DÖNEM:
22 CİLT: 124 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
117
nci Birleşim
20 Haziran 2006 Salı
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Edirne
Milletvekili Ali Ayağ'ın, tarihî ve geleneksel Kırkpınar yağlı güreşlerinin
645 inci yıldönümüne ve bu sporun yaşatılmasının önemine ilişkin gündemdışı
konuşması
2.- İzmir
Milletvekili Oğuz Oyan'ın, belediyelerde norm kadro ilke ve standartlarıyla
ilgili esaslar hakkındaki karara ilişkin gündemdışı konuşması ve İçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
3.- İstanbul
Milletvekili İlhan Albayrak'ın, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele
Gününe ve Afrika'da yaşanan kuraklığa bağlı açlık tehlikesine karşı alınması
gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- TBMM Başkanlığınca esas komisyon
olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna, tali komisyon olarak da Millî Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor Komisyonuna havale edilmiş olan, İstanbul Milletvekili
Berhan Şimşek ve 17 milletvekilinin, Devlet Memurları Kanununa Ek Madde
Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifinin (2/763) amaç ve içerik açısından,
esas komisyon olarak Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda
görüşülmesine ilişkin Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı tezkeresi
(3/1078)
2.- Dilekçe
sahiplerine süresi içerisinde cevap vermek amacıyla, TBMM'nin tatilde
bulunduğu süre içerisinde de çalışmalarına devam etmesine ilişkin Dilekçe
Komisyonu Başkanlığı tezkeresi (3/1079)
3.- Kültür
ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un Kazakistan'a yaptığı resmî ziyarete
katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1080)
4.-
Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Malatya Milletvekili Süleyman
Sarıbaş'ın, Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
(2/683) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/397)
5.- İstanbul
Milletvekili Berhan Şimşek'in, Sivas Madımak Oteli'nin Barış, Kültür ve
Sanat Müzesi Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin (2/570) doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/398)
C) ÇEŞİTLİ İŞLER
1.- Genel
Kurulu ziyaret
V.- ÖNERİLER
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.-
(10/358) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
20.6.2006 Salı günkü birleşiminde görüşülmesine ilişkin Anavatan Partisi
grup önerisi
2.- Genel
Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine
ilişkin CHP grup önerisi
VI.- AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Hatay
Milletvekili Fuat Geçen'in, Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş ile
Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan'ın, konuşmalarında, adının, yolsuzluklar
konusundaki iddialara esas teşkil edecek şekilde anılmasına ilişkin açıklaması
2.- Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz'un, Partisinin Disiplin Kuruluna sevk edilen milletvekilinin
iddialarını ispat etmesi gerektiğine, sadece sözde kalan ithamların doğru
olmadığına ilişkin açıklaması
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale
Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası
Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi
(Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.- Bazı
Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında
Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması
İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1115) (S. Sayısı: 1147)
4.- Mardin Milletvekili Nihat Eri ve
4 Milletvekilinin; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu
ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/813) (S. Sayısı: 1205)
5.- Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin
Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Tasarısı ve Iğdır Milletvekili
Dursun Akdemir ile Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan ve Trabzon Milletvekili
Kemalettin Göktaş ile 12 Milletvekilinin, Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin
Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Teklifleri ve Adalet Komisyonu
Raporu (1/994, 2/321, 2/474) (S. Sayısı: 952)
6.- Türkiye
Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1188) (S. Sayısı:
1202)
7- Denizli Milletvekili Osman Nuri
Filiz ile Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali'nin; Devlet Planlama Teşkilatı
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(2/499) (S. Sayısı: 949)
8.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz'un; Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(2/773) (S. Sayısı: 1200)
VIII.- SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Hatay Milletvekili
Gökhan DURGUN'un, 2003'ten itibaren Hatay'da yapılan ihalelere ilişkin
sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/13787)
2.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, Adana Bölge Müzesinin ulusal müze statüsüne alınıp alınmayacağına
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/13892)
3.- İzmir Milletvekili
Canan ARITMAN'ın, ören yeri gelirlerinin yerel yönetimlere devredilip devredilmeyeceğine
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/13893)
4.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, müzelerin güvenliğine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm
Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/13897)
5.- Antalya Milletvekili
Atila EMEK'in, Antalya-Manavgat'ta belirlenen golf alanlarına ilişkin
sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/13898)
6.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, Malî Suçları Araştırma Kurulunun yetkilerinin sınırlandırılacağı
iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın
cevabı (7/13937)
7.- Adana Milletvekili
Tacidar SEYHAN'ın, Bingöl'deki TOKİ konutlarıyla ilgili iddialara ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
ŞAHİN'in cevabı (7/13940)
8.- İzmir Milletvekili
Muharrem TOPRAK'ın, anne ve bebek ölümlerinin azaltılması çalışmalarına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı
(7/13945)
9.- Diyarbakır
Milletvekili Muhsin KOÇYİĞİT'in, bazı kişilerin TMSF ile ilgili görev alıp
almadıklarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
ŞENER'in cevabı (7/13970)
10.- Şanlıurfa
Milletvekili Turan TÜYSÜZ'ün, bazı kişilerin TMSF ile ilgili görev alıp almadıklarına
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
ŞENER'in cevabı (7/13971)
11.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin bazı ihalelerine ve yaptırdığı işlerle
ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/13975)
12.- Karaman Milletvekili
Mevlüt AKGÜN'ün, Umre organizasyonlarının denetimine ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı Mehmet AYDIN'ın cevabı (7/13989)
13.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin sorusu
ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/14008)
14.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, Adana-Seyhan'daki Şeyh Cemil Nardalı Konağının restorasyonuna
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/14009)
15.- Sinop Milletvekili
Engin ALTAY'ın, Millî Eğitim eski Bakanı Mustafa Necati'nin evinin kiraya
verilmesine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı
(7/14010)
16.- Trabzon Milletvekili
Asım AYKAN'ın, festivallere ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla
KOÇ'un cevabı (7/14011)
17.- Karaman Milletvekili
Mevlüt AKGÜN'ün, Türk tarih ve kültürünün büyük şahsiyetlerinin tanıtılmasına
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/14012)
18.- Karaman Milletvekili
Mevlüt AKGÜN'ün, 65 yaş üzerindekilerin aylıklarına ve sağlık karnelerine
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/14020)
19.- Gaziantep
Milletvekili Abdulkadir ATEŞ'in, Türkiye ve dört ülkenin ortaklaşa
girişimiyle bir savaş uçağı üretilmesi projesine ilişkin sorusu ve Millî
Savunma Bakanı M. Vecdi GÖNÜL'ün cevabı (7/14031)
20.- Balıkesir Milletvekili
Turhan ÇÖMEZ'in, Türkiye-ABD ortak taarruz uçağı projesine ilişkin sorusu
ve Millî Savunma Bakanı M. Vecdi GÖNÜL'ün cevabı (7/14032)
21.- İzmir Milletvekili
Muharrem TOPRAK'ın, sağlık göstergelerine ve doğum kontrolüne ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/14035)
22.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Dinç Bilgin'in 28 Şubat süreciyle ilgili bir
açıklamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/14198)
23.- Edirne Milletvekili
Nejat GENCAN'ın, Toplu Konut İdaresinin Edirne'deki faaliyetlerine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
ŞAHİN'in cevabı (7/14201)
24.- Zonguldak
Milletvekili Harun AKIN'ın, Filyos Vadisindeki yerleşim birimlerinin
ekonomik kalkınmasına yönelik projeye ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/14218)
25.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Gaziantep Çimento Fabrikasının bir ihalesine
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
ŞENER'in cevabı (7/14219)
26.- İstanbul
Milletvekili Halil AKYÜZ'ün, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi Müdürlüğüne
yapılan atamaya ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un
cevabı (7/14232)
27.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya'daki bir antik kentin aydınlatmadan
doğan elektrik borcuna ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla
KOÇ'un cevabı (7/14234)
28.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, bayan itfaiye teknikerlerinin atanmasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
ŞAHİN'in cevabı (7/14252)
29.- Hatay Milletvekili
Fuat ÇAY'ın, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Tebliği kapsamındaki
illere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/14257)
30.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, basın müşavirliğine yapılan atamalara ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/14266)
31.- Edirne Milletvekili
Rasim ÇAKIR'ın, Edirne'de orman vasfını yitirmiş arazilerin ağaçlandırılmasına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/14268)
32.- Edirne Milletvekili
Rasim ÇAKIR'ın, bir bürokratın bir siyasî partinin il kongresine katıldığı
iddiasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı
(7/14269)
33.- Balıkesir Milletvekili
Turhan ÇÖMEZ'in, golf sahası olarak tahsis edilen arazilere ilişkin sorusu
ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/14270)
34.- İstanbul
Milletvekili Lokman AYVA'nın, yaşlılık aylığı bağlanmasında karşılaşılan
bir soruna ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/14304)
35.- Şanlıurfa
Milletvekili Turan TÜYSÜZ'ün, hastanelerde enfeksiyonlara yol açan
virüse ve Yüksek Sağlık Şûrasına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın
cevabı (7/14311)
36.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, basın müşavirliğine yapılan atamalara ilişkin sorusu ve
Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/14324)
37.- Adana Milletvekili
Tacidar SEYHAN'ın, Bingöl'ün bazı köylerinin telefon sorununa ilişkin
sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/14328)
38.-Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, basın müşavirliğine yapılan atamalara ilişkin sorusu ve
Millî Savunma Bakanı M. Vecdi GÖNÜL'ün cevabı (7/14333)
39.- Zonguldak
Milletvekili Nadir SARAÇ'ın, Zonguldak İl sınırının değiştirilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı
(7/14338)
40.- Ankara Milletvekili
Yakup KEPENEK'in, Cumhuriyet Gazetesine yapılan bombalı saldırılarla ilgili
açıklamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/14343)
41.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Bilecik İlindeki belediyelere yapılan yardımlara ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/14353)
42.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, bir köşe yazarının ifade ettiği rüşvet içerikli iddialara
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
ŞENER'in cevabı (7/14355)
43.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF yöneticilerinin icraatlarının Anayasaya uygunluğuna
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
ŞENER'in cevabı (7/14356)
44.- Balıkesir Milletvekili
Turhan ÇÖMEZ'in, İzmir-Bergama Bazilikasında yapılan bir ayine ilişkin
sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/14364)
45.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Bilecik'te yapılan ihalelere ilişkin sorusu ve Ulaştırma
Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/14398)
46.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Bilecik'teki ibadethanelere yapılan yardımlara ve din
görevlisi açığına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet AYDIN'ın cevabı
(7/14399)
47.- Trabzon Milletvekili
M. Akif HAMZAÇEBİ'nin, İstanbul Atatürk Hava Limanı Serbest Bölgesinde
bir şirkete yapılan arazi tahsisine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad
TÜZMEN'in cevabı (7/14400)
48.- Balıkesir Milletvekili
Turhan ÇÖMEZ'in, açılan ve kapanan şirket sayısındaki artışın nedenine ilişkin
sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/14402)
49.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Denizli'de yapılan ihalelere ilişkin sorusu ve Ulaştırma
Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/14492)
50.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, TBMM Spor Oyunları kapsamındaki atıcılık müsabakasına
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili İsmail ALPTEKİN'in
cevabı (7/14569)
51.- İstanbul
Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, TBMM Spor Oyunları kapsamındaki atıcılık
müsabakasına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili
İsmail ALPTEKİN'in cevabı (7/14570)
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak yedi oturum yaptı.
Balıkesir Milletvekili Ali Kemal Deveciler, Körfez Zeytin
Hastalık ve Zararlılarıyla Mücadele Birliğinin finans sıkıntısı çekmesi
sonucunda zeytin zararlılarıyla havadan yapılan mücadelenin aksamasının
olumsuzluklarına ve alınması gereken tedbirlere,
Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan Balandı, demokratik
rejimlerde önemi gün geçtikçe artan basın etiğine,
İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.
Konya Milletvekili Remzi Çetin'in, Türkiye'nin Avrupa
Birliği üyeliği katılım sürecinde atılan adımlara ve bu konudaki gelişmelere
ilişkin gündemdışı konuşmasına, Devlet Bakanı Ali Babacan cevap verdi.
Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu, Çorum İline bağlı
bazı köylerde görülen ve kenelerden bulaşan Kongo-Kırım kanamalı ateşi hastalığı
vakalarına ilişkin bir açıklamada bulundu.
Muş Milletvekili Mehmet Şerif Ertuğrul'un (3/983)
(S. Sayısı: 1178),
Samsun Milletvekili Haluk Koç'un (3/984) (S. Sayısı:
1179),
Yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerek
bulunmadığı hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu
karma komisyon raporları Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Bulgaristan Ulusal Meclis Başkanı Georgi Pirinski'nin
davetlisi olarak Bulgaristan'a resmî ziyarette bulunacak olan Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın beraberindeki Parlamento
heyetini oluşturmak üzere gruplarınca isimleri bildirilen milletvekillerine
ilişkin Başkanlık tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmının 310 uncu sırasında yer alan
(10/369) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin öngörüşmesinin,
Genel Kurulun 15.6.2006 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
CHP Grubu önerisinin, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edilmediği açıklandı.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmının:
1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici
Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı: 305), görüşmeleri,
daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden;
2 nci sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil
ve Terkinine İlişkin (1/1030)
(S. Sayısı: 904),
3 üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi
Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair (1/1115) (S. Sayısı: 1147),
Kanun Tasarılarının görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri
Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
4 üncü sırasında bulunan ve İçtüzüğün 91 inci maddesi
kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler halinde görüşülmesi
kararlaştırılmış olan, Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısının (1/1158)
(S. Sayısı: 1206), görüşmeleri tamamlanarak, elektronik cihazla yapılan
açıkoylamadan sonra, kabul edilip kanunlaştığı açıklandı.
5 inci sırasında bulunan, Mardin Milletvekili Nihat
Eri ve 4 Milletvekilinin, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin (2/813) (S. Sayısı: 1205),
tümü üzerinde bir süre görüşüldü.
20 Haziran 2006 Salı günü saat 15.00'te toplanmak
üzere, birleşime 21.56'da son verildi.
|
|
Nevzat Pakdil |
|
|
|
Başkanvekili |
|
|
Bayram Özçelik |
|
Türkân Miçooğulları |
|
Burdur |
|
İzmir |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
No.: 162
II.- GELEN
KÂĞITLAR
19 Haziran 2006
Pazartesi
Teklifler
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in; İmar Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/820) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.6.2006)
2.- Nevşehir Milletvekili
Osman Seyfi ve 7 Milletvekilinin; Tabiî Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere
Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun Teklifi (2/821) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14.6.2006)
Süresi İçinde
Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, bazı bürokratlara uygulanan disiplin cezalarına ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13426)
2.- İzmir Milletvekili
Canan ARITMAN'ın, Sudanlı bir işadamı ile gizli bir görüşme yaptığı iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13926)
3.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Burdur-Bucak-Gündoğdu Beldesinin içme suyu
sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13927)
4.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Denizli-Burdur karayolu Güney Beldesi geçişindeki
elektrik direklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13928)
5.- İzmir Milletvekili
Bülent BARATALI'nın, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13929)
6.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, bir şahsın Başbakan danışmanı sıfatıyla yaptığı
iddia edilen görüşmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13930)
7.- Hatay Milletvekili
Abdulaziz YAZAR'ın, ABD'nin İskenderun Limanını kullanmak istediği iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13931)
8.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, Antalya'daki bazı işyeri yapı kooperatiflerinin sorunlarıyla
ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13934)
9.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, özel güvenlik şirketlerine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/13935)
10.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13936)
11.- Adana Milletvekili
Tacidar SEYHAN'ın, Bingöl'deki depremlerin mağdurlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13941)
12.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Konya İlindeki bazı proje ve çalışmalara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13942)
13.- Mersin Milletvekili
Mustafa ÖZYÜREK'in, millî egemenlikle ilgili bazı ifadelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13943)
14.- İstanbul Milletvekili
Mehmet SEVİGEN'in, bir konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13944)
15.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, uzay araştırmaları ve çalışmalarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13946)
16.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, Adana İlindeki yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/13948)
17.- İstanbul Milletvekili
Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, bir öğretmen lisesiyle ilgili bazı iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13951)
18.- Mersin Milletvekili
Ersoy BULUT'un, yabancıların taşınmaz edinmelerine ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/13953)
19.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Burdur-Çavdır-Kozağaç Beldesinin yayla yolunun
iyileştirilmesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13954)
20.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/13955)
21.- Adana Milletvekili
Tacidar SEYHAN'ın, Bingöl İlinin bazı ilçelerinin karayolu sorununa ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/13956)
22.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13957)
23.- Samsun Milletvekili
Haluk KOÇ'un, BAĞ-KUR'luların refakatçi, ambulans ve yol ücretlerinin ödenmemesine
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13958)
24.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, İzmir-Bornova-Gökdere Köyünde bulunan zehirli atık dolu
varillere ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13960)
25.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, ABD ile ortak hazırlanacak "stratejik vizyon belgesi"ne
ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi
(7/13966)
26.- Ankara Milletvekili
Ayşe Gülsün BİLGEHAN'ın, Fransa Ulusal Meclisinde görüşülecek olan Ermeni
soykırımı iddialarıyla ilgili yasa teklifine ilişkin Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/13967)
27.- Malatya Milletvekili
Süleyman SARIBAŞ'ın, Türkçenin AB'nin resmi dili olmasına ilişkin Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/13968)
28.- Zonguldak
Milletvekili Harun AKIN'ın, AB'nin bölgesel kalkınma fonlarından yararlanacak
illere ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi
(7/13979)
29.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, kamu borç stoğuna ilişkin Devlet Bakanından (Ali
BABACAN) yazılı soru önergesi (7/13981)
30.- Balıkesir Milletvekili
Turhan ÇÖMEZ'in, sosyal, kültürel ve eğitim alanlarında AB'nin desteklediği
projelere ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi
(7/13982)
31.- Balıkesir Milletvekili
Turhan ÇÖMEZ'in, 2001 ila 2005 yıllarındaki bazı ekonomik göstergelere
ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/13983)
32.- Adana Milletvekili
Kemal SAĞ'ın, "Ekranın Büyüsüne Kapılmadan" adlı kitabın yazarına
ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/13985)
33.- Manisa Milletvekili
Ufuk ÖZKAN'ın, petrol arama ve üretim faaliyetlerine ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13990)
34.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimine ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13991)
35.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13992)
36.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Burdur-Tefenni-Sazak Köyü arazisinin sulama suyu ihtiyacına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13993)
37.- Bursa Milletvekili
Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın, doğalgaz fiyatlarının sanayi sektörüne etkilerine
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13994)
38.- Adana Milletvekili
Tacidar SEYHAN'ın, Bingöl İlindeki baraj projelerine ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13995)
39.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Mavi Tünel Projesiyle ilgili çalışmalara ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13996)
40.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Konya-Bozkır-Çağlayan'da yapılmakta olan gölete ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13997)
41.- Giresun Milletvekili
Mehmet IŞIK'ın, Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş. Giresun Müessese Müdürlüğünün
bazı ihalelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13998)
42.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Demre
İlçesinin hükümet konağı ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13999)
43.- Kocaeli Milletvekili
İzzet ÇETİN'in, Ömerli Barajı su toplama havzasında kurulmasına izin
verilen bir sanayi tesisine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14001)
44.- Kocaeli Milletvekili
İzzet ÇETİN'in, Yerel Yönetimler Kamu İşverenleri Sendikasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14002)
45.- Kocaeli Milletvekili
İzzet ÇETİN'in, Kocaeli-Derince Belediyesinin alımlarıyla ilgili iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14003)
46.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bir imar düzenlemesi ile
inşaat ve gayrimenkul yatırım ortaklıklarında ihaleye çıkıp çıkmayacağına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14005)
47.- Ankara Milletvekili
Yakup KEPENEK'in, Ankara Büyükşehir Belediyesinin kullandığı ambleme ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14006)
48.- Antalya Milletvekili
Nail KAMACI'nın, Antalya-Demre Vergi Dairesinin personel ihtiyacına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14014)
49.- Antalya Milletvekili
Nail KAMACI'nın, vergi uyuşmazlığı davalarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14016)
50.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, yatırımların ve istihdamın teşvikiyle ilgili kanun
kapsamına alınan illerdeki yatırımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14018)
51.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, görevden alınan bürokratlara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14022)
52.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Ali ÖZPOLAT'ın, İstanbul Bağcılar Orhangazi Lisesinden bir öğrencinin
ilişiğinin kesilmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14025)
53.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, İstanbul Şile'de iki köy ilköğretim okulunun bir şirkete
tahsis edilmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14028)
54.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14033)
55.- Ordu Milletvekili
İdris Sami TANDOĞDU'nun, pratisyen hekimlerin ilaç yazma yetkisinin
kısıtlanmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14036)
56.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Atlasjet Havayollarının Denizli uçuşlarının iptal
edilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14045)
57.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14046)
58.- İstanbul Milletvekili
Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, İzmit'in Derince Limanındaki TCDD'ye ait bir
tesisin kiralanmasıyla ilgili soruşturmaya ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14047)
59.- İstanbul Milletvekili
Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Teftiş Kurulu Başkanı hakkındaki iddialara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14048)
60.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, Türk Telekom'un 2005 yılı kârına ve kamuya geçen personeline
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14049)
61.- Eskişehir Milletvekili
Mehmet Vedat YÜCESAN'ın, Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14050)
62.- İzmir Milletvekili
Ahmet ERSİN'in, İzmir'deki bazı kamu ihalelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14053)
63.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, TCDD'nin belediyelere hurda malzeme satışına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14054)
64.- Ankara Milletvekili
Yılmaz ATEŞ'in, Ankara'da okullara uygulanan su tarifesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14055)
65.- Antalya Milletvekili
Nail KAMACI'nın, Tuzla Belediyesince yeni evli çiftlere dağıtılan bir
kitaba ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14056)
66.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14057)
67.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14058)
68.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14059)
69.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14060)
70.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14061)
71.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14062)
72.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki bir köye memba yapımı için ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14063)
73.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki bir köye memba yapımı için ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14064)
74.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak ve Damal'daki bazı köylere memba yapımı için
ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14065)
75.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14066)
76.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14067)
77.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14068)
78.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köyün şehir deposu yapımı için ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14069)
79.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof'taki bir köye memba yapımı için ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14070)
80.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof'taki bir köye memba yapımı için ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14071)
81.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof'taki bir köye memba yapımı için ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14072)
82.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof'taki bir köye memba yapımı için ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14073)
83.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof'taki bir köye memba yapımı için ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14074)
84.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof'taki bir köye memba yapımı için ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14075)
85.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki bir köye memba yapımı için ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14076)
86.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki bir köye memba yapımı için ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14077)
87.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14078)
88.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14079)
89.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14080)
90.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14081)
91.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14082)
92.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14083)
93.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14084)
94.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14085)
95.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14086)
96.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14087)
97.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Damal'daki köy yolları onarımı ve köprü yapımına ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14088)
98.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14089)
99.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14090)
100.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14091)
101.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14092)
102.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14093)
103.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14094)
104.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14095)
105.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14096)
106.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Damal'daki bir köyün stabilize yol yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14097)
107.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14098)
108.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14099)
109.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14100)
110.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14101)
111.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14102)
112.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14103)
113.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14104)
114.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14105)
115.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14106)
116.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14107)
117.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14108)
118.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14109)
119.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14110)
120.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14111)
121.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14112)
122.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14113)
123.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14114)
124.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki köy yolları onarımı ve köprü yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14115)
125.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki bir köprü yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14116)
126.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Göle'deki bir köprü yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14117)
127.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14118)
128.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14119)
129.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14120)
130.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14121)
131.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14122)
132.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14123)
133.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14124)
134.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14125)
135.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14126)
136.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14127)
137.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14128)
138.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Posof’taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14129)
139.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Posof’taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14130)
140.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Posof’taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14131)
141.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Posof’taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14132)
142.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Posof’taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14133)
143.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Posof’taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14134)
144.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Posof’taki bir köyün stabilize yol yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14135)
145.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Posof’taki köy yolları onarımı ve köprü yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14136)
146.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Posof’taki bir köprü yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14137)
147.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14138)
148.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14139)
149.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14140)
150.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14141)
151.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14142)
152.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14143)
153.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14144)
154.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14145)
155.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan
Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14146)
156.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14147)
157.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14148)
158.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14149)
159.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14150)
160.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14151)
161.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14152)
162.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14153)
163.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14154)
164.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14155)
165.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14156)
166.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14157)
167.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14158)
168.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14159)
169.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14160)
170.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14161)
171.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14162)
172.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14163)
173.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14164)
174.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14165)
175.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki
köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14166)
176.- Mersin Milletvekili
Hüseyin ÖZCAN'ın, Diyarbakır Millî Eğitim Müdürü hakkındaki bazı iddialara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14169)
177.- Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, halk
eğitim merkezlerinde çalışan usta öğreticilere ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14170)
178.- Antalya Milletvekili
Atila EMEK'in, Manavgat Devlet Hastanesinde uzman doktor ihtiyacına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14172)
179.- İstanbul
Milletvekili Hasan AYDIN'ın, TMSF'ye devredilen bir şirketler grubunda
yapılan atamalara ve bazı iddialara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Abdullatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/14176)
No.: 163
II.- GELEN
KÂĞITLAR
20 Haziran 2006
Salı
Raporlar
1.- Kütahya Milletvekili Soner Aksoy ile 7 Milletvekilinin;
Jeotermal Enerji Kaynakları ve Mineralli Sular Kanunu Teklifi, İzmir Milletvekili
Hakkı Ülkü'nün; Jeotermal Kaynaklar ve Mineralli Sular Kanun Teklifi ve
Denizli Milletvekili Mehmet Yüksektepe'nin; Jeotermal Kaynakları ve Mineralli
Sular Kanunu Teklifi ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/454, 2/76, 2/579) (S. Sayısı: 1208) (Dağıtma
tarihi: 20.6.2006) (GÜNDEME)
2.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş'ın; Sosyal Yardımlaşma
ve Dayanışmayı Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/775) (S. Sayısı: 1209) (Dağıtma tarihi:
20.6.2006) (GÜNDEME)
3.- Bütçe Kanunlarında
Yer Alan Bazı Hükümlerin İlgili Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Eklenmesi
ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş ve 9 Milletvekilinin;
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/1219, 2/812) (S. Sayısı: 1210) (Dağıtma tarihi:
20.6.2006) (GÜNDEME)
4.- Kamu Finansmanı
ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1193) (S. Sayısı: 1211) (Dağıtma
tarihi: 20.6.2006) (GÜNDEME)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.04
20 Haziran 2006 Salı
BAŞKAN: Başkanvekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya),
Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 117 nci Birleşimini açıyorum.
III. - YOKLAMA
BAŞKAN - Elektronik
cihazla yoklama yapacağım.
Yoklama için 5
dakika süre veriyorum. Sayın milletvekillerinin, oy düğmelerine basarak
salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme
giremeyen milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden
yardım istemelerini; buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama
pusulalarını, görevli personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.
Gündemdışı ilk
söz, Kırkpınar güreşlerinin tarihî ve geleneksel önemi hakkında olmak
üzere, Edirne Milletvekili Sayın Ali Ayağ'a aittir.
Buyurun Sayın
Ayağ. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz 5 dakika.
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Edirne Milletvekili Ali Ayağ'ın,
tarihî ve geleneksel Kırkpınar yağlı güreşlerinin 645 inci yıldönümüne ve
bu sporun yaşatılmasının önemine ilişkin gündemdışı konuşması
ALİ AYAĞ (Edirne)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarihî Kırkpınar yağlı güreşlerinin
645 inci yıldönümü nedeniyle söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Sultanlar şehri
Edirnemiz, nice cihan imparatorluklarına şahitlik etmiş, bunlardan en
şanlısı yüce devletimize doksaniki yıl başkentlik yapmış, şanlı geçmişiyle
tarihimizin en değerli kentlerindendir. Tarihe damgasını vurmuş köprüleriyle,
mucizenin vücut bulduğu Selimiyesiyle, yüzyıllara meydan okuyan kervansaraylarıyla,
cihana nam salmış ölümsüz pehlivanlarıyla, yiğitliğin can bulduğu muhteşem
bir şehir, yaşayan bir müzedir Edirne.
Edirnemizin sahip
olduğu büyük tarihî kimlik Avrupa tarafından da tescillenmiş ve Sağlık
Müzemiz Avrupa Konseyi tarafından 2004 yılı Avrupa müze ödülüne layık görülmüştür.
Sarayiçi'nde aç
bırakılarak ölüme mahkûm edilen asker-sivil 20 000 şehidin aziz hatıralarını
yaşatmak amacıyla Sarayiçi'nde 1994 tarihinde bitirilen Balkan Şehitliğimiz
de Edirnemizin tarihini yedi düvele gösteren büyük bir eserdir.
Edirne'nin temsil
ettiği kültür, insanımızın yüksek karakteri, şerefi, vatan sevgisi ve millet
bilincinin özetidir. Bu yüksek kültürün yapıtaşlarından biri de,
geleneğinin başlangıcı, kahraman ordumuzun Rumeli'nin fethiyle başlayan
tarihî Kırkpınar yağlı güreşleridir.
Edirne'de, er meydanında
sadece yiğitler güreşmez; orada akıtılan ter, bir milletin direniş ve özgürlük
ruhunun saklı olduğu mücadele azminin sembolüdür.
Kırkpınar, yalnızca
bir coğrafyanın, Edirne'nin değeri değil, orada vücut bulan bir milletin,
Müslüman Türk Milletinin yiğitlik destanının yazıldığı paha biçilemez bir
kültür mirasıdır.
Değerli milletvekilleri,
yiğit pehlivanlarımızın spor tarihimize kazandırdığı şanlı sayfalar,
kuşaktan kuşağa aktarılan ve aktarılacak övünç abideleridir. Köklü ve millî
kimliğimizi yansıtan gelenekleriyle Kırkpınar'ın başarı destanları, Türk
gencinin her zaman daha büyük hedeflere koşmasını sağlayacak övünç kaynaklarıdır.
Pehlivan, yiğitliğin,
mertliğin, dürüstlüğün, üstün şahsiyet sahibi olmanın, saygınlığın,
dayanışma ve ahlakın kişiselleşmiş biçimidir. "Ben, güreşirken, arkamda
daima Türk Milletinin olduğunu ve milletin şerefini düşünürüm" diyen,
Ulu Önderimiz Atatürk'ün övgüsüyle şereflendirdiği Kurtdereli Mehmet
Pehlivanın, çıkardığı güreşlerle Avrupa ve Amerika'da "Sultanın Aslanı"
unvanını alan Adalı Halil'in, "gökte nasıl bir güneş varsa, güreşte de
sadece Yusuf vardır" sözleriyle takdir edilen, Türkün yenilmezliğinin
simgesi, cihan pehlivanı Koca Yusuf'un millî kimliğimize katkılarını
unutamayız.
Güreşin muhteşem
kültürümüzle birleştiği Kırkpınar yağlı güreşleri hak ettiği şekilde
yaşatılmalıdır. Yeni nesillere gerekli bilgiler aşılanmalı, hayatın da, aslında,
bir er meydanı olduğu çok iyi anlatılmalıdır.
Kırkpınar
bir efsanedir. Efsaneleri ise duymak
yetmez. Dillere destan
mirası yaşamadan bilemezsiniz. Kırkpınar'ı, ancak Sarayiçi'ndeki o havayı
soluyarak, o tarihi yaşayarak, hissederek anlayabilirsiniz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yedi cihana gücümüzü gösteren ve olağanüstü
koşullarda dahi bağımsızlığımız ve özgürlüğümüzü bırakamayacağımızı dünyanın
en büyük ülkelerine gösteren ecdadımıza vefamızı, onların bıraktığı mirasa
dört elle sarılarak ödeyebiliriz.
Biz, büyük kurtuluş
mücadelemizi vereli ancak bir insan ömrü kadar zaman geçti. Anıların hâlâ
taze, yüreklerin hâlâ yanık olduğu seksenüç yılda akıl almaz yollar katettik.
Bu süre zarfında, miras aldığımız büyük medeniyetimizi temsil eden değerlere
canla, başla sarılarak büyüdük ve geliştik.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun
Sayın Ayağ.
ALİ AYAĞ (Devamla)
- Bundan sonra da yapacağımız gayret net olarak ortada durmaktadır. Ecdadımızın
en büyük miraslarından, başka hiçbir millete nasip olmayacak, dünyanın
hiçbir yerinde olmayan bir spor geleneği olan tarihî Kırkpınar yağlı güreşlerine
toplumsal bağlılığımızı artıracak örnek tavırlar geliştirmek, ilk adımı
ise, tarihî Kırkpınar güreşlerine katılmak olacaktır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; biliyorsunuz, bu yıl Edirne acı bir sel felaketi
yaşadı. Yaşanan bu felaketin sonuçları Edirne için çok acı olmuştur. Yarım
asrı geçkin süredir Edirne'de yaşanan, âdeta, artık, yaşamımızın bir parçası
haline gelen bu sorunun çözümü için art arda, kalıcı çözümler üretiyoruz. Bu
çalışmalarımıza bizden desteklerini esirgemeyen Hükümetimizin değerli
üyelerine yürekten teşekkür ediyorum. Sonsuza kadar yaşatacağımız
tarihimizin en köklü değeri Kırkpınar yağlı güreşlerinin yapıldığı
Sarayiçi'nin de selden ötürü gördüğü zararların giderilmesinde en büyük
pay sahibi olan Başbakan Yardımcımız ve spordan sorumlu Devlet Bakanı
Sayın Mehmet Ali Şahin olmak üzere, değerli bakanlarımıza, bir Edirneli
olarak, eski Kırkpınar Ağası olarak, bir vatansever olarak canıgönülden
teşekkür ediyorum.
Türk Milletinin
mensubiyet şuurunu yaşatmak kolay bir iş değildir. Bu milletin mensubu
olabilmek için tarihiyle, kültürüyle, örf ve gelenekleriyle bir bütün
olan mozaiğe sahip çıkmak ve onu korumak mesuliyetimiz vardır. Edirneli hemşerilerim
adına siz değerli milletvekili arkadaşlarımı ve yüce milletimizi, bu
geleneğe hizmet vermiş eski bir Kırpınar Ağası olarak, yiğitler harmanı
er meydanında 30 Haziran-1 ve 2 Temmuzda Sarayiçi'nde yapılacak, Türkiye
başpehlivanının seçileceği 645 inci tarihî Kırpınar yağlı güreşlerine
davet ediyorum. Sizleri, şanlı tarihimizi yaşamaya davet ediyorum; milletimizin
coşkusuna katılmaya, 645 yıldır susmayan davullar, zurnalar eşliğinde
peşrev çeken büyük pehlivanları izlerken, o muhteşem senaryonun bir parçası
olmaya, Türk Milletinin geleceğini inşa eden sizleri geçmişimizden feyz
almaya davet ediyorum. Sizlerden, bizim olan ve nice milletlerin gıptayla
baktığı muhteşem kültür abidemiz tarihî Kırpınar yağlı güreşlerini
Sarayiçi'nde şereflendirmenizi bekliyorum.
Yüce Meclisi, tekrar,
saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyoruz Sayın Ayağ.
Sayın milletvekilleri,
gündemdışı ikinci söz, Bakanlar Kurulunun 22.4.2006 tarihinde Resmî
Gazetede yayımlanan, belediyelerde norm kadro ilke ve standartlarına ilişkin
esaslar hakkındaki kararıyla ilgili olmak üzere, İzmir Milletvekili
Sayın Oğuz Oyan'a aittir.
Buyurun Sayın Oyan.
2.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan'ın,
belediyelerde norm kadro ilke ve standartlarıyla ilgili esaslar hakkındaki
karara ilişkin gündemdışı konuşması ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun
cevabı
OĞUZ OYAN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, öncelikle, bugün, konuşma
sırasını ortak olarak benimle birlikte paylaşmak durumunda olan; ama,
sırasını bana veren Kocaeli Milletvekili Salih Gün'e teşekkür ediyorum. Kendisi,
Yalova-Altınova-Subaşı'ndaki tersaneyle ilgili bir konuşma yapacaktı. Bu
tersane girişimiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararına rağmen bunun durdurulmadığını,
dolayısıyla, burada yargı kararına uyulmadığını burada ifade ediyorum, kendi
konuma geçiyorum.
Efendim, belediyelerde norm kadro meselesi ilke
olarak doğru bir yaklaşım; fakat, ilke olarak doğru bir yaklaşımın, bu İktidarın
elinde "kamu yararı", "kamu hizmeti" kavramını öne almadan
nasıl çığırından, nasıl mecrasından çıkarıldığını görüyoruz, üzülerek.
Aslında, insan kaynaklarının daha verimli, daha
tutumlu yönetimi, daha etkili bir insan kaynakları yönetimi çok önemlidir;
ama, burada, 22 Nisan tarihinde bir Bakanlar Kurulu kararıyla İktidarın
getirdiği bu norm kadro uygulaması, ne yazık ki, Türkiye'nin ve
belediyelerin, yerel yönetimin ihtiyaçlarına cevap vermemekte ve ne yazık
ki, yerel yönetimleri hizmet üretemez, hizmeti piyasadan almaya zorlar bir
yapıya yönelmektedir.
Bakınız, bu olayın vahametini şuradan anlatayım. Mevcut
düzenleme, Türkiye'deki belediyelerde çalışan tüm memur ve işçi kadrolarını
ortalama yüzde 10 civarında azaltmakta; yani, 34 000 civarında bir kadro
azalmasına yol açmakta. Ancak, bu yüzde 10'luk oran, eğer dolu kadrolar
olarak yüzde 10'luk oran boş kadrolara göre yapılsaydı çok daha yüksek bir
oran söz konusuydu. Eğer geçici işçi olarak bugün belediyelerde çalıştırılan
kadrolar açısından bakarsak çok daha yüksek oranda azaltmalar söz konusu.
Size bir örnek vereyim, Salihli Belediyesi örneğini
vereyim: Salihli Belediyesinde bu yeni norm kadroyla memur sayısı, mevcut
kadrolar yüzde 29 oranında azaltılmakta, boş kadroya göre azalma yüzde
54'e çıkmakta. Geçici işçi ise çok daha büyük. Bakınız, memur sayısı Salihli
Belediyesi örneğinde 101'e düşürülüyor. Bu kararnameyle "geçici işçi
memur sayısının yüzde 40'ını aşamaz" diye bir kural getirildiği için,
402 geçici işçi -Salihli Belediyesinde- sayısı 40'a düşürülmekte; dolayısıyla,
yüzde 90'lık bir azaltma söz konusu olmakta. Üstelik, geçici işçilerin
çalışma süreleri her yıl bütçelerde vizeyle yapıldığı için, bunların kapı
dışına konulma ihtimali de çok yüksek olmakta. Bu nedenle, bu, çok riskli,
büyük sosyal yaralar açacak bir Bakanlar Kurulu kararı.
Ayrıca, belediyelere çok yüksek bir kıdem tazminatı
yükü getirme olasılığı olan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Belediyelerle,
tam, borçların yeniden yapılandırılması konusunda bir mutabakata varılmışken,
birden bire, belediyelere, şimdi, kıdem tazminatı yüklerini üzerlerine yığmak
durumundayız.
Öte yandan, kamu hizmetinin nasıl yerine getirtileceği
gibi bir kavramla karşı karşıyayız. Belediyeler 6 grubu ayrılmış, aslında
4 gruba; çünkü, bazıları bunların, bir tanesi mahallî idare birlikleri,
bir tanesi de belediyelerin şirketleridir. Belediyeler 4 ana grubu ayrılmış,
3 200 küsur belediye, bu 4 ana grubun altında da alt gruplara ayrılmış;
ama, örneğin, D-1 grubunda 958 belediye, D-2 grubunda 661 belediye, bunların
hepsi aynı kalıba sokularak, sadece nüfus ölçütünden bakılarak, bunların,
başka, turistik vesaire özellikleri de çok fazla önem taşımayarak… Çok fazla
diyorum; çünkü, bir kademe yükseltmek, bunların sorunlarını çözmüyor. Örneğin,
Bodrum'da bu tür durumlar ya da güney sahillerimizde çok fazla var.
Dolayısıyla, burada, bir iyi yönetim planlaması yapılması mümkün olmaz
duruma geliyor.
Aslında, bütün bunlar belediyelere verilen görevlerde
bir azalış doğrultusunda yapılmıyor. Tam tersine, belediyelere verilen
görevler, belediye yasalarıyla artmış durumda. Dolayısıyla, bu kadroyla,
bu hizmetler nasıl yapılacak? Burada, bir kere, çok ağır bir idarî vesayet olduğunun
altını çizmek istiyorum. Hem yerel yönetimlere özerklik diyecek bu anlayış
hem de bunların bütün norm kadroları, böylesine sıkı bir şekilde, hiçbir
esnekliğe yer tanımadan bağlayacak.
Aslında, kararın amacı çok açık. Karar diyor ki: "Hizmet
üretme, hizmet satın al" Bunu çok açık söylüyor. Buna ilişkin kararın,
esasların 17 nci maddesinde diyor ki: "Memurlar ve diğer kamu görevlileri
eliyle yürütülmesi zorunlu olmayan hizmetlerin, hizmet satın alma yoluyla
karşılanması esastır." Yani, burada esas, piyasadan hizmet satın almaktır;
dolayısıyla, norm kadroyu kısıyorum ve seni zorluyorum, mecbur ediyorum,
üretme kamu hizmetini, satın al denmektedir belediyelere.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
OĞUZ OYAN (Devamla) - Bu, kamu hizmet üretimlerini
taşeronlaştırmaktır, kamu hizmetleri üretimini piyasalaştırmaktır ve
tabiî ki, çalışanları sendikasızlaştırmaktır. Böyle bir anlayış kabul
edilemez.
Uygulamada ortaya çıkan manzara çok daha ağır
olabilir; çünkü, memurlar eliyle yürütme meselesi dahi, olayı tam açıklamıyor.
Nüfusu 20 000'in altında olan bütün ilçe belde belediyelerinde, sağlık
personeli kadrosu örneğin, kullanılamıyor. Dolayısıyla, bu hizmetler
memur eliyle de yürütülemez durumda. Oysa, Türkiye'deki belediyelerin çok
büyük bölümü, yüzde 80'den fazlası 20
000 nüfusun altında. Yani, bütün bunları da, örneğin, bu kadar önemli bir
konuda sağlık personeli kullanamaz duruma getiriyorsunuz ve her şeyi
piyasadan almaya yönlendiriyorsunuz.
Bu, belediyelere verilen yetkilerin kullanılamaz duruma
gelmesine dönük bir karardır. Hukuka ve yasaya aykırıdır. Kaldı ki, Bakanlar
Kurulu kararıyla bu kadar önemli düzenleme yapılıp yapılamayacağı da doğrudan
doğruya hukuk sorunudur.
Tabiî, burada, yeni ihaleler, yeni ihaleler yoluyla da
belediyeler aracılığıyla yeni Ali Dibolar yaratmanın kapılarının da ardına
kadar açıldığını belirtmek gerekir. Burada çok hatalı; ama, belki de, bu,
düzenleyen Hükümet açısından çok da istenen bir sonuç olabilir; ama, biz
bunun, mutlaka, yargıdan döneceğine inanıyoruz. Bugün 20 Haziran. 22 Hazirana
kadar belediyelerin bu konuda, 60 günlük süre içerisinde dava açma hakları
vardır. Birçok belediye dava açmıştır. Diğer belediyelerin de bunu izleyeceğine
inanıyoruz ve biz, davanın, dava sonuçlarının, bu kararın iptali yönünde
olacağına inanıyoruz.
Eğer, o şekilde olursa… Bugün burada İçişleri Bakanı
muhtemelen şimdi cevap verecek; İçişleri Bakanından en azından şunu talep
ediyorum: Eğer, bu dava sonuçları, en azından, size bunu düzeltme fırsatı
verirse, lütfen, bu fırsatı kullanın. Bu yanlış bir düzenlemedir, bu yanlıştan
dönmek gerekir.
Son olarak şunu ifade etmek istiyorum: Bir başka düzenleme,
gene, bu İktidarın, Millî Eğitimle ilgili yaptığı düzenleme de çok acı
sonuçlar verebilecek durumda. Türkiye'de öğretmenleri kısmî zamanlı
geçici eğitici olarak çalıştırma kapısı açılmıştı 2005 sonunda. Bu düzenleme
yargıdan döndü. İktidar, şimdi bunu, yeniden bir, 31 Martta Resmî
Gazetede yayımlanan bir düzenlemeyle, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 4 üncü maddesinde yeniden değişiklik yaptı ve bu değişiklikle,
daha önce iptal edilen 4/C maddesi yerine 4/B maddesine, bu sözleşmenin,
bu Devlet Memurları Kanununun, sözleşmeli kısmî zamanlı öğretmen çalıştırma
meselesini getirmek istiyor; Anayasaya, kanunlara ve hukukun evrensel ilkelerine
aykırı bir durumdur. Eğitim işi, süreklilik isteyen bir iştir. Dolayısıyla,
alınan personelin daimî personel kadrosunda olması gerekir. Eğer, mutlaka,
sözleşmeli çalıştırmak istiyorsanız, o zaman, yapacağınız iş, kadro karşılığı
sözleşmeli personel olarak çalıştırmak; yani, diğer kamu görevlileri
statüsü vermektir. 20 000 öğretmen şu an bununla ilgili sancılı bir bekleyiş
içindedir. Bu konuda da bir düzeltmenin, doğru bir çizgiye gelmenin yolları
aranmalıdır.
Teşekkür ediyorum…
BAŞKAN - Sayın Oyan, konuşmanızı tamamlar mısınız…
OĞUZ OYAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan,
Saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Oyan.
Sayın Oyan'ın konuşmasına karşı, İçişleri Bakanımız
Sayın Aksu cevap verecekler.
Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; İzmir Milletvekili Sayın
Prof. Dr. Oğuz Oyan arkadaşımızın, Bakanlar Kurulumuzun 22 Nisan 2006 tarihinde
Resmî Gazetede yayımlanan, belediyelerde norm kadro ilke ve standartlarına
ilişkin esaslar hakkındaki kararla ilgili yapmış olduğu konuşma
üzerine söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, konuşmamın başında Yüce Meclisin
siz değerli üyelerini en içten saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, hızlı değişim süreci, toplumsal
örgütler gibi, kamu yönetiminde de bu sürece uyum sağlanmasını zorunlu
kılmaktadır. Bu hızlı değişim, kamu idarelerinde örgütlenme ve hizmet
verme biçim ve anlayışını da değiştirmektedir. Bu süreç içerisinde diğer
unsurlarla birlikte insan unsurunun da sürekli gözden geçirilip geliştirilmesi
kaçınılmaz hale gelmiştir. Kamu yönetimi ve kamu hizmetlerindeki hızlı
değişim süreci kamunun yapısının büyümesine ve işlevlerinin çeşitlenmesine
neden olmuştur. Bu dönüşüm ve değişim sürecinde kırtasiyecilik artmış,
kamu hizmetlerindeki etkinlik ve verimlilik de azalmıştır.
Bu gelişme ve değişimler ışığında kamu kurum ve
kuruluşlarının görevlerini etkin ve verimli bir şekilde yerine getirebilmeleri
için ihtiyaç duydukları optimal, diğer bir ifadeyle ihtiyaçtan ne daha
az ne de daha fazla kadronun nitelik ve sayısal açıdan tespit edilmesini
amaçlayan norm kadro çalışmaları da önem kazanmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması çalışmaları kapsamında, bildiğiniz
gibi, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu,
5302 sayılı İl Özel İdare Kanunu ve 5355 sayılı Mahallî İdare Birlikleri
Kanunu yürürlüğe konularak mahallî idarelerdeki yeniden yapılandırma çalışmaları
başlatılmış ve mahallî idarelerin görev ve yetkileri de yeniden düzenlenmişti.
Bu düzenlemelerle birlikte, mahallî idare personelini ilgilendiren ve
önceden merkezî idarenin uhdesinde olan birçok yetki de mahallî
idarelere, yani belediyelerimize ve özel idarelerimize devredilmişti.
5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu, 5216 sayılı
Büyükşehir Belediye Kanununun 21 inci, 5355 sayılı Mahallî İdare Birlikleri
Kanununun 17 nci ve 22 nci maddeleriyle 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun
36 ncı maddesine göre, belediye ve bağlı kuruluşlarıyla mahallî idare birliklerinin
ve il özel idarelerinin kadro işlemlerinin norm kadro ilke ve standartları
çerçevesinde ilgili meclislerle yürütüleceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, söz konusu Belediye Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrası ile 5302 sayılı İl Özel İdare Kanununun 36 ncı
maddesinin birinci fıkrasında, norm kadro ilke ve standartlarının İçişleri
Bakanlığı ile Devlet Personel Başkanlığı tarafından müştereken belirleneceği,
kanunda hüküm altına alınmıştır. Norm kadroyla, standartlarıyla ilgili
esaslar belirlenirken, yani, biz, iki kurum bu çalışmaları yaparken şunlar
dikkate alınmıştır: Kadro sürecine ilişkin işlemlerin, artık merkeze
gönderilmeyip, mahallinde sonuçlandırılması, bunun sonucunda da kırtasiyeciliğin
azaltılması, zaman ve kaynak israfının önlenmesi ve hizmetlerde etkinliği
sağlayacak bir yapının oluşturulması; yine, belediye ve bağlı kuruluşlar
ile mahallî idare birliklerinde kamu kaynaklarının verimli kullanılması,
kamu hizmetlerinde hizmet kalitesini artıracak nitelikte, unvanda ve
sayıda personel istihdamını sağlayacak altyapının oluşturulması.
İşte, bütün bunların sonucu olarak da esnek, değişimlere
uyum sağlayabilecek, denetlenebilir ve öngörülebilir bir sistemin oluşturulması
amaçlanmıştır.
Sizlere arz etmeye çalıştığım bu ilkeler çerçevesinde
yürütülen çalışmalar sonrasında, sizlerin de bildiğiniz gibi, Belediyeler
ve Bağlı Kuruluşları ile Mahallî İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve
Standartlarına İlişkin Esaslar, İl Özel İdareleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına
İlişkin Esaslarla ilgili Bakanlar Kurulu kararlarımız da 22 Nisan 2006
gün ve 26147 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Belediyeler, bağlı kuruluşlar ve mahallî idare birlikleri, hukukî durumları
ve hizmet özelliklerine göre, biraz önce değerli arkadaşımızın da belirttiği
gibi, 6 adet ana gruba, bu ana gruplar da kendi içerisinde 48 adet alt gruba
ayrılmıştır. Farklı şartlara sahip idareler, kesinlikle aynı gruplarda
yer almamışlardır. Dolayısıyla, kadro yapıları da, gerek unvanlar açısından
ve gerekse de sayısal anlamda birbirinin benzeri değildir. Gruplar
itibariyle norm kadro standartları cetvelleri incelendiğinde bu husus
net bir biçimde görülecektir.
Değerli arkadaşlar, mahallî idarelerimizin hukukî
durumları ve hizmet özellikleri dikkate alındığı takdirde, belde ve ilçe
belediyelerinin sayısal anlamdaki fazlalığı da dikkati çekmektedir. Ülkemizde
mevcut 3 225 adet belediyemizin 2 757 tanesini belde ve ilçe belediyeleri
oluşturmaktadır. Ayrıca, 16 büyükşehir belediyesi, 65 adet il belediyesi,
387 adet büyükşehir ilçe ve ilk kademe belediyesi bulunmaktadır. Belde ve
ilçe belediyelerinin sayısal anlamdaki bu fazlalığı, esas itibariyle 0 - 5
000 nüfus grubunda yoğunlaşmaktadır. Örneğin, 0 ile 2 999 nüfus aralığında
tam 958 adet belediye, 3 000 nüfus ile 4 999 -yani 5 000- nüfus aralığında ise
661 belediye bulunmaktadır. Bu iki grupta toplam belediye sayısı 1 619
tanedir. 5393 sayılı Belediye Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında
yer alan "Nüfusu 5 000 ve üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye
kurulabilir. İl ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur"
hükmü de göz önünde bulundurulacak olursa, demek ki belediye kurulmasındaki
esas rakam, nüfus, 5 000'dir. Ancak, daha alt nüfusa sahip olan belediyelerde
de hizmetlerin yürümesi lazım, hizmet ihtiyaçları da göz önüne alınarak,
buralarda da, teşkilatlanmanın ve dolayısıyla da norm kadro ilke ve standartlarının
uygulanması gereklidir. Dolayısıyla, değişik gruplarda yer alan
belediyeler, çok az istisnalar olsa dahi, birbirlerinden çok farklı şartlara
sahip olmayan belediyelerdir.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
ana grupları oluşturan alt grupların kadroları tespit edilirken, norm kadro
ilke ve esasları belirlenirken şu hususlar da tarafımızdan dikkate alınmıştır:
Belediye ve bağlı kuruluşları ile bunlarda mevcut memur kadroları gözden
geçirilerek, her ana grubu oluşturan alt grup için ortalama kadro sayısı tespit
edilmiş ve tespit edilen ortalama kadroların standart sapmaları da göz
önünde bulundurularak norm kadro standardı belirlenmeye çalışılmıştır.
Diğer taraftan, bu standartlar belirlenirken, her ana gruba ait alt gruplar
içerisinde, sondaj yöntemiyle, bu alt gruplara ait personelin hizmet
sınıfları itibariyle dağılımı incelenmiş; bu inceleme neticesinde de,
belediyenin yürüteceği hizmetlerden hangilerinin ihale yoluyla gördürülebileceği
hususları da bu çalışmada diğer bir parametre olarak değerlendirilmiştir.
Bununla birlikte, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ve 5355 sayılı Mahallî İdare Birlikleri Kanununun ve 5302
sayıl İl Özel İdaresi Kanununda belediyeler, bağlı kuruluşlar ve mahallî
idare birlikleri ile il özel idarelerinin görev ve yetkileri incelenerek,
yeni düzenlemelerle birlikte meydana gelen hizmet genişlemesi, bu standartların
belirlenmesinde ayrıca değerlendirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, belediyeler, bağlı kuruluşları
ile diğer özel idare ve mahallî idare birlikleri, alt gruplar itibariyle,
mevcut kadrolarının incelenmesi neticesinde, özellik arz eden ve sadece
ilgili idarenin kullanmasına izin verilen unvanlar, norm kadro standartları
cetvellerinde sayılmıştır. Bu hususun kanunî dayanağı da, 5393 sayılı
Belediye Kanununun 48 inci ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 35 inci
maddeleridir.
Diğer taraftan, belediyeler, bağlı kuruluşlar, mahallî
idare birlikleri ile il özel idare teşkilatlarını, kanunlarında sayılan
birimleri de dikkate alarak, faaliyet alanlarına ve ihtiyaçlarına istinaden
belirlenen birimlere göre meclislerinin kararıyla oluşturacaklardır.
