Normal deneme 2 1 2007-02-13T08:11:00Z 2007-02-13T08:11:00Z 1 68641 391259 Türkiye Büyük Millet Meclisi 3260 917 458983 10.2625 0 0 nk 0 nk 0 0 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖ­NEM: 22                         CİLT: 142       YA­SA­MA YI­LI: 5

 

 

 

TÜR­Kİ­YE BÜ­YÜK MİL­LET MEC­Lİ­Sİ

TU­TA­NAK DER­Gİ­Sİ

 

 

43’ün­cü Bir­le­şim

25 Ara­lık 2006 Pa­zar­te­si

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

                                                                                                                                                Say­fa    

 

  I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

 II. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

III. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ve Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1252) (S.Sa­yı­sı:1269)

2.- 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel Büt­çe­ye Da­hil Da­ire­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sap  Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı  ve  Plan ve  Büt­çe Ko­mis­yo­nu  Ra­po­ru ( 1/1236, 3/1139)  (S.Sa­yı­sı: 1270)

3.-  2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­ye Da­hil İda­re­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ve Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1237, 3/1140) (S.Sa­yı­sı: 1271)

4.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­rihî Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

5.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

6.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ya­yıl­ma­nın Ön­len­me­si Amaç­la­rı­na Yö­ne­lik Yar­dım Sağ­lan­ma­sı­nın Ko­lay­laş­tı­rıl­ma­sı İçin İş­bir­li­ği­ne İliş­kin An­laş­ma­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1115) (S. Sa­yı­sı: 1147)

7.- Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş ve 5 Mil­let­ve­ki­li­nin; Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/900) (S. Sa­yı­sı: 1311)

IV. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR

1.- Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu'nun, Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li'nin, ko­nuş­ma­sın­da, ile­ri sür­müş ol­du­ğu gö­rüş­ler­den fark­lı gö­rüş­le­ri ken­di­si­ne at­fet­me­si ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

2.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin'in, An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li De­niz Bay­kal'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

3.- Si­vas Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Sö­zen'in, Baş­ba­kan Re­cep Tay­yip Er­do­ğan'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

4.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer R. Kur­tul­mu­şoğ­lu'nun, To­kat Mil­let­ve­ki­li Ze­yid As­lan'ın, ko­nuş­ma­sın­da, Ge­nel Baş­kan­la­rı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

V. - OY­LA­MA­LAR

1.- 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­na ve­ri­len oy­la­rın so­nu­cu

2.- 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel Büt­çe­ye Da­hil Da­ire­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sap  Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­na ve­ri­len oy­la­rın so­nu­cu

3.- 2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­ye Da­hil İda­re­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Tasarısına ve­ri­len oy­la­rın so­nu­cu

4.- Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 4 ün­cü mad­de­si­ne ve­ri­len oy­la­rın so­nu­cu

5.- Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin tü­mü­ne ve­ri­len oy­la­rın so­nu­cu

VI. - SO­RU­LAR VE CE­VAP­LAR

A) YA­ZI­LI SO­RU­LAR VE CE­VAP­LA­RI

1.- Te­kir­dağ Mil­let­ve­ki­li Meh­met Nu­ri SAY­GUN'un, ver­gi ia­de­si uy­gu­la­ma­sı­nın kal­dı­rıl­ma­sı­nın so­nuç­la­rı­na,

As­ga­ri ge­çim in­di­ri­mi uy­gu­la­ma­sı­nın nü­fus ar­tı­şı­na yol aça­ca­ğı id­di­ası­na,

İliş­kin so­ru­la­rı ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNA­KI­TAN'ın ce­va­bı (7/16926,16927)

2.- Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Tur­han ÇÖ­MEZ'in, Ab­dul­lah Öca­lan'ın yar­gı­lan­dı­ğı suç­la­ra iliş­kin so­ru­su ve Ada­let Ba­ka­nı Ce­mil Çİ­ÇEK'in ce­va­bı (7/18561)

3.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ah­met ER­SİN'in, za­man aşı­mı­na uğ­ra­yan bir da­va­ya iliş­kin so­ru­su ve Ada­let Ba­ka­nı Ce­mil Çİ­ÇEK'in ce­va­bı (7/18620)

4.- Zon­gul­dak Mil­let­ve­ki­li Ha­run AKIN'ın, Fut­bol Fe­de­ras­yo­nu yö­ne­ti­mi­ne iliş­kin so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Meh­met Ali ŞA­HİN'in ce­va­bı (7/18822)

5.- Ay­dın Mil­let­ve­ki­li Öz­lem ÇER­Çİ­OĞ­LU'nun, bir tek­ne bel­ge­si­ne, yat ya­pı­mı­na ve ma­ri­na­la­ra iliş­kin so­ru­su ve Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nı Ali COŞ­KUN'un ce­va­bı (7/18825)

6.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li N. Ga­ye ER­BA­TUR'un, An­ka­ra Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si hak­kın­da­ki suç du­yu­ru­la­rı­na ve açı­lan da­va­la­ra iliş­kin so­ru­su ve Ada­let Ba­ka­nı Ce­mil Çİ­ÇEK'in ce­va­bı (7/18870)

7.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, Ka­za­kis­tan'da­ki Ten­giz Pet­rol sa­ha­sın­da mey­da­na ge­len olay­la­ra iliş­kin so­ru­su ve Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Ab­dul­lah GÜL'ün ce­va­bı (7/18880)

8.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, ku­rum ve ku­ru­luş­la­rın TE­DAŞ'a olan borç­la­rı­na iliş­kin so­ru­su ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNA­KI­TAN'ın ce­va­bı (7/18947)

9.- Ga­zi­an­tep Mil­let­ve­ki­li Ab­dul­ka­dir ATEŞ'in, özel­leş­tir­me kap­sa­mın­da­ki şir­ket­le­rin yö­ne­tim ve de­ne­tim ku­rul­la­rı üye­le­ri­ne iliş­kin so­ru­su ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNA­KI­TAN'ın ce­va­bı (7/18974)

10.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Na­il KA­MA­CI'nın, Tü­ke­ti­ci Mah­ke­me­sin­de gö­rü­len da­va­la­ra iliş­kin so­ru­su ve Ada­let Ba­ka­nı Ce­mil Çİ­ÇEK'in ce­va­bı (7/19038)

11.- Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Tur­han ÇÖ­MEZ'in, Bü­yük Or­ta­do­ğu Pro­je­si­ne iliş­kin so­ru­su ve Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Ab­dul­lah GÜL'ün ce­va­bı (7/19047)

12.- Ma­ni­sa Mil­let­ve­ki­li Ha­san ÖREN'in, Sü­mer­bank Ma­ni­sa Pa­muk­lu Men­su­cat AŞ'nin özel­leş­ti­ril­me­si­ne iliş­kin so­ru­su ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNA­KI­TAN'ın ce­va­bı (7/19091)

13.- Di­yar­ba­kır Mil­let­ve­ki­li Muh­sin KOÇ­Yİ­ĞİT'in, özel­leş­tir­me ge­lir­le­ri­ne ve har­ca­ma alan­la­rı­na iliş­kin so­ru­su ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNAKI­TAN'ın ce­va­bı (7/19092)

14.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Emin Şİ­RİN'in, Fi­nans­bank his­se­le­ri­nin sa­tı­şın­da mü­teka­bi­li­yet şar­tı­na iliş­kin so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Ab­dül­la­tif ŞE­NER'in ce­va­bı (7/19108)

15.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ali Rı­za GÜL­Çİ­ÇEK'in, yurt dı­şın­da ça­lı­şan va­tan­daş­la­rı­mız­dan çı­kış har­cı alı­na­ca­ğı id­di­ası­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı Meh­met AY­DIN'ın ce­va­bı (7/19122)

16.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Emin Şİ­RİN'in, TMSF Baş­ka­nı­nın bir açık­la­ma­sı­na iliş­kin so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sı Ab­dül­la­tif ŞE­NER'in ce­va­bı (7/19153)

17.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU'nun, ver­gi po­li­ti­ka­sı­na iliş­kin so­ru­su ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNA­KI­TAN'ın ce­va­bı (7/19314)

 

 

I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

TBMM Ge­nel Ku­ru­lu sa­at 11.00'de açı­la­rak on dört otu­rum yap­tı.

Bi­rin­ci Otu­rum

2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel ve Kat­ma Büt­çe­li Da­ire­ler ve İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­la­rı­nın (1/1252; 1/1236, 3/1139; 1/1237, 3/1140) (S. Sa­yı­sı: 1269, 1270, 1271) gö­rüş­me­le­ri­ne de­vam olu­na­rak;

Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı 2007 yı­lı büt­çe­si ve 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı ve,

Ka­mu İha­le Ku­ru­mu,

Ge­lir İda­re­si Baş­kan­lı­ğı,

Özel­leş­tir­me İda­re­si Baş­kan­lı­ğı,

2007 yı­lı büt­çe­le­ri ile;

Ge­lir Büt­çe­si,

Üze­rin­de gö­rüş­me­le­re de­vam edil­di.

Sa­at 14.00'te top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 13.01'de ara ve­ril­di.

Nev­zat Pakdil

Baş­kan Ve­ki­li

                              Ya­şar Tüzün                                    Ah­met Gök­han Sarıçam

                                   Bi­le­cik                                                    Kırk­la­re­li

                                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

İki ila Be­şin­ci Otu­rum­lar

2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel ve Kat­ma Büt­çe­li Da­ire­ler ve İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­la­rı­nın (1/1252; 1/1236, 3/1139; 1/1237, 3/1140) (S. Sa­yı­sı: 1269, 1270, 1271) gö­rüş­me­le­ri­ne de­vam olu­na­rak;

Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı 2007 yı­lı büt­çe­si ve 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı ve,

Ka­mu İha­le Ku­ru­mu,

Ge­lir İda­re­si Baş­kan­lı­ğı,

Özel­leş­tir­me İda­re­si Baş­kan­lı­ğı,

2007 yı­lı büt­çe­le­ri ile;

Ge­lir Büt­çe­si,

Üze­rin­de gö­rüş­me­le­re de­vam edil­di.

Bit­lis Mil­let­ve­ki­li Va­hit Ki­ler, Er­zu­rum Mil­let­ve­ki­li İb­ra­him Öz­do­ğan'ın,

Niğ­de Mil­let­ve­ki­li Or­han Eras­lan, Bit­lis Mil­let­ve­ki­li Va­hit Ki­ler'in,

Ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­tı­ğı id­di­asıy­la;

Bit­lis Mil­let­ve­ki­li Va­hit Ki­ler, yap­mış ol­du­ğu ko­nuş­ma­da, ba­zı söz­le­ri­nin yan­lış an­la­şıl­dı­ğı ge­rek­çe­siy­le;

Bi­rer açık­la­ma­da bu­lun­du­lar.

Ge­nel Ku­ru­lun 25/12/2006 Pa­zar­te­si gün­kü bir­le­şi­mi­nin sa­at 14.00'te baş­la­ma­sı­na, büt­çe gö­rüş­me­le­ri­nin bi­ti­min­den son­ra ça­lış­ma­la­rı­nı sür­dü­re­rek gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­na ge­çil­me­si­ne ve bu kıs­mın 408'in­ci sı­ra­sın­da yer alan 1311 sı­ra sa­yı­lı Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi'nin 4'ün­cü sı­ra­ya alın­ma­sı­na ve bu bir­le­şim­de 5'in­ci sı­ra­ya ka­dar olan ta­sa­rı ve tek­lif­le­rin gö­rüş­me­le­ri­nin ta­mam­lan­ma­sı­na ka­dar ça­lış­ma sü­re­si­nin uza­tıl­ma­sı­na iliş­kin Da­nış­ma Ku­ru­lu öne­ri­si­nin, ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­den son­ra, ka­bul edil­di­ği açık­lan­dı.

Sa­at 22.30'da top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 22.07'de ara ve­ril­di.

İs­ma­il Alptekin

Baş­kan Ve­ki­li

                     Ah­met Gök­han Sarıçam                                    Ya­şar Tüzün

                                 Kırk­la­re­li                                                    Bi­le­cik

                                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

Al­tı ve Ye­din­ci Otu­rum­lar

2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel ve Kat­ma Büt­çe­li Da­ire­ler ve İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­la­rı­nın (1/1252; 1/1236, 3/1139; 1/1237, 3/1140) (S. Sa­yı­sı: 1269, 1270, 1271) gö­rüş­me­le­ri­ne de­vam olu­na­rak;

Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı 2007 yı­lı büt­çe­si ve 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı ve,

Ka­mu İha­le Ku­ru­mu,

Ge­lir İda­re­si Baş­kan­lı­ğı,

Özel­leş­tir­me İda­re­si Baş­kan­lı­ğı,

2007 yı­lı büt­çe­le­ri ile;

Ge­lir Büt­çe­si,

Üze­rin­de gö­rüş­me­le­re de­vam edil­di.

Sa­at 05.05'te top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 05.00'te ara ve­ril­di.

Sa­dık Yakut

Baş­kan Ve­ki­li

                             Ha­run Tüfekci                                           Ya­şar Tüzün

                                   Kon­ya                                                       Bi­le­cik

                                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

Ah­met Gök­han Sarıçam

Kırk­la­re­li

Kâtip Üye

Se­kiz ila On Bi­rin­ci Otu­rum­lar

2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel ve Kat­ma Büt­çe­li Da­ire­ler ve İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­la­rı­nın (1/1252; 1/1236, 3/1139; 1/1237, 3/1140) (S. Sa­yı­sı: 1269, 1270, 1271) gö­rüş­me­le­ri­ne de­vam olu­na­rak;

Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı 2007 yı­lı büt­çe­si ve 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı ve,

Ka­mu İha­le Ku­ru­mu,

Ge­lir İda­re­si Baş­kan­lı­ğı,

Özel­leş­tir­me İda­re­si Baş­kan­lı­ğı,

2007 yı­lı büt­çe­le­ri ile;

Ge­lir Büt­çe­si,

Üze­rin­de gö­rüş­me­le­re de­vam edil­di.

Sa­at 12.30'da top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 12.24'te ara ve­ril­di.

Nev­zat Pakdil

Baş­kan Ve­ki­li

                            Bay­ram Özçelik                                          Ya­şar Tüzün

                                   Bur­dur                                                      Bi­le­cik

                                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

                     Ah­met Gök­han Sarıçam                              Türkân Miçooğulları

                                 Kırk­la­re­li                                                      İz­mir

                                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

On İki ila On Dör­dün­cü Otu­rum­lar

2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel ve Kat­ma Büt­çe­li Da­ire­ler ve İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­la­rı­nın (1/1252; 1/1236, 3/1139; 1/1237, 3/1140) (S. Sa­yı­sı: 1269, 1270, 1271) gö­rüş­me­le­ri­ne de­vam olu­na­rak;

Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı 2007 yı­lı büt­çe­si ve 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı ile,

Ka­mu İha­le Ku­ru­mu,

Ge­lir İda­re­si Baş­kan­lı­ğı,

Özel­leş­tir­me İda­re­si Baş­kan­lı­ğı,

2007 yı­lı büt­çe­le­ri;

Ka­bul edil­di.

Ge­lir Büt­çe­si üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­dı.

Ma­ni­sa Mil­let­ve­ki­li Ha­san Ören, yap­mış ol­du­ğu ko­nuş­ma­da, ba­zı söz­le­ri­nin yan­lış an­la­şıl­dı­ğı ge­rek­çe­siy­le,

Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Sü­ley­man Sa­rı­baş, Or­du Mil­let­ve­ki­li Ce­mal Uy­sal'ın, ko­nuş­ma­sın­da, Par­ti­si­ne sa­taş­tı­ğı id­di­asıy­la,

Bi­rer açık­la­ma­da bu­lun­du­lar.

Alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, 25 Ara­lık 2006 Pa­zar­te­si gü­nü (bu­gün) sa­at 19.00'da top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 17.49'da son ve­ril­di.

Sa­dık Yakut

Baş­kan Ve­ki­li

                     Ah­met Gök­han Sarıçam                              Türkân Miçooğulları

                                 Kırk­la­re­li                                                      İz­mir

                                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

Ha­run Tüfekci

Kon­ya

Kâtip Üye

 

 

 

 

 

No.: 55

II. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

25 Ara­lık 2006 Pa­zar­te­si

Söz­lü So­ru Öner­ge­le­ri

1.- Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­rit Mev­lüt AS­LA­NOĞ­LU'nun, ya­ban­cı ser­ma­ye­ye iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Ali BA­BA­CAN) söz­lü so­ru öner­ge­si (6/2504) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 12/12/2006)

2.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, tu­rizm reh­ber­le­ri­nin mes­le­ki ör­güt­len­me­si­ne iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan söz­lü so­ru öner­ge­si (6/2505) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

3.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, An­tal­ya'da­ki bir so­kak­ta uy­gu­la­nan tra­fik dü­ze­ni­ne iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan söz­lü so­ru öner­ge­si (6/2506) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

Ya­zı­lı So­ru Öner­ge­le­ri

1.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa ÖZ­YURT'un, Bur­sa'da­ki ta­ri­hi çeş­me­le­re iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19649) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

2.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ah­met ER­SİN'in, Kıb­rıs ko­nu­sun­da bir da­nış­ma­nı­nın gö­rüş­me­ler­de bu­lun­du­ğu id­di­ası­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19650) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

3.- Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Tur­han ÇÖ­MEZ'in, çel­tik ve pi­rinç it­ha­la­tı­na iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Kür­şad TÜZ­MEN) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19651) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 12/12/2006)

4.- Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Tur­han ÇÖ­MEZ'in, çel­tik ve pi­rinç it­ha­la­tı­na iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Kür­şad TÜZ­MEN) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19652) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 12/12/2006)

5.- Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Atil­la KART'ın, pra­tis­yen he­kim­le­rin baş­he­kim ve baş­he­kim yar­dım­cı­sı ola­rak atan­ma­la­rı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19653) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

6.- Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin GÜ­LER'in, Ata­türk Ha­va Li­ma­nın­da de­ve ke­sil­me­si­ne iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19654) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 13/12/2006)

7.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ah­met Sır­rı ÖZ­BEK'in, va­tan­daş­la­ra ya­pı­lan nak­di ve ay­ni yar­dım­la­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19655) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 14/12/2006)

8.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Na­il KA­MA­CI'nın, TO­Kİ'nin, An­tal­ya'da yap­tı­ğı in­şa­atın ruh­sa­tı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19656) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 14/12/2006)

9.- Ba­lı­ke­sir Mil­let­ve­ki­li Tur­han ÇÖ­MEZ'in, ayak­ka­bı it­ha­la­tı­na iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Kür­şad TÜZ­MEN) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19657) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 12/12/2006)

10.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met KAN­DO­ĞAN'ın, Ka­za­kis­tan sı­nır ka­pı­sın­da bek­le­til­di­ği id­dia edi­len Türk tır­la­rı­na iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Kür­şad TÜZ­MEN) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19658) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 13/12/2006)

11.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Onur ÖY­MEN'in, Ağ­rı'ya do­ğal­gaz ve­ril­me­si­ne iliş­kin Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19659) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 12/12/2006)

12.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin EK­MEK­Çİ­OĞ­LU'nun, An­tal­ya-El­ma­lı'da­ki Av­lan ve Ba­ran­da göl­le­rin­de­ki su ka­çak­la­rı­na iliş­kin Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19660) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 13/12/2006)

13.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ar­da­han'ın bir kö­yü­nün su­la­ma ka­na­lı ih­ti­ya­cı­na iliş­kin Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19661) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 14/12/2006)

14.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ar­da­han'ın bir kö­yün­de­ki yol ve su ça­lış­ma­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19662) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

15.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, bir kar­go fir­ma­sı­nın do­lan­dı­rıl­dı­ğı id­di­ası­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19663) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

16.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ali Rı­za GÜL­Çİ­ÇEK'in, İs­tan­bul'da­ki bir il­köğ­re­tim oku­lun­da ger­çek­leş­ti­ri­len yı­kı­ma iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19664) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

17.- Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin ÖZ­CAN'ın, İs­tan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­nin ver­di­ği bir in­şa­at iz­ni­ne iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19665) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 12/12/2006)

18.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Zü­he­yir AM­BER'in, İs­ken­de­run'da mey­da­na ge­len sal­dı­rı­la­ra iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19666) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

19.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Onur ÖY­MEN'in, ka­çak ya­ban­cı iş­çi­le­re iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19667) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 12/12/2006)

20.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Na­il KA­MA­CI'nın, An­tal­ya-Doy­ran Be­le­di­ye Baş­ka­nı­nın kul­lan­dı­ğı ma­kam ara­cı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19668) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 13/12/2006)

21.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Na­il KA­MA­CI'nın, An­tal­ya'nın çe­şit­li tu­ris­tik yer­le­rin­de­ki bü­fe iş­let­me­ci­li­ği iha­le­le­ri­ne iliş­kin Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19669) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 14/12/2006)

22.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Hak­kı ÜL­KÜ'nün, Dev­let Ti­yat­ro­la­rı ça­lış­ma yö­ner­ge­si ve per­so­nel alı­mı­na iliş­kin Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19670) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 14/12/2006)

23.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa ÖZ­YURT'un, okul­la­rın ba­zı so­run­la­rı­na iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19671) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

24.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, gör­me en­gel­li­le­re eği­tim ve­ren okul­la­ra iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19672) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

25.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ali Rı­za GÜL­Çİ­ÇEK'in, İs­tan­bul'da­ki bir oku­lun bi­ti­şi­ğin­de­ki baz is­tas­yo­nu­na iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19673) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

26.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Yıl­maz KA­YA'nın, bir en­düs­tri mes­lek li­se­si­nin atöl­ye bi­na­sı­nın ki­ra­ya ve­ril­di­ği id­di­ası­na iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19674) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 14/12/2006)

27.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met KAN­DO­ĞAN'ın, has­ta­ne­ler­de­ki oto­mas­yon sis­tem­le­ri­ne iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19675) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

28.- Art­vin Mil­let­ve­ki­li Yük­sel ÇOR­BA­CI­OĞ­LU'nun, Borç­ka Dev­let Has­ta­ne­si yö­ne­ti­miy­le il­gi­li id­di­ala­ra iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19676) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

29.- Bi­le­cik Mil­let­ve­ki­li Ya­şar TÜ­ZÜN'ün, Bi­le­cik İlin­de­ki sağ­lık per­so­ne­li açı­ğı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19677) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

30.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ali ÖZ­PO­LAT'ın, İs­tan­bul'da­ki bir dis­pan­se­rin ka­pa­tı­la­ca­ğı id­di­ası­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19678) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

31.- Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Tu­ran TÜY­SÜZ'ün, ilaç kap­lı sten­le­re iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19679) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 13/12/2006)

32.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met U. NEŞ­ŞAR'ın, De­niz­li'de ai­le he­kim­li­ği pi­lot uy­gu­la­ma­sı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19680) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 14/12/2006)

33.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Na­il KA­MA­CI'nın, SSK'nın Ak­de­niz Üni­ver­si­te­si Has­ta­ne­si­ne olan bor­cu­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19681) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 14/12/2006)

34.- Art­vin Mil­let­ve­ki­li Yük­sel ÇOR­BA­CI­OĞ­LU'nun, TMO'nun Art­vin'de­ki fın­dık alım­la­rı­na iliş­kin Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19682) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

35.- Ko­ca­eli Mil­let­ve­ki­li Meh­met Se­fa SİR­MEN'in, Ko­ca­eli-Kan­dı­ra'da­ki çift­çi­le­rin ta­rım ve kre­di ko­ope­ra­ti­fi borç­la­rı­na iliş­kin Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19683) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 13/12/2006)

36.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­ki­li Ah­met KÜ­ÇÜK'ün, Ça­nak­ka­le'de ba­zı ta­rım alan­la­rın­da gö­rü­len bir has­ta­lı­ğa iliş­kin Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19684) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 14/12/2006)

37.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Onur ÖY­MEN'in, AB sü­re­cin­de Kıb­rıs ko­nu­sun­da­ki ge­liş­me­le­re iliş­kin Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19685) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

38.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin EK­MEK­Çİ­OĞ­LU'nun, ya­pı de­ne­tim sis­te­mi­ne iliş­kin Ba­yın­dır­lık ve İs­kan Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19686) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

39.- Art­vin Mil­let­ve­ki­li Yük­sel ÇOR­BA­CI­OĞ­LU'nun, Borç­ka'da­ki fın­dık üre­ti­ci­si­nin ürün be­de­li­ni İl­çe­de­ki ban­ka­lar­dan al­ma­sı­nın sağ­lan­ma­sı­na iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Ali BA­BA­CAN) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19687) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

40.- Bi­le­cik Mil­let­ve­ki­li Ya­şar TÜ­ZÜN'ün, Bi­le­cik'te­ki ka­mu per­so­ne­li ata­ma ve yer de­ğiş­tir­me­le­ri­ne iliş­kin Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sın­dan (Meh­met Ali ŞA­HİN) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19688) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 11/12/2006)

41.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ca­nan ARIT­MAN'ın, bi­li­şim suç­la­rı­na yö­ne­lik dü­zen­le­me ça­lış­ma­la­rı­na iliş­kin Ada­let Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19689) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 14/12/2006)

42.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, emek­li­le­rin ma­aş­la­rın­dan ya­pı­la­cak ke­sin­ti­ye iliş­kin Ça­lış­ma ve Sos­yal Gü­ven­lik Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19690) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 14/12/2006)

43.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, An­tal­ya'da ka­li­te­siz kö­mür da­ğı­tıl­dı­ğı id­di­ala­rı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19691) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

44.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Ali ARS­LAN'ın, özür­lü is­tih­da­mı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19692) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

45.- Kırk­la­re­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met S. KE­Sİ­MOĞ­LU'nun, Kırk­la­re­li'de­ki Dev­let has­ta­ne­le­ri­nin söz­leş­me­li ça­lı­şan­la­rı­nın bir si­ya­si par­ti­ye üye ol­ma­ya zor­lan­dık­la­rı id­di­ası­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19693) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

46.- Uşak Mil­let­ve­ki­li Os­man COŞ­KU­NOĞ­LU'nun, TÜ­Bİ­TAK'la il­gi­li yar­gı ka­rar­la­rı­nın uy­gu­lan­ma­dı­ğı id­di­ala­rı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19694) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

47.- Or­du Mil­let­ve­ki­li İd­ris Sa­mi TAN­DOĞ­DU'nun, bir Da­nış­ma­nın mas­raf­la­rı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19695) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

48.- Uşak Mil­let­ve­ki­li Os­man COŞ­KU­NOĞ­LU'nun, TBMM Gün­de­min­de­ki bir ulus­la­ra­ra­sı an­laş­ma­ya ve bir kon­fe­ran­sa iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19696) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

49.- Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin GÜ­LER'in, TÜ­Bİ­TAK'a iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19697) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

50.- Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li Cev­det SEL­Vİ'nin, özür­lü is­tih­da­mı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19698) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

51.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Emin Şİ­RİN'in, TMSF'nin ile­ti­şim da­nış­man­lı­ğı­nı yü­rü­ten fir­ma­ya ya­pı­lan öde­me­le­re iliş­kin Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sın­dan (Ab­dül­la­tif ŞE­NER) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19699) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

52.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Bih­lun TA­MAY­LI­GİL'in, bir hol­din­gin özel bir TV ka­na­lı­na pa­ra ak­tar­dı­ğı id­di­ası­na iliş­kin Dev­let Ba­ka­nı ve Baş­ba­kan Yar­dım­cı­sın­dan (Ab­dül­la­tif ŞE­NER) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19700) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

53.- Muğ­la Mil­let­ve­ki­li Ali ARS­LAN'ın, Özür­lü­ler Yük­sek Ku­ru­lu top­lan­tı­la­rı­na iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Ni­met ÇU­BUK­ÇU) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19701) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

54.- Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li Cev­det SEL­Vİ'nin, özür­lü­le­rin ba­kım yar­dı­mın­dan ya­rar­lan­ma­sı­na iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Ni­met ÇU­BUK­ÇU) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19702) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

55.-  Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ar­da­han'da­ki bir kö­yün yol so­ru­nu­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19703) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

56.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ar­da­han'da­ki bir kö­yün alt­ya­pı so­ru­nu­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19704) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

57.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ar­da­han'da­ki ba­zı köy­le­rin yol so­ru­nu­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19705) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

58.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ar­da­han'da­ki bir köp­rü­nün ba­kım ve ona­rı­mı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19706) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

59.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ar­da­han'da­ki bir köp­rü­nün ba­kım ve ona­rı­mı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19707) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

60.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, Kent Kon­se­yi Yö­net­me­li­ği­ne iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19708) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

61.- Te­kir­dağ Mil­let­ve­ki­li Er­do­ğan KAP­LAN'ın, Te­kir­dağ'da ka­pa­tı­lan bir taş oca­ğı­nın fa­ali­yet­le­ri­ni sür­dür­me­si­ne iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19709) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

62.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Na­il KA­MA­CI'nın, An­tal­ya İl Özel İda­re­si Mü­dür Yar­dım­cı­sı­nın baş­ka bir gö­re­ve atan­ma­sı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19710) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

63.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met KAN­DO­ĞAN'ın, ara­zi top­lu­laş­tır­ma­sı ça­lış­ma­la­rı­na iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19711) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

64.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met KAN­DO­ĞAN'ın, tak­si şo­för­le­ri­nin can ve mal gü­ven­li­ği­ne iliş­kin İçiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19712) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

65.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, An­tal­ya'da kış se­zo­nun­da ka­pa­nan iş­let­me­le­re iliş­kin Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19713) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

66.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, tu­rizm reh­ber­le­ri­nin mes­le­ki ör­güt­len­me­si­ne ve so­run­la­rı­na iliş­kin Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19714) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

67.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met KAN­DO­ĞAN'ın, An­ka­ra Ver­gi Da­ire­si Baş­kan­lı­ğı­nın tak­si­ci­le­re yö­ne­lik uy­gu­la­ma­la­rı­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19715) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

68.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Na­il KA­MA­CI'nın, An­tal­ya Def­ter­da­rı­nın gö­rev­den alın­ma­sı­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19716) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

69.- Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li Cev­det SEL­Vİ'nin, özür­lü ay­lık­la­rı­na iliş­kin Ma­li­ye Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19717) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

70.- Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Atil­la KART'ın, KPSS'ye ka­tı­lan gör­me en­gel­li­le­re iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19718) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

71.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ar­da­han'da­ki bir köy il­köğ­re­tim oku­lu­nun ba­zı ih­ti­yaç­la­rı­na iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19719) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

72.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Ke­mal DE­Mİ­REL'in, ta­şı­ma­lı eği­ti­me iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19720) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

73.- Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa ÖZ­YURT'un, ba­zı il mil­li eği­tim mü­dür­le­ri­nin al­dı­ğı ma­kam araç­la­rı­na iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19721) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

74.- Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li Cev­det SEL­Vİ'nin, özür­lü­le­rin eği­tim­le­ri­ne iliş­kin Mil­li Eği­tim Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19722) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

75.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU'nun, Kon­ya Nu­mu­ne Has­ta­ne­sin­de ya­şan­dı­ğı id­dia edi­len bir ola­ya iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19723) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

76.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU'nun, bir ila­cın te­mi­nin­de ya­şa­nan so­run­la­ra iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19724) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

77.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ar­da­han'da­ki bir köy sağ­lık oca­ğı­nın ih­ti­yaç­la­rı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19725) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

78.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ar­da­han'da­ki bir köy sağ­lık oca­ğı­nın ih­ti­yaç­la­rı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19726) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

79.- Ar­da­han Mil­let­ve­ki­li En­sar ÖĞÜT'ün, Ar­da­han'da­ki bir köy sağ­lık oca­ğı­nın per­so­nel ih­ti­ya­cı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19727) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 15/12/2006)

80.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met KAN­DO­ĞAN'ın, Şır­nak İlin­de­ki Dev­let has­ta­ne­le­rin­de göz dok­to­ru bu­lu­nup bu­lun­ma­dı­ğı­na iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19728) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

81.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met KAN­DO­ĞAN'ın, has­ta­ne­ler­de­ki oda sis­te­mi­ne iliş­kin Sağ­lık Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19729) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

82.- An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Os­man ÖZ­CAN'ın, Re­ka­bet Ku­ru­mu per­so­ne­li­nin gö­rev­de yük­sel­me­si­nin dü­zen­len­me­si­ne iliş­kin Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19730) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

83.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met KAN­DO­ĞAN'ın, or­ga­ni­ze sa­na­yi böl­ge­le­ri­ne iliş­kin Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19731) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

84.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li Ah­met ER­SİN'in, İz­mir'de ku­ru­la­cak bir kır­ma-ele­me te­si­si­ne iliş­kin Çev­re ve Or­man Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19732) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 13/12/2006)

85.- Te­kir­dağ Mil­let­ve­ki­li Er­do­ğan KAP­LAN'ın, Te­kir­dağ'da ka­pa­tı­lan bir taş oca­ğı­nın fa­ali­yet­le­ri­ni sür­dür­me­si­ne iliş­kin Ener­ji ve Ta­bii Kay­nak­lar Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19733) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 18/12/2006)

86.- De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Üm­met KAN­DO­ĞAN'ın, ya­ban­cı ser­ma­ye ha­re­ket­le­ri­ne iliş­kin Dev­let Ba­ka­nın­dan (Kür­şad TÜZ­MEN) ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19734) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

87.- Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li Cev­det SEL­Vİ'nin, İŞ­KUR bün­ye­sin­de­ki özür­lü­ler­le il­gi­li bir fo­na iliş­kin Ça­lış­ma ve Sos­yal Gü­ven­lik Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19735) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

88.- Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Meh­met IŞIK'ın, Gi­re­sun Fın­dık Araş­tır­ma Ens­ti­tü­sü­nün Or­du İli­ne ta­şı­na­ca­ğı id­di­ası­na iliş­kin Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19736) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

89.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ali ÖZ­PO­LAT'ın, Ata­türk Ha­va­li­ma­nın­da­ki bir pis­tin uza­tıl­ma­sı pro­je­si­ne iliş­kin Ulaş­tır­ma Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/19737) (Baş­kan­lı­ğa ge­liş ta­ri­hi: 19/12/2006)

Sü­re­si İçin­de Ce­vap­lan­dı­rıl­ma­yan Ya­zı­lı So­ru Öner­ge­le­ri

1.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ke­mal KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU'nun, THY'nın Bil­gi Edin­me Ka­nu­nu kap­sa­mın­dan çı­ka­rıl­dı­ğı id­di­ası­na ve bir spon­sor­luk söz­leş­me­si­ne iliş­kin Ulaş­tır­ma Ba­ka­nın­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/16776)

2.- İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ke­mal KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU'nun, Ba­kan­lar Ku­ru­lu Ka­ra­rıy­la mal­var­lı­ğı don­du­ru­lan bir şir­ke­tin ta­şın­ma­zı­nın sa­tıl­ma­sı­na iliş­kin Baş­ba­kan­dan ya­zı­lı so­ru öner­ge­si (7/17921)

 

 

 

25 Ara­lık 2006 Pa­zar­te­si

Bİ­RİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 19.04

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le), Bay­ram ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur)

BAŞ­KAN - Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 43'ün­cü Bir­le­şi­mi'ni açı­yo­rum.

Top­lan­tı ye­ter­sa­yı­sı var­dır, gö­rüş­me­le­re baş­lı­yo­ruz.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, prog­ra­ma gö­re, 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel ve Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­la­rı üze­rin­de­ki son gö­rüş­me­le­re baş­lı­yo­ruz.

III. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ve Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1252) (S.Sa­yı­sı:1269) (x)

2.- 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel Büt­çe­ye Da­hil Da­ire­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sap  Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı  ve  Plan ve  Büt­çe Ko­mis­yo­nu  Ra­po­ru (1/1236, 3/1139)  (S.Sa­yı­sı: 1270) (x)

3.-  2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­ye Da­hil İda­re­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ve Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1237, 3/1140) (S.Sa­yı­sı: 1271) (x)

BAŞ­KAN - Hükûmet ve Ko­mis­yon?.. Ye­rin­de.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ge­nel Ku­ru­lun 5.12.2006 ta­rih­li 27'nci Bir­le­şi­mi'nde alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, büt­çe gö­rüş­me­le­ri­nin so­nun­da grup­la­ra ve Hükûme­te bi­rer sa­at sü­rey­le söz ve­ril­me­si -bu sü­re bir­den faz­la ko­nuş­ma­cı ta­ra­fın­dan kul­la­nı­la­bi­lir- İç Tü­zük'ün 86'ncı mad­de­si­ne gö­re ya­pı­la­cak, ki­şi­sel ko­nuş­ma­la­rın ise, onar da­ki­ka ol­ma­sı ka­rar­laş­tı­rıl­mış­tır.

Şim­di, grup­la­rı ve şa­hıs­la­rı adı­na söz alan sa­yın üye­le­rin isim­le­ri­ni oku­yo­rum:

Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu adı­na, Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Nu­ret­tin Ca­nik­li; Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na, Ge­nel Baş­kan ve Is­par­ta Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Er­kan Mum­cu; Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Ge­nel Baş­kan ve An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­yın De­niz Bay­kal.

Şa­hıs­la­rı adı­na: Leh­te ol­mak üze­re Kars Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Yu­suf Se­la­hat­tin Bey­ri­bey, Ağ­rı Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ha­lil Öz­yol­cu, Is­par­ta Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Meh­met Emin Mu­rat Bil­giç, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mus­ta­fa Eli­taş, Sa­kar­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ay­han Se­fer Üs­tün; aleyh­te ol­mak üze­re İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ber­han Şim­şek söz ta­le­bin­de bu­lun­muş­lar­dır.

Şim­di, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Gru­bu adı­na, Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Nu­ret­tin Ca­nik­li'ye söz ve­ri­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz bir sa­at Sa­yın Ca­nik­li.

Bu­yu­run.

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

 

(x) 1269, 1270, 1271 S.Sayılı Basmayazılar  ve Ödenek Cetvelleri  15.12.2007 tarihli 33'üncü Birleşim Tutanağına eklidir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 2007 yı­lı mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si hak­kın­da AK Par­ti Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Yak­la­şık on gün­den be­ri  büt­çe üze­rin­de -2007 yı­lı mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si üze­rin­de- mu­ha­le­fe­te ve ik­ti­da­ra men­sup ar­ka­daş­la­rı­mız ko­nuş­tu­lar, eleş­tir­di­ler, gö­rüş­le­ri­ni or­ta­ya koy­du­lar ve bu­ra­da tar­tı­şı­lan ko­nu­lar, gün­de­me ge­ti­ri­len ko­nu­lar, ifa­de edi­len gö­rüş­le­rin hep­si­nin kat­kı sağ­la­yı­cı ol­du­ğu­na ben ina­nı­yo­rum. Hükûme­ti­miz, ba­kan­la­rı­mız, bu ya­pı­lan ko­nuş­ma­lar­dan, do­ğal ola­rak, uy­gun gör­dük­le­ri­ni, kat­kı sağ­la­yı­cı ol­du­ğu­nu dü­şün­dük­le­ri­ni dik­ka­te ala­cak­lar ve bu ko­nu­da ge­re­ke­ni ya­pa­cak­lar.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ben, ko­nuş­ma­mı, AK Par­ti büt­çe­le­ri­nin özel­lik­le­ri üze­ri­ne in­şa et­me­ye ça­lı­şa­ca­ğım. Bu­gü­ne ka­dar dört büt­çe uy­gu­lan­dı ve so­nun­cu­su da bit­mek üze­re. Dört yıl­lık bir sü­re, uy­gu­la­ma sü­re­si bu büt­çe­le­rin ge­nel özel­lik­le­ri hak­kın­da bir ka­na­at or­ta­ya ko­ya­bi­lir di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Te­mel özel­lik­le­ri­nin bu uy­gu­la­ma so­nuç­la­rın­dan çı­ka­rıl­ma­sı­nın müm­kün ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum. Dört yıl­lık bir sü­re; bel­ki, bir yıl­lık bir uy­gu­la­ma büt­çe­siy­le böy­le bir ge­nel de­ğer­len­dir­me, tah­lil yap­ma imkânı or­ta­ya çık­ma­ya­bi­lir. An­cak, dört yıl­lık sü­re­nin, bu an­lam­da, bu amaç için ye­ter­li ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum ve sa­de­ce ra­kam­la­rı kul­la­na­rak ve bu ra­kam­lar­dan yo­la çı­ka­rak ko­nuş­ma­mı sun­ma­ya ça­lı­şa­ca­ğım; bu ra­kam­la­rı yo­rum­la­ya­rak, ne an­la­ma gel­di­ği­ni ve bu ko­nu­da­ki dü­şün­ce­le­ri­mi siz­ler­le pay­la­şa­rak or­ta­ya koy­ma­ya ça­lı­şa­ca­ğım.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­na gö­re, AK Par­ti büt­çe­le­ri­nin en önem­li özel­lik­le­rin­den bir ta­ne­si, gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la için­de­ki pa­yı aza­lan bir büt­çe ol­ma­sı. Bir baş­ka ifa­dey­le, bu büt­çe­ler­le, ka­mu­nun, dev­le­tin, eko­no­mi­de­ki ağır­lı­ğı azal­ma­ya baş­la­mış­tır, eko­no­mi­ye mü­da­ha­le­si azal­ma­ya baş­la­mış­tır.

Bu­nu ne­ye da­ya­na­rak söy­lü­yo­ruz? Eğer, büt­çe­nin, büt­çe bü­yük­lük­le­ri­nin -dört yıl­lık büt­çe­ler için söy­lü­yo­rum- gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­ya, ora­nın­da­ki de­ği­şi­me bak­tı­ğı­mız za­man bu­nu gör­me­miz müm­kün ve bu şe­kil­de­ki bir de­ğer­len­dir­me­yi yap­ma­mız müm­kün.

2002 yı­lı­na ka­dar he­men he­men -bel­ki ba­zı yıl­lar is­tis­na- büt­çe bü­yük­lük­le­ri­nin, ya­ni dev­le­tin yap­tı­ğı har­ca­ma­la­rın gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la için­de­ki pa­yı bü­yü­me­ye de­vam edi­yor. Bir baş­ka an­la­tım­la, eko­no­mi­de dev­le­tin ağır­lı­ğı art­ma­ya de­vam edi­yor. He­men ra­kam­lar­la bu­nu or­ta­ya ko­ya­lım: 1990 yı­lı büt­çe­si­nin gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la için­de­ki pa­yı yüz­de 17,21, 1993'te yüz­de 24,55, 2000 yı­lın­da yüz­de 37,19 ve AK Par­ti büt­çe­le­rin­den ön­ce­ki son büt­çe olan 2002 yı­lı büt­çe­sin­de bu ora­nın 42,06 ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz. Bu trend is­tik­rar­lı bir şe­kil­de 2003 yı­lı­na ka­dar de­vam et­miş. Ya­ni, dev­let, ka­mu, bu yol­la, büt­çe yo­luy­la eko­no­mi­den da­ha faz­la kay­nak çek­miş, kay­nak­la­rı da­ha faz­la kul­lan­ma­ya baş­la­mış ve özel sek­tö­re da­ha az ya­tı­rım imkânı sağ­la­ya­cak ta­sar­ruf ve kay­nak bı­rak­ma­ya de­vam et­miş. Bu­nun an­la­mı bu­dur. 2003 yı­lın­dan iti­ba­ren bu tab­lo, bu gö­rün­tü de­ğiş­me­ye baş­lı­yor. 2003 yı­lın­da bu oran, ya­ni büt­çe bü­yük­lü­ğü­nün, büt­çe har­ca­ma­la­rı­nın gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la için­de­ki pa­yı olan bu oran, 2002'de yüz­de 42 olan bu oran 2003 yı­lın­da yüz­de 39,38'e, 2004 yı­lın­da yüz­de 35,48'e, 2005 yı­lın­da yüz­de 32,60'a ve 2006 so­nun­da yüz­de 31,20'ye, 2002 ve 2006, da­ha an­lam­lı ol­ma­sı için 2002 ve 2006 kar­şı­laş­tır­ma­sı­nı yap­tı­ğı­mız­da yüz­de 42'den yüz­de 31,2'ye düş­müş­tür. Bu ke­sin ra­kam­lar­dır, her­ke­sin bil­di­ği, ta­kip et­ti­ği ke­sin ra­kam­lar­dır.

As­lın­da, bu hu­su­su bir­çok hükûmet, prog­ra­mı­na koy­muş, ya­ni dev­le­tin eko­no­mi­de­ki ağır­lı­ğı­nın azal­tıl­ma­sı şek­lin­de or­ta­ya koy­muş, ama bir tür­lü re­ali­ze ede­me­miş, ger­çek­leş­ti­re­me­miş. İlk de­fa, bu an­lam­da, is­tik­rar­lı bir şe­kil­de ve dört yıl­lık büt­çe­nin ta­ma­mın­da ke­sin­ti­siz ola­rak bu­nu ger­çek­leş­tir­me ba­şa­rı­sı­nı AK Par­ti hükûmet­le­ri gös­ter­miş­tir.

As­lın­da, ba­kın, 1923 yı­lın­da ya­pı­lan Bi­rin­ci İz­mir İk­ti­sat Kon­gre­sin­de eko­no­mik kal­kın­ma­nın özel sek­tör eliy­le ya­pıl­ma­sı ko­nu­sun­da ka­rar alın­dı. He­pi­miz bi­li­yo­ruz ve­ya il­gi­le­nen­ler bi­lir ve bu­nun için, ya­ni ya­tı­rım­la­rın ve kal­kın­ma­nın özel sek­tör eliy­le yü­rü­tül­me­si için, ger­çek­ten çok bü­yük teş­vik imkânla­rı sağ­lan­dı 1923 Bi­rin­ci İz­mir İk­ti­sat Kon­gre­sin­de alı­nan ka­rar­lar çer­çe­ve­sin­de. Fa­kat, bu­nu ha­ya­ta ge­çir­mek müm­kün ol­ma­dı. Çün­kü, Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı, ar­ka­sın­dan Kur­tu­luş Sa­va­şı son­ra­sın­da, bu ya­tı­rım­la­rı re­ali­ze ede­cek, ha­ya­ta ge­çi­re­cek Türk özel te­şeb­bü­sü yok­tu, he­men he­men yok de­ne­cek ka­dar az­dı ve 1929 buh­ra­nı­nın da et­ki­siy­le, ya­ni dün­ya­da içe ka­pan­ma­la­rın ve it­hal ika­me­ci po­li­ti­ka­la­rın ve söy­lem­le­rin li­te­ra­tür­de öne çık­ma­sıy­la bir­lik­te, Tür­ki­ye de bu yo­la gir­di. Fa­kat, bu yön­tem as­lın­da ge­çi­ci ola­rak plan­lan­mış­tı. Sü­mer­ban­kın fab­ri­ka­la­rın­dan bir ta­ne­si­nin açı­lı­şın­da dö­ne­min İk­ti­sat Ve­ki­li Mah­mut Esat Boz­kurt şöy­le di­yor, an­la­tı­yor bu sü­re­ci: "Ya­ni, bi­zim esas ama­cı­mız, kal­kın­ma­nın, Türk özel mü­te­şeb­bi­si eliy­le yü­rüt­mek­tir, yü­rü­tül­me­si­dir. An­cak, iş­te, bi­raz ön­ce an­lat­tı­ğım ge­rek­çe­ler­le bu­nu ya­pa­ma­dık. Do­la­yı­sıy­la, bu­nun dev­let eliy­le yü­rü­tül­me­si, en azın­dan baş­lan­gıç ola­rak, ka­çı­nıl­maz bir za­ru­ret ola­rak or­ta­ya çık­mış­tır. Bu ne­den­le biz bu fab­ri­ka­la­rı ku­ru­yo­ruz. Ama, en kı­sa za­man­da, en kı­sa za­man­da, bun­la­rın özel te­şeb­bü­se dev­re­dil­me­si ge­re­kir." di­yor dö­ne­min İk­ti­sat Ve­ki­li Mah­mut Esat Boz­kurt. Ama, da­ha son­ra­la­rı bu de­vir­ler ger­çek­leş­mi­yor şu ve­ya bu ne­den­le. Bel­ki ge­nel ka­bul gö­ren an­la­yış, si­ya­si­le­rin ka­mu ku­ru­luş­la­rı­nın, ka­mu ik­ti­sa­di ku­ru­luş­la­rı­nın mu­ha­fa­za­sı, si­ya­set­çi­le­rin ya da ba­zı ki­şi ve ku­ru­luş­la­rın, her ney­se, da­ha çok işi­ne ge­li­yor ve on­lar açı­sın­dan bir ko­lay­lık sağ­lı­yor, öy­le dü­şü­nü­yor­lar. Do­la­yı­sıy­la, bı­ra­kın dev­ret­me­yi, git­tik­çe, eko­no­mi­de, dev­le­tin, ka­mu­nun ağır­lı­ğı art­ma­ya de­vam edi­yor 1923 Bi­rin­ci İz­mir İk­ti­sat Kon­gre­sin­de or­ta­ya çı­kan bu ka­na­ate rağ­men. İş­te, onun için önem­li. İlk de­fa sü­rek­li ar­tan bu ağır­lık, ilk de­fa AK Par­ti hükûmet­le­ri dö­ne­min­de bu nok­ta­ya gel­miş­tir. Bu­nun bir ba­şa­rı ola­rak ka­bul edil­me­si ge­re­ki­yor de­ğer­li ar­ka­daş­lar ve or­ta­ya ko­nul­ma­sı ge­re­ki­yor.

Şim­di, ba­kın, ta­bii, bu tar­tış­ma­lar bel­ki so­ğuk sa­vaş dö­ne­min­de, 1980 ön­ce­sin­de çok da­ha ya­pıl­dı, ama, bu ta­rih­ten son­ra bü­tün dün­ya­da ve Tür­ki­ye'de do­ğal ola­rak, hat­ta, sos­ya­list ül­ke­ler de dâhil ol­mak üze­re, ya­ni, mer­ke­zi­yet­çi mo­de­li sa­vu­nan ül­ke­ler de dâhil ol­mak üze­re -hat­ta li­te­ra­tür­de- ül­ke­ler dâhil, ar­tık kal­kın­ma­nın o dö­nem­den son­ra özel sek­tör, ağır­lık­lı ola­rak özel sek­tör eliy­le ya­pıl­ma­sı ge­rek­ti­ği ko­nu­sun­da ge­nel bir ka­na­at, ge­nel bir kon­sen­süs ol­du­ğu tar­tış­ma­sız­dır. Şim­di, bun­la­rın ta­bii, tek­nik ya da bi­lim­sel, eko­no­mik an­lam­da­ki de­tay­la­rı­na gir­me­ye ge­rek yok. Ya­ni, ne­den özel te­şeb­büs ya da ne­re­ye ka­dar özel te­şeb­büs, ne­re­ye ka­dar dev­let, bu böy­le bir öğ­re­ti­de tar­tı­şıl­ma­sı ge­re­ken… Bu tar­tış­ma­ya ge­rek yok, ama, olay bu­dur ve büt­çe­nin ağır­lı­ğı, büt­çe­le­rin ağır­lı­ğı azal­ma­ya baş­la­mış­tır.

Ta­bii, bu şu­nu sağ­lı­yor: Şim­di, dev­let şu ve­ya bu şe­kil­de eko­no­mi­den çok kay­nak çek­ti­ği tak­dir­de, esas iti­ba­rıy­la, ya­tı­rım­la­ra git­me­si ge­re­ken bu pa­ra­lar dev­let ta­ra­fın­dan, ço­ğun­luk­la da et­kin ol­ma­yan, ve­rim­li ol­ma­yan alan­lar­da kul­la­nı­lı­yor. Bu da aşa­ğı yu­ka­rı her­ke­sin ka­bul et­ti­ği bir ger­çek.

Şim­di, biz, AK Par­ti hükûmet­le­ri ola­rak ya da bu dö­nem­de, da­ha çok kay­nak, da­ha çok et­kin kul­la­nı­la­ca­ğı­na inan­dı­ğı­mız el­le­re bı­ra­kı­lı­yor, ya­ni özel te­şeb­bü­se bı­ra­kı­lı­yor. Za­ten, son dört yıl­da özel te­şeb­bü­sün kal­kın­ma­da ve bü­yü­me­de çok önem­li rol oy­na­dı­ğı­nı da bi­li­yo­ruz ve bu­nun te­mel ne­de­ni de bu­dur.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, AK Par­ti büt­çe­le­ri­nin ikin­ci önem­li özel­lik­le­rin­den bir ta­ne­si de ana ka­lem­le­ri de­ğiş­tir­me­si, ya­ni, büt­çe­nin ana har­ca­ma ka­lem­le­ri­nin pa­yı­nı de­ğiş­tir­me­si. Bun­la­rın en önem­li­si fa­iz. Fa­iz ko­nu­su, 2002 yı­lın­dan ön­ce özel­lik­le çok tar­tı­şı­lan ko­nu­lar­dan bir ta­ne­siy­di ve bu tar­tış­ma­yı hak edi­yor­du. Çün­kü, 2002 yı­lı­na ka­dar, özel­lik­le 2002 yı­lın­da fai­zin, fa­iz har­ca­ma­la­rı­nın büt­çe üze­rin­de­ki ağır­lı­ğı­na, bü­yük­lü­ğü­ne bak­tı­ğı­nız za­man bu tar­tış­ma­nın ya­pıl­ma­sı ka­çı­nıl­maz olu­yor idi. Bu tar­tış­ma, ay­nı za­man­da, şu­nun için de ya­pı­lı­yor idi: He­men he­men tüm hükûmet­ler, bu kür­sü­de, hükûmet­le­rin tem­sil­ci­le­ri, te­mel he­def­le­ri­nin, esas amaç­la­rı­nın büt­çe üze­rin­de bir bo­yun­du­ruk gi­bi du­ran fa­iz öde­me­le­ri­nin yü­kü­nü azalt­mak ol­du­ğu­nu de­fa­at­le söy­le­di­ler. He­men he­men her büt­çe­de bu ko­nu­şul­du, te­mel te­men­ni ola­rak, hat­ta söz ola­rak or­ta­ya ko­nul­du; ama, ma­ale­sef, bel­ki bir iki yıl ha­riç, bu yi­ne ger­çek­leş­ti­ri­le­me­di.

Şim­di, ba­kın, ta­bii bu­nu an­la­ya­bil­mek için, ra­kam­la­rı or­ta­ya koy­mak ge­re­ki­yor, tam ola­rak can­lan­dı­ra­bil­mek için. Ta­bii, fa­iz, sa­de­ce hükûme­te kay­nak bı­rak­ma an­la­mın­da de­ğil, ay­nı za­man­da sos­yal po­li­ti­ka­la­rı boz­ma­sı açı­sın­dan, ge­lir da­ğı­lı­mı­nı boz­ma­sı açı­sın­dan da son de­re­ce önem­li. Ne­den? Çün­kü, fa­iz öde­me­le­ri­nin ra­ka­mı art­tık­ça, top­lu­mun en üst ge­lir gru­bun­da bu­lu­nan in­san­la­rın büt­çe­den ve do­la­yı­sıy­la millî ge­lir­den al­dı­ğı pay ar­tı­yor, çün­kü fa­iz öde­me­le­rin­den kim ge­lir el­de eder ya da dev­let fa­iz öde­me­le­ri­ni ağır­lık­lı ola­rak ki­me ya­par? Zen­gin ke­si­me ya­par, ser­ma­ye sa­hip­le­ri­ne ya­par, top­lu­mun üst ge­lir gru­bun­da bu­lu­nan in­san­la­ra ya­par. Bu oran ar­tı­yor­sa, top­lu­mun alt ge­lir gru­bun­da bu­lu­nan in­san­la­ra ay­rı­lan kay­nak aza­lı­yor de­mek­tir. Ger­çek­ten sos­yal amaç­lı po­li­ti­ka­lar üret­mek is­te­yen her hükûmet, bu dö­nü­şü­mü ger­çek­leş­tir­mek zo­run­da­dır, çün­kü baş­ka kay­nak yok, kay­nak büt­çe. Ee, büt­çe­nin de çok önem­li bir bö­lü­mü­nü, siz, do­ku­na­ma­dan fa­iz gi­der­le­ri­ne ayır­mak zo­run­da ka­lı­yor ise­niz, o za­man, sos­yal po­li­ti­ka üret­me, top­lu­mun alt ge­lir gru­bun­da bu­lu­nan va­tan­daş­la­rı­mı­za, in­san­la­rı­mı­za kay­nak ak­tar­ma imkânı­nız or­ta­ya çık­maz, or­ta­dan kal­kar ve ni­te­kim, 2002 yı­lı­na ka­dar da du­rum böy­ley­di.

1980 yı­lın­dan ön­ce, fa­iz öde­me­le­ri­nin büt­çe için­de­ki pa­yı son de­re­ce dü­şük, yüz­de 5'in al­tın­da, ya­ni top­lam büt­çe har­ca­ma­la­rı­nın yüz­de 5'in­den da­ha dü­şük bir ra­kam sa­de­ce, fa­iz gi­der­le­ri­ne ak­ta­rı­lı­yor, büt­çe­nin di­ğer ka­lem­le­ri, ya­ni ka­lan yüz­de 95'i de di­ğer har­ca­ma­lar için ak­ta­rı­lı­yor idi. Bu oran, özel­lik­le 1980'den son­ra hız­la yük­sel­me­ye baş­la­dı. 1995'te top­lam büt­çe har­ca­ma­la­rı­nın, büt­çe bü­yük­lü­ğü­nün yüz­de 34,41'i fa­ize ay­rıl­ma­ya baş­la­dı, ya­ni top­lu­mun en üst ke­si­min­de bu­lu­nan, ge­lir ola­rak en üst ke­si­min­de bu­lu­nan zen­gin ke­si­me ak­ta­rıl­ma­ya baş­lan­dı. Büt­çe­nin, 1980'den ön­ce yüz­de 5 olan bu oran, 1995'te yüz­de 34,41'e çık­tı; 1996'da yüz­de 38,62; 1997'de bir dü­şüş, 28,99'a düş­tü; 1998'de 40,69; 2000'de 45,09 ve 2002'de yüz­de 46,78 de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Bir büt­çe­niz var, bu büt­çe­nin yüz­de 46,78'ini, hiç eli­ni­ze do­kun­ma­dan, ta­sar­ruf et­me imkânı ol­ma­dan, fa­iz ola­rak ak­tar­mak zo­run­da­sı­nız, fa­iz ge­li­ri ola­rak ak­tar­mak zo­run­da­sı­nız. Böy­le bir büt­çe, böy­le bir tab­lo. Ki­me? Ser­ma­ye sa­hip­le­ri­ne, top­lu­mun en üst ge­lir gru­bun­da bu­lu­nan in­san­la­ra ak­tar­mak zo­run­da­sı­nız. 2002 yı­lı so­nu­na ge­lin­di­ğin­de tab­lo bu.

Şim­di, 2003 yı­lı ba­şın­dan iti­ba­ren de bu oran hız­la azal­ma­ya baş­lı­yor. 2003 yı­lın­da yüz­de 44,06'ya dü­şü­yor, 2004 yı­lın­da yüz­de 40,06; 2006 yı­lın­da yüz­de 29,41 ve pro­jek­si­yon ola­rak da 2007 yı­lın­da 25,82. Yüz­de 46 ola­rak dev­ra­lı­nan bu ra­kam, 2006 so­nu iti­ba­rıy­la, bu­gün iti­ba­rıy­la, 2007'yi bir ta­ra­fa bı­ra­ka­lım, 2007 pro­jek­si­yon­dur, bu­gün iti­ba­rıy­la ba­kıl­dı­ğın­da yüz­de 29,41'e dü­şü­yor. Ya­ni, üç­te 1 ora­nın­da aza­lı­yor, ya­ni, mut­lak ra­kam ola­rak fa­ize öde­nen ra­ka­mın üç­te 1'ini baş­ka alan­la­ra ak­tar­ma imkânı or­ta­ya çı­kı­yor, baş­ka po­li­ti­ka­lar için kul­lan­ma imkânı or­ta­ya çı­kı­yor. Bu ka­dar ra­ka­mı, dev­let, AK Par­ti hükûmet­le­ri, ser­ma­ye sa­hi­bin­den alı­yor, baş­ka alan­la­ra kay­dı­rı­yor.

Şim­di, bu te­zin doğ­ru ola­bil­me­si için di­ğer da­ta­lar­la da des­tek­len­me­si ge­re­kir. Ya­ni, ta­mam, fa­iz har­ca­ma­la­rı­nın büt­çe içe­ri­sin­de­ki pa­yı yüz­de 46'dan yüz­de 30'un al­tı­na, 29'a düş­müş, çok cid­di bir dü­şüş ve bu­ra­dan bir ta­sar­ruf el­de edi­li­yor, bir imkân sağ­la­nı­yor, bir kay­nak or­ta­ya çı­kı­yor. Bu da, büt­çe­nin di­ğer har­ca­ma ka­lem­le­ri­ne ak­ta­rıl­ma­sı ge­re­kir ve­ya on­lar­la doğ­ru­lan­ma­sı ge­re­kir. Şim­di bun­la­ra ba­ka­lım, ne­re­ye ak­ta­rıl­mış bu pa­ra:

Bir: Fai­zin pa­yı aza­lır­ken, per­so­nel har­ca­ma­la­rı­nın pa­yı ar­tı­yor. Bu ra­kam­la­rı­mın ta­ma­mı, ana­li­tik büt­çe sı­nıf­lan­dır­ma­sı­na gö­re dü­zel­til­miş es­ki ra­kam­lar da, o ra­kam­lar­dır. Bu­nu bu­ra­da ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum ön­ce­lik­le.

2002 yı­lın­da per­so­nel har­ca­ma­la­rı­nın büt­çe içe­ri­sin­de­ki pa­yı yüz­de 19,43 -AK Par­ti hükûmet­le­ri­nin dev­ral­dı­ğı ra­kam- 2006 yı­lın­da yüz­de 24,4. 2007 yı­lın­da da yüz­de 26,2 ol­ma­sı he­def­le­ni­yor. Per­so­nel har­ca­ma­la­rı ki­me öde­nir? Üc­ret­li­ye öde­nir, me­mu­ra öde­nir, ya­ni top­lu­mun alt ve or­ta ge­lir gru­bun­da bu­lu­nan ke­si­mi an­la­mı­na ge­lir bu. De­mek ki, o zen­gin­den ke­si­len, azal­tı­lan, top­lu­mun en üst ge­lir gru­bu­na ak­ta­rı­lan fa­iz öde­me­le­rin­den ta­sar­ruf edi­len çok cid­di ra­ka­mın bir kıs­mı per­so­ne­le ak­ta­rıl­mış, me­mu­ra ak­ta­rıl­mış ve ka­mu­da­ki iş­çi­ye ak­ta­rıl­mış; ke­sin ra­kam­lar, bu bir.

İkin­ci­si: Ta­rı­ma ak­ta­rıl­mış. Ne­den? Ay­nı şe­kil­de ta­rım­sal des­tek­le­me­nin pa­yı art­mış, büt­çe içe­ri­sin­de­ki pa­yı. Şim­di, gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la ra­kam­la­rı­nı mı kul­la­na­lım, yok­sa büt­çe içe­ri­sin­de­ki pa­yı, ra­kam­la­rı­nı mı kul­la­na­lım; bi­raz son­ra bu ko­nu­ya de­ği­ne­ce­ğim. Ama şu an­da tüm kul­lan­dı­ğım ra­kam­lar büt­çe içe­ri­sin­de­ki pa­yı. El­ma­nın el­may­la kar­şı­laş­tı­rı­la­bil­me­si için bu­nu yap­ma­mız ge­re­ki­yor. Eğer gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­sıy­la kar­şı­laş­tı­rır­sak el­may­la ar­mu­dun kar­şı­laş­tı­rıl­ma­sı olur, onu bi­raz son­ra an­la­ta­ca­ğım.

2002 yı­lın­da büt­çe­den ta­rım ke­si­mi­ne ay­rı­lan pay yüz­de 1,69. Bu oran 2006 so­nun­da yüz­de 2,54'e çı­kı­yor de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Bu, çok net bir kay­nak ak­ta­rı­mı­dır. Ta­rım ke­si­mi­ne, fa­iz­den ar­ta­ka­lan o pa­ra­nın bir kıs­mı­nın bu ke­si­me ak­ta­rıl­dı­ğı­nın çok net ifa­de­si­dir. 2007 yı­lın­da da bu ora­nın yüz­de 2,6 ol­ma­sı he­def­len­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ke­za, ta­rım ke­si­min­den bu pa­yı alan ki­şi­le­rin de, va­tan­daş­la­rı­mı­zın da, top­lu­mun alt ve or­ta ge­lir gru­bun­da­ki ki­şi­ler ol­du­ğu­nu ha­tır­lat­ma­ya ge­rek yok.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Hep­si mem­nun çift­çi­le­rin!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ay­nı şe­kil­de, sağ­lık öde­me­le­ri­nin büt­çe­den al­dı­ğı pay ar­tı­yor de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Fın­dık­çı­lar dua edi­yor Gi­re­sun'da!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Hep­si­ne ge­le­ce­ğiz, sab­re­der­se­niz.

Sağ­lık öde­me­le­ri­nin büt­çe­den al­dı­ğı pay ar­tı­yor. 2002 yı­lın­da yüz­de 1,99; 2006 yı­lın­da yüz­de 2,52'ye çı­kı­yor sağ­lık öde­me­le­ri­nin büt­çe­den al­dı­ğı pay. Yi­ne, bu ke­sim de, top­lu­mun alt ve or­ta ge­lir gru­bun­da bu­lu­nan ke­sim.

Yi­ne, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, top­lu­mun en alt ge­lir gru­bun­da bu­lu­nan ve sos­yal gü­ven­lik har­ca­ma­la­rın­dan pay alan ke­sim. Kim­dir bun­lar? Ağır­lık­lı ola­rak emek­li­le­ri­miz­dir. İş­çi emek­li­le­ri, Bağ-Kur emek­li­le­ri, ta­rım emek­li­le­ri, me­mur emek­li­le­ri. Bun­la­rın büt­çe­den al­dı­ğı pay da ne­re­dey­se yüz­de 20 ora­nın­da art­mış. 2002 yı­lın­da bu oran, ya­ni büt­çe­den al­dık­la­rı pay yüz­de 10,13 iken, 2006 yı­lın­da yüz­de 12,04'e çık­mış.

Ve şim­di ge­li­yo­ruz ya­tı­rım har­ca­ma­la­rı­na. Bu ko­nu çok ko­nu­şul­du. AK Par­ti hükûmet­le­ri­ne, ba­na gö­re, hak­sız eleş­ti­ri­ler ya­pıl­dı. Ra­ka­ma da­yan­ma­yan, ger­çek do­ne­le­re da­yan­ma­yan, baş­ka kri­ter­ler kul­la­nı­la­rak hak­sız eleş­ti­ri­ler ya­pıl­dı, özel­lik­le ya­tı­rım ko­nu­sun­da.

Ba­kın, ar­ka­daş­lar, is­ter ser­ma­ye trans­fer­le­ri ve ser­ma­ye gi­der­le­ri­ni bir­lik­te, is­ter ay­rı ay­rı alın, her hâl ve kârda, ba­kın, ser­ma­ye gi­der­le­ri­nin      -yi­ne ana­li­tik büt­çe tas­ni­fi­ne gö­re es­ki ra­kam­lar, dü­zel­til­miş ra­kam­la­rı kul­la­nı­yo­rum- 2002 yı­lın­da yüz­de 6,51 iken bu pay, büt­çe­den al­dı­ğı pay ya­tı­rım har­ca­ma­la­rı­nın, 2006 yı­lın­da yüz­de 6,83'e çık­mış­tır. Hiç tar­tış­ma­sız, ke­sin ra­kam­lar­dır de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ve ba­kın ar­ka­daş­lar, bu ra­ka­ma ka­mu­dan bir kay­nak ayır­ma­dan ger­çek­leş­ti­ri­len pro­je­ler ve ya­tı­rım­lar dâhil de­ğil. Ne­dir bun­lar? Yap-iş­let-dev­ret har­ca­ma­la­rı ve ya­tı­rım­la­rı. Bu­ra­da da, AK Par­ti hükûmet­le­ri dö­ne­min­de yüz mil­yon­lar­ca do­lar­lık ya­tı­rım ya­pıl­dı. Ha­va­alan­la­rı, ba­zı de­niz te­sis­le­ri, bun­lar bu ra­kam­la­ra dâhil de­ğil, bun­lar dı­şın­da. Sa­de­ce ka­mu­nun yap­tı­ğı ya­tı­rım­lar. Özel sek­tö­rün, on­lar za­ten dev­re dı­şın­da, ama özel­lik­le, yi­ne ka­mu ta­ra­fın­dan ya­pı­lan, ama her­han­gi bir har­ca­ma ya­pıl­ma­dan ger­çek­leş­ti­ri­len ya­tı­rım­lar­dan bah­se­di­yo­rum. Yap-iş­let-dev­ret. On­lar bu ra­ka­ma dâhil de­ğil ve bu ra­ka­ma AK Par­ti hükûmet­le­ri dö­ne­min­de ar­tan ve­rim­li­lik, ya­ni har­ca­ma­lar­da­ki ar­tan ve­rim­li­lik de dâhil de­ğil de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Ha­yal, ha­yal…

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - So­mut ör­nek ve­re­lim. Ba­kın, so­mut ör­nek ve­re­lim: Ay­dın'da­ki Çi­ne Ba­ra­jı. Ay­dın'da­ki Çi­ne Ba­ra­jı, tam 150 mil­yon do­lar ta­sar­ruf sağ­lan­mış­tır. 150 mil­yon do­lar, baş­lan­gıç­ta dü­şü­nü­len ra­kam­dan 150 mil­yon do­lar da­ha aşa­ğı­da­ki bir ra­ka­ma ya­pı­la­cak­tır.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Çi­ne Ba­ra­jı'nın ka­pa­si­te­si­ni dü­şür­dü­nüz.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Bu he­sa­ba dâhil de­ğil. Hiç­bir şey de­ğiş­me­mek şar­tıy­la.

Art­vin'de­ki De­ri­ner Ba­ra­jı de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ta­bii, bun­lar uz­man­lık is­ter, bun­lar mü­ca­de­le is­ter, bun­lar be­ce­ri is­ter ve bu be­ce­ri AK Par­ti hükûmet­le­ri dö­ne­min­de ger­çek­leş­ti­ril­miş­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ba­kın ar­ka­daş­lar, tek­rar söy­lü­yo­rum: Sa­de­ce ra­kam­la­rı kul­la­nı­yo­rum ve sa­de­ce so­mut olay­lar kul­la­nı­yo­rum.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ger­çek de­ğil, ger­çek de­ğil.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ge­nel de­ğer­len­dir­me yap­mı­yo­rum. Ra­kam­sız yar­gı or­ta­ya koy­mu­yo­rum.

Art­vin'de­ki De­ri­ner Ba­ra­jı tam 350 mil­yon do­lar da­ha ucu­za mal edi­li­yor de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Tam 350 mil­yon do­lar. Bay­burt'ta­ki De­mi­rö­zü Ba­ra­jı, ya­pı­lan ta­sar­ruf, baş­lan­gıç­ta ön­gö­rü­len, dü­şü­nü­len ra­kam­dan 35 mil­yon do­lar da­ha dü­şük bir ra­ka­ma ya­pı­yo­ruz. Bun­lar, ar­tan ya­tı­rım ra­kam­la­rı­na dâhil de­ğil.

Ko­nu gel­miş­ken, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ko­nuy­la bağ­lan­tı­lı ol­du­ğu için söy­lü­yo­rum, 49 il­de uy­gu­la­nan teş­vik ko­nu­su­na da gir­me­miz ge­re­ki­yor.

Şim­di, ba­kın, ger­çek­ten, za­man za­man iş adam­la­rı­mız­dan, sa­na­yi­ci­le­ri­miz­den hak­lı ola­rak eleş­ti­ri­ler alı­rız. De­riz ki, iş­te, gir­di  ma­li­yet­le­ri yük­sek­tir, dün­yay­la re­ka­bet, özel­lik­le ba­zı ül­ke­ler­le re­ka­bet et­mek­te zor­la­nı­yo­ruz. Ta­bii, bu, bu­gü­nün prob­le­mi de­ğil, geç­miş­ten ge­len çok cid­di bir prob­lem.

Şim­di, AK Par­ti hükûmet­le­ri ola­rak ya­tı­rı­mın ve bü­yü­me­nin sür­dü­rül­me­si, ar­tan oran­da sür­dü­rül­me­si­ni he­def ola­rak or­ta­ya ko­yan AK Par­ti hükûmet­le­ri için bu ko­nu­da du­yar­sız kal­mak söz ko­nu­su ola­maz­dı ve Hükûme­ti­miz, he­pi­ni­zin bil­di­ği gi­bi, 49 il­de teş­vik uy­gu­la­ma­sı baş­lat­tı. Nak­de bağ­lı de­ğil, ya­ni su­is­ti­ma­le ka­pa­lı, sa­de­ce ya­tı­rım­la­rı esas alan ve ya­tı­rım ger­çek­leş­ti­ğin­de uy­gu­la­ma­ya gi­ren bir teş­vik uy­gu­la­ma­sı baş­lat­tık 49 il­de.

Şim­di, ba­kın, bu­gü­ne ka­dar… Çün­kü, bu gö­rüş­me­ler­de bu da gün­de­me gel­di ve teş­vik kap­sa­mın­da­ki il­ler­de cid­di her­han­gi bir ha­re­ket ol­ma­dı­ğı şek­lin­de ifa­de­ler or­ta­ya ko­nul­du. O ne­den­le bun­la­rı söy­lü­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­lar. 54 il­de -49 il, 5 il de sa­de­ce prim des­te­ği al­dı­ğı için 54 il top­lam ola­rak- bu­gü­ne ka­dar 1.369 adet sa­na­yi­ci­ye ar­sa tah­si­si ya­pıl­dı. Bun­la­rın 532 ta­ne­si in­şa­ata baş­la­dı, 388 ta­ne­si üre­ti­me geç­ti, 476 ta­ne­si de pro­je aşa­ma­sın­da. Bu­gü­ne ka­dar üre­ti­me ge­çen te­sis­ler­de top­lam ola­rak 16.851 ki­şi­ye is­tih­dam sağ­lan­dı.

AL­GAN HA­CA­LOĞ­LU (İs­tan­bul) - Böl­ge­sel da­ğı­lı­mı­nı ve­rir mi­si­niz?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Hep­si var.

16.851 ki­şi­ye is­tih­dam sağ­lan­dı. Tü­mü üre­ti­me geç­ti­ğin­de ise 60 bin ci­va­rın­da ye­ni is­tih­dam imkânı or­ta­ya çı­ka­cak­tır. Bun­la­rın ça­lış­ma­la­rı da hâlen de­vam et­mek­te­dir.

Şim­di, bir ör­nek ve­re­ce­ğim.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Hakkâri'de, Bin­göl'de…

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Sa­yın As­la­noğ­lu, Ma­lat­ya'dan bir ör­nek ver­mek is­ti­yo­rum, Ma­lat­ya'dan. Hep­si var bu­ra­da, ama, ne­den Ma­lat­ya ör­ne­ği­ni ver­mek is­ti­yo­rum? Çün­kü, dün, Sa­yın As­la­noğ­lu'nun ko­nuş­ma­sın­da din­le­dim, "bir çi­vi ça­kıl­ma­dı" şek­lin­de bir ifa­de­de bu­lun­du. O za­man, lüt­fen, her­kes dik­kat­le din­le­sin, is­tir­ham edi­yo­rum, ama, Sa­yın As­la­noğ­lu, özel­lik­le dik­kat­le din­ler­se­niz çok mem­nun olu­rum.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Bir ta­ne ba­ca gös­ter, bir ta­ne ba­ca var mı?

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Gi­re­sun'da var mı?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ma­lat­ya'da, bi­li­yor­su­nuz, üç ta­ne or­ga­ni­ze sa­na­yi böl­ge­si var. Bir ta­ne­si es­ki­den, şim­di iki ta­ne da­ha in­şa edi­li­yor. İki­si de, bi­zim, AK Par­ti hükûmet­le­ri dö­ne­min­de plan­lan­dı. Bir ta­ne­si, ya­ni, ikin­ci or­ga­ni­ze sa­na­yi böl­ge­si bit­mek üze­re, üçün­cü­sü­nün de yer bul­ma ça­lış­ma­la­rı de­vam edi­yor.

Şim­di, ba­kın, Ma­lat­ya'da­ki ikin­ci or­ga­ni­ze sa­na­yi böl­ge­sin­de -ra­kam­lar ar­ka­daş­lar- 41 ta­ne pro­je aşa­ma­sın­da ya­tı­rım var, 48 ta­ne in­şa­atı de­vam edi­yor, 49 ta­ne­si üre­ti­me geç­ti. Di­ğer­le­riy­le be­ra­ber üre­ti­me ge­çen­le­rin sa­yı­sı Ma­lat­ya'da, ya­ni, ikin­ci or­ga­ni­ze sa­na­yi böl­ge­si dı­şın­da, di­ğer yer­ler­de­kiy­le bir­lik­te üre­ti­me ge­çen­le­rin top­la­mı 56;56 fab­ri­ka. Sa­de­ce teş­vik çer­çe­ve­sin­de ar­sa tah­sis edil­miş ve bu çer­çe­ve­de teş­vik Ka­nu­nu'ndan fay­da­la­nı­la­rak ya­tı­rı­mı­nı ya­pan fir­ma sa­yı­sı Ma­lat­ya'da 56. İs­tih­dam ne ka­dar? İs­tih­dam 2.928, ya­ni fa­ali­ye­te ge­çen yer­ler­de­ki is­tih­dam sa­yı­sı 2.928. Ta­ma­mı üre­ti­me geç­ti­ğin­de Ma­lat­ya'da is­tih­dam ka­pa­si­te­si 12 bi­ni bu­la­cak de­ğer­li ar­ka­daş­lar. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - İl­gi­si yok.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Sa­yın As­la­noğ­lu, is­ter­se­niz si­ze, fa­ali­ye­te ge­çen fir­ma­la­rın isim­le­ri­ni bu­ra­dan tek tek oku­ya­yım. Lüt­fen bu ar­ka­daş­la­rı­mı­zı bir zi­ya­ret edin, bir çay­la­rı­nı için, bir te­şek­kür edin, bir de Hükûme­ti­mi­ze te­şek­kür edin. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

İs­pir Gı­da İn­şa­at, ör­nek ola­rak söy­lü­yo­rum, Ma­lat­ya'da, Mert İp­lik, Etik Sağ­lık, Net Mer­mer Ma­den­ci­lik, Özel Göz­de Sis­tem… Böy­le de­vam edi­yor, hep­si var.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - On­la­rın hep­si es­ki­den olan­lar.

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - On­lar za­ten var, on­lar za­ten ça­lı­şı­yor.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Da­ha dün, bu sa­bah Ma­lat­ya Va­li­li­ğin­den al­dı­ğı­mız ra­kam­lar, hem Ba­kan­lık­tan te­yit et­tik hem de Ma­lat­ya Va­li­li­ğin­den al­dı­ğı­mız ra­kam­lar.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ra­kam­lar or­ta­day­ken "Ma­lat­ya'ya bir çi­vi ça­kıl­ma­dı" de­mek çok bü­yük hak­sız­lık ve Ma­lat­ya'ya ha­ka­ret. Si­zi Ma­lat­ya­lı­la­ra şikâyet edi­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­lar. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Gi­re­sun'dan oku, Gi­re­sun­’dan.

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Ma­lat­ya­lı­lar ge­re­ği­ni ya­pa­cak, ka­fa­nı yor­ma.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, büt­çe içe­ri­sin­de­ki pa­yı ar­tan di­ğer bir har­ca­ma ka­le­mi de eği­tim har­ca­ma­la­rı. Eği­tim har­ca­ma­la­rı­nın da büt­çe içe­ri­sin­de­ki pa­yı ar­tı­yor. Ha­ni, fa­iz­den el­de et­ti­ği­miz o cid­di ta­sar­ruf var ya, onu ne­re­ler­de kul­la­nı­yo­ruz, o so­ru­nun ce­va­bı­nı arı­yor idik. Eği­tim har­ca­ma­la­rı­nın da pa­yı ar­tı­yor de­ğer­li ar­ka­daş­lar. 2002 yı­lın­da eği­tim har­ca­ma­la­rı­nın büt­çe­den al­dı­ğı pay yüz­de 6,7; 2006 yı­lın­da bu oran yüz­de 9,45'e çı­kı­yor. Şim­di, ba­kın, bu­ra­da üni­ver­si­te­le­ri is­ter dâhil edin is­ter dâhil et­me­yin ay­nı so­nuç or­ta­ya çı­kı­yor, hat­ta gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la açı­sın­dan da ba­kar­sa­nız yi­ne bu ra­kam or­ta­da. 2002 yı­lın­da yüz­de 2,9, ya­ni eği­ti­min, eği­tim har­ca­ma­la­rı­nın gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la için­de­ki pay 2002 yı­lın­da yüz­de 2,9; 2006 yı­lın­da yüz­de 2,95 ve 2007'de de bu oran yüz­de 3,4 ola­cak. Üni­ver­si­te­le­ri dâhil eder­se­niz de, yüz­de 9,3'ten 12,8'e çık­mış.

Şim­di, bu­ra­da bir ra­ka­mın dü­zel­til­me­si ge­re­ki­yor. Sa­yın Bay­kal, Cu­ma gün­kü yap­tı­ğı ko­nuş­ma­da -ay­nen tu­ta­nak­tan ifa­de edi­yo­rum- "Millî eği­tim har­ca­ma­la­rı­nın gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la için­de 2001 yı­lı­na gö­re 2006 yı­lın­da azal­mış­tır. 2001 yı­lın­da gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­nın yüz­de 2,9'u dü­ze­yin­de bir tah­sis ya­pı­lır­ken, şim­di, yüz­de 2,66'ya in­miş­tir." Ay­nen ifa­de­si bu Sa­yın Bay­kal'ın. Sa­nı­yo­rum bu ra­kam­da bir yan­lış­lık var, ya­ni, bi­zim ra­kam­la­ra gö­re. Dev­le­tin ra­kam­la­rı al­dı­ğı­mız ra­kam­lar.

