DÖNEM: 22 CÝLT: 133 YASAMA YILI: 5
TÜRKÝYE
BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ
TUTANAK
DERGÝSÝ
13’üncü
Birleþim
1 Kasým 2006 Çarþamba
Ý Ç Ý N D E K Ý L E R
II. - GELEN KÂÐITLAR
III. - YOKLAMALAR
IV. - BAÞKANLIÐIN
GENEL KURU
A) GÜNDEM DIÞI KONUÞMALAR
1.-
Ýstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylýgil’in, yurt dýþýnda, vatandaþlarýmýzdan,
herhangi bir kayda tabi olmadan para toplayan bazý holdinglerle ilgili
yasal düzenlemenin bir an önce yapýlmasýnýn önemine iliþkin gündem
dýþý konuþmasý ve Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Mehmet Ali
Þahin’in cevabý
2.-
Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün’ün, geliþen ekonomik koþullar
karþýsýnda Sakarya’nýn konumuna iliþkin gündem dýþý konuþmasý
3.-
Adana Milletvekili Recep Garip’in, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramý münasebetiyle,
ülkelerin kalkýnmasý, çaðdaþ ve modern ülkeler seviyesine ulaþmasýnda
katýlýmcý yönetim anlayýþý ile cumhuriyetin önemine iliþkin gündem
dýþý konuþmasý
B) GENSORU, GENEL
GÖRÜÞME, MECLÝS SORUÞTURMASI VE MECLÝS ARAÞTIRMASI ÖNERGELERÝ
1.-
Konya Milletvekili Mustafa Ünaldý ve 24 milletvekilinin, Beyþehir
Gölü ve çevresindeki sorunlarýn araþtýrýlarak yörenin geliþmesi
için alýnmasý gereken önlemlerin belirlenmesi amacýy
C) TEZKERELER VE
ÖNERGELER
1.-
Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Baþkaný Fatma
Ekenoðlu’nun resmî davetine Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkaný
Bülent Arýnç’ý temsilen bir Parlamento heyetiyle icabet edilmesine
iliþkin Baþkanlýk tezkeresi (3/1146)
V. - AÇIKLAMALAR
VE SATAÞMALARA ÝLÝÞKÝN KONUÞMALAR
1.-
Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan’ýn Mersin-Kýzkalesi’nde meydana
gelen sel afetine iliþkin açýklamasý
2.-
Diyarbakýr Milletvekili Mehmet Fehmi Uyanýk’ýn, Diyarbakýr ve çevresinde
meydana gelen sel afetine iliþkin açýklamasý
3.-
Devlet Bakaný Kürþad Tüzmen’in, Ýstanbul Milletvekili Ali Kemal Kumkumoðlu’nun,
konuþmasýnda, þahsýna sataþmasý nedeniyle konuþmasý
4.-
Ankara Milletvekili Bayram Ali Meral’in, çocuklarýyla ilgili bir
belge hakkýnda açýklamasý
5.-
Ýzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un, Devlet Bakaný Kürþad Tüzmen’in,
konuþmasýnda, þahsýna sataþmasý nedeniyle konuþmasý
VI. - ÖNERÝLER
A) SÝYASÝ PARTÝ
GRUBU ÖNERÝLERÝ
1.-
Gündemdeki sýralamanýn yeniden düzenlenmesine iliþkin Anavatan
Partisi Grubu önerisi
2.-
(10/331) esas numaralý Meclis araþtýrmasý önergesinin ön görüþmesinin
görüþme gününe iliþkin CHP Grubu önerisi
VII. - KANUN TASARI
VE TEKLÝFLERÝ ÝLE KOMÝSYONLARDAN GELEN DÝÐER ÝÞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniþ ve Ýbrahim Köþdere’nin, Gelibolu
Yarýmadasý Tarihî Millî Parký Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi (Kamu Ýhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayýsý: 305)
2.-
Bazý Kamu Alacaklarýnýn Tahsil ve Terkinine Ýliþkin Kanun Tasarýsý
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayýsý: 904)
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika
Birleþik Devletleri Hükümeti Arasýnda Yayýlmanýn Önlenmesi Amaçlarýna
Yönelik Yardým Saðlanmasýnýn Kolaylaþtýrýlmasý Ýçin Ýþbirliðine
Ýliþkin Anlaþmanýn Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun
Tasarýsý ve Dýþiþleri Komisyonu Raporu (1/1115) (S. Sayýsý: 1147)
4.-
Vakýflar Kanunu Tasarýsý ve Avrupa Birliði Uyum ile Adalet Komisyonlarý
Raporlarý (1/1054) (S. Sayýsý: 1239)
VIII. - SORULAR
VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR
VE CEVAPLARI
1.-
Ýzmir Milletvekili Türkân MÝÇOOÐULLARI’nýn, müzelerin güvenliðine
ve envanterlerine iliþkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakaný Atil
2.-
Edirne Milletvekili Rasim ÇAKIR’ýn, termik santral kurma çalýþmalarýna
iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in
cevabý (7/16062)
3.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI’nýn, yurt dýþýna görevli gönderilen
BOTAÞ personeline iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný
Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý (7/16064)
4.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOÐAN’ýn, Acil Eylem Planýnda öngörülen
faaliyetlere iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný
Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý (7/16066)
5.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOÐLU’nun, müzeciliðin durumuna
iliþkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakaný Atil
6.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOÐAN’ýn, Acil Eylem Planýnda öngörülen
faaliyetlere iliþkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakaný Atil
7.-
Ýstanbul Milletvekili Emin ÞÝRÝN’in TMSF’nin Egebank ortaklarýna yönelik
farklý uygulama yaptýðý iddialarýna,
Uzan
Grubu þirketlerine,
Telsimin
kiraladýðý araçlara ve yaptýrdýðý inþaat iþlerine,
TMSF
yöneticilerinin icraat ve fiillerinin Anayasaya uygunluðuna,
Telsimin
Hazineye olan borcuna,
TMSF
ile Bilgin Grubu arasýnda anlaþma olup olmadýðýna,
Telsimin
bazý borçlarýnýn ödeme þekline,
Ýliþkin
sorularý ve Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Abdüllatif ÞENER’in
cevabý (7/16347, 16348, 16349, 16350, 16351, 16352, 16353)
8.-
Ýzmir Milletvekili Hakký ÜLKÜ’nün, Aliaða Belediyesine ait bir þirkete
Soma Ege Linyitleri Ýþletmesinden yapýlan kömür tahsisine iliþkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý
(7/16388)
9.-
Ýzmir Milletvekili Erdal KARADEMÝR’in, enerji kaynaklarý ve politikalarýna
iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in
cevabý (7/16391)
10.-
Ýstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN’in, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattý
konsorsiyumuna tanýnan haklar ile hattýn vatandaþlara etkisine
iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in
cevabý (7/16393)
11.-
Iðdýr Milletvekili Dursun AKDEMÝR’in, bir elektrik santralinin tahliye
sularýnýn köylülerinin arazilerine etkisine iliþkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý
(7/16394)
12.-
Iðdýr Milletvekili Dursun AKDEMÝR’in, Iðdýr-Kasýmcan köyünün beton,
su kanalý ihtiyacýna iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý
(7/16395)
13.-
Hatay Milletvekili Züheyir AMBER’in, BOTAÞ’ýn bir þirketinde iþe alýnan
personele iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet
Hilmi GÜLER’in cevabý (7/16396)
14.-
Ordu Milletvekili Ýdris Sami TANDOÐDU’nun, ruhsatlý MR, CT ve radyoterapi
cihazlarýna iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet
Hilmi GÜLER’in cevabý (7/16397)
15.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI’nýn, Antalya’daki enerji nakil
hatlarýna iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet
Hilmi GÜLER’in cevabý (7/16399)
16.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI’nýn, Antalya’daki LPG istasyonlarýna
iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in
cevabý (7/16400)
17.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI’nýn, Alagür Çayýnda enerji üretimi
için yapýlan ölçümlere iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý (7/16401)
18.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI’nýn, Antalya’daki bir su kaynaðýnýn
tahsisine iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet
Hilmi GÜLER’in cevabý (7/16402)
19.-
Ankara Milletvekili Mehmet TOMANBAY’ýn, Ankara Büyükþehir Belediyesinin
BOTAÞ’a olan borcuna ve lisansýna iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý (7/16404)
20.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMÝREL’in, bor madenlerinin iþlenmesine
iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in
cevabý (7/16405)
21.-
Mardin Milletvekili Muharrem DOÐAN’ýn, Ilýsu Barajýnýn yapýmý ve
Hasankeyf’in kurtarýlmasýna iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý (7/16406)
22.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMÝREL’in, belediyelerin elektrik borcuna
ve yapýlacak ek zamma iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný
Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý (7/16407)
23.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOÐAN’ýn, sokak aydýnlatma bedellerine
iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in
cevabý (7/16408)
24.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet YILDIRIM’ýn, Kastamonu’daki bazý
baraj projelerine iliþkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný
Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý (7/16410)
25.-
Ýzmir Milletvekili Bülent BARATALI’nýn, kütüphanelere iliþkin sorusu
ve Kültür ve Turizm Bakaný Atil
26.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOÐAN’ýn, vergi yükümlüleri, beyan
edilen toplam gelir ve vergi kaçakçýlarýna iliþkin sorusu ve Maliye
Bakaný Kemal UNAKITAN’ýn cevabý (7/16517)
27.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet YILDIRIM’ýn, akaryakýt kaçakçýlýðýna
iliþkin Baþbakandan sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet
Hilmi GÜLER’in cevabý (7/16804)
28.-
Çanakkkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK’ün, Çanakkale Biga bölgesinde
kurulmasý planlandýðý iddia edilen termik santrale iliþkin Baþbakandan
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý
(7/16806)
29.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, elektrik kesintilerine iliþkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý
(7/16858)
30.-
Þanlurfa Milletvekili M. Vedat MELÝK’in, GAP kapsamýnda faaliyette
olan veya planlanan hidroelektrik santrallerine iliþkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Mehmet Hilmi GÜLER’in cevabý
(7/16860)
31.-
Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN’ýn, Antalya-Serik Vergi Dairesi
yöneticilerinin baþka yerlere atanmalarýna ve personeline iliþkin
sorusu ve Maliye Bakaný Kemal UNAKITAN’ýn cevabý (7/17544)
32.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, Mersin’de kaybolan çocuklara,
-
Muð
Ýliþkin
sorularý ve Devlet Bakaný Nimet ÇUBUKÇU’nun cevabý (7/17754, 17755)
33.-
Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK’in, Ankara Defterdarlýk ek binasýnda
meydana gelen göçük olayýna iliþkin sorusu ve Maliye Bakaný Kemal
UNAKITAN’ýn cevabý (7/17775)
34.-
Ýzmir Milletvekili Serpil YILDIZ’ýn, kadýnýn statüsüyle ilgili bazý
olaylara iliþkin sorusu ve Devlet Bakaný Nimet ÇUBUKÇU’nun cevabý
(7/17908)
TBMM
Genel Kurulu saat 15.00’te açýlarak beþ oturum yaptý.
Oturum
Baþkaný ve TBMM Baþkaný Vekili Ýsmail Alptekin, Yozgat Milletvekili
Ýlyas Arslan’ýn vefatý nedeniyle, kendisine Allah’tan rahmet, ailesine
ve Parlamentoya da baþsaðlýðý dileyen bir konuþma yaptý.
Yozgat
Milletvekili Ýlyas Arslan’ýn vefatý nedeniyle bir dakikalýk saygý
duruþunda bulunuldu.
Zonguldak
Milletvekili Fazlý Erdoðan, KÖYDES projesinin olumlu yansýmalarý
ile uygulamada karþýlaþýlan bazý sorunlara,
Kars
Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey,
Ýliþkin
gündem dýþý birer konuþma yaptýlar.
Bursa
Milletvekili Mehmet Küçükaþýk’ýn, niþasta bazlý þeker üretimine
uygulanan kotalara, Orhangazi’de birinci sýnýf tarým arazisi üzerinde
kurulan Cargill’e ait þeker fabrikasýnýn imar planý ve yapý ruhsatýnýn
mahkeme kararýyla iptal edilerek kapatýlmasý sonrasýndaki geliþmelere
iliþkin gündem dýþý konuþmasýna, Sanayi ve Ticaret Bakaný Ali Coþkun
cevap verdi.
Bursa
Milletvekili Mehmet Altan Karapaþaoðlu, Bursa Milletvekili Mehmet
Küçükaþýk’ýn, konuþmasýnda, þahsýna sataþtýðý iddiasýyla bir
açýklamada bulundu.
Gündemin
“Genel Görüþme ve Meclis Araþtýrmasý Yapýlmasýna Dair Öngörüþmeler”
kýsmýnýn:
318’inci
sýrasýnda bulunan (8/32) esas numaralý “asayiþ olaylarýndaki artýþ
ve alýnmasý gereken önlemler” konusunda verilmiþ olan genel görüþme
önergesinin ön görüþmesinin, Genel Kurulun 31 Ekim 2006 Salý günkü
birleþiminde yapýlmasýna iliþkin Anavatan Partisi,
286’ncý
sýrasýnda yer alan (8/25) esas numaralý genel görüþme önergesinin
ön görüþmesinin, Genel Kurulun 31.1.2006 Salý günkü birleþiminde
yapýlmasýna iliþkin CHP,
Grubu
önerilerinin, yapýlan görüþmelerden sonra,
Genel
Kurulun 31.10.2006 Salý günkü birleþiminde sözlü sorular ve diðer
denetim konularýnýn görüþülmeyerek kanun tasarý ve tekliflerinin
görüþülmesine, 1.11.2006 Çarþamba günkü birleþiminde ise sözlü sorularýn
görüþülmemesine; çalýþma süresinin 31.10.2006 Salý günkü birleþimde
saat 22.00’ye kadar, 1.11.2006 Çarþamba günkü birleþimde saat 14.00’ten
22.00’ye kadar olmasýna; 2.11.2006 Perþembe günkü birleþimde ise saat
14.00’ten 1239 sýra sayýlý Vakýflar Kanunu Tasarýsý’nýn görüþmelerinin
bitimine kadar çalýþmalara devam edilmesine iliþkin AK Parti Grubu
önerisinin, yapýlan görüþmelerden sonra, kabul edildiði,
Ýstanbul
Milletvekili Emin Þirin’in, Milletlerarasý Ýddia Ýtham ve Saptýrmalara
Karþý ve Çeþitli Ülkelerin Gerçekleþtirdikleri Mezalimler ve Soykýrýmlarýn
Tanýnmasý ve Anma Günlerinin Tesisi Hakkýnda (2/976),
Mersin
Milletvekili Hüseyin Özcan’ýn, Uzman Erbaþ Kanununda Deðiþiklik
Yapýlmasýna Dair (2/810),
Kanun
Tekliflerinin Ýç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doðrudan gündeme
alýnmasýna iliþkin önergelerinin, yapýlan görüþmelerden sonra,
Açýklandý.
Gündemin
“Kanun Tasarý ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diðer Ýþler”
kýsmýnýn:
1’inci
sýrasýnda bulunan, Kamu Ýhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi’nin (2/212) (S. Sayýsý: 305) görüþmeleri, daha önce
geri alýnan maddelere iliþkin komisyon raporu henüz gelmediðinden,
2’nci
sýrasýnda bulunan, Bazý Kamu Alacaklarýnýn Tahsil ve Terkinine
Ýliþkin Kanun Tasarýsý’nýn (1/1030) (S. Sayýsý: 904) görüþmeleri, ilgili
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazýr bulunmadýðýndan,
Ertelendi.
3’üncü
sýrasýnda bulunan ve Ýç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamýnda deðerlendirilerek
temel kanun olarak bölümler halinde görüþülmesi kararlaþtýrýlan
Tohumculuk Kanunu Tasarýsý’nýn (1/822) (S. Sayýsý: 662) görüþmeleri
tamamlandý; elektronik cihazla yapýlan açýk oylama sonucunda,
1
Kasým 2006 Çarþamba günü, alýnan karar gereðince saat 14.00’te toplanmak
üzere, birleþime 21.55’te son verildi.
Ýsmail Alptekin
Baþkan
Vekili
Harun Tüfekci Yaþar
Tüzün
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram Özçelik
Burdur
Kâtip
Üye
No.: 20
II.- GELEN KÂÐITLAR
1 Kasým 2006 Çarþamba
Meclis
Araþtýrmasý Önergesi
1.- Konya Milletvekili Mustafa ÜNALDI
ve 24 Milletvekilinin, Beyþehir Gölü ve çevresindeki sorunlarýn
araþtýrýlarak yörenin geliþmesi için alýnmasý gereken önlemlerin
belirlenmesi amacýy
1 Kasým 2006 Çarþamba
BÝRÝNCÝ OTURUM
Açýlma Saati:
14.00
BAÞKAN: Baþkan Vekili
Sadýk YAKUT
KÂTÝP ÜYELER: Harun
TÜFEKCÝ (
BAÞKAN
– Türkiye Büyük Millet Meclisinin 13’üncü Birleþimini açýyorum.
III. - YOKLAMA
BAÞKAN
– Elektronik cihazla yoklama yapacaðýz.
Yoklama
için beþ dakika süre veriyorum. Sayýn milletvekillerinin, elektronik
oy düðmelerine basarak salonda bulunduklarýný bildirmelerini;
bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin,
salonda hazýr bulunan teknik personelden yardým istemelerini; buna
raðmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarýný, yoklama
için öngörülen beþ dakikalýk süre içerisinde Baþkanlýða ulaþtýrmalarýný
rica ediyorum.
Yoklama
iþlemini baþlatýyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapýldý)
BAÞKAN
– Sayýn milletvekilleri, toplantý yeter sayýsý yoktur.
Birleþime
14.30’a kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati:
14.08
ÝKÝNCÝ OTURUM
Açýlma Saati:
14.36
BAÞKAN: Baþkan Vekili
Sadýk YAKUT
KÂTÝP ÜYELER: Harun
TÜFEKCÝ (
BAÞKAN
– Sayýn milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 13’üncü
Birleþiminin Ýkinci Oturumunu açýyorum.
III.- YOKLAMA
BAÞKAN
– Yapýlan açýlýþ yoklamasýnda toplantý yeter sayýsý bulunamamýþtý.
Þimdi elektronik cihazla yeniden yoklama yapacaðýz.
Yoklama
için beþ dakika süre veriyorum.
Yoklama
iþlemini baþlatýyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapýldý)
BAÞKAN
– Sayýn milletvekilleri, toplantý yeter sayýsý vardýr, görüþmelere
baþlýyoruz.
Gündeme
geçmeden önce üç sayýn milletvekiline gündem dýþý söz vereceðim.
Gündem
dýþý ilk söz, yurt dýþýnda para toplayan holdingler ile ilgili söz isteyen
Ýstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylýgil’e aittir.
Buyurun
Sayýn Tamaylýgil. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
IV.- BAÞKANLIÐIN
GENEL KURU
A) GÜNDEM DIÞI KONUÞMALAR
1.- Ýstanbul Milletvekili
Bihlun Tamaylýgil’in, yurt dýþýnda, vatandaþlarýmýzdan, herhangi
bir kayda tabi olmadan para toplayan bazý holdinglerle ilgili yasal
düzenlemenin bir an önce yapýlmasýnýn önemine iliþkin gündem dýþý
konuþmasý ve Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Mehmet Ali Þahin’in
cevabý
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Teþekkür ederim Sayýn Baþkan.
Öncelikle,
bugün yaþanan sel felaketiyle yaþamlarýný kaybetmiþ olan 19 vatandaþýmýza
Allah’tan rahmet diliyorum, ailelerine sabýr diliyorum. Bu tür felaketlerin
ülkemizden uzak durmasýný Allah’tan dua ile niyaz ediyorum.
Deðerli
milletvekilleri, bugün, yaklaþýk son bir ayýn gündem konusunu oluþturmuþ,
çok çeþitli farklý farklý baþlýklarda deðerlendirilmiþ ve defalarca
sizin huzurlarýnýza gelip konuyla ilgili paylaþýmlarda bulunmaya
çalýþtýðým, özellikle yurt dýþýnda faaliyette bulunmuþ ve bunun
yansýmalarýný ülke ekonomilerinde gördüðümüz þirketlerle ilgili
bazý gerçekleri paylaþmak için söz almýþ bulunuyorum; yüce Meclisi
saygýyla selamlýyorum.
Þimdi
bakýnýz, bu konuyla ilgili son günlerde sürekli iddialar var. Bu iddialara
karþýlýk, ilgili þirketin yöneticilerinin de yerine göre cevaplarý
var. Bir kere, bir gerçeði unutmayalým: Türkiye’de Sermaye Piyasasý
Kanunu diye bir kanun, ona uyulmasý gereken de bir süreç var. Bunun
süreç olarak uyulmadýðý, gerek halka arz ve…
Sayýn
Baþkaným, özür dilerim, çok büyük bir uðultu var…
BAÞKAN
– Bir saniye Sayýn Tamaylýgil.
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Devamla) – Bu yüz binlerce vatandaþ acaba arkadaþlarýmýzý
fazla ilgilendirmiyor mu, çok merak ediyorum.
BAÞKAN
– Sayýn Tamaylýgil, bir saniye.
Sayýn
milletvekilleri, Genel Kurulda büyük bir uðultu var, Sayýn Hatibin
konuþmasý anlaþýlmamaktadýr. Lütfen, Sayýn Hatibi dinleyelim.
Buyurun
Sayýn Tamaylýgil.
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Devamla) – Teþekkür ediyorum.
Evet,
bu süreç iþlemiþtir. Bu sürecin iþleyiþini, buradaki yaþanan
olaylarý, yurt dýþýnda neler yapýldýðýný tespit
Peki,
burada yapýlmasý gerekenler sürecine geldiðimiz zaman, olayýn
nasýl olduðunu, yurt dýþýnda seneler itibarýyla kartopu misali
para toplamanýn, bunlarý kayýtsýz toplamanýn, halkýmýzýn millî,
dinî duygularýný, kutsal mekânlarda sömürmenin neler olduðunu size
anlatmak istemiyorum; bunlarýn hepsini hatýrlýyorsunuz sanýrým;
ama, bir tek þeyi hatýrlatmak istiyorum: Bu insanlar için hiçbir þey
yapýlmýyor, þu anda da sadece ve sadece yapmayarak birilerini
bir tarafta tutmaya çalýþýlýyor.
Þimdi,
bakýnýz, biz, bir komisyon çalýþmasý sonucunda yapýlmasý gerekenleri
dile getirdik. Acilen ortaya konmasý gereken bir yasal çalýþmayý
dile getirdik; sekiz ay oldu kim ne yaptý? Rafta duran bir rapor. Peki,
geçmiþe gidelim, biz, bunu, Cumhuriyet Halk Partisi olarak 7 Ocak
2003’te gündeme getirdik. O gün ikibuçuk yýl bu Rapor’un sürüncemede,
bu Komisyonun sürüncemede kalmasýna sebep olan sizlerin oylarý
deðil miydi? Sayýn Çelik o günlerde Grup Baþkan Vekili olarak bir yýl
sonrasýnda görev yapýyordu. Geldiler dediler ki -bir yýl sonra bu
rapor görüþülecekken- “Bir hafta sonra beraber görüþelim.” Ne oldu?
Birbuçuk yýl sonra ancak komisyonun önergesi görüþüldü. Sürekli
bir erteleme, sürekli bir savsaklama, sürekli bir gündemden uzak
tutma çabasý.
Bakýnýz,
Sayýn Adalet Bakanýmýz son günlerde diyorlar ki -hatta, hatta, son,
bir gazeteciyle görüþmesinde- “Bu adam densizlik yapmýþ. Þimdi, orada
olarak durumunu bilmiyor muydu da, kimleri zora soktu?” diye bir
söylemde bulunuyor.
Deðerli
arkadaþlarým, tarih 2003 Nisan, burada Sayýn Sanayi Bakanýmýz,
Adalet Bakanýmýz ve Ýçiþleri Bakanýmýz bu þirketin açýlýþ töreninde,
2003. O zaman Adalet Bakaný Sayýn Bakan ve Sayýn Bakan, bu þirketler
hakkýnda Sermaye Piyasasý Kurulu tarafýndan verilmiþ suç duyurularýnýn
olduðunu, yargýlamalarýnýn olduðunu ve Yargýtayda davalarýnýn
olduðunu sanýrým biliyordu. Peki, kendisi bu açýlýþta olarak kimleri
zor durumda býrakmýþtýr? Bu karar sürecinde kimler olacaktýr da onlarý
zor durumda býrakmýþtýr?
Þimdi,
dönüyoruz, Sanayi Bakanýmýz… Kendileri diyorlar ki: “Efendim, ben
müneccim miydim, buralarda olacaktým.” Sayýn Bakan, sizin Bakanlýðýnýz
Sanayi Bakanlýðý, SPK’yla mekânsal komþusunuz, yaptýðýnýz iþte de
beraber þirketleri takip ediyorsunuz. Kaldý ki, üç yýl önceydi sanýrým,
kendisi de bu holdinglerle ilgili bir kaybýnýn söz konusu olduðunu
söylemiþti. Ne oldu?
Diðer
taraftan, o þirketin, YÝMPAÞ’ýn sahibi “Efendim, biz çok iyi durumdayýz,
bizim mal varlýklarýmýz var.” diyor. Bakýn, 2000 yýlýndan itibaren,
bu iþin zinciri koptuktan sonra bu þirket, madem o kadar mal varlýðý
vardý, tek bir Allah’ýn kuluna bir lira para ödedi mi? Temettü ödeyecek…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN
– Sayýn Tamaylýgil, lütfen toparlar mýsýnýz.
Buyurun.
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Devamla) – Sayýn Baþkaným, o geçen süreyi de alýrsanýz.
Bakýnýz,
tek bir kuruþ para ödememiþ, tek bir kuruþ ödemediði gibi kendisi yönetim
kurulu üyesi olarak ve baþkaný olarak aldýðý genel kurulu, ekseriyetle
baktýðýnýz zaman orada nasýl duruyor. Þimdi, bütün bu gerçekler biliniyor,
yasal süreç takip ediliyor, yurt dýþýndan Ýsviçre’de ve Almanya’daki
savcýlýklar yine bizim vatandaþlarýmýzla ilgili hak arýyor ve biz
burada hiçbir þey yapmýyoruz ve gidiyoruz açýlýþlara katýlýyoruz.
Bakýnýz,
Maliye Bakanlýðý, Sermaye Piyasasý Kurulu yine
Þimdi,
bakýnýz,bu konuda büyük bir yanýlgý ve gecikme var.
Sayýn
Abdüllatif Þener Komisyon Raporu görüþüldükten sonra dediler ki:
“Efendim, Sermaye Piyasasýyla ilgili düzenleme yapacaðýz, bir
taslak var, bu taslak Komisyon Raporu’yla beraber deðerlendirilecek
ve Baþbakanlýktan Meclise gelecek.” Sekiz ay geçti, hiçbir þey yapýlmadý.
Hoþ, o taslak yeni de deðil, o taslak üç senedir var.
Siz
hiçbir þey yapmayacaksýnýz, siz buna seyirci kalacaksýnýz, efendim,
gittiði zaman, ya densizlik yapmýþ diyeceksiniz, size sürekli yurt
dýþýndan klasörlerce bilgi gelecek, bir yýldan fazla bunlarý tercüme
ettirmeme problemiyle karþý karþýya kalacaksýnýz, ama yeri gelecek
hiçbir mesnedi olmayan sebeple bir rektörü tutuklayacaksýnýz. Daha
ne bekliyorsunuz? Yani, sayýn bakanlarýmýz buralarda yer alýyorken,
sevgili Meclis üyelerimiz ve Baþkanlarýmýzla bir komisyon görüþmesi
yapamýyorken, komisyonu kurduktan sonra çýkan rapora göre bir kanunu
çýkaramýyorsak…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN
– Sayýn Tamaylýgil, bir dakika süre veriyorum.
Buyurun.
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Devamla) – Teþekkür ediyorum.
Daha
ne bekliyorsunuz? Daha ne bekliyorsunuz? Orada yüz binlerce vatandaþ
sizden bu kanunla ilgili bir düzenleme bekliyor. Sizin acaba kendi
yanýnýzda oturan arkadaþýnýz bu þirketlerde çalýþmýþ diye veyahut
bir bakanýmýz böyle bir dönemde burada yer almýþ diye… Var mý daha
baþka bilemiyorum, acaba var mý yerel yöneticilerden hakkýnda suç
duyurusu bulunup da yerel yöneticiliði kazanmýþlar? Var mý diye
onu da bilmiyorum, soruyorum. Arkadaþýmýz Ahmet Ersin bunlarý size
sordu. Bunlarýn cevabý var iken, verilmesi gerekirken ve yasal düzenlemeyle
kul hakkýný kullananlardan hesap sormak gerekirken siz burada nasýl
oturuyorsunuz arkadaþlar?
Hepinizi
saygýyla selamlýyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN
– Teþekkür ediyorum Sayýn Tamaylýgil.
Gündem
dýþý konuþmaya Hükûmet adýna Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý
Mehmet Ali Þahin cevap vereceklerdir.
Buyurun
Sayýn Bakan. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
NECATÝ
UZDÝL (Osmaniye) – Bravo, bravo… Çok güzel, hadi, hep beraber…
MEHMET
EMÝN TUTAN (
NECATÝ
UZDÝL (Osmaniye) – Beraber, arkadaþlar…
MEHMET
EMÝN TUTAN (
BAÞKAN
– Sayýn Uzdil, Sayýn Uzdil…
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Sayýn
Baþkan…
BAÞKAN
– Sayýn Bakan, bir saniye…
Lütfen
Sayýn Uzdil…
NECATÝ
UZDÝL (Osmaniye) – Alkýþlamak yasak mý Baþkaným!
BAÞKAN
– Yasak, Sayýn Uzdil! Lütfen…
Buyurun
Sayýn Bakan.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Sayýn
Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým; hepinizi sevgiyle,
saygýyla selamlýyorum.
Önce,
bir iki gündür yaþadýðýmýz sel felaketi nedeniyle, maalesef, bazý
vatandaþlarýmýz hayatýný kaybettiler, bu vatandaþlarýmýza Cenabýhak’tan
rahmetler diliyorum.
ALÝ
RIZA BODUR (Ýzmir) – Rahmet yetmez, devletin eli ister.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Ailelerine,
bu bölgede yaþayan insanlarýmýza ve tüm ülkemize baþsaðlýðý diliyorum.
Devletimizin
tüm kurumlarý, bu felaket nedeniyle, sel felaketinin yaþandýðý
bölgelerde vatandaþlarýmýza yardýmcý olmak, onlarýn yaralarýný
sarabilmek için yoðun bir çaba ve gayret içerisindedir. Baþbakanlýk
olarak, illerimizin valileriyle her an temas halindeyiz. Hasar
tespit raporlarýný bekliyoruz. Bölge milletvekili arkadaþlarýmýz,
biraz önce Bakanlar Kurulu sýralarýnda otururken, yanýma geldiler.
Hemen Baþbakanlýkla temasa geçtim. Yeni yeni hasar tespit raporlarý
gelmeye baþlandý. Kuþkusuz ki, gerek Bayýndýrlýk Bakanlýðý Afet Ýþleri
Genel Müdürlüðünden gerekse Baþbakanlýktan, ihtiyaç neyse, bu ihtiyaca
göre paralar gönderilecek ve vatandaþlarýmýzýn mutlaka yaralarýný
saracaðýz; çünkü, bir yoðun yaðýþýn sonucu meydana gelmiþ olan bir
felakettir.
Tabii,
yapýlarýn nerede yapýlacaðý, sel yataklarýnda yapýlýp yapýlmayacaðý,
saðlýklý yapýlar olup olmadýðý ayrýca bir araþtýrma konusudur.
Bunlarý þu anda konuþmanýn, deðerlendirmenin hiçbir faydasý yoktur.
Ortada, yaþanmýþ olan bir sorun vardýr. Bu sorunu çözmek, vatandaþlarýmýzýn
acýlarýný hafifletmek için Hükûmet olarak, ilgili Bakanlýk ve kuruluþlar
olarak görevimizin þuurundayýz ve arkadaþlarýmýz da o mahalde çalýþmalarýný
yürütüyorlar.
Þimdi,
benim asýl huzurunuza çýkmamýn nedeni, her ne kadar Bakamlýðýmla
ilgili olmasa da…
ALÝ
RIZA BODUR (Ýzmir) – Hep öyle oluyor zaten.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – …þu anda
burada Hükûmeti temsil
Konu
nedir arkadaþlar…
AHMET
ERSÝN (Ýzmir) – Ýlgili Bakanlar nerede?
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Ýlgili
Bakan arkadaþýmýz Sayýn Abdüllatif Þener’di. Buraya gelmiþti, ancak,
saat iki gibi Meclis -çoðunluk olmadýðý için- toplanamadýðýndan…
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) – AKP Grubu gelmediði için.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – …Aðrý’da
bir baþka programa katýlmak üzere havaalanýna giderken beni aradý,
kendisinden kýsa bazý bilgiler aldým, o bilgileri ve kendi düþüncelerimi,
gündem dýþý yapýlan konuþma üzerine sizlerle paylaþmak istiyorum
çok samimi olarak.
TUNCAY
ERCENK (Antalya) – Cenaze namazýný anlat, cenaze namazýný.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Sakin
olun.
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) – Zaten orayý anlatacak Bakan.
TUNCAY
ERCENK (Antalya) – Ben sakinim.
BAÞKAN
– Sayýn milletvekilleri, niye tahammül edemiyorsunuz! Lütfen… Sayýn
Bakan cevap veriyor.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Deðerli
arkadaþlar, birtakým þirketlerin, geçmiþte, yurt dýþýnda, yurt dýþýnda
yaþayan vatandaþlarýmýzdan paralar topladýklarý, bu toplanan paralarýn
usulüne uygun, Türkiye’de yürürlükte bulunan yasalara uygun toplanmadýðý
gerçeðinin altýný çizmek istiyorum.
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) –
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bu þirketlerin
faaliyetleri ve bu toplanan paralar bizim Hükûmetimizin döneminde
gerçekleþmemiþtir.
HALÝL
TÝRYAKÝ (Kýrýkkale) – O zaman siz yok muydunuz?
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bizden
önceki dönemlerde ortaya çýkan faaliyetler sonucu birtakým firmalarýn,
birtakým holdinglerin, kendisine holding ismini veren birtakým
firmalarýn, yurt dýþýnda…
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) – Para toplayan bakan ya da milletvekili var mý Sayýn
Bakan?
FARUK
ÇELÝK (Bursa) – Sayýn Baþkan, Sayýn Bakaný mý dinleyeceðiz, arkadaþlarý
mý dinleyeceðiz?
BAÞKAN
– Sayýn Bakan, bir saniye…
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – …Sermaye
Piyasasý Kanunu’na uygun olmayan þekilde para topladýklarý bir
gerçektir.
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) – Para toplayan bakan var mý, milletvekili var mý?
BURHAN
KILIÇ (Antalya) – Bir dinle be! Ayýp! Ayýp!
BAÞKAN
– Sayýn Bakan, bir saniye.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Þu anda
bu gündem dýþý konuþmaya ben cevap veriyorum.
GÖKHAN
DURGUN (Hatay) – Dokundu mu?
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) – Rahatsýz mý oldun?
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Benim,
ne bu holdinglerle, ne bu holdinglerin para toplama faaliyetleriyle
benim bir iliþiðim olmamýþtýr, Bakanlar Kurulunda görev yapan hiçbir
arkadaþýmýn da hiçbir iliþiði de yoktur.
K.
KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Sizinki doðru da!.. Sizinki doðru da!..
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Peki ne
olmuþtur daha sonra? Bu paralar toplanmýþ, tabii, bu paralarý bu
holdinglere, bu þirketlere yatýran vatandaþlarýmýz baþlangýçta
birtakým kârlar almýþlar, ancak daha sonra kaynak kesilince, bu
kârlar ödenmemeye baþlayýnca, bu firmalar, bu þirketler, bu holdingler
bir açmazla karþý karþýya kalýnca bir sorun ortaya çýkmýþ. Bunun
üzerine ne olmuþ? Sermaye Piyasasý Kurulu (SPK), bu iþlemlerin
usulsüzlüðü üzerine, cumhuriyet savcýlýklarýna 78 þirket hakkýnda
137 ayrý suç duyurusunda bulunmuþtur. Cumhuriyet savcýlýklarý,
Sermaye Piyasasý Kanunu’na ve ilgili mevzuata göre para toplamayan,
böylece vatandaþlarý maðdur eden bu kiþilerle ilgili -savcýlýklar-
kuþkusuz ki, soruþturma açmýþlar ve sonuçta, bu, davalara dönüþmüþ.
Bu davalardan bir bölümü geçmiþte çýkan af yasalarý nedeniyle düþmüþ,
ama bir kýsmý hâlâ devam etmektedir.
ALÝ
RIZA BODUR (Ýzmir) – Sekiz ay sonra müruruzamana uðrayacak.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Þimdi,
sorun nedir? Sorun, bir özel hukuk iliþkisidir. Ticaret Kanunu hükümlerine
dayalý olarak bir iliþki vardýr ortada. Bunun, ne bir hükûmetle -yani
ne geçmiþteki hükûmetlerle ne bugünkü Hükûmetle- ne devletle bir iliþiði
yoktur. Yani, bu þirketler, bu holdingler, topladýklarý paralarla
ilgili vatandaþlara vaat ettiklerini þu anda yerine getiriyor
olsalardý, o yüksek kârlarý alýyor olsalardý bir sorun olacak mýydý?
Onlar, Hükûmete dönüp, devlete dönüp “yahu, biz buradan ciddi kârlar
alýyoruz, bir kýsmýný da devlete verelim” diyecekler miydi? (CHP ve
Anavatan Partisi sýralarýndan gürültüler)
SÜLEYMAN
SARIBAÞ (Malatya) – Yanlýþ, yanlýþ!.. Sayýn Bakan, bu anlayýþ yanlýþ.
KÂZIM
TÜRKMEN (Ordu)- Ayýp, ayýp!..
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Yani, halk suçlu, öyle mi?
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Þimdi,
biraz önce konuþan Deðerli Milletvekili Arkadaþým diyor ki: “Efendim,
Hükûmet olarak, devlet olarak bu iþe el koyun.” (CHP ve Anavatan Partisi
sýralarýndan gürültüler)
BAÞKAN
– Sayýn milletvekilleri lütfen…
ALÝ
RIZA BODUR (Ýzmir) – Devletin bakaný gibi konuþ.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Þimdi,
devlet…
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli)- Sayýn Bakan, bu sen misin?
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Geleceðim…
Orada ben de varým.
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli)- Sayýn Bakan, bu sen misin? Sensin deðil mi?
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Ben de varým
orada, ben de varým.
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) – Sen sorumluluk taþýmýyor musun?
BAÞKAN
– Sayýn Çetin, lütfen…
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Þimdi,
yargýya intikal etmiþ, SPK’nýn suç duyurusunda bulunduðu 17 dosya,
biraz önce deðerli milletvekili arkadaþýmýn gösterdiði o gazetedeki
bir holdingle ilgilidir.
BAÞKAN
– Sayýn Çetin, lütfen kapatýr mýsýnýz.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Yani, ismini
de söyleyeyim: YÝMPAÞ Holdingle ilgilidir 17 tane suç duyurusu.
Bunlardan bir kýsmýyla ilgili dava açýlmýþtýr ve dava devam etmektedir.
Þimdi, Sayýn Milletvekili Arkadaþým bize soruyor ve demin gazeteyi
gösteren deðerli milletvekili arkadaþým da yerinden soruyor.
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) – Sekiz ay sonra mý?
BAÞKAN
– Sayýn Çetin, lütfen…
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Diyor
ki: “Bu kiþiyi niye tutuklamýyorsunuz?” Deðerli arkadaþlar, diyor
ki bize: “Bu kiþiyi niye tutuklamýyorsunuz?”
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) – Cem Uzan’ýn çiftliðini basýyorsunuz, bunu da bassanýza.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Deðerli
arkadaþlar, içinizde o kadar hukukçu arkadaþýmýz var. Tutuklamayý
bakanlar mý yapar, tutuklamayý hükûmetler mi yapar? Baðýmsýz yargý
organlarý yapar. Savcý talepte bulunur, baðýmsýz yargý organlarý
tutuklar. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar, CHP sýralarýndan gürültüler)
MUHARREM
KILIÇ (Malatya) – Sayýn Bakan, Adalet Bakaný Hükûmet Sözcüsüdür!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Þimdi,
bana oradan bir gazete gösteriyor…
BAÞKAN
– Sayýn Coþkuner, lütfen oturur musun.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bir milletvekili
arkadaþýmýzý, Sayýn Ýlyas Arslan’ý, biliyorsunuz, çok yakýn bir zamanda
kaybettik…
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) – Duygu sömürüsü yapma!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Kendisine
Cenabýhak’tan rahmetler diliyorum. Onun cenazesi nedeniyle Yozgat’a
gitmiþtik.
TUNCAY
ERCENK (Antalya) – Sayýn Bakan, sizin oraya gitmeniz mesele deðil,
yanýnýzdaki, mesele.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Sorgun’da
cenaze törenine ben de katýldým, size soruyorum -sizler de katýldýnýz,
sizler de birçok cenaze törenlerine katýldýnýz- cenaze törenlerinde
safýnýzdaki insanlarý seçme özgürlüðünüz var mý? Yani, benim safýmda
cenaze namazýnda þu insan bulunacak, bu insan bulunmayacak diye
bir seçme özgürlüðünüz var mý? (CHP sýralarýndan gürültüler)
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Sayýn Bakan, açýlýþýný yapmama özgürlüðünüz
vardýr. Açýlýþýný yapmama özgürlüðünüz var. Gidip açýlýþýný yapmazsýnýz.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Siz oraya
bir münferit fert olarak gitmiþsiniz cenaze namazýna, bir arkadaþýmýzýn
cenaze namazýný kýlacaksýnýz, yanýnýzda, hakkýnda dava açýlmýþ
bir kiþi de var, safta. Bunun sorumlusu niye biz olalým? Niye bunun
sorumluluðunu bize yüklüyorsunuz? (AK Parti sýralarýndan alkýþlar,
CHP sýralarýndan gürültüler)
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Gidip açýlýþýný yapmazsýnýz. Açýlýþýný
yapmazsýnýz.
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) – 120 bin aile periþan…
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Þu anda
davasý devam ediyor ve eðer hakkýnda baþka iddialar, dosyalar varsa,
kuþkusuz ki, baðýmsýz yargý organlarý, cumhuriyet savcýlýklarý,
yargý gerekenleri yapacaktýr ve yapmalýdýr. (CHP sýralarýndan gürültüler)
Arkadaþlar,
bu yurt dýþýnda para toplayan ve vatandaþlarýmýzýn önemli bir bölümünü
maðdur eden holdinglerle daha önce de, bugün de, hiçbir cumhuriyet
hükûmetinin bir iliþiði yoktur. Bu iliþiði kurmaya çalýþan arkadaþlarýmýz
politika yapýyorlar.
Politika
yapýyorsunuz. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar, CHP sýralarýndan
gürültüler)
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Biz gerçeði arýyoruz. Yasa ne oldu Sayýn Bakan?
Yasayý söyleyin! Yasa niye gelmedi Sayýn Bakan?
ALÝ
TOPUZ (Ýstanbul) – Yazýklar olsun sana! Paralarý toplattýnýz!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Evet, ortada
bir sorun vardýr, maðdur olan vatandaþlarýmýz vardýr. Bu sorun nasýl
çözülecek? (CHP sýralarýndan gürültüler)
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Abdüllatif Bey’in söz verdiði yasa ne oldu?
BAÞKAN
– Sayýn milletvekilleri, lütfen...
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bu sorun,
mutlaka, bugünkü, Türkiye’de yürürlükte bulunan, baþta Ticaret Kanunu
olmak üzere, mevcut mevzuat çerçevesi içerisinde çözülmelidir.
TUNCAY
ERCENK (Antalya) – Yüzünüz yok bu tarafa bakmaya!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Maðdur
olduðunu ileri süren vatandaþlarýmýz, baðýmsýz yargý organlarýna
sorunlarýný taþýmalýlar -ki, taþýmýþlardýr önemli bir bölümü- sorunu
burasý çözecektir.
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) – Cem Uzan’ýn çiftliðine gönderiyordunuz...
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Þimdi,
diyorlar ki: “Devlet olarak, hükûmet olarak, bu vatandaþlarýn maðduriyetlerini
giderin, hazineden bu arkadaþlarýn paralarýný ödeyin.” Bunu mu
söylüyorsunuz? Ne söylüyorsunuz? (CHP sýralarýndan gürültüler)
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Öyle bir þey demedik. Öyle bir þey demedik.
Yasayý söylüyoruz. Abdüllatif Þener Bey’in yasasýný söylüyoruz.
Saptýrmayýn.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Ne olacak?
Biz mi ödeyeceðiz onu?
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Öyle bir þey söylemiyoruz. Siz bunu çarpýtýyorsunuz.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Ne yapacaðýz?
Niye ödeyeceðiz? (CHP sýralarýndan gürültüler)
BAÞKAN
– Sayýn milletvekilleri...
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Haa, bu
alanla ilgili, yani...
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Çarptýrýyorsunuz!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – ...hisse
senedi yoluyla, vatandaþlardan para toplama hususunu, mutlaka...
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Abdüllatif Þener Bey bunu mu söyledi?
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Eðer bir
eksiklik varsa Yasa’da -ki, vardýr- mutlaka Sermaye Piyasasý Kanunu’nda
bir deðiþiklik yapýlmak suretiyle, bundan sonra bu tür istismarlarla
karþýlaþmamak için yasal tedbirler alýnmalýdýr.
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Biz bunu mu söylüyoruz Yasa’da?!
NECATÝ
UZDÝL (Osmaniye) – Bravo Bakan, çok güzel anlatýyorsun!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bu konuyla
ilgili biraz önce bana bilgi veren, deðerli Baþbakan Yardýmcýmýz
ve Devlet Bakanýmýz Abdüllatif Þener Bey’in bir yasa tasarýsý hazýrlandýðýný,
Sermaye Piyasasý Kanunu’nda deðiþiklik öngören bu yasa tasarýsýný
Meclise sevk etmeyi düþündüklerini ifade etti.
ORHAN
ERASLAN (Niðde) – Sayýn Bakan, suçu övüyorsunuz! Ayýp!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Kuþkusuz
ki, böyle bir düzenleme, bundan sonra, bu tür olaylarla karþýlaþmayý
önleyecek bir düzenlemedir.
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Hayýr! Hayýr!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Geçmiþe
yönelik, özel bir hukuk iliþkisinden doðan bir konuyu, devlet olarak,
Hükûmet olarak üstleneceðiz, öyle mi?
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Siz çarptýrýyorsunuz, böyle bir þey yok.
BAÞKAN
– Sayýn Milletvekili, lütfen kapatýr mýsýnýz? Sayýn Milletvekili...
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Hazineden
yeniden para çýkararak bu vatandaþlarýn maðduriyetini gidereceðiz.
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Arkadaþlarýnýza söyleyin, arkadaþlarýnýza!
ORHAN
ERASLAN (Niðde) – Sayýn Bakan, suçluyu övüyorsunuz!
ATÝ
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Yani, vatandaþlarýmýzdan
topladýðýmýz vergilerle oluþan bütçenin bir kýsmýný devletle ve
hükûmetle bir iliþiði olmayan bir konuda diðer vatandaþlara vereceðiz.
Diðer vatandaþlarýmýzýn hakkýný baþkalarýna aksetmiþ olmaz mýyýz?
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Siz çarptýrýyorsunuz. Böyle bir þey yok! Böyle
bir þey yok!
ORHAN
ERASLAN (Niðde) – Cem Uzan’a yaptýðýnýzý yapsanýza YÝMPAÞ’a.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Arkadaþlar,
devlet bu iliþkide herhangi bir garantide bulunmuþ deðildir, bir
banka iliþkisi gibi deðildir.
Bankaya
yatýrýlan mevduatla ilgili, devletin bir güvencesi vardýr. Biz
gelmeden önce bu güvence yüzde 100’dü, ama biz geldik, biliyorsunuz,
50 milyara çýkardýk.
YILMAZ
KAYA (Ýzmir) – Þu habere bakýn. (AK Parti sýralarýndan ayaða kalkmalar,
gürültüler)
BAÞKAN
– Sayýn Milletvekili, lütfen kapatýr mýsýn onu.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Deðerli
arkadaþlar, siz oturun, ben konuþurum.
BAÞKAN
– Bir saniye Sayýn Bakan… Sayýn Bakan, bir saniye…
FARUK
ÇELÝK (Bursa) – Sayýn Baþkan, Meclis gösteri yeri mi Allah aþkýna!
Ayýp ya!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Faruk
Bey, siz oturun.
Deðerli
arkadaþlar, lütfen sakin olun.
AHMET
IÞIK (Konya) – Burasý miting meydaný mý Baþkan?
BAÞKAN
– Sayýn milletvekilleri…
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Lütfen
sakin olun.
BAÞKAN
– Sayýn Bakan, bir saniye… Sayýn Bakan, bir saniye…
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Arkadaþlar,
lütfen oturun… Lütfen oturun…
ORHAN
ERASLAN (Niðde) – Sayýn Bakan, suçu övüyorsunuz, suçu…
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bu arkadaþlarýmýz
konuþsunlar, yerlerinden baðýrsýnlar çaðýrsýnlar…
ORHAN
ERASLAN (Niðde) – Sayýn Bakan, suçu övüyorsunuz. Doðrusu, çok ayýp!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – …burayý
bir kahvehaneye dönüþtürsünler... Milletimiz bunu izliyor.
VEZÝR
AKDEMÝR (Ýzmir) – Þu yazýyý okuyun. (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
BAÞKAN
– Sayýn Milletvekili, lütfen kapatýr mýsýn onu!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Milletimiz
kimin ne olduðunu biliyor. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
ATÝ
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bakýn,
burada ben konuþuyorum.
VEZÝR
AKDEMÝR (Ýzmir) – Bakýn, bakýn…
BAÞKAN
– Lütfen kapatýr mýsýnýz Sayýn Milletvekili. Hiçbir milletvekilinin
suç iþleme hakký yoktur Sayýn Milletvekili, lütfen kapatýr mýsýn!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Ben, Cumhuriyet
Halk Partisinden bir arkadaþýmýz konuþurken ne benden ne bu Gruptan
herhangi bir söz hakký doðdu mu?
BAÞKAN
– Oturunuz yerinize!
ATÝ
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bu, arkadaþlar,
kalite farkýdýr, kalite farký… (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
Bu kalite farkýný milletimiz görüyor. Bir kiþi konuþurken, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Baþkaný, bir arkadaþýmýza, þu Parlamentoda
bulunan bir milletvekili arkadaþýmýza -bu bir bakan da olabilir-
söz verdiðinde, diðer arkadaþlarýmýzýn söylenen cümleler iþine
gelmese de, sonuna kadar dinler.
EMÝN
KOÇ (Yozgat) – Doðruyu söyleyin, doðruyu…
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bir sataþma
var ise, Sayýn Baþkandan söz ister, gelir, burada, düþüncelerini,
bu Genel Kurulla ve televizyonlarý baþýnda bizleri izleyen vatandaþlarýmýzla
paylaþýr. Ama, burada, yerinden sürekli laf atan… Ama, ben kendilerini
dinlemiyorum, ben konuþmama devam ediyorum, çünkü bizi millet izliyor.
Bizi millet izliyor… Bizi millet izliyor, onlarýn halini de millet
görüyor. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
ATÝ
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – O nedenle…
ATÝ
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bakýn,
biz çið süt emmedik ki karnýmýz aðrýsýn. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
YILMAZ
KAYA (Ýzmir) – Vatandaþ dinleyecek sizi, vatandaþ…
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Efendim,
Cumhuriyet Halk Partisinin -söylemek durumundayým- amacý, bu maðdur
olan arkadaþlarýmýzýn sorunlarýný çözmek deðil, bu yolla, acaba,
Ýktidar Partisini, AK Partiyi nasýl yýpratýrýz.... Amacýnýz bu sizin,
amacýnýz bu… (AK Parti sýralarýndan alkýþlar, CHP sýralarýndan gürültüler)
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Eðer, bir þey varsa görün.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – O nedenle,
yerinizden ne kadar baðýrýrsanýz baðýrýn, ne kadar laf atarsanýz
atýn, bunlarýn hiçbirini dinlemiyorum, bir kulaðýmdan girip diðer
kulaðýmdan çýkýyor.
YILMAZ
KAYA (Ýzmir) – Vatandaþ dinleyecek sizi, vatandaþ…
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Ortada,
özel hukuk hükümlerine tabi bir sorun vardýr.
ORHAN
ERASLAN (Niðde) – Özel hukuk deðil, dolandýrýcýlýk, Sayýn Bakan.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bu sorun
yine özel hukuk hükümleri çerçevesi içerisinde çözülecektir.
ORHAN
ERASLAN (Niðde) – Özel hukuk deðil, dolandýrýcýlýk…
BAÞKAN
– Sayýn Eraslan…
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Eðer, bir
insaný dahi dolandýran, aldatan bir kiþi varsa, onun yakasýna yapýþacak,
ona cezayý verecek de -Türkiye bir hukuk devletidir- mutlaka yargý
organlarýdýr. (AK Parti Grubu sýralarýndan alkýþlar)
Bu
konuda, Sermaye Piyasasý Kurulu görevini yapmýþtýr. 137 tane dosyayý
cumhuriyet savcýlýklarýna göndermiþtir. Bu dosyalarla ilgili davalar
açýlmýþtýr.
ORHAN
ERASLAN (Niðde) – Ama, Adalet Bakaný yapmýyor.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Adalet
Bakaný ne savcýya ne hâkime talimat vermez, veremez. Adalet Bakanýmýz
Sayýn Cemil Çiçek de, hiçbir savcýya hiçbir hâkime, þu þekilde hareket
edin, þöyle bir karar verin diye bir talimatta bulunmamýþtýr, bulunamaz.
Hiçbir Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti üyesi Adalet Bakaný bunu yapamaz.
ÝZZET
ÇETÝN (Kocaeli) – Van Rektörünü nasýl tutukladý peki?
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Siz onu
söylemek istiyorsanýz hata ediyorsunuz, böylesine önemli bir makama
bühtanda bulunuyorsunuz. Asla size yakýþmýyor bunlar.
ORHAN
ERASLAN (Niðde) – Makamýn kendisine yakýþmýyor.
ATÝ
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – O nedenle,
Türkiye Cumhuriyeti adliye teþkilatýnda görev yapan hiçbir savcýmýz
ve hâkimimiz, hiç kimseden talimat almaz, hiç kimsenin etkisi altýnda
kalmaz. O hâkimlerimize o savcýlarýmýza lütfen bühtanda bulunmayýn.
Lütfen bühtanda bulunmayýn. (CHP sýralarýndan gürültüler, AK Parti
sýralarýndan alkýþlar.)
ORHAN
ERASLAN (Niðde) – Mahkeme kararýný niye tutuyor? Niye emniyete
vermiyor? Yüce Divana gidecek, Yüce Divana.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Cumhuriyet
Halk Partisi, Ana Muhalefet Partisi maðdur olmuþ vatandaþlarýmýzýn
sorunlarýnýn çözümüne yardýmcý olacak öneriler getirecekleri
yerine, bunun üzerinden, acaba, Ýktidar Partisini nasýl yýpratabiliriz
oyununu milletimiz de fark etmiþtir. (CHP sýralarýndan gürültüler)
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Öneri getiriyoruz, daha ne istiyorsunuz?!
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – O nedenle,
telaþlarý, yerlerinden laf atmalarý, baðrýþmalarý çaðrýþmalarý
bu telaþýn ürünüdür.
BÝHLUN
TAMAYLIGÝL (Ýstanbul) – Komisyonun raporu ne anlatýyor Sayýn Bakan?
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHIN (Devamla) – O nedenle,
biz bunlara aldýrýþ etmiyoruz. Konu yargýya intikal etmiþtir. Yargý,
mutlaka, suç iþleyenler varsa cezasýný verecektir; tutuklanmasý
gereken varsa, yargý tutuklayacaktýr; mahkûm edecekse, yine yargý
yapacaktýr. Ne ben yapacaðým bunu ne Abdüllatif Þener ne Cemil Çiçek
ne Baþbakan, hiç kimse yapamaz.
NECATÝ
UZDÝL (Osmaniye) – Soruþturmayý kim yapacak? Hükûmet yok mu?