Mahallî idarelerin norm kadro ilke ve standartları çerçevesinde, kadroların
ihdas, iptal ve değiştirilmesine karar vermek, artık meclislerin görev
ve yetkileridir. Eskiden, bildiğiniz gibi, bu idareler, kadrolarının derece
değişikliklerini bile Ankara'dan sorup yapmaktaydılar. Şimdi bütün bu
yetkileri, belediye meclisleri kendileri kullanacaklardır.
Norm kadroya ilişkin esaslar ile mahallî idarelerin
kendi özel şartları ve iş yükleri dikkate alınarak, yönetim tercihlerine
önem vermeye, insan kaynaklarının kullanımında ise yönetim esnekliği
tanımaya özen gösterilmiş, yerel yönetimlerin özerkliği güçlendirilmeye
ve idarî vesayet hafifletilmeye çalışılmıştır. 5393 sayılı Belediye
Kanununun 49 uncu maddesinde, ilkönce sözleşmeli personel çalıştırılabilecek
alanlar, daha sonra da kadro karşılığı tam zamanlı sözleşmeli personel
çalıştırılabilecek unvanlar sayılmıştır. Ayrıca, avukat, mimar, mühendis
ve veteriner kadrosu bulunmayan veya işlerin azlığı nedeniyle bu unvanlarda
kadrolu personel istihdamına ihtiyaç duyulmayan belediyelerde de bu hizmetlerin
yürütülebilmesi amacıyla, haftanın belirli gün veya saatlerinde kısmî
zamanlı olarak sözleşmeli personel çalıştırabilmeleri de hüküm altına
alınmış; bu yasayla bu imkân getirilmiş. Yine, 5393 sayılı Belediye Kanunun
14 ve 15 inci maddelerinde, belediyelerimizin görev ve sorumluluk sahasındaki
hangi işleri kendilerinin yapacakları, hangilerini de istedikleri takdirde
yaptırabilecekleri açıklanmıştır.
Ayrıca, Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahallî
İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına İlişkin Esasların 17
nci maddesinde açıklaması yapılan hizmet satın alınması konusunda da yeni
düzenlenmiş bir husus olmadığının da altını çizmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
netice olarak, norm kadro standartlarının belirlenmesinden sonra bazı
belediyelerimiz kadro sayısı konusunda sıkıntılar olduğunu dile getirmektelerse
de yerel yönetim birimlerimizin daha etkin ve verimli çalışabilmeleri
konusunda ne gerekliyse onları yapmaya kararlıyız. Uygulamada ortaya çıkabilecek
aksaklıkları soruna dönüşmeden çözme anlayışı içerisinde olduğumuzu
özellikle belirtmek istiyorum. Değerli arkadaşıma da buradan şunu söylemek
istiyorum ki, bu aksaklıkların giderilmesi için de arkadaşlarımıza
talimat verdik, görülen aksaklıkların giderilmesi için çalışmalar başlatılmıştır.
Bu anlayıştan hareketle, 2006 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçe Kanununun 25 inci maddesi uyarınca, adam/ay olarak vize edilen geçici
işçi pozisyonlarının 31 Aralık 2006 tarihine kadar da kullanımına devam
olunacağına ilişkin bakanlık genelgesi çıkardım ve bunu da bütün
belediyelere gönderdim.
Bu vesileyle, hiçbir çalışanımızı mağdur etme gibi
bir düşünce içinde olmadığımızı ve bu konuda, gerekiyorsa, biraz evvel de
belirttiğim gibi, alınması gerekli ilave her türlü tedbiri de alacağımızı
ifade etmek istiyorum.
Bu vesileyle, hepinize en derin saygılarımı tekrar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Gündemdışı üçüncü söz, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle
Mücadele Günü vesilesiyle, İstanbul Milletvekili Sayın İlhan Albayrak'a
aittir.
Buyurun
Sayın Albayrak. (AK Parti sıralarından alkışlar)
3.- İstanbul Milletvekili İlhan Albayrak'ın,
17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Gününe ve Afrika'da yaşanan kuraklığa
bağlı açlık tehlikesine karşı alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı
konuşması
İLHAN ALBAYRAK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
2006 Uluslararası Çölleşme Yılı nedeniyle ve özellikle Afrika'da yaşanan
kuraklık konusunda gündemdışı söz almış bulunmaktayım.
Değerli
milletvekilleri, Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre, çölleşme ve
kuraklık, yerküredeki 4 milyar hektardan fazla alanı ve 110 ülkede
yaşayan 1,2 milyar nüfusun yaşamını doğrudan tehdit etmektedir. Çölleşme, kurak ve yarı kurak bölgelerde insan faaliyetleriyle
ortaya çıkan arazi bozulmaları, çölleşme ve kuraklık toprağın verimliliğini
azaltmakta, vejetasyonun bozulmasına yol açmakta, gıda üretimini azaltarak
kıtlığa sebep olmakta, göçlere, anlaşmazlıklara, hatta savaşlara ortam
hazırlamaktadır.
Yaşlı dünyamızda her yıl 24 milyar ton toprak çölleşme
nedeniyle verimliliğini kaybetmekte ve bitkisel üretim yapılamamaktadır. Dünyada hızla yayılmakta olan çölleşme ve kuraklık sonucu,
insanoğlunun gelecekte içecek su, teneffüs edecek temiz hava, ekecek toprak
bulmakta büyük zorluklarla karşılaşacağı aşikârdır. Küresel ekonomi genişledikçe, yerkürenin doğal sistemleri ve
kaynaklar üzerindeki baskıları artmaktadır.
Değerli milletvekilleri, küresel ısınma, kuraklık, çölleşme,
kaynakların kuruması, kötü yönetimler ve nüfus artışı nedeniyle yeni yüzyılın
başlarında dünya, ciddî bir su sorunuyla da karşı karşıyadır. Birleşmiş
Milletler raporlarına göre, günümüzde 1,1 milyar
insan temiz suya ulaşamamaktadır ve 2,4 milyar insan ise susuzluk nedeniyle
sağlık koşullarından yoksun yaşamaktadırlar. Susuzluk
ile yoksulluk arasında ilişki kurmak da mümkündür; çünkü, yoksulluk,
su sıkıntısı çekilen bölgelerde yoğunlaşmaktadır.
Doğu
Afrika ülkeleri son elli yılın en büyük kuraklığını
yaşıyor. Yardım kuruluşları Afrika'ya acil yardım çağrılarını
yineliyorlar. Özellikle Doğu Afrika'ya yardımlar
zamanında ulaştırılmazsa felaketin kaçınılmaz olacağı kesin.
Somali'yi etkisi altına alan kuraklık, Etiyopya,
Değerli
milletvekilleri, Afrika genelinde yaşanan kuraklık, açlık ve iç savaş
nedeniyle yüzbinlerce insanın hayatını kaybedebileceği düşünülmeli ve Türk
Halkı Afrika'ya kayıtsız kalmamalıdır. İnsanî yardım
vakfı, insanların bir bardak su için kilometrelerce yürümek zorunda kaldığı,
bir pirinç tanesine onlarca elin uzandığı Afrika'da yaşanan çaresizliğe
yardım elimizi uzatalım çağrısı yapıyorum. Susuzluk
ve açlık nedeniyle ölümlerin başladığı Somali'de, insanlar, su bulabilmek
için kilometrelerce yürüyorlar. Su sıkıntısı çekilen yerlerde Afrikalıların,
ihtiyaçları kadar suyu satın alabilmeleri için bir
günlük gelirlerinden daha fazlasını vermeleri gerekiyor. Halkın büyük bir kesiminin ise, suyu dahi alabilecek düzenli bir
gelirleri yok. Su bulamayanların idrarlarını
içerek hayatta kalmaya çalıştığı Afrika ülkelerindeki insanlık dramına,
Türk Halkının da desteği bekleniyor. Acil yardım
gönderilmemesi halinde, kuraklığın büyük bir insanlık dramına yol açacağı
ve acil yardıma ihtiyaç duyan Afrikalı sayısının 11 000 000 olduğunu unutmamalıyız.
Gereken yardımın sadece üçte 1'inin sağlandığı göz önünde
tutulduğunda, Afrika ülkelerinin çok daha geniş boyutta yardıma ihtiyacı
olduğu anlaşılıyor. Bu yardım projesi içerisinde,
Türk Cumhuriyetinin, Türk Cumhuriyeti Halkının da bir payının olması bekleniyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
İLHAN ALBAYRAK (Devamla) - Her 15 saniyede bir çocuğun
susuzluk nedeniyle hayata gözlerini kapadığı göz önünde tutulursa, Afrika
ülkelerindeki susuzluğun vahameti anlaşılıyor.
Unutulmamalıdır
ki, tuvaletlerde tek bir sifon çekildiğinde kanalizasyonlara karışan su
miktarı, Afrika'da susuzluk içinde kıvranan bir insanın gün boyu içmek,
yemek pişirmek ve temizletmek için tükettiği
Bu
nedenle, hem Meclisimizin hem halkımızın hem de sivil toplum kuruluşlarının
ve özellikle dünyanın bu konu üzerinde hassasiyetlerini göstermelerinin
bir insanlık görevi olduğunu hatırlatırken, bize de bu duyarlılığı açıklayan
İnsanî Yardım Vakfına teşekkür ederken, sözlerimi Peygamberimizin bir
hadisiyle bitirmek istiyorum: "Kıyamet koparken, sizden biriniz, elinde
bir hurma dalı bulunur da bunu kıyamet kopmadan dikmeye gücü yeterse, onu
diksin, bırakmasın."
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Albayrak.
BAŞKAN
- Hükümetin söz isteği?.. Yok.
Sayın milletvekilleri, gündemdışı konuşmalar tamamlanmıştır.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığının (2/763) esas numaralı, İstanbul Milletvekili
Berhan Şimşek ve 17 milletvekilinin, Devlet Memurları Kanununa Ek Madde
Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifi hakkında İçtüzüğün 34 üncü maddesi
uyarınca verilmiş bir tezkeresi vardır; okutuyorum:
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- TBMM Başkanlığınca esas komisyon olarak Plan ve Bütçe
Komisyonuna, tali komisyon olarak da Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonuna havale edilmiş olan, İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek ve
17 milletvekilinin, Devlet Memurları Kanununa Ek Madde Eklenmesine İlişkin
Kanun Teklifinin (2/763), amaç ve içerik açısından, esas komisyon olarak Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülmesine ilişkin Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı tezkeresi (3/1078)
14.06.2006
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca, 18.04.2006 tarihinde tali komisyon
olarak Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna havale edilen
(2/763) esas nolu "İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek ve 17 milletvekilinin;
Devlet Memurları Kanununa Ek Madde Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifi"nin
amaç ve içerik açısından esas komisyon olarak Millî Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor Komisyonunda görüşülmesi uygun görülmüştür.
Bu
nedenle, (2/763) esas numaralı kanun teklifinin, İçtüzüğün 34 üncü maddesi
gereğince esas komisyon olarak Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna
havale edilmesini arz ederim.
Sait
Açba
Afyonkarahisar
Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanı
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, okunmuş bulunan tezkeredeki Plan ve Bütçe Komisyonunun
talebi Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunca da uygun bulunduğundan,
bu istem İçtüzüğün 34 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Başkanlığımızca
yerine getirilmiştir.
Bilgilerinize sunulmuştur.
Dilekçe Komisyonu Başkanlığının bir tezkeresi vardır;
okutup, oylarınıza sunacağım.
2.- Dilekçe sahiplerine süresi içerisinde
cevap vermek amacıyla, TBMM'nin tatilde bulunduğu süre içerisinde de çalışmalarına
devam etmesine ilişkin Dilekçe Komisyonu Başkanlığı tezkeresi (3/1079)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Dilekçe
Komisyonu Genel Kurulunun 15 inci toplantısında, Anayasanın Dilekçe Hakkı
başlıklı 74 üncü maddesi ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına
Dair Kanunun ilgili hükümleri gereğince, başvuru sahiplerine süresi
içerisinde cevap verebilmek amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
tatilde bulunduğu süre içerisinde de Dilekçe Komisyonunun çalışmalarının
devam etmesi için çalışma izni talebinde bulunulmasına karar verilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 25 inci maddesi
uyarınca gereği takdirlerinize arz olunur.
Yahya
Akman
Şanlıurfa
Dilekçe
Komisyonu Başkanı
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, oylarınıza sunuyorum:
Başbakanlığın Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş
bir tezkeresi vardır; okutup oylarınıza sunacağım.
3.- Kültür ve Turizm Bakanı Atilla
Koç'un Kazakistan'a yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1080)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Kültür
ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un, KITF 2006 Turizm ve Seyahat Fuarına katılmak
ve görüşmelerde bulunmak üzere, bir heyetle birlikte 26-29 Nisan 2006
tarihlerinde Kazakistan'a yaptığı resmî ziyarete, ekli listede adları
yazılı milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu
konudaki Bakanlar Kurulu Kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.
Anayasanın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
LİSTE
Muzaffer
R. Kurtulmuşoğlu (
Bayram
Özçelik (Burdur)
Mehmet
Emin Murat Bilgiç (Isparta)
Recep
Özel (Isparta)
Nuri
Çilingir (Manisa)
BAŞKAN
-
Sayın milletvekilleri, Anavatan Partisi Grubunun İçtüzüğün
19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup oylarınıza
sunacağım.
V.- ÖNERİLER
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- (10/358) esas numaralı Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 20.6.2006 Salı günkü birleşiminde görüşülmesine
ilişkin Anavatan Partisi grup önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 20.06.2006 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda
siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından; Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İçtüzüğün 19 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederiz.
Saygılarımızla.
Ömer
Abuşoğlu
Grup
Başkanvekili
Öneri :
Gündemin
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmının
296 ncı sırasında bulunan (10/358) esas numaralı kamu kurum ve kuruluşlarındaki
yolsuzluk iddiaları ile ilgili Meclis araştırma önergesinin, Genel
Kurulun 20.06.2006 Salı günkü birleşiminde görüşülmesi önerilmiştir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Anavatan Partisi
Grubunun önerisinin lehinde ve aleyhinde söz istekleri var. Şimdi, onları,
Divan Kâtipleri, görevlilerle, geliş sırasına göre değerlendiriyorlar. Genel Kurula bilgi vereceğim.
Sayın milletvekilleri, önerinin aleyhinde, Denizli Milletvekili
Sayın Ümmet Kandoğan.
ÜMMET
KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, önce, lehinde olanları bir dinleyelim.
BAŞKAN
- Lehinde olanlar fazla, kura çekeceğiz, onun işlemleri
var; kürsüyü bekletemeyiz.
Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sizleri saygıyla selamlıyorum.
Tabiî,
bu önergeyi veren Anavatan Grubunun değerli konuşmacılarını önce dinlememiz
gerekirdi, hangi gerekçeyle bu grup önerisini Türkiye Büyük Millet Meclisine
getirdiklerini, niçin böyle bir ihtiyaç duyduklarını kendilerinden duymamız
gerekirdi; ancak, Sayın Başkanımızın takdiri bu şekilde oldu. Ben, bu konuyla ilgili olarak düşüncelerimi açıklamaya
çalışacağım.
Anavatan Partimiz, Türkiye'de özellikle son dönemlerde
ortaya çıkan ve toplumu büyük ölçüde derinden yaralayan yolsuzluklarla
ilgili olarak bir grup önerisini Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine
getirdi. Yolsuzluk meselesi, değişik zamanlarda,
dönemlerde Türkiye'nin hep en öncelikli
meselelerinin başında yer almıştır; ama, son dönemde, özellikle yolsuzluk
meselelerinin, artık her gün karşılaştığımız, her an karşımıza çıkan olaylar
şekline dönüşmesinden de Türk Milletinin büyük ölçüde rahatsız olduğunun
da altını çizmek istiyorum.
Özellikle bu konuyla ilgili olarak son dönemlerde
yapılan bazı anketler var. O anketlerden bir tanesini de Adalet ve Kalkınma
Partisi yaptırmıştı biliyorsunuz ve o anketin neticeleri kamuoyuyla paylaşıldı. O anketin
neticesinde, Türkiye'de, Hükümetin yolsuzlukla başarısız bir mücadele sergilediğini
söyleyenlerin oranı yüzde 57,6. Bunun
altını çizmek istiyorum. Türkiye'deki vatandaşların yüzde 57,6'sı Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarının yolsuzluklarla
yapılan mücadelede -İktidarın- başarısız olduğunu söylüyor. Bu, kamuoyu anketleriyle ortaya konulan çok ciddî bir durum.
Eğer, siz, kendi döneminizde vatandaşların yüzde 57,6'sını bu noktada ikna
edemediyseniz, bu noktada tatmin edemediyseniz, yolsuzlukla
mücadelelerin son dönemde alabildiğine arttığını söyleyen vatandaşların
oranı bu şekilde çıkmışsa, İktidar Partisi olarak, Hükümet olarak bu konuyla
ilgili oturup düşünmeniz lazım, nerede hata yaptığınızı ortaya koymanız
lazım. En azından, bundan sonra bu hataların tekrar yapılmaması
için hangi tedbirleri alacağınızı çok açık ve net bir şekilde değerlendirmeniz
lazım.
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, ben, size…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Geliyorum…
BAŞKAN - Önerinin lehi yahut da aleyhinde söz istediniz.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Evet…
BAŞKAN - Siz hep geliyorsunuz, geldiğiniz noktada da
söz hakkınız bitiyor. Bakın, bunu bir gelenek haline getirmeyelim.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, lütfen,
bakın…
BAŞKAN - Ben sizden… Ama, gündemdışı söz alın, başka
bir konuda söz alın, sonuna kadar…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Efendim… Efendim… Sayın
Başkanım, verilen…
BAŞKAN - Ama, rica ediyorum, bu İçtüzüğü bize yanlış
uygulatmayın, lütfen, rica ediyorum.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, daha başlarken
germeyin!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, verilen
önerge…
BAŞKAN - Siz, Anavatan Partisinin önerisi hakkında
konuşun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Evet, onunla konuşacağım.
Verilen önerge…
BAŞKAN - Ama, siz başka şey konuşuyorsunuz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Hatibin ne konuşacağına
karışamazsınız Sayın Başkan!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Efendim, verilen önerge,
Türkiye'deki yolsuzlukların araştırılması, incelenmesi… Ben, bir durum
tespiti yapıyorum. Türkiye'de bir anket yapılmış İktidar Partisi tarafından...
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Ama, bunu kişiselleştiremezsiniz.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Efendim, bu ankette,
vatandaşların yüzde 57,6'sı…
BAŞKAN - Siz, önerinin geneli üzerinde konuşun, kişiselleştirmeyin
lütfen.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Geliyorum efendim, yani,
bunu söylemedim.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Daha başlarken geriyorsunuz,
lütfen… Daha haftanın başında geriyorsunuz Meclisi; germeyin!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, daha Meclisin
başında lütfen Meclisi germeyin, daha haftanın ilk günü.
BAŞKAN - Efendim, biz Meclisi germiyoruz; biz, yasa
ve İçtüzüğe göre hareket ediyoruz; hoşlanmayabilirsiniz.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, ben sizin
hoşunuza giden şeyleri söylemek durumunda değilim! Ben, yolsuzlukla ilgili
olarak Türkiye'de bir durum tespiti yapıyorum, mevcut durum bu. Yolsuzluklarla
bu dönemde yapılan mücadeleyi vatandaşların yüzde 57,6'sı başarısız
buluyor; ben bunu söylemeyecek miyim bu kürsüden?! Bir milletvekili olarak
niçin sesimi kesmeye çalışıyorsunuz?! Böyle bir anlayışı reddediyorum
Sayın Başkan! (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) O zaman
bana…
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, geneli konuşursunuz; ama,
kişiselleştirmeyin lütfen.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Hatibin konuşacağına nasıl
karışıyorsunuz Sayın Başkan; adaba aykırı bir şey mi konuşuyor?!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Efendim, bu yolsuzluk…
Ben, Ahmet, Mehmet yolsuzluk yapmış diye şahsîleştirmiyorum ki; Türkiye'deki
bir genel profili ortaya koyuyorum; lütfen!
BAŞKAN - Siz geneli ortaya koyun; buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Efendim, lütfen…
Sayın Başkan, bakınız, 2 dakikamı çaldınız, lütfen
bunu da ilave edin.
Değerli milletvekilleri…
BAŞKAN - Buna siz sebep oldunuz o zaman.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Efendim, Sayın Başkanım,
lütfen… Bu şekilde bir Meclis yönetimiyle bugünkü oturumları tamamlayamayız
Sayın Başkan; lütfen!
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, siz, Genel Kurula hitap edin.
Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Allah allah!..
Sayın Başkanım, bakınız, bugüne kadar benim sesimi kesmek
için her türlü yol denendi burada: Artık bu saatten sonra, bu noktadan
sonra sizin de devreye girmenizi yadırgıyorum, lütfen Sayın Başkanım.
AHMET
YENİ (
BAŞKAN - Hiç merak etmeyin, hiçbir milletvekilinin sesi
o kürsüden kesilmez.
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - Çok yaptınız efendim, çok yaptınız Sayın Başkanım.
BAŞKAN
- Buyurun.
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri…
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakınız…
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - …Uluslararası Saydamlık Örgütü
bir araştırma yapıyor, Türkiye'deki yolsuzluklarla ilgili bir araştırma
yapıyor. Bu da yayınlandı
geçenlerde. Hepimizi rahatsız edecek ifadeler var.
Yani, bu meselelerin Türkiye Büyük Millet Meclisinde ciddî bir şekilde
ele alınması lazım. Bunların sebeplerinin araştırılması
lazım. Bunlarla ilgili hangi tedbirlerin
alınacağı hususu bu Meclisce etraflıca konuşulması, tartışılması lazım.
Şimdi, 2002 seçimlerinden önce, biliyorsunuz, Türkiye'deki
seçim meydanlarında en çok üzerinde durulan hususların başında "3Y"
geliyordu; yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar. Hükümet, Adalet ve Kalkınma Partisi, seçim meydanlarında bu
3Y ile mücadele edeceğini söyleyerek iktidara geldi ve biz de bekledik ki,
yolsuzluklarla mücadele olsun, yoksullukla mücadele olsun. Yoksullukla mücadele olmadı; gelir dağılımındaki adalet
maalesef bu dönemde daha da kötüleşti. Yoksullukla mücadelede
Hükümetin başarısız olduğunu söyleyenlerin oranı da yüzde 71,5. Vatandaşların yüzde 71,5'i
yoksullukla yapılan mücadelede de Hükümeti başarısız sayıyor. İşsizlikle
yapılan mücadele yüzde 77 başarısız ve Hükümetin en iddialı olduğu, Adalet
ve Kalkınma Partisinin en iddialı olduğu konu yolsuzluklarla mücadele
etmekti. Biliyorsunuz, bu meseleler geçmiş dönemlerde
de olmuştur, ortaya çıkmıştır; ama, geçmiş dönemlerdeki bu meseleler, o
dönemlerdekilerin hesabının vatandaş tarafından görülmesini sağlamıştır.
Ama, şimdi gelinen noktada yolsuzluklar artık alabildiğince
ayyuka çıkıyor.
Biz
burada geldik söyledik, TÜPRAŞ'ın 14,76'sının kamu
yararı olmadan, ihale yapılmadan, rekabet şartları oluşturulmadan Ofer'e
satılmasının yanlış olduğunu bu kürsüden ben yirmi kez söyledim. İtiraz edildi buralardan. Ama, gelinen
noktada, Danıştay 12. Dairesi, TÜPRAŞ'ın yüzde 14,76'lık
bölümünün kamu yararına aykırı bir şekilde, rekabet ortamı oluşturulmadan
ve o günkü geçerli fiyatlar değerlendirilmeden satışının yapıldığını ortaya
koydu ve bu satıştan fakir fukaranın, garip gurebanın cebinden 800 000 000
dolar çıktı arkadaşlar, 800 000 000 dolar. Şimdi, gelip, bunun hesabını kim verecek bu kürsülerden? Maliye
Bakanına söyledik o dönemlerde "efendim, biz, usulüne uygun yaptık"
demişti; ben de iddia etmiştim, yapmamıştınız. Danıştay
12. Dairesi şimdi ortaya koydu; satışın usulsüz olduğunu,
satışta kamu yararına uyulmadığını, satışın rekabet ortamında yapılmadığını
Danıştay 12. Dairesi ortaya koydu ve şimdi, bu kararı fiilen uygulama
imkânı da kalmadı Türkiye'de, fiilen uygulayamıyorsunuz bu kararı; ama,
olan, yüzde 14,76'ya oldu; olan, fakir fukaranın,
garip gurebanın 800 000 000 dolarına oldu. Şimdi, bunun hesabını kim verecek? Ama, buradan söylüyorum ki,
TÜPRAŞ'ın bu şekildeki satışının hesabını o bürokratlar veriyor, onlar
verecek. Maliye Bakanı onlara da sahip çıkmıştı, soruşturma izni
vermemişti bu konuda; ama, Danıştay, soruşturma izni verilmemesi
kararını bozdu; şimdi, öncelikle, o bürokratlar yargılanacak, onların
kurtuluşu yok; ama, sırada Maliye Bakanı var. Maliye Bakanı da kendisini kurtaramayacak
bu satıştan dolayı.
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
HÜSEYİN
ÖZCAN (
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - İşte, oraya kadar da uzanır.
İşte, bugün bir grup toplantısında da konuşuldu;
Tekelin içki bölümünün satışıyla ilgili olarak, iki sene içerisinde rakamların
nereden nereye geldiğini bugün bütün millet duydu. Bunların
hesabını kim verecek?
Çeşitli
illerden, Hatay'da yolsuzluklar, Karaman'dan o haberler… Çorum Belediyesinde çekler, senetler havada uçuşuyor.
Sinop Milletvekili ayağa kalkmış "Sinop'taki yolsuzlukların
içerisinde AK Parti İl Başkanı var" diyor, "yönetim var"
diyor. Şimdi bir milletvekili
bunu söylüyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Buyurun.
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - AK Partinin içerisinde yer alan,
şu anda AK Parti sıralarında oturan bir milletvekili söylüyor bunu,
"teşkilatlarda yolsuzluk yapılıyor" diyor.
Bir milletvekili, Hatay'daki yolsuzluk meselelerini dile
getirdi diye partiden ihraç edildi. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir hadise; bir milletvekili
çıkıyor, kendi ilinde yolsuzlukların olduğunu söylüyor, yolsuzluklardan
bahsediyor ve bunların ciddî bir şekilde ele alınmasını söyleyen bir milletvekili
partisinden ihraç edildi. Şimdi, gelinen noktada,
vatandaşların, bu şekildeki, bu ortamdaki bir Türkiye'de siyasî partilere
olan inancının ve güveninin hangi noktalara düşeceğinin takdirini sizlere
bırakıyorum değerli milletvekilleri.
Bu meselelerin hafife alınmaması lazım. Bu meselelerin üzerine ciddî bir şekilde gidilmesi lazım.
Yolsuzluk nereden ve kim tarafından yapılırsa
yapılsın, mutlaka, hesabının sorulması lazım ve bu hesabın sorulacağı ilk
yer de Türkiye Büyük Millet Meclisidir. İşte, bu araştırma
önergesi onun için son derece önemlidir. Ancak, bu araştırma önergesinin
verildiği tarih itibariyle -biraz sonra AK Parti gelip söyleyecek- Meclis
kapanmak üzere, zamanımız kalmadı, o nedenle bu araştırma önergesinin
aleyhinde oy kullanıyoruz diyecekler ve ben de onun için aleyhinde söz aldım.
Yani, bu durum… Üç haftadır getirilen bütün araştırma önergeleriyle
ilgili AK Partinin itirazı bu, bugün de aynı şey olacak. Benim itirazım bunadır. Yoksa, yolsuzluk
meselenin çözülmesi, araştırılması, incelenmesi, üzerinde durulması, bir
milletvekili olarak en öncelikli görevlerimiz arasındadır. Onun
için, Anavatan Partisi Grubu adına bu öneriyi getiren
arkadaşlara da teşekkür ediyorum huzurlarınızda; Türkiye'nin çok ciddî
bir meselesine parmak basmışlardır. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
Ama, maalesef, biz bu meseleleri ne zaman tartışacağız arkadaşlar?
Bu meseleleri ne zaman çözeceğiz?
Bakınız, anketlerdeki rakamları söyledim. Bu rakamlar, Türkiye'deki siyasetin, siyasetçilerin, siyasî partilerin,
vatandaş tarafından, bu meselelere eğilinmediği düşünüldüğü için, olumsuz
yorumlanıyor.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kandoğan.
Lehte, Malatya Milletvekili Sayın Süleyman Sarıbaş;
buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
Grubumuz önerisi lehine söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, Anavatan Partisi, grup önerisinde ne istiyor; kısa ve net, herkesin
anlayacağı şekilde söylüyorum; taşrada, illerde, mahallî idarelerde
yapılan yolsuzluklara Meclis el koysun, bu yolsuzlukların sebeplerini,
sonuçlarını araştırsın; kimler yapıyor, neden yapıyor, bunlar ortaya çıksın
diyor. Buna "hayır" diyecek, bunlar araştırılmasın, bunlar
kapatılsın, bunların üstü örtülsün, yolsuzluğu yapanın yanına yolsuzluk
kâr kalsın mı diyeceğiz; yoksa, bu yolsuzlukları, hakikaten bu Meclisin
görevidir, hakikaten bu yolsuzluk artık milletimizi içinden çıkılmaz bir
hale getirmiştir, geleceğe umutla bakmasının önünü kesmiştir, bunlar
araştırılsın, bunların sorumluları, failleri yargıya teslim edilsin mi
diyeceğiz; yoksa, hayır, bunları araştırmayalım, böyle bir şeyleri yapmayalım,
yapan yapsın, yapanın da yanına kâr kalsın mı diyeceğiz; işte, önerimizin
amacı bu. Önerimizde bunlar araştırılsın diyoruz. Niye
araştırılsın diyoruz; elimde bir gazete kupürü var, bugünkü gazete arkadaşlar.
"Teminatını
21 kez çekti, soruşturma izni çıkmadı!.."
Yani, bir müteahhit ihaleye girdiği teminatlarını daha iş bitmeden çekiyor,
geri yatırıyor, çekiyor, geri yatırıyor; bürokrat buna vesile oluyor; bürokrat
hukuksuz, kanunsuz, ahlâksız iş yapıyor; ilin valisi soruşturma izni vermiyor
bürokratına. Niye; "o bürokrat bizim adamımız!"
Ha, kaytan bıyıklı adamlar var ya, o kaytan bıyıklı adamlar ve bizim adamlarımız…
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) Böyle bir şey
olabilir mi hukuk devletinde?! "Benim adamım, senin adamın"
olabilir mi?! Yolsuzluğu, ahlâksızlığı, hırsızlığı kim
yapıyorsa, bunları soruşturmayacaksak, bunların üzerine gitmeyeceksek,
bu önergeleri reddedeceksek, siyasî davranacaksak, sizden önceki yapanların
nasıl yanına kâr kalmadıysa sizin de yanınıza kâr kalmayacağını adım gibi
biliyorum arkadaşlar.
Ne diyor Sayın Başbakan; Sayın Başbakan, bir milletvekili
şikâyette bulunduğunda "burnuma pis kokular geliyor" diyor. Yani, Sayın Başbakan sadece kokusunu aldığını söylüyor. Halbuki, yapması gereken şey, sorulması gereken şey, bu hissettiği
kokuların üzerine gitmesidir.
Ne oldu Çorum Belediyesinde arkadaşlar; Belediye Başkanın
kasasında yolsuzluk çekleri çıktı. Sayın İçişleri Bakanı burada mı bilmiyorum, soru sorduk "ne
gibi işlem yapacaksın" diye; dört ay oldu, henüz cevap alamadığım gibi,
en ufak bir tahkikatı başlatmadı.
Başka ne oldu arkadaşlar; Hatay'da Ali Dibo olaylarını
bilmeyen var mı?! Yani, şurada, milletimin gözüne
"Ali Dibo" dediğim zaman nere hatırlanıyor; Hatay hatırlanıyor;
nere hatırlanıyor; bütün belediyeler hatırlanıyor; nere hatırlanıyor; bütün
özel idareler hatırlanıyor…
ORHAN
ERASLAN (Niğde) - AKP… AKP…
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (Devamla) - Peki, bu Ali Dibolar devam mı edecek; Ali Dibolar size
puan mı kazandıracak; yani, yandaşlarınız, partidaşlarınız, yönetim kurulu
üyeleriniz bu ihaleleri, ihalesiz ihaleleri alıp servetlerine servet katar,
bunları da seçim meydanlarında Partiniz yararına harcarsa, bu kaybettiğiniz,
yolsuzlukların üzerine gitmemeden kaybettiğiniz puanları, millete ulufe
dağıtarak, erzak dağıtarak, kömür dağıtarak halledeceğinizi mi düşünüyorsunuz?!
Böyle bir şey yok arkadaşlar, böyle bir şey yok.
Biz
diyoruz ki: Gelin, siyasetçiye, siyaset kurumuna henüz güven bitmeden, dibe
vurmadan, bir araştırma komisyonu kuralım ve bu araştırma komisyonu bu
illerdeki bu ahlaksızca ihale bezirgânlığını, bu ahlaksızca vatandaşı
sömürme sistemini araştırsın ve faillerini de yargıya teslim etsin. Yani, çok mu şey istiyoruz; hukuk devletinde olması gereken,
hakikaten hukuka uyulması gereken bir öneri getirdik önünüze.
Biliyorum, bunlara fazla kulağınızı açmayacaksınız; çünkü,
açsaydınız, zaten bizim bu önerileri getirmemize gerek yoktu; açsaydınız,
zaten siz Hükümetsiniz, bunları yapmayanlardan hesap sorma yetkisi
elinizde. Bu hesabı sormadığınız için…
İşte, Sayın Vali niye vermemiş?!
Nerede İçişleri Bakanı; niye demiyor "Sayın Vali, niye vermiyorsun bu
soruşturma iznini" diye?!
Biraz
önce arkadaşım söyledi, 14,75'i Ofer'le Kemal Dibo
oldu; Kemal Dibo olayı oldu, Ofer'e satıldı.
Ne diyor 12. İdare Mahkememiz: Bu, duyurulmamıştır,
gerekli katılım sağlanmamıştır, yeterli duyuru yapılmadan, ilan yapılmadan
yapılmıştır, kanuna, hukuka aykırı bir ihaledir. Kesinleşti
bu; yani, idare mahkememizin kararı ortada.
Şimdi, daha önce bu konuda burada gensoru önergesi de
verildi, bu konu tartışılsın, gündeme alınsın denildi. O gün
"ben Ofer'i moferi tanımam" diyenler, sonradan anladık ki, özel
uçaklarıyla seyahat yapmışlar, sonradan anladık ki, özel uçaklarıyla
Dubailere, pardon Hong Konglara gitmişler, gizli pazarlıklar yapılmış.
Bir Başbakan, çıktı, basının huzurunda açıkça dedi ki: "Ben Ofer mofer
tanımam kardeşim." Akşam çıktı -bir televizyon kanalına- "Teke
Tek Programı"na, adını da söyleyeyim -dedi ki:
"Birkaç defa görüşmüş olabilirim." Ertesi gün çıktı dedi ki:
"Görüştümse görüştüm, kime ne" dedi. Türkiye'de böyle bir şey
var mı arkadaşlar?! Biri görüştüğü için -biri Türkbank
davasında görüştüğü için- Yüce Divanda hesap verecek, bir tanesi "görüştümse
görüştüm" diyecek. O zannediyor ki, görüştümse görüştüm derim, bu da yanıma kâr kalır. Kimsenin
yanına kâr kalmadı.
Değerli
arkadaşlar, bu yolsuzluk, son günlerde, her taraftan… Malatya
Belediyesinde bir tanesine el altından haber gönderdim,
dedim ki, "ya, şu Malatya Belediyesinde yapılan yolsuzlukları bana
gönder" diye... Bakın, 15 sayfa geldi. Hiç
basına çıkan bir şey değil; ama, 15 sayfa yolsuzluk geldi.
Peki,
niye araştırmıyoruz bunları; ihaleler kime veriliyor, nasıl veriliyor, nasıl
paylaşılıyor, Partinin hangi elemanları yandaş olarak
Şimdi,
bu önergeyi tartışmayacağız, yolsuzlukları araştırmayacağız, yolsuzlukların
üzerine gitmeyeceğiz; ama, biz, yolsuzluklarla mücadele adına
İktidara gelip oturacağız, yolsuzluklarla mücadele bizim baş konumuz
olacak, sonra… Bugün bana biri bir mesaj çekmiş -aynen burada söylüyorum-
diyor ki: "Tayyip Bey sizi milletvekili yaptı,
ahde vefasızlık ettiniz" diyor. Tayyip Bey, peki, millete "yolsuzlukla
mücadele edeceğim" demiş, o, milletin tamamına ahde vefasızlık etmiş
de, biz buna "dur" demek için mücadeleye girmişsek, yani, bu ayıp
bir şey mi?! Millete söz vermedik mi yolsuzlukla
mücadele edeceğimizi; verdik. Niye etmiyoruz?!
İşte önerge; gelin araştıralım, şu çek olayı nedir Çorum
Belediyesinde; gelin araştıralım, şu Hatay'daki bu Ali Dibo olayı nedir;
gelin araştıralım, şu Türkbank, pardon, TÜPRAŞ'taki Kemal Dibo olayı nedir.
Türkbank diyorum; evet, onu araştırdık, onu soruşturduk
da, gönderdik de ilgili yere. Yapacağımız bir şey
yok, yargı, kararını verecek. İnşallah, herkes hesabını alnının
akıyla verir; ama, burada da şu Kemal Dibo'yu bir araştıralım, şu 14,75'i nasıl vermiş bu Kemal Dibo? Özelleştirme
Üst Kurulunda Sayın Başbakan bu usulsüz işleme nasıl imza atmış, nasıl
onay vermiş, bir araştıralım, bir soralım. Yapmamışlarsa, herkes
hesabını versin, o zaman da aklansın; ama, bunları yapmazsınız; çünkü,
yapacak şeyiniz kalmadı; geldiğiniz gün haram sofrasına oturunca, haramzade
olunca, artık, haramın hesabını sormak gibi bir azminiz, niyetiniz kalmadı,
o bitti, o, orada kaldı; çünkü, haram o kadar iştahlı ve o kadar tatlıdır
ki…
ÜNAL
KACIR (İstanbul) - Siz bunu çok yapıyorsunuz!
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (Devamla) - …girdiği cebi de, girdiği beyni de, girdiği hükümeti
de, girdiği parti grubunu da, vallahi, yakar da, dağıtır da, yok da eder! (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
İnşallah, onların kısa sürede neticelerini, kısa sürede
sonuçlarını göreceğiz. Sandık bu milletin
önüne gelecek, sandık, bu millet, Ali Dibo olaylarının, Kemal Dibo olaylarının
hesabını, vallahi soracak, billahi soracak. Ha, sormaz falan demeyin;
sormaz falan demeyin...
AHMET
YENİ (
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (Devamla) - Anavatan, millete onun hesabını verdi,
millet onun da hesabını gördü. Ha, sıra sizde. Bak, beş
seçimdir bu ülkede iktidar değişiyor; 91'de değişti, 95'te değişti, 99'da
değişti, 2002'de değişti. Yani, milleti, duymuyor, görmüyor,
anlamıyor zannetmeyin. Millet görmese her seçimde
iktidarı değiştirmez. Sizi de görüyor, yaptığınız
yolsuzlukları da görüyor. Daha dün, milletvekilinizin kardeşi 20
000 000 lirayı…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
A. İSMET
ÇANAKCI (
BAŞKAN
- Buyurun.
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (Devamla) - …yani, eski parayla 20 trilyon lirayı vatandaştan topladı,
kaçtı gitti. Bütün basında vardı dün, bütün basında
yazıyordu. Ben yapmadım herhalde, sizin milletvekilinizin kardeşi
yaptı! (AK Parti sıralarından gürültüler) "Yalan" deyin o zaman,
tekzip edin, basında yazıyor. Hangi ile el atsanız, böyle
elinizde kalıyor. Hangi ilin yolsuzluğuna el atsanız, vallahi,
şuradan yetkili biri yazsın valiliklere "il il
yolsuzlukları gönder" diye, her il elinizde kalıyor, her il elinizde
kalıyor. Devletin bütçesini yolsuzluklar bütçesi haline getirdiniz, yandaşlarınıza,
partidaşlarınıza peşkeş çekmekten öteye gidemediniz!..
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (Devamla) - "Yolsuzlukla mücadele edeceğim" diye gelenler,
yolsuzluğun bir parçası, mütemmim cüzü, ayrılmaz öznesi oldular.
Hepinize saygılar sunuyorum.
(Anavatan Partisi ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sarıbaş.
Aleyhte, Ankara Milletvekili Sayın Salih Kapusuz;
buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
SALİH KAPUSUZ (
Anavatan
Partisi Grubunun grup önerisinin aleyhinde söz aldım…
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
SALİH
KAPUSUZ (Devamla) - Birilerinin yaptığı gibi, aleyhte söz alıp da lehte
konuşma yapmayacağım.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (
A. İSMET
ÇANAKCI (
SALİH
KAPUSUZ (Devamla) - Herkes, kendine uygun tavır, davranış ve yakışanı
yapar, ben de kendime göre olanı yaparım değerli arkadaşlar. Bunu bugüne kadar herkes böyle bilir, siz de böyle bilin Değerli Milletvekilim!
Biz, bugüne kadar bu konuda her alanda olduğumuz halde, meydanlarda bulunduğumuz
halde, şu güne kadar bir tek şey duydunuz mu, duyabildiniz mi?!. (CHP sıralarından gürültüler)
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
SALİH
KAPUSUZ (Devamla) - Duyamazsınız.
Dolayısıyla,
şimdi, bir önerge, elbette, İçtüzük size böyle bir hak vermiş, bir önerge
veriyorsunuz, verdiğiniz her önergeyle ilgili olarak cevabınızı da burada
alırsınız. Hiç tereddüt göstermeyin.
HÜSEYİN
GÜLER (
SALİH
KAPUSUZ (Devamla) - Bakınız, içeriğini konuşacağım, birazcık sabredeceksiniz.
Hukuk devletinden bahsedeceksiniz, hukuk diyeceksiniz,
hak diyeceksiniz; peki, hukuk devletinde hak arama yolu nedir?
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bunlardan bir tanesi.
Peki, yargıya intikal etmişse bir olay, ne yapılır;
yargının sonucu beklenir.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Niye beklemedin Şemdinli'de?..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Senin söylediğin her konu,
açıkladığın her şey yargıya intikal etmiş. Yargıya intikal etmiş konularda
"ne yaptınız" diye soruyorsunuz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Şemdinli'de niye beklemediniz
beyefendi?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Lütfen… Değerli arkadaşlar,
bakınız, birazcık tutarlı olun, birazcık tutarlı olacaksınız. Bakınız, bunlarla
ilgili her şeyin de cevabını vereceğim.
Muhalefet etmek demek, buraya çıkıp yüksek sesle konuşmak
demek değildir arkadaşlar. Eğer bir şeyi tenkit ediyorsanız, bu tenkit ettiğiniz
şeylerle ilgili planınızı, projenizi ve ortaya koyacağınız varsa elinizde
bir belgenizi, bilginizi buraya getireceksiniz.
Biraz önce Çorum'dan bahsedildi. Çorum, şu anda ve
bundan önceki belediyeler döneminde geçirilen deprem sonrası 5 kat yerine
4 kat uygulamasına geçilmiş.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - 5'e girmek için rüşvet
lazım.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Evet, bu 4 üncü kattan sonrasına,
bu geçmiş dönemde, on yıl geriye doğru olarak ne yapılmış; kat artırımı
için belediye meclisinden karar alınmış. Bu alınan kararlar usul hatasını
bünyesinde taşımakla birlikte alınmış, zimmet olarak bir ayrı hesap
tutulmuş, bunlarla ilgili olarak yapılan bir teftişte bunlar tespit
edilmiş. Bunun üzerine olay hem kamuoyuna hem de İçişleri Bakanlığına yansımış.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Çekler nereye yansımış?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Dikkat ederseniz söyleyeceğim.
Bu tespit edilenler İçişleri Bakanlığı müfettişleri
tarafından da incelenmiş, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuş
ve şu anda ilgili savcılık da bu konuyu mahkemeye intikal ettirmiş. Şu
anda, biz parti olarak, bu konuyu, gündeme geldiği günde arkadaşlarımızı
gönderdik incelettik, baktık ki, yasal olarak yapılması gerekli olan her
şey yapılıyor, biz de şu an itibariyle yargı sonuçlarını bekliyoruz. Kendimizi
yargı yerine koyma hak ve salahiyetine biz de sahip değiliz, siz de sahip
değilsiniz. Bu kadar açık ve net!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Şemdinli yargıda değil
mi Başkan?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Eğer, hukuk devletinden bahsediyorsanız,
hukukdışı birtakım yaptırımları bizden bekliyorsanız, biz o yola girmeyiz.
Değerli arkadaşlar, hatırlayın…
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Çok masum değil bunlar!.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - …biz, bu Mecliste…
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Şemdinli Komisyonunu
niye kurduk Sayın Kapusuz; yargıya intikal etmiştİ?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - …soruşturma komisyonu da
kurduk, araştırma komisyonu da kurduk, gerekirse de kurarız.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Niye?!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Dolayısıyla, bu konularla ilgili
olarak, bakınız, bir başka husus: Şimdi, biraz önce, yine, Hatay meselesi
dile dolandı. Değerli arkadaşlar…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - "Ali Dibo" de;
Hatay deme Ali Dibo.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bakınız, bu konuyla ilgili
olarak, bu Mecliste, birçok defa…
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, hiç uygun olmuyor. Siz, Grup
Başkanvekilisiniz, hiç uygun olmuyor.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - … birçok defa, bu konu gündeme
getirildi; birçok defa gündeme getirildi. Bu konuyla ilgili, arkadaşlarımız
her seferinde açıklama yaptı; ama, siz, ısrarla ve inatla tekrara da
devam ediyorsunuz.
Bakınız değerli arkadaşlar, Hatay'da 5 751 ihale yapılmış.
Elbette, bu ihalelere, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı katılma hakkına
sahip.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Siz ihale hükümetisiniz;
bol bol ihale yapıyorsunuz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Eğer, değerli arkadaşlar,
bu memlekete hizmet ediyorsanız, hizmet edecekseniz, elbette yatırımlar
yapacaksınız; yatırımlar da ihale yoluyla olur.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - İhale konusunda
başarılısınız (!)
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - İhalesiz yapılacak olursa, aynen,
belki, sizin beklediğiniz gibi, geçmişte birilerinin alışkanlığı gibi,
birilerine versin diyorsunuz. Hayır, biz, o yolu tercih etmiyoruz. Bizim
tercih ettiğimiz yol yasal yoldur, ihale yoludur.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Kılıf olmuş, kılıf!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bak, bütün baskılara rağmen,
İhale Kanununda yapılması gerekli olan değişiklik konusunda bile, hassasiyetimiz
gereği, bu değişikliği gündeme getirmedik.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Ofer, Ofer!..
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Ofer'e ne diyorsunuz
Sayın Kapusuz?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bakınız, bu ihalelerden; ki,
yaklaşık yüzde 50'ye yakın AK Partiye oy vermiş, yani, Hatay'da yaklaşık
olarak her 2 kişiden 1 kişinin AK Partili olduğu bir ilde, AK Partiye oy
veren insanların bulunduğu bir ilde, eğer, oradaki esnaf ve tüccar AK Partili
diye yasal hakkını kullanamayacaksa, bu bir haksızlık anlamına gelmez mi
arkadaşlar?! Bunlardan sadece yüzde 4,6'sı, evet, AK Parti üyesi, AK Partinin
belirli görevlerde bulunan insanları, yani 266 tane ihale almışlar. 5
751 ihaleden -yapılan ihaleyle, bakın, ihalesiz değil, korumacılıkla değil-
sadece 4,6'sı, AK Partililerin de ihale aldığı bir uygulama.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Yüzde kaçını almış, yüzde
kaçını?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar,
bakınız, bir hususun altını çizmek istiyorum. (CHP ve Anavatan Partisi
sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Yüzde kaçını almış, hatırlıyor
musun?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli milletvekilleri,
eğer konuşacaksanız, buyurun.
BAŞKAN - Sayın Kapusuz, siz, Genel Kurula hitap edin.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bir rahatsızlığınız var
galiba.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Hayır canım!..
Sorulara cevap verin, sorulara!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Rahatsızlık duyacağınız bir
şey varsa, o rahatsızlığınızı açık açık söyleyin, millet de duysun, ben
de duyayım.
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Ofer'i anlatın!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi,
bakınız, şu metninize bakıyorum Sayın Sarıbaş, bu metninizde yok Ofer; o
zaman, yazsaydınız.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Evet, doğru; onu sonra
araştıralım diyoruz. Canım, bundan sonra birsürü yolsuzluk oldu.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Ofer'i yazsaydınız, Ofer'i
getirseydiniz, Ofer'i konuşsaydık...
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, dört ay olmuş!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Ama, yok kardeşim, yok!..
Bakın, ben niye ikaz ediyorum sizi biliyor musunuz; her
seferinde söyledim, burada söz alan arkadaşlarımız gündemle kendini bağlı
görmeliler, hem kendi şahsına hem de bu Yüce Heyetin şahsına saygı gereği
buna dikkat göstermeliler. Ben, buna hassasiyet gösteriyorum; ama, göstermeyen
arkadaşları da sizlere havale ediyorum.
MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Biz de seni Allah'a havale
ediyoruz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi,
bir diğer hususu daha ifade etmek isterim. Şimdi, arkadaşlarımız bu ve benzeri
konularla ilgili olarak bir şeyi daha bilsinler ki, 3628 sayılı Yasayı
çıkardık; bu yasa gereği, eğer kamuoyunda görsel veyahut da yazılı basında
herhangi bir yolsuzlukla ilgili iddia çıkarsa, bu çıkan iddiayı savcılar
resen, hemen devreye girip araştırmak, soruşturmak, gerekli davaları açmakla
hem görevliler hem de sorumlular.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Her zaman öyleydi Sayın
Kapusuz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bu bahsi geçen konularla ilgili
olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da savcıları göreve davet
ediyoruz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Meclisin görevi yok mu?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bizim en ufak bir tereddütümüz
yok, korkumuz da yok, olmayacak da. Yanlış yapan kim olursa olsun, en
yakınımızdan en uzağımıza varıncaya kadar her kim olursa olsun, üzerine gitmek
AK Parti İktidarının görevidir ve gereği de yapılmaktadır. (AK Parti
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından alkışlar[!])
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Partiden milletvekili ihraç
ettiniz!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Sizin üslubunuz, sizin yaklaşımınız
acaba üzüm mü yemek, bağcıyı mı dövmek?! Bugüne kadar yapılanlar orta yerde;
hiçbir konuda boşluk bırakmadık, bırakılmaması konusunda da yetkilileri
göreve davet ediyoruz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Yetki bizde Sayın
Kapusuz, bu Meclis yetkili!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Her alanda bizim yanlışlık
yapana, yolsuzluk yapana, hırsızlık yapana sahip çıkmak gibi bir ahlakî
meziyetimiz yoktur, olmamıştır ve olmayacaktır da! (AK Parti sıralarından
alkışlar)
FUAT ÇAY (Hatay) - Ali Dibo'ya izin ver, görelim bakalım!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, ama,
hukuk devletinin tabiî sonucu olarak, hak sahipleri ve kamunun hakkını
koruma konusunda, Meclisin denetimiyle birlikte, asıl görev yargımıza aittir.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Sayın Kapusuz, Oferlere ben
satmadım hisse senetlerini!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Yargımız bu konuda hangi
kararı verirse versin, ben, bu kararla ilgili olarak, her alanda,
hepimizin duyarlı olduğunu çok iyi biliyorum. Onun için, sonuç olarak şunu
ifade etmek istiyorum…
FUAT ÇAY (Hatay) - Ali Dibo soruşturmasına
"evet" de bakalım!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bugün, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin resmen tatile girmesine iki hafta kalmış. Bu iki hafta zarfında
çıkarılması gerekli olan birçok yasalarımız var; elbette, denetim konusu
da gündemdeki konulardandır.
A. İSMET ÇANAKÇI (Ankara) - Yetişmez!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla)- Şu an itibariyle, eğer, bu
konuyu kabullensek bile, araştırmasını kabul etsek bile -ki, yargıya da
intikal ettiğini ifade ettim- komisyon olarak ve yapılacak çalışmalar
olarak, süre de, şu an itibariyle uygun değil. Sonra, bu iddiaların birçoğu
da, bize göre, yargıya intikal ettiği için…
FUAT ÇAY (Hatay) - Yargıya intikal etmedi…
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - …yapılması gerekli olanlar
da yapıldığı için araştırılmasına gerek olmadığını ifade ediyor, hepinizi
saygıyla selamlıyor ve ANAP Grubunun getirdiği öneriye katılmadığımızı
açık bir dille de ifade ediyorum.
Saygılar sunuyorum değerli milletvekilleri. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kapusuz.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Vicdanen rahatladınız mı?!.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - O rahatlama gönlünüze bağlı…
BAŞKAN - Son söz isteği, lehte olmak üzere, Hatay Milletvekili
Sayın Gökhan Durgun…
Sayın Durgun, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA YILMAZ (Gaziantep) - Yüzde 50'yi bir izah et…
GÖKHAN DURGUN (Hatay) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hatay'da ortaya çıkan yolsuzluklarla ilgili söz almış
bulunuyorum. Anavatan Partisinin vermiş olduğu öneriye olumlu baktığımızı,
olumlu oy kullanacağımızı da sözlerimin başında ifade etmek istiyorum.
Biraz önce, Sayın Kapusuz'u dinlerken, Hatay'da böyle
bir olayın olmadığını görüyoruz; öyle anlatıyor! Peki, bu ne?!. Bu ne, bu?!. Bu ne?!. Bu ne?!. Bunda ne var biliyor musunuz?..
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Kâğıt…
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Kâğıt, evet… Antakya
Doğumevindeki onarım işleri:
Bir, çatının yaptırılması. Karşısında, Sayın Sadullah
Ergin'in el yazısıyla "Mahmut Boncuk."
İki, Jeneratörün yenilenmesi. Karşısında, yine, Sayın
Sadullah Ergin'in el yazısıyla "40-50 milyar." Ne bu 40-50 milyar?!. Bu işteki kâr miktarı! Yani, Sayın Ergin, bu
ihaleleri paylaştırırken, kârı da hesaplıyor; yani, ne kadar kâr edilecek,
onu da hesaplıyor; açık, burada.
