DÖNEM: 22 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
CİLT : 133
12’nci
Birleşim
31 Ekim 2006 Salı
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - YOKLAMA
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM Başkanı Vekili İsmail Alptekin’in, Yozgat
Milletvekili İlyas Arslan’ın vefatı nedeniyle, kendisine Allah’tan
rahmet, ailesine ve Parlamentoya da başsağlığı dileyen konuşması
B) ÇEŞİTLİ İŞLER
1.- Yozgat Milletvekili İlyas Arslan’ın vefatı
nedeniyle saygı duruşu
C) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.- Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan’ın, KÖYDES
projesinin olumlu yansımaları ile uygulamada karşılaşılan bazı
sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık’ın, nişasta
bazlı şeker üretimine uygulanan kotalara, Orhangazi’de birinci
sınıf tarım arazisi üzerinde kurulan Cargill’e ait şeker fabrikasının
imar planı ve yapı ruhsatının mahkeme kararıyla iptal edilerek kapatılması
sonrasındaki gelişmelere ilişkin gündem dışı konuşması ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun’un
cevabı
3.- Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey’in,
Kars’ın düşman işgalinden kurtarılışının 86’ncı yıl dönümü münasebetiyle,
ilin tarihçesine ilişkin gündem dışı konuşması
D) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- İstanbul Milletvekili Emin Şirin’in, Milletlerarası
İddia İtham ve Saptırmalara Karşı ve Çeşitli Ülkelerin Gerçekleştirdikleri
Mezalimler ve Soykırımların Tanınması ve Anma Günlerinin Tesisi
Hakkındaki Kanun Teklifi’nin (2/976) doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/408)
2.- Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan’ın, Uzman
Erbaş Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin
(2/810) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/409)
V. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun,
Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık’ın, konuşmasında, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
VI. - ÖNERİLER
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- (8/32) esas numaralı genel görüşme önergesinin
ön görüşmesinin görüşme gününe ilişkin Anavatan Partisi Grubu önerisi
2.- (8/25) esas numaralı genel görüşme önergesinin
ön görüşmesinin görüşme gününe ilişkin CHP Grubu önerisi
3.- Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden
düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi
VII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve
İbrahim Köşdere’nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa
Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030)
(S. Sayısı: 904)
3.- Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile Tarım, Orman
ve Köyişleri Komisyonu Raporu
(1/822) (S. Sayısı: 662)
VIII. - OYLAMALAR
1.- Tohumculuk Kanunu Tasarısına verilen oyların
sonucu
IX. - SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER’in, gelir
dağılımındaki adaletsizliğe ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Beşir ATALAY’ın cevabı (7/4723)
2.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in Rize
ilindeki branş öğretmen eksikliğine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin ÇELİK’in cevabı (7/16108)
3.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN’ın, Niğde
Bor’daki TOKİ 1. Etap konutlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN’in cevabı (7/16188)
4.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, CMK Uygulama
Servisi avukatlarına ve ücret ödemelerine ilişkin Başbakandan sorusu
ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK’in cevabı (7/16272)
5.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, bazı ilaçların
bedeli ödenecek ilaçlar listesinden çıkarılmasına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ’ın cevabı (7/16274)
6.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN’in, bir Milletvekilinin
Van Adliyesindeki bazı savcı ve hâkimleri ziyaret etmesine ilişkin
sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK’in cevabı (7/16285)
7.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK’in,
Şanlıurfa’da Adlî Tıp Kurumu açılıp açılmayacağına ilişkin sorusu
ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK’in cevabı (7/16288)
8.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU’nun,
Anadolu’da Vakit Gazetesinin suç unsuru içerdiği iddia edilen yayınlarına
ve yapılan işlemlere ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK’in
cevabı (7/16291)
9.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU’nun,
TRT İstanbul Bölge Müdürlüğü binasına yerleştirilen kameralara
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY’ın cevabı (7/16356)
10.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI’nın,
100 temel eser listesinde yer alan bir kitaba ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK’in cevabı (7/16528)
11.- İzmir Milletvekili K. Kemal ANADOL’un, okullardaki
bilgisayar odalarının düzenlenmesine yönelik projeye ve bazı iddialara
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK’in cevabı
(7/16532)
12.- Sinop Milletvekili Engin ALTAY’ın, ilköğretim
öğrencileri için belirlenen 100 temel esere ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK’in cevabı (7/16655)
13.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun,
bir ilacın ithal iznine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ’ın
cevabı (7/16666)
14.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER’in, SSPE
hastalarına yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Recep AKDAĞ’ın cevabı (7/16670)
15.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER’in, bedeli
ödenmeyecek olan ilaçlara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ’ın
cevabı (7/16671)
16.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun,
Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliğine ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ’ın cevabı (7/16672)
17.- Uşak Milletvekili Osman COŞKUNOĞLU’nun,
Uşak-Eşme’deki içme sularında zehirli madde bulunduğu iddialarına
ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ’ın cevabı (7/16677)
18.- Tokat Milletvekili Feramus ŞAHİN’in, Tokat-Yeşilyurt-Kuşçu
beldesi sağlık ocağının kapatılmasına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Recep AKDAĞ’ın cevabı (7/16721)
19.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, Ketek adlı
antibiyotikle ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Recep AKDAĞ’ın cevabı (7/16730)
20.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN’ın, esnaf
ve sanatkârların sayısına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı
Ali COŞKUN’un cevabı (7/16739)
21.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER’in, Hatay-Antakya-Günyazı
TOKİ konutları projesinin eksiklerine ilişkin Başbakandan sorusu
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN’in cevabı
(7/16795)
22.- Muğla Milletvekili Hasan ÖZYER’in, son dönemlerde
yaşanan orman yangınlarına ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı (7/16816)
23.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU’nun,
son dönemlerde yaşanan orman yangınlarına ve alınacak önlemlere
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16817)
24.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU’nun,
Antalya-Kaş bölgesindeki orman yangınını söndürme çalışmaları
sırasında düşen helikoptere ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Osman PEPE’nin cevabı (7/16818)
25.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU’nun,
Antalya’da deniz suyu kirliliğinin tespitine yönelik tahlillere
ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin
cevabı (7/16819)
26.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16821)
27.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16823)
28.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16824)
29.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16825)
30.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16827)
31.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bitlis’te
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16830)
32.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16831)
33.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16832)
34.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16835)
35.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16836)
36.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16837)
37.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16842)
38.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
kirliliğe maruz kalan su kaynakları ile katı ve sıvı atıkların işlenmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE’nin cevabı
(7/16843)
39.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ’un, TRT’de yayınlanan
siyasi ve dinî içerikli programlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
Beşir ATALAY’ın cevabı (7/16853)
40.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI’nın,
okullara tavsiye edilen 100 temel esere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin ÇELİK’in cevabı (7/17679)
41.- İzmir Milletvekili Canan ARITMAN’ın, yurt dışında
görev yapan asker ve sivil personelin hayat sigortasına, ödenen
tazminata ve bazı bakan ve milletvekili çocuklarının askerlik durumuna
ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı M. Vecdi GÖNÜL’ün cevabı
(7/17693)
42.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU’nun,
Antalya’da deniz suyu kirliliğinin tespitine yönelik tahlillere
ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ’ın cevabı
(7/17696)
43.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI’nın, Antalya’da
bağışıklık sistemi tedavisinde kullanılan ilaçların bulunamadığı
iddiasına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ’ın cevabı
(7/17699)
44.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, GSMH verilerinin
hesaplanmasında yaşanan sorunlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
Beşir ATALAY’ın cevabı (7/17751)
45.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK’in, Anadolu
Ajansının yaptığı bazı haberlerle ilgili iddialara ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY’ın cevabı (7/17752)
46.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU’nun,
Anadolu Ajansına alınan personele ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
Beşir ATALAY’ın cevabı (7/17753)
47.- Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN’ün, palm
yağı ithalatına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN’in
cevabı (7/17917)
48.- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR’in, çim
sulama sistemi ve bazı tadilat işlerine ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN’in cevabı
(7/18110)
49.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, Topkapı
Sarayı’nın Milli Saraylar kapsamına alınıp alınmayacağına ilişkin
sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN’in
cevabı (7/18111)
50.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN’in, Sayıştay
üyelikleri seçiminin gecikme nedenine ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN’in cevabı
(7/18112)
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açıldı.
Genel Kurulda Başkanlık Divanı teşekkül etmediğinden,
31 Ekim 2006 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime
15.01’de son verildi.
Ali Dinçer
Başkan Vekili
Bayram Özçelik
Burdur
Kâtip
Üye
No: 17
II. - GELEN KÂĞITLAR
27 Ekim 2006 Cuma
Rapor
1.-
Erzurum Milletvekili Muzaffer Gülyurt'un; Bazı Kamu Personeline
Tayın Bedeli Verilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/787) (S. Sayısı:
1248) (Dağıtma tarihi: 27.10.2006) (GÜNDEME)
No: 18
30 Ekim 2006 Pazartesi
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kars’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18231)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
2.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18232)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
3.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18233)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
4.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18234)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
5.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18235)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
6.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18236)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
7.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18237)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
8.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18238)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
9.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18239)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
10.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18240)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
11.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18241)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
12.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18242)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
13.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18243)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
14.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18244)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
15.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18245)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
16.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18246)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
17.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bitlis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18247)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
18.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18248)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
19.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18249)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
20.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18250)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
21.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18251)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
22.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18252) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
23.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kars’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18253) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
24.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18254) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
25.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18255) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
26.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18256) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
27.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18257) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
28.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18258) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
29.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18259) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
30.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18260) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
31.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bitlis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18261) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
32.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18262) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
33.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18263) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
34.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18264) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
35.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18265) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
36.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18266) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
37.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18267) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
38.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18268) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
39.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18269) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
40.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18270) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
41.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18271) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
42.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18272) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
43.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18273) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
44.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir
ATALAY) yazılı soru önergesi (7/18274) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
45.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18275) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
46.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18276) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
47.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18277) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
48.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18278) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
49.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18279) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
50.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18280) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
51.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18281) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
52.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18282) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
53.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18283) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
54.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18284) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
55.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kars’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18285) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
56.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18286) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
57.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18287) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
58.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18288) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
59.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18289) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
60.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18290) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
61.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18291) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
62.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bitlis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18292) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
63.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18293) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
64.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18294) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
65.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18295) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
66.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18296) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
67.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/18297) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
68.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18298) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
69.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18299) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
70.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18300) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
71.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18301) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
72.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18302) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
73.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18303) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
74.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18304) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
75.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18305) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
76.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18306) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
77.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18307) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
78.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18308) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
79.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18309) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
80.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kars’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18310) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
81.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18311) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
82.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18312) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
83.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18313) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
84.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18314) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
85.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18315) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
86.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bitlis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18316) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
87.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18317) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
88.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18318) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
89.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18319) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
90.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18320) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
91.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18321) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
92.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18322) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
93.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18323) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
94.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18324) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
95.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18325) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
96.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18326) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
97.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18327) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
98.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18328) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
99.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18329) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
100.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18330) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
101.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bitlis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18331) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
102.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18332) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
103.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18333) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
104.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18334) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
105.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18335) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
106.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18336) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
107.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18337) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
108.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18338) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
109.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18339) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
110.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in,
Kars’ta 2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18340) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
111.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18341) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
112.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18342) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
113.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18343) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
114.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18344) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
115.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18345) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
116.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18346) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
117.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18347) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
118.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18348) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
119.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18349) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
120.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18350) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
121.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18351) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
122.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18352) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
123.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18353) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
124.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18354) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
125.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18355) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
126.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18356) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
127.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18357) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
128.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18358) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
129.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18359) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
130.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18360) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
131.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18361) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
132.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18362) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
133.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18363) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
134.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in,
Kars’ta 2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18364) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
135.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18365) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
136.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18366) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
137.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18367) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
138.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18368) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
139.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18369) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
140.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18370) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
141.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18371) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
142.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18372) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
143.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18373) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
144.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18374) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
145.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18375) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
146.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18376) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
147.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18377) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
148.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18378) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
149.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18379) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
150.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18380) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
151.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18381) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
152.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bitlis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18382) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
153.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in,
Kars’ta 2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18383) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
154.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18384) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
155.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18385) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
156.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18386) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
157.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18387) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
158.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18388) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
159.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18389) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
160.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18390) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
161.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18391) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
162.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18392) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
163.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18393) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
164.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18394) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
165.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18395) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
166.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18396) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
167.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18397) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
168.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18398) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
169.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18399) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
170.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18400) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
171.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18401) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
172.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18402) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
173.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18403) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
174.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bitlis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18404) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
175.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18405) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
176.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18406) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
177.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18407) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
178.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18408) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
179.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18409) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
180.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18410) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
181.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in,
Kars’ta 2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18411) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
182.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18412) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
183.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18413) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
184.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18414) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
185.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18415) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
186.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18416) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
187.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18417) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
188.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bitlis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18418) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
189.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18419) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
190.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18420) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
191.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in,
Kars’ta 2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18421) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/10/2006)
192.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18422) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
193.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18423) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
194.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18424) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
195.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18425) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
196.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18426) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
197.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18427) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
198.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18428) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
199.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18429) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
200.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18430) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
201.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18431) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
202.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18432) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
203.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18433) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
204.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18434) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
205.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18435) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
206.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18436) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
207.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18437) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
208.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18438) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
209.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18439) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
210.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18440) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
211.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18441) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
212.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18442) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
213.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18443) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
214.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18444) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
215.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18445) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
216.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in,
Kars’ta 2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/18446) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/10/2006)
217.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18447) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
218.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18448) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
219.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18449) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
220.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18450) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
221.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18451) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
222.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18452) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
223.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18453) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
224.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18454) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
225.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18455) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
226.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18456) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
227.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18457) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
228.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18458) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
229.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18459) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
230.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18460) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
231.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18461) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
232.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18462) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
233.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18463) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
234.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18464) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
235.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18465) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
236.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18466) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
237.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18467) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
238.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18468) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
239.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in,
Kars’ta 2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18469) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
240.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18470) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
241.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18471) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
242.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18472) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
243.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18473) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
244.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18474) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
245.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18475) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
246.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18476) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
247.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18477) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
248.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18478) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
249.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18479) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
250.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18480) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
251.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18481) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
252.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18482) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
253.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18483) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
254.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18484) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
255.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18485) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
256.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18486) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
257.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18487) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
258.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18488) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
259.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in,
Kars’ta 2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve
İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/18489) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/10/2006)
260.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18490) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
261.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18491) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
262.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18492) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
263.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18493) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
264.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18494) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
265.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18495) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
266.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18496) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
267.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18497) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
268.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bitlis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18498) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
269.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18499) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
270.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18500) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
271.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18501) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
272.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Nevşehir’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18502) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
273.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18503) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
274.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Sakarya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18504) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
275.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Siirt’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18505) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
276.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kayseri’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18506) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
277.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kilis’te
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18507) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
278.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Kütahya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18508) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
279.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Ağrı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18509) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
280.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Adıyaman’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18510) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
281.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Aksaray’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18511) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
282.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Amasya’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18512) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
283.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bartın’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18513) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
284.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bingöl’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18514) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
285.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Düzce’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18515) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
286.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bolu’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18516) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
287.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Bursa’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18517) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
288.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Çankırı’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18518) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
289.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18519) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
290.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Elazığ’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18520) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
291.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Erzurum’da
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18521) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
292.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Gümüşhane’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18522) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
293.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in,
Kars’ta 2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18523) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/10/2006)
294.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18524) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
295.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18525) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
296.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18526) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
297.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18527) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
298.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18528) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
299.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18529) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
300.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18530) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
301.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18531) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
302.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18532) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
303.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18533) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
304.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18534) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
305.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18535) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
306.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18536) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
307.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18537) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
308.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18538) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
309.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18539) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
310.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18540) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
311.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18541) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
312.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18542) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
313.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT’ün, Ardahan-Posof’taki
bir köyün yol sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18543) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
314.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Rize’de
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18544)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
315.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL’in, Şırnak’ta
2006 yılı için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/18545)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/10/2006)
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI’nın,
Milli Eğitim eski Bakanı Mustafa Necati’nin evinin kiralanmasına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14168)
2.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU’nun, Seyhan
Nehri üzerindeki tarihi taş köprüye ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14300)
3.- Ankara Milletvekili Oya ARASLI’nın, Milli Eğitim
eski Bakanı Mustafa Necati’nin evinin kiralanmasına ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14301)
4.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM’in, sağlık harcamalarında
alınacak tasarruf tedbirlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14584)
5.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ’nün, Ovacık Altın
Madeni ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14585)
6.- Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU’nun,
grizu patlamalarına ve maden ocaklarının denetimine ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/14617)
7.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN’ın, bir
araştırma ve teknoloji geliştirme projesine ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/14619)
8.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI’nın, şirket
yöneticiliği yaptığı iddia edilen bir doktor hakkında soruşturma
açılıp açılmadığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14623)
9.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER’in, para politikasındaki
bazı gelişmelere ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı
soru önergesi (7/14637)
10.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ’ın,
Samsun-Ceyhan boru hattının görevlendirmeyle yaptırılacağı iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14646)
11.- Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan BALANDI’nın,
Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattının açılış töreniyle ilgili iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14650)
12.- Mersin Milletvekili Mustafa ÖZYÜREK’in, Mersin
Gar Müdürlüğündeki görevlendirmelere ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14708)
No: 19
31 Ekim 2006 Salı
Raporlar
1.- Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur’un;
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (2/874) (S. Sayısı:
1249) (Dağıtma tarihi: 31.10.2006) (GÜNDEME)
2.- Sendikalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Raporu (1/1230) (S. Sayısı: 1250) (Dağıtma tarihi: 31.10.2006) (GÜNDEME)
3.- İstanbul Milletvekili Lokman Ayva'nın; 2828
Sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun Ek 7
nci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/855) (S. Sayısı: 1251) (Dağıtma tarihi:
31.10.2006) (GÜNDEME)
4.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun;
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi
Hakkında Kanun Teklifi ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporu
(2/762) (S. Sayısı: 1252) (Dağıtma tarihi: 31.10.2006) (GÜNDEME)
31 Ekim 2006 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.05
BAŞKAN: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 12’nci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM Başkanı Vekili İsmail Alptekin’in, Yozgat Milletvekili
İlyas Arslan’ın vefatı nedeniyle, kendisine Allah’tan rahmet, ailesine
ve Parlamentoya da başsağlığı dileyen konuşması
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gündem dışı söz
isteyen sayın üç milletvekiline söz vermeden önce, aramızdan ayrılan
Yozgat Milletvekilimiz Değerli Arkadaşımız İlyas Arslan Bey’e Allah’tan
rahmet diliyorum, ailesine başsağlığı diliyorum, AK Parti camiasına
da başsağlığı diliyorum.
HALİL AKYÜZ (İstanbul) - Sadece AK Partiye olur
mu, bütün Parlamentoya dileyeceksiniz Sayın Başkan.
ŞEVKET ARZ (Trabzon) - Bütün Meclise Sayın Başkan,
hepimizin arkadaşı.
BAŞKAN - Bütün Parlamentoya başsağlığı diliyorum
özellikle.
B) ÇEŞİTLİ İŞLER
1.- Yozgat Milletvekili İlyas Arslan’ın vefatı nedeniyle saygı
duruşu
BAŞKAN - Evet, arkadaşlar, bu, tabii, bizim biraz
önceki beyanımız, gönlümüzden gelen bir beyandı. Önümüzdeki gündeme
göre, vefat eden Yozgat Milletvekilimiz merhum İlyas Arslan’ın aziz
hatırası önünde Genel Kurulu bir dakikalık saygı duruşuna davet
ediyorum.
(Saygı duruşunda bulunuldu)
BAŞKAN - Allah rahmet eylesin, ruhu şad olsun.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçmeden önce
üç milletvekilimize söz vereceğiz.
Gündem dışı ilk söz, KÖYDES projesiyle ilgili olmak
üzere, Zonguldak Milletvekilimiz Sayın Fazlı Erdoğan’a aittir.
Buyurun Sayın Erdoğan.
Süreniz beş dakika.
C) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.- Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan’ın, KÖYDES projesinin
olumlu yansımaları ile uygulamada karşılaşılan bazı sorunlara
ilişkin gündem dışı konuşması
FAZLI ERDOĞAN (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir Ramazan
Bayramı’nı geride bırakırken, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun
83’üncü yıl dönümünü, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mızı coşkuyla kutlamanın
ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yine bir arkadaşımızın
ölüm haberini yâd ederek çalışmalarımıza başlıyoruz. KÖYDES projesi,
gerek Türkiye gündeminde gerek Zonguldak gündemindeki artılarıyla
beraber değerlendirmek üzere söz almış bulunuyorum; hepinizi en
kalbî duygularımla selamlıyorum.
2002 seçimlerinden sonra, Türkiye’nin bütün geçmişe
ait iktidarları, köyümüze, kanalizasyon konusunda, su konusunda,
yol konusunda planlanan programları çerçevesinde hizmet götürmeye
çalışmışlardır. 2003-2004 yılı bütçesinde ayrılan pay gerçekten geçmişe
göre, Türkiye köylüsüne yeteri derecede AK Parti Hükûmetinde de
arzu edilen seviyede bir başarı olarak tam manasıyla yansımamıştır;
ama, 2005-2006 yıllarında yeniden ele alınmış, özellikle 2006 yılında…
Sayın Başkanım, biraz fazla uğultu var…
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Sayın Hatibi
dinleyelim lütfen.
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) - Paylaşacağımız şeyler,
Türkiye’mizin güzellikleri, AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisinin
birlikte dört yıl içerisinde Türkiye’ye kazandırdıkları değerlerdir.
İktidarıyla muhalefetiyle gerçekten 2002 yılının sonunda iki partiyi
Türkiye Büyük Millet Meclisine taşıyan milletimiz, iktidarı da,
muhalefeti de yetkililerine vermiştir. Ehliyet olarak, muhalefeti
Cumhuriyet Halk Partisine, iktidarı da AK Partiye vermiştir. AK
Parti İktidarı döneminde “köylü milletin efendisidir” felsefesini
uygulamaya taşıyan bir konumda hizmetlere başlamıştır. Gerek enflasyonda
gerek faizde gerek dövizde gerek ihracatta gerek altyapı ve üstyapı
yatırımlarında gerek Avrupa Birliğine taşıma noktasındaki çabalarında
Türkiye’de ilkleri başaran AK Parti, KÖYDES projesini de gerek aldığı
kararlarla gerek yerel yönetimlere verdiği yetkilerle yeniden
ele almış, önce bütçedeki yeterli payı artırarak, tabii ki çalışmalarına
temelden başlayarak tavana yansıtmıştır. Özellikle bu çatı altında
özel idarelere yeni yetkiler vererek, Köyişlerini yeniden değerlendirip,
Devlet Su İşlerini, Karayollarını da yeniden ele alıp, Türkiye’nin
gündemine, bütçesinden 2006 yılında 2 katrilyon gibi bir pay ayırmıştır.
Bu payın, özellikle Türkiye’nin bütün köylerinde eşit şartlarda kullanımını
vilayetlerde valilere ve ilçelerde kaymakamların emrine vermiştir.
Takdir edersiniz bu bir yeni yapılanmadır. Gerek
valilerimizin gerek kaymakamlarımızın kendi elinin altında yeterli
derecede profesyonel ekip olmayabilir. Bir geçiş sürecidir. Türkiye’de
bir yapılanma süreci devam ederken KÖYDES projesinin uygulanmasında
da bazı eksiklikler, bazı uygulama hataları olmuştur, ama genele
baktığımız zaman bu artılarla doludur. Bütün arkadaşlarımız seçim
bölgelerine gittikleri zaman, inanıyorum ki geçmişten farklı olarak
KÖYDES projesinin yansımasına şahit olmuşlardır. Bu, iktidar için
de böyledir, muhalefet için de böyledir.
Özellikle Türkiye genelinde yapılan bu güzel çalışmaların
Zonguldak bölgesine yansımasını ben sizinle paylaşmak istiyorum:
Zonguldak daha önce Türkiye ortalamasına göre yüzde 30,2, ama şu
anda yüzde 51,6 seviyesinde bu yapılanmadan payını almıştır. Özellikle
380 tane köyümüzün yaklaşık olarak yüzde 70’ine yakın sorunları çözümlenmiş,
su konusunda 93,7’ye gelmiştir. Zonguldak, KÖYDES projesinin uygulanmasında
yüzde 86,3 oranıyla Türkiye birincisi olmuştur. Bu birincilikte
imzası olan Valimize, kaymakamlarımıza, Özel İdarede çalışanlara,
İl Genel Meclisi Başkanımız ve diğer arkadaşların hepsine teşekkür
ediyoruz.
Bu seçim bölgesinde biz köylerimizi gezdiğimiz
zaman dünden farklı olarak bazı şeylere şahit olduk: Köylümüz kanalizasyon
istiyordu, köylümüz çöp konteyneri istiyordu, köylümüz artık internet
istiyordu. Demek ki, su ve yol konusu yeteri derecede çözümlenmemiş
olsa bile yeni talepler, yeni arzular, yeni istekler gündeme gelmişti.
Bu da, AK Partinin, gerek Türkiye genelinde gerek Zonguldak’ta atmış
olduğu adımların bir aşamasıydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) - İnanıyorum ki, 2007 bütçesi,
takriben 2006 bütçesine paralel olarak, 16 katrilyonluk 2006 bütçesindeki
pay 2 katrilyon olarak köylümüze yansırken, şimdi BELDES projesinin
de gündeme geldiği bu günlerde, yine, en azından Türkiye genelinde
KÖYDES ve küçük belediyeleri de kapsayacak şekilde BELDES projesiyle,
20 katrilyonluk yatırım bütçesinden en az 3 katrilyonu köyün hizmetine
sunma noktasında, bu Hükûmet, kararını alıp bütçede bu payı ayıracaktır.
O zaman, iktidar ve muhalefet köye gittiği zaman, yol sorunu, su sorunu
ve hizmet sorunu belli noktada çözülmüş olacaktır. Bu da, AK Partinin
Türkiye’ye kazandırdığı artılardır.
Size şunu iftiharla söylüyoruz ki, bu bir istikrarın
sonucudur, bu bir güvenin sonucudur; bu, karşılıklı diyaloğun,
karşılıklı hoşgörünün, karşılıklı hizmet anlayışının sahaya,
araziye yansımasının sonucudur. O nedenle, ben, bu güzel günlerde,
hem cumhuriyetimizin, 29 Ekim gününün arkasından, biz, Mevlânâ gibi
herkesi bağrımıza basıp Türkiye’de bütün 73 milyon insana hizmet
için gel diyoruz, birliğe beraberliğe çağırıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son cümlenizi alayım efendim.
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
Yine, Yunus Emre gibi diyoruz ki, yaratılanı Yaradan’dan
ötürü hoş görüp kent merkezlerinde yaşayan insanların hizmetine
koşarken, özellikle yüzde 40’ın üzerinde köylümüzün hizmetine,
onun da gerekli hizmetini yaparak sevmeye ve birbirimizi anlamaya
davet ediyoruz.
Yine, Hacı Bektaş Veli gibi, iktidarıyla muhalefetiyle,
bu ülkede, özellikle Fransa gibi birtakım gelişigüzel değerlendirmeleri
ve parlamentolarından yanlış kararlar çıkan devletleri uyandırmak
adına, bir olalım, diri olalım, birlik olalım, beraberlik içerisinde,
gerek Avrupa Birliğini gerek Türkiye’mizdeki köylümüzün hizmetini
gerek güzel yasalarımızı çıkararak bu tarihe damgasını vuran,
ilk defa beş yıl hükûmet olan AK Partiyle beraber iktidarın nimetlerini
ülkemize taşıyalım. Muhalefet de, beş yıllık muhalefet durumuyla,
liyakatli bir şekilde muhalefet yapmıştır.Bu muhalefetinden aldığı
tecrübelerle…
BAŞKAN - Sayın Erdoğan, lütfen, konuşmanızı tamamlayın.
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) - Bitiriyorum.
… görevini yapmanın şuuru içerisinde, Cumhurbaşkanını
seçelim, 2007’de genel seçimleri yapalım, milletimizin takdiriyle,
yeniden, Türkiye Büyük Millet Meclisi şekillensin, hizmet devam etsin.
Cumhuriyet ilelebet payidar olsun. Devletimizin üniter yapısı,
bu Meclis çatısı altında, tabii ki, gök kubbeyi, arşıâlâyı titretecek
şekilde devam etsin diyor, gerek Değerli Başkanıma gerek siz değerli
milletvekillerime gerek Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan “ben
Türk’üm, çalışkanım, doğruyum” diyen herkese saygılar sunuyor, teşekkür
ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Erdoğan.
Gündem dışı ikinci söz isteği, nişasta bazlı şeker
üretimi hakkında olmak üzere, Bursa Milletvekili Sayın Mehmet Küçükaşık’a
aittir.
Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
2.-Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık’ın, nişasta bazlı şeker
üretimine uygulanan kotalara, Orhangazi’de birinci sınıf tarım
arazisi üzerinde kurulan Cargill’e ait şeker fabrikasının imar planı
ve yapı ruhsatının mahkeme kararıyla iptal edilerek kapatılması
sonrasındaki gelişmelere ilişkin gündem dışı konuşması ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun’un
cevabı
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, geçen hafta kutladığımız
Şeker Bayramı’nızı ve Cumhuriyet Bayramı’nızı tekrar kutluyorum
ve hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Şeker Bayramı deyince, geçen on gün önce, Şeker
Bayramı öncesi, gerek Türkiye’de gerekse Bursa’da, nişasta bazlı
şekerlerle ilgili çok büyük bir tedirginliğe sahne oldu. Yine, Mecliste,
nişasta bazlı şeker üretiminde başrol oynayan Cargill firmasıyla
ilgili, 19 Ekim 2006 tarihinde, bir yasa teklifi hemen gündeme getirildi
ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu tarafından geçirildi. Bursa’daki
sivil toplum örgütleri, Cargill’in kapatılmasıyla ilgili uzun süre
bir tedirginlik yaşadı. Hatta, bayramdan sonraki perşembe günü, bütün
Bursa, acaba, Meclisin olağanüstü bir şekilde açılıp da, bu Cargill’i
kurtarma yasasının Meclisten geçip geçmeyeceği konusunda da büyük
tedirginlikler yaşadı.
Şimdi, önce, ben, Cargill nedir, onu anlatmak istiyorum.
Çünkü, Türkiye’de, nişasta bazlı şeker deyince, herkes biraz farklı
anlıyor. Türkiye’de, bugün, yüzde 10 nişasta bazlı şeker kotası
var, Bakanlar Kuruluna da, her yıl yüzde 50 oranında artırma yetkisi
veriliyor, oran yüzde 15’e çıkıyor. Türkiye’de, nişasta bazlı şeker
üreten firmalar ve bunların oranlı üretim kotalarını ben biraz belirtmek
istiyorum. Cargill 161.858 ton, Amylum Nişasta 96.498 ton, Pendik Nişasta
48.260 ton, ama baktığımızda bir gerçek var, Cargill firması, Amylum
Nişastanın tamamına ve Pendik Nişastadaki yüzde 50 hisseye sahip.
Yine, bu firmaların toplam 282.486 tonluk üretimiyle, nişasta bazlı
şeker sektöründe yüzde 80 paya sahip. Pendik Nişastanın diğer yüzde
50 hissesi de Ülker firmasına ait.
Şimdi arkadaşlar, Cargill firması, uzun süreçten
beri Bursa Barosu ve Bursa’daki sivil toplum örgütlerinin direnmesi
ile Hükûmet arasında bir direnmeye sahne oldu. Bakınız, ben size, tarihi
geçmişinden haber vermek istiyorum: 1997 yılında, Cargill Tarım
AŞ’nin kurulmasına izin verildi. 7/6/1998 tarihinde, Bursa Valiliği
İl İdare Kurulu, 1/1.000 ölçekli hazırlattığı mevziî imar planına
istinaden inşaat ruhsatı verdi. 1/7/1998 tarihinde, Bursa 2. İdare
Mahkemesinde, hazırlanan mevziî imar planının İznik nâzım planına
uymadığı için dava açıldı. 14/8/1998, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı
plan değişikliğini onayladı ve ilk dava düştü. 27/6/2000, Bursa 2. İdare
Mahkemesi, imar planı ve yapı ruhsatının iptaline karar verdi.
24/7/2002, Bakanlar Kurulu, faaliyetine devam etmesini uygun buldu.
Bakınız, Türkiye hukuk tarihinde ve sisteminde ve idari mevzuatında,
prensip kararı diye hiçbir karar olmamasına rağmen, bizden önceki
dönemde, yani, DSP-MHP ve ANAP Hükûmeti prensip kararıyla, Cargill’in
çalıştırılmasına izin verildi ve ne yazık ki, 57’nci Hükûmet tarafından
verilen bu izin, prensip kararı, 58 ve 59’uncu Hükûmetler tarafından
da aynen uygulandı ve hiçbir karar bırakılmadı. Arkasından,
26/12/2002 tarihinde, Danıştay 6. Dairesi, 1/25.000’lik nâzım imar planında
yapılan plan değişikliğini iptal etti. 8/11/2004 tarihinde, Bursa
2. İdare Mahkemesi, inşaat ve yapı ruhsatını iptal etti. 5/7/2005
tarihinde, Cargill’in bulunduğu alan, Bakanlar Kurulu kararıyla
özel endüstri bölgesi ilan edildi. Danıştay, özel endüstri bölgesi
kararının yürütmesinin durdurulmasına yapılan itirazı reddetti
ve en sonunda, 11 Ekim ve 21 Ekim’de de Cargill kapatıldı.
Şimdi, arkadaşlar, burada çok ilginç bir şey var. Biliyorsunuz,
Sayın Başbakanımız her Amerika’ya gidişinde ve gitmeden önce, Başkan
Bush tarafından, Ocak 2004’te ilk önce,
“Cargill ne olacak, bizim Cargill kurtarılacak mı?” diye sorulmuştu.
Yasal düzenlemeler yaptınız. Bakınız, AKP döneminde
sırf Cargill’e yönelik olarak, Cargill’in kurtarılmasıyla ilgili
olarak yaptıklarınızı ben biraz anlatmak istiyorum.
4738 sayılı Özel Endüstri Bölgeleri Kanunun’da
22/6/2004 tarihli ve 5195 sayılı Kanun’la yaptığınız değişiklikle,
Cargill firmasının yatırım yaptığı arazi Bakanlar Kurulunun
5/7/2005 gün ve 2005/8944 sayılı Kararı’yla özel endüstri bölgesi ilan
edilmiştir. Bu yetmedi. Danıştay 10. Dairesi tarafından iptal edildikten
sonra bu sefer Büyükşehir Belediye Yasası’nı çıkardınız. Fabrikanın,
Cargill’in kurulu bulunduğu Orhangazi ilçesinin Gemiç ve Gürle
köylerini Gemlik ilçesine bağladınız. O da iptal edildi. Bu sefer
yine de pek rahat etmediniz, kani olmadınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) - Arkasından da, 5403
sayılı ve 3/7/2005 günlü, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun
geçici 1’inci maddesinde, altı ay içinde başvurulması kaydıyla
Cargill’in kurtarılması için bir düzenleme yapılmıştı. Cargill altı
aylık yasal düzenlemede buna başvurmadı. Cargill, altı aylık yasal
düzenleme içerisinde başvurulmaması üzerine, Bursa Milletvekili
Altan Karapaşaoğlu tarafından 22/2/2006 tarihinde AKP Grubuna bir
kanun teklifi verildi ve Tarım ve Köyişleri Komisyonunda 13/4/2006
gün ve 2/762 esas numarası alarak Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda
beklemeye alındı. Bursa Valiliğinin 11 Ekimde fabrikayı yıkacağını
ilan etmesi nedeniyle Cargill fabrikası bir hafta süre aldı. Ne olduysa,
birdenbire bir baktık ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarım ve Köyişleri
Komisyonu toplandı ve Altan Karapaşaoğlu’nun nisan ayında vermiş
olduğu bu Kanun Teklifi birdenbire kabul edildi. Ancak, o anki Meclisin
yoğunluğu nedeniyle Türkiye’de Meclis Genel Kurulunu anlamadınız
ve Cargill kapatıldı.
Şimdi
arkadaşlar, insanlar herhalde geçmişle beraber baktığında çok ilginç
şeylere gebe oluyorlar. Ben bir anıyı vermek istiyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Küçükaşık, lütfen cümlelerinizi
tamamlayın.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) - Bitireceğim efendim,
bitireceğim.
Sayın Altan Karapaşaoğlu, 9 Şubat 1999 tarihinde,
bu Meclis Genel Kurulunda, Fazilet Partisi milletvekili iken aynen
şu açıklamayı yapıyor: “Ne yazık ki, bu karara ve halen hukuki tartışmaları
devam etmiş olmasına rağmen Cargill inşaatı devam etmekte, fabrika
yapılmakta, sanki hukuki mercilerden bu firmaya, ‘Siz merak etmeyin,
siz yatırımınızı yapın, biz bu işleri düzeltiriz’ dercesine büyük
bir cesaretle yatırımlar yapılmaya devam edilmektedir.” Ne değişti
de 99’dan bugüne, Altan Karapaşaoğlu, Cargill’i; kurtarmaya çalışıyor?
Başbakanın, Cargill gibi nişasta bazlı şeker üreten
Ülker firmasının taşımacılığını yaptığı üç şirketle ilgili, Şeker
Kurumuyla ilgili, burada ben, daha önce, Başbakana sözlü soru
önergesi vermiştim. Başbakanın hiçbir ortaklığının olmadığını
ve Ülkerin hiçbir firmasıyla ilişkisi bulunmadığı belirtilmişti.
2004 tarihinde, biliyorsunuz, Hürriyet gazetesinin manşeti: “1,2
trilyona devredip çıktı.” Aslında 3 trilyona devretti Sayın Başbakan,
3 tane Ülkerin mamullerini, yani nişasta bazlı şekerle üretilen
mamullerini taşıyan taşıyıcı firmalarını 3 trilyona satmış idi.
Şimdi, ben size soruyorum: Acaba, Bush’un Sayın Başbakanla görüşmesinde,
Ocak 2004 tarihindeki görüşmesinde Cargill’in kurtarılmasını istemişti…
Endüstri Bölgesi Yasası’nı çıkarttınız, Büyükşehir Belediyesi
Yasası’nı çıkarttınız, Tarım Koruma Kanunu’nu çıkarttınız, en son
19 Ekimde değişiklik yaptınız. Başbakan, ekimde yine Bush’la görüşmek
için Amerika’ya giderken, acaba, Sayın Sanayi ve Ticaret Bakanı, Sayın
Orman Bakanı, Sayın Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer…
BAŞKAN - Sayın Küçükaşık…
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) - Bitiriyorum efendim,
bitiriyorum.
BAŞKAN - Efendim, bitirmiyorsunuz, siz devam ediyorsunuz.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) - Şimdi bitiriyorum.
Sayın Bakanımız da burada, ona sormak istiyorum:
Cargill’le ilgili bir yasal düzenleme yapması için toplantı yapmışlar
mıdır? O toplantıya Sayın Ömer Dinçer katılmış mıdır, Sayın Ali Coşkun
katılmış mıdır, Sayın Orman Bakanımız katılmış mıdır?
Teşekkür ederim.(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Efendim, teşekkür ederim.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) -
Sayın Başkan, cevap vereceğim.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) -
Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlar; Bursa Milletvekili Sayın Mehmet
Küçükaşık’ın, nişasta bazlı şeker üretimine ilişkin gündem dışı konuşmasıyla
ilgili konuda bilgi sunmak üzere söz almış bulunuyorum; sözlerime
başlarken nice bayramlarda, Aziz Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır
medeniyetler seviyesine aşabilmek dileklerimle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, şeker, ülkemiz açısından
gıda güvenliğinin sağlanması başta olmak üzere, katma değer ve istihdam
sağlayıcı özelliği nedeniyle stratejik bir üründür. Pancar şekeri
ile nişasta bazlı şeker piyasalarının düzenlenmesi ve denetlenmesi
2001 yılından beri 4634 sayılı Şeker Kanunu ve bu Kanun’la kurulmuş
bulunan Şeker Kurumu eliyle yürütülmektedir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen Sayın Bakanı
dinleyelim.
AHMET ERSİN (İzmir) - Biz dinliyoruz Sayın Başkan,
öbür taraf dinlemiyor.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, çok uğultu geldiği için anlatamıyorum, lütfen!..
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - O taraftan geliyor Sayın
Bakan.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri…
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Şeker piyasası ilk olarak şirketlere kota tahsisi suretiyle düzenlemektedir.
Özellikle ve öncelikle üretim, kotalar ve kapasite hakkında kısa
bir bilgi arz etmek istiyorum, defalarca da bu kürsüden bunu arz ettim.
Değerli arkadaşlar, Türkiye’nin şeker ihtiyacı
hesaplandıktan sonra bu şeker ihtiyacının ne şekilde karşılanacağı,
pancar ve mısırdan elde edilen nişasta bazlı şekere göre fabrikaların
işleme kapasiteleri ortaya çıkmakta ve fabrikaların fazla stok
yapmaları, hazineye yük olmalarından kurtarmak için ancak aldıkları
kota nispetinde üretim yapmaları sağlanmıştır. Böylece, şeker piyasasına
bir denge ve sağlıklı bir politika kazandırılmıştır. Ülkemizde,
nişasta bazlı şeker üretimi 1980’li yılların ikinci yarısında başlamıştır.
