Normal deneme 2 1 2007-03-14T09:38:00Z 2007-03-14T09:38:00Z 1 40888 233066 Türkiye Büyük Millet Meclisi 1942 546 273408 10.2625 0 0 nk 0 nk 0 0 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖNEM: 22      CİLT : 142      YASAMA YILI: 5

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

40’ın­cı Bir­le­şim

22 Ara­lık 2006 Cu­ma

  I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

 II. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

III. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

l.- 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel ve Kat­ma Büt­çe­ye Da­hil Da­ire­ler ve İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­la­rı (1/1252; 1/1236, 3/1139; 1/1237, 3/1140) (S. Sa­yı­sı: 1269, 1270, 1271)

A) ADA­LET BA­KAN­LI­ĞI

1.- Ada­let Ba­kan­lı­ğı 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

2.- Ada­let Ba­kan­lı­ğı 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

B) CE­ZA VE İN­FAZ KU­RUM­LA­RI İLE TU­TU­KEV­LE­Rİ İŞ YURT­LA­RI KU­RU­MU

1.- Ce­za ve İn­faz Ku­rum­la­rı ile Tu­tu­kev­le­ri İş Yurt­la­rı Ku­ru­mu 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

C) TÜR­Kİ­YE ADA­LET AKA­DE­Mİ­Sİ BAŞ­KAN­LI­ĞI

1.- Tür­ki­ye Ada­let Aka­de­mi­si Baş­kan­lı­ğı 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

D) YAR­GI­TAY BAŞ­KAN­LI­ĞI

1.- Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

2.- Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

E) BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KAN­LI­ĞI

1.- Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

2.- Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

F) KA­RA­YOL­LA­RI  GE­NEL MÜ­DÜR­LÜ­ĞÜ

1.- Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

2.- Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü  2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

G) TA­PU VE KA­DAS­TRO GE­NEL MÜ­DÜR­LÜ­ĞÜ

1.- Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

2.- Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

IV.- SO­RU­LAR VE CE­VAP­LAR

A) YA­ZI­LI SO­RU­LAR VE CE­VAP­LA­RI

1.- Ay­dın Mil­let­ve­ki­li Öz­lem ÇER­Çİ­OĞ­LU'nun, şe­hit ai­le­le­ri­nin ma­li hak­la­rı­na ve des­tek­len­me­si­ne iliş­kin so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı Ni­met ÇU­BUK­ÇU'nun ce­va­bı (7/18634)

2.- Ay­dın Mil­let­ve­ki­li Öz­lem ÇER­Çİ­OĞ­LU'nun, tö­re ci­na­yet­le­ri­ne iliş­kin so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı Ni­met ÇU­BUK­ÇU'nun ce­va­bı (7/18635)

3.- Ay­dın Mil­let­ve­ki­li Öz­lem ÇER­Çİ­OĞ­LU'nun, tö­re ci­na­yet­le­ri­ne ve ka­dın in­ti­har­la­rı­na iliş­kin so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı Ni­met ÇU­BUK­ÇU'nun ce­va­bı (7/18636)

4.- Ay­dın Mil­let­ve­ki­li Öz­lem ÇER­Çİ­OĞ­LU'nun, şe­hit ai­le­le­ri­nin ma­li hak­la­rı­na ve des­tek­len­me­si­ne iliş­kin so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı Ni­met ÇU­BUK­ÇU'nun ce­va­bı (7/18637)

5.- İz­mir Mil­let­ve­ki­li En­ver ÖK­TEM'in, bir be­be­ğe yö­ne­lik cin­sel is­tis­ma­ra iliş­kin Baş­ba­kan­dan so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı Ni­met ÇU­BUK­ÇU'nun ce­va­bı (7/18867)

6.- Ay­dın Mil­let­ve­ki­li Öz­lem ÇER­Çİ­OĞ­LU'nun, cin­sel ta­ciz mağ­dur­la­rı­nın ko­run­ma­sı­na iliş­kin so­ru­su ve Dev­let Ba­ka­nı Ni­met ÇU­BUK­ÇU'nun ce­va­bı (7/19152)

7.- An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Ya­kup KE­PE­NEK'in, Ma­li­ye mü­fet­tiş­le­ri­nin ile­ti­şi­mi­nin iz­len­di­ği id­di­ası­na iliş­kin so­ru­su ve Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal UNA­KI­TAN'ın ce­va­bı (7/19316)

I. - GE­ÇEN TU­TA­NAK ÖZE­Tİ

TBMM Ge­nel Ku­ru­lu sa­at 11.00'de açı­la­rak beş otu­rum yap­tı.

Otu­rum Baş­ka­nı TBMM Baş­kan­ve­ki­li Nev­zat Pak­dil, Türk­me­nis­tan Dev­let Baş­ka­nı Türk­men­ba­şı Sa­par­mu­rat Ni­ya­zov'un ve­fa­tı ne­de­niy­le ai­le­si­ne, Türk­me­nis­tan hal­kı­na ve Türk dün­ya­sı­na baş­sağ­lı­ğı di­le­yen bir ko­nuş­ma yap­tı.

2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel ve Kat­ma Büt­çe­li Da­ire­ler ve İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­la­rı­nın (1/1252; 1/1236, 3/1139; 1/1237, 3/1140) (S. Sa­yı­sı: 1269, 1270, 1271) gö­rüş­me­le­ri­ne de­vam olu­na­rak;

Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı,

Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­kan­lı­ğı,

Ta­rım ve Kö­yiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı,

Ta­rım Re­for­mu Ge­nel Mü­dür­lü­ğü,

Çev­re ve Or­man Ba­kan­lı­ğı,

Or­man Ge­nel Mü­dür­lü­ğü,

Dev­let Me­te­oro­lo­ji İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü,

2007 yı­lı büt­çe­le­ri ve 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sap­la­rı;

Re­ka­bet Ku­ru­mu,

Millî Pro­dük­ti­vi­te Mer­ke­zi,

Kü­çük ve Or­ta Öl­çek­li Sa­na­yii Ge­liş­tir­me ve Des­tek­le­me İda­re­si Baş­kan­lı­ğı,

Türk Ak­re­di­tas­yon Ku­ru­mu,

Türk Stan­dart­la­rı Ens­ti­tü­sü Baş­kan­lı­ğı,

Türk Pa­tent Ens­ti­tü­sü Baş­kan­lı­ğı,

Özel Çev­re Ko­ru­ma Ku­ru­mu Baş­kan­lı­ğı,

2007 yı­lı büt­çe­le­ri ile;

Köy Hiz­met­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı;

Ka­bul edil­di.

İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Onur Öy­men, Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı büt­çe­si üze­rin­de yap­mış ol­du­ğu ko­nuş­ma sı­ra­sın­da ba­zı ifa­de­le­ri­nin yan­lış an­la­ma­la­ra ne­den ol­du­ğu id­di­asıy­la, bir açık­la­ma­da bu­lun­du.

Alı­nan ka­rar ge­re­ğin­ce, 22 Ara­lık 2006 Cu­ma gü­nü sa­at 11.00'de top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­me 22.53'te son ve­ril­di.

Nev­zat PAK­DİL

Baş­kan Ve­ki­li

                      Ah­met Gök­han SA­RI­ÇAM                               Ah­met KÜ­ÇÜK

                                   Kırk­la­re­li                                                Ça­nak­ka­le

                                  Kâtip Üye                                                Kâtip Üye

 

 

 

No.: 53

II. - GE­LEN KÂĞIT­LAR

22 Ara­lık 2006 Cu­ma

Ra­por­lar

1.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ile Gür­cis­tan Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ba­tum Ulus­la­ra­ra­sı Ha­va­li­ma­nı­nın Or­tak Kul­la­nıl­ma­sı­na Da­ir An­laş­ma­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1223) (S. Sa­yı­sı: 1306) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 22.12.2006) (GÜN­DE­ME)

2.- Av­ru­pa Kon­se­yi Te­rö­riz­min Ön­len­me­si Söz­leş­me­si­nin Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile İçiş­le­ri ve Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yon­la­rı Ra­por­la­rı (1/1253) (S. Sa­yı­sı: 1307) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 22.12.2006) (GÜN­DE­ME)

3.- Eko­no­mik İş­bir­li­ği Teş­ki­la­tı Ti­ca­ret An­laş­ma­sı­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1235) (S. Sa­yı­sı: 1308) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 22.12.2006) (GÜN­DE­ME)

4.- Mil­let­le­ra­ra­sı Mal Sa­tı­mı­na İliş­kin Söz­leş­me­ler Hak­kın­da Bir­leş­miş Mil­let­ler Ant­laş­ma­sı­na Ka­tıl­ma­mı­zın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1238) (S. Sa­yı­sı: 1309) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 22.12.2006) (GÜN­DE­ME)

5.- Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hü­kü­me­ti ve Gür­cis­tan Hü­kü­me­ti Ara­sın­da Ha­va Ulaş­tır­ma An­laş­ma­sı­nın Onay­lan­ma­sı­nın Uy­gun Bu­lun­du­ğu­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Dı­şiş­le­ri Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/1234) (S. Sa­yı­sı: 1310) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 22.12.2006) (GÜN­DE­ME)

6.- Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eli­taş ve 5 Mil­let­ve­ki­li­nin; Ba­zı Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı Hak­kın­da Ka­nun Tek­li­fi ile Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/900) (S. Sa­yı­sı: 1311) (Da­ğıt­ma ta­ri­hi: 22.12.2006) (GÜN­DE­ME)

 

 

22 Ara­lık 2006 Cu­ma

Bİ­RİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 11.03

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Ha­run TÜ­FEK­Cİ (Kon­ya), Türkân Mİ­ÇO­OĞUL­LA­RI (İz­mir)

BAŞ­KAN - Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 40'ın­cı Bir­le­şi­mi'ni açı­yo­rum.

Top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır, gö­rüş­me­le­re baş­lı­yo­ruz.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel ve Kat­ma Büt­çe Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­la­rı üze­rin­de­ki gö­rüş­me­le­re de­vam ede­ce­ğiz.

Prog­ram uya­rın­ca, bu­gün, on üçün­cü tur gö­rüş­me­le­ri­ni ya­pa­ca­ğız. On üçün­cü tur­da, Ada­let Ba­kan­lı­ğı, Ce­za ve İn­faz Ku­rum­la­rı ile Tu­tu­kev­le­ri İş Yurt­la­rı Ku­ru­mu, Tür­ki­ye Ada­let Aka­de­mi­si Baş­kan­lı­ğı, Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı, Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı, Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü büt­çe­le­ri yer al­mak­ta­dır.

III. - KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER

1.- 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe Ka­nu­nu Ta­sa­rı­sı ile 2005 Ma­li Yı­lı Ge­nel ve Kat­ma Büt­çe­ye Da­hil Da­ire­ler ve İda­re­ler Ke­sin­he­sap Ka­nu­nu Ta­sa­rı­la­rı (1/1252; 1/1236,3/1139; 1/1237, 3/1140) (S. Sa­yı­sı: 1269, 1270, 1271) (x)

A) ADA­LET BA­KAN­LI­ĞI

1.- Ada­let Ba­kan­lı­ğı 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

2.- Ada­let Ba­kan­lı­ğı 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

B) CE­ZA VE İN­FAZ KU­RUM­LA­RI İLE TU­TU­KEV­LE­Rİ İŞ YURT­LA­RI KU­RU­MU

1.- Ce­za ve İn­faz Ku­rum­la­rı ile Tu­tu­kev­le­ri İş Yurt­la­rı Ku­ru­mu 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

C) TÜR­Kİ­YE ADA­LET AKA­DE­Mİ­Sİ BAŞ­KAN­LI­ĞI

1.- Tür­ki­ye Ada­let Aka­de­mi­si Baş­kan­lı­ğı 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

D) YAR­GI­TAY BAŞ­KAN­LI­ĞI

1.- Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

2.- Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

E) BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KAN­LI­ĞI

1.- Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

2.- Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

F) KA­RA­YOL­LA­RI GE­NEL MÜ­DÜR­LÜ­ĞÜ

1.- Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

2.- Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

G) TA­PU VE KA­DAS­TRO GE­NEL MÜ­DÜR­LÜ­ĞÜ

1.- Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

2.- Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

 

(x) 1269, 1270, 1271 S. Sayılı Basmayazılar ve Ödenek Cetvelleri 15/12/2007 tarihli 33'üncü Birleşim Tutanağına eklidir.

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, tur­da yer alan büt­çe­ler­le il­gi­li ola­rak so­ru sor­mak is­te­yen mil­let­ve­kil­le­ri­nin, gö­rüş­me­le­rin bi­ti­mi­ne ka­dar so­ru­la­rı­nı so­ra­bil­me­le­ri için şif­re­le­ri­ni ya­zıp par­mak iz­le­ri­ni ta­nıt­tık­tan son­ra ek­ran­da­ki söz is­te­me bu­to­nu­na bas­ma­la­rı ge­rek­mek­te­dir. Mik­ro­fon­la­rın­da­ki kır­mı­zı ışık­la­rı ya­nıp sön­me­ye baş­la­yan mil­let­ve­kil­le­ri­nin söz ta­lep­le­ri ka­bul edil­miş ola­cak­tır.Tur üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler bit­tik­ten son­ra so­ru sa­hip­le­ri ek­ran­da­ki sı­ra­ya gö­re so­ru­la­rı­nı ye­rin­den so­ra­cak­lar­dır. So­ru sor­ma iş­le­mi on da­ki­ka içe­ri­sin­de ta­mam­la­na­cak­tır. Ce­vap ver­me iş­le­mi için de on da­ki­ka sü­re ve­ri­le­cek­tir. Ce­vap iş­le­mi on da­ki­ka­dan ön­ce bi­ti­ril­di­ği tak­dir­de, ge­ri ka­lan sü­re için sı­ra­da­ki so­ru sa­hip­le­ri­ne söz ve­ri­le­cek­tir.

Bil­gi­le­ri­ni­ze su­nu­lur.

On üçün­cü tur­da grup­la­rı ve şa­hıs­la­rı adı­na söz alan sa­yın üye­le­rin isim­le­ri­ni oku­yo­rum:

AK Par­ti Gru­bu adı­na: De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met Sa­lih Er­do­ğan, Kı­rık­ka­le Mil­let­ve­ki­li Ra­ma­zan Can, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ali Bu­lut, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Meh­met Be­ya­zıt De­ni­zol­gun, Ri­ze Mil­let­ve­ki­li Ab­dul­ka­dir Kart, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Eyi­ce­oğ­lu.

Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na: Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Sü­ley­man Sa­rı­baş, Mar­din Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem Do­ğan.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na: İz­mir Mil­let­ve­ki­li Yıl­maz Ka­ya, Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem Kı­lıç, Niğ­de Mil­let­ve­ki­li Or­han Eras­lan, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Er­sin Arı­oğ­lu, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Meh­met Par­lak­yi­ğit, İz­mir Mil­let­ve­ki­li Er­dal Ka­ra­de­mir.

Şa­hıs­la­rı adı­na: Le­hin­de ol­mak üze­re, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Ni­ya­zi Öz­can, Sam­sun Mil­let­ve­ki­li Meh­met Kurt, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Meh­met Yıl­maz­can; aley­hin­de ol­mak üze­re, Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ali Arı­kan.

Şim­di, AK Par­ti Gru­bu adı­na, bi­rin­ci sı­ra­da­ki ko­nuş­ma­cı, De­niz­li Mil­let­ve­ki­li Meh­met Sa­lih Er­do­ğan. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın Er­do­ğan, sü­re­niz ye­di bu­çuk da­ki­ka­dır.

Bu­yu­run.

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA MEH­MET SA­LİH ER­DO­ĞAN (De­niz­li) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ada­let Ba­kan­lı­ğı büt­çe­si üze­rin­de, AK Par­ti Gru­bu­nun gö­rüş­le­ri­ni açık­la­mak üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ada­le­tin dev­let, top­lum ve bi­rey için; bi­raz da­ha açar­sak, dev­le­tin var­lı­ğı ve be­ka­sı, top­lu­mun hu­zur ve ba­rış için­de sos­yal ve kül­tü­rel ge­liş­me­si­ni sür­dü­re­bil­me­si ve bi­re­yin hak ve öz­gür­lük­le­ri­nin ko­run­ma­sı ve ge­liş­ti­ril­me­si ba­kı­mın­dan vaz­ge­çil­mez ve ih­mal edil­mez bir de­ğer ol­du­ğu hu­su­sun­da hiç kim­se­nin şüp­he­si ve te­red­dü­dü bu­lun­ma­mak­ta­dır.

Hu­kuk ve ada­let­le iç içe ol­ma­yan bir in­san ve bir or­gan dü­şü­nü­le­mez. Hu­kuk dev­le­tin­de dev­le­tin hiç­bir iş­le­mi ve bi­re­yin hiç­bir ey­le­mi hu­kuk dı­şın­da ka­la­maz. Her bi­rey ve her ku­rum hu­kuk için­de ye­ri­ni al­mak ve hu­kuk için­de kal­mak ve hu­ku­ka gü­ven­mek zo­run­da­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, hu­kuk ve ada­let den­di­ği za­man ak­la ilk, yar­gı, yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı ve yar­gıç gü­ven­ce­si gel­mek­te­dir. Ha­ki­ka­ten, yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı ve yar­gıç gü­ven­ce­si ol­ma­dan de­mok­ra­tik top­lum hu­kuk dev­le­ti­ni ha­ya­ta ge­çir­mek, top­lum­da ba­rış ve ada­le­ti sağ­la­mak müm­kün ol­ma­ya­cak­tır. Yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı, yar­gıç gü­ven­ce­si il­ke­le­ri­ni, de­mok­ra­si­nin ol­maz­sa ol­maz şart­la­rın­dan ka­bul et­mek zo­run­da­yız ve bu açı­dan yar­gıç ba­ğım­sız­lı­ğı yar­gıç­la­ra ta­nı­nan bir ay­rı­ca­lık ol­mak­tan öte, adil ve ta­raf­sız yar­gı­la­ma­nın ve ada­le­te gü­ven duy­gu­su­nun en önem­li öge­si­dir.

Bir ulu­sun uy­gar­lık se­vi­ye­si, ora­da ada­le­tin ger­çek­leş­me de­re­ce­si­ne bağ­lı­dır. Ada­le­ti de ba­ğım­sız yar­gı ver­di­ği ka­rar­lar­la or­ta­ya ko­ya­cak­tır. An­cak, yar­gıç, hu­kuk ya­pan de­ğil, hu­ku­ku uy­gu­la­yan­dır. Ka­nu­nu ya­sa­ma or­ga­nı çı­ka­rır. Ba­ğım­sız yar­gı da bu ya­sa­la­ra gö­re ka­rar ve­rir. Ka­rar ve­rir­ken de, hu­ku­ku uy­gu­lar­ken de Ana­ya­sa'ya, ka­nu­na ve hu­ku­ka uy­gun ola­rak vic­da­ni ka­na­at­le­ri­ne gö­re ka­ra­rı­nı ve­rir. Yar­gı­nın bir so­nuç olu­şu göz önü­ne alın­dı­ğın­da, yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı ve yar­gıç gü­ven­ce­si ka­dar yar­gı­cın so­mut ola­ya uy­gu­la­ya­ca­ğı ya­sa­nın, ya­ni mev­zu­atın, za­man için­de ge­li­şen ve de­ği­şen top­lum an­la­yış ve ih­ti­yaç­la­rı­nı kar­şı­la­ya­cak mü­kem­me­li­yet­te ol­ma­sı ge­re­kir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ada­let Ba­kan­lı­ğı­mı­zın ön­ce­lik­li gö­rev­le­ri, 2992 sa­yı­lı Ada­let Ba­kan­lı­ğı­nın Teş­ki­lat ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ya­sa'da be­lir­len­miş­tir ve Ada­let Ba­kan­lı­ğı­mız, yet­ki­si­ni Ana­ya­sa'dan al­mak­ta­dır. Bil­di­ği­niz gi­bi, Ada­let Ba­kan­lı­ğı­mız, Tür­ki­ye'nin hu­kuk ala­nın­da­ki so­run­la­rı­na re­for­mist ve bü­tün­cül bir ba­kış açı­sıy­la yak­laş­mış; hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü ve hu­kuk dev­le­ti il­ke­le­ri­ne bağ­lı­lı­ğın ge­re­ği ola­rak yar­gı­nın da­ha ve­rim­li ve da­ha et­ki­li ça­lı­şa­bil­me­si, ay­rı­ca Av­ru­pa Bir­li­ği­ne üye­lik mü­za­ke­re­si sü­re­cin­de mev­zu­at ye­ter­siz­li­ği­ni aş­mak yo­lun­da bü­yük adım­lar at­mış­tır. Bu ko­nu­da, bil­di­ği­niz gi­bi, baş­ta Ce­za Ka­nu­nu ol­mak üze­re pek çok ya­sa­la­rı­mız bir bir ha­ya­ta ge­çi­ril­miş­tir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye'de yar­gı­nın so­run­la­rı var­dır. Mah­ke­me­le­rin iş yü­kü­nün faz­la olu­şun­dan tu­tun hâkim ve cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ve yar­dım­cı per­so­nel sa­yı­sı­nın ye­ter­siz olu­şu­na, ada­let ve di­ğer hiz­met bi­na­la­rı­nın hiz­me­tin ge­rek­le­ri­ne ve yar­gı­nın say­gın­lı­ğı­na uy­gun ol­ma­ma­sı­na ka­dar pek çok so­run­la­rı bu­lun­mak­ta­dır. An­cak, bu so­run­lar bu­gü­nün so­run­la­rı da de­ğil­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, yar­gı­nın iti­ba­rı, yar­gı­ya gü­ven, üze­rin­de en faz­la du­rul­ma­sı ge­re­ken ko­nu­la­rın ba­şın­da gel­mek­te­dir. Çün­kü, yar­gı ol­ma­dan top­lum­da hu­zu­ru ve ba­rı­şı, hak ve öz­gür­lük­le­ri te­mi­nat al­tı­na al­mak müm­kün de­ğil. El­bet­te, her ku­rum gi­bi yar­gı da eleş­ti­ri­le­bi­lir. Eleş­ti­ri bir hak­tır, ama bu eleş­ti­ri­nin do­zu­nu iyi be­lir­le­mek ge­re­kir. Ku­rum­la­rın yıp­ra­tıl­mış ol­ma­sı o ül­ke­de çok cid­di so­run­la­ra se­be­bi­yet ver­mek­te­dir. Ül­ke­miz­de de za­man za­man yar­gı­nın ba­ğım­sız ve ver­di­ği ka­rar­la­rın isa­bet­li ol­ma­dı­ğı an­la­mı­na ge­le­bi­le­cek her tür­lü be­yan ile­ri sü­rül­mek­te ise de bun­lar­dan vaz­ge­çil­me­si ge­rek­ti­ği­nin, özel­lik­le so­rum­lu­luk sa­hi­bi her­ke­sin bu ko­nu­da çok has­sas dav­ran­ma­sı ge­rek­ti­ği­nin al­tı­nı çi­zi­yo­rum. Çağ­daş il­ke­le­re uy­gun de­mok­ra­tik hu­kuk dev­le­ti an­la­yı­şı­nı, top­lu­mun yar­gı­ya gü­ven duy­ma­sı­nı sağ­la­yan bir ada­let ül­kü­sü­nü ha­ya­ta ge­çir­mek ve bu ko­nu­da her tür­lü ön­le­mi al­mak dev­le­tin ön­ce­lik­li he­def­le­ri ara­sın­da­dır.

Çağ­daş ül­ke­ler­de dev­let gü­cü­nün sim­ge­le­rin­den bi­ri ad­li­ye bi­na­la­rı­dır. Çağ­daş ül­ke­ler­de ada­let bi­na­la­rı, o şeh­rin en gör­kem­li bi­na­la­rı olup "ada­let sa­ra­yı" ola­rak ad­lan­dı­rıl­mak­ta­dır. Bu bi­linç­ten ha­re­ket eden Ada­let Ba­kan­lı­ğı­mız, bir ta­raf­tan çağ­daş ül­ke­le­rin ada­let hiz­met­le­ri­nin su­nu­mun­da esas al­dık­la­rı il­ke­ler­den yo­la çı­ka­rak ça­ğı­mı­zın ge­rek­le­ri­ne ve AB kri­ter­le­ri­ne uy­gun şe­kil­de, hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü­ne da­ya­lı, in­san hak­la­rı­na say­gı­lı, adil yar­gı­la­ma hak­kı­nı gö­ze­ten, de­mok­ra­tik, öz­gür­lük­çü, va­tan­daş odak­lı, ta­raf­sız, et­ki­li ve ve­rim­li çö­züm yol­la­rı­nı bir bir ha­ya­ta ge­çir­mek için ça­lı­şır­ken, öbür ta­raf­tan da yar­gı hiz­met­le­ri­nin su­nu­mun­da ka­li­te ve et­kin­li­ğin art­ma­sı için, eği­tim ve tek­no­lo­ji baş­ta ol­mak üze­re ada­let bi­na­la­rı­nın ya­pıl­ma­sı­na bü­yük önem ver­mek­te­dir.

2002 yı­lın­dan ön­ce ül­ke­miz­de­ki ada­let bi­na­la­rı­nın ge­nel du­ru­mu­nu "va­him" ola­rak ni­te­len­dir­mek abar­tı­lı ol­ma­ya­cak­tır. Ada­let hiz­met­le­ri, hükûmet ko­nak­la­rı­nın ze­min kat­la­rın­da ve­ya­hut ki­ra­lık apart­man da­ire­le­ri ya da iş han­la­rın­da, mef­ru­şat ve tek­nik do­na­nım ba­kı­mın­dan son de­re­ce ye­ter­siz ola­rak ye­ri­ne ge­ti­ril­mek­te­dir. An­cak, 2003 yı­lın­dan iti­ba­ren kol­la­rı sı­va­yan Ada­let Ba­kan­lı­ğı­mız, yar­gı­nın say­gın­lık ve cid­di­ye­ti­ne uy­gun, ka­li­te­li ada­let hiz­met bi­na­sı ya­pı­mı­na bü­yük bir sü­rat ver­miş ve bu­gü­ne ka­dar 39 ada­let sa­ra­yı ya­pı­la­rak hiz­me­te açıl­mış; ay­rı­ca 32 ada­let hiz­met bi­na­sı ta­mam­lan­mış, açı­lı­şa ha­zır hâle ge­ti­ril­miş­tir ve hâlen de 840.500 met­re ka­re­lik 26 adet hiz­met bi­na­sı in­şa­atı da de­vam et­mek­te­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bil­di­ği­miz üze­re, da­va­la­rın en az gi­der­le ve müm­kün olan sü­rat­le so­nuç­lan­dı­rıl­ma­sı ana­ya­sal bir il­ke­dir. Yar­gı­nın hız­lı, ve­rim­li ve gü­ve­ni­lir şe­kil­de ça­lı­şa­bil­me­si için ad­li­ye­le­ri­miz­de Ulu­sal Yar­gı Ağı Pro­je­si (UYAP) dev­re­ye so­kul­muş­tur. Bu sis­te­min dev­re­ye gir­me­siy­le, yar­gı­ya ka­li­te ve sü­rat gel­miş­tir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bi­lin­di­ği üze­re, beş se­ne ön­ce­si­ne ka­dar Tür­ki­ye'de, Ada­let Ba­kan­lı­ğı, ce­za­evi is­yan­la­rıy­la ka­mu­oyu önü­ne ge­len…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Er­do­ğan, lüt­fen to­par­lar mı­sı­nız.

Bu­yu­run.

MEH­MET SA­LİH ER­DO­ĞAN (De­vam­la) - Bu­gün, geç­ti­ği­miz dö­nem­de mey­da­na ge­len ce­za­evi is­yan­la­rı, ken­di­mi­zi jur­nal­le­me gi­bi bir­ta­kım olay­lar vu­ku bul­ma­mak­ta­dır. Ba­kan­lı­ğı­mız, bu ko­nu­da eği­tim­den tek­no­lo­ji­ye va­ra­na ka­dar pek çok ye­ni­li­ği ha­ya­ta ge­çir­miş­tir. Bu ne­den­le, biz, Ba­kan­lı­ğı­mı­zı teb­rik edi­yo­ruz, te­şek­kür edi­yo­ruz. Ba­kan­lı­ğı­mı­zın her ka­de­me­sin­de ça­lı­şan de­ğer­li yö­ne­ti­ci­le­ri­mi­ze tak­dir­le­ri­mi­zi su­nu­yo­ruz.

Ada­let Ba­kan­lı­ğı­mı­zın büt­çe­si­nin, ben, ha­yır­la­ra ve­si­le ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yo­rum. Bu ve­si­ley­le, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Er­do­ğan.

AK Par­ti Gru­bu adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı, Kı­rık­ka­le Mil­let­ve­ki­li Ra­ma­zan Can.

Sa­yın Can, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA RA­MA­ZAN CAN (Kı­rık­ka­le) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ka­nun, ha­ya­tı ku­cak­la­ma­ya baş­la­dık­tan son­ra an­lam ifa­de eder. Ha­yat mad­de­si ka­nun ka­lı­bı­na dö­kül­dük­çe, dö­kü­le­bil­dik­çe ka­nun de­ğer­li­dir.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; hâki­min gö­re­vi, ka­nun­da ya­zı­lı hük­mü olay­la­ra tat­bik et­mek­tir. Bu gö­re­vi­ni ya­par­ken hâki­min uya­ca­ğı ka­ide­ler var­dır. Ada­let ile akıl ve man­tık, ka­nun met­ni­nin mo­dern ha­ya­tın ger­çek­le­ri­ne uy­du­rul­ma­sı­nı em­re­der. Ak­si hâlde, mi­sal ola­rak, Akay Kav­şa­ğı on yıl­dır fii­len tra­fi­ğe açık ol­du­ğu hâlde, on yıl son­ra Akay Kav­şa­ğı'nın imar mev­zu­atı­na ay­kı­rı­lı­ğın­dan ba­his­le Da­nış­ta­yın ip­tal ka­ra­rı ver­me­si gi­bi bir du­rum or­ta­ya çı­kar ki, bu da hu­ku­ki ol­maz.

Hâkim, ka­nun met­ni­ni ha­ya­tın ger­çek­le­ri­ne uyar­lar­ken, tam bir is­tid­lal­le, in­san­ca duy­gu­la­rın­dan ay­rıl­mak­sı­zın, ya­şa­mak­ta ol­du­ğu za­ma­nın zih­ni­ye­ti­ni ve ih­ti­yaç­la­rı­nı ya­kın­dan ele ala­cak, da­va ko­nu­su­nu da ona gö­re tet­kik ede­cek­tir. Mah­ke­me­le­rin as­li va­zi­fe­le­ri olan hu­ku­kun top­lum ha­ya­tı­na tat­bi­ki bu su­ret­le ola­cak­tır. Bu­nun için de en dik­ka­te de­ğer ha­di­se de ka­nun ko­yu­cu­nun ira­de­si­dir. Ka­nu­nu ya­pan, ka­nu­nu çı­ka­rır­ken ile­ri­de ih­ti­mal dâhi­lin­de ola­cak ha­di­se­le­ri gör­me­miş, dü­şü­ne­me­miş ola­bi­lir. Zi­ra, ka­nun ko­yu­cu, ka­nu­nun ya­pıl­dı­ğı za­ma­nın ih­ti­yaç­la­rıy­la meş­gul ol­muş­tur. Bu ba­kım­dan, ka­nu­nun an­la­mı­nın ta­yi­nin­de hâki­mi ay­dın­la­ta­cak ışık, bil­has­sa top­lum ha­ya­tı­nın ger­çek­le­ri ile eko­no­mik ve iç­ti­mai hâldir.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; hâkim­ler, yar­gı­la­ma ya­par­ken, ay­nı za­man­da yar­gı­la­nan­dır; her ka­ra­rıy­la bir­lik­te, ta­raf­lar­ca, ka­mu­oyun­ca ve vic­dan­la­rın­ca yar­gı­lan­dık­la­rı da bir ger­çek­tir. Hâkim­ler, yar­gı­la­ma ya­par­ken, ce­za ve hu­ku­kun ka­ide­le­ri­ni ta­raf­sız ola­rak uy­gu­la­mak, ta­raf­la­ra eşit me­sa­fe­de ol­mak du­ru­mun­da­dır. Hâkim­ler, ta­raf­lar­dan bi­ri­ne sem­pa­ti ve­ya an­ti­pa­ti duy­ma­ma­lı­dır. Ta­raf­lar­dan bi­ri­ne sev­gi ve düş­man­lık bes­le­yen hâkim, ada­let da­ğı­ta­maz. Hâkim­ler, mer­ha­met­li de­ğil, in­saf­lı, öl­çü­lü ve duy­gu­sal­lık­tan uzak ol­ma­lı­dır. Ada­let ile duy­gu­sal­lık bağ­daş­tı­rı­la­maz.

Se­ras­ker Bed­ret­tin'in de­di­ği gi­bi "Di­van ba­ğım­sız, hü­küm ya­sal ol­ma­lı­dır." En önem­li­si, hâki­min ba­ğım­sız ol­ma­sı­dır. Bel­ki de bun­dan da önem­li­si, hâki­min ken­di­ne kar­şı ba­ğım­sız ol­ma­sı­dır. Ada­let da­ğı­tan­lar, ada­let da­ğı­tır­ken, si­ya­si dü­şün­ce, fel­se­fi inanç, din, mez­hep ve et­nik ayı­rım yap­mak­sı­zın yar­gı­la­ma yap­ma­lı­dır.

Hâkim de in­san­dır ve top­lum için­de ya­şa­mak­ta­dır. Hâkim­le­rin, bu ne­den­le, si­ya­sal dü­şün­ce, gö­rüş­le­ri­nin ol­ma­sı ga­yet do­ğal­dır; an­cak, hâkim­ler, si­ya­sal dü­şün­ce­le­ri­ni ve ide­olo­ji­le­ri­ni kür­sü­ye çı­kar­ken mah­ke­me­nin eşi­ği­ne bı­rak­ma­lı­dır­lar. Yar­gı­nın ba­ğım­sız ol­ma­sı zo­run­lu­dur. Zi­ra, kim­se, ken­di ken­di­nin hâki­mi ola­maz, ol­ma­ma­lı­dır.

Ada­let da­ğıt­mak, çok zor ve fi­kir çi­le­si­ni ge­rek­ti­ren bir iş­tir. So­yut ku­ral­la­rı, de­ği­şen ve ge­li­şen top­lum­sal ve ki­şi­sel so­mut olay­la­ra uy­gu­la­mak, en­gin hu­kuk bil­gi­si­ni ve do­na­nı­mı­nı ge­rek­ti­rir. Bu ne­den­le, hâkim­ler, sü­rek­li ola­rak ken­di­ni ye­ni­le­me­li, öz­gür dü­şün­ce­ye açık ol­ma­lı, top­lum­la bü­tün­leş­me­li, top­lum­dan ve so­kak­tan ken­di­ni so­yut­la­ma­ma­lı, ya­şa­dı­ğı ül­ke­nin ger­çek­le­ri­ni bil­me­li­dir. Top­lu­mun­dan ken­di­ni so­yut­la­mış hâkim­den ka­mu vic­da­nı­nı ra­hat­la­ta­cak ka­rar ver­me­si bek­le­ne­mez.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; hâkim­ler ve sav­cı­la­rın ay­lık ve öde­nek­le­ri­nin, mah­ke­me­le­rin ba­ğım­sız­lı­ğı ve hâkim­lik te­mi­na­tı hü­küm­le­ri­ne gö­re ka­nun­la dü­zen­len­me­si Ana­ya­sa hük­mü ol­ma­sı­na rağ­men, bu hü­küm kırk beş yıl son­ra 5536 sa­yı­lı Ka­nun'la ger­çek­leş­ti­ren Hükûme­ti­mi­ze na­sip ol­muş­tur. Ni­te­kim Yar­gı­ta­yı­mı­zın De­ğer­li Baş­ka­nı De­ğer­li Hu­kuk­çu Sa­yın Os­man Ars­lan Bey, 6 Ey­lül 2006 ta­rih­li ad­li yı­lın açı­lış tö­re­nin­de Hükûme­ti­mi­ze ve Mec­li­si­mi­ze te­şek­kür ede­rek bu hu­su­sa dik­kat çek­miş­tir.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; yar­gı­la­ma ya­pı­lan fi­zi­ki mekânlar da ye­ter­siz­dir. Yıl 1936, İk­ti­sat Ba­ka­nı mer­hum Ce­lal Ba­yar'ın bir ra­po­run­da be­lirt­ti­ği üze­re, "Hükûmet bi­na­la­rı pe­ri­şan, bu bi­na­lar­da ça­lı­şan­la­rın ener­ji ve mu­ha­ke­me ka­bi­li­yet­le­ri ola­maz." de­miş­tir. Bun­dan da alt­mış dört yıl son­ra Yar­gı­tay baş­kan­la­rı­mız­dan bi­ri­ne ge­len bir hâkim, mek­tu­bun­da, ay­nen ak­ta­rı­yo­rum: "Hâkim ola­rak 1930'lar­dan kal­ma çü­rük ra­po­ru ve­ri­len oda­la­rın­da du­ruş­ma ya­pı­lan, ta­va­nın­dan sü­rek­li yağ­mur su­la­rı dam­la­dı­ğı için ya­ğış­lı ha­va­lar­da oda­la­rın içi ko­va­lar­la do­lu olan bir ad­li­ye­de gö­rev yap­mak­ta­yım. Bu­na rağ­men mes­le­ği­mi çok se­vi­yo­rum."

Ge­nel ola­rak ada­let da­ğı­tı­lan bi­na­la­rın ye­ter­siz ve el­ve­riş­siz ol­du­ğu ül­ke­mi­zin bir ger­çe­ği iken, Hükûme­ti­mi­zin ve özel­lik­le Ada­let Ba­ka­nı­mı­zın gay­re­tiy­le bu ko­nu­nun üze­ri­ne gi­dil­miş, öz­gün, Türk mi­ma­ri­si­ne uy­gun gör­kem­li ada­let sa­ray­la­rı ya­pıl­mış­tır ve ya­pıl­ma­ya de­vam edi­yor. Bu ko­nu­da eme­ği ge­çen il­gi­li da­ire baş­ka­nı­mı­za ve Ada­let Ba­ka­nı­mı­za te­şek­kür edi­yo­rum. Yar­gı­ya önem ver­mek, say­gı duy­mak laf­la ol­mu­yor, so­run­la­rın böy­le bir bir çö­zül­me­siy­le müm­kün olu­yor de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü­nü ger­çek­leş­ti­ren pren­sip­ler­den bi­ri de erk­ler ay­rı­lı­ğı­dır. Ta­bii ki, ya­sa­ma ve yü­rüt­me yar­gı­ya mü­da­ha­le­de bu­lun­ma­ma­lı­dır. Mah­ke­me­le­rin ba­ğım­sız­lı­ğı böy­le­ce sağ­la­na­bi­lir, an­cak, yar­gı da ya­sa­ma­ya ve yü­rüt­me­ye mü­da­ha­le et­me­me­li­dir. Bu da bir ana­ya­sal pren­sip­tir. Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ye­rin­de­lik de­ne­ti­mi yap­ma­sı, yü­rüt­me­yi dur­dur­ma ka­ra­rı ve­re­rek mah­ke­me ka­rar­la­rı­nın ma­kab­le şa­mil ana düs­tu­ru­nu et­ki­siz bı­rak­ma­sı, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin ka­ra­rın­da ip­tal ve­ya ret ka­ra­rı ve­re­bi­le­cek­ken ka­nun ko­yu­cu gi­bi dav­ra­na­rak hü­küm­le ka­nun it­ti­haz et­me­si, ya­sa­ma­ya mü­da­ha­le de­ğil de ne­dir? Ta­lep dı­şın­da hü­küm it­ti­haz et­me­si biz­le­ri yar­gıç­lar ül­ke­si­ne, yar­gıç­lar hükûme­ti­ne gö­tür­mez mi?

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; hu­ku­ku­muz­da ki­mi ida­ri ka­rar­la­ra kar­şı yar­gı yo­lu ma­ale­sef ka­pa­tıl­mış­tır. Bu du­rum hu­kuk dev­le­tiy­le bağ­daş­maz. Kal­dı ki, Ana­ya­sa'mız, ida­re­nin bü­tün ey­le­mi ve iş­lem­le­ri yar­gı de­ne­ti­mi­ne ta­bi ol­du­ğu­nu gös­te­rir. Eğer, hu­kuk dev­le­tin­den bah­se­di­yor­sak, ida­ri ka­rar­la­ra kar­şı yar­gı yo­lu­nu is­tis­na­sız uy­gu­la­ma­lı­yız. Ni­te­kim hu­kuk, ada­let hiç­bir bi­çim­de hik­me­ti hükûmet de­ni­len nes­ne­ye kur­ban edil­me­me­li­dir. Ne za­man hik­me­ti hükûmet­ten söz edil­miş­se, bu, bir baş­ka şe­yi giz­le­mek için bu­lun­muş ba­ha­ne­dir. Ne­ti­ce ola­rak, ya­sa­ma ve yü­rüt­me yar­gı­ya mü­da­ha­le et­me­me­li, bir o ka­dar da yar­gı da ya­sa­ma­ya, yü­rüt­me­ye mü­da­ha­le et­me­me­li­dir. Yar­gı­nın yü­rüt­me­ye mü­da­ha­le­si de, son za­man­lar­da va­li­le­rin ta­yin­le­rin­de açı­lan da­va­la­rın ka­bul edil­me­si, va­li­lik ma­ka­mı­nın dev­le­ti ve hükûme­ti tem­sil nok­ta­sın­da si­ya­si bir ma­kam ol­ma­sı ha­se­biy­le, hükûme­tin si­ya­se­ti­ni mah­ke­me­le­rin bu ka­ra­rıy­la yü­rüt­me­ye mü­da­ha­le­de bu­lun­mak­ta­dır­lar ki, bu hu­sus da ka­bul edi­le­mez. Erk­ler ay­rı­lı­ğı il­ke­si­ne ters dü­şer ki, hu­kuk dev­le­tiy­le bağ­daş­maz. Hâkim­le­rin yü­rüt­me­den bri­fing al­ma­la­rı da hu­kuk dev­le­tiy­le bağ­daş­maz. Geç­miş­te 28 Şu­bat sü­re­cin­de bu­nun kö­tü ör­nek­le­ri var­dır. Uma­rım bir da­ha ya­şa­ma­yız. Di­ğer yan­dan, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nın ye­rin­de­lik de­ne­ti­mi yap­ma­sı, ya­sa­la­rı sık sık Par­la­men­to­ya ia­de et­me­si yü­rüt­me­nin ya­sa­ma­ya mü­da­ha­le­si­dir ki, par­la­men­ter sis­te­min özü­ne ters dü­şer.

OR­HAN ERAS­LAN (Niğ­de) - Ana­ya­sa'da var Ra­ma­zan Bey.

RA­MA­ZAN CAN (De­vam­la) - Yi­ne, yü­rüt­me­nin, ida­ri iş­lem­le ce­za yap­tı­rı­mı te­sis ede­rek ya­sa­ma gö­re­vi­ne mü­da­ha­le et­me­si de hu­kuk dev­le­ti il­ke­si­ne ters dü­şer.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; ge­niş an­lam­da yü­rüt­me, yar­gı­dan kaç­tı­ğı, hu­ku­ku ayak ba­ğı gör­dü­ğü sü­re­ce de­mok­ra­si bir düş­tür. Hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü id­di­asın­da­ki bir dev­let­te hiç kim­se hu­ku­kun ne üs­tün­de­dir ne de al­tın­da­dır, yal­nız­ca için­de­dir. Hu­kuk kar­şı­sın­da her­kes eşit­tir. Her gö­rüş ve her inanç hu­ku­kun ege­men­li­ği ve te­mi­na­tı al­tın­da ya­şar.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; ta­rih­te en es­ki ilim­ler­den bi­ri de hu­kuk il­mi­dir. Vic­da­ni ka­na­at in­san­da ola­ca­ğı için, ada­le­ti de her za­man, her yer­de in­san­lar da­ğı­ta­cak­tır. Bu yüz­den ada­let da­ğı­ta­cak hu­kuk­çu­la­rın ye­tiş­ti­ril­me­si…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Can, lüt­fen, to­par­lar mı­sı­nız.

Bu­yu­run.

RA­MA­ZAN CAN (De­vam­la) - …sı­ra­dan bir hu­kuk öğ­re­ni­miy­le müm­kün ola­maz. Hu­kuk­çu­nun mal­ze­me­si norm­lar, ku­rum­lar, kav­ram­lar ve il­ke­ler­dir. Mal­ze­me­si­ne ege­men ol­ma­yan hu­kuk­çu, sağ­lık­lı bir ada­let da­ğı­ta­maz. Yar­gı­da ni­te­lik eği­tim­le doğ­ru oran­tı­lı­dır. Öğ­ren­ci­ye ol­ta de­ğil, ba­lık ver­me­yi öne­ren hu­kuk öğ­re­ni­mi çök­me sü­re­ci­ne gir­miş­tir. Ada­le­te gü­ve­nin azal­ma­sı­nın ne­den­le­rin­den bi­ri de bu­dur. Hu­kuk öğ­re­ni­mi­ni derhâl dü­zelt­me­li­yiz. Bu ko­nu­da YÖK'e de gö­rev­ler düş­mek­te­dir. Hu­kuk ada­le­tin ma­te­ma­ti­ği­dir. Öğ­ren­ci­ler mu­ha­ke­me ye­te­ne­ği ge­liş­tir­me­li­dir. Hu­kuk fa­kül­te­le­ri al­tı yı­la çı­ka­rıl­ma­lı­dır. Son yı­lın tat­bi­kat yı­lı ol­ma­sı ve tat­bi­kat fa­kül­te­ler­ce test edil­me­li­dir. Hu­kuk mes­le­ği­nin ne ka­dar önem­li ol­du­ğu­nu açık­la­dık. İş­te bu ne­den­le, Ada­let Aka­de­mi­si ku­rul­muş­tur. Hâkim­le­ri­miz Ada­let Aka­de­mi­sin­den ge­rek­ti­ği gi­bi ya­rar­lan­mak­ta­dır. Ba­ro­lar Bir­li­ği de bu ko­nu­da avu­kat­lar için üze­ri­ne dü­şe­ni yap­ma­lı­dır.

Büt­çe­mi­zin ku­rum­la­ra ha­yır­lı ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yor, tek­rar yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Can.

AK Par­ti Gru­bu adı­na üçün­cü ko­nuş­ma­cı Meh­met Ali Bu­lut, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Bu­lut. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA MEH­MET ALİ BU­LUT (Kah­ra­man­ma­raş) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 2007 Yar­gı­tay büt­çe­si üze­ri­ne Gru­bum adı­na ko­nuş­mak üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, 1868 yı­lın­da Di­va­nı Ad­li­ye adıy­la ku­ru­lan, sı­ra­sıy­la İs­tan­bul, Si­vas ve Es­ki­şe­hir'de fa­ali­yet gös­te­ren Yar­gı­tay, ada­let sis­te­mi­mi­zin kök­lü bir ku­ru­mu olup, 1935 yı­lın­dan gü­nü­mü­ze ka­dar da An­ka­ra'da ça­lış­ma­la­rı­na de­vam et­mek­te­dir.

Ana­ya­sa'mı­zın 9'un­cu mad­de­sin­de "Yar­gı yet­ki­si, Türk Mil­le­ti adı­na ba­ğım­sız mah­ke­me­ler­ce kul­la­nı­lır." hük­mü yer al­mak­ta­dır. 154'ün­cü mad­de­de ise "Yar­gı­tay, ad­li­ye mah­ke­me­le­rin­ce ve­ri­len ve ka­nu­nun baş­ka bir adlî yar­gı mer­ci­ine bı­rak­ma­dı­ğı ka­rar ve hü­küm­le­rin son in­ce­le­me mer­ci­idir. Ka­nun­la gös­te­ri­len bel­li da­va­la­ra da ilk ve son de­re­ce mah­ke­me­si ola­rak ba­kar." ifa­de­si yer al­mak­ta­dır.

Ana­ya­sa'nın ya­nı sı­ra Yar­gı­tay Ka­nu­nu da bu yük­sek mah­ke­me­nin iş­le­vi­ni be­lir­le­mek­te ve iş­le­yi­şi­ni dü­zen­le­mek­te­dir. Bu an­lam­da, ad­li­ye mah­ke­me­le­ri ta­ra­fın­dan ve­ri­len ka­rar­la­rın hu­ku­ka uy­gun­lu­ğu­nu de­net­le­mek­le gö­rev­li yük­sek mah­ke­me olan Yar­gı­tay, bu de­ne­tim iş­le­vi­ne bağ­lı ola­rak ül­ke dü­ze­yin­de hu­kuk uy­gu­la­ma­sın­da bir­li­ği sağ­la­mak­ta ve ya­sa mad­de­le­ri­nin yo­ru­mu­na açık­lık ge­ti­re­rek iç­ti­hat üret­mek­te­dir.

An­cak, Yar­gı­ta­yın 2005 yı­lı ve­ri­le­ri­ne gö­re iş yü­kü­nü in­ce­le­di­ği­miz­de: Yar­gı­tay hu­kuk da­ire­le­ri­ne 324.533, ce­za da­ire­le­ri­ne 147.771 ol­mak üze­re, top­lam 472.304 da­va dos­ya­sı gel­miş, ön­ce­ki yıl­dan dev­re­den da­va­lar­la bir­lik­te yıl içe­ri­sin­de­ki dos­ya sa­yı­sı 724.477'le­re ulaş­mış­tır. Bu da­va­la­rın yıl için­de 581.881 ade­di so­nuç­lan­mış­tır. Ay­rı­ca, Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­na da 2005 yı­lı için­de 224.381 da­va dos­ya­sı gel­miş, ön­ce­ki yıl de­vir­le­riy­le bu sa­yı 364.485'e ulaş­mış­tır. Bun­la­rın da an­cak 280.826 ka­da­rı so­nuç­la­na­bil­miş­tir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Yar­gı­ta­yın as­li gö­re­vi iç­ti­hat mah­ke­me­si ol­ma­sı­dır ve bü­tün mah­ke­me­ler­de ka­nu­nun ay­nı şe­kil­de uy­gu­lan­ma­sı­nı sağ­la­mak­tır. Bu ka­dar çok dos­ya­yı in­ce­le­mek zo­run­da ol­du­ğu Yar­gı­ta­yın iç­ti­hat mah­ke­me­si ol­ma­sı herhâlde dü­şü­nü­le­mez. Yü­kü azal­ta­cak ve Yar­gı­ta­yı ger­çek bir iç­ti­hat mah­ke­me­si fonk­si­yo­nu­nu bi­hak­kın ic­ra ede­bi­le­cek hâle ge­ti­re­bil­mek için böl­ge ad­li­ye mah­ke­me­le­ri­nin bir an ön­ce fa­ali­ye­te geç­me­si herhâlde ge­rek­mek­te­dir.

Gü­nü­müz­de dün­ya çok hız­lı bir de­ği­şim ve ge­li­şim için­de­dir. Ül­ke­miz­de özel­lik­le eko­no­mik, sos­yal, kül­tü­rel ve hu­kuk ala­nın­da önem­li ge­liş­me­ler ya­şan­mak­ta­dır. İç hu­ku­ku­muz­da Av­ru­pa Bir­li­ğiy­le bü­tün­leş­me­yi ger­çek­leş­ti­re­cek doğ­rul­tu­da de­ği­şik­lik­ler ve dü­zen­le­me­ler ya­pıl­mak­ta­dır. Bir­çok te­mel ya­sa ha­ya­ta ge­çi­ril­miş­tir bu dö­nem­de. Ana­ya­sa de­ği­şik­lik­le­ri ve uyum ya­sa­la­rı kap­sa­mın­da in­san hak­la­rı ve öz­gür­lük­ler ko­nu­sun­da önem­li adım­lar atıl­mış ve di­ğer bir­çok ka­nun­da millî ira­de­nin te­cel­li ede­ce­ği dü­zen­le­me­ler ya­pıl­mış­tır.

Tür­ki­ye ada­let ve yar­gı­da en ile­ri ev­ren­sel dü­ze­yi tut­tur­mak zo­run­da­dır. Ör­ne­ğin, 1999 yı­lı 8 Tem­mu­zun­da Tür­ki­ye, dü­şün­ce öz­gür­lü­ğü­nü çiğ­ne­di­ği ge­rek­çe­siy­le Av­ru­pa İn­san Hak­la­rı Mah­ke­me­sin­ce bir gün içe­ri­sin­de 11 kez hü­küm giy­miş­tir. Av­ru­pa Kon­se­yi­nin 46 ül­ke­si var­dır ve Av­ru­pa İn­san Hak­la­rı Mah­ke­me­si­ne ge­len bu dö­nem­de­ki 50 da­va­dan 39'u Tür­ki­ye'ye ait­tir, ge­ri­ye ka­lan 11 da­va ise 45 ül­ke­ye da­ğıl­mış­tır. Böy­le bir olum­suz du­ru­mu Tür­ki­ye'nin mut­la­ka çöz­me­si ge­rek­mek­te­dir. Ma­dem Av­ru­pa İn­san Hak­la­rı Söz­leş­me­si'ni ka­bul et­mi­şiz, im­za at­mı­şız, o hâlde, yar­gı, ka­ra­rı­nı ve­rir­ken İn­san Hak­la­rı Söz­leş­me­si'ni de dik­ka­te al­mak zo­run­da­dır. Bu ko­nu­da en bü­yük gö­rev de, el­bet­te ki Yar­gı­ta­yı­mı­za düş­mek­te­dir.

Yar­gı­nın iş­le­vi, hu­kuk gü­ven­li­ği­ni sağ­la­ya­rak öz­gür­lü­ğü gü­ven­ce­ye ka­vuş­tur­mak­tır. Yar­gı, bu üs­tün il­ke­le­ri ha­ya­ta ge­çir­mek için ta­raf­sız ve in­sa­ni da­ya­nış­ma için­de ol­mak zo­run­da­dır. Her­ke­sin her şe­ye hak­kı­nın ol­du­ğu yer­de gü­cün da­yat­ma­sıy­la ve ay­rım­cı­lık­la kar­şı­laş­mak, hu­kuk kar­şı­sın­da eşit­lik, öz­gür­lük ve gü­ven­lik is­te­yen bi­re­yi herhâlde top­lum dı­şı­na it­mek du­ru­mun­da­dır.

