ka­nın ko­nuş­ma­sı­nı an­la­ma­mış­sın bi­le!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ba­kı­nız, bi­raz ön­ce siz­le­re de gel­di­ler, özel­leş­tir­me mağ­dur­la­rı var, si­ze de gel­di­ler. Ba­kı­nız, 13 bin ki­şi bun­lar. Bay­ram ge­li­yor, bay­ram… Bun­lar fer­yat edi­yor­lar, ço­cuk­la­rı­na bir el­bi­se ala­ma­mak­tan şikâyet­çi bun­lar. Bu 13 bin ki­şi­nin der­di­ni, bu özel­leş­tir­me mağ­dur­la­rı­nın der­di­ni ne za­man çö­ze­cek­si­niz?

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Onu da çö­ze­ce­ğiz.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ge­ti­rin, gün­de­min içe­ri­si­ne bu­nu da yer­leş­ti­rin, bu gün­de­mi ben des­tek­le­ye­yim, des­tek­le­ye­yim.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Lüt­fe­der­sin!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ni­ye gel­mi­yor? Ni­ye gel­mi­yor?

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Lüt­fe­der­sin!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ni­ye gel­mi­yor bun­lar? Bun­la­rı bek­li­yor va­tan­daş.

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Sağ­lı­ğın önem­li!

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - On beş ye­ni üni­ver­si­tey­le il­gi­li bir yı­lı geç­miş bir ka­nun hâlâ şu Mec­lis­te, hal­le­de­me­dik bu­nu de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, hâlâ hal­le­de­me­dik! Ne za­man hal­lo­la­cak? Yap­tı­ğı­nız…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Kan­do­ğan, bir da­ki­ka içe­ri­sin­de ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın efen­dim.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - On beş ye­ni üni­ver­si­tey­le il­gi­li çı­kan Ka­nun Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nın­dan ge­ri gel­di, ay­nen ge­ri gön­der­di­niz; ora­dan Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne git­ti, ip­tal edil­di, Mec­li­se yi­ne gel­di. Ka­nu­nu, öy­le bir hâle ge­tir­di­niz ki, bu­ra­dan ikaz et­tik siz­le­ri "ba­kı­nız, bu on beş üni­ver­si­te ha­ya­ta ge­çe­me­di, yap­ma­yın, bu Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nın­dan ge­ri ge­lir" de­dik, gel­di yi­ne, yi­ne gel­di. Biz, ka­çın­cı kez bu Ka­nun'u gö­rü­şü­yo­ruz de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri? Ya­ni, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin sa­at­le­ri­nin, da­ki­ka­la­rı­nın son de­re­ce önem­li ol­du­ğu­nu söy­le­ye­ce­ğiz, ama, bu­na rağ­men, ka­çın­cı kez ay­nı Ka­nun'u bu­ra­da gö­rü­şe­ce­ğiz.

O ba­kım­dan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ge­li­niz, top­lu­mun bü­yük ke­sim­le­ri­nin me­se­le­le­ri­ni bu­ra­da gö­rü­şe­lim, ko­nu­şa­lım, tar­tı­şa­lım, on­la­rın me­se­le­le­ri­ni çöz­mek için gay­ret sarf ede­lim.

Ben, bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le, bü­tün va­tan­daş­la­rı­mı­zın Kur­ban Bay­ra­mı'nı ve ye­ni yıl­la­rı­nı gö­nül­den kut­lu­yor ve siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kan­do­ğan.

Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu­nun öne­ri­si üze­rin­de gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­niz­li) - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­ti­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Şim­di, öne­ri­yi oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı ara­ya­ca­ğım: Öne­ri­yi ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­rar ye­ter sa­yı­sı bu­lu­na­ma­mış­tır.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 16.10

 

 

İKİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 16.20

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Meh­met DA­NİŞ (Ça­nak­ka­le), Türkân Mİ­ÇO­OĞUL­LA­RI (İz­mir)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 44'ün­cü Bir­le­şi­mi'nin İkin­ci Otu­ru­mu'nu açı­yo­rum.

AK Par­ti Grup öne­ri­si­nin oy­la­ma­sın­da ka­rar ye­ter sa­yı­sı bu­lu­na­ma­mış­tı.

Şim­di, öne­ri­yi tek­rar oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı ara­ya­ca­ğım.

Öne­ri­yi ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler...

Efen­dim, kâtip üye­ler ara­sın­da mu­ta­ba­kat sağ­la­na­ma­mış­tır.

Oy­la­ma­yı elek­tro­nik ci­haz­la ya­pa­ca­ğım ve dört da­ki­ka sü­re ve­re­ce­ğim.

Oy­la­ma­yı baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır ve öne­ri ka­bul edil­miş­tir.

Alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, söz­lü so­ru öner­ge­le­ri ile di­ğer de­ne­tim ko­nu­la­rı gö­rü­şül­mü­yor ve gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­na ge­çi­yo­ruz.

V. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­rihî Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

BAŞ­KAN - 1'in­ci sı­ra­da yer alan ka­nun tek­li­fi­nin ge­ri alı­nan mad­de­le­riy­le il­gi­li ko­mis­yon ra­po­ru gel­me­di­ğin­den, tek­li­fin gö­rüş­me­le­ri­ni er­te­li­yo­ruz.

2'nci sı­ra­da yer alan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

2.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

3'ün­cü sı­ra­da yer alan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ya­yıl­ma­nın Ön­len­me­si Amaç­la­rı­na Yö­ne­lik Yar­dım Sağ­lan­ma­sı­nın Ko­lay­laş­tı­rıl­ma­sı İçin İş­bir­li­ği­ne İliş­kin An­laş­ma­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

3.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ya­yıl­ma­nın Ön­len­me­si Amaç­la­rı­na Yö­ne­lik Yar­dım Sağ­lan­ma­sı­nın Ko­lay­laş­tı­rıl­ma­sı İçin İş­bir­li­ği­ne İliş­kin An­laş­ma­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1115) (S. Sa­yı­sı: 1147)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon? Yok.

Er­te­len­miş­tir.

4'ün­cü sı­ra­da yer alan, Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ya­ca­ğız.

4.- Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1267) (S.sa­yı­sı: 1312) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru 1312 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp da­ğı­tıl­mış­tır.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de söz is­te­ği var.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Trab­zon Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Akif Ham­za­çe­bi.

Bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET AKİF HAM­ZA­ÇE­Bİ (Trab­zon) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me­le­rin ma­li sek­tö­re olan borç­la­rı­nın ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı­na iliş­kin ka­nun ta­sa­rı­sı­nın tü­mü hak­kın­da Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­dım. Söz­le­ri­me baş­lar­ken he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ta­sa­rı bir­kaç gün ön­ce Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da gö­rü­şül­dü ve bu­gün de, şu an­dan iti­ba­ren, Ge­nel Ku­rul­da­ki gö­rüş­me­si­ne baş­la­mış bu­lu­nu­yo­ruz. Kap­sam iti­ba­rıy­la kü­çük ve or­ta boy iş­let­me­le­rin, ya­ni KO­Bİ'le­rin, ma­li sis­te­me, ya­ni ban­ka­la­ra ve ben­ze­ri kre­di ku­rum­la­rı­na olan borç­la­rı­nın ye­ni bir ya­pı­ya ka­vuş­tu­rul­ma­sı­nı amaç­lı­yor. KO­Bİ'ler, ge­rek 2001 kri­zi­nin son­ra­sın­da çı­kan "İs­tan­bul Yak­la­şı­mı"nın kap­sa­mı­na gir­me­miş ol­ma­la­rı ne­de­niy­le ge­rek hâlen ya­şa­mak­ta ol­du­ğu­muz eko­no­mi­de­ki ba­zı prob­lem­ler, fi­nans­man sı­kın­tı­la­rı ne­de­niy­le fi­nans­man güç­lü­ğü içi­ne gir­miş­ler ve bun­la­rın ma­li sis­te­me olan öde­me­le­rin­de, kre­di borç­la­rı­nın ge­ri öde­me­sin­de za­man za­man so­run­lar mey­da­na gel­miş­tir. Ta­sa­rı, bu ge­ri öde­me güç­lü­ğü, kre­di­le­ri za­ma­nın­da ge­ri öde­ye­me­yen KO­Bİ'le­rin bu kre­di­le­ri­ne ye­ni bir va­de sağ­lan­ma­sı­nı amaç­lı­yor.

Sa­yın Ba­ka­nın ta­sa­rı­ya iliş­kin ola­rak ver­miş ol­du­ğu bil­gi­le­re gö­re, ta­sa­rı­nın kap­sa­mı­na po­tan­si­yel ola­rak 40 bin ci­va­rın­da KO­Bİ gi­re­bi­le­cek­tir ve bu 40 bin ci­va­rın­da KO­Bİ'nin ma­li sis­te­me yak­la­şık 1 mil­yar YTL tu­ta­rın­da, es­ki pa­ra bi­ri­miy­le ifa­de ede­cek olur­sak 1 kat­ril­yon Türk li­ra­sı tu­ta­rın­da bor­cu bu­lun­mak­ta­dır.

Ta­bii ki, ta­sa­rı eğer ya­sa­la­şır­sa, bu bor­cun oto­ma­tik ola­rak ye­ni bir va­de­ye ka­vuş­tu­rul­ma­sı­nı sağ­la­mı­yor, sa­de­ce ala­cak­lı olan ban­ka­la­rın ara­la­rın­da an­laş­mak su­re­tiy­le bu KO­Bİ'le­re öde­me ko­nu­sun­da bi­raz ko­lay­lık gös­ter­me­le­ri­ne imkân sağ­lı­yor. Ya­ni, bir gö­nül­lü­lük söz ko­nu­su bu­ra­da. Ban­ka­lar is­ter­ler­se o KO­Bİ için an­la­şa­bi­le­cek­ler ve o KO­Bİ'nin ban­ka sis­te­mi­ne olan bor­cu­na ye­ni bir va­de ta­nı­ya­bi­le­cek­ler­dir. Ta­bii ki, bu va­de ta­nı­nır­ken fa­iz­de in­di­rim söz ko­nu­su ola­bi­lir, ye­ni kre­di­len­dir­me söz ko­nu­su ola­bi­lir, bel­ki ana­pa­ra­nın bir kıs­mın­dan ban­ka­nın vaz­geç­me­si söz ko­nu­su ola­bi­lir. Bü­tün bun­lar, ta­sa­rı­nın dü­zen­le­di­ği ko­nu­lar.

An­cak, tek­rar ifa­de ede­yim ki, ta­sa­rı, gö­nül­lü­lük esa­sı­na da­ya­lı­dır. Ya­ni, ban­ka­lar KO­Bİ'le­rin borç­la­rı­nı ye­ni bir va­de­ye bağ­la­ma ko­nu­sun­da, KO­Bİ'le­re ko­lay­lık sağ­la­ma ko­nu­sun­da hiç­bir za­man bir zo­run­lu­luk al­tın­da de­ğil­ler­dir. Bu­nu, özel­lik­le be­lir­te­yim. Do­la­yı­sıy­la, ta­sa­rı­nın kap­sa­mı­na po­tan­si­yel ola­rak gir­me­si müm­kün olan 40 bin ci­va­rın­da­ki KO­Bİ, uy­gu­la­ma­da fii­len çok az bir sa­yı­ya ula­şa­bi­lir, çok az bir sa­yı bu ta­sa­rı­nın kap­sa­mın­dan ya­rar­la­na­bi­lir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ban­ka sis­te­mi­ne olan borç­la­rın ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı ge­nel­lik­le kri­ze gi­ren eko­no­mi­ler­de kriz son­ra­sı alı­nan ön­lem­ler çer­çe­ve­sin­de uy­gu­la­ma­ya ko­nul­mak­ta­dır.

Bu­nun uy­gu­la­ma­sı­na bak­tı­ğı­mız­da, Tür­ki­ye'de­ki ilk uy­gu­la­ma­sı­nın 2001 kri­zin­den son­ra, 2001 Şu­bat ayın­da ya­şa­dı­ğı­mız kriz­den son­ra 2002 Oca­ğın­da yü­rür­lü­ğe gi­ren ve "Fi­nan­sal Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma Prog­ra­mı" ola­rak isim­len­di­ri­len 4743 sa­yı­lı Ya­sa ile ol­muş­tur.

(x) 1312 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.

Dün­ya­da­ki uy­gu­la­ma­la­rı­na bak­tı­ğı­mız­da, bu­nun dün­ya­da­ki bi­li­nen ilk uy­gu­la­ma­sı­nın, cid­di uy­gu­la­ma­sı­nın İn­gil­te­re'de ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz. İn­gil­te­re'de 70'li yıl­lar­dan son­ra yük­se­len enf­las­yon ve onun­la bir­lik­te eko­no­mi­de mey­da­na ge­len dur­gun­luk re­el sek­tö­rün ban­ka sis­te­mi­ne olan borç­la­rı­nın öden­me­sin­de so­run­lar ya­rat­mış ve çı­ka­rı­lan bir ya­say­la, İn­gil­te­re Mer­kez Ban­ka­sı­nın ön­cü­lü­ğün­de, İn­gil­te­re'de­ki re­el sek­tö­re bir ko­lay­lık sağ­lan­mış­tır. Bu­na ter­mi­no­lo­ji­de "Lon­dra Yak­la­şı­mı" den­mek­te­dir. Bi­zim "İs­tan­bul Yak­la­şı­mı" ola­rak isim­len­dir­di­ği­miz yak­la­şı­mın, uy­gu­la­ma­nın bir ben­ze­ri İn­gil­te­re'de 70'li yıl­lar­da ol­muş­tur ve "Lon­dra Yak­la­şı­mı" is­mi­ni al­mış­tır. Esa­sen biz­de­ki uy­gu­la­ma­la­rın da "yak­la­şım" adıy­la isim­len­di­ril­me­si bu­ra­dan kay­nak­lan­mak­ta­dır.

Lon­dra Yak­la­şı­mı'nın son­ra­sın­da, ha­tır­la­ya­cak­sı­nız, 1997 yı­lın­da Gü­ney­do­ğu As­ya ül­ke­le­rin­de bir kriz mey­da­na gel­di ve Gü­ney­do­ğu As­ya ül­ke­le­rin­de mey­da­na ge­len kriz son­ra­sın­da o ül­ke­le­rin re­el sek­tö­rü, İn­gil­te­re'de­ki gi­bi, biz­de­ki gi­bi zo­ra düş­tü; kre­di­le­ri­ni öde­mek­te zor­lan­dı ve o ül­ke­ler de ken­di­le­ri­ne mah­sus uy­gu­la­ma­lar ge­liş­tir­di­ler. Tay­land, En­do­nez­ya, Ma­lez­ya, Ko­re bu ül­ke­le­rin baş­lı­ca­la­rı­dır. Baş­ka ül­ke­ler­de de ol­muş­tur bu. Mek­si­ka'da ol­muş­tur, Ja­pon­ya'da ol­muş­tur. Her ül­ke ken­di şart­la­rı­na gö­re bir fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma prog­ra­mı­nı, ban­ka­cı­lık sis­te­min­de ya­şa­dık­la­rı kriz son­ra­sın­da uy­gu­la­ma­ya koy­muş­tur ve her ül­ke­de bu baş­ka bir isim­le anıl­mış­tır.

Dün­ya­da­ki bu uy­gu­la­ma­lar 2001 kri­ziy­le bir­lik­te biz­de de gün­de­me gel­miş­tir. 2001 kri­zi­ni ha­tır­la­ya­cak­sı­nız, dö­viz ku­ru, bir an­da ya­pı­lan de­va­lü­as­yon son­ra­sın­da ola­ğa­nüs­tü öl­çü­de de­ği­şik­li­ğe uğ­ra­dı. Türk li­ra­sı, bü­yük öl­çü­de de­ğer kay­bet­ti ve bu­nun son­ra­sın­da da ban­ka­cı­lık sis­te­min­de, ma­li sis­tem­de baş­la­yan kriz, oray­la sı­nır­lı kal­ma­dı, do­ğal ola­rak, bü­tün eko­no­mi­ye şa­mil ol­du, bü­tün eko­no­mi­yi et­ki­le­di ve ma­li sis­tem kri­zi, da­ha son­ra bir re­el sek­tör kri­zi­ne dö­nüş­me­ye baş­la­dı. Esa­sen, ban­ka­cı­lık sis­te­min­de ya­şa­nan kriz­le­rin, re­el sek­tö­rü, eko­no­mi­yi, eko­no­mi­de yer alan iş­let­me­le­ri et­ki­le­me­me­si dü­şü­nü­le­mez.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, o gün­le­rin be­lir­siz­lik or­ta­mın­da, bir yan­dan ban­ka­cı­lık sis­te­mi o gün­kü hükûmet ta­ra­fın­dan dü­zel­til­me­ye ça­lı­şır­ken, bir yan­dan da re­el sek­tö­rün ban­ka sis­te­mi­ne olan borç­la­rı­nın ye­ni bir va­de­ye, ye­ni bir ya­pı­ya ka­vuş­tu­rul­ma­sı tar­tı­şıl­ma­ya baş­lan­dı. O gün­ler­de, ban­ka­cı­lık sis­te­mi güç­len­di­ril­me­ye ça­lı­şı­lır­ken, ger­çek­te re­el eko­no­mi­nin ih­ti­yaç­la­rı bir ke­na­ra atıl­dı ma­ale­sef ve ban­ka­cı­lık sis­te­mi, ken­di du­ru­mu­nu kur­tar­mak, ken­di du­ru­mu­nu dü­zel­te­bil­mek için, aç­mış ol­du­ğu kre­di­le­ri ge­ri ça­ğır­dı. Bu­nu he­pi­miz ha­tır­la­ya­ca­ğız. Açı­lan kre­di­le­rin sa­de­ce ban­ka­cı­lık sis­te­mi­ni dü­zelt­me uğ­ru­na ge­ri çağ­rı­lı­yor ol­ma­sı, do­ğal ola­rak, re­el ke­si­mi, kre­di açıl­mış olan iş­let­me­le­ri ola­ğa­nüs­tü zor­da bı­rak­tı. Za­ten, fa­iz­le­rin ola­ğa­nüs­tü yük­sel­di­ği­ni ha­tır­la­ya­lım. Yük­se­len fa­iz­ler­le re­el eko­no­mi­nin zo­ra gir­di­ği­ni dü­şü­ne­lim o gün­ler­de ve böy­le bir or­tam­da, ay­nı çer­çe­ve­de kre­di­le­rin de ge­ri çağ­rıl­dı­ğı­nı dü­şü­nür­sek, re­el sek­tö­rün ne ka­dar zor­da kal­dı­ğı­nı bi­le­bi­li­riz ve bu çer­çe­ve­de, 2002 Ocak ayın­da, re­el sek­tö­rün ban­ka sis­te­mi­ne olan borç­la­rı­nın ye­ni bir ya­pı­ya ka­vuş­tu­rul­ma­sı ama­cıy­la, ge­rek­ti­ğin­de fa­iz­le­ri­nin si­lin­me­si ge­rek­ti­ğin­de ana­pa­ra­dan in­di­ri­me gi­dil­me­si su­re­tiy­le, ye­ni bir va­de­ye bağ­lan­ma­sı ama­cıy­la çı­ka­rı­lan bu ya­sa­ya bak­tı­ğı­mız­da, ya­sa­nın kap­sa­mı­nın as­lın­da ge­niş tu­tul­du­ğu­nu gö­rü­rüz. Ya­ni, ya­sa, kre­di açıl­mış olan ve kre­di­le­ri, bor­cu­nu va­de­sin­de öde­ye­me­yen, öde­me güç­lü­ğü çe­ken bü­tün iş­let­me­le­ri kap­sa­mı­na alı­yor­du, ama uy­gu­la­ma öy­le ol­ma­dı. Uy­gu­la­ma­ya bak­tı­ğı­mız­da, "İs­tan­bul Yak­la­şı­mı" ola­rak isim­len­dir­di­ği­miz Ocak 2002'de­ki ya­sa­nın kap­sa­mı­na top­lam 318 fir­ma­nın gir­di­ği­ni gö­rü­yo­ruz. Ha­zi­ran 2002-Ha­zi­ran 2005 ta­rih­le­ri ara­sın­da­ki uy­gu­la­ma­da top­lam 318 fir­ma­nın ban­ka­cı­lık sis­te­mi­ne olan yak­la­şık 6 mil­yar do­lar­lık bor­cu va­de­len­di­ril­miş­tir. Ala­cak­lı ban­ka­lar­la bu fir­ma­lar bir ara­ya gel­miş, an­laş­mış­lar ve bu borç, 6 mil­yar do­lar­lık borç -tam ra­ka­mıy­la 5 mil­yar 960 mil­yon do­lar- ye­ni bir va­de­ye bağ­lan­mış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 318 fir­ma bu uy­gu­la­ma­dan ya­rar­lan­mış­tır. 318 fir­ma ve o kre­di bor­cu­nu dik­ka­te alır­sak, eko­no­mi­nin ger­çek­te çok kü­çük bir ke­si­mi­ni teş­kil eden, oluş­tu­ran şir­ket­le­rin kap­sam­dan ya­rar­lan­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz. 5,9 mil­yar do­lar­lık kre­di bor­cu­nun 5,3 mil­yar do­la­rı bü­yük öl­çek­li fir­ma­lar ta­ra­fın­dan öden­mek üze­re ye­ni bir ya­pı­ya ka­vuş­tu­rul­muş­tur. 600 mil­yon do­la­rı da kü­çük öl­çek­li fir­ma­lar ta­ra­fın­dan öden­mek üze­re ye­ni bir ya­pı­ya ka­vuş­tu­rul­muş­tur.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­ra­da­ki, "İs­tan­bul Yak­la­şı­mı"nda­ki kü­çük öl­çek­li fir­ma­la­rın bu­gün gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ta­sa­rı­nın kap­sa­mak is­te­di­ği KO­Bİ'ler­den bi­le bü­yük ol­du­ğu­nu unut­ma­ya­lım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu çer­çe­ve­de önü­müz­de­ki bu ta­sa­rı­yı de­ğer­len­di­rir­sek, şun­la­rı gö­rü­yo­ruz: Bi­rin­ci­si, kriz 2001 Şu­bat ayın­da mey­da­na gel­di, 318 fir­ma­yı kap­sa­mı­na alan "İs­tan­bul Yak­la­şı­mı" 2002 Ocak ayın­da yü­rür­lü­ğe gir­di. 2005 Ha­zi­ra­nı­na ka­dar o ya­sa kap­sa­mın­da bir uy­gu­la­ma ya­pıl­dı. Yıl 2006, 2006 yı­lı bi­ti­yor, 2007 yı­lı­na gi­ri­yo­ruz ve "Ana­do­lu Yak­la­şı­mı Ta­sa­rı­sı" ola­rak isim­len­di­re­ce­ği­miz bu ta­sa­rı Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin gün­de­mi­ne gel­di. Her şey­den ön­ce ifa­de ede­yim ki, bu, ol­duk­ça ge­cik­miş bir ta­sa­rı­dır. Ne­den ge­cik­miş­tir? Eko­no­mi­mi­zin ra­kam­la­rı­na bak­tı­ğı­mız­da, eko­no­mi­de­ki iş­let­me­le­rin yüz­de 99,5'unun KO­Bİ ta­nı­mı­na gi­ren iş­let­me­ler ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz. Esa­sen, bü­tün dün­ya ül­ke­le­rin­de KO­Bİ'ler sa­yı­sal ola­rak o ül­ke eko­no­mi­sin­de­ki iş­let­me­le­rin yüz­de 95'inin üze­rin­de­ki bir sa­yı­yı oluş­tu­rur­lar. Tür­ki­ye'de de bu ra­kam fark­lı de­ğil. Tür­ki­ye eko­no­mi­si­nin öl­çek ola­rak ge­liş­miş eko­no­mi­ler­den ta­bii ki da­ha kü­çük ol­ma­sı ne­de­niy­le, KO­Bİ ta­nı­mı kap­sa­mı­na gi­ren iş­let­me sa­yı­sı çok da­ha faz­la ol­mak­ta­dır.

Biz­de­ki KO­Bİ ta­nı­mı­nı Av­ru­pa Bir­li­ğin­de­ki KO­Bİ ta­nı­mıy­la kı­yas­la­dı­ğı­mız­da, biz­de­ki KO­Bİ ta­nı­mı­nın, Av­ru­pa Bir­li­ğin­de­ki KO­Bİ ta­nı­mın­dan da­ha mü­te­va­zı ol­du­ğu­nu gö­rü­rüz. Av­ru­pa Bir­li­ğin­de­ki KO­Bİ ta­nı­mın­da, ci­ro­su 50 mil­yon eu­ro ve al­tın­da olan iş­let­me­le­rin KO­Bİ ta­nı­mın­da ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz. Biz­de­ki KO­Bİ ta­nı­mı­na ba­kar­sak, yıl­lık ça­lı­şan sa­yı­sı 250'den az olan ve ay­nı za­man­da bi­lan­ço ak­tif top­la­mı ve­ya yıl­lık ci­ro­su 25 mil­yon YTL'den az olan iş­let­me­le­rin KO­Bİ ta­nı­mı­na gir­di­ği­ni gö­rü­yo­ruz.

Ta­sa­rı, bu KO­Bİ ta­nı­mı­na gi­ren iş­let­me­le­ri kap­sa­mı­na ala­cak şe­kil­de Hükûmet ta­ra­fın­dan ha­zır­lan­mış ve Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne ge­ti­ril­miş­ti. An­cak, Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da, bi­zim de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak öne­ri­miz­le kap­sa­mın bi­raz da­ha ge­niş­le­til­me­si yö­nün­de­ki öne­ri­miz ik­ti­dar par­ti­si gru­bun­ca da be­nim­sen­di, Hükûmet ta­ra­fın­dan da be­nim­sen­di ve so­nuç­ta KO­Bİ ta­nı­mı, bu ya­sa uy­gu­la­ma­sı­na mah­sus ol­mak üze­re de­ğiş­ti­ril­di.

Şim­di, bu ya­sa uy­gu­la­ma­sın­da­ki ta­nı­ma ba­kar­sak, yıl­lık ci­ro­su 25 mil­yon YTL'den az olan iş­let­me­ler, is­tih­dam et­ti­ği ki­şi sa­yı­sı ne olur­sa ol­sun, bu ya­sa uy­gu­la­ma­sın­da KO­Bİ sa­yı­la­cak ve­ya ak­tif top­la­mı yi­ne 25 mil­yon YTL'den az olan iş­let­me­ler KO­Bİ sa­yı­la­cak. Yi­ne ay­rı­ca, is­tih­dam et­ti­ği ki­şi sa­yı­sı 250'den az olan iş­let­me­ler, ci­ro­su ne olur­sa ol­sun -25 mil­yon YTL'nin üze­rin­de ola­bi­lir, onun al­tın­da ola­bi­lir- yi­ne bu ta­sa­rı, bu ya­sa uy­gu­la­ma­sın­da KO­Bİ sa­yı­la­cak, bu KO­Bİ'le­rin ban­ka sis­te­mi­ne olan borç­la­rı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­la­bi­le­cek. An­cak, tek­rar ifa­de ede­yim ki, “İs­tan­bul Yak­la­şı­mı"nda ol­du­ğu gi­bi, “Ana­do­lu Yak­la­şı­mı"nda, ya­ni, bu ta­sa­rı uy­gu­la­ma­sın­da da yi­ne sis­tem gö­nül­lü­lük esa­sı üze­ri­ne ku­ru­lu­dur. Ban­ka­la­rın, bu borç­la­rı ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma­sı, ye­ni bir va­de­ye bağ­la­ma­sı ko­nu­sun­da her­han­gi bir zo­run­lu­luk bu­lun­ma­mak­ta­dır.

Ta­sa­rı, yi­ne Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu­na KO­Bİ'le­rin 31/12/2005 ta­ri­hi­ne ka­dar öde­ye­me­dik­le­ri borç­la­rı kap­sa­mı­na al­mış­ken, Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ve Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin bir­lik­te öne­ri­le­riy­le, 31/10/2006 ta­ri­hi­ne ka­dar olan ve öden­me­miş olan borç­la­rın ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı şek­lin­de dü­zel­til­miş ve kap­sam, KO­Bİ ta­nı­mı­na pa­ra­lel ola­rak, KO­Bİ ta­nı­mın­da ya­pı­lan de­ği­şik­li­ğe pa­ra­lel ola­rak ikin­ci bir şe­kil­de ge­niş­le­til­miş­tir. Bun­lar, ta­sa­rı­da, Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da ya­pı­lan önem­li de­ği­şik­lik­ler­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ta­sa­rı­da­ki bu önem­li de­ği­şik­lik­ler ya­nın­da, ba­zı so­run­la­rı da siz­le­rin dik­ka­ti­ne sun­mak is­ti­yo­rum. KO­Bİ'le­rin, ban­ka sis­te­mi­ne olan borç­la­rı ya­nın­da, ver­gi da­ire­si­ne, Sos­yal Si­gor­ta­lar Ku­ru­mu­na da borç­la­rı ola­bi­lir. Ta­sa­rı, bu ko­nu­da ge­nel sis­tem­den ay­rıl­ma­mış­tır. Ya­ni, 6183 sa­yı­lı Ya­sa'ya gö­re, ver­gi ve si­gor­ta prim borç­la­rı yir­mi dört aya ka­dar tak­sit­len­di­ri­le­bil­mek­te­dir. Bu­ra­da da bu borç­la­rın yir­mi dört aya ka­dar tak­sit­len­di­ri­le­bi­le­ce­ği hük­me bağ­lan­mış­tır. Bu­ra­da­ki so­run şu­dur: Ta­sa­rı, bu borç­la­rın tak­sit­len­di­ril­me­sin­de ka­nu­ni fa­iz ora­nı­nı al­mış­tır. Ka­nu­ni fa­iz ora­nı, yıl­lık yüz­de 9'dur. Ver­gi bor­cu­nun tak­sit­len­di­ril­me­sin­de ve­ya si­gor­ta prim bor­cu­nun tak­sit­len­di­ril­me­sin­de uy­gu­la­nan fa­iz ora­nı ise, yıl­lık yüz­de 24'tür. İlk ba­kış­ta, yüz­de 9'luk oran yüz­de 24'ten dü­şük ol­du­ğu için, ta­sa­rı­nın da­ha avan­taj­lı ol­du­ğu gö­zük­mek­te­dir. Şüp­he­siz, avan­taj­lı­dır fa­iz ko­nu­sun­da, an­cak, va­de­nin uza­ma­sı­na pa­ra­lel ola­rak, yüz­de 9'luk ka­nu­ni fa­iz ora­nı yük­se­le­bil­mek­te­dir. Çün­kü, 3095 sa­yı­lı Ya­sa'nın dü­zen­le­di­ği ka­nu­ni fa­iz uy­gu­la­ma­sın­da bi­le­şik fa­iz uy­gu­la­ma­sı söz ko­nu­su ola­bil­di­ği için, yüz­de 9'luk fa­iz ora­nı yir­mi dör­dün­cü aya doğ­ru ol­duk­ça yük­se­le­bi­le­cek­tir; bu­nu ön­le­mek ge­re­kir. Ma­dem­ki yüz­de 9'luk bir fa­iz ora­nı be­nim­sen­miş­tir, uy­gu­la­ma­da bu ka­rı­şık­lı­ğa git­me­ye ge­rek yok; 6183 sa­yı­lı Ya­sa uy­gu­la­ma­sın­da ba­sit fa­iz uy­gu­la­ma­sı var­dır, ay­nı uy­gu­la­ma­yı bu ta­sa­rı­ya koy­mak ge­re­kir. Bu, bi­zim, Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da öner­gey­le öner­di­ği­miz bir hu­sus­tu, an­cak, ora­da ma­ale­sef ka­bul gör­me­di.

Bu nok­ta­da ikin­ci so­run şu­dur: İkin­ci so­run, KO­Bİ'le­rin ver­gi bor­cu­nun tak­sit­len­di­ri­le­bil­me­si için ver­gi da­ire­si­ne te­mi­nat gös­ter­me zo­run­lu­lu­ğu var­dır, te­mi­nat gös­ter­mez­se tak­sit­len­dir­me ya­pı­la­maz. Ee, KO­Bİ'ler za­ten borç içe­ri­sin­de, bor­cu­nu öde­ye­me­miş, mev­cut var­lık­la­rı ban­ka­lar ta­ra­fın­dan ipo­tek al­tı­na alın­mış; on­la­rın ver­gi da­ire­si­ne te­mi­nat ola­rak gös­te­ril­me­si hâlin­de ver­gi da­ire­si­nin bu­nu ka­bul et­me ola­na­ğı da yok. O hâlde, bu ya­sa uy­gu­la­ma­sı­na mah­sus ola­rak, ver­gi ve si­gor­ta prim borç­la­rı­nın tak­sit­len­di­ril­me­sin­de te­mi­nat ara­ma­ya­lım di­ye öne­ri­yo­rum de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri. Bu öne­ri­mi­zi Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da yap­tık, an­cak, ora­da ka­bul gör­me­di. Bu iki ko­nu­ya yö­ne­lik öner­ge­mi­zi yi­ne Ge­nel Ku­ru­lun tak­di­ri­ne su­na­ca­ğız.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu ve­si­ley­le şu ko­nu­ya da de­ğin­mek is­ti­yo­rum: Dün, bu­ra­da, büt­çe­nin tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ya­pı­lır­ken, ik­ti­dar par­ti­si gru­bu adı­na söz alan bir ar­ka­da­şı­mız, ken­di Hükûmet­le­ri dö­ne­min­de ha­yat stan­dar­dı esa­sı­nın kal­dı­rıl­dı­ğı­nı ifa­de et­ti­ler. Bu, es­na­fı­mı­zı da il­gi­len­dir­di­ği için bu ta­sa­rı ve­si­le­siy­le bu­ra­da bu­nu açık­la­ma ih­ti­ya­cı du­yu­yo­rum. Çün­kü, ha­yat stan­dar­dı esa­sı -eğer uy­gu­la­ma­da ol­say­dı- es­na­fı­mı­zı, KO­Bİ ola­rak isim­len­dir­di­ği­miz iş­let­me­le­rin sa­hip­le­ri­ni de, eğer ferdî iş­let­mey­se, on­la­rı da çok ya­kın­dan il­gi­len­di­ren bir uy­gu­la­ma­dır. Hat­ta o ka­dar id­di­alı bir cüm­le kul­lan­dı ki ko­nuş­ma­cı ar­ka­da­şı­mız, "Ha­yat stan­dar­dı esa­sı­nı kal­dır­ma şe­re­fi Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Hükûme­ti­ne ait­tir." de­di. Ben bu­nu du­yun­ca, doğ­ru­su çok üzül­düm. O ar­ka­da­şı­mı­zın baş­ka açık­la­ma­la­rı­nı da de­ğer­len­dir­mek is­ter­dim ama, bu plat­form bu­na şu an mü­sa­it de­ğil, on­la­ra gir­mi­yo­rum. Büt­çe ko­nu­sun­da ver­miş ol­du­ğu ra­kam­la­rın ger­çek­çi bir de­ğer­len­dir­mey­le hiç­bir il­gi­si ol­ma­dı­ğı­nı be­lirt­me­li­yim. Ya­ni, hem "Büt­çe­le­ri kü­çült­tük Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si dö­ne­min­de." di­ye­cek­si­niz hem kü­çü­len büt­çe­ler­den ta­rı­ma, per­so­ne­le da­ha faz­la pay ver­di­ği­ni­zi söy­le­ye­cek­si­niz. Bu müm­kün de­ğil.