Sa­yın Bay­kal, ta­bii, gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­yı kul­la­nı­yor, ama, gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­yı da kul­lan­sa­nız so­nuç de­ğiş­mi­yor, 2,9'dan 2,95'e çı­kı­yor. Fa­kat, büt­çe har­ca­ma­la­rı içe­ri­sin­de al­dı­ğı pa­yı kul­lan­mak la­zım de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ne­den? Çün­kü, gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­nın ar­tış hı­zıy­la büt­çe har­ca­ma­la­rı­nın ar­tış hı­zı ay­nı de­ğil. Ko­nuş­ma­mın ba­şın­da be­lirt­tim. Biz, dev­le­tin eko­no­mi­de­ki ağır­lı­ğı­nı azalt­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz. Bu­nu prog­ra­mı­mız­da da söy­le­dik, her za­man ifa­de et­tik, şim­di de re­ali­ze edi­yo­ruz. Do­la­yı­sıy­la, gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­nın ar­tış hı­zı büt­çe har­ca­ma­la­rı­nın, büt­çe bü­yük­lük­le­ri­nin ar­tış hı­zın­dan faz­la olun­ca, kar­şı­laş­tır­ma­yı ney­le yap­mak la­zım? Büt­çey­le yap­mak la­zım. Ak­si hâlde, el­may­la ar­mu­dun kar­şı­laş­tır­ma­sı olur.

Şim­di, ba­kın, yi­ne, bu­ra­da­ki ra­kam­la­rı or­ta­ya koy­ma­ya ça­lı­şa­yım. Büt­çe har­ca­ma­la­rı­nın ar­tış oran­la­rı var. Bir ön­ce­ki yı­la gö­re 2003'te yüz­de 21 art­mış, ay­nı yıl gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la -ca­ri ra­kam­lar­la- yüz­de 29,7 art­mış. Büt­çe bü­yük­lü­ğü, büt­çe har­ca­ma top­la­mı yüz­de 21, gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la yüz­de 29,7. 2004 yı­lın­da yüz­de 8,3 art­mış büt­çe bü­yük­lü­ğü, gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la yüz­de 20,3 art­mış. 2005 yı­lın­da yüz­de 4 büt­çe, yüz­de 13,4 gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la. 2006 yı­lın­da 10,5 ve gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­nın ar­tış ora­nı da yüz­de 15. Do­la­yı­sıy­la, bu ra­kam­la­rı gay­ri­sa­fi millî ha­sı­lay­la kar­şı­laş­tır­mak ke­sin­lik­le doğ­ru de­ğil de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

AL­GAN HA­CA­LOĞ­LU (İs­tan­bul) - Bu man­tık yan­lış.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Büt­çe içe­ri­sin­de­ki pa­yı­na bak­mak la­zım. Ya­ni, büt­çe­den ne ka­dar pay alı­yor idi es­ki­den, şim­di ne ka­dar pay alı­yor. Çün­kü, ar­ka­daş­lar, gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­nın ar­tış hı­zı -tek­rar söy­lü­yo­rum- büt­çe­nin ar­tış hı­zın­dan da­ha faz­la. Biz za­ten öy­le ol­ma­sı­nı is­ti­yo­ruz. Çün­kü, özel mü­te­şeb­bi­se da­ha faz­la ya­tı­rım ya­pa­bi­le­ce­ği kay­na­ğı bı­rak­mak is­ti­yo­ruz.

AL­GAN HA­CA­LOĞ­LU (İs­tan­bul) - Büt­çe­yi kü­çült, son­ra da…

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Onun için, Sa­yın Bay­kal'ın, bu ra­kam­la­rı­nı göz­den ge­çir­me­si ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, fa­iz­de çok cid­di ta­sar­ruf yap­mı­şız, zen­gin­den al­mı­şız… Bü­tün bu har­ca­ma ka­lem­le­ri de, ya­ni ora­nı ar­tan, pa­yı ar­tan, har­ca­ma içe­ri­sin­de­ki pa­yı ar­tan tüm har­ca­ma ka­lem­le­rin­de pay alan ke­sim­ler kim­ler? Top­lu­mun alt ge­lir gru­bun­da bu­lu­nan va­tan­daş­la­rı­mız, ya­ni fa­kir­ler ar­ka­daş­lar. Bu­nu bü­tün ik­ti­sat­çı­lar bi­lir, hat­ta ik­ti­sat­çı ol­ma­yan­lar da bi­lir. Hiç bu­nu tar­tış­ma­ya ge­rek yok. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ca­nik­li, bir da­ki­ka­nı­zı ri­ca edi­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, şu ana ka­dar Sa­yın Ha­tip'in ko­nuş­ma­sı­na de­vam­lı söz at­tı­nız. Bu söz at­ma­nın bir nok­ta­da du­ra­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yor­dum, ama ar­ka­daş­lar, bi­raz son­ra mu­ha­le­fet par­ti li­der­le­ri, sa­yın ge­nel baş­kan ko­nu­şa­cak, onu da sükûnet­le din­le­ye­lim, Sa­yın Ha­tip'i de sükûnet­le din­le­ye­lim. Laf ata­rak bir ye­re var­mak müm­kün de­ğil. Bu, doğ­ru da de­ğil. Lüt­fen, ri­ca edi­yo­rum din­le­ye­lim, Sa­yın Ha­tip ko­nuş­ma­sı­nı bi­tir­sin, on­dan son­ra sı­ra di­ğer ha­tip­le­re ge­le­cek.

VE­ZİR AK­DE­MİR (İz­mir) - Ger­çek ra­kam­la­rı söy­le­mi­yor!

BAŞ­KAN - Efen­dim, be­ğen­me­ye­bi­lir­si­niz. Bi­raz son­ra za­ten sı­ra ge­le­cek, ce­vap ve­re­cek­si­niz.

Bu­yu­run efen­dim.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) -Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, özet­le, zen­gi­ne gi­den fa­iz öde­me­le­ri­ni azalt­tık, ora­dan ta­sar­ruf et­ti­ği­miz pa­ra­la­rı da per­so­ne­le ak­tar­dık, me­mur­la­ra ak­tar­dık, ta­rı­ma ak­tar­dık, köy­lü­ye ak­tar­dık, sağ­lı­ğa ak­tar­dık, eği­ti­me ak­tar­dık, ya­tı­rı­ma ak­tar­dık.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Fın­dık­çı­lar si­ze te­şek­kür edi­yor!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Bu­nun öze­ti ve an­la­mı bu­dur ve 2007 yı­lı büt­çe­siy­le de bu ko­nu­da, ya­ni sos­yal har­ca­ma­la­rın ra­kam­la­rı, mik­tar­la­rı ve oran­la­rı iti­ba­rıy­la ba­kıl­dı­ğın­da da AK Par­ti Hükûme­ti, bu an­lam­da, sos­yal po­li­ti­ka üret­me an­la­mın­da da ta­van ya­pa­cak­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kın, hep ra­kam­lar­la ko­nu­şu­yo­rum, bu çiz­gi­de kal­ma­ya de­vam ede­ce­ğim. Şim­di, di­yor­su­nuz ki ya da di­yo­ruz ki, di­yo­ruz ki: "Fa­kir­den al­dık, fa­iz yo­luy­la, di­ğer ka­lem­le­re ak­tar­dık." Pe­ki, ge­lir da­ğı­lı­mı ra­kam­la­rı­na bu yan­sı­yor mu? Yan­sı­ma­sı ge­re­kir. Ya­ni, bu ka­dar ra­kam­lar içe­ri­sin­de bu so­nu­cun, ak­ta­rı­lan kay­na­ğın, zen­gin­den alı­nan bu kay­na­ğın fa­kir­le­re ak­ta­rıl­ma­sı­nın da ge­lir da­ğı­lı­mı ra­kam­la­rı­na yan­sı­ma­sı ge­re­kir. Eğer bu, ra­kam­la­ra yan­sı­mı­yor ise söy­le­dik­le­ri­mi­zin hiç­bir an­la­mı kal­maz. Ba­ka­lım yan­sı­yor mu.

Bu­gü­ne ka­dar eli­miz­de, bi­li­yor­su­nuz ar­ka­daş­lar, 2003 ve 2004 yı­lı ge­lir da­ğı­lı­mı ra­kam­la­rı var­dı. Bu­gün TÜ­İK, 2005 yı­lı ra­kam­la­rı­nı da ya­yım­la­dı. Ön­ce 2002 yı­lı­na ba­ka­lım: Tür­ki­ye'de en zen­gin, top­lu­mun en zen­gin yüz­de 20'si­nin millî ge­lir­den al­dı­ğı pay 2002 yı­lın­da yüz­de 50,91; 2003 yı­lın­da bu ra­kam yüz­de 48,3'e dü­şü­yor. Yüz­de 50,1'den, en zen­gin yüz­de 20'nin millî ge­lir­den al­dı­ğı pay -TÜ­İK'in resmî ra­kam­la­rı- yüz­de 50,1'den yüz­de 48,3'e dü­şü­yor, dü­şüş de­vam edi­yor, 2004 yı­lın­da da yüz­de 46,2'ye dü­şü­yor. Bu­gün ya­yım­la­nan 2005 yı­lı ra­kam­la­rı­na gö­re de yüz­de 43,5'e dü­şü­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Yüz­de 50'den…

AL­GAN HA­CA­LOĞ­LU (İs­tan­bul) - İs­tih­dam ra­kam­la­rı ben­ze­mi­yor de­ğil mi?

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - En alt­ta­ki yüz­de 20'nin ra­kam­la­rı­nı da ver.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ya­ni, zen­gin­le­rin, en zen­gin­le­rin millî ge­lir pas­ta­sın­dan al­dı­ğı pay yüz­de 50'den yüz­de 43,5'e dü­şü­yor. Ger­çek­ten ina­nıl­maz ra­kam­lar­dır de­ğer­li ar­ka­daş­lar ve hiç­bir hükûmet bu­nu ba­şar­ma be­ce­ri­si­ni el­de ede­me­miş­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ya­pıl­ma­sı ge­re­ken ne­dir ar­ka­daş­lar? Sa­de­ce AK Par­ti hükûmet­le­ri­ne te­şek­kür et­mek­tir, baş­ka bir şey de­ğil. Bu ra­kam­lar or­ta­day­ken baş­ka hiç kim­se­nin hiç­bir şey söy­le­me imkânı yok.

De­vam ede­lim, fa­kir­le­re ba­ka­lım. Fa­kir­le­re ba­ka­lım de­ğer­li ar­ka­daş­lar, zen­gi­nin pa­yı azal­mış, fa­kir­le­re ba­ka­lım bir de.

AL­GAN HA­CA­LOĞ­LU (İs­tan­bul) - O ra­kam­la­rı bir de biz gö­re­lim.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - 2002 yı­lın­da top­lu­mun en alt ge­lir gru­bun­da­ki yüz­de 20'si­nin millî ge­lir­den al­dı­ğı pay yüz­de 5,3, en fa­kir yüz­de 20'nin millî ge­lir­den al­dı­ğı pay yüz­de 5,3; 2003'te yüz­de 6'ya çı­kı­yor. 2004'te yüz­de 6 ay­nen ka­lı­yor ve bu­gün ya­yım­la­nan son ra­ka­ma gö­re de 2005'te yüz­de 6,1'e yük­se­li­yor.

İS­MET ATA­LAY (İs­tan­bul) - Bra­vo, kut­la­mak la­zım!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ya­ni, en üst… Ba­kın, de­vam ede­lim ra­kam­la­ra, de­vam ede­lim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar [!])

Te­şek­kür edi­yo­rum, ger­çek­ten ya­pıl­ma­sı ge­re­ken bu. Çün­kü, AK Par­ti hükûmet­le­ri bu ra­kam­lar­la bu al­kış­la­rı hak edi­yor, sa­mi­mi­yet­le hak edi­yor de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

Şim­di ge­le­lim, ikin­ci en fa­kir yüz­de 20'nin al­dı­ğı pa­ya ba­ka­lım. Bu, bi­raz ön­ce söy­le­di­ğim en fa­kir yüz­de 20'ydi, şim­di ikin­ci en fa­kir yüz­de 20'nin al­dı­ğı pay.

2002 yı­lın­da yüz­de 9,8; 2003'te yüz­de 10,3; 2004'te yüz­de 10,7 ve bu­gün ya­yım­la­nan 2005 yı­lı ra­kam­la­rın­da yüz­de 11,1. Yüz­de 9,8'den yüz­de 11,1'e yük­se­li­yor top­lu­mun en fa­kir ikin­ci di­li­mi­nin millî ge­lir­den al­dı­ğı pay de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ba­kın, di­ğer ra­kam­lar­la da bu­nu te­yit edi­yo­ruz. Ba­ka­lım: Aç­lık ora­nı, gı­da yok­sul­luk ora­nı, 2002 yı­lın­da yüz­de 1,35; 2003 yı­lın­da yüz­de 1,29'a dü­şü­yor. Bü­tün ra­kam­lar bi­raz ön­ce ra­kam­lar­la or­ta­ya koy­ma­ya ça­lış­tı­ğım ger­çe­ği te­yit edi­yor ar­ka­daş­lar. Gü­ne­şi bal­çık­la sı­va­ya­maz­sı­nız.

Ay­nı şe­kil­de yok­sul­luk ora­nı, yüz­de 26,96'dan 2002 yı­lın­da, 2004 yı­lın­da yüz­de 25,60'a dü­şü­yor.

AL­GAN HA­CA­LOĞ­LU (İs­tan­bul) - Ya­ni 800 bin ki­şi aç­lık sı­nı­rın­da.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ger­çek­ten, ar­ka­daş­lar, bu tab­lo sa­de­ce al­kış­la­nır, sa­de­ce tak­dir edi­lir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) İs­ter­se­niz uz­man ar­ka­daş­la­rı­nı­za sor­sun, ya­ni bu iş­ten an­la­yan ik­ti­sat­çı ar­ka­daş­la­ra so­ra­bi­lir­si­niz, bu ra­kam­la­rı si­ze de ay­nen ifa­de ede­cek­ler­dir, hiç on­dan kuş­ku duy­mu­yo­ruz.

Şim­di, ar­ka­daş­lar, prob­lem bun­lar de­ğil. Prob­lem ne bi­li­yor mu­su­nuz? Prob­lem şu…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Pa­zar ye­ri­ne git, so­ka­ğa çık, so­ka­ğa.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Şim­di is­tik­rar prog­ra­mı uy­gu­lu­yor Tür­ki­ye. Hat­ta, Sa­yın Bay­kal'ın de­di­ği gi­bi, çok ka­tı bir is­tik­rar prog­ra­mı uy­gu­lu­yor. Ya­ni gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­nın yüz­de 6,5 ora­nın­da fa­iz dı­şı faz­la­yı he­def­le­yen bir is­tik­rar prog­ra­mı ger­çek­ten ka­tı­dır. Sa­yın Bay­kal'a ka­tı­lı­yo­rum. Ka­tı bir is­tik­rar prog­ra­mı­dır. Dün­ya­da da çok az­dır bu şe­kil­de. Da­ha yu­mu­şak, da­ha ha­fif is­tik­rar prog­ra­mı uy­gu­la­yan bir­çok ül­ke­de çok cid­di sos­yal pat­la­ma­lar mey­da­na gel­di ar­ka­daş­lar. Man­za­ra­yı ha­tır­la­yın. İkin­ci yı­lın­da, bi­rin­ci yı­lın­da hat­ta, bu tür prog­ram­la­rın uy­gu­lan­ma­sı­nın bi­rin­ci, ikin­ci yıl­la­rın­da çok cid­di, dra­ma­tik sah­ne­ler mey­da­na gel­di. Bre­zil­ya'da, Ar­jan­tin'de, so­kak­ta­ki -af­fe­der­si­niz- man­za­ra­yı ha­tır­lar­sa­nız, hay­van­la­rın kat­le­di­lip, ora­dan par­ça­la­nıp et­le­ri­nin eve gö­tü­rül­me­si man­za­ra­la­rı­nı hiç unut­ma­dık.

Şim­di, mu­ha­le­fet muh­te­me­len şöy­le dü­şün­dü: Na­sıl ol­sa bun­lar bir iki yıl son­ra bu prog­ra­mın al­tın­da ezi­lir­ler, ba­şar­ma­la­rı müm­kün de­ğil. Di­ğer dün­ya ül­ke­le­rin­de ol­du­ğu gi­bi bun­lar da bu ağır yü­kün al­tın­dan kal­ka­maz­lar, al­tın­da ka­lır­lar ve biz de… Bun­lar­la uğ­raş­ma­ya ge­rek yok. Gel­dik be­şin­ci yı­la de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ta­bii böy­le bir şey ol­ma­dı, tam ak­si­ne…

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Onun en bü­yük sı­kın­tı­sı­nı da­ha ön­ce­ki ik­ti­dar ya­şa­dı.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - …bi­raz ön­ce söy­le­di­ğim şe­kil­de, ra­kam­lar­la or­ta­ya koy­du­ğum şe­kil­de, ne ol­du, top­lu­mun alt ve or­ta ge­lir gru­bun­da bu­lu­nan in­san­la­rın millî ge­lir­den al­dı­ğı pay ar­tı­rıl­dı.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Onun ce­za­sı­nı ön­ce­ki ik­ti­dar çek­ti.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Hem böy­le bir is­tik­rar prog­ra­mı uy­gu­la­ya­cak­sı­nız hem de ger­çek­ten ta­ri­he ge­çe­cek sos­yal po­li­ti­ka­lar üre­te­cek­si­niz ve bun­la­rı ha­ya­ta ge­çi­re­cek­si­niz ve so­nuç ala­cak­sı­nız ve bir yıl de­ğil, iki yıl de­ğil, üç yıl de­ğil, dört yıl ve peş pe­şe, ke­sin­ti­siz.

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Hiç­bi­ri doğ­ru de­ğil.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ta­bii, sa­nı­yo­rum, esas gü­rül­tü­nün kay­na­ğı bu. Bu bek­len­ti bo­şa çık­tı. AK Par­ti son de­re­ce ba­şa­rı­lı. Dün­ya­da hiç ör­ne­ği gö­rül­me­dik şe­kil­de bu is­tik­rar prog­ra­mı­na sos­yal bo­yut kat­tı, ken­di­ne öz­gü bir şe­kil­de ek­sik olan o aya­ğı­nı ta­mam­la­dı. Top­lu­mun bü­tün ke­sim­le­ri­ne fa­iz­den el­de et­ti­ği bu ta­sar­ru­fu, bu kay­na­ğı ak­tar­dı ve bek­le­nen ol­ma­dı. Do­la­yı­sıy­la, sa­nı­yo­rum, esas gü­rül­tü­nün kay­na­ğı o.

Ya­ni, hem enf­las­yo­nu dü­şü­re­cek­si­niz hem fa­izi dü­şü­re­cek­si­niz, hem yüz­de 6,5 fa­iz dı­şı faz­la­yı ya­ka­la­ya­cak­sı­nız hem de eko­no­mi 17 çey­rek ke­sin­ti­siz bü­yü­ye­cek, iş­siz­lik aza­la­cak. Bi­raz son­ra ge­le­ce­ğiz, bu oran­la­rın hep­si­ni ko­nu­şa­ca­ğız. Ge­lir da­ğı­lı­mı­nı iyi­leş­ti­re­cek­si­niz, fa­kir­li­ği azal­ta­cak­sı­nız, aç­lık sı­nı­rı­nı kü­çül­te­cek­si­niz, azal­ta­cak­sı­nız. Dün­ya­nın hiç­bir ye­rin­de bu iki­si bir ara­ya gel­me­miş. Hem is­tik­rar prog­ra­mı hem bu şe­kil­de ba­şa­rı­lı ağır­lık­lı bir sos­yal po­li­ti­ka. Bu, dün­ya­da ilk­tir. Onun için, bir çok ül­ke, bu mo­de­li, şim­di, ör­nek al­ma­ya ça­lı­şı­yor­lar, Tür­ki­ye mu­ci­ze­si ola­rak or­ta­ya koy­ma­ya ça­lı­şı­yor­lar. Bu­nu ya­pan da AK Par­ti hükûmet­le­ri­dir de­ğer­li ar­ka­daş­lar. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Ken­din ina­nı­yor mu­sun bu söy­le­dik­le­ri­ne?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - AK Par­ti büt­çe­le­ri­nin bir baş­ka özel­li­ği de sa­mi­mi büt­çe­ler ol­ma­sı ar­ka­daş­lar, sa­mi­mi, is­tik­rar­lı. Ne de­mek sa­mi­mi?

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Ken­din inan­mı­yor­sun, inan­ma­dık­la­rı­nı söy­lü­yor­sun.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Sa­mi­mi ne­dir, sa­mi­mi­yet? Ver­di­ği­niz sö­zü ye­ri­ne ge­ti­rir­si­niz, ver­di­ği­niz söz­de du­rur­su­nuz. Bu, hem is­tik­ra­rın un­su­ru­dur hem de sa­mi­mi­ye­tin bir so­nu­cu­dur, ge­re­ği­dir. Eğer, bir ki­şi, ku­ru­luş, hükûmet, si­ya­set, kim olur­sa ol­sun ver­di­ği sö­zü ye­ri­ne ge­tir­mi­yor­sa, ora­da sa­mi­mi­yet­ten bah­set­mek müm­kün de­ğil.

KÂZIM TÜRK­MEN (Or­du) - Ay­nen si­zin gi­bi.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ka­tı­lı­yor­su­nuz.

Şim­di, ba­ka­lım, bir hükûmet dü­şü­nün ya da hükûmet­ler dü­şü­nün, bu­ra­ya ge­li­yor, di­yor ki… Ben, ör­nek ola­rak, atı­yo­rum.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Hep atı­yor­sun.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ba­şın­dan be­ri atı­yor­sun.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - "1995 yı­lın­da top­lum­dan şu ka­dar ver­gi ola­rak pa­ra top­la­ya­ca­ğım ve büt­çe har­ca­ma­sı ola­rak şu ka­dar pa­ra har­ca­ya­ca­ğım" di­yor. Bu­ra­da bu sö­zü ve­ri­yor. Bü­tün ko­nuş­ma­lar onun üze­ri­ne ya­pı­lı­yor, her şey, bü­tün den­ge­ler onun üze­ri­ne ku­ru­lu­yor, pi­ya­sa ona ba­kı­yor, ya­tı­rım­cı­lar ona ba­kı­yor, yurt dı­şın­da­ki­ler ona ba­kı­yor, içer­de­ki­ler, her­kes ona ba­kı­yor, o ra­kam­la­rı esas ala­rak he­sa­bı­nı, ki­ta­bı­nı ya­pı­yor; ama, bir yıl son­ra ba­kı­yor­su­nuz ki, yıl­ba­şın­da bu­ra­da ko­nu­şu­lan ra­kam­lar­dan hiç ala­ka­sı ol­ma­yan ra­kam­lar­la kar­şı­laş­mı­şız. 1 top­la­ya­ca­ğım de­miş -ör­nek- 1,2 top­la­mış, 10 top­la­ya­ca­ğım de­miş 15 top­la­mış; 5 har­ca­ya­ca­ğım de­miş, 6 har­ca­ya­ca­ğım de­miş… Sa­mi­mi­yet var mı, gü­ven olur mu, is­tik­rar var mı? Ol­maz.

Ör­nek­len­di­re­lim ar­ka­daş­lar, hiç şe­ye ge­rek yok, ra­kam­lar­la ko­nu­şu­yo­ruz.

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - Ca­ri açı­ğa gel.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ge­le­ce­ğim, hep­si­ne ge­le­ce­ğim.

2003 yı­lı­na ka­dar, bu tab­lo, ay­nen söy­le­di­ğim gi­bi de­vam edi­yor ar­ka­daş­lar, ke­sin­ti­siz bir şe­kil­de de­vam edi­yor. Ya­ni, sa­mi­mi ol­ma­yan büt­çe­ler­le kar­şı kar­şı­ya­yız.

O dö­nem­ler­de, biz, Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğın­da gö­rev yap­tık ve bi­ze de yan­sı­yor­du. "Na­sıl ol­sa, bun­lar şim­di ko­nu­lu­yor, ama hiç­bi­ri­si­nin tut­ma imkânı yok. Bun­lar, şu an­da sa­de­ce bir for­ma­li­te­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­dir" gi­bi, bü­tün bü­rok­rat­lar­da bu ka­na­at olu­şu­yor­du. Ne­den, na­sıl oluş­ma­sın? Bir yıl de­ğil, iki yıl de­ğil, beş yıl, on yıl, yir­mi yıl hep böy­le. Hep 5 de­miş­ler 10 çık­mış, 20 de­miş­ler 30 çık­mış, hiç­bi­ri tut­ma­mış.

Ba­kın, ör­nek­ler ve­re­lim de­ğer­li ar­ka­daş­lar, çok ge­ri­ye git­me­ye ge­rek yok, 1990 yı­lı büt­çe­si.

KÂZIM TÜRK­MEN (Or­du) - De­mek sen de gö­re­vi kö­tü­ye kul­lan­dın!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - He­def yüz­de 64,4. Ya­ni, bu­ra­da ko­nu­şu­lur­ken, hükûmet büt­çe­si­ni ge­ti­rir­ken 64,4 tril­yon li­ra o gün­kü ra­kam­lar­la, mil­yon YTL ola­rak ön­gör­müş, bu sö­zü ver­miş, bu yü­kün al­tı­na gir­miş. Ger­çek­leş­me ne ka­dar? 68,4 tril­yon li­ra. Sap­ma yüz­de 6.

1991'e ge­li­yo­ruz: Dö­ne­min hükûme­ti 101 tril­yon 265 mil­yon li­ra ola­rak he­def­le­miş, ya­ni bu ka­dar pa­ra­yı har­ca­ma­yı ta­ah­hüt et­miş, be­nim sö­züm­dür de­miş. Ger­çek­le­şen 132 tril­yon li­ra de­ğer­li ar­ka­daş­lar, sap­ma yüz­de 30,7.

1994: Ara­lar­da ay­nı ra­kam­lar var. Ben, çok faz­la bu ko­nu­da za­ma­nı­nı­zı iş­gal et­me­mek için, kı­sal­ta­rak gi­di­yo­rum. He­def 818, ger­çek­leş­me 902 -1994- sap­ma yüz­de 10,2.

1995: 1 kat­ril­yon 330, ger­çek­leş­me 1 kat­ril­yon 724, sap­ma yüz­de 29,5.

2002: He­def 98 kat­ril­yon, ger­çek­leş­me 115 kat­ril­yon, sap­ma yüz­de 17,8.

Bu ül­ke bun­la­rı ya­şa­dı de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Büt­çe­nin cid­di­ye­ti kal­ma­mış­tı. Hiç kim­se, büt­çe­le­ri, bu­ra­da ge­ti­ri­len ra­kam­la­rı, bu­ra­da­ki ya­pı­lan ko­nuş­ma­la­rı cid­di­ye al­mı­yor­du, ama şim­di öy­le de­ğil. 2003'e ka­dar öy­le, 2003'ten son­ra öy­le de­ğil. Ta­bii, bu isa­bet­siz­lik, bu tu­tar­sız­lık sa­de­ce büt­çe bü­yük­lük­le­ri için ge­çer­li de­ğil, ona bağ­lı bü­tün ra­kam­lar için ge­çer­li; fa­iz için ge­çer­li, har­ca­ma ka­lem­le­ri için ge­çer­li, ver­gi ge­lir­le­ri için ge­çer­li, bü­tün hep­si için ge­çer­li.

Şim­di ge­li­yo­ruz AK Par­ti büt­çe­le­ri­ne. 2003 yı­lın­da Hükûme­ti­miz gel­miş, ben 145 kat­ril­yon li­ra har­ca­ya­ca­ğım, de­miş. Evet, bu­ra­da da bir isa­bet­siz­lik var. 140 kat­ril­yon har­ca­mış! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) 145 kat­ril­yon har­ca­ya­ca­ğım de­miş, 140 kat­ril­yon har­ca­mış. Bu 5 kat­ril­yo­nu da ya­tı­rım için, tü­ke­tim için va­tan­daş­la­rı­na bı­rak­mış.

2004: 160 kat­ril­yon he­def­len­miş, 152 kat­ril­yon ger­çek­leş­miş de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

2005: 168 kat­ril­yon, ger­çek­leş­me 158 kat­ril­yon. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Bu ka­dar iyi­si­niz de, ni­ye se­çim­ler­den ka­çı­yor­su­nuz?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - 2006: 170 kat­ril­yon, ger­çek­leş­me 175, sap­ma bin­de 5.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, şim­di na­sıl de­ğer­len­di­rir­si­niz? 2002'ye ka­dar tab­lo bu. Bir yıl de­ğil, iki yıl de­ğil, üç yıl de­ğil, dört yıl, ta­ma­mı, AK Par­ti büt­çe­le­ri­nin ta­ma­mı. Te­sa­düf di­ye­mez­si­niz, rast­lan­tı di­ye­mez­si­niz, hiç­bir şey söy­le­ye­mez­si­niz.

NE­CA­Tİ UZ­DİL (Os­ma­ni­ye) - Yi­ne de­riz.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Söy­le­ne­cek tek şey var: Teb­rik edi­yo­ruz AK Par­ti, AK Par­ti Hükûmet­le­ri, si­zi teb­rik edi­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­lar. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK Par­ti büt­çe­le­ri­nin bir baş­ka özel­li­ği: Ka­li­te­li büt­çe, büt­çe­ler­de ka­li­te. Ne­dir ka­li­te? Ka­li­te, büt­çe har­ca­ma­la­rı­nın sağ­lam kay­nak­la­ra da­yan­dı­rıl­ma­sı de­ğer­li ar­ka­daş­lar, sağ­lam kay­nak­la­ra da­yan­dı­rıl­ma­sı. Ya­ni, har­cı­yor­su­nuz…

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - ISO 9001 bel­ge­si­ni al­dı­nız mı?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - …ama, pa­ra­yı ba­sı­yor­sa­nız, Mer­kez Ban­ka­sı kay­nak­la­rı­nı kul­la­nı­yor­sa­nız, so­nuç­ta, iki­ye kat­la­na­rak va­tan­da­şın ce­bi­ne enf­las­yon ola­rak ge­ri­ye dö­nü­yor.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Ca­nik­li, 9001 bel­ge­si al­dı­nız mı?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ka­li­te­li büt­çe ya­pı­yor AK Par­ti hükûmet­le­ri.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Bel­ge­si­ni al­dı­nız mı, bel­ge­si­ni?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Sa­mi­mi büt­çe yap­tı­ğı gi­bi, ada­let­li büt­çe yap­tı­ğı gi­bi ka­li­te­li büt­çe de yap­mış, dört yıl­da da yap­mış bu­nu.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Bel­ge­si­ni al­dı­nız mı, bel­ge­si­ni?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ar­ka­daş­lar, ba­ka­lım, yi­ne ra­kam­la­ra ba­ka­lım, boş la­fa ge­rek yok, ra­kam­la­ra ba­ka­lım.

Şim­di, ba­kın...

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Bu ko­nuş­ma­nız­da ne ka­li­te var ne sa­mi­mi­yet var! Bi­raz sa­mi­mi dav­ra­nın, sa­mi­mi!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 1990 yı­lın­da top­lam ge­lir­le­rin büt­çe gi­der­le­ri­ni kar­şı­la­ma ora­nı yüz­de 82,7. Ya­ni, 100 har­can­mış, 82,7 ge­lir el­de edil­miş, top­lan­mış ver­gi ge­li­ri ve di­ğer ge­lir­ler. Ge­ri­ye ka­lan?.. Ya borç­la­na­cak­sı­nız ya da pa­ra ba­sa­cak­sı­nız. On­lar da öy­le yap­mış za­ten. 1991 yı­lın­da yüz­de 74,8'e düş­müş, 1994'te 83,1-83,2. Ba­kın, de­vam edi­yor düş­me, hız­la­nı­yor bu ta­rih­ten son­ra. 1995'te 81,7; 1998'de 75,6; 1999'da 67; 2001'de 63,9; 2002'de 65. Ya­ni, 100 har­cı­yor­su­nuz, 65 ge­li­ri­niz var de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Ver­gi­yi bin­dir­di­niz va­tan­da­şa, ne ola­cak?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - 100 har­cı­yor­su­nuz, 65 ge­li­ri­niz var. 35'i ne­re­den kar­şı­lı­yor­su­nuz? Pa­ra ba­sı­yor­su­nuz, borç alı­yor­su­nuz.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Ver­gi ha­ri­cin­de ne ge­li­rin var se­nin, ver­gi ha­ri­cin­de?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Böy­le bir yö­ne­tim ol­maz de­ğer­li ar­ka­daş­lar, böy­le bir yö­ne­tim ol­maz.

BAŞ­KAN - Sa­yın De­ve­ci­ler, lüt­fen mü­da­ha­le et­me­yin.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Ver­gi ha­ri­cin­de­ki kay­na­ğı söy­le!

BAŞ­KAN - Efen­dim, mü­da­ha­le et­me­yin, bi­raz son­ra ko­nu­şa­cak­sı­nız.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Bu yö­ne­tim­le, so­nuç­ta, ül­ke­yi, eko­no­mi­yi ge­ti­rir, du­va­ra tos­lar­sı­nız. Bun­lar da böy­le yap­tı­lar za­ten.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Bu­ra­da han­gi kay­na­ğı ya­rat­tın ver­gi ha­ri­cin­de? Kay­na­ğı söy­le! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Baş­ka­nım, at bu­nu dı­şa­rı­ya!" ses­le­ri)

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ge­le­lim, ge­le­lim AK Par­ti­ye, ge­le­lim AK Par­ti­ye de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ba­kın, 2002'de 65 ola­rak dev­ral­dı­ğı­mız bu oran, ya­ni ge­lir­le­rin gi­der­le­ri kar­şı­la­ma ora­nı, 2003'te yüz­de 71,3'e çı­kı­yor, he­men, anın­da, hiç ge­cik­mek­si­zin: 2004'te yüz­de 80; 2005'te yüz­de 94,88; 2006'da yüz­de 93,6 de­ğer­li ar­ka­daş­lar. 2009'da da eşit hâle ge­le­cek, denk ola­cak.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Hep­si ver­gi, hep­si ver­gi!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Bu­nu ra­hat­lık­la söy­le­ye­bi­li­yo­ruz bu tab­lo­yu gör­dük­ten son­ra. Yüz­de 65 ola­rak dev­ral­dı­ğı­mız bu if­las tab­lo­su bu­gün yüz­de 93,6'ya ulaş­mış­tır. Ka­li­te­li büt­çe bu­dur de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ka­li­te­li büt­çe bu­dur. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Ver­gi­yi her­kes sağ­lar ver­gi­yi! Ver­gi ha­ri­cin­de kay­nak bul.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ve büt­çe açık­la­rı da do­ğal ola­rak, büt­çe açık­la­rı da, bu pa­ra­lel­de, ay­nı oran­da azal­mış­tır.

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Kül­tür Ba­kan­lı­ğı iki ay­dır ge­çi­ci iş­çi­le­rin ma­aş­la­rı­nı öde­ye­mi­yor!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar...

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­yın­dır...

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Ma­aş öde­ye­mi­yor! Ma­aş, ma­aş!

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­yın­dır, lüt­fen ye­ri­ni­ze otu­run.

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Kül­tür Ba­kan­lı­ğı ma­aş öde­ye­mi­yor!

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­yın­dır...

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, büt­çe açık­la­rıy­la da, kı­sa­ca bir oran ve­re­rek... AK Par­ti dö­ne­min­de büt­çe­ler ka­li­te­li hâle ge­lin­ce açık­la­rın da or­ta­dan kalk­ma­sı onun do­ğal bir so­nu­cu­dur. 2003 yı­lın­da yüz­de 28; 2004'te yüz­de 24; 2005'te yüz­de 5; 2006'da yüz­de 1,7 büt­çe açık­la­rı.

Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, böy­le bir tab­lo­yu, dün­ya­da hiç­bir ül­ke­de böy­le bir ba­şa­rı tab­lo­su­nu gör­me­niz müm­kün de­ğil. İk­ti­sat ta­ri­hi böy­le bir ba­şa­rı­yı, bü­tün sa­mi­mi­ye­tim­le söy­lü­yo­rum, yaz­ma­dı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Yi­ne, bu­gü­ne ka­dar bir­çok hükûme­tin ifa­de et­ti­ği, söy­le­di­ği, ama bir tür­lü ger­çek­leş­ti­re­me­di­ği hu­sus­lar­dan bir ta­ne­si de ver­gi in­di­rim­le­ri. Ger­çek­ten, Tür­ki­ye'de ver­gi ka­yıp ve ka­ça­ğı­nın yük­sek ol­du­ğu­nu he­pi­miz bi­li­yo­ruz ve bir­çok hükûmet de, sa­mi­mi ola­rak, bel­ki bu­nu azalt­mak için ça­ba­lar sarf et­ti, ama hiç­bi­ri ba­şa­ra­ma­dı. Hat­ta, tam ter­si­ne, ar­tır­ma yo­lu­na git­ti­ler. İlk de­fa AK Par­ti hükûmet­le­ri dö­ne­min­de… Ve ver­gi ka­yıp ve ka­ça­ğı­nın da yük­sek ol­ma­sı­nın -bir­çok ne­de­ni var ta­bii- te­mel ne­den­le­rin­den bir ta­ne­si de bu­dur. Ya­ni, mü­kel­lef­te ver­gi ka­çır­ma sa­iki­ni te­tik­le­yen, ar­tı­ran en önem­li fak­tör­ler­den bir ta­ne­si ver­gi oran­la­rı­nın yük­sek­li­ği­dir. Biz bu­nu bi­li­yo­ruz, biz bu­nu ka­bul edi­yo­ruz.

Ta­bii, şu da bir ger­çek: Bir an­da çok yük­sek oran­lı dra­ma­tik in­di­rim­le­rin de büt­çe­yi al­tüst ede­ce­ği­ni he­pi­mi­zi ka­bul et­me­miz ge­re­ki­yor. Fa­kat, söy­le­nip de ye­ri­ne ge­ti­ri­le­me­yen di­ğer hu­sus­lar­da ol­du­ğu gi­bi, ye­ri­ne ge­ti­ri­len ko­nu­lar­dan bir ta­ne­si de bu­dur AK Par­ti ta­ra­fın­dan. Da­ha ön­ce­ki dö­nem­ler­de de hep he­def­le­nen, ama bir tür­lü ön­ce­ki hükûmet­le­rin ger­çek­leş­ti­re­me­di­ği hu­sus­lar­dan bir ta­ne­si de bu­dur: Ver­gi in­di­ri­mi, ver­gi in­di­rim­le­ri.

Ge­lir ver­gi­sin­de in­di­rim yap­tık, ku­rum­lar ver­gi­si ora­nın­da in­di­rim yap­tık, KDV oran­la­rın­da in­di­rim yap­tık; sağ­lık­ta, eği­tim har­ca­ma­la­rın­da, gı­da, teks­til, hep­sin­de in­di­rim­ler yap­tık; ge­lir ver­gi­sin­de yap­tık, ku­rum­lar­da yap­tık, KDV'de yap­tık. Ve Sa­yın Ma­li­ye Ba­ka­nı­mız ta­ra­fın­dan açık­lan­dı. Yi­ne, bu da uzun yıl­lar­dan be­ri bü­tün hükûmet­le­rin he­de­fi olan ver­gi in­di­rim­le­rin­den bir ta­ne­si: As­ga­ri üc­re­tin ver­gi dı­şı bı­ra­kıl­ma­sı. Hep ko­nu­şu­lur, te­men­ni edi­lir, söz­ler ve­ri­lir, ama bir tür­lü ye­ri­ne ge­ti­ril­mez. İn­şal­lah, önü­müz­de­ki yıl, en az as­ga­ri üc­re­tin ya­rı­sı ver­gi dı­şı bı­ra­kı­la­cak­tır.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Dört se­ne geç­ti ya, dört se­ne geç­ti!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ve en önem­li­si, ha­yat stan­dar­dı esa­sı­nın kal­dı­rıl­ma­sı. 2003 yı­lın­da… De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 2003 yı­lı ön­ce­si­ni ha­tır­la­yın. Bir­çok in­sa­nın "kel­le ver­gi­si", "De­li Dum­rul ver­gi­si" di­ye ta­nım­la­dı­ğı, ka­za­nan­dan da ka­zan­ma­yan­dan da alı­nan -onun için "De­li Dum­rul" di­ye ta­nım­la­nı­yor idi- bir kel­le ver­gi­si, ha­yat stan­dar­dı esa­sı var­dı ve 1976 yı­lın­dan be­ri de -bir yıl ha­riç- uy­gu­lan­dı, 1976 yı­lın­dan 2003 yı­lı­na ka­dar -bir yıl ha­riç- ke­sin­ti­siz uy­gu­lan­dı.

AL­GAN HA­CA­LOĞ­LU (İs­tan­bul) - Sa­yın Ba­kan ka­tı­lı­yor mu gö­rü­şü­nü­ze?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Biz kal­dır­dık. Her­kes söz ver­di, kim­se ye­ri­ne ge­ti­re­me­di; her­kes is­te­di, kim­se ye­ri­ne ge­ti­re­me­di. Bu şe­ref de AK Par­ti hükûmet­le­ri­ne na­sip ol­du. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Şim­di, ver­gi oran­la­rı­nı dü­şü­rü­yo­ruz, ver­gi ge­lir­le­ri­mi­zi de ar­tı­rı­yo­ruz. Bu­nun an­la­mı ne­dir? Ver­gi ka­yıp ve ka­ça­ğı­nın dü­şü­rül­me­si­dir ar­ka­daş­lar.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Do­lay­lı ver­gi­den bah­set.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ver­gi oran­la­rı dü­şer­ken, dü­şü­rü­lür­ken, top­la­nan ver­gi ya da ver­gi­nin gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la için­de­ki pa­yı­nı ar­tı­rı­yor­sa­nız, bu­gü­ne ka­dar hiç kim­se­nin cid­di ola­rak ba­şa­ra­ma­dı­ğı bu so­nu­cu el­de edi­yor­su­nuz. Ya­ni, ka­yıt dı­şı eko­no­mi­yi da­ral­tı­yor­su­nuz, kay­da ge­çi­ri­yor­su­nuz ve ver­gi ka­yıp ve ka­ça­ğı­nı azal­tı­yor­su­nuz.

K.KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Do­lay­lı ver­gi­le­ri azalt­tın mı?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Bu da, AK Par­ti hükûmet­le­ri­nin çok bü­yük ba­şa­rı­la­rın­dan bir ta­ne­si­dir.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Do­lay­lı ver­gi­ler ne ola­cak?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar,şim­di, ba­kın, bir an­la­yış far­kı­nı or­ta­ya koy­mak açı­sın­dan, bu büt­çe ko­nuş­ma­la­rın­da gü­zel bir imkân or­ta­ya çık­tı.

Sa­yın Bay­kal, ko­nuş­ma­sın­da "tü­tün­de ko­ta­lar kal­dı­rıl­ma­dı" gi­bi bir ifa­de kul­lan­dı. Bü­tün hep­si­ni ta­ra­dım ben. CHP'li ar­ka­daş­la­rı­mız­dan bi­ri­si ya da bir­kaç ta­ne­si de, "tü­tün ve pan­car­da ko­ta­lar kal­dı­rıl­ma­dı" di­ye ser­ze­niş­te bu­lun­du, eleş­ti­ri­de bu­lun­du. Ya­ni, bir baş­ka ifa­dey­le, mef­hu­mu mu­ha­lif­ten gi­der­sek, tü­tün­de ko­ta­lar kal­dı­rıl­sın, pan­car­da ko­ta­lar kal­dı­rıl­sın, de­nil­di.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - De­me­di­niz mi bu­nu üç se­ne ön­ce?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Şim­di, ba­kın, ar­ka­daş­lar, ön­ce is­ter­se­niz ne­den kal­dı­rıl­ma­dı ya da is­te­nil­di­ği şe­kil­de ne­den ta­ma­men kal­dı­rıl­ma­dı, o so­ru­ya ce­vap ver­me­ye ça­lı­şa­lım.

Ön­ce, bu so­ru­ya tam ce­vap ver­me­den ön­ce, Tür­ki­ye'de­ki şe­ker üre­ti­mi­ne, şe­ker tü­ke­ti­mi­ne, on­la­ra bir bak­ma­mız la­zım. Ya­ni, iki an­la­yış ara­sın­da­ki far­kı or­ta­ya koy­ma­mız için bun­la­rı de­tay­lı ir­de­le­me­miz ge­re­ki­yor de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ne­den da­ha ön­ce söy­le­me­di­niz? İk­ti­da­ra gel­me­den ön­ce ne­den söy­le­me­di­niz?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ba­kın, 2001 yı­lın­da şe­ker üre­ti­mi 1 mil­yon 266 bin ton, tü­ke­tim 1 mil­yon 205 bin ton. Şe­ker sto­ku -es­ki­den dev­ra­lı­nan var- 1 mil­yon 227 bin ton. 2006 iti­ba­rıy­la, bu­gün iti­ba­rıy­la, şe­ker stok­la­rı Tür­ki­ye'de 1 mil­yon 13 ton­dur, 1 mil­yon 13 ton şe­ker sto­ku­muz var. Bu­nu ih­raç ede­mi­yo­ruz. Ne­den? Çün­kü, Tür­ki­ye'de  şe­ke­rin to­nu 1.100 do­lar, ulus­la­ra­ra­sı pi­ya­sa­lar­da 290 do­lar.

Şim­di, ko­ta­nın kal­dı­rıl­ma­sı ne de­mek? Da­ha çok şe­ker üre­ti­mi, da­ha çok stok de­mek. Stok ne de­mek?

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ne­den se­çim­ler­de söy­le­di­niz?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Pa­ra­sı­nı al­dı­nız, pa­ra­sı­nı öde­di­niz. Ne­re­den öde­di­niz? Büt­çe­den öde­di­niz. Büt­çe­nin kay­na­ğı ne? Ver­gi. Va­tan­daş­tan al­dı­ğı­nız pa­ray­la ne yap­tı­nız? Ko­ta­yı kal­dır­dı­nız, al­dı­nız, üret­ti­niz, stok­la­dı­nız, göm­dü­nüz, or­ta­dan kal­dır­dı­nız.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Se­çim­den ön­ce ni­ye söy­le­di­niz?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ra­kam­lar or­ta­da de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Se­çim­den ön­ce ni­ye söy­le­di­niz?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Şim­di, de­vam ede­lim, de­vam ede­lim…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - İşi­ne gel­mi­yor.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol… Sa­yın Ana­dol, Grup Baş­kan Ve­ki­li ola­rak sükûne­te siz yar­dım­cı ola­cak­sı­nız, lüt­fen.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Tü­tü­ne ba­ka­lım de­ğer­li ar­ka­daş­lar, tü­tü­ne ba­ka­lım. Tü­tün­de de ina­nıl­maz stok­lar var, bu­nu he­pi­miz bi­li­yo­ruz.

NU­Rİ Çİ­LİN­GİR (Ma­ni­sa) - Ne­re­de stok? Tü­tü­nü öl­dür­dü­nüz.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - 2000'de 489 bin ton, 2004 yı­lın­da 391 bin ton ve her yıl, Tür­ki­ye, tü­ket­ti­ğin­den ve­ya ih­raç et­ti­ğin­den faz­la tü­tün üret­miş, stok­lar de­vam edi­yor ve ya­kıl­mış ba­zı yıl­lar.

YIL­MAZ KA­YA (İz­mir) - İt­ha­lat ne ka­dar? İt­ha­lat­tan bah­set.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - 1994 yı­lın­da, ar­ka­daş­lar, 70 bin ton tü­tün ya­kıl­mış bu ül­ke­de, 95 yı­lın­da 17 bin ton tü­tün ya­kıl­mış.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ni­ye va­at­te bu­lun­du­nuz, onu so­ru­yo­rum ya!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Şim­di ba­kın -bu bir an­la­yış- de­ni­li­yor ki, tü­tün­de ko­ta kalk­sın, şe­ker pan­ca­rın­da kalk­sın, alın­sın, üre­tim faz­la­laş­sın, stok­la­ya­lım, ya­ka­lım…

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Se­çim­den ev­vel söz ver­me­di­niz mi?

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ni­ye ön­ce söy­le­di­niz?

BAŞ­KAN - Sa­yın Ana­dol, lüt­fen…

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - …ala­lım, ya­ka­lım; pa­ra­sı­nı öde­ye­lim mil­yar­lar­ca do­la­rı, ya­ka­lım ve­ya gö­me­lim. Bir an­la­yış bu, bu bir an­la­yış. Bu­nu bir ta­ra­fa tu­ta­lım.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Dün dün­dür, bu­gün bu­gün­dür!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Biz ne yap­tık? Ba­kın ar­ka­daş­lar, biz şu­nu yap­tık.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - De­mi­rel gi­bi, dün dün­dür, bu­gün bu­gün­dür!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ba­zı ürün­ler­de de açı­ğı­mız var. İt­ha­lat ya­pı­yo­ruz, it­hal edi­yo­ruz. Bir ta­raf­ta faz­la­mız var, sa­ta­mı­yo­ruz, alı­yo­ruz, ya­kı­yo­ruz. Bir ta­raf­ta da açı­ğı­mız var, tü­ke­ti­mi­miz faz­la, üre­tim yet­mi­yor.

M. CEV­DET SEL­Vİ (Es­ki­şe­hir) - O si­zin be­ce­rik­siz­li­ği­niz!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ne ya­pı­yo­ruz? İt­hal edi­yo­ruz, dö­viz ödü­yo­ruz. İş­te biz, bu nok­ta­da AK Par­ti hükûmet­le­ri dev­re­ye gi­ri­yor. Bu çift­çi­le­ri­mi­zi, açı­ğı­mız olan bu ürün­le­re ka­na­li­ze edi­yor. Ki­me ka­na­li­ze edi­yor, ne­re­ye? Me­se­la, mı­sır -en il­ginç ör­nek ol­du­ğu için söy­lü­yo­rum- mı­sır üre­ti­mi­ne ka­na­li­ze edi­yor.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Ne ya­pa­cak ki tü­tün­cü, pa­muk mu üre­te­cek?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Di­yo­ruz ki çift­çi­mi­ze… Mağ­dur et­mek yok ke­sin­lik­le. Üre­ti­ci­nin, çift­çi­nin mağ­dur edil­me­si di­ye bir şey söz ko­nu­su ola­maz, ra­kam­la­rı söy­le­dim bi­raz ön­ce, ta­rı­ma ak­ta­rı­lan ra­kam­la­rı söy­le­dim, bun­lar da de­tay­la­rı. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim ar­ka­daş­lar, ha­tip ko­nu­şa­mı­yor. Sakin olun...

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Di­yo­ruz ki, ey va­tan­da­şım, sen tü­tün ek­me, sen pan­car ek­me. Çün­kü, bu­ra­da sa­ta­mı­yo­ruz, üre­ti­mi­mi­zin çok üze­rin­de, ya­zık bu pa­ra­la­ra. Tü­tü­nü alıp ya­ka­ca­ğız, şe­ke­ri alıp stok­la­ya­ca­ğız.

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Fın­dı­ğı ne ya­pa­ca­ğız?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Onun ye­ri­ne ne ya­pa­lım? Onun ye­ri­ne, ge­lin, it­hal et­ti­ği­miz ürün­le­re si­zi yön­len­di­re­lim, teş­vik ede­lim, ila­ve pa­ra­lar ve­re­lim ve alım ga­ran­ti­si de var. Çün­kü, biz, onu za­ten, ih­ti­ya­cı­mız var, Tür­ki­ye'nin ih­ti­ya­cı var. Ne­dir? Me­se­la, mı­sır.

Ba­kın ar­ka­daş­lar, mı­sır üre­ti­mi ra­kam­la­rı­na bak­tı­ğı­nız za­man gö­rür­sü­nüz. 2002 yı­lın­da üre­ti­len mı­sı­rın to­nu 2 mil­yon 100 bin ton. 2003 yı­lın­da 2 mil­yon 800 bin to­na çık­mış. 2004 yı­lın­da 3 mil­yon ton. 2005 yı­lın­da 4 mil­yon 200 bin ton ve bu­na rağ­men hâlen de az da ol­sa, aza­la­rak da ol­sa it­ha­lat de­vam edi­yor. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ar­ka­daş­lar, bu bir an­la­yış iş­te, an­la­yış far­kı.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Ya­hu, se­çim­den ev­vel  kim­le­re ne va­at­ler ver­di­niz, kim­le­re ver­di­niz, onu söy­le­se­ne? Baş­tan bil­mi­yor muy­du­nuz? Mil­le­ti ni­ye kan­dır­dı­nız? (AK Par­ti ve CHP mil­let­ve­kil­le­ri ara­sın­da kar­şı­lık­lı laf at­ma­lar, gü­rül­tü­ler)

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Bir yer­de o var, hep bu ya­pıl­mış, bir yer­de de bu var. Yi­ne üre­ti­ci mağ­dur edil­mi­yor. Akıl­lı bir po­li­ti­ka var. Mil­le­ti cid­di­ye alan, kay­nak­la­rı­na sa­hip çı­kan, o ül­ke­yi ve ge­le­ce­ği­ni dü­şü­nen bir an­la­yış var. Di­ğer ta­raf­tan da iş­te, yüz­de 65'ini sağ­la­dı­ğı, yüz­de 35'ini borç­lan­dı­ğı büt­çe­ye ge­ti­ren bir an­la­yış var. İş­te, iki an­la­yış ara­sın­da­ki fark bu. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Dı­şa­rı ka­çı­yor­sun, ni­ye dı­şa­rı ka­çı­yor­su­nuz; kaç­ma­sa­na, ka­çı­yor­sun. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Ka­çan siz­si­niz" ses­le­ri, gü­rül­tü­ler)

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Ka­çan fa­lan yok.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Kaç­tın git­tin.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Ka­çan fa­lan yok.

Bi­raz­dan Bay­kal ko­nu­şa­cak, gö­rür­sü­nüz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Poy­raz, mü­da­ha­le et­me­yin lüt­fen!

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Ya­lan mı söy­lü­yo­ruz? Se­çim­den ev­vel "Ko­ta­yı kal­dı­ra­ca­ğız" de­me­di­niz mi?

BAŞ­KAN - Sa­yın De­ve­ci­ler, kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­ya­lım.

Sa­yın Poy­raz, lüt­fen!

Bu­yu­run.

Sa­yın Ca­nik­li, sü­re­niz bit­mek üze­re.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu iki…

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Fın­dı­ğa gel­se­ne, fın­dı­ğa.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ge­le­ce­ğim, hep­si­ne ge­le­ce­ğim.

Bu iki an­la­yış ara­sın­da­ki far­kı or­ta­ya koy­duk­tan son­ra ge­çe­lim borç me­se­le­si­ne.

Di­yor­lar ki ar­ka­daş­la­rı­mız: "Efen­dim, bor­cu şu ka­dar yük­selt­ti­niz, bor­cu şu ka­dar yük­selt­ti­niz, ar­tır­dı­nız, öl­dür­dü­nüz, ba­tır­dı­nız." Ko­nu­şa­lım, her şe­yi ra­kam­lar­la ko­nu­şu­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­lar, boş laf yok biz­de.

Şim­di ba­kın, ön­ce ka­mu net borç stok ora­nı­nın düş­tü­ğü­nü he­pi­miz bi­li­yo­ruz, ben de tek­rar­lı­yo­rum: Dev­ral­dı­ğı­mız­da yüz­de 78,4'tü, bu­gün yüz­de 50'ye in­miş­tir. Ay­nı doğ­rul­tu­da, ka­mu ke­si­mi borç­lan­ma ge­re­ği­nin gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­ya -ya­ni borç yü­kü­nün azal­dı­ğı­nı gör­me­nin kri­ter­le­rin­den bir ta­ne­si de bu- ka­mu ke­si­mi borç­lan­ma ge­re­ği­nin gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­ya ora­nı, dev­ral­dı­ğı­mız­da yüz­de 12,7 idi, 2006'da ek­si 0,7'ye düş­müş. Ya­ni, ar­tık ka­mu­nun ila­ve borç­lan­ma ge­re­ği or­ta­dan kalk­mış de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ba­kın, bu da önem­li de­ğil. Bun­lar ke­sin ra­kam­lar ama, esas ben baş­ka bo­yu­tuy­la de­ğer­len­dir­mek is­ti­yo­rum.

Şim­di, dış bor­cu­muz var, iç bor­cu­muz var. Dış borç­ta ka­mu­nun bor­cu var, özel sek­tö­rün bor­cu var. Biz ka­mu­nun bor­cuy­la il­gi­le­ni­yo­ruz. Ka­mu­nun bor­cu, 2002 yı­lın­da dış bor­cu 63,6 mil­yar do­lar­dan 66,9 mil­yar do­la­ra çık­mış. Bun­la­rın ta­ma­mı da or­ta ve uzun va­de­li. Ar­tış ora­nı son de­re­ce dü­şük dört yıl­da. Hiç tar­tış­ma ko­nu­su yok, prob­lem de yok. Ta­bii esas tar­tı­şı­lan iç borç, ar­ka­daş­la­rı­mı­zın sü­rek­li söy­le­di­ği ya da eleş­tir­di­ği iç borç. Şim­di ge­le­lim iç bor­ca. 2002 yı­lın­da dev­ral­dı­ğı­mız­da iç borç sto­ku 149,9 kat­ril­yon; 2003 yı­lın­da 194,4 kat­ril­yo­na çı­kı­yor, ar­tış ora­nı yüz­de 29,68, ger­çek­ten yük­sek bir oran; 2004 yı­lın­da 224,5 kat­ril­yo­na çı­kı­yor, ar­tış ora­nı yüz­de 15,5; 2005'te 244,8 kat­ril­yo­na çı­kı­yor, ar­tış ora­nı yüz­de 9; 2006'da yüz­de 2,5 ora­nın­da ar­tı­yor, ra­kam da ka­sım so­nu iti­ba­rıy­la 250,9 kat­ril­yon. Ön­ce bu oran­la­ra dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­ti­yo­rum, ar­tış oran­la­rı­na. 2003'te yüz­de 29,68; 2004'te yüz­de 15,5; 2005'te yüz­de 5; 2006'da yüz­de 2,5.

Pe­ki, ne­den 2003 ve 2004'te iç borç stok oran­la­rı bu ka­dar yük­sek art­tı? Bu­nun ne­de­ni ne bi­li­yor mu­su­nuz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım?

ALİ CUM­HUR YA­KA (Muğ­la) - Sa­vun, sa­vun borç­la­rı!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - 2002 yı­lın­da ve 2001 yı­lın­da ya­pı­lan yük­sek fa­iz oran­lı borç­lan­ma­lar. 2002 yı­lın­da, dö­ne­min hükûme­ti borç­lan­mış. Va­de bir yıl ya da iki yıl. Öde­me za­ma­nı ne za­man? Öde­me za­ma­nı 2003. O borç­lan­mış, öde­me­si­ni biz ya­pa­ca­ğız. Borç sto­ku ra­kam­la­rı­na, ba­sit ör­nek ol­sun di­ye -bi­raz son­ra ger­çek ra­kam­la­rı da ve­re­ce­ğim- ör­nek ol­sun di­ye söy­lü­yo­rum: 2002 yı­lı­nın her­han­gi bir ayın­da, di­ye­lim ki 10 kat­ril­yon borç­lan­dı. Fa­iz ora­nı ne­dir? Bi­le­şik yüz­de 60. Borç sto­ku ra­ka­mı ne gö­zü­kü­yor? 10 kat­ril­yon gö­zü­kü­yor. Hâlbu­ki, biz dev­ral­dı­ğı­mız­da öde­me za­ma­nı gel­miş ve fa­iz de üze­ri­ne bin­miş.

AL­GAN HA­CA­LOĞ­LU (İs­tan­bul) - Bu­gün re­el fa­iz ne­dir?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ger­çek ra­kam kaç? 16 kat­ril­yon.

AL­GAN HA­CA­LOĞ­LU (İs­tan­bul) - Bu­gün re­el fa­iz ne­dir?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ama ka­yıt­lar­da ne gö­zü­kü­yor? Tek­nik ola­rak öy­le he­sap­la­nı­yor, öy­le ta­kip edi­li­yor. 16 kat­ril­yon. Ne­de­ni de bu­dur de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

AL­GAN HA­CA­LOĞ­LU (İs­tan­bul) - Re­el fa­iz­ler ne­dir?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - 2003'te, ya­ni 2002 yı­lın­da ya­pı­lan…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ca­nik­li, beş da­ki­ka ek sü­re ver­dim.

Bu­yu­run.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - 2002 yı­lın­da ya­pı­lan bu borç­lan­ma bi­zim dö­nem­de öden­di­ği için, it­fa­sı bi­zim dö­nem­de ya­pıl­dı­ğı için fa­izi­ni biz ödü­yo­ruz, ama, üze­ri­ne fa­izi bin­miş as­lın­da. Borç 10 kat­ril­yon de­ğil, borç as­lın­da 16 kat­ril­yon, ama ka­yıt­lar­da 10 kat­ril­yon gö­zü­kü­yor, öde­di­ği­niz za­man ra­kam or­ta­ya çı­kı­yor, 16 kat­ril­yon. İş­te, bu ne­den­le 2003'te bu ra­kam yük­sek çı­kı­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, eko­no­mi­de alı­nan ba­zı ka­rar ve uy­gu­la­ma­la­rın so­nuç­la­rı bir­den faz­la yıl­la­ra si­ra­yet ede­bi­lir. Ya­ni, bi­zim şim­di ikin­ci AK Par­ti Hükûme­ti­nin bu tab­lo­su, üçün­cü AK Par­ti hükûme­ti için çok gü­zel bir tab­lo ola­rak de­vam ede­cek de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ay­nı bu­nun gi­bi.

Şim­di ba­kın, ger­çek ra­kam­la­ra ge­çi­yo­rum.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Şim­di­ye ka­dar­ki­ler sah­te miy­di?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ger­çek ra­kam­lar: İha­le ta­ri­hi 5/2/2002.

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Şim­di­ye ka­dar­ki­ler ger­çek de­ğil miy­di?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ha­zi­ne­nin yap­tı­ğı borç­lan­ma iha­le­si, 5/2/2002, sa­tış ta­ri­hi 6/2/2002, dik­kat edin, it­fa ta­ri­hi, bor­cun öden­me ta­ri­hi 5/2/2003, bir­le­şik fa­iz yüz­de 69,54; ta­rih 6/3/2002, it­fa ta­ri­hi, öde­me ta­ri­hi 5/2/2003, bir­le­şik fa­iz yüz­de 68.

AL­GAN HA­CA­LOĞ­LU (İs­tan­bul) - Re­el fa­iz­ler­den bah­set.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ya­ni, 1 kat­ril­yon al­dı­ğı­nız borç, as­lın­da, 1 kat­ril­yon 690 tril­yon ol­muş ama, ger­çek­leş­miş, ya­ni he­nüz da­ha he­sap­la­ra in­ti­kal et­me­miş ama, borç as­lın­da 1 kat­ril­yon 690 tril­yon, ama, hâlen he­sap­lar­da 1 kat­ril­yon gö­zü­kü­yor de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Biz, on­la­rın borç­lan­dı­ğı pa­ra­yı öde­dik. Dev­let­te de­vam­lı­lık esas, bor­ca kar­şı çık­ma imkânı­mız yok, mec­bur öde­dik, öde­ye­cek­si­niz, dev­let ol­ma­nın ge­re­ği bu, hükûmet ol­ma­nın ge­re­ği bu ve biz de öde­dik.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Biz de si­zin borç­la­rı­nı­zı öde­ye­ce­ğiz ne ya­zık ki!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ama, so­rum­lu­su ke­sin­lik­le biz de­ği­liz. Bi­zim so­rum­lu­lu­ğu­muz 2005 ve 2006'dır, ora­da­ki oran­la­rı da gör­dük.

De­vam ede­lim: 17/12/2002'de borç­lan­mış Hükûmet, it­fa ta­ri­hi 3/12/2003 -ya­ni, biz ik­ti­da­ra gel­dik­ten ne­re­dey­se bir yıl son­ra öde­mi­şiz- bir­le­şik fa­iz ora­nı yüz­de 51.

Bor­cu alan baş­ka­sı, kul­la­nan baş­ka­sı, fa­izi bu nok­ta­ya ge­ti­ren ön­ce­ki hükûmet, ama, yü­kü biz çek­mi­şiz. Bu mil­let için se­ve se­ve bu yü­kü çe­ke­riz, bi­zim için şe­ref­tir, an­cak, bu­nun da bi­lin­me­si ge­re­ki­yor de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Biz de si­zin yü­kü­nü­zü çe­ke­riz herhâlde. Öy­le gö­zü­kü­yor, öy­le!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Bu borç­la­rın hiç­bi­ri­si­nin so­rum­lu­su biz de­ği­liz. Hep­si, iş­te bi­raz ön­ce söy­le­di­ğim, o tü­tün ve pan­car ola­yın­da ör­ne­ği­ni ver­di­ğim an­la­yış­ta bu mil­le­ti, bu dev­le­ti yö­ne­ten­ler­dir, ön­ce­ki­ler­dir.

ALİ CUM­HUR YA­KA (Muğ­la) - Ne­ti­ce­ye bak, ne­ti­ce­ye!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ba­kın, da­ha de­va­mı da var.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Re­el fa­iz­le­ri söy­le­se­ne, re­el fa­iz­le­ri!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - 2004'e sar­kan­lar… Bu 2003 için­di ör­nek, şim­di 2004 yı­lı ör­ne­ği­ni ve­ri­yo­rum, ba­kın ar­ka­daş­lar: İha­le ta­ri­hi, ha­zi­ne­nin borç­lan­dı­ğı iha­le ta­ri­hi 22 Ocak 2002, it­fa ta­ri­hi 21 Ocak 2004. Ya­ni, AK Par­ti dö­ne­mi, AK Par­ti­nin ikin­ci yı­lı. On­lar borç­lan­mış. Fa­iz yüz­de 66,24 de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bi­le­şik yüz­de 84, ba­kın -dö­nem fa­izi bu, par­don- bi­le­şik yüz­de 84. 17/12/2002 borç­lan­ma ta­ri­hi, it­fa ta­ri­hi 11/8/2004. Al­lah'tan 2005 ve 2006'ya uza­na­ma­dı­lar, o ka­dar uzun va­de­li borç­la­na­mı­yor­du. 2003 ve 2004 yıl­la­rın­da­ki yük­sek borç sto­ku ve ar­tış ora­nı­nın ne­de­ni ta­ma­men bun­lar­dır. Biz­den ön­ce­ki hükûmet­le­rin yan­lış büt­çe, ma­li­ye ve pa­ra po­li­ti­ka­la­rı­dır ve bu po­li­ti­ka­lar­dır. Biz on­la­rı dü­zelt­tik, biz on­la­rın ver­di­ği söz­le­ri ye­ri­ne ge­tir­mek zo­run­da kal­dık, olay bu­dur.

Onun için de­ğer­li ar­ka­daş­lar, is­tir­ha­mım şu: Bu ra­kam­lar­dan son­ra, bu ger­çek­ten son­ra, ar­tık, hiç kim­se­nin, borç ko­nu­sun­da AK Par­ti Hükûmet­le­ri­ne bir söz söy­le­me hak­kı ol­ma­dı­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum, bu­nun hak­sız­lık ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum. Ra­ka­mı­nız var­sa… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP ve Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ar­ka­daş­lar, ra­ka­mı­nız var­sa, ge­lin ko­yun or­ta­ya.

KÂZIM TÜRK­MEN (Or­du) - Al­bay­rak­la­ra ne ka­dar pa­ra ak­ta­rıl­dı, onu söy­le!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ba­kın, bun­la­ra, biz, bu ara­da 13,3 kat­ril­yon li­ra Ta­sar­ruf Teş­vik Fo­nu'nda bi­ri­ken pa­ra­la­rı öde­dik. 13,3 kat­ril­yon de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu he­sa­ba dâhil de­ğil. Ne­re­den gel­di bu pa­ra­lar? Bu pa­ra­lar iş­çi­den, me­mur­dan ke­sil­di, he­sap­lar­da var, ama ön­ce­ki hükûmet­ler pa­ra­yı ye­di, har­ca­dı. He­sap­lar­da var, pa­ra yok! Tam 13,3 kat­ril­yon li­ra öde­dik, ak­si­ni id­dia eden bir ki­şi var mı? Yok.

AL­GAN HA­CA­LOĞ­LU (İs­tan­bul) - İş­siz­lik Si­gor­ta­sı Fo­nu ne­re­de?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Kim öde­di? Biz öde­dik ar­ka­daş­lar ve bu ra­kam­la­ra dâhil de­ğil, bu borç ra­kam­la­rı­na dâhil de­ğil bun­lar.

İmar Ban­ka­sı bat­tı, on­dan do­la­yı 8 mil­yar YTL öde­mek zo­run­da kal­dık, on­lar da bu ra­kam­la­ra dâhil de­ğil. Bun­la­rı he­sap et­ti­ği­niz za­man, bun­la­rı bu ra­kam­lar­dan çı­kar­dı­ğı­nız za­man… Çün­kü, bun­la­rın hiç­bi­ri­si­nin so­rum­lu­su AK Par­ti Hükûme­ti de­ğil, ön­ce­ki hükûmet­le­rin ha­ta­la­rı ve yan­lış po­li­ti­ka­la­rı. Be­de­li­ni biz öde­dik.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ca­nik­li, bir ek sü­re ve­re­ce­ğim, ne ka­dar sü­re­de ta­mam­la­ya­bi­lir­si­niz? (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

M. CEV­DET SEL­Vİ (Es­ki­şe­hir) - Ya­rım sa­at (!)

BAŞ­KAN - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, her par­ti gru­bu­na bu an­la­yı­şı gös­te­ri­yo­rum. Ni­ye böy­le dav­ra­nı­yor­su­nuz ar­ka­daş­lar ya? Bi­raz son­ra, Sa­yın Ge­nel Baş­kan ko­nu­şa­cak.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Beş da­ki­ka…

BAŞ­KAN - Beş da­ki­ka mı?

Bu­yu­run.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Gi­re­sun­lu­la­rın se­la­mı var.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - 13,3 kat­ril­yon li­ra ve 8 kat­ril­yon li­ra­yı bu he­sap­tan düş­tü­ğü­nüz za­man, as­lın­da AK Par­ti hükûmet­le­ri dö­ne­min­de borç­la­rın azal­ma­sı söz ko­nu­su­dur, ke­sin­lik­le iç borç sto­ku­nun azal­ma­sı söz ko­nu­su­dur. Bi­raz ön­ce ra­kam­la­rı da ver­dim, son yıl­da özel­lik­le enf­las­yo­nun çok al­tın­da bir ar­tış söz ko­nu­su­dur. Bir baş­ka ifa­dey­le, cid­di an­lam­da bir re­el ar­tış söz ko­nu­su­dur.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Si­hir­baz Man­dra­ke'yi ge­ri­de bı­rak­tın göz bo­ya­ma­da.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ar­ka­daş­lar, son ola­rak, as­lın­da, ca­ri açık, fın­dık, hep­si var ama, ta­bii iş­siz­lik ko­nu­su­na, is­tih­dam ko­nu­su­na de­ği­ne­rek ta­mam­la­ya­ca­ğım. Ön­ce, şu­nu ka­bul edi­yo­ruz: Tür­ki­ye'de, uzun sü­re­den be­ri, çok ağır bir iş­siz­lik prob­le­mi var; bu­nu he­pi­miz ka­bul edi­yo­ruz ve bi­li­yo­ruz ve bu so­run hâlen de de­vam edi­yor, bu­nu da ka­bul edi­yo­ruz.

M. CEV­DET SEL­Vİ (Es­ki­şe­hir) - İş­siz­lik di­ye bir şey yok (!)

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Sen şim­di bu­nu da dü­zel­tir­sin, hiç kuş­ku­muz yok (!)

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ama, şim­di söy­le­ye­cek­le­ri­min de ka­bul edil­me­si ge­re­ki­yor de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Şim­di ba­kın, bir de­fa, AK Par­ti hükûmet­le­ri dö­ne­min­de 1 mil­yon 900 bin kü­sur, 2 mil­yo­na ya­kın bir is­tih­dam sağ­lan­mış­tır. Ya­ni, 2 mil­yon va­tan­da­şı­mı­za is­tih­dam imkânı sağ­la­ya­cak şe­kil­de bir alan ya­ra­tıl­mış­tır. Bu ke­sin, ke­sin ra­kam­lar. Bu­nu bir de­fa or­ta­ya ko­ya­lım. Çün­kü, bir 400 bin ra­kam­la­rın­dan bah­se­di­li­yor, 600 bin ra­kam­la­rın­dan bah­se­di­li­yor, 500 bin ra­kam­la­rın­dan bah­se­di­li­yor; ra­kam 2 mil­yon­dur. Dört yıl­da or­ta­ya ko­nu­lan is­tih­dam ka­pa­si­te­si, iş gü­cü imkânı 2 mil­yon­dur; bu bir.

YIL­MAZ KA­YA (İz­mir) - Han­gi ül­ke­de? Han­gi ül­ke­de?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Bu­nun dö­küm­le­ri­ni de ve­re­yim: Sa­na­yi­de, 2002 yı­lın­da 3,9 mil­yon­muş is­tih­dam imkânı, ka­pa­si­te­si, 4,5 mil­yo­na çı­kar­mı­şız, ya­ni sa­na­yi­de ila­ve 600 bin adet is­tih­dam imkânı or­ta­ya çık­mış, 600 bin va­tan­da­şı­mız bu­ra­da ça­lı­şır hâle gel­miş. İn­şa­at, 2002'de 900 bin adet imiş, 2006 yı­lın­da 1 mil­yon 300 bin ade­de çık­mış, ya­ni 400 bin adet is­tih­dam imkânı sağ­lan­mış. Hiz­met­ler sek­tö­rün­de, 900 bin adet­ten 1 mil­yon 900 bin ade­te çık­mış; fark 1 mil­yon. Top­la­dı­ğı­nız za­man, hep­si 2 mil­yon eder.

Şim­di de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ta­rım­da da, ta­rı­mın is­tih­dam imkânla­rı da­ra­lı­yor. Bu­nun böy­le ol­ma­sı son de­re­ce do­ğal. Ba­tı, ge­liş­miş ül­ke­ler bu dö­nü­şü­mü iki yüz yıl ön­ce ger­çek­leş­tir­di. Ya­ni, ta­rım nü­fu­su­nun ve ta­rım­da is­tih­dam edi­len­le­rin sa­yı­sı­nın bel­li bir ora­na dü­şü­rül­me­si pro­je­si Ba­tı'da uzun yıl­lar ön­ce ger­çek­leş­ti, ama biz­de, ma­ale­sef, hâlen yüz­de 30-35'ler ci­va­rın­da bir ke­sim, nü­fu­sun yüz­de 35'i, 30'u ta­rım ke­si­min­de ya­şı­yor.

Şim­di AK Par­ti İk­ti­da­rıy­la bir­lik­te bu dö­nü­şüm de baş­la­dı. As­lın­da giz­li iş­siz olan -biz bu­nu ik­ti­sat­ta "giz­li iş­siz" ola­rak ta­nım­lı­yo­ruz- bu ke­sim, bu ta­rım­da­ki nü­fus, açık iş­siz hâli­ne gel­me­ye baş­la­dı ve bu ne­den­le... Ya­ni, giz­li iş­siz de şu: O ki­şi­le­ri üre­tim­den çek­ti­ği­niz­de, üre­tim sü­re­cin­den çek­ti­ği­niz­de üre­tim­de bir azal­ma mey­da­na gel­mi­yor­sa, ora­da bir giz­li iş­siz­lik söz ko­nu­su­dur. Ba­kın ta­rım­da, bu dö­nem­de 600 bin iş­siz or­ta­ya çık­mış, 600 bin azal­mış is­tih­dam ka­pa­si­te­si, ama üre­tim art­mış, ta­rı­mın üre­ti­mi art­mış. De­mek ki...

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Kap­ka­çı­lar da art­mış, kap­kaç­çı­lar!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ba­kın, bu dö­nü­şü­mün çok ön­ce ya­pıl­ma­sı ge­re­kir­di ar­ka­daş­lar. Mo­dern bir gö­rü­nüm de­ğil, çağ­daş bir gö­rü­nüm de­ğil, çağ­daş bir ra­kam de­ğil. Hâlen bu çağ­da, bu dö­nem­de, 21'in­ci yüz­yıl­da nü­fu­sun yüz­de 35'inin ta­rım ke­si­min­de ve­ya kır­sal ke­sim­de ya­şa­ma­sı, çağ­daş bir ra­kam de­ğil. O çağ­daş bir gö­rün­tü­ye yan­sı­mı­yor. Bu­nun so­rum­lu­su biz de­ği­liz, ama biz or­ta­dan kal­dı­rı­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Bu şe­kil­de or­ta­dan kal­kı­yor.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Kap­kaç­çı yap­tı­nız hep­si­ni, ora­dan al­dı­nız...

BAŞ­KAN - Sa­yın Ca­nik­li, sü­re­niz bit­mek üze­re. Lüt­fen ta­mam­lar mı­sı­nız ko­nuş­ma­nı­zı.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - On­lar ge­lip ge­ce­kon­du­ya yer­leş­ti, çağ­daş mı?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, as­lın­da, bu bö­lüm­de ikin­ci en çok tar­tı­şı­lan ko­nu ca­ri açık­tı. Ca­ri açı­ğı tar­tış­ma­mız ge­re­kir, an­cak bu­na, ta­bii za­ma­nı­mı­zın el­ver­me­ye­ce­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, an­lat­sın, an­lat­sın; sü­re ve­rin.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Son ola­rak, fın­dık ko­nu­su­na kı­sa­ca de­ği­ne­rek... As­lın­da çok ay­rın­tı­lı... Ay­nen bi­raz ön­ce borç ko­nu­sun­da ol­du­ğu gi­bi, ay­nen bi­raz ön­ce tü­tün ko­ta­la­rı ve pan­car ko­ta­la­rın­da ol­du­ğu gi­bi, ay­nı man­tık bu­ra­da da ge­çer­li.

Ba­kın, fın­dık ko­nu­su­na ge­le­lim de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Şu­ra­dan baş­la­ya­lım: AK Par­ti, TMO va­sı­ta­sıy­la... Bir de­fa şu­nu or­ta­ya ko­ya­lım: TMO va­sı­ta­sıy­la, bu­gü­ne ka­dar hiç­bir hükûme­tin ver­me­di­ği fi­ya­tı ver­miş­tir: 4 mil­yon li­ra brüt, 2,75 do­lar. Bu­gü­ne ka­dar hiç­bir hükûmet bu­nu ver­me­di.

Bir baş­ka ger­çek de şu: Bu­gü­ne ka­dar hiç­bir hükûmet, iki bu­çuk ay­lık sü­re içe­ri­sin­de, 160 bin ton fın­dı­ğı yak­la­şık 600 tril­yon li­ra öde­ye­rek sa­tın al­ma­dı de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Bu­nu biz yap­tık. Ve sa­de­ce si­ya­set ya­pıl­dı, sa­de­ce bu­gü­ne ka­dar fın­dık üze­rin­de bi­ri­le­ri de­ma­go­ji yap­tı, ama ra­kam­la­rın hiç­bi­ri­si bun­la­rın söy­le­dik­le­ri­ni doğ­ru­la­mı­yor, yan­sıt­mı­yor.

NE­CA­Tİ UZ­DİL (Os­ma­ni­ye) - He­lal ol­sun sa­na!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ba­kın, ni­te­kim, bu­nun so­nu­cu ola­rak da şu an­da pi­ya­sa­lar­da fi­yat kı­pır­dan­ma­ya baş­la­dı ve yıl­ba­şın­dan son­ra, biz, bu fi­ya­tın da­ha da yük­sek nok­ta­la­ra gi­de­ce­ği­ni bi­li­yo­ruz.

Ar­ka­daş­lar, AK Par­ti, ta­rı­mın, üre­ti­ci­nin ya­nın­da­dır. Bu­nu, söz­le de­ğil, ra­kam­lar­la ak­ta­rı­yor, ra­kam­lar­la ifa­de edi­yor, ama bi­ri­le­ri sa­de­ce su­is­ti­mal edi­yor.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ca­nik­li, se­lam­la­mak için mik­ro­fo­nu aç­tım.

Bu­yu­run.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Sü­re ve­rin Baş­kan, de­vam et­sin! He­ye­can­lı olu­yor!

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Ca­ri açı­ğı da an­lat, sü­re var!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, büt­çe­mi­zin, ben, ül­ke­mi­ze, mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı ve uğur­lu ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. Kur­ban Bay­ra­mı'nı­zı, ye­ni yı­lı­nı­zı da şim­di­den teb­rik edi­yo­rum.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ca­nik­li.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu Baş­kan­lı­ğı­mı­za ya­zı­lı mü­ra­ca­at­ta bu­lu­na­rak, bi­raz ön­ce AK Par­ti Gru­bu adı­na ko­nu­şan Sa­yın Nu­ret­tin Ca­nik­li'nin, ken­di­si­nin büt­çe se­be­biy­le yap­tı­ğı ko­nuş­ma­lar sı­ra­sın­da Ma­lat­ya'ya ya­tı­rım ya­pıl­ma­dı­ğı­nı ifa­de et­ti­ğin­den bah­se­de­rek, ken­di­si­nin, böy­le bir, hiç­bir su­ret­te Ma­lat­ya'yla il­gi­li ya­tı­rım nok­ta­sın­da bu şe­kil­de bir ifa­de­si­nin ol­ma­dı­ğı­nı, do­la­yı­sıy­la bu yan­lış be­ya­nın dü­zel­til­me­si ge­rek­ti­ği­ni ifa­de et­miş­tir.

Sa­yın As­la­noğ­lu, si­zin bu­ra­da­ki ya­zı­nız­da, bu ya­zı bu­nun tav­zi­hi. Yal­nız, bu­nun dı­şın­da söy­le­ye­ce­ği­niz bir şey var mı? Çün­kü bu­nun dı­şın­da bir açık­la­ma­ya…

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Var efen­dim.

BAŞ­KAN - Efen­dim, iş­te 69'un­cu mad­de mü­sa­it de­ğil, onun dı­şın­da bir şey söy­le­me­di­ği­ni ifa­de edi­yor­su­nuz.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ne­yi söy­le­di­ği­mi söy­le­ye­yim.

BAŞ­KAN - Bu za­ten açık­lan­mış du­rum­da.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ha­yır efen­dim. Ne­yi söy­le­di­ği­mi söy­le­ye­yim.

BAŞ­KAN - Efen­dim?

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ne­yi söy­le­di­ği­mi söy­le­ye­ce­ğim.

BAŞ­KAN - Ne­yi "söy­le­di­ği­ni­zi" söy­le­ye­cek­si­niz.

