DÖNEM: 22 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
CİLT : 139
30’uncu
Birleşim
12 Aralık 2006 Salı
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - YOKLAMA
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.- Bursa Milletvekili Zafer Hıdıroğlu’nun, Tutum,
Yatırım ve Türk Malları Haftası münasebetiyle, yerli mallarına
sahip çıkmanın sanayinin ve ekonominin gelişmesine yapacağı katkılara
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, orman köylülerinin
sorunları ile orman idare ve işletmelerinde çalışan geçici işçilerin
durumuna ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Osman
Pepe’nin cevabı
3.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Atilla Maraş’ın,
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabulünün 58’inci yıl dönümü
ve İnsan Hakları Günü münasebetiyle, insan onurunun korunması ve
insana olan saygının artması noktasında, insan hak ve özgürlüklerinin
gündemde tutulmasının, insanın bu gezegenin en saygın üyesi olduğu
bilincine varılmasının ve bu bilincin yaygınlaştırılmasının önemine
ilişkin gündem dışı konuşması
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi’nin, Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyeliğinden çekildiğine
ilişkin önergesi (4/423)
2.- Mardin Milletvekili Muharrem Doğan’ın, Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin
önergesi (4/424)
3.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun,
Muhtar Ödeneklerinin Artırılmasına ve Sosyal Güvenliklerine
İlişkin Kanun Teklifi’nin (2/757) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/425)
4.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Ankara
İline Bağlı Çayyolu Adıyla Yeni Bir İlçe Kurulmasına İlişkin Kanun
Teklifi’nin (2/741) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/426)
C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI
ÖNERGELERİ
1.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş ve
23 milletvekilinin, bankacılık sektöründe yabancı sermaye payındaki
artışın doğuracağı etkilerin araştırılması amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/403)
V. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz’ün, Sinop
Milletvekili Engin Altay’ın, konuşmasında, Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
2.- İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz’ün, İzmir
Milletvekili Enver Öktem’in, konuşmasında, Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
VI. - ÖNERİLER
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- (8/28) ve (8/33) esas numaralı genel görüşme
önergelerinin ön görüşmelerinin birlikte yapılmasına ve görüşme
gününe ilişkin CHP Grubu önerisi
VII. - SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM
1.- Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm, Plan ve
Bütçe, Avrupa Birliği Uyum ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonlarında
açık bulunan üyeliklere seçim
VIII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve
İbrahim Köşdere’nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030)
(S. Sayısı: 904)
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik
Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına
Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1115) (S. Sayısı: 1147)
4.- Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur’un;
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (2/874) (S. Sayısı:
1249)
5.- Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan’ın; Terör
ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu
Raporu (2/843) (S. Sayısı: 1241)
IX. - SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK’in, aile
içi şiddet konusundaki yasal düzenlemelere ve uygulamasına ilişkin
sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK’in cevabı (7/17931)
2.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU’nun,
şeker sanayisinde çalışan geçici işçilerin kadro sorununa ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN’in
cevabı (7/18019)
3.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, Yurtkur’a
bağlı yurtlara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK’in
cevabı (7/18022)
4.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, nafta
ile üretim yapan otoprodüktör enerji üretim tesislerine ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabı
(7/18046)
5.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU’nun,
Spor-Toto Teşkilatına yeni personel alındığı iddiasına ilişkin sorusu
ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN’ın cevabı (7/18068)
6.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN’ın, meslekten
ihraç edilen Van eski Cumhuriyet Savcısının durumuna ilişkin sorusu
ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK’in cevabı (7/18133)
7.- Gaziantep Milletvekili Ahmet YILMAZKAYA’nın,
Adıyaman'daki petrol üretimine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabı (7/18161)
8.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Dünya
Bankası kredili veya hibeli projelere ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabı (7/18163)
9.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI’nın, Antalya-Kemer-Kuzdere
Köyünde verilen maden arama ruhsatına ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabı (7/18164)
10.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir,
Siirt, Sakarya, Rize, Aksaray, Adıyaman, Ağrı, Kütahya, Kilis, Kayseri,
Bingöl, Bartın, Amasya, Çankırı, Bursa, Bolu, Bitlis, Kars, Gümüşhane,
Erzurum, Elâzığ, Düzce ve Şırnak illerinde 2006 yılı için planlanan
yatırımlara ilişkin soruları ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ’ın cevabı
(7/ 18366, 18367, 18368, 18369, 18370, 18371, 18372, 18373, 18374, 18375,
18376, 18377, 18378, 18379, 18380, 18381, 18382, 18383, 18384, 18385, 18386,
18387, 18388)
11.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis,
Kayseri, Siirt, Sakarya, Rize, Nevşehir, Amasya, Aksaray, Adıyaman,
Ağrı, Kütahya, Kars, Gümüşhane, Erzurum, Elâzığ, Düzce, Şırnak, Çankırı,
Bursa, Bolu, Bartın ve Bingöl illerinde 2006 yılı için planlanan yatırımlara
ilişkin soruları ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi
GÜLER’in cevabı (7/18435, 18436, 18437, 18438, 18439, 18440, 18441, 18442,
18443, 18444, 18445, 18446, 18447, 18448, 18449, 18450, 18451, 18452, 18453,
18454, 18456, 18514)
12.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, özel
sektörce işletilen alanlara girişteki ücretlendirmeye ilişkin
sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ’un cevabı (7/18581)
13.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK’in, Gebze
Anadolu Lisesi İngilizce ders kitabına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin ÇELİK’in cevabı (7/18583)
14.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan’daki
bir köy okulunun ihtiyaçlarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin ÇELİK’in cevabı (7/18586)
15.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, velisi
bağış yapan öğrencilere özel sınıf uygulaması yapıldığı iddiasına
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK’in cevabı
(7/18587)
16.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA’nın, daire
başkanlarının ek göstergelerine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Kemal UNAKITAN’ın cevabı (7/18609)
17.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI’nın,
üzüm üreticilerinin sorunlarına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Ali COŞKUN’un cevabı (7/18611)
18.- Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT’un, Bursa'daki
bazı sağlık ocaklarının mesai saatlerinin değiştirilmesine ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ’ın cevabı (7/18666)
19.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK’in, Kral
TV'nin TMSF'ye devrinden sonraki yönetimine ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER’in cevabı (7/18675)
20.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN’ın,
afetlerden dolayı Bayındırlık ve İskân Bakanlığına verilen ödeneklere
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN’ın cevabı (7/18746)
21.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, ilik ve
organ nakline ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ’ın cevabı
(7/18753)
22.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet KOCA’nın,
Afyonkarahisar'a yapılan yatırımlara ilişkin sorusu ve Sanayi
ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN’un cevabı (7/18761)
23.- Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN’ün, kuş
gribine karşı alınan önlemlere,
Bazı illerimizde yapılan suni tohumlamaya,
İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehmet Mehdi EKER’in cevabı (7/18819,18820)
24.- Manisa Milletvekili Hasan ÖREN’in, Manisa'da
üzümlerde görülen bozulmaların araştırılmasına ilişkin sorusu
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER’in cevabı (7/18821)
25.- Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN’ün, tarım
ürünlerinden kesilen Bağ-Kur primlerine ilişkin sorusu ve Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU’nun cevabı (7/18823)
26.- İzmir Milletvekili Serpil YILDIZ’ın, bir kanser
ilacının bedeli ödenecek ilaçlar listesinden çıkarılmasına ilişkin sorusu ve
Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN’ın cevabı (7/17878)
27.- Hatay Milletvekili Mehmet ERARSLAN’ın, dolaylı
ve dolaysız vergilere ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN’ın
cevabı (7/18938)
28.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK’in,
hizmete giren camilere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet AYDIN’ın
cevabı (7/19019)
I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00’te açılarak dört oturum
yaptı.
Konya Milletvekili Özkan Öksüz, 733’üncü vuslat
yıldönümü münasebetiyle mutasavvıf, şair, bilgin ve düşünür
Mevlânâ Celâleddin Rumi’nin eserlerine ve düşüncelerine,
Giresun Milletvekili Mehmet Işık, İstanbul Beykoz’da
bulunan Serdaroğlu Ormanı’ndaki orman ve çevre yağmalaması iddialarına,
İstanbul Milletvekili İnci Özdemir, 2010 Avrupa
Kültür Başkenti ilan edilen İstanbul’da çevre, yerleşim ve ulaşım konularında
yapılan çalışmalara,
İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında 23/11/2006 tarihli ve 5557 sayılı Kanun’un 6’ncı
maddesinin Anayasa’nın 89’uncu ve 104’üncü maddelerine göre bir kez
daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı
tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler” kısmının 198’inci sırasında yer alan 596’ya 1’inci
ek sıra sayılı Komisyon Raporu’nun bu kısmın 4’üncü sırasına alınmasına
ilişkin CHP Grubu önerisinin, yapılan görüşmelerden sonra, kabul
edilmediği açıklandı.
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi’nin (2/212) (S. Sayısı:
305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon
raporu henüz gelmediğinden;
2’nci sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının
Tahsil ve Terkinine İlişkin (1/1030) (S. Sayısı: 904),
3’üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın
Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması
İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair (1/1115) (S. Sayısı: 1147),
Kanun Tasarılarının görüşmeleri, ilgili komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
4’üncü sırasında bulunan, Kütahya Milletvekili
Abdullah Erdem Cantimur'un, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi’nin (2/874) (S. Sayısı: 1249), görüşmelerine devam
olunarak 3’üncü maddesine kadar kabul edildi; 3’üncü madde üzerinde
bir süre görüşüldü.
12 Aralık 2006 Salı günü saat 15.00’te toplanmak
üzere, birleşime 19.57’de son verildi.
Nevzat Pakdil |
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
Ahmet Gökhan Sarıçam |
Türkân Miçooğulları |
|
Kırklareli
|
İzmir |
|
Kâtip
Üye |
Kâtip
Üye |
No.:
44
II. - GELEN KÂĞITLAR
8 Aralık 2006 Cuma
Yazılı Soru Önergeleri
1.-
Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK’in, Pursaklar Belediyesince
bir mağazanın kültür merkezi olarak kiralanmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19112) (Başkanlığa geliş tarihi:
2.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN’ın, Kızılay’ın yönetimine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19113) (Başkanlığa geliş
tarihi:
3.-
Konya Milletvekili Atilla KART’ın, Çin’den otobüs ithaline ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19114) (Başkanlığa geliş tarihi:
4.-
Bursa Milletvekili Mehmet KÜÇÜKAŞIK’ın, ilaç ücretlerinin eczanelere
ödenmesindeki gecikmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/19115) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.-
Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ’in, asayiş sorununa ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19116) (Başkanlığa geliş tarihi:
6.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, kapanan ve yeni açılan işyerlerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19117) (Başkanlığa geliş
tarihi:
7.-
Ankara Milletvekili Mehmet TOMANBAY’ın, su ve enerji politikalarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19118) (Başkanlığa geliş
tarihi:
8.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR’in, Cevahir Alışveriş Merkezinin
İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait hissesinin satışına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19119) (Başkanlığa geliş tarihi:
9.-
Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN’ın, bazı yurt dışı ziyaretlerde
diplomatik nezaketle bağdaşmayan uygulamalara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19120) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.-
Tunceli Milletvekili V. Sinan YERLİKAYA’nın, bir televizyon kuruluşu
ile ilgili basında yer alan iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/19121) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.-
İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK’in, yurt dışında çalışan
vatandaşlarımızdan çıkış harcı alınacağı iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19122) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, zeytin üreticilerinin desteklenmesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19123) (Başkanlığa geliş
tarihi:
13.-
İzmir Milletvekili Serpil YILDIZ’ın, AK Parti İzmir İl Gençlik Kollarının
düzenlediği konferansta bir akademisyenin yaptığı konuşmaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19124) (Başkanlığa geliş
tarihi:
14.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR’in, DSİ’nin özel bir şirkete patlayıcı
madde hibe etmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/19125) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, SSK ve BAĞ-KUR prim ödemelerine
ve sağlık harcamalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19126) (Başkanlığa geliş tarihi:
16.-
Samsun Milletvekili İlyas Sezai ÖNDER’in, tarımda kendi adına ve hesabına
çalışanların sigorta prim keseneklerine ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/19127) (Başkanlığa geliş
tarihi:
17.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN’in, İZAYDAŞ’ın atık kabulüyle ilgili
bazı iddialara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19128) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.-
Ordu Milletvekili Kazım TÜRKMEN’in, bir çevre düzenleme planına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19129)
(Başkanlığa geliş tarihi:
19.-
Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU’nun, bölücü terör örgütünün
çıkardığı gazeteye ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/19130) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.-
Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR’in, yurt dışında bakan ve milletvekillerinin
üstünün ve eşyasının aranmasına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/19131) (Başkanlığa geliş tarihi:
21.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, İstanbul’da amatör spor faaliyetlerinin
22.-
Erzincan Milletvekili Erol TINASTEPE’nin, Vakıflar Bankasının
emekli maaşı ödemelerinde komisyon kesmesi ve işletim ücreti olmasına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN)
yazılı soru önergesi (7/19133) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.-
Yozgat Milletvekili Emin KOÇ’un, EGO’nun BOTAŞ’a olan doğalgaz borcuna
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19134) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.-
Ankara Milletvekili Mehmet TOMANBAY’ın, DSİ’deki personel hareketlerine
ve hidroelektrik santrallere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19135) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.-
Artvin Milletvekili Yüksel ÇORBACIOĞLU’nun, DSİ’nin özel bir şirkete
patlayıcı madde hibe etmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19136) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.-
Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN’ın, Elazığ’ın Alacakaya İlçesinin
emniyet binası ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19137) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU’nun, Belediye Meclisi
toplantı salonlarının kamusal alan olup olmadığına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19138) (Başkanlığa geliş tarihi:
28.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU’nun, İl Genel Meclisi
toplantı salonlarının kamusal alan olup olmadığına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19139) (Başkanlığa geliş tarihi:
29.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU’nun, bir okulda Atatürk
büstüne yapılan saldırıya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19140) (Başkanlığa geliş tarihi:
30.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT’un, Bursa’da sebze hali konusunda
belediyeler arasındaki anlaşmazlığa ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19141) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT’un, Osmangazi Belediyesinin
kamulaştırılan bir binaya yapı kullanım izni verdiği iddiasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19142) (Başkanlığa
geliş tarihi:
32.-
Konya Milletvekili Atilla KART’ın,
33.-
Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN’ın, Elazığ’ın Alacakaya İlçesinin
sağlık ocağı ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19144) (Başkanlığa geliş tarihi:
34.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT’un, kuş gribi koordinatörlüğüne
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/19145) (Başkanlığa
geliş tarihi:
35.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, Mersin-Anamur Devlet Hastanesinin
tam teşekküllü hastane statüsüne getirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19146) (Başkanlığa geliş tarihi:
36.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun, Ordu-Fatsa-Bolaman’da
fındık depolarında çıkan yangına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19147) (Başkanlığa geliş tarihi:
37.-
Ordu Milletvekili Kazım TÜRKMEN’in, Ordu-Fatsa-Bolaman’da fındık depolarında
çıkan yangına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19148) (Başkanlığa geliş tarihi:
38.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun, TMO fındık alım merkezi
personeline ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19149) (Başkanlığa geliş tarihi:
39.-
Kırşehir Milletvekili Hüseyin BAYINDIR’ın, Kırşehir Lisesinde
Cumhuriyet Bayramında bir öğrencinin okuduğu şiire ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/19150) (Başkanlığa geliş
tarihi:
40.-
Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN’ın, Elazığ-Alacakaya yolunun asfaltlanmasına
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19151) (Başkanlığa geliş tarihi:
41.-
Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU’nun, cinsel taciz mağdurlarının
korunmasına ilişkin Devlet Bakanından (Nimet ÇUBUKÇU) yazılı soru
önergesi (7/19152) (Başkanlığa geliş tarihi:
42.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, TMSF Başkanının bir açıklamasına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER)
yazılı soru önergesi (7/19153) (Başkanlığa geliş tarihi:
43.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, Türk Telekomu devralan firmanın
taahhütlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19154) (Başkanlığa geliş tarihi:
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18298)
2.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18299)
3.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18300)
4.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18301)
5.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18302)
6.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18303)
7.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18304)
8.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18305)
9.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18306)
10.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18307)
11.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18308)
12.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18309)
13.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kars’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18310)
14.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18311)
15.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18312)
16.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18313)
17.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18314)
18.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18315)
19.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bitlis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18316)
20.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18317)
21.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18318)
22.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18319)
23.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18320)
24.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18455)
25.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18479)
26.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18480)
27.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18481)
28.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18482)
29.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18483)
30.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18484)
31.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18485)
32.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18486)
33.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18487)
34.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18488)
35.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kars’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18489)
36.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18490)
37.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18491)
38.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18492)
39.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18493)
40.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18494)
41.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18495)
42.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18496)
43.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18497)
44.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bitlis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18498)
45.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18499)
46.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18500)
47.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18501)
48.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18524)
49.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18525)
50.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18526)
51.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18527)
52.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18528)
53.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18529)
54.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18530)
55.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18531)
56.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18532)
57.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18533)
58.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18534)
59.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18535)
60.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18536)
61.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18537)
62.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18538)
63.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18539)
64.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18540)
65.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18541)
66.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18542)
67.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18543)
No.: 45
11 Aralık 2006 Pazartesi
Cumhurbaşkanınca Geri Gönderilen Kanun
1.- 23.11.2006 Tarihli ve 5557 Sayılı Toprak Koruma
ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
ve Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca
Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi (1/1278) (Anayasa
ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.12.2006)
Raporlar
1.- 2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1252) (S. Sayısı: 1269) (Dağıtma
tarihi: 11.12.2006) (GÜNDEME)
2.- 2005 Mali Yılı Genel Bütçeye Dahil Dairelerin
Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 2005 Malî Yılı Kesinhesap
Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1236, 3/1139)
(S. Sayısı: 1270) (Dağıtma tarihi: 11.12.2006) (GÜNDEME)
3.- 2005 Mali Yılı
Katma Bütçeye Dahil İdarelerin Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk
Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
ile 2005 Malî Yılı Katma Bütçeli İdareler Kesinhesap Kanunu Tasarısı
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1237, 3/1140) (S. Sayısı: 1271)
(Dağıtma tarihi: 11.12.2006) (GÜNDEME)
4.- Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Tasarısı;
Niğde Milletvekili Orhan Eraslan ile Van Milletvekili Mehmet Kartal’ın;
4926 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılması
ve Bu Kanuna Bir Ek Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi
ve Van Milletvekili Yekta Haydaroğlu’nun; Kaçakçılıkla Mücadele
Kanununa Bir Madde Eklenmesi ile İlgili Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/1240, 2/403, 2/644) (S. Sayısı: 1275) (Dağıtma tarihi:
11.12.2006) (GÜNDEME)
5.- 15/11/2006 Tarihli ve 5556 Sayılı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu, Yükseköğretim Kanunu, Kamu Mali Yönetimi
ve Kontrol Kanunu, Telsiz Kanunu ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun ve Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri
Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme
Tezkeresi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu
(1/1268) (S. Sayısı: 1276) (Dağıtma tarihi: 11.12.2006) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergesi
1.- Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL’in, Balıkesir’deki
destekleme ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/2503) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, hayali ihracatla
ilgili düzenleme çalışmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19155) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
2.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, hastanelerdeki
bazı hizmetlere yönelik bir genelgeye ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/19156) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
3.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, Anayasa
Mahkemesinin kamu emeklileri hakkındaki bir kararına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19157) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
4.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, depreme
yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/19158) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
5.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, internetteki
çocuk pornografisine karşı alınan tedbirlere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19159) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
6.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, çocukların
cinsel istismarına yönelik iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/19160) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
7.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun,
Başbakanlık personeli maaşlarının yatırıldığı bankadan araçlar
alındığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/19161) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
8.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa SİRMEN’in,
Yuvacık Barajı ile ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/19162) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
9.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR’in, Iğdır’da
verimliliği artırmaya yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19163) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
10.- Konya Milletvekili Atilla KART’ın, Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısının yeğeni hakkındaki iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19164) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/11/2006)
11.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun,
sel felaketlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/19165) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
12.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK’in,
Şanlıurfa’daki DSİ Sondaj Şubesinin kapatılacağı iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19166) (Başkanlığa geliş tarihi:
24/11/2006)
13.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN’in, AB’nin parasal
yardım yaptığı dernek ve vakıflara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19167) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/11/2006)
14.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, icra ve
iflas dairelerinde toplanan paraya ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19168) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/11/2006)
15.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ali ÖZPOLAT’ın,
İstanbul’un trafik sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/19169) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/11/2006)
16.- İzmir Milletvekili Türkan MİÇOOĞULLARI’nın,
Kaz ve Marda Dağlarındaki madencilik faaliyetlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19170) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/11/2006)
17.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, bir katılım
bankasının bazı ortaklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/19171) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
18.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, seçmen,
seçmen sandığı ve siyasi parti sayılarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/19172) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
19.- Bursa Milletvekili Mehmet KÜÇÜKAŞIK’ın, Bursa
toptancı halinin yer seçimine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19173) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
20.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK’in, orman
ve tarım arazilerindeki kaçak yapılaşmaya ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/19174) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
21.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN’in, Şanlıurfa’da
bir derneğin düzenlediği öğretmenler günü etkinliğine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19175) (Başkanlığa geliş tarihi:
27/11/2006)
22.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, sözleşmeli
öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19176) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
23.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, asgari
geçim indiriminin kapsamına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/19177) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
24.- Konya Milletvekili Atilla KART’ın, Konya’daki
kavşak köprüleri çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19178) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
25.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN’ın,
KPSS’ye katılan görme özürlülere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19179) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
26.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI’nın,
üniversitelerin ödeneklerindeki kesintiye ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19180) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
27.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN’ın,
kamu personelinin maaş ödemelerini yapan bankaların promosyonlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19181) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/11/2006)
28.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ’nün, belediye
şirketlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19182)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
29.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA’nın, depremde
hasar gören Datça Hükümet Konağına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19183) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
30.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, BOTAŞ’ın
doğalgaz zammına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/19184) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
31.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, İzmir’in
deprem riskine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19185)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
32.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, İzmir’deki
hastanelerin açtığı ihalelere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19186) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
33.- Samsun Milletvekili İlyas Sezai ÖNDER’in,
Samsun Hafif Raylı Sistem Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19187) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
34.- Antalya Milletvekili Hüseyin EKMEKÇİOĞLU’nun,
eczanelerin alacaklarına ve Sosyal Güvenlik Kurumunun borçlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19188) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/11/2006)
35.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN’in, İstanbul-Beykoz’da
bir ormanlık alandaki yapılaşmanın soruşturulmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19189) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
36.- Mersin Milletvekili Şefik ZENGİN’in, Mersin-Mut
Devlet Hastanesi Başhekiminin astırdığı afişlere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19190) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
37.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, Cumhuriyet
savcılarının kararlarının onaya tabi tutulmasına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19191) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/11/2006)
38.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19192) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
39.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19193) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
40.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN’in, yaptığı
iddia edilen bir görüşmeye ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19194) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
41.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER’in,
idam edilen bir hükümlünün defnedildiği yere ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19195) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
42.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, bölünmüş
yol projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19196) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
43.- Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER’in, Isparta-Eğirdir
bölünmüş yol çalışmalarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19197) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
44.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19198) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
45.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19199) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
46.- Trabzon Milletvekili Asım AYKAN’ın, deprem konusunda
yapılan açıklamalara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19200) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
47.- Sinop Milletvekili Engin ALTAY’ın, Ayancık-Boyabat
karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19201) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
48.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, açlık sınırına
ve açlık sınırının altında yaşayanlara yapılan yardımlara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19202) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
49.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19203) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
50.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19204) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
51.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, işsizliğe
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19205) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
52.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, çeşitli
sosyal kesimlerin ekonomik sorunlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/19206) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/11/2006)
53.- Samsun Milletvekili Mustafa ÇAKIR’ın, prim
alacaklarının tevkifat yoluyla tahsiline ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/19207) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/11/2006)
54.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa SİRMEN’in,
Kızılay’ın hazırlattığı madalya ve nişan tasarımıyla ilgili bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19208) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/11/2006)
55.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gaziantep’te
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19209)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
56.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Eskişehir’de
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19210)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
57.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Antalya’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19211)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
58.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Samsun’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19212)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
59.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, İzmir’de
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19213)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
60.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Mersin’de
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19214)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
61.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kocaeli’de
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19215)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
62.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Konya’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19216)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
63.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Diyarbakır’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19217)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
64.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adana’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19218)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
65.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, İstanbul’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19219)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
66.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ankara’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19220)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
67.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN’un,
Fırat Nehri ve Keban Baraj Gölündeki kirlenmeye ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19221) (Başkanlığa geliş tarihi:
27/11/2006)
68.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce
İlinde kiralanan orman arazilerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19222) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
69.- Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU’nun,
İstanbul-Beykoz’da ormanlık alandaki yapılaşmaya ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19223) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/11/2006)
70.- İzmir Milletvekili Sedat UZUNBAY’ın, İzmir’de
tehlikeli atıkların bertarafına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19224) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
71.- İzmir Milletvekili Canan ARITMAN’ın, İstanbul-Beykoz’da
ormanlık alandaki usulsüz yapılaşmaya ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19225) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
72.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, İzmir ve
Ege Bölgesindeki tehlikeli atık sorununa ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19226) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
73.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, kimyasal
atıkların bertarafına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19227) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
74.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, İzmir-Urla’da
verilen bir taş ocağı ruhsatıyla ilgili iddialara ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19228) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/11/2006)
75.- Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK’ın, bir yerleşim
yerindeki mülk sahiplerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19229) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
76.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, dış temsilciliklerdeki
personel sayısına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/19230) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
77.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/19231) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/11/2006)
78.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/19232) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
79.- Konya Milletvekili Nezir BÜYÜKCENGİZ’in, Suudi
Arabistan’da tutuklu Türk vatandaşlarına ilişkin Dışişleri Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/19233) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23/11/2006)
80.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ’ın,
Papa’nın Türkiye ziyaretinde gazetecilerin akreditasyon işlemlerine
ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru
önergesi (7/19234) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
81.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, Papa’nın
ziyaretine ve dış ziyaretlerde yöneticilerin karşılaştıkları
davranışlara ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/19235) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
82.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, AB tarama
sürecinin sonuçlarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/19236) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
83.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/19237) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/11/2006)
84.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/19238) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/11/2006)
85.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, kamu
bankalarının Yunanistan’da şube açıp açmayacağına ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru
önergesi (7/19239) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
86.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, TMSF’nin
el koyduğu Egebank’a borçlu bir şirketin yönetim kurulu üyesine
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER)
yazılı soru önergesi (7/19240) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
87.- Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER’in,
TMSF’nin el koyduğu bir hazır beton şirketinin yönetimine ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı
soru önergesi (7/19241) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
88.- Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER’in,
TMSF yönetimindeki Göltaş Enerji A.Ş.’nin yapmayı planladığı bir yatırıma
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER)
yazılı soru önergesi (7/19242) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
89.- Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER’in,
TMSF’nin kontrolündeki bazı şirketlere yapılan yönetici atamalarına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER)
yazılı soru önergesi (7/19243) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
90.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/19244) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/11/2006)
91.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/19245) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/11/2006)
92.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN’ın,
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Hastanesine ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi
(7/19246) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
93.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, futboldaki
şike iddialarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/19247) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/11/2006)
94.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, 2006 Kamu
Personeli Seçme Sınavına ve atamalara ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi
(7/19248) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
95.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet ÇUBUKÇU)
yazılı soru önergesi (7/19249) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
96.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Nimet ÇUBUKÇU)
yazılı soru önergesi (7/19250) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
97.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet AYDIN)
yazılı soru önergesi (7/19251) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
98.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet AYDIN) yazılı
soru önergesi (7/19252) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
99.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN’un,
bir imamın görev yerinin değiştirilmesine ilişkin Devlet Bakanından
(Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi (7/19253) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/11/2006)
100.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY)
yazılı soru önergesi (7/19254) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
101.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı
soru önergesi (7/19255) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
102.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ’ın,
TRT çalışanlarına ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı
soru önergesi (7/19256) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
103.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN)
yazılı soru önergesi (7/19257) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
104.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı
soru önergesi (7/19258) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
105.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN)
yazılı soru önergesi (7/19259) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
106.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN)
yazılı soru önergesi (7/19260) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
107.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN’un,
Gümrük Müsteşar vekili hakkında soruşturma izni istendiği iddiasına
ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi
(7/19261) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
108.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER’in, teknik
cihaz, donanım ve yazılım alımlarına ilişkin Devlet Bakanından
(Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/19262) (Başkanlığa geliş tarihi:
24/11/2006)
109.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER’in, dahilde
işleme rejimi kapsamındaki işlemlerin incelenmesine ilişkin
Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/19263)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/11/2006)
110.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER’in, el konulan
kaçak eşyalara ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru
önergesi (7/19264) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
111.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN’ın, Niğde’deki
bir köyün sulama göleti ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19265) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/11/2006)
112.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN’ın, Niğde’deki
bir köyün sulama suyu ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19266) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/11/2006)
113.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN’ın, Niğde’deki
bir köyün sulama suyu ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19267) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/11/2006)
114.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN’ın, Niğde’deki
bir kasabanın sulama suyu ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19268) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/11/2006)
115.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN’ın, Niğde’deki
bir köyün sulama suyu ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19269) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/11/2006)
116.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN’ın, Niğde’deki
bir kasabanın sulama göleti ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19270) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/11/2006)
117.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN’ın, Niğde’deki
bir köyün sulama göleti ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19271) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/11/2006)
118.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN’ın, Niğde’deki
bir sulama göletine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19272) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
119.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN’ın, Niğde’deki
bir kasabaya yapılacak olan sulama göletine ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19273) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/11/2006)
120.- Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER’in,
Isparta’da yapılan tarımsal sulamaya ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19274) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/11/2006)
121.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19275) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
122.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19276) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
123.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, elektrik
enerjisi ihtiyacına ve enerji açığına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19277) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/11/2006)
124.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN’un,
intihar eden BOTAŞ başmüfettişine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19278) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/11/2006)
125.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN’un,
BOTAŞ’la ilgili bazı iddialara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19279) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
126.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN’un,
EGO’nun BOTAŞ’a olan borcuna ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19280) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
127.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN’ın, Garp
Linyitleri Müessesesine yönelik bazı iddialara ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19281) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24/11/2006)
128.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ’ın,
Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun finansal durumuna ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19282)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
129.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN’ın, Garp
Linyitleri İşletmesinin kömür satışıyla ilgili bir iddiaya ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19283)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
130.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER’in,
TPAO’nun mühendis alımına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19284) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
131.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER’in,
TPAO’nun mühendis alımına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19285) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
132.- Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT’un, Bursa’daki
bir mahallenin su sorununa ve ulaşım ücretleri ile afet planlamasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19286) (Başkanlığa
geliş tarihi: 22/11/2006)
133.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, asayiş
olaylarındaki artışa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19287) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
134.- Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN’ın, Antalya’nın
Gazipaşa İlçesindeki bazı köylerin su sorununa ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19288) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/11/2006)
135.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19289) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
136.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19290) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
137.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN’un,
Ankara Büyükşehir Belediyesinin vatandaşlara yaptığı yardımlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19291) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23/11/2006)
138.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU’nun,
Kırklareli-Lüleburgaz-Kırıkköy Beldesindeki derenin ıslahına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19292) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23/11/2006)
139.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun,
kaçırılan yabancı uyruklu kişilere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19293) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
140.- Samsun Milletvekili İlyas Sezai ÖNDER’in,
Samsun Büyükşehir Belediyesinde bazı personelin görev yerlerinin
değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19294) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/11/2006)
141.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ’un, Ankara’da
bir sulama göletinde balık çiftliği kurulacağı iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19295) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24/11/2006)
142.- Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU’nun,
bazı konferanslardaki oturma düzenine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19296) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
143.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, İstanbul’daki
bir orman arazisine yapılan kaçak yapılara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19297) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
144.- Hakkâri Milletvekili Esat CANAN’ın,
Hakkâri-Yüksekova-Dağlıca Köyünde yaşanan bir olaya ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19298) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/11/2006)
145.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun,
Havacılık Dairesi Başkanlığının faaliyetlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19299) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/11/2006)
146.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ’nün, personele
ek ödeme yaparak yargılanan ya da takibata uğrayan belediye yöneticilerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/19300) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29/11/2006)
147.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU’nun,
hizmet içi eğitimlerde görev alan bir öğretim üyesine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19301) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/11/2006)
148.- İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU’nun,
Boğaziçi’ndeki kaçak yapılara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19302) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/11/2006)
149.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK’in,
yurt dışındaki bazı derneklere yapılan yardımlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19303) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/11/2006)
150.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19304) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
151.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19305) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
152.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN’un,
Devlet Opera ve Balesi sanatçılarına yönelik bir yasaklama iddiasına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/19306)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
153.- Antalya Milletvekili Tuncay ERCENK’in, Antalya’nın
turistik tanıtımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19307) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/11/2006)
154.- Muğla Milletvekili Ali ARSLAN’ın, Muğla-Fethiye-Erendağı
Kayak Merkezine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19308) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/11/2006)
155.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, lojman
satışlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19309) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
156.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, benzin
ve mazota yapılan zamlar ile ÖTV artış oranına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19310) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
157.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19311) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
158.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19312) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
159.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, Milletvekili
Lojmanları satış ihalesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19313) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
160.- Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU’nun,
vergi politikasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19314) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/11/2006)
161.- Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU’nun,
vergi iadesi uygulamasının kaldırılmasının çalışanlara etkisine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/19315) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24/11/2006)
162.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK’in, Maliye
müfettişlerinin iletişiminin izlendiği iddiasına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19316) (Başkanlığa geliş tarihi:
27/11/2006)
163.- Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU’nun,
alışverişlerde belge düzeninin denetimine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19317) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
164.- Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU’nun,
zorunlu istihdamla ilgili sorunlara ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19318) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
165.- Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT’un, eczanelerin
yeşil kartlılara verilen ilaç bedeli alacaklarına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19319) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/11/2006)
166.- Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT’un, Bursa’daki
okulların bazı sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19320) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/11/2006)
167.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19321) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
168.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19322) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
169.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, öğretmen
ihtiyacı ile okulların yapım ve onarımına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19323) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
170.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ’ın,
Milli Eğitim Şurasındaki bir ifadesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19324) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
171.- İzmir Milletvekili Ali Rıza BODUR’un, Şanlıurfa’da
bir derneğin düzenlediği öğretmenler günü etkinliğine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/19325) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27/11/2006)
172.- Konya Milletvekili Atilla KART’ın, sözleşmeli
öğretmenlerin özlük haklarına ve öğretmen açığına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/19326) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/11/2006)
173.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI’nın,
Şanlıurfa’da bir derneğin düzenlediği öğretmenler günü etkinliğine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/19327) (Başkanlığa
geliş tarihi: 30/11/2006)
174.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19328) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
175.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19329) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
176.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun,
asker kaçaklarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19330) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
177.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19331) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
178.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19332) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
179.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ’ın,
kolestrol ilaçlarının kısıtlanmasına ve sağlık harcamalarına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/19333) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23/11/2006)
180.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER’in, yeşilkartlıların
ilaç bedellerinin eczanelere ödenmesinde yaşanan gecikmelere
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/19334) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29/11/2006)
181.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ’ın,
Fransa’dan aşı ithal edileceği iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19335) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
182.- Muğla Milletvekili Ali ARSLAN’ın, diyabet
hastalarının yaşadıkları bazı sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19336) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
183.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, bir
sağlık ocağının personel ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19337) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
184.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in,
Van-Başkale’de görev yapan bir doktorun tayin talebine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19338) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/11/2006)
185.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19339) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
186.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19340) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
187.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN’ın, çiftçilerin
Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19341) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/11/2006)
188.- Bursa Milletvekili Mehmet KÜÇÜKAŞIK’ın,
süt üreticilerine yönelik desteklemeye ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19342) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/11/2006)
189.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19343) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
190.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19344) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
191.- İzmir Milletvekili Ali Rıza BODUR’un, zeytin
dikim yardımına ve zeytin sahalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19345) (Başkanlığa geliş tarihi:
24/11/2006)
192.- Sinop Milletvekili Engin ALTAY’ın, ecrimisil
usulle tarım yapan çiftçilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19346) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/11/2006)
193.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, idari
kadrolara yapılan atamalara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19347) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
194.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, statülerine
göre personel sayısına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19348) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/11/2006)
195.- Antalya Milletvekili Atila EMEK’in, Manavgat
tekne yapım ve çekek yeri projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19349) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/11/2006)
196.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19350) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
197.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19351) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
198.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19352) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
199.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19353) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
200.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19354) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
201.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19355) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
202.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19356) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
203.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19357) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
204.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19358) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
205.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19359) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
206.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19360) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
207.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19361) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
208.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19362) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
209.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19363) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
210.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19364) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
211.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19365) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
212.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19366) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
213.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19367) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
214.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19368) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
215.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19369) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
216.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19370) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
217.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19371) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
218.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19372) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
219.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19373) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
220.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19374) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
221.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19375) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
222.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19376) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
223.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19377) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
224.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19378) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
225.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19379) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
226.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19380) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
227.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19381) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
228.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19382) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
229.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19383) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
230.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19384) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
231.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19385) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
232.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19386) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
233.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19387) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
234.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19388) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
235.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19389) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
236.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19390) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
237.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19391) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
238.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19392) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
239.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19393) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
240.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19394) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
241.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19395) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
242.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19396) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
243.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19397) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
244.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19398) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
245.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19399) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
246.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19400) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
247.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19401) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
248.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19402) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
249.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19403) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
250.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19404) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
251.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19405) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
252.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19406) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
253.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19407) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
254.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19408) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
255.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19409) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
256.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19410) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
257.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19411) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
258.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19412) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
259.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19413) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
260.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19414) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
261.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19415) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
262.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19416) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
263.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19417) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
264.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19418) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
265.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19419) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
266.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19420) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
267.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19421) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
268.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19422) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
269.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19423) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
270.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19424) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
271.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19425) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
272.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19426) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
273.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19427) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
274.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19428) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
275.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19429) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
276.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19430) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
277.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19431) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
278.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19432) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
279.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19433) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
280.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19434) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
281.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19435) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
282.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19436) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
283.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19437) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
284.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19438) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
285.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19439) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
286.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19440) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
287.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19441) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
288.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19442) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
289.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19443) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
290.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19444) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
291.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19445) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
292.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19446) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
293.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19447) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
294.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19448) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
295.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19449) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
296.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19450) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
297.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19451) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
298.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19452) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
299.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19453) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
300.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19454) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
301.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19455) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
302.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19456) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
303.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19457) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
304.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19458) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
305.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19459) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
306.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19460) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
307.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19461) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
308.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19462) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
309.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19463) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
310.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19464) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
311.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19465) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
312.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19466) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
313.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19467) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
314.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19468) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
315.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19469) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
316.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19470) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
317.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19471) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
318.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19472) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
319.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19473) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
320.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19474) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
321.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19475) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
322.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19476) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
323.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19477) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
324.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19478) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
325.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19479) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
326.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19480) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
327.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19481) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
328.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19482) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
329.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19483) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
330.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19484) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
331.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19485) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
332.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19486) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
333.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19487) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
334.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19488) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
335.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19489) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
336.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19490) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
337.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19491) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
338.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19492) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
339.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19493) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
340.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19494) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
341.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19495) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
342.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19496) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
343.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19497) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
344.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19498) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
345.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19499) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
346.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19500) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
347.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19501) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
348.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19502) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
349.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19503) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
350.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19504) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
351.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19505) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
352.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19506) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
353.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19507) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
354.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19508) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
355.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19509) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
356.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19510) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
357.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19511) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
358.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19512) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
359.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19513) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
360.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19514) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
361.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19515) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
362.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19516) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
363.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19517) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
364.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19518) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
365.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19519) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
366.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19520) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
367.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19521) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
368.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19522) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
369.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19523) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
370.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19524) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
371.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19525) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
372.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19526) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
373.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19527) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
374.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19528) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
375.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19529) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
376.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19530) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
377.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19531) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
378.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19532) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
379.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19533) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
380.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19534) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
381.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19535) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
382.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19536) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
383.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19537) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
384.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19538) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
385.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19539) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
386.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19540) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
387.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19541) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
388.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19542) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
389.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19543) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
390.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19544) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
391.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19545) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
392.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19546) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
393.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19547) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
394.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19548) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
395.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19549) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
396.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19550) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
397.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19551) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
398.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19552) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
399.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19553) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
400.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19554) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
401.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19555) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
402.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19556) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
403.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19557) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
404.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19558) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
405.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19559) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
406.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19560) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
407.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19561) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
408.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19562) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
409.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19563) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
410.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19564) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
411.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19565) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
412.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19566) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
413.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19567) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
414.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19568) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
415.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19569) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
416.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19570) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
417.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19571) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
418.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19572) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
419.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19573) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
420.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19574) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
421.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19575) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
422.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19576) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
423.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19577) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
424.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19578) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
425.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19579) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
426.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19580) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
427.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19581) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
428.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19582) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
429.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19583) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
430.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan
İlinin bir köyünün yol ve su sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19584) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/12/2006)
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK’in,
Yurt Dışında Yaşayan Vatandaşlarımızın Sorunlarının Araştırılarak
Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis
Araştırması Komisyonu Raporundaki tespitlere ilişkin Devlet Bakanından
(Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi (7/16380)
2.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN’nın, NATO
Savunma Kolejinde ortaya konulan haritaya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/18003)
3.- Konya Milletvekili Atilla KART’ın, Diyarbakır-Bismil-Sinan
köylülerinin iskan ve bağlı sorunlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18007)
4.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, basında
çıkan bölücü terör örgütüne yönelik bir plan oluşturulduğu iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18009)
5.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ’nün, yurt dışı
gezilerine katılan gazetecilerin belirlenmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18010)
6.- İzmir Milletvekili Bülent BARATALI’nın, güvenlik
güçlerinin operasyonları konusundaki bir beyanına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18011)
7.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU’nun,
peyzaj mimarlarının sorunlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18012)
8.- Kırşehir Milletvekili Hüseyin BAYINDIR’ın,
ABD gezisine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18017)
9.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, Doğu ve Güneydoğu
illerindeki öğrencilerin Kuzey Irak’taki üniversitelere yönlendirildiği
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18021)
10.- İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN’in, bir Bakanlar
Kurulu kararında Kıbrıs adının geçmesine ilişkin Dışişleri Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/18034)
11.- Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN’ün,
KKTC’deki siyasi gelişmelerle ilgili iddialara ilişkin Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/18035)
12.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun,
Karadeniz’de hamsi üzerine yapılan uluslararası araştırmaya ilişkin
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi
(7/18036)
13.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN’ın,
bor madeninin etkin değerlendirilmesine ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/18045)
14.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER’in, bir
şirkete alınan geçici işçilerin kadrolu olarak BOTAŞ’a geçiş yaptığı
iddiasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18047)
15.- Gaziantep Milletvekili Ahmet YILMAZKAYA’nın,
Belkıs Barajı Projesine ve konsorsiyumla yapılan anlaşmaya ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/18048)
16.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU’nun,
Ankara’da toplu taşımada gece seferi uygulanmamasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18050)
17.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ali BULUT’un,
Cumhuriyet Gazetesinin Çankaya Belediyesince bedava dağıtılmasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18052)
18.- Denizli Milletvekili Mehmet YÜKSEKTEPE’nin,
Denizli’deki arazi toplulaştırmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18054)
19.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU’nun,
Antalya’daki bir çevre sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18055)
20.- İstanbul Milletvekili Ahmet Sırrı ÖZBEK’in,
İstanbul-Üsküdar’daki bir taşınmazın imar durumunda değişiklik yapılmasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18057)
21.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil ÜNLÜTEPE’nin,
kamu kurum ve kuruluşların Afyonkarahisar’daki
ihalelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18058)
22.- Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER’in, kamu
kurumlarının Isparta’daki ihale ve işlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18059)
23.- Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN’ın, Antalya-Serik’te
ruhsat süresi dolduğu halde çalışmalarını sürdüren bir taş ocağına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18060)
24.- Tekirdağ Milletvekili Erdoğan KAPLAN’ın,
bir milletvekili sekreterinin belediye başkan yardımcılığı görevine
atanmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18061)
25.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER’in, Diyarbakır’ın
Lice İlçesindeki bazı köylerin yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18062)
26.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER’in, Diyarbakır-Bismil-Alıncak
Köyünün su sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18063)
27.- Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN’ün, Ankara’da
Atatürk Bulvarı ve Cinnah Caddesinde yürütülen projeye ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18064)
28.- Manisa Milletvekili Hüseyin TANRIVERDİ’nin,
öğretim üyelerinin bilimsel yayın ortalamalarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18071)
29.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun,
Zonguldak Devlet Hastanesinde ölüme sebebiyet veren anestezi cihazına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18080)
30.- Antalya Milletvekili Atila EMEK’in, Alanya
Devlet Hastanesinin doktor ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18081)
31.- Sivas Milletvekili Nurettin SÖZEN’in, bir
hastanedeki bazı ebelerin görev yerlerinin değiştirilmesine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18082)
32.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun,
Strateji Geliştirme Başkanlığındaki görevlendirmelere ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18083)
33.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN’ın,
Eskişehir’in demiryolu ile Mudanya Limanına bağlanması projesine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18089)
34.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER’in, Diyarbakır-Bismil-Alıncak
Köyünün telefon santrali ihtiyacına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18090)
35.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ’ın,
El-Kadı’nın malvarlığının dondurulması kararına ve bazı iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18095)
36.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI’nın,
okullardaki bilgisayar ve internet imkanına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18102)
37.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR’un, Adana
havaalanının kapasitesinin artırılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18107)
38.- Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR’ın,
kullanılmayacak durumdaki tıbbi cihazlara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18109)
39.- Konya Milletvekili Atilla KART’ın, bir çete
operasyonuna ve TESEV’in bir raporuna katkı veren Polis Akademisi
mensuplarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18113)
40.- Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK’ın, Ordu ve
Giresun illerinin havaalanı ihtiyacına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/18114)
41.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN’in, Emniyet
Teşkilatı ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/18115)
42.- Muğla Milletvekili Ali ARSLAN’ın, AK Partinin
bir belde teşkilatına yönelik iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/18116)
43.- Ordu Milletvekili Kazım TÜRKMEN’in, muhtarların
mali sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18117)
44.- Antalya Milletvekili Osman KAPTAN’ın, Papa’nın
ülkemizi ziyaretinde Fener Rum Patrikhanesi ile ikili anlaşma imzalayacağı
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18118)
45.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK’in, Lübnan’a
asker gönderilmesine ve bazı kişilerin askerlik ödevlerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18119)
46.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK’in, okullardaki
bilgisayar kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18120)
47.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK’in, BOTAŞ’ın
doğalgaz ithalat sözleşmesi devir ihalesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/18121)
48.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, bir
Türk vatandaşının KKTC’den sınırdışı edilmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/18123)
49.- Çorum Milletvekili Feridun AYVAZOĞLU’nun,
Çorum Belediyesindeki bazı görevlendirmelere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/18125)
50.- Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN’un, resmi
yurt dışı gezilerine kızının katılmasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/18126)
51.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK’in, dış
politikayla ilgili bazı durumlara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/18130)
52.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK’in,
Şanlıurfa’da bir alanın iskana açılacağı iddiasına ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/18134)
53.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK’in, bazı
alanlara aktarılan kaynaklara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18137)
54.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER’in, AB sürecinde
KKTC ile ilgili taleplere ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/18144)
55.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI’nın, ABD ziyaretinde Başbakanın
kızının resmi kafilede yer almasına ilişkin Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/18145)
56.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, banka sahipliği hususunda Kuveyt’le
mütekabiliyet olup olmadığına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/18146)
57.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, aile içi şiddetin önlenmesine
yönelik çalışmalara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet ÇUBUKÇU) yazılı
soru önergesi (7/18151)
58.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI’nın, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün
uzman yardımcılığı sınavına ilişkin Devlet Bakanından (Nimet ÇUBUKÇU)
yazılı soru önergesi (7/18152)
59.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Dünya Bankası kredili veya
hibeli projelere ilişkin Devlet Bakanından (Nimet ÇUBUKÇU) yazılı
soru önergesi (7/18153)
60.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Dünya Bankası kredili veya
hibeli projelere ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı
soru önergesi (7/18159)
61.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN’ın, tahkimde kaybedilen davalara
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18160)
62.-
Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA’nın, Yatağan Termik Santrali baca
gazı arıtma tesisi ihalesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18162)
63.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR’un, Emniyet personelinin çocuk
suçlulara yönelik eğitimine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18166)
64.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR’un, çocuk suçluluğuna ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18167)
65.-
Antalya Milletvekili Hüseyin EKMEKÇİOĞLU’nun, Antalya-Kaş Merkez
İlköğretim Okulunun yapı güvenliğine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18168)
66.-
Ankara Milletvekili Zekeriya AKINCI’nın, KÖYDES Projesi kapsamında
67.-
Yozgat Milletvekili Emin KOÇ’un, Yozgat-Çayıralan Devlet Hastanesi
ihalesiyle ilgili usulsüzlük iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18170)
68.-
Zonguldak Milletvekili Harun AKIN’ın, Zonguldak’ın Alaplı İlçesinde
toplu taşımacılıkla ilgili uygulamalara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18171)
69.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU’nun, bir yerel yönetim
birliğinin 2006 yılı yatırım programına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18172)
70.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Dünya Bankası kredili veya
hibeli projelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18174)
71.-
Zonguldak Milletvekili Harun AKIN’ın, KÖYDES Projesine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18176)
72.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU’nun, Diyanet İşleri
Başkanlığından naklen atanan personele ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18194)
73.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK’in, öğretmen istihdamına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18198)
74.-
Hatay Milletvekili Züheyir AMBER’in, bir projenin saha koordinatörlüğü
kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18202)
75.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, bir projenin saha koordinatörlüğü
kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18203)
76.-
Aydın Milletvekili Mehmet Mesut ÖZAKCAN’ın, bir projenin saha koordinatörlüğü
kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18204)
77.-
Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU’nun, bir projenin saha koordinatörlüğü
kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18205)
78.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun, bir projenin saha koordinatörlüğü
kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18206)
79.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT’un, bir projenin saha koordinatörlüğü
kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18207)
80.-
Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR’ın, bir ilaç firmasının kamuyu
zarara uğrattığı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18208)
81.-
Muğla Milletvekili Ali ARSLAN’ın, bir projenin saha koordinatörlüğü
kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18209)
82.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Dünya Bankası kredili veya
hibeli projelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18210)
83.-
Sinop Milletvekili Engin ALTAY’ın, İstanbul-Şişli-Ayazağa Semt Polikliniğinin
doktor ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18212)
84.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, THY’nin yolcu ve uçuş güvenliğine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18221)
85.-
İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN’in, THY’nin personel seçiminde uygulanan
bir ankete ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18222)
86.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Dünya Bankası kredili veya
hibeli projelere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18223)
87.-
Erzurum Milletvekili İbrahim ÖZDOĞAN’ın, emniyet hizmetlerindeki
bazı sorunlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18230)
88.-
Manisa Milletvekili Nuri ÇİLİNGİR’in, Uluslararası Hidrojen Enerjisi
Teknolojileri Merkezine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18550)
No.:
46
12 Aralık 2006 Salı
Tasarılar
1.-
Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/1279) (Adalet; Plan ve Bütçe ile İçişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6.12.2006)
2.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Slovenya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/1280)
(Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
7.12.2006)
3.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Guyana Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/1281) (Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.12.2006)
4.-
Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/1282) (Milli Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
7.12.2006)
Teklif
1.-
Adana Milletvekili Atilla Başoğlu’nun; Devlet Memurları Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/904) (Plan ve Bütçe
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.12.2006)
Meclis Araştırması
Önergesi
1.-
Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş ve 23 Milletvekilinin,
bankacılık sektöründe yabancı sermaye payındaki artışın doğuracağı
etkilerin araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün
104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/403) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/12/2006)
12 Aralık 2006 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Harun TÜFEKCİ
(Konya)
BAŞKAN – Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 30’uncu Birleşimi’ni açıyorum.