Di­ğer yan­dan, med­ya­nın, med­ya yar­gıç­la­rı ya­rat­tı­ğı, yar­gı­nın ba­ğım­sız­lı­ğı ve hu­ku­ka gü­ve­ni sars­tı­ğı da kay­gıy­la iz­len­mek­te­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, si­ya­si­ler­den hoş­gö­rü is­te­yen ve si­ya­set­çi­le­re yö­ne­lik ağır söz­le­ri dü­şün­ce öz­gür­lü­ğü kap­sa­mın­da de­ğer­len­di­ren Yar­gı­ta­yı­mız, ken­di üye­le­ri ve ka­rar­la­rıy­la il­gi­li eleş­ti­ri­le­ri ise ce­za­lan­dır­mak­ta­dır. Ya­kın geç­miş­te bir­çok ör­nek­te ba­sı­nın ki­şi­li­ğe yö­ne­lik sal­dı­rı­la­rı abar­ta­bi­le­ce­ği­ne hük­me­den Yar­gı­tay, ken­di­le­riy­le il­gi­li he­men her ha­be­re da­va aça­bil­mek­te­dir. Yar­gı­tay üye­le­ri­nin ba­sın men­sup­la­rı­na kar­şı aç­tı­ğı taz­mi­nat da­va­la­rı, geç­ti­ği­miz bu son üç yıl içe­ri­sin­de 80'den faz­la ol­muş­tur.

Yar­gı­tay 4. Hu­kuk Da­ire­si, Sa­yın Baş­ba­ka­nı tez­yif ve tah­kir edi­ci ba­sın­da çı­kan ya­yın­la­ra yö­ne­lik ha­ka­ret da­va­sıy­la il­gi­li ver­miş ol­du­ğu ka­rar­da "si­ya­set­çi­yi eleş­ti­ri­ci, kü­çük dü­şü­rü­cü ola­bi­lir" de­ni­yor, top­lu­mun her an göz önün­de olan si­ya­sal ki­şi­le­ri eleş­tir­me­nin ba­sı­nın gö­re­vi ol­du­ğu­ -doğ­ru- o an ve gö­rü­nür­de var olup da son­ra­dan ger­çek ol­ma­dı­ğı an­la­şı­lan olay­la­rın ya­yı­nın­dan da ba­sı­nın so­rum­lu tu­tul­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği kay­de­di­li­yor. Ya­ni "ba­sın, son­ra­dan yan­lış çı­kan, ya­lan çı­kan olay­dan so­rum­lu de­ğil" de­ni­yor. Bu­nun "ça­mur at, izi kal­sın" man­tı­ğın­dan far­kı ne­dir? Böy­le bir man­tı­ğın iza­hı da müm­kün de­ğil­dir.

Mah­ke­me­ler ve yar­gıç­lar gö­rev­le­rin­de ba­ğım­sız­dır­lar, Ana­ya­sa'ya, ka­nu­na ve hu­ku­ka uy­gun ola­rak vic­danî ka­na­at­le­ri­ne gö­re hü­küm ve­rir­ler. El­bet­te yar­gı men­sup­la­rı adil ol­mak­la mü­kel­lef­tir­ler. Yar­gı­ta­yın özel­lik­le ken­di men­sup­la­rıy­la il­gi­li ka­rar­lar­da çok ka­tı dav­ran­dı­ğı­na ve eleş­ti­ri hak­kı­nı sı­nır­lı ola­rak yo­rum­la­dı­ğı­na şa­hit olu­yo­ruz, po­li­ti­ka­cı­lar­la il­gi­li da­va­lar­da ise ala­bil­di­ği­ne eleş­ti­ri öz­gür­lü­ğün­den ya­na ka­rar­lar ver­mek­te­dir. Yar­gı söz ko­nu­su ol­du­ğun­da öz­gür­lük­le­ri da­ralt­ma eği­li­mi baş gös­te­ri­yor. Yar­gı­tay ka­rar­la­rı ara­sın­da­ki bu çe­liş­ki­nin or­ta­dan kalk­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Eleş­ti­ri hak­kı ve dü­şün­ce öz­gür­lü­ğün­den po­li­ti­ka­cı, ya­zar, bü­rok­rat ya da yar­gı men­su­bu ay­rı­mı yap­ma­dan her­kes ay­nı öl­çü­de ya­rar­lan­ma­lı­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ül­ke­miz­de asıl so­run yar­gı­nın ba­ğım­sız­lı­ğıy­la il­gi­li de­ğil, ta­raf­sız­lı­ğıy­la il­gi­li­dir. Yar­gı­nın ba­ğım­sız­lı­ğı ve ta­raf­sız­lı­ğı sa­de­ce ya­sa­ma ve yü­rüt­me or­ga­nı­na kar­şı de­ğil­dir. Bir yar­gıç baş­ka yar­gı­ca, ka­mu­ya, hat­ta ken­di ide­olo­ji­si­ne, inanç­la­rı­na kar­şı da ta­raf­sız ol­mak zo­run­da­dır. Yar­gı­nın gö­re­vi, dev­le­ti ya da mev­hum­la­rı ko­ru­mak de­ğil, hak­kın ve ada­le­tin ger­çek­leş­me­si­ni sağ­la­mak­tır. Ak­si hâlde, yar­gı ile dev­let ya da yar­gı ile va­tan­daş kar­şı kar­şı­ya gel­di­ğin­de yar­gı, hu­kuk ve ada­le­ti mi ger­çek­leş­ti­re­cek, yok­sa ta­raf­lı mı dav­ra­na­cak­tır?

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, AK Par­ti İk­ti­da­rı ada­le­te ve ada­let ca­mi­ası­na bü­yük de­ğer ver­mek­te­dir. Dö­ne­mi­miz­de her yıl yar­gı­ya ay­rı­lan büt­çe pa­yı ar­tı­rıl­mış­tır. Ni­te­kim, enf­las­yo­nun yüz­de 9'lar­da ol­du­ğu bu yıl, Yar­gı­ta­yın 2007 büt­çe­sin­de yüz­de 43 ora­nın­da ar­tış ya­pıl­mış­tır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Bu­lut.

MEH­MET ALİ BU­LUT (De­vam­la) - Yi­ne bu dö­nem­de, hâkim ve sav­cı­la­rı­mı­zın ma­aş­la­rı, ye­ter­li ol­ma­sa da çok bü­yük oran­da ar­tı­rıl­mış­tır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, di­ğer ad­li­ye ça­lı­şan­la­rı­mı­zın da ma­aş ve öz­lük hak­la­rıy­la il­gi­li ge­rek­li dü­zen­le­me­le­rin kı­sa sü­re­de ya­pı­la­ca­ğı inan­cıy­la, 2007 yı­lı büt­çe­si­nin ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­ler, tek­rar yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­la­rım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Bu­lut.

AK Par­ti Gru­bu adı­na dör­dün­cü ko­nuş­ma­cı, Meh­met Be­ya­zıt De­ni­zol­gun, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın De­ni­zol­gun. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA MEH­MET BE­YA­ZIT DE­Nİ­ZOL­GUN (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­nın 2007 yı­lı büt­çe ta­sa­rı­sı hak­kın­da AK Par­ti Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Siz­le­ri se­lam­lı­yo­rum say­gıy­la.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ba­kan­lı­ğı­mı­zın bün­ye­sin­de­ki iş­le­ri şöy­le sı­ra­la­ya­bi­li­riz:

Ka­mu­ya ait ya­pım iş­le­ri, afet iş­le­ri, imar hiz­met­le­ri ol­mak üze­re baş­lı­ca üç te­mel alan­da fa­ali­yet­le­ri­ni sür­dü­ren Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­mı­zın, ül­ke­miz açı­sın­dan ne ka­dar bü­yük bir so­rum­lu­luk ta­şı­dı­ğı he­pi­mi­zin ma­lu­mu­dur ve Ba­kan­lı­ğı­mız, ay­rı­ca, ta­pu ka­das­tro hiz­met­le­ri, be­le­di­ye­le­ri­mi­ze ait ha­ri­ta, imar pla­nı, iç­me su­yu, ka­na­li­zas­yon ve çe­şit­li ya­pı iş­le­ri, fi­nans­man hiz­met­le­ri, ül­ke­mi­zin ka­ra yol­la­rı ağı­nın ya­pım, ba­kım, ona­rım hiz­met­le­ri­ni de yü­rüt­mek­te­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; yol de­yin­ce he­men her­ke­sin ak­lı­na ge­len Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­müz, bu­gün iti­ba­rıy­la, 2.069 ki­lo­met­re­si oto­yol, 31.325 ki­lo­met­re­si dev­let yo­lu ve 30.345 ki­lo­met­re­si il yo­lu ol­mak üze­re top­lam 63.739 ki­lo­met­re­lik yol ağı­na hiz­met ver­mek­te­dir. Bu ka­dar önem­li hiz­met­le­ri yü­rü­ten Ba­kan­lı­ğı­mı­za, 2007 yı­lı için büt­çe­den top­lam 4 mil­yar 550 mil­yon 201 bin YTL öde­nek ön­gö­rül­müş­tür.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bir de ka­ra yol­la­rı­mız­da, ba­zı ka­ra nok­ta­lar da -bun­la­ra "ka­za ka­ra nok­ta­la­rı" di­yo­ruz- ger­çek­ten çok önem­li tra­fik ka­za­la­rı olu­yor­du. Bun­la­rı, bu Ba­kan­lı­ğı­mız, bu ka­ra nok­ta­lar­da­ki ça­lış­ma­lar­la, iyi­leş­tir­me ça­lış­ma­la­rı de­vam et­mek­te­dir ve ça­lış­ma­lar ne­ti­ce­sin­de, ölü sa­yı­sı, ya­ra­lı sa­yı­sı ve ka­za sa­yı­sın­da göz­le gö­rü­lür şe­kil­de azal­ma ol­muş­tur.

Ben, 2007 yı­lın­da plan­la­nan oto­yol­lar hak­kın­da da bi­raz ma­lu­mat ver­mek is­ti­yo­rum. Bu ku­zey Mar­ma­ra oto­yo­lu ve üçün­cü Bo­ğaz ge­çi­şi pro­je ve mü­hen­dis­lik iş­le­ri de­vam et­mek­te­dir. Bu, bil­di­ği­niz gi­bi, Ak­ya­zı-Kı­na­lı ara­sın­da­ki bir ala­nı kap­sa­mak­ta­dır. Gü­zergâh ça­lış­ma­la­rı de­vam et­mek­te olup pro­je mü­hen­dis­lik hiz­met­le­ri, etüt pro­je ça­lış­ma­la­rı de­vam et­mek­te­dir ve pro­je iha­le­si­nin de 2007 yı­lın­da ya­pıl­ma­sı dü­şü­nül­mek­te­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; oto­yo­lu ve köp­rü­ler kap­sa­mın­da, Tür­ki­ye'nin dep­rem ül­ke­si ol­du­ğu he­pi­mi­zin ma­lu­mu­dur ve Ku­zey Ana­do­lu fa­yı da bi­zim Tür­ki­ye'miz­de, ba­ya­ğı bü­yük bir, cid­di bir re­ali­te­dir bu­nun ol­ma­sı. Köp­rü ve bu­nun için İs­tan­bul çev­re yol­la­rı, oto­yol ve bağ­lan­tı yol­la­rı üze­rin­de­ki köp­rü ve bağ­lan­tı yol­la­rı üze­rin­de vi­ya­dük­le­rin sis­mik tak­vi­ye­si­dir. 144 adet köp­rü ve vi­ya­dü­ğün sür­dü­rül­mek­te olan pro­je­len­dir­me ça­lış­ma­la­rı de­vam et­miş­tir, 38 ade­di­nin pro­je­si ta­mam­lan­mış­tır. Ka­lan 186 adet ya­pı­nın pro­je­le­ri de 2007 yı­lın­da ta­mam­la­na­cak­tır.

Dış kre­diy­le fi­nan­se edi­len, İs­tan­bul'da­ki bü­yük köp­rü­le­rin, sis­mik tak­vi­ye­si kap­sa­mın­da­ki Bo­ğaz Köp­rü­le­ri, Ha­liç Köp­rü­sü'nün de için­de bu­lun­du­ğu 11 adet ya­pı­nın ya­pım iha­le­si ger­çek­leş­ti­ril­miş olup 2006 yı­lın­da ça­lış­ma­la­ra baş­lan­mış, bu pro­je kap­sa­mın­da­ki ya­pı­lar 2007 ve 2008 yıl­la­rın­da ta­mam­la­na­cak­tır. Bir de 2006 yı­lın­da, ilk de­fa yap-iş­let-dev­ret mo­de­li çer­çe­ve­sin­de ça­lış­ma­lar baş­la­tıl­mış­tır. İs­tan­bul-Bur­sa-İz­mir oto­yo­lu­nun ya­pıl­ma­sı ön­gö­rü­len bi­rin­ci eta­bı olan İz­mit Kör­fe­zi Ge­çi­şi Pro­je­si'nin 78 ki­lo­met­re­lik, Geb­ze-Or­han­ga­zi-Bur­sa oto­yo­lu­nun ikin­ci eta­bı ola­rak da 301 ki­lo­met­re­lik Bur­sa-İz­mir ara­sı oto­yol ya­pı­mı prog­ram­lan­mış­tır. İz­mit Kör­fe­zi Ge­çi­şi için 3 ki­lo­met­re­lik as­ma köp­rü­nün yer al­dı­ğı İz­mit Kör­fe­zi Ge­çi­şi pro­je­si­nin 2006 yı­lın­da iha­le ha­zır­lık­la­rı ya­pıl­mış ve 2007 yı­lın­da da iha­le edil­me­si he­def­len­miş­tir.

İs­tan­bul Bo­ğa­zı'nda yer alan ka­ra yo­lu ge­çiş­le­ri­nin gü­nü­müz­de­ki gün­lük araç ge­çiş sa­yı­sı­nın 420 bin araç ci­va­rın­da ol­du­ğu göz önü­ne alın­dı­ğın­da bu sa­yı çok üs­tü­ne çık­mış­tır. Bu üs­tü­ne çık­tı­ğı için de köp­rü­ler­de bir­ta­kım bek­le­me­ler ve va­kit ka­yıp­la­rı ol­mak­ta­dır. Bu va­kit ka­yıp­la­rı, hem iş gü­cü, akar­ya­kıt ve iş­let­me ka­yıp­la­rı, yak­la­şık, se­ne­lik 1,5 mil­yar do­la­ra mal ol­mak­ta­dır. Bu­nun için de bu bağ­lam­da, 2006 yı­lın­da İs­tan­bul'da Üçün­cü Ka­ra­yo­lu Ge­çi­şi Pro­je­le­ri ça­lış­ma­la­rı baş­la­mış olup, 2007 yı­lın­da bu­nun iha­le­si ger­çek­leş­ti­ri­le­cek­tir.

Bir de, ka­ra yol­la­rı de­yin­ce, gü­ney­de­ki An­tal­ya-Alan­ya ka­ra yo­lu yıl­lar­dan be­ri bit­me­miş­ti. Bu, ar­tık ta­mam­lan­mış ve bö­lün­müş yol ola­rak hiz­me­te açıl­mış­tır.

Afet İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün fa­ali­yet­le­ri­ne de­ği­nir­sek: Can ve mal ka­yıp­la­rı­na gö­re dep­rem afe­ti, di­ğer tüm afet­le­re gö­re, yüz­de 61 ora­nın­da bi­rin­ci sı­ra­da­dır. Bu da aşa­ğı yu­ka­rı 71 bin adet ko­nut ve iş ye­ri­nin tes­pi­ti ol­muş­tur ve ta­mam­lan­mış­tır bu tes­pit­ten son­ra. Afet­le­rin hak sa­hip­le­ri­ne yer se­çi­mi ve ko­nut ya­pı­mı, ilk de­fa, Hükûme­ti­miz dö­ne­min­de, ge­çi­ci iskân ko­nu­tu­na ih­ti­yaç du­yul­ma­dan, afet­ze­de­le­rin da­imî iskânı için 20.548 ko­nut ile 1.319 ahır yıl için­de in­şa edi­le­rek sa­hip­le­ri­ne tes­lim edil­miş­tir.

Bir de, İs­tan­bul'da -ger­çek­ten çok önem­li- es­ki­den be­ri, Av­cı­lar he­ye­lan böl­ge­si ola­rak bi­li­nir. Biz Tek­nik Üni­ver­si­te­de okur­ken da­hi bu­nu ders­le­ri­miz­de gö­rür­dük. Şim­di, bu­nun için, Ba­kan­lı­ğı­mız, Ba­kan­lar Ku­ru­lu ve Afet Ka­nu­nu'na gö­re, bu­ra­sı afe­te ma­ruz ka­nun hük­mü­ne alın­mış­tır ve bu­ra­da­ki ça­lış­ma­lar, yer se­çim­le­ri de­vam et­mek­te­dir. Bu­ra­da otu­ran mal sa­hi­bi-ki­ra­cı far­kı gö­zet­me­den, bun­la­rın ki­ra­la­rı­nın yar­dı­mı de­vam ede­cek­tir.

2004 yı­lın­da Ba­kan­lı­ğı­mı­zın ön­cü­lü­ğün­de ger­çek­leş­ti­ri­len Dep­rem Şûra­sı Ey­lem Pla­nı çer­çe­ve­sin­de ça­lış­ma­la­ra de­vam edil­mek­te­dir. Bu­nun için Güç­len­dir­me Yö­net­me­li­ği çı­ka­rı­la­rak 2007 yı­lın­da uy­gu­la­ma­ya gir­me­si için ge­rek­li dü­zen­le­me ya­pıl­mış­tır. Ay­rı­ca, imar ve ya­pı­laş­ma sis­te­mi­ne kat­kı sağ­la­yan Kat Mül­ki­ye­ti Ka­nu­nu ay­nı şe­kil­de. Ay­nı şe­kil­de, Do­ğal Afet­ler Si­gor­ta­sı (DASK) ve yet­kin mü­hen­dis­lik ka­nu­nu gi­bi mev­zu­at­lar ha­zır­lan­ma­sı için ge­rek­li, il­gi­li ku­rum­lar­la ya­pıl­mak­ta olan ça­lış­ma­lar de­vam et­mek­te­dir.

Bir de, Ulu­sal Sis­mik Ağı­nın ge­liş­ti­ril­me­si kap­sa­mın­da, Ba­kan­lı­ğı­mı­zın ve­ri ka­li­te­si yük­sek, ger­çek za­man­lı 19 adet ge­niş bant is­tas­yo­nu alı­mı ya­pı­la­rak Tür­ki­ye'nin ilk uy­du ile­ti­şim­li Tür­ki­ye Ulu­sal Sis­mik Ağ Sis­te­mi­nin Ge­liş­ti­ril­me­si Pro­je­si baş­la­tıl­mış­tır. 53 adet dep­rem ka­yıt is­tas­yo­nu ça­lış­mak­ta­dır; 2006 yı­lın­da, 20 adet, İs­tan­bul'da, bu ağa ek­len­me­si plan­lan­mış­tır. 2006'nın so­nun­da da 2003 yı­lı­na oran­la, üç yıl­da yüz­de 142 art­mış ve bu sis­mik ağ­lar ile Tür­ki­ye'nin çev­re­sin­de­ki dep­rem­le­rin ak­ti­vi­te­si yir­mi dört sa­at sü­rey­le sü­rek­li iz­len­mek­te­dir. İmar plan­la­rı­na esas yer bi­lim­le­ri ra­por­la­rı ve te­mel ze­min etüt­le­ri for­ma­tı ha­zır­lan­mış ve yü­rür­lü­ğe ko­nul­muş­tur.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın De­ni­zol­gun, bu­yu­run.

MEH­MET BE­YA­ZIT DE­Nİ­ZOL­GUN (De­vam­la) - Baş­ba­kan­lık Pro­je Bi­ri­mi ve İs­tan­bul Va­li­li­ği­nin İs­tan­bul'da­ki ka­mu bi­na­la­rı­nın güç­len­di­ril­me­si ama­cıy­la -Dün­ya Ban­ka­sın­dan 400 mil­yon do­lar­lık kre­diy­le- has­ta­ne, yurt, okul gi­bi ka­mu bi­na­la­rı­nın güç­len­di­ril­me ça­lış­ma­la­rı de­vam et­mek­te­dir. Afet İş­le­ri için de Ba­kan­lı­ğı­mız­dan 285.120.970 YTL öde­nek ön­gö­rül­müş­tür.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ba­kan­lı­ğı­mı­zın Ya­pı İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, ül­ke­miz­de bi­na ya­pı­mıy­la il­gi­li fa­ali­yet­ler­de yet­ki­li ve yol gös­te­ri­ci bir so­rum­lu­luk üst­len­miş­tir ve in­san sağ­lı­ğı açı­sın­dan önem­li olan bir ça­lış­ma­sı da kan­se­ro­jen mad­de ih­ti­va eden bir je­olo­jik ya­pı­sı olan bu Nev­şe­hir'de­ki Tuz­köy Bel­de­sin­de ya­şa­yan in­san­la­rı­mı­zın ko­nut­la­rı­nın yer­le­ri­nin de­ğiş­ti­ril­me­si ka­ra­ra bağ­lan­mış­tır. Bun­la­rın için­de 213 ko­nut ve 13 iş ye­ri, 2005 yı­lı so­nun­da bi­ti­ri­len ko­nut­la­rın alt­ya­pı­sıy­la il­gi­li ça­lış­ma­lar de­vam et­mek­te­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Acil Ey­lem Pla­nı'nda yer alan bö­lün­müş yol kap­sa­mın­da­ki ça­lış­ma­la­ra da hız ve­ril­miş­tir. 8.359 ki­lo­met­re bö­lün­müş yol ça­lış­ma­sı ya­pıl­mış, 6.592 as­falt se­vi­ye­sin­de…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın De­ni­zol­gun, lüt­fen…

Te­şek­kür için açı­yo­rum.

Bu­yu­run.

MEH­MET BE­YA­ZIT DE­Nİ­ZOL­GUN (De­vam­la) - Bö­lün­müş yol­lar­la il­gi­li da­ha faz­la ko­nuş­mak için vak­ti­miz yet­me­di­ğin­den, büt­çe­mi­zin ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın De­ni­zol­gun.

AK Par­ti Gru­bu adı­na be­şin­ci ko­nuş­ma­cı Ab­dul­ka­dir Kart, Ri­ze Mil­let­ve­ki­li.

Sa­yın Kart? Yok.

Mus­ta­fa Eyi­ce­oğ­lu, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li? Yok.

Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na bi­rin­ci ko­nuş­ma­cı, Sü­ley­man Sa­rı­baş, Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - İki ar­ka­daş ko­nu­şa­cak di­ye Sü­ley­man Bey dı­şa­rı­da, ona gö­re ayar­la­mış­tı.

BAŞ­KAN - Mu­har­rem Do­ğan, ikin­ci sı­ra­da­ki ko­nuş­ma­cı, Mar­din Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Do­ğan.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Bir ara ve­rir mi­si­niz?

BAŞ­KAN - Sa­yın Do­ğan, bu­yu­run lüt­fen.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Gel­di, Sü­ley­man Bey gel­di efen­dim.

BAŞ­KAN - Sa­yın Sa­rı­baş bu­yu­run. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın Sa­rı­baş, sü­re­niz yir­mi da­ki­ka­dır.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (Ma­lat­ya) - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Ada­let Ba­kan­lı­ğı­mız hak­kın­da Ana­va­tan Par­ti­si­nin gö­rüş­le­ri­ni sun­mak üze­re kür­sü­de­yim. Yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ta­bii, Ada­let Ba­kan­lı­ğı­mız gi­bi önem­li bir ba­kan­lı­ğın büt­çe­si üze­rin­de yir­mi da­ki­ka­da ne­ler söy­le­ne­bi­lir bi­le­mi­yo­rum, ama elim­den ge­len şey­le­ri yap­ma­ya ça­lı­şa­ca­ğım. Ge­çen se­ne kırk beş da­ki­kay­dı Ada­let Ba­kan­lı­ğı­mı­zın büt­çe­si üze­rin­de­ki sü­re, bu se­ne yir­mi da­ki­ka­ya düş­tü.

MU­SA SI­VA­CI­OĞ­LU (Kas­ta­mo­nu) - Ada­let hız­lan­mış de­mek ki.

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - Ben, as­lın­da, işin özün­de, Ba­kan­lık büt­çe­sin­den zi­ya­de, biz Ana­va­tan Par­ti­si ola­rak na­sıl bir yar­gı dü­şü­nü­yo­ruz, na­sıl bir ada­let sis­te­mi dü­şü­nü­yo­ruz, uzun uzun bun­la­rı an­lat­ma­yı dü­şün­müş­tüm, fa­kat, za­man çok kı­sa ol­du­ğu için sa­de­ce te­mel baş­lık­la­rı söy­le­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, dev­let de­ni­len şey, coğ­raf­ya­sın­da ya­şa­yan in­san­la­rın ken­di rı­zai ira­de­le­riy­le mey­da­na ge­tir­dik­le­ri top­lum­sal or­tak gü­cün ör­güt­lü var­lı­ğı­nın adı­dır. Ya­ni, in­san­lar ken­di ira­de­le­riy­le bir oto­ri­te, güç, ku­ral­lar ko­yan oto­ri­te, güç hu­su­le ge­ti­rir­ler. Bu gü­cün adı top­lum­sal güç­tür. İş­te bu top­lum­sal gü­cün ör­güt­lü var­lı­ğı­na da biz "dev­let" di­yo­ruz. En ta­bi­idir ki, in­san­la­rın, ken­di­le­ri­nin ta­bi ola­cak­la­rı bir üs­tün oto­ri­te oluş­tu­rur­ken um­duk­la­rı ga­ye­ler, amaç­lar var­dır. Ne var­dır? İn­san hu­zur is­ter. Ne var­dır? Hak­kın ege­men ol­ma­sı­nı is­ter. Ne var­dır? Ada­let içe­ri­sin­de sos­yal kal­kın­ma is­ter. Ne var­dır? Hu­ku­ka uy­gun iş­le­yen ku­rum­sal ya­pı­lar is­ter. Ne var­dır? Ya­şa­nan ve ina­nı­lan say­gın bir de­mok­ra­si, ko­ru­nan re­ka­bet ve ve­rim­li­lik, say­dı­ğı­mız ve hep­si­nin or­tak adı olan bir gü­ven top­lu­mu is­ter, gü­ven is­ter.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, her­ke­sin öz­gür bir var­lık ola­rak do­ğu­mun­dan ölü­mü­ne ka­dar, sırf in­san ol­ma­nın onur ve hay­si­ye­tiy­le, var olan ev­ren­sel hak­la­rı­nın sı­kı su­ret­le ko­ru­na­ca­ğı­na olan inan­cı ve bu inan­cın ge­tir­di­ği vic­dan hu­zu­ruy­la in­san ya­şa­mak is­ter. Ya­ni, dev­le­ti ku­rar­ken, dev­let de­ni­len ay­gı­tı, ör­güt­lü var­lı­ğı or­ta­ya ge­ti­rir­ken in­sa­nın is­te­di­ği te­mel şey hu­zur­dur, hu­zur içe­ri­sin­de ya­şa­mak­tır ve bu­nun kar­şı­lı­ğın­da re­fah içe­ri­sin­de ya­şa­mak­tır. Ya­ni, Al­lah'ın ver­di­ği ni­met­ler­den her­kes ka­dar ve her­kes gi­bi fay­da­lan­mak ve Ya­ra­dan'dan do­la­yı yer­yü­zün­de ol­du­ğu için hu­zur içe­ri­sin­de ya­şa­mak is­ter. Bu­nu sağ­la­ya­cak şe­yin adı, hak­ka ria­yet, hu­ku­ka ria­yet, hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü­ne inan­mak­tır. Pe­ki bu na­sıl ola­cak? Her­kes gi­bi ve her­kes ka­dar is­te­di­ği­ne gö­re, adil bir top­lum ola­cak, ada­let da­ğı­tan bir me­ka­niz­ma ola­cak.

Şim­di, suç is­ta­tis­tik­le­ri­ne ba­kı­yo­ruz Sa­yın Ba­ka­nım, bu se­ne An­ka­ra Ad­li­ye­si­nin son ha­zır­lık ra­ka­mı­nı al­dım: 230 bin. Ya­ni, An­ka­ra Ad­li­ye­mi­ze gün­de 50 bin ki­şi ge­li­yor, sırf cum­hu­ri­yet sav­cı­lı­ğı­mız­da ha­zır­lık esas nu­ma­ra­sı 230 bin­le­ri bul­muş. Tür­ki­ye'de, ma­la ve ca­na kar­şı iş­le­nen suç­la­ra ba­kı­yo­rum, ge­çen se­ne 540 bin ci­va­rın­da, bu se­ne 800 bin ol­muş. Bir on­dan ön­ce­ki se­ne 350 bin. Ya­ni, geo­met­rik bir ar­tış var. Hiç mi bir şey yap­ma­dı­nız? Ha­yır, ya­sa­lar de­ğiş­tir­di­niz, ted­bir­ler al­dı­nız, Ce­za Ya­sa­mı­zı, ce­za an­la­yı­şı­mı­zı de­ğiş­tir­di­niz, di­ğer te­mel ya­sa­la­rı de­ğiş­tir­di­niz, ama ça­re ol­ma­dı. De­mek ki işin özü, ça­re bu­ra­da de­ğil. Bun­lar la­zım mı? Evet, la­zım. Ça­re bu­ra­da de­ğil. Ça­re ney­de? Ça­re: Hu­zur top­lu­mu­nu na­sıl ya­ra­tı­rız? Ya­ni, adil bö­lü­şü­mü, adil pay­la­şı­mı, sos­yal ada­le­ti, in­san­la­rı suç iş­le­mek­ten alı­ko­yan in­san­ca ya­şa­ma hak­kı­nı na­sıl sağ­la­rız?

Şim­di, ül­ke­nin bir ta­ra­fın­da 380 mil­yar do­lar, -400 mil­yar do­lar gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­nız var di­yor­su­nuz. Bu gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­nın 50 mil­yar do­la­rı­nı ya­ban­cı­la­ra borç fa­izi ola­rak ve­ri­yor­su­nuz. 50 mil­yar do­la­rı, 13.600 çok ulus­lu şir­ket var, on­la­rın kârı ola­rak dı­şa­rı gi­di­yor. Kal­dı 300 mil­yar. 300 mil­yar do­la­rın ya­rı­sı­nı da Tür­ki­ye'de­ki bü­yük pa­ra ba­ba­la­rı, şir­ket­ler, iç borç fa­izi bil­mem ne ola­rak gö­tü­rü­yor­lar. Ge­ri­ye ka­lan 150 mil­yar do­lar­la 70 mil­yon in­sa­nı do­yur­ma­ya ça­lı­şı­yor­su­nuz. Doy­mu­yor. Me­se­la, 30 mil­yon çift­çi­mi­zin gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­dan, millî ge­lir­den al­dı­ğı pay yüz­de 11. Şim­di, 380 mil­ya­rın yüz­de 11'i ne ya­par? 37 mil­yar. Ya­ni, 30 mil­yon in­san 1.200 do­lar pa­ra alı­yor. Ha­ni o "5 bin do­lar, 5 bin do­lar" di­ye mey­dan mey­dan söy­le­di­ği­niz şe­ye ba­kar­sa­nız, ra­kam­lar -TÜ­İK'in ra­kam­la­rı- 30 mil­yon in­san 1.200 do­lar­la -ki, bu, or­ta­la­ma­sı- 30 mil­yon çift­çi­nin… 5 bin-10 bin ta­ne top­rak ağa­la­rı, ge­niş iş­let­me sa­hip­le­ri de bu­nun ya­rı­sı­nı alı­yor. 15 mil­yar do­lar­lık bir pa­ray­la 29 mil­yon in­sa­nı do­yur­ma­ya ça­lı­şı­yor­su­nuz. Doy­mu­yor. Ço­cu­ğu­nun ge­le­ce­ği yok, sos­yal gü­ven­li­ği yok, kar­nı doy­mu­yor. Ne ya­pı­yor? Suç iş­li­yor. "Be­nim ni­ye yok" id­di­asıy­la, baş­ka­la­rı­na ait olan şe­ye te­ca­vüz­de bu­lu­nu­yor. Hu­ku­kun özü, ada­le­tin özü, in­san onu­ru­na, hay­si­ye­ti­ne, in­san mül­ki­ye­ti­ne ya­pı­lan te­ca­vüz­le­rin de­fi de­ğil mi? Ama, bu te­ca­vü­zü ön­le­ye­mi­yor­su­nuz. Bu ada­let­siz da­ğı­tım­la, ge­lir da­ğı­lı­mıy­la te­ca­vü­zü ön­le­ye­mi­yo­ruz.

Şim­di, ön­le­yi­ci hu­kuk de­di­ği­miz, ya­ni, ge­lir da­ğı­lı­mın­da ada­let, sos­yal ada­let, sos­yal gü­ven­lik ve baş­ka bir sü­rü şey­le­ri… Eği­tim, ki, eği­tim çok önem­li. Tür­ki­ye'nin bu­gün eği­tim or­ta­la­ma­sı ilko­kul 4.

FE­Rİ­DUN FİK­RET BA­LOĞ­LU (An­tal­ya) - Sa­yın Baş­kan, ara ve­rin lüt­fen mü­za­ke­re­le­re.

RE­SUL TO­SUN (To­kat) - Ben tem­sil ede­rim tek ba­şı­ma.

FE­Rİ­DUN FİK­RET BA­LOĞ­LU (An­tal­ya) - Sa­yın Baş­kan, mü­za­ke­re­le­re ara ve­ril­me­si­ni ta­lep edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Lüt­fen Sa­yın Ba­loğ­lu, otu­rur mu­su­nuz. Ya­pa­bi­le­ce­ği­miz bir şey yok Sa­yın Ba­loğ­lu.

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - Hâlâ nü­fu­su­mu­zun yüz­de 12'si oku­ma yaz­ma bil­mi­yor. Şim­di, yüz­de 12'si oku­ma yaz­ma bil­me­yen ve oku­ya­nın da ge­nel or­ta­la­ma­sı­nın il­ko­kul 4 ol­du­ğu bir top­lum­da el­bet­te ai­le içi şid­det, el­bet­te tö­re ci­na­yet­le­ri, el­bet­te da­ha bil­me­di­ği­miz bir sü­rü suç ti­pi ve tü­rü…

HA­LİL TİR­YA­Kİ (Kı­rık­ka­le) - Te­le­viz­yon­la­rı ka­pa­ta­lım Baş­kan. Te­le­viz­yon­la­rı ka­pa­ta­lım, ko­nuş­ma­ya­lım Mec­li­se ya! Ayıp olu­yor ama. Kim­se yok.

BAŞ­KAN - Sa­yın Tir­ya­ki, lüt­fen…

HA­LİL TİR­YA­Kİ (Kı­rık­ka­le) - Lüt­fen de, ayıp olu­yor. Al­lah Al­lah ya! 3 ki­şi ya!

BAŞ­KAN - Ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­te­yin, top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı is­te­yin Sa­yın Tir­ya­ki.

HA­LİL TİR­YA­Kİ (Kı­rık­ka­le) - Bu ne ya!

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Ama, ko­nuş­ma­cı­mız ki­me ko­nu­şu­yor efen­dim?

HA­LİL TİR­YA­Kİ (Kı­rık­ka­le) - Ta­bii, ki­me ko­nu­şu­yor?

BAŞ­KAN - Tü­zük'te böy­le bir uy­gu­la­ma­mız yok Sa­yın Tir­ya­ki. Lüt­fen…

FE­Rİ­DUN FİK­RET BA­LOĞ­LU (An­tal­ya) - Sa­yın Baş­kan, ara ver­me yet­ki­niz yok mu gö­rüş­me­le­re? Bir ara ve­rin.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Sa­rı­baş.

SÜ­LEY­MAN SA­RI­BAŞ (De­vam­la) - Şim­di, Sa­yın Ba­ka­nım, si­zin vic­da­nı­nız el­ve­ri­yor mu be­nim bu­ra­da bu ko­nuş­ma yap­ma­ma, boş ma­sa­la­ra, boş kür­sü­le­re ko­nuş­ma yap­ma­ma vic­da­nı­nız el­ve­ri­yor mu? Büt­çe­yi tar­tı­şı­yo­ruz. Ba­kın, Ada­let Ba­kan­lı­ğı te­mel erk­ler­den bi­ri ve ha­ki­ka­ten top­lu­mun hu­zu­ru, sos­yal ba­rı­şın bo­zul­du­ğu bir or­tam­da (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar), 800 bin ma­la kar­şı suç iş­len­di­ği bir or­tam­da, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si 365 ki­şi­lik ik­ti­dar gru­bun­da 4 ki­şi var. Bu­na mı ko­nu­şa­yım Sa­yın Ba­ka­nım? Ya­ni, bu­nu mu tar­tı­şa­lım? Ra­kam­la­rı, ne­yi tar­tı­şa­yım? Si­zin vic­da­nı­nız el­ve­ri­yor­sa, ben si­zin vic­da­nı­nı­za ha­va­le edi­yo­rum. Vic­da­nı­nı­zın el­ver­me­di­ği­ni de bi­li­yo­rum. Bi­li­yo­rum ki, siz Özal rah­le­sin­den geç­ti­niz, bu­na vic­da­nı­nız el­ver­mez Sa­yın Ba­ka­nım. Ama, bu top­lum­da hu­zur yok, bu top­lum­da ada­let sağ­la­na­mı­yor. Yap­tı­ğı­nız ça­lış­ma­la­rı tak­dir­le kar­şı­lı­yo­rum. Ada­let Aka­de­mi­si­ni kur­du­nuz, te­mel ya­sa­la­rı de­ğiş­tir­di­niz, ce­za­ev­le­ri­mi­ze, ad­li­ye­le­ri­mi­zin fi­zi­ki ya­pı­la­rı­na ha­ki­ka­ten bü­yük kat­kı­lar sağ­la­dı­nız. Ama, ne ol­du? Suç ora­nı düş­tü mü? Suç ora­nı düş­tü mü ar­ka­daş­lar? Tür­ki­ye'de her gün olay­lar olu­yor. Bun­lar, de­mek ki, te­mel me­se­le, ada­let me­ka­niz­ma­la­rın­dan kay­nak­lan­mı­yor. Tür­ki­ye'de sos­yal ada­let sağ­lan­ma­dan, sos­yal ba­rış sağ­lan­ma­dan, si­ya­set top­lu­mun de­ğer­le­ri üze­rin­den ya­pıl­dı­ğı müd­det­çe, top­lu­mun ger­çek ih­ti­yaç­la­rı, iş­siz­li­ği, aş­sız­lı­ğı, eği­tim­siz­li­ği, yok­sul­lu­ğu, ge­lir da­ğı­lı­mın­da­ki ada­let­siz­li­ği tar­tı­şıl­ma­dan, bun­lar dü­zel­til­me­den, ce­za ya­sa­sı an­la­yış­la­rı­nı, mad­de­le­ri­ni, hü­küm­le­ri­ni, ce­za mik­tar­la­rı­nı de­ğiş­tir­mek­le, sa­de­ce, var olan suç­lu­la­rı zap­tet­me yön­tem­le­ri­ni arar­sı­nız. Oy­sa, asıl olan şey top­lum­da suç­lu­nun ol­ma­ma­sı, suç­lu­nun or­ta­ya çık­ma­ma­sı, top­lu­mun suç iş­le­me­me­si.

Şim­di, il­ke­ler ko­ya­ca­ğız, il­ke­ler koy­ma­mız la­zım. Ne­dir? Hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü. Hu­kuk na­sıl üs­tün ola­cak in­san­lar aç­sa? Bir ta­ne­si 150 bin do­lar­lık ara­bay­la ge­zer­ken bir ta­ne­si evi­ne ek­mek gö­tür­mü­yor­sa, hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü na­sıl sağ­lan­mış ola­cak ve­ya yar­gı­nın ta­raf­sız ve ba­ğım­sız­lı­ğı?.. Yar­gı, sa­ye­niz­de -çok sağ olun, te­şek­kür edi­yo­rum- ha­ki­ka­ten, vic­da­nıy­la cüz­da­nı ara­sın­da sı­kış­mak­tan bir neb­ze de ol­sa kur­tul­du, ama, hâlâ yar­gı­nın ba­ğım­sız­lı­ğı üze­rin­de­ki de­di­ko­du­lar de­vam edi­yor ve bu da, yar­gıç­la­rı­mı­zı ger­çek­ten üzen bir du­rum.

Yi­ne, yar­gı­sal ku­rum­la­rın bir­li­ği. Ba­kın, bir ada­let an­la­yı­şı­nı, ya­ni, hu­kuk an­la­yı­şı­nı top­lu­ma hâkim kı­la­cak­sı­nız, ama, in­san­lar… Ben suç iş­le­yin­ce baş­ka bir mah­ke­me­de, ama, ba­zı­la­rı suç iş­le­yin­ce baş­ka mah­ke­me­ler­de yar­gı­la­nı­yor an­la­yı­şı­nı kal­dır­mak du­ru­mun­da­yız. Ya­ni, as­kerî şah­si­yet suç iş­le­yin­ce as­kerî mah­ke­me­de, ida­re per­so­ne­li suç iş­le­yin­ce ida­ri yar­gı­da, ama, va­tan­daş suç iş­le­yin­ce… Her­ke­se gö­re ada­let ol­maz, her­ke­se gö­re yar­gı me­ka­niz­ma­sı da ol­maz. Yar­gı tek­li­ği­ni ve her­ke­sin inanç duy­du­ğu "evet, o da be­nim­le ay­nı sta­tü­de yar­gı­la­nı­yor" an­la­yı­şı­nı hâkim kı­la­cak bir yar­gı bir­li­ği­ni sağ­la­ya­ma­mı­şız. Ne­yi sağ­la­ya­ma­mı­şız? Hak­kın te­cel­li ede­ce­ği an­la­yı­şı­nı da ve­re­me­mi­şiz. Ya­ni, Tür­ki­ye 72 mil­yon. Ben bu­ra­dan so­ru­yo­rum: Hak te­ca­vü­zü­ne uğ­ra­dı­ğın­da, ge­rek onu­ru, hay­si­ye­ti ola­rak ve ge­rek­se mül­ki­ye­ti ola­rak te­ca­vü­ze uğ­ra­dı­ğın­da ad­li­ye­ye gi­dip, ya­ni üs­tün oto­ri­te­ye, dev­le­te mü­ra­ca­at edip bu hak­kı­nı ala­ca­ğı­na da­ir hiç kim­se­nin bir inan­cı var mı? Ha­yır, yok, hiç kim­se bu­na inan­mı­yor. Pe­ki, bu­na ina­nıl­ma­yan bir top­lum­da hu­zu­ru sağ­la­ma­nın imkânı var mı? İş­te, özel gü­ven­lik şir­ket­le­ri­ni ni­ye ku­rar in­san­lar? Çün­kü, dev­le­tin ken­di­si­ni ko­ru­ya­ca­ğı­na inan­cı yok, hak te­ca­vü­zü­ne uğ­ra­dı­ğın­da hak­kı­nı ala­ca­ğı­na inan­cı yok. Çek-se­net maf­ya­la­rı -he­pi­miz söy­le­dik, geç­miş­ten be­ri söy­le­dik- ni­ye ku­ru­lur? Çün­kü, dev­let, ic­ra gü­cü ola­rak bir hak­kı tes­lim et­mek­ten mah­rum ol­du­ğu için in­san­lar ih­ka­kı­hak yo­lu­nu da­ha ko­lay, da­ha gü­ve­ni­lir gör­müş­ler.

Şim­di, bü­tün bun­lar or­ta­day­ken, ya­ni yar­gı­nın dı­şın­da­ki ya­pı­sal de­ği­şik­lik­le­ri, top­lum­sal de­ği­şik­lik­le­ri, sos­yal de­ği­şik­lik­le­ri ba­şa­ra­ma­dan, tek ba­şı­na yar­gı­yı dü­zelt­me­ye ça­lış­mak­la ne­ti­ce­ye va­ra­ma­ya­ca­ğı­mı­zı ar­tık sa­ğır sul­tan bi­le bi­lir ol­du.

Şu sis­te­mi de­ğiş­ti­re­lim. Bo­zuk dü­zen de­di­ği­miz dü­zen bu. Ben, hep bu kür­sü­den söy­lü­yo­rum: Bo­zuk dü­zen bu. Bir öte­ki Tür­ki­ye var, on­la­rın hak­la­rı yok, yok sa­yı­lı­yor­lar, sus­tu­rul­muş­lar. İs­te­ni­len de bu ol­muş. Hükûmet­le­re den­miş ki: "Kar­de­şim, siz şu eko­no­mi­ye ka­rış­ma­yın, pay­la­şı­ma ka­rış­ma­yın, IMF ola­rak biz bu­nu ya­pa­rız." Ne yap­mış­lar? Millî ge­li­rin ya­rı­dan faz­la­sı­nı ken­di ül­ke­sin­de­ki ta­şe­ron­la­rı­na ve ken­di­le­ri­ne pay ola­rak ayır­mış­lar. "Dış po­li­ti­ka­ya da ka­rış­ma­yın, onu da Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri ola­rak biz ya­pa­rız" de­miş­ler. Top­lum on­dan da bi­ha­ber kal­mış. Top­lu­ma den­miş ki: "Kar­de­şim, sa­na ve­ri­len­ler­le ida­re et."

Şim­di, bu bo­zuk dü­zen de­ğiş­sin di­ye gel­dik. Ya­ni, şu­ra­da, ben par­la­men­ter ola­rak, bu ül­ke­nin par­la­men­te­ri ola­rak bu kür­sü­dey­sem, bu bo­zuk dü­zen de­ğiş­ti­ril­sin di­ye hay­kı­rı­yo­rum. 550 ar­ka­da­şı­mız da, emi­nim, be­nim­le ay­nı duy­gu­la­rı pay­la­şı­yor ve on­lar da bu dü­ze­nin de­ğiş­me­si­ni is­ti­yor, ama, bu dü­zen de­ğiş­mi­yor. Bu dü­ze­nin sa­hip­le­ri var, kim­dir bun­lar bil­mi­yo­rum, ama, bu dü­zen de­ğiş­mi­yor. Ni­ye de­ğiş­mez bu dü­zen? Çün­kü, dü­ze­nin ko­ru­yu­cu­la­rı var. On­lar ka­mu­oyu ya­ra­tan, on­lar güç den­ge­le­ri­ni elin­de bu­lun­du­ran; on­lar, si­ya­se­tin or­ga­ni­za­tör­lü­ğü­nü ya­pan si­ya­set kur­gu­la­yı­cı­la­rı var. On­lar di­yor­lar ki: "Siz, la­ik­lik-an­ti­la­ik­lik, ba­şı ör­tü­lü-ba­şı açık ça­tış­ma­la­rı­nı­za de­vam edin, bun­lar­la uğ­ra­şın. Eko­no­mi­yi dü­zelt­mey­le, mil­le­tin yok­sul­lu­ğu­nu or­ta­dan kal­dır­may­la uğ­raş­ma­yın, on­lar IMF'nin işi. Siz ne ya­pın, Cum­hur­baş­ka­nı kim ola­cak tar­tı­şın du­run. Siz ne ya­pın, si­ne­yi­mil­le­ti tar­tı­şın. Ya­ni, boş, mil­le­tin me­se­le­le­ri­ni çöz­me­yen, ama te­mel­de mil­le­ti ger­gin­leş­ti­ren, mil­le­ti bir­bi­ri­ne kar­şı kamp­laş­tı­ran iş­ler­le uğ­ra­şın; çün­kü, siz bun­lar­la uğ­raş­tı­ğı­nız müd­det­çe biz ma­lı gö­tür­me­ye de­vam edi­yo­ruz." di­yor adam. "Siz bun­lar­la uğ­raş­tı­ğı­nız için bu dü­ze­ni de­ğiş­ti­re­mez­si­niz, an­cak dü­ze­nin bek­çi­li­ği­ni ya­par­sı­nız." di­yor. Ki­me söy­lü­yo­rum? Boş sı­ra­la­ra söy­lü­yo­rum. Çok doğ­ru söy­lü­yor­sun Mah­mut Bey, ki­me söy­lü­yo­rum? Boş sı­ra­la­ra söy­lü­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ben bun­la­rı, bu hal­kın ger­çek­le­ri­ni, bu, öte­ki Tür­ki­ye'nin in­san­la­rı­nın hak ve hu­kuk­la­rı­nı boş sı­ra­la­ra söy­le­di­ğim müd­det­çe de bu ül­ke­de bu dü­zen de­ğiş­ti­ril­mez. Şim­di, Mec­lis­te ben bu ko­nuş­ma­yı ya­par­ken bu boş sı­ra­la­rı gö­ren­ler, ya­ni bu ül­ke­yi so­yan­lar gö­bek at­mı­yor­lar mı? "İş­te, Mec­lis de­di­ğin böy­le olur; bak, dü­ze­ne do­ku­na­mı­yor­lar." On­lar ke­yif­le­rin­de, on­la­rın ho­şu­na gi­di­yor. Çün­kü, on­lar, bu dü­ze­nin tu­zu ku­ra­la­rı, kar­nı tok­la­rı!

Sa­yın Ba­ka­nım, si­zin için söy­le­mi­yo­rum, ama val­la­hi ger­çek bu. Ül­ke­de 70 mil­yo­nun 60 mil­yo­nu sa­bah ço­cu­ğu­na harç­lık ve­re­me­di, oku­la gi­den ço­cu­ğu­na harç­lık ve­re­me­di; ak­şam eve gö­tü­re­ce­ği ek­mek pa­ra­sı yok. Bu ül­ke­de mil­yon­lar­ca kah­ve var, şim­di gi­din ba­kın -bu­gün me­sai gü­nü- şu sa­at­te ağ­zı­na ka­dar do­lu.

Şim­di, bir in­san plan­la­ma­sı ya­pa­ma­mış­sı­nız, in­san­la­rı or­ga­ni­ze ola­rak ça­lış­tı­rıp kü­re­sel üre­tim­den pay alan bir ya­pı ku­ra­ma­mış­sı­nız, al­dı­ğı­nız pa­yı da in­san­la­rı­nı­za adil da­ğı­ta­ma­mış­sı­nız, ba­zı­la­rı­na kap­tır­mış­sı­nız, git­miş IMF po­li­ti­ka­la­rıy­la -si­zin için de­mi­yo­rum, dü­ze­ni söy­lü­yo­rum- yüz yıl­dır bu böy­le, ta Dü­yu­nu Umu­mi­ye­den be­ri bu böy­le. On­dan son­ra gel­mi­şiz bu­ra­da mil­let­ve­kil­li­ği oy­nu­yo­ruz, hükûmet­çi­lik oy­nu­yo­ruz, ama, dü­ze­nin sa­hip­le­ri, on­lar ik­ti­dar­la­rı­na de­vam edi­yor­lar, on­lar yön­tem­le­ri­ne de­vam edi­yor­lar. Bir sol söy­lem gi­bi ol­du ama, ma­ale­sef ger­çek bu. Tür­ki­ye'de sos­yal de­mok­rat bir par­ti, TÜ­Sİ­AD'dan ge­le­cek ta­li­ma­ta gö­re si­ne­yi­mil­le­te dön­me ha­zır­lı­ğı­nı ya­par da mil­le­tin yok sa­yı­lan yı­ğın­la­rı­nı dik­ka­te al­ma­dan, yok sa­yı­lan, hak­kı ye­ni­len yı­ğın­la­rı­nın si­ya­se­ti­ni yap­maz­sa ne­ti­ce­de ola­cak bu. Ben de boş sı­ra­la­ra ko­nu­şu­rum.

Sa­yın Baş­kan, boş sı­ra­ya da­ha faz­la ko­nuş­mak onu­ru­ma do­ku­nu­yor. Ben sö­zü­mü ke­si­yo­rum.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sa­yın Sa­rı­baş, çok te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ses dü­ze­nin­de­ki arı­za ne­de­niy­le, ya­rım sa­at bir­le­şi­me ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 12.03

 

 

İKİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 12.34

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Ha­run TÜ­FEK­Cİ (Kon­ya), Türkân Mİ­ÇO­OĞUL­LA­RI (İz­mir)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 40'ın­cı Bir­le­şi­mi'nin İkin­ci Otu­ru­mu'nu açı­yo­rum.

On üçün­cü tur­da­ki gö­rüş­me­le­re kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Şim­di söz sı­ra­sı, Ana­va­tan Par­ti­si Gru­bu adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı Mu­har­rem Do­ğan.

Bu­yu­run Sa­yın Do­ğan.

Sa­yın Do­ğan, sü­re­niz yir­mi beş da­ki­ka­dır.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Sa­yın Sa­rı­baş er­ken şey yap­tı, bir de ora­dan…

BAŞ­KAN - Ha­yır, Sa­yın Sa­rı­baş sü­re­si­ni tam kul­lan­dı, bu­yu­run siz.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Za­ten bir da­ki­ka geç­ti efen­dim, sı­fır­dan baş­la­tın Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN - Sa­yın Do­ğan, bu­yu­run lüt­fen.

ANA­VA­TAN PAR­Tİ­Sİ GRU­BU ADI­NA MU­HAR­REM DO­ĞAN (Mar­din) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ön­ce­lik­le, yü­ce he­ye­ti­ni­zi ve aziz mil­le­ti­mi­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­nın 2007 yı­lı büt­çe­si üze­rin­de söz al­dım. Ana­va­tan Par­ti­si­nin gö­rüş­le­ri­ni be­lir­te­ce­ğim.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Ba­yın­dır­lık İskân Ba­kan­lı­ğı üst­len­di­ği gö­rev dik­ka­te alın­dı­ğın­da, ka­mu­ya ait ya­pım, afet iş­le­ri, imar iş­le­ri, ka­ra yol­la­rı, ta­pu ka­das­tro ve ban­ka­cı­lık hiz­met­le­ri­ni sür­dür­mek­te­dir.