Efen­dim, “söy­le­me­dim” di­yor­su­nuz za­ten şim­di, siz baş­ka bir açık­la­ma yap­mak is­ti­yor­su­nuz.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ha­yır efen­dim.

BAŞ­KAN - Efen­dim, sa­de­ce bu nok­ta­da söz ve­ri­rim. Onun dı­şın­da­ki kıs­ma izin ve­re­mem. İç Tü­zük açık, sa­de­ce bu nok­ta­da.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Evet, ta­mam efen­dim.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

IV. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR

1.- Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu'nun, Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Ca­nik­li'nin, ko­nuş­ma­sın­da, ile­ri sür­müş ol­du­ğu gö­rüş­ler­den fark­lı gö­rüş­le­ri ken­di­si­ne at­fet­me­si ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­ka­nım, te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Baş­ka­nım, Ha­zi­ne büt­çe­si üze­rin­de­ki ko­nuş­mam­da ay­nen söy­lü­yo­rum: Çı­ka­rı­lan Teş­vik Ya­sa­sı bu ül­ke­nin, ulu­sal sa­na­yi­ci­nin böğ­rü­ne han­çer vur­muş­tur.

Yi­ne yi­ne­li­yo­rum; bu ya­tı­rım­lar, 46 ili­miz­den, 49 ili­miz­den sa­de­ce 5-6 ili­miz­de ol­muş­tur. Ay­nen ifa­de edi­yo­rum: Hakkâri'de, Şır­nak'ta, Van'da, Kars'ta, Ar­da­han'da, Bin­göl'de, Bit­lis'te hep be­ra­ber gi­dip, bu fab­ri­ka­la­rı be­ra­ber aça­lım mı bey­ler eğer bir tek çi­vi ça­kıl­dıy­sa; ben bu­nu söy­lü­yo­rum.

Ge­lin, bu ül­ke­de kim bir çi­vi ça­kı­yor­sa aya­ğı­nın tü­ra­bı ola­yım. Bu ül­ke­nin sa­na­yi­si­ne, bu ül­ke­de sos­yal kal­kın­ma­ya…

Ge­lin bu Ya­sa'yı de­ğiş­ti­re­lim de­dim. Ay­nen ifa­de edi­yo­rum: Bu Ya­sa'yı de­ğiş­ti­re­lim. Bu Ya­sa’­yı bu ül­ke­de­ki ulu­sal sa­na­yi­ci­nin, bu Ya­sa'yı bu böl­ge­ler­de­ki in­san­la­rı­mız için, ge­lin, bu Ya­sa iş­le­mi­yor, bu Ya­sa'yı de­ğiş­ti­re­lim. Son­ra bir ba­ka­lım, Os­ma­ni­ye'ye, Düz­ce'ye bu ya­tı­rım­lar ne­re­den gel­miş­tir? Aca­ba bun­lar ye­ni ya­tı­rım mı?

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ye­ni ya­tı­rım.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (De­vam­la) - Bir­bi­ri­mi­zi kan­dır­ma­ya­lım. Ge­lin, bu Ya­sa'yı de­ğiş­ti­re­lim. Bu Ya­sa Iğ­dır'da, Kars'ta, Van'da ulu­sal sa­na­yi­ci ve ora­da­ki in­san­la­rı­mız için bu Al­lah yaz­gı­sı de­ğil, bu Ya­sa iş­le­mi­yor, bu 46 il­den 5 il­de iş­li­yor.

BAŞ­KAN - Sa­yın As­la­noğ­lu, te­şek­kür edi­yo­rum.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Ge­lin, bu Ya­sa'yı de­ğiş­ti­re­lim; ben bu­nu ifa­de et­tim. Ma­lat­ya'ya ya­pı­lan ya­tı­rı­mı be­ra­ber gi­de­lim gö­re­lim ora­da.

Te­şek­kür edi­yo­rum.(CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın As­la­noğ­lu.

III. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER (Devam)

1.- 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ve Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1252) (S.Sa­yı­sı:1269) (Devam)

2.- 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel Büt­çe­ye Da­hil Da­ire­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sap  Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı  ve  Plan ve  Büt­çe Ko­mis­yo­nu  Ra­po­ru (1/1236, 3/1139)  (S.Sa­yı­sı: 1270) (Devam)

3.-  2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­ye Da­hil İda­re­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ve Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1237, 3/1140) (S.Sa­yı­sı: 1271) (Devam)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, özel­lik­le yü­ce Mec­li­se bir de­fa da­ha is­tir­ham­da bu­lu­nu­yo­rum Mec­lis Baş­kan­lı­ğı ola­rak.

Büt­çe gö­rüş­me­le­ri uzun bir ma­ra­ton, yo­ru­cu bir ça­lış­ma­nın son gö­rüş­me­le­ri­ni ya­pı­yo­ruz ve bu gö­rüş­me­ler­de, par­ti adı­na ya par­ti li­der­le­ri ya tem­sil­ci­le­ri ko­nu­şu­yor, Hükûmet ko­nu­şa­cak. Bi­ze uy­gun bir şe­kil­de… Şu an­da, bu gö­rüş­me­le­ri­mi­zi can­lı ya­yın­da bü­tün mil­le­ti­miz sey­re­di­yor. Ar­ka­daş­la­rı­ma ri­ca edi­yo­rum, ha­ti­be laf at­mak su­re­tiy­le, Ge­nel Ku­ru­lun me­ha­be­ti­ne uy­ma­yan bir ha­va ge­tir­me­ye­lim. Ri­ca edi­yo­rum, bun­dan son­ra­ki ha­tip­le­re de ko­nuş­ma­la­rı­nı sükûnet­le yap­ma­la­rı… Her­kes fik­ri­ni el­bet­te ki bu kür­sü­de be­yan ede­cek­ler­dir.

Ben bu­nu siz­den bek­li­yo­rum ve ikin­ci ko­nuş­ma sı­ra­sı, Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na Is­par­ta Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Er­kan Mum­cu'ya ait. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan ayak­ta al­kış­lar)

Bu­yu­run efen­dim.

Sü­re­niz bir sa­at.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA ER­KAN MUM­CU (Is­par­ta) - Çok te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; yo­ru­cu bir büt­çe ma­ra­to­nu­nun so­nun­da, büt­çe mü­za­ke­re­le­ri­ni ta­mam­la­mak üze­re ol­du­ğu­muz şu sa­at­ler­de, mü­za­ke­re­le­rin baş­lan­gı­cın­dan bu­gü­ne gös­ter­di­ği­niz per­for­mans do­la­yı­sıy­la siz­le­ri kut­lu­yor, bu ve­si­ley­le yü­ce he­ye­ti bir kez da­ha şah­sım ve Ana­va­tan Par­ti­si adı­na say­gıy­la, sev­giy­le se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, büt­çe mü­za­ke­re­le­ri­nin alı­şıl­mış, bil­dik, hat­ta bi­raz da me­rak­la bek­le­nen ha­va­sı­dır kür­sü ve sa­lon ara­sın­da po­le­mik­ler. Kür­sü­ye ge­lip gi­den ko­nuş­ma­cı­lar­la ko­nuş­ma­cı­la­rın ak­tar­dık­la­rı ra­kam­lar ara­sın­da olu­şan po­le­mik ik­li­mi, bu kür­sü­nün ge­le­ne­ğin­de var­dır; fa­kat, gö­re­bil­di­ğim ka­da­rıy­la, son iki yıl zar­fın­da, büt­çe mü­za­ke­re­le­ri bu ka­dar da he­ye­can­lı geç­mi­yor. As­lın­da, si­yah ve be­yaz ka­dar net bir ay­rış­ma var. Bi­raz ön­ce ik­ti­dar gru­bu adı­na ko­nu­şan ar­ka­da­şı­mı ye­rim­den din­li­yor­dum, çok gü­zel ha­ber­ler ve­ri­yor­du. O çok gü­zel ha­ber­ler ver­dik­çe, mu­ha­le­fet gru­bun­dan, özel­lik­le ana mu­ha­le­fet gru­bun­dan iti­raz ses­le­ri yük­se­li­yor­du. Şim­di ken­di­ni­zi, te­le­viz­yon­dan bu mü­za­ke­re­le­ri iz­le­yen bir va­tan­da­şın ye­ri­ne ko­yun, va­tan­daş bir şe­ye an­lam ve­re­me­ye­cek­tir: İş­ler bu ka­dar iyiy­se, ni­ye bu ka­dar iti­raz ge­li­yor? İş­ler bu ka­dar iyiy­se, ben bu­nu ken­di ha­ya­tım­da ni­ye his­set­mi­yo­rum, ni­ye gör­mü­yo­rum?

SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Gö­rü­yor, gö­rü­yor.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Evet. "Gö­rü­yor" di­yen ar­ka­daş­la­rı­mın fik­ri­ne ta­bii ki say­gı du­yu­yo­rum ve doğ­ru­su­nu is­ter­se­niz, evet, gö­ren­ler de var. Bi­raz ön­ce bu­ra­da TÜ­İK'in, ya­ni dev­le­tin resmî is­ta­tis­tik ku­ru­mu­nun ve­ri­le­ri, -ik­ti­dar gru­bu söz­cü­sü ta­ra­fın­dan da ifa­de edil­di, ben de ay­nı ra­kam­la­rı te­yit ede­bi­li­rim- doğ­ru­dur. Bu­ra­da ifa­de edil­di­ği gi­bi, bu Hükûme­tin mü­rüv­ve­ti­ni gö­ren­ler var. Ama, bu Hükûme­tin mü­rüv­ve­ti­ni gö­ren­ler, bu Hükûme­tin hükûmet ol­mak için oy ta­lep eder­ken mü­rüv­vet va­at et­tik­le­ri de­ğil; bu Hükûme­tin mü­rüv­ve­ti­ni bu mil­le­tin ka­hir ek­se­ri­ye­ti gö­rü­yor ol­sa idi, -bu par­ti­nin, ik­ti­dar par­ti­si­nin seç­me­ni ol­sun ya da ol­ma­sın- mil­le­tin or­ta di­rek di­ye­ce­ği­miz omur­ga­sı Hükûme­tin ve onun po­li­ti­ka­la­rı­nın mü­rüv­ve­ti­ni gö­rü­yor ol­sa idi, ha­ki­ka­ten al­kış­la­mak boy­nu­mu­zun bor­cu olur­du. Ama, bi­raz ön­ce ik­ti­dar gru­bu adı­na ko­nu­şan ar­ka­da­şım da­hi, ken­di ver­di­ği is­ta­tis­tik­le Tür­ki­ye'nin man­za­ra­sı­nı or­ta­ya koy­du. De­di ki: "En üst ge­lir gru­bu­nun top­lam ge­lir­den al­dı­ğı pay yüz­de 46'dan yüz­de 44,5'a düş­tü."

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Yüz­de 50'den yüz­de 44,5…

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - De­di ki: "En alt ge­lir gru­bu­nun, en alt yüz­de 20…" Ya­ni, bu yüz­de 20'ler nü­fu­sun yüz­de 20'si, bu yüz­de 20'le­rin için­de in­san­lar var, bu yüz­de 20'le­rin için­de ha­yat­lar var. "…yüz­de 6'dan 6,1'e çık­tı."

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - 5,3'ten yüz­de 6,1'e çık­mış.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Müj­de­ler ol­sun! Bir yıl­lık ba­şa­rı hikâye­si­nin, geç­ti­ği­miz yıl­dan bu yı­la Hükûme­tin an­la­ta an­la­ta bi­ti­re­me­di­ği ve ha­ki­ka­ten bü­tün dün­ya­dan da öv­gü­ler alan ba­şa­rı hikâye­le­ri­nin Türk in­sa­nı­na yan­sı­ma­sı bir yıl­da, tam ola­rak millî ge­li­rin bin­de 1'i; millî ge­li­rin bin­de 1'i en üst ge­lir gru­bun­dan ek­si­lip en alt ge­lir gru­bu­na, ya­ni, nü­fu­sun en yok­sul ke­si­mi­ne ak­ta­rıl­mış ve bu­ra­da Ana­ya­sa de­ğiş­tir­me ço­ğun­lu­ğu­na sa­hip, Türk de­mok­ra­si ta­ri­hin­de hiç­bir si­ya­si par­ti­ye na­sip ol­ma­yan bir ço­ğun­luk kud­re­ti­ne ve top­lum hoş­gö­rü­sü­ne, hat­ta, kim ne der­se de­sin, mu­ha­le­fet hoş­gö­rü­sü­ne sa­hip, ken­di­si­ne ve­ril­miş avan­sı iyi kul­la­na­ma­yan bu Hükûmet, ge­lip bu bin­de 1'in öv­gü­sü­nü an­la­tı­yor.

Bi­zim mil­le­tin hâl ha­tır so­rar­ken kul­lan­dı­ğı stan­dart cüm­le­ler var­dır, ka­lıp­lar var­dır: "Nas­sın?" der "Ne var ne yok?" böy­le baş­lar. "Nas­sın? Eyi­min? Ne var ne yok?" Şim­di, "Nas­sın, iyi mi­sin?" di­ye­ne, bi­zim mil­let "İyi­yim Al­lah'a şü­kür." der. Al­lah'a şük­ret­mek la­zım­dır. Onun ima­nı­nın, onun ir­fa­nı­nın bir par­ça­sı­dır. Ken­din­den da­ha kö­tü olan, du­ru­mu ken­din­den da­ha kö­tü ola­nı dü­şü­nüp hâli­ne şük­re­der. Ama, bi­raz ile­ri gi­dip "Ne var ne yok?" di­ye so­rar­san, der ki: "Olan­da var, ol­ma­yan­da yok!"

Şim­di ar­ka­daş­lar, mil­le­tin hâlin­de hiç­bir şey de­ğiş­me­di. Olan­da var, ol­ma­yan­da yok! Ben si­ze çok üzü­cü bir tab­lo söy­le­ye­ce­ğim: Şim­di ba­kın, millî ge­li­rin yüz­de 46'sı, be­yan edi­len millî ge­li­rin yüz­de 46'sı, nü­fu­sun yüz­de 20'si ta­ra­fın­dan pay­la­şı­lı­yor. "Bu tak­si­mi kurt yap­maz ku­zu­la­ra şah ol­sa." di­ye bir söz var. Ki, bu be­yan edi­len… Bu ül­ke­de millî ge­li­rin önem­li bir kıs­mı­nın be­yan edil­mi­yor ol­du­ğu­nu bir ta­raf­ta bı­ra­kır­sak, sa­de­ce resmî ka­yıt­la­ra gi­ren ra­kam 405 mil­yar YTL. Pay­la­şı­lan ge­lir­ler cin­sin­den Tür­ki­ye'de­ki millî ge­lir, pay­la­şı­lan ge­lir­ler cin­sin­den 405 mil­yar YTL iken, bu­nun, bu araş­tır­ma­la­rın kap­sa­mı­na gi­ren 254 mil­yar YTL'si be­yan edil­miş­tir. Ya­ni, 254 mil­yar YTL'lik kıs­mın da­ğı­lı­mı­na işa­ret eder TÜ­İK'in bu ve­ri­le­ri. Bu hâlde da­hi, ya­ni üc­ret­li­le­rin, sa­bit ge­lir­li­le­rin, dar ge­lir­li­le­rin ya be­yan ede­cek bir ge­li­ri ol­ma­dı­ğı için be­yan ede­me­yen ya da ka­çır­mak için hiç­bir imkân ve se­be­bi bu­lun­ma­dı­ğı için ta­ma­mı­nı be­yan eden in­san­la­rın ek­sik­siz yer al­dı­ğı bu is­ta­tis­tik­ler­de, be­yan edil­miş ge­lir­ler için­de da­hi, top­lam ge­li­rin ne­re­dey­se ya­rı­sı nü­fu­sun beş­te 1'ine git­mek­te­dir. Eğer, ada­let ve yok­sul­luk­la mü­ca­de­le, ada­let ve kal­kın­ma va­at eden bir si­ya­si prog­ra­mın beş yıl­da Tür­ki­ye'ye va­at et­ti­ği bu ise ve bun­dan do­la­yı ken­di­si­ni al­kış­la­ma­mı­zı bek­li­yor­sa, ele ge­çir­di­ği si­ya­si kud­re­ti kul­lan­ma bi­çi­mi enin­de so­nun­da bu ka­dar ise, be­nim bu­ra­da "pes" de­mek­ten öte­ye söy­le­ye­cek sö­züm yok.

Bu­gün ga­ze­te­ler­de bir ha­ber var­dı. As­lın­da, is­ta­tis­tik­ler­le yor­mak is­te­mi­yo­rum si­zi. Ya­ni ver­gi yü­kü yüz­de 29'dan 34,5'a gel­miş. Ver­gi yü­kü­nün yüz­de 29'dan 34,5'a gel­di­ği bir eko­no­mi­de do­lay­lı ver­gi­ler eğer 63'ten 74'e ge­li­yor­sa, bu ül­ke­de bah­set­ti­ği­niz bü­tün iler­le­me­nin, iler­le­me de­di­ği­niz her şe­yin be­de­li­ni en yok­sul­lar en faz­la ödü­yor de­mek­tir. Ki­mi kan­dı­rı­yor­su­nuz? Ben­ce ken­di­ni­zi bi­le kan­dı­ra­mı­yor­su­nuz, ben­ce ken­di­ni­zi bi­le inan­dı­ra­mı­yor­su­nuz; çün­kü, ha­ki­ka­ten yü­rek­ten söy­le­nen söz din­le­ye­nin de yü­re­ği­ne ula­şır. Ben din­li­yo­rum "be­nim kal­bi­me ge­li­yor mu" di­ye, gel­mi­yor. So­kak­ta­ki in­sa­na so­ru­yo­rum, bi­zi şu an­da iz­le­yen in­san­la­ra sor­mak is­ti­yo­rum: Ha­ki­ka­ten, bu­ra­da söy­le­nen söz­ler si­zin yü­re­ği­ni­ze ula­şı­yor mu, si­zin kal­bi­ni­ze ula­şı­yor mu?

SO­NER AK­SOY (Kü­tah­ya) - Söy­le­dik­le­ri­niz de bi­ze gel­mi­yor.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Şim­di, doğ­ru­dur, eğer vic­da­nı­nı­zı açar­sa­nız -be­nim söy­le­dik­le­ri­min ulaş­ma­dı­ğı­nı söy­le­yen ar­ka­daş­la­ra söy­lü­yo­rum- eğer vic­da­nı­nı­zın se­si­ni açar­sa­nız be­ni duy­ma­nı­za ge­rek yok, ha­ki­ka­tin se­si ge­lir, si­ze ha­ki­ka­tin ne ol­du­ğu­nu gös­te­rir.

Ar­ka­daş­la­rım not gön­der­miş­ler -ba­kın, za­ten se­si­min du­yul­ma­sı da çok is­ten­mi­yor- Mec­lis Te­le­viz­yo­nu, ben ko­nu­şur­ken rek­la­ma gir­miş. Ha­yır­lı iş­ler!.. Ha­yır­lı iş­ler!.. Ya­ni, bu iş­ler… Ha­yır­lı iş­ler!.. Söy­le­ne­cek bir şey yok.

REY­HAN BA­LAN­DI (Af­yon­ka­ra­hi­sar) - Ara ve­rin.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ara ve­rin.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Efen­dim, ara fi­lan ver­me­yin, ara fi­lan ver­me­yin, ge­rek yok, ge­rek yok.

Şim­di, bu­gün ga­ze­te­ler­de bir ha­ber var­dı. Ha­ber…

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Sa­yın Baş­kan, ikaz eder mi­si­niz.

BAŞ­KAN - Ge­re­ği ya­pı­la­cak Sa­yın Mil­let­ve­ki­lim.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Ya­yın ke­sil­miş­tir efen­dim, ya­yın ke­sil­miş­tir! Sa­yın Baş­kan, mü­da­ha­le edin!

BAŞ­KAN - Efen­dim, ke­si­le­bi­lir, da­ha ön­ce de ke­sil­di.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Na­sıl ke­si­le­bi­lir?

BAŞ­KAN - Siz, bir de­fa ye­ri­ni­ze otu­run. Otu­rur mu­su­nuz ye­ri­ni­ze. İç Tü­zük'e gö­re hiç­bir mil­let­ve­ki­li kür­sü­ye ge­le­mez. Bu­yu­run, ye­ri­niz­den ta­le­bi­ni­zi ya­pın. Ben, Sa­yın Ge­nel Baş­ka­na kür­sü­yü tev­di et­tim, ko­nu­şu­yor.

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Ne­yi ko­nu­şu­yor Sa­yın Baş­kan!

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Ya­yın ke­sil­miş­tir.

MUS­TA­FA ER­DO­ĞAN YE­TENÇ (Ma­ni­sa) - Ya­yın de­vam edi­yor.

BAŞ­KAN - "Ya­yın de­vam edi­yor" di­yor bir mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız. Lüt­fen, yap­ma­yın bu­nu.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, çok te­şek­kür edi­yo­rum. Bu, ola­ğan bir şey; biz bu­na grup top­lan­tı­la­rı­mız do­la­yı­sıy­la da çok alı­şı­ğız. Ba­zen ül­ke ge­ne­lin­de, ba­zen çe­şit­li böl­ge­ler­de, ba­zen Te­le­kom'un imkânla­rı ba­zen be­le­di­ye­nin imkânla­rı­nı kul­la­na­rak se­si­mi­zi kıs­mak yön­lü gi­ri­şim­le­re yüz­ler­ce kez ta­nık ol­duk. Ya­sak­la­ra kar­şı mü­ca­de­le ve­re­ce­ği­ni söy­le­ye­rek ge­len bir ik­ti­da­rın ada­let an­la­yı­şı­nın, de­mok­ra­si an­la­yı­şı­nın ni­te­li­ği­ni, ka­li­te­si­ni, "ada­le­tin ne için"li­ği­ni gös­ter­me­si ba­kı­mın­dan ben­ce iyi bir ör­nek. Hiç önem­li de­ğil, si­tem ede­cek da­hi de­ği­liz. Bu­ra­da mil­le­tin der­di­ni söy­le­ye­lim, bu­ra­da mil­le­tin se­si­ni ses­len­di­re­lim.

Bu­gün ga­ze­te­ler­de bir ha­ber var­dı, her gün böy­le ha­ber­ler var. Ga­ze­te­le­rin üçün­cü say­fa­la­rın­dan ba­zen bi­rin­ci say­fa­la­ra ge­len ha­ber­ler. Bir genç avu­kat ha­nı­me­fen­di, bir genç kız, dün, ne ya­zık ve ne acı­dır ki, Bo­ğaz Köp­rü­sü'nden ken­di­si­ni ata­rak in­ti­har et­miş ve ge­ri­ye bir in­ti­har mek­tu­bu bı­rak­mış. Bu­ra­da bir in­ti­har ola­yıy­la kim­se­yi üz­mek de­ğil der­dim. Ama in­ti­har mek­tu­bun­da­ki cüm­le ger­çek­ten çok çar­pı­cı bir cüm­le. De­miş ki: "Ya­vaş ya­vaş de­lir­dim, ama hiç kim­se fark et­me­di."

Be­nim, bü­tün bu büt­çe mü­za­ke­re­le­rin­den son­ra, bu kür­sü­de söy­le­nen her şey­den son­ra ve elim­de­ki şu mek­tup­tan son­ra söy­le­ye­cek bir tek cüm­lem var: Ay­nen in­ti­ha­ra sü­rük­le­nen o genç kız gi­bi Tür­ki­ye de ya­vaş ya­vaş, ya­vaş ya­vaş ken­di acı so­nu­na doğ­ru sü­rük­le­ni­yor, ya­vaş ya­vaş de­li­ri­yor, ya­vaş ya­vaş cin­ne­te sü­rük­le­ni­yor. Ama bu­ra­da biz bu­na sa­de­ce se­yir­ci ka­lı­yo­ruz. Tür­ki­ye'nin bir ye­re git­ti­ği­ni söy­le­ye­bil­mek ne­re­dey­se imkânsız.

Ben bir so­ru so­ra­ca­ğım, bu so­ru­nun ce­va­bı­nı ba­na ver­me­yin, ama ken­di vic­da­nı­nız­da ken­di ken­di­ni­ze ve­rin.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, siz bu mek­tup­tan ha­ber­dar mı­sı­nız? Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Baş­ba­kan­lı­ğı­nın IMF Baş­kan­lı­ğı­na "Sa­yın Rod­ri­go de Ra­to" di­ye ki­şi­sel­leş­miş, şah­si­leş­miş bir hi­tap­la ver­di­ği bu IMF ni­yet mek­tu­bun­dan ha­ber­dar mı­sı­nız? Siz bu ül­ke­nin ya­sa­ma or­ga­nı­nı oluş­tu­ru­yor­su­nuz, siz bu mil­le­tin kör ku­ru­şu­nun he­sa­bı­nı so­ra­cak in­san­lar­sı­nız, siz bu ül­ke­nin is­ti­ka­me­tin­den me­sul in­san­lar­sı­nız, siz mil­le­tin ema­ne­ti­ni boy­nun­da ta­şı­yan in­san­lar­sı­nız; ben si­ze so­ru­yo­rum, ba­na ce­vap ver­me­yin, ken­di vic­da­nı­nız­da ce­vap ve­rin, siz bu mek­tu­bu oku­du­nuz mu? Si­zin bu mek­tup­tan ha­be­ri­niz var mı? İk­ti­dar Gru­bu mil­let­ve­kil­le­ri­ne so­ru­yo­rum, ço­ğun­luk siz­de, siz is­ter­se­niz ya­sa çı­kı­yor, is­te­mez­se­niz çık­mı­yor, siz ne der­se­niz o olu­yor, çün­kü bu mil­let, si­ze, her ne ka­dar se­çim sis­te­mi­nin sun­du­ğu bir imkân ol­sa da, bü­yük bir imkân ver­di ve ar­ka­nız­dan da ha­yır dua­lar­la gön­der­di, siz bu­nu oku­du­nuz mu ar­ka­daş­lar?

HA­LİL ÖZ­YOL­CU (Ağ­rı) - Bu­gün 19.00 ha­ber­le­rin­de var­dı.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ben­ce oku­yan pek az ar­ka­da­şı­mız var. Ama, bu, bu­gün bu­ra­da mü­za­ke­re et­ti­ği­miz büt­çe­den çok da­ha önem­li bir bel­ge. Bu bel­ge, bu­gün bu­ra­da mü­za­ke­re et­ti­ği­miz Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti büt­çe­sin­den çok da­ha et­ki­li, çok da­ha güç­lü bir bel­ge; çün­kü, bu bel­ge­de, çok da­ha açık yü­rek­li, çok da­ha ale­ni be­yan­lar, ta­ah­hüt­ler var. Bi­ze söy­le­nen ya­lan­la­rın ger­çek­le­ri bu bel­ge­de var. Çok açık söy­lü­yo­rum: Bu Hükûmet bi­ze ya­lan söy­lü­yor. Bu Hükûmet, al­tı­nı çi­ze­rek tır­nak için­de söy­lü­yo­rum, bu Hükûmet bi­ze ya­lan söy­lü­yor. Bu Hükûmet bi­ze di­yor ki: "Biz bu ül­ke­de bir dal­ga­lı kur re­ji­mi uy­gu­lu­yo­ruz." De­ğil mi? Hükûmet bu­nu söy­lü­yor. Ama, IMF'ye ver­di­ği ni­yet mek­tu­bun­da di­yor ki: "Ay­rı­ca aşı­rı dö­viz ku­ru oy­nak­lı­ğı­nı en­gel­le­mek için ih­ti­ya­ri mü­da­ha­le se­çe­ne­ği­nin bu­lun­du­rul­ma­sı­na da de­vam edi­le­cek­tir."

ALA­AT­TİN BÜ­YÜK­KA­YA (İs­tan­bul) - Bun­da bir şey yok ki.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin Baş­ba­ka­nı, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin eko­no­mi­den so­rum­lu Ba­ka­nı, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin de­ğer­li Hükûme­ti, ba­kan­la­rı, eko­no­mi­ye da­ir ko­nuş­tuk­la­rı her yer­de di­yor­lar ki: "Bu­ra­da dal­ga­lı kur re­ji­mi uy­gu­lu­yo­ruz." Bi­zim­le dal­ga mı ge­çi­yor­su­nuz? Bi­zim­le dal­ga mı ge­çi­yor­su­nuz? İh­ti­ya­ri mü­da­ha­le se­çe­ne­ği­ni elin­de bu­lun­dur­ma­nız ne an­la­ma ge­li­yor? Ne an­la­ma gel­di­ği­ni as­lın­da uy­gu­la­ma­nız­dan bi­li­yo­ruz. Ne an­la­ma ge­li­yor? Si­ze mü­da­ha­le et­me­niz söy­len­di­ğin­de mü­da­ha­le ede­bi­le­ce­ği­niz an­la­mı­na ge­li­yor, tıp­kı ni­san, ma­yıs, ha­zi­ran tür­bü­lan­sın­da ol­du­ğu gi­bi. Han­gi dal­ga­lı kur re­ji­min­de, Mer­kez Ban­ka­sı, elin­de be­de­li­ni çok ağır bi­çim­de öde­ye­rek bu­lun­dur­du­ğu re­zerv­le­ri böy­le­ce pi­ya­sa­ya bo­ca eder? Üs­te­lik Pa­ra Kre­di Ku­ru­lu­nun ka­rar­la­rıy­la fa­iz­le­ri yüz­de 23-24'ler dü­ze­yi­ne ka­dar ta­şı­mış­ken, ge­ce­lik fa­iz­le­ri yüz­de 20'ler dü­ze­yi­ne ta­şı­mış­ken. Han­gi ba­ğım­sız ül­ke­nin ba­ğım­sız eko­no­mi po­li­ti­ka­sı, gi­dip Ame­ri­ka'dan, New York'tan pi­ya­sa­ya dö­viz ta­lep et­ti­ği du­rum­lar­da mü­dahâle­nin ya­pı­la­ca­ğı­nı, dö­viz ar­zı­nın sağ­la­na­ca­ğı­nı be­yan eder? Ha­ni siz dal­ga­lı kur re­ji­mi uy­gu­lu­yor­du­nuz?

AH­MET RI­ZA ACAR (Ay­dın) - Der­si­ne iyi ça­lış­ma­mış!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ne, bi­li­yor mu­su­nuz, bu mek­tup? Bu mek­tup, çok açık bir kö­le­lik be­ya­nı­dır. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu ül­ke­nin, ne ya­zık ki, kö­le­leş­ti­ril­me sü­re­cin­de bu Hükûme­tin en ile­ri adım­la­rı at­ma ta­ah­hüt be­ya­nı­dır.

Sa­de­ce bu Hükûmet de­ğil, bun­dan ön­ce­ki hükûmet­ler de, 1998'den bu ya­na ge­len hükûmet­le­rin ta­ma­mı, özel­lik­le Ya­kın İz­le­me An­laş­ma­sı'na at­tık­la­rı im­za­dan bu­gü­ne ka­dar Tür­ki­ye'nin içi­ne gir­di­ği, içi­ne sü­rük­len­di­ği bir kö­le­leş­tir­me sü­re­ci­ne, ne ya­zık ki, sa­de­ce ta­şe­ron­luk gö­re­vi yap­mış­lar­dır.

Bel­ge­le­re ge­çe­cek bir şe­kil­de, ta­ri­hin ka­yıt­la­rı­na da ge­çe­cek bir şe­kil­de söy­lü­yo­rum ki: Bu Hükûme­tin bir nu­ma­ra­lı mis­yo­nu, iş­te, Tür­ki­ye'nin ken­di­si­ne bi­çi­len bu kö­le­leş­ti­ril­miş ulus ro­lü­ne ra­zı edil­me­sin­den baş­ka hiç­bir şey de­ğil.

MU­HAR­REM KARS­LI (İs­tan­bul) - Ede­bi­yat ya­pı­yor­sun, ede­bi­yat!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ede­bi­yat yap­tı­ğı­mı söy­le­yen ar­ka­daş­la­rı­mı, in­şal­lah, tu­ta­nak­tan so­rum­lu ar­ka­daş­lar kay­de­di­yor­lar­dır. Bü­tün bun­lar, is­te­mem ama, ül­ke­nin ha­ki­ka­ti hâli­ne gel­di­ğin­de ta­rih si­zi çok gü­zel ana­cak­tır Sa­yın Mil­let­ve­ki­li. Bu­nu, ha­ki­ka­ten ana­cak­tır.

Şu mek­tup, bir utanç mek­tu­bu­dur. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu mek­tup, bir utanç mek­tu­bu­dur ve bu mek­tup, me­se­la, Halk Ban­ka­sı­nın yıl so­nu­na ka­dar özel­leş­ti­ril­me­si­ni ta­ah­hüt et­mek­te­dir.

Ge­çen haf­ta, bu­ra­da, Sa­yın Baş­ba­kan ko­nuş­tu, "Bi­zim za­ma­nı­mız­da ban­ka bat­tı mı?" de­di.

Si­zin za­ma­nı­nız­da ban­ka­cı­lık bat­tı Sa­yın Baş­ba­kan. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Si­zin za­ma­nı­nız­da ban­ka­cı­lık bat­tı. Si­zin za­ma­nı­nız­da ulu­sal ban­ka­cı­lık ala­nı di­ye bir alan kal­ma­dı.

Bu­ra­da 21 mil­yar do­lar…  Ge­çen de­fa sor­dum, ce­va­bı ve­ril­me­di. Tek­rar so­ru­yo­rum ve tek­rar ilan edi­yo­rum: Dört yıl­da 21 mil­yar do­lar­lık ya­ban­cı ser­ma­ye gi­ri­şin­den öv­güy­le söz edi­yor­su­nuz. Tür­ki­ye'nin ru­tin ya­ban­cı ser­ma­ye gi­ri­şi yıl­da 1 mil­yar do­lar dü­ze­yin­de­dir, doğ­ru­dur. Bu 1 mil­yar do­lar dü­ze­yin­de olan ya­ban­cı ser­ma­ye gi­ri­şi­ni bi­le he­sap­tan düş­me­ye­lim. Sa­de­ce 19,6 mil­yar do­la­rı hiz­met­ler sek­tö­rü­ne, ya­ni, ban­ka­cı­lık, si­gor­ta­cı­lık ve­sa­ir gi­bi im­ti­yaz alan­la­rı­na gi­ren bir ya­ban­cı ser­ma­ye­den öv­güy­le söz edi­yor­su­nuz.

Ben si­ze bir so­ru sor­mak is­ti­yo­rum: Em­per­ya­lizm sa­vaş­la­rı ni­ye ya­şan­dı ar­ka­daş­lar? Em­per­ya­list ül­ke­ler sa­va­şa­rak gir­dik­le­ri ül­ke­de ne yap­mak is­ti­yor­lar­dı? Ne yap­mak is­ti­yor­lar­dı? O ül­ke­nin ban­ka­cı­lık sis­te­mi­ni ele ge­çir­mek is­ti­yor­lar­dı. Ne yap­mak is­ti­yor­lar­dı? O ül­ke­nin elek­trik da­ğı­tım, gaz da­ğı­tım şe­be­ke­le­ri­ni ele ge­çir­mek is­ti­yor­lar­dı; de­mir yol­la­rı­nı, ulaş­tır­ma yol­la­rı­nı, li­man­la­rı­nı ele ge­çir­mek is­ti­yor­lar­dı. Baş­ka? İm­ti­yaz ko­nu­su ne var­sa, eko­no­mi­de im­ti­ya­za ko­nu olan ne var­sa, o alan­da fa­ali­yet im­ti­yaz­la­rı­nı ele ge­çir­mek is­ti­yor­lar­dı. Sa­vaş­lar bu­nun için ve­ri­li­yor­du.

Şim­di, elim­de­ki bu mek­tup di­yor ki: "Bir se­ne için­de, TE­DAŞ Elek­trik Da­ğı­tı­mı­nın özel­leş­ti­ril­me­si baş­ta ol­mak üze­re, di­ğer bü­tün şe­be­ke ya­tı­rım­la­rı­nın özel­leş­ti­ril­me­si­ne hız ve­ri­le­cek­tir." Bu, ra­zı olun­muş bir kö­le­lik du­ru­mu de­ğil­se ne­dir?

Şim­di di­ye­cek­si­niz ki, Ana­va­tan Par­ti­si pi­ya­sa eko­no­mi­sin­den ya­na olan Par­ti, ne ol­du Ana­va­tan Par­ti­si­ne? Hiç­bir şey ol­ma­dı. Ana­va­tan Par­ti­si, bir tür­lü an­la­ya­ma­dı­ğı­nız pi­ya­sa eko­no­mi­si­nin bir re­ka­bet eko­no­mi­si ol­du­ğu­nu bi­li­yor. İçi­ni bil­me­di­ği­niz için, an­la­mı­nı bil­me­di­ği­niz için ta­bu­laş­tır­dı­ğı­nız, kö­le­si ol­du­ğu­nuz kav­ram­la­rın ger­çek de­ğe­ri­ni, ger­çek içe­rik­le­ri­ni bi­li­yor.

Özel­leş­tir­me di­yor­su­nuz. Özel­leş­tir­me di­ye yap­tı­ğı­nız şey, ül­ke­nin, ban­ka­cı­lık baş­ta ol­mak üze­re bü­tün im­ti­yaz, li­sans ge­rek­ti­ren alan­la­rın­da, re­ka­be­te aç­mak da ol­mak­sı­zın, var­lı­ğın el de­ğiş­tir­me­si. Te­le­ko­mü­ni­kas­yon sek­tö­rü­nüz ta­ma­men ya­ban­cı ser­ma­ye­nin elin­de, ban­ka­cı­lık sek­tö­rü­nüz dün­ya­da bir ör­ne­ği­ne rast­lan­ma­ya­cak ka­dar sü­rat­li bir bi­çim­de... He­le Halk Ban­ka­sı ve Zi­ra­at Ban­ka­sı... Özür di­le­rim, unut­tum, Zi­ra­at Ban­ka­sı­nın özel­leş­ti­ril­me­si ko­nu­sun­da da ta­ah­hü­dü­nü ye­ni­li­yor bu Hükûmet.

Bü­tün bun­lar ni­ye ya­pı­lı­yor ar­ka­daş­lar? Ni­ye ya­pı­yor Tür­ki­ye bu özel­leş­tir­me­le­ri­ni? Bun­lar­dan ne ge­çi­yor eli­mi­ze, is­ti­fa­de­miz ne olu­yor? Me­se­la, borç mu ödü­yo­ruz, bor­cu­muz ek­si­li­yor mu? Tür­ki­ye'nin bor­cu ek­si­li­yor mu ar­ka­daş­lar? Ya­ni, ben­den son­ra ko­nu­şa­cak de­ğer­li Hükûmet söz­cü­le­rin­den de ri­ca edi­yo­rum: Tür­ki­ye'nin bor­cu ek­si­li­yor mu? Di­ye­cek­si­niz ki, gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­ya ora­nı ba­kı­mın­dan ek­si­li­yor. O gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­yı, bir de, Mer­kez Ban­ka­sı­nın gös­ter­di­ği o re­el efek­tif dö­viz ku­ru he­sa­bı, ya­ni, dö­vi­zin ger­çek de­ğe­ri üze­rin­den ya­pın. Ba­kın ba­ka­lım o za­man kar­şı­nı­za han­gi ra­kam­lar çı­kı­yor. Kim­se­nin kim­se­yi kan­dır­ma­sı, kim­se­nin kim­se­yi inan­dır­ma­sı müm­kün de­ğil; çün­kü, yok­sul­lu­ğu mil­le­tin ken­di­si ya­şı­yor.

Şim­di, bak­tı­ğı­nız za­man öv­güy­le söz edi­len tab­lo­lar var; biz­den de al­kış­la­ma­ma­mız bek­le­ni­yor. De­ni­li­yor ki: "Fa­iz­ler dü­şü­yor." Evet, fa­iz­ler dü­şü­yor, ama hâlâ bu ül­ke dün­ya­nın en yük­sek re­el fa­izi­ni öde­yen ül­ke­si; dün­ya­da fi­nan­sal li­ki­di­te­nin en yük­sek dü­ze­ye çık­tı­ğı dö­nem­de bu ül­ke dün­ya­nın en yük­sek re­el fa­izi­ni öde­yen ül­ke­si.

De­ni­li­yor ki: "Enf­las­yon dü­şü­yor." Ni­ye dü­şü­yor enf­las­yon? Enf­las­yon va­tan­daş için mi dü­şü­yor? Ki­min için dü­şü­yor enf­las­yon? Enf­las­yo­nu na­sıl dü­şü­rü­yor­su­nuz? Bu bir oyun, bu bir kö­le­leş­tir­me, bu bir tut­sak­laş­tır­ma oyu­nu. Enf­las­yo­nun ipi si­zin eli­niz­de de­ğil. Kim­se kim­se­yi kan­dır­ma­sın. Ba­kın, iki ay­lık dö­nem­de, iki ay­lık dö­nem­de, Tür­ki­ye, sa­de­ce 10 mil­yar do­la­rın po­zis­yon de­ğiş­tir­me­siy­le, YTL'den dö­vi­ze po­zis­yon de­ğiş­tir­me­siy­le -yurt dı­şı­na git­me­siy­le de­mi­yo­rum- bü­tün enf­las­yon ön­gö­rü­le­ri­nin dı­şın­da bir şok ya­şa­dı, bir dal­ga ya­şa­dı. Ni­ye? Ha­ni enf­las­yo­nu siz dü­şü­rü­yor­du­nuz? Ni­ye bir­den­bi­re fa­iz­le­ri yüz­de 100'den da­ha yük­sek bir oran­da ar­tır­mak zo­run­da kal­dı­nız?

Na­sıl dü­şü­rü­yor­su­nuz enf­las­yo­nu? Şöy­le dü­şü­rü­yor­su­nuz… Enf­las­yo­nu, bir ke­re, şu­nun için dü­şü­rü­yor­su­nuz: Tür­ki­ye'de yer­li pa­ra üze­rin­den ya­tı­rım ya­pan sı­cak pa­ra­nın fa­iz ge­ti­ri­si­ni gü­ven­ce al­tı­na al­mak için dü­şü­rü­yor­su­nuz. Bu si­zin ira­de­niz de­ğil. Siz­den ön­ce­ki hükûmet­le­re de da­ya­tı­lan buy­du, siz de ona bo­yun eğ­di­niz. Si­zin yap­tı­ğı­nız şey, esas iti­ba­rıy­la bir tek ba­şa­rı­nız var, o da bo­yun eğ­mek. Bu Hükûme­tin bir tek ba­şa­rı­sı var, bo­yun eğ­mek. Kü­re­sel sis­te­min ya da kü­re­sel sis­te­min efen­di­le­ri­nin Tür­ki­ye'ye biç­ti­ği çev­re ül­ke ro­lü­ne, ya­ni, sa­na­yi­si ta­şe­ron­laş­tı­rıl­mış, iş gü­cü ucuz emek şek­li­ne dö­nüş­tü­rü­le­rek kö­le­leş­ti­ril­miş, pi­ya­sa­sı pa­zar­laş­tı­rıl­mış, eko­no­mi­si ta­ma­men kı­rıl­gan hâle ge­ti­ril­miş, ba­ğım­lı, as­lın­da tam ba­ğım­sız, ege­men bir dev­let ol­ma id­di­asın­da iken, an­cak ya­rı ba­ğım­sız, özerk bir dev­let ol­ma­sı­na ka­rar ve­ril­miş bir ül­ke ro­lü­ne ra­zı ol­mak ve bu­nun için gö­nül­lü ol­mak­tan baş­ka yap­tı­ğı­nız hiç­bir şey yok. Onun için, ta­rih kar­şı­sın­da so­rum­lu­su­nuz.

Tür­ki­ye'nin bir nu­ma­ra­lı ön­ce­li­ği, Tür­ki­ye'nin en acil ön­ce­li­ği bu Hükûmet­ten kur­tul­mak­tır. Çün­kü, bu Hükûmet, Tür­ki­ye'nin sü­rük­len­di­ği çev­re ül­ke­si ro­lü­ne gö­nül­lü ola­rak rı­za gös­ter­miş­tir. Uy­gu­la­dı­ğı eko­no­mi po­li­ti­ka­sı, uy­gu­la­dı­ğı si­ya­si po­li­ti­ka, dış po­li­ti­ka­nın ta­ma­mı bu­na da­ir­dir.

Dış ge­zi­ler­le if­ti­har eden bir Baş­ba­kan, dış ge­zi­ler­le if­ti­har eden bir Hükûmet. O ka­dar gez­di­niz, ne ol­du, iti­ba­rı­mız mı art­tı? Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı­mız bu­ra­da. İn­şal­lah, lüt­fe­dip ce­vap ve­rir­ler. Sa­yın Baş­kan da sa­taş­ma te­lak­ki eder­se mem­nun olu­rum.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı yok yal­nız.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Öy­le mi? Pe­ki, sağ­lık ol­sun. Na­sıl ol­sa ken­di­si­ne ha­ber gi­de­cek­tir.

So­ru­yo­rum: Ne ol­du, Tür­ki­ye'nin dış po­li­ti­ka­sın­da, ne­re­de, han­gi me­se­le­sin­de bir iler­le­me sağ­lan­dı? Tür­ki­ye, Er­me­ni me­se­le­sin­de, Er­me­ni soy­kı­rım id­di­ala­rı­na iliş­kin ola­rak bir adım ile­ri gi­de­bil­di mi? Hükûme­ti­niz dö­ne­min­de, dün­ya­nın her ye­rin­de par­la­men­to­lar­dan soy­kı­rım ya­sa­la­rı geç­ti. Üs­te­lik en faz­la iti­bar gör­dü­ğü­nü­zü söy­le­di­ği­niz yer­ler­de. Hükûme­ti­niz dö­ne­min­de Kıb­rıs me­se­le­sin­de bir adım ile­ri gi­de­bil­dik mi? An­nan Pla­nı'nı mü­za­ke­re et­mek Tür­ki­ye'nin bir im­ti­yaz ala­nı idi. Tür­ki­ye'nin ken­di­si­ne bir koz, bir kart ola­rak sak­la­dı­ğı bir şey­di. Mü­za­ke­re et­me­di­ği­niz An­nan Pla­nı'nı, otur­du­nuz, oy­la­dı­nız, ora­da ra­zı ol­du­ğu­nuz du­rum da­hi si­ze ve­ril­me­di. Ne ol­du, on iki ada­lar me­se­le­sin­de ile­ri mi git­tik? Ne ol­du, Av­ru­pa Bir­li­ği me­se­le­sin­de bir adım ile­ri mi git­tik? Söy­le­yin.

Tür­ki­ye'nin İs­lam ül­ke­le­rin­de iti­ba­rı yük­sel­di mi ger­çek­ten? Arap şeyh­le­ri­nin, ken­di hal­kı­nın pa­ra­sı­nı ça­la­rak, ken­di­si­ne dün­ya­da ka­ça­cak de­lik ara­yan Arap şeyh­le­ri­nin nez­din­de iti­ba­rı­nı­zın art­mış ol­ma­sı, İs­lam top­lum­la­rı, İs­lam ül­ke­le­ri nez­din­de iti­ba­rı­nı­zın art­tı­ğı an­la­mı­na gel­mez. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ger­çek­ten İs­lam top­lum­la­rı si­zi al­kış­lı­yor­lar mı?

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Bu be­yan yan­lış be­yan.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Bu be­ya­nın ne­si­ni be­ğen­me­di­ği­ni­zi söy­le­yin, ben si­ze ce­vap ve­re­yim.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Bir de on­la­ra so­run ba­ka­lım.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

Sa­yın Ge­nel Baş­kan, siz Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin efen­dim.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Hal­kı­nın pa­ra­sı­nı ça­lan­la­ra, hal­kı­nın eme­ği­ni ça­lan­la­ra, hal­kı­nın onu­ru­nu ça­lan­la­ra da­ir söy­le­di­ğim söz, an­la­dı­ğım ka­da­rıy­la ar­ka­da­şı­mı­zı ra­hat­sız et­ti. Hiç ra­hat­sız et­me­sin. Hiç ra­hat­sız et­me­sin. On­lar in­san­lı­ğın her dev­rin­de ve her yer­de onur­suz­luk­la mahkûm edil­miş­ler­dir. Hal­kı­nın  eme­ği­ni ça­lan­lar, hal­kı­nın umu­du­nu ça­lan­lar, hal­kı­nın ek­me­ği­ni ça­lan­lar, ezelî ve ebedî ola­rak onur­suz­luk­la mahkûm edi­le­cek­ler­dir.

Hal­kı­na ya­lan söy­le­yen­ler, hal­kın­dan ger­çe­ği ka­çı­ran­lar, hal­kı­nın acı­sı­na se­yir­ci ka­lan­lar, her na­sıl gel­miş olur­sa ol­sun­lar, mut­la­ka, onur­suz­luk dam­ga­sı­nı ye­miş ola­rak, hay­si­yet­siz­lik dam­ga­sı­nı, şe­ref­siz­lik dam­ga­sı­nı ye­miş ola­rak gi­de­cek­ler. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bun­dan go­cun­ma­sı ge­re­ken­ler sa­de­ce, hal­kı­nın eme­ği­ni, hal­kı­nın ek­me­ği­ni, hal­kı­nın iti­ba­rı­nı ça­lan­lar­dır.

Şim­di, bu­ra­da, enf­las­yon öv­gü­sün­den son­ra ge­le­lim özel­leş­tir­me­le­re. Şim­di, bu özel­leş­tir­me­le­rin han­gi­si bu ül­ke­de re­ka­bet ya­rat­tı? Söy­le­yin ba­na, han­gi alan­da yap­tı­ğı­nız özel­leş­tir­me re­ka­bet ya­rat­tı? Ve övü­ne övü­ne an­lat­tı­ğı­nız ya­ban­cı ser­ma­ye gi­riş­le­rin­den, ge­lin bu­ra­da de­yin ki: "Şu ka­dar­lık kıs­mı ye­ni ya­tı­rım, is­tih­dam ve bu ül­ke için üre­tim ka­pa­si­te­si, re­ka­bet ka­pa­si­te­si ya­rat­tı." Var mı böy­le bir şey? Yok. Öy­ley­se, ni­çin si­zi öv­me­miz ge­rek­sin, bu­nu ba­na söy­ler mi­si­niz?

Ben si­ze, si­zin dört yı­lı­nı­zın öze­ti­ni söy­le­ye­yim. Bu Hükûme­tin dört yı­lı­nın öze­ti şu­dur: 3 (Y)'yi 5 (Y) yap­mak. 3 (Y) ile mü­ca­de­le ede­ce­ğiz di­ye gel­di­niz, 5 (Y)'ye çı­kar­dı­nız. (Y)'ler­den bir ta­ne­si yok­sul­luk­tu. Bi­raz ön­ce re­fe­rans ver­di­ği­niz TÜ­İK ra­kam­la­rı, Tür­ki­ye'de yok­sul­la­rın sa­yı­sı­nın dev­ri ik­ti­da­rı­nız­da art­tı­ğı­nı söy­lü­yor,  21 mil­yo­nun üs­tü­ne çık­tı­ğı­nı söy­lü­yor; ben söy­le­mi­yo­rum, TÜ­İK ra­kam­la­rı söy­lü­yor.

Yol­suz­luk­la mü­ca­de­le ede­cek­ti­niz, yol­suz­luk­la mü­ca­de­le adı­na ge­le ge­le gel­di­ği­niz nok­ta, yol­suz­luk­la mü­ca­de­le ko­nu­sun­da mü­ca­de­le eden in­san­la­rı par­ti­niz­den ih­raç et­mek ol­du. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu­ra­da Ge­nel Ku­rul­da gö­re­mi­yo­ruz, in­şal­lah bu­ra­da­dır, Fu­at Ge­çen, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li. Ken­di­si­ni bu kür­sü­den say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

HA­LİL ÖZ­YOL­CU (Ağ­rı) - Trans­fer ya­pın.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - "Bel­ge­le­ri­ni ge­ti­rin de­di­niz" adam bel­ge­le­ri­ni ge­tir­di.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Ge­ti­re­me­di!.. Sa­yış­ta­yın ka­ra­rı­nı bi­li­yor mu­su­nuz, son ka­ra­rı­nı?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - So­nuç­ta ne ol­du? Dev­le­tin resmî ku­ru­mu, ar­ka­daş­lar, dev­le­tin resmî ku­ru­mu, Ka­mu İha­le Ku­ru­mu, si­zin "yok" de­di­ği­ni­zin bel­ge­le­ri­ni önü­nü­ze koy­du.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Yok öy­le bir şey! Sa­yış­tay ka­rar­la­rı­nı bi­li­yor mu­sun Ge­nel Baş­kan, Sa­yış­ta­yın ka­ra­rı­nı bi­li­yor mu­sun?

BAŞ­KAN - Sa­yın  Poy­raz, lüt­fen!

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Hay­ret bir şey ya­hu.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Pe­ki, pe­ki.

Şim­di, dö­nün Fu­at Ge­çen'den özür di­le­yin; ama, mil­let­ten özür di­le­me­dik­çe ve mil­let­ten al­dı­ğı­nı­zı mil­le­te ge­ri ver­me­dik­çe, mil­le­tin ema­ne­ti­ni edep­li­ce mil­le­te ge­ri ver­me­dik­çe mil­let­le he­lal­leş­me­niz müm­kün de­ğil.

Ya­sak­lar­la mü­ca­de­le ede­cek­ti­niz. Herhâlde ya­sak­lar­dan an­la­dı­ğı­nız şey, sa­de­ce ve sa­de­ce Re­cep Tay­yip Er­do­ğan'ın ya­sak­la­rı. Bu ül­ke on yıl­dır bir ki­şi­nin ya­sa­ğıy­la uğ­ra­şı­yor. Ta­bii, bu ya­sa­ğa kat­kı­da bu­lu­nan, bu tar­tış­ma­ya, bu ma­kam sa­vaş­la­rı­na kat­kı­da bu­lu­nan de­ğer­li mu­ha­le­fe­ti de bu­ra­da an­ma­dan ge­çe­me­ye­ce­ğim. Tür­ki­ye'nin baş­ka me­se­le­si yok, 1994 yı­lın­dan be­ri, Tay­yip Er­do­ğan aday ola­cak mı, ya­sak­la­na­cak mı, müf­tü mü ol­ma­lı, baş­kan mı ol­ma­lı, se­çil­me­li mi, şi­ir mi oku­du, ala­lım, gö­rev­den mi ala­lım, mil­let­ve­ki­li ola­bi­lir mi, ya­sak­la­ya­lım mı, ya­sak­la­ma­ya­lım mı, baş­ba­kan ola­bi­lir mi, ola­maz mı, cum­hur­baş­ka­nı ola­bi­lir mi, ola­maz mı?

RE­CEP GA­RİP (Ada­na) - Sen de ko­nu­şu­yor­sun.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - On yıl­da, Ay­şe­gül'ün ma­ce­ra­la­rı gi­bi, ya­şa­ma­dı­ğı hiç­bir şey kal­ma­dı. O her şey ol­sun; ama, Tür­ki­ye ne ol­du, Tür­ki­ye'ye ne ol­du?

Bu­ra­dan mu­ha­le­fe­te, da­ha doğ­ru­su ana mu­ha­le­fe­te ses­le­ne­ce­ğim. Baş­ba­kan olan ni­ye cum­hur­baş­ka­nı ola­ma­sın? Baş­ba­kan olur­ken iti­raz et­me­di­niz de cum­hur­baş­ka­nı olur­ken ni­ye iti­raz edi­yor­su­nuz?

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Onay­lı­yor­su­nuz ya­ni?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ha­yır, ben onay­la­mı­yo­rum, ben sa­de­ce ge­rek­çe­ni­ze ka­tıl­mı­yo­rum. Ben oy kul­la­na­cak ol­say­dım oy ver­mez­dim. Çün­kü, hak et­mi­yor, çün­kü hak et­mi­yor. Li­ya­ka­tiy­le hak et­mi­yor, bi­ri­ki­miy­le hak et­mi­yor, ül­ke­ye, mil­le­te sa­da­ka­tiy­le hak et­mi­yor. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ha­di ora­dan!

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Sen hak ede­rek mi gel­din be!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ben ka­na­ati­mi böy­le söy­lü­yo­rum.

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, lüt­fen…

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ben hal­kı­na ya­lan söy­le­yen bi­ri­nin cum­hur­baş­ka­nı ol­mak ce­sa­re­ti­ni ta­şı­ya­ma­ya­ca­ğı­nı söy­lü­yo­rum.

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Kim ya­lan söy­lü­yor? Olur mu öy­le şey?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ağ­zım­dan çı­ka­nı bir kez da­ha tek­rar edi­yo­rum.

FAT­MA ŞA­HİN (Ga­zi­an­tep) - Ağ­zın­la ku­la­ğın ara­sın­da­ki me­sa­fe çok faz­la.

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan…

EYÜP FAT­SA (Or­du) - AK Par­ti­ye ka­tıl­dı­ğın gün yap­tı­ğın ko­nuş­ma­yı unut­ma Sa­yın Mum­cu.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ağ­zım­dan çı­ka­nı bir kez da­ha tek­rar edi­yo­rum ar­ka­daş­lar.

VA­HİT Kİ­RİŞ­Cİ (Ada­na) - Se­nin gi­bi bir ada­mı ba­kan yap­tı!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Sa­bah­le­yin söy­le­di­ği ya­la­nı ak­şam iti­raf et­mek zo­run­da olan bi­ri­si­nin, bu ka­dar onur­lu ma­kam­la­ra ta­lip ol­ma hak­kı yok­tur. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ben böy­le dü­şü­nü­yo­rum.

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Sa­yın Mum­cu, AK Par­ti­ye ka­tıl­dı­ğın gün yap­tı­ğın ko­nuş­ma­yı unut­ma. İki se­fer ba­kan yap­tı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "o da ya­lan­dı, o da ya­lan­dı" se­si)

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Pe­ki… Evet…

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, lüt­fen… Grup Baş­kan Ve­ki­li­niz laf atı­yor.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ora­da…Ora­da…

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Lüt­fen, ağ­zın­dan çı­ka­nı ku­la­ğın duy­sun!

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, kaç de­fa uyar­dım si­zi, lüt­fen!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ay­nen onu söy­lü­yo­rum ben de. Ben de bu­nu söy­lü­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mü­da­ha­le et­me­ye­lim lüt­fen.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Bu ül­ke­nin, bu ül­ke­nin, han­gi ya­sa­ğıy­la mü­ca­de­le et­ti­ği­ni­zi bir söy­le­yin.

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Se­ni han­gi millî ira­de ge­tir­di AK Par­ti­ye ba­kan yap­tı? Han­gi millî ira­de?

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, di­lin mi tu­tul­du!

BAŞ­KAN - Sa­yın Fat­sa, lüt­fen.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ya­sak­lar­la mü­ca­de­le ede­cek­ti­niz. Ne ol­du?

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Lüt­fen!.. Lüt­fen ağ­zın­dan çı­ka­nı ku­la­ğın duy­sun!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) -Yol­suz­luk­la… Kal­ma­dı de­ğil mi, ya­sak kal­ma­dı bu ül­ke­de de­ğil mi?

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Han­gi millî ira­de­yi tem­sil edi­yor­su­nuz?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Bu ül­ke­de ya­sak kal­ma­dı de­ğil mi? Ya­sak kal­ma­dı de­ğil mi bu ül­ke­de? Bu ül­ke­de ya­sak kal­ma­dı de­ğil mi?

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Han­gi hal­kı tem­sil edi­yor­su­nuz?

BAŞ­KAN - Sa­yın Fat­sa… Sa­yın Fat­sa, lüt­fen.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Teb­rik edi­yo­rum.

Şim­di, bu mil­let si­ze de­mok­ra­si ta­ri­hin­de hiç kim­se­ye ver­me­di­ği ema­ne­ti ver­di. Bu ver­di­ği ema­ne­tin kıy­me­ti­ni bil­me­den, bu ver­di­ği ema­ne­tin ec­ri­ni ona öde­me­den, si­zin hiç­bir şey söy­le­ye­cek yü­zü­nüz yok.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Ba­zı­la­rı ema­ne­te iha­net et­ti.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Şim­di, siz… Be­nim söy­le­ye­ce­ğim şey şu…

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - İha­net eden­le­re ya­zık­lar ol­sun!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Evet, iha­net eden­le­re ya­zık­lar ol­sun! Bin ke­re ya­zık­lar ol­sun! (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Hal­kın ira­de­si­ne iha­net eden­le­re...

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - İha­net eden­le­re ve zul­mün gö­rü­nür gö­rün­mez or­du­la­rıy­la iş­bir­li­ği ya­pan­la­ra ya­zık­lar ol­sun! Mil­le­ti­nin ema­ne­ti­ni mil­le­ti­nin düş­man­la­rı­na sa­tan­la­ra ya­zık­lar ol­sun! (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MAH­MUT GÖK­SU (Adı­ya­man) - Nan­kör­le­re de ya­zık­lar ol­sun!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Al­lah için kur­ban ke­sip, küp için ka­vur­ma ya­pan­la­ra ya­zık­lar ol­sun! (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Yok­sul­la­rın eme­ği­ni ça­lan­la­ra ya­zık­lar ol­sun. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)  "Al­lah, Ki­tap" de­ni­le­rek top­la­nan iti­ma­dı eşe dos­ta, yan­da­şa ser­ve­te çe­vi­ren­le­re ya­zık­lar ol­sun! (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Hır­sız­la­ra ya­zık­lar ol­sun! Sah­tekârla­ra ya­zık­lar ol­sun! Ya­zık­lar ol­sun! Ya­lan­cı­la­ra ya­zık­lar ol­sun! Ba­ba­lar gi­bi sa­tan­la­ra ya­zık­lar ol­sun! (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Sa­de­ce ken­di ço­cuk­la­rı­nın ba­ba­sı olan­la­ra ya­zık­lar ol­sun! Ba­ba­lar gi­bi sat­ma­nın he­sa­bı­nı sor­ma­yan­la­ra da ya­zık­lar ol­sun! (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­gün­den iti­ba­ren, haf­ta­da bir, yol­suz­lu­ğu, bu kür­sü­ye ge­tir­me­yen Er­kan Mum­cu'ya da ya­zık­lar ol­sun! (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Tü­tün yol­suz­lu­ğu­nun he­sa­bı­nı sor­ma­yan Er­kan Mum­cu'ya da ya­zık­lar ol­sun!

De­mir­yo­lu yol­suz­lu­ğu­nun he­sa­bı­nı sor­ma­yan Er­kan Mum­cu'ya da ya­zık­lar ol­sun! De­vam ede­yim mi, is­ter mi­si­niz da­ha? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Te­kel yol­suz­lu­ğu­nun he­sa­bı­nı sor­ma­yan Er­kan Mum­cu'ya da ya­zık­lar ol­sun! Be­le­di­ye­ler­de gö­rev­len­dir­di­ği­niz adam­lar­la be­le­di­ye iha­le­le­ri­ni par­ti ge­nel mer­ke­zin­den dü­zen­le­yip, İs­tan­bul Be­le­di­ye­sin­den gön­der­di­ği­niz adam­lar ve par­ti ge­nel mer­ke­zin­de adam­lar, gö­zü­mün içi­ne ba­kan adam­lar­la iha­le iş­le­ri­ni dü­zen­le­yen adam­la­ra da ya­zık­lar ol­sun! Çal­dı­ğı­nız mil­le­tin eme­ği­dir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ne di­yor­su­nuz? Ne di­yor­su­nuz?

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - Ha­di ora­dan! Ken­di­ne gel!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ne di­yor­su­nuz? Ne di­yor­su­nuz? Si­zin, gö­zü­mün içi­ne ba­ka­cak ce­sa­re­ti­niz yok! Si­zin be­nim­le yüz­le­şe­cek ce­sa­re­ti­niz yok! Si­zin be­nim­le yüz­le­şe­cek ce­sa­re­ti­niz yok!

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - Bom­ba gi­bi var!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Bu kür­sü­de di­yor­su­nuz ki, "do­ku­nul­maz­lık­la­rı kal­dı­ra­ca­ğız." Siz­de ne­re­de o ce­sa­ret?

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - Var…

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ne­re­de o ce­sa­ret?

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Ha­di ora­dan!

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - Var… Ce­sa­re­ti­miz var!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ba­kan bu­ra­da di­yor ki: "Ben, do­ku­nul­maz­lık­la­rı kal­dır­ma­ya söz ver­dim ama, ne­ye söz ver­dim? Bü­tün do­ku­nul­maz­lık­la­rı kal­dır­ma­ya söz ver­dim." Elin­den tu­tan mı var? Elin­den tu­tan mı var? Eli­niz­den tu­tan mı var? Ni­ye kal­dır­mı­yor­su­nuz?

HA­LİL ÖZ­YOL­CU (Ağ­rı) - Ön­ce mil­let­ten özür di­le, on­dan son­ra ko­nuş!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ne­den kor­ku­yor­su­nuz? Ve­re­me­ye­cek he­sa­bı­nız yok­sa ne­den kor­ku­yor­su­nuz? Ha­di, bü­tün do­ku­nul­maz­lık­la­rı kal­dı­ra­lım. Me­mu­run da, ami­rin de, pa­şa­nın da, ba­ka­nın da, baş­ba­ka­nın da, ha­di kal­dı­ra­lım, ha­di hu­kuk kar­şı­sın­da he­pi­miz eşit ola­lım, ha­di!.. Ha­di gös­te­rin ce­sa­re­ti­ni­zi! (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ha­di dü­rüst­lü­ğü­nü­ze olan inan­cı­nı­zı ifa­de edin, ha­di!.. Ha­di!..

MUS­TA­FA ÜNAL­DI (Kon­ya) - Ne dü­rüst­lü­ğü be!

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - Sen­den mi öğ­re­ne­ce­ğiz dü­rüst­lü­ğü?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ben­den öğ­ren­me­yin. Mil­le­te gös­te­rin, ha­di, ha­di gös­te­rin!

VA­HİT Kİ­RİŞ­Cİ (Ada­na) - Edep­siz!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ha­ni bu ül­ke­de de­mok­ra­si­yi ge­ti­re­cek­ti­niz? Ne­re­de Si­ya­si Par­ti­ler Ka­nu­nu? Gel­di­ği­niz gün par­ti tü­zük'ün­de yap­tı­ğı­nız de­ği­şik­li­ğe bir ba­kın. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Sa­na ne?" se­si)

Na­sıl ba­na ne, na­sıl ba­na ne? De­mok­ra­si ba­ba­nı­zın ma­lı mı? Si­ya­si par­ti­ler ba­ba­nı­zın ma­lı mı? Mil­le­tin ver­di­ği oy­lar ba­ba­nı­zın ma­lı mı? Çift­lik mi bu­ra­sı?

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Onun için mi terk edip git­tin?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Çift­lik mi bu­ra­sı?

EN­VER YIL­MAZ (Or­du) - Ge­nel Baş­kan gi­bi ko­nuş, ucuz si­ya­set yap­ma!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Be­nim gön­lüm, be­nim ye­rim her za­man mil­le­ti­min ya­nı. İk­bal ve ik­ti­da­rı se­çen­ler…(AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

De­vam et, de­vam… De­vam et, se­nin­le ko­nu­şa­ca­ğız!

BAŞ­KAN - Sa­yın Mum­cu, bir da­ki­ka­nı­zı ri­ca ede­bi­lir mi­yim.

Ba­kın, o kür­sü­de, is­te­di­ği­niz sü­re içe­ri­sin­de fi­kir­le­ri­ni­zi ser­best­çe ifa­de edi­yor­su­nuz. An­cak, kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma ti­pi, bir gru­ba hi­tap et­mek su­re­tiy­le ko­nuş­ma usu­lü­müz­de yok. Siz, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin. Bir Ge­nel Baş­kan ola­rak da na­sıl ko­nu­şa­ca­ğı­nı­zı siz bi­li­yor­su­nuz. Lüt­fen, Ge­nel Ku­ru­lu ger­me­den ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Sa­yın Baş­kan, ora­dan laf atı­yor­lar!

REY­HAN BA­LAN­DI (Af­yon­ka­ra­hi­sar) - Ra­hat­sız mı ol­du­nuz?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Çok te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan, ben bi­li­yor­sam si­zin ha­tır­lat­ma­nı­za da ih­ti­yaç duy­ma­ya­ca­ğım an­la­mı­na ge­lir.

BAŞ­KAN - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - De­ğer­li Baş­ka­nım, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bi­zi iz­le­yen sev­gi­li va­tan­daş­la­rı­mız; Tür­ki­ye'nin çı­kış yo­lu var. Kö­le­lik, Tür­ki­ye için bir ka­der de­ğil. Ta­şe­ron­laş­mış bir sa­na­yi, ya­tı­rım or­ta­mı­nı iyi­leş­tir­me adı al­tın­da, Teş­vik Ka­nu­nu adı al­tın­da kö­le­leş­ti­ril­miş iş gü­cü, tah­rip edil­miş ta­bi­at, hiç­bir şe­yin he­sa­bı­nın so­rul­ma­dı­ğı, de­net­len­me­di­ği, sa­de­ce ve sa­de­ce Çu­ku­ro­va'nın top­ra­ğı­nı, gü­ney­do­ğu in­sa­nı­nın alın te­ri­ni ve Ber­den ça­yı­nın ma­vi­si­ni sö­mü­ren bir üre­ti­min, 1 do­la­ra göm­lek ola­rak Ba­tı'nın re­fa­hı­na hiz­met et­me­si, bi­zim ka­de­ri­miz de­ğil. Top­ra­ğı sö­mür­mek bi­zim ka­de­ri­miz de­ğil. İn­sa­nı­mı­zın eme­ği­ni sö­mür­mek bi­zim ka­de­ri­miz de­ğil. Fu­ka­ra­lık bi­zim ka­de­ri­miz de­ğil. Bi­ze bi­çi­len bu ro­le, bi­ze bi­çi­len bu fu­ka­ra­lık, bi­ze bi­çi­len bu önü­ne ko­nu­la­na ra­zı ol­ma ve ita­at et­me bi­zim ka­de­ri­miz de­ğil. Biz bu­na ra­zı de­ği­liz, mil­let bu­na ra­zı de­ğil. Mil­let ken­di ha­ya­tın­dan mem­nun de­ğil, mil­let ül­ke­nin is­ti­ka­me­tin­den mem­nun de­ğil; bu ül­ke­nin çı­kış yo­lu­nu gös­ter­me­ni­zi bek­li­yor ve bu müm­kün. Bu ül­ke, ken­di gü­cüy­le bu­nu ba­şa­ra­bi­lir. Bu ül­ke, ken­di imkânla­rıy­la bu­nu ba­şa­ra­bi­lir. Bu ül­ke, ken­di po­li­ti­ka­la­rıy­la bu­nu ba­şa­ra­bi­lir. Bu ül­ke, kö­le­lik mek­tup­la­rı­na im­za at­mak­tan vaz­geç­ti­ği gün, ken­di in­sa­nı­nın eme­ği­ne, ken­di in­sa­nı­nın alın te­ri­ne, ken­di top­ra­ğı­nın be­re­ke­ti­ne ve ken­di ül­ke­si­nin re­ka­bet gü­cü­ne inan­dı­ğı gün bu­nu ba­şar­mış­tır. Ye­ter ki ken­di­ni­ze gü­ve­nin. Ye­ter ki mil­le­ti­ni­ze gü­ve­nin. Ye­ter ki yur­du­nu­za gü­ve­nin. Öy­ley­se, yır­tın, atın bu kö­le­lik mek­tup­la­rı­nı, yır­tın, atın bu kö­le­lik dü­ze­ni­ni! (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) - Yır­ta­bi­li­yor­san, yırt!..

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Bu si­ya­set, övü­ne övü­ne an­lat­tı­ğı­nız bu si­ya­set, fa­iz, dö­viz, enf­las­yon ek­se­ni­ne sı­kış­tır­dı­ğı­nız bir eko­no­mi, in­san­sız­laş­tır­dı­ğı­nız eko­no­mi, çı­kış yo­lu de­ğil. Bu si­ya­set de, bu eko­no­mi de, bu mil­le­tin ayak­la­rı­nın al­tın­da­dır. Çün­kü, bu mil­le­tin umut­la­rı­nı çal­mak­ta­dır. Çün­kü, bu mil­le­tin ge­le­ce­ği­ni ka­rart­mak­ta­dır. Mil­le­tin is­te­di­ği şey, ada­let­ten baş­ka bir şey de­ğil­dir. Mil­le­tin is­te­di­ği şey, fır­sat ada­le­tin­den baş­ka hiç­bir şey de­ğil­dir. Fır­sat ada­le­ti­ni mil­le­te çok gö­re­rek va­ra­bi­le­ce­ği­miz hiç­bir yer yok. Bu ül­ke­nin bor­cu bü­yü­yor. Bu ül­ke, kur ris­ki üze­rin­de ola­ğa­nüs­tü risk­ler bi­rik­ti­ri­yor ve bu ül­ke, dön­gü­sel bi­çim­de ya­şa­dı­ğı kriz­le­ri­ni bir kez da­ha ya­şa­mak is­te­mi­yor. Bu ül­ke, ken­di ka­de­ri­ne ken­di­si sa­hip çık­mak is­ti­yor ve bu ül­ke, ve­kil­le­rin­den, bu ül­ke, Mec­li­sin­den, bu di­ra­ye­ti gös­ter­me­si­ni bek­li­yor. Bu müm­kün, bu ül­ke­nin ih­ti­yaç duy­du­ğu re­form­la­rı sü­rat­le çı­kar­mak müm­kün. Bu Par­la­men­to­da, on gün­de on re­form müm­kün. Bu ül­ke­yi on yıl­da ilk ona ta­şı­mak müm­kün. Tür­ki­ye bu­nu ya­pa­bi­lir. On gün­de on ta­ne re­form ya­pa­bi­li­riz. On gün­de on re­form­la, bu ül­ke­nin on yı­lı­nı aça­bi­li­riz. O on yıl, bu ül­ke­ye re­ka­bet gü­cü ka­zan­dı­ra­cak, dış po­li­ti­ka­da iti­bar ka­zan­dı­ra­cak on ta­ne re­form ola­bi­lir.

Hiç sor­mu­yor mu­su­nuz ken­di­ni­ze, bu Av­ru­pa Bir­li­ği, bu IMF, si­ze ni­ye bir eği­tim re­for­mu tel­kin et­mi­yor? Hiç sor­mu­yor mu­su­nuz ken­di­ni­ze, ni­ye bu Av­ru­pa Bir­li­ği, si­ze ken­di de­mok­ra­si­si­ni şart koş­mu­yor? Ni­ye ken­di si­ya­si par­ti­ler ka­nu­nu­nu si­ze tek­lif et­mi­yor? Ni­ye ken­di de­mok­ra­si­si­ni si­ze tek­lif et­mi­yor? Hiç sor­mu­yor mu­su­nuz ni­ye ken­di eği­tim re­for­mu­nu si­ze tek­lif et­mi­yor, si­ze da­yat­mı­yor? Ya­ni, iş­çi üc­ret­le­rin­den pa­mu­ğa ve­ri­le­cek pri­me ka­dar her şey­le il­gi­le­nen­ler, kaç ki­şi­yi me­mur alıp al­ma­ya­ca­ğı­nı­za ka­dar her şey­le il­gi­le­nen­ler, han­gi vak­fın ma­lı­nın ve­ri­lip ve­ril­me­ye­ce­ğiy­le il­gi­le­nen­ler, bu ül­ke­nin de­mok­ra­tik dü­ze­niy­le il­gi­li ola­rak ni­ye tek sa­tır, tek cüm­le söy­le­mi­yor­lar? Ni­ye bu ül­ke­de si­ya­si par­ti­ler dü­ze­ni­nin bir li­der­ler sul­ta­sı­na dö­nüş­müş ol­ma­sı­nın, bu ül­ke için na­sıl bir ta­lih­siz­lik ol­du­ğu­nu, na­sıl bir baht­sız­lık ol­du­ğu­nu söy­le­mi­yor­lar? (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar) Ni­ye bu ül­ke­nin par­la­men­to­la­rı, bu ül­ke­ye, ken­di in­sa­nı­nın onu­ru­na ya­kı­şır bir si­ya­set dü­ze­ni ku­ra­mı­yor? Mil­le­tin şe­ref­li ve­kil­le­ri, ge­nel baş­kan­la­rın, par­ti yö­ne­tim­le­ri­nin üze­ri­niz­de kur­du­ğu bu ta­sal­lut­tan hoş­nut mu­su­nuz? (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Mil­le­tin bu ta­sal­lut­tan hoş­nut ol­du­ğu­nu mu dü­şü­nü­yor­su­nuz? Ne­re­de bu sü­reç­te ada­let? Ne­re­de bu sü­reç­te mil­le­tin ka­tıl­ma­sı? Ne­re­de bu sü­reç­te mil­le­tin ira­de­si? Lis­te­ler­de ne­re­de, ka­tıl­ma­da ne­re­de?

Yıl­lar­ca, ba­ra­jın ada­let­siz­lik ol­du­ğu­nu söy­le­di­niz. Her ge­len ba­ra­jı sa­vun­du. Bu­gü­ne ka­dar ba­ra­jı sa­vu­nan her­kes gi­bi, siz de bu utan­ca ne­den or­tak olu­yor­su­nuz?

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) - Siz fark­lı mı­sı­nız?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Tür­ki­ye'de va­tan­daş­la­rın yüz­de 50'si­nin şu sı­ra­lar­da tem­sil edi­le­mi­yor ol­ma­sı ada­let mi­dir? Bu, Tür­ki­ye'nin hak et­ti­ği şey mi­dir?

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) - Ba­raj sı­kın­tı­nız mı var?

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - ANAP za­ma­nın­da çı­ka­rıl­dı...

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Doğ­ru­dur, doğ­ru­dur...

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ni­ye dü­zelt­me­di­niz?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ana­va­tan Par­ti­si za­ma­nın­da çı­ka­rıl­ma­dı, da­ha ön­ce çı­ka­rıl­dı ama, doğ­ru­dur, Ana­va­tan Par­ti­si de, iş­te bu yüz­den, iş­te bu yüz­den mil­let ta­ra­fın­dan ce­za­lan­dı­rıl­mış­tır ve al­ma­sı ge­re­ken der­si de al­mış­tır, al­ma­sı ge­re­ken ib­re­ti de al­mış­tır. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ama, siz, baş­ka­sı­nın yap­tı­ğı kö­tü­lü­ğü, baş­ka­sı­nın yap­tı­ğı yan­lı­şı        -eğer yan­lış­sa- ken­di­ni­ze hak mı gö­rü­yor­su­nuz? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "De­ma­go­ji yap­ma!" se­si)

Ve so­ru­yo­rum: Ha­ni si­zin eği­tim re­for­mu­nuz? Bu­ra­da ge­lip an­la­tı­yor­su­nuz: "Köy­le­re ka­dar ADSL gö­tür­dük." Ya­la­nın da kuy­ruk­lu­su! ADSL'in ne ol­du­ğu­nun da­hi bi­lin­me­di­ği ne ka­dar bel­li! Ya­ni önü­ne bir me­tin ko­yu­yor­su­nuz, ba­ri ADSL'in ne ol­du­ğu­nu söy­le­yin. Te­le­fon kab­lo­su­nun ol­du­ğu her yer­de po­tan­si­yel ola­rak ADSL var. Onu, Özal, yıl­lar ön­ce gö­tür­müş­tü Tür­ki­ye'nin en üc­ra kö­şe­si­ne ka­dar. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ge­lip, bu­ra­da, ka­sı­la ka­sı­la ne an­la­tı­yor­su­nuz?

Si­zin bir tek ma­ri­fe­ti­niz var, ba­ba­lar gi­bi sat­mak! Ve ken­di ço­cuk­la­rı­nı­zı dü­şü­ne­rek sat­mak! Ken­di yan­daş­la­rı­nı­zı dü­şü­ne­rek sat­mak!

VA­HİT Kİ­RİŞ­Cİ (Ada­na) - Baş­ka cüm­le­ler bul!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Bun­la­rın bel­ge­si var. Bel­ge­si­ni is­ti­yor­du­nuz.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin şe­ref­li ve­kil­le­ri, ger­çek­ten bu bel­ge­ler­le yüz­leş­mek is­ti­yor mu­su­nuz? Ger­çek­ten bu bel­ge­ler­le yüz­leş­mek is­ti­yor mu­su­nuz? YİM­PAŞ mağ­dur­la­rı­na "sah­tekâr" di­yen bir Baş­ba­ka­na "sen­sin" de­di­ğim için ce­za al­mı­şım, taz­mi­nat ce­za­sı.

Şim­di, ben so­ru­yo­rum bu­ra­dan Sa­yın Baş­ba­ka­na. "Be­nim­le ne ala­ka­sı var?" de­di­ği için so­ru­yo­rum: 94 kam­pan­ya­nı­zı kim yap­tı? 94 kam­pan­ya­nı­zı ya­pan şir­ke­te be­le­di­ye­den ne ver­di­niz? 94 kam­pan­ya­sı­nı ya­pan şir­ket­ten be­le­di­ye­den ver­di­ği­niz bill­bo­ard iha­le­si, iha­le­siz bill­bo­ard işi, son­ra sah­te ev­rak­la baş­ka bir şir­ke­tin üs­tü­ne geç­ti mi, geç­me­di mi? Da­ha son­ra, 2002 kam­pan­ya­sın­da se­çi­mi­ni­zi ya­pan…

İR­FAN GÜN­DÜZ (İs­tan­bul) - Mah­ke­me­de be­yan eder­si­niz mah­ke­me­de!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ta­bii ta­bii. Mah­ke­me­ye de­ğil mi? Mah­ke­me­ye gö­tü­re­yim de­ğil mi? Do­ku­nul­maz­lı­ğı­nı­zı kal­dı­rın, ba­kın ba­ka­lım mah­ke­me­ye gi­di­yor mu­yuz, git­mi­yor mu­yuz?

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Bu par­ti­ye ni­ye gel­din o za­man?

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - AK Par­ti­ye ni­ye gir­din o za­man?

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, mü­da­ha­le et­me­ye­lim lüt­fen.

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Ni­ye sor­gu­la­ma­dın o za­man?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Mil­le­te sa­da­kat ye­mi­ni eden­le­rin, mil­le­te sa­da­kat sö­zün­de dur­ma­la­rı­nı bek­le­mek be­nim hak­kım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ge­nel Baş­kan, siz Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin lüt­fen!