1999-2001 yılları arasında 300 ilâ 440 bin ton olarak gerçekleşen nişasta
bazlı şeker üretimi -ki, bu, özellikle meşrubat sanayii başta olmak
üzere, sıvı şeker kullanan tatlı sanayiinde teknolojik bir ihtiyaç
olarak da ortaya çıkmıştır- arzda istikrar sağlamak amacıyla, pazarlanacak
şeker miktarının kotalar ile belirlenmesini yasal düzenleme altına
alan ve bizden önceki hükûmetler tarafından ve Büyük Millet Meclisimiz
tarafından yürürlüğe sokulan 4634 sayılı Şeker Kanunu’nun 2001 yılında
yürürlüğe girmesiyle birlikte ülke toplam iç pazar kotasının yüzde
10’u oranında, yani 234.100 ton olarak nişasta bazlı şeker kotası belirlenmiştir.
Aynı Kanun’un tanımış olduğu yetkiye istinaden Bakanlar Kurulunca
2002-2003, 2003-2004, 2004-2005 ve 2005-2006 pazarlama yılları kotaları
yüzde 50 oranında artırılarak 351.150 tona yükseltilmiştir. Artışın
başlıca nedeni, nişasta bazlı şekere olan talebin eski yıllardaki
düzeyine yakın şekilde karşılanması, kaçakçılığın önlenmesi,
faturasız, kayıt dışı üretimin önlenmesi yönündedir. Ayrıca da 2
milyon tonun üzerinde ithal edilen mısırın yerli olarak üretilmesiyle
ithalatın önlenmesi kapsamındadır.
Nitekim -2002 yılında 2 milyon 250 bin ton mısır ithal
eden Türkiye- tarlalar boş, sular boşa akıyor, biz mısır ithal ediyoruz.
Alınan tedbirlerle geçen yıl 4 milyon ton mısır üretilmiş ve 1 gram mısır
ithal edilmemiştir. Dolayısıyla…
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - “Kotayı kaldıracağız”
dediniz seçimlerde. Sayın Bakanım “kotayı kaldıracağız” demediniz
mi? “Pancar kotasını kaldıracağız” demediniz mi seçimlerde?
BAŞKAN - Sayın Bakan, siz Genel Kurula hitap edin.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Anlatıyorum.
Bu konuda beş ayrı şirket, bünyesindeki altı fabrika
tarafından üretim yapmaktadır. Türkiye’de nişasta bazlı şeker üretmek
üzere kurulmuş bulunan fabrikaların kurulu kapasitesi 936 bin
ton olup kota miktarı, kapasitenin yüzde 37’sine tekabül etmektedir.
Sizin buyurduğunuz, kotayı kaldırdığımız zaman hiç pancar ekemeyecek
hale geleceksiniz; biraz hesap yapın. Evet…
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Niye gelelim? Gereğini
yaparsa Hükûmet, geliriz, ekeriz.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Çünkü, fiyat farkı vardır.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Pancarın ne kadar önemli
olduğu belli, Avrupa Birliğinden belli.
BAŞKAN - Sayın Uzdil, lütfen…
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Nişasta bazlı şeker üretimi için yılda 550-600 bin ton mısır kullanılmaktadır.
2002’de 2 milyon ton ithalat, daha önce de belirttiğim gibi, önlenmişti.
Son yıllarda nişasta bazlı şeker üretiminde yüzde 100 oranında mısır
kullanılmaya başlanmıştır.
Değerli milletvekilleri, en büyük nişasta bazlı
şeker üreticisi ülke Amerika Birleşik Devletleri’dir. Fiyatlar,
yıllara ve ürün cinsine göre 350 dolar/ton arasında değişmektedir. Oysaki,
pancar şekerinin maliyeti, sadece bizde değil, Avrupa ülkelerinde
de 800 dolarla 1.100 dolar arasında değişmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Dolayısıyla, burada dengelenmek isteyen, çok ucuz bir maliyeti
olan nişasta bazlı şekerle pancar şekeri arasındaki dengeyi koruyabilmektir.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Sayın Bakan, Avrupa’da
yüzde 2 kota, bizde niye yüzde 10 hâlâ ve niye her yıl yüzde 50 artırılıyor?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Geliyorum, müsaade et; biraz sabırlı ol, biraz sabırlı ol.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, müdahale etmeyelim.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Avrupa Birliği ülkelerinde, nişasta bazlı şekerlerden sadece
izoglikoz kota kapsamındadır. Birlik izoglikoz kotası toplamı 500
bin ton düzeyindedir. İzoglikoz kotası, Birlik içerisinde yer alan
ülkelerde değişik oranlarda uygulanmakta olup, bu oran bazı ülkelerde
yüzde 25 seviyesine kadar çıkmaktadır. Ancak, 25 Avrupa Birliği
ülkesinin hepsinde izoglikoz üretilmediği için, pancar şekeri üretildiği
için, genel toplam içinde, basında da bilinmeden istismar edilen rakam
olan yüzde 2,8 oranında gözükmektedir. Türkiye’de neden yüzde 15 diye
tenkit edilmektedir.
Değerli arkadaşlar, Türkiye bir ülke olarak pancarla
nişasta bazlı şeker mukayese ediliyor, Avrupa’da 25 ülkenin ortalaması
ediliyor, bu rakam bundan dolayı düşük gözükmektedir. Yoksa, bazı
ülkelerde yüzde 25’e kadar çıkmaktadır.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Yok, yok, hayır; ortalama
yüzde 2, bütün Avrupa ülkelerinde yüzde 2.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Kotalara dahil edilmeyen glikozun üretim miktarı 5 milyon ton civarındadır.
Ülkemizde nişasta bazlı şekerlerin ana ürünü olan izoglikozun yanı
sıra glikoz ve şurupları da, yasa gereği olarak, kota kapsamının
içindedir.
Nişasta bazlı şeker için Şeker Kurulu tarafından
belirlenen kotayla ilgili son gelişmelere bakacak olursak:
2006-2007 pazarlama yılı için nişasta bazlı şeker (A) kotası, geçtiğimiz
yıllarda olduğu gibi, Şeker Kurulu tarafından ülke toplam (A) kotasının
yüzde 10’u oranında, yani 234 bin 100 ton olarak belirlenmiştir, ki,
bu rakam 2001 yılının rakamıdır.
Burada teknik bir konu olduğu için 4/4/2001 tarih
4634 sayılı Kanun’la düzenlenen (A) kotası, (B) kotası ve (C) şeker
kotalarını açıklamakta yarar görüyorum.
(A) kotası, yurt içi talebin tamamını kapsamaktadır.
(B) kotası -güvenlik bakımından zamanla oranlar değişebilir- (A)
kotasının yüzde 2 nispetinde alınan miktarıdır. Bunu aşan miktar
(C) kotasındadır. Bu fazla üretimi yapan, işte arkadaşımızın söylediği
gibi, pancarı istediğin kadar ek, fabrikalar, devlet fabrikaları
işlesin, fazla stoku hazine satın alsın, depolarda bekletsin, böyle
yapıldığı takdirde, tabii, dengeler bozuluyor.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Özelleştirildi, şeker
fabrikaları özelleştirildi Sayın Bakan.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Onun için, (A) ve (B) kotasını aşan üretim (C) kotasında -yasaya göre,
bizden önceki Hükûmet tarafından uygulanan yasaya göre- ihraç edilmesi
lazım. İhraçta, fiyat farkı olduğu için hazinenin sübvanse etmesi
lazım. Hazine sübvansiyonu kaldırdığı için ihraç cazip olmamakta,
bunu üreten bazı özel fabrikalar -işte kaçak şeker olarak basına da
yansıyan- ihraç gösterip bunu iç piyasaya satmaktadır. Dolayısıyla,
üç fabrikaya 40 trilyonun üzerinde ceza kesilmiş ve konu yargıda
olduğu için, daha fazla bu konuya değinmek istemiyorum.
Bu arada…
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Vergiyi kaldırırsanız
ucuzlar, merak etme. Girdilerde vergiyi kaldırın, serbest piyasayla
rekabet edersiniz.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla)
- İsterseniz Bakanlığa buyurun,
isterseniz dışarıda görüşelim.
Fazla müdahale ediyorsunuz…
BAŞKAN - Sayın Bakan, siz Genel Kurula hitap edin.
Sayın Uzdil müdahale ediyor…
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Şeker Kurumunun Başkanı
İçişleri Bakanının kardeşi mi, değil mi?
BAŞKAN - Sayın Küçükaşık, lütfen…
Siz devam edin efendim.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Bu arada, Şeker-İş Sendikası tarafından, Başbakanlık, Bakanlığımız
ve Şeker Kurumu aleyhine Danıştay 13. Dairesinde açılan davayla ilgili
olarak söz konusu mahkeme, 2005/06 pazarlama yılı nişasta bazlı şeker
kotalarının yüzde 50 artırımına ilişkin işlem hakkında yürütmeyi
durdurma kararı almış ve böylece, bu yıl için, bu karar uygulanmaya
konmuştur; ancak, kotalar kullanıldığı için bir sonuç da elde edilememiştir.
Yürütmeyi durdurma kararı, idare tarafından süresi içinde uygulanmakta,
hassasiyet gösterilmektedir.
Dolayısıyla, 2006-2007 pazarlama yılı ülke toplam
(A) kotasının yüzde 10’u oranında Şeker Kurumu şimdilik kota belirlemiş
bulunmaktadır. Ancak, yıl içinde, gelişmelere göre, Bakanlık olarak,
piyasada herhangi bir şekilde karaborsa ya da kaçakçılık olmaması
için takip edilecek ve zamanında karar alınacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son günlerde
basında yer alan Cargill Orhangazi Fabrikasının üretim faaliyetinin
durdurulması hususuyla ilgili olarak şunları ifade etmek istiyorum:
Milletvekili arkadaşımızın söyledikleri tarihler doğrudur. Ancak,
Cargill organize fabrikasının kapatılmasıyla ilgili konu, tamamen,
birinci sınıf tarım arazisinde kurulmuş olması ve çevrecilik açısındandır.
Bunun, şeker mevzuatıyla, Şeker Kanunu’yla bir ilgisi yoktur. Bunu
karıştırmayın lütfen.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Karıştırmadık, onu
söylemedim zaten.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Tabii ki, yargıya saygılıyız, yargı kararıdır, ama, şunu söyleyeyim:
Topkapı’dan Edirne’ye kadar, bütün o beğendiğimiz, ihracatta önemli
rol oynayan fabrikalar, maalesef, tarım arazileri üzerine kurulmuştur.
Yani, burada da ülke menfaatini çok iyi değerlendirmek lazım. Şimdi,
Cargill fabrikasını yıktınız; ne kazanacaksınız, bunu düşünmek
lazım.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - O zaman her türlü yasa dışılığa
izin mi verelim?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Tatmin olursunuz Beyefendi.
Şimdi, bu gerçekten hareket ederek, firma, Bakanlığımıza,
endüstri bölgesi ilan edilmesiyle ilgili dosyasını sunmuş, bu dosya
üzerine -bizzat, uzmanlarla ben gittim, yerinde inceledim- ve dosyadaki
bilgiler doğru olduğu için endüstri bölgesi kapsamına aldık.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Hayır, yaparken niye yasal
yollardan yapmamış?
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Siz yaptınız ama o düzenlemeyi!
Nasıl yaptınız?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Fakat, yargı, endüstri bölgesi kapsamına…
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Sayın Bakan, yaparken yasalara
uymuş mu, uymamış mı?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Yasalara uygun aldık Beyefendi, çünkü, Meclisten geçen yasada şöyle
bir ifade var.
BAŞKAN - Sayın Bakan, siz Genel Kurula hitap edin.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Diyor ki: “Altı ay içinde bu tip fabrikalar müracaat ettiği takdirde,
kurulduğu anda bütün mevzuata -gerek belediyeler gerek çevrecilik
gerek diğer mevzuat bakımından- uygun belgelerini almış ise, bu
belgeler on beş gün içinde yenilenir ve endüstri bölgesi olarak ilan
edilir.” Bütün mevzuata uygun olduğu için biz bu kararı aldık, fakat,
yargı, tekrar yürütmeyi durdurdu.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Yargı hukuksuzluk yaptı
yani!
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, ben, bu ülkede yetişmiş bir mühendis
ve sanayici olarak, şimdi de Sanayi ve Ticaret Bakanı olarak açıklıkla
söylüyorum, ne yazık ki, Cargill üzerinden yabancı sermaye düşmanlığı
yapılmaktadır; bunun, ülkeye bir faydası yoktur.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Hayır…
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Yargının aldığı karar doğrultusunda biz o karara uyarız. Ama, bunu
istismar etmek ve bu kadar gündemde tutmanın ülke ekonomisine faydası
yoktur, çünkü, 2002 yılından önce…
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Herkes yaparken yasalara
uymalı Sayın Bakan.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Yabancı sermaye gelişi Türkiye'ye 1 milyar doların altındayken…
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Yasalar sermayeye uydurulmamalı.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
…geçen sene 9,8 milyar dolar yabancı sermaye geldi; bu sene, inşallah,
20 milyar doları aşacak arkadaşlar. Ülkenin yatırıma ihtiyacı
var. Onun için, herkesin, söylediği sözün vebalini düşünmesi, ona göre
konuşması lazım. O bakımdan, biz yaptığımızdan eminiz, yasalara
aykırı herhangi bir işlem yapmış değiliz.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Toprak Koruma Kanunu
ve sizin yaptığınız toplantı ne olacak Sayın Bakanım?
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Bakanlar Kurulu mu yürütecek
Toprak Koruma Kanunu’nu?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, rica ediyorum,
şu yaptığınız hareket, aldığınız tavır, doğrusu, şu Parlamentonun
müzakerelerine uyuyor mu?! Rica ediyorum size… Siz de kürsüye geliyorsunuz…
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Tatmin olmak istiyoruz
Sayın Başkan. Tatmin olma hakkımız değil mi? Lütfen…
BAŞKAN - Tatmin olmadınızsa ayrıca sorarsınız,
yerinizden konuşamazsınız.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - İç Tüzük’te böyle bir usul
yok.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan, siz Genel Kurula hitap
edin.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Ne yapıyoruz Başkanım,
ne yapıyoruz, her zaman olan şey!
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, Meclis komisyonları Meclise niyabeten görev
yapar. Meclis komisyonundan geçmişse saygılı olmanızı diliyorum.
Ayrıca da, Büyük Millet Meclisi olarak Genel Kurul her şeyin üzerindedir,
karar geldiğinde değerlendirirsiniz.
Kusura bakmayın, böyle tartışmayla memlekette
ne yatırımları geliştirebiliriz ne de yabancı sermayeyi getirebiliriz.
Cargill firması, dünyada oldukça etkili, yabancı sermayede söz sahibi
bir kuruluştur. Yargıya herkes uyacaktır, onlar da uyacaktır. Biz
de, yargı çerçevesinde, yargı kararları çerçevesinde ve mevzuata
uygun olarak, Hükûmet olarak, görevimizi yapacağız.
Bu bakımdan, bugüne kadar, bizim, Bakanlık olarak,
Hükûmet olarak yaptığımız uygulamalarda, kararlarda mevzuata aykırı
hiçbir şey yoktur. Şeker pancarı üreticisini düşündüğümüz kadar
mısır üreticisini de düşünüyoruz ve bu dengeleri kurmaya çalışıyoruz.
Tabii ki, takdir yüce Meclisindir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, gündem dışı üçüncü söz isteği,
Kars’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 86’ncı yıl dönümü münasebetiyle,
Kars Milletvekili Sayın Yusuf Selahattin Beyribey’e aittir.
Buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
3.-Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey’in, Kars’ın düşman
işgalinden kurtarılışının 86’ncı yıl dönümü münasebetiyle, ilin
tarihçesine ilişkin gündem dışı konuşması
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; Kars ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun
86’ncı yıl dönümü nedeniyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım; 83
yaşındaki Cumhuriyetimizin ilelebet payidar olması dileklerimle
yüce Meclisimizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, doğu fatihi Kâzım Karabekir
Paşa’nın, düşmanı doğu illerimizden kovalayarak, Doğu Anadolu illerimizde
ve hemen akabinde Misakımillî sınırları içerisinde huzur, barış
ve her şeyden evvel tam bağımsızlık ve özgürlük ortamını tesis etmesinden
bu yana tam seksen altı yıl geçti. Bize bu cennet vatanı yurt yapan
aziz şehitlerimizin hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kars vilayetimiz,
1950’lere kadar, ticaretin canlılığı, aktif nüfusun ticaretle uğraşması
nedeniyle kentleşme hızında Türkiye ortalamasının çok üzerinde
yer alan bir ilimizdi. Ancak, sonraki yıllarda sınır ticaretinin
azalmış, kısıtlanmış olması nedeniyle ekonomik canlılık azalmış,
yüksek doğurganlık hızı kişi başına düşen toprak miktarını düşürünce
büyük kentlere göç etmek zorunda kalan Karslılar, Ankara, İzmir, Ardahan,
İstanbul, İzmit gibi illere göç etmişlerdir.
Kars’ımız ülkemizin güvenliği açısından önemi
çok büyük bir ildir. Zira, Anadolu’nun savunması Kars’tan başlar. Anadolu’nun
Oğuz boylarının yurdu olması Ani Kalesi’nin fethiyle mümkün olmuş. Kars,
Kâzım Karabekir Paşa’nın da söylediği gibi, önemini ifade ettiği
gibi “Boğazlar, boğazımız; Kars, Ardahan belkemiğimizdir.” demiştir.
“Ülkemizin belkemiği” vasfını haiz olan
Kars’ımız, tarımıyla, hayvancılığıyla, sanayisiyle ve turizmiyle
ayağa kaldırılmalıdır. Marka şehri olan -bugünlerde karar verilmiş
olan- ve özellikle Sarıkamış’taki şehitliğimizle ilgili, Turizm
Bakanlığımızın yapmış olduğu katkılardan
dolayı kendisine teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, 1878 tarihinde gerçekleşen,
“93 Harbi” olarak bilinen Osmanlı-Rus Harbi sonrasında kırk yıl esaret
altında kalan Kars’ın, 3 Mart 1918’de Rusların, Kars, Ardahan ve Batum’u
Türklere bırakmalarıyla, 25 Nisan 1918’de kırk yıllık hasreti sona
ermiş, kent, Türk ordusuna ve ay yıldızlı bayrağına kavuşmuştur. Türk
ordusu gelmeden önce, Ermeniler, Rus subaylarının komutasında,
Kars ilinde çok vahşi katliamlar yapmışlardır. Birinci Dünya Savaşını
sona erdiren 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesiyle, Türk ordusu 1914 sınırlarına
çekilmeye mecbur kalınca, Ermeni istilası tekrar başlamıştır. 5
Kasım 1918’de, Karslılar, Millî İslam Şûrası adıyla, demokratik bir
hükûmet kurmuşlar -bu işgal hareketinden ve katliamlardan Kars’ı korumaya
çalışmış- bu yerli hükûmete, Batum, Artvin, Ahıska, Ahılkelek, Serdarabad,
Ordubad ve Nahçıvan Türkleri de katılmışlar, sancak ve ilçe teşkilatları
kurmuşlardır. Böylece, Kars, 1914 tarihinde, sınırların doğusunda,
36 bin kilometrekarelik bir bölgede yerli bir Türk hükûmetinin merkezi
olmuştur. Bu hükûmet, 18 Ocak 1919’da, 131 temsilcinin katılmasıyla büyük
kongreyi yapmış, Cenub-i Garbi Kafkas Hükûmeti adında bir hükûmet kurmuştur.
Ne yazık ki, serhat Kars’ımızın çilesi burada bitmemiş,
maalesef, Rusların işgalinden sonra bu kez de İngilizler Kars’ı işgal
etmişlerdir. 1919’da Kars’a gelen ve Türklüğün yeniden dirildiğini
gören İngiliz temsilci Pate, Cenub-i
Garbi Kafkas Hükûmetini tanımayacağını ilan ederek, Arpaçay’ın doğusundaki
Ermenilerin Kars’a yerleşmelerini istemiş. Amaç, Kars’ı ve Doğu Anadolu’yu
Türklerden arındırmak, Doğu Anadolu’yu Ermenilere teslim etmekti.
3 Mart 1918 tarihinde, Rusların, Rus ordusunun geriye
çekilmesiyle birlikte Ermeniler toplu katliama başlamış, özellikle
1918 ve 1920 yılları arasında, Kars ve çevresinde 120 köyde toplu katliamlar
yapmış...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Toparlıyorum
Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun efendim.
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - ...Kars’ta,
Subatan’da, Derecik’te, Çamurlu köyünde, Vezin köyünde, Katranlı’da
ve diğer köylerimizde, çoluk çocuk, kadın yaşlı demeden, komlara,
mereklere zorla soktukları insanları canlı canlı yakmışlar ve katletmişlerdir.
Ayrıca, Ermeniler, 1918 ve 1920 yılları arasında birçok küçük Türk
çocuklarını yanlarına alarak Ermenileştirmiş, daha sonra, bunları
ülkemizin aleyhine kullanmışlardır.
Ermenilerin bu dönemde ve sonrasında Anadolu
topraklarında toplu olarak katledildikleri bir tane bile toplu mezar
yoktur. Oysaki, Ermenilerin, Türkleri katlettikleri yüzlerce toplu
mezar bulunmaktadır. Ermeniler o kadar hırslanmış ki, taraftarı
olmayan kendi soydaşları Ermenileri bile Delice ve Karakil köylerinde
katletmişlerdir. Fransızlar, aslında, bu ölen Ermenilerin hesabını
sormalıdır diye düşünüyorum. Fransız Parlamentosunun özellikle
sözde Ermeni soykırımıyla ilgili almış olduğu bu kararı da kınıyorum
bu vesileyle.
Kars’ın bu işgalden kurtulduğu tarih 30 Ekim
1920’dir. Bu tarihte, Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki Türk ordusu,
Kars’a girerek, Kars’ı ve Karslıları esaretten kurtarmıştır.
Kurtuluşu sağlayan, milletin azim ve kararıdır.
Bu azim ve karar ise, Atatürk’ün başkanlığında kurulan Türkiye Büyük
Millet Meclisinde tecelli etmiştir.
Kırk yıl esaret altında kalan ve geri alınan
Kars’la ilgili olarak Çıldırlı Âşık Şenlik şöyle söylemiştir:
“Asker olan bölük bölük bölünür,
Sandınız mı Kars Kal’ası alınır,
Boz atlar üstünde kılıç çalınır,
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana.”
Düşmana tırpanla, baltayla, nacakla saldıran,
kurtuluş mücadelesine “vatan borcu can borcudur” şiarıyla kahramanca
destek veren kahraman Kars halkına şükranlarımı sunuyorum.
Millî mücadele yıllarından günümüze değin, Türkiye,
makro ekonomik yapılanmada, maalesef, ülkenin bazı bölgelerinin
daha çok gelişmesi sonucu, doğu ve batı arasında, gelir dağılımında
uçurumlar ortaya çıkmıştır. Örneğin, Batı Anadolu’da aşağı yukarı
bütün köy yolları asfaltken, benim bölgemdeki köy yollarındaki asfalt
oranı yüzde 5’lerde bile değildir.
Bulunduğu coğrafi konumu nedeniyle son derece
önemli olan serhat şehrimiz Kars, her zaman devletinin yanında olmuş;
ama, maalesef, hak ettiği yatırımı alamadığı kanaatindeyim, daha
fazla yatırıma ihtiyacı olduğu kanaatindeyim.
BAŞKAN - Sayın Beyribey, konuşmanızı tamamlayınız.
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Hemen bitiriyorum
efendim.
Bunu bir Kars milletvekili olarak söylemiyorum.
Sebebi: Emperyalist güçler ve Türk düşmanları, hâlâ, Kars’ı ve Doğu
Anadolu’nun birçok bölgelerini ele geçirmek, buraları Türkiye Cumhuriyetinden
koparmak hayalleri peşindedirler. Bilsinler ki, Türk milleti ve
Kars halkı buna izin vermeyecektir, Türkiye Cumhuriyeti payidar
kalacaktır.
Bana söz verdiğiniz için Başkanım sana ve beni sabırla
dinlediği için heyetimize, Meclisimize saygılarımı sunuyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Beyribey.
Kars’ın düşman işgalinden kurtuluşunu, Türkiye
Büyük Millet Meclisi olarak biz de kutluyoruz, coşkuyla kutluyoruz,
tebrik ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, gündem dışı konuşmalar
bitti; ancak, Başkanlığımıza yazılı olarak müracaat eden Bursa
Milletvekili Sayın Altan Karapaşaoğlu, gündem dışı konuşmalar
çerçevesinde, Sayın Mehmet Küçükaşık’ın, şahsıyla ilgili, isim bahsederek
sataşma mahiyetinde ithamlarda bulunduğunu, bu konuda bir açıklama
yapmak istediğini ifade etti.
Sayın Karapaşaoğlu, neydi, yerinizden, önce
bir açıklar mısınız?
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Sayın Başkanım,
Tarım Komisyonunda vermiş olduğum bu Kanun Teklifi’nin Cargill ile
ilgili olduğu iddiasında bulundular.
BAŞKAN - Neyle ilgili olduğu?..
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Bizim Kanun
Teklifi’mizin ilgisi, Türkiye’de mevcut bulunan tarım arazileri
üzerinde kurulmuş bulunan 20 bin civarındaki işletmeyi ilgilendiriyor.
BAŞKAN - Tamam, anladım.
Buyurun, üç dakikayı geçmemek üzere durumunuzu
bir açıklayın efendim.
V. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun, Bursa
Milletvekili Mehmet Küçükaşık’ın, konuşmasında, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
MEHMET ALTAN KARAPAŞOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan,
değerli arkadaşlarım; amacım, buraya gelip cevap vermek değil, size
doğru bilgileri aktarmaktır.
Cargill ile ilgili 1997 yılında faaliyetler sürdüğünde,
ben, burada, Parlamentoda milletvekiliydim. Cargill’in yatırımına
karşı değil ama, konumuna, yani, konduğu yere karşı olduğumuzu dile
getirdik. Tutanaklarda da var bu.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - O zaman muhalefettiniz,
değil mi?
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - O zaman,
evet efendim, muhalefetteydik.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Şimdi iktidardasınız,
şimdi destek veriyorsunuz.
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - Müsaade
eder dinlerseniz, sonucunda bir bilgi sahibi olacaksınız.
BAŞKAN - Efendim, izin verirseniz, açıklasın; ama,
siz, izin vermiyorsunuz.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Ne açıklaması canım!..
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - Bakın,
ben size özet bir bilgi vereyim, yanlış bilgilenmeyin.
Cargill’le ilgili davalar daha neticelenmeden
önce, bize, çeşitli sanayi bölgelerinden, sanayinin yoğun olduğu
bazı bölgelerden talepler geldi. Bu Toprak Kanunu’nda yapılan bir
düzenleme var: İşte, metre karesine 5 bin lira yatırırsanız, 5 lira
yatırırsanız, sizin kuruluşunuza izin vereceğiz, diye bir kanun
çıkarıldı. Bu Kanun’u çıkaran arkadaşlar… Bu Kanun çıkarken amacına
uygun olmadı, akıbeti, nasıl olacağı hakkında bilgi verilmedi, yani,
kim bu izinleri verecek, Kanun’da vazedilmedi. Dolayısıyla, sanayicilerimizin
yoğun baskısı üzerine bize geldiler. Biz de, Komisyona, tuttuk, daha
Cargill davası gündemde değilken, Komisyona bu Kanun Teklifi’ni
verdik. Ama, arkadaşlarımız merak ediyorsa…
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Başbakanlıkta görüşüldü,
elimizde yazı var.
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - Efendim,
nezaketle dinlerseniz, susarsanız, size cevap veriyorum. Nezaketle
dinleyin efendim.
BAŞKAN - Sayın Uzdil, lütfen efendim...
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - Bakın, arkadaşlar,
1997 tarihinde Cargill’e izin verilmiş.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Bile bile yanıltıyor
efendim.
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - O günün
iktidarı kimse, o izin vermiş. 1998 gün ve 1998/4118 sayılı, İl İdare
Kurulunca onaylanarak yapı ruhsatı verilmiş. Ondan sonra, Bursa
Barosu dava açmış. Bursa Barosunun açtığı yürütmeyi durdurma davasının
iptali, bilahare, İl İdare Kurulu tarafından sağlanmış. Gene 1999
yılında, 1/1000 ölçekli mevzi imar planı yapılmış. Bu mevzi imar planında
buna imkân verilmiş.
Yine 1990 tarihinde, Resmî Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren İmar Kanunu’na bağlı yönetmelikler de değiştirilmek
suretiyle bu yapının yasallığı ifade edilmiş.
Efendim, bunun üzerine Bursa Valiliği İl İdare
Kurulu, 1999 yılında, nişasta fabrikasının kurulmasına ilişkin
1/1.000 ölçekli mevzi imar planını 3707 sayılı Yasa’nın 8/B maddesine
göre uygun görmüş ve 2000 yılında bu işler tamamlanarak ruhsat verilmiş,
ruhsata bağlanmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - Bitiyor
efendim.
2000 tarihinde, yine, yapı kullanma izni verilmiş.
Yine 2000 tarihinde tesis izni verilmiş. 2000 tarihinde -geçerli
olmak üzere- altı aylık deneme süresi izni verilmiş.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Benim sorumun cevabı
değil bu.
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - Yine 2000
tarihinde bir yıllık, iki yıllık izin verilmiş.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Lüzum yok.
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, bunlara lüzum yok diyorsanız, siz, o zaman, uluslararası
hukuk kaidelerine de lüzum yok diyorsunuz. Türkiye, eğer siz, bu Cargill’i
kapatırsanız -şimdi iş Cargill’e geldi- kapatırsanız, Cargill’in
uluslararası tahkim kuruluna gitme hakkı var. Sizden kuruşuna kadar
bütün masraflarını aldıktan başka, manevi tazminat olarak, Türkiye’deki
bütün yatırımlarının bedelini de sizden tahsil eder. Biz de buna
karşıydık vakti zamanında ama, yatırıma değil yerine karşıydık.
NAİL KAMACI (Antalya) - Hiç olmazsa ondan ders
alın.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Şimdi de yerine karşıyız,
Cargill’e karşı olan yok, tarım arazisine karşıyız.
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - Şimdi, buradan
ahkâm keserek, bunu kapatın, kaldırın, atın…
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Yabancı sermayeye
karşı değiliz, saptırmayın olayı.
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - Türkiye,
programı uygulayacak. Türkiye yabancı sermayeye düşman değildir.
Türkiye yabancı sermayeyi ülkesine çağırıyor, ama, siz, bir taraftan
da Amerikan düşmanlığı yapıyorsunuz. Sizin bu yaptığınızın yasalara
uygun olmadığını, hukuka uygun olmadığını…
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Sizin yaptığınızın
yasaya uygunluğu mu var? Mahkeme kararına uymuyorsunuz!
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - …bilgisizlik
içinde bulunduğunuzu, Hükûmetimize ve Başbakanımıza iftirada
bulunduğunuzu ben ifade ediyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Sayın Başkan, böyle
bir usul var mıdır?
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Sayın Başkan…
BAŞKAN - Sayın Karapaşaoğlu, son cümlelerinizi
alayım. (CHP sıralarından gürültüler)
Son cümlelerinizi rica ediyorum lütfen!
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - Dolayısıyla,
bu konuda, basiretli bir şekilde, oturup tekrar gözden geçirmeniz,
tekrar düşünmeniz ve tekrar bu konuyu irdelemeniz lazım.
BAŞKAN - Sayın Karapaşaoğlu, son cümle...
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - Bizim davranışımız
Türkiye’de 20 bin civarındaki sanayi kuruluşunu ilgilendiriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Dün öyle, bugün böyle!
Toprağı koruyacaksın, toprak, gelecek nesillerin malı.
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) - Bilgilerinize
sunuyorum.
Saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Toprağı koruyacaksın,
koruyacaksın… Toprak, gelecek nesillerin malı.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Tamam, Cargill’den alkış
aldınız.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Sayın Başkan, o kelimeleri
de kullanmadım, yabancı sermaye düşmanlığı da yapmadım.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Lütfen…
BAŞKAN - Böyle bir usulümüz… Biz, gündemimizi takip
edelim. O da kendine göre açıklama yaptı efendim.
NAİL KAMACI (Antalya) - Sayın Başkan, ben de söz
alabilir miyim.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Sayın Başkan,biz de söz
alabilir miyiz.
VEZİR AKDEMİR (İzmir) - Sayın Başkan…
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
NAİL KAMACI (Antalya) - Sayın Başkan, biz de söz
almak istiyoruz.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Başkan…
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Sayın Başkan…
BAŞKAN - Sayın Küçükaşık, karşılıklı, gidin beraber
konuşun, aynı ilin milletvekilisiniz.
Sayın milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula
sunuşlarını arz ediyorum.
Anavatan Partisi Grubunun, İçtüzük’ün 19’uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım:
VI. - ÖNERİLER
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- (8/32) esas numaralı genel görüşme önergesinin ön görüşmesinin
görüşme gününe ilişkin Anavatan Partisi Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
31.10.2006 Salı günü (bugün) yapılan Danışma Kurulu
toplantısında, Siyasi Parti Grupları arasında oybirliği sağlanamadığından,
aşağıdaki Grup önerimizin İçtüzüğün 19 uncu maddesi uyarınca Genel
Kurulun onayına sunulmasını arz ederiz.
Saygılarımızla.
Süleyman
Sarıbaş
Grup
Başkanvekili
Öneri:
Genel Kurul Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırmasına Dair Öngörüşmeler Kısmının 318. Sırasında Bulunan
8/32 esas numaralı “Asayiş Olaylarındaki Artış ve Alınması Gereken
Önlemler konusunda verilmiş olan” Genel Görüşme Önergemizin Öngörüşmesinin,
Genel Kurulun 31 Ekim 2006 Salı günkü Birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN - Öneri üzerinde, lehte olmak üzere, Gaziantep
Milletvekili Sayın Ömer Abuşoğlu.
Buyurun.
Süreniz on dakika.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şahsım ve Grubum adına, hepinizin geçmiş Ramazan
Bayramı’nı tebrik ediyorum.
Bayram’da, güzel ve dostane bir atmosfer içerisinde
tüm milletimiz Bayram’ı idrak etti. Dileriz bu ağız tadımız, dirliğimiz
devam eder, ama bu konuda da pek iyimser olamıyoruz. Sebebi: Daha dün
haberlere yansımıştır, Afyon’da, iki aile veya iki grup arasında -sayı
önemli değil, yedi olur, sekiz olur; hatta belki daha da artabilir-
bir çatışma yaşanıyor ve çok ciddi sayılabilecek bir zayiat ve kayıp
ortaya çıkıyor. İnsanlarımızın bu şekilde birbirine tahammül
edemez hale gelmesi… Sadece kırsal kesimde değil, aynı şekilde şehirlerimizde,
günlük hayatımızda, trafikte giderken, yolda yürürken, alışveriş
ederken, her zaman için karşımıza benzer hadiseler çıkıyor ve bu, sonuç
olarak şu soruyu ister istemez insanın aklına getiriyor: Toplum
olarak bu kadar suça hazır, suçun hemen eşiğinde, suç işlemeye çok
yakın bir duruşa niçin geldik? Bunun, ciddi bir şekilde araştırılması
gerekir. Büyük şehirlerimizdeki asayiş meseleleri, trafik karmaşası,
trafik keşmekeşi, trafiğe düzen vermek için çaba gösteren emniyet
görevlilerimize vatandaşımızın tepkisi, emniyet görevlilerinin
arasında zaman zaman görev yapma sırasında ortaya çıkan istenmeyen
davranışlar, vatandaşa karşı, topluma karşı hoş olmayan davranışlar;
bunların hepsinin, tamamının ciddi bir şekilde araştırılması ve
toplumumuzun, bu, âdeta kaos ortamı denilebilecek, toplumsal açıdan,
kaos ortamı içerisindeki psikolojiye niçin girdiğini ve bundan
kurtulmanın yollarının mutlak surette araştırılması gerekiyor. Aksi
takdirde, insanlar, ne devlete, devlet görevlilerine ve ne de daha
da kötüsü insanların insana, komşunun komşuya olan itimatsızlığı,
her geçen gün, giderek, insanlar arasındaki olması gereken yakınlığı
ortadan kaldırdığı gibi, biraz daha insanları birbirinden uzaklaşmaya,
insanları konu komşusuyla ilişkiden, daha dar bir çevre içerisinde
yaşamaya itmek durumuna geliyor. Bu, bir toplumun kendi açısından
isteyebileceği ve kendi açısından kabul edebileceği en son, kötü
bir durumdur. Bir toplum için en kötü durak neresidir dendiğinde, insanların
birbirleriyle olan, arasındaki yakınlığın ortadan kalkması ve insan
ilişkilerine giderek bir uzaklığın, bir mesafenin ve ister istemez
bir güvensizliğin hâkim olmasıdır. Mutlak surette, Türk toplumunun
bundan sonraki günlerine daha emin, daha güven dolu bir atmosfer
içerisinde girebilmesi için, mutlak surette bu konuların ciddi
bir şekilde araştırılmasına ve varsa bunlarla ilgili alınacak tedbirlerin
ve varsa bununla ilgili sorumlunun veya sorumluların mutlak surette
ortaya çıkarılması gerekiyor.
Büyük şehirlerimizdeki asayiş meselesinden,
kapkaçtan, hırsızlıktan, güpegündüz yol kesip araba gasbetmekten
insanları zorla alıkoymaya kadar varan hadiselere kadar, büyük
şehirlerimizde meydana gelen olayları hepimiz biliyoruz. Daha
dün televizyon kanallarından izlediğimiz kadarıyla, güpegündüz,
bir bayan -yanında çocuğuyla beraber- arabasına el konuluyor, arabası
gasbediliyor ve kendisi de arabanın içerisinde olmak suretiyle
İstanbul’un caddelerinde ve sokaklarında, gaspçıyla beraber, kadıncağız
ve çocuğu saatlerce dolaştırılıyor. Emniyet görevlilerine buradan
teşekkür ediyoruz, olay emniyete intikal ettikten kısa bir zaman
sonra yakalanıyor. Ama burada esas sorulması gereken soru şudur:
Emniyet görevlileri kısa zaman içerisinde suçluları veya zanlıları
yakalıyor ama, suçlu ve zanlı olan veya suça eğilimli olan insanlar,
güpegündüz, herhangi bir arabayı, yolun ortasında, içindeki sürücüsüyle,
çocuğuyla beraber gasbetme, alıkoyma cesaretini nereden alıyor?
Eğer buna benzer olaylara gerekli dikkati ve gerekli özeni gösterip
üzerinde araştırmayacak ve bununla ilgili gerekçeleri, sebepleri
yeterince araştırmayacak olursak, bugün büyük şehirlerimizde meydana
gelen benzer olayların, yarın Anadolu’nun küçük şehirlerine, vilayetlerine
varana kadar sirayet etmeyeceğini hiç kimse garanti edemez.
O bakımdan, toplum olarak ciddi bir problemle karşı
karşıyayız. Bırakınız ben kendi çocukluğumu, Türkiye’nin anarşi
ortamında, en hassas yaşadığı dönemlerde dahi sokaklarımız bu kadar
güvensiz olmamıştı. Bahsettiğim dönem 70 ve 80 arası dönem. Bu dönemde
dahi, günde birkaç kişinin öldürüldüğü, anarşiye kurban verildiği
dönemde dahi büyük şehirlerin, Anadolu’daki vilayetlerin hiçbirisindeki
genel asayiş ve düzensizlik bu ölçüde yaygın bir özellik, yaygın bir
karakter göstermiyordu, ama bugün çok farklı bir durumdayız. Olan
olaylar bir tarafa, olan olayların önlenmesi için alınan tedbirler
bir tarafa, bunun sebepleri nedir? Acaba, insanların günlük geçim
sıkıntısının, içerisinde bulunduğu fakirliğin, toplumun içerisinde
yaşadığı gelir adaletsizliğinin bunun üzerinde hızlandırıcı bir
etkisi var mı? İnsanların birbirine tahammül edememesi noktasında,
tahammül edemez hale gelmesi noktasında, acaba, günlük ekonomik sıkıntılarımızın
etkisi ne ölçüdedir? Mutlak surette bunların araştırılması gerekir.
İnsanların yarına karşı duydukları güvensizlik,
çocuklarının geleceğiyle ilgili güvensizlik, çocuklarının yaşadığı,
ailelerin bizzat kendilerinin yaşadığı işsizlik problemi, iş
problemi, acaba, toplumsal olarak bu şekilde suça hazır bir mekanizma
oluşmasında katkılı mı? Katkılı ise bunun ne ölçüde bir katkısı gerçekleşiyor?
Mutlak surette, bunların, toplumsal huzuru ve sükûnu elde edebilmemiz,
yakalayabilmemiz açısından araştırılıp incelenmesi gerekir.