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDINCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bu konudaki
yetki, kuvvetler ayrýlýðý gereði, yargýnýndýr. Bu konuda, elinde
dosyasý, belgesi, bilgisi olanlar da bunu yargýya intikal ettirmelidir;
çünkü, vatandaþlarýmýz zaten bunu yapýyorlar. (CHP sýralarýndan
gürültüler)
YILMAZ
KAYA (Ýzmir) – Vatandaþ dinletecek size.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – O nedenle,
bunu, siyasi iktidarla iliþkilendirmenin, Partimizle iliþki kurmaya
çalýþmanýn hiçbir kýymeti yoktur. Bütün bunlarý reddediyoruz.
(CHP sýralarýndan gürültüler)
ORHAN
ERASLAN (Niðde) – YÝMPAÞ’la iliþki var. Sayýn Bakan, ne iþin var o adamýn
yanýnda?
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – O nedenle,
vatandaþlarýmýz maðduriyetlerini gidermek için yasal yollara
baþvurmalýlar ve Türkiye’deki mevcut yasal çerçevede sorunlarýnýn
çözümüne çare aramalýlar. (CHP sýralarýndan gürültüler)
Deðerli
arkadaþlarým, gündem dýþý konuþmayla ilgili, sizlerle bu düþüncelerimi
paylaþma imkâný buldum. Kuþkusuz ki, ayný þeyleri düþünmemiz, olaylarla
ilgili ayný deðerlendirmeleri yapmamýz mümkün deðildir, farklý
düþüncelerimiz olacaktýr. Ancak, farklý düþüncelerimize raðmen
birbirimize tahammül etmek durumundayýz. Burasý Türkiye Büyük
Millet Meclisidir. 550 tane kiþi, 70 milyon içerisinden seçilmiþ insanlardýr.
Burada oturuþumuz, konuþuþumuz, tavrýmýz millet tarafýndan ibretle
izleniyor, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygýnlýðýna gölge düþürmeye,
davranýþlarýyla, hiçbir milletvekili arkadaþýmýzýn hakký yoktur.
(CHP sýralarýndan gürültüler)
ATÝ
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bunu,
sizlerle paylaþýyor, hepinize saygýlar sunuyorum efendim. (AK Parti
sýralarýndan alkýþlar, CHP sýralarýndan gürültüler)
ALÝ
RIZA BODUR (Ýzmir) – YÝMPAÞ bu kadar güzel avukat bulamaz.
BAÞKAN
– Teþekkür ediyorum Sayýn Bakan.
GÖKHAN
DURGUN (Hatay) – Sayýn Bakan, þu yazýyý okuyun! (AK Parti sýralarýndan
gürültüler)
BAÞKAN
– Sayýn milletvekilleri, lütfen!..
SALÝH
KAPUSUZ (Ankara) – Sayýn Baþkan, bu Mecliste pankart açmak suçtur.
Ceza almýþ arkadaþlar olmuþtur. Milletvekillerinin…
GÖKHAN
DURGUN (Hatay) – Bizim fotoðrafýmýz deðil, sizin fotoðrafýnýzý
gösteriyoruz.
BAÞKAN
– Sayýn Kapusuz, suç olduðu belirtildi, kendisi ihtar edildi Sayýn
Kapusuz.
SALÝH
KAPUSUZ (Ankara) – Bu ikazý sizin yapmanýz lazým Sayýn Baþkaným. Bu
ikazý siz yapacaksýnýz!
BAÞKAN
– Sayýn Kapusuz, ihtarý yaptýk biz.
SALÝH
KAPUSUZ (Ankara) – Hayýr yapmadýnýz.
BAÞKAN
– Ýkazý demin yaptýk… (AK Parti sýralarýndan gürültüler) Hayýr, lütfen…
Oturur musunuz Sayýn Kapusuz…
SALÝH
KAPUSUZ (Ankara) – O zaman ben de…
BAÞKAN
– Sayýn Kapusuz, lütfen…
ORHAN
ERASLAN (Niðde) – Söz vermesin bize, söz vermesin.
BAÞKAN
– Gündem dýþý ikinci söz, geliþen ekonomik koþullar karþýsýnda Sakarya
ilinin konumu hakkýnda söz isteyen Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer
Üstün’e aittir.
Buyurun
Sayýn Üstün. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
2.- Sakarya Milletvekili
Ayhan Sefer Üstün’ün, geliþen ekonomik koþullar karþýsýnda Sakarya’nýn
konumuna iliþkin gündem dýþý konuþmasý
AYHAN
SEFER ÜSTÜN (Sakarya) – Sayýn Baþkan, saygýdeðer milletvekilleri;
“geliþen ekonomik koþullar karþýsýnda Sakarya’nýn konumu” konulu
gündem dýþý söz aldým; hepinizi sevgiyle saygýyla selamlýyorum.
Deðerli
arkadaþlar, tabii, insan hafýzasý nisyan ile maluldür, insanlar
geçmiþi çok çabuk unutur. 3 Kasým seçimlerinden önce, ülkemiz, müthiþ
bir ekonomik istikrarsýzlýk içerisindeydi. Siyasi istikrarsýzlýk,
ekonomik istikrarsýzlýðý doðurmuþtu. Ýnsanlar, kamyonlarýyla neredeyse,
Baþbakanlýðý basýyorlardý; esnafýmýz, eline geçirdiði yazarkasayla
birlikte Baþbakanýn ayaklarýnýn dibine yazarkasalarý fýrlatýyordu;
hatta bazý vatandaþlarýmýz, Meclisin önünde, meþe aðacýnda kendilerini
asýyordu. Ýþte, bu ortamda AK Parti Hükûmeti iktidara geldi, önce
siyasi istikrar saðlandý, ardýndan da ekonomik istikrar saðlandý.
Bu istikrar içerisinde, Türkiye, ilk kez, üst üste dört yýl müthiþ bir
büyüme gerçekleþtirdi. 2003 yýlýnda 5,9; 2004 yýlýnda 9,9; 2005 yýlýnda
7,6; 2006’nýn da ilk üç çeyreðinde 8,5 bir büyüme gerçekleþtirdi. Yine
ihracatta müthiþ bir fýrlama gerçekleþti. 2003 yýlýnda 47 milyar dolar,
2004’te 63 milyar dolar, 2005’te 74 milyar dolar, 2006’da da muhtemelen
85 milyar dolar ihracat yapmýþ olacaðýz.
ÜMMET
KANDOÐAN (Denizli) – Ýthalatý söyle.
AYHAN
SEFER ÜSTÜN (Devamla) – Tabii bu ihracatta Sakarya’nýn da önemli bir
payý var.
Deðerli
arkadaþlar, geçen yýl, Sakarya’dan dünya ülkelerine yapýlan ihracat
2 milyar dolarý geçti, 1 milyar dolarý geçen iller arasýna girdi Sakarya.
Ýhracatýn önemli bir kýsmý, Ýstanbul, Ýzmir, Sakarya, Bursa gibi illerimizden
yapýlýyor. Ancak, artýk, özellikle Ýstanbul’da yatýrým yapacak
alanlar kalmamýþtýr. Dolayýsýyla, yeni yatýrým sahalarý açýlmaya
ihtiyaç vardýr, Sakarya da bunlardan birisidir.
Deðerli
arkadaþlar, Sakarya’da üç tane büyük organize sanayi bölgesi var,
bu üç organize sanayi bölgesinin neredeyse tamamý dolmuþ vaziyette.
Bunun yaný sýra, Akyazý’da, Ferezli’de, Kaynarca’da, Karasu’da olmak
üzere dört yeni sanayi bölgesi inþa ediyoruz. Tabii, bu sanayi bölgesiyle
ilgili iþlemler yürüyor, ancak, bu iþlemlerin hýzý, maalesef yatýrýmcýya
yetiþmiyor. Ticaret Bakanlýðýmýzýn görevlilerinden, bu iþlemlerin
bir an önce bitirilmesini de talep ediyoruz.
Yine,
önümüzdeki günlerde, deðerli arkadaþlar, biliyoruz ki, Haydarpaþa
Limaný, artýk, yükleme ve boþaltma iþlemlerine kapatýlacak, turizme
açýlacak. Mutlaka yeni bir alternatif liman yapýlmasý lazým. Ýþte,
bu alternatif liman, Sakarya’mýzda, Karasu’da yapýlýyor. Sakarya’yý,
Türkiye’yi dünyaya açacak yeni bir kapý yapýlýyor orada. Ulaþtýrma
Bakanýmýz burada, muhtemelen, 2008’de bitmesi planlandý. Ama, inþallah,
2007’nin sonunda bu Liman’ý faaliyete geçirebilirsek, Eskiþehir,
Bursa, Sakarya, Bolu, Bilecik hinterlandýndan ihracat ve ithalat
yoluyla gelecek mallarýn, Sakarya Karasu Limaný’ndan dünyamýza
ulaþtýrýlmasý mümkün olacaktýr.
Deðerli
arkadaþlar, Sakarya’da altyapý sorunu neredeyse tamamlanmýþ vaziyettedir.
Hangi ilçemize giderseniz gidin, duble yollardan gitme imkânýna kavuþacaksýnýz.
Deðerli
arkadaþlar, Sakarya’da iþ gücü sorunu da yoktur. Bakýn, her yerde
farklý bir lise yapýlanmasý olmuþtur. Ancak, Sakarya’daki liselerin
yüzde 60’ý endüstri meslek lisesinden teþekkül edilmiþtir. Dolayýsýyla,
orada kurulacak fabrikalarda çalýþacak kalifiye eleman da Sakarya’da
mevcuttur. Nitekim, bunu gören yatýrýmcýlar, son dört yýlda, Sakarya’ya,
âdeta hücum etmiþtir. Þehirlerinde marka olmuþ, Bellona gibi, ne
bileyim, Ýstikbal gibi, Ülker gibi, yine, Sabancý, Koç gibi birçok
ünlü marka ve ünlü holding Sakarya’ya gelip yatýrýmlarda bulunmuþlardýr.
TUNCAY
ERCENK (Antalya) – Reklam… Reklam…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN
– Sayýn Üstün, lütfen toparlar mýsýnýz.
Buyurun.
AYHAN
SEFER ÜSTÜN (Devamla) – Deðerli arkadaþlar, bizler, bu güzel manzaradan
herkesin istifade etmesini istiyoruz, bu güzel manzarada herkesin
yerini almasýný istiyoruz. Yabancý ve yerli yatýrýmcýlarý Sakarya’mýza
davet ediyoruz.
Bana
söz verdiðiniz için ve beni dinlediðiniz için hepinize teþekkür
ediyorum.
Saygýlar
sunuyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN
– Teþekkür ediyorum Sayýn Üstün.
Gündem
dýþý üçüncü söz, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramý hakkýnda söz isteyen Adana
Milletvekili Recep Garip’e aittir.
Buyurun
Sayýn Garip. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
3.- Adana Milletvekili
Recep Garip’in, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramý münasebetiyle, ülkelerin
kalkýnmasý, çaðdaþ ve modern ülkeler seviyesine ulaþmasýnda katýlýmcý
yönetim anlayýþý ile cumhuriyetin önemine iliþkin gündem dýþý konuþmasý
RECEP
GARÝP (Adana) – Sayýn Baþkan, çok deðerli milletvekili arkadaþlarým;
29 Ekim Cumhuriyet Bayramý nedeniyle gündem dýþý konuþma yapmak
üzere þahsým adýna söz aldým, hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Öncelikle,
Diyarbakýr, Bismil, Çýnar’da sel felaketinden hayatýný kaybeden
vatandaþlarýmýza Rabb’imden rahmet diliyorum; kalanlara, saðlýk,
afiyet ve sabýr diliyorum.
Cumhuriyet,
milletin egemenliði kendi elinde tuttuðu ve bunu belirli süreler
için seçtiði milletvekilleri aracýlýðýyla kullandýðý yönetim biçimidir.
Atatürk’ün ifadesiyle “Cumhuriyet, fikren, ilmen, bedenen kuvvetli,
ahlaklý ve karakterli koruyucular ister.” Yine bir baþka ifadeyle,
Ulu Önder’imiz “Bugünkü hükûmetimiz, devlet teþkilatýmýz doðrudan
doðruya milletin kendi kendine, kendiliðinden yaptýðý bir devlet
ve hükûmet teþkilatýdýr ki, onun ismi cumhuriyettir. Artýk, hükûmet
ile millet arasýnda mazideki ayrýlýk kalmamýþtýr; hükûmet millettir
ve millet hükûmettir. Artýk, hükûmet ve hükûmet mensuplarý kendilerinin
milletten ayrý olmadýklarýný ve milletin efendi olduðunu tamamen
anlamýþlardýr.”
Lamartine
þöyle söyler: “Cumhuriyet ile cehalet bir yerde barýnamaz.” Cumhuriyet
yönetimlerinde bilim ve teknolojinin, kültürel ve sosyal yapýnýn
güçlendirilmesi, Batý’nýn bir gereði olmaktan öte millî hassasiyetimizin,
ulusumuzun müreffeh bir geleceði yakalamasý esasýna dayanmaktadýr.
Bunun temelini ise, zihniyet deðiþimiyle birlikte, ekonomik, kültürel
ve sosyal geliþmelere seyirci kalmamak oluþturur. Seneca’nýn ifadesiyle,
þöyle söyler: “Cumhuriyet, ilim ve ahlakýn, adalet ve erdemin iktidarýdýr.
Bunlarýn gerçekten yaþanmadýðý yerlerde þekil ve iddia ne olursa
olsun cumhuriyet yoktur.”
“Egemenlik
kayýtsýz þartsýz milletindir” düsturuyla kurulan Türkiye Büyük
Millet Meclisi, Lozan Anlaþmasý’yla gelen barýþýn ardýndan yönetim
biçimini belirleme sürecine girmiþ, 29 Ekim 1923 yýlýnda, yani,
bundan tam seksen üç yýl önce, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafýndan
cumhuriyet ilan edilmiþtir.
Bu
yönüyle cumhuriyet, halk iradesinin yönetime direkt katýlmasý anlamýna
geliyordu. Yönetimlerde asýl olan ulusun kendisidir. Millet egemenliðine
dayalý rejimlerde, cumhuriyet kavramýnýn yaný sýra onu güçlü kýlan
diðer kavramlar da bulunmaktadýr. Biçimsel ve içerik olarak demokrasi,
bu kavramlardan birisidir. Yine, çok partili sisteme geçtiðimiz
dönemlere baktýðýmýzda, cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürk’ün teþvik ve telkinleriyle etkili olduðunu görmekteyiz.
Cumhuriyetimizin
83’üncü yýlýný idrak ettiðimiz þu günlerde, ülkemizin içinde bulunduðu
durumu düþünürsek, o dönemde alýnan kararýn ne kadar isabetli olduðunu
daha iyi anlamamýz mümkün olur. Bilim ve teknolojiden eðitim ve kültüre
kadar yetiþmiþ insan gücümüz, cumhuriyet anlayýþýmýzýn bir ürünüdür.
Cumhuriyet, ulusumuz için büyük bir çaðdaþlaþma projesi olmuþtur.
Seksen üç yýllýk mazimize baktýðýmýzda, sanayileþmeden eðitime
birçok önemli baþarýya imza atýldýðýna tanýk oluyoruz. Ulu Önder
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin 10’uncu yýlýnda yaptýðý
konuþmada “Az zamanda çok ve büyük iþler yaptýk. Bu iþlerin en büyüðü,
temeli, Türk kahramanlýðý ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.”
sözleriyle, cumhuriyet tarihinin en önemli geliþiminin cumhuriyetin
kurulmasý olduðuna da dikkat çekmiþtir.
Çok
deðerli arkadaþlar, çünkü bir ülkenin kalkýnmasý, çaðdaþ ve modern
ülkeler seviyesine ulaþmasý, saðlýklý ve katýlýmcý bir yönetim
anlayýþýyla mümkün olur ve bu yönetim anlayýþý, kritik bir kararla,
29 Ekim 1923 tarihinde, Atatürk ve arkadaþlarý tarafýndan ilan edilmiþtir.
Böylece, Türkiye Cumhuriyeti Devleti hayat bulmuþtur. Zorlu savaþ
yýllarýnýn ardýndan, ülkenin yeniden imarý, düþüncenin, anlayýþýn
deðiþimiyle, büyük fedakârlýklar sonucu yapýlmýþtýr.
Gazi
Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayýs 1919’da Samsun’da baþlayan yeni ve
baðýmsýz bir Türk devleti kurmak savaþý dýþ ve iç düþmanlara karþý
baþarýyla sonuçlanmýþ, Türkiye Cumhuriyeti kurulmuþtur. Kurtuluþ
Savaþýnýn inanç ve baþarýsý nasýl Atatürk’ün eseri idiyse, cumhuriyet
de onun eseridir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN
– Sayýn Garip, buyurun.
RECEP
GARÝP (Devamla) – Ýleriki yýllarda Ulu Önder, bunu þu sözleriyle
ifade eder: “Benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti’dir.”
Cumhuriyet,
egemenliðin kaynaðýnýn millete ait olduðunu kabul eden yönetim
þeklidir. Diðer bir ifadeyle, devletin temel organlarýnýn seçimle
iþ baþýna geldiði bir yönetim biçimidir. Cumhuriyet yönetimi, bu
niteliðiyle, þüphesiz ki, demokrasi ilkesinin en geliþmiþ þekli,
demokrasi ilkesinin en iyi uygulanmasýný saðlayan bir siyasi rejimdir.
Cumhuriyet yönetimi, devlet geleneði ve siyasi yaþamýmýza, egemenliðin
bir kiþiye, bir sýnýfa deðil doðrudan millete ait olduðu gerçeðini
kazandýrmýþtýr. Cumhuriyet rejimi, bütün vatandaþlara yasa önünde
eþit haklar saðlamýþ, halkýn devlet yönetimine eþit olarak katýlýmýný
ortaya koymuþ, vatandaþlarýn temel hak ve özgürlüklerinin teminatý
altýna alýndýðýný ortaya koymuþ; millî birlik ve beraberliðimizi,
birleþtirici en önemli unsurlarý ortaya koyduðuna da tanýk olduðumuzu
görüyoruz.
Cumhuriyeti
yaþadýðýmýz ölçüde özgürlük, eþitlik ve kardeþlik gibi kavramlar
anlam kazanýr; demokrasi, insan hak ve özgürlükleri varlýðýný koruyabilir.
Tüm
uluslarýn yaþamýnda olduðu gibi, cumhuriyet, özgürleþmenin, demokrasinin
vazgeçilmezi olmuþtur ve ayný misyonla, cumhuriyet, bu milletin
vazgeçilmezi olmaya devam edecektir.
Bu
duygularla, tüm ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramý’ný kutluyor,
hepinize sevgiler ve saygýlar sunuyorum. (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar)
BAÞKAN
– Teþekkür ediyorum Sayýn Garip.
Sayýn
Özcan söz talebiniz var. Ne hakkýnda söz istediniz?
HÜSEYÝN
ÖZCAN (Mersin) – Kýzkalesi’nde bu gece sel felaketine uðrayan bir
sürü iþ yeri ve...
BAÞKAN
– Buyurun Sayýn Özcan, yerinizden, kýsa bir açýklama.
Sayýn
Özcan, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
VE SATAÞMALARA ÝLÝÞKÝN KONUÞMALAR
1.- Mersin Milletvekili
Hüseyin Özcan’ýn Mersin-Kýzkalesi’nde meydana gelen sel afetine
iliþkin açýklamasý
HÜSEYÝN
ÖZCAN (Mersin) – Teþekkür ederim Sayýn Baþkan.
Deðerli
arkadaþlar, ülkemizin çok yöresinde sel felaketinden maðdur olan…
Ve bu gece de Mersin-Kýzkalesi de gerçekten turizm alaný ve iþ yerlerini
tamamen tahrip eden bir sel felaketiyle karþý karþýya kalmýþtýr. Bütün
hayatýný kaybeden yurttaþlarýmýza Allah’tan rahmet, yaralýlara
saðlýk ve zarar görenlere de geçmiþ olsun diyor, Hükûmetimizin ve
devletimizin, bir an önce yaralarýn sarýlmasý için çalýþmalarýný
diliyoruz.
Hepinize
saygýlar sunuyorum.
BAÞKAN
– Teþekkür ediyorum Sayýn Özcan.
MEHMET
FEHMÝ UYANIK (Diyarbakýr) – Sayýn Baþkan…
Sayýn
Uyanýk, ayný konuyla ilgili mi söz istediniz? Buyurun, siz ne için
istemiþtiniz?
MEHMET
FEHMÝ UYANIK (Diyarbakýr) – Diyarbakýr’da olan sel felaketi dolayýsýyla…
BAÞKAN
– Buyurun Sayýn Uyanýk, yerinizden kýsa bir açýklama.
2.- Diyarbakýr
Milletvekili Mehmet Fehmi Uyanýk’ýn, Diyarbakýr ve çevresinde meydana
gelen sel afetine iliþkin açýklamasý
MEHMET
FEHMÝ UYANIK (Diyarbakýr) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým;
seçim bölgem olan Diyarbakýr’da büyük bir sel felaketi meydana gelmiþtir.
Ayný zamanda, çevre illerde de sel felaketi olmuþtur. Seçim bölgemde
sel felaketi dolayýsýyla 20 küsur kiþiye yakýn insanýmýz vefat
etmiþtir.
Demin,
Deðerli Bakanýmýz “En kýsa sürede gereken yardýmlar yapýlacaktýr.”
diye kürsüden ifade ettiler. Ben de ayný þeyi temenni ediyorum. Bu
zarar ziyanlarýn bir an önce tespiti ile vatandaþlarýn daha fazla
maðdur olmasýna meydan býrakmamak için bu sözü aldým.
Deðerli
milletvekilleri, devletimin ve Meclisimizin, Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin Meclisinin bu sel felaketi dolayýsýyla meydana gelen
tahribatý bir an önce gidermesini talep ediyorum.
Hepinizi
saygýyla selamlýyorum.
BAÞKAN
– Teþekkür ediyorum Sayýn Uyanýk.
Gündeme
geçiyoruz.
Baþkanlýðýn
Genel Kurula sunuþlarý vardýr.
Meclis
araþtýrmasý açýlmasýna iliþkin bir önerge vardýr, okutuyorum:
IV.- BAÞKANLIÐIN
GENEL KURU
B) GENSORU, GENEL
GÖRÜÞME, MECLÝS SORUÞTURMASI VE MECLÝS ARAÞTIRMASI ÖNERGELERÝ
1.- Konya Milletvekili
Mustafa Ünaldý ve 24 milletvekilinin, Beyþehir Gölü ve çevresindeki
sorunlarýn araþtýrýlarak yörenin geliþmesi için alýnmasý gereken
önlemlerin belirlenmesi amacýy
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Ülkemizin
nadide muhitlerinden olan Beyþehir Gölü ve çevresi, sahip olduðu
güzellikler ve özelliklere raðmen, oralara uðrayan herkesi üzen
bir sahipsizlik görüntüsündedir…
Katma
deðerler saðlayabilecek turistik ve kültürel deðerlere de sahip
bölgenin problemlerinin tespiti ile ortaya konulabilecek önerileri
belirlemek üzere göl ve çevresindeki hayat tarzýný, balýkçýlýðý,
turizmi araþtýrmak için Anayasanýn 98. Ýçtüzüðün 104. maddesi gereðince
Meclisimiz’ce bir araþtýrma açýlmasýný arz ve talep ederiz.
Saygýlarýmýzla.
1) Mustafa Ünaldý (Konya)
2) Hasan Anðý (Konya)
3) Mahmut Uður Çetin (Niðde)
4) Mehmet Özyol (Adýyaman)
5) Cahit Can (Sinop)
6) Fazýl Karaman (Ýzmir)
7) Recep Özel (Isparta)
8) Tevfik Ziyaeddin Akbulut (Tekirdað)
9) Ahmet Büyükakkaþlar (Konya)
10) Hacý Biner (Van)
11) Orhan Erdem (Konya)
12) Ali Temür (Giresun)
13) Mehmet Kýlýç (Konya)
14) Ahmet Çaðlayan (Uþak)
15) Muharrem Candan (Konya)
16) Sami Güçlü (Konya)
17) Ahmet Iþýk (Konya)
18) Abdulbaki Türkoðlu (Elazýð)
19) Taner Yýldýz (Kayseri)
20) Mehmet Kurt (Samsun)
21) Yüksel Çavuþoðlu (Karaman)
22) Ali Sezal (Kahramanmaraþ)
23) Nur Doðan Topaloðlu (Yozgat)
24) Mehmet Ali Bulut (Kahramanmaraþ)
25) Osman Kýlýç (Sivas)
Gerekçe:
Beyþehir
gölü Türkiye'nin en büyük tatlý su gölü olarak etrafýný çevreleyen
arazi ile birlikte bir coðrafi harika oluþturmakta adeta bir “çevre
güzeli” diye tabir edilebilecek bir konuma sahip bulunmaktadýr.
Göl
ve çevresi bu coðrafi konumun yanýnda çevresinde çeþitli turistik
ve kültürel varlýklara da sahip bulunmaktadýr.
Adalar,
Ýnler,
Kayak
yapýlabilecek karlý daðlar,
Bütünüyle
kendine özel ve benzersiz olan Eþrefoðlu Camii,
Alaaddin
Keykubat’ýn Kubat Abat Sarayý,
Eflatun
Pýnarý,
Fasýllar
Anýtý,
Gökçimen
Kuyuçeþmeleri bunlarýn ilk akla geliveren örnekleridir.
Konya
gibi bir Büyükþehir’e, bir kültür merkezine, Baþkent’e ve birçok ilimize
çok yakýn mesafede olmasýna raðmen gerek göl üzerinde gerek çevresinde
yerli ve yabancý olarak gezen, dolaþan insan ya yoktur ya da yok denecek
kadar azdýr…
Hâlbuki
bahsettiðimiz hususlar yalnýz ülke çapýnda deðil dünya çapýnda ilgi
çekecek özelliklerdir. Bu özellik ve güzellikleri ile ülkeye katma
deðerler vermesi gerekirken orada öylece âdeta sahipsizlikle karþý
karþýya olarak durmaktadýr… Konu edindiðimiz husus yer üstü deðerlerdir.
Yer altý kaynaklarý ayrýca bir araþtýrma konusu olabilir…
Bir
olumsuzluk olarak deðerlendirdiðimiz bu durumun araþtýrýlýp engelleyici
problemlerin tespiti ile üniversite ile de iþbirliði yaparak çare
olabilecek önerilerin ortaya konulabilmesi için Anayasa’nýn ve
Ýç Tüzük’ün ilgili hükümlerine göre bir araþtýrma yapýlmasý zarureti
vardýr.
BAÞKAN
– Bilgilerinize sunulmuþtur.
Önerge
gündemde yerini alacak ve Meclis araþtýrmasý açýlýp açýlmamasý konusundaki
ön görüþme, sýrasý geldiðinde yapýlacaktýr.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýnýn bir tezkeresi vardýr, okutup oylarýnýza
sunacaðým:
C) TEZKERELER VE
ÖNERGELER
1.- Kuzey Kýbrýs
Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Baþkaný Fatma Ekenoðlu’nun
resmî davetine Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkaný Bülent Arýnç’ý
temsilen bir Parlamento heyetiyle icabet edilmesine iliþkin Baþkanlýk
tezkeresi (3/1146)
31 Ekim 2006
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Kuzey
Kýbrýs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Baþkaný Sayýn Fatma
Ekenoðlu’nun vaki davetine icabetle, “KKTC’nin 23. Kuruluþ Yýldönümü
Kutlamalarý”na, Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkaný Sayýn Bülent
Arýnç’ý temsilen bir parlamento heyeti ile icabet edilmesi hususu
“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dýþ Ýliþkilerinin Düzenlenmesi
Hakkýndaki 3620 Sayýlý Kanun’un 6. Maddesi” uyarýnca Genel Kurulun
tasviplerine sunulur.
Nevzat
Pakdil
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Baþkaný
Vekili
ALÝ
TOPUZ (Ýstanbul) – Karar yeter sayýsýnýn aranýlmasýný istiyoruz.
BAÞKAN
– Karar yeter sayýsýný arayacaðým Sayýn Topuz.
Kabul
edenler… Kabul etmeyenler…
Sayýn
milletvekilleri, karar yeter sayýsý yoktur.
Birleþime
beþ dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
15.26
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açýlma Saati:
15.42
BAÞKAN: Baþkan Vekili
Ýsmail ALPTEKÝN
KÂTÝP ÜYELER: Harun
TÜFEKCÝ (Konya), Yaþar TÜZÜN (Bilecik)
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 13’üncü Birleþiminin Üçüncü Oturumunu açýyorum.
IV.-
BAÞKANLIÐIN GENEL KURU
C)
TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
1.-
Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Baþkaný Fatma
Ekenoðlu’nun resmî davetine Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkaný
Bülent Arýnç’ý temsilen bir Parlamento heyetiyle icabet edilmesine
iliþkin Baþkanlýk tezkeresi (3/1146) (Devam)
BAÞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisi
Baþkanlýðý tezkeresinin oylamasýnda karar yeter sayýsý bulunamamýþtý.
Þimdi tezkereyi yeniden oylarýnýza sunacaðým ve karar yeter sayýsý
arayacaðým.
Tezkereyi kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiþtir ve karar yeter sayýsý vardýr.
Sayýn milletvekilleri, Anavatan Partisi
Grubunun Ýç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiþ bir önerisi
vardýr; okutup oylarýnýza sunacaðým.
VI.
- ÖNERÝLER
A)
SÝYASÝ PARTÝ GRUBU ÖNERÝLERÝ
1.-
Gündemdeki sýralamanýn yeniden düzenlenmesine iliþkin Anavatan
Partisi Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Danýþma Kurulunun 01.11.2006 Çarþamba
günü (bugün) yaptýðý toplantýda, Siyasi Parti Gruplarý arasýnda oybirliði
saðlanamadýðýndan, Grubumuzun aþaðýdaki önerisinin içtüzüðün
19 uncu maddesi uyarýnca Genel Kurulun onayýna sunulmasýný arz
ederiz.
Saygýlarýmýzla.
Prof.
Dr. Ömer Abuþoðlu
Grup
Baþkanvekili
Öneri:
Genel Kurul Gündeminin Kanun Tasarý
ve Teklifleri ile Komisyonlardan gelen diðer iþler kýsmýnýn 354 üncü
sýrasýnda bulunan 1213 sýra sayýlý Çeþitli Kanunlarda deðiþiklik
yapýlmasý hakkýnda Kanun Teklifinin görüþmelerinin bir an önce
yapýlabilmesi için bu kýsmýnýn 5 inci sýrasýna alýnmasý önerilmiþtir.
BAÞKAN – Öneri üzerinde aleyhte söz isteði
var: Ýstanbul Milletvekili Sayýn Ünal Kacýr.
Buyurun Sayýn Kacýr. (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar)
ÜNAL KACIR (Ýstanbul) – Sayýn Baþkan, sayýn
milletvekilleri; Anavatan Partisi Grup önerisi aleyhinde söz almýþ
bulunuyorum; yüce Heyetinizi saygýyla selamlýyorum.
Dün, bu hafta içindeki Meclisimizin çalýþma
programýný belirlemek üzere burada dört saate yakýn bir mesai sarf
ettik ve bu mesainin sonunda bu üç günlük programýmýzý, çalýþma saatlerimizi
belirledik. Neleri görüþeceðiz, belirledik, ama, bugün, yine grup
önerileriyle karþý karþýyayýz. Bugün de birkaç saatimizi grup önerilerine
harcamamýzý istiyor muhalefet partilerimiz.
Dün de belirttiðim gibi, Meclisimiz
normal tarihinden on beþ gün önce mesaisine baþlamýþ, çünkü, Avrupa
Birliði uyum yasalarý çýkartýlacak. Bunlarýn epey bir bölümünü çýkardýk,
dün de bir tanesini burada geç vakitlere kadar çalýþarak tamamladýk,
Tohum Yasasý’ný da tamamladýk.
HÜSEYÝN GÜLER (Mersin) – AB uyum süreciyle
ne ilgisi var?
ÜNAL KACIR (Devamla) – Bir iki tane uluslararasý
sözleþme var, bunu görüþeceðiz ve yine Vakýflar Yasa Tasarýsý
var, bunu görüþeceðiz. Ama, yine bugün grup önerileri var. Anlaþýlýyor
ki, muhalefet partileri Meclisin normal çalýþmasýný engelleme
gayretleri içerisindeler. Dün de belirttiðim gibi, Avrupa Birliði
yolunda Hükûmeti tökezletmek, Meclisin çýkarmasý gereken yasalarýn
çýkmasýný engellemek þeklinde bir gayretleri var. Tabii, bunu yaparken
de, hepimizin çok önem verdiði deðerler üzerinden siyaset yapýlýyor.
Anavatan Partisi Grup önerisinde önerilen hususlarýn, yani, görüþülmesini
istedikleri 1213 sýra sayýlý Teklif’in içeriðine hiçbir þekilde
itirazýmýz mevzuubahis deðildir.
HÜSEYÝN ÖZCAN (Mersin) – Ýnþallah desteklersiniz.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Þehitlerimizin
yakýnlarýnýn haklarýyla ilgili, onlara saðlanmasý gereken hususlarla
ilgili hususlar var. Buradan þu amaçlanýyor: Biz bunu gündeme getirelim,
Meclisin zaten gündemi belli, o gündemi icra etmek zorundalar, bunu
da reddetmek durumundalar, biz de þehitler üzerinden prim yapalým.
Bunu halkýmýz görüyor.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Öyle mi
anladýn? Anlayýþýn kýt ne yapayým!
ÜNAL KACIR (Devamla) – Bunu halkýmýz görüyor.
Bundan prim yapmanýz mümkün deðil.
Evet, zaten bu Teklif’in içeriðine baktýðýmýz
zaman da sadece 1’inci maddesiyle ilgili kýsýmda, bizim 29/6/2006
tarihinde 5529 sayýlý Yasa ile kabul ettiðimiz husus bu Teklif’te
de var. Biz zaten bunu gerçekleþtirmiþiz. Nedir o? Barýþta ve olaðanüstü
hallerde yapýlan eðitim, tatbikat ve manevralar ile birlik halinde
intikaller sýrasýnda bu hareket ve hizmetlerin sebep ve etkileriyle
hayatlarýný kaybedenlerin, yani þehitlerimizin dul ve yetimlerinin
þehidin en deðerli hatýralarýndan birisi olan þahsi tabancalarýný
taþýrken veya bulundururken herhangi bir harç ödememelerinin saðlanmasý.
Bunu, zaten biz bu Kanunu çýkarmýþýz. Diðer hususlara da kesinlikle
itirazýmýz yoktur; ama, burada maksat bu Teklif’in yasalaþmasý deðil…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Oy verirseniz
yasalaþýr ya.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Sayýn Baþkaným,
bitiriyorum.
BAÞKAN – Buyurun.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Maksat, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin çalýþmalarýnýn engellenmesi.
HÜSEYÝN ÖZCAN (Mersin) – Karar sayýsý
bulamýyorsunuz.
ÜNAL KACIR (Devamla) – Evet; ama, bunu engellemeye
gücünüz yetmeyecektir ve Meclis, dün belirlediði programýný uygulamaya
devam edecektir.
Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygýyla
selamlýyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ediyorum Sayýn Kacýr.
Önerinin lehinde, Malatya Milletvekili
Sayýn Süleyman Sarýbaþ. (Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar)
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Sayýn Baþkan, konuþma
süreleri beþ dakikaya mý indirildi?
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Sayýn Baþkan,
sürem on dakika efendim, beþ dakika deðil. Grup önerileri on dakika
biliyorsunuz.
BAÞKAN – Bir dakika efendim, bir düzelteyim.
Buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Teþekkür
ediyorum Sayýn Baþkan.
Anavatan Partisi Grup önerisi lehine
söz aldým, yüce heyetinizi saygýyla selamlýyorum.
Deðerli arkadaþlar, Grup önerimizden
evvel, bir gündem dýþý konuþmaya söz veren Sayýn Bakanýn birkaç cümlesi,
bugün için, hakikaten yüreklerimi sýzlattýðý için cevap vermek istiyorum.
Ne dedi? “Biz tutuklayamayýz, Hükûmet olarak biz mi tutuklayacaðýz
bunlarý? Elbette, savcýlar var; onlar tutuklayacak.” dedi. “Hazineden
mi ödeyeceðiz bu zararlarý, böyle bir þey olur mu?” dedi. Yani “kâr
amaçlý para verenlerin parasýný hazine mi yüklensin?” dedi. “Bize
mi danýþtýlar para verirken!” dedi. “Bu, özel hukuk iliþkisidir, alacak
verecek iliþkisidir.” dedi. Aynen “Kulaklarýmý týkýyorum, sizi
dinlemiyorum.” dedi.
Sayýn Bakan, bir cumhuriyet hükûmeti bakanýnýn
sözleri mi bunlar; yoksa, bu þirketlerin avukatýnýn sözleri mi?
(Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar) Bu þirketin avukatý gibi
konuþmaya ne hakkýnýz var? Þimdi, siz, Cumhuriyetin Hükûmetisiniz
ve ülkede maðdur olmuþ vatandaþlar var.
Bakýn, 5020 sayýlý Yasa’yý çýkardýk, bu
devletin bankalarýný hortumlayanlarýn -her türlü üçüncü kiþilere
gitmiþ, sahtekârlýk yapmýþ- mallarýnýn peþine TMSF’yi taktýk. Niye
takmayýz bunlarýn peþine TMSF gibi bir kuruluþ? Yani, bunu cumhuriyet
savcýlarý mý yapacak? Böyle bir kurumu oluþturup, bu hýrsýzlarýn,
bu sahtekârlarýn… Buna yeþil sermaye deniyor; ben, asla; reddediyorum.
Bu hýrsýz ve alçakça bir sermaye, bu sahtekârca bir sermaye. Niye bunlarý
tahsil etmiyoruz? Niye Enver Ören Ýhlas Holdingin milyon dolarlarýný
götürürken, siz onun koluna girip otel açýlýþlarýna gidiyorsunuz?
(Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar) Niye sahtekâr YÝMPAÞ yöneticileri
milleti soyarken, siz onlarla boy boy resim çektiriyorsunuz?
Þimdi, aynen, o holdingin, o sahtekâr
holdingin yöneticilerinin laflarý bunlar: “Ee, caným, bize verdiler,
gitsinler hukuktan alsýnlar.” Bu hukuk sisteminde tahsil edilemeyeceðini
biliyorlar. Yani, siz inanýyor musunuz Sayýn Bakan, avukat olarak,
bunlarýn, Ticaret Kanunu hükümleriyle bu paralarý alacaklarýna
inanýyor musun?! Alamayacaklarýný biliyorsunuz. Yapsýnlar… Bir
cumhuriyet hükûmetinin bakanýnýn, elinde düzenleme yetkisi varken,
elinde icra kuvveti varken, bu maðdurlarýn haklarýný yerine getirecek
düzenlemeleri yapma imkâný varken “Ne yapalým, vermeselerdi; Ticaret
Kanunu’na göre alsýnlar, savcýlar tutuklarsa tutuklar.” deme hakký
var mý? Çýkartýn bakayým 5020 sayýlý Yasa gibi, verin bakayým savcýya
o yetkiyi, savcý tutuyor mu tutmuyor mu? Bunlarý yapmayýn, sorumluluðunuzu
yerine getirmeyin, ondan sonra deyin ki: “Efendim, biz, yolsuzlukla
mücadele eden bir hükûmetiz.” Kim inanýr buna; kim inanýr? Neresi inandýrýcý
bunun?
Deðerli arkadaþlar, biraz önceki arkadaþýmýz,
efendim, biz, Meclisin gündemini týkayacakmýþýz da, Meclis… Muhalefetin
böyle bir görevi yok arkadaþlar. Muhalefet, Meclisi týkama müessesesi
deðil. Muhalefet, kanun çýkartma, kanun yapma, kanun deðiþtirme müessesesi
de deðil. Muhalefet, hükûmetin ve iktidar çoðunluðunun getirdiði
kanunlarda milletin hayrýna olan noktalarda uyarýyý yapmak -muhalefetin
görevi bu- sakýncalarýný ortaya koymak, varsa katký sunmak… Bizim,
öyle, kanunlarý, gündemi deðiþtirmek veya gündemi engellemek gibi
bir þeyimiz yok.
Þimdi, ne diyor arkadaþýmýz? “Biz, hepsinin
altýna imza atarýz, ama biz gündemimizi belirledik.” Neyi belirlediniz?
Ekümenlik alanlarýnýn geniþlenmesine dair, iddialarýn güçlenmesine
dair, misyonerlerin faaliyetlerini rahat yapmasýna dair Avrupa
Birliðinin dayattýðý Vakýflar Kanunu, þehit ailelerinden daha
mý önemli? Daha önemliyse, daha önemli deyin.
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Hiç alakasý yok.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Var mý böyle
bir þey?! Yani, Avrupa Birliði dayatýyorsa cemaat vakýflarý bir
an evvel mallarýna kavuþsun, Avrupa Birliði dayatýyorsa þu ekümenlik
iddiasýný daha iyi bir hayata geçirmek için bir an önce Vakýflar Yasasý
çýksýn. Bunun önemi mi var? Þehit ailelerinden daha mý önemli?! Önemli
diyorsanýz buyurun önemli o iþleri yapýn. (Anavatan Partisi sýralarýndan
alkýþlar) Yok böyle bir þey! Yok böyle bir þey! Efendim, “biz bak çalýþýyoruz
da kanun çýkarýyoruz…” Çýkardýnýz ombudsmanlýðý. Ýki defa dedik,
üç defa dedik yapmayýn, bu Anayasa’ya aykýrý. Ne oldu? Bugün Anayasa
Mahkemesi durdurma kararý verdi. Ne oldu Meclisin mesaisi? Ombudsmanlýða
inanmayan biri deðilim. Çoðunluðunuz var, destek de var, hepimiz ortak
çýkardýk, ortak karara vardýk ombudsmanlýkta. Niye Anayasa’ya bir
hüküm koymadýk yirmi beþ yaþý getirirken ombudsmanlýkla ilgili
de, üç gün Meclisi burada ombudsmanlýðý tartýþtýrdýk, bir daha tartýþtýk?
Ne oldu? Yürütmeyi durdurma verdi. Neye yaradý Meclisin mesaisi?
Siz yapacaðýnýz iþleri yapmýyorsunuz. Kulaðý böyle tutmuyorsunuz,
kulaðý tersten tutmaya kalkýyorsunuz, kolunuz yoruluyor, hiçbir
þeye de yaramýyor. Ne dedik baþtan beri, gelin bir sivil anayasa yapýn;
ombudsmanlýðý da içersin, Cumhurbaþkanlýðýný da yeniden düzenlesin.
Yani, þu hýrsýzlara da prim vermeyecek, yol vermeyecek bir Anayasa
yapýn; yapýn bunlar olmasýn. Yapmazsýnýz. Niye biliyor musunuz? E
caným, biz iyi yapacaktýk da, bak bunlar, Anayasa Mahkemesi var, bir
de Cumhurbaþkaný var, ne yapalým, yapamadýk…
Þimdi 5+5’i gelir gelmez geçirseydiniz,
-bu millet de hazýrdý 5+5’e- bu Cumhurbaþkaný gideli iki yýl olmuþtu,
siz de icraatlarýnýzý týkýr týkýr yapýyordunuz. Millete dönüp:
“Ne yapalým, Cumhurbaþkaný yapmadý” demeye hakkýnýz var mý, var mý
böyle bir hakkýnýz?!
Þimdi, Anayasa’ya ombudsmanlýkla ilgili
bir düzenleme koymayacaksýnýz, Anayasa Mahkemesi yürütmeyi durduracak,
bozacak; peki millete dönüp: “E caným, biz bunlarý yapacaktýk, ama,
bir Anayasa Mahkemesi var, ne yapalým, yapamadýk. Hele bir dönem daha
verin de, þu Anayasa Mahkemesini… Bak Cumhurbaþkanýný da seçtik,
deðiþtirelim.” Öyle mi diyeceksiniz? Millet bu yalanlara inanacak
mý? Ýnanacak mý? Ýnanmasýný mý istiyorsunuz yani? Siz inanýyor musunuz
ki millet de inansýn! Niye, hani sivil bir anayasa yapacaktýnýz? Nerede
o yürek? Bitti mi enerjiniz?
Bu Meclisin bir tek görevi kalmýþtýr arkadaþlar,
bakýn ben samimi söylüyorum: Bütçesini yapmak, bu ülkeyi bütçesiz
býrakmamak, ondan sonra da milletten aldýðý emaneti millete teslim
etmek. Millet yeni kararýna göre, Türkiye’yi yeniden nasýl þekillendireceðine
karar verir. Milletten kaçmamak lazým, milletten korkmamak lazým.
Ha, milletin dediklerini yapsaydýnýz… Hep söylüyorum bu kürsüde,
3 Kasým 2002 bir halk ihtilalidir. Millet size dedi ki: Git kardeþim,
sivil bir anayasa yap. O anayasanýn ayaklarýndan biri millet olsun.
Bürokratik devleti yýk, demokratik devlete geç. Siz ne yaptýnýz?
Siz, o Anayasa’yý zorlaya zorlaya bir sürü kanun çýkardýnýz, bu Anayasa’nýn
anlayýþý içerisinde Anayasa Mahkemesinden döndü. Sýfýra sýfýr
elde var sýfýr.
Ha, bir þey dönmedi, Avrupa Birliði kapsamýnda
Batýlýlarýn dayattýðý þeylere “evet” dediniz. Yani, içinde
millîlik olmayan, millet olmayan, iþte böyle Vakýflar Yasasý gibi
yabancýlarýn vakýf kurmasý, üniversite kurmasý, misyoner yetiþtirmesinin
yolunu açan, ekümenlik iddialarýný daha bir propaganda edeceklerini
yetiþtirecek müesseseler kuran, Türkiye’nin topraklarýný yabancýlarýn
açacaðý vakýflar kanalýyla paylaþýlmasýna vesile olacak kanunlarý
Avrupa Birliði dayatýyor: Bizim önceliðimiz bu… Diretiyorsunuz,
önceliðimiz bu… Önceliðiniz bu. Çünkü Türkiye… Türkiye bunlarý
hak etmiyor, Türkiye bunlarý hak etmiyor.
Þehit ailesinin, gazinin derdi… Allah’tan
korkun! Gazi Vakfýnýn bir mitingi vardý cumartesi, 150 kiþi var! Türkiye’ye
hassasiyetlerini kaybettirdiniz. Bu enforme eden basýn var ya, hani
sizin beslediðiniz, gelirleri 10 katý artmýþ, 7 kat artan basýn var
ya, Türkiye’nin geleceðini, ufkunu, görüþünü, dünyasýný deðiþtirdi
Türk halkýnýn. Yapmayýn bunu! Yapmayýn bunu!
Önce, kendi millî hassasiyetimiz olan
konularda bir mutabakata varalým. Bakýn ne diyorum: Bu Meclis, bütçesini
çýkarmalý. Çýkarsýn, ama, ondan sonra -dört yýldýr yapamadýklarýnýzý
belki ikinci defa yetki alýrsanýz yapma ihtimaline de kavuþursunuz-
gelin, milletten kaçmayýn. Þu Cumhurbaþkanlýðý seçiminden evvel…
Beceremezsiniz, keþke becerseniz de Anayasa’yý deðiþtirseniz, bu
Meclis deðiþtirebilse, þu cumhurbaþkanýný da halk seçse diyorum,
ama onu yapamazsýnýz. Çünkü o yürek yok, o yüreðin olmadýðý ortaya
çýktý. O nitelik yok, o duruþ yok, o vizyon yok, yok. Millet bunun farkýna
vardý. Vazgeçin bu iþlerden. Gelin -hiç deðilse þehitlerimizin yakýnlarýna,
bir kanun teklifi vermiþiz, siz de þeysiniz- bari bunlarý çýkaralým.
Býrakýn, o Avrupa Birliðinin dayatmalarýyla
bu ülke bir yere varmaz. Bu ülkede bugün halkýn yüzde 80’i her þeyi
verseniz dahi Avrupa Birliðine giremeyeceðinize inanmýþ. Kýbrýs’ý
verirseniz ne olacak, daha çoðunu isteyecekler, ekümenlik isteyecekler,
soykýrým isteyecekler. Ama, bunlarý verdiðiniz zaman onlara karþý
duracak gücünüz de kalmayacak. Hiçbir þey vermeden dimdik durun ki,
gireceksek belki girelim, gireceksek belki girelim. Kýbrýs’ý olmayan,
ekümenliði tanýmýþ, Ermeni soykýrýmýný tanýmýþ bir Türkiye’yi Avrupa
Birliðine alýrlar mý sanýyorsunuz? Kolu kanadý kýrýlmýþ Türkiye’yi,
iddialarýndan vazgeçmiþ bir Türkiye’yi ne yapsýn Avrupa Birliði?
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Bir de öneriyle ilgili
bir þey söyleyin.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Bütün bunlar
olursa…
Ýþte bu yasalar onlarý getiriyor.
RECEP GARÝP (Adana) – Söyleyemez ki!
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Söyleyemezsin!
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Sayýn Çelik,
cemaat vakýflarý ne yetiþtirecek?
FARUK ÇELÝK (Bursa) – On dakika bitti.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Misyoner
yetiþtirecek deðil mi? Bugün belki yok ama, bu misyonerlerin amacý
ne olacak?
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Siz çýkarttýnýz o
kanunu.
HAMZA ALBAYRAK (Amasya) – Siz çýkarttýnýz
siz!
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Biz çýkarttýk…
Kim çýkarttý?
HAMZA ALBAYRAK (Amasya) – 3 Aðustos
2002’de siz çýkarttýnýz.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Kim çýkarttý?
Ben mi çýkarttým?
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Senin Anavatan
Partin çýkarttý.
HALÝL AYDOÐAN (Afyonkarahisar) – Haberi
yok daha!
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Yanlýþ…
Benden önce beni baðlamaz, yanlýþ her zaman yanlýþtýr, babam da yapsa
yanlýþ. Falan çýkarttý diye onu savunmamý mý bekliyorsun? (AK Parti
sýralarýndan gürültüler)
HAMZA ALBAYRAK (Amasya) – 3 Aðustosta…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Bir dakika…
Yanlýþý savunmamý mý bekliyorsun? (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
MEHMET EMÝN TUTAN (Bursa) – Ne iþin var
ANAP’ta?
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Bankalarý siz batýrdýnýz,
hazineyi siz soydurdunuz.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Sen de çýkarttýn.
Ben, yanlýþý savunmuyorum. Bakýn, bana yanlýþý kimse savundurtamaz,
yanlýþ yanlýþtýr.
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri… Sayýn
milletvekilleri, lütfen…
FERÝT MEVLÜT ASLANOÐLU (Malatya) – Mikrofon
kapandý Süleyman Bey, mikrofon!
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Bakýn, bu
ülkenin Vakýflar Yasasý’na ihtiyacý var, ama ekümenliði güçlendirecek…
BAÞKAN – Konuþmanýzý tamamlayýn efendim.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – …misyonerliði
güçlendirecek hükümlere ihtiyacý yok. Yasa ihtiyacý var. Elbette
vakýflarý bir yasa altýnda…
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Bunun aksini savunan
var mý?
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – …düzenleyeceðiz,
tanzim edeceðiz, ama, böyle deðil. Anavatanýn yasalarýnda bu teklifler
yok, yabancýlarýn gelip de Türkiye’de istediði gibi vakýf kurup
arazi alýp istediði gibi ekümenliði hayata geçirecek þeyler yok.
Varsa -Parlamentoda tartýþýlmamýþ o- Parlamentodan dönerdi, dönmeli.
Hükûmetler teklif edebilir.
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Sayýn Sarýbaþ,
kimlik sorunu yaþýyorsunuz, kimlik!
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Peki, bu
Parlamento niye var arkadaþlar, bu Parlamento niye var?
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, müdahale
etmeyelim.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Hükûmetin
yaptýðý yanlýþlarý burada döndürmek için var. Þimdi, bu yanlýþ, bunu
döndürün. Ben, Vakýflar Yasasý’na ihtiyaç yok demiyorum ki, ama, üç
dört hükmü var ki, üç dört maddesi var ki, yanlýþ oðlu yanlýþ, bunu söylemeyelim
mi yani? “Efendim, falan da yapmýþtý.” Falan da yanlýþ yapmýþsa, o da
yanlýþ…
HALÝL AYDOÐAN (Afyonkarahisar) – Siz
yapmýþsýnýz.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – …söylemeyelim
mi yani?
Ben de bunu söylüyorum.
Hepinize saygýlar sunuyorum. (Anavatan
Partisi sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ediyorum Sayýn Sarýbaþ.
Lehte olmak üzere, Denizli Milletvekili
Sayýn Ümmet Kandoðan.
Buyurun.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Sayýn Baþkan,
deðerli milletvekilleri; sizleri saygýyla selamlýyorum. Anavatan
Grup önerisinin lehinde söz aldým.
Deðerli milletvekilleri, biraz önce,
Anavatan Grup önerisinin aleyhinde konuþan AK Parti Milletvekilini
dinledik. Sayýn Milletvekili diyor ki: Siz, bu grup önerileriyle
Meclisin çalýþmasýný engellemeye çalýþýyorsunuz. Maksadýnýz
Meclisi çalýþtýrmamaktýr.” ifadesini kullandý.
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Anavatana mý geçtin?!
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Dün de ayný
ifadeleri kullanmýþlardý, bugün de ayný ifadeleri kullanýyorlar.
Þimdi, Mecliste, siyasi parti gruplarýnýn sözlü sorular, Meclis
araþtýrmasý, Meclis soruþturmasý istemesi ne zamandan beri Meclisi
kilitlemeye matuf hareketler olarak deðerlendiriliyor?! Ben, o
milletvekilimize, þu Anayasa’nýn 87’nci maddesini okudu mu, onu sormak
istiyorum. 87’nci maddesi milletvekillerinin görevlerinin neler
olduðunu söylüyor ve yine, Anayasa’nýn 99’uncu maddesi, 100’üncü
maddesi Meclisin denetim konularýyla ilgili düzenlemeleri yapmýþ
ve yine, Ýç Tüzük’ün 96’ncý ve 113’üncü maddeleri arasýndaki bölüm de
Meclisin denetim konularýna nasýl ehemmiyet verdiðinin bir göstergesidir.
Þimdi, muhalefetin, Meclisin denetimiyle ilgili yetkisini, Anayasa’dan
ve Ýç Tüzük’ten kaynaklanan yetkisini kullanmak üzere vermiþ olduklarý
grup önerilerini, siz, Meclisi kilitlemek olarak yorumlarsanýz,
hem Anayasa’yý hem de Ýç Tüzük’ü okumadýðýnýzýn ve bilmediðinizin
bir iþareti olarak deðerlendirilir. Eðer, Meclisin çalýþmamasýný,
engellenmesi meselesini kastediyorsanýz, bakýn, bugün saat
14.00’te açýlmasý lazýmdý Meclisin. Niçin açýlmadý deðerli milletvekilleri?
Niçin, AK Partili milletvekilleri, Meclisin açýlmasý için Meclis
salonunda hazýr bulunmadýlar? Demin bir oylama yapýldý, 139 tane
AK Parti milletvekili Mecliste hazýr bulunmadýðý için, Meclis, çalýþmalarýna
ara vermek mecburiyetinde kaldý. Yani, önce kendinize bakacaksýnýz,
önce kendinize bakacaksýnýz. Meclisten çýkan kanunlar oldu mu, onlara
sahipleniyorsunuz. Dün de söyledim, yirmi beþ yaþla ilgili karar
çýktý, bütün muhalefet destekledi, ama, bilboard’larda AK Parti,
reklamýný yapýyor.
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Önergeyle ilgili…
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Çýkan kanunlarý
sahipleniyorsanýz, Meclisin çalýþmamasýyla ilgili meselede
de, öncelikle, bunun sorumluluðunun, vebalinin sizin omuzlarýnýzýn
üzerinde olduðunu da unutmayacaksýnýz deðerli milletvekillerim.
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Dünkü konuþmalarýnýzý
tekrar ediyorsunuz.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Þimdi, bakýn,
sizin konuþmalarýnýzý ben çýkartýyorum. Yani, sizin konuþmalarýnýzý
çýkartýyorum, karbon kopya koyun altýna, bütün konuþmalarýnýz ayný.
BAYRAM ÖZÇELÝK (Burdur) – Dünkü de ayný.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Þimdi, Deðerli
Milletvekili, bakýnýz, benim 400’e yakýn konuþmam var, tutanaklar
orada. Sayýn Bayram Bey, Burdur Milletvekili, tutanaklar orada. Allah
aþkýna, varsa Meclise bir katkýn, gel þu kürsüye de, Burdurlular bir
milletvekili görsünler ya! (CHP ve Anavatan Partisi sýralarýndan
alkýþlar) Görsünler tabii ya! Nasýl bir milletvekili seçtiklerini
bir görsünler!