III. - YOKLAMA
BAŞKAN – Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Sayın milletvekillerinin
oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini,
bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin
salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna
rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını, görevli
personel aracılığıyla, beş dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Beş dakikalık süre
veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce,
üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz,
“Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” münasebetiyle söz isteyen
Bursa Milletvekili Zafer Hıdıroğlu’na aittir.
Buyurun Sayın Hıdıroğlu.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
IV.
- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.-
ZAFER HIDIROĞLU (
Yetmiş yedi yıldan beri slogan haline
gelen, yani, “yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı” yetmiş
yedi yıldan beri söylenen, zaman zaman etkinliklerle kutlanan,
okullarda öğrencilerimizin gelecekte yerli mallarına sahip çıkabilmeleri
için hazırlanan birçok programları hayatımız boyunca takip etmeye
çalıştık. Ama, son zamanlarda, maalesef, yerli mala sahip çıkma konusunda,
kampanyalar da dâhil, pek istenilen seviyede olmadığımız görülüyor.
Dünya ekonomik sıkıntılarının baş gösterdiği
dönemlerde, Türkiye’nin de bundan aşırı derecede etkilendiği yıllarda,
18 Aralık 1929’da, Atatürk’ün himayelerinde kurulan Millî İktisat ve
Tasarruf Kongresi’nde, kendi yerli malımıza sahip çıkma, yatırımları
artırma ve millî ekonomiye katkı sağlama anlamında Mustafa Kemal
Atatürk’ün yaptığı konuşmayla bu hareket ivme kazanmış, daha doğrusu
başlamış ve bunun etkileri de aynı yıllarda görülmeye başlamış,
tarihte ilk defa, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa, yüzde
17’lik bir büyüme ve dış ticaret fazlası -yani, dış ticaret açığı değil
dış ticaret fazlası- veren bir ülke konumuna gelmişiz. Biz de, 2007
yılını, bu konuda seferberlik yılı ilan edebilir, yerli mallarına
sahip çıkan ülke konumuna gelebiliriz diye düşünüyorum.
Tabii, o yıllarda dikkat çeken bir örneği
de size vermek istiyorum. Mustafa Kemal Atatürk gazetecileri toplayıp
onlara yerli malıyla ilgili kamuoyu oluşturmaları gerektiğini
vurgularken, bir taraftan da, onlara, o zamanın yerli içeceğimiz
olan ıhlamuru ikram ederek, kendilerine yerli mallarına sahip çıkmaları
gerektiğini vurgulamış, kendisinin de sahip çıktığını bu arada
göstermiştir.
Değerli arkadaşlar, Türk malları, artık,
son yıllarda dünya çapında markalaşmaya başlamıştır. Artık, gelişmiş
ülkeler bile Türk mallarının markalarını ön plana almışlar ve 5 kıtada
135 ülkeye yaptığımız ihracat miktarı 84 milyar dolara kadar çıkmıştır
ve dikkat çekici bir husus daha, bu ihracatı yaptığımız ülkelerin
yüzde 50’sinden fazlası gelişmiş olan ülkeler. Yani teknolojisi,
sanayisi, fert başına millî geliri, gayrisafi millî hasılası bizden
daha yukarıda olan, daha iyi durumda olan ülkeler bizim mallarımızı
Ama, bu arada şunu da vurgulamak istiyorum:
Yerli mallardan kastımız, yerli veya yabancı, Türkiye’de imal edilen
mallardır. Son zamanlarda, biliyorsunuz, Hükûmetimizin aldığı makroekonomik
kararlardan, Türkiye’ye duyulan güvenin artmasından sonra yabancı
yatırımlar artmış, dokuz ayda yabancı yatırımlar 13 milyar dolara
çıkmıştır. Öyleyse, burada, yerli veya yabancı, bütün yerli imalatımızı
kastediyoruz ve ülkemizde yatırım yapan yabancılara da bu konuda
teşekkür ediyoruz.
Değerli arkadaşlar, yerli mallarını
koruma konusunda birçok ülke çeşitli tedbirler almaktadır; gerek
sivil toplum örgütleriyle gerek kampanyalarıyla gerek yasalarıyla
buna sahip çıkmaktalar. Amerika Birleşik Devletleri’nde her ithal
edilen malın işsizliğe, her ithal edilen malın, yatırımların azalmasına,
mâni olduğu vurgulanmakta; ki, bu 1933 yılında çıkan yasa hâlâ değiştirilmemiş,
yerli mallarına sahip çıkma konusunda duyarlı hâle gelmişlerdir.
Şimdi, Türkiye’de -sadece bir örnek vereyim vaktimin kısıtlılığından
dolayı- her 6.500 dolarlık ithalat, 1 kişinin işsiz kalmasına neden
oluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Hıdıroğlu, lütfen toparlar
mısınız.
Buyurun.
ZAFER HIDIROĞLU (Devamla)
– Evet, toparlamaya çalışayım.
Yine, Avrupa’da, özellikle
Almanya ve İngiltere’de, yerli mallarına sahip çıkma konusunda çeşitli
kampanyalar düzenleniyor, sadece bir haftaya sıkıştırılmıyor,
yıl boyu bunun kampanyaları devam ediyor.
Şimdi, tabii, böyle
bir önemli konuda bu konuşma süresinin beş dakika olmaması lazımdı,
ama, İç Tüzük gereği böyle. Onun için, çok kısaca özetlemek istiyorum
Sayın Başkanım.
Tabii, bu arada şunu
da unutmamak lazım: Bizim yerli imalatımızda, yabancı marka, yerli
marka; hangisi yerlidir, hangisi yabancıdır, bu konuda da sıkıntılar
var. Bu vesileyle, dünyada, bizim malımızın beğenilmesi, Türk markalarına
olan güvenin artmasından sonra, artık, müteşebbisimizin, imalatçımızın,
sanayicimizin de bizim yerli Türk isimlerini koymasında artı faydalar
sağlayacağına inanıyorum ve halkımıza da şunu söylemek istiyorum:
Bir mağazaya girdiğimizde hangi malın yerli, hangi malın yabancı
olduğunu anlamanın en kestirme, en belirgin yolu ise 869 numaralı
uluslararası barkod numaramızdır; yani, ismi yabancı, yerli olsun,
yani Türk ismi veya yabancı ismi olsun, 869 barkod numaralı malı aldığımızda
yerli imalatımıza destek vermiş oluruz.
Biz, bu konuda Bursa’da
bir kampanya başlattık. Burada, ben, milletvekili arkadaşlarımın
hepsine birer mektup yazarak böyle bir kampanya, bir çalışma yapmalarını
istirham etmiştim. Sağ olsun, milletvekili arkadaşlarımız buna
duyarlılık gösteriyorlar, çalışma yapacaklarını söyleyen arkadaşlarımız
var. Ama, özellikle, çok büyük zahmetleri olmayan, ama bu bilincin
yerleşmesi, yani “yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı”
sloganını belediyelerimiz, yerel yöneticilerimiz başta olmak
üzere sivil toplum örgütlerimiz, şehrin muhtelif yerlerine pankartlar,
afişler, el ilanlarıyla… Yani, Malcolm’un bir sözü vardır: “Eğer insanları
harekete geçirmek istiyorsanız, önce onu uyandırın.” Yani, ben inanıyorum
ki, hangi zihniyetten, hangi fikirden, hangi yapıdan olursa olsun,
ülkesini seven Türk halkının tamamı yerli malı konusunda duyarlı.
Ama, duyarlılığını harekete geçirmek için onları uyandırmak, hepimizi
uyandırmak ve bu vatandaşlık bilincinin gelişmesiyle, ekonomide
olan işsizliğin azalmasıyla -ki, işsizlik oranı yüzde 8,5’lara kadar
inmiş- gereksiz ithalatın azalmasıyla yatırımlar çoğalacak, istihdam
artacak ve gerçekten biz Türkiye Cumhuriyeti devletine sahip çıktığımızın
bir en önemli örneğini göstermiş olacağız diyorum ve hepinize, bu
konuda yapacağınız, yapacağımız çalışmalardan dolayı saygılar
sunuyorum ve bütün Türk halkına da bu konuda duyarlı olmaları gerektiğini
vurguluyor, tekrar hepinize saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Hıdıroğlu.
Gündem dışı ikinci
söz, orman köylülerinin sorunlarıyla ilgili söz isteyen Sinop Milletvekili
Engin Altay’a aittir.
Buyurun Sayın Altay.
2.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, orman köylülerinin
sorunları ile orman idare ve işletmelerinde çalışan geçici işçilerin durumuna
ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin cevabı
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; orman köylülerimizin yaşadığı
sorunlarla ilgili gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
hepiniz ve hepimiz takdir ederiz ki, bu memlekette 780.500 kilometrekarelik
coğrafyamızın her metre karesinde yaşanan acı, her metre karesine
düşen ateş bu Parlamentoya da düşmüş sayılır. Bu yüce çatıda görev
yapan bizlerin de, bu acıyı, bu çileyi, bu sıkıntıyı hissetmemiz gerekir
ve çok genel bir kaidedir ki, Türkiye’nin her metre karesinde yaşanan
güzelliklerden de bu Parlamento sorumludur; Türkiye’nin her metre
karesinde yaşanan sıkıntılardan da bu Parlamento sorumludur, çözüm
mercisi de bu Parlamentodur; bu Parlamentonun, içinden çıkardığı
ve bu Parlamentonun denetlediği hükûmettir. Bu yönüyle, güzel ülkemizin
yüzde 27’sinin ormanlarla kaplı olduğunu biliyoruz. Gene, toplam
34.460 köyümüzün 20.970 tanesinin orman köyü olduğunu ve bu 20.960
köyde yaklaşık 7,5 milyon insanın yaşadığını biliyoruz.
Yine, hepimizin bildiği bir durum, Anayasa,
toplumun çok az kesimlerini koruma altına almıştır. Yürürlükteki
Anayasa’mızın 169 ve 170’inci maddeleriyle, orman köylüsü anayasal
da bir koruma altındadır. Ancak, yıllardır süregelen uygulamalarla,
ne yazık ki, orman köylüsünün Anayasa’daki koruması, sadece o Anayasa
kitapçığının sayfaları arasında kalmıştır.
Orman işletmeciliğinde yaklaşık 400
bin aile, insan, kesme, sürütme, soyma, yükleme, nakliye ve istif gibi
üretim aşamalarında çalışıyor. Birçoğunuz bilmezsiniz sayın milletvekilleri
-Sayın Bakan bilir- bir de bir kış kesimi hikâyesi vardır. İşin doğası
gereği, bazı emvalin kışın üretilmesi, kar altında üretilmesi gerekir.
Bir metre kar altında, bu memleketin ekonomisine tomruk sağlayan,
ağaç sağlayan insanlarımızın yaşadığı dramı birçoğunuzun bilmediğini
biliyorum. Ama, bu dramı bilmemeniz, onların yaşamsal sorunlarını çözmemize
engel değildir.
Bugün, orman köylüsünün,
orman emvali üretiminde aldığı ücret, gerçekten kabul edilemez. Orman
Genel Müdürlüğü, orman köylüsünün, ormanlarımızdan ürettiği, elde
ettiği ürünleri işletme, pazarlama yoluyla satarak yaklaşık 1
katrilyon gelir elde ediyor ve bu gelirden, köylünün kullandığı mazot
parası, araç-gereç, alet-edevat dahil, orman köylüsüne dönebilen para
400’ü geçmiyor. Bu doğru mudur? Bu ormanın üreticisi de, bu orman ürününün
gerçek emek sahibi de, bu ormanın gerçek sahibi de orman köylüsüdür.
Bir dönem bir siyasetçi “Orman köylüsünü ormancılardan kurtarmak
lazım.” diye söylemişti. Zaman zaman insanın bu söze hak veresi geliyor.
Şimdi, biraz önce Sayın Başesgioğlu buradaydı. Sayın Başesgioğlu,
bir fabrikada, bir fırında, bir lokantada bir kişiyi sigortasız çalışırken
yakalasa kulağından tutuyor, çalıştırana, çalışana çeşitli cezai
müeyyideler uyguluyor. Burada da Sayın Orman Bakanımız, Sayın Pepe
var. Orman Bakanımız, Türkiye’de 350-400 bin insanı hiçbir sosyal güvenliğe
tabi olmadan sigortasız çalıştırıyor. Şimdi, bu olacak iş midir?
Bu doğru mudur? Bu, başta Sayın Bakanın ve siz değerli milletvekillerimizin
içine sinebilir mi değerli arkadaşlarım?
Orman idare ve işletmelerinde
çalışan geçici işçilerin durumu yıllardır çözülemedi, biliyoruz.
Köy Hizmetlerinde daha önceki hükûmet döneminde yapılan bu kadroya
geçiş, bu orman idare ve işletmelerindeki geçici işçilerimiz
için de yapılmalıdır.
Üretim çalışmaları
esnasında -birçok arkadaşınız onu bilir- orman üretimi, orman emvalinin
taşındığı yollar aynı zamanda köy yollarıdır. Büyük yüklü tonajlı
kamyonlar…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Altay,
lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
ENGİN ALTAY (Devamla)
– Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
…çok küçük tonajlara
göre yapılmış köy yollarını bozmakta, bir yandan devletin bir ünitesi
köy yolu yaparken, diğer ünitesi o yolu tahrip etmektedir. Demiyoruz
ki, odun oradan geçmesin. Tabii ki geçecek, ama iki kurum, eş güdüm ve
istişare içinde o odunun, o tomruğun da geçeceği, otomobilin de geçeceği
yol yapacaklar. Bugün, Türkiye’deki bütün orman köylülerinin, esasen
bütün köylerin ciddi bir yol sorunu vardır. Şimdi çıkıp “KÖYDES’ten
şu kadar para harcadık” diyebilirsiniz. Sizin KÖYDES’le yaptığınız
menfezleri yağmur aldı, sel aldı götürdü, haberiniz olsun. Bakkal
karnesiyle giden adama KÖYDES’ten ihale verdiniz, adamı müteahhit
yaptınız, Tekel bayisine köy yolu yaptırdınız.
Şimdi, orman işletmeciliğinde
yeni bir yöntem ve yaklaşıma gidildiğini takip ediyoruz, bütünüyle
karşı çıkmıyoruz. Örneğin, dikili satış… Ama, dikili satışla ilgili orman köylülerinin
ve onların örgütlerinin ciddi kaygıları vardır. Görüşmelerin devam
ettiğini de biliyoruz. Temennimiz, bir yasal düzenleme gelecekse,
bu yasal düzenlemede orman köylülerinin temsilcilerinin de sürece
dahil olmasıdır, bu sürecin demokratik yollardan tamamlanmasıdır.
Sayın milletvekilleri,
orman köylüsü ve bütün köylülerimiz sizden mağdur, sizden mustarip.
Ama, bu aylarda orman köylüleri, hatta, Türkiye’nin birçok -Karadeniz
Bölgesi, İç Anadolu başta olmak üzere- köylüsü sizden daha çok -komik
gelebilir, abes karşılamayın- domuzlardan mağdur ve mustarip. Bugün
kırsal kesimde zaten çok atıl kapasiteyle tarım yapıldığını biliyoruz
ve bugün Türkiye’de -Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere- köylerde
bir anket yapın, en acil sorununuz nedir diye sorarsanız, önce domuz,
sonra AKP Hükûmeti diyeceklerdir. (AKP sıralarından gürültüler)
FATİH ARIKAN (Kahramanmaraş)
– Ayıp, ayıp!
ÜNAL KACIR (İstanbul)
– Ayıp be, ayıp!
ENGİN ALTAY (Devamla)
– Hükûmetin kırsal kesimdeki bu domuzların... (AK Parti sıralarından
gürültüler)
Bu bir faaliyettir.
Hükûmetin kırsal kesimdeki
bu domuz sorunuyla ilgili olarak… (AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Lütfen, sayın
milletvekilleri.
AHMET IŞIK (Konya) –
Adabını bil!
ENGİN ALTAY (Devamla)
– Bir sorunu gündeme getiriyorum ben. Köylü perişan senin haberin
var mı ondan? Türkiye’nin bütün köylerinde böyle bir sorun var. Hükûmet
yok diyebilir mi? Var böyle bir sorun. Bu soruna çare olunması lazım.
Millet perişan, onu söylüyorum ben. Siz ekonomik olarak perişan ettiniz,
o hayvanlar da başka türlü perişan ediyor. Ne var bunda? Bunu konuşmayacak
mıyız yani?
FATMA ŞAHİN (Gaziantep)
– Adam gibi anlat…
ASIM AYKAN (Trabzon) –
Tam yakışıyor sana o sözler.
ENGİN ALTAY (Devamla)
– Orman köylülerinin kırk elli yıllık samanlıklarının yıkılması
söz konusu. Bütün köylüler, bu konuda, Sayın Bakandan bir mesaj, bir
cevap bekliyor. Elli yıllık orman içindeki samanlık, elli yıldır
kullanılan samanlık yıkılacak mı yıkılmayacak mı? Elde bir mahkeme
kararı var. Hükûmetin bir memuru gidiyor “bunu uygulayacağım” bir
memuru geliyor “uygulamayacağım…” Bütün köylülerin merak ettiği
bir durumdur.
Değerli arkadaşlar,
Sayın Başkan hemen bitiyorum.
Diyorum ki…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla)
– Bir örnek daha vereyim, bu da hoşunuza gidecektir: Devlet…
Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN – Lütfen, Sayın
Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla)
– Sayın Başkan, teşekkür edeceğim.
BAŞKAN – Hayır.
Teşekkür eder misiniz
Sayın Altay, lütfen.
Üç dakika süre verdim,
ek süre.
ENGİN ALTAY (Devamla)
– Teşekkür edeyim.
BAŞKAN – Teşekkür
için buyurun.
ENGİN ALTAY (Devamla)
– Çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, teşekkür
ediyorum.
Devletin, ormanlardaki
karacalara verdiği önem kadar insanlara da önem vermesini diliyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Altay.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul)
– Sayın Başkanım…
ÜNAL KACIR (İstanbul)
– Ayıptır yahu!
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Karacadan da örnek verdim. Domuz bir realite kardeşim. Gidin köylülere
sorun.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ)
– Mikrofondan dinledik yeter be!
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul)
– Sayın Başkanım, arkadaşımızın sözleriyle ilgili…
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri,
bir saniye…
Sayın Bakan, bir saniye
bekler misiniz. Sayın Bakan, oturur musunuz lütfen.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul)
– Arkadaşımızın sözleriyle ilgili 69’a göre söz talep ediyorum Sayın
Başkan. Ortada çok ağır bir hakaret var.
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Ne hakareti ya!
BAŞKAN – Nedir Sayın
Gündüz?
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul)
– Grubumuza yönelik, Hükûmetimize yönelik çok ağır bir hakaret var.
“Köyleri tahrip eden bir domuzlar, bir de sizsiniz” diyerek… Bu, bir
defa bizim kültürümüzde de olmayan bir iştir.
BAŞKAN – Sayın Gündüz,
yeni bir sataşmaya mahal vermeden, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
V.
- AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz’ün, Sinop Milletvekili Engin Altay’ın,
konuşmasında, Partisine sataşması nedeniyle konuşması
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; biraz önce söz alan arkadaşımızın yaptığı
hakareti önce kendisine iade ediyoruz. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (Sinop) – Ben hakaret falan
yapmadım.
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla)
– Kem söz sahibine aittir.
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Sen hiç köye gitmedin mi hayatında?
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla)
– Burada, kalkarsınız, yapılan politikaların yanlışlığını dile
getirebilirsiniz; ama hiçbir hukuk, hiçbir hak, bir gruba, hatta bir
şahsa bile hakaret hakkını size vermez.
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Ne alakası var?
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla)
– O yüzden, bin defa düşünüp bir defa söylemeniz lazım.
İlk defa bu Hükûmet,
KÖYDES projesini kapsamına almış, her köye yol gidiyor, su gidiyor.
O yüzden, siz, böyle oturduğunuz yerden ahkâm kesmeyin ve hakarete
hiç hakkınız yok. Aynen size iade ediyorum ben.
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Ben hakaret etmedim, realiteyi söyledim.
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla)
– Bak, sadece şahsınıza… Bütün muhalefet milletvekillerine saygım
sonsuz.
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Ben bir realiteyi söyledim.
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla)
– Her insana saygımız sonsuz…
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Sen hiç köye gitmedin mi memleketinde?
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla)
– … ama, ne olursa olsun, senin böyle bir şey söylemeye hakkın yok.
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Bütün köylüler perişan.
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla)
– O yüzden Sayın Başkanım, bu hakaretinin bir defa cezasını bulması
ve tutanaklardan çıkarılmasını talep ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Bütün köylüler perişan.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ)
– Ne bağırıyorsun!
BAŞKAN – Sayın Altay,
lütfen… Sayın milletvekilleri…
Teşekkür ediyorum Sayın
Gündüz.
Gündem dışı konuşmaya
Hükûmet adına Orman Bakanı Osman Pepe cevap vereceklerdir.
HALUK KOÇ (Samsun) –
Osman Pepe’yi mi bekleyeceğiz Sayın Başkan?
BAŞKAN – Sayın Bakan
yok.
Gündem dışı üçüncü
söz, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulünün 58’inci yıl dönümü
münasebetiyle söz isteyen, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Atilla
Maraş’a aittir.
Buyurun Sayın Maraş.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul)
– Eğer realiteyi böyle benzetecek olursak…
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Ya, benzetme yapmadım, bir realiteyi söylüyorum. Köylü domuzdan
şikâyetçi mi değil mi?
BAŞKAN – Sayın Altay,
lütfen…
ÜNAL KACIR (İstanbul)
– Sen de bir realitesin, mikrop da bir realite; bu ikisini bir arada
söylemek doğru olur mu?
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Senin yaptığın terbiyesizlik, terbiyesiz adam; ne alakası var? Ben
fiilî bir durumu söyledim, bir çare bulun. Devlet elinizde, bir çare
bulun.
BAŞKAN – Sayın Altay…
Sayın Maraş, buyurun siz.
IV.
- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
A) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
3.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Atilla Maraş’ın, İnsan
Hakları Evrensel Bildirgesinin kabulünün 58’inci yıl dönümü ve İnsan Hakları
Günü münasebetiyle, insan onurunun korunması ve insana olan saygının artması
noktasında, insan hak ve özgürlüklerinin gündemde tutulmasının, insanın bu
gezegenin en saygın üyesi olduğu bilincine varılmasının ve bu bilincin
yaygınlaştırılmasının önemine ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET ATİLLA MARAŞ
(Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 10 Aralık
1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Birleşmiş
Milletlerce de daha sonra kabul edilen 10 Aralık İnsan Hakları Günü
ile ilgili şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Haklar ve sorunlar iki insanın olduğu
yerde başlar. Tarihin akışı içinde süzülerek oluşan tecrübeler, deneyimler
nesilden nesile geçerek yürüyüşünü sürdürür. Bu anlamda, tarih
boyunca insan haklarına ilişkin olarak oluşan önemli birkaç oluşumdan
söz etmek mümkündür. Bunlardan ilki, Hılfıl Fudul Teşkilatıdır. İslamiyet’ten
önce Mekke’de can emniyeti kalmamıştı, şehre gelen yabancıların
mallarına, canlarına, ırzına ve namuslarına saldırılar düzenleniyordu.
Bu zulümlere karşı koymak gayesiyle, Mekke’de bu teşkilat, yani Hılfıl
Fudul Teşkilatı kurulmuştu.
Hammurabi Kanunları, dünyanın ilk şehir
devleti olan Babil’de Kral Hammurabi’nin yaptığı kanunlar olup, bunlar
arasında insan haklarıyla ilgili olanları vardı. Mesela, baktığı
davalarda hata yaptığı anlaşılan hâkimlerin görevden uzaklaştırılması,
para cezası verilmesi, yalancı şahitlik yapanların ise ölümle cezalandırılmaları
gibi suç ve ceza anlayışları vardı.
Medine Vesikası, Medine’de Hazreti
Peygamber’in Yahudi ve diğer gruplarla yaptığı anlaşmadır. Özeti
şudur: Herkesin kendi inanç ve ibadetlerinde serbest olması, Medine’nin
savunmasında ortak tavır alınmasını kapsıyordu.
Magna Carta (19 Haziran 1215) İngiltere’de
Kral Yurtsuz John ile baronlar arasında imzalanan bir belgedir. Kralın
baronlara yenilmesiyle
Bunlardan başka Avrupa’da çeşitli tarihlerde
insan haklarına ilişkin, özellikle İngiltere ve Fransa’da temel insan
hak ve hürriyetlerine ait birçok bildiri ve sözleşme görmekteyiz.
10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen
ve insan hak ve özgürlüklerinin 20’nci yüzyıldaki bir manifestosu
hükmünde olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, insanlık ailesinin
tüm üyelerinin onurunu ve onların eşit ve ayrılmaz haklarının tamamının
dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu kapsar.
Değerli milletvekilleri, kabul edildiği
günden bu yana çeşitli haklı eleştirilere de konu olan bildirgenin
en büyük başarısı insan hak ve özgürlüklerinin evrensel olduğu
idealini, söylem düzeyinde de olsa, tüm siyasal yönetimlere hatırlatması,
idarenin haksız ve hukuksuz uygulamaları karşısında başvurabilecekleri
açık ve pozitif bir referans olarak ortaya çıkmıştır.
Dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın,
kim, niçin ve kime karşı yapılırsa yapılsın her bir insan hakkı ihlali,
buna maruz kalmayan diğer şahıslara veya toplumlara da yapılmış
olarak algılanmakta ve tepki gösterilmektedir. İnsan hakları mücadelesinin
temelinde insan onurunun korunması vardır. Bu haklar, insanın insan
olarak doğmasından dolayı kazandığı, başta yaşama hakkı olmak üzere,
evrensel, vazgeçilmez ve devredilmez haklardır.
İnsan hakları, ırk, renk, cinsiyet, din,
dil, siyasal görüş ve felsefi kanaat, ulusal ideoloji, ulusal veya
sosyal köken, mülkiyet veya başka hiçbir ayrım
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Maraş, buyurun, lütfen,
toparlar mısınız.
MEHMET ATİLLA MARAŞ (Devamla) – Ne var
ki, insan hak ve özgürlüklerini sadece kendi toplumlarına ya da sadece
kendi siyasal tasarımlarına dönük emperyal bir araç olarak algılayan
kimi devletler, bu umutlarımıza gölge düşürmektedir. Bunlar, insan
hakları adına, özgürlükler adına, milyonlarca insanın hak ve özgürlüğünü
çiğnemekte, âdeta, yok saymaktadır. Daha kötüsü, işin böyle devam
etmesi durumunda, tüm dünya insanlık ailesinin hak ve özgürlüklerinin
tehdit altına gireceğidir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde
insan hakları eğitiminin yaygınlaştırılması, radyo, televizyon,
gazete ve benzeri yayın araçları yoluyla sağlanabilir. Okullarda
ders olarak öğretilmesi, insan hakları konusunda çalışan sivil
toplum örgütlerinin sayılarının artması, bu konunun önemini daha
da artıracaktır.
İnsan onurunun korunması ve insana
olan saygının artması noktasında insan hak ve özgürlüklerinin gündemde
tutulması, insanın bu gezegenin en saygın bir üyesi olduğu bilincine
varılması ve bu bilincin yaygınlaştırılması hepimizin en önemli görevleri
arasında olmalıdır. Bütün bunların üstünde, insan denen en yüce
varlığın yeryüzünde özgür ve güven içinde yaşama hakkının her hak
ve hukukun üstünde olduğunun bilincinde olmalıyız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tüm dünya, bu iletişim ve bilgi çağında bir değişim ve dönüşüm sürecinden
geçmektedir. Ülkemiz de bu değişim sürecinin içindedir. İnsan Hakları
Evrensel Bildirgesinin kabulünden bu yana geçen elli sekiz yıl sonra
insan haklarının evrenselliğini savunanlar ile insan haklarını
ihlal edenlerin arasında bir mücadele sürmektedir. Bu mücadeleyi, elbette
ki, insan hak ve özgürlüklerini savunanlar kazanacaktır. Bu süreçte,
bizler, insan haklarının evrenselliği idealini hayata geçirmek
adına daha çok çaba sarf etmek zorundayız.
Bu duygu ve düşüncelerle
hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Maraş.
Gündem dışı ikinci sıradaki
konuşmaya Hükûmet adına Orman Bakanı Osman Pepe cevap vereceklerdir.
Buyurun Sayın Bakanım.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime
başlamadan hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gündem dışı olarak
söz alan Sinop Milletvekili Engin Altay’ın orman köylülerinin sorunlarıyla
alakalı olarak dile getirmiş olduğu hususlara, Bakanlığımızın
dört yıl içerisinde yapmış olduğu çalışmalarla… Hükûmet olarak orman
köylüsünün dününü bugün nereye getirdik, onu, bu vesileyle, bu konuşmamda
ifade edeceğim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye’de yaklaşık olarak 20 bin civarında orman
içi veyahut da orman civarı köy olduğunu biliyoruz. Bu orman içi veyahut
orman civarı köylerin ilan edilmesinde siyasetin çok önemli bir katkısı
vardır. Yani, bu köylerin, doğrusunu söylemek gerekirse, çok önemli
bir kısmı orman içi veyahut da civarı köy olmak hakkına sahip olmamalarına
rağmen, Orman Kanunu’nun 31’inci ve 32’nci maddelerinden doğan haklardan
istifade etmek için böyle bir statü kazandırılmıştır.
Orman köylerinde ne
kadar insan yaşıyor? Orman köylerindeki insan, nüfus olarak baktığımız
zaman 7,5-8 milyon deniliyor; ama, gerçekte orman köylüsü tanımına
sığan ve yılın on iki ayını orman köyünde geçiren insanlarımızın
sayısı bu kadar değildir. Yani, bunların önemli bir kısmı yazın orman
köyünde yaşarlar, ama kışın şehirde veyahut da kasabada, giderler
oradaki konutlarında hayatlarını idame ettirirler.
Elbette ki, Türkiye’nin
orman köylülerinin genel millî gelirden, refahtan yeterince istifade
edemediklerini, ülkenin en alt gelir gruplarını temsil ettiklerini,
oluşturduklarını ifade etmekte, öyle zannediyorum ki, fayda var. Doğru,
ülkenin millî gelir ortalamasından onda 1 civarında pay alan orman
köylüsünün, mutlaka ve mutlaka, Türkiye’nin orman varlığının sürdürülmesi
açısından korunması, refah düzeyinin yükseltilmesi, özellikle
sosyal politikalar açısından desteklenmesi elzemdir.
Bununla alakalı olarak
Hükûmetimizin yapmış olduğu çalışmalardan Bakanlığımız marifetiyle,
ağaçlandırma faaliyetlerinde orman köyleriyle alakalı kurulmuş
olan ve Bakanlığımızın bağlı kuruluşu olan Orköy marifetiyle ve
de Orman Genel Müdürlüğünün yapmış olduğu istihsal faaliyetlerinden
total olarak orman köylerine yaklaşık 1 milyar dolara yakın -takribî olarak- bunu YTL’yle söylediğimiz
zaman 1 milyar YTL’den daha fazla destek, orman köylüsüne direkt veyahut
da ki endirekt olarak… Bu, ya ağaçlandırma faaliyetlerinde istihdam
edilen köylülere verilen rakamlardır…
TUNCAY ERCENK (Antalya)
– Sayın Bakanım, bu ağaçlar kesiliyor, kesiliyor!
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Devamla) – …veyahut da ki, Orman Genel Müdürlüğünün…
BAŞKAN – Sayın Ercenk,
lütfen…
TUNCAY ERCENK (Antalya)
– Sayın Bakan, ağaçlar kesiliyor. Bakın, şurası Doyran…
BAŞKAN – Sayın Ercenk,
lütfen oturur musun.
Sayın Bakan, lütfen
Genel Kurula hitap edin.
Buyurun.
TUNCAY ERCENK (Antalya)
– Doyran beldesi Töngüşlü köyündeki orman katliamını gördünüz mü
Sayın Bakan? İlgilenin
bunlarla biraz.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Devamla) – Arkadaşlar, elmalarla armutları birbirine
karıştırmayın. Ben şu anda elmadan bahsediyorum, günü geldiği
zaman armudun da cevabını veririm ben size.
TUNCAY ERCENK (
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Devamla)
– Arkadaşlar…
TUNCAY ERCENK (
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Devamla)
– Arkadaşlar, şov yapmayın lütfen ya! Şov yapmayın, şov!
TUNCAY ERCENK (
BAŞKAN – Sayın Ercenk,
lütfen… Sayın Ercenk…
TUNCAY ERCENK (
BAŞKAN – Sayın Bakan, lütfen, siz konuşmanıza
devam eder misiniz.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Devamla)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizim, her yıl, 300 bin orman
köylüsü ailesine yapmış olduğumuz bu destek elbette ki önemlidir. Türkiye’de, sadece bizim Bakanlığımızın
orman köylüsüne desteği yoktur. Hükûmetimizin Sosyal Yardımlaşma
Fonundan yılda 1,8 milyon ton kömürü ihtiyaç sahiplerinin ayağına
kadar gönderiyoruz. Bu son derece önemlidir. Burada kentlisi-köylüsü
ayrımı olmaksızın bu yardımdan istifade ediliyor.
Ayrıca, Hükûmetimizin KÖYDES kapsamında
yapmış olduğu bir çalışma var ki, bu cumhuriyet dönemine -evet- not
düşecek, cumhuriyet döneminde takdirle anılacak çok önemli bir hizmeti
yerine getiriyoruz. KÖYDES kapsamında, 2006 ve 2007 yılları içerisinde,
ülkemizde suyu ve yolu olmayan hiçbir köy kalmayacak. Sayın Başbakanımızın
Hükûmet olarak, bu konuyla alakalı gösterdiği desteği, vermiş olduğu
desteği, burada, elbette ki kamuoyuna bu vesileyle ifade etmek istiyorum.
Bizim Sinop’la alakalı -Sinop özelimiz
olduğu için- 2005 yılı içerisinde Sinop’ta Özel İdarenin toplam bütçesi
2,7 trilyondu. Bugün 2006 için Sinop’taki kullanılacak olan -evet- rakam
27 trilyona çıkmıştır. 10 katından daha fazla artmıştır. Sinop’ta
283 kilometre yolun bu yıl içerisinde yapılması söz konusudur. Bunları
Sayın Altay da biliyor. Ama, şunu söyleyeyim: Bizim Türkiye’deki orman
köylüsüne veyahut da ki orman köylüsü olmayan köylü insanımıza
sağlamış olduğumuz bu ve benzer destekler, Hükûmetimizin, milletimizin
içerisinde bulunmuş olduğu uzun yıllardır ihmal edilmişliklere
çok önemli bir neşter vurmaktan ibarettir. Biz de bunu yapıyoruz.
Yine, bizim, Bakanlık olarak, Orman Genel
Müdürlüğümüzün vermiş olduğu istihsal planlarına göre, evet, üretimde
orman kooperatifleri işçiler çalıştırıyor. Onların sigortasından
bahsettiği için bunlar ya kendi adlarına çalışırlar veyahut da ki
kooperatiflere çalışırlar. Yani, bizim Bakanlığımızın genel müdürlüklerinde
istihdam edilen insanlar değildirler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
ferdî kredilerle alakalı birkaç rakam vermek istiyorum. 2004-2006 döneminde,
bu ferdî krediler, yüzde 165 oranında artırılmıştır. Biz, orman köylüsünün
yüzünü ormandan çevirmesini istiyoruz. Yani, yegâne geçim kaynağı
olarak ormanın görülmesinin, artık, zamanının geçtiğini biliyoruz.
Bununla alakalı olarak yapmış olduğumuz çalışmalarda, bizim ferdî
kredilere daha fazla destek veriyoruz. Bu sayede, dam örtüsü, alternatif
projeler veyahut da ki, güneş enerjisi sistemleri dağıtılarak, orman
köylüsünün yakacak ihtiyacını karşılamak için ağaç kesmesine, ormanı
tahrip etmesine de engel olmaya çalışıyoruz.
Elbette ki, havza bazında yapmış olduğumuz,
Bir Havza Bir Ürün kapsamında yapmış olduğumuz projelerden, Türkiye’nin
çok önemli orman bölgeleri, bundan önemli paylar almıştır. Bir tek
havzaya 3 trilyon kadar belli bir üründe destek verip, aynı zamanda,
burada bir pazarlama imkân ve potansiyelini de oluşturuyoruz.
Hedefimiz, 2007 yılı içerisinde, inşallah,
10 bin aileye güneş enerjisi sistemi dağıtacağız, 20 bin aileden
daha fazlasına alternatif geçim kaynakları temin etmek açısından
ferdî krediler vereceğiz.
Yine, bizim, Bakanlık olarak, hem Ağaçlandırma
Genel Müdürlüğü hem de Orman Genel Müdürlüğü marifetiyle yapmış
olduğumuz çalışmalardan birisi, 2004 yılı içerisinde, 170 bin hektar
olan, daha sonra 175 bin hektara, bu yıl 300 bin hektara çıkartmış olduğumuz
ağaçlandırma çalışmalarını, 2007 yılı içerisinde, biz 400 bin hektara
çıkartıyoruz. 400 bin hektara çıkan ağaçlandırma çalışmalarında,
elbette ki orman köylüsünü çalıştırıyoruz.
TUNCAY ERCENK (
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Devamla)
– Bu 400 bin hektarlık çalışma, Türkiye’de 400 bin hektarlık ağaçlandırma
ve rehabilitasyon çalışması, cumhuriyet tarihinde söz konusu
olan bir rakam değildir. Yani, bizim Hükûmetimizin Türkiye’deki çevre
ve ormancılık politikalarına yeni bir çığır açtığını rahatlıkla
söylüyoruz, gururla söylüyoruz. Türkiye’nin ne tarafına giderseniz
gidin, daha önce hiç tanık olmadığınız kadar ağaçlandırma çalışmasını,
en küçük ilden en büyük metropole kadar görme imkânı vardır. Burada,
elbette ki, biz, orman köylüsünü istihdam ediyoruz. Bu da, sosyal
projelerin çok önemli bir bileşenidir.
2007 yılı içerisinde, orman köylüsüne
verecek olduğumuz, vermekte olduğumuz destek daha da artarak sürecektir.
Ancak, şunu söyleyeyim ki, 2007 yılı içerisinde KÖYDES çalışmalarına
devam ederken, biz, hem Orköy hem Ağaçlandırma Genel Müdürlüğü hem de
Orman Genel Müdürlüğü marifetiyle, orman köylüsüne bugüne kadar
aldığından çok daha fazlasını vermek için Bakanlık olarak elimizden
geleni yapıyoruz. Ancak, Sayın Altay, hiç de nazik olmayan, hiç de
yakışık almayan bir ifadeyle, orman köylüsünün mutazarrır olmuş
olduğu domuzlardan bahsetti.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Yanlış mı Sayın Bakan!..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Devamla)
– Tabii, bir milletvekilinin, milletin Meclisinin kürsüsünü bu şekilde
işgal etmesi, bu tür ifadelerle kamuoyunun önüne çıkması, milletvekillerinin
huzurunu işgal etmesi, hiç de doğru değildir.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Yani, böyle bir sorun
yok mu Sayın Bakan? Böyle bir sorun var mı yok mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Devamla)
– Domuzlarla alakalı olarak, Türkiye’deki yaban hayatının popülasyonunda
belli artışlar vardır. Bu hayvanların bölgesel olarak artışlarındaki,
evet, farkı biliyoruz. Ancak, bu konuyla alakalı, valiliklere, köy
muhtarlıkları vasıtasıyla müracaat edilirse, onlara, sürek avı
yapmak için gerekli izinler verilir, gerekli, evet, kontroller sağlanır.
Ancak, bu konuyla alakalı,
tabii, arkadaşımızın ifade etmiş olduğu husus, son derece incitici
bir ifadedir. Kendisine, Grup Başkan Vekili arkadaşımız da cevap
vermiştir ama, ben Bakan olarak bu kürsüden şunu ifade ediyorum: “Orman
köylüsünün, evet, acaba, samanlıkları tapu alabilecek mi, samanlıkları
yıkılacak mı yıkılmayacak mı?” diye bir soru sormak kolay. Ama, biz
bu konuyla alakalı ve benzer meselelerin halliyle alakalı getirmiş
olduğumuz kanun tekliflerinde, Cumhuriyet Halk Partisinin nasıl
karşı durduğunu da iyi biliyoruz. Yani, Cumhuriyet Halk Partisi bu
konuda, gerçekten, orman köylüsünün orman arazileri üzerindeki
samanlığıyla, eviyle alakalı…
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
– Elmayla armudu karıştırdınız yine.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Devamla) – …evet, bir endişesi varsa, getirsinler tekliflerini
veyahut da ki getirsinler tekliflerini, biz onlara destek verelim.
(CHP sıralarından gürültüler) Ama, bugüne kadar bizim ortaya koymuş
olduğumuz çözüm tekliflerine, evet, onların herhangi bir olumlu
katkısı olmamıştır, destek değil, köstek olmuşlardır.
ENGİN ALTAY (Sinop) –
Ormanları sizden Cumhuriyet Halk Partisi kurtardı.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
– Elmayla armudu karıştırma Sayın Bakan.
BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Komisyonlardan istifa
tezkereleri vardır iki adet, ayrı ayrı okutuyorum.
TUNCAY ERCENK (Antalya)
– Sayın Bakan, bunları vereyim mi?
BAŞKAN – Sayın Milletvekili,
lütfen… Sayın Ercenk…
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) – Resim vermek istiyor, resim, hatıra!..
BAŞKAN – Okur musunuz.
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.-
Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi’nin, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/423)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu
üyeliğimden istifa ediyorum.
Gereğini arz ederim.
11/12/2006
Mehmet
Çerçi
Manisa
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Diğerini okutuyorum:
2.- Mardin Milletvekili Muharrem Doğan’ın, Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi
(4/424)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Plan ve Bütçe Komisyonunda
görev alacağımdan, üyesi bulunduğum Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonu Üyeliğinden istifa ediyorum. 07/12/2006
Gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Muharrem
Doğan
Mardin
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin bir önerge vardır, okutuyorum:
C)
GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.-
Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş ve 23 milletvekilinin, bankacılık
sektöründe yabancı sermaye payındaki artışın doğuracağı etkilerin araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/403)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1- Bilindiği gibi son iki yılda bankacılık
sektöründe hızlı bir yabancılaşma yaşanmaktadır.
Demirbank HSBC’ye, Sitebank Yunan Novabank’a,
TEB’in yüzde 50’si Fransız BNP’ye, Yapı Kredi Unicredito-Koç ortaklığına,
Dışbank Fortis’e, Garanti Bankası’nın kontrol hissesinin yarısı GE
Finance’a, C Bank’ın kontrol hissesinin tamamı İsrail Bank Hapoalim’e,
Finansbank Yunan NBG’ye, Tekfenbank Yunan EFG’ye, Denizbank Dexia’ya,
Adabank bir Kuveyt, finans kuruluşuna, MNG Bank Hariri ailesine satılmıştır.
Şekerbank’ın kontrolü Kazakistan’dan Bank Turan’a geçmiştir. Citigroup,
Akbank’ın yüzde yirmisini satın almıştır. Alternatifbank, Alfabank’a
satılmıştır. Oyakbank’ın satışı tamamlanmak üzeredir. Halkbank 2007
yılı içinde özelleşecektir.
Buna koşut olarak “piyasa yapıcısı”
12 banka içinde İş Bankası, Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank olmak
üzere, sadece 4 yerli banka kalmıştır. Halkbank’ın özelleştirilmesinden
sonra sayı, 3’e inecektir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu
Başkanı Tevfik Bilgin de, süreçteki tehlikeye işaret etmiş ve 7 Kasım
2006 tarihinde verdiği demeçte “Türkiye Bankalar Birliği’nin başında
‘Mr. Bilmem Kim’i görmek istemem” demiştir.
2- Doğu blokundan ayrılan AB ülkelerinde
yabancılar, bankacılık piyasasına hakim olmuştur. Bankacılık
sektöründe yabancı payı, Polonya’da yüzde 67, Çek Cumhuriyeti’nde
yüzde 95, Macaristan’da yüzde 90, Slovakya’da yüzde 93, Estonya’da
yüzde 100’dür. Güney Amerika ülkelerinde de yabancılaşma oranı artmaktadır.
Meksika’da sistemin yüzde 82’si, Arjantin’de yüzde 48’i, Şili’de yüzde
45’i, Peru’da yüzde 47’si yabancıların elindedir. Üstelik bankacılık
sektöründeki yabancılaşma çok hızlı gelişmektedir. Örneğin, Meksika’da
1997 Martında bankacılık kesimi varlıklarının yüzde 14’ünü yabancı
bankaların kontrolünde iken, bu
Oysa, gelişmiş AB ülkelerinde bankacılık
sektöründe yabancı sermayenin payı düşüktür. Avusturya ve Fransa’da
yüzde 19, Danimarka’da yüzde 17, Hollanda’da yüzde 11, İspanya’da yüzde
10, İtalya’da yüzde 8, Almanya’da yüzde 5.
Üstelik AB’nin tüm uyarılarına karşın
İtalya, Fransa ve Almanya, bankacılık sektörüne yabancıların girişini
kısıtlamaktadır. İtalya, ‘tezgâh altından’ yabancıların banka almasını
engellediği gerekçesiyle Avrupa Birliği’nden göstermelik bir
“uyarı” almış, ancak, AB, Fransa ve Almanya’yı uyarmayı göze alamamıştır.
Almanya’da ‘doğrudan veya borsa yoluyla’ yüzde 0,01’lik bir el değiştirme
bile hemen devletin yetkili kurumları tarafından takibe alınmaktadır.
3- Bankacılık sektöründeki yabancılaşma
açısından ilginç bir gelişme, yabancılaşmada TMSF’nin katkısıdır.
Sitebank, Adabank ve Yapı Kredi, TMSF tarafından satılmıştır. BDDK
başkanı, yabancılaşmadan şikâyet ederken, TMSF bankacılık sektörünün
yabancılaşmasına kolaylık sağlamaktadır.
4- Gelişmiş Batı ülkeleri, bankacılık
sektöründe yabancıların payını fiilen sınırlamakta, bankalarının
millî sermaye elinde kalmasını sağlamaya çalışmaktadırlar. Çünkü,
reel sektörün kredi gereksinimi
Avrupa Birliği ülkelerindeki firmalarla
‘Gümrük Birliği’ içinde zaten haksız rekabete muhatap olan Türk şirketleri,
Türk bankacılık sistemini ele geçiren Avrupa kökenli bankalar kredi
musluklarını kapattıklarında, AB firmaları karşısında rekabet
edemez duruma bile düşebileceklerdir.
Türkiye, bölgesinde iddialı olmak
için, kamu ve özel sektör şirketleriyle elbirliği içinde çalışması
gereken bir ülkedir. Bu süreçte reel sektörün can damarı sayılan
bankaların büyük bölümünün yabancıların eline geçmesi, Türkiye
açısından büyük bir sorun yaratacaktır.
Bu durumda, bankacılık sektöründeki
yabancılaşma yalnızca özel kişilere ait bir bankanın satışı biçiminde
düşünülmemeli, reel sektör ve ekonomi üzerindeki etkileriyle
birlikte ele alınmalıdır. Bu konunun, Türkiye açısından yaratabileceği
tehlikelerin bütün boyutlarıyla araştırılması, bankacılık sektöründeki
yabancılaşmanın sınırlanması da dahil çözüm önerilerinin ortaya
konması amacıyla Anayasa’nın 98., TBMM İç Tüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasını dileriz.
Saygılarımızla.
1) Abdulkadir Ateş (
2) Algan Hacaloğlu (İstanbul)
3) Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya)
4) Berhan Şimşek (İstanbul)
5) Emin Koç (Yozgat)
6) Harun Akın (Zonguldak)
7) Atilla Kart (Konya)
8) Feridun Ayvazoğlu (Çorum)
9) Muharrem Kılıç (Malatya)
10) Mustafa Özyurt (Bursa)
11) Enis Tütüncü (Tekirdağ)
12) Ahmet Ersin (İzmir)
13) Ersin Arıoğlu (İstanbul)
14) Ali Kemal Kumkumoğlu (İstanbul)
15) Orhan Eraslan (Niğde)
16) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
17) Halil Akyüz (İstanbul)
18) İlyas Sezai Önder (Samsun)
19) İzzet Çetin (Kocaeli)
20) Bihlun Tamaylıgil (İstanbul)
21) Engin Altay (Sinop)
22) Erdal Karademir (İzmir)
23) Mehmet Boztaş (Aydın)
24) Muharrem Toprak (İzmir)
BAŞKAN – Önerge gündemde
yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
ön görüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
VI. - ÖNERİLER
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- (8/28) ve (8/33) esas numaralı genel görüşme önergelerinin
ön görüşmelerinin birleştirilerek birlikte yapılmasına ve görüşme gününe
ilişkin CHP Grubu önerisi
12.12.2006
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu’nun,
12.12.2006 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti
grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki
önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesine gereğince Genel Kurul’un
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Prof.
Dr. Haluk Koç
Samsun
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler Kısmının, 298 inci sırasında yer alan (8/28) ile
313 üncü sırasında yer alan (8/33) Esas Numaralı Genel Görüşme Önergelerinin
görüşmelerinin, Genel Kurul’un; 09.01.2007 Salı günlü birleşiminde
ve birlikte yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Önerinin lehinde
söz isteyen Onur Öymen, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Öymen.
(CHP sıralarından alkışlar)
ONUR ÖYMEN (İstanbul)
– Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; bildiğiniz
gibi, biz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, Batı Trakya sorununu
defalarca yüce Meclisin gündemine getirdik. Maalesef, şimdiye kadar,
bütün girişimlerimize rağmen, bir genel görüşme açmak mümkün olamadı.
Ümit ediyoruz ki, yakında, Adalet ve Kalkınma Partisinin Grubu da
bir genel görüşme açma lüzumunu hissedecektir ve bu konuyu ayrıntılı
olarak konuşacağız.
Değerli arkadaşlarım,
Batı Trakya konusunu niçin bu kadar sık gündeme getiriyoruz? Bir
kere, orada yaşayan soydaşlarımıza karşı bir vicdan borcumuz var. Bu
soydaşlarımız, çok uzun yıllardan beri, Balkan Savaşından bu yana,
cumhuriyetin kurulduğu yıllardan bu yana Türkiye ile Yunanistan
arasında yapılmış bulunan çeşitli anlaşmalara rağmen, maalesef,
çok büyük sıkıntılar içindedirler, hakları sürekli olarak kısıtlanmaktadır,
sürekli olarak vatandaşlık hakları kısıtlanmaktadır.
Şimdi, biz, bu konuyu,
yalnız yüce Mecliste dile getirmiyoruz, birkaç gün önce Rumeli
Türkleri Kurultayı’nda da dile getirdik. Yalnız, Batı Trakyalı Türklerin
değil, bütün Rumeli Türklerinin çok sorunları var, problemleri
var. Ama, şunu ifade etmek istiyoruz ki, özellikle Batı Trakya’da,
bir Avrupa Birliği ülkesi olan Yunanistan’daki soydaşlarımızın
çektiği sıkıntıların, başka yerlerdeki sıkıntılarla mukayese
edilmesi bile mümkün değildir.