Bu konuda yapılacak, partizanca atılacak, hele
şimdi bunun acelesi mi, muhalefetin getirdiği bu teklif, Meclisin
normal çalışma düzenini engellemek veya aksatmak noktasında bir
stratejisi mi gibi algılayıp buna ret oyu verebilirsiniz. Ama, biliniz
ki, böyle bir ret oyu vermeniz karşısında, toplumun bu yarasının giderek
daha şiddetli kanıyor olduğunu da görmeniz lazım. Bunu size hatırlatmak
istiyorum. Gerçekten, toplumun bu yarası ciddi şekilde kanamaya
devam ediyor ve bu kanama şiddetlenecektir de.
Elbette, suçluları yakalayıp adalete teslim etmek,
bunların hak ettiği cezayı bunlara vermek devlet olmak için önemli
bir unsur, ama, bundan daha önemlisi, insanların suç işlemesini kolaylaştıran
ortamın da tümden kökünün kazınması, şartların, sosyal şartların,
toplumsal mekanizmaların ve ekonomik şartların düzeltilmesi, en
az bunlar kadar ve bunlardan daha önemli öncelikli bir konudur. Mutlak
surette bu konuda yapılacak bir araştırma, ortaya çıkaracağı sonuçlar
itibariyle, gerek bu Hükûmetin alacağı tedbirlere ve gerekse de bundan
sonraki hükûmetlerin bu konudaki atacağı adımlara ciddi bir temel
oluşturacaktır. Bu konunun araştırılması ve bu önergemizin bugün
burada kabul edilmesi, İktidarın günlük politikalarının seyri
ve işleyişi noktasında herhangi bir aksaklığa meydan vermeyecektir…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ÖMER ABUŞOĞLU (Devamla) - …Meclisin çalışmasına
da sekte vurmayacaktır.
Vereceğimiz bir evet kararı, evet oyu, neticede
bu konuyla ilgili bir komisyon kurulmasıyla sonuçlanabilecek
belki ve neticede toplumun ciddi bir yarası burada ele alınmış, işlenmiş
olacaktır. Ama, bundan daha önemlisi, bir genel görüşme çerçevesi
atmosferi içerisinde gerçekleşeceği için, acaba, İçişleri Bakanlığı,
acaba Adalet Bakanlığı, acaba ekonomik şartların bu gidiş üzerinde
etkisi varsa ekonomiyle ilgili bakanlıklar bu konuda neler düşünüyorlar?
Bunu bilmek, gerek Meclisin ve gerekse de Türk toplumunun bir hakkıdır.
Gelin, bu genel görüşmeyi burada açalım ve neticede, toplumumuzda
gerçekten toplumdaki bu gidişten şikâyetçi olan, mustarip olan insanlarımızın
gönlüne belki bir nebzecik olsun ferahlık getirecekse, en azından
bu katkıyı burada yapmış olalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Efendim, son cümlenizi alalım lütfen.
ÖMER ABUŞOĞLU (Devamla) - Bu vesileyle hepinize
saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Abuşoğlu.
Aleyhte söz isteyen, Adana Milletvekili Sayın Recep
Garip.
Buyurun efendim.
RECEP GARİP (Adana) - Sayın Başkan, çok değerli
milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Anavatan
Grup önerisinin aleyhinde söz aldım; sözlerime başlarken, çok sevgili
dostumuz Yozgat Milletvekili İlyas Arslan Bey’i kaybettik, Rabb’imden
rahmet diliyorum, kalanlara sabırlar temenni ediyorum ve geçmiş
bayramlarımız da kutlu olsun.
Tabii, geçen haftalardan belli olan gündemlerimiz
var. Görülen odur ki, gruplar arasında bundan sonraki süreçte grup
önerilerinin tartışmaları devam edecek ve vakti ve zamanı böylece
geçirmeye, kullanmaya devam edeceğiz ve bunu da halkımız izlemeye
devam edecek.
Gündemdeki kanun tasarı ve tekliflerinin normal
şartlarda devam etmesi niyetiyle gündemimiz belli, ancak, bütün
buna rağmen, Anavatan Grubu bir grup önerisi verdi ve bunun aleyhinde
sözlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Tabii ki, Türkiye, 73 milyon bir nüfusa sahip ve
böyle bir Türkiye’nin mutlak surette, doğusu, batısı, kuzeyi ve güneyinde
bir şekliyle problemler olur; ama, küçük olan, münferit olan olayları
toplumsal bütün, toplumun bütününde olan olaylar gibi yansıtmanın
da çok fazla doğru olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle, emniyet güçlerimiz,
yirmi dört saat içerisinde, gasbedilen aracı yakalıyor, gerekli
olan yasal çalışmalar devam ediyor. Bütün bunları iyi tahlil etmek
lazım, münferit olayları getirip halkın bütününde birtakım olaylar
varmış gibi yansıtmanın da çok doğru olduğunu düşünmüyorum.
Çok değerli arkadaşlar, önümüzde görüşmemiz gereken
önemli yasalar var. Bugün, salı ve çarşamba günleri sözlü sorularla
diğer denetim konularının görüşülmemesi konusunda Grubumuz gündemini
getiriyor. Ancak, Tohumculuk Yasası’na geçen haftadan başlamıştık
ve bugün, iki sözleşmeyle beraber, mutlak surette onun akabinde Vakıflar
Yasası’nı görüşeceğiz.
Bu nedenle, Anavatan Grubunun önerisine katılmadığımızı
bildiriyor, hepinize sevgiler ve saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Sayın Garip, sadece
parmak kaldıracaksın, yapacağın fazla bir şey yok.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Garip.
Önerinin lehinde, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet
Kandoğan.
Buyurun efendim.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Anavatan Partisinin Grup önerisinin lehinde söz
aldım. Yalnız, benden önce Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili
Sayın Recep Garip’in konuşması üzerine de birkaç cümle etmek istiyorum.
Şimdi, Sayın Recep Garip dediler ki: “Demek ki,
bundan sonraki Meclis çalışmalarında, vakitlerimizi geçirmeye
yönelik, muhalefet partilerinin girişimleri olacak.”
Şimdi, ben buradan sormak istiyorum Sayın Garip’e
ve Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine: Şimdi, Türkiye’de
asayiş olaylarındaki artış sebeplerinin ortaya konulması ve bununla
ilgili alınması gereken tedbirlerin Mecliste görüşülecek olması,
bununla ilgili bir genel görüşme talebinin buraya getirilmesi,
Meclis çalışmalarının vakit geçirilmesine yönelik bir anlayış
olarak görüyorsanız Sayın Garip, bu anlayışı şiddetle reddediyorum.
Türkiye’de, eğer asayiş meseleleri, problemleri, Vakıflar Yasası
kadar önemli değildir diyorsanız, bu anlayışı da şiddetle reddediyorum.
RECEP GARİP (Adana) - Meseleleri saptırıyorsun
gene!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Şimdi, diyorsunuz ki,
münferit olaylarmış efendim…
Şimdi, Türkiye’de son dönemde ortaya çıkan olayları
şöyle bir değerlendirin; bayram öncesindeki, bayram içerisindeki
olaylara bir bakın… Türkiye’de 7 kişi seri bir şekilde öldürülüyor;
öldürenler, 1.944 kilometre yol kat ediyorlar, 10 ilden geçiyorlar
ve siz diyorsunuz ki: Türkiye’deki bu hadiseler münferit olaylardır.
Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, eğer 7 kişi, farklı illerde,
farklı günlerde, bu kadar kilometre kat edilerek öldürülüyorsa ve
aracın plakası da sabitse ve birçok yerde de görüntüler elde edilmişse,
dünyanın hiçbir ülkesinde, o içişleri bakanı, o bakanlık koltuğunda
oturamaz.
Şimdi, bakın, bugün, Anavatan Partisinin bu konuyla
ilgili bir genel görüşme önergesinin ön görüşmesinin yapılacağını
Sayın İçişleri Bakanı bilmiyor muydu? Bugün Sayın İçişleri Bakanı,
gelip, niçin, Türkiye’deki bu son olaylarla ilgili olarak Mecliste
bir açıklama yapmak ihtiyacı hissetmiyor? Nerede İçişleri Bakanımız,
nerede İçişleri Bakanımız?
Değerli milletvekilleri, bakınız, bu meseleleri
hafife alırsanız, bu meseleleri önemsemezseniz bundan şer güçler
cesaret alır, güç alır. O nedenle, bu meselelere ehemmiyet vereceksiniz,
ehemmiyet göstereceksiniz. Yoksa, işte, biraz sonra sizin önergeniz
de geliyor. Sizin önergenizde sözlü sorular ve diğer denetim konularının
görüşülmemesi… Peki, siz, bu kadar önemli bir asayiş meselesini niçin
bu kadar ehemmiyetsiz hale getiriyorsunuz?
Bakınız, bugün okullarımızda, artık, ciddi manada
bir can güvenliği problemi söz konusudur. Son yıllarda, geçmişte görülmediği
şekilde, okul önlerinde asayiş ve müessir hadiseler cereyan etmektedir.
Anne ve babalar, çocuklarını okul önlerinde örgü örerek derslerden
çıkmalarını beklemektedir.
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Böyle bir Türkiye mi hayal
ediyorsunuz?
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Evet, yaşadığımız Türkiye.
Siz hangi Türkiye’de yaşıyorsunuz Sayın Bilen? Türkiye’deki bu asayiş
olayları sizi rahatsız etmiyor mu, huzursuz etmiyor mu?
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Siz böyle bir Türkiye mi
hayal ediyorsunuz?
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, her şeye
müdahale ediyorsun, buna müdahale etmiyorsun ama! Bu taraftan konuşan
herkese müdahale ediyorsun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Okullardaki uyuşturucu,
fuhuş ve cinayetlere varan ölçüde olayların olmasından bir milletvekili
olarak rahatsızlık duymuyor musunuz?
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Sen böyle bir Türkiye mi
hayal ediyorsun?
BAŞKAN - Arkadaşlar, müdahale etmeyelim.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Gasp, kapkaç hadiseleri
son yıllarda geçmişte görülmediği ölçüde artmıştır. Artık, büyük
şehirlerde en öncelikli mesele güvenlik meselesi olmuştur.
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Hangi Türkiye’de yaşıyorsun?
BAŞKAN - Sayın Bilen, lütfen…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Şimdi, ben size soruyorum
Sayın Bilen: Akşam 21.00’den sonra hadi Kızılay Meydanı’nda, Güvenpark’ın
yanından tek başınıza bir geçin göreyim, milletvekili olarak.
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Her gün geçiyorum. Beraber
geçebiliriz bir gün.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri,
İzmir, Ankara, İstanbul bu hale geldi sizin döneminizde. Bunun sebeplerinin
araştırılmasından niye korkuyorsunuz, niye kaçıyorsunuz? Eğer
böyle bir mesele varsa -var- bunun tedbirlerinin alınmasını istemekten
daha tabii ne olabilir ki? Getirilen genel görüşme önergesi de buna
matuf. Diyor ki: Olaylar artıyor, bu olaylarla ilgili olarak bir genel
görüşme açalım. Bununla ilgili tedbirler, ne varsa, Meclisin alması
gereken tedbirler varsa Meclis alsın, Hükûmetin alması gereken tedbirler
varsa Hükûmet alsın. Bundan daha güzel bir öneri olabilir mi? Niçin
reddediyorsunuz? Niçin karşı çıkıyorsunuz bu önergeye?
Şimdi değerli milletvekilleri, terör olayları,
Türkiye’nin en önemli meselelerinden birisi de terör olayları. Dört
yıldan beri Allah aşkına terör olaylarıyla ilgili hangi tedbiri
aldınız, hangisini? Gelin, burada söyleyin.
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Çok tedbir aldık.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Yan gelip yatıyor bunlar.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Gelin, burada söyleyin.
Yan gelip yatmakla olmuyor bu işler. Bu işlere kafa yoracaksınız,
gönül yoracaksınız, gözyaşı akıtacaksınız, dökeceksiniz. İktidar
sorumluluğu budur. İktidar sorumluluğu budur. Ne diyor du, hep sizler
de söylüyordunuz: “Fırat kenarında bir kurt kuzuyu kapsa, bunun hesabını
Hazreti Ömer verir.” diye sizler de söylediniz, bizler de söyleyerek
geldik. Şimdi, Türkiye’de bu kadar olaylar oluyor, bu kadar insan hayatını
kaybediyor, her gün töre cinayetleri işleniyor, siz orada geçip
karşımıza diyorsunuz ki: Bunlar münferit olaylardır. Hangi Türkiye’de
yaşıyoruz: İşte, biz, bu Türkiye’de yaşıyoruz. Siz, sırça köşklerde
yaşıyorsunuz.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Demagoji yapma!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Halktan almış olduğunuz
o oyların karşılığı olarak, o “demagoji yapma” diyen milletvekiline
de buradan söylüyorum, varsa söyleyeceğin bir şey, buraya gelir,
kürsüden söylersiniz.
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Çeşme’ye iki ay tatile
ben gitmedim.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri,
bakınız, elimde rakamlar var. Rakamları söylüyorum: 2002’de faili
meçhul olaylar yüzde 51…
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Denizli’de…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - …2003’te yüzde 60,
2004’te yüzde 61. Bunlar, resmî rakamlar. Bakınız, faili meçhul olaylar Türkiye’de her geçen
gün artıyor. Bundan, milletvekili olarak, İktidar olarak niye rahatsızlık
duymuyorsunuz? Bununla ilgili varsa çözüm önerilerinin burada
tartışılmasından niye rahatsız oluyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, ben, bu genel görüşme
önergesini buraya getiren değerli milletvekillerimize huzurlarınızda
teşekkür etmek istiyorum. Bu mesele, Türkiye’nin en öncelikli meselesidir.
Bu mesele, Vakıflar Kanunu’ndan da
daha önemlidir. Bunun da altını çizmek istiyorum. Sizler Meclisi
olağanüstü toplantıya çağırdınız 19 Eylülde; dokuz tane de kanun
getirdiniz, bunları Avrupa Birliği İlerleme Raporu yayınlanmadan
önce çıkaracağız diye. Peki, ben şimdi size soruyorum: Ne oldu o kanunlar?
Nerede o kanunlar? Perşembe günü neredeydiniz, milletvekilleri,
soruyorum size?
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Seçim bölgesindeydik.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Madem Türkiye için bu
kanunlar çok öncelikli kanunlardı, mutlaka çıkarılması gerekiyordu,
bu nedenle de Meclisi olağanüstü toplantıya çağırdınız, perşembe
günü neredeydiniz? Niye gelmediniz Meclise perşembe günü? Neredeydiniz?
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Seçim bölgesindeydik,
halkımızla bayramlaşıyorduk.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Niçin perşembe günü
Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantıya çağırılmadı? Niçin burada
gelip bulunmadınız? Ama, çıkarılan kanunlar olursa ona sahipleniyorsunuz.
Burada muhalefetin de desteğiyle yirmi beş yaşla ilgili kanun kabul
edildi, yürürlüğe girdi, panolarda AK Parti reklamlara başladı:
“yirmi beş yaşı getirdik.” Peki, geçirdiğiniz kanunları, muhalefetin
de desteğiyle geçirdiğiniz kanunları sahipleniyorsunuz da Meclisin
çalışmadığı günün hesabını bu millete vermekten niye kaçıyorsunuz
Sayın Bilen?
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Biz kaçmayız.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Evet, evet size soruyorum.
Sayın Bayram Bey, neredeydiniz?
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Ben buradaydım.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Evet, burada olmanız
önemli değil. Meclisi iktidar grubu çalıştırır. Meclisi iktidar
grubu çalıştırır.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Yoktun, neredeydin?
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Ben Meclisteydim. Televizyon
kayıtlarında da mevcut Ümmet Kandoğan’ın o gün Türkiye Büyük Millet
Meclisinde olduğu, meydanda, görülüyor. O nedenle değerli milletvekilleri,
hem diyeceksiniz ki, Meclisin -Sayın Garip’in söylemiş olduğu gibi-
muhalefetin bu önerileri Meclisin çalışmasına engel, vakit geçirmek
için getirilen önergeler, konular, ama perşembe günü, Meclisin açık
olması gereken günde İktidar sıralarında sadece 7 tane milletvekili.
Bunun hesabını millete verirsiniz, vermek mecburiyetindesiniz.
O nedenle, geliniz, bu asayiş meselesi Türkiye’nin bugün için en öncelikli
meselelerinin başında yer almaktadır. Gazete sayfalarına bakınız;
bütün gazetelerde iki sayfa, uyuşturucu, fuhuş, gasp, kapkaç, hırsızlık,
cinayet, töre cinayetleri gibi olaylara ayrılıyor. Hangi gazeteye
bakarsan bak, iki sayfası bu olaylara ayrılıyor. Eğer bütün bunlara
rağmen, biz, bu meselenin bir genel görüşme olarak görüşülmesi fikrinde,
kanaatinde değiliz diyorsanız, bunun hesabını da bu yüce Türk milleti
sizlerden soracaktır.
Ben, bu düşüncelerle, Anavatan Partisi Grubunun
önergesinin lehinde söz aldım; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
Önerinin aleyhinde, Kütahya Milletvekili Sayın
Alaettin Güven.
Buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ALAETTİN GÜVEN (Kütahya) - Sayın Başkanım, değerli
milletvekili arkadaşlarım; Anavatan Partisi Grubu önerisi aleyhinde
söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ancak, önde
gidenler arasına katılan İlyas Arslan Milletvekilimize de Allah’tan
rahmet dilerken, geride kalanlara başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Asayiş önemli, emniyet önemli, eğitim önemli, sağlık
önemli. AK Parti İktidarı da iktidara gelmeden önce, millete deklare
etti, söz verdi “eğitim, sağlık, adalet, emniyet baş konularımızdan
gelir, mutlaka üzerinde durulması gerekir” derken, dört yıldır bu
konuları halletmek üzere çalışıyoruz hep beraberce.
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Hangisini yaptınız?
ALAETTİN GÜVEN (Devamla) - Ancak, ne yazık ki, biraz
önce burada konuşan arkadaşımız, daha önce konuşan arkadaşımız,
kaostan bahsederken, biraz önce konuşan arkadaşımızın çizdiği
manzarada, ben, şahsen, acaba, başka bir ülke mi tarif ediyor diye
kuşkulanmamış değilim. Türkiye öyle değil, Türkiye güzel.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - 2002 Kasımına kadar güzeldi.
ALAETTİN GÜVEN (Devamla) - AK Parti İktidarını
temsil eden milletvekillerinin de sırça köşkleri yok. Belki şöyle
olabilir: AK Parti İktidarında milletvekili seçilip de bu iktidarı
sırça köşk zannedip de bulamayanlar, belki geçmiş gitmiş olabilirler.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
O, onların bileceği iş. Ancak, İktidarımız, Acil Eylem Planı’yla,
hükûmet programlarıyla, özellikle asayiş ve emniyet konusunu birinci
öncelikli halledilmesi konuları olarak ele almış, devam ediyor.
Asayiş, gasp, kapkaç önlenmeli demekle olmuyor,
hukuk devletinde yasalar çıkarmakla oluyor. Bunu da hep beraber çıkarıyoruz
ve devam ediyoruz. Mesela, yeni, Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet
Komisyonunda, kapkaç, gasp, hırsızlık gibi suçlardan yakalanan zanlıların
tutuklu yargılanmasını hükme bağlayan düzenleme olumlu şekilde
çıktı, herhâlde gündeme, Meclisimize gelecek, önlem alınacak.
Bu gibi suçlarda çocuklar kullanılıyor değerli
arkadaşlar, genellikle büyük şehirlerde çocuklar kullanılıyor. Neden;
maddi, manevi, neyse sıkıntılardan ve büyük şehirlere göçlerden.
KÖYDES programı boşuna değil, köyde kalmalı, mutlu olmalı, bunların
önüne geçmeli diye düşünüyoruz ve ayrıca, belli merkezlerdeki kameralarla
bu olayların takip edilmesi, suçluların yakalanması, biraz önce,
yine, arkadaşımız, yirmi dört saat içinde suçlunun yakalanması,
yakalandığını beyan etmesi, Hükûmetin ve İktidarın icraatlarını,
gerçekten gaspın, kapkaçın önlenmesi için ulu orta ve sürekli çalıştığının
göstergesidir.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Rakamları ver bakalım.
ALAETTİN GÜVEN (Devamla) - Yine yasalarımızı
çıkararak bunların önüne geçmeye çalışacağız, çalışmaya devam
edeceğiz.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Dursun Bey nerede?!
ALAETTİN GÜVEN (Devamla) - Ve dört yıldır yapılırken
sadece hiçbir şey yapılmamış gibi bir grup önerisiyle böyle bir konunun
gündeme gelmesi ve getirilmesini, ben, şahsen uygun bulmuyor ve…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Gurbetçileri dolandıranlar
ne oldu?!
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Yimpaşçı Dursun nerede?!
ALAETTİN GÜVEN (Devamla) - …aleyhine oy kullanıyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güven.
Sayın milletvekilleri, Anavatan Partisinin…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yeter sayısı,
Sayın Başkan…
BAŞKAN - ...önerisi üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.
Öneriyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Öneriyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar
yeter sayısı bulunamamıştır.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.30
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.41
BAŞKAN: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 12’nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
VI. - ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)
1.- (8/32) esas numaralı genel görüşme önergesinin ön görüşmesinin
görüşme gününe ilişkin Anavatan Partisi Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN - Anavatan Partisi Grup önerisinin oylamasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve
karar yeter sayısı arayacağım: Öneriyi kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Öneri kabul edilmemiştir ve karar yeter sayısı vardır.
İkinci öneri… Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup,
oylarınıza sunacağım:
2.- (8/25) esas numaralı genel görüşme önergesinin ön görüşmesinin
görüşme gününe ilişkin CHP Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu’nun, 31.10.2006 Salı günü (Bugün)
yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oybirliği
sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün
19 uncu maddesi gereğince Genel Kurul’un onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Ali
Topuz
Grup
Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler Kısmının
286 ncı sırasında yer alan (8/25) Esas Numaralı Genel Görüşme Önergesinin
görüşmesinin, Genel Kurul’un; 31.10.2006 Salı günlü (Bugün) birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN - Önerinin lehinde, Balıkesir Milletvekili
Sayın Orhan Sür.
Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım;
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun verdiği, uygulanan ekonomik politikaların
esnaf ve sanatkârlarımızın üzerindeki olumsuz etkilerini değerlendirmek
için Anayasa’nın 98’inci ve İç Tüzük’ün 101, 102 ve 103’üncü maddeleri
uyarınca genel görüşme açılması talebi üzerine söz almış bulunuyorum;
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, elbette, şimdi bazı İktidar
Partisi milletvekili arkadaşlarım “yine muhalefet Meclisi tıkamaya
başladı, yine gündeme gelmemesi gereken konuları tartışıyorlar,
zamanımızı boşa geçiriyorlar” falan diye sözler söyleyecekler,
ama, ben inanıyorum ki, muhalefet partilerinin buraya getirdikleri
konular, bu ülkenin gerçek konuları. Burada sadece AB’nin dayatmaları
görüşülmemeli, burada AB’nin getirdiği, bize dikte ettirdiği yasalar
görüşülmemeli; bu ülke insanının sorunlarının çözüm önerileri
bulunmalı, onlar görüşülmeli.
Şimdi, niye esnaf ve sanatkârların bugünkü konumunu
inceliyoruz: Bakın, Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonunun sitesine
girdiğinizde bazı istatistikler görüyorsunuz. 2005 yılında tescil
olan yeni esnaf ve sanatkâr 196.494, esnaf ve sanatkârlığı bırakan, terkin
eden 282.600.
FARUK ÇELİK (Bursa) - Yanlış bilgiler bunlar, yanlış
bilgiler…
ORHAN SÜR (Devamla) - 2006 yılının ilk sekiz ayının
rakamını veriyorum, orada, internet sayfasına girerek görürsünüz:
Tescil olan yeni esnaf ve sanatkâr 192.782, terkin eden 257.886. Yani, bu
rakamlar, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Sicil Gazetesi’nin rakamları
değerli arkadaşlarım. Demek ki bir sorun var.
Şimdi, esnaf ve sanatkâr camiasının tarihine baktığımızda,
ahiliğin önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Ahilik, ahlak ve sanatın
uyumlu bir birleşiminden oluşuyor. AKP İktidarı, öncelikle, esnaf
ve sanatkârımızın yüz yıllarda oluşturduğu bu kültürü değiştirmekle
işe başlamıştır. Her konuda olduğu gibi, söylediği ve yaptığı farklı
olan AKP İktidarı, sözde, ahiliği yayacağını öne sürmüş, ama, onun
zayıflaması için öncelikle esnafın tanımını değiştirmiştir. Esnaf
ve sanatkârlarımızın geleneğinde, işçi-işveren ilişkisi değil, baba-oğul
ilişkisi vardır. Çıkarılan yasalarla, bu ilişkiler maalesef zedelenmiştir.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığımıza göre, e-esnaf
ve sanatkâr veri tabanına göre, kayıtlı yaklaşık 1 milyon 846 bin civarında
esnaf ve sanatkârımız vardır. Ama, Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonumuzun rakamlarına
bakarsanız, bu rakam 5 milyon 350 bindir. Aradaki fark, işte, AKP İktidarının
esnaf anlayışını, esnaf tanımını değiştirmesinden gelmektedir.
Değerli arkadaşlarım, hangi rakamı esas alırsak
alalım, bu ülkede, ister 1 milyon 846 bin esnaf olsun, ister 5 milyon
350 bin esnaf olsun, esnafımız, bu ülkenin ana unsurlarından birisi
ve yaklaşık 20 milyon civarında insanımız, bu kesim üzerinde, bu camia
üzerinde yapılan her oynamadan etkilenen bir nüfusa sahip. Şimdi,
devletten iş istemeyen, yarattığı iş olanaklarıyla milyonlarca
insanımıza iş ve aş sağlayan, milyonlarca insanımıza iş ve aş sağlamasının
yanında devlete büyük katkılarda bulunan bu camiaya uygulanan
son ekonomik tedbirler, maalesef, büyük acılar çektirmekte. Hepimiz
gayet iyi biliyoruz ki, esnaf ve sanatkârlar ile küçük işletmeler,
sermayenin ve refahın tabana yayılmasında, gelir dağılımının
iyileştirilmesinde ve sosyal dengelerin kurulmasında büyük görevler
yüklenmekteler.
Sokağa adım attığımızda, esnaf ve sanatkârlarımızın
acı durumuyla karşı karşıya kalıyoruz. Ben, seçim bölgem Balıkesir’de,
hiçbir esnaf ve sanatkârın önünden böyle rahat rahat geçemiyorum. Gören,
ya, sevgili vekilimiz, gel bir derdimizi anlatalım diyor ve saatlerce
dert yanıyor. İnanıyorum ki, sizler de memleketlerinizde, sizler
de seçim bölgelerinizde, esnaf ve sanatkârdan aynı dertleri duyuyorsunuz,
aynı şeyleri işitiyorsunuz. Ama, bu çok doğal. Yaşam bir bütün değerli
arkadaşlarım. Önce, köylüyü yok ettiniz. Önce, köylüyü perişan ettiniz.
Köylü olmayınca esnaf da olmuyor. Elbette, esnaf da olmayınca, sanayici
de olmayacak. Tabii, bunları neden yapıyoruz? Bunları yaparken,
AB diretmeleri, AB’nin bize sunduğu her şeyi peşinen kabul etmemizin
getirdiği sonuçlar.
Şimdi, bir de, Anayasa’mızın 173’üncü maddesi var.
Diyor ki Anayasa’mız: “Devlet, esnaf ve sanatkârları koruyucu ve destekleyici
tedbirler alır.” Şimdi, bu, sadece Anayasa’da kaldı, AKP İktidarı bunu
unuttu gözüküyor. İşte, böyle bir ortamda, Cumhuriyet Halk Partisi
olarak, esnafımızın ve sanatkârımızın sorunlarının bu yüce çatı
altında görüşülmesini ve çözüm yollarının araştırılmasını talep
ediyoruz. Eğer, gerçekten, seçim meydanlarında söylediklerinizin
arkasındaysanız, bu talebe destek verirsiniz. Bu Meclis, sadece
AB talimatlarıyla çalışan bir Meclis değildir. Bu Meclis, önce kendi
vatandaşlarının sorunlarını görüşmek ve çözüm yollarını bulmakla
görevlidir.
Uygulanan antienflasyonist sıkı para ve maliye
politikaları talebi geriletmiş ve esnafı zora sokmuştur. Buraya
çıkan her İktidar Partisi milletvekilimiz, hep Acil Eylem Planlarından
bahsediyor. Ya, arkadaşlarım, bu esnafı, sanatkârı ayağa kaldırmak
için, hiç Acil Eylem Planınızda iki satır bir şey yok mu sizin?! Hep Oferler
mi ayağa kalkacak?! Hep buraya birileri gelip Cargillleri mi savunacak?!
Esnafı savunmayacak mısınız?! Esnafın hakkı nerede?! Kim savunacak?!
(CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
Şimdi, esnafın çok sorunu var, bunları kısaca
sizlere hatırlatmak istiyorum ve bunlara, gelin, beraber çözüm
önerileri bulalım, burada bir genel görüşme açalım diyorum. Bakın,
bir hipermarketler zinciri var, ülke genelinde. Buna, değerli arkadaşlarım
da büyük olasılıkla değinecekler ve bu sorun, sizin geldiğinizde,
iktidara geldiğinizde vardı, bugün de var. Ama, ısrarla, buradan
çeşitli defalarda yapılan konuşmalarda, bu sorunu çözeceğinizi
söylediniz, bunun için yasa teklifi hazırladığınızı söylediniz
ve gerçekten de, 24 Şubat 2006’da Büyük Mağazacılık Kanun Tasarısı’nı
Başbakanlığa sevk ettiniz, ama ne oldu değerli arkadaşlarım, rafa
kaldırıldı, rafa. Şimdi, geri çekildiğini duyuyoruz. Şimdi size
soruyorum: Milyonlarca esnafın yanında mısınız, üç beş büyük mağazacının
yanında mısınız? Bunun yanıtını, gelin, burada verin.
Değerli arkadaşlarım, esnafımıza verilen bazı
destekler var. Biliyorum ki, bu konunun aleyhinde konuşacak arkadaşlarımız
“işte, iktidara geldiğimizde kredi faiz oranları şuydu, kredi faiz
oranları buydu, şimdi şuralara düşürdük, şimdi yüzde 13’ten kredi
veriyoruz” diyecekler.
RECEP GARİP (Adana) - Niye, doğru değil mi yani?
ORHAN SÜR (Devamla) - Ama, değerli arkadaşlarım,
enflasyon yüzde 10’sa, yüzde 13’ten kredi vermek, esnafın üzerinden
para kazanmak değil midir, birilerine kaynak aktarmak değil midir?
(AK Parti sıralarından “Hayır” sesleri) Yoo, değildir diyorsunuz
değil mi?! Evet, aslında üretim ve verimliliği gözetmeyen bu tip yardımlar,
bu tip destekler kalıcı da değil. Zaten Halk Bankasını da satmaya çalışıyorsunuz.
Halk Bankasını satarak, esnafa birazcık destek olmaya çalışan bankayı
da yok ederek, aslında, esnafı tamamen yok edeceksiniz.
Burada, çeşitli defalarda, kayıt dışıyla mücadele
edeceğinizi söylüyorsunuz. Esnaf, kayıt dışı çalışanlar yüzünden
perişan. Bugüne kadar bu konuda ne yaptınız değerli arkadaşlarım?
Gelin, bir çare bulalım. Yasalara uyduğu için, her gün neredeyse
vergi ödeyen esnaf ve sanatkârımızı koruyalım.
Şimdi, bakın, kamyonculara bir K belgesi çıkardınız,
önce milyarlarca lira para aldınız, arkasından bu rakamı düşürdünüz,
düşürdünüz, düşürdünüz ve büyük paralar yatıranlara da dediniz
ki: “Biz size bu paraları geri iade edeceğiz.” Nerede kamyoncunun
fazla yatırdığı para? Alacağınız olduğu zaman faizle alıyorsunuz
da, kamyoncuya olan borcunuzu niye ödemiyorsunuz? Ayrıca, bu K belgeleri ne işe yarıyor
arkadaşlar? Bir yerde soran yok. Niye verdi kamyoncu bu parayı? Yani,
kamyoncu, sağmal inek gibi sağılacak, haraç alınacak bir kesim miydi,
bu kadar para alındı. Yazıktır bu kamyoncuya.
Bakın,
AB uyum yasalarını, devamlı, buraya getirdiğinizi söylüyorum.
Peki, AB’de uygulanan, esnafa uygulanan, sanatkâra uygulanan yasalar
niye Türkiye’ye, buraya getirilmiyor? Niye onları öncelikle getirmiyorsunuz?
Mesela, Avrupa Birliğinde esnaf ve sanatkârların teşvik edilmesi
için sosyal güvenlik primleri, yaratılan istihdama ve yatırıma göre
azalıyor; siz niye bunları getirmiyorsunuz AB uyum yasaları çerçevesinde?
Şimdi burada söylenecek çok şey var. Bakın, 2003
yılında esnaf sorunlarının, sanatkâr sorunlarının incelenmesi
amacıyla bir komisyon kurun diye Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir
önerge vermiştik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ORHAN SÜR (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
O zaman AKP Grubu adına çalışan arkadaşımız çok
ilginç şeyler söyledi: “Orta ve büyük işletmelerden devlet tarafından
desteklenenlerin yan sanayi oluşturmaları ve ölçeklerine göre
belli sayıda küçük işletmelerle kontrat yapmaları sağlanmalıdır.”
dedi. “Devletin kamu ve tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarının her
türlü işlemlerinde esnaf ve sanatkâra kota tahsisi yapılmalı” dedi.
“Ustalık belgesi olan kişileri çalıştıran küçük işletmelerde vergi
indirimine gidilmelidir” dedi. Bunları siz söylediniz. Aradan üç
yıl geçti. Ne oldu arkadaşlar; unutuldu mu, rafa mı kaldırıldı bunlar?
Bakın değerli arkadaşlarım, sosyal güvenlikte
bile esnaf, sanatkâr, yani, BAĞ-KUR üyesi, ikinci sınıf vatandaş. Şimdi
o insanlar merak ediyor, bu kuruluşlar birleştirilse bile biz ne
olacağız diye. Her gün gazete sayfalarında BAĞ-KUR’luların hastanelerden,
üniversitelerden nasıl dışlandığını, nasıl çıkarıldığını izliyoruz.
Ve son olarak da 1 Ocak 2007’de yeni bir uygulamayı
yürürlüğe koyuyorsunuz. BAĞ-KUR tarafından yaşlılık aylığı bağlananlardan
-ticari kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde Gelir Vergisi
mükellefi olanlardan- 1479 sayılı Kanun’un ek 20’nci maddesine göre
yüzde 10 prim kesiyordunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sür. Sayın Sür,
selamlamanız için açıyorum.
ORHAN SÜR (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.
1 Ocak 2007’den itibaren, emekli olan herkesten yüzde
33 prim keseceksiniz. Emekli maaşı olarak ne veriyorsunuz ki ne kesiyorsunuz
değerli arkadaşlarım? Bunun hesabını emekliler sizden soracak.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sür.
Önerinin aleyhinde olmak üzere, Sakarya Milletvekili
Sayın Ayhan Sefer Üstün; buyurun.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Sakarya’da nasıl gezeceksin
esnafı, merak ediyorum.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin Grup önerisi aleyhinde
söz aldım; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi
Grup önerisiyle, uygulanan ekonomik politikaların esnaf ve sanatkârlara
olumsuz etkilerine ilişkin genel görüşme açılması talebinin görüşülmesini
istiyor. Bu talep aslında gündemimizin 286’ncı sırasında; yani,
normal olarak Meclisin yasa çıkarmasıyla ilgili gündemini bir tarafa
bırakalım, 286’ncı sırada bulunan bir denetim görevini yapalım diye
bir önerileri var.
Değerli arkadaşlar, muhalefetiyle iktidarıyla
bu Meclis dört yıl boyunca gerçekten yoğun bir şekilde çalıştı. Bakın,
önümde denetim konularını içeren istatistikler var. Yani, kendimize
haksızlık etmememiz lazım. Bu Meclis, evet, kanun da çıkarmıştır, yeri
geldiği zaman denetim de yapmıştır.
Bakın, 21’inci Dönemde hazırlanan araştırma önergelerinin
sadece 44 tanesini görüşebilmişiz. Aşağı yukarı, aynı dönemde,
yani bu dönemde, bu 2 katına çıkmış, 75 araştırma önergesini görüşebilmişiz.
Bakın, yine önceki dönemde 467 tane sözlü soru
görüşülmüş veya cevaplandırılmış, bu dönemde ise 900-956 tane sözlü
soru cevaplandırılmıştır.
Yine, yazılı sorularda çok çarpıcı bir rakam
var. Önceki dönemde 6.600 tane yazılı soru cevaplandırılmış, bu dönemde
ise, aşağı yukarı aynı süre içerisinde, 9.899 tane yazılı soru cevaplandırılmıştır.
Bunlar hep denetim faaliyetleriyle ilgili çalışmalardır.
HALUK KOÇ (Samsun) - Esnafa gel, esnafa!
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Devamla) - Elbette, bu Meclis,
yeri geldiği zaman denetim faaliyeti yapacaktır, ama, yeri geldiği
zaman da yasama faaliyetini devam ettirecektir.
Bakın, şu anda, peki, önümüzde bekleyen hangi kanunlar
var? Önümüzde AK Parti Grubunun da önerisiyle belki gündeme gelecek
olan, çiftçimizin de beklediği Tohumculuk Kanunu Tasarısı var. Yine
önümüzde, ülkemizi çok yakından ilgilendiren Vakıflar Kanunu Tasarısı
var.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Neyi ilgilendiriyor?
Avrupa Birliği ile ilgili…
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Devamla) - Bakın, Vakıflar Kanunu
Tasarısı 80 maddelik bir tasarıdır. Ben hukukçuydum. Bundan önce
mesleğim icabı vakıflarla ilgileniyordum. Vakıflarla ilgili bir
sürü kanunlarda değişik düzenlemeler var; ne uygulayıcılar bunları
anlayabiliyor ne hâkimler ne avukatlar.
BAYRAM
ALİ MERAL (Ankara) - Esnaflar ne olacak?
AYHAN
SEFER ÜSTÜN (Devamla) - Bunların yeniden tanzim edilmesi ve ülkemizin
vakıf medeniyetinin yeniden canlandırılması açısından bu Kanun’un
çıkması lazım.
MUHARREM
İNCE (Yalova) - Esnafın sorunlarından niye bahsetmiyorsun?
AYHAN
SEFER ÜSTÜN (Devamla) - Elbette, belki muhalefetin bir iki tane maddesine
itirazı olabilir, ama hatırlayın, bundan yaklaşık iki yıl önce Dernekler
Kanunu’nu da çıkaracağımız zaman, muhalefet, âdeta, Türkiye’yi
ayağa kaldırmıştı. İşte, bu Dernekler Kanunu şöyledir, bu Dernekler
Kanunu’nu çıkarırsak Türkiye bölünebilir, bu Dernekler Kanunu çıkarsa
irtica hortlar vesaire… Ama, Dernekler Kanunu çıktı, hiç de böyle
bir şey olmadı, aksine, o Dernekler Kanunu çıktıktan sonra Türkiye’de
sivil toplum neşvünema buldu.
Bakın,
istatistiklere bakın, daha önceki yıllarda kurulan derneklerle, geçtiğimiz, Dernekler Kanunu çıktıktan
sonra kurulan dernekleri bir inceleyin, 2-3 kat artmış.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Başkan, konuyla
ne alakası var?
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Devamla) - Dernekleri, biz,
ilk kez, bir asayiş sorunu olmaktan kurtardık ve bir “dernekler il müdürlüğü”
adı altında…
BAŞKAN - Sayın Üstün, siz öneriye gelir misiniz.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Devamla) - …bir sivil toplum yapısı
altında birleştirdik. Şimdi, önümüzde Tohumculuk Kanunu gibi, Türkiye’nin
yine dört gözle beklediği Vakıflar Kanunu gibi, çok ihtiyacı olan
bir kanunu çıkarmamız gerekirken, sırf Meclisi tıkamak için, görüşülmeyeceğini
de bile bile 286’ncı sıradaki bir genel görüşmeyi görüşmemiz için
bir önerge verdi Cumhuriyet Halk Partisi.
Bu önergenin aleyhinde olduğumu söylüyor, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Üstün.
Önerinin lehinde olmak üzere, Ankara Milletvekili
Sayın Bayram Meral.
Buyurun Sayın Meral.
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; esnafın içinde bulunduğu sorunları görüşmek
üzere, bir genel görüşme açılmasını istemek üzere Cumhuriyet Halk
Partisinin önerisi hakkında söz almış bulunmaktayım; Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Ayrıca, yakın bir tarihte kaybettiğimiz Yozgat
Milletvekili İlyas arkadaşımıza Allah’tan rahmet diliyor ve geçmiş
iki bayramı da kutluyorum.
Değerli arkadaşlarım, biraz önce, milletvekili
arkadaşımız, burada, esnafın sorunlarıyla ilgili, daha doğrusu
bizim verdiğimiz önergenin aleyhinde söz aldı, esnafla ilgili bir
tek kelime etmedi.