Þimdi, bakýn, geçen dönem rekor baþka
milletvekillerindeydi, kürsüde konuþan hatiplere söz atma rekoru
baþka milletvekilinin; bu dönem onu, Burdur Milletvekili olarak
siz alacaksýnýz Bayram Bey, sakýn kaçýrmayýn o rekoru.
Þimdi, deðerli milletvekilleri, bakýnýz,
Anavatan Partisi bir Grup önerisi getiriyor, getirmiþ olduðu Grup
önerisi son derece önemli. Niçin önemli? Çünkü, teklif ettikleri kanunla,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmez bütünlüðü için malýný,
canýný, her þeyini bu vatana feda etmiþ olan þehitlerimizle ve onlarýn
yakýnlarýyla ilgili bir düzenleme yapýlmasýný istiyorlar, bir
kanun teklifi vermiþler, diyorlar ki: “Bu Kanun Teklifi’ni, gelin,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine alalým, bunu buradan geçirelim.”
Ama, maalesef, öyle anlaþýlýyor ki, bu kadar haklý olunan bir konuda
bile, Ýktidar Partisinin bu tutumunun anlaþýlmaz olduðu, kamuoyunun
gözleri önünde.
Büyük vatan þairlerimizden Mehmet
Âkif ne diyordu:
“Kim bu cennet vatanýn uðruna olmaz ki
feda?
Þüheda fýþkýracak topraðý sýksýn þüheda.”
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Yanlýþ okudun.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Ve yine devam
ediyor:
“Bastýðýn yerleri toprak diyerek geçme,
taný!
Düþün altýnda binlerce kefensiz yataný.”
“Ey þehit oðlu þehit, isteme benden makber
Sana aguþunu açmýþ duruyor Peygamber.”
CAVÝT TORUN (Diyarbakýr) – Âkif öyle
bir þiir yazmadý. Yanlýþ!
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Deðerli milletvekilleri,
þimdi, bu satýrlar, bu mýsralar Türk halkýnýn þehitliðe ne kadar
önem verdiðinin açýk bir göstergesidir, açýk bir göstergesidir. O nedenle,
bu vatan için kanlarýný akýtmýþ, canlarýný vermiþ olan insanlara,
22’nci Dönem Parlamentosu olarak onlara karþý bir borcumuzu gelin
hep beraber yerine getirelim diyor bir grup, bir öneri getiriyor,
siz bu öneriyi Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalýþmasýný engellemek
için verilmiþ bir öneri olarak kabul ediyorsunuz. Vicdanýnýzýn titremesi
lazým. Nasýl böyle bir sözü Türkiye Büyük Millet Meclisinin çatýsý
altýnda yapabiliyorsunuz?
Sizi 1915’lere götürmek istiyorum, Çanakkale’ye.
250 bin þehit verdiðimiz Çanakkale savaþlarýna götürmek istiyorum,
Anafartalar’a. Ne diyor cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürk? Orada diyor ki: “Ben size taarruzu deðil, ölmeyi emrediyorum.”
Düþününüz deðerli milletvekilleri, siz siperdesiniz, Baþkomutan
Mustafa Kemal Atatürk emir veriyor, ölme emrini veriyor ve o siperdeki
insanlar üç beþ saniye sonra en deðerli varlýklarýný, canlarýný
kaybedeceklerini bile bile siperden ortaya atýlýp düþmanýn karþýsýnda
bu devletin baðýmsýzlýðýnýn elde edilmesi için canýný veriyor. Ve
biz ne yapýyoruz?
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Erzurum) – Þehitler
üzerinden siyaset yapma, ayýp!
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Biz ne yapýyoruz?
2006 Türkiye Büyük Millet Meclisinde þehitlerle ilgili gelen bir
öneriyi, Meclis çalýþmalarýný engellemek olarak görüyoruz(!)
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Demagoji yapma!..
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Deðerli milletvekilleri,
bakýnýz, son dönemde çok tehlikeli bir geliþme var. Bakýnýz, geçmiþ
dönemden bugüne kadar binlerce, yüz binlerce þehit verdik, ama, terör
örgütüyle son yapýlan çatýþmalarda hayatýný kaybeden, þehit olanlarýmýzýn
yakýnlarý, son dönemde, dikkat edin, “Hakkýmýzý helal etmiyoruz”
diyorlar.
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Genel Baþkanýnýza
söyle, siyaset yapmaya davet ediyor.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Onun için, deðerli
milletvekilleri, bakýnýz, bu kadar hassas olan, bu kadar önemli olan,
70 milyon insaný ilgilendiren bir konuda, gelin, duyarlý olalým.
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Sayýn Aðar’a
söyle… Genel Baþkanýna söyle, siyasete davet ediyor.
BAÞKAN – Sayýn Bilen, lütfen müdahale
etmeyin.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Sayýn Bilen,
Sayýn Aðar’ýn, bu memleket ve millet için yaptýðý hizmetlerin zekâtýný
size verse, þu Gruba ömür boyu yeter. (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Demagoji yapma!..
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Ömür boyu yeter
size ya!.. Sadece zekâtýný verse Sayýn Aðar, terörle yaptýðý mücadelede,
zekâtýný verse, siz o zekâtý ömür boyu kullanýrsýnýz.
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Siyasete davet
ediyor Genel Baþkanýn.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Türkiye’de
terörle ilgili meselede söz söyleyecek tek insan varsa Sayýn
Aðar’dýr. Evet… (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, siz konunuza
dönün, lütfen.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Sizin aranýzda
da var. Sizin aranýzda da var. O dönemde, olaðanüstü bölgede görev
verildiðinde görevden kaçan insan bugün sizin aranýzda. (AK Parti
sýralarýndan gürültüler) Evet, sizin aranýzda. Göreve gitmeyip,
korkudan o bölgeye gitmek istemeyen milletvekili þimdi sizin aranýzda.
Önce ona sorun bu soruyu, önce ondan bu hesabý sorun. Sonra, bakýnýz,
Sayýn Aðar’ýn, 1993 yýlýndan 1996 yýlýna kadar terörle nasýl mücadele
yaptýðýný bütün Türkiye çok iyi biliyor, bölücü terör örgütü elebaþýsý
da çok iyi biliyor; çünkü, bölücü terör örgütü liderinin Ýmralý’daki
ifadelerine bakýn, 1993’te Sayýn Aðar’ýn Emniyet Genel Müdürü olmasýndan
sonra nasýl darbe yediklerini bölücü terör örgütü lideri Ýmralý’daki
ifadelerinde kayýt altýna aldýrdý.
Deðerli milletvekilleri, onun için,
siz geliniz, 2006 Meclisinde bu þehitlerimizin ruhunu incitmeyecek…
Onlar manen þu anda bizleri izliyor… Kur’an’ýn ifadesiyle “Allah uðrunda
öldürülenlere siz ölü demeyiniz; onlar diridirler; ama, siz onlarý
bilemezsiniz” diyor Kur’an’ýn ifadesiyle.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
AHMET YENÝ (Samsun) – Vay be, hoca kesildin
baþýmýza hoca!
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Evet…
Deðerli milletvekilleri, onun için, geliniz,
Anavatan Partisinin vermiþ olduðu bu Grup önerisiyle ilgili olarak
lehinde kullanacaðýmýz oylarla, en azýndan, þehitlerimize ve þehit
ailelerimize Türkiye Büyük Millet Meclisinin nasýl sahip çýktýðýný
gösterme günüdür bugün. Onun için, bir sýnavdan geçiyorsunuz, bütün
vatandaþlarýmýz sizleri izliyor, bütün þehitlerimiz manen sizleri
izliyor, sizin parmaklarýnýzý gözetliyor.
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Hangi þehit aileleri,
onlarý da açýklayýn.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Hepinizi
saygýyla selamlýyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ediyorum Sayýn Kandoðan.
Önerinin aleyhinde Erzurum Milletvekili
Sayýn Mücahit Daloðlu. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
MÜCAHÝT DALOÐLU (Erzurum) – Sayýn Baþkan,
deðerli milletvekilleri; hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Deðerli milletvekilleri, izin verirseniz,
burada, bir þeye hep beraber karar verilse yerindedir. Þehitlerimiz
üzerinden, kimseyi itham etmiyorum, þahsým da dahil... 1994 senesinde
3 kardeþini þehit vermiþ bir kardeþiniz olarak þu anda burada konuþuyorum.
Ben kimsenin þehit vermesini de arzu etmiyorum. Allah versin hiç
kimse daha vermesin; ama, lütfen, burada, þehitler üzerinden, duygusal
ve siyaset malzemesi yaparsak, þehitleri üzeriz. Özür diliyorum
ve istirham ediyorum, hiç kimse yapmasýn; ama, onlarla ilgili ve bütün
gruplar canýgönülden katýlýr; çünkü, hepimizin ruhu, gönlü birdir.
(AK Parti sýralarýndan alkýþlar) Özlük haklarýyla ilgili olarak,
onlarýn özlük haklarýný düzeltmekle ilgili olarak ne yapsak azdýr
ve yapmalýyýz, hepimiz beraber yapalým.
FERÝT MEVLÜT ASLANOÐLU (Malatya) – Haydi
getirelim.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Haydi yapalým
diyoruz.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Bu konuda
daha önce AK Parti Hükûmetinin çýkarmýþ olduðu yasalarda… Þu anda,
Anavatanýn vermiþ olduðu önergeye bakýyorum, þehit vârislerine
ve þehit yakýnlarýna saðlanan ve mutlaka yeterli deðil, dahasý da
saðlansýn, madde madde sayacak olursam, ölüm yardýmý, harcýrah, nakdi
tazminat, aylýk baðlanmasý, emekli ikramiyesi, tütün ve alkol ürünlerinin
satýþ bedellerinden pay verilmesi, öðrenim yardýmý -ben, sadece
baþlýklarýný okuyorum, kýymetli vakitlerinizi almamak adýna- kira
yardýmý, kamu konutlarýndan yararlanma, toplu konuttan faizsiz
yararlanma, misafirhanelerden, yolculuklarda vesaire, bir dizi,
burada, haklar þehitler için ve þehit yakýnlarýmýz için kanun halinde
çýkarýlmýþtýr. Eksiklerimiz mutlaka vardýr; ama, Meclisin gündemini,
belirlenmiþ gündemi sabote ederek, gündemin akýþýný deðiþtirerek
ve burada, yine üzülerek söylüyorum, sadece þiir okuyarak þehitlerimize
ve onlarýn yakýnlarýna bir yardýmýmýz olmaz. Birbirimizi incitmeyelim.
O þiirlere hürmet duyuyorum, arkadaþýmýz okudu, hepimiz paylaþýyoruz;
ama, siyaset adýna paylaþmayalým.
Ýki; bu vatan için mutlaka geçmiþte askerlerden,
Emniyetten, sivilden, bütün milletimizin yapmýþ olduðu hizmetleri
de hepimiz hürmetle, saygýyla ve vefa duygusuyla anmamýz lazým.
“Ben senden çok yaptým, sen benden az yaptýn” da herhalde bize yakýþmaz.
Görev verildiði yerde herkes layýðýný yapmýþtýr, bundan sonra da
yaparýz. Olayý bu mecrada götürürsek, kanaatimce, daha faydalý olmuþ
oluruz. Kimse kimseden “ben senden fazla yaptým, sen kaçtýn…” Bunlar
bize de Meclise de Türk milletine de yakýþmaz. Zira, Türk milleti
derken hepimizi de kastediyoruz, o zaman niye birbirimizi bu manada
daha eksik bir hizmetle itham edelim? Daha onore ederek… Eksiklerimiz
varsa, zaten o eksikliði yapan adam kendini burada bir gözden geçirir,
o eksiðini inþallah düzeltme fýrsatý vermiþ oluruz.
Deðerli arkadaþlar, bankalarla ilgili,
gündemin dýþýnda, Anavatan sözcüsü arkadaþýmýz konuþurken bazý
haksýz ithamlarda bulundu, ona da cevap vermek zorundayým.
Þimdi, 3 Aðustos 2002’de Türkiye’de yamalý
bohça halinde Anasol-D böyle örgüt adlarý gibi, Anasol-C gibi bir sürü
isimler altýnda hükûmetler kuruldu. Yamalý bohça… Þimdi, bunlar zamanýnda,
3 Aðustos 2002’de Vakýflar Kanunu’nda vakýflarýn mal edinmesine dair
deðiþiklik yapýldý ve 161 azýnlýk vakfý 1.200 tane mal edindi. Þu anda
yapýlmak istenen deðiþiklik sadece bunlarda hukuki problemler yaratan,
yýllardýr mahkemelerde… Bakýn, çýkarmýþým buradan, 20 metrekare
-Ýstanbul mahkemelerinden alýnan- 18 metrekare dükkânlar, mal edinmiþ,
orada ihtilaf var. Ýþte, bütün bunlarýn tamamý da vakýf olarak 28
adet, 124 parça da hazine mallarýdýr. Bu ihtilafýn çözümlenmesi,
Türk hukuk sisteminde bu kargaþanýn giderilmesi için yapýlan bir
düzenlemedir. Bütün bunlardan dolayý, efendim, böyle, ekümeniklik,
Ermeni soykýrýmý, Kýbrýs gibi millî meseleleri, deðerli dostum,
buradan ortaokul çocuklarý gibi…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – 5’inci
maddeyi okudun mu beyim?
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – …aðzýnýza
slogan edinerek…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – 5’inci
maddeyi okudun mu?
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – …içeriðini
bilmeden…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Bilmeden
konuþuyorsun.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – …ekümenikliðin
olsun, soykýrýmýn olsun içeriðini bilmeden, doldurmadan -hukuk
alanýnda konuþabilirsiniz- öyle sloganvari konuþmak size de yakýþmaz,
Partinize de yakýþmaz.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Sen okudun
mu 5’inci maddeyi?
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Dün diyenler
beni baðlamaz dediðiniz partinin, lütfen, bugün tüzel kiþiliðini
savunun, lütfen. Çünkü, bir politika kuramadan buraya çýkýp konuþuyorsunuz,
ama ondan sonra beni baðlamaz diyorsunuz.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Niye savunmuyorsun
Refah Partisini?
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Seni geçmiþte
baðlamayan bir icraat, bugün nasýl o rozetin altýnda siyaset yapýyorsun?
Kendini gözden geçir o zaman.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Niye savunmuyorsun
Refah Partisini? Boþ konuþuyorsun, týngýr boþ.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Deðerli
arkadaþlar, Türkiye Cumhuriyeti Baþbakaný geçen gün bunu en net
þekilde, en mert þekilde cevabýný televizyonlarda verdi: Biz, Türk
milleti için AB standartlarýný, AB bile olmaz, bu yüksek hukuk standartlarýný
biz Türk milleti layýk olduðu için yapýyoruz, Kopenhag Kriterinin
adýný Ankara Kriteri koyarým, Maastricht Kriterinin adýný Ýstanbul
Kriteri koyar yürürüm, diye. Bundan mertçe kim söyleyebilir? Söyledi
ve biz bunu böyle yapýyoruz.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Sadece
söylüyorsunuz…
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – “Efendim,
cevap verilmedi AB’nin dayatmalarýna…” Ya, bu dayatmaysa, AB dayatabilir.
Ýþte, bir Baþbakan bunu en net baþka nasýl verilebilir Süleyman
Bey? Sen ver bakayým. En net þekilde böyle bir cevap veriyor…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Buldunuz
Fransýz þirketlerini deðil mi?
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – …hâlâ beðenmiyorsun.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Niye kovmadýnýz?
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Biz buradan
Türk milletine sesleniyoruz, biz, AB’nin dayatmalarýna hiç boyun
eðmeyen tek grup AK Parti Grubudur, Türk milletidir, Türkiye Büyük
Millet Meclisidir. Boyun eðmeyiz, eðdirtmeyiz milletimizi. (AK
Parti sýralarýndan alkýþlar)
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Göreceðiz,
göreceðiz…
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Elbette
ki, madem… Yýllardýr -samimi olun- Avrupa standartlarý, Batý standartlarý
diyorsunuz…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Mandacýlar
da öyle diyordu, Ýstanbul’a gemi getirmeyeceðiz diyordu.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – …ama, bunu
gerçekleþtiren Hükûmetin ayaðýna çelme takýyorsunuz, ondan sonra
da burada ulusalcýlýk yaparak…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Bu, mandacý
zihniyet.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Herkes ulusunu,
milletini sever. Lütfen, demagojiye girmeyin.
Efendim, holdinglerle ilgili… Bu holdingler
dün kurulmadý Süleyman Bey.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Tamam.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Bugün, mesela,
bir arkadaþýmýz bir istihdam yaratýyor Antalya’da, Erzurum’da. Hakikaten,
gidip, mutlu oluyoruz, adamýn fabrikasýnýn açýlýþýný yapýyoruz.
Eðer, yarýn, ne bilelim, yolsuzluk yapacaksa…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – O zaman
düzenleme yapýn, düzenleme.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – …yapacaksa
ne olur? Ya, biz mahcup… Ulan, Allah kahretsin dersin, mahkemeye verirsin
tabii ki.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Tamam, düzenleme
yapýn.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Onun için,
geçmiþteki falan fotoðraf, filan fotoðraf… Sayýn Bakaným arz etti,
cenazedeki bir fotoðraftan dolayý -ayýptýr, bizim törelerimize
yakýþmaz- insaný itham etmek… Ancak, þu anda buradan ben de bir milletvekili
olarak sesleniyorum, cumhuriyetin savcýlarý, hakikaten, eyleme
geçsinler. Benim þehrim fukara bir þehir. Ýhlas Holding yarým milyar
dolar hortumladý bu þehrin zavallý insanlarýndan. Elbette, ben de
savcýlarý þu anda görev baþýna davet ediyorum. Ama, bunu savcýlar
yapar, Hükûmet yapmaz, bakan yapmaz, biz yapamayýz.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Hükûmet etme
de bürokratlar yapsýn! Sizin ne iþiniz var o zaman?! Ne gerek var?!
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Ha, yasalarda
eksiklik varsa, onu ben teklif ediyorum, o eksik yasalarý hep birlikte
tamamlayalým, bu hortumcularýn üzerine gidelim.
Bakýn arkadaþlar, hortumcularýn üzerine,
þu kadarýný…
HÜSEYÝN BAYINDIR (Kýrþehir) – Þu söylediklerinin
bir tanesi bile doðru deðil.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Hüseyin
Bey, birlikte sonra konuþalým. Oradan laf atmak… O üslubunuzu beðenmiyorum,
lütfen…
HÜSEYÝN BAYINDIR (Kýrþehir) – Ben senin
konuþma üslubunu beðenmiyorum. Doðru söylemiyorsun.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Hortumlar
üzerine…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Senin de
menfaatin var mý bu iþte?
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Bu Hükûmet
geldiðinde -deðerli arkadaþlar, belgelerde sabit- bilinen 50 milyar
dolar hortum yapýlmýþtý, bilinmeyen belki 100 milyar dolar.
OSMAN ÖZCAN (Antalya) – Hep sizin adamlar.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Bu Hükûmet,
en acil bir þekilde, yasayý deðiþtirdi.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Bunun da
yasasýný deðiþtirin, olsun bitsin.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – 12 milyar
dolarý -bunu siz de biliyorsunuz- hazineye irat kaydetti. 10 milyar
dolar da, þu anda, taksitlendirdi, para alýnýyor. Acýdýr ama ben itiraf
edeyim, belki birkaç milyar dolar da alýnamayacak. Çünkü, bunu çaldýrtan
hükûmetler döneminde, bunu çalanlarla beraber kýlýf hazýrlanmýþ.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Ýþte bu
çalanlar da sizin içinizde.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – AK Parti
son anda yetiþti, 20 milyar dolarý aldý, milletimizin hazinesine
irat kaydetti. Yalansa lütfen de ki, bu rakam yalan, ben özür dilerim.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – O zaman
bunun da düzenlemesini yapýn.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Ama bunu
sen de biliyorsun. Hortumculuk budur, devlet eliyle, hükûmet eliyle
birilerine peþkeþ çekmektir.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Aynen, yaptýðýnýz
o!
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Hayýr… Bizden
evvel yapýlanlarýn da, bugün bizim Hükûmetimiz iþ baþýnda, üzerine
gidiyor, en acil þekilde de gidecektir. Bugün hortum yapanlarý da
devletin savcýlarý mutlaka soruþturacaktýr.
ATÝ
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Biz de,
Hükûmet ve Meclis olarak, destek vereceðiz.
Onun için, hortumculuk konusunda en son
konuþacak olan Anavatan Partisi, burada çok, böyle, piþkin konuþuyorlar,
bunu da yadýrgýyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
ATÝ
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Hortumun
büyüðü sizin cebinizde.
MÜCAHÝT DALOÐLU (Devamla) – Yüce Meclisi
saygýyla selamlýyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ediyorum Sayýn Daloðlu.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Sayýn Baþkan,
Anavatan Partisini hortumculukla suçladý efendim; sataþma var, cevap
vermem lazým.
BAÞKAN – Öyle bir suçlama yapmadý efendim,
öyle bir suçlamasý yok.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Yapmadý
mý Sayýn Baþkan? Sana göstereceðim tutanaklardan.
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Bu kadar
taraflý, bu kadar yanlý bir Baþkan, bu kadar iradesini kötüye kullanan
bir Baþkan yok.
BAÞKAN – …Anavatan Partisi Grubunun Ýç
Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiþ önergesini oylarýnýza
sunuyorum…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Getirttireceðim
þimdi, var mý yok mu o beyan, sizin önünüze koyacaðým.
BAÞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Karar yeter
sayýsýnýn aranmasýný istiyorum.
BAÞKAN – Kabul edilmemiþtir efendim.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Yeter Sayýn
Baþkan, yeter!.. Yeter artýk ya!
BAÞKAN – Süleyman Bey, lütfen, yapmayýn
bunu.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Duymamýþsýn!
Býrak Allah aþkýna ya!
BAÞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
Ýç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiþ bir önerisi vardýr; okutup,
oylarýnýza sunacaðým.
2.-
(10/331) esas numaralý Meclis araþtýrmasý önergesinin ön görüþmesinin
görüþme gününe iliþkin CHP Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Danýþma Kurulu’nun, 01.11.2006 Çarþamba
günü (Bugün) yaptýðý toplantýsýnda, siyasi parti gruplarý arasýnda
oybirliði saðlanamadýðýndan, Grubumuzun aþaðýdaki önerisinin,
Ýçtüzüðün 19 uncu maddesi gereðince Genel Kurul’un onayýna sunulmasýný
saygýlarýmla arz ederim.
Ali
Topuz
Ýstanbul
Milletvekili
Grup
Baþkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminin
Genel Görüþme ve Meclis Araþtýrmasý Yapýlmasýna Dair Öngörüþmeler
Kýsmýnýn 267 nci sýrasýnda yer alan (10/331) Esas Numaralý Meclis Araþtýrma
Önergesinin görüþmesinin, Genel Kurul’un; 01.11.2006 Çarþamba Günlü
(Bugün) birleþiminde yapýlmasý önerilmiþtir.
(CHP sýralarýndan “koþ, koþ” sesleri)
FERÝT MEVLÜT ASLANOÐLU (Malatya) – Sayýn
Baþkan, Divaný tehdit ediyor.
ATÝ
BAÞKAN – Sayýn Bilen, lütfen… Yaptýðýnýz
çok yanlýþ ikinizin de; Baþkanlýk Divanýna müdahale edemezsiniz.
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Hayýr, etmedik.
BAÞKAN – Varsa talebiniz, yazýlý bildirirsiniz.
Lütfen, yerinize oturun.
Görevini yapýyor Baþkanlýk Divaný.
Bir haksýzlýk varsa, lütfen, bana bildirin.
HÜSEYÝN BAYINDIR (Kýrþehir) – Sayýn Baþkan,
bildiriyorum, o ne geziyor, ne iþi var orada?
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Eli cebinde
orada milleti rahatsýz ediyor.
BAÞKAN – Öneri lehinde, Ýstanbul Milletvekili
Sayýn Ali Kemal Kumkumoðlu.
Buyurun. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Teþekkür
ederim Sayýn Baþkan.
Deðerli arkadaþlarým, önce, sanýyorum
Meclisimizin çalýþma biçimine iliþkin burada bütün arkadaþlarýmýzý
rahatsýz eden bir konuya deðinmek durumundayým.
Deðerli arkadaþlarým, Mecliste çok
önemli saydýðýmýz, Türkiye siyasetinin en temel problemlerinden
birini oluþturduðunu düþündüðümüz, son günlerde basýnda bir bakaný
da içine alabilecek biçimde çok kapsamlý deðerlendirmelerin Ana
Muhalefet Partisi sözcülerinin ýsrarla üzerine gittiði bir konuyla
ilgili olarak Meclis araþtýrma komisyonu kurulmasýna dönük bir talebimiz
var. Talep Danýþma Kurulunda reddediliyor. Burada, talebin, Meclisin
Ýç Tüzük’ünün bize vermiþ olduðu bir hak nedeniyle Meclis gündemine
getirilmesine dönük, alýnmasýna dönük bir baþvurumuz, eðer, oradaki
grup temsilcisi arkadaþýmýz Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun üyelerinin
vermiþ olduðu bu Meclis araþtýrmasýyla ilgili, koþarak, ilk önce
isimleri Divana veremezse, Cumhuriyet Halk Partisinin sözcüleri
Cumhuriyet Halk Partisinin vermiþ olduðu bu Meclis araþtýrma komisyonuyla
ilgili olarak konuþma hakkýna sahip olamayacak.
Deðerli arkadaþlarým…
MUSA SIVACIOÐLU (Kastamonu) – Ýç Tüzük
deðiþmeli.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Devamla) – Yani,
Ýç Tüzük deðiþmeli diye bir þey yok deðerli arkadaþlarým.
ÜNAL KACIR (Ýstanbul) – Aleyhte veriyoruz,
aleyhte.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Devamla) – Yaþamda
her þeyi yazdýðý için mi siz… Yaþamda her þey yazýlý olduðu için mi uygulanýr?
Yaþamda yazýlý olmadan bizim kendimizi uymak zorunda hissettiðimiz,
evet bu böyle olmalýdýr diye düþünerek kabul ettiðimiz, onun gereklerini
yerine getirdiðimiz kurallarýmýz yok mudur? Yani, þu Meclis, þu
araþtýrma önergesiyle ilgili olarak, böyle bir komisyonun oluþturulmasýyla
ilgili olarak verilmiþ olan bu önergeyle ilgili þu gündemde, þu Meclis
gündeminde Cumhuriyet Halk Partili bir sözcünün, Cumhuriyet Halk Partisi
temsilcisinin, önce, koþup Divana dilekçesini veremediði için
konuþamýyor olmasýný, efendim, Ýç Tüzük böyle uygun görüyor, bizim
arkadaþýmýz daha hýzlý davrandý, bizim arkadaþýmýz 100 metre koþucusudur,
o önce verdi, o zaman siz konuþmayýn diyerek reddedebilir misiniz?
Sayýn baþkan vekilleri, böyle bir þey var mý? Sayýn Divan, böyle bir
þey var mý? Bunu lütfen düzeltin. “Birileri Meclisin çalýþmalarýný
engellemeye, sabote etmeye çalýþýyor.” Tam tersine, birileri,
burada, muhalefetin muhalefet yapma sorumluluðunu, hakkýný
elinden alabilmek için âdeta Divana baský kuruyor, bütün Meclisin
önünde, bütün Meclisin önünde.
RECEP GARÝP (Adana) – Gündeme geçelim,
gündeme. Ýki gündür gündeme geçemedik. Gündeme geçirtmiyorsunuz.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Devamla) – Elbette,
bu, gündemin ister istemez önüne geçer.
Gündemi sana göre belirleyecek deðiliz.
Deðerli arkadaþlarým, bu çirkin davranýþlar,
Meclisi de, Meclisin saygýnlýðýný da, sadece Meclisteki üyelerin
nezdinde deðil, bu Meclisi saygýn bir kurum olarak görmek isteyen bütün
Türkiye Cumhuriyeti yurttaþlarýnýn nezdinde küçümseten, aþaðýlatan
davranýþlardýr. Ben, þiddetle, hýzla, bu tür olumsuz davranýþlardan,
sýrf böyle bir boþluk bulundu diye Ýç Tüzük’te o boþluktan yararlanarak
Meclisin itibarýný zedeleyecek bu davranýþlardan bir an önce kaçýnýlmasý
gerektiðini ve bu sorumluluðun esas itibarýyla, Meclisi çalýþtýrma
sorumluluðunu birinci derecede üstlenmesi gereken Ýktidar Partisinin,
çoðunluk partisinin üyelerine ve yöneticilerine ait olduðunu
buradan bir milletvekili olarak, üzülerek ifade etmek durumundayým.
Deðerli arkadaþlarým, bir yýl önce bir
araþtýrma komisyonu kurulmasý için bir talepte bulunduk. Araþtýrmamýzýn
konusu, araþtýrma komisyonu kurulmasýna iliþkin talebimizin konusu,
baþlýklarýyla okuyorum:
O günlerde Edirne’de gümrük kapýsýnda
olaðanüstü olumsuzluklar yaþanmýþtý -hatýrlamaya çalýþalým- onlarla
ilgili araþtýrmalarýn yapýlabilmesi.
Türkiye’de miktarlarý 25 milyar dolarý
aþtýðý ifade edilen içki, sigara, petrol ürünleri kaçakçýlýðý vesaireyle
ilgili bir araþtýrmanýn yapýlabilmesi.
Kaçakçýlýk malý ürünlerin Türkiye’ye
giriþ deðerlerinin düþük tutularak çok olaðanüstü düzeylerde vergi
kayýplarýnýn ortaya çýkýyor olmasý.
Hatýrlamaya çalýþalým, 20 milyon civarýnda
cep telefonunun Türkiye’ye kaçak girmiþ olduðunun fiilen devlet
yetkilileri tarafýndan tespit edilmiþ olmasý, bütün bu kaçakçýlýklarýn
üzerine, ayrýca, Türkiye’de, Türkiye’nin bir geçiþ güzergâhý olmasý
nedeniyle, olaðanüstü boyutlara týrmanmýþ olan insan kaçakçýlýðýyla
ilgili araþtýrmalarýn yapýlýyor olabilmesi veya yapýlabilmesi
adýna bir araþtýrma komisyonunun kurulabilmesi için bir öneride
bulunmuþtum. Cumhuriyet Halk Partisi bu önerimizi Meclis Danýþma
Kurulunun gündemine getirdi, ama Danýþma Kurulu, maalesef, böyle
bir konunun gündeme alýnmasý noktasýnda Ýktidar Partisinin tavrýyla
olumlu bir davranýþýn içerisine girmedi. Þimdi biz bunu doðrudan
Meclisin gündemine getirerek, Meclisin iradesiyle bunu becerebilmeyi
düþünüyoruz.
Deðerli arkadaþlarým, bakýn, Meclis,
bu konuda, aslýnda, bir araþtýrma komisyonu, kýsmen, bunlarýn bir
kýsmýný içine alan bir araþtýrma komisyonu kurarken, ön sözünde, daha
doðrusu gerekçesinde, Hükûmetin bu gerekçelere katýlýþ biçimini
Hükûmet nasýl izah ediyor: “Çeþitli zamanlarda verilen yolsuzluk iddialarýna
ait yazýlý-sözlü sorular, Meclis araþtýrmalarý, genel görüþme önergeleri
ve gensorular, Meclis çoðunluðunu elinde bulunduran hükûmet gruplarýnca
ya reddedilmiþ ya da hiç dikkate alýnmamýþtýr. Bu da Meclisin halkýn
gözündeki itibarýný kaybetmesinde en büyük neden olmuþtur. Bizce,
Türkiye Büyük Millet Meclisi bu dönemde tarihî bir görev üstlenmelidir.
Bugüne kadar kamuoyunun gündemine gelen- gelmeyen tüm yolsuzluk
olaylarý, bunlarýn nedenleri, yolsuzluða bulaþmýþ tüm kurum, kuruluþ
ve kiþiler araþtýrýlmalýdýr. Halkýn, sivil toplum örgütlerinin de
bilgilerine baþvurularak yapýlacak olan bu geniþ çaplý çalýþma,
kanaatimizce, kurum ve kuruluþlara cesaret verecek, Parlamentonun,
devletin ve halkýn gözünde güvenini ve itibarýný kazanmasýný saðlayacaktýr.
Parlamentonun itibarý, yolsuzluklar konusunda göstereceðimiz
hassasiyet ve duyarlýlýða baðlýdýr. Bu ülkede kim yolsuzluðun üzerine
gitmek istiyorsa, elinde yetki varsa, imkâný varsa, bilgi varsa ve
geçtiðimiz dönemde de ‘biz bu iþleri yapacaktýk, ama siyaset bu iþi
týkadý, siyaset bu iþi engelledi’ diyorsa, bilsinler ki, en rahat
çalýþma yapacaklarý dönem bu dönemdir. Bu Parlamentonun çatýsý
altýnda hiç kimse yolsuzluða, haksýzlýða, hukuksuzluða asla müsaade
etmez, etmeyecektir ve bu Parlamento bunun öncülüðünü yapacaktýr.”
Deðerli arkadaþlarým, bunlar fi tarihindeki
Mecliste yazýlmýþ ifadeler deðil, Meclisin tutanaklarýna bunlar
fi tarihinde geçmemiþler, Meclisin tutanaklarýna bu dönemde ve
bu Hükûmetin yetkilileri tarafýndan geçirilmiþ bu tutanaklar.
Peki, siz son günlerde hiç gazetelerle
ilgili misiniz? Hiç gazetelerde yazýlanlarla ilgili misiniz?
Efendim, onlar bit pazarýndan alýnmýþ ifadelermiþ! Yani, bir bakan
kendisiyle, en yakýn bürokratlarýyla ilgili olarak, kendi denetim
elemanlarýnýn, devletin en yüksek denetim mekanizmalarýnýn elemanlarýnýn
tutmuþ olduðu raporlarla ilgili olarak, çýkýp, kamuoyuna “evet, bu
denetim elemanlarýnýn tutmuþ olduðu raporlar doðrudur, ben bunlarý
yaptým, ben rüþvet aldým, benim en yüksek düzeydeki çalýþanlarým
rüþvet aldý, ben bunu kabul ediyorum” mu diyecek? Elbette reddedecek
bunu, elbette inkâr edecek bunu.
Peki, yani, bu kabul edildikten sonra,
zaten, konuyla ilgili Meclisin bir araþtýrma yapmasýnýn bir mantýðý
yoktur. Doðrudan o istifa eder, savcýlar da görevlerini yerine getirirler.
Meclis ne için araþtýrma komisyonlarý kurar? Yani, þu ifadelerle,
þu ifadeleri kullanan bir hükûmet anlayýþýyla, bugün kamuoyuna yansýyan,
bu Hükûmetin en azýndan bir Bakanýnýn ve o Bakanlýkta yaþananlarla
ilgili olarak kamuoyuna basýnýn yansýttýklarýný nasýl bir araya
getirebiliyorsunuz? Bunlarý söyleyen bir iktidar anlayýþýnýn
böyle bir komisyon oluþturulmasý talebini reddetmesinin mantýðýný
siz kendinize nasýl izah ediyorsunuz? Biraz sonra buraya bu önergenin
aleyhinde konuþmak üzere Ýktidar Partisi adýna gelecek olan arkadaþým
eðer bunu bir engelleme unsuru olarak görmeyecekse, böyle bir önergeye,
bunlarý söylemiþ bir Hükûmetin veya bir Partinin mensubu bir milletvekili
olarak nasýl cevap verecek?
Deðerli arkadaþlarým, bu ülkede, petrolde,
þekerde, içkide, elektronik eþyada, cep telefonunda, insan kaçakçýlýðýnda,
LPG’de, bakanlardan bürokratlara, bürokratlardan iþ adamlarýna kadar
çok geniþ bir iþ birliði çerçevesinde, ülkenin kaynaklarýnýn dünden
daha yoðun bir biçimde hortumlandýðý anlayýþý yaklaþýmýyla ilgili
olarak Muhalefet Partisinin ve toplumun belli kesimlerinin kanaati
var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Devamla) – Sayýn
Baþkaným, birkaç dakika rica edeceðim, çünkü konuþmamýn bir kýsmýný
baþka türlü harcadým.
BAÞKAN – Bir dakika veriyorum.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Devamla) – Ýlla
buna sizin inanýyor olmanýz gerekmez. Yani, bir araþtýrma komisyonunun
oluþturulabilmesi için Ýktidar Partisinin kendi bakanýyla ilgili
birçok olumsuzluðun gündemde olduðu, kendi bakanýyla ilgili olarak
1 milyon dolarlýk bir rüþvetin alýndýðýnýn bir ihbarcý tarafýndan,
ismi bilinen bir kiþi tarafýndan devletin yetkililerine bildirildiði
bir noktada Ýktidar Partisi, elbette bunun böyle oluyor olmasýný
böyle olmuþ olmasýný, kendi siyasi geleceði açýsýndan istemiyor
olabilir, ama, her þey sizin istediðinize baðlý deðildir. Eðer sizin
istediðiniz konuda Meclis araþtýrmasý için komisyon kurulup, istemediðiniz
konularda kurulamayacaksa bu demektir ki sizi þu veya bu þekilde
etkileyebilecek hiçbir konuda Meclis araþtýrmasý veya böyle bir
komisyon kurulamaz, dolayýsýyla þu söylediklerinizin hepsi havada
kalýr.
Deðerli arkadaþlarým, bakýn, bu konular
Meclisin gündemine yeni gelmiyor. Plan ve Bütçe Komisyonunda benim
yaptýðým bir konuþmayla ilgili olarak Ýçiþleri Bakanlýðýmýzýn…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Devamla) – Bir dakika
daha rica edeceðim.
BAÞKAN – Efendim, konuþmacý…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Devamla) – Bir dakika
Sayýn Baþkan, … Teþekkür ederim Sayýn Baþkaným.
Türkiye’de, Hükûmetin kendi yetkilileri,
2,5 milyon tonun üzerinde kaçak akaryakýt, daha doðrusu akaryakýt
kaçakçýlýðýndan bahsediyor. Sanayi Bakaný 1 milyon ton þeker kaçakçýlýðýndan
bahsediyor, Maliye Bakaný içki ve sigarada 1,5 milyar dolarlýk
bir rakamdan bahsediyor, Ulaþtýrma Bakaný 20 milyon kaçak cep telefonunun
ülkeye girdiðini söylüyor. 40 bin kaçak iþçinin Ermenistan’dan Türkiye’ye
gelerek Türkiye’de çalýþtýðýný, bir baþka konuyla ilgili olarak
bir þekilde kabul etmiþ oluyorsunuz.
Þimdi, Ýçiþleri Bakaný böyle bir tartýþmayla
ilgili olarak cevap veriyor, bana diyor ki: “Türkiye’de bir yýl içerisinde
1.200 ton kaçak akaryakýt ele geçirilmiþtir.”
Deðerli arkadaþlar, bu soruya þimdi
burada cevap verecek bir bakan yok, ama milyonlarca ton kaçak akaryakýtýn
ülke içinde dolaþtýðýnýn bakanlar tarafýndan ifade edildiði bir
ülkede bir Ýçiþleri Bakanýnýn…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Devamla) – …bu iþten
sorumlu olan bir bakanýn 1.200 ton kaçak akaryakýtý bir milletvekiline
cevap olarak vermesi, o Bakan için bir utanç vesilesidir, ayný zamanda,
bence, bir istifa gerekçesi olmalýdýr.
Þimdi, evet, maalesef, bunlarý sözlü
söylemek durumundayým.
BAÞKAN – Sayýn Kumkumoðlu, teþekkür
ediyorum.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Devamla) – Peki.
(CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Aleyhte söz isteði var: Manisa
Milletvekili Sayýn Ýsmail Bilen. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Sayýn Bilen,
Sümerbankýn arazisini de anlat.
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Sayýn Meral,
benim çocuklarým hiç olmadý, çocuklarým da hiçbir bankadan kredi
almadý ve ben de hiçbir ihaleye aracýlýk yapmadým. Bilgilerinize
sunuyorum.
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Kredi alan
da þerefsizdir, iftira eden de þerefsizdir.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Aynen öyle.
Bana da iftira eden…
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Kredi alan
da þerefsizdir, iftira eden de þerefsizdir!
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) –Aynen bana da
iftirada, Sümerbankla ilgili isnatta ve haksýz iftirada bulunan
da þerefsizdir. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Kredi alan
da þerefsizdir, söyleyen de þerefsizdir!
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Sayýn Baþkan,
deðerli milletvekilleri; CHP Grup önerisi üzerine söz almýþ bulunmaktayým;
yüce Heyetinizi saygýyla selamlýyorum.
Sayýn Meral bunu âdet haline getirmiþ.
Hiçbir sataþmam da olmadýðý halde Sümerbankla ilgili bir isnatta,
bir iftirada bulunmuþtur. Onun için bu cevabý vermek durumunda kaldým,
özür diliyorum. Meclisin mehabetine yakýþmadýðýný da düþünüyorum.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Asýl size yakýþan…
Millete hitap ediyorsunuz, yakýþmadý o söz.
MEHMET NURÝ SAYGUN (Tekirdað) – Çok çirkin
bir söz oldu.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Ben kendisine
herhangi bir þey söylemedim. Benim bir çocuðum olmadý, devletle iþ
yapmadý, bankayla kredi alýþveriþi yapmadý, hakkýmda herhangi bir
tahkikat yapýlmadý, dedim ben, kimseye bir isnatta bulunmadým.
MEHMET NURÝ SAYGUN (Tekirdað) – Meclis
kürsüsünden kimseyi þerefsizlikle itham edemezsiniz.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Sümerbankla
ilgili de, Sümer Holdingle ilgili de herhangi bir dahlim, herhangi
bir katkým yoktur dedim.
Evet, konuya dönecek olursak, Sayýn Baþkaným,
deðerli milletvekilleri; gerek Cumhuriyet Halk Partisi gerekse
Anavatan Partisi, zaman zaman, bizim getirdiðimiz Danýþma Kurulu
önerileriyle, gündemde yaptýðýmýz deðiþikliklerle ilgili zaman
zaman bizi itham ettiler. Deðerli milletvekillerinin konudan haberdar
olmadýklarýný, konuya hazýrlýklý gelmediklerini ve bunun milletvekilleri
için en tabii hak olduðunu, bu tabii haklarýný kullanmalarýný engellediðimizi
söylediler. Sayýn Anadol da tasdik ediyor beni tahmin ediyorum baþýyla.
Sayýn Baþkaným, bu belki haklý bir itirazdý.
Þimdi, zaman zaman dediðim uygulamalar, maalesef, özellikle Ana Muhalefet
Partisi ve Anavatan Partisi tarafýndan, zaman zaman, artýk gelenek
haline dönüþtürüldü, Grup önerileriyle, Danýþma Kurulu önerileriyle
Meclisin önüne yeni yeni gündemler, yeni yeni konular getirildi.
Bu konularýn içerisinde, milletvekillerinin daha önce takip etmedikleri
ve herhangi bir bilgilerinin olmadýðý, herhangi bir hazýrlýklarýnýn
olmadýðý konular getiriliyor. Bu bir çeliþkidir diye düþünüyorum.
Bunun da, dün de söylediðim gibi, bugün de tekrar edeceðim gibi, Meclisin
çalýþmasýný bloke etmek adýna yapýldýðýný düþünüyorum. Bugün
Meclis ikibuçukta çalýþmalarýna baþladý, 14.30’da, þu anda 16.30.
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Neden?.. Siz gelmediðiniz
için.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – 14.30’da açýldý
Sayýn Baþkaným.
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – 14.00’te gelmeyen
kim?
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – 16.30 olmasýna
hatta 16.30’u geçmesine raðmen, Meclis hâlâ ana gündemine geçmedi.
Ana gündem Salý günü belirlendi, hangi konularýn konuþulacaðý
Meclisimizin kararýyla subuta erdi ve dolayýsýyla bu gündemle
bu haftayý tamamlamayý hedeflemiþtik, planlamýþtýk. Ancak, bu çalýþmalarý,
inanýyorum ki, belki de iyi niyetle -öyle olduðunu zannediyorum,
öyle olmasýný umut ediyorum, öyle olmasýný düþünüyorum- deðiþik
konularla, Meclisin gündemini farklý konularla belki yumuþatmayý,
belki de çok zaruri de olmasa yeni konular
Önümüzdeki gündemi bitirdikten sonra,
bu tür konular elbette ki gündeme gelirse bu gündemi de deðerlendiririz,
bunlara da katký sunmaya hazýrýz. Ancak, sanki, gümrüklerde yeni
baþlayan, yeni baþlamýþ gibi olan bir hadise cereyan ediyormuþ gibi,
hiç kimsenin daha dün þahit olmadýðý yeni olaylar yaþanýyormuþ gibi
birtakým konularla ilgili gerek Bakanlýk gerekse Grubumuz itham
edilmeye çalýþýlýyor.
Bakýn…
HALUK KOÇ (Samsun) – Birtakým konular
dediðin hýrsýzlýk, yolsuzluk…
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Tekrar eder misiniz?
HALUK KOÇ (Samsun) – Birtakým konular
dediðin hýrsýzlýk, yolsuzluk…
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Evet, o hýrsýzlýk
ve yolsuzluklar, bakýn, zamanýmýzda nasýl azalmýþ, Sayýn Baþkaným,
Sayýn Koç. (CHP sýralarýndan “Aa” sesleri)
Resmî rakamlardan veriyorum: 2004-2005
yýlý aylýk karþýlaþtýrmalý yakalama istatistikleri…
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Rakamlarý deðil,
gerçekleri söyle.
OSMAN ÖZCAN (Antalya) – Damarlarýnýza
kadar girmiþ…
GÖKHAN DURGUN (Hatay) – Bankalar gitti,
YÝMPAÞ’lar soyuldu…
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Ýstatistik Kurumunun
rakamlarýna…
BAÞKAN – Deðerli arkadaþlar, izin verirseniz
Hatip konuþsun. Hatip konuþsun, söyleyeceðiniz bir þey varsa sözcünüz
söyler.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – 2004-2005 yýllarýnda
yüzde 38 azalma gerçekleþmiþ Ýktidarýmýz döneminde, bu kaçakçýlýkla…
Evet, gümrüklerde.
Yine, Ýktidarýmýz döneminde, gümrük
kapýlarýnda yaþanan yolsuzluklarla, haksýzlýklarla ilgili tahkikat
sürdürülmüþ, soruþturma baþlatýlmýþ ve bununla ilgili Edirne 1. Aðýr
Ceza Mahkemesinin de kararýyla, 24/5/2006 gün ve 2006/111 esas 2006/198
karar sayýlý mahkeme ilamýyla, rüþvet ve irtikâp suçu iþlemek için
örgüt kurmak, zincirleme olarak irtikâp suçu iþlemek suçundan ilgili
tüm personelin, sadece 1 personel hariç, sekiz yýl dokuz ay arasýnda
cezalandýrýlmasý saðlanmýþ ve bu karar Yargýtayda kesinleþme aþamasýnda.
Yine, bu personelin, suça karýþmamýþ
olsa bile, bu kurumlarda çalýþan personelin yaklaþýk tamamýnýn,
yine, Bakanlýk oluruyla yerlerinin deðiþtirilmesi saðlanmýþ.
Hâlâ, bütün bunlara raðmen, gümrük kapýlarýnda
yanlýþlar, suiistimaller olmuyor mudur? Elbette ki oluyordur. Ancak,
bu da bir tedbirdir ve Hükûmetimiz, ilgili Bakanlýðýmýz da gereðini
yapmýþtýr.
Sayýn Bakanla ilgili konulara çok fazla
girmek istemiyorum. Zannediyorum kendisi gelecekti -belki de geldi,
bilmiyorum- buraya yetiþtiðinde de kendisiyle ilgili, iddialarla
ilgili bilgiler de sunacak.
Yine Sayýn Bakanla ilgili ve Bakanlýkla
ilgili birtakým iddialar, yanlýþ isimle… Böyle bir ismi zikretmek
istemiyorum. Böyle bir isme gerek savcýlýk gerekse Bakanlýk Teftiþ
Heyeti, maalesef, ulaþamamýþ. Ancak, burada verilen birtakým…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Aziz Eren, onu
diyorsun.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Aziz Eren,
evet.
Kendisine ulaþýlamamýþ. Siz söylediðiniz
için söylüyorum. Böyle birisi de varsa, çýkarsa, bu iddialarýnýn
arkasýnda olduðunu, delillendirdiðini, ispat ettiðini söylerse
onun da gereðini yaparýz. Ancak, hepiniz de, hepimiz de biliriz ki,
yargýya intikal etmiþ konularda -daha önceki konuþmasýnda Sayýn
Bakanýmýz da söylemiþti- bir hükûmetin, hükûmet üyesi bir bakanýn yargýya
müdahale etmesi söz konusu olamaz, yargýya müdahalede bulunmasý
söz konusu olamaz. Bu, geçmiþte de olmadý. Ancak, bunun üzerinden,
böyle bir zan ile…
ATÝL
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Þüyuu vukuundan
beterdir derler. Böyle bir zan ile…
ATÝL
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Ah bir yargýya
intikal etse ah! Etmiyor ki!
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Savcýlýða intikal
ettirilmiþ.
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, lütfen
dinleyelim.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Þimdi söyleyeceðim.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Sayýn Anadol,
savcýlýða intikal ettirilmiþ ve müfettiþler tarafýndan da tahkikatý
yapýlýyor.
FERÝT MEVLÜT ASLANOÐLU (Malatya) – Savcý
el koydu, ettirilmedi.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Savcýlarýn
görevidir zaten el koymak, savcýya intikal ettirilmesine de gerek
yoktur.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Hayýr, hayýr!..
ATÝ
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Bir suistimal
varsa, ben hukukçuyum, bir suç varsa, ona resen kendiliðinden müdahale
etmek görevidir savcýlarýn.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Bakan izin vermiyor.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Adalet bakanýndan
hükûmet sözcüsü olunca böyle olur.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Yani, savcýlar
bu görevlerini yaptý diye…
BAÞKAN – Sayýn Bilen, siz Genel Kurula
hitap edin. Bakýn, karþýlýklý oluyor konuþmalar. Siz, Genel Kurula
bilginizi aktarýn.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Sayýn Sözcü,
hangi ülkede adalet bakaný hükûmet sözcüsü var, hangi ülkede?!
BAÞKAN – Sayýn Kýlýç, lütfen…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Bir tane örnek
verebilir misin? Hangi ülkede adalet bakaný hükûmet sözcülüðü yapýyor?!
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Bu, bakýn, Kabinenin
bir üyesidir.
BAÞKAN – Sayýn Kýlýç, siz de bir hukukçusunuz,
karþýlýklý konuþmayalým.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Deðerli arkadaþlar,
bugüne kadar, Hükûmetimiz birçok yolsuzlukla mücadele ettiði gibi
bundan sonra da edecektir.
HASAN ÖREN (Manisa) – Aman “yolsuzluk”
deme, aman!
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Evet, yolsuzlukla
mücadele ettiðimiz gibi…
HASAN ÖREN (Manisa) – Ah mücadele etseniz
de görsek!
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Bakýn, Hasan
Bey, Köprübaþý’ndaki…
HASAN ÖREN (Manisa) – Manisa’yla ilgili
yolsuzluðu konuþma!
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – …yol ihalesini
iyi takip edin. 1 trilyon 800 milyara ihaleye çýkarýlan, 1 trilyon
300 milyara ihale edilip ancak bir yýl içerisinde yaklaþýk 7 trilyon
lira para ödenen yolu biz durdurduk.
HASAN ÖREN (Manisa) – Sen Sümerbanktan
bahset, Sümerbanktan.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – O yolu, Köy
Hizmetleri, Karayollarýyla biz, daha ucuza, daha kalitelisini
imal ettik.
HASAN ÖREN (Manisa) – Sümerbanktan bahset!
Yolu býrak, sen Sümerbanktan bahset!
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Evet, bütün Manisalýlar
da…
BAÞKAN – Sayýn Ören, lütfen…
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Bütün Manisalýlar
da bunu bilir.
BAÞKAN – Siz Genel Kurula hitap edin
efendim, siz Genel Kurula…
HASAN ÖREN (Manisa) – 3 trilyona alýp da
60 trilyona satmak var mý? Nerede var?..
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – O ihaleyi ben
yapmadým.
HASAN ÖREN (Manisa) – Kim yaptý?
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – O ihaleyi ben
yapmadým. O ihaleyi…
HASAN ÖREN (Manisa) – Senin belediye
baþkanýn içinde…
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Senin belediye
baþkan adayýn da onun içerisinde…
BAÞKAN – Sayýn Bilen, lütfen…
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Evet…
HASAN ÖREN (Manisa) – Hayýr yok, istifa
etti.
BAÞKAN – Kiþiselleþtirmeyin olayý,
siz Genel Kurula hitap edin.
HASAN ÖREN (Manisa) – Ýstifa etti.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Dolayýsýyla,
ikide bir bu Sümerbankla ilgili olayý getirip durmayýn.
HASAN ÖREN (Manisa) – 60 trilyon!
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Onun altýnda,
bakýn Ýl Genel Meclisinde…
HASAN ÖREN (Manisa) – 3 trilyona 60 trilyon!
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Geçen de söyledim.
Ýl Genel Meclisinde yapýlan toplantýda, bizatihi söylüyorsunuz…
BAÞKAN – Sayýn Bilen, Genel Kurula hitap
edin.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – “Burada, kanunsuz,
hukuksuz hiçbir þey yoktur…”
HASAN ÖREN (Manisa) – Hepsi hukuksuz.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – …ancak, “etik
kurallara aykýrýdýr.” diyorsunuz, zabýtlarda duruyor.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Aman aman!..
HASAN ÖREN (Manisa) – Oraya mý geldiniz?
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – O kayýtlarý
getireceðim ve burada göstereceðim.
HASAN ÖREN (Manisa) – O noktaya mý geldiniz
þimdi?
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Bu kayýtlarda
varsa, istifa edecek misiniz milletvekilliðinden?
HASAN ÖREN (Manisa) – Senden baþka bir
Manisa milletvekili konuþsa ya!
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Yoksa, ben istifa
edeceðim.
HASAN ÖREN (Manisa) – Konuþamaz…
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Ýstifa edecek
misiniz?
HASAN ÖREN (Manisa) – Edeceðim, söz…
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Burada “Yasal
hiçbir yolsuzluk yoktur.” dediniz mi demediniz mi?
HASAN ÖREN (Manisa) – Söz, istifa edeceðim,
söz. Namusum ve þerefim üzerine söz, ben istifa edeceðim.
BAÞKAN – Sayýn Bilen, siz Genel Kurula
hitap edin.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Dolayýsýyla,
orada baþka…
HASAN ÖREN (Manisa) – Söz veriyorum,
söz veriyorum.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Karakolda
baþka, mahkemede baþka…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
HASAN ÖREN (Manisa) – Sen de ver, sen de
söz ver.
BAÞKAN – Sayýn Ören, lütfen… Böyle, Genel
Kurulda böyle bir gelenek yok, ikiniz için de yanlýþ. Lütfen…
HASAN ÖREN (Manisa) – Olur mu öyle þey!
BAÞKAN – Sayýn Bilen, son sözlerinizi
alayým lütfen.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Hasan Bey ve
arkadaþlarý tarafýndan engelleniyor.
HASAN ÖREN (Manisa) – Senden baþka milletvekili
yok mu Manisa’da?
BAÞKAN – Siz, öneri üzerinde konuþun
lütfen.
HASAN ÖREN (Manisa) – Bir tanesi sahip
çýkmýyor senden baþka.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Ben milletvekiliyim…
HASAN ÖREN (Manisa) – Bir sen mi varsýn
orada?
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Hiçbir þeye
sahip çýkmýyorum…
HASAN ÖREN (Manisa) – Bir sen mi varsýn
orada?
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Hiçbir þeye…
Varsa arkasýnda bir suiistimal, getir belgeni, seninle beraberim
dedim.
HASAN ÖREN (Manisa) – Hepsini verdim,
hepsini…
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Bir yýldýr niye
getirmiyorsun?
BAÞKAN – Sayýn Bilen, Genel Kurula lütfen…
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Niye getiremiyorsun?
HASAN ÖREN (Manisa) – Hepsini verdim,
hepsini…
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Cesaretin mi
yok, mahkemeye gidecek cesaretin mi yok?
HASAN ÖREN (Manisa) – Haftaya geliyor.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Savcýya gidecek
yolu mu bilmiyorsun? Gel, beraber gidelim.
HASAN ÖREN (Manisa) – Haftaya geliyor…
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Seninle beraber
olacaðým, seninle yan yana olacaðým eðer bir suiistimal varsa, söz
veriyorum.