1848'den be­ri ül­ke­nin kal­kın­ma­sın­da önem­li bir pa­ya sa­hip iken, git­tik­çe viz­yo­nu­nu kay­be­den bir ku­rum hâli­ne gel­miş­tir. Yüz alt­mış bir yıl­lık ta­rihî bir ku­rum; plan­lan­mış, he­def­len­miş, tat­bik edil­miş hiz­met­ler git­miş, ye­ri­ne borç ba­ta­ğı­na sap­lan­mış yor­gun bir ku­rum gel­miş­tir.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; 1882, yüz yir­mi dört se­ne ön­ce Si­vas ve İz­mir Va­li­li­ği ya­pan ün­lü dev­let ada­mı Ha­lil Rı­fat Pa­şa Si­vas Va­li­siy­ken "Gi­de­me­di­ğin yer se­nin de­ğil­dir." sö­züy­le, o gü­nün ih­ti­ya­cı olan bin­ler­ce ki­lo­met­re­lik yol­lar, ime­ce usu­lüy­le, trak­tör, kam­yon ve bi­nek oto­la­rın çı­ka­bi­le­ce­ği şek­le gö­re ya­pıl­mış­tır. Ya­şı dok­sa­nın üze­rin­de olup da bu yol­la­rın ya­pı­mın­da kaz­ma kü­rek­le ça­lış­ma­yan hiç kim­se yok ve­ya ba­ba­sı ya da de­de­si mut­la­ka ça­lış­mış­tır. Be­nim ba­bam da ça­lış­tı ama dev­let­ten bir ku­ruş ala­ca­ğı kal­ma­dı. Bu­gün ise, AKP İk­ti­da­rın­da ve 18 Ara­lık 2006 ta­rih­li ba­sı­na yan­sı­yan bir hu­su­su Sa­yın Ba­ka­nım­la pay­laş­mak is­ti­yo­rum. Ya­zı­lı ba­sın­da ko­ca­man bir ha­ber: "Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2,7 mil­yar YTL mü­te­ah­hit­le­re bor­cu var." İş­te, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, "Ka­ra­yol­la­rı borç ba­ta­ğı­na sap­lan­dı." di­yor ve bu­ra­da ve­re­si­ye yol ya­pıl­dı, pa­ra­sı öden­me­di, eğer bu pa­ra­lar 2007'nin ba­şı­na ka­dar öden­me­di­ği tak­dir­de, 2007 yı­lın­da ye­ni yol ya­pı­la­ma­ya­ca­ğı­nı vur­gu­lu­yor­lar.

Mü­te­ah­hit­ler ken­di imkânla­rı­nı zor­la­ya­rak önem­li pro­je­le­ri bi­tir­di ama ar­tık ma­kas çok açıl­dı. Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün iri­li ufak­lı şan­ti­ye­le­re, as­falt­çı­ya ve akar­ya­kıt ba­yi­le­ri­ne bor­cu bi­rik­ti, öde­me ya­pı­la­mı­yor. Yıl so­nu­na ka­dar bun­la­rın mut­la­ka ya­pıl­ma­sı la­zım. Mü­te­ah­hit­le­rin da­ha faz­la­sı­nı ya­pa­cak ta­ka­ti kal­ma­dı Sa­yın Ba­ka­nım. Per­so­nel ek­silt­me­ye gi­di­lir­se ya­zık olur; üre­tim dü­şer, iş­siz­lik ar­tar ve sı­kın­tı­lar bü­yür. Bu ne­den­le, 2006'nın ala­cak­la­rı 2007'ye ka­dar mut­la­ka öden­me­li­dir di­yo­rum ve bu hu­su­su da siz­ler­le pay­la­şı­yo­rum.

Bir baş­ka hu­sus… Ka­ra­de­niz Sa­hil Yo­lu Pro­je­si'ne iş ya­pan mü­te­ah­hit­le­re "Siz yo­lu ya­pın, bi­ti­rin, biz yıl için­de öde­ne­ği­ni ve­re­ce­ğiz." de­di­niz mi, böy­le bir söz ver­di­niz mi Sa­yın Ba­ka­nım? Si­zin sö­zü­nüz dev­le­ti bağ­lar; çün­kü, siz, dev­let adı­na söz ve­ri­yor­su­nuz.

Sa­yın Baş­ba­kan iş­siz­lik için di­yor ki: "Her iş ada­mı, her iş­ve­ren ye­ni bir iş için bir ki­şi­yi işe al­sa bu iş­siz­lik so­ru­nu çö­zü­lür." Doğ­ru söy­lü­yor; ama, bu şart­lar­da, iş­ve­ren­le­ri­miz, iş adam­la­rı­mız na­sıl üre­tim ya­pa­cak, na­sıl per­so­nel is­tih­dam ede­cek? Ya­ni, bir ta­raf­tan SSK prim­le­ri, bir ta­raf­tan sto­paj ver­gi­le­ri, di­ğer ta­raf­tan ge­lir-gi­der­ler, araç-ge­reç gi­der­le­ri, şan­ti­ye mas­raf­la­rı… Bun­la­rı kar­şı­la­ya­mı­yor. Kal­dı ki, iki üç ay, hay­di… Ben mü­te­ah­hit­lik­ten ge­len bir ki­şi­yim, bu işi bi­li­yo­rum, siz de tek­nik bir per­so­nel­si­niz, mü­hen­dis­si­niz, Tür­ki­ye'nin kal­kın­ma­sı için önem­li bir ki­şi­si­niz. Siz de tak­dir eder­si­niz, bun­lar na­sıl ya­pa­cak­tır?

Sa­yın Ba­ka­nım, Al­lah ra­zı ol­sun siz­den, dub­le yol­lar yap­tı­nız. Yal­nız, siz da­ha ik­ti­dar­day­ken dub­le yol­lar bo­zul­ma­ya baş­la­dı, ya­ma­lar açıl­dı ve bu ya­ma­lar da ya­pı­la­mı­yor. Tra­fik akı­şı ra­hat sağ­la­na­mı­yor. Bir ata­sö­zü var: "Ucuz mal ala­cak ka­dar zen­gin de­ği­lim." Ama, ucuz­dur di­ye de­vam edi­yor­su­nuz. Bu­na rağ­men mü­te­ah­hit­le­rin ço­ğu kaç­tı, bir­ço­ğu if­las et­ti; çün­kü, fi­yat fark­la­rı öde­ne­me­di. Gö­tü­rü usu­le gö­re ve­ril­miş. Fi­yat fark­la­rı, or­ta­la­ma dört ka­lem­de yüz­de 60 ora­nın­da bir fi­yat ar­tı­şı var; ama, TÜ­FE'ye gö­re ya­pı­lan yüz­de 7,5'luk fi­yat far­kı kâfi gel­me­mek­te­dir. Ben si­ze üzü­le­rek söy­lü­yo­rum, Hit­ler'in dö­ne­min­de ya­pı­lan oto­yol­lar hâlen ça­lı­şı­yor; ama, ne ya­zık ki, biz­de yap­tı­ğı­nız yol­lar bir yıl da­ya­na­mı­yor. İşi ucuz ya­pa­ca­ğız di­ye dev­let za­rar edi­yor.

Ba­yın­dır­lık İskân Ba­kan­lı­ğı­na bağ­lı ku­rum­lar atıl du­ru­ma… He­men he­men, Afet İş­le­ri­nin fa­ali­ye­ti yok gi­bi bir du­rum söz ko­nu­su ol­muş. Eği­tim yap­maz, ha­zır­da stok­ta ko­nut tut­maz, mev­zu­at ge­liş­tir­mez… An­cak, afet pe­şin­de be­ya­nat­lar­la, "Afe­ti abar­tı­yor­su­nuz." de­mek­le acı­lar din­di­ril­mez.

Gü­ney­do­ğu'da, git­ti­niz, te­şek­kür edi­yo­rum, ger­çek­ten anın­da git­ti­niz, 31 Ekim-2 Ka­sım ta­rih­le­ri ara­sın­da ya­şa­nan sel fe­la­ke­tin­de 41 va­tan­da­şı­mız ha­ya­tı­nı kay­bet­ti. Be­bek ce­set­le­ri kom­şu ül­ke­le­re sü­rük­len­di. Yüz­ler­ce ev ve iş ye­ri, bin­ler­ce hek­tar­lık ara­zi ve ki­lo­met­re­ler­ce yol su al­tın­da kal­dı. Bu, hep alt­ya­pı so­ru­nu­dur. Alt­ya­pı yok ma­ale­sef. Çar­pık kent­leş­me­nin önü­ne ge­çe­me­dik. Çar­pık kent­leş­me hâlen de­vam et­mek­te­dir.

Bat­man'da İluh De­re­si ıs­lah edil­me­den, Di­yar­ba­kır'da, Mar­din'de, Şan­lı­ur­fa'da, Şır­nak'ta ve Hakkâri'de alt­ya­pı so­run­la­rı çö­zül­me­den bu iş bit­ti de­ni­le­bi­lir mi Sa­yın Ba­ka­nım? Evet, te­şek­kür edi­yo­rum, mad­di kat­kı­da bu­lun­du­nuz, ama bun­lar kâfi gel­mez. Mer­ha­met duy­gu­su­na sa­hip hiç kim­se "abar­tı­yor­su­nuz" di­ye­mez. Hükûme­te bu­ra­dan ses­le­ni­yo­rum: Sel­ze­de mağ­dur­la­rı­nın in­san­ca ya­şam ko­şul­la­rı­nı iyi­leş­tir­mek zo­run­da­yız.

Bu­ra­da, Türk Mü­hen­dis ve Mi­mar Oda­la­rı Bir­li­ği de Bat­man ve o sel fe­la­ke­ti ya­şa­nan il­ler­de tes­pit­ler yap­mış­lar ve bun­lar ken­di­le­ri de di­yor­lar, çar­pık kent­leş­me ol­du­ğu tes­pit edil­miş, di­yor­lar.

Siz de bir mü­hen­dis ola­rak ora­ya git­ti­niz, siz de gö­zü­nüz­le gör­dü­nüz Sa­yın Ba­ka­nım. Siz­den son­ra, Sa­yın Meh­di Eker Bey de, Ba­ka­nı­mız da git­miş ve ken­di­si ba­sı­na böy­le bir be­ya­nat ver­miş: "Bu şe­kil­de bir acı­yı ve tec­rü­be­yi ma­ale­sef ya­şa­dık­tan son­ra, çar­pık kent­leş­me­nin olum­suz so­nuç­la­rı­nı bu­ra­da öğ­ren­miş bu­lu­nu­yo­ruz. Bun­dan son­ra in­şal­lah bun­dan ders alı­nır ve ge­rek­li ted­bir­ler alı­nır." di­yor, taz­yik edi­yor, doğ­ru söy­lü­yor.

Ben bu­ra­dan so­ru­yo­rum: Sa­yın Ba­ka­nım, bu­nun­la il­gi­li bir ted­bi­ri­niz var mı, bir ça­lış­ma­nız var mı? Ki, mut­la­ka ol­ma­sı la­zım. Muh­te­mel afet­le­re kar­şı ye­ni ön­lem pro­je­niz ol­ma­lı, yap­tı­nız mı di­ye… 2007 için ye­ter­li öde­nek ay­rıl­dı mı, özel­lik­le İs­tan­bul için? Yok­sa, ta­bi­ri ca­iz­se, yet­ki­li­ler, bir de­ve­ku­şu gi­bi, müs­tak­bel fa­ci­ayı gör­me­mek için baş­la­rı­nı ku­ma mı gö­me­cek­ler? Tür­ki­ye'nin dep­rem böl­ge­si ol­du­ğu­nu her­kes bi­li­yor, ya­şa­dık. Mar­ma­ra dep­re­min­de ya­şa­dı­ğı­mız acı­lar ve öde­di­ği­miz ağır be­del­ler­den ders al­mış gö­zük­mü­yo­ruz.

1980'de Mek­si­ka'nın baş­ken­ti Me­xi­co City'de bir dep­rem olu­yor ve 10 bin ki­şi ha­ya­tı­nı kay­be­di­yor. On yıl son­ra da­ha şid­det­li bir dep­rem mey­da­na ge­li­yor, ama, bu ara­da ölü sa­yı­sı 10 ki­şi­yi geç­mi­yor. Biz­de ise, Mar­ma­ra ve Er­zin­can ör­nek­le­ri or­ta­da­dır. Cid­di dev­let, cid­di ted­bir alan dev­let­tir. Dev­let ne için var­dır? Top­lum için var­dır. Çün­kü, dev­le­ti oluş­tu­ran top­lum­dur. Mek­si­ka'da alı­nan ted­bir­ler biz­de ne­den alı­na­mı­yor Sa­yın Ba­ka­nım? Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı iskânla il­gi­li ne ya­par? Es­ki­den ne ya­par­dı, şim­di ne ya­pı­yor? Ben söy­le­ye­yim: Be­le­di­ye­ler ba­şı­boş, is­te­di­ği­ni ya­pı­yor. TO­Kİ'yi Sa­yın Baş­ba­kan ge­ri al­mış. Bu ka­dar yo­ğun işi­ne rağ­men yap­sat­çı­lık ya­pı­yor. Dev­let yap­sat­çı­lık ya­par mı Sa­yın Ba­ka­nım? TO­Kİ, iha­le da­ğı­tan, rant sağ­la­yan, is­te­di­ği iha­le­yi taz­yik edip is­te­di­ği iha­le­yi ip­tal eden ku­rum hâli­ne gel­miş. Mid­yat'ta 304 ta­ne da­ire ya­pıl­mış, iha­le edil­miş, ip­tal edil­miş. Hâlen, ye­ni­den ya­pı­la­ca­ğı­na da­ir söz ver­di­niz, ama, bu­gü­ne ka­dar bir şey gö­re­mi­yo­ruz. Ka­mu gi­bi dav­ra­nan kal­ma­mış. Ge­ce­kon­du­lar da TO­Kİ'ye dev­re­dil­miş ve bu­ra­da da -ba­kın, si­ze gös­te­ri­yo­rum- "Ge­ce­kon­du­lar­la il­gi­li yet­ki­ler Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğın­dan alı­na­rak TO­Kİ'ye dev­re­dil­miş." di­yor. Ba­sın­da da söy­lü­yor bu­nu. Ba­sın da bu­na kar­şı, her­kes bu­na kar­şı. Yüz alt­mış bir yıl­lık bir ku­rum, Tür­ki­ye'nin en de­ne­yim­li, Tür­ki­ye'nin ya­pı­sı­nı, iskânı­nı, ima­rı­nı ku­ran bu Ba­yın­dır­lık Ba­kan­lı­ğı ni­ye bu hâlle­re ge­li­yor, ni­ye kü­çül­tü­lü­yor, yet­ki­le­ri ni­ye baş­ka ku­rum­la­ra dev­re­di­li­yor?

İn­san­lar man­tar gi­bi kal­dı­rım­lar­da di­zil­miş araç­lar­dan yü­rü­ye­mi­yor, am­ca­lar, tey­ze­ler ve ço­cuk­la­rı­mız kal­dı­rım­lar­da yü­rü­ye­mi­yor; park­lar, oto­park­lar, spor sa­ha­la­rı ve­sa­ire kal­ma­dı Sa­yın Ba­ka­nım. Ele ge­çen fır­sat­la­rı da ka­çı­rı­yo­ruz.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­ka­nı­na ben ses­le­ni­yo­rum: Say­gı­de­ğer Baş­ka­nım, es­ki mil­let­ve­ki­li loj­man­la­rı­nı, halk için, ge­le­ce­ği­mi­zin te­mi­na­tı olan genç­le­ri­miz için de­ğer­len­di­rin. 400 vil­la ye­ri­ne 1.800 ko­nu­tu en­gel­le, spor sa­ha­la­rı, park­lar ve kül­tür bi­na­la­rı yap­tır, adı­nız ta­ri­he geç­sin ve ya­şa­tıl­sın.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, her­ke­sin gö­zün­den kaç­tı­ğı için di­le ge­tir­dim. 400 vil­la ye­ri­ne, 30 bin alış­ve­riş mer­ke­zi, 10 bin iş mer­ke­zi, 1.800 adet ko­nut ya­pı­lı­yor ve sos­yal alan na­mı­na hiç­bir şey yok. Ha­ni park­lar, spor sa­ha­sı, kül­tür bi­na­sı ha­ni? AK Par­ti­nin bu an­la­yı­şı ka­mu­cu mu, yap­sat­çı mı, bu­nu an­la­ya­lım bir ke­re.

Aziz mil­le­ti­mi­zin ve aziz An­ka­ra­lı­la­rın dik­ka­ti­ne su­nu­yo­rum: Eğer Ka­ra­yol­la­rı da baş­ka bir ba­kan­lı­ğa dev­re­di­lir­se, Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı tam bir mev­ta hâli­ne ge­le­cek­tir. Ya­zık olur, yüz alt­mış bir yıl­lık ku­rum ta­ri­he ka­rı­şa­cak­tır.

Ya­pı İş­le­ri bo­şu­na, tek­nik araş­tır­ma yet­ki­le­ri­ni Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı­na, Çev­re ve Or­man Ba­kan­lı­ğı­na, Özel­leş­tir­me­ye, TO­Kİ'ye dev­re­de dev­re­de bo­şa çık­mış du­rum­da. Nu­say­bin li­se­si bi­na­sı ya­pı­la­cak, Millî Eği­tim Ba­kan­lı­ğı ya­pa­mı­yor, iki yıl­dır bu in­şa­ata baş­la­na­ma­mış ve va­tan­da­şı­mız li­se­ye ka­vu­şa­ma­mış, ço­cuk­la­rı­mız ora­da oku­ya­mı­yor. Sa­yın Ba­ka­nım, siz­de ol­say­dı, bu bir ay­lık iş­ti. Ben bu iş­ten ge­li­yo­rum.

Fa­kat, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ya­ni, bu­gün Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­ka­nı­nın yap­ma­sı ge­re­ken en önem­li şey, bir re­form, bir sil­kin­me ile is­mi­ne ya­kı­şır bir mev­zu­at ge­liş­tir­me­si ge­re­ki­yor. Fa­kat, giz­li bir el, üç bu­çuk yıl­dır, ta­sa­rı­la­rı toz­lu raf­lar­da bek­le­ti­yor. Aca­ba ne­den? Ye­ni or­man ta­lan­la­rı ol­sun mu ol­ma­sın mı? Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı ar­tık kük­re­me­li ve tüm be­le­di­ye­le­re, or­man­cı­la­ra, TO­Kİ'ye, özel­leş­tir­me­ci­le­re "dur" de­me­li­dir. Eli­ni­zi ma­sa­ya vu­run Sa­yın Ba­ka­nım. Biz Ana­va­tan ola­rak si­ze des­tek ver­me­ye ha­zı­rız, çün­kü, bu ül­ke­nin ve bu mil­le­tin men­fa­ati için si­zin­le bir­lik­te tar­la­yı sür­me­ye ha­zı­rız.

Tıp­kı, ka­ra yol­la­rı lev­ha­sın­da yaz­dık­la­rı gi­bi: "Dik­kat, he­ye­lan var!" Pe­ki, he­ye­lan var­sa va­tan­daş ne ya­pa­cak, ge­ri mi dö­ne­cek? Ve­ya­hut da ba­şı­na taş dü­şer­se ne ya­pa­cak? İkaz et­miş ol­mak­la so­rum­lu­luk­tan kur­tu­la­maz­sı­nız. Önem­li olan, he­ye­la­nı ön­le­mek­tir, ora­dan taş dü­şür­me­mek­tir. Bu­na ön­lem alı­na­cak­tır Sa­yın Ba­ka­nım.

Bü­yük ön­der Ata­türk di­yor ki: "Mil­le­te efen­di­lik yok, hiz­met et­me var­dır. Bu mil­le­te hiz­met eden onun efen­di­si olur." Ben­ce, kim olur­sa ol­sun, hiz­met et­me­ye ni­ye­ti ol­ma­ya­nın efen­di ol­ma­ya da hak­kı yok­tur.

Sa­yın Ba­ka­nım, ge­cik­miş ol­sa da, şid­det­li bir kış var önü­müz­de. Ya­pım iş­le­rin­de ba­şa­rı­lı ola­ma­dı­nız, ba­ri kar mü­ca­de­le­si için cid­di hiz­met ya­pın. "Yol­lar ka­pa­lı" di­yen­le­re "abar­tı­yor­su­nuz" de­mek ye­ri­ne sü­rat­le mü­da­ha­le edi­niz. Çün­kü, ka­pa­nan yol­lar ge­ci­ken te­da­vi de­mek­tir. Ge­ci­ken ta­mir in­san ha­ya­tı­na se­bep olur, üre­tim kay­bı­na yol açar. Bu du­rum hâlden an­la­ma­yan­lar için abar­tı ise de, hal­kı­mız için acı kay­na­ğı­dır.

Sa­yın Ba­kan, böl­ge­ler ara­sı ay­rım ya­pıl­ma­ma­sı hu­kuk dev­le­ti­nin bir il­ke­si­dir, bir ge­re­ği­dir. Ka­ra­de­niz sa­hil yo­lu Ana­va­ta­nın ese­ri­dir. 400 ki­lo­met­re­si Ana­va­tan ik­ti­dar­la­rın­da ya­pıl­mış­tır. Bu pro­je de­vam eder­ken, Tür­ki­ye'nin di­ğer böl­ge­le­rin­de de ay­nı ya­pım pro­je­le­ri, ay­nı hiz­met­ler de­vam et­miş­tir, ama, Do­ğu ve Gü­ney­do­ğu böl­ge­le­rin­de ya­vaş git­mek­te­dir. Ör­ne­ğin, Si­irt Kü­çük­su - Per­va­ri il yo­lu, 1964 yı­lın­da prog­ra­ma alın­mış ve 1997'de iha­le edil­miş…

MEH­MET KAR­TAL (Van) - Baş­ba­ka­nın ili­dir.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (De­vam­la) - Ve Si­irt Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın ili­dir, bu­na rağ­men, bu pro­je bi­ti­ril­me­miş. Kal­dı ki, bu pro­je, 67 ki­lo­met­re bo­yun­da, 8 met­re plat­form ge­niş­li­ğin­de, sa­tıh kap­la­ma­sı da 6 met­re ve sa­tıh kap­la­ma­sı, be­ton as­falt de­ğil ki. Eğer bu­nu bi­ti­re­mi­yor­sa­nız, eğer Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın da se­çim böl­ge­sin­de bu iş­ler ge­ci­ki­yor­sa, vay di­ğer böl­ge­le­ri­mi­zin hâli­ne di­ye­lim.

ŞEM­SET­TİN MU­RAT (Elâzığ) - Ay­rı­ca­lık yok, her ta­raf eşit.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (De­vam­la) - De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Van'ın gi­ri­şin­de dev gi­bi kar­şı­mı­za çı­kan, an­lam yük­lü ta­be­la­da­ki ya­zı bir hay­kı­rış­tır. "Gi­de­me­di­ğin yer se­nin de­ğil­dir." "Eği­tim ve sağ­lık gö­tü­re­me­di­ğin, elek­trik, yol, su ve te­le­fon bağ­la­ya­ma­dı­ğın, iş, aş te­min ede­me­di­ğin ye­re va­tan top­ra­ğı de­me­ye hak­kın yok, gi­bi an­la­dım ben bu sö­zü." di­yor Ha­lil Rı­fat Pa­şa ve ben bu­ra­da Ha­lil Rı­fat Pa­şa'yı rah­met­le ve şük­ran­la anı­yo­rum. Şu an­da ke­mik­le­ri sız­lı­yor mu aca­ba, onu da bil­mi­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­na bağ­lı dev bir ku­ru­luş da­ha var: İl­ler Ban­ka­sı. İl­ler Ban­ka­sı, bü­yük Türk mu­ci­ze­si idi. Ön­ce MHP, şim­di de AK Par­ti yö­ne­ti­min­de son ne­fe­si­ne yak­la­şı­yor Sa­yın Ba­ka­nım. Hiç ol­maz­sa İl­ler Ban­ka­sı­na sa­hip çı­kın. Sa­yın Ba­kan, yok olup git­me­sin, adil ve şef­faf de­ği­şim­ler ya­pın.

Bir baş­ka önem­li hu­sus AB'dir. Av­ru­pa Bir­li­ği­ne bağ­lı ül­ke­ler­de ikin­ci ka­das­tro­yu ta­mam­la­mış­lar, biz hâlen bi­rin­ci ka­das­tro­yu bi­tir­miş de­ği­liz. Be­nim se­çim böl­gem­de, Mar­din'de, bir­çok yer­ler­de ka­das­tro da­ha gir­me­miş, bit­me­miş.

Önem­li bir hu­sus da­ha: "Sis­mik ağ­lar ile Tür­ki­ye'de­ki dep­rem ak­ti­vi­te­si yir­mi dört sa­at sü­rey­le sü­rek­li iz­len­mek­te­dir." di­yor­su­nuz. An­cak, dep­rem dâhil risk­li alan­la­rın be­lir­len­me­si ve ön­lem alın­ma­sı için bü­tün­le­şik afet teh­li­ke ha­ri­ta­la­rı ha­zır­lan­ma­mış­tır. Hız­lı bir şe­kil­de, bir an ön­ce bi­ti­ril­me­si ge­rek­mez mi Sa­yın Ba­ka­nım?

Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da büt­çe su­nuş ko­nuş­ma­nız­da, kı­yı alan­la­rı plan­la­rıy­la il­gi­li ça­lış­ma­la­rın ya­pıl­dı­ğı­nı söy­le­di­niz. Te­şek­kür edi­yo­rum, çok önem­li bir ça­lış­ma, des­tek­li­yo­rum. An­cak, Zon­gul­dak'ta, özel­lik­le Zon­gul­dak ili­mi­zin 2 ki­lo­met­re­lik bir bö­lü­mü, Koz­lu sa­hil yo­lu ke­nar çiz­gi­le­ri be­lir­len­me­miş. Bu­ra­da ih­ti­laf var, bu­ra­da va­tan­da­şı­mız mağ­dur ol­muş. Ba­kın, bu­ra­da ye­rel ba­sın­da da söy­lü­yor, si­ze bağ­lı Be­le­di­ye Baş­ka­nı­mız da söz ver­miş: "Kı­yı sı­nır çiz­gi­sin­de sil baş­tan ya­pa­ca­ğız." di­yor ve hal­ka söz ver­di. Fa­kat, şim­di­ye ka­dar bu­nu çö­ze­me­di­niz. Zon­gul­dak hal­kı da bu işin bir an ev­vel çö­zül­me­si­ni bek­li­yor.

Ba­kın, ben bu­ra­da, si­zi vur­mak için de­ğil, si­ze il­la mu­ha­le­fet ya­pa­lım di­ye de­ğil, be­nim ama­cım, si­ze yol gös­ter­mek­tir, bil­di­ğim ka­da­rıy­la si­ze yar­dım­cı ol­mak­tır. "Ku­şa­da­sı Li­ma­nı için ya­sa de­ğiş­ti." di­yor ba­sın. Yi­ne bu­ra­da di­yor ki: "Fir­ma­nın or­tak­la­rın­dan Meh­met Kut­man, ge­liş­me­ler üze­ri­ne 'ge­re­kir­se ya­sa çı­kar­tı­rız, alış­ve­riş mer­kez­le­ri­ni yık­tır­ma­yız' açık­la­ma­sı­nı yap­tı. Ar­dın­dan, Ma­li­ye Ba­ka­nı Ke­mal Una­kı­tan'ın gi­ri­şim­le­riy­le, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ta­ti­le çık­ma­dan ön­ce Kı­yı Ke­nar Ya­sa­sı'na ek mad­de ko­nu­la­rak Glo­bal-Ofer önü açıl­dı. Be­le­di­ye ta­ra­fın­dan mü­hür­le­nen li­man­da alış­ve­riş mer­kez­le­ri­nin mü­hür­le­ri sö­kül­dü ve ya­sal du­ru­ma ge­ti­ril­di." Doğ­ru mu Sa­yın Ba­ka­nım? Ben, bu­nu siz­den öğ­ren­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bir baş­ka hu­sus, çok önem ver­di­ği­niz KÖY­DES pro­je­si. Ben de çok önem ve­ri­yo­rum. Ana­va­tan Par­ti­si, geç­mi­şin­de bü­yük ba­şa­rı­la­rı olan bir par­ti­dir, ya­tı­rım­la­ra kar­şı de­ğil­dir. Bu ül­ke­nin en bü­yük ya­tı­rım­la­rı, en bü­yük ya­tı­rım pro­je­le­ri Ana­va­tan dö­ne­min­de ger­çek­leş­miş­tir. An­cak, bu­ra­da yan­lış olan hu­sus­lar da var. Ya­pı­lan iş­ler, tek­ni­ği­ne, fennî şart­na­me­si­ne gö­re ya­pıl­ma­mak­ta­dır. Ora­da çok bü­yük yol­suz­luk­lar mey­da­na gel­miş ve işin eh­li ol­ma­yan­la­ra iş ve­ri­li­yor, ben gö­züm­le gör­düm. Sa­yın İçiş­le­ri Ba­ka­nı­ma, Sa­yın Mar­din Va­li­si­ne de ikaz­da bu­lun­dum, ih­bar­da bu­lun­dum. Köy yol­la­rın­da ya­nık yağ dö­kül­dü­ğü­nü tes­pit et­tim. Gi­din, bü­tün Tür­ki­ye'nin, Do­ğu, Gü­ney­do­ğu böl­ge­le­rin­de ar­tık ya­nık yağ ka­ra­bor­sa­da.

Ar­ka­daş­lar, bi­li­yor­su­nuz ya­nık ya­ğın ya­pış­tı­rı­cı özel­li­ği yok, as­falt gi­bi kay­naş­ma özel­li­ği yok, bir yağ­mur ya­ğı­yor leb­le­bi gi­bi da­ğı­lı­yor, ikin­ci bir yağ­mur­da kay­bo­lup gi­di­yor. Kim de­net­le­ye­cek bun­la­rı? Biz de­net­le­ye­ce­ğiz, siz­ler de­net­le­ye­cek­si­niz Sa­yın Ba­ka­nım.

Ha, şim­di, KÖY­DES, evet, gü­zel pro­je­dir, des­tek­li­yo­rum; ama, sa­de­ce yol ve su de­ğil­dir. Bu­nun için­de köy ko­nak­la­rı­mız var, ya­ni muh­tar evi, köy evi de­di­ği­miz ko­nak­la­rı­mı­zın ço­ğu su bas­ma­nı se­vi­ye­sin­de, ama bir tür­lü bi­ti­ri­le­mi­yor, ver­di­ği­niz öde­nek­ler ye­ter­siz. Si­ya­set si­zi et­ki­li­yor. İl baş­kan­la­rı, il­çe baş­kan­la­rı ken­di he­sa­bı­na ge­len köy­le­rin isim­le­ri­ni ve­ri­yor, on­la­ra ait öde­nek­ler gi­di­yor, ama, hiç­bir par­ti­ye men­sup ol­ma­yan muh­tar­lar da böy­le­ce ba­kı­yor Sa­yın Ba­ka­nım. Ben si­ze bu ko­nu­yu da arz et­miş­tim. O hâlde, sa­de­ce…

BUR­HAN KI­LIÇ (An­tal­ya) - İş ya­pı­lı­yor.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (De­vam­la) - Sa­yın ami­rim, lüt­fen, is­tir­ham edi­yo­rum...

Sa­de­ce, KÖY­DES, köy yol­la­rı­na, su ve yol yap­ma­sın, bir de te­le­fon gö­tür­sün, bir de köy ko­nak­la­rı­nı yap­sın, ay­nı fon için­den kar­şı­la­sın. Me­se­la, şim­di, ba­kın, si­ze bir şey söy­le­ye­ce­ğim de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

DUR­DU MEH­MET KAS­TAL (Os­ma­ni­ye) - Te­le­kom özel­leş­ti.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (De­vam­la) - Te­le­ko­mu özel­leş­tir­di­niz. İyi yap­tı­nız, biz kar­şı de­ği­liz; an­cak, bu­ra­da ek­sik bir hu­su­su unut­tu­nuz. Çok önem­li bir hu­sus. Şim­di ta­bii, Te­le­kom özel bir sek­tö­rün elin­de, ar­tık bir kö­ye alt­ya­pı ya­par mı? Onu söz­leş­me­ye koy­muş "Ben köy­le­re alt­ya­pı yap­ma­ya­ca­ğım." di­yor. Hak­lı­dır. Çün­kü ne­den? Bir kö­ye alt­ya­pı gö­tür­se ya­pa­ca­ğı mas­raf 2 tril­yon­sa ala­ca­ğı en faz­la 15-20 ta­ne abo­ne­dir. O abo­ne­ler­den ala­ca­ğı ay­da 15 mil­yon, 20 mil­yon, kâfi gel­me­ye­ce­ği­ni bi­li­yor. Ama, önem­li olan, bu­ra­da dev­let var. Bu­ra­da dev­let, mil­let için ol­du­ğu için, dev­le­tin yap­ma­sı ge­re­kir. "Ev­ren­sel Pro­je" adı al­tın­da, Te­le­kom­dan ge­le­cek kârın yüz­de 1'ini o fo­na ak­ta­rıp, onun­la yap­mak yo­lu yan­lış­tır. Bi­ti­re­mez­si­niz bu iş­le­ri. Ben bir tek­nik per­so­nel ola­rak, bir tek­nik adam ola­rak, ben bu işin için­de bü­yü­müş bir ki­şi ola­rak siz­den is­tir­ham edi­yo­rum, bu pro­je­yi de­ğiş­ti­re­lim, bu pro­je­nin içe­ri­si­ne bun­la­rı da, alt­ya­pı­yı da ko­ya­lım. Elek­tri­ği de ko­ya­lım, te­le­fo­nu da ko­ya­lım, hep­si­ni ko­ya­lım, köy ko­nak­la­rı­nı da ko­ya­lım, sağ­lık ocak­la­rı, okul­la­rı ko­ya­lım. Yap­sın­lar. Ni­ye ol­ma­sın? Sos­yal Yar­dım­laş­ma Fo­nu ne gü­ne du­ru­yor? Bu pa­ra­yı ora­da da de­ğer­len­di­re­lim.

Bu sel­ze­de­le­re ver­di­ği­niz pa­ra­yı siz be­ğen­di­niz mi Sa­yın Ba­ka­nım? Az de­ğil mi? Ya­ni, Bat­man'da mey­da­na ge­len mad­di ha­sar ve za­rar­lar, ya­ni bü­tün o il­ler için, al­tı il için 5 mil­yon YTL kâfi ge­lir mi?

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (Trab­zon) - 26 tril­yon…

MU­HAR­REM DO­ĞAN (De­vam­la) - 26 tril­yon, te­şek­kür ede­rim, ama, yi­ne az­dır. Bat­man'da o ka­dar. Evet, hak­lı­sı­nız Sa­yın Ba­ka­nım, ka­tı­lı­yo­rum, ben şey de­ği­lim. Ama, ben de di­yo­rum ki, di­ğer fon­lar­dan da kat­kı sağ­la­ya­lım, ora­dan da bir tak­vi­ye ya­pıl­sın.

Bir baş­ka hu­su­sa, önem­li bir du­ru­ma açık­lık ge­tir­mek is­ti­yo­rum: Sa­yın Ba­ka­nım, bu­nu Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da da ko­nuş­muş­tuk. Ya­lo­va-Al­tı­no­va il­çe­si Kum­luk mev­ki­in­de bir ter­sa­ne ya­pıl­mak­ta­dır. Bu ter­sa­ne Ku­zey Ana­do­lu dep­rem fay hat­tı üze­rin­de­dir. Da­ha ye­di se­ne ön­ce Göl­cük'te 4 kat­lı bir bi­na­nın su­ya gö­mül­dü­ğü­nü hep iz­le­dik, gör­dük, şa­hit ol­duk. Bu­na rağ­men, ora­da ruh­sat ve­ril­miş ve ora­da ça­lış­ma­lar ya­pı­lı­yor, ter­sa­ne ya­pı­lı­yor. Pe­ki, ben so­ru­yo­rum: Bu ruh­sa­tı kim ver­di? Bu imar yet­ki­si­ni kim ver­di Sa­yın Ba­ka­nım?

Şim­di, baş­ka bir so­ru sor­dum ben Sa­yın Ba­ka­nı­ma, de­dim ki: "Tra­fik ka­za­la­rın­da ka­za­la­ra se­be­bi­yet ve­ren aşı­rı yük­len­me tes­pi­ti için ön tes­pit ih­bar…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Do­ğan, lüt­fen to­par­lar mı­sı­nız.

Sa­yın Do­ğan, Sa­yın Sa­rı­baş'ın kul­lan­ma­dı­ğı üç da­ki­ka­nı­zı da ve­ri­yo­rum; bu­yu­run.

MU­HAR­REM DO­ĞAN (De­vam­la) - Evet, te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

Evet, Sa­yın Ba­ka­nı­ma, ka­za­la­ra se­be­bi­yet ve­ren aşı­rı yük­len­me tes­pi­ti için ön ih­bar­lı sa­bit kan­tar ya­pı­mı ne­den ağır gi­di­yor, de­dim ve siz, iş­te, şu mad­de ge­re­ğin­ce, şu ka­nun mad­de­si ge­re­ğin­ce Ulaş­tır­ma Ba­kan­lı­ğı­na dev­re­dil­miş­tir, di­yor­su­nuz. "De­vir iş­lem­le­ri kı­sım kı­sım ya­pıl­mak­ta olup, 2006 yı­lı so­nu­na ka­dar ta­mam­la­na­cak­tır..." Da­ha bu­nun de­vir iş­lem­le­ri ya­pı­la­cak. Pe­ki, hiz­met­ler ne­re­de, ne za­man ya­pı­la­cak?

Şim­di, baş­ka bir hu­sus: De­ğer­li ar­ka­daş­lar, te­şek­kür edi­yo­ruz, 2001 yı­lın­da Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de bir ko­mis­yon ku­rul­muş: Tra­fik Ka­za­la­rı­nı Araş­tır­ma Ko­mis­yo­nu. Bu­ra­da eme­ği ge­çen tüm mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­ma te­şek­kür edi­yo­rum; gü­zel, fay­da­lı, önem­li bir ra­por ha­zır­la­mış­lar ve Sa­yın Baş­ba­ka­na sun­muş­lar. Ama, bu­gü­ne ka­dar hiç­bir ça­lış­ma ya­pıl­ma­mış bu­nun­la il­gi­li. Me­se­la, o ra­por­dan bir iki ko­nu si­zin­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum: Bi­rin­ci­si, her el­li beş da­ki­ka­da bir tra­fik ka­za­sı mey­da­na gel­di­ği ve or­ta­la­ma, her el­li beş da­ki­ka­da bir ki­şi­nin ha­ya­tı­nı kay­bet­ti­ği tes­pit edil­miş ve bu mey­da­na ge­len tra­fik ka­za­la­rın­da yol ve çev­re fak­tör­le­ri yüz­de 28 ora­nın­da suç­lu bu­lun­muş. Doğ­ru mu Sa­yın Ba­ka­nım?

Bir de, baş­ka bir hu­sus, ay­nı ra­por­da: Tra­fik ka­za­la­rın­da kay­bet­ti­ği­miz, İs­tik­lal Sa­va­şı'nda kay­bet­ti­ği­miz de­de­le­ri­mi­zin sa­yı­sın­dan faz­la­dır. İş­te bu­nun için bir ön­lem al­ma­lı­yız ve tra­fik ka­za­la­rı­nı da sa­de­ce tra­fik po­lis­le­ri­ne yük­le­me­ye­lim. Bu­ra­da ya­pıl­ma­sı ge­re­ken şey, Hit­ler dö­ne­min­de ya­pı­lan yol­lar gi­bi, Ame­ri­ka'da ya­pı­lan yol­lar gi­bi ya­pıl­sın, az ya­pıl­sın; ama fay­da­lı ol­sun, ka­li­te­li ol­sun ve bir yıl­da bo­zul­ma­sın.

Di­ğer bir hu­sus: Ta­bii, bu kül­tür mer­ke­zi ola­rak Ana­do­lu Eren­ler Kül­tür Der­ne­ği­nin, Ana­do­lu kül­tü­rü­nü Türk hal­kı­na ta­nıt­mak ve sev­di­rip be­nim­set­mek ama­cıy­la ku­rul­muş, bu­gü­ne ka­dar bü­yük hiz­met­ler­le kat­kı­da bu­lun­muş Ana­do­lu Eren­ler Kül­tür Der­ne­ği­nin bir is­te­ği var. İş­te, bu kül­tür mer­ke­zi sa­de­ce ce­me­vi ola­rak de­ğil, sos­yal et­kin­lik­le­rin de ola­ca­ğı (kon­fe­rans sa­lon­la­rı, dü­ğün sa­lon­la­rı, ka­fe­ter­ya­lar) bir mekân ola­cak. Bu cem ve kül­tür mer­ke­zi sa­de­ce Ale­vi­ler için de­ğil, bu mer­kez, ça­tı­sı al­tın­da bu­lu­nan hiz­met­le­re ih­ti­ya­cı olan her­ke­se açık ola­cak­tır di­yor ve ben, büt­çe­nin ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­ler­ken, yıl­lar­dır, asır­lar­dır bir­lik­te ya­şa­dı­ğı­mız…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MU­HAR­REM DO­ĞAN (De­vam­la) - Bi­ti­ri­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

…ezan se­si­ni ve çan se­si­ni bir ara­da ya­şa­dı­ğı­mız ve 25 Ara­lık­ta kut­la­ya­cak­la­rı Do­ğuş Bay­ra­mı'nın Sür­ya­ni Ka­dim Ce­ma­ati­ne ha­yır­lı ve uğur­lu ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum, kut­lu­yo­rum.

Yi­ne, tüm Tür­ki­ye'nin ye­ni yı­lı­nı, Kur­ban Bay­ra­mı'nı kut­lu­yo­rum, ha­yır­la­ra ve­si­le ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum. Yü­ce he­ye­ti­ni­ze ve aziz mil­le­ti­mi­ze tek­rar say­gı­la­rı­mı arz edi­yo­rum. Te­şek­kür edi­yo­rum. (Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Do­ğan.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bir­le­şi­me bir sa­at ara ve­ri­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 13.04

 

ÜÇÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 14.02

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Ha­run TÜ­FEK­Cİ (Kon­ya), Türkân Mİ­ÇO­OĞUL­LA­RI (İz­mir)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 40'ın­cı Bir­le­şi­mi'nin Üçün­cü Otu­ru­mu'nu açı­yo­rum.

On üçün­cü tur­da­ki gö­rüş­me­le­re kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Şim­di, söz sı­ra­sı, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na bi­rin­ci ko­nuş­ma­cı Yıl­maz Ka­ya, İz­mir Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Ka­ya. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın Ka­ya, sü­re­niz ye­di bu­çuk da­ki­ka­dır.

Bu­yu­run.

CHP GRU­BU ADI­NA YIL­MAZ KA­YA (İz­mir) - Bir otuz se­kiz sa­ni­ye ba­ki­ye var­dı; onu da bu ara­da gö­tür­dü­nüz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run, se­kiz da­ki­ka ve­ri­yo­rum Sa­yın Ka­ya.

YIL­MAZ KA­YA (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Ada­let Ba­kan­lı­ğı büt­çe­si üze­rin­de Gru­bum adı­na gö­rüş­le­ri­mi­zi açık­la­mak üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ta­bii, da­ha ön­ce­ki yıl­lar­da, özel­lik­le, ben, mil­let­ve­ki­li de­ğil­ken büt­çe gö­rüş­me­le­ri­ni iz­ler­dik, da­ha he­ye­can­lı, da­ha can­lı gö­rüş­me­ler olur­du. Hükûme­tin büt­çe­si gö­rü­şü­lür­ken, ne ya­zık ki, AKP Gru­bun­dan 6 ar­ka­da­şı­mız var. Bu da, bir va­kıa. Bu­nu da ka­yıt­la­ra geç­sin di­ye söy­le­dim.

Şim­di, büt­çe gö­rüş­me­le­rin­de gö­rüş­le­ri­ni açık­la­mak üze­re çı­kan ar­ka­daş­la­rı­mı­zın böl­ge­sin­de­ki so­run­la­rı­nı di­le ge­tir­me­le­ri­ne de bir ve­si­le olu­yor. Bi­raz ön­ce, Sa­yın Mu­har­rem Do­ğan böl­ge­si­nin gö­rüş­le­ri­ni çok ti­tiz ve dik­kat­li bir şe­kil­de açık­la­dı. O ko­nuş­ma­dan son­ra, bi­le­mi­yo­rum, gö­rüş­me­le­re ka­tı­lan ar­ka­daş­lar da çok az ol­du­ğu için, be­nim ko­nuş­mam ne ka­dar dik­ka­te alı­na­cak.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ne­ti­ce iti­ba­rıy­la, Ba­kan­lık üze­rin­de, Ba­kan­lık büt­çe­si üze­rin­de­ki gö­rüş­le­ri­mi söy­le­me­ye baş­lı­yo­rum.

Sa­bah se­an­sın­da AKP'den Ada­let Ba­kan­lı­ğı­nın büt­çe­si ko­nu­sun­da gö­rüş­le­ri­ni açık­la­yan iki ar­ka­da­şı­mız var­dı. Ben te­le­viz­yon­dan iz­le­dim. Ra­ma­zan Can il­ginç gö­rüş­ler di­le ge­tir­di. Me­se­la, bir ta­ne­si "sı­ra­dan bir hu­kuk eği­ti­mi is­te­mi­yo­ruz" di­ye gö­rüş­le­ri­ni, o bö­lüm­de­ki gö­rüş­le­ri­ni bu cüm­ley­le bi­tir­di. Ra­ma­zan Can'ı, ben, be­ra­ber ça­lış­tı­ğı­mız ko­mis­yon­lar­da di­le ge­tir­di­ği gö­rüş­le­rin­den do­la­yı, sı­ra­dan bir hu­kuk eği­ti­mi al­ma­dı­ğı­nı çok iyi bi­li­yo­rum, ama, bu büt­çe üze­rin­de di­le ge­tir­di­ği gö­rüş­le­rin­de, san­ki sı­ra­dan bir hu­kuk eği­ti­mi al­mış gi­bi gel­di. Ne de­di Ra­ma­zan Can: "Ana­ya­sa Mah­ke­me­si, ka­rar­la­rıy­la, ya­sa ya­par du­ru­ma gel­miş­tir; ya­sa yap­ma­sı ka­bul edi­le­mez." Hal­bu­ki, Sa­yın Can sı­ra­dan bir hu­kuk eği­ti­mi al­mış ol­say­dı bi­le, es­ki Me­de­ni Ka­nun'un 2'nci mad­de­si "hâkim, ge­rek­ti­ğin­de va­zı­ıka­nun ye­ri­ne ge­çer" hük­mü­nü çok iyi bil­me­si ge­re­kir­di ve de­di ki: "Cum­hur­baş­ka­nı­nın ya­sa­la­rı ge­ri gön­der­me­si, yü­rüt­me­nin ya­sa­ma­ya mü­da­ha­le­si­dir." Ya­ni, bu ifa­de­yi duy­duk­tan son­ra, ben deh­şe­te düş­tüm. Cum­hur­baş­ka­nı, Ana­ya­sa'da­ki yet­ki­le­ri­ni kul­la­na­rak, ba­zı ya­sa­la­rı Mec­li­se ge­ri gön­de­ri­yor ve bir AKP tem­sil­ci­si ar­ka­da­şım di­yor ki: "Bu, yü­rüt­me­nin ya­sa­ma­ya mü­da­ha­le­si­dir." Ya­ni, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yü­rüt­me­nin ya­sa­ma­ya mü­da­ha­le­si­ne ör­nek­ler is­ti­yor­sa­nız, çok var. Bu­nu, çok sık­lık­la, AKP Hükûme­ti ve Baş­ba­kan çok sık­lık­la yap­mış­tır, hiç de yet­ki­si ol­ma­dı­ğı hâlde, ama, Cum­hur­baş­ka­nı­nın ya­sa­la­rı ge­ri gön­der­me­si, ke­sin­lik­le, ya­sa­ma­ya yü­rüt­me­nin mü­da­ha­le­si de­ğil­dir. Bir de, bu ör­nek­ler önü­müz­dey­ken, bir AKP tem­sil­ci­si ar­ka­da­şı­mın bu­nu söy­le­me­si hiç de hoş de­ğil di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Sa­yın Ba­kan da bu­ra­day­ken, Ko­mis­yon­da da İz­mir Mil­let­ve­ki­li­miz Sa­yın Ba­ra­ta­lı ta­ra­fın­dan di­le ge­ti­ril­miş o hak­lı ta­le­bi ben de bu­ra­da tek­rar­la­mak is­ti­yo­rum: İz­mir'de bir ağır ce­za mah­ke­me­si ek­sik­li­ği, yet­ki yö­nün­den, ek­sik­li­ği söz ko­nu­su­dur. Ya­rı­ma­da ta­ra­fın­da ve Ay­dın yo­lu üze­rin­de di­ye­yim, ora­da­ki il­çe­ler­de bir ağır ce­za ek­sik­li­ği­miz söz ko­nu­su­dur. Ya­rı­ma­da'dan ağır ce­zay­la il­gi­li da­va­lar­da mer­ke­ze ge­lin­mek­te­dir. Bu da çok bü­yük sı­kın­tı­la­ra yol aç­mak­ta­dır. Bu ko­nu­yu da Sa­yın Ba­ka­nı­mı­za ben de Ko­mis­yon­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mız­dan son­ra ilet­mek is­te­dim. Uma­rım, bu ko­nu­da Sa­yın Ba­ka­nı­mı­zın ça­lış­ma­la­rı olur, biz de se­vi­ni­riz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, as­lın­da, yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı ko­nu­sun­da Sa­yın Ba­ka­nın Ko­mis­yon­da ve de­ği­şik ve­si­le­ler­le baş­ka yer­ler­de yap­tı­ğı ko­nuş­ma­lar var. Yar­gı­nın ba­ğım­sız ol­du­ğu­nu ve­ya bu hâliy­le ba­ğım­sız ol­ma­sa da, ken­di­le­ri de bir de­re­ce ka­bul edi­yor­lar, ama, Hâkim-Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lun­da Ba­ka­nın ve Müs­te­şa­rın bu­lun­ma­sın­dan ra­hat­sız ol­ma­dık­la­rı­nı söy­lü­yor­lar. Bu ko­nu­da di­ğer ko­nuş­ma­cı ar­ka­daş­la­rı­mız gö­rüş­le­ri­ni bil­di­re­cek­le­ri için ben de­rin­le­me­si­ne gir­mi­yo­rum, ama, yar­gı­nın ba­ğım­sız ol­ma­dı­ğı­nı, bu an­lam­da, ben tek­rar söy­le­mek is­ti­yo­rum. Ni­ye ba­ğım­sız de­ğil? Sa­yın Baş­ba­kan, iş­te, ma­lu­mu­nuz "Biz, bi­ze en­gel olan­lar olur­sa, bi­ze en­gel ol­ma­ya­cak ki­şi­ler­le yo­lu­mu­za de­vam ede­riz." di­ye­bil­mek­te. Da­nış­tay sal­dı­rı­sın­dan son­ra, Sa­yın Mec­lis Baş­ka­nı, san­ki, avu­kat­lık gün­le­ri­ni ha­tır­lar gi­bi, mü­da­fi gi­bi sa­nı­ğa yol gös­te­ri­ci be­yan­lar­da bu­lun­mak­ta ve on­dan son­ra da hâkim­le­rin ve sav­cı­la­rın da et­ten ke­mik­ten ya­pıl­dı­ğı­nı unu­ta­rak, bu yar­gı­nın, et­ki­len­me­den, bu açık­la­ma­lar­dan et­ki­len­me­den ba­ğım­sız ol­du­ğun­dan söz ede­bil­mek­te­yiz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Sa­yın Ba­kan ge­çen­ler­de ya­pı­lan İn­faz Ya­sa­sı ne­de­niy­le sa­nık­la­rın içe­ri­de kal­ma sü­re­le­ri­nin uza­dı­ğı­nı ve de bu­nun ken­di­le­ri­nin ba­şa­rı­sı ol­du­ğu­nu ra­hat­lık­la söy­le­ye­bil­miş­tir. Oy­sa, ba­kın, ben si­ze bir is­ta­tis­ti­ki ve­ri­den bah­se­de­ce­ğim: 2002'den son­ra özel­lik­le eko­no­mi­nin bo­zul­ma­sın­dan do­ğan suç­lar­da müt­hiş ar­tış ol­muş­tur. Me­se­la, oto­dan hır­sız­lık 39 bin­den 53 bi­ne çık­mış, ev­den hır­sız­lık 53 bin­den 67 bi­ne çık­mış, gasp 6 bin­den, ya­ni, ay­nı ci­var­da ko­ru­yor, teh­dit 10 bin­den 21 bi­ne, ci­na­yet 2 bin do­lay­la­rın­da, ai­le içi şid­det 9 bin­den 12 bi­ne, ır­za geç­me 1.200, yi­ne ay­nı ci­var­da, do­lan­dı­rı­cı­lık 7.500'den 9.500'e, kal­pa­zan­lık 2.200'den 3.700'e…

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu, Em­ni­yet Mü­dür­lü­ğün­den alın­mış ve­ri­ler­dir. Ya­ni, evet, içe­ri­de kal­ma sü­re­le­ri ve içe­ri­de ka­lan şa­hıs­la­rın sa­yı­la­rın­da ar­tış ola­bi­lir, ama, bu, İn­faz Ya­sa­sı'nın gü­zel­li­ğin­den ve­ya doğ­ru­lu­ğun­dan de­ğil, eko­no­mi­den do­ğan suç­lar­dan do­la­yı ar­tış­tan kay­nak­lan­mak­ta­dır di­ye dü­şü­nü­yo­ruz.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, şöy­le et­ra­fı­nı­za bak­tı­ğı­nız­da, kap­ka­çın, hır­sız­lı­ğın, adam öl­dür­me­nin, ır­za geç­me­nin za­ten art­tı­ğı­nı, bu is­ta­tis­ti­ki ve­ri­le­re ge­rek ol­ma­dan gö­re­cek­si­niz. Da­ha ge­çen gün An­ka­ra'da mar­ket ci­na­yet­le­ri iş­len­di. İs­tan­bul'dan baş­la­ya­rak An­ka­ra'ya, Mer­sin'e ka­dar bü­tün ben­zin­ci­le­ri, bir­ço­ğu­nu si­lah­lı gasp ve öl­dür­mey­le ta­ra­yan sa­nık­lar hâlâ med­ya­nın ve bi­zim gün­de­mi­miz­de.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, tak­si­ci ci­na­yet­le­ri müt­hiş şe­kil­de art­mak­ta.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Ka­ya.