Şimdi, muhterem arkadaşlarım… Ve şunu da söyledi:
“Efendim, sırada bekleyenler -yasa- var.” Neymiş bu? Vakıflarla ilgili
yasa. Kim istiyor bu yasayı? Avrupa Birliği. Ne olacak? Agop’un mallarını
vereceksiniz. Gözünüz aydın, tebrik ederim sizi; esnafı bir tarafa
bıraktınız, köylüyü bir tarafa bıraktınız, işçiyi bir tarafa bıraktınız,
çiftçiyi bir tarafa bıraktınız Agop’un işiyle uğraşıyorsunuz! AK
Partiye de bu yakışır.
RECEP KORAL (İstanbul) - Onlar da Türk vatandaşı
ya! Ne biçim öyle düşünüyorsun?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım,
bir konuyu da özellikle merak ediyorum: Genelde esnafı geziyoruz,
çiftçiyi geziyoruz, gelip, bazen milletvekili arkadaşlarımızla
sorunları tartışıyoruz, AK Partili milletvekili arkadaşlarımızla.
Sanki, sizin köylü, sizin çiftçi ayrı, bizim çiftçi ayrı; sizin, sanki
esnaf ayrı, bizim esnaf ayrı. Acaba yanılıyor muyuz diye bakıyoruz...
Türkiye Esnaf Sanatçılar Konfederasyonunun
Başkanı Sayın Günday, hepinize birer mektup yazdı, esnafın sıkıntılarını
bizlere anlattı. Bu yetmedi,birçok milletvekili arkadaşlarımızla
birlikte Sayın Derviş Günday’dan, uzmanlarından bunların doğruluğu
hakkında bilgi aldık. Anlatıyor, kamyon şoförünün derdini anlatıyor,
taksi şoförünün derdini anlatıyor, lokantacının sıkıntılarını,
sorunlarını anlatıyor; berberi anlatıyor, ayakkabıcıyı anlatıyor,
terziyi anlatıyor, kahveciyi anlatıyor… Dertlerini anlatıyor
da anlatıyoruz, yine yetmiyor değerli milletvekillerim.
Bu defa, bunların, bu saydığım veya sayamadığım
bir sürü esnafın yanına gidiyoruz, bir de bunların ağzından bunları
duymaya çalışıyoruz. Yalan mı, şimdi burada, biraz önce bir parti,
Anavatan Partisi önerge verdi, Türkiye’deki bazı sıkıntıları, asayiş
konusunu dile getirdi? Peki, İstanbul milletvekilleri, İstanbul’da
100’e yakın taksi şoförü öldürülmedi mi? Ne tedbir aldınız? Şoför
diyor ki: Bir şey istemiyorum, KDV’den, ÖTV’den biraz indirim yapın,
koruyucu bir kabin oluşturayım, benim müşteriyle ilişkim kesilsin,
müşteri de sapasağlam gitsin gideceği yere, ben de ölüm tehlikesinden
kendimi koruyayım, diyor. Aldınız mı böyle bir teklif? Böyle bir teklif
geldi de yerine getirdiniz mi? Yok. Ama neyi yerine getiriyorsunuz?
Agop bekliyor, Agop! Vakıflarda alacağı var, onun için yıldırım hızıyla
koşmaya çalışıyorsunuz.
Dahası var değerli arkadaşlarım, esnafın dünya
kadar sorunu var. Ne yaptınız kamyon şoförü?.. Allah göstermesin,
bir bayrama gidiyoruz -gidelim mi gitmeyelim mi hepimiz düşünürüz-
binlerce vatandaşımız hayatını kaybediyor trafik kazasında, binlerce
millî servet de kayboluyor. Hangi tedbiri alıyoruz? Yol yaptırdık…
Değerli arkadaşlarım, ben, bir sene arkadaşlarıma
şunu söyledim: Beypazarı’ndan Nallıhan’a giderken dedim, böbreğinde
taşı olanlar doktora gitmesin, Ayaş’a doğru gitsinler, orada o zikzaklara
mutlaka vura kalka böbrek taşları düşer dedim, hiç korkmasınlar. Sekiz
defa yıkıldı, sekiz defa o yol yapıldı değerli arkadaşlarım. Yalan
mı bunlar? Hep birlikte gördüğümüz şeyler.
Ne yapmak lazım şimdi değerli arkadaşlarım esnafa?
Değerli arkadaşlarım, bakınız, bir şeyi gözden
kaçırmayın: Şu hipermarket dediğimiz, süpermarket dediğimiz, esnafın
belini kırdı değerli arkadaşlarım.
Bakkallar ne yapıyor? Bakkalların yaptığı tek
bir şey var, gazete satıyor, ekmek satıyor. Bakkal diye bir müessese
ortada kalmadı.
Esnafın müşterisini ne yaptınız? Kim esnafın
müşterisi? Emekli, memur, işçi veya işsiz. Ne verdiniz BAĞ-KUR
emeklisine? 10 lira. Ne verdiniz SSK emeklisine? 13 lira. Ne verdiniz
memur emeklisine? 16 lira. Esnafın müşterisine verdiğiniz bu, değerli
arkadaşlarım başka yerlere trilyonları dağıtıyorsunuz.
Burada Sayın Bakan da konuştu: “Efendim yabancı
sermaye, yabancı sermaye…” Yabancı sermayeye kesinlikle karşı değiliz.
Yabancı sermaye, değerli arkadaşlarım, nereye yatırıldı? Sayın
milletvekilleri, yine alelacele çıkardığınız yasalarda bankalara
gitti. Bankalar… Bankalar nereye gidiyor biliyor musunuz? Bankalar
gitti. Kârlı müesseselere gitti. Hipermarketleri, süpermarketleri
açtılar. Hiçbir tabela okuyor musunuz? Türkçe tabelalar kalmadı.
Esnafın ne sıkıntıya girdiğini biliyor musunuz? Artık, esnaf, müşteri
beklemez hale geldi. Halen biz oturmuşuz, esnafın bu kadar sorunu
varken, bunları bir tarafa bırakalım, neyi görüşelim, vakıfları...
Onu da görüşelim değerli arkadaşlarım.
Terzilik müessesesi diye bir şey kaldı mı?
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Var var, devam ediyor.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım,
yabancı sermaye gelse… Bakınız, siz bazı kaynakları kaçırıyorsunuz.
IMF’ye 1 milyona, 1 milyon dolara, bilmem neye rica edeceğine, öyle
kaynak var ki… YİMPAŞ 7 milyar doları götürdü, KOMBASSAN da 6 milyar
doları götürdü, etti 13 milyar dolar. Bunları elde tutsanız da… Sizin
ilişkileriniz çok sağlıklı, ben biliyorum. Bunları elde tutsanız
da IMF’ye boyun eğmeseniz olmaz mı? Buradaki kayıpları, değerli arkadaşlarım,
esnafa yansıtsanız olmaz mı? Ne ödüyorsunuz, esnafa kredi mi veriyorsunuz?
Bakın, şurada var. Ne diyor? Halk Bankası kredi veriyor esnafa, kredi
veriyor şoföre… Ne yapıyor biliyor musun? Kafadan, yüzde 8 birçok
fonlara para kesiyor. Zaman dar olduğu için okumuyorum. Neye geliyor
yıllık faiz? Yüzde 26,68’e geliyor. Aylık neye geliyor? Yüzde 2,22’ye
geliyor. Halk Bankası, yani, halkın bankası… Ama TESK ne yapıyor biliyor
musunuz, Esnaf ve Sanatkârların Genel Başkanı, yönetimi ne yapıyor?
Başka bankalarla, gidiyor, pazarlık yapıyor, bunun daha düşüğünü
alıyor. Niye böyle yapıyorsunuz biliyor musunuz? Esnafı Halk Bankasından
soğutmak, Halk Bankasını da birilerine kaptırmak, amacınız bu.
RECEP KORAL (İstanbul) - İnsaf et, insaf!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Burada, burada deliller.
İnanmayan varsa takdim edebilirim.
Değerli arkadaşlarım, ne oldu biliyor musunuz,
ne yaptınız? Öyle bir program uyguladınız ki, çiftçiyi, ektiğine biçtiğine
pişman ettiniz, ektiğine biçtiğine pişman ettiniz; köylüyü, yumurtaya,
yoğurda muhtaç ettiniz.
MUSTAFA DURU (Kayseri) - Niye buğday üretimi 18
milyon tondan 20 milyon tona çıktı? Habire atıyor!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Emekliyi yaşadığına
pişman ettiniz. Sayın Bakanımızla, sabahleyin, birlikte emeklilerin
genel kuruluna gittik değerli arkadaşlarım, birlikte emeklilerin
genel kuruluna gittik, emeklilerin genel kuruluna gittik. Bir tek
Sayın Bakanı gönderiyorsunuz, bir tane milletvekiliniz yok orada
değerli arkadaşlarım.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Şu anda hiç bakan yok,
hiç hükûmet yok.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Bu nedir biliyor musunuz,
bu nedir? Emekliden, vatandaştan, esnaftan kaçmaktır, köylüden kaçtığınız
gibi.
AGÂH KAFKAS (Çorum) - Bakanlar milletvekillerinden
oluyor.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Agâh, oturduğun yerde laf
atma!
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Esnafı hipermarketlere,
süpermarketlere yem ettiniz yem, esnaf diye bir şey kalmadı, yem ettiniz.
Bir şey daha söyleyeyim değerli arkadaşlarım,
acıdır: Kahvelere gidiyorsun, oradaki emekli işçiler veresiye
çay içiyor. Vatandaşı bu hale getirdiniz. Veresiye… Bunu, benim
oradaki vatandaş söylüyor, kahveci söylüyor, diyor ki: “Emekli buraya
geliyor, parası yok, çay içiyor, yazdırıyor.” İşte sizin yarattığınız
Türkiye değerli arkadaşlarım, işte esnaf!
Ne oldu değerli arkadaşlarım? Hani işsize iş, aşsıza
aş idi? Çifte diplomalar boş geziyor. Bu vakıflarda Agop’u düşüneceğine,
üniversiteyi bitirmiş boş gezen gençleri niye düşünmüyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Onlarla ilgili ne yapacağımızı
niye gündeme getiriyorsunuz? Esnaf kan ağlıyor, malını satamıyor.
Gidin, şöyle bir gezin değerli arkadaşlarım. Belki çok güzel semtlere
gitmiş olabilirsiniz. Ne olur bir de bizimle komşuluk yapsanıza,
birlikte gezelim. Geziyorsunuz tabii, yanınızda belediye başkanı,
yanınızda belediye meclis üyeleri, bazen kaymakam, bazen vali yardımcısı…
Vay sevsinler sizi! Ne güzel gezi! Turistik gezi mi yapıyorsunuz?! Böyle
geziyorsunuz, vatandaş da derdini açamıyor. Nasıl açsın, bir şey
söylese belediye sırtına binecek. Esnafı bu hale getirdiniz, konuşamaz
hale getirdiniz. İşte esnaf!..
Memur ne oldu? Senin memurun ne oldu, 657 sayılı
devlet memurun? Sokaklara döktünüz. Yüzde 3 verdim, yüzde 4 verdim…
Değerli arkadaşlarım, bakınız, batan bankalara
verdiğinizin yarısını veya onda 1’ini
memura verseniz, emekliye verseniz, çiftçiye verseniz, esnafa
kredi olarak verseniz, bunların yüzünü güldürürsünüz. Ne yapıyorsunuz
şimdi? Allah’tan ki, bu YİMPAŞ mimpaş…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Meral.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Bir iki dakika alacağım
vardı Sayın Başkanım…
BAŞKAN - Bir dakikayı verdim.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Bir dakika daha verirseniz
şey yapıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Esnafın dünya kadar
sorunu var.
BAŞKAN - Sayın Meral, selamlamanız için mikrofonu
açıyorum. Lütfen, son cümlenizi alayım.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Değerli arkadaşlarım, bazı konularda siyaseti,
iktidarı, muhalefeti bir tarafa bırakalım. Bakınız, bir zamanlar,
terörle ilgili, burada, yine Cumhuriyet Halk Partisi bir önerge
verdi, bir görüşme istedi. Binbir türlü oyundan sonra, geldiniz, bunu
reddettiniz. Esnafımızın ciddi sorunu var. Gelin, bu öneriye sıcak
bakın, görüşelim. Yani, esnafın sorununu görüşemezsek, memurun
sorununu görüşemezsek, çiftçinin sorununu görüşemezsek, işçinin
sorununu görüşemezsek, halkın sorununu görüşemezsek neyi görüşeceğiz?
Onları görüşelim, arkasından da Agop yasasını görüşürüz.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Meral.
Önerinin aleyhinde olmak üzere, Manisa Milletvekili
Sayın İsmail Bilen. (AK Parti sıralarından alkışlar)
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilen önergenin
aleyhinde söz almış bulunmaktayım; geçmiş Ramazan Bayramı’nızı,
Cumhuriyet Bayramı’nızı tebrik ediyor, Hakk’ın rahmetine kavuşan
İlyas Arslan Bey’e de Cenabıhak’tan rahmet diliyor, heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Esnafın “sanatçı” olduğunu Sayın Meral’den öğrenmiş
bulunuyoruz. Ayrıca… (CHP sıralarından “Ne!..” sesi) Evet, Sayın Meral,
esnafın tarifini yaparken sanatçı olarak bir ifade kullanmıştı.
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Esnaf ve sanatkâr…
ŞEVKET ARZ (Trabzon) - Sanatçılık kötü bir şey değil
ki. Zanaatkâr…
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Neyse… Evet, değerli arkadaşlar…
TUNCAY
ERCENK (Antalya) - Sen istersen otur. Bence sen otur.
İSMAİL
BİLEN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, sürekli, Sayın Meral “Agop’un
hakkını vereceksiniz…”
HALİL
TİRYAKİ (Kırıkkale) - Doğru…
İSMAİL
BİLEN (Devamla) - Doğru değil mi? Hakkı ise kimden esirgeyeceğiz bu
hakkı? Ecdadımızın tarihinde var mı böyle bir şey? Demokrasi kültürümüzde,
inancımızda var mı böyle bir şey?
HALİL
TİRYAKİ (Kırıkkale) - Var, var.
BAYRAM
ALİ MERAL (Ankara) - Yunanistan’daki bizim haklarımız ne olacak?
İSMAİL
BİLEN (Devamla) - Hakkı olanın hakkını teslim edeceğiz, ancak Agop’u
Recep’e, Bayram’a tercih etmeyeceğiz.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Müslümanlar ne yapacak?
İSMAİL BİLEN (Devamla) - İnsana insan olarak bakacağız,
insana insan olarak bakacağız. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Yunanistan’daki bizimkiler
ne olacak?
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Agop’un hakkı varsa onu
da teslim edeceğiz. Varsa yanlış, onu da düzelteceğiz. Bu, hepinizin,
hepimizin görevi. (CHP sıralarından gürültüler)
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Batı Trakya’da Müslümanlar
ne yapacak? Müslümanlar perişan.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Niye rahatsızlık duyuyorsunuz,
niye rahatsızlık duyuyorsunuz? Hakkı teslim etmek bu kadar zor mu?
(CHP sıralarından gürültüler)
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Bak şimdi Recep Bey resim
yapıyor, sanatçı o şimdi!
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Size verdiriyorlar, siz
vermiyorsunuz. Onlar size talimat veriyorlar, siz talimatla veriyorsunuz,
yoksa gönülden vermezsiniz.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri… Sayın milletvekilleri…
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Evet, seçim yaklaştıkça,
maalesef…
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Hayır, talimatla veriyorsunuz.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - …bu tür araştırma önergeleriyle
veya çok elzem olmayan kanun teklifleriyle Meclis çalışması bloke
edilmeye çalışılıyor. Bunu…
OYA ARASLI (Ankara) - Araştırma önergesi ne zaman
Meclis çalışmasını bloke ediyor?! Neresinde yazılı Anayasa’nın?!
Milletvekillerinin en tabii görevi…
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Doğrusunu isterseniz,
saat üçte başladık çalışmaya, saat
beşi yirmi geçiyor ve şu ana kadar, maalesef, asıl görevlerimizden
biri olan yasama faaliyetimizi bugüne kadar olduğu gibi bugün de
zorlamayla yapmak durumundayız. (CHP sıralarından gürültüler)
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Bugün Salı günü, denetime
ait.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Meclisin görevi değil mi
denetim?
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Evet, o da görevimiz.
OYA ARASLI (Ankara) -
Kaçmayın, kaçmayın…
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Ama, öncelikli görevlerimizden
birisi, yasama…
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Sayın Başkan, bu şekilde
bir konuşma, bu şekilde bir tartışma usule de aykırı, İç Tüzük’e de
aykırı.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - O zaman bilerek konuş.
BAŞKAN - Efendim, siz Genel Kurula hitap edin lütfen.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Sayın Başkanım, Genel
Kurula hitap ediyorum.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Salı günleri denetim
günleridir, bilerek konuş o zaman.
TUNCAY
ERCENK (Antalya) - Otur istersen sen.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Evet, değerli arkadaşlar…
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Perşembe günü neredeydiniz?
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Ben perşembe günü seçim
bölgesindeydim…
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Ne işiniz vardı? Meclis
açıktı.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - …ve bayramlaşma programından
yeni çıkmıştık, halkımızla birlikteydik, Sayın Meral’in de, sık sık,
konuşmacıların da söylediği gibi.
Bir de şunu anlamakta zorluk çekiyorum…
MEHMET VEDAT YÜCESAN (Eskişehir) - Sen otur, otur!
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Yani, çok üzülüyorum,
milletin, esnafın, memurun, işçinin…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Denetimden kaçmayın
milletvekilleri, denetimden kaçmayın.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - …niye moralini bozmaya
çalışıyoruz? Hangi Türkiye’de yaşıyoruz?! (CHP sıralarından gürültüler)
OYA ARASLI (Ankara) - Moral bozmak mı oldu?!
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Literatüre inciler döktürüyorsunuz.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Aynı Türkiye’de yaşıyor
isek, esnafın arasındaydım.
OYA ARASLI (Ankara) - Siz kaçıyorsunuz.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Seçim bölgenizde esnafa
hiç uğradınız mı?
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Daha düne kadar Halk Bankası
esnafa kredi veremiyordu, daha düne kadar esnaf kefalet kooperatifleri
plasman kullanamıyorlardı.
HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale) - Haa!..
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Evet, esnaf kefalet kooperatiflerine
Halk Bankası tarafından sağlanan plasmanlar geri istenmişti, esnafa
tek kuruş kredi verebilecek imkânları yoktu. Bu İktidar döneminde
Halk Bankası toparlandı, batık bir bankaydı. (AK Parti sıralarından
alkışlar) Bu İktidar döneminde, evet, ayakları üstünde duran, esnafa
da yardımcı olan, esnafa da kredi sağlayan bir kuruluş haline dönüştürüldü.
ŞEVKET ARZ (Trabzon) - Enflasyonun altında! Doğru,
enflasyonun altında!
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Halk Bankasını satıyorsunuz.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Halk Bankasını satmıyoruz,
özelleştiriyoruz. Esnafın…
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Satıyorsunuz! (Anavatan
Partisi sıralarından alkışlar)
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Evet, özelleşmesi, esnafın,
yine esnafla birlikte, esnafın kullanacağı plasmanla, krediyle
birlikte yapılacak.
HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale) - YİMPAŞ’ı kim hotrumladı
YİMPAŞ’ı? Onu söyle.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Şimdi, demin, esnafla
ilgili konuş diyordunuz demin konuşmacı arkadaşımıza, Ayhan Sefer
Üstün’e. Ben esnafla ilgili konuşuyorum, niye rahatsızlık duyuyorsunuz
Halil Bey?
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Ayrancı’da 300 esnaf kepenk
kapattı.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Evet, daha dün seçim bölgemizden
geldik ve ben seçim bölgemde, ilçem olan Salihli’de, Soma’da esnaf kefalet
kooperatifleriyle, esnaf odalarıyla zaman zaman da toplantılar
yapıyorum, İktidarımıza, Hükümetimize teşekkür ediyorlar. (CHP
sıralarından “Ha, ha” sesleri) Evet, teşekkür ediyorlar. Şunun için
teşekkür ediyorlar: “Sizden önce kredi kullanamıyorduk, kullandığımız
dönemdeki kredinin de 5 katını şu anda düşük faizle kullanıyoruz.”
Sayın Meral, demin bahsettiğiniz yerlere gittiğinizi
zannetmiyorum. Hangi çay bahçesiyse...
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Sana teşekkür edenler,
Sümerbankın arsalarını götürenlerdir. Sümerbankın arsalarını
götürenler sana teşekkür etmişlerdir.
BAŞKAN - Sayın Bilen, siz Genel Kurula hitap edin.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Sizinle birlikte o bahsettiğiniz
mekânlarda bir gün bir çay içelim, o bahsettiğiniz bakkallardan alışveriş
yapıp yapmadığınızı özellikle mahallenizde bir tespit edelim. Beraber
gidelim.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Peki. Tespit
için Çıkrıkçılar Yokuşu’nda buluşalım mı?
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Evet, seçim bölgemdeki
çalışmalarımızı yaparken, bu esnaf kefalet kooperatiflerini ve
esnaf derneklerini ziyaret ediyoruz. Buradaki bütün kuruluş temsilcileri
ve yönetim kurulu üyeleri, partili partisiz herkes, bize, İktidarımıza
teşekkür etmişlerdir. “İlk defa bizim derdimizle dertlenen, sorunlarımızla
ilgilenen bir iktidar, bir milletvekili profili görüyoruz.” demişlerdir
ve biz de bundan memnuniyet duyuyoruz.
Esnafın sorunu yok değil. Esnafın birtakım sorunları
da var, doğrudur. Sorunları tamamen çözülmüş, bitirilmiş de değil.
Belki işletme kredilerinin limiti daha da artırılmalı, belki faiz
oranları biraz daha aşağıya çekilmeli, ama geçmişle mukayese ettiğimizde
biliniz ki çok daha iyi bir durumdayız.
Yine esnafla ilgili bir başka şey: Sektörel bazda
sıkıntılar var esnaf arasında. Bunu hiçbiriniz dile getirmediniz,
verdiğiniz araştırma önergesinin içerisinde de yok.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Kabul edin,
tartışalım.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Esnafın sektörel düzeyde,
sektörel bazda da sıkıntıları var. Evet, gelişen Türkiye’de, maalesef,
yok olmaya yüz tutmuş birtakım meslekler var, sanatlar var ve burada
esnaf sıkıntılı durumda.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Esnafın tek sorunu İktidar.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Bunlarla ilgili hem bakanlığımızın
hem partimizin çalışmaları var, ama önümüzde, Meclisin, evet, Meclisimizin
gündeminde yoğun, çıkması gereken kanun teklif ve tasarıları var.
Avrupa Birliği Uyum Yasalarıyla da alakalı.
Demin arkadaşımız konuşurken Cumhuriyet Halk
Partisi sıralarından bir arkadaşımız laf atıyor: “Avrupa Birliğinin
istediği kanunları mı çıkarıyorsunuz?”
BAYRAM
ALİ MERAL (Ankara) - Yalan mı?
İSMAİL
BİLEN (Devamla) - Doğru olsa bile milletimizi ilgilendirmiyor
mu, milletimizin refah düzeyini ilgilendirmiyor mu, vatandaşımızın
refah düzeyini ilgilendirmiyor mu, demokratik temel hak ve hürriyetlerini
ilgilendirmiyor mu?
BAYRAM
ALİ MERAL (Ankara) - Hiç alakası yok!
İSMAİL
BİLEN (Devamla) - Sayın Başbakanımız söyledi: “Kopenhag kriterleri
olmaz da, bunun adını, gerekirse Ankara kriterleri olarak değiştirir,
ama yolumuza devam ederiz.” Avrupa Birliği eğer bizden yanlış bir
şey istiyorsa, onun karşısında hep beraber duralım. Eğer doğru bir
şey ise, buna hep beraber, hep birlikte katkı sunalım. Zamanı da israf
etmeden, zamanı da ekonomik kullanarak hem esnafımızın hem
BAĞ-KUR’lumuzun hem emeklimizin hem de memurumuzun hayat standardını
artıralım.
ALİ
RIZA BODUR (İzmir) - 6 Kasım yaklaşıyor, göreceksiniz.
İSMAİL
BİLEN (Devamla) - Şimdi, iktidara ilk geldiğimiz günlerde ilk zam
yaptığımız kesim emekli ve BAĞ-KUR’lu, SSK’lı kesimdi. O günden bugüne
sürekli enflasyon geriye düştü. Belki maaşlarında istenen oranda,
enflasyonun üstünde olmasına rağmen istenen oranda -belki- iyileştirme
yapamadık, ama karşısında, enflasyonun ve faizlerin düşmesi nedeniyle
hayatta bir ucuzlama, pazarda bir ucuzlama sağladık. Memurumuzun,
emeklimizin, işçimizin, aldığı maaşla alım gücünü artırdık. Bunun
neresini eleştireceğiz?
İZZET
ÇETİN (Kocaeli) - Bunu inanarak mı söylüyorsun?
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Bunun neresini eleştireceğiz?
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Doğru mu söylüyorsun?
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - İsmail Bey, on yıl borçlandırdınız.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Söylediklerin doğru mu
şimdi?
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Yani, benim kendi seçim
bölgemle ilgili söylüyorum.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Demin söylediğin doğru
mu senin?
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Eskiden boş dükkânlar vardı,
boş dükkânlar, ana caddeler üzerinde. Özellikle kendi vilayetimle ilgili
de söylüyorum. Şimdi, en ücra köşedeki bir bakkal dükkânı bile hava
parasıyla devredilir hale geldi. (CHP sıralarından “Aaa” sesleri)
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Nerede bu
ya?!
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Evet, hava parasıyla
devredilir hale geldi.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Malatya’da iki bin beş
yüz tane esnaf kepenk kapattı, Malatya’da iki bin beş yüz tane esnaf
kepenk kapattı bir senede.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Bakın, o verdiğiniz bilgiler
de yanlış. Bilgiler şöyle yanlış: Hayalî kayıtları esas alarak söylüyorsunuz.
(CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri… Sayın milletvekilleri,
lütfen… Dinleyelim efendim.
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Bakın, esnaf sicil kayıtları
güncellendiği için, değerli milletvekilleri, esnaf sicil kayıtları
güncellendiği için, abartılı bulunan kayıtlar, abartılı bulunan
veya tekrar olarak yapılan kayıtlar güncellendiği için azalmıştır.
4,5 milyonluk esnaf sayısı 1,5 milyona düşmüştür. Dolayısıyla, bu
verilen bilgiler, buradan, yanlıştır. Görevi terk eden, esnaflığı
terk eden veya ölen veya görev değişikliği yapan veya branş değişikliği
yapan insanlar da sicilden kayıtlarını silmiştir. Bu da bu rakamın
içerisine dahildir. Yoksa, bütün hepiniz de biliyorsunuz ki… Sizler
de görüyorsunuz, ama bir hakkı teslim etmek zor olsa gerek.
Terörle ilgili de bir iki cümle söylemek istiyorum.
Terör, elbette ki bu ülkenin birincil sorunu, hepimizin de üzerinde
ciddiyetle durmamız gereken bir konu, ama terörle ilgili felaket
tellallığı yapmak da bize yakışmaz. Sanki, öyle bir Türkiye’de yaşıyoruz
ki, bu Kuzey Irak’tan daha beter veya Avrupa ülkelerinden çok daha
kötü bir durumda. Amerika’yla mukayese edin. İçeride bir vilayetimizde
istenmeyen bir hadise, bir kavga yüzünden, istemeyen bir olay yüzünden
birkaç vatandaşımız Hakk’ın rahmetine kavuşmuş. Amerika’da daha
dün, Amerika’da daha geçen hafta okullar basıldı, okullarda belki
körpecik çocuklar öldürüldü.
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Bizimkiler de mi öyle
olsun? Ne demek istiyorsun?
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Amerika’da mı yaşıyorsun?
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Bununla ilgili bir genel
görüşme…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Evet, bununla ilgili
bir genel görüşme mi istendi? Avrupa Birliğinde de aynı hadiseler
yaşandı. Bununla ilgili bakanın istifası mı istendi? Bu felaket
tellallığı da bize yakışmıyor.
Halkın, vatandaşımızın, milletimizin moral şeyini
düşürmemiz yüce Meclise yakışmıyor diye düşünüyorum. Yüce Meclisin
mehabetine yakışır konuşmak gerekir. Olayları olduğundan fazla
göstermek, ne muhalefete ne iktidara bir yarar getirmez. Olsa olsa,
belki bu, terör olaylarına veya münferit olaylara davetiye veya
teşvik çıkarır. Bunları da bu şekilde abartılı göstermemek gerekir
diye düşünüyorum ve esnafın sorununu ileriki bir tarihte görüşmek
ümidiyle CHP’nin Grup önergesine katılmadığımı, aleyhinde olduğumu
beyan ediyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bilen.
Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre vermiş olduğu önergeyi
şimdi oylarınıza sunacağım.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Sayın Başkan, karar yeter
sayısı…
BAŞKAN
- Karar yeter sayısı istiyoruz. Önergeyi oylarken karar yeter sayısı
da arayacağım.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun önergesini kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı bulunamamıştır.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.25
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.35
BAŞKAN: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 12’nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
VI. - ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)
2.- (8/25) esas numaralı genel görüşme önergesinin ön görüşmesinin
görüşme gününe ilişkin CHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, öneriyi yeniden oylarınıza sunacağım
ve karar yeter sayısı arayacağım. Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun, İç Tüzük’ün
19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza
sunacağım:
3.- Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine
ilişkin AK Parti Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu’nun, 31.10.2006 Salı günü (bugün)
yaptığı toplantıda siyasi parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından,
İçtüzüğün 19. uncu maddesi gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin
Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Faruk
Çelik
Bursa
Ak
Parti Grup Başkan Vekili
Öneri:
Genel Kurulun; 31.10.2006 Salı günkü (bugün) Birleşiminde
Sözlü Sorular ve diğer Denetim Konularının görüşülmeyerek Kanun
Tasarı ve Tekliflerinin görüşülmesi, 1.11.2006 Çarşamba günkü Birleşimde
ise Sözlü Soruların görüşülmemesi; çalışma sürelerinin de
31.10.2006 Salı günkü (bugün) Birleşimde saat 22.00’ye kadar, 1.11.2006
Çarşamba günkü Birleşimde saat 14.00’den 22.00’ye kadar olması, 2.11.2006
Perşembe günkü Birleşimde ise saat 14.00’den 1239 Sıra Sayılı Vakıflar
Kanunu Tasarısının görüşmelerinin bitimine kadar çalışmalarına
devam edilmesi,
Önerilmiştir.
BAŞKAN - AK Parti Grup önerisi lehinde, Adana Milletvekili
Sayın Recep Garip.
Buyurun.
RECEP GARİP (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; AK Parti Grup önerisinin lehinde söz aldım, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz önergemiz, normal bu hafta
gündeminin nasıl oluştuğu ve neleri görüşmemiz gereken konularla
ilgili görüşmeyi yapıyoruz. Bugün itibarıyla, saat 15.00’te başlayıp
22.00’ye kadar devam etmesi gereken gündemimizin… Henüz gündemimize
başlayamadık ve üç saate yakın zamandır gündemleri tartışıyoruz.
Salı günü saat 15.00-22.00, çarşamba 14.00-22.00 arasında
çalışmanın olmasını ve perşembe günü normal çalışmalarımızın saat
14.00’te başlayıp Vakıflar Yasası’nın bitimine kadar devam etmesini
teklif olarak getiriyoruz. Dolayısıyla, bugünkü gündemimizde
sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmemesini ve
gündemdeki kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesini öneriyoruz.
Hemen bunun arkasından da Tohumculuk Yasası’na,
geçen haftalardan kalan Tohumculuk Yasası’na geçilmesini ve arkasından
iki sözleşmeyle ve devamıyla da Vakıflar Yasa’mıza geçilmesini ve
bu hafta içerisinde de Vakıflar Yasası’nın bitirilmesini amaçlıyoruz.
Bugün saat 15.00’te başlayan görüşmelerimizde
görmüş olduğumuz genel gündemdeki, gündemin oluşmasındaki konuşmalarda
dikkatimi çeken ifadelerde, eleştiri mutlak surette muhalefetin
hakkıdır, ama olumlu eleştiriler yapılmalıdır ve mutlaka, toplum
açısından ve kendimiz açısından bunun toplumsal değer olarak olumlu
katkılarının bulunacağını düşünmekteyim.
Ancak, dört yıldan bu yana icraat içerisinde olan
AK Parti İktidarının yapmış olduğu bütün eylemleri, bütün icraatları,
bütün yasal düzenlemeleri göz önünde bulundurduğumuzda, sekiz yüzün
üzerinde yasal çalışmanın hayata geçirildiğine tanık olmaktayız.
Ne var ki, muhalefet, kendi varlığının toplum nezdinde
bittiğini hissetmektedir. (CHP sıralarından gürültüler)
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Ağır ol da molla desinler!
RECEP GARİP (Devamla) - Gezip gördükçe, halkın yüreği
olmuş olan AK Parti İktidarının bu yüreği olmayı hazmedemediğini
görmektedir. Bundan dolayı da çırpınışını sürdürüyor.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Sen resim yapmaya devam
edeceksin!
RECEP GARİP (Devamla) - Bu çırpınışınızı, mutlak
surette, halk burada izliyor ve burada görmeye ve dinlemeye devam
ediyor.
Yaz dönemlerinde, dört yıldan bu yana, bütün köyleri,
bütün kasabaları, bütün yaylaları mutlak surette bizler de gezmeye
devam ettik ve bu sene, ellinin üzerinde köy, kasaba, on üç tane belde
ve birçok vilayetimizi gezip görme fırsatı bulduğumda, halkımızla
temas kurduğumuzda, sizin söylediklerinizin aksine, köylerimizin
KÖYDES projeleriyle son derece mesrur olduğunu, kırk yıldır, otuz
yıldır gelmeyen hizmetlerin köylere geldiğini gördük, 7 metrelik
yolların açıldığını gördük.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Anlat, anlat!..
RECEP GARİP (Devamla) - Bir şeyi eleştirirken mutlaka
eleştirmelisiniz, ama doğru eleştiriyle Türkiye’ye ufuk açabilecek,
katkıda bulunabilecek, Türkiye’yi kucaklayabilecek bir alternatifin
oluşması konusunda sözler söylenmelidir diye düşünüyorum. Bu anlamda,
açıkçası, muhalefet yaparken ciddi muhalefet yapmadığınızı, kıvrak
yollardan, millette olmayan şeyleri gündeme getirerek milleti
ajite etmek için gayret ettiğinizi… Ne var ki, bir gün, hep beraber
-seçim sandıkları mutlak surette konulacak- seçim sandıkları için
seçime gittiğimizde, orada nelerin söylendiğini ve oyları kullanan
halkımızın, kimi, nasıl desteklediğini hep birlikte yaşamış olacağız.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Sayın Başbakanınız görür
gibi oldu, sen hâlâ görememişsin!
RECEP GARİP (Devamla) - Çok değerli arkadaşlar,
dört yıldır yapmış olduğumuz bütün icraatlarda, mutlak surette yapmış
olduğumuz olumlu olan hizmetleri halkımız görüyor ve yediden yetmişe
bütün halkımız bu yapılmış olan hizmetlerin ne anlama geldiğini
bilmektedir. Elbette ki, esnafın da, çiftçinin de, köylünün de, memurun
da problemleri bitmiş değildir. Ama, geriye doğru dönüp baktığınız
zaman, otuz yıldır ihmal edilmiş olan yasal düzenlemeler, bu ülkede
yapılmamış, yerine getirilmemiş, on yıl önce, on beş yıl önce, yirmi
yıl önce yasal düzenlemeler, yapılması gereken düzenlemeler keşke
yapılmış olsaydı da, halkımız, bizden önceki hükûmetlerin yapmış olduğu
bu olumlu katkıları, bugün, olumlu şekilde size geriye dönüş sağlamış
olsaydı; ama, yapmadığınızın karşılığını, yapmadığınız için, size
oyunu vererek göstermiş ve bugünkü gündemler, bugünkü şekliyle, AK
Parti İktidarının şanlı bir şekilde hizmet ederek, halkın güzelliğini
artırarak, huzurunu artırarak, barışını artırarak, sevgisini
ve muhabbetini kazanarak yollara devam ediyor.
TUNCAY
ERCENK (Antalya) - Sen resim yap!
RECEP
GARİP (Devamla) - Elbette ki, Türkiye’de problemler, bir anda derlenip
toparlanmış, gün yüzüne getirilmiş olan problemler değil. Bu problemlerin
bitmesi konusunda, hep birlikte, daha güçlü, daha beraber, daha müreffeh
bir Türkiye’nin ve Türk ulusunun güçlülüğünü ve huzurunu sağlayabilecek
ortak yolculuklar ve ortak beraberlikler yapmalıyız diye düşünüyorum.
Bu duygularla… Bu haftanın gündemi AK Partimiz
tarafından bellidir. Dolayısıyla, bu gündemin olumlu bir şekilde
oylanacağını ve gündeme, üç saat içerisinde geçemediğimiz gündemimize
bir an evvel geçebileceğimizi düşünüyor ve biraz sonra Tohumculuk
Yasası’nı görüşeceğiz, arkasından, perşembe günü, inşallah, Vakıflar
Yasası’nın bitimine kadar çalışmasıyla birlikte, yasal düzenlemenin
sağlanmasına olumlu katkıda bulunacağınızı düşünüyor, hepinize
sevgiler ve saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Garip.
Önerinin aleyhinde olmak üzere, Ankara Milletvekili
Sayın Oya Araslı. (CHP sıralarından alkışlar)
OYA ARASLI (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum
ve sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu önerinin birinci
maddesi, salı ve çarşamba günleri sözlü sorularla ilgili denetime
yer verilemeyeceğine ilişkin. Eğer anımsayacak olursanız geçtiğimiz
haftaları, mütemadiyen bu tür öneriler huzurumuza geldi ve Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubunun olumlu oylarıyla, milletvekillerinin
sözlü öneriler doğrultusundaki denetiminin yapılmasına imkân tanınmadı.
Sözlü soru en etkin denetim aracıdır, soru en etkin denetim aracıdır,
çünkü milletvekilinin tek imzasıyla kullanılır, milletvekili
bir sorunu anında ilgili bakana iletmek, ondan cevabını almak ve
sorunun muhatabına da bunu bildirmek imkânına kavuşur, ama maalesef,
bu uygulama o kadar yaygın bir hale gelmiştir ki, artık denetim yapılamıyor
ve önerinin kaleme alınış biçimine bakarsak, yalnız sözlü sorular
değil, diğer denetim araçları da, onlarla ilgili görüşmeler de yapılamayacak,
yani Meclis araştırmaları, genel görüşmelerle ilgili denetime
de, bu, imkân vermiyor.
Arkadaşlar, denetimden niçin kaçıyor Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu? Burada yaptıkları icraattan fevkalade
memnun olduklarını, toplumu fevkalade memnun ettiklerini dile
getiriyorlar. Ee, bu durumdaki bir iktidarın denetimden kaçacak
hiçbir nedeni olmamak gerekir. Siz ise, Adalet ve Kalkınma Partisi
Meclis Grubu ise mütemadiyen bu denetimden kaçmaya çalışıyorsunuz.
Demek ki çekindiğiniz, demek ki korktuğunuz bir şey var. Evet haklısınız
korkmakta, çünkü burada sözcülük yapan arkadaşlarımız ne kadar aksini
ifade etseler de, hepimiz, yaptığımız görüşmelerde, memurun yüzünün
gülmediğini, işçinin yüzünün gülmediğini, çiftçinin perişan olduğunu,
dul ve yetimin aldığı maaşla geçinemez hâle geldiğini, insanların
hastane kapılarında parasının yetmemesi, şifa alabilmek için parasının
yetmemesinin sıkıntısı içerisinde ölümün kapısına biraz daha
yaklaştığını biliyoruz, görüyoruz. Sosyal devleti kâğıt üzerinde
bıraktı bu Hükûmet ve onun getirdiği kanunları burada kabul eden Adalet
ve Kalkınma Partisi çoğunluğu. Sosyal devlet artık kâğıtta kaldı,
insanlara bir şey veremez hâle geldi. İnsanlar artık sosyal güvenceden
bir şey anlamıyorlar, çünkü avuçlarında kalan bir şey yok. Devletin
himayesi altında -kendisini- hissetmiyorlar ve siz, burada “Biz
herkesin yüzünü güldürdük.” diyorsunuz. Müsaade edin de, kendinizi
inandırmaya çalıştığınız gerçeğin bu olmadığını sorularımızla
ifade edelim. Şu halkın dertlerini siz belki duymuyorsunuz, belki
duyduğunuzu anlamamak işinize geliyor, belki köylere gitmiyorsunuz,
çünkü, biz gittiğimiz zaman “hayır gelmediler, ah bir gelseler de
biz yapacağımızı biliyoruz, onlara bu dertlerimizi nasıl anlatacağız.”
diyorlar bize. Bilmiyorum, biraz önce Sayın Meral de söyledi, ya bizim
muhatap olduğumuz insanlar, köyler veya içinde yaşadığımız memleket
farklı ya sizinki farklı, çünkü, insanlar bunu açıkça söylüyorlar. Çiftçi,
Utanmasam bırakacağım artık ekip dikmeyi, çünkü, bana masraflı hale
gelmeye başladı.” diyor. Perişan vaziyetleri. Rakamlar meydanda.