Şimdi, değerli arkadaşlarım,
biz bu konuları Avrupa Birliği toplantılarında gündeme getiriyoruz.
Karma Parlamento
Komisyonunun hemen hemen her toplantısında Batı Trakya sorunlarını
gündeme getiriyoruz. Niçin gündeme getiriyoruz? Çünkü, görüyoruz
ki, Avrupa Birliği, sürekli olarak Türkiye’den, İstanbul’daki Rum
azınlığı hakkında taleplerde bulunuyor, sürekli olarak taleplerde
bulunuyor. Sayfalarca, bütün raporlarda bu talepleri görüyoruz.
Şimdiye kadar bu talepler ne zaman önümüze
geldiyse, biz onlara dedik ki: Güzel, ama aramızda bir anlaşma var,
Lozan Anlaşması var. Bu Lozan Anlaşması’nın 37 ile 44’üncü maddeleri,
gerçekten, İstanbul’daki Rumların haklarıyla ilgilidir. Ama
bir de 45’inci madde var. 45’inci madde
eşitliği öngörüyor: Batı Trakya Türklerine, İstanbul’da Rum azınlığa
tanıdığımız hakların aynısını tanıyacağını söylüyor. İşte diyoruz,
sizin üyeniz olan, Avrupa Birliğinin üyesi olan Yunanistan, bu maddeyi
ihlal ediyor, bizim İstanbul’da Rumlara tanıdığımız hakları, Batı
Trakya’daki Türklere tanımıyor. Ne yazık ki, değerli arkadaşlarım,
size büyük bir üzüntüyle söylüyorum ki, bunları dile getirdiğimiz
Avrupa Birliği toplantılarında, bir tek kere bile, bir kere bile
bir Avrupa Birliği yetkilisi kalkıp da, evet, Batı Trakya Türklerinin
uğradığı bu sıkıntıların bilincindeyiz, Avrupa Birliği olarak
ilgi göstereceğiz dememiştir. Son derece hazindir, son derece hazindir ve bu,
çok açık bir çifte standarttır. Bunu huzurunuzda protesto ediyoruz.
Gerçekten, Batı Trakya’da yaşayanlar da, Avrupa Birliğinin diğer
taraflarında, diğer ülkelerinde yaşayanlar kadar eşit haklara sahiptirler.
Bakınız, Yunanistan,
Avrupa Birliği üyesi olduktan sonra yaklaşık yirmi yıl vatandaşlık
yasasındaki 19’uncu maddeyi muhafaza etmiştir. Bu 19’uncu madde,
değerli arkadaşlarım, çağ dışı ve ırkçı bir maddedir. Çünkü, maddede
diyor ki: Helen asıllı olmayan Yunan vatandaşları -yani Türkler-
uzun süreli sınır dışına giderlerse, başka ülkelere giderlerse
vatandaşlıktan atabiliriz ve bu maddeye dayanarak tam 60 bin soydaşımızı
Yunan vatandaşlığından atmışlardır. Şimdi, biz diyoruz ki bunları
geri alın; almıyorlar. Bu, son derece ciddi bir konudur ve bu konuda
Hükûmetin bir kere daha dikkatini çekiyoruz, Yunanistan’la yaptığınız
görüşmelerde bunları dile getirin diyoruz.
Dinî haklarını anlattık.
Hükûmet başka yerlerde dinî konularda çok duyarlı, fakat, Batı Trakya’daki
Türklerin dinî haklarının bu kadar ezilmesi, ayaklar altına alınması,
ne yazık ki, Hükûmetimizde duyarlılık yaratamıyor. Avrupa Birliği
de Türkiye’ye geliyor, boyuna dinî haklardan bahsediyor, azınlıkların
dinî hakları diyor; ama, Batı Trakya’daki Müslüman Türklerin dinî
azınlık haklarından bahseden yok.
Eğitim hakları öyle,
müftü seçimi öyle, vakıflar konusu öyle; yani, anlatacak o kadar
çok sorunumuz var ki, bir genel görüşmede bütün bunları mutlaka dile
getirmeliyiz.
Değerli arkadaşlarım,
size bu vesileyle bir hususu daha dile getirmek istiyorum, o da şudur:
Avrupa Birliğine biz ne zaman bunu anlatsak, AB yetkililerine, bize
diyorlar ki, bizim bu azınlık hakları konusunda, insan hakları konusundaki
eleştirilerimiz ancak bir üye, bir aday ülke aday olduğu sürece geçerlidir.
Bir ülke üye olduktan sonra onlara bizim söyleyecek hiçbir sözümüz
kalmaz. İşte, bunu kabul etmiyoruz.
Eğer azınlık hakkı bir insan hakkıysa, üye olsa da olmasa da bunu
takip edeceksiniz, bunun peşinden gideceksiniz. Yani, bir ülke üye
olmakla azınlıklara karşı yükümlülüklerini ortadan mı kaldırıyor?
Avrupa Birliğinin bu konudaki, maalesef, duyarsız tutumunu huzurunuzda,
yüce Meclisin huzurunda kınamak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Avrupa Birliğinin bu çifte standardını aynı şekilde Kıbrıs konusunda
da görüyoruz. Bakınız, dün kabul edilen karar Türkiye açısından hiçbir
şekilde kabul edilemeyecek bir karardır. Dün kabul edilen kararla
Avrupa Birliği Kıbrıs dolayısıyla Türkiye’ye ceza vermiştir, 8 görüşme
maddesinin görüşülmesini durdurma kararı vermiştir, geri kalan
bütün maddelerin sonuçlandırma aşamasına gelmesini Türkiye'nin
Kıbrıs konusunda taviz vermesi şartına bağlamıştır, yani Türkiye
üyelik yolunda ilerlerken mutlaka Kıbrıs’ı tatmin edecek, başka çareniz
yok diyor. Peki, Kıbrıs aday olduğu zaman onlara dediniz mi, Türkiye’yle
ilişkileri düzeltin de öyle gelin? Tam tersini yaptınız. Kıbrıs devletini
kuran Londra ve Zürih Anlaşmalarını ihlal ederek, o anlaşmalara
göre Avrupa Birliği üyesi olamayacak olan Kıbrıslı Rumları üye yaptınız
ve şimdi de onların taleplerini esas alarak, onların taleplerine
arka çıkarak Türkiye'yi cezalandırıyorsunuz. Bugünkü İngiliz gazeteleri,
Times gazetesi başta olmak üzere “Türkiye'ye hak etmediği bir ceza
verilmiş.” diyor.
Şimdi, değerli arkadaşlarım,
bu kadar ağır bir muameleye maruz kalacağız. Hükûmet bile sonunda artık
şikâyet etmeye başladı. Şimdiye kadar “Efendim, çok iyi gidiyor, işlerimiz
yolunda.” diyordu, şimdi “Önümüze kayalar yuvarladılar.” diyor. Bu
kayaları yeni mi gördünüz? Bu kayalar her zaman vardı önümüzde,
ama, ne yazık ki Hükûmet her şeyi iyimser bir hava içinde halka göstermeye
çalıştı, şimdi duvara çarptınız. Bizim için çok hazin bir durumdur.
Bu durumdan kurtulmak için Hükûmet bir son dakika manevrası yapmaya
kalktı, büsbütün sıkıntıya soktu bizi. Orada diyor ki: “Efendim, karşılığı
olmasa bile biz tek taraflı taviz veririz, bir limanı açarız, bir havaalanını
açarız.” Ondan sonra da karşı tarafın taviz vermesi ümidini dile getiriyor.
Yani, gerçekten, değerli
arkadaşlarım, böyle tek taraflı taviz verilmesinin örneğini biz
yaşamadık, cumhuriyet döneminde yaşamadık ve Hükûmetin bu tavizkâr
politikası maalesef hiçbir şeyi çözemedi ve Türkiye bu tavizi
vermeden önce komisyon hangi önerilerde bulunduysa, işte, Dışişleri
Bakanları toplantısından aynı karar çıktı. 8 maddeyi askıya alacak,
geriye kalan bütün maddeleri Kıbrıs konusunda Türkiye'nin taviz
vermesine bağlayacak. Bu da yetmiyor. Orada diyor ki bir de: “21 Eylül
2005 tarihli kararınızı uygulayacaksınız.”
Ne diyor orada? “Hem
bütün limanlarınızı açacaksınız hem bütün havaalanlarınızı açacaksınız
Rumların gemilerine ve uçaklarına” diyor. Bu da yetmiyor. “Biz, hepimiz
Rumlarla diğer devletler gibi eşit muamele görüyoruz, eşit muamele
yapıyoruz onlara, siz de Rumlarla ilişkilerinizi normalleştireceksiniz”
diyor. Yani, Kıbrıs Rum kesimini meşru Kıbrıs devleti olarak tanıyacaksınız.
Değerli arkadaşlar,
bunu kabul etmek mümkün müdür? Kendine saygısı olan bir hükûmet bunu
kabul edebilir mi? Derhal reddeceksiniz, derhal reddeceksiniz. Bu
gibi önerileri Türkiye’nin kabul etmesi kabil değil.
Yüce Meclis bu konularda
üç tane karar almıştır. Üçüncüsü bu iktidar zamanında alınmıştır. Hepsi
oy birliğiyle alınmıştır. Ne yazık ki, Hükûmetin bu defa izlediği tutum
yüce Meclisin aldığı kararlara taban tabana zıttır. Meclisin haberi
yok, Cumhurbaşkanının haberi yok, Genelkurmay Başkanının haberi
yok, Millî Güvenlik Kurulunun haberi yok. Böyle tek taraflı tavizler
veriyorsunuz. Ne hakla? Düşünebiliyor musunuz, Kıbrıs Rum Başbakanı
Papadapulos bilecek Türk önerisini Türkiye Cumhurbaşkanı bilmeyecek.
Böyle bir durum olabilir mi? Yaratılan durum bu ve yabancılar açıklıyor,
biz onlardan duyuyoruz. Yabancı diplomatlardan duyuyoruz ki, Türkiye
karşılıksız…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ONUR ÖYMEN (Devamla)
– Sayın Başkan, toparlıyorum.
Bu, son derece önemli
bir konudur. Müsaade buyurursanız, bir iki cümle daha söyleyeyim.
BAŞKAN – Buyurun.
ONUR ÖYMEN (Devamla)
– Son derece büyük bir haksızlıktır Türkiye’ye yapılan. Türkiye’ye
yapılan son derece büyük bir haksızlıktır. Bir taraftan, Avrupa Birliği
çok büyük bir haksızlık yapıyor. Bizim tam üyeliğimizin önünü, gerçekten,
Sayın Hükûmet Sözcüsünün dediği gibi “kayalarla kapatıyor.” Bir taraftan
da, biz, bu kayaları kaldıracağız diye tarihimizde yapmadığımız
işleri yapıyoruz. Hiç kimseye haber vermeden, devletin en yetkili
organlarına haber vermeden çok büyük tavizler veriyoruz ve bu yükün
altından kalkamayız değerli arkadaşlarım. Hükûmet bu yükün altından
kalkamaz. Sizi çok açık bir şekilde uyarmak istiyorum. Bunlar millî
davalar. Millî dava böyle yürütülmez. Yani, karşınıza Avrupa Birliğinden
böyle büyük engeller çıkınca, kalkacaksınız muhalefeti suçlayacaksınız.
Yetmeyecek, elli yıldan beri Kıbrıs davasının kahramanı olan Sayın
Denktaş’ı suçlayacaksınız, “Türkiye’ye gelme” diyeceksiniz, “Türkiye’de
konuşma” diyeceksiniz, “Konferans verme” diyeceksiniz.
Değerli arkadaşlarım,
çok değerli Adalet ve Kalkınma Partisine mensup milletvekilleri,
sizin vicdanınız sızlamıyor mu bu sözleri duyduğunuz zaman? Bir
millî kahramanın konuşmasının engellenmesi, sizin vicdanınızı
sızlatmıyor mu? Sizi rahatsız etmiyor mu? Bizim vicdanımızı sızlatıyor.
ŞEVKET ARZ (
ONUR ÖYMEN (Devamla) – Sayın Denktaş bir
partici değildir, hiçbir partinin üyesi değildir, bir millî davanın
sahibidir ve hepimiz, sizler de bizler de, aynı davaya baş koymuş insanlarız.
Nasıl olur da, bu davanın kahramanlarını karşınıza alırsınız? Nasıl
olur, Cumhurbaşkanınızı yok farz edersiniz, Millî Güvenlik Kurulunu
yok farz edersiniz, Meclisi yok farz edersiniz? Biliyor musunuz, Sayın Dışişleri Bakanı birbuçuk yıldan beri,
Dışişleri Komisyonuna gelip, herhangi bir konuda, bir kere izahat
vermiş değildir. Bu, Meclisi yok saymak. Meclisi hiçe sayıyorsunuz.
Böyle bir rejim, böyle bir demokrasi olabilir mi? Rejime zarar veriyor
bu davranışlar. Avrupa’da, bütün hükûmetler şu anda Türk önerisini
biliyor ve meclisleriyle tartışıyorlar. Bir ülke hariç, Türkiye.
Değerli arkadaşlar,
bunu esefle karşılıyoruz, esefle karşılıyoruz ve huzurunuzda,
Hükûmetin bu tutumunu protesto ediyoruz. Türkiye böyle bir muameleye
layık değildir, Türkiye Büyük Millet Meclisi böyle bir muameleye
layık değildir.
Yüce Meclisi, bu vesileyle
saygılarla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Öymen.
Önerinin lehinde söz
isteyen, Haluk Koç, Samsun Milletvekili.
Buyurun Sayın Koç.
HALUK KOÇ (Samsun) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önemli bir konunun grup önerisi
üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Sayın Öymen değindiler; gerçekten, Batı Trakya’da yaşayan Türk ve
Müslüman soydaşlarımız yaşamın çeşitli alanlarında, çok değişik
baskılar altında hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Bunları
kısaca özetlemek gerekirse, bir defa, her şeyden önce, önemli bir insan
hakkının reddi söz konusu Batı Trakya’da, etnik kimliğin inkârı söz
konusu, hem de devlet politikası olarak.
Değerli arkadaşlarım,
kısaca anımsatmak istiyorum: Bilindiği gibi, Lozan Anlaşması, Batı
Trakya’da Karasu’nun batısında kalan Kavala, Drama, Selanik, Sarışaban
bölgeleriyle bazı adalardaki soydaşlarımızın yeni Türkiye Cumhuriyeti’ne,
İstanbul dışındaki, Anadolu’daki Rumların da Yunanistan’a mübadil
olarak gönderilmelerini kararlaştırmıştı. Bu şekilde, çok sayıda
soydaşımız Türkiye’ye mübadil olarak geldi. Aynı anlaşma, Karasu’nun
doğusunda kalan İskeçe, Gümülcine ve Dedeağaç bölgelerindeki
Türklerle İstanbul’da yaşayan Rumları mübadele dışında bırakmıştı.
Lozan görüşmelerinde, Türk tarafı, Batı Trakya nüfusunun kendi geleceğini
tayin etmesi için plebisite gidilmesini savunmuş; ancak, itilaf
devletleri temsilcilerinin direnişi karşında bu gerçekleşememiştir,
tam anlamıyla gerçekleşememiştir.
Sonuçta, Türkiye ve
Yunanistan’da bırakılan yerleşik Türkler ve Rumlar, anlaşmanın
38’inci ile 45’inci maddeleri ile azınlıkların uluslararası korunmasıyla
ilgili hükümler çerçevesinde korunmaya alınmışlardır. Böylece,
Yunanistan, Batı Trakya’da yaşayan Türk ve Müslüman azınlığıyla ilgili
Lozan maddelerini kendi hukukunda kabul etmiş, bu hükümlere aykırı
bir iç yasal uygulama gerçekleştirmemeyi taahhüt etmiştir.
Bugüne gelene kadar
yaşananları, tabii, çok kısa bir konuşmada özetlemek mümkün değil,
ama, varılan mutabakatla -sevinerek ifade edeyim- 9 Ocak günü, bayramdan
sonraki gün, bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi bir tavır sergileyecek
ve bir genel görüşme açacaktır. Bunu muhtemelen oylayıp kabul edeceğiz.
Değerli arkadaşlarım,
Batı Trakya’da yaşananları, bir Avrupa Birliği üyesi olarak Yunanistan’ın
soydaşlarımızın etnik kimliklerini nasıl inkâr ettiğini, onları
sadece bir Müslüman azınlık olarak isimlendirmeyi nasıl zorladığını,
adında Türk kelimesi geçen tüm birlik ve dernekleri kapattığını,
buna karşı direnenleri, mücadele edenleri yıldırmak için her türlü
cezai yaptırımı devreye soktuğunu iyi bilmemiz gerekiyor.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Yunanistan’a göre, bu Müslümanların içinde sadece
Türkler değil, Pomaklar var, Çingeneler var. Oysa, Müslüman olan azınlıktan
hiç kimse, bugün, Batı Trakya’da Türklükten başka bir isimlendirmeyi
kabul etmemektedir. Batı Trakya Türk azınlığına Yunan devleti tarafından
neredeyse baskı önlemleri de kullanılarak yapay bir şekilde benimsetilmek
istenen üç farklı etnik köken tanımı, maalesef, maalesef, hani o,
her gün çalışmalarıyla Türk basınında ya da gündemimizde yer tutan
Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve uluslararası
insan ve azınlık haklarıyla ilgilenen kuruluşların -ki ne menem kuruluşlarsa
onlar- Batı Trakya’yla ilgili rapor ve değerlendirmelerine de ne
acıdır ki yerleşmiş gözüküyor.
Değerli arkadaşlarım,
içinizden der gibisiniz siz de “ah bu çifte standartlar, ah bu sahte
demokrasi, sahte özgürlükler, sahte insan hakları kavramları ve
bunların arkasına saklananlar; asıl emelleri, emperyalist emellerini,
bu sahte, bu sihirli sözcüklerin arkasına saklayanlar.”
Değerli arkadaşlarım,
soydaşlarımız mücadelelerini Yunan iç hukukunda ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinde sürdürüyorlar. Soydaşlarımız yirmi dört yıldır
bir Avrupa Birliği ülkesi vatandaşı olarak yaşadıkları Yunanistan’da
eğitim konusunda ağır baskılar, ihmaller ve engellerle karşı karşıyadırlar.
Batı Trakya’daki Türklerin, Gümülcine Celal Bayar ve İskeçe Muzaffer
Salihoğlu Azınlık Ortaokul ve Lisesi dışında, bütünüyle Yunan devletinin
kontrolünde bulunan, Arapça ve Yunanca ağırlıklı altı yıllık ortaöğrenim
düzeyinde program uygulayan, diploması lise diplomasına eşdeğer
iki medresesi -oradaki ismiyle söylüyorum- Şahin ve Gümülcine Hayriye
Medresesi ve Batı Trakya sathına dağılmış toplam 215 ilkokulu bulunmaktadır.
Azınlık ilkokullarının sayısı her yıl azalma eğilimi göstermektedir.
Bunun en önemli nedeni öğrencisizlik nedeniyle okulların kapanması
ve/veya çok az öğrencili okulların birleştirilmesi uygulamasıdır.
Azınlığa ait teknik
okul veya meslek lisesi yoktur değerli milletvekilleri. Devlet teknik
okullarına azınlık öğrencileri kabul edilmemektedir sayın milletvekilleri.
Devlet tarafından
açılan anaokullarında görevli soydaş öğretmenlerin sayısı yok denecek
kadar azdır. Bu alanda azınlığın kendine özgü eğitim kurum ve düzenlemelerinin
bulunmaması nedeniyle, istihdam garantisi arayan azınlık gençleri,
yani Türk ve Müslüman gençler, anaokulu öğretmenliğini mesleki ihtisas
branşı olarak tercihe zorlanmaktadırlar. Lisans veya iki yıllık mesleki
öğrenim düzeyinde Türkiye’den mezun olmuş anaokulu öğretmenlerinin
sayısı bugün 20’nin altındadır. Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler
Derneği bünyesinde faaliyet gösteren sadece 9 çocuk kulübünde görev
yapmaktadırlar. Yunan devleti, her Türk köyüne bir anaokulu açarak,
azınlık çocuklarına Yunan dilini, Hristiyan örf ve âdetlerini küçük
yaşta aşılamak istemektedir. Bu uygulama soydaşlarımızda tepkiye
yol açmakla beraber, çocuklarının hayata daha iyi hazırlanmalarını
isteyen ve çaresizlik içerisinde bu okullara kayıt yaptıran ailelerin
sayısı her geçen yıl artmaktadır. Özel Eğitim Kurumları Kanun Tasarısı
görüşülürken burada dile getirdiğimiz hususları, bir kere daha
sizlere hatırlatmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Yunan Anayasası’na göre ülkede zorunlu eğitim dokuz yıl iken, azınlık
eğitim rejiminin ihtiyacı karşılayacak düzeyde yeni ortaokul ve
liselerle tahkim edilmesine olanak verilmemektedir. Bu şekilde
eğitim sorunları gidiyor ve esas önemli konulardan bir tanesi, dinî
ve vicdani özgürlükler konusu ve müftü seçimi.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, Batı Trakya’daki Türk ve Müslüman azınlığın din ve vicdan özgürlüğü
alanında karşı karşıya kaldığı sorunlar çok önemli. Şu anda, mütekabiliyet
ilkesi tamamen göz ardı edilerek -yine o konuda konuşan arkadaşlarımızın
kulakları çınlasın, Vakıflar Yasası süresince- Lozan’a da aykırı
olarak, Yunan makamlarının atadığı iş birlikçi müftüler, resmî makam
olarak tanınmaktadır. Bu atama müftüler, bütünüyle yönetimin arzu
ve direktifleri doğrultusunda çalışmaktadırlar. Bu insanlar, soydaşlarımız
nezdinde muteber kabul edilmemektedir. Türk azınlığın seçmiş olduğu
Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif ve eylül ayında rahmetli olan -bir
kere daha Tanrı’dan rahmet diliyorum- mücadele insanı İskeçe Müftüsü
Mehmet Emin Aga, soydaş toplumunun, yaşadığı sürece, her türlü etkinliğine
katılmakta ve itibar görmekteydi.
Değerli arkadaşlarım,
bakın, Kurban Bayramı’nın ilk günü İskeçe’de, rahmetli Mehmet Emin
Aga’nın yerine, soydaşlarımız, müftü seçimi yapacaklar. Yunan makamları,
daha önce olduğu gibi, yine onu tanımayacak ve kendi atadığı
resmî müftüyü muhatap olarak kabul edecek.
Değerli arkadaşlarım,
mütekabiliyetten bahsediyoruz. Ben, şimdi, Türkiye’ye dönüp düşünmek
istiyorum. Fener Rum Patriğini Türkiye’nin atadığını bir düşünün.
Fener Rum Patriğinin bugün çeşitli ziyaretlerde vesile olan ekümenlik
sıfatını kullanmasının önüne yasalar çerçevesinde geçtiğimizi
gösterecek bir siyasi irade koyduğunu düşünün Türkiye’nin. Türkiye’nin
bu iddiaları ortaya koyması durumunda nasıl gürültüler çıkabileceğini
düşünebiliyor musunuz dünyanın dört bir köşesinden, hemen sınırımızın
ötesinden değil! O, her gün televizyonda haber almaya alıştığımız
Brüksel’den ne kadar gürültü çıkacağını düşünebiliyor musunuz! Ama,
bu hak, Lozan’a rağmen, Batı Trakya’da iğdiş edilirken kimsenin çıtı
çıkmıyor. O insanlar darp ediliyor, o insanlar hapse atılıyor ve o
insanlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde, Yunan iç hukukunu
tükettikten sonra, dava açıp kazanıyorlar, ama, Brüksel’de konu dahi
edilmiyorlar.
Değerli arkadaşlarım,
Avrupa Birliği üyeliği böyle çifte standart bir üyelik midir? Bazılarına
“Sen her türlü şeyi yapabilirsin, sen benim üyemsin.” deme hakkı var
mı Avrupa Birliğinde? Orada yaşayan insanlar rehin mi? Bu “rehin”
lafını özellikle söylüyorum; çünkü, Vakıflar Yasa Tasarısı görüşülürken
Cumhuriyet Halk Partisinin ortaya koyduğu iddialara, tutanaklara
geçirdiği sözlere karşın, medyada, televizyon kanallarında aynı
kişiler, Cumhuriyet Halk Partisini, Türkiye’nin vatandaşı olan ve
Lozan’daki haklarını kullanan, bizimle eşit, kardeş durumunda olan
gayrimüslim azınlığımızı rehin tutmakla eleştirdiler bizi. Ben,
şimdi, çifte standartlarını söylemek istiyorum.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
HALUK KOÇ (Devamla) –
Toparlıyorum…
BAŞKAN – Sayın Koç,
lütfen, toparlar mısınız.
Buyurun.
HALUK KOÇ (Devamla) –
Her biri toplum bilimci, siyaset bilimcisi, üniversite öğretim
üyesi özel vakıf üniversitelerinde, bir gün, Batı Trakya’da yaşanan
insanlık dramı için, bir gün, bir kâğıt üzerinde kalem oynattınız mı? Ah
bu çifte standartlar! Ah bu sahte demokrasi, insan hakları rüzgârları!
Ah bu küresel emperyalist emeller nelere kadir değerli arkadaşlarım!
Değerli arkadaşlarım,
bu genel görüşmenin yapılacağı garantisini İktidar Grubundan almış
bulunuyoruz. Buna mutluluğumu ifade etmek istiyorum ve İskeçe’de
soydaşlarımız müftülerini seçecektir, haklarını kullanacaklardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bizim koyacağımız iradeyle de
Yunan devletine, Batı Trakya’daki soydaşlarımızın hiçbir zaman
yalnız olmadıklarını bu Meclisten 9 Ocak 2007 günü hep beraber haykıracağız.
Değerli arkadaşlarım,
onlar bizden bir tek ses bekliyorlar. Batı Trakya’dakiler bizden bir
tek ses bekliyorlar. “Bize sahip çıkın” diyorlar. “Biz, kendi isteğimizle
burada kalmadık” diyorlar. “O günün koşulları içerisinde burada
kaldık” diyorlar.
Değerli arkadaşlarım,
onların gönüllerine gönüllerimizi katmamız lazım, onların yüreklerine
yüreklerimizi sokmamız lazım, onları unutmamamız lazım ve hep birlikte
tüm zeminlerde haykırmamız lazım.
Bu zeminin en önemli yeri Türkiye
Büyük Millet Meclisidir.
Batı Trakya’da hak arayan
soydaşlarımız, hiçbir zaman yalnız değilsiniz; arkanızda, güçlü,
dik duran 73 milyon kardeşiniz var. Bu genel görüşmenin yapılacağı
günü sabırsızlıkla bekliyorum. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Koç.
Sayın milletvekilleri,
birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 16.26
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.32
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 30’uncu Birleşimi’nin İkinci Oturumu’nu açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisi üzerindeki
konuşmalara devam edeceğiz.
VI. - ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)
1.- (8/28) ve (8/33) esas numaralı genel görüşme
önergelerinin ön görüşmelerinin birleştirilerek birlikte yapılmasına ve görüşme
gününe ilişkin CHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN – Önerinin aleyhinde söz isteyen Ümmet Kandoğan,
Denizli Milletvekili.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk
Partisi Grup önerisi aleyhinde söz aldım.
Çok önemli bir meseleyi, bugün, Cumhuriyet Halk
Partisi, Grup önerisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine getirdi.
Ancak, biraz önce öğrendik ki, iktidar partisi de 9 Ocakta bu genel
görüşme açılmasıyla ilgili olarak destek vermişler. Benim konuşma
talebim bu desteği öğrenmeden önce yapıldığı için aleyhte söz almıştım.
Değerli milletvekilleri, şu anda Meclis Genel
Kurul salonuna bakıyorum, 20 milletvekilimiz burada. 550 kişilik
Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Batı Trakya davasıyla ilgili bir
konunun görüşülmesi sırasında, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
sadece 20 milletvekilinin olmasından büyük bir utanç duyuyorum. Şimdi,
bu görüşmeleri Yunanistan’dan izliyorlar, Yunanlılar izliyor bu
görüşmeleri, Batı Trakya’da, boynu bükük, gözleri yaşlı soydaşlarımız
izliyor. İşte, Türkiye Büyük Millet Meclisinin hâli bu değerli milletvekilleri;
değerli vatandaşlarım, işte Meclisimizin hâli bu. Bu kadar önemli
bir meselede, milletvekillerinin göstermiş olduğu ilgi bu, alaka
bu, Batı Trakya davasına sahiplenme bu.
Şimdi, bundan yaklaşık birbuçuk ay önce, burada,
sözde Ermeni soykırımıyla ilgili olarak Fransa Parlamentosunda
çıkan bir kanun üzerine, burada, Mecliste bir toplantı yaptık. O toplantının
neticesinde de bir bildiri yayınlayacaktık. O gün de Meclisin hâli
bundan farklı değildi değerli milletvekilleri. O gün de 50 milletvekili
vardı burada. Biz feryat ediyorduk. Fransa Parlamentosunun almış
olduğu o kararın ne kadar insafsız ve vicdansız bir karar olduğunu
burada bütün dünya âleme göstermek için toplandık, burada bir bildiri
hazırladık, ancak, o gün de Türkiye Büyük Millet Meclisinde, maalesef,
50 milletvekili vardı. O gün de Fransızlar izliyordu Türkiye Büyük
Millet Meclisini. O gün de Ermeniler izliyordu Türkiye Büyük Millet
Meclisini. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki milletvekillerinin
sözde Ermeni soykırımıyla ilgili getirilen kanun tasarısı üzerinde
ne kadar duyarsız olduklarını Fransızlar ve Ermeniler görmüşlerdi.
İşte, bugün de aynı manzara! Ne söyleyeyim ben! Ne diyeyim ben bugün
Batı Trakya’yla ilgili! Orada, gözleri yaşlı, Türkiye’den bir ümit
ışığı bekleyen binlerce soydaşımızın bugün vicdanını karartmaya
kimsenin hakkı var mı? Gözyaşlarının o pınarlardan sel olup akmasına
müsaade etmeye kimsenin hakkı var mı? Yok. Ama, bir başka konu olduğunda,
bir vergi affı olduğunda, vergi kaçakçılarının affı olduğunda,
bu salonlar doluyor değerli milletvekilleri ve buradan kalkan parmaklarla
vergi kaçakçılarına af geliyor, hayalî ihracatçılara af geliyor,
dolandırıcılara af geliyor değerli milletvekilleri. Ama, bugün,
Batı Trakya davasında nerede milletvekilleri? İşte, 20 kişiyiz
burada. Utanıyorum bu durumdan. Vicdan azabı çekiyorum böyle bir
Mecliste bulunmaktan şu anda.
Değerli milletvekilleri…
MEHMET GÜNER (Bolu) – Durma, git!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – Sayın Milletvekilim,
aynı şeyleri siz de düşünüyorsunuz, sizin de vicdanınız sızlıyor
Meclisin bugünkü şu hâlinden, biliyorum.
BAŞKAN – Sayın Kandoğan, lütfen, Genel Kurula konuşur
musunuz.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – Sayın Başkanım, oradan
bir sataşma olduğu için cevap vermek ihtiyacı hissettim.
BAŞKAN – Lütfen…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – Değerli milletvekilleri,
bakınız, 16 Mayısta, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yine bir genel
görüşme açılması önerisi geldi. O gün, iktidarın oylarıyla bu genel görüşme açılması
önerisi reddedildi. Niye reddedildi? İşte, Grup Başkan Vekili çıktı,
haziran ayında bir komisyon toplantısı varmış, o komisyon toplantısından
önce böyle bir genel görüşme açılması uygun olmazmış. Siz böyle dedikçe,
dış politika noktasında bu kadar duyarsız oldukça, Yunanistan’da
bir şehirde, sözde Ermeni soykırımıyla ilgili anıt dikmeye çalışırlar,
Fransa’daki parlamentodan “Sözde Ermeni soykırımı yoktur.” diyenlere
hapis cezası çıkar ve bu şekilde duyarsız olmaya devam ettiğimiz
sürece, ne Avrupa Birliğinde ne de Kıbrıs’ta haklı davalarımızda
bir adım mesafe atamayız. İşte, Kıbrıs meselemiz. İşte, Kıbrıs meselemiz.
Kırk yıldan beri bu davanın yılmaz savunuculuğunu yapan ulu çınar
Rauf Denktaş’a, bu ülkenin Başbakanı “Git ülkende seçim propagandası
yap.” demektedir.
FARUK
KOCA (
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) – Evet, iki ayrı devlettir ama, iki ayrı devletiz
ama, iki ayrı millet değiliz, biz tek bir milletiz. Bugün Sayın Başbakan
ilkokul sıralarında öğrenciyken, Rauf Denktaş bu Kıbrıs davasının
yılmaz savunuculuğunu yapıyordu.
FARUK KOCA (Ankara) – Ayıp ya! Ayıp!
BAŞKAN – Sayın Milletvekili, lütfen…
FİKRET BADAZLI (Antalya) – Bugüne kadar niye söylemedin!
BAŞKAN – Lütfen, sayın milletvekilleri…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – Değerli milletvekilleri,
şimdi, bugün, siz geldiğiniz günden beri “Kıbrıs’ta kazan kazan politikası
uyguluyoruz.” diyordunuz. Şimdi, gelin Allah aşkına bu kürsüden
söyleyin.
BAŞKAN – Sayın Kandoğan…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – Kıbrıs davasında hangi
olumlu adım atıldı, hangi olumlu neticeyi aldık, gelin söyleyin. Annan
Planı’nda, Sayın Başbakan, Dışişleri Bakanı diyordu ki: “Annan Planı’nın
kabul edildiği günün ertesi günü, Kıbrıs’ta izolasyonlar kalkacak.”
Bunlar resmî beyanlardı, kürsülerden, televizyonlardan söylendi
bunlar. Ne oldu? Annan Planı’nı biz kabul ettik, kalktı mı izolasyonlar?
İzolasyonların kalkması Annan Planına bağlıyken, bugün, limanların
ve havaalanlarının açılması karşılığında izolasyonların kaldırılması
söz konusudur. İşte size bir geri adım daha, bir geri adım daha.
Şimdi, Avrupa Birliğiyle ilgili olarak 8 başlıkta
görüşmelerin askıya alınması söz konusu muydu? Söz konusuydu. Siz
“Bir adım attık.” dediniz “Kaleye golü attık.” dediniz. O 8 başlık
1’e mi indi veya sıfıra mı indi? Yoo, o 8 başlık orada duruyor. Siz
bir adım daha attınız, bir taviz daha verdiniz: “Limanları ve havaalanlarını
açabiliriz.” Üstüne bir şey daha ilave ediyorsunuz: “1 liman, 1 havaalanı
daha açabiliriz.” Sanki bonus veriyorsunuz! “1 liman, 1 havaalanı
açıyoruz; üstelik 1 liman, 1 havaalanı daha açacağız!” Böyle bir anlayışla
Türk dış politikasını yönetmek kesinlikle söz konusu değil değerli
milletvekilleri. İşte onun için bizler bu kadar haklı davalarımızda
dahi Meclis olarak bunları sahiplenemediğimiz için dünyanın birçok
ülkesinde ardı ardına Türkiye’yle ilgili olumsuz kararlar birbiri
peşi sırasına geliyor.
Hani Avrupa Birliğiyle ilgili olarak şu Kızılay
Meydanı’nda güpegündüz havai fişek gösterisi yapanlar şimdi nerede?
Nerede şimdi o gösteriyi yapanlar? O gün bir zafer elde ettiklerini
söyleyenler üç gün sonra Dışişleri Bakanlığı kanalıyla Avrupa
Birliğine bir nota vermek mecburiyetinde kaldılar. Bir nota verildi
üç gün sonra. Peki, o Avrupa Birliğiyle ilgili, ek protokolle ilgili
o imzayı niye attınız? Beşir Atalay’a o imzayı niye attırdınız? Niye
attırdınız? Ek protokolle ilgili imzayı niye attınız?
Şimdi diyorlar ki: Fin Başbakanı çok ketummuş, Sayın
Erdoğan’dan aldığı bilgiyi altı gün kimseye söylememiş. Şimdi Fin
Başbakanı ketum da, siz Sayın Cumhurbaşkanına bu konuyla ilgili
bilgi verseniz, Sayın Cumhurbaşkanı gidip Avrupa Birliği ülkelerine
bunu mu anlatacaktı? Genelkurmay Başkanına en azından bu konuyla
ilgili bir ön bilgi verilmesi hâlinde Genelkurmay Başkanı gidip bunu
Avrupa Birliği ülkelerine jurnalleyecek miydi? Böyle bir anlayış
olabilir mi? Siz Fin Başbakanına güveneceksiniz, George Bush’a güveneceksiniz,
Yunan Başbakanına güveneceksiniz; ama, kendi ülkenizdeki Parlamentoya
bile güvenmeyeceksiniz! Hangi milletvekilinin haberi var, ben size
soruyorum; iktidar partisi milletvekillerine soruyorum, bakanlara
soruyorum. Bakanlar yok burada. Bakanların haberi yok değerli milletvekilleri.
Sayın Erdoğan Fin Başbakanına ne söylemiş, Türkiye’de kimse bilmiyor,
bakanlar bile bilmiyor. Yazılı da değil, sözlü. Böyle bir dış politika
anlayışını kabul etmemiz kesinlikle mümkün değil.
O bakımdan, değerli milletvekilleri, Meclis olarak
bu tür meseleleri bizim sahiplenmemiz lazım. Bu davalar millî davalardır.
Bu davalardan ödün verdiğimiz sürece, işte, Avrupa’da ve dünyanın
değişik yörelerinde karşılaştığımız muamelelerle karşılaşmaya
devam ederiz. Onun için, Meclis, bugün bir sınav verecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – Değerli milletvekilleri,
bakınız, Batı Trakya’da ne problemlerimiz var: Vatandaşlık Yasası’ndan
dolayı 50 bin civarında vatandaşımız vatandaşlıktan çıkarıldı,
daha az sayıda o bölgede öğretmen görevlendirilmeye başlandı,
okul kitapları yenilenmiyor, isminin başında “Türk” ismi olan dernekler
kapatılıyor (Yunanistan Yüksek Mahkemesi 2 derneği kapattı.),
onarılması gereken camiler onarılmıyor o bölgede, müftü seçimleriyle
ilgili çok ciddi sıkıntılar var, araziler istimlak ediliyor, tütün
üretiminde ciddi kısıtlamalar var o bölgede, milletvekilliği seçimlerinde
bağımsız olarak seçilebilmek için toplam oyların yüzde 3’ünü alma
şartı gibi hiçbir demokratik ülkede örneği görülmeyen uygulamalar
sadece oradaki soydaşlarımızdan birilerinin milletvekili seçilmesinin
önünde bir engel olarak gösterilmeye çalışılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – Ben teşekkür ediyorum.
Sağ olun.
BAŞKAN – Önerinin aleyhinde söz isteyen Mustafa
Dündar, Bursa Milletvekili.
Buyurun Sayın Dündar. (AK Parti sıralarından alkışlar)
MUSTAFA DÜNDAR (Bursa) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisi aleyhinde
söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçi Grup önerisi verildikten sonra gruplar arasında
mutabakata varıldı. 9 Ocak 2007 tarihinde Batı Trakya hakkında genel
görüşme yapılacaktır Meclisimizde. Onun için burada aleyhinde söz
alıp ve yine de konuyla ilgili görüşlerimi, düşüncelerimi açıklayacağım.
Bugünlerde Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin
en yoğun olarak konuşulduğu günleri yaşıyoruz. Avrupa Birliğini
genel manada vatandaşlarımız, kuralların uygulandığı, insan haklarına
verilen değerin en üst seviyede olduğu, azınlık haklarının korunduğu
bir değerler bütünü olarak algılamaktadırlar. Fakat, Avrupa Birliği
ile Türkiye ilişkilerinin bugününde Avrupa Birliği tarafına baktığımızda,
Avrupa Birliği kuralları ve değerleri içerisinde Avrupa Birliği
üyelerinin ilişkilerinde kişisel kaygıların ön plana çıktığı görülmektedir.
Avrupa Birliği ve Avrupa-Türkiye ilişkileri bugün tüm boyutlarıyla
konuşulmaktadır. Ben ise bugün sizlere, Batı Trakya Türk azınlığını
anlatacağım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Batı
Trakya Türk azınlığı, her zaman ana vatanına bağlı olmuş, sevgisini
hiç eksiltmemiş, aynı şekilde yaşadığı Yunanistan’ın da kanunlarına,
düzenine saygılı vatandaşları olmuştur. Batı Trakya’nın yakın tarihine
baktığımızda, soydaşlarımızın, yeri geldiğinde Çanakkale ve Yemen’de
şehit düştüklerini, yeri geldiğinde de Yunan vatandaşları olarak
ülkelerinin savunmasına koştuklarını görmekteyiz. Millî kimliğini,
dinî, kültürel değerlerini tamamen demokratik usullerle savunma
dışında, hiçbir soydaşımız, hiçbir zaman herhangi bir yasa dışı yola
başvurmamıştır. Nitekim, Yunanlı bazı yerel yöneticilerin, yeri
geldiğinde soydaşlarımızı dünyanın en iyi ve barışçı azınlığı olarak
değerlendirdiklerini de bilmekteyiz. Ancak, bu barışçıl ve huzurlu
tablonun ardında, ne yazık ki, insan azınlık ve haklarının bütün boyutlarıyla
ihlal edildiği de görülmektedir ve bu hususta İslam Kurtuluş Örgütünün
de çeşitli kararlarına yansımış tespitleri vardır ve Yunanistan
bu konuda uyarı almıştır.
Bizler Türkiye açısından olaya baktığımızda,
22’nci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinde, gerek Türkiye Büyük
Millet Meclisi içerisindeki arkadaşlarımın gerekse Başbakanımızın,
bakanların Batı Trakya ziyaretleri olmuştur. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Karma Parlamento Komisyonu, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
Batı Trakya’ya gitmişlerdir. Hiçbir dönemde Batı Trakya’ya bu kadar
yoğun ziyaret gerçekleşmemiştir ve hiçbir dönemde Batı Trakya konusu
bu kadar fazla gündeme gelmemiştir.
Bu ziyaretler vesilesiyle buradan giden heyetler,
özel veya resmî ziyaretçiler. Gümülcine, İskeçe ve diğer bölgelerde
soydaşlarımızla görüşmeler yapmışlar, dernek başkanları, seçilmiş
müftüler, milletvekili ve Yunanlı yetkililerle görüşmeleri olmuştur.
Bu nedenle, bu ülkedeki soydaşlarımızın sorunları genel hatlarıyla
hepimiz tarafından bilinmektedir. Buna rağmen ben bugün bu sorunlara
ana hatlarıyla değinmek istiyorum ve bu sorunları gruplara ayırdığımızda,
birinci grup sorunlar olarak da, doğrudan, azınlığın Batı Trakya’daki
mevcudiyetine ilişkin azınlık haklarıyla ilgili sorunlardır.
Bunlardan birincisi, müftülük meselesidir. Müftülük,
Batı Trakya’da çok önemli bir kurumdur. Çünkü, müftülerin Batı Trakya’da
dinî görevleri yanında yargısal yetkileri de bulunmaktadır. Müftüler
görev bölgelerinde şeriat hükümlerini uygulamakta, din görevlilerini
denetleyebilmekte, vakıfların gelirlerini kontrol edebilmekte,
Türkler arasında şahsın hukuku ve aile hukuku konusunda çıkan sorunları
çözmekle yükümlü olup, evlenme, boşanma, nafaka, vesayet, velayet,
miras gibi konularda karar verebilmektedir ve verilen bu kararlar
da Yunan makamları tarafından tanınmaktadır. Fakat, bu kadar önemli
bir kurum olmasına rağmen ve uluslararası anlaşmalarla, başta Lozan
Barış Anlaşması olmak üzere, bu kurumun hakları yasalarla güvence
altına alınmış olmasına rağmen, ne yazık ki, bugün Batı Trakya Türkleri
müftülerini seçememektedir.
Bugün Batı Trakya’da, Batı Trakya’daki soydaşlarımızın
kendilerinin aralarında seçmiş olduğu seçilmiş müftüler, diğer
taraftan da Yunanistan tarafından atanmış müftüler bulunmaktadır.
Yani, yetkiyi kullanabilen, oradaki soydaşların işlemlerini yapabileceği
atanmış bir müftü vardır, bir de kendilerinin seçmiş olduğu, tanıdıkları
ve herhangi resmî işlem yapamayan seçilmiş müftü. Dolayısıyla, oradaki
soydaşlarımız, bir ikilem içerisinde müftülük sorunu yaşamaktadırlar.
Bizler bu konuda Yunanistan’ın kendi ülkesindeki
kiliselerine baktığımızda durumu mukayese etmek açısından, ne
yazık ki, Yunan devletinin bir kilisenin papazını dahi atama yetkisinin
bulunmadığını görmekteyiz. Türk azınlığın müftülerini atayabilme
hakkını kendinde görmesi, azınlık hakları konusunda bize göre en
açık ihlallerden birini teşkil etmektedir. Buna mukabil İstanbul’daki
Rumlara baktığımızda, patrik, Sen Sinod tarafından özgürce seçilebilmektedir.
Yine, müftülerle ilgili, seçilmiş müftülerin
büyük baskılara maruz kaldıklarını biliyoruz. Örneğin, rahmetli
İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga’nın yayınladığı mesajlardan dolayı
yüz ayı aşkın hapis cezasına mahkûm olduğu ve bu cezaların bir kısmını
da fiilen hapishanede geçirdiğini hatırlamaktayız. Şimdi, kendileri
rahmetli oldular. Kendilerine buradan Allah’tan rahmet diliyorum.
Yine, Batı Trakya’da, müftülük kadar önemli bir kurum
da vakıflardır. Batı Trakya’da Müslüman Türk azınlığının müftülükler
sorunuyla paralel olan, çözümlenemeyen problemlerinin başında
gelen vakıflar, azınlık için hayati önem taşımaktadır. Toplumun hizmetinde
kullanılmak için ecdadımız tarafından bırakılan gayrimenkullerin
toplandığı, yönetildiği, korunduğu idarelerdir. Ne yazık ki yine
müftülükler gibi, aynı şekilde, uluslararası anlaşmalar, yasalar
olmasına rağmen, vakıflarda da seçimler yapılamamakta ve çeşitli
sebeplerle yapılan kamulaştırmalarla vakıfların gayrimenkullerine
el konmakta ve mülk edinmesine müsaade edilmemektedir.
Yine, Batı Trakya’da tarihî eserlerle ilgili de
sıkıntılar vardır. Bugün birçok tarihî eser harap vaziyettedir, bakımı
yapılmamaktadır, bakım için izin dahi verilmemektedir.
Yine, Batı Trakya’yla ilgili en önemli sorunların,
azınlık hakları olarak gördüğümüz sorunların başında da eğitim konusu
gelmektedir. Çok fazla bu konularla ilgili detaya girmiyorum, sürem
çok kısıtlı. Eğitimle ilgili de, Batı Trakya Türk toplumu, hâlen çok
daha eski günlerin şartlarında eğitimini sürdürmektedir. Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkan Vekilim de eğitimle ilgili detaylı bilgiler
verdi. Bugün, Türkiye ile Yunanistan arasında varılan mutabakata
göre, her yıl karşılıklı azınlık okulları ve liselerine gönderilmesi
kararlaştırılan 35 kontenjan öğretmenin ancak 16’sına müsaade
edilmektedir. Kitap sıkıntısı da aynı şekildedir. Müsaade edilmesi
gereken kitapların, 50 kitaptan ancak 21’ine müsaade edilmiştir.
Yine, son yıllardaki önemli bir sorun da eğitimle
ilgili, Yunanistan, üniversiteye girişlerde Batı Trakya Türk gençliğine
binde 5’lik bir kontenjan tanımıştır, fakat bu kontenjan ile Batı
Trakya Türk gençliği, üniversiteye giden gençlik, iki kişi bir araya
gelmeyecek şekilde değişik bölgelere dağıtılmaktadır. Bu da, pek
tabii ki, oradaki gençlerin asimilasyonunu hızlandıracak bir politikadır
bize göre.
Bir de, ikinci grup sorunlar olarak, Batı Trakya
Türklerinin hak ve özgürlükler alanında yaşamış olduğu sorunlardır.
Bunlardan bir tanesi, etnik kimliğin tanınmaması, yani “Sen Türk değil
Müslümansın.” denmesi; halbuki, buna karşılık, İstanbul’da her kurumda
Rum adının çok açık bir şekilde kullanıldığını görmekteyiz: Balıklı
Rum Hastanesi, Rum Zoğrafyon Lisesi, Rum Fener Lisesi, Özel Kadıköy
Rum İlköğretim Okulu gibi.
Yine, Batı Trakya Türklerinin yaşadığı diğer
bir sorun da vatandaşlıktan çıkarılanlar sorunudur. 1998 yılında
yürürlükten kaldırılmış olan Yunan Vatandaşlık Kanunu’nun 19’uncu
maddesi, “Yunan ırkından olmayan bir vatandaş, geriye dönmemek üzere
Yunanistan’dan ayrıldığına kanaat getirilmesi hâlinde vatandaşlıktan
çıkarılır.” hükmü gereği, Avrupa Birliği Konseyi Irkçılığı ve Ayrımcılığı
Önleme Komitesi Raporu’na göre 60.004 kişi vatandaşlıktan çıkarılmış;
ki, bununla ilgili Yunanistan İçişleri Bakanlığının yapmış olduğu
açıklamaya göre de bu rakamın 46.638 kişi olduğu açıklanmıştır.
60.004 veya 46.638, demek ki burada vatandaşlıktan atılanlar vardır,
fakat bugüne kadar bunlarla ilgili herhangi bir gelişme, bu sorunu
giderecek herhangi bir gelişme olmamıştır.
Yine, yüzde 3’lük seçim barajı, Batı Trakya’daki
Türklerin toplam mevcudiyeti 150 bin iken, kullanılan oy oranı 60
bin civarında iken, 200 bin oy gerekmektedir yüzde 3’lük barajını aşmak
için. Burada da, tamamen onların kendi özgür iradeleriyle bağımsız
olarak listelere girebilmelerine, milletvekili olabilmelerine
engel teşkil etmektedir bu karar.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii,
bu sorunların yanında, son dört yılda…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Dündar, lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
MUSTAFA DÜNDAR (Devamla) – …Batı Trakya’ya yapılan
yoğun ilgi, ziyaretler olduğunu sizlere söyledim ve Batı Trakya
Türklerinin de Türkiye’den ilgi beklediklerini, ülkemizin bugüne
kadar sürdürdüğü yakın ilgi ve hassasiyeti aynen devam ettirmesini
beklediklerini söylüyorum.
Bu dönemde bölgeye yapılan ziyaretleri tarihî
bir gelişme olarak görmekteyim. Bu ziyaretler oradaki azınlığımızın
öz güvenini artırmakta, ayrıca ülkemizdeki bilgi birikimini
güçlendirmektedir. Bu sürecin artarak devamını diliyorum.