YIL­MAZ KA­YA (De­vam­la) - Ba­kın, bu tak­si­ci ci­na­yet­le­ri­nin önü­ne ge­çil­me­si için ka­bin­li tak­si­le­rin alı­mı­na ko­lay­lık sağ­la­yan, bu tak­si­le­rin alı­mın­da­ki ÖTV'nin kal­dı­rıl­ma­sıy­la il­gi­li ya­sa tek­li­fi ver­miş­tim. Ma­ale­sef, ay­lar­dan be­ri hâlâ gün­de­me gel­me­di. Bu, çok cid­di bir so­run­dur. Da­ha iki gün ön­ce 2 tak­si­ci ar­ka­da­şı­mız ha­ya­tı­nı kay­bet­ti. On­la­ra da Al­lah'tan rah­met di­li­yo­rum, ai­le­le­ri­ne baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum. Bi­raz ön­ce Sa­yın Ba­yın­dır'la ko­nu­şur­ken öl­dü­rü­len­ler­den bir ta­ne­si­nin Kır­şe­hir­li ol­du­ğu­nu söy­le­di. O ve­si­ley­le de bil­gi sa­hi­bi ol­dum. Ama, ge­lin, bir­lik­te, büt­çey­le de il­gi­li, bu ve­si­ley­le de, bu ya­sa­dan, tek­li­fim­den bah­set­miş ola­yım ve bu tek­li­fi, lüt­fen ge­çi­re­lim. Bu ÖTV'yi kal­dı­ra­lım ve tak­si­ci ci­na­yet­le­ri­ne son ve­ril­me­si için biz de bir neb­ze kat­kı koy­muş ola­lım di­yo­rum.

Bu ve­si­ley­le, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum, büt­çe­nin ulu­su­mu­za ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Te­şek­kür­ler. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ka­ya.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı, Mu­har­rem Kı­lıç, Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li.

Sa­yın Kı­lıç, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Yar­gı­tay büt­çe­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si adı­na gö­rüş­le­ri­mi açık­la­ya­ca­ğım. Yü­ce he­ye­ti ve ek­ran­la­rı ba­şın­da biz­le­ri iz­le­yen say­gı­de­ğer va­tan­daş­la­rı­mı­zı say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, yük­sek mah­ke­me­le­ri­miz­den olan Yar­gı­tay, ad­li­ye mah­ke­me­le­rin­ce hu­kuk ve ce­za alan­la­rın­da ve­ri­len ka­rar­la­rın hu­ku­ka uy­gun­lu­ğu­nu de­net­ler; ya­sa mad­de­le­ri­ni yo­rum­la­ya­rak oluş­tur­du­ğu iç­ti­hat­lar­la uy­gu­la­ma­da bir­li­ğin sağ­lan­ma­sın­da önem­li bir kat­kı­sı var­dır. 21 hu­kuk, 11 ce­za da­ire­sin­den olu­şan Yar­gı­tay, bu iş­le­vi­ni ye­ri­ne ge­tir­mek için çok yo­ğun bir şe­kil­de ça­lı­şır. 250 yük­sek yar­gıç kad­ro­suy­la, her yıl yak­la­şık 400-500 bin dos­ya­nın in­ce­le­me­si­ni ya­pa­rak so­nuç­lan­dı­rır. Bu ça­ba­da, Yar­gı­tay tet­kik yar­gıç­la­rı ve Yar­gı­tay cum­hu­ri­yet sav­cı­la­rı­nın, ad­li per­so­ne­lin kat­kı­la­rı­nı da unut­ma­ma­mız ge­re­ki­yor.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Yar­gı­tay­da so­nuç­la­nan dos­ya­la­rın ne ya­zık ki ya­rı­ya ya­kı­nı boz­may­la so­nuç­lan­mak­ta­dır. Bu so­nu­cu, sa­de­ce ye­rel mah­ke­me yar­gıç ve cum­hu­ri­yet sav­cı­la­rı­mı­zın ye­ter­siz­li­ği­ne bağ­la­mak ise in­saf­sız­lık olur. Zi­ra ye­rel mah­ke­me­ler­de ça­lı­şan hâkim ve cum­hu­ri­yet sav­cı­la­rı­mız da her yıl bak­mak­ta ol­duk­la­rı bin­ler­ce dos­ya için­de ada­let da­ğıt­ma­ya ça­lış­mak­ta­dır­lar. Yıl­da or­ta­la­ma 1.000 dos­ya­ya bak­mak du­ru­mun­da kal­mak­ta­dır­lar. Ba­tı Av­ru­pa ül­ke­le­rin­de bu oran yıl­da 200 dos­ya ci­va­rın­da­dır. Bir ta­raf­tan yo­ğun iş yü­kü, bir ta­raf­tan ada­le­tin ge­cik­me­si­nin ada­let­siz­lik ya­ra­ta­ca­ğı dü­şün­ce­si, di­ğer ta­raf­tan ter­fi ede­bil­mek için ka­ra­ra çı­kart­tık­la­rı dos­ya sa­yı­sı­nın dik­ka­te alın­ma­sı, ve­ri­len ka­rar­la­rın isa­be­ti­ni dü­şür­mek­te­dir. Bu­na, gi­de­rek hu­kuk eği­ti­min­de­ki za­fi­ye­ti de ek­le­di­ği­miz­de böy­le bir so­nuç çık­mak­ta­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu ka­dar yo­ğun iş yü­kü al­tın­da ve zor şart­lar­da ça­lı­şan hâkim ve cum­hu­ri­yet sav­cı­la­rı­mız, ne ya­zık ki, hak et­tik­le­ri üc­re­ti ala­ma­mak­ta­dır­lar. Her ne ka­dar, 5536 sa­yı­lı Ya­sa'yla kıs­men dü­zelt­me sağ­lan­mış­sa da ye­ter­li de­ğil­dir. Özel­lik­le Yar­gı­tay­da ve ye­rel mah­ke­me­ler­de ça­lı­şan, yar­gı­nın ağır yü­kü al­tın­da ezi­len per­so­ne­lin du­ru­mu iç­ler acı­sı­dır. Ya­zı iş­le­ri mü­dür­le­ri, şef­ler, za­bıt kâtip­le­ri, bil­gi­sa­yar iş­let­men­le­ri ve hiz­met­li­le­rin eko­no­mik du­rum­la­rı çok kö­tü­dür. Al­dık­la­rı ma­aş­la­rı, ko­num­la­rı­na gö­re, 581 YTL ile 960 YTL ara­sın­da de­ğiş­mek­te­dir. İn­faz ko­ru­ma me­mur­la­rı­nın du­ru­mu da bun­lar­dan fark­lı de­ğil­dir.

Türk-İş'in yap­tır­dı­ğı aç­lık ve yok­sul­luk sı­nı­rı araş­tır­ma­sı­na gö­re, 4 ki­şi­lik bir ai­le­nin aç­lık sı­nı­rı 605 YTL, yok­sul­luk sı­nı­rı ise 1.971 YTL'dir. Bu araş­tır­ma so­nuç­la­rı­nı dik­ka­te al­dı­ğı­mız­da, ad­li­ye per­so­ne­li­nin al­dı­ğı üc­ret­ler yok­sul­luk sı­nı­rı­nın çok al­tın­da olup, aç­lık sı­nı­rın­da ve aç­lık sı­nı­rı­na çok ya­kın du­rum­da­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, yir­mi yıl avu­kat­lık yap­mış bir ar­ka­da­şı­nız ola­rak, ad­li­ye per­so­ne­li­nin ça­lış­ma tem­po­su­nu çok iyi bi­li­rim. Bu ar­ka­daş­la­rı­mız, bi­ri­ken iş yü­kü­nü ha­fif­le­te­bil­mek için, ço­ğu za­man, me­sai dı­şın­da da ça­lı­şır­lar. Ara ka­rar­la­rın ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si, dos­ya­la­rın dü­zen­len­me­si ba­zen haf­ta so­nu­na ka­lır. Za­ten bu ka­dar yo­ğun ça­lış­ma ol­ma­sa, bir hâki­min bak­tı­ğı bi­ne ya­kın dos­ya­nın bit­me­si de müm­kün de­ğil­dir. Bu ne­den­le, ad­li per­so­ne­lin ma­aş­la­rı­nın bir an ön­ce iyi­leş­ti­ri­le­rek, hiç ol­maz­sa, yok­sul­luk sı­nı­rı­nın üze­ri­ne çı­ka­rıl­tıl­ma­sı zo­run­lu­dur de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

Ül­ke­miz­de ça­lı­şan­la­rın ge­nel büt­çe­den al­dık­la­rı pay gi­de­rek kü­çül­mek­te­dir. Ça­lı­şan­la­rın ge­ne­lin­de bir üc­ret dü­şük­lü­ğü söz ko­nu­su­dur; an­cak, hâkim ve sav­cı­la­rı­mı­zın, ad­li per­so­ne­lin üc­ret du­rum­la­rı­nı yü­rüt­me­nin için­de yer alan me­mur­lar­la kı­yas­la­mak yan­lış­tır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, yar­gı, Ana­ya­sa'mız­da be­lir­le­nen üç erk­ten bi­ri­si­dir. Bu üç güç ara­sın­da hi­ye­rar­şi de yok­tur, ya­ni, ya­sa­ma, yü­rüt­me ve yar­gı, bir­bi­ri­ne denk, eşit ko­num­da­dır­lar. Bu denk­lik güç­le­rin eko­no­mik du­rum­la­rın­da da ye­ri­ni bul­ma­lı­dır. Ya­sa­ma üye­le­ri, yü­rüt­me­yi tem­sil eden hükûmet üye­le­ri ne üc­ret alı­yor­sa, yar­gı­nın en üst or­gan­la­rı olan yük­sek mah­ke­me­le­rin de­ğer­li üye­le­ri de ay­nı dü­zey­de üc­ret al­ma­lı­dır­lar. Di­ğer hâkim ve sav­cı­la­rı­mız, ad­li­ye­nin di­ğer per­so­ne­li de bel­li bir oran dâhi­lin­de üc­ret­le­ri­ni yar­gı­nın ağır­lı­ğı­na ya­ra­şır bir bi­çim­de al­ma­lı­dır­lar; an­cak, hâkim ve sav­cı­la­rı­mız, ad­li per­so­nel, ya­sa­ma ve yü­rüt­me­nin in­sa­fı­na terk edil­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ada­let­ten ta­sar­ruf ede­mez­si­niz. Ta­sar­ru­fa gi­der­se­niz ada­let ak­sar. Ada­let ak­sa­yın­ca da o ül­ke­de dev­le­te gü­ven kal­maz. İn­san­la­rın yar­gı­dan umu­du­nu kes­me­si, dev­le­tin yar­gı sis­te­mi­ne gü­ven­me­me­si du­ru­mun­da şa­hıs­lar ken­di ada­let­le­ri­ni ken­di­le­ri ger­çek­leş­tir­me­ye ça­lı­şır­lar; hır­sız­lık, kap­kaç, soy­gun ve tüm suç­lar­da pat­la­ma ya­şa­nır ve o ül­ke­de ka­os olur de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

2007 büt­çe­sin­de her ne ka­dar Ada­let büt­çe­sin­de ve Yar­gı­tay büt­çe­sin­de kıs­mi bir yük­sel­me ol­muş­sa da ye­ter­li de­ğil­dir. Cum­hu­ri­ye­tin ilk yıl­la­rın­da yok­luk­lar için­de kıv­ra­nan, bir ta­raf­tan da Os­man­lı'nın borç­la­rı­nı öde­me­ye ça­lı­şan cum­hu­ri­yet hükûmet­le­ri, ada­le­te büt­çe­nin yüz­de 4'ü, yüz­de 5'i ora­nın­da pay ayı­rır­ken, şim­di ay­rı­lan pay yüz­de 1 ci­va­rın­da­dır. Bu da ada­le­te ye­te­rin­ce de­ğer ve­ril­me­di­ği­nin açık bir gös­ter­ge­si­dir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; her ne ka­dar Sa­yın Ada­let Ba­ka­nı ak­si gö­rüş­te ol­ma­sı­na ve yar­gı yı­lı açı­lış­la­rın­da Ada­let Ba­ka­nı­nın ko­nuş­ma ya­pa­ma­ma­sın­dan ya­kın­sa da, Tür­ki­ye'de yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı yok­tur. Sa­nı­rım, bu ger­çek, Ada­let Ba­ka­nı­nın bu­lun­du­ğu nok­ta­dan fark­lı gö­rün­mek­te­dir; an­cak, şu­na emi­nim ki, Sa­yın Ada­let Ba­ka­nı bir yıl son­ra mu­ha­le­fet mil­let­ve­ki­li ol­du­ğun­da fark­lı şey­ler söy­le­ye­cek­tir. Bu ger­çe­ği, yıl­lar­dır, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı, yük­sek yar­gı or­gan­la­rı­nın de­ğer­li baş­kan­la­rı, Tür­ki­ye Ba­ro­lar Bir­li­ği Sa­yın Baş­ka­nı ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak di­le ge­tir­me­mi­ze kar­şın, Hükûmet bu ko­nu­da ha­re­ke­te geç­me­mek­te­dir. Sa­de­ce bi­zim dü­şün­ce­le­ri­miz de­ğil, Hükûmet, ne ya­zık ki, AB'nin gö­rüş­le­ri­ni de dik­ka­te al­mı­yor. Oy­sa AB'nin gö­rüş­le­ri ve öne­ri­le­ri âde­ta ta­li­mat ka­bul edi­le­rek ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si yö­nün­de ça­ba gös­te­ri­lir­ken, AB'nin bu yön­de­ki dü­şün­ce­le­ri ne ya­zık ki dik­ka­te alın­ma­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı­nın önün­de­ki en bü­yük en­gel­ler ne ya­zık ki Ana­ya­sa'mız­da yer alı­yor. Ana­ya­sa'mı­zın 138'in­ci ve 139'un­cu mad­de­le­rin­de mah­ke­me­le­rin ba­ğım­sız­lı­ğı, hâkim ve sav­cı­lık dü­zen­le­nir­ken, 140'ın­cı mad­de­si­nin al­tın­cı fık­ra­sın­da ise "Hâkim­ler ve sav­cı­lar idarî gö­rev­le­ri yö­nün­den Ada­let Ba­kan­lı­ğı­na bağ­lı­dır­lar." de­nil­mek­te­dir.

Yi­ne, Ana­ya­sa'mı­zın 144'ün­cü mad­de­sin­de, hâkim ve sav­cı­la­rı­mı­zın de­ne­ti­mi Ada­let Ba­kan­lı­ğı­nın em­rin­de ça­lı­şan Ba­kan­lık mü­fet­tiş­le­ri­ne bı­ra­kıl­mak­ta­dır. Ba­kan­lık mü­fet­tiş­le­ri­nin ver­di­ği ra­por­lar ise, hâkim­le­rin ata­ma­la­rın­da, na­kil­le­rin­de, ter­fi­le­rin­de…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, lüt­fen to­par­lar mı­sı­nız.

Bu­yu­run.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (De­vam­la) - Tef­tiş ve de­net­le­me sis­te­mi Ada­let Ba­kan­lı­ğı­nın em­rin­de ol­du­ğu sü­re­ce hâkim ve sav­cı­la­rı­mız ra­hat ça­lı­şa­mı­yor­lar de­ğer­li ar­ka­daş­lar, çün­kü hâkim ve sav­cı­la­rın bi­rin­ci sı­nı­fa ay­rıl­ma­sı, yük­sel­me­le­ri bu tef­tiş ra­por­la­rı­na bağ­lı ola­rak yer al­mak­ta­dır.

Yi­ne, Ana­ya­sa'mı­zın 159'un­cu mad­de­sin­de­ki Hâkim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lu­nun ya­pı­sı da, yi­ne, ba­ğım­sız­lı­ğın önün­de­ki en bü­yük en­gel ola­rak yer al­mak­ta­dır.

Hâkim ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lu­nun gö­rev­le­rin­den bir ta­ne­si de hâkim ve sav­cı alı­mı ol­ma­sı­na rağ­men, ne ya­zık ki yıl­lar­dır Ada­let Ba­kan­lı­ğı hâkim ve sav­cı alım­la­rı­nı mü­la­kat­lar­da ken­di bü­rok­rat­la­rı­na mü­la­ka­tı yap­tı­ra­rak, bir an­lam­da Yük­sek Ku­ru­lun gö­re­vi­ni de Ba­kan­lık ola­rak dev­ral­mış bu­lun­mak­ta­dır. Bu ko­nu­da Ana­ya­sa Mah­ke­me­mi­zin 1995 yı­lın­da ver­miş ol­du­ğu ka­ra­rı, yi­ne Da­nış­ta­yın ka­rar­la­rı­nı da gör­mez­den gel­mek­te, yö­net­me­li­ği de­ğiş­tir­me­ye ya­naş­ma­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu ül­ke­de en iyi ça­lı­şan…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MU­HAR­REM KI­LIÇ (De­vam­la) - Te­şek­kür edi­yo­rum Baş­ka­nım...

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Kı­lıç.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, za­ma­nım kâfi gel­me­di. Bu 2007 yı­lı büt­çe­si­nin Ada­let Ba­kan­lı­ğı­mı­za, Yar­gı­ta­yı­mı­za, tüm ku­rum­la­rı­mı­za ha­yır­lı ol­ma­sı di­le­ğiy­le say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Kı­lıç.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na üçün­cü ko­nuş­ma­cı Or­han Eras­lan, Niğ­de Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Eras­lan. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA OR­HAN ERAS­LAN (Niğ­de) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ada­let Ba­kan­lı­ğı büt­çe­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­la­rım.

Ada­let Ba­kan­lı­ğı büt­çe­si­nin şim­di­ye ka­dar­ki gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la için­de pa­yı, 1999 yı­lın­dan 2006 yı­lı­na ka­dar, re­el ma­na­da hiç art­ma­mış, hep on bin­de 33 ci­va­rın­da sey­ret­miş­ti. İlk de­fa Ada­le­te ay­rı­lan pay re­el ma­na­da bu yıl ar­tı­rıl­mış­tır. Gay­ri­sa­fi millî ha­sı­la­nın on bin­de 45'i ci­va­rın­da­dır, ge­nel büt­çe için­de­ki pa­yı da yüz­de 1,41'dir. Bu ge­liş­me­yi olum­lu bul­mak­la bir­lik­te ye­ter­li bul­mu­yo­ruz.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bu bü­yük­lük­te­ki büt­çey­le, yi­ne, ada­let hiz­met­le­ri­nin pek ço­ğu­nu ge­re­ği gi­bi ye­ri­ne ge­ti­re­bil­me ola­na­ğı yok­tur. İn­faz ku­rum­la­rın­da ola­ğa­nüs­tü gay­ret­le ça­lı­şan in­faz ko­ru­ma me­mur­la­rı ve ce­za­evi per­so­ne­li­mi­zin, mut­lak yok­sul­luk sı­nı­rı al­tın­da ma­aş alan kâtip, mü­ba­şir ve ad­li­ye ça­lı­şan­la­rı­nın du­rum­la­rı­nın dü­zel­ti­le­bil­me ola­na­ğı yok­tur. An­la­şıl­dı­ğı ka­da­rıy­la, bu yıl da bu ko­nu­lar­da bir dü­zel­me ol­ma­ya­cak­tır.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ada­let Ba­kan­lı­ğı büt­çe­si­ni de­ğer­len­di­rir­ken, za­ma­nı­mın el­ver­di­ği öl­çü­de hu­kuk dev­le­ti, yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı ve yar­gıç gü­ven­ce­siy­le, suç­la ve yol­suz­luk­la mü­ca­de­le ko­nu­la­rı­na da de­ğin­mek is­ti­yo­rum. Her şe­yin so­nun­da adil bir mah­ke­me­nin bu­lu­na­bi­le­ce­ği ve ya­pa­nın as­la ya­nı­na kal­ma­ya­ca­ğı inan­cı, top­lum­da en bü­yük gü­ven duy­gu­su­nu ya­ra­tır. Ada­le­te gü­ven duy­gu­su top­lu­mu tu­tan bağ­la­rın ba­şın­da ge­lir. Ada­le­te inan­cı­nı yi­ti­ren top­lum­lar ayak­ta ka­la­maz­lar.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Hükûme­tin suç­la ve yol­suz­luk­la mü­ca­de­le­de ayak sü­rü­dü­ğü, yol­suz­luk­la mü­ca­de­le ye­ri­ne, yol­suz­luk sa­nık­la­rı­na, baş­ta Ma­li­ye Ba­ka­nı Sa­yın Una­kı­tan ol­mak üze­re, de­fa­lar­ca af çı­kar­ma gi­ri­şi­min­de bu­lun­du­ğu, suç­la mü­ca­de­le ye­ri­ne yan­daş kol­la­ma­yı ve kad­ro­laş­ma­yı he­def al­dı­ğı, ar­tık her­ke­sin bil­di­ği bir ger­çek hâli­ne gel­miş­tir. Ne ya­zık ki, bu ger­çe­ği, Sa­yın Ada­let Ba­ka­nı, "yol­suz­luk­la­ra da­mar­dan gir­dik, hor­tum­la­rı ke­si­yo­ruz, yol­suz­luk­lar­la kur­tu­luş sa­va­şı ve­ri­yo­ruz" gi­bi, fi­ya­ka­lı, ama, inan­dı­rı­cı­lı­ğı­nı ta­ma­men yi­tir­miş söz­le­riy­le ka­pat­ma­ya ça­lı­şı­yor, ama ka­pa­ta­mı­yor. Tam ter­si­ne, bu söz­ler du­yul­du­ğun­da, halk, yi­ne Hükûmet iş­ba­şın­da, bir şey­le­ri ört­me ça­ba­sın­da, Ada­let Ba­ka­nı, ko­nuş­ma­la­rıy­la, ola­yın fon mü­zi­ği­ni oluş­tu­ru­yor de­nil­mek­te­dir.

Söz ver­di­ği hâlde do­ku­nul­maz­lık­la­rı kal­dır­ma­yan AKP'ye hal­kın inan­cı kal­ma­mış­tır. Na­sıl inan­cı kal­sın? Umu­du­nu ve genç­li­ği­ni ada­ya­rak, şa­fak uy­ku­su gör­me­den, ya­ban el­ler­de ya­ban­cı, ül­ke­sin­de Al­man­cı olan, çok zor ko­şul­lar­da ka­zan­dı­ğı üç beş ku­ru­şu YİM­PAŞ'a, KOM­BAS­SAN'a, Jet­pa'ya, İh­las Fi­nan­sa ve ben­zer­le­ri­ne kap­tı­ran yurt­taş­la­rı­mız, Baş­ba­ka­na ya­kın­dık­la­rın­da "ba­na mı sor­du­nuz" zıl­gı­tıy­la ce­vap bu­lu­yor­lar. YİM­PAŞ'ın da İh­las Fi­nan­sın da Jet­pa'nın da Ka­bi­ne içe­ri­sin­de üye­le­ri­ni gör­mek müm­kün, KOM­BAS­SAN'ın AKP'de üye­le­ri­ni gör­mek müm­kün. AKP Gru­bun­da ve Hükûmet içe­ri­sin­de yol­suz­luk ya­pan­la­rın var ol­du­ğu­nu hay­ret­le gö­rü­yor­lar. Bun­la­rın gö­rül­me­di­ği­ni mi sa­nı­yor­su­nuz? Bu Hükûmet, na­sıl yol­suz­luk­la mü­ca­de­le ede­cek, na­sıl suç­la mü­ca­de­le ede­cek, na­sıl do­ku­nul­maz­lık­la­rı kal­dı­ra­cak? Bu­na kim ina­nır?

Hır­sız­lık, kap­kaç, gasp suç­la­rı, ön­ce­ki yı­la gö­re ne­re­dey­se ya­rı­ya ka­dar art­mış. Bu ar­tış­ta, iz­le­di­ği­niz eko­no­mik po­li­ti­ka­nın ya­nın­da, gös­ter­di­ği­niz ah­la­ki ör­ne­ğin, te­ma­yü­lün suç ar­tı­şı­na ne­den ol­du­ğu­nu gör­mü­yor mu­su­nuz?

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ya­pa­nın ya­nı­na kâr kal­ma­sı, suç ar­tı­şı­nı ar­tı­rı­cı özel­lik ta­şı­mı­yor mu?

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı, hu­kuk dev­le­ti­nin şar­tı­dır. Adil yar­gı­la­ma an­cak ba­ğım­sız yar­gı ve yar­gıç gü­ven­ce­siy­le sağ­la­nır. Hâkim te­mi­na­tı yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı­nın, ba­ğım­sız yar­gı da mil­le­tin gü­ven­ce­si­dir.

Sa­yın Ada­let Ba­ka­nı yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğın­dan söz edil­me­si­ne da­ima ref­leks gös­ter­mek­te­dir. Bu ko­nu­dan söz açıl­dı­ğın­da, yi­ne bir Ce­mil Çi­çek kla­si­ğiy­le, Av­ru­pa'da han­gi ül­ke­ler­de yar­gıç­la­rın na­sıl atan­dı­ğı sa­yı­la­rak, bi­zim ül­ke­miz­de yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı­nın na­sıl da­ha ile­ri­de ol­du­ğu açık­lan­ma­ya ça­lı­şı­lır. Bu se­ne, ref­leks ta­kın­tı nok­ta­sı­na gel­miş ol­ma­lı ki, büt­çe­yi su­nuş ko­nuş­ma­sı­na böy­le bir cet­vel ek­len­miş. Du­rum ger­çek­ten dra­ma­tik. Oy­sa, Sa­yın Ba­ka­nın ya­pa­ca­ğı şey ga­yet ba­sit ve hiç­bir har­ca­ma­yı ge­rek­ti­ren bir du­rum de­ğil­dir. Bi­rin­ci­si, Hâkim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lun­dan ken­di­si­nin ve Sa­yın Müs­te­şa­rı­nın ay­rıl­ma­sı. Bu­nun için, Ana­ya­sa'nın 159'un­cu mad­de­sin­de ya­pı­la­cak de­ği­şik­li­ğe kat­kı ver­me­ye ha­zı­rız. İkin­ci­si ise, hâkim ve sav­cı aday­la­rı­nın sı­nav­la­rı­nın Yük­sek Ku­rul ta­ra­fın­dan ya­pıl­ma­sı­dır. Bu ko­nu­yu ge­çen yıl­ki büt­çe ko­nuş­mam­da çok ay­rın­tı­lı ola­rak an­lat­mış­tım. Ne ya­zık ki, Hükûmet­çe bu ko­nu­da bir adım atıl­ma­dı. Bu iki nok­ta, yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı­nın ve yar­gıç gü­ven­ce­si­nin bi­zim ül­ke­miz ko­şul­la­rı al­tın­da ol­maz­sa ol­maz ko­şul­la­rı­dır. Ak­si dav­ra­nış­lar yar­gı­ya mü­da­ha­le ve yar­gı­yı si­ya­sal­laş­tır­ma so­nu­cu­nu ver­mek­te­dir.

Bu ko­nu­yu sa­de­ce ana mu­ha­le­fet par­ti­si ola­rak biz ile­ri­ye sür­mü­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Tüm hu­kuk çev­re­le­ri, Ana­ya­sa Mah­ke­me­sin­den Da­nış­ta­yı­na ka­dar, üni­ver­si­te­le­rin­den Hâkim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lu­na ka­dar bu gö­rüş­te. Yurt için­de, yurt dı­şın­da tüm hu­kuk çev­re­le­ri­nin be­lir­le­me­le­ri­ne kar­şı, inat­la yar­gı­ya mü­da­ha­le ve si­ya­sal­laş­tır­ma tu­tu­mu sür­dü­rül­mek is­ten­mek­te­dir ve sür­dü­rül­mek­te­dir. Çe­şit­li ve­si­le­ler­le ile­ri sür­dü­ğü­müz dü­şün­ce­ler, ne ya­zık ki, Hükûmet­çe dik­ka­te alın­ma­mış­tır. Ana­ya­sa'nın 159'un­cu mad­de­si çer­çe­ve­sin­de hâkim ve sav­cı­la­rı mes­le­ğe ka­bul et­me, ata­ma, nak­let­me gö­re­vi­nin Hâkim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lu­na ait ol­du­ğu ger­çe­ği gör­mez­den ge­lin­miş­tir. Hâkim ve sav­cı­la­rı mes­le­ğe ka­bul et­me iş­le­mi­nin, hâkim aday­la­rı sı­na­vı­nı kap­sa­dı­ğı da gör­mez­den ge­lin­miş­tir. Bu alan, kad­ro­la­şı­la­cak bir alan gi­bi gö­rül­müş­tür. En azın­dan, hak­sız­lık­la­ra ve şikâyet­le­re se­bep olan mü­la­kat uy­gu­la­ma­sın­dan vaz­ge­çil­me­miş­tir. Ni­ha­yet (YAR­SAV) Yar­gıç­lar ve Sav­cı­lar Bir­li­ği­nin baş­vu­ru­su üze­ri­ne, yük­sek Da­nış­tay 12. Da­ire­si, 15/10/2006 ta­ri­hin­de ve 25/11/2006 ta­ri­hin­de ya­pı­la­cak olan ad­li ve ida­ri yar­gı hâkim ada­yı sı­na­vı­nın yü­rür­lü­ğü­nü dur­dur­muş, ad­li ve ida­ri yar­gı­da hâkim ve sav­cı aday­lı­ğı­nın ya­zı­lı sı­nav ve mü­la­kat, ata­ma yö­net­me­li­ği­nin yü­rür­lü­ğü­nü dur­dur­muş­tur.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Eras­lan.

OR­HAN ERAS­LAN (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yük­sek mah­ke­me, ka­ra­rın­da, Ana­ya­sa hü­küm­le­ri çer­çe­ve­sin­de, Ada­let Ba­kan­lı­ğı­nın ya­zı­lı ya­rış­ma sı­na­vı­nı ve mü­la­ka­tı yap­ma­ya yet­ki­li ol­ma­dı­ğı­nı ve bu ko­nu­da yö­net­me­lik çı­kar­ma yet­ki­si­ne de sa­hip ol­ma­dı­ğı­nı tes­pit et­miş­tir. Sa­yın Ba­ka­nın, bu ka­ra­ra uy­gun dav­ra­na­ca­ğı yer­de, hid­de­te ka­pı­la­rak, Yar­gıç­lar ve Sav­cı­lar Bir­li­ği­ni ka­pat­ma­ya dö­nük bir ya­sa ha­zır­lı­ğı içe­ri­si­ne gir­di­ği­ni üzün­tüy­le, esef­le kar­şı­lı­yo­ruz. Bu­ra­dan ken­di­si­ne çağ­rı­da bu­lu­nu­yo­ruz: Hu­ku­ku kat­let­me­ye kal­kış­ma­yın. Yar­gıç gü­ven­ce­si­ne uyun, yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı­na uyun. Hükûme­ti­ni­zin gün­le­ri sa­yı­lı­dır. Gel­di­ği­miz­de hu­kuk dev­le­ti­nin önün­de­ki tüm en­gel­le­ri kal­dı­ra­ca­ğız.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yö­ne­ti­len­le­rin hu­kuk ve ada­let için­de ya­şa­ma­la­rı, yö­ne­ten­le­rin ise, hu­kuk ve ada­let­ten ay­rıl­ma­ma­la­rı di­le­ğiy­le, tüm va­tan­daş­la­rı­mın, yak­la­şan Kur­ban Bay­ra­mı'nı ve ye­ni yı­lı­nı kut­lar, sağ­lık­lı ve mut­lu gün­ler di­le­rim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na dör­dün­cü ko­nuş­ma­cı Er­sin Arı­oğ­lu, İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Arı­oğ­lu. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA ER­SİN ARI­OĞ­LU (İs­tan­bul) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; Yü­ce Mec­li­si Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na say­gıy­la se­lam­la­rım.

Hükûmet prog­ra­mı ve büt­çe­le­ri, ül­ke­le­rin ge­le­ce­ği­ni şe­kil­len­di­ren önem­li si­ya­sal bel­ge­ler­dir. Çağ­daş dev­let­ler­de hükûmet prog­ram ve büt­çe­le­ri iki ana­liz ele­ğin­den ve bir sen­tez po­ta­sın­dan ge­çi­ri­lir. Bi­rin­ci ana­liz, dün­ya­da­ki si­ya­sal, sos­yal, eko­no­mik, tek­no­lo­jik ve bi­lim­sel ge­liş­me­le­ri; ikin­ci ana­liz, ül­ke­le­rin kay­nak, ta­lep, so­run ve ön­ce­lik­le­ri­ni de­ğer­len­di­rir. Sen­tez po­ta­sın­da ise, dün­ya­da­ki de­ği­şim­ler, ül­ke­le­rin ta­lep, kay­nak ve ön­ce­lik­le­riy­le har­man­la­na­rak stra­te­jik he­def­le­re dö­nüş­tü­rü­lür. He­def­ler net ve öl­çü­le­bi­lir ol­ma­lı, ön­ce­lik­ler ve ger­çek­leş­tir­me sü­re­le­ri bir­bi­ri­ni bes­ler şe­kil­de dü­zen­len­me­li­dir. Böy­le ha­zır­la­nan si­ya­sal bel­ge­ler ül­ke­de he­def bir­li­ği sağ­lar, gü­ven­li ve is­tik­rar­lı ya­pı­lar oluş­tu­rur; en önem­li­si, top­lum­sal ge­liş­me­yi ya­ra­tır.

Top­lum­sal ge­liş­me­nin si­ya­sal li­te­ra­tür­de­ki adı kal­kın­ma, sos­yo­lo­ji­de­ki adı uy­gar­lık­tır. Uy­gar­lık kent­ler­de do­ğar ve kent­le­ri bir­bi­ri­ne bağ­la­yan yol­lar üze­rin­den ya­yı­lır. Çağ­daş an­la­yı­şa gö­re, uy­gar­lı­ğın iki bi­le­şe­ni var­dır: Alt­ya­pı, ya­ni, bi­na­lar, li­man­lar, kent­ler yol­lar; üst­ya­pı, ya­ni, bi­lim, sa­nat, hu­kuk ve er­dem­ler­dir. Uy­gar­lı­ğın bu iki bi­le­şe­ni iç içe­dir ve bir­bi­ri­ni sü­rek­li bes­le­ye­rek ye­ni­den do­ğu­rur. Ça­ğı­mız­da ba­yın­dır­lık ve iskân ba­kan­lık­la­rı­nın gö­rev­le­ri, yer­leş­me, kent­leş­me, ya­pı­laş­ma ve kent­le­ri bir­bi­ri­ne bağ­la­mak­tır kı­sa­ca, uy­gar­lı­ğın alt­ya­pı­sı­nı oluş­tur­mak­tır. Ay­rı­ca, Tür­ki­ye'de bu alt­ya­pı­la­rı afet­ler­den ko­ru­ma gö­re­vi de Ba­kan­lı­ğı­mı­za ve­ril­miş­tir. Özet­le, bu­gün 2007 yı­lın­da Tür­ki­ye'de uy­gar­lı­ğın ge­liş­me­si ve mev­cut uy­gar­lık alt­ya­pı­la­rı­nın afet­ler­den ko­run­ma­sı için ön­gö­rül­müş bir büt­çe­yi tar­tı­şı­yo­ruz.

Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı büt­çe­si­ni ra­kam­sal ge­nel de­ğer­len­dir­me­ye ta­bi tu­tar­sak, büt­çe, ge­nel büt­çe­nin yüz­de 2'sin­den bi­raz faz­la­dır. 2007 ge­nel büt­çe­si 2006'ya gö­re yüz­de 18 bü­yü­tül­müş ol­ma­sı­na rağ­men, Ba­kan­lık büt­çe­si ise yüz­de 11 kü­çül­tül­müş­tür. Ba­kan­lık büt­çe­si­nin sa­de­ce yüz­de 46'sı ya­tı­rım­la­ra ay­rıl­mış­tır. Sek­tör­de­ki si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı, bu be­de­lin 2006'da bi­rik­miş mü­te­ah­hit ala­cak­la­rı­nı bi­le kar­şı­la­ya­ma­ya­ca­ğı­nı ifa­de et­mek­te­dir­ler. Bu kı­sa tes­pit­ler bi­le büt­çe­nin ye­ter­siz­li­ği­ni, özel­lik­le dep­re­me kar­şı ge­rek­li as­ga­ri ça­lış­ma­la­rın bi­le ya­pı­la­ma­ya­ca­ğı­nı gös­ter­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­gün Sa­yın Ba­kan da ara­mız­day­ken, dün­ya ça­pın­da dep­rem uz­ma­nı iki bi­lim ada­mı­mız Me­te Sö­zen ve Po­lat Gür­kan ile bir­lik­te ka­le­me al­dı­ğı­mız ve Ge­nel Baş­ka­nı­mız Sa­yın Bay­kal'ın bil­gi­si dâhi­lin­de Sa­yın Baş­ba­ka­na doğ­ru­dan sun­du­ğu­muz "Bek­le­nen İs­tan­bul Dep­re­mi Ha­zır­lık­la­rı­nın Hız­lan­dı­rıl­ma­sı ve Tek Yö­ne­tim­de Top­lan­ma­sı" baş­lık­lı bil­gi no­tu hak­kın­da ar­tık yü­ce Mec­li­si bil­gi­len­dir­mem ge­rek­ti­ği ka­na­ati­ne ulaş­tı­ğım için Gru­bum­dan söz hak­kı is­te­dim.

Bir­çok tek­nik ve yö­net­sel de­tay içe­ren bu ra­po­run, ba­na ay­rı­lan kı­sa sü­re­de sa­de­ce ana nok­ta­la­rı­na de­ği­ne­bi­le­ce­ğim. Ra­por, ka­le­me alın­ma­dan ön­ce ya­pı­lan top­lan­tı­lar­da, İs­tan­bul'un sis­mik ka­rak­te­ri ta­rih­sel pers­pek­tif­te in­ce­len­miş, ön­ce­ki bü­tün ça­lış­ma­lar göz­den ge­çi­ril­miş ve bul­gu­lar bir ön ra­po­ra bağ­lan­mış­tır. 4 Türk, 4 Ame­ri­ka­lı ve 4 Ja­pon bi­lim ada­mı­nın im­za­la­dı­ğı ön ra­po­run bul­gu­la­rı şun­lar­dır:

1) İs­tan­bul'un tah­ripkâr bir dep­rem ya­şa­ma­sı ka­çı­nıl­maz­dır.

2) Ya­pı­lan ha­zır­lık ça­lış­ma­la­rı bir­bi­rin­den ko­puk­tur.

3) Ha­zır­lık­la­rı yö­ne­te­cek tek so­rum­lu bir ku­rum der­hal ku­rul­ma­lı­dır.

Bu ön ra­por, ku­ru­la­cak ku­ru­mun ör­güt­len­me bi­çi­mi, fi­nans­man mo­del­le­ri, iş, ha­cim ve sü­re­le­ri de içe­re­cek bi­çim­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bun­da ge­liş­ti­ri­len dep­rem ha­zır­lık­la­rı bil­gi­le­riy­le ge­niş­le­ti­le­rek 22 Ka­sım 2005'te Sa­yın Baş­ba­ka­na su­nul­muş­tur. Kırk beş da­ki­ka plan­la­nan top­lan­tı iki bu­çuk sa­at sür­müş, top­lan­tı­ya Dev­let Ba­ka­nı Sa­yın Şa­hin, Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­ka­nı Sa­yın Özak ve il­gi­li bi­rim­le­rin tem­sil­ci­lik­le­riy­le Baş­ba­kan­lık Müs­te­şa­rı da ka­tıl­mış­lar­dır. Top­lan­tı so­nun­da Sa­yın Baş­ba­kan, ra­po­run de­ğer­len­di­ri­lip ge­re­ken­le­rin ya­pıl­ma­sı için ta­li­mat ver­miş­tir. Ay­nı bil­gi no­tu, Baş­ba­kan­lı­ğın is­te­ği üze­ri­ne, 9 Şu­bat 2006'da İs­tan­bul Va­li­si ve İs­tan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nı­na da Kan­dil­li Ra­sat­ha­ne­sin­de su­nul­muş­tur. Üzü­le­rek be­lirt­mek is­te­rim ki, ra­por il­giy­le din­len­me­si­ne rağ­men, bir yı­lı aş­kın sü­re­den be­ri şu ko­nu­da şun­lar ya­pı­lı­yor di­ye hiç­bir ma­kam biz­le­ri ara­ma­mış­tır. Mec­li­se de hiç­bir ça­lış­ma gel­me­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, çok cid­di bir so­run­dan bah­se­di­yo­ruz, dep­rem­den. Tür­ki­ye'nin gü­ven için­de kal­kı­na­bil­me­si için mut­la­ka, ama, mut­la­ka dep­rem risk­le­rin­den arın­dı­rıl­ma­sı la­zım­dır. Ko­nuş­ma­mı söz ko­nu­su ra­por­dan kı­sa alın­tı­lar ya­pa­rak bi­ti­re­ce­ğim.

Tür­ki­ye, ak­tif bir dep­rem böl­ge­si­dir ve her an dep­rem do­ğu­ra­bi­le­cek 15 bin ki­lo­met­re can­lı fa­ya sa­hip­tir. Mag­ne­tü­tü 7'den bü­yük çok şid­det­li dep­rem­ler ye­di ila on yıl­da bir tek­rar­la­nır. 1999 Göl­cük ve Düz­ce dep­rem­le­rin­de millî ge­li­ri­mi­zin yüz­de 15'ini bir­kaç da­ki­ka için­de kay­bet­tik. Son yüz yıl­da 110 bin yurt­ta­şı­mı­zı ve 2 mil­yon evi­mi­zi, or­ta­la­ma her yıl millî ge­li­ri­mi­zin yüz­de 1'ini afet­ler­de kay­bet­tik. Eğer dep­rem­le­re ye­nil­me­sey­dik, ül­ke­miz bu­gün­kü zen­gin­li­ği­nin 2 ka­tın­dan faz­la­sı­na sa­hip ola­bi­le­cek­ti.

İs­tan­bul, 10 mil­yo­nu aş­kın nü­fu­suy­la, Tür­ki­ye'nin en di­na­mik en eği­tim­li en üret­ken in­san kay­na­ğı­nı ba­rın­dı­rır. Ül­ke fi­zik­sel zen­gin­li­ği­nin yüz­de 40'ı bu­ra­da­dır. İt­ha­lat ve ih­ra­ca­tın yüz­de 50'si bu­ra­dan ya­pı­lır. Top­lam ver­gi­le­rin yak­la­şık yüz­de 50'si bu­ra­da öde­nir. İs­tan­bul, eko­no­mi, bi­lim, mal ve hiz­met üre­tim­le­ri­nin en yo­ğun ol­du­ğu ta­rih ve ta­bii gü­zel­lik­le­riy­le em­sal­siz, fa­kat, çok hız­lı göç ala­rak dü­zen­siz kent­leş­me­nin bü­tün so­run­la­rı­nı ya­şa­yan ola­ğan dı­şı bir met­ro­pol­dür. Tür­ki­ye'nin bu muh­te­şem po­tan­si­ye­li şim­di dep­rem teh­di­di al­tın­da­dır. As­lın­da bi­lim adam­la­rı İs­tan­bul'da taş üs­tün­de taş bı­rak­ma­ya­cak bir dep­rem bek­le­mi­yor­lar. Bi­li­yor­lar ki, dep­rem, ya­pı­lar­da­ki in­sa­ni ha­ta­la­rı hiç af­fet­mez. On­la­rı, dep­re­min şid­de­tin­den çok, İs­tan­bul'un dü­zen­siz kent do­ku­su, ya­pı sto­ku­nun ni­te­lik­le­ri ve ris­ki bil­dik­le­ri hâlde gün­dem­le­rin­de dep­re­me yer ver­me­yen İs­tan­bul­lu­la­rın ve si­ya­sal er­kin dav­ra­nı­şı kor­ku­tu­yor.

Ay­rı­ca, bi­lim adam­la­rı­nın ra­kam­la­ra dö­ke­bil­dik­le­ri ha­sar ve ka­yıp tah­min­le­ri sa­de­ce ays­ber­gin gö­rü­nen kıs­mı­dır. Ya­şa­na­cak sos­yal, si­ya­sal, kül­tü­rel trav­ma­la­rın oto­ri­te boş­lu­ğu, si­ya­sal ka­os…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Arı­oğ­lu, bu­yu­run.

ER­SİN ARI­OĞ­LU (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­rim.

…ve si­ya­sal güç kay­bı­na uza­na­bi­le­cek so­nuç­la­rı­nı di­le ge­tir­mek­ten ür­kü­yor ve bu ko­nu­la­rı si­ya­sal ya­pı­ya bı­ra­kı­yor­lar. Hiç­bir top­lum, so­nuç­la­rı yı­kı­cı ola­ca­ğı bi­li­nen bir teh­dit­ten ha­ber­dar ol­duk­tan son­ra, ge­rek­li ön­lem­le­ri ge­rek­li şe­kil­de al­mak­sı­zın afe­ti­ni bek­le­ye­mez. Bu­na ne İs­tan­bul­lu­la­rın ne İs­tan­bul'u yö­ne­ten­le­rin ne de si­ya­sal er­kin hak­kı var­dır.

Bu kap­sam­da, İs­tan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si, dört bü­yük üni­ver­si­te­miz­le İs­tan­bul için dep­rem mas­ter pla­nı­nı 2003'te ta­mam­lat­mış­tır. An­cak, bu pla­nın ge­nel­lik­le afet son­ra­sı ilk yar­dı­ma yö­ne­lik bö­lüm­le­ri sığ bo­yut­lar­da uy­gu­lan­mak­ta­dır. Gay­ret­ler iyi ni­yet­li ve ha­li­sa­ne ola­bi­lir, ama, ko­nu, bir sis­tem so­ru­nu­dur, ru­tin iş­ler ara­sı­na sı­kış­tı­rıl­mış par­ça par­ça uy­gu­la­ma­lar­la üs­te­sin­den ge­li­ne­mez. Bu ko­nu­da Eins­te­in'in bir sö­zü­nü vur­gu­la­mak is­te­rim: "Bir so­run, oluş­tu­ğu za­ma­nın dü­şün­ce ya­pı­sıy­la çö­zü­le­mez."

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Arı­oğ­lu, lüt­fen… Te­şek­kür için açı­yo­rum, bu­yu­run.

HA­LUK KOÇ (Sam­sun) - Sa­yın Baş­kan, bir iki da­ki­ka da­ha ko­nuş­sun.

HA­LİL AK­YÜZ (İs­tan­bul) - Ko­nu çok önem­li de onun için.

ER­SİN ARI­OĞ­LU (De­vam­la) - Efen­dim, iki da­ki­ka mü­sa­ade eder­se­niz top­la­ya­ca­ğım.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

ER­SİN ARI­OĞ­LU (De­vam­la) - Çok te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Şim­di ya­pıl­ma­sı ge­re­ken iş şu­dur: İs­tan­bul ve çev­re­sin­de bu­lu­nan ya­pı sto­ku­nun dep­rem di­ren­ci­ni ar­tı­ra­cak tek yet­ki­li ve so­rum­lu ör­gü­tü he­men kur­mak üze­re Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ça­tı­sı al­tın­da­ki si­ya­si ira­de­yi he­men ha­re­ke­te ge­çir­mek. Tür­ki­ye, ulu­sal dep­rem ris­ki azalt­ma viz­yo­nu­nu ar­tık or­ta­ya ko­yup, yurt ça­pın­da ör­güt­len­me­li­dir. Böl­ge­le­rin özel­lik­le­ri­ne uy­gun, bir­bi­ri­ne bağ­lı ve ben­zer ya­pı­da böl­ge­sel dep­rem ris­ki azalt­ma ku­rum­la­rı ku­rul­ma­lı­dır. İs­tan­bul için, özel ya­pı­da bir İs­tan­bul dep­rem ris­ki azalt­ma ku­ru­mu (kı­sa­ca İD­RAK) ku­rul­ma­sı­na ön­ce­lik ve­ril­me­li­dir.

Ra­por­da, ku­ru­mun gö­rev­le­ri, or­gan­la­rı, ça­lış­ma bi­çi­mi açık­ça an­la­tıl­mış­tır. İs­tan­bul dep­rem ris­ki­ni azalt­ma pro­je­si, ola­ğa­nüs­tü bü­yük­lük­te zor bir pro­je­dir. Pro­je­nin net ma­li­ye­ti­nin 30 mil­yar do­la­ra ula­şa­bi­le­ce­ği, ak­ti­vi­te sa­yı­sı­nın 5 bi­ni aşa­ca­ğı he­sap­lan­mış­tır.

Pro­je­yi zor­laş­tı­ran üç un­sur da­ha var: Ya­sal ya­pı, fi­nans­man ve iş plan­la­rı he­nüz ha­zır de­ğil. Da­ha­sı, za­man çok kı­sıt­lı­dır. Ge­re­ken iş­le­rin yüz­de 60'tan faz­la­sı dört-beş se­ne içi­ne sığ­dı­rıl­ma­lı­dır. Ka­mu­sal alt­ya­pı ve bi­na­la­rın di­renç­le­ri­ni ar­tır­ma ça­lış­ma­la­rı­na çok az da ol­sa kıs­men baş­lan­dı. Bu ça­lış­ma­la­rı yü­rüt­mek zor de­ğil. Esas zor olan, sos­yal açı­dan ve si­ya­se­ten zor olan, 800 bin ya­pı ara­sı­na ölüm­cül bom­ba­lar gi­bi ya­yıl­mış, ço­ğu ruh­sat­sız ya­pı­lar ara­sın­da giz­li 50 bin ka­dar ya­pı­yı hız­la bu­lup, te­sir­siz hâle ge­ti­rir­ken, yer­le­ri­ne ye­ni­le­ri­ni in­şa ede­bil­mek­tir. Bu ya­pı­la­bi­lir­se, bu­gün 100 bi­rim olan dep­rem ris­ki, beş yıl için­de 5-10 bi­ri­me ine­cek­tir. Bu­nun an­la­mı, 40-45 bin in­san ha­ya­tı­nın kur­ta­rıl­ma­sı, 70-80 mil­yar do­lar­lık kay­bın ön­len­me­si ve ül­ke­nin ge­le­ce­ği­nin kur­ta­rıl­ma­sı de­mek­tir. Pro­je­nin fi­nans­ma­nıy­sa zor de­ğil­dir, ra­por­da al­ter­na­tif bir­çok çö­züm öne­ril­miş­tir.

Sa­yın Baş­kan, dep­rem ko­nu­sun­da si­ya­sal, bi­lim­sel ve ben­ze­ri rant­lar bek­le­ne­mez ve sağ­la­na­maz. Tür­ki­ye'nin ge­le­ce­ği­ni teh­dit eden bu so­ru­nu en kı­sa za­man­da en az top­lum­sal ma­li­yet­le ve el bir­li­ğiy­le çöz­mek zo­run­da­yız. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si bu ko­nu­da her tür­lü des­te­ği ver­me­ye ha­zır­dır. Umu­yo­rum ki, se­çim he­ye­ca­nı baş­la­ma­dan, bu ko­nu­da tek so­rum­lu bir ör­gü­tü ku­ra­cak ka­ra­rı ala­rak, ta­ri­hi so­rum­lu­luk­la­rı­mız­dan bi­ri­ni çok geç de ol­sa ye­ri­ne ge­tir­miş olu­ruz ve ulu­sal dep­rem se­fer­ber­li­ği­ni ger­çek­ten baş­la­ta­bi­li­riz. Herhâlde, yap­tı­ğı­mız ça­lış­ma­yı ve ra­po­ru ya­ki­nen bi­len Sa­yın Ba­kan bu ko­nu­da bir şey­ler söy­le­ye­cek­tir.

Son söz, Aş­ka­le, Do­ğu­be­ya­zıt dep­rem­le­rin­de evi­ni kay­be­den­le­re yap­tı­ğı hız­lı in­şa­at­lar­dan do­la­yı Ba­kan­lı­ğa ve…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Lüt­fen… Sa­yın Arı­oğ­lu, lüt­fen te­şek­kür eder mi­si­niz.

Dört da­ki­ka ek sü­re ver­dim Sa­yın Arı­oğ­lu. Lüt­fen…

ER­SİN ARI­OĞ­LU (De­vam­la) - …özel­lik­le zor şart­lar­da gö­rev ya­pan Ba­yın­dır­lık men­sup­la­rı­na te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na be­şin­ci ko­nuş­ma­cı Meh­met Par­lak­yi­ğit, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Par­lak­yi­ğit. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET PAR­LAK­Yİ­ĞİT (Kah­ra­man­ma­raş) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün 2007 yı­lı büt­çe­si hak­kın­da gö­rüş­le­ri­mi sun­mak için Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ge­rek in­san ge­rek­se yük ta­şı­ma­cı­lı­ğın­da de­mir yol­la­rı­nın kul­la­nıl­ma­sı 1950'ler­den iti­ba­ren mak­sat­lı ve ço­ğun­luk­la da yan­lış de­ğer­len­dir­me­ler­le dev­re dı­şı bı­ra­kı­lın­ca, ül­ke ge­ne­lin­de­ki her tür­lü ta­şı­ma­nın ka­ra yo­luy­la ya­pıl­ma­sı tek he­def ola­rak be­lir­len­miş ve bu ne­den­le de Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün ku­rul­ma­sı ka­çı­nıl­maz ol­muş­tur.

Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü bu­gün iti­ba­rıy­la 2.069 ki­lo­met­re­si oto­yol, 31.325 ki­lo­met­re­si dev­let yo­lu ve 30.345 ki­lo­met­re­si de il yo­lu ol­mak üze­re top­lam 63.739 ki­lo­met­re­lik yol ağın­da hiz­met ve­rir­ken, ge­liş­miş ül­ke­ler­de ula­şı­lan stan­dart­la­rın ol­duk­ça uza­ğın­da ol­du­ğu­mu­zu da be­lirt­mek is­ti­yo­rum. Ki­lo­met­re ka­re ba­şı­na ka­ra yo­lu uzun­lu­ğu Av­ru­pa Bir­li­ği or­ta­la­ma­sın­da 500 met­re iken, Tür­ki­ye'de 80 met­re­ler­de kal­mış­tır. Oto­yol yo­ğun­lu­ğu açı­sın­dan ba­kıl­dı­ğın­da ise, ki­lo­met­re ka­re ba­şı­na Av­ru­pa Bir­li­ği or­ta­la­ma­sı 15 met­re iken, Tür­ki­ye or­ta­la­ma­sı 3 met­re ci­va­rın­da­dır. Tür­ki­ye'de tra­fik ka­za­la­rın­da 100 ki­lo­met­re­lik yo­la dü­şen ölü sa­yı­sı, Av­ru­pa Bir­li­ği or­ta­la­ma­sı­nın 5 ka­tı dü­ze­yin­de­dir. Yol­la­rı­mız­da­ki ka­za ka­ra nok­ta­la­rı­nın çok­lu­ğu ve kı­sa sü­re­de dü­zel­ti­le­me­me­si so­nu­cu, 1992-2006 yıl­la­rı ara­sın­da top­lam 68 bi­ne ya­kın yurt­ta­şı­mız tra­fik ka­za­la­rın­da ha­yat­la­rı­nı kay­bet­miş­ler­dir. Bu ra­kam, ay­nı za­man ara­lı­ğın­da, dep­rem­ler dâhil, do­ğal afet­ler­de kay­bet­ti­ği­miz yurt­taş­la­rı­mı­zın sa­yı­sı­nın ge­nel­de 3 ka­tı­na eşit­tir.