Yani, memnunum dese çiftçi, inanmamak lazım, çünkü, rakamlar meydanda,
girdiler meydanda, ekim dikim için yaptığı masraf meydanda, satıştan
elde ettiği gelir meydanda. Eğer memnunum diyorsa, inanmamak lazım,
çünkü, bu sayılara baktığınızda doğru söylemediğine hükmetmek
lazım.
Gerçekten, yurttaşlarımız büyük bir sıkıntı yaşıyorlar.
Müsaade edin, bilmiyorsanız… “İyi şeyler yaptık, kimse şikâyetçi değil.”
diyor; o zaman bilmiyorsunuz, biz size sorularımızla anlatalım,
denetim yapalım. Ve bir arkadaşımız kalktı, doğrusu fevkalade
üzüntüye düştüm, “Meclisin çalışmasını, bu verdiğiniz araştırma,
denetim araçlarıyla, kullandığınız denetim araçlarıyla bloke ediyorsunuz.”
dedi. Arkadaşlar, böyle bir zihniyeti hiçbirimizin kabul etmemesi
lazım. Meclis, sadece yasa çıkaran ve iktidar grubu, sadece hükûmetin
getirdiği yasalara, iyisine kötüsüne bakmadan, parmak kaldıran
bir işleyişe sahip olmamalı. Bizlerin burada çok önemli görevleri
var. Yasa çıkarmak önemli bir görev ise, denetim yapmak da en az onun
kadar değerli bir görevdir ve parlamenter sistemin temel direğidir.
Yasama ve yürütme arasında bir yumuşak ayrılık
vardır ılımlı ve yasama, her zaman yürütmeyi Anayasa’nın verdiği denetim
araçlarıyla denetlemek durumundadır.
Siz, Anayasa’nın milletvekiline verdiği denetim
yetkisini Meclisin çalışmalarını bloke etmek olarak nitelendirirseniz,
değerli arkadaşlarım, bu açtığınız kapıdan, sonra, bu zihniyetin
açtığı kapıdan neler geçmez.
Çoğunluk “Burada yasa yapacağım, denetim yapamayacaksın.”
diyecek ve aslında Meclisi felç hale getirecek, Hükûmeti denetimsiz
bırakacak. Buna imkân var mı? Buna hangi hukuk devleti imkân tanır? Buna
hangi anayasa göz yumar? Bunu, hangi, görevlerini, sorumluluğunu
müdrik milletvekili “evet” diyerek karşılar, kabul eder? Doğrusu
fevkalade hayretle karşıladığımı ifade etmeliyim. Diliyorum ki
böyle bir zihniyet yaygın bir vaziyette değildir. Diliyorum, ama
hep denetim imkânını ortadan kaldıran grup önerileriyle karşılaştığım
zaman da bu zihniyet karşısında dehşete düşmekten kendimi alamıyorum.
Bu yola çok tevessül edenler olmuştur. Olaylara
bu zihniyetle bakanlar çok olmuştur, ama bu zihniyetler demokrasiyi
yıkıntıya götürür. Önce Parlamento içindeki, sonra toplumdaki demokrasiyi
yıkıntıya uğratır ve o yıkıntının enkazı altında da en fazla kendilerini
böyle bir zihniyete teslim etmiş olanlar kalarak zarar görürler. Bunun
örnekleri var. Tarihi inceleyin, geçtiğimiz dönemleri düşünün
ve bunun ne kadar tehlikeli bir gelişme olduğunu fark edin.
Değerli arkadaşlarımız, neyi görüşeceğiz gece
yarılarına kadar? Çalışmayı umut ediyorsunuz da, burada planlıyorsunuz
da, ne öneriyorsunuz? Vakıflar Kanunu gibi 88 madde ve 6 da geçici
madde eklediğiniz zaman 91 maddeden oluşan bir kanunu bir güne sıkıştırmayı
düşünüyorsunuz, perşembe gününe. Aynı zamanda denetim de yapılacak
perşembe günü. İnsaf! 91 maddelik bir kanun bir gün içerisinde görüşülüp
bitebilir mi? “Bitene kadar.” diyorsunuz. Uykusuz, burada iki gün,
üç gün çalışmanız gerekir gereğince görüşecekseniz; gereğince
bu Yasa’nın görüşülmesine milletvekili gibi, milletvekili yetkileriyle
donatılmış, onların tümünü kullanarak katkıda bulunacaksak. Ama,
ne yapıyorsunuz; onun da tedbirini almışsınız, bu Yasa’yı temel yasa
olarak görüşeceksiniz.
Bunun neresi temel yasa değerli arkadaşlar? Uzun
yasa olmaktan başka hiçbir vasfı olmayan bir yasa bu. Bir hukuk dalını
bütünüyle mi kapsıyor? Yoo. Medeni Kanun, vakıflarla ilgili temel
ilkeleri koymuş zaten. Temel kanun, Medeni Kanun vakıflar konusunda.
Bir temel kanun değil. Bir ana hukuk dalını mı kapsıyor? Hayır, değil.
Hayır, o da değil. Bir uyum mu sağlıyor birtakım kanunlar arasında?
Öyle bir olay da yok. Birtakım telifler meydana getiren bir düzenleme
de yok bu Kanun içerisinde. İkinci kere görüşülüyor da, bundan önce
özel görüşme prosedürüyle mi görüşüldü? Hayır, öyle bir şey de yok.
Amaç nedir? Her kanunu, bu tanıma uysun veya uymasın,
buraya getirip, milletvekillerinin konuşma imkânı olmadan, parmak
kaldırıp geçirmek. Ve şimdi bir olayı merak ediyorum, Sayın Başkana
da o konuda ikazda bulunmak istiyorum: Temel kanunlarla ilgili
özel yasama prosedürünü düzenleyen İç Tüzük’ün 91’inci maddesinde
Anayasa Mahkemesi bir iptal kararı vermişti. Bu iptal kararı, milletvekillerinin
vereceği önerge sayısıyla ilgili düzenleme hakkında.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
OYA ARASLI (Devamla) -
“Anayasaya aykırılık önerileri dahil, milletvekilleri en
fazla iki öneri verir.” diyor ve bildiğimiz, bundan önceki uygulamalarda
da, engel bir hüküm olmadığı zaman, iktidar partisinin, bu iki öneri
imkânını kullanıp, muhalefete öneri bile verme imkânı tanımaması.
Şimdi bu hüküm iptal edildi ve Danıştayımızın bir kararı var: Süre
bile vermiş olsa Anayasa Mahkemesi, belli bir süre yürürlükte tutsa
bile, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının yasama organı çalışmalarında
dikkate alınması gereğini ifade ediyor. Çok da doğru bir karar. Hukuk
devleti olmanın, anayasaya saygının ve anayasanın üstünlüğü ilkesinin
bir gereği bu.
Şimdi, ben merak ediyorum; Sayın Başkan yönetirken
bu gereği yerine getirerek, iki öneriyle mi donduracak? Yoksa, yasa
önerileriyle ilgili bu hüküm iptal edildiği için, genel hükmü mü burada
uygulayacak?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Araslı, son cümlenizi alayım.
OYA ARASLI (Devamla) - Doğrusu, genel hükmün uygulanması,
anayasanın, hukukun üstünlüğünün ve anayasanın üstünlüğünün gereğinin
yerine getirilmesidir. Bu bir ölçüdür. Bu çatının altında Anayasa’ya
ne kadar saygı duyduğumuzun ölçüsü olacaktır. Milletvekilinin
önerge imkânını kısıtlamadan yana bir Meclis mi, yoksa demokrasiden
yana Meclis mi olduğumuzun göstergesi olacaktır.
Değerli arkadaşlarım, demokrasiler ve parlamenter
rejimler muhalefetin kendini ifade etmesi imkânı üzerinde ayakta
durur. Avrupa Birliği kriterlerine uygun yasa çıkartacağız diye
burada bir acele içinde görüyorum İktidar Partisi Grubunu, ama Avrupa
Birliği kriterlerinin içerisinde en baş yeri, hukuka saygı, anayasaya
saygı, muhalefetin konuşma imkânına saygı teşkil eder. Bunun gereğini
önce yerine getirmemiz lazım. Sonra, niçin bizi Avrupa doğrultusunda
demokrasi anlayışı benimsemeyen bir toplum diye nitelendiriyorlar,
bunu kendi kendimize sormayalım. Cevabı elimizde, buradadır. Bunun
cevabını olumlu hale getirmek, buradaki tavırlarımızla ortaya
çıkacaktır. Zaten, bu temel kanun uygulaması, ikide birde,
her kanun için başvurulmaması gereken bir uygulamadır. Aslında,
yüce Meclis, koskoca bir Türk Ceza Kanunu’nu, böyle bir temel kanun
prosedürüne girişmeden, iktidarıyla muhalefetiyle, uyum sağlayarak
çıkartabilmiştir.
BAŞKAN - Sayın Araslı, lütfen…
OYA ARASLI (Devamla) - Mesele de bu uyumu kurmaktır.
Bakın, bu uyumu kurmadığınız zaman ve muhalefetin katkılarını almadığınız
zaman pek çok yanlışlıklar olabiliyor. Muhalefetin uyarılarına,
denetimde de, yasa yapımında da kulak vermek lazım. Bakın, daha yeni
bir iptal kararı; Anayasa Mahkemesi yürürlüğü durdurma kararı
verdi kamu denetçiliği konusunda.
BAŞKAN - Sayın Araslı, üç buçuk dakika oldu…
OYA ARASLI (Devamla) - Çok uyarıda bulunduk, Sayın
Cumhurbaşkanı da bulundu. Bunların dikkate alınması gereğini bir
kere daha ifade ederek saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Öneri üzerinde, lehte olmak üzere, İstanbul Milletvekili
Sayın Ünal Kacır. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
AK Parti Grup önerisinin lehinde söz almış bulunuyorum; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, değerli arkadaşımız
Yozgat Milletvekili İlyas Arslan kardeşimizin vefatından dolayı
kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Milletvekili
arkadaşlarımın ve yüce milletimizin geçmiş Ramazan ve Cumhuriyet
Bayramlarını kutluyorum.
Değerli arkadaşlar, şu anda saat 18.00, Meclis saat
15.00’te açıldı, üç saattir konuşuyoruz.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Beş dakika var, saatin
yanlış.
ÜNAL KACIR (Devamla) - Üç saattir konuşuyoruz,
ama, neyi konuşuyoruz?
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Konuşma o zaman.
ÜNAL KACIR (Devamla) - Biz, bugün, yarın ve öbür gün
ne uygulayalım, nasıl çalışalım?
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Aynı hatayı yapmayın o
zaman.
ÜNAL KACIR (Devamla) - Niçin konuşuyoruz? İç Tüzük’ün
19’uncu maddesi “Danışma Kurulu oy birliğiyle karar verememişse
gruplar önerilerini sunarlar.” diyor. Değerli Başkanım, “Gruplar
önerilerini sunarlar.” diyor, ama, hangi önerinin önce, hangi önerinin
daha sonra işleme konulacağı hakkında burada bir husus belirtilmemiş
ve hep ve her zaman sayısal olarak en küçük gruptan başlanıyor. Öyle
olunca, üç grubun da önerileri detaylı olarak burada, daha doğrusu,
o öneriler görüşülüyormuş gibi yapılıp burada detaylı olarak siyaset
yapılıyor. Elbette ki siyaset yapılacak, burası siyaset kürsüsü;
ama, bizim yasama görevimiz var, denetim görevimiz var. Bu görevleri
yerine getirmemiz gerekiyor. Bizim bugünlerde görüşmek için çalıştığımız…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Kacır, bugün denetim
günü yalnız.
ÜNAL KACIR (Devamla) - …geçtiğimiz günlerde çalıştığımız
yasalara baktığımız zaman, hepimiz, bildiğiniz gibi, Meclisin
normal çalışma tarihinden on beş gün önce toplanarak Avrupa Birliğiyle
ilgili uyum yasalarının bir an önce çıkarılması doğrultusunda çalışmalar
yaptık ve bunlardan bir iki tanesi kaldı. Bunların da tamamlanması
lazım gelirken, açıktan Avrupa Birliğine karşı çıkamayanlar “Avrupa
Birliği yolunda Hükûmeti nasıl tökezletiriz?” ya da “Oraya gidişi nasıl engelleriz?”in gayreti
içerisindeler.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Allah Allah!.. Yahu bırak!
Zaten ortada her şey yahu!
ÜNAL KACIR (Devamla) - Evet.
Tabii, bu arada, ciddi, burada eleştiriler de getiriliyor.
Eleştiriler mutlaka getirilecek, ama, efendim, sözlü soru önergeleri
çok önemli, bunları görüşmemiz lazım…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Bin yetmiş sekiz tane
soru sorulmuş Sayın Kacır, bin yetmiş sekiz tane! Birikmiş…
ÜNAL KACIR (Devamla) - Doğru söylüyorsunuz, çok
önemli ve işte, az önce arkadaşımız rakamları söyledi: “21’inci Dönemde
dört yüz altmış küsur, 22’nci Dönemde dokuz yüz elli küsur sözlü soru
önergesine bu kürsülerden bakanlarımız cevap vermişlerdir. Peki,
sözlü soru önergelerine bakalım. Elinizde, arkadaşlar, lütfen,
açın, bakın. Bu gündemin 45’inci sayfasında 334’üncü sırada başlayıp
73’üncü sayfanın sonunda 1.067’yle biten… Yani, evet, sözlü soru önergesi
kaç tane?
HASAN ANĞI (Konya) - Yedi yüz otuz dört tane.
ÜNAL KACIR (Devamla) - Yedi yüz otuz dört tane! Yedi
yüz otuz dört tane! Bir arkadaşımız vermiş. Cumhuriyet Halk Partili
bir arkadaşımız Amasya’nın ve Ağrı’nın köylerinin listesini bir yerden
ele geçirmiş ve soruyor… Ardahan Milletvekili arkadaşımız...
HASAN ÖREN (Manisa) - Konuşacak bir şeyin kalmadı…
Laf atmak ne kadar kolay, konuşmak ne kadar zor bak oradan, gördün mü?
ÜNAL KACIR (Devamla) - Evet, diyor ki Ardahan Milletvekili…
Bak, ben sürçülisan etmedim.
HASAN ÖREN (Manisa) - Konuşmak ne kadar zor, oradan
laf atmak kolay.
ÜNAL KACIR (Devamla) - Ardahan Milletvekilimiz
soruyor, ama Ağrı’nın köylerini soruyor; Ardahan Milletvekilimiz
soruyor, ama Amasya’nın köylerini soruyor.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - O köylerin sorunları
sorun değil mi peki?
ÜNAL KACIR (Devamla) - Alfabetik sırayla, bütün
köylerin…
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - O sadece Ardahan’ın
milletvekili değil, Türkiye’nin milletvekili.
ÜNAL KACIR (Devamla) - Yedi yüz küsur soruyla bütün
köylerin yol ve suyunu kime soruyor?
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Sen daha ilkokulun yurttaşlık
dersini okumamışsın.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Sen konuyla ilgili konuşsana!
ÜNAL KACIR (Devamla) - Kime soruyor? İçişleri Bakanına.
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Anayasa’yı da okumamışsın.
ÜNAL KACIR (Devamla) - Sizin çıkardığımız yasalardan
haberiniz yok.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Senin konuştuğun konudan
haberin yok.
ÜNAL KACIR (Devamla) - Bizim çıkardığımız yasalarda
diyor ki, artık bunları köylere hizmet götürme birlikleri yapacak
ve sizin KÖYDES projesinden haberiniz yok mu? Köylere gitmiyor musunuz?
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Kendini bakan zannediyorsun,
cevap veriyorsun.
ÜNAL KACIR (Devamla) - Ama, sizler köylere gidince
-gazetelerde görmüştük- ya köylünün sırtına binerek tarlayı, çamuru
geçiyorsunuz…
OYA ARASLI (Ankara) - Aaa! Aaa! Aaa!
ÜNAL KACIR (Devamla) - …ya da oynayan kızın alnına
para yapıştırarak. (AK Parti sıralarından alkışlar) Efendim, biz
gezi yapıyormuşuz da yanımızda valiler, kaymakamlar, belediye
başkanları… Elbette valiyle gidilecek yer vardır, belediye başkanıyla
gidilecek yer vardır; ama, Bağcılar’ın Yüzyıl Mahallesi’nin kenar sokağındaki,
sokaklarındaki bodrum katları, ben sadece eşimle beraber gezdim,
yanımda kimse de yoktu, gece saat ondu. Gidiyoruz kardeşim, gidiyoruz,
ama siz başka yere gidiyorsunuz. Biz… Demek ki sizin gittiğiniz yerler
farklı ve biz gittiğimiz yerlerde hep şunu görüyoruz: “Size teşekkür
ediyoruz. İşlerin zorluğunu biliyoruz, her şeyi çok kısa zamanda
halletmenin mümkün olmadığını da biliyoruz; ama, Allah’a şükürler
olsun, ülke, bir istikrar dönemini yakalamıştır, bir huzur dönemini
yakalamıştır ve bu huzur dönemini devam ettirmek istiyoruz” diyorlar
ve bize teşekkür ediyorlar.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Konuya dönelim,
konuya!
ÜNAL KACIR (Devamla) - Elbette ki, biz de onların
ihtiyaçlarını dinliyoruz, dileklerini dinliyoruz, temennilerini
dinliyoruz, gerekirse tenkitlerini de dinliyoruz. Çünkü, bizim
halkımızın dileği, temennisi, tebriği, tenkidi, hepsi başımızın
tacıdır. Biz, buna böyle inanıyoruz ve böyle çalışıyoruz.
Evet, Sevgili Başkanım, bundan sonraki grup önerilerinin
görüşülme sırasının Başkanlıkça yeniden gözden geçirilmesi mümkün
müdür diye… Hiç olmazsa, başlangıcını kurayla mı belirleriz? Yazıktır,
üç saat böyle grup önerileriyle vaktimizi geçiriyoruz.
Tabii, bu arada, öyle tenkitler var ki, mesela
“Siz emeklilere ne verdiniz?” diyor Sayın Meral. Vereyim örneğini,
bir tanesini vereyim; hepsini verirsem belki vaktimiz yetmeyecek.
NAİL KAMACI (Antalya) - Ver ver, hepsini ver!
ÜNAL KACIR (Devamla) - Evet, tarım BAĞ-KUR’lusu emeklisinin,
değerli arkadaşlar, biz geldiğimizde, yani 2002’nin Kasımında, Aralığında
en düşük aldığı maaş 95 lira 47 kuruş. Enflasyon -2005 sonuna göre
söylüyorum- kümülatif olarak yüzde 39,7. Enflasyona göre artış olsaydı,
133 lira 30 kuruş olması gerekirdi; ama, Aralık 2005 itibarıyla 273
lira. Enflasyona göre 133 lira olması lazımdı. Biz ne vermişiz? 273
lira vermişiz.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Açlık sınırından bahseder
misin Sayın Vekil?!
ÜNAL KACIR (Devamla) - 273 milyon 290 bin lira…
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Açlık sınırı ne kadar,
açlık sınırı?
ÜNAL KACIR (Devamla) - Evet, BAĞ-KUR, normal, esnaf
için söyleyeyim, bir de onu örnek verelim: 2002 Aralığında BAĞ-KUR
emeklisi en düşük aldığı maaş 165 milyon 760 bin lira, enflasyon yüzde
39,7 kümülatif, 231 milyon 500 bin lira olması gerekirdi enflasyona
göre olsaydı. Biz ne vermişiz? 372 milyon 250 bin lira. Elbette ki bunlarla
geçinilmez. Biz bunu biliyoruz, halkımız da biliyor, ama imkânlar
nispetinde bunlar yapılıyor ve değerli dostlar, AK Parti ülkeyi güzel
idare ediyor. Halk, AK Partiden memnun; bize teşekkürlerini iletiyorlar.
ŞEVKET ARZ (Trabzon) - Nasıl memnun?!
ÜNAL KACIR (Devamla) - Ve inşallah, bir sonraki dönem,
çok daha hızlı çalışmayla, halkımızın geri kalan kısmının da büyük
oranda problemlerini çözeceğiz ve bu duygularla hepinizi, tekrar,
saygıyla selamlarken, AK Parti Grup önerisinin lehinde oy kullanmanızı
diliyor; saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kacır.
Grup önerisi aleyhine olmak üzere, Adana Milletvekili
Sayın Uğur Aksöz.
Buyurun Sayın Aksöz. (CHP sıralarından alkışlar)
UĞUR AKSÖZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
AKP Grup önerisi aleyhinde söz aldım; sözlerime başlarken sizleri
biraz yerinizden uyandırmak için şu sözü söylemek istiyorum: İktidar
Partisi bu Meclisi kilitlemiştir ve çalıştırmamaktadır. (CHP sıralarından
alkışlar) Size ters geliyor değil mi? Hayır, ters gelmesin. Söylüyorum:
Biraz evvel, bundan sadece bir saat önce iki kere karar yeter sayısı
bulunamadı. Bundan biz mi sorumluyuz, siz mi sorumlusunuz?
(CHP sıralarından alkışlar)
ŞEVKET ARZ (Trabzon) - İktidar sorumlu tabii…
UĞUR AKSÖZ (Devamla) - Peki, başka bir şey söyleyeyim:
Konuşmacılarınız deminden beri anlatıyorlar, efendim, üç saattir
konuşuyoruz, zaman israfı… Beyler, bu üç saati biz mi icat ettik? Siz
bu Grup önerisini vermeseydiniz, bu konuşmalar olur muydu? Siz Grup önerisi veriyorsunuz,
siz konuşturuyorsunuz. Bu nedenle de, bu Meclisi siz kilitliyorsunuz.
Bakın, neden kilitlediğinizi de anlatayım; onu
da tespit ettik: Tohumculuk Yasası’nın Türk çiftçisini dışarıya bağımlı
kılacağını vicdanınızda biliyorsunuz. Türk çiftçisi kendi tohumunu
kullanamayacak, hep dışarıdan alacak, bağımlılık olacak, vicdanınız
kanıyor. Onun için, ne yapalım? Şu şöyle dursun.
Vakıflarda da Türk vatandaşının bir hakkı varsa,
azınlık cemaatlerine iki hak verildiğini biliyorsunuz; orada da
vicdanınız kanıyor. Peki, ne yapalım? Aşağısı sakal, yukarısı bıyık
misali; orada Avrupa Birliği var, burada da yüce Meclis var. Ne yapalım?
Avrupa Birliğine verdiğimiz sözü tutar görünelim, ama, burada da
Meclisi kilitleyelim, her salı ayrı önerge verelim, üç saat, beş saat
böyle geçsin, hiçbir yasa çıkmasın.
Evet, Adalet ve Kalkınma Partisinin stratejisi
budur. Aslında yasaları çıkarmak istemiyorsunuz. Neden? Söyleyeyim:
Bir, bugün karar yeter sayısını bulamadınız iki kere; taze taze. İki,
tutanakları açıp bakalım, yoklama istiyoruz, çoğunluğu bulamıyorsunuz.
Karar yeter sayısı istiyoruz -bu bizim hakkımız- onu da bulamıyorsunuz.
Her salı bu gündemi allak bullak edecek değişik önergeler getiriyorsunuz.
Peki, şimdi, bu, terazinin bir kefesinde; öbür kefeye
bakalım: CHP Grubuyla oturup anlaştığınız yasalarda bir tek sorun
çıktı mı? CHP’yle oturup anlaştığınız yasalar tıkır tıkır geçmedi
mi?
Peki, siz, elinizde böyle bir imkân var iken bunu
kullanmıyorsanız, biz CHP’yle hiç anlaşmayız, bildiğimizi yaparız
diyorsanız, o zaman, bu Meclisi elinizde çözüm imkânı var iken kullanmıyorsunuz
ve kilitliyorsunuz demektir. Siz kilitliyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisi
hiçbir zaman -burada hukuk, hukuk, hukuk konuştuk- hukuku ciddiye
almadı. Ciddiye almadığı her konu Anayasa Mahkemesinden geldi,
hukuku böyle öğrendiler.
Adalet ve Kalkınma Partisi hiçbir zaman, demokrasi,
demokrasi, demokrasi dedik, onu da anlamadı; bütün köylerde vatandaşları
azarlamak sandı demokrasiyi, onu da anlamadı. Peki, dünyada hiçbir
şeyden anlamayan bir Grup neden anlar diye düşündüm taşındım, matematikten
anlar, çünkü rakamlar yanılmaz. Size azıcık da matematik konuşacağım,
başka çarem kalmadı.
Bakınız, Adalet ve Kalkınma Partisinin bugün verdiği
önergede diyor ki Adalet ve Kalkınma Partisi, bakın ne diyor: “Her
gün 14.00’ten 22.00’ye kadar çalışalım.” 14.00’ten 22.00’ye kadar yarın,
öbür gün. “Perşembe günü de bitimine” diyor. Hangi yasanın? Vakıflar
Yasası’nın.
Değerli arkadaşlar, Vakıflar Yasası’nı şöyle
bir önünüze alın. Biliyorum, Grup size hiç bilgi vermiyor, neyi görüşeceğinizi
bilmiyorsunuz, ama, biz baktık. Bakın ne diyor Vakıflar Yasası: Üç
grup konuşacak Vakıflar Yasası’nda bir de Hükûmet, yirmişer dakikadan
seksen dakika. Şahıslar konuşacak, onar dakikadan yirmi dakika.
Soru-cevap on beş dakika. Dört bölüme ayırmışsınız, her bölümde gruplar
konuşacak; altmış dakikadan dört çarpı altmış, iki yüz kırk dakika. Yüz
yetmiş altı adet önerge var Vakıflar Yasası’nda, beşer dakikadan sekiz
yüz seksen dakika. Önergelerin sadece okunması üç yüz altmış dakika.
Bunları hep hesap ettik. Toplam otuz saat ediyor. Yani, hiçbir şey yapmazsak,
karar yeter sayısı istemezsek, yoklama istemezsek, yemek arası
vermezsek, Vakıflar Yasası otuz saat istiyor.
Peki, bugün saat oldu altı, bugün gitti. Çarşambaya
geldik, 14.00’ten 22.00’ye sekiz saat var. Onun da bir kısmı gündem dışılar,
şunlar bunlar, beş saat çalışacağız; geriye kaldı yirmi beş saat. Yirmi
beş saati perşembeye yıkmışsınız, oraya da demişsiniz ki: “Perşembe
bu Yasa’nın bitimine kadar.” Şimdi, ben size soruyorum: Yirmi beş saatlik
çalışma perşembe günü nasıl bitecek? Nasıl bitimine kadar çalıştıracaksınız
bu Meclisi?
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Cuma var, cumartesi
var.
UĞUR AKSÖZ (Devamla) - Yahu arkadaşlar, hukuktan
anlamazsınız, demokrasiden anlamazsınız tamam da, yahu matematikten
de mi anlamıyorsunuz? Bu bir hesap. (CHP sıralarından alkışlar)
Peki, başka bir şey söyleyeyim: AKP bugüne kadar
yaptığını yaptı, yanlışlar geçti. Şimdi, yeni bir döneme giriyoruz,
değil mi? AKP’li arkadaşlarla konuşuyoruz, diyorlar ki: “Önümüzde
daha bir yıl var, her şeyi toparlarız seçime kadar.” Yani, seçimi 4
Kasım 2007’de sayarsak, arkadaşlarımız daha bir yıl var zannediyorlar.
Öyle değil.
Değerli arkadaşlar, biz, ayda sadece on iki gün
çalışan bir Meclisiz, haftada üç gün, ayda on iki gün. 30 Haziran
2007’de bu Meclisi kapatmak zorundayız. Çıkardığımız yasaya göre,
20 Temmuz seçimin başlangıcıdır. Demek ki, 30 Haziran 2007’de Meclis
kapanacak. Elimizde ne var? Sadece altı ay var, altı ay; biraz kâğıt,
kalem, hesap makinesi alın. Altı
ay, ayda on iki günden yetmiş iki gün yapar. Önünüzde, kendinizi affettirmek
için, bu Meclisi çalıştırdık diyebilmeniz için, sadece yetmiş iki
iş günü var, iş günü.
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Cumartesi var, pazar
var…
UĞUR AKSÖZ (Devamla) - Öyle, cumartesi, pazarları
saymayın. Kurban Bayramı var, bütçe gelecek, Aralık bütçeyle geçecek.
Yetmiş iki iş gününde, bakın ne yapacaksınız; ben hatırlatayım: Şu
anda, önünüzdeki gündemde yazıyor, bin yetmiş sekiz soru önergesi, üç yüz doksan yasa tasarı ve teklifi,
üç yüz otuz üç Meclis araştırması ve genel görüşme önergesi var. Yetmiş
iki iş gününde bütün bunların çıkması mümkün mü, böyle bir şey olabilir
mi? Bu, şunu gösteriyor: Bugüne kadar beceremediğiniz yönetimi,
şu Meclis yönetimini, şu önümüzdeki bir yıl, yani yetmiş iki iş gününde
asla beceremeyeceksiniz. Onun için, ben, size, şairin söylediği gibi
söyleyeyim: “Yolun sonu görünüyor.” Size hayırlı yollar.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aksöz.
Sayın milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunun, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre vermiş olduğu önerisi
üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.
III. - YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
ALİ
TOPUZ (İstanbul) - Yoklama istiyoruz efendim.
BAŞKAN
- Yoklama istiyorsunuz, tamam.
Sayın
Topuz, Sayın Özkan, Sayın Araslı, Sayın Kılıç, Sayın Çetin, Sayın
Arz, Sayın Bodur, Sayın Koç, Sayın Küçükaşık, Sayın Kaya, Sayın Ercenk,
Sayın Çekmez, Sayın Ekmekcioğlu, Sayın Diren, Sayın Çerçioğlu, Sayın
Emek, Sayın Yücesan, Sayın Pekel, Sayın Özcan, Sayın Demirel.
Sayın
milletvekilleri, yoklama için beş dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VI. - ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)
3.- Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine
ilişkin AK Parti Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN - AK Parti Grubunun önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, İç Tüzük’ün 37’nci maddesine
göre verilmiş iki adet doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, ayrı
ayrı okutup işleme alacağım, oylarınıza sunacağım.
Birinci önergeyi okutuyorum:
IV.— BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
D) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.-İstanbul Milletvekili Emin Şirin’in, Milletlerarası İddia
İtham ve Saptırmalara Karşı ve Çeşitli Ülkelerin Gerçekleştirdikleri
Mezalimler ve Soykırımların Tanınması ve Anma Günlerinin Tesisi
Hakkındaki Kanun Teklifi’nin (2/976) doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/408)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlişikte kopyası bulunan 16.05.2006 tarih ve 53596
kayıt numaralı “Milletlerarası İddia İtham ve Saptırmalara Karşı
ve Çeşitli Ülkelerin Gerçekleştirdikleri Mezalimler ve Soykırımların
Tanınması ve Anma Günlerinin Tesisi Hakkındaki Kanun Teklifi”min
İçtüzüğün 37. maddesine göre Genel Kurul gündemine doğrudan alınması
hususunu arz ederim.
Saygılarımla. 11.10.2006
Emin
Şirin
İstanbul
BAŞKAN - Sayın Şirin, teklif sahibi olarak söz istemiştir.
Süreniz beş dakika.
Buyurun.
EMİN ŞİRİN (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Milletlerarası İddia, İtham ve Saptırmalara Karşı ve Çeşitli Ülkelerin
Gerçekleştirdikleri Mezalimler ve Soykırımların Tanınması ve Anma
Günlerinin Tesisi Hakkında -mayıs ayında vermiş olduğum- Kanun Teklifi’nin
İç Tüzük’ün 35’inci maddesi gereğince gündeme alınması konusunda
söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.
Bundan iki hafta evvel yine bir salı günü, Fransa
Meclisinin kabul ettiği Ermeni tasarısı üzerine Meclisimiz, hepimizin
iştirak ettiği bir karar aldı. Bu kararın geçen iki hafta içinde etkisinin
ne olduğunu takdirlerinize bırakıyorum. Doğrusu, burada aldığımız
kararın hiçbir pratik neticesi olmadı. Ben bu Kanun Teklifi’ni verdiğim
zaman mayıs ayında, ekim veya kasım ayı…
BAŞKAN - Sayın Şirin, bir dakikanızı rica edeyim.
EMİN ŞİRİN (Devamla) - Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, değerli arkadaşlar;
lütfen yerimize bir oturalım, şöyle bir oturalım yerimize, rica
ediyorum. Yani, ben takipte zorlanıyorum. Arkadaşlarımız bir yerine
otursunlar.
Arkadaki arkadaşlar duyamadı herhalde. Arkadaşlar,
yerinize oturur musunuz.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Bayramlaşma devam ediyor!
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Başkanım, Meclisi işte
böyle çalıştırıyorlar!
BAŞKAN - Buyurun Sayın Şirin.
EMİN ŞİRİN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İki hafta evvel almış olduğumuz, Fransız Meclisinin
aldığı kararı kınama kararının pratikte bir netice getirip getirmediğini
takdirlerinize getiriyorum. Ben bu Kanun Teklifi’ni verdiğim zaman
Mayıs ayında, bu Teklif’in Ekim veya Kasım ayında Fransa Meclisine geleceği
ve kanunlaşacağı aşağı yukarı belliydi. Beş ay bir süre kaybettik.
Bazı lobi faaliyetlerini yapmış olmamıza rağmen bu tip faaliyetlerden
ciddi bir netice alamadığımız da ortada.
Meclisimiz bu konuda iki teşebbüste bulundu. Bunlardan
bir tanesi, İngiliz Meclisine yazmış olduğumuz “Mavi Kitap” konusundaki
mektuptur. Hepimiz imzaladık. Aldığımız netice, netice olmamak bir tarafa,
gurur kırıcı bir netice oldu. İngiliz Meclisinden bizi neredeyse
tekdir eden bir cevapla karşılaştık. Arkasından, Fransız Meclisi,
beş ay, altı ay süren görüşmelerden sonra, lobi faaliyetlerimizin
hiçbir netice vermediği şekilde bu kanunu geçirdi. Senatodan geçme
ihtimali de var. Bu konuda teyakkuz içinde olmak gerekiyor.
Benim getirdiğim Kanun Teklifi, herhangi bir cezai
müeyyide ortaya koymayan, fikir hürriyetini sınırlamayan; ancak,
Cezayir’de olanları, Rusya’da da Çeçenlere karşı yapılanları, zamanındaki
Çerkez katliamını, hatta Balkanlar’da Türk nüfusun, Müslüman nüfusun
başına gelenleri anacak günlerin tesisiyle ilgili bir Kanun Teklifi.
Dolayısıyla, bu Kanun Teklifi’ni, sadece gündeme alınması ve zamanı
geldiğinde görüşülmesi için huzurlarınıza getirmiş bulunuyorum.
Yalnız, kalan vakit içerisinde, bu Ermeni meselesi
için de hepinizin dikkatini çekmek istediğim bir konu var. Konu,
zannettiğimizden daha ciddi. Burada aldığımız kararlardan bir netice
alamıyoruz. Konu, sadece meclislerden, senatolardan geçip kanunlaşmıyor,
“Ermeni soykırımı yoktur” diyenlere ceza getirmekle kalmıyor, daha
önemlisi, başta Amerika, sonra Avrupa olmak üzere, okul kitaplarına
girmiş vaziyette. Bugün Amerika’da yetişen bir lise talebesi, Ermeni
katliamını, yani Türklerin, Osmanlıların Ermeni soykırımını yaptığını
öğrenerek okulu bitiriyor. Bunun aksini söylediği takdirde de sınıfta
kalıyor tarih dersinden. Bu kadar ciddi bir konu. Sayın Abdullah
Gül’ün burada yaptığı konuşmada kısaca değindiği, “Belki hukuki
alanlara da bu konuyu taşırız.” dediği şekilde, hukuki mecralara
taşınmadığı takdirde hallolabilecek bir konu değildir. Zira senatoların,
meclislerin kararlarını, bir hukuki geçerli karar elinizde olmadan
değiştirme kabiliyetine sahip değiliz. Keza, Amerika’daki okul
kitaplarının değiştirilmesini, Fransız okul kitaplarının değiştirilmesini
istiyorsak, bunu da ancak uluslararası bir mahkemede alınacak bir
kararla temin edebiliriz.
Bizler arşivlerimize güveniyoruz, bizler tarihimize
de güveniyoruz.
Dolayısıyla, burada herkesin dikkatine getirmek
istediğim husus, Hükûmetimizin de, zaten mektupla daha evvel arz ettiğim
ve dikkat etmelerini talep ettiğimiz husus…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİN ŞİRİN (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika daha
müsaade ederseniz toparlayacağım sözlerimi.
BAŞKAN - Buyurun efendim.
EMİN ŞİRİN (Devamla) - Teşekkür ederim.
…konunun, uluslararası bir mahkemede bir tespit
davası halinde gündeme getirilmesidir. Bu tespit davasında şunların
tespit edilmesi lazım: 1915’te ne oldu?
İkincisi: Olanların terminoloji olarak karşılığı
nedir, tehcir midir, soykırım mıdır, insanlığa karşı bir suç mudur? Burada
kendimize güvendiğimiz için ortaya çıkacak netice aşağı yukarı
belli.
Ondan sonra, üçüncü olarak da, yapılacak tespit,
olan hadisede kimin ne kadar mesuliyetinin olduğunun tespitidir.
Burada, Osmanlı Devleti’nden daha fazla, Ermeni çetelerinin, Rusya’nın,
bazı azınlıkların ve emperyal bazı devletlerin dahli olduğu da meydanda.
Dolayısıyla, ben, bu Kanun Teklifi’min gündeme alınması teklifinin
yanı sıra, bu vesileyle bu konuyu da Hükûmetimizin dikkatine getirmek
istiyorum. Müspet oylarınız bekliyorum.
Hepinize hürmetlerimi sunarım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Şirin.
Başka söz talebi?.. Yok.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
İkinci önergeyi okutuyorum:
2.- Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan’ın, Uzman Erbaş Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin (2/810) doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/409)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
30.05.2006 tarihinde Başkanlığınıza sunmuş olduğum
2/810 Esas numaralı Uzman Erbaş Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifim havale edildiği komisyonlarca 45 gün içerisinde
görüşülmediğinden, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan Genel
Kurul gündemine alınmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hüseyin
Özcan
Mersin
BAŞKAN - Önerge sahibi önergesini açıklayacak.
Buyurun Sayın Özcan.
Süreniz beş dakika.
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
Uzman Erbaş Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’m
üzerinde (2/810) İç Tüzük’ün 37’nci maddesi gereğince söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, 1986’da yürürlüğe giren 3269
sayılı Uzman Erbaş Kanunu günümüzde yetersiz kalmış, yapıcı ve
teşvik edici özelliğini yitirmiştir, günümüze uyarlanmamaktadır.
Değerli arkadaşlar, 47 bin civarında, hatta 50
bine yakın uzman erbaş vardır. Çeşitli konularda, her çeşit güçlükler
karşısında canlarını veren bu insanlar -yerine göre çok şehit de
verdik, rahmetle anıyoruz- gazilerimiz ve bugün de görevde olan arkadaşlarımız
vardır. Bunların özlük haklarıyla ilgili sorunları var, terfiyle
ilgili sorunları var, emeklilikle ilgili sorunları var ve bunların
sağlıkla ilgili sorunları var, akademik eğitim alanıyla ilgili sorunları
var, bu sorunlara değineceğiz.
Bu Kanun Teklifi’miz
47 bin insanın geleceği, yaşamı ve çocuklarının geleceğiyle
ilgili. Meclis olarak, bu insanların istediklerine, insancıl istediklerine
ve sorunlarına aşağıda değineceğiz. Gelin, Meclis olarak, bu arkadaşlarımızın
isteklerini, hep birlikte Meclise getirdiğimiz bu Teklif’i destekleyelim
ve gündeme alarak, bu insanların serzenişlerini, sıkıntılarını
bir nebze de olsun gidermiş oluruz.
Değerli arkadaşlar, neler istiyorlar: İhtisas
ve branş yetersizliği, yani eğitim istiyorlar, okullarda da eğitim
görülsün. 4346 sayılı Kanun’a tabi jandarma uzman çavuşlarda olduğu
gibi, 3269 sayılı Kanun’a tabi tutulan erbaşların da sınıf ve branşlarına
göre okullarda eğitilmesini istiyorlar. Diğer bir sorunları ise,
ek göstergenin olmaması sorunu. Bu konuda da hak kayıplarının önlenmesi
için, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında, emsali olan 3466 sayılı Kanun’a
tabi uzman jandarmalarda olmasına rağmen, 3269 sayılı Kanun’a tabi
uzman erbaşlarda ek göstergenin olmaması... Bunların hak kayıplarını
önlemek için yapılacak şey, uzman jandarmalarda olduğu gibi, astsubaylarda
olduğu gibi, ek göstergenin 3/2’sinin uzman erbaşlara da uygulanması
gerekirdi.
Üçüncü sorunları sağlık işlemleriyle ilgili sorunlar.