Türkiye ile Yunanistan arasında var olan bu sorunlara
rağmen, söylemiş olduğum iyi ilişkilerin, Avrupa Birliği çatısı
altında, Batı Trakya Türklerinin sorunlarının çözümüne de katkı
sağlayacağını ben ümit ediyorum ve oradaki soydaşlarımızın da beklentisi
bu yöndedir. Bu iyi ilişkiler, iki ülke Başbakanlarının yakın diyaloğu,
Dışişleri Bakanının yapmış olduğu ziyaretler, Hükûmetler arası
iyi ilişkiler, ekonomideki ticaret hacminin yükselmesi, bu tür
olumlu gelişmeler, önümüzdeki günlerde ümit ediyorum ki azınlık sorunlarının
da gündeme gelmesine vesile olacak ve bunların, sorunların çözümüne
bir bir adım atılacağını düşünüyorum ve oradaki soydaşlarımızın
beklentileri de bu yöndedir.
Benden önce -buraya gelen konuşmacı arkadaşlarım-
tabii gündemin özellikle yoğun bir şekilde Avrupa Birliği ve Kıbrıs
meselesi olmasından dolayı ısrarla Kıbrıs konusu gündeme getirildi,
Kıbrıs’la ilgili sözler söylendi. Kıbrıs’la ilgili ben de birkaç bir
şey söylemek istiyorum.
1997 yılında Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam
üyelik için müracaatı vardır. Fakat, o zaman, 1997 yılında bu üyelik
müracaatı reddedilmiştir. 1999 yılında tam üyelik müracaatı kabul
edilmiş ve Annan Planı çerçevesinde Kıbrıs’ta yapılan referandum
sonrasında 17 Aralıkta müzakere tarihi verilmiş ve 3 Ekimde de müzakereler
başlamıştır ve bu süreçte Avrupa Konseyinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin
gözlemci sıfatıyla katılımı Türkiye tarafından sağlanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA DÜNDAR (Devamla) – Başkanım, toparlıyorum.
BAŞKAN – Lütfen, Sayın Dündar, teşekkür edin. Teşekkür
için açıyorum. Lütfen…
HALUK KOÇ (Samsun) – Mustafa Bey, Kıbrıs’a gitme.
MUSTAFA DÜNDAR (Devamla) – Toparlıyorum Başkanım.
HALUK KOÇ (Samsun) – Sen, Batı Trakya’da kal!
BAŞKAN – Lütfen, Sayın Dündar, teşekkür için açtım.
MUSTAFA DÜNDAR (Devamla) – Yine, İslam Konferansı
Örgütüne de devlet sıfatıyla Kıbrıs’ın katıldığını, davet edildiğini
görüyoruz. Yine, resmî bir ziyaret için Pakistan’a Cumhurbaşkanı Sayın
Talat’ın gittiğini görüyoruz.
BAŞKAN – Sayın Dündar, lütfen, teşekkür eder misiniz.
MUSTAFA DÜNDAR (Devamla) – Çok teşekkür ediyorum
Başkanım.
Bugüne kadar Kıbrıs’ta hiçbir kazanımımızı kaybetmedik
ve artı kazanımlarımız olmuştur.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş iki
adet doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, ayrı ayrı okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
3.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Muhtar Ödeneklerinin
Artırılmasına ve Sosyal Güvenliklerine İlişkin Kanun Teklifi’nin (2/757)
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/425)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
(2/757) esas numarasıyla
6/4/2006 tarihinde, Muhtar Ödeneklerinin Arttırılmasına ve Sosyal
Güvenliklerine İlişkin Kanun Teklifi kırk beş gün içerisinde komisyonlarda
görüşülmediğinden, İç Tüzük hükümlerinin 37’nci maddesi uyarınca
doğrudan Genel Kurulda gündeme alınmasını arz ederim.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
BAŞKAN – Önerge sahibi
olarak söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Malatya Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) – Sayın Başkan, yüce Meclisin çok değerli üyeleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
2002 3 Kasımdan bu yana hep söyledik ve en son 2 Kasım 2006 Perşembe
günkü birleşimde üç grubun ortak Danışma Kurulu kararı var, okuyorum:
Sayın Nevzat Pakdil imzalamış, Sayın Faruk Çelik, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Sayın Atilla Kart, Anavatan Grubu adına Sayın Muzaffer
Kurtulmuşoğlu. Diyorlar ki, bu yasanın gündemin 5’inci ve 6’ncı
sırasına alınması… Yani, hemen getirin, diyor Meclis ve burada ortak
karar…
Aradan yaklaşık birbuçuk
ay geçti ve bir sürü yasa geldi geçti. Bu kadar önemsiz… Yani, Meclis
iradesi, her üç grup, bunu 5’inci, 6’ncı sıraya alalım diyor, mutabakat
yapıyor; ama, her nedense, bakıyorum Meclis gündemine, 6’ncı sıraya
alınmasına rağmen nedense getirilmiyor.
Değerli milletvekilleri,
dün beni Malatya’dan bir muhtarım aradı. Birbuçuk ay önce eşi ölmüş.
On gün hastanede yatmış. Hastaneden 6 milyar lira para istiyorlarmış.
Hekimhan’ın bir köyünün muhtarı. Hiçbir güvencesi yok. Evine hacze
geliyorlarmış. Yani, bu insanlar bu durumda. Hangi dille anlatayım?
Hakikaten bu insanların yüzde 70’i icralık. İcralık olduğu için
doktora gidecek parası, icralık olduğu için çoluk çocuğunun sağlığı
için bir kuruş paraları yok bu insanların. 250 milyon lira veriyoruz,
250 milyon lirayı Bağ-Kur primine kesiyoruz, onu da ödeyemiyorlar. Onun
için, yüce Meclis artık bu yasayı bir an evvel… Yılbaşı öncesi görüşelim.
Bayram öncesi görüşelim. Hakikaten bu insanlar mağdur. Sakın ola
ki, her muhtarı Ankara ve İstanbul’dakiler gibi düşünmeyin. Hakikaten
perişan bu insanlar. Hangi dilde anlatayım? Siz karar verdiniz, tüm
gruplar karar verdi öncelikle bu yasanın görüşülmesine; ama, bir
şekilde gelmiyor sayın milletvekilleri.
Benim ricam, benim istirhamım: Bunun
siyaseti olmaz. Muhtarların ekmeği, muhtarların sağlığı, çoluk
çocuğunun ekmeği, çoluk çocuğunun geçimi, hastalık… Hasta oluyor
bu insanlar. Yeşil kartları yok. Bu insanlar köyünde yaşayan insanlara
yeşil kart vermek için imza veriyorlar; ama, kendileri Bağ-Kurlu olduğu
için maalesef, yeşil kart alamıyorlar, yeşil karttan faydalanamıyorlar
ve hepsi Bağ-Kura borçlu olduğu için, Bağ-Kur, kendine borçlu insanların,
kesinlikle, hastane ücretlerini kabul etmiyor değerli milletvekilleri.
Bu kadar açık, bu kadar aleni. Onun için, hepimizin “muhtar emmi”leri
diyoruz. Yazık ediyoruz bu insanlara. Hakikaten yazık ediyoruz.
Gelin, Bayram öncesi, bu yasayı, hep beraber, tüm grupların ortak… Çünkü,
üç grup da bunu böyle yapalım diye imza koydu, Meclis iradesi tecelli
etti, ama getirilmiyor görüşmeye. 6’ncı sıraya alındı.
Değerli milletvekilleri,
hakikaten anlamıyorum. Burada yüce Meclisin iradesi karar veriyor,
ama her nedense, 6’ncı sıraya alınmasına rağmen, 15’inci sırada bekletiliyor
ve hep önüne başka yasalar geçiyor. Bakıyorum bu haftaki görüşülecek
yasalara: İşte, Kimyasal Silahların Geliştirilmesi, Üretimi,
Stoklanması; Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Hükûmeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki; bakıyorum, Mısır’la Serbest Ticaret
Anlaşması… Yani, benim muhtarlarımın bu yasayla ilgili hakları,
hakikaten, bu gelecek yasalardan çok mu önemsiz? Bu insanlar bu kadar
mı önemsiz?
Değerli milletvekilleri,
Meclis iradesi bir şeye karar vermişse Hükûmet bunu uygulamak zorundadır,
bunu getirmek zorundadır. Yüce Meclis üç defa karar verdi. Bir defa doğrudan
Mecliste görüşelim dedi, ta 2005 yılında. Yaklaşık…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) – Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu,
buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) – 2005 yılında, doğrudan burada görüşelim ve bu sorunu
çözelim dedi yüce Meclis, her üç parti de, her üç grup da. Ama, daha sonra,
buraya gelmesine rağmen, gündeme getirilmedi. En son, 2 Kasım, birbuçuk
ay önce gruplar 6’ncı sıraya alalım dedi, ama her nedense yine sıraya
alınmıyor.
Değerli milletvekilleri,
hepimizin “muhtar emmi”leridir. Hepimiz içindir. Bu insanların sağlık
sorunu var. Eşlerini boşuyorlar ki, eşlerine yeşil kart versinler.
Bu kadar açık ve net. Ben, size birkaç örnek gösterebilirim.
Değerli milletvekilleri,
bu yasanın, Bayram öncesi, yani bütçe öncesi, bu hafta… Araya bütçe
girerse, bu yasa daha bayram öncesi görüşülmez. Ben, hepinizden
yardım bekliyorum.
Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Aslanoğlu.
Bir milletvekili olarak
söz talebinde bulunan Yaşar Tüzün, Bilecik Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik)
– Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Evet, vermiş olduğumuz kanun teklifinin doğrudan
gündeme alınmasıyla ilgili söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar,
hepinizin bildiği gibi, muhtarlık kurumu, ülkemizde yurttaşlarımızın
devletle ilk karşılaştıkları kurumdur. Mahalle ve köyler elbette
yerel yönetimlerin ilk basamağıdır. Muhtarımız, köy ve mahallerde
yaşayan yurttaşlarımızın ortak sorunlarına çözüm bulmak amacıyla
büyük çaba ve gayret sarf etmektedir.
Değerli arkadaşlar,
ülkemizde 35.113 adet köy, 16.750 adet de mahalle muhtarı bulunmaktadır.
Muhtarımızın göreceği işler, devlet işleri ve köy işleri diye de,
hepinizin bildiği gibi, ikiye ayrılmaktadır. Köyün içerisinde kanun
ve nizamları ilan etmek, emniyet ve asayişi sağlamak, köylülere
öğüt vermeye kadar yüzlerce görevi vardır. Özellikle son yıllarda,
köylere giden diğer hizmetlerin, yani, telefon ücretlerinin, elektrik
ücretlerinin, telgraf gönderilmesi konusundaki girişimlerin ve
buna benzer birçok görevi muhtarlarımız yapmaktadır.
Bu kadar çok sayıda
görev ve yetki verilmiş olan muhtarlarımız, muhakkak ki, köy halkı
tarafından da devlet adına tanınmaktadır. Ancak, geldiğimiz noktada,
devletimiz, dolayısıyla hükûmetlerimiz, muhtarların sosyal güvencesine,
maalesef, bir çözüm bulamamıştır.
Değerli arkadaşlarım,
özellikle bu dönem, bu konu Parlamentomuza defalarca geldi, getirildi.
Vermiş olduğumuz kanun teklifi bu Mecliste görüşüldü. Parlamentoda
bulunan üç siyasi partinin de gündeminde olması nedeniyle, bu kanunun
en kısa zamanda çıkarılması konusunda hepiniz görüş belirttiniz,
bizler de görüş belirttik. Peki, bu kanun neden çıkarılmıyor, muhtarlarımızdan
neden esirgeniyor, bu kanunun çıkması konusu gündeme neden alınmıyor?
Burada konuşmalar güzel, hoş. İktidar partisi milletvekilleri arkadaşlarım
da bu konuşmaları yapıyorlar; ancak, her ne hikmetse, bir türlü bu
kanun gündemde yerini alıp görüşülmüyor ve yürürlüğe girmiyor.
Değerli arkadaşlar,
ülkede 52 bin muhtarımız var. Yani, 52 bin muhtarımıza vereceğimiz
sosyal ve yasal güvence gerçekten total rakam olarak hiçbir şey tutmuyor.
Bunu bilmenizi istiyorum. Özellikle, Hükûmetin, bu Parlamento döneminde,
22’nci Dönemde bazı kişi ve kuruluşlara yapılan jestleri ve kıyakları
diyebileceğimiz konuları dikkate aldığımızda, muhtarlara yapacağımız
bu sosyal güvence iyileştirilmesi, bu yapılanların yanında hiçbir
şey değildir. Biz bu konunun ısrarcı bir şekilde takibini yapıyoruz.
Şimdi diyeceksiniz
ki: “Bu Parlamento döneminde Hükûmetimiz muhtarların maaş zammını
yüzde 100 oranında artırdı.”
Değerli arkadaşlar,
yüzde 100 oranında artmasına rağmen, bugün muhtarımız 250 yeni Türk
lirası maaş almaktadır. Düşünebiliyor musunuz, 250 yeni Türk lirasıyla,
bir muhtar, köyünün sorunlarını, mahallesinin sorunlarını hangi
platformlarda gündeme getirip bunları taşıyabilecek? Bunun en
azından sosyal güvencesi diyebileceğimiz Bağ-Kur primlerinin ödenmesi,
karşılanması ve diğer köylerin…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Tüzün.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
– Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sonuç olarak, muhtarlarımız,
hepimiz için, özellikle milletvekilleri için, siyaset yapan insanlar
için de, elbette, bizim orada temsilcilerimizdir. En az onlar da bizim
kadar seçilmiş insanlardır, seçimle işbaşına gelmişlerdir. Öyle
ki, muhtarlarımız, bildiğiniz gibi, siyasi partilerin kadrolarından,
siyasi partilerin listelerinden seçilmemektedirler, halkın tam
kendisiyle bire bir yapmış olduğu diyalog ve ilişkiden seçilmişlerdir.
Dolayısıyla, böyle bir göreve gelen bu insanları onurlandırmak,
bu insanlara sosyal ve ekonomik olarak katkı vermek bu Parlamentonun
görevidir diye düşünüyorum.
O nedenle, vermiş olduğumuz
teklifin, bugün, bu Genel Kurulda, diğer tüm siyasi partilerin de
katkısı ve desteğiyle kabul edilmesini muhtarlarımız adına istirham
ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Tüzün.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum…
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
– Karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Arayacağım
Sayın Kandoğan.
Kabul edenler…
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik)
– Muhtarlar seyrediyor arkadaşlar, muhtarlar seyrediyor! Haydi,
Sayın Bakan…
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) – Tekrar niye koyuyorsunuz
arkadaşlar, gündemde var. Gündemin 9’uncu sırasında var aynısı.
BAŞKAN – Kabul etmeyenler…
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.13
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.29
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 30’uncu Birleşimi’nin Üçüncü Oturumu’nu açıyorum.
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
3.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, Muhtar Ödeneklerinin
Artırılmasına ve Sosyal Güvenliklerine İlişkin Kanun Teklifi’nin (2/757)
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/425) (Devam)
BAŞKAN – Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun
kanun teklifinin doğrudan gündeme alınması önergesinin oylamasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi, önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım. Kabul edenler… Kabul
etmeyenler...
Sayın milletvekilleri, Kâtip Üyeler arasında anlaşmazlık
olduğu için elektronik cihazla oylama yapacağız.
Beş dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı
vardır, önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
4.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Ankara İline Bağlı Çayyolu Adıyla
Yeni Bir İlçe Kurulmasına İlişkin Kanun Teklifi’nin (2/741) doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/426)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
(2/741) esas numaralı,
Ankara İline Bağlı Çayyolu Adıyla Yeni Bir İlçe Kurulmasına İlişkin
Kanun Teklifimin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 37 nci
maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını arz ederim.
Yılmaz
Ateş
Ankara
BAŞKAN – Önerge sahibi
Yılmaz Ateş, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Ateş.
YILMAZ ATEŞ (Ankara)
– Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri,
Ankara’nın güneybatısında, 1968 yılında kentleşmeye başlayan bir
bölgemiz var. Bu bölgemiz, 28 mahalle ve köyden, 450 siteden, 60 bin
konut ve 220 bini aşan nüfusuyla, gerçekten Türkiye’nin çağdaş, modern
bir kenti. Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da büyük bir
beğeniyle bahsettiği, gerçekten “örnek kent” dediği bir bölgemiz
Çayyolu.
Bu doğrultuda da, Refah
Partisinden başlayarak, örneğin, Refah Partisinden o günlerde milletvekili
olan Sayın Ersönmez Yarbay, Demokratik Sol Partiden Sayın Uluç Gürkan,
Doğru Yol Partisinden Sayın Saffet Arıkan Bedük, Anavatan Partisinden
Sayın Dursun Akdemir ve o tarihlerde SHP’de olan dört sayın milletvekili
ve en son da benim önerimle, Çayyolu’nun ilçe olması doğrultusunda
kanun teklifleri verilmiş. Zaman zaman, Meclis gündemine de alınmış,
gündeme de girmiş, ama zaman aşımı nedeniyle de bir türlü kanunlaşma
olanağı bulamamış. En son, Sayın Dursun Akdemir’in de teklifi, 263
sıra sayı ile “Ümitköy” adı altında ilçe olması doğrultusunda Meclis
gündemine alınması konusunda karar alınmış, ama, ne yazık ki,
212’nci sırada değerli arkadaşlar. Şimdi, biz, aynı bölgenin “Çayyolu
ilçesi” olmasını istiyoruz. Bu iki teklifimiz birleştirilebilir,
ilçe haline getirilebilir.
Ve gerçekten de, pergel
yasasıyla, Ankara’nın 60 kilometre uzağında olan köyleri, Büyükşehirin
mahallesi haline getirildi. Balâ, Ankara’ya 60 kilometre. Balâ’nın
merkezine 30 kilometre mesafede de “Büyükdavdanlı” diye bir köyümüz
var. Orman Bakanımız Sayın Pepe, az önce orman köylerine yaptığı
hizmeti anlattılar, ama daha önce de bu Meclis kürsüsünde dile getirmiştim,
bu Büyükdavdanlı köyümüzün yolunun 30 kilometrelik bölümünde,
maalesef, doğum sancısına tutulan kadınlarımız ne hastaneye yetişebiliyorlar
ne de sağlığına kavuşabiliyorlar, ya yolda can veriyorlar ya da
yolda doğum yapıp geri dönüyorlar. Bu kadar tam bir zulüm, tam bir işkence…
O nedenle, değerli
arkadaşlar, bu bölgemizin içinde yedi üniversite var ve bu otuz ilden
de büyük bir yerleşim bölgesi. Şimdi, köyleri, Büyükşehirin mahalleleri
yaptık, ama, maalesef, hiçbir hizmet gitmiyor. Örnek kent olarak, Sayın
Başbakanın da örnek kent olarak gösterdiği bölgeyi de, maalesef, giderek
kırlaşan, giderek sağlıksız bir yapılaşmaya doğru itiyoruz. O nedenle,
Ankara’nın bu bölgesinin ilçe olmasında büyük yarar var.
Çayyolu’yla beraber
bir de Batıkent’imiz var. İkisi de Türkiye’nin en önemli yerleşim birimlerinden
biri. Köyleri biz Büyükşehirin mahallesi hâline getirirken, Büyükşehirin
sınırları içerisinde, Ankara’nın merkezinde olan yerleşim birimlerini
de köyleştiriyoruz.
Şimdi, bir anket yapmış
sivil toplum örgütlerimiz burada. Sayın milletvekilleri, 2.340 kişi
bu ankete katılmış. Bu 2.340 kişinin yüzde 92’si ilçe olması doğrultusunda
oy kullanmış.
Şimdi, hizmet gelmiyor,
deniyor. Ama, Belediye Başkanı, yüzde 75’inin bağlı olduğu Yenimahalle
Belediyesi Başkanı diyor ki: “Efendim, bu Çayyolu’nun bir sorunu
yok. Onların sorunu, sadece, köpeklerine, tatile gittikleri zaman
bir otel aramaktır.” Ama, aynı yerleşim biriminden, bağlı olunan Yenimahalle
Belediyesine gidebilmek için de, maalesef, dört tane vasıta değiştiriliyor.
Peki, vasıta koyun, dendi bize, vatandaşlar başvurdu. Maalesef, Büyükşehir
Belediyesi, efendim vasıtaya da gerek yok dedi, bu öneriyi dahi geri
çevirdi.
Şimdi sayın milletvekilleri,
sizden ricamız, dileğimiz şu: Bu önerimize destek verip, zaten
“Ümitköy” adı altında bir sıraya girmiş durumda, gündeme alınmış durumda “Çayyolu” olarak da gündeme girmesini
talep ediyoruz ve gündeme girdikten sonra da Danışma Kurulu kararıyla,
bunun bir an önce ilçe olması için desteklerinizi bekliyor, Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önerge üzerinde, bir
milletvekili olarak, Zekeriya Akıncı, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Akıncı.
(CHP sıralarından alkışlar)
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
siyasal yaşamımızda, geçmişte örneklerine çokça tanık olduğumuz,
kimi yerleşim merkezlerinin il, kimilerinin ilçe yapılmasına dönük
uygulamalara hepimiz tanığız. Bazen siyasal kaygılarla bazen oy
hesabıyla kimi yerleşim merkezlerinin ilçe ve ile dönüştürüldüğünü
de biliyoruz. Ama, sözlerimin başında şunu ifade etmek isterim ki,
Çayyolu’nun ilçe olmasıyla ilgili teklifin arkasında ne bizim ne
de başkaca arkadaşlarımızın hiçbir siyasi hesabı yoktur. Bu talep,
bir ihtiyaçtan doğmuştur. Bir anlamda, yaşam zorlamıştır, yaşam dayatmıştır
oraların ilçe olmasını ve bu dayatmaların, bu zorlamaların sonucunda
oradaki yurttaşlarımız örgütlenmişlerdir, bir platform oluşturmuşlardır
ve bu Çayyolu Platformu çok düzenli yayınlarla Çayyolu’nun sorunlarını
gündeme getirmiştir, Çayyolu’nun ilçe olması için çok çeşitli etkinlikler
düzenlemiştir. Platform’un etkinliklerinin bir parçası olarak da
çok çeşitli katılımcıların bulunduğu toplantılar düzenlenmiştir,
yemekler yenilmiştir. Ayrıca, biraz önce Sayın Ateş de söyledi, bu
yerleşim merkezimizin ilçe olması için de çok sayıda yasa teklifi
verilmiştir.
Ama, görünen o ki, değerli
arkadaşlarım, sorun, burada yasa teklifi vermenin de ötesinde,
özellikle iktidar milletvekillerimizin bir irade sergilemesidir.
Kuşkusuz, bu önergenin özellikle sizlerin oyuyla kabulü söz konusudur.
İktidar partisinin milletvekillerinin de bunda büyük rolü olacaktır.
Doğrusu, bu önergenin akıbetini ben de merak ediyorum. Umudum odur
ki, arkadaşlarımız bu konudaki önergeye destek vereceklerdir,
hatta, ben, sadece destek vermenin yetmeyeceği ve bölgemiz milletvekili
olan Sayın İsmail Alptekin’in de bir Danışma Kurulunda bu yerleşim
merkezimizin ilçe olması için öne alınması doğrultusunda bir çaba
göstermesini de bekliyorum.
İnşallah yanılmıyorumdur,
inşallah, Çayyolu Platformu’nda yer tutmuş çok çeşitli derneklerin,
sivil toplum örgütlerinin, sendikaların Çayyolu’nda, Lagos’taki
toplantısında balık yerken, o platformun üyesi derneklere, yöneticilere
vermiş olduğumuz sözü, Ankara milletvekilleri başta olmak üzere,
unutmamışlardır. Yani, balığı yerken “Elbette Çayyolu ilçe olmalıdır,
elbette bunun için elimizden geleni yapacağız.” diye, o platformun
temsilcilerine mikrofonların önünde söz vermek, ama Genel Kurulda
bunun tersi bir davranış sergilemek, herhâlde Sayın Başbakanın anlatmaya
çalıştığı yeni siyaset yöntemlerinden birisi olmaz diye de umut
ediyorum.
Değerli arkadaşlarım,
ayrıca Sayın Alptekin’in, bu konuda, yine bir İnternet sitesinde,
bu platformun “cayyolum.com”da bir değerlendirmesine tanık oldum. Kuşkusuz,
Sayın Alptekin de “Bu iş ortaya çıktığında herkes sahiplensin.” diyor
“Ancak bütün Ankara’yı baz alma yararlı olacak.” diyor. Kabul, bütün
Ankara’yı baz alalım. Örneğin Batıkent de aynı sıkıntıların içerisinde,
Batıkent de çoktan ilçe olmayı hak etmiş bir yerleşim merkezimiz. Ama,
bir şeye üzüldüm, Sayın Gökçek’in görüşlerinin önemli olduğunu söylüyor.
Kuşkusuz Anakent Belediye Başkanımızın görüşleri önemlidir, ama,
değerli arkadaşlarım, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Yani,
biz, Pergel Yasası çıkarken, Sayın Gökçek acaba ne düşünüyor, ona göre
adım atalım, uygun davranışlar sergileyelim, diyeceksek, Kuzey Ankara
Girişi Projesi ile ilgili bir yasa teklifi geldiğinde Melih Gökçek
nasıl istiyor diye düşüneceksek, hatta, yetmedi, bunun için yeni
düzenlemelere gerek var deyip, bu doğrultuda yasa teklifleri vereceksek,
çoktan ilçe olmayı hak etmiş Çayyolu’nun ve Batıkent’in ilçe olması
doğrultusunda bir mütevazı yasa teklifine bile destek vermek söz
konusu olduğunda, Melih Gökçek ne diyor acaba diye düşüneceksek,
ee, bizim burada, Meclis çatısı altındaki özgür irademiz nerede
kaldı? Yani, Sayın Gökçek’in, üçüncü dönemdir yönettiği Ankara’nın
bu önemli yerleşim merkezleriyle ilgili olarak, ilçe olup olamayacağı
konusunda henüz bir fikri yok mudur, bir fikir oluşmamış mıdır? Bunun
gereğini yapmaya hazır değil midir bizim Anakent Belediyemiz?
O nedenle, bu tür gerekçelerin
arkasına hiç sığınmadan, arkadaşlarımızın söz konusu yerleşim
merkezinin bir ilçe olması doğrultusunda çaba göstermesini bekliyorum,
çünkü, burası, artık -biraz önce ilçe olmalıdır, bu bir ihtiyaca
dönüştü derken Sayın Ateş ayrıntılı anlattı- çok geniş bir yerleşim
alanı ve gelişme doğrultusunda önü açık, 250 bine yakın insan yaşıyor.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Akıncı.
ZEKERİYA AKINCI (Devamla)
– İki ayrı belediyenin sınırları içerisinde ve belediyeler, hiç
olmazsa belediye hizmetlerinin vatandaşın ayağına götürülüp,
işlerin kolaylaştırılabilmesi için de temsilcilikler açmış.
O yöredeki insanlarımızın
son derece sınırlı, yetersiz bir hizmet alımları var. Var olan hizmetleri
almada zorlukları var. Yani, küçük bir işlerini yapabilmek için,
Çayyolu’ndan Ulus’a gelecekler, Ulus’tan Yenimahalle’ye gidecekler,
Yenimahalle’den tekrar Ulus’a gelecekler, Ulus’tan tekrar Çayyolu’na
dönecekler. Bu sıra içerisinde de üç tane ilçenin sınırlarını dolaşacaklar.
Bu, orada yaşayan insanlara eziyetten başka hiçbir şey değildir. Ulaşım
sorunu vardır, sağlık sorunu vardır, eğitim sorunu vardır, -orası
bir jandarma bölgesidir- güvenlik sorunu vardır.
Bütün bunlara arkadaşlarımızın
özellikle dikkatini çekmek istiyorum ve bütün bu sorunlar nedeniyle
de Çayyolu’nun ilçe olması gereğini anlatmaya çalışıyorum. Bir
siyasi hesabın ötesinde, bunun, yaşamın getirdiği bir temel ihtiyaca,
bir zorunluluğa dönüştüğünü anlatmaya çalışıyorum.
Aynı şey biraz önce
söylediğim gibi Batıkent için de geçerli değerli arkadaşlarım. Yani,
orası da, dar bir alanda 300 bine yakın hatta 400 bine yakın insanı barındırıyor.
Orada da hastane yok, emniyet tedbirleri yetersiz, sosyal yaşam neredeyse
sıfır denilecek noktada. Orada da “Batıkent Birlikteliği” diye
bir önemli platform oluşturulmuş, mitingler yapılmış, yüzbine yakın
imza toplanmış, yetkililere ve ilgililere ulaştırılmış.
Benim önergelerim
var, ama, itiraf etmeliyim, üzülerek söylüyorum ki, Meclisteki birçok
denetim mekanizmasının önü kapandı. Hiç olmazsa, elimizde yazılı
önergeler biçiminde bir silah vardı, ama, o silahı bile kullanamıyoruz.
Burada hazır birkaç bakanımızı görmüşken rica ediyorum, ne olursunuz
şu yazılı soru önergelerine doyurucu, tatmin edici cevaplar verin.
Ben, bazı önergelerin cevabını okurken kendimle dalga geçilmiş gibi
hissediyorum. Halbuki, biz, o önergelerin yanıtlarını kamuoyuyla
paylaşmak istiyoruz, yurttaşlarımızla paylaşmak istiyoruz, onları
bilgilendirmek istiyoruz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Toparlayın
Sayın Akıncı.
ZEKERİYA AKINCI (Devamla)
– Bitiriyorum Sayın Başkan, selamlayayım.
O nedenle, yeri gelmişken
bu önergelere ilişkin yanıtlarla ilgili de talebimi aktarmayı gerekli
gördüm.
Bir kez daha arkadaşlarımızın
bu önergeye desteğini beklediğimi ifade ediyor, hepinizi sevgi
ve saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Akıncı.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Gündemin “Seçim” kısmına
geçiyoruz.
VII. - SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM
1.- Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Plan ve
Bütçe; Avrupa Birliği Uyum ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonlarında açık
bulunan üyeliklere seçim
BAŞKAN – Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda boş bulunan ve Anavatan Partisi
Grubuna düşen 1 üyelik için Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Plan ve Bütçe Komisyonunda
boş bulunan ve Anavatan Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için Mardin
Milletvekili Muharrem Doğan aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Avrupa Birliği Uyum
Komisyonunda boş bulunan ve Anavatan Partisi Grubuna düşen 1 üyelik
için Kars Milletvekili Selami Yiğit aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri
Komisyonunda boş bulunan ve Anavatan Partisi Grubuna düşen 1 üyelik
için Muğla Milletvekili Hasan Özyer aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince,
sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını görüşmüyor ve
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
VIII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere’nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN – Birinci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon
raporu gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
2’nci sırada yer alan,
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin
Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
BAŞKAN – Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri
Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım
Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik
Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım
Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/1115) (S. Sayısı: 1147)
BAŞKAN – Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
4’üncü sırada yer
alan, Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur’un; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
4.- Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur’un; Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (2/874) (S. Sayısı: 1249) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Geçen birleşimde,
3’üncü madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına yapılan
konuşma tamamlanmıştı.
Şimdi, söz sırası,
Anavatan Partisi Grubu adına, Mersin Milletvekili Hüseyin Güler’e
aittir.
Buyurun Sayın Güler.
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlar; kanunun 3’üncü maddesi üzerinde Anavatan Grubu adına
söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(x) 1249 S. Sayılı Basmayazı 7/12/2006 tarihli 29’uncu
Birleşim Tutanağına eklidir.
Geçenlerde, tabii
ki, geçenler dediğimiz geçen duruşmada kaldığımız yerde görüşlerimizi
dile getirdim, ama, gördüğüm kadar, rahatsız olan arkadaşlarımız
oldu. Bu konuda emeklilerin sorunlarını çözmek hepimizin temel
özlemi. Biz, Anavatan olarak, tüm emeklilerimizin insanca yaşayabileceği
bir koşulların, özellikle de başta maaşları olmak üzere kendilerinin
insanca yaşayabileceği koşulların önerilmesi… Ama, görüyorum
ki, gerek Sayın Bakanın ve gerekse iktidar milletvekillerinin savunmasına
baktığımda, rakamlar yuvarlak olarak, her şey AK Partinin istediği
gibi “biz şöyle verdik, böyle verdik…” Ama, sonuç cebe gelince maalesef
elde sıfır.
Ben sadece hafta sonu
iki tane emeklilerle ilgili bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hürriyet’in Ankara hafta sonu, tarih 10.12.2006… “İşçi Emeklisinin
Borç İntiharı…” İkincisi ise bugün Cumhuriyet’ten aldığımız “Emekli,
emekli olamıyor…” Bu iki tane haber, inanıyorum ki, vicdanlarınızda
yer edinmiştir. Çünkü, bu ülkede emeklilere layık gördüğünüz, emeklilere
gördüğünüz bu layık unsuru hepinizle paylaşmak istiyorum. Bugün,
emekli, neden emekli olamıyor? Sayın Bakan, kısmen, açıklamasında
şunu söylüyor, diyor ki: “Ne yapalım, istihdamda yer açmak için emeklileri
bir kenara çekilsin, yeni işsizlere umut olsun.”
İkinci ise, haksız rekabet
koşulları oluşuyor, bir taraftan emekli yüzde 10 sosyal katılım primini
öderken diğeri ise yüzde 33 prim ödüyor. Bu, haksız rekabete neden
oluyor.
Peki, o zaman ben de
şunu sormak istiyorum, Sayın Bakan dahil olmak üzere, siz iktidar
milletvekillerine: Birincisi, bu konu tamamıyla yanlış. Birincisi,
altını çizmek gerekirse, bugün emeklilerimiz neden çalışmak zorunda?
Önce vicdanlarınızda ve yüreğinizde onun, sorunun cevabını verin.
İkincisi ise, bugün
istihdamda, AK Parti İktidarında emeklinin çalışma oranı yüzde
51’i buldu. Düşünün, yüzde 51’i. 7 milyon küsur emeklinin 3 milyon küsuru,
pardon 3 milyon 600 küsuru çalışmak zorunda. Sizin döneminizde 1
milyon 600 emekli daha çok çalışmak zorunda kaldı. Bu da sizin gurur
duyacağınız bir tablo.
İkincisi ise, asıl
emeklinin yerine kimi koyacaksınız? Emeklinin yaptığı iş nedir diye
oturup bir düşünün. Emekli tüm birikimiyle, tazminatıyla ya bir bakkal
dükkânı açmıştır ya da küçük bir esnaf. O ancak emeğiyle geçinirken
siz onun yerine eleman istihdam edip de çalışma koşullarını yaratabilir
misiniz? İkincisi ise, istihdamdaki özellikle yarattığınız, hep
övündüğünüz ihracata baktığımızda süre çok önemli. İthalata bağımlı
bir ihracat. Söyler misiniz… İşsizlik oranının her geçen gün düştüğüyle
övünürsünüz, ama rakamlar öyle değil. Bu yüzden emeklilerin yaşadığı
sıkıntı, çilekeş emektarlar dediğimiz emeklilerimizin yaşam koşulları
çok zor. Asıl esnaf içerisindeki rekabet koşulları… Bakanlarınız
burada, dört yıldır çıkartamadığınız süpermarketler kanunu, niye
çıkarmadınız sormam gerekiyor. Esnafta rekabet... Bu kadar eşitsizliğin
olduğu, verimsizliğin olduğu bir yerde maalesef esnafı boğdunuz.
Bugün -size bir rakam daha vereyim, övüneceğiniz bir rakam- Bağ-Kurlu…
Önümüzdeki 2007 1 Ocak’tan itibaren de sosyal güvenlik ve genel sağlık
sigortası uygulamaya geçecek. 7 milyon Bağ-Kurlunun, bugün, içinde
3 milyon küsurunun hiç Bağ-Kur borcunu, primini ödemediğini biliyor
musunuz, ödeyemediğini biliyor musunuz? Çünkü, benim emeklim, benim
Bağ-Kurlum namusludur, borcunu ödemek istiyor, ama, ödeyecek bir takati
kalmadı. Bu yüzden, süreyi çok iyi irdelemek lazım.
Eğer bu ülkede rekabeti
ve istihdamı artırmak istiyorsanız, size çarpıcı bir örnek daha
vereyim. Biraz önce, tabii ki, Tek Gıda-İş Sendikası Güney Anadolu
Bölge Şube Başkanının bize çektiği faks. Bu bir isyandır. “Üretmek
istiyoruz” diyor. Adana Tekel işçilerinin sesi. Otuz yıl önce kurulmuş
Adana Sigara Fabrikası, 500 kişiyle üretim bekliyor. İşçiler direniyor,
ama, siz ise, üretmemek için direniyorsunuz. Yabancı şirketler yirmi
dört saat sigara üretirken, kaçakçılar serbest kaçak sigaraları
yurda sokarak büyük rant elde ederken, neden devletin fabrikaları
paslanıyor, çürüyor? Bunu sizlerin yüreğinize soruyorum. Tekelin
önce tuzu, birası, şarabı ve dünyaca ünlü rakısı elinden alındı,
şimdi ise Tekelin sadece imtiyazı, yani, sigara alanında yaratılan
bu boşluk sonucunda, maalesef peşkeş…
Bugün özellikle vurgulanması
gereken şu: Tabii ki, kanadı kolu kırılan Tekel, gerçek gücünden
edildi ve Tekelin içki bölümünün yüzde 80’inin hangi rakamlarla satıldığını
hepimiz biliyoruz. 292 milyon dolar Tekelin içki bölümünü satın
aldığında, Tekel depolarındaki içkilerin değeri 200 milyon dolardı.
Yani, kısaca, Tekelin içki bölümü 92 milyon dolara gitti.
Kısaca söylenmesi
gereken, bugün, Tekelin Özelleştirme İdaresine geçmeden önceki
değeri 5 milyar dolar iken, sizin elinizde 400-500 milyon dolara özelleştirmenin
kavgasında. Biz, Anavatan olarak, özelleştirmeye değil, peşkeş çekilmesine
karşıyız.
Bir ülke düşünün ki,
üretimini planlamak, düzenlemek yerine, en büyük rakiplerine kendi
pazarını peşkeş çeksin. Bir ülke düşünün ki, en bol ürettiği ürünlerden
birinden elde ettiği dövizin gelirinin yüzde 80’ini o ürünün ithalatında
kullansın. Yani, işte o ülke Türkiye, o madde de tütün. Hem Tekel işçilerini
hem tütün üreticilerini yok ettiniz. Yani, kısaca, istihdamı da
yok ettiniz, verimi, bereketi…
Burada, bir önceki
konuşmasında Sayın Agâh Kafkas… İnşallah buradadır. Remziye Öztoprak
Hanım da burada. İkisine seslenmek istiyorum, hele Agâh Kafkas’a:
Senin yaptığını Çorumlular yapmaz, çünkü, sen yıllardır emekten, yıllardır
üreticiden, yıllardır sendikal mücadelenin önderlerinden sayılırdın;
ama, bugün ise emeklinin cebinde eli olan sisteme hizmet etmekten başka
yaptığın hiçbir şey yok.
Bugün, size, IMF’in dayattığı
tek nokta var. Türkiye her yıl 50 milyar dolar ranta, rantiyeye, faize
para öderken, zaten bu köylü, bu tüketici, bu halk -toplanan vergilerin
yüzde 78’i dolaylı vergilerden elde edildiğine göre- bu faizleri
zaten Türk halkı ödüyor. Ama, sizin yaptığınız, bu rantiyeye sadece
hizmet etmekten başka bir şey değil. Bakıyoruz ki, IMF sizden istedi,
emeklilerin yüzde 10 olan sosyal prim, destekleme primini yüzde 33’e
çekin dediler, siz de çekmenin eşiği içerisindesiniz. Yani, IMF,
ekonomik koşulları belirliyor. Avrupa Birliği de, tamamıyla yasal
düzenleme içerisinde dayatmalar, hem de ekonomik koşullar içerisinde.
Bu doğrultuda, gerek emeklilerimizin isyanı gerekse Türkiye’deki
halkın büyük bir kısmının -açlık ve sefalete doğru sürüklenirken-
ülke değerlerinden yoksunlaşması gayet doğal.
Bugün, emekliler için
sarf ettiğiniz bu sözler, getirdiğiniz bu kanun teklifi, maalesef
yetersiz. Emeklilerimizin, onurlu, insanca yaşayabilmesi için,
ne merdine ne de namerdine muhtaç olmaması için emeğin karşılığını
istemekte. Bu da son derece doğal hakkı.
Sayın Bakana burada
da sormak isterim. Konuşmasında, Türkiye’de yüksek prim yatırılırsa,
alacağı emekli maaşı da bu oranda artar ifade etmektedir. Peki, Sayın
Bakana hatırlatmak istiyorum, bir emekliler içerisinde yüzde
2,3’ü geçmeyen, yüksek -sözde, 1 milyarın üzerinde emekli maaşı aldığını
iddia eden oran yüzde 2,3- diğeri ise, büyük bir kısmı yoksulluk ve sefalet
içerisinde. Daha önce, yine, yüksek primlerle, bu ülkede çeşitli,
zamanında enflasyonun en düşük, yoğun olduğu dönemlerde yüksek
primle emekli olanların bugünkü hâli perişan. Bu yüzden, emeklilere
gördüğünüz bu ilgi, alaka, inanıyorum ki emeklilerin de yüreğinde
cız etmiştir ve sizin bu yaptıklarınızı da asla unutmayacaktır.
Biz, Anavatan olarak,
bu ülkenin değerlerine hizmet etmiş, katkıda bulunmuş, emeğiyle,
yüreğiyle ne merdine ne namerdine muhtaç olmamak için onurlu yaşayan
emekli kesime sesleniyoruz: Yüreğiniz
rahat olsun, AK Partiden kurtulma yılları az kaldı, yaklaşık bir
yıl; geriye sayım, ne derseniz deyin,
ama yüreğiniz rahat olsun umutlarınız
bitmesin.
MEHMET KILIÇ (Konya)
– Senin ömrün yetmez.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla)
– Bizim net olarak söylediğimiz bir şey var: Size bunları görenleri
siz unutmayın diyoruz Anavatan olarak.
CAVİT TORUN (Diyarbakır)
– Hüseyin Bey sizi özleyeceğiz.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla)
– Bu doğrultuda hepimizin mücadelesi, büyük emekler içerisinde
emeğiyle çocuklarının hayallerini kuran emeklilerimiz için verdiğimiz bu değerin,
maalesef, AK Parti yılları içerisinde, başta alım gücü olmak üzere…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Güler,
lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla)
– Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bu yüzden emeklilerin
içleri rahat olsun. Biliyoruz bugünkü sıkıntılarını ve kurtuluş
bu ülkede üretmektir, üreten kitleye de sahip çıkmaktır. Nasıl sahip
çıkılacağını, nasıl insanca yaşanacağını çok net olarak biliyoruz.
Yürekleri rahat olsun.
Bizler AK Partiden
kurtuluş yıllarının geriye sayma yılları olarak başladığımız bu
dönemde, inanıyorum ki, bu halkın iradesi de bunu kendine net olarak
altını çizecektir ve size uygulanan bu süreci lütfen unutmayın. Emeklinin
yolda çilekeş ve özellikle de maaş alırken dâhil olmak üzere kuyruklarda
nasıl sorunlar ve sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Daha torunlarının
muradını görmeden bu ülkede nasıl sıkıntılar ve açlığa mahkûm olduğunu
da biliyoruz. Ama burada amacımız içlerinizi karartmak değil, tam
tersine umut vermek için geldik ve açlık sınırının ve yoksulluk sınırının
ne olduğunu bildiğimiz için size görülen bu emekli maaşının, tüm
sosyal güvenlik şemsiyesi içerisinde ortalama 500 YTL civarında
olan bir emekli maaşınızın size yetmediğini biliyoruz. Avrupa Birliğine
girerken maaş yetmezse sosyal yardımlarla bunlar desteklenir. Ben
de AK Partililere sesleniyorum: Gelin, burada, hodri meydan, emeklileri
rahatlatmak için buyurun bir şeyler yapın, bizler de sizleri saygıyla
analım. Ama, böyle bir niyetinizin olmadığını da biliyoruz.
Emeklilerin içi rahat
olsun diyorum, bu ülkenin kurtuluş günü yakındır diyorum, hepinize
saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Güler.
Madde üzerinde, AK
Parti Grubu adına söz isteyen, Abdullah Erdem Cantimur, Kütahya Milletvekilli.
Sayın Cantimur, buyurun.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; görüşmekte olduğumuz, 1249 sıra sayılı Kanun Teklifi’m
üzerinde, 3’üncü maddesi üzerinde, AK Parti Grubunun görüşlerini
ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
bu kanun teklifini perşembe günü görüşmeye başladık. Görüyorum
ki, AK Parti sözcüleri dışında, arkadaşlarımız bu kanun teklifiyle
alakalı hiç konuşma yapmıyorlar. Gerçekten, toplumun önemli bir kesimini
ilgilendiren, dul ve yetimini ilgilendiren böyle önemli bir kanun
teklifinde, herhâlde, başka şeylerden bahsetmek, bu insanların sorununu
giderme adına, atılan bu adımı gizleme adına, herhâlde fayda sağlayacaklarını
düşünüyorlar. Esasen, gerek ana muhalefet, gerekse yavru muhalefetin
ifade ettiği her soruya cevap var, ama, sanırım burada çok fazla vaktimiz
olmayacağı için o konulara girmek istemiyorum.
Değerli milletvekilleri,
vermiş olduğum kanun teklifi, 5 maddelik bir kanun teklifidir. Şu
anda 3’üncü maddesini görüşüyoruz. 4’üncü ve 5’inci maddeleri yürütme
ve yürürlük maddeleri. 1’inci maddeyle Anayasa Mahkemesinin 18
Ekim 2005 tarihinde iptal etmiş olduğu ve 18 Ekim 2006’dan itibaren de
yasal bir boşluk bulunmasından dolayı bir düzenleme yapıldı ve bu
madde, yani, Anayasa Mahkemesinin iptal etmiş olduğu bu madde,
1981 yılında yasalaşan bir madde, yani, yaklaşık yirmi beş yıldır uygulanmakta
olan bir madde ve Anayasa Mahkemesi diyor ki yirmi beş yıl sonra, bu
yasa maddesi Anayasa’ya aykırı, burada, dul ve yetimin hakkı yenmektedir
diye karar veriyor ve biz de, bu mahkeme kararına uygun bir şekilde
yeni bir yasal düzenleme yapıyoruz.
Değerli arkadaşlar,
2’nci madde ise Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla alakası olmayan,
yine, 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu’nun
26’ncı maddesini ilgilendiren bir husus. Burada, Anayasa Mahkemesinin
iptali söz konusu değil. Ancak, aynı içeriği taşıdığı için, herhangi
bir şekilde dava açılması durumunda Anayasa Mahkemesinin bu maddeyi
de iptal edebileceği düşünüldüğünde veyahut diğer madde gibi bu
maddeden dolayı da bazı dul ve yetimlerimizin mağdur olabileceğini
düşünerek, ayrıca, burada, bir yasal düzenleme için 2’nci maddeyi
kanun teklifimize koymuş bulunuyoruz. Bu madde de yirmi üç yıldan
beri uygulanmakta olan bir madde.
Şimdi görüştüğümüz
3’üncü madde ise 1’inci maddedeki yirmi beş yıllık uygulama, 2’nci
maddedeki yirmi üç yıllık uygulama esnasında mağdur olan vatandaşlarımızın
mağduriyetini gidermeye dönük bir maddedir. Yani, bu kanun teklifi
kabul edilmeden önce gerekli şartları taşıyamadığı için dul ve yetim
aylığı bağlanamayan binlerce insanımıza, bu kanun teklifi çıktıktan
sonra maaş bağlama imkânı bulacağız. Dolayısıyla, bu kanun teklifinin
çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Diğer taraftan, bu kanun
teklifi, 18 Ekim 2006 tarihinden itibaren geçerli olacak. Dolayısıyla,
televizyonları başında bizleri izleyen vatandaşlarımızın, ona
göre, gerekiyorsa, aylık talebini şimdi dahi bulunabilirler. Bunu,
burada ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
gerek ana muhalefet gerekse yavru muhalefet partisi konuşmacıları,
hem bugün hem de perşembe günü yaptığı konuşmalar esnasında, hakikaten
bu kanun teklifiyle alakası olmayan birçok konuya değindiler. Ben,
geçen haftaki konuşmaları aldım, konuşma metinleri dosyamın içerisinde.
Çok değer verdiğim, yıllarca sendika başkanlığı yapmış olan CHP Kocaeli
Milletvekilimiz İzzet Çetin Bey’in de bu manada bazı ifadeleri
var. Diyor ki: “Kanun tasarısı olarak, Hükûmet olarak getirmek var
iken, bir milletvekili arkadaşımız kanun teklifi getirmiş boşluğu
dolduralım diye.” Değerli arkadaşlar, hepinizin verdiği kanun
teklifleri var, hepimizin var. Yani, bir milletvekilinin kanun teklifi
olarak buraya bunu getirmesinden daha doğal ne olabilir? 1 maddelik
bir kanun teklifidir.
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul)
– Ama, sizin kanunlar buraya geliyor, bizim getirdiklerimiz gelmiyor.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR
(Devamla) – Kaldı ki, “bir milletvekili” diye ifade etmiş olduğu kişi,
yani ben, on beş yıldan beri, gerek vergi konusunda gerek sosyal güvenlik
konusunda gazetelerde köşe yazısı yazan bir kişiyim; üniversitede,
bu konuda ders veren bir kişiyim.
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Biz, öyle bir şey söylemiş miyiz, onu söylesene.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR
(Devamla) – Yani, böyle, kanun teklifi olarak verilmesinin, sanki
yanlışmış gibi ifade edilmesinin yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum.
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Hükûmetin vermeyişini bir eksiklik olarak koydum Sayın Cantimur. Bu,
seni yücelten bir şey.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR
(Devamla) – Diğer taraftan, milletvekili olduktan sonra, dört yıldan
beri, hem Bağ-Kur hem SSK hem de Emekli Sandığında alt komisyon başkanıyım.
Bu kurumlarda ne kadar sıkıntı varsa, ne kadar problem varsa, Sayın
Bakanımızın destekleriyle elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz.
Yine, CHP içerisinde bazı alt komisyon üyesi arkadaşlarımız var.
Yani, o alt komisyon toplantılarında ne kadar etkili ve güzel çalışmalar
yaptığımızı hepsi biliyorlar. Dolayısıyla, böyle bir ithamın yanlış
olduğunu düşünüyorum.
Yine, İzzet Çetin kardeşimin
geçen haftaki konuşma metnine baktığım zaman, 13 kez “maluliyet”
demiş. Şimdi, maluliyetle ilgili bir yasa burada görüşmüyoruz
biz. 13 kez “maluliyet” ismi var. Maluliyet başka bir madde.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) – Hükûmetle ilgili…
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR
(Devamla) – Ölüm aylığına ilişkin bir kanun teklifi bu. Yani, bu kanun
teklifinin yeterince okunmadığını burada görmüş oluyoruz.
Değerli arkadaşlar,
yine sosyal güvenliğe ilişkin bir düzenleme var diye, işte “emeklinin
hakkı yeniliyor” işte “muhtarlar mağdur” gibi birçok itham var.
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Sen daha bilmiyorsun, 506’nın ilgili maddesini iyi okumamışsın.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR
(Devamla) – Değerli arkadaşlar, bakın, bu kürsüye çıkan birçok arkadaş
bu konuda birçok bilgi verdi. Bakın, ben de size kısaca bilgi vereyim,
Ocak 2006 itibarıyla bilgiler var. Tarım Bağ-Kur, 66 YTL’den 241 YTL’ye,
yüzde 255 artış; muhtar maaşı -biraz önce arkadaşımızın bu konuda
bir kanun teklifi vardı- 98 YTL’den 267 YTL’ye, yüzde 174 artış.