Top­lam yol­la­rı­mı­zın yüz­de 14'ü ağır ta­şıt tra­fi­ği­ne uy­gun bi­tüm­lü sı­cak ka­rı­şım­la kap­lan­mış­ken, top­lam yol uzun­lu­ğu­nun yüz­de 79'u ise sat­hi kap­la­ma­dır. Özel­lik­le yük ta­şı­ma­cı­lı­ğı­nın yüz­de 94'ünün ka­ra yol­la­rı üze­rin­den ger­çek­le­şi­yor ol­ma­sı, ka­ra yol­la­rı­mız üze­rin­de­ki ağır ta­şıt tra­fi­ği­ni ar­tı­rır­ken, tra­fik gü­ven­li­ği­ni cid­di bo­yut­lar­da azalt­mak­ta­dır.

Ül­ke­miz­de yıl­da yüz­de 1,5 dü­ze­yin­de­ki nü­fus ar­tı­şı­na kar­şı­lık, yüz­de 10 ora­nın­da araç ar­tı­şı gö­rül­mek­te­dir. Bu pro­jek­si­yo­na gö­re, 2015 yı­lın­da nü­fu­su­mu­zun, yak­la­şık 83 mil­yo­nu, ta­şıt sa­yı­sı­nın ise, 14 mil­yo­nu ge­çe­ce­ği tah­min edil­mek­te­dir.

Ge­liş­miş ül­ke­le­re ba­kıl­dı­ğın­da, ge­nel ola­rak bö­lün­müş yol­la­rın top­lam ula­şım yol­la­rı için­de­ki pa­yı­nın yüz­de 50'le­rin çok üs­tün­de ol­du­ğu gö­rü­lür­ken, biz­de, oto­yol­lar dâhil, bu oran, an­cak yüz­de 15'ler ci­va­rın­da­dır. Bu du­rum kar­şı­sın­da, ka­ra yol­la­rı­na ya­pı­la­cak ya­tı­rım­la­rın ve ay­rı­la­cak öde­nek­le­rin ar­tı­rı­la­rak de­vam et­me­si ge­rek­mek­te­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu ne­den­le, ge­liş­miş ül­ke­le­rin ka­ra yo­lu stan­dart­la­rı­na ula­şa­bil­me­miz için yol­la­rı­mı­zın ka­pa­si­te­le­ri­ni ar­tır­ma­lı­yız, üre­tim ka­li­te­le­ri­ni yük­selt­me­li­yiz, köp­rü in­şa­at­la­rın­da ön ge­ril­me ve pre­fab­ri­kas­yon tek­no­lo­ji­le­ri­ni ge­liş­tir­me­li ve yay­gın­laş­tır­ma­lı­yız.

Büt­çe de­ğer­le­ri­ne ba­kıl­dı­ğın­da, 2006 Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü büt­çe­si 3 mil­yar 963 mil­yon 346 bin YTL'yken, 2007 yı­lı büt­çe­si 3 mil­yar 408 mil­yon 388 bin YTL ola­rak be­lir­len­miş­tir. Bu du­ru­ma gö­re, yüz­de 10 enf­las­yon­la bir­lik­te, 2007 yı­lı büt­çe­si bir ön­ce­ki yıl büt­çe­si­ne gö­re yüz­de 21 kü­çül­müş­tür. Bu de­ğer­le­re gö­re, 2007 yı­lın­da Ka­ra­yol­la­rı­na ay­rı­lan öde­nek­le yüz­de 21 da­ha az ya­tı­rım, yüz­de 21 da­ha az yol ya­pı­la­cak­tır.

Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın, 2005 yı­lı için, Ka­ra­de­niz sa­hil yo­lu­nun bi­ti­ri­le­ce­ği­ni söy­le­di­ği­ni ha­tır­lı­yo­ruz. 2005'i ge­ri­de bı­rak­tık. 2006 yı­lı Ka­ra­yol­la­rı ya­tı­rım prog­ra­mın­da yi­ne var­dı Ka­ra­de­niz sa­hil yo­lu. 2006'yı da ge­ri­de bı­ra­kı­yo­ruz, bu yol yi­ne bit­me­di. 2007 yı­lı Ka­ra­yol­la­rı prog­ra­mın­da, yi­ne, Ka­ra­de­niz sa­hil yo­lu­nun 2007 yı­lı için­de ta­mam­la­na­ca­ğı söy­le­ni­yor. Di­li­yo­ruz, bek­li­yo­ruz.

Ça­re ola­rak, uy­gun dış kay­nak­lı kre­di­ler te­min edil­me­li­dir, Ka­ra­yol­la­rı ya­tı­rım öde­nek­le­ri ar­tı­rıl­ma­lı­dır, ras­yo­nel yap-iş­let-dev­ret mo­del­le­ri ge­liş­ti­ril­me­li­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, AKP İk­ti­da­rı­nın dört yıl­lık gö­rev sü­re­si içe­ri­sin­de ül­ke eko­no­mi­si­ni yüz­de 30'lar ora­nın­da bü­yüt­tü­ğü­nü id­dia eden 59'un­cu Hükûme­tin, Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü büt­çe­si­ni bir ön­ce­ki yı­la gö­re yüz­de 21 kü­çült­me­si­nin doğ­ru bir man­tı­ğı ola­bi­lir mi?

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bö­lün­müş yol­lar­la il­gi­li pro­je­ler ge­nel­de iyi dü­şü­nül­müş ve uy­gu­la­ma­ya ko­nul­muş­tur. Zi­ra, bö­lün­müş yol tek­ni­ği­nin ka­za­la­rı azalt­tı­ğı, tra­fik akı­şı­nı ko­lay­laş­tır­dı­ğı el­bet­te doğ­ru­dur. An­cak, uy­gu­la­ma­da, ace­ley­le tra­fi­ğe açı­lan bu yol­la­rın ya­pı­mın­da çok cid­di ha­ta­lar ya­pıl­mış­tır. Ör­nek­ler ver­mek ge­re­kir­se: Bö­lün­müş yo­lun ye­ni plat­for­mu es­ki plat­for­ma pa­ra­lel ola­rak, ço­ğun­luk­la ay­nı kır­mı­zı kod­la­ra bağ­lı ola­rak ya­pıl­dı­ğın­dan, es­ki yo­lun ha­ta­lı tüm dü­şey ve ya­tay kurp­la­rı ve ka­za ka­ra nok­ta­la­rı ye­ni plat­for­ma ay­nen ta­şın­mış­tır. Ağır ta­şıt tra­fi­ği­nin ge­re­ği olan BSK kap­la­ma­sı ye­ri­ne ço­ğun­luk­la yol­lar sat­hi kap­la­ma ya­pıl­mış­tır. Ace­le­ci­lik ve "ucuz ya­pı­yo­ruz" man­tı­ğı yol ya­pı­mın­da alt­ya­pı ve kap­la­ma­da ka­li­te­yi dü­şü­rür­ken, he­nüz kul­la­nı­ma su­nul­du­ğu ilk gün­ler­den iti­ba­ren yer yer tas­man­la­ra, sa­tıh kap­la­ma­sın­da yı­ğıl­ma ve da­ğıl­ma­la­ra, tra­fik işa­ret ve lev­ha­la­rın­da­ki ek­sik­lik­ler­le bir­lik­te sık sık ka­za­lar mey­da­na gel­mek­te­dir.

Ya­pı­mı plan­la­nan ay­rıl­mış yol­la­rın be­lir­len­me­sin­de, ön­ce­li­ği ge­rek­me­di­ği hâlde, il­gi­li tek­nik kad­ro­lar ta­ra­fın­dan da söy­le­nen bir­çok yol, si­ya­si ter­cih­ler­le ve tra­fik yü­kü­ne bağ­lı ön­ce­lik­ler be­lir­len­me­den, sa­de­ce ya­pıl­mış ol­ma­sı için, ik­lim ko­şul­la­rı, tek­nik ge­rek­li­lik­ler dik­ka­te alın­ma­dan in­şa edi­le­rek tra­fi­ğe açıl­mış­tır. En önem­li­si, dört yı­lın so­nun­da an­cak 6.565 ki­lo­met­re bö­lün­müş yol hiz­me­te su­nu­lur­ken, 2007 yı­lı için­de prog­ram­da ön­gö­rü­len 1.500 ki­lo­met­re­yi de ek­ler­sek, 2007'nin so­nun­da, top­lam 8 bin ki­lo­met­re bö­lün­müş yo­lun, AKP İk­ti­da­rı­nın Acil Ey­lem Pla­nı'nda­ki 15 bin ki­lo­met­re he­de­fi­nin an­cak ya­rı­sı­na ulaş­tı­ğı gö­rü­lür.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Par­lak­yi­ğit, lüt­fen to­par­lar mı­sı­nız.

Bu­yu­run.

MEH­MET PAR­LAK­Yİ­ĞİT (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ko­nuş­ma­mın bu bö­lü­mün­de Kah­ra­man­ma­raş'ın, se­çim böl­ge­min yol­la­rın­dan bah­set­mek is­ti­yo­rum.

Yıl­la­rın ih­ma­lin­den son­ra, iki yıl ge­cik­me­li de ol­sa, Kah­ra­man­ma­raş-Nur­dağ oto­yol bağ­lan­tı­sı bö­lün­müş yol ola­rak hiz­me­te açı­lı­yor, te­şek­kür edi­yo­rum. Bu­nun ya­nın­da, 2001 yı­lın­da iha­le­si ya­pıl­mış bu­lu­nan, ta­ma­mı 56 ki­lo­met­re olan Kah­ra­man­ma­raş-Nar­lı-Ga­zi­an­tep Oto­yo­lu'nun sa­de­ce 21 ki­lo­met­re­si on beş yıl­da ta­mam­la­na­bil­miş­tir. Di­le­ği­miz, bu ana yo­lun 2007 yı­lı prog­ra­mın­da ge­rek­li öde­nek­le hiz­me­te açıl­ma­sı­dır. Kah­ra­man­ma­raş-Gök­sun-Sa­rız-Pı­nar­ba­şı Yo­lu 186 ki­lo­met­re­dir. Dev­let Plan­la­ma Teş­ki­la­tı ta­ra­fın­dan ya­tı­rım prog­ra­mı­na alın­mış­tır. Ön­ce­lik­le Gü­ney­do­ğu'yu İç Ana­do­lu'ya bağ­la­ya­cak bu ana ar­te­rin 2007 yı­lın­da ta­mam­lan­ma­sı di­le­ği­miz­dir.

Os­ma­ni­ye-Ka­dir­li gü­zergâhı­nın de­va­mı 60 ki­lo­met­re­lik An­dı­rın-Gök­sun yo­lu­nun ya­tı­rım..

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

MEH­MET PAR­LAK­Yİ­ĞİT (De­vam­la) - ...prog­ra­mı­na alın­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz.

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - 2008'de biz ya­pa­rız.

MEH­MET PAR­LAK­Yİ­ĞİT (De­vam­la) - Di­le­ği­miz, 2007'de hiz­me­te açıl­sın. Te­şek­kü­rü­mü­zü pe­şi­nen ya­pı­yo­ruz. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ko­nuş­ma­mı, El­bis­tan il­çe­mi­zin özel bir is­te­ğiy­le bi­ti­ri­yo­rum.

Sa­yın Hükûmet­ten, özel­lik­le Sa­yın Baş­ba­kan­dan, Kah­ra­man­ma­raş-El­bis­tan il­çe­sin­de don­dan za­rar gö­ren ve Ta­rım İl Mü­dür­lü­ğün­ce tes­pi­ti ya­pı­lan ka­yı­sı üre­ti­ci­le­ri­nin za­rar­la­rı­nın, ben­zer­le­rin­de ol­du­ğu gi­bi, aci­len kar­şı­lan­ma­sı­nı ve 2007 yı­lı için kad­ro ih­da­sı dü­şü­nü­len ge­çi­ci ve mev­sim­lik iş­çi­le­rin içe­ri­si­ne şe­ker fab­ri­ka­la­rın­da ça­lı­şan mev­sim­lik pan­car iş­çi­le­ri­nin de alın­ma­sı­nı El­bis­tan­lı hem­şeh­ri­le­rim adı­na ri­ca edi­yo­rum.

2007 yı­lı prog­ra­mı­mı­zın ül­ke­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum, say­gı­lar, sev­gi­ler su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

HÜ­SE­YİN BA­YIN­DIR (Kır­şe­hir) - 2008'de biz ya­pa­rız Meh­met Bey, on­la­rın öm­rü yet­mez.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Par­lak­yi­ğit.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na al­tın­cı ve son ko­nuş­ma­cı Er­dal Ka­ra­de­mir, İz­mir Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Ka­ra­de­mir. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA ER­DAL KA­RA­DE­MİR (İz­mir) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 2007 ma­li yı­lı büt­çe ka­nu­nu ta­sa­rı­sı­nın Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü büt­çe­si üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­dım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ha­ri­ta ka­das­tro hiz­met ve fa­ali­yet­le­ri, es­ki çağ­lar­dan gü­nü­mü­ze uza­nan ge­liş­me sü­re­cin­de, de­ği­şik içe­rik ve dü­zey­ler­de­ki bek­len­ti­le­re gö­re, sa­vun­ma, ver­gi, yar­gı, şe­hir­leş­me, imar, ka­mu­laş­tır­ma, ar­sa ve ara­zi kul­la­nı­mı­nın dü­zen­len­me­si, mü­hen­dis­lik pro­je­le­ri­nin ha­zır­lan­ma­sı ve ger­çek­leş­ti­ril­me­si, sos­yal, kül­tü­rel, tu­ris­tik, tek­nik ve eko­no­mik plan­la­ma gi­bi top­rak­la il­gi­li her tür­lü ta­sa­rım ve uy­gu­la­ma ile ta­şın­maz mül­ki­ye­tin dev­let gü­ven­ce­sin­de ko­run­ma­sı hiz­met ve fa­ali­yet­le­ri­ne du­yu­lan ge­rek­si­nim­le­ri kar­şı­la­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ül­ke­miz­de, bu­gü­ne ka­dar, ilk te­sis ka­das­tro­su, kent­sel alan­lar­da, ma­hal­le ba­zın­da yüz­de 97, kır­sal alan­lar­da, köy ba­zın­da yüz­de 71 ora­nın­da ger­çek­leş­ti­ril­miş­tir. Tür­ki­ye'de ta­pu­da ka­yıt­lı 55 mil­yon par­sel mev­cut­tur. Bun­la­rın yüz­de 23'ünün ka­das­tro­su ta­mam­lan­ma­mış­tır. AKP Hükûme­ti ve Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü üst yö­ne­ti­mi "ka­das­tro­yu bi­tir­dik" de­mek için bir sü­reç baş­lat­mış­lar­dır. Bu an­la­yış tek ba­şı­na ye­ter­li de­ğil­dir. Mev­cut ka­das­tro­su­nun üç­te 2'si­nin gü­nü­müz tek­no­lo­ji­le­ri­ne uy­gun bi­çim­de ye­ni­len­me­si ge­rek­mek­te­dir. Bu ne­den­le, Tür­ki­ye'nin te­sis ka­das­tro­su bit­mek üze­rey­ken, ye­ni­le­me ve çok amaç­lı ka­das­tro için ha­zır­lık­la­ra baş­lan­ma­lı­dır.

Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, son üç yıl­dır, iha­le yön­te­miy­le iş­le­ri­ni yap­tır­ma­ya baş­la­mış­tır. Ge­çen üç yıl­lık sü­reç­te iha­le edi­len iş­ler­de­ki ba­şa­rı öl­çü­tü ola­rak yal­nız­ca üre­ti­len par­sel sa­yı­sı ele alın­mak­ta­dır. Bu, ya­nıl­tı­cı so­nuç­lar do­ğur­mak­ta­dır. "Üç yıl­da Tür­ki­ye'nin ka­das­tro­su­nu bi­ti­re­ce­ğiz" he­de­fi ger­çek­lik­ten çok uzak bir he­def­tir ve şu an­da bu sü­re za­ten aşıl­mış­tır. Bu­nun ge­tir­di­ği tek­nik, hu­kuk­sal ve eko­no­mik so­run­lar ku­ru­mun ge­le­cek­te uğ­raş­mak zo­run­da ka­la­ca­ğı en bü­yük so­run­lar ola­rak kar­şı­mı­za çı­ka­cak­tır.

Bu so­run­la­rın ba­zı­la­rı­nı siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum. İha­ley­le ya­pı­lan iş­le­rin çok bü­yük bir bö­lü­mü za­ma­nın­da bi­ti­ri­le­me­miş­tir. Sü­re­sin­de ta­mam­la­na­ma­yan iş­ler­de­ki en bü­yük ku­sur ku­ru­mun­dur. Zi­ra, ka­das­tro­su ya­pı­lan bir­çok böl­ge­den, bir­çok il­den ta­ra­fı­mı­za ge­len şikâyet­ler âde­ta sağ­nak yağ­mu­ru­na dö­nüş­müş­tür. Yurt­taş­la­rı­mı­zın bir­ço­ğu, ne­re­ye, na­sıl ve ne za­man baş­vu­ru­da bu­lu­na­ca­ğı­nı bi­le­me­di­ğin­den as­kı sü­re­sin­de iti­raz­la­rı­nı ya­pa­ma­mış ve hak ka­yıp­la­rı­na uğ­ra­mış­lar­dır.

Ne pa­ha­sı­na olur­sa ol­sun bi­ti­re­lim man­tı­ğıy­la ha­re­ket eden Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, ne ya­zık ki, ar­ka­sın­da mağ­dur edil­miş bin­ler­ce in­san ve da­va­lı du­ru­mu­na düş­müş yüz­ler­ce köy bı­rak­mak­ta­dır. Ör­ne­ğin, Si­vas ili­mi­zin İm­ran­lı il­çe­si­ne bağ­lı köy­ler­den Arık, Ala­ca­ha­cı, Ak­ça­ka­le, Ce­rit köy­le­ri sa­de­ce bir­ka­çı­dır.

Yi­ne, bu iha­le­ler­de, iş­le­rin bir an ön­ce bi­ti­ril­me­si ama­cıy­la iha­le şart­na­me­le­ri­ni be­lir­le­yen şart­la­ra dik­kat edil­me­di­ği, do­la­yı­sıy­la kon­trol me­ka­niz­ma­sı­nın ça­lış­tı­rıl­ma­dı­ğı ifa­de edil­mek­te­dir.

Ya­pı­lan tes­pit­ler­de, ta­pu ka­yıt­la­rı­nın uy­gu­lan­ma­dı­ğı ve ka­dın mi­ras­çı­lar­dan er­kek­ler le­hi­ne hak ka­çı­rıl­dı­ğı­nın ya­şan­dı­ğı, Ale­vi ve Bek­ta­şi inan­cı­na sa­hip va­tan­daş­la­rı­mı­zın ya­şa­dı­ğı köy­ler­de ya­pı­lan ça­lış­ma­lar­da, iha­le şart­na­me­si­ne uy­gun dav­ra­nıl­ma­dı­ğı, bu köy­ler­de, ki­mi ça­lı­şan­lar­ca, bı­ra­kın, yan­lış da ol­sa boş ve­rin, so­run­la­rı­nı mah­ke­me­de çöz­sün­ler, yak­la­şı­mıy­la dav­ra­nıl­dı­ğı ge­len şikâyet­ler­den an­la­şıl­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yi­ne, son dö­nem­de ya­pı­lan ka­das­tro ça­lış­ma­la­rın­da, si­tin ge­tir­di­ği ve va­tan­daş­la­rı­mı­zın aley­hi­ne olan bir­çok so­run var­dır. 2004 yı­lın­da Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ya­sa­sı'nda ya­pı­lan bir de­ği­şik­lik­le, bu­gün, sit alan­la­rın­da zil­yet­lik yo­luy­la ta­pu el­de edi­le­me­mek­te­dir. Do­la­yı­sıy­la, bun­dan do­la­yı, bir­çok in­sa­nı­mız mağ­dur du­rum­da­dır. 2004'e ka­dar Tür­ki­ye ka­das­tro­su­nun yüz­de 80'i bi­ti­ril­miş ve bu böl­ge­ler­de­ki tüm sit alan­la­rı kul­la­nı­cı­la­rı­na zil­yet­lik yo­luy­la tes­lim edil­miş­tir. Ama, 2004'ten bu ya­na ya­pı­lan­lar­da, ne ya­zık ki, hal­kın aley­hi­ne bir du­rum var­dır. Bu, Ana­ya­sa'mı­zın eşit­lik il­ke­si­ne de ay­kı­dır. Bun­dan do­la­yı, baş­ta Ka­ra­de­niz ol­mak üze­re bir­çok köy­le­ri­mi­ze, bu­gün, ka­das­tro ça­lı­şan­la­rı gir­me­mek­te­dir, gi­re­me­mek­te­dir. Yi­ne, bu iha­le yön­te­min­de ba­zı per­so­nel­le­ri­miz de ce­za­lan­dı­rıl­mak­ta­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, iş­le­rin da­ha iyi yü­rü­tül­me­si man­tı­ğıy­la ya­pı­lan, de­ği­şik yer­ler­de­ki mü­dür­lük­ler­de ça­lı­şan tek­nik ele­man­lar, ba­tı­dan do­ğu­ya, do­ğu­dan gü­ne­ye gö­rev­len­di­ril­mek­te, ge­çi­ci sü­re­ler­le gö­rev­len­di­ril­mek­te­dir. Bu ge­çi­ci sü­re­li gö­rev­ler, üç ay­la baş­la­yıp, al­tı ay­la, bir yı­la ka­dar sür­mek­te­dir. Do­la­yı­sıy­la, bu in­san­la­rın bu­lun­duk­la­rı yer­ler­de­ki ai­le­le­ri, ço­cuk­la­rı zor du­rum­da­dır.

Yi­ne, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Tür­ki­ye'mi­zin, he­pi­mi­zin ba­şın­da ve zor ola­rak bak­tı­ğı­mız, ya­ban­cı­la­ra top­rak sa­tı­şı söz ko­nu­su­dur bil­di­ği­niz gi­bi, AKP İk­ti­da­rı dö­ne­min­de çı­kar­tıl­mış­tır. Bu­ra­da, ger­çek ki­şi­le­re sa­tış­lar­da her­han­gi bir so­run yok­tur, de­net­le­ne­bil­mek­te­dir. Ama, ne ya­zık ki, ya­ban­cı ser­ma­ye­li şir­ket­le­rin ta­pu ve ka­das­tro bil­gi­le­ri­ni bu­gün­kü ya­pıy­la kar­şı­la­ya­ma­mak­ta­dır, Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü bun­la­rı ta­kip ede­me­mek­te­dir. Son gün­ler­de ka­mu­oyu­nun da en­di­şey­le iz­le­di­ği, ya­ban­cı uy­ruk­lu şir­ket­ler ta­ra­fın­dan sa­tın alı­nan ban­ka­la­rın sa­hip ol­du­ğu ta­şın­maz­la­rın en­van­te­ri, Ge­nel Mü­dür­lü­ğün bil­gi­si dâhi­lin­de de­ğil­dir. Ör­ne­ğin, Yu­na­nis­tan uy­ruk­lu şir­ket­le­rin sa­tın al­dı­ğı ban­ka­la­rın sa­hip ol­du­ğu ta­şın­maz sa­yı­sı ve mik­ta­rı ko­nu­sun­da, Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün bil­gi­si ol­ma­dı­ğı bir ger­çek­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ya­pı­lan iha­le­ler­de usul­süz­lük­ler de söz ko­nu­su­dur. Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Mar­ma­ra dep­rem böl­ge­si ta­pu ve ka­das­tro bil­gi­le­ri­ni sa­yı­sal­laş­tır­ma işi­ni Şu­bat 2005'te yap­mış ve ip­tal et­miş; yi­ne ay­nı yıl, Ey­lül 2005'te yap­mış, tek­rar ip­tal et­miş­tir.

Sa­yın Ba­kan, söz ko­nu­su ip­tal­le­rin ne­de­ni­ni, açık ve ya­lın bir şe­kil­de bu­ra­da ifa­de et­me­li­si­niz. Ak­si hâlde, ip­tal­le­rin, iha­le ma­ka­mı­nın ken­di­ne uy­gun mü­te­ah­hi­di bu­la­ma­ma­sın­dan mı kay­nak­lan­dı­ğı­na iliş­kin id­di­ala­rı ka­bul­len­miş olur­su­nuz.

Yi­ne, Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğün­ce, da­ha ön­ce yüz­de 80'i ku­rum ta­ra­fın­dan bi­ti­ril­miş olan bir işin "Yoz­gat 4. Grup" ola­rak iha­le kap­sa­mı­na alın­ma­sı ve ya­pı­lan iha­le­de 1'in­ci sı­ra­da bu­lu­nan ve hak­kın­da ta­ri­kat iliş­ki­si ol­du­ğu id­dia edi­len bir fir­ma­ya ve­ril­mek üze­rey­ken, işin, sı­fır­dan yap­tı­rıl­mış gi­bi gös­te­ri­le­rek hak­sız ka­zanç sağ­la­na­ca­ğı id­di­asıy­la ya­pı­lan şikâyet üze­ri­ne, Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün işi ip­tal et­mek zo­run­da kal­dı­ğı ve bu ida­ri so­ruş­tur­ma­yı baş­lat­tı­ğı, Ta­pu Ka­das­tro ca­mi­asın­da ko­nu­şul­mak­ta­dır. Bu fir­ma­nın, Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dü­rüy­le ya­kın bağ­lan­tı­sı ol­du­ğu da ifa­de edil­mek­te­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Sa­yın Ka­ra­de­mir, lüt­fen to­par­lar mı­sı­nız.

Bu­yu­run.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün bu­gün­kü ta­rih­li web say­fa­sın­da iha­le edi­len 254 adet iş var­dır. Bu iha­le ade­din­den 93 ta­ne­si ip­tal edil­miş­tir. İp­tal edi­len iş­le­rin ora­nı, tüm iş­le­rin üç­te 1'ini aş­mak­ta­dır. Bu ra­kam­lar, AKP İk­ti­da­rı­nın yan­daş mü­te­ah­hit ara­yı­şı­nın ra­kam­la­rı ol­du­ğu an­la­şıl­mak­ta­dır

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yi­ne, 16/6/2005 ta­ri­hin­de ka­bul edi­len, ka­das­tro tek­nik hiz­met­le­ri­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­ni sağ­la­ya­cak, li­sans­lı ha­ri­ta ve ka­das­tro mü­hen­dis­le­ri­nin, fa­ali­yet, de­ne­tim ve so­rum­lu­lu­ğu­nu dü­zen­le­yen Li­sans­lı Ha­ri­ta Ka­das­tro Mü­hen­dis­le­ri ve Bü­ro­la­rı Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ya­sa­laş­mış­tır ve yü­rür­lük­te­dir. Ama, ne ya­zık ki, bu Ka­nun'un 11'in­ci mad­de­sin­de Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nü yük­le­nen yö­net­me­lik he­nüz çı­kar­tıl­ma­mış­tır. Bu bir ek­sik­lik­tir. Bu an­lam­da, Ge­nel Mü­dür­lük, Ya­sa'ya kar­şı, bu­gün, gö­re­vi­ni yap­ma­dı­ğı an­la­mı­na gel­mek­te­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - Baş­ka­nım, bi­ti­ri­yo­rum.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Ka­ra­de­mir.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan yü­rü­tü­len TAK­BİS, CORS-TR, Ey­lem 47, Ey­lem 36 gi­bi pro­je­ler mev­cut­tur.

TAK­BİS Pro­je­si e-dev­let ça­lış­ma­la­rı­nın en önem­li bö­lüm­le­rin­den bi­ri­si ola­rak ni­te­len­mek­te­dir; ama, bu­gü­ne ka­dar, bu pro­je­nin bir­çok bö­lü­mü ka­pa­lı tu­tul­muş­tur ve şu ana ka­dar bu pro­je ne aşa­ma­da­dır, ne gi­bi ça­lış­ma­lar ya­pıl­mış­tır, ne ka­dar pa­ra har­can­mış­tır so­ru­la­rı­na net ya­nıt ve­ri­le­me­mek­te­dir.

Pi­lot uy­gu­la­ma­lar­dan el­de edi­len so­nuç­lar ka­mu­oyun­dan sak­lan­mak­ta­dır. İha­le sü­re­cin­de ya­şa­nan usul­süz­lük­ler ve ya­pı­lan iha­le söz­leş­me­le­riy­le fir­ma­ya sağ­la­nan ek avan­taj hep ka­pa­lı kal­mış­tır. Şef­faf­lı­ğı söz ko­nu­su eden­le­rin bu ko­nu­da­ki ka­pa­lı­lı­ğı dü­şün­dü­rü­cü­dür.

CORS-TR Pro­je­si, bi­lin­di­ği üze­re, ama­cı, ulu­sal dü­zey­de ka­das­tral ça­lış­ma­lar için ge­rek­li ko­num bil­gi­si üre­ti­mi sağ­la­mak için ül­ke­de bir sa­bit CPS re­fe­rans is­tas­yon ağı oluş­tur­mak, ka­das­tral amaç­lı ça­lış­ma­lar­da kul­la­nıl­mak üze­re trans­mas­yon pa­ra­met­re­le­ri üret­mek olan, 4,7 tril­yon be­del­li CORS-TR Pro­je­si TÜ­Bİ­TAK'ın ka­mu ar-ge pro­je­si kap­sa­mın­da Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ve Kül­tür Üni­ver­si­te­si­nin gi­ri­şim­le­riy­le baş­la­tıl­mış­tır. Pro­je­nin ta­nı­mı in­ce­len­di­ğin­de, oluş­tu­ru­la­cak ağın ka­das­tral amaç­lı so­run­la­rın çö­zü­mün­de kul­la­nıl­ma­sı ola­sı de­ğil­dir. Çün­kü, ağ, ye­ter­li sık­lık­ta ya­pıl­ma­mış­tır. Pro­je yü­rü­tü­cü­sü­nün, Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dü­rü­nün ya­kın ar­ka­da­şı ol­du­ğu bi­li­nen Kül­tür Üni­ver­si­te­si­nin öğ­re­tim üye­le­rin­den Pro­fe­sör Dok­tor Ka­mil Eren'in ol­ma­sı dik­kat çe­ki­ci­dir. Yi­ne alı­nan du­yum­la­ra gö­re, hâlen, bu pro­je ha­kem­le­rin­den ve ka­das­tro ele­man­la­rın­dan ba­zı­la­rı­nın Kü­re­sel AŞ üze­rin­den pro­je­den ge­lir sağ­la­dık­la­rı be­lir­til­mek­te­dir.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, son ola­rak Ey­lem 47, Ey­lem 36 Pro­je­si, e-Dö­nü­şüm Tür­ki­ye Pro­je­si kap­sa­mın­da…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ka­ra­de­mir.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - Bir da­ki­ka­da bi­ti­ri­yo­rum Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ka­ra­de­mir, lüt­fen, dört da­ki­ka faz­la sü­re kul­lan­dı­nız.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - Te­şek­kür ede­yim Sa­yın Baş­kan, se­si­mi açar­sa­nız.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run te­şek­kür edin.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - Se­si­mi­zi açar­sa­nız… Te­şek­kü­rü du­ya­maz­lar.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür için açı­yo­rum, yok­sa, ke­se­rim Sa­yın Ka­ra­de­mir.

Bu­yu­run.

ER­DAL KA­RA­DE­MİR (De­vam­la) - Evet, ar­ka­daş­lar, bu pro­je de -da­ha son­ra bil­gi ve­re­bi­li­rim- bu da çok önem­li bir pro­je. Ya­sa­la­rı ha­zır­lan­mış ol­ma­sı­na rağ­men, ne ya­zık ki, Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü bu ya­sa­nın ya­sa­laş­ma­sı an­la­mın­da ge­rek­li gi­ri­şi­mi yap­ma­mak­ta­dır, bir ek­sik­lik­tir.

Ben, bu duy­gu­lar­la, yü­ce Mec­li­si­mi­zin ve tüm yurt­taş­la­rı­mı­zın ye­ni yı­lı­nı kut­lu­yor, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ka­ra­de­mir.

Le­hin­de ol­mak üze­re, şah­sı adı­na söz is­te­yen Ni­ya­zi Öz­can, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li.

Bu­yu­run Sa­yın Öz­can. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın Öz­can, sü­re­niz on da­ki­ka­dır.

Nİ­YA­Zİ ÖZ­CAN (Kay­se­ri) - Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­nın 2007 yı­lı büt­çe­si üze­rin­de gö­rüş­le­ri­mi ifa­de et­mek üze­re leh­te söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ön­ce, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, AK Par­ti Hükûme­ti ik­ti­dar ol­du­ğu geç­ti­ği­miz dört yıl içe­ri­sin­de, se­çim mey­dan­la­rın­da, se­çim be­yan­na­me­miz­de ve hükûmet prog­ram­la­rın­da ol­du­ğu gi­bi, koy­du­ğu esas­la­ra sa­dık ka­la­rak, bu ne­cip mil­le­ti­mi­ze ver­di­ği söz­le­ri bir bir ye­ri­ne ge­tir­miş ve ge­tir­me­ye de­vam et­mek­te­dir.

Hükûme­ti­miz, bu dört yıl içe­ri­sin­de, sağ­lık­lı ve den­ge­li kal­kın­ma­yı, üre­tim ve eko­no­mi­de ve­rim­li­li­ği esas al­mış, hal­kı­mı­zın re­fa­hı ve ge­le­ce­ği için ge­rek­li tüm ça­lış­ma­la­rı yap­mış, hal­kı­mı­za mah­cup ol­ma­mış­tır.

Yak­la­şık yüz alt­mış yıl­dan be­ri fa­ali­yet­le­ri­ni ara­lık­sız ola­rak sür­dü­ren, es­ki adıy­la Na­fia, ye­ni adıy­la Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­nın, ül­ke­mi­zin kal­kın­ma­sın­da çok bü­yük ro­lü var­dır. Bir ta­raf­tan sek­sen bir il­de­ki teş­ki­lat­la­rıy­la ka­mu­nun ya­pım iş­le­ri­ni üst­le­nen Ya­pı İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü; imar dü­zen­le­me mev­zu­atı­na iliş­kin dü­zen­le­me­le­ri ya­pan Tek­nik Araş­tır­ma ve Uy­gu­la­ma Ge­nel Mü­dür­lü­ğü; her tür­lü dar gü­nü­müz­de ve­ya ka­ra gü­nü­müz­de ya­nı­mız­da olan Afet İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü; ha­ri­ta, imar, iç­me su­yu, ka­na­li­zas­yon ve her tür­lü alt­ya­pı­sın­da be­le­di­ye­le­ri­mi­zin ya­nın­da olan İl­ler Ban­ka­sı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü; öbür ta­raf­tan, eko­no­mik ge­liş­me­sin­de bi­rin­ci fak­tör olan ula­şım­da­ki hiz­met­le­ri, ta­rihî mis­yo­nu, bi­ri­ki­mi ve hiz­met an­la­yı­şı­na sa­hip Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü; hiç de göz ar­dı ede­me­ye­ce­ği­miz çok bü­yük ar­şi­viy­le Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­mı­zın omur­ga­sı­nı oluş­tu­rur.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­nın ül­ke hiz­me­tin­de bir ay­rı­ca­lı­ğı var­dır. En bü­yük ge­nel mü­dür­lü­ğe sa­hip İl­ler Ban­ka­sı, 3.225 be­le­di­ye, 16 su ve ka­nal ida­re­si, 81 il ve 2 il­çe özel ida­re­siy­le be­ra­ber top­lam 3.324 bi­ri­me hiz­met ver­mek­te­dir.

Bi­zim dö­ne­mi­miz­de, İl­ler Ban­ka­sı kâr gü­den bir ku­rum ol­mak­tan çı­ka­rı­lıp hiz­met ve­ren bir ku­rum hâli­ne ge­ti­ril­miş­tir. AK Par­ti dö­ne­min­de, kre­di fa­iz oran­la­rı yüz­de 35'ler­den yüz­de 10'la­ra in­di­ril­miş, uzun va­de­li ya­tı­rım kre­di­le­ri beş yıl­dan on yı­la çı­ka­rıl­mış, ay­rı­ca üç yı­la ka­dar ge­ri öde­me­siz dö­nem uy­gu­la­ma­sı baş­la­tıl­mış­tır.

En önem­li de­ği­şim­ler­den bi­ri­si ise, hiç­bir par­ti ay­rı­mı dü­şün­me­yen, bu gü­zel mil­le­ti­mi­zin her tür­lü gö­rü­şü­ne say­gı du­yan şef­faf ve adil uy­gu­la­ma­la­rı­dır. Be­le­di­ye­le­ri­miz İl­ler Ban­ka­sıy­la ye­ni­den ku­cak­laş­mış, İl­ler Ban­ka­sı si­ya­si ik­ti­dar­la­rın ban­ka­sı ol­mak­tan çık­mış, ye­ni­den, be­le­di­ye­le­rin ban­ka­sı hâli­ne gel­miş­tir.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; di­ğer ta­raf­tan, 22 böl­ge mü­dür­lü­ğü, 1.004 ta­pu si­cil mü­dür­lü­ğü, 325 ka­das­tro mü­dür­lü­ğüy­le hiz­met ve­ren, top­ra­ğa iliş­kin akit­ler, tes­cil­ler, si­cil­ler ve ül­ke ka­das­tro­su­nun te­sis hiz­met­le­ri­ni yü­rü­ten Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­mü­zün, ül­ke kal­kın­ma­sın­da, sos­yal ve eko­no­mik plan­la­ma ça­lış­ma­la­rın­da, hız­lı kent­leş­me­nin be­ra­be­rin­de ge­tir­di­ği mekânsal prob­lem­le­rin çö­züm­le­rin­de­ki hiz­met­le­ri yurt kal­kın­ma­sın­da bü­yük rol oy­na­mak­ta­dır. Bi­zim dö­ne­mi­miz­de ça­lış­ma­la­ra hız ve­ril­miş, il ve il­çe mer­kez­le­rin­de ka­das­tro­nun yüz­de 99'u, kır­sal ke­sim­de ise yüz­de 82'si ta­mam­lan­mış­tır. Hükûmet Prog­ra­mı'mız çer­çe­ve­sin­de, 2007 yı­lın­da ka­das­tro gir­me­yen bir top­ra­ğı­mız kal­ma­ya­cak­tır.

Se­çim böl­gem olan Kay­se­ri'ye bak­tı­ğı­mız­da, top­lam 790 bi­rim­den 682'si ta­mam­lan­mış, ge­ri ka­lan 108 bi­rim ise iha­le aşa­ma­sın­da­dır. Or­man ka­das­tro­su ile te­sis ka­das­tro­su bir­leş­ti­ri­le­rek, da­ha ön­ce sü­re­ge­len iti­laf­lı ko­nu­la­ra çö­züm ge­ti­ril­miş­tir.

Ma­li ba­kım­dan bak­tı­ğı­mız­da, 2005 yı­lı büt­çe pa­yı 356 mil­yon YTL olan Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­müz 880 mil­yon YTL ge­lir sağ­la­mış, 2006 yı­lın­da ise 1 mil­yar 200 mil­yon YTL ge­lir bek­len­mek­te­dir. Bu ne de­mek­tir? Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­müz, ken­di­ne tah­sis edi­len büt­çe­nin bir­kaç ka­tı büt­çe­ye ge­lir sağ­la­mak­ta­dır. Ya­ni, ya­pı­lan ya­tı­rım­lar, hem hiz­met hem de kay­nak ola­rak dön­mek­te­dir.

Ül­ke­mi­zin bi­na ya­pı­mıy­la il­gi­li fa­ali­yet­ler­de yet­ki­li ve yol gös­te­ri­ci so­rum­lu­luk üst­le­nen Ba­kan­lı­ğı­mı­zın mer­kez bi­ri­mi olan Ya­pı İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, bil­gi ve tek­no­lo­ji ça­ğıy­la bir­lik­te glo­bal­leş­me ve en­teg­ras­yon sü­re­ci­nin ya­şan­dı­ğı 21'in­ci yüz­yıl­da, ya­pı sek­tö­rün­de öne çı­kan şe­hir­leş­me ve ko­nut so­ru­nu­nun çö­zü­mün­de, çö­züm­le­rin­de, uy­gu­la­ma­la­rı, de­ne­tim­le­ri ve pro­je­le­riy­le ön­cü­lük mis­yo­nu­nu yük­len­miş­tir.

Bü­tün in­san­lar ka­pa­lı yer­de do­ğar, ka­pa­lı yer­de ya­şar ve ka­pa­lı mekânlar­da ölür­ler. Onun için­dir ki, ko­nut ve kent­leş­me çok önem­li­dir. An­cak, kır­sal­dan ken­te göç, böl­ge­sel den­ge­le­rin sağ­lan­ma­sı, bu­gü­ne ka­dar plan­sız ya­pı­laş­ma ve ge­ce­kon­du­la­rın mey­da­na ge­tir­di­ği çar­pık kent­leş­me­nin kent­sel dö­nü­şüm uy­gu­la­ma­la­rı ile şe­hir­leş­me­nin önü­nün açıl­ma­sı gi­bi pro­je­le­rin ge­liş­ti­ril­me­si, ça­ğı­mı­za uy­gun mo­dern şe­hir­le­rin plan­lan­ma­sı, de­ne­tim ve onay yet­ki­si; di­ğer ta­raf­tan, ya­pı mal­ze­me­le­ri tek­nik özel­lik­le­ri ve stan­dart­la­rın be­lir­len­me­si, dev­le­te ait bü­tün bi­na­la­rın plan, pro­je ve de­ne­tim­le­ri­nin ya­pıl­ma­sı, bu­gün ha­ya­ti önem ta­şı­yan ya­pı de­ne­tim­le­ri ba­şa­rıy­la sür­dü­rül­mek­te­dir.

Kıy­met­li ar­ka­daş­lar, ül­ke­le­rin kal­kın­ma­sın­da ula­şım ve nak­li­ye bi­rin­ci de­re­ce­de yer al­mak­ta­dır. Eğer, siz, üret­ti­ği­niz ürü­nü za­ma­nın­da ye­ri­ne ulaş­tı­ra­mı­yor ya da ül­ke için­de do­la­şı­mı­nı sağ­la­ya­mı­yor­sa­nız ve­ya sık sık tra­fik ka­za­la­rıy­la kar­şı­la­şı­yor­sa­nız, da­ha da önem­li­si, hız­la kü­çü­len bir dün­ya­da ula­şı­ma ayak uy­du­ra­mı­yor­sa­nız ge­ri kal­ma­ya mahkûmsu­nuz de­mek­tir. İş­te, bu­nun için­dir ki, Hükûme­ti­miz, Acil Ey­lem Pla­nı'nda, plan doğ­rul­tu­sun­da ula­şı­ma önem ver­miş ve bu çer­çe­ve­de de­niz, ha­va, ka­ra ula­şı­mın­da ve elek­tro­nik ha­ber­leş­me­de çok bü­yük hiz­met­ler ya­pa­rak ula­şım­da bir çağ baş­lat­mış­tır.

Bun­lar ara­sın­da en önem­li hiz­me­ti de ka­ra yol­la­rı­mız ver­mek­te­dir. Hükûme­ti­mi­zin Acil Ey­lem Pla­nı doğ­rul­tu­sun­da, 15 bin ki­lo­met­re bö­lün­müş yol he­de­fi kap­sa­mın­da, 2002 yı­lı so­nu­na ka­dar, cum­hu­ri­yet ta­ri­hi­miz bo­yun­ca, oto­yol­lar dâhil 6.101 ki­lo­met­re yol ya­pıl­mış iken 2003-2006 yıl­la­rı ara­sın­da ta­mam­la­dı­ğı­mız dub­le yol uzun­lu­ğu 6.603 ki­lo­met­re­dir. Eğer, da­ha ya­kın ta­ri­hi­mi­ze ba­kar­sak, 1985-2002 ara­sı on se­kiz yıl­da ya­pı­lan dub­le yol top­la­mı 2.625 ki­lo­met­re, ya­ni, yıl­lık or­ta­la­ma 145 ki­lo­met­re/yıl­dır. Bi­zim dö­ne­mi­mi­ze bak­tı­ğı­mız­da, yıl­lık or­ta­la­ma 2.300 ki­lo­met­re/yıl­dır. Bu ne de­mek­tir: Di­ğer ik­ti­dar­la­rın on beş yıl­da yap­tı­ğı­nı, AK Par­ti İk­ti­da­rı bir yıl­da yap­mış­tır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Böy­le­ce, ül­ke ge­ne­lin­de bö­lün­müş yol uzun­lu­ğu 12.704 ki­lo­met­re­ye yak­laş­mış; in­şal­lah, 2007 prog­ra­mıy­la hal­kı­mı­za va­at et­ti­ği­miz 15 bin ki­lo­met­re dub­le yol ta­ah­hü­dü­mü­zü de ye­ri­ne ge­tir­miş ola­ca­ğız.

Pe­ki, bu na­sıl ol­du? Per­so­nel sa­yı­sı ay­nı, iş ma­ki­ne­le­ri ay­nı, ma­li­yet­ler ya­rı ya­rı­ya, hiz­met on ka­tı; bir ta­raf­tan uzun bir cum­hu­ri­yet ta­ri­hi­miz, di­ğer ta­raf­tan, AK Par­ti­nin dört yıl­lık ak ic­ra­at­la­rı. Pe­ki, fark ne? Fark, bir se­fer­ber­lik ru­huy­la ül­ke­nin her kö­şe­si­ni şan­ti­ye­ye çe­vi­ren, ül­ke ge­ne­lin­de 981 iş ye­ri, 42.255 per­so­ne­li ve 16.749 iş ma­ki­ne­siy­le ve hiz­met aş­kıy­la, ge­ce de­me­den, gün­düz de­me­den ça­lı­şan Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­mı­zın kıy­met­li ele­man­la­rı ve dev­le­ti­ne gü­ve­nen, öz­ve­riy­le ça­lı­şan de­ğer­li mü­te­ah­hit­le­ri­miz. Bu­ra­dan kut­lu­yor ve teb­rik edi­yo­rum ken­di­le­ri­ni.

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - İman gü­cüy­le olu­yor bu iş­ler!

Nİ­YA­Zİ ÖZ­CAN (De­vam­la) - Bu yol­lar­la, Tür­ki­ye'de çok şey de­ğiş­ti. Dub­le yol­la­ra kar­şı çı­kan­lar ol­sa da, sta­bi­li­ze yol ya­pa­ma­yan­lar bu­gün bi­zim yap­tı­ğı­mız sa­tıh kap­la­ma­ya kar­şı çık­sa­lar da, ya­pı­lan yol­la­rı hal­kı­mız gö­rü­yor, üze­rin­de her gün se­ya­hat edi­yor, AK Par­ti­nin hiz­met­le­ri­ni tak­dir edi­yor.

Ba­kın, dub­le yol ya­pı­lan yer­ler­de…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­can, lüt­fen…

Bu­yu­run.

Nİ­YA­Zİ ÖZ­CAN (De­vam­la) - Bi­raz ev­vel Sa­yın Mu­har­rem Do­ğan bir tes­pit­te bu­lun­du, de­di ki: "Tra­fik ka­za­la­rın­da ölen­le­rin sa­yı­sı, İs­tik­lal Sa­va­şı'nda ölen­ler­den da­ha faz­la." Sa­yın Meh­met Par­lak­yi­ğit ay­rı bir tes­pit­te bu­lun­du: "Tra­fik ka­za­la­rı, dep­rem afet­le­ri­nin 3 ka­tı" di­yor. Biz bun­la­rın hep­si­ne ka­tı­lı­yo­ruz. İş­te, biz, bu­nun için dub­le yol­la­ra çok önem ve­ri­yo­ruz.

Ba­kın, ya­pı­lan tes­pit­le­ri oku­yo­rum si­ze: Tra­fik gü­ven­li­ği iz­le­me ça­lış­ma­la­rı­na gö­re, tra­fik ka­za­la­rın­da yüz­de 64 azal­ma, ölüm­ler­de yüz­de 89 azal­ma, ya­ra­lan­ma­lar­da yüz­de 73 azal­ma, mad­di ha­sar­lar­da yüz­de 65 azal­ma ol­muş­tur. İş­te, bu­nun için­dir ki, AK Par­ti İk­ti­da­rı dub­le yol­la­ra çok da­ha faz­la önem ver­mek­te­dir. Tra­fi­ğe ka­zan­dır­dı­ğı hız ve kon­for gü­ven­li­ği­nin dı­şın­da, ay­rı­ca, Ana­do­lu'ya ya­tı­rım rüzgârla­rı­nı es­tir­miş, eko­no­mi­ye ve is­tih­da­ma kat­kı­da bu­lun­muş­tur.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ör­nek di­ye söy­lü­yo­rum. 1999 dep­re­min­den son­ra dur­ma nok­ta­sı­na ge­len Bo­lu Da­ğı ge­çi­şi İs­tan­bul-An­ka­ra is­ti­ka­me­ti ta­mam­lan­mış, An­ka­ra-İs­tan­bul is­ti­ka­me­ti de bir­kaç ay için­de ta­mam­la­na­cak­tır. Bu ne de­mek­tir: On üç yıl­da yüz­de 45, son üç yıl­da yüz­de 55'lik bir ger­çek­leş­me. Bu ör­nek­le­ri ço­ğal­ta­bi­li­riz. Ka­ra­de­niz oto­yo­lu, Ga­zi­an­tep-Şan­lı­ur­fa oto­yo­lu, Bur­sa çev­re yo­lu, An­tal­ya çev­re yo­lu, İz­mir çev­re yo­lu ve bir­çok il­le­ri­mi­zi bir­bi­ri­ne bağ­la­yan dub­le yol­lar… Say say bit­mez.

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - An­tal­ya çev­re yo­lu ya­pıl­ma­dı, yok öy­le bir şey!

Nİ­YA­Zİ ÖZ­CAN (De­vam­la) - Yal­nız, bir şey söy­le­me­den ge­çe­me­ye­ce­ğim. Da­ha ön­ce­le­ri da­ha az iş ya­pıl­ma­sı­na rağ­men, şa­ibe­siz bir iha­le­ye rast­lan­maz­ken…

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Ya­pı­la­cak, ya­pı­la­cak!

Nİ­YA­Zİ ÖZ­CAN (De­vam­la) - Da­ha ön­ce­le­ri da­ha az iş ya­pıl­mış­ken, şa­ibe­siz bir iha­le­ye rast­lan­maz­ken, bi­zim dö­ne­mi­miz­de da­ha çok iş, da­ha çok iha­le yap­ma­mı­za rağ­men hiç kim­se hiç­bir şe­kil­de şa­ibe­den bah­se­de­mez. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MUS­TA­FA ÖZ­YÜ­REK (Mer­sin) - Bra­vo!

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - An­tal­ya çev­re yo­lun­da bir kü­rek atıl­ma­dı da­ha. Ne­re­den çı­ka­rı­yor­sun bu­nu? İş­te, Sa­yın Ba­kan ora­da.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) - Ha­yal­le­ri yet­mez on­la­rın, ha­yal­le­ri.

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - Si­zin ha­yal­le­ri­niz o.

Nİ­YA­Zİ ÖZ­CAN (De­vam­la) - Bu iş­le­ri ha­ya­ta ge­çir­me­de­ki en bü­yük kay­na­ğı­mız, bu ne­cip mil­le­ti­mi­ze, bu gü­zel mil­le­ti­mi­ze hiz­met inan­cı­mız­dır, çün­kü…

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - An­tal­ya çev­re yo­lun­da bir kü­rek atıl­ma­dı da­ha. Ayıp ya!

Nİ­YA­Zİ ÖZ­CAN (De­vam­la) - Din­le, din­le.

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - Bu ka­dar ol­maz ama ya­ni!

BAŞ­KAN - Sa­yın Ka­ma­cı, lüt­fen…

Nİ­YA­Zİ ÖZ­CAN (De­vam­la) - Çün­kü, biz, oy kay­gı­sıy­la de­ğil, ül­ke­mi­zin ge­le­ce­ği, ül­ke­mi­zin da­ha ay­dın­lık ve da­ha re­fah ya­rın­la­ra ka­vuş­ma­sı kay­gı­sıy­la bu hiz­met­le­ri yü­rü­tü­yo­ruz.

Evet, za­man ye­ter­siz­li­ğin­den do­la­yı, de­ğer­li ve ba­şa­rı­lı hiz­met­ler ya­pan Afet İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­mü­zü ve ül­ke­nin imar uy­gu­la­ma­la­rı­nı bü­yük bir ba­şa­rıy­la yü­rü­ten Tek­nik Uy­gu­la­ma ve Araş­tır­ma Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­mü­zü teb­rik edi­yor, ba­şa­rı­lar di­li­yor, bu büt­çe­nin ül­ke­miz ve mil­le­ti­miz için ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­ler, büt­çe­ye evet oyu ve­re­ce­ği­mi bil­di­rir, yü­ce he­ye­ti­ni­ze say­gı­lar su­na­rım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Öz­can.

NA­İL KA­MA­CI (An­tal­ya) - Sa­yın Ba­kan, siz bun­la­rı alın gö­tü­rün, ko­nuş­tuk­la­rı ye­re bak­sın­lar. An­tal­ya çev­re yo­lun­da da­ha bir kü­rek atıl­ma­dı.

TU­RAN TÜY­SÜZ (Şan­lı­ur­fa) - Sa­yın Ba­kan, Ur­fa çev­re yo­lu da ya­pıl­ma­dı.

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bir­le­şi­me on da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­ati: 15.23

 

DÖR­DÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­ati: 15.40

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Sa­dık YA­KUT

KÂTİP ÜYE­LER: Ha­run TÜ­FEK­Cİ (Kon­ya), Tür­kan Mİ­ÇO­OĞUL­LA­RI (İz­mir)

BAŞ­KAN - Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 40'ın­cı Bir­le­şi­mi'nin Dör­dün­cü Otu­ru­mu'nu açı­yo­rum.

On üçün­cü tur­da­ki gö­rüş­me­le­re kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Şim­di, söz sı­ra­sı, Hükûmet adı­na Ada­let Ba­ka­nı Sa­yın Ce­mil Çi­çek söz is­te­miş­ler­dir.