Üçüncü, kireç giderici ve hidrofor sisteminin yenilenmesi,
"Mahmut Açıkgöz." Kim Mahmut Açıkgöz; İl Genel Meclisi Üyesinin
kardeşi.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Tesadüf, bunların hepsi
tesadüf!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Diğer bir madde: Katın ve
zemin katın, hastane girişinin tüm kapı pencere ve duvarlarının yenilenmesi,
"Mustafa İnan."
Şimdi, Sayın Kapusuz diyor ki: "Her 2 kişiden 1'i
AKP'ye oy vermiştir, bu insanlar ihale almasın mı?" Evet, her 2
kişiden 1'i ihale almamış değerli arkadaşlarım. Buyurun, şurada, Sağlık
Bakanlığıyla ilgili soru önergeme gelen cevap var; ihaleyi alanlar: Ömer
İshakoğlu -kim Ömer İshakoğlu; gençlik kolları eski il başkanı- Özcanoğulları,
Hakan Öztürk -hepsi il yöneticisi, hepsi Partinin belli kademesinde görev
yapan insanlar- Mustafa Açıkgöz, Şükrü Çağlarsu, İshakoğlu Medikal, İshakoğlu
Medikal, Mahmut Narin.
Şimdi, bu Ali Dibo şirketi işte buradan çıktı. Ben
Sayın Geçen'i kutluyorum, bir Hataylı olarak da kendisine teşekkür ediyorum
(CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) ama, diyorum ki, Sayın
Geçen, niye haksızlıkları ortaya koyuyorsun; hırsızlıkları ortaya
koyuyorsun, işte seni böyle atarlar! İşte böyle atarlar seni, ihraç
ederler! Yani, senin suçun, hırsızlıkları, yolsuzlukları ortaya çıkarmak!
(CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) Sayın Başbakan, iktidara
gelirken, oy isterken, hırsızlıkların, yolsuzlukların üzerine
gideceğim diye oy istedi ve bu aldığınız oyun da yüzde 70'i, yüzde 80'i,
hırsızlıkları ortaya çıkaracağınız için verildi; ama, ne oldu; Sayın Başbakan
"damardan girdik, kalpten girdik, aorttan çıktık" diyor; ama,
kendi ilinde, kendi memleketinde, Türkiye'de, AKP yöneticileri, il genel
meclisi üyeleri ihale pazarlıyor, ihale komisyonculuğu yapıyor, "bana
belge getirin" diyor. İşte belge!.. İşte belgeler!.. Ne belgesi arıyorsun Sayın Başbakan?!
TEVFİK AKBAK (Çankırı) - Savcıya verin, savcıya!..
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Verdik, verdik, merak etmeyin…
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Savcıya vereceğiz,
vereceğiz, savcıya da vereceğiz.
MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Beş aydır savcıya
veremediniz mi?!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Şimdi, 2 kişiden 1'i
AKP'li; ama, siz çok hassas davranıyorsunuz, aldığınız oya göre mi ihale
dağıtacaksınız?! Böyle bir hakkınız, böyle bir yetkiniz mi var sizin?!. Yani, ne kadar oy aldıysanız, o kadar ihale!..
Şimdi, yeni bir soru önergesi vermiştim, onun cevabı
da geldi; Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü… Değerli arkadaşlarım, burada…
Belge… Sayın Başbakan, buyurun belge!.. Evet,
burada, toplam 78 tane ihale yapılmış, 4 trilyon değerinde. 78 ihalenin 37
tanesini, bu saydığım Ali Dibo şirketi almış; işte belgesi! Hani binde
4'tü, 5 000 ihale içinde 266'ydı?! İşte, buyurun!
Değerli arkadaşlarım, bence yapılması gereken…
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - 5 700 ihale yok mu?!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Efendim?..
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - 5 761 ihale yok mu?!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Efendim, 5 700 değil.
Buyurun, size vereyim, fotokopisini vereyim.
Bakın, değişik bir yöntem göstereceğim size.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Nasıl vereceğiz?! (CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım.
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım…
BAŞKAN - Sayın Durgun, siz Genel Kurula hitap edin.
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Tamam Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım,
bakın, burada 2 tane teklif mektubu var.
MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Savcıya niye gitmiyorsunuz?!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Bakın, savcıya verin diyorsunuz
da siz önce bir inceleyin bakalım. 2 tanesi de Samandağı Devlet Hastanesine
veriliyor; tarihleri 9.2.2004, 15.1.2004; arada çok az bir zaman var. Burada,
Thalaset diye bir parça alınıyor. Bu, Akdeniz anemisi olan çocuklarda kanın
temizlenmesiyle ilgili bir parça. Bunlar, ihaleye girmesin diye ikiye bölünüyor.
Bir gün 500 tanesi alınıyor, bir gün 500 tanesi alınıyor; toplam 1 000 tane.
Fiyat 12 750 000 lira. Şimdi sordum, şu gün, 2004 değil, 2006'nın haziran
ayında bu parçanın fiyatı 4 000 000 lira. 4 000 000 liralık bir parça, 2004
yılında, ihale açılmaksızın, iki gün arayla, aynı firmanın teklif mektuplarıyla
Samandağı Hastanesine veriliyor. Bu ne arkadaşlar, bu ne?! Bu, Ali Dibo
değil mi?! Bu ne?! Bugünkü fiyatıyla 4 000 000'luk parça, -herhalde o gün
2 000 000 falandı- 12 750 00 liraya veriliyor! Bunu ortaya çıkaran Yaşar Artar
ismindeki arkadaşımıza da şimdi soruşturma açılıyor. Açsınlar, herkes
hesabını verecek; ama, bu arkadaşımız, bunun alımına imza atmıyor. İmza atmıyor...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Vicdan sahibi...
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Gelelim, başka ne var; Antakya
Doğumevinde var. Doğumevinde bilgisayar işi yapılıyor. Tekliflerle karar
veriliyor. Sonra bakıyorlar ki, teklif miktarını aşmış, ihale yapılması
gerekiyor. Onu, bir biçimde örtbas edip, tekrar, yeniden çözmeye
çalışılıyor.
Yine, Samandağı Devlet Hastanesinde bir çatı
yapılıyor; yapılmadan parası ödeniyor; yapılmadan!.. Belgeleri var. Yapılmadan
parası ödeniyor. Kime ödeniyor; İl Genel Meclisi Üyesinin kardeşine ödeniyor.
Daha da var arkadaşlar, daha da var. Şimdi, sabahleyin,
Hatay'da yeni bir uygulama, saat 4'te, 5'te.
Sayın İl Genel Meclisi Üyesi Mahmut Narin diye bir arkadaşımız
var, bütün bu ihalelerin büyük çoğunluğunu da alan arkadaşımız; şu anda İl
Genel Meclisi Başkanı. Hem ihaleyi yapıyor, 40 trilyonluk bir bütçe, hem
de ihaleyi alan firma kendisinin firması!
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Bal tutan parmağını yalar!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Yani, bu nasıl bir iştir,
bu nasıl yapılır, bu hayret bir şey! Bu, Ali Dibo işte! İşte bu Ali Dibo!
Şimdi, arkadaşlar, sabahleyin köylere gidiyor bu arkadaşımız,
AKP ilçe başkanıyla beraber. Köylerde namaz kılıyor, namazdan sonra muhtarı
çağırıyor. Diyor ki, sizin bu meranız kötü vaziyette, bakamıyorsunuz, bu
merayı bana kırk yılığına kiraya verin, yirmi yıllığına; ben burayı düzenleyeyim,
ihya edeyim, bakayım, ondan sonra size tekrar geri devredeyim.
Şimdi, köylerde meralara bile el uzatmış bir anlayış
var. Bunu kim yapıyor; AKP ilçe başkanı, Antakya Merkez İlçe Başkanı ile
İl Genel Meclisi Üyesi, Başkanı yapıyor. Bu İl Genel Meclisi Üyesi, Başkanının
ihale almaktan başka hiç işi yok mudur?! Hiçbir işi yok mudur?! Bütün
ihaleler Narinler!.. Araştırıyoruz; bu arkadaşımızın, daha önce, yemek firması
gibi, temizlik firması gibi hiçbir icraatı yok; ama, 2002 seçimleri bitince,
bu arkadaşlarımızın hepsi firma kurmuşlar: Temizlik firması, yemek firması,
güvenlik firması. Bir bakıyoruz ki, hepsini bu arkadaşlarımız alıyorlar.
Bir arkadaşımızın bir olayını daha anlatayım size. Bilginize
sunuyorum; yani, yolsuzlukları takip etmeniz için söylüyorum, olayı anlamanız
için söylüyorum.
A. İSMET ÇANAKCI (Ankara) - Biliyorlar zaten, söylemeye
gerek yok!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Cezaevinde ihale yapılıyor.
Bu arkadaşım 2 tane teklif mektubu veriyor; biri yüksek fiyat, biri düşük
fiyat ve diyor ki, ben bunu hep yaparım, bu normaldir diyor.
Nasıl olur arkadaşlar, 2 tane teklif mektubu verirsiniz;
biri düşük fiyat biri yüksek fiyat?.. Yani, diğer tekliflerde
kendisininki yüksekte kalırsa onu koyacak, değilse düşük fiyatla onu almaya
çalışacak. İşte, bu da ayrı bir Ali Dibo yolsuzluğu!
MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Götür o belgeyi savcıya
ver!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, şimdi,
ben şunu söylemek istiyorum. Sayın Başbakan, yolsuzluklara damardan girdiğini
söylüyor, yolsuzlukları bitirdiğini söylüyor.
MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Savcıya gitsene!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Ben savcı değilim. Savcı
değilim… Savcı değilim… Merak etmeyin…
Ya, bir kere, şunu söyleyeyim size arkadaşlar: Niye
rahatsız oluyorsunuz?.. Yani, bir deseniz, evet ya,
bu yapılmışsa, biz de arkadaşımız hakkında gereğini yapalım deseniz ya;
ama, siz tersini yapıyorsunuz. Nasıl bir partisiniz, anlayamadım ben. Yolsuzlukları
ihbar eden Hatay Milletvekilini ihraç ediyorsunuz, yolsuzluk yapan
görevine devam ediyor! Şimdi, nasıl iş bu?! Bu nasıl bir iş?! Yani, bu ülkede,
bu Parlamento içerisinde dürüst olmak, yolsuzluklara karşı olmak suç
mudur; ihraç edilmesi gereken bir suç mudur bu?! Böyle bir şey olabilir mi?!
Ama, siz ihraç ediyorsunuz, yolsuzlukları da koruyorsunuz. Tabiî ki, şimdi,
bu anlayışla "savcı mısın" diye sorabilirsin bana oturduğun yerden!..
MUSTAFA
BAŞ (İstanbul) - Sen savcıya niye gitmiyorsun?! Savcıya git, onları ver.
GÖKHAN
DURGUN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, ben sizden şunu beklerim: Türkiye
yolsuzluklardan çok çekti, hırsızlıklardan çok çekti. Bugün, hâlâ, en kötü biçimde yolsuzluklar ve hırsızlıklar
yaşanmaktadır.
Bırakın
bu yasaları… Yok efendim, trafik yasasıymış, şuymuş buymuş;
imalathaneye döndü Meclis. Meclis kanun yapar,
kanun imal etme makinesi değildir. Fazla mesai
yapalım, aldığımız siparişin imalatını bitirelim gibi bir anlayışla Meclis
çalıştırılıyor. Böyle bir şey olamaz. Tartışma yok, konuşma yok, faydası var mıdır yok mudur, onu ortaya
koymak yok. Şimdi denir ki, efendim, iki hafta kaldı, biz bunları
bitirmek zorundayız; o nedenle, biz bu komisyonun yapılmasına, açılmasına,
araştırma açılmasına gerek duymuyoruz. Gerek duyun arkadaşlar,
gerek duyun. Türkiye'de hangi kanunu yaparsanız yapın, yolsuzluklar
bitmeden Türkiye'nin sorunu çözülmez, hiçbir şekilde
çözülmez.
O
nedenle, ben, tekrar, bu araştırma önergesinin lehinde, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu olarak olumlu oy vereceğimizi söylüyorum; Türkiye'nin
yolsuzluklarının yaşanmadığı bir dönemin beklentisi içinde olduğumu söylemek
istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
BAŞ (İstanbul) - Sen en iyisi o belgeleri savcıya
götür.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Durgun.
Sayın milletvekilleri, Anavatan Partisi Grubunun…
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
BAŞKAN - …İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş
olan önergesi üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Şimdi oylamaya geçeceğim. Karar yetersayısı…
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
ÖMER
ABUŞOĞLU (
BAŞKAN
- Efendim, müsaade buyurun; ama, bu cümle tamamlanmadan o sizin dediğinizi
söyleyemem.
Şimdi, oylamaya geçeceğim ve karar yetersayısı da
arayacağım.
Anavatan
Partisi Grubunun önerisini oylarınıza sunuyorum:
Sayın milletvekilleri, Divan Kâtiplerinin sayım üzerinde
mutabakatı yoktur. Elektronik cihazla
yapacağım oylamayı ve 5 dakika süre vereceğim. Bu
süre içerisinde cihaza giremeyenler Başkanlığa pusulayla oylarını ulaştırabilirler
ve başlatıyorum oylamayı.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı vardır
ve öneri reddedilmiştir.
Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup oylarınıza
sunacağım.
Buyurun.
2.- Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri
ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP grup önerisi
20.06.2006
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 20.06.2006 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında siyasî parti
grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki
önerisini İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Ali
Topuz
İstanbul
Grup
Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının
18 inci sırasında yer alan 952 sıra sayısının bu kısmın 5 inci sırasına, 5
inci sırasında yer alan 1202 sıra sayısının bu kısmın 6 ncı sırasına, 16 ncı
sırasında yer alan 949 sıra sayısının bu kısmın 7 nci sırasına, 10 uncu
sırasında yer alan 1200 sıra sayısının bu kısmın 8 inci sırasına, 15 inci
sırasında yer alan 1159 sıra sayısının bu kısmın 9 uncu sırasına, 8 inci
sırasında yer alan 1204 sıra sayısının bu kısmın 10 uncu sırasına, 6 ncı
sırasında yer alan 1199 sıra sayısının bu kısmın 11 inci sırasına, 20 nci
sırasında yer alan 1040 sıra sayısının bu kısmın 12 nci sırasına, 13 üncü
sırasında yer alan 1203 sıra sayısının bu kısmın 14 üncü sırasına, 11 inci
sırasında yer alan 933 ve 993'e 1 inci ek sıra sayısının bu kısmın 15 inci
sırasına, 32 nci sırasında yer alan 817 sıra sayısının bu kısmın 16 ncı
sırasına, 20.06.2006 Salı günlü gelen kâğıtlarda yayımlanan, 48 saat geçmeden,
1210 ve 1211 sıra sayılarının bu kısmın 13 üncü ve 17 nci sıralarına alınması;
20.06.2006 Salı, 21.06.2006 Çarşamba, 27.06.2006 Salı ve 28.06.2006 Çarşamba
günü sözlü sorular ve diğer denetim konularının görüşülmemesi ve bu birleşimlerde
kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi, Genel Kurulun 30.06.2006 Cuma
günü de toplanması ve bu birleşimde kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi,
Genel Kurulun 20.06.2006 Salı günü 1200 sıra sayısının bitimine kadar;
21.06.2006 Çarşamba günü saat 14.00'te başlayıp 1040 sıra sayısının bitimine
kadar; 22.06.2006 Perşembe günü saat 13.00'te başlayıp 1203 sıra sayısının
bitimine kadar çalışmalarını sürdürmesi, 28.06.2006 Çarşamba günü saat
14.00'te başlaması, 29.06.2006 Perşembe günü saat 13.00'te, 30.06.2006 Cuma
günü saat 14.00'te başlaması önerilmiştir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
önerinin aleyhinde Hatay Milletvekili Sayın Mehmet Eraslan…
Buyurun.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın Başkan…
BAŞKAN - Sayın
Eraslan, bir dakika…
Sayın milletvekilleri,
cihazda bir arıza olduğundan birleşime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 16.55
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.05
BAŞKAN: Başkanvekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya),
Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 117 nci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
V.- ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
(Devam)
2.- Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri
ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP grup önerisi
(Devam)
BAŞKAN - Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre vermiş olduğu
öneri okunmuştu.
Şimdi, söz
sırası, önerinin aleyhinde olmak üzere, Hatay Milletvekili Sayın Mehmet
Eraslan'a aittir.
Buyurun Sayın Eraslan.
MEHMET ERASLAN
(Hatay) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Bu haftaki görüşmelerimizin ve Meclis çalışmalarımızın
ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisinin vermiş olduğu grup önerisinin aleyhinde şahsım adına söz talep
ettiğimi ve bu minvalde konuşacağımı öncelikle zatıâlilerinizin düşüncelerine
beyan etmek istiyorum.
Çok değerli milletvekilleri,
grup önerisine baktığımız zaman bu hafta ve gelecek hafta gerçekten çok
yoğun bir çalışma temposu var. Burada görüşülecek olan kanun tasarıları,
kanun teklifleri tabiî ki önemli, görüşülmesi gerekiyor; Türkiye Büyük Millet
Meclisinde yasalaşması, bitmesi ve uygulamaya girmesi gereken gerçekten
önemli kanun tasarıları, kanun teklifleri. Yoğun bir çalışma temposu
olacak bu hafta ve gelecek hafta. Bu da çok güzel; ama, her hafta denetim
konularının ve milletvekillerinin sormuş olduğu sözlü soruların görüşülmemesini
bir türlü anlamak mümkün değil. Her hafta sürekli, hassasiyetle bu konu
üzerinde durulmasını ifade ediyoruz. Bugüne kadar bu hassasiyet gösterilmedi;
ama, inşallah, bundan sonra her bir milletvekilinin yazılı soru önergelerine
Bakanlarımız, gelirler, inşallah, burada cevap verirler, denetim konuları
en iyi şekilde Parlamentoda icra edilir temennisiyle bu işi bu şekilde
geçiştiriyorum ve az önce de ifade ettiğim gibi, bu hafta ve gelecek hafta
gerçekten yoğun bir tempoyla çalışacak olan Meclis, aynı zamanda önemli
kanun tasarılarını görüşecektir; fakat, bu ülkede, Türkiye'de yetmişüç milyon
ülke insanının ayrıca çözümünü beklediği kendine has problemleri var.
Köyde, caddede, sokakta, taşrada, Anadolu'da, Türkiye'nin her bir yerinde
insanlar bir çözüm arayışı içerisinde, bir çaresizlik, bir acziyet, bir
fukaralık içerisinde ve maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisine gözlerini
dikmiş ve Meclisten, özellikle siyasî iradeden, Hükümetten çözümünü beklediği
çok önemli, bire bir kendilerini, halkı, milleti, Türkiye'yi, ülkeyi ve
Türkiye'nin ulusal birliğini ve bütünlüğünü, çıkarını ve menfaatını ilgilendiren
çok önemli konular var, onlara temas etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
bu ülkede tarım sektörü istihdamın yüzde 33'ünü oluşturmaktadır, aynı
zamanda gayri safî millî hâsılanın yüzde 11'ini teşkil etmektedir;
fakat, gelinen noktada köylü, çiftçi bitmiş durumdadır. Narenciye
üreticisi de, yaş sebze, meyve üreticisi de, aynı zamanda tarımın diğer
ürünlerini üreten insanlar da gerçekten büyük bir acziyet içerisindedir.
Nereden kaynaklanıyor; girdi maliyetlerinin yüksekliğinden kaynaklanıyor,
mazotun yüksekliğinden, gübrenin yüksekliğinden, tohumluğun ve ilaç ücretlerinin
yüzde 100'ün üzerindeki artışından; ama, ürünü satarken de, maliyetin altında
satışından kaynaklanıyor. Buğdaya 375 000 lira fiyat biçildi, birinci
sınıf ekmeklik buğday. Gidin, bakın, Amik Ovasında, Çukurova'da, insanımız,
270 000 lira, 280 000 liraya buğdayını satmakla karşı karşıyadır ve
maalesef, emeği dışında koyduğu masrafı tekrar toplama noktasında büyük
bir acziyet içerisindedir. Bu, bütün ürünlerde böyledir. Maliyetler her
geçen gün artıyor; ama, ürün fiyatları ya yerinde sayıyor veya gerçekten
kayda değer bir artış göstermediği için çiftçimiz ve köylümüz geçinme
noktasında ve zararını ve ziyanını karşılama ve tazmin etme noktasında
büyük bir çaresizlik içerisinde.
Kamu görevi yapan
muhtarlar… Bunlar hep ülkenin, milletin, işte… Bakın, Danışma Kurulu
önerilerinde var olması gereken konular ve çözüme kavuşturulması gereken
konular. Ya Danışma Kurulu önerilerinde veya grup önerilerinde, bu ülkenin
Meclisine, Türkiye'nin bu büyük ve ulvî Meclisine gelmesi gereken ve özellikle
siyasî iktidar tarafından, AKP Hükümeti tarafından çözüme kavuşturulması
gereken çok önemli konulardır. Milleti bire bir ilgilendiren ve milletin
büyük bir hassasiyet gösterdiği konulardır bu konular.
Muhtarlar… Kamu
görevi görüyor muhtarlar. Muhtarlar attıkları her imzadan sorumlular;
ama, 200 küsur milyon maaş alıyorlar, ücret alıyorlar; asgarî ücret 380
000 000. Bir asgarî ücreti bile muhtarlara veremiyoruz. Önemli bir kamu
görevi gördükleri halde ve sorumluluk altına kendilerini koydukları halde;
maalesef, asgarî ücret dahi kendilerine veremiyoruz ve aldıkları parayla
Bağ-Kur primini ödeme noktasında büyük zorluklar yaşamaktadırlar.
Kamu çalışanlarının
yüzde 90'ı, maalesef, yoksulluk sınırının altında ücret alırken, yine,
açlık sınırıyla eşdeğer maaş alan, ücret alan kamu görevlileri vardır ve
acaba, bununla, nasıl borçlarımızı, ev kiramızı, elektrik paramızı, harcamalarımızı,
eğitim, sağlık giderlerimizi nasıl karşılarız düşüncesiyle fakrüzaruret
içerisinde, yokluk, yoksulluk ve sefalet içerisinde yaşamlarına devam etmektedirler.
Diğer taraftan,
işsizlik, Türkiye'nin baş belası durumunda. İşsizlik her geçen gün artıyor.
Bu Meclisin en büyük görevi, ülkenin geleceği, Türkiye'nin geleceği olan geçliğimize
istihdam kapıları oluşturmaktır, özel sektörde veya kamuda; ama,
maalesef, işsizlik oranını resmî rakamlar 10,3'ü gösterirken, şimdi,
12'lere dayandı; ama, gayriresmî rakamlara baktığımız zaman gerçekten işsizlik
oranı yüzde 20'nin üzerlerine doğru gidiyor. 20 000 000 insanımız yoksulluk
sınırının altında yaşarken, 1 000 000 insanımız, maalesef, Türkiye'de aç.
Bunun sonucunda ne oluyor; bunun sonucunda olan, gerginlik, hırsızlık,
kapkaç, güven ortamının kalkması ve kaos. Bunlara biz çare bulmadıkça, işsizlik,
fakrüzaruret, gelirsizlik, bunlara çare bulmadıkça, huzurlu ve güvenli
bir Türkiye'yi oluşturmak mümkün değil.
Gelir dağılımındaki
adaletsizlik her geçen gün artıyor ve üst gelir grubu ile en alt gelir grubu
arasındaki makas her geçen gün artıyor. Bu ülkede zengin daha zengin, mutlu
bir azınlık; ama, geniş halk kitleleri, geniş yelpazeler, gerçekten, fakrüzaruret
içerisinde, yokluk ve yoksulluk içerisinde, gelirsizlik, parasızlık
içerisinde yaşama gayreti ve çırpınışı sergilemektedir.
KOBİ'lerimiz,
sanayicilerimiz, tekstilcilerimiz, yüksek girdi maliyetleri, vergi, SSK
primi, enerji, enerjinin pahalılığı ve nakliyedeki pahalılık sebebiyle kâr
edememekte ve kapasite artırımı yerine kapasiteyi düşürmektedir veya
maalesef, dünya piyasasıyla yarışamadığı için, varlığını sürdüremediği
için, ülke dışına gidip, yurt dışına gidip, yatırımlarını başka yerlerde
görmektedir. Bütün bunlar bu ülkenin sorunları.
Suç işleme oranları
her geçen gün artıyor. Bu haberlere üzülüyoruz. Bu istatistikleri aldığımız
zaman, bunlar bizleri mutlu etmiyor, üzüyor. Ama, çözüm neresi; işte, çözüm
burası; çözüm Türkiye Büyük Millet Meclisi; çözüm, siyasî hükümetin, iktidarın,
siyasî bir irade ve kararlılıkla bu meseleler üzerine gitmesi ve samimî bir
şekilde çözüme kavuşsun diye gayret göstermesidir.
Suç işleme oranları
artarken, terör, maalesef, sıfır terör, Türkiye'de artık maksimum terör
haline gelmiştir. Her geçen gün şehitlerimiz, her geçen gün gazilerimiz olmaktadır.
Birçoğunu da televizyonlar ve gazeteler göstermemektedir; ama, biz bunları
biliyoruz ve görüyoruz. Bu da bizim içimizi kanatan büyük bir yaramızdır.
Yoksulluklar,
yasaklar, yolsuzluklar, dolayısıyla, 3Y… 3Y'yle ilgili, gerçekten,
siyasetin, siyaset kurumunun ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok duyarlı,
çok hassas, çok ciddî, iradeli ve kararlı olması gerekmektedir. Aksi takdirde,
siyaset kurumu ile milleti barıştırmanın ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin
saygınlığının korunmasının mümkünatı kalmayacaktır ve şu an taşrada,
Anadolu'da, Türkiye'de alev vardır, ateş vardır; köyde de, tarlada da,
KOBİ'lerde de, esnaflarda da, hulasa, sektörel bazda her yerde bir ateş
her yeri sarmaya başlamış, sarmalamış ve âdeta yok etmeye doğru gitmektedir.
Yolsuzluklar
konusu… Az önce milletvekillerimiz çıktılar, burada, yolsuzluklardan
bahsettiler. Anavatan Partisi bir önerge verdi. Bu önergeye hepimizin
evet demesi gerekiyordu; çünkü, yolsuzluklar bu ülkenin damarına girmiş
durumda…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET ERASLAN
(Devamla) - …ve yolsuzluklarla ilgili her siyasî partinin, özellikle
İktidarın, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bulunan her bir
ferdin, her bir milletvekilinin, her bir Meclis üyesinin gerçekten samimî
olması gerekiyordu. Yoksa, yolsuzlukla mücadele etmek, yolsuzluğu söyleyen,
burada ateş var, burada alev var, burada söndürülmesi gereken dehşetli bir
yangın var diyen ve yolsuzlukla mücadele eden insanları partiden ihraç
etmek değildir.
Sayın Geçen, acaba
partiden ihraç edilmesi gereken bir milletvekili miydi? Yolsuzluk yapan
bir milletvekili miydi? Sayın Geçen buradalar. Sayın Geçen, size soruyorum:
Siz yolsuzluk mu yaptınız? Hırsızlık mı yaptınız? Gayrimeşru bir iş mi
yaptınız; çıkın, bu kürsüde anlatın, bu kürsüde konuşun. Neden Partinizden
ihraç edildiniz? Partinizden ihraç edilme sebepleriniz nelerdir? Bu
konudaki suskunluğunuzu anlamamız da mümkün değil. Yoksa suçlu Fuat Geçen
midir, yoksa suçlu bir başkaları mıdır?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Eraslan.
MEHMET ERASLAN
(Devamla) - Teşekkür edip kapatıyorum.
Bunun da Türkiye
Büyük Millet Meclisinde bir açıklığa kavuşması gerekmektedir diyorum ve
Türkiye'nin gündemini meşgul eden bu haberlerin içeriğiyle ilgili
kamuoyunun da aydınlatılması gerektiğine inanıyorum ve sizleri, Yüce
Heyetinizi saygıyla, hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum.
Hepinize teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Eraslan.
Lehte söz isteği
var.
Ankara Milletvekili
Sayın Salih Kapusuz; buyurun.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisinin vermiş olduğu grup önerisinin lehinde söz aldım. Hepinizi, bu
anlamda, bazı hususları ifade ederek, uzunca zaman almadan sözlerimi toplamak
istiyorum.
Şimdi, biz,
yasama görevi yapan milletvekilleri olarak, toplumun problemlerini çözmek,
toplumun yasamadan beklediği, yasal olarak düzenlenmesi gerekli olan birtakım
düzenlemeler varsa, bu ihtiyaçları karşılamak, ne gerekiyorsa bunları
yerine getirme konusunda görevimizi yapmak üzere burada görevlendirildik.
Her zaman ifade ederim, bir kez daha tekrar etmekte yarar görüyorum. Bulunduğumuz
görev, bir meslek değildir. Siyaset ve milletvekilliği, meslekî bir görev
değildir, sadece bir nöbettir; belirli dönem, milletin verdiği irade doğrultusunda,
millete ait birtakım hizmetleri yerine getirme konusunda görev yapmaktır.
Yani, hepimiz, iktidarımızla, muhalefetimizle milletimiz adına bir görev
yapıyoruz.
Özü itibariyle,
şu anda gelmiş olan grup önerisi, Parlamentoda grubu bulunan 3 siyasî partinin,
şu kalan son iki haftalık çalışma dönemiyle ilgili olarak öngördükleri,
üzerinde kısmî de olsa mutabakat sağladıkları bir husustu; fakat, bazı
sebeplerle Anavatan Partisi buna katılmadı; ama, paylaşacağımız hususlar,
bu talep edilen hususları da arkadaşlarımızla birkaç cümleyle paylaşacak
olursak, bu, günlük programları bitirmeye yöneliktir. Salı günleri
15.00-bitimi; çarşamba günü 14.00-bitimi; perşembe günü de 14.00-bitimi
olarak bu haftayı düşünüyoruz. Arkadaşlarımızın önerisi bunu ihtiva ediyor.
Şu anda yarım
olan, LPG istasyonlarıyla ilgili olarak yarım kalan bir tasarı var.
Memurlarımızın,
daha önceden getirildi; ama, 330'u bulma konusunda bir sıkıntı görüldüğü
için, Memur Sicil Affı olarak bilinen tasarı, bugün, diğer partilerimizin de
milletvekillerinin katkılarıyla bu 330'u buraya getirdik; 330, af ihtiva
ettiği için. İnanıyorum ki, bugün, Meclis bunu da sonuçlandıracak.
Yatırımların
önünü açma noktasında bir başka tasarı var. Devlet Planlamanın önerdiği
ve hakikaten, uzun müddet bekleyen -daha çağdaş bazı hizmetleri yapabilmek
için- özellikle ve öncelikle yapılması gerekli olan bir düzenleme var.
Bir de, Atatürk Orman
Çiftliğinin -ki, mutabakatla- Ankaralıların ihtiyacını karşılamaya
yönelik, özellikle yol, kanalizasyon, dere ıslahı ve rekreasyon alanları,
park ve bahçeye yönelik planların yapılması doğrultusunda mutabakatla
sonuçlandırılan 1 maddelik bir teklif var.
Bunun yanında
-kamuoyunda sıkça- bu son günlerde özellikle inşaat sektöründe meydana
gelen hızlı gelişme karşısında konut sahibi olma ihtiyacında olan insanların
beklediği "mortgage" diye bilinen, konut finansmanıyla ilgili
bir tasarı var, teknik bir tasarı, bu da gündemde yerini alıyor.
Doğu ve güneydoğuda,
aynen Ankara ve İstanbul gibi, daha kaliteli eğitimin yapılabilmesi için
Bilkent Üniversitesinin, oralara da eğitim götürmesine yönelik bir kanun
tasarısı var.
Sağlık Bakanlığında
bazı kadrolar var ki -okulları aldık bünyesinden- bu görevlerde, bu unvanlarda
görev yapan kimse yok; ama, o kadroyu kullanamıyoruz. Bunun yerine ebe, hemşire,
doktor göndermeye yönelik bir düzenleme, bir tasarı var, bunu çıkarmak istiyoruz.
Orman mühendisliği…
Ki, ülkemizin önemli bir kısmı ormana müsait olmasına rağmen, bu görevde
bulunanların, üniversitelerimizden mezun olmuş, hatta fakültelerimizde
önemli görevler yapanların bu mesleği toplum içerisinde daha verimli ve
özellikle de orman sektörünü daha hayata geçirmek, daha aktif bir pozisyona
sokmak için önemli bir kanun tasarısı var, bunu düzenliyoruz.
Bu arada, Bütçe
Kanunu ve savunma sanayiinin bazı talepleri var ki, birkaç maddelik -ki bir
kadro talebidir- teknik bir taleptir, bu karşılanmaya yöneliktir.
Bu arada, ateşli
silahlar… Bizim gazilerimizin harç alınan…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - İnönü Üniversitesini niye getirmiyorsunuz?
SALİH KAPUSUZ
(Devamla) - Mevlüt Bey…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Orada da hastalar var, yapmayın Salih Bey!..
SALİH KAPUSUZ
(Devamla) - Şimdi, bu savunma sanayiiyle ilgili olarak 1 maddelik bir kadro
talebi var, bunu karşılayacağız.
Yani, özü itibariyle
toplumumuzun ihtiyacı olan birçok öncelikli yasalar arasından seçilmiş,
bu iki hafta içerisinde, birlikte çalışarak yasalaştırmayı düşündüğümüz
tasarıları ve teklifleri ihtiva eden bir taleptir.
Biz, Cumhuriyet
Halk Partisinin ve değerli grupların, bu manadaki, katkılarına hem teşekkür
ediyoruz hem bir orta yol gibi önerdikleri, bu dönemde çıkarılmasını uygun
gördükleri, öncelikler konusunda da katkı verdikleri için, belirleme
noktasındaki katılımlarından dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Bunun
doğru bir öneri olduğunu ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyoruz Sayın Kapusuz.
ÖMER ABUŞOĞLU
(Gaziantep) - Sayın Başkanım, Sayın Kapusuz, konuşmasında "Anavatan
Partisinin uygun gördüğü; fakat, bazı sebeplerle katılmadığı" dedi.
O bazı sebepleri açıklamak üzere söz hakkımız doğmuştur. Toplumun üzerinde,
kafalarda herhangi bir istifham belirmemesi için, o konuda söz istiyorum.
BAŞKAN -
Bakacağım, gerekirse yerinizden bir söz veririz.
Şimdi, zaten,
aleyhte, Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş…
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Malatya) - Sayın Başkan, karıştırmayın efendim, o ayrı, bu ayrı; ben
söz hakkımı kullanacağım.
BAŞKAN - Buyurun.
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul)
- "Bazı sebepler" sataşma anlamına gelmez Sayın Başkanım.
ÖMER ABUŞOĞLU
(Gaziantep) - İstifham beliriyor.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhine söz aldım.
Aslında, Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisi demek işime gelmiyor. AK Partinin, Cumhuriyet
Halk Partisine sunduğu, Cumhuriyet Halk Partisinin de kabul edip buraya
getirdiği bir öneridir.
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Nereden çıkarıyorsun bunu?!
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) - Bu tarif size ait.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Dün beraberdik…
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Beraberdik… Ayıp değil mi?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Bunda anlaştınız, anlaşıldı…
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) - Anlaşmak başka bir şey.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Bu öneri, AK Parti tarafından size sunuldu…
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Böyle bir milletvekilinin burada bulunmasından esef ediyorum.
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- Eski partine bu kadar haksızlık yapma.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Malatya) - Ali Bey, bu öneriyi AK Parti sundu, siz de kabul edip, grup
önerisi olarak buraya getirdiniz; olay bu!
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) - Ne alakası var?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Efendim, doğrusu bu!.. Böyle olmadı
mı?! Şu kâğıtlar sizde yok mu Sayın Ali Topuz?!
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Efendim?..
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Bu kâğıtlar sizde yok mu?!
ÖMER ABUŞOĞLU
(Gaziantep) - Var.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - AK Partinin önerisi değil mi bu?!
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Hayır efendim!
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Ayrı tutun, örtüşmüyor mu?!
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Hayır efendim, benim önerim.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Yok mu bu kâğıttan?! Yoksa, "yok" deyin; var! Bunu
önerdiler, siz de grup önerisi olarak getirdiniz. Dolayısıyla, sizin
öneriniz… (CHP sıralarından gürültüler)
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Şimdi konuşacağım, hak ettiğiniz cevabı vereceğim.
BAŞKAN - Sayın
Sarıbaş, siz, Genel Kurula hitap edin, lütfen…
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - İşin özünde, sizin öneriniz, AK Partinin önerisidir. Başka bir
şey yok. (CHP sıralarından gürültüler)
VEZİR AKDEMİR (İzmir)
- Ne demek, siz de oradan gelmediniz mi siz?!
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) - Avanta!.. Avanta olmadığı için…
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Haa…
Değerli arkadaşlar,
her iki, İktidar Partisi ve Anamuhalefet Partisi iki haftalık gündemde anlaştılar.
Anlaşmadıkları konu yok. Anlaşmadıkları konu yok!
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) - Avanta yok, onun için… Avanta hariç, avanta!
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Şimdi, milletin beyninde tek anlaşmadıkları konu olarak Cumhurbaşkanlığını
gösteriyorlar. AK Partililer, siz dik durun, onda da anlaşacaklar. Siz ne
önerirseniz, onu da kabul edecekler! (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
Çünkü, şimdiye kadar kabul etmedikleri hiçbir şey yok! (CHP sıralarından
gürültüler) Hiçbir şey yok!..
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) - Sayın Başkan, konuyla hiç alakası yok, sataşmaya mahal veriyor!
BAŞKAN - Sayın
Sarıbaş, lütfen, konuya geçer misiniz.
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- Yahu sen çok haksızlık ediyorsun; o sıralardan geldin sen.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Siyasî partilerin malî yardımları kesildi; kiminle anlaştınız?!
AK Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi anlaştı. RTÜK üyeleri seçildi; kimler
anlaştı?
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Para konusu?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Para konusu…
MEHMET KILIÇ (Konya)
- Para konusu!..
VEZİR AKDEMİR (İzmir)
- İkibuçuk yıl neredeydin?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Yargı kararı burada, çık konuş yargı kararı aleyhine. Önce bir
hukuka uyan idare olduğunuzu ortaya koyacaksınız, önce yasalara ve yargının
kararlarına uyacaksınız. Kestiniz de ne oldu? Yargı haksızsınız dedi,
hukuksuzsunuz dedi, otuzaltı gün süre geçti, şimdi de ceberutsunuz,
ödemiyorsunuz! Olay bu!
ÜNAL KACIR (İstanbul)
- Sinirlenme, sinirlenme…
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) - Başka zaman söyle. Onu bahane yapma!
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - "AK Parti anlaşmadı" diyorsunuz; ama, AK Parti önce…
Bu Mecliste niye yasa yapılır; idare uysun diye yasa yapılır. İdarenin uymadığı
yasalara, idarenin uymadığı yargı kararları varken yasa yapmanın bir anlamı
var mı?! Var mı yani, yargı karar verecek, siz uymayacaksınız, keyfî davranacaksınız;
ama, ondan sonra da kanunları çıkaralım… Niye, uygulamadığınız kanunları
niye çıkarıyorsunuz, ne amaçla çıkarıyorsunuz?! Yargı kararlarına…
Haa, efendim yargının
bağımsızlığı… Biraz önce Sayın Kapusuz çıktı, "efendim, yargıya intikal
etmiş, yargı ne derse o." Yargı demiş diyeceğini, yargı demiş! Yargı
demiş diyeceğini; ama, yargıya uymayan bir hükümet, yargıya uymayan bir
idare var. Şimdi, Cumhuriyet Halk Partililer niye alınıyor ben anlamıyorum.
Bu öneri AK Partiyle ortak kararlaştırılmadı mı?
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Üçümüzün kararlaştırdığı öneri.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Evet, üçümüz de kararlaştırdık, doğru. Ben de bu kanunların
çıkmasını istiyorum.
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Niye vazgeçtiniz?
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - İşte onu izah ediyorum.
ALİ TOPUZ (İstanbul)
- Para vermediler diye!
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Ben de bu kanunların… Milletimizin huzurunda söylüyorum…
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) - Avanta… Avanta…
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Evet, 22 trilyon lirayı alıp şato yaptırırken, genel merkez
binası yaptırırken size iyi, 42 trilyon lirayı alıp güzel güzel zevk sefa
içerisinde uçaklarla gezerken, siz siyaset yapacaksınız; ama, Anavatan Partisinin,
mahkemenin verdiği, yargının verdiği, hak ve hukuktan doğan hakkını vermeyeceksiniz,
siyaseten boğmaya çalışacaksınız ve millet de bunu görmeyecek!..
VEZİR AKDEMİR (İzmir)
- Kötü kullandınız, Anavatan kötü kullandı.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Kimseden ulufe istemiyorum, kimseden şunu da istemiyorum; istediğim
bir tek bir şey var: Yargı kararına uyun. Çıkar dersiniz ki, biz yargı
tanımıyoruz, hukuk tanımıyoruz, hak tanımıyoruz. O zaman ben de cevap veririm:
O zaman niye yasa çıkarıyoruz, yasa çıkarmanın anlamı ne? Mademki uymayacaksınız,
mademki onlar sizi bağlamayacak, mademki… Sadece fakir fukaranın elindeki
ekmeğini, aşını almak için mi yasa çıkarıyorsunuz? Biraz da siz uyun çıkardığınız
yasalara. Çıkardınız, yargı yüzünüze çarptı. Birleştiniz, partilerin yardımını
kestiniz, yargı yüzünüze çarptı, hukuksuzluğu ortaya koydu. Ben de
diyorum ki, gelin hukuka uyun. Bir defa olsun hukuka uyun. Bir defa olsun
hukuka uyun ki…
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) - Sayın Başkan, Danışma Kurulu kararıyla ne alakası var?
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Danışma Kurulu kararına geliyor Sayın Başkan, Danışma Kurulu
kararına geliyor.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) - Grup önerisiyle ne alakası var?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Ben sizlere değil, milletime söylüyorum.
Burada çıkacak
kanunların tamamına Anavatan Partisi olarak bir itirazımız yok, bunlar milletimizin
de beklediği kanunlar, kabul noktasına geldiğinde gerekli değişiklik
önergelerimizle, itirazlarımızla vereceğiz; ama, bir şeyin altını
çiziyorum; burada anlaştığınız bir şey daha var: Atatürk Orman Çiftliğinde
de anlaştınız. "Efendim, biz önergeyi hazırladık, zaten kendi istediğimiz
hale getirdik."
Melih Gökçek'i
oraya bir sokun gerisine karışmayın. Bir girsin, 1 metrekare bir yer verin,
senelerdir Atatürk'ün mirası diye gözbebeği gibi baktığımız yerin hele 1 metrekaresini
Melih Gökçek'in eline tutuşturun, budunu kurtarabiliyor musunuz göreceğim ondan
sonra! Üç sene sonra, dört sene…
FAHRİ KESKİN (Eskişehir)
- Perişan halde, kim kurtaracak?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Fahri Bey, sen karışma, senin o işlere aklın yetmez!
Dört sene sonra…
FAHRİ KESKİN (Eskişehir)
- Vay, vay vay!..
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Sen peynirini satmaya bak!
Dört sene sonra…
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Dört
sene sonra, Atatürk Orman Çiftliği diye…
BAŞKAN -Sayın Sarıbaş, bir dakikanızı
rica ediyorum.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - … bir
yer tanımazsınız.
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, bir dakikanızı
rica ediyorum.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Sayın
Başkan, sözlerimi kesmek gibi bir kastınız varsa, buyurun, kesin.
BAŞKAN - Sayın Arkadaşımızın söz atması
doğru değil; ama, ifadeniz son derece ağır. Lütfen, onu
geri alın.
FAHRİ KESKİN (
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Şimdi,
Sayın Fahri Keskin'in bir usulü vardır.
BAŞKAN
- Buraya gelen her milletvekili, milletin vekilidir, her şeye layıktır. Rica ediyorum.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Bu kürsüye
çıkıp, bir görüş ifade edememiştir şimdiye kadar. Biraz önce yolsuzlukları tartıştık. Sayın Geçen, birsürü
iddia etti televizyonlarda. Sayın Kapusuz dedi ki: "Bunlar
yok." Şimdi, ya Sayın Kapusuz gerçeği saptırıyor ya
Fuat Geçen yalan söylüyor.
AGÂH KAFKAS (Çorum) - Geçen'i bu işe
karıştırma!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Şimdi,
her laf, her konuşmaya, her kürsüye çıkana, Sayın Eskişehir Milletvekilimiz
laf atacaklar da cevapsız mı kalacak Sayın Başkan?!
BAŞKAN - Efendim, cevabın bir usulü
ve üslubu var.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Siz uyarmayacaksınız,
ben de hakkını vereceğim, hukukunu vereceğim, cevabını da vereceğim. İstediğini
de yapacak… Böyle şey olur mu?! (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
FAHRİ KESKİN (Eskişehir)
- Seni millet biliyor!
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Bir kere, bırak, çık buraya konuş; ne biliyorsan konuş, konuş!..
Ben ne diyorum;
ben diyorum ki, bu kanunları biz destekliyoruz; ancak, böyle çirkin bir
pazarlığın içinde olmayız.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) - Pazarlık teklif eden sizsiniz yahu! Pazarlık isteyen siz değil
misiniz?!
BAŞKAN - Sayın
Sarıbaş, bir dakikanızı rica edeceğim bir başka konuda.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Tamam Sayın Başkan.
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
C) ÇEŞİTLİ İŞLER
1.- Genel Kurulu ziyaret eden Litvanya
Cumhurbaşkanı Valdas Adamkus ve beraberindeki heyete Başkanlıkça
"Hoşgeldiniz" denilmesi
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet
Sezer'in davetlisi olarak ülkemizi ziyaret etmekte olan Litvanya Cumhurbaşkanı
Sayın Valdas Adamkus ve beraberindeki heyet, Meclis Başkanımız Sayın
Bülent Arınç'la birlikte şu anda Meclisimizi teşrif etmişlerdir. (Alkışlar)
Kendilerine, Yüce Meclisimiz adına "hoşgeldiniz" diyorum.
V.- ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
(Devam)
2.- Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri
ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP grup önerisi
(Devam)
BAŞKAN - Buyurun
Sayın Sarıbaş.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Devamla) - Evet, Sayın Cumhurbaşkanına, ben de "hoş geldiniz"
diyorum.
Tabiî, konuğumuzun
önünde çok derin konulara girmek istemiyorum; ancak, bu gelen tasarıların
tamamının Anavatan Partisi olarak milletimizin hayrına olduğunu
düşünüyorum; ancak, değerli arkadaşlar, tam altı aydır bu Meclis denetim
görevi yapmadı. Yaptık derseniz, yapın… Bir tane denetim, genel görüşmeyi,
araştırma önergesini kabul etmediniz. Altı aydır denetim görevi yapmayan
bir Meclisin, sadece otomatik yasa çıkartan bir mekanizmaya dönüşmesini hazmedebiliyor
musunuz?! Bu kanunların tamamını okudum, inceledim diyen bir milletvekili
varsa ben alnından öpeceğim. Ben, Grup Başkanvekili olarak saat 09.00'da
gelip bunları incelemeye çalışıyorum ve maalesef, kavuşamıyorum. Şimdi -ki,
gelecek hafta gelecekler, hâlâ, komisyonda görüşülmedi arkadaşlar- Terörle
Mücadele Yasası gelecek, Hâkim ve Savcılar Kanununda değişiklik gelecek,
ceza yargılaması gelecek; bunlar henüz komisyonda dahi görüşülmedi; ama,
biz, bunları, burada kanunlaştıracağız. Yani, ne geleceğini bilmediğimiz
şeyleri dahi, şimdiden, ortak prensiple karar altına alacağız ve kanunlaştıracağız.
Ha, hiç merak etmeyin;
ben, öyle para pul, Partimin yardımı falan yok... Yargı karar vermiş. Yargının
kararına sonuna kadar hepiniz saygı göstereceksiniz; saygısızlık yapsanız
da saygı göstereceksiniz; suç işleyenler de cezasını çekecek. Ben, o hukuksal
mücadeleyi veririm; iki senedir veriyorum; ne oldu, boğuldum mu yani?!
MUSTAFA ATAŞ (İstanbul) - Sizi millet
boğmuş zaten!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - İki
senedir o mücadeleyi veriyorum; haksızlığınızı, hukuksuzluğunuzu da her
defasında yargı kararıyla ortaya koyuyorum; ama, milletimin önünde,
Anavatan Partisinin siyaset yapmaması için, Cumhuriyet Halk Partisi ile İktidar
Partisinin el ele vererek bir boğma yarışına girdiklerini beyan ediyorum;
bunu, açık açık beyan ediyorum. Ha, hukuksuzluk adına
bunu yapmalarını da bu kürsüden kınıyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum Sayın Sarıbaş.
Sayın
Geçen, cihaza girmişsiniz; ama, bu konuda yazılı olarak Başkanlığa
talebinizi gönderirseniz değerlendireceğiz.
FUAT GEÇEN (Hatay) - Tamam Sayın Başkan.
BAŞKAN - Lehte, İstanbul Milletvekili
Sayın Ali Topuz; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Çok ayıp ediyorsunuz,
bir milletvekiline yakışmıyor!
BAŞKAN
- Buyurun efendim.
ALİ
TOPUZ (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; grup önerimiz
üzerinde, lehte söz almış bulunuyorum.
Önce,
önerimizin özünü ve amacını size açıklayacağım; daha sonra da, bu önerimiz
dolayısıyla bu kürsüye taşınmış birtakım çirkin iftiraları, buradan, en
açık bir şekilde yanıtlayacağım.
Değerli
milletvekilleri, Dördüncü Yasama Yılımızın son iki haftasına giriyoruz. Bu
iki haftayı iyi değerlendirecek olursak, bir yandan, uluslararası ilişkilerimiz
açısından çıkması zorunlu olan yasalarımızı çıkaracağız, öte yandan da, toplumumuzun
bazı kesimlerinin, bu dönemde, bu Parlamentodan bekledikleri yasaları
çıkaracağız; yapacağımız en doğru iş budur. Biz, bu doğru işi yapabilmek
için, geçen hafta hassasiyet gösterdik, Adalet ve Kalkınma Partisi
tarafından getirilen grup önerisinin aleyhinde konuştuk; çünkü, önümüze
getirilen gündem, bu Meclisi tıkayan ve bu Meclisten, huzur içinde, verimli
bir çalışma beklemeye imkân vermeyen bir ortam yaratacaktı. Bunu, bütün çıplaklığıyla, bu kürsüden ifade ettim. Öyle
anlaşılıyor ki, iyi anlatamadım ve o öneri
Biz,
temel kanunların, gerçekten temel kanun olması gerektiğini düşünürüz; çünkü,
İçtüzüğümüzün 91 inci maddesi temel kanunlarla ilgili bir düzenleme
getirmiştir. Bu düzenlemenin
özü, çok önemli kanunların, bütün gruplar tarafından Danışma Kurulunda uzlaşma
sağlanarak, daha hızlı bir konuşma prosedürü içinde, Meclisten, bir an evvel
çıkarılmasını öngörüyor. Ama, bu İçtüzük maddesine bir ilave yapıldı;
o ilaveyle, Danışma Kurulundaki mutabakat sağlanamadığı takdirde, grupların
da öneri getirebilmesi imkânını verdi ve Anayasa
Mahkemesi de bunu uygun buldu. Anayasa Mahkememizin uygun bulduğu bir
hükümdür, ona saygımız vardır; ama, bence, temel kanunların konuşulması
sırasında, bu biçimiyle 91 inci madde, bu Mecliste gerginlik yaratmaya
aday bir maddedir; çünkü, 91 inci maddeyle buraya getirilen öneri, bir istisnaî
durumu ifade ediyor. O istisnaî durumu genel bir durum haline dönüştürmek
yanlıştır. Bu nedenle geçen hafta mutabakat sağlayamadık.
Bu hafta, bu önümüzdeki iki haftayı
verimli geçirebilmek için, Meclisin daha huzur içinde bir çalışma yapabilmesi
için, grup başkanvekilleriyle bir araya gelerek buna bir çözüm arama yoluna
girdik. Sayın Kapusuz "bu konuyla ilgili bir görüşme yapalım"
dedi. Ben, kısaca düşüncelerimi söyledim. "Anavatan Partisiyle de görüşeyim, onun düşüncelerini
de alalım, sonra bir sonuca belki varabiliriz" dedi. O çerçevede,
bizim, nasıl bir gündem olursa ona evet diyebileceğimizi öngören bir ayrıntılı
düzenlemeyi hazırladık ve daha sonra Sayın Kapusuz, Sayın Sarıbaş ve ben bir
araya gelerek, bu çerçevede bir konuşma yaptık, bir değerlendirme yaptık.
Bu değerlendirmenin
özü şu: Bir kere, daha önce gündeme alınmış, 15 -sanıyorum- temel kanunun
2'si görüşülerek çıkmıştı; üç çalışma günü içinde 2 temel kanun çıkardık
buradan biliyorsunuz. Geriye kalanlardan 9 tanesinin gündemden çıkarılması,
dönem sonuna, yani gelecek döneme bırakılması… Sadece, bunların içerisinden
bizim de temel kanun olarak görüşmede sakınca görmediğimiz ve aslında çıkması
gereken 4 yasayı muhafaza ederek, 9 tanesini gündemin dışına çıkarma konusunda
yaptığımız öneri, her iki grup tarafından da olumlu karşılandı. Ayrıca,
var olan gündeme, bu hafta içerisinde ilgili komisyonlardan çıkıp gelmesi
muhtemel olan çok önemli 3 tane yasa var. Eğer, onlar, usulüne uygun bir
şekilde komisyonlarda görüşülüp karara bağlanır, Meclise gereken zamanda
ulaştırılabilirse, onların da, bu dönemde, bu iki hafta içinde konuşulmasına
fırsat veren bir takvim hazırladık. Bu 3 kanunun 1'i Terörle Mücadele
Yasasıdır; mutlaka çıkması lazımdır; ama, o yasa içerisinde, Cumhuriyet
Halk Partisi olarak bizim duruşumuz bellidir, ona karşı tavrımız bellidir.
Onlar giderilmezse dahi yasanın çıkmasında bir sakınca görmeyiz; biz,
mücadelemizi öbür konuyla ilgili olarak sürdürürüz; çünkü, Terörle
Mücadele Yasasının bizatihi çıkmamasından doğan çok ciddî sıkıntılar da vardır.
İkincisi, hâkimler ve savcılarla ilgili bir yasa tasarısıdır; onun da
tatilden önce çıkmasında sayılamayacak kadar yarar vardır. Bir başkası,
Dokuzuncu Kalkınma Planıyla ilgili kanun tasarısıdır; onun da mutlaka
yetişmesi lazımdır. Eğer, işlemler tamamlanırsa, o 3'ü de gelecek.