Söy­le­ye­ce­ğim ko­nu şu­dur: Ha­yat stan­dar­dı esa­sı, ön­ce­ki hükûmet dö­ne­min­de, ya­ni, AKP ön­ce­sin­de­ki hükûmet dö­ne­min­de çı­ka­rı­lan bir ya­say­la iki yıl için ge­ti­ril­miş­tir; 2000 ve 2001 yıl­la­rı için ge­ti­ril­miş­tir de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ya­ni, her­han­gi bir dü­zen­le­me ya­pıl­ma­mış ol­ma­sı hâlin­de ha­yat stan­dar­dı esa­sı 2001 yı­lı so­nun­da ken­di­li­ğin­den yü­rür­lük­ten kal­kı­yor­du; za­ten de yü­rür­lük­ten kalk­tı.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

AB­DUL­LAH ER­DEM CAN­Tİ­MUR (Kü­tah­ya) - Da­ha ön­ce kim uzat­tı, han­gi hükûmet­ler uzat­tı?

MEH­MET AKİF HAM­ZA­ÇE­Bİ (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan…

Şim­di, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin yap­tı­ğı şu­dur -bu­ra­da so­ru­yu so­ran ar­ka­da­şı­mı­za da ce­vap ol­sun di­ye söy­lü­yo­rum- ilk ik­ti­dar olur ol­maz Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne ge­tir­miş ol­du­ğu­nuz bir ta­sa­rı Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da gö­rü­şü­lür­ken ver­miş ol­du­ğu­nuz bir öner­gey­le, yü­rür­lük­ten kalk­mış, sü­re­si bit­miş olan ha­yat stan­dar­dı esa­sı­nı, ye­ni­den 2002 yı­lı için ih­das et­mek is­te­di­niz. Öner­ge bu­ra­da, 2002 yıl so­nun­da ik­ti­dar par­ti­si gru­bun­dan iki ar­ka­da­şı­mı­zın im­za­la­rı­nı ta­şı­yor. Bir ar­ka­da­şı­mız da bu­ra­da şu an­da. Bu­nu Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da ka­bul et­ti­niz, bi­zim eleş­ti­ri­mi­ze, ıs­ra­rı­mı­za rağ­men ka­bul et­ti­niz. O ka­dar şid­det­li gün­de­me ge­tir­dik ki, bu­ra­da Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu o mad­de­yi ge­ri çek­ti ve o, bu şe­kil­de, si­zin ta­le­bi­ni­ze, is­te­mi­ni­ze rağ­men yü­rür­lü­ğe gir­me­miş ol­du. Evet, şim­di…

AB­DUL­LAH ER­DEM CAN­Tİ­MUR (Kü­tah­ya) - Da­ha ön­ce­ki yıl­lar­da han­gi hükûmet­ler uzat­tı?

MEH­MET AKİF HAM­ZA­ÇE­Bİ (De­vam­la) - Onu söy­lü­yo­rum iş­te. Ya­ni, siz, bit­miş olan bir uy­gu­la­ma­yı ye­ni­den ge­tir­mek is­te­di­niz, bun­da ba­şa­rı­lı ola­ma­dı­nız. Bu­nun bir şe­re­fi var­sa, bu bi­ze ait­tir. Siz, eğer…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ham­za­çe­bi, son cüm­le­ni­zi ri­ca edi­yo­rum.

MEH­MET AKİF HAM­ZA­ÇE­Bİ (De­vam­la) - Son cüm­lem Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür edi­yo­rum.

Bu kalk­mış olan bir uy­gu­la­ma­yı, es­na­fa ver­gi ge­ti­re­cek şe­kil­de ye­ni­den gün­de­me ge­ti­rip de bun­dan vaz­geç­mek han­gi ke­li­mey­le, han­gi sı­fat­la isim­len­di­ri­lir, doğ­ru­su bi­le­mi­yo­rum. Po­le­mik uz­ma­nı da de­ği­lim, ama bu­nu isim­len­dir­me­yi ben siz­le­re bı­ra­kı­yo­rum.

Söz­le­ri­mi bu­ra­da bi­ti­rir­ken, ta­sa­rı­nın be­lirt­ti­ğim iki ek­si­ği­ne rağ­men -ki, bu ek­sik­lik­le­ri öner­gey­le Ge­nel Ku­ru­lun tak­di­ri­ne su­na­ca­ğız- ta­sa­rı­nın le­hin­de ol­du­ğu­mu­zu ve ka­bu­lü yö­nün­de oy kul­la­na­ca­ğı­mı­zı ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Ham­za­çe­bi.

Ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de, Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na Sa­yın Mu­zaf­fer Kur­tul­mu­şoğ­lu…

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ev­vel he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Evet, hep KO­Bİ'ler­den bah­se­di­yo­ruz. Bu­ra­ya çık­tı­ğı­mız­da kal­kın­ma­dan bah­se­der­ken, her ar­ka­da­şım, KO­Bİ'ler ne ola­cak, ne ol­du KO­Bİ'le­rin du­ru­mu, di­ye söy­le­riz. 2001 kri­zin­den bu­gü­ne ka­dar aşa­ğı yu­ka­rı -2001'de ol­du­ğu­na gö­re- beş yıl geç­ti. Bu ya­sa doğ­ru­dur, ama ge­cik­miş bir ya­sa­dır. Ha­ni, "Ge­cik­miş ada­let, ada­let de­ğil­dir" de­nil­di­ği gi­bi

İk­ti­da­ra so­ru­yo­rum: Bu ül­ke­de bu ka­dar iş­siz var iken, bu ül­ke­de bu ka­dar eko­no­mik so­run var iken, ne­den KO­Bİ'le­rin elin­den tu­tul­ma­dı bu­gü­ne ka­dar? Bel­li, or­ta­da... Haa, şim­di, el­bet­te ki Hükûme­tin de bu­ra­da söy­le­ye­ce­ği söz­le­ri ola­cak­tır, ama, ben şu­nu söy­lü­yo­rum: "Bu borç­la­rı da iki se­ne­ye ya­ya­lım" de­ni­li­yor. Doğ­ru, ya­ya­lım, ama, ya­ya­bil­mek için de ver­gi da­ire­si­ne te­mi­nat ver­me­miz la­zım. Ee, te­mi­na­tım ol­say­dı, za­ten ben­de bir şey­ler ol­say­dı ben bor­cu­mu öder­dim. Ta­bii, bu­gün, bu­ra­da, bu büt­çe­den son­ra, kim­se­nin de bu yor­gun­luk­ta be­ni din­le­ye­cek ve­ya bi­zi din­le­ye­cek hâli de yok, ama, ne ya­pa­lım.

ALA­ET­TİN GÜ­VEN (Kü­tah­ya) - Din­li­yo­ruz.

MU­ZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Ko­ca­eli) - Ho­cam din­li­yo­ruz.

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - Bir­lik­te, öy­le de ol­sa…

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Ku­la­ğı­mız sen­de, din­li­yo­ruz.

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) -…böy­le de ol­sa bu ka­nun KO­Bİ'ler için, es­na­fı­mız için, kü­çük es­na­fı­mız için gü­zel bir ya­sa, ama, keş­ke da­ha ev­vel­den ya­pıl­say­dı çok da­ha gü­zel olur­du. Onun için hep söy­lü­yo­ruz, di­yo­ruz ki: Tür­ki­ye'de iş­siz­lik ora­nı­mız yüz­de 9'lar­da, 9,5'lar­da.  İş sa­ha­sı aç­ma­mız la­zım. İk­ti­dar­la­rın gö­re­vi de iş sa­ha­sı aç­mak­tır, aş ver­mek­tir, iş ver­mek­tir va­tan­da­şa. Dün de söy­le­dim; dün gü­rül­tü­ye gel­di. Şöy­le bir dü­şün­sek: Tür­ki­ye'de bi­zim sa­na­yi­ci­le­ri­miz, iş­ve­ren­le­ri­miz ne­den bu ül­ke­den ka­çı­yor­lar da yurt dı­şın­da iş yap­ma­ya kal­kı­yor­lar? Ya­ni, bu­nu bil­me­ye­cek, bu­nu dü­şü­ne­me­ye­cek bir ik­ti­dar var mı­dır? Ni­ye dü­şün­mez an­la­mam. Ni­ye gön­de­rir Po­lon­ya'ya, Ro­man­ya'ya, Bul­ga­ris­tan'a? Bi­zim iş­ve­ren­le­ri­mi­zi, iş adam­la­rı­mı­zı, sa­na­yi­ci­le­ri­mi­zi ni­ye ül­ke­miz­de tu­ta­ma­yız? Evet, ni­ye tu­ta­ma­yız?

Ben, iş sa­hip­le­ri­ne, iş­ve­ren­le­re "Kar­de­şim, ni­ye Tür­ki­ye'de dur­mu­yor­su­nuz da, ül­ke­niz­de iş yap­mı­yor­su­nuz da yurt dı­şı­na ka­çı­yor­su­nuz" di­ye sor­du­ğum­da, al­dı­ğım ce­vap çok ba­sit, di­yor ki ora­da ba­na: Bu­yur sa­na yer, su­yu­nu, elek­tri­ği­ni de be­da­va ve­re­yim, ver­gi­yi de az ala­yım sen­den, iş­çi prim­le­ri­ni de az ala­yım, ye­ter ki sen gel be­nim mem­le­ke­ti­me ya­tı­rım yap ve bu ya­tı­rı­mın so­nun­da da, ya­tı­rım yap­tı­ğın­da da be­nim iş­siz­le­ri­me bu­ra­da iş bu­lun­sun, is­tih­dam ya­ra­tıl­sın, be­nim iş­siz­le­rim iş bul­sun. Bu­ra­da biz ne ya­pı­yo­ruz? Es­na­fa eli­miz­den ge­len zor­lu­ğu gös­te­ri­yo­ruz. Bir iş­ye­ri aç­tı­ğı­nız­da, ayın 1'in­den aşa­ğı yu­ka­rı ay so­nu­na ka­dar dev­le­te ver­gi ve­ri­yor es­naf. Ta­bii ki ve­re­cek, ka­zan­sın ki ve­re­cek, ama ka­zan­ma­sı için de es­na­fa imkân ha­zır­la­ya­cak­sı­nız.

Ben, şu­na ina­nı­yo­rum: Ül­ke­mi­zin hem iş sa­ha­sı­nı… İş ya­pa­cak in­san­la­rı­mız çok, hem iş­si­zi­miz çok. Bu ül­ke­ye ya­tı­rım yap­mak için iş sa­hip­le­ri­ne ku­cak aç­mak la­zım. On­lar, bi­zim can da­mar­la­rı­mız, on­lar… Bi­zim ver­gi­yi top­la­ya­bil­me­miz için ada­mın ka­zan­ma­sı la­zım, o ka­zan­dı­ğı an­da da be­ri ta­raf­ta da iş­çim ça­lı­şa­cak, o da aş yi­ye­cek, o da iş bul­muş ola­cak.

Hükûme­te tav­si­yem: SSK prim­le­ri­ni ye­ni­den göz­den ge­çi­ri­niz, ver­gi­yi tek­rar göz­den ge­çi­ri­niz, ver­gi ada­le­ti­ni ge­ti­ri­niz. Ha­ni, hep söy­lü­yo­ruz ya, ne di­yo­ruz? Efen­dim di­yo­ruz, ka­yıt dı­şı, ver­gi… Ta­bii ki, ka­yıt dı­şı olur. Bir in­sa­nın ver­gi­yi ver­me­si için mut­lu ol­ma­sı la­zım. "Ben, bu ül­kem­de pa­ra ka­za­nı­yo­rum, pa­ra ka­zan­dı­ğı­ma gö­re de ver­gi­mi ve­re­ce­ğim" de­me­si la­zım. Ba­kı­nız, biz, da­ha bu­nu ül­ke­mi­ze, in­san­la­rı­mı­za bu dü­şün­ce­yi yer­leş­ti­re­me­dik.

Bun­dan beş al­tı ay ev­vel Fin­lan­di­ya'ya git­ti­ğim­de… Bir ar­ka­da­şı­mın, iş sa­hi­bi­nin ha­nı­mı Fin­lan­di­ya­lı, ar­ka­da­şım da ora­da iş ya­pı­yor. Di­yor ki: "Ho­cam, bir gün eve git­tim, şa­ha­ne bir ma­sa ha­zır­lan­mış. Bu­gün do­ğum gü­nüm… Al­lah, Al­lah, do­ğum gü­nüm de­ğil, ço­cu­ğun da do­ğum gü­nü de­ğil, ev­len­me yıl­dö­nü­müm de de­ğil. Ha­nı­ma sor­dum: -Ha­nı­mı Fin­lan­di­ya­lı- Hay­ro­la, ne­dir bu iz­ze­ti ik­ram? Ay, sen bil­mi­yor mu­sun? No­kia bu­gün ül­ke­miz­de 5 mil­yar do­lar kâr et­ti, di­yor. Onun için ben bu ha­zır­lı­ğı yap­tım." Bi­zim ni­ye ül­ke­miz­de yok böy­le şey­ler? Ne­den yok? Ada­mın ka­fa­sı­na bi­ni­yo­ruz. Ha­ni, var ya, ye­ti­mi bü­yüt­me­ye­cek­sin der­ler. San­ki biz­de de böy­le. Es­na­fı, kü­çük es­na­fı bi­ti­re­lim, her şe­yi bü­yük üç-dört ta­ne iş sa­hi­bi hol­ding­le­re bı­ra­ka­lım. On­dan son­ra, di­ye­lim ki biz­de iş­siz var, biz­de ni­ye ver­gi ka­ça­ğı var, biz­de ni­ye bun­lar ol­mu­yor di­ye ta­bii ki dü­şü­ne­ce­ğiz.

Bu­gün şu­nu söy­le­mek­te ya­rar gö­rü­yo­rum: Sa­yın Ba­kan­lar Ku­ru­lun­da eko­no­miy­le il­gi­le­nen ba­kan­lar her ne ka­dar bu işi çok bi­li­yor­sa da -ki say­gı du­yu­yo­rum, çok bi­li­yor­lar- bi­raz Tür­ki­ye'de otu­ra­rak bu eko­no­mi­ye bi­raz yar­dım et­sin­ler. Av­ru­pa Bir­li­ği­ni hâllet­ti­ler, ama be­nim ül­kem­de 73 mil­yon in­sa­nın aşa, işe ih­ti­ya­cı var; o bü­yük bil­gi­le­ri­ni, o âlâ bil­gi­le­ri­ni Tür­ki­ye'ye ge­tir­sin­ler, Tür­ki­ye'ye ya­tı­rım yap­sın­lar, Türk in­sa­nı­nın elin­den tut­sun­lar di­yo­rum, he­pi­ni­ze sev­gi ve say­gı­lar su­nu­yo­rum.

Hoş­ça ka­lı­nız. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kur­tul­mu­şoğ­lu.

Şah­sı adı­na, Ko­ca­eli Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mu­zaf­fer Baş­top­çu…

Sa­yın Baş­top­çu bu­ra­day­dı…

Pe­ki, ikin­ci ko­nuş­ma­cı, şah­sı adı­na, Or­du Mil­let­ve­ki­li…

ER­DO­ĞAN ÖZE­GEN (Niğ­de) - Grup adı­na Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Grup adı­na söz is­te­ği yok.

TA­NER YIL­DIZ (Kay­se­ri) - Er­do­ğan Bey Grup adı­na ko­nu­şa­cak efen­dim.

BAŞ­KAN - AK Par­ti Gru­bu adı­na, Er­do­ğan Öze­gen, Niğ­de Mil­let­ve­ki­li. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA ER­DO­ĞAN ÖZE­GEN (Niğ­de) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1312 sı­ra sa­yı­lı Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı üze­rin­de AK Par­ti Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 3 Ka­sım 2002 se­çim­le­rin­de bü­yük Türk mil­le­ti­nin te­vec­cü­hü­ne maz­har olan AK Par­ti­miz, ik­ti­dar olur ol­maz, Tür­ki­ye'nin önün­de prob­lem ola­rak du­ran ve yıl­lar­dır ih­ma­le uğ­ra­mış so­run­la­rın çö­zü­mü için he­men her ko­nu­yu ele al­mış ve ge­liş­tir­di­ği ye­ni pro­je­ler­le tı­ka­nık­lık­la­rı bi­rer bi­rer aş­ma­ya baş­la­mış­tır.

Sı­ra­sı gel­miş­ken, ko­nuy­la il­gi­li atı­lan ba­zı adım­la­rı ye­ni­den ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum.

Se­çim son­ra­sın­da olu­şan güç­lü si­ya­si ira­de ve di­sip­lin için­de sür­dü­rü­len is­tik­rar prog­ra­mı­nın et­ki­siy­le, be­lir­siz­lik, ye­ri­ni gü­ven or­ta­mı­na bı­rak­mış, ge­nel eko­no­mik gös­ter­ge­ler de iyi­leş­me yo­lu­na gir­miş­tir.

Enf­las­yon ve fa­iz­ler düş­müş, bü­yü­me ve ih­ra­cat art­mış­tır.

Top­lu­mun her ke­si­miy­le ba­rış pro­je­le­ri, Hükûme­ti­miz ta­ra­fın­dan uy­gu­la­ma­ya ko­nul­muş­tur.

Ver­gi ba­rı­şı pro­je­si ha­ya­ta ge­çi­ri­le­rek, böy­le­ce, hem önem­li mik­tar­da ge­lir el­de edil­miş hem de mü­kel­lef ile ver­gi ida­re­si ara­sın­da­ki ih­ti­laf­lar gi­de­ril­miş, yar­gı ra­hat­la­tıl­mış, bu pro­jey­le, 8 kat­ril­yon li­ra­lık ha­zi­ne ala­ca­ğı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­mış­tır.

SSK ve Bağ-Kur'a olan prim borç­la­rı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­mış, yak­la­şık 800 bin si­gor­ta­lı­mı­zın 3,7 kat­ril­yon li­ra­lık prim bor­cu, bu kap­sam­da, ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­la­rak, çö­zü­me ka­vuş­tu­rul­ma­ya ça­lı­şıl­mış­tır.

Yi­ne, top­lu­mu­mu­zun bü­yük bir ke­si­mi­ni il­gi­len­di­ren çift­çi ba­rı­şı pro­je­siy­le, Zi­ra­at Ban­ka­sı ve ta­rım kre­di ko­ope­ra­tif­le­rin­ce kul­lan­dı­rı­lan ta­rım­sal kre­di borç­la­rı, yi­ne, Hükûme­ti­miz ta­ra­fın­dan ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­la­rak, yak­la­şık 700 bin çift­çi­mi­zi il­gi­len­di­ren 1,5 kat­ril­yon ci­va­rın­da­ki borç ya­pı­lan­dı­rı­la­rak üç yıl öde­me pla­nı­na bağ­lan­mış ve cid­di an­lam­da çift­çi­le­ri­miz ra­hat­la­tıl­mış­tır.

Yi­ne, çift­çi­mi­zin, 95 yı­lın­dan be­ri öde­ne­mez hâle ge­len, yük­sek fa­iz­ler se­be­biy­le, yak­la­şık 440 bin ta­rım­sal su­la­ma abo­ne­mi­zi il­gi­len­di­ren 1 kat­ril­yo­nun üze­rin­de­ki ener­ji borç­la­rı da, yi­ne, ya­pı­lan­dı­rı­la­rak otuz al­tı ay sü­rey­le öde­ne­cek şek­le ge­ti­ril­miş. Ek bir fa­iz yü­kü yük­len­me­den, ana­pa­ra­sı­nı öde­yen çift­çi­le­ri­miz de, yüz­de 15 in­di­rim­den fay­da­la­na­cak şe­kil­de bir dü­zen­le­me ol­muş­tur.

Yi­ne, es­naf ve sa­natkârı­mı­zın için­de bu­lun­du­ğu es­naf kre­di ko­ope­ra­tif­le­ri­mi­zin ta­kip oran­la­rı yüz­de 60'lar­dan yüz­de 200'le­re çı­ka­rıl­mak su­re­tiy­le kü­çük es­na­fı­mız kre­di kul­la­na­bi­lir hâle gel­miş ve fa­iz­le­ri dü­şü­rü­le­rek, özel­lik­le Halk Ban­ka­sı­nın kul­lan­dır­dı­ğı kre­di mik­tar­la­rı da cid­di oran­da ar­tı­rıl­mış­tır.

Ay­rı­ca, yıl­lar­dır me­mur ve iş­çi­le­ri­mi­zin alın te­rin­den ke­si­len, ne­re­ye har­can­dı­ğı ve ne za­man öden­di­ği bel­li ol­ma­yan ne­ma öde­me­le­ri, hiç­bir ta­ah­hü­dü­müz ol­ma­ma­sı­na rağ­men, Hükûme­ti­miz ta­ra­fın­dan yak­la­şık 13,5 kat­ril­yon li­ra­lık bir öde­me ya­pıl­mış­tır.

Yi­ne, top­lu­mu­mu­zun bü­yük bir ke­si­mi­ni il­gi­len­di­ren, kü­çük es­naf ve sa­natkârı­mı­zı, tüc­ca­rı­mı­zı il­gi­len­di­ren pro­tes­to­lu çek ve se­net­ler­le il­gi­li dü­zen­le­me de, yi­ne, Hükûme­ti­miz ta­ra­fın­dan ger­çek­leş­ti­ril­miş­tir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Malî Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Ta­sa­rı­sı ile, yi­ne, so­run­lu baş­ka bir alan için çö­züm or­ta­ya ko­nul­mak­ta­dır.

Ha­tır­la­na­ca­ğı üze­re, 2000-2001 kri­zin­den et­ki­le­nen şir­ket­le­rin ma­li sis­te­me olan borç­la­rı­nın ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı­nı amaç­la­yan 4743 sa­yı­lı Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı ve Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun, ka­mu­oyun­da bi­lin­di­ği şek­liy­le "İs­tan­bul Yak­la­şı­mı" ola­rak Tür­ki­ye Ban­ka­lar Bir­li­ği ini­si­ya­ti­fiy­le yü­rü­tül­müş­tür. Söz ko­nu­su Ka­nun ile, Tür­ki­ye'de fa­ali­yet­te bu­lu­nan ban­ka­lar, özel fi­nans ku­rum­la­rı ve di­ğer ma­li ku­rum­lar ile kre­di iliş­ki­si için­de bu­lu­nup fi­nan­sal dar­bo­ğaz ya­şa­yan borç­lu­la­rın va­de­le­ri­nin uza­tıl­ma­sı, kre­di­le­rin ye­ni­len­me­si, ila­ve ye­ni kre­di ve­ril­me­si, ana­pa­ra ve fa­iz­ler­de in­di­rim ya­pıl­ma­sı, fa­iz­ler­den vaz­ge­çil­me­si gi­bi alı­na­cak ted­bir­ler­le, ma­li ke­si­me olan ge­ri öde­me ka­bi­li­yet­le­ri­ni ye­ni­den ka­zan­dır­ma­la­rı­na ve kat­ma de­ğer ya­rat­ma­ya de­vam et­me­le­ri­ne fır­sat ve­ril­me­si amaç­lan­mış­tır.

Söz ko­nu­su Ka­nun Ha­zi­ran 2002-2005 ta­rih­le­ri ara­sın­da uy­gu­lan­dı­ğı dö­nem­de, 217 bü­yük,  101 adet kü­çük öl­çek­li, top­lam 318 fir­ma­ya ait 5 mil­yar 960 mil­yon do­lar, yak­la­şık 9,5 kat­ril­yon TL tu­ta­rın­da­ki kre­di ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­mış­tır. Bu tu­ta­rın yüz­de 92'si­ne iliş­kin an­laş­ma­lar 2002 ve 2003 yıl­la­rın­da ya­pıl­mış, ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­lan borç­la­rın yak­la­şık yüz­de 62'si özel ban­ka­la­ra, yüz­de 21'i ka­mu ban­ka­la­rı­na, yüz­de 13'ü TMSF ve TMSF ban­ka­la­rı­na borç­lar­dan oluş­mak­ta­dır.

Ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­lan kre­di tu­ta­rı 2002 yı­lı so­nu iti­ba­rıy­la ban­ka­cı­lık sis­te­min­de­ki top­lam brüt kre­di hac­mi­nin yak­la­şık yüz­de 16'sı gi­bi bir se­vi­ye­de­dir. Bor­cu ya­pı­lan­dı­rı­lan grup­la­rın or­ta­la­ma ala­cak­lı sa­yı­sı, 7'si ban­ka, 1'i ban­ka dı­şı ku­ru­luş ol­mak üze­re 8'dir. En çok kul­la­nı­lan ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma yön­tem­le­ri ise, ge­ri öde­me tak­vi­mi­nin ye­ni­den be­lir­len­me­si ve his­se-borç ta­ka­sı şek­lin­de ol­muş­tur.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; İs­tan­bul Yak­la­şı­mı'nda kü­çük öl­çek­li fir­ma­la­ra ait ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­lan borç­la­rın ge­ri öde­me va­de­si ise, 1,5 yıl ilâ 11,6 yıl ara­sın­da de­ğiş­mek­te­dir. Ağır­lık­lı or­ta­la­ma va­de beş yıl ve ağır­lık­lı ge­ri öde­me­siz dö­nem or­ta­la­ma­sı ise üç ay­dır. Bu uy­gu­la­ma ile borç­la­rı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­lan fir­ma­la­rın pi­ya­sa­lar­dan ye­ni­den kre­di kul­la­na­bil­dik­le­ri, kre­di borç­la­rı­nın ya­nı sı­ra ver­gi ve sos­yal gü­ven­lik yü­küm­lü­lük­le­ri­ni ifa ede­bil­dik­le­ri­ni, is­tih­dam ka­pa­si­te­le­ri­ni, ih­ra­cat­la­rı­nı ve bi­lan­ço­la­rı­nı bü­yüt­tük­le­ri­ni gör­mek­te­yiz.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 2000-2001 yıl­la­rın­da ken­di­ni gös­te­ren eko­no­mik kriz­ler­den en çok et­ki­le­nen di­ğer bir ke­si­mi­miz ise, kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me­le­ri­miz­dir. An­cak, yu­ka­rı­da bah­set­ti­ği­miz ka­nun çer­çe­ve­si ne­de­niy­le, KO­Bİ'ler, ma­li sek­tö­re olan borç­la­rı­nın ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sıy­la il­gi­li ge­ti­ri­len ko­lay­lık­tan ya­rar­la­na­ma­mış­tır.

Mu­ha­le­fet söz­cü­sü ar­ka­daş­la­rı­mız bu­nun ge­cik­miş bir ya­sa ol­du­ğu­nu ifa­de et­ti­ler, doğ­ru­dur. Ko­nuş­ma­mın baş­lan­gı­cın­da, bi­zim ik­ti­da­rı­mız­dan ön­ce top­lu­mun ge­niş bir ke­si­mi­nin, için­de, han­gi so­run­lar­la bo­ğuş­tu­ğu­nu kı­sa baş­lık­lar­la özet­le­me­ye ça­lış­tık. Evet, biz ik­ti­da­ra gel­di­ği­miz­de top­lu­mu­mu­zun her ke­si­min­de sı­kın­tı­lar ve aşı­la­ma­yan so­run­lar­la kar­şı kar­şı­ya ka­lın­dı­ğı bir tab­lo­da ik­ti­dar ol­du­ğu­mu­zu ha­tır­lat­ma­ya ça­lış­tık. İş­te, sı­ra­sıy­la, bu is­tik­rar ve gü­ven or­ta­mı­nın ge­tir­di­ği eko­no­mi­de­ki iyi­leş­me­ler, ban­ka­la­rı di­rekt il­gi­len­di­ren bir yö­nü ol­ma­sı se­be­biy­le bu ya­pı­lan­dır­ma­la­rın, o dö­nem­de bun­dan ban­ka­la­rın da et­ki­len­di­ği­ni dü­şün­dü­ğü­müz­de, on al­tı ta­ne­nin üze­rin­de ban­ka­nın Fon'a dev­re­dil­di­ği, bir­çok ban­ka­nın ma­li bün­ye­si­nin za­yıf ol­du­ğu bu dö­nem­de, el­bet­te, bü­tün bu ya­pı­lan­dır­ma­la­rı ay­nı an­da yap­ma­nın, ger­çek­leş­tir­me­nin müm­kün ol­ma­ya­ca­ğı­nı tak­dir eder­si­niz. Ge­len is­tik­rar or­ta­mı­nın ve eko­no­mi­de­ki ge­liş­me­le­rin, gel­di­ği­miz nok­ta­da ban­ka­la­rın da ma­li sek­tör­le­ri­ni ge­liş­tir­me­si­ne se­bep ol­du­ğu bu dö­nem­de, sı­ra­sıy­la top­lu­mun bü­tün bu so­run­la­rı­nı ya­pı­lan­dır­ma­ya de­vam eden Hükûme­ti­miz, bu­gün de kü­çük ve or­ta öl­çek­li KO­Bİ'le­ri­mi­zin so­run­la­rı­nı bu dü­zen­le­mey­le or­ta­dan kal­dır­ma­yı he­def­le­miş­tir.

Bu amaç­la, söz ko­nu­su fir­ma­la­rı eko­no­mi­ye ka­zan­dır­mak için, İs­tan­bul Yak­la­şı­mı'ndan yo­la çı­ka­rak, iş­te, Ana­do­lu Yak­la­şı­mı uy­gu­la­ma­sı­nı, bu Ka­nu­nu yü­ce Mec­li­sin hu­zu­ru­na Hükûme­ti­miz ge­tir­miş­tir. Ben Hükûme­ti­mi­ze ve bu Ka­nu­nun ha­zır­lan­ma­sın­da eme­ği ge­çen­le­re tüm kü­çük iş­let­me­ci­ler ve KO­Bİ'ler adı­na te­şek­kür edi­yor, şük­ran­la­rı­mı­zı su­nu­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ta­sa­rıy­la, kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me­le­rin ma­li sek­tö­re olan borç­la­rı­nı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­ra­rak, ül­ke­miz­de fa­ali­yet­te bu­lu­nan ban­ka­lar ve di­ğer ma­li ku­rum­lar­dan al­mış ol­duk­la­rı, 31.10.2006 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la bu ku­ru­luş­lar nez­din­de do­nuk ya da şüp­he­li ala­cak­lar he­sa­bı­na in­ti­kal et­miş kre­di­le­rin, fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma çer­çe­ve an­laş­ma­la­rı ve söz­leş­me­le­ri ile be­lir­le­ne­cek sü­re ve ko­şul­lar­la kre­di­le­rin va­de­le­ri­ni uzat­mak, ye­ni­le­mek, ila­ve ye­ni kre­di ver­mek, ana­pa­ra ve­ya as­li fa­iz ve te­mer­rüt fa­izi ve­ya kâr pay­la­rı­nı in­dir­mek ve­ya bun­lar­dan vaz­geç­mek gi­bi alı­na­cak ted­bir­ler­le ma­li ke­si­me olan ge­ri öde­me yü­küm­lü­lük­le­ri­ni ye­ri­ne ge­ti­re­bil­me­si ve is­tih­da­ma kat­kı­da bu­lun­ma­ya de­vam et­me­le­ri­ne imkân ve­ril­me­si­ni sağ­la­ma­yı amaç­la­mak­ta­dır Hükûme­ti­miz.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ta­sa­rı­da, kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me­ler, KO­Bİ, 250 ki­şi­den az yıl­lık ça­lı­şan is­tih­dam eden ve­ya yıl­lık net sa­tış ha­sı­la­tı ya da bi­lan­ço ak­tif top­la­mı 25 tril­yon TL'yi aş­ma­yan iş­let­me­yi ta­nım­la­mak­ta­dır.

BDDK ta­ra­fın­dan ta­sa­rı­nın ya­sa­laş­ma­sı­nı mü­te­akip bir ay içe­ri­sin­de çı­kar­tı­la­cak olan yö­net­me­lik ile be­lir­le­ne­cek usul ve esas­lar dâhi­lin­de ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­la­cak olan ala­cak­la­rın kap­sa­mı­nı be­lir­le­yen çer­çe­ve an­laş­ma­la­rı ve söz ko­nu­su an­laş­ma­la­rı ta­ki­ben, iki yıl içe­ri­sin­de her bir fir­may­la ay­rı ay­rı im­za­la­na­cak olan söz­leş­me­le­rin önü açı­la­cak­tır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ana­do­lu Yak­la­şı­mı, iş­let­me ser­ma­ye­si sı­kın­tı­sı olan kü­çük, or­ta öl­çek­li fir­ma­la­rın eko­no­mi­ye ka­zan­dı­rıl­ma­sı için dü­şün­dü­ğü­müz bir gi­ri­şim­dir. 31 Mart 2006 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la nakdî kre­di­le­ri ta­kip­te­ki ala­cak­lar içe­ri­sin­de bu­lu­nan KO­Bİ sa­yı­sı yak­la­şık 39.362 olup, top­lam borç tu­ta­rı 1 kat­ril­yon 25 tril­yon ci­va­rın­da­dır. Tah­si­lin­de kıs­mi so­run­lar ya­şa­nan ya da ya­şan­ma­sı muh­te­mel KO­Bİ'ler de dâhil edil­di­ğin­de sa­yı 70 bi­ni, tu­tar ise 1.7 kat­ril­yon TL'yi aş­mak­ta­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; ya­pa­ca­ğı­mız dü­zen­le­me ile, çer­çe­ve an­laş­ma­la­rı kap­sa­mın­da, söz­leş­me­le­rin im­za­lan­ma­sı hâlin­de, bu söz­leş­me­le­ri im­za­la­yan KO­Bİ'ler­den olan ala­cak­la­ra iliş­kin za­man aşı­mı­nın söz­leş­me ta­ri­hi iti­ba­rıy­la ke­sil­miş sa­yı­la­ca­ğı hü­küm al­tı­na alın­mak­ta­dır.

Yi­ne, bu söz­leş­me­le­ri im­za­la­mış olan KO­Bİ'le­rin, 31/10/2006 ta­ri­hi­ne ka­dar, va­de­si gel­di­ği hâlde öden­me­miş bu­lu­nan elek­trik, do­ğal gaz, te­le­fon ve­ya su kul­la­nı­mın­dan kay­nak­la­nan borç­la­rı ile ver­gi da­ire­le­ri ve Sos­yal Gü­ven­lik Ku­ru­mu­na olan 21/7/1953 ta­rih­li 6183 sa­yı­lı Am­me Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil Usu­lü Hak­kın­da Ka­nun ve­ya ta­bi ol­duk­la­rı mev­zu­at hü­küm­le­ri­ne gö­re ta­kip edi­len borç­la­rı ile il­gi­li­le­rin söz­leş­me ta­ri­hin­den iti­ba­ren iki ay içe­ri­sin­de baş­vur­ma­la­rı hâlin­de, ka­nu­ni fa­iz ora­nı uy­gu­lan­mak su­re­tiy­le yir­mi dört aya ka­dar te­cil edil­me­si dü­zen­len­mek­te­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu­ra­da özel­lik­le, ver­gi borç­la­rıy­la il­gi­li bu ka­nu­nun ön­gör­dü­ğü dü­zen­le­me­de, bu ya­pı­lan­dır­ma­dan, ver­gi borç­la­rın­dan, bu yir­mi dört ay­lık te­cil­den fay­da­lan­ma­da is­te­ni­len te­mi­nat, özel­lik­le bu ko­num­da olan kü­çük ve or­ta öl­çek­li es­naf­la­rı­mı­zın mev­cut, için­de bu­lun­du­ğu du­ru­mu göz önü­ne al­dı­ğı­mız za­man, bu te­mi­na­tın ve­ril­me­si cid­di an­lam­da sı­kın­tı oluş­tu­ra­cak­tır. Onun için, ben, özel­lik­le bu ko­nu­yu dik­ka­te ala­rak, ye­ni­den bu­ra­da, ver­gi da­ire­le­rin­de­ki ya­pı­lan­dır­ma­lar­da, ver­gi borç­la­rı­nın ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sın­da te­mi­nat al­mak­sı­zın bu ya­pı­lan­dı­rıl­ma­nın ha­ya­ta ge­çi­ril­me­si­nin, bu an­lam­da, bu du­rum­da olan es­naf ve sa­natkârı­mı­zı, kü­çük ve or­ta öl­çek­li KO­Bİ iş­let­me sa­hip­le­ri­mi­zi cid­di an­lam­da is­ti­fa­de et­ti­re­ce­ği, ya­rar­lan­dı­ra­ca­ğı ka­na­ati­ni ta­şı­mak­ta­yım.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; özel­lik­le bu ta­sa­rı han­gi ke­sim­le­ri, kim­le­ri il­gi­len­dir­mek­te­dir? İs­tan­bul Yak­la­şı­mı'ndan ve bu ta­sa­rı­da kap­sa­ma gi­ren KO­Bİ ve kü­çük iş­let­me öl­çek­li iş­let­me­ler­den, bak­tı­ğı­mız za­man, çok cid­di an­lam­da, ge­rek böl­ge­ler ola­rak ge­rek sek­tö­rel ola­rak  çok önem­li sek­tör­le­ri içer­mek­te­dir.