Bu­yu­run Sa­yın Ba­kan. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Kaç da­ki­ka kul­la­na­cak­sı­nız Sa­yın Ba­kan?

ADA­LET BA­KA­NI CE­MİL Çİ­ÇEK (An­ka­ra) - Kırk beş da­ki­ka ise, yir­mi üç da­ki­ka.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Ba­kan.

ADA­LET BA­KA­NI CE­MİL Çİ­ÇEK (An­ka­ra) - Sa­yın Baş­kan, çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Söz­le­ri­min ba­şın­da, tüm yar­gı men­sup­la­rı­nın, siz de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin ve mil­le­ti­mi­zin müs­tak­bel bay­ram­la­rı­nı ve ye­ni yıl­la­rı­nı bu­ra­dan teb­rik edi­yo­rum.

Ba­kan­lı­ğı­mız büt­çe­siy­le il­gi­li ola­rak bu­ra­da gö­rüş ser­de­den ar­ka­daş­la­rı­mı­za, hu­zu­ru­nuz­da ay­rı ay­rı te­şek­kür edi­yo­rum. Bu­ra­da di­le ge­ti­ri­len hu­sus­la­rın hep­si, o fi­kir­le­ri pay­laş­sam da pay­laş­ma­sam da, bi­li­yo­rum ki, bun­la­rın hep­si, yar­gı­nın öne­miy­le il­gi­li­dir, yar­gı­nın da­ha say­gın bir nok­ta­da ol­ma­sıy­la il­gi­li de­ğer­len­dir­me­ler­dir.

Ger­çek­ten de bu­gü­ne ka­dar hep ifa­de edil­di­ği gi­bi, her ve­si­ley­le ifa­de edil­di­ği gi­bi, yar­gı, tüm top­lum­lar için, tüm dev­let­ler için vaz­ge­çil­mez­dir, en önem­li ku­rum­dur. O ne­den­le, bu­nun öne­mi­ni ifa­de eden her tür­lü ça­ba, gay­ret, söz ve be­yan her tür­lü tak­di­rin üze­rin­de­dir. Onun için, ben, tek­rar tek­rar, bi­li­nen, da­ha ev­vel söy­len­miş ve he­pi­mi­zin pren­sip iti­ba­rıy­la ka­bul et­ti­ği be­yan­la­rı bu­ra­da tek­rar ede­cek de­ği­lim. Bü­tün me­se­le, öne­mi ka­bul edil­miş olan bu ko­nuy­la il­gi­li, bu ku­rum­la il­gi­li, bu erk­le il­gi­li olum­lu adım­la­rı ata­bil­mek, bir ön­ce­ki dö­ne­me na­za­ran bu­gün yar­gı­yı han­gi nok­ta­ya ge­tir­dik, ya­rın han­gi nok­ta­da ol­ma­sı la­zım, o nok­ta­da ça­ba sarf et­mek­tir.

Hep ifa­de et­ti­ği­miz gi­bi, Hükûme­tin önem ver­di­ği en önem­li dört te­mel ko­nu­dan bir ta­ne­si, yar­gı hiz­met­le­ri­dir, ada­let­tir. Ger­çek­ten de bu sü­re içe­ri­sin­de, bu be­şin­ci büt­çe­dir, yar­gıy­la il­gi­li önem­li adım­la­rı at­tı­ğı­mı­zı, önem­li he­def­le­ri ya­ka­la­dı­ğı­mı­zı mem­nu­ni­yet­le ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Şüp­he­siz, da­ha ya­pı­la­cak çok iş var­dır; çün­kü, yar­gı ko­nu­su ve yar­gıy­la il­gi­li hiz­met­ler, mev­sim­lik bir hiz­met de­ğil­dir, kon­jonk­tü­rel de­ğil­dir, ya­ni, bir dö­nem ya­pa­cak­sı­nız, bir se­ne son­ra bü­tün ek­sik­lik­ler gi­de­ri­le­cek, bü­tün sı­kın­tı­lar or­ta­dan kal­ka­cak gi­bi bir an­la­yış, za­ten bu hiz­me­ti ye­te­ri ka­dar an­la­ma­mak olur. Ama, bü­tün me­se­le, önü­müz­de­ki dö­nem­ler içe­ri­sin­de de bu ça­ba­la­rın, bu gay­ret­le­rin hiç ek­sil­me­den sür­dü­rül­me­si­dir, esas olan da bu­dur ve bu hiz­met­ler de­vam­lı­lık arz eden hiz­met­ler ol­du­ğu­na gö­re, ih­ti­yaç­la­rın da her de­fa­sın­da ye­ni bir an­la­yış­la ele alın­ma­sı ge­re­ke­cek­tir.

Bu­gü­ne ka­dar yar­gıy­la il­gi­li, ge­rek top­lan­tı­lar­da ge­rek bu­ra­da ge­rek­se ba­sın­da bir­çok de­ğer­len­dir­me­ler çık­mak­ta­dır. Ad­li yı­lın açı­lış ko­nuş­ma­la­rın­da da, esa­sen bir ta­raf­tan yar­gı­nın öne­mi vur­gu­la­nır­ken, öbür ta­raf­tan yar­gı­nın ih­ti­yaç­la­rı ve bek­len­ti­ler bu­ra­lar­da hep di­le ge­ti­ri­lir. Biz de bu gö­re­ve gel­di­ği­miz­de, aca­ba işe ne­re­den baş­la­ma­mız la­zım, bu­nun­la il­gi­li cid­di bir ara­ma top­lan­tı­la­rı yap­tık hem ken­di içi­miz­de hem ken­di dı­şı­mız­da. En ev­vel, ge­ri­ye dö­nük büt­çe mü­za­ke­re­le­rin­de, aca­ba yar­gıy­la il­gi­li ne­ler söy­len­miş, on­la­rı de­ğer­len­dir­me­ye ça­lış­tık, ad­li yı­lın açı­lı­şın­da­ki sa­yın baş­kan­la­rın ko­nuş­ma­la­rın­da te­mas et­tik­le­ri hu­sus­la­ra dik­kat et­me­ye ça­lış­tık. So­nuç­ta, ev­ve­la prob­le­min tes­pi­ti, son­ra da çö­zü­müy­le il­gi­li ne­ler ya­pa­bi­li­ri­zi bir stra­te­jik plan çer­çe­ve­sin­de ele al­ma­ya gay­ret et­tik.

Şim­di, bu­gü­ne ka­dar bu de­ğer­len­dir­me­ler­de va­tan­daş açı­sın­dan da bak­tı­ğı­mız­da ba­zı ko­nu­lar öne çık­tı: Bir de­fa, mah­ke­me­le­rin iş yü­kü­nün aşı­rı de­re­ce­de art­tı­ğı -bu ko­nuş­ma­lar­da ve de­ğer­len­dir­me­ler­de var- yar­gı­la­ma sü­re­le­ri­nin ma­kul sü­re­yi aş­tı­ğı ifa­de edi­lir. Va­tan­daş­la­rı­mı­zın, ki­mi za­man hak­la­rı­nı mah­ke­me­ler­de ara­mak ye­ri­ne baş­ka yol­la­ra baş­vur­du­ğu sık­ça ya­zı­lan, ko­nu­şu­lan ko­nu­la­rın ba­şın­da­dır. Hâkim ve cum­hu­ri­yet sav­cı­sıy­la per­so­ne­lin ye­ter­siz­li­ği hep bu ko­nuş­ma­lar­da vur­gu ya­pı­lan hu­sus­lar­dır. Bu mes­le­ği ic­ra eden­le­rin mes­le­ki ve ya­ban­cı dil eği­tim ih­ti­yaç­la­rı­nı kar­şı­la­ya­cak dü­zey­de ol­ma­dı­ğı hep bir tes­pit ola­rak vur­gu­lan­mış­tır. Hâkim ve sav­cı­la­rın, ta­bi­atıy­la yar­dım­cı per­so­ne­lin de -ce­za tev­ki­fev­le­ri per­so­ne­li­ni de bu­na ka­tar­sak- bu teş­ki­lat­la ala­ka­sı olan ka­mu gö­rev­li­le­ri­nin de ma­li ve sos­yal hak­la­rıy­la il­gi­li hep şikâyet­ler gün­de­me ge­ti­ril­miş­tir. Ad­li hiz­met­le­rin gö­rül­dü­ğü bi­na­la­rın bu hiz­me­tin ni­te­lik­le­ri­ne ve yü­ce­li­ği­ne uy­gun, say­gın­lı­ğı­na uy­gun ol­ma­dı­ğı di­le ge­ti­ril­miş­tir; hiz­me­tin su­nu­mun­da ça­ğın ge­rek­tir­di­ği bil­gi ve ha­ber­leş­mey­le di­ğer tek­no­lo­jik imkânla­rın yar­gı­dan esir­gen­di­ği ya da yar­gı­nın bu imkânlar­dan mah­rum kal­dı­ğı... Pe­ki, bu ve ben­ze­ri ih­ti­yaç­lar -bi­raz da­ha ar­tı­ra­bi­li­riz bun­la­rı- ne­den bun­lar böy­le ol­du de­nil­di­ğin­de, gör­dü­ğü­müz şey de şu­dur: Bir de­fa, va­tan­da­şın şikâyet­le­ri­nin bir bö­lü­mü mev­zu­atın çok es­ki­miş ol­ma­sın­dan kay­nak­lan­mak­ta­dır. Es­ki mev­zu­at­la, es­ki hü­küm­ler­le ye­ni prob­lem­le­ri ço­ğu za­man çöz­me imkânı yok­tur. Ni­te­kim, gü­nü­müz­de tek­no­lo­ji­de­ki ge­liş­me­ler se­be­biy­le, bun­dan on se­ne ev­vel, hat­ta beş se­ne ev­vel, hat­ta üç se­ne ev­vel ya hiç ol­ma­yan ya da bu bo­yut­ta ol­ma­yan bir­çok ko­nu bu­gün top­lu­mun en önem­li gün­dem mad­de­le­ri­dir. Me­se­la, bun­la­rın ba­şın­da bi­li­şim suç­la­rı, ço­cuk por­no­su ve­sa­ire. Ya­ni, yir­mi se­ne ev­vel­ki hu­kuk me­tin­le­ri­ne bak­tı­ğı­nız­da bel­ki bu ko­nu­la­ra te­mas eden me­tin­ler bu­la­ma­ya­bi­lir­si­niz ya da dü­zen­le­me­ler bu­la­ma­ya­bi­lir­si­niz ya da var­sa bi­le gü­nün ih­ti­yaç­la­rı­na ce­vap ver­mi­yor; do­la­yı­sıy­la bu mev­zu­atın gün­cel­leş­ti­ril­me­si ge­rek­mek­te­dir.

İkin­ci­si, yar­gı­nın so­run­la­rı­nın çö­zü­mü için ge­rek­li si­ya­si ira­de­nin or­ta­ya ko­nul­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Bu si­ya­si ira­de ço­ğu za­man ol­ma­mış­tır. Bu­nun se­bep­le­ri­ni bu­ra­da çok ko­nuş­tuk, çün­kü sü­re­miz kı­sıt­lı ola­ca­ğı için sa­de­ce baş­lık iti­ba­rıy­la de­ği­ni­yo­rum.

Öde­nek­le­rin ye­ter­siz­li­ği bir baş­ka ko­nu­dur ve so­run­la­rı bir stra­te­jik de­ğer­len­dir­me ko­nu­su ya­pıp, böy­le bir pers­pek­tif­ten yar­gı­nın so­run­la­rı­na yak­la­şıl­ma­mış ol­ma­sı, ta­bi­atıy­la bu­gün kar­şı­laş­tı­ğı­mız ya da şikâyet et­ti­ği­miz ba­zı hu­sus­la­rı gün­de­me ge­tir­miş­tir.

İş­te, bun­la­rı tes­pit et­tik­ten son­ra, yap­mak is­te­ği­miz fa­ali­ye­ti böy­le bir ana ek­sen üze­ri­ne oturt­ma­ya ça­lış­tık. Şu­nu ar­tık her­ke­sin bil­me­si la­zım, çok açık söy­le­ye­bi­li­riz: Bu Hükûmet­te yar­gı­nın öne­miy­le il­gi­li, gö­re­ve gel­di­ği­miz gün­den be­ri, si­ya­si ka­rar­lı­lık var, si­ya­si ira­de de var­dır. Hiç­bir dö­nem­de ol­ma­dı­ğı ka­dar, bu ara­dan ge­çen dört kü­sur se­ne içe­ri­sin­de çok önem­li kay­nak­lar ay­rıl­mış­tır, en önem­li imkânlar bu dö­nem­de ve­ril­miş­tir. Bu­nun ak­si­ni söy­le­mek hak­şi­nas­sız­lık olur. Eğer ada­let sa­nal bir kav­ram de­ğil­se, bir hak­kı tes­lim ge­re­ki­yor­sa, bu Hükûmet bu ko­nu­da çok önem­li adım­lar at­mış­tır. Ye­ter­li ol­ma­dı­ğı­nı söy­le­ye­bi­li­riz, de­dim ya bu işin ucu açık.

Şim­di, ba­zı mi­sal­le­ri ve ra­kam­la­rı ve­re­ce­ğim. Da­ha dün de­ne­cek ka­dar kı­sa bir za­man ön­ce yar­gı­nın ya­tı­rım öde­nek­le­ri 50 tril­yo­nu geç­mez­di, 50 tril­yo­nu… Ba­kı­nız, şu ana ka­dar bi­zim yar­gıy­la il­gi­li ya­tı­rım ola­rak har­ca­dı­ğı­mız pa­ra 2 kat­ril­yon 639 tril­yon li­ra­dır. Şim­di, 50 tril­yon ne­re, 2 kat­ril­yon 639 tril­yon ne­re; ara­da­ki far­kı gör­mek la­zım.

Ara­dan ge­çen sü­re içe­ri­sin­de, ara­dan ge­çen şu dört se­ne içe­ri­sin­de, şu an in­şa­atı­nı bi­tir­di­ği­miz, ta­mam­la­dı­ğı­mız ve yar­gı men­sup­la­rı­mı­zın bil­fi­il için­de yar­gı gö­re­vi­ni yap­tı­ğı bi­na sa­yı­sı, ada­let bi­na­sı sa­yı­sı tam 71'dir. Do­ğu­be­ya­zıt'tan Bod­rum'a, Mar­ma­ris'e, Fet­hi­ye'ye va­rın­ca­ya ka­dar, Tür­ki­ye'nin dört bir ta­ra­fı bu hiz­met­ler açı­sın­dan bir şan­ti­ye hâli­ne gel­miş­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) 71 ta­ne­si­ni bi­tir­dik. Bun­lar­dan şu an­da in­şa­atı de­vam eden­ler var. Ge­ri­ye dö­nük, yir­mi yıl­lık ik­ti­dar dö­ne­mi­nin bu alan­da­ki ya­tı­rı­mı­nı top­la­yın, eşit­le­yin, bir Kar­tal Ad­li­ye­si ka­dar yap­maz. Tam 360 bin met­re ka­re, Av­ru­pa'nın en bü­yük ad­li­ye sa­ra­yı­nı biz İs­tan­bul'un Ana­do­lu ya­ka­sı­na ka­zan­dır­dık. İn­şal­lah, kı­sa sü­re içe­ri­sin­de bi­ter. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) De­va­mı­nı da Av­ru­pa ya­ka­sın­da, in­şal­lah 2007 ba­şın­da iha­le et­me­yi dü­şü­nü­yo­ruz, o da 350 bin met­re ka­re­dir.

Üs­te­lik, bu­nu sa­de­ce bü­yük mer­kez­le­re de yap­ma­dık, ar­ka­daş­la­rı­mız ken­di se­çim böl­ge­le­rin­den bü­yük öl­çü­de bi­le­cek­ler­dir. İş­te, Tür­ki­ye tu­rizm cen­ne­ti­dir, dı­şa­rı­dan şu ka­dar tu­rist ge­li­yor fi­lan; bu tu­ris­tik yö­re­le­ri­mi­ze, il­çe­le­ri­mi­ze bak­tı­ğı­mız­da, ben bi­li­yo­rum ki mer­di­ven boş­lu­ğun­da yar­gı­la­ma ya­pı­lan yer­ler var­dı. Bun­la­rın ba­şın­da Ku­şa­da­sı var­dır; şim­di bi­zi din­le­yen­ler var­sa…

OR­HAN SEY­Fİ TER­Zİ­BA­ŞI­OĞ­LU (Muğ­la) - Bod­rum, Mar­ma­ris…

ADA­LET BA­KA­NI CE­MİL Çİ­ÇEK (De­vam­la) - Evet, ora­ya gel­di bir kı­sım in­san­lar. Muğ­la, bi­zim, tu­rizm açı­sın­dan en önem­li mer­ke­zi­miz. Mar­ma­ris, Fet­hi­ye, Muğ­la, Mi­las ve Bod­rum, bun­la­rın hep­si bi­zim dö­ne­mi­miz­de baş­la­dı, ya­pıl­dı, bit­ti. Ek­sik­lik­le­ri var­sa, on­la­rı da ta­mam­lı­yo­ruz. Alan­ya'sı, Ma­nav­gat'ı, şim­di An­tal­ya'ya de­vam edi­yo­ruz, bir­çok yer… Ya­ni, bu 71 ili sa­yar­sam sü­rem bi­ter. Bun­la­rın içe­ri­sin­de il ba­zın­da olan­lar da var.

Şim­di, 35 ta­ne­si­nin de in­şa­atı de­vam edi­yor. 35 ta­ne­si…

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - Kaç ad­li­ye var Sa­yın Ba­kan?

ADA­LET BA­KA­NI CE­MİL Çİ­ÇEK (De­vam­la) - 35 ta­ne­si de­vam edi­yor, 50 ta­ne mer­kez­de de pro­je­len­dir­me ça­lış­ma­la­rı bi­ten­ler var, iha­le­ye çı­kı­yo­ruz, de­vam eden­ler var. Bun­lar bit­tik­çe de bun­la­rın hep­si­ni iha­le­ye çı­kar­mış ola­ca­ğız. De­dim ya, bu, bir dö­nem­de he­men­ce­cik ya­pı­lıp bi­te­cek bir iş de­ğil, bu­nu de­vam et­tir­me­miz la­zım. Ama, şu­nu if­ti­har­la söy­le­ye­bi­li­riz ki, bu sü­reç böy­le de­vam eder­se, üç dört se­ne son­ra, Tür­ki­ye'de bu ko­nu yar­gı­nın gün­de­min­den bü­yük öl­çü­de dü­şe­cek­tir.

Ce­za­ev­le­ri açı­sın­dan bak­tı­ğı­mız­da, 19 ta­ne bi­ten var, 29 ta­ne de­vam eden var. Çün­kü, bu­ra­da­ki in­san­lar, her ne se­bep­le olur­sa ol­sun, suç iş­le­miş ol­sa da­hi, ne­ti­ce iti­ba­rıy­la in­san­dır. Bun­la­rın top­lu­ma ka­zan­dı­rıl­ma­sı, eği­tim prog­ram­la­rı­nın uy­gu­lan­ma­sı, sos­yal­leş­me­le­ri­nin te­mi­ni açı­sın­dan, hem fi­zi­ki şart­la­rı­nın iyi­leş­ti­ril­me­si hem de re­ha­bi­li­tas­yon ça­lış­ma­la­rı­nın, eği­tim ça­lış­ma­la­rı­nın de­vam et­ti­ril­me­si la­zım. Bu ko­nuy­la il­gi­li, za­man za­man, ba­sın­da, ba­zı ki­şi ve olay­lar­dan ba­his­le ko­nu gün­de­me ge­li­yor. Bu­ra­da, tek­rar ifa­de edi­yo­rum: Bu ça­lış­ma­la­rın hep­si ucu açık­tır, hiç kim­se, bu­gün bu iş­le­ri yap­tık bit­tik, bir da­ha el­li se­ne bu ko­nu­ya dön­me­miz ge­rek­mez di­ye­mez. Eği­tim fa­ali­ye­ti, sos­yal­leş­tir­me, re­ha­bi­li­tas­yon fa­ali­yet­le­ri, de­vam­lı­lık, sü­rek­li­lik arz eden fa­ali­yet­ler­dir. Onun için, biz, hem ce­za­evi şart­la­rı­nı fi­zi­ki açı­dan iyi­leş­tir­me­ye gay­ret et­tik, gay­ret edi­yo­ruz; öbür ta­raf­tan da hem bir­lik­te, be­ra­ber ol­ma imkânla­rı­nı ar­tır­ma­ya, sü­re­le­ri ar­tır­ma­ya, prog­ram­la­rı çe­şit­len­dir­me­ye gay­ret edi­yo­ruz.

Ama, şu­nun da bi­lin­me­sin­de fay­da var de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri: Ba­kı­nız, or­ta­la­ma bir ce­za­evi­nin ma­li­ye­ti 30 tril­yon li­ra­dır, 450-500 ki­şi­nin ka­la­bi­le­ce­ği bir ce­za­evi­nin ma­li­ye­ti 25 ila 30 tril­yon. Ama, ben bi­li­yo­rum ki, her bi­ri­ni­zin te­ker te­ker se­çim böl­ge­le­ri­ne 30 tril­yon ve­ri­ver­sek, KÖY­DES pro­je­si bir se­ne ev­vel bi­te­bi­lir­di. Ya­ni, 30 tril­yon­lar­la kaç ta­ne kö­yün çeş­me­si ya­pı­lır, su­yu ge­lir, yo­lu ya­pı­lır, ka­na­li­zas­yo­nu ya­pı­lır, köy ko­na­ğı ya­pı­lır. Bu­nun­la, te­ra­zi­nin bir ke­fe­si­ne ya bu, ya bu de­mek is­te­mi­yo­ruz. Bu­nun­la, şu­nu söy­le­mek is­ti­yo­rum: Bu ül­ke, bu mem­le­ket, bu mil­let, bu dev­let, ay­rım yap­mak­sı­zın, suç iş­le­se de iş­le­me­se de ken­di so­rum­lu­lu­ğu­nun id­ra­ki içe­ri­sin­de, bu ka­dar önem­li kay­na­ğı­nı bu hiz­me­te ayır­ma­ya gay­ret edi­yor ve bu­nun önem­li bir ra­kam ol­du­ğu­nu bu­ra­dan ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Do­la­yı­sıy­la, ara­dan ge­çen sü­re içe­ri­sin­de -dört yı­lı aş­kın sü­re içe­ri­sin­de- fi­zi­ki mekân ko­nu­sun­da çok önem­li bir me­sa­fe al­dık.

İkin­ci söy­le­ye­ce­ğim hu­sus, tes­pit­le­ri­miz ara­sın­da var; en son tek­no­lo­jik imkânlar ney­se, bu­nu yar­gı­nın em­ri­ne, hiz­me­ti­ne ver­dik. Bil­gi­sa­yar de­di­ği­miz şey, bu­gün, en üc­ra, be­şin­ci sı­nıf il­çe­miz­de var. Bil­gi­sa­ya­rı ol­ma­yan hiç­bir hâkim ve sav­cı yok­tur. Do­la­yı­sıy­la, doğ­ru­dan İn­ter­net­le de ala­ka­lı ola­rak, bil­gi­ye ulaş­ma­da, kay­na­ğa ulaş­ma­da, ken­di­si­ni ye­ni­le­me­de önem­li bir tek­no­lo­jik imkân yar­gı­nın em­ri­ne, hiz­me­ti­ne ve­ril­miş­tir, ve­ril­me­ye de de­vam edi­li­yor. Bu­nun için mil­yon­lar­ca do­lar kay­nak, bu Hükûmet dö­ne­min­de bu ala­na tah­sis edil­miş­tir. Do­la­yı­sıy­la, işin fi­zi­ki mekân, imkân bo­yu­tu açı­sın­dan yap­tı­ğı­mız önem­li hiz­met­ler var. Za­ten, ma­hal­lin­de her hâkim ve her sav­cı ar­ka­da­şı­mız da açık yü­rek­li­lik­le bun­la­rı ifa­de edi­yor.

Üze­rin­de dur­ma­mız ge­re­ken ikin­ci ko­nu: Ba­kı­nız, yar­gı hiz­met­le­ri in­san ve imkân ko­nu­su­dur, özü in­san­dır. Yar­gı­da gö­rev ya­pan in­san­lar top­lam ka­li­te iti­ba­rıy­la ne ka­dar yu­ka­rı­day­sa, mes­le­ği­nin ne ka­dar eh­liy­se, ken­di­si­ni ne ka­dar ye­ni­le­ye­bi­li­yor­sa, ver­di­ği ka­rar­lar­la top­lu­ma ne ka­dar gü­ven ve­re­bi­li­yor­sa "evet, bu ka­rar adil, bu ka­rar be­ni tat­min et­ti" de­dir­te­bi­li­yor­sa, dev­le­te gü­ven de o nis­pet­te ar­tı­yor. O ne­den­le, biz, hep, yar­gı­ya gü­ve­ni dev­le­te gü­ven ola­rak an­la­dık. Yar­gı­nın iti­ba­rı­nı dev­le­tin iti­ba­rı ola­rak gör­dü­ğü­müz için­dir ki, eli­miz­den gel­di­ği ka­dar yar­gı­ya gü­ve­ni te­sis et­mek ve yar­gı­nın iti­ba­rı­nın ge­ri­ye git­me­me­si açı­sın­dan, si­ya­si ik­ti­dar ola­rak, eli­miz­den ge­le­ni yap­tık. Do­la­yı­sıy­la, yar­gı­ya gü­ven is­te­ni­yor­sa bu ül­ke­de, yar­gı­nın iti­ba­rı da­ha yu­ka­rı­lar­da ol­sun is­te­ni­yor­sa, te­ker te­ker he­pi­mi­ze dü­şen gö­rev var. Ta­bi­atıy­la, en baş­ta da yar­gı men­sup­la­rı­nın ken­di­si­ne dü­şen gö­rev­ler var. Yet­ki var­sa so­rum­lu­luk da var­dır. O ne­den­le, bel­ki baş­ka ko­nu­lar­da, baş­ka alan­lar­da an­la­yış­la gö­rü­le­bi­le­cek "ca­nım ol­ma­sa da olur" de­ni­le­bi­le­cek bir kı­sım ek­sik­lik­ler ve ha­ta­lar yar­gı için as­la dü­şü­nü­le­mez, ka­mu vic­da­nı da bun­la­rı an­la­yış­la kar­şı­la­mı­yor. Ne­re­den bi­li­yo­ruz der­se­niz, ba­sın­da za­man za­man yar­gıy­la il­gi­li bir kı­sım ha­ber­ler çı­kı­yor. Bun­la­rın bir kıs­mı yan­lış, bir kıs­mı ek­sik, ama, ma­ale­sef, bir kıs­mı da doğ­ru. İş­te, o doğ­ru olan­lar bi­le, ka­mu vic­da­nı­nı ra­hat­sız et­me­ye ye­ti­yor. Onun için, bu kür­sü­den, ta­bi­atıy­la, yar­gı­nın öne­mi­ni vur­gu­lar­ken, yar­gı­nın so­rum­lu­lu­ğu­nu da di­le ge­tir­me­nin bi­zim gö­re­vi­miz ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum. Onun için, Tür­ki­ye'de ada­let bi­lin­ci­nin yer­leş­me­sin­de ve ada­le­tin ger­çek­ten her iş­te ege­men bir kav­ram, ege­men bir dü­şün­ce, bir fel­se­fe ol­ma­sın­da, hem yar­gı­nın için­den hem de yar­gı­nın dı­şın­dan cid­di bir ça­ba­nın ve gay­re­tin içe­ri­sin­de ol­ma­mız icap edi­yor.

Bu nok­ta­da eği­ti­min önem­li ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­ruz. Hu­kuk fa­kül­te­le­ri­nin beş yı­la çı­ka­rıl­ma­sı -bu­ra­da YÖK'e te­şek­kür edi­yo­rum- bi­zim ça­ba­la­rı­mız­la, siz­le­rin ten­kit­le­riy­le, tek­lif­le­riy­le gel­di, hem yu­ka­rı­da Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da hem Ada­let Ko­mis­yo­nun­da hem bu­ra­da di­le ge­ti­ril­di. Biz de, Ba­kan ola­rak, Sa­yın YÖK Baş­ka­nıy­la ko­nuş­tuk, son­ra hu­kuk fa­kül­te­si de­kan­la­rı­mız­la, or­tak bir ça­ba­nın ve gay­re­tin so­nu­cu ola­rak beş yı­la çı­ka­rıl­mış­tır. Kor­ka­rım ki, bir sü­re son­ra bu beş yıl da yet­me­ye­cek­tir. Beş yıl önem­li­dir, ama, beş yıl­da ne oku­tu­la­ca­ğı da o ka­dar önem­li­dir. İşin bu kıs­mı, bi­zim ça­ba­mız­la, gay­re­ti­miz­le hal­le­di­le­cek bir şey de­ğil; ama, son zi­ya­re­tim­de, Ba­kan­lık ola­rak, bu beş yı­la çık­mış olan hu­kuk fa­kül­te­le­ri­nin prog­ra­mın­da ve­ya bu işin en ve­rim­li şe­kil­de de­ğer­len­di­ril­me­sin­de bir hiz­met dü­şü­yor­sa bu­nu yap­ma ar­zu­su içe­ri­sin­de ol­du­ğu­mu­zu da YÖK'e bil­dir­dik.

Yurt içi ve yurt dı­şı eği­tim fa­ali­yet­le­ri­ne en çok önem ve­ren bir ba­kan­lı­ğız. Da­ha dün Nev­şe­hir'de, Ba­kan­lık mü­fet­tiş­le­ri­nin top­lan­tı­sı­na ka­tıl­dık. Şu­nu id­dia edi­yo­rum ki, dev­let ör­gü­tü içe­ri­sin­de en çok eği­tim ya­pan ku­rum, bi­zim ku­ru­mu­muz­dur, özel­lik­le ya­ban­cı dil eği­ti­mi­ne çok faz­la önem ve­ri­yo­ruz.

Yi­ne siz­le­rin ça­ba­la­rıy­la, gay­ret­le­riy­le, ada­let aka­de­mi­si­nin ku­rul­ma­sı­nın önem­li bir mer­ha­le, önem­li bir ku­rum, önem­li bir imkân ol­du­ğu­nu bu­ra­da ifa­de et­mek is­te­rim.

Şim­di, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, sü­re­mi iyi de­ğer­len­dir­mek adı­na, ar­ka­daş­la­rı­mı­zın di­le ge­tir­di­ği bir iki hu­sus var, onu da ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Ev­ve­la, şu yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı ko­nu­su. Bu hep ko­nu­şu­lu­yor. Ba­ğım­sız­lık­tan ne an­la­dı­ğı­mı­za bağ­lı ta­bi­atıy­la. Ama, şu dü­şün­ce­yi hiç ka­bul et­me­dim, bu­gün de ka­bul et­mem müm­kün de­ğil­dir: Ya­ni, si­ya­set­çi­le­rin için­de bu­lun­du­ğu ku­rul­la­rın yan­lış ya­pa­ca­ğı ve­ya si­ya­set­çi­nin ka­rar mer­ci­le­rin­de bu­lun­muş ol­ma­sı hâlin­de mut­la­ka işi kö­tü ya­pa­ca­ğı gi­bi bir dü­şün­ce­yi, bir an­la­yı­şı ben şah­sen ka­bul et­mem. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Çün­kü, bu, ken­di yap­tı­ğı­mız işe say­gı­sız­lık­tır. Çok net ve açık söy­lü­yo­rum. Be­nim de gö­rev sü­rem bit­mek üze­re­dir, do­la­yı­sıy­la, bu­gün bu­ra­da söy­le­di­ğim her sö­zü ina­na­rak söy­lü­yo­rum. Si­ya­si mü­la­ha­zay­la. De­ğil, bu yap­tı­ğım ko­nuş­ma si­ya­si bir ko­nuş­ma de­ğil. Do­la­yı­sıy­la, gö­rev sü­rem içe­ri­sin­de­ki son ba­kan­lık ko­nuş­ma­sı­dır.

Ben bu yar­gı­nın to­mog­ra­fi­si­ni çek­tim, so­rum­lu­lu­ğu­nu da ta­şı­dım. Ha­ya­tı­mı or­ta­ya ko­yar­ca­sı­na da bu yar­gı için hiz­met ve­ri­yo­ruz; siz­le­rin des­te­ğiy­le, gay­re­tiy­le. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ama, şu­nu net ola­rak söy­le­rim: Yar­gı­nın bu­gün­kü iti­ba­rıy­la, yar­gı bu hâliy­le ne tü­müy­le si­ya­set­çi­ye bı­ra­kı­la­bi­lir ne tü­müy­le yar­gı ken­di­si­ne bı­ra­kı­la­bi­lir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Evet, şim­di bir şe­yi de si­ya­set ya­pan in­san­lar ola­rak iyi bil­me­miz la­zım, o da şu­dur: Tür­ki­ye'de si­ya­se­ti siz yap­mı­yor­su­nuz, baş­ka­la­rın­dan ar­ta­ka­lan si­ya­se­ti siz ya­pı­yor­su­nuz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu­nu an­la­ya­bil­di­ği­miz an­da si­ya­set yer­li ye­ri­ne otu­ra­cak­tır. Onun için, zan­ne­di­yor­sa­nız ki, "Si­ya­si kim­li­ği olan, ro­ze­ti olan, bir yer­de bu­lu­nur, si­ya­se­ti o ya­par, baş­ka­la­rı yap­maz." de­ni­li­yor­sa, val­la­hi da­nis­ka­sı­nı si­zin dı­şı­nız­da­ki­ler ya­pı­yor. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - Kim on­lar? Sa­yın Ba­kan, kim, açık­la­yın.

OR­HAN ERAS­LAN (Niğ­de) - Sa­yın Ba­kan, kim on­lar?

ADA­LET BA­KA­NI CE­MİL Çİ­ÇEK (De­vam­la) - Bu­nu bir tes­pit ola­rak ya­pa­lım, on­dan son­ra, bu bir ge­nel de­ğer­len­dir­me­dir. Onun için­dir ki, Ba­tı'da si­ya­se­tin dev­re dı­şı bı­ra­kıl­dı­ğı he­men he­men hiç­bir sis­tem yok­tur. Ya bu se­çim­ler­de ka­rar mer­ci­le­rin­de par­la­men­to­nun seç­ti­ği in­san­lar var­dır ve­ya bi­za­ti­hi par­la­men­to­lar se­çer ve­ya hükûmet­ler ata­ma­lar­da bu­lu­nur ve­ya kar­ma ku­rul­lar­da bu­lu­nur. Do­la­yı­sıy­la, Tür­ki­ye, ken­di şart­la­rı ica­bı, ön­ce­den ya­şa­nan sı­kın­tı­la­rı he­sa­ba kat­mak su­re­tiy­le Fran­sız mo­de­li­ne ben­zer bir mo­del be­nim­se­miş­tir. Biz bu­nu Av­ru­pa­lı­lar­la da ko­nu­şu­yo­ruz. Ya­ni, hiç me­rak et­me­yin, Av­ru­pa­lı­yı öy­le çok da ide­ali­ze et­me­yin. Av­ru­pa­lı­yı da bi­li­yo­ruz, ne­re­de ne yap­tı­ğı­nı da bi­li­yo­ruz, ne­yi ni­çin yap­tı­ğı­nı da bi­li­yo­ruz. On­la­rın ne ka­dar çif­te stan­dart­lı ol­du­ğu­nu da ye­ri gel­di­ğin­de hep söy­le­ye­rek ge­li­yo­ruz.

O ne­den­le, de­mek is­te­di­ğim şey şu­dur: Bi­zim şu an Tür­ki­ye'de uy­gu­la­nan sis­tem bi­ze mah­sus, is­tis­nai bir du­rum de­ğil, Av­ru­pa'da ör­ne­ği olan mo­de­lin uyar­la­ma­sın­dan iba­ret­tir. Ama, şu­nu da ka­bul ede­rim: Bu­gün gel­di­ği­miz nok­ta iti­ba­rıy­la bel­ki Ana­ya­sa'nın yar­gı bö­lü­müy­le il­gi­li -bu­nu ilk de­fa söy­le­mi­yo­rum- ba­zı de­ği­şik­lik­le­rin ya­pıl­ma­sı ge­re­ki­yor. Bu, Hâkim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lu­nun da­ha da çe­şit­len­di­ril­me­si, bel­ki bi­za­ti­hi yar­gı­nın ken­di­si­ne, sa­de­ce Yar­gı­ta­yın, Da­nış­ta­yın de­ğil, ge­ri­ye ka­lan 9 bin­den faz­la in­sa­nın da söz hak­kı, sa­hi­bi ol­ma­sı­na imkân ve­re­cek ba­zı mo­del­le­ri, kar­ma bir ekip içe­ri­sin­de, kar­ma bir ku­rul içe­ri­sin­de de­ğer­len­di­ril­me­sin­de fay­da var. Onun için, bu nok­ta­da Ada­let Ba­ka­nı Müs­te­şa­rı… Hiç­bir alın­gan­lı­ğım yok, hiç­bir komp­lek­sim de yok, ama şu­nu söy­le­ye­yim: Geç­miş­te Tür­ki­ye bu­nu de­ne­di 80 ön­ce­si. Du­rup du­rur­ken, 82'de, bu ku­rul­lar, bu ka­na­at­ler ko­nul­muş de­ğil. Bu­nu her yer­de tar­tış­ma­ya da va­rım.

İkin­ci söy­le­ye­ce­ğim hu­sus şu sı­nav­lar me­se­le­si­dir. Ba­kı­nız, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­gün 9.440 ci­va­rın­da hâkim ve sav­cı ile Tür­ki­ye'de­ki yar­gı hiz­met­le­ri­ni yap­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz. As­lın­da bu­nun 30 bin ci­va­rın­da ol­ma­sı la­zım. Kad­ro­muz 14 bin, 5 bi­ne ya­kın açık­la ça­lı­şı­yo­ruz. Şim­di, bu 5 bi­ne ya­kın açı­ğın dol­du­rul­ma­sı müm­kün de­ğil. Şim­di, bu­na ila­ve­ten yar­gı­nın ver­di­ği bir son ka­rar­la, Tür­ki­ye iki se­ne ye­ni bir imkânı el­de ede­cek du­rum­da de­ğil­dir, onu da söy­le­ye­yim. Şim­di, şu an… 2802 sa­yı­lı Ya­sa 1983'te çık­mış, ev­ve­li­ya­tı da var, ama sü­re el­ver­mez. O gün­den be­ri biz, bu Ka­nun'da, hâkim ve sav­cı aday­la­rı­nın alı­nı­şıy­la il­gi­li ko­nu­da bir de­ği­şik­lik yap­ma­dık. Ya­ni, şu an yar­gı­nın te­pe nok­ta­sın­da­ki­le­ri, 83'ten ev­vel gö­rev alan­la­rı çı­ka­rır­sak, ge­ri ka­lan­la­rın ta­ma­mı han­gi usul­le alın­dıy­sa, biz de, dört se­ne­dir ay­nı usul­le bu mes­le­ğe hâkim ve sav­cı aday­la­rı alı­yo­ruz. Bu­ra­da iki­li bir sis­tem var. Kad­ro­yu biz tes­pit edi­yo­ruz, mes­le­ğe ka­bu­lü Hâkim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lu ka­rar ve­ri­yor. Do­la­yı­sıy­la, böy­le­si­ne bir den­ge ku­rul­muş. Ye­ni bir şey yap­ma­dık, ama gel­di­ği­miz… Üs­te­lik bu­nun, bu sis­te­min hu­ku­ka ay­kı­rı­lı­ğı nok­ta­sın­da da mü­te­ad­dit de­fa­lar ve­ril­miş, 91'den bu ta­ra­fa -eğer yan­lış say­ma­dıy­sak- 33 ta­ne de ka­rar var. Bun­la­rın önem­li bir kıs­mı, ya­pı­lan iş­lem­de hu­ku­ka ay­kı­rı­lık gör­me­miş.

En son, ar­ka­daş­la­rı­mı­zın bah­set­ti­ği hu­su­sa ge­lin­ce: Ön­ce, ay­nı da­ire, 2006'nın Ni­san ayın­da ver­di­ği ka­rar­da hu­ku­ka ay­kı­rı­lık gör­me­miş, son­ra­ki ka­rar­da, bi­zim bu yön­de­ki im­ti­han aç­ma, iş­le­mi­mi­zin yü­rüt­me­si­nin dur­du­rul­ma­sıy­la il­gi­li bir ka­rar ve­ri­yor. İda­ri Da­ire­ler Ku­ru­lu ise, ver­di­ği ka­rar­la "Ba­kan­lı­ğın yap­tı­ğı iş­lem ya­sa­ya uy­gun­dur, ama, o ya­sa Ana­ya­sa'ya ay­kı­rı­dır" de­mek su­re­tiy­le ko­nu Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne ge­li­yor. Eğer bu man­tık­tan git­ti­ği­miz tak­dir­de, 83'ten bu ta­ra­fa yar­gı­da gö­rev ya­pan­lar ya­sa­ya uy­gun, Ana­ya­sa'ya ay­kı­rı ola­rak bu gö­rev­le­ri ya­pı­yor­lar de­mek­tir. Ya­sa­ya uy­gun, Ana­ya­sa'ya ay­kı­rı bir usul­le bu mes­le­ğe in­ti­sap et­miş­ler de­mek­tir.

OR­HAN ERAS­LAN (Niğ­de) - 95 ka­ra­rı var Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin.

ADA­LET BA­KA­NI CE­MİL Çİ­ÇEK (De­vam­la) - Şim­di bu­nu tar­tı­şa­cak de­ği­lim, ne­ti­ce­de…

OR­HAN ERAS­LAN (Niğ­de) - 95 ka­ra­rı var Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­nin.

ADA­LET BA­KA­NI CE­MİL Çİ­ÇEK (De­vam­la) - Bu­nu tar­tı­şa­cak de­ği­lim, ama, bir şe­yi söy­lü­yo­rum: Şim­di, biz hâkim ve sav­cı ala­mı­yo­ruz, 5 bi­ne ya­kın açık var. Şim­di, 2007'nin bir se­çim yı­lı ol­du­ğu, Par­la­men­to­nun ça­lış­ma sü­re­si­ni dik­ka­te al­dı­ğı­nız­da… Çün­kü bu ka­rar­da da beş ay­lık bir sü­re var…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­kan, lüt­fen, ta­mam­lar mı­sı­nız.

ADA­LET BA­KA­NI CE­MİL Çİ­ÇEK (De­vam­la) - Sa­yın Baş­kan, bu­nun­la bi­ti­re­ce­ğim.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run.

ADA­LET BA­KA­NI CE­MİL Çİ­ÇEK (De­vam­la) - Beş ay içe­ri­sin­de eğer bir ka­rar ve­ri­lip ge­re­ği ya­pı­la­maz­sa, müs­pet men­fi, on­dan son­ra tek­rar ba­kı­la­cak. Beş ayı he­sap et­ti­ği­niz­de, ne­re­dey­se, Par­la­men­to­nun ta­ti­li­ne ge­li­yor. On­dan son­ra da se­çim­ler var, 2007 yı­lı git­ti. 2008'de is­ter es­ki usul­le, is­ter ip­tal ka­ra­rı ve­ril­di, ye­ni bir dü­zen­le­me ge­rek­ti, 2008'de ala­ca­ğı­nız hâkim ve sav­cı aday­la­rı bir yıl da staj ya­pa­ca­ğı­na gö­re, 2009'un taa or­ta­la­rı­na, 2010'a…Do­la­yı­sıy­la, 2009'un or­ta­sı­na, 2010'a ka­dar ye­ni bir hâkim, sav­cı alı­na­ma­ya­ca­ğı­na, bu sü­re içe­ri­sin­de is­ter yaş had­di se­be­biy­le, is­ter baş­ka se­bep­ler­le emek­li­ye ay­rı­lan­la­rı da he­sap et­ti­ği­miz­de, bu 5 bin açı­ğın gi­de­rek da­ha bü­yük bir bo­yu­ta ula­şa­ca­ğı­na…

Şim­di, "şu­ra­da ağır ce­za açıl­sın, bu­ra­da ağır ce­za açıl­sın" di­yen ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ta­lep­le­ri var hak­lı ola­rak. Şim­di, biz, mev­cut­la bu çar­kı dön­dür­me­de zor­luk çe­ker­ken, kor­ka­rım, ile­ri­de da­ha bü­yük sı­kın­tıy­la, yar­gı, kar­şı kar­şı­ya ka­la­cak­tır.

Söy­le­ye­ce­ğim, ta­bii, baş­ka­ca hu­sus­lar var, ama, Sa­yın Ba­ka­nın da ken­di Ba­kan­lı­ğı açı­sın­dan açık­la­ma­la­rı ola­cak­tır.

Ben he­pi­ni­ze kat­kı­la­rı­nız­dan do­la­yı çok te­şek­kür edi­yo­rum.

Büt­çe­nin ha­yır­lı ve uğur­lu ol­ma­sı te­men­ni­siy­le, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti ve Ana­va­tan Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ba­kan.

Hükûmet adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­ka­nı Sa­yın Fa­ruk Na­fız Özak.

Sa­yın Ba­kan, sü­re­niz yir­mi iki da­ki­ka­dır.

Bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (Trab­zon) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ba­kan­lı­ğı­mın 2006 yı­lı fa­ali­yet­le­ri, 2007 yı­lı büt­çe ta­sa­rı­sı hak­kın­da bil­gi sun­mak üze­re hu­zur­la­rı­nız­da­yım. He­pi­ni­zi bu ve­si­ley­le say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Az ön­ce çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­miz ko­nuş­tu. Ken­di­le­ri­ne te­şek­kür edi­yo­rum. As­lın­da, be­nim için ta­lih­siz­lik, ko­nuş­ma us­ta­sı Sa­yın Ce­mil Çi­çek'ten son­ra bu­ra­ya çık­mak. O ba­kım­dan, ku­su­ru­muz var­sa af­fo­la.

Bir de, şu­nu söy­le­ye­yim: Ger­çek­ten, Ada­let Ba­kan­lı­ğı­mı­zın ça­lış­ma­la­rı­na çok te­şek­kür edi­yo­rum. Özel­lik­le, ya­pı­lan iş­le­ri Sa­yın Ba­ka­nı­mız an­lat­tı. Ad­li­ye sa­ray­la­rıy­la il­gi­li, ger­çek­ten… İn­şal­lah pa­zar gü­nü, biz, ken­di­le­riy­le Trab­zon'a gi­de­ce­ğiz. Ora­da da bir ad­li­ye sa­ra­yı in­şa­sı var. Hu­zur­la­rı­nız­da ken­di­le­ri­ne te­şek­kür edi­yo­rum.

Faz­la za­ma­nı­nı­zı al­ma­dan çok hız­la hem so­ru­la­ra ce­vap ver­mek is­te­ye­ce­ğim hem de ya­pı­lan ic­ra­at­lar­la il­gi­li an­lat­mak is­ti­yo­rum.

Ta­bii, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri Ba­kan­lı­ğı­mı­zın ic­ra­at­la­rıy­la il­gi­li olum­lu olum­suz gö­rüş­ler be­lirt­ti­ler. Tür­ki­ye eko­no­mi­si, özel­lik­le biz ik­ti­da­ra gel­di­ği­miz dört yıl ev­vel­den iti­ba­ren bu­gü­ne ka­dar hız­la ge­liş­mek­te. Bu­nun içe­ri­sin­de en bü­yük bü­yü­me­yi in­şa­at sek­tö­rü oluş­tur­du. Bu, 2005'te yüz­de 7,5 bü­yü­yen bir Tür­ki­ye'de yüz­de 21,5'luk bir in­şa­at sek­tö­rü var. Bu yıl da ge­ne ay­nı ora­nı ya­ka­la­ya­ca­ğız. İs­tih­da­mıy­la, in­şa­at sek­tö­rü, çok önem­li bir sek­tör, iki yüz ta­ne de­ği­şik sek­tö­rü ha­re­ke­te ge­çi­re­bi­li­yor.

Bir ba­kı­yor­su­nuz, yurt dı­şın­da, mü­te­ah­hit­le­ri­miz, alt­mış üç ta­ne ül­ke­de 75 mil­yar do­lar­lık iş bi­tir­miş­ler. Bu dö­nem­de de yi­ne 12 mil­yar do­lar­lık iş­le­ri var. Ger­çek­ten on­lar­la da gu­rur du­yu­yo­ruz.

Ba­kan­lık ola­rak, afet yö­ne­ti­mi, yol ya­pı­mı, ya­pı de­ne­ti­mi, ta­pu ka­das­tro ve ma­hallî ida­re­le­rin fi­nans­ma­nı hiz­met­le­ri­ne ka­dar uza­nan çok ge­niş bir yel­pa­ze­de ça­lı­şı­yo­ruz.

Özel­lik­le, Acil Ey­lem Pla­nı kap­sa­mın­da baş­lat­tı­ğı­mız ve bu­gü­ne ka­dar sür­dür­dü­ğü­müz bö­lün­müş yol ça­lış­ma­la­rı­mız­da biz ne­yi he­def­le­miş­tik: Tra­fik gü­ven­li­ği­ni ar­tır­mak, ka­za­la­rı azalt­mak, ölüm oran­la­rı­nı dü­şür­mek, sa­na­yi, ti­ca­ret ve tu­rizm sek­tör­le­ri­ni ge­liş­tir­me­nin en önem­li ge­re­ği olan ula­şım alt­ya­pı­sı­nı ge­liş­tir­mek, böl­ge­sel kal­kın­ma den­ge­si­ni sağ­la­mak, ta­şıt iş­let­me gi­der­le­ri­nin ta­sar­ru­fu, se­ya­hat kon­fo­ru­nu ar­tır­mak, se­ya­hat sü­re­si­ni azalt­mak. Bu ko­nu­da çok önem­li so­nuç­la­ra ulaş­tık.

Di­ğer ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı­nın ma­ki­ne ve per­so­nel des­te­ği­ni de ala­rak sür­dü­rü­len ça­lış­ma­lar­la, mev­cut 6.101 ki­lo­met­re­lik yol bu­gün 12.717 ki­lo­met­re­ye ulaş­tı, bu­nun için­de oto­yol­lar da var. Böy­le­ce, yol kul­la­nı­cı­la­rı­nın ta­le­bi doğ­rul­tu­sun­da, gü­ven­li, kon­for­lu, çağ­daş ih­ti­yaç­la­rı kar­şı­la­ya­cak stan­dart­ta­ki yol­la­rı in­şa ede­rek, her tür­lü ik­lim şart­la­rın­da ba­kım ve iş­let­me­si­ni ya­pa­rak, yol­la­rın da tra­fik gü­ven­li­ği­ni sağ­la­dık.

Ül­ke­mi­zin kal­kın­ma­sın­da böl­ge­le­ra­ra­sı den­ge­siz­lik­ler gi­de­ril­miş, ba­tı böl­ge­le­rin­de­ki tu­rizm, sa­na­yi, ta­rım, ti­ca­ret gi­bi sek­tör­ler­de­ki ya­tı­rı­ma yö­ne­lik fa­ali­yet­le­rin yur­du­mu­zun di­ğer böl­ge­le­ri­ne kay­dı­rıl­ma­sı özen­di­ril­miş­tir. Uzun yıl­lar ül­ke­mi­zin ba­tı böl­ge­le­rin­de özel sek­tö­rün bu yö­re­le­ri­miz­de et­kin­lik ala­nı bul­ma­sı sağ­la­na­rak, bu böl­ge­le­ri­miz­de­ki po­tan­si­yel­le­rin ül­ke eko­no­mi­mi­ze ka­zan­dı­rıl­ma­sı sağ­lan­mış­tır.

Özel­lik­le, biz, yal­nız­ca tra­fi­ğe aç­tı­ğı­mız ve göz­lem al­tın­da tut­tu­ğu­muz 1.200 ki­lo­met­re bö­lün­müş yol­da tra­fik ka­za­la­rı­nın ön­ce­si ve son­ra­sı mu­ka­ye­se edil­di­ği za­man, 163 olan ölüm­lü ka­za sa­yı­sı­nın 96'ya düş­tü­ğü göz­len­miş­tir. Bu da son de­re­ce önem­li bir ge­liş­me­dir.

981 ta­ne iş ye­rin­de top­lam 42.255 per­so­nel ve 16.749 muh­te­lif iş ma­ki­ne­si ça­lış­ma­sı sağ­la­na­rak is­tih­da­ma kat­kı­da bu­lun­du ve iş­siz­lik ora­nı yüz­de 10'la­rın al­tı­na dü­şü­rül­dü. Bu da, hem TO­Kİ'yle hem İl­ler Ban­ka­mı­zın be­le­di­ye­le­ri­mi­ze ver­miş ol­du­ğu dü­şük fa­iz­li kre­diy­le, alt­ya­pı­ya yap­tı­ğı des­tek­ler­le, KÖY­DES'le ve Ka­ra­yol­la­rı­mı­zın ça­lış­ma­la­rıy­la ger­çek­ten iş­siz­lik oran­la­rın­da önem­li azal­ma­lar ol­du.

Pro­je­siz ça­lı­şı­lı­yor­du yol­la­rı­mız, bu­nun, yüz­de 70 ora­nın­da pro­je­siz in­şa edi­len yol­la­rı­mız, dört yıl­da yüz­de 47'si gü­nü­müz şart­la­rı ve pro­je stan­dart­la­rı­na gö­re uy­gun hâle ge­ti­ril­di.

Ay­rı­ca, biz, her yıl 15.400 ki­lo­met­re­lik as­falt sat­hi kap­la­ma yol yap­tık bu yap­mış ol­du­ğu­muz 1.500 ki­lo­met­re­den faz­la yo­la ila­ve­ten ve bun­la­rın bir kıs­mı­nı da BSK'lı yap­tık. Ta­bii, esas he­de­fi­miz bun­la­rı BSK'lı ya­pa­bil­mek. 2007-2013 viz­yo­nu­muz­da, 14.500 ki­lo­met­re yo­lu BSK'lı ya­pa­rak, in­şal­lah 2013'te ül­ke­mi­zin hiz­me­ti­ne su­na­ca­ğız.