Burada, daha evvel
gündeme aldığımız yasalarda bir öncelik sırası belirleyerek, bunlardan
özellikle Devlet Memurlarının Disiplin Cezalarının Affedilmesine Dair Kanun,
büyük tartışmalara neden olmuş, büyük beklentiler yaratmış. Bu insanlarımızı
daha fazla bekletmemek için, onu öncelikle konuşmak için, gündemin ön
sıralarına almak temel tercihimiz olmuştur. Ayrıca, orman mühendisleri
ve orman endüstri mühendisleriyle ilgili bir yasanın da bir an evvel
çıkması beklendiği için, onun da öncelik alarak burada görüşülmesini sağlamayı
düşünerek bir gündem önerisi yapıldı ve yaptığımız görüşmede -Sayın Kapusuz
ve Sayın Sarıbaş- bu konuda bir mutabakat içerisinde olduğumuzu tespit ettik.
Sayın Sarıbaş,
burada konuşurken "bu teklif, bu öneri Salih Kapusuz'dan geldi, siz ona
katıldınız" diyor; öyle de olsa ne olacak?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Malatya) - Bir şey olmaz; biz de onu söyledik. Bir şey olur demedik ki!
ALİ TOPUZ (Devamla)
- Eğer doğru bir öneriyse ona katılmak suç sayılmaz; bu bir. Ama, öyle de
değildir. Gündemin bu sırasını, hangi kanunun, hangi gün, hangi saatte
konuşulacağı, bütün bunların hesaplamasını yapan Cumhuriyet Halk Partisi
Grubudur.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Doğru.
ALİ TOPUZ (Devamla)
- Ben, günlük bir program yaptım. Her kanunun muhtemelen kaç dakika bir tartışmaya
ihtiyaç olduğunu hesaplayarak, ona göre her günün dakikalarını dikkate
alarak, programı hazırlandı tarafımızdan. Dolayısıyla da, bu önergeyi
benim vermemden daha doğal bir şey yok. Danışma Kurulu toplantısını çağırdığımız
zaman, Sayın Meclis Başkanının Başkanlığında, şunu ifade ettim; bu
öneriyi ben imzalayarak buraya getirdim; ama, bu öneri, 3 grubun önerisidir;
istenirse 3 grup müştereken bu öneriyi yapmış olabiliriz diye, Meclis Başkanının
önünde de ifade ettim.
Şimdi, Sayın
Sarıbaş, bence çok yanlış bir üslupla ve muhalefet zannedilen; fakat,
muhalefetle ilgisi olmayan bir tutumla bu kürsüde konuştu. Ben, Sayın
Sarıbaş'ın içinde bulunduğu durumu çok iyi anlayanlardan birisiyim; hatta,
bu konuyla ilgili olarak, kendisine, bu son bir iki gün içinde en yüksek
düzeyde hukukî destek de sağladım.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Malatya) - Doğru.
ALİ TOPUZ (Devamla)
- Cumhuriyet Halk Partisinin başhukuk danışmanı, mahkeme kararlarını,
Danıştay kararını inceleyerek bir rapor yazdı, yazılı olarak bana verdi. O
raporun bir nüshasını Sayın Kapusuz'a verdim, bir nüshasını da kendilerine
verdim. Bu konuda alınan mahkeme kararlarına göre haklı olduğunuz anlaşılıyor
dedim.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Malatya) - Tamam, dediniz, doğru.
ALİ TOPUZ (Devamla)
- Gerçi, o yasanın -yani, siyasî partilere yardım yapılmasıyla ilgili
yasayı öneren bir Cumhuriyet Halk Partili milletvekili arkadaşımızdır, Osman
Bey- o yasanın doğru olduğu kanısındayım ben; ama, mahkemelerin ortaya koyduğu
karara karşı almamız gereken tavrın da, mahkeme kararlarına uygun hareket
etmek olduğundan da hiçbir zaman vazgeçecek bir insan değilim; ne ben ne
Grubum. Bu katkıyı da yaptım kendilerine. (CHP ve AK Partisi grubundan alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Malatya) - Teşekkür ederim.
ALİ TOPUZ (Devamla)
- Ama, şimdi buradaki konuşmadan da anlaşılıyor ki, Sayın Sarıbaş, burada,
kürsüden bir pazarlık yapıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Malatya) - Biz pazarlık içinde olmadık!
BAŞKAN - Buyurun
efendim.
ALİ TOPUZ (Devamla)
- Bizi pazarlıkla suçluyor.
SÜLEYMAN SARIBAŞ
(Malatya) - Hayır, öyle bir şey yok!
ALİ TOPUZ (Devamla)
- Bizi pazarlıkla suçlayan Sayın Sarıbaş, bu kürsüden diyor ki; eğer diyor…
Bunu daha önce de söylemişti; ben, kendisine, Sayın Sarıbaş, sakın bu iddiayı
tekrarlamayın; yani, "bu bizim paramız verilmezse ben bu Danışma
Kurulu önerisine imza atmam…" Bunu söylemeyin, yanlış olur, yakışmaz
size demiştim. Şimdi, bunu kürsüye getirdi. Getirmeseydi, ben söylemeyecektim
bunu; ama "ya bize, Siyasî Partiler Kanununa uygun şekilde çıkan mahkeme
kararlarına uygun biçimde para verirsiniz, o zaman ben buna katılırım ya
para vermezseniz ben buna katılmam…" Bu, pazarlık değil de nedir arkadaşlar?!
(CHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)
Sözlerimi şöyle
bitirmek istiyorum, son sözlerim şöyle: Değerli arkadaşlarım, siyaset
ciddî bir iştir, parti de ciddî bir organizasyondur, parti grubu da çok
ciddî bir kurumdur. Ben şimdi, arkadaşlara soruyorum: Siz, sandıktan
çıkarak mı grup kurdunuz; yoksa, illüzyon yapıp, şapkadan çıkarak mı grup
kurdunuz?!
Saygılar
sunuyorum. (CHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum Sayın Topuz.
ÖMER ABUŞOĞLU (
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Sayın Hatay Milletvekili Fuat Geçen yazılı olarak Meclis Başkanlığımıza
müracaat ederek, İçtüzüğün 60 ıncı maddesine göre, yerinden, kısa bir açıklamada
bulunma isteğinde bulunmuştur.
Sayın
Geçen'e, bir sataşmaya meydan vermemek üzere söz veriyorum.
Buyurun Sayın Geçen.
VI.- AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Hatay Milletvekili Fuat Geçen'in,
FUAT GEÇEN (Hatay) - Sayın Başkanım,
bugün, gündemden bu yana, özellikle yolsuzluklarla ilgili, Anavatan
Grubunun bir önergesiyle birlikte, sürekli, adımın yolsuzluklar konusunda
iddialara ana teşkil edecek şekilde anılması… Aslında, geçen hafta
süresince de bu devam etmişti. Çok söz almayı düşünmedim; ancak, artık…
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın Başkan,
anlaşılmıyor, kürsüden konuşsun.
BAŞKAN - Sayın Geçen, elinizi çekerseniz,
mikrofon rahat hareket…
ÖMER ABUŞOĞLU (
FUAT GEÇEN (Hatay) - Efendim, izin
verirseniz, sanırım kürsü daha sağlıklı olacak.
BAŞKAN - Efendim, talebiniz bu. Ben,
yoksa…
FUAT GEÇEN (Hatay) - Efendim, talebimi
sözlü olarak değiştireyim.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Geçen; kısa ve
öz yalnız, bir sataşmaya meydan vermeyecek şekilde. (CHP ve Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
FUAT GEÇEN (Hatay) - Teşekkür ederim
Sayın Başkanım iyi niyetiniz ve toleransınız için.
Şimdi, efendim, benim söyleyeceğim
şeyler çok siyasî veya işte, AK Parti Grubundan ayrıldı, ayrılmak
üzereydi, disipline mazhar oldu noktasında değil. Ben,
daha önemli bir şey aslında arz etmek istiyorum.
Şimdi, Sayın Sarıbaş'ın "yalan
söylüyorsunuz, ya Sayın Kapusuz doğru söylemiyor veya Fuat Geçen yalan söylüyor"
işte, Sayın Eraslan'ın bu konudaki esas gösterme, Ümmet Beyin, geçen hafta
birkaç arkadaşın… Ben, sürekli bu konularla ilgili bir
başlangıçmışım gibi sunulmam, aslında, cevap hakkımı çoktan doğurmuştu.
Ben, bunu da fırsat bileyim; şu Hatay meselesini birkaç
kelimeyle izah edeyim.
Şimdi, aslında,
ben, AK Parti Milletvekiliyim şu anda. AK Partiden ihracım süreci bitmemiştir.
Bir AK Parti Milletvekili olarak, kendi seçim bölgemde herhangi bir yanlı
tavra maruz kalmadan yapılan inceleme neticesinde, maalesef, bütün Partiyi
bağlamamakla birlikte, Hatay özelinde, teşkilat mensuplarımız, kayda
değer sayıda; ki, bu sayı yüzde 50'lerin üzerindedir… Usullü-usulsüz tespitini
yapmam bir haksızlığa sebebiyet verebilir. Şu anda, o işin usul yönü, gerçekten,
Grup Başkanvekilimizin söylediği gibi yargıdadır, önemli bir kısmı yargıya
intikal etmiştir. Ancak, etik olarak, yani, siyaset ahlakı olarak, bir milletvekilimizin,
netice alınsın alınmasın, bu manada bir telkinde bulunması veya yazılı bir
belgeyi, neticesi gerçekleşmedi, ama, ben, bunun böyle de sonuçlanacağını
bilmeden sehven bir yazı yazdım demesini, ben, ahlakî bulmamıştım ve bunu
kamuoyuyla paylaşmıştım. İlerleyen süreçte, Hatay'da teşkilatta rol
alan -bakın, seçmen bazında demiyorum, bir hakkın yerine konması için bunları
söylüyorum- teşkilatta görev alan, yani, siyaset aktörlerinin içerisinde
teşkilat bazında rol alan arkadaşların bu işle ilgili çok önemli
ihaleler aldığı konusunu ortaya koymuştum ve aynı noktadayım.
Sayısal olarak,
şimdi, böyle 5 000'ler 3 000'ler vermeyeceğim, bazı mahcubiyetler ortaya
çıkabilir diye vermeyeceğim. Neden; çünkü, bunların değerlendirme biçimlerine
çok farklı yaklaşıldı, basın da doğru yazmadı -buradan onu da söylüyorum-
basın da bu sayıları speküle etti; ancak, bunu savunma adına Partimin bazı
sözcülerinin de bu işe çok doğru yaklaşmadığını gördüm.
Dolayısıyla, bu
gelgitlerde, medcezirlerde birtakım hukuk ihlalleri oldu. Öyle zannediyorum,
en çok da -ilerleyen zamanda bunu doğru yazarsa tarih- benim hukukum ihlal
edildi; çünkü, ben, kendi özelinde Hatay'da yaşananlardan hareket ederek,
81 vilayette bir tedbir geliştirilsin istedim. Acaba, bunun benzerleri
diğer illerde de olabilir mi? Bizde böyle bir şey var. Bu çok ahlakî
değil, bu çok doğru değil, bu çok kanunî değil. Burada, kamu hukuku ihlal
ediliyor; ancak, süreçte, elbette tarzımla ilgili sorgulanacak çok şey
olabilir; ama, esasla ilgili, aynen olması gereken yerde duruyorum. Benim
özelimde, yani Hatay özelinde, gerçekten, AK Parti olarak bizlerin başlangıçta
verdiğimiz sözle ciddî şekilde çelişir bir siyasî aktörlerimizin bu işe
bulaşmışlığı vardır; bunun ispatı da vardır. (CHP ve Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, ben,
sadece bu tedbirin geliştirilmesini arzu ettim; ancak, olay öyle bir mecraya
geldi ki, yani, her gün "Ali Dibo" noktasında adım anılarak buraya
çağrılır gibi isim verilmem… Belki, muhalefetin veya başka arkadaşların
kendi stratejileri gereği bu açıklamamın yapılmasına yönelik bir planları
da olabilir; ancak, ben, milletin hukukunu korumakla sizler gibi görevli
bir milletvekiliyim. Dolayısıyla, hukukun korunması ve ettiğim yeminin
gereğini yapma gayretimdeki hiçbir halimi sorgulatmam ve sorgulatmadım.
Teşekkür
ediyorum. (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyoruz Sayın Geçen.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Sayın Başkan, yerimden bir şey ifade edebilir miyim efendim?
BAŞKAN - Buyurun.
ÖMER ABUŞOĞLU
(Gaziantep) - Sayın Başkan, ben de aynı talepte bulunmuştum; henüz bekliyorum.
2.- Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz'un, Partisinin Disiplin Kuruluna sevk edilen milletvekilinin iddialarını
ispat etmesi gerektiğine, sadece sözde kalan ithamların doğru olmadığına
ilişkin açıklaması
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; biraz önce AK Parti
Milletvekili olduğunu söyleyen arkadaşımız -evet, bir sürecin devam ettiği,
bilinen bir gerçektir- Partimizin Disiplin Kurulu tarafından bir müeyyideye
tabidir.
Şimdi, bizim hiçbir
organımız, hiçbir milletvekilimiz, ki, elinde belgesi, bilgisi olup da,
eğer, bize güvenmiyorlarsa bile, bağımsız yargıya götürüp teslim etmezlerse,
biz, her türlü iddiayı ispata davet ettiğimiz bu insanlara başka şeyler
de söylemek durumunda kalırız.
MUHARREM DOĞAN
(Mardin) - Yani, tehdit ediyorsun!..
SALİH KAPUSUZ (Ankara)
- Hak ve hukuk derseniz, tedbir dediğiniz şeyle, itham ettiğiniz şeyin birbirleriyle
buluşması lazım. Tedbir ne, bulunması gerekli olan, alınması gerekli
olan, yapılması gerekli olan ne; bunu net orta yere koymak lazım. Sadece
söz olarak, muallakta konuşulan bazı şeylerle koskoca bir müesseseyi itham
etmek kimsenin hakkı da değildir, haddi de değildir. Dolayısıyla, siz…
Belgeniz varsa, getirin demişiz; itham ediyorsunuz, ispatlayın demişiz.
Ayrıca, siz, hem
partili olduğunuzu söylüyorsunuz hem de içinde bulunduğunuz müesseseyi
yaralıyorsunuz.
Ben, yine, bir kez
daha, sadece AK Partili olarak değil, Cumhuriyet Halk Partili olsun, başka
partili olsun veyahut da vatandaş olsun, savcı olsun, elinde belgesi,
bilgisi, kimin neyi varsa getirsinler, sonuna kadar desteğiz; ama, sadece,
sözde ithamlarla bu işin sözlü bir seviyede kalmasını doğru bulmuyoruz.
Benim burada ifade
etmek istediğim husus, AK Partiye kimsenin yakıştıracağı hiçbir şey yoktur.
Teşekkür
ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ederim.
ÖMER ABUŞOĞLU
(Gaziantep) - Sayın Başkan…
BAŞKAN - Evet,
buyurun; sizin itirazınız neydi, açıkça bana ifade eder misiniz.
ÖMER ABUŞOĞLU
(Gaziantep) - Efendim, Sayın Kapusuz konuşmasında, bugün CHP tarafından
gündeme getirilen teklifin Anavatan Partisinin de uygun gördüğü; ancak,
bazı sebeplerle bu teklife katılmadığı noktasında bir açıklamada bulundu.
BAŞKAN - Efendim,
sizin…
ÖMER ABUŞOĞLU
(Gaziantep) - Ben bu konuda, bazı sebeplerle, niçin katılmadığımızı…
ÜNAL KACIR (İstanbul)
- Sayın Sarıbaş izah etti bunu.
BAŞKAN - Anladım…
Sayın Sarıbaş söz aldı, bunu gayet açık bir şekilde anlattı. İllâ ben anlatacağım
diye bir şey…
ÖMER ABUŞOĞLU
(Gaziantep) - Efendim, Sayın Sarıbaş şahsı adına konuştu, ben Anavatan Partisi
Grubu adına…
BAŞKAN - Efendim,
şahsı adına söz alsa da, Partiniz adına bu konuları açıkladı. Yeni bir söz
verecek bir durum yok.
Teşekkür ederim.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep)
- Taraflı davranıyorsunuz Sayın Başkan!
BAŞKAN - Sayın
Keskin…
ÖMER ABUŞOĞLU
(Gaziantep) - Taraflı davranıyorsunuz! Sizi millete şikâyet ediyorum.
BAŞKAN - Sayın
Keskin, sizinle ilgili söylenen sözler hususunda Başkanlık olarak gerekli
ikazda bulunduk. Sizin için de, İçtüzüğe göre söz vermemiz gereken bir
durum yoktur.
Teşekkür ederim.
FAHRİ KESKİN (Eskişehir)
- Cevap vermek istiyorum…
V.- ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
(Devam)
2.- Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri
ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP grup önerisi
(Devam)
BAŞKAN - Şimdi,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş
bir önergesi vardır…
ÖMER ABUŞOĞLU
(Gaziantep) - Karar yetersayısı istiyorum…
BAŞKAN - Önerge
üzerindeki konuşmalar da tamamlanmıştır.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler…
ÖMER ABUŞOĞLU
(Gaziantep) - Karar yetersayısı vardı Sayın Başkan…
BAŞKAN - Karar
yetersayısı arayacağım.
Kabul etmeyenler…
Öneri kabul edilmiştir ve karar yetersayısı vardır.
Sayın milletvekilleri,
İçtüzüğün 37 nci maddesine göre verilmiş 2 adet doğrudan gündeme alma
önergesi vardır; ayrı ayrı okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
İlk önergeyi
okutuyorum:
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
4.- Anavatan Partisi Grup Başkanvekili
Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş'ın, Çeşitli Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/683) doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/397)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
25.1.2006 tarihinde
Yüce Başkanlığa sunulan ve 6.2.2006 tarihinde ilgili komisyonlara havale
edilen (2/683) esas sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki
Kanun Teklifimiz havale edildiği Plan Bütçe Komisyonunda bekleme süresi
içerisinde görüşülmediğinden, kanun teklifimizin İçtüzüğün 37 nci maddesi
uyarınca doğrudan gündeme alınması hususunu arz ederim.
Saygılarımla.
Süleyman
Sarıbaş
Malatya
BAŞKAN - Önerge sahibinin söz isteği var mı efendim?
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Evet efendim.
BAŞKAN - Buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
vermiş olduğumuz kanun teklifi süresi içerisinde komisyonda görüşülmediği
için İçtüzüğün 37 nci maddesine göre Genel Kurula indirmek zorunda kaldık.
Sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, son zamanlarda
hemen hemen her gün memleketimizin bir köşesine bir şehit cenazesi gitmekte
ve maalesef, ateş düştüğü yeri yakmakta. Bu kanun teklifimiz de, şehit
aileleriyle ilgili bir kanun teklifi. Bu kanun teklifimizde… 7 maddeden
oluşan bir teklifimiz var. Bunun 1 inci maddesi, şehit dul ve yetimlerine
şehidin silahını bulundurma ruhsatı olarak veriyoruz; bunlardan harç alınmaması
noktasında bir değişiklik. 2 nci maddesi, şehit yakınlarına ödenen tazminatların
dağılım oranlarını belirlemek için, yaptık… Çünkü, bu konuda çok ihtilaf
çıkmakta, davalar açılmakta. Şehidin eşi, füruu, çocukları, usulü, kendi
aralarında tartışma yaşadıkları için, bu blok parayı bölüşemedikleri için
ve ne kadar kısmının manevî tazminat, ne kadar kısmının maddî tazminat olduğu
belirlenmediği için birtakım iç çekişmelere sebep olmakta. Bunun, kanunla
miktarlarının açık açık belirlenmesini ve niza yaratmamasını istiyoruz.
Yine, önemli bir şey var; biliyorsunuz, kanunumuza göre
şehit ailelerinden varsa çocuğu veya eşini kamu görevine, işe alıyoruz. Bu
da, uygulamada çok büyük rahatsızlıklar yaratıyor. Şu manada rahatsızlık
yaratıyor; bir tanesinin alınması normal, biz bunun ikiye çıkmasını istiyoruz.
Niye ikiye çıkmasını istiyoruz...
Sayın Başkan, gürültüden ben duymuyorum...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Sayın Hatibi dinleyelim.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Şöyle. Genelde şehidin
çocuğu çok küçük kalıyor; dul eşi, bu kadroyu o çocuğuna saklıyor. Çocuk çok
küçük olduğu için ailenin büyükleri bunun şehidin ailesine verilmesi için
geline, yani dul eşe baskı yapıyorlar. Dolayısıyla, aile arasında kısa
sürede bir kopma meydana geliyor ve gelinle muğber olunuyor. Bunu biz iki
taneye çıkartalım. Bir tanesi şehidin eş ve çocuğuna, bir tanesi de şehidin
kardeşine veyahut da usul, füru akrabalarına verilmesi noktasında. Bu çok
fazla da değil. İnşallah şehit olmaz, bu ülkede daha fazla kan akmaz;
ama, senede 100-200 kadroyu bu şekilde bu büyük devletin tahsis etmesinde
de bir sakınca yok diye düşündük.
Bir başkası, arkadaşlar, şehit derneklerimiz,
maalesef, bu derneklerimiz kiralarını, yakıt paralarını dahi veremiyorlar.
Hiç değilse, il merkezlerinde, nüfusu 100 000'i aşan il merkezlerinde
veya 30'dan fazla şehidi olan ilçe merkezlerinde, şehit derneklerimizin,
kamunun boş kalan yerlerinden valinin izniyle yararlanmalarını, bu mümkün
olmadığı takdirde de senede belli bir miktar paranın bunların kira ve
yakıtları için ayrılmasını teklif etmiştik.
Kanunumuz tamamen bunlara yönelik. Eğer bu aksaklıkları
giderirsek, bu vatan için canını vermiş, bu vatan için kanını vermiş, bu
vatan için genç yaşta dul kalmış, yetim kalmış insanların ve onların bir
araya getirdikleri derneklerin bir nebze olsun sorunlarını, en azından
bilinen sorunlarını çözme imkânımız olacak.
Bir başka, kanunla belirlemek istediğimiz husus da
şehidin tarifidir arkadaşlar. Biliyorsunuz, şehidin tarifi hemen hemen hiçbir
kanunda yok. Sadece vatan için ölenlere şehit denildiğini biz geleneklerimizden
biliyoruz; ancak, silah altında göreve giderken araba kazasında öleni biz
şehit saymıyoruz veyahut da askerlik nedeniyle ranzadan düşmüş, erimiz
şehit olmuş, bunu şehit saymıyoruz. O halde şehide bir tarif getirmemiz
lazım ve açıklık getirmemiz lazım. Bence görevi, yani sevk evrakını aldıktan
terhis olana kadarki dönem içerisinde yakalanacağı daimî bir hastalıktan
dolayı malul…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum
efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - …ölümü halinde de şehit
sayılması gerektiği kanaatindeyim; çünkü, her ne olursa olsun, o vatan
görevine gitmemiş olsa trafik kazası belki olmayacak veya o görev için
zorunlu silah altında bulunmasa ranzadan düşmeyecek. Yani, mutlaka şehit
tarifine bir net açıklık getirmek bakımından da yasaya bir madde koyduk;
çünkü, bu konuda çok dava var, özellikle iki konuda binleri aşan davalar
var. Oğlunun şehit olup olmadığı noktasında tespit davaları var; bir de,
bu verilen tazminatların, devlet yardımlarının paylaşımı noktasında
mirasçılar arasında büyük davalar var. Bunları ortadan kaldırmak için;
yani, şehitlerimizi ve şehitlerimizin yakınlarını, o acının üstüne bir de
mahkemelerde hak arama mücadelesine götürmemek için bu kanun teklifini verdik.
Başka bir yönü de, artık, şehitlerimiz kapı kapı hak
aramasınlar, Başbakanlıkta bir şehit takip müdürlüğü kuralım, bunların
hakları tek bir merkezde toplansın diye verdik…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - …ve destekleyeceğinizi
umuyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Efendim, ilave edeceğiniz bir şey varsa,
buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Yani, şunu demek istedik
efendim: Başbakanlıkta bir şehit takip müdürlüğü kuralım, bir aileden bir
şehit olduğu takdirde aile oraya müracaatını yapsın, orası bütün işlemlerini
neticelendirsin; yani, şehit ailelerimiz bir Emekli Sandığına, bir bağlı
olduğu kuruma, bir gidip Sosyal Sigortalara veyahut da birliğine, kapı kapı
uğraşmasınlar, tek bir merkezden bu işleri halleder ve nerede şehidimiz
var ise, hiç onların uğraşmasına gerek kalmadan, evraklarını tanzim
edecek, haklarını verecek bir müdürlük oluşturalım Başbakanlıkta ve şehit
ailelerimiz de ilk defa nereyle muhatap olduklarını bilsinler. Bu rahatlığı
da getirelim diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sarıbaş.
Efendim, bir milletvekili olarak Denizli Milletvekili
Ümmet Kandoğan.
Sayın Kandoğan, buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sizleri saygıyla selamlıyorum.
Bir değerli milletvekilimizin vermiş olduğu bir kanun
teklifinin, bu kanun teklifi de, şehitlerimizi ve şehit ailelerimizi yakından
ilgilendiren bir kanun teklifinin kırkbeş gün süreyle Bütçe Plan Komisyonunda
görüşülememesinin altında yatan mantığı anlamak mümkün değil.
Bir kanun teklifi veriyor, bir ihtiyaçtan dolayı bir
kanun teklifi veriliyor, bu kanun teklifi kırkbeş gün bekliyor, Bütçe Plan
Komisyonunda görüşülmeyecek, daha sonra İçtüzüğün 37 nci maddesine göre,
milletvekilimiz, bunu doğrudan gündeme alınmasıyla ilgili bir önerge
verecek. Şehitlerimize ne kadar sahip çıktığımızın çok açık bir göstergesi
bu, değerli milletvekilleri.
Şimdi, bugün Danışma Kurulu önerisi geldi, grup
önerisi, oylandı, kabul edildi; LPG tesisleriyle ilgili olarak bu konuyu
gündeme aldık. Peki, ben şimdi soruyorum; şehitlerimizi ilgilendiren,
şehit ailelerimizi ilgilendiren böyle çok önemli bir kanun teklifi otogaz
tesislerinden daha mı az önemli arkadaşlar, sizlere sormak istiyorum,
daha mı az önemli?! Atatürk Orman Çiftliğinin Büyükşehir Belediyesine bazı
haklarının devredilmesinden daha mı az önemli şehit ailelerimizle ilgili
bu kanun teklifinin önemi?! O halde, her gün Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde
yeni şehitler verdiğimiz bir ortamda şehit ailelerimizi yakından ilgilendiren
bir kanun teklifinin, burada doğrudan gündeme alınma meselesinin, Bütçe
Plan Komisyonunda halledilemediği için Türkiye Büyük Millet Meclisine
getirilmesi ne kadar acı verici bir şey! Şu anda manen bizleri izleyen
şehitlerimizin vicdanları, kemikleri sızlıyor arkadaşlar!
MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum) - Vay be!..
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Evet, evet; "vay
be" diyorsunuz ama oradan, ben tekrar ediyorum, o şehitlerimizin manen
kemikleri sızlıyor.
MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum) - Şehitler siyasete
alet edilmez!..
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Onlar, bu vatan için şehit
oldular, kanlarını, canlarını, her şeylerini bu vatan için feda ettiler.
MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum) - Ayıptır, insan
biraz utanır!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Bunların ailelerini yakından
ilgilendiren bir konuyu bir kanun teklifi halinde bir milletvekilimiz
verecek, Bütçe Plan Komisyonunda kırkbeş gün görüşülmeyecek. Geliniz, bunu
buradan izah ediniz, niçin Bütçe Plan Komisyonunda görüşülmediğini buradan
anlatınız, biz de tatmin olalım, ikna olalım. Ama, diyorsanız ki, bu
kanunun bazı teknik eksiklikleri var, bazı yanlışlıkları var; Bütçe
Plan Komisyonunda giderilirdi o yanlışlıklar, o eksiklikler orada halledilirdi;
bırakınız orada, belki burada hallederdik, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulunda çözerdik meseleleri, eksik varsa, yanlış varsa, hata varsa.
Ama, siz, kırkbeş gün almayacaksınız, bekleteceksiniz; Türkiye Büyük Millet
Meclisinin gündemine doğrudan alınmasına ilişkin bir önerge verilecek…
Bakacağım biraz sonra, merak ediyorum, parmaklarınızı
göreceğim, bunun lehinde mi aleyhinde mi oy kullanacağınızı merak ediyorum,
göreceğim biraz sonra.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Merak etme, o belli.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Nedir, lehinde mi oy kullanacaksınız?
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Göreceksiniz biraz sonra.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Lehinde oy kullanacaksanız,
teşekkür ederim.
İnşallah, bunu bugün kabul edersek, bir başka öneriyle
öne alınmasını da haftaya oylayalım, Meclis kapanmadan önce bunu da
geçirelim.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Geliyor zaten, haftaya
salı günü geliyor.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - O zaman, bunu da geçirelim.
Biraz önce, bakınız, bir milletvekilimiz oradan laf atmaya
çalışıyordu. Bak, şimdi Grup Başkanvekiliniz ne söylüyor Sayın Milletvekilim;
o, sizin söylediklerinizi tamamen tekzip etti şimdi.
Değerli milletvekilleri, bu şehitlerimiz, vatan için
canlarını, mallarını feda etmişlerdir, geride gözü yaşlı birçok insan
bırakmışlardır. Makamları cennet olsun, hepimizin arzusu odur.
Geliniz, bu kanun teklifinin doğrudan Türkiye Büyük
Millet Meclisinin gündemine alınması yolunda oylarımızı kullanalım ve
ben, bu vesileyle, bu kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisine sunan
Çok Değerli Milletvekillerimize de huzurlarınızda teşekkür ediyorum. İnşallah,
bundan sonra, daha huzurlu günler temenni ediyorum, şehit vermediğimiz
günleri temenni ediyorum.
Bu ülkenin birlik ve beraberlik içerisinde kalkınmasını,
gelişmesini temenni ediyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan
Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
Sayın milletvekilleri, Sayın Sarıbaş'ın önergesi üzerindeki
konuşmalar tamamlanmıştır.
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
BAŞKAN - Şimdi, önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar
yetersayısı isteyeceğim.
Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir,
karar yetersayısı vardır. (Alkışlar)
Şimdi, ikinci önergeyi okutuyorum:
5.- İstanbul Milletvekili Berhan
Şimşek'in, Sivas Madımak Oteli'nin Barış, Kültür ve Sanat Müzesi Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifinin (2/570) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/398)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
2/570 esas numaralı kanun teklifimin Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 37 nci maddesine göre işleme alınmasını arz ederim.
Berhan
Şimşek
İstanbul
BAŞKAN - Sayın Şimşek önerge sahibi olarak söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Şimşek. (CHP
sıralarından alkışlar)
BERHAN
ŞİMŞEK (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Madımak
Otelinin Barış, Kültür ve Sanat Müzesi Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifimin
İçtüzüğün 37 nci maddesine göre gündeme alınması için söz almış
bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
2 Temmuz
1993 tarihinde Sivas'ta 4 üncü Pir Sultan Abdal Kültür Şenliklerinin
ikinci gününde, şenliğe katılan aydınlarımızın, sanatçılarımızın, yurttaşlarımızın
kaldığı otel yakılmış ve o sırada otelde bulunan 37 yurttaşımız diri diri
yanarak can vermişti.
O
tarihte, bu olayla ve bu olayın faillerinin cezalandırılmasıyla ilgili
bazı siyasetçiler namus, şeref sözü vermişler ve kanları yerde kalmayacak
demişlerdi.
Buna karşın, yine, bazı siyasetçiler, "Sivas
Davası" olarak anılan ve o vahşete katıldıkları iddia edilenlerin yargılandığı
davada, maalesef, sanık avukatı olarak bulunmuşlardır.
Bu hain saldırının üzerinden onüç yıl geçti. Şöyle geriye dönüp baktığımızda, bu olayla ilgili, bu tür olayların
bir daha yaşanmaması için kayda değer bir gelişme sağlanamadı.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; 37 canın diri diri yakıldığı saldırının
failleri kimi yakalanmış, kimi de tutuklandıktan sonra, eve dönüş yasası
gibi, af yasalarından yararlanmıştır; ancak, toplum olarak, devlet
olarak bu saldırı ve buna benzer saldırılarda, saldırılardan hemen sonra
verilen sözlerin, gösterilen tepkinin devamı gelmemiştir.
Bu süreç bizi, mayıs ayında yaşanan Danıştay saldırısına
götürmüştür. Danıştay saldırısından
sonra çete piyasası kurulmuş, soruşturmayla ilgili bilgi ve belgeler
basına sızdırılarak hedef şaşırtılmak istenmiştir. Hedef şaşırtma eylemini kimin yaptığı bellidir. Esas çete, Sivas'ta o acı olayları yapanlardır. Çete aranacaksa, otel yakma eylemini yapanlara ve onların arkasında
sürüklenenlere ve onların arkasında duranlara bakılmalıdır.
Sayın Başbakan geçtiğimiz günlerde "köktendinciler
dediğimiz şeyler pek çok marjinal gruplar, bu çok marjinal grupların da
Türkiye'de ağırlıklı bir esintisi söz konusu değildir" ifadelerini
kullanmıştır. Madımak yangını,
köktendinci fikrin eyleme geçmiş olduğu bir harekettir, Danıştay
olayında olduğu gibi.
Nazi
Almanyasında 6 000 000 insanın Yahudi olmalarından dolayı imha edilmeleri,
sadece anılmakla kalmıyor, ırkçı ve şiddete karşı insanların haklarını
savunmak için "toplama kampları" derslerde okutuluyor ve toplum,
bu insanlıkdışı tehlikeler karşısında uyanık tutuluyor.
Yine, Almanya'da 1993 yılında
Avrupa
Birliği üyeliği yolunda uyum paketleri çıkarıyoruz, hukukî düzenlemeler
yapıyoruz; ama, esas yapılması gereken, yasaları çıkartmak kadar,
bu anlayışı, yaşam biçimini yeşertmektir. Uyum, yasalarda olduğu kadar toplumsal yaşamda da olmalıdır.
Sivas'ta saldırının gerçekleştirildiği Madımak Oteli,
yapılan tadilat sonrası otel ve kebap salonu olarak kullanılmakta. Bir insanlık ayıbının acısının yaşandığı, insanların yakıldığı
bu mekânın bir kebap salonu olarak kullanılması, insanlığa karşı işlenen
başka bir ayıbı simgelemektedir.
Almanya,
Solingen'de çınar ağaçları dikerken, Madımak'ı bizim otel ve kebap salonu
olarak kullanmaya devam etmemiz, şiddet içeren olaylara karşı Almanya'nın ve bizim bakışımızı, farklılığımızı,
maalesef, ortaya koyuyor.
Bu
kanun teklifiyle, otelin özel mülkiyette bulunması nedeniyle, anayasal
mülkiyet hakkına sahip çıkarak, Madımak Otelinin sahibinin rızası alınıp,
bedeli ödenerek kamulaştırılması ve müzeye dönüştürülmesi için Kültür ve
Turizm Bakanlığı yetkili kılınmaktadır.
Konuyla
ilgili Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Atilla Koç, Erzincan Milletvekilimiz
Sayın Erol Tınastepe'nin yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, Kültür ve
Turizm Bakanlığının 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanununun kapsamında yer alan taşınmazları kamulaştırma yetkisine sahip
olduğu, Madımak Otelinin 2863 sayılı Yasa kapsamında bulunmadığı ve özel
mülkiyette bulunması nedeniyle özel şahısların veya sivil toplum örgütlerinin
talebi halinde özel müze olarak değerlendirilebileceğini söylemektedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
BERHAN
ŞİMŞEK (Devamla) - Geçtiğimiz yıl yurt içinde ve yurt dışında Madımak
Otelinin müze yapılması için bir imza kampanyası düzenlenmiş, sanatçılarımızın,
aydınlarımızın, konuya duyarlı sivil toplum örgütlerinin yöneticileri
tarafından onbinlere varan imza, yetkililere, Başbakan Yardımcısına teslim
edilmiştir.
Bu otelin müze yapılması toplumumuzu barıştıracak, kamplaşmalara
son verecektir. Otelin müzeye dönüştürülmesi,
Sivas Kongresinin düzenlendiği, Anadolu aydınlanmasının başkenti, Âşık
Veysel'in, Pir Sultan Abdal'ın kenti
Bu teklif önemlidir.
Bugün, Avrupa'da İslamofobiden bahsediliyor…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Şimşek, son cümlenizi rica ediyorum, eksüre
verdim.
BERHAN ŞİMŞEK (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
Bu, Avrupa Birliği süreci içerisinde de böyle bir
müzenin yapılması, Türkiye'ye bakıştaki bazı şehla anlayışı da ortadan
kaldıracaktır.
İnsan
hakları ve demokrasiyi, içini kavram olarak doldurup, sadece kendimize
talep etmek gibi bir anlayışın peşinde değilsek, bu kanun teklifinin
yasalaşmasıyla kurulacak olan barış ve kültür müzesinin, ülkemiz ve dünya
barışına katkıda bulunacağına inanıyor ve o saldırıda yaşamlarını yitiren aydın,
sanatçı ve yurttaşlarımızı saygıyla, rahmetle anıyorum. Yattıkları yer ışık olsun.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (CHP
ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Şimşek.
Buyurun
Sayın Kılıç. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM
KILIÇ (
Değerli
milletvekilleri, bundan onaltı yıl önce, 2 Temmuz 1993'te,
ülkemiz için utanç kaynağı olan
Değerli arkadaşlar, aradan uzun bir süre geçtiği için bu
vahşi olayı kısaca özetlemek istiyorum. Pir
Sultan Abdal Derneği, her yıl, Banaz'da, Pir Sultan Abdal Şenlikleri
düzenlemektedir. 1993 yılında yapılacak şenlik, Sivas Kültür Müdürlüğü
bahçesine dikilen Ozanlar Anıtının açılışı nedeniyle, Kültür Bakanlığının
da maddî katkıları sağlanarak, Sivas'ta yapılmaya karar veriliyor.
Şenlik için, Kültür Bakanlığının katkısı ve desteği
bulunmaktadır. Valilikten gerekli
izinler alınmıştır. Yasadışı bir toplantı ve şenlik
söz konusu değildir. Şenliğin yapılmasını organize
Değerli milletvekilleri, şenlikler 1 Temmuzda başlıyor. Birinci
gün, şair, aydın ve sanatçıların, Sivas Valisinin de katıldığı bir panel
düzenleniyor, herhangi bir olay da olmuyor; ancak, bu huzur ortamı bazı
gerici güçleri rahatsız etmiş olacak ki, o gece, şenliklerle ilgili
hakaret ve küfürler içeren, vatandaşları tahrik etmeye dönük "Müslüman
kamuoyuna" diye başlayan bildiriler mahallelerde dağıtılıyor. Bu hazırlıkların semeresi de görülecektir. Cuma namazından çıkan insanlar, bir grubun yönlendirmesiyle,
şenlik mahalline ve Madımak Oteline taşlı ve sopalı saldırılar düzenliyorlar.
13.15'te başlayan saldırı 7 saat sürüyor, oradaki insanlar
yakıldıktan sonra da, 20.15'te sona eriyor.
Değerli milletvekilleri, yapılan bu saldırı, sadece
Alevîlere yönelik bir saldırı değildir. Atılan sloganlara baktığımızda bu açıkça ortadadır.
Sloganlardan bazılarını size açıklamak istiyorum: "Cumhuriyet burada
kuruldu burada yıkılacak", "yaşasın şeriat", "zafer İslamın"
"kahrolsun laiklik" deniliyor.
Saldırı, sadece şenlik alanı ve Madımak Oteliyle sınırlı
kalmıyor. Atatürk'ün Sivas Kongresini topladığı
Kongre Binasının da camları kırılıyor, Atatürk'ün büstü devriliyor, Ozanlar
Anıtı, Pir Sultan'ın heykeli sanılarak, boğazına ip takılarak yerde sürükleniyor.
Değerli arkadaşlar, bu vahşi katliamı yapanların bir
kısmı cezalandırılmışsa da, bunların önemli kısmı, AKP İktidarı tarafından
çıkarılan eve dönüş yasasıyla salıverildiler. Kuzey
Irak'tan PKK'lı teröristler gelsin diye çıkarılan yasadan
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri;
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Buyurun.
MUHARREM KILIÇ (Devamla) - Sağolun Başkanım.
Otelin ne önünde ne de yanında, katliamın yapıldığını
gösteren, 35 vatandaşımızın katledildiğini gösteren hiçbir iz de bulunmamaktadır. Âdeta, bu vahşi katliam unutturulmaya çalışılmaktadır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu yasa teklifi,
bir ayıbın ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Hükümete ve Parlamentoya bir şans tanınmıştır. Madımak Oteli kamulaştırılarak müzeye dönüştürülmelidir. Bu müzede katliama ilişkin fotoğraflar, belgeler, katliamda
yaşamını yitiren o masum insanların eşyaları sergilenmelidir. Önüne bir de anıt dikilerek, katledilen bu güzel insanların isimleri
yazılarak bu vatandaşlarımızın gerici güçlerce katledildiği belirtilmelidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Sayın Kılıç, son cümlenizi efendim, son...
MUHARREM KILIÇ (Devamla) - Son cümlelerim.
Devlet yetkililerinin katılımıyla her yıl orada anma
toplantıları yapılarak kamuoyunda demokrasiye sahip çıkma duyarlılığı
oluşturulmalıdır. 4 000 kilometre giderek Solingen'deki anma toplantılarına
katılan devlet yetkilileri 350 kilometre uzaklıktaki Sivas katliamını anma
toplantılarına da gidebilmelidirler.
Sivas katliamının unutturulmaya çalışılması cumhuriyet
düşmanlarına cesaret vermektedir.
Bu yasa teklifine destek vereceğiniz ümidiyle,
hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kılıç.
Sayın milletvekilleri, Sayın Şimşek'in önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir efendim.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince sözlü
soru önergeleriyle diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmına geçiyoruz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet
Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale
Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1 inci sırada yer alan kanun teklifinin geri
alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu gelmediğinden teklifin görüşmelerini
erteliyoruz.
2 nci sırada yer alan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil
ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve
Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/1030) (S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
3 üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi
Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına
Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu raporu (1/1115) (S. Sayısı:1147)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
4 üncü sırada yer alan, Mardin Milletvekili Nihat Eri
ve 4 Milletvekilinin; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
4.- Mardin Milletvekili Nihat Eri ve
4 Milletvekilinin; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu
ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/813) (S. Sayısı: 1205) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Geçen birleşimde, teklifin tümü üzerinde gruplar
adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştı.
Şimdi, şahısları adına konuşmalar yapılacaktır.
Şahısları adına ilk söz, Adana Milletvekili Sayın
Recep Garip.
RECEP GARİP (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; geçen perşembe günü devam etmiş olduğumuz 1205 sıra sayılı
yasayla ilgili, LPG'yle ilgili şahsım adına söz aldım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz LPG tesisleriyle ilgili bu
yasanın, özellikle dağıtım hizmetlerinde meydana gelebilecek aksamaların
önüne geçilmesi, yapılmış olan nitelikli yatırımların heba olmaması, ülkemizin
hayrına ve menfaatına kullanılması konusunda tedbirler alınması, imar
planlarının yapılmasına kadar, özellikle faaliyet izninin verilmesi için
bu kanun teklifi hazırlanmıştır hepinizin bildiği gibi. Bu konuda mutlak
surette bir düzenleme gerekiyordu. Belediyeler tarafından imar uygulamasının
yapılmaması nedeniyle, gayri sıhhî müessese yerlerinde işyeri açma,
çalışma ruhsatı olmayan otogaz istasyonlarıyla birlikte değerlendirilmemesi
gerektiği üzerinde mutlak surette durulmuştu. Yine, kanunda öngörülen
şartların tamamının yerine getirilmemesinin kamu, mal, can güvenliği açısından
mutlak surette sıkıntı doğuracağı, dolayısıyla böyle bir tedbirin alınmasının
şart olduğu; dolayısıyla, imar planlarının henüz yapılmaması nedeniyle, işyeri
açma, çalışma ruhsatlandırma işlemlerini tamamlayamayan otogaz istasyonlarına
31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet izni verilmesini sağlamak gayesiyle
bu yasa hazırlanmaktadır. Hayırlı olacağını düşünüyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Garip.
İkinci söz isteği, Aydın Milletvekili Sayın Ahmet
Rıza Acar'a ait.
Buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AHMET RIZA ACAR (Aydın) - Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum efendim.
2005 yılında LPG piyasasını düzenlemeyle alakalı bir
kanun çıkarmıştık. Bu çıkardığımız kanunda uygulama tarihleri vardı; bu
uygulama tarihlerinin sonucunda da, EPDK, üç ay bir uzatma getirmişti.
Bizim çıkardığımız belediye kanunlarıyla alakalı olarak mücavir alanların genişlemesinden
dolayı, bu sektörde faaliyete geçen firmaların, yatırımcı arkadaşlarımızın,
istihdam sağlayan kurum ve kuruluşlarımızın sıkıntıları meydana gelmiştir.
Bu sıkıntıları aşma adına, imar faaliyetlerinde ve çalışmalarında zaman
kazanmak ve bu firmaların da işlerini sağlıklı bir biçimde, yani, bugüne
kadar 5 000 civarında lisans almış olan firmaların içerisine dahil olmaları
açısından, 31.12.2007 tarihine kadar uzatma verilmektedir. Dolayısıyla, bu
uzatmayla, bu piyasanın sağlıklı bir zemine oturacağını düşünüyor, hayırlı
olması dileğiyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Acar.
Komisyonun bir söz isteği var, bir açıklama yapacak
zannediyorum; buyurun.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Efendim gerekçe
bölümünde, orijinal, gelen metnin gerekçe bölümünde, son satıra gelmeden
önceki üçüncü satırda "men edilmesini" denmiş, "men edilmemesi"
olacak efendim.
BAŞKAN - "Men edilmemesi…" Evet, bunu, bu
şekilde düzelterek oylayacağız.
Sayın milletvekilleri, teklifin tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
BAŞKAN - Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunacağım ve
karar yetersayısı arayacağım.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
1 inci
maddeyi okutuyorum:
SIVILAŞTIRILMIŞ PETROL GAZLARI
(LPG) PİYASASI KANUNU VE ELEKTRİK PİYASASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
MADDE
1- 2/3/2005 tarihli ve 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG)
Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Ancak
bu Kanun yürürlüğe girmeden önce kurulduğu dönemdeki mevzuata göre gayri
sıhhî müessese veya iş yeri açma ve çalışma ruhsatlı olarak bu Kanun
gereği güvenlik ve lisans gereklerini yerine getirerek faaliyetlerini sürdüren
otogaz istasyonları, lisans almak şartıyla faaliyetlerine devam ederler.
Bu Kanun gereği güvenlik ve lisans gereklerine uyduğu TSE tarafınca belirlendiği
halde, imar planlarının henüz yapılamamasından dolayı iş yeri açma ve çalışma
ruhsatlandırma işlemleri sonuçlandırılamıyorsa, imar planlarının
tamamlanması için, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere
31/12/2007 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir. Diğerleri
faaliyetten men edilir."
BAŞKAN
- Madde üzerinde, Anavatan Partisi Grubu adına Erzurum
Milletvekili Sayın İbrahim Özdoğan; buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından
alkışlar)
ANAVATAN
PARTİSİ GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu ve Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu raporu hakkında, 1 inci maddede -1205 sıra sayılı
kanun teklifinin 1 inci maddesinde- Anavatan Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletimizin
temsil edildiği en üst organdır ve tek organdır; fakat, buradan çıkan
yasalar yürütme kurulu tarafından, yani hükümetler tarafından uygulanmadığı
takdirde, kanunlara saygılı olunmadığı takdirde, o zaman, devlette
kaos meydana gelir. Maalesef, AKP
Hükümeti bu yasaları uygulamıyor.
BAYRAM
ÖZÇELİK (Burdur) - AK Parti!..
İBRAHİM
ÖZDOĞAN (Devamla) - AKP!.. Bundan sonra benim
gözümde AKP; ilk defa söylüyorum!
Bu yasalara, maalesef, saygı gösterilmiyor, mahkeme
kararlarına saygı gösterilmiyor. Mahkeme kararı
neticesi, Anavatan Partisine bütçeden, Hazineden ayrılan paraya rağmen,
Hükümet, maalesef, engel oluyor. Bu, Türkiye Büyük
Millet Meclisine yapılabilecek en büyük saygısızlıktır; hukuka ve demokrasiye
yapılabilecek en büyük saygısızlıktır; demokrasi ve hukuk devletinin boynuna
yağlı ilmeği geçirmektir değerli arkadaşlar. Bir gün, AKP
Hükümeti olarak, keser döner, sap döner, bir gün de hesap döner misali, sizler
nasıl ki, hukuk devletinin ve demokrasinin boynuna yağlı ilmeği geçiriyorsanız,
kodeste, bir gün, hukuk tarafından mutlaka sizin boynunuza geçirilecektir.
Bunu, böylelikle sizlere ve milletimize anlatmak istiyorum.
Bu, büyük bir haksızlıktır. Bu,
büyük zulümdür. Bu, hukuk tanımazlıktır. Milletimizin bunu duyması gerekmektedir.
Değerli arkadaşlar, enerjiyle ilgili, burada, bu
yasama yılında ve geçen sene de birçok kanun teklifi geldi; fakat, enerji
konusunda, maalesef, hâlâ, daha hukuk devletinde, demokrasilerde olması
gerekenler yapılmadı.
Geçen sene, Enerji Bakanlığıyla ilgili bir telefon konuşmasına
takılan birkaç bürokrat ve işadamı kodese tıkandı. Bir milletvekili de, bir sayın milletvekili de bu yüzden istifa
etti değerli arkadaşlar. Mavi Akımla ilgili şaibeler… Buna rağmen, Sayın Enerji Bakanı, hâlâ daha yerinde oturmaktadır.
Ben, milletimize bu gerçekleri anlatmak için huzurlarınızda
bulunuyorum; yoksa, hakikaten, bu Enerji Bakanının burada oturmasına rağmen,
burada konuşmaktan, değerli arkadaşlar, hicap duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Biz, Enerji Bakanına şaibelerle ilgili sözleri söylüyoruz; geçen yıl veya
bu senenin başlarında "yel değirmenine saldırıyorsunuz" diyorlar;
fakat, Enerji Bakanının verdiği cevap da, maalesef, balta nerede; suya düştü.
Su nerede; inek içti. İnek nerede;
dağa kaçtı. Dağa ne oldu; yandı, bitti, kül oldu
şeklinde cevaplar veriyor değerli arkadaşlar. Böyle
bir şey olmaz.
Batı demokrasilerine baktığımız zaman, bir bakan hakkında,
bir yürütme kurulu üyesi hakkında en küçük bir şaibede istifa ediyorlar
değerli arkadaşlar. Böyle bir anlayış
olabilir mi?
Bu gün, Sayın Başbakanın grup toplantısını çok kısa bir
süre izleme durumunda kaldım. İşte, diyor ki Sayın Başbakan,
"İktidarı yıpratma adına, cumhuriyetin ve
demokrasinin değerleriyle oynamayın, kurumlarıyla oynamayın."
Ey,
Sayın Başbakan, ben de size buradan diyorum ki, muhalefeti baskı altına
Neden Anavatan Partisinin Hazine tarafından yapılmış yardımını
ve mahkeme kararıyla verilmiş yardımını vermiyorsunuz, engel oluyorsunuz? Bir gün, mutlaka, hukuk bunun hesabını, sizlere verecektir.
Değerli arkadaşlar, çok yakın tarihlerimiz bunun misalleriyle
doludur, ibret almanızı istirham ediyorum sizden. İbret almanızı istirham ediyorum. Bu
böyle gitmez, mutlaka, bir gün, millet sizden hesap soracaktır.
Değerli arkadaşlar, enerji sorunumuz en büyük sorunlardan
birisidir. Maalesef, enerjiyle alakalı olarak son derece iyi şeyler olmuyor.
Bakınız, bu konudaki görüşlerimi şöyle aktarmak istiyorum:
Değerli arkadaşlar, öncelikle enerji stratejisi dünyadaki
en önemli unsurlardan biri haline gelmiş durumdadır; çünkü, girdi
maliyetleri olarak, gelişmekte olan ülkeler için uluslararası rekabette
en büyük avantaj konumundadır. Dahası, enerji sağlayan ya da enerji
koridorlarında geçiş konumunda olan ülkeler, jeopolitik olarak önemli
konuma gelmektedirler. Artan petrol fiyatları nedeniyle de, ülkelerin
cari açıklarına direkt etki yapmaktadır. Tabiî, ileriyi görmeden; yani,
petrol fiyatlarındaki artışı düşünmeden, sözde, Türkiye'yi avantajlı
konuma getirecek yeni formül anlaşmaları imzalayanlardan böyle öngörüler
beklemek de oldukça hatalı olacaktır; ama, bunlardan daha önemli olan
ise ülkelerin enerji sağladıkları ülkelerin çeşitliliği ve kullandıkları
enerjideki çeşitliliklerdir. Bir ülkenin stratejik olarak enerji bağımlısı
olup olmaması da bunlara göre ayarlanmalıdır.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, birazdan, ben
sizlere çok yoğun rakamlar ve araştırmalarla birlikte, Türkiye'deki
enerjideki çarpıklıklardan bahsetmek istiyorum. Umarım, beni dikkatle
dinledikten sonra, kaynaklarımızı neden verimli kullanmadığımız konusunda,
herkesin aklında derin şüpheler uyanır.
Değerli arkadaşlar, 38 500 megavatlık toplam kurulu
güce sahip olan Türkiye'deki termal tesisler toplam kapasitenin yüzde
75'ini, hidroelektrik tesisleri ise yüzde 25'ini oluşturmaktadır.
Dahası, Türkiye'nin enerji talebinin de 2020'ye kadar yılda ortalama yüzde
8 artması beklenmektedir. Bunun anlamı ise 2020 yılına kadar, düşük elektrik
talebi durumunda 80 000 megavat, yüksek talep durumunda ise 96 000 megavat
ilave enerji gerekecek olduğudur. Diğer yandan, önlem alınmaması durumunda,
2020 yılında ithal kaynaklara bağımlılık oranının yüzde 80'lere yükselmesi
ve ülke üretiminin rekabet gücünün zayıflaması riskleri de bulunmaktadır.
Türkiye'nin bu sıkıntıyı aşabilmesi için de, 2020'ye kadar toplam 80 milyar
dolar enerji yatırımı yapması gerektiği ifade edilmektedir. Bu da, yılda
ortalama 5,3 milyar dolarlık bir yatırıma tekabül etmektedir.