Kim­ler fay­da­la­na­bi­li­yor: Gı­da ve hay­van ürün­le­riy­le iş­ti­gal eden­ler, in­şa­at, dış ti­ca­ret ser­ma­ye şir­ket­le­ri, tu­rizm ve eğ­len­ce, fi­nan­sal ki­ra­la­ma ara­cı­lık ve di­ğer fi­nan­sal hiz­met­ler, me­tal ürün­le­ri ve iş­len­miş me­tal, am­ba­laj ka­ğıt, mu­kav­va ürün­le­ri, top­tan ti­ca­ret, pe­ra­ken­de ti­ca­ret, teks­til ve teks­til ürün­le­ri, ge­mi ve tek­ne ya­pı­mı, çi­men­to ha­zır be­ton üre­ti­mi, mo­tor­lu araç par­ça ve ak­sa­mı, ta­şı­ma­cı­lık, de­po­la­ma ve ha­ber­leş­me, plas­tik ürün­le­ri üre­ti­mi, se­ra­mik, fa­yans, ka­ro üre­ti­mi, elek­tro­nik ve elek­trik­li ev alet­le­ri, ka­ra yo­lu yük ta­şı­ma­cı­lı­ğı, cam ve cam ürün­le­ri, di­ğer ima­la­ta yö­ne­lik fa­ali­yet­ler ola­rak bak­tı­ğı­mız­da ger­çek­ten re­el sek­tö­rün bü­yük bir ke­si­mi­ni, -bu tür du­ru­ma dü­şen, sı­kın­tı­sı olan kü­çük ve or­ta iş­let­me­ler­de­ki- KO­Bİ'le­ri­mi­zin ta­ma­mı­nı aşa­ğı yu­ka­rı kap­sa­mak­ta­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ko­nuş­ma­mın ba­şın­da ifa­de et­ti­ğim gi­bi, ger­çek­ten, AK Par­ti İk­ti­da­rı, top­lu­mun so­run­lu hâle ge­len bü­tün me­se­le­le­ri­ni bir ön­ce­lik sı­ra­sı­na gö­re be­lir­le­miş ve dört yıl­lık ik­ti­da­rı sü­re­si içe­ri­sin­de de top­lum­da­ki bu ya­ra­la­rı bi­rer bi­rer or­ta­dan kal­dı­ra­cak adım­la­rı at­mış­tır ve be­şin­ci yı­lın­da da bu an­lam­da ye­ni adım­la­rı da at­ma­ya de­vam ede­cek­tir.

Ben, bu ta­sa­rı­nın tüm kü­çük ve or­ta öl­çek­li iş­let­me­le­ri­mi­ze ve KO­Bİ'le­ri­mi­ze ve re­el sek­tö­rü­mü­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı te­men­ni eder­ken, yak­laş­mak­ta olan, tüm hal­kı­mı­zın, mü­ba­rek Kur­ban Bay­ra­mı'nı ve ye­ni yı­lı­nı teb­rik edi­yor, he­pi­ni­zi bu duy­gu­lar­la say­gıy­la se­lam­lı­yor, bu ya­sa­nın ha­yır­lı ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Öze­gen.

Hükûme­tin söz is­te­ği var; an­cak, Sa­yın Ba­ka­nım, Mu­zaf­fer Baş­top­çu'dan son­ra si­ze söz ve­re­ce­ğim.

Şah­sı adı­na Ko­ca­eli Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mu­zaf­fer Baş­top­çu söz is­te­miş­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­yu­run.

MU­ZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Ko­ca­eli) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; 1312 sı­ra sa­yı­lı Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı için şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le, he­pi­ni­zi en iç­ten sev­gi ve say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

He­pi­mi­zin bil­di­ği gi­bi, 2000-2001 kriz­le­rin­den et­ki­le­nen şir­ket­ler­le il­gi­li ola­rak -ma­li sis­te­me olan borç­la­rı­nın ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı- kı­sa adıy­la "İs­tan­bul Yak­la­şı­mı" olan bir ya­sa çı­ka­rıl­mış, 4743 sa­yı­lı Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı ve Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da­ki Ka­nun, bu şe­kil­de di­zayn edil­miş­ti ve bu Ka­nun da, he­pi­mi­zin bil­di­ği gi­bi ge­ne, Tür­ki­ye Ban­ka­lar Bir­li­ği ini­si­ya­ti­fin­de yü­rü­tül­müş­tü.

Ay­lar­dır büt­çe­mi­zi gö­rü­şü­yo­ruz. Hem Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da hem Ge­nel Ku­ru­lu­muz­da ay­rın­tı­lı gö­rüş­me­ler yap­tık. Özel­lik­le ma­li du­ru­mu­muz­da, Tür­ki­ye'de­ki eko­no­mik ko­şul­la­rın ne du­ru­ma gel­di­ği ko­nu­sun­da, tüm il­gi­li ar­ka­daş­la­rı­mız ay­rın­tı­lı bil­gi­ler ver­di. Gör­dü­ğü­müz odur ki, hem içe­ri­de hem dı­şa­rı­da­ki de­ğer­len­dir­me­ler­le Tür­ki­ye'de her şey iyi­ye gi­di­yor. Ga­yet ta­bii ki, eleş­ti­ri­ler ola­cak­tır. Ga­yet ta­bii ki, yap­tık­la­rı­mı­zın tü­mü­nü be­ğen­me­yip, eleş­ti­ren­ler de ola­cak­tır. Ama, şu­ra­sı bir ger­çek­tir ki, hal­kı­mız bi­zi çok dik­kat­li iz­li­yor, va­tan­daş­la­rı­mız bü­tün yap­tık­la­rı­mı­zı bi­li­yor ve iş­te, bu­gün, bu­ra­da, KO­Bİ'le­re bu ya­sa­nın ka­nun­laş­ma­sıy­la çok önem­li bir ar­ma­ğan da ver­miş ola­ca­ğız.

Biz, İs­tan­bul Yak­la­şı­mı'yla sağ­la­dı­ğı­mız ka­nun­da, Tür­ki­ye'de fa­ali­yet­te bu­lu­nan ban­ka­lar, o dö­nem­de­ki özel fi­nans ku­rum­la­rı ve di­ğer ma­li ku­rum­lar ile il­gi­li kre­di iliş­ki­si içe­ri­sin­de bu­lu­nup fi­nan­sal dar­bo­ğaz ya­şa­yan borç­lu­la­rın borç­la­rı­nın va­de­le­ri­nin uza­tıl­ma­sı, kre­di­le­ri­nin ye­ni­len­me­si, ila­ve ve ye­ni kre­di ve­ril­me­si, ana pa­ra ve fa­iz in­di­ril­me­si gi­bi çok önem­li hu­sus­la­rı de­ğer­len­dir­me­ye tut­muş ve bu kap­sam­da, 318 fir­ma­mız 6,2 mil­yar do­lar­lık borç­la­rı­nı ye­ni­den ya­pı­lan­dır­mış­lar­dı.

Bu Yak­la­şım'dan ya­rar­la­nan fir­ma­la­rın pi­ya­sa­lar­dan ye­ni­den kre­di bul­duk­la­rı­nı, kre­di borç­la­rı­nın ya­nı sı­ra, ver­gi ve sos­yal gü­ven­lik yü­küm­lü­lük­le­ri­ni ye­ri­ne ge­tir­dik­le­ri­ni, is­tih­dam ka­pa­si­te­le­ri­ni, ih­ra­cat­la­rı­nı ve bi­lan­ço­la­rı­nı da bü­yüt­tük­le­ri­ni bi­li­yo­ruz.

An­cak, 2000 yı­lı son­la­rın­da baş­la­yan ve 2001 yı­lı ge­ne­lin­de ken­di­ni gös­te­ren eko­no­mik kri­zin ya­rat­tı­ğı, ma­ale­sef, tah­ri­bat, kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me­ler (KO­Bİ)'in de hâlen zor du­rum­da ol­duk­la­rı­na da­ir bil­gi­le­ri der­le­yip top­la­ma­mız­dan son­ra, bu çer­çe­ve­de, şim­di de -"Ana­do­lu Yak­la­şı­mı" kı­sa adıy­la- bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nı bu­ra­da gö­rüş­mek­te­yiz.

Bu ya­sa ta­sa­rı­sı ka­nun­laş­tı­ğı an­dan iti­ba­ren yak­la­şık, ki, bu KO­Bİ sa­yı­sı­nı şu an­da biz 39 bin ci­va­rın­da, top­lam bor­cu da 1 mil­yon YTL ola­rak bi­li­yo­ruz, ama, tah­si­lin­de kıs­mi so­run­lar ya­şa­nan ya da bu şe­kil­de olan­lar dâhil edil­di­ğin­de, bu sa­yı­nın 70 bin ve top­lam tu­ta­rın da 1,7 mil­yar YTL'yi aşa­ca­ğı­nı tah­min et­mek­te­yiz.

Bu ka­nu­nun ama­cı ne­dir? Ama­cı tek­rar kı­sa­ca söy­le­ye­cek olur­sak, bu ka­nu­nun ama­cı kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me­le­rin, Tür­ki­ye'de fa­ali­yet­te bu­lu­nan ban­ka­lar ve di­ğer ma­li ku­rum­lar­dan al­mış ol­duk­la­rı ve 31/10/2006 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la, bu ku­ru­luş­lar nez­din­de­ki do­nuk ve­ya şüp­he­li ala­cak­lar he­sa­bı­na in­ti­kal et­miş bu­lu­nan kre­di borç­la­rı­na iliş­kin ola­rak çer­çe­ve an­laş­ma ve söz­leş­me­le­ri­nin ha­zır­lan­ma­sı­dır.

Ga­yet ta­bii ki, Ban­ka­lar Bir­li­ği­nin, ay­nı şe­kil­de BDDK'nın, bu ka­nun kap­sa­mın­da ya­pa­ca­ğı, ki, biz bu­ra­da bi­rin­cil dü­zen­le­me­yi ya­pı­yo­ruz, ikin­cil dü­zen­le­me­yi BDDK ya­pa­cak­tır ve in­şal­lah, sı­kın­tı­sı olan bü­tün KO­Bİ'le­ri­miz bun­dan ya­rar­la­na­rak, ön­le­ri­nin açıl­ma­sı sağ­lan­mış ola­cak­tır.

Ga­yet ta­bii ki, AK Par­ti Hükûme­ti­miz, so­run­la­rı ge­nel çer­çe­ve içe­ri­sin­de hep de­ğer­len­dir­mek­te ve özel­lik­le es­na­fı­mı­zın, bu KO­Bİ de­di­ği­miz kü­çük ve or­ta öl­çek­li iş­let­me­le­ri­mi­zin so­run­la­rı­nın da çö­zül­me­siy­le il­gi­li, İs­tan­bul Yak­la­şı­mı'nda kap­sa­ma gir­me­yen so­run­la­rın çö­zül­me­siy­le il­gi­li, bu çok önem­li ça­lış­ma­yı yap­mış... Biz­ler, Plan Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da, hem alt ko­mis­yon­da bu­nun ay­rın­tı­lı ça­lış­ma­sı­nı yap­tık hem üst ko­mis­yon­da ve şu an­da da, Ge­nel Ku­rul­da gö­rüş­mek­te­yiz.

Ta­bii bu ara­da, bu ko­nu­ya kat­kı­da bu­lu­nan, de­ğer­li, mu­ha­le­fet­te­ki, ar­ka­daş­la­rı­mı­zın da ça­lış­ma­la­rı­nın, ben, biz­le­re çok önem­li ışık­lar tut­tu­ğu­nu be­lirt­mek is­te­rim. Ger­çek­ten çok ay­rın­tı­lı bir ça­lış­ma ya­pıl­dı ve si­zin hu­zu­ru­nu­za ge­ti­ril­di.

Şim­di, bu ta­nım­lar kıs­mın­da KO­Bİ ta­nı­mı­nı da bir mik­tar ge­niş­let­miş ol­duk ve KO­Bİ'yi şöy­le be­lir­le­dik: Kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me (KO­Bİ) 250 ki­şi­den az yıl­lık ça­lı­şan is­tih­dam eden ve­ya yıl­lık net sa­tış ha­sı­la­tı ya da bi­lan­ço ak­tif top­la­mı 25 mil­yon ye­ni Türk li­ra­sı­nı aş­ma­yan iş­let­me­le­ri bu­ra­ya al­dık.

Fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma ve çer­çe­ve an­laş­ma­la­rı, bi­raz ön­ce be­lirt­ti­ğim gi­bi, BDDK ta­ra­fın­dan ha­zır­la­na­cak ve bu kap­sam­da, fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma çer­çe­ve an­laş­ma­la­rı hü­küm­le­rin­de, KO­Bİ'le­rin, 31/10/2006 ta­ri­hi­ne, ya­ni 31 Ekim 2006 ta­ri­hi­ne ka­dar va­de­si gel­di­ği hâlde öden­me­miş bu­lu­nan -bu ila­ve ta­bii- elek­trik, do­ğal gaz, te­le­fon ve­ya su kul­la­nı­mın­dan kay­nak­la­nan borç­la­rı da bu kap­sa­mın içe­ri­si­ne alı­na­cak­tır.

Yi­ne ay­nı şe­kil­de, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Zi­ra­at Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti, Tür­ki­ye Halk Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti, fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma çer­çe­ve an­laş­ma­la­rı­na ve bu an­laş­ma­lar kap­sa­mın­da borç­la­rı ge­rek­ti­ğin­de ila­ve fi­nans­man da sağ­lan­mak su­re­tiy­le ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­lan ve­ya ye­ni bir it­fa pla­nı­na bağ­la­nan borç­lu­lar­la ya­pı­la­cak fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma söz­leş­me­le­ri­ne ta­raf ol­ma­ya yet­ki­li kı­lın­mış­lar­dır.

Bu­ra­da, ge­ne be­nim önem­li bul­du­ğum bir iki nok­ta­yı söy­le­mek is­ti­yo­rum. Ver­gi is­tis­na­la­rı ve teş­vik bel­ge­le­rin­de dam­ga ver­gi­si, harç­lar bu kap­sam­dan çı­ka­rıl­mış­tır. Gi­der Ver­gi­le­ri Ka­nu­nu ge­re­ği, 6802, bu Ka­nun ge­re­ği, ban­ka ve si­gor­ta mu­ame­le­le­rin­den mu­af tu­tul­muş­lar­dır. Çer­çe­ve an­laş­ma­sı ve dü­zen­le­nen söz­leş­me­ler kap­sa­mın­da kul­lan­dı­rı­lan kre­di­ler ve Kay­nak Kul­la­nı­mı Des­tek­le­me Fo­nu'ndan ve di­ğer fon­lar ile ma­li yü­küm­lü­lük­ler­den de is­tis­na edil­miş­ler­dir.

Evet, bu­ra­da, ger­çek­ten çok önem­li bir ya­sa ta­sa­rı­sı­nı gö­rü­şü­yo­ruz. Bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nın, ben, eğer şöy­le bir ana çer­çe­ve üze­rin­de öze­ti­ni ya­pa­cak olur­sam, kap­sam, de­di­ğim gi­bi, ge­niş­le­miş­tir. Evet, sis­tem gö­nül­lü­lük esa­sı­na da­yan­mak­ta­dır. Ala­cak­lı ve borç­lu ta­raf­lar ara­sın­da ya­pı­la­cak söz­leş­me­ler­de, ban­ka ve di­ğer ma­li ku­rum­lar dı­şın­da ka­lan­la­rın da ka­tıl­mış­la­rı bu şe­kil­de sağ­lan­mış­tır. Ay­rı­ca, Ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rı sı­ra­sın­da, ta­sa­rı­nın ilk hâlin­de olan ve KO­Bİ'le­rin ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sın­dan ya­rar­la­nan açı­sın­dan da­ral­tı­lan KO­Bİ ta­nı­mı da, ye­ni dü­zen­le­me ve ye­ni ta­nı­mıy­la ge­niş­le­til­miş­tir. Bu­ra­da, si­vil top­lum ör­güt­le­ri­miz­den il­gi­li olan­la­rı­nın hep­si­nin ka­tı­lı­mı sağ­lan­mış­tır, hep­si­nin bu ko­nu­da gö­rüş­le­ri alın­mış­tır ve or­ta­ya ger­çek­ten çok iyi dü­zen­len­miş bir ta­sa­rı çık­mış­tır.

Ben, bu ta­sa­rı­nın, ül­ke­mi­ze, tüm KO­Bİ'le­ri­mi­ze ve he­pi­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Bu ara­da, yak­la­şan mü­ba­rek Kur­ban Bay­ra­mı'nı­zı kut­lu­yor, ye­ni yı­lın da ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni ni­yaz edi­yo­rum.

Sağ olun, var olun. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­top­çu.

Hükûmet adı­na, Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­mız Sa­yın Ab­dül­la­tif Şe­ner.

Bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI AB­DÜL­LA­TİF ŞE­NER (Si­vas) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan 1312 sı­ra sa­yı­lı Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Malî Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı üze­rin­de Hükûme­ti­mi­zin gö­rüş­le­ri­ni sun­mak üze­re hu­zur­la­rı­nız­da­yım. He­pi­ni­ze say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum.

Bil­di­ği­niz gi­bi, bu ta­sa­rı, ön­ce de­ği­şik dü­zey­ler­de yo­ğun bir şe­kil­de tar­tı­şıl­mış, Ban­ka­cı­lık Dü­zen­le­me ve De­net­le­me Ku­ru­lu il­gi­li tüm ta­raf­lar­la gö­rüş­mek su­re­tiy­le tas­lak bir me­tin oluş­tur­muş ve bu tas­lak met­ne is­ti­na­den Ba­kan­lar Ku­ru­lun­da ay­rın­tı­lı bir şe­kil­de göz­den ge­çi­ril­miş ve bir Hükûmet ta­sa­rı­sı ola­rak Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne gön­de­ril­miş­tir.

Böy­le bir ta­sa­rı­nın Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne gön­de­ril­me­si­nin te­mel ne­den­le­rin­den bi­ri­nin bu ko­nu­da yo­ğun bir top­lum­sal ta­le­bin  bu­lun­mak­ta olu­şu­dur. KO­Bİ'ler ve KO­Bİ'le­rin tem­sil­ci­si olan ku­ru­luş­lar, il­gi­li oda­lar, oda tem­sil­ci­le­ri de­ği­şik ve­si­le­ler­le da­ha ön­ce İs­tan­bul Yak­la­şı­mı ola­rak ad­lan­dı­rı­lan dü­zen­le­me­ye pa­ra­lel bir dü­zen­le­me ya­pıl­ma­sı­na ih­ti­yaç ol­du­ğu­nu ifa­de et­miş­ler­dir.

El­bet­te, de­mok­ra­tik sü­reç­te, top­lum­sal ta­lep­ler, si­ya­sal ka­rar or­gan­la­rı açı­sın­dan önem­li­dir, dik­ka­te alın­ma­sı ge­re­ken bir hu­sus­tur ve biz de, Hükûmet ola­rak, top­lu­mun de­ği­şik ke­sim­le­rin­den ge­len ta­lep­le­ri ve or­ta­ya çı­kan bek­len­ti­le­ri her za­man önem­se­di­ği­miz için, bu ta­lep­le­rin kar­şı­lan­ma­sı­na yö­ne­lik ola­rak mev­cut ta­sa­rı ha­zır­lan­mış­tır.

Ben­den ön­ce söz alan de­ğer­li ik­ti­dar ve mu­ha­le­fet ka­na­dı­na men­sup mil­let­ve­kil­le­ri­miz, ko­nu­nun ay­rın­tı­la­rı hak­kın­da ye­ter­li de­re­ce­de bil­gi ver­miş­ler­dir. Bu ta­sa­rı­nın han­gi ih­ti­yaç­tan doğ­du­ğu­nu, bu ta­sa­rıy­la han­gi dü­zen­le­me­le­rin or­ta­ya çı­ka­ca­ğı­nı ve KO­Bİ'le­ri­mi­zin böy­le bir dü­zen­le­me­den na­sıl ya­rar­la­na­ca­ğı­nı ay­rın­tı­lı bir şe­kil­de an­lat­mış­lar­dır ve sun­muş­lar­dır.

İşin öze­ti şu­dur: İş­let­me fa­ali­yet­le­ri­ni ar­tık sür­dü­re­mez hâle ge­len KO­Bİ'le­ri­miz var, kü­çük ve or­ta boy iş­let­me­le­ri­miz var. Bu du­ru­ma gel­me­le­ri­nin, bu du­ru­mu ya­şa­ma­la­rı­nın en önem­li ne­de­ni, 2000-2001 yıl­la­rın­da ya­şan­mış olan eko­no­mik kriz­dir. 2000-2001 yıl­la­rın­da eko­no­mi­de ya­şa­nan olum­suz­luk, ya­şa­nan kriz ne­de­niy­le, Tür­ki­ye'de millî ge­lir bir an­da aşa­ğı­ya in­miş, pek çok ki­şi işi­ni kay­bet­miş, pek çok tezgâh ka­pan­mış, bu­nun da öte­sin­de, iş­le­yen fir­ma­lar, iş­let­me­ler, kü­çük ve or­ta boy iş­let­me­ler fa­ali­yet­le­ri­ni sür­dü­re­mez hâle gel­miş­ler­dir. Re­el sek­tör de bu fi­nan­sal kriz­den bü­yük dar­be ve ya­ra al­mış­tır. Bu­na bağ­lı ola­rak da, bu dö­nem­de or­ta­ya çı­kan so­run­lar, bü­yük bir oran­da, gü­nü­mü­ze ka­dar do­nuk ve şüp­he­li ala­cak­lar he­sa­bı­na in­ti­kal et­miş kre­di borç­la­rı­nı or­ta­ya çı­kar­mış­tır ve bu do­nuk ve şüp­he­li hâle ge­len ala­cak­lar he­sa­bı­na in­ti­kal eden kre­di­ler, kre­di borç­la­rı ne­de­niy­le bu borç­la­rın sa­hi­bi olan kü­çük ve or­ta boy iş­let­me­ler, ya­ni, KO­Bİ'ler zor du­rum­da kal­mış­lar­dır. Hâlen fa­ali­yet­le­rin­de önem­li zor­luk­lar gün­de­me gel­mek­te­dir ve is­tih­dam ka­pa­si­te­le­ri düş­müş­tür, üre­tim ka­pa­si­te­le­ri düş­müş­tür. Bun­la­ra bir çö­züm bu­lun­ma­sı ge­re­kir.

Ay­nı dü­şün­ce­ler ve yak­la­şım­lar içe­ri­sin­de 2001, 2000 kriz­le­ri­nin et­ki­si­ni or­ta­dan kal­dır­mak mak­sa­dıy­la da­ha ön­ce 4743 sa­yı­lı bir ya­sa çı­ka­rıl­mış­tır. Bu ya­sa ka­mu­oyun­da İs­tan­bul Yak­la­şı­mı ola­rak bi­lin­mek­te­dir. Bu ya­sa çer­çe­ve­sin­de da­ha son­ra bir yö­net­me­lik ha­zır­lan­mış­tır. Ya­sa ve yö­net­me­lik çer­çe­ve­sin­de, bü­yük fir­ma­la­rın borç­la­rı, kre­di borç­la­rı ban­ka­la­ra ve di­ğer fi­nans ku­ru­luş­la­rı­na, ma­li sis­te­me olan borç­la­rı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­mış­tır. 318 adet fir­ma­ya ait aşa­ğı yu­ka­rı 6 mil­yar do­lar tu­ta­rın­da bir kre­di İs­tan­bul Yak­la­şı­mı çer­çe­ve­sin­de ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­mış­tır. Bu tu­ta­rın yüz­de 92'si­ne iliş­kin an­laş­ma­lar 2002 ve 2003 yıl­la­rın­da ba­ğıt­lan­mış­tır. Ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­lan borç­la­rın yak­la­şık yüz­de 62'si özel ban­ka­la­ra, yüz­de 21'i ka­mu ban­ka­la­rı­na ve yüz­de 13'ü de TMSF ve TMSF ban­ka­la­rı­na olan borç­lar­dan oluş­muş­tur ve ne­ti­ce iti­ba­rıy­la, bu İs­tan­bul Yak­la­şı­mı çer­çe­ve­sin­de ya­pı­lan ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma­lar­la, bü­yük öl­çek­li fir­ma­la­ra ait ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­lan borç­la­rın öde­me va­de­si 3 yıl ile 12,3 yıl ara­sın­da de­ğiş­miş­tir. Kü­çük öl­çek­li fir­ma­la­ra ait ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­lan borç­la­rın ge­ri öde­me va­de­si ise 1,5 ile 11,6 yıl ara­sın­da de­ğiş­miş­tir.

Bu ya­pı­lan­dır­may­la bir­lik­te şu gö­rül­müş­tür, İs­tan­bul Yak­la­şı­mı çer­çe­ve­sin­de mey­da­na ge­len, ya­pı­lan ye­ni­den ya­pı­lan­dır­may­la bir­lik­te şu gö­rül­müş­tür ki, ye­ni­den bor­cu ya­pı­lan­dı­rı­lan fir­ma­lar ye­ni kre­di imkânla­rı­na ka­vuş­muş­lar­dır. Bu, fii­len göz­lem­len­miş bir du­rum­dur. Ay­rı­ca, ver­gi ve sos­yal gü­ven­lik yü­küm­lü­lük­le­ri­ni ye­ri­ne ge­ti­re­bi­le­cek bir per­for­man­sa ulaş­mış­lar­dır. İs­tih­dam ka­pa­si­te­le­ri­ni, ih­ra­cat­la­rı­nı ve bi­lan­ço­la­rı­nı bü­yüt­tük­le­ri göz­lem­len­miş­tir.

İs­tan­bul Yak­la­şı­mı de­di­ği­miz bu ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma prog­ra­mı ise Ha­zi­ran 2005 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la so­na er­miş­tir. İs­tan­bul Yak­la­şı­mı'yla il­gi­li ya­sa­da fii­len, hu­ku­ken bir sı­nır bu­lun­ma­mak­la bir­lik­te, bu­nun bir ira­di söz­leş­me­ye da­yan­ma­sı ne­de­niy­le fii­len sı­nır oluş­muş­tur. Bü­yük fir­ma­lar bu yak­la­şım­dan ya­rar­la­nır­ken fii­len KO­Bİ ni­te­li­ğin­de­ki fir­ma­la­rın bu yak­la­şım­dan ya­rar­lan­ma­dı­ğı gö­rül­müş­tür. İş­te, Ha­zi­ran 2005 ta­ri­hin­de İs­tan­bul Yak­la­şı­mıy­la il­gi­li uy­gu­la­ma­lar ta­mam­lan­dık­tan son­ra fii­len de "KO­Bİ" de­di­ği­miz iş­let­me­le­rin bu yak­la­şım­dan ya­rar­lan­dı­rıl­ma­ma­sı üze­ri­ne bir Ana­do­lu Yak­la­şı­mı­na ih­ti­yaç ol­du­ğu şek­lin­de­ki ta­lep­ler gün­de­me gel­me­ye, Hükûme­te ve il­gi­li­le­re ile­til­me­ye baş­lan­mış­tır.

Bu ba­kım­dan, "Bu, ge­rek­li bir dü­zen­le­mey­di Ana­do­lu Yak­la­şı­mı; ama, geç ka­lın­mış­tır, bu­gün­le­re ka­dar bek­len­me­me­liy­di." gi­bi bir de­ğer­len­dir­me­nin çok an­lam­lı ol­du­ğu ka­na­atin­de de­ği­lim. Ya­ni, bir önem­li ge­cik­me ol­du­ğu gö­rü­şün­de de­ği­liz, çün­kü, İs­tan­bul Yak­la­şı­mı uy­gu­la­ma­la­rı­na bağ­lı ola­rak bu­nun so­nuç­lan­ma­sı­nın ar­ka­sın­dan or­ta­ya çı­kan ta­lep­le­re is­ti­na­den bu dü­zen­le­me ya­pıl­mış­tır ki, as­lın­da, bü­yük bir ge­cik­me­nin ol­du­ğu­nu söy­le­ye­me­yiz.

Ama, bu­ra­da özel­lik­le şu­nu be­lirt­mek is­ti­yo­rum: Bir ül­ke­de ser­ma­ye pi­ya­sa­la­rın­da­ki, fi­nans sek­tö­rün­de­ki ha­cim ve iş­le­yiş son de­re­ce­de önem­li­dir. Ser­ma­ye­yi bü­yü­ten bir eko­no­mi, sağ­lık­lı iş­le­yen bir fi­nans sek­tö­rü­nün bu­lun­du­ğu eko­no­mi, bü­yük bir per­for­man­sa sa­hip­tir de­mek­tir ve bu eko­no­mi­nin da­ha bü­yük atı­lım­la­rı ger­çek­leş­tir­me özel­li­ği­ne sa­hip ol­du­ğu­nu dü­şü­ne­bi­li­riz. 2000-2001 kriz­le­ri son­ra­sın­da ve en son çı­kar­dı­ğı­mız Ban­ka­cı­lık Ya­sa­sı, bu­na bağ­lı ola­rak Ban­ka­cı­lık Dü­zen­le­me ve De­net­le­me Ku­ru­lu­nun yü­rür­lü­ğe sok­tu­ğu ikin­cil mev­zu­at çer­çe­ve­sin­de Türk ban­ka­cı­lık sek­tö­rü­nün sağ­lık­lı bir ya­pı­ya ka­vuş­tu­ğu­nu ke­sin­lik­le söy­le­ye­bi­li­riz. Bel­ki de ta­ri­hin­de Türk ban­ka­cı­lık sek­tö­rü bu­gün­kü ka­dar güç­lü, bu­gün­kü ka­dar risk­le­re kar­şı da­ya­nık­lı bir ko­nu­ma hiç gel­me­miş­tir. Ban­ka­cı­lık­la il­gi­li bü­yük­lük­le­re bak­tı­ğı­mız­da bu­nu gör­mek­te­yiz. Türk ban­ka­cı­lık sis­te­mi­nin top­lam bü­yük­lük­le­ri, ak­tif­le­ri 474 mil­yar ye­ni Türk li­ra­sı dü­ze­yi­ne çık­mış bu­lun­mak­ta­dır. Hal­bu­ki dört yıl ön­ce bu 217 mil­yar ye­ni Türk li­ra­sı­dır. Ak­tif­ler için­de men­kul kıy­met­le­rin pa­yı azal­mak­ta­dır, yüz­de 41'den 34'e düş­müş­tür. Ak­tif­ler için­de kre­di­le­rin pa­yı yük­sel­mek­te­dir. Ak­tif­le­rin yüz­de 23'ü kre­di ola­rak gö­rü­nür­ken şim­di yüz­de 44 dü­ze­yi­ne çık­mış bu­lun­mak­ta­dır. Bu­na kar­şı­lık so­run­lu kre­di­le­rin ak­tif­ler içe­ri­sin­de­ki pa­yı sü­rek­li azal­mak­ta­dır ki bu da bir sağ­lık­lı ya­pı gös­ter­ge­si­dir. Yüz­de 4,9 olan so­run­lu kre­di­le­rin ak­tif­ler içe­ri­sin­de­ki pa­yı yüz­de 1,7'ye düş­müş­tür.

Mev­du­atın kre­di­ye dö­nü­şüm ora­nı son de­re­ce­de önem­li­dir. Türk ban­ka­cı­lık sek­tö­rü, da­ha ön­ce, mev­du­atı top­la­yan, ha­zi­ne­ye bu­nu borç pa­ra ola­rak dev­re­den, ama özel sek­tö­re fon yap­ma­yan, özel sek­tö­re yö­ne­lik fon­la­ma­lar­da bu­lun­ma­yan bir fo­toğ­raf ser­gi­le­mek­te iken ar­tık bu fo­toğ­raf ter­si­ne dön­müş­tür, mev­du­atı top­la­yan ve top­la­dı­ğı mev­du­atı da özel sek­tö­re kre­di ola­rak ak­ta­ran bir ban­ka­cı­lık sek­tö­rü var­dır. Ni­te­kim, mev­du­atın kre­di­ye dö­nü­şüm ora­nı da­ha ön­ce yüz­de 35 ci­va­rın­da iken yüz­de 71 dü­ze­yi­ne çık­mış­tır ki, bun­la­rın ta­ma­mı olum­lu gö­rün­tü­ler­dir.

İş­te, bu olum­lu ya­pı­ya rağ­men, kriz­le­rin et­ki­si ve son­ra­sın­da­ki dal­ga­la­rın et­ki­si al­tın­da ve İs­tan­bul Yak­la­şı­mın­dan ya­rar­lan­ma­ma­sı ne­de­niy­le de ken­di­si­ni to­par­la­ma imkânı ve fır­sa­tı ta­nın­ma­yan KO­Bİ'le­rin, bu ya­say­la bir­lik­te eko­no­mi­ye ka­zan­dı­rıl­ma­sı amaç­lan­mak­ta­dır. Ya­ni, borç­la­rı­nı öde­ye­cek­ler, ye­ni kre­di imkânla­rı bu­la­cak­lar, böy­le­ce ak­sa­yan me­ka­niz­ma­lar or­ta­dan kalk­mış ola­cak, bu iş­let­me­ler fa­ali­yet­le­ri­ne baş­la­ya­cak­lar, is­tih­da­ma de­vam ede­cek­ler, bel­ki is­tih­dam ka­pa­si­te­le­ri­ni ar­tı­ra­cak­lar. Böy­le­ce, ül­ke­miz­de­ki hem is­tih­dam dü­ze­yi art­mış ola­cak hem de üre­tim dü­ze­yi, millî ge­lir art­mış ola­cak­tır.

Ne­ler ge­ti­ri­li­yor ta­sa­rıy­la? Pek çok açı­dan, de­ği­şik bo­yut­lar­dan bu­nu tah­lil et­mek, in­ce­le­mek müm­kün ola­bi­lir, ama, özet iti­ba­rıy­la söy­le­ye­cek olur­sak, borç­la­rı, ya­ni kre­di borç­la­rı, ban­ka­la­ra ve di­ğer ma­li ku­rum­la­ra olan kre­di borç­la­rı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­mak su­re­tiy­le eko­no­mi­ye ka­zan­dı­rıl­ma­la­rı müm­kün hâle ge­ti­ril­mek­te­dir.