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Ce­vap ver, ce­vap ver. De­dik­le­ri­mi­zi ku­la­ğın duy­mu­yor ga­li­ba.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Şim­di, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin şe­ref­li ve­kil­le­ri, si­ze söy­le­ye­ce­ğim önem­li şey­ler var. Bu IMF'ye ni­yet mek­tu­bun­da di­yor­su­nuz ki, ilaç işin­de kı­sıt­la­ma­ya gi­de­ce­ğiz.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Ku­la­ğın duy­mu­yor mu?.. Ku­la­ğın duy­mu­yor mu?

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, si­ze ses­le­ni­yor ga­li­ba ar­ka­daş.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Sa­yın Mum­cu, si­ze ses­le­ni­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ba­kın, şikâyet et­ti­ği­miz…

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - Bun­la­rı bi­li­yor­dun da ni­ye gel­din bu par­ti­ye?

BAŞ­KAN - Sa­yın Ka­cır, lüt­fen otu­rur mu­su­nuz ye­ri­ni­ze.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - 94'ten bah­se­di­yor­sun. Bu par­ti­ye ni­ye gel­din, Ta­yip Er­do­ğan'ın ya­nı­na ni­ye gel­din öy­ley­se? Ce­vap ver! Ni­ye ba­kan ol­dun?

BAŞ­KAN - Lüt­fen, ye­ri­ni­ze otu­run.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - İn­san­lar iki yüz­lü­lük­le­ri­ni ilk gö­rüş­te gös­ter­mi­yor­lar. Ben de, mil­let ka­dar saf, mil­let ka­dar iyi ni­yet­li ola­rak inan­dım. (ANAP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ha­di be!.. Ha­di ora­dan!..

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Evet, evet… Ar­ka­daş­lar, be­nim­le de­ğil, vic­da­nı­nız­la ko­nu­şun. Be­nim­le de­ğil, vic­da­nı­nız­la ko­nu­şun.

ÜNAL KA­CIR (İs­tan­bul) - O za­man sen de git vic­da­nın­la ko­nuş.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Be­nim­le de­ğil, vic­da­nı­nız­la ko­nu­şun.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen…

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Be­nim­le de­ğil, vic­da­nı­nız­la ko­nu­şun.

BAŞ­KAN - Sa­yın Mum­cu, siz lüt­fen, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - İki yıl için­de bu ül­ke­nin ilaç har­ca­ma­la­rı, sos­yal gü­ven­lik sis­te­mi­nin ilaç har­ca­ma­la­rı 3 kat art­mış. SSK'nın ilaç har­ca­ma­la­rı 3 kat art­mış. Aşa­ğı yu­ka­rı 2,8 mil­yar do­lar yıl­lık ila­ve ma­li­yet. Ne ol­du, bu ül­ke­ye sağ­lık mı gel­di? Yok­sa bir­den bi­re sağ­lık mı fış­kı­rı­yor her yer­de? Yok­sa aca­ba, bi­zim bil­me­di­ği­miz baş­ka iliş­ki­ler do­la­yı­sıy­la mı bu iş ol­du?

Nİ­HAT ERİ (Mardin) - Ye­şil kart­lı­lar ilaç ala­mı­yor­du, şim­di alı­yor.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Şim­di, söy­le­ne­cek çok söz var da din­le­ye­cek vic­dan la­zım. Din­le­ye­cek vic­dan la­zım… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Onu da ken­di­ni­ze söy­le­yin." se­si) Onun için, ben, mil­le­te, bu ül­ke­nin içi­ne düş­tü­ğü ka­ram­sar­lık­tan çı­ka­ra­cak yo­lu söy­le­mek is­ti­yo­rum. Bu Hükûmet­ten kur­tul­mak.

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon) - İnan­dı­rı­cı­lı­ğı­nı­zı kay­bet­ti­niz.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Bu ül­ke­nin bir nu­ma­ra­lı ön­ce­li­ği, kö­le­li­ğe ra­zı ol­muş, çev­re ül­ke ro­lü­ne ra­zı ol­muş ve ken­di meş­ru­iye­ti­ni mil­le­ti­nin rı­za­sın­da de­ğil, Tür­ki­ye'ye bu ke­fe­ni bi­çen­le­rin ona­yın­da ara­yan bu Hükûmet­ten kur­tul­mak­tır.

RE­CEP ÖZEL (Is­par­ta) - Ay­nı Pe­rin­çek gi­bi ko­nuş­tun.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Evet. Hak söz ki­min ağ­zın­da olur­sa ol­sun, ona ya­kı­şır.

Tek­rar tek­rar söy­lü­yo­rum: Bu ül­ke­ye bi­çi­len çev­re ül­ke ro­lü­ne rı­za gös­ter­mek ve onun ta­şe­ro­nu ol­mak­tan baş­ka hiç­bir öne­mi ol­ma­yan bu Hükûmet­ten kur­tul­mak, tam ba­ğım­sız bir Tür­ki­ye için ön­ce­li­ği­miz­dir. Bu­nu yü­re­ğin­de his­se­den­ler olur, his­set­me­yen­ler olur. Ben, bu­nu ci­ğer­le­ri­me ka­dar his­se­di­yo­rum.

Cum­hu­ri­ye­ti bir la­ik­lik so­ru­nu ola­rak gör­mez­den ön­ce, el­bet­te, cum­hu­ri­ye­tin vaz­ge­çil­mez ni­te­lik­le­rin­den bi­ri­si la­ik­lik­tir, ama, Tür­ki­ye'yi bir la­ik­lik-din­dar­lık kamp­laş­ma­sı­nın içi­ne sü­rük­le­me­nin dı­şın­da, Tür­ki­ye'yi bir bü­tün, Tür­ki­ye'yi sa­vu­nul­ma­sı ge­re­ken bir bü­tün ola­rak gö­ren an­la­yı­şın cum­hu­ri­ye­te da­ir keş­fet­me­si ge­re­ken ilk şey, cum­hu­ri­ye­tin iki te­mel he­de­fi­dir: Bun­lar­dan bir ta­ne­si tam ba­ğım­sız­lık, bir di­ğe­ri millî ege­men­lik. Cum­hu­ri­ye­tin sek­sen kü­sur yı­lı­nı ge­ri­de bı­rak­tık­tan son­ra, cum­hu­ri­ye­tin bu ide­al­le­ri­ni ger­çek­leş­tir­mek nok­ta­sın­da, bu­gün gel­di­ği­miz du­ru­mun bir za­af du­ru­mu ol­du­ğu­nu, ne ya­zık ki, iti­raf et­mek du­ru­mun­da­yız. Ne ya­zık ki, bu ül­ke, tam ba­ğım­sız bir dev­let, tam ba­ğım­sız bir ül­ke ol­ma imkânı­nı gün­den gü­ne kay­bet­mek­te, ge­rek eko­no­mi­si üze­rin­den ge­rek meş­ru­iye­ti­ni, si­ya­si meş­ru­iye­ti­ni dı­şa­rı­da ara­yan ik­ti­dar­lar yü­zün­den, mil­let­te de­ğil, dı­şa­rı­da ara­yan ik­ti­dar­lar yü­zün­den, bir ya­rı ba­ğım­sız özerk dev­let sta­tü­sü­ne sü­rük­len­me teh­li­ke­siy­le kar­şı kar­şı­ya­dır. Di­ğer yan­dan bu ül­ke, yoz­laş­tı­rıl­mış bir si­ya­set dü­ze­ni içe­ri­sin­de, ne ya­zık ki, millî ege­men­lik­ten ta­ma­men uzak­laş­mış, sa­de­ce ve sa­de­ce yö­ne­ti­ci me­ka­niz­ma­la­rı üze­rin­de bas­kı ku­ra­bi­len güç­le­rin ege­men­li­ğin­de bir ül­ke ol­ma­ya doğ­ru sü­rük­len­miş­tir.

Bu ül­ke­yi bu­ra­dan çı­ka­ra­cak ira­de mil­le­tin elin­de var­dır. Bu­gün, "Al­ter­na­tif yok" di­yen­ler, mil­le­te ça­re­siz­lik tel­kin et­mek­te­dir­ler. De­mok­ra­si­nin ken­di­si ça­re­dir. Mil­le­tin ira­de­si­nin ken­di­si ça­re­dir. Mil­le­tin ira­de­si­nin ken­di­si­nin ça­re ol­du­ğu­nu bil­mek için ta­ri­hi­mi­ze bak­mak ye­ter­li­dir. İs­tik­lal Har­bi, mil­le­tin ira­de­si­nin ken­di­si­nin bir ça­re ve çı­kış yo­lu ol­du­ğu­nun ders­le­riy­le do­lu­dur. Bu cum­hu­ri­ye­ti sa­va­şa­rak ku­ran, bu ül­ke­ye ba­ğım­sız­lı­ğı­nı kan ve­re­rek ka­za­nan bu ulu­sun, bu­gün, meş­ru­iye­ti­ni dı­şa­rı­da ara­yan­lar kar­şı­sın­da hiç­bir şe­kil­de bir al­ter­na­tif­siz­lik, ça­re­siz­lik, kim­se­siz­lik duy­gu­su­na ka­pıl­ma­dan, ken­di­si­ni ira­de­nin mer­ke­zi, gü­cün mer­ke­zi, meş­ru­iye­tin mer­ke­zi ola­rak gö­re­rek ve de­mok­ra­si­ye ina­na­rak bir ka­rar ver­me­si ge­re­ki­yor. O ka­rar, bu Hükûmet­ten kur­tul­ma ira­de­sin­de bir­leş­me ka­ra­rı­dır. Bu­nun için mil­le­ti­miz adı­na yap­ma­mız ge­re­ken her şe­yi yap­ma­ya biz ha­zı­rız. Mil­le­tin ta­rih­sel ola­rak hak et­ti­ği tam ba­ğım­sız­lık ve millî ege­men­lik ül­kü­sü­ne sa­hip çı­ka­bil­me­si için ya­pıl­ma­sı ge­re­ken her tür­lü fe­dakârlı­ğın ya­pıl­ma­sın­da biz ve bi­zim gi­bi pek çok mem­le­ket ev­la­dı, bir sa­ni­ye bi­le te­red­düt gös­ter­me­ye­cek­tir. Ama, bir züm­re, bir gü­ruh var­dır ki, on­lar da­ima ik­ba­lin, on­lar da­ima ken­di­le­ri­ni sü­rek­li şüp­he duy­duk­la­rı meş­ru­iyet prob­lem­le­ri yü­zün­den ta­mam­la­yan­la­rın ya­nın­da yer ala­cak­lar­dır.

Bir ar­ka­da­şım, ba­na, Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk'ün, Tür­ki­ye'nin şe­hir­le­rin­den bi­rin­den ge­çer­ken, tre­ni ora­dan ge­çer­ken, va­go­nu­nun per­de­le­ri­ni ka­pat­tı­ğı­nı an­lat­mış­tı. Doğ­ru mu­dur de­ğil mi­dir bil­mi­yo­rum. Ben de ne­den di­ye… O şeh­ri gör­me­mek için va­go­nun per­de­le­ri­ni ka­pa­tır­mış Ata­türk. Bu­nu ken­dim oku­ma­dım, ama, be­ni çok et­ki­le­yen bir hikâye­dir. Ne­de­ni şuy­muş: Ku­va­yı­mil­li­ye'nin ör­güt­len­me­ye baş­la­dı­ğı yıl­lar­da Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal -o za­man­ki adıy­la Mus­ta­fa Ke­mal Pa­şa- ha­ber gön­der­miş o ken­tin eş­ra­fı­na, es­na­fı­na, millî mü­ca­de­le­ye des­tek ver­me­le­ri, as­ker sağ­la­ma­la­rı, si­lah te­min et­me­le­ri ko­nu­sun­da. Al­dı­ğı ce­vap şu: "Biz bu­ra­da iş­gal kuv­vet­le­riy­le iliş­ki­le­ri ye­ni ye­ni dü­zelt­tik. Şim­di, ti­ca­re­ti­mi­ze fi­lan mü­sa­ade edi­yor­lar, es­ki­si ka­dar bi­ze zul­met­mi­yor­lar…"

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Tür­ki­ye'de böy­le bir şe­hir yok. Tür­ki­ye'de böy­le bir şe­hir yok.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - İn­şal­lah yok­tur, in­şal­lah.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Ha­yır yok.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - İn­şal­lah, in­şal­lah.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Tür­ki­ye'de böy­le bir şe­hir yok­tur.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - İn­şal­lah, in­şal­lah.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Uy­du­ru­yor­sun.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - İn­şal­lah.

Ben, ama, mü­sa­ade edin söz­le­ri­mi ta­mam­la­ya­yım.

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Açık­la, o vi­la­ye­ti açık­la.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Ben bil­mi­yo­rum.

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ni­ye ko­nu­şu­yor­sun o za­man?

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Söz­le­ri­min so­nu­na ge­le­yim.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Mus­ta­fa Ke­mal'i ba­ri alet et­me ya!

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Mus­ta­fa Ke­mal'in ne his­set­ti­ği­ni bu­gün his­se­de­bi­lir mi­yiz bil­mi­yo­rum, ama, Ata­türk'ün Genç­li­ğe Hi­ta­be­si'nde de söy­le­di­ği gi­bi, ken­di emel­le­ri­ni müs­tev­li­le­rin emel­le­riy­le tev­hid ede­cek, bir­leş­ti­re­cek, bir gü­ruh ve züm­re her za­man ola­cak­tır. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ne ya­zık ki, ola­cak­tır ve ma­ale­sef, var­dır ve ma­ale­sef, var­dır.

Şim­di, bu­ra­da bir Mec­li­sin, bir Ge­nel Ku­ru­lun sı­ra­la­rın­da otur­muş Tür­ki­ye'nin ge­le­ce­ği­ne iliş­kin kay­gı­lar­dan ya da umut­lar­dan söz eder­ken Mec­li­si Me­bu­san tec­rü­be­si­ni bir kez da­ha ha­tır­la­mak la­zım­dır ar­ka­daş­lar. Mec­li­si Me­bu­sa­nın sı­ra­la­rın­da otu­ran in­san­lar için Ata­türk ve ar­ka­daş­la­rı bi­rer asiy­di­ler. Mec­li­si Me­bu­sa­nın sı­ra­la­rın­da otu­ran ve­kil­ler için, Mec­li­si Me­bu­sa­nın ve pa­yi­tah­tın im­za­la­dı­ğı an­laş­ma­lar Tür­ki­ye'ye is­tik­rar ge­ti­ri­yor­du. Na­sıl ol­sa şöy­le ve­ya böy­le bir mü­ta­re­ke sağ­lan­mış­tı, or­ta­lık du­rul­mak­tay­dı, iş ka­rış­tır­ma­nın âle­mi yok­tu; is­yan çı­kar­ma­nın, hu­zur­suz­luk yap­ma­nın, or­ta­lı­ğı boz­gu­na ver­me­nin âle­mi yok­tu, ama bi­ri­le­ri öy­le dü­şün­me­di­ler…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Ko­nuş­ma­nı­zı to­par­lar mı­sı­nız efen­dim.

Bu­yu­run.

ER­KAN MUM­CU (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum Baş­ka­nım.

…bi­ri­le­ri, Tür­ki­ye'ye bi­çi­len ro­lün Tür­ki­ye'nin ka­de­ri ol­ma­dı­ğı­nı, Tür­ki­ye'nin ken­di ge­le­ce­ği­ni ken­di ira­de­siy­le bi­çim­len­di­re­bi­le­cek ka­dar güç­lü bir ül­ke ol­du­ğu­nu, bu­nu ya­pa­bi­le­cek ka­dar, bu­nu yap­ma­ya ye­te­cek ka­dar soy­lu ve kök­lü bir kül­tü­re, bir ba­ğım­sız­lık ide­ali­ne sa­hip ol­du­ğu­nu; ken­di eme­ğiy­le, ken­di kay­nak­la­rıy­la, ken­di in­sa­nıy­la, ken­di in­san­ca me­de­ni­ye­ti­ni ku­ra­bi­le­cek bir ül­ke ol­du­ğu­nu dü­şün­dü­ler ve bir millî mü­ca­de­le ver­di­ler. Bu millî mü­ca­de­le, bu­gün Tür­ki­ye'nin sü­rük­len­di­ği yer­de, Tür­ki­ye'nin sü­rük­len­mek­te ol­du­ğu is­ti­ka­met­te bi­ze pek çok ib­ret­ler­le do­lu­dur. Ben, bu ib­ret­le­rin bu­gün bi­zim için reh­ber de­ğe­ri ta­şı­dı­ğı­na ina­nı­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ge­lin, bun­la­rı bir kez da­ha şöy­le ilik­le­ri­mi­ze ka­dar his­se­de­cek şe­kil­de dü­şü­ne­lim, id­rak ede­lim. Bu ül­ke­nin sü­rük­len­di­ği yer, bu mil­le­tin se­la­me­ti­ne bir yer ola­rak gö­zük­mü­yor. Bu ül­ke­nin sü­rük­len­di­ği yer bir borç ba­tak­lı­ğı­dır. Bu ül­ke­nin sü­rük­len­di­ği yer, eko­no­mi­si­nin ta­şe­ron­laş­tı­rıl­ma­sı, pa­zar­laş­tı­rıl­ma­sı, in­sa­nı­nın ucuz iş gü­cü re­ka­be­ti­ne mahkûm edil­miş bir bi­çim­de kö­le­leş­ti­ril­me­si­dir, top­ra­ğı­nın sö­mü­rül­me­si­dir, ta­bi­atı­nın kir­le­til­me­si­dir, çev­re­si­nin tah­rip edil­me­si­dir. Bu rol, Tür­ki­ye'nin ra­zı ola­bi­le­ce­ği bir rol de­ğil­dir. Ge­lin bu­na iti­raz ede­lim. Ge­lin, bu iti­ra­zı, ken­di ak­lı­mız, ken­di ima­nı­mız, ken­di uf­ku­muz, ken­di ide­al­le­ri­miz, ken­di gök kub­be­miz al­tın­da ken­di ba­ğım­sız ide­al­le­ri­miz­le ken­di in­sa­nı­mız için yep­ye­ni bir ha­yat kur­ma ide­ali, yep­ye­ni ha­yat­lar ka­zan­dır­ma ide­ali ola­rak or­ta­ya ko­ya­lım, ça­lı­şa­lım.

Ge­lin, ken­di­miz için is­te­di­ği­mi­zi her­kes için is­te­ye­lim. Ge­lin, ken­di ço­cuk­la­rı­mı­zın sa­hip ol­duk­la­rın­dan da­ha faz­la­sı­nı bu mil­le­tin ço­cuk­la­rı­na ver­mek için bir mü­ca­de­le ve­re­lim. Ge­lin, fa­iz yo­luy­la, ge­lin, özel­leş­tir­me yo­luy­la, ge­lin, kâr trans­fer­le­ri yo­luy­la, ge­lin, yol­suz­luk yo­luy­la, ka­çak yo­luy­la bu mil­le­tin lok­ma­sın­dan, bu mil­le­tin kur­sa­ğın­dan ça­lı­nan­la­rı bu mil­le­tin ço­cuk­la­rı­na ge­ri ve­re­lim. Ge­lin, mil­le­te hak et­ti­ği sa­da­ka­ti, ge­lin, mil­le­te hak et­ti­ği li­ya­ka­ti gös­te­re­lim. Ge­lin, mil­le­tin Mec­li­si, ge­lin, mil­le­tin ve­kil­le­ri ola­lım.

Ben, Hükûme­tin or­ta­ya koy­du­ğu ta­vır­la, özel­lik­le, or­ta­ya koy­du­ğu bu mek­tu­bun içe­ri­ğiy­le, ra­zı ol­du­ğu rol­le, mil­le­tin ide­al­le­ri­ne uy­gun bir yol­cu­lu­ğa bi­zi gö­tür­dü­ğü ka­nı­sın­da de­ği­lim. Onun için, mil­le­tim­le be­ra­ber, sü­rük­len­di­ği­miz ye­re git­me­me, mil­le­tin ken­di is­ti­ka­me­ti doğ­rul­tu­sun­da iler­le­me adı­na mü­ca­de­le­mi ar­ka­daş­la­rım­la be­ra­ber ve mil­le­tim­le be­ra­ber sür­dü­re­ce­ğim. Kor­ka­rım, ül­ke­nin ta­ri­hin­de ik­ti­da­rı­nı­zın dö­ne­mi ne ya­zık ki ka­ran­lık ve say­gıy­la anıl­ma­yan bir dö­nem ola­rak ka­la­cak­tır. İn­şal­lah ka­lan bir yı­lı bir te­la­fi yı­lı olur, in­şal­lah bu ül­ke­yi mil­le­tin ar­zu­su is­ti­ka­me­tin­de yö­ne­te­cek bir ira­de­yi gös­te­re­cek bir di­ra­ye­ti bu Hükûmet gös­te­rir.

Söz­le­ri­min so­nun­da, her ne ka­dar ki­fa­yet­siz de ol­sa, 2007 büt­çe­si­nin ha­yır­lı, uğur­lu ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Bu büt­çe­nin bir se­çim büt­çe­si ol­du­ğu, ala­nın ra­zı, ve­re­nin ra­zı ol­du­ğu bel­li­dir. 2005 yı­lın­da 3 mil­yar açık­la ka­pa­tı­lan bir büt­çe­nin, 2006 yı­lın­da 3 mil­yar ci­va­rın­da açık­la ka­pa­tı­lan bir büt­çe­nin 2007 yı­lın­da 17 mil­yar ci­va­rın­da -16,7 mil­yar- bir açık­la ka­pa­tıl­ma­sı­nın şim­di­den he­def­len­me­si ve bu­na IMF'nin ses çı­kar­ma­ma­sı, tıp­kı Av­ru­pa Bir­li­ğiy­le mü­za­ke­re­ler­de alı­nan se­çim mo­la­sı gi­bi, Tür­ki­ye'nin bir komp­loy­la kar­şı kar­şı­ya ol­du­ğu­nun en açık de­lil­le­ri­dir. Tür­ki­ye bir komp­loy­la kar­şı kar­şı­ya­dır ama, Hükûme­tin, Tür­ki­ye'nin sü­rük­len­di­ği ye­ri gö­re­cek di­ra­ye­ti ve ce­sa­re­ti ne ya­zık ki yok­tur.

Ama ben yi­ne de mil­le­tin ira­de­si­nin Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de yan­sı­ma­sı­nı di­li­yo­rum, yi­ne de mil­le­tin is­ti­ka­me­ti­nin ger­çek­leş­me­si­ni di­li­yo­rum, yi­ne de bu büt­çe­nin ha­yır­la­ra ve­si­le ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan ayak­ta al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Mum­cu.

ALİ YÜK­SEL KA­VUŞ­TU (Ço­rum) - Sa­yın Baş­kan, ta­le­bi­miz ye­ri­ne ge­li­yor mu?

BAŞ­KAN - Şim­di Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, Ge­nel Baş­kan An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­yın De­niz Bay­kal. (CHP sı­ra­la­rın­dan ayak­ta al­kış­lar)

Bu­yu­run efen­dim.

Sa­yın Bay­kal, sü­re­niz bir sa­at.

CHP GRU­BU ADI­NA DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; 2006 yı­lı büt­çe ta­sa­rı­sıy­la il­gi­li gö­rüş­me­le­rin so­nu­na gel­miş bu­lu­nu­yo­ruz.

Büt­çe, Ge­nel Ku­ru­lu­muz­da, kı­sa bir sü­re için­de de ol­sa, mil­let­ve­kil­le­ri­miz ta­ra­fın­dan ele alı­nıp tar­tı­şıl­mış­tır. Bu tar­tış­ma­la­rın, ar­tık, stan­dart bir ni­te­lik ka­zan­ma­ya baş­la­dı­ğı­nı gö­rü­yo­rum. Hâlbu­ki, eko­no­mi­mi­zin için­de bu­lun­du­ğu du­rum, Tür­ki­ye'nin çok cid­di bir eko­no­mi po­li­ti­ka­sı tar­tış­ma­sı­na ih­ti­yaç gös­te­ri­yor. Büt­çe gö­rüş­me­le­ri­mi­zin, bu açı­dan bir fır­sat ola­rak de­ğer­len­di­ril­me­si­ni çok is­ter­dim. Ma­ale­sef, Hükûmet ve ik­ti­dar söz­cü­le­ri, ola­yı, da­ha çok si­ya­sal amaç­lı, pro­pa­gan­da­ya yö­ne­lik gün­lük söy­lem­le ge­çiş­tir­me an­la­yı­şı için­de bir mü­za­ke­re­yi ter­cih et­miş­ler­dir ve ma­ale­sef, çok cid­di bir eko­no­mi po­li­ti­ka­sı ir­de­le­me­si ya­pı­la­ma­mış­tır. Hâlbu­ki, Tür­ki­ye'nin, böy­le bir po­li­ti­ka tar­tış­ma­sı­na, Par­la­men­to dü­ze­yin­de cid­di ih­ti­ya­cı var. Çün­kü, çok cid­di, kay­gı ve­ri­ci işa­ret­ler, ge­liş­me­ler or­ta­ya çık­ma­ya baş­la­mış­tır. Bun­la­rı, ka­mu­oyu­mu­zun dik­ka­ti­ne, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak biz sun­ma­ya ça­lış­tık. Büt­çe gö­rüş­me­le­ri­ni, ar­ka­daş­la­rı­mız, ben, hem Ko­mis­yon­da hem Ge­nel Ku­rul­da bu çer­çe­ve için­de de­ğer­len­dir­dik. Ama, bu­nun, ik­ti­dar ta­ra­fın­dan ge­çiş­ti­ril­mek is­ten­di­ği­ni üzün­tüy­le gö­rü­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, o ne­den­le, işin te­me­li­ni, bir kez da­ha, ka­mu­oyu­mu­zun, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­mi­zin dik­ka­ti­ne sun­ma­yı gö­rev bi­li­yo­rum. Bir sü­re son­ra, bu ko­nu­la­rı, ge­ri­ye yö­ne­lik ola­rak, ge­ri­ye dö­nük ola­rak ko­nuş­ma du­ru­mun­da ola­ca­ğız.

Ön­ce, ne­re­de dur­du­ğu­mu­zu bir an­la­ya­lım. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye, 2001 kri­zi son­ra­sın­da bir prog­ram uy­gu­la­ma­ya yö­nel­miş­tir ve bu prog­ra­mın uy­gu­lan­ma­sı­nın, şim­di, al­tın­cı yı­lı­nı ta­mam­la­mış bu­lu­nu­yo­ruz, bu büt­çey­le ye­din­ci yı­la gi­re­ce­ğiz.

Bu dö­ne­min bir bö­lü­mü, bun­dan ön­ce­ki ik­ti­dar dö­ne­min­de geç­miş­tir; ye­di yıl­lık dö­ne­min üç yı­lı AKP ön­ce­si dö­nem­de geç­miş­tir, dört yı­lı AKP dö­ne­min­de geç­miş­tir. Şim­di, AKP'nin be­şin­ci yı­lı­na gir­miş bu­lu­nu­yo­ruz.

Bu dö­nem­de iz­le­nen prog­ram, AKP'nin yap­tı­ğı prog­ram de­ğil­dir. AKP, dev­ral­dı­ğı prog­ra­mı uy­gu­la­mak­ta­dır. IMF bir prog­ram yap­mış­tır, bu prog­ra­mın ilk üç yı­lı, bun­dan ön­ce­ki par­la­men­to ve bun­dan ön­ce­ki hükûmet dö­ne­min­de uy­gu­lan­mış­tır, son dört yı­lı da AKP ta­ra­fın­dan uy­gu­lan­mak­ta­dır. Prog­ram ay­nı­dır, çer­çe­ve ay­nı­dır, o prog­ram iş­le­mek­te­dir; ha­ta­sıy­la se­va­bıy­la, yü­rür­lük­te olan prog­ram o prog­ram­dır.

Bu prog­ram, bun­dan ön­ce­ki ik­ti­dar dö­ne­min­de, 2001 kri­zin­den son­ra, 2002 yı­lın­da önem­li so­nuç­lar ver­me­ye baş­la­mış­tır. 2002 yı­lın­da yüz­de 68,5 olan tü­ke­ti­ci fi­yat­la­rı, 2001 yı­lı so­nun­da 68,5 iken 2002 yı­lı so­nun­da yüz­de 30'un al­tı­na, yüz­de 29,7'ye in­miş­tir. Ya­ni, prog­ram, bir yıl için­de, 2001-2002 yıl­la­rı ara­sın­da 68,5'den enf­las­yo­nu, 29,7'ye in­dir­miş­tir. Kim in­dir­miş­tir? Bun­dan ön­ce­ki par­la­men­to. Han­gi hükûmet in­dir­miş­tir? Bu Hükûmet de­ğil, bun­dan ön­ce­ki hükûmet.

Ya­ni, o prog­ra­mın özün­de, enf­las­yo­nu in­dir­me­ye yö­ne­lik me­ka­niz­ma­lar var­dır, o me­ka­niz­ma­lar iş­le­til­miş­tir. O prog­ra­mın, şim­di, AKP İk­ti­da­rı dö­ne­min­de­ki dör­dün­cü uy­gu­la­ma yı­lı­nın so­nun­da­yız. Yüz­de 29,7'yle dev­ra­lı­nan enf­las­yon, dör­dün­cü yı­lın so­nun­da, şim­di, yüz­de 10'a gel­miş­tir. Bir yıl­da, 68,5'ten 29,7'ye in­miş­tir; dört yıl­da, 29,7'den yüz­de 10'a in­miş­tir ve ilk kez, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ilk kez, bu yıl, enf­las­yon ye­ni­den yük­sel­me­ye baş­la­mış­tır. Enf­las­yon, ilk kez, bu yıl, ye­ni­den, bir ön­ce­ki yı­lın üze­ri­ne çık­ma­ya baş­la­mış­tır. Bu, gör­mez­lik­ten ge­li­ne­cek bir olay de­ğil­dir, bir kon­jonk­tü­rel olay di­ye ge­çiş­ti­ri­le­cek bir du­ru­mu da yok­tur. Ma­yıs ayın­da ya­şa­nan olay da Tür­ki­ye eko­no­mi­si­nin ya­pı­sıy­la doğ­ru­dan il­gi­li bir olay­dır ve öy­le an­la­şı­lı­yor ki, Tür­ki­ye eko­no­mi­sin­de, ar­tık, ye­ni bir aşa­ma­ya ge­lin­miş­tir. Es­ki prog­ram­la gi­di­le­bi­le­cek ye­re ge­lin­miş­tir. Şim­di, ye­ni bir prog­ra­ma ih­ti­yaç var, ye­ni bir an­la­yı­şa ih­ti­yaç var, ye­ni bir yak­la­şı­ma ih­ti­yaç var. İz­len­mek­te olan prog­ram, bir­ta­kım sin­yal­ler ver­me­ye baş­la­mış­tır, uya­rı sin­yal­le­ri ver­me­ye baş­la­mış­tır, gi­di­şat iyi de­ğil de­me­ye baş­la­mış­tır. Enf­las­yo­nun düş­mek­ten yük­sel­me­ye yö­nel­me­si, bu sin­yal­ler­den sa­de­ce bir ta­ne­si­dir.

Ya­ni, enf­las­yon­da­ki bu de­ği­şi­me, tek­rar, bir dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­te­rim. 2005 yı­lın­da üre­ti­ci fi­yat­la­rı enf­las­yo­nu 2,66 idi; şim­di, bu yıl 11,67 ol­muş­tur. 9 pu­an, üre­ti­ci fi­yat­la­rı enf­las­yo­nu, 2006'da, 2005'e gö­re art­mış­tır. Tü­ke­ti­ci fi­yat­la­rıy­la enf­las­yon, bu yıl 9,86 ol­muş­tur, ge­çen yıl 7,61'di. 2 pu­an da tü­ke­ti­ci fi­yat­la­rı enf­las­yo­nu bu yıl art­mış­tır. Ne­ye rağ­men art­mış­tır? Tür­ki­ye, enf­las­yo­nu in­dir­mek için bü­tün imkânla­rı­nı se­fer­ber et­ti­ği hâlde, yüz­de 6,5 fa­iz dı­şı faz­la ver­me po­li­ti­ka­sı­nı bu yıl da sür­dür­dü­ğü hâlde, üre­ti­ci fi­yat­la­rı­nı bas­kı al­tı­na al­dı­ğı hâlde, iş­çi üc­ret­le­ri­ni dü­şür­dü­ğü hâlde, me­mur ma­aş­la­rı­nı dü­şür­dü­ğü hâlde, emek­li ma­aş­la­rı­nı dü­şür­dü­ğü hâlde, ya­tı­rım­la­rı kıs­tı­ğı hâlde, sa­de­ce enf­las­yo­na en­deks­li bir po­li­ti­ka­yı, Tür­ki­ye, ka­rar­lı­lık­la ve fe­dakârlık­la uy­gu­la­dı­ğı hâlde, bu de­fa, ilk kez, son al­tı yıl­dan be­ri ilk kez, bu yıl, enf­las­yon düş­me­miş­tir, yük­sel­me­ye baş­la­mış­tır. Bu, üze­rin­de du­rul­ma­sı ge­re­ken çok te­mel bir nok­ta­dır ve tek sin­yal de bu de­ğil­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye'de eko­no­mi, bir is­tik­rar prog­ra­mı uy­gu­la­mış ol­ma­sı­na rağ­men, çok cid­di öl­çü­de açık ve­ren bir eko­no­mi­dir. Ya­ni, büt­çe, açık ve­ril­me­me­si için her tür­lü ted­bir alı­na­rak ve bü­tün har­ca­ma­lar bas­kı al­tın­da tu­tu­la­rak yö­ne­til­di­ği hâlde, Tür­ki­ye eko­no­mi­si, çok cid­di açık ve­ren bir eko­no­mi ol­muş­tur; dış dün­yay­la iliş­ki­le­ri­miz, bu açı­ğı, çar­pı­cı bir bi­çim­de or­ta­ya koy­muş­tur. Tür­ki­ye'de, dış ti­ca­ret açı­ğı kay­gı ve­ri­ci bir dü­ze­ye çık­mış­tır ve bü­yü­me­de­ki de­ği­şi­me rağ­men dış ti­ca­ret açı­ğı azal­ma­mak­ta, ar­tı­şı­nı sür­dür­mek­te­dir. AKP İk­ti­da­rı iş ba­şı­na gel­di­ği za­man Tür­ki­ye'de­ki dış ti­ca­ret açı­ğı 14,5 mil­yar do­lar­dı, 2002 yı­lın­da, şim­di 52,5 mil­yar do­lar ol­muş­tur dış ti­ca­ret açı­ğı ve bu­na bağ­lı ola­rak da Tür­ki­ye'de, ca­ri açık, 2002 yı­lın­da, ik­ti­dar iş ba­şı­na gel­di­ği za­man 1,5 mil­yar do­lar­dı, bu­gün 34 mil­yar do­lar dü­ze­yi­ne ca­ri açık gel­miş bu­lun­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu, Tür­ki­ye'de, he­pi­mi­zi dü­şün­dür­me­si ge­re­ken kay­gı ve­ri­ci bir sü­re­cin iş­le­me­ye baş­la­dı­ğı­nı, bi­ze, çok açık bir bi­çim­de gös­ter­mek­te­dir.

Tür­ki­ye'de, ge­ri­de bı­rak­tı­ğı­mız dö­nem­de eko­no­mi­ye bak­tı­ğı­mız za­man, sa­de­ce enf­las­yon ora­nın­da de­ğil, ama, dış ti­ca­ret açı­ğın­da, ca­ri açık­ta ve bü­yü­me­de kay­gı ve­ri­ci bir ge­liş­me­yi gö­rü­yo­ruz. Ar­tık, bü­yü­me­nin de, on do­ku­zun­cu çey­rek dö­nem­de de­vam eden bü­yü­me­nin de, ar­tık, umut­suz sin­yal­ler ver­me­ye baş­la­dı­ğı­nı ve 2006 yı­lı­nın üçün­cü çey­re­ğin­de, bü­yü­me­nin, yüz­de 3 dü­ze­yi­ne düş­müş ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz. Bu, Tür­ki­ye'de, kay­gı ve­ri­ci bir sü­re­cin iş­le­me­ye baş­la­dı­ğı­nı gös­te­ri­yor; bu, Tür­ki­ye'de, eko­no­mi­nin, açık ve­ren ve borç­la­nan bir eko­no­mi hâli­ne dö­nüş­tü­ğü­nü bi­ze gös­te­ri­yor.

Sa­yın Baş­ba­kan ve Ma­li­ye Ba­ka­nı, bu borç­lan­ma ko­nu­sun­da, zi­hin­le­ri ka­rış­tır­ma ça­ba­sı­nı ka­rar­lı bir şe­kil­de sür­dü­rü­yor­lar, ama, ger­çek­ler çok açık­tır. Tür­ki­ye eko­no­mi­si­nin, özel sek­tö­rün dış borç­la­rı, ka­mu sek­tö­rü­nün iç ve dış borç­la­rı bir­lik­te dü­şü­nül­dü­ğü za­man, bu­gün gel­di­ği­miz nok­ta­da­ki top­lam yü­küm­lü­lü­ğü 370 mil­yar do­lar­dır. Tür­ki­ye'nin gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­sı, en son ra­kam­la­ra gö­re 390 mil­yar do­lar­dır, ama, eko­no­mi­nin iç ve dış yü­küm­lü­lü­ğü 370 mil­yar do­lar­dır.

Bir kriz dö­ne­min­den al­tı yıl son­ra, eko­no­mi­nin ne­re­dey­se yüz­de 90'ına, gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­nın yüz­de 90'ına yö­ne­lik bir borç tab­lo­su, hiç­bir şe­kil­de, ka­bul edi­le­bi­lir, ta­ham­mül edi­le­bi­lir sa­yı­la­maz. Bu gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la için­de borç ora­nı he­sap­la­nır­ken, sa­de­ce ka­mu­nun, sa­de­ce net iç borç­la­rıy­la ya­pı­la­cak bir he­sap­la­ma­nın ger­çe­ği bi­ze gös­ter­me­di­ği­ni dik­ka­ti­ni­ze sun­mak is­ti­yo­rum.

Bu tab­lo ne­ye yol aç­mış­tır? Bu tab­lo, eko­no­mi­de, fa­iz­le­rin yük­sek bir dü­zey­de de­vam et­me­si­ne yol aç­mış­tır. Fa­iz­ler, yüz­de 22,5 dü­ze­yin­de­dir. Tür­ki­ye'de re­el fa­iz­ler, yüz­de 13,5 dü­ze­yin­de­dir. 2007 yı­lın­da enf­las­yo­nu yüz­de 4'e in­dir­me­yi amaç­lı­yo­ruz, yüz­de 4 enf­las­yo­nu ön­gö­ren bir prog­ra­mın uy­gu­lan­ma­sı sı­ra­sın­da, re­el fa­iz­ler, yüz­de 13-13,5 ola­rak or­ta­ya çı­kı­yor. Bu, bir şe­yin işa­re­ti­dir: Gü­ven­siz­li­ğin işa­re­ti­dir, gü­ven­siz­li­ğin…

Ba­kı­nız, Mer­kez Ban­ka­sı, son gün­ler­de, bir­bi­ri üs­tü­ne alarm­lar çe­ki­yor, uya­rı­lar ya­pı­yor. Bu uya­rı­lar, iki nok­ta­da or­ta­ya çı­kı­yor: Bir, eko­no­mi­nin gi­de­rek da­ha faz­la dış bor­ca da­ya­nı­yor ol­ma­sın­dan Mer­kez Ban­ka­sı te­laş­lı­dır ve il­gi­li­le­ri uyar­ma ih­ti­ya­cı­nı his­set­miş­tir. "Eğer, dö­viz ka­zan­cı­nız yok­sa, dö­viz­le borç­lan­ma­yın." di­yor. Bu de­mek­tir ki, Tür­ki­ye'de, bu­gün­kü kur dü­ze­yi ge­le­cek açı­sın­dan gü­ve­ni­lir de­ğil­dir. Bu kur dü­ze­yi­nin de­vam ede­ce­ği­ni ka­bul ede­rek eko­no­mi­yi iş­let­me­ye yö­nel­mek, bü­yük risk­le­ri gö­ze al­mak de­mek­tir. Bu, cid­di bir uya­rı ola­rak or­ta­ya kon­muş­tur. Bu uya­rı, özel sek­tö­re de ya­pıl­mış­tır, ki­şi­le­re de ya­pıl­mış­tır, dev­le­te de ya­pıl­mış­tır. Ger­çek­ten de, Tür­ki­ye'de, çok cid­di bir kur ris­ki tab­lo­su or­ta­ya çık­ma­ya baş­la­mış­tır.

Yi­ne, Mer­kez Bar­ka­sı, son za­man­lar­da, eko­no­mi­nin, do­la­ri­zas­yon de­ni­len, gi­de­rek do­la­ra da­ya­lı bir hâle dö­nü­şü­yor ol­ma­sın­dan cid­di bir kay­gı içi­ne gir­miş­tir ve bu ko­nu­da da uya­rı­la­rı­nı gün­de­me ge­tir­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız, eko­no­mi­nin cid­di kri­ter­le­ri­ne ba­kı­yor­sa­nız, o kri­ter­le­ri si­ze söy­lü­yo­rum: Dış ti­ca­ret açı­ğı, ca­ri açık, ih­ra­ca­tın it­ha­la­tı kar­şı­la­ma ora­nı, yüz­de 6,5 fa­iz dı­şı faz­la uy­gu­lan­ma­sı­na rağ­men -ki, dün­ya­da, Tür­ki­ye gi­bi al­tı yıl üst üs­te yüz­de 6,5 fa­iz dı­şı faz­la uy­gu­la­ma­sı­nı ger­çek­leş­tir­miş bir baş­ka ül­ke yok­tur- dış borç­la­rın, iç borç­la­rın top­la­mı­nın azal­ma­ma­sı, borç­la­rın art­ma­ya de­vam et­me­si ve Tür­ki­ye'de, ih­ra­ca­tın it­ha­la­tı kar­şı­la­ma ora­nı­nın gi­de­rek düş­me­ye baş­la­ma­sı. Yüz­de 69,9'du 2002 yı­lın­da, şim­di, gel­di­ği­miz nok­ta­da, ih­ra­ca­tı­mız, an­cak yüz­de 60,4'ünü it­ha­la­tın kar­şı­lı­yor. Bu da, ha­zi­ran ayı iti­ba­rıy­la or­ta­ya çı­kan tab­lo­dur. Yıl so­nun­da ne ola­ca­ğı­nı, hep bir­lik­te gö­re­ce­ğiz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu, ka­bul edi­le­bi­lir, sür­dü­rü­le­bi­lir bir tab­lo de­ğil­dir. Tür­ki­ye böy­le kur­tu­la­maz, eko­no­mi­miz böy­le kur­tu­la­maz; Tür­ki­ye, böy­le, sür­dü­rü­le­bi­lir bir kal­kın­ma­yı ger­çek­leş­ti­re­mez, böy­le, is­tih­dam so­ru­nu­nu, iş­siz­lik so­ru­nu­nu çö­ze­mez, böy­le, re­fah so­ru­nu­nu çö­ze­mez.

Bu, Türk eko­no­mi­si­nin, gi­de­rek da­ha dı­şa ba­ğım­lı, dı­şa­rı­dan yön­len­di­ren, dı­şa­rı­da­ki dal­ga­lan­ma­lar­dan et­ki­le­nen, kay­nak­la­rı­nı ken­di kal­kın­ma­sı, bü­yü­me­si için de­ğil, dış ül­ke­le­rin, dış eko­no­mi­le­rin çı­kar­la­rı doğ­rul­tu­sun­da kul­lan­dır­ma­ya mec­bur ka­lan bir iliş­ki­ler dü­ze­ni içi­ne Tür­ki­ye'nin gir­me­si de­mek­tir ve böy­le bir iliş­ki­ler dü­ze­ni içi­ne, ma­ale­sef, gi­ril­miş­tir.

Bu­gün, Tür­ki­ye'nin borç­la­rı art­mış­tır. Tür­ki­ye'de sı­cak pa­ra ola­ğan üs­tü yük­sel­miş­tir, 55 mil­yar do­la­ra yük­sel­miş bir sı­cak pa­ra tab­lo­su var­dır. Tür­ki­ye'nin elin­de­ki var­lık­lar sa­tıl­mış­tır, el de­ğiş­tir­miş­tir, mül­ki­yet de­ğiş­tir­miş­tir. "Tür­ki­ye'ye ya­ban­cı ser­ma­ye gi­ri­yor." di­ye, Sa­yın Ma­li­ye Ba­ka­nı, Baş­ba­kan, bun­dan övünç pa­yı çı­kar­mak­ta­dır. Ama, bu, kay­gı ve­ri­ci ol­ma­sı ge­re­ken, dü­şün­dü­rü­cü ol­ma­sı ge­re­ken bir du­ru­mu or­ta­ya ko­yu­yor. Tür­ki­ye'nin var­lık­la­rı, bü­yük eko­no­mik ku­ru­luş­la­rı, sa­tı­lı­yor, dev­re­di­li­yor, el de­ğiş­ti­ri­li­yor, Tür­ki­ye'nin pa­za­rı pay­la­şı­lı­yor. Bu, Tür­ki­ye hal­kı­nın, Tür­ki­ye eko­no­mi­si­nin güç­len­me­si­ne, üre­ti­mi­ni art­tır­ma­sı­na, ya­tı­rı­mı­nın ge­liş­me­si­ne, is­tih­da­mı­nın ço­ğal­ma­sı­na yar­dım­cı ol­mu­yor. Var olan ku­ru­luş­lar el de­ğiş­ti­ri­yor, ban­ka­lar el de­ğiş­ti­ri­yor, sa­na­yi ku­ru­luş­la­rı el de­ğiş­ti­ri­yor, Tür­ki­ye'de, mar­ket­ler, ya­ban­cı ya­tı­rım ala­nın­da hız­lı bir ge­liş­me ser­gi­li­yor; eko­no­mi, sa­na­yi, ta­rım, üre­tim, iş­siz­lik ve it­ha­la­tı kar­şı­la­ma­ya yö­ne­lik ger­çek ih­ra­cat, ne ya­zık ki, ge­re­ken, öz­le­di­ği­miz şe­kil­de bir iler­le­me gös­ter­mi­yor.

Tür­ki­ye eko­no­mi­si, da­ha tes­lim ol­muş bir eko­no­mi hâli­ne ge­li­yor. Ken­di ayak­la­rı üze­rin­de du­ra­ma­yan bir eko­no­mi hâli­ne, her ge­çen gün, da­ha bü­yük öl­çü­de, evet, dö­nü­şü­yor. Bu­nun so­nu­cu, ta­bii, Tür­ki­ye'de sos­yal so­run­la­rın çok da­ha yük­sek dü­ze­ye çık­ma­sı­dır.

Bu çer­çe­ve­de, he­men, şu şe­ye de dik­ka­ti­ni­zi çe­ke­yim: Baş­ba­kan, "180 mil­yar do­lar al­dı­ğı­mız millî ge­li­rin, üze­ri­ne, dört yıl­da 210 mil­yar do­lar koy­duk." di­yor. Bu he­sap­la­ma, sa­nal bir he­sap­la­ma­dır, ger­çek­çi bir he­sap­la­ma de­ğil­dir. Tür­ki­ye'nin millî ge­li­ri­nin za­man için­de­ki de­ğiş­me­si­ni, bir­bi­riy­le, yıl­lar iti­ba­rıy­la bir­bi­riy­le mu­ka­ye­se ede­bil­mek is­ti­yor­sak, yap­ma­mız ge­re­ken şey, he­sap­la­ma­yı, dö­viz ku­run­da­ki de­ği­şik­lik­ler­den ya­rar­la­na­rak yap­mak de­ğil, sa­bit fi­yat­lar üze­rin­den bu­nu yap­mak­tır. Bu­nu yap­tı­ğı­mız za­man -ki, bu ya­pıl­mış­tır- Resmî Ga­ze­te'de ya­yın­la­nan Do­ku­zun­cu Kal­kın­ma Pla­nı'nın 2007 prog­ra­mı­na gö­re sa­bit fi­yat­lar­la, ya­ni 1998 yı­lı fi­yat­la­rıy­la, Tür­ki­ye'de­ki gay­ri­sa­fi yurt içi ha­sı­la ar­tış­la­rı, 2006'da, 1998'e gö­re, se­kiz yıl­da, sa­de­ce yüz­de 19,7 art­mış­tır. Öy­le "Yüz­de 100" fa­lan "sek­sen yıl­lık cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de ol­ma­ya­nı ger­çek­leş­tir­dik…" Bun­lar cid­di iş­ler­dir. Sa­bit fi­yat­lar­la bu mu­ka­ye­se­yi yap­mak mec­bu­ri­ye­ti var­dır. "Cum­hu­ri­yet dö­ne­mi­nin tü­mün­den da­ha faz­la kal­kın­ma­yı dört yıl­da ger­çek­leş­tir­dik" de­me ar­zu­su­nu say­gıy­la kar­şı­lı­yo­rum; ama, bu­nu söy­le­me imkânı yok­tur. Çün­kü, sa­bit fi­yat­lar­la bu he­sa­bı yap­mak zo­run­lu­lu­ğu var­dır. Bu­nu yap­tı­ğı­mız za­man da dört yıl ön­ce­sin­de­ki ge­li­rin, sa­de­ce yüz­de 20'si­nin art­tı­ğı gö­rül­mek­te­dir. Bu ar­tış, ye­ter­li ve tat­min edi­ci bir ar­tış sa­yı­la­bi­lir de ama, bil­me­li­yiz ki, yük­se­len pi­ya­sa­lar di­ye bi­li­nen o 27 ta­ne ül­ke -iç­le­rin­de Hin­dis­tan'ı, Çin'i de var- ara­sın­da, bu hız, bi­zi, ilk be­şin içi­ne de sok­ma­mış­tır. Ya­ni, Çin yüz­de 10'la, Hin­dis­tan yüz­de 8'le, di­ğer ül­ke­ler bun­dan da­ha yük­sek ra­kam­lar­la kal­kın­ma­la­rı­nı ger­çek­leş­tir­mek­te­dir­ler. Eğer, cum­hu­ri­yet ta­ri­hiy­le bir mu­ka­ye­se yap­mak is­ti­yor­sa Sa­yın Baş­ba­kan, ona ben yar­dım­cı ola­yım. Bü­tün cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de, Tür­ki­ye'nin, 2002 yı­lın­da, AKP iş ba­şı­na gel­di­ği za­man, ken­di­si­ne tes­lim edi­len top­lam, ka­mu­nun iç, dış ve özel sek­tö­rün dış borç mik­ta­rı 220 mil­yar do­lar­dı, Sa­yın Baş­ba­kan, dört yıl­da, bu­na 150 mil­yar do­lar ek­le­miş­tir. Ya­ni, üç­te 2'si ka­dar, sek­sen yı­lın üç­te 2'si ka­dar bor­cu, yü­küm­lü­lü­ğü dört yıl­da Sa­yın Baş­ba­kan yap­mış­tır. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye'de, bu iz­le­nen po­li­ti­ka­nın yol aç­tı­ğı so­nuç­la­ra bir kez da­ha dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­te­rim. Bu, ta­bii, Tür­ki­ye'de, bir de­fa, ge­lir da­ğı­lı­mı­nı da­ha da çar­pık hâle ge­ti­ri­yor. Ba­kı­nız, bu çer­çe­ve­de, dik­ka­ti çe­ken bir nok­ta­yı ifa­de et­mek is­ti­yo­rum, Tür­ki­ye'de, yurt için­de yer­le­şik in­san­la­rın top­lam mev­du­atı, za­man için­de na­sıl bir de­ğiş­me gös­ter­di: 10 mil­ya­ra ka­dar olan mev­du­at mik­ta­rı, Ara­lık 2004'te 26 kat­ril­yon­du, Ey­lül 2006'da 22 kat­ril­yo­na düş­tü. Ya­ni, 10 mil­yar ve al­tın­da­ki, Tür­ki­ye'de­ki, yer­le­şik­le­rin top­lam mev­du­atı, iki yıl­da, AKP İk­ti­da­rı­nın iş­ba­şın­da bu­lun­du­ğu iki yıl­da, 26 kat­ril­yon­dan 22 kat­ril­yo­na düş­müş­tür. Bu­na kar­şı­lık, 1 tril­yo­nun üze­rin­de­ki mev­du­at­ta, Tür­ki­ye'de, 27 kat­ril­yon­dan 57 kat­ril­yo­na bir sıç­ra­ma ol­muş­tur. Ola­ğa­nüs­tü, 1 tril­yo­nun üze­rin­de mev­du­at he­sap­la­rı­nın top­la­mın­da, 27'den 57'ye, yüz­de 112'lik bir ar­tış bu dö­nem­de ger­çek­leş­miş­tir. Bu, iz­le­nen po­li­ti­ka­nın ne­ye yol aç­tı­ğı­nı, bi­ze, çok açık bir bi­çim­de gös­ter­mek­te­dir.

Bu tab­lo fev­ka­la­de önem­li­dir. Ger­çek­ten, bu po­li­ti­ka­nın bir so­nu­cu ola­rak, ül­ke­miz­de, yok­sul­luk ve aç­lık ra­kam­la­rı kay­gı ve­ri­ci bir nok­ta­ya gel­miş­tir. Bu­gün, 1 mil­yo­na ya­kın aç­lık sı­nı­rın­da in­san ve 20 mil­yo­na ya­kın yok­sul­luk sı­nı­rın­da in­san bu­lun­mak­ta­dır. İş­çi ve me­mur­la­rın ço­ğun­lu­ğu yok­sul­luk sı­nı­rı­nın al­tın­dan ma­aş al­mak­ta­dır­lar, 1 mil­yar 900 mil­yon­luk yok­sul­luk sı­nı­rı­nın al­tın­da ve 2007 prog­ra­mı, bi­ze, şu resmî ve­ri­le­ri ver­mek­te­dir: 1994 yı­lın­da, ka­mu iş­çi­le­ri­nin re­el üc­ret­le­ri 100 ise 2000'de 111, 2005'te 95 ol­muş­tur. Ya­ni, 2000'e gö­re 2005 yı­lın­da, bu ik­ti­dar dö­ne­min­de, ka­mu iş­çi­le­ri­nin re­el üc­ret­le­ri­nin en­dek­si 111'den 95'e düş­müş­tür. Özel sek­tör iş­çi­le­ri­nin en­dek­si, 2000'de 119,4 iken, 2005'te 97,7'ye düş­müş­tür. Me­mur­la­rın 1999'da üc­ret en­dek­si 123,1 iken 2005 yı­lın­da 115 ol­muş­tur. Ya­ni, iş­çi ve me­mur­la­rın, bu dö­nem­de, çok cid­di bir ge­lir kay­bı­na ma­ruz kal­dı­ğı, bi­zim, 2007 yı­lıy­la il­gi­li prog­ra­mın resmî ra­kam­la­rı için­de za­ten ye­ri­ni al­mış­tır. O ne­den­le, kim­se kim­se­yi al­dat­ma­sın. İş­çi­le­rin, me­mur­la­rın, emek­li­le­rin ge­li­ri­nin, as­lın­da, cid­di bir eroz­yo­na ta­bi tu­tul­du­ğu resmî ve­ri­ler­le or­ta­da­dır.

Kal­dı ki, ger­çek ge­çim gü­cü­nü öğ­ren­mek, ölç­mek is­ti­yor­sak, iş­çi ve me­mur­la­rın, emek­li­le­rin, har­ca­ma­la­rı için­de çok önem­li yer tu­tan ki­ra har­ca­ma­sı­nın, bu dö­nem için­de, yüz­de 100'lük bir ar­tış gös­ter­di­ği de, ge­ne, resmî bil­gi­ler­le or­ta­da­dır. Bu ki­ra ar­tı­şı kar­şı­sın­da, iş­çi ve me­mur­la­rın du­ru­mu, çok da­ha sı­kın­tı­lı bir nok­ta­ya gel­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu tab­lo, Tür­ki­ye'de iz­le­nen eko­no­mi po­li­ti­ka­sı­nın, halk ve va­tan­daş­lar açı­sın­dan na­sıl bü­yük bir tah­ri­ba­ta yol aç­tı­ğı­nı, çok net bir şe­kil­de bi­ze gös­ter­mek­te­dir; top­lu­mun de­ği­şik ke­sim­le­ri­ne bak­tı­ğı­mız za­man bu­nu açık­ça gö­rü­yo­ruz, fi­yat­lar­da, bu, ken­di­si­ni açık­ça gös­ter­mek­te­dir.

İk­ti­dar iş ba­şı­na gel­di­ği za­man, ben­zin 1 mil­yon 696 bin li­ray­dı, bu­gün 3 mil­yon­dur; tüp gaz, 19 mil­yon­du, bu­gün 35 mil­yon­dur; ek­mek, 150 bin­di, bu­gün 300 bin­dir; iş­siz sa­yı­sı, 2 mil­yon 487 bin­dir bu­gün, 2 mil­yon 412 bin­di. Bu ara­da da, Tür­ki­ye'de, 3,6 mil­yon in­sa­nın iş gü­cü ke­si­mi içi­ne gir­di­ği de dik­ka­te alın­ma­lı­dır.

Bu­gün, Tür­ki­ye'de, pro­tes­to edi­len, kar­şı­lık­sız çı­kan çek­le­rin sa­yı­sı 2 ka­tı­na çık­mış­tır. İş­ba­şı­na gel­di­ği­niz­de 748 bin adet çek kar­şı­lık­sız çı­kar­dı, şim­di 1 mil­yon 535 bin adet. 2002'de 498 bin adet pro­tes­to­lu se­net var­dı, bu­gün 2 mil­yon 803 bin adet.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu tab­lo, ik­ti­da­rın, va­tan­da­şın ge­lir dü­ze­yi­ni, ge­çim dü­ze­yi­ni et­ki­le­yen ger­çek res­mi ola­rak önü­müz­de dur­mak­ta­dır.

Ta­rım­da­ki so­run­la­rı, za­ten, her ve­si­ley­le söy­lü­yo­ruz, ama, bir kez da­ha işa­ret et­mek is­ti­yo­rum. Ger­çek­ten, Tür­ki­ye'de, ik­ti­dar, ko­ta­la­rı kal­dı­ra­ca­ğı­nı id­dia et­ti­ği, ta­rım­dan alı­nan ver­gi­yi, ma­zot ve akar­ya­kı­tın ta­rı­ma yö­ne­lik ola­rak alı­nan ver­gi­si­ni kal­dı­ra­ca­ğı­nı ta­ah­hüt et­ti­ği hâlde, bun­la­rın hiç­bi­ri­si ger­çek­leş­me­miş­tir. Bu­na kar­şı­lık, ta­rım ürün­le­ri­nin fi­yat­la­rı çok cid­di bir şe­kil­de düş­müş­tür ve 1 lit­re ma­zo­tu 4 ki­log­ram buğ­day­la alan köy­lü, bu­gün, 7 ki­log­ram buğ­day­la an­cak ala­bi­lir hâle gel­miş­tir. Bu, çel­tik­te de böy­le­dir. Edir­ne'de, da­ha bu yıl, 4 ta­ne çel­tik üre­ti­ci­si çift­çi in­ti­har et­ti. İlk kez, cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de ilk kez, bir çift­çi, eko­no­mik borç ne­de­niy­le, eko­no­mik yük ne­de­niy­le in­ti­har et­mek zo­run­da kal­ma­ya baş­la­mış­tır. Çok acı bir tab­lo­dur, bu­nu, her­ke­sin de­ğer­len­dir­me­si ge­re­kir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Na­ren­ci­ye ba­tı­rıl­mış­tır, zey­tin ba­tı­rıl­mış­tır, pa­muk ba­tı­rıl­mış­tır. Tür­ki­ye'de, zey­tin­ya­ğı pri­mi, bir ön­ce­ki yıl 250 bin li­ray­dı, 100 bin li­ra­ya in­dir­di­niz. Bu­gün, 110 bin li­ra ola­rak ilan edil­di, 6 mil­yon li­ra olan zey­tin­ya­ğı 3 mil­yon li­ra­ya düş­tü. Na­ren­ci­ye­de ih­ra­cat pri­mi, 100 do­lar­dan 50 do­la­ra, 60 do­la­ra in­di­ril­di. Derhâl 100 do­la­ra çı­ka­rıl­ma­sı la­zım, 100 do­lar ci­va­rı­na, ama, bir tür­lü ha­re­ke­te ge­çil­me­di. Es­naf, bü­yük so­run­lar ve şikâyet­ler için­de. Bu man­za­ra, ik­ti­da­rın iz­le­di­ği eko­no­mi po­li­ti­ka­sı­nın, sos­yal so­run­la­rı­nı Tür­ki­ye'nin, çöz­me­di­ği­ni, bi­ze net bir şe­kil­de gös­ter­mek­te­dir.

Tür­ki­ye'de, -ge­çen, açış ko­nuş­ma­sın­da da işa­ret et­miş­tim, hiç­bir ik­ti­dar yet­ki­li­si, ağ­zı­nı açıp bir şey söy­le­me­di- Tür­ki­ye'de, ka­çak sek­tör ge­li­şi­yor. İk­ti­da­rı il­gi­len­di­ren bun­dan da­ha önem­li bir ko­nu ola­bi­lir mi? Sa­de­ce akar­ya­kıt­ta 8,5 mil­yar do­lar­lık bir ka­çak sek­tö­rü­nün bu­lun­du­ğu resmî ve­ri­ler­le or­ta­da, Mec­li­sin ko­mis­yo­nu­nun yap­tı­ğı ve­ri­ler­le or­ta­da; 2,5 mil­yar do­lar­lık bir ver­gi kay­bı var, kim­se­nin kı­lı­nı kı­pır­dat­tı­ğı yok. Göz gö­re gö­re, Tür­ki­ye'de güm­rük di­ye bir olay kal­ma­mış, Tür­ki­ye'de eko­no­mi­nin kon­tro­lü di­ye bir olay kal­ma­mış, yol ge­çen ha­nı hâli­ne Tür­ki­ye eko­no­mi­si dö­nüş­müş. Tür­ki­ye'de iş­siz­lik var, Tür­ki­ye'de ya­tı­rım­sız­lık var, Tür­ki­ye, bir ka­çak cen­ne­ti hâli­ne gel­miş; Tür­ki­ye'de akar­ya­kıt ka­çak, si­ga­ra ka­çak, iç­ki ka­çak, Tür­ki­ye'de şe­ker ka­çak, Tür­ki­ye'de te­le­fon ka­çak. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye sa­hip­siz, Tür­ki­ye sa­hip­siz... Bu man­za­ra… Bir yan­dan ka­yıt dı­şı eko­no­mi al­mış ba­şı­nı gi­di­yor. Ge­ri­de bı­rak­tı­ğı­mız dört yıl­lık dö­nem­de, Tür­ki­ye'nin te­mel so­run­la­rı ola­rak or­ta­da du­ran bir ver­gi re­for­mu var­dı, ka­yıt dı­şı eko­no­mi­nin ka­yıt­lı eko­no­mi hâli­ne dö­nüş­tü­rül­me­si ola­yı var­dı ve ge­ne, bu dö­nem­de, Tür­ki­ye'de, sos­yal gü­ven­lik re­for­mu­nun ta­mam­lan­ma­sı ih­ti­ya­cı var­dı. Bun­la­rın hiç­bi­ri­si­ne el atıl­ma­mış­tır. Sos­yal gü­ven­lik re­for­mu ko­nu­sun­da ya­pı­lan ça­lış­ma­lar da, tam bir fi­yas­koy­la so­nuç­lan­mış­tır, tam bir pe­ri­şan­lık or­ta­ya çık­mış­tır.

Bu­ra­da, Sos­yal Gü­ven­lik Ya­sa­sı ko­nu­şu­lur­ken, ar­ka­daş­la­rı­mız, he­pi­miz uyar­dık. Bu­nun Ana­ya­sa­ya ay­kı­rı ol­du­ğu­nu gör­mek için, ana­ya­sa pro­fe­sö­rü ol­ma­ya, hu­kuk­çu, hâkim ol­ma­ya ih­ti­yaç yok, hu­kuk fa­kül­te­si­nin bi­rin­ci sı­nıf öğ­ren­ci­si bi­le, o ge­ti­ri­len Ya­sa'nın Ana­ya­sa ay­kı­rı ol­du­ğu­nu gö­re­cek du­rum­day­dı. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu­nu, bir tür­lü an­la­ta­ma­dık. Gös­ter­me­lik, dost­lar alış­ve­riş­te gör­sün an­la­yı­şı için­de bir Sos­yal Gü­ven­lik Ya­sa­sı çı­kar­dı­nız. Ya­sa, Ana­ya­sa Mah­ke­me­sin­den dön­dü, tek ça­tı çök­tü, sis­tem kar­ma­ka­rı­şık bir man­za­ra içi­ne gir­di. Bu­ra­da an­lat­tık. "Ha­yır, bun­la­rı ko­nuş­ma­ya­ca­ğız, bu te­mel ya­sa­dır, kırk mad­de­yi bir ara­da ko­nu­şa­ca­ğız" de­di­niz. Kır­kar kır­kar ko­nuş­tu­nuz, gel­di­ği­niz so­nuç or­ta­da. Ni­ha­yet, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız "si­zi ka­de­ri­niz­le baş ba­şa bı­ra­ka­ca­ğız" de­di "bu­nun mü­za­ke­re­si için­de so­rum­lu­luk al­ma­ya­ca­ğız" de­di ve ar­ka­daş­la­rı­nız terk et­ti­ler. AKP Gru­bu gi­bi çı­kar­dı­nız o ka­nu­nu. Çı­kar­dı­nız ne ol­du? Ana­ya­sa Mah­ke­me­sin­de çök­tü. Ya­zık de­ğil mi Tür­ki­ye'ye, ya­zık de­ğil mi Tür­ki­ye'nin za­ma­nı­na? Dört yı­lı­nız gel­di ge­çi­yor, ik­ti­da­rı­nız gel­di ge­çi­yor, or­ta­ya bir cid­di eser bı­rak­mak la­zım­dı. Bir sos­yal gü­ven­lik re­for­mu, bir sos­yal gü­ven­lik dü­zen­le­me­si...

Ka­yıt dı­şı eko­no­mi ta­ma­men sa­hip­siz bı­ra­kıl­mış, art­mış.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bun­lar, ül­ke­nin ka­lı­cı so­run­la­rı. Bir tek par­ti ik­ti­da­rı­nın böy­le so­run­la­ra sırt dön­müş ol­ma­sı çok bü­yük bir so­rum­suz­luk ol­muş­tur ve Tür­ki­ye bu ko­nu­lar­da da al­lak bul­lak bı­ra­kıl­mış­tır.

Tür­ki­ye'de ne art­mış­tır, ne can­lan­mış­tır? Yol­suz­luk art­mış­tır, yol­suz­luk can­lan­mış­tır, her tü­rüy­le yol­suz­luk can­lan­mış­tır. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ge­çen de­fa da söy­le­dik, Tür­ki­ye'de Ak Ener­ji ope­ras­yo­nu ya­pıl­dı. Ne ol­du Ak Ener­ji? Ne çık­tı? Kim var mah­ke­me­de? Te­le­fon­lar din­len­di, olay­lar or­ta­da, mil­let­ve­kil­le­ri işin için­de, ya­zı­ha­ne­ler­de kim­ler var bi­li­yo­ruz, mü­te­ah­hit­ler işin için­de, yük­sek bü­rok­rat­lar işin için­de, hep­si or­ta­lık­ta; ne ol­du? 2,5 mil­yar do­lar­lık iş, ka­pan­dı git­ti!

Güm­rük­ler­de bun­ca yol­suz­luk ne ol­du? Ka­pı­ku­le'de 20 eu­ro bah­şiş al­mış olan güm­rük­çü­le­ri tu­tuk­la­dı­nız, Tür­ki­ye'de­ki yol­suz­luk işi bit­ti(!) Olur mu öy­le şey? Kim var on­la­rın ar­ka­sın­da? (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Geb­ze'de ger­çek­leş­ti­ri­len o bü­yük güm­rük yol­suz­luk­la­rı, müs­te­şar­la­rın, ge­nel mü­dür­le­rin işin için­de ol­du­ğu, AKP'li si­ya­set­çi­le­rin işin için­de ol­du­ğu o bü­yük güm­rük yol­suz­lu­ğu ne hâlde? Bu Mec­lis­te, bir ön­ce­ki büt­çe­de ko­nuş­ma­la­rı oku­dum: "Bir ara­ba gön­der" di­yor "hatc­hback ol­sun" di­yor; ha­tır­lı­yor­su­nuz. Ne ol­du, on­lar­dan ne çık­tı? 

Güm­rük yol­suz­luk­la­rı yok, ener­ji yol­suz­luk­la­rı yok...

Ali Di­bo­lar­dan ne çık­tı, Ali Di­bo­lar­dan ne çık­tı? De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ka­ça­maz­sı­nız bu Ali Di­bo işin­den, ka­ça­maz­sı­nız! (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız, bu Ali Di­bo işi öy­le gör­mez­lik­ten ge­li­ne­cek iş de­ğil. Çok açık.

Bir mil­let­ve­ki­li, bir şe­ref­li mil­let­ve­ki­li -ken­di­si­ni yü­rek­ten kut­lu­yo­rum- (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Fu­at Ge­çen, çık­tı, so­rum­lu bir par­ti­li gi­bi, ön­ce par­ti­si­nin plat­for­mun­da "Bu­ra­da yan­lış bir iş olu­yor." de­di. "Ra­hat­sı­zım, bu­na el ko­yun." de­di. "Ne­re­den çı­ka­rı­yor­sun? Or­ta­lı­ğı ka­rış­tı­rı­yor­sun." de­di­ler, bas­kı al­tı­na al­dı­lar. Is­rar et­ti. Bel­ge top­la­dı. "Bel­ge yok." de­di­ler, bel­ge koy­du. "Or­ta­da se­nin dı­şın­da bir tes­pit var mı?" de­di­ler, gös­ter­me­lik, bir­kaç mil­let­ve­ki­li gön­de­ril­di "bir şey yok" di­ye ka­pa­tıl­mak is­ten­di. Dön­dü, gel­di, İha­le Ku­ru­mu, on­la­rın 145 ta­ne­si­nin, 186 ihâle­nin 145 ta­ne­si­nin mev­zu­ata ay­kı­rı ol­du­ğu­nu tes­pit et­ti. Bu İha­le Ku­ru­mu AKP İk­ti­da­rı­nın oluş­tur­du­ğu Ku­rum'dur.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bir­bi­ri­mi­zi al­dat­ma­ya­lım. Böy­le ka­rar­lar ko­lay çı­kar mı? Ya­ni böy­le bir ka­rar alı­yor­sa böy­le bir Ku­rul, mut­la­ka onun alın­ma­sı­nı ge­rek­ti­ren du­rum­la­rın ol­du­ğu açık de­ğil mi­dir? Ya­ni, böy­le bir tab­lo kar­şı­sın­da ha­re­ke­te geç­mek ge­rek­mez mi? Bu ar­ka­da­şı­mı­zı ça­ğı­rıp din­le­mek ge­rek­mez mi? En ağır suç­la­ma­lar­la par­ti­den at­tı­nız, or­ta­da, du­ru­mun cid­di­ye­ti gö­rül­dü. El­de yı­ğın­la bil­gi, bel­ge:

AKP Mer­kez İl­çe Yö­ne­tim Ku­ru­lu üye­si: Ha­tay Va­kıf­lar Böl­ge Mü­dür­lü­ğü hiz­met bi­na­sı dış cep­he ya­pım işi. İs­ken­de­run Ce­za­evi ona­rı­mı. İs­ken­de­run MİT hiz­met bi­na­sı ve loj­man ona­rı­mı ve­ril­miş.

AKP İl Di­sip­lin Ku­ru­lu üye­si: 5 oku­lun ona­rım işi.

AKP İl Yö­ne­tim Ku­ru­lu es­ki üye­si: Pi­lot öğ­re­tim okul­la­rı­nın alı­mı. An­tak­ya Be­le­di­ye­si hiz­met araç­la­rı­nın zo­run­lu tra­fik si­gor­ta­sı yap­tı­rıl­ma­sı. An­tak­ya Be­le­di­ye­si 105 ara­cın si­gor­ta işi.

Genç­lik Kol­la­rı İl Baş­ka­nı: İs­ken­de­run Dev­let Has­ta­ne­si, 143 ka­lem sarf mal­ze­me­si alı­mı. İs­ken­de­run Kör­fez Dev­let Has­ta­ne­si, 28 ka­lem ilaç alı­mı. İs­ken­de­run Kör­fez Dev­let Has­ta­ne­si, 54 ka­lem ilaç, tıb­bi sarf mal­ze­me­si alı­mı.

AKP Mer­kez İl­çe Yö­ne­tim Ku­ru­lu üye­si, İl Ge­nel Mec­li­si Baş­ka­nı. Bun­la­rın hep­si mil­let­ve­ki­li­nin yaz­dı­ğı lis­te­ye gö­re da­ğı­tı­lı­yor. Olur mu de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım böy­le bir şey? Olur mu böy­le bir şey? Baş­ba­kan di­yor ki: "Ca­nım, mik­tar­la­rı önem­li de­ğil." Ya­ni, ne de­mek mik­tar­la­rı önem­li de­ğil, ne de­mek mik­tar­la­rı önem­li de­ğil? Ya­ni, Baş­ba­ka­nın il­gi­si­ni çek­mek için, an­cak Ofer­le­rin il­gi gös­te­re­ce­ği dü­zey­de mi yol­suz­luk ol­ma­sı la­zım? (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Ne ol­du Ofer işin­den? Ne ol­du Ofer işin­den? O 14.70'lik TÜP­RAŞ  his­se­si­nin sa­tı­mı mah­ke­me­de hu­kuk­suz bir sa­tış ola­rak tes­cil edil­di. 700 mil­yon do­lar ha­zi­ne kay­bı var bu iş­ten, 700 mil­yon do­lar. Kim öde­ye­cek bu­nu? Kim öde­ye­cek bu­nu? Üs­tü­ne ya­tın, ik­ti­da­rın ter­mi­no­lo­ji­siy­le, Ma­li­ye Ba­ka­nı­nın ter­mi­no­lo­ji­siy­le "so­ğuk su için" Böy­le laf­lar­la mı ge­çiş­ti­re­ce­ğiz bu­nu? Ya­zık de­ğil mi? Ana­do­lu'da in­san­lar na­mu­su­nu ko­ru­ya­bil­mek için, şe­re­fi­ni ko­ru­ya­bil­mek için, ço­lu­ğu­nun ço­cu­ğu­nun rız­kı­nı kar­şı­la­ya­bil­mek için bü­yük mü­ca­de­le­ler ve­ri­yor­lar. Na­mus­lu ya­şa­mak için mü­ca­de­le ve­ri­yor­lar. Bir ye­re ge­lip tı­ka­nın­ca in­ti­har edi­yor­lar. 700 mil­yon do­la­rın he­sa­bı­nı so­ra­mı­yor­su­nuz. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Böy­le Mec­lis olur mu? Böy­le ik­ti­dar olur mu? Mil­let si­zi bu­ra­ya bu­nun için mi gön­der­di? Bu soy­gu­na göz yu­mun di­ye mi gön­der­di? AKP par­ti üst yö­ne­ti­ci­le­riy­le, ör­gü­tüy­le yol­suz­lu­ğun için­dey­se gör­me­mez­lik­ten ge­li­ve­rin di­ye mi gön­der­di? Ya­zık­lar ol­sun!.. Ya­zık­lar ol­sun!. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bun­la­rı söy­le­di­ğim za­man Baş­ba­kan çı­kı­yor di­yor ki: "En bü­yük Ali Di­bo Yu­va­cık Ba­ra­jı."

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Doğ­ru.

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Eğer öy­ley­se de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bir an bi­le te­red­düt et­me­yin. Bir an bi­le te­red­düt et­me­yin. Bu ko­nu­nun ay­dın­lı­ğa ka­vuş­tu­rul­ma­sı için ne ge­re­ki­yor­sa ya­pın. Her tür­lü des­tek biz­den. O gün söy­le­dim, bir kez da­ha söy­lü­yo­rum Sa­yın Baş­ba­ka­na: Eğer, bu Yu­va­cık Ba­ra­jı'yla il­gi­li ola­rak mil­let­ve­ki­li do­ku­nul­maz­lı­ğı­nı kal­dır­maz­sa­nız na­mert­si­niz, na­mert. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, ayak­ta al­kış­lar) Eğer ken­di­ni­ze gü­ve­ni­yor­sa­nız derhâl kal­dı­rın, derhâl kal­dı­rın. Biz gü­ve­ni­yo­ruz ken­di­mi­ze. Gü­ve­ni­yo­ruz, çün­kü, bi­zim an­la­yı­şı­mız­da, yol­suz­luk ya­pan bi­zim ada­mı­mız­sa yol­suz­lu­ğu ört­bas ede­lim di­ye bir şey yok­tur, hiç­bir za­man da ol­ma­ya­cak­tır. Yol­suz­luk ya­pan he­sa­bı­nı ve­re­cek­tir. Yol­suz­luk ya­pan o par­ti­den ola­bi­lir, bu par­ti­den ola­bi­lir, bi­zim par­ti­den de ola­bi­lir. Eğer bir ku­ruş mil­le­tin hak­kı­nı ye­miş­se, he­sap sor­ma­yan na­mert­tir. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ne ol­du, ha­ni, mil­le­te, hep be­ra­ber çık­mış­tık se­çim ön­ce­sin­de, do­ku­nul­maz­lı­ğı kal­dı­ra­ca­ğız di­yor­duk? Ne ol­du? Ne ol­du? Si­zin yi­ğit­li­ği­niz o ka­dar mıy­dı? (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu acı bir tab­lo­dur. Ba­kın, Tür­ki­ye'nin me­se­le­le­ri çö­zü­lür, Tür­ki­ye'nin me­se­le­le­ri sa­hip­siz de­ğil­dir. Tür­ki­ye bu me­se­le­le­rin al­tın­da da ezil­mez, ama, Tür­ki­ye'nin me­se­le­le­ri­ni çöz­mek için, ön­ce, sa­mi­mi, dü­rüst, sö­zü­ne gü­ve­ni­lir, ken­di­ne gü­ve­nen, ken­di­ne gü­ve­ni­lir, ah­lak­lı yö­ne­ti­ci­le­re ih­ti­yaç var­dır, ön­ce bu­na ih­ti­yaç var­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Eğer bu yok­sa, bu ko­nu­la­rın çö­zü­mü müm­kün de­ğil­dir.