OSMAN ÖZCAN (Antalya) – Bu tahta çivi
tutmaz!
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Niye getirmiyorsun
bir yýldýr?
BAÞKAN – Sayýn Bilen, Genel Kurula hitap
edin.
HASAN ÖREN (Manisa) – Haftaya burada…
BAÞKAN – Son cümlenizi alýyorum, lütfen.
ÝSMAÝL BÝLEN (Devamla) – Evet deðerli
arkadaþlar, gündemin belirlenmiþ olmasý nedeniyle, gündemin yoðunluðu
nedeniyle, biz, CHP’nin vermiþ olduðu öneriye katýlmadýðýmýzý beyan
ediyoruz. Dolayýsýyla, gündemimizin yoðunluðunu bildiðimiz
için de, bu gündeme devam edeceðimizi belirtiyor, aleyhinde olduðumuzu
söylüyor, yüce Heyetinizi saygýyla selamlýyorum. (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim Sayýn Bilen.
Önerinin lehinde olmak üzere, Ýzmir
Milletvekili Sayýn Kemal Anadol. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
Buyurun efendim.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Sayýn Baþkan,
yüce Meclisin saygýdeðer üyeleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
yüce Meclise sunduðu önerinin kabul edilmesi yolunda düþüncelerimi
söylemek üzere huzurunuza geldim, hepinize saygýlar sunuyorum.
Deðerli arkadaþlar, burada ortalýðý
gererek, birbirimize laf atarak -demin Sayýn Mehmet Ali Þahin söylemiþti,
Baþbakan Yardýmcýsý- vatandaþlarýn da bizi izlediði televizyon
ekranýnda Meclisin saygýnlýðýna gölge düþürmeyelim. Öyle söylemiþti,
katýlýyorum. O zaman, soðukkanlý ve sakin biçimde konuyu müzakere
edelim.
Evvela þu tespit: Yýl dönümünü kutlayacaðýz
-özellikle siz kutlayacaksýnýz- 3 Kasým 2002 seçimlerinin. Tek baþýnýza
Ýktidar oldunuz. Hatýrlayýnýz, biz de tek baþýmýza Ana Muhalefet
ve muhalefet partisi olduk. Sonra, Anavatan Grubu oluþtu, Doðru Yoldan
milletvekili arkadaþlarýmýz geldiler.
Bugün bu Parlamento oluþmadan önce, 3
Kasým seçimlerinden önce Türkiye iki þeyden þikâyet ediyordu: Yolsuzluk
ve yoksulluk. Yoksulluðun en önemli, hatta tek sebebi yolsuzluk idi
ve halk, bu yolsuzluðun bir türlü çözümlenemediði, üzerine gidilemediði
þikâyetinde olduðu için, mevcut siyasi partilerin -hem iktidar hem
muhalefet- hepsini tasfiye etti, tarihin çöp sepetine attý. Neden?
Çünkü, Parlamentonun çatýsý altýnda, iki ayrý komisyon odasýnda,
teknolojinin son harikasý cep telefonundan yararlanarak, milletvekilleri,
iki ayrý komisyonun milletvekilleri haberleþerek, birbirlerinin
liderlerini aklýyorlardý ve millet bundan rahatsýz oldu, yolsuzluðun
tek sebebinin siyasetçi olduðu kanýsý yerleþti. Tek çaresi vardý:
Milletvekilinin dokunulmazlýðýnýn sadece þu kürsüden ibaret olmasý,
iþlenen adi suçlarýn dokunulmazlýk kapsamýnda olmamasý. Ve hatýrlayýnýz,
sokaklarda insanlar kalmamýþtý Uður Dündar’ýn Arena Programýnda Sayýn
Deniz Baykal ile Sayýn Recep Tayyip Erdoðan karþý karþýya çýktýklarýnda.
Tek ses, tek cevap bekliyordu vatandaþ: Dokunulmazlýk konusu ne olacak…
Çünkü, yolsuzluk ortadan kalkmadan yoksulluk da ortadan kalkmaz.
Söz verdi iki lider. Neden söz verdi? Vatandaþýn beklentisi buydu:
Parlamentoda milletvekili dokunulmazlýðý, kürsü dýþýnda, kalkacak.
Þimdi, dört sene oldu, büyük bir deðiþme
oldu sizde. Bir tek milletvekilinin -býrakýn Ýktidar, býrakýn muhalefet,
herhangi bir milletvekilinin- jet süratiyle, dokunulmazlýk talepleri,
savcýlýklardan gelen, mahkemelerden gelen dosyalar jet süratiyle
bir oylamada reddediliyor. Dört senedir bu uygulama devam ediyor.
Þimdi, biz geldik Parlamentoya, yolsuzluðun
üzerine gideceðiz, siz de gideceksiniz biz de gideceðiz, vatandaþ
bunu bekliyor, ama getiriyoruz… Gümrüklerdeki son durumla ilgili,
yolsuzluk iddialarýyla ilgili bir komisyon kurulsun diye buraya
getirdik. Arkadaþlar, Ýktidar Partisinin sözcüleri, “Meclisin çalýþmasýný
sabote etmek için Danýþma Kuruluna teklif getirdiniz.” diyorsunuz.
Hak mý arkadaþlar? Reva mý? Doðru mu? Yani, bugün Türkiye’nin gündemine
cuk diye oturan, Türkiye’nin gündeminde tartýþýlan baþka bir olay
var mý bu kadar önemli? Niye karþý çýkýyorsunuz?
Sonra, biz Ýç Tüzük hakkýmýzý kullanýyoruz.
Danýþma Kurulunu toplantýya çaðýrmak Ana Muhalefet Partisinin
hakký deðil mi arkadaþlar? Hakký. Ee, biz bu hakkýmýzý kullanýyoruz.
Neyle ilgili kullanýyoruz?..
Gümrüklerden sorumlu Sayýn Devlet Bakaný
herhalde teþrif buyurdular. Basýn toplantýsýnda birbirimize laf
veriþtireceðimize, platform burasý, milletin karþýsýnda hesaplaþalým,
burada konuþalým. Cumhuriyet Halk Partisi bunu istiyor. (CHP sýralarýndan
alkýþlar)
AHMET YENÝ (Samsun) – Cevap verecek size,
geldiler.
K. KEMAL ANADOL (Devamla) – Öyle deðil,
gelmekle filan olmaz; teklifimizi kabul edersiniz, komisyon kurulur,
mekanizma iþlemeye baþlar.
AHMET YENÝ (Samsun) – Sayýn Bakan cevap
verecek biraz sonra.
K. KEMAL ANADOL (Devamla) – Öyle gösteriþ
için deðil, gerçekten bu iþe Meclis el koyacak, tartýþacak.
Bakýnýz…
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Kemal Aðabey, “Adalet,
Kalkýnma” yazýyor burada…
K. KEMAL ANADOL (Devamla) – Bakýnýz… Bakýnýz,
bakýnýz…
ATÝ
K. KEMAL ANADOL (Devamla) – Bakýnýz,
ben bir þey söyleyeyim.
Bu Mecliste üçüncü kez dile getiriyorum.
Suat Hayri Ürgüplü… Sayýn Hasan Fehmi Güneþ çok dikkatle dinliyor.
Sýnýf arkadaþýmdýr kendisi, o nedenle iyi hatýrlayacaktýr. Ankara
Hukuk Fakültesinin idare hukuku dersinde bize öðretilen bir olay,
ders içinde anlatýlan bir olay. Suat Hayri Ürgüplü… Sayýn Tüzmen’in
de çok dikkatle dinlemesini diliyorum.
Suat Hayri Ürgüplü Gümrük Tekel Bakanýyken,
Brezilya’dan kahve ithaliyle ilgili bir yolsuzluk iddiasý ileri sürülüyor
ve Gümrük Teftiþ Kurulu bu konuyu ciddiye alýyor ve soruþturma baþlatýyor.
Suat Hayri Ürgüplü bakanlýktan istifa ediyor. Daha soruþturma filan
sonuçlanmamýþ. Ýstifa gerekçesi þu: “Ben bu koltukta oturduðum sürece,
bu tahkikatýn selametle yürümesi mümkün deðildir. Ben burada oturduðum
sürece bu tahkikat lehime sonuçlanabilir, baský anlamý çýkabilir,
yapmasam bile. Tahkikat sonuna kadar bu koltuðu terk ediyorum, bakanlýktan
ayrýlýyorum.” dedi Suat Hayri Ürgüplü. Daha sonra Yüce Divanda
yargýlandý, aklandý, 1963’te de senatör oldu, Baþbakanlýk yaptý.
Þimdi, demokrasi ileri doðru gitmesi
gereken bir rejimdir. Ne olmuþ anlattýðým olayda: Gebze’de bir akaryakýt
kaçakçýlýðý olmuþ, bir ihbar gelmiþ. Baþbakanlýk Teftiþ Kurulu… Sayýn
Bilen… O ismi filan belli deðil, bilinmiyor diyen ihbarcýnýn beþ ihbar
mektubu var, iki tanesini Baþbakanlýk Teftiþ Kurulu dikkate almýþ
ve Gümrük Teftiþ Kuruluna havale etmiþ. Yani, o adam, ismi bilinmiyorsa,
cismi bilinmiyorsa, ciddiye alýnmamasý gereken bir insansa, Baþbakanlýk
Teftiþ Kurulunun bu iþlemi yapmamasý lazým, sevk eden o. Ne olmuþ
sonra? Gümrük Teftiþ Kurulu soruþturma kararý vermiþ, soruþturma
yapmýþ ve bu soruþturmada, akaryakýt kaçakçýlýðýnda, Bakanlýk Müsteþar
Vekili Mehmet Þahin’i kaçakçýlýða yardým etmekle suçlu görmüþ; dolayýsýyla
ön izin, soruþturma izni istemiþ Sayýn Bakandan, Bakan vermemiþ. Ne
yapmýþ? “Ben inceleme yaptým, adli bir olay söz konusu deðildir.” demiþ,
yargý yolunu týkamýþ. Olay bu.
Þimdi, biz, dört senedir “dokunulmazlýklar
kalksýn” diye baðýrýyoruz. Siz bir þey söylüyorsunuz bize, bir þey:
“Herkesin dokunulmazlýðý var, memurlarýn da var, onlarý da kaldýralým.”
Sayýn Tüzmen, Mehmet Þahin’in dokunulmazlýðý
önünüze gelmiþ, top önünüzde, vurup niye gol atmýyorsunuz (CHP sýralarýndan
alkýþlar) böyle suçlanan bir Müsteþarýn önünde kale gibi durup yargýdan
onu saklýyorsunuz? Neden? Çünkü, iþin içinde sizin isminiz de var, yapamýyorsunuz.
Ee, þimdi, bürokratýn dokunulmazlýðýný,
yargýnýn önüne çýkmasýna engel olan kim? Bakan. Bakanýn dokunulmazlýðý
var. Ne âlâ memleket!.. Bir tarafta Suat Hayri Ürgüplü, bir tarafta
Kürþad Tüzün! Yüce Meclisin ve tarihin takdirine sunuyorum.
Saygýlar sunarým. (CHP sýralarýndan
alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ediyoruz Sayýn Anadol.
Önerinin aleyhinde olmak üzere, Adana Milletvekili Sayýn Recep Garip.
(AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Gaziantep)
– Bundan sonra cevap hakký için söz istiyorum.
BAÞKAN – Buyurun Sayýn Garip.
RECEP GARÝP (Adana) – Sayýn Baþkan, deðerli
milletvekili arkadaþlarým; Cumhuriyet Halk Partisinin Grup önerisini
tartýþmaya devam ediyoruz; konuya girerken hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Ancak, hafta baþý itibarýyla, yani dün
yapýlmýþ olan toplantýda hem çarþamba hem perþembe gündemini yeniden
oluþturmak üzere, Cumhuriyet Halk Partisi kendi içerisinde zaten
karar vermiþ. Özellikle de, gruplar kendi arasýnda toplantý yapmadan,
basýna da bilgi kendileri tarafýndan aktarýlmýþtýr. AK Parti Grubu,
grup toplantýsýný yapmadan, asla bugüne kadar basýna herhangi bir
bilgi aktarýmý yapmamýþtýr. Dolayýsýyla, konuþtuðumuz ya da tartýþtýðýmýz
konular bizim dün, ki, geçen haftadan baþlamak lazým, geçen hafta,
salý itibarýyla haftanýn gündemleri belli, ama çarþamba günü yeni
bir gündem, perþembe günü yeni bir gündemle, biz, geçen haftayý böyle
tamamladýk. Dün itibarýyla yine baþladý ve yarýn, yine gündemimizde
ne olacak? Cumhuriyet Halk Partisinin sunduðu muhtar ödenek ve sosyal
güvenlik konusunda yapýlmasý gereken deðiþikliklerle ilgili yine
bir, yeni bir gündem oluþturmak için gündeme teklif getirecekler. Dolayýsýyla,
hafta baþý itibarýyla her gün yeniden, yeni bir gündem için, Cumhuriyet
Halk Partisi ve Anavatan Grubu kendi arasýnda yeni gündemler oluþturarak,
akþam yatacaklar, sabahleyin kalkacaklar, kafalarýna yeni bir
þey düþecek, yeni bir þey akýllarýna gelecek, yeni bir gündemi oluþturmak
için de…
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Aynen öyle, aynen
sizin yaptýðýnýz da o.
RECEP GARÝP (Devamla) – …yeniden, bu ülkenin,
bu halkýn zamanýný, vaktini ciddi noktada harcamaya devam edeceksiniz.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Ýç Tüzük’ü okumadan
oraya çýkmayýn.
RECEP GARÝP (Devamla) – Bunu halk görüyor.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Ýç Tüzük’ü okumadan
oraya çýkmayýn.
RECEP GARÝP (Devamla) – Çok deðerli arkadaþlarým…
MEHMET SEMERCÝ (Aydýn) – Gýrtlaðýnýza
kadar yolsuzluk iddiasý var, gýrtlaðýnýza kadar…
RECEP GARÝP (Devamla) – Harcadýðýmýz
zaman, Türk ulusunun zamanýdýr. Bu, toplumumuzun zamanýdýr. Dolayýsýyla,
yapýlmasý gereken, bugün gündemde olmasý gereken konuyu bir an evvel
gündeme alýp görüþmek ve yol almaktýr. Dolayýsýyla, sizin yapmaya
çalýþtýðýnýz, engellemeye çalýþmýþ olduðunuz ve bugünkü gündemde
de olan konu, gümrüklerdeki kaçakçýlýk ve yolsuzluk iddialarýnýn
araþtýrýlarak sorumlularý hakkýndaki gerekli olan iþlemlerin yapýlmasý.
Bakýnýz, kýsaca o konuya da deðinmek istiyorum.
Çok deðerli arkadaþlar, Kapýkule Hudut
Kapýsý’nda çeþitli mevkilerde görev yapan bir grup personel hakkýnda
Edirne Cumhuriyet Baþsavcýlýðý, 2005 yýlýnda 9748 ve 10384 sayýlý
yürütülen soruþturmalarla…
AHMET ERSÝN (Ýzmir) – Meclise satacak
baþka tablolarýnýz var mý?
RECEP GARÝP (Devamla) – Dinleyeceksiniz
Sayýn Baþkan. Size, gerekli olan belgelerle aktarým yapýyorum.
Edirne 1. Aðýr Ceza Mahkemesinin
24/5/2006 gün ve 198 sayýlý, 1111 sayýlý Kararýyla rüþvet ve irtikâp
suçu iþlemek için örgüt kurmak, zincirleme olarak irtikâp suçu iþlemek
suçundan, ilgili tüm personelin on ay ile sadece 1 personel için sekiz
yýl dokuz ay arasýnda deðiþen sürelerde hapis cezasý ile cezalandýrýlmalarýna
karar verilmiþ. Yine, Gümrük Müsteþarlýðýmýz Yüksek Disiplin Kurulunun
22/5/2006 ve 2006/7 ve 8 sayýlý kararlarýyla, soruþturma sürecinde
vefat eden bir gümrük muhafýzý (memuru) hariç olmak üzere, yukarýda
unvaný belirtilen toplam 58 personelin 657 sayýlý, devlet memurluðundan
alýnmasý kararý karara baðlanmýþ.
Çok deðerli arkadaþlar, sizin söylemiþ
olduðunuz konuyla ilgili Gümrük Müsteþarlýðý zaten yapmasý gereken
çalýþmalarý yapýyor. Ancak, siz, vakýflar konusu gelmesin, falan
yasa gelmesin, AK Partinin gündemi tartýþýlmasýn diye, bunlar yasal
olarak çalýþýlmasýn diye elinizden gelen bütün çabayý harcamaya
devam edeceksiniz; ama, biz, AK Parti Ýktidarý olarak mutlaka gündemi
oluþturacaðýz ve mutlak surette de yol alacaðýz.
Çok deðerli arkadaþlar, tabii, yine üç
saate yakýn tartýþmaya devam ediyoruz. Sonra ne olacak? Biraz sonra
AK Parti Grubunun gündem önerisine geçilecek ve AK Parti Grup önerisi
burada kabul edilerek, elbette ki, Vakýflar Yasasý’nýn görüþülmesi
biraz sonra baþlamýþ olacak. Gelin, arkadaþlar, gelin, tavsiye ediyorum;
realist olalým, aklýselim olalým ve bu toplumun geçen vakitlerini
hayra çevirelim, doðruya çevirelim.
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – Gündem bu
mu?
RECEP GARÝP (Devamla) – Gelin, birlikte
hizmet etmeye devam edelim. Gelin, yarýn yeni bir gündem getirmeyin,
tartýþmayalým. Yeni bir gündem getirmeyin. Gelin, AK Parti Grubunun
getirmiþ olduðu gündemi tartýþarak yeni gündeme ihtiyaç duymadan
tartýþmaya devam edelim.
Çok deðerli arkadaþlar, þu an, emin olunuz
ki, halkýn gören gözü, duyan kulaðý ve kaydeden hafýzasý en doðru
terazidir. Bu teraziyi, mutlak surette, yediden yetmiþe televizyonlarý
baþýnda bizi izleyen halkýmýz, Anadolu insanýmýz…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Yolsuzluklarýn
konuþulmasýndan niye rahatsýz oluyorsunuz?
ATÝ
RECEP GARÝP (Devamla) – …saðduyu sahibi
olan insanlarýmýz, mutlak surette, yapýlan hizmetleri görüyor ve
bundan dolayý da gerekli olan terazisiyle tartmaya devam ediyor.
Ne kadar çýrpýnýrsanýz çýrpýnýn, ne kadar saldýrýrsanýz saldýrýn,
ne kadar hamaset nutuklarýný burada yaparsanýz yapýn, sonuç, sandýkta
sonuç verecek. Bunu, hep beraber göreceðiz. Dolayýsýyla…
ATÝ
RECEP GARÝP (Devamla) – Çok deðerli arkadaþlar,
gümrük idareleri, ekonomik, siyasi ve ticari yapýlarý farklý ülkeler
ile komþu 2.949 kilometre kara sýnýrý olan, 8.333 kilometre deniz sýnýrýna
sahip, uyuþturucu ve insan kaçakçýlýðý trafiði üzerinde Avrupa
Birliðiyle ilgili tam üyelik müzakerelerimizi sürdürmüþ olduðumuz
zamanlarda hizmetini vermeye devam ediyor. Gümrük Ýdaremiz, 2005,
2006 yýllarýnda yaklaþýk 200 milyar dolar dýþ ticaret, 120 milyar dolar
transit, 60 milyar dolar yolcu, 14 bin yat, 400 bin yat, 2 milyon týr, 2
milyon otomobil, 4 milyon gümrük beyannamesi, 30 milyar yeni Türk lirasý
vergi geliri tahsili iþlemini gerçekleþtirmiþtir.
Çok deðerli arkadaþlar, bir þeyler söylüyorsunuz,
ama, gelin söylemiþ olduklarýnýz taban bulsun, gelin söylemiþ olduklarýnýz
kayýtlarda doðru dursun.
MEHMET NURÝ SAYGUN (Tekirdað) – Sen bir
þey de söylemiyorsun.
RECEP GARÝP (Devamla) – Tüm bu iþlemleri
yaparken 770 personel ve bütçeden alýnan binde 1 pay ile bu hizmetler
yapýlmaya devam ediyor.
Yine, Gümrük Müsteþarlýðý ile bankalar
arasýnda elektronik baðlantý, ihracat beyannamelerinde, taahhüt
kapatma iþlemlerinde, ihracatçý birlikleri ile elektronik baðlantý,
KDV iadesi için Maliye Bakanlýðý ile, taþýt takip formu için Emniyet
Genel Müdürlüðü ile elektronik baðlantý gerçekleþtirilmiþ, 2006,
2007 yýlý hedeflerinde dýþ ticarette (E) belgesi uygulamasý ve
Müsteþarlýkça takip edilen davalarla ilgili olarak Adalet Bakanlýðý
ile entegrasyon saðlanmýþtýr ve saðlanmaya devam edecektir.
Çok deðerli arkadaþlar, evet, gündeme
getirmiþ olduðunuz ya da getirmeye çalýþtýðýnýz konularla ilgili
söylenecek çok ciddi noktada sözlerimiz vardýr.
Yine, 2006 tarihi itibarýyla (A) tipi
antrepolara kamera sistemi kurulmuþ, akaryakýt antrepolarýndaki
elektronik seviye ölçüm cihazlarýnýn bilgisayar sistemlerine
baðlanmasý zorunlu hale getirilmiþtir. Ýnternet üzerinden gümrük
idarelerince yedi gün yirmi dört saat olarak izlenmeye devam ediyor.
Böyle bir Hükûmetin icraatlarýyla ilgili bir þeyleri söylerken Anadolu
insanýnýn yarýn karþýsýna çýkacaðýnýzý ve doðru söz söyleyip söylemediðinizi
bence gözden geçirmelisiniz diye düþünüyorum.
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Sen nasýl çýkýyorsun
Anadolu insanýnýn karþýsýna?
RECEP GARÝP (Devamla) – Sanýrým… Sanýrým,
bize daha ölçülü olmak gerekiyor, daha ölçülü olmak yakýþýyor,
daha düzgün olmak, daha erdemli olmak yakýþýyor. Bizler için, bu toplumun
önünde erdemli, vasýflý, karakteri düzgün insanlar olmak…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Aynaya bak, aynaya!
RECEP GARÝP (Devamla) – …ve bizim örnek
insanlar olduðumuzu, Türk toplumunun genç kuþaðýnýn bizi ciddi
noktada izlediðini…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Aynaya bak bir,
aynaya!
RECEP GARÝP (Devamla) – …bir kez daha hafýzalarýnýzda,
ciddi noktada aynalara bakarken kendinizi gözden geçirmenizin
doðru olduðunu söylemekte yarar görüyorum.
ÞEVKET ARZ (Trabzon) – Sen de yüz olsa Meclis
Baþkanýna tablo satmazdýn!
RECEP GARÝP (Devamla) – Deðerli arkadaþlar…
Deðerli arkadaþlar, gelin daha akýlcý olalým.
ÞEVKET ARZ (Trabzon) – Orada asýlý olan
tablolara bak, kendini görürsün!
RECEP GARÝP (Devamla) – Deðerli arkadaþlar,
halkýn bizi takip ettiðini, ciddi noktada bizi takip etmeye devam
ettiðini…
ATÝ
RECEP GARÝP (Devamla) – …o nedenle, halkýn
kalbinin ve yüreðinin AK Partiyle yüzde yüz atmaya devam ettiðini,
bunu hazmedemediðinizi bir kez daha görmekteyim.
GÖKHAN DURGUN (Hatay) – Aynaya baktýn
mý hiç?
ATÝ
RECEP GARÝP (Devamla) – Bu nedenle, bir
kez daha ciddi noktada kendinizi gözden geçirirseniz hep beraber,
Türk siyaseti kazanacaktýr.
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Aynalara bak,
aynalara.
RECEP GARÝP (Devamla) – Siz dinlemeyi
bile öðrenemediniz.
GÖKHAN DURGUN (Hatay) – Biz öðrendik de
sen öðrenemedin.
RECEP GARÝP (Devamla) – Bakýn, dinlemeyi
bile öðrenemiyorsunuz. Dinlemeyi öðreneceksiniz. Karþý taraftaki
insanlarý, konuþan…
BAÞKAN – Sayýn Garip, siz Genel Kurula
hitap edin. Siz Genel Kurula hitap edin.
ÞEVKET ARZ (Trabzon) – Yokuþ aþaðý gidiyorsun,
hep yokuþ aþaðý.
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye) – Vazgeçtin
okumayý, aklýndakini söyle.
BAÞKAN – Deðerli arkadaþlar, çok hoþ olmuyor,
gerçekten hoþ olmuyor, rica ediyorum…
RECEP GARÝP (Devamla) – Sayýn Baþkan,
izninizle bitiriyorum.
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye) – Çukurova’daki
gibi konuþ, yiðitçe.
RECEP GARÝP (Devamla) – Çok deðerli arkadaþlar,
tarih sadece geçmiþ deðildir, tarih sadece dün deðildir, tarih ayný
zamanda bugündür. Dünü, bugünü ve yarýný þekillendirme adýna, tarih,
kaydetmeye devam ediyor; onun için doðru þeyler söylememiz lazým. Gelin,
baðýrarak çýðýrarak toplumdan oy alamayacaðýnýzý hafýzanýza
kaydedin.
GÖKHAN DURGUN (Hatay) – Hýrsýzlýk yaparak
mý olacak, yolsuzluk yaparak mý olacak?
RECEP GARÝP (Devamla) – Toplumsal gerçekleri
saptýrarak sonuç alamazsýnýz; dün alamadýlar, bugün de alamayacaklar.
Yarýn toplumun önüne çýktýðýmýz zaman, gerçekten bunlarý ciddi noktada
toplumun nasýl deðerlendirdiðini hep beraber göreceðiz.
ATÝ
ÞEVKET ARZ (Trabzon) – Paralarý sizden
geri alacaðýz!
RECEP GARÝP (Devamla) – Son cümlem þöyle:
Deðerli arkadaþlar…
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye) – Yazýp mý verdiler,
senin düþüncen mi?
RECEP GARÝP (Devamla) – Deðerli arkadaþlar,
son cümlem þöyle: Tatlý dil yýlaný deliðinden çýkarýr.
ATÝ
RECEP GARÝP (Devamla) – Gelin, tatlý
dilli olalým, güler yüzlü olalým ve AK Parti Grubunun önerisinin lehinde…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
BAÞKAN – Teþekkür ediyorum Sayýn Garip.
ÞEVKET ARZ (Trabzon) – Senden tablolarýn
parasýný geri alacaðýz!
BAÞKAN – Teþekkür ediyorum.
GÖKHAN DURGUN (Hatay) – Hem de faiziyle!
ÞEVKET ARZ (Trabzon) – Senden tablolarýn
parasýný geri alacaðýz; hiç konuþma!
GÖKHAN DURGUN (Hatay) – Açýk artýrmayla
satacaðýz tablolarý!
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde ve aleyhinde yapýlan konuþmalar
sýrasýnda, ilk konuþmayý yapan Ýstanbul Milletvekili Sayýn Ali Kemal
Kumkumoðlu’nun konuþmasý içerisinde Hükûmete, Hükûmet içerisindeki
gümrüklerden sorumlu Sayýn Devlet Bakanýna ismen açýkça bazý iddialarda
bulunduðundan, Bakan, Ýç Tüzük’ün 69’uncu maddesi gereðince, hem
açýklamalarda bulunmak hem de gerekli cevabý ifade etmek için söz
istemiþtir; kendisine söz veriyorum.
Buyurun. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Kaç dakika söz veriyorsunuz
efendim, kaç dakika?
BAÞKAN – O takdir benim efendim. Kendisine
özet olarak bildirmesini söyledim Sayýn Baþkan. Tüzük’ü görüyorsunuz,
makul bir süre dedim.
Buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR VE SATAÞMALARA ÝLÝÞKÝN KONUÞMALAR (Devam)
3.-
Devlet Bakaný Kürþad Tüzmen’in, Ýstanbul Milletvekili Ali Kemal Kumkumoðlu’nun,
konuþmasýnda, þahsýna sataþmasý nedeniyle konuþmasý
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Gaziantep)
– Çok teþekkür ederim Sayýn Baþkan.
Deðerli milletvekilleri, bana bu
imkâný verdiðiniz için hepinize teþekkür ediyorum. Burada, aslýnda,
bu güzide Meclisin gündemini böylesine konularla iþgal etmemek
lazým. Ancak, size þunu söyleyeyim…
ALÝ ARSLAN (Muðla) – Hangi konularla?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Hayýr, ben, burada karýþýnýzdayým. Bakýn, bütün iddialar yapýldý;
evet, biz, olgunlukla karþýladýk.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Ýddialar
yapýlmadý, araþtýrma komisyonu talep edildi. Ne iddiasý yapýlmýþ?!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bizim üslubumuz sizin üslubunuzla ayný olmayacaktýr. Biz, burada
konuþtuðumuz her þey, ayaklarý yere basan, doðru, bugüne kadar gerek
kendi karakterimize uygun gerekse bugüne kadar yaptýðým icraatlara
uygun olacaktýr.
Ben, açýkçasý, en kibarýyla þunu söylemek
istiyorum: Sayýn Kemal Anadol, Sayýn Kumkumoðlu yanlýþ bilgilendirilmiþlerdir.
Benim ve ekibimin son dönemde gümrüklerde yapmýþ olduðu operasyonlar,
tabii ki, birtakým yerleri rahatsýz etmiþtir, eski saltanatlar bozulmuþtur,
birtakým hortumlar kesilmiþtir ve onun sonucu olarak sizlere, içeriden,
devamlý servis yapýlmaktadýr; ancak, o da yanlýþ, asýlsýz birtakým
belgelerle.
Bugün 9’uncu Gençlik Kurultayýnýn açýlýþýný
yaptým. Dýþ ticareti gençler tartýþýyorlar, öðrenciler ve ben bugüne
kadar hep size dýþ ticaretle ilgili bilgiler verdim, gümrükle de ilgili
neler yaptýðýmýzý, neler yapamadýðýmýzý burada samimi bir dille
anlattým. Burada, benim, hiçbir milletvekiliyle hiçbir sorunum
yok; ama, siz, bu þekilde, asýlsýz, mesnetsiz iddialarla gündemi devamlý
iþgal ederseniz, bunun sonucu, bunun maliyeti tüm ülkemize. Yazýk
oluyor. Hakikaten yazýk oluyor.
MAHMUT DUYAN (Mardin) – Tezkereye gel,
tezkereye…
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bakýn, ben, yirmi sene bürokrasi hayatýmda hep yaptýklarýmla gündeme
geldim, o zaman da gündeme geliyordum, hep yaptýklarýmla gündeme
geldim. Siyasete baþladým, öðrenmeye çalýþtýðým siyasette, yine,
yaptýklarýmla ilk senelerde gündeme geldim. Bugün, bakýyorum, yapmadýklarýmla
-yapamadýklarým demiyorum- gündeme getirilmeye çalýþýlýyorum.
Yanlýþ… Yani, bizim yapmadýðýmýz -yukarýda Allah var- iftira atýlmasýn,
iddialar bu þekilde, mesnetsiz bir þekilde ortalara bu þekilde söylenmesin.
Kaldý ki, hepsi, benim aile fertlerimin
hepsi þeref sahibidir.
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Baþkalarýnýnki
deðil mi?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Açýkçasý, bu tip iddialarýn, bence, sanatçý bir kardeþime de yönlendirilmesi,
o da son derece yanlýþtýr. Yani biraz insaf, biraz da, sizin, gerçekten,
doðru dokümanlarla, doðru bilgilerle burada hareket etmeniz lazým;
çünkü, bizi bütün Türkiye izliyor. (CHP sýralarýndan gürültüler)
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Hayýr,
araþtýrma komisyonu kuralým diyoruz, daha ne istiyorsunuz?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bizi bütün Türkiye izliyor. Ben buradayým… Ben buradayým…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Sayýn
Bakan, o zaman deyin ki, araþtýrma komisyonu kurulmasýný kabul ediyorum.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Neyi söylüyorsunuz? Yaptýðýnýz…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Yoksa
nasýl hesap soracaðýz?
BAÞKAN – Sayýn Kumkumoðlu…
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– …hangi birini düzelteyim?
BAÞKAN – Sayýn Bakan, bir dakikanýzý
rica ediyorum.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bakýn…
BAÞKAN – Sayýn Bakan…
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Hangi birini düzelteyim?
BAÞKAN – Sayýn Bakan, bir dakikanýzý
rica ediyorum.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Hayýr,
nasýl araþtýracaðýz?
BAÞKAN – Sayýn Bakan, bir dakikanýzý
rica ediyorum.
Sayýn Kumkumoðlu…
Deðerli milletvekili arkadaþlarým…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Nasýl
araþtýracaðýz, söyler misiniz?
BAÞKAN – Sayýn Kumkumoðlu… Sayýn Kumkumoðlu…
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bakýn, söylenen þu…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Sayýn
Bakan, söyleyin yöntemi, benimseyelim.
BAÞKAN – Sayýn Kumkumoðlu, beni dinler
misiniz. Eðer beni dinlemezseniz, açýk ve net ifade ediyorum, Ýç Tüzük’ü
uygulayacaðým, bugüne kadar hiç uygulamadým. Bir Bakan, kendisi
hakkýnda iddialarýnýz var, burada “Ben buradayým” diyor, “cevap vereceðim”
diyor, siz tahammül edemiyorsanýz… Böyle iþ olur mu?! (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar)
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Bizim
iddialarýmýz deðil Sayýn Baþkan, kamuoyuna mal olmuþ iddialar.
BAÞKAN – Lütfen… Lütfen… Rahatsýz oluyorsanýz
dýþarý çýkabilirsiniz…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Yok
öyle bir þey.
BAÞKAN – …ama, müdahale etmeyin lütfen.
Konuþsun… Yapmayýn…
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bugün bu ihbar mektuplarýnda adý geçen Aziz Eren. Böyle bir þahýs
yok, böyle bir kimlik… Araþtýrmalar yapýldý, defalarca teftiþ kurullarýndan
raporlar var. Teftiþ Kurulu raporlarý önünüzde.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Bu þahsý bulsan
cezalandýracak mýsýn Sayýn Bakan?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Maalesef, gizli olan raporlar da her tarafta dolaþýyor, bu da enteresan
bir þey ama, ben þuna inanýyorum: Böyle bir, olmayan bir þahýs, mesnetsiz,
baktýðýnýz zaman hiçbir doðruluðu olmayan þeylerle karþýmýza çýkýyor
ve buralar burada meþgul ediliyor; bu yanlýþ.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Baþbakanlýktan
geliyor Sayýn Bakan.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Yok, hayýr, bunun alakasý yok.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Baþbakanlýk
Teftiþ Kurulundan geliyor.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Baktýðýnýz zaman… Hayýr, tamamý iddialarýn… Bakýn, teker teker
iddialarýn tamamý gerçek dýþý ve asýlsýz. Yazýk oluyor. Sizler de
alet oluyorsunuz. Býrakýn…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Araþtýrýlsýn…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Sayýn Bakan,
araþtýralým.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bakýn, çok açýk söylüyorum, siz de bana güç verin, gelin, gelin bu
yolsuzluklarý, usulsüzlükleri hep beraber ortadan kaldýralým.
Ben buraya kendi baþýmý koydum.
HÜSEYÝN GÜLER (Mersin) – Sayýn Bakan,
yolsuzluk mu var?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Kendi kellemi koydum ben bu iþe. (AK Parti sýralarýndan “Bravo” sesleri,
alkýþlar)
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Sayýn Bakan,
araþtýrma yapalým.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Sizden de destek istiyorum…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – O zaman kabul
edin.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– …sadece iktidardan deðil, muhalefetten de istiyorum. Bu iþ sandýðýnýzýn
çok ötesinde.
HASAN ÖREN (Manisa) – Sayýn Bakaným, verelim
o desteði size.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Burada… Burada… Bakýn… Bakýn…
HASAN ÖREN (Manisa) – Kurulsun komisyon,
verelim o desteði.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Biz, hatýrlayýn, ne zamandan beri ben…
HASAN ÖREN (Manisa) – Komisyon kurulsun,
desteði verelim.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bakýn, ilk ne zaman gündeme gelmeye baþladýk: Ýlk Edirne operasyonundan
sonra gündeme gelmeye baþladýk. Beni çok ikaz ettiler, dediler ki:
“Türkiye’de bu iþi kimse halletmedi, Sayýn Bakan siz de bu iþlere girmeyin.”
HÜSEYÝN GÜLER (Mersin) – Kim? Kim? Açýklayýn
Sayýn Bakan.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Ama biz, biz üstüne gittik.
HÜSEYÝN GÜLER (Mersin) – Kim bunlar Sayýn
Bakan?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Edirne’de, bakýn Edirne’de 1. Aðýr Ceza Mahkemesinin rüþvet ve irtikâp
suçu iþlemek, örgüt kurmak, zincirleme olarak irtikâp suçu iþlemek
suçundan, tüm personel on ay, sadece 1 personel için sekiz yýl dokuz
ay sürelerle hapis cezasý ile cezalandýrýlmasýna karar verildi.
Tamamý bunun bizim bilgilerimiz doðrultusunda yapýlmýþtýr. Her
operasyonu biz size anlatacak deðiliz. Üstüne gittiðimiz her olaydan
sonra benzeri sýkýntýlarý hep yaþadýk; ama, eðer Türkiye’de gerçekten
bir temizlik harekâtý yapmak istiyorsak, o zaman, bugüne kadar geçmiþlerinde
en ufak bir leke olmayan insanlarý, gerek bürokrasi hayatýnda gerek
siyaset hayatýnda, burada, bu kadar ucuz bir þekilde, birtakým iftiralarla
rencide etmeyelim, yýpratmayalým. Herkes sahip çýkmalý. Doðru iþ
yapan insana herkes sahip çýkmalý.
Sizin yaptýðýnýz hiçbir… Bakýyorum,
iddialarýn hepsi… Hatta þunu da söyledim: Yani, denizin kenarýnda
birisi kurban kesecek, kýzýný kurban ediyor…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Fýkra anlatma,
yapma ya!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– …bakýyorsunuz, o sýrada gökten keçi geliyor -sizin raporlar aynen
böyle- sonra “O veli kimdi?” diye soruluyor.
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye) – Masal anlatma
Bakan, iddiayý anlat, iddiayý…
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bir kere, deniz kenarýnda deðil dað tepesinde. Kurban edilmek istenen,
kýzý deðil oðlu. Gökten inen, keçi deðil koç…
HASAN ÖREN (Manisa) – Kime masal anlatýyorsun
Sayýn Bakan ya?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– …O adam, veli deðil nebi. Þimdi, hangi birini düzelteyim!..
HASAN ÖREN (Manisa) – Þüphelerimiz daha
çok artýyor böyle masal anlatýrken.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Baktýðýnýz zaman, bizim, tamamý, iþlerimizin tamamý açýk.
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Ne alakasý var?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Veremeyeceðimiz…
HASAN ÖREN (Manisa) – Yine masal anlatma!
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Ne alakasý var Sayýn
Baþkan?
BAÞKAN – Müsaade edin… Müsaade edin efendim.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Veremeyeceðimiz hiçbir hesabýmýz yok.
ATÝ
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Veremeyeceðimiz hiçbir hesabýmýz yok.
BAÞKAN – Sayýn Bakan, siz Genel Kurula
hitap edin.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Siz…
ATÝ
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Benim… Bakýn, benim yüreðim burada.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Yüreðin
varsa komisyon kurulsun!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– O yürek her þeye yeter, size söyleyeyim.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Komisyon
kuralým!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bugüne kadar hepsi, hepsi boþ çýktý.
ATÝ
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bu sadece bugün deðil, bundan evvel de bir sürü suçlama yapýldý.
OSMAN ÖZCAN (Antalya) – “Benim yüreðim
yok” diyor!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Haa, açýkçasý o yüreðin kimde olduðunu…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Komisyon
kurulmasýndan niye kaçýyorsun sen? Komisyonun çoðunluðu Ýktidar
Partisinden olacak.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Allah’a çok þükür, bak, hayatýmda hiçbir þeyden kaçmadým.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Komisyon
kurulmasýndan kaçýyorsun!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Size þunu söyleyeyim: Yalnýz, sizin iddialarýnýz, sizin iftiralarýnýz
artýk…
ATÝ
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– …artýk, sizin iftiralarýnýz, bizim açýmýzdan, artýk, belli bir
noktaya kadar biz bu iþi götürdük ama…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Kaç
ton kaçak akaryakýt yakaladýn bugüne kadar Bakan olarak?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– …tamamýyla, bu iddialarý yapanlarla, bu asýlsýz iddialarý yapanlarla
yargý önünde hesaplaþacaðýz.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – 2,5
milyon ton kaçak akaryakýt var, kaç tonunu yakaladýn?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Yargý önünde hesaplaþacaðýz. Onu size söyleyeyim. (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar)
Þimdi, ben, burada, aslýnda hiçbir zaman,
hiç kimse hakkýnda dava açmamaya çalýþan bir insaným.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Sayýn Bakan,
araþtýrmadan niye korkuyorsunuz?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Ama, getirdiðiniz nokta, getirdiðiniz nokta bizi artýk… Bizim de
nezaketimizi ölçmenin de bir hududu vardýr.
ATÝ
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Ben, burada, Edirne’deki olaylarýn baþlatýlmasýndan tutun, tamamýyla…
ATÝ
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Hayýr… Bizim tarihimizde yolsuzlukla mücadele gümrüklerde en
üst noktaya taþýnmýþtýr.
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye) – Özellikle
Edirne’de!..
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Cumhuriyet tarihinin yakalama rekorlarýný biz kýrdýk. Bir taraftan
dýþ ticaret rekorlarýný kýrarken…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Sayýn Bakan,
hortumlarýn yönü mü deðiþti yoksa?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– …gümrükleri istediðimiz ölçüye getirmeye çalýþtýk ve gerçekten…
OSMAN ÖZCAN (Antalya) – En büyük kaçakçýlýk
sizin döneminizde oldu.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– …Türkiye, hem dýþ ticaret hem ihracat rekorlarýný kýrarken, yolsuzlukla
mücadelede de rekorunu kýrdý.
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Size yakýþtýramýyorum
Sayýn Baþkan.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Size, aslýnda… Size þunu söyleyeyim…
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Çok baský var üzerinizde
Sayýn Baþkan.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bütün mesnetsiz bu iþler yapýlýrken, siz bizi bu þekilde asýlsýz
iddialarla, iftiralarla suçlarken…
ATÝ
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– …biz, gümrüklerimizi yap-iþlet-devret modellerine göre düzeltmeye
çalýþýyoruz.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Sayýn
Bakan “evet, bu iddialar doðrudur” deme þansýnýz var mý?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Biz, x-ray cihazlarýný gümrüklere yerleþtirdik, birtakým yerlerin…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Kendi
kendine söyle dur!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– …birtakým yerlerin tamamýyla emekleri boþa gitti.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Siz,
bizim söylediklerimize cevap verin.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Biz, artýk, yolsuzlukla mücadele ediyoruz gümrüklerde.
ATÝ
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Açýk söyleyeyim, bizim yaptýðýmýz çalýþmalar, bugüne kadar eþi
benzeri olan çalýþmalar deðil.
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye) – Helal olsun,
bravo Sayýn Bakan, iyi çalýþtýn!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Gümrüklerde ilk defa temizlik yapýlýyor doðru dürüst…
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye) – Gücünüzü
ortaya koyun!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– …ve size gelen bütün bu yanlýþ bilgilendirme…
BAÞKAN – Sayýn Bakan, konuþmanýzý tamamlar
mýsýnýz.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– …bütün bu yanlýþ bilgilendirme o nedenle.
HÜSEYÝN BAYINDIR (Kýrþehir) – Temizlik
size lazým, size!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Teker teker, bizim burada veremeyeceðimiz hesabýmýz hiçbir zaman
olmadý.
OSMAN ÖZCAN (Antalya) – Hesap ver o zaman!
ATÝ
OSMAN ÖZCAN (Antalya) – Kaçarak hesap
verilmez!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Ama, ben, size þunu söyleyeyim: Sayýn Anadol, Sayýn Kumkumoðlu, buradaki
iddialarýn tümü asýlsýz, tümü gerçek dýþý.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Sayýn
Bakan… Sayýn Bakan…
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Maalesef, önümüzdeki günlerde, siz bunlarý göreceksiniz. Ama, istiyorum
ki…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Sayýn
Bakan, size bir soru sorabilme þansýmýz var mý?
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– ...o gün de gelip burada ayný þekilde, bana yaptýðýnýz bu haksýzlýðý,
bu Meclisin önünde özür dileyerek tekrar geri alýn. (AK Parti sýralarýndan
“Bravo” sesleri, alkýþlar)
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Araþtýralým
o zaman!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Ýnsanlarýn onur mücadelesi bu kadar ucuz deðil. Biz… Bakýn, ben buradayým…
(CHP sýralarýndan gürültüler)
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) –
Evet!..
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Araþtýralým
o zaman!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Kiþiliðim… Ben buradayým… (CHP sýralarýndan gürültüler)
HASAN ÖREN (Manisa) – Siz yoksunuz orada,
göremedik sizi(!)
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Her türlü, sizin söylediðiniz iddiaya her türlü cevabý, basýn kanalýyla
da, sizin Meclis bürolarýnýzýn bilgilendirmesi ve Grup baþkan vekillerinizin
bilgilendirmesi yoluyla da yapmaya çalýþtým. Bakýn, yanlýþ bilgilendiriliyorsunuz.
Yanlýþ bilgilendirme bizi yanlýþ yerlere götürür.
BAÞKAN – Sayýn Bakan, konuþmanýzý lütfen
tamamlayýn.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Siz, gelin, burada benim yolsuzlukla mücadeleme destek verin.
HASAN ÖREN (Manisa) – Kurulsun, verelim!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Ýktidar ve muhalefet olarak destek verin.
HASAN ÖREN (Manisa) – Komisyon kurulsun,
verelim!
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Türkiye’yi bu iþlerden hep beraber temizleyelim.
ATÝ
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – O zaman kabul
edin Sayýn Bakan, kaçmayýn.
DEVLET BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Devamla)
– Bizim, buna yetecek yüreðimiz de var, bileðimiz de var.
Teþekkür ediyorum. [AK Parti sýralarýndan
alkýþlar, CHP sýralarýndan alkýþlar(!)]
BAÞKAN – Sayýn Bakana teþekkür ediyorum.
ATÝ
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Sayýn Baþkan,
Sayýn Bakan özür dilememi istedi, ismen benden bahsetti…
ÞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) – Ne var bunda?
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Yeni bir sataþmaya
mahal vermeden açýklama yapmak istiyorum. (Gürültüler)
BAÞKAN – Efendim, bugün için demedi onu,
“gerekli araþtýrmalar yapýldýktan sonra” dedi. (CHP sýralarýndan
gürültüler)
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Benden bahsetti,
ismimden bahsetti, Cumhuriyet Halk Partisinden bahsetti.
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Sayýn Baþkaným,
böyle bir usul yok ki. Böyle bir usul mü var? (CHP sýralarýndan gürültüler)
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Var, var…
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Sayýn Bakan söz isteyebilir…
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Sayýn Baþkan…
ATÝ
HALUK KOÇ (Samsun) – Sayýn Baþkan…
BAÞKAN – Efendim, bunun arkasý mý var?
Nasýl vereceðim Sayýn Baþkan?
HALUK KOÇ (Samsun) – 69’a göre…
BAÞKAN – 69’a göre, benim anladýðým, Sayýn
Bakan “bütün bu iddialar doðru deðildir, size yanlýþ bilgi verilmiþtir.
Bu gerçek ortaya çýktýðý zaman, ümit ederim ki, siz de, gelir, bu kürsüden…”
FÝKRET BADAZLI (Antalya) – Aynen öyle…
ATÝ
HALUK KOÇ (Samsun) – Þimdi, bakýn…
BAÞKAN – Efendim, ben, bir sataþma görmedim.
Bakan açýklama yaptý, tatmin olmadýnýz.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Direniyoruz…
BAÞKAN – Direniyorsanýz… Efendim…
Sayýn Anadol, bak, açýk bir þekilde, Genel
Kurulu germeye gerek yok.
NAÝL KAMACI (Antalya) – Siz geriyorsunuz…
BAÞKAN – Siz, Bakan gelsin, açýklama yapsýn
istiyorsunuz.
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Efendim, biz germiyoruz…
BAÞKAN – Bakan geliyor, açýklama yapýyor,
tatmin olmayabilirsiniz.
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Koca
Bakan milleti tehdit ediyor, kabadayýlýk yapmaya çalýþýyor.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Tehdit etti…
BAÞKAN – Ama, neticede, Bakan bir cümle
kullandý -zabýtlarý getirteyim, ben gayet iyi dinledim- dedi ki:
“Bunlar yanlýþ, size yanlýþ bilgi verilmiþ. Doðrusu ortaya çýktýðý
zaman, dilerim ki, bu yanlýþlýðý siz de ifade edersiniz.” (CHP sýralarýndan
gürültüler)
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Sayýn
Baþkan, siz, Sayýn Bakanýn “bileðimiz var” demesinden ne anlýyorsunuz?
ATÝ
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Ne demek
o Sayýn Bakan?
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Yani, bir külhanbeyine
burada cevap verilmeyecek mi?
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Sayýn Baþkan…
BAÞKAN – Þimdi, Sayýn Baþkanýn… (CHP sýralarýndan
gürültüler)
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Sayýn Baþkan…
BAÞKAN – Sayýn Baþkan, siz bir oturun bakayým
da…
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Ne bileði var sende?!
Evvela yürek olsun… Vicdan olsun, vicdan…
ATÝ
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Vicdan yoksa, yürek
hiçbir þey…
BAÞKAN – Baþka bir talep var, o talebi
halledeyim... Bayram Meral’in talebini halledeyim, ondan sonra…
SALÝH KAPUSUZ (Ankara) – Ne var bunda?
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Sayýn Kapusuz,
bilek güreþi mi yapacaðýz ya, ne yapacaðýz sizle?
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Yakýþýyor mu size?
Ne demek “Ne var bunda?”
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Sayýn Bakan,
“yüreðim de var bileðim de var” derken bunu mu kastediyorsun? Neyi
kastediyorsun? Bilek bu anlama da geliyor, bu anlama da geliyor.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Sayýn Baþkan…
BAÞKAN – Sayýn Anadol, bir dakikanýzý
rica edeyim.
SALÝH KAPUSUZ (Ankara) – Sayýn Baþkan,
oylamayý yapýn, devam edin.
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, yine,
Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisinin lehinde ve aleyhinde yapýlan
konuþmalar sýrasýnda, Sayýn Ýsmail Bilen’in konuþmasý sýrasýnda
Meral’e sataþtýðý noktasýnda bir talepte bulundu.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – “Sayýn Meral...”
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Sataþan kendisi.
BAÞKAN – Ben zabýtlarý getirttim, zabýtlarý
okudum, zannediyorum kendileri de okumuþtur. Meral’in kendisine
karþý ifade ettiklerinin karþýsýnda…
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – “Sayýn Meral...”
NAÝL KAMACI (Antalya) – “Sayýn Meral…”
Hayret ya!
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – “Meral” diyorsunuz,
“Sayýn Meral…”
BAÞKAN – Zabýtlar burada, ben ezbere
konuþmuyorum, ben zabýttan konuþuyorum.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – “Sayýn Meral”
deyiniz Sayýn Baþkan.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – “Sayýn Meral.”
“Sayýn Meral.”
NAÝL KAMACI (Antalya) – Bu, adý deðil,
soyadý.
BAÞKAN – “Sayýn Meral” diyorum ben.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Þimdi oldu.
BAÞKAN – Ben baþka bir þey söylemedim.
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Zabýtlara bakýn
isterseniz.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Tamam efendim,
tamam.
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Tamam, tamam,
ben anlýyorum Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Sayýn Meral: “Sayýn Bilen, Sümerbankýn
arazisini de anlat.” Okuyorum, Sayýn Bilen: “Sayýn Meral, benim çocuklarým
hiç olmadý, çocuklarým da hiçbir bankadan kredi almadý ve ben de hiçbir
ihaleye aracýlýk yapmadým. Bilgilerinize sunuyorum.” Sayýn Meral:
“Kredi alan da þerefsizdir, iftira eden de þerefsizdir!” Sayýn Bilen
diyor ki: “Aynen öyle. Bana da iftira eden!..” Sayýn Meral: “Kredi
alan da þerefsizdir, iftira eden de þerefsizdir!” Devam ediyor, Sayýn
Bilen diyor ki: “Ben kendisine herhangi bir þey söylemedim. -Sayýn
Meral’e hitaben “sataþtýn” dediðinde- Benim bir çocuðum olmadý,
devletle iþ yapmadý, bankayla kredi alýþveriþi yapmadý, hakkýnda
herhangi bir tahkikat yapýlmadý, dedim, ben kimseye bir isnatta bulunmadým.”
Þimdi, bu zabýtlar karþýsýnda herhangi
bir isnat var mý? Yok.
ATÝ
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – O “þerefsiz”
sözü nerede Sayýn Baþkan?
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Sayýn Baþkan,
müsaade eder misiniz.
BAÞKAN – Benim kanaatime göre yok. Efendim,
suçlama yok, böyle bir þey yok.
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Sayýn Baþkan…
Sayýn Baþkan…
BAÞKAN – Sayýn grup baþkan vekilleri,
size de bir rica da bulunayým.
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Þurada bankanýn
yazýsý var. Beyler, bankanýn yazýsý var.
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Sen baþka yerde anlatýrsýn.
BAYRAM ALÝ MERAL (
BAÞKAN – Siz iki partinin grup baþkan vekillerine
de bir ricada bulunayým. Siz bizi buraya seçtiniz.
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Sensin terbiyesiz!
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Ne konuþup
duruyorsun?
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Sen mi idare
edeceksin Meclisi?
BAÞKAN – Lütfen yerinize oturun. (Gürültüler)
Birleþime beþ dakika ara veriyorum.
Kapanma
saati: 17.28
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açýlma Saati:
17.40
BAÞKAN: Baþkan Vekili
Ýsmail ALPTEKÝN
KÂTÝP ÜYELER: Harun
TÜFEKCÝ (Konya), Yaþar TÜZÜN (Bilecik)
BAÞKAN
– Sayýn milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 13’üncü
Birleþiminin Dördüncü Oturumunu açýyorum.
Sayýn
Meral, geçen oturum kapanmýþ olduðundan, size, sadece 60’ýncý maddeye
göre, yerinizden belgenizi açýklamak, düþüncenizi açýklamak…
BAYRAM
ALÝ MERAL (Ankara) – Sayýn Baþkan, kürsüden…
BAÞKAN
– Mümkün deðil… Kýsaca söz vereceðim; arzu ederseniz, buyurun. Yani,
sadece çocuklarýnýzla ilgili belgeyi açýklamak üzere.
V. - AÇIKLAMALAR
VE SATAÞMALARA ÝLÝÞKÝN KONUÞMALAR (Devam)
4.- Ankara Milletvekili
Bayram Ali Meral’in, çocuklarýyla ilgili bir belge hakkýnda açýklamasý
BAYRAM
ALÝ MERAL (Ankara) – Sayýn Baþkaným, teþekkür ederim.
Deðerli
milletvekilleri, böyle bir konuya muhatap olduðum için üzgünüm.
Benim, sizlerin birçoðu gibi, gerekli kültüre sahip iki oðlum var.
Bunun birisi, geçmiþte özel sektörde birisi “gel buraya müdür ol,
sana yüzde 5 hisse vereyim” dedi, oðlum oraya gitti. Benim Türk-Ýþ
Baþkaný olmam dolayýsýy
Bir
gazetede, oðlumun Halk Bankasýndan kredi aldýðý çýktý. Bunu, bir
kez daha zatýalilerinize arz etmiþtim. Bilahare, böyle bir konunun
olmadýðýný, vatandaþýn, yeminli mali müþavirlerin, noter huzurunda
o müessesenin hesaplarýna, defterlerine el koydurdum. Þurada
hepsi duruyor deðerli arkadaþlarým. El koydurdum, arkasýndan, müracaat
ettim bankaya oðullarým adýna: “Böyle bir kredi alýndý mý alýnmadý
mý?” Bir türlü yazýyý alamýyorum. Sonunda, Genel Müdür Yardýmcýsý
bana dedi ki: “Biz size böyle bir yazý verirsek beni görevden alýrlar.”
“Neden kardeþim?” dedim. “Vallahi, onun nedenini sen düþün.” dedi.