Bu ta­sa­rı­da, bu ka­nun ta­sa­rı­sın­da, ay­nı za­man­da KO­Bİ ta­nı­mın­da da 250 ki­şi­den az is­tih­da­mı ve­ya yıl­lık net sa­tış ha­sı­la­tı ve­ya bi­lan­ço ak­tif top­la­mı 25 mil­yon ye­ni Türk li­ra­sı­nı aş­ma­yan iş­let­me­ler baz alın­mak su­re­tiy­le, ge­nel KO­Bİ ta­nı­mın­da­ki iki un­sur­dan bi­ri­ni ta­şı­yan fir­ma­la­rın ya­rar­la­na­ca­ğı bir ya­pı oluş­tu­rul­muş­tur.

Bir ay içe­ri­sin­de ya­sa­dan son­ra yö­net­me­lik çı­ka­rı­la­cak­tır, çer­çe­ve an­laş­ma­lar oluş­tu­ru­la­cak­tır ve ne­ti­ce iti­ba­rıy­la, kre­di ve­ren ban­ka­lar ve ma­li ku­rum­lar­la borç­lu olan KO­Bİ'ler bir ara­ya ge­le­cek­ler, söz­leş­me im­za­la­ya­cak­lar ve ira­di ola­rak im­za­la­mış ol­duk­la­rı bu söz­leş­me çer­çe­ve­sin­de kre­di bor­cu ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­mış ola­cak­tır ve bu bor­ca bi­le­şik fa­iz yü­rü­tül­me­ye­cek­tir.

Borç­lar han­gi borç­lar der­se­niz, 31/10/2006 ta­ri­hi­ne ka­dar va­de­si gel­di­ği hâlde öden­me­miş borç­la­rı kap­sa­mak­ta­dır. Di­ğer ta­raf­tan, kre­di bor­cu­nu eğer il­gi­li KO­Bİ ye­ni­den ya­pı­lan­dır­mış­sa, iki ay içe­ri­sin­de baş­vur­mak ko­şu­luy­la bir ta­raf­tan ver­gi, di­ğer ta­raf­tan SSK'yla il­gi­li borç­la­rı, ay­rı­ca elek­trik, do­ğal gaz, te­le­fon ve­ya su kul­la­nı­mın­dan kay­nak­la­nan borç­la­rı­nın da, ay­nı şe­kil­de, yir­mi dört aya ka­dar te­cil et­ti­ril­me­si­ni sağ­la­ya­bi­le­cek­tir.

Böy­le­ce, üze­rin­de­ki tüm yük­le­ri bel­li va­de­le­re yay­mak su­re­tiy­le il­gi­li iş­let­me fa­ali­yet­le­ri­ni sür­dü­re­bi­lir hâle gel­mek­te­dir ve tüm bun­lar ya­pı­lır­ken ila­ve ye­ni yük­le­rin or­ta­ya çık­ma­ma­sı için de, tüm bu ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma iş­lem­le­ri sı­ra­sın­da ya­pı­la­cak iş­lem­ler ve dü­zen­le­ne­cek kâğıt­la­ra bağ­lı ola­rak alın­ma­sı ge­re­ken dam­ga ver­gi­si, öden­me­si ge­re­ken harç­lar, 6802 sa­yı­lı Gi­der Ka­nu­nu ge­re­ği öde­ne­cek olan ban­ka ve si­gor­ta mu­ame­le­le­ri ver­gi­le­ri ve­ya Kay­nak Kul­la­nı­mı Des­tek­le­me Fo­nu'ndan ve di­ğer fon­lar ile ma­li yü­küm­lü­lük­ler­den bu iş­lem­ler is­tis­na tu­tul­mak­ta­dır. Çün­kü, bir yük­ten kur­tu­lup bu­nun za­ma­na ya­yıl­ma­sı ön­gö­rü­lür­ken, bu iş­lem­le­re bağ­lı ola­rak dam­ga ver­gi­si, harç­lar ve ban­ka ve si­gor­ta mu­ame­le­le­ri ver­gi­si, Kay­nak Kul­la­nı­mı Des­tek­le­me Fo­nu gi­bi yü­küm­lü­lük­le­rin ila­ve ola­rak is­ten­me­si, ye­ni ba­zı ila­ve yük­le­ri gün­de­me ge­ti­re­ce­ğin­den sis­te­mi zo­ra so­ka­cak­tır dü­şün­ce­si içe­ri­sin­de bun­la­rın alın­ma­ma­sı ön­gö­rül­müş­tür. Ay­nı şe­kil­de, söz ko­nu­su is­tis­na­lar, ya­ni, dam­ga ver­gi­sin­de ve harç­la­ra bağ­lı Gi­der Ver­gi­si Ka­nu­nu'ndan kay­nak­la­nan bu is­tis­na­lar, ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma söz­leş­me­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı sı­ra­sın­da eğer iş­let­me­ler yü­küm­lü­lük­le­ri­ni ye­ri­ne ge­ti­re­mez­ler­se, tah­si­li aşa­ma­sın­da ba­zı ak­sa­ma­lar olur­sa, bu­na bağ­lı ye­ni iş­lem­ler ya­pı­lır­sa, bu iş­lem­le­ri de kap­sa­ya­cak şe­kil­de dü­zen­len­miş­tir.

Ana çer­çe­ve­si iti­ba­rıy­la be­lirt­ti­ğim nok­ta­lar­dan da an­la­şıl­mak­ta­dır ki, bu dü­zen­le­me, ba­zı zor du­rum­da bu­lu­nan kü­çük ve or­ta boy iş­let­me­le­ri­mi­zi eko­no­mi­ye ka­zan­dır­ma ama­cı ta­şı­mak­ta­dır. Bu ko­nu­da yo­ğun ta­lep­ler var­dır ve bu­na bağ­lı ola­rak ya­pı­lan de­ğer­len­dir­me­ler­de de ger­çek­ten kırk bin ci­va­rın­da ol­du­ğu he­sap­la­nan do­nuk ve şüp­he­li ala­cak­lar he­sa­bı­na in­ti­kal et­miş bor­cu bu­lu­nan KO­Bİ bu­lun­du­ğu­na gö­re, önem­li bir po­tan­si­ye­li aya­ğa kal­dı­ra­bi­le­cek ni­te­lik­te­dir. Bu kırk bin KO­Bİ'nin borç­la­rı­nın top­lam tu­ta­rı, ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­la­cak olan kre­di borç­la­rı mik­ta­rı faz­la de­ğil­dir, 1 mil­yar ye­ni Türk li­ra­sı ci­va­rın­da­dır, ama, il­gi­li KO­Bİ sa­yı­sı­nın ger­çek­ten önem­li bir mik­tar­da ol­ma­sı ne­de­niy­le eko­no­mik bo­yu­tu ya­nın­da ay­nı za­man­da sos­yal bo­yu­tu­nun ve et­ki­le­ri­nin de ol­du­ğu dü­şü­nül­me­li­dir di­yo­ruz ve ya­sa­laş­ma­sın­da bü­yük fay­da gö­rü­yo­ruz.

Mec­lis, bay­ram ve yıl­ba­şı ne­de­niy­le ta­ti­le gir­me­den ön­ce böy­le bir dü­zen­le­me­yi yap­mış ol­mak­la il­gi­li KO­Bİ'le­ri­mi­ze bir bay­ram he­di­ye­si de sun­muş ol­mak­ta­dır. Ken­di­le­ri için, Mec­li­si­miz adı­na ha­yır­lı ol­sun di­yo­rum ve he­pi­ni­ze say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ba­kan.

Şah­sı adı­na son ko­nuş­ma­cı, Or­du Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ce­mal Uy­sal.

Bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CE­MAL UY­SAL (Or­du) - Sa­yın Baş­kan, çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan 1312 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun üze­rin­de söz al­dım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ben­den ön­ce ko­nu­şan, ge­ne­li üze­rin­de ko­nu­şan çok de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız, ge­rek mu­ha­le­fet­ten ge­rek­se ik­ti­dar­dan, ta­sa­rı­nın de­ta­yı üze­rin­de bil­gi ver­di­ler, en son ko­nuş­ma­yı ya­pan Sa­yın Ba­ka­nı­mız da hem ge­nel ma­na­da hem de ka­nu­nun tek­nik de­tay­la­rı iti­ba­rıy­la ol­duk­ça gü­zel bil­gi­ler ver­di­ler ve böy­le­ce bu ka­nu­nun ne ol­du­ğu an­la­şıl­dı.

Ben de şah­sım adı­na söz al­mış­tım, ama, bu ge­nel ko­nuş­ma­lar­dan son­ra ko­nuş­ma for­ma­tı­mı bi­raz de­ğiş­tir­mek zo­run­da kal­dım. Ben şu­ra­ya de­ğin­mek is­ti­yo­rum: Tür­ki­ye'de özel­lik­le bi­zim uy­gu­la­nan eko­no­mi po­li­ti­ka­sı, Hükûme­ti­miz ta­ra­fın­dan, AK Par­ti ta­ra­fın­dan uy­gu­lan­mak­ta olan eko­no­mi po­li­ti­ka­sı­nın te­mel ve­ri­le­ri­ni ve da­ha son­ra da bu mak­ro-mik­ro eko­no­mi, ya­ni, dev­let eko­no­mi­si ile özel sek­tör eko­no­mi­si ara­sın­da­ki ba­zı ir­ti­bat­la­ra de­ğin­mek is­ti­yo­rum.

Şim­di, Hükûme­ti­mi­zin ön­ce­li­ği, kal­kın­ma­yı, eko­no­mik bü­yü­me­yi özel sek­tör eliy­le yü­rüt­mek­tir. Bu­nun için de ta­bii ge­rek prog­ram­la­rı­mız­da ge­rek­se büt­çe­le­ri­miz­de dev­le­ti­mi­zin eko­no­mi içe­ri­sin­de­ki ağır­lı­ğı­nın dü­şü­rül­me­si esas alın­mak­ta­dır. Ha­cet­te­pe Üni­ver­si­te­sin­den Pro­fe­sör Gü­ne­ri Aka­lın bir araş­tır­ma yap­mış: Tür­ki­ye'de dev­let büt­çe­si, KİT büt­çe­si, ma­hallî ida­re­ler büt­çe­si, fon­lar ve va­kıf­lar ola­rak dev­le­tin eko­no­mi­de­ki har­ca­dı­ğı pa­ra, gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­nın yüz­de 73'ü. Ya­ni, Tür­ki­ye, hâlen, bü­tün özel­leş­tir­me­le­re rağ­men, bü­tün gay­ret­le­re rağ­men, yıl­lar­dan be­ri, dev­let ağır­lı­ğı­nın çok faz­la ol­du­ğu bir eko­no­mi. Ta­bii, bu­nu gi­der­mek için, özel sek­tö­rü öne ge­çir­mek için, ma­dem­ki ana po­li­ti­ka ras­yo­nel bir eko­no­mi ve özel sek­tör, ta­bii, dev­le­tin gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la içe­ri­sin­de­ki pa­yı ge­rek büt­çe ola­rak ge­rek di­ğer ka­lem­ler ola­rak dü­şe­cek, efen­dim, özel­leş­tir­me ya­pı­la­cak, teş­vik­ler ve­ri­le­cek ve bü­rok­ra­si azal­tı­la­cak. Bu, ger­çek­ten de Hükûme­ti­mi­zin te­mel po­li­ti­ka­sı­dır.

Şim­di, bir ta­rihî ge­li­şi­me de bu ve­si­ley­le de­ğin­mek is­ti­yo­rum. Şim­di­ye ka­dar ar­ka­daş­la­rı­mız çok gü­zel şey­ler söy­le­di­ler. Şim­di, mak­ro eko­no­mi ve mik­ro eko­no­mi di­ye eko­no­mi­yi iki­ye ayı­rı­yo­ruz. Bu­ra­da, mak­ro eko­no­mi de­di­ği­miz eko­no­mi, esa­sın­da, Ma­li­ye, Mer­kez Ban­ka­sı ve ha­zi­ne et­ra­fın­da dö­nen bir dev­let eko­no­mi­si. Bu­nun kar­şı­sın­da da bir mik­ro eko­no­mi var. Ta­rih bo­yun­ca, özel­lik­le ne­ok­la­sik ik­ti­sat­çı­lar­dan be­ri, ya­ni yüz, yüz kü­sur se­ne­den be­ri bu iki eko­no­mi ara­sın­da bir çe­kiş­me var. Ne­ok­la­sik­ler "önem­li olan mik­ro eko­no­mi­dir. Bu, mak­ro eko­no­mi­ye hük­me­der, mak­ro eko­no­mi­yi yön­len­di­rir" der­ler­di, ger­çek­ten de öy­ley­di. 1914'le­re, 1915'le­re ka­dar, ya­ni Bi­rin­ci Dün­ya Har­bi'ne ka­dar dev­le­tin eko­no­mi­den al­dı­ğı pay yüz­de 5 bi­le de­ğil­di, bu sa­vaş za­man­la­rı da dâhil bu­na, yüz­de 5 bi­le de­ğil­di. Ama, da­ha son­ra, 1929 eko­no­mik buh­ra­nı or­ta­ya çık­tı. İş­te, o za­man, Key­nes eko­no­mi­le­riy­le bir­lik­te dev­le­tin eko­no­mi­de­ki ağır­lı­ğı art­tı ve dev­let, va­tan­daş­la­rın ce­bin­de­ki ve iş­let­me­le­rin ka­sa­la­rın­da­ki pa­ra­yı keş­fet­ti ve bu­gün, bü­tün dün­ya­da, Av­ru­pa'da -Ame­ri­ka bi­raz da­ha az- millî ge­li­rin yüz­de 40'ına dev­let sa­hip ol­du ve bu­nu har­cı­yor.

Şim­di, böy­le bir ya­pıy­la, böy­le bir ma­li dev­let­le, biz kü­re­sel­leş­me­ye gel­dik. Şim­di, bu de­fa, mak­ro eko­no­mi öne çık­tı, ya­ni, dev­let bü­rok­ra­si­si öne çık­tı. Der­ken, bir kü­re­sel­leş­me or­ta­mı­na gel­dik. Kü­re­sel­leş­me or­ta­mın­da da ar­tık özel sek­tör da­ha öne doğ­ru çık­ma­ya baş­la­dı, mak­ro eko­no­mi ge­ri­ye doğ­ru git­me­ye baş­la­dı. Bu­na, ta­bii ki bü­rok­rat­la­rın ve dev­let gö­rev­li­le­ri­nin de bü­yük tep­ki­si ol­du, bü­tün dün­ya­da, sa­de­ce Tür­ki­ye'de de­ğil.

Şim­di, ta­bii, bu­nun esa­sen sin­yal­le­ri var­dı, kü­re­sel eko­no­mi­nin. Ne­den? Va­sı­ta­lı ver­gi­ler, va­sı­ta­sız ver­gi­ler ko­nu­su bu­ra­da çok tar­tı­şı­lı­yor­du. Es­ki­den, biz ta­le­bey­ken, 1960'lar­da, önem­li olan ve­ya adil olan dev­le­tin doğ­ru­dan doğ­ru­ya ver­gi al­ma­sı, ge­lir ver­gi­si­ni al­ma­sı, ku­rum­lar ver­gi­si­ni al­ma­sı, ya­ni va­sı­ta­sız ver­gi­le­ri al­ma­sı. Va­sı­ta­lı ver­gi­le­ri al­dı­ğı za­man dev­let, da­ha faz­la al­dı­ğı za­man, sos­yal po­li­ti­ka açı­sın­dan da bu bü­yük bir prob­lem teş­kil eder, gay­ri­adil­dir, o ba­kım­dan da ge­lir ver­gi­si­ni çok al­ma­lı de­nir­di. Ama, şim­di ba­kı­yo­rum, ba­na gö­re kü­re­sel­leş­me­nin en en­te­re­san yö­nü, şim­di va­sı­ta­lı ver­gi­ler çok yük­sel­di, yüz­de 65'le­re gel­di, va­sı­ta­sız ver­gi­ler da­ha… Bu­ra­da­ki mak­sat şuy­du: Ya­ni, özel sek­tö­re çok da­ha bü­yük kay­nak bı­rak­ma po­li­ti­ka­sıy­dı bu. Bi­zim Tür­ki­ye'de de böy­le ol­du, bu­gün de­ğil, ya­ni, aşa­ğı yu­ka­rı yir­mi-yir­mi beş se­ne­den be­ri bu böy­le ve şim­di, bu de­fa, ta­bii kü­re­sel­leş­me tam otur­ma­mak­la bir­lik­te, böy­le bir eko­no­mi ge­liş­miş ol­du.

Özel sek­tör­le ka­mu­nun far­kı ne, ona bak­tı­ğı­mız za­man, özel sek­tör ta­bii kay­nak­la­rı da­ha ras­yo­nel kul­la­nı­yor, çün­kü, on­da kâr-za­rar, if­las mü­ey­yi­de­si var. Ya­ni, kâr ede­cek, ya za­rar ede­cek ve­ya if­las ede­cek. Bu, eko­no­mi­de, özel­lik­le iş­let­me­ci­lik­te çok önem­li. Ya­ni, bu mü­ey­yi­de ol­ma­dan özel sek­tö­rün ayak­ta kal­ma­sı müm­kün de­ğil, ras­yo­nel ça­lış­ma da bu­ra­dan ile­ri ge­li­yor. Dev­let­te ne var? Dev­let­te ma­li­yet mi­ni­mi­zas­yo­nu var, kâr esa­sı­na gö­re ça­lı­şa­maz. O za­man da dev­le­tin kü­çül­me­si la­zım, kay­nak­la­rı et­kin kul­lan­ma­sı la­zım ki dev­let­te de ma­li­yet mi­ni­mi­zas­yo­nu sağ­lan­mış ol­sun. Ta­bii, 1930'lu yıl­lar­da, ver­gi­ler çok ar­tın­ca, sa­de­ce kla­sik dev­let hiz­met­le­ri­ni ar­tır­ma­dı ül­ke­ler Av­ru­pa'da, bu de­fa, kal­kın­ma­yı sağ­la­mak için eko­no­mik iş­let­me­ler de kur­du­lar, KİT'ler de kur­du­lar, der­ken dev­let bü­yü­dü. Ben bi­li­yo­rum, 1960'lı yıl­lar­da Re­na­ult Fran­sa'da dev­let­leş­ti­ril­di. O za­man öy­le bir mo­da var­dı, dev­let­leş­tir­me mo­da­sı var­dı. Şim­di, o geç­ti. İş­te, kü­re­sel­leş­mey­le bir­lik­te özel­leş­tir­me mo­da­sı gün­de­me gel­di, bu­na da bü­tün ül­ke­ler uy­du­lar. Bu böy­le de­vam edi­yor. Bu­nun için önem­li olan ne­dir, özel sek­tör için ve­ya iş­te, gö­rüş­tü­ğü­müz bu­gün KO­Bİ'ler, KİT'ler için önem­li olan ne­dir? Bun­lar için önem­li olan, mak­ro­eko­no­mik is­tik­rar­dır. Çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu­na "mak­ro eko­lo­ji" de di­ye­bi­lir­si­niz. Ya­ni, na­sıl can­lı­lar ta­bi­at­ta iyi bir eko­lo­jik or­tam­da da­ha gü­zel ha­yat ya­şar­lar­sa, özel iş­let­me­ler de, mak­ro­eko­no­mik is­tik­rar sağ­lan­dı­ğı za­man mak­ro­eko­no­mik eko­lo­ji­de da­ha ras­yo­nel, da­ha ko­lay ça­lı­şır­lar, da­ha ra­hat ça­lı­şır­lar. Bu­nun sağ­lan­ma­sı la­zım.

Ta­bii, 2002'den ön­ce­ki üç­lü koa­lis­yon hükûmet­le­ri za­ma­nın­da, ma­ale­sef, ma­li di­sip­lin ol­ma­dı­ğı için, dev­let büt­çe­le­ri çok açık ver­di­ği için eko­no­mi bü­yük bir çık­ma­za gir­di ve is­tik­rar bo­zul­du. İs­tik­rar bo­zul­du­ğu za­man ta­bii ki iş­let­me­ler de çok zor du­rum­da kal­dı­lar. Bi­li­yor­su­nuz, yüz bin­ler­ce iş­ye­ri ka­pan­dı, yüz bin­ler­ce in­san iş­siz kal­dı. Bu­nun bir kö­tü ta­ra­fı da şuy­du: O dö­nem­de, o üç­lü koa­lis­yon dö­ne­min­de ban­ka sis­te­mi çök­tü. Ne­den çök­tü? Çün­kü, ma­li di­sip­lin kal­ma­yın­ca, dev­let, har­ca­ma­la­rı­nı kar­şı­la­ya­cak pa­ra bu­la­ma­yın­ca bu de­fa ka­mu ban­ka­la­rı­na yö­nel­di. Ka­mu ban­ka­la­rı­nı âde­ta bir büt­çe gi­bi kul­lan­dı ve böy­le­ce -bu bir yıl­da iki yıl­da ol­ma­dı, uzun bir sü­reç­te ol­du, son za­man­lar­da, 2000-2001'ler­de hız­lan­dı- bir bak­tık ki, bu ban­ka­la­rın bü­tün kay­nak­la­rı dev­let ta­ra­fın­dan kul­la­nıl­mış; bü­tün teş­vik­ler, bü­tün her şey bu­ra­dan ve­ril­miş. En so­nun­da, alı­nan ted­bir so­nun­da ka­mu ban­ka­la­rı­nın 22 mil­yar do­lar bor­cu kon­so­li­de edil­di; bir yer­de dev­let tah­vi­li ve­ril­di ve fa­iz­le­ri va­tan­da­şın üze­ri­ne kal­dı. Ta­bii, özel sek­tör de sı­kın­tı­da ol­du­ğu için o yıl­lar­da, özel sek­tör de, özel­lik­le ban­ka­sı olan hol­ding­ler de ken­di ban­ka­la­rı­nın içi­ne yö­nel­di­ler ve böy­le­ce, Tür­ki­ye'de ban­ka sis­te­mi tam 42 mil­yar do­lar­la bat­tı. Ta­bii, bu 42 mil­yar do­lar bat­tı. Bir ge­ce­de, dev­let, bun­la­ra ha­zi­ne bo­no­su ver­di, 36 kat­ril­yon olan dev­le­tin bor­cu bir ge­ce­de 122 kat­ril­yo­na çık­tı. İş­te bu­gün bi­zim büt­çe­den öde­miş ol­du­ğu­muz 40 kü­sur mil­yar YTL'lik fa­iz­ler de bu­ra­dan ge­li­yor. Ama, ta­bii, AK Par­ti ik­ti­da­ra gel­dik­ten son­ra ger­çek­ten de eko­no­mi düz­lü­ğe çık­tı, ma­li is­tik­rar sağ­lan­dı ve bu ma­li is­tik­ra­rın sağ­lan­ma­sı so­nun­da -Sa­yın Ba­ka­nı­mız da ifa­de et­ti, ona da de­ği­ne­ce­ğim- özel­lik­le mev­du­atın kre­di­ye dö­nüş­me ora­nı yüz­de 30-35'le­re düş­tü­ğü için, özel pi­ya­sa­ya kay­nak arz edi­le­me­di­ği için, kre­di ar­zı ol­ma­dı­ğı için, kre­di ta­le­bi kar­şı­la­na­ma­dı­ğı için fa­iz­ler yük­sel­di, dev­let bü­tün kre­di­le­ri ve fon­la­rı blo­ke et­miş ol­du. AK Par­ti ik­ti­da­ra gel­dik­ten son­ra çok di­sip­lin­li bir ma­li yö­ne­tim, büt­çe açık­la­rı­nın gi­de­ril­me­si ve ger­çek­ten de alı­nan ted­bir­ler­le eko­no­mi düz­lü­ğe çık­tı, ya­ni mik­ro - eko­no­mi için ge­rek­li olan eko­no­mik eko­lo­ji, uy­gun or­tam sağ­lan­mış ol­du ve…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run efen­dim.

CE­MAL UY­SAL (De­vam­la) - …böy­le­ce, ger­çek­ten de fir­ma­lar aya­ğa kalk­tı, eko­no­mi ger­çek­ten de çok iyi bir du­ru­ma gel­di.

Şim­di, ta­bii, onu bü­tün hat­la­rı iti­ba­rıy­la an­lat­mam müm­kün de­ğil, şu an­da in­kı­ta­la­rı ya­şı­yo­ruz. Sa­yın Baş­kan, tah­min edi­yo­rum, bir da­ki­ka ver­di ba­na. Ya­ni, bu­gün alı­nan ted­bir­ler, bu­gün Ana­do­lu Yak­la­şı­mı çer­çe­ve­sin­de alı­nan ted­bir­ler de, özel sek­tör­de­ki dar­bo­ğa­zın gi­de­ril­me­si için ya­pıl­mış olan bir uy­gu­la­ma­dır. Ama, ger­çek­ten de özel sek­tö­rün teş­vik edil­me­si ve bu gi­bi dar­bo­ğaz­lar­dan kur­ta­rıl­ma­sı çok önem­li­dir.

Ben, bu ve­si­ley­le -da­ha söy­le­ye­ce­ğim çok şey var, ama za­man da da­ral­dı- he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lar­ken, yak­laş­mak­ta olan, bir­kaç gün son­ra id­rak ede­ce­ği­miz ye­ni yı­lı­nı­zı, tüm mil­le­ti­mi­zin ye­ni yı­lı­nı ve Kur­ban Bay­ra­mı'nı kut­lu­yor, he­pi­ni­zi say­gı ve sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Uy­sal.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ta­sa­rı­nın tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler…Ka­bul et­me­yen­ler…Mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si ka­bul edil­miş­tir.

Bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 18.04

ÜÇÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 18.23

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM (Kırk­la­re­li), Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 44'ün­cü Bir­le­şi­mi'nin Üçün­cü Otu­ru­mu'nu açı­yo­rum.

1312 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ta­sa­rı­nın 1'in­ci mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum:

KÜ­ÇÜK VE OR­TA BÜ­YÜK­LÜK­TE­Kİ İŞ­LET­ME­LE­RİN MALÎ SEK­TÖ­RE OLAN

BORÇ­LA­RI­NIN YE­Nİ­DEN YA­PI­LAN­DI­RIL­MA­SI HAK­KIN­DA KA­NUN TA­SA­RI­SI

Amaç

MAD­DE 1- (1) Bu Ka­nu­nun ama­cı; kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me­le­rin, Tür­ki­ye'de fa­ali­yet­te bu­lu­nan ban­ka­lar ve di­ğer ma­lî ku­rum­lar­dan al­mış ol­duk­la­rı ve 31/10/2006 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la bu ku­ru­luş­lar nez­din­de do­nuk ve­ya şüp­he­li ala­cak­lar he­sa­bı­na in­ti­kal et­miş bu­lu­nan kre­di borç­la­rı­na iliş­kin ola­rak, çer­çe­ve an­laş­ma ve söz­leş­me­le­ri kap­sa­mın­da;

a) Söz ko­nu­su kre­di borç­la­rı­nın va­de­le­ri­ni uzat­mak,

b) Bu iş­let­me­le­rin kre­di­le­ri­ni ye­ni­le­mek,

c) İş­let­me­le­re ila­ve ye­ni kre­di ver­mek,

ç) Ana­pa­ra ve/ve­ya as­li fa­iz ve/ve­ya te­mer­rüt fa­izi ve­ya kâr pay­la­rı­nı in­dir­mek ve­ya bun­lar­dan vaz­geç­mek,

d) Ana­pa­ra, fa­iz ve­ya kâr pa­yı ala­cak­la­rı­nı; kıs­men ve­ya ta­ma­men iş­ti­ra­ke çe­vir­mek, aynî, nak­di  ya da tah­sil şar­tı­na bağ­lı bir be­del kar­şı­lı­ğı de­vir ve­ya tem­lik et­mek, borç­lu ya da üçün­cü ki­şi­le­re ait aynî de­ğer­ler kar­şı­lı­ğın­da kıs­men ve­ya ta­ma­men tas­fi­ye et­mek,

e) Di­ğer ban­ka­lar­la bir­lik­te ha­re­ket ede­rek pro­to­kol­ler yap­mak,

şek­lin­de alı­na­cak ted­bir­ler­le, malî ke­si­me olan ge­ri öde­me yü­küm­lü­lük­le­ri­ni ye­ri­ne ge­ti­re­bil­me­le­ri­ne ve is­tih­da­ma kat­kı­da bu­lun­ma­ya de­vam et­me­le­ri­ne im­kân ve­ril­me­si­ni sağ­la­mak­tır.

(2) Bi­rin­ci fık­ra­da be­lir­ti­len, kre­di­le­ri kıs­men ve­ya ta­ma­men iş­ti­ra­ke çe­vir­me iş­le­mi, 4603 sa­yı­lı Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Zi­ra­at Ban­ka­sı, Tür­ki­ye Halk Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti ve Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti Hak­kın­da Ka­nu­na tâbi ban­ka­lar ile yö­ne­ti­mi ve de­ne­ti­mi Ta­sar­ruf Mev­du­atı Si­gor­ta Fo­nu­na dev­re­di­len ban­ka­lar ta­ra­fın­dan ya­pı­la­maz.

(3) 30/1/2002 ta­rih­li ve 4743 sa­yı­lı Malî Sek­tö­re Olan Borç­la­rın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı  ve Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun uy­gu­la­ma­sın­dan ya­rar­lan­mış olan­lar bu Ka­nun kap­sa­mı­na gir­mez.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ali Ke­mal De­ve­ci­ler.

Sü­re­niz on da­ki­ka Sa­yın De­ve­ci­ler.

Bu­yu­run.

CHP GRU­BU ADI­NA ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin (KO­Bİ'le­rin) Malî Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 1'in­ci mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na ko­nuş­ma yap­mak üze­re bu­ra­da­yım. He­pi­ni­zi say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, KO­Bİ'ler, Türk eko­no­mi­si için­de önem­li bir ye­re sa­hip, önem­li bir iş­le­ve sa­hip­tir­ler. Ni­te­kim, KO­Bİ Stra­te­ji­si Ey­lem Pla­nı'nda­ki ve­ri­ler ışı­ğın­da bi­li­yo­ruz ki KO­Bİ'ler, hiz­met sek­tö­rü de dâhil ol­mak üze­re tüm iş­let­me sa­yı­sı­nın yüz­de 99,8'ini, top­lam is­tih­da­mın yüz­de 76,7'si­ni ve top­lam kat­ma de­ğe­rin de yüz­de 26,5'ini oluş­tur­mak­ta­dır. Bu kap­sam­da ba­kıl­dı­ğın­da KO­Bİ'le­rin is­tih­dam ve üre­tim açı­sın­dan ta­şı­mak­ta ol­duk­la­rı önem da­ha da iyi an­la­şıl­mak­ta­dır.

Eko­no­mik ve sos­yal açı­dan bu den­li önem­li olan KO­Bİ'ler, ger­çek­te gü­nü­müz­de bir­çok so­run­la bo­ğuş­mak­ta­dır­lar. Bu fir­ma­lar ge­le­nek­sel üre­tim me­tot­la­rıy­la üre­tim yap­mak­ta, fa­kat bir­çok alan­da ya­ban­cı fir­ma­lar­la re­ka­bet et­mek du­ru­mun­da bı­ra­kıl­mak­ta­dır­lar.

Ni­te­kim, AKP Hükûme­ti­nin uy­gu­la­dı­ğı YTL'nin aşı­rı de­ğer­len­me­si­ne yö­ne­lik po­li­ti­ka­lar so­nu­cun­da ve ge­rek­li ya­pı­sal ön­lem­le­rin alın­ma­ma­sı so­nu­cu re­kor­lar kı­ran it­ha­lat kar­şı­sın­da, bu re­ka­bet Türk KO­Bİ'le­ri açı­sın­dan da­ha da yo­ğun, hat­ta ak­sak bir hâle gel­miş­tir.

Her ül­ke ken­di KO­Bİ'le­ri­ni ko­rur ama, AKP İk­ti­da­rı, ma­ale­sef, bu­na yö­ne­lik iş or­ta­mı­nı ül­ke­miz­de sağ­la­mak­tan çok uzak kal­mış­tır. Bu ya­pı için­de Tür­ki­ye'de KO­Bİ'ler, ge­nel­de ve­rim­siz üre­tim me­tot­la­rı ve es­ki ma­ki­ne, ekip­man kul­la­na­rak kat­ma de­ğe­ri dü­şük olan alt ka­li­te­de ürün­le­rin üre­ti­miy­le meş­gul ol­mak­ta­dır­lar. Bu iş­let­me­le­rin tek­no­lo­jik se­vi­ye­le­ri­nin yük­sel­til­me­sin­de ye­te­rin­ce ba­şa­rı­lı olu­na­ma­mış­tır. Ye­ter­li ka­mu ma­li imkânla­rın­dan ya­rar­la­na­ma­yan KO­Bİ'ler, ay­nı za­man­da AB tü­ke­ti­ci­si­ne ye­te­rin­ce hi­tap ede­cek bi­çim­de üre­tim için­de ola­ma­mak­ta­dır­lar. Bu şart­lar al­tın­da Şu­bat 2001 kri­zi­nin ge­tir­di­ği kur avan­ta­jı KO­Bİ'ler ta­ra­fın­dan ye­te­rin­ce kul­la­nıl­ma­dı­ğı gi­bi, kriz ko­şul­la­rı­na da­ya­na­ma­dı­ğı için çok sa­yı­da iş­let­me, söz ko­nu­su kriz­le bir­lik­te, 2001 yı­lın­da ka­pan­mak du­ru­mun­da kal­mış­tır.

AKP İk­ti­da­rın­da re­el fa­iz­ler hâlâ yük­sek dü­zey­ler­de­dir. KO­Bİ'le­re hiz­met ve­re­cek ser­ma­ye pi­ya­sa­sı imkânla­rı da ye­te­rin­ce ge­liş­ti­ri­le­me­miş­tir. Her ne ka­dar KO­Bİ'le­re yö­ne­lik kre­di ga­ran­ti­si, risk ser­ma­ye­si, ya­tı­rım or­tak­lı­ğı, gay­ri­men­kul ya­tı­rım or­tak­lı­ğı, KO­Bİ fi­nans şir­ket­le­ri, KO­Bİ'le­re yö­ne­lik fac­to­ring, lea­sing şir­ket­le­ri var ol­sa da, bun­lar sem­bo­lik dü­zey­ler­de kal­mış­tır ma­ale­sef. Ta­bii ki, 2007 büt­çe­si­nin hâlen yük­sek oran­da açık ver­me­si­nin bek­len­di­ği bir or­tam­da, za­ten özel iş­let­me­le­rin pi­ya­sa­dan fon bul­ma imkânı ye­ter­siz ka­la­cak­tır. Bu­na bir de, bu ko­nu­da ge­re­ken uzun va­de­li pers­pek­tif­ten yok­sun gün­lük po­li­ti­ka­lar ek­le­nin­ce, du­rum, bas­kı­lar ve ak­sak re­ka­bet or­ta­mı al­tın­da ya­şa­mı­nı sür­dür­me­ye ça­lı­şan kos­ko­ca­man bir KO­Bİ sek­tö­rü ola­rak kar­şı­mı­za çık­mak­ta­dır.

Tür­ki­ye'de­ki KO­Bİ'le­rin du­ru­mu ve fi­nans­man ola­nak­sız­lık­la­rı yo­ğun­ken, bu­gün üze­rin­de ça­lış­tı­ğı­mız ka­nun ta­sa­rı­sı da, fi­nan­sal ya­pı­la­rı bo­zul­muş olan KO­Bİ'le­rin ma­li ya­pı­la­rı­nı güç­len­di­re­bil­mek ama­cıy­la bu­gün ge­ti­ril­mek­te­dir.