Değerli arkadaşlar, asıl önemli konu ise özelleştirmedeki
çarpıklıktır. Bütün dünyada enerji üretim santralları sabit fiyat ve
alım garantisiyle özelleştirilirken, Türkiye'de, daha kârlı olan enerji
dağıtım şebekeleri özelleştirilmiştir. İhaleleri alan bazı firmalar da
kayıp kaçak oranının yüksekliğini mevcut abonelerin üzerine yükleyerek
çıkarmakta, son ödeme tarihinde ödenmeyen her fatura için beş işgünü içinde
kapatılmasına yönelik uyarı yazısı gelmekte ve fahiş bir gecikme cezasıyla
ödemeler kabul edilmektedir ve kayıp kaçak oranlarını düşürmeye yönelik bir
çalışma da maalesef yapmamaktadırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Zaten, enerji nakil hatlarındaki
eksikliği gidermenin maliyeti de 10 milyar dolara ulaşmıştır değerli arkadaşlar
ve yeni yatırım olmadığı için de bu rakam süratle artmaktadır. 2004 yılı
rakamlarına göre ise net tüketim 86 193 844 kilovat olup, kayıp kaçak ise 19
674 189 kilovat olarak gerçekleşmiştir.
Gelelim, enerji özelleştirmelerinde dikkat edilmesi
gereken noktalara. Enerjide tekelleşmeye imkân tanıyacak düzenlemelerden
kesinlikle kaçınılmalıdır. Enerji dağıtım ihalelerinde Türk firmaları
için kolaylıklar sağlanmalıdır. Türk firmalarının rekabette zorlanmamaları
gerekmektedir. Enerji Sektörü Reformu ve Strateji Belgesinde belirtilen
kurumların üzerlerine düşen ödevlerini muhakkak yapması gerekmektedir.
Özelleştirmeler yapıldıktan sonra özelleştirme…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özdoğan.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Şahsı adına, Adana Milletvekili Sayın Recep
Garip… (AK Parti sıralarından alkışlar)
RECEP GARİP (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; 1205 sıra sayılı yasanın 1 inci maddesinde şahsım adına söz
aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Az önce gerekçesinden bahsettiğimiz, LPG tesislerinin
madde kapsamı dışına çıkarılması amacıyla düzenleniyor ve 5307 sayılı
Kanunun güvenlik ve lisans şartlarını sağlamadıklarından dolayı, TSE
tarafından tespit edilmesine rağmen, imar planlarının henüz yapılamaması
nedeniyle birsürü aksamalara neden oluyor. Dolayısıyla, işyeri açma,
çalışma ruhsatlarını hazırlayamama, yapamama gibi… Hazırlanmış olan çok
ciddî tesislerin heba edilmemesi konusunda bir çalışmadır. Dolayısıyla,
bu yasayla, 31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet izni sağlanması amaçlanmıştır.
Dolayısıyla, böyle bir sıkıntıyı giderme amacıyla
düzenlenen bu yasanın hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Garip.
Sayın Daloğlu?.. Yok.
Adana Milletvekili Sayın Seyhan; buyurun efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
TACİDAR SEYHAN (
1 inci maddede, biz, bir süre uzatımı veriyoruz. Tekrarlamak
istiyorum, bu bir af değil. Güvenlik
yükümlülüklerini yerine getiren ve burada TSE standartlarını oluşturmuş
firmaların sadece imardan kaynaklanan zorunluluklarını yerine
getirememelerinden kaynaklanan engelleri ortadan kaldırmak arzusundayız.
Biz, son günlerde, firmadan, bugüne kadar yükümlülüğünü
yerine getirmiş firmalardan birçok faks aldık. "Bugüne kadar yükümlülüğünü yerine getirmiş, lisans almış insanlara
haksızlık değil mi yaptığınız" diyorlar.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu, bireylerin üzerine
verilen bir yükümlülüğün yerine getirilmesi getirilmemesi meselesi değildir. Bunu
getirmek isteyen insanların, imardan kaynaklanan yükümlülüklerini
yerine getirirken Belediye Kanunundaki engellerden dolayı işlemlerini
tamamlamama durumları var, tamamlayamama durumları var; bu nedenle, biz
yerine getirmiş insanların yanında, iyi niyetli olup, işletmesini kendi
alınteriyle sürdürmeye çalışan insanların burada mağdur olmalarını engellemek
için bu yasa teklifini veriyoruz. Burada da, Enerji
Piyasası Düzenleme Kuruluna bir yetki veriyoruz; geçici lisans verme yetkisi.
Şunu
anlatmak istiyorum: Elbette standartlarını yerine getirmemiş insanlara
hemen Bakanlık işlem yapsın ve gereğini yerine getirsin, cezaî müeyyide uygulasın;
ama, sadece imar sorunu varsa engel olmasın, Bakanlık buna yardımcı olsun,
imar işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar faaliyetlerine devam edebilmeleri
için -bu firmaların- gerekli izni ve belgeyi versin; aksi takdirde binlerce
kişiyi işinden ederiz ve buraya alınteriyle yatırım yapmış insanları da
mağdur ederiz. Bizim 1 inci maddedeki tüm hassasiyetimiz
bu nokta üzerine yoğunlaşmıştır.
Bir de
şunu anlatmak istiyorum: Şu ana kadar biz yasayı
bir miktar geciktirdik, perşembe günü yasanın çıkmamasından dolayı
dağıtım istasyonları 500 000 YTL cezayı yememek için dağıtım işlemini durdurdular.
Şimdi bu istasyonlar satış yapmıyor. Sakın ola
ki, EPDK, bu kanunun yayımından sonra imarla ilgili yükümlülüklerini
yerine getirip getirmediği konusunda bir belge alıncaya kadar, ben bu firmaları
men ederim, bunlara gaz sattırmam diye bir koşulla firmaların üzerine
gelirse, iki ay, üç ay süreyle, belediyeler rahatsızlık çıkardığı süre
içerisinde, yine, 1 200 firmayı mağdur duruma sokarız. Bu kanunun yayımı
tarihinden itibaren, bu firmalar geçici lisans alana
kadar faaliyetlerini sürdürebilirler. Bir işleyiş, bir önkoşul vardır;
ama,
Bizim
amacımız, bu yasayı düzenlerken -tekrar ediyorum- Türkiye'de namuslu,
dürüst yatırım yapmış, bu ekonomiye katkı koyan ve istihdam sağlayan firmaların,
kanunla kendilerine sunulan gerekleri 31.12.2007'ye kadar
yerine getirmeleri halinde, bu firmaların faaliyetlerine devam etmesidir. 31.12.2007'de yükümlülüklerini yerine getirmemişlerse, bunlar
faaliyetten menedileceklerdir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Seyhan.
Madde üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.
Madde üzerinde 4 adet önerge vardır; önergeleri geliş
sırasına okutacağım, aykırılığına göre işleme alacağım.
Birinci
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 1205 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu
ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin 1 inci maddesinin ikinci paragrafında
yer alan "imar planlarının tamamlanması için" ifadesinin
"imar planlarının tamamlanması ile" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Ahmet Rıza
Acar Tacidar Seyhan
Aydın
BAŞKAN
- İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin 1 inci maddesinde yer alan "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere
31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir" ibaresinin
"işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere imar planları hazırlanıncaya
kadar geçici faaliyet lisansı verilir" şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
|
Ömer Abuşoğlu |
Turan Tüysüz |
Muharrem Doğan |
|
|
Şanlıurfa |
Mardin |
|
Züheyir Amber |
Muzaffer Kurtulmuşoğlu |
Hüseyin Özcan |
|
Hatay |
Ankara |
Mersin |
BAŞKAN- Üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin 1
inci maddesinde yer alan "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere
31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir" ibaresinin
"işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere 31.12.2008 tarihine
kadar geçici faaliyet lisansı verilir" şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
|
|
Ömer Abuşoğlu |
|
Muharrem Doğan |
|
|
Gaziantep |
|
Mardin |
|
Züheyir Amber |
Muzaffer Kurtulmuşoğlu |
Hüseyin Özcan |
|
|
Hatay |
Ankara |
Mersin |
|
BAŞKAN- Son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin 1
inci maddesinde yer alan "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere
31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir" ibaresinin
"işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere 01.06.2008 tarihine
kadar geçici faaliyet lisansı verilir" şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
|
|
Ömer Abuşoğlu |
|
Muharrem Doğan |
|
|
Gaziantep |
|
Mardin |
|
Züheyir Amber |
Muzaffer Kurtulmuşoğlu |
Hüseyin Özcan |
|
|
Hatay |
Ankara |
Mersin |
|
BAŞKAN- Sayın Komisyon bu son önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) -
Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Önerge sahipleri, gerekçeyi mi okutalım?
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Hayır, konuşacağız.
BAŞKAN - Sayın Abuşoğlu, buyurun.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bugün üzerinde görüştüğümüz LPG istasyonlarının açılması ve faaliyetlerine
devam etmesini sağlayacak olan kanun tasarısı oldukça gecikmiş ve kamuoyu
ve ilgililer tarafından da oldukça aciliyeti ve önemi dolayısıyla beklenen
ve ilgiyle izlenen bir tasarı durumunda.
Ancak, bu tasarı mevcut haliyle ihtiyaçları karşılayamıyor;
çünkü, birtakım müteşebbisler LPG istasyonlarıyla ilgili yatırımlarda
bulunmuşlar ve belli standartlar çerçevesinde bu yatırımlarını gerçekleştirmişler
ve faaliyet sürdürüyorlar; ama, bu noktada kamu üzerine düşen görevi yapmamış;
imar planlarıyla bunları destekleyici ve bunların faaliyetlerini, kanunlar
ve mevzuat çerçevesinde yürütmesini sağlayacak birtakım düzenlemeleri de
gerçekleştirmekte ağır kalmışlar. İşte, kamunun görevini yapmakta
ağır davranması sonucu ortaya çıkan mağduriyetleri kaldırmak üzere bir
süre uzatımı, geçici faaliyet lisansı verilmesiyle ilgili bir düzenleme
getiriyor bu 1 inci madde. Ancak, getirdiği madde itibariyle, getirdiği
tarih itibariyle 31.12.2007 tarihini getiriyor. Biz diyoruz ki, bu tarih yetmez;
çünkü, kamu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da görevini zamanında
ve konunun aciliyetini dikkate alarak yerine getirmekte gecikebilir ve ağır
davranabilir. Bizim geleneğimizde zaten şu vardır; bilinen bir ifadedir bu:
"Devlet aheste gerektir" diye bir ifade vardır taa Osmanlıdan
kalma. Böyle bir gelenekten gelen devlet işleyişi ve bürokrasi çarkı
dururken, bundan sonra, bugüne kadarki olan geleneklerini artık gözardı
edip kendisine yeni bir gelenek oluşturma, devlet, piyasanın işleyişi çerçevesinde,
acul olmak gerekir gibi yeni bir ifade geliştirecek değildir. Bugüne kadarki
olan alışkanlıklarını bundan sonra da sürdürecektir.
Onun için, biz diyoruz ki, 31.12.2007 tarihi yeterli olmaz,
o tarih geldiğinde kamu üzerine düşen görevlerin bir kısmını yapmayabilir,
yapmamış olabilir, bu durumda yeniden bir geçici faaliyet ruhsatı, geçici
faaliyete izin veren yeni bir düzenleme ihtiyacı olabilir. İşte, biz, bunu
ortadan kaldırmak üzere, kamunun işleyişini ve kamu bürokrasisinin ağır
davranmasını da dikkate alarak 31.12.2008 tarihini öne sürüyoruz. Madem bir
düzenleme yapıyoruz ileride ortaya çıkabilecek mağduriyetleri önlemek ve
bu alanlara yatırım yapmış insanları devamlı ellerinin yüreği üzerinde
durmaktan alıkoymak ve onları rahatlatmak açısından bir yıl daha öngörülen
tarihi ileriye atmak gibi bir teklifimiz var. Bu amaçla bu önergeyi düzenledik.
Tamamen, bu piyasada faaliyet gösteren işletmelerin ve yatırımcıların, ortaya
çıkabilecek kamu kaynaklı aksaklıklardan mutazarrır olmaması, zarar görmemesi
için bu tarihi bir yıl daha ileriye atmak gibi bir düşünceyle bu önergeyi
hazırladık. Burada, hem özel teşebbüsün yararı vardır hem de kamunun yararı
vardır. Bu nedenle, bu önergemizin destekleneceğini umuyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Abuşoğlu.
Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin 1
inci maddesinde yer alan "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere
31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir"
ibaresinin" "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere
31.12.2008 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir" şeklinde
değiştirilmesini arz teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Ömer
Abuşoğlu (Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN - Sayın Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Gerekçeyi mi okutalım?..
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Gerekçeyi okutun efendim.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu durumdaki tesislerin henüz imar olmadığından
dolayı imara işlenememesi nedeniyle lisans almak için gerekli fizikî altyapı
ve İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı verilememesi nedeni ile faaliyetten
menedilmesi yerine imar planlarının tamamlanması sonucu imara işlenemeyişinden
dolayı faaliyetten menedilmemesini sağlamak ve bu zamanda nitelikli
yatırımların heba olmasını önlemek ve dolayısıyla LPG dağıtım hizmetlerinde
aksama nedeniyle oluşabilecek LPG arz sıkıntısının giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin 1
inci maddesinde yer alan "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere
31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir"
ibaresinin" "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere imar
planları hazırlanıncaya kadar geçici faaliyet lisansı verilir" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ömer
Abuşoğlu (Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN - Sayın Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Gerekçesini önerge sahipleri açıklayacak
efendim.
Buyurun Sayın Özcan.
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Anavatan Grubu olarak bu önergemiz hakkında söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu LPG; gerçekten çevreyle,
sağlıkla ve doğal olarak da ülkemizin geleceğiyle ilgili sorunlarımız
var. Bunun için de lisans olarak LPG lisansı dağıtımına şöyle bir göz attığımızda,
lisans verilen 30 dağıtıcı, LPG toplama lisansı 62, taşıma lisansı 11, tüp
imalat lisansı 5, otogaz bayilik lisansı 3 816, otogaz bayii lisansı ise 70.
Tüp muayenesi tamiri ve bakım lisansı ise 3 994. Lisans verilenler, verilmeyenlerle
birlikte 4 500. Ayrıca, otogaz bayilik lisans başvurusu sonuçlandırılmayanlar
ise, işyeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmayanlar 577, işyeri açma ve
çalışma ruhsatında LPG faaliyeti işlenmemiş olanlar 208, asgarî mesafeye
uygun olmayanlar 214, diğer sebeplerden dolayı 1 253 tane LPG istasyonumuzun
faaliyeti konusunda sıkıntıları olduğunu görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, elbette ki imar durumu önemlidir.
İmar durumunu… Eğer biz bu süreyi kısa tuttuğumuzda, yarın belediye meclis
üyelerinin ki, yatırım yapan bu insanlar, belediyenin ve belediye meclis
üyelerinin, ayrıca büyükşehir ve alt birim belediyelerinin ve ilçe
belediyelerinin imar durumunu bu insanlara vermediğinde tekrar mağdur
olacaklardır. Bu sürenin kısa olduğunu söylüyoruz. Bu süre içerisinde eğer
tamamlanmadığında, tamamlanması için -özellikle bazı belediyelerimizin
sıkıntılarını biliyoruz- bu insanları zor durumda bırakacaklardır ve bunlardan
belki de çeşitli nedenlerden hava parası alacaklardır. Bunlara fırsat
vermemek için bu sürenin uzatılmasında yarar vardır diyoruz ve sizleri saygıyla
selamlıyorum. Bu süre kısa süredir. Birbuçuk yıl da değil, en aşağı 2008'in
onikinci ayının sonuna kadar bu sürenin uzatılmasında yarar vardır diye
düşünüyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Özcan.
Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı Sıvılaştırılmış
Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin
1 inci maddesinin ikinci paragrafında yer alan "imar planlarının
tamamlanması için" ifadesinin "imar planlarının tamamlanması
ile" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet
Rıza Acar (Aydın) ve arkadaşları
BAŞKAN - Sayın Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Olumlu görüşle takdire
bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) -
Katılıyoruz efendim.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe, Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Kanuna açıklık getirerek, imar uygulamasının 31.12.2007
tarihine kadar, geçici faaliyet lisansı verilmesinin önünde engel teşkil
etmesini ortadan kaldırmak.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, biraz önce gerekçesini
dinlediğiniz Sayın Ahmet Rıza Acar ve Sayın Tacidar Seyhan tarafından verilmiş
olan önergeyi oylarınıza sunuyorum…
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Karar yetersayısı istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Karar yetersayısı arayacağım.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Karar yetersayısı bulunamamıştır.
Sayın milletvekilleri, birleşime, saat 20.00'de toplanmak
üzere ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.08
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
20.15
BAŞKAN: Başkanvekili
İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER:
Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 117 nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
1205 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmelerine kaldığımız
yerden devam ediyoruz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
4.- Mardin Milletvekili Nihat Eri ve
4 Milletvekilinin; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu
ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/813) (S. Sayısı: 1205) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Teklifin 1 inci maddesi üzerinde Aydın Milletvekili
Ahmet Rıza Acar ve Adana Milletvekili Tacidar Seyhan tarafından verilen
önergenin oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştı. Şimdi, önergeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısı arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler...
Karar yetersayısı bulunamamıştır; birleşime 5 dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati:
20.17
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
20.28
BAŞKAN: Başkanvekili
İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER:
Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 117 nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
1205 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
4.- Mardin Milletvekili Nihat Eri ve
4 Milletvekilinin; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu
ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/813) (S. Sayısı: 1205) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Teklifin 1 inci maddesi üzerinde Aydın Milletvekili
Sayın Ahmet Rıza Acar ve Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan tarafından
verilen önergenin oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştı. Şimdi,
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısı arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir ve karar yetersayısı vardır.
Şimdi, 1 inci maddeyi önerge doğrultusunda oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum…
Sayın milletvekilleri, bu sırada, Başkanlığa, yeni
madde ihdasına dair, aynı mahiyette verilmiş 2 önerge var.
Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı veya
teklife konu kanunun komisyon metninde bulunmayan; ancak, tasarı veya teklifle
çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun
salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme
açılacağı, İçtüzüğün 87 nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür. Bu
nedenle, önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla,
yani, 13 üyeyle katılırsa, önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme
açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması halinde ise, önergeleri
işlemden kaldıracağım.
Önergelerin ikisi de aynı mahiyettedir, sırayla
okutup, birleştirerek işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı kanun teklifine
aşağıdaki maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin teselsül ettirilmesini
arz ve teklif ederim.
|
Faruk Çelik |
|
Ahmet Rıza Acar |
|
Fazlı Erdoğan |
|
Bursa |
|
Aydın |
|
Zonguldak |
|
|
Tevfik Akbak |
|
Fahri Çakır |
|
|
|
Çankırı |
|
Düzce |
|
"Madde 2- 5307 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan "1.6.2003 ila 31.12.2005 tarihleri"
ibaresi "1.6.2003 ila 31.12.2006 tarihleri" şeklinde ve
"31.3.2006" ibaresi de "31.3.2007" şeklinde değiştirilmiştir."
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, diğer önerge de
metin olarak aynı olduğundan, önerge sahiplerinin imzalarını okutuyorum:
|
Osman Kaptan |
|
Nejat Gencan |
|
Kerim Özkan |
|
Antalya |
|
Edirne |
|
Burdur |
|
Nuri Çilingir |
|
Feramus Şahin |
|
Hasan Ören |
|
Manisa |
|
Tokat |
|
Manisa |
|
|
Mehmet Kartal |
|
Tacidar Seyhan |
|
|
|
Van |
|
Adana |
|
BAŞKAN - Sayın Komisyon, aynı mahiyette olan 2 önergeye
salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN - Salt çoğunluğunuzu arayacağım.
Evet, 15 Sayın Komisyon Üyemiz komisyon yerindedir ve
salt çoğunluk vardır.
Şimdi, Komisyon önergelere salt çoğunlukla katılmış
olduğundan, önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz isteyen var mı? Yok.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum:
Şimdi,
2 nci maddeyi 3 üncü madde olarak okutuyorum:
MADDE
3.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
- Madde üzerinde Anavatan Partisi Grubu adına, Erzurum
Milletvekili Sayın İbrahim Özdoğan; buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından
alkışlar)
ANAVATAN
PARTİSİ GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu ve Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu raporu üzerinde, 1205 sayılı kanun tekliflerinde,
Anavatan Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bizim en büyük yaramız enerji
sorunudur ve bu kapsamda elektriktir. Bu konudaki görüşlerimi açıklamaya yüce huzurunuzda devam etmek
istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, enerjideki özelleştirmeler yapıldıktan sonra, özellikle
ihaleleri alan firmaların kaçak ve kayıp enerji
üzerinde önemle durmalarını sağlayacak tedbirler getirilmelidir.
Bölgesel tarife modelinin, düzgün işlememesi nedeniyle,
çok ciddî tepkiler çekeceği muhakkaktır.
Enerji sektöründe bir güven boşluğu olduğu ortadadır. Özellikle, doğalgaza aşırı bağımlılık, uzun vadeli al ya da öde
anlaşmaları, özel sektörün elindeki doğalgaz depolama tesislerine doğalgaz
ithal izinlerinin binbir zorlukla verilmesi ve bu gibi hususlar, yatırım
yapmak isteyenleri düşündürmektedir. Zaten, çok lisans alan pek çok firma da bu nedenlerle
beklemektedir.
Arz güvenliğiyle birlikte rekabetteki piyasanın işleyiş
mekanizması da, diğer bir önemli husustur. Enerji kullanımındaki verimliliği
artıracak tedbirlerin de alınması gerekmektedir. Enerji stratejik bir
sektör olup, belirli bir kamu payının, piyasa denetimi sağlanması açısından
muhakkak elde tutulması gerekmektedir. Ayrıca, herkesin bildiği gibi,
kamu, maliyetleri tamamen yansıtmamaktadır. Bu itibarla, özelleştirmeler
sonrası, EPDK'nın onayından geçse bile, Bakanlar Kurulu tarafından değiştirilecek
ulusal fiyatta aşırılıklar olması muhtemeldir. Çünkü, bu hükümetin iş
âlemiyle, özellikle de yabancı yatırımcılarla ne kadar içli dışlı olduğu
ortadadır.
Bir başka husus ise, enerjide 2010 senesi sonrası ciddî
açıklarla karşılaşacağımız muhakkaktır. İleride bu yatırımların özel sektör
mü devlet tarafından mı yapılacağının şimdiden çok iyi organize edilmesi
gerekmektedir. Bu nedenle de bu tasarının ana amaçlarından bir tanesinin
de, yatırım ortamındaki belirsizliklerin kaldırılması olmasını beklerdik.
Bunların yanı sıra, Rus gazına yüzde 65 oranında bağımlı
olan Türkiye, 2005 yılında aynı zamanda 1 000 metreküp gaza 260 dolar
vererek en pahalı fiyatı ödeyen ülkelerden birisi olmuştur. Gaspromun açıklamasına
göre, Türkiye 2005 yılında Rusya'dan alacağı doğalgaza 260 dolar öderken,
Batı Avrupa ülkelerinin ortalaması 135 dolarda kalmıştır. Türkiye 2005
yılında 31,5 milyar metreküplük doğalgaz alımı yapmıştır. Bunun 19 milyar
metreküplük kısmı Rusya'dan sağlanmaktadır.
Değerli arkadaşlar, hükümet göreve geldiğinde Ruslarla
3 ayrı doğalgaz anlaşması bulunmaktaydı. Battı Hattı Anlaşmasında
fiyat 127, Turusgaz Anlaşmasında ise 131 dolardı. En ucuz anlaşma olarak
anılan Mavi Akımda ise fiyat 107 dolardı. Pazarlıklar sonrasında Ruslarla
varılan anlaşma gereği, Kasım 2003 tarihinde, Batı Hattı, Turusgaz ve Mavi
Akım Anlaşmaları için ortalama 130 dolarla uzlaşıldı. Böylece, Batı Hattı
ve Turusgaz anlaşmasında fiyat düşerken, Mavi Akımda ise yükselmiş oldu;
ancak, Ruslar, petrol ürünleri fiyatının doğalgaza yansımasında katsayı
artışı getirmiştir. Antlaşmanın ardından petrol fiyatları beklenmedik
biçimde yükselirken doğalgaz fiyatları da katlanarak artmıştır. Ayrıca,
2005 yılı başında BOTAŞ Ruslardan indirim istediyse de olumsuz cevap almıştır.
Aralık 2005'e gelindiğinde ise eski formül geçerli olsa da, 185 dolar
ödenmesi gereken Mavi Akımda doğalgazın 1 000 metreküpüne 245 dolar ödenmiştir.
Bu ne vahim bir durumdur. İran doğalgazının ise 260 dolar bile üzerinde olduğu
iddia edilmiştir. Kısaca, doğalgaz anlaşmalarında formülasyon gereği
2005 yılında yüzde 50 artış olduğunu söyleyebiliriz. 2006 yılındaki artış
oranının ise yüzde 25'i bulacağı düşünülmektedir.
Şimdi Türkiye'ye enerji konusunda bu kadar zarar
veren antlaşmaların altında imzası bulunan bu Hükümetin samimiyetinden ve
işinin ehli olduğundan şüphe duymaktayız.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de 1 kilovat/saat
enerjinin maliyeti kömürde 3,43 sent, doğalgazda 4,33 sent ve fueloilde
ise 4,22 sent gibi yüksek düzeylerde gerçekleşmektedir. Bu, Avrupa Birliği
ülkelerinin en az 5-6 katı düzeyindedir. Arz güvenliği açısından ülkemizde
üretim kaynakları itibariyle optimal bir dağılım sağlanamamıştır. Mevcut
durumda, doğalgaza dayalı üretim mevcut üretimin yaklaşık yarısını oluşturmaktadır.
Doğalgazın tamamına yakını ithal edildiği için elektrik
enerjisi üretiminde ithal girdilerinin payı anormal derecede artmış,
dolayısıyla dışticaret açığını besler bir konuma gelmiştir. Aynı şekilde,
yerli maden yatakları atıl vaziyette beklerken, ithal kömüre dayalı elektrik
üretimi yoluna gidilmiştir. Doğalgazın ithal bir girdi olmasının yanında,
bunun çok büyük bir kısmının tek bir yabancı ülkeden sağlanması da, arz
güvenliği açısından tehlike oluşturmuştur. Al ya da öde yükümlülüğü
nedeniyle, alınan doğalgazın kullanımında sorunlar yaşanmış, çözüm
olarak, ihtiyaç fazlası doğalgazın elektrik üretiminde kullanılması
yoluna gidilmiştir. Bu durum, yerli kaynaklara dayalı linyit ve hidroelektrik
santrallarının atıl kalması sonucunu doğurmuştur.
Biz, Anavatan İktidarında, yerli kaynaklara hızla
yöneliş sağlayacağız.
Diğer yandan, doğalgaz kontratlarının hepsi al ya da
öde yükümlülüğü içermektedir. Söz konusu yükümlülüğün gerektirdiği gaz
miktarını eritebilmek için, elektrik üretimi büyük ölçüde doğalgaza bağımlı
hale getirilmiştir. Yani, doğalgaz ihtiyacı gerçekçi tahmin edilmemiş,
alınmak zorunda kalınan gazı tüketecek mekanizmalar geliştirilmiştir. Örneğin,
bugün itibariyle alınan toplam gazın yaklaşık yüzde 65'i elektrik üretiminde
kullanılmaktadır. Bu oran, doğalgaz üreten ülkelerde bile yüzde 10'u,
15'i geçmemektedir; çünkü, doğalgaz, esas itibariyle, sanayi tesislerinde,
girdi olarak veya ısınma amaçlı kullanıma elverişli bir enerji kaynağıdır.
Bu çarpıklığın müsebbibi de bugünkü Hükümettir.
Bütün bunların yanı sıra, Elektrik Üretim Anonim Şirketi,
devlete ait doğalgaz santralında 3,5 sente
mal edilen elektriği, özel sektörden 9 ile 13 sent arasında değişen
fiyatlardan almaktadır.
Ülkemizdeki en büyük HES'ler ise ancak yüzde 30
kapasiteyle çalışmaktadır. Bu santrallardaki elektrik üretim maliyeti
ise, 1 sent civarındadır. Termik santralların toplam kapasitenin sadece
yüzde 16'sı HES'lerin ise ancak yüzde 30'u kullanılırken, özel doğalgaz
santrallarının kapasite kullanım oranı yüzde 86,2'dir.
Daha da önemlisi, Hükümet, son üç yılda, maliyetler
yüzde 22 artmasına rağmen -yaptıkları anlaşma gereği, Rusya'dan gelen
gazın fiyatı petrole endekslenmiştir- elektriğe zam yapmamış ve bu görev
zararını da iç borçlanmayla finanse etme yoluna gitmiştir. Bu nedenle
de, özel santral işletmecileri de zor durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim, konuşmanızı tamamlayın lütfen.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Sanayideki elektrik kullanım
fiyatı olarak ise ülkemiz 9,8 sentle OECD ülkelerinde 3 üncü sıradadır.
Uluslararası rekabette girdi maliyetleri bakımından en önemli sorun olan
enerjideki bu yüksek fiyat, sanayicinin asıl en büyük kabusu haline gelmiştir.
Bu rakamlar, ABD'de 4,18; Almanya'da 6,5; Yunanistan'da 5,6; Çin'de ise 3,2
şeklindedir. Yani, enerjide ucuz fiyat uygulamasının olmayacağı hiçbir
düzenlemenin Türkiye'ye faydası olmayacaktır; biz, buna Anavatan Partisi
olarak şiddetle karşıyız.
Diğer görüşlerimi 3 üncü maddede yüce huzurunuzda
açıklayacağım; hepinize saygılarımı arz ediyorum. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Özdoğan.
Madde üzerinde, şahsı adına, Düzce Milletvekili
Sayın Fahri Çakır; buyurun.
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı LPG Piyasası Kanunu üzerinde, şahsım
adına, söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bilindiği gibi, bu kanunun esas
amacı, 5 750 adet LPG istasyonundan yaklaşık 1 026 tanesi ruhsat alamadığı
ya da bir başka deyimle lisans alamadığı için, lisans alma süresinin 13
Haziran 2006 tarihinde bitmesiyle de bu sürenin uzatılmasına ilişkin bir
çalışmanın sonucu. Dolayısıyla, bu lisans alamayan, EPDK'dan lisans alamayan
bu istasyonlara lisans verilebilir mi; ancak, bunun şartı ne, onu getirmeye
çalıştık, yaptığımız iş bundan ibaret. Dolayısıyla, kendi ellerinde olmayan
sebeplerden, belediyelerin mücavir alanlarını genişletmesi, imar uygulamaları
ya da buna benzer başka nedenlerden dolayı alamamışlarsa, bu alamayan LPG
istasyonlarına 2007'nin sonuna kadar süre uzatılması, tarafımızca, özellikle
uygun görülmüştür. Dolayısıyla, şartımız da şudur -kanun içerisinde de
açıklıkla belirtilmiştir- insan can ve mal güvenliğini tehdit etmiyorsa,
TSE standartlarına uygunluk varsa, teknik şartları da yerine getirmişse,
bu istasyonlar, imar planlarının süresi doluncaya, çalışmalar bitinceye
kadar, çalışmalarına geçici lisansla devam etmeleri uygun görülmüştür.
O nedenle, ben ümit ediyorum ki, bu yasa tasarısı sektörün
önünü açacak ve birtakım kolaylıkları beraberinde getirerek, lisans alma
yolunda, bu istasyonlara yol açacaktır diye ümit ediyor ve bu tasarının,
sektöre, milletimize hayırlı olması temennisiyle, Yüce Heyetinizi, tekraren,
saygılarımla selamlıyorum. (AK Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Çakır.
Şahsı
adına, Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan.
Buyurun
Sayın Seyhan.
TACİDAR
SEYHAN (
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
ve AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Seyhan.
Madde üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.
Maddeyle
ilgili 1 önerge var; okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin 3 üncü maddesinde yer alan "Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer" ifadesinin "Bu kanun
01.07.2006 tarihinde yürürlüğe girer" olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Saygılarımızla.
|
Ömer Abuşoğlu |
Turan Tüysüz |
Muharrem Doğan |
|
|
|
Şanlıurfa |
Mardin |
|
|
Züheyir Amber |
İbrahim Özdoğan |
Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu |
|
|
Hatay |
Erzurum |
Ankara |
|
|
|
Dursun Akdemir |
|
Hüseyin Özcan |
|
|
Iğdır |
|
Mersin |
BAŞKAN - Sayın Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Gerekçeyi…
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu durumdaki tesislerin hak sahiplerine kanunun
yayımından sonra bir hazırlık yapma fırsatı verilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gerekçesini okuttuğum
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge
kabul edilmemiştir.
3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde, Anavatan Partisi Grubu
adına, Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin Güler; buyurun. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA HÜSEYİN GÜLER (Mersin) -
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlar; bu kanun metni üzerinde
Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, yürürlük maddesi; ama, görünen o ki, bu süreç,
yine "göç yolunda düzelir" mantığı içerisinde, yarınlar yapılanmadan…
Zaman zaman hep ifade ettiğiniz bir şey vardır; biz, on yılın, onbeş yılın
yapılanmasını, devrimini yarattık diyorsunuz; ama, baktığımızda, kısaca,
bir yılın önünü dahi göremiyorsunuz. Bu kanun çıkarken, mücavir alanlar dışı
kapsam alanı genişletilirken bunlar bilinmiyor muydu; hepsi biliniyordu
aslında; ama, bunu algılayacak, bunu yapılandıracak siyasal duruş önemliydi.
Bu çıksın bir anda, ondan sonra gereken yapılır; yani, sonradan çıkan aksaklıklar
da tekrar kendiliğinden düzelir mantığı…
Evet, bu kanunun çıkmasını biz de yürekten istiyoruz;
ama, ifade ettiğimiz şu var: Bugün 850 ile 1 200 bayiin mağduriyetinden söz ediliyor. Biz de
istiyoruz, onlar mağdur olmasınlar; ama, bir toplumun temel ihtiyacı
dahi karşılanamazken, o mağdur olacak bayilerin durumu, bir anlık geçici olmayacak
zaten. Onlar da, bu süreç içerisinde, bugün mağduriyeti bir anlık
giderilecek; ama, ondan sonra tekrar aynı sıkıntılarla karşı karşıya
kalacak.
Belediyelerin imar planı konusundaki, bugün, kısmen aksayan
yönleri itibariyle baktığımızda, bu süreler zaten yetersiz kalacaktır.
Bunu, daha önce, hatırlarsanız, bu Sözleşmeli Personel Kanununda, sağlık
teşkilatında çıkmıştı, o zamanlar da ikaz etmiştik; bir yıl sonra o
sorunlar kendiliğinden gün yüzüne çıkınca, sizler bir kanun teklifi daha
çıkardınız.
Söylemek
istediğimiz bir şeyler var. Bizler, bu kanunun, Türkiye'nin
sorunlarının çözülmesinde, bir derece -bir derece, altını net olarak
çiziyorum- bir derece merhem bile olamayacak. O zaman nedir kaygınız, derdiniz?
Bakıyoruz, süreç içerisinde hepimizin vurguladığı bir olay
var. 4 milletvekili arkadaş ve diğer imzalarla beraber hızlı bir şekilde
çıkarılması isteniyor. Ee, sormak lazım, düne kadar nerdeydiniz arkadaşlar? Yani,
yumurta hikâyesi olmasın, sıkıntılarımız tam kapıya dayanmadan bunlar
çözümlensin dediğimizde, bizleri dinlemediniz, dinlememeye de özen gösterdiniz;
ama, hızlı bir şekilde çıkması için de çaba sarf ediyorsunuz.
Biz de, bu kanunla, mağdur olan, başta bayilerimiz olmak
üzere, bu ağın bir an önce sorunlarının çözümlenmesinden yanayız.
Mücavir alan genişletildi. Bu kapsam içerisine
giren bayilerin pozisyonu ne olacak dediğimizde, "ee, bir yıl…" Bir
yıl sonra, "bir daha çözeriz…" Herhalde o bir
yıl sonrası size kısmet olmayacak, anlaşılan o görünüyor.
Bizler
de diyoruz ki, bu kanunla beraber, bayilerin -her şeyin enflasyonu olduğu
gibi bayilerin de enflasyonu var- bir toplumun ihtiyacı olan başta bayiler
olmak üzere ve dağıtım ağı konusunda gerekli tedbirlerin, can ve mal güvenliğinin
alınması gerekiyor.
Biraz, toplum olarak, yaşadıklarımızı da çabuk unutuyoruz. Nice
şehir içerisinde ve şehir alanı dışında kalan LPG veya diğer petrol istasyonlarının
yaşatılan tehlikeleri göz önünde bulundurduğumuzda, kontrol mekanizmasından
da yoksun kalacak. O zaman, bu denetime, bir an önce, sağlıklı zeminlerde
yapılandırıp ve kontrol mekanizmasını da kurmak lazım.
Bu
kanunlar, toplumun yarınlarını yapılandırmak demektir; ama, gördüğüm kadar, sadece, burada "
Bu kanun bir an önce çıksın diye, grup başkanvekili arkadaşlar
geliyor. O zaman, diğer kanunları düşünüyorum;
niye bu kadar yoğun bir tıkama mekanizması varken,
bugünkü kanunların, bu kanunun hızlı çıkmasında neler oluyor diye düşünmekte
fayda var diye düşünüyorum.
Çok basit, verdiğimiz önergeler çok masum. Bu yürürlük
kanunu iki yıl sonra işlese ne olur. Türkiye'deki mevzuat belli, belediye
meclislerinin veya belediye başkanlıklarının yapısı belli. Bir yıl öncesinden
çıkmadı da, bundan sonra, bir yıl içerisinde çıkar mı bir mantığı var? O
zaman, hepimiz de göreceğiz ki, bu kanun bir yıl sonra tıkanacak ve tıkandıktan
sonra da yapılacak tek şey var, yeniden bir kanun çıkarmak.
Harıl harıl çalışıyoruz. Sanki burada sipariş üzerine
verilmiş kanunlar bir an önce çıkarılsın… Amaç ne; amaç, kanunda
"egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" dediğiniz gibi, burada
gelip, katkınızı bekliyoruz, milletvekilinin iradesini bekliyoruz, yansımasını.
Çok masum kendi önergelerinize bile dahi katılmazken, muhalefetin önergelerini
es geçiyorsunuz. Bugün ne olduysa, şehitlerimizle ilgili bir önergede
katkıda bulundunuz. Çok hassas bir konuydu tabiî. Böyle bir süreç içerisinde
politika yapmaya da niyetimiz yok; ama, muhalefetin sesine kulak vermemekle
yaptığınız tek bir şey var, kendi ipinizi çeker gibisiniz; çünkü, sokağa çıktığınız
anda, toplumla barışık olmayı bir yana bırakın, sadece, gittiğiniz noktalar,
kendi kongreleriniz dışında değil.
Evet; Meclis tatile girecek. Bundan sonra, seçim bölgelerinize
gideceğinizi düşünüyorsunuz; ama, halk nasıl karşılayacak, onu göreceğiz.
Halk belki sessiz bir tepki içerisinde, tepkisini dile getirmekte zorlanır;
ama, bunun yanında, sandıkta gereken zaten dersi verecektir. Bugünkü
yaşadıkları sıkıntıyı, hafızalarının zayıf mı olduğunu düşünüyorsunuz?! Son
yirmi yılın seçim sonuçlarına bir bakın lütfen. Baktığınızda, halkın
iradesinin nasıl yansıdığını, sessiz tepkinin nasıl bir çığ gibi büyüdüğünü,
lütfen, unutmayın.
Burası bir fabrikasyon değil, burası bir sipariş yeri
değil. Kanunlar buradan toplumun çıkarları uğruna ve yirmi yılın yapılanması
düşünülerek çıkartılır; ama, takır takır çıkartmaya özen gösteriyorsunuz.
Bunun Meclisin iradesi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yürütme resmen
yasamanın beynine ipotek koymuş; yani, ne yetki veriliyorsa, ne görev
veriliyorsa -şekil doğru- Meclis buradan karar çıkartıyor ve çıkartırken
de yapılması gereken tek şey var "Kabul edenler… Etmeyenler…" Sorgulama
mantığından çok, verilen görevin yerine getirilmesiyle ilgili bir anlayış
hâkim.
Tabiî ki, özeleştiri herkesin yapması gerekir. Bu ülkede
Meclisin ve milletvekillerinin iradesinin yansıyabilmesi için katılımcı
ve bilgiyle donatılması gerekir; ama, hepimiz de görüyoruz ki, Meclisin
yükü ve ağırlığı o kadar çok fazla ki, kendi kendimizi günah keçisi ilan
edip özeleştiri ve angaryalar altında boğulup kalırken, bu yasalara da en
ufak bir katkımız bulunmamakta.
Bizlerin altını çizmesi gereken nokta net; polemik
konusuna girmeden, bu ülkenin çıkarlarını yapılandırırken, çıkarlarını
korurken yapılması gereken tek şey var, bu Meclisin iradesinin net olarak,
başta da denetim olmak üzere, yasama konusunda da üzerine düşen hassasiyeti
yerine getirmek zorunda.
Son gördüğümüz sürece bakıyoruz da sabaha kadar
çalışacağız; bu, İş Kanununa dahi aykırı. Bir hekim olarak söylüyorum,
buradan sabaha kadar çıkacak, verilecek siparişin hatası o kadar büyük olacak
ki, altı ay sonra tekrar karşımıza geri geleceksiniz. Ondan sonra da
"çok çalıştık" diye övüneceksiniz.
Altını tekrar çiziyoruz. Bu yasanın, aslında, daha önceden
yapılanıp, toplumun bu tür sorunları, karşılaşmadan çözümlenmesi gerekirdi;
bugün de çözmeyecek; ama, yaklaşık 850 bayiin sorunlarını bir anlık
çözecek, bu doğrultuda da yapılması gereken şey "palyatif tedavi"
dediğimiz, hekim olarak; yani, sadece şikâyetlerin giderilmesi olacak. Asıl,
yine, o toplumun sorunları, yine, kendi iç dinamikleriyle baş başa kalacak
ve bugün, LPG'nin, tabiî ki, Türkiye'deki bağımlılığından Sayın İbrahim Özdoğan
bahsetti. Bu enerji açısından, toplumun on yılları, yirmi yılları,
maalesef, ipotek altına alındı. Onlardan da bahsetmeyeceğiz. Enerji
sorunu farklı bir gündem. Bu, son derece açık olan bir kanunun, her vesilesiyle,
toplumun sorunlarının kısmen çözümünde bir vesile olmasını diliyoruz. Biz,
Anavatan olarak, yapıcı bir boyutta eleştiri mekanizmamızı yönelttik.
Sizin, en ufak, bunlardan alma veya bunlardan bir sonuç çıkarma gibi bir
düşünceniz yok. Bu kendi düşünceniz "biz, tek başımıza iktidarız,
gerekeni yaparız" mantığı var. Bunun halkın gözünde çok da olumlu bir
imaj yaratmadığını sizler de biliyorsunuz.
Bu kanunun, yine de, bayilerimizin sorunlarının çözümlenmesinde,
en kısa sürede hayata geçmesi konusunda da temennimiz bu topluma faydalı
olması; ama, belediyelerin yapılanmasını da göz önünde bulundurarak, verdiğimiz
çok masum önergelere, keşke, yüreğinizde evet demenize rağmen, burada,
gelip, sadece grup başkanvekillerinizin veya Hükümetin temsilcisi veya
Komisyon Başkanının temsilcileriyle burada sadece yönlendirildiniz.
Yine de hayırlı olsun diyor, saygılar sunuyorum.
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Güler.
Madde üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.
4 üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Sayın milletvekilleri, teklifin tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Konuşmam vardı…
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Bitti efendim. Bir dahaki
sefer konuşursun.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Bir dahaki sefer, bir dahaki.
BAŞKAN - Kabul etmeyenler… Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır; hayırlı olsun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, konuşmam
vardı efendim.
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, ben oyladıktan sonra bana
ulaştı, bende bir şey yok.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Olur mu Sayın Başkan! Kaç saat önce vermiştim onu Sayın Başkan!
BAŞKAN - Yasa kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı
olmasını diliyorum.
Birleşime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
21.00
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
21.10
BAŞKAN: Başkanvekili
İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER:
Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 117 nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
5 inci sıraya alınan, Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin
Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Tasarısı ve Iğdır Milletvekili
Dursun Akdemir ile Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan ve Trabzon Milletvekili
Kemalettin Göktaş ile 12 Milletvekilinin, Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin
Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Teklifleri ve Adalet Komisyonu
raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
5.- Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin
Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Tasarısı ve Iğdır Milletvekili
Dursun Akdemir ile Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan ve Trabzon Milletvekili
Kemalettin Göktaş ile 12 Milletvekilinin, Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin
Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Teklifleri ve Adalet Komisyonu
Raporu (1/994, 2/321, 2/474) (S. Sayısı: 952)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet?..
Yok.
Ertelenmiştir.
6 ncı sıraya alınan, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım
Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan
ve Bütçe Komisyonları raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
6.- Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım
Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1188) (S. Sayısı: 1202) (x)
BAŞKAN - Hükümet ve Komisyon?..
Yerinde.
Komisyon raporu 1202 sıra sayıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince, bu
tasarı, İçtüzüğün 91 inci maddesi kapsamında görüşülecektir. Bu nedenle,
tasarı, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp, maddelere geçilmesi kabul
edildikten sonra bölümler halinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler
ayrı ayrı oylanacaktır.
Tasarının tümü üzerinde, AK Parti Grubu adına, İstanbul
Milletvekili Sayın Alaattin Büyükkaya; buyurun.
Süreniz 20 dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA ALAATTİN BÜYÜKKAYA (İstanbul) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım
Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde AK Parti Grubu adına
konuşma yapmak üzere söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce
Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım.
Bilindiği üzere, Partimizin ve Hükümetimizin temel
politikası, yerli olsun yabancı olsun özel sektör yatırımlarının önünü açmak,
bunu bir rekabet ortamı içerisinde ülkenin kalkınmasına sunmaktır.
Nitekim, iktidar olur olmaz hemen yerli ve yabancı sermayenin önünü açmak
üzere bir dizi tedbirler uygulamaya koyduk. Malî aftan tutun da, Nereden
Buldun Yasasına, vergi indirimlerine kadar aldığımız tedbirlerle, açıkçası,
özel sektör yatırımlarının politikalarımıza uygun olarak gelişmesini de sağladık.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Yatırım indirimi kalktı
ama…
ALAATTİN BÜYÜKKAYA (Devamla) - Yatırım indirimi
yerine diğer avantajları koyduk.
Özellikle 17 Haziran 2003 tarihinde 4875 sayılı Doğrudan
Yabancı Yatırımlar Kanununu çıkararak yabancı sermayenin ülkemize girişi konusunda
da en önemli adımlardan birini attık.
Bu kanunun yürürlüğe girmesinden Nisan 2006 ayına
kadar, özellikle dikkatinizi çekmek isterim, 10 511 adet yabancı sermayeli
şirket ve şube kurulmuştur. Ayrıca, 2 217 adet yerli sermayeli şirkete
de yabancı sermaye iştiraki gerçekleşmiştir. Bu, çok önemli bir rakamdır.
Bu da, yapılan düzenlemenin ne kadar isabetli ve doğru olduğunu göstermektedir.
Ancak, hemen belirtmeliyim ki, özel yatırımların ve yabancı sermayenin girmesi
sadece bir mevzuat konusu da değildir; esas olan o ülkenin istikrarına ve
geleceğine duyulan güvendir. Bu olmadan, sadece mevzuatla işi çözemezsiniz.
Eğer 10 000 tane işletme kurulmuşsa, bu kadar yabancı sermaye iştiraki
gerçekleşmişse, AK Parti İktidarı döneminde ekonomide sağlanan
neticeler ve ülkenin geleceğine duyulan güvendir. Bu sebepledir ki, yabancı
sermaye yatırımlarında, gerçekten, cumhuriyet tarihinin en önemli gelişmeleri
de bu dönemde sağlanmıştır. Kısaca, ülkemiz, kriz ülkesi olmaktan
çıkıp, fırsatlar ülkesi haline gelmiştir. Bunun en açık göstergesi de,
dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen yatırımcıların ülkemize yatırım yapmak
için büyük bir çaba içine girmiş olmalarıdır.
2001 yılına kadar olan dönemde ülkemize gelen yabancı
sermayenin tutarı yıllık bazda 1 milyar doları aşmazken, sadece 2005
yılında 9,7 milyar dolar nakit yabancı sermaye girişi sağlanmıştır. Yaklaşık
on senede gerçekleştirilemeyen, bir yılda gerçekleştirilmiştir. Proje
halinde olan yatırımlardan hiç bahsetmiyorum, onlara hiç değinmiyorum;
ben, sadece, nakit girişi ifade ediyorum.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Ama, canı sıkılınca
çıkıyor.
ALAATTİN BÜYÜKKAYA (Devamla) - Özel sektörümüz ise
yatırım yapmakta, kapasite kullanımında ve ihracatta, âdeta, cumhuriyet
tarihinin en önemli dönemini yaşamaktadır.
AHMET ERSİN (İzmir) - Özel sektör ağlıyor, ağlıyor!
ALAATTİN BÜYÜKKAYA (Devamla) - Biz, açıkçası, bu ülkede
taş üstüne taş koyan herkesi de bağrımıza basıyoruz, onları en önemli bir
şekilde değerlendirip destekliyoruz da; çünkü, biz biliyoruz ki, her
yatırım, açlığın, yoksulluğun, işsizliğin yok olması demektir. Onun
için, yatırım yapan herkesin önünü açmaya, bugüne kadar olduğu gibi, bundan
sonra da daima hazır olacağız. Nitekim, Türk özel sektörü 2003 yılında 40
milyar YTL, 2004 yılında 61 milyar YTL, 2005 yılında ise yaklaşık 75 milyar
YTL sabit sermaye yatırımı yapmıştır. Ülkenin geleceğine güvenmeyen bir
özel sektör, bunu hiçbir zaman için yapamaz.
Bunun anlamı, başka bir anlamı da, 2003 yılında toplam
yatırımların yüzde 70'inin, 2004 yılında yüzde 77'sinin, 2005 yılında ise,
yine, yüzde 75'inin Türkiye'de özel sektör tarafından bu yatırımların
yapıldığıdır.
Kapasite kullanım oranları ise yüzde 90'lı rakamlara
ulaşmıştır. İşte, bu, Hükümetimizin ekonomik anlayışına uygun bir kalkınma
modelinin de sonucudur. Böylece, bir taraftan bütçe politikaları yoluyla
malî disiplin sağlanırken, diğer taraftan, getirilen teşviklerle de özel
sektörün önü açılmıştır.
Son olarak Kurumlar Vergisi Kanununda yaptığımız
düzenlemeyle Kurumlar Vergisi oranı yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilmiştir.
Şimdi, iş hayatında olan, bizi dinleyen herkese seslenmek istiyorum:
Acaba üç yıl önce, dört yıl önce yüzde 56'lara varan Kurumlar Vergisi
oranının yüzde 20'ye düşeceğini hiçbir kimse hayal edebilir miydi? Ama, bu,
hayalin ötesinde, gerçekleşti ve yüzde 20'ye indi. Dolayısıyla, ülkemiz,
vergi oranları konusunda da dünyada avantajlı bir statüye kavuşmuştur.
Bu da, Türkiye'ye gelecek yatırımlar için ayrıca özel bir önem de taşıyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; diğer taraftan,
ülkemizde özel sektör yatırımlarının artarak devam etmesinin sağlanması,
ekonomimizin büyüme potansiyelinin artırılması, sürdürülebilir bir yapıya
kavuşturulması da büyük bir önem taşımaktadır. Bugünün dünya ekonomisinde,
ülkelerin özel sektöre dayalı sürdürülebilir büyüme hedefini gerçekleştirebilmeleri,
hem kendi millî kaynaklarını harekete geçirebilmelerine hem de hızla artan
uluslararası doğrudan yatırımları cezbederek bu tür dış kaynaklardan
azamî ölçüde istifade edebilmelerine bağlıdır.
2005 yılında dünyada doğrudan yabancı yatırımlar yüzde
29'luk artışla, 897 milyar dolara ulaşmıştır. Bu tablo, bütün ülkeler
için önemli bir potansiyeli göstermektedir. Nitekim, son yıllarda uluslararası
doğrudan yatırım çekme konusunda ülkelerarası rekabet yoğunluk kazanmış,
gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkeler bu yatırımları çekmeye yönelik
yeni strateji ve politika geliştirme arayışlarına hız vermişlerdir.
Ülkemizin bu rekabet ortamında varlık gösterebilmesi
ve ekonomimize katkı sağlayacak nitelik ve büyüklükteki uluslararası
yatırımları cezbedebilmesi, en az diğer ülkelerinki kadar iyi tasarlanmış
yapısal sistemleri oluşturmayı ve gerekli politikaları geliştirmeyi de
bir ihtiyaç haline getirmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uluslararası
doğrudan yatırım çekme konusunda çeşitli ülkelerin gösterdikleri performansa
bakarak, ülkemizin bu alanda rekabet gücünü artıracak düzenlemeleri yapmamız
da gerekmektedir. Bu düzenlemeleri yapan ülkelerin sonuçları ise gerçekten
çok dikkat çekicidir. Bu gelişmenin dışında asla kalamayız.
Örneğin, Çek Cumhuriyeti 1990'lı yılların başında 1
milyar dolara ulaşamayan doğrudan yatırım girişlerini, şimdi yıllık 5 milyar
doların üzerinde gerçekleştirmiştir.
Yine, aynı gelişim Macaristan'da da gözlenmektedir.
Macaristan Yatırım ve Ticaret Geliştirme Ajansının kurulduğu 1993 yılından
itibaren, doğrudan yabancı yatırım girişlerinin eğilimi yıllık bazda yaklaşık
1 milyar dolarlık artış gösteren bir üst seviyede seyretmeye başlamıştır.
Evet, bunu, Polonya ve diğer ülkelerdeki örneklerle
elbette çoğaltabiliriz. Bulgaristan, Romanya, İsrail, Danimarka, birçoğu
aynı yoldan geçmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz için
böyle bir kurumsal yapı oluşturmaya yönelik olarak uzun süredir devam eden
çalışmalar sonucunda Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması
Hakkında Kanun Tasarısı hazırlanmış ve komisyonlarda görüşülerek olgunlaştırılmış
ve huzurunuza getirilmiştir.