3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu’nun 10’uncu maddesinde yer alan ifadeye
göre, uzman erbaşların muayene ve tedavi hakkındaki Türk Silahlı Kuvvetleri
Personelinin tabi olduğu hükümler uygulanır; ancak, uzman erbaşlar,
hava değişiminin toplamı bir yıl içerisinde üç ayı geçmemesi gerekir,
deniliyor.
Değerli arkadaşlar, öyle örnekler yaşanmış ki,
örneğin, dört yıl sözleşmeli olan bir uzman erbaş, dağda çeşitli nedenlerden
dolayı hasta olmuş ve kanser olmuş, lenf kanseri olmuş. Bu vatandaş,
bu insan geliyor, “Ben üç aydan fazla hava değişimi aldığım için görevimden
ayrıldım, ayrılmak zorunda kaldım. Hiçbir devlet dairesi, tabii ki,
sağlık raporum olmadığı için, sakat olduğum için, hasta olduğum
için beni bir göreve almıyor, yedi aylık çocuğum ve ailemle dışarıda
kaldım.” diyor. Bu konunun düzeltilmesi ve gerçekten bu mağduriyetlerin
giderilmesi için, sağlık konusunda, 10’uncu maddenin, üç aylık sürenin
makul bir seviyeye çıkarılması, mevcut mağduriyetin ortadan kaldırılması
gerekir.
Değerli arkadaşlar, özel olarak bunların zatî tabancalarıyla
ilgili sorunları var. Görev sıralarında nasıl tabancalarını taşıyorlarsa,
emekli olduklarında da aynı statüden faydalanmaları gerekir.
Diğer bir konu, kılık ve kıyafetleriyle ilgili.
Bu konuların da düzeltilmesi, özellikle, Uzman Erbaş Kanunu’na tabi
uzman erbaşların da, 3466 sayılı Kanun’a tabi jandarma uzman çavuşlar
gibi sınıfını belirten spolet ve kokart takma hakkı verilmesi, uzman
erbaşların moral ve motivasyonu için çok önemlidir.
Değerli arkadaşlar, emeklilik haklarıyla ilgili…
Bunlar kırk beş yaşına kadar çalışabilen insanların… Maalesef,
kırk beş yaşından sonra, eğer, emekli işlemleri altmış yaşında olunca
on beş yıl daha beklemesi gerekir. Bu arkadaşların da aynı diğer
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na göre…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Biraz süremizi fazla
verirseniz… Çünkü, 47-50 bin insanın bu konularına değinmek zorundayız.
Bu konuda Meclisle paylaşmak istiyoruz.
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na göre 3269 sayılı
Uzman Erbaş Kanunu’nda gerekli düzenlemeler yapılarak hayatın en
verimli yıllarında vatana hizmet etmeleri gerekir.
Değerli arkadaşlar, sosyal tesisler konusunda
da sıkıntıları var. Sosyal tesisleri, gerekirse uzman erbaş ve çavuşlara
da ayrıca bir sosyal tesisler kurulmalı veyahut da Türk Silahlı Kuvvetleri
bünyesinde bunlarla ilgili, bu sosyal tesislerden faydalanması
konusunda çalışılması gerekir.
Değerli milletvekilleri, eğer gerçekten bu insanların,
bu sıkıntılar ki insancıl bir sıkıntılardır, bunların giderilmesi
için hep Mecliste birlikte bu vermiş olduğum Kanun Teklifi’ne sahip
çıkılarak bu insanların sıkıntılarını çözmek için hep birlikte,
hepimize, bu Meclise de mal olacak şekilde çalışmamız gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özcan, ek süreyi de verdim. Lütfen,
son cümlenizi rica ediyorum.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri,
eğer AK Parti İktidarı bu teklifimize olumlu cevap verdiğinde, yasamız
Mecliste görüşüldüğünde bu insanların serzenişi gerçekten giderilecektir.
Eğer sizler bu insanların çığlıklarına, bu sıkıntılarına kulak
vermeyecekseniz, biz, Anavatan Partisi olarak, iktidara geldiğimizde
bu insanlara yardımcı olacağımıza söz veriyoruz, yüce milletin
huzurunda söz veriyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Özcan.
AHMET YENİ (Samsun) - İktidara gelmeyeceğinize
göre…
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Önergeler burada işte,
önerimiz burada.
BAŞKAN - Bir milletvekili olarak, Mersin Milletvekili
Sayın Hüseyin Güler söz istemiştir.
Buyurun efendim.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
Anavatan Partisi Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin Özcan’ın, 3269
sayılı Uzman Erbaş Kanunu’ndaki Teklifi’nin üzerinde olumlu görüşmek
üzere söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, Anavatan olarak, bir kitlenin sesi daha olmaya
özen gösterdik. Erkek Meclisin, daha doğrusu, Meclisin erkek oranının
çok yüksek olduğunu, herkesin askerliğinin hangi standartlarda ve
hangi koşullarda yapıldığını çok iyi bilirsiniz. Türk Silahlı Kuvvetleri
gibi güzide bir kurumda, özverili, gece gündüz demeden, vefakârlı,
tüm olumsuz koşulları dahil olmak üzere, görevinden kaçmayan bir
kitlenin sorunlarını burada sizlerle paylaşmaya geldik.
Bu Kanun Teklifi’yle, inanıyoruz ki, biraz önce
Sayın Vekil de, aynı şekilde, tüm Kanun’un özetini içerdiğinde… Bu
Kanun’un gündeme alınarak, 60 bine yaklaşan kitlenin her geçen gün
artan sıkıntılarının bir an önce çözümlenmesi konusunda sizlerden
olumlu destek bekliyoruz. Ama, birazdan, oylarınızla, göreceğiz ki,
reddedeceksiniz; çünkü, muhalefetin yapıcı ve muhalefetin… Kamunun
sorunlarının çözümüne en ufak bir olumlu katkıda bulunmadınız, olmamaya
da özen göstereceksiniz. Burada da, uzman erbaş kitleler de sizleri
merakla izliyor.
Bizler diyoruz ki, uzman erbaş sayısının her geçen
gün artması gereken bir Türk Silahlı Kuvvetleri yapısını düşündüğümüzde,
yarı profesyonel diyebileceğimiz bir yapılanmada uzman erbaşın
görevleri çok belli. Bu yüzden, bunlara vereceğimiz, başta özlük
hakları, ikincisi çalışma koşulları, üçüncüsü yıllık izin, dördüncüsü,
kısaca, insan yerine konulmak, yani, Türk Silahlı Kuvvetlerinde
astsubay orduevlerine girilmesi gibi temel hizmetlerden faydalanmak
istiyor.
Sözleşmeli çalışmak çok zordur. Bugün, binlerce
uzman erbaşın, bu konuda, gecesiyle gündüzüyle, her gün yaşadığı
stresi göz önünde bulundurduğumuzda, özlük haklarının da göz ardı
edilmemesi gerekmekte. Biz, Anavatan olarak, hem bunlara katkıda
bulunmak, şu anda çalışan, emekli olan ve aynı anda da bundan sonra
sayısı hızla artacak olan bu uzman kadrolarına gereken değerin verilmesini
istiyoruz. Bu, çok şeyler değil. Üretken, verimli ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin
daha hareketli, mobilize olabilecek bir uzmanlık… Adı uzman… Ne kadar
sıfatı erbaş da olsa, çavuş da olsa, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki
sorumlulukları son derece olumlu ve son derece gerekli olan bir statüdeki
uzman erbaş, çavuşların sorunlarının giderilmesi konusunda biz
milletvekilleri olarak üzerimize düşen duyarlılığı göstermek zorundayız.
Ben, bu konuda Sayın Hüseyin Özcan’ı yürekten tebrik ediyorum, kutluyorum,
hassas bir konuya parmak bastı ve biz, Anavatan olarak bu konunun takipçisi
de olacağız.
Evet, sizler yapmaya niyetiniz yok, koskoca dört
yıl geçti. Beşinci yılda muhalefet adına verdiğiniz bir destek var
-onu da hatırlatmak isterim- onun haricinde hiçbir şekilde destek
vermediniz: Siyasi Partiler Kanunu’ndaki değişiklikte, partilere
yardım konusunda. Gerisi?... O da işinize geldi, hemen sıcak bir destek
verdiniz.
Bu yüzden, biz, Anavatan olarak diyoruz ki, gelin,
çalışan kitlelerin sorunlarına sahip çıkın. Sizlere de sevap lazım
olacak, dört yılınız geçti. Dört yıl boyunca yaptığınız artı değerler
ile eksik değerleri tarttığınız zaman, eksik değerleriniz ağır basıyor.
Yani, sevaplarınızı artırın demekle altını çizmek istiyoruz.
ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) - Gaipten haber mi veriyorsun?
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Çalışan kitlelere sıcak
mesajlar verin.
Bugün enflasyonun yüzde 10 olduğunu iddia ettiğiniz
bir dönemde, eğer, siz, sıcak paraya yüzde 23,5 gibi, altını net çiziyorum,
dövizin de sıfıra yakın bir hareket alanı olduğu bir yerde yüzde 23
gibi bir faiz. Dünyanın neresinde verilir böyle sıcak paraya faiz,
söyler misiniz? Paraya evet diyorsunuz, çalışana gelince hayır. Bu,
sizin, işte, adaletiniz, anlayışınız. Bu yüzden, vereceğiniz hiçbir
şey yok.
Biz Anavatan olarak vurguladığımız, her unsurda
çalışan kitlelerin sıkıntılarını iyi biliyoruz. Toplumsal barışa,
toplumsal sevgiye, üretkenliğe ve rekabete açık olan bir Anavatan
olarak diyoruz ki, verimliliği artıralım.
Evet, gerek hizmet içi eğitim süreci gerekse hizmet
sürecinde, gerek emeklilik gerekse günlük mesai içerisinde verimliliği
artırıcı bir anlayışa sahibiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Sayın Başkan, toparlıyorum.
Bu çalışan kitleler, şu anda, bizi, binlercesi
televizyonlarının başında bizi merakla bekliyor. Siz AK Partili
Grup olarak, çoğunluğun, yani, kısaca, Meclisin tüm inisiyatifinin
sizin elinizde olduğunu bu halk biliyor ve kimseden, lütfen, başta
da IMF olmak üzere, icazet almadan, gelin bu Kanun Teklifi’ne olumlu
desteğinizi verin.
Bizler de Anavatan olarak bu konuda olumlu desteğimizi
vereceğimizi bildirir, hepinize saygılar sunarım. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güler.
Sayın milletvekilleri, önergeyi şimdi oylarınıza
sunuyorum…
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Karar yeter sayısı
istiyoruz.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunarken karar yeter
sayısı talep edilmiştir. Arayacağım karar yeter sayısını.
Önergeyi kabul edenler…
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Hani şehitlerimize ve
askerlerimize sahip çıkıyordunuz, nerede? Hani, bu vatanı koruyanlara,
nerede, niye yardımcı olmuyorsunuz?
BAŞKAN - … Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir,
karar yeter sayısı vardır.
Sayın milletvekilleri, birleşime 19.30’a kadar
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.43
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.39
BAŞKAN: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 12’nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince, sözlü soru önergeleri
ile diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
VII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere’nin,
Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1’inci sırada yer alan Kanun Teklifi’nin
geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu gelmediğinden
Teklif’in görüşmelerini erteliyoruz.
2’nci sırada yer alan, Bazı Kamu Alacaklarının
Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı:
904)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sırada yer alan, Tohumculuk Kanunu Tasarısı
ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporu (1/822) (S. Sayısı: 662) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
7’nci Birleşimde, ikinci bölümde yer alan 34’üncü
maddeyi oylamış ve kabul etmiştik.
Şimdi, 35’inci maddeyi okutuyorum:
Alt birlik ve Birlik organları seçimlerine katılma
nitelikleri
MADDE 35. -
BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge vardır.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısının
35. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Hüseyin
Ekmekcioğlu |
Ali
Kemal Deveciler |
Osman
Kaptan |
|
|
Balıkesir |
|
|
M.
Vedat Melik |
M.
Mesut Özakcan |
Ahmet
Yılmazkaya |
|
Şanlıurfa |
Aydın |
|
(x) 662 S.Sayılı Basmayazı
4.10.2006 tarihli 3’üncü Birleşim Tutanağına eklidir.
Alt birlik ve Birlik organları seçimlerine katılma
nitelikleri
Madde 35.- Alt birlik ve Birliğe kayıtlı, onsekiz
yaşını bitirmiş gerçek kişilerle, tüzel kişilerin tescilli ana
sözleşmelerinde temsil ve bağlayıcı işlemler yapma yetkisi verilen
gerçek kişi temsilcileri, bu Kanun hükümlerine göre alt birlik ve
Birlik organlarının seçimlerinde oy kullanabilirler.
Alt birlik ve Birlik organlarına seçilebilmek
için;
a) Türk vatandaşı olmak,
b) En az bir yıldır alt birliğe kayıtlı olmak,
c) Seçim tarihinde yirmibeş yaşını doldurmuş olmak,
d) İflas etmemiş ya da iflas etmiş olsa bile itibarını
yeniden kazanmış olmak,
e) Taksirli suçlar hariç olmak üzere ağır hapis veya
iki yıldan fazla hapis cezasıyla cezalandırılmamış olmak yahut affa
uğramış veya tecil edilmiş olsalar bile basit ve nitelikli zimmet,
irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, evrakta sahtekarlık,
inancı kötüye kullanma, yalan yere tanıklık, kaçakçılık, hileli
iflas, görevi kötüye kullanma, resmî ihale ve alım satımlara fesat
karıştırma, kara para aklama, Devlet sırlarını açığa vurma, terör,
vergi kaçakçılığına iştirak suçlarından dolayı hüküm giymemiş
olmak,
f) Ticaret ve sanayi icrasından hükmen yasaklanmamış
olmak,”
HALUK KOÇ (Samsun) - Sanat, sanat; sanayi değil,
sanat.
KÂTİP ÜYE BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - “Ticaret ve sanat
icrasından hükmen yasaklanmamış olmak,
g) Ticarî, ziraî ve sınaî kazanç dolayısıyla gelir
veya kurumlar vergisi mükellefi olmak,
h)
Okur, yazar olmak,
Şartları
aranır.
Yerli
ve yabancı tüzel kişilerin, tescilli ana sözleşmelerinde temsil
ve bağlayıcı işlemler yapma yetkisi verilen ve yukarıdaki özellikleri
taşıyan gerçek kişi temsilcileri, bu Kanun hükümlerine göre alt
birlik ve Birlik organlarına seçilebilirler. Seçilme yeterliliğini
kaybedenlerin alt birlik ve Birlikteki görevleri sona erer. Organların
seçimlerine katılma niteliklerine ilişkin diğer hususlar Birlik
tüzüğünde belirlenir.
Alt
birlik ve Birlik üyelerinin haklarının kullanılabilmesi için tüzel
kişilerin; sahibi, ortağı, yönetim kurulu üyesi, genel müdürü,
murahhas azası seviyesinde üst düzey yöneticisi ve şirketi temsile,
ahzükabza yetkili olması ve bu hâlinin seçimden en az altı ay öncesini
kapsaması şarttır.
Üye
tüzel kişinin münfesih olması hâlinde, üyeliği ile birlikte seçilmiş
olduğu alt birlik ve Birlik organlarındaki görevi sona erer.”
BAŞKAN
- Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Sayın Hükûmet katılıyor mu?
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge sahipleri?..
Buyurun Sayın Kaptan. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
OSMAN KAPTAN (Antalya) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.
Bir ülkenin tarım sektörünün en stratejik, en temel
unsuru tohumdur. Tohumun üretim ve dağıtımını yabancıların ve
çok uluslu şirketlerin eline bırakan ülkelerin bağımsız bir tarım
politikası oluşturmaları ve uygulamaları olanaksızdır. Türkiye’de
sebze tohumculuğunun yüzde 90’ı dışa bağımlıdır. Hollanda, İspanya,
İsrail gibi ülkelerin firmaları ve yerli ortakları tohum üretmekte,
dağıtmakta ya da doğrudan ithal satış ağını oluşturmaktadır. Bu durum,
yerli çeşitlerimizin neredeyse tamamının kaybolmasına neden olmaktadır.
İthal tohum, altından pahalıdır. Sebze üreticisi
“bittik” diyor, sebze tüketicisi “pahalı, alamıyoruz, yiyemiyoruz”
diyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinde de şimdi kanun çıkarıyoruz.
Tohumculuk uluslararası şirketlerin eline bırakılıyor. Kamu, bu
alandan çıkarılıp, tohumculuk tamamen piyasaya teslim ediliyor.
Bu konuda deneyim kazanmış Avrupa Çiftçiler Koordinasyonu, Türkiye
Büyük Millet Meclisine, bize mektuplar yazıyorlar “yanlış yapıyorsunuz”
diyorlar “dikkatli olun ey Türkiye Cumhuriyeti’nin milletvekilleri”
diyorlar.
Sayın milletvekilleri, dünyanın her yerinde tarım
destekleniyor, her ülke tarım sektörünü destekliyor. Japonya, dünyada
teknoloji üretiminde en önde gelen bir ülke; ürettiği pirinç, dünya
piyasasının 3-4 kat daha üzerinde pahalıya mal oluyor. Buna rağmen,
Japonya, pirinç üreticilerini daima destekliyor. Bunun nedenini
de şöyle açıklıyor: “Elektronikte birinciyiz. Bir gün gelir, bize,
diğer ülkeler pirinç vermezlerse, o zaman makineleri yiyemeyiz. İşte,
onun için, pirinç üreticilerimizi destekliyoruz.” diyorlar. Bizde
ise Hükûmet “Tarım sektörünü destekliyoruz.” diyor, ama, lafta destekliyor.
Narenciyeye verdiği ihracat desteği, Hükûmetin iktidarda olduğu
dört yıl boyunca, 2002 yılındaki desteğin sürekli altında olmuştur.
Bakınız, Mersin’deki narenciye üreticisi bir
muhtar bu konuda ne diyor: Köylerinde, geçen yıl, on bahçenin kökünden
söküldüğünü, portakalın kilogramı 340 bin liraya mal olurken, 100
bin liraya zar zor satabildiklerini anlatarak şöyle devam ediyor:
“Üç yıldır, narenciye satarak cebine para sokan görmedim. Mesela,
son sezonda 98 kişinin ürünü dalında kaldı, satılmadı. İcra geliyor,
kâğıt geliyor, ödeyemezsen ne yapacaksın? Mülkünü satacaksın. Bazı
tüccarlardan çek alıyoruz, bakıyoruz karşılığı yok, sonra bul bulabilirsen.
Çekin karşılıksız çıkınca BAĞ-KUR primini ödeyemiyorsun, hastane
sana bakmıyor, borcunu döndüremiyorsun.”
Yine, bir başka çiftçi diyor ki: “Tarım bitirildi
bence. Bahçem var, ama şehirde iş buldum, orada çalışıyorum; yani,
şehirdeki işsiz adamın da işini engelliyorum. Oysa, ben çiftçiyim,
tarım yapmam lazım. Hükûmet bu gerçeği anlamıyor.” Evet, çok doğru söylüyor
bu çiftçi kardeşimiz. Hükûmet bu gerçeği anlamıyor. Ben, bu konudaki
önerilerimi 17’nci maddedeki konuşmamda Genel Kurula arz etmiştim,
tekrar etmeyeceğim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmet
ve Tarım Bakanı, lafa gelince, sanki Konya Ovası’na su getirmiş gibi,
sanki GAP projesini bitirmiş gibi, sanki köylüyü, çiftçiyi destekleyerek
başını göğe çıkarmış gibi Hükûmet övünüyor; ama, Hükûmetin bitirdiği
bir şey var, o da, tarımı bitirdi, köylüyü bitirdi, çiftçiyi bitirdi.
Sanki “bu millet yemeyip içmeyip sizi mi besleyecek” siz demediniz!
Sanki, “anamız ağladı” diyen çiftçiye, “ananı da al git” diyen siz değilsiniz!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim, konuşmanızı tamamlayın.
OSMAN KAPTAN (Devamla) - Sanki, portakaldan, limondan,
domatesten yüzde 8 KDV alırken, bunların suyundan yüzde 18 KDV alan
siz değilsiniz! Sanki, buğdayın sapıyla samanını karıştıran siz
değilsiniz! Buğdaydan yüzde 1 KDV alınırken, samanından yüzde 8, sapından
yüzde 18 KDV alan bu Hükûmet değil mi? Bu Hükûmet değil mi ki, 1 Ağustos
2004’te pırlanta, elmas, inci gibi değerli taşların KDV’sini yüzde
18’den sıfıra indiren?! Bu Hükûmet değil mi ki, pastörize ve likit yumurtadan
yüzde 18 olan KDV’yi yüzde 8’e indiren?! Sizin hiç vicdanınız sızlamıyor
mu? Bu vergi indirimleri, Maliye Bakanının oğluna var da, çiftçiye,
köylüye niye yok? Bu vergi indirimleri, zenginin kullandığı inciye,
pırlantaya yapılırken, fakirin, üreticilerin girdilerine niye
yapılmıyor? Sizin adalet anlayışınız bu mu? Bu anlayış sizin sonunuzu
getirecektir. Hayırlı olsun.
Teşekkür eder, hepinize saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaptan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 35’inci madde kabul edilmiştir.
36’ncı maddeyi okutuyorum:
Alt birlik ve Birlik organlarının seçim esasları
MADDE 36. -
BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısının
36. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Özlem
Çerçioğlu |
A.
Kemal Deveciler |
M.
Mesut Özakcan |
|
Aydın |
Balıkesir |
Aydın |
|
Osman
Kaptan |
M.
Vedat Melik |
Ahmet
Yılmazkaya |
|
|
Şanlıurfa |
|
Alt birlik ve Birlik organlarının seçim esasları
Madde 36. - Alt birlik ve Birliğin organlarının
bu Kanunda belirtilen seçimleri, yargı gözetimi altında, gizli
oy ve açık tasnif esasına göre aşağıdaki fıkralarda belirtilen şekilde
gerçekleştirilir.
Seçim yapılacak genel kurul toplantılarından
en az yirmi gün önce seçime katılacak üye veya temsilcileri belirleyen
listeler iki nüsha olarak o yer ilçe seçim kurulu başkanı olan hâkime
tevdi edilir. Ayrıca, toplantıların gündemi, yeri, günü, saati ile
çoğunluk olmadığı takdirde yapılacak ikinci toplantıya ilişkin
hususlar da belirtilir. Toplantı tarihlerinin, gündemde yer alan
konular da göz önünde bulundurularak görüşmelerin bir cumartesi
günü akşamına kadar sonuçlanması ve müteakip pazar gününün dokuz-onyedi
saatleri arasında seçimlerin yapılmasını sağlayacak şekilde düzenlenmesi
zorunludur. Birden fazla ilçe seçim kurulu bulunan yerlerde görevli
hâkim il seçim kurulunca belirlenir.
Hâkim, gerektiğinde ilgili kayıt ve belgeleri
de getirtip incelemek suretiyle varsa noksanları tamamlattırdıktan
sonra seçime katılacak üye veya temsilcileri belirleyen liste
ile yukarıda belirtilen diğer hususları onaylar. Onaylanan liste
ile toplantıya ilişkin diğer hususlar görevli ilçe seçim kurulu binası
ile ilgili alt birlik veya Birliğin ilan yerinde asılmak suretiyle
üç gün süre ile ilan edilir. İlan süresi içinde listeye yapılacak itirazlar
hâkim tarafından incelenir ve en geç iki gün içinde kesin karara bağlanır.
Bu suretle kesinleşen listeler ile toplantıya ilişkin diğer hususlar
ilgili alt birlik veya Birliğe gönderilir.
Hâkim, kamu görevlileri veya aday olmayan üyeler
arasından bir başkan ve iki üyeden oluşan bir seçim sandık kurulu
atar. Aynı şekilde ayrıca üç yedek üye de belirler. Seçim sandık kurulu
başkanının yokluğunda kurula en yaşlı üye başkanlık eder. Seçim sandık
kurulu, seçimlerin Kanunun öngördüğü esaslara göre yürütülmesi,
yönetimi ve oyların tasnifi ile görevli olup bu görevleri seçim ve
tasnif işlemleri bitinceye kadar aralıksız devam eder.
Dörtyüz kişiden fazla üyesi bulunan alt birlik veya
Birlikte her dörtyüz kişi için bir oy sandığı bulunur ve her seçim sandığı
için ayrı bir kurul oluşturulur. Yüze kadar olan üye fazlalığı sandık
sayısında nazara alınmaz. Seçimlerde kullanılacak araç ve gereçler
ilçe seçim kurulundan sağlanır ve sandıkların konacağı yerler
hâkim tarafından belirlenir.
Genel kurullarda yapılacak seçimlerde toplantıya
katılma hakkı olanlar imzalı yazı ile aday olabilir veya gösterilebilir.
Seçimlerde aday olanların listeleri organlara göre ayrı ayrı olmak
üzere tek liste hâlinde veya her organ için ayrı listeler hâlinde genel
kurul başkanlık divanınca adayların soyadı alfabetik sırasına
göre sıralanıp yeteri kadar çoğaltılarak o seçimde görevli hâkime
mühürlenmek üzere verilir. Listedeki isimlerin yanına herhangi
bir unvan veya işaret konulmaz. Genel kurul toplantılarına katılma
hakkı olanları gösteren listede adı bulunmayan üye oy kullanamaz. Oylar,
oy verenin kimliğinin alt birlik, Birlik veya resmî kuruluşlarca verilmiş
kimlik kartı ile ispat edilmesinden ve listedeki isminin karşısındaki
yerin imzalanmasından sonra, oy verme sırasında sandık seçim kurulu
başkanı tarafından verilen ilçe seçim kurulu mührünü taşıyan ve
adayları gösterir listedeki isimlerin karşısına seçilecek organın
asıl üyeleri kadarı işaretlenip ilçe seçim kurulu mührünü taşıyan
zarflara konularak kullanılır. Bunların dışındaki kâğıtlara yazılan
veya seçilecek organı oluşturan üye sayısından fazla adayın işaretlendiği
oy pusulaları ile mühürsüz zarflardan çıkan pusulalar geçersiz sayılır.
Sayım ve döküm sırasında en fazla oy alanlar asıl
üyeliklere diğerleri de aldıkları oy sırasına göre yedek üyeliklere
seçilir. Oylarda eşitlik halinde kura çekilir. Seçim süresinin sonunda
seçim sonuçları tutanakla tespit edilip seçim sandık kurulu başkan
ve üyeleri tarafından imzalanır. Tutanakların bir örneği seçim
yerinde asılmak suretiyle geçici seçim sonuçları ilan edilir. Kullanılan
oylar ve diğer belgeler, tutanağın bir örneği ile birlikte üç ay süre
ile saklanmak üzere ilçe seçim kurulu başkanlığına tevdi edilir.
Seçimin devamı sırasında yapılan işlemler ile
tutanakların düzenlenmesinden itibaren iki gün içinde seçim sonuçlarına
yapılacak itirazlar, hâkim tarafından aynı gün incelenir ve kesin
olarak karara bağlanır. İtiraz süresinin geçmesi ve itirazların
karara bağlanmasından hemen sonra hâkim, yukarıdaki hükümlere göre
kesin sonuçları ilan eder ve ilgili alt birlik veya Birliğe bildirir.
Hâkim, seçim sonuçlarını etkileyecek ölçüde usulsüzlük veya Kanuna
aykırı uygulama nedeniyle seçimlerin iptaline karar verdiği
takdirde, bir aydan az ve iki aydan fazla bir süre içinde olmamak üzere,
seçimin yenileneceği pazar gününü tespit ederek ilgili alt birlik
veya Birliğe bildirir. Belirlenen günde yalnız seçim yapılır ve seçim
işlemleri bu madde ile Kanunun öngördüğü diğer hükümlere göre yürütülür.
Görevli hâkim ve seçim sandık kurulu başkanı ile
üyelerine 26.4.2004 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri
ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda belirtilen esaslara göre ödenecek
ücret ve diğer seçim giderleri ilgili alt birlik veya Birlik bütçesinden
karşılanır. Seçimler sırasında seçim sandık kurulu başkanı ve üyelerine
karşı işlenen suçlar Devlet memurlarına karşı işlenmiş gibi cezalandırılır.
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Aydın Milletvekili Sayın Çerçioğlu, buyurun.
Süreniz beş dakika.
ÖZLEM ÇERÇİOĞLU (Aydın) - Bayın Başkan, değerli
milletvekilleri; söz aldığım değişiklik önergesiyle ilgili görüşlerime
geçmeden önce, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, tohum bitkisel üretimde
verimi artırmanın en önemli unsuru gibi görülse de, üretimi artırmanın
yolu tüm girdilerin en iyi şekilde çiftçiye sunulmasından geçer. Tarımda,
ne yazık ki, AKP Hükûmeti, Türk milletinin refahını artıracak bir politika
belirleyememiştir, hayvancılığı ve tarımı büyük bir sıkıntı içine
sokmuştur.
Sayın milletvekilleri, bir zamanlar kendi kendine
yeten Türkiye, bugün Yunanistan’dan pamuk ithal eder duruma gelmiştir.
Sayenizde tarım küçüldü, çiftçi perişan. Hükûmet çiftçiye verdiği
sözleri unutmuştur. Seçim beyannamenizde ve Acil Eylem Planı’nızda
önemle altını çizdiğiniz tohum, gübre, mazot, tarım ilaçları gibi
girdilerde ağır vergileri düşürmek yoluyla çiftçinin üzerindeki
yükü azaltacaktınız, ne oldu?! Daha artırdınız. Ne olacağını ben
size söyleyeyim: Bu çiftçi sizi götürecek. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye’de
ilk kez yaşanan bir olayı sizlere anımsatmak istiyorum. Çiftçi, perişan
olmuş, nefes almak istiyor ve bir gelir artışı beklemektedir, 2002
yılında verdiğiniz sözlerin yerine getirilmesini bekliyor. Çiftçi,
bu düşünceyle, Hükûmetten daha yüksek fiyat talep ediyor ve bunun karşılığında,
AKP Hükûmeti “Sizin gözünüz doymaz, sizin gözünüzü kara toprak doyursun.”
diyor. Çiftçinin istediği fiyatı veremeyebilirsiniz, IMF izin
vermeyebilir, o fiyatı istedi diye çiftçiye hakaret etmeye hiç
kimsenin hakkı yoktur. O çiftçi, haklıdır, hakkını alamamış, AKP politikalarının
sıkıntısını çekmiş, devletin kaynaklarının nasıl israf edildiğini
izlemiş, Ali Diboları görmüş, ama o çiftçi, hiçbir zaman devletinin
sırtına yük olmamıştır; o, sadece hakkını aramaktadır. İşte,
AKP’nin çiftçiye bakış zihniyeti budur.
Sayın milletvekilleri, 1930’lu yıllarda Türk çiftçisi
perişan durumda, tarım araçları yok, cebinde parası yok, karnı aç,
bugünkü gibi, Türkiye’nin sıkıntısı onun omuzlarında. O dönemde,
Mustafa Kemal çıkıyor ve diyor ki: “Beyler, bu çiftçiye dikkatli bakın;
kıyafeti, kıyafet değil, cüzdanı dolu değil, boynu eğik, mazlum bir
insan. Bu durumuna bakmayın, memleketin gerçek efendisidir.” Sakın
çiftçiyi unutmayın demek istiyor. Bunu, 1930’larda, Mustafa Kemal
söylüyor. Mustafa Kemal’in o dönemde çiftçiye saygısına ve anlayışına
bakınız; bir de, şimdiki İktidarın çiftçiye tavrına bakınız. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, toplumun ihtiyaç duyduğu
en büyük güç olan kadınlarımız, ülkemizin en önemli geçim kaynağı
tarım sektörünün yükünü omuzlarında taşımaktadırlar. Tarımsal
üretimde en büyük rolü üstlenmiş olan kadın işçilerimiz, ekim ayı
içinde kutladığımız Dünya Çiftçi Kadınlar Gününü, bu yıl da sosyal
güvenceden yoksun, emeklerinin karşılığını alamadan geçirdi. Tarım
işçisi kadınlarımızın iş gücünün sömürülmesine Hükûmet yine seyirci
kalmıştır. Bu olumsuz durum da, Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında
sona erecektir.
Sayın milletvekilleri, seçim bölgem olan Aydın
ili, Türkiye tarımının en ileri olan illerinden biridir. Aydın’da
bile tarım ölmüş, çiftçi perişandır. Maalesef, Aydın ili, teşvik kapsamlı
iller arasında değildir. Dünyada sadece Aydın’da yetişen kutsal
meyve incir üretimi de dibe vurmuştur. Halbuki, teşvikler sektörel
bazda olsa idi, bugün, Aydın’ın inciri, zeytini, pamuğu değerlenecek
ve çiftçinin yüzü gülecekti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZLEM ÇERÇİOĞLU (Devamla) - Teşekkürler Sayın
Başkan.
Oysa, Türk çiftçisi çok fazla bir şey istememektedir.
Hükûmetinizin likit yumurtada yaptığı KDV indiriminin bir benzerini
tarım ürününde de yapmanızı istiyor.
Dört yıldır çiftçinin sorunlarını çözemediğiniz
gibi, daha da artırdınız. Bu nedenle, çiftçimiz ve tüm halkımız ilk
seçimde sizi iktidardan indirecek ve kurulacak olan Cumhuriyet
Halk Partisi iktidarında çiftçimizin de, halkımızın da yüzü gülecektir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz.
Sayın milletvekilleri, gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
36’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum…
HALUK KOÇ (Samsun) - Karar yeter sayısı istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Ve karar yeter sayısı arayacağım.
36’ncı
maddeyi
HALUK
KOÇ (
BAŞKAN
-
37’nci maddeyi okutuyorum:
Cezaî takibat
MADDE 37.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın
37. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
A. Kemal Deveciler |
Osman Kaptan |
M. Vedat Melik |
|
Balıkesir |
Antalya |
Şanlıurfa |
|
M. Mesut Özakcan |
Ahmet Yılmazkaya |
Mehmet Küçükaşık |
|
Aydın |
Gaziantep |
Bursa |
Cezaî takibat
Madde 37.- Alt birlikler ve Birliğin paraları ile
para hükmündeki evrak, senet ve sair malları aleyhine suç işleyen
ve bilanço, zabıtname, rapor ve diğer her çeşit kâğıt ve defterler
üzerinde suç mahiyetinde değişiklik yapan veya bunları kasten yok
eden organlara dahil üyeler ile personel hakkında Devlet memurlarına
uygulanan hakkındaki cezalar uygulanır.
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)-
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Küçükaşık, buyurun.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 37’nci madde hakkında verdiğimiz değişiklik önergesi
hakkında söz almış bulunmaktayım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Biz, birlikler ve Tohumculuk Yasası ile ilgili
birlikler ve alt birlikleri söz konusu etmişken, biliyorsunuz,
5200 sayılı Üretici Birlikleri Yasası’nı çıkarttık. Bu 5200 sayılı
Üretici Birlikleri Yasası’nda üst birliklerin kuruluşuyla ilgili
Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızın o kadar çok çelişkili davranışları
var ki, ben öncelikle Sayın Bakana, acaba yaş meyve komisyonuna zeytin
ve fındığın niçin alındığını, fındık üreticileri birlikleriyle
zeytin üreticileri birliklerinin yaş meyve üretici birliğinin
üst birliğe nasıl dahil edildiğini bir öğrenmek istiyorum. Bunu
bir soru olarak sormak istiyorum. Cevaplanırsa çok sevineceğim.
Acaba bu Marmarabirlik’i ya da FİSKOBİRLİK’i devre dışı bırakarak
üretici birlikleri içerisinde AKP’nin örgütlenmesini sağlamaya
yönelik bir aşama mı? Bunu hep beraber göreceğiz ve tahmin ediyorum
ki, ben üretici birliklerine telefon ettiğimde, “sizin tüzüğünüzü
isteyebilirim” dendiğinde, bana gösterilen adres “AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Şükrü Ayalan’dan isteyebilirsiniz” dendi.
Şimdi, acaba üretici birlikleriyle ilgili kurum
AK Parti Genel Merkezi mi, yoksa direkten direkt Tarım ve Köy işleri
Bakanlığı mı, yoksa Sanayi ve Ticaret Bakanlığı mı? Bunun bir ortaya
çıkmasını istiyorum.
Bugün Cargill’le ilgili bahsetmiştim. Cargill’le
ilgili konuşmamda, bir kısmını tam olarak anlatamadım; ama, Bursa’da
sadece İznik Gölünü kirletmek veya yok edilmeye çalışılmıyor. Yine,
benim ilçem olan Mustafakemalpaşa’da hazineye ait 3 200 dönüm alan
Ormankadı köyüne kiralandı Mustafakemalpaşa Mal Müdürlüğü tarafından.
Bir çeltik ekicisine, Ormankadı köyü tarafından alt kiracı olarak
kiralandı ve çeltik ekicisi kaçak çeltik ekti buraya. Tam dört yıl
dört ay baktık ki, çeltik ekicisine devletten müdahale edecek herhangi
biri var mı diye, gittik tespit yaptık. Basını götürdük, dedik ki: Burada
izinsiz çeltik ekiliyor. Mustafakemalpaşa Kaymakamlığı, izinsiz
çeltik ekimini yasakladı, fakat öyle bir şey öğrendik ki, Bursa Devlet
Su İşleri, kaçak çeltik ekimine su veriyor; Bursa TEDAŞ Bölge Müdürlüğü,
kaçak çeltik ekimine elektrik veriyor. Mustafakemalpaşa Kaymakamlığı
Bursa Valiliğine yazıyor: “Arkadaş, ben çeltik ekimini yasakladım.
Sen, Bursa’dan Devlet Su İşlerinden su verilmesini engelle.” diyor.
Hayır, müdahale yok. TEDAŞ’a diyor: “Engelle.” Yok. Ben, bizzat Sayın
Valiyi aradım, sesini çıkarmadı. 30 Temmuz 2006 tarihinde, Mustafakemalpaşa
Kaymakamlığı, izinsiz çeltik eken kişileri, hazine arazisinden
3091 sayılı Yasa gereğince meni müdahale kararı verdi ve meni müdahale
kararı uygulandı. Meni müdahale kararı uygulanması ne demektir?
O tarlaya, o taşınmaza tecavüz edenin bir daha girmemesi demektir.
Dört yıl devlet cinayeti izledik hep beraber Bursa’da. Hiç kimse müdahale
etmedi ve adam gitti çeltiğine teker teker baktı, topladı. Yine bizzat
Valiyi aradım, yine bizzat Kaymakama gittim: “Bu adam, bu tarlayı
kim toplayacak, çeltiği hasat edecek?” dedik. El cevap… Valinin söylediği,
basın açıklaması var, bakınız burada gazetelerde. Hepinizin okumasını
istiyorum. Bir devletin iflasının ne hale geldiğini göreceksiniz
burada. Sayın Kaymakam basına verdiği açıklamada diyor ki:
“31/7/2006 tarih ve 2006’ya 15 sayılı Kaymakamlık kararıyla, tecavüzcü
çeltik ekicisi, 2613 nolu parselden 3091 sayılı Kanun gereğince men
edilmiştir; ancak, su ve enerji temin etmekte güçlük çekmediği için
tecavüzüne devam etmiştir. İkinci kez tecavüzü devam ettirdiği
tespit edilerek, hakkında cumhuriyet başsavcılığına dava açılması
hususu yazılmıştır.”
Devam ediyorum: Mustafakemalpaşa hazine avukatı
Maliye Bakanlığından görüş istiyor, diyor ki: “Burada çeltik ürünü
var, bu kadar masraf var, bu kadar da çeltik ürünü var. Ben ne yapayım?”
Devam ediyoruz tekrar: “Hazine avukatına talimat yazılmasına rağmen
Maliye Bakanlığı Muhakemat Genel Müdürlüğünden görüş sorulmasına
gerek duyulduğu belirtilmiştir. 6/9/2006 tarih ve 155 sayılı hazine
avukatının yazısına 20/9/2006 tarih ve 29224 sayılı cevabi yazısında,
bu aşamada şirkete tahliye davası açılması gerekmediği; ancak,
taşınmaz üzerinde şirket tarafından ekilen çeltik var ise bunun kaldırılması
için şirkete yazılı bildirim yapılması yönünde görüş bildirilmiştir.”
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) - Sayın Başkanım, bitireceğim.
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) - Şimdi, arkadaşlar,
3091 sayılı Yasa gereğince, o taşınmazdan men edilen bir kimsenin o
ürünü toplaması mümkün mü? Tüm Türkiye Büyük Millet Meclisine soruyorum
ben bunu, buradaki hukukçulara soruyorum. Böyle bir kararı hangi
Maliye Bakanlığı Muhakemat Genel Müdürlüğü verebilir? Mümkün mü
bu? Bu, açıkça suç işlemektir. Basında bunu ihbar ettik; hâlâ, hiç kimse
davranmadı.
Türkiye kamuoyuna buradan sesleniyorum: Müdahale
edin. İznik Gölü’nü yok etmek için Cargill’le işbirliği yaptınız sesimizi
çıkartmadık; yabancı sermaye düşmanlığıyla suçladınız; ama, Uluabat
Gölü’ne organize sanayi bölgesi kurmak için girişimler yapıldı
onu engelledik arkadaşlarımızla beraber; ama, çeltik efeleriyle,
tecavüz edenlerle de… Ne olur bizim göllerimizi kirletmeyin.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Küçükaşık.