Ta­bii ki, bi­raz ev­vel eleş­ti­ril­di, BSK'lı yol­lar­la di­ğer sat­hi kap­la­ma­lı yol­la­rın ömür­le­ri ara­sın­da çok çok fark­lar var, ama bi­ri­nin ma­li­ye­ti bel­li, di­ğe­ri­nin bel­li. Ama­cı­mız, he­de­fi­miz, ev­ve­la yol gü­zergâhı­nı açıp tra­fik ka­za­la­rı­nı ön­le­mek, bu­ra­da­ki gü­ve­ni sağ­la­mak, da­ha son­ra da imkânlar öl­çü­sün­de, büt­çe den­ge­le­ri içe­ri­sin­de BSK'ya ge­çe­bil­mek.

Yap-iş­let-dev­ret ko­nu­şul­du. Ger­çek­ten yap-iş­let-dev­re­te ge­çi­yo­ruz. Gö­cek Tü­ne­li'ni aç­tık. Ora­da­ki yal­nız­ca bir yıl­da edi­len ta­sar­ruf 5,5 mil­yon YTL. Yap-iş­let-dev­ret­le, in­şal­lah, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mız da dün açık­la­dı, İs­tan­bul üçün­cü köp­rü­yü ya­pa­ca­ğız. İn­şal­lah Geb­ze-İz­mit ge­çi­şi köp­rü­sü­nü, İz­mir oto­yo­lu­nu ya­pa­ca­ğız. İn­şal­lah An­ka­ra-İz­mir oto­yo­lu­nu yap-iş­let-dev­ret­le ya­pa­ca­ğız ve bu­nun dı­şın­da ye­ni fi­nans­man mo­del­le­ri oluş­tur­mak is­ti­yo­ruz. Çün­kü, bi­li­yor­su­nuz Tür­ki­ye çok ucuz fa­iz­le, çok uzun va­dey­le kre­di bul­ma­sı­na rağ­men, büt­çe­ye so­ka­ma­dı­ğı için bir­ta­kım sı­kın­tı­lar çe­ke­bi­li­yo­ruz.

Bi­raz ev­vel de söy­len­di Ka­ra­yol­la­rı­na ve­ri­len büt­çey­le il­gi­li. Ka­ra­yol­la­rı­na ve­ri­len büt­çe, doğ­ru, ge­çen yıl­dan az ol­du; an­cak şu­nu ya­pa­ca­ğız biz: Ocak ayın­da ya­pa­ca­ğı­mız bir de­ği­şik­lik­le, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mız ve Ma­li­ye Ba­ka­nı­mız­la ko­nuş­tuk, bi­ze ge­çen yıl­dan da­ha faz­la öde­nek ve­ri­le­cek. Çün­kü biz bi­li­yo­ruz ki baş­la­yan iş­le­ri­miz var, de­vam eden iş­le­ri­miz var, doğ­ru­dur, bor­cu­muz da var.

Bor­cu­muz­la il­gi­li bu­ra­da da­ha ev­vel ar­ka­da­şı­mız çık­tı... O ka­dar bor­cu­muz yok. Bu ay so­nu­na ka­dar bir mik­ta­rı­nı ka­pa­ta­ca­ğız, di­ğe­ri za­ten Ka­ra­de­niz sa­hil yo­lun­da­ki mü­te­ah­hit­le­ri­miz­le. Sa­yın Baş­ba­kan­la bir­lik­te ko­nuş­tuk, on­la­ra olan bor­cu­mu­zu da ocak, şu­bat, mart ay­la­rın­da öde­ye­rek ka­pa­ta­ca­ğız. An­cak ifa­de edil­di­ği gi­bi Ka­ra­yol­la­rı­nın ma­zot­çu­ya, ben­zin­ci­ye bor­cu yok. Bu doğ­ru de­ğil. Bi­zim on­lar­la bir işi­miz yok. Bi­zim bor­cu­muz mü­te­ah­hit­le­ri­mi­ze, ama on­lar­la da ko­nuş­tuk, on­la­rı da hal­le­de­ce­ğiz. Ken­di­le­riy­le de ko­nu­şul­muş­tur bu.

Yi­ne Ka­ra­yol­la­rıy­la il­gi­li bir­ta­kım, kar mü­ca­de­le­siy­le il­gi­li ko­nu­şul­du. Ge­çen se­ne yap­tı­ğı­mız kar mü­ca­de­le­si ger­çek­ten tak­di­re şa­yan. Ge­çen yıl­ki yo­ğun ka­rı dü­şü­ne­lim, o kar­da bir ta­ne yo­lu­muz ka­pan­ma­dı. Ge­ce sa­bah­la­ra ka­dar ça­lı­şan özel­lik­le per­so­ne­li­mi­zi hu­zur­la­rı­nız­da teb­rik edi­yo­rum. Bu iş­ler için yi­ne bu yıl ha­zı­rız. Ka­ra­yol­la­rı her za­man bu ko­nu­da ha­zır, o ba­kım­dan hiç kim­se me­rak et­me­sin.

Yol­da­ki bu ağır­lık de­ne­ti­miy­le, ön ih­bar­lı özel­lik­le sis­tem­li ağır­lık de­ne­tim is­tas­yo­nun­dan ar­ka­daş­lar bah­set­ti­ler. Bu ko­nu da doğ­ru­dur. Ma­ale­sef is­ti­ap had­di­ne uyul­mu­yor Tür­ki­ye'de. Bu ko­nu­da sı­kın­tı­lar var. Biz Tür­ki­ye'nin her ta­ra­fın­da eşit za­man­da ve her yer­de yap­mak şar­tıy­la bu­nu sağ­la­ma­lı­yız. Çün­kü, bu, ma­ale­sef yol­la­rı­mı­zı boz­mak­ta­dır, bu­nu bi­li­yo­ruz ve bu­nu biz çı­kar­mış ol­du­ğu­muz bir ya­say­la da Ulaş­tır­ma Ba­kan­lı­ğı­mı­za dev­ret­tik. Ulaş­tır­ma Ba­kan­lı­ğı­mız­la, bu ko­nu­da, bu yıl­ba­şı­na ka­dar ça­lı­şı­yo­ruz, da­ha son­ra, ko­nu­yu ken­di­le­ri­ne ak­ta­ra­ca­ğız.

Bi­raz ev­vel, özel­lik­le, Gü­ney­do­ğu Ana­do­lu'da­ki bu sel ola­yın­dan bah­se­dil­di ve "Abart­ma­yın." ifa­de­si kul­la­nıl­dı bu­ra­da Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­za it­ha­fen. Şim­di, şu­nu söy­le­ye­yim: Gü­ney­do­ğu'da­ki sel fe­la­ke­tin­den son­ra, ev­ve­la iki ba­ka­nı­mız ora­ya git­ti; Meh­di Bey, Ab­dül­ka­dir Ak­su Bey. Da­ha son­ra, dört ba­ka­nı­mız; ben dâhil ol­mak üze­re, Millî Eği­tim Ba­ka­nı­mız, Sağ­lık Ba­ka­nı­mız, Ta­rım Ba­ka­nı­mız, Ener­ji Ba­ka­nı­mız. Da­ha son­ra, yi­ne, ben git­tim. Da­ha son­ra da, Sa­yın Baş­ba­kan­la be­ra­ber beş ta­ne ba­ka­nı­mız git­ti. He­li­kop­ter­le bü­tün yer­le­ri gez­dik. Es­na­fı­mız­la, köy­lü­müz­le ko­nuş­tuk, bü­tün ora­da­ki si­vil top­lum ör­güt­le­riy­le ko­nuş­tuk. Kı­zı­la­yı­mız­la bir­lik­te ha­re­ket et­tik ve ora­ya, gö­rül­me­dik ça­buk­luk­ta yar­dım gö­tür­dük. Bi­raz ev­vel söy­le­nen ra­kam de­ğil, 26 tril­yon li­ra pa­ra ora­ya gön­de­ril­miş­tir ve va­tan­da­şı­mı­zın za­rar­la­rı anın­da gi­de­ril­miş­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ay­rı­ca, Bat­man'da kent­sel dö­nü­şüm ya­pı­la­rak 1.202 ta­ne ko­nut ya­pa­ca­ğız. Di­yar­ba­kır'da ya­pa­ca­ğız, o ko­nu­da TO­Kİ Baş­ka­nı­mız­la ko­nu­şul­du ve yer­ler ayar­lan­dı, hep­si ya­pı­la­cak. Ta­bii, gö­nül is­ter ki, bu çar­pık ya­pı­laş­ma ol­ma­sın. Bu, he­pi­mi­zin so­ru­nu. Bu ko­nu­da Ba­kan­lı­ğı­mı­zın yap­mış ol­du­ğu ça­lış­ma­la­rı siz­ler­le pay­la­şa­ca­ğım.

Bi­raz ev­vel de, yi­ne, şu söy­len­di: "Ka­ra­de­niz sa­hil yo­lun­da ne olu­yor?" Ka­ra­de­niz sa­hil yo­lu, bi­li­yor­su­nuz, 1987 yı­lın­da baş­la­mış, 1990'lı yıl­la­rın son­la­rın­da hız­lan­dı­rıl­mış ve bi­zim ik­ti­da­ra gel­di­ği­miz dö­nem­de, da­ha yüz­de 40'ı fi­zi­ki ola­rak bi­ti­ril­me­miş, pa­ra­sal ola­rak da yüz­de 40'a gel­me­miş bir yol­du. Biz, on­dan son­ra, sa­de­ce 2005 yı­lın­da bu işin yüz­de 25'ini yap­tık de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

Bi­raz ev­vel ar­ka­da­şı­mız sür­çü­li­san et­ti ga­li­ba, ken­di­si de her za­man böy­le, eleş­ti­ri­yor, bu­ra­da,  so­nun­da din­le­mi­yor, gi­di­yor.

ASIM AY­KAN (Trab­zon) - Kim o?

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (De­vam­la) - Mu­har­rem Bey.

"400 ki­lo­met­re­si biz­den ev­vel ya­pıl­mış…" Ha­yır, biz­den ev­vel fi­zi­ki ola­rak da, pa­ra­sal ola­rak da bu­nun yüz­de 40'ı ya­pıl­mış. Biz, dört yıl­da bun­la­rın yüz­de 60'ını ya­pa­ca­ğız. Şu an­da gel­di­ği­miz nok­ta­da 500 ki­lo­met­re­yi geç­tik, in­şal­lah 31/12'de 538 ki­lo­met­re­lik yo­lu aça­ca­ğız. Ti­re­bo­lu tü­nel­le­ri, Gül­bur­nu vi­ya­dü­ğü ve Arak­lı tü­nel­le­ri ha­riç, in­şal­lah, ocak ayın­da, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın tes­pit et­ti­ği bir gün­de, mil­let­ve­kil­le­ri­miz­le ve eme­ği ge­çen her­kes­le, Sam­sun'dan hep be­ra­ber gi­re­ce­ğiz, Sarp'tan çı­ka­ca­ğız.

Bo­la­man'ı da, in­şal­lah -müj­de­li­yo­rum- bu cu­ma gü­nü va­tan­da­şı­mı­zın hiz­me­ti­ne açı­yo­ruz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Yi­ne, şu­nu söy­le­ye­yim: Bo­lu Da­ğı da, o da yir­mi yıl sü­ren bir se­rü­ven­di. Ora­da da, biz, yüz­de 45 fi­zi­ki ger­çek­leş­mey­le al­mış­tık, aşa­ğı yu­ka­rı on beş yıl­da. Biz, onun dört yıl­da yüz­de 55'ini ta­mam­la­dık. İn­şal­lah, 23 Ocak­ta İtal­ya Baş­ba­ka­nı ge­le­cek, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mız­la be­ra­ber İs­tan­bul-An­ka­ra ta­ra­fı­nı aça­ca­ğız.

Di­ğer ta­raf­ta, bi­li­yor­su­nuz, ha­va ısı­sı­nın dü­şü­şü ne­de­niy­le bir­ta­kım zor­luk­lar var. Onu da, ora­da­ki aşın­ma ta­ba­ka­sı­nı dö­ke­bi­le­ce­ği­miz ik­lim şart­la­rı­nı bul­du­ğu­muz za­man aça­ca­ğız. Bu­nun, bi­li­yor­su­nuz, sen­sör­le­ri oto­ma­tik. Bu­ra­da kar mü­ca­de­le­si oto­ma­tik ola­rak ya­pı­la­cak. Onun­la il­gi­li ça­lış­ma­lar de­vam edi­yor. Ge­çen haf­ta ora­day­dık. Oray­la il­gi­li de tüm öde­me plan­la­rı ya­pıl­mış­tır. İn­şal­lah, onu da, hep be­ra­ber hiz­me­te aça­ca­ğız. Bu yı­lan hikâye­si de, in­şal­lah, hep be­ra­ber, bi­te­cek.

Çok de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın bir­ta­kım so­ru­la­rı var. Özel­lik­le on­la­rı da hu­zur­la­rı­nız­da ce­vap­la­mak is­ti­yo­rum:

"Ya­lo­va-Al­tı­no­va Ter­sa­ne­si'ne ne­den, na­sıl izin ve­ril­di?" Bi­li­yor­su­nuz, bu ter­sa­ne­ye izin ve­ri­lir­ken en son im­za­yı biz atı­yo­ruz. Ama, en az on üç ta­ne ku­ru­luş­tan so­ru­yo­ruz ve ce­vap alı­yo­ruz; on­dan son­ra, biz, bu iz­ni ve­re­bi­li­yo­ruz. Tüm ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı­nın olum­lu gö­rüş­le­ri alı­na­rak onay­lan­dı. Ay­rı­ca, il­gi­li je­olo­jik etüt ra­po­ru da onay­lan­dı. Hâlen, yar­gı or­ga­nı ta­ra­fın­dan, ya­ni Da­nış­tay ta­ra­fın­dan yü­rüt­me­nin dur­du­rul­ma­sı ka­ra­rı ve­ril­miş ol­du­ğun­dan uy­gu­la­ma bek­le­til­mek­te­dir. Bu­nu söy­le­ye­yim.

Yi­ne "Zon­gul­dak-Koz­lu kı­yı ke­nar çiz­gi­si…" Bu dos­ya Va­li­lik­te. Dü­zelt­me­le­ri ve tes­pit­le­ri ya­pıp, Ba­kan­lı­ğa gön­der­me­le­ri­ni biz bek­li­yo­ruz.

Yi­ne "ül­ke öl­çe­ğin­de­ki bü­tün­le­şik afet teh­li­ke ha­ri­ta­la­rı­nın ha­zır­lan­ma­sı ge­rek­ti­ği…" Bu, Afet İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Kas­ta­mo­nu ve Ka­ra­bük il­le­ri bü­tün­le­şik afet teh­li­ke ha­ri­ta­la­rı­nı bi­tir­di. 2007, 2008 yıl­la­rın­da Bar­tın ve Zon­gul­dak il­le­ri­ni ta­mam­la­ya­rak, Ba­tı Ka­ra­de­niz Böl­ge­si'nin bü­tün­le­şik afet teh­li­ke ha­ri­ta­sı­nı üre­te­cek­tir. Bu ko­nu­da ya­zı­lı ce­vap­la­rı da ken­di­le­ri­ne ve­re­ce­ğim.

Özel­lik­le afet iş­le­ri ko­nu­sun­da bi­raz bil­gi si­ze tak­dim et­mek is­ti­yo­rum. Şim­di, ilk kez yı­lı içe­ri­sin­de afe­te mü­da­ha­le edi­yo­ruz ve va­tan­daş­la­rı­mı­zın ko­nut­la­rı­nı tes­lim edi­yo­ruz. 2003-2006 yıl­la­rı ara­sın­da 26 bin ta­ne afet ko­nu­tu, 1.400 ta­ne de ahır bi­na­sı yap­tık. Özel­lik­le il­ler­de bu­nu TO­Kİ'yle ya­pı­yo­ruz, köy­ler­de evi­ni ya­pa­na yar­dım me­to­duy­la ya­pı­yo­ruz. Ay­rı­ca ilk de­fa ta­pu ve­ril­di, bu­nu da söy­le­ye­yim.

Yi­ne, şu­nu söy­le­ye­yim: 1966-2002 yıl­la­rı ara­sın­da ül­ke­miz­de mey­da­na ge­len do­ğal afet­ler­den ka­lan 66 Muş, Var­to ve Er­zu­rum, Hı­nıs dep­rem­le­ri ile 75 Di­yar­ba­kır, Li­ce, Ha­ni dep­rem­le­rin­den ka­lan 11.707 ko­nu­tu da bi­zim dö­ne­mi­miz­de ta­mam­la­dık, tes­lim et­tik. Ya­ni, bu­ra­da da kırk yıl­lık bir has­re­ti bi­tir­miş ol­duk, bu­nu da söy­le­mek is­ti­yo­rum.

Yi­ne, ta­pu ve­ri­le­me­yen ko­nut­la­ra ta­pu ver­me iş­lem­le­ri­ni hız­lan­dır­dık. Mar­ma­ra dep­rem ko­nut­la­rın­dan 43 bin ta­ne­si­nin ve di­ğer böl­ge­ler­de­ki bek­le­yen ta­pu­la­rı da ve­ril­mek­te­dir.

Yi­ne, Mar­ma­ra Böl­ge­si'nde bir hak­sız­lık var­dı, bu­nu dü­zelt­tik: Bu­ra­da­ki, PUB'un üret­ti­ği ko­nut­lar­la Ba­yın­dır­lık Ba­kan­lı­ğı­nın üret­ti­ği ko­nut­lar ara­sın­da fi­yat far­kı var­dı, bun­la­rı va­tan­da­şın le­hi­ne dü­zelt­tik.

Yi­ne, ka­lı­cı iş yer­le­rin­de yüz­de 50 is­kon­to yap­tık ve pe­şin öde­ye­ne yüz­de 20 dü­şü­re­rek bu­ra­da­ki va­tan­daş­la­rı­mı­za da 86 tril­yon­luk bir süb­van­si­yon uy­gu­la­dık. On­la­rı da on­lar­la pay­laş­tık. Böy­le­ce bu hak­sız­lı­ğı dü­zelt­miş ol­duk.

Ora­da kul­la­nıl­ma­yan ka­lı­cı iş yer­le­riy­le il­gi­li üni­ver­si­te­le­ri­mi­zin, be­le­di­ye­le­ri­mi­zin ta­le­bi var­dı, on­la­rın hiz­met­le­ri­ne su­nu­yo­ruz.

Er­dal Bey'in, Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­müz­le il­gi­li özel­lik­le so­ru­la­rı­nı ce­vap­la­mak is­ti­yo­rum. Bir ke­re, sit alan­la­rın­da bu zil­yet­lik hü­küm­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­na ola­nak sağ­la­yan ya­sa ta­sa­rı­sı ko­mis­yon­dan geç­ti. Söy­le­di­ği doğ­ruy­du, bu­ra­da bir hak­sız­lık var­dı. Bu, in­şal­lah Ge­nel Ku­rul­da gö­rü­şü­le­cek ve id­dia edi­len hak­sız­lık­lar gi­de­ril­miş ola­cak. Bu doğ­ru bir tes­pit. Bu­na biz he­men mü­da­ha­le et­tik.

TAK­BİS Pro­je­si şu ana ka­dar iki aşa­ma­lı ola­rak uy­gu­lan­dı. Bi­rin­ci aşa­ma pi­lot pro­je olup ma­li­ye­ti 10,5 tril­yon li­ra­dır. İkin­ci aşa­may­sa yay­gın­laş­tır­ma ile il­gi­li olup, 77 tril­yon TL, HA­VEL­SAN AŞ'ye iha­le edil­miş­tir. Söz ko­nu­su Pro­je 120 bi­rim­de ba­şa­rıy­la yü­rü­tül­mek­te olup, bir haf­ta ön­ce, bu pro­je, TÜ­Sİ­AD ve Tür­ki­ye Bi­li­şim Vak­fı ta­ra­fın­dan ka­mu ala­nın­da­ki pro­je­ler ara­sın­da bi­rin­ci­lik ödü­lü ka­zan­dı.

MER­NİS sa­yı­sal­laş­tır­ma iha­le­si, sa­yı­sal­laş­tır­may­la il­gi­li ya­sal dü­zen­le­me­nin ge­cik­me­si ne­de­niy­le ip­tal edil­miş olup, id­dia edi­len hu­sus­la­rın hiç­bi­ri doğ­ru de­ğil, bu­nu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Doğ­ru­dan ser­ma­ye­yi teş­vik ama­cıy­la 4875 sa­yı­lı Ya­sa çer­çe­ve­sin­de edi­ni­len gay­ri­men­kul­le­rin is­ta­tis­tik­le­ri ya­sa ge­re­ği Ha­zi­ne Müs­te­şar­lı­ğın­ca tu­tul­mak­ta olup, ya­ban­cı ger­çek ki­şi­ler­le il­gi­li tüm is­ta­tis­ti­ki bil­gi­ler Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğün­ce sağ­lık­lı bir şe­kil­de tu­tul­mak­ta ve ta­kip edil­mek­te­dir.

Özel­lik­le ka­das­tro ça­lış­ma­la­rın­da, geç­miş­te, yıl­da or­ta­la­ma 350 köy, ma­hal­le ya­pı­lır­ken, bu dö­nem, bi­zim ik­ti­da­rı­mız­da, 3.500 köy, ma­hal­le­ye çı­ka­rıl­mış ve işin has­sa­si­ye­ti de… Geç­mi­şe gö­re çok da­ha iyi du­rum­da.

Or­man ve sit­le il­gi­li so­run­lar da as­ga­ri­ye in­di­ril­miş du­rum­da; bu­nu da si­zin­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

Sa­yın Arı­oğ­lu'na te­şek­kür ede­rim. Ger­çek­ten, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın hu­zur­la­rın­da çok gü­zel bir su­num yap­tı­lar; ken­di­si­nin du­yar­lı­lı­ğı­na te­şek­kür ede­riz.

Bu he­pi­mi­zin ko­nu­su, bu­nun si­ya­si bir gö­rü­şü ol­maz. Si­vil top­lu­muy­la, be­le­di­ye­le­riy­le, ki­şi­le­riy­le, ku­rum­la­rıy­la, hükûme­tiy­le, mu­ha­le­fe­tiy­le, ger­çek­ten bu son de­re­ce önem­li bir hu­sus. Özel­lik­le bu ko­nu­da ça­lış­ma­lar de­vam edi­yor.

Ay­rı ku­rum­lar... Sa­yın Arı­oğ­lu tek bir ku­rum­da bir­leş­me­si­ni is­ti­yor. Say­gı du­yu­lur, tar­tı­şı­la­bi­lir. Ba­kan­lı­ğı­mı­zın Müs­te­şa­rı­nın baş­kan­lı­ğın­da, 13 ku­rum müs­te­şa­rı­nın oluş­tur­du­ğu Mer­kez Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu var. Her ku­rum ken­di üze­ri­ne dü­şen so­rum­lu­lu­ğu be­lir­le­miş, ça­lış­ma­lar bu­na gö­re ya­pı­lı­yor.

Ay­rı­ca, İs­tan­bul'la il­gi­li ne­ler ya­pı­yo­ruz, mü­sa­ade­niz­le, za­ma­nım dol­ma­dan, ça­buk ola­rak söy­le­ye­ce­ğim. As­lın­da, bu ko­nu, son de­re­ce önem­li bir ko­nu; bu ko­nu­da çok hız­lı dav­ran­ma­mız la­zım, bu­nun fi­nans­ma­nı­nı oluş­tur­ma­mız la­zım, bu­nun­la il­gi­li dö­nü­şüm ya­sa­sı­nı bir an ev­vel çı­kar­ma­mız la­zım. İn­şal­lah... Bu ya­sa Ba­yın­dır­lık Ko­mis­yo­nun­dan geç­ti. Bu­nu bü­tün İs­tan­bul mil­let­ve­kil­le­ri­miz, özel­lik­le Mar­ma­ra Böl­ge­si'nde bu so­ru­nu ya­şa­yan mil­let­ve­kil­le­ri­miz ön­ce­lik­li ol­mak üze­re, An­ka­ra Be­le­di­ye Baş­ka­nı­mız ve di­ğer be­le­di­ye baş­kan­la­rı­mız ta­kip edi­yor­lar. Hu­ku­ki ve ma­li so­run­la­rı, in­şal­lah, çö­züp, be­le­di­ye­le­ri­mi­zin em­ri­ne bu ya­sa­mı­zı su­na­ca­ğız.

Bu­ra­da, ge­çen, Ba­yın­dır­lık Ko­mis­yo­nun­da tar­tı­şıl­dı. Yal­nız­ca, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mız­la ve Ma­li­ye Ba­ka­nı­mız­la ko­nu­şa­ca­ğı­mız bir hu­sus kal­dı: ÖTV, KDV'nin mu­af edil­me­si ve yi­ne, 500 hek­tar­dan faz­la dö­nü­şüm alan­la­rı ya­pı­la­cak yer­ler­de, o yer­ler­de top­la­nan ver­gi­nin bu be­le­di­ye­le­re ve­ri­le­cek olan ora­nı­nın tes­pi­ti. Bu­nu hal­let­ti­ği­miz za­man, in­şal­lah, bu­nu ocak ayın­da çı­ka­ra­ca­ğız.

Yi­ne, Afet İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan, İs­tan­bul ili Av­cı­lar il­çe­sin­de, ha­sar­la­rın ne­de­ni­ni araş­tır­mak ama­cıy­la je­ofi­zik etüt­ler ya­pıl­mış­tır. İkin­ci ola­rak, Dep­rem Araş­tır­ma Da­ire­si, ya­ni bi­zim Afet İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan yü­rü­tü­len ulu­sal sis­mik ağın ge­liş­ti­ril­me­si, Tür­ki­ye kuv­vet­li yer ha­re­ke­ti ka­yıt şe­be­ke­si ve ül­ke öl­çe­ğin­de dep­rem göz­lem şe­be­ke­si ça­lış­ma­la­rı kap­sa­mın­da İs­tan­bul ve ya­kın çev­re­si­nin sis­mik ak­ti­vi­te­si sü­rek­li iz­len­mek­te­dir.

Ba­kan­lı­ğı­mız, ve­ri ka­li­te­si yük­sek, ger­çek za­man­lı 19 adet ge­niş bant is­tas­yo­nu­nun alı­mı­nı ya­pa­rak Tür­ki­ye'nin ilk Uy­du İle­ti­şim­li Tür­ki­ye Ulu­sal Sis­mik Ağı Sis­te­mi­nin Ge­liş­ti­ril­me­si Pro­je­si'ni baş­lat­mış­tır. Bu pro­je kap­sa­mın­da hâlen 53 adet dep­rem ka­yıt is­tas­yo­nu ça­lış­mak­ta­dır.

Kent­sel dö­nü­şü­mü söy­le­dim. Dep­rem Böl­ge­le­rin­de Ya­pı­la­cak Bi­na­lar Hak­kın­da Yö­net­me­lik 06/03/2006 ta­ri­hin­de çı­ka­rıl­mış­tır. Alt­ya­pı­lar ve Ka­ra Yo­lu Yol Bo­yu Mü­hen­dis­lik Ya­pı­la­rı İçin Afet Yö­net­me­li­ği… Bu yok­tu ma­ale­sef, bu da çı­ka­rıl­mış­tır. Te­mel ze­min etüt­le­ri for­ma­tı ha­zır­lan­mış­tır. Afet Yö­ne­ti­mi Stra­te­jik Pla­nı ha­zır­lan­mak­ta­dır.

TÜ­Bİ­TAK Ka­mu Ku­rum­la­rı Araş­tır­ma Pro­je­le­ri al­tın­da Ba­kan­lı­ğı­mız­ca yü­rü­tü­len Tür­ki­ye'nin Dep­rem Ris­ki Yük­sek Je­os­tra­te­jik An­cak Tek­to­nik Re­jim­le­ri Fark­lı Böl­ge­le­rin­de Dep­rem Dav­ra­nı­şı­nın Çok Di­sip­lin­li Yak­la­şım­lar­la Araş­tı­rıl­ma­sı Pro­je­si'yle Mar­ma­ra'da dep­rem araş­tır­ma­la­rı ko­nu­sun­da ya­pı­lan sü­rek­li göz­lem ça­lış­ma­la­rı ül­ke ge­ne­li­ni kap­sa­ya­cak şe­kil­de ge­niş­le­til­mek­te­dir.

Ulu­sal Kuv­vet­li Yer Ha­re­ke­ti Ka­yıt Şe­be­ke­si Ve­ri Ta­ba­nı­nın Ulus­la­ra­ra­sı Öl­çüt­le­re Gö­re Der­len­me­si Pro­je­si TÜ­Bİ­TAK'la ya­pıl­mak­ta­dır. Yi­ne, TÜ­Bİ­TAK Mar­ma­ra Araş­tır­ma Mer­ke­zi ile yü­rü­tü­len "Dep­rem Son­ra­sı Acil Göz­lem Araş­tır­ma­la­rı" di­ye bir baş­ka pro­je­dir.

Bi­lim ve Tek­no­lo­ji Yük­sek Ku­ru­lu­nun 2005 yı­lı bi­rin­ci top­lan­tı­sın­da alı­nan ka­rar­la, TÜ­Bİ­TAK, Kan­dil­li ve üni­ver­si­te­ler­le iş bir­li­ği için­de, dep­rem ile il­gi­li ka­mu­sal araş­tır­ma ça­lış­ma­la­rı­nın ko­or­di­nas­yo­nu gö­re­vi Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­mı­za ve­ril­miş­tir. Bu kap­sam­da, Ulu­sal Dep­rem Araş­tır­ma­la­rı Prog­ra­mı, Bi­lim ve Tek­no­lo­ji Yük­sek Ku­ru­lu­na su­nul­muş ve ka­bul edil­miş­tir.

İs­tan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­nin yap­mış ol­du­ğu ça­lış­ma­lar: İs­tan­bul'un il­çe­le­riy­le il­gi­li je­olo­jik, jeo­tek­nik ça­lış­ma­lar­da fark­lı olan yer­le­şi­me uy­gun­luk sı­nıf­lan­dır­ma­la­rı stan­dart hâle ge­ti­ril­miş­tir. Hal­kın bil­gi­len­di­ril­me­si ve bi­linç­len­di­ril­me­si ama­cıy­la, üni­ver­si­te­ler, mes­lek oda­la­rı ve si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı­nın des­te­ği de alı­na­rak, top­lum­sal ör­güt­len­me ve eği­tim prog­ram­la­rı ha­zır­lan­mak­ta­dır.

Ya­pı İş­le­ri Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­müz­ce, Tür­ki­ye'de bir en­van­ter ça­lış­ma­sı ya­pıl­dı. 80 bin adet ci­va­rın­da resmî bi­na ol­du­ğu tes­pit edil­di. Bu ko­nu­da Ay­dın Du­ma­noğ­lu Ho­ca­mı­zın da kat­kı­la­rı var, te­şek­kür edi­yo­rum.

Ül­ke ge­ne­lin­de bu­gü­ne ka­dar 1.082 adet okul, has­ta­ne, ka­mu bi­na­sı­nın güç­len­dir­me pro­je­si ha­zır­lan­mış olup, bun­lar­dan 764 ade­di­nin güç­len­di­ril­me­si ta­mam­lan­dı. İs­tan­bul'da 291 adet okul, has­ta­ne ve di­ğer ka­mu bi­na­sı­nın güç­len­di­ril­me­si ta­mam­lan­dı. 61 adet okul yı­kı­la­rak ye­ni­den ya­pıl­dı. 866 adet ka­mu bi­na­sı­nın da güç­len­dir­me pro­je­si ha­zır­lan­dı.

Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ola­rak İs­tan­bul çev­re yol­la­rı ile oto­yol­lar üze­rin­de köp­rü ve vi­ya­dük­le­rin sis­mik tak­vi­ye­si kap­sa­mın­da, iç kay­nak ile fi­nan­se edi­len pro­je­ler­den 11 ta­ne köp­rü ve vi­ya­dü­ğün sis­mik tak­vi­ye­si 2005 yı­lın­da ta­mam­lan­dı. 157 adet köp­rü ve vi­ya­dük­te, sis­mik tak­vi­ye ça­lış­ma­la­rı de­vam edi­yor. Bu ya­pı­la­rın 10 ade­din­de sis­mik tak­vi­ye ça­lış­ma­la­rı 2006 yı­lın­da ta­mam­lan­dı. Ka­lan 147 adet ya­pı­da­ki ça­lış­ma­lar, 2007 ve 2008'de bi­ti­ri­le­cek. Ay­rı­ca, 144 adet köp­rü ve vi­ya­dü­ğün sis­mik tak­vi­ye pro­je­len­dir­me ça­lış­ma­la­rı sür­dü­rül­mek­te olup, 58 ade­di­nin pro­je­si ta­mam­lan­dı. En önem­li pro­je­miz, dış kre­diy­le, Ja­pon kre­di­siy­le fi­nan­se edi­len İs­tan­bul'da­ki bü­yük açık­lık­lı 2 köp­rü ve di­ğer 11 adet vi­ya­dü­ğün iha­le­si, sis­mik güç­len­dir­me iha­le­si ya­pıl­dı. Bu da, 2006'da baş­la­dı, 2007 ve 2008 yıl­la­rın­da ta­mam­la­na­cak.

Yi­ne, ye­rel yö­ne­tim­ler için, afet­ler­le il­gi­li ye­ni mev­zu­at dü­zen­le­me­le­ri, özel ida­rey­le, bun­lar­la ya­pıl­dı. Ay­rı­ca, mik­ro böl­ge­le­me ve risk ana­liz­le­ri, dep­rem mas­ter pla­nı, bi­raz ev­vel Sa­yın Ve­ki­li­miz bah­set­ti, İs­tan­bul dep­rem…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­ka­nım, lüt­fen, to­par­lar mı­sı­nız.

Bu­yu­run.

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (De­vam­la) - İs­tan­bul dep­rem mas­ter pla­nı üç ta­ne te­mel pa­ke­ti ba­rın­dı­rı­yor:

1) Sa­kı­nım Pla­nı,

2) Ye­rel Ey­lem Pla­nı,

3) Araş­tır­ma ve Et­kin­lik Prog­ram­la­rı.

Özel­lik­le bu ko­nu­da ya­pı­lan ça­lış­ma­lar dı­şın­da kent je­olo­ji­si ça­lış­ma­la­rı… Bu ko­nu­da, İs­tan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­nin yet­ki ala­nı içe­ri­sin­de­ki 27 il­çe­nin imar plan­la­rı­na esas, yer­le­şim uy­gun­luk, jeo­tek­nik, je­olo­jik ha­ri­ta­la­ma ça­lış­ma­la­rı ta­mam­lan­dı ve Afet İş­le­rin­ce onay­lan­dı.

Mik­ro­böl­ge­le­me ra­por ve ha­ri­ta­la­rı­nın ya­pıl­ma­sı, dep­rem ka­yıt is­tas­yon­la­rı, ze­min çe­kir­dek bil­gi ban­ka­sı, dep­rem kes­tir­me­le­ri pro­je­si, HAZ­TURK de­nen bir pro­je­miz var ve Acil Ula­şım ve Ey­lem Pla­nı, Ulaş­tır­ma Ba­kan­lı­ğıy­la ya­pıl­dı. Aşı­rı Ya­ğış Du­ru­mun­da Acil Ey­lem Pla­nı, ulus­la­ra­ra­sı top­lan­tı ve ya­yın­lar ya­pıl­dı.

Ya­pı gü­ven­li­ği­ne yö­ne­lik ça­lış­ma­lar, en önem­li­si de Zey­tin­bur­nu Kent­sel Dö­nü­şüm Pro­je­si. Bu­ra­da mik­ro­böl­ge­le­me ça­lış­ma­sı ya­pıl­dı. 16 bin bi­na, İs­tan­bul Dep­rem Mas­ter Pla­nı­nın ön­gör­dü­ğü şe­kil­de ka­de­me­li ta­ra­may­la in­ce­len­di. Ola­sı bir dep­rem anın­da yı­kıl­ma­sı muh­te­mel bi­na­lar tes­pit edil­di. Ta­rihî ve kül­tü­rel ya­pı­la­rın mev­cut du­rum­la­rı tes­pit edil­di. De­mog­ra­fik ya­pı, kül­tü­rel ve eko­no­mik do­ku ile ti­ca­ri du­rum tes­pit edil­di. Dün­ya­nın ön­de ge­len bü­yük kent­le­ri in­ce­le­ne­rek, ön­ce İs­tan­bul için da­ha son­ra da Zey­tin­bur­nu için plan se­nar­yo­la­rı ha­zır­lan­dı, ye­ni bir Zey­tin­bur­nu için plan se­nar­yo­la­rı üre­til­di. Acil ey­lem plan­la­rı ha­zır­lan­dı. Araç, ge­reç ve per­so­ne­le yö­ne­lik ça­lış­ma­lar ya­pıl­dı. İle­ti­şim ve bil­gi tek­no­lo­ji­si­ne yö­ne­lik ça­lış­ma­lar ya­pıl­dı. İs­tan­bul Va­li­li­ği­nin Afet Yö­ne­tim Mer­ke­ziy­le il­gi­li yap­tı­ğı ça­lış­ma­lar var. Ma­hal­le Afet Gö­nül­lü­le­ri Des­tek Pro­je­si var, MAG Pro­je­si. Her Ma­hal­le­ye Afet İs­tas­yo­nu Pro­je­si var. Er­ken Uya­rı ve Acil Mü­da­ha­le Amaç­lı Ka­yıt Şe­be­ke­si Pro­je­si var. İs­tan­bul Afe­te Ha­zır­lık Eği­tim Pro­je­si var ve kur­tar­ma mal­ze­me­le­ri­nin ulus­la­ra­ra­sı ku­ru­luş­lar­dan te­mi­ni ve eği­tim ça­lış­ma­sı, İS­MEP Pro­je­si...

Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­mı­zın, Ener­ji ve Ta­biî Kay­nak­lar Ba­kan­lı­ğı­mı­zın ve üni­ver­si­te­le­ri­mi­zin ça­lış­ma­la­rı var.

Bu, ta­bii, son de­re­ce önem­li ko­nu, böy­le, on da­ki­ka­ya sı­ğa­cak bir ko­nu de­ğil. Özel­lik­le Sa­yın Arı­oğ­lu'na, tek­rar hu­zur­la­rı­nız­da te­şek­kür edi­yo­rum, ger­çek­ten, du­yar­lı­lı­ğı için. De­vam­lı bu ko­nu­yu… Bi­zi gör­dü­ğü her yer­de uya­rı­yor. Ken­di­si­ne, ger­çek­ten, bu ko­nu­da bi­raz ev­vel de yap­mış ol­du­ğu tek­nik ve içe­rik açı­dan çok do­lu ko­nuş­ma­sın­dan do­la­yı te­şek­kür edi­yo­rum.

Tek­rar söy­lü­yo­rum: Bi­zim, Ba­yın­dır­lık Ba­kan­lı­ğı­mı­za ve Ka­ra­yol­la­rı­mı­za ve­ri­len bu öde­nek­ler az­dır. An­cak, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın ve Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı­mı­zın bir­lik­te yap­mış ol­du­ğu­muz top­lan­tı­da bü­yük ih­ti­mal­le, bi­ze, 2006'nın so­nun­da, 2007'nin Ocak, Şu­bat, Mart ay­la­rın­da ge­çen yıl­dan da­ha faz­la bir pa­ra öde­ne­cek­tir. Çün­kü, bu yılkî he­def­le­ri­miz bi­zim, 2007'de, son de­re­ce bü­yük. Bu­nun bi­lin­cin­de­yiz.

Bi­raz ev­vel ar­ka­da­şı­mı­zın bir ko­nuş­ma­sı var. Ona it­ha­fen şu­nu söy­le­ye­rek ara­nız­dan ay­rıl­mak is­ti­yo­rum: Ben bu­nu de­vam­lı ya­pı­yo­rum. 1920'ler­de, cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin ku­ru­cu­su Bü­yük Ön­der Ata­türk şöy­le bir ifa­de kul­lan­dı: "Ne­re­ye git­tiy­sem ben­den iki şey is­te­di­ler. Bir, okul; iki, yol." Biz de di­yo­ruz ki: Her hükûmet okul ve yol yap­tı -her­ke­se te­şek­kür edi­yo­ruz- biz­den ev­vel, ama ba­kar­sa­nız, en faz­la ders­lik sa­yı­sı, 100 bi­ni aş­tık -bir re­kor- bi­zim ik­ti­da­rı­mız dö­ne­min­de, en faz­la ki­lo­met­re de yol yi­ne bi­zim ik­ti­da­rı­mız dö­ne­min­de. O hâlde, biz, Bü­yük Ön­der Ata­türk'ün ta­li­ma­tı­nı ve va­si­ye­ti­ni ye­ri­ne ge­tir­mek­le mut­lu­luk ve gu­rur du­yu­yo­ruz.

Yi­ne, bi­raz ev­vel ar­ka­da­şı­mız söy­le­di. KÖY­DES'le köy­lü­mü­zün em­ri­ne yol, su ve di­ğer hiz­met­le­ri ve­ri­yo­ruz, "Köy­lü mil­le­tin efen­di­si­dir." ifa­de­si­ni ger­çek­leş­tir­me­ye ça­lı­şı­yo­ruz. Bu ba­kım­dan hu­zur­lu­yuz.

Bu duy­gu­lar­la büt­çe­miz ha­yır­lı. uğur­lu ol­sun.

He­pi­ni­ze te­şek­kür edi­yo­rum, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ba­kan.

Aley­hin­de ol­mak üze­re, şah­sı adı­na söz is­te­yen Meh­met Ali Arı­kan, Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li.

Sa­yın Arı­kan, bu­yu­run.

Sü­re­niz on da­ki­ka­dır Sa­yın Arı­kan.

MEH­MET ALİ ARI­KAN (Es­ki­şe­hir) - Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­nın 2007 yı­lı büt­çe­si hak­kın­da şah­si gö­rüş­le­ri­mi siz­ler­le pay­laş­mak için söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le he­pi­ni­ze say­gı­lar su­na­rım.

Ko­nuş­ma­mın özü, Es­ki­şe­hir hal­kı­nın dev­le­ti­ne yap­tık­la­rı ve Hükûme­tin Es­ki­şe­hir­li­le­re yap­tık­la­rı­nın öze­ti­dir. Ön­ce, Ba­kan­lı­ğı­mı­zın viz­yo­nu ne­dir? Sür­dü­rü­le­bi­lir kal­kın­ma esas­la­rı dâhi­lin­de sağ­lık­lı bir çev­re, plan­lı ve dü­zen­li kent­leş­me, gü­ven­li ya­pı­laş­ma, adil, ve­rim­li, et­ki­li hiz­met üret­mek­tir. Ama, ne ya­zık ki Es­ki­şe­hir'de böy­le ol­ma­mış­tır. Es­ki­şe­hir'e, dört yıl­dır, AKP Hükûme­ti hiç­bir ya­tı­rım yap­ma­mış­tır. Ga­li­ba AKP Es­ki­şe­hir'i ta­nı­ma­mak­ta­dır. Es­ki­şe­hir, Ana­do­lu'da ya­pı­lan 5 ci­han har­bi­nin 3 ade­di­nin ya­şan­dı­ğı, ay­rı­ca, Er­tuğ­rul Ga­zi'nin Sö­ğüt'e yer­le­şe­rek Es­ki­şe­hir hal­kı­nın bü­yük des­te­ğiy­le Os­man­lı İm­pa­ra­tor­lu­ğu'nun te­me­li­nin atıl­ma­sı­na bü­yük kat­kı­da bu­lu­nan bir ili­miz­dir ve in­san­la­rı da, de­mok­rat, la­ik, hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü­ne, cum­hu­ri­yet il­ke­le­ri­ne ve Ata­türk dev­rim­le­ri­ne sı­kı sı­kı­ya bağ­lı bir top­lum­dur. Ne ya­zık ki, böy­le bir top­lum dev­let ya­tı­rım­la­rın­dan pay ala­ma­mak­ta­dır. Hâlbu­ki, Es­ki­şe­hir­li­ler dev­le­ti­ne olan gö­re­vi­ni har­fi­yen ye­ri­ne ge­tir­miş­ler­dir. Şöy­le ki: 2004 yı­lı öde­di­ği ver­gi mik­ta­rı 374, 2005 yı­lı öde­di­ği ver­gi mik­ta­rı 594, 2006 yı­lı öde­di­ği ver­gi mik­ta­rı 687 mil­yon YTL, ya­ni üç yıl­da top­lam öde­di­ği ver­gi 1,654 mil­yar YTL'dir. Ay­rı­ca, 2004 yı­lın­da 218 mil­yon, 2005 yı­lın­da 265 mil­yon, 2006 yı­lın­da 288 mil­yon do­lar ih­ra­cat ya­pıp, üç yıl­da top­lam ih­ra­ca­tı 771 mil­yon do­lar­dır. Ya­ni, bu öde­di­ği ver­gi­ler ile Ka­ra­yol­la­rı­nın bir yıl­lık ya­tı­rım büt­çe­si ka­dar ver­gi öde­miş du­rum­da­dır, ama, hak et­ti­ği ka­ra­yol­la­rı ya­tı­rı­mın­dan pa­yı­nı ala­ma­mış­tır. Hal­bu­ki, Es­ki­şe­hir'in ka­ra­yol­la­rı ya­tı­rı­mı­na çok acil ih­ti­ya­cı var­dır. Şöy­le ki: Es­ki­şe­hir'in top­lam nü­fu­su yak­la­şık 750 bin olup, bu­nun 100 bi­ni ka­za ve köy­le­rin­de ya­şa­mak­ta­dır. Ta­bi­ri ca­iz ise, Es­ki­şe­hir di­ğer şe­hir­le­ri­mi­ze gö­re ba­şı bü­yük bir şe­hir­dir. Se­be­bi ise, hal­kı­nın yak­la­şık se­kiz­de 6'sı­nın şe­hir mer­ke­zin­de ya­şa­ma­sı­dır. Hâl böy­le olun­ca, Es­ki­şe­hir'de plan­lı ve dü­zen­li kent­leş­me ya­pı­la­ma­mak­ta­dır, Es­ki­şe­hir ça­mur der­ya­sın­dan kur­tu­la­ma­mak­ta­dır. Be­le­di­ye­le­ri­miz, hal­kı­na, adil, ve­rim­li, et­ki­li hiz­met­ler ve­re­me­mek­te­dir. Yal­nız il mer­ke­zi­ne ka­yıt­lı 140 bin va­sı­ta­nın ol­ma­sı, 1972 yı­lın­da ya­pı­lan çev­re yo­lu­nun İç Ana­do­lu'yu İs­tan­bul ve Mar­ma­ra Böl­ge­si'ne ula­şı­mıy­la bağ­la­ma­sı ne­de­niy­le tra­fik ka­za­la­rı çok sık ol­mak­ta­dır. Gün­lük or­ta­la­ma bu yol­dan 25 ci­va­rın­da va­sı­ta geç­mek­te­dir. Bu ger­çek­ler dik­ka­te alı­na­rak, 1972 yı­lın­da ya­pı­lan 2006 bi­rim fi­yat­la­rı­na gö­re 38 mil­yon YTL'ye mal ola­cak olan ba­kım da­hi ya­pıl­ma­yan 21.750 met­re uzun­lu­ğun­da­ki yo­lun, hiç­bir is­tim­lak be­de­li­ne ge­rek­si­nim du­yul­ma­dan, üç gi­diş üç ge­liş hâli­ne ge­ti­ril­me­si­ne aci­len ih­ti­yaç var­dır.

Yi­ne, Es­ki­şe­hir'in plan­lı ve dü­zen­li bir kent­leş­me ya­pa­bil­me­si için, hâlen Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­müz­de bek­le­yen gü­ney çev­re yo­lu, 52 ki­lo­met­re me­sa­fe­li, 2006 bi­rim ma­li­yet­le­ri­ne gö­re 110 mil­yon YTL'ye mal olan bu yol ve plan ve pro­je ça­lış­ma­sı ya­pı­lan ku­zey çev­re yo­lu, 53 ki­lo­met­re, ma­li­ye­ti 112 mil­yon YTL olan yol, 2007 prog­ra­mı­na, ne ya­zık ki, alın­ma­mış­tır.

Es­ki­şe­hir­li­ler bu ya­tı­rım­la­rı çok­tan hak et­miş­tir. Yu­ka­rı­da ay­rın­tı­lı ola­rak söy­le­di­ğim gi­bi, Es­ki­şe­hir­li es­naf, sa­na­yi­ci ve tüc­ca­rı 771 mil­yon do­lar, ih­ra­cat ha­riç, üç yıl­da 1,654 mil­yar YTL ver­gi öde­miş­ler­dir. 1972 yı­lın­da ya­pı­lan yo­lun ge­niş­le­til­me­si ve ya­pı­mı­nın acil prog­ra­ma alın­ma­sı dâhil top­lam üç yo­lun tu­ta­rı ise, 265 mil­yon YTL'dir. Ya­ni, Es­ki­şe­hir­li­ler, hak­lı ola­rak, otuz al­tı ay­da öde­dik­le­ri ver­gi­nin beş bu­çuk ayı­nın be­de­li­nin bu yol­la­rın ya­pı­mı­na ay­rıl­ma­sı­nı Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğın­dan ta­lep et­mek­te­dir. Ben de, Es­ki­şe­hir­li­ler adı­na, mil­let­ve­ki­li ola­rak, bu ta­le­bi­min ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­ni ar­zu­lu­yor ve bek­li­yo­rum. Bu hak­lı ta­lep­le­ri­miz ol­maz­sa, Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin ada­let­siz­ce ya­tı­rım plan­la­rı ha­zır­la­dı­ğı­nı mil­le­ti­mi­ze an­lat­mak zo­run­da­yız.

Es­ki­şe­hir'e ya­pı­lan hak­sız­lık­lar yal­nız bun­lar de­ğil­dir. Es­ki­şe­hir'in çev­re­sin­de­ki il­ler teş­vik­li il ilan edi­le­rek, Es­ki­şe­hir'e ya­pı­la­cak ya­tı­rım­la­rın önü ke­sil­miş ve sa­na­yi­si­ne bü­yük dar­be vu­rul­muş­tur.

Es­ki­şe­hir'de mev­cut olan ve eni­ne 15 met­re, bo­yu­na 350 met­re ila­ve ya­pı­la­rak yurt dı­şı ve yurt içi­ne ça­lı­şa­bi­le­cek du­rum­da­ki ha­va­ala­nı ile hiç il­gi­le­nil­me­miş ve AKP yet­ki­li­le­ri, el­le­ri­nin ter­siy­le bu yo­lu it­miş­ler­dir. Bu­na kar­şı­lık, Kü­tah­ya Al­tın­taş il­çe­si­ne ha­va­ala­nı için 80 mil­yon YTL ay­rı­la­rak, AKP'li­ler Es­ki­şe­hir ha­va­ala­nı­nı dis­ka­li­fi­ye et­miş­ler­dir.

Siv­ri­hi­sar-Es­ki­şe­hir ara­sı 70 ki­lo­met­re­lik yol ya­pı­mı­na 2003 yı­lın­da baş­la­nıl­ma­sı­na rağ­men, 2005-2006 yıl­la­rın­da 20 ki­lo­met­re­lik bö­lü­mü as­falt­la­na­bil­miş­tir, ge­ri ka­lan yo­lun ne ola­ca­ğı bel­li de­ğil­dir. Es­ki­şe­hir-Se­yit­ga­zi-Af­yon yo­lu 130 ki­lo­met­re olup, 2004 yı­lın­da baş­la­nıl­mış, 20 ki­lo­met­re­si­nin sta­bi­li­ze­si ya­pıl­mış, ge­ri­ye ka­lan 110 ki­lo­met­re­si­nin akı­be­ti de bel­li de­ğil­dir. Bo­zü­yük-Me­ke­ce-Ada­pa­za­rı ara­sın­da­ki yo­lun dış kre­diy­le ya­pı­mı­na 2004 yı­lın­da baş­la­nıl­mış, 2 mü­te­ah­hit­ten 1'i if­la­sı­nı is­te­miş ve yol or­ta­da kal­mış­tır.

Tür­ki­ye'nin ikin­ci ta­hıl am­ba­rı olan Es­ki­şe­hir'in Top­rak Mah­sul­le­ri ofis­le­ri ka­pa­tı­la­rak, köy­lü­le­ri­miz tüc­car­la­rın ku­ca­ğı­na itil­miş­tir.

Yi­ne, Tür­ki­ye'nin en faz­la pan­car üre­ti­ci­si olan Es­ki­şe­hir, pan­car ye­tiş­ti­ri­ci­le­ri­ne ko­ta­lar ko­nu­la­rak, pe­ri­şan hâle ge­ti­ril­miş­tir.

Es­ki­şe­hir'de­ki Köy Hiz­met­le­ri Böl­ge Mü­dür­lü­ğü ka­pa­tı­la­rak, köy­le­ri­mi­ze yol, su, gö­let, köp­rü ya­pım­la­rı hiz­met­le­ri ya­pı­la­maz hâle ge­ti­ril­miş­tir.

Ay­rı­ca, Tür­ki­ye'de bu­lu­nan bor re­zer­vi­nin yüz­de 55 ora­nı Es­ki­şe­hir Kır­ka bel­de­miz­de ol­ma­sı­na rağ­men, Bor Ens­ti­tü­sü­nün Es­ki­şe­hir ye­ri­ne An­ka­ra'ya ku­ru­la­rak, ge­le­ce­ğin ener­ji­si olan bor ma­de­ni­nin la­bo­ra­tu­var ça­lış­ma­la­rı­nın önü ke­sil­miş­tir.

Es­ki­şe­hir hal­kı­na ya­pı­lan bu hak­sız­lık­la­rı Es­ki­şe­hir­li­ler hak et­me­miş­tir. Bun­la­rın se­bep­le­ri­ni biz Es­ki­şe­hir­li­ler çok iyi bil­mek­te­yiz. İl­gi­li ba­kan­la­rı­mız­dan, Es­ki­şe­hir hal­kı­na ya­pı­lan hak­sız­lık­la­rın se­bep­le­ri­nin ne­ler ol­du­ğu­nun ce­va­bı­nı bek­li­yo­rum. En bü­yük se­bep­le­rin ba­şın­da, 2002 ge­nel se­çim­le­rin­de ve 2004 ye­rel se­çim­le­rin­de AKP'nin ba­şa­rı­sız ol­ma­sı­dır. Bun­la­rı Es­ki­şe­hir hal­kı çok iyi bil­mek­te­dir ve AKP'yi, yap­tı­ğı hak­sız­lık­lar­dan do­la­yı iz­le­mek­te­dir. Bu ta­raf­lı dav­ran­ma­nı­zın he­sa­bı­nı önü­müz­de­ki se­çim­ler­de, Es­ki­şe­hir hal­kı, AKP'ye ge­re­ken ce­va­bı ve­re­cek­tir.

Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı, ça­lı­şa­nı­na da de­ğer ver­me­mek­te­dir. Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı ve bağ­lı ge­nel mü­dür­lük­le­rin­de ça­lı­şan per­so­ne­lin ma­li du­rum­la­rı çok kö­tü du­rum­da­dır. Ça­lı­şan­lar ara­sın­da üc­ret den­ge­siz­li­ği iç­ler acı­sı bir hâl al­mış­tır. Ay­nı oda­da ay­nı işi ya­pan, ay­nı okul me­zu­nu iki ça­lı­şan­dan bi­ri, di­ğe­rin­den yüz­de 100'e va­ran oran­da faz­la üc­ret al­mak­ta­dır. AKP, Acil Ey­lem Pla­nı'nda, bir yıl içe­ri­sin­de ka­mu ça­lı­şan­la­rı ara­sın­da­ki üc­ret den­ge­siz­li­ği­ni de çö­ze­ce­ği­ni va­at et­miş­tir. An­cak, ve­ri­len tüm bu söz­le­re ve ara­dan dört yıl geç­me­si­ne kar­şın, bu ko­nu­da iyi­leş­tir­me sağ­la­na­ma­mış­tır. Bir­çok ba­kan­lı­ğa "ek taz­mi­nat" adı al­tın­da üc­ret dü­zen­le­me­si ya­pıl­ma­sı­na rağ­men, Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı per­so­ne­li­ne yö­ne­lik hiç­bir dü­zen­le­me ya­pıl­ma­mış ve di­ğer ku­rum­lar­la da üc­ret den­ge­siz­li­ği or­ta­ya çık­mış­tır. Bu den­ge­siz­lik en çok ta­pu mü­dür­lük­le­rin­de gö­rül­mek­te­dir.

Ben, ça­lı­şan­la­ra ve Es­ki­şe­hir hal­kı­na ya­pı­lan bu ay­rım­cı­lı­ğı ka­bul et­me­ye­rek, siz­le­re Ede­ba­li'den kü­çük bir mıs­ra oku­ya­rak söz­le­ri­me son ver­mek is­ti­yo­rum:

"İn­san­lar var­dır, şa­fak vak­tin­de do­ğar, ak­şam eza­nın­da ölür­ler.

Avun oğ­lum avun!

Güç­lü­sün, kuv­vet­li­sin, akıl­lı­sın, ke­lam­lı­sın,

Ama, bun­la­rı ne­re­de, na­sıl kul­la­na­ca­ğı­nı bil­mez­sen,

Sa­bah rüzgârın­da sav­ru­lur gi­der­sin."

Di­ye­rek, Türk hal­kı­nın Kur­ban Bay­ra­mı'nı ve ye­ni yı­lı­nı kut­lar, Es­ki­şe­hir'e ya­pı­lan bu hak­sız­lık­tan do­la­yı büt­çe­ye ret oyu ve­re­ce­ği­mi bil­di­rir, he­pi­ni­ze say­gı ve sev­gi­le­ri­mi su­na­rım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Arı­kan.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, on üçün­cü tur­da­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Şim­di, so­ru-ce­vap iş­le­mi ya­pı­la­cak­tır. So­ru sor­ma sü­re­si on da­ki­ka­dır, an­cak so­ru so­ra­cak sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­nin so­ru sor­ma sü­re­si bir da­ki­ka­dır, oto­ma­tik ola­rak, ci­haz ken­di­li­ğin­den ke­si­le­cek­tir.

Bil­gi­le­ri­ni­ze su­nu­lur.

Sa­yın Kı­lıç, bu­yu­run.

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Baş­kan, ara­cı­lı­ğı­nız­la Sa­yın Ba­yın­dır­lık Ba­ka­nı­na bir­kaç so­rum ola­cak.

Sa­yın Ba­kan, Ma­lat­ya'yı Adı­ya­man'a bağ­la­yan ka­ra yo­lun­da Ye­şil­yurt-Çe­lik­han ara­sın­da 34 ki­lo­met­re­lik bir yol kal­dı, an­cak bu yol he­nüz ta­mam­lan­ma­dı, bu Hükûmet dö­ne­min­de hiç­bir kay­nak ay­rıl­ma­dı. Bu bir.

İkin­ci hu­sus: Do­ğan­şe­hir-Çe­lik­han yo­lu çok dar ve çok vi­raj­lı, sü­rek­li ölüm­lü ka­za­lar olu­yor. He­kim­han'la Ar­gu­van yo­lu ara­sın­da ya­rı ora­nın­da ya­pıl­dı, ya­rı­sı ya­pıl­ma­dı, şu an­da gi­diş-ge­liş müm­kün de­ğil.

Yi­ne, Ma­lat­ya-Pü­tür­ge yo­lu, Nem­rut'a da bağ­lan­tı ya­pı­lan bu yol son de­re­ce kö­tü Sa­yın Ba­kan. Bu Ma­lat­ya'nın yol­la­rı­nı ne za­man ıs­lah ede­cek­si­niz?

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Kı­lıç.

Sa­yın Ek­mek­ci­oğ­lu.

HÜ­SE­YİN EK­MEK­Cİ­OĞ­LU (An­tal­ya) - Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür edi­yo­rum.

So­rum Sa­yın Ba­yın­dır­lık Ba­ka­nı­na­dır.

Sa­yın Ba­kan, siz Ya­lo­va-Kum­luk mev­ki­sin­de­ki ter­sa­ne in­şa­atı için 18 ku­ru­lu­şun olum­lu gö­rüş ver­di­ği­ni az ön­ce be­lirt­ti­niz.

Şim­di, bir bel­ge açık­lı­yo­rum: Ge­nel­kur­may Baş­kan­lı­ğı­nın Ba­kan­lı­ğı­nı­za hi­ta­ben yaz­dı­ğı 14 Ağus­tos 2005 ta­rih­li ya­zı­da ay­nen şun­lar söy­le­ni­yor: "Ya­lo­va ili Al­tı­no­va il­çe­si Her­sek kö­yü Kum­luk mev­ki­si­nin ter­sa­ne ala­nı ola­rak plan­lan­ma­sı­nın uy­gun ol­ma­ya­ca­ğı de­ğer­len­di­ril­mek­te­dir." Bu ya­zı­dan bil­gi­niz var mı­dır?

An­tal­ya El­ma­lı'da bu­lu­nan Av­lan Gö­lü'nü iki­ye bö­len El­ma­lı-Fi­ni­ke ka­ra yo­lu­nun Ulu­sal Su­lak Alan Ko­mis­yo­nun­da kal­dı­rıl­ma­sı ko­nu­sun­da ka­rar ol­ma­sı­na rağ­men, yıl­lar­dır bu ka­ra yo­lu…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın To­run, bu­yu­run.

CA­VİT TO­RUN (Di­yar­ba­kır) - Sa­yın Baş­ka­nım, ilk so­ru­la­rım Ada­let Ba­ka­nı­mı­za.

AK Par­ti İk­ti­da­rın­da­ki Ba­kan­lı­ğı­nız sı­ra­sın­da Tür­ki­ye'de kaç ta­ne ye­ni mah­ke­me kur­du­nuz? Bu­nun ka­çı se­çim böl­gem olan Di­yar­ba­kır'da ku­rul­du?

Bu dö­nem­de kaç ye­ni ad­li­ye bi­na­sı­nın ya­pıl­ma­sı sağ­lan­dı?

Çer­mik İl­çe­miz­de ye­ni bir ad­li­ye bi­na­sı yap­ma­yı dü­şü­nü­yor mu­su­nuz?

Bil­gi­sa­yar sis­te­mi­ne geç­me­yen ad­li­ye­miz kal­dı mı?

Hâkim ve sav­cı­la­rı­mız ile ad­li per­so­ne­lin ma­aş­la­rın­da bu dö­nem­de ne ka­dar ar­tış ger­çek­leş­ti? Bu­nu, enf­las­yon­da ger­çek­le­şen dört yıl­lık kü­mü­la­tif ar­tış­la mu­ka­ye­se et­ti­ği­niz­de re­el an­lam­da sağ­la­nan fark ne ka­dar­dır?

Dö­ne­mi­niz­de, bu ül­ke hu­kuk­çu­la­rı­nın en bü­yük ha­yal­le­rin­den bi­ri­si olan is­ti­naf mah­ke­me­le­ri, ya­ni, böl­ge ad­li­ye mah­ke­me­le­ri­nin ku­ru­lu­şu te­min edil­di. Bu mah­ke­me­ler ne za­man fa­ali­ye­te ge­çe­cek? Ad­li ca­mia ile in­san­la­rı­mı­za ne tür ye­ni­lik­ler sağ­la­ya­cak? Bu mah­ke­me­le­rin fi­zi­ki ger­çek­leş­me­sin­de­ki son du­rum ne­dir?

Yi­ne, bu mah­ke­me­le­rin hâkim ve sav­cı­la­rı ile ad­li per­so­ne­lin atan­ma­sı ne za­man ya­pı­la­cak?

Ana­ya­sa Mah­ke­me­si…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın To­run, te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Işık, bu­yu­run.

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür edi­yo­rum.

Ba­yın­dır­lık Ba­ka­nı­mı­za:

Sa­yın Ba­ka­nım, Kon­ya-An­ka­ra, Kon­ya-Ak­şe­hir, Kon­ya-Ka­ra­man, Kon­ya- Ereğ­li ve Kon­ya-Ak­sa­ray ara­sı bö­lün­müş yol ya­pım­la­rın­da aci­len öde­ne­ğe ih­ti­yaç du­yul­mak­ta­dır. Öde­nek müj­de­si al­mak is­ti­yo­rum.

İkin­ci so­rum: Kon­ya-Sey­di­şe­hir ve Kon­ya-Bey­şe­hir yol­la­rı Kon­ya-An­tal­ya bağ­lan­tı yol­la­rı­dır. Bu iki yo­lun bö­lün­müş yol prog­ra­mı­na alın­ma ça­lış­ma­la­rı han­gi aşa­ma­da­dır?

Üçün­cü so­rum: Kon­ya Or­ga­ni­ze Sa­na­yi Köp­rü­lü Kav­şa­ğı ve Kon­ya-Ak­sa­ray Köp­rü­lü Kav­şa­ğı'nın ya­pı­mı de­vam et­mek­te­dir. Öde­nek­ler ye­ter­siz­dir ve tra­fi­ğe sı­kın­tı oluş­tur­mak­ta­dır. Bu köp­rü­lü kav­şak­lar ne za­man ta­mam­la­na­cak­tır?

Dör­dün­cü so­rum: Kon­ya Taş­kent-Bağ­cı­lar ve Do­ğan­hi­sar-Bey­şe­hir yol­la­rı­nın öde­nek sı­kın­tı­sı var­dır.

Ada­let Ba­ka­nı­mı­za:

Sa­yın Ba­ka­nım, Ka­ra­tay'da ye­ni ad­li­ye bi­na­sı ne za­man bi­te­cek­tir?

İs­ti­naf mah­ke­me­si ta­le­bi­miz var­dır Kon­ya ola­rak, zi­ra, böl­ge ida­re mah­ke­me­si mev­cut. İs­ti­naf mah­ke­me­si nok­ta­sın­da­ki Ba­kan­lı­ğın ba­kış açı­sı ne­dir?

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Işık.

Sa­yın Öz­do­ğan, bu­yu­run.

İB­RA­HİM ÖZ­DO­ĞAN (Er­zu­rum) - Te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Ba­yın­dır­lık Ba­ka­nı, yap­tı­ğı­nı­zı söy­le­di­ği­niz dub­le yol­lar­da ina­nıl­maz mı­cır ka­za­la­rı ol­ma­ya de­vam et­mek­te­dir. Hiç­bir Av­ru­pa ül­ke­sin­de rast­lan­ma­yan bu du­rum, biz­de çok sa­yı­da va­tan­da­şı­mı­zın ca­nı­nı al­mış­tır ve al­ma­ya de­vam et­mek­te­dir. Hü­kü­me­ti­niz, mı­cır ka­za­la­rın­dan ken­di­ni me­sul tut­mak­ta mı­dır? Tut­mak­ta de­ğil­se, bu ka­za­la­rın me­su­li­ye­ti ki­me ait­tir? Yol ya­pan Hükûmet, yol gü­ven­li­ği­ni te­sis et­mek­le de mü­kel­lef de­ğil mi­dir?

İkin­ci so­ru: Hükûme­ti­niz 15 bin ki­lo­met­re dub­le yol ya­pa­ca­ğı­nı açık­la­mış­tı. Bu­nun ne ka­da­rı­nı ta­mam­la­dı? Ta­mam­la­ma­yıp, ek­sik­ler ne­de­niy­le ye­ni­den ya­pı­lan yol mik­ta­rı ne­dir?

Üçün­cü so­ru: Hükûme­ti­niz Ka­ra­de­niz sa­hil yo­lu­nun bi­ti­mi­ne da­ir sü­rek­li ye­ni ta­rih­ler ver­mek­te­dir. Son ta­ri­hi­niz han­gi­si­dir? Ka­ra­de­niz sa­hil yo­lu­nun bi­ti­mi han­gi se­bep­ler­le bu ka­dar ge­cik­miş­tir?

Sa­yın Ada­let Ba­ka­nı, Tür­ki­ye'den TCK'nın 301'in­ci mad­de­si­nin kal­dı­rıl­ma­sı is­ten­mek­te­dir…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Öz­do­ğan, çok te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Yer­gök, bu­yu­run.

MEH­MET Zİ­YA YER­GÖK (Ada­na) - So­ru­la­rı­mı Sa­yın Ada­let Ba­ka­nı­na yö­nel­ti­yo­rum:

1) Mes­le­ğim ge­re­ği yar­gı­yı ta­nı­yan, so­run­la­rı­nı bi­len bir ki­şi­yim. Bu­gün ko­nu­şan AKP söz­cü­le­ri de yar­gı­nın ya­sa­ma ve yü­rüt­me­ye mü­da­ha­le­sin­den ya­kın­dı­lar, an­cak, tam ak­si­ne, yar­gı üze­rin­de­ki si­ya­si bas­kı ve mü­da­ha­le­ler, AKP İk­ti­da­rı dö­ne­min­de do­ruk nok­ta­sı­na ulaş­mış­tır. Bu mü­da­ha­le­le­rin, yar­gıç ki­şi­li­ği tam oluş­ma­mış, öz­gü­ve­ni ol­ma­yan ve ik­ti­dar­dan bek­len­ti­si olan ba­zı yar­gı men­sup­la­rı­nın ka­rar­la­rı­na da yan­sı­dı­ğı gö­rüş­le­ri­ne ka­tı­lı­yor mu­su­nuz?

2) 15 Ara­lık­ta Mec­lis kür­sü­sün­den ko­nu­şan AKP Is­par­ta Mil­let­ve­ki­li, ba­zı ida­re mah­ke­me­le­ri­nin ver­di­ği yü­rüt­me­yi dur­dur­ma ka­rar­la­rın­dan ya­kı­na­rak, ye­ni bir ana­ya­sal ve ya­sal dü­zen­le­me ih­ti­ya­cın­dan söz et­ti. Söy­le­nen dü­zen­le­me ih­ti­ya­cı­na ka­tı­lı­yor mu­su­nuz? Ka­tı­lı­yor­sa­nız, sö­zü edi­len bu dü­zen­le­mey­le fi­ilî bas­kı­lar hu­ku­ki­leş­ti­ril­mek mi is­ten­mek­te­dir?

3) Bu­gü­ne ka­dar Yar­gı­tay Baş­kan­lar Ku­ru­lu, Da­nış­tay Baş­kan­lar Ku­ru­lu, Hâkim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lu…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Yer­gök, te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Ün­lü­te­pe, bu­yu­run.

HA­LİL ÜN­LÜ­TE­PE (Af­yon­ka­ra­hi­sar) - Sa­yın Baş­kan, ara­cı­lı­ğı­nız­la Ba­yın­dır­lık Ba­ka­nı­mı­za so­ru sor­mak is­ti­yo­rum:

Ta­bii afet ne­de­niy­le ge­lir kay­bı ve alt­ya­pı ha­sa­rı­na uğ­ra­yan be­le­di­ye­le­re ya­pı­la­cak yar­dım, Sa­yın Ba­kan­lı­ğı­nı­zın tek­li­fi üze­ri­ne Ba­kan­lar Ku­ru­lun­ca 17 Ekim 2005 ta­ri­hin­de ka­rar­laş­tı­rıl­mış­tır. Afe­te ma­ruz ka­lan ve hak sa­hip­li­ği ilan edi­len be­le­di­ye­ler­den bi­ri de Af­yon­ka­ra­hi­sar ili Di­nar il­çe­si Ka­dı­lar Be­le­di­ye­si­dir. Afet ne­de­niy­le cid­di sı­kın­tı­ya dü­şen Ka­dı­lar Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı­na pa­ra ne za­man öde­ne­cek­tir, ta­rih ve­re­bi­lir mi­si­niz?

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ün­lü­te­pe.

Sa­yın Ba­loğ­lu.

FE­Rİ­DUN FİK­RET BA­LOĞ­LU (An­tal­ya) - Sa­yın Ada­let Ba­ka­nı­na sor­mak is­ti­yo­rum:

Avu­kat Be­hiç Aş­çı'nın baş­lat­tı­ğı ölüm oru­cu 262'nci gü­nün­de­dir. Da­ha ön­ce ölüm oruç­la­rın­da 122 ki­şi ha­ya­tı­nı kay­bet­ti. Hiç­bir ide­olo­jik ya­kın­lı­ğı­mız ol­ma­sa da sa­de­ce in­sa­ni kay­gı­lar­la öğ­ren­mek is­ti­yo­rum. Ölüm oru­cu­nun ge­rek­çe­si ola­rak su­nu­lan tüm ne­den­ler hak­sız sa­yı­la­bi­lir mi, tar­tı­şıl­ma­sı ge­rek­mez mi? Tek­nik dü­zen­le­me­ler ya­pı­la­rak bir çö­züm bu­lu­na­bil­me ola­na­ğı hiç mi yok­tur?

Ba­yın­dır­lık Ba­ka­nı­mı­za sor­mak is­ti­yo­rum:

An­tal­ya'nın ba­tı il­çe­le­ri­ne ge­len ka­ra yo­lu­nu kent içi­ne gir­me­den doğ­ru­dan Ke­pez çı­kı­şı­na bağ­la­yan ba­tı çev­re yo­lu için bu yıl ne ya­pı­la­cak­tır? Dört yıl­dır hiç­bir iş­lem ya­pıl­ma­dı. Tu­ris­tik bir ken­tin or­ta­sın­dan tan­ker­ler, ağır araç­lar ge­çi­yor. Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü bu ka­dar va­him ha­ta­yı na­sıl ya­pı­yor?

İkin­ci­si: An­tal­ya ad­li­ye kav­şa­ğı in­şa­atı on se­kiz ay­dır bi­ti­ril­me­mek­te­dir. An­tal­ya hal­kı­na acı­mı­yor­sa Ka­ra­yol­la­rı, An­tal­ya'nın AKP'li Be­le­di­ye Baş­ka­nı­na acı­sın. Çün­kü, ken­di­si bu­gün be­le­di­ye mec­li­sin­de yap­tı­ğı top­lan­tı­da…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­loğ­lu, te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Ak­bu­lut.

Sa­yın Bu­lut,

MEH­MET ALİ BU­LUT (Kah­ra­man­ma­raş) - Sa­yın Baş­ka­nım, so­rum Ba­yın­dır­lık Ba­ka­nı­mı­za.

Kah­ra­man­ma­raş'ı gü­ne­ye bağ­la­yan, gü­ne­ye ve gü­ney­do­ğu­ya bağ­la­yan Nar­lı-Kah­ra­man­ma­raş yo­lu ile Kah­ra­man­ma­raş'ı ku­ze­ye bağ­la­yan Kah­ra­man­ma­raş-Gök­sun yo­lu ne za­man bi­ti­ri­le­cek? Bu­nu öğ­ren­mek is­ti­yo­rum. Bu­ra­da müj­de ve­rir­ler­se, se­vi­ni­rim.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Bu­lut.

Sa­yın Gü­ven.

ALA­ET­TİN GÜ­VEN (Kü­tah­ya) - Sa­yın Baş­ka­nım, ara­cı­lı­ğı­nız­la Ba­yın­dır­lık Ba­ka­nı­ma so­ru­la­rım ola­cak.

Sa­yın Ba­ka­nım, 2002 yı­lı­na ka­dar yol ağın­dan dış­lan­mış Kü­tah­ya, 188 ki­lo­met­re­si bö­lün­müş yol ol­mak kay­dıy­la, 354 ki­lo­met­re yol ya­pıl­mış­tır. Te­şek­kür edi­yo­rum. An­cak, Ba­lı­ke­sir-Dur­sun­bey-Har­man­cık-Tav­şan­lı-Kü­tah­ya yo­lu iki ili bağ­la­yan… Bağ­lan­tı­sı ol­ma­yan iki il­dir. Bu iki il ara­sın­da­ki bağ­lan­tı ne za­man sağ­la­na­cak?

Yi­ne, Kü­tah­ya-Çav­dar­hi­sar-Ge­diz-Si­mav-De­mir­ci ay­rı­mı yol ağı yıl­la­rın ih­ma­li­ni üze­rin­den ata­bil­me gay­re­ti gö­rül­mek­le bir­lik­te, özel­lik­le Ge­diz-Si­mav ara­sı aci­li­yet arz et­mek­te­dir. Bu önem­li yol ne za­man bi­ti­ri­le­cek?

Ay­rı­ca, Kur­tu­luş Sa­va­şı'mı­zın so­na er­di­ril­di­ği, cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin te­me­li­nin atıl­dı­ğı Dum­lu­pı­nar-Al­tın­taş ara­sın­da­ki yo­lu­muz da yi­ne yıl­la­rın ih­ma­li­ni üze­rin­de ta­şı­mak­ta­dır. Bu ih­ma­li ne za­man ata­bi­le­cek­tir?

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Gü­ven.

So­ru sor­ma sü­re­si ta­mam­lan­mış­tır.

Sa­yın Ba­kan, bu­yu­run.

ADA­LET BA­KA­NI CE­MİL Çİ­ÇEK (An­ka­ra) - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Sa­yın To­run'un sor­du­ğu 2002 yı­lın­da 3.857 mah­ke­me var­ken bu­gün 5.217 mah­ke­me fa­ali­yet­te­dir, 1.360 mah­ke­me bu ge­çen sü­re içe­ri­sin­de ku­rul­muş­tur. An­cak, bi­raz ev­vel de ifa­de et­tim, Hâkim­ler Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lu­nun il­ke ka­rar­la­rı dik­ka­te alın­dı­ğın­da 1.007 mah­ke­me da­ha ku­rul­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. An­cak, kad­ro ye­ter­siz­li­ği ve baş­ka­ca se­bep­ler de dik­ka­te alın­dı­ğın­da hâlen önem­li bir açık mev­cut­tur. Şu an Di­yar­ba­kır'da 33 mah­ke­me var­dır. 23'tü, 10 ta­ne da­ha ku­rul­ma­sı­na ka­rar ve­ril­di; 8'i fa­ali­ye­te geç­ti, 2 ta­ne­si he­nüz fa­ali­yet hâlin­de de­ğil­dir. Bun­la­rın dö­kü­mü var, ar­zu edi­lir­se ve­ri­riz.

Yi­ne ifa­de et­tim, 71 ad­li­ye bi­na­sı ta­mam­lan­mış­tır, 35 bi­na­nın in­şa­atı de­vam edi­yor. Bi­raz ev­vel Sa­yın Arı­kan bel­ki bir zü­hul ese­ri ola­rak söy­le­di "hiç­bir ya­tı­rım ya­pıl­ma­dı" di­ye. Şu an bi­zim yap­tı­ğı­mız gü­zel ad­li­ye bi­na­la­rın­dan bir ta­ne­si Es­ki­şe­hir'de de­vam edi­yor. Ken­di­si­nin ora­yı zi­ya­ret et­me­si­ni ar­zu ede­rim. Bir ek­sik­li­ği var­sa onu da ta­mam­la­ma­ya gay­ret ede­riz. Ay­rı­ca, 64 ta­ne de loj­man alı­yo­ruz. De­mek ki sa­de­ce Es­ki­şe­hir'e -biz bir ya­tı­rım­cı ba­kan­lık de­ği­liz- bi­zim büt­çe­miz­den ve imkânla­rı­mız­dan 27 tril­yon, mef­ru­şat fi­la­nı da he­sa­ba ka­tar­sak 30 tril­yon­luk bir imkânı biz Es­ki­şe­hir'e sağ­la­mış olu­yo­ruz de­mek­tir. İn­şal­lah -bu ve­si­ley­le de söy­lü­yo­ruz- 2007 yı­lı so­nu­na ka­dar Tür­ki­ye'de loj­man işi­ni bü­yük öl­çü­de çöz­müş ola­ca­ğız. Bu­nu da din­le­yen mes­lek­taş­la­rı­mız var­sa bu­ra­dan ifa­de et­mek is­te­riz.

Ma­aş ar­tış oran­la­rı her de­re­ce ba­kı­mın­dan ay­rı ay­rı he­sap edil­me­si ge­re­kir. Ama, son yap­tı­ğı­mız dü­zen­le­mey­le, ak­lım­da kal­dı­ğı ka­da­rıy­la yüz­de 40 ci­va­rın­da bir ar­tış ol­muş­tur, or­ta­la­ma.

Bil­gi­sa­yar alt­ya­pı­sı­nı ta­mam­la­mak için eli­miz­den ge­len gay­re­ti gös­te­ri­yo­ruz, bu­nu so­nu­na ka­dar sür­dür­me­miz la­zım.

İs­ti­naf mah­ke­me­le­ri ça­lış­ma­la­rı de­vam edi­yor. 1 Ha­zi­ran 2007'de ku­ru­la­cak. Bu­nun­la il­gi­li, Ba­kan­lık yo­ğun bir ça­lış­ma­yı baş­lat­tı. Bun­lar­dan bir ta­ne­si Di­yar­ba­kır'da ku­ru­la­cak­tır. An­ka­ra, Er­zu­rum ve Di­yar­ba­kır is­ti­naf mah­ke­me­le­ri, böl­ge ad­li­ye mah­ke­me­le­ri esas iti­ba­rıy­la -is­mi­ni doğ­ru te­laf­fuz et­me­miz ifa­de eder- Av­ru­pa Bir­li­ği fon­la­rın­dan bu bi­na­la­rı ya­pı­lı­yor. İha­le­le­ri ta­mam­lan­mış­tır. Zan­ne­di­yo­rum, bay­ram son­ra­sı yer tes­li­mi de ya­pıl­mış ola­cak. İha­le­yi de Av­ru­pa Bir­li­ği ma­kam­la­rı ya­pı­yor, Mer­kezî İha­le Ku­ru­mu ya­pıl­mış olu­yor.

Sa­yın Işık, Kon­ya'da­ki ko­nu, bil­di­ği­niz gi­bi, yi­ne de­ğer­li Kon­ya­lı hem­şeh­ri­le­ri­miz, va­tan­daş­la­rı­mız gö­rü­yor. Ereğ­li'de de var, bit­miş, şu gün­ler­de içi­ne ne­re­dey­se çe­ki­le­ce­ğiz. Eğer Kon­ya'da­ki mü­te­ah­hi­di­miz hız­lı gö­tü­re­bi­lir­se bu yıl so­nun­da Kon­ya'yı da bi­ti­rip aç­ma­yı ar­zu ede­riz. İmkânla­rı­mı­zı o yön­de se­fer­ber edi­yo­ruz.

Ay­rı­ca, Sa­yın Öz­yü­rek'in bir kı­sım ko­nu­la­ra ya­zı­lı ce­vap ver­mek du­ru­mun­da­yım, tes­pit ede­bil­dik­le­ri­mi söy­lü­yo­rum. Sa­yın Yer­gök'ün sor­du­ğu ko­nu, da­ha çok ge­nel bir de­ğer­len­dir­me­yi ifa­de edi­yor. Eğer so­mut so­ru­lar sor­say­dı so­mut ce­vap ver­me imkânım var­dı, ama ge­nel­de ya­zı­lı ce­vap ver­me­yi ge­ne bu ko­nu­da ar­zu ede­rim.

Sa­yın Ba­loğ­lu'nun sor­du­ğu, da­ha özel bir ko­nuy­la ala­ka­lı. Ben, dik­kat eder­se­niz, ko­nuş­mam­da esas iti­ba­rıy­la ba­zı şey­le­ri söy­le­dim, bir de­fa da­ha ifa­de edi­yo­rum: Bu ül­ke­de hiç­bir in­sa­nın, sı­fa­tı is­ter avu­kat ol­sun is­ter baş­ka bir sı­fat­ta ol­sun, bu ül­ke­nin va­tan­da­şı olan her­han­gi bir kim­se­nin ve­ya bir in­sa­nın bu yo­lu ter­cih ede­rek ha­ya­tı­nı son­lan­dır­ma­sın­dan üzün­tü du­ya­rım, çün­kü biz, ne­ti­ce­de in­sa­nız. Suç iş­le­miş da­hi ol­sa, in­san­la­rın in­san ol­du­ğu­nu ka­bul ede­rek in­faz ya­sa­la­rı­nı bir­lik­te yap­tık. Biz, ce­za in­faz sis­tem­le­ri­ni ye­ni­leş­tir­me­ye, çağ­daş­laş­tır­ma­ya, ulus­la­ra­ra­sı norm­lar se­vi­ye­si­ne çı­kar­ma­ya gay­ret et­tik ve bu­gün, önem­li bir ba­şa­rı­yı da ya­ka­la­dık.

Biz, za­ten, hü­küm­lü­le­rin or­tak kul­la­nım alan­la­rın­dan aza­mi öl­çü­de fay­da­lan­ma­la­rı ve hiç­bir ay­rım yap­mak­sı­zın tec­rit an­la­mı­na ge­le­bi­le­cek hiç­bir yo­lu ter­cih et­mi­yo­ruz, bu tür­lü uy­gu­la­ma­la­rı doğ­ru bul­mu­yo­ruz, ama, (F) ti­pi ce­za­ev­le­rin­de­ki­le­rin tec­rit ol­du­ğu yö­nün­de­ki id­di­aya da ka­tıl­mı­yo­ruz. Ama, şu­nu ifa­de et­tim ben, de­dim ki: Or­tak kul­la­nım alan­la­rın­da­ki ça­lış­ma­la­rı da­ha da ar­tır­ma­yı dü­şü­nü­yo­ruz. İn­faz sis­te­miy­le il­gi­li kim ne söy­le­ye­cek­se, dün yap­tı­ğı­mız açık­la­ma­da -Sa­yın Ge­nel Mü­dü­rü­müz bir açık­la­ma yap­tı, bu­gün ba­zı ga­ze­te­ler­de var- bu tür­lü tek­lif­le­re, de­ğer­len­dir­me­le­re de açı­ğız. An­cak, şu­nu da gör­me­miz la­zım: Biz, dev­let ola­rak, her ko­nu­ya in­sa­ni açı­dan yak­laş­mak du­rum­da­yız; ama, ka­bul et­mek ge­re­kir ki, Tür­ki­ye'nin en te­mel ol­gu­su da bu­gün te­rör­dür. Ba­zı ör­güt­ler var ki, bun­la­rın işi gü­cü adam öl­dür­mek­tir, baş­ka bir iş­le­ri yok. Ya­ni, bu ör­güt ne ya­par di­yor­sa­nız, bu ör­güt adam öl­dü­rür. Evet, is­ter ce­za­ev­le­ri­miz­de­ki is­ter­se dı­şa­rı­da­ki in­san­lar ya­şa­ma­lı, ya­şat­mak için de her tür­lü ça­ba­yı gös­ter­me­li­yiz; ama, ör­güt­ler de baş­ka­la­rı­nı öl­dür­me­me­li­dir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) O ne­den­le, biz, ko­nu­ya in­san­cıl açı­dan yak­laş­tı­ğı­mı­zı… Bu­ra­da ba­zı isim­le­ri te­laf­fuz et­mek is­te­mi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­ka­nım, sü­re ta­mam­lan­mış­tır.

ADA­LET BA­KA­NI CE­MİL Çİ­ÇEK (An­ka­ra) - He­men bi­tir­dim.

Çok sa­yı­da te­şeb­büs ol­du, biz de on­la­ra ge­rek­li bil­gi­le­ri ver­dik.

Si­ze de te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN - Bu­yu­run Sa­yın Özak.

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (Trab­zon) - Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Ya­lo­va-Al­tı­no­va ter­sa­ne amaç­lı dol­gu ala­nıy­la il­gi­li Sa­yın Ek­mek­ci­oğ­lu'nun so­ru­su şöy­le:

Bir ke­re, biz, 28/4/2005 ta­ri­hin­de bu iz­ni ver­dik, bu onay­la­na­rak il­gi­li ku­rum­la­ra da­ğı­tı­mı ya­pıl­dı. Ge­nel­kur­ma­yı­mı­zın bu Ya­lo­va'yla il­gi­li ver­miş ol­du­ğu olum­lu gö­rüş 17/11/2004 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la­dır. Di­ğer gö­rüş, ila­ve imar pla­nıy­la il­gi­li­dir, ila­ve ta­di­lat­la il­gi­li­dir. Bi­rin­ci olum­lu gö­rüş, 17/11/04'le il­gi­li­dir. Biz de bu gö­rü­şe gö­re bu iz­ni ver­dik.

HÜ­SE­YİN EK­MEK­Cİ­OĞ­LU (An­tal­ya) - Sa­yın Ba­ka­nım, bu, 14 Ağus­tos 2006 ta­rih­li bel­ge elim­de şu an. İs­ter­se­niz ve­re­bi­li­rim.

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (Trab­zon) - İla­ve ta­di­lat­la il­gi­li­dir o bel­ge. Olum­suz gö­rüş. O doğ­ru­dur. O ila­ve imar pla­nıy­la il­gi­li­dir.

Şim­di, Es­ki­şe­hir-Kü­tah­ya'yla il­gi­li şu­nu söy­le­ye­yim…

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Ba­kan, Ma­lat­ya'yı at­la­dı­nız yal­nız.

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (Trab­zon) - Ta­mam, on­la­rı ve­ri­riz.

BAŞ­KAN - Sa­yın Kı­lıç, lüt­fen… Kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma usu­lü­müz yok. Lüt­fen…

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (Trab­zon) - Bir ke­re 30 ki­lo­met­re­lik yo­lun 20 ki­lo­met­re­si ta­mam­lan­dı, ka­lan 10 ki­lo­met­re­si üst ya­pı se­vi­ye­sin­de, Es­ki­şe­hir-Kü­tah­ya.

Ay­rı­ca, Es­ki­şe­hir ilin­de 9 ki­lo­met­re­si BSK'lı ol­mak üze­re 342 ki­lo­met­re as­falt kap­la­ma ya­pıl­dı. Es­ki­şe­hir-Se­yit­ga­zi yo­lu 36 ki­lo­met­re olup, ça­lış­ma­lar sür­dü­rül­mek­te.

Es­ki­şe­hir çev­re yo­lun­da pro­je ça­lış­ma­la­rı de­vam et­mek­te­dir. Ge­çen haf­ta ar­ka­daş­lar gel­di­ler Va­li Bey'le be­ra­ber. Bu­nun pro­je ça­lış­ma­la­rı­na de­vam edi­yo­ruz, 2007'de ta­mam­la­yıp DPT'ye prog­ram tek­li­fi ya­pa­cak­tır. Ay­rı­ca, Es­ki­şe­hir şe­hir için­de­ki yo­lu, 2x2 olan yo­lu 2x3'e çı­kar­ma ça­lış­ma­la­rı­mız da de­vam et­mek­te­dir.

Ma­lat­ya-Adı­ya­man yo­lun­da Çe­lik­han ara­sın­da ça­lış­ma­lar de­vam edi­yor. Çe­lik­han-Adı­ya­man ara­sı 2007 yı­lın­da iha­le edil­me­si­ni plan­lı­yo­ruz. Ma­lat­ya-Pö­tür­ge yo­lun­da 2007 yı­lın­da iyi­leş­tir­me ça­lış­ma­la­rı­na de­vam ede­ce­ğiz.

Geç­miş hükûmet dö­ne­min­de çı­ka­rı­lan be­le­di­ye ka­rar­na­me­si­nin Da­nış­tay 11. Da­ire­si ta­ra­fın­dan ip­tal edil­miş­ti Af­yon-Di­nar-Ka­dı­lar'la il­gi­li. Biz bu…

MU­HAR­REM KI­LIÇ (Ma­lat­ya) - Sa­yın Ba­kan, Çe­lik­han-Adı­ya­man ara­sın­da bir ça­lış­ma yok şu an­da. Sa­nı­rım si­ze ora­da yan­lış bil­gi ver­di­ler herhâlde. Dört yıl­dır ça­lış­ma yok böl­ge­de.

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (Trab­zon) - Ha­yır, ge­re­kir­se ya­zı­lı da ve­ri­rim, söz­lü ver­dim ben si­ze.

Bu Af­yon-Di­nar-Ka­dı­lar'la il­gi­li ve di­ğer ala­cak­lı be­le­di­ye­le­ri­miz­le il­gi­li biz Ma­li­ye Ba­ka­nı­mız­dan pa­ra is­te­dik. Bu­nu ta­kip edi­yo­ruz.

Ba­lı­ke­sir-Kü­tah­ya ara­sın­da ça­lış­ma­lar hız­la de­vam edi­yor. 2007 yı­lın­da ay­nı hız­la de­vam ede­cek, 2008 yı­lın­da bi­tir­me­yi he­def­li­yo­ruz.

Ge­diz-Si­mav yo­lun­da 2007 yı­lın­da ça­lış­ma­lar de­vam ede­cek, 2008'de ta­mam­la­ma­yı he­def­li­yo­ruz.

An­tal­ya ba­tı çev­re yo­lu pro­je­si ha­zır­lan­dı, 2007'de iha­le edil­me­si­ni he­def­li­yo­ruz.

AH­MET IŞIK (Kon­ya) - Kon­ya var Sa­yın Ba­kan.

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (Trab­zon) - Kon­ya'yla il­gi­li ge­çi­yo­rum.

Kon­ya-Ka­ra­man bö­lün­müş yo­lun­da ça­lış­ma­lar de­vam et­mek­te olup, 2007 yı­lın­da büt­çe imkânla­rı dâhi­lin­de bi­ti­ril­me­si he­def­len­miş­tir.

Kon­ya-Ka­ra­man 100 ki­lo­met­re­lik yo­lun Kon­ya çı­kı­şın­da­ki 21 ki­lo­met­re­si­nin iha­le­si 2006 yı­lın­da ya­pıl­dı. 2007 yı­lın­da yo­lun ta­ma­mı­nın hiz­me­te açıl­ma­sı he­def­len­mek­te­dir.

Kon­ya-Ak­şe­hir 123 ki­lo­met­re­lik yo­lun 58 ki­lo­met­re­si ta­mam­lan­mış olup, ka­lan 65 ki­lo­met­re­nin 30 ki­lo­met­re­sin­de ça­lış­ma­lar de­vam et­mek­te­dir. 35 ki­lo­met­re­nin de 2007 yı­lın­da iha­le edil­me­si plan­lan­mak­ta­dır.

Kon­ya-Ereğ­li 145 ki­lo­met­re uzun­lu­ğun­da­ki yo­lun 70 ki­lo­met­re­si ta­mam­lan­mış olup, ka­lan 75 ki­lo­met­re­nin 45 ki­lo­met­re­sin­de ça­lış­ma­lar de­vam et­mek­te­dir, 30 ki­lo­met­re­si­nin de 2007 yı­lın­da iha­le edil­me­si plan­lan­mak­ta­dır.

Or­ga­ni­ze Sa­na­yi köp­rü­lü kav­şa­ğı ki­riş ve tab­li­ye­le­ri ta­mam­lan­mış, dol­gu ça­lış­ma­la­rı de­vam et­mek­te olup, 2007'de bi­ti­ril­me­si he­def­len­mek­te­dir.

Kon­ya-Ak­sa­ray köp­rü­lü kav­şa­ğı, 2007 yı­lın­da ki­riş ve tab­li­ye­siy­le bir­lik­te dol­gu­lar da ta­mam­la­na­rak bi­ti­ril­me­si he­def­len­miş­tir.

Kon­ya-Sey­di­şe­hir 100 ki­lo­met­re uzun­lu­ğun­da­ki yo­lun bö­lün­müş yol pro­je ça­lış­ma­la­rı de­vam et­mek­te­dir, 2007 yı­lın­da pro­je ça­lış­ma­la­rı ta­mam­la­na­rak prog­ra­ma alın­ma­sı sağ­la­na­cak­tır.

Kon­ya-Bey­şe­hir yol pro­je ça­lış­ma­la­rı­na 2007 yı­lın­da baş­la­na­cak, yol, pro­je ça­lış­ma­la­rın­dan son­ra prog­ra­ma alı­na­cak­tır.

BAŞ­KAN - Sa­yın Ba­kan, sü­re­niz ta­mam­lan­mış­tır.

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (Trab­zon) - Sa­yın Öz­do­ğan'ın, dub­le yol­lar­da mu­cur ka­za­la­rı var…

Mü­sa­ade eder mi­si­niz Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Ta­mam­lan­dı Sa­yın Ba­kan.

BA­YIN­DIR­LIK VE İSKÂN BA­KA­NI FA­RUK NA­FIZ ÖZAK (Trab­zon) - Öy­le mi? Pe­ki ya­zı­lı ce­vap ve­re­lim.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ba­kan.

Şim­di, sı­ra­sıy­la, on üçün­cü tur­da yer alan büt­çe­le­rin bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si hu­su­su­nu ve bö­lüm­le­ri­ni ay­rı ay­rı oku­tup, oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım:

Ada­let Ba­kan­lı­ğı 2007 yı­lı mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Bö­lüm­le­ri oku­tu­yo­rum:

08- ADA­LET BA­KAN­LI­ĞI

1.- Ada­let Ba­kan­lı­ğı 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

A – C E T V E L İ

KO­DU     Açık­la­ma                                                                                (YTL)

    01         Ge­nel Ka­mu Hiz­met­le­ri                                                688.389.890

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    02         Sa­vun­ma Hiz­met­le­ri                                                          2.010.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    03         Ka­mu Dü­ze­ni ve Gü­ven­lik Hiz­met­le­ri                       2.133.607.110

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir

                 TOP­LAM                                                                  2.824.007.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ada­let Ba­kan­lı­ğı 2007 yı­lı mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri ka­bul edil­miş­tir.

Ada­let Ba­kan­lı­ğı 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı­nın bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

2.- Ada­let Ba­kan­lı­ğı 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

BAŞ­KAN- (A) cet­ve­li­nin ge­nel top­la­mı­nı oku­tu­yo­rum:

Ada­let Ba­kan­lı­ğı 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

A – C E T V E L İ

                                                         .       (YTL)       

- Ge­nel Öde­nek Top­la­mı            :    1.617.313.022,95

- Top­lam Har­ca­ma                     :    1.632.772.725,46

- Öde­nek Dı­şı Har­ca­ma             :         99.832.637,75

- İp­tal Edi­len Öde­nek                 :         84.372.935,24

- Er­te­si Yı­la Dev­re­den Öde­nek  :         11.584.061,31

BAŞ­KAN- (A) cet­ve­li­ni ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ada­let Ba­kan­lı­ğı 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı­nın bö­lüm­le­ri ka­bul edil­miş­tir.

Ce­za ve İn­faz Ku­rum­la­rı ile Tu­tu­kev­le­ri İş Yurt­la­rı Ku­ru­mu 2007 yı­lı mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Bö­lüm­le­ri oku­tu­yo­rum:

40.41 - CE­ZA VE İN­FAZ KU­RUM­LA­RI İLE TU­TU­KEV­LE­Rİ İŞ YURT­LA­RI KU­RU­MU

1.- Ce­za ve İn­faz Ku­rum­la­rı ile Tu­tu­kev­le­ri İş Yurt­la­rı Ku­ru­mu 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

A – C E T V E L İ

KO­DU     Açık­la­ma                                                                                (YTL)

    03         Ka­mu Dü­ze­ni ve Gü­ven­lik Hiz­met­le­ri                          689.420.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

                 TOP­LAM                                                                     689.420.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

(B) cet­ve­li­ni oku­tu­yo­rum:

B – C E T V E L İ

KO­DU     Açık­la­ma                                                                                (YTL)

    01         Ver­gi Ge­lir­le­ri                                                                 38.070.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    03         Te­şeb­büs ve Mül­ki­yet Ge­lir­le­ri                                     217.844.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    04         Alı­nan Ba­ğış ve Yar­dım­lar ile Özel Ge­lir­ler                 338.306.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    05         Di­ğer Ge­lir­ler                                                                  71.301.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    06         Ser­ma­ye Ge­lir­le­ri                                                            24.274.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    08         Ala­cak­lar­dan Tah­si­lat                                                             35.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    09         Ret ve İa­de­ler (-)                                                                - 410.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

                 TOP­LAM                                                                     689.420.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ce­za ve İn­faz Ku­rum­la­rı ile Tu­tu­kev­le­ri İş Yurt­la­rı Ku­ru­mu 2007 yı­lı mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri ka­bul edil­miş­tir.

Tür­ki­ye Ada­let Aka­de­mi­si Baş­kan­lı­ğı 2007 yı­lı mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Bö­lüm­le­ri oku­tu­yo­rum:

40.10 - TÜR­Kİ­YE ADA­LET AKA­DE­Mİ­Sİ BAŞ­KAN­LI­ĞI

1.- Tür­ki­ye Ada­let Aka­de­mi­si Baş­kan­lı­ğı 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

A – C E T V E L İ

KO­DU     Açık­la­ma                                                                                (YTL)

    03         Ka­mu Dü­ze­ni ve Gü­ven­lik Hiz­met­le­ri                              7.822.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir

                 TOP­LAM                                                                         7.822.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

(B) cet­ve­li­ni oku­tu­yo­rum:

B – C E T V E L İ

KO­DU     Açık­la­ma                                                                                (YTL)

    03         Te­şeb­büs ve Mül­ki­yet Ge­lir­le­ri                                            390.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    04         Alı­nan Ba­ğış ve Yar­dım­lar ile Özel Ge­lir­ler                     7.267.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    05         Di­ğer Ge­lir­ler                                                                         65.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

                 TOP­LAM                                                                         7.722.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Tür­ki­ye Ada­let Aka­de­mi­si Baş­kan­lı­ğı 2007 yı­lı mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri ka­bul edil­miş­tir.

Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı 2007 yı­lı mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Bö­lüm­le­ri oku­tu­yo­rum:

04- YAR­GI­TAY BAŞ­KAN­LI­ĞI

1.- Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

A – C E T V E L İ

KO­DU     Açık­la­ma                                                                                (YTL)

    01         Ge­nel Ka­mu Hiz­met­le­ri                                                  12.688.690

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    03         Ka­mu Dü­ze­ni ve Gü­ven­lik Hiz­met­le­ri                            34.002.310

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

                 TOP­LAM                                                                       46.691.000

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı 2007 yı­lı mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri ka­bul edil­miş­tir.

Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı­nın bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

2.- Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

BAŞ­KAN- (A) cet­ve­li­nin ge­nel top­la­mı­nı oku­tu­yo­rum:

Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

A – C E T V E L İ

                                                         .       (YTL)       

- Ge­nel Öde­nek Top­la­mı            :         29.139.958,00

- Top­lam Har­ca­ma                     :         28.871.217,51

- Öde­nek Dı­şı Har­ca­ma             :              302.647,83

- İp­tal Edi­len Öde­nek                 :              571.388,32

BAŞ­KAN - (A) cet­ve­li­ni ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı­nın bö­lüm­le­ri ka­bul edil­miş­tir.

Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı 2007 yı­lı mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Bö­lüm­le­ri oku­tu­yo­rum:

14 - BA­YIN­DIR­LIK VE İS­KAN BA­KAN­LI­ĞI

1.- Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı 2007 Yı­lı Mer­kezî Yö­ne­tim Büt­çe­si

A – C E T V E L İ

KO­DU     Açık­la­ma                                                                                (YTL)

    01         Ge­nel Ka­mu Hiz­met­le­ri                                                  11.376.380

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    02         Sa­vun­ma Hiz­met­le­ri                                                             352.960

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    04         Eko­no­mik İş­ler ve Hiz­met­ler                                        301.590.080

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    06         İskân ve Top­lum Re­fa­hı Hiz­met­le­ri                              164.080.940

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    07         Sağ­lık Hiz­met­le­ri                                                                 154.870

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    10         Sos­yal Gü­ven­lik ve Sos­yal Yar­dım Hiz­met­le­ri             261.435.770

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

                 TOP­LAM                                                                     738.991.000

BAŞ­KAN - Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı 2007 yı­lı mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri ka­bul edil­miş­tir.

Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı­nın bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

2- Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

BAŞ­KAN- (A) cet­ve­li­nin ge­nel top­la­mı­nı oku­tu­yo­rum:

Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

A – C E T V E L İ

                                                         .       (YTL)       

- Ge­nel Öde­nek Top­la­mı            :    1.131.183.513,75

- Top­lam Har­ca­ma                     :       949.156.922,24

- Öde­nek Dı­şı Har­ca­ma             :              608.773,81

- İp­tal Edi­len Öde­nek                 :       181.806.452,46

- Er­te­si Yı­la Dev­re­den Öde­nek  :              828.912,86

BAŞ­KAN- (A) cet­ve­li­ni ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı­nın bö­lüm­le­ri ka­bul edil­miş­tir.

Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2007 ma­li yı­lı büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Bö­lüm­le­ri oku­tu­yo­rum:  

14.91 - KA­RA­YOL­LA­RI GE­NEL MÜ­DÜR­LÜ­ĞÜ

1.- Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2007 Ma­li Yı­lı Büt­çe­si

A – C E T V E L İ

KO­DU     Açık­la­ma                                                                                (YTL)

    01         Ge­nel Ka­mu Hiz­met­le­ri                                                  25.294.025

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    02         Sa­vun­ma Hiz­met­le­ri                                                             400.530

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    03         Ka­mu Dü­ze­ni ve Gü­ven­lik Hiz­met­le­ri                                 700.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    04         Eko­no­mik İş­ler ve Hiz­met­ler                                     3.380.068.445

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    07         Sağ­lık Hiz­met­le­ri                                                              1.925.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

                 TOP­LAM                                                                  3.408.388.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2007 ma­li yı­lı büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri ka­bul edil­miş­tir.

Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı­nın bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

2.- Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin He­sa­bı

BAŞ­KAN - (A) cet­ve­li­nin ge­nel top­la­mı­nı oku­tu­yo­rum:

Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

A – C E T V E L İ

                                                            .    (YTL)       

- Ge­nel Öde­nek Top­la­mı            :    4.422.973.322,80

- Top­lam Har­ca­ma                     :    4.359.379.595,56

- Öde­nek Dı­şı Har­ca­ma             :           6.479.352,35

- İp­tal Edi­len Öde­nek                 :         63.098.616,83

- Er­te­si Yı­la Dev­re­den Öde­nek  :         25.804.122,21

BAŞ­KAN- (A) cet­ve­li­ni ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

(B) cet­ve­li­nin ge­nel top­la­mı­nı oku­tu­yo­rum:

B – C E T V E L İ

                                                         .       (YTL)       

- Büt­çe tah­mi­ni                           :    3.572.057.000,00

- Yı­lı tah­si­la­tı                             :    4.381.895.139,43

BAŞ­KAN- (B) cet­ve­li­ni ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2005 ma­li yı­lı ke­sin he­sa­bı­nın bö­lüm­le­ri ka­bul edil­miş­tir.

Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2007 ma­li yı­lı büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Bö­lüm­le­ri oku­tu­yo­rum:

14.81 - TA­PU VE KA­DAS­TRO GE­NEL MÜ­DÜR­LÜ­ĞÜ

1.- Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2007 Ma­li Yı­lı Büt­çe­si

A – C E T V E L İ

KO­DU     Açık­la­ma                                                                                (YTL)

    01         Ge­nel Ka­mu Hiz­met­le­ri                                                344.445.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    02         Sa­vun­ma Hiz­met­le­ri                                                             377.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

    04         Eko­no­mik İş­ler ve Hiz­met­ler                                          58.000.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

                 TOP­LAM                                                                     402.822.000

BAŞ­KAN- Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2007 ma­li yı­lı büt­çe­si­nin bö­lüm­le­ri ka­bul edil­miş­tir.

Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı­nın bö­lüm­le­ri­ne ge­çil­me­si­ni oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

2.- Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

BAŞ­KAN - (A) cet­ve­li­nin ge­nel top­la­mı­nı oku­tu­yo­rum:

Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü 2005 Ma­li Yı­lı Ke­sin­he­sa­bı

A – C E T V E L İ

                                                         .       (YTL)       

- Ge­nel Öde­nek Top­la­mı            :       291.337.598,00

- Top­lam Har­ca­ma                     :       250.685.171,40

- Öde­nek Dı­şı Har­ca­ma             :           5.920.123,33

- İp­tal Edi­len Öde­nek                 :         46.572.549,93

BAŞ­KAN- (A) cet­ve­li­ni ka­bul eden­ler... Et­me­yen­ler... Ka­bul edil­miş­tir.

Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sa­bı­nın bö­lüm­le­ri ka­bul edil­miş­tir.

Böy­le­ce, Ada­let Ba­kan­lı­ğı, Ce­za ve İn­faz Ku­rum­la­rı ile Tu­tu­kev­le­ri İş Yurt­la­rı Ku­ru­mu, Tür­ki­ye Ada­let Aka­de­mi­si Baş­kan­lı­ğı, Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı, Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı, Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ve Ta­pu Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün 2007 yı­lı büt­çe­le­ri ile Ada­let Ba­kan­lı­ğı, Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğı, Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı, Ka­ra­yol­la­rı Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ve Ta­pu ve Ka­das­tro Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün 2005 ma­li yı­lı ke­sin­he­sap­la­rı ka­bul edil­miş­tir. Ha­yır­lı ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yo­rum.

Prog­ra­ma gö­re, ku­ru­luş­la­rın büt­çe ve ke­sin­he­sap­la­rı­nı sı­ra­sıy­la gö­rüş­mek için, 23 Ara­lık 2006 Cu­mar­te­si gü­nü sa­at 11.00'de top­lan­mak üze­re, bir­le­şi­mi ka­pa­tı­yo­rum.

Ka­pan­ma Sa­ati: 17.16