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara)
– Ele geçen ne Abdullah Bey?
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR
(Devamla) – Esnaf emekli, 6’ncı basamaktan, 165 YTL’den 384 YTL, yani
yüzde 131 artış. Altmış beş yaş aylığı -2022 sayılı Kanun’a göre- 24,5
YTL’den 66 YTL’ye, yani yüzde 175 artış; özürlü aylığı ise 24,5 YTL’den
198 YTL’ye, yani yüzde 692 artış. Bunu çoğaltmak mümkün. Yani, Hükûmet
olarak, bu geliri düşük olan emeklimize daha fazla imkân vermenin
gayreti içerisindeyiz. Yani, bunun yeterli olduğunu söyleme
imkânı yok, ancak, bu dönemde, enflasyonun kat kat üzerinde -bu dönemde
enflasyon yüzde 38’lerde olmasına rağmen, yüzde 690’lara varan- artış
sağlanmıştır. Bunu da, emeklimizin bildiğini biliyoruz.
Değerli arkadaşlar,
yine, değerli arkadaşım Çetin dedi ki: “Halkın içine çıkamıyorsunuz.”
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) – Bu doğru, buna ben de katılıyorum.
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Sen madde üzerinde mi konuşacaksın, bana mı cevap vereceksin?
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR
(Devamla) – Değerli arkadaşlarım, biz halkın içerisindeyiz. Afyon’da
Başbakanla beraberdik, milletvekillerimiz orada idi. Vatandaşlarımızın,
gerek AK Parti milletvekillerine gerek Sayın Başbakanımıza ve bakanlarımıza
göstermiş olduğu teveccühü orada gördük. Devamlı halkın içerisindeyiz,
başka bir yerde değiliz. Fakat, tabii, şunu düşünmek lazım: CHP’nin
Sayın Genel Başkanı -yeni bir genel merkez yapıldı- sadece Grup toplantısı
için geliyor Meclise, oval ofisinden çıkmıyor hiç. Diyor ki… (CHP sıralarından
gürültüler) Ancak, Salı günleri Grup toplantısı için Meclise geliyor.
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Sayın Başkan, CHP Genel Başkanına laf atmaya ne hakkı olabilir?
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Devamla) – Halkın
içinde değil…
BAŞKAN – Sayın Cantimur, lütfen…
İZZET ÇETİN (Kocaeli) – Yurt dışında
gezmiyor benim Genel Başkanım, yurt dışında gezmiyor, Türkiye’ye misafir
olarak gelmiyor.
BAŞKAN – Sayın Çetin, lütfen…
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (
İZZET ÇETİN (Kocaeli) – Terbiyeni takın!
BAŞKAN – Sayın Çetin…
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (
İZZET ÇETİN (Kocaeli) – Başbakan Türkiye’ye
misafir olarak geliyor.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Devamla) – Diğer
genel başkanlardan bazıları yılda bir defa Erciyes’e çıkarak halkın
içinde bulunmaya çalışıyor; bazı genel başkanlar da, “Acaba dağa
mı çıksam, ovaya mı insem?” bunun tereddüdü içerisinde.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) – Ne ilgisi var oval ofisle? Oval sensin! Ayıp! Asabını bozma
milletin akşamüstü.
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Başbakanın nerde? Yurt dışında.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR
(Devamla) – Ama, AK Parti milletvekilleri, AK Parti Genel Başkanı
her zaman halkın içerisinde. Bunu burada ifade etmek istiyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) – Bırak, akşamüstü asabımızı bozma bizim burada! Ne bu
yahu? Ne ovali movali ya, ne ovali?
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR
(Devamla) – Değerli arkadaşlar, bakın, üç sene önceki bir gazete
haberini size ifade etmek istiyorum. Üç sene evvel…
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) – Bırak ya, sen işine bak! Gel seni gezdirelim. Gel de Genel
Merkezi bir gezdirelim.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
– Atıyorsun! Oval ofisin ne olduğunu da bilmiyorsun. Orası MYK salonu.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR
(Devamla) – Bundan üç sene evvel… Orada diyordu ki: “CHP’li bir milletvekili,
ayağı çamur olmasın diye, karşıdan karşıya geçmek için vatandaşın
sırtına bindi.” Gazetede yer aldı bu. Evet, CHP her zaman vatandaşın
sırtına binmiştir; ama, AK Parti, vatandaşı sırtında taşımaya taliptir.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) – Yürü, anca varırsın sen!
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR
(Devamla) – Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) – Senin sırtına bindi mi CHP?
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Cantimur.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (
BAŞKAN – Madde üzerinde şahsı adına söz
isteyen, Remziye Öztoprak.
Sayın Öztoprak, buyurun.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (
ZEKERİYA AKINCI (
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…
ENVER ÖKTEM (İzmir) – Sayın Başkan, Abdullah
Bey’i ikaz etmeniz lazım. Siz görevinizi yapmıyorsunuz.
ZEKERİYA AKINCI (
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
– Yanlış biliyorsun. Gel de gezdireyim.
ENVER ÖKTEM (İzmir) –
Abdullah Bey bizim Genel Merkeze ne zaman gelmiş ki, oval ofisi görmüş?
BAŞKAN – Lütfen sayın
milletvekilleri…
Buyurun Sayın Öztoprak.
REMZİYE ÖZTOPRAK (Ankara)
– Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım…
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Bak emekliler telefon ediyor Kütahya’dan: “O Emet’e geldiği zaman
Bağ-Kurlunun ne aldığını bilmeyecek kadar cahil bir milletvekili.”
diyor.
REMZİYE ÖZTOPRAK (Devamla)
– Sayın Çetin, sıranız geldiği zaman burada konuşursanız daha iyi
olur.
NAİL KAMACI (Antalya)
– Başkanla konuşuyoruz.
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Konuşacağım…
REMZİYE ÖZTOPRAK (Devamla)
– Sayın Çetin, lütfen… Dinlemeyi bilelim.
BAŞKAN – Sayın Öztoprak,
buyurun siz lütfen. Sayın Öztoprak, lütfen Genel Kurula hitap eder
misiniz siz.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
– Remziye Hanım, siz Çayyolu Platformun’da bulundu-nuz mu?
REMZİYE ÖZTOPRAK (Devamla)
– Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 3’üncü madde
üzerinde söz almış bulunuyorum.
Görüşmekte olduğumuz
kanun tasarısında, 506 sayılı SSK Kanunu’nun 66’ncı maddesinin (c)
bendi ile 17/10/1983 tarihli 2925 sayılı Tarım İşçileri ve SSK Kanunu’nun
26’ncı maddesinin (a) bendi aynı doğrultuda değiştirilerek, beş
yıldan beri sigortalı olup da 900 gün prim yatırmış olan kişi öldüğü
takdirde, geride kalan bakmakla yükümlü olduğu kişilere aylık
bağlanma tarihi, bu Kanun’un 3’üncü maddesinde geçici madde 93 ile
belirlenmektedir. Bu da, geçici madde 93’e göre “hak sahiplerinin
aylıkları, kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ödeme dönemi
başından geçerli olmak üzere başlatılır” şeklindedir. Anayasa Mahkemesince
iptal edilen yasa maddelerinin yürürlüğe girdiği tarih olan
18/10/2006 tarihi ile yerini dolduracak olan 5510 sayılı Yasa’nın yürürlüğe
gireceği 1/1/2007 tarihleri arasında, durumu bu yasaya uyanların
ölmesi hâlinde, geride kalanların mağduriyetinin giderilmesi,
bu yasanın 3’üncü maddesiyle bu şekilde olacaktır.
Yasanın hayırlı olmasını
diliyor, ancak selam vermeden önce Sayın CHP’li arkadaşların bana
söylediği sözlere de cevap vermek istiyorum. Çayyolu Platformu’nda
tabii ki, ben de bulundum, ama yüce Meclis kürsüsünde, sandalyelerinde
bu şekilde laf atmanızın hiçbir anlamı yok.
TUNCAY ERCENK (
İZZET ÇETİN (Kocaeli) – Niye ret oyu verdin?
BAŞKAN – Sayın Öztoprak…
REMZİYE ÖZTOPRAK (Devamla) – Sizin düşündüğünüz
kadar, Çayyolu’nu biz de düşünüyoruz ve İçişleri Bakanlığımızda
bununla ilgili çalışma yapılmaktadır. Burada bir önerge getirmekle
bu işin hâllolmayacağını, artık, bilmeniz gerekir.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Öztoprak.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
– Sizin de sahip çıkacağınızı sandık, nereden bilelim yan çizeceğinizi.
TUNCAY ERCENK (Antalya)
– Ne büyük laf ettin ya!
BAŞKAN – Madde üzerinde,
şahsı adına söz isteyen Ünal Kacır, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Kacır.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul)
– Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun
teklifinin 3’üncü maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
17/7/1964 tarihinde kabul edilen ve yürürlüğe girmiş olan 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 66’ncı maddesinin (c) fıkrası, ölen sigortalıların
hak sahiplerine ne şekilde aylık bağlanacağını izah etmektedir. Burada,
toplam olarak 1.800 gün veya en az beş yıldan beri sigortalı bulunup
sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malullük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş durumlarda ölen sigortalıların
hak sahiplerine maaş bağlanabileceğini, aylık bağlanabileceğini
amirdir.
Ancak, bir sigortalının
vârisleri tarafından mahkeme ile konu Anayasa Mahkemesinin önüne
getirilmiş, Anayasa Mahkemesi, az önce okuduğum maddenin (c) bendinde
“en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her
yılı için ortalama olarak 180 gün” ibaresini madde metninden çıkaracak
şekilde madde yeniden düzenlenmiş, yani, bu kısmını iptal etmiştir
ve bu kısmın yeniden belirlenmesi için de bir yıl süre vermiş ve o bir
yıl da 18/10/2006 tarihinde dolmuştur. 18/10/2006 tarihinden beri, sadece
ve sadece toplam olarak 1.800 gün prim yatırmış olanların ölmeleri
halinde vârisleri bu haktan yararlanmaktadır.
Şimdi, getirdiğimiz
teklif, arkadaşımızın verdiği ve şu anda görüştüğümüz teklif, dokuz
yüz gün prim ödeyen sigortalıların… Nedir dokuz yüz gün? Dokuz yüz gün
demek otuz ay demektir, otuz ay demek ikibuçuk yıl demektir. Beş yıldan
fazla sigortalılık süresi içerisinde ikibuçuk yıl prim ödemiş olanlar, öldüğünde -kaç
yıl sonraysa- onun çocuklarına, vârislerine, eşine, hak sahiplerine
daha doğrusu, aylık bağlanmasını getiren bir tekliftir bu teklif. Yani,
daha önce, 18/10/2006 tarihinden önce, yaklaşık on yıllık sigortalı
olduğu hâlde 1.799 gün prim yatırmış olanların vârisleri bundan yararlanamıyor
idi. Dokuz yıldan fazla sigortalı olduğu hâlde 1.619 gün prim yatıranlar
yararlanamıyor idi. Şimdi, makas genişletilmiş, daha geniş bir kitleye
bu hizmet verilmeye başlanıyor, bu aylık verilmeye başlanıyor.
Peki, Sayın Çetin, geçen
hafta perşembe günü yapılan buradaki konuşmasında yurttaşlara
sesleniyor “ey yurttaşlar, AK Parti hakkınızı gasbediyor” diyor.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (
ÜNAL KACIR (Devamla) – Enteresandır!
İZZET ÇETİN (Kocaeli) – 1/1/2007’de yürürlüğe
girecek yasaya bak sen.
ÜNAL KACIR (Devamla)
– Lütfen dinleyin.
Değerli arkadaşlar,
bizim getirdiğimiz teklif, yani arkadaşımızın vermiş olduğu teklif,
yürürlük tarihi 18/10/2006’dır.
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– O, Anayasa Mahkemesinin kararı.
ÜNAL KACIR (Devamla)
– Dolayısıyla, hiçbir hak kaybı yoktur. Aslında, hiçbir hak kaybı olmadığı
gibi, 18/10/2006 tarihinden önce, üç sene önce, beş sene önce, on sene
önce, kaç sene önceyse, böyle bir eşi ölmüş yahut yakını ölmüş, sigortalı
ölmüş, yakınları, işte, az önceki söylediğim 1.799 gün prim yatırılmış
olduğu hâlde, 1.619 gün prim yatırılmış olduğu hâlde maaş alamayanlara…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Kacır, lütfen, toparlar
mısınız.
Buyurun.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) – Sayın Kacır,
onu sen vermedin AKP olarak, Anayasa Mahkemesi işaret ediyor onu.
ÜNAL KACIR (Devamla)
– Değerli arkadaşlar…
Hayır, Anayasa Mahkemesinin
kararı o değil. Anayasa Mahkemesi kararı karşısında Meclis yeni
bir kanun çıkarmadığı takdirde 1.800 gündür asıl olan. Ama, Meclis karar
vermiş, kanunu çıkarıyor…
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Senin çıkardığın kanun 1/1/2007’den itibaren yürürlüğe girecek. Orada
ne oluyor?
ÜNAL KACIR (Devamla)
– …diyor ki: Ey vatandaş, 1.799 gün senin baban prim yatırmıştı; ama,
on yıllık sigortalıydı, öldü, sen bunu alamadıydın, şimdi, gel sana
bu hakkı veriyorum. Kötü mü yapıyor? Niye rahatsız oluyorsunuz?
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Kötü yapan sizsiniz. On beş gün sonra 1.800 gün oluyor.
ÜNAL KACIR (Devamla)
– Bu büyük bir imkândır. Teşekkür etmeniz lazım. Hem arkadaşımıza
hem Hükûmetimize hem de AK Partiye.
Ben, emeği geçen herkese teşekkür ediyor,
saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kacır.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) – Emekliler
size teşekkür edecek.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) – Emekliler
her yakaladığı yerde size teşekkür edecek defalarca!
HARUN AKIN (Zonguldak) – Emekliler sizi
öpecek!
BAŞKAN – Madde üzerinde soru-cevap işlemi
yapılacaktır.
Soru sorma süresi
beş dakikadır.
Sayın Özdoğan, buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum)
– Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Aracılığınızla Sayın
Bakana birkaç sorum var.
Birinci sorum: Sayın
Bakan, bireysel emeklilik sistemi ortanın üstü ve nispeten yüksek
gelirli vatandaşların teveccüh gösterdiği bir sistemdir. İktidarınız
döneminde bireysel emeklilik sistemi teşvik edilmiş midir? Hükûmetiniz
döneminde bireysel emeklilik sistemine katılanların oranındaki
artış sayısal olarak nedir? Hükûmetiniz orta vadede devlet emekli sistemini
bireysel emekli sistemiyle ikame etmeyi planlamakta mıdır? Devlet
emekli sistemine bakışınızın felsefesi sağlık sistemindeki özelleştirme
eğiliminiz ile benzeşmekte midir?
İkinci sorum: Sayın
Bakan, bu yasa tasarısına göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu
ilgili raporlarla meslekte kazanma gücünün en az yüzde 10 oranında
azaldığı tespit edilen sigortalılar sürekli iş görmezlik gelirine
hak kazanacaktır. Hükûmetiniz döneminde çalışan nüfusun yüzde kaçı
oranında malulen emeklilik başvurusu olmuş ve yüzde kaçı olumlu
olarak neticelendirilmiştir? Başvuruların ortalama sonuçlandırılma
süresi nedir?
Son sorum: İş kazalarının
yüksekliği ülkemizin çok utanç verici ve ülkemizi dünya klasifikasyonunda
üçüncü dünya kategorisine sokan bir tablodur. Hükûmetiniz döneminde
hangi iş kollarında, hangi sayısal tabloda iş kazaları gerçekleşmiş,
bunlardan kaçı ölüm ve kalıcı maluliyet ile sonuçlanmıştır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Özdoğan.
Sayın Işık…
AHMET IŞIK (Konya) –
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanıma şu soruyu
yöneltmek istiyorum: Sayın Bakanım, Aralık 2006 tarihi itibarıyla
yasa teklifi kanunlaştığı takdirde çıkacak yasadan muhataplar
noktasında sayı mevcut mudur? Ne kadar muhatap faydalanacaktır?
Bir de son olarak şunu
sormak istiyorum ki, 2007 bütçesinde sağlık, emeklilik ve sosyal yardım
giderlerine ayrılan pay 31,6 katrilyon gözükmekte. Cumhuriyet tarihine
baktığımız zaman 475 katrilyon hazineden aktarılan para mevcuttur.
2005’te 23,75 milyar YTL. Bunu da bir değerlendirmenizi istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Işık.
Sayın Bakan, buyurun.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Soru soran arkadaşlarımıza
da katkıları için teşekkür ediyorum.
Bu sayısal verilere
ilişkin yahut da sorulara ilişkin cevaplarımız yazılı olarak arz
edilecektir sağlıklı bir bilgi verme açısından.
Bunun dışında, Sayın
Özdoğan’ın sorduğu zorunlu emeklilik sisteminin veyahut da kendi
ifadeleriyle devlet emeklilik sisteminin yerine bireysel emekliliği
ikame etmeyi düşünüyor musunuz diye bir önemli soru sordu. Böyle
bir düşüncemiz yok. Türkiye’de kamu zorunlu sigortacılığının veyahut
da emekliliğinin devam etmesi, Türkiye’nin şartlarına uygun bir
sistemdir.
Ancak, bunun yanında,
bireysel emekliliğin de ikinci ayak emeklilik sistemi olarak gelişmesi
önemlidir. Hükûmet olarak, bireysel emekliliğin, gerek katılımcı
açısından gerekse diğer yönleriyle gelişmesi için bazı teşvik tedbirleri
uyguluyoruz. Örneğin, primlerin belli oranlarında muafiyet getiriyoruz.
Yeni sosyal güvenlik reformumuzda da bu anlayışı hâkim kıldık. Bireysel
emeklilik sisteminde bulunan vatandaşlarımızın bazı ödemelerinin
muaf tutulduğu, sosyal güvenlik reformunun yeni anlayışında da
aynen devam etmektedir. Dolayısıyla, zorunlu emeklilik sistemi
devam edecek, bireysel emeklilik sistemi de bunun yanında tamamlayıcı
bir sistem olarak sistemdeki yerini koruyacaktır.
Sağlıktaki anlayışımız
da budur. Yani, özel sağlık kuruluşlarının sistemde olması, kamunun
sağlık hizmeti sunumundan vazgeçtiği anlamına gelmemektedir. Bizim
anlayışımız şudur: Sağlık hizmeti, bir kamu hizmetidir. Bu vasfını
bozmadan, hizmetin kamu veyahut da özel sektör eliyle verilmesi arasında
fark yoktur. Yani, bizim itina göstereceğimiz, dikkat edeceğimiz
husus, sağlık hizmetinin bu vasfının bozulmaması, sağlık hizmetinde
hizmet sunucularının, vatandaşı müşteri olarak görmeksizin, onları
sağlığına kavuşturmanın öncelikleri olduğunu bilmeleri, dolayısıyla,
bu konuda bir ticari anlayışın ön planda olmaması gerektiğini yasalarımıza
yansıttık. Uygulamada da bunu özenle takip edeceğimizi ifade etmek
istiyorum.
Sayın Işık, bu görüşmekte
olduğumuz tekliften sayı olarak kaç kişi yararlanacak diye bir soru
sordular. Arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre, 54.686 vatandaşımız
bu kanunun getirdiği imkânlardan yararlanacaktır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Çetin, buyurun.
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Sayın Bakanım, açıklığa kavuşması açısından soracağım. 506 sayılı
Yasa’da ölüm aylığı bağlama, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası
primi ödemiş olma koşulu en az 5 yıl ve 900 gün idi. Şimdi, biraz evvel,
Sayın Kacır da, diğer arkadaşlar da bunun iyileştirildiğini söylüyor
bir Anayasa Mahkemesi kararına dayalı olarak verilen teklifle.
Şimdi, ben çok açıkça
sizden duymak istiyorum: 1/1/2007’de yürürlüğe girecek 5510 sayılı
Yasa’da, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından yararlanma koşulları
5 yıl yerine 10 yıl, 900 gün yerine 1.800 gün oluyor mu olmuyor mu? Başkalarının
bakımına muhtaç olanlar istisnadır; istisnayı sormuyorum. 5510’da
durum nedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Çetin.
Sayın Bakan, buyurun.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkanım, tabii, Sayın
Çetin’in sorduğu soru bu görüşmekte olduğumuz teklifle ilgili değil,
yeni sosyal güvenlik sisteminin getirdiği…
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Yeni sosyal güvenlikle ilgili, evet.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – …malullük aylığı ile ilgili
hususları soruyor, geçenki konuşmasında da bunu ifade ettiler.
Şimdi, tabii, üç sosyal
güvenlik kuruluşunun kapsamındaki kişiler birleştirildiği
için, burada bir norm ve standart birliği söz konusudur.
Sadece tek cümleyle
şunu ifade edebilirim: Yani, getirilen düzenlemeler, maluliyet
aylığı açısından olsun gerekse diğer özürlüler açısından olsun daha
vatandaşımızın lehine kolaylıklar getiren bir sistemdir.
Ama, bu 1.800 gün, 3.600
gün… İsterseniz sizi tam tatmin etmek adına bunu yazılı vereyim ki,
bir daha polemik konusu olmasın; bunu sık sık gündeme getiriyorsunuz.
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Kanun elimizde 5510…
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Bunu yazılı olarak ben size
takdim edeyim.
İZZET ÇETİN (Kocaeli)
– Yazılı cevabınızı bekliyorum Sayın Bakan.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
Madde üzerinde iki
adet önerge vardır.
Önergeleri önce geliş
sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
“Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” teklifinin
3. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Ali
Topuz |
Bayram
Meral |
Sezai
Önder |
|
İstanbul |
|
|
|
Mehmet
Işık |
İsmet
Atalay |
Feramus
Şahin |
|
Giresun |
İstanbul |
Tokat |
|
İzzet Çetin |
Mehmet Kartal |
|
|
Kocaeli |
Van |
|
Md. 3- 17-07-1964 tarih
ve 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
Geçici Md. 93: Bu Kanunun
66. maddesinin (c) bendi ile 17.10.1983 tarih ve 2925 Sayılı Tarım İşçileri
Sosyal Sigortalar Kanununun 26. maddesinin (a) bendinde yapılan
değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu değişiklikle öngörülen
şartları yerine getiren sigortalının hak sahiplerine ölüm tarihlerini
takip eden ödeme dönemi başından geçerli olarak aylıkları bağlanır.
BAŞKAN – Diğer önergeyi
okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
1249 sıra sayılı Kanun Teklifinin 3 üncü maddesi ile eklenen geçici
maddenin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Hüseyin Güler |
Ömer Abuşoğlu |
Hüseyin Özcan |
|
Mersin |
Gaziantep |
Mersin |
|
Prof. Dr. Dursun Akdemir |
Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu |
İbrahim Özdoğan |
|
Iğdır |
Ankara |
Erzurum |
“Geçici Madde 93- Bu
Kanunun 66 ıncı maddesinin c) bendi ile 17-10-1983 tarihli ve 2925 sayılı
Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun 26 ıncı maddesinin a)
bendinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce
bu değişiklikle öngörülen şartları yerine getiren sigortalının
hak sahiplerinin aylıkları bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi
takip eden ödeme dönemi başından geçerli olmak üzere başlatılır. Ancak
bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce değişiklikle getirilen
koşulları yerine getiren sigortalıların hak sahipleri talepte
bulunmuşlar ise aylıkları talepte bulundukları tarihi takip eden
ödeme dönemi başından geçerli olmak üzere başlatılır.”
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA
VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET ERDÖL (Trabzon) – Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin)
– Gerekçe…
BAŞKAN –Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe
Önceki düzenleme
Anayasaya aykırı olduğundan, hukuk devleti ilkesinin ve vatandaşlar
arasında ayrımcılık yapılmasının bir gereği olarak bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce talepte bulunanların hakları kendilerine
verilerek aylıklarının bağlanması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan
“Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun” teklifinin 3. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Ali
Topuz (İstanbul) ve arkadaşları
Md. 3- 17-07-1964 tarih
ve 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
Geçici Md. 93: Bu Kanunun
66. maddesinin (c) bendi ile 17-10-1983 tarih ve 2925 sayılı Tarım İşçileri
Sosyal Sigortalar Kanununun 26. maddesinin (a) bendinde yapılan
değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu değişiklikle öngörülen
şartları yerine getiren sigortalının hak sahiplerine ölüm tarihlerini
takip eden ödeme dönemi başından geçerli olarak aylıkları bağlanır.
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA
VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET ERDÖL (Trabzon) – Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önergenin gerekçesini
açıklamak üzere, Bayram Meral, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Meral.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara)
– Sayın Başkan, saygıdeğer arkadaşlarım; 1249 sayılı yasanın 3’üncü
maddesi üzerinde verilen önergemizle ilgili söz almış bulunmaktayım.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
perşembe günkü konuşmamda, konuşmamı aldım, baktım, 37 defa şu sıralarda oturan arkadaşlarımdan
laf atılmış, 37 defa. Onun için, Sayın Başkandan rica ediyorum, benim
bir iki dakika söz hakkım var.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, birbirimizi kırmanın anlamı yok, bir. Gerçekleri gizlemenin
de anlamı yok, iki.
Şimdi, burada konuşuyoruz.
İşsizlik azaldı mı değerli arkadaşlarım? Yoksulluk ortadan kalktı
mı? Talan, vurgun devam ediyor mu, etmiyor mu? Örneklerini vereceğim
biraz sonra. Bugün açlık sınırının altında asgari ücret var mı yok
mu? Şimdi, bunları gizleyebilir miyiz? Binlerce çifte diplomalı
gençler yanınıza iş için gelmiyor mu değerli arkadaşlarım? Bunlar
bir tek bize mi geliyor? Ne yapıyoruz bunlara? Bir çivi çakıyor muyuz
bir yere? Yok.
Şimdi, burada, bakınız,
Sayın Başbakanımız bir açıklama yaptı, umarım hayata geçer, “Geçici
işçileri kadroya geçireceğim.” dedi.
Değerli arkadaşlarım,
burada, yapacaksanız, bir ayrım yapmayınız. Kim bunlar? Şeker fabrikasında
çalışan işçiler, tarımda çalışan işçiler, ormanda çalışan işçiler,
Tekelde çalışan işçiler, belediyede çalışan işçiler, Tapu Kadastroda
çalışan işçiler, üniversitede çalışan işçiler, Millî Eğitim Bakanlığının
bazı bölümlerinde çalışan ve saymakla bitmeyen işçiler. Bunların
hepsini kadroya geçirirseniz, ben gelir size teşekkür ederim. Ne
olur orada biliyor musunuz: Bu insanlar bir güvenceye kavuşur ücretin
ötesinde. Çünkü, üç ay çalışan, dört ay çalışan bir işçinin, ne derseniz
deyin, emeklilik hakkı yoktur değerli arkadaşlarım.
Bir konu daha var: Meclisin
içerisinde size de şikâyete geliyorlar. 4/c maddesi diye bir iş icat
ettik. Sendika yok, kıdem tazminatı yok, yıllık izin yok, farklı ücretler...
Bunları da düzeltin değerli arkadaşlarım. Bunlar size hizmet eden
insanlar. Birisi 800 alıyor, birisi 600 alıyor, birisi 1.200 alıyor,
birisi 1.600 alıyor. Aynı işi yapan insanlar. Bunları da düzeltin değerli
arkadaşlarım. Göreviniz. Bunları burada konuşmazsak nerede konuşacağız?
Değerli arkadaşlarım,
ayrıca, benim yine sizden bir talebim var. Bakınız: SEKA’da, Malatya
Tekel Fabrikasında, Adana Tekel Fabrikasında, işçiler, aylardır
boş oturuyor, aylık alıyor sayın milletvekillerim. İş yaptırmıyorsunuz.
Niye biliyor musunuz: Zarar görünsün, o güzelim arsalara -Manisa’da
olduğu gibi, Malatya’da olduğu gibi, o güzelim arsalara- birisi
konsun.
Şimdi, bu yaptığınız
doğru mu? Bunları konuşmayacak mıyız değerli arkadaşlarım? İşçi
çalışmak istiyor, siz oturtturuyorsunuz. Para veriyorsunuz, işçiye
ücret ödüyorsunuz. Buna “hayır” diyeniniz var mı içinizde? Niye yapıyorsunuz
peki değerli arkadaşlarım? Verseniz ya, çalışsın.
AGÂH KAFKAS (Çorum) –
İhbarda mı bulunuyorsun?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla)
– Bakınız, diğer bir konu: Sayın Başkanım, Kayserilisin, Kayseri
Milletvekilisin. Erciyes eteğinde Karayollarının, Devlet Su İşlerinin,
Yapı İşlerinin paha biçilmez sosyal tesisleri vardır. Bunlar ne olmuş
biliyor musunuz değerli arkadaşlarım? Bir daire fiyatına birine
satmışlar, bir daire fiyatına bu üç müesseseyi, tesisi.
Ya değerli arkadaşlarım
-hepinizi kastetmiyorum- biraz Allah’tan korkun ya. Bir insan bir
şey yaptığı zaman, ya Allah’tan korkar ya insandan utanır. Yani, bu
perdeyi kaldırdık bir bölümümüz değerli arkadaşlarım. Bir daire
fiyatına satılıyor.
MEHMET KURT (Samsun) –
Kaça? Kaça?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla)
– 300 bin dolar, 300 bin dolar, 300 bin dolar.
Tesisler 30-40 odalı
yerler değerli arkadaşlarım. Kayseri Erciyes’te. Yerini bilmiyorsanız
söyleyeyim.
AGÂH KAFKAS (Çorum) –
Yani, şimdi, Allah korkusunun burayla ne alakası var kardeşim ya?
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) – Et Balığı bedava verdiler Kayseri’de.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla)
– Değerli arkadaşlarım, bunun adı hırsızlıktır, bunun adı talandır,
bunun adı vurgundur, bunun adı soygundur! Bunun ötesi var mı!
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Meral,
lütfen toparlar mısınız.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla)
– Toparlıyorum.
AHMET YENİ (Samsun) –
İhalesiz mi almışlar?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla)
– Hayır efendim, ihaleye çıkmış, iptal etmişler, arkadan, haydi güle
güle… Yolunu biliyorsunuz siz bu işlerin, bana niye soruyorsunuz?
AHMET YENİ (Samsun) –
Biz bilmeyiz onları.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla)
– Bilirsiniz, bilirsiniz… Bilirsiniz, nasıl olduğunu, nasıl ettiğini
biliyorsunuz.
AHMET YENİ (
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) – Şimdi, saygıdeğer
arkadaşlarım, yani, burada -ben emeği geçene teşekkür ederim, iyi
iş yapana- bir teknik hata düzeltilmiştir. Ne olmuştur? Sayenizde
binlerce işçi işinden atılmıştır, birçoğu da intihar etmiştir. Sayısını
Sayın Bakanım benden daha iyi biliyor, söylemek istemiyorum. Vicdanım,
o kadar insanın intihar ettiğini
Şimdi, buradaki bir teknik hatayı düzeltiyoruz.
Siz düzeltmiyorsunuz, Anayasa Mahkemesi iptal ettiği için, mecburen
kaldık, düzeltiyoruz. Yoksa, Anayasa Mahkemesi iptal etmese, gidip
gidiyordu. Birbirimize şimdi burada niye lolo satıyoruz, şunu
yaptık, bunu yaptık?.. Özü bu bunun.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, işi zora
sokmak istemiyorum. Burada Genel Başkanımızla ilgili sayın konuşmacı
bir laf söyledi. Değerli arkadaşlar, bakınız, eksiğimiz vardır,
fazlamız vardır. Bizim devlet edebine uyan, dürüst, hakkında tek bir
soruşturma açılmamış bir Genel Başkanımız var. O, nerede oturursa
otursun, ona yakışır, ona helal olsun. Biz bundan utanmayız.
Ama, Genel Başkanınız,
durduğu yerde kimseyi bulamazsa duvarlarla dövüşüyorsa, hakkında
binlerce soruşturma dosyası varsa, hakkındaki soruşturma dosyalarını
gizlemek için dokunulmazlığının kisvesine sığınıyorsa, böyle
bir Genel Başkanımız olsa ondan utanırdık.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
AGÂH KAFKAS (Çorum) –
Bırak ya, bırak be! Senin aklın bunu değerlendirmeye yetmez.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum
Sayın Meral.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Birleşime bir saat
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.46
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.54
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 30’uncu Birleşimi’nin Dördüncü Oturumu’nu açıyorum.
1249 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
4.- Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur’un; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu (2/874) (S. Sayısı: 1249) (Devam)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Teklifin 4’üncü maddesini okutuyorum:
MADDE 4- Bu Kanun hükümleri 18/10/2006 tarihinden
geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına söz isteyen Ali Arslan, Muğla Milletvekili.
Buyurun Sayın Arslan.
CHP GRUBU ADINA ALİ ARSLAN (Muğla) – Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan kanun tasarısının
4’üncü maddesi üzerine Grubum adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime
başlamadan önce yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Anayasa Mahkemesinin
bir talebini biraz gecikmeyle de olsa yerine getirmiş oluyoruz bu
yasayla. Aslında doğru. Çalışanlarımıza, emeklilerimize haklar
veren bir yasa, fakat Sayın Cantimur konuşmasında diyor ki: “İzzet
Çetin beni eleştiriyor. Kötü bir şey mi yaptık?” Yok, hayır, iyi bir
şey yaptınız. Ancak İzzet Çetin’in söylemeye çalıştığı şuydu: “Niye,
bu yasa, Hükûmet değil de bir milletvekili tarafından gündeme getiriliyor;
ayrıca, Anayasa Mahkemesinin tarih belirten bir de kararına rağmen?”
Değerli arkadaşlarım, dikkati çeken iki şey var
aslında bu yasada konuşulması gereken: Birisi, Anayasa Mahkemesi
bu karar hakkında 6/1/2005 tarihinde karar veriyor. Ben bir hukukçu
değilim; ancak merak ediyorum. 6/1/2005 tarihinde karar verilen bir
yasa Resmî Gazete’de on ay sonra yayımlanıyor, 18/10/2005’te yayımlanıyor
ve bir yıl da süre tanınıyor, 18/10/2006’da bu eksikliğin, vatandaşlarımıza
haksızlık getiren bu eşitsizliğin ortadan kaldırılmasına hükmediyor
Anayasa Mahkemesi. Biz onu da yapmıyoruz, 18/10/2006’da, bence biraz
geç, dediğim gibi 6/1/2005’te karar vermiş Anayasa Mahkemesi; ancak
Resmî Gazete’de on ay sonra yayımlanmış; biz, on ay sonra da bu işi yapamıyoruz,
18/10/2006’dan iki ay sonra neredeyse, bugün bu yasayı burada gerçekleştirmiş
olacağız, büyük bir haksızlığı ortadan kaldırmış olacağız. Niye
iki ay gecikti; yani, bu süre zarfında Meclis çok mu meşguldü; yani,
çok önemli yasalarla mı uğraştık da bu yasayı neden 18/10/2006’dan önce
bu Mecliste görüşemedik diye düşünüyorum. Geçmişe doğru baktığımızda,
mesela, bir Cargill Yasası için günlerce uğraşmış. Bir şirkete bir
hakkın teslimi için, Meclis, günlerce uğraştı burada.
HALUK KOÇ (Samsun) – Hakkın değil, suistimalin
teslimi!
ALİ ARSLAN (Devamla) – Hakkın… Tabii, hak olduğu
da tartışılabilir, tartıştık burada. Ama, milyonlarca yurttaşımızı
ilgilendiren böyle bir yasa, nedense, iki ay gecikmeden sonra ancak
Meclisin gündemine gelebiliyor. Bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Cantimur konuşmasında
“ya, güzel bir yasa geçiriyoruz ama, herkes geliyor, başka başka şeyler
konuşuyor” gibi eleştiriler yaptı. Elbette, bugün ülkemizin içinde
bulunduğu durumda emeklilerimizin büyük sıkıntıları var. Çalışanlarımızın,
tarım kesiminin, toplumun her alanında büyük sıkıntılar yaşanıyor.
Bu kürsüye gelen bir konuşmacı da, bu konulara dikkat çekmek zorunda.
Bakın, yasanın dışında konuşan sadece Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri
değil. Sayın Bakan da konuşmasında, bu yasanın sunuş konuşmasında,
o da yasanın dışına çıkmış. Sayın Bakan diyor ki, aynen tutanaktan
okuyorum: “Şimdi, bu Hükûmete itiraz ediyorsunuz ‘emekliye bakmadınız’
diye. Şimdi, ben size tek bir rakam vereceğim değerli arkadaşlarım,
değerlendirmesini siz yapacaksınız: 1990 yılında çıkarılmış 4447
sayılı Yasa’ya bağlı kalsaydık, yani, emekli aylıklarının artışını
sadece TÜFE’ye bağlı bıraksaydık, bugün, Bağ-Kur, SSK emeklisine 12
milyar YTL daha az para ödemiş olacaktık. Biz, 12 katrilyon para verdik
dört yılda Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı emeklilerine.” diyor.
Değerli arkadaşlarım, güncel bir konu, biliyorsunuz,
yılbaşında yürürlüğe girecek olan Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık
Sigortası Yasası. Bununla ilgili, emeklilerimizin içini sızlatan
bir hüküm var içinde. Biliyorsunuz, bu Yasa geçerken, Cumhuriyet
Halk Partisinin büyük itirazlarıyla… Temel yasa haline getirdiniz
ve Cumhuriyet Halk Partisi o Yasa’nın görüşülmesi sırasında, bu tutumunuzu
protesto etmek için görüşmelere katılmamıştı.
Neydi? Ne olacak? Yılbaşında, bir emekli eğer çalışıyorsa,
emekli maaşının yüzde 33’ü kadar, üçte 1’i kadar kesinti olacak.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye’de 7 milyon emekli
var. 4 milyon civarında, 4 milyondan biraz daha fazla emekli yurttaşımız,
emekli olduktan sonra yeniden çalışmak zorunda. Keyif olsun da değil.
Emekli olan bir insan, niye hayatın tadını çıkarmak için uğraşmasın?
Mecbur olduğu için, aç olduğu için. Bakın, bugün emeklilerimizin büyük
bir çoğunluğu, yüzde 90’a yakını, ilan edilen açlık sınırının altında
maaş alıyor. Bu insanlar çalışmasın da ne yapsın?
Şimdi, değerli arkadaşlarım, emeklilerimizin
yüzde 58’i, sizin iktidarınız döneminde ikinci bir iş, emekli olduktan
sonra çalışmak zorunda kalmış. Bu rakam, siz iktidara gelmeden önce
yüzde 50 civarında. Yani, sizin döneminizde emekliler rahata kavuşmamış,
tam tersine, ikinci bir iş yapma ihtiyacını sizden önceki dönemlerden
daha çok hissetmiş. O açıdan, bu yurttaşlarımız ikinci bir işe başlamışlar.
Şimdi siz bu yasayla…. Önümüzde 1 Ocakta yürürlüğe
girecek. İnşallah, Anayasa Mahkemesi bunu iptal eder. Eğer iptal etmezse,
1 Ocaktan itibaren, emekli olup da ikinci bir iş yapan yurttaşlarımızın
maaşlarından kesilecek yüzde 33.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakan diyor ki “Biz,
dört yılda 12 katrilyon verdik.” Şimdi, bakın, emeklilerimize verilen
ek para. Bu yasayla, verdiğiniz, dört yılda verdiğiniz parayı bir
yılda geri alıyorsunuz emeklilerden getireceğiniz kesintiyle.
Bir hesabını yapalım. 4 milyon civarında emekli
yurttaşımız var çalışan. Her ay iki yüzer milyon lira keserseniz
-ben hesabını yaptım- 9,6 katrilyon yapıyor bir yılda. Yani, emekliye
dört yılda verdiğinizi, bir yıl, bir-buçuk yıla bile varmadan geri
alacaksınız. Böyle bir adalet nerede var!
Bakın, geçtiğimiz yıllarda çok söylenirdi: “Kaşıkla
verip kepçeyle geri almak.” Sizin de bugün aynen yaptığınız bu. Kaşıkla
veriyorsunuz, kepçeyle geri alıyorsunuz emeklilerden. Dilerim,
Anayasa Mahkemesi bir an önce bu yasayı durdurur ve bu yasayla ilgili
sıkıntıyı ortadan kaldırır.
Değerli arkadaşlarım, Anayasa’nın 2’nci maddesi,
Türkiye Cumhuriyeti devletinin sosyal bir devlet olduğunu söylüyor.
“Laik bir devlet olduğunu söylüyor” dediğimizde çok kızıyorsunuz,
bir de sosyal devlet olduğunu söylüyor. Bakın, çıkaracağınız bu yasa
sosyal devlet ilkesine aykırı, göreceğiz Anayasa Mahkemesinin
kararlarını. Bakın…
MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Kim kızıyormuş?
ALİ ARSLAN (Devamla) – Siz kızıyorsunuz; laikliği
niye bu kadar çok gündeme getiriyorsunuz, devletin sosyal tarafı
da var, niye sosyal tarafından bakmıyorsunuz, diye.
MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Niye uyduruyorsunuz
ki?
ALİ ARSLAN (Devamla) – Sosyal tarafından da yaptığınız
bir şey yok. Sayın Başbakanın Mecliste yaptığı bir konuşmadan söylüyorum
ya da sizin kurultayınızda yanılmıyorsam, “Ya, hep ‘laiklik’, ‘laiklik’
diye ayağa kalkıyorsunuz, niye hiç sosyal tarafını dile getirmiyorsunuz?”
Getiriyoruz değerli arkadaşlarım, herkes dile getiriyor, konuyla
ilgili herkes dile getiriyor.
Bakın, Cumhuriyet Halk Partisine kızıyorsunuz,
Danıştayın bir kararı var, ben size onu okumak istiyorum. Biliyorsunuz,
1 Temmuzda bir yönetmelik çıkardınız vaka başı ödemeleriyle ilgili.
Türk Tabipler Birliği ve Ankara Ticaret Odası, Danıştaya müracaat
etti; 5. Dairesinin kararı, bakın, çok enteresan, ders niteliğinde.
Bize kızıyorsunuz, “Elbette muhalefet partisi eleştirir.” diyorsunuz,
ancak mahkeme kararını size buradan okumak istiyorum. Karar aslında
çok uzun, sekiz sayfalık bir karar, ama tavsiye ediyorum hepiniz alın
okuyun, her milletvekilinin mutlaka okuması gerekiyor. Ben, iki paragrafını
okuyacağım, fazla da vaktinizi almak istemiyorum.
Değerli arkadaşlarım, aynen şöyle diyor: “Öte
yandan, özellikle son birkaç yılda, sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesiyle
ilgili olarak davalı idarece çıkarılan ve birçoğu idari yargı mercilerinde
dava konusu edilen düzenleyici nitelikteki işlemlerin içerikleri
göz önünde bulundurulduğunda, davalı idarece bu düzenlemelerin
gerçekleştirilmesi sırasında yeterli ve gerekli inceleme ve
araştırmaların yapılmaması ve ayrıca düzenlenen hususlarla ilgili
kurum ve kuruluşlarla eş güdüm sağlanmaması nedeniyle, getirilen
yeni düzenlemelerde de kısa aralıklarla ve ardı ardına değişiklikler
yapılması yoluna gidildiği gözlemlenmekte; -gerçekten aynen böyle,
aynı yasayı defalarca görüşüyoruz- ayrıca, davalı idarenin -burası
da çok önemli, bakın dikkatinizi çekiyorum- bu düzenlemeleri yaparken
önceliği, bir kamu hizmeti olan sağlık hizmetinin nitelikli bir biçimde
sunulması koşullarının sağlanmasına değil...” Aynen sosyal güvenlikte
de yaptığınız bu. Bakın, geçtiğimiz yıllarda bir kanun çıkardınız
emeklilerden yüzde 1 oranında sağlık kesintisi yapılması konusunda.
O da yine mahkemeden dönmüştü. Sosyal devlet ilkesini de göz ardı
eden bir uygulama içindesiniz.
Değerli arkadaşlarım, okumaya devam ediyorum:
“...sağlık hizmetiyle ilgili harcamalardan tasarruf edilmesini
sağlayıcı yöntemlerin uygulanmasına verdiği görülmektedir.”
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Sayın Arslan, lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
ALİ ARSLAN (Devamla) – Yani, hizmetin kalitesine
değil, ucuza getirilmesine, tasarruf etmeye... Kim size bunu öneriyor?
IMF.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Cantimur “Konunun
dışına taşıyorsunuz.” diyerek bir yandan Cumhuriyet Halk Partilileri
eleştirirken, bir yandan da kendisi, konuyla ilgisi olmayan birçok
şeyi Cumhuriyet Halk Partisi adına dile getirdi.
Bakın, sanıyorum Sayın Başbakanın yurt dışı gezilerini
takip etmekten, Sayın Deniz Baykal’ın -Genel Başkanımızın- yurt içi
gezilerini takip etme şansı bulamadı Sayın Cantimur. Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkanı, son iki ay içinde, 40 bin kilometre yol
gitmiştir ve 32 bölgede toplantılar yapmıştır. Yetmemiştir, daha
dün, bir grup milletvekili arkadaşımızla, Hatay’dan başlayıp Köyceğiz’e
kadar narenciye bölgelerini dolaştı. Bir grup arkadaşımız şu anda
zeytin bölgelerini dolaşıyor, dolaşmaya devam edecekler. Ben merak
ediyorum; sizler nasıl gideceksiniz? Yaz öncesinde de merak ediyordum,
nasıl gidecekler diye. Bu yaz sihirli bir formül buldunuz: KÖYDES
projesi. Bir elinizde parke taşı, öbür elinizde asfalt makinesi,
köylere gidebildiniz. Ama inanıyorum ki, seçim öncesi, elinizde
bu olanaklar da olmayacağı için, köylere gidemeyeceksiniz, gerçekten
gidemeyeceksiniz.
Narenciye bölgelerinde yangın var değerli arkadaşlarım.
İnsanlar, ağaçlarını söküyor, ağlamayı beğenemiyorlar, yaşadıklarına
pişmanlar, gerçekten çok zor durumdalar. Siz, o bölgeye, yarın seçim
döneminde nasıl gideceksiniz, gerçekten merak ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, ama, sıkıntılar, önümüzdeki
kısa dönem içinde, dilerim, yapılacak seçimlerden sonra Cumhuriyet
Halk Partisi iktidarında son bulacaktır.
Başka bir şey söyledi: Cumhuriyet Halk Partisinin
milletin sırtına yük olduğunu. Bakın, ben sizin yerinizde olsam,
özellikle Başbakanın yerinde olsam, her sabah gider Deniz Baykal’ın
elini öper, işe öyle başlarım.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) – Sen olamazsın ki zaten.
ALİ ARSLAN (Devamla) – İşe öyle başlarım.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) – Sen Başbakanın yerinde
nasıl olasın ki?
ALİ ARSLAN (Devamla) – Neden öyle biliyor musun? Bakın,
1 Mart Tezkeresi’nde bu ülkeyi beladan kurtaran Cumhuriyet Halk Partisinin
Genel Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubudur. Elbette…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Arslan, teşekkür ediyorum. Süreniz
tamamlandı.
ALİ ARSLAN (Devamla) – Bağlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Lütfen…
ALİ ARSLAN (Devamla) – Bağlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Teşekkür için ama Sayın Arslan.
ALİ ARSLAN (Devamla) – 90 civarında AKP milletvekilinin
hakkını da teslim etmem gerekiyor.
Bakın, Irak’a bulaşanlar kendileri pişman. Amerika’da
seçimleri kaybetti Bush. İspanya’da seçimleri kaybetti o zamanki
Başbakan. O savaşa bulaşanlar seçmeni tarafından cezalandırılıyor.
Sizi o beladan kurtaran Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz
Baykal ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubudur. Onun için, elini öpmeniz
lazım Deniz Baykal’ın diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, sabrınız için teşekkür ederim.
Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum; bu yasanın
hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Arslan.
Madde üzerinde, Anavatan Partisi Grubu adına söz
isteyen İbrahim Özdoğan, Erzurum Milletvekili.
Buyurun Sayın Özdoğan.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN
(Erzurum) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Sayın
Kütahya Milletvekilimiz Abdullah Erdem Cantimur’un Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine Anavatan Partisi
Grubu adına 4’üncü maddede söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle
hepinizi en derin saygılarımla saygılıyorum.
ALİ İBİŞ (İstanbul) – Saygılıyorum!
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Selamlıyorum. Onu
da hafızanızın bir yerine kaydedin, lazım olur size.
Değerli arkadaşlar, çok sevdiğim arkadaşım Sayın
Abdullah Erdem Cantimur burada konuşurken bir madde üzerinde, sürekli
olarak ana muhalefet partisine ve “yavru muhalefet” dediği Anavatan
Partisine çattı durdu, herhâlde çok hoşuna gidiyor.
Değerli arkadaşlar, maalesef, bu, AK Partinin
“yavru” kelimesine takılmak, yavru düşmanlığı yapmak, ana düşmanlığı
yapmak, AK Partinin kültürü hâline geldi. Onun için “yavru muhalefet”
dediği Anavatan Partisine de çatıyor.
Neden kültürü hâline geldi? Sayın Başbakan, Mersin’de
bir çiftçimize “Ananı al da git!” Yani, hem anasına hakaret etti hem
de yavrusuna hakaret etmiş oldu. Dolayısıyla, bu AK Partinin kültürü
hâline gelmiştir.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) – Senin akrabalığın mı
var?
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar…
Fakat, sana şunu söyleyeyim: İnşallah milletimiz,
senin biraz Elâzığ’a gidip dinlenmen lazım ama…
BAŞKAN – Sayın Özdoğan... Sayın Özdoğan…
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) – Yahu, sen işine bak!
BAŞKAN – Lütfen Sayın Demirbağ…
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Sayın Zülfü Demirbağ,
bak şimdi cevap veriyorum. Cevap veriyorum…
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) – İşine bak sen, işine!
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Şimdi, bakın, inşallah
4 Kasımda seçimler yapılacak, bütün evlatlar, yavrular babalarıyla
gelecek, oy kullanacaklar, işte o zaman iktidar da, Sayın Başbakan
da iktidardan indiği zaman, babanızı alın gidin, diyecektir. Bunu
hiçbir zaman unutmayın.
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) – O ne demek?
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – O “Ananı al, git.” ne
demekse, o da o demektir değerli arkadaşlar. Bunu söylemek istiyorum.
Bu budur.
BAŞKAN – Sayın Özdoğan, lütfen yasayla ilgili konuşur
musunuz.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Evlat düşmanlığını
sadece burada yapmıyorsunuz. Eğitimde, milyonlarca çocuğumuz,
yavrumuz, maalesef perişan durumdadır, kalitesiz eğitim bir taraftan,
çocukların birbirlerini bıçaklamaları, yaralamaları bir taraftan,
uyuşturucuyla zehirlenmeleri bir taraftan. Bu, sizin yavru düşmanlığınızdır.
Evet, biz bugün yavruyuz Anavatan Partisi olarak,
fakat seçimlere boğa olarak gireceğiz, bunu bilin. Boğa olarak gireceğiz
ve iktidara geleceğiz Allah’ın izniyle. Bunu hiçbir zaman unutmayın.
Çünkü bizim milletimiz yavrularına çok şefkatlidir ve düşkündür,
bizi seçimlere kadar boğa yapacaktır. Bunu hiçbir zaman unutmayın.
Siz de, o zamana kadar, bugün tek haneli rakamlara indiniz, o zamana
kadar tamamen bitmiş duruma düşeceksiniz. Bunu da unutmayın değerli
arkadaşlar.