Ba­kı­nız, bu do­ku­nul­maz­lık me­se­le­si işin özü. Ge­çen de­fa söy­le­dim, ge­ne ifa­de et­mek is­ti­yo­rum: Evet, do­ku­nul­maz­lı­ğın mut­la­ka çö­zül­me­si la­zım. Ni­çin? Çün­kü, yol­suz­luk­la­rın için­de bir sa­ca­ya­ğı var­dır, bir üç­lü or­tak­lık var­dır. Bu or­tak­lı­ğın bir aya­ğın­da ha­ram­za­de işa­da­mı var­dır; AK Ener­ji­de de var­dı, güm­rük yol­suz­lu­ğun­da da var­dı, Ofer'de de var­dı, her yer­de var­dır ha­ram­za­de iş ada­mı. Öbü­rün­de, aç göz­lü bü­rok­rat, aç göz­lü bü­rok­rat, o da var­dır ve bü­tün bun­la­rın öte­sin­de, bir de, na­mus­suz si­ya­set­çi var­dır, na­mus­suz si­ya­set­çi! (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­nu kır­mak la­zım. Ney­le kı­ra­cak­sı­nız? O na­mus­suz si­ya­set­çi ora­da var ol­du­ğu sü­re­ce bu üç­lü­yü çö­ze­mez­si­niz. Kal­dı­rın do­ku­nul­maz­lı­ğı… Kal­dı­rın do­ku­nul­maz­lı­ğı, çö­ze­lim. Tür­ki­ye için bu bir mec­bu­ri­yet. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, dün­ya­nın hiç­bir ye­rin­de, ne Av­ru­pa'da ne Ame­ri­ka'da bu öl­çü­de bir do­ku­nul­maz­lık hiç­bir mil­let­ve­ki­lin­de yok­tur, sa­de­ce Tür­ki­ye'de var. Bu­nun­la bir ye­re git­mek müm­kün de­ğil, bu­nu mut­la­ka dü­zelt­me­miz la­zım.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yol­suz­luk, te­mel bir ko­nu­muz. Tür­ki­ye, dış po­li­ti­ka ba­kı­mın­dan bu dö­nem­de çok cid­di yan­lış­lık­la­rın için­den geç­ti, çok bü­yük yan­lış­lık­la­rın için­den geç­ti. Ney­se ki, çok va­him ola­bi­le­cek bir yan­lış­lı­ğı Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si tut­tu. Bu dö­nem­de, 1 Mart 2003'te Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne bu Hükûme­tin ge­tir­di­ği tez­ke­re, 1 Mart tez­ke­re­si, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin ka­ra­rıy­la, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin ön­cü­lü­ğün­de red­de­dil­di. Bu ret ka­ra­rı­na kat­kı ve­ren 100 ka­dar AKP'li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı yü­rek­ten kut­lu­yo­rum, he­pi­ni­ze yü­rek­ten te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Hükûme­te rağ­men alın­mış bir ka­rar­dır, AKP üst yö­ne­ti­mi­ne rağ­men alın­mış­tır. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne ya­kı­şan şan­lı, ta­rihî, va­tan­se­ver­ce bir ka­rar ol­muş­tur. Bu ka­rar­la if­ti­har edi­yo­ruz. Bir an için dü­şü­nün, eğer, AKP Hükûme­ti­nin ve yö­ne­ti­mi­nin ta­li­ma­tı doğ­rul­tu­sun­da o 1 Mart tez­ke­re­si geç­miş ol­say­dı, bu­gün Tür­ki­ye ne nok­ta­da olur­du? Or­ta Do­ğu ne nok­ta­da olur­du? Gü­ney­do­ğu Ana­do­lu ne nok­ta­da olur­du? Top­rak bü­tün­lü­ğü­müz ne olur­du? Ulu­sal bü­tün­lü­ğü­müz ne olur­du? Ne ka­dar bü­yük bir teh­li­ke­nin içi­ne sü­rük­len­mek­ten, Hükûme­te rağ­men kur­tul­duk. O sa­ye­de bu­gün, Or­ta Do­ğu'da, her top­lum Tür­ki­ye'ye say­gıy­la ba­kı­yor. "He­lal ol­sun, siz ora­da, si­ze yö­nel­ti­len bas­kı­la­ra di­ren­di­niz. Doğ­ru bil­di­ği­niz yol­da ka­rar­lı dav­ran­dı­nız ve bu­ra­da bu yan­gı­nın içi­ne, bu te­rör ba­tak­lı­ğı­nın içi­ne baş­ka­la­rı­nın he­sa­bı­na sü­rük­len­me­di­niz" di­yor­lar ve o sa­ye­de Tür­ki­ye bu­gün, Or­ta Do­ğu'da her plat­form­da say­gıy­la kar­şı­la­nı­yor. O sa­ye­de İs­lam Kon­fe­ran­sı'nda bir va­tan­da­şı­mız ge­nel sek­re­ter ola­rak se­çim­le iş­ba­şı­na ge­li­yor. Bü­tün bun­la­rın al­tın­da bu olay, bu 1 Mart tez­ke­re­si ya­tı­yor. Ame­ri­ka üzül­dü biz o ka­ra­rı al­dı­ğı­mız za­man, ama, şim­di gel­di­ği­miz nok­ta­da Ame­ri­kan hal­kı da Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin al­dı­ğı ka­ra­rın öne­mi­ni, de­ğe­ri­ni kav­rı­yor, on­lar da ay­nı nok­ta­ya gel­miş bu­lu­nu­yor. Si­ya­set böy­le, gü­nü­bir­lik bas­kı­la­ra bo­yun eğe­rek bir ye­re gi­dil­mez. Böl­ge­yi bil­mek la­zım, ül­ke­nin şart­la­rı­nı bil­mek la­zım ve dün­yay­la iliş­ki­yi dü­rüst­çe, ona gö­re kur­mak la­zım. Ama, siz, eğer, dün­yay­la iliş­ki­yi ah­bap ça­vuş an­la­yı­şıy­la ku­rar­sa­nız, her is­te­ni­le­ne "evet" der­se­niz, si­ze yö­ne­lik her bas­kı­yı ka­bul eder­se­niz "şu ka­dar pa­ra ver, bu ka­dar pa­ra ver" di­ye gi­dip, tem­sil­ci­le­ri­ni­zi ora­ya gön­de­rip pa­zar­lık eder­se­niz, o po­li­ti­kay­la bir ye­re va­ra­maz­sı­nız. Ma­ale­sef, ta, o gün­den baş­la­ya­rak bu­gün­kü İk­ti­dar, dev­le­tin dış po­li­ti­ka gö­tür­me ku­rum­la­rı­nı bir ya­na bı­rak­mış ve özel yan­daş­la­rıy­la, ah­bap ça­vuş iliş­ki­le­riy­le, kı­sa dev­re te­mas­lar­la "al gü­lüm ver gü­lüm" he­sap­la­rıy­la Tür­ki­ye'nin dış po­li­ti­ka­sı­nı gö­tür­me­ye yö­nel­miş­tir ve bu­nun so­nu­cun­da da Tür­ki­ye'yi çok cid­di so­run­lar­la, sı­kın­tı­lar­la kar­şı kar­şı­ya bı­rak­mış­tır. Dev­let so­rum­lu­lu­ğu ta­şı­ma­yan da­nış­man­lar ön pla­na geç­miş­tir. Bü­yü­kel­çi­ler, Baş­ba­ka­nın yap­tı­ğı ko­nuş­ma­la­ra alın­ma­mış, özel ki­şi­ler­le, ka­pa­lı dev­re te­mas­lar­la, Tür­ki­ye, kim bi­lir han­gi he­sap­la­ra an­ga­je edil­miş­tir. Bu da­nış­man­lar­dan bi­ri­si, Ame­ri­ka'da ga­ze­te­ci­le­rin önün­de "Bu Baş­ba­ka­nı kul­la­nın, de­lik­ten aşa­ğı­ya sü­pür­me­yin, onu kul­la­nın" di­ye söz­le­riy­le Tür­ki­ye'de­ki si­ya­set an­la­yı­şı­nı dün­ya­ya teş­hir et­miş­tir. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu yan­lış­lar o nok­ta­lar­dan baş­la­dı, ne ya­zık ki, ora­da kal­ma­dı, AB'yle iliş­ki­le­ri­miz­de de çok va­him bir ha­ta ya­pıl­mış­tır. Bu ha­ta­yı ön­le­me­ye ça­lış­tık Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ola­rak, ana mu­ha­le­fet ola­rak eli­miz­den ge­len her gay­re­ti gös­ter­dik. Bu ha­ta, ma­ale­sef, 17 Ara­lık 2004 ta­ri­hin­de ger­çek­leş­ti­ri­len zir­ve­de ya­pıl­mış­tır. Tür­ki­ye'nin, ma­ale­sef, bu sü­reç­te Av­ru­pa Bir­li­ği üye­li­ği Gü­ney Kıb­rıs Rum yö­ne­ti­mi ta­ra­fın­dan re­hin alın­mış­tır. Tür­ki­ye'nin Av­ru­pa Bir­li­ği üye­li­ği­ni Kıb­rıs'a bağ­la­yan bir bel­ge 2004 yı­lı­na ka­dar oluş­tu­rul­muş de­ğil idi, 2004 yı­lı­na ka­dar. Ne ya­zık, 2004 yı­lın­da, 1999 Zir­ve­si'nde bu doğ­rul­tu­da bir ge­liş­me or­ta­ya çı­kın­ca Tür­ki­ye'de Hükûmet tep­ki gös­ter­miş­tir ve o za­man­ki Fin­lan­di­ya Baş­ba­ka­nı Lip­po­nen An­ka­ra'ya gel­miş ve Av­ru­pa Bir­li­ği­nin, Kıb­rıs'ı Tür­ki­ye'nin AB'yle mü­za­ke­re­sin­de ön şart ola­rak gör­me­di­ği­ni ifa­de eden bir mek­tu­bu Tür­ki­ye'ye ver­miş­tir. Ya­ni, 99'da tes­cil edil­miş­tir ki, Kıb­rıs ön şart ol­ma­ya­cak. Ama, ma­ale­sef, 17 Ara­lık 2004 Zir­ve­si'nde bu­nun tam ter­si or­ta­ya çık­mış­tır. An­ka­ra An­laş­ma­sı'nın uy­gu­lan­ma­sı için ek pro­to­kol im­za­lan­ma­sı is­ten­miş­tir ve Kıb­rıs Rum yö­ne­ti­mi, bu pro­to­kol ara­cı­lı­ğıy­la Tür­ki­ye ta­ra­fın­dan res­men ta­nı­na­ca­ğı bir iliş­ki dü­ze­ni içi­ne Tür­ki­ye'yle so­kul­mak is­ten­miş­tir. Bu, hâlbu­ki, Tür­ki­ye'nin üye­lik mü­za­ke­re­si yap­ma­sı için Kar­ma Pro­to­kol'ü o üye­ler­le im­za­la­ma­sı­na yö­ne­lik bir zo­run­lu­luk yok­tur. Ni­te­kim, o ta­ri­he ka­dar Tür­ki­ye, Fin­lan­di­ya, Avus­tur­ya ve İs­veç'le ek pro­to­kol im­za­la­ma­dı­ğı hâlde ve on­lar Av­ru­pa Bir­li­ği üye­si bu­lun­duk­la­rı hâlde üye­lik mü­za­ke­re­si­ni gö­tür­müş­tür. Ama, sa­de­ce Kıb­rıs Rum yö­ne­ti­mi­ni Tür­ki­ye'ye ta­nıt­mak için, san­ki Tür­ki­ye'nin mü­za­ke­re­si­nin bir ön şar­tı imiş gi­bi o an­da bu­nu Tür­ki­ye'ye da­yat­mış­lar­dır ve böy­le bir pro­to­ko­lü im­za­la­ma­mız is­ten­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu, yıl­lar­dır Tür­ki­ye'den is­te­nip de alın­ma­yan ta­viz­le­rin el­de edil­me­si için bir fır­sat oluş­tur­muş­tur. Biz, bu­nu gör­dük ve 17 Ara­lık gü­nü, ben, yap­tı­ğım bir ba­sın top­lan­tı­sıy­la, Brük­sel'de­ki Sa­yın Baş­ba­ka­na "Sa­kın onu im­za­la­ma­yın, at­la­yın uça­ğı­nı­za Tür­ki­ye'ye ge­lin. Bu­nu im­za­la­ma­ma­nın so­rum­lu­lu­ğu­nu si­zin­le Türk hal­kı kar­şı­sın­da pay­laş­ma­ya ha­zı­rım" di­ye açık­la­ma yap­tım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın Baş­ba­kan kı­sa bir te­red­düt ge­çir­di, on­dan son­ra ik­na edil­di ve im­za­lar atıl­dı. Sa­yın Be­şir Ata­lay im­za­sı­nı at­tı ve "biz, evet bu­nu ka­bul ede­ce­ğiz" de­di­ler. Ha­ta ora­da ya­pıl­mış­tır de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Ba­kın, şim­di, 2006 yı­lın­da bu son zir­ve­de bir kriz çık­tı Tür­ki­ye-AB iliş­ki­le­rin­de. Bu kriz şim­di çı­ka­ca­ğı­na o nok­ta­da çık­ma­lıy­dı. Eğer o nok­ta­da çık­mış ol­say­dı, biz im­za at­ma­mış ola­cak­tık. Şim­di im­za­yı at­tık, Sa­yın Be­şir Ata­lay im­za­la­dı, da­ha son­ra 29 Tem­muz 2005'te Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Sa­yın Ab­dul­lah Gül, ek pro­to­ko­lü ka­bul ede­ce­ği­mi­zi im­za­sıy­la ifa­de et­ti, Tür­ki­ye an­ga­je ol­du. Şim­di, onun ge­re­ği­ni yap­ma nok­ta­sı­na ge­lin­ce, ya­pa­mı­yo­ruz di­ye çır­pı­nı­yo­ruz ve kriz ora­dan çı­kı­yor. Te­me­lin­den çı­ka­cak de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ya­pa­ma­ya­ca­ğı­mı­zı o an söy­le­ye­ce­ğiz. Eğer, onu o za­man söy­le­miş ol­say­dık, Av­ru­pa an­la­ya­cak­tı ki, Tür­ki­ye, Kıb­rıs'ın ön şart ya­pıl­ma­sı­nı ka­bul et­me­ye­cek­tir. Otu­rup ye­ni­den dü­şü­ne­cek­ti, bi­zim­le bu ger­çe­ği içi­ne sin­di­re­rek iliş­ki kur­ma­yı eğer gö­ze alı­yor­sa iliş­ki ku­ra­cak­tı. Ha­yır, bu­nu is­te­mi­yor­sa, Tür­ki­ye'nin ta­vi­ze mü­sa­it ol­ma­dı­ğı­nı gö­re­cek­ti. Şim­di, "ta­vi­ze açı­ğız" sin­ya­li­ni ver­dik, o sin­yal alın­dı. Şim­di Kıb­rıs is­te­ni­yor, o Kıb­rıs'ı ve­rir­sek ar­ka­dan baş­ka­la­rı ge­le­cek.

M. CEV­DET SEL­Vİ (Es­ki­şe­hir) - Ada­lar var, ada­lar.

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Hep­si ge­le­cek, hep­si sı­ra­da. Bir ke­re ta­viz ver­di­niz mi so­nu gel­mez.

Biz, Bul­ga­ris­tan na­sıl gir­diy­se biz de öy­le Av­ru­pa Bir­li­ği­ne gi­re­ce­ğiz de­me­liy­dik. Bi­ze ön şart ko­şul­ma­sı­nı red­det­me­liy­dik. Va­him bir ha­ta­dır. Şim­di bu ha­ta­yı, bu son top­lan­tı­da na­sıl dü­zel­ti­riz di­ye Hükûmet bir ara­yı­şa gir­di ve bi­zi bam­baş­ka nok­ta­ya ge­tir­di.

Bir öne­ri ge­liş­tir­mi­şiz, öne­ri ya­zı­lı de­ğil. Ya­ban­cı­lar­dan öğ­re­ni­yo­ruz, öne­ri tek ta­raf­lı bir ta­ah­hüt Tür­ki­ye ta­ra­fın­dan. Di­yo­ruz ki: "Bir tek li­ma­nı­mı­zı kar­şı­lık­sız aça­rız; si­zin de, bir yıl için­de, bir yı­lın so­nu­na ka­dar ge­çe­cek sü­re için­de ben­zer şe­kil­de bir li­man aç­ma­nı­zı bek­le­riz bir iyi ni­yet jes­ti ola­rak, ama biz aça­ca­ğız." Bu­nu, "Gü­zel, ta­viz ver­me­ye baş­la­dı­ğı­nız an­la­şı­lı­yor, me­se­le­yi ka­bul et­ti­niz, adım at­ma­nın zo­run­lu­lu­ğu­nu gö­rü­yor­su­nuz, mem­nun ol­duk, ama yet­mez. Si­zin ta­ah­hü­dü­nüz sa­de­ce bir li­ma­nı de­ğil, tü­mü­nü aç­mak­tır. Açı­nız ve üs­te­lik de böy­le bir bek­le­yi­şi siz şart ola­rak koş­mu­yor­su­nuz, bu­nu da an­lı­yo­ruz ama, biz tü­mü­nün açıl­ma­sı­nı bek­li­yo­ruz" de­di­ler. Bi­zim Hükûmet bu öne­ri­yi… Bu, dış po­li­ti­ka­mı­zın bü­yük bir za­af anı­dır. İlk kez, Tür­ki­ye, cid­di mi de­ğil mi, var mı yok mu, söy­le­ye­me­di­ği bir öne­ri­nin ya­ra­ta­ca­ğı bu­la­nık­lık için­de po­li­ti­ka gö­tür­me­ye te­şeb­büs et­miş­tir.

Sa­yın Baş­ba­kan grup top­lan­tı­sın­da di­yor ki: "Kar­şı­lık­sız de­ğil­dir bu öne­ri, biz kar­şı­lık­lı söy­le­dik." Ya­ni, on­lar bir li­man aça­cak, biz bir li­man aça­ca­ğız.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, kar­şı­lık­lı söy­le­diy­se­niz, bu­nun ye­ni öne­ri ta­ra­fı ne­re­de? Tür­ki­ye da­ha ön­ce yap­tı­ğı açık­la­ma­da za­ten -Acil Ey­lem Pla­nın­da- bü­tün li­man­la­rı­nı kar­şı­lık­lı ola­rak aç­ma­ya ha­zır ol­du­ğu­nu söy­le­miş­ti. Şim­di kar­şı­lık­lı ol­ma­yı­şı bu­nun ye­ni un­su­ruy­du. Her­kes öy­le an­la­dı. Ama bu­nu açık­ça söy­le­ye­mi­yo­ruz, ken­di va­tan­da­şı­mı­za söy­le­ye­mi­yo­ruz. Cum­hur­baş­ka­nı­na bil­gi ve­ril­di, ve­ril­me­di, o tar­tış­ma­lar…

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, çok bü­yük bir yan­lış ol­muş­tur. Tür­ki­ye ken­di kaz­dı­ğı ku­yu­ya ken­di­si düş­müş­tür. Bu gi­ri­şim­le bi­zim ta­viz ver­me­ye ha­zır ol­du­ğu­muz bir kez da­ha res­men or­ta­ya çık­mış­tır, ama bu ka­bul gör­me­miş­tir ve Tür­ki­ye sı­kın­tı­lı bir nok­ta­nın içi­ne ma­ale­sef sü­rük­len­miş­tir. Bun­dan bü­yük üzün­tü du­yu­yo­rum. Bu dış po­li­ti­ka an­la­yı­şı, te­mel ko­nu­lar­da bi­zi çok teh­li­ke­li bir sü­re­cin içi­ne çe­ke­bi­lir. Bu­na her­ke­sin dik­ka­ti­ni bir kez da­ha çek­mek is­ti­yo­rum.

Al­tın gol, al­tın gol di­yor­lar­dı, iş­te al­tın gol, Kıb­rıs go­lü, bi­zim ken­di ka­le­mi­ze at­ma­mız bek­le­nen gol­dü, onu at­ma­ya da ne ya­zık ki te­şeb­büs et­tik.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, vak­ti­min kı­sıt­lı ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­rum. De­ğin­mem ge­re­ken bir önem­li ko­nu bu cum­hur­baş­kan­lı­ğı ko­nu­su­dur. Bu ko­nu­da­ki an­la­yı­şı­mı da bir kez da­ha mil­le­ti­mi­zin ve Mec­li­si­mi­zin önü­ne koy­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bi­zim Ana­ya­sa'mız­da cum­hur­baş­kan­lı­ğı­nın çok özel bir ye­ri var­dır, çok say­gın bir ye­ri var­dır. Ana­ya­sal sis­te­mi­mi­zin, ku­rum­la­rın uyum ve iş bir­li­ği için­de iş­le­til­me­si­nin, Tür­ki­ye'nin en say­gın bi­çim­de tem­sil edil­me­si­nin ve Ana­ya­sa'mı­zın sa­hip­le­nil­me­si­nin ger­çek­leş­ti­ri­le­ce­ği en önem­li so­rum­lu­luk nok­ta­sı­dır. Bu so­rum­lu­luk nok­ta­sı­na ge­le­cek olan in­san, çok do­ğal ola­rak, bü­tün Tür­ki­ye'nin ya­kın il­gi­si için­de ola­cak­tır ve top­lu­mun her ke­si­mi, bu se­çim­le, hak­lı ola­rak ya­kın­dan il­gi­le­ne­cek­tir. Biz de, bu ko­nu­nun Tür­ki­ye için en uy­gun, en doğ­ru şe­kil­de çö­zül­me­si­ni ar­zu edi­yo­ruz ve bu­na kat­kı ya­pa­bil­mek is­ti­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bi­zim, cum­hur­baş­kan­lı­ğı ko­nu­sun­da Ana­ya­sa'nın koy­du­ğu çer­çe­ve­nin te­mel alın­ma­sı ge­rek­ti­ğiy­le il­gi­li hiç­bir te­red­dü­dü­müz yok­tur. El­bet­te, Ana­ya­sa'mı­zın 104'ün­cü mad­de­si­nin ön­gör­dü­ğü şe­kil­de bir cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi ger­çek­leş­ti­ri­le­cek­tir. Se­çim, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de ger­çek­le­şe­cek­tir. Ana­ya­sa'mı­zın koy­du­ğu şart­la­rı kar­şı­la­yan bir ki­şi cum­hur­baş­ka­nı se­çi­le­cek­tir ve bu, Mec­li­sin so­rum­lu­luk duy­gu­suy­la ya­pa­ca­ğı de­ğer­len­dir­me so­nu­cun­da or­ta­ya çı­ka­cak bir ka­rar ola­cak­tır. Bü­tün bun­la­rı he­pi­miz çok iyi tak­dir edi­yo­ruz, çok iyi gö­rü­yo­ruz.

Bu tab­lo, ta­bii, bi­zi, cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­nin na­sıl ol­ma­sı ge­rek­ti­ğiy­le il­gi­li an­la­yı­şı­mı­zı ifa­de et­mek­ten uzak tut­ma­ma­lı­dır. Bu ko­nu­da da he­pi­mi­zin çok cid­di gö­re­vi ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum ve bu gö­re­vi ye­ri­ne ge­tir­me­ye ça­lı­şı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, el­bet­te, cum­hur­baş­ka­nı, Ana­ya­sa'nın ön­gör­dü­ğü şart­la­rı kar­şı­la­yan bi­ri­si ola­cak­tır. Ama, Ana­ya­sa'nın ön­gör­dü­ğü şart­la­rı kar­şı­la­yan­la­rın ara­sın­da ol­ma­ma­sı ge­re­ken in­san­lar da var­dır. Ya­ni, Ana­ya­sa'nın şart­la­rı­nın kar­şı­lan­ma­sı "en uy­gun cum­hur­baş­ka­nı­nın ne ol­ma­sı" so­ru­su­na en iyi ce­va­bı ver­me­mi­ze yet­mez. Ya­ni, Ana­ya­sa'nın şart­la­rı ye­ri­ne ge­ti­ril­me­li­dir, ama, me­se­la, ben­ce, be­nim an­la­yı­şı­ma gö­re, hal­kıy­la iliş­ki­si­ni, or­du­suy­la, as­ke­riy­le iliş­ki­si­ni, yar­gı­sıy­la iliş­ki­si­ni ol­ma­sı ge­re­ken ze­mi­ne oturt­ma­mış bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ya­ni, me­se­la, ken­di as­ke­ri­ne "As­ker­lik yan ge­lip yat­ma ye­ri de­ğil­dir." di­yen bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Me­se­la, ken­di va­tan­da­şı­na, bir ta­lep önü­ne koy­du­ğu za­man "Ana­nı da al git." di­yen bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Me­se­la, Tür­ki­ye'ye eya­let­ler sis­te­mi öne­ren bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Me­se­la "Türk­lük bir alt kim­lik­tir." di­yen bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Me­se­la, Ata­türk'ü an­la­ya­ma­mış, Ata­türk'ü se­ve­me­miş bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Me­se­la "Anıt­ka­bir'de sap gi­bi du­ru­yor­lar." di­yen bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Me­se­la, Hik­met­yar'ın önün­de diz çö­küp, fo­toğ­raf çek­tir­miş bir in­san Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Me­se­la "El Ka­ide'ye ke­fi­lim." di­yen bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AY­HAN ZEY­NEP TE­KİN BÖ­RÜ (Ada­na) - İna­dı­na ola­cak!..

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Kıb­rıs ko­nu­sun­da, Cum­hur­baş­ka­nı­na "sa­na mı so­ra­ca­ğız" di­yen bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır.

Cum­hur­baş­ka­nı­na ve mu­ha­le­fe­te "Aç ta­vuk ken­di­si­ni buğ­day am­ba­rın­da gö­rür. Üç ko­yu­nu gü­de­me­yen­ler…" di­yen bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar; AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "İki, iki" ses­le­ri)

Da­nış­ma­nı, ken­di­si hak­kın­da eğer "Onu kul­la­nın, la­va­bo­dan aşa­ğı­ya sü­pür­me­yin." de­miş­se, o in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

"Do­ku­nul­maz­lı­ğı kal­dı­ra­ca­ğız." di­ye söz ve­rip kal­dır­ma­mış­sa, o in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

"Ha­rem" ile "ha­rim"in far­kı­nı bil­mi­yor­sa, o in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Hak­kın­da bun­ca iti­raz var­ken "Ba­na, cum­hur­baş­kan­lı­ğı­ma kar­şı çı­kan­lar ha­ri­mi­me gi­ri­yor­lar." di­yor ise bir in­san, cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

"Tür­ba­nı kal­dır­mak için Par­la­men­to­da mu­ta­ba­kat la­zım, mu­ta­ba­kat yok." de­yip de, "Cum­hur­baş­ka­nı­nı biz bil­di­ği­miz gi­bi se­çe­riz." di­yen in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Vil­la yap­mak için or­man ara­zi­si­ni iş­gal edip, tah­rip et­ti­ği için on bir ay ha­pis ce­za­sı­na mahkûm ol­muş bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Hak­kın­da­ki yol­suz­luk dos­ya­la­rı Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin raf­la­rın­da bek­le­ti­lir­ken, he­sa­bı­nı ve­re­me­miş bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

"Ak­lan da gel." de­ni­le­bi­le­cek bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Bir ön­ce­ki Mec­lis Baş­ka­nı­na "Onun ge­li­şi as­lın­da hi­la­fe­tin ge­li­şi­dir." de­dir­te­cek bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Da­nış­ta­ya, Yar­gı­ta­ya "Di­ya­ne­te sor." di­yen bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Av­ru­pa İn­san Hak­la­rı Mah­ke­me­si­ne "Ule­ma­ya sor." di­yen bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Ofer­le­rin ta­li­ma­tıy­la Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­den ka­nun çı­kar­tıl­ma­sı­na des­tek ve­ren bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Doğ­ru dü­rüst bir mal be­ya­nı ya­pa­ma­yan bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Ço­cuk­la­rı­na iş ada­mı ar­ka­daş­la­rı­nın pa­ra­sıy­la Av­ru­pa'da oku­ma imkânı ve­ren bir in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MU­ZAF­FER KÜL­CÜ (Ço­rum) - Ana­ya­sa ne ola­cak Sa­yın Bay­kal?

BAŞ­KAN - Sa­yın Bay­kal, ek sü­re­ni­zi ve­ri­yo­rum, lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­lar mı­sı­nız.

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız...

AH­MET RI­ZA ACAR (Ay­dın) - Aday ol, aday!

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Ba­kı­nız, es­ki­den "İş adam­la­rı dev­let adam­la­rı­nın eş­le­ri­ne he­di­ye ve­ri­yor." di­ye şikâyet edi­lir­di, şim­di iş adam­la­rı si­ya­set adam­la­rı­na ha­raç ve­ri­yor, ha­raç.

Bu Ofer­ler hak­kın­da, İs­ra­il'de­ki ga­ze­te "Git­tik­le­ri ül­ke­de hükûmet­le­ri may­mu­na çe­vi­rir." di­yor­du, İs­ra­il ga­ze­te­si bu­nu di­yor­du. Şim­di Tür­ki­ye'de İs­tan­bul'un imar dü­ze­ni­ne, Tür­ki­ye'nin be­le­di­ye­ci­le­ri, mi­mar­la­rı de­ğil, Ofer­ler, Arap şeyh­le­ri ka­rar ve­ri­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız, baş ör­tü­sü, sa­de­ce saç­la­rı ör­ten bir ör­tü­dür; baş ör­tü­sü, eş­le­rin ayıp­la­rı­nı ört­me­ye yet­mez. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AKP sı­ra­la­rın­dan sı­ra ka­pak­la­rı­na vur­ma­lar, şid­det­li gü­rül­tü­ler)

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım... (AKP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler, "Yuh" ses­le­ri, sı­ra ka­pak­la­rı­na vur­ma­lar; CHP sı­ra­la­rın­dan "Ne ol­du?" ses­le­ri)

BAŞ­KAN - Mü­da­ha­le et­me­ye­lim sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri… Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mü­da­ha­le et­me­ye­lim… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "sö­zü­nü ge­ri al­sın" ses­le­ri, sı­ra ka­pak­la­rı­na vur­ma­lar, gü­rül­tü­ler)

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Ne ol­du?

GÜL­SE­REN TO­PUZ (İs­tan­bul) - Bu ne de­mek? Ya­kı­şı­yor mu sa­na?

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Sa­yın Baş­kan, sö­zü­nü ge­ri al­sın.

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Hiç ya­kış­ma­dı!

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen…

Sa­yın Bay­kal… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan sı­ra ka­pak­la­rı­na vur­ma­lar, gü­rül­tü­ler)

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Ya­kış­mı­yor bu üs­lup, ya­kış­mı­yor!

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, bir da­ki­ka­nı­zı ri­ca ede­yim… Lüt­fen… Lüt­fen ar­ka­daş­lar…

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Bir sa­at­tir ha­ka­ret edi­yor Sa­yın Baş­kan, sö­zü­nü ge­ri al­sın.

BAŞ­KAN - Bir da­ki­ka…

SE­DAT KI­ZIL­CIK­LI (Bur­sa) - Sö­zü­nü ge­ri al­sın!

BAŞ­KAN - Efen­dim, izin ve­rin… Ko­nuş­ma­mı din­le­mi­yor­su­nuz. Ar­ka­daş­lar, izin ve­rin lüt­fen… Lüt­fen izin ve­rin… Lüt­fen izin ve­rin… Lüt­fen izin ve­rin ar­ka­daş­lar…

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Or­ta­mı ge­ri­yor Sa­yın Baş­kan, bu­na hak­kı yok. Sö­zü­nü ge­ri al­sın.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Lan, sen kim­sin Ah­met Işık, sö­zü­nü ge­ri al­sın di­yor­sun? Kim­sin sen lan?

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Sen kim­sin, sö­zü ge­ri al­dı­rı­yor­sun?

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Çok ayıp! Çok ayıp!

FAT­MA ŞA­HİN (Ga­zi­an­tep) - Böy­le ay­rım­cı­lık olur mu?

BAŞ­KAN - Sa­yın Bay­kal, siz çok tec­rü­be­li bir si­ya­set­çi ve Ge­nel Baş­kan­sı­nız. Son cüm­le­ni­zi lüt­fen tav­zih edin ya da ge­ri alın. Lüt­fen…

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Ni­ye son cüm­lem Sa­yın Baş­kan? Al­tı bu­çuk da­ki­kam var, ni­ye son cüm­lem? Bun­ca ke­sin­ti­ye rağ­men, ni­ye son cüm­lem?

BAŞ­KAN - Efen­dim?

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Ni­ye son cüm­lem? Ni­ye son cüm­lem di­yo­rum.

BAŞ­KAN - O sö­zü­nü­zün açık­lan­ma­sı la­zım.

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Çok açık… Çok açık… Çok açık… Çok açık… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan aya­ğa kalk­ma­lar, gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Lüt­fen otu­run ye­ri­ni­ze… Lüt­fen ye­ri­ni­ze otu­run ar­ka­daş­lar… Lüt­fen ye­ri­ni­ze otu­run… Lüt­fen ye­ri­ni­ze otu­run ar­ka­daş­lar…

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Ne bi­çim Mec­lis bu­ra­sı? Na­sıl Mec­lis bu­ra­sı?

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, otu­run ye­ri­ni­ze. Baş­kan­lık ola­rak biz ge­re­ği­ni yap­tık.

Sa­yın Bay­kal, bu­yu­run.

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Sa­yın Baş­kan; söz­le­rim ger­çek­le­ri ve inan­cı­mı açık­ça or­ta­ya koy­mak­ta­dır. Ya­ni… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "yuh" ses­le­ri, sı­ra ka­pak­la­rı­na vur­ma­lar, gü­rül­tü­ler; CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 22.35

 

 

İKİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 22.50

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Ha­run TÜ­FEK­Cİ (Kon­ya), Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 43'ün­cü Bir­le­şi­mi'nin İkin­ci Otu­ru­mu'nu açı­yo­rum.

Sa­yın Bay­kal, ka­lan sü­re­de ko­nuş­ma­sı­na de­vam ede­cek­ler. An­cak, bi­raz ön­ce, he­pi­mi­zin ar­zu et­me­di­ği bir du­rum­la kar­şı kar­şı­ya kal­dık. Sa­yın Bay­kal'ın son cüm­le­si ola­rak, "De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız, baş ör­tü­sü sa­de­ce saç­la­rı ör­ten bir ör­tü­dür; baş ör­tü­sü, eş­le­rin ayıp­la­rı­nı ört­me­ye yet­mez." sö­zü, bu­ra­da el­bet­te ki sı­kın­tı­la­ra se­bep ol­muş­tur.

CHP GRU­BU ADI­NA DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Ben an­la­ta­ca­ğım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ge­nel Baş­kan bu­nu açık­la­ya­cak…

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim, sağ olun.

BAŞ­KAN - … ve tav­zih ede­cek­ler­dir.

Al­tı da­ki­ka sü­re­niz var.

Bu­yu­run efen­dim.

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür ede­rim.

Herhâlde, Par­la­men­to­da­ki gö­rüş­me­nin duy­gu­sal ge­ri­lim or­ta­mı için­de be­nim söy­le­di­ğim sö­zü ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız, ya yan­lış an­la­dı­lar ya çar­pıt­tı­lar ve bir duy­gu­sal… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, din­le­ye­lim lüt­fen.

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - …bir duy­gu­sal tep­ki ve bi­ri­kim için­de Par­la­men­to gö­rüş­me­le­ri tı­kan­mak du­ru­mun­da kal­dı.

Sa­yın Baş­kan za­bıt­la­rı in­ce­le­miş­tir. Şim­di, bu­ra­da da ifa­de et­ti.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bir de­fa, şu­nu her­ke­sin çok iyi bil­me­si­ni is­ti­yo­rum: Ben, si­ya­si tar­tış­ma­la­ra eş­le­rin her­han­gi bir bi­çim­de ka­rış­tı­rıl­ma­sı­nı ke­sin­lik­le red­det­me an­la­yı­şı için­de olan bi­ri­si­yim ve ai­le­nin… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Din­le­yin… Din­le­yin…

…ai­le­nin, eş­le­rin, her­han­gi bir şe­kil­de si­ya­si tar­tış­ma­nın bir un­su­ru hâli­ne ge­ti­ril­me­sin­den, şah­sen, ren­ci­de olu­rum, bu­nu çok ya­kı­şık­sız sa­ya­rım, çok ayıp sa­ya­rım ve bü­tün si­ya­si ya­şa­mım bo­yun­ca, in­san­la­rın ai­le­le­ri­ne, eş­le­ri­ne en yük­sek dü­zey­de say­gı gös­ter­me­ye gay­ret et­mi­şim­dir ve bu an­la­yı­şı­mı da şu an­da da boz­mam söz ko­nu­su de­ğil­dir, bun­dan son­ra da boz­mam söz ko­nu­su de­ğil­dir.

Bu tar­tış­ma ne­re­den çık­tı? Bu tar­tış­ma, ma­ale­sef, cum­hur­baş­kan­lı­ğı tar­tış­ma­sı­nın ki, ge­rek­çe­le­ri­mi de­min söy­le­dim. Bu ge­rek­çe­le­rin tü­mü, be­nim, Sa­yın Baş­ba­ka­nın an­la­yı­şı, zih­ni­ye­ti ve onun ki­şi­sel si­ya­set uy­gu­la­ma­la­rıy­la il­gi­li­dir.

BE­KİR BOZ­DAĞ (Yoz­gat) - Han­gi ana­ya­sa­da ya­zı­yor?

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Ne de­mek "Ana­ya­sa"? Ben ken­di an­la­yı­şı­mı söy­lü­yo­rum kar­de­şim. Ana­ya­sa­nın koy­du­ğu çer­çe­ve­yi her­kes bu öl­çü­ler­le de­ğer­len­di­rir ya da de­ğer­len­dir­mez. Siz bu­nu pay­laş­ma­ya­bi­lir­si­niz, ben ken­di an­la­yı­şı­mı söy­lü­yo­rum. Bu­nu ifa­de et­tim. Bu­nun öte­sin­de ai­le­vi, ki­şi­sel bir tar­tış­ma­ya yö­nel­mek be­nim ke­sin­lik­le ka­bul ede­ce­ğim bir şey de­ğil­dir.

Ma­ale­sef, Sa­yın Baş­ba­kan, tar­tış­ma­yı bir "ha­rim" tar­tış­ma­sı­na çek­miş­tir, bun­dan bü­yük üzün­tü duy­dum ve "Baş ör­tü­süy­le uğ­ra­şı­yor­lar" de­miş­tir. Tek­rar ifa­de edi­yo­rum, ben kim­se­nin eşi­nin baş ör­tü­süy­le meş­gul de­ği­lim. Ben, cum­hur­baş­ka­nı ol­mak is­te­yen in­sa­nın zih­ni­nin içiy­le meş­gu­lüm. Ben bu­nu an­lat­ma­ya ça­lı­şı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ve dur­duk yer­de eşin baş ör­tü­sü­nün gün­de­me ge­ti­ril­me­si kar­şı­sın­da "Eş­le­rin baş ör­tü­sü ay­rı bir iş­tir, o si­ya­set­çi­nin ayı­bı­nı ört­mez, eş­le­rin ba­şı­nı ör­ter" de­dim. Bu­nun, kim­se­nin eşi­ne, hiç­bir sa­yın ha­nı­me­fen­di­ye yö­ne­lik say­gı­sız­lık içe­ren bir ta­ra­fı yok­tur. Bu­nu net bir şe­kil­de bir kez da­ha bu­ra­da ifa­de edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, izin ve­rir­se­niz, ben ni­çin cum­hur­baş­ka­nı olun­ma­ma­sı ge­rek­ti­ğiy­le il­gi­li an­la­yı­şı­mı, son hü­küm­le­ri­ni de si­zin­le pay­la­şa­yım.

"Ben­ce de­mok­ra­si bir amaç de­ğil bir araç­tır" di­yen in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Çün­kü, bi­zim Ana­ya­sa­mı­zın de­ğiş­ti­ri­le­mez mad­de­le­ri için­de cum­hu­ri­ye­tin ni­te­lik­le­ri sa­yı­lır­ken, la­ik­lik gi­bi, de­mok­ra­si de bir te­mel amaç ola­rak or­ta­ya kon­muş­tur, bir araç ola­rak gö­rül­me­miş­tir. Eğer böy­le bir du­rum var­sa bu yan­lış bir an­la­yış­tır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yi­ne ay­nı şe­kil­de "Hu­kuk, hal­ka so­rul­ma­dan, Tür­ki­ye'de­ki hu­kuk, ya­ni me­de­ni hu­kuk, ce­za hu­ku­ku, ti­ca­ret hu­ku­ku, hal­ka so­rul­ma­dan bir yer­ler­den ak­ta­rıl­mış ve zor­la hal­ka dik­te edil­miş­tir" di­yen bir  in­san var­sa, o in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

"Tür­ki­ye, ken­di­si­ne din ola­rak Ke­ma­liz­mi al­mış ve baş­ka hiç­bir di­ne ha­yat hak­kı ta­nı­ma­ya­rak, kit­le­le­re zor­la dik­te edil­miş­tir" di­ye­cek ka­dar in­saf­sız­sa bu cum­hu­ri­yet hak­kın­da, o in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

"Şu an­da Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nde 27 et­nik grup ya­şa­mak­ta. Bu 27 et­nik gru­bun da var­lık­la­rı­nın ta­nın­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. 'Tür­ki­ye Türk­le­rin­dir' gi­bi tez­ler yan­lış­tır" di­yor­sa bir in­san, cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

"An­cak bir inanç bir­lik­te­li­ği bu in­san­la­rın bü­tün­lü­ğü­nü sağ­la­ya­bi­lir, ak­si tak­dir­de millî bü­tün­lü­ğü­mü­zü sağ­la­mak müm­kün de­ğil­dir" di­yor­sa bir in­san, cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Eğer "Os­man­lı eya­let­ler sis­te­mi gi­bi bir sis­tem Tür­ki­ye'de uy­gu­la­na­bi­lir" di­yor­sa, o in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır.

Eğer, bir in­san… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Si­zi ya­pa­lım o za­man!" se­si) Siz yap­mak is­te­di­ği­ni­zi ya­pın, ama be­ni de din­le­yin. Din­le­yin ve an­la­ma­ya ça­lı­şın. Ge­ne, ki­mi is­ti­yor­sa­nız ya­pın, ka­rar Mec­li­sin­dir.

BAŞ­KAN - Mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Ama, alı­nan ka­ra­rın ni­te­li­ği­ni de gö­rün.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

Bu­yu­run efen­dim.

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Eğer, eğer "bu­gü­nün Tür­ki­ye'sin­de ya­şa­yan, sö­züm ona la­ik­li­ği be­nim­se­miş in­san­la­rın bu an­la­yı­şı­nı terk edip, dinî bir an­la­yı­şa ve hu­ku­ka geç­me­le­ri müm­kün­dür di­ye sor­mak is­ti­yor­sa­nız, ön­ce­lik­le şu­nu ha­tır­lat­mak is­te­rim: Bu in­san­la­rın ata­la­rı­nın, yüz yıl ön­ce iki yüz yıl ön­ce han­gi hu­kuk sis­te­min­de ya­şı­yor­lar­dı…"

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ge­nel Baş­kan, açı­yo­rum mik­ro­fo­nu, lüt­fen ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­lar mı­sı­nız.

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - "Bu­gün­kü hu­kuk sis­te­mi­ni ka­bul­len­me­le­ri ve adap­te ol­ma­la­rı ne­le­rin pa­ha­sı­na, han­gi yön­tem­ler­le ger­çek­leş­ti­ril­di? Bun­dan otuz se­ne ön­ce hal­kın di­ne il­gi­si ne ka­dar­dı, bu­gün han­gi se­vi­ye­de? Biz, ina­nı­yo­ruz ki, Tür­ki­ye'de in­san­la­rın ta­ma­mı dinî inanç­la­rı­na, ya­şa­dık­la­rı coğ­raf­ya ve ta­rihî mis­yon ge­re­ği sa­hip­tir­ler. Bu özel­lik­le­ri­ni or­ta­ya koy­ma­la­rı en­gel­len­miş­tir, cebrî yol­lar­la bas­tı­rıl­mış­tır. Eğer, in­san­la­rın be­yin­le­rin­de­ki ipo­tek­ler kal­dı­rı­lır­sa, on­lar ken­di­li­ğin­den di­ni se­çe­cek­tir, çün­kü öz­le­rin­de inanç var­dır" di­yor­sa, o in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır.(CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Eğer "İs­tik­lal mah­ke­me­le­ri va­sı­ta­sı ile ku­ru­lan da­ra­ğaç­la­rın­da, kim­le­rin ve han­gi suç­la­may­la idam edil­di­ği­ni na­sıl izah ede­cek­ler? Tev­hi­di Ted­ri­sat Ka­nu­nu ne­le­rin önü­nü tı­ka­mak, ne­le­rin önü­nü aç­mak için­di? Harf in­kı­la­bı va­sı­ta­sıy­la bir ül­ke­nin ta­ma­mı­nın bir an­da sı­fır okur­ya­zar se­vi­ye­si­ne in­dir­gen­me­si kim­le­re ya­ra­mış­tır?" di­yor­sa bir in­san, o in­san cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­ma­lı­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bir in­sa­nın…(AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (Trab­zon) - Kim yaz­dı onu? Kim­den al­dın onu?

BAŞ­KAN - Lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim ar­ka­daş­lar.

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Eğer, bu dü­şün­ce­ler be­nim­sen­mi­yor­sa -bi­raz­dan bu­ra­ya Ge­nel Baş­kan çı­ka­cak, Baş­ba­kan çı­ka­cak- bu dü­şün­ce­le­rin ken­di dü­şün­ce­le­ri ol­ma­dı­ğı­nı bu­ra­da söy­ler­se, ben bun­dan mut­lu­luk du­ya­rım, kı­vanç du­ya­rım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, kı­sa­ca şu­nu söy­le­ye­yim: Bir in­sa­nın, baş­ba­kan ol­ma­sı, cum­hur­baş­ka­nı ol­ma­sı için şart de­ğil­dir; ama, Ana­ya­sa'ya inan­ma­sı, hal­kı­na, va­tan­daş­la­rı­na, ana­ya­sal ku­rum­la­rı­na kar­şı na­zik, ter­bi­ye­li ve se­ve­cen bir an­la­yış için­de ol­ma­sı şart­tır.

KE­MA­LET­TİN GÖK­TAŞ (Trab­zon) - Se­nin gi­bi mi?

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Eğer, bu şart ye­ri­ne gel­me­den, biz, par­ti­zan­ca duy­gu­lar­la, dü­şün­ce­ler­le, ki­şi­sel bas­kı­lar ve ta­lep­ler doğ­rul­tu­sun­da, eğer, Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi gi­bi çok önem­li bir se­çi­mi, önü­nü, so­nu­nu, ar­dı­nı dü­şün­me­den so­nuç­lan­dı­rır­sak, ken­di gö­re­vi­mi­ze, Ana­ya­sa'da­ki ye­mi­ni­mi­ze iha­net et­miş olu­ruz. "Bu­nu kim­se söy­le­me­miş­ti" de­me­yin, ben şim­di söy­lü­yo­rum, tak­dir si­zin­dir.

MU­SA SI­VA­CI­OĞ­LU (Kas­ta­mo­nu) - Bu Mec­lis tak­dir eder!

DE­NİZ BAY­KAL (De­vam­la) - Mec­li­si sev­giy­le, say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, ayak­ta al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Bay­kal.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, grup­lar adı­na ko­nuş­ma­lar ta­mam­lan­mış­tır.

Mec­lis Baş­kan­lı­ğı­na ya­zı­lı ola­rak mü­ra­ca­at eden Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Sa­dul­lah Er­gin "Büt­çe gö­rüş­me­le­ri sı­ra­sın­da, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Ge­nel Baş­ka­nı Sa­yın De­niz Bay­kal'ın, ko­nuş­ma­sı sı­ra­sın­da, se­çim böl­gem Ha­tay'ın ve Ka­mu İha­le Ku­ru­lu hak­kın­da­ki bah­se­dip 'mil­let­ve­ki­li­nin yap­tı­ğı lis­te­de­ki­le­re iha­le da­ğı­tıl­mış­tır' de­mek su­re­tiy­le, şah­sı­mı kast et­miş ve it­ham et­miş­tir. İç Tü­zük'ün 69'un­cu mad­de­si­ne gö­re söz is­ti­yo­rum." di­yor. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - İsim­den bah­se­dil­mi­yor ora­da.

BAŞ­KAN - İzin ve­rin Sa­yın Baş­kan, izin ve­rir mi­si­niz.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Üze­ri­ne alın­ma­ya o ka­dar alış­tın ki! İsim mi­sim yok­tu Sa­dul­lah Bey!

BAŞ­KAN - Ben, bu ta­lep üze­ri­ne, za­bıt­la­rı ge­tirt­tim, in­ce­le­dim.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - İsim var mı efen­dim?

BAŞ­KAN - Siz de ba­ka­bi­lir­si­niz. Şim­di, 69'a gö­re, otu­rum içe­ri­sin­de sö­zün ve­ril­me­si ge­rek­ti­ği­ni söy­le­ye­cek­si­niz, bi­li­yo­rum, an­cak, bu otu­ru­ma gay­ri­ira­di ara ver­mek zo­run­da ka­lın­mış­tır. Bir mil­let­ve­ki­li ola­rak bu it­ha­ma kar­şı bir açık­la­ma hak­kı var­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - İsim yok, isim yok!

ATİ­LA EMEK (An­tal­ya) - Sa­yın Baş­kan, isim yok!

BAŞ­KAN - Bu­nu de­ğer­len­di­re­ce­ğim, bu­nu bil­me­ni­zi ri­ca edi­yo­rum.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Ha­tay'da Sa­dul­lah Bey'den baş­ka mil­let­ve­ki­li yok mu?

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, Sa­dul­lah Bey'in is­mi, o ko­nuş­ma­nın hiç­bir ye­rin­de geç­me­miş­tir.

BAŞ­KAN - Şim­di bir baş­ka hu­su­su ifa­de ede­yim. Sa­yın Mum­cu yok ama, Sa­yın Mum­cu ay­rıl­dı ama, ko­nuş­ma­sı sı­ra­sın­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mız bü­yük bir te­laş­la, Sa­yın Mum­cu'nun ko­nuş­ma­sı­nın kas­ten ke­sil­di­ği ima­jı­nı ve­re­cek bir ta­lep­te bu­lun­du­lar.

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Doğ­ru­dur efen­dim, doğ­ru­dur.

BAŞ­KAN - Ko­nu­yu Mec­lis Te­le­viz­yon Mü­dür­lü­ğü­ne in­ti­kal et­tir­dim, ya­zı­lı ola­rak açık­la­ma­yı da al­dım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Mec­lis Te­le­viz­yo­nu, TRT3 bağ­lan­tı­lı ola­rak ça­lış­mak­ta­dır. Biz, bu­ra­dan ya­yı­nı ken­di­le­ri­ne bağ­lı­yo­ruz, ya­yın ora­dan ve­ri­li­yor. Bu ba­kım­dan, bi­zim te­le­viz­yo­nu­muz­da her­han­gi tek­nik hiç­bir ek­sik­lik yok­tur. An­cak, TRT 3, ya­yı­nı sı­ra­sın­da, Di­gi­turk'ün de bağ­lı ol­du­ğu bu ka­nal­da, çok kı­sa, bir­kaç sa­ni­ye­lik bir sar­sın­tı ol­muş­tur ve gö­rün­tü de­vam et­miş­tir.

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Bir­kaç sa­ni­ye de­ğil efen­dim.

BAŞ­KAN - Mec­lis Te­le­viz­yo­nu­nun bu ko­nu­da her­han­gi bir dah­li ve kas­tı da yok­tur. Bu hu­su­su da açık­la­mış olu­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, şim­di, leh­te ol­mak üze­re, şah­sı adı­na, Kars Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Yu­suf Se­la­hat­tin Bey­ri­bey. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz on da­ki­ka.

Bu­yu­run.

YU­SUF SE­LA­HAT­TİN BEY­Rİ­BEY (Kars) - Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 2007 yı­lı ma­li büt­çe­si­nin tü­mü üze­rin­de, şah­sım adı­na, leh­te söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Ko­nuş­ma­ma baş­la­ma­dan ön­ce, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 2007 büt­çe ko­nu­muz­la il­gi­li söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ön­ce, 23 Ara­lık Cu­mar­te­si gü­nü, Sa­rı­ka­mış'ta, Mec­lis Baş­ka­nı­mız Sa­yın Bü­lent Arınç, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı­mız Sa­yın Atil­la Koç ve Sa­rı­ka­mış Tu­gay Ko­mu­tan­lı­ğı­mı­zın da ka­tı­lı­mıy­la ger­çek­le­şen yü­rü­yüş­ten bah­set­mek is­ti­yo­rum.

23 Ara­lık 1914'te Do­ğu Ana­do­lu'mu­zu Rus iş­ga­lin­den kur­tar­mak mak­sa­dıy­la gi­ri­şi­len Sa­rı­ka­mış Ha­rekâtıy­la, düş­man­lar­la sa­va­şa­rak ve so­ğuk­tan do­na­rak şe­hit olan 90 bin Meh­met­çi­ğin anı­sı­na, geç­ti­ği­miz cu­mar­te­si gü­nü "Tür­ki­ye Şe­hit­le­ri­ne Yü­rü­yor" prog­ra­mı ger­çek­leş­ti­ril­di. Bu yü­rü­yüş sı­ra­sın­da, 1914 Ara­lık ayı­nın, ek­si 40, ek­si 50 de­re­ce­de ve 60-70 san­ti­met­re ka­lın­lı­ğın­da­ki kâr üze­rin­de, giy­si­den ve el­bi­se­ler­den yok­sun as­ker­le­ri­mi­zin o kö­tü ya­şan­tı­la­rı­nı, o yü­rü­yüş sı­ra­sın­da ben de içim­de ya­şa­dım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Sa­rı­ka­mış Ha­rekâtı, 90 bin ca­na mal ol­muş, bu ha­re­ket ne­de­niy­le, böl­ge­de otuz al­tı yıl­dır sü­ren Rus iş­ga­liy­le, dört yıl da­ha de­vam et­miş ve böl­ge­de ya­şa­yan in­san­la­rı­mız, kah­ra­man Türk or­du­su ta­ra­fın­dan kur­ta­rıl­ma­la­rı dört yıl ge­cik­miş­tir. Sa­rı­ka­mış Şe­hit­li­ği ül­ke­miz için çok, son de­re­ce önem­li­dir. Sa­yın Mec­lis Baş­ka­nı­mız ve Sa­yın Ba­ka­nı­mız da ka­tı­lım­la­rıy­la, bu ta­rihî ola­yın öne­mi­ne işa­ret et­miş­ler. Ken­di­le­ri­ne, bir böl­ge mil­let­ve­ki­li ola­rak, ser­hat Kars­lı bir va­tan­daş ola­rak te­şek­kür edi­yo­rum, ib­ret abi­de­si­ne ve bu kah­ra­man­lık des­ta­nı­na sa­hip çık­tık­la­rı için hu­zur­la­rı­nız­da te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın ta­li­mat­la­rıy­la, bu böl­ge­nin millî park ilan edil­miş ol­ma­sı, Hükûme­ti­mi­zin bu Şe­hit­li­ğe ver­miş ol­du­ğu öne­mi gös­ter­mek­te. Bu ül­ke için fe­da edi­len can­lar, bi­ze bu va­ta­nı bı­ra­kan şe­hit­le­ri­mi­zi rah­met­le anı­yor, on­la­rın ha­tı­ra­sı önün­de min­net ve şük­ran­la eği­li­yo­rum. Ruh­la­rı şad ol­sun.

"Bay­rak­la­rı bay­rak ya­pan üs­tün­de­ki kan­dır/Top­rak, uğ­run­da ölen var­sa va­tan­dır." şii­rin­de de ifa­de edil­di­ği gi­bi, Türk or­du­su­nun şan­lı ne­fer­le­ri, can­la­rı­nı ve­re­rek bu ül­ke­yi bi­ze va­tan yap­mış­lar­dır.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bi­ze şe­hit­le­ri­miz­ce ema­net edi­len Tür­ki­ye'nin kal­kın­ma­sı ve ge­liş­me­si için, AK Par­ti Hükûme­ti­miz, dört yıl­dır sür­dür­dü­ğü ma­li po­li­ti­ka­la­rı­nı bu yıl da sür­dür­dü­ğü­nü gö­rü­yo­ruz. 2007 büt­çe­si de, eko­no­mik ve si­ya­si is­tik­ra­rın sür­dü­rül­me­si ve ül­ke­mi­zin kal­kın­ma­sı için ha­zır­lan­mış­tır.

2007 büt­çe­si,  ül­ke­miz­de ilk de­fa ha­zır­la­nan be­şin­ci yıl büt­çe­si­dir. Bu, se­çim büt­çe­si de­ğil­dir, is­tik­rar, bü­yü­me ve re­fa­hın ar­tı­rıl­ma­sı­nı dik­ka­te alan, ma­li di­sip­lin an­la­yı­şın­dan vaz­geç­me­yen bir büt­çe­dir. Ya­ni, beş yıl­lık bir is­tik­rar söz ko­nu­su­dur. Bu, ül­ke­miz için son de­re­ce önem­li­dir. Zi­ra, geç­miş yıl­lar­da sü­rek­li ya­şa­mak zo­run­da kal­dı­ğı­mız is­tik­rar­sız­lık yü­zün­den bir­çok önem­li fır­sat­lar kaç­mış, ge­liş­me ve kal­kın­ma için har­ca­na­cak be­şerî ve do­ğal kay­nak­lar is­raf edil­miş­tir.

De­ğer­li va­tan­daş­la­rı­mız, son gün­ler­de özel­lik­le ül­ke­mi­zi ka­rış­tır­mak is­te­yen, is­tik­rar­dan çık­ma­sı­nı sağ­la­mak is­te­yen, se­çim­le­ri öne ge­ti­re­rek bir­çok laf­lar­la ül­ke­yi ka­rış­tır­mak is­te­yen­ler ola­cak­tır. Dört yıl­da ül­ke­mi­ze ya­pı­lan hiz­met­le­ri gö­rü­yor­su­nuz. Bu pro­vo­ka­tör­le­rin söy­lem­le­ri­ne as­la ve as­la inan­ma­yı­nız, çün­kü bun­la­rın yap­tık­la­rıy­la ül­ke­nin ne hal­le­re geç­miş­te gel­di­ği­ni gör­dük. Bü­tün bu kö­tü gün­le­rin se­be­bi is­tik­rar­sız­lık ol­du­ğu için iyi bil­me­miz ge­re­kir di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Onun için, is­tik­ra­rı boz­ma an­la­mı­na ge­len her tür­lü ge­li­şi­min ül­ke­mi­ze za­rar ve­re­ce­ği­ni dü­şün­dü­ğü­mü be­lirt­mek is­ti­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ül­ke­miz son dört yıl­da çok önem­li dö­nü­şüm­ler yap­mış­tır. Eko­no­mi­nin bo­zu­lan tüm den­ge­le­ri ye­ni­den ku­rul­muş, son de­re­ce isa­bet­li gi­der ve ge­lir tah­min­le­ri ya­pıl­mış ve biz­den ön­ce­ki tüm hükûmet­le­rin ha­ya­li olan denk büt­çe he­de­fi­ne ula­şıl­mış, ma­li di­sip­lin içe­ri­sin­de ül­ke­mi­zin her alan­da yük­sel­me­si­ne ça­lı­şıl­mış­tır.

Bir eko­no­mi­de denk büt­çe he­de­fi­ne ula­şıl­ma­sı fev­ka­la­de önem­li­dir. Bu, ka­mu kay­nak­la­rı­nın özen­le kul­la­nıl­ma­sı de­mek­tir. Bu, mil­le­tin ma­lı­nın, ye­ti­min, fa­ki­rin ve gu­re­ba­nın hak­kı­nın çar­çur edil­me­me­si de­mek­tir. Zi­ra bi­li­yo­ruz ki, açık ve­ren büt­çe­ler is­raf an­la­mı­na gel­mek­te­dir, po­pü­list yak­la­şım­lar­la ya­pı­lan ya­tı­rım an­la­mı­na gel­mek­te­dir, dev­let or­gan­la­rı­nın de­ne­tim yap­ma­ma­sı an­la­mı­na gel­mek­te­dir, iki ya­ka­sı bir ara­ya gel­me­yen büt­çe an­la­mı­na gel­mek­te­dir.

Geç­miş­te ge­rek­li ve acil ol­ma­dı­ğı hâlde ya­pı­lan bir­çok ka­mu ya­tı­rım­la­rı, ül­ke­mi­zin her ya­nın­da âde­ta yer­den fış­kır­mak­ta­dır. Bun­dan do­la­yı büt­çe­ler açık ver­miş, ka­mu ya­tı­rım­la­rı is­raf edil­miş­tir. Bu yüz­den ben denk büt­çe­yi son de­re­ce önem­si­yo­rum, 2003 yı­lın­dan be­ri bu ko­nuy­la il­gi­len­di­ğim için, ül­ke­miz­de atıl ya­tı­rım­la­rın bir en­van­te­ri­nin çı­ka­rıl­ma­sı­na ve is­raf olan ka­mu ya­tı­rım­la­rı­nın tes­pit edil­me­si­ne uğ­raş­tı­ğım için, son de­re­ce önem­si­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; AK Par­ti İk­ti­da­rı, Hükûme­ti­miz, eği­tim­de, sağ­lık­ta, ba­yın­dır­lık­ta, ta­rım­da, ula­şım­da, üre­tim ve is­tih­dam­da âde­ta şa­ha kalk­mış­tır. Enf­las­yon tek ha­ne­li ra­kam­la­ra in­di­ril­miş, Tür­ki­ye eko­no­mi­si 2003 ve 2005 yıl­la­rı ara­sın­da yüz­de 7,8 ora­nın­da bü­yü­müş­tür. Dün­ya eko­no­mi­sin­de­ki olum­suz­luk­la­ra rağ­men bu çok önem­li bir de­ğer­dir.

2007 yı­lı büt­çe­sin­de sağ­lı­ğa ay­rı­lan pa­ra 25,2 mil­yar ye­ni Türk li­ra­sı­dır. Öde­nek ay­rıl­ma­sı­nın ül­ke­mi­zin gü­cü­nü, AK Par­ti İk­ti­da­rı­nın in­sa­na ver­di­ği de­ğe­rin bir öl­çü­tü ol­du­ğu­nu dik­kat­le­ri­ni­ze çek­mek is­ti­yo­rum. Çün­kü, biz di­yo­ruz ki: İn­sa­nı ya­şat ki, dev­let ya­şa­sın.

Has­ta­ne­le­ri­miz tek ça­tı al­tın­da top­lan­mış ve sağ­lık­ta çok baş­lı­lık ve bu­nun ya­rat­tı­ğı bir­çok so­run or­ta­dan kalk­mış­tır. Ar­tık, in­sa­nı­mı­za da­ha ko­lay, da­ha hız­lı, da­ha ka­li­te­li bir sağ­lık hiz­me­ti sun­ma imkânı or­ta­ya çık­mış­tır. Aşı har­ca­ma­la­rı 2006 yı­lın­da 100 mil­yon YTL'ye çık­mış. Böy­le­ce, ko­ru­yu­cu he­kim­li­ğe ve­ri­len önem or­ta­da­dır. Özel­lik­le, 6.343 sağ­lık oca­ğı ve 7.032 sağ­lık evi sağ­lık hiz­me­ti ver­mek­te ve ilk sağ­lık hiz­me­tin­de 115 mil­yon in­sa­nı­mı­za sağ­lık ocak­la­rın­da hiz­met ve­ril­miş­tir. Atıl olan bir­çok sağ­lık oca­ğı ve sağ­lık ev­le­ri hiz­me­te alın­mış­tır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, büt­çe­de en bü­yük pa­yı eği­ti­me ayır­mak AK Par­ti İk­ti­da­rı­na na­sip ol­muş­tur. 100 bin ders­lik in­şa edil­miş, 406 bin ye­ni bil­gi­sa­yar okul­la­rı­mı­za gön­de­ril­miş, top­lam 411 mil­yon ki­tap üc­ret­siz da­ğı­tıl­mış­tır.

Yaz dö­ne­min­de ken­di ilim­de yap­tı­ğım köy zi­ya­ret­le­rin­de, köy okul­la­rı­nın ya­kıt ih­ti­ya­cı için büt­çe­de öde­nek ol­ma­dı­ğı­nı, köy­lü­nün ken­di imkânla­rıy­la bu ih­ti­ya­cı kar­şı­la­dık­la­rı­nı tes­pit et­miş­tim. Kırk se­ne ön­ce ben de köy­de oku­la gi­der­ken ay­nı yön­tem­le ısı­nı­yor­duk. Millî Eği­tim Ba­kan­lı­ğı­mı­zın 2007 büt­çe­si­ne, be­şin­ci sı­nı­fa ka­dar eği­tim ve­ren yak­la­şık 11.770 köy oku­lu­na ya­kıt ih­ti­ya­cı için 15 mil­yon YTL ko­nul­muş­tur. Büt­çe bu so­ru­nu çö­zü­me ka­vuş­tur­muş­tur. AK Par­ti İk­ti­da­rı, çö­züm ik­ti­da­rı ol­du­ğu­nu bir kez da­ha gös­ter­miş­tir. Emi­nim ki… Be­nim için bu ça­ba­yı ve­ren Sa­yın Baş­ba­ka­nı­ma, Sa­yın Ba­kan­la­rı­ma ve bu so­ru­nu çöz­dük­le­ri için, öğ­ren­ci­le­ri el­le­rin­de te­zek­ler­le oku­la git­mek­ten kur­tar­dık­la­rı için ken­di­le­ri­ne şük­ran­la­rı­mı ve te­şek­kür­le­ri­mi borç bi­li­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, çift­çi­le­ri­mi­ze doğ­ru­dan ge­lir des­te­ği, ma­zot des­te­ği, güb­re des­te­ği, hu­bu­bat, prim des­te­ği, ka­ba yem des­te­ği, kül­tür hay­va­nı ye­tiş­tir­me des­te­ği gi­bi önem­li des­tek­ler sağ­lan­mış, 2002 yı­lın­da ya­pı­lan ta­rım­sal des­tek­le­me­ler de top­lam 1,8 mil­yar YTL iken, 2006 yı­lın­da bu ra­kam 5 mil­yar 250 mil­yon YTL'ye çık­mış­tır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run efen­dim.

YU­SUF SE­LA­HAT­TİN BEY­Rİ­BEY (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, 2003 yı­lı ba­şın­dan iti­ba­ren 8 bin ki­lo­met­re yol gü­zergâhın­da ça­lış­ma ya­pıl­mış, 2006 Ekim ayı iti­ba­rıy­la, oto­yol­lar dâhil ol­mak üze­re, 12.666 ki­lo­met­re bö­lün­müş yol ya­pıl­mış­tır. Bö­lün­müş yol­lar da ka­ra­yol­la­rı ula­şı­mın­da bü­yük ra­hat­lık an­la­mı­na gel­mek­te­dir. Bü­yük can ve mal ka­yıp­la­rı­na yol açan tra­fik ka­za­la­rı­nı en aza in­di­re­cek olan bir pro­je­dir ve Hükûme­ti­miz bu pro­je­yi ha­ya­ta ge­çi­re­rek bü­yük bir hiz­met yap­mış­tır di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Bu­nun­la bir­lik­te, ha­va ula­şı­mın­da bü­yük ge­liş­me­ler ya­şan­mış, si­vil ha­va­cı­lık sek­tö­rü dün­ya­da or­ta­la­ma yüz­de 5 bü­yür­ken, ül­ke­miz­de bu oran yüz­de 30 ol­muş­tur. Şu an, 38 ha­va­ala­nın­da 261 ha­va ara­cı va­tan­daş­la­rı­mı­za hiz­met ver­mek­te­dir. To­kat, Uşak, Adı­ya­man, Si­irt, Kah­ra­man­ma­raş gi­bi bir­çok ha­va­ala­nı si­vil ha­va tra­fi­ği­ne açı­la­rak ül­ke eko­no­mi­si­ne ka­zan­dı­rıl­mış, atıl ol­mak­tan kur­ta­rıl­mış­tır.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 2004 yı­lı iti­ba­rıy­la Tür­ki­ye ge­ne­lin­de…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Bey­ri­bey, se­lam­la­ma için açı­yo­rum efen­dim.

YU­SUF SE­LA­HAT­TİN BEY­Rİ­BEY (De­vam­la) - Efen­dim, ben, özel­lik­le Kars-Tif­lis de­mir­yo­lu­nun Tür­ki­ye ve Kars için çok önem­li ol­du­ğu­nu ve Tür­ki­ye'nin, Türk cum­hu­ri­yet­le­riy­le ve As­ya'yla iliş­ki­le­ri­ni güç­len­di­re­ce­ği­ni, ül­ke­mi­ze kat­kı­lar­da bu­lu­na­ca­ğı­nı, pro­je­ye alın­ma­sı­nın ül­kem için çok ha­yır­lı ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum. Köy­ler­de­ki KÖY­DES'ten, BEL­DES'ten gu­rur du­yu­yo­rum. Hükûme­ti­me, ça­lı­şan­la­ra, eme­ği ge­çen her­ke­se te­şek­kür­le­ri­mi, say­gı­la­rı­mı, sev­gi­le­ri­mi su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­riz Sa­yın Bey­ri­bey.

Aleyh­te ol­mak üze­re, şah­sı adı­na İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ber­han Şim­şek. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­yu­run.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (İs­tan­bul) - Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; 2007 mer­ke­zi Hükûmet büt­çe­si­nin aley­hin­de şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­la­rım.

İkin­ci Cum­hur­baş­ka­nı­mız, İkin­ci Ge­nel Baş­ka­nım, dev­let ve si­ya­set ada­mı, Lo­zan mi­ma­rı İs­met İnö­nü'nün bu­gün ölü­mü­nün 33'ün­cü yıl dö­nü­mü. Anı­sı önün­de say­gıy­la eği­li­yo­rum, rah­met ve şük­ran duy­gu­la­rı­mı ile­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu büt­çe, Sa­yın Baş­ba­ka­nın ifa­de et­ti­ği gi­bi ne sos­yal is­tik­rar ne de sos­yal ko­ru­ma büt­çe­si­dir. Ön­ce­ki­ler gi­bi IMF büt­çe­si­dir, IMF'nin da­yat­tı­ğı ver­gi büt­çe­si­dir, fa­iz dı­şı 6,5 büt­çe­si­dir. İs­tih­da­mın, üre­ti­min, kal­kın­ma, ge­lir da­ğı­lı­mı ada­let­siz­li­ği­ni ve yok­sul­lu­ğu or­ta­dan kal­dır­ma he­de­fi ol­ma­yan bir büt­çe­dir. Sa­na­yi­ci, es­naf zor du­rum­da, tu­rizm sı­kın­tı­da, ta­rım bi­tik; na­ren­ci­ye, fın­dık, hay­van­cı­lık; emek­li, me­mur, iş­çi ge­çi­ne­mi­yor; sağ­lık, eği­tim çök­müş bir va­zi­yet­te. Siz, hiç bü­yü­yen bir eko­no­mi­de, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, in­san­la­rın bor­cun­dan do­la­yı in­ti­har et­ti­ği­ni, iş­ve­ren­le­rin ağ­la­dı­ğı­nı, hır­sız­lı­ğın, iş­siz­li­ğin art­tı­ğı­nı, kap­ka­çın şe­hir­le­ri esir al­dı­ğı­nı, re­ka­bet ede­me­yen üre­ti­ci­nin ay­nı ma­lın it­ha­lat­çı­sı ol­du­ğu­nu gör­dü­nüz mü? Tür­ki­ye'de ki­şi ba­şı­na dü­şen ge­lir 5.300 do­la­ra çık­mış gü­ya! 12 mil­yon ye­şil kart­lı­nın yıl­lık ge­li­ri 5.300 do­lar de­ğil. 5 mil­yon as­ga­ri üc­ret­li­nin ge­li­ri de 5.300 do­lar de­ğil, 7 mil­yon emek­li­mi­zin ge­li­ri de 5.300 do­lar de­ğil. 2 mil­yon me­mu­run 1,5 mil­yo­nu yok­sul­luk sı­nı­rı­nın al­tın­da ya­şı­yor. Es­na­fın, çift­çi­nin ge­li­ri de 5.300 do­lar de­ğil. Ba­kın, si­ze çar­pı­cı bir ör­nek ve­re­yim: Tür­ki­ye'de ban­ka­lar­da­ki top­lam mev­du­atın yüz­de 85'i, Tür­ki­ye nü­fu­su­nun yüz­de 5'ine ait. Ge­ri ka­lan yüz­de 15'lik mev­du­at, yurt­taş­la­rı­mı­zın yüz­de 95'ine ait. Bu ik­ti­dar dö­ne­min­de da­ha de­rin­le­şen ge­lir da­ğı­lı­mı ada­let­siz­li­ği­nin en çar­pı­cı ör­ne­ği­dir. İk­ti­da­ra gel­di­ği­niz­de ki­şi ba­şı­na borç 3.160 do­lar­dı, şim­di 5.224 do­lar. Bu, bir re­kor­dur. Ge­lir­de Tür­ki­ye'nin yüz­de 5'ine ka­zan­dı­rı­yor­su­nuz, ama, borç­ta 73 mil­yo­nu borç­lan­dı­rı­yor­su­nuz. Siz oyu­nu al­dı­ğı­nız fa­kir fu­ka­ra­nın, ga­rip gu­re­ba­nın hükûme­ti de­ğil, yan ge­lip ya­tan­la­rın, pa­ra­dan pa­ra ka­za­nan­la­rın hükûme­ti­si­niz.

Sa­yın Baş­ba­kan, bu ara­da şu­nu da söy­le­ye­yim: Meh­met­çik yan ge­lip yat­mı­yor, si­zin, pa­ra­dan pa­ra ka­zan­dır­dı­ğı­nız efen­di­ler yan ge­lip ya­tı­yor. Tür­ki­ye, ca­ri açık­ta, dış ti­ca­ret açı­ğın­da dün­ya re­kor­la­rı­na im­za atı­yor. Eko­no­mi, şey­tan üç­ge­nin­de, ya­ni, fa­iz-dö­viz-bor­sa üç­ge­ni­ne tes­lim edi­li­yor. Tür­ki­ye, üre­ti­min ol­ma­dı­ğı, is­tih­da­mın ol­ma­dı­ğı, sı­cak pa­ra­nın ci­rit at­tı­ğı Ba­ha­ma Ada­la­rı, Cay­man Ada­la­rı gi­bi ol­du.

Bu ara­da, Sa­yın Baş­ba­kan, ye­ri gel­miş­ken "Tür­ki­ye ka­bu­ğu­nu kır­dı, kü­re­sel ak­tör ol­du" di­yor­su­nuz, ama, Tür­ki­ye'nin kır­mı­zı çiz­gi­le­ri­ni kır­dı­nız, onur­lu dış po­li­ti­ka­sı­nı kır­dı­nız. Kıb­rıs'ı va­tan top­ra­ğı ola­rak de­ğil de taş­lı top­rak­lı bir ara­zi par­ça­sı gi­bi gör­dü­nüz. "Ka­zan ka­zan" di­ye di­ye "ver ver"e baş­la­dı­nız. Hükûme­ti­niz dö­ne­min­de Tür­ki­ye, kü­re­sel bir ak­tör de­ğil, İn­gi­liz The Gu­ar­di­an ga­ze­te­si­nin yaz­dı­ğı gi­bi, bir met­res, fi­gü­ran hâli­ne gel­di.

MEH­MET DA­NİŞ (Ça­nak­ka­le) - Sa­yın Baş­kan, ge­ri al­sın söz­le­ri­ni.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - Kü­re­sel ak­tör ol­ma­nın, ha­lı sa­ha maç­la­rıy­la, sağ­dıç­lık­la, Bush'un ya­nın­da ayak ayak üs­tü­ne at­mak­la, Mer­kel'le sa­mi­mi poz­lar ver­mek­le il­gi­si ol­ma­dı­ğı­nı da bu ara­da öğ­ren­miş ol­du­nuz.

"Tür­ki­ye'yi ta­nıt­tık" di­yor­su­nuz, ama, herhâlde kö­tü ta­nıt­tı­nız. Si­zin dö­ne­mi­niz­de on iki ül­ke mec­li­sin­de söz­de Er­me­ni soy­kı­rı­mı id­di­ala­rı­na iliş­kin ka­rar alın­dı Sa­yın Baş­ba­kan.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Sa­yın Baş­ba­kan "rant bit­ti" di­yor, "pa­ra­dan pa­ra ka­zan­ma dev­ri bit­ti" di­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yüz­de 22'yle tah­vil alan bir ya­tı­rım­cı enf­las­yon­dan arın­dı­ğın­da yüz­de 14-15 yük­sek re­el fa­iz ka­zan­ma­sa, bu ül­ke­de si­zin gü­zel­li­ği­ni­ze mi ge­lir 60 mil­yar do­lar? IMF'ye olan bor­cu azalt­tı­ğı­nı­zı söy­lü­yor­su­nuz. Pekâlâ. Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nım da ifa­de et­ti, 220 mil­yar do­lar­dan, bor­cu, 370 mil­yar do­lar­la­ra çı­kar­dı­nız. Üs­te­lik Tür­ki­ye'nin kay­nak­la­rı­nı, cum­hu­ri­ye­tin de­ğer­le­ri­ni, TÜP­RAŞ'ı, Te­le­kom'u, Sey­di­şe­hir'i, Te­kel'i, Er­de­mir'i, SE­KA'yı da sat­tı­nız, ya­ni mi­ras­ye­di hükûmet ol­du­nuz. Cum­hu­ri­ye­tin mi­ra­sı­nı yi­yor­su­nuz. Çif­te ver­gi­len­dir­mey­le, evi, ara­ba­sı olan­la­rı ce­za­lan­dır­dı­nız. Ma­li te­rör ya­rat­tı­nız. Ge­çi­ci ver­gi­le­ri ka­lı­cı hâle ge­tir­di­niz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bun­dan iki büt­çe ön­ce Sa­yın Baş­ba­kan bu­ra­da de­di ki: "Kap­tan fır­tı­na­lı ha­va­lar­da bel­li olur. Efen­dim, enf­las­yon düş­tü, dö­viz düş­tü…"  Ara­dan za­man geç­ti, iki yıl ve ma­yıs, ha­zi­ran ayın­da fır­tı­na­lı ha­va­lar­da kap­tan ola­nı ara­dım, or­ta­da yok, de­ni­zal­tı kap­ta­nı ol­muş. Sa­nı­yor ki, dö­vi­zi, enf­las­yo­nu o dü­şür­dü. Li­ki­di­te bol­lu­ğu, dün­ya­da ge­liş­mek­te olan ül­ke­le­re, fa­ize, dö­vi­ze ge­li­yor de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Sa­yın Baş­ba­kan di­yor ki: "Ne ya­zık ki ser­ma­ye düş­ma­nı­sı­nız." Biz, ne ser­ma­ye ırk­çı­sı­yız ne ser­ma­ye düş­ma­nı­yız. Biz, si­zin, ge­ce ya­rı­la­rın­da pa­zar­lık yap­tı­ğı­nız ser­ma­ye­nin bu ül­ke­nin kay­nak­la­rı­nı ha­raç me­zat al­ma­sı­na kar­şı­yız. Biz, si­zin, "o ser­ma­ye­nin" di­ye ni­te­len­dir­di­ği­niz ki­şi ve ku­rum­la­ra, bu ül­ke­nin fa­kir fu­ka­ra­sı­nın, tü­yü bit­me­miş ye­ti­min, va­ta­nı için şe­hit dü­şen Meh­met­le­rin hak­kı­nın peş­keş çe­kil­me­si­ne kar­şı­yız. Ofer­ler­le dost olup, si­zi ik­ti­dar ya­pan hal­kı yok say­ma­nı­za kar­şı­yız.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Ofer­ler­le sa­bah gö­rü­şüp "sa­bah gö­rüş­me­dim, ak­şam gö­rüş­tüm" de­me­ni­ze kar­şı­yız. Sa­yın Baş­ba­kan, si­zin "di­no­zor" de­dik­le­ri­niz var ha­tır­lar­sa­nız TÜP­RAŞ'la il­gi­li. 1 mil­yar 200 mil­yon do­la­ra sat­tı­nız, ara­dan on bir ay geç­ti 4 mil­yar 200 mil­yon do­la­ra sa­tıl­dı. O di­no­zor de­dik­le­ri­niz, 3 mil­yar do­lar bu ül­ke­nin ha­zi­ne­si­ne, fa­ki­ri­ne fu­ka­ra­sı­na pa­ra ka­zan­dır­mış­tır. Tüc­car ol­du­ğu­nu söy­lü­yor. Ka­sım­pa­şa'da o si­mit sat­mış, ben de Fa­tih Çar­şam­ba Pa­za­rı'nda çay sat­tım. Ba­ba­sı­nın, ken­di­nin mal var­lı­ğı ol­sa böy­le ba­ba ba­ba sa­tar mıy­dı? Va­tan­daş bu­nu so­ru­yor, va­tan­daş bu­nu so­ru­yor. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Tüc­car ol­mak­la övü­nü­yor­su­nuz de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Si­zin yer­li ser­ma­ye düş­man­lı­ğı yap­tı­ğı­nız or­ta­da. Teks­til­ci­le­rin is­tek­le­ri­ne ku­lak çe­vir­me­di­niz, baş çe­vir­me­di­niz. Yü­ze ya­kın bü­yük teks­til fir­ma­sı yurt dı­şı­na çık­tı, 220 bin in­sa­nı­mız iş­siz, aş­sız kal­dı.

"Hor­tum­la­rı kes­tik" di­yor­su­nuz, doğ­ru, ama, hor­tum­la­rı na­sıl kes­ti­niz? Bir ta­raf­tan ke­sip, di­ğer ta­ra­fa yö­nü­nü de­ğiş­tir­di­niz. Ya­ni, eşe dos­ta, ak­ra­ba­yı ta­al­lu­ka­ta, ce­ma­at­le­re, ta­ri­kat­la­ra -Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nım- Ali Di­bo­la­ra bağ­la­dı­nız, hal­ka git­me­di hor­tum­lar. Hal­ka git­me­di hor­tum­lar de­ğer­li ar­ka­daş­lar ve bu dö­ne­mi­niz­de yal­nız önem­li bir şey var, bu­nu ba­şar­dı­nız. Bu­gü­ne ka­dar Tür­ki­ye'de hor­tum­lar­dan bah­se­di­lir­di, ama, adı­nı de­ğiş­tir­di­niz, 58 ve 59'un­cu hükûmet, Ali Di­bo hükûmet­le­ri ola­rak anı­la­cak.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Sa­yın Baş­ba­kan, es­ki­den "mil­let is­ter­se la­ik­lik ta­bii el­den gi­de­cek" di­yor­du. Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nım hep­si­ni sı­ra­la­dı, yüz­leş­tir­di. Şim­di, Av­ru­pa İn­san Hak­la­rı… İHM'ya so­run di­yor­su­nuz. Ben bun­la­rı ge­çi­yo­rum.

Sa­yın Baş­ba­kan, si­ze şu­nu so­ru­yo­rum: Ken­di müs­te­şa­rı­nız "cum­hu­ri­yet, la­ik­lik ve millî dev­let ka­bul edil­mez" di­yor. Mec­lis Baş­ka­nı­nın ile­ti­şim da­nış­ma­nı, Mir Mah­mut Rı­za mah­la­sıy­la yaz­dı­ğı bir ki­tap­ta "bü­tün la­ik­le­ri bir bir şi­şe ge­çi­re­ce­ğim, on­dan son­ra an­la­ya­cak­lar la­ik­li­ğin fa­zi­let­le­ri­ni" di­yor ve de­vam edi­yor. "Dev­let kim­dir? Dev­let, hel­va­dan ya­pıl­mış put­tur." Hem bu dev­le­tin pa­ra­sı­nı yi­yor hem cum­hu­ri­ye­tin pa­ra­sı­nı yi­yor hem de bu dev­le­ti say­gı­sız­ca hel­va­ya ben­ze­ti­yor!

Ama, baş­ka bir şey da­ha var: "Pa­pa put­tur" di­yen müs­te­şa­rı, Sa­yın Pe­pe, Pa­pa Tür­ki­ye'ye aya­ğı­nı at­ma­dan gö­re­vin­den alı­yor. Ta­bii ki Pa­pa bi­zim için önem­li, se­ma­vi din­le­rin ru­ha­ni li­de­ri, Va­ti­kan'ın dev­let baş­ka­nı, fa­kat "Pa­pa put­tur" di­yen işin­den olu­yor, "dev­let put­tur" di­yen, la­ik­li­ğe, cum­hu­ri­ye­te, bu ül­ke­nin fa­ki­ri­ne fu­ka­ra­sı­na laf eden­le­ri de baş kö­şe­de otur­tu­yor­su­nuz. Acı olan bu­dur de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Bi­zim işi­mi­ze ka­rış­ma.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - Ayi­ne­si iş­tir ki­şi­nin la­fa ba­kıl­maz. Siz, bun­lar­la ça­lı­şa­rak, la­ik, de­mok­ra­tik cum­hu­ri­ye­ti ve dev­rim­le­ri­ni sa­vun­du­ğu­nu­zu id­dia eder­se­niz, Sa­yın Baş­ba­kan, bu­na kar­ga­lar gü­ler, kar­ga­lar. Sa­yın Baş­ba­kan, bun­la­rı gör­mü­yor, duy­mu­yor­su­nuz. Siz, Baş­ba­kan ola­rak ça­buk kı­zı­yor­su­nuz, ça­buk bo­zu­lu­yor­su­nuz. Siz baş­ba­kan­sa­nız, kar­nı­nız ge­niş ola­cak, sab­rı­nız ge­niş ola­cak. Eh, bir de keş­ke bil­gi­niz ge­niş ol­sa!