Deðerli
arkadaþlarým, sonunda, Sayýn Meclis Baþkanýna geldim -kendisine
teþekkür ediyorum- kendisinden rica ettim, dedim ki: “Sayýn Baþkaným,
böyle bir durum var. Aldýmsa aldým, almadýksa almadýk; bir yazý rica
ediyorum.” dedim, Sayýn Baþkan Genel Müdüre telefon etti. Birçok uðraþýmýz
sonrasý, deðerli arkadaþlarým -Halk Bankasýnýn yazýsý burada- benim
çocuklarýma dair böyle bir kredi alýnmadýðýnýn yazýsý burada.
Þunu
söylemek istiyorum deðerli milletvekilleri: Benim ömrüm talancýyla,
vurguncuyla uðraþmakla geçti. Özelleþtirmede dün de bugün de nelerin
olduðunu siz de biliyorsunuz.
MUSTAFA
DURU (Kayseri) – Sayýn Baþkan…
BAYRAM
ALÝ MERAL (Ankara) – Sümerbanktaki…
BAÞKAN
– Þimdi, Sayýn Meral, orada iþi noktalayalým. Siz açýklamanýzý yaptýnýz.
BAYRAM
ALÝ MERAL (Ankara) – Müsaade eder misiniz, bitiriyorum.
BAÞKAN
– Hayýr efendim.
BAYRAM
ALÝ MERAL (Ankara) – Tamam, orayý kapattým. Müsaade eder misiniz,
orayý kapattým.
BAÞKAN
– Siz açýklamanýzý yaptýnýz, teþekkür ediyorum,
BAYRAM
ALÝ MERAL (Ankara) – Hayýr, hayýr, bitiriyorum; orayý kapattým, bitiriyorum.
BAÞKAN
– Teþekkür ediyorum, tamam. Onu kapatýyorum.
Kapatalým
arkadaþlar...
Teþekkür
ederim.
BAYRAM
ALÝ MERAL (Ankara) – Þunu söylüyorum: Benim veya oðullarýmýn bir
bankadan kredi aldýðýný tespit eden biri olursa, bir gün burada durmayacaðým,
size söz veriyorum; bu bir.
(Mikrofon
Baþkan tarafýndan kapatýldý)
BAYRAM
ALÝ MERAL (Ankara) – Ýki: Bu yazýyý yazan sözde gazeteci 3 milyon lira
ceza ödedi; mahkemeye verdim, ödedi.
Teþekkür
ediyorum.
BAÞKAN
– Sayýn Meral’e teþekkür ediyorum.
Doðrudur,
evlatlarýyla ilgili gerekli açýklamayý yapmýþtýr; kendisine saygý
duyuyoruz.
Ben
teþekkür ederim. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
Sayýn
milletvekilleri, bizim, Parlamentoda görevimiz, iktidarýyla muhalefetiyle,
birbirimizin fikirlerini beðenmesek de, hatta, son derece karþý
olsak da tartýþmaktýr. Bizim en çok özlem çektiðimiz, geçmiþ yýllarda,
tartýþamamanýn ülkemize getirdiði sýkýntýlardý.
Þimdi,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun önerisi üzerinde dört milletvekili
arkadaþýmýz konuþtu, o vesileyle Sayýn Bakan geldi açýklama yaptý.
Beðeniriz beðenmeyiz, ama Sayýn Bakanýn bir cümlesinden hareketle
Sayýn Anadol -çünkü, konuþan hatiplerden birisi Sayýn Anadol’dur-
kendisine bu açýklamalarýnýn Sayýn Bakan tarafýndan iftira edildiði
noktasýnda bir ifadesi oldu, “ben, iftira etmedim, bunu açýklamak
istiyorum kýsaca” dedi. Kendisi çok tecrübeli bir Grup Baþkan Vekilimiz,
bu konuyu sadece, açýklayacak.
Buyurun
Sayýn Baþkan. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
Bakýn,
süre de vermiyorum, kýsaca, lütfen.
5.- Ýzmir Milletvekili
K. Kemal Anadol’un, Devlet Bakaný Kürþad Tüzmen’in, konuþmasýnda,
þahsýna sataþmasý nedeniyle konuþmasý
K.
KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Çok teþekkür ederim Sayýn Baþkaným. Bana tanýdýðýnýz
bu olanaðý suistimal etmeyeceðimden emin olabilirsiniz.
Yüce
Meclisin saygýdeðer üyeleri, buraya asla ortamý germek, yeni bir
tartýþma ortamý yaratmak için çýkmadým; ama, Partime ve þahsýma haksýzlýk
yapýldýðý kanýsýndayým, onu izale etmek için, onu izah etmek için huzurunuzdayým.
Evvela
þunu söyleyeyim: Sayýn Bakanla, Sayýn Tüzmen’le þimdiye kadar kiþisel
hiçbir sürtüþmemiz olmamýþtýr, aramýzda herhangi bir husumet yoktur.
Kendisi de bunu bilirler. Dolayýsýyla, duygusal bir tepkiden kaynaklanan
bir suçlamanýn söz konusu olmasý mümkün deðil.
Biz,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ayrýca ben de Cumhuriyet Halk Partisinin
Grup Baþkan Vekili ve Milletvekili olarak, bir siyasetçi olarak þu
gerçeðe inanan bir insaným: Hasta olmayan, tam teþekküllü bir yapý
arz eden her insanda, milliyeti, dini, etnik durumu ne olursa olsun,
bilek ve yürek vardýr. (CHP sýralarýndan alkýþlar) Ama, vicdan, insaf,
akýl, hukuka saygý, tolerans her insanda yok. Bunlar daha önemli.
MUHARREM
ÝNCE (Yalova) – Bir de beyin yok!
K.
KEMAL ANADOL (Devamla) – Þimdi, biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak
niye kimseye iftira atalým ve ben þahsen niye müfteri olayým? Biz,
iddialarý dile getiriyoruz. Basýn toplantýsý metinlerim açýk. Basýnda
yer alan bölümler, bilgiler, satýrlar açýk. Dedik ki: Bir, dosyada,
Baþbakanlýk Teftiþ Kurulundan Gümrük Teftiþ Kuruluna gelen Aziz
Eren imzalý bir muhbirin iddialarý var. 1 milyon dolar alýndýðý iddiasý
Kemal Anadol’un deðil, dosyada ihbarcýnýn…
MEHMET
EMÝN TUTAN (Bursa) – Olmayabilir ama.
K.
KEMAL ANADOL (Devamla) – Tabii, olmayabilir, elbette olmayabilir
caným. Yani, böyle peþin yargýyla niye konuþalým? Onu söylemek istiyorum.
O zaman müfteri oluruz iþte. Onun aksini ispat etmek için söylüyorum.
Þimdi,
evvela, bu konuda, siyasetçi… “Müddei iddiasýný ispatla mükelleftir”
kuralý yurttaþlar için geçerlidir. Ama siyasetçiysek, bize böyle
bir iftira da atýlsa, doðru da söylense, yanlýþ da söylense, bizim görevimiz,
bunun aslý olmadýðýný ispat etmektir, ortaya çýkarmaktýr.
ZAFER
HIDIROÐLU (Bursa) – Zor iþte…
K.
KEMAL ANADOL (Devamla) – Zor iþ tabii. Siyasetçi tecavüze açýk bir
insandýr arkadaþlar. Hepimiz, siyasetçi tecavüze açýk bir insandýr.
Özel yaþamýnda özgürdür insanlar, siyasetçi dikkat etmek zorundadýr,
bu bir.
Ýki…
(AK Parti sýralarýndan gürültüler)
ÞÜKRÜ
ÜNAL (Osmaniye) – Bu kadar yeter.
K.
KEMAL ANADOL (Devamla) – Ýki… Ýki…
MEHMET
EMÝN TUTAN (Bursa) – Biz onlardan deðiliz.
BAÞKAN
– Deðerli arkadaþlar, lütfen dinleyelim.
K.
KEMAL ANADOL (Devamla) – Bakýn, germemeye çalýþýyorum, bir þey söylüyorum…
(AK Parti sýralarýndan gürültüler)
BAÞKAN
– Arkadaþlar, dinleyelim lütfen.
K.
KEMAL ANADOL (Devamla) – Ýki: Bu nasýl olacaktýr? Peki, bu dediðim nasýl
olacaktýr? (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
Arkadaþlar,
bir dakika…
Bu
dediðim nasýl olacaktýr? Ýkna olmadýysanýz… (AK Parti sýralarýndan
gürültüler)
Bir
dakika…
AGÂH
KAFKAS (Çorum) – Biz öyle deðiliz.
AHMET
YENÝ (Samsun) – Deðiliz öyle.
K.
KEMAL ANADOL (Devamla) – Bu dediðim hukuk yoluyla olacaktýr. Ne oluyor?
Müsteþar hakkýnda iddia mý var, Müsteþar hakkýnda soruþturma açýlmasý
mý isteniyor? Sayýn Bakan, sadece “aslý esasý yok” dedi bizim konuþtuklarýmýz
hakkýnda. Hiçbir öze dokunmadý. Hakkýnda iddia mý var? Teftiþ Kurulu…
(AK Parti sýralarýndan gürültüler)
Bir
dakika arkadaþlar, bir dakika… (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
Arkadaþlar,
bir dakika…
Teftiþ
Kurulu, Müsteþarýn hakkýnda soruþturma mý istiyor, izin mi istiyor
Sayýn Bakandan? Ver. Vermiyor. Vermeyince ne oluyor? Soruþturmayý
ben yaptým diyor, adli hiçbir konu söz konusu deðildir diyor ve dosyayý
Yargýtay Baþsavcýlýðýna göndermesi gerekirken Yasa’ya göre, göndermiyor,
Baþsavcý ondan istiyor.
Benim
üzüntüm þu: Sayýn Bakan, Bakanlýk tüzel kiþilik olarak bunlara layýk
deðil. Niye kendini zor duruma sokuyor bizi müfteri durumunda nitelerken?
Kendi kendini niye zor durumda tutuyor? Aç… Bürokrat, aç soruþturmayý,
izin ver, yargýlansýn. O da aklansýn, sen de aklan, biz de alkýþlayalým.
Yani, bizim istediðimiz kötü bir þey mi? Kötü bir þey mi?
ALÝM
TUNÇ (Uþak) – Her önüne gelene izin mi verecek?
K.
KEMAL ANADOL (Devamla) – Her önüne gelen deðil, koskoca bir bakan,
Cumhuriyet Hükûmetinin Bakaný. Onun aklanmasý senden çok beni memnun
eder. Ondan onu istiyorum ben. Öyle, yargýdan kaçarak bu iþler çözümlenmez
arkadaþlar. Yani, istediðimiz budur.
Örnek
de gösterdim Sayýn Bakana. Sayýn Kürþad Tüzmen genç bir politikacý,
genç bir bakan; örnek de gösterdim, Suat Hayri Ürgüplü gibi ol dedim,
olmasýný istedim. Olup olmamak kendi takdirinde.
Teþekkür
ederim. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN
– Teþekkür ediyoruz Sayýn Anadol.
Sayýn
Anadol’un müþahhas sorduðu soruya bir cümleyle cevap vermek istiyor
Sayýn Bakan.
DEVLET
BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Gaziantep) – Sayýn Baþkaným, ben Kürþad Tüzmen
olacaðým. Kürþad Tüzmen olacaðým, bütün yolsuzluklarýn ve bütün
usulsüzlüklerin üstüne gideceðim…
K.
KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Ýzin vermiyorsunuz ki.
DEVLET
BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Gaziantep) – Hayýr… Bakýn, o bize, sizin… Basýn
kanalýyla ben de öðrendim. Bu tip bir yazý Yargýtay Baþsavcýlýðýndan
bize gelmedi. Bugün tekrar araþtýrttým, salý günü Yargýtay göndermiþ.
Aslýnda cuma günü gönderdiklerini söylüyorlar, fakat salý günü
kendi evraklarýndan çýkmýþ. Bunu da tespit ettirdim ve daha yazýnýn
aslý elimize gelmedi. Fakat ben Baþsavcýlýktan fotokopisini istettim
ve ona uygun olarak cevabý vereceðiz. Yani, bizim herhangi bir þekilde
soruþturmalarý engellememiz veya yargýdan kaçmamýz söz konusu
deðildir. Hayatýmýzýn hiçbir döneminde bunu yapmadýk.
K.
KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Ýzin vermedin ki Müsteþara…
DEVLET
BAKANI KÜRÞAD TÜZMEN (Gaziantep) – Teþekkür ediyorum Sayýn Baþkan.
Müsaadenizle. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN
– Teþekkür ederiz Sayýn Bakan.
VI. - ÖNERÝLER
(Devam)
A) SÝYASÝ PARTÝ
GRUBU ÖNERÝLERÝ (Devam)
2.- (10/331) esas
numaralý Meclis araþtýrmasý önergesinin ön görüþmesinin görüþme
gününe iliþkin CHP Grubu önerisi (Devam)
BAÞKAN
– Sayýn milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Ýç Tüzük’ün
19’uncu maddesine göre vermiþ olduðu önerisini oylarýnýza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiþtir.
Sayýn
milletvekilleri, alýnan karar gereðince, sözlü soru önergelerini
görüþmüyor ve gündemin “Kanun Tasarý ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diðer Ýþler” kýsmýna geçiyoruz.
VII.- KANUN TASARI
VE TEKLÝFLERÝ ÝLE KOMÝSYONLARDAN
GELEN DÝÐER ÝÞLER
1.- Çanakkale
Milletvekilleri Mehmet Daniþ ve Ýbrahim Köþdere’nin, Gelibolu Yarýmadasý
Tarihî Millî Parký Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun
Teklifi (Kamu Ýhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun
Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayýsý: 305)
BAÞKAN
– 1’inci sýrada yer alan kanun teklifinin geri alýnan maddeleriyle
ilgili komisyon raporu gelmediðinden, teklifin görüþmeleri ertelenmiþtir.
2’nci
sýrada yer alan, Bazý Kamu Alacaklarýnýn Tahsil ve Terkinine Ýliþkin
Kanun Tasarýsý ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüþmelerine
kaldýðýmýz yerden devam edeceðiz.
2.- Bazý Kamu Alacaklarýnýn
Tahsil ve Terkinine Ýliþkin Kanun Tasarýsý ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1030) (S. Sayýsý: 904)
BAÞKAN
– Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiþtir.
3’üncü
sýrada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Amerika Birleþik
Devletleri Hükûmeti Arasýnda Yayýlmanýn Önlenmesi Amaçlarýna Yönelik
Yardým Saðlanmasýnýn Kolaylaþtýrýlmasý Ýçin Ýþbirliðine Ýliþkin
Anlaþmanýn Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun Tasarýsý
ve Dýþiþleri Komisyonu Raporu’nun görüþmelerine kaldýðýmýz yerden
devam ediyoruz.
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika
Birleþik Devletleri Hükümeti Arasýnda Yayýlmanýn Önlenmesi Amaçlarýna
Yönelik Yardým Saðlanmasýnýn Kolaylaþtýrýlmasý Ýçin Ýþbirliðine
Ýliþkin Anlaþmanýn Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun
Tasarýsý ve Dýþiþleri Komisyonu Raporu (1/1115) (S. Sayýsý: 1147)
BAÞKAN
– Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiþtir.
4’üncü
sýrada yer alan, Vakýflar Kanunu Tasarýsý ve Avrupa Birliði Uyum
ile Adalet Komisyonlarý Raporlarýnýn görüþmelerine baþlýyoruz.
4.- Vakýflar Kanunu
Tasarýsý ve Avrupa Birliði Uyum ile Adalet Komisyonlarý Raporlarý
(1/1054) (S. Sayýsý: 1239) (x)
BAÞKAN
– Komisyon ve Hükûmet?.. Yerinde.
Komisyon
Raporu 1239 sýra sayýsýyla bastýrýlýp daðýtýlmýþtýr.
Sayýn
milletvekilleri, Genel Kurulun 18/10/2006 tarihli 9’uncu Birleþiminde
alýnan karar gereðince, bu Tasarý, Ýç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamýnda
görüþülecektir. Bu nedenle, Tasarý, tümü üzerindeki görüþmeler
tamamlanýp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler
halinde görüþülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrý ayrý oylanacaktýr.
Tasarý’nýn
tümü üzerinde, AK Parti Grubu adýna Isparta Milletvekili Sayýn Recep
Özel, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna Niðde Milletvekili Sayýn
Orhan Eraslan, Anavatan Partisi Grubu adýna Mersin Milletvekili Sayýn
Hüseyin Güler söz istemiþlerdir. Söz sýrasýna göre kendilerine
söz vereceðim.
Buyurun
Sayýn Özel. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
AK
PARTÝ GRUBU ADINA RECEP ÖZEL (Isparta) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri;
Vakýflar Kanun Tasarýsý hakkýnda AK Parti Grubumuz adýna söz almýþ
bulunmaktayým, hepinizi saygýyla selamlarým.
Vakýf,
bir mülkün menfaatlerinin hayri, sosyal ve kültürel hizmetlere tahsis
edilmek üzere, özel mülkiyetten çýkarýlarak kamu mülkiyetine geçirilmesi
þeklinde tanýmlanabilir.
Günümüzün
geliþmiþ ülkelerinde, sosyal devletin yapmak durumunda olduðu
pek çok kamu hizmetinin ucuza ve kaliteli olarak yerine getirilebilmesi
için, özünde bireylerin yaþadýðý topluma bir þeyler verme ve kamuya
yararlý iþler yapma isteði ve heyecaný bulunan kiþilerin kurduðu
sivil toplum kuruluþlarýndan etkin olarak faydalanýlmaktadýr. Bu
kuruluþlar içerdikleri birey dinamizmi ile üstlendikleri ve görev
edindikleri kamusal hizmeti etkin ve verimli olarak yerine getirirken,
ayný zamanda, demokrasinin kökleþmesine, halkýn yönetime katýlmasýna
ve bireylerin yönetimi etkileme gücünün artmasýna neden olmaktadýr.
(*) 1239 S. Sayýlý Basmayazý tutanaða
eklidir.
Sivil
toplum kuruluþlarý bu özellikleri nedeniyle bizzat ulus devletlerce
desteklenmekte, bu örgütlerin çalýþmalarý için hukuksal altyapýlar
oluþturulmakta ve bu kuruluþlarýn faaliyetleri kaynak aktarýlarak
desteklenmektedir.
Devletin
sosyal devlet anlayýþý gereði yapmasý gereken, ekonomiden siyasete,
bilimsel araþtýrmalardan teknolojik atýlýmlara, eðitimden saðlýða
kadar pek çok kamu hizmetini üstlenen bu kuruluþlar, ulusal sýnýrlarý
aþýp uluslararasý boyuta ulaþmýþ ve hükûmetlerin üniformasýz askerleri
olarak uluslararasý arenada yerlerini almýþtýr. NGO, üçüncü sektör,
baðýmsýz sektör, gönüllü kuruluþlar, kâr amacý gütmeyen kuruluþlar,
hükûmet dýþý kuruluþlar veya sivil toplum kuruluþlarý olarak da anýlan
bu oluþumlar içerisinde, dernek ve vakýflar en büyük bölümü oluþturmaktadýrlar.
Vakýf,
dinî, medeni ve ilmî amaçlý sosyal hizmet ve hayýr kurumudur. Toplumsal
bir ortamda yaþamanýn bazý sorumluluklarý vardýr. Ýnsanlýk âlemi
bu sorumluluklarýný çeþitli yöntemlerle yerine getirmektedir.
Farklý toplumlarda, biraz önce saydýðým üzere, farklý isimlerle ortaya
çýkan bu dayanýþma ve yardýmlaþma yöntemleri bizim kültürümüzde
“vakýf” adýyla kendini göstermiþtir.
Cumhuriyet
öncesi -kurulan vakýflar eliyle- devletin dýþ güvenlik, iç iþleri
ve adalet hizmetleri dýþýndaki tüm hizmetler vakýflar eliyle yürütülmüþ
olup, altyapýdan þehirciliðe, çevreden saðlýða, eðitimden kültüre,
ekonomiden ticarete tüm hizmetler vakýflara konu olmuþtur.
Vakýfta
amaçlar farklý olmasýna raðmen, vakýf kuran açýsýndan temel hedef
yardým etme, hayýrla yâd edilme, arkasýnda güzel bir iz býrakma, ebediyete
kadar adýnýn baki kalmasýdýr. Ýlk bakýþta çok daðýnýk alanlara yayýlmýþ
birbirinden farklý görünümler sergileyen vakýf hizmetleriyle, insan
þahsiyetinin, haysiyetinin ve hayatýnýn korunmasý ve geliþtirilmesi,
insanlarýn hayatta karþýlaþabilecekleri maddi ve manevi zorluklarýn
giderilmesi, ýstýrap ve sefaletin dindirilmesi, hayatýn güzelleþtirilmesi,
sosyal hayatýn her türlü tehlike ve sarsýntýlardan korunmasý amaçlanmaktadýr.
Kýsaca
vakýf, genel olarak Osmanlý devletindeki bütün sosyal kurumlarý
içine alan veya bütün sosyal kurumlarýn çalýþtýðý, kullandýðý bir
hukuki organizasyon olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Vakýf müessesesinin
bütün sosyal kurumlarý kapsamasý, kamusal alanýn tamamen vakýflara
terk edilmesi, özellikle Batýlý sosyal siyasetçilerin 16’ncý Yüzyýl
Osmanlý toplumu için "vakýf cenneti" tabirini kullanmalarýna
neden olmuþtur.
Toplumsal
bir hizmetin görülmesi aþamasýnda hizmetten faydalananlar arasýnda
oluþan sosyal iliþkilerin devamlýlýðý sosyal bütünleþmeyi de etkilemiþtir.
Bu sosyal iliþkiler sadece hizmetten faydalananlar arasýnda deðil,
ayný zamanda hizmeti daðýtanlar ile hizmetten faydalananlar arasýnda
da oluþmakta, bu sayede herhangi bir kamu ihtiyacýnýn giderilmesi
ameliyesi toplumda yatay ve dikey sosyal iliþkilerin artmasýný da
saðlamýþtýr.
Osmanlý’nýn
son döneminde merkezîleþme hareketleri, daðýnýk vaziyet alan vakýflarýn
tek elde toplanmasý, vakýf sektöründe baþ gösteren yolsuzluklarýn
ortadan kaldýrýlmasý, devlet çatýsýnýn Batý tarzý merkezî bir anlayýþla
yeniden organize edilmesi ve vakýf potansiyelinden devletin diðer
sektörlerinde de yararlanýlmasý fikriyle Evkaf Nezareti kurulmuþtur.
Batýlýlaþma
döneminde vakýflarýn yönetiminin merkezîleþtirilmesi sonucu,
vakýflarýn imkânlarýnýn ve gelirlerinin devletin diðer sektörlerine
aktarýlmasý ve sonrasýnda yapýlan hukuki düzenlemelerle, Hazine
ile Vakýflar arasýnda mevcut alacak ve borçlarýn karþýlýklý ibra
edilmesi, birçok vakfýn bakýmý için masraf gerektiren hayrat yapýlarýn
Evkaf Hazinesine kalmasý, bu kurumlara gelir saðlamak için tahsis
edilen taþýnmazlarýn azalmasý, hayrat eserlerin harap olmasýna,
hayri hizmetlerin ve vakýf hizmetlerinin durma noktasýna gelmesine
de neden olmuþtur.
3
Mart 1924 tarihli ve 429 sayýlý Yasa ile de Evkaf Vekâleti kaldýrýlmýþ
ve bu görevler, Baþbakanlýða baðlý Vakýflar Umum Müdürlüðüne devredilmiþtir.
1935 yýlýnda da Vakýflar Kanunu yürürlüðe girmiþtir. Bu tarihler
arasýnda vakýflarla ilgili herhangi bir mevzuat yürürlüðe konulamamýþ,
Evkaf Umum Müdürlüðü ve Vakýflar bütçe kanunlarýna eklenen maddelerle
idare edilmiþtir. Bu dönemde yapýlan yasal düzenlemelerle, birçok
vakýf taþýnmaz ve gelirleri diðer kamu kurum ve kuruluþlarýna aktarýlmýþ,
vakýflarýn ekonomik güçleri azaltýlmýþtýr.
Vakýflarýn
çeþitleri olarak da: Mazbut, mülhak, cemaat ve yeni vakýf olarak da
çeþitlendirilmektedir.
Mazbut
vakýf 17 Þubat 1926 tarihinden önce kurulmuþ ve vakfiyelerindeki
amaçlarý gerçekleþtirmek üzere kurulan, ancak, vakfiyesi gereði,
yönetecek kiþi kalmadýðýndan, hayri hizmetlerini gerçekleþtirmesi
fiilen ve hukuken imkânsýz hale geldiðinden, Vakýflar Genel Müdürlüðü
tarafýndan yaþatýlan, yönetilen ve temsil edilen vakýflardýr. Baþlangýçta
200 binin üzerindeyken, günümüzde mazbut vakýf sayýsý 41.550 adettir.
Mülhak
vakýf ise, 17 Þubat 1926 tarihinden önce kurulmuþ ve vakfedenin soyundan
gelenler tarafýndan yönetilmesi þart edilen vakýflardýr. Günümüzde
300 adet mülhak vakýf bulunmaktadýr.
Cemaat
vakfý, cumhuriyet öncesinde gayrimüslim Türk vatandaþlarýnýn
oluþturduðu hayýr kurumlarýdýr. 1936 yýlýnda düzenledikleri beyannameler
ile Vakýflar Genel Müdürlüðündeki kütüðe tescil ve kayýtlarý yapýlmýþtýr.
Böylece, cemaatlere ait bu hayýr kurumlarý vakýf olarak kabul edilmiþtir.
Cemaatlerin seçtiði yönetim kurullarý tarafýndan yönetilen bu
vakýflar 161 adettir. Türk Medeni Kanunu’na göre, belli bir cemaati
desteklemek amacýyla vakýf kurulmasý mümkün olmadýðýndan, yeni
cemaat vakfý kurulmasý hukuken de mümkün deðildir. Yeni vakýf,
Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre, gerçek veya tüzel kiþilerin
yeterli mal ve haklarý belirli ve sürekli bir gaye özgülemeleriyle
kurulan vakýflardýr, 4.450 adettir.
Peki,
bu yeni Vakýflar Yasasý’na niye ihtiyaç duyuldu ve niçin yasalaþtýrýlmaya
çalýþýlýyor? Bu baðlamda, þu gerekçeler de sýralanabilir: Özel hukuk
tüzel kiþiliðine haiz vakýflarýn vakfiyelerinde ve vakýf senetlerinde
yazýlý hayýr þart ve hizmetlerinin saðlýklý bir þekilde yerine getirilebilmesi,
toplumun sosyal yapýsýnýn güçlendirilmesi, mimari ve tarihî deðere
sahip vakýf, abide ve eserlerin muhafazasý, onarýmý ve yaþatýlmasý,
vakýflara ait taþýnmazlarýn ekonomik bir þekilde iþletilmesi ve
deðerlendirilmesi, Avrupa Birliði ülkelerindeki uygulama göz
önünde bulundurularak, mülhak, cemaat ve Türk Medeni Kanunu’na göre
kurulan vakýflarýmýzýn yapýlandýrýlmasý ve amaçlarýna uygun faaliyetlerde
bulunmalarýnýn temin edilmesi, vakýflarýmýzýn çaðdaþ yapýya kavuþturulmasý,
toplumda saydamlýðýn oluþturulmasý, Avrupa Birliði süreci içerisindeki
ülkemiz insanýnýn katýlýmcý, saydam, hesap verilebilir, insan
hak ve özgürlüklerini esas alan bir vakýf yönetiminin oluþturulmasý,
vakýf teþkilatýnýn çaðdaþ kamu yönetimi anlayýþýna uygun þekilde
yeniden yapýlandýrýlmasý, vakýf hizmetlerine iliþkin temel ilke
ve esaslarýn belirlenmesi, mazbut, mülhak, cemaat ve Türk Medeni Kanunu’na
göre kurulan vakýflarýmýzýn daðýnýk mevzuatýnýn bir araya getirilmesi.
Halen 10 ayrý kanun, 6 tüzük, 6 teblið ve 27 yönetmelikle bu hizmetler
yürütülmektedir. Ýþte, tüm bu amaçlarla, iþbu tasarý yasalaþtýrýlmaya
da çalýþýlmaktadýr. Halen vakýf kurma ve vakýflarda yönetici olmayla
ilgili birtakým kýsýtlamalar var iken, demokratik, çaðdaþ ve katýlýmcý
bir anlayýþla hazýrlanan tasarýyla, yönetici olmak kolaylaþtýrýlmýþ,
olamayacaklarýn kriterleri belirlenmiþtir. Türkiye’de yerleþim
hakkýna sahip yabancýlara yeni vakýflarýn yönetim organlarýnda
görev alabilme imkâný saðlanmýþtýr. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen
yöneticiler, aðýr bir müeyyide olan doðrudan görevden alma, yani
azil davasýyla karþýlaþýrken, yapýlan düzenlemeyle, önce idarece
uyarý, daha sonra tedbir, yani, idari para cezasý, daha sonra da mahkemece
görevden alma þeklinde kademelendirilerek, iþlenen fiilin aðýrlýðýyla
orantýlý müeyyide uygulamasý saðlanmaktadýr. Türk Medeni Kanunu’nda
yer alan, vakýflarda üyelik olamayacaðýna iliþkin hüküm nedeniyle,
senetlerinde özel bir hüküm bulunmayan vakýflar boþalan organ üyeliklerini
tamamlayamayarak daðýlmaktayken, boþalan organ üyeliklerinin
tamamlanmasý imkâný getirilerek, vakýflarýn yaþamasý saðlanmaktadýr.
Ayrýca,
vakýf yöneticilerinin sorumluluklarý, objektif, yoruma ve tereddüde
gerek kalmayacak þekilde açýkça belirlenmiþtir. Yabancýlarýn Türkiye’de
vakýf kurucusu olabilmeleri mütekabiliyet esasýna baðlanmýþtýr.
Ýçiþleri
Bakanlýðýndan izin alma zorunluluðu kaldýrýlarak, vakýflar, izin
almaksýzýn uluslararasý faaliyet ve iþ birliðinde bulunabilecekler,
yurt dýþýnda þube ve temsilcilik açabilecek, üst kuruluþlar kurabilecek,
yurt dýþýnda kurulmuþ kuruluþlara üye olabilecekler, yurt içi ve
yurt dýþýndaki kiþi, kurum ve kuruluþlardan ayni ve nakdî baðýþ alabilecek
ve bunu yapabileceklerdir. Bu iþlemlerini de banka üzerinden ve
Vakýflar Genel Müdürlüðüne de bildireceklerdir. Ýktisadi iþletme
ve þirket kurabilecekler, kurulmuþ þirketlere ortak olabileceklerdir.
Bir
baþka düzenlemeyle de, Vakýflar Genel Müdürlüðünce yapýlan vakýf
denetimleri, çaðdaþ bir anlayýþla, organlarýna, baðýmsýz denetim
kuruluþlarýna iç denetim yaptýrabileceklerdir. Gerek görüldüðünde,
mevzuata ve amaca uygunluk denetimi Genel Müdürlükçe yapýlacaktýr.
Vakýflarýn
temsilinde, bu tasarýyla, modern bir anlayýþa sahip olmakta, vakýflar
en üst karar organý olan Vakýflar Meclisinin oluþumunda, mazbut vakýflarý
da temsil eden Genel Müdür ve yardýmcýlarý ile 1. Hukuk Müþavirinden
oluþan 5 üye, müþterek kararnameyle atanacak 5 üye, yeni vakýflarý
temsilen 3 üye, mülhak ve cemaat vakýflarýný temsilen 1’er üyeden
oluþan toplam 15 kiþilik bir meclis yapýsýna kavuþmakta. Her vakýf
çeþidi, kendilerini temsil edecek meclis üyelerini kendileri seçecektir.
Böylece, vakýflar, Vakýflar Genel Müdürlüðünün en üst karar organýnda
temsil edilmiþ olacaklardýr, bu da bir ilktir.
Vakýflarýn
mal varlýklarýyla ilgili tasarýda yapýlan düzenlemeler ise þöyledir:
Asgari mal varlýðýnýn idare tarafýndan belirlenmesi halinde dar
amaçlý bir vakýf için dahi sabit büyük bir miktar kuruluþ mal varlýðý
istenirken, amacý gerçekleþtirmeye yetecek kuruluþ mal varlýðýnýn
belirlenmesi mahkemelere býrakýlmaktadýr. Halen Vakýflar Meclisinden
izin almak zorunda olan vakýflar, izin almaksýzýn mal edinebilecekler
ve bu mallarýn üzerinde tasarrufta bulunabileceklerdir. Vakýflar,
Vakýflar Meclisi ile mahkemeden izin alarak mallarýný satarken,
baþlangýçta özgülenen mallar dýþýnda kalan mallarýný serbestçe
satabilecek ve deðiþtirebileceklerdir.
Hayrat
taþýnmazlarý haczedilemeyecek, rehnedilemeyecek ve bu taþýnmazlarda
kazandýrýcý zaman aþýmý iþlemeyecek. Mallarý üzerinde zilyetlik
yoluyla kazanma hükümleri uygulanmayacaktýr.
Tapu
kayýtlarý üzerinde vakýf þerhi bulunan taþýnmazýn kullanýcýlarýnýn
mülkiyetlerine geçirilebilmesi için ödenmesi gereken taviz bedelleri,
defterdarlýklarca belirlenen taþýnmazýn rayiç deðerinin yüzde
20’si oranýnda iken, emlak vergisi deðerinin yüzde 10’una indirilerek,
özellikle kýrsal alanda yaþayan ekonomik gücü yetersiz olan vatandaþlarýn
düþük bir bedelle kullandýklarý taþýnmazlara sahip olmasý da saðlanmaktadýr.
Tasarýda,
Adalet Komisyonumuzda konulan ek bir fýkrayla da, kurucularýn çoðunluðu
yabancý uyruklu olan vakýflarýn mal edinmeleri, Tapu Kanunu’nun
35’inci maddesine tabi olacaðý belirtilmiþtir.
Vakýf
eski eserlerimizin korunmasý da bir o kadar önemli ve ecdat yadigârýna
saygýnýn bir ifadesidir. Bu baðlamda yapýlan düzenlemelerle, vakýflara
ait eski eserlerin bakým, onarým ve restore edilmesi, yaþatýlmasý
için kiþi ve kuruluþlarca yapýlan harcamalar, baðýþ ve yardýmlar
ile sponsorluk harcamalarý vergiden istisna olacaktýr.
Ýmar
planlarý düzenlenirken, vakýf eski eserlerle ilgili kurum görüþünü
alma mecburiyeti de getirilmiþtir. Yurt dýþýndaki eski eserlerin
ihyasý ve vakýf emlak konularýyla ilgili Dýþ Ýliþkiler Daire Baþkanlýðý
kurulmuþtur. Yurt dýþýnda sadece Balkanlardaki 1.500 civarýndaki
tarihî eserle ilgili hiçbir iþlem yapýlamazken, ecdat yadigârý bu
eserler onarýlabilecek, bu eserler için bütçe ayrýlabilecektir.
Ayrýca,
Vakýflara ait taþýnýr ve taþýnmaz kültür ve tabiat varlýklarýnýn
korunmasý ve muhafazasý için diðer kamu kurumlarý görevli kýlýnmýþtýr.
Vakýflarýmýza
ekonomik açýdan da kolaylýklar saðlanmakta, vakýflara yapýlan taþýnýr
ve taþýnmaz mal baðýþlarýndan vergi alýnmayacak, bununla da vakýflara
baðýþ yapýlmasý teþvik edilmiþ olacaktýr. Vakýflarýn ödedikleri
denetim paylarý da kaldýrýlmakta, böylece ekonomik bir katký saðlanmaktadýr.
Vakýflara
ait taþýnmazlarýn, onarým veya inþa bedeli göz önüne alýnarak, azami
kiralama süresi Vakýflar Meclisi kararýyla yirmi dokuz yýldan
kýrk dokuz yýla çýkarýlarak, vakýf taþýnmazlarýnýn daha rasyonel
ve ekonomik deðerlendirme imkâný saðlanmaktadýr.
Kamuoyunda
çok tartýþma konusu yapýlan cemaat vakýflarý ile ilgili yapýlan
düzenlemeler ise, cemaat vakýflarýnýn mal edinmeleri ve mallarý üzerinde
her türlü tasarrufta bulunabilmeleri hakký, 57’nci Hükûmet döneminde,
yani, DSP-MHP-ANAP koalisyonu döneminde, 3 Aðustos 2002 tarihli ve
4771 sayýlý Yasa’yla saðlanmýþtýr.
Nitekim,
bu düzenlemeyle, cemaat vakýflarý, 364 adet gayrimenkulü kendi
üzerlerine tescil ettirmiþlerdir. Bu Tasarý’yla cemaat vakýflarý,
kýsmen veya tamamen hayrat olarak kullanýlmayan taþýnmazlarý diðer
vakýf çeþitlerinde yapýlan düzenlemeye paralel olmak üzere Vakýflar
Meclisi kararýyla gelir getirici hale dönüþtürebilecek ve ayný
cemaate ait baþka bir vakfa tahsis edebilecektir.
Cemaat
vakýflarýnýn hayrat ve amaçlarý Vakýflar Meclisi kararýyla, deðiþen
þartlara göre yeniden düzenlenebilecek, ihtiyaçlara uygun hale
getirilebileceklerdir.
Cemaat
vakýflarýnýn 1936 beyannamelerinde kayýtlý olup halen tasarruflarýnda
bulunan namý müstear veya namý mevhumlar adýna tapuda kayýtlý
olan taþýnmazlar ile yine, 1936 beyannamesinden sonra cemaat vakýflarý
tarafýndan satýn alýnmýþ veya cemaat vakýflarýna vasiyet edilmiþ;
baðýþlanmýþ, fakat, mal edinememe gerekçesiyle halen Hazine veya
Genel Müdürlük ya da vasiyet eden veya baðýþlayanlar adýna kayýtlý
olan taþýnmazlarý Kanun’un yürürlüðe girdiði tarihten itibaren on
sekiz ay içerisinde müracaat edilmesi halinde Vakýflar Meclisinin
olumlu kararýyla vakýflarý adýna tescilleri yapýlabilecektir.
Cemaat
vakýflarý ile ilgili yapýlan düzenlemelere Ana Muhalefet Partisi,
Lozan Anlaþmasý’nýn delindiði ve diðer birtakým gerekçelerle karþý
çýkmaktadýr. Aslýnda, bu Tasarý’nýn bu düzenlemeleriyle, delinen
Lozan Anlaþmasý yeniden bir ölçüde
tamir edilmektedir. Þöyle ki: Lozan Anlaþmasý’nýn 42’nci maddesinin
son fýkrasýnýn son cümlesi: “Türkiye’deki vakýflarýna, din ve hayýr
iþleri kurumlarýna her türlü kolaylýklar ve izinler saðlanacak ve
Türk hükûmeti, yeniden din ve hayýr kurumlarý kurulmasý için bu nitelikteki
öteki özel kurumlara saðlanmýþ gerekli kolaylýklardan hiçbirini
esirgeyemeyecektir.” hükmü bulunmaktadýr.
1974
yýlý Yargýtay Hukuk Genel Kurulu kararýyla… Gerçi, 1936 beyannamesi
bu vakýflar için birer vakýfname olarak kabul edilmiþ. Burada yer almayan
mallar ile baðýþ kabul etmek, gayrimenkul satýn alma gibi hususlar
beyannamede bulunmadýðýndan yapýlan iþlemler iptal edilmiþtir.
Ayrýca, bu cemaat vakýflarý yabancý birer tüzel kiþilikmiþ gibi
kabul edilerek bu Yargýtay Hukuk Genel Kurulu kararýyla yabancýlarýn
Türkiye’de mal edinmeleri önündeki Tapu Kanunu’nun 35’inci maddesine
göre mal edinemeyeceði hükmüne varmýþtýr. Tabii ki bu hükmün de ne
kadar Lozan’a uymakta olduðu da tartýþýlýr. Her þeyden önce, bu vakýflarýn
mensuplarý Türkiye Cumhuriyeti vatandaþý olan gayrimüslimlerdir,
yani Türk vatandaþýdýrlar. Yapýlan bu düzenlemeyle zaten mal edinmeleri
imkâný daha önceden saðlanmýþ olan bu vakýflarýn geçmiþle o veya bu
sebepten tescil edilememiþ taþýnmazlarýn adlarýna tescili imkâný
saðlanmaktadýr.
Cemaat
vakýflarýnýn mal edinmelerinin Anayasa’ya aykýrý olduðu iddiasýyla
4771 sayýlý Yasa’nýn ilgili maddesinin iptali için açýlan davada
da Anayasa Mahkemesinin 27 Aralýk 2002 tarih ve 2002/146 esas 2002’ye
201 sayýlý Kararý’yla yasa önünde eþitlik ilkesi hukuksal durumlarý
ayný olanlar için söz konusudur. “2762 sayýlý Yasa kapsamýndaki cemaat
vakýflarý ile diðerleri ve Türk Medeni Kanunu’na göre kurulan vakýflar
ayný hukuksal durumda bulunmadýklarýndan bunlarýn farklý kurallara
baðlý tutulmalarýnda eþitlik ilkesine aykýrýlýk yoktur ve ayrýca
yasalardaki deðiþikliklere baðlý olarak mahkeme içtihatlarýnýn
da deðiþmesi doðal bir süreç olup bu durumun yargý baðýmsýzlýðýný
zedeleyen veya kuvvetler ayrýlýðý ilkesine aykýrý düþen bir yaný
bulunmamaktadýr” gerekçeleriyle mal edinmelerinin Anayasa’ya aykýrý
olmadýðý kararýna da varmýþtýr.
Sonuç
olarak, insanlýðýn ortak tecrübesine dayanan vakýflar, ülkemizde
yaþayan milyonlarca insanýn özgür ve müreffeh yaþamasý kadar gelecek
nesillerin mutluluðu açýsýndan da önemlidir. Sosyal dengelerin
kýsmen de olsa vakýflar yoluyla saðlanmasý, vakýflarýn, çaðdaþ, ölçülebilir,
denetlenebilir, bürokrasiden uzak bir yapý ve bütçeye sahip olmasýyla
mümkündür. Ýþte, bu tasarýnýn ana hedefi ve gayesi de budur.
Toplam,
mazbut, mülhak, cemaat ve yeni vakýf olarak 46.500 civarýnda vakýf
bulunmaktadýr, bunun sadece 161 adedi cemaat vakfýdýr.
Vakýf
bizim kendi medeniyetimizdir, kültürümüzdür. Dünyada, vakýf medeniyetini
götüren bizleriz. Asýl yapýlmak istenen bu düzenlemeler, bu medeniyetimize,
kültürümüze sahip çýkmaktýr.
Birtakým
tartýþmalara, yapýlmak istenen bu güzel deðiþikliklerin kurban
edilmeye çalýþýlmasý, medeniyetimize bir çeliþki, kendi medeniyetimiz
önüne koyacaðýmýz bir engel olacaktýr.
Tasarýnýn
ülkemize ve milletimize hayýrlý olmasýný diler, hepinize saygýlar
sunarým. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN
– Teþekkür ediyorum Sayýn Özel.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adýna, Niðde Milletvekili Sayýn Orhan Eraslan.
Buyurun
efendim.
CHP
GRUBU ADINA ORHAN ERASLAN (Niðde) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili
arkadaþlarým; Vakýflar Kanunu’nun tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adýna söz almýþ bulunuyorum; hepinizi saygýyla, sevgiyle
selamlarým.
Þimdi,
deðerli arkadaþlarým, bu Parlamentonun bu dönemde, benim düþünceme
göre, muhtemeldir ki görüþtüðü en önemli yasa, sonuçlarý itibarýyla
en önemli yasayý görüþüyoruz. Ne acýdýr ki, bu kadar önemli bir Yasa’da,
Meclis sýralarýnýn -üzüntüyle ifade etmek durumundayým- boþ olduðunu
görüyorum, özellikle Ýktidar Partisi Grubunun.
Þimdi,
Vakýflar Yasasý neden önemli? Nedir bu vakýflar? Niye vakýflar bu
kadar þeyin arasýnda çýkýp geldi? Yani, bizim Vakýflar Kanunu’muz
yok mu? Vakýflarla ilgili çok muaccel bir düzenlemeye mi ihtiyacýmýz
var?
Arkadaþlar,
vakýflar müessesesi bir medeni hukuk müessesesidir ve Medeni Kanun’umuzun
101 ve devamý maddelerinde mevcuttur, 101 ile 117 maddeleri arasýnda.
Ýhtiyacý da karþýlamaya yeterlidir, hiçbir eksikliði de yoktur.
Yani, bu konuda eksiktir medeni mevzuatýmýz dersek, kendimize bühtan
etmiþ oluruz, kendimize haksýzlýk etmiþ oluruz. Bu Yasa yeterli, Medeni
Yasa’daki düzenleme yeterli. Þimdi, yetmeyen ne, niye bu apar topar
geldi?! Dikkat ederseniz, Vakýflar Yasasý, Meclisin olaðanüstü toplantýya
çaðrýlmasýnda, yani Avrupa Birliðinin istediði, ilerleme raporu
için istediði yasalarýn çýkarýlmasý için çaðrýldýðýnda listede
var olan bir yasaydý. Yani, bu çalýþmayý -Sayýn Bakan, biraz sonra,
muhtemeldir benim konuþmamdan sonra aksini iddia edecek, ama ne denilirse
denilsin- Avrupa Birliðine uyum süreciyle ilgili olarak, apar topar,
Ýktidar Partisi getirmek durumunda kaldý. Getirdi de ne oldu? Sayýn
AK Parti, AKP Sözcüsünün söylediði noktadaki kadar ben iyimser deðilim,
yani “bir ihtiyacý karþýladý, mükemmel bir þey yaptýk…” Bunlar hiç
doðru deðil. Öyle olsaydý, kendi sözünün tersi Komisyon görüþmeleri
sýrasýnda ortaya çýkardý. Masamýn üzerinde Komisyon tutanaklarý
vardýr, Yasa -elinizde de vardýr arkadaþlar Hükûmet tasarýsý ile Komisyon
tasarýsý arasýndaki fark- kýrk beþten fazla önergeyle bir miktar derlenip
toparlanabildi, hâlâ çok büyük mahzurlarý da içermekte.
Deðerli
arkadaþlarým, deðerli milletvekilleri; þimdi, vakýflar niye hep
Avrupa tarafýndan bizden istenir; niye ikide bir, bir þey olunca vakýflarla
ilgili bir þeyler karýþtýrýlýr? Þimdi, Avrupa vakfý bizden çok iyi
bildiðinden mi, Avrupa’da vakýf çok olduðundan mý yahut vakýflar bakýmýndan
Avrupa bizden özgürlükçü olduðundan mý? Bunlarý bir irdeleyelim
isterseniz.
Deðerli
arkadaþlarým, þimdi, Medeni Yasa’mýz açýsýndan, benimle Türk vatandaþý
olan, hangi kökenden olursa olsun, azýnlýk olsun, çoðunluk olsun, yani,
Ýstanbul’daki Vasilaki’nin arasýnda, vakýf kurma yönünden, Medeni
Yasa’mýz açýsýndan hiçbir fark yoktur, tam bir eþitlik söz konusudur,
tam bir eþitlik söz konusudur. Burada, aksini söylersek, kendi ülkemize
kara çalmýþ oluruz, özgürleþtiriyoruz, eþitleþtiriyoruz dersek,
kendi ülkemize iftira etmiþ oluruz; böyle bir þey yok. Medeni Yasa
açýsýndan, vakýf kurma açýsýndan, azýnlýklarýmýz da, Lozan Barýþ
Antlaþmasý’nda azýnlýk olarak belirtilen azýnlýklarýmýz da çoðunluklarýmýz
da tam bir eþitlik içerisinde. Azýnlýklarýmýzýn bize göre bir avantajý
var yalnýz, bize göre bir avantajý var -birazdan ona deðineceðim- çoðunluða
göre avantajý var. Þimdi, þu o da deðerli arkadaþlar: Lozan Barýþ
Antlaþmasý’nýn 37-44 maddeleri arasýnda, dört noktada, azýnlýklarýn
eski vakýflarýnýn korunmasý hüküm altýna alýnmýþtýr. Buna uymama
gibi bir þeyimiz var mý, Lozan’a? Bu, ülkemizin kuruluþ senedi; bu,
bizim taahhüdümüz, milletlerarasý bir antlaþma, eyvallah. Dört
noktada buna þey yapýyoruz. Dört nokta nedir: Dinsel, sosyal, eðitim
ve hayýr amaçlarýyla azýnlýklarýn kurduðu eski kuruluþlarýný, vakýf
halinde, “vakýf” dediði için, vakýf haline getirmiþ kabul etmiþiz,
ama, deðerli arkadaþlarým, Medeni Yasa’mýzdaki vakýflarla ilgili
düzenlemelerde, vakýflarla ilgili düzenlemelerde -101’inci maddenin
dördüncü fýkrasý Medeni Yasa’nýn- þunu kabul etmiþiz: Hiçbir dinî,
mezhebî, etnik azýnlýðý destekleyecek amaçlý vakýf kurulamaz demiþiz,
bunu Anayasa’yla da teyit etmiþiz deðerli arkadaþlar. Ee, buna raðmen
niye bu var, onun hukuki temeli nedir söyleyeyim deðerli arkadaþlar:
Anayasa’mýzýn 90’ýncý maddesi, biliyorsunuz, “usulüne uygun onaylanmýþ
uluslararasý antlaþmalarýn Anayasa’ya aykýrýlýðý ileri sürülemez”
diyor. Anayasa’nýn 90’ýncý maddesinden kaynaklanýyor bu. Lozan Barýþ
Antlaþmasý da Anayasa’nýn 90’ýncý maddesinde ifade edilen usulüne
uygun yürürlüðe konulmuþ bir antlaþma olduðu için, orada yer aldýðý
için, dört noktada azýnlýk vakýflarýna, biz iç hukukumuzda yer vermek
durumundayýz. Dört nokta, beþinci noktayý getirdiðiniz anda hem
Anayasa ihlali yapmýþ olursunuz hem Lozan Barýþ Antlaþmasý’ný delmiþ
olursunuz. Dört noktayý bir daha sayýyorum, bu önemlidir arkadaþlar:
Dinî, hayri, sosyal ve eðitimsel. Baþka noktada yok, yani azýnlýk destekleyen
vakýf yok.
Þimdi,
deðerli arkadaþlarým, tabii, benden önce konuþan AKP temsilcisi
arkadaþýmýz bunlarla ilgili ansiklopedik ve adedî bilgileri verdi.
Onlara girmeyeceðim ama, konuþmamýzda yeri geçeceði için iki noktanýn
aydýnlanmasý gerekiyor: Mazbut vakýf, mülhak vakýf nedir?
Mazbut
vakýf, deðerli arkadaþlar, Medeni Kanun’un yürürlüðünden önce var
olan ve Medeni Kanun’un yürürlüðüyle birlikte devletçe idare edilen,
mazbutaya alýnan, yani zapt edilen, devletçe idare edilen vakýflardýr.
Nedir bunlar? Osmanlý’nýn kurduðu vakýflarýn büyük bir ekseriyeti
bu kapsama girer.
Bir
de mülhak vakýf dediðimiz vakýf vardýr. Bu da, vakfý kuranlarýn soyu
tarafýndan idare edilen, ama Vakýflar Genel Müdürlüðünün denetimine
tabi olan -Vakýflar Genel Müdürlüðü de Vakýf Meclisinin denetimine
tabidir- bir vakýftýr mülhak vakýf. Bunlara eski vakýf diyoruz. Eski
vakýf iki çeþittir, üç deðil iki çeþittir: Mazbut vakýf, mülhak vakýf.
Þimdi,
Medeni Kanun’la kurulan vakýflara da “yeni vakýflar” diyoruz. Þimdi,
azýnlýk vakýflarý dediðimiz ya da cemaat vakýflarý dediðimiz vakýflar,
aslýnda Atatürk’ün çok titiz bir çalýþmayla, Ýsviçreli Profesör
Hans Lemann baþkanlýðýndaki Ebulûlâ Mardin’den tutun da bilmem kime
kadar, o dönem Yargýtayda görev yapan deðerli âlimlerin katkýsýyla
ve dokuz sene çalýþarak hazýrladýðý 2762 sayýlý -þimdi bu Yasa’yla
mülga ettiðimiz bir hukuk abidesi, bir hukuk anýtý olan- Yasa’da cemaat
vakfý diye bir þey yok. Sadece cemaatlerce iþletilen vakýflardýr
onlar. Mülhak vakýftýr diyor açýkça, mülhak vakýftýr, cemaatlerce
iþletilen vakýflardýr diyor. Taným bu.
Þimdi,
biz, burada tuttuk bir de cemaat vakýflarý diye ayrý taným koyduk.
Yine, mülhak vakýf sayýlan bir de esnaf vakýflarý var; o da mülhak vakýftýr.
Deðerli
arkadaþlarým, bu tanýmlarý yerli yerine oturtamadýðýmýz için kafa
karýþýklýðý oldu. Tabii, 2762, süreç içerisinde birçok deðiþiklik
gördü. En evvela, her þeyi çok bilen 12 Eylül yöneticileri döneminde
ilk defa hukukumuza cemaat vakýflarý lafý sokuldu. Yani, ilk defa,
yani, mülhak vakýftan kopartýlmaya doðru… Þimdi, bütünüyle kopartýldý,
ayrý tarif edildi bizim bütün çabalarýmýza raðmen.
Deðerli
arkadaþlarým, þimdi, burada önemsediðimiz noktalar ne? Ne zaman
Avrupa’yla bir iliþkimiz olsa, bize önce vakýflarý ileri sürerler.
Allah aþkýna, “Avrupa’da vakýflar nedir, çok mu iyidir bizden?” diye
bir deðerlendirme yaparsak, deðerli arkadaþlarým, Avrupa Birliðinin
müktesebatý içerisinde vakýflar diye bir þey yok; birincisi bu. Kopenhag
Kriterleri arasýnda da vakýflar diye bir þey yok. Þimdi, olmayan bir
þeyi bizden nasýl isterler? Siz verimkâr olursanýz isterler. Bunun
açýk ifadesi bu. Siz her þeyi verimkâr olursanýz onlar istemeye devam
ederler. Avrupa Birliðinde bizdeki anlamýyla vakfýn bulunduðu þu
andaki birlik itibarýyla, belki yeni üye olacaklarla çoðalabilir,
sadece Yunanistan var deðerli arkadaþlarým. Yunanistan var. Elimde
Yunanistan Vakýflar Yasasý’ný tutuyorum, tercüme edilmiþ bir vaziyette.
Bu Yasa’yý olduðu gibi geçirdiðimizde, burada oylayýp, bizim 2762
sayýlý Yasa’mýzdan korkunç derecede geridir. Avrupa Birliði bizden
kendi müktesebatýnda olmayan bir þeyi istiyor. Her zaman Avrupa’yla
irtibatýmýzda, bizden vakýflarla ilgili bir þeyler talep edilir.
Mese
1856,
arkadaþlar, dikkat buyurun, yüz elli yýl önce, tam yüz elli yýl. Avrupa’ya
alalým sizi ama, þunlarý da bir yapýverin demiþler. Þunlarý da bir
yapýverin dediði þeyler, bugün Vakýflar Kanunu’nda dediði þeylerle
ayný. Belge burada, elimde, Islahat Fermaný, arzu eden arkadaþýma
takdim ederim. Yüz elli yýldýr o iddiadan vazgeçmemiþler.
Geçiyoruz
deðerli arkadaþlarým, burada, dillere destan bir mücadeleyle,
dünyanýn görmediði bir mücadeleyle, Kuvayýmilliyeyle, Ýstiklal
Savaþýyla yýrttýðýmýz Sevr Barýþ Antlaþmasý da elimizde. Sevr’in
140’ýncý maddesinden sonraki düzenlemeler azýnlýklar ve vakýflarla
ilgili.
Deðerli
arkadaþlarým, bir þeye dikkatinizi çekmek istiyorum: Bizim üzerimize
gelinirken vakýflarla geliniyor, azýnlýk politikalarýnýn manipülasyonu
vakýflarla yapýlýyor.
Dolayýsýyla,
bu görüþeceðimiz Yasa çok masum bir yasa deðil. Yani, hayýr hasenat
iþlerinin kapýsýný açýyoruz, demokratikleþtiriyoruz, vay þöyle
yapýyoruz. Deðil arkadaþlar, bu doðru deðil. Bu doðru deðil. Bu doðru
deðil. Bunu tekrar ediyorum: Bu doðru deðil. Bu þekilde giderseniz
“Nasýl olsa bizim Hükûmetimiz getirdi, bunu da destekleyiverelim”
derseniz, bakýn, iyi bir þey yapmýþ olmazsýnýz, kötü bir þey yapmýþ
olursunuz. Tarih önünde bunun sorumluluðu vardýr.