Bakın, sizin yavru düşmanlığınız… Bak, şunu da
söylemek istiyorum: Şimdi, iktidarsız, Papa tarafından, IMF tarafından,
Avrupa Birliği tarafından iğdiş edilmiş iktidarsız bir iktidar olmaktansa
yavru vatan olmayı ve yavru muhalefet olmayı yeğlerim. (Anavatan
Partisi sıralarından alkışlar) Sizin aynı zamanda yavru vatan düşmanlığınız
da var. Daha dün Sayın Başbakan, evvelsi gün Sayın Başbakan konuşmasında,
millî kahraman, yavru vatanımızın millî kahramanı Sayın Rauf Denktaş’ı
buradan kovmadı mı, ülkeden kovmadı mı?
BAŞKAN – Sayın Özdoğan…
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – “Kendi halkının arasına
git.” demedi mi?
BAŞKAN – Sayın Özdoğan…
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Oradaki insanlar bizim değil mi?
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) – Konuyla ilgili konuş
lütfen.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Kıbrıs bizim değil
mi? Kıbrıs’taki Türklerin vatanı Türkiye ne kadarsa, Kıbrıs da bizim
için o kadar vatandır değerli arkadaşlar.
BAŞKAN – Sayın Özdoğan…
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) – Sayın Başkan,
gündem neydi, gündem?
BAŞKAN – Sayın Özdoğan, lütfen…
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Bunu unutmayalım. Sizler
yavru düşmanısınız. Sizler ana düşmanısınız. Milletimiz bunu çok
iyi bilmektedir.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) – Onu millet takdir eder. Gündeme
gel, gündeme. Lütfen, gündeme gel. Sadede gel.
AHMET YENİ (Samsun) – Erzurum’un oylarını satan
konuşuyor burada.
BAŞKAN – Sayın Yeni…
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Hortumculuk yapmaktansa
Erzurum koyunu satmak daha şereflice bir iştir.
AHMET YENİ (Samsun) – Oyları, oyları… AK Parti oylarını…
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Bak, sana bir şey söyleyeyim:
Ben emeğimle geldim, tamam mı? Senin gibi bedavadan gelmedim. Senin
gibi, Ahmet Yeni, Sayın Ahmet Yeni, sen, çünkü bankacılık sektöründen
geliyorsun.
BAŞKAN – Sayın Özdoğan…
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Ben dolarlarla milletvekili
olmadım. Sen kafanı yeşil dolarlara takmış bir insansın. Bunu biliyorum.
Ne kadar doların var Sayın Ahmet Yeni?
AHMET
YENİ (
HÜSEYİN
ÖZCAN (
İBRAHİM
ÖZDOĞAN (Devamla) – Bunu bilmek istiyorum,
çok merak ediyorum. Ben emeğimle geldim. Bana oy veren insanlara da…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Sayın Özdoğan, lütfen, sizi konuya davet ediyorum ve karşılıklı
konuşmayı lütfen bırakın Sayın Özdoğan.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Laf atmasınlar Sayın Başkan.
BAŞKAN – İç Tüzük’ün 66’ncı maddesi gereğince uyarıyorum
Sayın Özdoğan, lütfen…
Buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum.
Sadece bir cümle söylüyorum ve bırakıyorum, konuya
dönüyorum. Bana oy veren insanlar da AK Partiden dönmüş insanlardır.
Bunu da böylece belirtmek istiyorum. Ben seçmenimin isteği doğrultusunda
AK Partiden ayrıldım, fahri hortumcu olmamak için ayrıldım.
Değerli arkadaşlar, Türkiye’de yaklaşık 8 milyon
emekli var. Hemen hemen yarısına yakını, yarısına yakın bölümü,
yani 3,5 milyonu da çalışıyor, daha doğrusu çalışmak zorunda; çünkü,
emekli maaşları genellikle ev kirasını bile karşılamayacak kadar
düşük bir durumda. Çalışanların primlerini tahsil etmekte zorlanan
Hükûmet, mali çöküntüde olan sosyal güvenlik sistemini kurtarabilmek
için, şimdi de, çalışan emeklilerin kazancına göz dikmiş durumdadır.
Primlerin ancak yüzde 80’ini tahsil edebiliyor Hükûmet, kalan yüzde
20’sinin tahsiline ise Hükûmetin gücü yetmiyor arkadaşlar. Tahsil
edilemeyen primlerden doğan zararı nereden ve nasıl karşılayacak
bu Hükûmet? Kime gücü yetiyorsa, onun ensesinde boza pişirerek karşılayacaktır
herhâlde diye düşünüyorum.
Çalışan emeklilerin kazancına göz diken başka
bir hükûmet var mı bu dünyada, değerli arkadaşlar? Belki vardır, ama,
emekli aylıklarının yüksek olduğu, yani emeklinin insanca yaşayabileceği
kadar emekli aylığı alan ülkelerde böyle bir durum olabilir ve bu durum
da onları sarsmaz.
Yıllarca çalışıp emekli olanlar emekliliğin tadını çıkaracaklarına hâlâ çalışıyorlarsa,
demek ki, güç durumlarda ve ihtiyaçları var demektir. Emekli olduktan
sonra şöyle veya böyle bir iş yeri açıp birkaç kişiye de ekmek kapısı
açanlara “kapa iş yerini, çalışanlara da yol ver” mi dememiz lazım?
Bu, insafça bir iş mi, insanca bir iş mi, vicdanca bir iş mi değerli arkadaşlar?
Çalışan emeklileri kazançlarının yüzde 33,5’unu
destek primi olarak ödemeye mahkûm etmenin anlamı bu mudur, diye soruyorum.
Emekliye “sadece emekli maaşıyla sürünmeye devam et, kendinle birlikte
birkaç kişiyi de süründür” demek anlamına geliyor bu icraatınız.
Değerli arkadaşlar, bu yaptığınız icraatlar,
elbette ki, önümüzdeki genel seçimlerde sandığa mutlaka yansıyacaktır.
Bunu, inşallah, ömrümüz varsa hepimiz göreceğiz.
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) – Çok şükür…
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Sen merak etme, ben
çok güçlü bir insanım; inşallah, Allah’ın izniyle geleceğim. Sen bir
defa bu şansı yakaladın, bir daha yakalayamayacaksın.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) – Sen hiç yakalayamayacaksın.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Milletim için geleceğim,
vatanım için geleceğim, fahri hortumcu olmamak için geleceğim.
Memur ve işçi perişan, köylü ve çiftçi perişan,
esnaf ve tüccar perişan, emekli de perişan değerli arkadaşlar. Bu
toplumda perişan olmayan veya edilmeyen kesim kaldı mı ki? Evet var,
hortumcu kesim perişan edilmedi, göbeği şişkin kesim perişan edilmedi,
biraz daha göbeklerinin şişirilmesine bu iktidar tarafından yardımcı
olundu ancak. Öyleyse, AK Parti iktidarı, önümüzdeki yıl yapılacağı
söylenen seçimlerde kimden ve nasıl oy alacak ya da kimden hangi yüzle
oy isteyebilecektir?
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) – Sen hiç kafanı yorma.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Değerli Hocam, sizin
oy oranınız tek haneli rakamlara indi. Sahte anketlerle milletimizi
kandıramazsınız. Geçmiş iktidarlar nasıl kandıramadıysa siz de
kandıramayacaksınız Değerli Hocam, sizi de çok seviyorum.
Adamlar, yani bu iktidarı yöneten değerli siyasilerimiz,
Sevr koşullarını kabul ettirmeye çalışıyorlar değerli arkadaşlar.
Biz, hâlâ bir Avrupa Birliği masalıdır tutturmuş gidiyoruz.
Evet, biz de Anavatan Partisi olarak Avrupa Birliğine
girmek istiyoruz, ama onurluca girmek istiyoruz; Kıbrıs’ı vererek
değil, limanları Rum gemilerine, Rum uçaklarına açarak, Kıbrıs Rum
devletini tanıyarak değil. Bu, onursuzca bir giriştir. Biz Anavatan
Partisi olarak, onursuzca Avrupa Birliğine girmeye kökten karşıyız,
ama onurluca girmeye Avrupa Birliğine kökten evet diyoruz değerli
arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, bu durumda Türk milleti, artık
Avrupa Birliğinden, AK Parti Hükûmeti sayesinde nefret eder bir duruma
geldi arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Özdoğan, lütfen toparlar mısınız.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – İnşallah, biz Anavatan
Partisi iktidar olduğumuzda, Avrupa Birliğine girişte onurluca
yöntemleri, metotları deneyerek milletimize Avrupa Birliğini
tekrar, sizin nefret ettirdiğiniz yoldan döndürerek sevdireceğiz,
çünkü Avrupa Birliği bir medeniyet yoludur, bunu da buradan belirtmek
istiyorum.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) – “Hikâye” diyordun
yirmi dakika evvel.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar,
milletimizin bu nefretinin altında AK Parti Hükûmeti var. Bu nefretin
seçim sandığına nasıl yansıyacağını sınamak bile, benim kanaatime
göre, son derece yanlış bir hesap olur. Türk milleti esir, köle ya da
müstemleke olmak istemiyor. Çünkü, bizim milletimiz, millî konularda
son derece hassastır. Hortumcuları, hırsızları, yolsuzları affeder,
ama, millî ve muhafazakâr değerlere düşman olanları hiçbir zaman affetmeyecektir.
Kendi şahsi emelleriyle müstevlilerin şahsi emellerini tevhit
edenleri, yani sizi inşallah sandığa gömecektir.
Sizleri saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özdoğan.
Madde üzerinde, şahsı adına söz isteyen Remziye
Öztoprak, Ankara Milletvekili…
Ünal Kacır, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Kacır. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR ( İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 4’üncü maddesi üzerinde
söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bu kürsüde konuşan arkadaşları ibretle
ve hayretle izliyoruz. Anavatan Partisi bu ülkede yıllardır siyasetteydi
ve 3 Kasım seçimleri öncesinde de Anavatan Partisi diye bir parti
vardı ve iktidardaydı; ama, değerli Özdoğan kardeşim o zaman Anavatan
Partisinden değil, geldi, AK Partiden aday oldu. Anavatan Partisi
kapalı değildi, kapıları da açıktı; ama, AK Partiden geldi aday oldu,
tabii, seçilmenin yolu buradan geçiyordu.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) – Kavun olsaydınız
koklardım.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Arkasından, bizden ayrıldıktan
sonra Doğru Yol Partisine gitti…
BAŞKAN – Sayın Kacır, lütfen, konuyla ilgili konuşur
musunuz. Lütfen Sayın Kacır.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Bizden önceki konuşanlar
ne kadar ilgili konuştuysa Başkanım, müsaade edin de ben de o kadar
ilgili konuşayım. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Kacır, lütfen.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Değerli Başkanım…
BAŞKAN – Sayın Kacır…
ÜNAL KACIR (Devamla) – Tamam, devam ediyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN – AK Parti Grup Başkanının, Sayın Özdoğan’ın
konuşmasına cevap verme hakkı vardır.
Buyurun, siz konuyla ilgili, lütfen, konuşur musunuz.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Ben de AK Parti Milletvekili
olarak neden benim hakkım yok?
BAŞKAN – Sayın Kacır, siz madde üzerinde söz istediniz.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – Başkanı şey yapmayın…
ÜNAL KACIR (Devamla) – Yani, olmadı, Anavatan… Şimdi
oradan seçilebileceğini umut ediyor, hayırlı olsun. Sayın arkadaşım,
senin partinin, şu anda içinde bulunduğun partinin bize bıraktığı
Türkiye’de, gelir vergisi…
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) – 200 milyar dolar borç
eklediniz.
BAŞKAN – Sayın Özdoğan, lütfen…
ÜNAL KACIR (Devamla) – …56 katrilyon toplanıyordu,
52 katrilyonu faize gidiyordu ve bize bıraktığınız Türkiye’de,
275 katrilyon, yıllık gayrisafi millî hasıla varken, 2003’te 357 katrilyona,
2004’te 429 katrilyona, 2005’te 486 katrilyona, 2006’da 562 katrilyona,
şimdi bu senenin, 2007’nin bütçesi 631 katrilyon oluyor. Görüyor musun
AK Partiyi neler yapmış ve sen gelirlerin tamamını faize verirken,
şimdi AK Parti döneminde gelirlerin üçte 1’i faize gidiyor, üçte
2’si de bu millete harcanıyor, evet.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Her yıl 50 milyar dolar faiz
ödeniyor bu ülkede, hatırlatalım.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Ne ödendiğini vatandaşlarımız
biliyor, hepimiz biliyoruz.
Değerli arkadaşlar, memurlara, asgari ücretliye,
emekliye ne vermişiz? Emekli zor durumdaymış. Elbette emekli zor durumda.
Bunun bilincindeyiz. Biz emekliye verdiğimize bir iki tane örnek
söyleyeyim vaktim çok kısıtlı olduğu için: Mesela, Bağ-Kur tarım, ortalama
2002’de 110 lirayken, 315 lira 2006’nın Temmuzunda.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – Büyük para vermişsiniz!
ÜNAL KACIR (Devamla) – Yani, reel olarak yüzde 96
artış var. Enflasyonun üzerindeki kısmını söylüyorum, yüzde 96,
ama yetmez bu. Biz de bunun bilincindeyiz. Kasaları açtığımızda sizin
bıraktığınız borç senetleri olmasaydı, bu böyle olmazdı.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Diyorsun!
ÜNAL KACIR (Devamla) – Şimdi hangi yüzle çıkıp burada
konuşuyorsunuz? (AK Parti sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – 200 milyar dolar borcu niye
artırdınız?
ÜNAL KACIR (Devamla) – Hangi yüzle?
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) – Cari hesapta ne kadar
açık verdin, kaç milyar dolar?
ÜNAL KACIR (Devamla) – Asgari ücretliye bak…
Evet, onun için siz, ne Anavatan Partisine sahip çıkıyorsunuz?
O eskidendi, şimdi yeni, yeni olunca “yavru” derler. Niye bundan alınıyorsun,
yeni? Yoktan var oldunuz şuracıkta.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) – Seni niye ilgilendirir?
ÜNAL KACIR (Devamla) – “Yavru vatan” denilmiş,
“yavru muhalefet” demiş, gayet doğal bir şey.
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) – Sen onu da bulamayacaksın.
BAŞKAN – Sayın Özcan, lütfen…
ÜNAL KACIR (Devamla) – “Yavru” demek, hakaret demek
değil ki. Seçimlerden boğa olarak çıkacakmışsınız.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) – Evet…
ÜNAL KACIR (Devamla) – Vallahi, biz, insan olarak
çıkacağız ve insan olarak çıkmayı tercih ediyoruz. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) – Sen, edebiyattan da
anlamayan bir bilmezsin.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Değerli arkadaşlar, şimdi
buraya gelen arkadaşlarımız -vaktimiz çok kısıtlı- bir oradan, bir
buradan, bir şuradan konuşuyorlar. Sanki, ihaleleri milletvekilleri
yapıyormuş, milletvekilleri hazırlıyormuş gibi, siz şunu yaptınız,
siz bunu yaptınız… Hiç duymadığımız, bilmediğimiz konularla…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) – Destek olmayın, fahri
hortumcu olmayın.
BAŞKAN – Lütfen toparlar mısınız Sayın Kacır. Buyurun.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Hiç bilmediğimiz, ilgilenmediğimiz
konularda burada muhatap oluyoruz. Allah’tan bir saatlik burada
bir yemek arası verildi de Özelleştirme İdaresinden bilgi alabildik
ve o bilgiyi size takdim edeceğim.
Kayseri Erciyes’te bulunan, Bayındırlık ve İskân
Bakanlığı, Devlet Su İşleri ve Karayolları Genel Müdürlüğüne tahsisliyken
iptal edilen, Maliye Hazinesi adına kayıtlı üç adet taşınmaz, 4046
sayılı Kanun uyarınca, Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararıyla
Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devredilmiş ve Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı da 3/5/2005 tarihinde verdiği ilanla buraları
satmış. Üç tesisin toplam satış bedeli de 1 milyon 7 bin Amerikan Doları
imiş. Şimdi, bunu, Özelleştirme İdaresi bilgi notu olarak gönderdi,
ben de size takdim ettim. Bu iş sizi tatmin etmeyebilir, o zaman mahkemeye
gidersiniz kardeşim. Ne bileceğim ben bunun detayının ne olduğunu
sana anlatacağım?
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – Bilmediğin konuda
niye söylüyorsun?
ÜNAL KACIR (Devamla) – Detayını bilmem, işte aldığım
notu size takdim ediyorum; ama, Özelleştirme İdaresinin veya falanca
kamu kuruluşunun veya başka bir kuruluşun yaptığı ihalede, şu
var, bu var... Varsa, bu memlekette savcı var, hâkim var. Gidin, müracaat
edin. Müracaat ettiniz mi buna? Etmediyseniz, gidin yarın, edin. Alnımız
ak, yüzümüz açık. İlan verilmiş ve halkın huzurunda açık artırmayla
satılmış.
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) – Ali Diboları örtemezsiniz,
saklayamazsınız.
BAŞKAN – Sayın Özcan…
ÜNAL KACIR (Devamla) – Evet, özelleştirmede…
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) – Ali Diboları örtemezsiniz,
saklayamazsınız.
BAŞKAN – Susar mısınız Sayın Özcan. Lütfen…
ÜNAL KACIR (Devamla) – …her özelleştirilen şey
için ucuz diyebilirsiniz, pahalı diyebilirsiniz, ama mal pazarda
belli olur. İlan verilmiş, herkes müracaat etmiş, açık artırmayla satılmış.
Usulde bir yanlışlık var mı kardeşim?
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – İşportacı oldunuz.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Usulde bir yanlışlık var mı?
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – İşportacı oldunuz.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Varsa, git şikâyet et; yoksa,
neyi konuşuyoruz?
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Kaç tane yolsuzluk dosyası
var?
ÜNAL KACIR (Devamla) – Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kacır.
Madde üzerinde, şahsı adına söz isteyen Feramus
Şahin, Tokat Milletvekili…
Ümmet Kandoğan, Denizli Milletvekili…
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Kütahya Milletvekilimiz Sayın Abdullah Erdem
Cantimur’un kanun teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum. Öncelikle
bu teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisinin huzuruna getiren Çok
Değerli Milletvekilimize teşekkür etmek istiyorum. Bir boşluğu
dolduran bir kanun teklifi olmuştur, binlerce insan bu kanunun bir
an önce yasalaşmasını beklemektedir. İnşallah biraz sonra oylarımızla
da bu kanunu buradan geçireceğiz.
Değerli milletvekilleri, yalnız, bu kanun teklifinin
sahibi olan Çok Değerli Milletvekilimiz çok talihsiz bir konuşma
yaptılar. O konuşmalarında, Mecliste temsil edilmeyen ve cevap verme
imkânı olmayan MHP Genel Başkanına bile sataşmada bulundular. Bizim
genel başkanlarımızla ilgili söylediklerine bizler cevap veririz,
ama Mecliste bulunmayan bir partinin genel başkanıyla ilgili sözlerinizi,
doğrusu, çok yadırgadım.
BAŞKAN – Sayın Kandoğan, lütfen, konuyla ilgili
konuşur musunuz.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – Sayın Başkanım, aynı
kanun teklifini veren Sayın Milletvekili, burada, gelip, genel
başkanlarla ilgili sataşmada bulundu, onu söylüyorum.
BAŞKAN – Her sayın milletvekilinin kürsüye çıkınca
istediği şekilde konuşma hakkı yoktur Sayın Milletvekili.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – O zaman, siz, onu susturmak
durumundaydınız Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, şimdi, Sayın Genel Başkanımızla
ilgili olarak, “dağda mı gezecek, ovada mı gezecek, bilmiyor” şeklinde
bir sataşmada bulundu.
Sayın milletvekilleri, terör meselesinde Türkiye’de
söz söyleyecek bir lider varsa, bu, öncelikle, Doğru Yol Partisi Genel
Başkanı Sayın Mehmet Ağar’dır.
FİKRET
BADAZLI (
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) – Evet! Yirmi dört yaşında kaymakam olarak mesleğe
başlayan, yirmi dokuz yaşında da, 1980 yılı öncesi Türkiye’deki
anarşik hadiselerden dolayı, dönemin hükûmeti tarafından…
BAŞKAN
– Sayın Kandoğan…
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) – …terörle mücadelede görevlendirilen bir Genel
Başkan.
BAŞKAN
– Sayın Kandoğan…
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) – Geliyorum, kanuna geliyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
– Sayın Kandoğan, uyarıyorum Tüzük’ün 66’ncı maddesi gereğince. Lütfen,
konuya gelin.
İRFAN
GÜNDÜZ (İstanbul) – Sayın Kandoğan, iki hafta evvel ne söyledin peki?
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) – Değerli milletvekilleri, bakınız, Sayın Genel
Başkanın o konuşmasından sonra, hem Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
hem de Dışişleri Bakanı Sayın Abdullah Gül’e sordular: “Ne diyorsunuz
Sayın Ağar’ın bu açıklamalarıyla ilgili olarak?” İkisi de söylediler
ki: “Çok doğru şeyler söyledi.”
Şimdi,
Sayın Cantimur, sizin Sayın Genel Başkanınızın ve Dışişleri Bakanınızın
söylediği öyle, sizin söylediğiniz böyle.
Değerli
milletvekilleri, şimdi, bir kanun teklifi huzurlarımızda. Bununla
ilgili çok şeyler söylendi. Özellikle emeklilerle ilgili olarak,
daha önce bu Meclisten geçen ve yasalaşan ve emeklileri mağdur
Sayın Bakan da diyor ki: Efendim, o dönemde sivil
toplum örgütleri tepki göstermemişler. Sayın Bakanım, Mecliste
grubu bulunan partiler ve ben burada geldim bunu söyledim, size yalvardık,
yakardık, yapmayın dedik, bu yanlıştır, emeklinin beline darbe indiriyorsunuz
dedik; siz bizlerin sözlerine, ikazlarına itibar etmeyeceksiniz,
efendim, hassasiyet göstermemiş sivil toplum örgütleri, onu söyleyeceksiniz!..
Sayın Bakan şimdi diyor ki: Çok iyi bir organize
yapılıyor ve bu organize neticesinde de bu mesele gündeme getiriliyor.
Elbette organize olacak Sayın Bakan. Yirmi gün sonra bu kanun yürürlüğe
giriyor. Yirmi gün sonra yürürlüğe girecek bir kanunla ilgili olarak
emekliler seslerini yükseltiyorsa bundan daha tabii ne olabilir? Bundan
daha doğru bir hareket olabilir mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Kandoğan, lütfen toparlar mısınız.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – Onun için, değerli milletvekilleri,
bakınız, bu kanunun yürürlüğe girmesiyle ilgili olarak yirmi günden
daha az bir süre kaldı. Geliniz, bu yanlışlıktan hep beraber dönelim.
Geliniz, yılbaşına kadar Meclisten çıkacak olan kanunu bekleyen
emeklilerin yüzünü hep beraber güldürelim.
Sayın Bakanım, sizden de istirham ediyorum; emeklilerin
durumunu çok yakından bilen birisiniz. Siz de çok saygı duyduğum
bir Sayın Bakansınız. Ne olur, gelin, yılbaşından önce, bu kanun yürürlüğe
girmeden önce, belki de Anayasa Mahkemesinin yürütmeyi durdurma
kararı vermesinden önce… Bu şeref gene sizin olsun, bunu gene siz
yapmış olmanız nedeniyle hep beraber sizi alkışlayalım; ama, ne
olur, sizlerden istirham ediyorum, bu meselenin bir an önce çözüme
kavuşturulmasıyla ilgili olarak, Meclisin üzerine düşen görevi
yapmasını özellikle sizlerden bekliyorum.
Bu kanunla ilgili tarım da çok konuşuldu. Büyüme
rakamları açıklandı arkadaşlar. Büyüme rakamları burada. Tarım
ilk dokuz ayda küçülmüş arkadaşlar Türkiye’de. Geçen gün arkadaşlarımız
çıktı buraya, tarımın ne kadar iyi olduğundan, tarımın Türkiye’de
vatandaşların yüzünü güldürdüğünden, ürün fiyatlarının yüksekliğinden
bahsettiler, tarımın büyüdüğünden bahsettiler. İşte, rakamlar
açıklandı, ilk dokuz ayda tarım 1,2 oranında küçülmüş.
Biz, bunu söylüyorduk bu kürsülerden. Binlerce,
yüzbinlerce insan tarım alanları dışına, tarımdan kazancı, geliri
olmaması nedeniyle büyük şehirlere göç ediyor dediğimizde inanmıyordunuz.
İşte rakamlar meydanda. Onun için, Hükûmet olarak, iktidar olarak, geliniz,
bu tarımın da meselelerini çözecek tedbirleri bir an önce almanızda
fayda mülahaza ediyor ve bu kanunun hepimize hayırlı olmasını temenni
ediyor, sizleri de saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
Madde üzerinde on dakika süreyle soru-cevap işlemi
yapılacaktır.
Soru sorma süresi beş dakikadır.
Sayın Özdoğan, buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) – Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Birinci sorum: Sayın Bakanım, Erzurum’da bilhassa
küçük ölçekli tarım alanlarında aile fertleri çalışmakta ve bu aile
fertleri sosyal güvenceden mahrum şartlarda, hiçbir güvencesi olmamanın
riskiyle yaşamaktadırlar. Bu durumdan bilhassa da kadınlarımız
mustariptir. Bu sorunun çözümü yönünde Hükûmetinizin bir projesi mevcut
mudur?
İkinci sorum: Yaşamı boyunca hiçbir sosyal güvenceye
sahip olmamış vatandaşlarımız -ki, bunlar içinde kadınlarımız
ağırlıklıdır- Hükûmetiniz döneminde hangi sosyal destek ve koruma
programlarından istifade etmişlerdir?
Üçüncü sorum: Engelli olması nedeniyle hiçbir
sosyal imkâna sahip olmayan ve ömrünü acılar içinde tamamlayan vatandaşlarımız
ülkemizin kanayan yaralarından birisidir. Engellisine sahip olmayan
ülke görünümünden çıkmak için, Hükûmetiniz döneminde engelli vatandaşlarımızın
istihdam alanına entegrasyonu için yürütülen projeler var mıdır? Varsa
hangi projeler yürütülmüş ve hangi neticeler alınmıştır?
Dördüncü sorum: Hükûmetiniz döneminde hangi sayıda
emekli davası mahkemelerimizde konu olmuştur? Bu mahkeme davalarının
konulara göre dağılımı nedir?
Beşinci sorum: Çok yaşlı, sağlıksız ve müşkül durumda
olduğu hâlde emeklilerimiz maaş kuyruklarında ezilmektedirler. Hükûmetiniz
döneminde maaş kuyruğunda hayatını kaybedenlerin sayısı nedir?
Son sorum: Emekli maaşı ödeme sistemi hâlen hangi
kademelerde, nasıl yürümektedir? Yaşlı ve sağlık engelli emeklilerimize
evde ödeme hangi oranda mümkün olmakta ve hangi şehirlerde, ne şekilde,
hangi sayısal tabloda gerçekleşmektedir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özdoğan.
Sayın Güler, buyurun.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan. Sizin aracılığınızla Sayın Bakanımıza iki sorumuz var.
Tabii, zamanında süper emeklilikle ilgili, devlete
güvenip bu konuda ciddi birikimlerini aktarıp da süper emeklilikten
faydalananların konumu ne olacak? Çünkü, bugünkü görünen koşullar
içerisinde sıkıntıları had safhadadır.
İkincisi: 2007 yılı bütçe görüşmeleri önümüzdeki
süreçte önümüze gelmektedir. Emekliler için enflasyon farkı ve artı
ne kadar zam yapmayı düşünüyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Güler.
Sayın Bakan, buyurun.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU
(İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Soru soran arkadaşlarıma
da teşekkür ediyorum.
Şimdi, Sayın Özdoğan, bilhassa kırsal kesimde kadınlarımızın
sosyal güvenlik korumasından yararlanamadıklarını ifade ettiler.
Ona bağlı olarak, özürlüler ve diğer grupların da sosyal güvenlik hakkı
olmadığını ifade ettiler.
Değerli Başkanım, kıymetli arkadaşlar; Hükûmet
olarak, göreve geldiğimiz günden bu tarafa, özellikle sosyal koruma
anlamında hem yeni kurumları geliştirmek hem de bu kapsama daha
çok vatandaşlarımızı almak için büyük bir gayret sarf ettik. Örneğin,
yüce Meclisimizin onayıyla çıkan Özürlüler Yasası bu anlamda önemli
bir yasadır. Hem kapsam itibarıyla hem de özürlü vatandaşlarımıza,
engelli vatandaşlarımıza getirilecek sosyal koruma hizmetleri
açısından önemli bir açılım olduğunu ifade etmek istiyorum. İnşallah,
bu Yasa’nın uygulamasını birlikte takip edip, daha iyi bir performans
göstermesini sağlayacağız.
Diğer taraftan, yeni sosyal güvenlik reformumuzun
en temel amacı, bu ülkede hiç kimseyi sosyal güvenlik şemsiyesinin
dışında bırakmamaktır. Hedef budur. Şu anda -sizin de bildiğiniz
gibi- bir kısım vatandaşlarımızın sosyal koruma dışında olduğunu,
özellikle tarımsal kesimde bunların daha çoğunluk teşkil ettiğini
bildiğimiz için, sosyal güvenlik reformu, kapsamı itibarıyla, ülkemizde
yaşayan herkesi kapsayacak bir anlayışla dizayn edilmiştir. İnşallah,
2007 Ocağında yürürlüğe girmesiyle birlikte bu konudaki sistemin
eksikliğini de gidermiş olacağız.
Maaş kuyrukları konusunda... Daha önce de bunu
sordunuz. Göreve geldiğimizde altı gün olan maaş ödeme gün sayısını
on güne çıkardık. Yani, şu anda, belki, spesifik olarak çok lokal
bir iki noktada... Ki, onu da zannetmiyorum. Yani, maaş alma konusunda,
Bağ-Kur ve SSK emeklileri açısından büyük bir rahatlık olduğunu ifade
etmek isterim.
Ayrıca, Bağ-Kurlular için, belli yaşın üzerindeki
emeklilerimize ikametgâhında ödeme yapma konusunda bir kolaylık
getirilmiştir. Önümüzdeki dönemde bu uygulamayı daha da yaygınlaştırmak
ve emeklilerimize daha zahmetsiz emekli aylıklarına kavuşma
imkânını sağlamak istiyoruz.
Evet, süper emekliler-emekliler arasındaki farklar
konusunda ve 2007 yılı emekli aylıkları konusunda sorular tevcih
edildi. Onları, izin verirseniz, yazılı olarak ifade etmek istiyorum.
Belki, bunu, bu konuşmayı kürsüden yapmak istiyordum
ama, yüzde 33’lerle ilgili... İki milletvekili arkadaşımız da ifade
ettiler.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu konuda değişiklik
yapacağımızı bu kürsüden çok net bir şekilde söyledik. Buna rağmen,
hâlâ, yüzde 33 kesinti yapılacak gibi bir anlayışla bu konuşmalara
devam etmenin hiçbir manası yok. Bu Kanun, 2007 Ocak ayında yürürlüğe
girecek bir kanun. Ki, daha, şu ana kadar kimseden yüzde 33,5 nispetinde
bir prim kesilmiş değil. Bu olmamışken, bizim bunu düzelteceğimiz
yolundaki beyanatlarımıza hiçbir kıymet vermeden bunu defalarca
bu kürsüye getirip konuşmanın, açıkçası, pek hakkaniyete uygun olmadığı
kanaatindeyim. Bu vesileyle, hem size hem de bizi izleyen vatandaşlarımıza
bir kez daha duyurmak istiyorum ki, yüzde 33,5’luk prim kesintisini
değiştirme konusunda bir çalışmamız var. Bunu değiştireceğiz. Makul
ölçülerde bir düzenleme yapacağımızı, bir kez daha, tekraren ifade
etmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Madde kabul edilmiştir.
Sayın Kafkas, dilekçenizde Anavatan Partisi Mersin
Milletvekili Sayın Hüseyin Güler’in sataştığından bahsetmişsiniz.
Ancak, bir önceki oturumda olduğu için… Tüzük’ün 69’uncu maddesi gereğince
aynı oturumda olması gerekir.
AGÂH KAFKAS (Çorum) – Tutanakları ancak temin edebildik
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Bu vesileyle, söz veremiyoruz Sayın Kafkas.
Teşekkür ediyorum.
5’inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 5- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN – Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına söz isteyen Enver Öktem, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın Öktem. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ENVER ÖKTEM (İzmir) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sizleri şahsım ve üyesi bulunduğum Cumhuriyet
Halk Partisi adına saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, görüşmekte olduğumuz kanun
teklifiyle ilgili olarak benden önce Partimiz adına konuşan arkadaşlarım,
bu teklifin teknik ve hukuksal boyutuyla ilgili Partimizin görüşlerini
açıkladılar. İzin verirseniz, ben de olayın -konumuz emeklilikle ilgili
olduğu için- sosyal boyutuyla ilgili partimizin görüşlerini açıklamak
istiyorum.
Ancak, bu görüşlerimizi açıklamadan önce, benden
önce konuşan, AKP Milletvekili olan Abdullah arkadaşımızın, Partimizin
Genel Başkanıyla ilgili yaptığı vurguyu açmak istiyorum.
BAŞKAN – Sayın Öktem, lütfen…
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Abdullah Bey…
BAŞKAN – Sayın Öktem…
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Buyurun.
BAŞKAN – Sayın Öktem, sataşmayla ilgili söz söylemediniz.
Lütfen…
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Hayır, konuyla ilgisi
var efendim…
BAŞKAN – Lütfen… Konuyla ilgili konuşur musunuz
Sayın Öktem.
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Benim Genel Başkanım oval
ofiste çalışmıyor. Abdullah Bey ne zaman bizim partimizi ziyaret
etti, bilmiyorum; ama, sizin Genel Başkanınız bizim Genel Başkanımızı
ziyaret etmişti, ona sorsaydınız, oval ofiste çalışıp çalışmadığını
size söylerdi.
Ayrıca, Genel Başkanınıza oval ofisin nasıl olduğunu
sorarsanız, o konuda uzmandır. Özellikle, Amerika Birleşik Devletleri’ne
arada bir başı sıkıştığında gittiğinde, George Bush’un Oval Ofis’inde
dünyanın paylaşım politikalarının nasıl konuşulduğunu, ondan
çok rahatlıkla öğrenebilirsiniz. Büyük Orta Doğu politikasında
Türkiye’nin yandaş olduğunu söyleyen Başbakanınız, bu görüşmeleri
Oval Ofis’te yaptığında, bugün yaşadığımız, Irak’ta 650 bin insanın
öldürüldüğü de göz önüne alındığı zaman, bu politikada AKP’nin ne
kadar suç ortaklığı yaptığını da anlamış olurdunuz.
Değerli arkadaşlarım, ekonomideki gelişmelere
pembe gözlükle değil, çıplak gözle bakıldığında, yaşananların yalancı
bahar olduğu gerçeğiyle karşı karşıya gelirsiniz. Anlaşılan o
ki, AKP Hükûmeti ekonomiyi sadece rakamlarla açıklamakta ve rakamlarla
ekonominin çok iyi gittiğini her seferinde vurgulamaktadır. Elbette
ki, ekonomiyi sadece rakamlarla ifade etmeye kalkarsanız ve ekonomiyi
rakamlara tutsak hâle getirirseniz haklı konuma gelebilirsiniz.
Ancak, bu yaklaşımla sadece kendinizi kandırmış olursunuz, halkımızı
ve Cumhuriyet Halk Partisini kandırma şansına sahip olamazsınız.
Değerli arkadaşlarım, AKP Hükûmeti kendi taktığı
pembe gözlüğü halkımızın da takıp, ona göre ekonomiyi değerlendirmesini
istemektedir. Bu düpedüz halkı kandırmaktır, halkla alay etmektir.
Sizin gözlüğünüzle baktığımızda, evet, ulusal
gelir kişi başına 2.300 dolardan 5.500 dolara çıktı. Türkiye ekonomisi
yüzde 5 büyüdü. İhracat 2001’de 35 milyar dolar iken 2005 yılında 74
milyar dolara çıktı. Enflasyon yüzde 10’lar seviyesine geldi. Döviz
kuru olabildiğince düşük seviyede tutuldu. Türkiye’de ne var ne
yok satıp özelleştirildi. Dış ve iç politikada emperyalist güçlere
kayıtsız şartsız teslim olundu. Kendi yandaşlarınıza şirin gözükmek
adına, cumhuriyet kazanımlarına ve devrimlerine darbe vurmak sizin
iktidarınızda marifet sayıldı.
AHMET
YENİ (
BAŞKAN
– Sayın Öktem… Sayın Öktem…
ENVER
ÖKTEM (Devamla) – Bütün bu yaklaşımlarınızı, Türkiye’de iyi şeyler
oluyor diye… (AK Parti sıralarından gürültüler)
(Mikrofon
Başkan tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Bir saniye sayın milletvekilleri…
ORHAN
SEYFİ TERZİBAŞIOĞLU (Muğla) – Sayın Başkan, lütfen müdahale eder
misiniz!
BAŞKAN
– Lütfen sayın milletvekilleri… (AK Parti sıralarından gürültüler)
Lütfen sayın milletvekilleri, oturur musunuz!
Sayın Öktem, Tüzük’ün 66’ncı maddesi gereğince
uyarıyorum. Oylamaya sunarım. Lütfen,
konudan ayrılmayın.
OSMAN KILIÇ (Sivas) – Miting yapıyor.
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Sayın Başkan, emeklilikle
ilgili Türkiye’nin sosyal durumunu anlatmaya çalışıyorum. (AK
Parti sıralarından gürültüler)
FARUK ANBARCIOĞLU (Bursa) – Ne alakası var?
BAŞKAN – Lütfen sayın milletvekilleri…
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Burada konunun dışına
çıkmak söz konusu değildir.
BAŞKAN – Lütfen Sayın Öktem… Uyarıyorum Sayın Öktem…
(Başkan tarafından mikrofon açıldı)
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Sayın milletvekilleri,
şimdi, sizin pembe gözlüklerinizle değil, çıplak gözle ekonomiye
bakalım ve halkımızı nasıl yanılttığınızı görelim: Buna göre, bugün
memur maaşları 720 YTL, SSK emekli maaşları 480 YTL, Bağ-Kur emekli maaşı
355 YTL, asgari ücret 380, muhtar maaşı da 250 YTL. Buna karşılık, ülkemizde
asgari geçim, 4 kişilik aile için 1.800 YTL. Bu rakamın altında ücret
alanlar, “yoksul insanlar” olarak ifade edilmektedir. Açlık sınırı
ise 550 YTL olarak belirlenmiştir. Bu rakamlar göz önüne alındığında,
Türkiye’de nüfusumuzun yüzde 54’ü yoksulluk ve açlık sınırında yaşamını
sürdürmektedir.
Hani, millî gelirde fert başı gelir 2.300 dolardan
5.500 dolara çıkmıştı? Demek ki, sizin pembe gözlüğünüzde başka şeyler
kaplı olduğu için siz de gerçekleri görmez hâle geldiniz. Evet, AKP
Hükûmeti ulusal geliri artırdı ama, ulusal mutluluğu artıramadı. Aksine,
halkımızı daha da mutsuz hâle getirdi. Yani, sizin “çok iyi” dediğiniz
ekonomik rakamlar halkımızın cebine girmemiş, bir avuç bezirgânı
mutlu hâle getirmiştir.
Değerli arkadaşlarım, ulusal mutluluğu belirleyen
faktörler vardır. Bunlar, istihdam yaratacak yatırımlardır, gelir
dağılımındaki adalettir, parasız ve kaliteli sağlık hizmetidir,
parasız ve kaliteli eğitimdir, iyi ve yaşanılabilir bir çevredir,
gençlerini gelecekten umutvar kılacak politikalardır, yurttaşların
can ve mal güvenliğini sağlayarak suç oranlarını asgariye indiren
güvenlik politikalarıdır, uluslararası ilişkilerde ulusal çıkarlarımızı
koruyan politikalardır. Bu faktörlere baktığımızda da halkın neden
mutlu olmadığını daha iyi anlamış olursunuz.
Sizin Hükûmetiniz döneminde istihdam yaratacak
üretim ekonomisine yönelik hiçbir uygulama söz konusu değildir. İşsizlik
yüzde 6’lardayken şimdi yüzde 11’lere çıkmıştır.
AGAH KAFKAS (Çorum) – Ne zaman 6’ya indi?
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Bir kişi iş bulurken dört
kişi iş arar konuma gelmiştir. Gelir dağılımı ise içler acısı konuma
gelmiştir.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) – Kaynakları da
söyler misin, kaynak? Hangi kaynakta yüzde 6?
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Ülkemizde bir avuç yeşil
sermaye ve emperyalist güç zevk ve sefa içinde yüzerken 30 milyon civarında
yurttaşımız açlık ve yoksulluk sefaleti içerisinde kıvranmaktadır.
Sağlık ve eğitim
piyasaya teslim edildi. Parası olanın sağlıkta yararlandığı, parası
olanın eğitimde yararlandığı bir Türkiye yarattınız.
Ülkemiz neredeyse dünyanın çöplüğü hâline geldi.
Ülkemiz coğrafyasının her yerinde atık kimyasal zehirler içeren varillerle
karşılaşıyoruz. Çevresi her taraftan kirletilen, giderek yeşil
örtüsü yok edilen bir Türkiye yarattınız.
Artık, çocuklarımız evden çıktıklarında akşam
eve dönüp dönmeyeceklerini bilemiyoruz. Her gün kapkaç terörüyle
yaşar hâle geldik. Dükkânı, evi soyulmayan yurttaşımız kendini şanslı
sayar hâle geldi. Bu Türkiye’yi de siz yarattınız.
Sayın iktidar milletvekilleri, “iyi” dediğiniz
ekonomide, sizin döneminizde, 730 bin esnafımızın dükkânını kapattığından
haberiniz var mıdır?
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) – Senin de kaç esnafın
dükkân açtığından haberin var mı?
BAŞKAN – Sayın Dağcıoğlu, lütfen!..
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Sizin döneminizde 900
bin çiftçinin, üreticinin işini terk ettiğinden haberiniz var mıdır?
Yurttaşlarımızın 20 katrilyon kredi kartı borcu olduğundan haberdar
mısınız? 2000 yılında 500 milyon YTL olan protestolu senet sayısının
bugün 3 milyar YTL’ye çıktığından haberdar mısınız? Emekli bir yurttaşımızın,
bir yere iş yeri açtığında yüzde 10 olan destek primi yerine şimdi
yüzde 33 destek primi ödeyeceği gerçeğiyle karşı karşıya olduğunu
biliyor musunuz? 370 milyar borcu olan bir Türkiye yarattığından haberdar
mısınız? Halkımızın, her ay, 20 tane bankaya çalışır hâlde olduğundan
haberdar mısınız? Memurun, işçinin, emeklinin, muhtarın, işsizin,
köylünün, çiftçinin, üreticinin, esnafın açlık ve sefaletle boğuştuğundan
haberdar mısınız?
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) – Veriler hep yanlış.
Kime yazdırdıysan, önce bir kontrol ettirseydin.
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Ekonomik gücü olmayanın,
gençlerimizin hangi şartlarda okuduklarından haberdar mısınız? Bu
gençlerimizin sokak bezirgânlarının tuzaklarına nasıl düşürüldüğünü
biliyor musunuz? Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da sel felaketine uğrayan
yurttaşlarımızın, hâlâ devlet elinin kendilerine uzatılmasını
beklediğini biliyor musunuz? Avrupa Birliğine girme pahasına,
kayıtsız şartsız teslim olduğundan haberdar mısınız? Neredeyse
önüne eğilmeyi marifet sayar hâle geldiğiniz emperyalist güçlerin,
sizin de dış politikanız aracılığıyla katkı sunduğunuz Irak savaşında
650 bin insanımızın vahşice öldürüldüğünden haberdar mısınız?
Evet, anlıyorum ki, pembe gözlüğünüzden bunların
hiçbirini göremez hâle geldiniz. Ama, gerçekler sizi yalanlamaktadır.
Çünkü, siz…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Öktem, lütfen toparlar mısınız.
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Çünkü, siz, Hükûmet olarak
asli görevinizi yapmıyorsunuz. Siz, başka şeylerle uğraşmayı kendinize
görev saydınız. Siz, İzmir AKP teşkilatınızda “Atatürk ve devrimlerini
nasıl yok ederiz” panelleriyle uğraşmaktasınız. Siz, bu milleti
“inanan ve inanmayanlar” diye nasıl ayrıştırırız politikalarıyla
uğraşmaktasınız. Anlaşılıyor ki, siz, asli görevinizi, kafanızı
duvara çarptığınız gün hatırlayacaksınız. Bu açıklamalardan da
anlaşılıyor ki, siz, AKP Hükûmeti
olarak, işçinin, işsizin, memurun, emeklinin, dul ve yetimin,
esnafın, çiftçinin, üreticinin, gencin, ulusal sermayenin geleceklerini
karartarak, bu kitlelerin haklarına tecavüz etmeyi marifet sayıyorsunuz.
Siz, emperyalist güçler karşısında dirayetsiz olmayı politika sayıp,
ulusal hak ve çıkarlarımıza tecavüz etmektesiniz.
AGÂH KAFKAS (Çorum) – Sayın Başkan, bu kadar hakaret
olmaz!
BAŞKAN – Lütfen Sayın Kafkas…
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Siz “cumhuriyet kazanımlarına
ve devrimlerine nasıl tecavüz ederiz” taktikleriyle uğraşmayı asli
göreviniz saydınız. Sizi uyarıyorum, bu anlayıştan vazgeçin. AGÂH
KAFKAS (Çorum) – Ayıp yahu! Şu Mecliste bunlar söylenmez.
ENVER ÖKTEM (Devamla) – Aksi durumda, tarihe tecavüzcü
hükûmet olarak geçersiniz. (AK Parti sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar) Bizden uyarması, takdir halkımızındır.
Saygılar sunarım. (AK Parti sıralarından gürültüler)
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Gündüz.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) – Sayın Başkanım, hem konuyla
hiç alakası olmayan konuşmalarından hem de Grubumuza hakaret içeren
görüşlerinden dolayı sataşmaya cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN – Yeni bir sataşmaya mahal vermemek üzere,
buyurun Sayın Gündüz.
V. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz’ün, İzmir Milletvekili Enver Öktem’in,
konuşmasında, Partisine sataşması nedeniyle konuşması
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; aslında, toplumsal bir yarayı saracak
böylesine güzel bir yasanın -ki bunda muhalefet de iktidar da olumlu
görüşlerini beyan ettiler zaman zaman- son maddesinde, bir arkadaşımızın
çıkıp, ipe sapa gelmez laflar söylemesini huzurlarınızda kınıyorum!
(AK Parti sıralarından alkışlar)
ERDAL KARADEMİR (İzmir) – Ne demek ya!
ENVER ÖKTEM (İzmir)- Ne demek ipe sapa gelmez!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – Şimdi, kesinlikle emperyalizme
teslim olma gibi bir iddiayı reddediyoruz.
ENVER ÖKTEM (İzmir) – Ne konuştuğunu bil! Türkiye
gerçeklerinden bahsediyorum.
BAŞKAN – Sayın Öktem… Lütfen oturur musunuz Sayın
Öktem.
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – Biz, emperyalizme karşı
direne direne bugünlere geldik.
ENVER ÖKTEM (İzmir) – Asıl sen ipe sapa gelmez konuşuyorsun!
BAŞKAN – Sayın Öktem, lütfen…
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – Bugün, bakın, 70 sent için
Lüksemburg’a gidenlerin, bugün Türkiye’nin dış dünyaya kredi verdiği
bir konuma gelmesini iyi değerlendirmesi lazım.
Öbür taraftan, çok değerli arkadaşlarım, bakın,
evet, Türkiye’de sıkıntılar var. Şimdi, burada en düşük memur maaşı
2002’de 392 YTL, bugün 765 YTL.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – İn aşağıya in!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – Oran yüzde 95,2.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – İn aşağıya.
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – Bir dakika…
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – Yanlış beyan!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – Hiç alakası yok. Resmî rakamları
söylüyorum ben.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – Bile bile yalan
söylüyorsun!
BAŞKAN – Sayın Bayındır, lütfen… Açıklama yapıyor
Sayın Başkan.
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – 2006 sonu enflasyonu yüzde
53. Net artış yüzde 42,2.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – Senin memurdan haberin
yok Başkan!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – Net asgari ücreti söyleyeyim
ben: Bakın, net asgari ücret, 2002’de 184 YTL, ama bugün 380 YTL. Net artış
yüzde 106. Dört senelik enflasyon yüzde 53; düşün, artış net yüzde
53’tür.
En düşük SSK emeklisinin maaşı 2002’de 257 YTL, bugün
477 YTL, artış yüzde 85,6; yüzde 53 enflasyonu düşün, artış burada
yüzde 32,6.
En düşük tarım Bağ-Kur emeklisinin maaşını söyleyeyim:
2002’de 69 YTL, bugün 232 YTL…
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – Merkez Bankası Başkanının
maaşı ne kadar?
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – …artış yüzde 235,8; yüzde
53’ünü düşün, yüzde 82,8 net artıştır.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – BDDK’nın maaşı ne kadar?
RTÜK’ün maaşı ne kadar?
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – Dinleyin lütfen… Lütfen
dinleyin…
BAŞKAN – Sayın Bayındır, lütfen…
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – En düşük esnaf Bağ-Kur
emekli maaşı, 2002’de 136 YTL, bugün 349 YTL, bakın bugün 349 YTL, artış
yüzde 156,9; yüzde 53 enflasyonu düşün, net artış yüzde 103,9.
Şimdi, en düşük memur emeklisi 2002’de 356 YTL, ama
bugün 620 YTL, net artış yüzde 74; enflasyonu düşün, yüzde 21 artı.
Muhtar maaşları -ikide bir buraya geliyor- bakın
2002’de 98 YTL, ama bugün muhtar maaşı 267 YTL, artış yüzde 174,1; enflasyonu
düşün, yüzde 53, artış yüzde 121.
Özürlü aylığı, 2002’de 52 YTL…
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – TRT Genel Müdürünün
maaşı ne kadar?
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – …bugün 193 YTL, artış yüzde
271; yüzde 53’ünü düşün, net artış yüzde 218.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – Sizin adaletiniz
batsın!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – Biz, bütün bunların yeterli
olmadığına inanıyoruz, siz de böyle söylüyorsunuz.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – TRT Genel Müdürünün
maaşı ne kadar, söylesene!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – Evet, Türkiye’nin en önemli
problemi, tabii, bugün, 180 milyar dolardan teslim aldığımız gayrisafi
millî hasılayı 410 milyar dolara çıkarmışız. Bugünkü gazete sayfalarına
bakın, 19 çeyrektir büyüyen ekonomiyi…
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – 11 milyar!.. Seni
ikiye katlar! Konuşuyorsun burada!
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Sayın Başkan, sataşmaya
cevap verecekti, lütfen müdahalede bulunun.
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) – …sadece biz değil, herkes
söylüyor. O yüzden herkes elini vicdanına koyup, ona göre değerlendirmede
bulunsun. AK Parti İktidarının ak yüreğine, ak yüzüne…
HÜSEYİN
BAYINDIR (Kırşehir) – Adaletsiz AK Parti, adaletsiz!