Sayın milletvekilleri, gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
37’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
38’inci maddeyi okutuyorum:
Muafiyet
MADDE 38.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın
38. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
A. Kemal Kumkumoğlu |
Özlem Çerçioğlu |
Engin Altay |
|
İstanbul |
Aydın |
Sinop |
|
Hüseyin Ekmekcioğlu |
Atila Emek |
Mehmet Semerci |
|
|
|
Aydın |
|
|
M.
Nuri Saygun |
|
|
|
Tekirdağ |
|
Muafiyet
Madde
38.- Alt birlikler ve Birlik, 24.4.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler
Kanununa göre kurulan kooperatiflere sağlanan her türlü vergi ve
harç muafiyetinden yararlanırlar.
BAŞKAN
- Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (
BAŞKAN
- Sayın Hükûmet katılıyor mu?..
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Önerge sahibi?..
Evet,
Tekirdağ Milletvekilimiz Sayın Saygun; buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz
beş dakika.
MEHMET
NURİ SAYGUN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
Tohumculuk Yasa Tasarısı’nın 38’inci maddesindeki değişiklik
önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, yüce Meclise
saygılarımı sunuyorum.
Değerli
arkadaşlarım, şu kürsüden her fırsatta sürekli yinelediğim bir iddiam
var: Yasa düzenlemek, sadece Meclis çatısında veya sadece yasayı
düzenleyenlerin kendi yakınlarıyla kuracakları irtibat sonucu
oluşturulacak bir düzenleme olmamalı. Düzenleme, ilgili kurumlarla,
kuruluşlarla, sivil toplum örgütleriyle mutlaka irtibat kurulduktan
sonra yapılmalı ki, o topluma, o örgütlere, o yapılanmaya uygun
bir yasa olsun; ama, diğer yasalarda olduğu gibi bu Yasa’da da görüyoruz
ki, gene ne ilgili çiftçi kuruluşlarına ne ilgili meslek kuruluşlarına
bir talepte bulunulmamış, görüşleri alınmamış. Eğer “hayır efendim,
bu görüşleri aldık” derseniz, o zaman tüm basında ve internet sayfalarında
ziraat odaları başkanının, mimar mühendisler odaları başkanlarının
demeçlerini, yazılarını gördüğümüzde hepsinin bu Yasa’ya karşı
çıktıklarını ve bu Tasarı’nın yasalaşmaması konusunda ciddi iddialar
olduğunu görüyorum. Ama, ilginç olan şu: Biz, bir Tohumculuk Yasası
düzenliyoruz ve böylece çiftçiye hizmet götüreceğiz, destek götüreceğiz,
onlara yararlı bir şey götüreceğiz diye yola çıkıyoruz; şöyle bir
arkamı dönüyorum, dört yıllık AKP İktidarının tarım sektöründeki
uygulamalarına bir bakıyorum ve ne yazık ki, tüm uygulamalarda
ciddi başarısızlıklar görüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, ben Tekirdağ Milletvekiliyim. Benim yöremde, özellikle
Şarköy yöresinde binlerce üzüm üreticisi ailemiz var. Sizin, bir taraftan
tarım politikasındaki yanlışlıklarınızla, öbür taraftan özelleştirmedeki
yanlışlıklarınızla, o yöredeki tüm üzüm üreticilerimiz şu anda
perişan. Geçmiş senelerde belirlenmiş olan üzüm fiyatının üçte 1’i
fiyata üzümler satılamıyor. Tabii, bunun sebebi ne derseniz, bir
kere, her şeyden önce, piyasa koşullarını belirleyen bir Tekelimiz
vardı, ama Tekeli özelleştirdiniz. Şimdi, üzümlerimizi Tekele veriyorduk
ve böylece piyasa koşullarını oluşturuyorduk. Şunu sorabilirsiniz:
Tabii özelleştirdik, çünkü Tekel zarar ediyordu. Bakın, şimdi üzüm
üreticisi üzümlerini veremiyor. Hayır, Türkiye’de en fazla kâr
eden KİT’lerin içinde, özellikle Tekirdağ Şarap Fabrikasıyla, Şarköy
Şarap Fabrikaları en önde gelen sıradaydılar. Yani, zarar etmiyorlardı,
ama o üzümlerini, üreticilerin üzümlerini almak suretiyle o yöredeki
çiftçilere yeterli desteği veriyorlardı. Bir taraftan özelleştirme,
bir taraftan AKP Hükûmetinin tarım politikası o yöredeki insanları
perişan etti.
Sadece üzüm üreticisini değil dostlarım, bu perişanlık,
hele ki şu Tohumculuk Yasa Tasarısı yasalaşırsa, daha çok geniş
kitlelerde perişanlığa neden olacak. Bakın, yörede kendi tohumunu
üreten ve bu tohumundan istifade eden, özellikle eğitimli çiftçiler
ve onlara destek veren çiftçilerin kurum ve kuruluşları şu yapılandırılmadan
sonra artık kendi tohumlarını depolandırmak ve onlardan istifade
etme şansından uzaklaşıyorlar. En önemlisi, bu Yasa’yla birlikte
uluslararası birkaç firmanın Türkiye’deki tüm çiftçiler üzerinde
egemen olmasına imkân sağlıyorsunuz. Bu çok dikkat çekici, üzerinde
çok düşünülmesi gereken bir husus. Bu ülkede eğer kendi tohumumuzu
üretemez hale gelirsek, dışa bağımlı bir hale gelirsek, bu ülkede
artık tarımdan da, çiftçilerimizin huzurlu ve mutlu yaşamlarından
da, ekonomik olarak ayakta durmalarından da bahsedemez hale geliriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET NURİ SAYGUN (Devamla) - Teşekkür ederim
Başkanım.
Değerli arkadaşlarım, bir değişiklikle ilgili
söz aldım. Temel yasa olarak getirilmiş olması nedeniyle, Muhalefet
Partisinin, bu Yasa’nın ilgili maddelerinde yeterince kendini
ifade edememiş olmasından biz üzüntü duyuyoruz. Türkiye’de demokrasiye
inanan milyonlarca insan da üzüntü duyuyor. Ama ne yazık ki, İktidar
Partisinin değerli milletvekilleri Ana Muhalefet Partisinin şu
kürsüden konuşma imkânını elinden almak suretiyle demokrasiye saygılı
davranmıyorlar diye düşünüyorum ve sizlerin de bu hususta daha
dikkatli, daha hassas olmanız konusunda sizlere de bir öneride bulunuyorum,
bir talepte bulunuyorum: Yasa, kanaatimizce tümüyle gündemden çekilmesi
gereken bir yasadır. Bu konuda şu dakikaya kadar tüm konuşmacı arkadaşlarım
kendilerini ifade ettiler. Toplumun çeşitli kesimlerinden gelen
iddiaları ifade ettiler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Efendim, son cümlenizi…
MEHMET NURİ SAYGUN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Arkadaşlarımız süreye riayet etsinler.
MEHMET NURİ SAYGUN (Devamla) - Tamam efendim.
Bu Yasa’nın gerçek sahibi olan çiftçilerin iddialarını
sizlere getirdik, anlatmaya çalıştık. Çoğunluk sizde, takdir sizde;
ama, bu çıkacak Yasa’nın çiftçilerimize en ufak bir yararı olmayacağını
biliyoruz. Size bunu bir kez daha yineliyoruz.
Saygılarımı sunuyorum efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz efendim.
Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
HALUK KOÇ (Samsun) - Karar yeter sayısı…
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Maddeyi
kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yetersayısı bulunamamıştır.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.21
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.27
BAŞKAN: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 12’nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
662 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
3.- Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporu (1/822) (S. Sayısı: 662) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarı’nın 38’inci maddesinin oylamasında karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, 38’inci maddeyi tekrar oylarınıza sunacağım
ve karar yeter sayısı arayacağım: 38’inci maddeyi kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Madde kabul edilmiştir ve karar yeter sayısı mevcuttur.
39’uncu maddeyi okutuyorum:
Denetim
MADDE 39. -
BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın
39. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
A. Kemal Kumkumoğlu |
Özlem Çerçioğlu |
Engin Altay |
|
İstanbul |
Aydın |
Sinop |
|
Hüseyin Ekmekcioğlu |
Atila Emek |
Mehmet Semerci |
|
Antalya |
Antalya |
Aydın |
|
Yılmaz Kaya |
Türkân Miçooğulları |
|
|
İzmir |
İzmir |
|
Denetim
Madde 39.- Bakanlık alt birlikler ve Birliğin organları
üzerinde idarî ve malî yönden gözetim ve denetim hakkına sahiptir.
Amaçları dışında faaliyet gösteren alt birlik ve
Birliğin sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve
yerlerine yenilerinin seçilmesine, Bakanlığın veya bulundukları
yer Cumhuriyet başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye
hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir
ve dava en geç altı ay içinde sonuçlandırılır.
Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini
veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği
hâllerde gecikmede sakınca varsa, alt birlik ile Birlik, vali tarafından
faaliyetten men edilebilir. Faaliyetten men kararı, yirmidört saat
içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz
saat içinde açıklar, aksi hâlde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten
kalkar.
BAŞKAN - Sayın Komisyon katılıyor mu önergeye?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor mu?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - İzmir Milletvekili Sayın Kaya, buyurun.
YILMAZ KAYA (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz Tohumculuk Yasası’nın 39’uncu maddesi üzerinde
verdiğimiz önergenin gerekçesini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz
Tohumculuk Yasası eğer çıkarsa, bu Tohumculuk Yasası’ndan hangi
çiftçi, hangi köylü yararlanacak, gerçekten merak ediyorum.
Buraya çıkan AKP’li milletvekili arkadaşlarımızı
dinliyoruz. Tahmin ediyorum, Türkiye dışına yaptıkları gezilerde,
o ülkenin çiftçileriyle görüşüp, o ülkedeki tarım arazilerini
gezip, sanki o gördükleri çiftçilerin ve tarım arazilerinin Türkiye’de
olduğunu düşünerek, çıkıp burada, köylünün, çiftçinin durumunun
iyi olduğunu söylüyorlar.
Değerli arkadaşlarım, biraz önce de -tekrar bu
konuya dönmek üzere bir parantez açmak istiyorum- Cumhuriyet Halk
Partisinin Meclis çalışmalarını tıkadığını söyleyen arkadaşlarım
vardı. Onları arıyorum, neredeydi bilemiyorum. Üç kere, karar yeter
sayısı bulunmadığı gerekçesiyle oturuma ara verildi, görüşmelere
ara verildi. Demek ki, Sayın Uğur Aksöz’ün dediği gibi, görüşmeleri
ve Meclisi tıkayan gerçekten AKP Grubuymuş.
Değerli arkadaşlarım, biz de çiftçilerle görüşüyoruz,
köyleri dolaşıyoruz. Bakın, Tarım Bakanımız da burada. Olumlu bir
şey yapıldığını bir kişi bile söylemiyor. Söke’de… Ki, dünyanın kalite
açısından ilk üç sırasında gelen pamuk türü yetişir Söke Ovası’nda:
Birincisi, Amerikan akala pamuğudur; ikincisi, Mısır pamuğudur. Söke
Ovası’nda çiftçiler pamuk tarlalarını söküyor, pamuk ekmekten vazgeçiyorlar.
Değerli arkadaşlarım, ne yapıyorlar biliyor musunuz
Sayın Bakanım: Narenciyecinin durumu bu haldeyken narenciye ağacı
dikmeye başladılar Söke Ovası’na, nar ağacı dikmeye başladılar. Bu
kadar kaliteli pamuk artık Söke’de üretilmiyor. Çiftçi bu durumda,
pamukçu bu durumda.
Bakın, biz, ocak
ayında, Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubu olarak narenciyecinin
sorunlarını araştırma komisyonu kurduk. Taa İzmir’in Selçuk’undan
başlayarak, Hatay’ın Samandağı’na kadar gittik narenciye üretilen
yerlere.
Size, orada, bu olayla ilgili, yayınlanan bir gazeteden
alıntı yapmıştık, raporu, onu göstereceğim. “Çiftçimiz öldü, açız.”
“Çiftçimiz öldü açız, vekilimiz nerede?”
Çiftçinin feryadı bunlar değerli arkadaşlarım
ve Mersin’deki, ziraat odasında yaptığımız toplantıda, ziraat odasındaki
yetkililer -başkan da vardı- ve çiftçilerimiz bize şunu söyledi:
“Mehmet Mir Dengir Fırat buraya geldi -AKP Genel Başkan Yardımcısı-
biz durumumuzu kendisine anlattık. Bize verdiği cevap neydi biliyor
musunuz?” dediler. “Ya, niye üzülüyorsunuz? Benim de burada narenciyem
var, ağaçlarım var. Benimki de ağaçta kaldı. Üzülmeye değmez. Ben de
aynı durumdayım diye cevap verdi.”
Değerli arkadaşlarım, devlet yönetmek, hükûmette
olmak çok ciddi bir iştir ve sorumluluk gerektirir. Bir iktidar partisinin
genel başkan yardımcısı çiftçiye böyle cevap veremez, bu hak kendisinde
yoktur. Ama, tabii, Genel Başkan Yardımcısı ya, Genel Başkanının
izinden gidiyor demek ki o konuda. Genel Başkanı da çiftçiyi azarlamayı
âdet haline getirmişti, Genel Başkan Yardımcısı da farklı bir şey yapacak
değil.
Değerli arkadaşlarım, pamukçunun durumu böyle.
Zaten, şeker pancarı konusunda, Konyalı arkadaşım, Konya Milletvekili
burada, kota olayını çok iyi biliyor. Pancarını veren şeker pancarı
üreticisine, para yerine perakende fiyattan şeker verildiğini
de çok iyi biliyor. Para alamadığı için şeker alıyor pancar üreticisi.
Narenciyecinin durumu böyle...
Bakın, biz, her konuda, bağcılıkta, zeytinde, fındıkta,
tütünde, kurduğumuz komisyonlarla, bu çiftçilerin sorunlarını
dinledik ve diyorsunuz ya, muhalefet olsun diye muhalefet yapıyorsunuz.
Öneriyorum AKP Grubuna, bu kitapçıklardan birer tane edinsin. Hepsinin
sonunda çözüm önerilerimiz de vardır. Yani, biz, muhalefet olsun
diye muhalefet yapmıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MÜCAHİT DALOĞLU (Erzurum) - Sayın Vekilim, bize
de dağıtır mısınız.
YILMAZ KAYA (Devamla) - Evet, istifade edin.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; inanın,
çiftçinin durumu, ne üretiyorsa, ne ekip biçiyorsa biçsin, pek sizin
anlattığınız gibi değil.
Siz bir de şunu yapıyorsunuz: Tarım konusunda
gündem dışı söz alıyorsunuz. Ortalık güllük gülistanlık. Bakanla
paslaşıyorsunuz, Sayın Bakan çıkıyor buraya, cevap veriyor ve çok
enteresandır -benim de çok ilgimi çekiyor- ansiklopedik bilgilerle
konuşmaya başlanıyor: İşte, fındığın ana vatanı şurasıdır, Türkiye’de
şurada yetişmektedir, yıllık üretimimiz şudur. Sorun çözme adına
hiçbir şey söylenmiyor ama açıp bir ansiklopedide okuyup öğrenebileceğiniz
bilgiler o konuşmada yer alıyor.
Şimdi, şu sözlerimle bitirmek istiyorum: Biz muhalefet
olsun diye muhalefet yapmıyoruz, ama iddia ediyorum, AKP, hükûmette
olmasına rağmen muhalefet ediyor, hem de Türk çiftçisine muhalefet
ediyor. Lütfen, bu muhalefetten vazgeçin, çiftçiyi öldürmeye devam
etmeyin veya bu işi yapmayın diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kaya.
Önergeyi, şimdi, oylarınıza sunacağım.
Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
40’ıncı maddeyi okutuyorum:
ALTINCI BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Orman bitki türlerine ilişkin hükümler
MADDE 40. -
BAŞKAN - Madde üzerinde iki önerge var, geliş sırasına
göre okutup, aykırılığına göre işleme alacağım.
Birinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 Sıra Sayılı Tohumculuk Yasa
Tasarısının 40 ıncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederim.
Mehmet
Mehdi Eker
Tarım
ve Köyişleri Bakanı
Madde 40.- Bu Kanun hükümleri çerçevesinde orman
bitki türlerine ilişkin olarak genetik kaynakların kaydı, tohumlukların
üretilmesi, sertifikasyonu, ticareti ve piyasa denetimi iş ve
işlemleri bir protokol çerçevesinde Çevre ve Orman Bakanlığına
devredilir.
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısının
40. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Ali Kemal Kumkumoğlu |
Mehmet Semerci |
Atila Emek |
|
İstanbul |
Aydın |
Antalya |
|
Özlem Çerçioğlu |
Engin Altay |
Hüseyin Ekmekcioğlu |
|
Aydın |
Sinop |
Antalya |
|
|
Enis Tütüncü |
|
|
|
Tekirdağ |
|
Orman bitki türlerine ilişkin hükümler
Madde 40. - Bu Kanun hükümleri çerçevesinde orman
bitki türlerine ait; genetik kaynakların kaydı, tohumlukların üretilmesi,
sertifikasyonu, ticareti, ithalatı, ihracatı ve denetimi ile
ilgili uygulama yapmaya Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilidir.
BAŞKAN - Sayın Komisyon, bu önergeyi işleme alıyorum
ve Komisyona soruyorum: Katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet, katılıyor musunuz?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçesini...
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Tütüncü konuşacaklar.
BAŞKAN - Sayın Tütüncü, buyurun.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; önerge üzerinde söz almış bulunuyorum; hepinizi
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Aslında, bu Yasa Tasarısı Türk çiftçisinin, Türk
tarımının geleceği açısından, Türkiye açısından olağanüstü yararlı
bir şekilde çıkarılabilirdi. Bakınız, bu konuda, biz, 3 Nisan 2003
tarihinde, yüce Meclise, tohumculuk konusunda bir Meclis araştırması
önergesi verdik. Müteaddit defalar ısrar etmemize rağmen, konuyu
gündeme getirmemize rağmen, AKP Grubu, bu Meclis araştırma önergemizi
gündeme almaktan kaçındı. Biz, yaklaşık üçbuçuk yıl önce bu araştırma önergesini
verirken, neleri murat etmişiz, neleri istemişiz:
Bakınız, tohumculukta üretim, verim ve kalitenin
nasıl artırılabileceğini öncelikle araştırmak istemişiz, sizlerle
beraber, bir arada araştırılsın demişiz. İkinci olarak, o zaman, tohumculuk
alanında ülkeye en faydalı organizasyon nasıl yapılabilir, bunun
tartışılmasını istemişiz, bu yüce çatı altında.
Üçüncü olarak, tohumculukta araştırma ve geliştirme
faaliyetleri daha iyi nasıl yapılabilir, bunun belirlenmesini
istemişiz ve dördüncü olarak, bu alana hem yurt içinden hem yurt dışından
daha fazla nasıl taze kaynak ve nasıl en ileri teknolojiler aktarılabilir,
hep birlikte bunların alternatiflerinin ortaya konulmasını istemişiz
ve yine tohumculukta Avrupa Birliğine uyum sürecinde olan Türkiye’de
tohumculuk alanında acaba nasıl sorunlar ortaya çıkabilir, bunların
ortaya konulmasını talep etmişiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tam üç buçuk
yıl önce yüce Meclise vermiş olduğumuz bu araştırma önergemiz eğer
görüşülebilmiş olsaydı, bu Yasa Tasarısı burada baştan itibaren
dile getirilen eksikliklerden, yanlışlardan arındırılmış olacaktı;
büyük olasılıkla, biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu Yasa Tasarısı’na
en doğru katkıyı yapmanın onurunu, mutluluğunu taşıyacaktık ve
hep birlikte bu Yasa Tasarısı’nı buradan çıkaracaktık. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ne yazık ki, bu gerçekleşemedi ve Türkiye
gerçeklerinden tamamen kopuk bir yasa tasarısı şimdi önümüze geldi.
Bakınız, Türkiye’ye her yıl 2 milyon tona yakın genetiği
değiştirilmiş mısır, soya, pamuk ve kolza giriyor Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri. Bunların girişinde hiçbir denetim yok. Bunlar
yem rasyolarına katılıyor, işleniyor; sonunda, bu, genetiği değiştirilmiş
bu organizmalar bizim soframıza ulaşıyor. Nasıl ulaşıyor? 800 dolayında
ürün olarak bizim soframıza ulaşıyor.Böyle bir başıbozukluk dünyanın
hangi ülkesinde var?
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; burası sömürge
ülkesi mi? İşte, bu Yasa Tasarısı bu duruma yeni bir olanak, bu durumun
düzeltilmesi için yeni bir olanak, ne yazık ki, sağlamıyor. Ulusal
Biyogüvenlik Yasası’nı üç yıla yakındır bekletiyorsunuz. Neden
çıkarmadınız? Neden çıkarmadığınızı hemen söyleyelim: İşte, belirli
ölçüde bu Tohumculuk Yasası’nda da
bunu yapıyorsunuz, ithalat lobilerinin daha rahat çalışacağı
bir ortamı hazırlamak için çıkarmadınız ve şimdi de tüy dikiyorsunuz
bu Yasa Tasarısı’yla.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakınız,
Türkiye coğrafyası bir gen bankası niteliğindedir. Bizim Anadolumuzda
13 bin dolayında bitki çeşidi var. Bu, öylesine muhteşem bir zenginlik
ki, tüm Avrupa kıtasında ancak ve ancak, koskoca bir kıtada ancak
ve ancak bu kadar bir bitki zenginliği çeşidi var. Bu, bize ne olanağı
veriyor? Biyoteknoloji alanında, tohumculuk alanında…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
…Türkiye’nin dünya çapında yer tutabileceğini,
başarılı olabileceğini, bu potansiyeli elinde bulundurabileceğini
gösteriyor.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; biz, yıllardan
beri bir hedefi sürekli olarak dile getirdik. Dedik ki, Türkiye’yi
geleceğin dünyasında artık kazananlar safına geçirmemiz lazım. Türkiye
geleceğin dünyasında hangi üretim dallarında başarılı olabilir,
başarılı olmalıdır? Geleceğin dünyasında dünya talebi hangi mal
ve hizmetlere yönelecektir, hangi endüstrilerin güneşi yükselecektir,
hangi endüstrilerin güneşi batacaktır? Bunları, biliyorsunuz,
yıllardan bu yana tartıştık. Güneşi yükselecek olan endüstrilerin
başında biyoteknoloji vardır. İşte, Anadolu’nun bir gen bankası konumunda
olmuş olması, bize tohumculuk alanında, biyoteknoloji alanında
dünya çapında, önümüzdeki yıllarda…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tütüncü, lütfen… Son cümleniz için
açıyorum.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - …önümüzdeki dönemde dünya
çapında yer tutma olanağını verecekti; ama, ne yazık ki bu olanağı
bu Yasa Tasarısı tam anlamıyla ortadan kaldırmıştır.
Bu nedenle, tekrar ediyorum, bu konularda araştırma
yapan, belirli ölçüde bilgi sahibi olmaya çalışan bir arkadaşınız
olarak, bir milletvekili olarak söylüyorum: Türkiye’yi gerçekten
avantajlı olacak bir konumdan geriye çekiyorsunuz. Durumu tekrar
dikkatlerinize sunuyorum. En iyi dileklerimi, sevgilerimi ve
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tütüncü.
Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 Sıra Sayılı Tohumculuk Yasa
Tasarısının 40 ıncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederim.
Mehmet
Mehdi Eker
Tarım
ve Köyişleri Bakanı
Madde 40.- Bu Kanun hükümleri çerçevesinde Orman
bitki türlerine ilişkin olarak genetik kaynakların kaydı, tohumlukların
üretilmesi, sertifikasyonu, ticareti ve piyasa denetimi iş ve
işlemleri bir protokol çerçevesinde Çevre ve Orman Bakanlığına
devredilir.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçe…
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Gerekçeyi okutun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Orman bitki türlerine ilişkin uygulamalar
Çevre ve Orman Bakanlığınca yürütülmekte olduğundan ve AB müktesebatına
uygun olarak yetki devriyle ilgili usul ve işlemlerin yapılması
için bu düzenleme yapılmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gerekçesini
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
41’inci maddeyi okutuyorum:
Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 41. -
BAŞKAN - Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısının
41. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Özlem Çerçioğlu |
Atila Emek |
Engin Altay |
|
Aydın |
Antalya |
Sinop |
|
Hüseyin Ekmekcioğlu |
Mehmet Semerci |
Hüseyin Bayındır |
|
Antalya |
Aydın |
Kırşehir |
|
Enis Tütüncü |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
|
Tekirdağ |
İstanbul |
|
“Yürürlükten
kaldırılan hükümler
Madde 41. - 308 sayılı Tohumlukların Tescil, Kontrol
ve Sertifikasyonu Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
Diğer mevzuatla 308 sayılı Kanuna yapılan atıflar
bu Kanuna yapılmış sayılır.”
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önergeyi açıklamak üzere, Sayın Bayındır,
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; hepinizi şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce… Bayramdan önce yaptığım,
yine bu Tasarı üzerinde yaptığım konuşmada Kırşehir’le ilgili bir
belgeyi, bir mahkeme kararını açıkladım. Türkiye Cumhuriyeti’nin
Sayın Bakanı, benim bu konuşmamdan sonra, böyle bir belge olmadığını,
benim doğru söylemediğimi Sayın Bakan söylediler. Daha sonra, Sayın
Bakana, vakit yetişmedi, kapıda, çıkarken, Sayın Bakana “Sayın Bakanım,
belge bende” dediğimde, bir Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanına yakışmayacak
üslup ve davranışta bulundu.
Sayın Bakan, işte elimde belge. Dört yıldır o koltukta
oturuyorsunuz, dört yılın sonunda Türk çiftçisine kredi borçlarından
dolayı, tarımdaki fiyatların düşük tutulmasından dolayı, Türkiye’nin
neresinde hangi çiftçi ne ekerse eksin zarar ettirdiğinizden dolayı
mahpus kararı buradadır Sayın Bakan. Bir Türkiye Cumhuriyeti’nin
sayın bakanı yargıya inanmayacaksa kime inanacak?! Eğer size bilgi
verenlerde bir hata varsa -etrafınızda oturanlardan- Sayın Bakan,
onları da bir gözden geçirin.
İkinci olarak, Sayın Bakana, ben, bu konuşmadan
önce, Sayın Başbakanımızın bir konuşmasında, çiftçiye buğday fiyatını
açıklarken buğdaya 35 kuruş prim, arpaya 25 kuruş prim -Sayın Başbakan-
söz verdi. Ben de bunu dokuzuncu ayın içerisinde Sayın Bakana bir soru
önergesiyle sordum; dedim ki soru önergemde: “Sayın Başbakan bu açıklamalardan
sonra prim ödemelerini takip etmiş midir? Herhangi bir ödeme yapılmış
mıdır? Ödeneceği söylenen bu primler buğday fiyatlarını daha yüksek
göstermek veya çiftçiyi susturmak için yapılan bir aldatmaca mıdır?
İllerde ziraat odalarına, tarım il müdürlüklerine prim ödemeleriyle
ilgili herhangi bir talimat gelmemiştir. Bu durumda, çiftçi, size
olan güvenini korumalı mıdır? Çiftçiye -4’üncü madde- müjde gibi
haber verilen prim ödemeleri siyasi bir aldatmaca mıdır, seçim politikanız
mıdır; yoksa, yaşam biçiminiz midir?” Sayın Bakandan cevap geliyor.
Dört maddeyi sıralamış, dalga geçer gibi üzerine de “acele ve ivedi”
yazmış ve Sayın Bakan diyor ki: “Cevap 1,2,3,4: 5488 sayılı Tarım Kanunu’na
göre ürünlere verilecek prim miktarları Tarımsal Destekleme Yönlendirme
Kurulu tarafından belirlenmektedir.”
Sayın Bakan, dalga mı geçiyorsunuz, benden mi rahatsızsınız?
Olabilir, beni sevmiyor olabilirsiniz; ama, çiftçi de, çiftçinin de
sizi sevmediğini bilin. Yüzünüze söyleyenler varsa, başka kaynaklardan
geçinenler varsa onu bilmem.
Sayın Bakan, siz Tarım Bakanısınız. Sanayide
kullanılan elektriğin kilovat saati 121,127 TL, ama tarımda sulamada
kullanılan, çiftçinin kullandığı tarımsal elektriğin fiyatı ise
135,995 TL, yüzde 11 daha fazla. Türk çiftçisi çok mu kazanıyor Sayın
Bakan? Hayır. İlginiz yok, haberiniz yok. Neden mi? Sayın Bakan sıcak
yerde, Sayın Bakan sıcak odasında, Sayın Bakan kırmızı plakada, Sayın
Bakan bu işin havasında; ama, çiftçi soğukta, karda, kışta, yağmurda,
şu anda pancar tarlasında.
Sayın Bakan, onların bu emeğinin karşılığını
vermek, onları hissetmek durumundasınız, bu görevi yapmaya talipseniz;
değilseniz bırakın gidin. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, Türkiye…
BAŞKAN - Sayın Bayındır, süreniz bitti ama, bir de
önergenize iki cümleyle dokunursanız…
HÜSEYİN BAYINDIR (Devamla) - Evet, evet Sayın Başkanım.
Şimdi, Köy Hizmetlerini kapattınız, yerine KÖYDES
adı altında, işte, eşe dosta, Ali Dibolara kıyak çekme adına yine
bir model getirdiniz.
Sayın Bakan, 21’inci yüzyılda Kırşehir’de 250 köyden
50 tanesinde su yok. Bir köyün de adını veriyorum…
ALİ YÜKSEL KAVUŞTU (Çorum) - Hangi köy?
HÜSEYİN BAYINDIR (Devamla) - … köy, Mucur’a bağlı
Yeşilyurt köyü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HALUK KOÇ (Samsun) - Şimdi önergeyi açıklayacak
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
HÜSEYİN BAYINDIR (Devamla) - Köyde hâlâ –arkadaşlar,
acıdır; sayın milletvekillerim, acıdır bu- tankerlerle su içiliyor.
Her köyün önünde tanker var. Üzerine de ne yazmışlar biliyor musunuz:
“Bizim günahımız yok, AKP’nin ayıbı” yazmışlar, haberiniz olsun.
Sayın vekillerim, ben diyorum ki size, siz oy alamayacaksınız.
Genel Başkan Yardımcınız Necati Çetinkaya çıkmış televizyonlara,
diyor ki: “Yüzde 40 oy alacağız.”
HASAN
ANĞI (
HÜSEYİN BAYINDIR (Devamla) - Hayır, asla alamayacaksınız
yüzde 40’ları filan. Size oyu dört kesim verecek: Şu koltuğunu korumaya
çalışan milletvekilleri oy verecek size, örgütlerinizdeki Ali
Dibocular verecek, Galataportçular verecek, bir de IMF’den çıkarı
olan rantçılar verecek. Öbür türlü alamayacaksınız. Necati Çetinkaya’ya
söylüyorum, bırakın yüzde 40’ı, yüzde 20 oy alırsanız ben bıyıklarımı
keseceğim. (CHP sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN BAYINDIR (Devamla) - Son cümlem Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Bayındır, son cümleniz için mikrofonu
açtım.
Buyurun.
HÜSEYİN BAYINDIR (Devamla) - Dileğimiz, IMF’siz
bir Türkiye, ayaklarının üzerinde kalkınabilen bir tarım politikası,
onun geliriyle geçimini sağlayan bir çiftçi. Bundan yanaysanız, buyurun.
Bundan yana değilseniz, hiç burada oturmayın. Zaten zorla geliyorsunuz.
Küme düşmüş takımın seyircileri gibisiniz. Karar yeter sayısıyla
sizi buraya zor topluyoruz. Birbirinize itimadınız kalmamış. Ama
üzülmeyin, bir dahaki dönem biz buradayız, siz de buradasınız.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bayındır.
Sayın milletvekilleri, gerekçesini biraz önce
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Geçici madde 1’i okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1. -
BAŞKAN - Madde üzerinde iki önerge var; geliş sırasına
göre okutup, aykırılığına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 Sıra Sayılı Tohumculuk Yasa
Tasarısının Geçici 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Mehmet
Mehdi Eker
Tarım
ve Köyişleri Bakanı
“5’inci maddenin birinci fıkrası hükmü ile 7’nci
maddenin birinci fıkrası hükmü, kayıtlı çeşidi bulunmayan bitki
türleri ile kayıtlı çeşidi bulunmakla beraber Bakanlığın gerekli
göreceği tohumluk çeşitleri hakkında bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren beş yıl süre ile uygulanmaz.”
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısının
Geçici Madde 1’in aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Atila Emek |
Özlem Çerçioğlu |
Engin Altay |
|
Antalya |
Aydın |
Sinop |
|
Mehmet Kesimoğlu |
Mehmet Semerci |
A.Kemal Deveciler |
|
Kırklareli |
Aydın |
Balıkesir |
|
|
A.Kemal Kumkumoğlu |
|
|
|
İstanbul |
|
Geçici Madde 1. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce 308 sayılı Kanun ile ilgili mevzuat hükümlerine göre
tescil edilen, üretim izni verilen ve ticarî sebze çeşit kayıt listesine
alınan çeşitler, bu Kanun kapsamında kayıt altına alınmış sayılır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 308
sayılı Kanun ile ilgili mevzuat hükümlerine göre özel sektör tarımsal
araştırma kuruluşu olarak tescil edilen kuruluşların, araştırma
ve ıslah yetkileri devam eder.
5 inci maddenin birinci fıkrası hükmü ile 7 nci
maddenin birinci fıkrası hükmü, kayıtlı çeşidi bulunmayan bitki
türleri ile kayıtlı çeşidi bulunmakla beraber, Bakanlığın gerekli
göreceği tohumluk çeşitleri hakkında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren iki yıl süre ile uygulanmaz.
Bu Kanunun uygulanması ile ilgili yönetmelikler,
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, Bakanlıkça
hazırlanarak yürürlüğe konulur. Bu yönetmelikler yürürlüğe konuluncaya
kadar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte 308 sayılı Kanuna dayanılarak
yürürlüğe konulan yönetmeliklerin, bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin
uygulanmasına devam edilir.”
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Gerekçeyi mi okutalım efendim?
Kırklareli Milletvekilimiz Sayın Kesimoğlu gerekçeyi
açıklayacak.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET S. KESİMOĞLU (Kırklareli) - Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan Tasarı’nın geçici 1’inci
maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz önerge doğrultusunda
söz almış bulunuyorum; yüce heyetinizi, bu vesileyle, saygıyla
selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, Tohumculuk Yasa Tasarısı’nın
yerli üreticileri yok edeceğine, Türk çiftçisini yabancı tekellerin
kucağına atacağına ilişkin düşüncelerimizi, benden önce söz alan
değerli milletvekili arkadaşlarım ifade ettiler. Ben, bu anlayışı
doğrulayan bir özelleştirme kararını dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Bu özelleştirme kararı da, benim ilimde bulunan, Lüleburgaz Sarmısaklı
Tohum Üretme Çiftliği değerli milletvekilleri.
Bu Sarmısaklı Tohum Üretme Çiftliği, 1926 yılında,
Ulu Önder Atatürk’ün emriyle kurduruldu. Ülkeye ve bölgeye, korunması
düşüncesiyle emanet edilen bir kurumdur. Bu Sarmısaklı Tohum Üretme
Çiftliği, her dönemde kârlılığını korumuş bir işletmedir sayın milletvekilleri.
12.500 dönümü ekilebilir, 15 bin dönümü sulanabilir, yaklaşık 18
bin dönüm büyüklüğe sahip bir tohum üretme çiftliğinden bahsediyorum
sayın milletvekilleri. Trakya çiftçisinin tüm tohum ihtiyacı buradan
giderilmektedir. Ayrıca, bu topraklarda tarım yapılmaktadır. Gelişmiş
tarım teknikleri bu çiftlikte uygulamaya konmaktadır. Ayrıca, Avrupa’da
en iyi seçilen damızlık hayvanlar da bu çiftlikte yetiştirilmektedir.
2005 yılında, ekim yapılan alanlarda tüm üretimlerdeki verim, ülke
ortalamasının çok çok üzerindedir sayın milletvekilleri. Hâl böyle
iken, 1 Aralık 2005 tarihinde Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararıyla
bu işletme özelleştirme kapsamına alındı, 6 Aralık 2005 tarihinde
de Resmî Gazete’de yayımlandı ve aynı tarihte Sümer Holdinge devredildiğini
Sayın Sanayi Bakanına yönelttiğim soru önergesinden öğreniyoruz
sayın milletvekilleri. Özelleştirme kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından
sonra çiftlikte hayat durdu, hayvanlar alelacele satıldı, çalışanlar
Alpullu Şeker Fabrikasına ve diğer fabrikalara gönderilerek
açıkça mağdur edildi. Çiftlikte
şu anda kimse yok, in cin top oynuyor sayın milletvekilleri.
Doğal
olarak, Lüleburgaz halkı demokratik tepkisini ortaya koydu, onurlu
bir mücadele başlattı, kapalı kapılar ardında alınan bu özelleştirme
kararına karşı bütün kapıları açarak Lüleburgaz Demokrasi Platformunu
oluşturdu. Dernekler, sendikalar, siyasi partiler, çiftçi kuruluşları
düştüler yollara, haykırdılar Lüleburgaz’da, “Satışı kabul etmiyoruz,
KİT’ler, nüfus kâğıdında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yazan herkesin
malıdır” dediler, “satmayacağız, sattırmayacağız” dediler, bu süreçte
ekilmeyen topraklar için cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda
bulundular; geçtiğimiz günlerde bu suç duyurusunu üçüncüye tekrarladılar
değerli arkadaşlar, binlerce imza topladılar, kampanyalar düzenlediler,
bildiriler yayınladılar, paneller düzenlediler, mitingler düzenlediler.
Bütün siyasi partiler geldi, bir tek siyasi parti yoktu, adında
“Adalet ve Kalkınma” olan siyasi parti yoktu, yani siz yoktunuz sayın
milletvekilleri. Ben, bölge milletvekili olarak bu konuda çok soru
önergesi yönelttim, ayrıca Özelleştirme Yüksek Kurulu kararına
karşı yürütmeyi durdurma talepli Danıştay 10. Dairede iptal davası
açtım, yargılama süreci devam ediyor. O açıdan da bakacak olursak,
bu karar açıkça hukuka aykırıdır sayın milletvekilleri. Çiftliğin
durumu bu, Lüleburgaz, Kırklareli halkının yaptıkları bunlar. Peki,
AKP’nin, yani sizin buna bakış açınız nedir diye sorgulayacak olursak,
Sayın Maliye Bakanı “Babalar gibi satarım.” diyor, “Babalar gibi
satarım.” Ayrıca, yine bu kürsüde “Parayı veren düdüğü çalar.” diyor.
Dördüncü Yasama Yılının sonunda, bu konuyla ilgili, Meclis kürsüsünde
yaptığım konuşmanın ardından kürsüye gelen Sayın Devlet Bakanı
Mehmet Ali Şahin aynen şöyle diyor değerli milletvekilleri: “Bunlar,
yapılması gereken işlerdir. Kamunun üstündeki birtakım kamburlardan kurtulma
işlemleridir.” diyor Sayın Bakan Mehmet Ali Şahin. Sayın Bakana göre,
Sarmısaklı Tohum Üretme Çiftliği, devletin sırtında bir kamburdur.
Sarmısaklı Tohum Üretme Çiftliği bir kambur değildir değerli milletvekilleri.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Devlet kasaplık
yapamaz dedik, Et Balık Kurumunu sattık; devlet süt üretemez dedik,
SEK’i sattık; devlet telefonculuk yapamaz dedik, Telekom’u sattık;
devlet tohumculuk yapamaz diyoruz, Sarmısaklı’yı satıyoruz. Eğer,
yakında, devlet emekli bakmaz, sosyal güvenlik kuruluşlarını da kapatalım
dersek şaşmamamız lazım diye düşünüyorum.
Sarmısaklı, her dönemde kârlılığını korumuş bir
işletmedir derim sayın milletvekilleri. Bu açıdan bakacak olursak
Sarmısaklı’nın satılması bir cinayettir, Lüleburgaz halkı da bu cinayetin
mağduru olmak istemiyor. Bayramdan önce, bu kürsüde, fındıkla ilgili
görüşmeler yapılırken, Karadeniz milletvekili, bir AKP milletvekili,
sayın milletvekili, biraz da müstehzi bir ifadeyle, turistik turlar
düzenleneceğini ifade etti fındıkla ilgili olarak. Ben Kırklareli
milletvekiliyim, fındıktan anlamam; ama ben buğdayı bilirim, ayçiçeğini
bilirim, şeker pancarını bilirim. Kırklareli halkı da AKP’yle ilgili
turistik turlar düzenliyor, bilginiz olsun; hazırlıklar tamamlandı,
biletler…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son cümlenizi alayım.
Buyurun.