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; büt­çe­nin ilk gü­nü Sa­yın Baş­ba­kan Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri için Ana­ya­sa'yla kar­şı­mı­za çık­tı, 101 ve 102'nci mad­de­yi oku­du. Doğ­ru. Ana­ya­sa ko­yu­cu, Ana­ya­sa'yı ya­par­ken, hak­kın­da gö­re­vi ih­mal, zim­met, ev­rak­ta sah­te­ci­lik, bi­let kal­pa­zan­lı­ğı, cü­rüm iş­le­mek için te­şek­kül oluş­tur­mak gi­bi suç is­nat­la­rıy­la fez­le­ke bu­lu­nan bi­ri­si­nin, gü­nün bi­rin­de cum­hur­baş­kan­lı­ğı­na aday ola­bi­le­ce­ği­ni ön­gör­me­di­ği için, hak­kın­da do­ku­nul­maz­lık fez­le­ke­si bu­lu­nan bi­ri­nin aday ol­ma­ya­ca­ğı­nı dü­zen­le­me­miş­tir. Ana­ya­sa ko­yu­cu böy­le etik dı­şı bir dav­ra­nı­şı kim­se­nin ser­gi­le­ye­ce­ği­ne ih­ti­mal ver­me­miş.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Şim­şek, bir da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum.

Bu­yu­run, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - Hak­kın­da do­ku­nul­maz­lık dos­ya­sı bu­lu­nan bi­ri­nin ak­lan­ma­dan Cum­hur­baş­kan­lı­ğı gi­bi bir yü­ce di­va­na çık­mak is­te­me­si etik de­ğil­dir.

Ba­kın, Ak­bil­den ak­lan­ma­sı ge­re­ki­yor, Sa­yın Baş­ba­ka­nın Ak­bil­den, bu da­va­dan ak­lan­ma­sı ge­re­ki­yor. Ya­ni Ak­bi­lin "ak"ı, AK Par­ti­nin "AK"ıy­la ka­rı­şır­sa, siz­le­re ya­zık olur ar­ka­daş­lar. O gün 2,5 tril­yon, bu­gün 14 tril­yon. Bu fez­le­ke Mec­lis Baş­kan­lı­ğın­da du­ru­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kın, Sa­yın Baş­ba­kan, ha­tip­li­ği ay­na­da öğ­ren­di­ği­ni söy­lü­yor. Doğ­ru­dur, bir yön­tem­dir. Fa­kat, Mer­sin'de, çift­çi­mi­ze, va­tan­da­şı­ma, be­nim bu kür­sü­den ifa­de et­me­ye di­li­min var­ma­dı­ğı söz­le­ri söy­ler­ken, aca­ba, ay­na­ya mı ba­kı­yor­du? İki ko­yun gü­de­mez­si­niz der­ken Sa­yın Baş­ba­kan ay­na­ya mı ba­kı­yor­du? Sa­yın Baş­ba­kan, adap ko­nu­sun­da ay­na­ya ve ken­di ça­lış­ma ar­ka­daş­la­rı­na bak­ma­lı. "Şe­yi­ni şey et­ti­ği­min şe­yi" di­yen, "film ada­mı" di­yen, "ku­tu­ya koy­mak" di­yen ken­di ba­kan­la­rı ve ça­lış­ma ar­ka­daş­la­rı­dır, CHP'li­ler de­ğil­dir. Baş­ba­kan ya­kın ça­lış­ma ar­ka­daş­la­rı­na ön­ce bak­sın.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Şim­şek, te­şek­kür için açı­yo­rum.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - To­par­lı­yo­rum, to­par­lı­yo­rum…

BAŞ­KAN - Te­şek­kür için…

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - Efen­dim, to­par­lı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Ne­yi to­par­la­ya­cak­sı­nız efen­dim! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "aç­ma" ses­le­ri, gü­rül­tü­ler)

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - İşi­ni­ze mi gel­mi­yor, işi­ni­ze mi gel­mi­yor? Mil­le­tin kür­sü­sün­de ko­nu­şu­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Şim­şek, son cüm­le­ni­zi ri­ca edi­yo­rum.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - To­par­lı­yo­rum efen­dim.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run, son cüm­le­ni­zi söy­le­yin.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim.

Evet, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu söz­ler, Sa­yın Baş­ba­ka­nın ve ar­ka­daş­la­rı­nın ada­bı­na uy­gun ola­bi­lir, ama, bu söz­le­ri söy­le­yen­le­rin, adap ko­nu­sun­da Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Ge­nel Baş­ka­nı­na ve mil­let­ve­kil­le­ri­ne söz söy­le­me­ye hak­kı yok­tur. 

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, dev­ri ik­ti­da­rı­nız­da, AB, eko­no­mi, sos­yal gü­ven­lik, do­ku­nul­maz­lık, te­rör as­kı­da… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan sı­ra ka­pak­la­rı­na vur­ma­lar, gü­rül­tü­ler) Da­ha önem­li­si adap as­kı­da, va­tan­daş çar­mıh­ta, yok­sul­luk­ta, iş­siz­lik­te, umut­suz­luk­ta...(AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın Şim­şek, son cüm­le­ni­zi ri­ca edi­yo­rum.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum.

İk­ti­da­rı­nız dö­ne­min­de Baş­ba­kan­lık Was­hing­ton'a, Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı Brük­sel'e, Millî Eği­tim Ba­kan­lı­ğı Nur ce­ma­ati­ne…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Şim­şek.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - … Ta­lim Ter­bi­ye ta­ri­kat­la­ra bağ­lan­mış­tır ve ni­ha­ye­tin­de Di­ya­net İş­le­ri de İs­ma­il Ağa ce­ma­ati­ne bağ­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, şa­hıs­la­rı adı­na ko­nuş­ma­lar ta­mam­lan­mış­tır.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım "Be­ra­ber yü­rü­dük biz bu yol­lar­da" şar­kı­sıy­la gel­di­niz. Şim­di si­ze ve Sa­yın Baş­ba­ka­na öne­rim: Ay­na­nın kar­şı­sın­da "Yo­lun so­nu gö­rü­nü­yor" tür­kü­sü­nü ez­ber­le­me­niz. Şar­kıy­la gel­di­niz, tür­küy­le gi­de­cek­si­niz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın Şim­şek, lüt­fen ye­ri­ni­ze otu­run.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti Gru­bu sı­ra­la­rın­dan "Tam ar­tist­sin" ses­le­ri, gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri…

BER­HAN ŞİM­ŞEK (De­vam­la) - Ben ar­tis­tim, ama or­yan­tal de­ği­lim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Sa­dul­lah Er­gin, 69'a gö­re, bir ko­nu­ya açık­lık ge­tir­mek üze­re kı­sa bir söz is­te­miş­tir. Her­han­gi bir sa­taş­ma­ya mey­dan ver­me­ye­cek.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Söy­le­nen sö­zün doğ­ru­lu­ğu ve yan­lış­lı­ğı nok­ta­sın­da bir ko­nu­ya açık­lık ge­ti­re­cek.

Çok kı­sa, Sa­yın Er­gin, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ali Di­bo bir dün­ya mar­ka­sı ol­muş­tur Sa­yın Baş­kan.

FA­RUK ÇE­LİK (Bur­sa) - Ya, ar­ka­daş­lar, açık­la­ma­dan ni­ye kor­ku­yor­su­nuz? İt­ham edi­yor­su­nuz… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Ha­ti­bi din­le­ye­lim efen­dim.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, 63'ün­cü mad­de­ye gö­re tu­tu­mu­nuz hak­kın­da söz is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Efen­dim, otu­rur mu­su­nuz ye­ri­ni­ze.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, 63'ün­cü mad­de­ye gö­re tu­tu­mu­nuz hak­kın­da söz is­ti­yo­rum. Böy­le bir söz ve­re­mez­si­niz. Bu­nun mad­di un­sur­la­rı yok­tur. Tu­tu­mu­nuz hak­kın­da söz is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Efen­dim, izin ve­rir­se­niz bu tak­dir Baş­kan­lı­ğın ol­sun.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, yan­lış ya­pı­yor­su­nuz. Bu­ra­da 63'ün­cü mad­de açık, tak­dir hak­kı yok. 63'ün­cü mad­de­ye gö­re tu­tu­mu­nuz hak­kın­da söz is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Onu da gö­rü­şü­rüz, hay­hay, ta­bii… Ben bu­ra­da sö­zü ver­dim.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Efen­dim, öy­le bir şey ya­pa­maz­sı­nız. Böy­le bir yet­ki­niz yok. Ben si­ze yet­ki­ni­zi ha­tır­la­tı­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­gin, bu­yu­run efen­dim.

IV. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR (Devam)

2.- Ha­tay Mil­let­ve­ki­li Sa­dul­lah Er­gin'in, An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li De­niz Bay­kal'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

SA­DUL­LAH ER­GİN (Ha­tay) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bu kür­sü­den bi­raz ön­ce ko­nu­şan Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı, Ha­tay'da­ki id­di­alar­la il­gi­li ola­rak Ka­mu İha­le Ku­ru­lu­nun ver­miş ol­du­ğu ka­ra­ra atıf­ta bu­lu­nup, ar­ka­sın­dan da "O ilin mil­let­ve­ki­li­nin ver­di­ği lis­te­ler üze­ri­ne iha­le­ler bu ki­şi­le­re da­ğı­tıl­mış­tır." di­ye bir laf kul­lan­dı, bir söz, bir it­ham­da bu­lun­du.

Da­ha ön­ce­ki be­yan­la­rıy­la da kar­şı­laş­tı­rıl­dı­ğın­da bu it­ha­mın ad­re­si bel­li ol­du­ğu için, Baş­kan­lık Di­va­nın­dan 69'a gö­re söz ta­lep et­tim.

Şim­di, ben, bu ko­nuy­la il­gi­li açık­la­ma­yı ya­pıp hu­zur­la­rı­nız­dan ay­rı­la­ca­ğım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu it­ham tam on bir ay ön­ce ya­pıl­dı. On bir ay­dan be­ri bu ko­nuy­la il­gi­li ola­rak hem cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lık­la­rı­na suç du­yu­ru­sun­da bu­lu­nul­du hem Ka­mu İha­le Ku­ru­mu araş­tır­ma yap­tı hem de Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı­nın yap­mış ol­du­ğu de­ne­tim ra­por­la­rı­nı is­te­dik.

Bu ra­por­lar, as­lın­da, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­sin­den Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu da, bir so­ruy­la, Plan Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğın­dan sor­du. Sa­yın Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu'na ve­ri­len ce­vap­ta da, sor­du­ğu şa­hıs ve fir­may­la il­gi­li ola­rak her­han­gi bir zim­met, usul­süz­lük tes­pi­ti ya­pı­la­ma­dı­ğı­na da­ir Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı­nın ra­po­ru bu­ra­da, ce­va­bi ya­zı­sı bu­ra­da.

AH­MET SIR­RI ÖZ­BEK (İs­tan­bul) - Sa­yış­tay onu in­ce­le­mez.

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - Bu Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu'nun yaz­dı­ğı ya­zı­dan il­ham ala­rak, ben de, Ha­tay'da ko­vuş­tu­ru­lan, it­ham edi­len isim ve fir­ma­la­rı lis­te­le­ye­rek, Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı­na bir so­ru öner­ge­si ver­dim Mec­lis Baş­kan­lı­ğı ara­cı­lı­ğıy­la 5/12/2006 ta­rih­li. Bu adı ge­çen ki­şi­ler ve fir­ma­lar hak­kın­da Sa­yış­ta­yı­mı­zın 2003, 2004, 2005 he­sap de­ne­tim ra­por so­nuç­la­rı­na gö­re her­han­gi bir usul­süz­lük, yol­suz­luk, iha­le­ye fe­sat ka­rış­tır­ma fi­ili olup ol­ma­dı­ğı­nı sor­dum.

Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı­mı­zın 11 Ara­lık 2006 ta­rih­li ce­va­bi ya­zı­sı. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Sa­yış­tay­la ne il­gi­si var onun ya?

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - Bu ya­zı, 2003, 2004, 2005 yıl­la­rı­na da­ir he­sap in­ce­le­me­le­rin­de her­han­gi bir usul­süz­lük, yol­suz­lu­ğa rast­lan­ma­dı­ğı­na da­ir Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı­nın ya­zı­sı­dır…

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ka­mu İha­le Ku­ru­mu­nun ra­po­ru var.

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - …ve Sa­yış­tay, yüz el­li yıl­dır, bu ül­ke­de bu ko­nu­lar­da ka­rar ve­ren, in­ce­le­me ya­pan en yet­kin ana­ya­sal ku­ru­luş­tur.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Sa­yış­tay se­ni ak­la­maz!

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ak­la­maz!

ALİ KE­MAL KUM­KU­MOĞ­LU (İs­tan­bul) - Ya, sen ni­ye yaz­dın bu ya­zı­yı, onu bir söy­le­se­ne?

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Yor­ma ken­di­ni, yor­ma!

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - Bu­nun dı­şın­da, şah­sım­la il­gi­li tam da Sa­yın Bay­kal'ın bah­set­ti­ği ko­nu­ya yö­ne­lik ola­rak, Ana­va­tan Par­ti­si Sa­yın Grup Baş­kan Ve­ki­li Sü­ley­man Sa­rı­baş, Ha­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­na bir ih­bar­da bu­lun­du.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Ali Di­bo mu­sun sen?

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Din­le be, din­le!

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - Baş­sav­cı­lık tam al­tı ay in­ce­le­me yap­tı. Tam bu al­tı ay­lık in­ce­le­me ne­ti­ce­sin­de Ha­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı şun­la­rı söy­lü­yor…

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Bu iş Sa­yış­ta­yın işi de­ğil.

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - Bah­se ko­nu id­di­alar mes­net­siz olup hiç­bir hu­ku­ki da­ya­na­ğı ol­ma­dı­ğın­dan, hiç kim­se hak­kın­da ka­mu adı­na ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı­na da­ir ka­rar ver­miş­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ka­mu İha­le Ku­ru­mu­nun ra­po­ru­nu söy­le.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Ali Di­bo mu­sun sen, Ali Di­bo mu?

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - Şim­di, ba­ğım­sız yar­gı ka­ra­rı­nı ver­miş…

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Fah­ret­tin, Sa­yış­tay'ı sen ayar­la­dın. Sen ayar­la­dın, sen.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) - Sen ayar­la­dın ne de­mek? Kalk açık­la... Kalk açık­la… Ayıp olu­yor!

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - Bu ko­nu­da de­net­le­me yet­ki­si olan Sa­yış­tay, her­han­gi bir usul­süz­lük yok­tur, di­ye ka­ra­rı­nı ver­miş. Da­yan­dık­la­rı Ka­mu İha­le Ku­ru­lu, yap­mış ol­du­ğu açık­la­ma­da…

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Mil­le­tin kür­sü­sün­den mil­le­ti kan­dı­rı­yor­sun.

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - "… KİK ola­rak tes­pit et­miş ol­du­ğu­muz bir suç yok­tur, bir suç tes­pi­ti­miz yok­tur, bir suç du­yu­ru­muz yok­tur…"

ALİ KE­MAL KUM­KU­MOĞ­LU (İs­tan­bul) - Ni­ye yaz­dın?

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - "... bir iha­le ip­ta­li­miz yok­tur, bu tes­pit­le­re da­ya­lı ola­rak her­han­gi bir mü­da­ha­le, yön­len­dir­me ve yol­suz­luk ol­du­ğu it­ha­mı ya­pı­la­maz…"

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Ni­ye yaz­dın on­la­rı, ni­ye?

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - "… bu ha­ber­ler doğ­ru de­ğil­dir di­ye." KİK de açık­la­ma yap­mış­tır.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, son cüm­le ola­rak ben bir şey da­ha söy­le­yip mü­sa­ade is­te­ye­ce­ğim.

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­gin, ko­nuş­ma­nı­zı to­par­la­yın lüt­fen.

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - He­men to­par­lı­yo­rum Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Lüt­fen… Açık­la­ma­nı­zı yap­tı­nız.

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - On bir ay­dır bu kür­sü­den, mil­let­ve­ki­li ola­rak, ge­nel baş­kan­lar ola­rak bir un­van kul­la­nı­lı­yor: Ali Di­bo. Bu Ali Di­bo mekân adı mı­dır, sı­fat mı­dır, şa­hıs adı mı­dır?

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ha­tay­lı­lar bi­li­yor "Ali Di­bo"nun ne de­mek ol­du­ğu­nu.

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - He­men, Baş­ka­nım, bi­ti­ri­yo­rum.

FA­RUK ÇE­LİK (Bur­sa) - Sa­yın Baş­kan, son cüm­le…

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ka­nım, te­şek­kür edip bi­ti­ri­yo­rum.

BAŞ­KAN - Son cüm­le­ni­zi ri­ca edi­yo­rum. Son cüm­le­ni­zi ri­ca edi­yo­rum.

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ha­ber­le­ri gün­de­me ge­ti­ren ga­ze­te­nin 6 Ha­zi­ran 2006 gün­kü nüs­ha­sı: "Ali Di­bo, as­lın­da, Ha­tay'da her­ke­sin say­gı gös­ter­di­ği, cö­mert ve dü­rüst bir tüc­car."

NE­CA­Tİ UZ­DİL (Os­ma­ni­ye) - Al­lah be! Ooo! Sev­sin­ler se­ni!

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - "Ata­türk'ün me­bus­luk öner­di­ği Ali Di­bo'nun ha­yır­se­ver­li­ği dil­ler­de. An­cak, ge­li­nen nok­ta kı­zı ve to­ru­nu­nu çok üzü­yor. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin ve Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk'ün mil­let­ve­kil­li­ği öner­di­ği bir şah­sın..." (CHP sı­ra­la­rın­dan "Aha!" ses­le­ri) "...ölü­mün­den alt­mış yıl son­ra bu tür ko­nu­la­ra un­van ola­rak alet edil­me­si, onun şah­sı­na, ço­cuk­la­rı­na, ai­le­si­ne, on­la­rın hu­ku­ku­na da bir mü­da­ha­le­dir."

Ben, tek­rar, yar­gı ka­rar­la­rı kar­şı­sın­da şu­nu söy­lü­yo­rum son söz ola­rak.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - O za­man "Ali Di­bo" de­yin­ce mut­lu ol­ma­lı­sın, ni­ye kar­şı çı­kı­yor­sun?

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - İd­di­ası­nı is­pat et­me­yen -Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nın ifa­de­siy­le- na­mert­tir.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - O za­man, "Ali Di­bo" de­yin­ce ni­ye kı­zı­yor­sun?

SA­DUL­LAH ER­GİN (De­vam­la) - He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Er­gin.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan...

BAŞ­KAN - Sa­yın To­puz, bir ta­le­bi­niz mi var efen­dim?

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Efen­dim, bu sö­zü yan­lış ver­di­niz. 69'un­cu mad­de­ye uy­ma­yan bir ko­nu­da söz ver­di­niz. Bu ne­den­le, tu­tu­mu­nuz hak­kın­da...

BAŞ­KAN - Efen­dim, "Bel­ge­le­ri ib­raz ede­ce­ğim." de­di, ib­raz et­ti. Baş­ka ne yap­sın?

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ne ib­ra­zı ya? Han­gi bel­ge?

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Han­gi bel­ge?

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Sa­yış­tay­la ne il­gi­si var bu­nun?

BAŞ­KAN - Sa­yın To­puz, usul­de ve İç Tü­zük'te ve­ri­len imkânla­rı ve ta­lep­le­ri ye­ri­ne ge­ti­ri­yo­rum. Be­nim tu­tu­mum­la il­gi­li de her­han­gi bir şey ol­du­ğu­nu dü­şün­mü­yo­rum. Ba­kın, be­lir­li bir nok­ta­ya gel­dik, ri­ca edi­yo­rum.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - O za­man, Sa­yın Baş­ba­ka­nın ko­nuş­tu­ğu sı­ra­da dik­kat­li ko­nuş­ma­sı­nı te­men­ni edi­yo­rum; çün­kü, bu­na ben­zer sa­taş­ma­lar olur­sa, Gru­bu­mu­zun bü­tün üye­le­ri, sı­ray­la söz is­te­ye­cek­ler­dir.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 23.37

 

 

 

 

ÜÇÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 23.49

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li İs­ma­il ALP­TE­KİN

KÂTİP ÜYE­LER: Ha­run TÜ­FEK­Cİ (Kon­ya), Ah­met KÜ­ÇÜK (Ça­nak­ka­le)

BAŞ­KAN- Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 43'ün­cü Bir­le­şi­mi'nin Üçün­cü Otu­ru­mu'nu açı­yo­rum.

Büt­çe üze­rin­de­ki son ko­nuş­ma­la­ra de­vam ede­ce­ğiz.

III. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER (Devam)

1.- 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ve Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1252) (S.Sa­yı­sı:1269) (Devam)

2.- 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel Büt­çe­ye Da­hil Da­ire­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sap  Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı  ve  Plan ve  Büt­çe Ko­mis­yo­nu  Ra­po­ru ( 1/1236, 3/1139)  (S.Sa­yı­sı: 1270) (Devam)

3.-  2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­ye Da­hil İda­re­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ve Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1237, 3/1140) (S.Sa­yı­sı: 1271) (Devam)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet? Ye­rin­de.

Şim­di söz sı­ra­sı Hükûme­te ait.

Hükûmet adı­na Sa­yın Baş­ba­kan ko­nu­şa­cak.

Bu­yu­run Sa­yın Baş­ba­kan. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan ayak­ta al­kış­lar)

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (Si­irt) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin de­ğer­li üye­le­ri­ni en kalbî duy­gu­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

Ko­nuş­ma­mın ba­şın­da, Baş­kan Ve­ki­li­miz Sa­yın Ali Din­çer'e, ge­çir­di­ği kri­tik ame­li­yat do­la­yı­sıy­la Al­lah'tan acil şi­fa­lar di­li­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

2007 büt­çe­si mil­le­ti­mi­ze, ül­ke­mi­ze ha­yır­lı ol­sun.

Büt­çe üze­rin­de ya­pı­lan tar­tış­ma­lar­da, eleş­ti­ri­le­riy­le, uya­rı­la­rıy­la kat­kı­da bu­lu­nan her­ke­se Hükûme­tim adı­na te­şek­kür edi­yo­rum.

Ön­ce­lik­le, büt­çe­nin ta­ma­mı üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler­de üze­rin­de ye­te­rin­ce du­rul­ma­yan bir hu­su­sa dik­kat­le­ri­ni­zi çek­mek is­ti­yo­rum: 2006 büt­çe­miz gi­bi 2007 büt­çe­mi­zi de üç yıl­lık bir ge­le­cek pers­pek­ti­fiy­le ha­zır­la­dık. Bu büt­çe, Tür­ki­ye'de eko­no­mik ve si­ya­si is­tik­ra­rın tes­ci­li­dir.

Büt­çe­mi­zin bir te­mel özel­li­ği de ta­ri­hi­miz­de ilk kez be­şin­ci yıl için ha­zır­lan­mış bir büt­çe ol­ma­sı­dır. Cum­hu­ri­yet ta­ri­hi­miz­de, Hükûme­ti­miz, ilk kez be­şin­ci yıl için büt­çe sun­ma ba­şa­rı­sı­nı gös­ter­di. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu ve­si­ley­le, ko­nuş­ma­mın ağır­lık nok­ta­sı­nı, dört yıl­lık ic­ra­at­la­rı­mı­zı de­ğer­len­dir­me­nin ya­nın­da, Tür­ki­ye'nin ge­le­cek he­def­le­ri­ne, Tür­ki­ye'nin ge­le­cek viz­yo­nu­na ayır­mak is­ti­yo­rum. Zi­ra, ge­le­ce­ğe doğ­ru bak­mak, ge­le­ce­ği doğ­ru plan­la­mak, in­san ha­ya­tın­da ol­du­ğu gi­bi, top­lum ha­ya­tın­da da bü­yük önem ta­şı­yor. Eğer si­ya­se­ti­miz ge­le­cek için yol gös­ter­mi­yor­sa, bu­gün yap­tık­la­rı­mız ya­rın­ki ne­sil­le­rin gü­ven duy­gu­la­rı­nı bes­le­mi­yor­sa, biz gö­re­vi­mi­zi hak­kıy­la yap­mış ol­ma­yız.

Hükûmet­le­rin esas gö­re­vi gü­nü kur­tar­mak de­ğil, ge­le­ce­ği plan­la­mak­tır. Biz, AK Par­ti İk­ti­da­rı ola­rak, üç ay­lık, beş ay­lık he­def­ler­le de­ğil, üç yıl­lık bir büt­çey­le, ye­di yıl­lık bir kal­kın­ma pla­nıy­la, cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin 100'ün­cü yıl dö­nü­mü olan 2023 yı­lı he­def­le­ri­mi­zi he­sa­ba ka­ta­rak Tür­ki­ye'yi yö­ne­ti­yo­ruz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Si­ya­se­tin kör nok­ta­la­rı­na sap­la­nıp kal­ma­dan, kı­sa va­de­li ka­za­nım­lar için ül­ke­mi­zin ge­le­cek he­def­le­rin­den as­la vaz­geç­me­ye­ce­ğiz. Cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin 100'ün­cü yı­lı­nı bu­gün­den dü­şü­ne­bi­len, plan­la­ya­bi­len bu kad­ro, po­pü­liz­min tu­zak­la­rı­na düş­me­ye­cek, ül­ke­mi­zin ge­le­cek he­def­le­rin­den şaş­ma­ya­cak­tır.

Tür­ki­ye, is­tik­rar­sız­lık­tan ye­te­rin­ce çek­ti. Bu ül­ke­nin, bu mil­le­tin, bı­ra­kın ye­ni­den yıl­la­rı­nı, ay­la­rı­nı, tek bir gü­nü­nü bi­le kay­bet­me­ye, ar­tık, ta­ham­mü­lü yok­tur. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ba­kı­nız, eğer -şöy­le bir he­sap ya­pa­lım- tek par­ti dö­ne­mi­ni bir ya­na bı­ra­kır­sak, son alt­mış yıl­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, tam kırk beş hükûmet kur­mu­şuz. Tür­ki­ye'nin nor­mal bir de­mok­ra­tik is­tik­rar çiz­gi­si ol­say­dı, alt­mış yıl­da kırk beş de­ğil on beş hükûme­ti­mi­zin ol­ma­sı ge­re­kir­di. Ek­ran­la­rı ba­şın­da şu an­da bi­zi iz­le­yen mil­le­ti­miz bu­nun mu­ha­se­be­si­ni, ina­nı­yo­rum ki, ga­yet iyi ya­pı­yor.

Dik­kat edi­niz, alt­mış yıl­da kırk beş hükûmet. Hükûmet ba­şı­na dü­şen sü­re ne? On al­tı ay, on al­tı ay. Bu­nun ma­li­ye­ti­ni, Tür­ki­ye, Türk mil­le­ti, ne ya­zık ki ağır be­del­ler­le öde­miş­tir. Ne ya­tı­rım­cı ne üre­ti­ci ne çift­çi ne me­mur ne iş­çi ne es­naf, hiç kim­se yıl­lar­ca önü­nü gö­re­me­miş­tir. Bu tab­loy­la Tür­ki­ye'ye dı­şa­rı­dan ba­kan hiç kim­se is­tik­rar­la gü­ven ara­sın­da bir iliş­ki as­la ku­ra­ma­mış­tır. Oy­sa, dün­ya­nın güç­lü ül­ke­le­ri­nin en önem­li özel­li­ği, eko­no­mik ve si­ya­si is­tik­rar­dır.

İlk kez bir be­şin­ci yıl büt­çe­si gö­rüş­me­le­ri­ni bu yü­ce Mec­li­sin ça­tı­sı al­tın­da ya­pı­yo­ruz. Acı re­çe­te­ler uy­gu­la­ma­dan ül­ke­mi­zi bu­gün­le­re ge­tir­mek bi­zim için bü­yük bir bah­ti­yar­lık­tır. Bu bah­ti­yar­lı­ğı mil­le­ti­miz­le pay­laş­mak­tan bü­yük bir mut­lu­luk du­yu­yo­rum. Bu ba­şa­rı, hiç kuş­ku­suz aziz mil­le­ti­mi­zin ba­şa­rı­sı­dır. Hal­kı­mız­la bir­lik­te Tür­ki­ye'yi ka­ran­lık bir tü­nel­den çı­ka­rıp, ham­dol­sun, bu­gün­le­re ge­tir­dik. Dört yıl­da, ek­me­ği­miz, aşı­mız bü­yü­dü, gü­ven ve iti­ba­rı­mız art­tı.

Tür­ki­ye'nin gel­di­ği bu nok­ta­da sor­mak ge­re­kir: Şim­di han­gi ya­pay tar­tış­ma bu ba­şa­rı­yı göl­ge­le­ye­bi­lir? Tür­ki­ye'nin nor­mal­leş­me­sin­den, de­mok­ra­tik sü­reç­le­rin nor­mal iş­le­yi­şin­den, Ana­ya­sal tak­vim­le­re bağ­lı ka­lın­ma­sın­dan kim, ni­çin ra­hat­sız olu­yor? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin ka­rak­te­ris­tik dört as­li özel­li­ği­ni ta­nım­la­yan, de­mok­ra­si­nin, la­ik­li­ğin, sos­yal dev­let ol­ma an­la­yı­şı­nın, hu­kuk dev­le­ti ol­ma an­la­yı­şı, bu özel­lik­ler­le güç­len­miş ol­ma­sın­dan kim ra­hat­sız ola­bi­lir?

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Siz.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Top­lu­mun de­mok­ra­tik hu­kuk dev­le­tiy­le bir­lik­te güç­len­me­sin­den kim ra­hat­sız ola­bi­lir?

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Tür­ki­ye, AK Par­ti İk­ti­da­rıy­la güç­lü ve iti­bar­lı bir yö­ne­ti­min se­me­re­si­ni her alan­da al­mış­tır. Dış po­li­ti­ka­dan eko­no­mi­ye, sos­yal po­li­ti­ka­lar­dan ça­lış­ma ba­rı­şı­na, kent­leş­me­den ula­şı­ma, ener­ji­den eği­ti­me, sağ­lık­tan gü­ven­li­ğe ka­dar bü­tün alan­lar­da, Tür­ki­ye, ar­tık o es­ki Tür­ki­ye de­ğil­dir. "Hiç­bir şey es­ki­si gi­bi ol­ma­ya­cak." de­dik. Evet, bu­gün, hiç­bir şey es­ki­si gi­bi de­ğil. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) "Ba­şa­rı, ba­şı­mı­zı dön­dür­me­ye­cek." de­dik. Al­lah'a şü­kür­ler ol­sun ki, ba­şar­dık, ama ba­şı­mız dön­me­di. "Tür­ki­ye'nin imkân ve kay­nak­la­rı­nı Tür­ki­ye'ye ka­zan­dı­ra­ca­ğız." de­dik ve sö­zü­mü­zün ge­re­ği­ni yap­tık. Al­lah'a ham­dol­sun ki, al­da­nan ol­ma­dık, al­da­tan da ol­ma­dık. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Geç­miş­te si­ya­set­çi­le­ri en çok ya­ra­la­yan şey, ken­di­le­ri­ni bağ­la­yan söz­le­ri ol­du. Ni­ce si­ya­set­çi ken­di söz­le­ri­nin esi­ri ol­du. Şim­di, ken­di söz­le­ri­mi­zi, ken­di va­at­le­ri­mi­zi baş­ka­sı bi­ze ha­tır­lat­ma­dan, biz eser­le­ri­miz­le ko­nu­şu­yo­ruz. Zi­ra bi­li­yo­ruz ki, sö­zü­nün ta­kip­çi­si ola­ma­yan, sö­zü­nün esi­ri olur.

Ba­kı­nız, bü­yü­me­de Tür­ki­ye'nin yüz­de 9 kü­çül­dü­ğü yıl­la­rı söy­le­mi­yo­rum, son on yı­lın or­ta­la­ma­sı­nı söy­lü­yo­rum: Biz­den ön­ce­ki on yıl­da bü­yü­me or­ta­la­ma­sı yüz­de 2,6 ol­du. Gö­re­ve gel­di­ği­miz ilk üç yıl­da or­ta­la­ma yüz­de 7,8 bü­yü­yen, bu­gün de bü­yü­me­si­ni sür­dü­ren bir Tür­ki­ye var. Millî ge­li­ri­miz yet­miş do­kuz yıl­da -bu­ra­da ta­bii an­la­şa­mı­yo­ruz, o ay­rı me­se­le ama, ben de inan­dı­ğı­mı söy­lü­yo­rum- millî ge­li­ri­miz yet­miş do­kuz yıl­da an­cak 81 mil­yar do­la­ra ulaş­tı. Fa­kat…

EYÜP FAT­SA (Or­du) - 181…

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - 181 mil­yar do­la­ra çık­mış­tı. Biz ise dört yıl­da 209 mil­yar do­lar ar­tı­ra­rak 390 mil­yar do­la­ra yük­selt­tik. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Şim­di de, ge­le­cek he­def­le­ri­mi­zi siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

2013'te millî ge­li­ri­mi­zi 800 mil­yar do­la­ra çı­kar­ma­yı plan­lı­yo­ruz, he­de­fi­miz bu. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ye­ni Türk li­ra­sı cin­sin­den söy­ler­sek, 2013'te millî ge­li­ri­miz 1 tril­yon he­de­fi­ni aşa­cak­tır. Ki­şi ba­şı­na dü­şen millî ge­li­ri­miz biz­den ön­ce 2.598 do­lar­dı, dört yıl­da 2 mis­li­ne çı­kart­tık. Şim­di ki­şi ba­şı­na dü­şen millî ge­lir, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 5.318 do­lar. Ye­ni he­de­fi­miz, 2013'te 10 bin do­la­ra ulaş­mak­tır. Bu gü­ven ve is­tik­rar or­ta­mı sür­dü­rül­dük­çe, Tür­ki­ye'nin borç so­ru­nu­nu 2011 yı­lın­da çöz­müş ola­ca­ğız. Yap­tı­ğı­mız ras­yo­nel pro­jek­si­yon­lar or­ta­ya koy­muş­tur ki, ka­mu net borç sto­ku­nun gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­ya ora­nı 2011'de yüz­de 30 se­vi­ye­si­ne ka­dar ge­ri­le­ye­cek­tir.

Ta­bii, bu­ra­da, bir ger­çe­ği özel­lik­le vur­gu­la­mak is­ti­yo­rum, o da şu­dur: Biz­ler va­tan­se­ver­li­ğin bu ol­du­ğu­na ina­nı­yo­ruz. Mil­le­ti­ni sev­mek, mil­le­ti­ni ve mil­li­ye­ti­ni yü­celt­mek bu­dur, bu­na ina­nı­yo­ruz.

Ve bu­ra­da ka­mu net borç sto­kuy­la brüt sto­ku ka­rış­tı­ran­lar var. Bu­nu özel­lik­le vur­gu­la­mam la­zım; o da şu: Ka­mu net borç sto­kun­da na­kit de­ğer­ler dü­şü­le­rek açı­lan, söy­le­nen ra­kam­lar var, bir de hep bir­lik­te söy­le­nen ra­kam­lar var. Ba­kı­nız, şu an­da, na­kit de­ğer­le­ri düş­tük­ten son­ra iç borç 160 mil­yar do­lar, dış borç 31 mil­yar do­lar, top­lam 191 mil­yar do­lar. Bu, na­kit de­ğer­ler düş­tük­ten son­ra or­ta­ya çı­kan tab­lo­dur. Ama, bu­nu brüt borç sto­ku ola­rak de­ğer­len­dir­di­ği­miz za­man -ki, söy­le­nen bu­dur- iç borç 183 mil­yar do­lar, dış borç 69 mil­yar do­lar, 252 mil­yar do­lar. Ta­bii, bu­na özel sek­tö­rün bor­cu da ila­ve edil­di­ği za­man, ra­kam o ma­lum ye­re doğ­ru tır­ma­nır. Ne­dir özel sek­tö­rün dış bor­cu? O da, 111 mil­yar do­lar.

Kü­çük he­def­le­re ki­lit­le­nen­le­rin, özel­lik­le top­lu­mu kamp­la­ra bö­le­rek si­ya­set ya­pan­la­rın ba­şa­ra­ca­ğı bir iş de­ğil­dir bu as­lın­da. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar) An­cak, Tür­ki­ye fo­toğ­ra­fı­nın ta­ma­mı­na, biz, bir bü­tün ola­rak ba­kan si­ya­si kad­ro­yuz. İş­te, o kad­ro, bu kad­ro­dur. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Hep söy­le­dim, yi­ne söy­le­ye­ce­ğim: Bu si­ya­si kad­ro mil­le­ti­mi­ze hiz­met için yo­la çık­mış­tır, so­nu­na ka­dar da bu yol­da ilk gün­kü an­la­yı­şı­mız­da yü­rü­mek­te ka­rar­lı­yız.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; yo­la çı­kar­ken, mil­le­ti­mi­zi öz­lem­le­ri­ne, ta­lep­le­ri­ne ka­vuş­tur­ma an­la­yı­şıy­la yo­la çık­tık. Sa­de­ce ne­re­den ne­re­ye gel­di­ği­mi­ze ba­kan­lar, ne­re­den ne­re­ye va­ra­ca­ğı­mı­zı da as­lın­da sa­mi­mi ol­sa­lar ko­lay­lık­la gö­re­bi­lir­ler. Zi­ra, biz, sa­de­ce geç­mi­şin fo­toğ­ra­fı üze­rin­den si­ya­set yap­mı­yo­ruz; biz, baş­ka­la­rı gi­bi üret­ti­ği­miz laf­la­rı de­ğil, yap­tı­ğı­mız iş­le­ri mil­le­ti­mi­ze re­fe­rans ola­rak gös­te­ri­yo­ruz. İh­ra­ca­tı­mı­zı dört yıl­da 36 mil­yar do­lar­dan 85 mil­yar do­la­ra çı­ka­rı­yo­ruz, önü­mü­ze de­vam­lı ge­ti­ri­len it­ha­lat!.. Pe­ki… Ener­ji­de yap­tı­ğı­mız öde­me 29 mil­yar do­lar; ma­ki­ne teç­hi­zat, yap­tı­ğı­mız öde­me 23 mil­yar do­lar; top­lam 22 mil­yar do­lar. Bu­yu­run si­ze dış ti­ca­ret açı­ğı­nın be­de­li. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "52 mil­yar do­lar" ses­le­ri)

…23, top­lam 52 mil­yar do­lar; gel­di­ği bu.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Top­la­ma-çı­kar­ma özür­lü!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Şim­di, bu ger­çek­le­ri gör­me­mez­lik­ten gel­mek su­re­tiy­le ek­ran ba­şın­da bi­zi iz­le­yen­le­ri al­dat­ma­nın an­la­mı yok; bu ger­çe­ği gö­re­cek­si­niz. Ener­ji­ye 29 mil­yar do­lar öde­yen Tür­ki­ye, bu­nu han­gi ka­lem­den ödü­yor as­lın­da; bu­nu gö­re­cek­si­niz? 23 mil­yar do­lar eğer ma­ki­ne-teç­hi­za­ta öden­miş­se, bun­lar, bu ül­ke­de ne işe ya­rı­yor? Bun­lar lüks tü­ke­tim mal­ze­me­si mi­dir? Yok­sa, is­tih­dam ala­nı do­ğur­mak için ya­tı­rım­lar se­be­biy­le ge­len araç-ge­reç­ler mi­dir? Bu­nu, lüt­fen gö­re­lim. Bun­la­rın ithâli­ne kar­şı çık­mak an­la­yı­şı­nı ben ta­nım­la­ya­mı­yo­rum, ama, hal­kım ta­nım­lı­yor ve ta­nım­la­ya­cak. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ve ta­bii bu­ra­da da yi­ne, şu­nu, çok açık, net or­ta­ya koy­mak zo­run­da­yım: OECD ül­ke­le­ri ara­sın­da, Tür­ki­ye ih­ra­cat şam­pi­yo­nu­dur. Bu­nu biz de­ğil, Dün­ya Ban­ka­sı, OECD gi­bi, bü­tün ku­ru­luş­lar söy­lü­yor. Ay­rı­ca, dün­ya­da dış ti­ca­ret hac­mi en hız­lı ge­li­şen ül­ke­ler ara­sın­da da Tür­ki­ye dün­ya dör­dün­cü­sü­dür. Bi­rin­ci sı­ra­da Çin var­dır, ikin­ci sı­ra­da Fi­li­pin­ler var­dır, üçün­cü sı­ra­da Po­lon­ya var­dır, dör­dün­cü sı­ra­da da Tür­ki­ye var­dır.

De­ğer­li Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; ta­bii he­de­fi­miz, 2023 yı­lın­da, in­şal­lah 1 tril­yon do­lar­lık dış ti­ca­ret hac­mi­ne ulaş­mak­tır. Na­sıl mı ya­pa­ca­ğız? Han­gi imkânlar­la, han­gi kay­nak­lar­la mı ya­pa­ca­ğız? Dört yıl­da na­sıl yap­tıy­sak, öy­le ya­pa­ca­ğız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ön­ce, mil­let si­ya­se­tiy­le ya­pa­ca­ğız.

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Han­gi mil­let?..

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ya­tı­rım­la, is­tih­dam­la, üre­tim­le, ih­ra­cat­la ya­pa­ca­ğız. Tür­ki­ye'yi dün­ya­ya aça­rak, dün­ya­yı da Tür­ki­ye'ye na­sıl ge­ti­ri­yor­sak, ge­tir­mek su­re­tiy­le ya­pa­ca­ğız. Yo­ğun ba­kım­dan dev­ral­dı­ğı­mız Tür­ki­ye'yi na­sıl aya­ğa kal­dır­dıy­sak, dört yıl­da 1 mil­yon 925 bin ki­şi­ye na­sıl is­tih­dam ka­pı­sı aç­tıy­sak, öy­le ya­pa­ca­ğız.

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - Ke­sin­lik­le doğ­ru de­ğil…

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Türk pa­ra­sın­dan al­tı sı­fı­rı bir ka­lem­de na­sıl sil­diy­sek, öy­le ya­pa­ca­ğız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Enf­las­yon ve fa­izi na­sıl in­dir­diy­sek, öy­le ya­pa­ca­ğız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bi­zim ik­ti­da­rı­mı­za ka­dar do­kuz şe­hir­de do­ğal gaz var­ken, şim­di ise kırk üç vi­la­yet­te do­ğal gaz var. Bu­nu na­sıl ba­şar­dıy­sak, öy­le ba­şa­ra­ca­ğız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) İn­şal­lah, ge­le­cek beş yıl­da da, sek­sen bir ili­mi­zin ta­ma­mı­na do­ğal ga­zı ta­şı­ma­yı he­def­li­yo­ruz.

Tam otuz beş yıl bo­yun­ca, eme­ği, üre­ti­mi, ya­tı­rı­mı eri­ten enf­las­yo­nu na­sıl tek ha­ne­li ra­kam­la­ra in­dir­diy­sek, tek­rar edi­yo­rum, evet, öy­le ya­pa­ca­ğız.

Baş­ba­kan­lık Top­lu Ko­nut İda­re­siy­le bu­gü­ne ka­dar, dört yıl­da 218 bin ko­nu­tu na­sıl in­şa et­tiy­sek, Tür­ki­ye'yi de ye­ni­den öy­le in­şa ede­ce­ğiz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Herhâlde, bu il­ler do­la­şı­lır­ken, Top­lu Ko­nut İda­re­si­nin yap­tı­ğı bu ko­nut­la­rı gör­me fır­sa­tı olu­yor­dur, öy­le zan­ne­di­yo­rum. Ya­ni, bun­lar ku­yu de­ğil ki gör­me­ye­si­niz, bun­lar gö­rü­nü­yor ya­ni, eser. Mil­le­ti­miz bu­nu çok iyi gö­rü­yor ve ye­ri gel­di­ği za­man da de­ğer­len­dir­me­si­ni çok iyi ya­pa­cak­tır. O dar ge­lir­li in­san­lar, or­ta ge­lir grup­la­rı bu ko­nut­la­ra na­sıl yer­le­şi­yor, onu ben ya­şı­yo­rum ve bun­dan haz du­yu­yo­rum mil­le­tim adı­na, haz du­yu­yo­rum  (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) ve ge­le­cek beş yıl­da da, in­şal­lah bu ra­kam 500 bin ko­nu­ta ula­şa­cak­tır; he­de­fi­miz bu. Öy­le zan­ne­di­yo­rum ki, içi­niz­den de ora­lar­da otu­ran­lar var­dır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Var­dır, var­dır...

Be­le­di­ye­le­ri­miz­le bir­lik­te baş­lat­tı­ğı­mız kent­sel dö­nü­şüm pro­je­le­riy­le, va­tan­daş­la­rı­mı­zın gö­nül­lü ka­tı­lı­mı­nı te­min ede­rek, şe­hir­le­ri­mi­zin çeh­re­si­ni de­ğiş­ti­ri­yo­ruz, de­ğiş­ti­re­ce­ğiz. Bun­da CHP'li be­le­di­ye­ler de var, on­lar­la da bu­nu bir­lik­te ya­pı­yo­ruz, ay­rım yok, böy­le sür­dü­rü­yo­ruz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Biz, ül­ke­mi­ze ne­ler ka­zan­dır­dı­ğı­mı­zı, ya­şa­ya­rak çok iyi bi­li­yo­ruz. Cum­hu­ri­ye­ti­mi­ze, de­mok­ra­si­mi­ze ne ka­dar güç ver­di­ği­mi­zi ga­yet iyi bi­li­yo­ruz. Hiç­bir ka­rart­ma ça­ba­sı, bu ba­şa­rı­yı göl­ge­le­me­ye yet­mez.

Ba­kı­nız, Tür­ki­ye, biz­den ön­ce tam yir­mi iki yıl özel­leş­tir­me­yi ko­nuş­tu. İş dün­ya­sı, bi­lim adam­la­rı, si­ya­set­çi­ler ge­ce gün­düz özel­leş­tir­me­yi ko­nuş­tu. Mu­ha­le­fet de ko­nuş­tu. Biz­den ön­ce­ki tam on üç hükûme­tin de­ğiş­mez gün­dem mad­de­si ol­du. So­nuç ney­di? Sa­de­ce 8 mil­yar do­lar­lık özel­leş­tir­me ya­pı­la­bil­di ve bu, Özel­leş­tir­me İda­re­si­nin har­ca­ma­la­rı­na bi­le yet­mi­yor­du. Biz, dört yıl­da 18 mil­yar do­lar­lık özel­leş­tir­me ger­çek­leş­tir­dik.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ma­şal­lah(!)

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Evet, biz, ön­ce­lik­le ada­le­ti ve kal­kın­ma­yı he­def al­dık. Han­gi ala­na ba­kar­sa­nız, ora­da top­lum­cu bir si­ya­set gö­rür­sü­nüz. Biz bu­nu or­ta­ya koy­duk. Ça­lış­ma ha­ya­tı­nın ta­raf­la­rı­nı din­le­dik. Ka­rar­la­rı­mız­da gö­rüş­le­ri­ni hep dik­ka­te al­dık. Si­vil top­lum ör­güt­le­ri­miz­le bir­lik­te ol­ma­ya, on­la­rın ses­le­ri­ne ku­lak ver­me­ye özen gös­ter­dik.

Ba­kı­nız, zo­run­lu ta­sar­ruf me­se­le­si­ni bu ül­ke yıl­lar­ca ko­nuş­tu, tar­tış­tı. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si de ko­nuş­tu, tar­tış­tı. Sen­di­ka­la­rı­mız, iş­çi­le­ri­miz, me­mur­la­rı­mız ko­nuş­tu, tar­tış­tı. Aca­ba, bu­gü­ne ka­dar ge­len ik­ti­dar­lar, be­nim iş­çi­min, be­nim me­mu­ru­mun, bu zo­run­lu ta­sar­ruf adı al­tın­da âde­ta üze­ri­ne ya­tı­lan bu pa­ra­sı­nı ni­ye öde­me­di? Ne­den? Bu­nu biz öde­dik. 13,3 kat­ril­yon Türk li­ra­sı­nı biz öde­dik. Bu bi­ze na­sip ol­du. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ay­nı şe­kil­de, sa­de­ce İmar Ban­ka­sın­dan do­la­yı 8 mil­yar YTL, es­ki ra­kam­la 8 kat­ril­yon; bu­nu da biz öde­dik. Bir de bu borç­la­rı öde­mek zo­run­da kal­ma­say­dık, ar­tık siz dü­şü­nün. 21 kat­ril­yon eli­miz­de ola­cak­tı ve bu 21 kat­ril­yo­nu da biz ya­tı­rım­da kul­lan­ma fır­sa­tı­nı bu­la­cak­tık. Na­sıl bir Tür­ki­ye'yi dev­ral­dı­ğı­mı­zı ifa­de et­me ba­kı­mın­dan bu­nu söy­lü­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu ara­da, çok ko­nu­şu­lan IMF me­se­le­si­ne açık­lık ge­ti­re­yim: Ben şa­şı­yo­rum, ya­ni, Tür­ki­ye, IMF'e AK Par­ti İk­ti­da­rıy­la mı gir­di? IMF'in ta­rih­çe­si, aca­ba, Tür­ki­ye'de 2002 so­nun­da mı baş­la­dı? 2002'de mi baş­la­dı?

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - 2008'e ka­dar siz uzat­tı­nız Sa­yın Baş­ba­kan.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bak, ben sa­kin din­le­dim. Siz de sa­kin din­le­yin de bun­la­rı an­la­ta­yım.

IMF'in ta­rih­çe­si­ne bak­tı­ğı­mız za­man se­ne 1945. Gi­ri­şi­mi­ze bak­tı­ğı­mız za­man 47. Taa ora­lar­dan ge­li­yor ve ora­dan bu­gü­ne sü­rek­li bu ül­ke­de ik­ti­dar­lar stand-by an­laş­ma­la­rı yap­tı­lar. 18 stand-by an­laş­ma­sı ya­pıl­dı, 19'un­cu­su­nu da biz yap­tık. Bel­ki, bu 18'in içe­ri­sin­de si­zin ik­ti­dar dö­nem­le­ri­niz de var.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ha­yır, yok.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ben söy­lü­yo­rum, or­tak ol­du­ğu­nuz dö­nem­ler ola­bi­lir, Par­la­men­to­da ol­du­ğu­nuz dö­nem­ler ola­bi­lir.

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Yok, yok!.. İn­ce­le de söy­le!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve­ya­hut da ik­ti­da­rın­da olup im­za­la­ma­mış­sı­nız­dır, ama şa­kır şa­kır borç­lan­ma­ya de­vam et­miş­si­niz­dir; bun­lar ol­muş­tur.

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Ha­yır… İn­ce­le de söy­le!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - İn­ce­le­dim, in­ce­le­dim. Bü­tün ik­ti­dar­la­rın, hep­si­nin bun­da pa­yı var ve 23,5 mil­yar do­lar, bi­ze ka­dar, IMF'e borç­la­nıl­dı. Ha­yır di­ye­bi­lir mi­si­niz?

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Biz borç­lan­ma­dık.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Siz de borç­lan­dı­nız, di­ğer­le­ri de borç­lan­dı, he­pi­niz borç­lan­dı­nız. 23,5 mil­yar do­lar! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Bil­me­den ko­nu­şu­yor­sun!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ana­va­ta­nı da borç­lan­dı, Doğ­ru Yo­lu da borç­lan­dı, MHP'si de borç­lan­dı, CHP'si de borç­lan­dı, DSP'si de borç­lan­dı, he­pi­niz borç­lan­dı­nız, he­pi­niz! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan  "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar) 

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - CHP yok, CHP yok.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - He­pi­niz! Hep­si var, hep­si var.

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Bil­me­den ko­nu­şu­yor­sun.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Hep­si var

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Saa­det de borç­lan­dı.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Fa­zi­let yok mu Fa­zi­let?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve 23,5 mil­yar do­lar şim­di ne­re­de bi­li­yor mu­su­nuz? Şim­di, dö­ne­mi­miz­de gel­di­ği nok­ta or­ta­da. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 10,9 mil­yar do­lar. 23,5 mil­yar do­lar­dan dev­ral­dık, şu an­da yak­la­şık 11 mil­yar do­la­ra dü­şür­dük; far­kı­mız bu, far­kı­mız bu. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ve bu­nun ya­nın­da, Mer­kez Ban­ka­sı… Gö­re­ve gel­dik, dev­ral­dı­ğı­mız Mer­kez Ban­ka­sı­nın dö­viz re­zer­vi 26,8 mil­yar do­lar­dı. Şim­di ne­re­de ra­kam bi­li­yor mu­su­nuz? 62 mil­yar do­lar­da. Ba­kı­nız, 27 mil­yar do­lar­la Mer­kez Ban­ka­sı dev­ra­lın­dı, şim­di ise 62 mil­yar do­lar. Ne­re­den ne­re­ye… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Fa­iz oran­la­rı­nı da söy­le­yin.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ama, ba­zı­la­rı­nın gö­zü var­dır gö­re­mez, ku­la­ğı var­dır du­ya­maz, di­li var­dır ger­çe­ği, hak­kı ko­nu­şa­maz; siz, on­lar­dan­sı­nız! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ve ge­le­cek­te, bu ge­liş­me­ler­le bir­lik­te, bu ge­le­cek he­def­le­ri­ni bu şe­kil­de plan­la­ma­ya de­vam edi­yo­ruz, ede­ce­ğiz ve alt­ya­pı so­run­la­rı ta­ma­men çö­zül­müş, mo­dern şe­hir­le­re ka­vuş­muş bir Tür­ki­ye'ye doğ­ru gi­di­yo­ruz. Va­tan­daş ile dev­let iliş­ki­le­ri­ni da­ha ile­ri, da­ha ka­tı­lım­cı, de­mok­ra­tik bir ze­mi­ne oturt­muş ola­ca­ğız. Tür­ki­ye bu yol­da iler­le­mek­te­dir. Ana mu­ha­le­fet par­ti­si CHP söz­cü­le­ri, 2007 büt­çe­sin­de, ye­rel yö­ne­tim­ler­den, ya­tı­rım­lar­dan en faz­la pa­yı al­ma­sın­dan ra­hat­sız ol­duk­la­rı­nı di­le ge­tir­se­ler de, biz bu yo­lu­muz­dan vaz­geç­me­ye­ce­ğiz.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Biz öy­le bir ra­hat­sız­lık di­le ge­tir­me­dik.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Biz bu yol­dan ay­nen de­vam ede­ce­ğiz.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Biz, Ali Di­bo­lar­dan şikâyet edi­yo­ruz.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Kuş­la­rın yan­lış bil­gi ver­miş.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; biz, ül­ke­mi­zi bir bü­tün ola­rak göz önün­de tu­tu­yo­ruz. Bu ba­kış açı­sı, si­ya­se­ti­mi­zin, yö­ne­tim an­la­yı­şı­mı­zın te­mel ek­se­ni­ni oluş­tu­ru­yor. Bu­nun so­nu­cu­dur ki, sek­sen bir vi­la­ye­ti­mi­zin ge­le­ce­ği­ni plan­lı­yo­ruz. İs­tan­bul'un tra­fik so­ru­nun­dan An­tal­ya'nın ula­şım mas­ter pla­nı­na ka­dar, Di­yar­ba­kır'ın yol ve su so­run­la­rın­dan Ka­ra­de­niz Sa­hil Yo­lu'na, Bo­lu Tü­ne­li'nden Kon­ya'da­ki Tuz Gö­lü'nun kur­ta­rıl­ma­sı­na ka­dar bü­tün so­run alan­la­rı­nı bir bü­tün­lük içe­ri­sin­de ele alı­yor, çö­zü­yo­ruz.

Tür­ki­ye'nin öze­ti de­di­ği­miz İs­tan­bul'un su me­se­le­si 2040 yı­lı­na ka­dar, evet, mas­ter pla­nıy­la hal­le­dil­miş­tir. İS­Kİ ya­tı­rım­la­rı için 2 mil­yar ye­ni Türk li­ra­sı har­ca­ma yap­tık. Önü­müz­de­ki dö­nem­de 3 mil­yar ye­ni Türk li­ra­sı da­ha ya­tı­rım plan­lı­yo­ruz. Fa­kat, bu­gün bir ga­ze­te­de -ar­ka­daş­lar ba­na ha­be­ri­ni ulaş­tır­dı­lar -Sa­yın Sö­zen "Is­tıran­ca Dağ­la­rı'nda­ki ba­raj­la­rı ben yap­tım" di­yor. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Ba­raj de­ğil bir ke­re, re­gü­la­tör…

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bak, Sa­yın Sö­zen… Sa­yın Sö­zen…

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Gö­let, gö­let!

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Te­me­li­ni de, iha­le­si­ni de ben yap­tım, ben at­tım, sen sa­hip çık­tın! Her şe­ye sa­hip çık­tı­ğın gi­bi!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sa­yın Sö­zen… Sö­zen Sö­zen…

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Te­me­li­ni ben at­tım.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sa­yın Sö­zen… Sa­yın Sö­zen…

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Ben yap­tım, sen sa­hip çık­tın.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sa­yın Sö­zen… Sa­yın Sö­zen, bak…(CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Te­me­li­ni de ben at­tım, iha­le­si­ni de ben yap­tım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Sö­zen, lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim efen­dim.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sa­yın Sö­zen, dü­rüst ha­re­ket et, doğ­ru ko­nuş!

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Sen dü­rüst ol!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Han­gi ba­ra­jın te­me­li­ni at­tın, na­sıl bı­rak­tın? (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Ba­raj de­ğil, re­gü­la­tör.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bir da­ki­ka ya… Bir da­ki­ka… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Er­dal İnö­nü ile bir­lik­te te­me­li­ni ben at­tım!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) Er­dal İnö­nü ile at­tın… Be­ton mu kal­dı ora­da sa­de­ce?

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Yüz­de 40'nı da ta­mam­la­mış­tık.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ya­lan söy­le­me! Yok öy­le bir şey! (CHP sı­ra­la­rın­dan sı­ra ka­pak­la­rı­na vur­ma­lar, gü­rül­tü­ler)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - İha­le­si­ni ben yap­tım, sen ya­lan söy­lü­yor­sun! Ta­ri­hi de­ğiş­ti­ri­yor­sun, ta­ri­hi!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Bu üs­lup Baş­ba­ka­na ya­kış­mı­yor Sa­yın Baş­ba­kan!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Yok öy­le bir şey… Yok… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Ya­lan söy­lü­yor­sun!

BAŞ­KAN - Sa­yın Sö­zen, lüt­fen otu­run ye­ri­ni­ze.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - İs­tan­bul'da bir tek pro­je­niz yok.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ba­kı­nız, bu­ra­da her tür­lü ve­sa­ik­le ko­nuş­ma­ya ha­zı­rım. Ay­nı şe­yi met­ro­da da yap­tın.

GÖK­HAN DUR­GUN (Ha­tay) - Sen mi yap­tın met­ro­yu?

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Onu da ben yap­tım!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Met­ro­da… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Onu da ben yap­tım. İs­tan­bul'da bir tek pro­jen yok! Te­me­li­ni kim at­tı?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bil­di­ği­ni ko­nuş, bil­me­di­ği­ni ko­nuş­ma ya! (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - İs­tan­bul'da bir tek pro­jen yok. Bir tek pro­je söy­le!

BAŞ­KAN - Sa­yın Sö­zen, lüt­fen otu­rur mu­su­nuz.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Met­ro­da… CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın Baş­ba­kan, siz Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin efen­dim… Siz Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ya, met­ro­nun ne­yi­ni yap­tın? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Dö­ne­min­de… Dö­ne­min­de… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Te­me­li­ni kim at­tı?

BAŞ­KAN - Sa­yın Sö­zen, lüt­fen.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Dö­ne­min­de hak ediş ola­rak öde­di­ğin pa­ra 50 mil­yon do­lar. 80 mil­yon do­lar­lık hak ediş var­dı, 30 mil­yon do­la­rı öde­me­di­ğin için mü­te­ah­hit­ler işi bı­rak­tı. Biz gel­dik, 600 mil­yon do­la­ra mal olan bu met­ro­yu biz ta­mam­la­dık, biz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ayıp­tır ya! Ayıp­tır!

Ve ba­kın, ulus­la­ra­ra­sı ba­raj ta­nı­mı­nı ve­ri­yo­rum; öğ­ren!

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Kim iha­le­si­ni yap­tı? Bir pro­je söy­le, bir pro­je! İs­tan­bul'da sa­na ait bir pro­je söy­le! Her pro­je­le­re sa­hip çık!..

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bü­tün Is­tran­ca hal­kı se­nin ora­da ne yap­tı­ğı­nı çok iyi bi­li­yor.

Ba­kın, ulus­la­ra­ra­sı ta­nı­mı ve­ri­yo­rum. Ta­nım ne­dir?..

MU­HAR­REM İN­CE (Ya­lo­va) - Bu­ra­sı Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si!.. Be­le­di­ye baş­ka­nı mı­sın Baş­ba­kan mı?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Te­mel­den yük­sek­li­ği 15 met­re ve­ya su de­po­la­ma hac­mi 3 mil­yon met­re kü­pü bu­lan su de­po­la­ma te­sis­le­ri ba­raj ola­rak ka­bul edi­lir. Ba­raj bu.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Re­gü­la­tör… Ba­raj de­ğil.

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Be­le­di­ye baş­ka­nı mı­sı­nız Baş­ba­kan mı?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Biz ül­ke­nin me­se­le­le­ri­ni ko­nu­şu­yo­ruz, hep­si­ni bu­ra­da ko­nu­şa­ca­ğız.

Ba­kı­nız, Düz­de­re Ba­ra­jı, Ku­zu­lu­de­re Ba­ra­jı, Bü­yük­de­re Ba­ra­jı, Sul­tan­bah­çe­de­re Ba­ra­jı, Ka­zan­de­re Ba­ra­jı, Pa­puç­de­re Ba­ra­jı; bun­la­rın ta­ma­mı, te­me­li de ta­ra­fım­dan atıl­mış­tır, açı­lı­şı da ta­ra­fım­dan ya­pıl­mış­tır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ya­lan söy­le­me!

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Ya­lan söy­lü­yor!.

BAŞ­KAN - Sa­yın Sö­zen, lüt­fen otu­run ye­ri­ni­ze. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Bu­ra­sı be­le­di­ye mi?

BAŞ­KAN - Sa­yın Baş­ba­kan, siz Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin efen­dim.

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - Sa­yın Baş­kan, bü­yük­şe­hir be­le­di­ye­si­nin büt­çe­si­ni gö­rüş­mü­yo­ruz bu­ra­da. 2007 yı­lı büt­çe­si­ni gö­rü­şü­yo­ruz! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Otur ye­ri­ne, otur" ses­le­ri)

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Haz­me­de­cek­si­niz, haz­me­de­cek­si­niz; haz­met­me­den ol­maz. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Siz ye­rel­le ge­nel yö­ne­ti­mi bir­bi­rin­den ay­rı dü­şü­ne­mez­si­niz; hep­si bun­la­rın iç içe­dir, el ele­dir.  Eğer böy­le dü­şü­nür­se­niz, ya­nıl­gı­ya dü­şer­si­niz. Bu, bir ay­rım­cı­lık­tır. O za­man, ku­su­ra bak­ma­yın, ye­rel yö­ne­tim­ler­le ge­nel yö­ne­ti­min ta­ma­men bağ­la­rı­nı ko­pa­ra­lım, öy­le mi? Man­tı­ğı­nız bu mu?

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Bu­ra­sı be­le­di­ye mec­li­si de­ğil, Mil­let Mec­li­si, Mil­let Mec­li­si!

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Bu­ra­sı be­le­di­ye mec­li­si de­ğil!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sa­bır­lı ol! Bu Mec­li­sin içe­ri­sin­de eğer bu ko­nu­la­ra gi­ri­li­yor­sa bu söy­le­nir ve ge­li­yo­rum bir baş­ka ko­nu­ya… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Sen hâlâ ora­da kal­mış­sın Sa­yın Baş­ba­kan!

MU­HAR­REM İN­CE (Ya­lo­va) - Ce­zan var mı, yok mu?

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Ha­pis ce­za­sı al­dı­nız mı, al­ma­dı­nız mı?

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Sö­zen'in yap­tık­la­rı­nı haz­me­din Sa­yın Baş­ba­kan. Gü­zel şey­ler yap­tı Sö­zen.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - İs­tan­bul bir kon­gre mer­ke­zi hâli­ne gel­miş­tir.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Kim yap­tı kon­gre sa­lo­nu­nu?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bu kon­gre mer­ke­zi hâli­ne ge­liş­te de, evet, atı­lan adım­lar, ya­pı­lan­lar, bun­la­rın hep­si bel­li­dir.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Kim yap­tı kon­gre sa­lo­nu­nu?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Hep­si bel­li­dir.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Lüt­fi Kır­dar'ı kim yap­tı?

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Lüt­fi Kır­dar'ı kim yap­tı?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ba­kın, Lüt­fi Kır­dar, be­nim dö­ne­mim­de Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­na dev­re­dil­mek su­re­tiy­le Kül­tür Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan yap­tı­rıl­mış­tır. Dü­rüst ol, doğ­ru ko­nuş! Dü­rüst ol!

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Sen aç­ma­dın, ben aç­tım!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Kim yap­tı? Kim yap­tı?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ben aç­tım, ben! Be­nim dö­ne­min­de… HA­Bİ­TAT II top­lan­tı­sıy­la aç­tım… HA­Bİ­TAT II top­lan­tı­sıy­la aç­tım. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Ya­lan söy­lü­yor­sun, ya­lan!

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Atı­yor­su­nuz Sa­yın Baş­ba­kan, atı­yor­su­nuz!

BAŞ­KAN - Sa­yın Baş­ba­kan, siz Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, lüt­fen, mü­da­ha­le et­me­ye­lim, din­le­ye­lim.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Lüt­fi Kır­dar Kon­gre Sa­ra­yı, HA­Bİ­TAT II top­lan­tı­sıy­la bi­zim ta­ra­fı­mız­dan ve Sa­yın De­mi­rel'in Cum­hur­baş­ka­nı ol­du­ğu dö­nem­de bir­lik­te aç­mı­şız­dır. Be­ye­fen­di'nin bu­nun­la il­gi­si, ala­ka­sı yok­tur. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Ya­lan söy­lü­yor­sun, ya­lan! İs­tan­bul­lu­lar iz­li­yor!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ba­zı şey­le­ri öğ­re­ne­cek­sin. Za­ten, Ge­nel Baş­ka­nı­nı da ve he­ye­ti de öy­le al­dat­tın ga­li­ba. Ni­ye o za­man Si­vas'a kaç­tın da İs­tan­bul'da kal­ma­dın! Kal­say­dın İs­tan­bul'da! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Kaç­ma­dım!  Kaç­ma­dım!

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Si­vas'a kaç­ma­dı, Si­vas'ta gö­rev ya­pı­yor.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve 67 ta­ne­si şu an­da kül­tür nok­ta­sın­da, İs­tan­bul'da­ki bü­tün ge­len­le­rin gel­dik­le­ri za­man İs­tan­bul'u fark­lı bir şe­hir ola­rak gör­me­si nok­ta­sın­da 103 yol, kat­lı-köp­rü­lü kav­şak dü­zen­le­me­si ya­pıl­mış ve hiz­me­te su­nul­muş­tur.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Si­zin be­le­di­ye­niz­den ka­çıp Par­la­men­to­ya ge­len 30 ki­şi var!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - İs­tan­bul'da şu an­da ray­lı sis­tem 53 ki­lo­met­re­dir ve bu ray­lı sis­tem ya­pı­mı da yi­ne ay­nen de­vam et­mek­te­dir. He­def 2012 yı­lın­da 300 ki­lo­met­re­ye ray­lı sis­te­mi ulaş­tır­mak­tır.

Bu­nun ya­nın­da, yüz­de 3 olan de­niz ula­şı­mı­nın pa­yı 2012'de in­şal­lah 10'a çı­ka­cak­tır.

Cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin baş­ken­ti An­ka­ra'da­ki ge­liş­me­le­ri her­kes bi­li­yor. Bu­yu­run, şu an­da ya­pıl­mış olan ha­va­ala­nı, ha­va­ala­nın­dan şeh­re gi­rer­ken Tur­gut Özal Bul­va­rı, iş­te bu dö­nem­de ya­pıl­dı. Herhâlde bu­nu da bi­ri­le­ri sa­hip­len­mez ve bu­nun ya­nın­da, yi­ne, Türk tu­riz­mi­nin âde­ta baş­ken­ti olan An­tal­ya. An­tal­ya'da, biz gö­re­ve gel­di­ği­miz­de, bir ta­ne köp­rü­lü kav­şak yok­tu. An­tal­ya, An­tal­ya'yı an­la­tı­yo­ruz. Ama, şu an­da on ta­ne kat­lı-köp­rü­lü kav­şak var An­tal­ya'da. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Sen gel­me­den ön­ce Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti de yok­tu!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - An­tal­ya'yı do­ğal gaz ve ray­lı sis­tem­le ta­nış­tı­rı­yo­ruz, şu an­da onun adım­la­rı atıl­dı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

HA­RUN AKIN (Zon­gul­dak) - Gö­zü­nüz hâlâ İs­tan­bul Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğın­da mı?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - On do­kuz yıl­dır bi­ti­ri­le­me­yen An­tal­ya-Alan­ya yo­lu­nu biz bi­tir­dik. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Yıl­lar­dır bi­ti­ri­le­me­yen Kun­du yo­lu­nu biz bi­tir­dik. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Dört yıl­dır İz­mir'in çev­re yo­lu ya­pıl­ma­dı.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - 200 ki­lo­met­re­lik ka­na­li­zas­yo­nu iki yıl­da 400 ki­lo­met­re­ye biz çı­kar­dık. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Şu an­da 30 bin ki­şi­lik bir stad­yum, 10 bin ki­şi­lik bir kon­gre mer­ke­zi An­tal­ya'ya ya­pı­lı­yor.

Bu hiz­met­le­ri gö­re­bil­mek için An­tal­ya'lı va­tan­daş­la­rı­mız bi­zi bek­le­di­ler ve şu an­da vus­lat ger­çek­leş­ti, da­ha da ar­ta­rak de­vam ede­cek; ben bu­na ina­nı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ka­ra­de­niz Böl­ge­miz­de, yi­ne dev pro­je­le­ri uy­gu­la­ma­ya koy­duk. Ka­ra­de­niz sa­hil yo­lun­da, şu an­da 8 ki­lo­met­re dı­şın­da, 31 Ara­lık 2006 iti­ba­rıy­la Ka­ra­de­niz sa­hil yo­lu­nun ta­ma­mı hiz­me­te açıl­mış ola­cak. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Fın­dık, fın­dık, Sa­yın Baş­ba­kan…

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Fin­du­ğa kaç pa­ra ver­din?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Or­du ili, meş­hur Per­şem­be-Bo­la­man böl­ge­sin­de­ki tü­nel­ler ta­ma­mıy­la bi­ti­ril­di ve şim­di gay­ri­resmî açı­lı­şı ya­pı­la­cak, kı­sa bir sü­re son­ra da biz gi­de­ce­ğiz ve resmî açı­lı­şı­nı ya­pa­ca­ğız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) İn­şal­lah, Cu­ma gü­nü Per­şem­be-Bo­la­man tü­nel­le­ri hiz­me­te açı­lı­yor; if­ti­har­la ge­çe­bi­lir­si­niz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Trab­zon sa­hil ge­çi­şi­ni ta­mam­la­dık. Tan­jant yo­lu­nu da­ha ön­ce za­ten bi­tir­miş­tik. Trab­zon'un el­li yıl­lık rü­ya­sı olan Zağ­nos Kent­sel Dö­nü­şüm Pro­je­si hız­la de­vam edi­yor. TO­Kİ ta­ra­fın­dan 2.284 ko­nut ve 400 ya­tak­lı bir eği­tim has­ta­ne­si­ni Trab­zon'a ka­zan­dı­rı­yo­ruz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sam­sun'da TO­Kİ'nin yap­tı­ğı 2.158 ko­nu­tun in­şa­atı de­vam edi­yor. Bun­lar­dan 900'ü ta­mam­la­na­rak sa­hip­le­ri­ne tes­lim edil­di. Şe­hir içi do­ğal gaz da­ğı­tım şe­be­ke­si ta­mam­la­na­rak hiz­me­te gir­di. Çar­şam­ba-Ter­me ara­sı 30 ki­lo­met­re­lik dub­le yol bi­ti­ril­di. 57 ki­lo­met­re­lik Sam­sun-Baf­ra dub­le yo­lu­nun da 40 ki­lo­met­re­si ta­mam­lan­dı. Sam­sun'un top­lu ta­şı­ma so­ru­nu­nu çö­ze­cek ray­lı sis­te­mi de iha­le aşa­ma­sı­na ge­tir­dik. İl çev­re­sin­de 11 ki­lo­met­re­lik çev­re yo­lu­nu bi­tir­dik.

Er­zu­rum'da ka­tı atık pro­je­si­ni bi­tir­mek üze­re­yiz. Si­vil ha­va­ala­nı­nı ta­mam­la­ya­rak hiz­me­te aç­tık. Biz­den ön­ce sa­de­ce iki ta­ne köp­rü­lü kav­şak var­dı, bi­zim dö­ne­mi­miz­de dört ta­ne da­ha bu­na ila­ve edil­di, şim­di be­şin­ci­si de bi­ti­yor. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu­gü­ne ka­dar su­yu­nu ku­yu­lar­dan sağ­la­yan Er­zu­rum'a Çat Ba­ra­jı'ndan iç­me su­yu ge­tir­mek için baş­la­tı­lan pro­je­nin ya­rı­sı ta­mam­lan­dı, iç­me su­yu pro­je­si in­şal­lah 2007 so­nun­da bi­ti­ril­miş ola­cak. TO­Kİ, Er­zu­rum ge­ne­lin­de, dep­rem mağ­dur­la­rı­nı da kap­sa­yan top­lam 2.814 ko­nut in­şa­atı­nı sür­dü­rü­yor. Bun­lar­dan 1.860'ı ta­mam­lan­mış du­rum­da.

Kon­ya'ya ba­kı­yo­ruz. Kon­ya bü­yük bir di­na­mizm için­de. Ba­kı­nız, 1992 yı­lın­da baş­la­nan Mevlânâ Kül­tür Mer­ke­zi, biz dev­ral­dı­ğı­mız­da hâlâ te­mel aşa­ma­sın­day­dı. Hükûmet-Be­le­di­ye iş­bir­li­ğiy­le kı­sa sü­re­de ta­mam­la­ya­rak hiz­me­te aç­tık. Tuz Gö­lü'nün kur­ta­rıl­ma­sı kap­sa­mın­da atık su arıt­ma te­si­si pro­je­si­ni baş­lat­tık. Gök­su Neh­ri'ni 17 ki­lo­met­re­lik tü­nel­le Kon­ya Ova­sı'na akı­ta­cak olan Ma­vi Tü­nel Pro­je­si'nin de iha­le­si­ni yap­mış bu­lu­nu­yo­ruz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Kon­ya Be­le­di­ye­si şe­hir içi ray­lı sis­te­mi­ni uzat­mak için uzat­ma ça­lış­ma­la­rı sü­rü­yor.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Ah­met, bir pas­ta da Sa­yın Baş­ba­ka­na ke­ser­sin ar­tık.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ta­bii, hep­sin­den önem­li­si, An­ka­ra-Kon­ya hız­lı tren ça­lış­ma­sı baş­la­mış du­rum­da. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Şu an­da bi­rin­ci eta­bın in­şa­at ça­lış­ma­la­rı de­vam edi­yor. İkin­ci etap­la il­gi­li iha­le ha­zır­lık­la­rı da de­vam edi­yor

İ. SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Ya­rın bi­ter!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - İn­şal­lah, kı­sa sü­re­de, An­ka­ra-Kon­ya hız­lı tren bit­ti­ği an­da, Kon­ya'dan İs­tan­bul'a ula­şım yak­la­şık üç bu­çuk sa­ate ine­cek ray­lı sis­tem­le. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Üç bu­çuk sa­ate ine­cek. Çün­kü, bir sa­at on beş da­ki­ka An­ka­ra-Kon­ya ve iki sa­at, iki bu­çuk sa­at ara­sı da İs­tan­bul-An­ka­ra. Hız­lı tren ola­rak bu şe­kil­de bu ya­pı­lı­yor.

Şu an­da An­ka­ra-Es­ki­şe­hir açıl­ma aşa­ma­sı­na gel­miş va­zi­yet­te. İn­şal­lah, ni­san­da açı­lı­şı­nı ya­pa­ca­ğız ve Es­ki­şe­hir-İs­tan­bul ara­sı­nın da iha­le­si ya­pıl­dı, şu an­da ha­zır­lık­lar de­vam edi­yor.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - At­ma Re­cep, din kar­de­şi­yiz.

MU­HAR­REM İN­CE (Ya­lo­va) - Sa­yın Baş­ba­kan, o hız­lı tre­ne siz de AKP mil­let­ve­kil­le­riy­le bir­lik­te bi­ner mi­si­niz?

GÜL­SE­REN TO­PUZ (İs­tan­bul) - Bi­ne­riz, ne ol­muş?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - İz­mir'e ba­kı­yo­ruz, ora­da da, çok bü­yük pro­je­ler ger­çek­leş­ti.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Çev­re yo­lu du­ru­yor.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bir­çok pro­je­miz de de­vam edi­yor. Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si-TO­Kİ iş­bir­li­ğiy­le -ba­kın, ayı­rım yok- yü­rü­tü­len Kent­sel Dö­nü­şüm Prog­ra­mı çer­çe­ve­sin­de 10 bin ko­nut in­şa edi­yo­ruz İz­mir'de. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ne­re­de o ko­nut­lar Sa­yın Baş­ba­kan?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Yol ya­pım ça­lış­ma­la­rıy­la bir­lik­te, şu an­da, Bey­dağ Pro­je­si de­vam edi­yor, Bey­dağ Pro­je­si de de­vam edi­yor. Ta­ma­mıy­la ih­mal edil­miş, ama, şim­di de­vam edi­yor hız­la.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - İl özel ida­re­si­nin büt­çe­sin­den.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bu­nu, Öde­miş hal­kı, böl­ge hal­kı çok iyi bi­li­yor. Si­zin der­di­niz baş­ka, ora­la­rı fa­lan do­laş­tı­ğı­nız yok.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Biz de ta­kip edi­yo­ruz. Kaç ta­ne öner­ge ver­dik.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Biz de ta­kip edi­yo­ruz, lüt­fen…

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ad­nan Men­de­res Ha­va­ala­nı'nı gör­dü­nüz mü?

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Gör­mez mi­yiz?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Na­sıl gi­rip çı­kı­yor­sun ora­dan?

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Kö­rüz, kö­rüz çün­kü!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - İz­mir'in tra­fik so­ru­nu­nu kök­ten çö­ze­cek olan ray­lı sis­tem pro­je­si, Be­le­di­ye ile Ulaş­tır­ma Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan müş­te­rek ola­rak de­vam edi­yor. Ali­ağa'dan Cu­ma­ova­sı'na 80 ki­lo­met­re­lik çift hat­lı bir ban­li­yö sis­te­mi, yi­ne, ay­nı şe­kil­de ya­pı­lı­yor. Ayı­rım yok.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Pi­riş­ti­na baş­lat­tı, Pi­riş­ti­na. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Dün­ya…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Pi­riş­ti­na baş­lat­tı. Ona da sa­hip çık­ma ya!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Baş­lat­mak gü­zel bir şey­dir…

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Evet.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) -…rah­met­le ana­rız da, or­ta­da bı­rak­mak da var.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Or­ta­da ni­ye bı­rak­tı? Yap­ma­yın!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ama, biz ta­mam­lı­yo­ruz.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Yok ca­nım!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ta­mam­lı­yo­ruz.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Sa­yın Baş­ba­kan, okul yo­lu ya­par mı­sı­nız?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bak, Dün­ya Üni­ver­si­te­le­ra­ra­sı Spor Oyun­la­rı­nın İz­mir'de ba­şa­rıy­la ger­çek­leş­ti­ril­me­si için alt­ya­pı ça­lış­ma­la­rı­nı biz ta­mam­la­dık. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Biz­zat mer­kezî büt­çe­den bu­nun pa­ra­la­rı­nı biz öde­dik.

TÜRKÂN Mİ­ÇO­OĞUL­LA­RI (İz­mir) - Gö­re­vi­niz! Gö­re­vi­niz!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Tür­ki­ye'nin ye­rel yö­ne­tim­le­ri ara­sın­da hiç­bir ayı­rım yap­mı­yo­ruz.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Hükûme­ti­mi­zin KÖY­DES pro­je­siy­le ne yap­tı­ğı­nı an­lat­mak için bir ör­nek ve­ri­yo­rum, lüt­fen dik­kat bu­yu­run.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Okul yo­lu, Baş­ba­kan… De­re­de bo­ğu­la­cak ço­cuk­lar. Bak, Cey­lan­pı­nar'da…

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Bu­ra­sı Tür­ki­ye!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Özel­lik­le din­le­me­niz­de fay­da var. Fay­da var özel­lik­le din­le­me­niz­de, is­ti­fa­de eder­si­niz.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Okul yo­lu ne ol­du?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Di­yar­ba­kır'da 2003 ön­ce­si sa­de­ce 65 köy, 90 mez­ra­da şe­be­ke­li iç­me su­yu var­dı. Top­la­mı 155 eder. Hükûme­ti­mi­zin ilk dört yı­lın­da bu sa­yı­yı 155'ten tam 1.070'e çı­kar­dık. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Şim­di, Di­yar­ba­kır'da 480 kö­yün, 590 mez­ra­nın şe­be­ke­li iç­me su­yu var. 2007 ilk­ba­ha­rın­da da, in­şal­lah, Di­yar­ba­kır'ımız­da su­suz köy kal­ma­ya­cak. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Di­yar­ba­kır'da 3.500 ki­lo­met­re­lik yo­lun sta­bi­li­ze­si ta­mam­lan­dı. Bu­gün Di­yar­ba­kır'da yo­lu ol­ma­yan köy kal­ma­mış­tır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Şu ga­ze­te­ye bir ba­kar mı­sı­nız!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - 57 sağ­lık oca­ğı, 6 has­ta­ne, 13 acil ser­vis yap­tık. Dik­kat edi­niz. 4.700 ders­lik var­dı, bu­na 1.500 da­ha ila­ve et­tik Di­yar­ba­kır'da, 2007 so­nu­na ka­dar bin ders­lik da­ha ila­ve ede­ce­ğiz.

Kral­kı­zı Su­la­ma Pro­je­si'nin ya­pı­mı­na hız­la de­vam edi­yo­ruz. Bu pro­je­nin Di­yar­ba­kır için öne­mi­ni çok iyi bi­li­yo­ruz.