Bu­nun­la bir­lik­te, an­la­şı­la­ma­yan di­ğer bir hu­sus da, eko­no­mi­nin çok iyi du­rum­da ol­ma­sıy­la övü­nen AKP İk­ti­da­rın­da bu tür bir ye­ni­den ya­pı­lan­ma­ya ge­rek­si­nim du­yu­lun­ma­sı­dır. Bi­lin­di­ği gi­bi, İs­tan­bul Yak­la­şı­mı gi­bi fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­ma gi­ri­şim­le­ri ağır kriz­ler son­ra­sın­da ge­rek du­yu­lan fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­ma yön­tem­le­ri­dir ve Tür­ki­ye'de de bu ama­ca yö­ne­lik ola­rak uy­gu­lan­mış­tır da­ha ev­vel. Bu­na mu­ka­bil, önü­müz­de­ki ka­nun ta­sa­rı­sı KO­Bİ'le­rin borç­la­rı­nın ye­ni­den ya­pı­lan­ma­sı­nı ko­nu al­mak­ta­dır. Bu şart­lar al­tın­da, AKP Hükûme­ti­nin, eko­no­mi­nin her­kes için iyi ol­du­ğu övün­me­le­ri­ne en iyi ce­vap yi­ne AKP Hükûme­ti­niz­ce bu­gün önü­mü­ze ge­ti­ri­len bu ka­nun ta­sa­rı­sı­dır.

Şart­lar bu ik­ti­da­rın söy­le­di­ği gi­bi iyi ol­say­dı bu tür bir ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma­ya ih­ti­yaç da ol­maz­dı. Za­ten AKP söz­cü­le­ri ne der­ler­se de­sin­ler, ra­kam­lar, bi­ze, eko­no­mi­nin ger­çek du­ru­mu­nu ver­mek­te­dir. Büt­çe­de AKP söz­cü­le­ri çok iyim­ser ra­kam­lar ver­di­ler.

Kriz ne­de­niy­le 2001 ve 2002 yıl­la­rın­da pro­tes­to edi­len se­net mik­ta­rı 12,1 mil­yon adet ve 38 mil­yar YTL iken, AKP İk­ti­da­rı­nın ta­ma­mın­da bu mik­tar­lar sı­ra­sıy­la 10,3 mil­yon adet ve 33,6 mil­yar YTL'dir. Bu son ra­kam­lar, da­ha he­nüz 2006 yı­lı­nın ekim ayı­na ka­dar olan ra­kam­lar­dır ve AKP İk­ti­da­rı­nın ta­ma­mı­nın bu çer­çe­ve­de Tür­ki­ye'nin ya­şa­dı­ğı en de­rin kriz dö­ne­min­de ya­şa­nan pro­tes­to­lu se­net se­vi­ye­si­ne hem mik­tar hem de tu­tar ola­rak ulaş­ma­sı­na çok az bir za­man kal­mış­tır.

Pi­ya­sa­da kü­çük öl­çek­li iş­let­me­le­rin ya­şa­ya­bil­me­si için du­rum bu den­li zor­ken, ka­nun ta­sa­rı­sı­nın ge­nel ge­rek­çe kıs­mın­da, ta­sa­rı­nın ama­cı­nın ar­tık çok ge­ri­ler­de kal­mış olan "2000 Ka­sım ve 2001 Şu­bat ay­la­rın­da ya­şa­nan kriz­ler son­ra­sın­da iş­let­me ser­ma­ye­si ye­ter­siz­li­ği çe­ken KO­Bİ'le­rin eko­no­mi­ye ka­zan­dı­rıl­ma­sı" ola­rak ifa­de edil­me­si ol­duk­ça dik­kat çe­ki­ci bir ge­rek­çe­dir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, iki ay son­ra kri­zin al­tın­cı se­ne­si­ni bi­ti­re­ce­ğiz. Bu kriz­den et­ki­le­nen KO­Bİ'le­ri dü­şün­mek AKP İk­ti­da­rı­nın ye­ni mi ak­lı­na gel­di? Al­tı yıl­dan be­ri ak­lı­nız ne­re­dey­di ar­ka­daş­lar? Al­tı yıl ev­vel çe­ki­len bir kriz, dört bu­çuk yıl­dır ik­ti­dar­da­sı­nız, ha­di ilk bir bu­çuk yıl ol­ma­dı, siz gel­di­niz ik­ti­da­ra, ne­den dört bu­çuk yıl­dan be­ri ak­lı­nı­za gel­me­di? Al­tı yıl ol­du bu kri­zi ya­şa­ya­lı.

Bu kriz ne­de­niy­le ba­tan KO­Bİ'le­rin der­di­ne der­man olu­yor mu bu ta­sa­rı? Za­ten ço­ğu tas­fi­ye ol­du, ka­pat­tı­lar. Pe­ki, şim­di ne ola­cak? Za­ten fi­nans­man açı­sın­dan gö­re­li ola­rak güç­süz olan KO­Bİ'le­rin, söz ko­nu­su kriz ar­dın­dan AKP İk­ti­da­rı­nın son yı­lı­na gi­ri­lir­ken ha­tır­lan­ma­sı ma­ni­dar­dır. Halk Ban­ka­sı­nı sa­ta­cak ol­ma­nın mah­cu­bi­ye­tiy­le mi bu gi­ri­şim­de bu­lu­nu­yor­su­nuz? Pe­ki, ya kriz­de bat­mış olan KO­Bİ'le­re ne ya­pa­cak­sı­nız? On­la­rın, ba­tan KO­Bİ'le­rin du­ru­mu ne ola­cak, on­la­ra ne ya­pa­ca­ğız? Gi­den git­ti di­ye­mez­si­niz. AKP İk­ti­da­rı dö­ne­min­de kriz ben­ze­ri ko­şul­la­rın ya­şan­dı­ğı­nın bir ik­ra­rı ol­sa da, bu ta­sa­rıy­la KO­Bİ'le­re sağ­la­na­cak fi­nan­sal ne­fes al­ma­ya des­tek olun­ma­lı­dır. Biz de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu ola­rak bu ya­sa­yı des­tek­li­yo­ruz. Bu­nun­la be­ra­ber asıl ya­pıl­ma­sı ge­re­ken, borç­la­rın ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı yo­luy­la de­ğil, ya­tı­rım or­ta­mı­nın KO­Bİ'le­rin ya­ra­rı­na ola­bi­le­cek bi­çim­de dü­zen­le­ne­rek güç­lü bir gi­ri­şim­ci­lik alt­ya­pı­sı­nın ya­ra­tıl­ma­sı ol­ma­lı­dır. Fa­kat, bu du­rum, Tür­ki­ye'yi pa­zar­la­ya­rak avan­ta­jın ya­ban­cı gi­ri­şim ve şir­ket­le­re geç­ti­ği bir nok­ta­da ol­duk­ça zor gö­rül­mek­te­dir. Ta­bii du­rum böy­le olun­ca da, Hükûme­tin bi­ri­ken tan­si­yo­nun bo­şal­tıl­ma­sı için baş­vu­ra­ca­ğı en iyi yol, pe­ri­yo­dik ola­rak fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­ma ham­le­le­ri­dir. Yal­nız, Hükûmet şu­nu iyi bil­me­li­dir ki: Bu tür ham­le­le­re bir sü­re son­ra bü­yük bir bö­lü­mü ya­ban­cı­laş­tı­rı­la­cak olan ban­ka­cı­lık sis­te­min­den de kar­şı ses­ler gel­me­ye baş­la­ya­cak­tır. Tür­ki­ye eko­no­mi­sin­de bu tür risk­ler bi­ri­kir­ken önü­müz­de­ki ka­nun ta­sa­rı­sı ge­nel hat­la­rı iti­ba­rıy­la, 4743 sa­yı­lı Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da­ki Ka­nun'un bir ben­ze­ri­dir. Bu kap­sam­da, İs­tan­bul Yak­la­şı­mı'nın uy­gu­la­ma­la­rın­dan edi­ni­len tec­rü­be­le­ri içer­mek­te­dir. Bu kap­sam­da KO­Bİ'le­rin borç­la­rı­nın ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı gü­nü­müz şart­la­rın­da önem arz et­mek­te­dir. Bu­nun­la bir­lik­te, Hükûme­tin dik­kat et­me­si ge­re­ken hu­sus, bu tür ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma­la­rın bir kez da­ha ge­rek­me­me­si için ye­ter­li ön­lem­le­rin alın­ma­sı, ya­tı­rım or­ta­mı­nın iyi­leş­ti­ril­me­si yö­nün­de adım­lar at­ma­sı­dır. Ni­te­kim, da­ha ön­ce de söy­le­miş ol­du­ğum gi­bi önem­li olan, KO­Bİ'le­rin re­ka­bet güç­le­ri­nin ge­liş­ti­ri­le­bil­me­si ama­cıy­la kap­sam­lı ve stra­te­jik bir yak­la­şı­ma sa­hip ol­ma­sı­dır.

Şim­di, bu ya­sa ne­ler ge­ti­ri­yor, bir de ona ba­ka­lım, han­gi­le­ri gi­ri­yor, ne­ler gir­mi­yor. Bu ya­sa­dan, kü­çük ve or­ta boy bü­yük­lük­te­ki iş­let­me­ler, KO­Bİ'le­rin ta­nı­mı­nı bu ya­sa mad­de­siy­le de de­ğiş­tir­dik. 250 ki­şi­den az -yıl­lık- is­tih­dam eden ve yıl­lık net sa­tış ha­sı­la­tı 25 tril­yon li­ra­yı aş­ma­yan iş­let­me­le­ri kap­sa­mak­ta­dır. Ya­ni, yak­la­şık 33 bin fir­ma­yı kap­sa­mak­ta­dır.

2002 Ocak ayın­da çı­ka­rı­lan İs­tan­bul Yak­la­şı­mı'na gir­me­yen, ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­lan 318 fir­ma bu­ra­da gir­me­mek­te­dir. Pe­ki, 250 ki­şi­den az olan is­tih­da­mı bu KO­Bİ'le­re so­ku­yo­ruz, bu ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma­ya so­ku­yo­ruz, 25 tril­yon li­ra­yı aş­ma­yan iş­let­me­le­ri so­ku­yo­ruz. Pe­ki, si­ze so­ru­yo­rum: 250 iş­çi­nin üs­tün­de olan ve­ya ci­ro­su 25 tril­yo­nun üze­rin­de olan ve 2001 yı­lın­da bu kri­zi ya­şa­mış olan di­ğer KO­Bİ'ler, di­ğer iş­let­me­ler ne ola­cak ar­ka­daş­lar? Ya­ni, bun­la­rı da bir şe­kil­de bu­na dâhil et­me­miz la­zım.

Yi­ne, bu ya­say­la, bu 250 ki­şi­nin üze­rin­de­ki iş­let­me­ler, ver­gi da­ire­le­ri­ne öden­me­yen, 31/10/2006 ta­ri­hi­ne ka­dar -va­de­si gel­di­ği hâlde- öden­me­miş bu­lu­nan elek­trik borç­la­rı­na, do­ğal gaz, te­le­fon, su kul­la­nı­mın­dan kay­nak­la­nan borç­la­rı ile Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı­na ait ver­gi da­ire­le­ri ile sos­yal gü­ven­lik ku­rum­la­rı­na olan borç­la­rı­na…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (De­vam­la) - …6183 sa­yı­lı Am­me Ala­cak­la­rı Tah­si­li Usu­lü­ne ta­bi olan mev­zu­at hü­küm­le­ri­ne gö­re yüz­de 9 fa­iz uy­gu­la­ma­sı ya­pı­la­cak ve yir­mi dört ay tak­sit­len­dir­me ya­pı­la­cak­tır.

Olum­lu bir dü­zen­le­me­dir, ama, bu­ra­da, ban­ka­la­ra bir key­fi­yet ge­ti­ril­mek­te­dir. Yak­la­şık bu 33 bin fir­ma­yı il­gi­len­di­ren KO­Bİ'ler­le, ban­ka yö­ne­tim­le­ri, is­te­di­ğiy­le, is­te­di­ği şe­kil­de fa­iz­le an­la­şa­rak, in­di­rim ya­pa­rak an­laş­ma ci­he­ti­ne gi­de­cek­tir, is­te­dik­le­riy­le de an­laş­ma­ya­cak­tır. Ban­ka­la­ra key­fi­yet ge­tir­mek­te­dir.

Bu dü­şün­ce­ler ışı­ğı al­tın­da, bu ka­nu­nun KO­Bİ'le­ri­miz için ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak, her ne ka­dar ek­sik­le­ri de ol­sa, bu ya­sa­ya KO­Bİ'ler açı­sın­dan des­tek ve­re­ce­ği­mi­zi söy­lü­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın De­ve­ci­ler.

Şah­sı adı­na, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mus­ta­fa Eli­taş. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz beş da­ki­ka efen­dim.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bu­gün üze­rin­de gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz, kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me­le­rin ma­li sek­tö­re olan borç­la­rı­nın ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı. Ger­çek­ten, hem ge­ne­li üze­rin­de grup adı­na hem de şah­sı adı­na ko­nu­şan de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mız bu ya­sa­nın ehem­mi­ye­ti ve içe­ri­ği hak­kın­da çok gü­zel bil­gi­ler ver­di­ler. Bu ya­sa ko­mis­yo­nu­mu­za gel­di­ğin­de, bi­raz ön­ce de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın da ifa­de et­ti­ği gi­bi, 39 ila 42 bin ara­sın­da so­run­lu KO­Bİ ol­du­ğu tes­pit edil­di. Ama, ko­mis­yo­na gel­di­ğin­de ya­sa­nın şek­li, Sa­na­yi Ba­kan­lı­ğı­nın 2005 yı­lı so­nun­da­ki yap­tı­ğı ta­nım­la­ma çer­çe­ve­sin­de­ki KO­Bİ ta­nı­mı­na uy­gun ola­rak de­ğer­len­dir­me­nin so­nu­cuy­du. Ora­da­ki KO­Bİ ta­nı­mın­da "250 iş­çi ve 25 mil­yon YTL'den da­ha az mik­tar­da ci­ro ya­pan mü­es­se­se­ler KO­Bİ ta­nı­mı­na gi­rer." şek­lin­de ka­tı bir ifa­de var­dı. Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız­la bir­lik­te bu ya­sa­yı es­nek hâle ge­tir­dik. As­lın­da, işin doğ­ru­su da buy­du, KO­Bİ ta­nı­mı­nı es­nek hâle ge­ti­re­bil­mek. Ben bu­ra­dan Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­kan­lı­ğı­mı­za te­şek­kür edi­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, KO­Bİ, uzun yıl­lar­dır Tür­ki­ye'nin gün­de­min­de olan ve… Her ko­nuş­ma­mız­da Tür­ki­ye'de­ki iş­let­me­le­rin yüz­de 98'i KO­Bİ'dir di­ye ifa­de edi­yo­ruz. Ama, 2005 yı­lı so­nu­na ka­dar ya­sa… Sa­na­yi Ba­kan­lı­ğı­nın ta­nı­mı yü­rür­lü­ğe gi­re­ne ka­dar on iki, on üç ta­ne KO­Bİ ta­nı­mı var­dı. KOS­GEB'in fark­lı bir KO­Bİ ta­nı­mı, Tür­ki­ye Halk Ban­ka­sı­nın fark­lı bir KO­Bİ ta­nı­mı, İGE­ME'nin fark­lı bir KO­Bİ ta­nı­mı, Exim­ban­kın fark­lı bir KO­Bİ ta­nı­mı, ila­ni­ha­ye di­ğer ku­rum ve ku­ru­luş­la­rın fark­lı fark­lı KO­Bİ ta­nım­la­rı var­dı. Yi­ne, 2005 yı­lın­da Sa­na­yi Ba­kan­lı­ğı büt­çe­si gö­rü­şü­lür­ken, ko­mis­yon üye­si de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın KOS­GEB'le il­gi­li ver­di­ği bil­gi­ler çer­çe­ve­sin­de KO­Bİ ta­nı­mı­nın net­leş­ti­ril­me­si is­ten­di ve KO­Bİ ta­nı­mı tek hâle ge­ti­ril­di. Es­ki­den KO­Bİ ta­nı­mı 150 iş­çi­den az ça­lış­tı­ran mü­es­se­se­ler şek­lin­dey­di. Biz, Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da, Sa­na­yi Ba­kan­lı­ğı­nın yap­tı­ğı KO­Bİ ta­nı­mı­nı, ka­tı olan KO­Bİ ta­nı­mı­nı "ve­ya" şek­lin­de, "250 ve­ya 25 mil­yon YTL'den az ci­ro ya­pan­lar" şek­lin­de, "250 iş­çi­den az, 25 mil­yon YTL'den az ci­ro ya­pan mü­es­se­se­ler, iş­let­me­ler" hâli­ne ge­tir­di­ği­miz­de, bu kap­sam bi­raz da­ha ge­niş­le­miş ol­du. Öy­le tah­min edi­yo­rum ki, 40 ve­ya 70 bin ci­va­rın­da­ki kü­çük ve or­ta boy iş­let­me bu imkândan fay­da­la­na­cak.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 4743 sa­yı­lı Ya­sa, Ocak 2002 ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gir­miş. Tür­ki­ye, 2000 Ey­lü­lün­den iti­ba­ren baş­la­yıp, 2000 Ka­sı­mın­da sin­yal­le­ri­ni ve­ren ve 19 Şu­bat ta­ri­hin­de baş­la­yıp, 21 Şu­bat ta­ri­hin­de, ta­ri­he ha­ki­ka­ten kö­tü bir şe­kil­de çi­zil­miş "21 Şu­bat kri­zi" di­ye söy­le­di­ği­miz kri­zi ya­şa­dı. O gün­den son­ra, ban­ka­lar ve iş­let­me­ler ara­sın­da bü­yük prob­lem­ler çık­tı. Çün­kü, sis­tem, ban­ka sis­te­mi­nin çö­kü­şüy­le be­ra­ber bü­yük bir bo­yu­ta ulaş­tı. Ban­ka sis­te­mi­nin çö­kü­şü, 4743 sa­yı­lı Ya­sa'nın or­ta­ya çık­ma­sı­na se­be­bi­yet ver­di. Fa­kat, o dö­nem içe­ri­sin­de­ki ban­ka sis­te­mi­nin ma­li ya­pı­sı çok güç­süz ol­du­ğun­dan do­la­yı, ban­ka­lar, en ko­la­yı­nı, en uy­gu­nu­nu ken­di­le­ri­ne ter­cih et­ti­ler.

Sa­yın Ba­ka­nım bi­raz ön­ce ifa­de et­ti­ler, 318 fir­ma bun­dan fay­da­lan­dı. 318 fir­ma­nın ya­pı­lan­dır­ma­sı­na bak­tı­ğı­mız za­man, yüz­de 62'si ka­mu ban­ka­sı, yüz­de 21'i özel ban­ka, yüz­de 13'ü TMSF'ye dev­re­dil­miş ban­ka­lar­dan, ya­ni, yüz­de 75'i dev­let ve dev­let­le iliş­ki­li olan ban­ka­lar­dan ol­muş. 318'in yüz­de 75'i... 318'inin yüz­de 75'ine bak­tı­ğı­mız za­man, he­men he­men 225 ci­va­rın­da, 230 ci­va­rın­da mü­es­se­se ka­mu ban­ka­la­rıy­la ba­rış ilan et­miş, ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma­yı yap­mış.

MEH­MET AKİF HAM­ZA­ÇE­Bİ (Trab­zon) - Sa­yın Eli­taş, yüz­de 62'si özel ban­ka, onu dü­zel­tin, ka­mu de­ğil. 

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (De­vam­la) - Yüz­de 62'si...

MEH­MET AKİF HAM­ZA­ÇE­Bİ (Trab­zon) - … Özel ban­ka, yüz­de 21'i ka­mu ban­ka­sı.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (De­vam­la) - Sa­yın Ham­za­çe­bi'nin bil­gi­le­ri­ne ina­nı­yo­rum, dü­zel­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, yüz­de 62 ol­sa, yi­ne, bu­ra­da­ki ra­kam, yak­la­şık 180-280 ta­ne fir­ma­nın bu yak­la­şı­ma gir­me­si.

Şim­di, 4743 sa­yı­lı Ya­sa'nın ek­si­ği var­dı. Ek­si­ği ne?

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (De­vam­la) - Sa­yın Ham­za­çe­bi ve di­ğer ar­ka­daş­la­rı­mı­zın söy­le­di­ği gi­bi, bu, ih­ti­ya­ri, is­te­ğe bağ­lı, gö­nül­lü­lük esas. Kim gö­nül­lü ola­cak? Ön­ce zor du­rum­da­ki şir­ket gö­nül­lü ola­cak, ar­ka­sın­dan ban­ka gö­nül­lü ola­cak ve­ya ter­si. Ban­ka gö­nül­lü ola­cak, di­ye­cek ki: "Gel ben se­nin bu borç­la­rı­nı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­ra­yım." Şir­ket­te de, bu şart­lar al­tın­da olur­sa gi­de­cek.

Siz bu gö­nül­lü­lük esa­sın­da eğer dev­let ola­rak eli­ni­zi ta­şın al­tı­na koy­maz­sa­nız, ban­ka­lar bu işe ca­zip ola­rak bak­maz­lar, gö­nül­lü ol­maz­lar. Bi­zim bu ya­sa­da, bu ta­sa­rı­da or­ta­ya koy­du­ğu­muz şey, dev­le­tin gö­nül­lü­lü­ğü, ban­ka­la­rın gö­nül­lü ol­ma­sı­nı ca­zip hâle ge­tir­mek şek­lin­de­ki dü­zen­le­me.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 2000 yı­lın­da­ki, 2001, 2002 kri­ziy­le or­ta­ya çı­kan ban­ka­la­rın ma­li ya­pı­la­rın­da­ki ra­hat­sız­lık, ma­ale­sef, on­la­rın gö­nül­lü ol­ma­la­rı­nı da zo­ra sok­muş.

Şim­di, ba­kı­nız, şar­ta bağ­lı ola­rak eğer ban­ka­lar gö­nül­lü şe­kil­de bu iş­let­me­ler­le olan borç ya­pı­lan­dır­ma­sı­nı ya­par­lar­sa…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, bir iki da­ki­ka mü­sa­ade eder­se­niz…

BAŞ­KAN - Son cüm­le­ni­zi ri­ca edi­yo­rum, ek sü­re ver­dim.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (De­vam­la) - Son cüm­le­le­rim.

…ban­ka­lar bu gö­nül­lü­lük esa­sı­na da­ya­nan iş­lem­le­ri­ni ya­pa­bi­lir­ler­se, ar­ka­sın­dan ka­mu da bu işin içi­ne gi­ri­yor. Ver­gi, re­sim ve harç­la­rı­nı is­tis­na ya­pı­yor. Ban­ka­lar an­la­şır­ken, gay­ri­men­kul­ler ve­ya iş­ti­rak­ler­le il­gi­li yap­tı­ğı mu­ame­le­ler­le il­gi­li hiç­bir mas­raf öde­mi­yor­lar. Bun­la­rı el­den çı­kar­dık­la­rı za­man, yi­ne mas­raf­sız şe­kil­de el­den çı­kar­ma­la­rı­na imkân ve­ri­yor.

Yi­ne, bu­ra­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ener­ji ve do­ğal gaz da­ğı­tım­la­rıy­la il­gi­li de ya­sa­ya bir mad­de koy­duk. Da­ha ön­ce -yi­ne Sa­yın Ham­za­çe­bi onu ifa­de et­miş­ti- ta­sa­rı gel­di­ğin­de yüz­de 24'tü. Biz, bu­nu, Plan Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mız­la be­ra­ber, yüz­de 9 ve ba­sit fa­iz ola­rak söy­le­dik. Sa­yın Ham­za­çe­bi ona iti­raz et­ti. De­di ki: "Bu yüz­de 9'u kal­dı­ra­lım, 6183'te ta­kip esas­la­rı­na bak­tı­ğı­mız za­man, bu yüz­de 9 ile bi­le­şik fa­iz uy­gu­la­nır."

Bi­le­şik fa­iz uy­gu­lan­ma­ma­sı ama­cıy­la ve ka­nun ko­yu­cu ola­rak, bu ka­nu­nu yo­rum­la­yan­la­ra bi­raz da­ha yol aç­mak açı­sın­dan, tu­ta­nak­la­ra geç­me­si ba­bın­da "6183 sa­yı­lı Ya­sa'da­ki ba­sit fa­iz, bi­le­şik fa­iz uy­gu­lan­ma­ya­cak şe­kil­de an­la­şı­lır" di­ye ifa­de koy­duk.

Yi­ne, her şe­ye rağ­men bir he­sap­lat­tık. BDDK'da­ki, Ku­rum­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mı­za he­sap­lat­tık. De­dik ki, yir­mi dört ay­lık bi­le­şik fai­zin yıl so­nun­da­ki he­sa­bı ne­dir? 9+9'un yıl so­nun­da­ki he­sa­bı ne­dir di­ye he­sap­la­dık­la­rın­da, 18,81 bi­le­şik fa­iz olu­yor. Eğer, ba­sit fa­iz olur­sa, 9+9, 18 öde­ye­cek, bi­le­şik fa­iz olur­sa, 18,81 şek­lin­de bir fa­iz­le öde­me kar­şı­sın­da ka­la­cak. Pek de önem­li bir şey de­ğil, ih­mal edi­le­bi­lir. Ba­sit fa­iz, tek­nik ola­rak 3095 sa­yı­lı Ya­sa'ya uy­gun hâle ge­ti­ri­le­bi­lir ya da 6183'te ol­du­ğu gi­bi de­vam et­ti­ri­le­bi­lir. Çün­kü, oran çok dü­şük.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ya­sa­nın en bü­yük, önem­li özel­lik­le­rin­den bi­ri­si: Si­vil top­lum ör­güt­le­riy­le uz­laş­mak, an­laş­mak.

BAŞ­KAN - Sa­yın Eli­taş, çok geç­ti­niz…

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum efen­dim, son cüm­lem efen­dim.

Si­vil top­lum ör­güt­le­riy­le il­gi­li. As­lın­da, bu ya­sa­yı, KO­Bİ'ler, 40 bin, 70 bin KO­Bİ din­li­yor, ne an­la­ma ge­li­yor, onu ifa­de et­me­ye ça­lı­şı­yo­rum.  Si­vil top­lum ör­güt­le­ri de bu­na kat­kı­da bu­lun­du­lar.  TOBB tem­sil­ci­si An­ka­ra Sa­na­yi Oda­sı Baş­ka­nı­mız kat­kı­da bu­lun­du. Kay­se­ri'den Sa­na­yi Oda­sı­nı tem­sil eden ar­ka­da­şı­mız kat­kı­da bu­lun­du. Ti­ca­ret Oda­sı, Kay­se­ri Sa­na­yi Oda­sı, bor­sa­lar­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mız kat­kı­da bu­lun­du, tüm Tür­ki­ye'de­ki sa­na­yi ve ti­ca­ret oda­la­rı, bor­sa­lar, es­naf oda­la­rı bu ya­sa­ya kat­kı­da bu­lun­du­lar. Kat­kı­da bu­lu­nan tüm mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın, bu ta­sa­rı­yı dü­şü­nüp, zor du­rum­da olan KO­Bİ'le­ri­mi­ze bir bay­ram he­di­ye­si ver­me­yi dü­şü­nen Hükûme­ti­mi­ze ve ger­çek­ten, çok olum­lu kat­kı­la­rın­dan, alt ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rın­da da kat­kı­da bu­lu­nan hem ana mu­ha­le­fet hem di­ğer mu­ha­le­fet par­ti­sin­de­ki ar­ka­daş­la­rı­ma te­şek­kür edi­yo­rum. İn­şal­lah, bir bay­ram he­di­ye­si ola­rak çı­ka­cak.

Mü­ba­rek Kur­ban Bay­ra­mı'nı­zı teb­rik edi­yo­rum, ye­ni yı­lı­mı­zın ha­yır­la­ra ve­si­le ol­ma­sı­nı Ce­na­bı­hak'tan ni­yaz edi­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Eli­taş.

Şah­sı adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Üm­met Kan­do­ğan.

Bu­yu­run efen­dim.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­niz­li) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nın KO­Bİ'le­ri­mi­ze ve ül­ke eko­no­mi­mi­ze ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni te­men­ni edi­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, 2000 ve 2001 yıl­la­rı Türk eko­no­mi­si için son de­re­ce sı­kın­tı­lı yıl­lar ol­muş­tur. Bu dö­nem­de KO­Bİ'le­ri­miz, sa­na­yi­ci­le­ri­miz, top­lu­mun bü­tün ke­sim­le­ri cid­di ma­na­da sı­kın­tı içe­ri­si­ne gir­miş­ler­dir.

Ta­bii, AK Par­ti Hükûme­ti de do­ğal ola­rak böy­le bir sı­kın­tı­lı dö­ne­min ar­ka­sın­dan ik­ti­da­ra ge­lin­ce, ön­ce­lik­li he­de­fi, enf­las­yon­la mü­ca­de­le­ye ver­miş­tir. Ta­bii, enf­las­yon­la mü­ca­de­le eder­ken, fi­yat­la­rın düş­me­si ge­rek­ti­ğin­den ha­re­ket­le dö­viz fi­yat­la­rı­nın ucuz­la­ma­sı, Türk pa­ra­sı­nın aşı­rı de­ğer­len­me­si ve bu­nun do­ğal ne­ti­ce­sin­de de it­ha­la­tın art­ma­sı or­ta­ya çık­mış­tır ve bu­nun bir baş­ka yö­nü, ar­tan it­ha­la­tın fi­nans­ma­nı­nı kar­şı­la­ya­bil­mek için de dı­şa­rı­dan sı­cak pa­ra­nın, ya­ban­cı pa­ra­nın gel­me­si ge­rek­ti­ği için, fa­iz­ler de bu­na uy­gun ola­rak be­lir­li bir se­vi­ye­ye yük­sel­miş­tir.

Şim­di, böy­le bir or­tam­da Tür­ki­ye'de KO­Bİ'ler cid­di bir sı­kın­tıy­la kar­şı kar­şı­ya kal­dı­lar. Ne­dir bu sı­kın­tı? Türk pa­ra­sı­nın aşı­rı de­ğer­li ol­ma­sın­dan do­la­yı, it­hal ürün­ler son de­re­ce ucuz hâle gel­di. Öy­le olun­ca, Tür­ki­ye'de­ki KO­Bİ'le­ri­miz ve sa­na­yi­ci­le­ri­miz Tür­ki­ye'de üret­tik­le­ri ara mal­la­rı­nı, dö­viz fi­ya­tı­nın ucuz­la­mış ol­ma­sın­dan do­la­yı yurt dı­şın­dan it­hal eder hâle gel­di­ler ve bu­nun ne­ti­ce­sin­de de Tür­ki­ye'de 2005 yı­lın­da 81 mil­yar do­lar­lık ara ma­lı it­ha­la­tı ya­pıl­dı.

Şim­di ge­ti­ri­len bu dü­zen­le­me­yi, ben, son de­re­ce, gö­nül­den, ha­zır­la­yan­la­rı kut­lu­yo­rum. Bir ih­ti­yaç­tan doğ­muş­tur, geç­miş­ten bu­gü­ne ka­dar sı­kın­tı içe­ri­sin­de olan­la­rın dert­le­ri­ne bir der­man ol­mak için ge­ti­ril­miş­tir. Şim­di be­nim bu nok­ta­da, Sa­yın Ba­ka­nım­dan da özel­lik­le bir is­tir­ha­mım var. Sa­yın Ba­ka­nım 81 mil­yar do­lar, herhâlde ona ba­ka­cak­sı­nız ga­li­ba. Ben ra­kam­lar­da ya­nıl­mam, lüt­fen, ra­hat­sız ol­ma­yın. Şim­di, ben, Sa­yın Ba­ka­nım­dan da özel­lik­le is­tir­ham edi­yo­rum. Şim­di, bu 81 mil­yar do­lar­lık ara ma­lı, ben De­niz­li­li­yim, şim­di bu­nun De­niz­li'ye yan­sı­ma­sı şöy­le ol­muş­tur ar­ka­daş­lar: De­niz­li bir teks­til şeh­ri ve De­niz­li, yıl­lar­dan be­ri teks­til­de­ki güç­lü atı­lı­mıy­la… Şu an­da 1,5 mil­yar do­lar ci­va­rın­da De­niz­li'de teks­til ih­ra­ca­tı var. Şim­di dö­viz ucuz­la­yın­ca, it­ha­lat ucuz hâle ge­lin­ce be­nim De­niz­li­li sa­na­yi­cim ara ma­lı­nı Çin'den, Hin­dis­tan'dan, Pa­kis­tan'dan ge­tir­me­ye baş­la­dı. Öy­le olun­ca ne ol­du bu­nun ne­ti­ce­sin­de? Tür­ki­ye'de­ki ara ma­lı üre­ten KO­Bİ'ler­de sı­kın­tı­lar baş­la­dı.

Şim­di, Sa­yın Ba­ka­nım -bu gü­zel ka­nun- bun­dan son­ra da KO­Bİ'le­rin sı­kın­tı­ya gir­me­me­si için ba­zı ted­bir­le­rin alın­ma­sın­da fay­da var. Şim­di, bu ted­bir­ler­den bir ta­ne­si Teş­vik Ka­nu­nu. Şim­di yi­ne ben De­niz­li'den ör­nek ve­re­ce­ğim. Teş­vik, sek­tö­rel ve­ya böl­ge­sel ol­ma­lı. Ge­tir­di­ği­niz Teş­vik Ka­nu­nu'nu ben iyi ni­yet­li ka­bul edi­yo­rum, ama, bu iyi ni­ye­ti­ni­ze rağ­men Teş­vik Ka­nu­nu'ndan is­te­ni­len ama­ca Tür­ki­ye'de ula­şıl­ma­dı. Ge­li­niz, Sa­yın Baş­ba­ka­nın da bu ko­nu­da açık­la­ma­la­rı var, Sa­yın Ma­li­ye Ba­ka­nı­nın da var, Sa­yın Ali Coş­kun'un da var, bu Teş­vik Ka­nu­nu'nu, şöy­le, böl­ge­le­ri ve sek­tör­le­ri de içi­ne ala­cak şe­kil­de ye­ni­den bir göz­den ge­çi­re­lim.

Ba­kın, ben bir De­niz­li mil­let­ve­ki­li ola­rak si­zin hu­zur­la­rı­nız­da sa­na­yi­ci­le­ri­miz adı­na bir söz ve­ri­yo­rum. Bu Teş­vik Ka­nu­nu'nu sek­tö­rel ya­par­sa­nız, biz, De­niz­li'yi, De­niz­li­li sa­na­yi­ci­ler­le be­ra­ber bir De­niz­li da­ha ya­pa­rız Sa­yın Ba­ka­nım. De­niz­li'nin ih­ra­ca­tı­nı iki­ye kat­la­rız. Ba­kın, Tür­ki­ye'de, şu an­da, iş­siz­lik­le il­gi­li bir sı­kın­tı var. Bu iş­siz­lik­le il­gi­li sı­kın­tı­nın gi­de­ril­me­sin­de, teş­vik­ten do­la­yı, biz De­niz­li ola­rak, is­tih­da­ma da çok bü­yük kat­kı yap­ma sö­zü­nü bir mil­let­ve­ki­li ola­rak ve­ri­yo­rum. Ya­ni, bun­la­rı, bu Teş­vik Ka­nu­nu.