Deðerli
arkadaþlarým, bu Yasa’nýn, Hükûmetiniz, temel yasa olarak getirilmesini
istedi, o þekilde karar verdiniz. Tabii, karara saygýlýyýz, ama,
milletimizin, neyi görüþtüðümüzü, neyin ne olduðunu anlamasýný
isterdim doðrusu; Milletvekillerinin de… Neyi görüþtüðümüzü,
madde madde, neyin ne olmasý gerektiðini anlamak isterdim doðrusu.
Ama, bu imkân verilmedi. Þimdi, madde baþlýklarý okunacak, geçecek.
Böyle vahim… Konuþmamýn baþýnda da dedim, 22’nci Dönemde görüþtüðümüz
en önemli yasa belki ülkemizin geleceði açýsýndan. “Yahu, ne olacak,
vakýflar…” diyemezsiniz. Bu, Türkiye’yi Balkanlaþtýrma politikasýnýn
bir öncülüdür. Türkiye’yi Orta Doðulaþtýrma politikasýnýn bir öncülüdür.
Bu Yasa’yla, bunu çýkardýk diye Avrupa Birliðine falan gireceðiniz
yok, sakýn öyle bir þeyi düþünmeyin. Vahim bir þeyi yapýyoruz. Yapmayýn,
Allah aþkýna yapmayýn, bu doðru deðil.
Þimdi,
bakýnýz arkadaþlarým, demin dedim ki, herhangi bir azýnlýk vatandaþýmýzla
benim aramda, vakýf kurma açýsýndan, hiçbir eksiklik yok, tam bir eþitlik
içerisindeyiz. Artý, azýnlýk olanlar, Lozan Barýþ Antlaþmasý’nýn 37
ve 44’üncü maddelerinden doðan bir haktan dolayý bize göre avantajlý
durumda. Çünkü, ben, Medeni Kanun’un gereði, bir ýrký, dini, mezhebi,
bir etnik özelliði destekleyecek vakýf kuramam, bunu Kanun’umuz yasaklamýþ;
doðru da yapmýþ, yanlýþ da deðil doðru da yapmýþ, millî birliði, bütünlüðü
saðlamak için. Ama, Lozan’ýn istisnalarý nedeniyle, azýnlýklar, hem
benim Medeni Kanun’a göre kurabileceðim tüm vakýf imkânlarýna sahiptir
hem de eski vakýf imkânlarýna sahiptir. Ben, ona sahip deðilim.
Þimdi,
Avrupa Birliði konuyu nasýl deðerlendiriyor, bakýnýz, bunu, 2005
Ýlerleme Raporu’ndan alýyorum:
Deðerli
arkadaþlarým, “Uygulamada, gayrimüslim topluluklar önemli sorunlarla
karþýlaþmaya devam etmektedirler. Bu topluluklar tüzel kiþilikten
yoksundur, sýnýrlý mülkiyet hakkýna sahiptirler, vakýflarýnýn yönetiminde
müdahaleyle karþýlaþmaktadýr.” deniliyor.
Arkadaþlar,
bir: Burada bir temel yanlýþý belirtmek durumundayýz. Bu topluluklar
tüzel kiþi olamazlar, olmamalýdýrlar. Böyle bir þey var mý? Azýnlýklar,
dünyanýn neresinde tüzel kiþi olmuþ, hangi üniter devlette azýnlýk
tüzel kiþi olmuþ? Fransa’da tüzel kiþi mi? Bakýn, Fransa’da benim tespit
edebildiðim etnik gruplarý sayayým size: Gallikler, Ligurikler,
Ýberikler, Cimbrikler, Beljikler, Zigarikler, Normanlar, Bretanyalýlar,
Korsikalýlar, Sajualýlar, Provanslar, Basklar, Auvergneliler, Pikardiyalýlar,
Arlezyenler, Alzaslýlar. Hangisinin tüzel kiþiliði var? Ha, dinî
olarak, Müslüman topluluðun Fransa’da tüzel kiþiliði mi var? Bir üniter
devlet içerisinde bir baþka topluluðun tüzel kiþiliðini istemek,
paralel devletçik kurmak demektir, orayý parçalamak demektir, orada
baþka bir hesap demektir. Bu noktaya dikkatinizi çekiyorum deðerli
arkadaþlarým. Þimdi, bu isteniyor.
Bizde
bireysel hak ve özgürlüklerse, vakýf kurma açýsýndan bireysel hak
ve özgürlükler yönünden hiçbir farkýmýz yok. Ýstenen ne: Topluluk
özgürlükleri, kompartýmanlar þeklinde toplumun bölünmesi, kolektif
haklar.
Arkadaþlar,
Lozan Barýþ Antlaþmasý’nýn imzalandýðý yýllarda insan haklarý bugünkü
düzeyde deðildi. Ýnsan haklarý, kolektif haklar biçiminde deðerlendiriliyordu
o dönemin anlayýþý içerisinde. Bugün, kolektif haklarýn insan haklarý
kapsamýnda olmadýðýný, bizzat, Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi’nin
11’inci maddesi söylüyor. Hatta, kolektif haklar, bireysel haklarýn
önünde engeldir de.
Bu
itibarla, bizim mevcut yasamýz, 2762 sayýlý Yasa’mýz ve Medeni Yasa’mýz,
tam bir eþitlik saðlýyor. Kendi ülkemize hakaret etmeyelim, kendi
ülkemize iftira etmeyelim. Bu Yasa’ya ihtiyaç yoktur. Bu Yasa tehlikeli
bir yasadýr. Bu Yasa yanlýþ bir yasadýr. Bu, gelmemesi gereken bir
yasadýr. Bireysel hak ve özgürlükler yönünden de, mülkiyet yönünden
de, Türkiye, Avrupa’nýn hiçbir ülkesinden aþaðý deðildir, kusurlu
deðildir.
Zamaným
kalmadý galiba. Söyleyeceðim çok þeyler var.
Ayrýca,
Lozan’ýn 45 maddesi gereði de, bizim burada yaptýðýmýz düzenlemeleri
Yunanistan’ýn Batý Trakya Türkleri için yapmasý gerekiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN
– Buyurun efendim.
ORHAN
ERASLAN (Devamla) – 4771 ve 4778 sayýlý Yasalarla azýnlýklara tanýnan
haklarýn emsalini Yunanistan yapmamýþtýr. Hükûmetiniz bunu talep
etmemiþtir. Oysa, bu, tabii -kamuoyunda hep yanlýþ söyleniyor- mütekabiliyet
deðildir, çünkü, azýnlýklar bizim yurttaþlarýmýzdýr, Türk azýnlýklarý
da Yunanistan’ýn yurttaþýdýr. Mütekabiliyet konusu deðil, ama, paralel
hak konusudur. 4771 ve 4778 sayýlý Yasa’yla yapýlan deðiþikliklerin
paralel hak olarak Yunanistan’dan talep edilmesi gerekirdi, bu müzakereyi
her kim yürütüyorsa “Bir dakika. Bizden bunu istiyorsunuz, ama, Lozan
diye bir antlaþma var, bunda karþýlýklý yükümlülüðümüz var, siz de
o önce verdiklerimizin paralelini bir verin.” denilmesi gerekiyordu.
Deðerli
arkadaþlarým, Batý Trakya’daki durum nasýldýr derseniz, içler acýsý.
Elimde yasa.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN
– Sayýn Eraslan, son cümlelerinizi rica edeyim.
ORHAN
ERASLAN (Devamla) – Sayýn Baþkaným, cümlemi tamamlayayým izin verirseniz.
Batý
Trakya’daki Türklerin Medeni Yasaya göre de, Yunanistan Medeni Yasasý’na
göre de, Batý Trakya Türklerinin vakýf kurabilme olanaðý yoktur arkadaþlar.
Medeni Yasa’ya göre kurduklarý vakýf Türklerin -Türkler de deðil,
onlar “Müslüman azýnlýk” diyor- “Müslüman Azýnlýðýn Mallarýnýn Ýdaresi
Yasasý”na tabi. Burada, ecdat yadigârý Türk vakýflarýnýn hemen hemen
tamamýna yakýný Yunan valilerinin atadýðý kayyumlar eliyle yürütülüyor.
Buradaki Türk vakýflarý yaðmalanýyor; ne mal varlýðýndan haberi
var ne ne olduðundan haberi var. Yani, böyle bir þey yok arkadaþlar.
HALUK
KOÇ (Samsun) – Sayýn Eraslan, onlar Müslüman azýnlýk deðil, Türk ve Müslüman
azýnlýk. Öyle söyleyin.
ORHAN
ERASLAN (Devamla) – Elbette Türk ve Müslüman azýnlýk. Yani, Batý Trakya
Türkleri diyorum ben dikkat ederseniz, Müslüman azýnlýk da demiyorum,
Batý Trakya Türkleri diyorum. Batý Trakya Türklerinin haklarý gasbediliyor.
Buna karþý, ne yazýk ki, þimdiye kadar bir giriþimde bulunulmamýþ
Hükûmet nezdinde, 4771 ve 4778 sayýlý Yasalarla tanýnan haklarýn paraleli
de istenmemiþtir.
Þimdi,
hep vere vere, hep vere vere devam ediyoruz. Arkadaþlar, vakýflarla
ilgili söyleyeceðimiz çok þeyler var. Bu, bir madde baþlýðý. Daha,
yabancý vakýflar var, daha söylenecek çok þeyler var. Bu yabancý vakýflar
deðildi istediðimiz; eski vakýflarla ilgili var, yeni vakýflarla
ilgili var, teþkilat yasasý var, denetim var. Þimdi, böyle bir yasa
getiriyorsunuz. Bu Yasa’yla, azýnlýk vakýflarý da dahil, herkes,
her vakýf, yabancý yurttaþý, yabancýyý, yönetimine, idaresine alma
hakkýný veriyorsunuz; sýnýrsýz baðýþ, denetimsiz baðýþ hakkýný
veriyorsunuz; yurt içinde, yurt dýþýnda þube açma, temsil hakkýný
veriyorsunuz. Bunun nereye varacaðýna, lütfen, dikkat edin. Lütfen,
arkadaþlar, buna olur vermeyin. Sizden bunu bekliyorum.
Hepinizi
saygýyla selamlýyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN
– Teþekkür ediyorum Sayýn Eraslan.
Anavatan
Partisi Grubu adýna, Mersin Milletvekili Sayýn Hüseyin Güler. (Anavatan
Partisi sýralarýndan alkýþlar)
ANAVATAN
PARTÝSÝ GRUBU ADINA HÜSEYÝN GÜLER (Mersin) – Sayýn Baþkan, deðerli
milletvekilleri; Vakýflar Kanunu üzerinde Anavatan Grubu adýna
söz almýþ bulunuyorum, hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Bu
Kanun’a geçmeden önce, tabii, son iki gündür yaþanan, doðal felaket
olarak adlandýrýlan, aslýnda Türkiye’mde insan manzaralarý dediðimiz,
yaklaþýk 26 ölünün olduðu ve çok sayýda insanýmýzýn kaybolduðu
bir ülkemde yaþamanýn acýsýný yaþýyorum. Ölenlere rahmet, maðdur
olanlara da Hükûmetin bir an önce el atmasýný istiyoruz. Burasý,
eðer, sosyal devletsek, sosyal hukuk devletiysek Hükûmet gereðini
bir an önce yapmalý. Bu konuda, baþta Mersin, Diyarbakýr ve Þanlýurfa
gibi birçok illerimizin yaðmurdan dolayý, selden dolayý ciddi anlamda
maðduriyetleri söz konusu. Hatta, çok övündüðünüz, üç dönem belediyelik
yaptýðýnýz Ýstanbul’da, maalesef, bodrumlar su altýnda, hatta birinci
katlara kadar çýkmýþ. Bu tablodan dolayý da, sizlerden de, gereken,
Hükûmet olarak, bizzat isteðimiz, bu yaralarýn bir an önce sarýlmasý.
Ýkinci
ise, biraz önce Sayýn Kürþad Yýlmaz, Kürþad Bey’i dinledikten sonra
gerçekten ürktüm. Bir Bakan olarak aczin, bir Bakan olarak sýkýntýlarýný
duydukça sade bir Türk vatandaþý ne yapacak onu düþündüm kara kara.
Sayýn Bakan, “bu ülkede ben bir þeylere müdahale etmek istersem, sakýn
ha müdahale etme, baþýna iþler gelir” korkusu ve kaygýsýný bizimle
paylaþtý. Bu, SOS. Arkadaþlar, siz iktidar olduðunuzu zannediyorsunuz.
Bir Bakanýn itirafý. Sýkýntýsý varsa Meclisle paylaþsýn. Meclis ve
millet olarak arkasýndayýz, yanýndayýz bu mücadelede. Çünkü, Türkiye’nin
en büyük sýkýntýsý yolsuzluktur, yoksulluktur. Böyle bir süreç içerisinde
Bakaný anlamakta zorluk da çekmedim. Çünkü, siz iktidar olduðunuzu
zannediyorsunuz, ama, koskoca dört yýl geçti ve yaþanýlan bunca
olumsuzluklara raðmen, yargýnýn önünde hem savcý oldunuz hem kadý.
Bu yüzden, sorgulanmayý býrakýn, yargýlanmayý býrakýn, tam tersine,
yargýnýn önünde köstek oldunuz.
Sýðýndýðýnýz
iki unsur var: Biz…
BAÞKAN
– Sayýn Güler…
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Hemen geçiyorum Sayýn Baþkan.
BAÞKAN
– Lütfen efendim. Hiç ilgisi yok, yani, þimdi…
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Geçiyorum Sayýn Baþkaným. Ben ifade ettim, kanunla
ilgili, hemen geçiyorum. Çünkü, biraz önce yaþadýk, kamuoyunun da
bunu bilmesi lazým.
Bugün,
eðer Vakýflar Kanunu gibi bir hassas kanunu tartýþmadan geçirmeyi
düþünüyorsanýz -niyetiniz de o- dört bölüm üzerinde, temel kanun
kavramýna da sýðýndýnýz, iþinize her gelen kanunu da bu kapsamýn
içerisine alýyorsunuz. Bugün, özellikle en hassas konularda kanunun
tartýþýlmadan çýkmasýný kendinize alýþkanlýk edindiniz. Biz de diyoruz
ki, Vakýflar Kanunu, ciddi anlamda, aslýnda, saðduyuyla ve soðukkanlýlýkla
deðerlendirilmesi gereken bir kanun. Gayrimüslim vatandaþlarýmýz
bu ülkenin vatandaþýdýr, hem de birinci sýnýf vatandaþýdýr.
Ben
isterim ki, biz Anavatan olarak, daha doðrusu, artýk rutin yaþam istiyoruz,
pozitif ayýrýmcýlýk istemiyoruz. Bunun normal olarak Medeni Kanunla
çözümlenmesinden yanaydýk. Artýk, devletin, tüm toplumlarýyla, artýk,
mahkemelik olmaktan çok, artýk, hukukun üstünlüðü doðrultusunda,
bir an önce barýþýk ve halka hizmet aracý olmasýný bekliyoruz. Ama,
bu konuda, beþ yýldýr, attýðýnýz -maalesef beþinci yýla girdiðimiz
bir dönemde- fazla bir somut adým yok; hep kavga, hep kavga…
Tabii
ki, gayrimüslim vatandaþlarýmýzýn, bizim, bu ülkenin vatandaþý
olduðunu ve ülkemizde yurttaþlýk görevini layýkýyla yaptýðýnýn
bilincindeyiz. Hayat detaylardan ibaret. Arkadaþlar, þeytan da detaylardan
ibaret. Bu kanunda ciddi anlamda detaylardan kaygý ve korku duyacaðýmýz
bir süreç yaþanmakta. Toplum bilgilendirilmedi. Toplum, bu konuda
ciddi anlamda… Hatta býrakýn, sizlerle bire bir konuþtuðumuzda
“Ya, biz konuþamýyoruz, lütfen siz þu konulara deðinin.” diye birer
öz eleþtiri sohbetinde bulunuyorsunuz ve bu Kanun’un ciddi anlamda
detaylarý konusunda, burada deðiþtirme þansýmýz var. Verilecek
önergelerle bu Kanun’un daha yapýcý bir boyutta, toplumda gerginliðe
deðil de tam tersine bir uzlaþýya ihtiyaç olduðu bir dönemde, böyle
bir fýrsat ve imkân tanýnacaktýr. Ama, görüyorum ki, sizde böyle bir
niyet yok.
Bugün,
bu Kanun’un geneli anlamýna baktýðýmýzda, her vesilesiyle “din elden
gidiyor” diye siyaset yaptýðýnýz zaman, bugün misyonerlerin önünü
açýyorsunuz bu Kanun’la. Türkiye’deki geliþen, yaþanan bunca olumsuz
ve sýkýntýlara raðmen, gelir daðýlýmýnýn bozukluðuna raðmen,
siz, misyonerlerin önünü açarak, bugünkü konumda, ülkenin yarýnlarýnýn
temeline dinamit koyuyorsunuz. Bunu göz ardý etmeyin.
Tabii
ki, genel anlamda baktýðýmýzda, Sayýn Bakanýn, komisyonda, 2’nci
madde üzerinde bir önergesi oldu, “Bu uygulama, milletlerarasý mütekabiliyet
ilkesi saklýdýr.” Arkadaþlar, neyle saklýdýr? Kendimizi aldatmayalým,
kendimizi avutmayalým.
Bu
Kanun, önce, Türk vatandaþýnýn sorunlarýnýn çözümü için bir kanundur.
Evet, yurt dýþýnda yaþayan veya farklý ülkelerde yaþayan yurttaþlarýmýzýn,
soydaþlarýmýzýn sorunu varsa, onu farklý anlamda irdeleyelim, sahip
de çýkalým. Vatandaþlýk bilincini en iyi þekilde sahip çýkarak hissettirilir.
Ama, bu konuda, böyle bir niyetimiz yok. Nihayetinde, yaþanýlan onca
olumsuzluklara raðmen, somut attýðýnýz en ufak bir adým yok, sadece
mütekabiliyet kanunu… Allah aþkýna kendimizi avutmaktan baþka
nedir bu, söyler misiniz?! Ha, 5’inci maddeyle ilgili, yabancýlarýn,
Türkiye’deki vakýflara üye olma konusunda… Evet, bu, bir derece anlamlý;
ama, 2’nci maddede uygulanan süreçte, maalesef, gerçekleri yansýtmýyor.
Burada, sizlere deðil, Türk kamuoyuna sesleniyorum.
Biz,
Vakýflar Kanunu’nun detaylarýna baktýðýmýzda, bir yandan Vakýflar
Kanunu bir yandan da Vakýflar Teþkilatý Kanunu, ikisi bir arada.
Evet, birbirine benzermiþ gibi görünen unsurda, genel anlamda, hukuk
dilinde veya hukuk tekniðinde, bunlarýn, birbirlerinden farklý
bir þekilde, daha saðlýklý zeminlerde ele alýnmalý. Ama, gördüðümüz
kadar, katýlýmcýlýktan yoksun… Teþkilat Kanunu’nda en önemli unsurlardan
birisi, Meclisin temsil düzeyinde, atanmasýnda, bugünkü siyasi
irade veya Ýktidar tamamýyla hâkim. 15 tane temsilciler meclisinde
5’in 1’i genel müdür, 3’ü genel müdür yardýmcýsý, 1 tane de müþavir.
Ýkincisi, 5 tane de Baþbakanlýðýn uygun gördüðü bir atama, 3 tanesi
eski vakýflardan temsilci, 2’si de yeni. Toplam 15. Yani, 10’unu
hükûmetin temsil ettiði böyle bir kurul. Yani, kýsaca, aslýnda, buradaki
temsilciler meclisi de bizzat yürütmenin etkisi altýnda.
EKREM
ERDEM (Ýstanbul) – Eskisi nasýldý?
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Eskisi… Arkadaþlar, eskiye mazeret uydurmayýn.
Gelin, deðiþtirelim bunu. Bir þeyler varsa beraber düzeltelim. Yani,
eskisi þöyle, dört yýl öncesi böyle… Hep mazeret… Yapmayýn! Bu ülkede,
sizler, Anayasa’yý deðiþtirecek çoðunluktasýnýz, mazeret üretecek
durumda deðilsiniz. Bizler, Mecliste, yasama dönemine katkýda bulunmak
amacýyla her türlü katkýda bulunmaya devam ediyoruz. Ama Meclisi,
sýk sýk, olaðanüstü engellemekle suçluyorsunuz. Size sormak istiyorum,
geçen hafta perþembe günü Meclisimiz niye toplanmadý? Bu kanun…
EKREM
ERDEM (Ýstanbul) – Bayramdý.
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Doðru, bayram. Bayram esprisi var, sürekli bayram
anlayýþýyla bakýyorsunuz herhâlde. Tatili halka çok gördünüz, kendinize
bayram. Doðru, sizler de haklýsýnýz.
FAHRÝ
KESKÝN (Eskiþehir) – Siz neredeydiniz?
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Bizlerin, Meclisin tüm iradesine saygýmýz sonsuz.
Ama, bu Meclisin tüm temel deðerleri, tamamýyla, AK Parti Ýktidarýnýn,
günahýyla da sevabýyla da sizlerindir hepsi. Bu kanun tekliflerini
siz istemeden bizim görüþmemiz mümkün deðil. Ha, iþinize gelen kanunlarda
da, hemen sýcak bir þekilde yaklaþým göstermektesiniz.
Ýkincisi, baktýðýmýzda, en önemli unsurlardan
bir tanesi de, ciddi anlamda denetimden yoksun. Yani, vakýflar teþkilatýnýn
yapýlanmasýna baktýðýmýzda denetim mekanizmasý yoksunu. Böyle
bir süreç içerisinde, son zamanlarda bir alýþkanlýk yaptýnýz, her
türlü denetim mekanizmasýndan kaçmayý veya kýlýf uydurmayý kendinize
referans kabul ettiniz. Vakýflar Meclisinin ve vakýflar teþkilatýnýn
þayet denetim mekanizmasýný yeteri kadar saðlayabilecek… Bir,
denetmen; iki, teftiþ kurulu; üç, bunun unsurundan bölgesel anlamda
kurulan teþkilat, bölge müdürlükleri aracýlýðýyla da bu süreç denetlenmek
istenmektedir. Ama, yeteri malzemeden, yeteri hareket alanýndan
yoksun olduðunuzdan dolayý, Türkiye’deki vakýflarýn denetimi maalesef
eksik kalacaktýr. Bunun altýný çiziyoruz.
Tabii,
Türkiye’de, aslýnda, en önemli sorunlarýndan bir tanesi de, bugün,
cemaat vakýflarýnýn Türkiye’deki alacaklarý konusunda… Ya, artýk
e-devlet çaðýnda diye övünüyorsunuz. Sayýn Bakan burada, þu kamuoyunu
net olarak -baþta da biz milletvekilleri olarak- lütfen aydýnlatýn.
Konu ne kadardýr, nereye kadar gidecek ve bu iþin tehlike süreci nereye
kadar? Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesine kadar gidecek süreç nedir?
Ülkenin temeline dinamit mi koymak? Ya da, bir tehlike daha: Vatikan
benzeri bir yapýlanma mý olacak ülkemizde? Burada, bunlarýn altý
net olarak aydýnlatýlmalý.
Eðer,
siz, mülkiyette sýnýrsýz bir mal edinme imkâný tanýrsanýz, bugün, Soroslarýn
farklý ülkelerde yaptýðýný göz ardý etmeyin. Çeþitli uluslararasý
cemaat vakýflarýnýn etkileþimlerine, ekonomik gücüne ve örgütleniþ
biçimine baktýðýmýzda, Türkiye’deki yapýyla kýyasladýðýnýzda,
Türkiye kamuoyunun genel durumuna baktýðýmýzda, her geçen gün, iþte
övündüðünüz o yüzde 21’lik yeþil kart baðýmlýsý kitlelerin açlýk ve
sefaletle olduðu ortam içerisinde size sormak istiyorum: Aç insanýn
vataný, milleti, dini, dili olmaz, hepimiz çok iyi biliyoruz. Böyle
bir durum karþýsýnda, bu toplum deðerlerini nasýl koruyacaksýnýz
söyler misiniz? Hangi alternatif yapýyla korumayý düþünüyorsunuz?
Kendi vakýflarýnýzla mý, yoksa eðitiminizle mi ya da ekonomik özgürlükle
mi?
Alýþtýk,
Ramazan ayýný yeni atlattýk. Ýaþeye baðýmlý milyonlarca kitleler
var.
ÜNAL
KACIR (Ýstanbul) – Ne demek atlattýk?
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Evet…
ÜNAL
KACIR (Ýstanbul) – Ramazan ayýný atlattýk, ne demek?
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Ramazan ayý, çok þükür, kazasýz belasýz atlatýldý.
Ama, unutmayýn, o süreç içerisinde, o milyonlarca insanýmýzýn hangi
yüzüyle karþý karþýya kaldýðýmýzý da gördük. O öðrencilerimiz, o
gençlerimiz, o süreç içerisinde… Baðýmlý kitlelerden bahsediyoruz.
FAHRÝ
KESKÝN (Eskiþehir) – Camilerde gençler dolu.
ÜNAL
KACIR (Ýstanbul) – Ramazan ayý felaket miydi ki atlattýnýz?
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Ha, söylenecek bir unsur varsa, Meclis kürsüsü burada,
gelin, gelin… O Kur’an kurslarý da yetersiz kalacaktýr. Bunu net olarak
söylüyoruz.
Eðer,
siz, bu konularýn altýndan kalkacaðýnýzý düþünüyorsanýz… Sýðýndýðýnýz
tek bir þey var zaten: Avrupa Birliði. Sýðýnacaðýnýz tek bir þey var,
liman o, Avrupa Birliði. Evet, isteyecek sizden. Sizler de -burada
birkaç defa tekrarladýk- “emredersiniz” demekten baþka bir sorumluluk
ve siyasal duruþtan yoksun kaldýnýz. Bugün, Avrupa Birliðinin çifte
standardýný, Avrupa Birliðinin ikiyüzlülüðünü býrakýn, Avrupa
Birliðiyle iliþkilerdeki bu kadar saðlýksýz iliþkileri, bu kadar
pervasýzca teslimiyeti anlamakta da zorluk çekmiyoruz, çünkü,
böyle bir niyetiniz ve böyle bir kaygýnýz da yok.
Biz
diyoruz ki, bu Kanun’da, gayrimüslim vatandaþlarýmýzýn haklarý
varsa verilsin -çok net olarak söylüyoruz- hukukun üstünlüðü çerçevesinde.
Ama, kaygýlarýmýzý ve korkularýmýzý da göz ardý etmeyin. Sizin
böyle bir niyetiniz olmayabilir. Bu toplumda, ciddi anlamda, ülkenin
geleceðini kaygýyla ve korkuyla günübirlik yaþamaya alýþtýrýlmýþ
milyonlarca kitlemiz var. Ama, bu ülkenin, siyasal süreç içerisinde,
duruþ gösterebilecek siyasi partileri var. Bunlardan biri Anavatan.
Biz, Anavatan olarak diyoruz ki, yapýcý siyaseti, hukukun üstünlüðünü
ve vatandaþlarýmýn pozitif ayýrýmcýlýðýndan çok, artýk olaðan, rutin
bir yaþamýn olduðu, her bireyin eþit olduðu bir anlayýþtan yanayýz.
Bu doðrultuda, hukuki düzenlemeler ve yasal düzenlemeler yapýlýrken,
kaþ yapalým derken göz çýkarmayalým diyoruz; bu unsurda, deðerlerimizi
göz ardý etmeyelim diyoruz. Bu süreci en iyi þekilde algýlayacak
unsurlardan biri, hepimiz burada inisiyatif sahibi olarak bu Kanun’u
çýkartýrken, deðiþiklik önergelerimiz var, bunlarý göz ardý etmeyin.
En
önemli unsur, tabii ki, bu Kanun’un geneli olarak baktýðýmýzda, bir
boyutu var ki, yabancýlarýn Türkiye’de vakýflara temsilci olabilmesi.
Bunun altýnda mütekabiliyet ilkesi konulmuþ, bir derece korunmuþ,
ama, asýl unsur, Türkiye’deki vakýflarýn, baþta Türkiye’nin birçok
ilinde temsilcilikler veya þubeler, veya yurt dýþýndaki vakýflara
Türkiye’de temsilcilikler açma yetkisinin tanýnmasý. Tabii ki, þu
ana kadar, bir derece kontrol edilebilen bu vakýflar, bugünkü genel
anlamda akarlar dediðimiz maddi güçlerini göz önünde bulundurduðumuz
zaman, ciddi anlamda, Türkiye’deki yapýnýn nasýl travmaya açýk olduðunu
hep beraber yaþayacaðýz. Temennimiz, bizim yanýlmamýz. Ama, hepimiz
biliyoruz ki, þu ana kadar hep haklý çýktýk, sizler kulaklarýnýzý
týkamaya devam ettiniz, etmeye de devam ediyorsunuz.
Bu
Kanun, bizden çok sizi rahatsýz ediyor, onu da çok iyi biliyoruz. Biz,
bu süreç içerisinde, Avrupa Birliðiyle entegrasyon döneminin net
olarak altýný þöyle çiziyoruz: Karþýlýklý ülkenin menfaatlerini
ve ulusal çýkarlarýný koruyabilecek bir çýkar birlikteliði. Ama,
görüyoruz ki, Avrupa Birliðinin þu ana kadar dayattýðý her þeye
evet demekten baþka hiçbir refleks göstermediniz. Nihayetinde, en
son, Fransýzlarýn yaptýðý Ermeni Tasarýsý’yla ilgili olaylarý yaþadýk,
gördük; çok çabuk unuttuk aslýnda, Hükûmet olarak da unuttunuz. En
ufak, bir somut adým atmadýnýz. Sayýn Genel Baþkan, burada, net bir tavýr
açýklamýþtý Grup toplantýsýnda. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasýnýn
kaç milyar dolarý -Sayýn Bakan açýklasýn burada- Fransýz Merkez Bankasýnda
yatýyor. Niçin yatýyor? 20 milyar dolarý… Burada, sizlerle paylaþýyorum.
Sayýn Bakan da, hayýr yok desin; varsa, biz alýyoruz desin ya da. Siyasal
duruþ budur, tavýr budur arkadaþlar. Eðer, biz, bu süreç içerisinde,
Avrupa Birliðiyle ilgili iliþkilerimizde ilkeli bir duruþ göstermediðimiz
zaman, Sayýn Bakanýn ifade ettiði gibi, vicdan ve pazý iþi deðildir
bu. Bu iþ, evet, yürek iþidir; bu iþ, duruþ iþidir. Bu yüzden, Hükûmetten,
baþta, net tavýr bekliyoruz. Ama, þu ana kadar, en ufak, bir somut adým
olmadý, olmayacak da. Yani, kýsaca, Avrupa Birliði sürecindeki
travmatik iliþki devam edecek.
Zaman
zaman, Avrupa Birliðinin kamuoyunda çeþitli seslendirmeler oluyor.
Eðer Avrupa Birliði Türkiye’yi reddederse, günah çýkarmýþ olur diyor.
Niyetleri belli aslýnda. Sizlerin üzerinde, net olarak alabilmenin
hesabýný, her vesileyle almaya devam ediyor. Karþýlýklý bir rafa
kaldýrma, Avrupa Birliði. Sadece içe dönük, siyasal mesajlarýn olduðu
bir Avrupa Birliði süreci.
Bugünkü
Vakýflar Kanunu’nu dayatma olarak unsur göz önünde bulundurduðumuzda,
ne siyasal Kopenhag Kriterlerine uymakta ne de ekonomik kriterlere
uymakta.
Bu
Vakýflar Kanunu, tabii ki, daha Medeni Kanun içerisinde ele alýnarak
çözümlenebilirdi diye düþünüyoruz. Ama, buna raðmen, Vakýflar Kanunu’nun
Türkiye’nin temel deðerlerini de bir kenara býrakarak, özellikle
ticari artý deðerlerini göz önünde bulundurarak, Türkiye’deki
akar trafiðinin, Türkiye’deki sýnýrsýzca mal edinme ve takas söz konusu
olduðunda, bu ciddi ekonomik varlýkla beraber, Türkiye’de misyonerlerin
önü tamamýyla açýlacaktýr. Bu sizi ürkütmüyor mu? Yarýn, kendi seçim
bölgelerinize gideceksiniz, isyan edecekler misyonerler çalýþýyor
diye. Siz ne diyeceksiniz? Hayýr, böyle bir þey yok mu diyeceksiniz?
Peki, buna zemin hazýrlýyorsunuz, buna kapý aralýyorsunuz, ondan
sonra “ya, böyle olursa, ben gereðini yaparým…” Geçiniz onu. Eðer, duruþ,
bugün yapýlacaksa yapýlýr, aksi takdirde, yarýn aðlamanýn hiç de
gereði yok. Siz Ýktidar milletvekillerisiniz, Ýktidar Grubusunuz,
bu yüzden, burada mazeret üretme gibi bir þansýnýz yok.
Bugün,
bu Vakýflar Kanunu’nu göz önünde bulundurduðumuzda, özellikle ekümenlik
gibi, Türkiye’nin hassas deðerleri üzerine, Hükûmet ve Meclis olarak,
Ýktidar Grubu olarak ne gibi net bir tavýr aldýnýz? Burada, gelin,
kamuoyunu aydýnlatýn. Ekümenlik konusundaki kavram kargaþasý
içerisinde kaybolup gitmeyin. Ama, biliyoruz ki, Vakýflar Kanunu
sizleri de rahatsýz ediyor. Biz de diyoruz ki, bu, ülkemizin tüm deðerleri,
yaralar kaþýnmadan merhem olmaya çalýþýyoruz. Bu sürecin, Türkiye’deki
tüm deðerleri göz önünde bulundurarak, Vakýflar Kanunu’nda, ülkemizin
sorunlarýna kýsmen de olsa çözüm olmasýný istiyoruz. Ama, hepiniz
iyi biliyorsunuz ki, özellikle AK Parti Grubunun siyasal anlamda
yaþadýðý bu çeliþkiyi, bu kaosu, iç dünyasýndaki sýkýntýsýný aslýnda
çok iyi anlýyoruz. Anladýðýmýz unsurda vereceðiniz çok da net bir
mesaj yok. Sayýn Bakaný dört gözle dinleyeceðiz, bu sorularýmýza
net bir yanýt almak istiyoruz ve bu konuda deðiþiklik önergeleriyle
deðiþtirme þansý varken, bu fýrsatýn kaçýrýlmadan, Türkiye’nin, kamuoyunun
hassasiyetlerini göz önünde bulundurmanýzý istiyoruz. Ama, öyle
bir niyetiniz de yok. Deðiþiklik önergeniz var mý yok mu bilemiyorum,
önümüze geldiðinde bakýp deðerlendireceðiz. Bir an…
AHMET
YENÝ (Samsun) – Peþin yargýlar var.
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Ýþte, peþin yargý… Niye peþin yargý?
AHMET
YENÝ (Samsun) – Ne demek, niyetiniz yok? Var.
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Meclisin çalýþma derdi… Niyeti belli.
AHMET
YENÝ (Samsun) – Niyeti var, yok, ne biliyorsun?
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Yaptýðýnýz çalýþma hakkýnda, bu kanunlar hakkýnda…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Tamamlýyorum Sayýn Baþkan.
BAÞKAN
– Buyurun.
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Teþekkür ediyorum Sayýn Baþkan.
Meclis
olarak hepimiz biliyoruz ki, günübirlik, haftalýk ya da, Meclisin
iradesi AK Partinin ipoteði altýnda. Günübirlik, ne verilirse, daha
tartýþmadan bu kanunlarý ve kaygýlarýmýzý ve bilgi sahibi olmadan,
sadece “kabul edenler” ve “etmeyenler” anlayýþý doðrultusunda,
Grubunuzun vermiþ olduðu çoðunluk anlayýþýyla geçiriyorsunuz.
Biz diyoruz ki, bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmayalým diyoruz.
ÜNAL
KACIR (Ýstanbul) – Birbuçuk ay öncelerden söyledik bunu görüþeceðimizi.
HÜSEYÝN
GÜLER (Devamla) – Evet, birbuçuk ay önce söylediniz ve Avrupa Birliðinin
ilerleme raporuna, bir derecede, gerek Rum kesimine limanlarýn
kapýsýnýn aralanmasý ve bu konuda da verdiðiniz vaatler üzerine
bu kanunlarý geçirmek için el birliði içerisinde çaba sarf ettiniz,
ama nafile ki, bir derece Avrupa Birliðinden aldýðýnýz sýcak mesajlarla
bu iþin kotarýlacaðýný düþünüyorsunuz. Biz istiyoruz ki, bu Kanun’un,
toplumun tüm sorunlarýnýn kýsmen de olsa çözümüne katkýda bulunmasýný
bekliyoruz.
Hepinize
saygýlar sunuyorum. (Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN
– Teþekkür ediyorum Sayýn Güler.
Sayýn
milletvekilleri, saat 19.50’de toplanmak üzere birleþime ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.00
BEÞÝNCÝ
OTURUM
Açýlma
Saati: 20.08
BAÞKAN:
Baþkan Vekili Ýsmail ALPTEKÝN
KÂTÝP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELÝK (Burdur), Yaþar TÜZÜN (Bilecik)
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 13’üncü Birleþiminin Beþinci Oturumunu
açýyorum.
1239 sýra sayýlý Kanun Tasarýsý’nýn görüþmelerine
kaldýðýmýz yerden devam edeceðiz.
VII.
- KANUN TASARI VE TEKLÝFLERÝ ÝLE KOMÝSYONLARDAN
GELEN
DÝÐER ÝÞLER (Devam)
4.-
Vakýflar Kanunu Tasarýsý ve Avrupa Birliði Uyum ile Adalet Komisyonlarý
Raporlarý (1/1054) (S. Sayýsý: 1239) (Devam)
BAÞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarý’nýn tümü üzerindeki gruplar adýna
konuþmalar tamamlanmýþtý.
Þimdi, þahýslarý adýna konuþma talepleri
var.
Sayýn milletvekilleri, ayný anda konuþma
talebinde bulunan arkadaþlarýmýz var. Önce, Genel Kurulda olup olmadýklarýna
bakacaðým, ondan sonra, var olanlar arasýndan da kura çekeceðim.
Sayýn Ýnci Özdemir… Yok.
Sayýn Mücahit Daloðlu…
Sayýn Hikmet Özdemir…
Sayýn Ekrem Erdem…Burada.
Sayýn Mustafa Nuri Akbulut…
Sayýn Halil Özyolcu…
Sayýn Recep Özel…
Sayýn Ali Yüksel Kavuþtu…
Sayýn Ümmet Kandoðan…
Sayýn Mehmet Eraslan… Yok.
Kura neticesinde, ilk konuþmacý Sayýn
Mücahit Daloðlu... Konuþmuyor.
Ýkinci konuþmacý, Ýstanbul Milletvekili
Sayýn Ekrem Erdem... (AK Parti sýralarýndan “devam, devam” sesleri)
ÜNAL KACIR (Ýstanbul) – Konuþmuyorlar.
BAÞKAN – Evet, devam ama, baþka söz isteyenler
var.
Sayýn Yaþar Nuri Öztürk... Yok.
Sayýn Haluk Koç, buyurun.
HALUK KOÇ (Samsun) – Sayýn Baþkan, deðerli
milletvekilleri; hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Deðerli arkadaþlarým, önemli bir Yasa
Tasarýsý’nýn görüþülmesi için Genel Kurul toplantýsýndayýz. Bu Yasa
Tasarýsý’nýn önemini, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna konuþan,
Yasa Tasarýsý’nýn tümü üzerinde konuþan Sayýn Orhan Eraslan, öneminin
altýný çizerek, düþüncelerimizi Genel Kurula iletti.
Deðerli arkadaþlarým, þimdi, vakýflarla
ilgili düzenleme, þu anda, gerçekten, Türkiye’nin öncelikli olarak
ele almasý gereken bir konu mudur, deðil midir? Bunun önceliði bizim
açýmýzdan tartýþýlmalý.
Deðerli arkadaþlarým, þimdi, gerçekten
ciddi bir durumla karþý karþýyayýz. Türkiye’de eski vakýflar olarak
adlandýrdýðýmýz, bunlardan bir kýsmý mazbut vakýflar, bir kýsmý mülhak
vakýflar olarak adlandýrýlan mazbut vakýflarýn Vakýflar Genel Müdürlüðünce
yönetildiðini, mülhak vakýflarýn da mütevelliler veya seçilmiþ
heyetlerle yönetildiðini biliyoruz.
Deðerli arkadaþlarým, 13 Haziran 1932
tarihi oldukça önemli, vakýflar konusunda. Bundan önceki vakýflarýn
“eski vakýflar”, daha sonrasýnda yer alan vakýflarýn da “yeni vakýflar”
olarak adlandýrýldýðýný biliyoruz.
Deðerli arkadaþlarým, Medeni Kanun’umuzda,
vakýf müessesesi, Medeni Kanun hükümlerine göre açýkça karþýlýðý
belirtilerek yer almaktadýr ki, bunlar, demin de vurguladýðým gibi,
“yeni vakýflar” olarak adlandýrýlmaktadýr, hem de 2762 sayýlý Kanun
ile eski vakýflar bu Medeni Kanun’umuzda korunmuþ olmaktadýr.
2762 sayýlý Yasa, nitelik olarak, hukuksal
olarak, bu konuda yeterli açýklýðý ortaya koyan bir hukuk uygulamasý
olarak hukuk bütünlüðümüz içinde yer almaktadýr. Medeni Kanun’dan
önce var olan vakýflara da “eski vakýf” denilmektedir. Bu Kanun'da,
eski vakýflar da, mazbut ve mülhak vakýflar olarak, vurguladýðým gibi,
ikiye ayrýlmaktadýr.
Deðerli arkadaþlarým, þimdi, kamuoyunda
“cemaat vakýflarý” olarak da bilinen azýnlýk vakýflarýnýn mülhak
vakýflar kapsamýnda olduðunu biliyoruz. Lozan Barýþ Antlaþmasý’nýn
-ki, sýk sýk buna geri dönerek atýfta bulunuyoruz- 37 ve 44’üncü maddelerinde
azýnlýklarýn dinî, hayri, sosyal ve eðitsel ihtiyaçlarýný karþýlamak
üzere vakýf kurulmasý zaten hükme baðlanmýþ bulunmaktadýr. O dönem
ülkemizde var olan gayrimüslim azýnlýklarýn dinî, hayri, sosyal ve
eðitsel tesisleri vakýf haline getirilmiþtir.
Deðerli arkadaþlarým, 1936 Beyannamesi
olarak geçen, gayrimüslim cemaatlere hangi vakfa, hangi mallara
vakfedildiðini bildirme hakký tanýnmýþ bulunmaktadýr.
Þimdi, Lozan Antlaþmasý’na niye atýf yapýyoruz:
Lozan Antlaþmasý’nýn, burada, kenarýndan köþesinden tartýþýlmaya
açýlmasýnýn hukuksal altyapýsýný, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak,
bir altýn tepsi içerisinde muhataplarýmýza sunmuþ oluyoruz.
Deðerli arkadaþlarým, bakýn, eylül
ayýnda -bunu, Özel Eðitim Kurumlarýyla ilgili Kanun Tasarýsý burada
görüþülürken, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna konuþan arkadaþlarýmýz
dile getirdiler- Batý Trakya Türk ve Müslüman azýnlýðýnýn, Ýstanbul’da
düzenlediði 5’inci kurultayýnda Sayýn Baþbakan bir konuþma yaptý.
Orada, ben de, Sayýn Baþbakandan önce bir konuþma yapmýþtým ve Sayýn
Baþbakan Batý Trakya Türk ve Müslüman azýnlýðýnýn þu anda Yunanistan’da
-ki, Yunanistan’ý isterseniz parantez içinde biraz daha belirtelim,
tanýmlayalým, yirmi dört yýldýr, yirmi beþ yýldýr Avrupa Birliði
üyesi olan bir ülke ve Avrupa Birliði hukukunun baðladýðý bir ülke,
Yunan iç hukukunun yanýnda, Avrupa Birliði hukukunun doðrudan geçerli
olduðu bir ülke- oradaki 160 bin soydaþýmýza, Türk ve Müslüman azýnlýða
dönük, þu anda, bizim cemaat vakýflarý olarak tanýmladýðýmýz, yabancýlara
vakýf kurma hakký dahil, bu vakýflarýn þirket kurma, yurt içinde,
yurt dýþýnda temsilcilik açma, ticaret yapabilme hakký dahil, bütün
haklarý Türkiye verirken; “efendim Lozan ile ne ilgisi var bunun, bunu
illa getirip götürüp Lozan’a baðlýyorsunuz” gibi birtakým eleþtiriler
aklýnýzdan geçebilir. Ama, þunu çok açýklýkla paylaþmak zorundayýz:
Oradaki 160 bin soydaþýmýza, Türk ve Müslüman azýnlýk, Yunan vatandaþý
olan Türk ve Müslüman azýnlýða benzer konularda ne gibi haklar tanýnýyor
Yunan iç hukukunda ve Avrupa Birliði hukuku çerçevesinde, dönüp
ona bakmakta yarar var. Sayýn Eraslan buna konuþmasýnýn son bölümünde
deðindi. Çok acý bir gerçekle karþýlaþýyoruz.
Deðerli arkadaþlarým, bakýn bugün, bu
hafta baþýndan beri vakýflarla ilgili kanun tasarýsý görüþüleceði
için Batý Trakya derneklerinde görev yapan, orada sorumluluk almýþ
deðiþik konumdaki arkadaþlarýmýz sürekli arayarak, Sayýn Baþbakanýn
Ýstanbul’da 5’inci Batý Trakya Türk ve Müslüman azýnlýðýnýn kurultayýnda
yaptýðý konuþmanýn bu kürsüden hatýrlatýlmasýný istiyorlar.
Sayýn Ýnci Özdemir Haným karþýmda, gülümseyerek
herhâlde tasdik ediyorlar. Sayýn Baþbakanýn konuþmalarýnýn, Sayýn
Mehmet Ali Þahin tarafýndan, Sayýn Baþbakan Yardýmcýsý tarafýndan,
ben… Birazdan soru-cevap kýsmýnda belki kendisine yöneltilir veya
þahýs konuþmalarýndan sonra Hükûmet adýna Sayýn Baþbakan Yardýmcýsý
bu konuda bir açýklama getirebilir. Acaba, bu Hükûmetin Baþkaný
olan Sayýn Recep Tayyip Erdoðan tarafýndan o tarihte verilen, o konuþma
çerçevesinde verilen “Evet Kostas, mütekabiliyet ararým.” sözünün,
bu Yasa Tasarýsý’nda karþýlýðýný görmek istiyorlar.
Deðerli arkadaþlarým, Sayýn Baþbakanýn
taleplerinin, biz, gerçeðe dönmesini istiyoruz.
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Gerçek zaten, bakýn.
HALUK KOÇ (Devamla) – Yok efendim, karþýlýðý
yok.
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Var, var, iyi okumamýþsýn.
HALUK KOÇ (Devamla) – Sayýn Çelik, isterseniz,
sizinle gelin gidelim, bir Batý Trakya’ya gidelim. Gelin gidelim…
Gelin gidelim…
ÜNAL KACIR (Ýstanbul) – Görmek için Batý
Trakya’ya mý gitmek gerekiyor?!
HALUK KOÇ (Devamla) – Ünal Bey, siz hiç karýþmayýn,
siz dinleyin isterseniz; ben, Sayýn Çelik’le konuþuyorum. Þimdi,
siz grup baþkan vekili olun, sizle de muhatap olup konuþuruz.
ÜNAL KACIR (Ýstanbul) – Allah Allah!..
HALUK KOÇ (Devamla) – Sayýn Çelik, sizinle
isterseniz gelin bir Batý Trakya’ya gidelim. Batý Trakya’da, orada,
“Türk’üm ve Müslüman’ým” diyen insanlara, býrakýn eski mütevellilikleri,
Osmanlý’dan kalan eski ecdat yadigârý vakýflarýn üzerinde hak iddia
etmeyi, þu anda vakýf kurabilme konusunda bir Yunan vatandaþý olarak
benim hiç kendimden ayýrmadýðým, bu ülkede üreten, bu ülkede paylaþan,
bu ülkede tasada ve kývançta benimle beraber olan gayrimüslim Türk
yurttaþlarýnýn elde ettiði haklarýn hangi birisi var onlara bir
bakalým.
Bunu söylerken, ben, Türkiye’deki gayrimüslim
yurttaþlarýmýza herhangi bir rehin alma gibi, onlarýn haklarýný
kýsýtlayýcý bir uygulama gibi bir yol, yöntem önermiyorum, yanlýþ
anlaþýlmasýn. Ama, insan haklarý, demokrasi, özgürlükler… Bunlar,
sihirli kelimeler deðerli milletvekilleri. Bunlar, hiç kimsenin
itiraz etmediði, hele de bugünün hukuk sistemi içerisinde kiþisel
temelde insan haklarý, özgürlükler, demokratik haklar dediðiniz
zaman, hiç kimsenin itiraz etmediði makyajlý sözler bunlar, yaldýzlý
sözler. Bunlarýn arkasýna hangi talepler saklanýyor, hangi talepler
gizleniyor? Bu deyimlerin arkasýnda ne gibi siyasi hesaplar, projeler
getirilmek isteniyor? Bunlarý tartýþmak istediðiniz zaman siyasi
tutuculukla suçlanýyorsunuz, siyasi statükoculukla suçlanýyorsunuz.
Bizim söylemek istediðimiz bu.
Burada çok ciddi bir sorunla karþý karþýyayýz.
Bunu özellikle söylemek istiyorum.
Deðerli arkadaþlarým, çok sýk dile getirilen
bir söz: “Biz, Avrupa Birliði uyum paketleri içerisinde yer alan yasa
tasarýlarýný, Avrupa Birliði bizden bunlarý, ilerleme raporlarýnda
Türkiye lehinde yorumlar yapmak için veya zirve toplantýlarýndan
sonra yayýnlanan bildirgelerde Türkiye lehine paragraflar oluþturmak
için çýkartmýyoruz, kendi insanýmýz, kendi milletimiz bunu hak ettiði
için çýkartýyoruz.” söylemleri var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
HALUK KOÇ (Devamla) – Bitiriyorum Sayýn
Baþkan.
BAÞKAN – Buyurun.
HALUK KOÇ (Devamla) – Deðerli arkadaþlarým,
insan haklarý, demokrasi, özgürlükler, bunlar Türkiye’de saðlansýn,
ama, Batý Trakya’daki 160 bine yakýn, 60 bin haymatlozu da katalým,
vatansýzý da katalým, yurtsuzu da katalým, 200 bine yakýn, bütün
dünyanýn dört bir köþesine, Yunan baskýsýndan yýlarak göçmüþ, orada
yurtlarýný, ailelerini býrakmýþ 60 bin soydaþýmýzý da katarsak
200 bin-210 bin insanýmýz adýna da bunlarý Yunanistan’dan, Sayýn Baþbakanýn
sözleri üzerine, talep etme hakkýný kullanmak zorundayýz.
Deðerli arkadaþlarým, bakýn, özel eðitim
kurumlarýyla ilgili -Sayýn Baþkan, bir dakika daha rica edeceðim-
özel eðitim kurumlarý görüþülürken, burada, Türkiye Cumhuriyeti
yurttaþý olmayan, ayný etnik ve dinî kökene baðlý olanlarýn da Türkiye’deki
azýnlýk okullarýndan faydalanmasý yolunda bir önerge getirilmiþti.
Buna karþý çýkmýþtýk, sizin de duyarlýlýðýnýzla bu geri çekilmiþti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
HALUK KOÇ (Devamla) – Bitiriyorum Sayýn
Baþkan.
Önemli olduðu için hatýrlatmak istiyorum.
BAÞKAN – Lütfen, konuþmanýzý tamamlayýn.
HALUK KOÇ (Devamla) – Teþekkür ederim.
Bunlar, temel yasa görüþüyoruz zaten.
Tümü üzerinde, hiç olmazsa, geçmiþte yaptýðýmýz ve birlikte düzeltme
þansýný elde ettiðimiz bazý konularý da tekrar gündeme getirmekte
fayda var.
Deðerli arkadaþlarým, açýklama yapýldý,
dendi ki: “Ermeni Patriði Sayýn Mutafyan bu talepte bulundu.” Bazý
köþe yazarlarý da bunu dile getirdiler ve 30 bin, Türkiye’de, þu anda
yaþamýný sürdürmekte olan kaçak iþçi statüsündeki Ermeni’nin çocuklarýnýn
bu okullarda, temel bir insanlýk hakký olarak eðitim görmesine dönük
bir talep olarak dile getirildi. Deðerli arkadaþlarým, bunun arkasýndaki
olay, Sayýn Mutafyan’ýn insani talebinin dýþýnda birtakým noktalara
gidiyor.
Bakýn, Fener Rum Patriði ve baðlý olan
kiþiler, 2003 yýlýnda Millî Eðitim Bakanýna… Zaman gazetesinin ilgili
kupürlerini sonra buldum, o tarihte tartýþamadým. Ruhban Okulunun
lise kýsmý -ki, kapatýlma sebebi öðrenci azlýðýndandýr- eðer, bu
madde bu þekilde yasalaþsaydý, sizin duyarlýlýðýnýzdan da, bir
grup arkadaþýmýn duyarlýlýðýndan da kaçsaydý, geri çekilmeseydi
ne olacaktý biliyor musunuz: Rum diasporasýna açýk bir davet olacaktý
ve bütün dünyadaki Rum diasporasýnýn büyük maddi ve manevi desteði
altýndaki öðrencilerin buraya taþýnmasýy
Deðerli arkadaþlarým, mütekabiliyet
diyoruz, bunun eðitimle ilgili kýsmý var, ama çok acý bir tarihî gerçeði
de sizlerle paylaþmak istiyorum: Mavri Mira Cemiyeti Ruhban Okulunun
içinden çýkmýþtýr ve Türkiye’de Ulusal Kurtuluþ Savaþý verilirken
iþgal edilen her Batý Anadolu kasabasýnda, nereye, ne þekilde Yunan
Bayraðý asýlacak, nerede, ne þekilde, ne Türk katledilecek, bunlarýn
hepsinin hesabý, oradan yetiþenler tarafýndan bu milletin tarihinde
uygulanmýþtýr, yerini almýþtýr.
BAÞKAN – Sayýn Koç, lütfen tamamlayýn
konuþmanýzý.
HALUK KOÇ (Devamla) – Yakýn siyasi tarihi
unutarak, önümüze ufuklar açarak, insan haklarý, demokrasi, özgürlük
yaldýzlý kelimelerine birtakým þeyleri sýðdýrarak, Türkiye’nin
geleceðini ipotek altýna almayalým deðerli arkadaþlarým.
Ben, tekrar duyarlýlýðýnýzý rica ediyorum,
özel eðitim kurumlarýndaki gibi ve bir kere daha ifade ediyorum:
Türkiye Cumhuriyeti yurttaþý olan hiçbir gayrimüslim yurttaþýmý
töhmet altýnda býrakacak bir açýklama yapmamaya özen gösteriyorum.
Onlar bizim kardeþimizdir. Benimle beraber üreten, benimle beraber
ayný tasayý, kývancý paylaþan insanlarla yurttaþ olmaktan, bir arada
bulunmaktan mutluluk duyduðumu ifade ediyorum. Ama, dünyanýn neresinde,
bir, bu kökenden gelen insanlarýn sýkýntýsý varsa bunlarýn çözümü
için de, mutlaka, bu konular görüþülürken mütekabiliyet unsurlarýnýn
dikkate alýnmasýný dikkatlerinize sunuyorum.
Hepinize saygýlarýmý sunuyorum.
(CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ediyoruz Sayýn Koç.
Hükûmet adýna Devlet Bakaný ve Baþbakan
Yardýmcýsý Sayýn Mehmet Ali Þahin açýklamalarda bulunacaklar.
Buyurun Sayýn Bakan. (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar)
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým;
hepinizi sevgiyle, saygýyla selamlýyorum.
Görüþmekte olduðumuz Vakýflar Yasa
Tasarýsý’nýn niçin hazýrlandýðýný ve huzurunuza hangi amaçla getirildiðini,
konuþmamýn baþýnda, birkaç cümleyle sizlere ifade etmek istiyorum.