Evet, gön­lüm bü­tün şe­hir­le­ri­mi­zi ta­bii say­mak is­ti­yor. Zi­ra, biz bü­tün şe­hir­le­ri­mi­ze ay­nı me­sa­fe­de­yiz. Ma­lat­ya'yı, Gi­re­sun'u, Bur­sa'yı, To­kat'ı, Si­irt'i, Hakkâri'yi, Tun­ce­li'yi, Elâ­zığ'ı, Şan­lı­ur­fa'yı, Van'ı, Edir­ne'yi, Muğ­la'yı, Ço­rum'u, De­niz­li'yi, Ma­ni­sa'yı, Ri­ze'yi, hep­si­ni say­mak is­ti­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

HÜ­SE­YİN EK­MEK­Cİ­OĞ­LU (An­tal­ya) - Abart­ma­nı­za ge­rek yok Sa­yın Baş­ba­kan.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bu yük­se­liş, bu kal­kın­ma se­fer­ber­li­ği si­zin de göğ­sü­nü­zü ka­bart­mı­yor mu?

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Mer­sin'den bah­set­mi­yor­su­nuz hiç, Mer­sin'i say­ma­dı­nız.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - O mey­dan­lar­da ko­nu­şur­ken, o bul­var­lar­da yü­rür­ken siz de emi­nim bu mut­lu­lu­ğa or­tak olu­yor­su­nuz.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Mer­sin'den de bah­se­din.

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Yol­suz­luk­lar­dan bah­se­din, yol­suz­luk­lar­dan.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Tür­ki­ye'nin fo­toğ­ra­fı­na bir bü­tün ola­rak ba­kı­yo­ruz der­ken bu­nu kas­te­di­yo­ruz.

Sa­yın Baş­ba­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, hiç­bir za­man hal­kı­mı­za fil di­şi ku­le­ler­den bak­ma­dık. Hal­kı­mız­la iç içe­yiz, be­ra­be­riz.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - GAP ne ola­cak Sa­yın Baş­ba­kan?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Mer­kez-taş­ra ayı­rı­mı ya­pan, va­tan­daş­la­rı ara­sın­da par­ti ayı­rı­mı ya­pan bir hükûmet ol­ma­dık, ol­ma­ya­ca­ğız. Hal­kı­mız ne his­set­tiy­se ay­nı şey­le­ri his­se­di­yo­ruz.

Eği­tim ala­nın­da­ki ye­ni­lik­le­ri­miz Tür­ki­ye'nin ge­le­ce­ği­ne yap­tı­ğı­mız en önem­li ya­tı­rım­lar­dır.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Ga­ze­te­ye ba­kın, oku­la te­zek­le gi­di­yor ço­cuk­lar.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Hep söy­le­dim, yi­ne söy­lü­yo­rum, 100.280 ders­lik, di­le ko­lay, bun­lar şu an­da Tür­ki­ye'miz­de ya­pıl­dı, di­le ko­lay. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ve son dört yıl içe­ri­sin­de 537.451 bil­gi­sa­ya­rı öğ­ret­men ve öğ­ren­ci­le­ri­mi­zin hiz­me­ti­ne sun­duk. 3 bin ka­pa­lı köy oku­lu­nu ye­ni­den hiz­me­te sok­tuk. "Hay­di kız­lar oku­la" kam­pan­ya­sıy­la 200 bi­ni aş­kın yav­ru­mu­zu ye­ni­den eği­tim sis­te­mi­ne ka­zan­dır­dık.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Bo­ğu­la­cak­lar ço­cuk­lar yol­da.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve üni­ver­si­te­le­rin araş­tır­ma fon­la­rı 2002'de 70 mil­yon ye­ni Türk li­ra­sı iken, biz bu fon­la­rı 2007'de 300 mil­yon ye­ni Türk li­ra­sı­na çı­kar­dık. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ve üni­ver­si­te önün­de­ki yı­ğıl­ma­la­rı ön­le­mek için on beş ye­ni üni­ver­si­te­yi iş­te bu Par­la­men­to­dan biz çı­kar­dık. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Üni­ver­si­te öğ­ren­ci­le­ri­nin kre­di ve burs­la­rı biz gel­di­ği­miz­de 45 mil­yon­du, şim­di 130 mil­yon ve yıl ba­şın­dan son­ra 150 mil­yon, üni­ver­si­te öğ­ren­ci­le­ri­mi­ze, burs ve kre­di ve­re­ce­ğiz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Hükûmet ola­rak üze­rin­de has­sa­si­yet­le dur­du­ğu­muz ko­nu­lar­dan bi­ri de, ko­ru­ma­ya muh­taç ço­cuk­la­rı­mı­za dev­le­tin hak­kıy­la sa­hip çık­ma­sı­dır.

M. CEV­DET SEL­Vİ (Es­ki­şe­hir) - Ya, mah­vol­du ço­cuk­lar, mah­vol­du!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bu­nu, ço­cuk­la­rı­mı­zı dev­let ku­rum­la­rı­na ala­rak de­ğil, on­la­rı imkânla­rı­mız el­ver­di­ğin­ce, ai­le­le­rin­den ayır­ma­dan ba­şar­ma­yı he­def­li­yo­ruz. Çün­kü, bi­ze gö­re, bir ço­cu­ğun ait ol­du­ğu ku­rum, dev­let ku­ru­mu de­ğil, ai­le­dir. Ba­kın, ne ya­pı­yo­ruz? Ba­kı­ma muh­taç kim­se­siz ço­cuk­la­rı­mı­zı ya ken­di ai­le­le­ri­ne ya da ko­ru­yu­cu ai­le­le­re tes­lim edi­yo­ruz. Bu ev­lat­la­rı­mı­zın ba­kı­mı kar­şı­lı­ğı ai­le­le­re 700 ye­ni Türk li­ra­sı des­tek sağ­lı­yo­ruz. Bu so­ru­nu Tür­ki­ye'nin gün­de­min­den, in­şal­lah, çı­kar­mak­ta ka­rar­lı­yız. Dev­let-top­lum iş­bir­li­ğiy­le ger­çek­leş­tir­me­ye baş­la­dı­ğı­mız "Sev­gi Ev­le­ri" bü­tün yur­du­mu­zu sa­ra­cak­tır.

K.KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Işık ev­le­ri var ya!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Özür­lü­le­ri­mi­zin du­rum­la­rı­nı dik­ka­te ala­rak ye­ni okul­lar in­şa et­tik.

SHÇEK bün­ye­sin­de 184 ye­ni ku­ru­luş, 24 ek bi­na hiz­me­te aç­tık. Yi­ne özür­lü in­san­la­rı­mı­zın dev­let imkânla­rıy­la okul­la­rı­na ta­şın­ma­sı­nı te­min et­tik. Ta­şı­na­ma­yan­la­ra ev­le­rin­de eği­tim imkânı sağ­la­dık ve ai­le­le­ri­ne de ay­da 388 ye­ni Türk li­ra­sı yar­dım yap­ma­ya baş­la­dık.

Yi­ne, sağ­lık ala­nın­da, ra­di­kal re­form­lar ger­çek­leş­tir­dik. Has­ta­ne­le­ri ge­rek per­so­nel ge­rek­se araç ge­reç ba­kı­mın­dan iyi­leş­tir­dik. Sağ­lık­ta tek ta­ban, tek ça­tı dö­ne­mi­ni baş­lat­tık. Dört yıl­da 160'ı has­ta­ne ve ek bi­na­sı ol­mak üze­re, 416 sağ­lık ya­tı­rı­mı­nı hiz­me­te aç­tık. Sos­yal gü­ven­lik sis­te­mi kap­sa­mın­da ge­nel sağ­lık sis­te­mi­ni ku­ru­yo­ruz. Ai­le he­kim­li­ği­ni tüm Tür­ki­ye'ye yay­gın­laş­tı­ra­ca­ğız.

İ.SA­Mİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - İf­las et­ti ai­le he­kim­li­ği, if­las!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - An­ka­ra, İz­mir, An­tal­ya, İs­tan­bul gi­bi şe­hir­ler­de bü­yük sağ­lık kam­püs­le­ri oluş­tur­ma­yı plan­la­dık.

Bu ba­şa­rı­la­ra se­vin­me­mek müm­kün mü? Ba­kın, ay­nı za­man­da ge­le­ce­ği siz­ler­le pay­la­şı­yo­rum. Bu­nun için, dört yıl­da -özel­lik­le- at­tı­ğı­mız adım­lar ata­ca­ğı­mız adım­la­rın is­pa­tı­dır di­yo­ruz. İş­te, eği­tim­de 100 bi­ni aş­kın ders­lik, sağ­lık te­sis­le­rin­de bu at­tı­ğı­mız adım­lar…

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Mil­le­tin sağ­lı­ğı­nı boz­du­nuz.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - …ada­let­te, em­ni­yet­te, ulaş­tır­ma­da, top­lu ko­nut­ta at­tı­ğı­mız adım­lar, hep­si bu­nun bi­rer re­fe­ran­sı­dır.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - AKP sağ­lı­ğa za­rar­lı.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve 6 bin ki­lo­met­re­yi aşan dub­le yol­lar yap­tık.

Ha­va ta­şı­ma­cı­lı­ğın­da yol­cu sa­yı­sı­nı 32 mil­yon­dan 60 mil­yo­na çı­kar­mı­şız. Dü­şü­ne­bi­li­yor mu­su­nuz, Ulus­la­ra­ra­sı Ha­va Yo­lu Ta­şı­ma­cı­lar Bir­li­ği­nin 2015 yı­lı için Tür­ki­ye'ye ön­gör­dü­ğü yol­cu sa­yı­sı 55 mil­yon­ken, biz, bu he­de­fi, 2005 yı­lın­da 10 bin aşa­rak ger­çek­leş­tir­miş bu­lu­nu­yo­ruz. Olay bu. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ve şim­di, An­ka­ra-İs­tan­bul, An­ka­ra-Kon­ya, İs­tan­bul-An­ka­ra-Si­vas ve An­ka­ra-Af­yon-İz­mir il­le­ri­ni, ye­ni de­mir yo­lu hat­la­rıy­la, in­şal­lah, bir­bi­ri­ne bağ­la­ya­ca­ğız. 2013 yı­lı­na ka­dar he­def, 1.500 ki­lo­met­re de­mir yo­lu in­şa et­me­yi he­def­li­yo­ruz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

"Bi­zim fi­il­le­ri­mi­zin ulaş­tı­ğı ye­re si­zin ha­yal­le­ri­niz bi­le ula­şa­maz" de­di ata­la­rı­mız. Biz onu ger­çek­leş­ti­ri­yo­ruz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ve ba­kı­nız, 2009'da Mar­ma­ray'ı hiz­me­te aça­ca­ğız. Hız­la, şu an­da ya­tı­rım de­vam edi­yor.

Yıl­la­rın me­se­le­si Bo­lu Tü­ne­li'nin İs­tan­bul-An­ka­ra is­ti­ka­me­ti­ni, bir ay son­ra, 23 Ocak 2007 ta­ri­hin­de İtal­ya Baş­ba­ka­nı Sa­yın Ro­ma­no Pro­di'yle bir­lik­te aça­ca­ğız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Lüt­fe­der­se­niz, mem­nun olu­ruz. Bu tü­ne­lin yüz­de 45'i on yıl­da ya­pı­la­bil­miş­ti, biz dört yıl­da üze­ri­ne yüz­de 55'i ta­mam­lı­yo­ruz ve bi­ti­ri­yo­ruz. Tıp­kı, Sam­sun'da Ma­vi Akım'ı Sa­yın Ber­lus­co­ni, Sa­yın Pu­tin'le aç­tı­ğı­mız gi­bi.

Evet, Tür­ki­ye, 21'in­ci yüz­yı­la ya­ra­şır bir bü­yü­me gös­te­ri­yor.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - GAP ne ol­du?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN  (De­vam­la) - Ba­kı­nız, sa­de­ce alt­ya­pı so­run­la­rı­nı ele al­mı­yo­ruz. Bi­lim ve tek­no­lo­ji­de bü­yük atı­lım­lar için­de­yiz. Uy­du ve ile­ti­şim sis­tem­le­rin­de ça­ğı ya­ka­la­yan, dün­ya ile re­ka­bet ede­bi­len bir Tür­ki­ye için ça­ba­lı­yo­ruz. Türk­sat 5/A uy­du­su­nu 2014'te uza­ya gön­de­ri­yo­ruz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu uy­du­yu ta­ma­men Türk mü­hen­dis­le­ri ve ken­di kay­nak­la­rı­mız­la ya­pa­cak ve uza­ya fır­la­ta­ca­ğız.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Mars'a uzay ara­cı ne za­man gön­de­ri­yo­ruz?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; biz, 73 mil­yon in­sa­nı­mı­zın hu­zur ve re­fa­hı­nı dü­şü­nür­ken, bü­tün ilim adam­la­rı­mı­zı ve on­lar­la yap­tı­ğı­mız is­ti­şa­re­ler ne­ti­ce­sin­de adım­la­rı­mı­zı da mil­le­ti­miz için atar­ken, bu ka­rar­lı­lı­ğı­mız­dan as­la ta­viz ver­mi­yo­ruz ve ver­me­ye­ce­ğiz.

Hiç­bir za­man sos­yal hu­kuk dev­le­ti ol­ma ni­te­li­ği­ni Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti kay­bet­me­ye­cek­tir. De­mok­ra­tik, la­ik, sos­yal bir hu­kuk dev­le­ti.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Çök­tü sos­yal dev­let, çök­tü.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Evet, şu an­da, ba­zı ada­let­siz­lik­le­rin ol­du­ğu dö­nem­le­re dön­mek is­te­yen­ler ola­bi­lir, im­ti­yaz ara­mak is­te­yen­ler ola­bi­lir. Bun­lar bi­zim dö­ne­mi­miz­de yok.

Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'ni sos­yal bir hu­kuk dev­le­ti ola­rak ta­nım­la­yan Ana­ya­sa'nın bu te­mel il­ke­si, sa­de­ce kâğıt üze­rin­de mi kal­ma­lıy­dı. Eşit­lik adı al­tın­da im­ti­yaz is­te­yen­ler­den baş­ka, kim bi­zim uy­gu­la­ma­la­rı­mız­dan ra­hat­sız ol­muş­tur?

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Kim im­ti­yaz is­ti­yor Sa­yın Baş­ba­kan?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ye­şil kart­lı­ya ay­rı bir va­tan­daş­lık hu­ku­ku, SSK'lı­ya ay­rı bir va­tan­daş­lık hu­ku­ku, Bağ-Kur'lu­ya ay­rı bir va­tan­daş­lık hu­ku­ku, me­mu­ra ay­rı bir va­tan­daş­lık hu­ku­ku uy­gu­la­mak bu mil­le­te re­va mı­dır, so­ru­yo­rum siz­le­re? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Hu­ku­ka sa­dık ol­mak la­zım.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Biz ne yap­tık? Kök­lü bir re­form­la SSK ve dev­let has­ta­ne­le­ri­ni bir­leş­tir­dik, ay­rım­cı­lı­ğa, im­ti­ya­za son ver­dik. Şim­di, 30 mil­yo­nu aş­kın SSK'lı, ye­şil kart­lı va­tan­daş­la­rı­mız dev­let has­ta­ne­le­rin­den hiz­met ala­bi­li­yor, ser­best ec­za­ne­ler­den gi­dip ila­cı­nı ala­bi­li­yor. Biz bu­nu baş­lat­tık.

So­ra­rım, bü­tün va­tan­daş­la­rı­mı­zı sos­yal gü­ven­lik şem­si­ye­si al­tı­na al­mak­tan kim ra­hat­sız ola­bi­lir?

2002'de 1 mil­yar YTL olan sos­yal yar­dım­la­rı 6 mil­yar ye­ni Türk li­ra­sı­na çı­kar­mış, sos­yal ris­ki azalt­mı­şız.

Alt­mış beş ya­şı­nı dol­du­ran va­tan­daş­la­rı­mı­zın, ma­lul ve özür­lü­le­ri­mi­zin ay­lık­la­rı­nı 3 ka­tı­na çı­kart­mı­şız.

Dört yıl­da 6 mil­yon 311 ai­le­ye, 4 mil­yon 326 bin ton üc­ret­siz kö­mür da­ğıt­mı­şız bu dö­nem­de. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

İlk ve or­ta­öğ­re­tim ça­ğın­da­ki yav­ru­la­rı­mı­zın ki­tap­la­rı­nı be­del­siz ola­rak ver­mi­şiz ve yi­ne şim­di me­rak edi­yo­rum ve so­ru­yo­rum: Dört yıl­da elek­tri­ğe zam yap­ma­mış ol­ma­mız mı yan­lış? Şe­hir­le­ri­mi­zin do­ğal ga­za ka­vuş­ma­sı mı yan­lış? Has­ta­ne­le­rin bir­leş­me­si mi yan­lış? Bü­tün va­tan­daş­la­rı­mı­zın, ilaç­la­rı­nı, ser­best ec­za­ne­ler­den ala­bil­miş ol­ma­sı mı yan­lış? İlaç­la­rın ucuz­la­ma­sı mı yan­lış? Ki­tap­la­rın, ya­ka­cak kö­mü­rün, fa­kir fu­ka­ra­ya, ga­rip gu­re­ba­ya üc­ret­siz da­ğı­tıl­ma­sı mı yan­lış? Ne di­yor­su­nuz? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ta­bii, söy­le­ye­cek sö­zü ol­ma­yan­lar, is­ter is­te­mez kriz pa­zar­la­ma­ya baş­la­ya­cak­lar­dır, çün­kü, on­lar kriz tüc­ca­rı­dır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Evet, Tür­ki­ye ola­rak, Me­de­ni­yet­ler İt­ti­fa­kı So­nuç Bil­dir­ge­si'ni, ge­rek İs­tan­bul'umuz­da ge­rek­se son ola­rak Bir­leş­miş Mil­let­ler ça­tı­sı al­tın­da dün­ya­ya dek­la­re et­tik.

Av­ru­pa Bir­li­ği­ne tam üye­lik he­de­fiy­le, evet, yü­rü­me­ye de­vam edi­yo­ruz.

Kıb­rıs so­ru­nu­na Bir­leş­miş Mil­let­ler plat­for­mun­da çö­züm ara­yı­şı­mı­zı ka­rar­lı­lık­la sür­dü­re­ce­ğiz ve bun­lar­dan as­la ta­viz ver­me­miz müm­kün de­ğil.

Ta­bii ki, bu­ra­da bir ger­çe­ği yi­ne vur­gu­la­mam ge­re­ki­yor. O da şu­dur: Özel­lik­le, Kıb­rıs ko­nu­sun­da he­def sap­tır­ma gay­re­ti içe­ri­si­ne gir­mek!.. Ma­ale­sef, bir de doğ­ru ko­nu­şul­mu­yor, dü­rüst ko­nu­şul­mu­yor. Ben me­rak edi­yo­rum, Sa­yın Bay­kal, bu gö­rüş­me­le­ri ya­par­ken sen be­nim ya­nım­da mıy­dın ya? (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Be­nim on­lar­la ne ko­nuş­tu­ğu­mu, be­nim on­lar­la ne ko­nuş­tu­ğu­mu ne­re­den bi­li­yor­sun, ne­re­den bi­li­yor­sun?

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - "Ya"ne de­mek?

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - "Ya" de­mek ne de­mek? Ayıp, ayıp! Baş­ba­ka­na ya­kış­mı­yor.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bi­zim ora­da yap­tı­ğı­mız gö­rüş­me­ler es­na­sın­da, he­le he­le 17 Ara­lık ge­ce­si sa­ba­ha ka­dar de­vam eden gö­rüş­me­le­ri­mi­zin na­sıl ne­ti­ce­len­di­ği­nin is­tih­ba­ra­tı si­ze çok yan­lış gel­miş ga­li­ba, çok yan­lış gel­miş ga­li­ba.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ne­ti­ce or­ta­da.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ne­yin al­tı­na im­za at­tı­ğı­nı bi­li­yor mu­sun?

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Han­gi bel­ge­ye im­za at­tın?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Eğer doğ­ru gel­miş ol­say­dı bu ifa­de­le­ri kul­lan­maz­dı­nız.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - İm­za at­tı­ğı­nız bel­ge­yi açık­la­yın.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ben sa­de­ce şu­nu söy­lü­yo­rum: Kıb­rıs'ta şu ana ka­dar ne ve­ril­miş­tir bu­nu söy­le­yin?

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Han­gi bel­ge­ye im­za at­tı­nız?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ne ve­ril­miş­tir bu­nu söy­le­yin. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Pa­pa­do­pu­los al­mı­yor, sen ve­ri­yor­sun.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Kıb­rıs'ta şu ana ka­dar ver­di­ği­miz her­han­gi bir şey yok­tur. Si­ze ge­len bil­gi­ler, ha­ber­ler ve ile­ti­şim kay­nak­la­rı­nız sa­kat, sa­kat. Bu­ra­dan ge­li­yor iş. İle­ti­şim kay­nak­la­rı­nız sa­kat.

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Ek Pro­to­kol'ü im­za­la­ma ta­ah­hü­dün­de bu­lun­du­nuz. Ek pro­to­kol'ü im­za­la­ma ta­ah­hü­dü­nü yap­tı­nız. Ek Pro­to­kol'ü im­za­la­ma ta­ah­hü­dü­nü im­za­la­dı­nız. Onun için, ba­kın, Av­ru­pa Bir­li­ği si­zi as­kı­ya alı­yor.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ba­kın, ben si­ze bu­na yö­ne­lik ola­rak da oku­ya­yım, oku­ya­yım da din­le­yin.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - "İm­za­nın ge­re­ği­ni ye­ri­ne ge­tir" di­yor­lar.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ba­kı­nız: "İş­bu pro­to­kol­de atıf­ta bu­lu­nu­lan Kıb­rıs cum­hu­ri­ye­ti 1960'da ku­ru­lan asıl or­tak­lık dev­le­ti de­ğil­dir. Tür­ki­ye bu ne­den­le Kıb­rıs Rum ma­kam­la­rı­nın hâli­ha­zır­da ol­du­ğu gi­bi Kıb­rıs'ta sa­de­ce ara böl­ge­nin gü­ne­yin­de oto­ri­te, de­ne­tim ve yet­ki ic­ra et­ti­ği ve Kıb­rıs Türk hal­kı­nı tem­sil et­me­di­ği şek­lin­de­ki tu­tu­mu­nu sür­dü­re­cek ve anı­lan ma­kam­la­rın ta­sar­ruf­la­rı­nı bu­na gö­re mu­ame­le­ye ta­bi tu­ta­cak­tır. Tür­ki­ye, bu pro­to­ko­lün im­za­lan­ma­sı, onay­lan­ma­sı ve uy­gu­lan­ma­sı­nın pro­to­kol­de atıf­ta bu­lu­nu­lan Kıb­rıs cum­hu­ri­ye­ti­nin her­han­gi bir bi­çim­de ta­nın­ma­sı an­la­mı­na gel­me­di­ği­ni ve Tür­ki­ye'nin, 1960 ga­ran­ti, it­ti­fak ve ku­ru­luş an­laş­ma­la­rın­dan kay­nak­la­nan hak ve mü­kel­le­fi­yet­le­ri­ni ha­lel­dar et­me­di­ği­ni be­yan eder. Tür­ki­ye, iş­te, bu pro­to­ko­le ta­raf ol­ma­sı­nın Ku­zey Kıb­rıs Türk Cum­hu­ri­ye­ti'yle mev­cut iliş­ki­le­ri­ni de­ğiş­tir­me­ye­ce­ği­ni te­yit eder." Olay bu. Geç on­la­rı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Tek ta­raf­lı dek­la­ras­yon. Re­zer­ve ko­ya­cak­tın, re­zer­ve… Re­zerv ko­ya­ma­dın. Ken­din ko­nuş­tun ken­din din­le­din ve kim­se cid­di­ye al­ma­dı.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve şu ana ka­dar so­ru­yo­rum, ne kay­bet­miş­tir, di­yo­rum…

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - İm­za at­tın, im­za.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - "Ne kay­bet­miş­tir?" di­yo­rum; ba­na, çı­kar­tıp bir şey söy­le­ye­mi­yor­su­nuz.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Ek Pro­to­kol ne­re­de?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - "Ne kay­bet­miş­tir?" di­yo­rum. Ek Pro­to­kol, şu Par­la­men­to ça­tı­sı al­tın­dan geç­me­dik­çe bi­zi bağ­la­maz.

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - İm­za­la­dı­nız.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Olay bit­miş­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ha­yır, Ha­yır…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı.)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - İm­za­la­dın, im­za­la­dın.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - İm­za­la­dın ve kıv­ra­nı­yor­sun.

BAŞ­KAN - Sa­yın Baş­ba­kan, bir da­ki­ka efen­dim, bir da­ki­ka.

Bu­yu­run efen­dim.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve şu an­da Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Baş­ba­ka­nı­nın, al­tın­da im­za­sı olan bir ta­ne bel­ge yok­tur.

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Be­şir Ata­lay'ın var.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Be­şir Ata­lay'ın var.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ora­da da ta­ki­ye­ci­si­niz!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı­nın al­tın­da im­za­sı olan bir ta­ne bel­ge yok­tur.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ba­kan­la­rı­nız im­za­la­dı.

MU­HAR­REM İN­CE (Ya­lo­va) - Yar­dım­cı­nız mı im­za­la­dı?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ba­kı­nız, ba­kı­nız… Bi­le­rek ko­nu­şun, ile­ti­şim ka­nal­la­rı­nı­zı doğ­rul­tun, yan­lış ko­nu­şu­yor­su­nuz.

ER­DO­ĞAN KAP­LAN (Te­kir­dağ) - Sa­yın Baş­ba­kan çift­çi­yi ko­nuş! Çift­çi­yi ko­nuş! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­ki­li otu­rur mu­su­nuz ye­ri­ni­ze lüt­fen.

ER­DO­ĞAN KAP­LAN (Te­kir­dağ) - Çift­çi­yi ko­nuş!

BAŞ­KAN - Sa­yın Kap­lan, otu­run lüt­fen ye­ri­ni­ze.

ER­DO­ĞAN KAP­LAN (Te­kir­dağ) - Öl­dür­dü­nüz çift­çi­yi!

BAŞ­KAN - Bu­yu­run efen­dim.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve dış po­li­ti­kay­la il­gi­li ola­rak, özel­lik­le Or­ta Do­ğu'da şu an­da de­vam eden sü­reç içe­ri­sin­de, Tür­ki­ye'nin Or­ta Do­ğu'da­ki ko­nu­mu her za­man­kin­den da­ha fark­lı bir şe­kil­de has­sa­si­ye­ti­ni ko­ru­mak­ta­dır. Ge­rek İran, ge­rek Su­ri­ye, ge­rek Ür­dün, ge­rek te­le­fon dip­lo­ma­si­siy­le sür­dür­dü­ğü­müz sü­reç içe­ri­sin­de at­tı­ğı­mız adım­lar bel­li­dir. Ta­bii, ben, şu­nu me­rak edi­yo­rum: Sa­yın Bay­kal, bu ara Sos­ya­list En­ter­nas­yo­ne­lin Lüb­nan'da­ki top­lan­tı­sı­na git­ti.

HA­RUN AKIN (Zon­gul­dak) - Ege­men Ba­ğış mı söy­le­di si­ze?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve ken­di­si­ne çok te­şek­kür edi­yo­rum, o se­ya­hat­te "UNI­FIL" gö­re­vi­ni sür­dü­ren as­ker­le­ri­mi­zi de zi­ya­ret et­miş, ken­di­si­ni al­kış­lı­yo­rum, teb­rik edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Gü­zel bir yak­la­şım­dı, bun­dan do­la­yı ken­di­le­ri­ni teb­rik edi­yo­rum.

Bir di­ğer adım, şu an­da, özel­lik­le Or­ta Do­ğu sü­re­ciy­le il­gi­li ola­rak, Tür­ki­ye, üst­len­di­ği mis­yo­nu ay­nı has­sa­si­yet­le de­vam et­tir­mek­te­dir, de­vam et­ti­re­cek­tir. Çün­kü, biz, 780 bin ki­lo­met­re ka­re içe­ri­si­ne sı­kış­tı­rıl­mış bir Tür­ki­ye de­ği­liz, biz bir dün­ya ül­ke­si Tür­ki­ye'yiz, far­kı­mız bu. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ve şu an­da, Türk cum­hu­ri­yet­le­rin­den tu­tu­nuz, Kaf­kas­lar'da­ki tüm cum­hu­ri­yet­le­re ka­dar hep­siy­le di­ya­lo­ğu­muz ay­nı has­sa­si­yet­le de­vam edi­yor. Rus­ya'yla öy­le, Gür­cis­tan'la öy­le…

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ka­za­kis­tan'da Türk iş­çi­le­ri da­yak yi­yor…

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Na­sıl?

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Ka­za­kis­tan'da Türk iş­çi­le­ri da­yak yi­yor, darp edi­li­yor­lar…

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ya­zı­lı ola­rak ver de ce­vap­la­ya­lım onu da.

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - So­ru öner­gem var.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ba­kü-Tif­lis- Cey­han Pro­je­si or­ta­da, Şah­de­niz Pro­je­si or­ta­da. Do­ğu­dan ba­tı­ya, Yu­na­nis­tan, İtal­ya or­ta­da. Na­bu­ko Pro­je­si or­ta­da. Bun­lar ay­nı has­sa­si­yet­le de­vam edi­yor.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Türk or­du­su, bu­gün dün­ya­nın en bü­yük, en güç­lü, en cay­dı­rı­cı or­du­la­rı ara­sın­da yer alı­yor ve her yıl millî kay­nak­la­rı­mız­dan 3-4 mil­yar do­lar or­du­mu­zun mo­der­ni­zas­yo­nu için bu­gü­ne ka­dar hep yurt dı­şı­na ak­mış­tır. Şim­di, şu­ra­ya dik­kat­le­ri­ni­zi çe­ki­yo­rum: 2003 yı­lı­na ka­dar or­du­mu­zun ih­ti­yaç­la­rı­nın yal­nız­ca yüz­de 25'i ken­di imkânla­rı­mız­la kar­şı­lan­mak­tay­dı. Bu­gün or­du­muz ih­ti­yaç­la­rı­nın -al­tı­nı çi­ze­rek söy­lü­yo­rum- yüz­de 40'ı yer­li kay­nak­la­rı­mız­dan kar­şı­la­nı­yor. Bu ora­nı en kı­sa za­man­da yüz­de 50'ye çı­kar­mak­ta ka­rar­lı­yız ve in­şal­lah, Tür­ki­ye, ta­ma­men millî ta­sa­rım ve üre­tim­le, ilk sa­vaş ge­mi­si­ni de 2007 yı­lın­da kı­za­ğa ko­yu­yor ve 2010 yı­lın­da da in­şal­lah de­ni­ze in­di­ri­yor. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ta­bii, bu­ra­da, bir­çok bah­se­de­ce­ğim ko­nu­lar var, fa­kat vak­ti­min dar­lı­ğı se­be­biy­le on­la­ra gi­re­mi­yo­rum.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Tez­ke­re­den de bah­set Sa­yın Baş­ba­kan, tez­ke­re­den de bah­set!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - 2007 yı­lın­da GE­NE­SİS Pro­je­mi­zin de­ne­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz. Ro­ket­san, or­ta ve uzun men­zil mo­dern tank­sa­var fü­ze­le­ri­nin ima­la­tı­na 2011 yı­lın­da baş­lı­yor. ASEL­SAN, TAI ve TÜ­Bİ­TAK or­tak ça­lı­şa­rak, ta­ma­men ken­di ürü­nü­müz olan sa­vun­ma araç­la­rı­mı­zın bil­gi­sa­yar ya­zı­lı­mı­nı 2007 yı­lın­dan iti­ba­ren de­ne­me­ye alı­yor­lar.

Ve ener­ji kay­nak­la­rı­na ge­lin­ce, ener­ji kay­nak­la­rın­da da at­tı­ğı­mız adım­lar or­ta­da. Şu ana ka­dar, cid­di ma­na­da yap­tı­ğı­mız ba­raj­lar ve gö­let­ler 100'ü bul­muş du­rum­da. Şu an­da te­me­li­ni at­ma­ya ha­zır­lan­dı­ğı­mız dev pro­je­ler var. Bir ta­ne­si Yu­su­fe­li'dir, bir ta­ne­si açı­lı­şı­nı ya­pa­ca­ğı­mız Borç­ka Ba­ra­jı'dır. Şu an­da bun­la­rın tak­vi­mi­ni ha­zır­lı­yo­ruz, in­şal­lah, bun­la­rı da ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­rim, biz, çift­çi­mi­zin, köy­lü­mü­zün ge­liş­me­si için bü­tün imkânla­rı­mı­zı se­fer­ber et­tik. 2002 yı­lın­da yal­nız 8.100 trak­tör sa­tı­lır­ken, ham­dol­sun, 2006 yı­lın­da trak­tör sa­tış­la­rı 40 bi­ne da­yan­mış va­zi­yet­te; bu­ra­da­yız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ER­DO­ĞAN KAP­LAN (Te­kir­dağ) - Öl­dür­dün, öl­dür­dün!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve çift­çi­le­ri­mi­ze ke­sil­miş olan ma­zot des­te­ği­ni ye­ni­den biz ver­me­ye baş­la­dık ve ve­ri­yo­ruz.

ER­DO­ĞAN KAP­LAN (Te­kir­dağ) - Hep­si boş va­at, hep­si boş!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Şim­di, ma­zot, güb­re ve prim hep­si be­ra­ber çift­çi­mi­ze öde­ni­yor, öde­ne­cek.

ER­DO­ĞAN KAP­LAN (Te­kir­dağ) - Öl­dür­dün çift­çi­yi, öl­dür­dün!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve in­şal­lah 2007'nin de Ni­san ba­şın­da öde­me­yi ya­pa­ca­ğız, di­ğe­ri­nin de Ha­zi­ran ba­şın­da öde­me­si­ni ya­pa­ca­ğız; duy! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ER­DO­ĞAN KAP­LAN (Te­kir­dağ) - Hep­si borç­lu, borç­lu!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ta­rım­da 4 mil­yar do­lar olan ih­ra­ca­tı 10 mil­yar do­la­ra çı­kar­dık; he­de­fi­miz, 2013 yı­lın­da bu ra­ka­mı 20 mil­yar do­la­ra çı­kar­mak­tır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ko­nuş­ma­mın so­nu­na ge­lir­ken, cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin yü­zün­cü yı­lı­na na­sıl bir Tür­ki­ye'yle gi­re­ce­ğiz? De­mok­ra­tik re­form­la­rı­nı, eko­no­mik kal­kın­ma­sıy­la bir­lik­te ba­şar­mış bir Tür­ki­ye mi, yok­sa geç­mi­şi­ni tar­tış­mak­tan ge­le­ce­ği­ni plan­la­ma­ya za­man ayı­ra­ma­mış, yıl­la­rı­nı boş çe­kiş­me­ler­le he­ba et­miş bir Tür­ki­ye mi? Yol­suz­luk, yok­sul­luk ve ya­sak­lar­la mü­ca­de­le­si­ni ba­şar­mış bir Tür­ki­ye mi? Yok­sa, kro­nik me­se­le­le­ri­ni hal­le­de­me­miş, ye­rin­de sa­yan bir Tür­ki­ye mi? Bü­tün me­se­le, bu so­ru­la­ra doğ­ru ce­vap­lar üret­mek­te­dir. Si­ya­se­tin bü­tün me­se­le­si bu­dur, ba­na gö­re bu ol­ma­lı­dır.

Biz Hükûmet ola­rak, te­mel ter­ci­hi­mi­zi, en ba­şın­dan iti­ba­ren yap­mış bu­lu­nu­yo­ruz. Bu, ay­nı za­man­da, bi­zi ik­ti­da­ra ta­şı­yan Tür­ki­ye'nin de ter­ci­hi­dir. Onun için, ken­di­mi­ze şu so­ru­yu so­ra­rak yo­la çık­tık: Bi­zim dö­ne­mi­miz­de, top­lum­sal hu­zur ve re­fa­hı­mız ne ka­dar art­tı, ar­ta­cak? İn­sa­nı­mı­zın ha­yat stan­dart­la­rı, her alan­da ne ka­dar yük­se­le­cek? Tür­ki­ye'nin me­de­ni mil­let­ler ara­sın­da­ki ko­nu­mu ne ka­dar güç­le­ne­cek? Yü­zün­cü yı­lın­da, cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin ge­le­cek ide­al­le­ri­ni, Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk'ün işa­ret et­ti­ği çağ­daş­laş­ma he­def­le­ri­ni ne ka­dar ya­ka­la­mış ola­ca­ğız? Tür­ki­ye'yi, Türk si­ya­se­ti­ni bu­gün­kü dü­ze­ye ge­ti­ren Hükûme­ti­mi­zin yegâne he­de­fi, top­lum­sal mut­lu­lu­ğu, top­lum­sal hu­zu­ru ar­tır­mak­tır. Ar­tık, biz, ken­di re­kor­la­rı­mız­la ya­rı­şı­yo­ruz, ya­rış­ma­ya da de­vam ede­ce­ğiz.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­miz, bu­ra­da, bir ger­çe­ğin al­tı­nı özel­lik­le çiz­mek is­ti­yo­rum: 2002 yı­lın­da ki­şi ba­şı­na top­lam borç, ki­şi ba­şı­na dü­şen ge­li­rin yüz­de 130'u iken, 2006'da bu oran yüz­de 95'e ge­ri­le­miş­tir. Yi­ne, ki­şi ba­şı­na top­lam ka­mu bor­cun­da bu oran yüz­de 94'ten yüz­de 65'e ge­ri­le­miş­tir. Ni­ha­yet, ka­mu ve özel ya­tı­rım­la­rın ki­şi ba­şı­na dü­şen ge­li­re ora­nı yüz­de 17,3 iken, bu oran şim­di yüz­de 21,5'a yük­sel­miş­tir. Ya­ni, ki­şi ba­şı­na dü­şen ge­lir ar­tar­ken borç ora­nı düş­müş, ay­nı dö­nem­de ya­tı­rım mik­ta­rı da yük­sel­miş­tir. Bu ra­kam­lar, ne ka­dar sağ­lık­lı bir ya­pı­ya ka­vuş­tu­ğu­mu­zu açık­ça or­ta­ya koy­mak­ta­dır.

Ben, TÜ­İK'in açık­la­dı­ğı ra­kam­lar üze­rin­de faz­la dur­ma­ya­ca­ğım; zi­ra, bun­lar­la il­gi­li ola­rak, Ca­nik­li ar­ka­da­şım ge­rek­li açık­la­ma­la­rı yap­tı. An­cak, bir sos­yal res­to­ras­yon sü­re­cin­den geç­mek su­re­tiy­le hal­kı­mı­zın hu­zu­ru­nu, mut­lu­lu­ğu­nu ar­tır­ma­ya de­vam edi­yo­ruz, de­vam ede­ce­ğiz. Biz, ül­ke­mi­zi güç­süz bı­ra­kan tar­tış­ma­la­rın ta­ra­fı de­ği­liz. Öz­gür ve mü­ref­feh Tür­ki­ye'den ya­na­yız.

Özel­lik­le, ben, bu­ra­da, ta­bii mu­ha­le­fet tem­sil­ci­le­ri­nin, li­der­le­ri­nin ko­nuş­ma di­liy­le ko­nuş­ma­ya­ca­ğım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar) Bu di­li as­la ka­bul et­mi­yo­rum; çün­kü, o di­li, as­la, ya­kı­şır bul­mu­yo­rum...

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - "Ya" di­yor­sun, on­dan son­ra bu di­li ya­kı­şık­sız bu­lu­yor­sun!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - ... ve bi­raz ön­ce, bu kut­lu ça­tı­nın al­tın­da, bu şe­ref­li ça­tı­nın al­tın­da, cum­hu­ri­yet ta­ri­hi­nin en se­vi­ye­siz pro­vo­ka­tif ola­yı­na şa­hit ol­duk... (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Si­zin di­li­ni­zin en­da­ze­si yok Sa­yın Baş­ba­kan!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - ... ve âde­ta, bir ha­yal dün­ya­sın­da do­laş­mak su­re­tiy­le, bir cum­hur­baş­ka­nı pro­fi­li...

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

YIL­MAZ KA­YA (İz­mir) - Si­zin tar­zı­nız bu, si­zin tar­zı­nız...

BAŞ­KAN - Sa­yın Baş­ba­kan, mik­ro­fo­nu açı­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın lüt­fen.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - ... ken­di­le­ri­ne gö­re bir cum­hur­baş­ka­nı pro­fi­li çiz­mek su­re­tiy­le bir şey­ler ko­nu­şu­yor­lar.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - O söz­ler si­zin mi de­ğil mi?

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - O söz­le­ri sen söy­le­me­din mi?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Şim­di...

BAŞ­KAN - Lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim de­ğer­li ar­ka­daş­lar, lüt­fen…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - O söz­le­ri kim söy­le­miş?

BER­HAN ŞİM­ŞEK (İs­tan­bul) - O söz­le­ri, siz, söy­le­di­niz mi, söy­le­me­di­niz mi? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Mü­da­ha­le et­me­ye­lim. Sa­yın Şim­şek, lüt­fen...

Bu­yu­run Sa­yın Baş­ba­kan.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız, ben böy­le bir söz­le­rin söy­len­di­ği­ni fi­lan ka­bul et­mi­yo­rum, o ay­rı me­se­le. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Aaa" ses­le­ri) Kal­dı ki...

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ya­zık! Adam sö­zü­nün ar­ka­sın­da du­rur!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Mü­sa­ade edin…

Kal­dı ki, ben o za­man do­ku­nul­maz de­ğil­dim.

GÖK­HAN DUR­GUN (Ha­tay) - Sen söy­le­din mi, söy­le­me­din mi?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Do­ku­nul­maz de­ğil­dim. Do­ku­nul­maz de­ğil­dim. Bu de­dik­le­ri­niz, bu ül­ke­nin ba­ğım­sız yar­gı­sı ta­ra­fın­dan de­ğer­len­di­ri­le­bi­lir­di.

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Suç ol­ma­ya­bi­lir...

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğım dö­ne­min­de, ben, do­ku­nul­maz de­ğil­dim.

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Suç de­ğil on­lar...

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ama, par­ti­mi­zi kur­du­ğum an­dan iti­ba­ren, hak­kım­da el­li ta­ne da­va açıl­dı.

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Suç de­ğil on­lar, on­lar suç de­ğil.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - ... ve bun­la­rın da, ka­hir ek­se­ri­ye­ti iti­ba­rıy­la, bun­lar be­ra­at­la so­nuç­lan­dı. (Gü­rül­tü­ler)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Suç de­ğil, an­la­yış o!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Be­ra­at­la so­nuç­lan­dı. Lüt­fen... Lüt­fen...

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Suç de­ğil o...

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ana­ya­sa­yı de­ğiş­tir­di­ği­ni­zi ne ça­buk unut­tu­nuz.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve ba­kı­nız...

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Mahkûm ol­muş­tu­nuz!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ba­kı­nız... Şim­di, bu­ra­da...

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ana­ya­sa­yı de­ğiş­ti­rip yo­lu­nu­zu aç­tık mı, aç­ma­dık mı?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kın, öy­le yak­la­şım­lar ya­pı­yor­su­nuz ki, ken­di­niz­de de­ğil­si­niz siz!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Yo, biz ken­di­miz­de­yiz!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bu ül­ke­ye Hik­met­yar gel­di­ği za­man, bu­ra­ya bir Baş­ba­kan ola­rak gel­di ve dev­let da­ve­tiy­le gel­di. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - De­ğil­di! Özel da­vet­le gel­di!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Baş­ba­kan de­ğil­di!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bi­le­rek ko­nuş bi­le­rek! Bil­me­den ko­nuş­ma! Bil­me­den ko­nuş­ma! Baş­ba­kan ola­rak gel­di. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen… Lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve o za­man ve o za­man, bil­di­ği­niz gi­bi, Sov­yet Sos­ya­list Cum­hu­ri­yet­ler Bir­li­ği'ne kar­şı ve­ri­len o mü­ca­de­le için tak­dir edi­li­yor­du. Sü­rek­li ola­rak kut­la­ma­lar, da­vet­ler bu­na gö­re ya­pıl­mış­tı.

Ge­li­yo­rum bir baş­ka şe­ye. Ben Ka­ide'ye des­tek ver­mi­şim.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Önün­de diz çök­mek şart mıy­dı?

GÖK­HAN DUR­GUN (Ha­tay) - Ni­ye diz çök­tün ni­ye? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "otur ye­ri­ne" ses­le­ri) Sen otur ye­ri­ne! Sen otur!

BAŞ­KAN - Lüt­fen sa­yın mil­let­ve­ki­li…

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ben, Sa­yın Bay­kal…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - El Ka­dı'ya ke­fil ol­du­nuz!

ALİ KE­MAL DE­VE­Cİ­LER (Ba­lı­ke­sir) - El Ka­dı, Ka­ide de­ğil!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - O za­man "El Ka­dı" de­sey­di ya, ni­ye "El Ka­ide" di­yor?

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Ya­sin El Ka­dı!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Evet, Ya­sin El Ka­dı'yı ta­nı­yo­rum, ken­di­si­ne ina­nı­yo­rum, gü­ve­ni­yo­rum, pa­ram ka­dar da ke­fi­lim, ke­fil olu­rum! [CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar (!)] Bak, pa­ram ka­dar ke­fi­lim, ke­fil olu­rum! Ta­mam mı? Bu ka­dar!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Te­rö­ris­te ke­fil olu­yor­su­nuz, te­rö­ris­te ke­fil olun­maz! Bir­leş­miş Mil­let­ler ka­ra­rı­na gö­re te­rö­rist­tir o!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ba­kın, ter­bi­ye dâhi­lin­de ko­nu­şun! Ta­nı­ma­dı­ğı­nız, bil­me­di­ği­niz bir in­san için "te­rö­rist" ifa­de­si­ni kul­la­na­maz­sın! Kul­la­na­maz­sın, o ka­dar! CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Bir­leş­miş Mil­let­le­rin ka­ra­rı var!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Kul­la­na­maz­sın, o ka­dar!

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­yü­rek, lüt­fen…Lüt­fen mü­da­ha­le et­me­yin.

Bu­yu­run efen­dim siz.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Bir­leş­miş Mil­let­ler ka­rar ver­me­di mi bu­na?

CA­NAN ARIT­MAN (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, sü­re…

BAŞ­KAN - Sa­yın Arıt­man… Baş­tan be­ri çok mü­da­ha­le edi­yor­su­nuz.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ben, ta­nı­dı­ğım, bil­di­ğim, Tür­ki­ye ve Türk sev­da­lı­sı olan bir in­san için bu­nu söy­le­rim, çün­kü, ta­nı­yo­rum, bi­li­yo­rum, ken­di­si­ne ina­nı­yo­rum.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - İyi ta­nı­ma­mış­sın!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Bir­leş­miş Mil­let­ler ka­ra­rı­na ne di­yor­su­nuz?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Pe­ki, Bir­leş­miş Mil­let­le­rin her gön­der­di­ği o tür lis­te­de olan isim­ler te­rö­rist mi? Çok ayıp ya! Çok ayıp!

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Si­zin Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rı­nız var!

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - İm­za­nız var, im­za­nız!

FAH­RET­TİN ÜS­TÜN (Muğ­la) - Ki­ta­ba bak Sa­yın Baş­ba­kan! Te­rö­rist mi, de­ğil mi?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bir di­ğer ko­nu: Sa­yın Bay­kal, Sa­yın Bay­kal, az ön­ce bu­ra­da kul­lan­dı­ğı­nız ifa­de, Tür­ki­ye'de, İs­tan­bul'un imar dü­ze­ni­ne, Tür­ki­ye'nin be­le­di­ye­le­ri, mi­mar­la­rı de­ğil, Ofer­ler, Arap şeyh­le­ri ka­rar ve­ri­yor" di­yor­su­nuz. (CHP sı­ra­la­rın­dan "Doğ­ru, doğ­ru" ses­le­ri) Siz, bir imar pla­nı na­sıl ha­zır­la­nır bu­nu bil­me­ye­cek ka­dar da ca­hil­si­niz! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ca­hil­si­niz!

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Sa­lı­pa­za­rı Pla­nı­nı kim yap­tı?

GÖK­HAN DUR­GUN (Ha­tay) - Sen ca­hil­sin.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Plan baş­ka bir şey­dir, plan baş­ka bir şey­dir, pro­je baş­ka bir şey­dir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan sı­ra ka­pak­la­rı­na vur­ma­lar, gü­rül­tü­ler)

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Sö­zü­nü ge­ri al­sın.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen…

Sa­yın Baş­ba­kan, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­lar mı­sı­nız.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve bir ikin­ci ifa­de… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Baş­ba­kan gi­bi ko­nuş­sun. Ayıp, ayıp!

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen.

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Ayıp ya!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bir ikin­ci ifa­de: "Ba­şör­tü­sü, sa­de­ce saç­la­rı ör­ten bir ör­tü­dür. Ba­şör­tü­sü eş­le­rin ayıp­la­rı­nı ört­me­ye yet­mez" ifa­de­si­ni kul­lan­dı­nız. (CHP sı­ra­la­rın­dan"Doğ­ru" ses­le­ri, gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen, mü­da­ha­le et­me­yin.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Ben me­rak edi­yo­rum, aca­ba, şu son za­man­lar­da Gru­bu­nu­za da­vet et­ti­ği­niz ba­şör­tü­lü be­nim sev­gi­li va­tan­daş­la­rı­mı, x-ray ci­ha­zın­dan ge­çir­mek su­re­tiy­le mi içe­ri­ye alı­yor­su­nuz? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler )

İZ­ZET ÇE­TİN (Ko­ca­eli) - Çar­pıt­ma! Ne ala­ka­sı var!

ATİL­LA EMEK (An­tal­ya) - Sap­tır­ma…

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Han­gi­si­nin ayı­bı var, han­gi­si­nin ayı­bı yok? Bun­la­rı bu şe­kil­de mi içe­ri alı­yor­su­nuz? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

DE­NİZ BAY­KAL (An­tal­ya) - Ne ala­ka­sı var!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Te­es­süf ede­rim si­ze, te­es­süf ede­rim! (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler )

Ba­kın, bu ül­ke­de, ba­şı açı­ğıy­la,  ba­şı ör­tü­lü­süy­le  bü­tün hal­kım be­nim va­tan­da­şım­dır, hep­si­ne say­gım var, ama, siz­de bu yok. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, ayak­ta al­kış­lar)  Siz­de bu yok. Siz­de bu yok.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, sü­re­ye ba­kın, on da­ki­ka geç­ti.

BAŞ­KAN - Sa­yın Baş­ba­kan, ko­nuş­ma­nı­zı lüt­fen ta­mam­la­yın efen­dim.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bir di­ğer ko­nu: Ba­kın, ben si­ze, da­ha ön­ce, da­ha ön­ce… (AK Par­ti ve CHP sı­ra­la­rı ara­sın­da kar­şı­lık­lı laf at­ma­lar) …da­ha ön­ce, ben, bir şey söy­le­dim.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ayıp, ayıp! Bu mu de­mok­ra­si?

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Se­ne 1920, 1 Ma­yıs. "Efen­di­ler, me­se­le­nin bir da­ha te­ker­rür et­me­me­si ri­ca­sıy­la bir iki nok­ta­yı arz et­mek is­te­rim…"

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Şim­di de Mus­ta­fa Ke­mal zan­net­ti ken­di­ni.

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - "…Bu­ra­da mak­sut olan ve Mec­li­si âli­ni­zi teş­kil eden ze­vat, yal­nız Türk de­ğil­dir, yal­nız Çer­kez de­ğil­dir, yal­nız Kürt de­ğil­dir, yal­nız Laz de­ğil­dir, fa­kat, hep­sin­den mü­rek­kep ana­sı­rı İs­la­mi­ye'dir, sa­mi­mi bir mec­mu­adır…" (CHP sı­ra­la­rın­dan sı­ra ka­pak­la­rı­na vur­ma­lar)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Baş­kan, sü­re­ye bak! Ayıp ya! Ayıp ya!

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ona ben ka­rar ve­ri­rim. Mil­le­tin ma­sa­sı on­lar, vu­ra­maz­sı­nız. Otu­run ye­ri­ni­ze! Otu­run! (CHP sı­ra­la­rın­dan sı­ra ka­pak­la­rı­na vur­ma­lar)

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - "…Bi­na­ena­leyh bu he­ye­ti âli­ye­nin tem­sil et­ti­ği hu­ku­ku­nu, ha­ya­tı­nı, şe­ref ve şa­nı­nı kur­tar­mak için az­met­ti­ği­miz emel­ler…"

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Baş­kan, sa­ate bak! Ayıp ya!

BAŞ­KAN - Sa­yın Baş­kan, otu­run ye­ri­ni­ze lüt­fen.

Sa­yın Baş­ba­kan, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yın lüt­fen. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - "…yal­nız bir un­su­ru İs­lam'a mün­ha­sır de­ğil­dir. Ana­sı­rı İs­la­mi­ye'den mü­rek­kep bir küt­le­ye ait­tir." (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar) "Bu­nun böy­le ol­du­ğu­nu he­pi­miz bi­li­riz. Mu­ha­fa­za ve mü­da­fa­asıy­la iş­ti­gal et­ti­ği­niz mil­let, bit­ta­bi bu un­sur­dan iba­ret de­ğil­dir. Muh­te­lif ana­sı­rı İs­la­mi­ye'den mü­rek­kep­tir. Bu mec­mu­ayı teş­kil eden her bir un­su­ru İs­lam, bi­zim kar­de­şi­miz ve me­na­fii ta­ma­mıy­la müş­te­rek olan va­tan­da­şı­mız­dır. Tah­li­si­ne az­met­ti­ği­miz vah­det, yal­nız Türk, yal­nız Çer­kez de­ğil, hep­sin­den mem­zuç bir un­su­ru İs­lam­dır."

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Ne gü­zel, ne gü­zel!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - "Bu­nun böy­le te­lak­ki­si­ni ve sui te­feh­hü­ma­ta mey­dan ve­ril­me­me­si­ni ri­ca edi­yo­rum." di­yor Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo" ses­le­ri, al­kış­lar)

Ha­di, sen de al­kış­la! Ni­ye al­kış­la­ya­mı­yor­sun? Al­kış­la! Ne­den? (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın Baş­ba­kan…

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Evet… Ben, şu an­da, 2007 büt­çe­si­nin, ül­ke­mi­ze, mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı Al­lah'tan te­men­ni eder­ken… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan! Sa­yın Baş­kan! Sa­yın Baş­kan!

BAŞ­KAN - Son cüm­le­le­ri­ni söy­lü­yor.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ya­zık­lar ol­sun sa­na!

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - …eme­ği ge­çen tüm ar­ka­daş­la­rı­mı, hu­zur­la­rı­nız­da kut­lu­yo­rum, teb­rik edi­yo­rum; Kur­ban Bay­ra­mı'nız mü­ba­rek ol­sun, 2007 yı­lı ha­yır­lı ol­sun di­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan ayak­ta al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Baş­ba­kan.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Si­vas Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Nu­ret­tin Sö­zen, Baş­kan­lı­ğı­mı­za mü­ra­ca­at ede­rek, Sa­yın Baş­ba­ka­nın ko­nuş­ma­sı sı­ra­sın­da ken­di­si­ne sa­taş­tı­ğın­dan ba­his­le 69'a gö­re söz is­te­miş­tir.

Za­bıt­la­rı ge­tirt­tim. Sa­yın Sö­zen, bir sa­taş­ma­ya mey­dan ver­me­mek kay­dıy­la, ne nok­ta­da açık­la­ma ya­pa­cak­sa­nız onu açık­la­ma­nı­zı ri­ca edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­yu­run.

IV. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR (Devam)

3.- Si­vas Mil­let­ve­ki­li Nu­ret­tin Sö­zen'in, Baş­ba­kan Re­cep Tay­yip Er­do­ğan'ın, ko­nuş­ma­sın­da, şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (Si­vas) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; ta­lih­siz ve dü­zey­siz bir mü­za­ke­re­de be­nim de adım geç­ti­ği için, sa­taş­ma ve ha­ka­ret ol­du­ğu için, İç Tü­zük'ün 69'un­cu mad­de­si­ne gö­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu­ra­da de­ği­ni­len ko­nu­la­ra kı­sa açık­la­ma­lar ge­ti­re­ce­ğim.

Ön­ce­lik­le, Si­vas mil­let­ve­kil­li­ğim ko­nu­sun­da bir açık­la­ma ya­pa­yım. Si­vas, bil­di­ği­niz gi­bi cum­hu­ri­ye­tin te­mel­le­ri atıl­dı­ğı bir kent ve ben de Si­vas­lı ol­mak­tan bü­yük bir onur duy­mak­ta­yım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Si­vas ör­gü­tü­mün ta­le­bi üze­ri­ne Ge­nel Baş­ka­nım ora­da gö­rev­len­dir­di. Bu par­ti gö­re­vi­ni de şe­ref­le ve onur­la ye­ri­ne ge­ti­ri­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Baş­ba­kan, ba­na "Dü­rüst ol Sö­zen." de­di. Bu Par­la­men­to­da, ba­na dü­rüst­lük öğü­dü ve­re­bi­le­cek son in­san Sa­yın Baş­ba­kan­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Ha­di be!

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Da­ha­sı var, ace­le et­me­yin. Çok so­ğuk­kan­lı ko­nu­şa­lım, bu İs­tan­bul ko­nu­su…

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Ko­nuş­ma­na dik­kat et, böy­le ko­nu­şa­maz­sın.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Çok so­ğuk­kan­lı ko­nu­şa­lım.

Da­ha baş­ka bir şey söy­lü­yo­rum.

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Ama ko­nuş­ma­nız­da da dik­kat­li ola­cak­sı­nız.

Sa­yın Baş­kan…

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Otur ye­ri­ne be! Otur ye­ri­ne! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın Sö­zen, ba­kın, bir da­ki­ka­nı­zı ri­ca ede­bi­lir mi­yim.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım…

BAŞ­KAN - Sa­yın Sö­zen, ba­na ba­kar mı­sı­nız.

Siz, ken­di açık­la­ma­la­rı­nı­zı yap­mak için hu­zu­ra gel­di­niz. Ye­ni bir ha­ka­re­te hak­kı­nız yok. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Lüt­fen, açık­la­ma­nı­zı ya­pın. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "İS­Kİ'yi an­lat" ses­le­ri)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Ace­le et­me­yin.

BAŞ­KAN - Ko­nuş­ma­nı­zı üç da­ki­ka­lık bir sü­re içe­ri­sin­de bi­tir­me­ni­zi ri­ca ede­rim. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, böy­le bir şey ya­pa­maz­sı­nız.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Öy­le şey yok, on da­ki­ka…

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Ba­na ne söy­le­diy­se ce­va­bı­nı ve­re­ce­ğim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Ne de­diy­sen ce­va­bı­nı ala­cak­sın.

BAŞ­KAN - Efen­dim, 69'a gö­re ve­ri­len söz beş da­ki­ka­dır.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ni­ye he­ye­can­la­nı­yor­su­nuz? Ni­ye he­ye­can­la­nı­yor­su­nuz? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MEH­MET SOY­DAN (Ha­tay) - İS­Kİ'yi an­lat…

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Otur ye­ri­ne be!

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, biz, yar­gı­dan al­nı­mız açık ola­rak, yar­gı­dan ge­çe­rek gel­dik. Siz de şu yar­gı­ya bir he­sap ve­rin. Yar­gıç­tan, sav­cı­dan kaç­ma­yın.

Bi­zim dos­ya­la­rı­mız yok. Ko­mis­yon­da tez­ke­re­le­ri­miz yok. Baş­ba­ka­nın tez­ke­re­le­ri var, on­la­rı açık­la­sın. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "İS­Kİ'yi an­lat" ses­le­ri)

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, mü­da­ha­le et­me­yin.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Şim­di, Is­tı­ran­ca De­re­le­ri­ne ge­le­lim. Is­tı­ran­ca De­re­le­ri­nin mü­hen­dis­lik adı, hu­ku­ki adı ve tek­nik adı Is­tı­ran­ca De­re­le­ri Re­gü­la­tö­rü­dür. Be­nim dö­ne­mim­de dü­şü­nül­dü, be­nim dö­ne­mim­de pro­je­len­di­ril­di, be­nim dö­ne­mim­de iha­le edil­di STFA fir­ma­sı­na. Be­nim dö­ne­mim­de, o za­ma­nın Ge­nel Baş­ka­nı Er­dal Bey'le be­ra­ber te­me­li atıl­dı ve bı­rak­tı­ğım za­man -is­tim­lak­ler, bo­ru­lar dâhil- yüz­de 40'ı ta­mam­lan­mış­tı. Or­ta­da ba­raj yok. Bir ba­raj, Saz­lı­de­re Ba­ra­jı, ben yap­tım ve DSİ'ye tes­lim et­tim.

Kon­gre Sa­ra­yı… Çok açık­tır, çok ayıp­tır, böy­le ya­lan söy­le­mek, he­le bir Baş­ba­ka­na ya­kı­şır mı? Ya­kı­şır mı? Kon­gre Sa­ra­yı'nın be­nim za­ma­nım­da ya­pıl­dı­ğı­nın ta­ze bir ka­nı­tı­nı söy­le­ye­yim. On gün ön­ce, Kon­gre Sa­ra­yı'nda bir tö­ren ya­pıl­dı. Bu tö­ren, ora­yı iş­le­ten şir­ke­tin ku­ru­lu­şu­nun onun­cu yı­lıy­dı. O tö­re­ni iz­le­yen­ler bi­lir­ler ki, ilk te­şek­kür ba­na ya­pıl­dı onun te­me­li­ni at­tı­ğım için, ora­ya adım at­tı­ğım için.

Kuş­ku­suz, hükûmet­le­rin, yö­ne­tim­le­rin de­va­mı söz ko­nu­su­dur. Ben, şim­di si­ze sa­ya­ca­ğım. Met­ro me­se­le­si: 14 ki­lo­met­re­lik met­ro­nun…(AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MEH­MET SOY­DAN (Ha­tay) - İS­Kİ, İS­Kİ…

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - İS­Kİ ne ol­du?

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Din­le, din­le, öğ­ren, kül­tü­rün yet­mez se­nin, öğ­ren.

14 ki­lo­met­re­nin, bı­rak­tı­ğım za­man, 10 ki­lo­met­re­si bit­miş­ti. Ben, met­ro­yu baş­la­tan in­sa­nım, te­me­li­ni atan in­sa­nım, 14 ki­lo­met­re­nin 10 ki­lo­met­re­si­ni ya­pan in­sa­nım; siz, ta­mam­la­yan­sı­nız. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Baş­ka bir şey da­ha: Ge­çen­ler­de, bir İs­lam ai­le top­lan­tı­sı ol­du, has­bel­ka­der….

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - İS­Kİ'yi an­lat.

GÖK­HAN DUR­GUN (Ha­tay) - Ko­nuş­ma, otur ye­ri­ne!

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - He­sa­bı ve­ril­di, siz he­sa­bı­nı­zı ve­rin. Ben, hep­si­nin he­sa­bı­nı ver­dim, Sa­yın Tay­yip Bey he­sa­bı­nı ver­sin. Tay­yip  Bey he­sa­bı­nı ver­sin. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MEH­MET SOY­DAN (Ha­tay) - Çöp­ler, dağ ol­muş­tu!

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri,  lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Çöp dağ­la­rı ne ol­du İs­tan­bul'da?

BAŞ­KAN - Sa­yın Can, lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ge­çen­ler­de bir…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MEH­MET SOY­DAN (Ha­tay) - Sü­re bit­ti.

BAŞ­KAN - Efen­dim, lüt­fen, Sa­yın Sö­zen, ko­nuş­ma­nı­zı bi­ti­rir mi­si­niz.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Efen­dim, han­gi ko­nu­la­ra de­ği­nil­diy­se on­la­ra de­ği­ni­yo­rum.

BAŞ­KAN - Efen­dim, be­nim böy­le bir yet­kim yok. 69'a gö­re ve­ri­len söz beş da­ki­ka­dır efen­dim, beş da­ki­ka.

ALİ TO­PUZ (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, mü­sa­ade edin ko­nuş­sun.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, on da­ki­ka sü­re­si var.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ha­di ca­nım sen­de! Ayıp, ayıp!

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Baş­ba­kan, bir ay ka­dar ön­ce, bir İs­lam ai­le kon­gre­sin­de di­yor ki: "Dün­ya­nın en bü­yük sos­yal gü­ven­lik te­si­si­ni at­tım." Ka­yış­dağ'da­ki Da­rü­la­ce­ze Bi­na­sı­nın pro­je­len­di­ril­me­si, ar­sa­sı, be­to­nar­me­si be­nim dö­ne­mim­de bit­ti, sa­de­ce, açı­lı­şı­nı Tay­yip Bey yap­tı, ona da sa­hip çı­kı­yor. İd­di­ay­la söy­lü­yo­rum…

RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Çöp dağ­la­rı ne ol­du?

BE­KİR BOZ­DAĞ (Yoz­gat) - Çöp dağ­la­rı var­dı, çöp dağ­la­rı!

MUS­TA­FA ÜNAL­DI (Kon­ya) - İS­Kİ, İS­Kİ…

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Bu Ge­nel Ku­rul­da iki kez söy­le­dim, bu üçün­cü kez söy­lü­yo­rum. 10 ta­ne ulus­la­ra­ra­sı pro­je­nin sa­hi­bi­yim: Tram­vay, met­ro, çöp pro­je­si, Is­tı­ran­ca De­re­le­ri… Say­ma­ya ge­rek yok. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ri­ca edi­yo­rum, bu­ra­da İs­tan­bul Be­le­di­ye­sin­den gö­rev­li 10-15 mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şım var, kalk­sın­lar, Tay­yip Bey dö­ne­mi­ne ait bir tek pro­je söy­le­sin­ler. Ona ait bir tek pro­je söy­le­sin­ler, kalk­sın­lar söy­le­sin­ler. Söy­le­ye­mez­si­niz...

BAŞ­KAN - Sa­yın Sö­zen, te­şek­kür edi­yo­rum efen­dim.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Şim­di, böy­le­si­ne…

BAŞ­KAN - Sa­yın Sö­zen, te­şek­kür edi­yo­rum.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Mü­sa­ade edin.

BAŞ­KAN - Sa­yın Sö­zen, te­şek­kür ede­rim.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - İç Tü­zük'ü çiğ­ni­yor­su­nuz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Sö­zen, ben İç Tü­zük'ü uy­gu­lu­yo­rum, faz­la­sıy­la sü­re ver­dim. Ben, İç Tü­zük'ü uy­gu­lu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

GÖK­HAN DUR­GUN (Ha­tay) - Sen Tay­yip tü­zük'ünü uy­gu­lu­yor­sun, İç Tü­zük'ü uy­gu­la­mı­yor­sun!

BAŞ­KAN - Efen­dim, al­tı-ye­di da­ki­ka ko­nuş­tu.

Efen­dim, lüt­fen ye­ri­ni­ze otu­rur mu­su­nuz.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Bun­la­rı an­lat­ma­ya de­vam ede­ce­ğim. Siz, ger­çek­le­ri de­ğiş­ti­re­mez­si­niz, ta­rih ya­zı­yor… (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Efen­dim, te­şek­kür ede­rim. Siz açık­la­ma­la­rı­nı­zı yap­tı­nız.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - … ta­rih ya­zı­yor.

BAŞ­KAN - Efen­dim, böy­le bir iş yok.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Ta­rih de ya­zı­yor… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Efen­dim, ben İç Tü­zük'e gö­re ha­re­ket edi­yo­rum.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Baş­ba­kan­dan ta­li­mat al­dın, ne İç Tü­zük'ü?

BAŞ­KAN - Ri­ca edi­yo­rum Sa­yın Sö­zen.

NU­RET­TİN SÖ­ZEN (De­vam­la) - Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim.

III. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER (Devam)

1.- 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ve Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1252) (S.Sa­yı­sı:1269) (Devam)

2.- 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel Büt­çe­ye Da­hil Da­ire­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sap  Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı  ve  Plan ve  Büt­çe Ko­mis­yo­nu  Ra­po­ru ( 1/1236, 3/1139)  (S.Sa­yı­sı: 1270) (Devam)

3.-  2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­ye Da­hil İda­re­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ve Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1237, 3/1140) (S.Sa­yı­sı: 1271) (Devam)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, İç Tü­zük'ün 61'in­ci mad­de­si­ne gö­re son söz mil­let­ve­ki­li­nin.

To­kat Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ze­yid As­lan. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ZE­YİD AS­LAN (To­kat) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 2007 ma­li yı­lı büt­çe­si hak­kın­da, İç Tü­zük ge­re­ği, son söz mil­le­tin­dir sö­zü­nü kul­lan­mak üze­re şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, yak­la­şık on­bir gün­den be­ri­dir büt­çe üze­rin­de de­tay­lı ola­rak bu­ra­da gö­rüş­le­ri­mi­zi bil­dir­dik. Ge­rek mu­ha­le­fet ge­rek ik­ti­dar ka­na­dı ge­rek­se Hükûmet, ba­kan­lık­lar­la il­gi­li de­tay­lı açık­la­ma­la­rı­nı yap­tı­ğın­dan do­la­yı, ben, bu ko­nu­da de­tay­la­ra gir­me­ye­ce­ğim. Fa­kat, bu­gün ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­de ba­zı hu­sus­lar­da ser­de­di­len gö­rüş­ler­le il­gi­li ki­şi­sel dü­şün­ce­le­ri­mi ve ka­na­at­le­ri­mi siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

De­ğer­li Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; bu­gün, bu­ra­da, özel­lik­le der­me çat­ma di­ye­bi­le­ce­ğim bir si­ya­set ça­tı­sı al­tın­da ku­rul­muş bir si­ya­si par­ti­nin Ge­nel Baş­ka­nı bu­ra­ya gel­di, ger­çek­ten…

ÖZ­LEM ÇER­Çİ­OĞ­LU (Ay­dın) - Doğ­ru ko­nuş!

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - …si­ya­set üs­lu­buy­la, si­ya­set ah­la­kıy­la bağ­daş­ma­ya­cak bir se­vi­ye­de bu­ra­da üs­lup kul­lan­dı ve ko­nuş­tu.

YÜK­SEL ÇOR­BA­CI­OĞ­LU (Art­vin) - Sen ki­me der­me çat­ma di­yor­sun? (CHP ve Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Lüt­fen sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ha­ti­bi din­le­ye­lim.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ha­ya­tı­nın her aşa­ma­sın­da fi­kir kar­ga­şa­sı ya­şa­mış, dü­şün­ce kar­ga­şa­sı ya­şa­mış bir Ge­nel Baş­kan, bu­ra­da, si­ya­set der­si ver­me­ye ça­lış­tı. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Sa­yın Baş­kan, na­sıl ko­nuş­tu­ru­yor­sun?

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Özel­lik­le, şu an­da da yer al­dı­ğı Ana­va­tan Par­ti­si­nin…

ZÜ­HE­YİR AM­BER (Ha­tay) - Ayıp ya­pı­yor­sun, sa­taş­ma!

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan…

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - … ilk, 83 yı­lın­da Özal'la bir­lik­te ku­ru­lu­şu ve Özal'ın Tür­ki­ye'yi dün­ya­ya ta­şı­yan…

BAŞ­KAN - Sa­yın As­lan, bir da­ki­ka­nı­zı ri­ca ede­bi­lir mi­yim.

Sa­yın As­lan, bi­raz ön­ce, ko­nuş­ma­nız­da, mu­ha­le­fet par­ti­le­rin­den bi­ri­si­ne "der­me çat­ma" ifa­de­si­ni kul­lan­dı­nız. Bu, bu Ge­nel Ku­ru­la ya­kış­maz. Bu sö­zü­nü­zü lüt­fen ge­ri alı­nız. Her­han­gi bir sa­taş­ma­ya da mey­dan ver­me­miş ola­lım.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar… (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Sen bi­zim mu­ha­ta­bı­mız de­ğil­sin.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar…

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Dü­rüst ol dü­rüst! Bi­zim mu­ha­ta­bı­mız Baş­ba­kan.

BAŞ­KAN - Efen­dim, otur­maz mı­sı­nız, lüt­fen otu­run ye­ri­ni­ze.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Özel­lik­le bu­ra­da…

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Bi­zim mu­ha­ta­bı­mız Baş­ba­kan.

BAŞ­KAN - Otu­run ye­ri­ni­ze lüt­fen.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Sa­yın Baş­ba­ka­nın, si­zin mu­ha­ta­bı­nız ol­ma­sı için, gi­din, ön­ce mil­let­ten yet­ki­yi alın ge­lin. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Biz mil­let adı­na ko­nu­şu­ruz ora­da. Ya­la­ka­lık yap­ma.

ZÜ­HE­YİR AM­BER (Ha­tay) - Ko­nuş­ma!

BAŞ­KAN - Lüt­fen ye­ri­ni­ze otu­run.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ön­ce mil­let­ten yet­ki­yi al gel.

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Ora­dan ya­la­ka­lık ya­pa­maz­sın.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Mil­let­ten yet­ki­yi al­ma­dan bu­ra­da ko­nuş­ma.

BAŞ­KAN - Sa­yın ida­re amir­le­ri­miz ne­re­de? Ne­re­de bi­zim ida­re amir­le­ri­miz?

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Ter­bi­ye­siz­lik yap­ma, bi­zim mu­ha­ta­bı­mız Baş­ba­kan.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ay­na­ya ba­ka­rak mı ko­nu­şu­yor­sun?

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Ya­la­ka­lık yap­ma!

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ay­na­ya ba­ka­rak mı ko­nu­şu­yor­sun?

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Ya­la­ka­lık yap­ma!

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ay­na­ya ba­ka­rak mı ko­nu­şu­yor­sun?

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­de­mir, bu­ra­sı Par­la­men­to, öy­le, o ta­vır­lar­la ha­re­ket ede­mez­sin.

Otu­run ye­ri­ni­ze.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar…(Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Otu­run ye­ri­ni­ze.

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Sen bü­tün Par­la­men­to­nun Baş­ka­nı­sın.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - …özel­lik­le bu­ra­da…

BAŞ­KAN - Otu­run ye­ri­ni­ze!

ZÜ­HE­YİR AM­BER (Ha­tay) - Sa­yın Baş­kan, ona söy­le­yin.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ser­best pi­ya­sa eko­no­mi­siy­le il­gi­li, özel­leş­tir­mey­le il­gi­li… (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Sa­yın Baş­kan, sen mil­le­tin Baş­ka­nı­sın…

BAŞ­KAN - Si­zin me­se­le­ni­zi son­ra hal­le­de­rim. Ben ge­re­ği­ni yap­tım. Otu­run ye­ri­ni­ze.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - IMF'yle il­gi­li bir­ta­kım dü­şün­ce ve ka­na­at­le­ri­ni söy­le­di.

Bu­gün, özel­lik­le…

BAŞ­KAN - Sa­yın As­lan, ben du­ya­ma­dım, ne de­di­niz siz?

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ney­le il­gi­li Baş­ka­nım?

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - "Ben ya­la­ka­yım." de­di!

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ney­le il­gi­li?

BAŞ­KAN - Ya­ni, o cüm­le­yi lüt­fen dü­zel­ti­niz.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Baş­ka­nım, za­bıt­la­rı ge­ti­rir ba­kar­sı­nız, var­sa bir sa­taş­ma ar­ka­daş­lar ce­vap hak­la­rı­nı kul­la­nır­lar. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Efen­dim…

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ya­ni, za­bıt­la­ra ba­kar­sı­nız, var­sa bir sa­taş­ma, ar­ka­daş­lar ce­vap hak­la­rı­nı kul­la­nır­lar. İç Tü­zük bu ko­nu­da açık. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

ZÜ­HE­YİR AM­BER (Ha­tay) - Ko­nuş­ma! Ko­nuş­ma!

BAŞ­KAN - Efen­dim, o be­nim tak­di­rim. Be­nim si­zi ikaz hak­kım var.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Şüp­he­siz.

BAŞ­KAN - Bu cüm­le­yi kul­lan­ma­yın lüt­fen, bu­ra­ya uy­mu­yor.

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Adam gi­bi ko­nu­şa­cak! Sen mil­le­tin Baş­ka­nı­sın.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run efen­dim, otu­run siz ye­ri­ni­ze.

Bu­yu­run.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Siz de top­la­ma­sı­nız ya, der­me çat­ma de­ğil mi­si­niz; Doğ­ru Yol­dan, Re­fah­tan, ANAP'tan…

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, özel­lik­le ser­best pi­ya­sa eko­no­mi­siy­le il­gi­li ola­rak, özel­leş­tir­mey­le il­gi­li ola­rak, IMF'yle il­gi­li ola­rak bu­ra­da Hükûme­te bir­ta­kım it­ham­lar­da bu­lun­du.

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Ni­ye ce­vap­la­ma­dın? Ni­ye ce­vap­la­ma­dın?

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ben bu­ra­dan şu­nu sor­mak is­ti­yo­rum: De­ğer­li, ko­nu­şan, Sa­yın Ge­nel Baş­kan, 1994 yı­lın­dan be­ri­dir si­ya­se­tin içe­ri­sin­de, uzun dö­nem­ler mil­let­ve­kil­li­ği ve her dö­nem­de de ba­kan­lık­lar yap­tı. Aca­ba, ken­di ba­kan­lık yap­tı­ğı dö­nem­ler­de, Hükûme­tin IMF'yle il­gi­li yap­mış ol­du­ğu stand-by an­laş­ma­la­rın­da im­za­sı var mı­dır, yok mu­dur? Eğer, var­dı ise, ne­den o gün­ler­de çı­kıp da bu­nun­la il­gi­li eleş­ti­ri­ler­de bu­lun­ma­dı? İn­şal­lah, bir gün kür­sü­ye çık­tı­ğın­da bu­nun mut­la­ka ce­va­bı­nı ve­re­cek­tir.

Son­ra, özel­lik­le, Tür­ki­ye'de özel sek­tör an­la­yı­şı­nı Tür­ki­ye'ye ta­şı­yan, o Özal'ın 1983 yı­lın­da baş­lat­mış ol­du­ğu bu an­la­yı­şı de­vam et­tir­di­ği inan­cıy­la bu­ra­da ko­nu­şan­la­ra, Özal'ın, o gün­ler­de Tür­ki­ye'yi ta­şı­dı­ğı dün­ya viz­yo­nu­nu iyi oku­ma­la­rı­nı sa­lık ve­ri­yo­rum. Lüt­fen, ge­ri­ye doğ­ru ba­kın, Özal'lı ANAP'lı yıl­la­rı bir in­ce­le­yin; bu­gün si­zin yap­tık­la­rı­nız­la, bu­gün si­zin ko­nuş­tuk­la­rı­nız­la o gü­nün Özal'ı, o gü­nün ANAP'ıy­la ara­da bir bağ var mı, lüt­fen bir ba­kın.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, yi­ne bu­ra­da se­çim  ba­ra­jın­dan bah­set­ti ar­ka­da­şı­mız. Bi­raz ön­ce söy­le­dim, 94'ten be­ri­dir bu­ra­da mil­let­ve­kil­li­ği yap­mış, hükûmet­le­rin içe­ri­sin­de, ik­ti­dar­la­rın içe­ri­sin­de ba­kan­lık yap­mış bu ar­ka­da­şı­mız, ne­den, aca­ba, on iki yı­lı aş­kın bir za­man­dan be­ri­dir, bir gün ol­sun, bu­nun­la il­gi­li bir tek­li­fi, öne­ri­yi bu­ra­ya ta­şı­ma­dı? Şim­di mi ak­lı­na gel­di?

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Ge­nel baş­kan de­ğil­di o za­man.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ha, şim­di ak­lı­na gel­di. Çün­kü, mil­le­tin önü­ne git­ti­ğin­de mil­let­ten ne ce­vap ala­ca­ğı­nı bi­li­yor "ya, tek ba­şı­ma da gel­sem, aca­ba ken­di­mi kur­ta­ra­bi­lir mi­yim" in he­sa­bı­nı ya­pı­yor.

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Sen ken­di­ne bak!

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, söy­le­ne­cek çok şey var.

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Söy­le­ye­cek hiç­bir şe­yin yok, hep­si boş.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ben, as­lın­da, ta­bii, Mec­li­si ger­mek is­te­mi­yo­rum. Özel­lik­le iki gün­den be­ri­dir çok yo­ğun bir or­tam ya­şa­dık.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ken­di­ni fa­sul­ye­den say­ma! Sen kim­sin ki ge­re­cek­sin Mec­li­si?

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Uy­ku­suz, yor­gun an­lar ya­şa­dık. Söy­le­ne­bi­le­cek çok şey var, ama, biz, AK Par­ti ola­rak, Türk si­ya­se­tin­de yo­la çı­kar­ken, hal­kı­mı­za bir söz ver­dik. Biz de­dik ki: Mil­le­ti­miz için öden­me­si ge­re­ken bir be­del var­sa, bu­nu, biz öde­riz. Ama, as­la…

MEH­MET ER­DE­MİR (Yoz­gat) - Yü­rek is­ter, yü­rek! Yü­rek is­ter, yü­rek!

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ama, as­la, mil­le­ti­mi­ze, hal­kı­mı­za bu be­de­li ödet­me­yiz de­dik. Yok­sa, söy­le­nen her se­vi­ye­siz sö­zün, söy­le­nen her çir­kin sö­zün…

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Sen de­me­miş miy­din ay­nı­sı­nı?

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) -…Türk­çe lü­ga­tin­de çok da­ha ağır kar­şı­lık­la­rı var­dır. Bi­zim bun­la­rı söy­le­ye­bi­le­cek ce­sa­re­ti­miz de var­dır, si­hir­li söz­cük­le­ri kul­la­na­bi­le­cek ye­te­ne­ği­miz de var­dır.

K. KE­MAL ANA­DOL (İz­mir) - Yap­ma ya!..

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Ma­şal­lah!..

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ben, sa­de­ce, bu­ra­da olu­şa­bi­le­cek bir ger­gin­lik or­ta­mı­nın, mil­le­ti­mi­zin, ge­le­ce­ğin Tür­ki­ye'si­ni kur­ma yo­lun­da bir adım, bir an, bir da­ki­ka kay­bet­me­me­si için, bir kriz, bir ger­gin­lik or­ta­mı ya­rat­ma­ma­sı için, ken­di içi­mi­ze atı­yo­ruz, ken­di içi­miz­de sak­lı­yo­ruz.