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Kırklareli çiftçisi
de AKP’yle ilgili turistik tur düzenledi sayın milletvekilleri, hazırlıkların
hepsi tamam, biletler hazır; ama, biletler yalnızca gidiş, bilginiz
olsun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra sayılı Tohumculuk Yasa
Tasarısı’nın geçici 1’inci maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Mehmet
Mehdi Eker
Tarım
ve Köyişleri Bakanı
“5’inci maddenin birinci fıkrası hükmü ile 7’nci
maddenin birinci fıkrası hükmü, kayıtlı çeşidi bulunmayan bitki
türleri ile kayıtlı çeşidi bulunmakla beraber Bakanlığın gerekli
göreceği tohumluk çeşitleri hakkında bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren beş yıl süre ile uygulanmaz.”
BAŞKAN - Sayın Komisyon, katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılıyoruz Sayın Başkan. Gerekçe…
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Ülkemizde yeter sayıda kayıtlı çeşidi
bulunmayan bitki türlerinde halen devam eden çeşit geliştirme ve
çoğaltım faaliyetlerinin sürekliliğinin sağlanması gerekmektedir.
Ayrıca kayıtlı çeşit olsa bile bazı özellikleri ile ülke ekonomisi
bakımından önem taşıyan bitki türlerinde yeni çeşitlerin ülke tarımına
kazandırılması için öngörülen süreden daha uzun bir süreye ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu nedenle geçiş dönemi beş yıl olarak düzenlenmiştir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gerekçesini
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Geçici madde 1’i kabul edilen önerge doğrultusunda
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Geçici
madde 1 kabul edilmiştir.
Geçici madde 2’yi okutuyorum.
GEÇİCİ MADDE 2.-
BAŞKAN - Madde üzerinde 2 önerge vardır. Geliş sırasına
göre okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sayılı tasarının geçici
2. maddesinin 1. fıkrasındaki “altı ay” ifadesinin “bir yıl” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Necdet Budak |
Ayhan Zeynep Tekin Börü |
Recep Özel |
|
Edirne |
Adana |
Isparta |
|
Fahri Keskin |
Hüseyin Besli |
|
|
Eskişehir |
İstanbul |
|
BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısının
geçici madde 2’nin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Ali Kemal Kumkumoğlu |
Özlem Çerçioğlu |
Engin Altay |
|
İstanbul |
Aydın |
Sinop |
|
Hüseyin Ekmekcioğlu |
Atila Emek |
Mehmet Semerci |
|
Antalya |
Antalya |
Aydın |
|
Ali Kemal Deveciler |
Rasim Çakır |
|
|
Balıkesir |
Edirne |
|
Geçici Madde 2.- Bu Kanuna göre seçilmeye engel
bir hâli olmayan gerçek ve tüzel kişiler, alt birlik kurucusu olmak
istedikleri takdirde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
bir yıl içinde Bakanlığa başvurarak birer kuruculuk belgesi alırlar.
Başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde kurucu üyeler, Bakanlığın
tespit edeceği merkezlerde beş üyeden oluşan birer geçici yönetim
kurulu seçerler. Başvurularda Bakanlık, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte faaliyet gösteren dernek ve meslek kuruluşlarına öncelik
tanır.
Bakanlıkça belirlenen merkezlerdeki geçici yönetim
kurulları, geçici yönetim kuruluna seçildikleri tarihi takip
eden bir ay içinde üye kayıt işlemlerini tamamlayarak 20 nci maddeye
uygun olarak ilk genel kurullarını toplantıya çağırarak, organlarının
seçimini gerçekleştirirler. 35 inci maddenin ikinci fıkrasının
(b) bendi, organların ilk seçimlerinde uygulanmaz. Bu madde kapsamındaki
alt birlikler, seçim sonuçlarını Bakanlığa bildirmekle tüzelkişilik
kazanırlar.
En az üç alt birlik tüzel kişilik kazandıktan sonra
Bakanlık, alt birliklerce seçilen Birlik genel kurulu temsilcilerini,
Birlik organlarını seçmek üzere Ankarada toplantıya çağırır. Birlik,
organ seçimlerinin kesinleşmesiyle tüzel kişilik kazanır.
Bu madde kapsamına giren alt birlikler tüzel kişilik
kazanıncaya kadar, alt birlik kurmak için gerekli olan ve bu Kanunda
öngörülen hazırlık çalışmalarında ve temaslarda bulunabilir.
BAŞKAN - Sayın Komisyon, katılıyor musunuz önergeye?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçesini…
Sayın Kamacı buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
NAİL KAMACI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
görüşülmekte olan Kanun Tasarısı’nın geçici 2’nci maddesinde, önerge
üzerine söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün bahsedeceğim konu,
aslında tohumculuk sektöründe en pahalı girdileri sağlayan örtü
altı seracılıktan ve onun son günlerde yaşadığı felaketlerden bahsetmek
istiyorum. Özellikle bayramdan hemen önce, ayın 18’inde Antalya’da
yaşanan sel felaketlerinden dolayı bu bölgemizde yaşayan birçok
çiftçimiz bu konuda mağdur olmuştur değerli arkadaşlar. Şimdi, bölgede
yaşanan bu felaket ilk değildir. Geçtiğimiz dönemlerde, 21 Ocak
2003’te, yine bu konuyla ilgili, bu Mecliste gündem dışı konuşma yapmıştım
ve sorunları burada bir bir dile getirmiştim. Fakat ne yazık ki, geçen
dört yıl süre içerisinde hiçbir önlem alınmadı, önlem alınmaması
bir yana, çalışma da yapılmadı ve bu noktaya gelinceye kadar beklenildi.
Ayın 18’inde meydana gelen sel felaketiyle bu bölgemizde inanılmaz
derecede sorunlar yaşanmaya başlandı. Bu bölgemizde sadece Kumluca,
Mavikent, Beykonak, Finike’de değil, Kaş-Karadağ ve Demre’de birçok
çiftçimizi mağdur eden doğal bir afet yaşandı. Sanki Türkiye’de doğal
afetler artık kanıksandı, doğal olaylar oldu; herkes, nasıl olsa bir
olay olur, daha sonra belki iki üç sene gidebilir diye düşünüyor.
Değerli arkadaşlar, bu olay olan alanlara Antalya’da
bulunan 6 milletvekili arkadaşımızla beraber gittik ve gördüğümüz
manzara gerçekten içler acısı. Nedir bu? Örtü altı seracılık, yaklaşık
birbuçuk-iki ay önce başladı değerli arkadaşlar. Bu başlanılan kısımdan
itibaren bugün domatesler erimeye, biberler olgunlaşmaya başladı
değerli arkadaşlar. Bu noktaya gelinceye kadar çiftçilerimiz,
500 bin liradan başlamak üzere fide, tohum parası verdiler ve geldiğimiz
noktada, bu sel felaketinden dolayı birçok alanda bu sebze ve fideler,
maalesef, suyun altında kaldı ve milin altında kalarak, maalesef,
artık gelecekle ilgili hiçbir şeyi kalmaz hale geldi, üretim yapılmaz
hale geldi değerli arkadaşlar.
Şimdi, bu bölgelerle ilgili daha önce yapılan
çalışmalardan sonra AKP İktidarı bir tasarı getirdi Meclise. Nedir
bu? Tarım Sigorta Kanunu diye… 14 Haziran 2005 Salı günü çıkarılan
bu Tarım Sigorta Kanunu… Şöyle deniyordu… O dönemde Tarım Sigorta
Kanunu, hatırlarsınız, Sayın Bakanın değiştirildiği bir güne
denk gelmişti ve uzun sürmüştü hatta ve ilk Bakanımız şunu söylüyordu:
“Nedir getirmeye çalıştığımız çözüm? Biz son yıllarda tabii afetlere
maruz kalan çiftçilerimize destek yapamıyoruz. Bu, 80’den beri devam
eden bir olay, ama özellikle 2000’den sonra biz çiftçilerimizin mağduriyetini
gidermekte çok düşük bir seviye gerçekleştirebildik. Hatırlarsınız,
2004 yılı bu bakımdan çok olumsuz bir yıldı. 74 ilimizde tabii afet yaşandı,
toplam 600 trilyon zarara karşılık biz 50 trilyon lira ödeyebildik”
diyordu.
Yine, o Tasarı’nın geçişinden sonra Sayın Bakan
Mehdi Eker, “Evet, artık, Türk çiftçisinin Tarım Sigorta Kanunu var
ve bu, sizlerin çok değerli katkılarıyla gerçekleşti” diyor. “Tarım,
bu süre zarfında sık sık dile getirildiği gibi, tabiat şartlarına
bağlı bütün risklere açık bir üretim faaliyetidir. Bunun içindir ki
dünyanın gelişmiş ve gelişmemiş bütün ülkelerinde tarım desteklenmektedir”
diyor değerli arkadaşlar.
Şimdi, bu Kanun Tasarısı çıktı, evet bu Kanun Tasarısı
çıktı; ama, tam birbuçuk yıl geçtikten sonra bu havuzda biriken ne kadar
para var? Şu anda Tarım Sigorta Kanunu’yla ilgili birimlerle görüştüm,
bu havuzda birikmesi gereken paradan hiçbir şekilde 5 kuruş para yok
değerli arkadaşlar. Eğer varsa, Sayın Tarım Bakanı der ki: Evet, biz
çıkardığımız bu Kanun Tasarısı’yla, evet, bugün havuzda -atıyorum-
100 bin Türk lirası var veya 1 milyon Türk lirası var diye söyleyebilir;
ama, benim aldığım bilgilere göre, bugün çiftçimizin bu mağduriyetini
önleyecek tarım sigorta havuzunda herhangi bir Türk lirası yoktur
değerli arkadaşlar. Bunu açıkça söylemek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bunları burada bahsediyoruz,
ama önlemler almak lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
NAİL KAMACI (Devamla) - Bu bölge, hem işçisiyle
hem üretimiyle Türkiye’de önemli bir yere sahip olan bir bölgemiz. Yani,
bu bölgeye başka illerden gelip kendi emeklerinin karşılığında gelir
sağlamaya çalışan binlerce insan var değerli arkadaşlar. Bunun
için bu bölgeye önem vermek lazım. Ne yapmak lazım? Bu bölgede -Finike,
Kumluca bölgesinde- havza planlaması yapılması lazım. Havza planlamasıyla
yeterli olmayan dere kaynaklarının yanına yeni kaynaklar açılarak
denize indirilmesinde fayda var değerli arkadaşlar. Bunun yanında,
aynı şekilde bu bölgelerde yapılabilecek şekilde gölet alanları
var: Beşikçi ve Toptaş. Bu alanlardaki göletler yapıldığı takdirde
sel baskınlarının büyük çoğunluğunu önlemiş olacağız. Sadece
oturmakla ve konuşmakla bu işler olmuyor değerli arkadaşlar. Bunları
yapmadığımız zaman, bugün birisi, yarın bir başkası daha olabilecektir.
Biz, yine, bu arada, 2003 yılındaki bu sel felaketinden
sonra bir araştırma önergesi verdik…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kamacı, son cümlenizi rica edeyim.
NAİL KAMACI (Devamla) - Bitiriyorum.
…fakat, araştırma önergesi, verdiğimiz yerde bekliyor,
hâlâ daha Meclisin Genel Kuruluna gelmiş değil değerli arkadaşlar.
Hâlbuki, Türkiye’nin birçok alanlarında kayısıdan üzüme, fındığa,
her şeye kadar doğal afetler olmakta ve biz bunları sadece seyretmekteyiz
değerli arkadaşlar.
Yine söylüyorum: Çıkarılan Tarım Sigorta Kanunu
14 Haziran 2005, geçmiş birbuçuk yıl. Birbuçuk yıl içerisinde havuzda
biriken herhangi bir nakit yoktur değerli arkadaşlar. Varsa, ben
bilmiyorsam, Sayın Bakan ve yetkililer bunu açıklayabilirler.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kamacı.
Sayın milletvekilleri, gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sayılı tasarının geçici
2. maddesinin 1. fıkrasındaki “altı ay” ifadesinin “bir yıl” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Necdet Budak (Edirne) ve arkadaşları
BAŞKAN - Sayın Komisyon, katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçesini mi?..
Buyurun.
Gerekçeyi okutuyoruz.
NECDET BUDAK (Edirne) - Hayır efendim.
BAŞKAN - Kabul ettikleri için gerekçeyi okutuyorum.
NECDET BUDAK (Edirne) - Takdire bıraktı efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
Gerekçe:
Gerçek ve tüzel kişilere daha makul bir süre kazandırmak
için.
BAŞKAN - Ufak bir usul hatası var, ama maksat hasıl
olmuştur, gerekçe de okunmuştur.
Şimdi önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Geçici madde 2’yi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir madde.
Sayın milletvekilleri, şimdi, yeni bir geçici
madde ilavesine dair bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra sayılı Tohumculuk Kanunu
Tasarısının geçici 2 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
geçici 3 üncü maddenin ilave edilmesinin Genel Kurulun tasvibine
sunulmasını arz ederim.
Mehmet
Mehdi Eker
Tarım
ve Köyişleri Bakanı
GEÇİCİ MADDE 3.-
“233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında
olup, kayıt altına alınmış çeşitlere ait tohumlukları üreten kamu
kuruluşunun memur ve sözleşmeli personeline; bir yıllık tutarı
onaltı yaşını doldurmuş işçiler için geçerli olan bir aylık brüt asgari
ücret tutarının üç katını geçmemek kaydıyla üretimi teşvik primi
ödenebilir. Bu ödeme, kuruluşun tohumluk üretimine devam ettiği
sürece ödenir ve damga vergisi hariç herhangi bir kesintiye tabi
tutulmaz. Bu şekilde ödenecek üretimi teşvik priminin ödeme dönemi
ile bu bu dönemde bu ödemeden yararlanmaya ilişkin usul ve esaslar,
personelin unvanı, görev mahalli ve elde edilen tohumluk satış hasılatına
katkısı dikkate alınarak Yüksek Planlama Kurulu tarafından belirlenir.”
BAŞKAN - Sayın Komisyon katılıyor mu önergeye?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Evet, katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutalım mı efendim?
FARUK ÇELİK (Bursa) - Evet, gerekçeyi okutalım.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Son yıllarda yapılan çalışmalarla hububatta
sertifikalı tohumluk kullanımı, 2001 yılına göre beş kat artırılmış
olmasına rağmen hâlâ ihtiyacın yüzde 32’si kadar kullanım söz konusudur.
Kullanım yetersizliği, son üç yıla gelinceye kadar çiftçi talebinin
azlığından kaynaklanıyor iken, gönümüzde arz noksanı ortaya çıkmıştır.
Üretilen mahsulün başka amaçlar yerine, tohumluk
olarak kullanılması ve arzın artırılması için üretim ve dağıtıma
katılan personelin bu yönde teşvik edilmesi uygun olacaktır. Çünkü,
tohumluk üretimi, sorumluluk ve tecrübe gerektiren, meşakkatli
ve kârlılığı düşük bir faaliyet alanıdır. Eğer bir şekilde teşvik
edilmez ise üretilen mahsulün tohumluğa dönüştürülmesi yerine,
mahsul olarak satışı gündeme gelmektedir.
Ülkemizin, üç yılda bir tohumluk yenileme kriterine
göre takriben 870.000 ton hububat tohumluğuna ihtiyaç bulunmaktadır.
Tohumluk üretimine uygun arazilerin yerleşim yerlerinden uzak olmasının
yanı sıra, üretimin normal mesai dışında ve yılın her mevsiminde çalışmayı
gerektirir nitelikte olması, üretim zincirinde doğrudan ve dolaylı
olarak çalışan kurum personelinin teşvik edilmesini gerektirmektedir.
Tohumluk ıslahı ile uğraşan kurum ve kuruluşlar
için 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına
İlişkin Kanunda yapılan düzenleme ve teşvikler kısa sürede bu alanda
kayda değer gelişmelere neden olmuştur. Islah ve çeşit geliştirmede
sağlanan iyileşmenin, sektörün bütünlüğü göz önüne alınarak, üretim
faaliyetleri için de sağlanması kamu yararının bir gereğidir.
Tohumluğun üretimini teşvik amacıyla verilen
bu primin ödenmesi kuruluşun tohumluğu ürettiği suretiyle sınırlandırılmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gerekçesini
dinlediğiniz geçici madde ihdası olarak istenen önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir
geçici 3’üncü madde olarak.
42’nci maddeyi okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 42.-
BAŞKAN - Bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısının
42. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
A. Kemal Kumkumoğlu |
Özlem Çerçioğlu |
Engin Altay |
|
İstanbul |
Aydın |
Sinop |
|
Hüseyin Ekmekcioğlu |
Atila Emek |
Mehmet Semerci |
|
Antalya |
Antalya |
Aydın |
|
A.Kemal Deveciler |
Orhan Eraslan |
|
|
Balıkesir |
Niğde |
|
Yürürlük
Madde 42.- Bu Kanun 31.12.2006 tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN - Sayın Komisyon, katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz Sayın Başkan.
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Eraslan konuşacak.
BAŞKAN - Gerekçeyi Sayın Eraslan açıklayacak.
Buyurun.
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Tohumculuk Yasası görüşülüyor. Daha önce Grubumuz
adına konuşan arkadaşlarım bu konuyla ilgili ayrıntılı açıklamalar
yaptılar. Bunlara tekrar değinmeyeceğim, ama bu düzenlemeyle, bu
Yasa’yla iki şey yapılıyor:
1) Tohum, tarımsal üretimin en önemli faktörlerinden
olan tohum tamamen özel şirketlere devrediliyor ve kamu buradan çekilmiş
oluyor, kamuyu tamamen çekiyoruz.
2) Çiftçi, tohum tekellerinin eline teslim edilmiş
oluyor.
Bunun pek çok sonuçları vardır. Genetiği değiştirilmiş
organizmalar, biyolojik çeşitliliğin yok edilmesi, bunlar anlatıldığı
için tekrara girmiyorum, ama, lütfen, bu Yasa Tasarısı’nda bir şeyi
dikkatlerden kaçırmayın. Bu Tasarı’ya herkes karşı arkadaşlar. Bizlere
ulaşılabilen, bizim ulaşabildiğimiz üreticiler karşı, üretici
birlikleri karşı, sendikalar karşı, ziraat mühendisleri karşı,
tarımla ilgili bütün kuruluşlar karşı, tarımla ilgili aydınlar
karşı, bilim adamları karşı, ama siz ısrar ediyorsunuz ki bu çıksın.
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra tarımda gelişmeyi
sağlamak için bir formül yapılmıştı. Bu formül, devlet üretme çiftlikleri,
tarım enstitüleri ve fidanlık müdürlükleri biçimindeydi. Kamuyu
buradan çekip, işi, özel sektöre, tamamıyla özel sektöre devrettiğiniz
zaman olabilecek şeyleri söyleyeyim. Bu saate kadar yaptığımız çalışmaların
tamamı İsrail’in tohum tekelleri içindir, tohumculukta ileri giden
İsrail’in tohum tekelleri için TBMM’yi çalıştırıyorsunuz, çiftçiyi
onların kaderine terk ediyorsunuz.
Bakınız, tohumun önemiyle ilgili iki olayı sizlerle
paylaşmak istiyorum değerli arkadaşlarım.
Sayın Başkanım, çok uğultu var, herhâlde sesim anlaşılmıyor.
BAŞKAN - Siz buyurun, Genel Kurula hitap edin.
Arkadaşlar, Sayın Hatibi takip edelim.
ORHAN ERASLAN (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlarım,
benim yöremde patates ekimi yapılır, üstelik Avrupa ölçeğinde
üretim yapılır. Patates tohumu da, ne yazıktır ve ne üzücüdür ki, dışarıdan
ithal edilir. 1970’li yıllarda ithal edilen tohumlarla benim bölgeme
“patates böceği” denilen bir zararlı geldi. Bu zararlı bizim habitatımızda
olmayan bir zararlı, yeni dünyada olan bir zararlı, yani Avrasya ve
Afrika kıtasında, eski kıtada olmayan bir zararlı patates böceği;
Kanada’dan ve Birleşik Devletlerden ithal edilen tohumlarla geldi,
şimdi benim ülkemde, benim coğrafyamda… Bu zararlıya karşı kullanılan
DDT’nin 1970’li yıllarda kullanımı yasaklanmasına rağmen, biz bu böceğin
gelmesi sebebiyle tonlarca DDT’yi bu zararlıyla mücadele için toprağımıza
atmak zorunda kaldık, toprağımızı kirlettik, suyumuzu kirlettik,
milyarlarca, milyonlarca dolar dövizimizi dışarıya akıttık. Bu,
tohumculukta dışarıya bağlı olmanın bir sonucu.
Bununla bitmiyor değerli arkadaşlarım, bir örnek
daha vermek istiyorum. Daha sizin döneminizde, sizin de içinde yer
aldığınız Hükûmetin, sizin Hükûmetiniz döneminde “synchyhtrium endioboticum”
denilen bir mantar, Hollanda ve Almanya’dan ithal edilen, özel sektör
aracılığıyla ithal edilen tohumlarla getirildi. Bu patates siğili
denilen ve toprakta çok uzun yıllar kalabilen, yirmi yıldan fazla kalabilen
bir zararlıya, ürün kalitesini bozan bir zararlıya karşı bugün bilinen
mücadele yolları etkili olamıyor. Kimi ziraat uzmanlarına göre,
yine 1990’lı yıllarda kullanımı yasaklanan metil bromürün kullanılması
öneriliyor, kimileri buna karşı çıkıyor. Ama ortada bir şey var ki,
karantina uygulaması oldu bu zararlının önüne geçmek için, karantina
uygulaması yapıldı. Nevşehir ilinin Kaymaklı kasabasında, Derinkuyu
ilçesinde, Niğde ilinin Ağcaşar köyünde bu karantina uygulamasıyla
patates ekicileri tarlalarına patates ekemez oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ORHAN ERASLAN (Devamla) - Bundan doğan kayıplar
da çeşitli vaatlerle, parlak vaatlerle, çiftçiye Hükûmetinizce giderileceği
söylendiği hâlde bugüne kadar tatmin edici bir zarar giderme olmamıştır,
tatmin edici bir alternatif geliştirilmemiştir, tatmin edici bir
alternatif ürün konulamamıştır.
Ne acıdır ki, ürününü, tohumunu tarlaya ekemeyen…
Yine devletin ihmali sonucu, devletin tohumluk konusunda çiftçiyi
özel sektöre mahkûm etmesi sonucu bir kısım tarım topraklarımız, ne
yazık ki, patates üretiminde kullanılamaz hale gelmiş, halkımız
fakru zaruret içerisinde bırakılmıştır. Bu hususu burada dikkatinize
çekiyorum ve bu Tohumculuk Yasası’nın çıkmamasını, bu Yasa’nın
çiftçiyi tekellere bırakacağını bildiriyor, hepinize saygılar,
sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Eraslan.
Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Madde kabul edilmemiştir.
43’üncü maddeyi okutuyorum:
Yürütme
MADDE 43.-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Tasarı’nın tümünün oylamasından önce, İç Tüzük’ün
86’ncı maddesine göre, lehte olmak üzere, Ümmet Kandoğan.
Aleyhte,
Züheyir Amber… Yok.
Buyurun
Sayın Kandoğan.
Sayın
Kandoğan, beş dakika süre veriyorum.
ÜMMET
KANDOĞAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Tohumculuk
Kanunu Tasarısı üzerinde oyumun rengini belirtmek üzere söz aldım,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Tohumculuk Kanunu, Türkiye’de üzerinde çok tartışılan,
birçok maddesi çok ciddi manada eleştirilen bir Kanun Tasarısı. Benim
de karşı olduğum, çok eleştirdiğim bir hayli maddesi var. Ama, genel
olarak, tohumculuğun bir disiplin altına alınması düşüncesinden
yola çıkarak böyle bir kanunun ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ancak,
ne yazık ki, bu Kanun’un yine bir temel yasa olarak getirilmesinden
dolayı, maalesef, bu konuyla ilgili olarak eleştirilerini, düşüncelerini
ve önerilerini iletmek isteyen milletvekillerimiz, maalesef, yeterli
ölçüde söz alamadılar. Ne hikmettir ki, Adalet ve Kalkınma Partisi, getirmiş
olduğu birçok kanunu temel yasa olarak getiriyor.
Bakınız, Anayasa Mahkemesi, temel yasa olarak
buradan geçen bir kanunun yürütmesini durdurdu: Kamu Denetçiliği
Kanunu. Biliyorsunuz, bununla ilgili olarak, biz, buradan dedik
ki: Bu Kanun Anayasa’ya şu, şu, şu gerekçelerle aykırıdır, Sayın Cumhurbaşkanı
bunu geri gönderir. Sayın Cumhurbaşkanı, Kamu Denetçiliği Kanunu’nu
bir kez daha görüşülmek üzere geri gönderdi. Biz tekrar bu kürsüye
çıktık, dedik ki: “Aynen geçiriyorsunuz. Bu, Anayasa Mahkemesine
gider. Anayasa Mahkemesinden de bu Kanun’la ilgili çıkacak olan karar
mutlaka olumsuz olur.” İtiraz ettiniz. İşte, şimdi, Anayasa Mahkemesi,
kamu denetçiliğiyle ilgili çıkan kanunun yürütmesini durdurdu.
Şimdi, akşamdan beri, öğleden sonradan beri, Adalet
ve Kalkınma Partisi milletvekilleri ısrarla diyordu ki: “Muhalefet
Meclisin çalışmasını engelliyor.” Nasıl engelliyor? Meclisin denetim
yapmayla ilgili hakkını kullanmak isteyen muhalefet milletvekillerine…
“Muhalefetin çalışmasını engelliyor” diye itham edilen milletvekilleri
olduk. Ama, bugün gördük ki, Sayın Cumhurbaşkanından Anayasa Mahkemesine
gönderilen ve Anayasa Mahkemesince yürütmenin durdurulması kararı
verilen kamu denetçiliğiyle ilgili, biz, burada, saatlerce çalıştık.
Şimdi,
ben, buradan sormak istiyorum. Israrla dile getirmiş olmamıza rağmen,
hangi gerekçelerle Anayasa’ya aykırı olduğunu söylememize rağmen,
o Kanun üzerinde ısrar edip, Meclisi saatlerce çalıştıran İktidar
Partisi Grubuna ve milletvekillerine soruyorum: Bunun hesabını
nasıl vereceksiniz? Demek ki, Meclisi boşa çalıştıran, Meclisin
kıymetli vakitlerini... Israrla, inatla bu kanunları buradan geçirerek,
Meclisin çalışmasını nasıl engellediğiniz çok açık bir şekilde ortada.
Şimdi, tarımla ilgili çok şey söylendi. Tarımın
son dört yıldan beri içinde bulunduğu durum yürekler acısı değerli
milletvekilleri.
Bakınız, yeni, basında çıkan bir haber: “Türkiye’nin
çeltik üretiminin önemli bir kısmını karşılayan Çankırı’nın Kızılırmak
ilçesindeki çeltik üreticileri, ürettikleri çeltiği satamamalarını
protesto etmek amacıyla ilçeyi kente bağlayan yol üzerindeki köprüyü
trafiğe kapatıp eylem yaptı.”
İşte, çok taze bir haber. Çeltik üreticilerinin
durumlarının iyi olduğunu, fiyatın iyi olduğunu… Milletvekili
şu anda karşımda. Eğer o milletvekilimizin dediği doğru idiyse,
Çankırı’nın Kızılırmak ilçesindeki bu vatandaşlar ana yolu, trafiği
niye kapattılar? Fındık ile ilgili olarak, Karadeniz milletvekillerimiz,
geldiler, söylediler. Eğer fındık fiyatları, 2,6 milyon lira -2,6
YTL fiyatı- iyi bir fiyat ise, 100 bin fındık üreticisi Karadeniz’de
niye toplandı değerli milletvekilleri?
Elimde rakamlar var. Son üç yıldaki girdi fiyatlarındaki
artışlar: Mazotta yüzde 62, gübrede yüzde 63, tohumluk buğdayda yüzde
49’la yüzde 98, traktörde yüzde 93, yem fiyatlarında yüzde 110.
Ben şimdi soruyorum: Hangi tarım ürününde bu girdi…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, İç Tüzük’ün 86’ncı maddesi
“kısa ve öz” diyor. Buna rağmen, herkese beş dakika verdim, sadece
oyunuzun rengini belirtmek üzere. Bu bakımdan, sizin sözünüzü uzatamayacağım,
sadece selamlayın efendim.
Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Girdi fiyatlarının artışı bu şekildeyken ürün
fiyatlarının da nerelerde olduğunu bütün çiftçilerimiz, köylülerimiz
çok yakından biliyorlar.
Ben, Tohumculuk Kanunu Tasarısı’nın birçok maddesine
karşı olmama rağmen, tohumculukla ilgili, Türkiye’de belli bir sistemi
getireceği, bunu disipline edeceği düşüncesiyle olumlu oy kullanacağımı
ifade ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
Aleyhte, Niğde Milletvekili Sayın Orhan Eraslan.
Sayın Eraslan, aynı ricayı size de yapıyorum, kısa
ve öz.
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
oyumun rengini belirtmek üzere söz almış bulunuyorum, hepinizi
saygıyla selamlarım.
Önemli bir yasayı, ne acıdır ki, temel yasa biçimine
getirdiniz. Ne izleyenler ne buraya çıkıp konuşanlar meramını
ifade edemedi. Beşer dakikayla, beşer dakikayla Türk çiftçisinin
geleceğini, beşer dakikayla muhalefete bu imkânı vermeden, beşer
dakikayla zayi ettiniz arkadaşlar. Bu doğru değil. Bu Yasa’nın neresi
temel yasa? Bunu enine boyuna tartışarak yapmamız gerekirdi.
Bakın, anlatamadık derdimizi. Tohumculuk nedeniyle
benim ilimde, bir köyümde patates ekilemez durumda. Nevşehir ilimizin
bir ilçesinde ve bir kasabasında patates ekilemez durumda. Ordu
ilimizin bir ilçesinde patates ekilemez durumda. Tohum nedeniyle
gelen zararlılar, nematotlar, mantarlar vesaire nedeniyle. Bunlar
dışarıdan geliyor. Tohum konusunda bir millî politika oluşturmazsanız,
tohum meselesini İsrail tekellerinin hatırına, İsrail’in arzu
ettiği şekilde, İsrailli tohum tekellerinin arzu ettiği şekilde
düzenlerseniz, çiftçiye hizmet etmezsiniz. Bu doğru olmaz.
Şunu enine boyuna tartışalım: Bakın, biz, patates
üretmek zorundayız. Bizim toprağımız patatese uygun, bizim iklimimiz
patatese uygun, bizim karnımız patatesten doyar. Patates, çünkü,
yumurtadan sonraki en tam besindir. Biz, genç nüfusuz, bu nüfusu beslemek
zorundayız. Patatesin yerine buğday ekerek besleyemeyiz. Patatesin
yerine başka bir şey ikame edemeyiz. Bizim ektiğimiz patates on
dört ay dayanır depoda, dikkat buyurun, bir yıl demiyorum, on dört ay
dayanır. Böyle bir imkânı bizim elimizden alıyorsunuz. Yani, bunun
karşılığında, bakın, çiftçilerimiz patates ekemedi, toplandı geldi
köylülerimiz, Tarım Bakanına götürdüm, köyün ileri gelenleriyle
birlikte, rahmetli oldu Ağcaşar muhtarımız, rahmetliyle birlikte,
kooperatif başkanıyla birlikte. Adamlar mağdur, soruyorlar bana:
“Ne yapalım, kapkaç mı yapalım?” diyorlar köyün gençleri. Yani, o zaman
yaldızlı parlak vaatler söylendi, çok vaatler verildi. Size inekler
vereceğiz, size hayvancılık kredisi açacağız, size bilmem şunu yapacağız,
size alternatif ürün… Çok cilalı şeyler söylendi…
AYHAN ZEYNEP TEKİN (BÖRÜ) (Adana) - Verdik, verdiğimiz
yerler var.
ORHAN ERASLAN (Devamla) - Yok, öyle bir şey doğru
değil. Bakın “verdik” diyorsanız, Ağcaşarlıları yığarım buraya,
mahcubiyet yaşarsınız, doğru değil. Üç kuruş parayla, “Bunu telafi
ettik, telafi edici ödeme.” diyorsanız, bu, doğru değil arkadaşlar,
doğru değil. Bizi dinliyor insanlar. Şimdi, mağduriyet yaşandı. İnsanlar
mağdur durumda. Bu, tohumculuktan kaynaklanan bir şey; yani, üreticinin
piyasada satılan, tohumcuda satılan ürünü alıp, tohumu alıp tarlaya
atmaktan başka bir kusuru yok, özel bir laboratuvarı yok, onu denetleyebilme
imkânı yok. Böyle bir denetimsiz ortamda tohumculuğu, bütünüyle,
devletin elini çekip özel sektöre, bütünüyle ithalata veriyorsunuz.
Hani, tohumculuk konusunda teknolojiniz ileri olur, gelişirsiniz,
dünya çapında söz sahibi olursunuz da o zaman deriz ki, tamam, bu işi
bir liberalize edelim, liberasyonda fayda var, bizim ülkemizin
menfaatine, şirketlerimiz gider, Avrupa’da para kazanır, başka ülkelerde
para kazanır deriz. Öyle bir şey yok. Biz, tohum alıcısı durumundayız.
Üstelik de bir avuç tohuma milyonlarca lira ödeyen durumdayız. Yani,
böyle bir haldeyken -nasıl olur anlayamıyorum, bunu kabul edemiyorum-
yani, devletin üretme çiftliklerini, Atatürk yadigârı üretme çiftliklerini
-tohum yetiştirsin diye- kapatarak, satarak, yok ederek, devleti,
tümüyle fidanlık müdürlüklerini kapatarak, araştırma enstitülerini
işlemez hale getirerek tümüyle kamuyu buradan çekip özel sektörün
insafına çiftçiyi terk ediyorsunuz; yani, bu, doğru değil değerli
arkadaşlarım. İhtimal ki, çiftçiye şunu demek istiyorsunuz, Sayın
Başbakan bunu dedi: “Ananı al da git.” demek istiyorsunuz. Analarını
alıp gittiler, ama, babalarıyla geliyor; haberiniz olsun.
Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
AYHAN ZEYNEP TEKİN (BÖRÜ) (Adana) - Orhan Bey, o
adam deli, deli.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Eraslan.
Sayın Çorum Milletvekili Ali Yüksel Kavuştu, Başkanlığımıza
yazılı bir müracaatta bulunarak 69’uncu maddeye göre söz verilmesini
talep etmiştir. Ancak, şu müzakere çerçevesinde 69’uncu maddeye
göre sayın milletvekilimize bir söz verme imkânımız yoktur; teşekkür
ederim.
Komisyonun bir talebi var; buyurun.
ALİ YÜKSEL KAVUŞTU (Çorum) - Sayın Başkan, çeltiği
kim konuşacak? Ben çeltikçiyim. Geçen de söz verilmedi. Bu hususta
son söz milletvekilinindir. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Efendim “Son söz milletvekilinindir.” diyorsunuz,
ama, burada öyle bir prosedür de, şu anda size uygun bir söz verimi
imkânı yok. Sizi anlıyorum. Başka şartlarda, inşallah, düşüncenizi
açıklarsınız.
Komisyon Başkanı Sayın Kirişci söz istemiştir.
Buyurun Sayın Başkan.
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) - Sayın Başkanım, son oylamaya geçilmeden önce bir
konunun açıklığa kavuşturulması amacıyla Komisyon olarak ve İç Tüzük’ün
85’inci maddesine göre teknik bir düzeltme talebimiz vardır. Buna
göre, Hükûmet tarafından verilen ve kabul edilen önergeyle 12’nci maddenin
ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında geçen “lira” ibareleri
“yeni Türk lirası” olarak değiştirilmiştir, fakat, buralarda geçen
meblağlar YTL’ye çevrilmemiştir. Bu sebeple, ikinci fıkrada geçen
“on milyar lira”nın “on bin yeni Türk lirası”, üçüncü fıkrada geçen
“on milyar lira”nın “on bin yeni Türk lirası”, dördüncü fıkrada geçen
“yirmi beş milyar lira”nın ise “yirmi beş bin yeni Türk lirası”, beşinci
fıkrada geçen “üç milyar lira”nın “üç bin yeni Türk lirası” olarak değiştirilmesini
bilgilerinize arz ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet bu düzeltmeye katılıyor
mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, bu şekilde düzeltilen
maddelerin hepsinin ayrı ayrı oylanması gerekir.
BAŞKAN - İzin verir misiniz… Başkanlık gereğini
yapacak. Bu, zaten bir madde.
Şimdi, Hükûmetin de katıldığı, Komisyonun açıklamasını
yaptığı maddeyi bu düzeltme çerçevesinde yeniden oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, Tasarı’nın görüşmeleri
tamamlanmıştır.
Tasarı’nın tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Oylama için üç dakikalık süre vereceğim. Bu süre
içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım
istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin,
oy pusulalarını, oylama için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ancak, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var
ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin
ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine oylama
için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum ve oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Tohumculuk Kanunu
Tasarısı’nın açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı
: 264
Kabul : 236
Ret : 27
Çekimser : 1(x)
Böylece, Yasa kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır;
Hayırlı olsun dileğimizi ifade ediyoruz ve Sayın Bakan çok kısa
bir teşekkür konuşması yapacak.
Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tohumculuk Kanun Tasarısı’nın
görüşmeleri tamamlandı ve yüce Meclisin tasvibiyle biraz önce kanunlaştı.
Tabii, burada, ben, öncelikle, emeği geçen herkese
teşekkür ediyorum. Kim bunlar, emeği geçenler? Üniversiteler, Ziraat
Mühendisleri Odası, Ziraat Odaları Birliği, diğer kamu kuruluşları
ve diğer sivil toplum kuruluşları ve hatta Ana Muhalefet Partisinin,
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonundaki çok değerli temsilcilerine
-çünkü, hepsi, Komisyonda görüşülürken bu Yasa’ya katkı sağladılar,
olumlu destek verdiler- hepsine huzurunuzda, ben, teşekkür ediyorum.
Tabiî, bu Yasa görüşmeleri, aslında, bir, neredeyse
rekora da vesile oldu; çünkü, ilk defa, bu kadar uzunca süre bir kanun
görüşüldü. Burada, tabii, değerli sözcüler konu dışında -çoğu olmak
üzere- önergelerde de esasen hiçbir değişiklik öngörmeden, esasa
ait hiçbir değişiklik yapmadan, aynı, Tasarı’daki metnin tamamını
önergeye çevirip sadece bir kelime, bir virgül bazen, bir kelime değiştirmek
suretiyle, bunu, burada, uzunca süre konuşma vesilesi haline getirdiler.
Tabii, bu, bir muhalefet anlayışı. Biz, muhalefet partisinin çalışmalarını,
tabii, saygıyla karşılıyoruz; ama, bu vesileyle, tabii, Kanun Tasarısı’nın
hak etmediği bir biçimde, Türk milletine de kafa karıştıracak yanlış
bilgiler burada verildi. Bunlar doğru değil. Ben daha önceki görüşmelerimde
birkaç kere bunu söyledim. Bir kere
daha -bugün çünkü tekrar bunlar aynı şekilde tekrarlandı- bir kere
daha ifade ediyorum: Bu Kanun, Türk tarım sektörüne fayda getirecek,
fayda sağlayacak bir kanundur. Kesinlikle, söylenilenlerin, iddia
edilenlerin, doğrulukla bir alakası yoktur; çünkü, yanlıştır, yanlış
şeyler söylendi. Ne Türk tarımı uluslararası firmalara peşkeş çekilmekte
ne yerli çiftçiler korumasız bırakılmakta. Bunların hepsinin tedbirleri
alınmıştır ve bu Kanun, Türk tarım sektörüne de, Türk tohumculuk sektörüne
de hizmet edecek, hayırlı hizmetlere vesile olacak önemli bir kanundur.
Ben teşekkür ediyorum.
Bu arada, Sayın Kamacı’yı ben burada göremiyorum,
demin söyledi, çıktı, ısrarla, üç-dört kere altına basa basa söyledi,
dedi ki:”Bu, işte sigorta havuzunda hiç para yoktur, bir kuruş para
yoktur, eğer varsa bana söylesinler.” Ben de kendisine ve değerli
milletvekillerimize şu bilgiyi veriyorum: 2,6 trilyon TL para vardır
sigorta havuzunda birikmiş. 10.234 poliçe kesilmiş, yani bundan
10.234 çiftçimiz istifade etmiştir bu Kanun’dan ve 2,6 trilyon lira
da bu havuzda para birikmiştir; onu da ben bilgilerine sunmak istiyorum.
Esasen, bütün değerli konuşmacıların burada
söyledikleri hususların hepsine verilecek cevap vardır; fakat,
vakit olmadığı için ben sizin daha fazla
zamanınızı almak istemiyorum. Bu Kanun’un hayırlı uğurlu olmasını
diliyorum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, çalışma saatimiz tamamlanmak
üzeredir; bu nedenle, alınan karar gereğince, kanun tasarısı ve
tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 1 Kasım 2006 Çarşamba günü
saat 14.00’te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
İyi
akşamlar.
Kapanma Saati :
21.55