İki: Ya­tı­rım or­ta­mı­nın iyi­leş­ti­ril­me­si, is­tih­dam üze­rin­de­ki ver­gi yük­le­ri, ener­ji fi­yat­la­rı, bun­la­rı, ge­li­niz ba­kı­nız…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­niz­li) - İk­ti­da­rı­nı­zın son dö­ne­mi, son on ayı. Sa­yın Ba­ka­nım, ge­li­niz… Ben, bun­la­rı hiç­bir si­ya­si mü­la­ha­zay­la söy­le­mi­yo­rum. Teb­rik ede­ce­ğim, kut­la­ya­ca­ğım. Bun­lar, Türk sa­na­yi­si­nin ih­ti­ya­cı olan hu­sus­lar­dır.

Bir di­ğer ko­nu da­ha var: Bi­li­yor­su­nuz, 49 iş­çi­nin üze­rin­de iş­çi ça­lış­tır­ma­ya baş­la­dı­ğı­nız an sa­na­yi­ci­miz için eks­tra­dan kül­fet­ler ge­li­yor. Ben sa­na­yi­nin içe­ri­sin­den ge­len bi­ri­si­yim, yıl­lar­ca do­ku­ma tezgâhla­rın­da ça­lış­tım, evim­de do­ku­ma tezgâhı var­dı. Şim­di, bu 49 me­se­le­sin­den do­la­yı, ba­kı­nız, Tür­ki­ye'de­ki iş­let­me­le­rin yak­la­şık yüz­de 97'si 50 iş­çi­nin al­tın­da ça­lış­tı­rı­yor. Şu­na da bir el atın Sa­yın Ba­ka­nım, şu­nu da bir göz­den ge­çi­rin. Ya­pı­la­bi­le­cek bir şey var­sa, bu­nu da ya­pın. Ben ina­nı­yo­rum ki, eğer, bun­da da bir iyi­leş­tir­me sağ­la­nır­sa, is­tih­dam nok­ta­sın­da, Tür­ki­ye'de, çok cid­di me­sa­fe­ler ala­bi­li­riz. Ve yi­ne, ucuz dö­viz­den do­la­yı, it­ha­la­tın art­ma­sın­dan do­la­yı…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım…

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, mü­sa­ade eder­se­niz, ta­ma­men tek­nik ko­nu­şu­yo­rum.

Şim­di, 688 ka­lem mal­da, it­ha­la­tın­da da­ha ön­ce­den TSE bel­ge­si ve CE bel­ge­si is­te­nir­ken, son dö­nem­de bu uy­gu­la­ma­dan vaz­ge­çil­di. Şim­di, ba­kın, bu­gün ulu­sal ba­sı­na da yan­sı­mış. Ucuz Çin mal­la­rı Tür­ki­ye'yi iş­gal et­ti Sa­yın Ba­ka­nım. En azın­dan bir TSE bel­ge­si ga­ran­ti­si stan­dart­la­rın­da bu mal­la­rın it­hal edil­me­siy­le il­gi­li, ne olur, bir ça­lış­ma da ora­da ya­pın. Bu ko­nuy­la il­gi­li, şöy­le, güm­rük­le­ri­mi­zi bi­raz da­ha sı­kı tu­ta­lım. Ni­ye bu­nu söy­lü­yo­rum? Şun­dan söy­lü­yo­rum: De­niz­li'de Ya­ta­ğan bel­de­miz var, bun­lar bı­çak­çı­dır, yüz yıl­lar­dan be­ri bı­çak­çı­dır ve çok ka­li­te­li bı­çak üre­tir­ler, ama, bu ucuz Çin mal­la­rı Türk pi­ya­sa­sı­na gir­dik­ten son­ra, Ya­ta­ğan'da­ki be­nim bı­çak­çım can çe­ki­şi­yor. Acı­pa­yam Ye­şil­yu­va, ayak­ka­bı sek­tö­rün­de çok ile­ri­dir; yüz­ler­ce is­tih­dam sağ­la­yan, bin­ler­ce is­tih­dam sağ­la­yan iş­yer­le­ri var­dır. Bu ucuz Çin mal­la­rın­dan do­la­yı, bun­lar­da da bir sı­kın­tı var.

Şim­di, bu­gün, ulu­sal ba­sın­da yer al­mış. Bur­sa'dan söy­lü­yor­lar. Şim­di, rot ba­şı, rot ve ro­til… Şim­di, rot ba­şın­da stan­dart ara­nı­yor, ama rot ve ro­til­de aran­mı­yor­muş. Şim­di, bun­lar da, rot ba­şı­nı, rot ve ro­til di­ye Tür­ki­ye'ye ge­tir­me­ye ça­lı­şı­yor­lar­mış ve güm­rük­ler­den de bu şe­kil­de ge­çi­yor. Öy­le olun­ca ne olu­yor? İş­te, ucuz di­ye ka­li­te­siz Çin mal­la­rı ül­ke­ye gi­rin­ce, iş­te Bur­sa'da­ki oto yan sa­na­yi­sin­de ça­lı­şan o KO­Bİ'le­ri­miz, ma­ale­sef, bun­dan do­la­yı sı­kın­tı içe­ri­si­ne gir­me­ye baş­lı­yor. Onun için, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri…

Sa­yın Ba­ka­nım, ben, si­ze gü­ve­ni­yo­rum, ina­nı­yo­rum, bu ko­nu­la­rın üze­rin­de cid­di bir şe­kil­de du­ra­ca­ğı­nız­dan da en kü­çük bir şüp­hem yok. Ba­kı­nız, ih­ra­ca­tı­mız art­tı di­yo­ruz, ar­tı­yor; ama, ih­ra­ca­tın içe­ri­sin­de it­hal ürün­le­rin pa­yı yüz­de 36,5 ol­muş Sa­yın Ba­ka­nım, yüz­de 36,5. Ne ya­pı­yo­ruz? İş­te De­niz­li ör­ne­ğin­den ben yi­ne ha­re­ket ede­yim. Ham bez ge­ti­ri­yo­ruz yurt dı­şın­dan. Da­ha ön­ce, on­la­rın bo­ya­ma­sı­nı ve bas­kı­sı­nı De­niz­li'de ya­pı­yor­lar­dı, şim­di bir adım da­ha ile­ri git­ti­ler, bas­kı­lı ve bo­ya­lı ham bez ge­tir­me­ye baş­la­dı­lar. Şim­di ne olu­yor? Be­nim sa­na­yi­cim onu alı­yor, üze­rin­de ba­sit bir iki iş­lem ya­pı­yor, o bir iki iş­lem­den son­ra bu­nu ih­raç edi­yor, ih­ra­ca­tı­mız 85 mil­yar do­la­ra ge­li­yor, ama ih­ra­ca­tın içe­ri­sin­de­ki it­ha­la­tın pa­yı ar­tı­yor. İş­te, Tür­ki­ye'de ih­ra­cat ar­tar­ken, bü­yü­me ar­tar­ken iş­siz­lik­le mü­ca­de­le edi­le­me­me­si­nin al­tın­da ya­tan se­bep­ler­den bi­ri­si de bu. O ba­kım­dan, bu ka­nun bir der­de der­man ola­cak­tır. Geç­miş­ten gü­nü­mü­ze, 2000-2001 yı­lı­nın sı­kın­tı­la­rın­dan do­la­yı cid­di prob­lem­ler­le kar­şı kar­şı­ya olan­la­rın dert­le­ri­ne der­man ola­cak­tır. Ama, gü­nü­müz­de de, KO­Bİ'ler­de, ha­ki­ka­ten cid­di ma­na­da sı­kın­tı­lar var.

Biz bu pa­zar­la­rı ko­lay el­de et­me­dik Sa­yın Ba­ka­nım. Şim­di, yi­ne, De­niz­li'den söy­le­ye­ce­ğim. Çan­ta­la­rı­nı al­dı­lar bu ar­ka­daş­la­rı­mız -hep­si de be­nim ya­kın­la­rım­dır, De­niz­li'de teks­ti­li Ba­ba­dağ­lı­lar ya­par, ben Ba­ba­dağ­lı­yım, yüz­de 85'ini Ba­ba­dağ­lı­lar ya­par- yıl­lar­ca, Ame­ri­ka'sı­na, Ja­pon­ya'sı­na, Avus­tral­ya'sı­na, Av­ru­pa'nın bü­tün ül­ke­le­ri­ne, el­le­ri­ne çan­ta­la­rı­nı, al­dı­lar git­ti­ler. Bu pa­zar­la­rı ko­lay ka­zan­ma­dı­lar bun­lar, ama, şim­di, bu pa­zar­lar, acı­ma­sız Çin, Hin­dis­tan, Pa­kis­tan re­ka­be­tin­den do­la­yı kay­be­dil­mek üze­re. Ni­ye? Çin'de iş­çi­lik ucuz, ener­ji ucuz, ver­gi­ler dü­şük ve da­ha baş­ka imkânlar su­nu­yor­lar…

BAŞ­KAN - Sa­yın Kan­do­ğan, to­par­lar mı­sı­nız ko­nuş­ma­nı­zı.

ÜM­MET KAN­DO­ĞAN (De­vam­la) - Son cüm­le­le­ri­mi…

Onun için, biz­ler de, ge­lin, ge­lin bu me­se­le­le­ri ma­sa­nın üze­ri­ne ya­tı­ra­lım de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri. Bu ül­ke he­pi­mi­zin, bu mem­le­ket he­pi­mi­zin, iş­siz­lik he­pi­mi­zin prob­le­mi, ih­ra­cat he­pi­mi­zin prob­le­mi, Tür­ki­ye'nin bir Tür­ki­ye da­ha ol­ma­sı he­pi­mi­zin ar­zu­su, is­te­ği. Onun için, 355 ki­şi­lik de bir bü­yük gru­bu­nuz, ço­ğun­lu­ğu­nuz var, is­te­di­ği­niz ka­nun­la­rı bu­ra­dan ge­çi­re­cek güç ve kud­ret­te­si­niz, biz­ler de siz­le­re des­tek ola­lım. Mem­le­ke­tin, mil­le­ti­mi­zin ge­liş­me­si, kal­kın­ma­sı nok­ta­sın­da, önü­nü aça­cak, uf­ku­nu aça­cak, dün­ya ül­ke­le­riy­le re­ka­bet ede­cek or­ta­ma ge­ti­re­cek olan bu dü­zen­le­me­le­ri yap­ma­ya ça­lı­şır­sa­nız, biz­ler de, eli­miz­den gel­di­ğin­ce siz­le­rin des­tek­çi­si ola­ca­ğı­mı­zı ifa­de edi­yor; bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nın, ül­ke­mi­ze ha­yır­la­ra ve­si­le ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum, eme­ğe ge­çen her­ke­se te­şek­kür edi­yor, siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kan­do­ğan.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 1'in­ci mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

2'n­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Ta­nım­lar

MAD­DE 2- (1) Bu Ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sın­da;

a) Ban­ka: 19/10/2005 ta­rih­li ve 5411 sa­yı­lı Ban­ka­cı­lık Ka­nu­nu­nun 3 ün­cü mad­de­sin­de ge­çen ban­ka ta­nı­mı­nı,

b) Bir­lik: Tür­ki­ye Ban­ka­lar Bir­li­ği ve/ve­ya Tür­ki­ye Ka­tı­lım Ban­ka­la­rı Bir­li­ği­ni,

c) Çer­çe­ve An­laş­ma­la­rı: Bu Ka­nu­nun   3 ün­cü mad­de­si uya­rın­ca im­za­la­na­cak Fi­nan­sal Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma Çer­çe­ve An­laş­ma­la­rı­nı,

ç) Di­ğer malî ku­rum­lar: Ana fa­ali­yet ko­nu­la­rı pa­ra ve ser­ma­ye pi­ya­sa­la­rı olan ve bu ko­nu­lar­da ken­di özel mev­zu­atı uya­rın­ca alı­nan izin ve ruh­sat ile fa­ali­yet gös­te­ren ku­rum­lar­dan, fi­nan­sal ki­ra­la­ma şir­ket­le­ri, fak­to­ring şir­ket­le­ri, tü­ke­ti­ci fi­nans­man şir­ket­le­ri ve var­lık yö­ne­tim şir­ket­le­ri ile Kre­di Ga­ran­ti Fo­nu İş­let­me ve Araş­tır­ma A.Ş.'yi,

d) Ku­rul: Ban­ka­cı­lık Dü­zen­le­me ve De­net­le­me Ku­ru­lu­nu,

e) Kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me (KO­Bİ): İki yüz el­li ki­şi­den az yıl­lık ça­lı­şan is­tih­dam eden ve­ya yıl­lık net sa­tış ha­sı­la­tı ya da bi­lan­ço ak­tif top­la­mı yir­mi­beş mil­yon Ye­ni Türk Li­ra­sı­nı aş­ma­yan iş­let­me­le­ri,

f) Söz­leş­me: Fi­nan­sal Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma Çer­çe­ve An­laş­ma­la­rı kap­sa­mın­da ya­pı­lan fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma söz­leş­me­le­ri­ni,

ifa­de eder.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ve­dat Yü­ce­san.

Bu­yu­run Sa­yın Yü­ce­san. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz on da­ki­ka.

CHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET VE­DAT YÜ­CE­SAN (Es­ki­şe­hir) -  Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı hak­kın­da, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­nun gö­rüş­le­ri­ni be­lirt­mek üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Mad­dey­le il­gi­li ko­nuş­ma­ma baş­la­ma­dan ön­ce, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, fi­nan­sal dar­bo­ğaz için­de­ki KO­Bİ'le­rin ne­fes al­ma­sı­nı sağ­la­mak üze­re ge­ti­ri­len bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nı gö­rüş­mek­te­yiz. Ka­nun ta­sa­rı­sıy­la, KO­Bİ'le­rin, ala­cak­lı ku­ru­luş­lar­ca uy­gun gö­rü­le­cek ma­kul bir sü­reç içe­ri­sin­de ve ko­şul­lar­da, kre­di­le­ri­nin va­de­le­ri­ni uzat­mak, al­mış ol­duk­la­rı kre­di­le­ri ye­ni­le­mek, ila­ve ye­ni kre­di ver­mek gi­bi ted­bir­ler­le, ma­li ke­si­me olan ge­ri öde­me yü­küm­lü­lük­le­ri­ni ye­ri­ne ge­ti­re­bil­me­le­ri sağ­lan­ma­ya ça­lı­şıl­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nı olum­lu bul­du­ğu­mu be­lirt­mek is­te­rim. Dün­ya­da re­ka­bet şart­la­rı, kü­re­sel­leş­me­nin de et­ki­siy­le hız­la de­ğiş­mek­te­dir. De­ği­şi­me ayak uy­du­ra­ma­yan ül­ke­ler ve ül­ke iş­let­me­le­ri et­kin­lik­le­ri­ni kay­bet­mek­te ve gi­de­rek dı­şa ba­ğım­lı bir gö­rü­nüm ser­gi­le­mek­te­dir­ler. Bu­nun önü­ne ge­çe­bil­mek için, ül­ke­ler, sa­na­yi ve eko­no­mi po­li­ti­ka­la­rı­nı, sa­na­yi­le­ri­nin ve iş­let­me­le­ri­nin re­ka­bet gü­cü­nü, ve­rim­li­li­ği­ni ar­tı­ra­cak yön­de be­lir­le­mek­te­dir­ler.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, amaç is­tik­rar­lı bir bi­çim­de bü­yü­me­yi ger­çek­leş­tir­mek­tir. Bu çer­çe­ve­de, ge­rek yer­li ve ya­ban­cı ya­tı­rım­cı­lar ve iş­let­me­ler ge­rek­se ya­ban­cı fir­ma­la­ra yö­ne­lik olan ya­tı­rım ve iş yap­ma­nın önün­de­ki en­gel­le­rin kal­dı­rıl­ma­sı ön­ce­lik­li he­def­le­ri­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, kü­re­sel­le­şen dün­yay­la bü­tün­leş­me­de ve dış pa­zar­la­ra açıl­ma­da, KO­Bİ'ler, es­nek ya­pı­la­rıy­la ön pla­na çık­mak­ta ve önem­le­ri­ni da­ha da ar­tır­mak­ta­dır.

KO­Bİ'ler, tüm dün­ya­da ol­du­ğu gi­bi Tür­ki­ye eko­no­mi­si­nin de di­na­mik ve sü­rük­le­yi­ci un­sur­la­rın­dan bi­ri olup ül­ke­mi­zin sos­yo­eko­no­mik ge­liş­me­si açı­sın­dan çok bü­yük bir öne­me sa­hip­tir­ler, fa­kat, ül­ke­miz­de­ki gi­di­şa­ta bak­tı­ğı­mız za­man, eko­no­mik bü­yü­me­nin ana un­su­ru olan KO­Bİ'ler, ken­di ka­der­le­riy­le baş ba­şa bı­ra­kıl­mış­lar­dır, ih­mal edil­miş­ler­dir. Bu­gü­ne ka­dar ha­ri­ka­lar ya­rat­mak­ta olan, "Ana­do­lu kap­lan­la­rı" ola­rak isim­len­di­ri­len KO­Bİ'le­ri­miz, gi­de­rek, re­ka­bet güç­le­ri­ni kay­bet­mek­te­dir­ler.

Ül­ke­miz­de iş­let­me­le­rin yüz­de 98'i KO­Bİ'ler­den mey­da­na gel­mek­te­dir. Tür­ki­ye eko­no­mi­sin­de ya­ra­tı­lan kat­ma de­ğe­rin yüz­de 30'unu, top­lam is­tih­da­mın yüz­de 60'ını KO­Bİ'ler omuz­la­mak­ta­dır­lar.

Sa­de­ce eko­no­mik ya­şam­da de­ğil, sos­yal ya­şam­da da önem­li iş­lev­ler üst­len­mek­te­dir­ler. Böl­ge­ler ara­sı kal­kın­ma­da den­ge­le­rin bo­zul­ma­sı­nı ön­le­yi­ci bir ro­le sa­hip­tir­ler. Ge­lir da­ğı­lı­mı­na olum­lu et­ki­le­ri olup, ferdî ta­sar­ruf­la­rı teş­vik eder, yön­len­di­rir ve ha­re­ket­len­di­rir. Bü­yük sa­na­yi iş­let­me­le­ri­nin vaz­ge­çil­mez des­tek­le­yi­ci­si ve ta­mam­la­yı­cı­sı­dır­lar.

KO­Bİ'ler, ül­ke­miz için önem­li so­run­lar­dan bi­ri olan iş­siz­li­ği azalt­ma özel­li­ği­ne de sa­hip­tir­ler. Bu ne­den­le ger­çek­ten des­tek­len­me­si ge­re­ken ku­rum­lar­dır. İs­tik­rar­lı bü­yü­me­nin ge­liş­ti­ril­me­si­ne ve de­ği­şen dün­ya ko­şul­la­rı­na olum­lu kat­kı­lar sağ­la­ya­cak olan iş­let­me­le­ri­miz KO­Bİ'ler­dir. Bu iş­let­me­le­ri­mi­ze çok da­ha faz­la kay­nak ayır­ma­mız ge­rek­mek­te­dir.

KO­Bİ'le­ri­mi­zin, ül­ke­mi­zin eko­no­mik ve sos­yal ya­pı­sın­da çok önem­li yer­le­ri ol­ma­sı­na rağ­men, bir­çok da so­run­la­rı bu­lun­mak­ta­dır. KO­Bİ'le­ri­miz, bü­yük ra­kam­la­ra ulaş­mış it­ha­la­tın bas­kı­sı al­tın­da­dır­lar. Her ne ka­dar, Hükûmet "ih­ra­ca­tı­mız art­tı" de­se de, ne ya­zık ki, bi­zim ih­ra­ca­tı­mı­zın önem­li bir kıs­mı it­ha­lat­la kar­şı­lan­mak­ta­dır. Ya­ni, ih­raç et­ti­ği­miz mal­la­rın için­de it­hal gir­di­le­ri bü­yük bir pa­ya ulaş­mış­tır. Türk li­ra­sın­da­ki aşı­rı de­ğer­len­dir­me, ih­ra­cat­çı­mı­zın ve KO­Bİ'le­ri­mi­zin nis­pi fi­yat avan­ta­jı­nı eroz­yo­na uğ­rat­mak­ta­dır. Bu du­rum, özel­lik­le ara ma­lı it­ha­lat ta­le­bi­ni kam­çı­la­mak­ta­dır. Üre­tim, is­tih­dam ve bü­yük öl­çü­de ca­ri iş­lem­ler açı­ğı da bu po­li­ti­ka­dan olum­suz et­ki­len­mek­te­dir. Dü­şük kur, ham­mad­de it­ha­la­tı­nı ar­tı­rır­ken, içe­ri­de ise, ken­di üre­ti­ci­miz için, iş ya­pa­maz du­ru­mu­na ge­tir­miş bu­lun­mak­ta­dır. İh­ra­ca­tın için­de­ki ara mal­la­rın ve tü­ke­tim mal­la­rı­nın pa­yı ar­tar­ken, ser­ma­ye ve ya­tı­rım mal­la­rı it­ha­la­tı­nın pa­yı­nı dü­şür­müş­tür. İt­ha­la­tın yüz­de 83,7'si ara mal­la­rı ve tü­ke­tim mal­la­rın­dan oluş­mak­ta­dır.

Eko­no­mi­mi­zin bü­yü­me­si­ne rağ­men iş­siz­li­ğin ne­den azal­ma­dı­ğı da bu ve­ri­ler­le açık ve net ola­rak or­ta­ya çık­mak­ta­dır. Ül­ke­miz, önem­li mik­tar­da ara ma­lı it­hal et­me­den ih­ra­cat yap­ma­yan bir eko­no­mik ya­pı içe­ri­si­ne gir­miş du­rum­da­dır. Tür­ki­ye, da­ha çok it­ha­la­tı özen­dir­mek­te­dir. Dü­şük kur po­li­ti­ka­sı ve alın­ma­yan ida­ri ön­lem­ler, KO­Bİ'le­rin, ya­tı­rım yap­ma­sı­nı, üre­tim yap­ma­sı­nı en­gel­le­mek­te, ay­rı­ca, ih­ra­ca­tın cay­dı­rıl­ma­sı­na yol aç­mak­ta­dır. İt­ha­la­tın pat­la­ma­sıy­la KO­Bİ'le­rin za­yıf­la­ma­sı­na, fab­ri­ka­la­rın ka­pa­si­te­le­ri­ni azalt­ma­la­rı­na ve­ya ka­pan­ma­la­rı­na yol aç­mak­ta­dır. Eko­no­mi­miz, gi­de­rek da­ha kı­rıl­gan bir ya­pı­ya bü­rün­mek­te­dir.

KO­Bİ'le­ri et­ki­le­yen bir di­ğer önem­li hu­sus, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ener­ji fi­yat­la­rı­dır. Ener­ji­yi, re­ka­bet et­ti­ği­miz ül­ke­ler­de­ki iş­let­me­le­re gö­re, en pa­ha­lı kul­la­nan bi­ziz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Sa­na­yi­ci­le­ri­miz, iş­let­me­le­ri­mi­zin üze­rin­de­ki dur­duk­la­rı ve her plat­form­da di­le ge­tir­dik­le­ri ener­ji fi­yat­la­rı­nın dü­şü­rül­me­si­ne yö­ne­lik her­han­gi bir gi­ri­şim, bu­gü­ne ka­dar, ol­ma­mış­tır de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­ti­yo­rum: Elek­trik üze­rin­den, 4628 sa­yı­lı Ya­sa'ya ay­kı­rı ola­rak, yüz­de 2'lik bir TRT pa­yı alın­mak­ta­dır. Üs­te­lik, TRT pa­yı üze­rin­den yüz­de 18 tu­ta­rın­da KDV alın­mak­ta­dır. Bir ke­re, bu alı­nan pay 4628 sa­yı­lı Ya­sa'ya ay­kı­rı­dır. TRT'nin ge­lir-gi­der­le­ri­ni dü­zen­le­ye­ce­ğiz di­ye, iş­let­me­le­ri­miz, re­ka­bet gü­cü­nü azalt­mak­ta­dır. KO­Bİ'le­re des­tek ver­me­miz, on­la­rı avan­taj­lı du­ru­ma ge­tir­me­miz ge­re­kir­ken, elek­trik ma­li­yet­le­ri­nin pi­ya­sa dı­şın­da bir et­ken­le ar­tı­rıl­ma­sı ka­bul edi­le­mez de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. En kı­sa za­man­da, elek­trik fi­yat­la­rı­na ek­le­nen TRT pa­yı, be­le­di­ye ver­gi­si baş­ta ol­mak üze­re, fi­yat­la­rı ar­tı­ran ma­li­yet un­sur­la­rı­nın ayık­lan­ma­sı, ener­ji ma­li­yet­le­ri­nin re­ka­bet edi­len ül­ke fi­yat­la­rı­na çe­kil­me­si ge­rek­mek­te­dir.

Bu­ra­da, KO­Bİ'ler, eko­no­mi­miz, kal­kın­ma­mı­zın göz­be­be­ği di­yo­ruz, ama, on­la­ra ge­re­ken des­te­ği ver­mi­yo­ruz. İş­te, borç­la­rı­nı ya­pı­lan­dı­rı­yo­ruz de­ni­le­cek. De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, KO­Bİ'le­rin borç­la­rı­nın ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı olum­lu­dur, an­cak, bu ya­pı­lan­dır­ma ne­ti­ce­sin­de, KO­Bİ'le­rin ya­pı­lan­dır­ma tak­sit­le­ri­ni öde­ye­bil­me­le­ri önem­li­dir, bir da­ha borç içe­ri­si­ne düş­me­me­le­ri önem­li­dir. Bu­nu sağ­la­ya­cak ön­lem­le­ri ala­bi­li­yor mu­yuz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Her şey es­ki­si gi­bi, şart­lar on­la­rın aley­hi­ne. "Za­ma­nı ge­lin­ce bir ta­ne da­ha ya­pı­lan­dır­ma ka­nu­nu çı­ka­rı­rız" mı di­yor­su­nuz ve­ya bu, son de­re­ce yan­lış bir yak­la­şım tar­zı­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 21'in­ci yüz­yıl bil­gi ça­ğı­dır. Sa­na­yi­leş­me dev­ri­mi­ni ka­çır­mış olan ül­ke­mi­zin, bil­gi ça­ğı­nı ya­ka­la­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Bil­gi top­lu­mu sü­re­cin­de, iş­let­me­le­ri­mi­zi, KO­Bİ'le­ri­mi­zi ar-ge ça­lış­ma­la­rıy­la hız­lan­dır­ma­ya teş­vik ede­rek on­la­rı tek­no­lo­jik ürün­ler üret­me­ye yön­len­dir­me­li­yiz. Tür­ki­ye'nin sa­na­yi­leş­me­si ve kal­kın­ma­sı açı­sın­dan, ulu­sal sa­na­yi­mi­zin önü­nü aç­ma­lı­yız. Bir plan ve prog­ram çer­çe­ve­sin­de, ham­mad­de ve ara ma­lı üre­ten sa­na­yi­le­rin ge­liş­me­si­ni des­tek­le­me­li­yiz.

Bu­ra­da tek­rar yi­ne­le­mek is­ti­yo­rum: Sa­na­yi­ci­miz, dün­ya­nın en pa­ha­lı ikin­ci ener­ji­si­ni kul­lan­mak­ta­dır. İs­tih­dam­dan en yük­sek ver­gi alı­nan ve prim ke­sin­ti­si ya­pı­lan ül­ke­le­rin ba­şın­da Tür­ki­ye gel­mek­te­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz  ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

MEH­MET VE­DAT YÜ­CE­SAN (De­vam­la) - Ül­ke­miz­de, ka­yıt dı­şı­lı­ğı art­tı­rı­yor, bu, hak­sız re­ka­be­te ne­den olu­yor. Bun­lar­la il­gi­li ön­lem­le­rin aci­len alın­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. KO­Bİ'le­re hak et­tik­le­ri de­ğer ve­ril­me­li, zor­luk­lar ya­ra­tan et­men­ler iyi­leş­ti­ril­me­li­dir. KO­Bİ'ler, özel­lik­le fi­nan­sal açı­dan des­tek­le­nip on­la­ra çe­şit­li ver­gi­ler, çe­şit­li ver­gi ko­lay­lık­la­rı sağ­lan­ma­lı­dır. KO­Bİ'le­re yö­ne­lik, bu­gü­ne ka­dar gös­te­ri­len üvey ev­lat mu­ame­le­si­ne son ve­ril­me­li­dir.

Bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le he­pi­ni­zi say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Yü­ce­san.

Şah­sı adı­na, Nev­şe­hir Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Os­man Sey­fi. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

OS­MAN SEY­Fİ (Nev­şe­hir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 2'nci mad­de­si üze­rin­de şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, he­pi­ni­zin bil­di­ği gi­bi, Tür­ki­ye, 2000 Ka­sım ve 2001 Şu­bat ay­la­rın­da bü­yük bir kriz ya­şa­mış­tır. Şüp­he­siz, bun­dan et­ki­len­me­yen he­men he­men kim­se kal­ma­dı­ğı gi­bi, en faz­la eko­no­mi­miz et­ki­len­miş ve eko­no­mi­nin içe­ri­sin­de­ki iş­let­me­ler et­ki­len­miş­tir. Bun­la­rın, tek­rar, eko­no­mi­ye ka­zan­dı­rıl­ma­sın­da  çok bü­yük fay­da­lar ol­du­ğu he­pi­mi­zin ma­lu­mu­dur. Sa­de­ce bu ta­sa­rı, her ne ka­dar "KO­Bİ'le­rin eko­no­mi­ye ka­zan­dı­rıl­ma­sı" şek­lin­de ifa­de edil­miş­se de, baş­ta bu­ra­da  ça­lı­şan­lar ol­mak üze­re, ver­gi ala­ca­ğı­nı tah­sil ede­me­yen dev­let, prim­le­ri­ni tah­sil ede­me­yen çe­şit­li sos­yal gü­ven­lik ku­rum­la­rı, bu­ra­lar­da ça­lı­şan iş­çi­ler ve bu­ra­la­ra, elek­trik, su, do­ğal­gaz -ve­sa­ire gi­bi- te­min eden ku­rum­lar da, bu iş­let­me­ler tek­rar eko­no­mi­ye ka­zan­dı­rıl­dık­la­rın­da, ala­cak­la­rı­nı tah­sil et­me imkânı­na ka­vu­şa­cak­lar­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ben, bu­ra­da, ben­den ön­ce­ki ko­nu­şan ar­ka­daş­la­rım, bu ka­nu­nun ama­cı, ga­ye­le­ri ve­sa­ire üze­rin­de faz­la dur­ma­ya­ca­ğım. 2'nci mad­de üze­rin­de bi­raz dur­mak is­ti­yo­rum, za­ten, sö­zü de bu­nun için al­dım. 2'nci mad­de­nin baş­lı­ğı "Ta­nım­lar"dır. Bu­ra­da, çe­şit­li ta­nım­lar ya­pıl­mak­ta­dır: Ban­ka, bir­lik, çer­çe­ve an­laş­ma­la­rı, ma­li ku­rum­lar, ku­rul, ve­sa­ire gi­bi. Bu­ra­da üze­rin­de du­ra­ca­ğı­mız (e) fık­ra­sın­da­ki "kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me." Her ne ka­dar, bu­ra­da, ta­nım ola­rak ifa­de edil­miş­se de as­lın­da, ta­nım­dan da öte­ye, bu ka­nun­dan ya­rar­lan­ma şart­la­rı bir nok­ta­da dü­zen­len­miş­tir. Ne­dir bu şart­lar? 250 ki­şi­den az ça­lış­ma, is­tih­dam ede­ni ola­cak. Ya­ni, bu­ra­da, aza­mi şart­lar tes­pit edil­miş, as­ga­ri şart­lar tes­pit edil­me­miş­tir, as­ga­ri bir sı­nır yok­tur. Bun­lar­dan ay­rı ola­rak ve­ya fay­da­lan­mak için, bi­rin­ci­si 250 ki­şi­den az ça­lı­şa­nı ola­cak ve­ya­hut yıl­lık net sa­tış ha­sı­la­tı 25 mil­yon ye­ni Türk li­ra­dan az ola­cak ve­ya­hut ak­tif bi­lan­ço­su, yi­ne, 25 mil­yon YTL'den az ola­cak. Ya­ni, bu­ra­da, üç şar­tın bir ara­da bu­lun­ma­sı­na ge­rek yok. Bu şart­lar­dan her­han­gi bi­ri­si­ni ha­iz olan bir iş­let­me, bu ka­nu­nun ge­tir­di­ği imkânlar­dan fay­da­la­na­bi­le­cek­tir.

Ger­çek­ten -bi­raz ön­ce, ben­den ön­ce ko­nu­şan ar­ka­daş­lar­ca ifa­de edil­di- fay­da­lı bir ka­nun­dur. Hat­ta, bi­raz ge­ci­ke­rek ya­pıl­dı­ğı söy­le­ni­li­yor. Ger­çek­ten bir ge­cik­me var­dır, ama, bu da dev­le­tin imkânla­rıy­la kı­sıt­lı bir du­rum­dur.

Ge­rek ma­li sek­tö­rü­müz ge­rek­se dev­le­ti­miz, ye­ni ye­ni imkânla­ra ka­vu­şup ye­ni ser­ma­ye bi­ri­kim­le­ri an­cak te­min et­ti­ğin­de, bu fay­da­lı iş­le­ri de ve KO­Bİ'le­re yar­dı­mı dü­zen­le­yen bu ka­nu­nu da gün­de­me ge­tir­miş bu­lun­mak­ta­dır.

Mem­le­ke­ti­mi­ze, mil­le­ti­mi­ze ve KO­Bİ'ler için ha­yır­lı, uğur­lu ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. Ya­ka­la­şan ge­rek Kur­ban Bay­ra­mı'nın ge­rek­se ye­ni yı­lın bü­tün mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı ve uğur­lu ol­ma­sı­nı te­men­ni ede­rek he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Sey­fi.

İkin­ci ko­nuş­ma­cı, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ünal Ka­cır.

Bu­yu­run efen­dim.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 2'nci mad­de­si üze­rin­de şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; sa­na­yi­si ge­liş­miş ül­ke­ler­de, ima­lat sek­tö­rün­de fa­ali­yet gös­te­ren bü­yük iş­let­me­ler, uz­man­lık is­te­yen her alan­da üre­tim yap­ma­mak­ta, uz­man­lık ge­rek­ti­ren par­ça­la­rı yan sa­na­yi­den sağ­la­ya­rak üre­tim ma­li­yet­le­ri­ni dü­şür­mek­te ve do­la­yı­sıy­la, re­ka­bet güç­le­ri­ni ar­tır­mak­ta­dır­lar.

Bu olu­şum­da kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me­le­rin ko­nu­mu önem ka­zan­mak­ta olup bu an­lam­da, KO­Bİ'ler, bü­yük sa­na­yi iş­let­me­le­ri­nin vaz­ge­çil­mez des­tek­le­yi­ci­si ve ta­mam­la­yı­cı­sı ola­rak ön pla­na çık­mak­ta­dır­lar. As­lın­da, ulus­la­ra­ra­sı re­ka­bet gü­cü de bü­yük iş­let­me­ler ile kü­çük iş­let­me­ler ara­sı sağ­la­na­cak en­teg­ras­yo­na bağ­lı­dır. Bun­la­rın ya­pı­sı, ül­ke eko­no­mi­si ve sa­na­yi­nin ge­le­ce­ği açı­sın­dan da önem arz et­mek­te­dir.