İRFAN
GÜNDÜZ (Devamla) – …hiç kimsenin böyle ipe sapa gelmez laflarla karalamada
bulunmasını
Bu gerçeklerin de kamuoyumuz tarafından bilinmesini
arzu ediyor, hepinizi en kalbî duygularımla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – TRT Genel Müdürü
senin 2 katın maaş alıyor!
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Gündüz.
VIII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
4.- Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur’un; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu (2/874) (S. Sayısı: 1249) (Devam)
BAŞKAN – Madde üzerinde, Anavatan Partisi Grubu
adına söz isteyen Hüseyin Özcan. (Anavatan Partisi sıralarından
alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1249 sıra sayılı Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde Anavatan Partisi
adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, cumhuriyetin değerlerini
ve laik, çağdaş, sosyal hukuk devletini yıkmaya hiç kimsenin gücü
yetmeyecek. İpleri germesin kimse. Bu, Türkiye Cumhuriyeti yaşadığı
sürece, ebediyete kadar devam edecektir. Bunun için AK Partinin de
gücü yetmeyecektir ve bununla... (AK Parti sıralarından gürültüler)
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Yeter artık be!
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) – Müsaade edin.
... hiçbir gücün...
BAŞKAN – Sayın Özcan...
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) – ...hiçbir gücün laik,
çağdaş, demokratik...
BAŞKAN – Sayın Özcan...
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) – Sayın Başkan, konuşmalar
uzadı. Halkı germeye gerek yok.
BAŞKAN – Sayın Özcan...
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) – Düşüncelerimi anlatmak
için geldim. (AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sayın Özcan... Sayın Özcan...
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) – Hiç kimsenin gücü yetmez!
Yani, tavırlarınızla gösteriyorsunuz, ipleri
germeyin. Türkiye’nin barışa ihtiyacı var.
BAŞKAN – Sayın Özcan... Sayın Özcan...
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) – Sayın Başkanım, devam
ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Özcan...
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar,
biraz önce AK Parti sözcüleri, gerçekten, Türkiye’yi tozpembe gösterdiler,
ne kadar büyük içerisinde göründü. (AK Parti sıralarından “Gerçekleri
söyle” sesi)
Gerçekleri söylemeye geldik. Cumhuriyet tarihinde,
seksen üç yılda, 205 milyar dolar iken, sizin döneminizde 375 milyar
dolara çıkmış. Bu paralar nerede, soruyoruz.
NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) – Hortumcular götürdü...
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, hortumcuların
kim olduğunu herkes biliyor.
NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) – Sizin döneminizde
oldu, herkes biliyor.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) – Hâlâ İstanbul Belediyesinde
hesabını vermeyenler, bugün “Hortumculardan hesap soracağız” demeye
hakları yok. Önce kendi hesaplarını versinler. (AK Parti sıralarından
gürültüler)
Değerli arkadaşlar, bugün tozpembe gösterdiğiniz
ülkemizde, cari hesap, on aylık süre içerisinde 34 milyar dolara
gelmiş. Bunlar nereden? Dış ticaret açığıyla ilgili konular malumunuz.
Bakıyoruz, arkadaşlarımız, Türkiye’de emeklilerin geçim durumlarının
iyi olduğunu söylüyorlar. Soruyoruz: Değerli emekli kardeşlerim,
hanginiz gerçekten memnunsunuz bu aldığınız emekli maaşından? Hiçbiri
memnun değil. 4+4 vererek memuru memnun edemezsiniz. Bugün gıdalarda
bile yüzde 18 enflasyon varken, siz, biz enflasyonu tek rakamlara düşürdük,
diye şey yapamazsınız, söyleyemezsiniz, konuşamazsınız. Vatandaş
yaşıyor. Yaşadığını vatandaştan esirgeyemezsiniz. Doğal gazla
ilgili şu altı ayda yüzde kaç zam geldi? Vatandaştan bunu saklayabilir
misiniz? Petrole kaç lira zam geldi? Bunu vatandaştan saklayabilir
misiniz?
Tarım ürünleriyle ilgili konularda, tarım işçilerinin
çekmiş olduğu sıkıntıları görüyorsunuz. Hâlâ, tarım işçileri…
Eğer gezdiğinizde, Çukurova’ya gidin, naylon çadırlarda bu insanlar
çoluğuyla çocuğuyla gelmiş, perişan olduklarını, sosyal imkânlardan
yararlanma konusunda gerçekten mahrum olduklarını hiç görüyor musunuz?
Geliyorsunuz, Mecliste, köylülerimiz memnun,
işçilerimiz memnun, emeklilerimiz memnun, diye böyle bol keseden
laf atmanın sırası değil. Bu insanlar bizim insanlarımız.
Emeklinin sosyal olarak yaşayabilmesi için, bir
insanca yaşayabilmesi için, Avrupa Birliğine giderken Avrupa
Birliği ülkesinde bir emekli 1.000 euro alırken, biz hâlâ emeklilerimize
vermiş olduğumuz, Bağ-Kurlularda olsun, SSK olsun, diğer emeklilerimize
vermiş olduğumuz 400-500 milyonun lafını ediyoruz. Bunları alın, buyurun
çarşıya inelim, eğer iki tane fileyi doldurabilecek bir paraysa
ben de sizlerle olayım, ama, yok.
OSMAN KILIÇ (Sivas) – Kabul etmeyiz.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) – Sizler bol keseden atıyorsunuz.
Çünkü, siz halkla değil, siz gerçekten hortumcularla uğraşıyorsunuz.
Bunlardan vazgeçin, yapmayın bunları.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım biraz önce dedi
ki, biz bu Yasa’yı değiştireceğiz, tatmin edici bir rakam olarak emeklilere
verilen ikinci bir iş yaptıklarında… Sayın Bakanım, bu rakamın adı
nedir? Neredeyse yirmi gün sonra bu Yasa yürürlüğe girecek. Bugüne
kadar niye beklettiniz? Bu emeklilerin şimdiye kadarki sıkıntılarını
neden gidermediniz? Eğer giderilecekse bir an önce Meclise getirin.
Biz şu kadar kesmek istiyoruz derse… Oysa kesmeye de hiç hakkımız olmadığına
inanıyorum, çünkü, emekliler, artık yaşamlarının otuz-otuz beş yılını
emek vererek emekli olmuşlar, yaşamlarının sonunu daha mutlu geçirmek
istiyorlar. Bunlara engel olmaya, bunları dahi çok görmeye hakkımız
yoktur.
Değerli arkadaşlar, işçilerimizin durumunu
görüyoruz. Nakliyatçılarımızın ve şoförlerin durumlarını görüyoruz.
Bağ-Kur emeklilerinin durumlarını görüyoruz. Hele esnafın durumlarını
görüyoruz. Perişanlar. Ne kiralarını ne vergilerini ne de yaşamlarıyla
ilgili yeni bir birikimleri olmuyor.
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) – Maddeyle alakası yok
Başkan!
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) – Evet, tabii ki maddeyle
alakalı. Biz emeklileri görüşmüyor muyuz? Sosyal Güvenlik Yasası’yla
bu insanların insan olarak yaşamaları için daha fazla çalıştıklarının
karşılığını almaya hakları yok mu? Neden bu konuda ısrarcısınız?
Bu insanlar yıllarını vermiş, emek vermişler. Gelin bu insanlara sahip
çıkalım. Ek iş yapıyorlarsa yapsınlar. Çünkü, neden? Yokluk içerisinde
oldukları için, çocuklarını okutamadıkları için, kiralarını ödeyemedikleri
için bunlar çalışmak zorunda. Eğer biz bunları görmemezlikten geldiğimizde,
bu insanlara haksızlık etmiş oluruz.
Değerli arkadaşlar, tarım işçilerinin durumu.
Bugün tarım işçilerine baktığımızda, perişanlık içerisindeler.
Gelmişler, çadırlarda veyahut da toplu olarak ailece gelmişler, o
günkü yevmiyelerin durumuna göre on iki-on altı saat çalışıyorlar,
aldıkları yevmiyeleri belki de o günkü ekmek paraları dahi değil.
Bunların hiçbir sosyal güvencesi yok. Bunları sosyal güvenceye kavuşturmanın
yolu, bütün olarak, Sosyal Güvenlik Yasamız’la ilgili bu şemsiyeyi
genişletmek zorundayız.
Değerli arkadaşlar, köylülerimizin perişan olduğunu
söyledik ve bugün narenciye başta olmak üzere, pamuğuydu, fındığıydı,
pancarıydı, üzümüydü… Bu insanlar, artık, mahsullerinin karşılığını
alamıyor. Bir çiftçi kardeşimiz aradı. “Ben, portakal bahçemi söküyorum.
7 dönüm de tarlamı satmak zorunda kaldım. 2 tane çocuğum üniversitede
okuyor” diyor. Ee, bunları duyunca vicdanınız sızlamıyor mu? Bu köylülerin
alın terine yeteri kadar destek vermeyip, yeteri kadar bunların güvencesini
sağlamadığınızda, o çocuklarını okutmadığında bu köylünün psikolojisini,
ne duruma geldiğini görebiliyor musunuz? Çünkü göremezsiniz.
Siz, hep yukarıda, sizlerle ilgili, parası bol olan arkadaşları kanalıyla
Amerika’da çocuk okutanların temsilcisi olarak görülüyorsunuz. Elbette
ki, bunu gören halkımız sizlere gerekli cevabı vereceklerdir.
Eğer bugün biz, bu insanların çığlığına ses vermezsek,
hele bu kredi kartlarıyla ilgili 510 bin insan icraya verilmiş. 510
bin insan. Hani kredi kartlarına yardımcı olacaktınız? Bu kredi
kartlarını kullanan kimler? Memurlar, işçiler, emekliler, yoksul
kesim. Ee, bunlar nasıl geçinecekler. Özellikle, insanlarımızın
yüzde 25’i borçlu durumda. Bugün baktığımızda, kredi kartı kullananlar
21 milyar YTL, konut için kullananlar yaklaşık 20 milyar, araba kredisi
olarak 6,5 milyar YTL; toplam 47 milyar YTL civarında bu insanların
borcu var. Borçlu olarak yaşayamazlar. Bizler, eğer bu kredi kartları
konusunda yüzde 85 olan faizlerini hatta yüzde 115’e kadar çıkan faizler
konusunda hani biz bunların ödemede kolaylık yapılacağını, bu faizlerin
aşağıya çekileceğini söylemiştik, vaat etmiştiniz. Ee, gelin, bu
insanları icradan kurtarmanın yollarını, bu faizleri, yetkili
kurumlarla, bankalarla görüşüp… Bu kadar fahiş faizle altından
kalkamayacaklarını görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, bizler, Anavatan Grubu olarak,
yoksulluk neredeyse, yoksulların yanındayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
– Sayın Özcan, lütfen toparlar mısınız. Buyurun.
HÜSEYİN
ÖZCAN (Devamla) – Hırsızlığa, yolsuzluğa karşı, Ali Dibolara karşı
ant içtik, onların hesabını soracağız, bundan hiç kimsenin kuşkusu
olmasın, çünkü, orada yetimin hakkı var, alın teri var; şehitlerimizin
çocuklarının, orada hakkı var. Bu hakkı, haksızlara yedirmeyeceğiz.
Bizler, Anavatan Grubu olarak, inanıyoruz ki, bu ülkenin geleceğine
her yönüyle sahip çıkacağız.
Ayrımsız
bir ülke istiyoruz. Sağla, solla, birbiriyle çatışan, birbiriyle
boğuşan değil, herkesi kucaklayan bir yapı içerisinde, herkesi kucaklıyoruz,
kapımız açıktır.
Bunun
için, çıkıyorlar “yavru muhalefet” diye… Sizler belki yarın, yavru
muhalefet bile olamayacaksınız, çünkü, halkımız gösterecektir
sandıkta sizlere; nasıl kandırıldığının hesabını, inanıyoruz
ki, halkımız sizden soracaktır.
OSMAN KILIÇ (Sivas) – Seçimle mi geldiniz oraya?
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) – Seçimle… Biz, hukukun
olduğu yerde varız. Eğer hukuk yoksa, biz, hukukun olmadığı yerde
yokuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Özcan, teşekkür ediyorum.
ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) – Ya, nasıl olsa boş konuşuyor
ya!
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Ne demek “boş konuşuyor”
ya?
ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) – Boş konuşuyor. Yirmi
seferdir konuşmasının hepsi aynı.
BAŞKAN – Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen
Agâh Kafkas, Çorum Milletvekili.
Buyurun Sayın Kafkas. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AGÂH KAFKAS (Çorum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
Bugün, burada, bir sosyal yarayı saracak bir kanunun
son maddesini görüşüyoruz ve gerçekten, herkes bu yasayı bir şekliyle
de desteklediğini söylüyor, ama, hiç kimsenin yasa diye bir derdi
de yok. Herkes çıkıp, malum, bildiği konservesinde ne varsa onu açıyor
ve aynı konserveleri defalarca defalarca da dinlemek zorunda kalıyoruz.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Açıp açıp yiyorlar.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Şimdi, burada bu kürsü milletin
kürsüsü ve biz burada yemin ederek Mecliste duruyoruz. Her aklınıza
geleni her aklınıza geldiği gibi konuşamazsınız, ayıptır.
BAŞKAN – Sayın Kafkas, lütfen…
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Bu milletin gözünün içine
baka baka bunları söyleyemezsiniz.
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) – Sayın Başkan, kime söylüyor?
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Cumhuriyet hükûmetlerinin
hiçbirisi emperyalistlerin emrinde olmamıştır, bu hükûmet de emperyalistlerin
emrinde değildir. (AK Parti sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) – Kıbrıs’ta gösterdiniz işte.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Bunu söyleyen adam, akıl
yoksunu demektir. Çünkü, burada çıkacaksınız diyeceksiniz ki:
“Siz ekonomiyi rakamlarla açıklıyorsunuz.” Neyle açıklayacağız? Ekonomi
rakamdır ya, ekonominin dili rakamdır. Ekonomiyi rakamla açıklamayı
mantık dışı bulan adamın söylediği hiçbir sözün mantığını aramakta
zaten zorluk çekersiniz.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) – Dede Korkut masalıyla
açıklamak lazım(!)
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Sen çıkacaksın “tecavüzcü
hükûmet” diyeceksin. Kardeşim, sokak ağzını, lütfen sizin kulisinizde
bırakabilirsiniz, orada konuşabilirsiniz, ama yüce Meclise sokak
ağzını taşımaya hakkınız yok.
BAŞKAN – Sayın Kafkas… Sayın Kafkas…
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Lütfen Sayın Kafkas…
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Cumhuriyet hükûmetine hakaret
ederken, burada aynı duyarlılığı göstermiyordunuz.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) – Sokak ağzını en
iyi Tayyip’ten dinledik.
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, lütfen…
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Değerli arkadaşlarım,
“ekonomiyi rakamlarla açıklayamazsınız” diyor ve peşinden de diyor
ki: “İşsizlik yüzde 6 idi, 11’e çıkardınız.” Sen rakam özürlüsün be
kardeşim. Türkiye’de işsizlik hiç yüzde 6 olmadı. Ne zaman 6’ydı da biz
11’e çıkardık? Bizim geldiğimizde 11 küsurdu, şu anda 9. Sen rakamı
bilmiyorsun “ya sayı saymayı bilmiyorsun ya dayak yememişsin” derler
adama.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) – Sen yedin mi?
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Yani, onun için, bir defa… “Sağlığı
piyasalaştırdınız, eğitimi piyasalaştırdınız…” SSK işçisine,
SSK emeklisine, SSK’da sağlıktan yararlananlar, dün 63 milyon muayene
olurken, bugün 95 milyon muayene olacak, her türlü hastaneden yararlanacak
-üniversite ve bütün devlet hastanelerinden- ve ben, sağlıkta görevimi
yapmış adam olmayacağım. Yani sen, o zaman bu memlekette ve bu gezegende
yaşamıyorsun derler insana. Onun için…
Bir de şunu anlamıyorum: Biraz önce Sayın Bakan
tekrar Bağ-Kur emeklilerinden yapılan kesintilerle ilgili bir düzenlemenin
yapılacağını söylediği hâlde…
Beyefendi, telefonla konuşan kardeşim…
İZZET ÇETİN (Kocaeli) – Yasa yapılırken niye dinlemedin
Agâh?
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Söylerken, bunu söylerken…
RASİM ÇAKIR (Edirne) – Yasa yapılırken neredeydin
Agâh?
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) – Vatandaş Urfa’dan arıyor,
tebrik ediyor.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Bunu söylerken, sen, tekrar
çıkacaksın, aynı plağı, aynı yazılı metinlerde… Çünkü, bunların
ellerinde yazılı metinlerde var, yüzde 33’te sıkıntı var diye. Ee,
bunu düzelteceğiz… Bunu düzelteceğiz. Hâlâ aynı şeyi niye tekrar
ediyorsun?
RASİM ÇAKIR (Edirne) – O Yasa’ya parmağı kim kaldırdı
Agâh’çığım? Sen kaldırmadın mı?
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Şimdi, bakın, onun için…
RASİM ÇAKIR (Edirne) – Parmağı kim kaldırdı Yasa’ya,
sen kaldırmadın mı?
AGÂH KAFKAS (Devamla) – …burada bir düzenleme yapılacağı
söylenildiği hâlde, ellerindeki yazılı metinleri illa okuyacak
ya arkadaşımız, çıkıp tekrar tekrar aynı şeyi söylüyorsunuz.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Zamanında niye yapmadın?
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Hüseyin Bey, sana geliyorum…
BAŞKAN – Sayın Kafkas, lütfen, karşılıklı konuşmayın.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Hüseyin Bey sana geliyorum,
Hüseyin Bey sana geliyorum.
Sen durup dururken çıkacaksın burada “Senin yaptığını
Çorumlular yapmaz.” Sen kimsin ya Çorumluları ağzına alıyorsun? Çorumlulara
hakaret etmeye senin hakkın ne? Nasıl tevessül edersin buna? Nasıl
tevessül edersin? (AK Parti sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Sayın Başkan, hakaret
yok orada.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Çorum ANAP’ı iyi bilir, Çorum
Anavatanı iyi bilir, iyi de boy ölçüsü alır. O iyi de boy ölçüsü alır,
almıştır da boy ölçüsünü. Onun için, burada durup dururken “Senin
yaptığını Çorumlular yapmaz” gibi, hakaretamiz, bu ülkenin topraklarının
herhangi bir parçasını, Çorum da dahil olmak üzere, kimsenin aşağılamaya
hakkı yoktur, haddi de değildir ve gereken cevabı da alır.
Onun için, değerli dostlar, değerli milletvekili
arkadaşlarım; burada hepimiz cumhuriyete, cumhuriyetin değerlerine
sahip çıkacağız. Hâlâ AK Parti İzmir teşkilatının eğitim seminerinde
bir bilim adamı konuşmuş ve oradaki milletvekili, AK Parti Milletvekili
ve teşkilatı gereken tepkiyi vermiştir. Eğer Atatürk ilkelerini
korumak senin gibi rakam özürlülere kaldıysa vay geldi Atatürk ilkelerine…
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) – Sayın Başkan, bu ne ya!
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Ve Atatürk ilkelerinin teminatı
da biziz.
BAŞKAN – Sayın Kafkas… Sayın Kafkas…
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Cumhuriyetin değerlerinin
teminatı da biziz, hiç kimse bize rağmen, bize karşı bunları koruma…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) –Sayın Başkan,
ona niye müdahale etmiyorsun?
BAŞKAN – Bir saniye Sayın Milletvekilim…
Sayın Kafkas, lütfen, hiçbir sayın milletvekili
Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsünden konuştuğunu unutmasın.
Lütfen, Sayın Milletvekili.
ENVER ÖKTEM (İzmir) – Sayın Başkan… Sayın Başkan…
BAŞKAN – Lütfen Sayın Milletvekili, döner misiniz
ön tarafa.
ENVER ÖKTEM (İzmir) – Bu konuda bana söz vereceksiniz,
bana hakaret ediyor.
BAŞKAN –Oturur musunuz yerinize. Lütfen oturur
musun yerinize.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) – Agâh, otur yerine!
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) – Otur yerine!
BAŞKAN – Buyurun Sayın Kafkas.
ENVER ÖKTEM (İzmir) – Ağzından çıkanı kulağın
duymuyor!
BAŞKAN – Sayın Öktem, lütfen oturun.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Sayın Başkanım, burada
Atatürk ilkelerine hakaret etmeyi kimse aklından geçirmemiştir.
Cumhuriyetin bütün kazanımları bu ülkenin bütün insanlarının teminatındadır,
cumhuriyet hükûmetlerinin teminatındadır. AK Parti İktidarı olarak
hiçbir problemimiz yok ve bu kazanımları geliştirmek ve Atatürk’ün
hedeflerine götürmek çabası ve hedeflerine en yakın durma gayreti
içerisindeyiz ve bunun için…
NAİL KAMACI (Antalya) – Gayreti! Gayreti içindesin
daha!
AGÂH KAFKAS (Devamla) – …sen çıkacaksın, burada
çıkacaksın, eleştirildiği ve tekzip edildiği hâlde bunların istismarını
yapacaksın. Yok böyle bir şey.
Atatürk de cumhuriyet de bu ülkenin kazanımlarıdır,
hepimizindir. Kimse bunun üzerinden siyaset yapmaya kalkmasın diyor,
herkesi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kafkas.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Sayın Başkan…
İZZET ÇETİN (Kocaeli) – Sayın Başkan, sataşma
var.
ENVER ÖKTEM (İzmir) – Sayın Başkan, bana açıkça hakaret
etmiştir, söz istiyorum.
BAŞKAN – Oturur musunuz yerinize. Lütfen yerinizden.
Yerinize geçer misiniz.
Buyurun Sayın Güler.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Sayın Başkanım, Sayın Hatibin
konuşmasında… Ben Çorumlu hemşehrilerime hakaret etmedim.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) – Ama, söylediniz.
BAŞKAN – Sayın Güler, tutanakları isteyeceğim.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Şimdi konuştu.
BAŞKAN – Sizin tutanaklarınızı da isteyeceğim,
siz ne söylediniz ona bakacağım.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Ben ne söylediğimi iyi
biliyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Öktem, siz buyurun.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) – Sayın Başkan, tutanak
burada var.
BAŞKAN – Lütfen oturun…
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) – Var efendim, hazır
burada.
AGÂH KAFKAS (Çorum) – Tutanak burada Sayın Başkanım.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) – Çorumlularla ilgili
söylediği tutanakta var.
BAŞKAN – Sayın Dağcıoğlu, susar mısınız.
Sayın Öktem, buyurun.
ENVER ÖKTEM (İzmir) – Hakaret etti.
BAŞKAN – Ne diye hakaret etti Sayın Öktem?
ENVER ÖKTEM (İzmir) – “Özürlü” diyor. “Özürlü” ne anlama gelir?
BAŞKAN – Tutanakları isteyeceğim Sayın Öktem,
inceledikten sonra karar vereceğim.
NAİL KAMACI (Antalya) – Duymadın mı onu? Duymadınız
mı “özürlü”yü?
BAŞKAN – Sizin konuşmanızdan dolayı duymadım Sayın
Milletvekili. Susarsanız duyarım.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu
söz istemişlerdir.
Buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU
(İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerimin başında
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, bu yasanın görüşmeleri esnasında değerli
milletvekili arkadaşlarımızın çok etraflıca görüşlerini dinleme
fırsatını bulduk.
Değerli arkadaşlarım, aslında, bu kanun teklifi,
bir mağduriyetin giderilmesi ve bir yasal boşluğun doldurulması
amacına yönelik bir düzenlemedir. Açıkça konuşmak gerekirse, Mecliste
yarım saatlik bir mesai gerektiren bir kanun teklifidir, ama siz de
yakından şahit oldunuz ki, bu teklif epey bir süredir Genel Kurulumuzun
gündeminde tutuldu ve arkadaşlarımız görüşlerini burada ifade
ettiler. Yanlış anlaşılmasın, burası Meclisin kürsüsü, herkes, bu
Mecliste, bu kürsüde görüşlerini, her türlü çekinceden, her türlü
kısıtlamadan uzak, rahatlıkla dile getirmesi lazım, bu kürsünün
amacı ve misyonu budur.
Yalnız, değerli arkadaşlarım, belki uzun süre
Parlamentoda görev yapmış bir arkadaşınız olarak bazı şeyleri değerli
Genel Kurulla paylaşmayı kendimde hak olarak görüyorum. Şu tartışmaları,
biraz bu tartışmaların üzerine çıkıp, bu atmosferden sıyrılıp baktığım
zaman, gerçekten rahatsız oldum. Şimdi, burada o kadar büyük sözler
söylendi ki: “Cumhuriyeti yıkmak” “emperyalizmle iş birliği”,
Hükûmete burada benim telaffuz etmekten imtina ettiğim yakıştırmalar.
Bunlar, bu Mecliste, bu kürsüde sarf edilmesi gereken sözler değil
arkadaşlar. Onun için, bu sözleri sarf eden arkadaşlarımızın, bir daha
bu tutanakları okuduktan sonra aklıselim bir değerlendirme yapmalarını
kendilerinden istirham ediyorum.
Şimdi, Türkiye Parlamento tarihimiz, Meclis içerisindeki
tartışmaların, bu Parlamentonun toplum nezdindeki itibarını ne
kadar düşürdüğünü bize ispatlamıştır. Geçmiş dönemlerde, gün geldi,
Kızılay’da, parlamenterler, parlamenter rozetini takamaz oldular.
Buradaki bütün davranışlarımız emin olun halk nezdinde hem parlamenter
olarak hem de toplu olarak bu yüce çatının itibarını ne kadar koruduğumuzu
bize gösteriyor. Onun için, ben herkesten istirham ediyorum, buradaki
görüşlerimiz farklı olabilir, ama tartışma seviyemiz lütfen belli
bir seviyenin altına düşmesin.
Bir de değerli arkadaşlarım, biz bu Parlamentoya
-ben, epey oldu gireli- geldiğimizde buranın bazı teamülleri vardı,
bazı centilmenlik anlaşmaları vardı bizim de saygıyla karşıladığımız.
Mesela neydi: Milletvekilleri genel başkanlar hakkında konuşmazdı.
Genel başkanlar birbirleri hakkında konuşur, birbirlerine cevap
verirlerdi.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) – Bravo, bu doğru.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU
(Devamla) – Ama biz bu teamülü yıktık, epey süredir yıktık.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) – O tarafa…
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU
(Devamla) – Her iki grup için de söylüyorum. Şimdi genel başkanlara
direkt konuşmalar oluyor.
Şimdi, önümüzde bütçe görüşmeleri var, lütfen bunu
yapmayın veyahut da yapmazsanız iyi olur.
İkincisi, yasaların yürütme maddesinde ve yürürlük
maddesinde konuşulmazdı, eski parlamenter arkadaşlarımız var,
yürütmede, yürürlükte konuşulmazdı, hiç… Uluslararası sözleşmelerde
hiç konuşulmazdı. Ama, biz bu gelenekleri yıktık, bu teamülleri yıktık.
Şimdi…
HALUK KOÇ (Samsun) – O, temel yasadan sonra oldu
Sayın Bakan.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Her maddede soru da sorulmazdı.
BAŞKAN – Lütfen karşılıklı konuşmayalım.
Sayın Koç, lütfen…
HALUK KOÇ (Samsun) – Temel yasa dayatmasından sonra
oldu.
BAŞKAN – Sayın Koç…
HALUK KOÇ (Samsun) – Siz biliyorsunuz ıstırabı.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU
(Devamla) – Her maddede soru sorulmazdı. Yani, bu soru gelenek, şey
oldu, her maddede soru sorulur hâle geldi.
Bunlar, bizim geçmiş parlamentodan tevarüs eden,
bize intikal eden güzel geleneklerdi, bir centilmenlik anlaşmasıydı.
Bunların açıkçası aşınmasına ben üzüldüm. Ama umuyorum Parlamentomuz
tekrar bu eski güzel geleneklerine kavuşur.
Bir de, herhâlde erken bir seçim atmosferine girdik.
Arkadaşlar, daha var, 4 Kasıma epeyce bir zaman var. Yani, bu ağır tempoyla
hiçbirimiz yaşayamayız. Bu Parlamentoyu da taşıyamayız, bu toplumu
da bu ağır yükle 4 Kasıma kadar taşıyamayız.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Yapalım martta, olsun bitsin!
Nasılsa havaya girdik yani.
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Martta, nisanda yapalım,
bitsin.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU
(Devamla) – Hayır, bu kadar uzun bir seçim dönemine ne fert olarak bizler
dayanabiliriz ne toplum, buna dayanamaz.
Bizim hep birlikte çözmemiz gereken bu toplumun
önemli gündem maddeleri var. Gelin, yoksullukla savaşalım, yolsuzlukla
savaşalım, işsizlikle savaşalım. Bunlarla, hep beraber, hiç parti
farkı gözetmeden savaşabiliriz, mücadele edebiliriz. Cehaletle
savaşalım. Bunları yapalım.
Onun için, tekrar, ben, hepinizden rica ediyorum,
belki, bu, haddimi biraz aşmak oldu, aştıysam da kusura bakmayın. Ama,
lütfen, böyle, cumhuriyeti yıkmak gibi, emperyalizmle iş birliği
gibi, yani, burada hiçbirimizin içinden isteyerek söylemediği
yakıştırmaları yapmayalım.
Bu ülkenin her ferdi azizdir, her ferdi bu devletin
sonsuza kadar yaşaması konusunda hemfikirdir. Anayasa’ya hepimiz
bağlıyız, yemin ettik. Oradaki cumhuriyetimizin temel niteliklerini,
milletimizin vazgeçilmezlerini koruma konusunda hemfikiriz. Bu
toprakların…
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Başbakanlık Müsteşarı
öyle düşünmüyor Sayın Bakan.
BAŞKAN – Sayın Ercenk…
TUNCAY ERCENK (Antalya) – “Laiklik yeniden yorumlanmalı”
diyen, Meclis Başkanı.
BAŞKAN – Lütfen Sayın Ercenk…
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU
(Devamla) – Bu toprakların bize bıraktığı güzel miraslar var. Onun
için, lütfen, bu kısa gerginlik ortamını devam ettirmeyelim ve ülkemizin
geleceği için, herkes, elinden gelen katkıyı versin diyorum ve bu kanun
teklifine yapmış olduğunuz katkılardan dolayı hepinize teşekkür
ediyorum.
Sigortalılarımıza hayırlı olsun diyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Madde üzerinde, şahsı adına söz isteyen Ünal Kacır,
İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Kacır. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz yasa teklifi üzerinde, 5’inci maddede şahsım
adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
ERDAL KARADEMİR (İzmir) – Ne gerek var, Bakanı
dinlemediniz mi?
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Sayın Bakan ne dedi size
biraz önce?
ÜNAL KACIR (Devamla) – Değerli Bakanımızın izah
ettiği gibi, toplumun bir yarasını birlikte sarıyoruz. Güzel bir
teklif olduğuna inanıyorum. Bu teklifin detayıyla ilgili görüşlerimi
daha önceki maddelerde söyledim. Buradaki tenkitlere cevap vermeme
de artık bu saatten sonra lüzum kalmadı.
Bu teklif yasalaşıyor. Desteğinizden dolayı hepinize
teşekkür ederken, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kacır.
Madde üzerinde soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın Özdoğan, buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) – Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Aracılığınızla Sayın Bakana, birkaç…
BAŞKAN – Sayın Özdoğan, lütfen, sorularınız -diğer
soru soracak sayın milletvekillerine de söylemek istiyorum- maddeyle
ilgili olsun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) – Tamamen maddeyle ilgili.
BAŞKAN – Buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) – Sayın Bakan, bilindiği
gibi benzer iş kollarında Avrupa ülkelerinde çok daha az iş kazası
gerçekleşmektedir. Bunun sebebi, Avrupa’da hükûmetlerin iş yerlerini
kontrol ve gerektiğinde müeyyide uygulama konusundaki kararlı
tutumlarıdır. Bizde ise, her sene, yüzlerce ocak iş kazaları nedeniyle
çökmekte, onulmaz yaralar açılmaktadır. İş kazalarını engelleyecek
çalışma koşulu standartları hükûmetinizce hangi mekanizmalarla
kontrol edilmektedir? İktidarınız boyunca hangi firmalara hangi
ölçüde kontrol ve ceza uygulaması gerçekleşmiştir?
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özdoğan.
Sayın Güler, buyurun.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Bakanımı dinledikten sonra, yasama, denetleme
ve soru-cevabı bu Mecliste bir sorulana birbuçuk yıldan, iki yıldan
önce cevap verilmediğini de hatırlatmam gerekiyor Sayın Bakanıma.
Çünkü, milletvekilleri olarak, halkın ve milletin merak ettiği soruları
kamuoyuyla paylaşmak bizim temel görevimizdir diye düşünüyorum.
Bunu küçük bir anekdot olarak hatırlatmak istiyorum.
Eğer sataşmaya yanıt verdirecekseniz, buradan
kısmen verebilirim, yoksa, sorularıma geçeceğim Sayın Başkan.
Şimdi, Bağ-Kurlu sayısı ne kadardır Sayın Bakanım?
Bağ-Kurlulardan ne kadarı hiç prim ödememiştir? Borçlu Bağ-Kurluların
2007 yılında genel sağlık sigortasından sağlık hizmetlerini alıp
alamayacağını bu ülkemde hepimizin bilmesi gereken bir sorun. Dördüncüsü,
emeklilerden kaç kişi banka kredisi çekmiştir ve kaçının maaşlarına
haciz işlemi yapılmıştır? Bugün, tarım işçileri kamyonlarla veya
traktörlerle insanlık dışı taşınırken, bunların insanca taşınabilmesi
için ne gibi bir çalışma ve tedbirler vardır?
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, Çorum’la ilgili ben kısmen şunu
açıklayayım müsaade ederseniz. Soru yok zaten, Sayın Bakanım da yazılı
verecek.
BAŞKAN – Sayın Güler, lütfen… Soru sormak için kullanacaksınız.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Tamam o zaman.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Güler.
Sayın Öğüt.
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum;
aracılığınızla Sayın Bakanıma iki soru soracağım.
Birincisi: Geçen bütçede de sormuştum, Ardahan’da
Sosyal Sigortalar Kurumunun binası yok. Kurum, şu anda orada kirada
duruyor. Bu yılbaşında da sözleşmesi bitiyor. Ardahan’da da Kuruma uygun
bina olmadığı için, hakikaten Kurum zor durumda. En kısa zamanda
Sosyal Sigortalar Kurumuna bir bina yapılacak mı?
İkinci sorum: İşsizlik sigortasında biriken ne
kadar para var? Ne kadar, işsizlere para ödendi birikenlerden?
Diğer kalan para, nerede, nasıl değerlendiriliyor?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Öğüt.
Sayın Oral...
V. HAŞİM ORAL (Denizli) – Sayın Bakanım, öncelikle
deminki konuşmanız için size teşekkür ediyorum.
Yalnız, sizin iyi dileğinizden, temenninizden
hiç şüphem yok. Bu yüzde 33’lük oranın geri çekileceğini söylediniz.
Bunu kabul ediyorum. Yani, tekrar aynı soruyu soracak değilim, ama
bu yüzde 33’ü neye göre belirlediniz? İlk sorum bu. Yani, hangi ölçütleri
aldınız?
İkincisi: Sizin bu konudaki… Yani, tabii ki, bu,
Maliye Bakanıyla konuşulacaktır, Bakanlar Kurulunda konuşulacaktır,
bunun nereye kadar çekileceği konusunda... Çünkü, 7 milyon emeklinin
yaklaşık 3 milyonu çalışıyor. Dolayısıyla, sizin buradan vereceğiniz
ciddi bir rakam, sanıyorum insanların önünü de açacaktır. Yani, insanlar
belirsizliği yaşamasınlar diyorum. Ölçüt nedir, bundan sonraki
ölçüt ne olacaktır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Oral.
Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, Bağ-Kur prim borçlarını yeniden yapılandırma
sürecinden de şartları elvermediği için yararlanamayan çok sayıda
vatandaşımız, devlet hastanelerinden tedavi hizmeti, sağlık hizmeti
alamıyor.
Son olarak, 2006 yılının bu son ayında, Sinop ilinde
bir muhtarımız otuz yıllık karısını bu yüzden boşamak zorunda kaldı.
Bu sosyal yaraya, biraz önce çok iyi niyetle yaptığınız ve benim de
altına imza atacağım konuşmaya dayalı ve bir hemşerimiz, eniştemiz
olarak hüsnüniyetinize, iyi niyetinize de güvenen bir arkadaşınız
olarak, bu yaraya da el atacak mısınız? Bu tür sorunları nasıl çözeceksiniz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Altay.
Sayın Bakan, buyurun.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU
(İstanbul) – Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; soru soran değerli
milletvekillerimize katkıları için çok teşekkür ediyorum.
Bu emeklilerden kesilmesi düşünülen yüzde 33’le
ilgili arkadaşlarımız soru yönelttiler. Yani, bir bölümü en azından
anlaşıldı, ona memnunum, yani, bu konuda bir düzenleme yapacağımızın
anlaşılmış olmasından. Ama, şu an itibarıyla bu oran konusunda hangi
noktada bir karara varılacak, bu, benim Bakanlığımın dışında diğer
bakanlıkları da ilgilendiren bir konu olduğu için bir rakam veremiyorum.
Bu konuda bürokrat arkadaşlarımızın bir çalışması var. Zaten bu
yasa 2007 yılında yürürlüğe gireceği için, yani, önümüzdeki bu on
beş gün içinde… Yani, yarından itibaren yüzde 33 kesilecek gibi bir
durum yok. Yani, kimse bugüne kadar mağdur olmadı, bu süreçte de mağdur
olmayacak.
Yüzde 33’ü nasıl buldunuz, nasıl bulundu? Bildiğiniz
gibi, Bağ-Kurlulardan, emekli aylıklarından yüzde 10 destek primi
alıyorduk, diğer SSK’lılardan ise yüzde 30 nispetinde prim alınmakta
idi. Yani, buradaki düşünce: Çalışanların, diğer çalışanların
sisteme vermiş oldukları prim oranı en düşüğü yüzde 33, yani, çalışanlara
eşit bir orana getirilmek amaçlandı yüzde 33’ü bulurken. Burada da,
tabii, bütün emekliler, değerli arkadaşlarım, bu işin içerisinde
değil. Örneğin, tarım sigortalıları emekli olsa bile, bu yüzde 33
veyahut da yeni alınacak prime tabi değil. Eğer vergiden muafsa, yine
bu emeklilerimiz de bu yeni düzenlemeye tabi değillerdi. Kimler
tabi olacaktı? Şirket ortakları, şirket ortakları ve vergi mükellefi
olan Bağ-Kur emeklileri.
Şimdi, bu, aslında çok tartışılacak bir konu. Belki, hepimizi, geldi,
etkiledi bu konu ama... İki işletme düşünün, birini emekli işletiyor,
birini emekli olmayan işletiyor; yani, ikisi arasındaki rekabeti
ve maliyeti düşünün.
Bir de, esas, burada -bunu çok açık ve çıplaklığıyla
konuşmak lazım- Türkiye’deki emeklilerin kompozisyonuna baktığımız
zaman, yüzde 60’ı, yüzde 62’si genç emekli. Şimdi, genç emekli ne demek:
Hem sisteme prim ödemiyor hem de sistemden aylık almak suretiyle sosyal
güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği açısından çok tartışılması
gereken bir durum yaratıyor.
Şimdi, geçmişe dönüp, niye bu genç emekliler, kim
yaptı, nasıl yaptı, bu popülizm miydi, bunlara girmek istemiyorum;
buna girmenin de, hiç kimseye, hiçbirimize faydası yok. Ama şu gerçeği
biliyoruz ki: Emeklilerimizin yüzde 60’ı-62’si -Emekli Sandığında
bu süre daha fazla- genç emekli.
Peki, genç emekli olduğu zaman, geride, bu genç işsizlerin
durumu ne olacak? Yani, onlar bir örgütlü olmadığı için, onlar size
ulaşamadığı için, onlar seslerini duyuramadığı için, bu genç işsizlerin
hakkını koruma konusunda bir hassasiyetimiz olmayacak mı? Olacak.
Yani, biz, işte, sorumlu mevkide insanlar olarak meselenin tüm taraflarını
düşünüyoruz. Ama, geldiğimiz noktada, yüzde 33’ler konusunda bir
düzenleme yapıldığını bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyorum.
Burada, niye o zaman dinlenmedi, veyahut da -burada
bir arkadaşımızın söylediği gibi- sivil toplum örgütleri gereken
hassasiyeti göstermedi, gibi ifadeler kullanıldı. Bunların da
doğru bir yaklaşım olduğu kanaatinde değilim.
Değerli arkadaşlarım, her şey bir tarafa, hepimiz,
çalışanıyla, emeklisiyle, bu milletin aziz fertlerini mutlu etmek
için görev yapıyoruz. Bizim sorumluluğumuz bu. Onun için, hiçbir
hükûmet emeklisine zulmetmek istemez, çalışanına zulmetmek istemez;
imkânlar ölçüsünde, emeklisinin, çalışanının, herkesin, bütün vatandaşlarının
yüzünü güldürmek, onlara refah konusunda imkân sağlamak için çalışır.
Bu Hükûmet de, aynı anlayış içerisinde, aynı hassasiyet içerisindedir.
Sayın Özdoğan iş kazalarıyla ilgili bir soru yöneltti.
İş kazaları ve meslek hastalıkları da çalışma hayatımızın önemli
bir sorunudur. Özellikle inşaat sektöründe ölümlü kaza sayısının
çok olması, bu sektörde bizim daha hassas olmamızı gerektirmektedir.
İş sağlığı, güvenliği ve iş müfettişi arkadaşlarımız, inşaat sektörü
ve yer altındaki maden, taş ocakları gibi diğer hassas sektörlerdeki
teftişlerini ve denetimlerini yoğun bir şekilde yapmaktadırlar.
Biz Hükûmete geldiğimizde bir daire başkanlığı seviyesinde olan İş
Sağlığı ve Güvenliği birimimizi genel müdürlük seviyesine çıkardık,
yeni uzman arkadaşlarla takviye ettik; ayrıca, sosyal taraflarla
birlikte İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyini kurduk. Bu konuda, çeşitli
bölgelerde, bir duyarlılaştırma ve iş kazaları ve meslek hastalıklarına
karşı toplumda bir hassasiyet yaratmak için, sivil toplum örgütleriyle,
sendikalarımızla yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Bu konudaki
mağduriyetleri, iş kayıplarını ve ölümlü kazaları en aza indirmek
istiyoruz.
BAŞKAN – Sayın Bakan, süre tamamlanmıştır.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU
(İstanbul) – Zamanım doldu zannediyorum. Diğer sorulara da…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Muhtar ne olacak Sayın Bakan?
BAŞKAN – Lütfen Sayın Altay…
Sayın Bakan…
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU
(İstanbul) – 2007’den sonra, inşallah, yeni genel sağlık sigortası
sistemimizde hiçbir vatandaşımız genel sağlık sigortası güvencesi
dışında kalmayacak. Bunun için uğraşıyoruz. Kapsama bütün vatandaşlarımız
girsin. Hatta, yabancılar bile bu sistemden, bu güvenceden istifade
etsin anlayışıyla, çok geniş bir güvencesi olan genel sağlık sigortası
yüce Meclisimizin onayıyla buradan geçti.
İnşallah, 2007 yılı ve daha sonraki yıllarda bunu
uygulayarak Türkiye’de sağlık alanındaki yaşadığımız sıkıntıları
gidermeyi hep birlikte başaracağız diye düşünüyor, yüce Meclisi
ve Sayın Başkanımızı, Başkanlık Divanını saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Şimdi, oyunun rengini belli etmek üzere ve lehte
olmak üzere Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan söz istemişlerdir.
ENVER ÖKTEM (İzmir) – Söz hakkı istemiştik.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Oylamadan evvel sataşmaya
söz hakkı verecek misiniz?
BAŞKAN – Niye acele ediyorsunuz? Tutanaklar gelecek
Sayın Milletvekilim.
Buyurun Sayın Kandoğan.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum. Görüşülmekte
olan kanun teklifiyle ilgili olarak oyumun renginin olumlu olduğunu
ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, bizler, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde görev yapan milletvekilleri olarak toplumumuzun
meselelerini, problemlerini ve çözüm yollarını elbette bu kürsüden
tartışacağız. Yalnız, bu tartışmayı yaparken, burada söylediğimiz
her sözün tutanaklara geçtiğinin bilinmesinde fayda var.
Şimdi, bu kanun, uzun zamandan beri mağdur olan bir
kesimin, mağduriyetini gidermek için hazırlanmıştır ve inşallah,
hep beraber, bizlerin de oylarıyla biraz sonra kabul edilecektir.
Yalnız, bu kanun vesilesiyle burada söylenen bazı
hususlarla ilgili de düşüncelerimi -Sayın Bakanım da burada
iken- iletmek istiyorum. Öncelikle bir milletvekilimiz, işsizlikle
ilgili olarak “Türkiye’de hiç 6-6.5’lar seviyesinde işsizlik olmamıştır.
Nereden bunu çıkarıyorsunuz?” diye ifadelerde bulunmuştur. Ben,
bu milletvekiline buradan bildirmek istiyorum ki, 2000 yılının işsizlik
rakamları, resmî rakamları yüzde 6,5’tur ve bu senenin rakamları, o
söylediğiniz rakamlar, yüzde 9 rakamı da yanlıştır. Bu senenin ilk
sekiz aylık işsizlik rakamları yüzde 10’dur ve yıl sonuna doğru bu
rakam daha da artacaktır. Devraldığınız Türkiye’de işsizlik rakamları
yüzde 10,3’tür ve bu senenin sonunda bu rakam yine 10,3’ün üzerinde
olacaktır. Sizin orta vadeli programınızda…
AGÂH KAFKAS (Çorum) – 9,8; 9,8…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – Sayın Kafkas, dinler
misiniz.
…orta vadeli programınız, Bakanlar Kurulunun
hazırladığı programda 2007 yılı hedefiniz 9,8’dir. Yani, daha 2007
yılında, siz, 9,8’i hedefliyorsunuz. Bunu yapabilmeniz de mümkün
değil. Yani, onun için bu seneki işsizlik rakamları, o söylediğiniz
9 rakamları değildir, bunu öğrenin.
İki: Hep söyleniyor büyüme rakamları, “bu kadar
büyüdük…” Tebrik ediyorum ve bundan da mutluluk duyuyorum, büyümeden.
Ancak, sanki, geçmişte hiç büyümemiş gibi bir durum söz konusu.
Bakınız, size bu rakamları vermek istiyorum:
1995’te yüzde 8 büyümüş, 96’da 7,1; 97’de 8,3; 98’de 3,9; 99’da 6,1; 2000’de
6,3. Bunlar, Türkiye’nin büyüme rakamları. Cumhuriyet kurulduğundan
2002 yılına kadar Türkiye’nin ortalama büyüme rakamları 4,5’tur.
Yani, güçlük olan yılları da göz önüne alacak olursanız, 4,5’tur.
İhracatta rekor… Güzel! Tebrik ediyorum. Ama, Türkiye’de,
her yıl, geçmişten günümüze, ihracat rakamları, bir önceki yılın
rakamlarından yukarıda olmuştur. Yani, günümüze kadar her yıl rekor
kırılmıştır. Ama, burada, dikkat etmeniz gereken bir husus var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – Son cümlemi söyleyeyim.
BAŞKAN – Uzatılması yok Sayın Kandoğan. Zaten,
oyunuzun rengini belli etmek üzere Tüzük’ün 86’ncı maddesine göre
söz istediniz. Tüzük’ün 86’ncı maddesi “Bu konuşma kısa, açık ve gerekçeli
yapılır.” diyor Sayın Kandoğan.
Teşekkür ediyorum.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) – Ben teşekkür ediyorum.
MUSA SIVACIOĞLU (Kastamonu) – Rengi?
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) – Söyledim.
BAŞKAN – Teklifin tümünü oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Teklif kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
5’inci sırada yer alan, Diyarbakır Milletvekili
Osman Aslan’ın, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
İçişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
5.- Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan’ın; Terör ve Terörle Mücadeleden
Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/843) (S. Sayısı: 1241) (x)
BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 1241 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına söz isteyen Mesut Değer, Diyarbakır Milletvekili.
(x) 1241 S. Sayılı
Basmayazı Tutanağa eklidir.
Buyurun Sayın Değer. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MESUT DEĞER (Diyarbakır) – Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce, Diyarbakır’da
subay lojmanının kalorifer kazanının patlaması sonucu ölen vatandaşlarımızın
ailelerine başsağlığı, yaralılar için de hayırlı şifalar diliyorum,
Türk Silahlı Kuvvetlerimize de geçmiş olsun dileklerimi arz ediyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Terör ve Terörle
Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
5233 sayılı Kanun’un geçici 1’inci maddesinde
iki yıllık süre dört yıla çıkartılmaktadır. Geçici 3’üncü madde ile
bir yıllık ek süre ve Bakanlar Kurulunun, bu süreyi, her defasında,
bir yılı aşmamak üzere uzatabileceğinden süre uzatımına gidilmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, getirilen
bu süre uzatımı yönündeki kanun değişiklik teklifine kabul oyu vereceğimizi
öncelikle belirtmek isterim.
5233 sayıl Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların
Karşılanması Hakkında Kanun’a ek geçici 3’üncü maddesi eklenmesi
uygulamadan doğan zorunluluktan hasıl olmuştur ve zorunlu ek süre
verilmesi gündeme gelmişti. Kanun’un uygulanması ve sıkıntıların
ortadan kaldırılması açısından bu ek süre verilmelidir.
Bu ek süre niçin talep edilmektedir? 81 ilde terörle
mücadeleden dolayı kurulan terör zararlarının tespiti yönünde
79 ilde zarar tespit komisyonları kurulmuştur ve bugün de 104 komisyon
görev yapmaktadır.
Ekim 2006 sonu itibarıyla terör ve terörle mücadeleden
doğan zararların karşılanması yönünde, Türkiye genelinde, 223
bin başvuru yapılmıştır. Başvuruların daha çok Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde ve bölgelerin belirli illerinde yoğunlaştığı
görülmektedir. İller sıralamasında Diyarbakır, Hakkâri, Şırnak,
Bingöl ve Tunceli ilk beş sırada gelmektedir ve özellikle Olağanüstü
Hâl Bölgesindeki iller önemli başvuru yapan illerimizdir. Sulh yoluyla
başvuru yapanların sayısı ise Haziran 2006 itibarıyla 194 bin, Ağustos
2006 itibarıyla 220 bin, Ekim 2006 itibarıyla 225.773 adettir. Karara
çıkan dosya sayısı 44.639’dur Ekim 2006 itibarıyla. 17.593 başvuru sahibinin
zararlarının karşılanması yönünde yetkili komisyonlarca karar
verilmiştir. Yani, sonuçlandırılan dosya sayısı yüzde 15-yüzde 20
civarındadır.
2006 yılına kadar -bugüne kadar- terör ve zarar
tazminatı ödenmesi: 140 milyon 768 bin 961 YTL para terörden mağdur
olan vatandaşlarımıza tazminatlar şeklinde ödenmiştir. Bu kadar
başvuru nedeniyle, başvuruların erken sonuçlanmasının önünde engel
oluşmuştur. 5233 sayılı Kanun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi için
yeni bir iç başvuru yolu üretildiği için, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
yükünde ciddi düşüşler olmuştur. Bu nedenle, zarar tespit komisyonlarının,
geçen sürede yoğun çalışmaları sonucunda, bu süre yetmediği için
ek bir süre talep edilmiştir. Komisyona başvuru tarihinden itibaren
iki yıl içinde başvurunun sonuçlandırılacağı, 5233 sayılı Kanun
ile düzenlenmiştir.