Bu kanunun amacı, Türkiye'ye yatırım yapılmasını özendirmek
için, yatırım destekleri, tanıtım stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanmasını
sağlamaktır. Bu amaçla da, Türkiye'de Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı
kurulmaktadır. Ayrıca, bu kanunla da, bu Ajansın görev ve teşkilat yapısı
da düzenlenmektedir.
Ajans, Başbakanlığımıza bağlıdır. Başbakan, bu yetkisini
bir bakana devrederek kullanabilecektir. Ajans, bu kanunda bulunmayan
hükümler için de özel hukuk hükümlerine tabi olacaktır.
Peki, Ajans hangi işleri yapacaktır; Ajansın görevleri
ise kısaca şunlardır:
Ulusal düzeyde yatırım destek ve tanıtım stratejisini
kalkınma ajansları ile diğer kuruluşlarla işbirliği halinde belirlemek
ve uygulamak.
Kamu kurum ve kuruluşları, kalkınma ajansları ve özel
sektör kuruluşlarınca uluslararası düzeyde yürütülen yatırım destek ve
tanıtım faaliyetlerini koordine etmek ve desteklemek.
Yatırımcılara yönelik bilgilendirme ve yönlendirme
hizmetlerini tasarlamak, sunmak, yatırımcıların yatırım yapmadan önce,
yatırım aşamasında ve yatırımlarını yaptıktan sonra ihtiyaç duydukları
bilgilendirme, yönlendirme hizmetlerini kalkınma ajanslarıyla işbirliği
halinde sağlamak.
Yatırımlara ilişkin izin ve onay işlemlerinin tamamlanmasında
destek sağlamak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar ile kalkınma ajansları
nezdinde bu işlemleri takip etmek.
Unutmayın, şimdiye kadar, bu işler, birçok kuruma
dağılmış ve kimin, nerede, neyi yapacağı da çoğu zaman bilinmiyordu.
Dolayısıyla, tek elde koordinasyon sağlanıyor.
Diğer bir görevi de, Bakanlar Kurulunca yerli sermaye
yatırımlar ile doğrudan yabancı yatırımlar için farklı veya aynı olmak
üzere, yatırımın türüne, yerine, sermaye tutarına ve yatırımın sağlayacağı istihdam
imkânı gibi kriterlere göre belirlenecek yatırımların izin, onay işlemlerini
ilgili kurum ve kuruluşlar ile kalkınma ajansları nezdinde yatırımcılar
adına yürütmek ve sonuçlandırmak.
Yatırımcıların karşılaşabilecekleri engel ve sorunları
tespit ederek sorunların çözümü konusunda ilgili merciler nezdinde
girişimde bulunmak.
Türkiye'de yatırımların artırılmasına katkı sağlayacak
her türlü bilgi ve veriyi oluşturmak veya ilgili kurum ve kuruluşlardan
toplamak, güncellemek ve dağıtmak, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla
bu konuda işbirliği yapmak.
Yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerine etkinlik
kazandırmak amacıyla gerekli politikaların oluşturulmasına yönelik olarak
ilgili merciler nezdinde girişimde bulunmak.
Yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin reform
sürecine katkı sağlamak; bu kapsamda öneriler geliştirmek.
Görev alanına giren konularda ulusal ve uluslararası
kongre, seminer ve benzeri toplantılar düzenlemek.
Ajansın görev alanına giren konularda Türkçe ve yabancı
yayınlar yaparak, bu faaliyetleri desteklemek.
Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz kanun tasarısıyla kurulan Ajans, Danışma Kurulu ile ana hizmet
birimleri ve yardımcı hizmet birimlerinden oluşmaktadır.
Danışma Kurulu, Başbakan tarafından belirlenecek
bakanlar ile özel sektör temsilcilerinden teşkil edilmektedir. Böylece,
özel sektörün eğilimleri de ajansın çalışmalarına yansıtılmaktadır.
Ayrıca, Danışma Kuruluna doğrudan Başbakanın başkanlık
etmesi de, çalışmaların verimliliğini o kadar artıracaktır.
Ajans, bu teşkilat yapısıyla, bağımsız, hızlı karar
alıp işlem yapabilecek özelliğe sahiptir. Bütün bu özelliklerle, Ajans,
yatırım hizmetlerini tek elde toplayarak, bürokratik engelleri ortadan
kaldırmaktadır.
Bu itibarla, söz konusu kanunla kurulan Ajansın
yapacağı çalışmalarla, uluslararası doğrudan yatırımların artırılmasından
sağlanabilecek yeni iş imkânları, işsizlikle mücadele politikalarına, ihracat
açılımları, dışticaret dengesini iyileştirmeye yönelik politikalara, yeni
üretim teknolojilerinin ülkeye transferi, ulusal rekabet gücünü artırmayı
hedefleyen politikalara, büyük ölçekli sermaye, sınırlı yerli sermayeyle
gerçekleştirilemeyen özelleştirme politikalarına, çağdaş altyapı imkânları
yaratacak olan projelerin gerçekleştirilmesine önemli ölçüde destek
olacağına olan inancımız tamdır.
Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime
son verirken, bu kanunun ülkemize, Türk Milletine, iş hayatına hayırlı ve
uğurlu olmasını diliyorum. İnanıyorum ki, bu kanunla, AK Parti İktidarı
Türkiye'de bir ilki daha hayata geçirmiş olacaktır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Büyükkaya.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Mersin Milletvekili
Sayın Mustafa Özyürek.
Buyurun Sayın Özyürek.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; Türkiye Yatırım Destek Ajansı Tasarısı hakkında
söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Başbakanın çeşitli açıklamaları
oldu, özellikle yurt dışında. Şunu söylüyor; diyor ki: Bugüne kadar, Türkiye'ye
yatırım yapmak isteyenler, karşılarında çok çeşitli birimleri buluyorlardı;
şimdi, bundan böyle, bir ajans kuruyorum, o ajansı da kendime bağlıyorum,
yatırım yapacak olanlar doğrudan benimle muhatap olacaklar.
Bu anlayış doğrultusunda hazırlanmış bir tasarı bu
ve bu tasarı hukuk sistemimizin hiçbir yerine uymuyor değerli arkadaşlarım.
Şimdi, mesela, ücretler. Değil mi, kamuda çalışanların, hepimizin bildiği
bir ücret sistemi vardır. Burada çalışanların ücretleri nasıl belirlenir
diye yasaya bakıyoruz; diyor ki: "Başbakan tarafından belirlenir."
Tavanı yok, tabanı yok, yani Başbakanın bütünüyle yetkisine kalmış bir
düzenleme. O bakımdan, belki ihtiyaç olarak yabancı sermayenin işlerini
kolaylaştıracak bir organizasyon kurulabilir; ama, bunun, bizim kamu hukuku
içinde bir yeri olması lazım, sınırlarının doğru dürüst çizilmesi lazım.
Daha önce, yine, benzer bir şekilde, biliyorsunuz,
kalkınma ajanslarıyla ilgili de bir kanun çıkardık. Ama, değerli arkadaşlarım,
yabancı sermaye, kalıcı sermaye, böyle ajanslarla filan gelmiyor, ajanslarla
filan çekilmiyor. Ekonomik konjonktür burada çok belirleyici oluyor. Değerli
arkadaşlarım ifade ettiler, işte, yabancı sermaye girişleriyle ilgili,
oldukça önemli rakamlardan bahsettiler. Doğrudur; ama, bu yabancı sermaye
nereye geliyor ve nasıl geliyor; buna bakmak lazım. Şu ana kadar, yabancı sermaye,
genellikle, hazır, çalışan, kâr eden, bankaları satın almak için geldi,
çeşitli kuruluşları satın almak için geldi; ama, yeni fabrika kuracağım
diye, yeni iş alanı yaratacağım diye, istihdam yaratacağım diye, ihracat
yapacağım diye gelen bir yabancı sermayeye tanık olmadık.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de, yabancı sermayeyle
ilgili, bu konularla ilgili Hazine bünyesinde çeşitli üniteler var, çeşitli
birimler var. Bu birimler ile yeni kurulan bu Ajansın ilişkileri ne olacak;
buralarda çok ciddî boşluklar var. Gecenin bu ilerleyen saatinde çok fazla
vaktinizi almak istemiyorum; ama, bu Ajans, göreceksiniz, kurulduğu andan
itibaren, işlerken önemli sorunlar çıkacak, bunu çözmek için, belki, kısa
süre sonra bir tasarı daha buraya gelecektir.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye, yabancı sermaye
konusunda 1954 yılından beri sürekli kanun çıkarıyor. İlk defa, Petrol
Kanunuyla birlikte Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanununu çıkarmıştır. Daha
sonra o kanun çok değişikliklere uğradı; ama, hep bir amacı olmuştur.
Yani, yabancı sermaye, hangi yabancı sermayeyi istiyoruz: Türkiye'ye teknoloji
getirenini istiyoruz, istihdam yaratanı istiyoruz, ihracat yapanı istiyoruz,
belli büyüklükte olanları istiyoruz gibi şartlar vardı. Daha sonra bu
şartlar, her şey kaldırıldı, gelsin de nasıl gelirse gelsin noktasına
döndük.
Tabiî, bunun içinde bir kalıcı yabancı sermaye var,
bir de hisse senedi almak için, hazine bonosu almak için gelen sıcaksermaye
var. Şimdi, bu sıcaksermaye gelirken, niteliğini düşünmeden düğün bayram
ettik, dedik ki: Ne güzel işte, sürekli yabancı sermaye geliyor, dolar
kuru artmıyor, 1 200 000, 1 300 000'de kalıyor, borsamız tavan yapıyor, ne
âlâ… Hiçbir zaman bunun kalıcı olmadığını, kritik bir anda Türkiye'yi terk
edebileceğini düşünmedik ve bu yabancı sermayeye, özellikle "sıcakpara"
dediğimiz kısa vadeli yabancı sermayeye vergi konulması, Tobin vergisi
konulması noktasında öneri yapanları da, âdeta, sermaye düşmanı ilan ettik.
Oysa, yaşadığımız bu ekonomik krizde gördük ki, gelen bu kısa vadeli sermaye
kritik bir anda Türkiye'yi terk ediyor, Türkiye'yi terk ederken de Türkiye'yi
bir kritik krize sokuyor. İşte, çeşitli rakamlar var; 4 milyar dolar çıktı
diyenler var, 7 milyar dolar çıktı diyenler var; ama, önemli bir yabancı
sermayenin çıkmaya başladığı, özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde
faizlerin yükselmesinden sonra, daha güvenli olan o ülkelere giden sıcakparanın,
bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri terk ettiğini görüyoruz.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, yabancı sermaye, özellikle,
kalıcı sermayeyi çekebilmek amacıyla bu ajansın kurulduğu, gerekçesinde
de var, Başbakanın çeşitli açıklamalarında var, ama, tabiî, başta da söyledim,
sadece kanun çıkararak, sadece formaliteleri azaltarak, yabancı sermayeyi
çekmek mümkün değildir ve yabancı sermayenin ne getirdiğini, ne
götüreceğini de düşünmek lazım. Deniliyor ki, kalıcı yabancı sermaye gelirse,
bu, faiz de ödemediğimiz için kalıcı olacak, ekonomi için çok yararlı olacak
düşünceleri, iddiaları var; ama, unutulan nokta şu: Bu yabancı sermaye geldiği
gibi çıkabilir; yani, diyelim Finansbankı satın alan Yunan sermayesi, hisselerini
satıp çıkabilir, ayrıca, her yıl sağlanan kârın kendi payına düşen kısmını
alıp götürebilir. O nedenle, yani, yabancı sermaye geldi diye düğün bayram
yapmak doğru değildir. Yabancı sermayenin kalıcı olarak gelmesinde yarar
var; ama, yeni yatırımlara geliyorsa, yeni işletme kurmak için geliyorsa,
istihdam yaratmak için geliyorsa, yeni teknoloji getiriyorsa, gelsinler;
ama, onun dışında benim hazır, tıkır tıkır çalışan kâr eden kuruluşlarımı
satın almak için gelen yabancı sermayenin ekonomiye önemli bir katkısı yoktur.
Şimdi, çalışmakta olan bazı bankalarımız, yabancılara
satıldı. Peki, bu banka yerli sermayenin elindeyken de çalışıyordu, kâr
ediyordu; ama, o kâr Türkiye'de kalıyordu. Şimdi, yabancı sermaye o bankanın
hisselerini satın aldığı zaman, onun elde ettiği kâr dışarıya transfer
ediliyor. O bakımdan, yabancı sermayenin bir bedeli olduğunu düşünmemiz
lazım.
Değerli arkadaşlarım, tabiî, yabancı sermayeyi çekmeye
uğraşırken, bu maksatla ajans kurarken, biraz önce de bahsedildi,
yatırım indirimini kaldırdık biz. Yani, sermayeyi, yatırımı teşvik eden,
özellikle sanayi tesislerine yatırım yapanları, KOBİ'leri teşvik eden bir
yatırım indirimini burada kısa bir süre önce oylarınızla kaldırdık. O
zaman da biz buna çok şiddetle itiraz ettik ve Kurumlar Vergisini 10 puan
indirebilmek için, Gelir Vergisini 5 puan indirebilmek için yatırım indirimini
kaldırdık. Bunun sonucu ne oldu; büyük işletmeleri, özellikle finansal
kuruluşları 10 puanlık oran indiriminden yararlandırdık, buna karşılık
sanayi kuruluşlarını, KOBİ'leri yatırım indiriminden mahrum etmek suretiyle
daha fazla vergi ödemelerine neden olduk. Yani, büyük kuruluşları, büyük
finansal kuruluşları KOBİ'ler sırtından, sınai tesisler sırtından finanse
etmiş olduk. Bu büyük haksızlıktır ve Türkiye'nin yatırım yapma
kapasitesine çok ciddî şekilde engel olacaktır.
Değerli arkadaşlarım, bu Yatırım Ajansı, dediğim
gibi, öncelikle hukuk sistemimize, kamu hukuku sistemimize aykırı pek çok
hüküm içermektedir. Bir, alıştığımız sistemin içinde çok farklı bir noktada
kalacaktır ve diğer kuruluşlarla olan ilişkilerinde büyük sorunlar
yaşanacaktır ve kamuda var olan dengeleri bütünüyle ortadan kaldıracaktır.
Herkes, işte, Yatırım Ajansında kaç lira ödeniyor, bilmem hangi KİT'in
genel müdürüne kaç lira ödeniyor diye böyle mukayeseler yapacaktır. Onun
için, burada ödenecek ücretlerin tavanı ve tabanıyla ilgili hiç yoksa belli
sınırlamalar getirilmesi yararlı olurdu.
Değerli arkadaşlarım, gecenin bu saatinde daha fazla
vaktinizi almak istemiyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Özyürek.
Anavatan Partisi Grubu adına, Kars Milletvekili Sayın
Selami Yiğit; buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA SELAMİ YİĞİT (Kars) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı
Kurulması Hakkındaki Kanun Tasarısının tümü üzerinde, Anavatan Grubu adına
söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, araştırmalara göre, Türkiye,
Çin'den sonra, en fazla yabancı sermaye çekme potansiyeline sahip dünyadaki
ikinci ülkedir. Yabancı sermaye çekme noktasında, daha alt sıralarda
yer alan Brezilya ise, yılda ortalama 30 milyar dolarlık yabancı yatırımı
ülkesine çekebilmektedir. Böyle bakıldığında, potansiyeli daha yüksek
olan Türkiye'nin, Brezilya'dan daha fazla, yani, yılda 30 milyar doların
üzerinde yabancı sermayeyi çekebilmesi mümkündür. Ancak, gerekli altyapının
olmaması, bürokratik engeller, istikrarsızlıklar ve stratejik bir planlama
yapılmaması nedeniyle, uzun yıllar, ülkemize yabancı sermaye girişi
maalesef çok düşük seviyede olmuştur. 2000 yılına kadar yabancı sermaye
girişi yıllık ortalama 1 milyar dolar düzeyinde kalmıştır. Oysa, büyük
ölçekli istihdam yaratan, teknoloji transferi sağlayan, ihracata dönük
yabancı yatırım, birçok ülkenin kalkınmasında hayatî rol oynamıştır. Bu
noktada, İrlanda ve Macaristan'ı örnek gösterebiliriz. Yirmi yıl kadar
önce, Avrupa'nın en yoksul ülkesi olan İrlanda, doğru bir stratejik planlama
ve teşviklerle yabancı yatırımcıyı kendisine çekerek, ekonomik kalkınma
sağlamıştır. Macaristan da, aynı şekilde, otomotiv sanayii ve bilişim teknolojisini
ülkesine çekerek, büyük bir hamle yapmıştır. Peki, bu ülkeler, yabancı
sermayeyi çekmek için neler yapmışlardır? Örneğin, İrlanda, yatırım
yapacak yabancı sektörlere bedava arazi tahsis etmiş, uzun vadeli vergi
indirimleri ve teşvikler sağlamış, çok elverişli istihdam politikaları
geliştirmiş, bürokratik işlemleri en aza indirgemiştir. Bizde ise, ülkemiz
ekonomisinin gelişiminde hayatî önemi bulunan yabancı sermayenin gelmesini
bırakalım teşvik etmeyi, engellemek için âdeta elimizden geleni yapmışız.
Binlerce kişiye sürekli iş imkânı yaratacak ve ihracata dönük yatırım
yapacak olan Ford Firmasına İzmit'te tahsis edilen arazinin, sırf siyasî
amaçlarla, Meclis soruşturma ve araştırma konusu olduğu unutulmamalıdır.
Ülkemizde yabancı yatırımların artırılmasını
stratejik olarak planlayacak ve organize edecek bir kurumun şimdiye kadar olmaması,
büyük bir eksikliktir. Nitekim, bu eksiklik, Avrupa Birliğinin ilerleme
raporunda da vurgulanmış, son olarak 2005 ilerleme raporunda da yabancı
yatırımları organize edecek bir kurumun bulunmaması eleştirilmiştir.
Görüşmekte olduğumuz tasarı, bu açıdan bakıldığında Avrupa Birliği
sürecinde önemli bir eksikliği gidermeye yöneliktir; ancak, tasarıyı incelediğimizde
kurumun işlevini nasıl yerine getireceği konusunda pek çok muğlaklık vardır.
Değerli milletvekilleri, tasarıyla ilgili eleştirilerimize
geçmeden önce, ülkemize son yıllarda artan yabancı sermaye girişine
ilişkin bazı kaygılarımızı dile getirmek istiyorum. Sayın Başbakan
"büyük yatırımcılar Türkiye'ye akın akın gelmeye başlamıştır"
diye övünmektedir. Sayın Başbakanın deyimiyle son üç yılda Türkiye'ye 11
622 yabancı sermaye girişi olmuş, 6 000 yabancı sermayeli şirket kurulmuştur.
Yabancı sermaye girişini değerlendirirken hangi alanlara hangi yabancı
sermaye girişinin sağlandığı önem taşımaktadır.
Bir yıl kadar geriye dönüp bakacak olursak, 10 Nisan
2005'te, Türk Ekonomi Bankasının yüzde 84'üne sahip olan TEB Malî Yatırımların
yüzde 50'si 216 000 000 dolara Fransız BNP Paribas Firmasına satılmıştır.
11 Nisan 2005'te, Dışbankın yüzde 89 hissesi 985 000 000 euroya Hollanda-Belçika
finansal grubu Fortis'e satılmıştır. 24 Ağustos 2005'te, Garanti Bankasının
hissedarı olan Doğuş Grubu, Bankanın yüzde 25 hissesinin General Electric'e
satışı konusunda anlaşmaya varmıştır. 28 Eylül 2005'te, Yapı Kredi Bankasının
yüzde 57'si İtalyan Unicredit ile Koç Holding ortaklığı olan Koçbanka 1
188 000 000 euroya satılmıştır. 13 Aralık 2005'te C Bank'ın yüzde 57'si İsrailli
Bank Hapoalim'e 113 000 000 dolara satılmıştır. 3 Nisan 2006'da Finansbankın
yüzde 46'sı Yunanlı National Bank'a 2,3 milyar euroya satılmıştır. 8 Mayıs
2006'da Tekfenbankın yüzde 70'i Yunanlı EFG'ye satılmıştır. 29 Mayıs
2006'da Denizbankın yüzde 75'i 2,4 milyar dolara Fransa-Belçika ortaklığı
olan Dexia'ya satılmıştır.
Değerli milletvekilleri, listeyi uzatmak mümkün.
Bu kuruluşlar, ülkemizin özel sektöre ait en kârlı bankaları ve finansman
kuruluşlarıdır. Banka ve finans kuruluşları dışında, özelleştirme portföyü
içinde bulunan büyük işletmeler de yabancı sermayenin ilgi alanında yer
almaktadır. Kısaca bunlara göz atalım: Türk Telekom 6,5 milyar dolara
Oger'e satılmıştır. Telsim 6 152 000 000 dolara Vodafon'a satılmıştır. TÜPRAŞ'ın
14,76'sı, iptal edilen Galataportla adını duyduğumuz Ofer'e, üstelik İstanbul
Menkul Kıymetler Borsasının yüzde 10 eksiğine, yani, 500 000 000 dolara
satılmıştır. Zincirlikuyu Dubai Kuleleri ise El Maktum'a verilmiştir.
Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakanın "akın
akın geliyorlar" diye övündüğü yabancı sermayenin büyük bir bölümü, en
kârlı bankalarımız ile en kârlı kuruluşlarımıza ilgi göstermektedir.
Son iki yıl içinde yapılan özelleştirmeler ve satışlarla Türkiye'de
yabancıların bankalardaki payı yüzde 80'e, borsadaki büyüklükleri ise
yüzde 65'e çıkmıştır. Bu oranlar kaygı verici düzeydedir.
Sırada enerji ihaleleri, İstanbul Büyükşehir
Belediyesinin doğalgaz ihaleleri ve limanlar vardır. Oysa, desteğe gerçekten
ihtiyacımız olan pek çok yatırım alanına, Hükümetin beceriksizliği yüzünden,
yabancı sermaye uzak durmaktadır. Örneğin, otomotiv şirketi Güney Koreli
Hyundai'nin, istihdam yaratacak 1,2 milyar dolarlık yatırımı Çek Cumhuriyetine
kaymıştır. Daha fazla yatırım için niyetlenen Ford'u ürkütüyoruz. Peki,
Sayın Başbakanın deyimiyle "akın akın" gelen bu yabancı sermaye,
ekonomimizin büyüme potansiyeline ne gibi bir katkıda bulunmuştur? İstihdamı
artıracak hiçbir yatırıma gidilmediği, artan işsizlik rakamlarıyla ortadadır.
Artan cari açık da, ihracata yönelik herhangi bir yatırımın yapılmadığını
göstermektedir. En vahimi de, yaklaşık iki aydır yaşanan güvensizlik ortamı,
yeni bir yatırım ve istihdam imkânı yaratmayan ve aldıkları hazır şirketleri
çalıştıran yabancı sermayeyi çekilmeye itmiştir. Daha bir hafta içinde
piyasalarda yaşanan dalgalanmaya Merkez Bankasının müdahale etmek zorunda
kalması, gelen sıcakparanın da artık gittiğinin en açık göstergesidir. Bu
güvensizlik ortamı, uluslararası kredi kuruluşlarını da, Türkiye'nin
ekonomik göstergelerini ve kredi notunu yeniden değerlendirme eğilimine
sokmuştur.
Değerli milletvekilleri, çarşamba günü, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakan Yardımcısı
Sayın Abdüllatif Şener'in, Dokuzuncu Yedi Yıllık Kalkınma Planıyla ilgili
sunumunu dinledik. Kalkınma Planında da belirtildiği gibi, geçtiğimiz
2005 yılında ülkemize 9,7 milyar dolar bir yabancı sermaye girişi olmuştur.
Yabancı sermayenin girişi istihdam imkânlarının artmasına yaramamış;
ama, Sayın Bakanın da vurguladığı gibi, giderek artan cari açığın yüzde
42'si doğrudan yabancı sermayeyle finanse edilebilmiştir.
Rekabet gücünün artırılması, istihdamın artırılması,
beşerî gelişme ve sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi, bölgesel gelişmenin
sağlanması ve kamu hizmetlerinde kalite ve etkinliğin artırılması eksenleri
üzerine oturtulan Dokuzuncu Kalkınma Planı Stratejisinin hayata geçirilmesi
için de, yabancı sermayenin ülkemize çekilmesinin büyük önemi vardır; ancak,
bu konuya Hükümetin bakış açısında çok büyük eksiklikler olduğunu belirtmeliyim.
Yabancı sermayeyi çekmek ve yabancı sermayenin
ekonomiye ivme kazandırmasını istiyorsanız, çok yönlü ve kapsamlı bir
reform programını aynı anda hayata geçirmeniz gereklidir. Bunun için öncelikle
yapılması gereken üç şey vardır: Rüşvet ve yolsuzluk önlenmelidir, kayıtdışılık
önlenmelidir, ciddî bir vergi reformuyla birlikte teşvik sistemi
yeniden gözden geçirilmelidir; çünkü, yatırımlara ayrılan her 3 liradan 1
lirasının rüşvet ve yolsuzluklara gittiği; Türkiye'de yatırım yapanın,
benzine, litre başına, Amerika Birleşik Devletlerinde yatırım yapandan 1
dolar fazla ödediği; istihdam vergilerinde yüzde 42'yle, Gelir Vergisinde
yüzde 45'le dünya rekoru kırdığı; her 100 kişiden 45'inin kayıtdışı çalıştırıldığı;
faizlerin, bırakın düşmeyi yükselme eğilimine girdiği; teşvik adı altında,
kalkınmada öncelikli yörelerin içerisine politik amaçlarla gelişmiş bazı
illerin de dahil edildiği, zaten kıt olan kaynakların siyasî rant elde etmek
amacıyla savrulduğu bir ülkeye, yatırım amaçlı yabancı sermaye çekmek
gerçekten mümkün değildir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu genel
değerlendirmelerin ardından tasarıya yönelik birkaç eleştiriyi dikkatinize
sunmak istiyorum.
Kuruluş yasasını görüştüğümüz Türkiye Yatırım Destek
ve Tanıtım Ajansının işleyişine ilişkin bazı temel belirsizlikler vardır.
Tasarıda, hem Ajansın idarî ve malî özerkliğe sahip bir
kuruluş olacağından söz ediliyor hem de bu kuruluş Başbakanlıkla ilişkilendiriliyor.
Böylesine önemli bir işlev görecek olan Ajansın gerçekten ekonomiye katkısının
sağlanması isteniyorsa, bağımsız bir kurul olarak, siyasî etkilerden
uzak bir biçimde düzenlenmesi gerekirdi.
Ajansın Danışma Kurulunun yapısında belirsizlikler
vardır. Tasarının 5 inci maddesi, Danışma Kurulunun, Başbakan tarafından
belirlenen bakanlar ve özel sektör temsilcilerinden oluşmasını öngörüyor.
Bu bakanlar ve özel sektör temsilcileri hangi bakanlıkların temsilcileridir,
kaç kişilerdir, bu belli değildir. Böylesine önemli bir ajansın Danışma
Kurulunun oluşumunun başbakanların takdirine bırakılması doğru değildir.
Ajansta istihdam edilecek personele ödenecek ücretlerin
de Başbakanın takdirine bırakılması doğru değildir.
Tasarının 10 uncu maddesi, ajansın başkanı ile diğer
personelinin ücret ve diğer malî haklarının üst sınırının Başbakan tarafından
belirlenmesini öngörüyor ki, eğer bu kuruluş bir kamu kuruluşu ise, böyle
bir personel rejimi politikası, mevcut yasal düzenleme ve uygulamalara ters
düşmektedir. Bu fıkrayla getirilen ve tamamen başbakanların takdirine
bırakılan bir ücret politikası, ister istemez aklımıza ülkemize daha fazla
yabancı sermaye çekmek amacına yönelik olarak oluşturulan Kurumu, bir anlamda
iktidarın arka bahçesi haline getirme niyetini göstermektedir.
Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının bütçesine
ilişkin de belirsizlikler vardır.
Tasarının 9 uncu maddesinde yer alan, ajans tarafından
ücret karşılığı sağlanabilecek çeşitli hizmetler karşılığında elde
edilecek gelirlerle kastedilenin ne olduğu belirsizdir.
(c) fıkrasında "gerçek ve tüzelkişilerden sağlanan
yardım ve bağışlar" denilmektedir. Bu yardım ve bağışları hangi
kuruluşlar ya da kimler, ne amaçlarla yapacaklardır? Başbakanla doğrudan
ilgili bir kurum olmasına karşın, Ajansın denetimi Sayıştaya bırakılmıştır.
Sayıştayın Ajansa yönelik denetim raporlarının nereye verileceği ve bu raporlarla
ilgili ne gibi işlem yapılacağı belirsizdir. Ajansın kuruluşuyla birlikte,
Hazine Müsteşarlığı bünyesinde bulunan ve aslî görevi ülkemiz yatırım
olanaklarının yurt dışında tanıtımını yapan Hazine Müsteşarlığı bünyesindeki
Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğünün faaliyetleri ne olacaktır? Bu
kurumumuzun faaliyetlerine son verilmeyecekse, iki kurumun görev alanlarının
çatışması nedeniyle ortaya çıkabilecek kargaşa nasıl giderilecektir?
Değerli milletvekilleri, tasarıda gördüğümüz bu eksiklik
ve belirsizlikler, gerçekten, ülkemiz ekonomisinin büyük ihtiyaç duyduğu,
daha fazla yabancı sermaye çekmek ve bunları yatırıma yöneltmek amacıyla
oluşturulması gereken Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansını etkisiz
kılacaktır.
Sözlerimi, cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk'ün
1923 yılında İzmir İktisat Kongresinde yaptığı konuşmasından bir alıntıyı
günümüz Türkçesiyle aktarmak istiyorum.
Şöyle diyor Atatürk: "Sanılmasın ki, ekonomi
alanında düşünür ve konuşurken yabancı sermayeye karşıyız. Bizim
ülkemiz, buraya gelecek olan yabancı sermayenin onlar adına
yöneticisidir. Daha fazla istihdam yaratmaya ve sermayeye
ihtiyacımız var. Kanunlarımıza uymak koşuluyla, yabancı sermayeye gereken
her türlü teminatı vermeye her zaman hazırız. Yeter
ki, yabancı sermaye bizim çalışma hayatımıza ve ekonomimize katılsın ve hem
ülkemiz hem de onlar için yararlı olsun."
Değerli milletvekilleri, bu biçimiyle Türkiye Yatırım
Destek ve Tanıtım Ajansının beklenen faydayı sağlamayacağına inanıyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Yiğit.
Sayın
milletvekilleri, şahısları adına, Nevşehir Milletvekili
Sayın Osman Seyfi… Yok.
Denizli Milletvekili Sayın Osman Nuri Filiz; buyurun. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
OSMAN
NURİ FİLİZ (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye
Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısının tümü
üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum;
hepinize saygılar sunarım.
Sayın Başkan, bu kanun tasarısıyla, ülkenin ekonomik kalkınmasında
ihtiyaç duyulan yatırımların artırılması için Türkiye'de yatırım yapılmasını
özendirmeye yönelik yatırım destek ve tanıtım stratejisinin belirlenmesi,
uygulanması maksadıyla Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı kurulması
düşünülmektedir.
Ulusal kalkınmamız açısından ekonomik büyüme potansiyelinin
artırılması ve sürdürülebilir yapıya kavuşturulması büyük önem arz etmektedir. Günümüzde ülke ekonomisinin özel sektöre dayalı, sürdürülebilir
büyüme hedefinin gerçekleştirilebilmesi, ancak, yerli kaynakların yanında,
doğrudan yabancı sermaye girişinin sağlanmasıyla da mümkün olabilmektedir.
Ülkemizi yabancı sermaye yönünden cazip hale getirmek için ülkenin
tanıtımı, kaynakları hakkında uluslararası yatırımcıların bilgilendirilmesi
bir ajansın kurulmasıyla mümkün olabilecektir.
1990'lı yıllarda, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya,
Bulgaristan, Romanya, İsrail ve Danimarka gibi ülkeler böyle bir yatırım
ajansları kurmuşlardır. Bu ajansların kurulmasıyla, Çek Cumhuriyetinde
1990 yılında 1 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye girişi, daha sonra,
her yıl 5 milyar dolara doğru tırmanmıştır. Yine, 89 000 000 dolar olan
Polonya'nın doğrudan yabancı sermaye girişi 1990'da, 1993 yılında 1,7 milyar
dolar, 1995 ve 2000 yılları arasında ise ortalama yıllık 6,4 milyar dolar
doğrudan yabancı sermaye girişi sağlanmıştır.
Önceleri
Devlet Planlama Teşkilatı, daha sonra, Hazine Müsteşarlığı bünyesinde
bulunan Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğünün buradaki fonksiyonu ne olacak
diye bir soru akla gelebilir. Hazine Müsteşarlığına bağlı
bulunan Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü, doğrudan yabancı yatırım
politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasıyla ilgilidir.
Bu kanun tasarısı ise, ülke kaynaklarının yabancı sermayedarlara
ülkenin tanıtılmasından ibarettir, fonksiyonları tamamen farklıdır.
Uluslararası
doğrudan yatırımın artırılmasıyla;
Bir:
Her şeyden önce yeni iş imkânları doğacak; yani, işsizlik azalacak.
İkincisi:
İhracat artacak ve dolayısıyla dış ticaret dengesi iyileşecektir.
Üçüncüsü:
Yeni üretim teknolojilerinin ülkeye transferi sağlanacak, uluslararası
rekabet gücü artacaktır. Büyük ölçekli sermaye, sınırlı
yerli sermayeyle gerçekleştirilemeyen özelleştirme politikalarına ve
çağdaş altyapı imkânlarını yaratacak olan projelerin gerçekleştirilmesine
önemli ölçüde destek sağlayacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağladığı faydalar
sebebiyle 1990'ların başından itibaren uluslararası doğrudan yatırımı çekme
konusunda çalışmalar artarak devam etmektedir. Bu amaçla ülkeler, yeni stratejiler ve politikalar geliştirilmesini
önemli bir gereklilik haline gelmiştir. Uluslararası
doğrudan yatırımı çekme konusunda başarılı olan pek çok ülke, uluslararası
ekonomik konjonktürdeki gelişmelere paralel olarak hızla değişen, yatırımları
yönlendirici faktörleri yakından takip ederek, farklılaşan ekonomik ve
toplumsal dinamiklerin sağlayabileceği rekabet anlayışına dayalı yeni
politika ve strateji sergilenmeye, uygulamaya konulmuştur. Bu tür politika ve stratejilerin en temel uygulama aracı belirli
bir kurumsal kapasite vasıtasıyla yürütülen yatırım, destek ve tanıtım
faaliyetleridir. Türkiye'nin son dönemde
yakaladığı güçlü ve istikrarlı makroekonomik performansı, uluslararası
yatırımcılar açısından büyük önem taşıyan öngörülebilirlik ve büyüme potansiyeli
bakımından cazibesini artırmıştır. Uluslararası yatırımcıların
artan ilgisi doğrudan yatırım girişi göstergelerine de yansımaktadır.
Uluslararası doğrudan yatırım çekme performansındaki bu artışı sürekli
kılmak ve ülkeye ulusal ekonomik kalkınma hedeflerinin gerektirdiği
nitelikte uluslararası doğrudan yatırım girişi sağlamak açısından Türkiye'nin diğer ülkelere bu alandaki yarışta rekabet
gücünün artırılması büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda,
Türkiye'de yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerinin gerektirdiği niteliklerde
bir kurumsal kapasitenin henüz oluşturulamamış olmasının, rekabet gücü
açısından bir eksiklik teşkil ettiği açıktır.
Konuşmamı tamamlarken, ülkemiz açısından önemli bir
kurumsal ihtiyacı karşılayacak olan bu kanun tasarısıyla kurulacak Yatırım
Destek ve Tanıtım Ajansının, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diler,
hepinize saygılar sunarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Filiz.
Şahsı
adına, Mersin Milletvekili Sayın Mustafa Özyürek...
Yok.
Şahsı
adına, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan;
buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, arkadaşlar, yerinize oturur
musunuz.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sizleri saygıyla selamlıyorum.
Nihayet bir konuşma fırsatı elde edebildim. Bugün,
Sayın Meclis Başkanvekilimiz, daha ilk konuşmamda, konuşmamın başlangıcında,
diğer hatiplere yapmadığı müdahaleyi bana yaptı.
Daha sonra, görüşülmekte olan ve kanunlaşan bir teklif
üzerinde, 4 üncü maddede söz hakkım olmasına rağmen, 86 ncı maddeye göre
söz talebim olmasına rağmen, maalesef, konuşma imkânını bulamadım. Bunun
takdirini sizlere bırakıyorum.
Değerli milletvekilleri, son derece önemli bir kanun
tasarısını görüşüyoruz; ancak, bu kanun tasarısı kanunlaştıktan sonra Türkiye'de
her şeyin güllük gülistanlık olacağını da düşünmemek lazım.
MEHMET FEHMİ UYANIK (Diyarbakır) - Niye?..
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Şimdi, Sayın Fehmi Bey
oradan müdahalede bulunuyor. Şimdi, Sayın Fehmi Beye de ben buradan
soruyorum; 5084 sayılı Teşvik Kanununu burada kabul ettik. O Teşvik Kanunu
burada görüşülürken, özellikle teşvik kapsamı içerisinde olan illere çok
büyük ölçüde yatırımların gideceği, o bölgelerin ihya olacağı, o bölgedeki
işsizliğin önüne geçileceği buralarda ifade edildi. Ancak, yaklaşık iki
ikibuçuk yıl sonra, dün Sayın Başbakan bir konuşma yapıyordu. Sayın Başbakan
diyor ki: "Teşvik Kanununda bazı yanlışlıklar yaptık, hatalar yaptık,
o yanlışlıklar ve hatalardan dönmemiz gerekiyor. O nedenle, yıl sonuna
doğru bu kanundaki yanlışlıkları ve hataları, eksiklikleri düzelteceğiz."
Şimdi, o kanun teklifi, tasarısı burada görüşülürken
biz buraya geldik, bunun böyle olacağını işaret ettik, ifade ettik Sayın
Milletvekilim ve ben, o bölgedeki 24 il valiliğine resmen sordum, Teşvik
Kanunu hayata geçtikten sonra illerinizde ne tür yatırımlar yapıldı diye
kendilerine sordum; resmî cevap aldım. İnanın, bazı iller dışında, iki üç
il dışında, o bölgede yapılan hemen hemen hiçbir yatırım yok.
Sayın Kapusuz, o zaman çıktı, benim konuşmamdan sonra
buraya geldi, yapılan müracaatları, şu ilde bu kadar, bu ilde bu kadar
müracaat var diye kürsüde söyledi. Şimdi, ben, burada Sayın Kapusuz'a da sormak
istiyorum; şimdi gelsin, o bölgede yapılan yatırımları bir kez daha
buradan yüksek sesle bizlere duyursun; vatandaşımız da duysun.
Şimdi, böyle bir kanun çıkıyor diye, Türkiye'ye çok
büyük ölçüde yabancı sermayenin, doğrudan yabancı yatırımın geleceğini zannetmeyin.
Sayın Alaattin Büyükkaya'yı dinledim, Sayın Büyükkaya
da aynı şeyi söyledi. Bir ilki gerçekleştiriyor… Tamam, bir ilk. Ama, bu
kanun çıkınca, dünyadaki o yabancı sermayenin, o likidite bolluğunun hemen
Türkiye'ye geleceğini zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. Yabancı sermaye,
Türkiye'ye, böyle bir kanun olmadığı için bugüne kadar gelmezlik yapmadı.
Yabancı sermaye, yarın, bu kanun çıktıktan sonra da koşa koşa gelmeyecek.
Dünyada, özellikle bu dönemde bir likidite bolluğu
da var; ancak, Amerika'nın, FED'in, faiz oranlarını yüzde 2'lerden yüzde
5'lere çıkarması ve bu ay içerisinde de 0,25 puan daha artıracak olması;
Japonya'nın, sıfır olan faiz oranını yükseltmesi; Avrupa Merkez Bankasının
faiz oranlarını yüzde 2,5 seviyesine çıkarması Türkiye için çok büyük bir
tehlike arkadaşlar. O nedenle, Türkiye'deki yatırım ortamının iyileştirilmesi
lazım, istihdam üzerindeki vergi yüklerinin gözden geçirilmesi lazım,
enerji maliyetlerinin, enerjinin yüksek olmasının gözden geçirilmesi ve
bunlarla ilgili tedbirler alınması lazım.
Bakınız, Bursa'da, Türkiye'deki ilk polyester iplik
fabrikası bugün kapandı arkadaşlar. 1 000 işçi çalışıyordu orada, Bursa'da
ve Türkiye'nin dev tesislerinden biriydi; bugün kapandı. 1 000 işçisiyle
beraber bu fabrika kapandı Sayın Karapaşaoğlu. 1 000 kişi, bugün, Bursa'da
işsiz kaldı. Niye işsiz kaldı? Diyor ki: "Ben dünyayla rekabet
edemiyorum, Çin'le rekabet edemiyorum, işçilik üzerindeki vergi yükü, istihdam
yükü fazla, enerji maliyetleri fazla." Aynen kendi ifadesi o fabrika
sahibinin. Doğalgaz, iki yıl içerisinde yüzde 50 zamlandı. Şimdi, siz,
Türkiye'de enflasyonu yüzde 5-6 hesap edeceksiniz; ama, maliyetler üzerinde
çok önemli bir yere sahip olan doğalgaz yüzde 50 oranında artacak! Bu fabrikalar
nasıl rekabet edecek dünyayla?!
Denizli'de, sanayie doğalgaz geldi. Geçen gittim,
sanayi bölgesini gezdim. Orada doğalgaza dönen fabrikaların büyük çoğunluğu
tekrar kömüre dönüyorlar; altı ay içerisinde, bir yıl içerisinde doğalgaz
kullanmaktan vazgeçtiler. Niye; doğalgaz maliyetleri çok yüksek, iki
yıl içerisinde yüzde 50 seviyesinde arttı. Şimdi, böyle bir ortam içinde
bulunan Türkiye'ye yabancı yatırımcılar gelirken kaç kez düşünecekler ve
öyle enteresan ki, içinde bulunduğumuz bu dönemde, Türkiye'deki yatırımcılar
yurt dışına yatırım için gidiyorlar; Romanya'ya gidiyorlar, Bulgaristan'a
gidiyorlar, Suriye'ye gidiyorlar, Mısır'a gidiyorlar. Yani, bizim kendi
yatırımcımız yurt dışına gitmek için can atıyor; biz, bu kanun çıktıktan
sonra Türkiye'ye yabancı sermayenin akacağını zannediyoruz! Yanılıyoruz arkadaşlar.
Bu bir ilk adımdır. Bu kanunun çıkması gerekiyor; doğru.
Ama, bu kanun çıkınca her şeyin çok mükemmel olacağını, Türkiye'nin bir
yatırım cenneti olacağını düşünüyorsanız ve öyle ifade edildi -biraz önce
AK Parti Grubu adına konuşan arkadaşım öyle ifade etti- ben, bunun yanlış
olduğunu söylemek istiyorum.
Şimdi, bir ülkede, bir güven ortamı, istikrar ortamı
varsa yabancı sermaye gelir. Yabancı sermaye
niçin gelir; kârlı bir ortam bulursa yabancı sermaye gelir.
Yabancı
sermaye gelsin, hepimiz arzu ediyoruz; ama, ben şimdi merak ediyorum… Yabancı
sermayenin, doğrudan yabancı yatırımın Türkiye'ye 9,5
milyar dolar geldiği söyleniyor. Ben soruyorum, 9,5
milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırımının Türkiye'ye gelmesi nedeniyle
Türkiye'de ne kadar istihdam yaratılmıştır? Bir arkadaşımız
çıksın, bunun rakamlarını söylesin. Ne kadar
istihdam yaratılmıştır; mesele budur.
Gelen
yabancı yatırım, Türkiye'de, yeni istihdam alanları yaratıyorsa, o alanda
yeni fabrikalar kuruyorsa, yeni iş alanları açıyorsa doğrudan yabancı
yatırımın o ülkeye sağlıklı bir şekilde geldiğini ifade edebiliriz; ama,
Türkiye'deki mevcut durum, maalesef, böyle değil. Böyle olsaydı, Türkiye'deki
işsizlik rakamlarının -9,5 milyar dolarlık yabancı yatırım ve özel sektör
yatırımlarının da yüksek olduğu söylendi- devraldığınız yıldaki
10,3'ten bugün 11,9'a çıkmaması lazımdı. Hem diyeceksiniz yüzde 7,5 bir büyüme ortamı var, rakamı var… Yüzde 7,5'lik bir büyüme ortamında Türkiye'deki …
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Buyurun.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) - Dediğin
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - Gelen doğrudan yabancı yatırımın istihdam yaratması
lazım Sayın Milletvekilim. O zaman bu yabancı yatırım sağlıklı bir yatırım
olur; yoksa, ben de biliyorum 11,9 rakamı mevsim
şartlarından dolayıdır…
ÜNAL
KACIR (İstanbul) - Tabiî… Söylemiyorsun ama!..
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - …ama, 2005 yılının rakamı 10,3;
devraldığınız üçbuçuk yıl önceki rakam da 10,3 idi. Benim
itirazım buna; yani, Türkiye'de yatırım ortamının iyileştiğine dair bir
işaret yok.
Bunun
sebebi ne biliyor musunuz; Türkiye'ye yapılan ara
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - Son cümlelerimi müsaade ederseniz.
BAŞKAN
- Buyurun.
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - Her ara
Benim
kanunla ilgili -
Bu kanun tasarısının, hepimize, milletimize, memleketimize
hayırlara vesile olmasını diliyorum.
İnşallah, söylendiği gibi, bu kanundan sonra, Türkiye
bir yatırım cenneti olur, doğrudan yabancı yatırımın geldiği bir ülke
konumuna gelir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kandoğan.
Sayın milletvekilleri, konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi, soru-cevap kısmına geçiyoruz.
Değerli arkadaşlar, bir hayli, soru sormak isteyen
sayın milletvekilimiz var. O bakımdan, arkadaşlarımız kısa ve öz soru sormaları
halinde bir başka sayın milletvekilimize de imkân tanımış olurlar.
Buyurun
Sayın Güler.
HÜSEYİN
GÜLER (
Son zamanlarda, Türkiye'ye giren yabancı sermayenin, ne
ölçüde doğrudan yatırım, portföy yatırım ve plasmanlara yöneldiği hakkında
rakam ve değerlendirmeleri rica edeceğim.
İkincisi:
Türkiye'ye gelen sermayenin bugünkü mevcut yapısıyla, ürettiği katmadeğer,
istihdam gibi temel, ülkenin çıkarlarına uygun bir sonuç mu, yoksa, ülkenin
sömürülmesine bir vesile ve bir araç mı olduğu şeklinde. Bilgilendirirse
rakamlarla, sevineceğiz.
Üçüncüsü:
Tabiî, Türkiye'de stratejik önemi olan bankacılık sektöründeki son el değiştirmelerle
beraber, yarınlardaki en büyük kaygılardan bir tanesi de, finans boyutunda
bağımlılığın, ülkenin önünde ne gibi engeller oluşturacağı, sıkıntılar
yaratacağı konusunda bilgi verirse...
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Güler.
Sayın
Kandoğan, buyurun.
ÜMMET
KANDOĞAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanıma sormak istiyorum: Bu kanun tasarısı ciddî bir şekilde incelendiğinde,
Sayın Başbakanın, bu kanun tasarısıyla birlikte, çok teferruat meselelerle
bile ilgilenmesini ortaya çıkaran bir kanun tasarısı. Dünyanın gelişmiş
bütün ülkelerinde, sayın başbakanların bu kadar
teferruat meselelerle ilgilenmesi, Sayın Başbakanın ilgilenmesi gereken
diğer konularla ilgilenmesinin önünde bir engel teşkil eder mi?
Bir iki örnek de vermek istiyorum müsaade ederseniz. "Başkan ile diğer personelin ücret ve gündelikleri ile
diğer malî hakların üst sınırı Başbakan tarafından belirlenir."
Bir ülkenin başbakanının, bir kurulun başkan ve personelinin ücret ve gündelikleri
ile diğer malî haklarının üst sınırlarını dahi belirlemeyle uğraşacak kadar vakti var mıdır yok mudur?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
Sayın
Sarıbaş, buyurun.
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
Aracılığınızla,
Sayın Bakana sormak istiyorum: Geçmişte Sayın Demirel'in ve rahmetli
Sayın Özal'ın hayali olan GAP Projesinin, dört yıllık iktidarınız döneminde
durma noktasına geldiğini hepimiz biliyoruz. Bu proje ne
olacak Sayın Bakan? Yani, bu projeye yatırım yapacak
mısınız; yoksa, güneydoğuyu, Hükümetiniz olarak, defterden çıkardınız mı?
Bir
başka soru: Türkiye'nin, özellikle yabancı
yatırımcının geldiği alanları hepimiz biliyoruz; ki, dinamik sektörlere,
enerji, ulaşım -özellikle limanlar konusuyla- telekomünikasyon ve finans
sektörlerine geliyorlar. Bir ülkenin diz çökertilmesinin, bir ülkeye
dayatmaların
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sarıbaş.
Buyurun
Sayın Tüysüz.
TURAN
TÜYSÜZ (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Sizin
aracılığınızla, Sayın Bakana birkaç soru sormak istiyorum.
Sayın
Bakanım, 2005 yılında, mülkiyet satışları ve özelleştirme dolayısıyla
yaptığınız o varlık satışları çıktıktan sonra net yabancı yatırımcı miktarı
ne kadardır? Yani, kısacası, yabancı yatırımcı kaç tane
fabrika yapmıştır ve hangi bölgelerde yapmıştır?
Bir
ikinci sorum: Bölgelerarası gelişmişlik farkı, AK Parti Hükümeti döneminde
bir kat daha artmıştır. Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesinde kişi başına günlük harcama 1 doların altındadır. Bu düzeni acaba belediyelerin halktan topladığı ve belediyeler
aracılığıyla iaşeler dağıtmakla mı çözmeyi düşünüyorsunuz; yoksa, oraya
bir yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tüysüz.
Sayın
Koçyiğit, buyurun.
MUHSİN KOÇYİĞİT (
Sorumu
soruyorum: Sayın Bakanım, 2005 yılı cari işlemler açığının finansmanında
doğrudan yabancı sermayenin katkısı ne olmuştur; açıklar mısınız?
Bir
diğer sorum: Küresel sermayenin ülkemizdeki tutarı, istihdam, üretim ve ihracata
katkısı nedir; rakamsal olarak açıklar mısınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koçyiğit.
Sayın
Armağan, buyurun efendim.
MEHMET
SAİT ARMAĞAN (Isparta) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Öncelikle, görüşülmekte olan yasayı benimsediğimi ve ülkemize
hayırlar getirmesini diliyorum. Bu bağlamda, Sayın
Bakana, soru sormak istiyorum.
Daha önce çıkardığımız 5084 sayılı Teşvik Kanunundan,
Türkiye, istediğiniz verimi alabilmiş midir?
Yine,
bu bağlamda, Sayın Başbakanın, Giresun'da belirttiği gibi, 5084'ün bazı aksaklıklar
içerdiğini ve ülkeye yeteri kadar yararlı
olamadığını dile getirmiştir. 5084'le önümüzdeki günlerde,
bölgesel ve sektörel yeni teşvikler getirecek misiniz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Armağan.
Sayın
Doğan...
MUHARREM
DOĞAN (Mardin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Aracılığınızla
Sayın Bakanıma iki sorum vardır.
Birincisi; Sayın Bakanım, büyümenin ölçüsü ihracat gelirleri
olduğuna göre, Hükümetinizin dört yıllık dönemdeki ihracat yatırımını yeterli
buluyor musunuz?
İkinci
sorum: Yatırım destek ve tanıtım ajanslarından bahsediyorsunuz. Arkadaşlarımız, GAP'ın kapatıldığından bahsettiler, ben buna
değinmeyeceğim, başka soru soracağım GAP'la ilgili olarak. Sayın
Bakanım, biliyorsunuz, GAP'ın tarımdaki gerçekleşme oranı, geçmiş hükümetler
döneminde yüzde 12'ye kadar getirilmiş ve şu anda,
yüzde 12'dir. Sizin dönemizde bir ilerleme katetmemiştir.
Halbuki, bu, yüzde 80'lere çekildiği takdirde, 4 000 000 işsiz insana iş
imkânı vereceğini biliyor muydunuz? Neden yapmıyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Doğan.
Sayın
Akdemir, buyurun.
DURSUN
AKDEMİR (Iğdır) - Sayın Başkan, sorularımın Sayın Bakan tarafından cevaplandırılmasını
Makamınızdan arz ediyorum.
"Kalkınma ajans gelirleri Başbakan tarafından uygun
görülen bankalarda açılacak hesaplarda tutulur" ifadesi yasada
geçiyor. "Ajansın giderleri
Başbakan tarafından onaylanan bütçeden ödenir" deniyor. Bu bağlamda;
Bir:
Başbakanın, Ajansın gelirlerini, göstereceği hesaba yatırılmasıyla, bu
hesabın bir örtülü ödenek biçimine dönüştüğünü ya da dönüşeceğini düşünüyor
musunuz? Başbakan şaibe altında kalır mı?
İki:
böyle bir özerk kuruluş -ki, malî ve idarî açıdan özerk bir kuruluş olarak
kuruluyor bu kuruluş- gelir ve giderlerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin
denetiminin dışında kararlaştırılması, demokratik denetim kapılarını kapatmaz
mı?
Üçüncü
sorum: Sayın Başbakana bu kadar ayrıntılı bir görev
verilmesi, acaba, Hükümetinizin merkeziyetçilikten uzaklaşma görüşünü
zedelemez mi? Bu konuyu da sözlü olarak cevaplarsa memnun
kalırım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akdemir.
Sayın
Özcan…
HÜSEYİN
ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanıma sorum: Bu özelleştirme
konusunda, her çıktığınızda özelleştirmeyi öve öve bitiremediniz; ama
-biz de özelleştirmeye karşı değiliz- Mersin Limanı özelleştiği halde,
hâlâ, hantaldır ve yenileşme olmayınca, haliyle güneye kayıyor
taşımacılık. Bu konuda bir çalışmalarınız var mı?
Mersin
Limanını, özellikle teknolojik olarak yenilemeyi düşünüyor musunuz?
Bu
özelleştirmeyi bu kadar bekletmenin anlamı var
mı? Özellikle, İsrail ve Lübnan'a kayıyor. Bu konuda bir çalışmanız var mı; onu öğrenmek istiyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özcan.
Buyurun
Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN
(İstanbul) - Sayın Başkanım, arkadaşlarımızın yönelttiği tüm sorulara
kısa sürede yazılı olarak cevap vereceğimizi ifade ediyorum.
Teşekkür ederim.