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Geç onu, geç, geç!

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Bu­nu da ken­di içi­miz­de sak­la­ya­ca­ğız.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - On da­ki­ka geç­ti.

HÜ­SE­YİN GÜ­LER (Mer­sin) - Kim ina­nır… Sa­mi­mi olun…

HA­RUN AKIN (Zon­gul­dak) - Hay­di, mil­le­tin uy­ku­su gel­di...

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ama, unut­ma­yın ki, kim­se de unut­ma­sın ki, za­ma­nı ge­lir, ye­ri ge­lir, söy­le­ne­cek söz var­sa o söz söy­le­nir, ya­pı­la­cak ey­lem var­sa o ey­lem ya­pı­lır. Bun­dan, hiç kim­se­nin, hiç kim­se­nin kuş­ku­su ol­ma­sın.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ne ey­le­mi ya­pa­cak­sın?

HA­RUN AKIN­CI (Zon­gul­dak) - Ne ey­le­mi ya­pa­cak­sın?

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ben, 2007… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ha­yır, ne ey­le­mi ya­pa­cak­sın?

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Kı­lıç­da­roğ­lu...

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ha­yır, dö­ve­cek mi­sin?

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) -…ağ­zın­dan çı­ka­nı ku­la­ğın duy­sun.

GÖK­HAN DUR­GUN (Ha­tay) - Sen sus. Otur ye­ri­ne.

ZE­KE­Rİ­YA AKIN­CI (An­ka­ra) - Ey­le­mi söy­le, ey­le­mi.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Sa­na bir söz ede­rim, otur­du­ğun yer­den kal­ka­maz­sın bak. Sa­na bir söz ede­rim, otur­du­ğun yer­den kal­ka­maz­sın. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ağ­zın­dan çı­ka­nı ku­la­ğın duy­sun.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Söy­le, söy­le, için­de kal­ma­sın.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen otu­ra­lım ye­ri­mi­ze. Lüt­fen otu­ra­lım.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Edep­li ol… Edep­li ol… Edep­li ol… Sa­de­ce bu ka­dar söy­lü­yo­rum sa­na. Edep­li ol di­yo­rum.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Ne atıp tu­tu­yor­sun? Söy­le, için­de kal­ma­sın söy­le.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - Ben onu söy­len­me­si ge­re­ken yer­de ken­di­si­ne bi­re­bir söy­le­rim, me­rak et­me­yin.(CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın As­lan, siz Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edin. Sü­re­niz dol­mak üze­re.

ZE­YİD AS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, 2007 ma­li yı­lı büt­çe­si­nin ül­ke­miz için, mil­le­ti­miz için ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. Önü­müz­de­ki Kur­ban Bay­ra­mı'nın tüm hal­kı­mız için, İs­lam âle­mi için ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni di­li­yor, va­tan­daş­la­rı­mı­zın ye­ni yı­lı­nı kut­lu­yor, yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın As­lan.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri…

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Efen­dim, yan­lış söy­le­di herhâlde. Siz ar­ka­da otu­ru­yor­su­nuz Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu. Ya­ni, tu­ta­na­ğa ge­çe­bi­li­riz. Bir zü­hul, yan­lış ta­nı­ma­dan kay­nak­la­nı­yor. Kı­lıç­da­roğ­lu'yla il­gi­li bir şey yok, tu­ta­na­ğa geç­tik. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

GÖK­HAN DUR­GUN (Ha­tay) - Ne tu­ta­na­ğı Sa­yın Baş­kan? İsim­le hi­tap edi­yor Baş­kan, han­gi tu­ta­nak?

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Geç­tik tu­ta­na­ğa. Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, ta­mam.

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Şim­di, Sa­yın Mu­zaf­fer Kur­tul­mu­şoğ­lu, Ana­va­tan Par­ti­si­ne Sa­yın As­lan'ın sa­taş­tı­ğın­dan ba­his­le 69'a gö­re söz is­te­miş­tir. Kı­sa bir söz ve­ri­yo­rum.

Sa­yın Kur­tul­mu­şoğ­lu, bu­yu­run efen­dim; kı­sa, bir tar­tış­ma­ya mey­dan ver­me­ye­lim. Ben ge­re­ği­ni yap­tım za­ten.

IV. - AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR (Devam)

4.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Mu­zaf­fer R. Kur­tul­mu­şoğ­lu'nun, To­kat Mil­let­ve­ki­li Ze­yid As­lan'ın, ko­nuş­ma­sın­da, Ge­nel Baş­kan­la­rı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Tür­ki­ye, bu sa­at­te Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ni iz­li­yor, ne ka­dar gü­zel.

Bu­ra­ya çık­tı bir ar­ka­da­şı­mız, sağ ol­sun, Ze­yid Bey, Er­kan Mum­cu'dan bah­set­ti. Ne yap­tı, ne söy­le­di? Ne ek­si­ği var­dı söy­ler­ken de, bu­ra­da büt­çe­nin le­hin­de ko­nu­şa­cak ar­ka­daş gel­di, o de­di, bu de­di…

MAH­FUZ GÜ­LER (Bin­göl) - Boş ver, boş ver!

MU­ZAF­FER R.KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - Sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım, bu, Mec­li­se ya­kış­mı­yor; bu, Mec­li­se ya­kış­mı­yor. Kim olur­sa ol­sun, ne olur­sa ol­sun, kür­sü­ye gel­di­ğin­de, bu­ra­da her şe­yi ko­nu­şa­ca­ğım di­ye bir baş­ka­sı­nı it­ham et­me lük­sü yok hiç kim­se­nin. Böy­le bir ku­ral da yok. Bu­ra­da Tür­ki­ye büt­çe­si ko­nu­şu­lu­yor, 2007'nin büt­çe­si ko­nu­şu­lu­yor.

Ama, Sa­yın Baş­kan, za­tı­ali­ni­ze de bir şey söy­le­me­den ge­çe­me­ye­ce­ğim. Bu ko­nuş­ma­la­ra siz de mey­dan ve­ri­yor­su­nuz Sev­gi­li Baş­kan, yan­lış ya­pı­yor­su­nuz, yan­lış­tır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ha­tip'i din­le­ye­lim.

MU­ZAF­FER R.KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - Efen­dim, gü­le­bi­lir­si­niz, gül­mek hak­kı­nız, laf at­mak da hak­kı­nız. Ne ka­dar gü­zel bir şey. Ama, bun­la­rı, bu Mec­lis kür­sü­sün­den de­ğil, ben­ce, es­ki­den il­ko­kul­da ya­pı­yor­du ço­cuk­lar bir­bir­le­ri­ne, siz­de de bu alış­kan­lık hâlen de­vam edi­yor de­mek­tir. Ya­zık­lar ol­sun de­me­ye­ce­ğim, o ba­na ya­kış­maz. Ama, ben, si­zi si­ze bı­ra­kı­yo­rum, si­ze bı­ra­kı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Bra­vo Ho­cam, bra­vo!" ses­le­ri, al­kış­lar)

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Bra­vo Ho­cam! Sen bü­yük­sün Ho­cam! Bü­yük­lük sen­de kal­sın!

MU­ZAF­FER R.KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - Ken­di­ni­zi herhâlde maç­ta zan­net­ti­niz, "Bra­vo" da di­yor­su­nuz, ne ka­dar gü­zel.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen, Ha­tip'i din­le­ye­lim.

MU­ZAF­FER R.KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - Maç­la­ra ben­zet­ti­niz bu­ra­yı; ama, bu­ra­sı, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin Bü­yük Mil­let Mec­li­si sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım. Bu­ra­ya çı­kan her adam, bu­ra­ya otu­ran her be­ye­fen­di, ha­nı­me­fen­di, bu­ra­nın Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin Bü­yük Mil­let Mec­li­si ol­du­ğu­nu bil­mek mec­bu­ri­ye­tin­de ar­ka­daş­la­rım.

MEH­MET SOY­DAN (Ha­tay) - Er­kan Mum­cu da dâhil mi?

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - Şim­di, Sa­yın Er­kan Mum­cu, doğ­ru­dur, Ana­va­tan­dan AKP'ye geç­miş­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan "Ters ol­du" ses­le­ri)

BAŞ­KAN - Ar­ka­daş­lar, mü­da­ha­le et­me­ye­lim, Ha­tip ko­nuş­ma­sı­nı bi­tir­sin.

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - AKP'den Ana­va­ta­na geç­miş ol­du. Ana­va­tan­dan AKP'ye geç­ti.

Pe­ki, ni­ye geç­ti? Ne­den ge­ri dön­dü? De­mek ki, si­ze uya­ma­dı, uya­ma­dı­ğı için git­ti. Uyu­ma­dı­ğı için git­ti.

ZA­FER HI­DI­ROĞ­LU (Bur­sa) - Mi­sa­fir­di, mi­sa­fir…

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - Sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız, ağ­zı­nı­zı aç­ma­yı­nız, ayıp olu­yor! Ya­zık olu­yor! Çün­kü, si­zi ben hep be­ye­fen­di ola­rak ta­nı­dım, ama, be­ye­fen­di­li­ği­ni­ze ha­lel ge­tir­me­yi­niz! Ge­tir­me­yi­niz de, efen­di­ce din­le­yi­niz! (AKP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mü­da­ha­le et­me­ye­lim lüt­fen.

MU­ZAF­FER R. KUR­TUL­MU­ŞOĞ­LU (De­vam­la) - Bu­ra­da, biz he­pi­ni­zi… Bir gün ora­dan hiç laf at­tı­ğı­mı gör­dü­nüz mü? Hiç mi utan­mı­yor­su­nuz, hiç mi vic­da­nı­nız sız­la­mı­yor si­zin? Ora­dan kaç de­fa, han­gi­ni­ze laf at­tım ben? Han­gi­ni­zi böy­le kü­çüm­ser va­zi­yet­te, gü­ler­ce dur­du­nuz? Ne­ye gü­ler­si­niz, söy­ler mi­si­niz ba­na?

Ya­zık­lar ol­sun! Bu Mec­li­si bu şek­le ge­tir­mek hiç kim­se­nin hak­kı de­ğil, hiç kim­se­nin de böy­le bir yet­ki­si yok. Ama, alı­şa­gel­miş şe­yi bı­ra­ka­mı­yor­su­nuz.

Ben yi­ne söy­lü­yo­rum. Bu Mec­li­sin ada­bı­na uya­cak şe­kil­de her­ke­sin ko­nuş­ma­sı la­zım­dır di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Bun­dan böy­le, bir da­ha böy­le bir olay­lar ol­ma­sın di­ye te­men­ni edi­yo­rum.

He­pi­ni­ze sev­gi ve say­gı­lar su­nu­yo­rum.

Hoş­ça ka­lın. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­riz Sa­yın Kur­tul­mu­şoğ­lu.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri… Sa­yın Ber­han Şim­şek Ge­nel Ku­rul­da mı?

Efen­dim, yap­tı­ğı­nız ko­nuş­ma sı­ra­sın­da… Sa­yın Şim­şek, za­bıt­la­rı ge­tirt­tim, ko­nuş­ma­nı­zın bir bö­lü­mün­de "Hükûme­ti­niz dö­ne­min­de Tür­ki­ye, kü­re­sel bir ak­tör de­ğil, İn­gi­liz The Gu­ar­di­an ga­ze­te­si­nin yaz­dı­ğı gi­bi, bir met­res, fi­gü­ran hâli­ne gel­di" cüm­le­si­ni kul­lan­mış­sı­nız.

MEH­MET SOY­DAN (Ha­tay) - Ya­zık­lar ol­sun!

BAŞ­KAN - Ne si­zin şah­sı­nı­za ne de bu yü­ce Par­la­men­to­ya ne Türk Mil­le­ti­ne böy­le bir ifa­de uy­gun de­ğil. Bu sö­zü­nü­zü tav­zih et­me­ni­zi siz­den ri­ca edi­yo­rum.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (İs­tan­bul) - Ha­yır Sa­yın Baş­kan, bi­raz ön­ce bir da­ki­ka ver­sey­di­niz to­par­lar­dık. Söy­le­ye­cek bir şey yok.

BAŞ­KAN - Bu cüm­le­yi za­bıt­lar­dan çı­ka­ra­lım.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (İs­tan­bul) - Ha­yır, bu şe­kil­de ga­ze­te­ler yaz­dı.

MU­SA UZUN­KA­YA (Sam­sun) - Sa­yın Baş­kan, ay­nen kal­sın efen­dim, ona ya­kı­şan söz­ler.

BAŞ­KAN - Za­bıt­lar­dan çı­ka­rı­yo­ruz, te­şek­kür ede­rim.

BER­HAN ŞİM­ŞEK (İs­tan­bul) - Ha­yır, ay­nen öy­le ka­la­cak, ge­rek yok, ga­ze­te­nin yaz­dı­ğı­nı söy­lü­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 2007 Yı­lı Mer­ke­zi Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel ve Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nun Ta­sa­rı­la­rı üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Ke­sin­he­sap Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve 2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın oy­la­ma­la­rı­nı ya­pa­ca­ğız.

Ta­sa­rı­la­rın tü­mü açık oy­la­ma­ya ta­bi­dir.

Açık oy­la­ma­nın şek­li hak­kın­da Ge­nel Ku­ru­lun ka­ra­rı­nı ala­ca­ğım. Her üç ka­nun ta­sa­rı­sı­nın açık oy­la­ma­sı­nın elek­tro­nik oy­la­ma ci­ha­zıy­la ya­pıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

III. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

1.- 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ve Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1252) (S.Sa­yı­sı:1269) (Devam)

BAŞ­KAN - 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı'nın açık oy­la­ma­sı­na baş­lı­yo­ruz.

Oy­la­ma için üç da­ki­ka sü­re ve­re­ce­ğim. Bu sü­re için­de sis­te­me gi­re­me­yen üye­le­rin tek­nik per­so­nel­den yar­dım is­te­me­le­ri­ni, bu yar­dı­ma rağ­men de sis­te­me gi­re­me­yen üye­le­rin oy pu­su­la­la­rı­nı oy­la­ma için ön­gö­rü­len üç da­ki­ka­lık sü­re içe­ri­sin­de Baş­kan­lı­ğa ulaş­tır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum.

Ay­rı­ca, vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­lar var­sa, han­gi ba­ka­na vekâle­ten oy kul­lan­dı­ğı­nı, oyu­nu ren­gi­ni ve ken­di­si­nin ad ve so­ya­dı ile im­za­sı­nı da ta­şı­yan oy pu­su­la­sı­nı yi­ne oy­la­ma için ön­gö­rü­len üç da­ki­ka­lık sü­re içe­ri­sin­de Baş­kan­lı­ğa ulaş­tır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, büt­çe­nin oy­la­ma­sın­dan son­ra ça­lış­ma­mı­za de­vam ede­ce­ği­miz­den, ar­ka­daş­la­rı­mı­zın Ge­nel Ku­rul­dan ay­rıl­ma­ma­la­rı­nı da ri­ca edi­yo­rum.

Efen­dim, büt­çe 330 oyu ge­rek­ti­ri­yor, bu hu­su­sa ar­ka­daş­la­rı­mı­zın has­sa­si­ye­ti­ni ri­ca edi­yo­rum.

Efen­dim, zü­hu­len bir açık­la­ma ol­du. Büt­çe, böy­le bir ço­ğun­luk ara­mı­yor. Bu, ya­sa­la­rın ba­zı­la­rın­da ara­nı­yor, ma­lu­mu­nuz.

ALİ RI­ZA BO­DUR (İz­mir) - Af ge­rek­ti­ren ya­sa­lar­da ara­nı­yor Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu  Ta­sa­rı­sı'nın ya­pı­lan açık oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı      :          454

Ka­bul                            :          306

Ret                                :          148 (x)

Böy­le­ce 2007 yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ka­bul edil­miş­tir.

2.- 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel Büt­çe­ye Da­hil Da­ire­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sap  Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı  ve  Plan ve  Büt­çe Ko­mis­yo­nu  Ra­po­ru ( 1/1236, 3/1139)  (S.Sa­yı­sı: 1270) (Devam)

BAŞ­KAN - 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı­nın açık oy­la­ma­sı­na baş­lı­yo­ruz.

Oy­la­ma için üç da­ki­ka sü­re ve­re­ce­ğim. Bu sü­re içe­ri­sin­de sis­te­me gi­re­me­yen üye­le­rin tek­nik per­so­nel­den yar­dım is­te­me­le­ri­ni, bu yar­dı­ma rağ­men de sis­te­me gi­re­me­yen üye­le­rin, oy pu­su­la­la­rı­nı, oy­la­ma için ön­gö­rü­len üç da­ki­ka­lık sü­re için­de Baş­kan­lı­ğa ulaş­tır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum.

Ay­rı­ca, vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­lar var ise, han­gi ba­ka­na vekâle­ten oy kul­lan­dı­ğı­nı, oyu­nun ren­gi­ni ve ken­di­si­nin adı ve so­ya­dı ile im­za­sı­nı ta­şı­yan oy pu­su­la­sı­nı, yi­ne, oy­la­ma için ön­gö­rü­len üç da­ki­ka­lık sü­re içe­ri­sin­de Baş­kan­lı­ğa ulaş­tır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum.

Oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı'nın ya­pı­lan açık oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı      :          454

Ka­bul                            :          310

Ret:                               :          144 (x)

Böy­le­ce, 2005 Malî Yı­lı Ke­sin­he­sap Ka­nun Ta­sa­rı­sı ka­bul edil­miş­tir.

3.-  2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­ye Da­hil İda­re­le­rin Ke­sin­he­sap­la­rı­na Ait Ge­nel Uy­gun­luk Bil­di­ri­mi­nin Su­nul­du­ğu­na İliş­kin Sa­yış­tay Baş­kan­lı­ğı Tez­ke­re­si ile 2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ve Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1237, 3/1140) (S.Sa­yı­sı: 1271) (Devam)

BAŞ­KAN - Şim­di, 2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı'nın açık oy­la­ma­sı­na baş­lı­yo­ruz.

Açık oy­la­ma için üç da­ki­ka sü­re ve­re­ce­ğim. Bu sü­re içe­ri­sin­de sis­te­me gi­re­me­yen üye­le­rin tek­nik per­so­nel­den yar­dım is­te­me­le­ri­ni, bu yar­dı­ma rağ­men de sis­te­me gi­re­me­yen üye­le­rin, oy pu­su­la­la­rı­nı, oy­la­ma için ön­gö­rü­len üç da­ki­ka­lık sü­re içe­ri­sin­de Baş­kan­lı­ğa ulaş­tır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

Oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma­ya baş­la­nıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, büt­çe ya­sa­sın­dan son­ra, si­ya­si par­ti grup­la­rı­nın or­tak­la­şa, mu­ta­ba­kat­la ge­tir­dik­le­ri kı­sa bir ya­sa var, onu gö­rü­şe­ce­ğiz. An­cak, bu­ra­da, be­lir­li bir oran ih­ti­ya­cı var, 330 üye, mil­let­ve­ki­li­nin oyu. Onun için, ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ay­rıl­ma­ma­sı­nı ri­ca edi­yo­rum. He­men ar­ka­sın­dan, kı­sa bir sü­re son­ra bu ya­sa­yı gö­rüş­me­ye baş­la­ya­ca­ğız.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma­ya de­vam edil­di)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı'nın ya­pı­lan açık oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı      :          443

Ka­bul                            :          306

Ret:                               :          137 (x)

Böy­le­ce, 2005 Ma­li Yı­lı Kat­ma Büt­çe­li İda­re­ler Ke­sin he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ka­bul edil­miş­tir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, büt­çe ve ke­sin he­sap ka­nu­nu ta­sa­rı­la­rı ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır. Mil­le­ti­mi­ze ve mem­le­ke­ti­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Şim­di, Sa­yın Baş­ba­kan kı­sa bir te­şek­kür ko­nuş­ma­sı ya­pa­cak­lar­dır.

Bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­BA­KAN RE­CEP TAY­YİP ER­DO­ĞAN (Si­irt) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 2007 büt­çe­siy­le il­gi­li ya­pı­lan oy­la­ma­lar da so­na er­di. Ön­ce­lik­le, büt­çe­nin ha­zır­lan­ma­sın­da eleş­ti­ri­le­riy­le büt­çe­mi­ze kat­kı ve­ren­le­re, hu­zur­la­rı­nız­da Gru­bum adı­na, şah­sım adı­na en kalbî duy­gu­lar­la te­şek­kür­le­ri­mi su­nu­yo­rum.

Kur­ban Bay­ra­mı'nın tüm İs­lam dün­ya­sı için, mil­le­ti­miz için, 2007 yı­lı­nın, yi­ne mil­le­ti­miz için, in­san­lık için ha­yır­la­ra ve­si­le ol­ma­sı­nı Al­lah'tan te­men­ni edi­yor, siz­le­ri sev­gi ve say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­riz Sa­yın Baş­ba­kan.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri "Özel Gün­dem­de Yer Ala­cak İş­ler"in gö­rüş­me­le­ri ta­mam­lan­mış­tır.

Alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, gün­de­min "Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler" kıs­mı­na ge­çi­yo­ruz.

4.- Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin, Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­rihî Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi (Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi) ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/212) (S. Sa­yı­sı: 305)

BAŞ­KAN - 1'in­ci sı­ra­da yer alan, Ça­nak­ka­le Mil­let­ve­kil­le­ri Meh­met Da­niş ve İb­ra­him Köş­de­re'nin; Ge­li­bo­lu Ya­rı­ma­da­sı Ta­ri­hi Millî Par­kı Ka­nu­nu­na Ge­çi­ci Bir Mad­de Ek­len­me­si­ne Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­por'u gel­me­di­ğin­den tek­li­fin gö­rüş­me­le­ri er­te­len­miş­tir.

2'nci sı­ra­da yer alan, Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı İle Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

5.- Ba­zı Ka­mu Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil ve Ter­ki­ni­ne İliş­kin Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1030) (S. Sa­yı­sı: 904)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon?.. Yok.

Er­te­len­miş­tir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

3'ün­cü sı­ra­da yer alan, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hükûme­ti ile Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri Hükûme­ti Ara­sın­da Ya­yıl­ma­nın Ön­len­me­si Amaç­la­rı­na Yö­ne­lik Yar­dım Sağ­lan­ma­sı­nın Ko­lay­laş­tı­rıl­ma­sı İçin İş­bir­li­ği­ne İliş­kin An­laş­ma­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı  ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

6.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ya­yıl­ma­nın Ön­len­me­si Amaç­la­rı­na Yö­ne­lik Yar­dım Sağ­lan­ma­sı­nın Ko­lay­laş­tı­rıl­ma­sı İçin İş­bir­li­ği­ne İliş­kin An­laş­ma­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1115) (S. Sa­yı­sı: 1147)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon?.. Yok.

Er­te­len­miş­tir.

4'ün­cü sı­ra­da yer alan, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş ve 5 Mil­let­ve­ki­li­nin; Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru'nun gö­rüş­me­le­ri­ne baş­lı­yo­ruz.

7.- Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş ve 5 Mil­let­ve­ki­li­nin; Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/900) (S. Sa­yı­sı: 1311) (x)

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ko­mis­yon ra­po­ru, 1311 sı­ra sa­yı­sıy­la bas­tı­rı­lıp, da­ğı­tıl­mış­tır.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de AK Par­ti Gru­bu adı­na, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş.

Bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Yak­la­şık, yak­la­şık de­ğil, tam otuz do­kuz sa­at­tir gö­rüş­tü­ğü­müz büt­çe­nin mil­le­ti­mi­ze ha­yır­lı, uğur­lu ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ka­nun tek­li­fi, Ka­mu Fi­nans­ma­nı ve Borç Yö­ne­ti­mi­nin Dü­zen­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun, Ça­lı­şan­la­rın Ta­sar­ruf­la­rı­nı Teş­vik He­sa­bı­nın Tas­fi­ye­si ve Bu He­sap­tan Ya­pı­la­cak Öde­me­le­re Da­ir Ka­nun, Ya­tı­rım­la­rın ve İs­tih­da­mın Teş­vi­ki ile Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun, Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si Ka­nu­nu ile Be­le­di­ye Ka­nu­nu'nda de­ği­şik­li­ği amaç­la­mak­ta­dır.

Ka­nun tek­li­fi­nin ilk mad­de­siy­le, yı­lı ya­tı­rım prog­ra­mın­da yer alan pro­je­le­re dış fi­nans­man te­mi­ni sü­re­cin­de, il­gi­li ku­ru­luş­la­rın yet­ki ve so­rum­lu­luk­la­rı­na açık­lık ge­tir­mek­te ve tek­nik ve eko­no­mik açı­dan ya­pı­la­bi­lir­li­ği ve iha­le mev­zu­atı­na uyum da dâhil ol­mak üze­re, il­gi­li uy­gu­la­yı­cı ku­ru­lu­şun pro­je çer­çe­ve­sin­de­ki so­rum­lu­luk­la­rı hü­küm al­tı­na alın­mak­ta­dır. Böy­le­ce, pro­je fi­nans­ma­nı kap­sa­mın­da ger­çek­leş­ti­ri­len iş­lem­le­rin da­ha et­kin ve hız­lı bir şe­kil­de yü­rü­tü­le­rek ta­mam­lan­ma­sı he­def­len­mek­te­dir.

Ka­nun tek­li­fi­mi­zin 2'nci mad­de­siy­le, Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı bün­ye­sin­de gö­rev ya­pan ve di­ğer mu­ha­se­be bi­rim­le­rin­den fark­lı ola­rak sür­dür­mek­te ol­duk­la­rı na­kit ve borç yö­ne­ti­mi iş­lem­le­ri­nin mu­ha­se­be­leş­ti­ril­me­si fa­ali­yet­le­ri se­be­biy­le, ih­ti­sas say­man­lık­la­rı olan mu­ha­se­be bi­rim­le­rin­de mu­ha­se­be yet­ki­li­si ve­ya mu­ha­se­be yet­ki­li­si yar­dım­cı­sı ola­rak, Ha­zi­ne­nin di­ğer bi­rim­le­rin­de ol­du­ğu gi­bi, ka­ri­yer me­mur­la­rı olan Ha­zi­ne uz­man­la­rı­nın gö­rev­len­di­ril­me­si amaç­lan­mak­ta­dır.

Ka­nun tek­li­fi­nin 3'ün­cü mad­de­siy­le, 4749 sa­yı­lı Ka­nun'a üç adet ge­çi­ci mad­de ek­len­me­si ön­gö­rül­mek­te­dir. Ge­çi­ci mad­de­le­rin il­kiy­le, 4749 sa­yı­lı Ka­nun'a ek­len­me­si tek­lif olu­nan 11'in­ci ge­çi­ci mad­de, bü­yük ço­ğun­lu­ğu, anı­lan Ka­nun'un yü­rür­lü­ğe gir­di­ği 2003 yı­lın­dan ön­ce ge­çer­li mev­zu­at kap­sa­mın­da te­min edi­len ve dep­rem­ler son­ra­sı ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma, sos­yal yar­dım ve tek­no­lo­ji ge­liş­tir­me ama­cı­nı ta­şı­yan pro­je­le­rin fi­nans­ma­nı için sağ­lan­mış kre­di­ler­den ya­pı­lan kul­la­nım­la­rın

(x) 1311 sıra sayılı basmayazı Tutanağın sonuna eklidir.

4749 sa­yı­lı Ka­nun ile bir­lik­te gün­de­me ge­len il­ke­ler çer­çe­ve­sin­de büt­çe­leş­ti­ril­me­si ve mu­ha­se­be­leş­ti­ril­me­sin­de kar­şı­la­şı­lan so­run­la­rın çö­zül­me­si­ne yö­ne­lik­tir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 5018 sa­yı­lı Ka­nun ile dev­let üni­ver­si­te­le­ri "özel büt­çe­li ida­re" ola­rak ta­nım­lan­mış ve 4749 sa­yı­lı Ka­nun uya­rın­ca üni­ver­si­te­le­re te­min edi­len dış fi­nans­ma­nın kar­şı­lık­sız ola­rak kul­lan­dı­rıl­ma­sı imkânı kal­ma­mış­tır. 4749 sa­yı­lı Ka­nun'a ek­le­nen ge­çi­ci 12'nci mad­dey­le, hâli­ha­zır­da dış kre­di­ler­le fi­nan­se edi­len üni­ver­si­te pro­je­le­ri­nin ya­rım kal­ma­ma­sı için, söz ko­nu­su kre­di­le­rin anı­lan üni­ver­si­te­le­re kar­şı­lık­sız tah­si­si yö­nün­de dü­zen­le­me ya­pıl­mak­ta­dır.

Ka­nun tek­li­fi­mi­zin 3'ün­cü mad­de­siy­le, 4749 sa­yı­lı Ka­nun'a ek­le­nen ge­çi­ci 13'ün­cü mad­de ile Sos­yal Yar­dım­laş­ma ve Da­ya­nış­ma Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan, Sos­yal Yar­dım­laş­ma ve Da­ya­nış­ma­yı Teş­vik Fo­nu ara­cı­lı­ğıy­la yü­rü­tü­len şart­lı na­kit trans­fer­le­ri ve ye­rel gi­ri­şim­ler gi­bi sos­yal yar­dım prog­ram­la­rı­nın ye­ni dış fi­nans­man imkânla­rıy­la ger­çek­leş­ti­ril­me­si­nin önün­de­ki hu­ku­ki so­run­la­rın çö­zül­me­si en­gel­len­mek­te­dir. Uy­gu­la­nan şart­lı na­kit trans­fe­ri prog­ra­mıy­la, kız ço­cuk­la­rı­mız baş­ta ol­mak üze­re, tüm ev­lat­la­rı­mı­zın ilk ve or­ta­öğ­re­ti­me de­vam oran­la­rın­da bü­yük iler­le­me­ler sağ­lan­mış, uy­gu­la­nan sağ­lık yar­dım­la­rıy­la ana ve ço­cuk sağ­lı­ğı gös­ter­ge­le­rin­de çok olum­lu ge­liş­me­ler te­min edil­miş­tir.

Tek­li­fin 4'ün­cü mad­de­sin­de, ka­mu ça­lı­şan­la­rı­nın ta­sar­ruf­la­rı­nı teş­vik he­sa­bın­da bi­ri­ken pa­ra­la­rı­nın tas­fi­ye­si ama­cı­nı ta­şı­yan 4853 sa­yı­lı Ça­lı­şan­la­rın Ta­sar­ruf­la­rı­nı Teş­vik He­sa­bı­nın Tas­fi­ye­si ve Bu He­sap­tan Ya­pı­la­cak Öde­me­le­re Da­ir Ka­nun kap­sa­mın­da ken­di is­tek­le­riy­le ta­sar­ru­fu teş­vik sis­te­min­den çı­kan hak sa­hip­le­ri­ne öde­me­ler kap­sa­mın­da, hak sa­hip­le­ri­ne ya­pıl­mış ola­bi­le­cek faz­la öde­me­le­rin ne şe­kil­de tah­sil edi­le­ce­ği hu­su­sun­da dü­zen­le­me ya­pıl­mak­ta­dır. Bu­na gö­re, mad­dey­le ko­nu­su suç teş­kil et­me­yen fi­il­ler­den kay­nak­la­nan faz­la öde­me­le­rin tah­si­lin­den vaz­ge­çi­le­rek ter­kin edil­me­si dü­zen­len­mek­te­dir.

Tek­li­fin 5'in­ci mad­de­siy­le, 5084 sa­yı­lı Ka­nun'un 7'nci mad­de­si­nin (h) ben­din­de de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı ön­gö­rül­mek­te­dir. Bu de­ği­şik­lik­le bir­lik­te, kırk do­kuz vi­la­ye­ti­miz­de 2007, 2008 ve 2009 yı­lın­dan iti­ba­ren ya­pı­la­cak ye­ni ya­tı­rım­la­ra Teş­vik Ka­nu­nu kap­sa­mın­dan fay­da­lan­ma imkânı­nı ver­mek­te­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Eli­taş, son cüm­le­le­ri­ni­zi ri­ca edi­yo­rum.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (De­vam­la) - Bir de, ka­nun tek­li­fi­mi­zin son mad­de­si, bü­yük­şe­hir be­le­di­ye­le­ri ile di­ğer be­le­di­ye­le­rin ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rıy­la yap­tık­la­rı, ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ara­sın­da­ki ala­cak ve borç­la­rı­nın mah­sup iliş­ki­si­nin dü­zen­len­me­si­ni or­ta­ya çı­ka­rı­yor. Bü­yük­şe­hir be­le­di­ye­le­ri­nin, da­ha ön­ce­ki bu ka­nu­nun sü­re­si geç­ti­ğin­den do­la­yı ve bü­yük­şe­hir be­le­di­ye­le­riy­le ya­pı­lan an­laş­ma­lar­da yüz­de 40 gi­bi ke­sin bir ora­nın ifa­de edil­me­si. Son dü­zen­le­me­miz­le bir­lik­te bu,sı­fır ile kırk ara­sın­da mah­sup­laş­ma ko­nu­sun­da Ba­kan­lar Ku­ru­lu­na ve­ri­len bir yet­ki var. Bu yet­kiy­le ta­mam­lan­mak is­te­ni­yor. Bir de, 30/6/2006 ta­ri­hi­ne ka­dar kırk dört adet be­le­di­ye­mi­zin uz­laş­ma ta­le­biy­le il­gi­li baş­vu­ru­la­rı­nın ya­pı­lıp Ba­kan­lar Ku­ru­lu­na in­ti­kal et­me­yen, Ba­kan­lar Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan onay­lan­ma­mış mah­sup­laş­ma iş­lem­le­ri­nin bu sü­re içe­ri­sin­de, 28 Şu­bat 2007 ta­ri­hi­ne ka­dar mah­sup­laş­ma sü­re­si ve­ril­me­si şek­lin­de­dir.

Tek­li­fi­mi­zin ha­yır­lı, uğur­lu ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yo­rum. Yak­la­şan Kur­ban Bay­ra­mı'nı­zın Türk ve İs­lam âle­mi­ne ha­yır­lar ge­tir­me­si­ni di­li­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mus­ta­fa Öz­yü­rek.

Bu­yu­run efen­dim.

CHP GRU­BU ADI­NA MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; Sa­yın Eli­taş'ın ve ar­ka­daş­la­rı­nın ver­miş ol­du­ğu tek­lif, Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu ta­ra­fın­dan in­ce­len­di. Bu tek­li­fi şim­di gö­rü­şü­yo­ruz. Sa­yın Eli­taş'ın da ifa­de et­ti­ği gi­bi, bu, bir an­lam­da, tor­ba ni­te­li­ğin­de, ba­zı ka­nun­lar­da­ki uy­gu­la­ma­la­rı dü­zen­le­yen bir ka­nun tek­li­fi.

Şim­di, bu­ra­da özel­lik­le ça­lı­şan­la­rın ta­sar­ruf­la­rı­nı teş­vik he­sa­bı hak sa­hip­le­ri­ne faz­la öde­me ya­pıl­mış. Ta­bii, cid­di bir dev­let yö­ne­ti­min­de bu ka­dar bü­yük bir yan­lış ya­pıl­ma­ma­sı la­zım. 237.946 ki­şi­ye 26 tril­yon li­ra­lık bir faz­la öde­me ya­pıl­mış. Bu­nu şa­hıs ba­şı­na böl­dü­ğü­nüz­de es­ki pa­ray­la 111 mil­yon li­ra tu­tu­yor. Şim­di, bu ka­nun­la bun­lar­dan ge­ri alın­ma­sı­nı or­ta­dan kal­dı­rı­yo­ruz. Bir an­lam­da ba­ğış­lı­yo­ruz, af­fe­di­yo­ruz. Çün­kü, bu pa­ra­la­rı tah­sil et­me­ye kalk­sa­nız, bu pa­ra­nın top­la­mın­dan da­ha faz­la mah­ke­me mas­ra­fı ve­rir­si­niz. Kal­dı ki, Yar­gı­ta­yın çe­şit­li iç­ti­hat­la­rı var: Hak sa­hi­bi­nin her­han­gi bir ku­su­ru ol­ma­dan ya­pı­lan öde­me­ler ge­ri alı­na­maz.

Bir baş­ka dü­zen­le­me, bu­ra­da: Bi­li­yor­su­nuz be­le­di­ye­le­ri­mi­zin çok bü­yük borç­la­rı var. Bu borç­la­rın Be­le­di­ye Ka­nu­nu'nda bel­li öl­çü­de ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rıl­ma­sı ön­gö­rül­müş­tü, ama ba­zı be­le­di­ye­ler -An­ka­ra Be­le­di­ye­si gi­bi- pro­to­ko­lü im­za­la­ma­dı­ğı için sü­re­sin­de o Ka­nun'dan ya­rar­la­na­ma­dı­lar. Şim­di, bir sü­re uzat­ma­sı gün­de­me ge­li­yor. Bu­ra­da, biz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak… Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da de­ni­li­yor ki: "Ye­ni­den ya­pı­lan­dı­rı­lan, ya­ni mah­sup­lar so­nu­cu or­ta­ya çı­kan be­le­di­ye borç­la­rı be­le­di­ye­le­rin ge­nel büt­çe­den ver­gi pa­yı ola­rak al­dık­la­rın­dan yüz­de 40'a ka­dar ke­sil­mek su­re­tiy­le tah­sil edi­lir." Bu­nun yüz­de 20 ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni ifa­de et­tik, ama Sa­yın Ba­ba­can, mev­cut ka­rar­na­me­nin yüz­de 20 ola­rak çık­tı­ğı­nı ve bu ka­rar­na­me­yi ar­tır­ma­ma­yı dü­şün­dük­le­ri­ni söy­le­di­ler. Sa­yın Baş­ba­ka­nın da bu­ra­da bu­lun­du­ğu bu gö­rüş­me­de, bu yüz­de 20'nin üs­tü­ne çık­ma­ya­ca­ğı ko­nu­su­nu bir ta­ah­hüt ola­rak ka­bul et­ti­ği­miz için ya­sa­nın bu şek­li­ne biz de olum­lu oy ver­dik.

Yal­nız, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bun­lar, ta­bii, be­le­di­ye­le­rin borç­la­rı­nın öden­me­siy­le il­gi­li me­se­le. Oy­sa, be­le­di­ye­le­rin sı­cak pa­ra­ya, ye­ni pa­ra­ya, ye­ni kay­na­ğa ih­ti­ya­cı var. Sa­yın Baş­ba­kan, bu­ra­da­ki ko­nuş­ma­sın­da be­le­di­ye­le­re yap­tık­la­rı hiz­met­le­ri ay­rın­tı­lı bir şe­kil­de an­lat­tı­lar, dik­ka­tim­den kaç­ma­dıy­sa, Mer­sin'le il­gi­li hiç­bir şey söy­le­me­di­ler, çün­kü, ne ya­zık ki, Mer­sin'e dö­nük, bu ik­ti­da­rın hiç­bir hiz­me­ti ol­ma­dı. Bi­le­mi­yo­rum, va­kit­le­ri mi ol­ma­dı, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li bir be­le­di­ye ol­du­ğu için mi ol­ma­dı? İn­şal­lah, be­le­di­ye­le­ri sa­yar­ken, bir gün, Sa­yın Baş­ba­kan, Mer­sin Be­le­di­ye­si­ne ya­pa­cak­la­rı, yap­tık­la­rı hiz­met­le­ri de sa­yar; biz de bun­la­rı gö­rü­rüz.

Şim­di, bu çer­çe­ve­de ya­pı­lan dü­zen­le­me­le­ri biz de di­ğer grup­lar­la bir­lik­te olum­lu kar­şı­la­dı­ğı­mı­zı ifa­de edi­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, dün sa­at 11.00'den be­ri de­vam eden bir mü­za­ke­re ma­ra­to­nu­nun so­nu­na gel­dik. Ben, bu ve­si­ley­le, bu­ra­da bü­yük bir öz­ve­riy­le ge­ce ya­rı­la­rı­na ka­dar ça­lı­şan de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­ne, eme­ği ge­çen her­ke­se te­şek­kür edi­yo­rum ve bu ve­si­ley­le, İkin­ci Cum­hur­baş­ka­nı­mız, cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin ku­ru­cu­su İs­met İnö­nü'nün ölüm yıl­dö­nü­mü ne­de­niy­le ken­di­si­ni rah­met­le anı­yo­rum.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - He­men to­par­lı­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (De­vam­la) - Ya­rın, ya­rın de­ğil, bu­gün ol­du, bu­gün 15.00'de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Ge­nel Mer­ke­zin­de ken­di­si için bir an­ma tö­re­ni de dü­zen­le­di­ği­mi­zi ifa­de edi­yo­rum.

Ye­ni yı­lın ve Kur­ban Bay­ra­mı'nın bü­tün mil­let­ve­kil­le­ri­mi­ze ve biz­le­ri iz­le­yen Türk mil­le­ti­ne ha­yır­lı, uğur­lu ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­ruz Sa­yın Öz­yü­rek.

Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na Ga­zi­an­tep Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ömer Abu­şoğ­lu; bu­yu­run. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA ÖMER ABU­ŞOĞ­LU (Ga­zi­an­tep) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; yak­la­şık kırk se­kiz sa­ati dol­du­ra­bi­le­cek bir sü­re çer­çe­ve­sin­de büt­çe gö­rüş­me­le­ri­ni ya­pı­yo­ruz. Bu gö­rüş­me­ler es­na­sın­da kür­sü­ye bir­çok ha­tip­ler çık­tı. Her­ke­sin ne öl­çü­de me­ra­mı­nı, der­di­ni an­lat­ma ka­pa­si­te ve ka­bi­li­ye­tin­de ol­du­ğu­nu her­kes tak­dir et­ti, ama, hiç kim­se bu­ra­dan ken­di­si­ni bü­yük söz üs­ta­dı fa­lan ola­rak tak­dim et­me­di, et­me­ye de ça­lış­ma­dı. Çün­kü, böy­le bir had­di­ni bil­mez­lik, böy­le bir den­siz­lik bu yü­ce ça­tı­nın al­tın­da hiç kim­se ken­di ken­di­ne ya­kış­tı­ra­ma­dı. Ama za­man za­man böy­le bir se­vi­ye­siz­li­ği ken­di ken­di­ne ye­di­re­bi­len­ler, ken­di ken­di­le­ri­ne ben­ze­te­bi­len­ler za­man za­man çı­ka­bi­li­yor. Bu ba­kım­dan, bu tür bir eği­lim içe­ri­sin­de, bu tür bir, ken­di ken­di­ni be­ğen­miş­lik ya­pı­sı içe­ri­sin­de bu­lu­nan­la­rı bu­ra­dan kı­na­mak ge­li­yor içim­den. Bu kür­sü yü­ce mil­let adı­na kul­la­nı­lan bir kür­sü­dür. Türk mil­le­ti adı­na ge­lip bu­ra­da ba­zı­la­rı il­mi­ni ser­gi­ler, ba­zı­la­rı ir­fa­nı­nı ser­gi­ler, ba­zı­sı da se­vi­ye­siz­li­ği­ni ser­gi­ler. Bi­zim gön­lü­müz ar­zu edi­yor ki, bu­ra­dan hep ilim, ir­fan ser­gi­len­sin, mil­let­ve­kil­le­ri­nin mil­let adı­na gös­te­re­bi­le­cek­le­ri er­dem­li­lik­le­ri ser­gi­len­sin. Ama ne ya­zık ki, bi­raz ön­ce söy­le­di­ğim gi­bi, za­man za­man bun­lar­dan uzak­la­şan­lar çı­kı­yor içi­miz­den.

Den­siz­lik de­sem az olur, bu­na bir de se­vi­ye­siz­lik ek­le­yen­ler çı­ka­bi­lir. Bun­la­rı dur­dur­mak, bun­la­ra had­di­ni bil­dir­mek bi­zim gö­re­vi­miz. O ba­kım­dan, ge­ce­nin iler­le­yen bu saa­tin­de her mil­let­ve­ki­li­nin ne de­mek is­te­di­ği­mi ga­yet iyi an­la­dı­ğı­nı ve an­la­ya­bi­le­ce­ği­ni ümit edi­yor ve gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ta­sa­rı üze­rin­de de bir­kaç söz söy­le­me ge­re­ği­ni his­se­di­yo­rum.

Yak­la­şık 12 mad­de­den olu­şan bir ta­sa­rı­yı gö­rü­şü­yo­ruz. Da­ha ön­ce­den bir mu­ta­ba­kat çer­çe­ve­sin­de mad­de­ler üze­rin­de de ko­nuş­ma yap­ma­ya­ca­ğı­mı­zı ifa­de et­miş­tik. Bu­ra­da en önem­li hu­sus, en önem­li gör­dü­ğü­müz mad­de­ler­den bi­ri­si Ta­sar­ruf Teş­vik Fo­nu kap­sa­mın­da hak eden­le­re ne­ma öde­me­le­rin­de ya­pı­lan faz­la öde­me­le­rin ge­ri alın­ma­sın­da or­ta­ya çı­kan prob­lem­le­rin gi­de­ril­me­si. Bir bu hu­sus, ol­duk­ça ye­rin­de bir dü­zen­le­me.

Ay­rı­ca, be­lirt­mek is­te­di­ğim bir hu­sus da, bü­yük­şe­hir be­le­di­ye­le­ri­nin borç­la­rıy­la il­gi­li. Ya­pı­lan ke­sin­ti­le­rin yüz­de 40, hat­ta yüz­de sı­fı­ra ka­dar in­di­ril­me­si ko­nu­sun­da Ba­kan­lar Ku­ru­lu­na yet­ki ve­ri­li­yor. Bu ko­nu­da in­sa­nın ka­fa­sı­na bi­raz şüp­he ge­li­yor. Se­çim or­ta­mı­na gir­di­ği­miz ve se­çim ya­pa­ca­ğı­mız bir yıl­da bü­yük­şe­hir be­le­di­ye­le­ri için ila­ve bir kay­nak ya­rat­mak, aca­ba, mer­kezî ida­re­nin se­çim aşa­ma­sın­da, se­çim ya­tı­rı­mı ola­rak kul­la­na­bi­le­ce­ği kay­nak­la­rı oluş­tur­ma yö­nün­de bir ça­ba­sı ve gay­re­ti mi di­ye de içi­miz­de bir şüp­he yok de­ğil. Ama, böy­le da­hi ol­sa, bü­yük­şe­hir be­le­di­ye­le­ri­nin o şe­hir­ler­de ya­şa­yan in­san­la­ra hiz­met gö­tü­re­bil­me­si açı­sın­dan, borç­la­rı­na yö­ne­lik ola­rak ya­pı­lan ke­sin­ti­le­rin, bu hiz­met­le­ri ak­sat­ma­sı nok­ta­sın­da da cid­di şikâyet­ler, özel­lik­le be­le­di­ye baş­kan­la­rın­dan cid­di şikâyet­ler söz ko­nu­su ol­mak­ta.

Bu ba­kım­dan, her ne ka­dar şüp­hey­le kar­şı­la­dı­ğı­mız yön­le­ri, hu­sus­la­rı da ol­sa, yi­ne de des­tek ver­di­ği­mi­zi, des­tek­le­di­ği­mi­zi be­lir­ti­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Abu­şoğ­lu.

Tek­li­fin tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

1'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

KA­MU Fİ­NANS­MA­NI VE BORÇ YÖ­NE­Tİ­Mİ­NİN DÜ­ZEN­LEN­ME­Sİ HAK­KIN­DA KA­NUN, ÇA­LI­ŞAN­LA­RIN TA­SAR­RUF­LA­RI­NI TEŞ­VİK HE­SA­BI­NIN TAS­Fİ­YE­Sİ VE BU HE­SAP­TAN YA­PI­LA­CAK ÖDE­ME­LE­RE DA­İR KA­NUN, YA­TI­RIM­LA­RIN VE İS­TİH­DA­MIN TEŞ­Vİ­Kİ İLE BA­ZI KA­NUN­LAR­DA DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI HAK­KIN­DA KA­NUN, BÜ­YÜK­ŞE­HİR BE­LE­Dİ­YE­Sİ KA­NU­NU, BE­LE­Dİ­YE KA­NU­NU İLE SOS­YAL Sİ­GOR­TA­LAR VE GE­NEL SAĞ­LIK Sİ­GOR­TA­SI KA­NU­NUN­DA DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI

HAK­KIN­DA KA­NUN TEK­Lİ­Fİ

MAD­DE 1- 28/3/2002 ta­rih­li ve 4749 sa­yı­lı Ka­mu Fi­nans­ma­nı ve Borç Yö­ne­ti­mi­nin Dü­zen­len­me­si Hak­kın­da Ka­nu­nun 4 ün­cü mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sın­dan son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş ve di­ğer fık­ra­lar bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­miş­tir.

"Yıl­lık ya­tı­rım prog­ra­mın­da yer alan pro­je­le­re dış fi­nans­man te­mi­ni iz­ni ve­ril­me­si için Dev­let Plan­la­ma Teş­ki­la­tı Müs­te­şar­lı­ğı­nın uy­gun gö­rü­şü ara­nır. Ku­ru­luş, iha­le mev­zu­atı dâhil ol­mak üze­re pro­je­ler­le il­gi­li ola­rak ta­bi ol­du­ğu mev­zu­ata uy­mak­la yü­küm­lü olup, dış fi­nans­man te­mi­ni iz­ni ve­ril­miş ol­ma­sı ku­ru­lu­şun bu hu­sus­ta­ki so­rum­lu­lu­ğu­nu or­ta­dan kal­dır­maz. Tek­nik ve eko­no­mik açı­dan ya­pı­la­bi­lir­li­ği de dâhil ol­mak üze­re pro­je ile il­gi­li her tür­lü so­rum­lu­luk ta­ma­men il­gi­li Ku­ru­lu­şa ait­tir. Müs­te­şar­lı­ğın yet­ki ve so­rum­lu­lu­ğu, ta­lep edi­len dış fi­nans­ma­nın sağ­lan­ma­sı ve so­nuç­lan­dı­rıl­ma­sı ile sı­nır­lı­dır."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de söz is­te­ği?.. Yok.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

2'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 2- 4749 sa­yı­lı Ka­nu­nun 14 ün­cü mad­de­si­nin so­nu­na aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

"Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı kad­ro­la­rın­da Ha­zi­ne Uz­ma­nı ola­rak gö­rev ya­pan­lar, Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı mu­ha­se­be bi­rim­le­rin­de Mu­ha­se­be Yet­ki­li­si ve­ya Mu­ha­se­be Yet­ki­li­si Yar­dım­cı­sı ola­rak gö­rev­len­di­ri­le­bi­lir­ler ve bu kap­sam­da­ki gö­rev­len­dir­me­ler­de 5018 sa­yı­lı Ka­nu­nun 62 nci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (b) ve (c) ben­di hü­küm­le­ri uy­gu­lan­maz."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de söz is­te­ği?.. Yok.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

3'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 3- 4749 sa­yı­lı Ka­nu­na aşa­ğı­da­ki ge­çi­ci mad­de­ler ek­len­miş­tir.

"GE­Çİ­Cİ MAD­DE 11- Sel ve Dep­rem Fe­la­ke­ti Acil Yar­dım Pro­je­si, Mar­ma­ra Dep­re­mi Acil Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma Pro­je­si, Tür­ki­ye Alt­ya­pı ve Kent­sel Ye­ni­den Ya­pı­lan­dır­ma Pro­je­si, Ka­lı­cı Ko­nut­la­rın Ka­ra­yo­lu Bağ­lan­tı­la­rı Pro­je­si, Çı­nar­cık-Teş­vi­ki­ye-Ko­ca­de­re-Esen­köy-Ar­mut­lu Ka­na­li­zas­yon Pro­je­si, Kay­nar­ca-Göl­kent-Fe­riz­li-Si­na­noğ­lu-Sö­ğüt­lü İç­me­su­yu Pro­je­le­ri ve Ak­ya­zı-Hen­dek Ka­na­li­zas­yon Pro­je­si, Sos­yal Ris­kin Azal­tıl­ma­sı Pro­je­si ve Özel­leş­tir­me Sos­yal Des­tek Pro­je­si, En­düs­tri­yel Tek­no­lo­ji Pro­je­si ve TÜ­Bİ­TAK-Bil­ten Araş­tır­ma Uy­du­su Pro­je­si­nin fi­nans­ma­nı için Dün­ya Ban­ka­sı, Av­ru­pa Ya­tı­rım Ban­ka­sı, Kör­fez İş­bir­li­ği Kon­se­yi ül­ke­le­ri­nin il­gi­li fi­nans ku­ru­luş­la­rı ve Na­ti­onal West­mins­ter Bank­tan sağ­lan­mış olan kre­di­ler­den bu mad­de­nin yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­ri­he ka­dar ya­pı­lan kul­la­nım­lar so­nu­cun­da do­ğan ve ik­raz an­laş­ma­sı­na bağ­lan­ma­mış, il­gi­li ku­ru­luş­lar­dan olan ala­cak­la­rın, Ba­ka­nın tek­li­fi üze­ri­ne büt­çe­nin ge­lir ve gi­der he­sap­la­rı ile iliş­ki­len­di­ril­mek­si­zin ter­ki­ni­ne Ma­li­ye Ba­ka­nı yet­ki­li­dir. Söz ko­nu­su kre­di­ler ile bu Ka­nu­nun ge­çi­ci 4 ün­cü ve ge­çi­ci 8 in­ci mad­de­le­ri kap­sa­mın­da sağ­lan­mış ve sağ­la­na­cak kre­di­ler­den bu mad­de­nin yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih­ten son­ra ya­pı­la­cak ik­raz an­laş­ma­sı­na bağ­lan­ma­mış kul­la­nım tu­tar­la­rı, büt­çe­nin ge­lir ve gi­der he­sap­la­rı ile iliş­ki­len­di­ril­mek­si­zin il­gi­li ku­ru­luş­la­ra kar­şı­lık­sız tah­sis edil­miş sa­yı­lır. Bu şe­kil­de tah­sis edil­miş kre­di tu­tar­la­rı ile il­gi­li ola­rak kre­di­yi tah­sis eden ku­ru­luş hak­kın­da 14 ün­cü mad­de­nin be­şin­ci ve al­tın­cı fık­ra­la­rı­nın 5018 sa­yı­lı Ka­nu­nun eki (I) sa­yı­lı cet­vel­de yer alan ku­ru­luş­la­ra iliş­kin hü­küm­le­ri uy­gu­lan­maz.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 3'ün­cü mad­de, ge­çi­ci mad­de 11 üze­rin­de söz is­te­ği yok.

Oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 12'yi oku­tu­yo­rum:

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 12- 5018 sa­yı­lı Ka­mu Ma­li Yö­ne­ti­mi ve Kon­trol Ka­nu­nu­nun eki (II) sa­yı­lı Cet­ve­lin (A) bö­lü­mün­de bu­lu­nan ku­ru­luş­la­rın yı­lı ya­tı­rım prog­ra­mın­da yer alan pro­je­le­ri­nin fi­nans­ma­nı için 1/1/2006 ta­ri­hin­den ön­ce im­za­la­nan dış kre­di an­laş­ma­la­rı çer­çe­ve­sin­de sağ­la­nan kre­di­ler, anı­lan ku­ru­luş­la­ra tah­sis­li ola­rak kul­lan­dı­rıl­ma­ya de­vam edi­lir. Bu mad­de­ye is­ti­na­den kul­lan­dı­rı­la­cak kre­di­ler ile il­gi­li ola­rak kre­di­yi tah­sis eden ku­ru­luş hak­kın­da,     14 ün­cü mad­de­nin be­şin­ci ve al­tın­cı fık­ra­la­rı­nın 5018 sa­yı­lı Ka­nu­nun eki (I) sa­yı­lı cet­vel­de yer alan ku­ru­luş­la­ra iliş­kin hü­küm­le­ri uy­gu­lan­maz.

BAŞ­KAN - Ge­çi­ci 12'nci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 13...

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 13- Sos­yal Yar­dım­laş­ma ve Da­ya­nış­ma­yı Teş­vik Fo­nu kap­sa­mın­da oluş­tu­ru­la­cak prog­ram ve/ve­ya pro­je­le­rin fi­nans­ma­nı için her­han­gi bir dış fi­nans­man kay­na­ğın­dan Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­nin borç­lu sı­fa­tıy­la sağ­la­ya­ca­ğı kre­di­le­ri, anı­lan Fo­na büt­çe­nin ge­lir ve gi­der ka­lem­le­ri ile iliş­ki­len­di­ril­mek­si­zin tah­sis et­me­ye Ba­ka­nın tek­li­fi üze­ri­ne Ba­kan­lar Ku­ru­lu yet­ki­li­dir. Bu mad­de­ye is­ti­na­den sağ­la­na­cak kre­di­ler ile il­gi­li ola­rak kre­di­yi tah­sis eden ku­ru­luş hak­kın­da, 14 ün­cü mad­de­nin be­şin­ci ve al­tın­cı fık­ra­la­rı­nın 5018 sa­yı­lı Ka­nu­nun eki (I) sa­yı­lı cet­vel­de yer alan ku­ru­luş­la­ra iliş­kin hü­küm­le­ri uy­gu­lan­maz."

BAŞ­KAN - Ge­çi­ci 13'ün­cü mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, çer­çe­ve 3'ün­cü mad­de­yi ge­çi­ci mad­de 11, 12 ve 13'le bir­lik­te oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Ka­bul et­me­yen­ler... Çer­çe­ve 3'ün­cü mad­de ka­bul edil­miş­tir.

4'ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 4- 24/4/2003 ta­rih­li ve 4853 sa­yı­lı Ça­lı­şan­la­rın Ta­sar­ruf­la­rı­nı Teş­vik He­sa­bı­nın Tas­fi­ye­si ve Bu He­sap­tan Ya­pı­la­cak Öde­me­le­re Da­ir Ka­nu­na aşa­ğı­da­ki ek mad­de ek­len­miş­tir.

"EK MAD­DE 1- Mül­ga 9/3/1988 ta­rih­li ve 3417 sa­yı­lı Ka­nun­la ku­ru­lan ve bu kap­sam­da hak sa­hip­le­ri­ne ya­pı­la­cak öde­me­le­re iliş­kin usul ve esas­la­rı be­lir­le­mek üze­re 24/4/2003 ta­rih­li ve 4853 sa­yı­lı Ka­nun­la tas­fi­ye edi­len Ça­lı­şan­la­rın Ta­sar­ruf­la­rı­nı Teş­vik He­sa­bı­na ait tüm var­lık ve yü­küm­lü­lük­ler, 31/12/2007 ta­ri­hi­ne ka­dar Ha­zi­ne­ye dev­ro­lu­nur. Dev­re iliş­kin hu­sus­la­rı be­lir­le­me­ye Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı­nın bağ­lı ol­du­ğu ba­kan yet­ki­li­dir. De­vir ta­ri­hin­den son­ra hak sa­hip­le­ri­ne ya­pı­la­cak her tür­lü öde­me, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Zi­ra­at Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti ka­yıt­la­rı esas alı­na­rak Ban­ka ta­ra­fın­dan ger­çek­leş­ti­ri­lir. Bu öde­me­le­re iliş­kin bil­gi ve bel­ge­le­rin Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı­na ile­til­me­si­ni ta­ki­ben söz ko­nu­su öde­me kar­şı­lı­ğı tu­tar­lar Müs­te­şar­lık büt­çe­si­ne bu amaç­la ko­nu­la­cak öde­nek­ten kar­şı­lan­mak su­re­tiy­le, hak sa­hi­bi­ne öden­mek üze­re Ban­ka­ya ak­ta­rı­lır. Ko­nu­su suç teş­kil eden fi­il­ler­den kay­nak­la­nan öde­me­ler ha­riç hak sa­hip­le­ri­ne faz­la öde­me ya­pıl­dı­ğı­nın tes­pi­ti hâlin­de, bu tu­tar­la­rın tah­si­lin­den vaz­ge­çi­le­rek ter­kin edi­lir ve Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Zi­ra­at Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti yö­nün­den ger­çek­leş­miş öde­me­le­re iliş­kin tüm hak ve yü­küm­lü­lük­ler ken­di­li­ğin­den so­na erer.

Mül­ga 9/3/1988 ta­rih­li ve 3417 sa­yı­lı Ça­lı­şan­la­rın Ta­sar­ru­fa Teş­vik Edil­me­si ve Bu Ta­sar­ruf­la­rın De­ğer­len­di­ril­me­si­ne Da­ir Ka­nu­nun öde­me­le­ri dü­zen­le­yen 6 ncı mad­de­si­nin ikin­ci ve üçün­cü fık­ra­sı uya­rın­ca sis­tem­den çı­kan ta­sar­ruf sa­hip­le­ri­nin sis­tem­den çık­tık­la­rı ta­rih­te ta­sar­ruf teş­vik he­sap­la­rın­da ka­lan Dev­let ve­ya iş­ve­ren kat­kı­sı tu­tar­la­rı, öde­nen ne­ma tu­tar­la­rı mah­sup edil­mek kay­dıy­la ilk ke­sin­ti ta­ri­hin­den; şa­hıs ke­sin­ti­si­ne te­ka­bül eden öden­me­yen ne­ma tu­tar­la­rı ise sis­tem­den çı­kış ta­ri­hin­den 30 Ni­san 2003 ta­ri­hi­ne ka­dar olan dö­nem için 3417 sa­yı­lı Ka­nu­nun ne­ma­lan­dır­ma­ya iliş­kin 5 in­ci mad­de­sin­de yer alan dü­zen­le­me­ye gö­re ve bu ta­rih­ten son­ra­ki dö­nem için ise, 4853 sa­yı­lı Ça­lı­şan­la­rın Ta­sar­ruf­la­rı­nı Teş­vik He­sa­bı­nın Tas­fi­ye­si ve Bu He­sap­tan Ya­pı­la­cak Öde­me­le­re Da­ir Ka­nu­nun 5 in­ci mad­de­sin­de be­lir­le­nen esas­lar çer­çe­ve­sin­de Şu­bat 2007 so­nu iti­ba­rıy­la de­ğer­le­me­ye ta­bi tu­tu­la­rak ta­sar­ruf  sa­hip­le­ri­ne baş­vu­ru hâlin­de de­fa­ten öde­nir. Söz ko­nu­su öde­me­le­rin hak sa­hi­bi ba­zın­da be­lir­len­me­sin­de Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Zi­ra­at Ban­ka­sı Ano­nim Şir­ke­ti ka­yıt­la­rı esas alı­nır.

3417 sa­yı­lı Ka­nu­nun öde­me­le­ri dü­zen­le­yen 6 ncı mad­de­si­nin ikin­ci ve üçün­cü fık­ra­sı uya­rın­ca sis­tem­den çı­ka­rak her ne su­ret­le olur­sa ol­sun, iş­bu dü­zen­le­me ta­ri­hin­den ön­ce mül­ki­yet hak­kı kap­sa­mın­da ta­le­bi kar­şı­lan­mış hak sa­hip­le­ri le­hi­ne bir fark oluş­ma­sı hâlin­de, söz ko­nu­su tu­tar 2007 yı­lı Ara­lık ayı so­nu­na ka­dar de­fa­ten öde­nir.

İkin­ci ve üçün­cü fık­ra dü­zen­le­me­si ile ko­nu­la­rı kal­ma­ya­ca­ğın­dan kap­sa­ma gi­ren ta­sar­ruf sa­hip­le­ri ta­ra­fın­dan yar­gı mer­ci­le­ri­ne açıl­mış da­va­lar ile ic­ra ta­kip­le­ri hak­kın­da bu mad­de hü­küm­le­ri uy­gu­lan­mak su­re­tiy­le da­va ve ta­kip­ler so­nuç­lan­dı­rı­lır. Bu kap­sam­da, yar­gı or­gan­la­rın­ca İda­re aley­hi­ne hü­küm al­tı­na alı­na­bi­le­cek yar­gı­la­ma gi­der­le­ri de il­gi­li­le­ri­nin ta­lep et­me­si hâlin­de hak­lı­lık ora­nın­da nis­bi şe­kil­de öde­ne­rek da­va­la­rın ve ih­ti­laf­la­rın so­nuç­lan­dı­rıl­ma­sı sağ­la­nır."

(AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan bir grup mil­let­ve­ki­li aya­ğa kalk­tı)

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, açık oy­la­ma is­ti­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de­nin oy­la­ma­sın­dan ön­ce, açık oy­la­ma ta­le­bi var­dır.

Açık oy­la­ma is­te­yen sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­nin tes­pi­ti­ni ya­pı­yo­rum: Sa­yın Kı­lıç, Sa­yın Fat­sa, Sa­yın Pak­dil, Sa­yın Ka­pu­suz, Sa­yın Ya­zı­cı, Sa­yın Ka­cır, Sa­yın Şa­hin, Sa­yın Us­lu, Sa­yın Ga­rip, Sa­yın Er­gin, Sa­yın Do­ğan, Sa­yın Kaf­kas, Sa­yın Bey­ri­bey, Sa­yın Yıl­dız, Sa­yın Sı­va­cı­oğ­lu, Sa­yın Bi­ner, Sa­yın Poy­raz, Sa­yın Çi­çek, Sa­yın Çe­lik, Sa­yın Ya­kut.

Bu isim­le­ri­ni oku­du­ğu­muz sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri oy­la­ma­ya ka­tı­la­cak.

Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma­nın ya­pıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir. Oy­la­ma­yı elek­tro­nik ci­haz­la ya­pa­ca­ğım.

Oy­la­ma için 3 da­ki­ka sü­re ve­re­ce­ğim.

Ve­ri­len bu sü­re içe­ri­sin­de ci­ha­za gi­re­me­yen sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­nin Ge­nel Ku­rul­da­ki gö­rev­li­ler­den yar­dım is­te­me­le­ri­ni ve oy pu­su­la­la­rı­nı Baş­kan­lı­ğa ulaş­tır­ma­la­rı­nı ri­ca edi­yo­rum ve oy­la­ma­yı baş­la­tı­yo­rum.

Vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan var­sa, vekâle­ten oy­la­rı­nı gön­der­me­le­ri­ni ri­ca edi­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 1311 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'nin 4'ün­cü mad­de­si­nin açık oy­la­ma so­nu­cu­nu açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı      :          342

Ka­bul                            :          341

Ret:                               :             1 (x)

Böy­le­ce, mad­de ka­bul edil­miş­tir.

5'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 5- 29/1/2004 ta­rih­li ve 5084 sa­yı­lı Ya­tı­rım­la­rın ve İs­tih­da­mın Teş­vi­ki ile Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nu­nun 7 nci mad­de­si­nin (h) ben­di aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"h) Bu Ka­nu­nun 3, 4 ve 6 ncı mad­de­le­rin­de yer alan des­tek ve teş­vik­ler, bu mad­de­ler­de be­lir­ti­len sü­re­le­re ba­kıl­mak­sı­zın Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren il­ler­de­ki ye­ni ya­tı­rım­lar­dan; 31/12/2007 ta­ri­hi­ne ka­dar ta­mam­la­nan­lar için     5 yıl, 31/12/2008 ta­ri­hi­ne ka­dar ta­mam­la­nan­lar için 4 yıl, 31/12/2009 ta­ri­hi­ne ka­dar ta­mam­la­nan­lar için 3 yıl sü­rey­le uy­gu­la­nır."

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

6'ncı mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 6- 10/7/2004 ta­rih­li ve 5216 sa­yı­lı Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si Ka­nu­nu­nun Ge­çi­ci  3 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş ve mad­de­ye üçün­cü fık­ra­sın­dan son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

"Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­le­ri ve bun­la­ra bağ­lı ku­ru­luş­lar ile ser­ma­ye­si­nin % 50'sin­den faz­la­sı Bü­yük­şe­hir be­le­di­ye­le­ri­ne ait şir­ket­le­rin; 31/12/2004 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rın­dan olan ka­mu ve özel hu­ku­ka ta­bi ala­cak­la­rı, bun­la­rın di­ğer ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı­na olan borç­la­rı­na kar­şı­lık ol­mak üze­re, 28/2/2007 ta­ri­hi­ne ka­dar ta­kas ve mah­sup edi­lir. Bu sü­re­yi 31/3/2007 ta­ri­hi­ne ka­dar uzat­ma­ya, Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı­nın bağ­lı bu­lun­du­ğu Ba­kan yet­ki­li­dir. Bu mad­de kap­sa­mın­da­ki ala­cak ve borç ifa­de­si bu ala­cak ve borç­la­ra iliş­kin fer'ile­ri ve ce­za­la­rı da kap­sar."

"Bu mad­de uya­rın­ca ta­kas, mah­sup ve ke­sin­ti iş­le­mi­ne ta­bi tu­tu­lan borç ve ala­cak­lar için il­gi­li ka­nun­lar­da ön­gö­rü­len za­ma­na­şı­mı sü­re­le­ri iş­le­mez."

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

BAŞ­KAN - 6'ncı mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

7'nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 7- 5216 sa­yı­lı Ka­nu­na aşa­ğı­da­ki ge­çi­ci mad­de ek­len­miş­tir.

"GE­Çİ­Cİ MAD­DE 5- Bü­yük­şe­hir be­le­di­ye­le­ri ve bun­la­ra bağ­lı ku­ru­luş­la­rın, 31/12/2006 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la ta­hak­kuk et­miş olan 6183 sa­yı­lı Am­me Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil Usu­lü Hak­kın­da Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re ta­kip edi­len Dev­le­te olan borç­la­rı, 28/3/2002 ta­rih­li ve 4749 sa­yı­lı Ka­mu Fi­nans­ma­nı ve Borç Yö­ne­ti­mi­nin Dü­zen­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun kap­sa­mın­da ta­nım­la­nan Ha­zi­ne ala­ca­ğı ni­te­li­ğin­de­ki borç­la­rı ve sos­yal gü­ven­lik ku­ru­luş­la­rı­na olan borç­la­rı ile   5216 sa­yı­lı Ka­nu­nun Ge­çi­ci 3 ün­cü mad­de­si kap­sa­mın­da tak­sit­len­di­ril­miş bu­lu­nan ve­ya tak­sit­len­di­ri­le­cek borç­la­rı­na kar­şı­lık, bu ida­re­ler adı­na her ay ge­nel büt­çe ver­gi ge­lir­le­ri tah­si­lat top­la­mı üze­rin­den ay­rı­la­cak pay­la­rın yüz­de 40'ını geç­me­mek üze­re, ala­cak­lı ida­re­le­rin ta­le­bi üze­ri­ne, il­gi­si­ne gö­re Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı ve­ya İl­ler Ban­ka­sı ta­ra­fın­dan ke­sin­ti ya­pı­la­rak ala­cak­lı ida­re­le­re öde­nir. Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı­nın bağ­lı ol­du­ğu Ba­kan ile Ma­li­ye Ba­ka­nı­nın müş­te­rek öne­ri­si üze­ri­ne bu mad­de­de ge­çen yüz­de 40 ora­nı­nı sı­fı­ra ka­dar in­dir­me­ye ve­ya ka­nu­ni ora­na yük­selt­me­ye ve ke­sin­ti­le­rin ala­cak­lı ku­ru­luş­la­ra da­ğı­lı­mı­na iliş­kin usul ve esas­la­rı be­lir­le­me­ye Ba­kan­lar Ku­ru­lu yet­ki­li­dir."

BAŞ­KAN - 7'nci mad­de­yi ol­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

8'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 8- (I) 3/7/2005 ta­rih­li ve 5393 sa­yı­lı Be­le­di­ye Ka­nu­nu­nun Ge­çi­ci 5 in­ci mad­de­si­nin üçün­cü fık­ra­sı­nın bi­rin­ci cüm­le­sin­den son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki iba­re ek­len­miş ve mad­de­ye üçün­cü fık­ra­dan son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

"30/6/2006 ta­ri­hi iti­ba­rı ile Uz­laş­ma Ko­mis­yo­nu ile ta­kas, mah­sup ve ke­sin­ti ya­pıl­ma­sı­na iliş­kin ka­rar­la­rı im­za­la­yan an­cak Ba­kan­lar Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan söz ko­nu­su ka­rar­la­rı he­nüz onay­lan­ma­yan il­gi­li ku­ru­luş­la­rın iş­lem­le­ri       28 Şu­bat 2007 ta­ri­hi­ne ka­dar ka­ra­ra bağ­la­nır."

"Bu mad­de uya­rın­ca ta­kas, mah­sup ve ke­sin­ti iş­le­mi­ne ta­bi tu­tu­lan borç ve ala­cak­lar için il­gi­li ka­nun­lar­da ön­gö­rü­len za­ma­na­şı­mı sü­re­le­ri iş­le­mez."

BAŞ­KAN - 8'in­ci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

9'un­cu mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 9- 5393 sa­yı­lı Ka­nu­na aşa­ğı­da­ki ge­çi­ci mad­de ek­len­miş­tir.

"GE­Çİ­Cİ MAD­DE 6- Be­le­di­ye­ler ve bun­la­ra bağ­lı ku­ru­luş­la­rın, 31/12/2006 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la ta­hak­kuk et­miş olan 21/7/1953 ta­rih­li ve 6183 sa­yı­lı Am­me Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil Usu­lü Hak­kın­da Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re ta­kip edi­len Dev­le­te olan borç­la­rı, 28/3/2002 ta­rih­li ve 4749 sa­yı­lı Ka­mu Fi­nans­ma­nı ve Borç Yö­ne­ti­mi­nin Dü­zen­len­me­si Hak­kın­da Ka­nun kap­sa­mın­da ta­nım­la­nan Ha­zi­ne ala­ca­ğı ni­te­li­ğin­de­ki borç­la­rı ve sos­yal gü­ven­lik ku­ru­luş­la­rı­na olan borç­la­rı ile 5393 sa­yı­lı Ka­nu­nun Ge­çi­ci 5 in­ci mad­de­si kap­sa­mın­da tak­sit­len­di­ril­miş bu­lu­nan ve­ya tak­sit­len­di­ri­le­cek borç­la­rı­na kar­şı­lık, bu ida­re­ler adı­na her ay ge­nel büt­çe ver­gi ge­lir­le­ri tah­si­lat top­la­mı üze­rin­den ay­rı­la­cak pay­la­rın yüz­de 40'ını geç­me­mek üze­re, ala­cak­lı ida­re­le­rin ta­le­bi üze­ri­ne, il­gi­si­ne gö­re Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı ve­ya İl­ler Ban­ka­sı ta­ra­fın­dan ke­sin­ti ya­pı­la­rak ala­cak­lı ida­re­le­re öde­nir. Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğı­nın bağ­lı ol­du­ğu Ba­kan ile Ma­li­ye Ba­ka­nı­nın müş­te­rek öne­ri­si üze­ri­ne bu mad­de­de ge­çen yüz­de 40 ora­nı­nı sı­fı­ra ka­dar in­dir­me­ye ve­ya ka­nu­ni ora­na yük­selt­me­ye ve ke­sin­ti­le­rin ala­cak­lı ku­ru­luş­la­ra da­ğı­lı­mı­na iliş­kin usul ve esas­la­rı be­lir­le­me­ye Ba­kan­lar Ku­ru­lu yet­ki­li­dir"

BAŞ­KAN - 9'un­cu mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

10'un­cu mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 10- 31/5/2006 ta­rih­li ve 5510 sa­yı­lı Sos­yal Si­gor­ta­lar ve Ge­nel Sağ­lık Si­gor­ta­sı Ka­nu­nu­na aşa­ğı­da­ki ge­çi­ci mad­de ek­len­miş­tir.

"GE­Çİ­Cİ MAD­DE 14- (1) Bu Ka­nu­nun     4 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (b) ben­di kap­sa­mın­da si­gor­ta­lı sa­yı­lan­la­ra ve­ya bun­la­rın hak sa­hip­le­ri­ne bağ­la­na­cak ge­lir ve/ve­ya ay­lık­la­rın bu Ka­nu­nun Ge­çi­ci 2 nci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (a) ben­din­de be­lir­ti­len kıs­mı­nın he­sa­bın­da, 8/2/2006 ta­rih­li ve 5454 sa­yı­lı Ka­nu­nun 3 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı hü­küm­le­ri dik­ka­te alı­nır."

BAŞ­KAN - Mad­de üze­rin­de bir öner­ge var. Öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1311 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi­nin 10 un­cu mad­de­si­nin me­tin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı, mad­de nu­ma­ra­la­rı­nın bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­me­si­ni ve tek­li­fin baş­lı­ğın­da­ki "BE­LE­Dİ­YE KA­NU­NU İLE SOS­YAL Sİ­GOR­TA­LAR VE GE­NEL SAĞ­LIK Sİ­GOR­TA­SI" iba­re­si­nin "İLE BE­LE­Dİ­YE" şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                 Sa­lih Ka­pu­suz                        İr­fan Gün­düz                          Eyüp Fat­sa

                      An­ka­ra                                  İs­tan­bul                                   Or­du

                 Ha­ya­ti Ya­zı­cı                  Zey­nep Ka­ra­han Us­lu                 Feh­mi Öz­tunç

                      İs­tan­bul                                 İs­tan­bul                                 Hakkâri

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ SA­BA­HAT­TİN YIL­DIZ (Muş) - Sa­yın Baş­kan, tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet ka­tı­lı­yor mu?

DEV­LET BA­KA­NI ALİ BA­BA­CAN (An­ka­ra) - Evet, ka­tı­lı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ka­tı­lı­yor­su­nuz.

Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: Bağ-Kur si­gor­ta­lı­sı olan­la­rın 5510 sa­yı­lı ka­nu­nun uy­gu­la­ma­ya baş­la­ma­sı ile bir­lik­te 1/01/2007 ta­ri­hin­den ön­ce­ki hiz­met sü­re­le­ri­ne iliş­kin ola­rak bağ­la­na­cak ay­lık­la­rın he­sa­bın­da kar­şı­la­şı­la­cak te­red­düt­le­rin gi­de­ril­me­si ama­cıy­la ön­gö­rü­len hük­mün Sos­yal Si­gor­ta­lar ve Ge­nel Sağ­lık Si­gor­ta­sı Ka­nu­nu­nun yü­rür­lü­ğü­nün 1/07/2007 ta­ri­hi­ne er­te­len­me­si ne­de­niy­le mad­de met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ge­rek­çe­si­ni din­le­di­ği­niz öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Öner­ge ka­bul edil­miş­tir.

Öner­ge ka­bul edil­di­ği­ne gö­re 10'un­cu mad­de çı­ka­rıl­mış­tır me­tin­den.

11'in­ci mad­de­yi 10'un­cu mad­de ola­rak oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 10- Bu Ka­nu­nun;

a) 2 nci ve 3 ün­cü mad­de­le­ri 1/1/2006 ta­ri­hin­den ge­çer­li ol­mak üze­re ya­yı­mı ta­ri­hin­de,

b) 10 un­cu mad­de­si 1/1/2007 ta­ri­hin­den ge­çer­li ol­mak üze­re ya­yı­mı ta­ri­hin­de,

c) Di­ğer mad­de­le­ri ya­yı­mı ta­ri­hin­de,

yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN - Bu mad­de üze­rin­de bir öner­ge var, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 1311 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi­nin 10 un­cu mad­de­si­nin (b) ben­di­nin me­tin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı (c) ben­di­nin (b) ben­di ola­rak te­sel­sül et­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                 Sa­lih Ka­pu­suz                       Feh­mi Öz­tunç                          Eyüp Fat­sa

                      An­ka­ra                                  Hak­ka­ri                                   Or­du

                 İr­fan Gün­düz                  Zey­nep Ka­ra­han Us­lu                  Ha­ya­ti Ya­zı­cı

                      İs­tan­bul                                 İs­tan­bul                                 İs­tan­bul

BAŞ­KAN - Sa­yın Ko­mis­yon?

PLAN VE BÜT­ÇE KO­MİS­YO­NU SÖZ­CÜ­SÜ SA­BA­HAT­TİN YIL­DIZ (Muş) - Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sa­yın Hükûmet?

DEV­LET BA­KA­NI ALİ BA­BA­CAN (An­ka­ra) - Ka­tı­lı­yo­ruz.

BAŞ­KAN - Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: Tek­li­fin 10 un­cu mad­de­si­nin me­tin­den çı­ka­rıl­ma­sı ne­de­niy­le 10 un­cu mad­de­nin yü­rür­lük ta­ri­hi­ni be­lir­le­yen (b) ben­di­nin me­tin­den çı­ka­rıl­ma­sı amaç­lan­mak­ta­dır.

BAŞ­KAN - Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Mad­de 10'u, ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

11'in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

MAD­DE 11- Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN - Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

(AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan bir grup mil­letve­ki­li aya­ğa kalk­tı)

SA­LİH KA­PU­SUZ (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, açık oy­la­ma is­ti­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, tek­li­fin tü­mü­nün oy­la­ma­sı­nı ya­pa­ca­ğım, açık oy­la­ma ta­le­bi var.

Sa­yın Ka­pu­suz, Sa­yın Fat­sa, Sa­yın Ya­zı­cı, Sa­yın Çi­çek, Sa­yın Şa­hin, Sa­yın Us­lu, Sa­yın Öz­tunç, Sa­yın Öze­gen, Sa­yın Kaf­kas, Sa­yın Ak­soy, Sa­yın Do­ğan, Sa­yın As­lan, Sa­yın Acar…

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, ben de va­rım.

BAŞ­KAN - Sa­yın As­la­noğ­lu, Sa­yın Bi­len, Sa­yın Bey­ri­bey, Sa­yın Ga­rip, Sa­yın Öz­yıl­maz, Sa­yın Yıl­dız, Sa­yın Poy­raz.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, açık oy­la­ma­nın elek­tro­nik ci­haz­la ya­pıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler… Ka­bul et­me­yen­ler… Ka­bul edil­miş­tir.

Açık oy­la­ma için üç da­ki­ka sü­re ve­re­ce­ğim. Bu sü­re içe­ri­sin­de sis­te­me gi­re­me­yen­le­rin Ge­nel Ku­rul­da­ki per­so­nel­den yar­dım is­te­me­le­ri­ni ri­ca edi­yo­rum.

Vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­lar var ise, oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar.

Açık oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la açık oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 1311 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Tek­li­fi'nin tü­mü­nün açık oy­la­ma­sı so­nuç­la­rı­nı açık­lı­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı    :       387

Ka­bul                          :       387 (x)

Böy­le­ce tek­lif ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır, ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, söz­lü so­ru öner­ge­le­ri ile di­ğer de­ne­tim ko­nu­la­rı­nı sı­ra­sıy­la gö­rüş­mek için, 26 Ara­lık 2006 Sa­lı gü­nü sa­at 15.00'te top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­mi ka­pa­tı­yo­rum. İyi ge­ce­ler di­li­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 02.46