KO­Bİ'ler, çok yön­lü ol­ma­la­rı, de­ği­şen eko­no­mik şart­la­ra ve tek­no­lo­jik ge­liş­me­le­re ko­lay­ca uyum sağ­la­ma­la­rı ve atıl ka­pa­si­te ora­nı­nı en aza in­dir­me­le­ri ne­de­niy­le, ser­best pi­ya­sa eko­no­mi­si için­de avan­taj­lı du­rum­da ol­mak­ta­dır­lar. Bun­dan do­la­yı, KO­Bİ'le­re önem ve­ren yö­ne­ti­mi­miz, Hükûme­ti­miz, Mec­li­si­miz, KO­Bİ'le­re des­te­ği­ni sür­dür­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 2002 ge­nel sa­na­yi ve iş ye­ri sa­yı­mı bi­rin­ci aşa­ma ge­çi­ci so­nuç­la­rı­na gö­re, ül­ke­miz­de 1 mil­yon 720 bin 598 iş­let­me var­dır, bun­lar­dan yüz­de 99'u, ya­ni 1 mil­yon 717 bin 401'i KO­Bİ'dir. Bu sa­yı­nın içe­ri­sin­de 246.899 ima­lat sa­na­yi­sin­de fa­ali­yet gös­te­ren KO­Bİ'miz var­dır. Top­lam is­tih­da­mın yüz­de 32'si­ni teş­kil et­ti­ği -2002 ra­kam­la­rıy­la söy­lü­yo­rum- or­ta­da­dır. Ta­bii, da­ha son­ra ya­pı­lan ve bu ya­say­la ya­pı­lan ta­nım­da­ki de­ğiş­lik­le, bu sa­yı­nın da­ha da faz­la ol­du­ğu or­ta­da­dır.

İş­te bu ya­say­la, gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ta­sa­rı­sıy­la, kü­çük ve or­ta bü­yük­lük­te­ki iş­let­me­le­rin ma­li sek­tö­re olan borç­la­rı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­la­rak, ül­ke­miz­de fa­ali­yet­te bu­lu­nan ban­ka­lar ve di­ğer ma­li ku­rum­lar­dan al­mış ol­duk­la­rı ve 31/10/2006 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la bu ku­ru­luş­lar nez­din­de do­nuk ya da şüp­he­li ala­cak­lar he­sa­bı­na in­ti­kal et­miş kre­di­le­rin fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma çer­çe­ve an­laş­ma­la­rı ve bu söz­leş­mey­le be­lir­le­ne­cek sü­re ve ko­şul­lar­la kre­di­le­ri­nin va­de­le­ri­ni uzat­mak, ye­ni­le­mek, ila­ve ye­ni kre­di ver­mek, ana pa­ra ve/ve­ya as­li fa­iz ve/ve­ya te­mer­rüt fa­izi ve­ya kâr pay­la­rı­nı in­dir­mek ve­ya bun­lar­dan vaz­geç­mek gi­bi alı­na­cak ted­bir­ler­le ma­li ke­si­me olan ge­ri öde­me yü­küm­lü­lük­le­ri­ni ye­ri­ne ge­ti­re­bil­me­le­ri­ne ve is­tih­da­ma kat­kı­ya de­vam et­me­le­ri­ne imkân ver­me­si amaç­lan­mak­ta­dır. Bu şe­kil­de, en azın­dan, 40 bin ci­va­rın­da KO­Bİ'nin 1 kat­ril­yo­nun üze­rin­de­ki borç­la­rı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, KO­Bİ'le­re ve­ri­len des­tek­ler­le il­gi­li ola­rak da ra­kam­lar ver­mek is­ti­yo­rum: 2002 yı­lın­da, KO­Bİ'le­re 7 tril­yon des­tek ve­ril­miş, 2003 yı­lın­da, biz gel­mi­şiz, 123 tril­yon 678 mil­ya­ra çı­kar­mı­şız ve 2004 yı­lın­da 144 tril­yo­na çı­kar­mı­şız. Bü­tün bu des­tek­le­rin, yak­la­şık yüz­de 40'ı hi­be des­tek­ler­dir, yüz­de 60'ı da ge­ri öde­me­li des­tek­ler­dir.

Şim­di, son gün­ler­de, Halk Ban­ka­sı­nın özel­leş­ti­ril­me­si gün­dem­de ol­du­ğun­dan, ar­tık, es­naf­lar bu kre­di­le­ri ne­re­den ala­cak­lar, es­naf­la­ra kre­di ve­ren ban­ka­yı da özel­leş­ti­ri­yor­su­nuz di­ye ten­kit­ler ya­pıl­mak­ta­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run

ÜNAL KA­CIR (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ilk ba­kış­ta, ha­ki­ka­ten, es­na­fa kim kre­di ve­re­cek di­ye dü­şü­nül­dü­ğün­de, Halk Ban­ka­sı ne­den kre­di ver­me­ye de­vam et­me­sin ki özel­leş­ti­ği tak­dir­de ve­ya gö­rev fark­lı bir ban­ka­ya ve­ril­di­ğin­de, o ban­ka­lar ni­çin es­na­fa kre­di ver­me­sin­ler ki? Çün­kü, pi­ya­sa fa­iz­le­ri ile es­na­fa ve­ri­len kre­di ara­sın­da­ki far­kı -biz, dün­kü be­lir­le­di­ği­miz büt­çe ya­sa­sın­da be­lirt­mi­şiz, ora­ya koy­mu­şuz- ara­da­ki far­kı ha­zi­ne kar­şı­la­dık­tan son­ra, her ban­ka bu kre­di­le­ri ve­re­cek­tir. Do­la­yı­sıy­la, es­na­fa kre­di ve­ril­me­si­nin aza­la­ca­ğı şek­lin­de­ki gö­rüş­ler, bu açı­dan yan­lış­tır.

Evet, vak­tim sı­nır­lı ol­du­ğu için söz­le­ri­mi bu­ra­da ke­si­yo­rum.

He­pi­ni­zin ve aziz mil­le­ti­mi­zin Kur­ban Bay­ra­mı'nı teb­rik edi­yo­rum ve ye­ni yıl­da sağ­lık, sıh­hat ve mut­lu­luk­lar di­li­yo­rum.

Tek­rar, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.  (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ka­cır.

2'nci mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma çer­çe­ve an­laş­ma­la­rı

MAD­DE 3- (1) Ban­ka­lar ile di­ğer malî ku­rum­la­rın ve Ta­sar­ruf Mev­du­atı Si­gor­ta Fo­nu ile Tas­fi­ye Hâlin­de Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti­nin ala­cak­la­rı; Bir­lik ta­ra­fın­dan ha­zır­la­na­cak, ala­cak­lı ku­rum­la­rın yet­ki­li tem­sil­ci­le­rin­ce im­za­la­na­cak ve onay­la­ma ve ka­bu­le iliş­kin ge­nel şart­la­rı Ku­rul ta­ra­fın­dan bu Ka­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­me­sin­den iti­ba­ren bir ay içe­ri­sin­de çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­te gös­te­ri­le­cek olan Fi­nan­sal Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma Çer­çe­ve An­laş­ma­la­rı kap­sa­mın­da ve bu An­laş­ma­la­rın Ku­rul ta­ra­fın­dan onay­lan­dı­ğı ta­rih­ten iti­ba­ren iki yıl­lık bir sü­re için­de fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma söz­leş­me­le­ri­ne bağ­lan­mak şar­tıy­la ge­rek­ti­ğin­de, ih­ti­yaç du­ya­cak­la­rı ma­ki­na-ekip­ma­nın te­mi­ni­ne yö­ne­lik bun­la­rın reh­ni kar­şı­lı­ğı kre­di kul­lan­dı­rı­mı da da­hil ol­mak üze­re, ila­ve fi­nans­man sağ­lan­mak  su­re­tiy­le ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­la­bi­lir ve­ya ye­ni it­fa plan­la­rı­na bağ­la­na­bi­lir.

(2) Ge­rek­ti­ğin­de ila­ve fi­nans­man da sağ­lan­mak su­re­tiy­le ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­la­cak ve­ya ye­ni bir it­fa pla­nı­na bağ­la­na­cak ala­cak­la­rın kap­sa­mı; borç­lu­la­rın ni­te­lik­le­ri, as­ga­ri tu­tar ve şart­la­rı ve ala­cak­lı­lar ile borç­lu­lar ara­sın­da ay­rı ay­rı im­za­la­na­cak fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma söz­leş­me­le­ri­nin as­ga­ri un­sur­la­rı bi­rin­ci fık­ra­da­ki usul­le sap­ta­nan Fi­nan­sal Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma Çer­çe­ve An­laş­ma­la­rıy­la be­lir­le­nir. Fi­nan­sal Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma Çer­çe­ve An­laş­ma­la­rı­nı im­za­la­ma­yan­lar ta­ra­fın­dan ya­pı­la­cak söz­leş­me ve iş­lem­ler için bu Ka­nun hü­küm­le­ri uy­gu­lan­maz.

(3) Fi­nan­sal  Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma Çer­çe­ve An­laş­ma­la­rı hü­küm­le­ri kap­sa­mın­da dü­zen­le­ne­cek fi­nan­sal  ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma söz­leş­me­le­ri­ni im­za­la­mış KO­Bİ'le­rin, 31/10/2006 ta­ri­hi­ne ka­dar va­de­si gel­di­ği hâlde öden­me­miş bu­lu­nan; elek­trik, do­ğal­gaz, te­le­fon ve­ya su kul­la­nı­mın­dan  kay­nak­la­nan borç­la­rı ile Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı­na bağ­lı ver­gi da­ire­le­ri ile sos­yal gü­ven­lik ku­rum­la­rı­na olan ve 21/7/1953 ta­rih­li ve 6183 sa­yı­lı Am­me Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil Usu­lü Hak­kın­da Ka­nun ve­ya tâ­bi ol­duk­la­rı mev­zu­at hü­küm­le­ri­ne gö­re ta­kip edi­len   borç­la­rı, il­gi­li­le­rin  söz­leş­me ta­ri­hin­den iti­ba­ren iki ay için­de baş­vur­ma­la­rı hâlin­de, ka­nu­ni fa­iz ora­nı uy­gu­lan­mak  su­re­tiy­le yir­midört aya ka­dar te­cil edi­le­bi­lir.

(4) Ala­cak­lı ve borç­lu ta­raf­lar ara­sın­da im­za­la­na­cak fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma söz­leş­me­le­ri­ne ban­ka­lar ve di­ğer malî ku­rum­lar dı­şın­da ka­lan ala­cak­lı­lar da ta­raf sı­fa­tıy­la ka­tı­la­bi­lir.

(5) Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Zi­ra­at Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti, Tür­ki­ye Halk Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti, Fi­nan­sal Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma   Çer­çe­ve An­laş­ma­la­rı­na ve bu An­laş­ma­lar kap­sa­mın­da borç­la­rı ge­rek­ti­ğin­de ila­ve fi­nans­man da sağ­lan­mak su­re­tiy­le ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­lan ve­ya ye­ni bir it­fa pla­nı­na bağ­la­nan borç­lu­lar­la ya­pı­la­cak fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma söz­leş­me­le­ri­ne ta­raf ol­ma­ya yet­ki­li­dir.

(6) Ta­sar­ruf Mev­du­atı Si­gor­ta Fo­nu ve Tas­fi­ye Hâlin­de Tür­ki­ye Em­lak Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti, Fi­nan­sal Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma  Çer­çe­ve An­laş­ma­la­rı­na ve bu An­laş­ma­lar kap­sa­mın­da borç­lu KO­Bİ'ler­le ya­pı­la­cak fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma söz­leş­me­le­ri­ne ila­ve   fi­nans­man sağ­la­ma­mak kay­dıy­la ta­raf ola­bi­lir­ler.

(7) Fi­nan­sal Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma Çer­çe­ve An­laş­ma­la­rı kap­sa­mın­da fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma söz­leş­me­si im­za­lan­dı­ğı tak­dir­de, bu söz­leş­me­le­ri im­za­la­yan KO­Bİ'ler­den olan ala­cak­la­ra iliş­kin za­ma­na­şı­mı, söz­leş­me ta­ri­hi iti­ba­rıy­la ke­sil­miş sa­yı­lır.

(8) Ala­cak­lı ban­ka ya da di­ğer malî ku­rum­lar ta­ra­fın­dan bu Ka­nun kap­sa­mın­da­ki kre­di­le­re,  4/12/1984 ta­rih­li ve 3095 sa­yı­lı Ka­nu­ni Fa­iz ve Te­mer­rüt Fa­izi­ne İliş­kin Ka­nu­na da­ya­nı­la­rak bi­le­şik fa­iz yü­rü­tü­le­mez.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, To­kat Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Zi­ya Di­ren, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na.

Bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA OR­HAN Zİ­YA Dİ­REN (To­kat) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Pla­nı ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun 3'ün­cü mad­de­si üze­rin­de söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la, sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum.

Ger­çek­ten, 18 Ka­sım 2005'te Resmî Ga­ze­te'de ya­yım­la­nan yö­net­me­li­ğe gö­re, KO­Bİ'le­rin ta­nı­mı, ni­te­lik­le­ri ve sı­nıf­lan­dı­rıl­ma­sı sa­ra­ha­te ka­vuş­tu­rul­muş­tur. Bu­nu, mem­nu­ni­yet­le kar­şı­lı­yo­ruz. Bu ara­da, İs­tan­bul Yak­la­şı­mı'yla bir­ta­kım KO­Bİ'le­ri­mi­zin so­run­la­rı çö­zül­müş ol­ma­sı­na kar­şın, si­vil top­lum ör­güt­le­rin­den ge­len ta­lep­ler kar­şı­sın­da "Ana­do­lu Yak­la­şı­mı" adı al­tın­da ye­ni bir yak­la­şım­la, bu so­run­la­rı çöz­mek üze­re bir ka­rar ver­miş bu­lu­nu­yo­ruz. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin bu ko­nu­da­ki gö­rüş­le­ri de, baş­tan söy­le­ye­yim, olum­lu­dur. Bu ko­nu­ya so­nu­na ka­dar des­tek ve­ri­yo­ruz.

Av­ru­pa Bir­li­ğin­de KO­Bİ ta­nı­mı bi­raz da­ha de­ği­şik. Ora­da, iş­çi sa­yı­la­rı­nı bi­raz sı­nıf­la­mış­lar biz­de­ki glo­bal ta­ri­fe kar­şı. An­cak, ta­bii, bu sa­ra­ha­te ka­vuş­ma­nın, ül­ke­miz­de var olan beş al­tı fark­lı ta­nı­mı tek de­yim al­tın­da top­la­ma­sı­nı da mem­nu­ni­yet­le kar­şı­lı­yo­ruz.

Yi­ne, Tür­ki­ye'miz­de­ki iş­let­me sa­yı­la­rı yak­la­şık 1 mil­yon 720 bin. Bun­la­rın içe­ri­sin­de, iş­te 10 per­so­nel­den 250'ye ka­dar per­so­nel ça­lış­tı­ran, sa­yı­mız­da, bü­yük ço­ğun­lu­ğu oluş­tu­ru­yor. An­cak, 150 ila 250 ki­şi ara­sın­da is­tih­dam ya­ra­tan iş­let­me­le­ri­mi­zin sa­yı­sı­nın bin­de 2 ol­du­ğu­nu da bu ara­da, üzü­le­rek ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Yi­ne, ima­lat sa­na­yi­sin­de­ki iş­let­me sa­yı­la­rı açı­sın­dan ba­ka­cak olur­sak da, KOS­GEB kap­sa­mın­da­ki KO­Bİ sa­yı­mı­zın yak­la­şık 245 bin ci­va­rın­da ol­du­ğu­nu, bun­la­rın­sa, yi­ne, 100 per­so­nel­den 250'ye ka­dar ki­şi ça­lış­tı­ran KO­Bİ sa­yı­sı­nın da 3.600 ci­va­rın­da ol­du­ğu­nu, ama 245 bi­nin içe­ri­sin­de çok bü­yük bir oran teş­kil et­me­di­ği­ni de yi­ne üzü­le­rek gö­re­bi­li­yo­ruz. Bu, KO­Bİ'le­ri­mi­zin ye­te­ri ka­dar güç­lü ol­ma­dı­ğı­nı da ifa­de eden ra­kam­lar ola­rak kar­şı­mı­za çı­kı­yor.

Yi­ne, iş­let­me­le­rin hu­ku­ki ya­pı­sı­na gö­re da­ğı­lım­la­rı­na da bir ba­ka­cak olur­sak, bun­la­rın ku­rum­sal­laş­mış, li­mi­tet ve ano­nim şir­ket tü­zel ki­şi­li­ği al­tın­da ku­rum­sal­laş­mış mik­ta­rı yüz­de 15-yüz­de 16 ci­va­rın­da ki, bu­nu olum­lu bir ra­kam ola­rak söy­le­ye­bi­li­riz.

Sek­tör­ler ba­zın­da ba­ka­cak olur­sak, ti­ca­ret, ima­lat sa­na­yi­si, in­şa­at, otel, lo­kan­ta, ulaş­tır­ma, sos­yal hiz­met­ler ola­rak yak­la­şık 1 mil­yon 720 bin  gi­ri­şim var. Bun­lar ara­sın­da özel­lik­le 2000-2001 kri­zin­de pe­ri­şan ol­muş cid­di bir ta­ah­hüt sek­tö­rü de var ki, in­şal­lah, bun­lar da, bu çı­ka­ra­ca­ğı­mız ya­sa­dan fay­da­lan­mak su­re­tiy­le, ül­ke­mi­ze kat­kı­la­rı­na de­vam eder­ler.

KO­Bİ'le­ri­mi­zin ül­ke eko­no­mi­sin­de­ki ye­ri­ni de kar­şı­laş­tır­ma­lı ola­rak in­ce­le­ye­cek olur­sak, yak­la­şık, Tür­ki­ye'miz­de, tüm iş­let­me­ler içe­ri­sin­de­ki KO­Bİ'le­ri­mi­zin top­lam iş­let­me sa­yı­sın­da­ki ra­ka­mı­nın yüz­de 98, ya­ni dün­ya or­ta­la­ma­sı­na ne­re­dey­se eşit dü­zey­de ol­du­ğu­nu da yi­ne mem­nu­ni­yet­le gö­rü­yo­ruz. Çün­kü, KO­Bİ'ler ger­çek­ten eko­no­mi­nin mo­tor­la­rı, lo­ko­mo­tif­le­ri; an­cak, is­tih­dam içe­ri­sin­de­ki pay­la­rı­nın yak­la­şık yüz­de 76,7 ol­ma­sı Av­ru­pa or­ta­la­ma­sı­nın çok da­ha üze­rin­de ol­du­ğu­nu gös­te­ri­yor. Hem KO­Bİ sa­yı­mız faz­la hem is­tih­dam sa­yı­mız, ora­nı­mız da­ha yük­sek. Do­la­yı­sıy­la, KO­Bİ'le­ri­miz­de­ki bi­rim/ki­şi ba­şı­na dü­şen üre­tim ma­li­yet­le­rin­de­ki ar­tış, bu­ra­da aşa­ğı yu­ka­rı or­ta­ya çı­kı­yor ki, bu da KO­Bİ'le­ri­mi­zin re­ka­bet ka­bi­li­ye­ti­ni bü­yük öl­çü­de azal­tı­yor.

Yi­ne, ya­tı­rım­lar için­de­ki pay­la­rı, kat­ma de­ğer içe­ri­sin­de­ki pay­la­rı da de­ğer­len­di­ri­le­bi­lir; ama, bun­la­rın içe­ri­sin­de en dik­kat çe­ken­ler­den bir ta­ne­si, Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nde KO­Bİ'le­rin kre­di­ler­den al­dı­ğı pay yüz­de 42,7, Ja­pon­ya'da yüz­de 50, Fran­sa'da yüz­de 29, Gü­ney Ko­re'de yüz­de 47. An­cak, Tür­ki­ye'miz­de KO­Bİ'le­rin bu kre­di­ler­den al­dı­ğı pa­yın yüz­de 5 gi­bi çok kü­çük bir ra­kam ol­du­ğu­nu da gö­rü­yo­ruz.

Bi­lin­di­ği gi­bi, 1974 yı­lın­da Ba­sel-1 kri­ter­le­ri tes­pit edil­miş ve ül­ke mer­kez ban­ka­la­rı­nın oluş­tur­du­ğu ulus­la­ra­ra­sı bir ku­ru­luş 1988 yı­lın­da Ba­sel-1 ka­rar­la­rıy­la ban­ka­la­rın uy­ma­sı ge­re­ken stan­dart­la­rı or­ta­ya koy­muş­tur. Ma­li pi­ya­sa­la­rın ge­liş­me­siy­le ve kar­ma­şık­laş­ma­sıy­la Ba­sel-1 ye­ter­siz kal­mış ve 2007 yı­lın­dan iti­ba­ren uy­gu­lan­mak üze­re ye­ni stan­dart­lar içe­ren Ba­sel-2 ka­rar­la­rı dev­re­ye so­kul­muş­tur. Bu ka­rar­la­ra gö­re, bun­dan son­ra ban­ka­lar­la KO­Bİ'ler ara­sın­da­ki iliş­ki­ler fark­lı bir şe­kil­de dü­zen­le­ne­cek­tir.

Ba­sel-2 dü­zen­le­me­si KO­Bİ'le­ri çok ya­kın­dan il­gi­len­dir­mek­te ve bu dü­zen­le­mey­le tüm fir­ma­lar ban­ka­lar­dan ay­nı ma­li­yet­le kre­di kul­la­na­ma­mak­ta, bu­ra­da kre­di­len­dir­me no­tu dev­re­ye gir­mek­te­dir. Ör­ne­ğin, do­kuz grup­la­ma ya­pı­la­cak olur­sa -a, b, c ve her harf­te üç grup- yak­la­şık 9 pu­an gi­bi, aza­lan ve­ya ar­tan bir fa­iz­le bun­lar da de­ğer­len­di­ril­miş ola­bi­lir.

KO­Bİ'le­ri­mi­zin de­re­ce­len­dir­me no­tu­nu yük­selt­ti­re­bil­mek için de KO­Bİ'ler­de ku­rum­sal­laş­ma­nın sağ­lan­ma­sı, ana fa­ali­yet ko­nu­su­na yo­ğun­laş­tı­rıl­ma­sı, ulus­la­ra­ra­sı ka­bul gör­müş stan­dart­lar­da ma­li tab­lo­la­rın ha­zır­lan­ma­sı, fi­nan­sal ens­trü­man­lar kul­la­nı­la­rak fa­ali­yet risk­le­ri­nin yok edil­me­si, risk yö­ne­ti­miy­le il­gi­li ni­te­lik­li ele­man is­tih­da­mı­na önem ve­ril­me­si ve KO­Bİ'le­rin ser­ma­ye­le­ri­nin güç­len­di­ril­me­si böy­le­ce sağ­lan­mış ola­bi­lir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

An­cak, KO­Bİ'le­ri­mi­zin bu kü­re­sel­le­şen dün­ya­da­ki di­ğer ül­ke­le­rin KO­Bİ'le­riy­le re­ka­bet or­ta­mın­da eşit şart­lar­da mut­la­ka gü­reş­me­si la­zım; an­cak, Tür­ki­ye'miz­de, ma­ale­sef, fa­iz­le­rin çok yük­sek olu­şu bu­ra­da en bü­yük en­gel ola­rak kar­şı­mı­za çı­kı­yor. Yi­ne, fa­iz yük­sek­li­ği ve dü­şük kur uy­gu­la­ma­sıy­la kıs­kaç ara­sı­na gir­miş bu fi­nan­sal des­tek­te­ki zo­run­lu­luk­lar, KO­Bİ'le­ri­mi­zin, ma­li­yet­le­ri­ni dü­şür­mek­te­ki en bü­yük en­gel ola­rak kar­şı­mı­za çı­kı­yor.

Ban­ka­la­rı­mı­zın da bu nok­ta­da, bi­raz da­ha fa­iz­ler ko­nu­sun­da ül­ke­nin çı­kar­la­rı­nı gö­ze­ti­ci oran­la­rı tes­pit et­me­sin­de bü­yük ya­rar­lar var, ola­cak­tır di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Yi­ne, KO­Bİ'le­rin bu fi­nan­sal so­run­la­rı­nı çöz­me an­la­mın­da İs­tan­bul Men­kul Kıy­met­ler Bor­sa­sın­da bir­kaç KO­Bİ'miz iş­lem gör­mek­le be­ra­ber, bun­la­rın, mut­la­ka, ih­ti­sas­laş­mış bir bor­sa­ya da ih­ti­yaç­la­rı ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum. Bir KO­Bİ bor­sa­la­rı ku­ru­lu­şu an­la­mın­da bir ça­lış­ma ya­par­sak, bu­nun da on­la­rın ken­di­le­ri­ne gü­ven­le­ri­nin art­ma­sı, ken­di­le­ri­ni ikin­ci sı­nıf gör­me­me­le­ri an­la­mın­da çok kat­kı­sı ve ya­ra­rı ola­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum.

Yi­ne, bu KO­Bİ bor­sa­sı­na ka­tı­la­cak fir­ma­la­rın ver­gi avan­taj­la­rıy­la des­tek­len­me­si ve ka­yıt dı­şı ça­lış­ma eği­lim­le­ri­nin önü­ne ge­çil­me­si de çok ya­rar­lı ola­cak­tır di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Yi­ne, Tür­ki­ye'miz­de ih­ra­cat ya­pan iş­let­me­le­rin il­le­re gö­re da­ğı­lı­mı­na bak­tı­ğı­mız­da, İs­tan­bul'da yüz­de 55,4'le en bü­yük oran­la yer­leş­miş ol­du­ğu­nu, ma­ale­sef, gö­rü­yo­ruz.

Bu tab­lo­dan ha­re­ket­le, bu­gün nü­fus ve sa­na­yi te­sis­le­ri­nin yo­ğun­laş­ma­sın­dan do­la­yı İs­tan­bul'un düş­tü­ğü du­ru­mun da­ha da kö­tü hâle gel­me­me­si için Or­ta Ana­do­lu ve do­ğu­ya kay­dı­rıl­ma­sı için özen­di­ri­ci ve yön­len­di­ri­ci teş­vik des­tek­le­me­le­ri­nin de mut­la­ka plan­lan­ma­sı ge­rek­li­dir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Yi­ne, re­ka­bet gü­cü ba­kı­mın­dan, kü­re­sel re­ka­bet sı­ra­la­ma­sı ya­pıl­mış Dün­ya Eko­no­mik Fo­ru­mu'nda. Bu­ra­da da Tür­ki­ye'miz, ma­ale­sef, 80 kü­sur ül­ke ara­sın­da 52'nci sı­ra­da, KO­Bİ'le­ri­miz, ge­li­yor.

Yi­ne, KO­Bİ'le­ri­miz, Av­ru­pa Bir­li­ği ül­ke­le­rin­de ar-ge ça­lış­ma­la­rı­na ve tek­no­lo­jik ge­liş­me­le­ri­ne ve­ri­len des­tek­le ge­ri dö­nüş­süz ola­rak iş­let­me des­tek­le­ri­nin gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­ya ora­nı Av­ru­pa'da bin­de 2,5 Tür­ki­ye'miz­de ise, ma­ale­sef, bu oran, hâlen 6 ra­kam­la­rın­da­dır ki, bu ma­na­da da KO­Bİ'le­ri­mi­zin mut­la­ka des­tek­len­me­si ge­re­kir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Ha­zır, BDDK Baş­ka­nı­mız da bu­ra­day­ken ban­ka­lar­la il­gi­li bir ko­nu­yu da di­le ge­tir­me­den ge­çe­me­ye­ce­ğim.

Ba­kı­nız, bu­gün, alış­ve­riş yap­ma­ya git­ti­ği­miz­de he­pi­mi­zin ce­bin­de, en az ka­za­nan­dan en çok ka­za­na­na ka­dar bir­kaç ta­ne kre­di kar­tı var. Bu kre­di kart­la­rı, ma­ale­sef, in­san­la­rı­mı­zı şu­ur­suz­ca bir tü­ke­tim or­ta­mı­na sü­rük­le­mek­te ve borç içe­ri­si­ne sok­mak­ta­dır.

Yi­ne, ül­ke­miz­de, özel­lik­le top­lu ko­nut ya­pı­mı­nın hız­lan­dı­rıl­ma­sı ve bi­rey­sel kre­di­le­rin, özel­lik­le oto­mo­bil alı­mıy­la il­gi­li kre­di­le­rin çok ko­lay­ca ve­ril­me­si su­re­tiy­le hal­kı­mız bu ma­na­da da cid­di bir borç­lan­ma içe­ri­si­ne so­kul­muş ve in­san­la­rı­mız sa­de­ce bu borç­la­rı­nı öder­ken te­mel ih­ti­yaç mad­de­le­ri­ni da­hi te­min ede­mez nok­ta­ya gel­miş­ler­dir. Bu nok­ta­da da bu kre­di kart­la­rın­da­ki, na­sıl söy­le­ye­yim, ko­lay har­ca­ma­nın bir şe­kil­de önü­ne ge­çil­mek su­re­tiy­le in­san­la­rı­mı­zın da da­ha hu­zur içe­ri­sin­de, ka­zan­dık­la­rı­nı da­ha plan­lı ola­rak har­ca­ma­la­rı­nın sağ­lan­ma­sı­na özen gös­te­ril­me­si ge­re­kir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Yi­ne, bu ti­ca­ret­ha­ne­ler­de, git­ti­ği­miz­de he­pi­miz gö­rü­yo­ruz, her ka­sa­da mut­la­ka on-on beş ta­ne post ma­ki­ne­si var ki, bu ma­ki­ne­le­rin her bi­ri­si 300 do­la­ra Tür­ki­ye­mi­ze ge­li­yor. Bun­lar yurt dı­şın­dan it­hal edil­di­ği­ne ve 1 mil­yon 750 bin, yak­la­şık, iş­let­me ol­du­ğu­na gö­re, her bi­rin­de be­şer ta­ne ci­haz ol­du­ğu­nu dü­şü­ne­cek olur­sak, bu­ra­da çok bü­yük bir pa­ra­nın yurt dı­şı­na sa­de­ce bu ma­ki­ne­le­rin te­mi­ni için gön­de­ril­di­ği­ni gö­rü­yo­ruz. Bu nok­ta­da da mut­la­ka ban­ka­lar ara­sı bir or­tak yö­ne­tim­le bu ma­ki­ne­le­rin mut­la­ka da­ha az sa­yı­ya in­di­ril­me­si mem­le­ke­ti­mi­ze bü­yük ta­sar­ruf­lar sağ­la­ya­cak­tır di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Çok ya­kın­da, bir­kaç gün içe­ri­sin­de id­rak ede­ce­ği­miz mü­ba­rek Kur­ban Bay­ra­mı'nı­zın kut­lu ve mut­lu ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum, ye­ni yı­lın ba­şa­rı­lar­la ve sev­gi­ler­le do­lu ol­ma­sı­nı di­li­yor, he­pi­ni­zi say­gıy­la, sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Di­ren.

Şah­sı adı­na, Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Sey­fi Ter­zi­ba­şı­oğ­lu…

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ön­ce, büt­çe ka­nu­nu­nun çık­ma­sın­da, son iki gün, mu­ha­le­fe­tiy­le ik­ti­da­rıy­la, fa­sı­la­sız kırk sa­at ça­lı­şan ar­ka­daş­la­rı­mı, bu­ra­dan, şah­sım adı­na yü­rek­ten kut­lu­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ge­ne, yak­laş­mak­ta olan Kur­ban Bay­ra­mı'nı­zı teb­rik edi­yo­rum. Ye­ni yı­lın he­pi­ni­ze, ba­şa­rı­lar, ha­yır­lar ve sağ­lık­lı bir yıl ge­tir­me­si­ni te­men­ni edi­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu ka­nu­nun ha­zır­la­nıp, bu ka­nun met­ni­nin, ta­sa­rı­nın ha­zır­la­nıp bu­ra­ya ge­ti­ril­me­si­nin ana se­be­bi ne­dir? Bu­nun ana se­be­bi de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, he­pi­ni­zin bil­di­ği gi­bi, 2000 Ka­sım ve 2001 Şu­bat kriz­le­ri­dir şüp­he­siz. Eğer o kriz­ler ol­ma­say­dı, bu ka­nun­la­rın, bu ta­sa­rı­la­rın hiç­bi­ri­ne ih­ti­ya­cı­mız ol­ma­ya­cak­tı.

ÖMER ABU­ŞOĞ­LU (Ga­zi­an­tep) - Ola­cak, ola­cak, bun­dan son­ra da ola­cak.

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ha­tır­la­dı­ğı­nız gi­bi, o gün­ler­de, es­na­fa, KO­Bİ yö­ne­ti­ci­le­ri­ne, şir­ket yö­ne­ti­ci­le­ri­ne, ban­ka­lar­dan bi­rer teb­li­gat gel­di. En geç on beş gün için­de ban­ka­ya olan kre­di borç­la­rı­nı sı­fır­la­ma­la­rı ya­zı­yor­du ge­len bu teb­liğ­ler­de ve Tür­ki­ye, ne ya­zık ki, o gün­ler­de, bir ge­ce­de yüz­de 8.500 gi­bi afa­ki bir fa­iz uy­gu­la­ma­sı­na ta­bi tu­tul­du. Ban­ka­lar, va­tan­daş­la­rın ken­di he­sap­la­rın­da­ki pa­ra­la­rı ve­re­mez du­ru­ma düş­tü­ler ve in­san­lar, dö­viz bü­ro­la­rı­nın önün­de kuy­ru­ğa gir­di­ler, ora­da­ki elek­tro­nik fi­yat lev­ha­la­rı­nın önün­den ay­rıl­maz ol­du­lar.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ko­nuş­ma­la­rı­nı ya­pan bir­kaç ar­ka­da­şı­mız de­di ki: "Bu ka­nun, bu ta­sa­rı, bu­gü­ne ka­dar ge­cik­miş­tir." Evet, ha­ki­ka­ten ge­cik­miş­tir; ama, tak­dir eder­si­niz ki, AK Par­ti ik­ti­da­ra gel­di­ğin­de, Tür­ki­ye'de -biz bu ke­li­me­le­ri kul­lan­mak is­te­mi­yo­ruz, ama- ne ya­zık ki, çok kö­tü bir eko­no­mik tab­lo var­dı. İş­te, biz, Zi­ra­at Ban­ka­sın­da­ki va­tan­da­şın borç­la­rı­nı, Ta­rım Kre­di borç­la­rı­nı, elek­trik borç­la­rı­nı ve ver­gi ba­rı­şı­nı, SSK, Bağ-Kur borç­la­rı­nı ye­ni­den ya­pı­lan­dır­dık. KO­Bİ borç­la­rı, ne ya­zık ki, bu­gü­ne ka­dar sark­mış­tı. İş­te, şim­di, bu­nun için de, ye­ni ge­tir­di­ği­miz ta­sa­rıy­la, ne­re­dey­se Tür­ki­ye'de­ki bü­tün iş­let­me­le­rin ta­ki­be alın­mış borç­la­rı­nı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­yo­ruz.

Bu mad­de ne­yi kap­sı­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Eğer, ta­ki­be alın­mış bor­cu var­sa bir iş­let­me­nin, bir KO­Bİ'nin, o, bu borç­lar­dan do­la­yı te­mer­rü­de düş­müş­se, ki düş­müş olu­yor, bu te­mer­rüt fa­iz­le­ri kal­dı­rı­lı­yor, yüz­de 9 resmî fa­iz uy­gu­lan­ma­ya baş­lı­yor, ban­kay­la ara­la­rın­da bir an­laş­ma ya­pı­lı­yor ve borç­lar, ana­pa­ra, ar­tı o gü­ne ka­dar olan ka­nu­ni fa­iz, yir­mi dört aya ya­yı­lı­yor. Ay­rı­ca, elek­trik, su, do­ğal gaz bor­cu var ise, ta­lep et­ti­ği tak­dir­de, bu da yir­mi dört aya ya­yı­lı­yor. Ya­ni, bu­nun­la bir­lik­te şu­nu te­min et­miş olu­yo­ruz: Ta­rı­mıy­la, es­na­fıy­la, Bağ-Kur'lu­suy­la, iş­let­me­ci­siy­le her­ke­se dört yıl için­de eli­mi­zi uza­tıp, bu ya­şa­dı­ğı­mız, cum­hu­ri­yet ta­ri­hi­nin en acı eko­no­mik kri­zi­nin ya­ra­la­rı­nı bu şe­kil­de sar­mış ola­ca­ğız de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bi­raz ön­ce ko­nuş­ma­sı­nı ya­pan de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şım da, kre­di kart­la­rıy­la il­gi­li ko­nu­ya te­mas et­ti­ler. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, kre­di kar­tı, as­la ve as­la pa­ra de­mek de­ğil­dir. Kre­di kar­tı, ce­bi­miz­de ta­şı­dı­ğı­mız, ban­ka­da…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, bi­ti­ri­yo­rum.