Göreve gelir gelmez, birkaç ay sonra,
Vakýflar Genel Müdürümüz ve ilgili personeliyle bir araya gelerek
“Acaba önemli bir sivil toplum alaný olan vakýflar konusunda Türkiye’de
ne gibi sorunlar var, bunlarýn çözümüyle ilgili vakýflarýmýz hangi
beklentiler içerisindedir, bu alanda yapýlmasý gereken ne gibi deðiþikliklere
ihtiyaç vardýr, hangi adýmlarýn atýlmasý gerekir?” bu sorularýn cevabýný
oluþturmak üzere, 2003 yýlýnýn Mayýs ayýnda bir vakýf sempozyumu düzenlemeye
karar verdik. Bu, ulusal düzeyde bir vakýf sempozyumuydu. Türkiye’de
belli baþlý vakýflarýn ilgilileri bu sempozyuma katýldýlar, uzmanlar
görüþlerini ifade ettiler. Ancak, bunu da yeterli görmedik. 2003
yýlýnýn Aralýk ayýnda, bir de uluslararasý seviyede vakýf sempozyumu
yapmaya karar verdik. Bu sempozyumu da Ankara Üniversitesi Hukuk
Fakültesiyle birlikte organize ettik. Ankara Hukuk Fakültesinin
medeni hukuk kürsüsünden deðerli hocalarýmýzýn da katkýlarýyla,
Ankara’da -þu kitapçýkta topladýðýmýz görüþlerin ifade edildiði-
son derece ciddi, yurt dýþýndan da bu alanda uzman olarak bildiðimiz
kiþilerin katýldýðý bir sempozyum düzenledik. Burada, çok deðerli
fikirler ortaya kondu, bu alanla ilgili yaþanan sorunlar dile getirildi,
yeni vakýflar, mülhak vakýflar, mazbut vakýflar ve cemaat vakýflarýyla
ilgili yaþanan sorunlar dile getirildi ve bu sorunlarýn nasýl çözülmesi
gerektiðiyle ilgili fikirler ve öneriler ortaya kondu. Bunlar, bu
kitapçýkta yazýlýdýr. Sonra, arkadaþlarýmýzla birlikte, bütün
bunlarý deðerlendirerek, bir karara vardýk. Yeni bir Vakýflar Yasa
Tasarýsý hazýrlamanýn bu sorunlarý kökten çözmede daha mantýklý
bir yol olacaðý görüþü aðýr bastý; çünkü, deðerli arkadaþlarým, vakýf
mevzuatý alanýnda, hâlâ, þu anda, on tane ayrý kanun, altý tüzük, altý
teblið, yirmi yedi yönetmelik var.
Biraz önce, sevgili dostum Sayýn Eraslan,
konuþmalarý esnasýnda “Bizim Vakýflar Kanunu diye yeni bir kanuna
ihtiyacýmýz yok, Medeni Kanun’un vakýflarla ilgili bölümü kâfidir.
Niye böyle bir tasarýy
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Yanlýþ anlamýþsýnýz.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – “Medeni Kanun’umuzda ihtiyacý karþýlamaya
yetecek hükümler vardýr, bu düzenlemeler vakýf mevzuunda yeterlidir.”
Aynen, konuþmanýzdan aldým Orhan Bey, böyle ifade ettiniz.
Þimdi, tabii, þu anda, yeni bir kanun çýkarmadýk.
Medeni Kanun var. 1935 yýlýnda çýkarýlmýþ 2762 sayýlý Vakýflar Kanunu
var, Medeni Kanun da var ama. Yine, 1956 yýlýnda çýkarýlmýþ 6760 sayýlý
Vakýflar Umum Müdürlüðü Vazife ve Teþkilatý Hakkýnda Kanun var. Yine,
1984 yýlýnda kabul edilmiþ 227 sayýlý Kanun Hükmünde Kararname var.
Tabii, vaktinizi almamak için diðer kanunlarý saymýyorum.
Bütün bu mevzuat, vakýflar alanýnda
bir mevzuat daðýnýklýðýný gündeme getiriyordu. Bunlarý bir araya
toplayalým, yani vakýflar alanýnda bir müracaatta bulunmak, bir
konuyu araþtýrmak isteyen kiþi, bir tek kanuna bakarak, bu alanla
ilgili aradýðýnýn cevabýný bulabilsin düþüncesiyle, yeni, tek
bir vakýflar kanunu hazýrlamaya karar verdik. Ýþte hazýrlamýþ olduðumuz
ve huzurunuzda þu anda görüþülmekte olan Vakýflar Kanunu Tasarýsý
böyle bir niyetin, böyle bir çalýþmanýn sonucunda huzurunuza gelmiþtir.
Ayrýca, demin de ifade etmiþtim, sempozyumda
ortaya çýkan sorunlar ve çözüm önerileriyle ilgili de, tabii ki bu
Tasarý’da çözümler ortaya koymamýz, bu sorunlarý mümkün olduðunca
çözmemiz gerekiyordu. Biraz sonra “neler içeriyor bu Tasarý” sorusuna
cevap verirken, bunlarýn ne olduðunu da sizlerle paylaþacaðým.
Þunu da ifade edeyim: “Efendim, bunu Avrupa
Birliði istediði için Hükûmet hazýrladý ve önünüze getirdi...”
Evet, Avrupa Birliði ile ilgili yönü de var. Nasýl yönü var? Çünkü,
Avrupa Birliði müktesebatýnda mülkiyet hakkýyla ilgili, müktesebatýn
Türkiye’ye taþýnmasý keyfiyeti var. Özellikle cemaat vakýflarýnýn
Türkiye’de mülk edinmeleriyle ilgili birtakým sorunlar yaþandý.
Hâlâ bu sorunlar yaþanmaya devam ediliyor. Bizim Hükûmetimizden önce,
2002 yýlýnda, Vakýflar Kanunu’na eklenen geçici maddelerle, ek maddelerle,
o zamana kadar, özellikle 1974 yýlýndan beri mülk edinemeyen cemaat
vakýflarýnýn mülk edinme hakký 57’nci Hükûmet döneminde, yine Avrupa
Birliðiyle ilgili uyum baðlamýnda eklenen o maddelerle cemaat vakýflarýna…
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – 4771…
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Tabii… Çok teþekkür ederim.
Ýþte, 4778 Sayýlý Yasa’yla, cemaat vakýflarý
vakfiyeleri olup olmadýðýna bakýlmaksýzýn Vakýflar Genel Müdürlüðünün
izniyle dinî, hayri, sosyal, eðitsel, sýhhi ve kültürel alanlardaki
ihtiyaçlarýný karþýlamak üzere taþýnmaz mal edinebilirler ve taþýnmaz
mallarý üzerinde tasarrufta bulunabilirler.
Daha sonra 4771 var. Ýþte, 4778’i biraz
önce okudum. Yani, cemaat vakýflarýnýn mülk edinmeleriyle ilgili
yaþanan sorun, 2002 yýlýnda 3 Aðustos tarihinde çýkan bir yasal düzenlemeyle
giderilmeye çalýþýldý.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Ayný hassasiyeti
Batý Trakya Türkleri için de gösteriyor musunuz?
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Bir þey söyleyecekseniz söz alýrsýnýz
Deðerli Dostum, gelirsiniz burada konuþursunuz.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Söyleyeceðiz…
Söyleyeceðiz…
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla ) – Yani, karþýlýklý konuþmamýz Ýç Tüzük’e
göre mümkün deðil. Ben sizinle çok severek konuþurum…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Söyleyeceðiz
de, onu da belirtin Sayýn Bakan.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Ama, tabii, þu an kürsüde Sayýn Baþkan tarafýndan
söz hakký bana verilmiþ olduðu için, izin verirseniz, ben bunu kürsüden
kullanayým.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – O hassasiyeti
gösterirseniz memnun oluruz. Bunu da söylerseniz memnun oluruz.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Katýlmadýðýnýz görüþlerim olursa, söz
alýrsýnýz, çýkarsýnýz, ben de memnuniyetle dinlerim. Eðer yanlýþ
bir þeyi ifade etmiþsem, siz doðrusunu söylerseniz size de katýlýrým.
O nedenle, sabýrla beni dinleme nezaketini gösterirseniz ondan
mutluluk duyarým.
Þimdi, Avrupa Birliðiyle ilgisini anlatmaya
çalýþýyorum.
Deðerli arkadaþlarým, þöyle bir deðerlendirme
yapmam, sanýyorum, hem sizlere hatýrlatma bakýmýndan hem de televizyon
baþýnda bizleri izleyen vatandaþlarýmýzý bilgilendirme bakýmýndan
yararlý olacaktýr:
Osmanlý’da gayrimüslim cemaatin kurmuþ
olduðu vakýflar yoktu, hayýr kurumlarý þeklinde örgütlenmiþlerdi.
Cumhuriyetle birlikte, bu alanda yeni bir düzenleme yapýlmaya ihtiyaç
duyuldu. 1935 yýlýnda Vakýflar Kanunu hazýrlanýrken, bu cemaatlere,
hayýr kurumu þeklinde örgütlenmiþ olan bu cemaatlere beyanname
vermeleri Vakýflar Genel Müdürlüðüne, bu beyannamelerinin vakýf
senedi yerine geçeceði ve bundan sonra da kendilerinin vakýf statüsüne
kavuþacaklarý ifade edildi. Onlar da beyanname verdiler ve böylece
bu beyannameleri vakfiye yerine geçerek vakýf statüsü kazandýlar.
1974 yýlýnda verilen Yargýtay Genel Kurulu
kararýna kadar, bu cemaat vakýflarý Türkiye'de mülk edinebildiler,
kendilerine baðýþ yoluyla verilen gayrimenkulleri mülk olarak
edinme hakkýna sahip oldular; ancak Yargýtay Genel Kurulu…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Sayýn Baþkaným, benim sürem 20 dakika
deðil mi efendim? (CHP sýralarýndan “10 dakika” sesi) 20 dakikadýr efendim, lütfen…
Evet, daha zamaným var, daha zamaným var Sayýn Baþkaným.
BAÞKAN – Pardon, bir dakika.
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – Alýþkanlýk!
BAÞKAN – Biraz cimriyiz, evet.
Buyurun.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Evet, çok teþekkür ederim.
Yargýtay Hukuk Genel Kurulu, kararýnda
dedi ki: “Bunlarýn beyannamelerinde, vakfiyede olduðu gibi mülk
edinmeleriyle ilgili hüküm yok. Bunlar daha sonra mülk edindiler
ama, bu cemaat vakýflarý aslýnda mülk edinemezler. Dolayýsýyla,
þu ana kadar edinmiþ olduklarý mülklerin iadesi gerekir.”
Ýþte, bundan sonra, cemaat vakýflarýnýn
üstüne baðýþ yoluyla veya satýn alma yoluyla, her ne suretle olursa
olsun geçmiþ olan bu gayrimenkuller cemaat vakýflarý üzerinden terkin
edildi, iptal edildi. Bir kýsmý hazineye geçti, bir kýsmý Vakýflar
Genel Müdürlüðüne geçti, hatta satýlarak üçüncü þahýslara geçen
gayrimenkuller oldu.
Ýþte, 2002 yýlýnda, 57’nci Hükûmet döneminde
Vakýflar Kanunu’na eklenen o demin okuduðum maddeyle, cemaat vakýflarý
yeniden mülk edinmeye baþladýlar. Ancak, deðerli arkadaþlar, hazineye
geçmiþ olanlarý alma imkânýna sahip olamadýlar, Vakýflar Genel Müdürlüðüne
geçmiþ olanlarý alma hakkýna sahip olamadýlar. Bu sorun devam etti
ve kuþkusuz ki, Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesinin önüne kadar bu
gitti.
Þimdi, burada, bir insan olarak, çaðdaþ
bir insan olarak konuþacak olursak, herkesin temel hak ve özgürlüklere
sahip bireyler olarak yaþama hakkýna sahip olduðu bilinciyle konuþacak
olursak, hangi dine mensup olursa olsun, eðer bir kiþinin veya bir tüzel
kiþinin, bir vakfýn bir gayrimenkulü þu veya bu nedenle elinden alýnmýþsa,
onu iade etmek medeni olmanýn bir gereðidir. (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar)
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Yalnýz, onlar
birey hakký deðil Sayýn Bakan. Birey hakký deðil, karýþtýrýyorsun.
Bir taraftan “azýnlýk hakký” diyorsun,
bir taraftan “birey hakký.” Birey hakkýndan bahsetmiyoruz.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Ben, Cumhuriyet Halk Partili arkadaþlarýn
bu konuda benden farklý düþündükleri kanaatinde deðilim. Biraz önce,
Sayýn Haluk Koç da “Bu gayrimüslim vatandaþlar bizim de vatandaþlarýmýzdýr.
Onlarýn hakkýný, hukukunu korumak bizim de görevimizdir.” dedi.
Aþaðý yukarý ayný þeyleri söylüyoruz.
Ýþte, bu Yasa Tasarýsý bu konuda da
ileri bir adým atýyor 2002’ye nispetle. Orada birtakým mülk edinme hakkýna
sahip oldular. Þimdi, geçmiþte kendilerinin olan, ama, 1974 yýlýndaki
Yargýtay kararýyla ellerinden alýnan gayrimenkullerin bir kýsmýna
daha kavuþma imkânýna sahip oluyorlar.
Avrupa Birliði, bu konuda yaþanan sorunlarýn
çözümünü istiyor. Aslýnda, Avrupa Birliði bunu bizden istemeden
biz yapmalýyýz. Biz, aslýnda, böyle bir gelenekten geliyoruz, böyle
bir kültürden geliyoruz. Baþkalarýnýn hak ve hukukuna riayet etmenin
bizim asli görevimiz olduðu bilinciyle hareket eden bir medeniyet
anlayýþýna sahibiz. Bunu bizim yapmamýz gerekirdi. Ama, biz, hemen
ifade ettiðim gibi, 2003 yýlýnda yapmýþ olduðumuz sempozyumlarda,
ortaya çýkan bu sorunu çözmek için, daha Avrupa Birliði önümüze bu
konuyu getirmeden, biz, o zaman Vakýflar Genel Müdürlüðü olarak karar
vermiþtik bunlarý çözelim diye. Dolayýsýyla, biz, bu düzenlemeleri
de kendiliðimizden, bunun doðru olduðuna inandýðýmýz için bu Yasa
metnine koyduk.
O bakýmdan, bu Tasarý Türkiye’nin ihtiyaçlarý
için hazýrlanmýþtýr. Yeni vakýflarýmýzýn ihtiyaçlarý için hazýrlanmýþtýr,
gayrimüslim Türk vatandaþlarýnýn mensubu bulunduðu cemaat vakýflarýnýn
demin ifade ettiðim sorunlarýný çözmek için hazýrlanmýþtýr.
Þimdi, deðerli arkadaþlar, bu tasarý
ne getiriyor? Çünkü, zamaným süratle ilerliyor.
Bir defa, biz bu Tasarý’yla, vakýf kurmayý
kolaylaþtýrýyoruz deðerli arkadaþlarým. Faaliyet alanlarýný geniþletiyoruz.
Bakýn, ben göreve geldiðimde sormuþtum arkadaþlarýmýza: Medeni
Kanuna göre kurulmuþ, yeni vakýf dediðimiz vakýf sayýmýz ne kadardýr?
Cevap: “
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Demek ki, insanlarý
yoksullaþtýrmýþsýnýz. Vakýf, varlýktan kaynaklanýr.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Ýzah edeceðim, nereden kaynaklandýðýný
izah edeceðim, sabýrlý olun.
…kendi mal varlýðýndan bir bölümünü veya
tamamýný, diðer insanlar istifade etsinler diye, bir amaca tahsis
etmek, bizim kültürümüzün bir gereðidir. Anadolu’nun neresine giderseniz
gidin, Türkiye’nin neresine giderseniz gidin, vakýf yoluyla kurulmuþ
yüzlerce, binlerce eser göreceksiniz. Onlar, kendileri için deðil,
mütevellilerin kendileri için deðil, baþkalarý içindir; baþkalarý
yararlansýn, ben de buradan manen istifade edeyim düþüncesiyle yapýlmýþtýr.
Dolayýsýyla, bizim, bu vakýf geleneðini, vakýf anlayýþýný devam
ettirmemiz lazým. Vakýf kurmak isteyen insanlara, vakýf kuran insanlara,
“Yahu, nereden de kurdum bu vakfý? Anamdan emdiðim sütü burnumdan getirttiler!”
dedirtmemek mecburiyetindeyiz. Biz bunu teþvik etmeliyiz. Ýþte,
bu Vakýflar Yasa Tasarýsý hazýrlanýrken, bu alanda, vakýf kurmak
isteyen vatandaþlarýmýza mümkün olduðu kadar kolaylýk getirme
anlayýþýyla hazýrlanmýþtýr.
Peki, niye 132 tane azaldý? Biliyorsunuz,
biz göreve geldiðimizde, bir yasa tasarýsýný Meclise sevk ettik
ve hep birlikte de yasalaþtýrdýk. O da, kamu kurum ve kuruluþlarý
bünyesindeki “kamu vakfý” dediðimiz vakýflarýn faaliyetleriyle
ilgili bir düzenlemeydi. Dedik ki, kamu kurum ve kuruluþlarý bünyesindeki
vakýflar kamu imkânlarýný kullanmasýnlar. Tabii, bu yasa yürürlüðe
girdi ve bazýlarý kamu imkânlarýný kullanamayýnca hayatta kalamayacaklarýný
anladýklarý için kendi kendilerini feshettiler. Bunun sayýsý fazla
deðil. Eðer, vakýf anlayýþýný ve kültürünü biz canlý tutup, diðer
insanlara bu anlayýþý anlatmazsak ve bizden sonra gelen nesillere
bu güzel anlayýþý aktarmazsak, korkarým, bu vakýf sayýsýnda azalma
olur. O bakýmdan, bizim insanlarýmýzýn hayýr hasenat amaçlý bu tür
faaliyetlere yönelmesini teþvik etmemizin gerektiði inancýndayým.
Ayrýca, Sayýn Özel de, AK Parti Grubu
adýna yaptýðý konuþmada, bu Tasarý’nýn neler getirdiðini sizlere
ifade etmiþti.
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Bir biz edemedik
deðil mi?!
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Sayýn Eraslan, siz genellikle endiþelerinizi
bizimle paylaþtýnýz; o sizin takdirinizdir. Hatta, burada notlar
aldým: “Avrupa Birliði vakýf mevzuunda bizden geridir” dediniz.
Katýlýyorum size; bizden de geri olmasý gerekir, bizim onlardan
daha ileri olmamýz gerekir, çünkü, bu bizim kültürümüzün bir gereðidir.
(AK Parti sýralarýndan alkýþlar) Tabii ki, onlardan bu konuda ileride
olacaðýz ve onlara örnek olacaðýz. Þimdi, baþka ülkelerde, iþte,
þöyle þöyle yapýlýyor, Avrupa Birliði ülkelerinde. Onlara örnek
davranýþlar göstermeliyiz. Bakýn, siz þöyle yapýyorsunuz, ama, bu
iþin böyle olmasý gerekir diye bunu göstermeliyiz, o bize yakýþýr.
Ýnsanlarýn serbestçe örgütlenebilme -dernek, vakýf adý altýnda örgütlenebilme-
ve birtakým güzellikleri diðer insanlarla paylaþma erdeminin önüne
sýnýr konmamasý gerektiðini biz dünyaya göstermeliyiz. Ecdadýmýz
bunu göstermiþ, þimdi de onlarýn vârisleri olarak bu bize düþer. (AK
Parti sýralarýndan alkýþlar) Baþkalarý þöyle kýsýtlama yapýyor,
biz de kýsýtlama yapalým anlayýþýna katýlmýyorum. Biz iyisini
göstermeliyiz, doðrusunu göstermeliyiz.
Þimdi, tabii, vaktim son derece daraldý;
çok önemli bir konu… Sayýn Haluk Koç, Sayýn Baþbakanýmýzýn, Batý
Trakya Türkleri Derneðinde, Ýstanbul’da yapmýþ olduðu bir konuþmada,
mütekabiliyetten bahsettiðini; ancak, bu tasarýda mütekabiliyetin
olmadýðýný ifade etti. Ancak, Sayýn Koç, mutlaka okumuþ ve tetkik
etmiþ olmalý; bakýn, bu Tasarý’nýn 2’nci maddesini aynen okuyorum:
“Bu Kanun; mazbut, mülhak ve yeni vakýflar, cemaat ve esnaf vakýflarý
ile Vakýflar Genel Müdürlüðünü kapsar.
Bu Kanunun uygulanmasýnda milletlerarasý
mütekabiliyet ilkesi saklýdýr.” Þu, Yunanistan’daki Vakýflar Yasasý’dýr.
Bu cümle 1’inci maddesinden aynen alýnmýþtýr. “Sizde var; biz de bunu
aldýk, buraya koyduk.” O nedenle, Sayýn Baþbakanýmýz orada ne söylemiþse,
bu, buraya aynen intikal etmiþtir. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
FERÝDUN FÝKRET BALOÐLU (Antalya) – Mütekabiliyetin
garantisi ne?
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Evet, buyurun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
BAÞKAN – Buyurun efendim.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Devamla) – Sayýn Baþkaným, bölümler üzerinde siz
deðerli milletvekili arkadaþlarým bu Yasa Tasarýsý’nýn daha iyi
anlaþýlmasý bakýmýndan sorular soracaksýnýz. Bu sorularýn cevabý
esnasýnda, bu Yasa Tasarýsý’nýn anlatmayý düþündüðüm halde, zaman
darlýðý nedeniyle sizlerle paylaþamadýðým birçok konuyu bu sorularýnýza
cevap verirken sizlere aktarabileceðimi umuyorum.
Bu Yasa Tasarýsý -tekrar ediyorum- Türkiye
için hazýrlanmýþtýr, Türkiye’deki vakýflar için hazýrlanmýþtýr.
Türkiye’de, gerek yeni vakýflar gerek mazbut, mülhak ve cemaat vakýflarý,
esnaf vakýflarý için hazýrlanmýþtýr. Bu, Türkiye’ye özgü bir Vakýflar
Yasasý’dýr. Ben, bu Yasa Tasarýsý’nýn yasalaþmasý halinde, þimdi
ifade edemediðim; ama, biraz sonra deðiþik vesilelerle ifade etmeyi
düþündüðüm o yeni açýlýmlarýn Türkiye’ye ve bu alana önemli kazanýmlar
getireceðini düþünüyorum. Kýymetli vakitlerinizi daha fazla
almaya hakkým olmadýðý için konuþmama burada nokta koyuyorum ve
hepinizi yeniden sevgiyle saygýyla selamlýyorum efendim. (AK Parti
sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ediyoruz Sayýn Bakan.
Sayýn milletvekilleri, Niðde Milletvekili
Sayýn Orhan Eraslan, Sayýn Bakanýn konuþmasý sýrasýnda, kendi konuþmasýnýn
yanlýþ anlaþýlmasýna mahal verecek ifadeler kullandýðýný beyan
etmiþ ise de, Ýç Tüzük’ün 69’uncu maddesine göre gerek kendi konuþmasý
gerek de Bakanýn konuþmasýnýn bu konuþmalarý yanlýþ anlamaya mahal
verecek bir mahiyette olmadýðýndan talebinizi kabul edemiyorum
Sayýn Eraslan.
Teþekkür ederim.
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Efendim, böyle
olur mu Sayýn Baþkaným? Sayýn Baþkan, ben baþka bir þey söyledim, Sayýn
Bakan baþka bir þey söyledi.
BAÞKAN – Maddeler sýrasýnda eðer ihtiyaç
duyarsanýz açýklarsýnýz efendim.
Þimdi, soru ve cevap kýsmýna geçiyorum.
Sayýn Ahmet Iþýk, buyurun.
AHMET IÞIK (Konya) – Sayýn Baþkan, teþekkür
ediyorum.
Sayýn Bakaným, Tasarý’nýn 5’inci maddesiyle
yabancýlara Türkiye’de yeni vakýf kurma hakký tanýnmaktadýr. Türk
vatandaþlarý Avrupa Birliði ülkelerinde vakýf kurabilmekte midirler?
Þu anda Türkiye’de yabancýlar tarafýndan kurulmuþ vakýf var mýdýr?
Ýkinci sorum: Türk Medeni Kanunu’ndaki
hüküm nedeniyle senetlerinde özel hüküm olmayan vakýflar organ
üyeliklerini tamamlayamayarak daðýlmaktadýrlar. Yeni düzenlemeyle
burada sorun giderilmekte midir?
Son olarak ise, yükümlülüklerini yerine
getirmeyen yöneticiler doðrudan görevden alýnma davasýyla karþý
karþýya gelmektedirler. Yeni düzenlemeyle burada bir iyileþme
var mýdýr?
Teþekkür ederim.
BAÞKAN – Teþekkür ediyoruz Sayýn Iþýk.
Sayýn Ekmekcioðlu, buyurun.
HÜSEYÝN EKMEKCÝOÐLU (Antalya) – Sayýn
Baþkan, teþekkür ediyorum.
Bu Tasarý’yla, vakýflar ve vakýflarýn
en üst karar organý olan Vakýflar Meclisi önemli ölçüde siyasal iktidarýn
güdümüne girmektedir. Vakýflar Meclisi üyelerinin, meclis baþkaný,
genel müdür yardýmcýlarý ile kültür ve turizm temsilcileri dýþýnda
kalan tüm üyelerinin Baþbakan tarafýndan seçilmesi veya atanmasý,
doðal olarak, meclis üyeleri ve bu üyelerin aldýklarý kararlarýn
-ve hatta- kimi zaman siyasallaþmasý tehlikesini doðurabilecektir.
Böyle bir durumu, Anayasa’nýn kuvvetler ayrýlýðý ilkesi ile ve vakýf
yönetimlerinde olmasý gereken tarafsýzlýkla baðdaþtýrabiliyor
musunuz?
Teþekkür ediyorum.
BAÞKAN – Teþekkür ediyoruz Sayýn Ekmekcioðlu.
Sayýn Emek… Yok…
Sayýn Yeni… Yok.
Sayýn Kart…
ATÝL
Sayýn Yusuf Beyazýt, yani Vakýflar Genel
Müdürü olarak görev sürdürmekte olan Sayýn Beyazýt, hangi tarihten
bu yana vekâleten görev yapmaktadýr? Asaleten atamasý neden yapýlmamýþtýr?
Sayýn Cumhurbaþkaný tarafýndan iki defa veto edildiði doðru mudur?
Vakýflar Genel Müdürlüðü gibi önemli
bir görevin, Yasa’nýn açýk hükümlerine raðmen, bu kadar uzun süre
vekâleten sürdürülmek istenilmesinin yasal ve takdirî dayanaðý nedir?
Ýkinci temel sorum þu: Sayýn Yusuf Beyazýt
ve Maksut Serim, Ýstanbul’da, Vakýfbanka ait hangi þubelerde hangi
tarihlerde müdür olarak veya herhangi bir sýfatla görev yapmýþlardýr?
Adý geçenlerin görev yaptýðý bu tarihlerde Ýstanbul Büyükþehir Belediyesinin
veya Büyükþehre baðlý þirketlerin hesaplarý bu þubelerde iþlem
görmüþ müdür? Bu iþlem gören miktarlarýn tutarý nedir?
Ve en nihayet, Maksut Serim’in þube müdürü
olduðu dönemde Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi hesaplarýnýn bu
þubeye yatýrýldýðý -Vakýfbank Ýstanbul Validesultan Þubesinden
söz ediyorum- bankacýlýk mevzuatýna ve hukuka aykýrý bir þekilde
iþlemler yapýldýðý, þubede görünen ve görünmeyen hesaplar açýldýðý,
yani illegal hesaplarýn açýldýðý, daha sonra ise, her nasýlsa ve
her nedense 58 ve 59’uncu Hükûmetler döneminde Baþbakanlýk bünyesindeki
örtülü ödeneðin de baþýna Maksut Serim’in getirildiði yolundaki
iddialara nasýl bir açýklama getirebilirsiniz?
HALÝL AYDOÐAN (Afyonkarahisar) – Ne
var bunda? Hiçbir þey yok ki.
BAÞKAN – Deðerli milletvekilleri,
ben, Sayýn Kart’ýn, sorularýný sorarken sözünü kesmedim; ama, Meclis
Baþkaný olarak o sorularýn önemli bir kýsmýnýn Vakýflar Yasasý’yla
baðlantýsýný ben kuramadým. Siz kurdunuzsa bilmiyorum. Takdir…
ATÝL
BAÞKAN – Efendim, isim vererek, þahýslarla
ilgili, burada bu sorunun hiçbir ilgisi yoktur. Bu tip soru soran
olursa keserim sorusunu, kimse kusura bakmasýn.
ATÝL
BAÞKAN – Efendim, Vakýflar Bankasý mevzuatý
görüþülürken sorarsýnýz.
ATÝL
BAÞKAN – Ben iliþki kuramadým, siz kurdunuzsa,
takdir sizin.
Buyurun, Sayýn Koç, buyurun.
ATÝL
BAÞKAN – Sayýn Koç, buyurun.
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Sayýn Baþkan,
para konularýný sorma mý demek istiyorsunuz?
ATÝL
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Para konularýna
girmeyelim mi diyorsunuz?
ATÝL
BAÞKAN – Ben burada…
ATÝL
BAÞKAN – …Ýç Tüzük’e göre doðru olarak
görev yapmak istiyorum.
ATÝL
BAÞKAN – Doðru görev yapmak istiyorum.
ATÝL
BAÞKAN – Buyurun, Sayýn Koç.
ATÝL
HALUK KOÇ (Samsun) – Sayýn Baþkan…
ATÝL
HALUK KOÇ (Samsun) – Sayýn Baþkan, bu Yasa
Tasarýsý’nýn son bölümü teþkilatlanmayla ilgilidir. Yani, Sayýn
Kart’ýn soru sorma hakkýný bir Baþkanlýk yorumuyla bu þekilde engellemenizi
doðru bulmadýðýmý söyleyerek baþlamak istiyorum.
BAÞKAN – Efendim, bu, yorum deðil, Ýç Tüzük’ün
açýk tarifidir Sayýn Koç.
HALUK KOÇ (Samsun) – Efendim, Ýç Tüzük’ü,
zamanýnda, deðiþik þekilde de yorumladýðýnýzý biliyoruz Sayýn
Baþkan.
NAÝL KAMACI (Antalya) – “Tüzük, tüzük”
diye diye bir hâl oldun!
ATÝL
HALUK KOÇ (Samsun) – Sayýn Baþkan, deminki
konuda düþüncemi ifade ettikten sonra, Sayýn Bakana þu soruyu yöneltmek
istiyorum ve tüm milletvekili arkadaþlarýmdan, eðer ilgileniyorlarsa,
þu kitapçýðýn, lütfen, 34’üncü sayfasýný açmalarýný istiyorum.
Hükûmetin teklif ettiði metin, Sayýn Baþbakanýn imzasýyla, 13 Haziran
2005’te gönderilmiþ: “Madde 2.- Bu Kanun; mazbut, mülhak, cemaat ve yeni
vakýflar ile Vakýflar Genel Müdürlüðünü kapsar.” Komisyonda -Adalet
Komisyonunun kabul ettiði metin- Cumhuriyet Halk Partili üyelerin
itirazý üzerine ayný cümleye “Bu Kanunun uygulanmasýnda milletlerarasý
mütekabiliyet ilkesi saklýdýr.” ibaresi eklenmiþtir.
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Tutanaðýný da
getirelim mi!
HALUK KOÇ (Samsun) – Sayýn Bakan, bunun
Cumhuriyet Halk Partisinin katkýsýyla oraya konduðunu, lütfen, soru-cevap
kýsmýnda, cevaplar bölümünde, herhâlde, ifade edecek kadar hakþinassýnýzdýr.
Þimdi, Sayýn Baþkan, mütekabiliyet konusuna
gelince þu soruyu yöneltmek istiyorum, sayýn milletvekillerinin
de dikkatini çekmek istiyorum, bilhassa Bursa milletvekilleri
var, onlarýn da bilgisine sunmak istiyorum: Þimdi, bakýn, burada
biz bunu ifade ediyoruz; ama, biliyor musunuz ki, Batý Trakya’daki
-biz þimdi bu mütekabiliyeti getiriyoruz; ama- Türk azýnlýðýnýn
sahip olduðu vakýflar, 1967 yýlýndaki faþist darbeyle iktidara gelen
Yunan cuntasý tarafýndan, 1968 yýlýnda, soydaþlarýmýzýn ellerinden
alýnmýþtýr. Bu vakýflar bir kayyuma devredilmiþtir, Batý Trakya’daki
Türk azýnlýðý, kendi vakýflarýný idare etme hakkýndan mahrum edilmiþlerdir.
Bu darbeden sonra, 1974’te, Karamanlis’le tekrar demokrasiye dönülmüþ
Kýbrýs Harekâtýndan sonra; fakat, aradan otuz yýldan fazla zaman geçmiþ
olmasýna raðmen, kayyum sistemi deðiþtirilmemiþtir Sayýn Bakan.
Bugün de kayyum var. Bugün, þu anda, Batý Trakya Türkleri, vakýflarý
idare etme hakkýndan mahrumdurlar. Bu konuda farklý bir bilginiz
varsa, Genel Kurulla paylaþýrsanýz seviniriz.
Üstelik, zamanýnda, Türkler bu vakýflarla
ilgili vergileri vermek istedikleri zaman, bu vergiler Yunan makamlarýnca
alýnmamýþtýr. Alýnmadýðý için de, zaman içinde bu vergileri ödememiþ
bir toplum durumuna düþürülmüþlerdir ve þimdi ödenmeyecek kadar
büyük cezalarla bir de vergi istenmektedir. Batý Trakya’daki vakýflar
konusu gerçekten içler acýsýdýr ve oradaki insanlarýmýza yapýlan,
Türk ve Müslüman Yunan vatandaþlarýna yapýlan bir zulümdür.
2’nci maddedeki mütekabiliyet ilkesini
süslü bir diplomatik sözcük olarak lütfen bulundurmayýnýz. Uygulamaya
geçtiði zaman bu mütekabiliyetin bütün unsurlarýný Yunanistan’daki,
Batý Trakya’daki Türk ve Müslüman azýnlýðýmýz için, soydaþlarýmýz
için takip etme sözü veriyor musunuz vermiyor musunuz?
Teþekkür ederim.
BAÞKAN – Teþekkür ediyoruz Sayýn Koç.
Süremiz bitmek üzere.
NAÝL KAMACI (Antalya) – Arada tartýþmalar
oldu Sayýn Baþkan, daha süremiz var.
BAÞKAN – Sayýn Ercenk, çok kýsa… Süremiz
doluyor.
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Çok kýsa, Sayýn
Baþkan.
Vakýflar Yasa Tasarýsý’nýn 5’inci maddesine
göre, yabancýlar, Türkiye’de, hukuki ve fiilî mütekabiliyet esasýna
göre yeni vakýflar kurabileceklerdir ve ayrýca 12’nci maddesinde
ise vakýflar, mal edinebilirler mallar üzerinde her türlü tasarrufta
bulunabilirler denilmektedir. Bu iki maddeyi bir arada düþündüðümüzde,
vakýflara hiçbir izin alýnmadan sýnýrsýz mal edinebilme hakký verildiðini
görmekteyiz. Bu hükümler, Tapu Kanunu’nda belirtilen yabancýlara
taþýnmaz satýþýný sýnýrlayan, 2,5 ve 30 hektar ile sýnýrlayan maddeyle
çeliþtiðini düþünüyor musunuz?
BAÞKAN – Teþekkür ederim Sayýn Ercenk.
Soru sorma süremiz tamamlandý.
Sayýn Bakan, buyurun.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Sayýn Baþkaným, deðerli arkadaþlar;
soru yönelterek bu Yasa Tasarýsý’nýn daha da iyi anlaþýlmasýna
katkýda bulunan tüm arkadaþlarýma teþekkür ediyorum.
Sayýn Iþýk þu sorularý yöneltti: “Tasarý’nýn
5’inci maddesiyle yabancýlara Türkiye’de yeni vakýf kurma hakký
tanýnmaktadýr, Türk vatandaþlarý Avrupa Birliði ülkelerinde vakýf
kurabiliyorlar mý?” Evet, Türk vatandaþlarý Avrupa Birliði ülkelerinde
vakýf kurma imkânýna sahiptirler.
HALUK KOÇ (Samsun) – Yunanistan da var
mý Sayýn Bakan?
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Evet, Yunanistan da Sayýn Koç.
HALUK KOÇ (Samsun) – Yunanistan da var
mý?
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Evet, tabii. Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarý
Yunanistan’da da, bizdeki bilgilere göre…
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Elindekileri
alýyorlar Sayýn Bakan.
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Bizdeki bilgilere göre, Türk vatandaþlarý
Yunanistan’da da vakýf kurma hakkýna sahipler.
HALUK KOÇ (Samsun) – Yunan vatandaþýndan
Türk kökenli olanlar kurabiliyor.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Eðer farklý bir bilgi varsa…
HALUK KOÇ (Samsun) – Ellerindekiler
alýnýyor…
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Türk vatandaþlarýndan bahsediyorum,
Türk vatandaþlarýndan bahsediyorum.
“Þu anda Türkiye’de yabancýlar tarafýndan
kurulmuþ vakýf var mýdýr?”
Sayýn Iþýk, þu an Türkiye’de -yanlýþ hatýrlamýyorsam-
yabancýlar tarafýndan kurulmuþ 34 tane vakýf vardýr. Hatta, yabancýlar
tarafýndan Türkiye’de ilk kurulan vakýf 1962 yýlýnda kurulmuþtur
ve o sýrada da Cumhuriyet Halk Partisi iktidardadýr, araþtýrýrsanýz
göreceksiniz.
HALÝL AKYÜZ (Ýstanbul) – O iþi de önce
Ýnönü yapmýþ demek ki.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Bu bakýmdan, Türkiye’de birçok þeyin öncüsü
olan Cumhuriyet Halk Partisi yabancýlarýn vakýf kurma konusunda
da ilk örneði, 1962 yýlýnda, rahmetli Ýnönü’nün Baþbakanlýðý döneminde
Türkiye kazanmýþtýr. Bu konuda bilgileri ve belgeleri sizlerle
paylaþmaya da hazýrým. Bunu da takdirle söylediðimi ifade etmek
istiyorum.
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – “Senetlerinde özel hüküm olmayan vakýflar
organ üyeliklerini tamamlamayarak daðýlmaktadýrlar. Yeni düzenlemede
söz konusu sorun çözülmekte midir?” diyor Sayýn Iþýk.
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Evet, bu Tasarý böyle bir düzenleme de
getirerek, vakýf üyeliklerinde boþalma olmasý hâlinde bunu tamamlama
imkâný getiren bir düzenlemeyi de bu Tasarý içerisinde barýndýrmaktadýr.
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Ayrýca, doðrudan görevden alma yerine,
özellikle vakýf yöneticilerini doðrudan görevden alma yerine
baþka yeni düzenlemeler var mý anlamýna… Tam iyice anlayamadým,
ama sanýyorum bu amaca yönelik bir soru yönelttiniz.
Evet, þu anda bir vakýf yöneticisi yerine
getirmesi gereken bir iþi yerine getirmediði takdirde, örneðin
bir evrakýn zamanýnda hazýrlanarak teslimi konusunda…
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – …süresini geçirirse hemen hakkýnda
azil davasý açýlabilmektedir. Ama, þimdi, önce uyarý, sonra para cezasý…
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – …ve daha sonra da yargý kararýyla görevden
alma gibi bir imkân getirilerek…
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – …vakýflarýn mümkün olduðu kadar yaþatýlmasý
düþünülmektedir.
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Sorularý siz
mi verdiniz eline onun?
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Vakýf yoluyla meydana gelip de…
VEZÝR AKDEMÝR (Ýzmir) – Süreniz doldu
Sayýn Bakan.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – …hazine, belediye ve özel idare mülkiyetine
geçmiþ eski eserlerin durumuyla ilgili bir soru yönelttiniz.
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Beyefendi, siz milletvekilisiniz de
bu arkadaþlar milletvekili deðil mi? Baþka galaksiden mi geldiler
Sayýn Kart?
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Sizin soru sorma özgürlüðünüz var da
bu arkadaþlarýmýzýn soru sorma özgürlüðü yok mu? (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar, CHP sýralarýndan gürültüler)
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Sadece sizden mi gelecek sorular? Sadece
siz mi soracaksýnýz?
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Deðerli arkadaþlar, Sayýn Ekmekcioðlu’nun
sorusuna geliyorum: Vakýflar Meclisinin yeniden düzenlendiðinden
bahisle “Acaba, bu yeni yapýlanma bir siyasallaþma getirmiyor
mu?” diye bir soru yönelttiler.
Gerçekten, deðerli arkadaþlarým, þu
anda Vakýflar Meclisi 5 atanmýþ kiþiden oluþmaktadýr, bu Yasa Tasarýsý
Vakýflar Meclisini 15 kiþiye çýkarmaktadýr. 5 tanesi Genel Müdürlüðün
personelidir -genel müdür, genel
müdür yardýmcýlarý- ve 5 tanesi de üçlü kararnameyle, yani Sayýn
Cumhurbaþkanýnýn son imzasýyla atanacak, nitelikleri yasada belirtilen
kiþilerdir, 3 tanesi yeni vakýflar tarafýndan seçilmektedir, 1
tanesi mülhak vakýflar tarafýndan seçilmektedir, 1 tanesi de cemaat
vakýflarýný temsilen Vakýflar Meclisinde olmaktadýr.
Peki, ne yapmak istiyoruz?
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Teklifi kim
yapacak teklifi?
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Katýlýmcýlýk, þeffaflýk açýsýndan Vakýflar
Meclisini biraz daha zenginleþtirmek suretiyle sorunlarýn oraya
taþýnmasýný ve orada sorunlarýn çözümünde bu katýlýmcýlýðýn faydalar
getireceðini düþünerek böyle bir düzenleme yaptýk.
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Teklifi kim
yapacak Sayýn Bakan, onu söyler misiniz?
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Biraz önce soru sorma imkâný elde etseydiniz,
bu soruyu sorsaydýnýz size cevap verirdim.
Þimdi, Sayýn Kart, Yusuf Beyazýt’ýn ne
zamandan beri vekâleten görev yaptýðýný ifade ettiler. Þu anda, tabii,
tarihi hemen hatýrlamam mümkün deðil, ama uzun süredir Sayýn Yusuf
Beyazýt Vakýflar Genel Müdürlüðüne vekâleten bakmaktadýr.
VEZÝR AKDEMÝR (Ýzmir) – 62 yýlýndan beri
mi?..
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Yýldýrým Beyazýt
döneminden beri mi?
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Ýki defa veto edildiði iddiasý doðru
deðildir. Vakýflar Genel Müdürlüðüne vekâleten atayan benim, þu anda
da vekâleten bu görevde tutan benim. Ýddiayla söylüyorum.
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Þu anda bürokratlar arasýnda en baþarýlý
bürokrat, þu anda sað yanýmda oturan Yusuf Beyazýt’týr. (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar)
Vakýflar Genel Müdürlüðünün 2003 yýlý
bütçesi 40 trilyondu. 2006 yýlý bütçesini söylüyorum -Plan Bütçe Komisyonundaki
arkadaþlarýmýz bilirler, hem Ýktidar hem muhalefet- 400 trilyon
Türk lirasýdýr, 10 misli, bütçesini artýrmýþtýr. (AK Parti sýralarýndan
“bravo” sesleri, alkýþlar) Þu anda, Türkiye’de, bütçesinin yarýsýný,
yüzde 50’sini yatýrýmlara ayýrabilen tek kamu kuruluþu Vakýflar
Genel Müdürlüðüdür. (AK Parti sýralarýndan “bravo” sesleri, alkýþlar)
Ben, böyle bir genel müdürün yerine atayacak
baþka bir eleman bulamadýðým için, kendisini vekâleten bu görevde
tutuyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Müsteþar yapýn
müsteþar, Ömer Dinçer’in yerine müsteþar yapýn.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Bu konuyla ilgili, yasalarýmýzda da
herhangi bir süre öngörülmemiþtir. Son derece baþarýlý bir bürokrattýr.
Geçtiðimiz yýl, Plan Bütçe Komisyonu zabýtlarýný incelerseniz, orada,
Cumhuriyet Halk Partisine mensup komisyon üyesi arkadaþlarýmýzýn
Vakýflar Genel Müdürlüðüne ve Yusuf Beyazýt’a teþekkür ettiklerini,
baþarýlarýndan dolayý kutladýklarýný zabýtlarda göreceksiniz.
(AK Parti sýralarýndan “bravo” sesleri, alkýþlar)
Yusuf
Beyazýt, Ýstanbul’da, hiçbir bankada, bir tek gün dahi olsa çalýþmamýþtýr.
Sayýn Kart, bu bilgi yanlýþtýr.
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Geliyorum, oraya da geliyorum.
Sayýn Kart, siz hukukçu bir arkadaþýmýzsýnýz.
Ýnsanlarý ne kadar kolay suçluyorsunuz ve mahkûm edebiliyorsunuz
böyle ya!
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Þimdi, Maksut Serim, benim tanýdýðým
bir arkadaþtýr, Vakýfbankta þube müdürlüðü yapmýþ, genel müdür yardýmcýlýðý
yapmýþ, þu anda Baþbakanlýk bünyesinde bir görev yapmaktadýr; hakkýnda
verilmiþ herhangi bir mahkûmiyet kararý yoktur, Türkiye Cumhuriyeti’nin
saygýn bir vatandaþýdýr.
ATÝL
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Ama, Sayýn Kart hep böyle yapýyor. Ýnsanlarý,
eline alýyor bir çamur, sürekli karalýyor, mahkûm ediyor. Hukukçu kiþiliði
olarak size asla bu yakýþmýyor! Asla yakýþmýyor! (AK Parti sýralarýndan
alkýþlar)
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Oldu mu bu þimdi,
oldu mu? Oldu mu bu, oldu mu?
HALÝL AYDOÐAN (Afyonkarahisar) – Oldu,
oldu. Çok güzel oldu.
FÝKRET BADAZLI (Antalya) – Çamur at izi
kalsýn.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – “Mütekabiliyet sonradan kondu” dedi
Sayýn Koç...
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Çamur sürüyorlarsa,
dokunulmazlýklarý kaldýrýrsýnýz, mahkemeye gidersiniz, çamuru
yýkarsýnýz. Siz, demek ki, çamura razýsýnýz o zaman. Mahkemeye gidin,
aklanýn gelin.
DEVLET
BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Deðerli
arkadaþlar, mütekabiliyetle ilgili öneriyi Komisyonda ben getirdim,
imzalayarak Komisyon Baþkanlýðýna veren Recep Özel arkadaþýmýzdýr.
Ancak, Cumhuriyet Halk Partili arkadaþlarýmýz da destek vermiþlerdir.
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Sayýn Bakan, tutanaða
bakýn. Ayýp oluyor!
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Ýþte burada efendim. Okuyorum efendim...
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – Kimin zoruyla
oldu?
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Bir dakika, okuyorum, okuyorum efendim:
“Baþkan – Ýkinci Oturumu açýyorum.
2’nci maddeyi okutuyorum:
(Madde 2 okundu)
Baþkan- Maddeyle ilgili bir önerge var.
Önergeyi okutuyorum, beraber müzakere edeceðiz.”
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Ondan öncesini
okusanýza Sayýn Bakan. Ondan önceki itirazlar kime ait?
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – “Adalet Komisyonu Baþkanlýðýna
Görüþülmekte olan Tasarý’nýn 2’nci maddesine
aþaðýdaki fýkranýn eklenmesini arz ve teklif ederim.”
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Hayret bir þey!
Bir gerçek bu kadar amuda kaldýrýlýr!
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – “Bu Kanun'un uygulanmasýnda milletlerarasý
mütekabiliyet ilkesi saklýdýr.
Recep
Özel
Isparta
Milletvekili”
Buyurun…
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Ya, bu bizim itirazýmýz
üzerine böyle geçti. Ayýp deðil mi yani!
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Efendim, siz de destek verdiniz.
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Bu bizim itirazýmýz
üzerine verildi. Ayýp oluyor!
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Ayrýca, sizin de önergeniz var mý onu bilemiyorum.
Var ise…
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Biz itiraz ettik,
biz önerge vermedik.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Verdiniz mi efendim siz de önerge? Önerge
verdiniz mi?
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Önerge vermedik,
biz itiraz ettik.
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – Bakýn, 17 Mayýs
2006 günlü tutanak. 17 Mayýs…
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Yani, siz buna katýlmadýnýz mý efendim?
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – Bakýn, 17 Mayýs
2006 günlü tutanak. Bizzat ben kendim söylemiþim. Bakýnýz…
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Katýlmadýnýz mý?
Ee, niye peki “mütekabiliyet olmalýydý”
diyorsunuz katýlmadýðýnýz bir þeye?
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – “Tapu Kanunu’nun
5’inci maddesinde deðiþiklik…”
BAÞKAN – Sayýn Küçükaþýk, lütfen oturun
yerinize.
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – Yapmayýn
ya! Yapmayýn! Mayýs ayýnda biz bunu konuþtuk, Danýþtay saldýrýsýnýn
olduðu gün.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Efendim, Adalet Komisyonundaki görüþmelerde
2’nci maddeye mütekabiliyet ilkesi eklenmiþtir. Hükûmeti temsilen,
benim önerim üzerine, Komisyon üyesi ve Baþkan Vekili Sayýn Recep
Özel’in imzasýyla bir önerge verilmiþ, Komisyonca kabul edilmiþtir
ve þu anda da metne eklenmiþtir. Bu konuda tartýþýlmaya gerek bir
husus görmediðimi ifade etmek istiyorum.
Sanýyorum sürem doldu. Cevaplandýramadýðým
sorular varsa bunlarý yazýlý olarak cevaplandýracaðým Sayýn Baþkaným.
Teþekkür ederim.
BAÞKAN – Teþekkür ederim.
VEZÝR AKDEMÝR (Ýzmir) – Sayýn Bakan,
kürsüde sürem doldu demiyorsunuz!
BAÞKAN – Sayýn Kart, kendisi Baþkanlýða
kadar gelerek, Sayýn Bakanýn konuþmasý sýrasýnda kendisine müfterilik
iddiasýnda bulunduðunu ifade etmiþtir. Bu konuya -zabýtlarý hemen
istedim- bakacaðým, böyle bir durum varsa deðerlendireceðim.
FERÝDUN FÝKRET BALOÐLU (Antalya) – Neyine
bakacaksýnýz? Dediðini duymadýnýz mý? Sayýn Bakan “çamur” dedi,
herkes duydu; neyine bakacaksýnýz anlamýyorum.
BAÞKAN – Tasarý’nýn tümü üzerindeki görüþmeler
tamamlanmýþtýr.
Maddelerine geçilmesini oylarýnýza
sunuyorum: Kabul edenler…
HALUK KOÇ (Samsun) – Karar yeter sayýsý
Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Karar yeter sayýsý arayacaðým.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Maddelerine
geçilmesi kabul edilmiþtir, karar yeter sayýsý vardýr.
Sayýn milletvekilleri, Kanun Tasarýsý’nýn
baþlýðýnýn deðiþtirilmesiyle ilgili bir önerge vardýr, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte olan 1239 sýra sayýlý Vakýflar
Kanunu Tasarýsý’nýn adýnýn aþaðýdaki þekilde düzenlenmesini arz
ve teklif ederiz.
Orhan
Eraslan Mehmet Küçükaþýk Feridun F. Baloðlu
Niðde Bursa Antalya
Muharrem
Kýlýç M. Nuri Saygun Feridun Ayvazoðlu
Malatya Tekirdað Çorum
Yüksel Çorbacýoðlu
Artvin
Vakýflar ve Vakýflar Genel Müdürlüðü
Teþkilat Kanunu Tasarýsý
BAÞKAN – Sayýn Komisyon önergeye katýlýyor
mu?
ADALET KOMÝSYONU BAÞKANI KÖKSAL TOPTAN
(Zonguldak) – Katýlmýyoruz Sayýn Baþkaným.
BAÞKAN – Sayýn Hükûmet?..
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Katýlmýyoruz efendim.
BAÞKAN – Gerekçeyi?..
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Ben konuþacaðým
efendim.
BAÞKAN – Sayýn Eraslan, buyurun. (CHP sýralarýndan
alkýþlar)
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Þimdi, Sayýn Baþkan,
deðerli arkadaþlar; 22’nci Dönemin en önemli yasa tasarýsýný görüþüyoruz.
Herkesin tarihî sorumluluðu var, bu salonda bulunan ve milletvekili
olmadýðý halde salonda bulunmayan herkesin tarih önünde sorumluluðu
var. Onun için, bunu bir yarýþa döndürmeden, iþin ciddiyetine uygun
þekilde görüþelim istiyorum, buna da özen gösterdim; ama, ne acýdýr
ki, Sayýn Bakan, kendisinden beklenen þekilde deðil, gerçekleri
ters yüz ederek, amuda kaldýrarak, doðru olmayan þeyleri açýkladý.
Bakýnýz, deðerli arkadaþlarým, tüm kamuoyu
görsün: Bu, Komisyon tutanaklarý, 6 cilt. Buradaki konuþmalarýn
5’te 4’ü, Cumhuriyet Halk Partisinin Adalet Komisyonu üyelerine
-þahsým da dâhil olmak üzere- aittir. Tarih yazýldý burada, tarih!
Þimdi, bazý þeyler söylenirken, sanki
çok iyi þeyler yapýlýyormuþ gibi söyleniyor. Bakýnýz, Sayýn Bakanýn,
Sayýn Recep Özel’e izafe ettiði, onun “önerge verdi” dediði þeyi ben
size bir açýklayayým.
Þimdi, deðerli arkadaþlar, bu Tasarý
deveye benzer, doðru tarafý yok, bir tek boynu eðri deðil. Düzelmiyor,
düzelmiyor… Biz konuþmamýzda açýkladýk, dedik ki: Buna olumlu katký
vererek düzeltme olanaðýmýz yoktur, düzeltilemez bu Tasarý. Bunu
geri çekin, geri çekin. Yeniden, Teþkilat Yasasý’sýyla ilgili sýkýntý
varsa, yapalým Teþkilat Yasasý’ný. O ayrý bir þey, ama vakýflarla ilgili
bu getirdiðiniz düzenlemeler Türkiye’yi sýkýntýya sokuyor, tehlikeye
atýyor.
Bakýnýz, mütekabiliyetle ilgili görüþümüzü
biz -hem benim tarafýmdan hem Sayýn Küçükaþýk tarafýndan- 17 Mayýs
görüþmelerinde -tutanaðý açar bakar Sayýn Bakan, elindeyse- 17 Mayýsta
dile getirmiþiz. 17 Mayýs deðerli arkadaþlar, 17 Mayýs 2006. Sayýn
Recep Özel’in önergesinin geliþ tarihi, deðerli arkadaþlarým,
21/9/2006. Yani, arada, dört ay gibi bir süre var.
Þimdi, bunlarda biz uyardýk, muhalefet
olarak bir görev ifa ettik. Yani, bu doðru þeyi bir yana býrakýp yanlýþ
þeyler peþinde… “Siz önerge verdiniz mi?” Arkadaþlar, biz bu Tasarý’ya
önerge vermedik. Bu Tasarý çýkmamalý, bu engellenmeli. Tarih önünde
tarih düþmek için söylüyorum. Ýki gündür, üç gündür çabamýz da bu Yasa’nýn
çýkmamasý... Bu, Sevr’i Türkiye’ye yeniden kabul yasasýdýr, bunu engellemeye
çalýþýyoruz, bunu herkes biliyor. Siz de kamuoyunun önünde, temel
yasa olmamasýna raðmen, küçük düþmemek için utancýnýzdan “temel yasa”
diye, neyi düzenlediðinizi kamuoyu öðrenmesin diye, temel yasa
adý altýnda madde baþlýklarýný okutup geçeceksiniz. Her maddede
Sevr’i ihya etme giriþiminizi kamuoyuna açýklayacaðýz, buna izin
vermeyeceðiz. Bu, Anayasa Mahkemesine de gidecek. Yani, siz zannediyorsunuz
ki, Avrupa istedi bizden, biz, týpký ýslahat fermaný yapar gibi,
týpký Sevr yapar gibi vakýflarý çýkarýrýz, vakýflar üzerinden azýnlýk
politikalarý yaptýrýrýz, vakýflar üzerinden yabancý politikalarý
yaptýrýrýz. Bu arada, bizim birtakým yandaþlarýmýz da birtakým irticai
örgütlerimiz de, yani destek olan bazýlarý da bunu örgütleyiverir,
bazý þeylerden yararlanýverir diye umuyorsanýz bu yanlýþ. Buna
izin vermemek niyetindeyiz, çabamýz da bu, iki gündür çabamýz da bu,
devam edecek bu Yasa bitene kadar.