HÜSEYİN
GÜLER (
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
ÖMER
ABUŞOĞLU (
BAŞKAN
- Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum ve karar yetersayısı
arayacağım:
Şimdi, birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Birinci bölüm, 1 ilâ 8 inci maddeleri kapsamaktadır.
Birinci
bölüm üzerinde söz isteği var:
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili
Sayın Birgen Keleş…
Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA BİRGEN KELEŞ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Yatırım, Destek ve Tanıtım Ajansı
Kurulması Hakkındaki Kanun Tasarısı konusunda Grubum adına söz almış
bulunuyorum ve Yüce Meclise saygılar sunuyorum.
İncelemekte
olduğumuz tasarının "amaç" maddesinde, Türkiye Yatırım Destek ve
Tanıtım Ajansının ülkenin ekonomik kalkınması için önemli olan yatırımları
özendirecek destek ve tanıtım stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanması
için kurulduğu anlatılmaktadır. Ayrıca, Ajansın kamu
tüzelkişiliğini haiz olduğu, idarî ve malî özerkliğe sahip bulunduğu ve Başbakanlıkla
ilgili bir kuruluş olduğu belirtilmektedir. Aslında
"ilgili kuruluş" tanımına uymamaktadır idarî ve malî özerkliğe
sahip olması. O bakımdan "Başbakanlıkla ilgili"
ifadesinin ne anlama geldiği açıklanmalıdır.
Ajansın görevleriyle ilgili olan 3 üncü maddede de,
ulusal düzeyde yatırım destek ve tanıtım stratejisinin kalkınma ajanslarının
ve ilgili kuruluşların işbirliğiyle oluşturulacağı belirtilmektedir. Yatırımcının yatırım yapmadan önce, yatırım yaparken ve yatırımdan
sonra ihtiyaç duyacağı bilgilendirme ve yönlendirme hizmetlerinin,
kalkınma ajansı ve bu Tanıtım Ajansı tarafından birlikte verileceği
ifade edilmektedir. Yerli, yabancı yatırımcıların
izin ve onay işlemlerinin ilgili kuruluşlar nezdinde ve yatırım ajansları,
kalkınma ajansları nezdinde Tanıtım Ajansı tarafından izleneceği ve
sonuçlandırılacağı açıklanmaktadır ve yatırım ortamının iyileştirilmesine
ilişkin reform çalışmalarında da katkı yapacağı belirtilmektedir.
Genel
gerekçede, yatırım destek ve tanıtım işlerini uygulayan Kurumun özel sektör
bakış açısıyla ve özel sektör yaklaşımıyla iş yapması gerektiği açıklanmaktadır.
Şimdi, sayın milletvekilleri, kalkınma ajanslarıyla
yakın işbirliği içinde çalışacağı için, biraz, kalkınma ajanslarını hatırlamakta
yarar vardır diye düşünüyorum. Bilindiği gibi kalkınma
ajansları garip kuruluşlardı. Ne merkezî ne yerel,
ne kamu ne özel, tüzelkişilikte; ama, kamu tüzelkişiliği değildi; kamu kaynaklarını
kullanıyordu; ama, özel hukuk hükümlerine tabiydi. Bölgesel bir
yönü vardı; çünkü, birkaç ili birden kapsıyordu; fakat, buna karşılık
merkezî idareyle ilgisi yoktu ve hukukî rejim bakımından da kamu idaresi
değildi, Anayasanın 123 üncü, 126 ncı ve 127 nci maddelerinde öngörülen
idarî yapının dışındaki oluşumlardı bunlar ve kuruluşu ve çalışmalarıyla
da Anayasanın birçok hükmüne aykırıydılar.
2003
yılında, bölgesel kalkınma ajansları konusunda bir araştırma yapıldı
ve bu araştırma raporunda şu söyleniyordu: Yakın çağlarda bölge
düzeyine siyasal kimlik verilmesinden özenle kaçınan bir bölge ve bölge
planlaması anlayışı mevcuttu, bölgenin etnik temellere dayandırılmasından
ve ona bir siyasî kimlik verilmesinden fevkalade uzak duruluyordu. Bu bakış açısı, son zamanlarda değişti ve bundan, ulusal devletlerden
hoşlanmayan ve ulusal devletlerin elindeki gücü, uluslarüstü kuruluşlarla
ve yerel kuruluşlarla, güç odaklarıyla paylaşmasından mutlu olan uluslararası
siyasî ve ekonomik güç odakları olduğundan bahsediliyordu.
Şimdi, Avrupa Birliği ülkelerinin de, 26 tane bölge
kurulmasından ve kalkınma ajanslarının kurulmasından duyduğu mutluluk
ve bunun için yaptıkları baskı düşünülürse, bu yorumun çok fazla gerçekçi
olmadığı söylenemez. İçinde bulunduğumuz
koşullar göstermiştir ki, bu yaklaşımı ve bunun yol açacağı gelişmeleri
küçümseme lüksüne de Türkiye sahip değildir.
Kalkınma
ajansları çalışmaya başladığında, birbirleriyle rekabet edecek olan
projelere, Avrupa Birliği fonları sayesinde, Avrupa Birliğinin seçme
olanağı olacaktı ve bu olanak nedeniyle de, hem bölgeleri ve hem bölge içinde
projeleri seçme şansına kavuşmuş olacaktı Avrupa Birliği. Sadece buna
değil, aynı zamanda, Avrupa Birliğinin destek verdiği projelere yerli
kaynakları da aktarmakla yükümlü olan Türkiye'nin,
merkezî idareden ve yerel yönetimlerden ayırdığı kaynakları da etkileme
ve yönlendirme şansına sahip olacaktı.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, küçük işyerleri kurulmasına
ve kayıtdışı ekonominin gelişmesine yol açacak bir düzendi bu kalkın ajansları. Onun için de, kayıtdışı ekonominin önlenmesini ve teknoloji uygulanmasını
olumsuz yönde etkileyeceği söylenebilir.
Aslında, Dokuzuncu Plan, hedefler açısından ciddî
hedefler oluşturmaktan ve politikalar oluşturmaktan uzak kalan bir plandır. Bu
bakımdan da hem kalkınma ajanslarını hem de bu Tanıtım Ajansını yönlendirmek
açısından büyük bir eksiklik doğmuştur.
Bir diğer önemli eksiklik de, Tanıtma Ajansının, kendisiyle
ilgili olan kuruluşlarla ve o konuda çalışan kuruluşlarla arasındaki bağlantının
gevşekliğinden kaynaklanmaktadır.
Mesela, Devlet Planlama Teşkilatı gibi, Hazine Müsteşarlığı gibi bu
konularla çok ilgili olan kuruluşlarla olan bağlantısı bile belli değildir
ve aynı zamanda, Devlet Planlama Teşkilatı, bu Ajansın kurduğu kurulda,
Danışma Kurulunda yer bile almamaktadır.
Sayın milletvekilleri, kamu kaynaklarını kullanan,
kamu tüzelkişiliğine sahip olan; ama, yaptığı işin kamu hizmeti olup olmadığı
belli olmayan bir kuruluştan söz ediyoruz şimdi. Personeli
Başbakan tarafından atanmaktadır; ama, iş hukukuna tabi olduğu ifade edilmektedir.
Diğer bir deyişle, kamu yönetimindeki konumu, statüsü ve
oradaki kuruluşlarla olan bağlantısı büyük bir belirsizlik ve çelişki
içeren bir kuruluştur söz konusu olan.
Genel
gerekçede, borç yaratmayan doğrudan yabancı yatırımlardan söz edilmektedir;
ama, tabiî ki, doğrudan yabancı yatırımların kâr transferi diye bir gerçek
vardır; bunların hangi alana, hangi kapasitede ve
ne yapmak için geldiği önemlidir. Ne yazık ki, bu konuya, İktidar tarafından
bugüne kadar hiç önem verilmemiştir; tasarıdan anlaşıldığı
kadarıyla, İktidar, hâlâ, daha bu konumunu muhafaza etmektedir. İktidar, yerli-yabancı ayırımını kaldırmayı ve âdeta, yabancı
sermayeye hiçbir koşul ileri sürmemeyi bir meziyet saymaktadır. Oysa, nereye geldikleri, nasıl geldikleri, hangi kapasitede
geldikleri, Türkiye'ye yararlı olmak açısından, fevkalade büyük önem
taşımaktadır.
Uygulanan bu politikaların tabiî gerçekçi olması ve
sorunları çözecek olması önemlidir; ama, bunların birbirleriyle olan bağlantıları
da önemlidir; birbirlerinin etkisini azaltmamaları, tam tersine desteklemeleri
büyük önem taşımaktadır ve tutarlı olmaları çok önemlidir. Adalet ve Kalkınma Partisinin bu konuda iyi bir sınav verdiğini
söylemek, ne yazık ki, mümkün değildir; çünkü, bunların, politikaların
yararlı olabilmesi için, her şeyden önce, sorunların doğru saptanması
gerekir. Adalet ve Kalkınma Partisi ise, ya sorunları
görmezden gelmekte, ya saptamakta ama önlemlerini yeterli düzeyde almamakta
veyahut da tam ters yönde adımlar atmaktadır.
Şimdi, bakın, ters yönde adımlar atmaya bir örnek, daha
önce konuşan bir arkadaşım tarafından da verildi; ben de, burada değinmek
istiyorum. Şimdi, bugün,
yatırımların desteklenmesinden bahsediyoruz, bunun için ajanslar kurulmasından
bahsediyoruz. Kuşkusuz, her türlü yatırımın desteklenmesinde ve
bununla ilgili yatırımcının işlerinin kolaylaştırılmasında yarar
olabilir; ama, değerli arkadaşlarım, biz, bugün, bunu savunurken, bir hafta
önce, biliyorsunuz, yatırım indirimini kaldırdık. Yatırımcılar için çok
önemli bir teşvik unsuru olan yatırım indirimini, Kurumlar Vergisi Kanunu
konuşulurken kaldırdık; daha doğrusu, Gelir Vergisi Kanununda kaldırılan
yatırım indiriminin kaldırılmasının Kurumlar Vergisi açısından da geçerli
olduğunu kabul etmiş olduk. Diğer bir deyişle, bir elimizle
verdiğimizi diğer elimizle almış durumdayız ve bunun doğru bir yaklaşım
olmadığını bilmeliyiz; ama, bu, tamamıyla ciddî bir planlama anlayışından
yoksun olmaktan ve birbirleriyle bağlantısız işler yapmamızdan kaynaklanmaktadır.
Aslında,
yatırımların desteklenmesi ve yatırım olanaklarının tanıtılması, kuşkusuz
yararlıdır; ama, bilmeliyiz ki, Türkiye'nin bugün
içinde bulunduğu koşullarda, asıl sorun, yatırımların desteklenmesi
veyahut da tanıtılmasından çok, asıl önemli sorun, İktidarınız tarafından
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Buyurun.
BİRGEN
KELEŞ (Devamla) - Biliniz ki, bu politikalar ciddî olarak gözden geçirilmediği
ve değiştirilmediği takdirde, ekonomi için ciddî gelişmeler sağlanması
ve doğru işler yapılması kolay değildir.
Ben, en kısa sürede bu konuda karar almanızı ve seçime
giderek bu sorunu kökten çözmenizi dileyerek konuşmamıza son veriyorum ve
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Keleş.
Anavatan
Partisi Grubu adına, Mersin Milletvekili Sayın
Hüseyin Özcan; buyurun efendim. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN
PARTİSİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun
Tasarısının birinci bölümü hakkında Anavatan Grubu adına söz almış
bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu kanunun amacı, ülkenin ekonomik
kalkınmasında gereksinim duyulan yatırımların artırılması için, Türkiye'de
yatırım yapılmasını özendirmeye yönelik yatırım destek ve tanıtım
stratejisinin belirlenmesi, uygulanması amacıyla bir ajans kurulması ve
bu ajansın görev, yetki ve teşkilatını düzenlemek denilmektedir.
Değerli arkadaşlar, ülkenin ekonomik kalkınmasında
gereksinim duyulan yatırımlar nelerdir, neler özendirilecektir? Gereksinim duyulan yatırımların bir listesi, fizibilitesi var
mıdır? Öncelikleri nelerdir, önceliklerine göre
nasıl özendirilecektir? Az gelişmiş bölgeler
yatırım beklemektedir. İhtiyaçlar, istihdam, üretim ve
refah düzeyinin yükselmesi, göçün önlenmesi ve kalkınma şeklinde
sıralanıp, liste uzayabilir. Devletin ihtiyaçlarının
başında ise gelirini artırmak, kayıtdışı ekonomiye önlem almak, borçlarını
ödeyebilecek bütçeyi denkleştirmek diye sıralanabilir. Sosyal güvenlik
sistemi, eğitim, sağlık ve bu gibi kamu hizmetlerinde toplumsal fonksiyonlar
göz önüne alındığında, sürekli olarak kaynak yetersizliğinden dem vuran
bu Hükümet, yatırımcıları cezbetmek adına, mevcut
bütün kaynakları seferber etmekte kararlı bir görüntü vermektedir. Bu noktada yatırımları cezbetmenin de istihdamı artırmak
bakımından toplumsal bir çaba olduğu ileri sürülebilir elbette; ancak,
hükümlü ve engellilerin istihdam zorunluluğuyla ilgili oranları, işverenler
üzerindeki yükün hafifletilmesi gerekçesiyle düşüren bir zihniyetten, insana
yakışır bir istihdam yaratacağını beklemek, hayalden öteye bir şey değildir.
Tarım sektöründe çalışanların
Değerli arkadaşlar, bir taraftan kuralsız ve kısıntısız
özelleştirme uygulamaları sonucunda sermayeye geçen kamusal değerler en
çok tehlikeli üretim yöntemlerine sahne olacak, gerek doğal çevre ve bitki
örtüsü gerekse insan yaşamını büyük bir tehlike içerisine sokacaktır.
Eurogold şirketine karşı yıllardır Bergama'da sürdürülen
mücadele benzeri çabalar bir suç olarak değerlendirilebilmektedir.
Öte yandan, Cargill için, çevrenin katline aldırmaksızın
yok olan bu güzel tarım arazisinin ne şartlar içerisinde bu Cargill'e verildiğini
de görüyoruz, gerek basında gerekse yaşayan Bursa'daki Orhangazi halkından
bunu sormak lazım. Bu verimli arazi
bakın nelerle şey yapılıyor. Cargill, Bursa Orhangazi'de, birinci
sınıf tarım arazisi olan, aynı zamanda koruma altındaki büyük arazilerde
fabrika yapmaya soyunanları Sayın Başbakan nasıl koruyor.
İş yargıya gidiyor ve yargı gereğini yerine getiriyor;
ama, yargının vermiş olduğu kararı ise, maalesef Hükümet uygulamıyor. Bunda kimlerin çıkarı var, kimler faydalanıyor; herkes de
görüyor ve bunu, herkesin gözünden de gizleyemezsiniz.
Değerli arkadaşlar, yabancı sermayeyi buraya özendiriyoruz;
ama, yabancı sermaye ne için geliyor; fazla kâr etmek için geliyor. Yabancı sermaye, kalıcı olarak burada bir yatırım yapıyor mu; yaptıkları
yatırıma bakarsanız, ya telekomünikasyon üzerinde veyahut da bankacılık
üzerinde. Bankacılar neye geliyor; kârı alıp
götürüyor. Nereye; ülkesine götürüyor.
AHMET
YENİ (
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Biz yabancı sermayeye karşı
değiliz; ama, kalıcı yabancı sermayeye karşı değiliz; ama, günlük kârla
gelip, alıp götüren, işçinin alınterini, memurun alınterini, memurun alınterini,
köylünün ve esnafın alınterini götüren yabancı sermayeye karşıyız. Siz
karşı değil misiniz?! Biz, günlük kâr amacıyla gelip de
göçen bu sermayeye karşıyız; ama, kalıcı sermayeye, elbette ki yatırımcı
bir sermayenin de yanındayız. Biz, bu konuda, böyle
şey değiliz, zayıf iradeli değiliz. Biz, bu ülkenin kalkınmasını istiyoruz;
ama, sizler, bakıyorsunuz ki, kim kâr edecekse onun
yanındasınız, ya Ofer'in veyahut da başka birilerinin. Bakıyoruz,
hiçbir küçük yatırım yaptılar mı?! Soruyorum: Doğu ve güneydoğuya hangi
yatırımı yaptı?! Sayın Başbakan Siirt'ten milletvekili
olarak geldi, Siirt'e hangi yabancı yatırımı götürdü?!
Bunun dışında neler yapıyorsunuz, söyler misiniz?! Birsürü özelleştirmeler yaptınız, nereye bir kazık çaktınız
söyler misiniz?!
AHMET
YENİ (
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Limanı götüremiyorsunuz; ama,
limandaki çalışan, örneğin Mersin Limanındaki bütün telekomünikasyon, elektronik
şeyler işlemediği için, Hayfa'ya gidiyor, Lazkiye'ye gidiyor. Bu paralar bizim paralarımız. Hani özelleştirdiydiniz,
övünüyordunuz...
AHMET YENİ (
HÜSEYİN
ÖZCAN (Devamla) - Lütfen… Lütfen… Bu konuda duyarlı olmak
zorundayız.
BAŞKAN
- Sayın Özcan, karşılıklı konuşmayalım.
Sayın milletvekilleri, müdahale etmeyelim; Sayın Hatip
Genel Kurula hitap ediyor.
HÜSEYİN
ÖZCAN (Devamla) - Sayın Başkan, kadrolu laf atanlar… Bırakın,
halkın lehine olan şeyleri konuşuyoruz.
Sizler geldiniz, ancak kendi reklamınızı yapıyorsunuz. İstanbul'daki, Ankara'daki billboardlara bakın, Sayın Başbakan
kendi reklamını yapıyor. Nereyi tanıtıyor ki acaba,
neden oralar işgal edildi?! Çıkıyor, balon dağıtıyor.
Örneğin, Denizli Şehrinde 35 000 balon, 60 000 metre tül
kullanıyor. İnsanlar aç, aç, Sayın Başbakan! İnsanlar 1 metre
bezi dahi bulamıyor! Kefen dahi bulamayan ölüler var, yapmayın! (Anavatan Partisi
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
AHMET YENİ (
HÜSEYİN
ÖZCAN (Devamla) - Biz limanı veyahut da başka şeyleri değil… Liman kalacaksa onun teknolojisini de yenilemek zorundasınız.
AHMET
YENİ (
HÜSEYİN
ÖZCAN (Devamla) - Lütfen, laf atarak işleri farklı yönlere çekmeyin.
Soruyoruz: 9 000 bisiklet dağıttınız, hangi işçinin alınterinden;
babanızın kesesinden mi dağıttınız, söyler misiniz?! Hani,
balon dağıtıyorsunuz, çikolata dağıtıyorsunuz arabaların arkasında, neyin
tanıtımını yapıyorsunuz siz?! Belli firmaların tanıtımından başka
bir şey değil.
Öte taraftan, o kömür alanlar, torbayla şey alanlara
helal olsun, analarının sütü gibi helal olsun; çünkü, onların alınteri, onların
vermiş olduğu emeğin karşılığını, tutup da, reklam yapmanıza gerek yok. Onlar
alacaklar, hem torbadaki kömürünü de alacak, yiyeceklerini de alacaklar;
çünkü, onun emeğinden çalıyorsunuz, onun alınterinden çalıyorsunuz,
çocuğunun geleceğinden çalarak biriktirdiklerinizi, tutuyorsunuz, reklam
olsun diye dağıtıyorsunuz, yazıktır!..
İnançları sömürüyorsunuz. Özellikle ramazan ayında iftar çadırlarına giderek reklam yapmanın
bir anlamı yok. Bu ülkede insanlar aç; 20 000 000
insan açlık sınırına dayanmış, 1 000 000 insan açlık sınırının altında.
Hiç mi vicdan yok, bunların sesine kulak vermeye de; tutuyorsunuz,
Oferlere, 800 000 000 doları bir gecede vermekten vicdanınız sızlamıyor
mu?! O ölen, sokakta aç kalan, o, bali içerek
hayatını mahveden çocuklara hiç acıma duygunuz yok mu; neden sahiplenilmiyor?!
Çıkıyorsunuz,
burada, gelen hatibe laf atmak için… Genel Başkanınıza
yaranamazsınız; yarın bu sıralarda çoğunuz olmayacaksınız.
İnanıyoruz ki, siz bu taraflara gideceksiniz, belki de şey olarak… Bu Mecliste de bulunmayacaksınız. Siz
kendinizi laf atarak bir yere getiremeyeceğinize inanın; ama, halk bunu
görüyor. Halkın önünden kaçamazsınız. Halkın emeğini birilerine peşkeş çekmeye hiçbir hakkınız yok.
Çünkü, siz, iktidara gelirken üç tane yolsuzluktan…
AHMET YENİ (
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - …hırsızlıktan ve onlardan
hesap sormak için gelecektiniz; ama, maalesef bunun hesabını veremiyorsunuz;
çünkü, siz, öncelikle dokunulmazlıktan kaçıyorsunuz. Kendi
hesabını vermeyen halkı nasıl yönetecek?!.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Gönderdik ya Yüce Divana!..
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Yüce Divana gidenler… Bu devletin
varını yoğunu birilerine verenler, bir gecede "görüşmediğim" diyen
adamlara sunanlar Yüce Divana gidecek. O Yüce Divana gidenler… Yukarıyı bekleyen,
o Yüce Divana gitmek isteyen, inan edin o Cumhurbaşkanlığına giremeyecek.
Onun hesabını yaparak bu ülkede insanları birbirine düşürmeye, halkı bölmeye,
çiftçiye küfür etmeye, hakaret etmeye hakkı yok. Gidiyor, çiftçiye küfür
ettiği halde çiftçiyi mahkemeye veriyor; ama, Türkiye'de hukuk var, hukuk
gereğini yaptı, o çiftçi beraat etti. Sayın Başbakan sözünden utanır mı
utanmaz mı artık bilemiyoruz, onu onun takdirine bırakıyoruz.
Değerli arkadaşlar, biz, yabancı sermayeye karşı
değiliz; ama, kalıcı, burada yatırım yapan, istihdama yönelik yabancı sermayenin
yanındayız; ama, sıcakparayla alıp da götürülen, bir gecede milyonlarca
doları dışarı çıkaran yabancı sermayeye karşı olduğumuzu bildiriyor, Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özcan.
Şahısları adına söz isteği var.
Kocaeli Milletvekili Sayın Muzaffer Baştopçu.
Sayın Baştopçu, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
1202 sıra sayılı Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında
Kanun Tasarısı üzerinde kişisel görüşlerimi açıklamak üzere söz almış
bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Artık hepimiz biliyoruz ki, çok yaygın adıyla küreselleşip,
kocaman bir köy haline gelen dünyamız ekonomisinde, ülke ekonomilerinin
ulusal kaynaklarını harekete geçirip, özel sektör öncülüğünde sürdürülebilir
büyümelerini gerçekleştirmeleri yalnız başına yeterli olmayıp, yabancı
sermaye ve yatırım kaynaklarından da en çok yarar sağlamayı kesin bir
zorunluluk haline getirmiştir. Borç yükünü artırmadan dış kaynak sağlayıp,
istihdam yaratarak işsizliğe çare oluşturan, dışsatım olanağı ve vergi
geliri artışı sağlayan, ileri teknoloji ve modern işletmecilik modelleri
getiren yabancı yatırımların gerekli koşulları sağlayarak doğrudan cezbedilmesi,
ulusal ekonomi politikalarında artık temel strateji haline gelmiştir. Bu
stratejiyi sağlamanın koşulu da, belirli bir kurumsal yapı ve kapasiteyle
yürütülmesi, gerekli yatırım, destek ve tanıtım faaliyetleridir.
AK Parti Hükümetimizin, bu tasarıyla ve yeni yaklaşımıyla,
ülkemizde yerli ve yabancı yatırımcılara yatırım ortamı ve yatırım imkânlarını
hazırlayarak, yatırımların, yatırım öncesi, yatırım süreci ve yatırım sonrası
gereksinim duydukları her konuda bilgilendirme, yönlendirme, destek
ve yardımcı olmalarına olanak sağlanacaktır.
Ajans, idarî ve malî özelliği olan bir yapıda hızla
karar verip hizmet sunabilen, değişen koşullara hemen uyum sağlayabilen,
özel sektör anlayış ve yaklaşımıyla çalışan, Başbakanla, Başbakanlıkla
ilgili ulusal düzeyde yatırım, destek ve stratejisi belirleyip uygulayacak
olan bir kamu tüzelkişiliğidir. Ajans, kalkınma ajansları ve diğer ilgili
kuruluşlarla işbirliği içinde çalışacaktır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sayın Başbakan
tarafından belirlenen bakanlar ve özel sektör temsilcilerinden oluşan
bir danışma kurulu Ajansın omurgası olup, yatırım, destek ve tanıtım
stratejisi konusunda öneriler geliştirecek, gerçekleştirecek ve faaliyetlerde
bulunacak tavsiyeleri sunacaktır. Ülkemizde yatırım, destek ve tanıtım
faaliyetleri ile rekabet üzerindeki kurumsal kapasite boşluğu bu tasarıyla
doldurulmuş olacaktır.
Hem Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve hem de Plan ve
Bütçe Komisyonlarında ayrıntılı bir biçimde tartışılıp bugünkü hale
getirilen tasarıya emeği geçip katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz.
Yatırım, Destek ve Tanıtım Ajansımızın ülkemiz, insanımız ve bütün yatırımcılar
için hayırlı olmasını diliyor, hepinizi, tekrar, saygıyla selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Baştopçu.
Şahsı adına, Kütahya Milletvekili Sayın Hasan Fehmi
Kinay. Buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım
Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı üzerine şahsım adına söz almış
bulunuyorum; Yüce Heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye, bugün yeni bir kavramla daha tanışıyor, yeni
bir kuruma daha kavuşuyor. Dünyada yaklaşık 164 ulusal ve 250'nin üzerinde
bölgesel tanıtım ajansı bulunuyor. Görünen o ki, bu alanda oldukça geç kalmışız.
Belki de şu ana kadar söz alan değerli muhalefet partisi milletvekilleri
en yapıcı tenkidi bu alanda geç kaldığımıza bağlayarak yapmalıydılar; ancak,
bu noktaya değinmemişlerdir.
Esas itibariyle, Türkiye, yatırımcıya fırsat sağladığı
unsurları tanıtım noktasında bir ajans kurmakta dünyanın gerisinde kalmıştır.
Tabiî ki bu gecikmenin birtakım sebepleri vardır. Bu sebeplerin başında,
ülke ekonomisinde yaşanan istikrarsız ortam önemli rol oynamıştır. Bir
mukayese yapmaya imkân vermek üzere, enflasyonun yaklaşık yüzde 70
seviyesinde bulunduğu, faiz oranlarının yüzde 80'ler düzeyinde olduğu,
bütçe hedeflerine hiçbir zaman ulaşılamadığı, para biriminin bol sıfırlarla
ve değerlerine akıl sır ermediği, finans sektöründe içini boşaltmaların,
hortumlamaların yaşandığı ve tasfiyelerin yaşandığı, on yıllık süre
içerisinde neredeyse büyümenin yüzde sıfıra yakın seyrettiği, siyasal krizlerin
gündemi belirlediği ve hepsinden önemlisi, girişimciye korsan gözüyle bakıldığı
bir ortamda, elbette ki, herhangi bir yatırım tanıtma, promosyon sağlama
noktasında faaliyet gösterilmesi beklenemezdi.
Değerli arkadaşlar, bugün itibariyle, enflasyon yüzde
8'ler seviyesindedir ve orta ve uzun vadeli krediler yüzde 10 ile 20 civarında
finanse edilebilmektedir.
Malî disiplin sağlanmış ve bütçe hedefleri gelir
yönünden aşılmış, gider yönünden azalmıştır.
Türk Lirasına güven artmış, paradan altı sıfır atılmıştır.
Para normalleşmiştir, bir ölçü birimi olduğu ortaya çıkmıştır.
Yürürlükte yatırım ve istihdam yasası bulunmaktadır.
49 ilimizde yatırımcıya bedelsiz arsa tahsisi başta olmak üzere, istihdam
teşvikleri ve enerji destekleri sağlanmaktadır. 75 katrilyon liralık
özel sektör yatırımı gerçekleştirilmekte, 25 katrilyonluk kamu
yatırımı sağlanmaktadır.
Sanayide, turizmde, inşaat sektöründe, finans sektöründe,
kısacası, tüm sektörlerde endeks değerleri yüzde 100'ün üzerinde seyretmektedir.
Artık, girişimciye iltifat edilmektedir; sorunun bir
parçası olarak değil, çözümün bir parçası olarak görülmektedir.
KOBİ stratejisi eylem planı oluşturulmuş; bu bağlamda,
Sanayi Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı, Yükseköğretim
Kurumu, KOSGEB, TESK, Odalar ve Borsalar Birliği, Gelir İdaresi Başkanlığı,
Türkiye İş Kurumu, Dış Ticaret Müsteşarlığı, ihracatçı birlikleri,
kısacası, ekonomide tüm misyon sahibi olan kurum ve kuruluşlarımız, girişimciye
büyük bir destek sağlamaktadır.
Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi oranları düşürülmüştür.
Enerji maliyetleri, elektrik fiyatları hiç artırılmamak suretiyle, doğalgaza
ve mazota, uluslararası düzeyde yaşanan petrol krizine rağmen, çok cüzi
sayılabilecek oranda zam yapılarak rekabet ortamı güçlendirilmiştir. Bu
sayededir ki, Türkiye'de, özelleştirme sürecinde çok önemli başarılar sağlanmıştır.
Birçok banka, değerinin çok çok üzerinde, yapılan
yatırımlarla ilişkilendirilemeyecek kadar çok çok üzerinde bir değerle
hisselerini satma imkânı bulmuştur.
AK Parti İktidarıyla birlikte, Türkiye'de, çalışan,
üreten, istihdam yaratan, ihracat yapan tüm üretim unsurları güçlenmiştir
ve Türkiye'nin değerini artırmıştır.
Değerli arkadaşlar, bu doğrultuda, daha sonraki
bölümde tekrar söz alarak yapılan eleştirilere cevap vermeye çalışacağım.
Bu amaçla, yatırım destek ve tanıtım ajanslarının
kuruluşunu görüştüğümüz bu yasanın ülkemize hayırlar getirmesini temenni
ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kinay.
Sayın milletvekilleri, birleşime 5 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
22.58
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati:
23.12
BAŞKAN: Başkanvekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Ahmet
KÜÇÜK (Çanakkale), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 117 nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
6.- Türkiye
Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1188) (S. Sayısı:
1202) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
1202 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Şimdi, tasarının birinci bölümü üzerinde soru-cevap işlemi
yapılacaktır.
Sayın Doğan, buyurun.
MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, aracılığınızla Sayın Bakanıma 1-2 tane
soru yöneltmek istiyorum.
Sayın Bakanım, özkaynaklarımızı işleterek cazibe merkezi
haline getirmek istediğiniz bölgelerimiz hangileridir?
Mardin-Mazıdağı Fosfat Tesislerini özelleştirerek o
bölgeyi cazibe merkezi haline getireceğinize dair sözünüz var, Hükümetin sözü
var. Dört yıl geçti -bu tesislerin devlete verdiği zarar bugün itibariyle
490 000 000 dolardır- Mardin ve bölge halkı daha ne kadar bekleyecektir?
Bu tesislere alıcı çıkmazsa ne yapacaksınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Doğan, teşekkür ediyorum.
Sayın Güler, buyurun.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sizin aracılığınızla Sayın Bakana 3 sorum var.
Özelleştirme yapılmadan önce Türkiye'de özellikle
Kurumlar Vergisinin düşürülmesi açıklansaydı, bugünkü satış…
BAŞKAN - Sayın Güler, lütfen mikrofonu yaklaştırır
mısınız.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Sayın Başkan, sizin
aracılığınızla Sayın Bakana sorularım var, cevaplandırırsa… Çünkü
"yazılı da cevap vereceğim" diyor, kamuoyunda tartışılmasında da
fayda vardır diye düşünüyoruz.
Özelleştirme yapılmadan önce Kurumlar Vergisinin
yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşürüldüğü beyan edilseydi, bugünkü büyük özelleştirme
yapılan kurumların satış bedeli daha yüksek olur muydu?
Stratejik önemi olan kurumların satışı, özellikle Türk
Telekom, Aria, Aycell… Kulakları dediğimiz, sürecin, ülkenin stratejik önemi
olan kurumlarının satışında, bu kadar, dünyanın hangi ülkesinde topyekûn
bir satış söz konusudur? Bunun, uluslararası strateji açısından, ulusal güvenlik
açısından bir kaygı duyulur mu?
Öbür sorularımız ise: Bugün, stratejik önemi olan kurumlardan
bir tanesi de enerji yatırımlarıyla ilgili. Bu konuda zaten bu ülkenin on
yılları, yirmi yılları ipotek altında; bunun önlenmesi açısından ne
gibi tedbirler alınmaktadır?
Son sorum: İktidara geldiğinizden beri artan borcu
bugünkü yapılan yatırım olarak mı değerlendirdiniz, yoksa, borcu borçla
mı ödediniz?
Bu konuda sorularımıza yanıt verirseniz memnun oluruz.
Teşekkür ediyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güler.
Sayın Koçyiğit, buyurun.
MUHSİN KOÇYİĞİT (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
Sayın Bakanıma 2 tane sorum var.
Birincisi: Türkiye'nin en zengin doğalgaz yatakları
Diyarbakır'ın Hazro İlçesinde bulunmaktadır. Bu doğalgaz yataklarının
işletmeye açılarak, bu ilçemizin cazibe merkezi durumuna getirilebilmesi
için dört yıllık İktidarınız döneminde ne yaptınız, açıklar mısınız?
Son sorum: Küresel sermayenin bölgelerarası dağılımını
açıklar mısınız?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koçyiğit.
Sayın Kandoğan, buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Yalnız, 5 dakika soru-cevap süresi verdiniz; İçtüzüğün
91 inci maddesine göre, soru-cevap süresinin bölümler üzerinde 15 dakika olması
lazım Sayın Başkanım. Öncelikle onu ifade etmek istiyorum ve onun düzeltilmesini
özellikle istirham ediyorum.
Sayın Bakanımdan da şu soruma cevap istiyorum: Bu
kanunun 14 üncü maddesinde "bu Kanunun uygulanmasında, 5018 sayılı
Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 6245
sayılı Harcırah Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı" hükmünü amir.
Böyle bir maddenin bu kanun içerisinde hangi gerekçelerle
yer aldığını Sayın Bakanımdan öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
Sayın Bakan, buyurun.
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Sayın Başkan,
sorulara yazılı olarak cevap vereceğiz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Bilgi yetersiz olunca,
tabiî, yazılı vermek zorunda.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, birinci bölümde yer alan maddeleri ve varsa,
o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra, ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
TÜRKİYE YATIRIM
DESTEK VE TANITIM AJANSI KURULMASI HAKKINDA KANUN TASARISI
Amaç ve kuruluş
MADDE 1-
BAŞKAN - 1 inci madde üzerinde 5 adet önerge vardır.
Ancak, her madde üzerinde, milletvekillerince, sadece 2 önerge
verilebildiğinden, önce geliş sırasına göre ilk önergeyi okutacağım, ikinci
önergeyi okutacağım, sonra bu önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 1
inci maddesinin birinci fıkrasında geçen "gereksinim"
ibaresinin "ihtiyaç" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - İkinci önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 1
inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
Ali Kemal
Deveciler |
Erdal Karademir |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Balıkesir |
İzmir |
Malatya |
Amaç ve kuruluş
Madde 1- (1) Bu Kanunun amacı; ülkenin ekonomik kalkınmasında
gereksinim duyulan yatırımların artırılması için Türkiye'de yatırım yapılmasını
özendirmeye yönelik yatırım destek ve tanıtım stratejilerinin belirlenmesi
ve uygulanması ve değerlendirilmesi maksadıyla kurulan Türkiye Yatırım
Destek ve Tanıtım Ajansının görev, yetki ve teşkilâtını düzenlemektir.
(2) Bu Kanunun uygulanmasını sağlamak ve Kanunla kendisine
verilen görevleri yerine getirmek üzere kamu tüzelkişiliğini haiz, idarî ve
malî özerkliğe sahip ve Başbakanlıkla ilgili Türkiye Yatırım Destek ve
Tanıtım Ajansı kurulmuştur.
(3) Başbakan, Ajansın yönetimi ile ilgili yetkilerini
gerekli gördüğü takdirde bir bakan eliyle kullanabilir.
(4) Ajans, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel
hukuk hükümlerine tabidir.
(5) Ajansın merkezi İstanbul'dadır.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
ALİ
TOPUZ (İstanbul) - Ferit Mevlüt Aslanoğlu konuşacak.
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (
Değerli milletvekilleri, üretim ve istihdam diyoruz. Tabiî, önce, bu ülkenin kendi kaynakları. Bu ülkenin kendi kaynaklarını, yeni katmadeğer yaratacak,
ilave katmadeğer yaratacak bir şekilde üretmemiz lazım.
Ancak, ben, biraz, 5084 sayılı Yasadan bahsedeceğim. 5084 sayılı Yasa bu Mecliste iki defa görüşüldü. Biliyorsunuz,
bir 36 il, daha sonra bir 13 il ilave edildi.
Değerli milletvekilleri, bir yasa yaparken, yasak savma
yasası yapılmaması lazım. O yasanın, ülkenin en uç noktasına kadar gitmesi gerekir. Peki, soruyorum size: Dönüp bakmıyor
musunuz, bu yasayı yaptık, bu yasa acaba bu ülkeye ne getirdi? Bundan ders almıyor muyuz?
Tabiî,
burada, 5084 sayılı Yasayı yaparken, özellikle, yalvarırcasına, bir kere,
şu iller arasında eşitlik koymayalım, gelişmiş iller ile gelişmemiş iller
arasında, gelin, kademeli bir süreli olsun dedik -yani, Hakkâri'ye yirmibeş
yıl- yani, en az gelişmiş yörelerden, çok daha uzun vadeden başlayarak... Zaten, buralarda bir şey yok arkadaşlar. Buralara bir yatırım gitmiyor. Dönün
bakın, o ilin milletvekillerinin vicdanına sesleniyorum. Bu yasa, buradan geçerken, özellikle, girmeyen 13 ilimizin milletvekilleri,
hep, böyle sevindiler. Aynen şu ifadeyi kullandım yine: Beyler
sevinmeyin. Trafik memurluğu yaptık. Bazı illerden bazı illere gitti; Antep'ten çevresindeki illere,
Denizli'den çevresindeki illere, Adana'dan çevresindeki illere. Hiçbir şey değişmedi; yani, o illerden boşaldı, etrafındaki
illere gitti. Bir kere, önce, bu ülkenin yerli
sanayicisini koruyalım arkadaşlar.
Bizde bir yabancı hayranlığı başladı. Nedir arkadaşlar? Yabancı yatırımcıya
karşı gelmeyelim; ama, yabancı yatırımcı gelip, ülkede katmadeğer
yaratan, bu ülkeye ilave katmadeğerler yaratan bir yatırım yaptı mı?
Hangi yabancı yatırımcı geldi, bana söyler misiniz?!
Değerli
arkadaşlar, 5084 sayılı Yasayı değiştirmezsek ve bu ülkenin, özellikle
geri kalmış, gayri safî millî hâsıladan az pay alan
illere, hepten bu illeri itmiş oluruz.
Türkiye'de, her türlü sorunu, ancak ekonomik çözümlerle
çözeriz. Bir ülkenin bağımsızlığı,
ekonomik bağımsızlıktır. Ekonomik bağımsızlığı olmayanlar
hiçbir ülke, hiçbir yere gidemez arkadaşlar. Kendi yatırımcımızı
koruyup kollamayacağız… Bir yabancı hayranlığı başladı.
Değerli
arkadaşlar, gecenin bu saatinde, bu kanunu, herkes, sanki, bu ülkenin,
yabancı yatırımcıların önünü açacak, güllük gülistanlık yapacak… Hiç böyle bir şey yok arkadaşlar. Önce,
5084 sayılı Yasayı değiştirelim. 5084 sayılı Yasayı… Gayri safî millî
hâsıladan en az pay alan illere; örneğin, otuz yıl
verelim arkadaşlar. 800 doların altındaki illerimize
otuz yıl verelim veya bazı illerimizin; örneğin,
İki; uygulanan teşvik sistemiyle, siz insanlara elektrik
parasını tahsil ediyorsunuz, aradan bir sene geçiyor, lütfedip, iade etmeye
çalışıyorsunuz. Ya inanacaksınız ya inanacaksınız!
Elinizde devletin gücü var.
Kendi yatırımcınıza hiçbir şekilde, hiçbir şekilde bir
destek vermeyeceksiniz, ondan sonra, burada birtakım şeyler konuşuluyor
arkadaşlar.
Arkadaşlar, bu ülkenin üretime ihtiyacı var; ama, bu
koşullarla, 5084 sayılı Yasa olduğu sürece, bu ülkenin yerli yatırımcısı
bir yere gidemez arkadaşlar.
İki; yatırım indirimi. Bugün
Türkiye'de
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, toparlıyorum.
BAŞKAN
- Sayın Aslanoğlu, lütfen, toparlar mısınız.
Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Türkiye'deki birçok
yatırımın doğuş nedeni, uygulanan yatırım indirimidir. Siz, yatırım indirimini insanların elinden aldınız.
Kurumlar Vergisi; bakın, Kurumlar Vergisi kimden tahsil
ediliyor; ağırlıklı finansman sektöründen.
Ülkedeki birtakım kaynakları yok ettik.
Değerli
arkadaşlar, bu ülkenin kendi özdeğerlerine sahip çıkalım, kendi özdeğerlerini
Sayın Başbakan dün söyledi. Burada yalvardık size 5084 sayılı Yasa çıkarken; etmeyin, tutmayın,
bu yasa yanlış dedik, uygulanmaz dedik. Siz söylüyorsunuz…
Değerli arkadaşlar, sahip çıkalım kendi ürünümüze. Malatya'da
kayısı dondu, iki ay geçti, hiç kimsenin umurunda değil. İnsanlar aç mı,
tok mu… Ondan sonra, yabancı birisi geldiği zaman "oo, hoşgeldin,
safa geldin…" Gelir, daha büyük…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, son kelime…
BAŞKAN
- Sayın Aslanoğlu, lütfen…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Gelir; ama, giderken
bu ülkenin birtakım değerlerini de alır gider; bunu böyle bilin.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum…
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
BAŞKAN
- Arayacağım.
Sayın milletvekilleri, Kâtip Üyeler arasında anlaşmazlık
olduğu için, elektronik cihazla oylama yapacağız.
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, pusula gönderen sayın
milletvekillerimiz, lütfen, Genel Kuruldan ayrılmasınlar; isimlerini
okutacağım.
3 dakikalık süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı vardır;
önerge reddedilmiştir.
Diğer
önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesinin birinci fıkrasında
geçen "gereksinim" ibaresinin "ihtiyaç" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI ALİ BABACAN (
BAŞKAN
- Sayın Güven, konuşacak mısınız?
SALİH
KAPUSUZ (
BAŞKAN
- Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türkçe dil kurallarına daha uygun olacağı düşüncesiyle
bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Maddeyi
Tanımlar
MADDE 2-
BAŞKAN - Madde üzerinde, 4 adet önerge vardır; ancak,
her madde üzerinde, İçtüzüğün 91 inci maddesi gereğince, milletvekillerince
sadece 2 adet önerge verilebildiğinden, önce geliş sırasına göre 2 önergeyi
okutacağım, sonra bu önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 2
nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
A. Kemal
Deveciler |
|
Erdal Karademir |
|
Balıkesir |
|
İzmir |
Tanımlar
Madde 2 - (1) Bu Kanunda geçen;
a) Ajans: Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansını,
b) Başkan: Ajansın en üst yöneticisi olan Türkiye
Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanını,
c) Kurul: Danışma Kurulunu,
ç) Yatırım: Yerli sermayeli yatırımlar ile doğrudan
yabancı yatırımları ifade eder."
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, bütün önergelerde
karar yetersayısının aranmasını istiyorum; baştan, peşin peşin söyleyeyim.
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 2
nci maddesinin (ç) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
"ç) Yatırım: Yerli sermayeli yatırımları ve doğrudan
yabancı yatırımları,"
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Güven?..
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddenin daha iyi anlaşılması açısından bu önerge
verilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yetersayısının aranmasını
istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, her önergenin başlangıcında
söyleme hakkınız var; toptan isteme gibi bir hakkınız yok.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Biraz önce de söyledim
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Ben sorarken, siz karar yetersayısı isteyeceksiniz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Peşin söylüyorum, bütün
önergelerde istiyorum.
BAŞKAN - Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 2
nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Birgen
Keleş (İstanbul) ve arkadaşları
"Tanımlar
Madde 2- (1) Bu Kanunda geçen;
a) Ajans: Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansını,
b) Başkan: Ajansın en üst yöneticisi olan Türkiye
Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanını,
c) Kurul: Danışma Kurulunu,
ç) Yatırım: Yerli sermayeli yatırımlar ile doğrudan
yabancı yatırımları ifade eder."
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Keleş, konuşacak mısınız?
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Gerekçe...
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının (b) fıkrasına "Ajansın en üst
yöneticisi olan" ibaresi eklenmiştir.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Elim havada Sayın Başkan,
karar yetersayısı…
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum; karar yetersayısı
arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yetersayısı vardır;
önerge reddedilmiştir.
2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Ajansın görevleri
MADDE 3-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 3
üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
|
|
A. Kemal
Deveciler |
|
Erdal Karademir |
|
|
Balıkesir |
|
İzmir |
Ajansın görevleri
Madde 3- (1) Ajansın görevleri şunlardır:
a) Ulusal düzeyde yatırım destek ve tanıtım
stratejisini, kalkınma ajansları ve ilgili diğer kuruluşlarla işbirliği
halinde belirlemek ve uygulamak,
b) Kamu kurum ve kuruluşları, kalkınma ajansları ve
özel sektör kuruluşlarınca uluslararası düzeyde yürütülen yatırım destek
ve tanıtım faaliyetlerinin eşgüdümünü sağlamak ve desteklemek,
c) Yatırımcılara yönelik bilgilendirme ve yönlendirme
hizmetleri tasarlamak ve sunmak; yatırımcıların, yatırım yapmadan önce,
yatırım aşamasında ve yatırımlarını yaptıktan sonra ihtiyaç duydukları
bilgilendirme ve yönlendirme hizmetini kalkınma ajansları ile işbirliği
halinde sağlamak,
ç) Yatırımlara ilişkin izin ve onay işlemlerinin
tamamlanmasında destek sağlamak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar ile kalkınma
ajansları nezdinde bu işlemleri takip etmek,
d) Bakanlar Kurulunca yerli sermayeli yatırımlar ile
doğrudan yabancı yatırımlar için farklı veya aynı olmak üzere, yatırımın
türüne, yerine, sermaye tutarına veya yatırımın sağlayacağı istihdam imkânı
gibi kriterlere göre belirlenecek yatırımların izin ve onay işlemlerini ilgili
kurum ve kuruluşlar ile kalkınma ajansları nezdinde yatırımcılar adına
yürütmek ve sonuçlandırmak,
e) Yatırımcıların karşılaşabilecekleri engel ve sorunları
tespit ederek sorunların çözümü konusunda ilgili merciler nezdinde
girişimde bulunmak,
f) Türkiye'de yatırımların artırılmasına katkı sağlayacak
her türlü bilgi ve veriyi oluşturmak veya ilgili kurum ve kuruluşlardan
toplamak, güncellemek ve dağıtmak, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla
bu konuda işbirliği yapmak,
g) Yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerine etkinlik
kazandırmak amacıyla gerekli politikaların oluşturulmasına yönelik olarak
ilgili merciler nezdinde girişimde bulunmak,
ğ) Yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin reform
sürecine katkı sağlamak; bu kapsamda öneriler geliştirmek,
h) Görev alanına giren konularda ulusal ve uluslararası
kongre, seminer ve benzeri toplantılara teknik ve maddî katkı sağlamak,
desteklemek, düzenlemek ve bunlara katılmak,
ı) Ajansın görev alanına giren konularda Türkçe ve
yabancı dillerde basılı ve elektronik yayınlar çıkarmak ve bu tür yayınları
desteklemek,
i) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 3
üncü maddesinin (h) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
"h) Görev alanına giren konularda ulusal ve uluslararası
kongre, seminer ve benzeri toplantılara teknik ve maddî katkı sağlamak,
desteklemek, düzenlemek ve bunlara katılmak ve bu organizasyonlara
katılmak isteyenlere gerekli imkânları sağlamak"
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu önergeyle, uluslararası oluşumlara katılmak isteyenlere
gerekli imkânları sağlamak Ajansın görevleri arasında sayılmaktadır.
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum; karar yetersayısı arayacağım:
Diğer
önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Birgen
Keleş (İstanbul) ve arkadaşları
Ajansın
görevleri
Madde
3- (1) Ajansın görevleri şunlardır:
a)
Ulusal düzeyde yatırım destek ve tanıtım stratejisini, kalkınma ajansları
ve ilgili diğer kuruluşlarla işbirliği halinde belirlemek ve uygulamak,
b)
Kamu kurum ve kuruluşları, kalkınma ajansları ve özel sektör kuruluşlarınca
uluslararası düzeyde yürütülen yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerinin eşgüdümünü
sağlamak ve desteklemek,
c)
Yatırımcılara yönelik bilgilendirme ve yönlendirme hizmetleri tasarlamak
ve sunmak; yatırımcıların, yatırım yapmadan önce, yatırım aşamasında ve
yatırımlarını yaptıktan sonra ihtiyaç duydukları bilgilendirme ve yönlendirme
hizmetini kalkınma ajansları ile işbirliği halinde sağlamak,
ç)
Yatırımlara ilişkin izin ve onay işlemlerinin tamamlanmasında destek
sağlamak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar ile kalkınma ajansları nezdinde
bu işlemleri takip etmek,
d)
Bakanlar Kurulunca yerli sermayeli yatırımlar ile doğrudan yabancı
yatırımlar için farklı veya aynı olmak üzere, yatırımın türüne, yerine, sermaye
tutarına veya yatırımın sağlayacağı istihdam imkânı gibi kriterlere göre
belirlenecek yatırımların izin ve onay işlemlerini ilgili kurum ve kuruluşlar
ile kalkınma ajansları nezdinde yatırımcılar adına yürütmek ve sonuçlandırmak,
e)
Yatırımcıların karşılaşabilecekleri engel ve sorunları tespit ederek
sorunların çözümü konusunda ilgili merciler nezdinde girişimde bulunmak,
f) Türkiye'de
yatırımların artırılmasına katkı sağlayacak her türlü bilgi ve veriyi
oluşturmak veya ilgili kurum ve kuruluşlardan toplamak, güncellemek ve
dağıtmak, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla bu konuda işbirliği yapmak,
g)
Yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerine etkinlik kazandırmak amacıyla
gerekli politikaların oluşturulmasına yönelik olarak ilgili merciler nezdinde
girişimde bulunmak,
ğ)
Yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin reform sürecine katkı sağlamak;
bu kapsamda öneriler geliştirmek,
h)
Görev alanına giren konularda ulusal ve uluslararası kongre, seminer ve benzeri
toplantılara teknik ve maddî katkı sağlamak, desteklemek, düzenlemek
ve bunlara katılmak,
ı)
Ajansın görev alanına giren konularda Türkçe ve yabancı dillerde basılı
ve elektronik yayınlar çıkarmak ve bu tür yayınları desteklemek,
i)
Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN
- Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?..
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN
- Sayın Hükümet?..
DEVLET
BAKANI ALİ BABACAN (
BAŞKAN
- Sayın Keleş?..
K.
KEMAL ANADOL (İzmir) - Gerekçe…
BAŞKAN
- Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun
tasarısının 3 üncü maddesinin (b) fıkrasında yer alan
"faaliyetlerin koordinasyonunu sağlamak" ibaresi "faaliyetlerin
eşgüdümünü sağlamak" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum:
Teşkilat
MADDE 4-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme
alıyorum.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 4
üncü maddesinin madde başlığının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
|
A. Kemal
Deveciler |
|
Erdal Karademir |
|
Balıkesir |
|
İzmir |
Örgüt
MADDE 4- (1) Ajansın teşkilâtı; Danışma Kurulu, ana
hizmet birimleri ile danışma ve yardımcı hizmet birimlerinden oluşur.
BAŞKAN - ikinci önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 4
üncü maddesinde geçen "Ajansın teşkilatı" ibaresinin "Ajans
teşkilatı" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)-
Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türkçe dil kurallarına daha uygun olacağı düşüncesiyle
bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 4
üncü maddesinin madde başlığının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Birgen
Keleş (İstanbul) ve arkadaşları
Örgüt
Madde 4- (1) Ajansın teşkilatı; Danışma Kurulu, ana
hizmet birimleri ile danışma ve yardımcı hizmet birimlerinden oluşur.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)-
Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun Tasarısının 4 üncü maddesinin madde başlığında
yer alan "Teşkilat" ibaresi "Örgüt" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
"Kurul ve görevleri
MADDE 5-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 5
inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
"2) Kurula Başbakan başkanlık eder. Başbakanın
bulunmadığı durumlarda Kurula, Başbakanın görevlendirdiği bir Bakan başkanlık
eder."
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup, işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 5
inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
|
|
A. Kemal
Deveciler |
|
Erdal Karademir |
|
|
Balıkesir |
|
İzmir |
Kurul ve görevleri
Madde 5- (1) Danışma Kurulu; Başbakan tarafından
belirlenen bakanlar ve özel sektör temsilcilerinden oluşur. Başkan
Kurulun doğal üyesidir.
(2) Kurula Başbakan başkanlık eder.
(3) Kurulun görüşeceği konuların nitelik ve özelliklerinin
gerektirmesi halinde diğer kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile sivil
toplum örgütleri temsilcileri de Başbakanın daveti üzerine toplantıya
çağrılabilir.
(4) Kurul yılda en az iki defa olmak üzere Başbakanın
çağrısı üzerine toplanır. Kurulun sekretarya hizmetlerini Ajans yürütür.
(5) Kurulun görevleri şunlardır:
a) Yatırım destek ve tanıtım stratejisi konusunda
öneriler geliştirmek,
b) Ajansın yürüteceği faaliyetlerin etkinliğini artırmak
üzere tavsiyelerde bulunmak,
c) Ajansın yıllık faaliyet planını değerlendirmek,
ç) Ajansın yıllık faaliyet planında yer alan konularla
ilgili kurum ve kuruluşların uygulamaya sağlayabileceği katkıları belirlemek.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet Katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 5 inci maddesinde (4) numaralı bendinde
yer alan "bir" ibaresi "iki" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 5
inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
"(2) Kurula Başbakan başkanlık eder. Başbakanın
bulunmadığı durumlarda Kurula, Başbakanın görevlendireceği bir Bakan başkanlık
eder.