Başvuruların yoğun olduğu illerde özellikle
-yani Olağanüstü Hâl Bölgesi illerimizde- kadastro çalışmalarının
tamamlanmamış olması, bilgi ve belge teminindeki güçlükler, zararların
tam ve doğru tespit amacıyla başvuruların mahallinde keşif incelemesinin
gerçekleştirilmesi; komisyonların başarılı çalışmalarına rağmen,
iki yıl içinde sonuçlandırılamayacağı, komisyonların daha etkili
ve verimli çalışmalarına katkı sağlayacağı düşüncesiyle, bu madde
kapsamında yapılan başvuruların sonuçlandırma süresinin uzatılmasına
yönelik olarak bu kanun teklifi hazırlanmıştır. Ancak, burada 5233
sayılı Kanun’da, geçen iki yıllık süreçte uygulamadan doğan aksaklıklar,
sıkıntılar ve sorunlara değinmeden de geçemeyeceğim.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan
Zararların Karşılanması Hakkında Kanun, tasarı hâlinde Meclise
ilk geldiğinde ve o gün ortaya koyduğumuz kanundaki mevcut eksiklikler
ve yapılması gerekenler, Cumhuriyet Halk Partisinin ikazları,
Hükûmet tarafından değerlendirmeye alınmamıştır. Bugün, bazı aksaklıkları,
yani kanundan doğan sıkıntıları geçen iki yıllık süreçte yaşamazdık.
Bugün de bu ek sürenin uzatılmasına gerek kalmayacaktı. Bir kez daha,
Kanun’dan doğan ve uygulamada yaşanan aksaklıklara değinmekte
fayda vardır. Zira gelecekte bir sorun yumağı olarak tekrar önümüze
gelecektir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 5233 sayılı
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki
Kanun’u irdeleyelim. Kanun uygulamasındaki illere göre birkaç
örnek verirsek:
Bingöl ilimiz: Zarar tespit komisyonu tarafından
başvurusu kabul edilenlere takdir edilen tazminat miktarları günün
ekonomik koşullarına göre çok düşüktür. Müracaatçı evini kaybetmişse,
aynı talebi hiçbir zaman değerlendirilmeyerek, 50 metrekarelik
evine 5 bin YTL gibi komik bir miktar karar verilmiştir.
Kişinin, ahır, samanlık, ağıl, bahçe, ağaç ve diğer
tarımsal ürünleri dikkate alınmamaktadır. Bunlarla ilgili maddi
tazminatlar verilmemektedir.
1987 öncesi göç iddiasıyla başvurucuların talepleri
reddedilmektedir. Örneğin, Bingöl ili Genç ilçesi Yolaçtı köyünün
zararlarının karşılanması için zarar tespit komisyonuna başvuran
(A) şahsın çocukları 1987 yılından önce Diyarbakır ilinde doğmuşsa,
(A) şahsın köyde evinin bulunduğu, evini terk ettiği için evinin yıkıldığı,
komisyon tarafından görevlendirilen bilirkişilerce tespit edilse
dahi, (A) şahsın başvurusu, 1987 öncesinde göç ettiği varsayılarak
reddedilmektedir. Özelde, Yolaçtı köyü başta olmak üzere, benzer
durumda olan diğer köylerle ilgili olarak zarar tespit komisyonun
yapılan, Yolaçtı köyü idari olarak Bingöl iline bağlı olmasına rağmen
Diyarbakır iline coğrafi olarak yakın olduğu, burada yaşayan kişilerin
birçoğunun ekonomik, sosyal ve bu gibi faaliyetlerini Diyarbakır
ilinde icra ettikleri yönündeki itirazlar dikkate alınmamaktadır.
Yani, zarar görenin evli olmaması veya çocuğunun başka yerde doğması
veya kendisinin nüfus kaydının başka yerde kayıtlı olması gibi yasada
olmayan ve nerede bulunduğu da anlaşılamayan hukuk dışı zorlamalarla,
zarar görenin aleyhine olacak şekilde kararlar çıkmaktadır.
Komisyon, olay tarihinde evli olmayan kişilerin
zararlarını karşılamamaktadır. Zarar tespit komisyonu, olay tarihinde
başvurucunun evli olmaması hâlinde, mülkiyeti bulunsa dahi başvurucuların
zararlarını karşılamamaktadır.
Komisyon tarafından istenilen belgeler, kanunda
bile belirtilmeyen belgelerdir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu tam
uygulanmayarak, kişinin zamanında ulaştıramadığı evraktan dolayı
dosyası reddedilmekte, usuli basit eksiklikler nedeniyle hak kaybı
olmaktadır. Zarar görenin evli olmaması veya çocuğunun başka yerde
doğması veya kendisinin nüfusunun başka yerde kayıtlı olması gibi
yasada yeri olmayan kanun dışı veriler kullanılmaktadır.
Halk diliyle anlatırsak, doğum yapmayın, çocuk
doğurmayın, yani, köyün yakıldı, yıkıldı, göç ettin; Genç ilçesiyle
bitişik ilin Diyarbakır’a gittin; 1989, 1990, 1991, Diyarbakır’da bu
yıllarda çocuğun doğduysa, doğum nedeniyle çocuk Diyarbakır nüfusuna
mecburen kayıtlı olacak. Yıllarca köyüne gidemedin, evin de var,
evin de yakıldı, yıkıldı, terör mağdurusun, bu da ortada, İçişlerince
“Efendim, çocuğun Diyarbakır doğumlu, sen köyü terk etmişsin, tazminat
alamazsın.” denilmektedir. Vatandaşımız unuttu herhâlde, İçişlerinden
bir gün doğum yasağıyla karşılaşacak. Bugün, vatandaşımız, terör
yerine AKP mağduru durumundadır. Sayın Bakanım, bu hukuksuzluğun
da ivedi olarak giderilmesi gerekir.
İlimiz Tunceli: Zarar hesaplamasında hayvancılık
değerlerinin hesaba katılmamasıdır. Bölgede hayvancılık en büyük
geçim kaynağıdır, bu da dikkate alınmamaktadır. Keşiflerde ve hazırlanan
bilirkişi raporları da komisyonca dikkate alınmamaktadır. Bilirkişi
raporunda yer alan miktarlar en az yüzde 50 oranında azaltılmaktadır,
komisyonun takdir yetkisidir; nedense, bu takdir yetkisi, hep köylünün
aleyhine yapılmaktadır. Tunceli’de 19 bin civarında müracaat vardır.
Karara çıkan dosya sayısı 1.900’dür. Verilen kararların üçte 4’ü
rettir. Karar verilen dosyaların kabul oranları son derece düşüktür.
Komisyon, faili meçhul cinayet ve kayıp mağdurlarına tazminat ödememektedir.
Failleri kim olursa olsun, bu ölümlerin sebebi terör ortamıdır. Bu
nedenle, bu durum hukuka aykırıdır.
Bütün illerimizi anlatabilirim, ancak zamanımız
sınırlıdır, bu nedenle son ilimiz Diyarbakır: 5233 sayılı Kanun ile
kurulu zarar tespit komisyonlarında uygulamadan doğan sorunlara
bakarsak, yapılan keşiflerden örnekler verelim. İlçe komisyonları
köylerde keşif yaptığı sırada komisyonda tek inşaat bilirkişisi
olduğu hâlde, iki ve bazen üçe ayrılarak tespitler yapılmaktadır. Bu
durum da, uzmanı olmayan personellerce takdir edilmektedir. Bu da
mağduriyete yol açmaktadır.
5233 sayılı Yasa’yla açıkça delil olarak sayılan
beyan delili dikkate alınmamaktadır. Köylerde yapılan keşifler
sırasında, başvurucuların tarım arazileri gezilmemekte, ölçüleri
alınmamaktadır. Memleket haritasından elde edilen toplam arazi
miktarları, muhtar ve keşif ekibince köylüler arasında rastgele bölüşülerek
keşif zabıtlarına geçirilmektedir. Keşif yapan ekip, köylerde mevcut
meyve ağaçlarının tespitini yapmamaktadır. Başvurucuların daha
sonra keşiflerde tespit edilen mal varlıkları, dilekçelerinde
açıkça belirtilmedikleri gerekçesiyle keşif zabıtlarına işlenmemektedir.
Tazminat esas verilerinden örnekler verirsek:
Keşiflerde tespit edilen yapıların tamamı taş duvar ve çamur harçlı
olduğu hâlde, tazminat hesabına “kerpiç yapı” olarak ele alınarak
tazminat tutarları belirlenmektedir. Kerpiç yapı için tazminat
miktarlarından yüzde 45 indirim yapılırken, taş duvarlı yapıda bu
indirim oranı yüzde 32’dir. Evlerin gerçek durumuna bakılmaksızın,
yüzde 30-yüzde 45 arasında yapılan bir tazminat indirimine gidilmektedir.
Ağaç bedeli uygulamasında, her bir ağaç için 20
YTL takdir edilmektedir. Oysa 5233 sayılı Yasa, takdir hakkından ziyade
bilimsel ve teknik hesaplamayı öngörmektedir. Unutmayalım ki, bir
ceviz ağacının bugünkü rayiç bedeli 500 YTL’dir ve bu ceviz ağacının
bir yıllık üründen getirdiği gelir de ayrıca hesaplanmalıdır.
Fak Fuk Fon, Sosyal Yardımlaşma Vakfı gibi yardım
kuruluşlarının, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, ihtiyacı olan vatandaşlarımıza
ayni veya nakdî yardım yapabilmektedir. Alınan bu yardımlar, faiziyle
beraber güncellenerek, ortaya çıkan tazminatlardan mahsup edilmektedir.
Devletin, sosyal karakteri niteliği gereği, fakir ve ihtiyaç sahibi
kişilere yaptığı bu yardımlardan sonra bu şekilde geri alması düşünülemez.
5233 sayılı Yasa da, bu konuda bir düzenleme de içermemektedir. Varsa
ben mi göremedim?
Kırsal yerlerde yaşayan ve ani gelişen olaylar sonucu
bulundukları yerleri terk etmek zorunda kalan mağdur başvurucuların
çoğunlukla eşyalarının yandığı gibi, hayvanlarının da telef olduğu
yönünde beyan ve tanıklıklar mevcuttur. Ancak, bu konudaki talepler
de yine dikkate alınmamaktadır.
Bütün başvuruculardan, gereksiz ve hukuksal mesnedi
olmadığı hâlde, sabıka kaydı istenmektedir. Ölüm vakalarında, başvuran
bütün mirasçılardan sabıka kaydı istendiği gibi, ölen kişinin bile
sabıka kaydı istenmektedir. Yasayla sulhnamelerin imzalanmasından
itibaren üç ay içerisinde ödemenin yapılabileceği düzenlenmiştir.
Ancak, karara çıkan sulhnamelerin imzalanmasının üzerinden altı-yedi
ay geçmesi ve halen ödemesi yapılmayan dosya sayısı, Diyarbakır’da
binleri geçmektedir. Bu nedenle, yasada, üç aylık süre sonunda
ödenmeyen tazminat alacaklarına faiz işletileceği yönünde bir
düzenleme getirilmesi hakkaniyete uygun olacaktır.
Boşaltılan yerleşim biriminin yakılma ve boşaltılma
tarihi yerel kaynak ve beyanlarla doğru tespit edilmektedir. Ancak,
bu sürenin sonu, -bütün yerleşim birimi ve bütün başvurucular için
doğru olmadığı hâlde- 1999 yılı olarak kabul edilmektedir. Bu tarihin
PKK terör örgütü liderinin yakalandığı tarih olduğu, dolayısıyla,
bu tarihten sonra güvenlik sorununun kalmadığı, geri dönüş koşullarının
oluştuğu ve bu tarihten sonra kişilerin mülklerini kullanabilecekleri
şekildedir. Bu düşüncenin de doğru olmadığını belirtmek isterim.
Sıfır terörle iktidara geldiniz ve bugün terörde
gelinen sürece bakmanızı öneriyorum.
Bölge genelinde resmî olarak belirtilen 905 köy,
2.523 mezra toplam 3.428 adet yerleşim biriminin birçoğunun yakılarak
boşaltıldığı bilinmektedir. Türkiye
Büyük Millet Meclisinin araştırma komisyonu 14 Ocak 1998 tarihli raporunun
verilerine göre belirlenmiştir.
Tespit edilen arazilerin sulu, kuru olduğuna yönelik
ciddi araştırma yapılmaksızın tazminat miktarı az tutulacak, kuru,
düşük taban arazi nitelendirmesi yapılarak tutanaklar tutulmaktadır.
Yerleşimin bir bütün olarak yıllarca boş kaldığına
bakılmaksızın, bütün başvurucular için, tek tek, güvenlik güçleri
tarafından tutanaklar tutulmaktadır. Güvenlik güçleri tutanağının
takdir ve ifasına kalan başvurucunun bir kısmı için kendi isteğiyle
yerleşim biriminden göç ettiği şeklinde tutanaklar tutulduğu yönünde
şikâyetler gelmektedir.
Zarar tespit komisyonlarının ayrı bir sekreteryası
olmadığından sekreterya hizmetleri il özel idaresinden yürütülmekte.
Bu amaçla bir kısım güvenlik güçlerimiz çalıştırılmaktadır. Komisyonların
tarafsız ve bağımsız olmadıklarına karine teşkil etmektedir.
5233 sayılı Kanun Mecliste ilk gündeme geldiğinde
avukatların komisyonda yer alması önerim son anda kabul edildi ve
bugün de bu önerimin ne kadar doğru olduğu ortadadır. Komisyonların
tarafsız yapılması gerekir.
Başvuru: Reddeden ve kendisine önerilen tazminat
miktarını az bulan kişilerin yargı yoluna başvurarak dava açma
hakları mevcuttur. Ancak, yargı yolu pahalı bir yoldur, harca tabidir.
Yargı yolunun da harçsız olması gerekmektedir.
Yasa, ölüm olaylarında ölen kişinin mirasçılarına
memur aylık katsayısının 7.000 gösterge rakamıyla bulunacak tutarın
50 kat oranında tazminat ödemeyi düzenlemiştir. Bu, formülasyon sonucu
15 bin YTL’dir. Tazminat miktarının komikliği bir yana, yasayla herkes
için eşit tutarda düzenlenmiş olması, tazminat hukukumuzda olduğu
gibi bu konudaki evrensel kriterleri de altüst etmiştir. Ölenin yaşı,
ölenin mesleği, gelir durumu, çocukları ve cinsiyeti vesaire kriterler
göz önüne alınmamaktadır.
Kanun manevi tazminatı öngörmemektedir, bu da
bir eksikliktir. Daha çok Avrupa Birliği yolunda Katılım Ortaklığı
Belgesi’yle yapılan bir taahhüdün yerine getirilmesi amacını taşıyan
ve genel gerekçesinde açıkça ortaya konulduğu gibi Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesine yapılacak başvuruların önünü kesmeyi, yapılmış
başvuruları ise boşa çıkarmayı hedefleyen 5233 sayılı Yasa, yasa
olarak sakat doğmuş ve uygulamadan anlaşılacağı üzere topallayarak
yürümektedir. Manevi zararları kapsam dışı bırakıp sadece maddi
zararları tazmin etmeyi öngörmesi, öngörmeyi hedeflediği maddi
zararların ise yaşam hakkının ihlalinde olduğu gibi genel hukuk
prensiplerinden de ayrılarak düzenlendiği ya da uygulamada ortaya
konulan irade ve çalışmaların da bu konudaki hedefinden saptığı
görülmektedir.
Zarar tespit komisyonlarının tarafsız ve bağımsız
olmayacağı mevcut pratikten de anlaşılmaktadır. Yasa işler kılınarak
bu doğrultuda uygulanmadığı ve bu başvurular açısından iç yargı
mekanizması işler kılınmadığı sürece sorunun aşılamayacağını,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuruların yeniden
yoğunlaşacağını belirtmek isterim.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinin son dönemdeki bir kararını da irdeleyelim.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararından bazı alıntılarına
da bakarsak, köylülerin köylerine dönüşlerinde ciddi sorunlar bulunmaktadır.
Kentlerden köylerine dönebilmek için seyahat ve taşınma masraflarını
karşılayabilecek mali kaynaklara sahip değillerdir.
İkinci olarak, köylerin altyapısı iyi değildir. Köylerin
büyük çoğunluğunda elektrik, su, sağlık hizmetleri ve bu gibi hizmetler
yoktur.
Üçüncü olarak, yeterli güvenlik sağlanmadığından
eski ikametlerine dönme konusunda hâlâ kaygı duymaktadırlar.
Son olarak, bölgede yaşayanların ölmesine ya da
yaralanmasına neden olan kara mayınlarının varlığına dikkat çekmektedirler.
5233 sayılı Yasa’nın çıkarılmasını memnuniyetle
karşılamakta ve zorla yerinden edilmeden kaynaklanan insan hakları
ihlalleri, giderim sağlanması için olumlu bir adım olarak değerlendirmektedir.
5233 sayılı Yasa, manevi zararlara ilişkin bir hak içermemekte. Bu
yüzden, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmayı tercih etmektedir.
5233 sayılı Yasa’nın uygulanması bakımından üç
temel sorun bulunmaktadır:
1) Tazmin komisyonlarının üyelerinin kararlarını
verirken son derece sınırlı takdir marjları bulunmaktadır.
2) Komisyon üyeleri iyi niyetli olsalar bile,
devlet memurları olduklarından herhangi bir risk almak istememektedirler.
3) Bazı komisyon üyelerinin tazminat talep edenleri
fırsatçılar ya da Yasa’yı kötüye kullanan PKK sempatizanı saydıkları
görülmektedir.
Bakanlar Kurulunun 15 Eylül 2005 gün ve 9239 sayılı
Kararı ile hak sahiplerinin iddialarını herhangi bir bilgi ya da
belge ile kanıtlama olanağı tanınmaktadır.
Yasanın adaletin yerine gelmesi ve amaçlandığı
gibi giderim sürecinin başarılı bir şekilde yerine getirilebilmesi
için ertesi yıla kadar yürürlükte kalması önerilmektedir; yasa
geldi.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 5233 sayılı
Kanun’la getirilen değişiklik, yani, süre uzatımı, uygulamadan
doğan anlattığım bu zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle,
Yasa’nın uygulanmasına değinmeden ve gelecekte de bu konuda önümüze
gelecek sorunların şimdiden altını çizmeden geçemedim.
Bu nedenle, beni dinlediğiniz için yüce Meclise
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Değer.
Sayın Güler, Sayın Kafkas’ın konuşmasıyla ilgili
bir söz talebiniz vardı.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Evet.
BAŞKAN – Ne için istemiştiniz?
Buyurun.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Sayın Başkanım, biraz önce,
tabii ki, konuşmamda, ben, aslında Çorumlu hemşehrilerime ne hakaret
etme gibi düşüncem olabilirdi.
Sayın Agâh Kafkas’a söylediğim, espri mahiyetiyle.
Eğer düzeltme fırsatı verirseniz, buradan, yerimden bir söz hakkı
istiyorum.
BAŞKAN – Daha önceki konuşmanızı tavzih etmek
maksadıyla, Tüzük’ün 60’ıncı maddesi gereğince yerinizden kısa
bir söz.
Buyurun.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Ben, önce, Çorumlu hemşehrilerimle gurur duyuyorum.
Onlara asla hakaret etmek gibi bir düşüncem olmadı, olmaz da asla.
Mizah bir zenginliktir ve bu da kültürümüze yerleşmiş
bir espri mahiyetiyle onu sorgularken, asla bir hakaret etme gibi
bir derdim olmadı. Ama, sadece Sayın
Agâh Kafkas’a hatırlatmam gerekiyor. İki yıl önce aynı sözü sen sarf
ettin ve bugün, Çorumlu yerel gazetelerde manşetlerde olurken, acaba,
dervişin fikri neyse zikri de odur mu diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Güler.
Sayın Öktem? Yok.
Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.05
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 30’uncu Birleşimi’nin Beşinci Oturumu’nu açıyorum.
1241 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
5.- Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan’ın; Terör ve Terörle Mücadeleden
Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/843) (S. Sayısı: 1241) (Devam)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Teklifin tümü üzerinde, Anavatan Partisi Grubu
adına söz isteyen Muharrem Doğan, Mardin Milletvekili.
Sayın Doğan, buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından
alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA MUHARREM DOĞAN (Mardin)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce,
Diyarbakır’da kalorifer kazanının patlaması ve bugün de Ankara’da
trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiş silahlı kuvvetlerimizin
mensuplarına ve çocuklarına Allah’tan rahmet diliyorum; ölenlerin
ailesine ve silahlı kuvvetleri mensuplarımıza da başsağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlar, görüşülmekte olan 1241 sıra
sayılı, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin
geneli üzerinde, Anavatan Partisi Grubunun görüşlerini belirtmek
üzere söz almış bulunuyorum. Öncelikle, bu teklifi veren Diyarbakır
Milletvekilimiz Sayın Osman Aslan Bey’e teşekkür ediyorum. Gerçekten
çok önemli, verimli bir kanun teklifi yapmışlar. Aynı zamanda da, burada
emeği geçen herkese de teşekkür ediyorum.
Diyarbakır Milletvekili Sayın Osman Aslan’ın
vermiş olduğu teklif, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan
Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’a yeni bir geçici madde eklenmiştir.
Dolayısıyla, sürenin iki yıldan dört yıla çıkarılması,
başvuru dosyalarının sayısını azaltarak vatandaşlarımızın lehine
sonuçlandırılmasına imkân tanımaktadır. Dolayısıyla, Hükûmetin
bu konuda hiçbir bahanesi de kalmayacaktır. Başvuru süresinin
uzatılması için verilen teklif iyi olmuştur. Başvuruların çok uzun
sürelerde sonuçlandırılması mağduriyetleri arttıracağı gibi,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi açısından sıkıntılı sonuçlar yaratabilir.
Bu nedenle, görüştüğümüz kanun teklifini, sosyal boyutu bakımından
ve getirisi bakımından çok faydalı görüyorum. Bu nedenle, Anavatan
Partisi olarak canı gönülden destekliyoruz.
Ancak, Sayın Bakanımıza da bir öneride bulunmak
istiyorum. 79 il kapsamında kurulan 104 adet hasar tespit komisyonu
sayı bakımından yetersizdir, az geldiğine inanıyorum. İllerde vali
yardımcılarımızın başkanlığında sadece bu komisyonun kurulmuş
olması, ilçelerde kurulmamış olması, kaymakamlarımızın da burada
görev almaları gerektiğine inanıyorum ve burada bir eksiklik olduğunu
vurgulamak istiyorum. Büyük Önder Atatürk’ün bir sözünü de tutanaklara
geçirmek bakımından sizlerle paylaşmak istiyorum. Atatürk diyor ki: “İcra
eden, tatbik eden, karar verenden daima daha kuvvetlidir.” Bu nedenle,
biz o bölgede yaşıyoruz ve bu sorunları yaşayarak buralara geldik.
Sayın Bakanım, zaman kaybı bakımından bu komisyonların
sayısının artırılmasında çok büyük fayda görüyorum. Dilerim bunu
dikkate alırsınız ve en kısa zamanda mağdur vatandaşlarımızın dosyalarını
da sonuçlandırmış oluruz.
Amaç, terörden kaynaklanan zararların karşılanması
olduğuna göre, önemli olan bu zararların tazmin edilmiş olmasıdır.
Bunu süreye bağlamak doğru bir uygulama değildir. Bu sürenin de yeterli
olmayacağını da şimdiden aşikâr görüyorum, ileride bir daha süre
uzatımı söz konusu olacaktır. 79 ilimizde bugüne kadar meydana gelen
terör ve terörle mücadelede hem vatandaşlarımız hem de millî ekonomimiz
zarar görmüştür. Terörün açtığı yaralar aynı, fakat yarattığı tahribatlar
farklı olmuştur.
Yine, terörden dolayı doğan mağduriyetlerin
adaletli bir şekilde sonuçlandırılması çok önemlidir. Büyük şehirlerde
doğan zararlar farklı, Doğu, Güneydoğu bölgelerimizde farklıdır.
Şehirlerimizde tespit komisyonları hazır, bilirkişi hazır, tapusu,
faturası var, ama köylerde bu imkânlar maalesef yok. Köylerimizde
meydana gelen zararlar, komisyonu var, ama bazı illerimizde kadastro
çalışmalarının ikmal edilmemiş olması, bilgi ve belge teminini
güçlendirmektedir ve komisyonlarımızı zor duruma sokmaktadır.
Değerli arkadaşlar, başvuruların yerinde keşif
ve inceleme gerektirmesi göz önünde bulundurularak çözümleyici
önlemler alınmalıdır. Biraz önce Diyarbakır Milletvekilimiz de
bu hususa değinmiştir. Şimdi, ben, çok araştırmalar yaptım bu konuda
ve komisyon başkanlarıyla da görüştüm. En büyük sıkıntıları Sayın
Bakanım, ceviz ağaçlarıyla ilgilidir. Mesela, komisyon, tespitini
yapmadan önce köylü kendisi rapor getiriyor, fakat normal ağaç olarak
yazdırmış. Sonradan aklına geliyor, ceviz ağacım vardı, ceviz ağacının
da fiyatları bu kadar diye itirazda bulununca, bu sefer komisyon
ikinci bir keşif yapmak zorunda kalıyor ve dolayısıyla, hem zaman
kaybı meydana geliyor hem de vatandaşımızın mağduriyeti devam
ediyor. Süreç bakımından bu konunun üzerinde durulmasında fayda
görüyorum.
Diğer bir husus hayvan telefiyle ilgili. Değerli
arkadaşlar, mesela bir köyde hayvan telef edilmişse, eğer o köyde
jandarma karakolu yoksa, jandarma karakoluna gidecek, orada tutanak
hazırlayacak. Eğer, tutanak hazırlama imkânı doğmamışsa, mağduriyeti
daha da artacaktır. Bunun da önüne geçilmesi gerekir.
Başka bir tespit Sayın Bakanım, Doğu ve Güneydoğu’da
beher hanede ortalama 8,25 kişi ikamet etmektedir. Dolayısıyla,
benim demek istediğim şey şudur: Bizim burada sonuçlandıracağımız
her bir dosya, 8 kişiyi üretime kazandırmış olacaktır.
Şimdi, bu terör ve terörden kaynaklanan zarar gören
illerimizin başında birinci sırayı Diyarbakır çekmektedir, ikinci
sırayı Hakkâri, üçüncü sırayı Şırnak, Bingöl, Tunceli, Mardin, Batman
ve öyle devam ediyor.
Tabii, ben, Diyarbakır’dan başlamak istiyorum:
Sayın Bakanım, çok özverili çalışmalar neticesinde, gerçekten,
emniyetimiz olsun, valiliğimiz olsun, hepsi çok ciddi ve özverili
çalışmalar sonucunda 42 bin dosya başvuru yapılmış bugüne kadar.
7.600 kabul. Ödenmiş dosya sayısı 1.800’dür. Talep edilen 100 trilyon
para ama, bugüne kadar gönderilen para 40 trilyondur. Diyarbakır’da
durum iyi, fena değil fakat, Hakkâri’den bir örnek vermek istiyorum. Başvuru
sayısı 27.389 dosya. Karara bağlanan 1.223’tür, yüzde 10 bile değildir.
Bekleyen dosya sayısı 26.166.
Şırnak’la ilgili tespitlerim Sayın Bakanım: Başvuru
sayısı 23.145, görüşülecek dosya 20.027, kabul edilen dosya sayısı
3.111, ödenen dosya sayısı sadece 981’dir.
Bingöl’den örnek vereyim Sayın Bakanım: Başvuru
dosya sayısı 23.130, kabul sayısı 5.730 dosya. Ret 2.157, kabul 3.573
dosya.
Tunceli’de müracaat dosya sayısı 18.738 adet, işleme
alınan 2.295. Sonuçlandırılmış dosya sayısı, parası ödenmiş, 677
dosyadır. Bu da yüzde 5’e tekabül ediyor. Bu da çok yetersiz bir rakam
olarak karşımıza çıkıyor.
Mardin’le ilgili, Sayın Bakanım, 16.200 başvuru
var, 4.520 karara bağlanmış, 2.500 olumlu, 2.020 kişi reddedilmiş. Çoğu
da ölmüş. Bulamıyorlar, adresleri belli değil, ölmüşler, hayatta
değiller, dolayısıyla bu dosyalar da işleme konulmamış.
Yine, Batman’la ilgili bir örnek verecek olursam:
12 bin başvuru var. 1.250 karara bağlanmış dosya sayısı. O da yüzde
10’a tekabül ediyor. Yani, 6,5 trilyon para istenmiş, oraya da yeteri
miktarda para gelmiş, fakat ödenek konusunda da sıkıntı var.
MEHMET ALİ SUÇİN (Batman) – 8 trilyon 600 milyar para
gitmiş Batman’a Sayın Vekilim. 8 trilyon 600 milyar… Bu Valiliğin emrine…
MUHARREM DOĞAN (Devamla) – Anladım. Zaten aynısını
söylüyorum, 6,5 trilyon Sayın Vekilim, ben de aynı…
MEHMET ALİ SUÇİN (Batman) – 8 trilyon 600 milyar lira
Başbakanlık tarafından gönderilmiş.
MUHARREM DOĞAN (Devamla) – Benim aldığım rakam
bu. Olabilir…
BAŞKAN – Sayın Suçin, lütfen…
MEHMET ALİ SUÇİN (Batman) – Ama yanlış söylüyor. Biz,
oranın milletvekilleriyiz…
BAŞKAN – Lütfen Sayın Suçin…
MUHARREM DOĞAN (Devamla) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; mevcut dosya sayısı 220 binin üzerindedir. Bugüne
kadar 26.880 dosya sonuçlandırılmıştır.
Terör ve terörle mücadeleden en çok zarar gören
ve bugüne kadar en çok mağdur olan köylüdür, üretim yapan çiftçidir. Yine,
hayatını kaybetmiş veya sakat kalmış çiftçi, köylüdür. Tabiri caizse,
tefecilerin kucağına düşen yine köylüdür ve çiftçidir. Nasıl olsa,
devlet baba şefkat elini uzatacak, zararımı ödeyecek diye borç para
almıştır. Ama, devlet baba, ya parasını ödeyememiş veya sonuçlandıramamıştır.
Dolayısıyla, köylü, çiftçi, üretim aracını kaybetmiştir. Sonuç aynıdır.
Bir de, Sayın Bakanım, terör ve terörle mücadeleden
zarar gören geçici köy korucuları da var. Bunları, sosyal güvenceye
bağlamak, sosyal bir güvence şemsiyesi altında toplamak gerekir. Sayın
Bakanım, sizin bununla ilgili güzel bir çalışmanız vardır. Gerçi
100 YTL de ek ücret verdiniz, size teşekkür ediyorum. Ama, şu anda,
Türkiye genelinde mevcut bulunan geçici köy korucu sayısı 57.860
kişidir. Bunların sosyal güvencelerinin artık bir şemsiye altında
toplanması zamanı gelmiş ve geçmiştir.
Bir şeyi de açıklamak istiyorum değerli arkadaşlar.
Bu 57.860 köy korucusuyla ilgili yakından uzaktan bir yakınlığım da
yoktur. Ben, burada, sadece insanlık görevimi yapmaya çalışıyorum.
Eş ve çocukları yeşil kartlıdır. Bu da onur kırıcı
bir şeydir. Yani, sigortalı olarak sağlık karnesi sahibi olmaları
onların da hakkıdır. Bu durum, 1982 Anayasası ve taraf olduğumuz
uluslararası sözleşmelere açıkça aykırıdır. Bu nedenle, Anavatan
Partisi olarak verdiğimiz kanun teklifi ile sizin çalışmalarınızı
birleştirelim ve bunu Genel Kurula getirelim, buradan da, onaylansın,
çıksın. Bu insanlarımızın, gerçekten, özverili çalışmaları, başarılı
çalışmaları Jandarma Genel Komutanlığımızca da benimsenmiş ve
takdirle karşılanmıştır. Cumartesi pazarları yok. Her gün en az on
beş saat görev başındalar. Eğer, Silahlı Kuvvetlerin bünyesinde
eritilmesi noktasında bir çalışmanız olursa, çok iyi olur. Eğer, bundan
sonra geçici köy koruculuğu devam ettirilecekse ve geçici köy korucusu
alınacaksa en az lise mezunu olması şartını koyalım. Bugün, çalışmakta
olan geçici köy korucuları da emeklilik yaşına gelmiş durumdalar.
Yirmi yıldır hizmet gören köy korucularımız var.
Bugün, Doğu, Güneydoğu’da olsun, diğer bölgelerimizde
olsun, okullarımızın, sağlık ocaklarımızın ve hastanelerimizin
kaloriferlerini yakacak personel de yok, bunları orada da değerlendirebiliriz,
orman koruma işlerinde de değerlendirebiliriz. Yeter ki, biz, bu
kanunu çıkaralım ve bu arkadaşlarımız da özlük haklarını almış
olsunlar, emekli olsunlar, çocukları da okusunlar ve millî ekonomimize
de rahatça bir katkı sağlasınlar.
Değerli arkadaşlar, başka bir hususu sizlerle
paylaşmak istiyorum. Büyük Önder Atatürk’ün hayatından bir örnek
vermek istiyorum. Atatürk ve Nuri Conker bir eylül sonu Çekmece’ye
doğru giderlerken, Atatürk’ün gözleri çift süren bir köylüye takılır.
Yaşlı bir çiftçi, çiftin bir yanında öküz, diğer yanında bir merkeple
çift sürmeye çalışmaktadır. Ama, eşit güçle çekilmediği için saban
yalpa yapmaktadır. Atatürk sigara yakma bahanesiyle köylünün yanına
giderek “Kolay gelsin. Ateşin var mı?” Ateş alır ve sigarasını yakar.
Köylüye adını sorar. Köylü: “Benim adım Halil, ama köylük yerde sorarsan
‘Halil Ağa’ derler.” Atatürk: “Demek varlıklısın ‘Ağa’ dediklerine
göre.” Köylü “azıcık çiftimiz, çubuğumuz varken adımız Ağa’ya çıktı.”
der. Atatürk: “Bakıyorum, sabanın bir yanında merkep, bir yanında
öküz. Öküzün yok mu senin?” Halil Ağa: “Var olmasına vardı ya, Hıdırellez’de
vergi memurları sattılar.” Atatürk: “Hiç vergi memurları köylünün
üretim aracını satarlar mı? Olmaz böyle şey! Hemen muhtarla birlikte
kaymakama, valiye gitseydin, derdini anlatsaydın ya.” Halil Ağa
“Vergi memurları onların memurları. Adresi veren muhtar, memurları
gönderen kaymakam ve vali. Nasıl gideyim?” der. Atatürk: “Peki, Başvekil İsmet Paşa hemen
her hafta Florya Köşkü’ne iniyor. Keşke bir gün kapıda bekleseydin,
derdini anlatsaydın veya Atatürk koca yaz şuracıkta oturup duruyor.
Gitseydin, her hâlde çaresini bulurdu” deyince, Halil Ağa: “Düşün ki
gittim, işinden gücünden bizim öküzün arkasından mı bakacaklar. Devlet
sağ olsun!” Atatürk “Peki Halil Ağa, senden hoşlandım. Bir gün inşallah
gelir, bir ayranını içerim” der. “Hakkını kimseye bırakma sakın.”
Halil Ağa: “Meraklanma Bey’im, hakkımızı yedirmeyiz, ama, bu, devlet
babaya borçtur, ödenmesi gerekirdi, ödedim.” Bunun üzerine Atatürk
“Ne mübarek millettir bu millet. Adamın öküzünü satmışız, hâlâ ‘devlet
baba’ diyor.” der ve ayrılır.
Atatürk
Köşk’e döndükten sonra, rahmetli İsmet Paşa başta olmak üzere İstanbul’da
ne kadar bakan, milletvekili varsa hepsini yemeğe çağırır. Nuri
Conker’e de “Halil Ağa’ya git ‘zengin bir adam falan’ de, ‘
Yemekte,
rahmetli İnönü, bakanlar, milletvekilleri ve İstanbul Valisi Muhittin
Üstündağ’dan oluşan 25 kişi vardır. Atatürk yanında bir koltuk boş bıraktırarak,
boş koltuk için “Efendimiz gelecek.” diyor. Biraz sonra kapı açılır.
Halil Ağa, gelince şaşırır. Atatürk’ün yanına oturtulur. Atatürk gündüz
olan olayı anlatır, Halil Ağa mahcubiyetinden dolayı çok sıkılır
ve konuşamayınca, Atatürk Halil Ağa’ya döner “Şu gördüğün 6 bay
hükûmet. Memlekete göz kulak olacaklar, işleri çevirecekler. Bir kanun
gerekti mi, İsviçre’den, İtalya’dan getirirler, basıp gönderirler
Türkiye Büyük Millet Meclisine. Şu alt baştan yanına kadar oturan
beyler de Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Kanun bunlara gelir…”
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHARREM
DOĞAN (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
– Buyurun Sayın Doğan.
MUHARREM
DOĞAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum.
“…Şimdi,
mübarek milletin karşısında adam olmak bize düşüyor. Bu çark iyi dönmüyor
beyefendiler.” diyerek izlenmesi gereken yolu işaret etmiştir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu çark bugün de iyi dönmüyor. Halil
Ağa gerçeği bize örnek olsun. Terör ve terörle mücadeleden zarar
gören vatandaşlarımızın sıkıntılarını çözelim. Sürenin iki yıldan
dört yıla çıkarılması çok faydalı olmuştur.
Burada
düzeltmek istediğim bir husus var, sayfa atlamışım. Atatürk şöyle
diyor: “Bunlar da ‘Hükûmet incelemiş, gerekeni düşünmüş’ derler ve
kaldırırlar parmaklarını, olur
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHARREM
DOĞAN (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
– Sayın Doğan, teşekkür ediyorum. Lütfen…
MUHARREM DOĞAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum, bitiriyorum.
“… Üretim düşermiş, ekin zorlanırmış kimin umurunda?
Sonra, ben, bunları görürüm, içim kan ağlar, tasalanırım.”
Değerli arkadaşlar, Ulu Önder Atatürk’ün bu sözlerinin
bize örnek olmasını diliyorum. Görüşmekte olduğumuz yasa tasarısının
ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olmasını diliyorum. Emeği
geçen herkese teşekkür ediyorum. Sizlere saygılarımı arz ediyorum.
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Doğan.
Tümü üzerinde AK Parti Grubu adına söz isteyen Osman
Aslan, Diyarbakır Milletvekili.
Buyurun Sayın Aslan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA OSMAN ASLAN (Diyarbakır) –
Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de konuşmama
girmeden, Diyarbakır’ımızda, beklenmedik bir anda vuku bulan kalorifer
kazanının patlaması sonucu, güzide Silahlı Kuvvetlerimizin istirahatgâhları
olan lojmanlardaki kardeşlerimizin can kaybından duyduğumuz üzüntüyü,
tabii, hep beraber paylaşırken, bu olayda vefat eden kardeşlerimize
Allah’tan rahmet, yaralılara da Cenabı Allah’tan acil şifalar dileyerek,
konuya girmek istiyorum.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; görüşülmekte olan 1241 sıra sayılı, Terör ve Terörle
Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’da değişiklik
yapılmasıyla ilgili yapmış olduğum teklifim üzerinde, hem AK Parti
Grubum adına hem de şahsım adına sözlerimi ifade etmek üzere huzurlarınızdayım.
Bu vesileyle, sizleri tekrar, saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
terör, bugün, sadece ülkemizin değil, tüm medeni dünyanın en büyük
sorunu. Tabirimiz mazur görülürse, en büyük baş belası dediğimiz
bir bela.
Terör üzerine, bu Parlamento çatısı altında, bugüne
kadar, birçok görüşmeler yaptık, birçok kanun ve düzenlemeler çıkardık.
Fakat, ne yazık ki, terör ülke gündemimizin birinci sırasını sürekli
meşgul etti ve etmeyi de sürdürüyor.
Bunun nedeni alınan tedbirlerin eksikliği değildir.
Bunun nedeni Hükûmetimizin, şanlı Silahlı Kuvvetlerimizin, Türkiye’nin
laik, demokratik ve üniter yapısına inanan siyasi partilerimizin
ve Anayasa’ya bağlı sivil toplum örgütlerimizin başarısızlığı da
değildir. Aksine, bunların her biri üzerine düşen vazifeyi en güzel
bir şekilde yapmıştır ve yapmayı da sürdürmektedir.
Peki, nedir terörü sürekli gündemde tutan etken?
Terör bir nevi virüstür. Nasıl, bir virüs içine girdiği bünye ve kendisiyle
mücadele eden unsurlardan kurtulup yaşamak için sürekli mutasyona
uğrarsa, terör de, benzer bir biçimde, sürekli olarak kendini yenilemekte,
yaşam kaynaklarını, farklı şekillere girerek, farklı alanlarda
aramaktadır. Bu nedenle, terörle mücadele ancak dinamik bir yapıyla
yürütülebilir. Terörün sürekli değişen kaynaklarına karşı, bu
kaynakları kurutacak tedbirlerin sürekli yenilenmesi, güncelleştirilmesiyle
mücadelede başarılı olunabilir.
Türkiye’nin laik, demokratik ve üniter yapısına
inanan tüm siyasi partilerimizin ve Anayasa’ya bağlı tüm sivil toplum
örgütlerimizin görüşleriyle bu mücadeleye katkı koymayı ve bizlerin
de bu ülkenin en büyük fikir arenası olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde
bu konuyu sürekli gündemde tutmamız ve değerlendirmemiz gerekmektedir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; terör, yalnızca
silahlı mücadele ve yasalarla çözülebilecek bir olgu değildir. Öyle
olmadığı, ülkemizin bu konuda yürüttüğü seksen yıllık mücadele
tecrübesinden ortaya çıkmıştır. Terörü önlemede silahlı mücadelenin
önemi elbette inkâr edilemez. Terörün, özellikle ekonomik kaynaklarını
kurutmada elbette yasal tedbirler ve yasaklar da uygulanmalıdır.
Ancak, terörü bitirebilmenin yegâne yolu onu insan
gücünden yoksun bırakabilmektir; yani, terörist unsurların bir şekilde
kendine çekmeyi başardığı insanları yasal zeminde tutabilecek
tedbirleri bulabilmektir. İşte, bu noktada ortaya konulması gereken
yapı baskıcı, kışkırtıcı ve ayrımcı değil, tam da aksine, insanların
toplumla daha hızlı entegrasyonunu sağlayacak bir yapıya sahip
olmasıdır. Bu da, ancak, daha çok demokrasi ve daha çok fikir, inanç
ve teşebbüs hürriyeti ve daha çok toplumsal katılımla mümkündür. Bu
nedenle, diyebiliriz ki, kaynağını halktan almayan ve halkın desteğine
mazhar olmayan hiçbir mücadele başarılı olamaz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benzer
bir örnek yakın coğrafyamız içinde söz konusudur. Amerika Birleşik
Devletleri’nin inisiyatifinde gerek Afganistan’da ve gerekse
Irak’ta sürdürülen küresel terörle mücadele politikalarının netice
almaktan ne kadar uzak olduğu aşikârdır.
Toplum mühendisliği gayretleri, cetvelle sınır
çizme düşünceleri ve coğrafya toplumlarının yapısına ters, kerameti
kendinden menkul bir demokrasi anlayışının silah zoruyla ve kukla
liderler gölgesinde yerleştirilme çabaları bugüne kadar hiçbir
netice vermediği gibi, bölge halkları arasında tamiri mümkün olmayan
kalıcı hasarlar açmıştır. Özellikle Irak’ta demokrasiyi yerleştirme
çabasının bugüne kadarki bilançosu 600 bin sivil ölümüdür.
Yakın bir zamanda, bazılarının hazırladığı haritalar
istikametinde resmî olarak üç parçaya bölünecek olan Irak’ta, maalesef,
daha uzun yıllar bu felaketleri izlemeye devam edeceğiz.
Saygıdeğer milletvekilleri, ülkemize ve konumuza
dönecek olursak, 17 Temmuz 2004 tarihinde yüce Meclisimizce kabul
edilen ve 27 Temmuz 2004 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
giren 5203 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların
Karşılanması Hakkında Kanun, az önce de zikrettiğim, teröristle
halkı birbirinden ayıran ve terörle mücadelede halkın desteğini
arama anlayışından doğmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti, 1984 yılından beri bölücü
terör belasıyla yaşamaktadır. Yirmi yıl zarfında Türk halkının yaklaşık
kırk bin ferdini canından eden terör, aynı zamanda, özellikle Doğu
ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde birçok vatandaşın da evini, köyünü,
işini, tarlasını, hayvanını ve en önemlisi, geleneksel yaşam tarzını
terk etmesine neden olmuştur.
Yaşanan bu olağanüstü hâl döneminin ardından AK
Parti Hükûmeti döneminde verilen bir kanun tasarısı ve yüce Meclisimizin
iktidar ve muhalefet kanadı milletvekillerinin ortak hareketiyle
mağdurların zararlarının tazmini konusu yasal dayanağa bağlanmıştır.
5233 sayılı Yasa öncesi, terör nedeniyle zarara
uğrayıp da iç hukuktaki boşluk nedeniyle hakkını Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinde aramak zorunda kalan binlerce vatandaşımız yüce Meclisimizin
kabul ettiği bu Yasa sonrası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından
Türkiye’deki tazmin komisyonlarına yönlendirilmiştir. Yani, bu
Yasa, bir yandan masum vatandaşın devletine olan güvenini tazelemesine
yol açmış diğer yanda da dış dünyada da ülkemiz için büyük bir diplomatik
başarının kaynağı olmuştur.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
5233 sayılı Yasa’da değişiklik yapılması hakkında verdiğim kanun
teklifine gelince: Terör eylemleri ve terörle mücadele kapsamında
yürütülen faaliyetler nedeniyle zarara uğrayan gerçek kişiler
ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddi zararlarının sulh yoluyla
karşılanması amacıyla hazırlanan 5233 sayılı Kanun’un geçici 1’inci
maddesi, hatırlanacağı gibi, olağanüstü hâl uygulamasının başladığı
19/7/1987 tarihinden Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihe kadar meydana
gelen olaylar nedeniyle uğranılan zararları da kapsama almıştır.
Madde, bu kapsamda yapılacak müracaatların da iki sene içerisinde
karara bağlanması hususunu düzenlemiştir. Ne var ki, on yedi yıl
geçmesine uzanan bu zararların tespiti hususu komisyonlarımızın
yoğun ve başarılı çalışmalarına rağmen gerek başvuruların yoğunluğu
gerek belge ve bilgilere ulaşmaktaki sıkıntı gerek başvuruların
yerinde keşif ve inceleme gerektirmesi ve gerekse Kanun’un ruhundaki
haksız zenginleşmenin önlenmesi olgusu nedeniyle, iki yıl gibi
bir sürede sonuçlandırılamamaktadır. Bu nedenle, komisyonun daha
verimli çalışabilmesi adına, Kanun’ca tanınan iki yıllık sürenin
uzatılması hususu gündeme getirilmiştir. Esasen, verdiğim kanun
teklifinde süre uzatımını iki yıl olarak öngörmüş olsak da, bu sürenin
bir yıla düşürülmesiyle birlikte, şayet yetmezse, şayet yetmezse
bu süre, Bakanlar Kurulu kararıyla yılda bir uzatım hakkı vermesiyle alakalı, uzatılması
hususu teknik olarak daha doğru ve daha uygun görülmüştür.
Sayın Başkan, saygıdeğer arkadaşlar; süre uzatımına
ihtiyaç duyulmasının gerekçesini rakamlar vererek açıklarsam,
meramımı daha iyi anlatmış olacağım düşüncesindeyim. Haziran
ayında kanun teklifini verdiğimde müracaat sayısı 194.353 idi.
İçişleri Bakanlığından edindiğim rakamlara göre, müracaat sayısı,
bugün itibarıyla, tam 226.773 olmuştur. Yani, beş ayda 32 bin başvuru
olmuş. Toplam başvuruların, yine, bugün itibarıyla 44.639’u sonuçlandırılmış,
bunlardan 28.656 başvuruya tazminat verilmesine karar verilmiştir.
15.983’ü ile sulhname imzalanmış, 495 başvuru sahibi ise sulhname imzalamayı
reddetmiş. Bu kapsamda, bugüne kadar, toplam 140 milyon 768 bin 774
YTL ödenek gönderilmiştir.
Rakamlarla fazla vaktinizi almak istemiyorum.
Ancak, bazı önemli ayrıntıları vererek, kanunun gerekçesini daha
doğru açıklayabileceğimi umuyorum.
Şöyle ki, Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren,
81 ilimizin 12’sinde hiçbir müracaat olmamış. 25 ilimizde 1 ila 10
arasında değişen müracaatlar olmuş. Değerlendirilen müracaatlar
içerisinde -ki, bunların yaklaşık yüzde 90’ı değerlendirilip karara
bağlanmıştır- sadece 1 ilimizde 1 kişiye tazminat ödenmesine karar
verilmiştir.
Listede iki ilimiz var ki -ben, şimdi onların isimlerini
zikretmeyeyim- her iki ilimizde de 40 bin kişi müracaat etmiş, tüm
müracaatlar değerlendirilmiş ve neticede, Kanun kapsamında hiçbirinin
tazminat almaya hak kazanmadığı tespit edilmiştir.
Kanun kapsamında en yoğun başvuru, seçim bölgem
olan Diyarbakır’dan yapılmıştır. Diyarbakır’dan yapılan toplam
42.830 başvurunun 7.326’sı sonuçlandırılmış ve neticede 5.330 başvuruya
tazminat ödenmesi karara bağlanarak 4.696’sıyla sulhname imzalanmış,
39 başvuru sahibi sulhname imzalamayı reddetmiştir ve toplam 38
milyon 978 bin 750 YTL ödenek yollanmıştır.
Diyarbakır’ı 27.389 başvuruyla Hakkâri, 23.128 başvuruyla
Şırnak, 22.465 başvuruyla Bingöl, 18.182 başvuruyla Tunceli ve 15.746
başvuruyla Mardin illeri izlemektedir.
Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım;
bu rakamlardan da anlaşılacağı gibi, Kanun kapsamında yapılan
başvurular, doğal olarak özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerimizde
yoğunlaşmaktadır. Bu da, bölgedeki komisyonların iş yükünü artırmakta
ve sürenin yetersiz olmasına neden olmaktadır. Rakamların ortaya
koyduğu tablo, komisyonların çalışmalarını, Kanun’un zarara uğrayan
gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddi zararlarının
sulh yoluyla karşılanması amacıyla, yine Kanun’un ruhundaki haksız
zenginleşmenin önlenmesi olgusu arasındaki dengeyi hassasiyetle
koruyarak sürdürdüklerini göstermektedir.
Bu nedenle, bu kadar önemli olan bu kanun teklifime,
siz saygıdeğer milletvekili arkadaşlarımızın oy vererek, komisyonların
çalışmalarında zaman sağlanması hususunu yüce heyetinizin takdirlerine
sunar, beni dinlediğiniz için sizlere teşekkür ederken, bu kanunun
hem bölgemize hem mağdur insanlarımıza ve diğer illerdeki vatandaşlarımıza
da hayırlı olmasını temenni eder, hepinizi saygıyla selamlarım. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Aslan.
Sayın milletvekilleri, çalışma süremiz tamamlandığı
için, alınan karar gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla
görüşmek için, 13 Aralık 2006 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak
üzere, birleşimi kapatıyorum.