Kre­di kar­tı, ban­ka­da olan he­sa­bı­mız­da­ki pa­ra­yı ya­hut da ala­ca­ğı­mız ma­aşı bir ay ön­ce­den har­ca­ma­mı­zı te­min eden bir kart­tır. Ama, he­sa­bı­nı in­san­lar bi­le­mez­se, ta­bii ki ipin ucu ka­çar ve on­dan son­ra, dev­le­tin ka­pı­sı­na ge­lir­ler, yal­va­rır­lar. Biz bu­nu da, bi­li­yor­su­nuz, bir öl­çü­de çöz­dük. Kre­di kart­la­rıy­la il­gi­li ka­nu­nu da çı­kar­dık. Zan­ne­de­rim, özel­lik­le, dün fi­kir­le­ri­ni be­lir­ten bir ar­ka­da­şım, bu ko­nu­da, herhâlde ha­tır­la­ya­ma­dı, -ev­vel­si gün- de­fa­lar­ca söy­le­di bu­nu; bu­ra­dan da, ha­tır­lat­mak­ta ya­rar gö­rü­yo­rum di­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Sa­yın Baş­kan; ka­nu­nun ül­ke­mi­ze, KO­Bİ'le­re ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. He­pi­ni­zi, tek­rar, say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ter­zi­ba­şı­oğ­lu.

İkin­ci ko­nuş­ma­cı, Kars Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Se­la­hat­tin Bey­ri­bey.

YU­SUF SE­LA­HAT­TİN BEY­Rİ­BEY (Kars) - Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 1312 sı­ra sa­yı­lı KO­Bİ'le­rin Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı'nın 3'ün­cü mad­de­si üze­ri­ne şah­sım adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bi­lin­di­ği gi­bi, 2000-2001 yı­lın­da­ki kriz­den et­ki­le­nen KO­Bİ'ler­le il­gi­li "İs­tan­bul Yak­la­şı­mı" adı al­tın­da çı­ka­rı­lan, ta­ma­men gö­nül­lü­lük esa­sı­na da­ya­lı ola­rak, Tür­ki­ye Ban­ka­lar Bir­li­ği ini­si­ya­ti­fiy­le, borç­la­rın ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı­na gi­dil­miş, İs­tan­bul'da­ki bir­çok KO­Bİ'nin ayak­ta kal­ma­la­rı ve de­vam­lı­lı­ğı sağ­lan­mış­tır.

Ana­do­lu'da bu­lu­nan KO­Bİ'le­rin ço­ğu ise, 2000 ve 2001 yıl­la­rı kri­zin­den çı­ka­ma­mış­lar, bu­gün, bir­ço­ğu ka­pan­mış, bir­ço­ğu ise ka­pan­ma nok­ta­sı­na gel­miş­tir. Ana­do­lu'da­ki bu KO­Bİ'le­rin tek­rar ayak­ta dur­ma­la­rı, eko­no­mik var­lık­la­rı­nın de­vam et­ti­ril­me­si ge­rek­mek­te­dir. Bu­nun için Hükûme­ti­miz, KO­Bİ'le­rin mev­cut borç­la­rı­nın ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı­na ih­ti­yaç duy­muş­tur ve özel­lik­le ma­ki­ne-ekip­man te­mi­ni­ne yö­ne­lik kre­di kul­la­nım ko­lay­lı­ğı ve ila­ve iş­let­me için fi­nans­man sağ­lan­ma­sı su­re­tiy­le bu KO­Bİ'le­rin fa­al hâle gel­me­le­ri­ni sağ­la­mak ve eko­no­mi­ye ka­zan­dır­mak için, ala­cak­lı­lar­la borç­lu­lar ara­sın­da, ye­ni­den bir ya­pı­sal eko­no­mik dü­zen­le­me­ye gi­dil­miş­tir.

Bu ka­nu­nun 3'ün­cü mad­de­siy­le, ban­ka­lar ve Ta­sar­ruf Mev­du­atı Fo­nu ka­na­lıy­la, borç­la­rın iki yıl içe­ri­sin­de ye­ni­den ya­pı­lan­ma­sı sağ­lan­mak­ta­dır. Ay­rı­ca, Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı­mı­za olan ver­gi borç­la­rı, ka­nu­nun çı­kış ta­ri­hin­den iti­ba­ren iki yıl sü­rey­le tak­sit­len­di­ril­mek­te ve bu­nun için de iki ay­lık bir mü­ra­ca­at za­ma­nı ve­ril­mek­te­dir.

Özel­lik­le, yi­ne, KO­Bİ'le­rin elek­trik, do­ğal gaz, te­le­fon ve su borç­la­rı, söz­leş­me ta­ri­hin­den iti­ba­ren üç ay içe­ri­sin­de baş­vur­ma­la­rı hâlin­de ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­mak­ta­dır.

Ban­ka­la­rın dı­şın­da di­ğer ka­mu ku­ru­luş­la­rın­dan kre­di kul­la­nan ve kre­di­le­rin ge­ri öden­me­sin­de fi­nan­sal güç­lük ta­şı­yan borç­lu­la­rın borç­la­rı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­la­cak­tır. Borç­la­rın va­de­le­ri­nin uza­tıl­ma­sı, fa­iz oran­la­rın­da de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı, kre­di ye­ni­len­me­si, ila­ve kre­di ve­ril­me­si, borç­la­ra ait bi­le­şik fa­iz uy­gu­lan­ma­sı­na son ve­ril­me­si sağ­la­na­cak­tır.

Bu dü­zen­le­mey­le, dar­bo­ğaz­da olan KO­Bİ'le­rin ra­hat bir ne­fes ala­ca­ğı­na olan inan­cı­mı ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Bu ve­si­ley­le, tüm va­tan­daş­la­rı­mın ve siz­le­rin ye­ni yı­lı­nı ve mü­ba­rek Kur­ban Bay­ra­mı'nı kut­lu­yor, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Bey­ri­bey.

Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var­dır, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan "Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Ma­li Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun" Ta­sa­rı­sı­nın 3'ün­cü mad­de­si­nin (3) nu­ma­ra­lı fık­ra­sı­na "…baş­vur­ma­la­rı hâlin­de," ifa­de­sin­den son­ra gel­mek üze­re "te­mi­nat aran­mak­sı­zın" iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni ve fık­ra­nın so­nu­na "Bu kap­sam­da­ki borç­lar ne­de­niy­le da­ha ön­ce uy­gu­lan­mış ha­ciz­ler, ya­pı­lan öde­me­le­re pa­ra­lel ola­rak kal­dı­rı­lır." hük­mü­nün ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

               M. Akif Ham­za­çe­bi            Er­do­ğan Öze­gen         A. Ke­mal De­ve­ci­ler

                        Trab­zon                              Niğ­de                          Ba­lı­ke­sir

                      Ünal Ka­cır                      Ya­şar Tü­zün              Meh­met Soy­dan

                        İs­tan­bul                             Bi­le­cik                           Ha­tay

                M. Ve­dat Yü­ce­san          A. Gök­han Sa­rı­çam          Sa­dul­lah Er­gin

                       Es­ki­şe­hir                          Kırk­la­re­li                         Ha­tay

                   Mus­ta­fa Eli­taş                  Meh­met Da­niş                Ta­ner Yıl­dız

                        Kay­se­ri                           Ça­nak­ka­le                       Kay­se­ri

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu öner­ge­ye?

PLAN VE BÜT­ÇE KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ MEH­MET AL­TAN KA­RA­PA­ŞA­OĞ­LU (Bur­sa) - Uy­gun gö­rüş­le tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI AB­DÜL­LA­TİF ŞE­NER (Si­vas) - Ka­tı­lı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Te­mi­nat şar­tı aran­ma­sı hâlin­de söz ko­nu­su te­cil mü­es­se­se­si­nin ka­nun­dan bek­len­di­ği şek­liy­le uy­gu­lan­ma­sı­nın müm­kün bu­lun­ma­dı­ğı, ge­rek­li fay­da­nın el­de edi­le­bil­me­si­ni te­mi­nen te­mi­nat şar­tı­nın aran­ma­ma­sı­nın ge­rek­ti­ği dü­şü­nül­mek­te­dir.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

4'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Ver­gi is­tis­na­la­rı ve teş­vik bel­ge­le­ri

MAD­DE 4- (1) Fi­nan­sal Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma Çer­çe­ve An­laş­ma­la­rı hü­küm­le­ri kap­sa­mın­da dü­zen­le­ne­cek fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma söz­leş­me­le­ri ve bu söz­leş­me­ler kap­sa­mın­da ya­pı­la­cak iş­lem­ler­le il­gi­li ola­rak aşa­ğı­da­ki hü­küm­ler uy­gu­la­nır.

a) Çer­çe­ve an­laş­ma­lar ile söz­leş­me­ler ve bun­la­rın be­lir­le­di­ği esas­lar uya­rın­ca ya­pı­la­cak iş­lem­ler ve dü­zen­le­ne­cek kâğıt­lar 1/7/1964 ta­rih­li ve 488 sa­yı­lı Dam­ga Ver­gi­si Ka­nu­nu­na gö­re öde­ne­cek dam­ga ver­gi­si ve 2/7/1964 ta­rih­li ve 492 sa­yı­lı Harç­lar Ka­nu­nu­na gö­re öde­ne­cek harç­lar­dan,

b) Çer­çe­ve an­laş­ma­lar ve söz­leş­me­ler uya­rın­ca ala­cak­lı ban­ka­lar ta­ra­fın­dan her ne nam al­tın­da olur­sa ol­sun tah­sil edi­le­cek tu­tar­lar 13/7/1956 ta­rih­li ve 6802 sa­yı­lı Gi­der Ver­gi­le­ri Ka­nu­nu ge­re­ği öde­ne­cek ban­ka ve si­gor­ta mu­ame­le­le­ri ver­gi­sin­den,

c) Çer­çe­ve an­laş­ma­sı ve dü­zen­le­nen söz­leş­me­ler kap­sa­mın­da kul­lan­dı­rı­lan kre­di­ler kay­nak kul­la­nı­mı des­tek­le­me fo­nun­dan,

ve di­ğer fon­lar ile malî yü­küm­lü­lük­ler­den is­tis­na edi­lir.

(2) İs­tis­na, ala­cak­lı ku­ru­luş­la­rın çer­çe­ve an­laş­ma­sı ve dü­zen­le­nen söz­leş­me­ler uya­rın­ca edin­dik­le­ri var­lık­la­rı el­den çı­kar­dık­la­rı hal­ler­de de uy­gu­la­nır.

(3) İs­tis­na uy­gu­la­ma­sı, söz­leş­me hü­küm­le­ri­nin borç­lu KO­Bİ'ler ta­ra­fın­dan ye­ri­ne ge­ti­ri­le­me­me­si ve­ya ge­ti­ril­me­me­si hal­le­rin­de ala­ca­ğın hu­ku­ki yol­lar­dan tah­si­li aşa­ma­la­rın­da öden­me­si ge­re­ken ver­gi, re­sim ve harç­lar açı­sın­dan da ge­çer­li­dir.

(4) 5411 sa­yı­lı Ban­ka­cı­lık Ka­nu­nu­nun  53 ün­cü mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı uya­rın­ca kar­şı­lık ay­rıl­mış olan kı­sım­lar ha­riç ol­mak üze­re, söz­leş­me hü­küm­le­ri uya­rın­ca tah­si­lin­den vaz­ge­çi­len ala­cak tu­tar­la­rı Ver­gi Usul Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ala­cak­lı için de­ğer­siz ala­cak, borç­lu için ise vaz­ge­çi­len ala­cak ola­rak dik­ka­te alı­nır.

(5) Söz­leş­me ile uy­gu­la­ma­ya ko­nu­lan iş­lem­le­rin ger­çek­leş­me­me­si hâlin­de da­hi, uy­gu­lan­mış olan ver­gi, re­sim ve harç is­tis­na­la­rı ge­ri alın­maz.

(6) Fi­nan­sal ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma söz­leş­me­le­ri­ne gö­re borç­la­rı ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­lan ve ye­ni bir it­fa pla­nı­na bağ­la­nan borç­lu KO­Bİ'ler ta­ra­fın­dan alın­mış olan teş­vik bel­ge­le­ri­nin sü­re­le­ri ile ih­ra­cat ta­ah­hüt sü­re­le­ri, söz­leş­me­ler ile be­lir­le­nen sü­re­ler ka­dar uza­tıl­mış sa­yı­lır.

(7) Bu mad­de kap­sa­mın­da­ki is­tis­na­la­ra iliş­kin ola­rak KO­Bİ'le­re uy­gu­la­na­cak mü­ey­yi­de­ler­den ban­ka­la­ra rü­cu edi­le­cek­ler için, ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma­ya ko­nu borç tu­ta­rı­nın yüz­de be­şi­nin öden­me­miş ol­ma­sı şar­tı ara­nır.

(8) Kre­di­le­rin te­mi­nat­la­rı­nın ya da ala­cak­lı malî ku­rum ta­ra­fın­dan iş­ti­rak ola­rak edi­ni­le­cek KO­Bİ'nin var­lık ve yü­küm­lü­lük­le­ri­nin ger­çe­ğe uy­gun de­ğe­ri­ne iliş­kin de­ğer­le­me, borç­lu ta­ra­fın­dan ta­lep edil­me­si du­ru­mun­da, Ku­rul­ca ya da Ser­ma­ye Pi­ya­sa­sı Ku­ru­lun­ca de­ğer­le­me yap­ma­ya yet­ki­len­di­ril­miş ki­şi ve­ya ku­ru­luş­lar ta­ra­fın­dan ya­pı­lır.

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ali Ke­mal De­ve­ci­ler...

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ça­lış­ma sü­re­miz bit­mek üze­re ol­du­ğun­dan, Sa­yın De­ve­ci­ler'in ko­nuş­ma­sı bi­tin­ce­ye ka­dar ça­lış­ma sü­re­si­nin uza­tıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Te­şek­kür ede­rim.

DEV­LET BA­KA­NI VE BAŞ­BA­KAN YAR­DIM­CI­SI AB­DÜL­LA­TİF ŞE­NER (Si­vas) - Sa­yın Baş­kan, ta­sa­rı­nın gö­rü­şül­me­si bi­tin­ce­ye ka­dar uza­ta­maz mı­yız?

BAŞ­KAN - Uza­ta­ma­yız, ko­nuş­ma­lar var efen­dim.

Bu­yu­run.

CHP GRU­BU ADI­NA ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Kü­çük ve Or­ta Bü­yük­lük­te­ki İş­let­me­le­rin Malî Sek­tö­re Olan Borç­la­rı­nın Ye­ni­den Ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı olum­lu bir gi­ri­şim ol­mak­la be­ra­ber, da­ha ön­ce­ki ko­nuş­mam­da da be­lirt­ti­ğim gi­bi -yi­ne de ay­nen söy­lü­yo­rum- çok geç kal­mış bir ta­sa­rı­dır. Ma­ale­sef, geç­ti­ği­miz kriz­ler­de ölen öl­müş, ba­tan bat­mış, gi­den git­miş, biz, şim­di ise, AKP İk­ti­da­rı­nın uy­gu­la­ma­la­rı so­nu­cun­da zor du­ru­ma dü­şen, or­ta­da ol­ma­yan KO­Bİ'le­rin borç­la­rı­nı ye­ni­den ya­pı­lan­dır­mak üze­re top­lan­mış bu­lun­mak­ta­yız. Bir kıs­mı ka­yıp­ta.

Ta­sa­rı­nın bu mad­de­siy­le il­gi­li al­mış ol­du­ğum söz ve­si­le­siy­le, he­pi­ni­zi say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­hip ol­duk­la­rı öne­me ve di­na­mik ya­pı­ya kar­şın KO­Bİ'ler, AKP İk­ti­da­rı dö­ne­min­de uy­gu­la­nan po­li­ti­ka­lar so­nu­cu, çar­pık re­ka­be­te uyum sağ­la­mak­ta güç­lük çek­mek­te ve üre­tim­de hak et­tik­le­ri nok­ta­dan, ol­duk­ça, şu an­da uzak­ta bu­lun­mak­ta­dır­lar. Bu kap­sam­da KO­Bİ'le­rin pi­ya­sa eko­no­mi­si için­de ka­lı­na­rak cid­di bi­çim­de des­tek­len­me­le­ri zo­run­lu­lu­ğu be­lir­mek­te­dir.

Öl­çek iti­ba­rıy­la ge­liş­me ih­ti­ya­cı için­de bu­lu­nan KO­Bİ'le­rin, her şey­den ön­ce tek­nik bil­gi ve be­ce­ri se­vi­ye­le­ri, bil­gi ve ile­ti­şim tek­no­lo­ji­le­ri­ne eri­şim imkânla­rı ve bu tek­no­lo­ji­le­rin sağ­la­dı­ğı avan­taj­lar­dan fay­da­lan­ma ka­bi­li­yet­le­ri sı­nır­lı­dır. Bu du­rum ise, ya­ra­tı­lan kat­ma de­ğe­rin dü­şük ol­ma­sı­na ne­den ol­mak­ta­dır. Ni­te­kim, son dö­nem­de ya­pı­lan ba­zı ça­lış­ma­lar, Türk eko­no­mi­sin­de bir bi­rim üre­tim ar­tı­şı­na kar­şı sağ­la­nan kat­ma de­ğer ar­tı­şı­nın düş­me eği­li­min­de ol­du­ğu­nu gös­ter­mek­te­dir. Ba­kı­nız, na­sıl, iş bul­mak­tan ümi­di­ni ke­sen in­san­la­rı­mı­zın, bu umut­suz­luk­la­rı ne­de­niy­le iş gü­cü­ne ka­tı­lım ora­nı Tür­ki­ye'de düş­mek­tey­se, KO­Bİ'le­ri­miz de ben­zer bir sü­re­ce so­kul­ma­ma­lı­dır. Ya­ni, yap­tık­la­rı üre­tim kar­şı­sın­da ka­zan­dık­la­rı de­ğer ye­te­rin­ce yük­sek ol­maz­sa, in­san­la­rın iş yap­ma­la­rı için hiç­bir ne­den kal­ma­ya­cak­tır. Di­ğer bir de­yiş­le, iş gü­cü­ne ka­tı­lım­da­ki ge­ri­le­me gi­bi te­şeb­büs is­te­ğin­de bir ge­ri­le­me ya­ra­tıl­ma­ma­lı­dır. Oy­sa, bu­gün­kü eko­no­mik şart­lar ve iz­le­nen eko­no­mi po­li­ti­ka­la­rı al­tın­da böy­le  bir risk yok­tur de­ne­mez ve bu ris­kin üs­te­sin­den ge­li­ne­bil­me­si, kap­sam­lı po­li­ti­ka­lar ge­liş­ti­ril­me­si yo­luy­la müm­kün­dür an­cak. Sö­zü­nü et­ti­ğim te­şeb­büs gü­cün­den çe­kil­me ris­ki ise, pi­ya­sa­da­ki bü­yük öl­çek­li şir­ket­le­rin kon­san­tras­yo­nu­nun art­ma­sı­na, sek­tör­le­rin da­ha bü­yük ve ya­ban­cı şir­ket­le­rin hâki­mi­ye­ti­ne gir­me­si­ne ve Türk eko­no­mi­si­nin önem­li bir avan­ta­jı olan KO­Bİ'le­rin ka­pan­ma­sı­na ne­den ola­bi­le­cek­tir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, AKP Hükûme­ti ta­ra­fın­dan iz­le­nen po­li­ti­ka­lar, öl­çek eko­no­mi­le­ri açı­sın­dan re­ka­bet et­mek­te güç­lük çe­ken kü­çük öl­çek­li iş­let­me­le­ri da­ha da zor du­rum­da bı­rak­mak­ta­dır. Ni­te­kim, ge­rek­li ya­pı­sal ön­lem­le­rin alın­ma­ma­sı so­nu­cu, it­ha­la­tın bu den­li yük­sek olup re­kor­lar kır­ma­sı ve kat­ma de­ğer ya­ra­tıl­ma­sı hu­su­sun­da ça­lan alarm zil­le­ri, az ön­ce de de­ğin­me­ye ça­lış­tı­ğım gi­bi, Türk eko­no­mi­sin­de en çok KO­Bİ'le­ri il­gi­len­dir­mek­te­dir. KO­Bİ'le­ri et­ki­si al­tı­na al­mış olan bu ağır bas­kı­la­rın aşı­la­bil­me­si için uy­gun iş or­ta­mı­nın oluş­tu­rul­ma­sı ve fi­nans­man imkânla­rı­nın çe­şit­len­di­ri­le­rek ar­tı­rıl­ma­sı da özel önem arz et­mek­te­dir.

Bu bağ­lam­da, KO­Bİ'le­re yö­ne­lik kre­di prog­ram­la­rı, baş­ta Halk Ban­ka­sı ol­mak üze­re, ka­mu ve mes­lek ku­ru­luş­la­rı­nın kat­kı­la­rıy­la de­vam eder­ken, dış kay­nak­lı fon kul­la­nı­mıy­la da pi­ya­sa­da­ki fon hac­mi­nin ge­niş­le­til­me­si­ne ça­lı­şıl­mak­ta­dır. Bu kap­sam­da, KO­Bİ'ler için kre­di ga­ran­ti me­ka­niz­ma­sı­nın ge­liş­ti­ril­me­si ve yay­gın­laş­tı­rıl­ma­sı ih­ti­ya­cı de­vam et­mek­te­dir. Ni­te­kim, Ey­lül 2006 dö­ne­mi için ba­kıl­dı­ğın­da, 10,1 mil­yar YTL olan Halk Ban­ka­sı kre­di top­la­mı için­de KO­Bİ'le­re açı­lan kre­di mik­ta­rı 2,3 mil­yar YTL'dir. KO­Bİ'ler açı­sın­dan fi­nans­man imkânla­rı­nın ge­liş­ti­ril­me­si ih­ti­ya­cı hâlen bu den­li yo­ğun­ken, Türk ban­ka­cı­lık sis­te­min­de Ba­sel-2 pren­sip­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­ya baş­la­ya­ca­ğı 2008 yı­lı ba­şın­dan iti­ba­ren, KO­Bİ'le­rin kre­di kul­lan­ma­la­rı hu­su­sun­da da­ha fark­lı ve on­la­rı da­ha da zor­la­yı­cı ye­ni bir dö­nem baş­la­ya­cak­tır, ne ya­zık ki.

Türk eko­no­mi­si için bu den­li önem­li olan KO­Bİ'le­rin fi­nans­man ola­nak­la­rı­nın ve re­ka­bet güç­le­ri­nin ge­liş­ti­ril­me­si açı­sın­dan önem­li bir araç olan Tür­ki­ye Halk Ban­ka­sı, ma­ale­sef, tüm ke­sim­le­rin mu­ha­le­fet­le­ri­ne rağ­men AKP İk­ti­da­rı ta­ra­fın­dan sa­tıl­ma­ya ça­lı­şıl­mak­ta­dır.

Ba­kı­nız de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ay­nen, siz­le­re 27 Ka­sım 2006 ta­rih­li Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu gö­rüş­me­le­rin­de Sa­yın Ali Ba­ba­can'ın söz­le­ri­ni ak­tar­mak is­ti­yo­rum. Ay­nen, Ali Ba­ba­can şöy­le di­yor: "Halk Ban­ka­sı ta­ra­fın­dan 2003 yı­lın­dan be­ri sür­dü­rül­mek­te olan es­naf ve sa­natkârla­ra dü­şük fa­iz­li kre­di ve­ril­me­si uy­gu­la­ma­sı­na 2006 yı­lın­da da de­vam edil­miş­tir. 20 Ka­sım 2006 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la es­naf kre­di­le­ri­nin ba­ki­ye­si 2,3 mil­yar YTL'dir. Söz ko­nu­su dö­nem iti­ba­rıy­la dü­şük fa­iz­li kre­di des­te­ğin­den 251.421 es­naf fay­da­lan­mış­tır." Yi­ne de­vam edi­yor Ali Ba­ba­can: "Ka­mu ban­ka­la­rı ha­zi­ne­ye yük ol­mak­tan çı­ka­rıl­mış, ba­şa­rı­lı per­for­mans­la­rı sa­ye­sin­de kâr el­de eden ve ka­mu ma­li­ye­si­ne po­zi­tif kat­kı sağ­la­yan bir ya­pı­ya ka­vuş­tu­rul­muş­tur. 2003-2005 dö­ne­min­de, Zi­ra­at ve Halk Ban­ka­sı 6,2 mil­yar YTL'si te­met­tü, 3,9 mil­yar YTL'si ise ku­rum­lar ver­gi­si ol­mak üze­re, ka­mu ma­li­ye­si­ne tam -iki ban­ka­nın ge­tir­di­ği ra­kam, büt­çe­ye kat­kı­sı- 10,1 mil­yar YTL tu­ta­rın­da kat­kı sağ­la­mış­tır. Dü­şü­nün ki bu ban­ka­la­rı­mız da­ha üç dört yıl ön­ce­si­ne ka­dar za­rar eden, sü­rek­li li­ki­di­te dar­lı­ğı çe­ken ve ha­zi­ne­den, an­cak, ve­ri­len des­tek­ler­le ayak­ta ka­la­bi­len ban­ka­lar iken, bu­gün tam ter­si­ne, sa­de­ce üç yıl içe­ri­sin­de ha­zi­ne­ye top­lam 10 mil­yar YTL, ya­ni, 10 kat­ril­yon ge­ri kay­nak ak­tar­ma gü­cü­ne ulaş­mış­tır."

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bu­nu, eko­no­mi­den so­rum­lu Dev­let Ba­ka­nı Ba­ba­can söy­lü­yor. Her iki ban­ka­nın üç yıl­lık kat­kı­sı 10 kat­ril­yon li­ra büt­çe­ye. Ama, şim­di, biz, Halk Ban­ka­sı­nı, es­naf­la­ra, KO­Bİ'le­re des­tek ve­ren, yıl­lar­dan be­ri es­naf ban­ka­sı ola­rak adı ge­çen bu Halk Ban­ka­sı­nı özel­leş­tir­me­ye ça­lı­şı­yo­ruz ve de kâr eden bir ku­ru­luş ol­ma­sı­na rağ­men ve gö­re­ce­ğiz, ban­ka sa­tı­mın­da, bu üç yıl­da Tür­ki­ye eko­no­mi­si­ne ge­tir­miş ol­du­ğu pa­yın da, kat­kı­nın da al­tın­da bu ban­ka sa­tı­la­cak­tır. Bu­nu bu­ra­da söy­lü­yo­rum. İn­şal­lah, özel­leş­tir­me­den son­ra ben ya­nıl­mam.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, biz­zat Sa­yın Ba­kan bu söz­le­ri… Halk Ban­ka­sı­nın ar­tık ha­zi­ne­ye yük ol­mak­tan çı­kar­tıl­dı­ğı­nı, bu ban­ka­nın sağ­la­dı­ğı fi­nans­man des­te­ği­nin kü­çük öl­çek­li iş­let­me­ler açı­sın­dan ne den­li yay­gın ve önem­li ol­du­ğu­nu bu söz­le­riy­le açık­ça ifa­de et­mek­te­dir.

Ni­te­kim, top­lam mev­du­at ban­ka­la­rı­nın -6.611 adet- yurt içi şu­be sa­yı­sı­nın 586 ade­di, ya­ni yüz­de 10'a ya­kı­nı Tür­ki­ye Halk Ban­ka­sı şu­be­le­ri ta­ra­fın­dan oluş­tu­rul­mak­ta­dır. Özel mev­du­at ban­ka­la­rı­nın şu­be sa­yı­la­rıy­la kar­şı­laş­tı­rıl­dı­ğın­da, Tür­ki­ye Halk Ban­ka­sı­nın şu­be sa­yı­sı, dör­dün­cü yay­gın ağı tem­sil et­mek­te­dir.

Az ön­ce de söy­le­di­ğim gi­bi, Tür­ki­ye'de fi­nans­man imkânla­rı açı­sın­dan da, di­ğer ko­nu­lar­da ol­du­ğu bi­çim­de sı­kış­mış olan KO­Bİ'ler için önem­li bir kay­nak kul­la­nım imkânı olan ve eri­şim açı­sın­dan yay­gın bir ağa sa­hip olan Tür­ki­ye Halk Ban­ka­sı­nın özel­leş­ti­ril­me­si, KO­Bİ'le­rin önem­li bir da­ya­na­ğı­nı or­ta­dan kal­dır­ma so­nu­cu­nu ve­re­cek­tir. Bu nok­ta­da hiç­bir uya­rı­ya ku­lak as­ma­yan AKP İk­ti­da­rı­nın, KO­Bİ'le­re da­ha faz­la za­rar ver­me­mek için, hiç de­ğil­se Tür­ki­ye Halk Ban­ka­sı­nın es­na­fın ken­di­si­ne sa­tıl­ma­sı hu­su­sun­da özen gös­ter­me­si­ni bu­ra­dan te­men­ni edi­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bu­ra­da ça­lış­ma ya­pı­yo­ruz, ama eko­no­mi­de risk­ler de di­ğer yan­dan bi­rik­me­ye de­vam edi­yor. Ba­kı­nız, Türk özel sek­tö­rü­nün ya­ban­cı pa­ra cin­sin­den borç­la­rı art­mak­ta­dır, hem de cid­di bir bi­çim­de art­mak­ta­dır. 2002 yı­lın­da 44,5 mil­yar do­lar olan özel sek­tö­rün dış borç sto­ku, 2006 yı­lı­nın ikin­ci çey­re­ği iti­ba­rıy­la 111 mil­yar do­lar se­vi­ye­sin­de­dir. Ya­ni, 66,5 mil­yar do­lar­lık bir borç ar­tı­şı söz ko­nu­su­dur özel sek­tör açı­sın­dan. De­ta­yı hak­kın­da ke­sin bir ra­kam söy­le­ye­me­sek de, bi­li­yo­ruz ki, özel sek­tö­rün açık po­zis­yon se­vi­ye­si de art­mak­ta­dır.

Öte yan­dan, her ne ka­dar ik­ti­dar söz­cü­le­ri bu­nun hi­la­fı­na sav­lar ile­ri sür­se­ler de do­la­ri­zas­yon 2006 yı­lın­da ar­tı­şa geç­miş­tir. Sa­de­ce YTL ve dö­viz cin­sin­den mev­du­at­la­rı kap­sa­yan M2 (Y) pa­ra ar­zı, yer alan dö­viz tev­di­at he­sap­la­rı göz önü­ne alın­dı­ğın­da, son, 2005 yı­lı so­nun­dan 2006 yı­lı Ka­sım ayı­na dek ge­çen sü­re­de bu kap­sam­da­ki DTH'lar 10,7 mil­yar do­lar art­mış. Bu kap­sam­da­ki dö­viz tev­di­at mev­du­at he­sap­la­rı­nın M2 pa­ra ar­zı ta­nı­tım, YTL mev­du­at­la­rı­nı kap­sa­yan pa­ra ar­zı ta­nı­tı­mı için­de­ki pa­yı ise yüz­de 49,9'dan yüz­de 55 se­vi­ye­le­ri­ne ulaş­mış­tır.

Ya­ni, sö­zün özü şu­dur: Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, özel sek­tör do­la­ri­ze ol­mak­ta ve bir yan­dan da ya­ban­cı pa­ra po­zis­yon­la­rı­nı aç­mak­ta­dır. Bun­lar­dan il­ki, 2005 yı­lı so­nu­na ka­dar te­sis edil­me­ye baş­la­yan YTL'ye gü­ve­nin azal­mak­ta ol­du­ğu­nu, di­ğe­ri  ise, 2006 yı­lı Ma­yıs, Ha­zi­ran ay­la­rın­da ya­şa­nan dal­ga­lan­ma­ya ben­zer bir du­rum ol­ma­sı hâlin­de, ön­ce­lik­le özel ke­si­min, son­ra da ban­ka­cı­lık ke­si­miy­le bir­lik­te tüm Tür­ki­ye eko­no­mi­si­nin ma­ruz ka­la­bi­le­ce­ği risk­ler­de ar­tış ol­du­ğu­nu gös­ter­mek­te­dir. Ni­te­kim, ge­li­şen bu sü­re­ce iliş­kin ge­re­ken uya­rı­lar, Mer­kez Ban­ka­sı Baş­ka­nı ta­ra­fın­dan da ya­pıl­mış­tır.

Eko­no­mi­yi ve KO­Bİ'le­ri teh­dit ede­bi­le­cek risk­ler bu den­li cid­di­yet ka­zan­ma eği­li­min­de iken, gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz Ana­do­lu Yak­la­şı­mı uy­gu­la­ma­sı­nın tek­rar önü­mü­ze gel­me­me­si için, Hükûmet­ten bek­le­nen cid­di bir po­li­ti­ka de­ği­şik­li­ği­dir.

Bu­gün, re­el ku­run de­ğer­li ol­ma­sı, Çin'den ge­len ucuz it­hal mal­la­rı, Av­ru­pa KO­Bİ'le­riy­le re­ka­bet, ye­ter­siz fi­nans­man ola­nak­la­rı, yük­sek re­el fa­iz­ler…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, bi­ti­ri­yo­rum.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (De­vam­la) - …mak­ro­eko­no­mik risk­ler, Türk eko­no­mi­si için vaz­ge­çil­mez önem­de olan KO­Bİ'le­rin güç­len­di­ri­le­bil­me­si için ye­ni po­li­ti­ka­la­ra ih­ti­yaç du­yul­mak­ta­dır. Üze­rin­de ça­lış­tı­ğı­mız, bu­gün gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz bu ka­nun ta­sa­rı­sı, ar­tık son aşa­ma­da uy­gu­la­nan bir araç­tır. Önem­li olan, KO­Bİ'le­ri top­yekûn güç­len­di­re­cek po­li­ti­ka­lar­la, bu aşa­ma­ya gel­me­le­ri­ni ön­le­mek­tir.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; ka­nu­nun KO­Bİ'le­ri­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­ler, tüm va­tan­daş­la­rı­mı­zın Kur­ban Bay­ra­mı'nı kut­lar, ye­ni yıl­da mut­lu­luk­lar, esen­lik­ler di­ler­ken, in­şal­lah, hal­kı­mız için 2007 yı­lı­nın AKP İk­ti­da­rın­dan kur­tu­luş yı­lı ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yo­rum.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın De­ve­ci­ler.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, grup­lar adı­na ko­nuş­ma­lar ta­mam­lan­mış­tır.

Ça­lış­ma sü­re­miz de dol­muş ol­du­ğun­dan, alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri­ni sı­ra­sıy­la gö­rüş­mek için, 27 Ara­lık 2006 Çar­şam­ba gü­nü sa­at 15.00'te top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­mi ka­pa­tı­yo­rum.

İyi ak­şam­lar di­li­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 20.07