Biz buna önerge vermedik, bu Yasa düzelemez,
ama bunu eleþtirdik, dikkatinizi çektik. Tutanaklar burada. Tarih
düþtük. Tutanak bunlar, bunlar tutanak, tarih düþtük. Gelin bakýn,
Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekillerinin Adalet Komisyonunda
verdiði çabayý... Bu Yasa bu kadar sürede gelemezdi. Terörle Mücadele
Yasasý bu Genel Kurulda görüþülürken, biz Genel Kuru
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Evet… Evet…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
ORHAN ERASLAN (Devamla) – Bizim eleþtirilerimizle,
bizim önerilerimizle bir parça toplanabildi.
Þimdi, Sayýn Bakan onun arkasýna sýðýnýrken,
bizim önerilerimizle toplanan kýsýmlara sýðýnýrken, bize teþekkür
edip “Allah razý olsun, ya, hakkýnýzý da unutamayýz, biz az daha hýyaneti
vataniyeye düþüyorduk, kurtardýnýz” diyeceði yerde, Cumhuriyet
Halk Partisi önerge mi… Ya, biz bunu önerge… Önergeyle düzelmiyor, düzelmiyor
arkadaþlar. Hükûmet Tasarýsý’na 45 tane önerge hazýrlandý bizim
eleþtirilerimiz üzerine, 45 tane. Bir 45 daha getirseniz düzelmiyor,
düzelmiyor; deve gibi, her tarafý eðri, düzelmiyor, düzelme imkâný
da yok. Yeniden hazýrlanmasý lazým, çabamýz bu. Bunu anlayýn, neyi
alkýþladýðýnýzý da bilin. Sayýn milletvekilleri, Sevr alkýþlanmaz,
dikkat edin lütfen kendinize.
Hepinize saygýlar sunuyorum. (CHP sýralarýndan
alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ediyorum Sayýn Eraslan.
Sayýn milletvekilleri, gerekçesini
dinlediðiniz önergeyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiþtir.
Þimdi, birinci bölümünün görüþmelerine
baþlýyoruz.
Birinci bölüm 1 ila 30’uncu maddeleri
kapsamaktadýr.
Birinci bölüm üzerinde söz isteyenler…
Efendim Sayýn Sarýbaþ’ýn bir mazereti
var, ilk sözü kendisine veriyorum.
Anavatan Partisi Grubu adýna Malatya
Milletvekili Sayýn Süleyman Sarýbaþ.
Buyurun.
ANAVATAN PARTÝSÝ GRUBU ADINA SÜLEYMAN
SARIBAÞ (Malatya) – Çok teþekkür ediyorum Sayýn Baþkan bu anlayýþýnýzdan
dolayý.
Deðerli arkadaþlar, Vakýflar Kanunu’nun
birinci bölümü üzerinde, Anavatan Partisinin görüþlerini anlatmak
istiyorum.
Biz, her þeyden evvel, Anavatan Partisi
olarak bu Kanun’un çýkmasýndan taraftarýz. Yani, Türkiye’deki vakýflarýn
bir kanun dairesinde bir nizam altýna alýnmasýný istiyoruz. Dolayýsýyla,
bu konudaki daðýnýklýðýn, belirsizliðin toplanmasýný istiyoruz
ve bu konuda da bu Kanun’un çýkmasýna, yani bir Vakýflar Kanunu’nun
çýkmasýna Anavatan Partisi olarak karþý deðiliz. Ancak, Tasarý’da
temel olarak itiraz ettiðimiz birkaç madde var. Yani, biz, Sayýn Bakan
bizim Parti Grubumuzu ziyaret ettiðinde kendisine de söyledik,
açýk olarak söyledik, dedik ki: “Sayýn Bakan, bu cemaat vakýflarýnýn
haklarýný, mallarýný verdiðimiz zaman Fener Rum Patrikhanesi bölgesinde
ne kadar mal bunlarýn eline geçecek? Yani, bir toprak parçasýnda ileride
ekümenlik iddiasý ileri sürebilecekleri bir alan var mý, böyle bir
harita, böyle bir çalýþma var mý?” Sayýn Bakaným öyle bir çalýþma olmadýðýný
söyledi, ama umarým, umarým yapmýþlardýr. Yani, burada temel korku
þu, temel kuþku þu: Temel kuþkumuz, bugün Avrupa Birliðinde dillendirilen,
içten içe dillendirilen, dünya kamuoyunda dillendirilen Vatikan
gibi Fener Rum Patrikhanesinin Ýstanbul’da bir ekümenlik…
BAÞKAN – Sayýn Sarýbaþ, bir dakikanýzý
rica edebilir miyim.
Deðerli arkadaþlar, cihaza arkadaþlar
soru sormak için giriyorlar, iþler karýþýyor. Zamaný olmadýðý
için ben cihazý siliyorum. Biz istediðimiz, size duyurduðumuz zaman
girerseniz memnun oluruz.
Teþekkür ederim.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Ýleride
bu iddiasýný propaganda yoluyla, ekonomik baskýlar yoluyla, dünya
kamuoyunu etkileme yoluyla gündeme getirdiðinde böyle bir toprak
parçalarý olmasýn. Yani, Lozan’da halledilmiþ, Lozan’da çözülmüþ
meseleler yeniden Türkiye’nin önüne gelmesin, yeniden tartýþma yaratmasýn.
Birinci þeyimiz bu.
Ýkincisi: Türkiye’de misyonerlik faaliyeti
gösteren yabancýlarýn, birtakým vakýflar adý altýnda teþkilatlanarak,
örgütlenerek misyonerlik faaliyetlerini ileri safhalara…
BAÞKAN – Arkadaþlar, girmeyin cihaza.
(CHP sýralarýndan “karþýdan giriyorlar Sayýn Baþkan” sesleri)
RAMAZAN KERÝM ÖZKAN (Burdur) – Hatibin
sözünü kestik, hatibin kafasýný karýþtýrdýk.
BAÞKAN – Efendim, buyurun, þu andan itibaren
girebilirsiniz.
ÖMER ABUÞOÐLU (Gaziantep) – Baþtan baþlasýn
Sayýn Baþkan.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Tamam mý
arkadaþlar, girdiniz mi? Ýyi, tamam.
ÖMER ABUÞOÐLU (Gaziantep) – Sayýn Baþkan
süreyi baþtan baþlatýn.
BAÞKAN – Buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – Ýkinci
itirazýmýz buydu. Yani, bu misyonerlik faaliyeti gösterme amacýyla,
Türkiye’de kendilerine yandaþ arayanlar, kendilerine fikirdeþ
arayanlar, bu görüþlerini topluma yayýp toplumu dejenerasyona
uðratmak isteyen kötü niyetlilerin planlý hareketlerini önleyecek
tedbirlerimiz var mý? Þimdi, ben açýk söylüyorum Sayýn Bakaným, 5’inci
maddede bunu görüyorum. Haa, mütekabiliyet esasý getirilmiþ ama,
ne kadar mütekabiliyet edebileceðiz? Yani, þimdi, deniyor ki: Efendim,
ne yapalým, Avrupa’da da, bizim, Almanya’da yüzlerce vakýf camimiz
var, þu var, bu var, ama, bizim, Avrupa’da bir ekümenlik iddiamýz yok
ki. Yani, Ýslam inanýþýnýn gidip Almanya’da, Ýngiltere’de, Fransa’da,
herhangi bir yerde kendisine ait Vatikan tipi bir devlet kurma ne iddiamýz
ne emelimiz var; ama, onlarýn var, onlarýn var, tarihten beri var, yani,
Ýstanbul’un fethinden beri var ve bugün de var. Yani, bir kanunda hiçbir
devlet kendi ülküsünü, kendi geleceðini, kendi amacýný bir baþkalarýnýn
hizmet alanýna sunmaz, sunamaz, sunmamalýdýr.
Þimdi, mütekabiliyeti koymuþuz 5’inci
maddede, yabancýlarýn vakýf kurmasýný yapmýþýz, mütekabiliyetini
koymuþuz, doðru; ama, bu iþler parayla oluyor. Sizin, gidip mütekabil
haklarýnýzý kullanmanýz her zaman mümkün olmayabilir. Bu vakýflarý
yurt dýþýnda kurup, üniversite açacak… Türkiye, kendi ülkesinde, kendi
þehirlerinde üniversite açýp onlarýn altyapýsýný yapacak gücü
yok, böyle bir amacý da yok zaten Türkiye’nin; ama, Türkiye’de bunlarý
yapmak isteyen, Türkiye’de misyoner yetiþtirmek isteyen yabancýlar
var ve bunlarý kesinlikle önlememiz lazým. Yoksa, kimsenin tarihsel
olarak, dedesinden mülk olarak kalan, miras olarak kalan malýna, mülküne…
Hukuk devletinde elbette verelim, ama onlar da, onlarýn da kötü niyetli
davranýþlarýný önleyecek tedbirleri de her demokratik ülkenin,
her egemen ülkenin en tabii hakký, en tabii þeyi.
Dolayýsýyla, bizim Vakýflar Kanunu’na
bakýþ açýmýz bu. Yani, bir kanunun çýkmasýný istiyoruz, vakýflarýn
bir sistematik olarak, bir nizam içerisinde düzenlenmesini istiyoruz,
ama, bu Kanun Tasarýsý’nda belli maddelere itirazýmýz var. Örnek:
Yabancýlar geldiler, yabancý uyruklular Türkiye’de bir vakýf kurdular.
Bu vakýflar gayrimenkul edinecek. Ne kadar edinecek? Efendim, Tapu
Kanunu’nun 35’inci maddesinin fýrsat verdiði imkânlar ölçüsünde deniyor.
Tapu Kanunu’nun 35’inci maddesinde, yabancý ticari þirketlerle yabancý
gerçek þahýslara bir sýnýrlama getirilmiþ. Yabancý menþeli þahýslar
Türk hukukuna göre Türkiye’de bir vakýf kuracaklar. Dolayýsýyla,
bir þirket kurmayacaklar, vakýf kuracaklar. Peki, 35’inci madde bunu
karþýlayacak mý? Bence karþýlamayacak. Adam ne kadar mal mülk alma
imkânýna sahip? Buna bir sýnýr koymak lazým. Adam, sonsuz mal alma parasý
var diye, gücü var diye, hele hele belli kötü niyetli kiþileri de
ayný amaca yönlendirerek, bir hedef uðruna, bir amaç uðruna bu tür
bir giriþimlere girerlerse ne yaparýz? Ee, ne yaparýz, o zaman efendim
Kanun’u deðiþtir... Deðiþtiremeyiz arkadaþlar, deðiþtiremeyiz.
Eðer bir hakký verirseniz hukuk sisteminde, o hakký almak artýk kolay
olmaz. Onun için, daha baþta bunlarýn tuzaklarýný, tehlikelerini
düþünerek, mutlaka ve mutlaka tedbir almamýz lazým. Ben Tapu Kanunu’nun
35’inci maddesinin bu hükmü tam da karþýlamadýðý kanaatindeyim.
Yabancýlar yarýn gelir topraklar alýr, vakýflar kurar, üniversiteler
açar, bu üniversitelerinde Türkiye’ye bölücü, Türkiye’nin ideallerini
yok edici, toplumu dejenere edici misyonerler yetiþtirebilirler.
Bunlarý þimdiden düþünmek... Yani, Türkiye’de bunlar olmamýþ iþler
deðil ki, bunlar tarihin her döneminde Türkiye’de olmuþ iþler, yani,
olmamýþ iþler, hayal ettiðimiz iþler falan deðil. Türkiye’nin bugün
her tarafýnda misyonerler dolanýyor Sayýn Bakaným. Yani, bunu bir
muhalefet olarak söylediðim için söylemiyorum. Siz de bunu devletin
yöneticileri olarak biliyorsunuz, herkes biliyor. Dolayýsýyla,
þimdiden bu tedbirleri alalým diyorum.
9’uncu maddeye bir önergemiz var, itiraz
ediyoruz, diyoruz ki: Affa uðramýþ olsalar bile veya cezalarý geçmiþ
af kanunlarýyla ertelenmiþ olsa bile, bu kiþilerin, yani, yüz kýzartýcý
suçlar iþleyen kiþilerin, kesinlikle vakýf yöneticisi olmamasý
lazým. Yani, burada bir eksiklik olarak görüyoruz.
12’nci madde zaten itiraz ettiðimiz maddelerden
biri.
Deðerli arkadaþlar, 12’nci maddede bu
vakýflarýn mal deðiþimlerini… Yani, cemaat vakýflarýnýn vakfýn
amacý dýþýnda bir malý varsa, ayný cemaatin baþka bir vakfýna devredebilecek.
Buna da kesinlikle karþýyýz. Vakýflar bir amaç için kurulur. Eðer o
amaç dýþý bir malý var ise, o malýný bir baþka cemaate, ayný nitelikteki
cemaate devretmesinin önü engellenmeli. Neden engellenmeli? Vakýflar
ticari alým satým yapan veya ticari devir yapan kuruluþlar deðil
ki, vakýflar bir amaç için kurulmuþ kuruluþlar. Dolayýsýyla, amaç dýþý
mallarý varsa, bunlarý da o zaman ya devlete iade etsinler amaç dýþý
duruyorsa veya paraya çevirme imkânlarý zaten var. Ama, cemaatin
baþka vakýflarýna devretme gibi bir hak, bence cemaat vakýflarýna
kesinlikle verilmemeli diye düþünüyorum.
Bir baþka konumuz, hayrat taþýnmaz tahsisi,
16’ncý madde var. Önergemiz geldiðinde onu açýk açýk konuþacaðýz.
Bir de 25’inci madde, cemaat vakýflarýna
yurt dýþýnda þube açma, faaliyette bulunma yetkisi veriyor. Bunu
çok tehlikeli olarak görüyorum. Bir cemaat gelmiþ Türkiye’de vakýf
açmýþ bir amaç için, tekrar gidecek yurt dýþýnda þubeler açacak, bilmem
ne yapacak. Tamam, yeni vakýflar falan açsýn, ama, cemaat vakýflarýnýn
yurt dýþýnda þube açmasýnýn anlamý nedir? Çok istiyorlarsa, orada
yeni bir vakýf kursunlar. Niye benim ülkemde kurduklarý vakfýn bir
þubesini dýþarýda açarak, para toplayarak, bilmem ne yaparak kendi
cemaatlerinin þeyi için kullanabilsinler. Bu vakýflarýn, cemaat
vakýflarýnýn yurt dýþýnda þube açmalarý veya temsilcilik açmalarýný
kesinlikle kabul etmememiz lazým. Böyle bir faaliyetleri varsa,
ayrý bir vakýf olarak, ayrý bir kuruluþ olarak yurt dýþýnda açabilirler,
burayla ilgisi olmamasý lazým. Bu noktada kesinlikle itiraz ediyoruz
Sayýn Bakaným.
Yani, ileriki maddelerde, 25’ten sonraki
maddelerde de tehlikeli bulduðumuz maddelerde, sakýncalý bulduðumuz
maddelerde Anavatan Partisi olarak elbette görüþümüzü çýkýp anlatacaðýz;
fakat, Türkiye’nin etrafýnýn tuzaklarla dolu olduðunu, Türkiye'nin
dostu olmadýðýný, Türkiye'nin her tarafýnýn kötü emelli ve tarihten
gelen bir hýnç anlayýþýyla çevrili olduðunu unutmamamýz lazým. Yani,
Lozan’da hallettiðimiz konularýn, Lozan’da mutabakata vardýðýmýz
konularýn ve kendilerinin de imzaladýðý uluslararasý bir sözleþmede
geçerli olan konularýn, tekrar dönüp dönüp sanki bu Sözleþme, bu Anlaþma
yokmuþ gibi yeniden yeniden yeniden bu milletin önüne getirilmesinin,
bu Meclisin önüne getirilmesinin iyi niyet kurallarýyla baðdaþmadýðýný
ve mutlaka ve mutlaka burada bir hinlik, bir cinlik, geleceðe dair
bir plan düþünüldüðünü unutmamamýz lazým.
Bu bakýmdan, cemaat vakýflarýyla ilgili
-ki, temel iki endiþemi söyledim-
1) Ýleride oluþacak ekümenlik propagandasýnýn
veya ekümenlik eylemlerinin þimdiden önünü kýsýtlayýcý unsurlarý
koymamýz,
2) Kendi ülkemizde misyoner yetiþtirip,
kendi ülkemiz insanlarýnýn, devletimizin dejenerasyona uðramasýný
önlememiz lazým.
Bu iki sakýncayý ortadan kaldýracak
net, kesin, kati, bu milletin önünde söz veriyorsanýz, tamam, varýz,
ama bizim gördüðümüz kadarýyla birkaç maddede bunun engelleri
var. Bir tanesi, iþte, dediðim gibi 5’inci maddede mütekabiliyet
hiçbir þey ifade etmez…
BAÞKAN – Konuþmanýzý tamamlar mýsýnýz
efendim.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Devamla) – …çünkü,
mütekabil olmak için sizin de onun kadar paranýz pulunuz, gücünüz
olmasý lazým. Böyle bir þeyiniz yok. O gelir, yer alýr, üniversite
açar, sizin mütekabiliyetiniz vardýr ama, bir þey yapamazsýnýz.
Dolayýsýyla, bunlarýn mutlaka ve mutlaka
bir kez daha düþünülmesi gerektiðini düþünüyorum. Bu konuda da
iyi niyetli olduðunuzu, Sayýn Bakaným, biliyorum ve bu Kanun’un bu
tehlikeleri kaldýrýldýktan sonra, inþallah milletimiz için hayýrlý
olduðunu düþünüyorum.
Saygýlar sunuyorum. (Anavatan Partisi
sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ediyoruz Sayýn Sarýbaþ.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna,
Ýstanbul Milletvekili Sayýn Onur Öymen. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
CHP GRUBU ADINA ONUR ÖYMEN (Ýstanbul) –
Sayýn Baþkan, çok deðerli milletvekilleri; huzurunuzdaki Vakýflar
Yasasý hakkýnda Grubumuzun bazý görüþlerini ifade etmek istiyorum.
Öncelikle bir noktaya müsaadenizle
dikkatinizi çekeyim: Mecliste görüþtüðümüz Yasa Tasarýsý,
Hükûmetin Avrupa Birliði Uyum Paketi çerçevesinde getirdiði bir
tasarýdýr. Yani, Avrupa Birliðinin Türkiye’den talep ettiði bir
hususla ilgili olarak hazýrlanmýþ bir tasarýdýr.
Þimdi, Avrupa Birliðinin talebine bakýyoruz,
Ýlerleme Raporu’na bakýyoruz. Ýlerleme Raporu’nda “Türkiye, Vakýflar
Yasasý’ný deðiþtirsin” diye bir talep yok. Avrupa Birliðinin bizden
böyle bir talebi yok. Avrupa Birliðinin bir tek talebi var; o da azýnlýk
vakýflarýyla ilgilidir. Sadece azýnlýk vakýflarýyla ilgilidir.
Siz, þimdi, Avrupa Birliðinin bir talebini
yerine getireceðiz diye bir yasa tasarýsý hazýrlýyorsunuz. Bunun
içinde sadece bir bölümü Avrupa’nýn istediðiyle ilgili, geri kalan
hususlar Hükûmetin kendi düþüncesi çerçevesinde hazýrladýðý bir
metindir.
Þimdi, bu metne dikkatinizi çekmeden
önce, bir noktaya daha deðinmek istiyorum; o da þudur:
Deðerli arkadaþlarým, Avrupa Birliði
gerek bu konuda gerek baþka konularda, Kýbrýs konusunda, 301’inci
madde konusundaki taleplerini, son zamanlarda sizin de dikkatinizi
çekmiþtir, tehdit edici bir üslupla dile getirmeye baþladý. Yani,
bize “Avrupa mevzuatýnýn gereðini yerine getirin.” demiyorlar,
bizi sürekli olarak tehdit ediyorlar; tren kazasý olurmuþ, müzakereler
veto edilirmiþ, müzakereler koparmýþ. Sürekli olarak bir baský altýndayýz.
Þimdi, Sayýn Bakan kalkýyor, burada diyor
ki: “Biz iyi niyetle, baþkalarýna örnek olmak için yapýyoruz.”
Arkadaþlarým, gerçekleri konuþalým.
Gerçek þudur ki, Hükûmetimiz büyük bir baský altýndadýr…
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Ya, bir dinlesenize!..
Bakýn, çok ciddi þeyler söylüyor Beyefendi.
ONUR ÖYMEN (Devamla) – …ve bu baskýya
karþý direnmek Hükûmetin de görevidir. Hükûmet direnemezse Meclisin
görevidir. Ama, her hâlükârda, Türkiye Büyük Millet Meclisi dýþ baskýlar
altýnda yasa çýkarmak geleneðine sahip deðildir. Bu Hükûmete baský
yapabilirsiniz, Hükûmet bu baskýyý kabul eder-etmez, kendi bilecekleri
iþtir; ama, bu Meclise baský yapamazsýnýz. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
Deðerli arkadaþlarým, zannediyorum
ki, yalnýz Cumhuriyet Halk Partisinin deðil, Adalet ve Kalkýnma Partisinin
duygularýný da temsil etmeye çalýþýyorum. Siz, baský altýnda kanun
çýkarmayý kabul ediyor musunuz?
Size diyorlar ki, þunu, þunu, þunu yapacaksýnýz.
Somut olarak söylüyorlar, azýnlýklarýn hangi hakkýný nasýl teslim
edeceksiniz, onlara ne haklar vereceksiniz. Arkadaþlarým sordu,
ben de soruyorum: Hükûmet, þimdi çýkýp, þu kürsüden diyebiliyor mu:
“Bizim hazýrladýðýmýz tasarýdaki hükümler, aynen, Avrupa ülkelerinin
azýnlýklarla ilgili mevzuatýndaki hükümlerdir.” Ýþte, farklarýný
Sayýn Eraslan anlattý size. Kendi ülkelerinde olmayan haklarý sizden
istiyorlar. Niçin? Çünkü, Ýstanbul’daki azýnlýk onu istiyor da onun
için. Bu olacak iþ mi?! Yani, onlar bizden istedi diye kanun hazýrlayacaðýz;
bakmayacaðýz, Avrupa’da da ayný haklar var mý.
Þimdi, size soruyorum: Batý Trakya’daki
Türklerle ilgili olarak, geçerli mevzuatta bu haklar var mý? Yok. O
zaman, niçin siz bunu getiriyorsunuz?
Önünüze böyle bir talep gelince, yapýlacak
iþ gayet basittir. Diyeceðiniz þu; diyeceksiniz ki: “Bu konuda bizim
bir temel anlaþmamýz var, Lozan Anlaþmasý.” Lozan Anlaþmasý’nýn -arkadaþlarýmýz
da anlattý- 37 ile 44’üncü maddeleri, Ýstanbul’daki Rum azýnlýðýn
haklarýyla ilgilidir. Çok güzel… Bir de 45’inci madde var: Aynen “Bu
haklar” diyor “Batý Trakya’daki Türkler için uygulanýr.” Yani, eþitlik
getirmiþ, mütekabiliyet getirmiþ.
Þimdi, Yunanistan’ýn bu konuyla ilgili,
1980 tarihli yasasý var. O yasasýnda açýkça diyor ki: “Lozan’ýn hükümleri
aynen uygulanýr ve” diyor “mütekabiliyet aranýr.” Siz arýyor musunuz?
Sayýn Bakan çýkýyor, bir taraftan diyor ki: “Mütekabiliyet unsurunu
biz getirdik, Komisyonda da olsa”, bir taraftan da diyor ki: “Bizim
tarihimiz var, geleneklerimiz var, örnek olalým.” Hangisi? Mütekabiliyete
uyacak mýsýnýz uymayacak mýsýnýz? Alicenaplýk mý yapacaksýnýz?
Yani, uluslararasý bir anlaþmayla sahip olduðumuz haklarý bir tarafa
býrakýp, “Biz alicenap milletiz, onlarýn verdiðinden fazlasýný veririz”
mi diyeceksiniz? Hangisidir Hükûmetin tutumu? Lütfen çýkýn, söyleyin.
Þimdi, Yunanistan’da -deðerli arkadaþým
Haluk Koç biraz önce anlattý- deðerli arkadaþlarým, oradaki Türklerin
uðradýðý muamele zulümdür. 60 bin Türk’ü vatandaþlýktan attýlar,
geri almýyorlar. Tek sebebi, tedavi için yurt dýþýna çýkmýþ, eðitim
için yurt dýþýna çýkmýþ; vatandaþlýktan attýlar, vakýflarýna el
koydular. Vakýflardan bahsediyoruz, 1967 yýlýnda iktidara gelen
cunta, Türklerin vakýflarýna el koydu. Þu anda bir tek Türk vakfýnýn
baþýnda Türklerin seçtiði yönetici yok; Ýstanbul’daki Rum vakýflarý
öyle mi? Biz bununla da yetinmiyoruz, o da yetmez daha fazlasýný verelim,
daha fazlasýný verelim, Yunanistan vermese de verelim... Niçin?
Çünkü, Avrupa Birliðinin baskýsý altýndayýz.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Yalakalýk
için…
ONUR ÖYMEN (Devamla) – Deðerli arkadaþlar,
Avrupa Birliðine buradan bir mesaj vermek istiyoruz: Bizim dostumuzsanýz
dost gibi hareket edelim; bizim ortaðýmýzsanýz ortak gibi hareket
edin, ama þu yaptýðýnýz iþ ne dostluða sýðýyor ne ortaklýða sýðýyor;
bizi baský altýna, cendere altýna almaya çalýþýyorsunuz, buna
hakkýnýz yok. Önce, gidin Yunanistan’a, deyin ki: “Türk vakfý yöneticilerini,
býrakýn Türkler seçsin.” Orada haklarýný saðlayýn, Türklerin haklarýný
saðlayýn, sonra bize gelin, “Bakýn” deyin “bir Avrupa ülkesi olarak
Yunanistan Lozan’a uyarak þu þu haklarý tanýdý, siz de aynýsýný yapýn.”
Gelin beraber imzalayalým burada. Orada, ben size burada, Cumhuriyet
Halk Partisi adýna söz veriyorum: Yunanistan, oradaki Türk vakýflarý
hakkýnda hangi hakký kabul ediyorsa, biz aynýsýný kabul etmeye hazýrýz.
(CHP sýralarýndan “Bravo” sesleri, alkýþlar)
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Kürþad, bileðini
orada koymalý.
ONUR ÖYMEN (Devamla) – Efendim, Ýstanbul’daki
Rumlarý rehine mi alýyorsunuz? Yani, Yunanistan yasasý eþitlikten,
mütekabiliyetten bahsederken, oradaki Batý Trakya Türklerini rehine
mi alýyor? Biz, “Ýstanbul’daki Rum asýllý vatandaþlarýmýzýn haklarýný
kýsýtlayalým” mý diyoruz size? Onlarýn, Türk vatandaþý olarak hepimiz
gibi eþit haklarý yok mu? Aranýzda hukukçular var, bilirsiniz, azýnlýk
hukuku demek, efendim, kýsýtlayýcý bir hukuk demek deðildir; bütün
vatandaþlarýn sahip olduðu haklara sahiptir azýnlýk, artý, bazý
imtiyazlara sahiptir, azýnlýk hukuku bu. Yani, siz onlara ilave imtiyaz
veriyorsunuz. Nasýl imtiyaz vereceksiniz? Ýþte, Lozan’a göre karþýlýklý
olarak imtiyaz vereceksiniz. Siz ne yapýyorsunuz? Baský altýnda
kaldýk, tek taraflý taviz…
Deðerli arkadaþlarým, size çok ciddi
bir þey söylemek istiyorum: Ýç Tüzük’ümüze göre Hükûmet yazýlý sorulara
on beþ gün içinde cevap vermek zorundadýr. Þimdi, en önemli, en hayati
konularda sorular soruyoruz, aylarca cevap alamýyoruz. Bir soru
bununla ilgilidir. Ben Hükûmete, Sayýn Bakana resmen sordum, dedim
ki: Siz, Mayýs 2005 tarihinde, eski adýy
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Mahcubiyet
yerine Yüce Divana giderler.
ONUR ÖYMEN (Devamla) – Çýkýn bu kürsüye,
deyin ki: “Biz almadýk böyle bir karar.” Aldýysanýz da çýkýn itiraf
edin. Kalkýyorsunuz, tek baþýnýza Lozan’ý ilga etmeye kalkýyorsunuz,
Lozan’daki mütakabiliyet kuralýný ortadan kaldýrýyorsunuz. Ondan
sonra, biz baský yapýnca, biz eleþtirince, Avrupa Uyum Komisyonunda,
Adalet Komisyonunda çýkýyorsunuz, burada diyorsunuz ki: “Biz teklif
ettik mütekabiliyeti.” Ýnsaf edin! Ýnsaf edin! Bizim elimizde sizin
Hükûmet olarak sunduðunuz metin var. Var mý bu metinde mütekabiliyet?
Siz çýkartmýþsýnýz. Lozan’da olan mütekabiliyet ilkesini siz çýkarttýnýz,
diyoruz biz, iddia ediyoruz. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
Gelin, burada, bu kürsüde deyin ki: “Hayýr,
öyle bir þey olmadý, o Komisyonda öyle bir karar almadýk.” Ve yarýn
biz iktidara gelince, çýkarýrýz devlet arþivlerini önünüze koyarýz
ve sizi çok mahcup ederiz. Bunu yapmayýn. Bunu yapmayýn. Bu haklar,
devletimizin çok büyük fedakârlýklarla, çok büyük mücadelelerle
elde ettiði haklardýr. Sizin Lozan’ý delmeye hakkýnýz yok. Lozan’ý
deldirmeyiz, buna hakkýnýz yok, bunu yapamazsýnýz. (CHP sýralarýndan
alkýþlar)
Deðerli arkadaþlarým, bir þey daha söyleyeyim
size: Siz biliyor musunuz ki, bir anlaþmada yabancýlara azýnlýklar
konusunda Türkiye’nin neleri yapacaðýný kabul ettirme, dikte ettirme
hakký var. Hangi anlaþmadýr bu? Bu, Sevr Anlaþmasý’nýn 151’inci maddesidir.
Sevr Anlaþmasý’nýn 151’inci maddesine göre, büyük devletler ve ilgili
kuruluþlar, Türkiye’ye tek tek, azýnlýklar konusunda yapmasý gerekenleri
dikte etme hakkýna sahiptir ve Anlaþma’nýn 151’inci maddesi “Türkiye
de buna aynen uyacaktýr.” diyor.
Deðerli arkadaþlar, biz, Lozan’da bu
maddeyi yýrttýk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
ONUR ÖYMEN (Devamla) – Müsaade eder misiniz.
BAÞKAN – Buyurun.
ONUR ÖYMEN (Devamla) – Lozan’da bu yok,
Sevr’de var ve burada size uygulanan Sevr Anlaþmasý’dýr, dikkat ediniz.
Böyle madde madde, size gelip de “þunu þöyle yapacaksýnýz, azýnlýklara
þu þu þu haklarý vereceksiniz” diyenler, Sevr’den kaynaklanan bir
hakký kullandýklarýný zannediyorlar. Lozan’da bu çýkarýlmýþtýr,
yoktur. Siz, böyle þeyleri kabul edemezsiniz. Size böyle teklifle
geldikleri zaman diyeceksiniz ki: “Sizin böyle teklifte bulunmaya
hakkýnýz yok. Bir tek þey söyleyebilirsiniz: Avrupa Birliði mevzuatýna
uyun.” Biz de diyoruz ki, Cumhuriyet Halk Partisi olarak: Avrupa Birliði
mevzuatýna uymaya hazýrýz; ama, mevzuatta olmayan þeyleri, bazý
azýnlýklara yaranacaðýz diye bize dikte etmeye kalkýþmayýn, diyoruz
Avrupalýlara. Hükûmete de söylüyoruz ve bu mesajýmýzý da çok açýkça
ifade ediyoruz: Deðerli arkadaþlarým, lütfen dýþ baskýlara boyun
eðmeyin. Dýþ baskýlara boyun eðmeyin.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Boyun mu kalmýþ
onlarda?!
ONUR ÖYMEN (Devamla) – Yetti artýk; yani,
gerçekten Türk milleti isyan ediyor. Geçen sene Avrupa Birliðine
destek yüzde 75’ti, þimdi yüzde 33 bugün. Bu niye böyle? Haksýz dayatmalar
yüzünden; bir. Hükûmetin bu dayatmalar karþýsýnda yeterli tepki gösterememesinden.
Yani, insaf ediniz…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
BAÞKAN – Buyurunuz.
ONUR ÖYMEN (Devamla) – Yani, gerçekten
buna çok büyük bir tepki gösteriyor halkýmýz. Biz, þerefli bir milletin
çocuklarýyýz. Biz, baský altýnda boyun eðmeye alýþtýrýlmadýk, bize
bunu öðretmediler hiçbir yerde ve þimdi siz, her baský karþýsýnda
boyun eðiyorsunuz, attan düþen bir binicinin “zaten inecektim” demesi
gibi, gelip, “Biz, zaten bu kanunlarý çýkaracaktýk.” diyorsunuz.
Ýnsaf ediniz! Ýnsaf ediniz! Yani, millete karþý, Meclise karþý, tarihe
karþý yükümlülüðümüz var. Bir kere daha öneriyorum Sayýn Bakan,
lütfen, çýkýn, burada “Hayýr, biz, Lozan’daki karþýlýklýlýk ilkesini
kaldýrmayý kararlaþtýrmadýk ilgili komisyonda.” deyin. Diyemiyorsanýz…
BAÞKAN – Sayýn Öymen, lütfen konuþmanýzý
tamamlayýn.
ONUR ÖYMEN (Devamla) – Sözlerimi bitirdim
Sayýn Baþkan.
Hiç merak etmeyin, þunu söylüyorum, arkadaþlarýmýz
zaten bütün söylenecekleri söylediler. Þu anda yapýlacak bir tek
iþ vardýr: Hükûmet bu Yasa’yý geri çeker, Avrupa Birliðine der ki:
“Biz, bu konuyu iyi niyetle ele almaya hazýrýz, Yunanistan’la masaya
oturmaya hazýrýz, Yunanistan’ýn vereceði bütün haklarýn aynýsýný
size tekeffül ediyoruz; ama, onlarýn vermediði hiçbir hakký bizden
istemeyin. Önce ben Meclisten yasa çýkartmam, önce Yunanistan’la
anlaþýrým, oradaki soydaþlarýmýzýn haklarýný korurum, ayný haklarý
da Ýstanbul’daki Rumlara veririm.”
Hiç kimse zannetmesin ki, biz, Türkiye’deki
azýnlýklara az hak verilmesini istiyoruz. Hayýr, çaðdaþ bir ülkede
azýnlýklara ne hak veriliyorsa, biz de onu vermek isteriz. Hiç kimseden
daha az insancýl deðiliz, ama, Türkiye’nin haklarýný koruma konusunda
da hiçbir ülkenin gerisinde kalamayýz.
Deðerli arkadaþlarým, sizin saðduyunuza
güveniyoruz. Lütfen, bu gibi konularý parti konusu gibi görmeyiniz,
bunlar millî davalardýr; yarýn öbür gün çocuklarýmýza anlatamayýz,
niçin baskýlara boyun eðdiðimizi, teslim olduðumuzu çocuklarýmýza
anlatamayýz. Sizden rica ediyoruz, bir kere daha düþününüz ve dikkatle
deðerlendiriniz ve Sayýn Bakandan rica ediyorum, lütfen Sayýn Bakan,
geliniz bu kürsüye, bu söylediklerime cevap veriniz.
Yüce Meclisi saygýlarla selamlýyorum.
(CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ediyorum Sayýn Öymen.
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Hiçbiri doðru deðil, vehim üzerine konuþuyorsunuz.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Lozan mý Sevr mi
Sayýn Bakan?
DEVLET BAKANI VE BAÞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALÝ ÞAHÝN (Ýstanbul) – Vehim, vehim hep bunlar.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Atatürk’ün rövanþýný
mý alýyorsunuz? Vahdettin’in gereklerini yapýyorsunuz.
BAÞKAN – AK Parti Grubu adýna, Erzurum
Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut.
Buyurun. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar.)
AK PARTÝ GRUBU ADINA MUSTAFA NURÝ AKBULUT
(Erzurum) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; Vakýflar Kanunu
Tasarýsý’yla ilgili olarak birinci bölüm üzerinde söz almýþ bulunuyorum,
hepinize saygýlar sunuyorum.
Deðerli arkadaþlar, biraz önce konuþan
Cumhuriyet Halk Partili milletvekilimiz, iki üç günden beri Vakýflar
Kanunu Tasarýsý’nýn çýkmamasý için çalýþtýklarýný samimi bir dille
ifade etti. Bu, bizim, iki günden beri Cumhuriyet Halk Partisi ve diðer
muhalefet partisinin grup önerileriyle Meclisi çalýþtýrmama, yasalarý
görüþtürmeme yönündeki iddiamýzý doðrulamýþ oldu, onu öncelikle
belirtmek istiyorum.
MEHMET NURÝ SAYGUN (Tekirdað) – Sapla
samaný karýþtýrma.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Senin aklýn yetmez.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Ýkincisi:
Vakýflar Kanunu’nun 2’nci maddesinde, bu Kanun’un uygulanmasýyla
ilgili olarak milletlerarasý mütekabiliyet ilkesinin saklý olduðu
hususunu, bir deðerli Cumhuriyet Halk Partili milletvekilimiz soru
olarak Sayýn Bakanýmýza sundu. Adalet Komisyonunda 24 milletvekili
var, bunlarýn 16’sý AK Partili milletvekilidir, 7’si Cumhuriyet
Halk Partili ve 1 Anavatan Partili arkadaþýmýz var.
Demin mayýs ayýnda konuþmadan bahsetti.
Mayýs ayýnda, evet, Yasa’nýn geneli üzerinde görüþme yapýldý; herhalde
geneli üzerinde görüþme yapýlýrken maddelerle ilgili önerge verilemez.
Bunu arkadaþlarýmýz takdir edeceklerdir.
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – O zaman söyledik;
iþte bak, ayný þeyi söylüyorsun.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Kaldý
ki, Yasa’nýn maddeleriyle ilgili görüþme yapýlmadan önce Sayýn
Baþbakanýmýz, 5’inci Batý Trakya Türkleri Kurultayý’nda bu mütekabiliyet
ilkesinin vakýflarla ilgili olarak yasaya konulacaðýný da açýklamýþtý.
Onu belirtmek istiyorum.
MEHMET NURÝ SAYGUN (Tekirdað) – Peki,
alt komisyonda niye deðiþtirmediniz?
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Deðerli
arkadaþlar, vakýflarýn Türk milletinin tarihinde büyük önemi olduðunu
hepimiz biliyoruz.
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Güneþ balçýkla
sývanýr mý?
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Özellikle
arkadaþlarýmýz belirtti, Osmanlý Ýmparatorluðu kamu hizmetlerinin
birçoðunun vakýflar eliyle görüldüðü ve Avrupalýlarýn Osmanlý
Ýmparatorluðu’nu bir vakýf cenneti olarak nitelendirdiði bir kuruluþ.
Ecdadýmýzýn vakýflara gösterdiði bu özenden dolayý biz iftihar
ediyoruz. Ancak, ne yazýk ki, vakýflarýmýz son yýllarda ihmal edilmiþtir.
Gerek yurt dýþýnda gerek yurt içindeki vakýf, kültür ve tabiat varlýklarýmýz,
bakýmsýzlýktan, gerektiði gibi korunamayýþýndan dolayý gelecek
nesillere ne yazýk ki layýký veçhile aktarýlamamýþtýr. Ancak, AK
Parti Ýktidarýndan sonra, özellikle þu dört yýl içerisinde, bugüne
kadar yaklaþýk 40-45 vakýf eseri onarýlmýþken, bugüne kadar
1.100’den fazla vakýf eseri onarýlmýþ, bakýmlarý yapýlmýþ ve yýl sonuna
kadar da inþallah 2 bin kadar vakýf, kültür ve tarihî varlýklarý onarýlmýþ
olacaktýr.
Þimdi, Cumhuriyet Halk Partili milletvekili
arkadaþlarýmýz “Vakýflar Yasa’mýz mükemmel, yeni bir yasaya niye
gerek var?” diye eleþtiriyorlar. Evet, bir Vakýflar Yasa’mýz var. 1935
yýlýnda kabul edilmiþ, 1936 yýlýnda yürürlüðe girmiþ, biz 2006 yýlýnda
yaþýyoruz. Yani, yetmiþ yýl önce kabul edilen, yürürlüðe giren bir
yasayý…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Sabýk Vakýflar
Yasasý yalnýz.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – …yetmiþ
yýllýk çaðdaþ ilerlemeleri dikkate alýp da…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Eski Vakýflar
Yasasý…
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – …bu
yasa yeterlidir demek, her hâlde…
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Neresini beðenmiyorsun?
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – …Cumhuriyet
Halk Partisinin ilericilik anlayýþýyla çok baðdaþýyor.
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Neresini beðenmiyorsun?
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Onu,
milletimizin takdirine býrakýyoruz.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Yeni Vakýflar
Kanunu Medeni Kanunda…
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Gericiler…
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Arkadaþlar,
2006 yýlýnda yaþýyoruz. Yani, yeniliðe direnmek, çaðdaþlýða direnmek…
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Ne çaðdaþlýðý
be?! Sen çaðdaþ mýsýn?
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – …uygar
düzenlemelerden geri durmak…
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Sen çaðdaþ mýsýn?
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – …bence,
ilerici geçinen bir partiye yakýþmýyor.
Þimdi, bu Yasa niye hazýrlandý, hazýrlanýþ
amacý ne? Sayýn Bakanýmýz izah etti; ama, ben þunlarý…
FERÝDUN FÝKRET BALOÐLU (Antalya) –
AB’yle ilgisi ne? Brüksel’e yerleþin.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Ha,
AB’yle ilgisini söyleyeyim. Deðerli arkadaþlar, Sayýn Bakanýmýz
da söyledi, þimdi, aðýzlarda bir sakýz var “Avrupa Birliði istedi”
diye. Demin Sayýn Onur Öymen de söyledi. Avrupa Birliðinin, vakýflarla
ilgili, “ille de Vakýflar Yasasý çýksýn” diye bir iddiasý yok.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Sen, Onur Öymen’in
ayaðýna su dökemezsin!
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Avrupa
Birliðinin ilerleme raporunda eleþtiri konusu edilen sadece siyasi
kriter. Yani, Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi çerçevesinde, mülkiyet
hakký ve ayýrýmcýlýk yapýlmamasý, yani, devletin dili ve dini farklý
olan, kendi bünyesinde yaþayan azýnlýklarla ilgili olarak bir ayrýcalýk
tanýmamasý ki, bu, olmasý gereken bir þey.
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Tanýyor muyuz
biz?
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – Protestanlar
azýnlýk mý?
HÜSEYÝN GÜLER (Mersin) – Niye uyum paketi
içerisinde çýkartmaya kalktýnýz, söyleyebilir misiniz?
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – Protestanlar
azýnlýk mý?
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Þimdi,
Vakýflar Yasasý’ný, dört yýldýr hazýrlanan bir Vakýflar Yasasý’ný
Cumhuriyet Halk Partisi, kalkýp da, “Agop’un hakkýnýn Agop’a verilmesi”
gibi çok basite indirgeyerek deðerlendiriyor.
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – Protestanlar
azýnlýk mý?
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Yani,
böyle bir yasanýn “Agop’un hakkýnýn Agop’a verilmesi” gibi deðerlendirilmesini,
ben, bütün milletimizin takdirine býrakýyorum.
ATÝ
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Bu konuyla ne
ilgisi var ya?
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Sayýn
Bakanýmýz da belirtti, bu Kanun akþamdan sabaha hazýrlanmýþ bir kanun
deðil.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Bu konuda
aceleniz ne? 8 Kasýmdan sonra getirin.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Millet iþ istiyor,
aþ istiyor, sen onun derdine bak.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – 3 Kasým
2002’den sonra, 58’inci Hükûmetin göreve baþlamasýndan hemen sonra
bu Kanun’un hazýrlýklarý yapýlmýþ. Cumhuriyetimizin 83’üncü yýlýnda,
“Uluslararasý Vakýf Sempozyumu” düzenlenmiþ Ankara Üniversitesinde.
Yurt içinden ve yurt dýþýndan katýlan katýlýmcýlarla, “Medeni Kanun
öncesi vakýf sistemi, sonrasý vakýf sistemi, uluslararasý alandaki
vakýflar, vakýf kültür ve deðerleri, vakýflarýn yapýlandýrýlmasý”
hususlarýnda geniþ olarak katýlýmcýlarýn fikirleri alýnmýþ, kitap
haline getirilmiþ.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Burasý Erzurum,
dinlemeye mecburum diyorsun ya!
RAMAZAN KERÝM ÖZKAN (Burdur) – Yavaþ anlat,
Erzurumlular dinlemiyor.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Daha
sonra internet ortamýnda herkese açýk tutulmuþ. Bütün görüþ ve öneriler
alýndýktan sonra da bu Yasa hazýrlanýp, 13 Haziran 2005 tarihinde
Meclise sunulmuþ.
Þimdi, Cumhuriyet Halk Partisi, gerek
Komisyonda gerekse Mecliste, hangi yasa gelirse gelsin, “Bu yasaya
gerek yok, bu yasa üzerinde daha çok çalýþalým, üç beþ yýl sonra ortaya
çýksýn” gibi, Meclisi frenleme, Meclisi çalýþtýrmama gibi bir düþünceyle
hareket ediyor.
FERÝDUN FÝKRET BALOÐLU (Antalya) – Ne
üç beþ yýlý ya! Ne zaman üç beþ yýl dedik. Sen meydaný boþ buldun, atýp
duruyorsun.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Þimdi,
þu Yasa’da sadece cemaat vakýflarýna tanýnýp, sanki cemaat vakýflarýna
hiç olmayan haklar veriliyormuþ gibi bir iddiada bulunmak yanlýþ.
Arkadaþlar, siz de iyi biliyorsunuz, 3
Aðustos…
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Lozan’dan yana
mýsýn, Sevr’den yana mýsýn?
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Ben
haktan yanayým.
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, Sayýn
Hatip müdahaleden konuþamýyor. Rica ediyorum.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Yani,
Türkiye Cumhuriyeti vatandaþý ister Müslim, ister gayrimüslim olsun,
hepimizin haktan yana olmasý lazým.
RAMAZAN KERÝM ÖZKAN (Burdur) – Çok hýzlý
konuþuyor, anlamýyoruz Sayýn Baþkan.
NAÝL KAMACI (Antalya) – Kendi kendini
engelliyor.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Þimdi,
arkadaþlar, Yasa niye hazýrlandý? Bakýn, uygulamada on tane kadar
yasa var. Þimdi, biz Adalet Komisyonu üyeleri hukukçularýz. Mesela,
1940 tarihli bir vakýf zeytinlikleri ve ormanlýklarla ilgili bir
yasa var. Bu Yasa 1940 yýlýnda yürürlüðe girmiþ, 70’te yürürlükten
kaldýrýlmýþ; ama, 1984 yýlýnda yürürlüðe giren bir yasada, 70’te yürürlükten
kaldýrýlan bir yasaya atýf yapýlmýþ. Þimdi, biz de tereddüt ettik,
acaba bu Yasa yürürlükte mi deðil mi?
MEHMET NURÝ SAYGUN (Tekirdað) – Burada
da var, biz düzelttik.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Evet,
siz de söylediniz Nuri Bey, sizin de dikkatinizi çekti. Þimdi, neticede
yürürlükte olmadýðý anlaþýldý.
Þimdi, on tane kanun, altý tane tüzük,
otuza yakýn yönetmelik, belki ona yakýn tamim var; yani, ne nerede
bilinmesi mümkün deðil. Kaldý ki, demin de söyledim, yetmiþ yýl önceki
düzenleme, yaþanan sýkýntýlar, ortaya çýkan ihtiyaçlara cevap
vermesi mümkün deðil. Þimdi, yeni bir Vakýf Kanunu çaðdaþ bir anlayýþla
yeniden ele alýnýyor. Neler getiriyor yeni Kanun’umuz? Mesela vakýf
kurmak kolaylaþtýrýlýyor. Eskiden vakýf kurmak için en az 500-600
milyar lira paraya ihtiyaç vardý; yani, isteyen herkes vakýf kuramýyordu;
ama, þimdi, amacý gerçekleþtirecek mal varlýðýna sahip olunmasýyla
vakýf kurulabilecek.
OSMAN ÖZCAN (Antalya) – Transferler kolaylaþsýn...
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Yine,
vakýflarýn kuruluþ amacý için tahsil edilen taþýnmazlar dýþýndaki
mal varlýklarýný vakýflar tasarruf edebilecekler, diledikleri
gibi deðerlendirebilecekler.
Diðer yandan, görevini aksatan vakýf
yöneticilerinin hemen azli yerine önceden uyarma ve para cezasý
verme gibi, onlarýn görevlerini sürdürmesine imkân tanýyan düzenlemeler
var.
Diðer yandan, vakýf mevzuatý tek bir mevzuat
haline getiriliyor, tek bir çatý altýnda uygulamadaki karýþýklýklarý
ortadan kaldýracak çaðdaþ bir düzenleme haline getiriliyor.
Görüþtüðümüz bu Tasarý, daha demokratik,
daha katýlýmcý, insan haklarýna saygýlý ve daha güvenceli bir yasadýr.
ORHAN ERASLAN (Niðde) – “Emperyalizm
çaðdaþlýktýr” diyenler senden önce de vardý Nuri.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Diðer
yandan, vakýflarýn kuruluþ amaçlarýnýn gerçekleþtirilmesi yolunda
-iktisadi iþletme ve þirket kurma- önleri açýlýyor. Vakýflar mal
varlýklarýyla körü körüne oturmayacaklar, kuruluþ amaçlarýný
gerçekleþtirmek üzere bu paralarýný deðerlendirecekler.
Arkadaþlar, diðer yandan, yine, çaðdaþ
vakýf anlayýþýna uygun olarak vakýflarýmýzýn yurt içinde ve yurt
dýþýnda temsilcilik ve þube açma hakký getiriliyor ve uluslararasý
vakýf örgütleriyle irtibatlý olma, onlara üye olma hakký getiriliyor.
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Patrik ekümenik
olsun diye deðil mi; yurt dýþýnda, yurt içinde?..
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Ya,
lütfen Orhan Bey, siz de bunun böyle olmadýðýný biliyorsunuz.
ORHAN ERASLAN (Niðde) – Yani, bunun baþka
izahý mý var Allah aþkýna! Sayýn Akbulut, yapma böyle!
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Diðer
yandan, deðerli arkadaþlar, vakýf kültür varlýklarýnýn tespiti,
tescili ve korunmasýyla ilgili düzenlemeleri içeriyor Yasa’mýz.
Yine, oluþturulan Dýþ Ýliþkiler Genel
Müdürlüðü kanalýyla, yurt dýþýnda bulunan vakýf eserlerimizin,
yine, onarýmý ve bakýmýyla ilgili inþallah daha imkânlar olacak þekilde
düzenlemeler yapýlmýþ.
Diðer yandan, Vakýflar Genel Müdürlüðü
bir kuruluþ yasasýndan yoksundu, bir kanun hükmünde kararname ile
idare ediliyordu.
Yine, Vakýflar Genel Müdürlüðü hem teþkilat
þemasý olarak çaðdaþ birimlere kavuþturuluyor hem de Vakýflar Meclisi
15 üyeyle daha katýlýmcý, daha demokratik, daha etkin bir kurum haline
getiriliyor.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Sen hangi çaðdaþlýktan
bahsediyorsun Sayýn Hatip?
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Þimdi,
deðerli arkadaþlar “cemaat vakýflarý” diyorsunuz. Cemaat vakýflarý,
demin Sayýn Bakanýmýz da söyledi, 1926 yýlýndan önce kurulmuþ, Osmanlý
Ýmparatorluðu zamanýnda padiþah fermanlarýyla kurulmuþ vakýflar.
Bunlar, bildiðiniz gibi, Osmanlý Ýmparatorluðunda hükmi þahýslarýn
gayrimenkul edinememesi nedeniyle ellerindeki veya kendilerine
ait gayrimenkulleri þahýslar namý müstear veya namý mevhum adýna
kaydettirebiliyorlardý.
Namý müstear dediðimiz, kilisece güvenilir,
iþte kilisenin bekçisi veya görevlisi adýna kaydedilen taþýnmaz
ile namý mevhum, yani yüzyýllar önce ölmüþ azizler adýna yapýlan kayýtlardý.
Bunlar 1912 yýlýnda çýkarýlan bir kanunla…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan
kapatýldý)
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – Devam etsin,
çok yararlý!.. Devam, devam!..
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Tamam, kes!..
BAÞKAN – Buyurun.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Deðerli
arkadaþlar, 1912 yýlýnda bir kanun çýkarýldý. Bunlarýn namý müstear
adýna kayýtlý olan gayrimenkullerinin cemaat vakýflarý adýna tescil
imkâný tanýndý, ama namý mevhumlarý kaydettiremediler. 1926 yýlýnda
Medeni Kanun yürürlüðe girdikten sonra, yürürlükle ilgili “Kanunda
vakýflarla ilgili bir düzenleme yapýlacak.” denildi ve 1935 yýlýnda
da Vakýflar Kanunu yürürlüðe girdi. Bu Kanun 1935 yýlýnda kabul
edildi, 1936 yýlýnda yürürlüðe girdi. Cemaat vakýflarýna bir imkân
tanýndý, denildi ki: “Ellerinizdeki veya tasarrufunuz altýndaki
gayrimenkulleri tescil ettirebileceksiniz.” Bir de “Gelirleriniz
ne, bu gelirleri nereye harcýyorsunuz, isminiz ne, amacýnýz ne,
bunlarý beyan edin.” denildi. Bu beyan daha sonra vakfiye olarak
esas alýndý. 1936 ila 1974 yýlýna kadar cemaat vakýflarý, normal hem
alým-satým hem baðýþ ve vasiyet yoluyla gayrimenkul edinebildiler.
Ama, 1974 yýlýnda bir hukuk genel kurulu kararý dedi ki: “Þayet, cemaat
vakýflarý 1936 beyannamelerinde…”
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Sayýn Baþkan,
Hatip patinaj yapýyor, lütfen…
BAÞKAN – Sayýn Bodur, size hiç uymuyor
yani bu. Bir milletvekili arkadaþýmýza böyle söylemek uymuyor.
ALÝ RIZA BODUR (Ýzmir) – Dinlemekten
býktýk artýk ya!
BAÞKAN – Sayýn Akbulut, siz son cümlelerinizi
söyler misiniz efendim.
MEHMET KÜÇÜKAÞIK (Bursa) – Sayýn Baþkan,
devam etsin, iyiydi.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Sayýn
Baþkaným, bitiriyorum.
Þimdi, arkadaþlar, haksýzlýk þurada,
þunu söyleyeyim de ben: 1974 yýlýnda Yargýtay Hukuk Genel Kurulu,
“Þayet beyannamelerinde açýkça bir hüküm yoksa, cemaat vakýflarý
mal edinemez; baðýþ ve vasiyet yoluyla da mal edinilmesini kabul
edemez.” diye bir karar çýkardý. Bu karar ne kadar haklýydý, tabii, o
konuda bir þey söylemek istemiyorum ama, 1974’ten sonra cemaat vakýflarý
mal edinemediler ve açýlan davalar da, 1974’ten önceki iktisaplarý
nedeniyle açýlan davalar da aleyhlerine neticelendi.
Þu andaki Tasarý’nýn 7’nci maddesiyle
getirilen düzenleme þu: 1936 yýlý beyannamelerinde yazýlý olup
da halen tasarruf ettikleri namý müstear ve namý mevhum adýna kayýtlý
taþýnmazlarý cemaat vakýflarý adýna tescil edilebilecek…
BAÞKAN – Sayýn Akbulut, lütfen son cümlelerinizi
alayým.
MUSTAFA NURÝ AKBULUT (Devamla) – Bitiriyorum
Deðerli Baþkaným.
Yani, burada bir hakkýn teslimi söz konusu.
Haktan yana olan, hakký gözeten, hakkýn zayi olmasýný istemeyen
herkesin bu Yasa’ya taraftar olmasý lazým.
Ben, bu vesileyle, hazýrlanmýþ olan bu
Tasarý’nýn ülkemize, milletimize hayýrlý olmasýný diliyor, hepinize
saygýlar sunuyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ediyoruz Sayýn Akbulut.
Sayýn milletvekilleri, çalýþma saatimiz
tamamlanmýþtýr.
Kanun tasarý ve tekliflerini sýrasýyla
görüþmek için, 2 Kasým 2006 Perþembe günü, alýnan karar gereðince saat
14.00’te toplanmak üzere, birleþimi kapatýyorum.
Ýyi akþamlar diliyorum.
Kapanma
Saati: 21.59