BAŞKAN - Sayın Komisyon katılıyor mu önergeye?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Başbakanın yoğun programının olabileceği ve kurulun toplantılarının
aksamaması düşüncesiyle bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Başkan
MADDE 6-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 6
ncı maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
"2) Başkan, en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim
kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından
kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olan, meslekî
açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip bulunan ve mesleği ile ilgili olarak
kamu veya özel sektörde en az beş yıl çalışmış olanlar arasından müşterek
kararname ile atanır."
BAŞKAN - Aykırı olan önergeyi okutup, işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 6
ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
|
|
A. Kemal
Deveciler |
|
Erdal Karademir |
|
|
Balıkesir |
|
İzmir |
Başkan
Madde 6- (1) Ajansın en üst yöneticisi olan Başkan,
Ajansın genel yönetim ve temsilinden sorumludur.
(2) Başkan, en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim
kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından
kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olan, Kamu
Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (80) puan almış
veya buna denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan belgeye ve mesleki
açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip, mesleği ile ilgili olarak kamu veya
özel sektörde en az on yıl çalışmış olanlar arasından Başbakan tarafından
atanır.
(3) Başkan, Ajansın hizmetlerinin mevzuata,
Hükümetin genel ekonomi politikalarına, Danışma Kurulu tavsiyelerine uygun
olarak yürütülmesini ve Ajansın faaliyet alanına giren konularda diğer kamu
kurum ve kuruluşları ile işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla görevli
ve Başbakana karşı sorumludur.
(4) Başkanın görev ve yetkileri şunlardır:
a) Ajansın işlevlerinin yerine getirilebilmesi için
gerekli yatırım destek ve tanıtım stratejisini, yıllık faaliyet planını ve
bütçesini Başbakana sunmak ve uygulanmasını sağlamak,
b) Danışma Kurulu toplantısından en az 15 gün önce
yıllık faaliyet raporunu ve izleyen yıl faaliyet planını hazırlayarak Danışma
Kurulu üyelerinin değerlendirmesine sunmak,
c) Ajans personelinin işe alınması ve diğer işlemlerini
Başbakanın onayına sunmak,
ç) Ajansın görevleriyle ilgili konularda diğer kamu
kurum ve kuruluşları ile gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlamak,
d) Ajansın görevleriyle ilgili düzenleyici işlemleri
yürürlüğe koymak,
e) Hizmet birimlerinin uyumlu, verimli, disiplinli
ve düzenli biçimde çalışmasını temin etmek,
f) Ajansı resmi ve özel kuruluşlar nezdinde temsil
etmek.
(5) Ajans teşkilatının her kademedeki yöneticileri, yapmakla
yükümlü bulundukları hizmet veya görevleri, Başkanın emir ve direktifleri
yönünde mevzuata, plan ve programlara uygun olarak düzenlemek ve yürütmekten
bir üst kademeye karşı sorumludur.
(6) Başkan ve her kademedeki Ajans yöneticileri, sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirtmek şartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına
devredebilirler. Yetki devri, yetki devreden amirin sorumluluğunu kaldırmaz.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 6 ncı maddesinin (2) numaralı bendinde
yer alan "en az beş yıl" ibaresi "en az on yıl" şeklinde
değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 6
ncı maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
"2) Başkan, en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim
kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından
kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olan, meslekî
açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip bulunan ve mesleği ile ilgili olarak
kamu veya özel sektörde en az beş yıl çalışmış olanlar arasından müşterek
kararname ile atanır."
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ajansın özerkliği göz önünde bulundurulduğunda böyle
bir değişikliğin gerekli olacağı düşüncesiyle bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
6 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Ana hizmet birimleri
MADDE 7-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 7 nci maddesi
ikinci fıkrasında geçen "bilgilendirmek" ibaresinden sonra
gelmek üzere "bilinçlendirmek" ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup, işleme
alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 7
nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
|
|
A. Kemal
Deveciler |
|
Erdal Karademir |
|
|
Balıkesir |
|
İzmir |
Ana hizmet birimleri
Madde 7- (1) Ajansın ana hizmet birimleri şunlardır:
a) Yatırım Tanıtım Hizmetleri Daire Başkanlığı,
b) Yatırımcı Hizmetleri Daire Başkanlığı.
(2) Yatırım Tanıtım Hizmetleri Daire Başkanlığı, ülkedeki
yatırım ortamı ve yatırım imkânları hakkında yatırımcıları bilgilendirmek
ve yönlendirmek üzere yurt içinde ve yurt dışında her türlü faaliyeti
programlamak, yürütmek ve Başkan tarafından verilen işleri yapmakla
görevlidir.
(3) Yatırımcı Hizmetleri Daire Başkanlığı, yatırımcıların
yatırım yapmadan önce, yatırım aşamasında ve yatırımlarını yaptıktan sonra
ihtiyaç duyabilecekleri çeşitli destek hizmetlerini tasarlamak ve yürütmek
ve Başkan tarafından verilen benzer işleri yapmakla görevlidir.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 7 nci maddesinin (2) numaralı bendinde
yer alan "ve Başkan tarafından verilen benzer işleri yapmakla görevlidir"
ifadesindeki "benzer" ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 7
nci maddesi ikinci fıkrasında geçen "bilgilendirmek" ibaresinden
sonra gelmek üzere, "bilinçlendirmek" ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılamıyoruz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe…
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile Yatırım Tanıtım Hizmetleri Daire Başkanlığının
görevleri arasına yatırımcıları bilinçlendirmek görevinin de dahil edilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
7 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Danışma ve yardımcı hizmet birimleri
MADDE 8-
BAŞKAN - Sayın Komisyon Başkanının madde üzerinde
düzeltme talebi vardır.
Buyurun Sayın Başkan.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Sayın Başkan "Hukuk Müşavirliği" başlığı altında "yönetmelik
tasarıları" şeklinde geçen ifade "yönetmelik taslakları"
şeklinde değişecek.
BAŞKAN - Sayın Başkan, not alınmıştır.
Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 8
inci maddesinin 3 üncü fıkrasının (ç) bendinde geçen, "kayıtlarını
tutmakla" ibaresinden sonra gelmek üzere, "kayıtların envanterini
tutmakla" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 8
inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
|
|
A. Kemal
Deveciler |
|
Erdal Karademir |
|
|
Balıkesir |
|
İzmir |
Danışma ve yardımcı hizmet birimleri
Madde 8- (1) Ajansın danışma birimi, Hukuk Müşavirliği;
yardımcı hizmet birimi ise İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire
Başkanlığıdır.
(2) Hukuk Müşavirliği;
a) Başkan, Ajans birimleri ve diğer kamu kurum ve
kuruluşları tarafından gönderilen kanun, tüzük ve yönetmelik tasarıları ile
diğer hukukî konular hakkında görüş bildirmekle,
b) Ajansın menfaatlerini koruyucu, anlaşmazlıkları
önleyici hukukî tedbirleri zamanında almak, anlaşma ve sözleşmelerin
bu esaslara uygun olarak yapılmasına yardımcı olmakla,
c) Adlî ve idarî davalarda gerekli bilgileri hazırlamak,
taraf olduğu adlî ve idarî davalarda Ajansı temsil etmek veya Ajans
tarafından hizmet satın alma yoluyla temsil ettirilen davaları takip ve
koordine etmekle,
ç) Başkan tarafından verilecek diğer görevleri yapmakla,
görevlidir.
(3) İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı;
a) Ajansın insan gücü politikası ve planlaması konusunda
çalışmalar yapmak, tekliflerde bulunmak ve personelin özlük işlemlerini
yürütmekle,
b) Ajansın bilgi teknolojileri alt yapısını kurmak,
işletmek ve geliştirmekle,
c) Ajansın ihtiyacı olan her türlü yapım, satın alma,
kiralama, bakım ve onarım, arşiv, sağlık ve benzeri her türlü idari ve mali
hizmetleri yürütmekle,
ç) Ajansın, her türlü taşınır ve taşınmaz mallarının
kayıtlarını tutmakla,
d) Başkan tarafından verilecek diğer görevleri yapmakla,
görevlidir.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 8 inci maddesinin (2) numaralı bendinin
(ç) alt bendinde yer alan "Ajansın, taşınır ve taşınmaz mal kayıtlarını
tutmakla," ibaresi "Ajansın, her türlü taşınır ve taşınmaz mallarının
kayıtlarını tutmakla," şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 8 inci
maddesinin 3 üncü fıkrasının (ç) bendinde geçen "kayıtlarını tutmakla"
ibaresinden sonra gelmek üzere "kayıtların envanterini tutmakla"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle maddede kavram tashihinin yapılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
8 inci maddeyi oylarınızla sunuyorum değişiklik
haliyle: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Böylece, birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm, 9 ilâ 16 ncı maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz isteyen Trabzon Milletvekili Sayın Akif Hamzaçebi; buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Yatırım ve Destek Ajansı
Kurulmasına İlişkin Kanun Tasarısının ikinci bölümü nedeniyle görüşlerimi
açıklamak üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım; sözlerime
başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarı, Türkiye'ye doğrudan yabancı yatırımların
çekilebilmesi için, Türkiye'nin, daha doğrusu, Türkiye'deki yatırım fırsatlarının
yabancılara tanıtılması amacıyla görev yapacak olan bir organizasyonun
kuruluşunu düzenlemektedir.
Türkiye Yatırım ve Destek Tanıtım Ajansı isimli bu
kuruluş, dünyanın birçok ülkesinde vardır; yani, bu, Türkiye'de kurulmak
istenen bu kuruluşun benzeri, dünyanın birçok ülkesinde, özellikle, doğrudan
yabancı yatırım alanında daha iyi bir yatırım ortamı yaratmak amacıyla
çaba gösteren ülkelerin birçoğunda bulunmaktadır.
Türkiye, eski adıyla yabancı sermayeyi, bugünlerde
kullanılan adıyla uluslararası sermayeyi veya doğrudan yabancı yatırımları
çekebilmek amacıyla, yaklaşık elli yılı aşkın bir zamandan beri çaba göstermektedir.
Türkiye bu konuda ilk düzenlemesini 1954 yılında 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi
Teşvik Kanununu kabul ederek yapmıştır. 6224 sayılı Kanun, bugün için belki
teşvik bile sayılamayacak bazı özellikleri nedeniyle, o günlerin Türkiyesinin
ekonomik ortamı ve dünya ekonomik ortamı içerisinde teşvik sayılabilecek
bir özelliğiyle, Türkiye'ye yabancı yatırımları çekebilmek amacıyla bir
çerçeve çizmiştir. O günlerde, bu yasayla, yabancı sermayeye verilen en
önemli teşvik, Türkiye'de faaliyet gösterilmesi sonucunda elde edilen
kârın diğer ülkelere transfer edilmesidir. Bugün için teşvik denemeyecek bu
özellik, o günlerin ekonomik ortamı içerisinde bir teşvik özelliği
taşıyordu.
Türkiye 1954 yılında kabul ettiği bu yasayla 2003
yılına kadar gelmiş ve 2003 yılında kabul ettiği 4875 sayılı Doğrudan Yabancı
Yatırımlar Kanunuyla yeni bir çerçeve çizmiş ve birçok düzenlemesini bu
yasa içerisine almak suretiyle, yabancılar için daha kolay takip edilebilir
bir mevzuat oluşturmuştur.
2003 yılındaki bu temel düzenlemenin öncekinden en
büyük farkı, doğrudan yabancı yatırımların Türkiye'ye gelmesinde herhangi
bir izin alma zorunluluğu bulunmamasıdır. Yasa, daha önce izinle gelen
yabancı sermaye için bu izni kaldırmak suretiyle oldukça önemli bir
adım atmıştır.
2003 yılındaki bu yasaya kadar, onun öncesinde, yine,
1989 yılında o zamanki hükümetin almış olduğu ve liberalizasyon kararları
olarak isimlendirebileceğimiz kararlar, Türkiye'nin doğrudan yabancı
yatırımlara bakışında yine bir önemli değişiklik, önemli bir dönüm noktasıdır;
ancak, bütün bunlara rağmen, Türkiye, maalesef, doğrudan yabancı yatırımları
çekmede başarılı olamamıştır. Rekabet ettiği ülkelerle ülkemizi kıyasladığımızda,
bu konuda Türkiye'nin mesafe aldığını söylemek, maalesef, mümkün değildir.
Türkiye, 2000 yılından bu yana daha iyi bir yatırım ortamı
yaratabilmek amacıyla çeşitli düzenlemeler yapmaktadır. Şirket kuruluşlarının
basitleştirilmesi, doğrudan yabancı yatırımlar için 2003 yılında kabul
edilen yasayla izin zorunluluğunun kaldırılması bunların en önemlileridir.
Yine, Kurumlar Vergisinde geçtiğimiz günlerde yapılan indirim bu çerçevede
değerlendirilebilecek bir diğer karardır. Şimdi de, görüşmekte olduğumuz
bu Ajansın kurulması, bugüne kadar atılmış olan adımların sonuncusu olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Ajans kurulmasıyla, Türkiye, yabancı yatırımcılara
Türkiye'nin, yani, Türkiye'deki fırsatların tanıtılması amacıyla daha esnek
bir yapı oluşturmaktadır. Bugüne kadar kamunun üstlendiği bir görevi, özel
sektör ağırlıklı olarak oluşturulan yeni bir organizasyon üstlenecektir.
Ancak, değerli arkadaşlar, 1954 yılında başlayan yabancı sermayeyi çekme
çabasında bugün nereye geldiğimiz konusunda bir değerlendirme yaparsak,
Türkiye'nin bu konuda başarılı olduğunu söylemenin mümkün olmadığını
düşünüyorum. Rakamlar da esasen bunu göstermektedir.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı
isimli örgütün, kısa adıyla UNCTAD isimli örgütün 2005 yılında yayımladığı
Dünya Yatırım Raporundan bazı rakamları sizlerin dikkatine sunmak istiyorum:
2004 sonu itibariyle dünyada 9 trilyon dolarlık doğrudan
yabancı yatırım stoku bulunmaktadır. 2000 yılında en yüksek düzeyine ulaşmış
olan bu yatırımlar, 2001 yılındaki 11 Eylül olayından sonra bir azalış seyri
içerisine girmiş, 2001'de yüzde 41 oranında bir azalış, 2002'de yüzde 13 ve
2003 yılında da yüzde 12 oranında bir azalış olduğunu görüyoruz. 2001 sonrası
başlayan bu düşüş eğilimi 2004 yılında tersine dönmüş ve 2004 yılından
itibaren doğrudan yabancı yatırım miktarında yine bir artış eğilimi
içerisine girildiğini görüyoruz. 2004'te yüzde 2 artışla doğrudan yabancı
yatırımlar 648 milyar dolara, 2005 yılında da yüzde 38 oranında artışla
897 milyar dolara ulaşmıştır. Söz konusu artış, 2001 sonrası meydana
gelen artışlar önemli ölçüde şirket birleşmeleri ve satın almaları
nedeniyledir. Bunun dışında, yeni yatırım amacıyla doğrudan yabancı
yatırımın diğer ülkelere yönelmesi, bu toplam rakam içerisinde çok büyük
boyutlarda değildir.
Yine, 2004 yılında dünyadaki doğrudan yabancı yatırımların
yüzde 64'ünü gelişmiş ülkelerin çektiğini, kalan yüzde 36'nın ise gelişmekte
olan ülkeler tarafından çekildiğini görüyoruz. Yani, hâlâ, ağırlık, gelişmiş
ülkeler tarafındadır. Doğrudan yabancı yatırımcıların çok büyük bir kısmını
gelişmiş ülkeler çekmektedir. Türkiye, 2,7 milyar dolarla, 2004 yılında,
dünya sıralamasında 35 inci sırada yer almaktadır. Ancak, gelişmekte
olan ülkelerin gerek toplam doğrudan yabancı yatırımlar içerisindeki aldıkları
pay gerekse imalat sanayiinden aldıkları, imalat sanayii yatırımlarından
aldıkları payın eski yıllara kıyasla 2004 yılında yükselmiş olduğunu
ve önümüzdeki dönemde de bu yükselişin devam edeceğini söyleyebiliriz.
Ancak, Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırımlara
baktığımızda, bu yatırımların, yeni yatırım, istihdam yaratan yatırım
amacıyla gelmekten çok, daha çok portföy yatırımı şeklinde geldiğini,
yani, Türkiye'deki mevcut şirketlerin satın alınmasına yönelik olarak geldiğini
görüyoruz. Bakınız, Hazine Müsteşarlığının yayınladığı Uluslararası Doğrudan
Yatırımlar Raporuna göre, 2006 yılında yayımlanan bu rapora göre, Türkiye'de
en büyük 5 uluslararası doğrudan yatırımlar şunlar olarak gözüküyor: Birincisi
Garanti Bankası, ikincisi Turkcell, üçüncüsü Türk Telekom, dördüncüsü
Dışbank, beşincisi Yapı Kredi Bankası.
Değerli arkadaşlar, görüldüğü gibi, yabancı sermayenin,
uluslararası sermayenin Türkiye'de ilgi duyduğu alanlar, sanıldığı gibi
başka farklı alanlar değil, yeni yatırımlar değil, daha çok telekomünikasyon
ve finans kesimi olduğu görülmektedir.
Bu listeye, esasen, 2001 sonrası finans kesiminde yer
alan ve bugün içinde bulunduğumuz süreçte de devam eden birtakım satın almaları
da eklediğimizde, tablonun çok daha kabarık olduğunu görürüz, banka
sayısının çok daha fazla olduğunu ve TMSF'nin sattığı Telsimi eklediğimizde,
telekomünikasyon sektörüne olan ilginin olağanüstü yüksek olduğunu
görürüz.
Türkiye'de doğrudan yabancı yatırımın ilgi duyduğu
üçüncü alan gayrimenkul sektörüdür değerli arkadaşlar. Yabancılar, Türkiye'deki
gayrimenkullere, taşınmazlara yine büyük ilgi duymaktadır. Yani, şunu
demek istiyorum: Ajans kurulması, Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımları
çekebilmek amacıyla yaptığı olumlu bir adımdır belki; ama, sonuca ulaşmak
için çok yetersiz bir adımdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Hamzaçebi, lütfen, tamamlayabilir
misiniz.
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Toparlıyorum Sayın
Başkan; teşekkür ederim.
Türkiye'nin yabancılara "Türkiye'nin fırsatı"
olarak tanıtabileceği unsurlar gerçekte çok fazla değildir. Bakın, Türkiye,
işgücü maliyeti açısından, diğer ülkelerle kıyaslandığında, sadece Uzakdoğu
ülkeleriyle değil, onları bir kenara bırakalım, ama, üyesi olmaya çalıştığımız
Avrupa Birliğine üye olan ülkelerle bile kıyasladığımızda, kötü bir noktadadır.
Bakın, işgücü maliyetinin 2004 yılı rakamlarını vermek
istiyorum size: Çalışılan saat başına maliyet, dolar cinsinden, Polonya'da
2,54'tür, Romanya'da 0,53'tür, Türkiye'de 3,46'dır değerli arkadaşlar;
Çin, Hindistan ve diğer Uzakdoğu ülkelerini saymıyorum, çok çok
aşağıdadır. Yani, Türkiye'nin, gerçekte, fırsatları o kadar fazla değildir.
Yine, istihdam üzerindeki vergi yükünün Türkiye'de
yüzde 42,7 ile OECD birinciliğine oturan bir oran olduğunu görürsek, yine,
Türkiye'nin, işgücü maliyeti açısından son derece olumsuz durumda olduğunu
görürüz.
Değerli arkadaşlar, tasarının bütününe baktığımızda,
tasarıda yer alan, Ajans yapılanması içerisinde yer alan Danışma Kurulunun
yeteri kadar aktif bir yapıda olmadığını görüyoruz. Danışma Kurulu yapılanması
eksiktir, sadece ilgili bakanlar ve özel sektör temsilcilerinden
oluşuyor. Buraya sivil toplum örgütlerinin de mutlaka girmesi gerekir, bu
konuda faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin mutlaka girmesi
gerekir. Yine, doğrudan Türkiye'deki yatırım fırsatlarının tanıtılması
amacıyla faaliyet yapacak bu kuruluşun yatırım destek ve tanıtım
stratejilerini belirleme açısından da Ajans Danışma Kurulunun daha etkin
bir yapıya ve görev alanına kavuşturulması gerekir diye düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Son cümlelerim
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bütün her şeye rağmen,
Türkiye Yatırım ve Destek Ajansının hayırlı olmasını diliyorum, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Anavatan Partisi Grubu adına söz isteyen Mersin Milletvekili
Hüseyin Güler.
Buyurun Sayın Güler. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA HÜSEYİN GÜLER (Mersin) -
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu Meclis
tablosuna baktığımızda, bırakın AKP'nin dinleme gibi lüksünün olmadığını;
ama, bırakın, bu kanunları halk dinlesin. Evlere şenlik bir Meclis gündemiyle
devam ediyoruz. Kendi önergeleriniz var, kendi önergelerinize dahi sahip
çıkamıyorsunuz; ama, baktığımızda, muhalefet olarak bizim önergelerimize
sıra gelmemesi için hem temel kanun olarak geçirdiniz, o da yetmedi, bunun
yanında da, kendi verdiğiniz önergelerle önümüzü tıkamanın kavgasını
veriyoruz.
Mesele, bu kanunların halkın önünde tartışılması
gerekir. Biraz önce bir konuya da tanık olduk, biraz önce Sayın Mevlüt Aslanoğlu
"anlaştık" diyor. Ne anlaştılarsa, ben de merak ediyorum,
kamuoyu da… Bırakın, son derece açık ve net olan, yapıcı olan kendi önergelerinize
dahi sahip çıkma şansınız yok. Peki, şu saatte, allahaşkına, neyin
siparişi bu, söyler misiniz; bu kanunlar teker teker çıkmak zorunda mı? Arka
tarafta dinlemeyen birsürü milletvekili arkadaşlar var. Birazdan karar
yetersayısı istediğimizde hemen yetişeceksiniz, kabul edip etmeyenler…
Peki, o zaman, bunu halktan niye kaçırıyorsunuz? Temel kanun dediniz, tartıştırmıyorsunuz.
Bırakın, önergeler tartışılsın. Öyle baktığımızda bunlar dahi tartışılmıyor.
İlk planda baktığımızda, son derece uygunmuş gibi
görünen, ama, Avrupa Birliği standartlarından dayatılan bir kanun. Bu,
bize uymaz. İçinde o kadar soru ve kaygı verici veriler var ki, bunu merak
ettik sorduk, Sayın Bakan cevaplama ihtiyacını dahi duymadı; "biz
cevap vereceğiz, yazılı cevap…" Vereceği de meçhul, verileceği de meçhul.
HÜSEYİN TANRIVERDİ (Manisa) - Yazılı olarak verecek.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Ama, halktan niye saklıyorsunuz?
Bu kanunlarda sorduğumuz sorular açık ve net.
HÜSEYİN TANRIVERDİ (Manisa) - Kalıcı olsun diye yazılı
verecek.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Bu bir, eğer özel müteşebbis
ruhunu teşvik edecekse, Sayın Başbakanın Başbakanlığı hiçbir anlam ifade
etmez.
Pazarlama mı?.. Onu bilmem. Evet, bu kanunda en önemli
unsur, uluslararası sermayenin de kabullenebileceği uygun standartlarda
bir kamu inisiyatifinden çok, özel inisiyatif sahibi, yani kamu sektörünün olması
gerekir; ama, baktığımızda, birçok şey, inisiyatif Sayın Başbakanda;
oradaki çalışan personelin maaşından, özlük haklarından tutun da, kendisinden
sonra atama yapabilecek tüm yönetime kadar.
Evet, diyor ki, dört yıllık yüksekokul mezunu. Ben de
sormak istiyorum, burası özel statüde mi, yoksa, herhangi bir, sıradan bir
kurum mu? Burası, gerek uluslararası ilişkiler gerek hukukî ve gerek ekonomik
boyutlarıyla beraber burası özel bir kurum, ihtisas kurumu; ama, baktığımızda,
yapılanma o kadar net ki, daha çok, siyasî iradenin, yani, Başbakanın,
tamamıyla, inisiyatif elinde. Ondan sonra, Türkiye'de dışarıdan gelecek
sermayenin önündeki sözde engeller açılacakmış gibi algılanıyor. Tam tersine,
burada, pazarlama… Bilemiyorum, taşeronluk mu algılanır, pazarlama mı, bunu
da anlamakta zorlanıyoruz.
İfade ettiğimiz şu: Şu saatte, lütfen, bu kanunların,
bu kadar seri bir şekilde tartışılmadan geçmesini, ben şahsen bir milletvekili
olarak içime sindiremiyorum.
Bir kanuna, eğer kabul edip etmeme konusunda halkın
iradesinin yansıması gerekiyorsa, burada enine boyuna tartışılması gerekir.
Bu, usul yönünden tamamıyla yoksun, ifade ettiğimiz gibi, kendi önergelerinize
dahi sahip çıkamayacak kadar, bana göre, bunun altını doldurmakta zorlanıyorum;
çünkü, bir önerge, verilmiş olmak için verilmez. Eğer, bu ülkeye katkıda
bulunması, yasadaki aksaklıkların giderilmesi için verilmesi gerekiyorsa,
ona uygun bir dozda verilmelidir.
Bakıyoruz, tabiî ki, Türkiye'deki yatırım teşviklerine
baktığımızda, Sayın Bakana sorduk, son dört yılda, sizin İktidarınızda,
tek başınıza övündüğünüz AKP İktidarında Türkiye'ye gelen dış sermayenin
konumu ne; daha çok rant, mevduat, repo, borsa; yani, üretimden yoksun, 1
koyup 3 alan bir zihniyetin unsurları. Türkiye'de bırakın istihdamı,
yatırım alanlarını teşviki, olan yatırım imkânlarından dahi mahrum kalınmakta.
Özelleştirme adı altında yapılan birçok kamu kurumuna istihdam açısından
baktığımızda, her geçen gün sayısının düştüğünü, hatta, kapatıldığını
görüyoruz. Yani, başka rantlar için alındı, bugün istihdamdan yoksun,
üretimden yoksun bir anlayış hâkim. Tabiî ki, sermaye büyük oranda rant
için geldiğinden, dünyada en büyük faiz oranları, yani, rantın en büyük olduğu
ülke, maalesef, Türkiye. Bu konuda ülkeyi birinci yaptınız; çünkü, Brezilya
birinciydi, onu da elinden aldınız. Sizleri yürekten kutluyoruz(!)
Bugün ülkedeki reel faize uygulanan dünyadaki rant,
bazen işte Amerika'da on yıllık tahviller 5,15 diye kıyamet koparılırken,
Türkiye'de beş yıllık bir yılda alınıyor; gerisini siz düşünün. Tabiî ki,
sermaye cenneti açısından baktığımızda Türkiye'ye, rantın teşvik edildiği
ve bunun da kontrolsüz, ya sıcakpara gelirse, nasıl gelirse gelsin bir anlayışla
beraber, maalesef, Türkiye her geçen gün sömürülmeye devam ediyor.
Evet, dış sermaye açısından baktığımızda durum böyle.
Yine, soru sorduk, dedik ki, Türkiye'nin borcu arttı; peki neden arttı,
burada gelip yanıt verin. Özelleştirmeyle de övündünüz, elinizde varınızı
yoğunuzu sattınız; ama, bu doğrultuda, bu ülkenin borcu neden arttı?
Yatırım alanına bakıyorsunuz, kamu sıfıra yakın, özel sektöre bakıyorsun,
Türkiye'nin o büyüme hızına uygun değil. O zaman, bu borcun anlamı ne? Tek,
akla bir şey kalıyor: Borç sürdürülebilir bir ülke konumundayız. Temel
mesele bu. Bu konuda da ülke olarak, dünya konjonktüründe, globalleşen
dünya dediğimiz bir süzgeçte sadece sömürüye son derece müsait bir ülke
konumundayız.
Bu ülkenin yarınları üretimden yoksun olduğu müddetçe
her geçen gün karanlığa doğru gidiyor. Aslında bunları sizler de iyi
biliyorsunuz. Her vesileyle sokağa çıktığınızda, size, her kesimin sorunlarını
paylaştığı anda, baktığınızda, her şey elinizde kalıyor. Ekonomi de
bugün, çok övündüğünüz ekonomi, iki haftada ne olduysa, SOS verdi. Hemen
çok basit bir mazeret de buldunuz: "Dış konjonktür." Bazen, çalışkan
bir öğrenci vardır, sınıfını geçtiği zaman "ben başardım" der,
başarısızlığında "öğretmen bıraktı" der. Sizin mazeretiniz de
çok hazır, hemen "dış konjonktür; bizim inisiyatifimizin dışında."
Peki, bu yarınları göremediniz mi? Ülkedeki koşulları tartarken, bu kadar
ince pamuk ipliğine bağlı bir ekonomik birliktelik, sizi, sürdürülebilir
bir boyuta ulaştırabilir mi; mümkün değil ve bir anda yüzde 30 devalüasyon
oldu "kur ayarlaması" ve çok da makul kabul etmek mümkün değil.
Daha önce beş yılda yapılan bir devalüasyonu siz bir haftada uygulamak
zorunda kaldınız. Bundan sonrası mı? Vallahi, görünen köy kılavuz istemez;
ama, maalesef karanlığa doğru gitmeye devam ediyor. Çünkü, bu ülke üretmiyor.
Üretimi en ufak bir konuda teşvik etmediniz. İstihdamı artıracak projelere
teşvik oranında da ciddî anlamda dağınık, Türkiye'nin birçok ölçekli,
özellikle bölgesel ve endüstriyel alandan yoksun bir teşvik anlayışıyla
tıkadınız. O zaman, yapılması gereken tek şey var: Gölge etmeyin, ihsan
istemez. Bu ülkenin yarınlarını, lütfen, kayıp yılları
olarak, AKP'nin kayıp yılları olarak tarihe geçmeyin.
HÜSEYİN TANRIVERDİ (Manisa) - Endişe etmeyin, emin ellerde,
Türkiye emin ellerde.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Endişemiz ülkemiz adına. En
ufak bir şekilde bireysel bir kaygı peşinde değiliz. "Emin ellerde"
dediğiniz süreçte yarınlarınızı göremiyorsunuz. Yani, Anayasayı değiştirecek
çoğunluk vermiş bu halkımız; ama, buna karşı, süreç içerisinde, maalesef,
yarınlarını göremez oldu. Yani, kısaca, tesadüfen yaşıyor bu halkımız,
günübirlik yaşıyor. Bunu ülkem olarak hak etmiyoruz. Her geçen gün yoksulluk
ve sefalet bu ülkemin kaderi değil. Siyasal duruşumuzun gerekçesi, bu ülkemizi
refahta buluşturmak mağduriyette değil.
Baktığımızda, çok net bir veri yeşilkart; artık
iaşeye bağımlı bir kitle olarak algılanıyor toplumda ve her geçen gün, kendi
kendine yeten 7 ülkeden biri olmamıza rağmen, bugün, iaşeye bağımlı, günlük
yaşamını, ancak, muhtaç bir boyutta, yoksul ve aç bir boyutta, milyonlara
varan büyük bir kitle. Bu da sizin
eseriniz, bundan da gurur duyabilirsiniz; ama, ülkem, bunu hak etmiyor. Ülkenin
yarınları, hayalleri ve umutlarına baktığımızda, zenginlikte, üretkenlikte,
emekte buluşması gerekir. Üretmeyen bir toplumun, yarınları, maalesef
karanlık. Üretmeden tüketmek…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Güler, lütfen, toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Üretmeden tüketmenin bedeli çok ağırdır. Bu toplum,
maalesef, üretmeden tüketmenin bedelini ağır ödemeye başladı. Yani, kısaca,
balayı dönemi bitti; cicim ayları da bitti, az kaldı. Faturalar, kabarık
bir şekilde, bu halkın önünde.
Tabiî ki, her geçen gün, bu halkın iradesine başvurmak,
yani, erken genel seçimle bu halkın önüne çıkmak -bana göre yürek ister-
AKP'nin yapabileceği tek şey, en büyük iyilik. Biz, her zaman halkın iradesine
saygılıyız ve ona da başvurmaktan onur duyarız. Ha, bizi beğenir veya beğenmez,
sizi beğenir veya beğenmez; ama, halk, öyle bir gösterecek ki, seçim sonuçlarına,
hepiniz, bu rüyanın bittiğini, kâbusla uyandığınızı göreceksiniz. Bu ülkem
insanının unuttuğunu zannetmeyin; çünkü, her gittiğimiz yerde…
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Müneccimliği bırak da öteki
şeyleri anlat!
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Gelin, buyurun, siz anlatın
anlatacağınız bir şey varsa. Dinlemeye de niyetiniz yok; laf atmayı
marifet say… Buyurun, kürsü sizin.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) - Ya, bırak şimdi, bu saatte ne anlatıyorsun. Bu saaten sonra çekilmez.
HÜSEYİN
GÜLER (Devamla) - Hayır, kürsü sizin. Bu saatte çalışmayı
zulüm olarak getirirsen, mesele o.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Kanunu anlat, maddelerini anlat.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Biz, kanunları net olarak anlattık,
anlatmaya da devam ediyoruz. Bu kanunun uygulanmasında büyük aksaklıklar
olacaktır.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Ha, onları anlat.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Şimdiden uyarıyoruz; Sayın
Başbakanın inisiyatifiyle bir kurum yapılandırılmaz. Kendi iç dinamiklerinde
ve çağdaş konjonktürel koşullara uygun hareket yeteneği gelişen ve
inisiyatif hakkını kullanabilecek bir iradenin hâkim olması gerekir; ama,
yaptığınız bu yapılanma ve kanunla bunlardan yoksunluğunu, maalesef,
göreceğiz. Evet, kanun hakkında o kadar çok söylenecek, Türkiye'nin tablosu
o kadar net çizilecek ki, ümit ediyoruz ki…
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Anlat da istifade edelim!
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Kanun hakkında, o zaman,
konuştuklarımızı dinlemiyorsunuz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Başka şey anlatıyorsun;
kanundan bahset!
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Dinlemiyorsunuz; söylenen
hiçbir şeyi algılamakta… Dinlememekte ısrarcısınız ve verilen tüm
birikimleri de paylaşmama niyetindesiniz.
Her şeye rağmen, bu kanunun, ülkem adına hayırlı uğurlu
olmasını…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Lütfen Sayın Güler, teşekkür için açtım.
Buyurun.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Her şeye rağmen, gönül ister,
yürek ister, bu halkım her şeyin en iyisine layık ve bu kanunun da ülkem
adına hayırlı uğurlu olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güler.
Bölüm üzerinde, şahsı adına söz isteyen Isparta Milletvekili
Sayın Emin Bilgiç; buyurun.
Süreniz 5 dakika.
MEHMET EMİN MURAT BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan,
değerli üyeler; gecenin bu ilerleyen vaktinde Türkiye Yatırım Destek ve
Tanıtım Ajansı Kanun Tasarısının ikinci bölümü hakkında konuşmak üzere,
şahsım adına söz almış bulunuyorum; sözlerime başlarken, Yüce Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Şüphesiz, Türkiye'de, İktidarımız döneminde, son üç
yıllık ortalama büyüme yüzde 7,5'tir. Şu anda, devalüasyona rağmen, Türkiye'de
kapasite kullanımı fabrikalarda, üretim alanlarında giderek artmaya devam
etmektedir ve yüzde 80'lerin üzerine çıkmıştır.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Başbakan duymasın
"devalüasyon"u…
MEHMET EMİN MURAT BİLGİÇ (Devamla) - Türkiye'de sabit
sermaye yatırımları son derece hızlı artmıştır İktidarımız döneminde ve
ekonomi gerçek anlamda da büyümüştür. Bunun tartışılacak herhangi bir
yönü de yoktur; ama, daha önceki ANAP'lı, son beş yıllık, yani 1997-2002
dönemini dikkate alarak yaptığımız ortalama büyüme oranı hesaplamalarında,
Türkiye'nin, beş yıllık, 2002'ye kadar olan büyüme oranı yüzde 0'dır. Bunun
anlamlı bir sonuç olduğunu ve herkese ders vereceğini, herkesin bundan
alacağı şeyler olacağını düşünüyorum.
Şüphesiz Türkiye'de, bu sermaye ajansıyla birlikte,
yabancı sermayenin artırılması için önemli bir araç ihdas edilmektedir.
Daha aktif bir biçimde Türkiye'nin tanıtılması mümkün olabilecektir; ancak,
bu, her organda olduğu gibi, her kurumda olduğu gibi, çok iyi çalışma
yönetmeliklerinin ve çok iyi çalışma ekiplerinin olması, sektörel odaklanmaların
sağlanmasıyla mümkün olabilecektir. Bu anlamda, özellikle, bu kanunla
çalışmaya başlayacak kurumun önceliklerini belirleyerek, ciddî ülke
stratejileriyle, sektör stratejileriyle yürümesi ve bu çerçevede daha
başarılı olabileceğini de düşünüyorum. Bu anlamda da, daha tahkim edilmiş
bir çalışma sistemine ihtiyaç olduğu da açıktır. Bu haliyle, daha fazla
geliştirilmeye ihtiyaç olduğunu düşünmekteyim.
Türkiye'de ve dünyada yabancı sermaye alanında en
önemli kriterler, pazara yakınlık, hammadde, üretim maliyetleri olduğu
kadar, teknolojik üstünlük ve aynı zamanda, sermaye, artık başlıbaşına
bir üretim faktörü haline gelmiştir ve yabancı sermaye yatırımlarında,
giderek, ölçek ekonomileri daha anlamlı haldedir.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Hadi canım, ne ölçeği!.. Neden bahsediyorsun?!.
MEHMET EMİN MURAT BİLGİÇ (Devamla) - Türkiye'nin,
özellikle 1995'te içine girdiği Avrupa Birliği macerası ve bu çerçevede,
gümrük birliği içerisinde, 1 Ocak 1996'dan itibaren ortaya çıkan dışticaret
açıkları, Avrupa Birliğine, giderek ikiye katlanan dışticaret açıkları,
Türkiye için önemli sorunlar yaratmıştır. Bu sorunların üstesinden
gelebilmek için, 1995'te bu gümrük birliğine giriş kararı alındığında, dışticaret
açıklarının yabancı sermaye yatırımlarıyla dengeleneceği varsayılmıştı,
o zamanki DYP-CHP Hükümeti tarafından; ancak, bu gerçekleşmedi. Bunun gerçekleşmemesinin
ana sebebi de, o tarihte Türkiye'nin gümrük birliğinin karar mekanizmasına
girmemiş olmasıdır. Gümrük birliğinin, Türkiye, bugün sadece, kararlarına
maruz bir ülke konumundadır, kararlar bizim dışımızda alınmaktadır, o gün
yapılan hatanın da bedelidir. Bu hata, gene DYP-ANAP Hükümetleri tarafından,
1 Ocak 1996'dan itibaren de devam ettirilmiştir. Türkiye'nin, özellikle
benim dileğim, gümrük birliğinin karar mekanizmasında yerini alması
suretiyle, daha fazla yabancı sermaye çekme şansına sahip olduğudur ve
bu yönde de, Hükümetimizin de gerekli adımları atması, gerekli çalışmaları
yürütmesi, Türkiye için son derece elzemdir. Dünkü hataları tekrar etmemekte
de fayda vardır.
Şüphesiz, Türkiye, bir küreselleşme ekonomisini
yaşamaktadır. Küreselleşme çağının içerisinde, Türk ekonomisi, küresel
rekabete uyum sağlamaya çalışmaktadır. Buna yönelik olarak, şüphesiz, böylesine
bir ajansın kurulması önemlidir, faydalıdır; ancak, Türkiye'den yurt
dışına giden yabancı sermaye ihracının da mutlaka düzenlenmesi, desteklenmesi
ve korunması gerekmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bilgiç, lütfen, toparlar mısınız.
Buyurun.
MEHMET EMİN MURAT BİLGİÇ (Devamla) - Şüphesiz, Türkiye'ye
gelen yabancı sermayeyi tanıtmak ve desteklemek önemli olduğu kadar, Türkiye'den,
küresel rekabet ilkeleri doğrultusunda pazar veya hammadde veya üretim
maliyetlerini dikkate alarak yurt dışına giden sermayemizin de korunması ve
büyütülmesine de, Türkiye'nin destek vermesi ve bu yönde de yeni bir
ajans, yeni bir yapılanma, yeni bir kurum ihtiyacına da dikkat çekerek sözlerimi
tamamlamak istiyorum ve şüphesiz, bu tasarının bu haliyle, Türkiye için
faydalı, hayırlı bir çalışma olduğunu, bir tasarı olduğunu düşündüğümü
belirterek, destek vereceğimi ve Türkiye için hayırlı uğurlu olması dileklerimi
belirtmek istiyorum, saygılar sunuyorum efendim. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bilgiç.
İkinci bölüm üzerinde şahsı adına söz isteyen, Hasan
Fehmi Kinay, Kütahya Milletvekili.
Sayın Kinay, buyurun.
HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; gecenin bu ilerleyen saatinde, kurulması
yönünde yoğun çaba sarf ettiğimiz -muhalefetiyle iktidarıyla- yatırım destek
ve tanıtım ajanslarının ülkemize hayırlar getirmesini tekrar temenni
ediyorum.
Kısaca, burada yapılan bir önemli tenkidi vuzuha kavuşturmak
adına bir noktaya temas etmek istiyorum. Bazı arkadaşlarımız, yabancıların
teşvik edildiği yönünde bazı değerlendirmelerde bulundular. Oysa, biz,
biliyorsunuz, kalkınma ajanslarını, geçtiğimiz aylarda Yüce Meclisimizde
kanunlaştırmıştık. Kalkınma ajansları, hepinizin bildiği gibi, Türkiye'de
bölgesel kalkınma politikalarına, Avrupa Birliğinde yapılan deneyimler
ışığında destek sağlayacak, özellikle yerli girişimcimizi harekete
geçirecek, Avrupa Birliği fonlarıyla, merkezi hükümet bütçesiyle desteklenen,
yerel yönetimlerin de iştirak ettiği çok önemli bir projedir ve bu noktada,
yerli yatırımcıların desteklenmediği yönünde yapılan yersiz tenkitler
bir anlamda eleştirilmiş… Eleştiriye cevap vermiş oluyorum.
Diğer taraftan, yabancı yatırımcılarla ilgili, doğrudan
yabancı sermayeyle ilgili olarak, bugün görüşmekte olduğumuz yatırım destek
ve tanıtım ajansları Türkiye'nin gündemine yeni bir kurum olarak kazandırılmaktadır.
Gerek yerli gerekse yabancı yatırımcıların, ülkemizde istihdam sağlamak
üzere, üretime katkı sağlamak üzere, rekabet gücünü -her şeyden önce- artırmak
üzere büyük bir işlev taşıyacağını ifade ediyorum.
Hepinizi tekraren saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kinay.
Madde üzerinde soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın Doğan, buyurun.
MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Evet, teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım. Aracılığınızla Sayın Bakanıma sorularım var.
Sayın Bakanım, Doğu-Güneydoğu Bölgelerimizin ekonomik
can damarı Habur ve Nusaybin Gümrük Kapılarıdır. Bu kapılarda sınır
ticaretini halka açacak mısınız?
İkinci soru: Söz verdiğiniz halde, sınır ticaret merkezini
bugüne kadar kuramadınız. Nusaybin Gümrük Kapısının sınır ticaret merkezini
kurmamakla… Yatırım destek ve tanıtım anlayışıyla çelişmiyor mu?
Üçüncü soruyu soruyorum: Şu ana kadar, milletvekili arkadaşlarımızın
sorularının hiçbirine sözlü olarak cevap verilmemiştir. Sorulan soruların
hepsi de önemli sorunlardır. Bakan olarak bilerek mi cevap vermiyorsunuz;
yoksa, sorularla ilgili bilgileriniz mi yok? Bir açıklama yaparsanız
teşekkür ederim, sevinirim.
BAŞKAN - Sayın Doğan, teşekkür ediyorum.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Kalıcı olsun diye yazılı
cevap veriyor.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…
Sayın Özdoğan, buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım. Aracılığınızla, Sayın Hükümete şu sualleri tevcih etmek istiyorum:
Birinci sorum: 3 Ekim 2005, müzakere tarihi alınmasıyla
birlikte, Başbakan, Türkiye'ye sermaye akımı başlayacağını söylemişti.
Bu ne ölçüde gerçekleşti? Şu ana kadar, bildiğimiz kadarıyla, bize göre
hiçbir şey gerçekleşmedi.
İkinci sorum: Türkiye'ye giren yabancı sermaye yeni
yatırım alanlarına mı girmiştir; yoksa, Anavatan iktidarlarının yaptıklarına
mı yabancı sermaye talip olmuştur?
Üçüncü sorum: Yaptığı seksen günde devri âlem
gezileriyle kamuoyunun tepkilerine sebep olan Başbakan, bu gezilerini savunmak
için şöyle demiştir: "Ben gezmiyorum, Türkiye'yi pazarlıyorum, iş bağlantısı
yapıyorum" diyor. Sayın Başbakanın bu bağlantılarından Türkiye'ye şu
ana kadar ne kadar yabancı sermaye girişi olmuştur? Yani, istedikleri, İstanbul…
Vaat ettikleri, eski İETT arazisinde Dubai Towers yapmak için talip olan
Şeyh Maktum'un dışında, Sayın Başbakanın başka büyük farklı başarıları olmuş
mudur?
Dördüncü sorum: Hükümet, örneğin, TÜPRAŞ ve Telekom
ihalelerini yabancı sermayeye başarı hanesine mi yazmıştır? Türkiye'nin
stratejik dev bazı kurumlarını kapı kapı yurt dışında dolaşarak pazarlamaya
çalışmak 59 uncu Hükümetin özelleştirme politikası mıdır?
Son sorumu soruyorum: Hükümetin yabancı sermaye sokmak
istediği sektörler hangileridir? Hükümetin, güçlü ve dengeli Avrupa ülkelerinde
olduğu gibi, korumayı planladığı ulusal ekonomik sınırları var mıdır? Örneğin,
59 uncu Hükümet için, Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı, İstanbul Vapur
İşletmeleri, Nemrut Dağı, Erzurum'daki Palandöken kayak tesisleri de özelleştirilebilir
mi ve yabancı sermayeye verilebilir mi?
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özdoğan.
Sayın Koçyiğit, buyurun.
MUHSİN KOÇYİĞİT (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
İki tane sorum var; birincisi, Sayın Bakanıma:
Tarım ve tarıma dayalı sanayiin geliştirilebilmesi için
GAP yatırımlarının bir an önce bitirilmesi gerekmektedir. GAP yatırımlarının
bir an önce bitirilebilmesi için dış kredi, dış finansman sağlama yönüne
gidecek misiniz?
İkinci sorum: Bölgelerarası gelir dağılımının, bölgelerarası
dengesizliklerin ortadan kaldırılabilmesi için, adaletsiz 5084 sayılı
Teşvik Yasasını gözden geçirerek, bölgesel ve sektörel bazda yeni bir teşvik
yasası çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Koçyiğit, teşekkür ediyorum.
Sayın Abuşoğlu, buyurun.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Benim bir tek sorum olacak; yalnız, Sayın Bakan, daha önceki
uygulamalar gibi "yazılı cevap vereceğim" diyecekse sorunun da fazla
bir anlamı olmuyor; çünkü, soru ve cevabı, ikisi bir araya geldiğinde anlam
taşıyor.
Şimdi, kurduğumuz Yatırım Ajansı, Türkiye lehine,
özellikle yabancılara birtakım danışmanlık hizmetleri, benzeri hizmetler
vermek üzere kuruluyor ve Türkiye'nin ekonomik anlamda da tanıtımını yapmak
üzere kuruluyor. Bu, netice olarak, özel sektör tarafından yerine getirilmesi
ve yürütülmesi gereken bir işin devlet tarafından üstlenilmiş olması.
Yabancı yatırımcıların tavrı açıktır. Herhangi bir ülkeye yatırım yapmak
istedikleri zaman, ülkeyle ilgili olmak üzere, kendi güvendikleri -o ülkenin
olabilir veya olmayabilir- birtakım danışmanlık şirketleri aracılığıyla
o ülke ekonomisi hakkında ve yatırım yapacakları sektör hakkında her türlü
bilgiyi toplarlar ve kârlı görürlerse de gelir o ülkede yatırım yaparlar;
hiçbir zaman devlet ajanslarının, devlet kuruluşlarının verdikleri bilgilerle
yetinmezler. Bu bakımdan, kurulan bu Ajansın, özel sektörün kendi
içerisinde organize olması gereken bir yapıda olması dururken devlet bu
işe el atmış durumda. Benzer uygulamayı zamanında Odalar Birliği gerçekleştirmeye
çalıştı; fakat, başarılı olmadı. Yine, burada da bugün şevkle ve iştiyakla
İktidar Partisinin çıkarmaya çalıştığı bu kanun da, geçmişteki bu uygulama
benzeri başarılı olmayacaktır.
Benim şimdi sorum şu: Acaba, gerçekten Hükümet, böyle
bir ajansı başarılı olacak ve ülkeye hizmet edecektir diye inanarak mı
getiriyor; aksi takdirde, sırf, laf olsun, birtakım tasarılar burada
görüşülsün diye mi getiriyor? Buna cevap istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Abuşoğlu.
Sayın Özcan, buyurun.
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkan, Sayın Bakanıma
birkaç tane sorum var.
Bir: Birikimlerimizi özelleştirerek kaç milyar dolar
kasamıza girdi? Siz, iktidarı alırken iç borcumuz 144 milyar dolar iken
246 milyar dolara çıkmıştır. 102 milyar dolar acaba nerede yatırım yaptık?
Dışborç ise, 2002 yılında 63 milyar dolar iken, 2005 yılı sonuyla 67 milyara
yükselmiştir. Acaba, nerelere biz, Hükümet olarak yatırım yaptık da, bir
taraftan özelleştirmeden parayı alıyoruz, bir taraftan da bu kadar borçlanıyoruz?
Bunu öğrenmek istedim.
Bir de, Tarım Bakanı olduğunuz için, bugün, buğday
tabanfiyatıyla ilgili açıkladığınız fiyatlardan acaba köylüler Toprak
Mahsulleri Ofisine buğdayı bu fiyatlardan veriyorlar mı?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özcan.
Sayın Bakan, buyurun.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben, Sayın Doğan'ın, Sayın Özdoğan'ın, Sayın Koçyiğit'in,
Sayın Abuşoğlu'nun sorularına yazılı olarak cevap vereceğim; çünkü, çok kapsamlı
sorular; bunlara tabiî ki ayrıntılı bir şekilde cevap vermek gerekiyor.
Sayın Özcan'ın, buğday fiyatıyla ilgili olarak sorduğu
soruya cevap vereceğim. O da, evet, biz, bugüne kadar 300 000 tona yakın
hububatı bu fiyatlardan aldık; alımlarımız devam ediyor.
Teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Başka soru olmadığı için soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.
İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o
madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
Bütçe ve denetim
MADDE 9-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 9 uncu
maddesi 2 nci fıkrası ikinci cümlesinde geçen "altı ay"
ibaresinin, "bir yıl" ibaresi şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Aykırı önergeyi okutup, işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 9
uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
|
|
Ali Kemal
Deveciler |
|
Erdal Karademir |
|
|
Balıkesir |
|
İzmir |
Bütçe ve denetim
Madde 9- (1) Ajansın bütçesi, aşağıdaki kaynaklardan
oluşur:
a) Ajans tarafından ücret karşılığı sağlanabilecek
çeşitli hizmetler karşılığında elde edilecek gelirler.
b) Genel bütçeden Başbakanlık bütçesine bu amaçla
konulacak ödenek.
c) Gerçek ve tüzel kişilerden sağlanan yardım ve
bağışlar.
(2) Ajans bütçesinin gelir, gider ve muhasebesine ilişkin
usul ve esaslar ile Ajans hizmetlerinden ücret karşılığı sağlanacak olanların
bağlı olacağı esaslar, Ajans tarafından çıkarılacak ve Maliye Bakanlığı
tarafından uygun görülecek yönetmelikle düzenlenir. Ajansın hesap yılı
malî yıldır. Ajans her hesap yılından en az altı ay önce gelecek yıl içinde
yapacağı işlerin programına ve masraflarına karşılık olmak üzere Başbakanlık
bütçesinden ödenmesini talep ettiği tutarı Başbakana bildirir.
(3) Ajans gelirlerinin, giderlerini karşılaması esastır.
Ajans gelirleri, Başkan tarafından uygun görülen bankalarda açılacak
hesaplarda tutulur. Bu gelirlerden hesap yılı sonuna kadar harcanmayan
paralar Maliye Bakanlığına bildirildikten sonra Ajansın ertesi yıl gelir
hesabına aktarılır. Ajansın giderleri Başbakan tarafından onaylanan bütçeden
karşılanır.
(4) Ajansın malî işlemleri, Sayıştayın denetimine
tabidir. Sayıştayın denetime ilişkin raporu Başbakanlığa ve Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunulur.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
- Katılamıyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Gerekçe…
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Karar yetersayısı..
BAŞKAN - Bir saniye Sayın Güler.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 9 uncu maddesinin (2) numaralı bendinde
yer alan ilk cümledeki "yönetmelikle" ibaresinden önce gelmek
üzere "ve Maliye Bakanlığı tarafından uygun görülecek" ifadesi eklenmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunacağım…
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Karar yetersayısı..
BAŞKAN - Sayın Güler, şimdi isteyebilirsiniz.
Karar yetersayısı da arayacağım.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yetersayısı
vardır; önerge reddedilmiştir.
HÜSEYİN
ÖZCAN (
BAŞKAN
- Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 1202 sıra sayılı tasarının 9 uncu maddesi 2 nci fıkrası ikinci cümlesinde
geçen "altı ay" ibaresinin, "bir yıl" ibaresi şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI ALİ BABACAN (
BAŞKAN
- Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe
Önergeyle, Ajansın yapacağı işlerin gelecek bir yıla
sâri kılınması amaçlanmıştır.
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
9 uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Personele ilişkin hükümler
MADDE 10-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 10 uncu
maddesi birinci fıkrasında geçen "30'u" ibaresinin,
"35'i" ibaresi şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup, işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı Kanun Tasarısının 10
uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
|
|
Ali Kemal
Deveciler |
|
Erdal Karademir |
|
|
Balıkesir |
|
İzmir |
Personele ilişkin hükümler
Madde 10- (1) Ajans hizmetleri, toplam sayısı 40'ı
geçmemek üzere, iş mevzuatı hükümlerine göre istihdam edilen uzman personel
ve destek personeli eliyle yürütülür. Sekreterlik, halkla ilişkiler, arşiv,
idari, mali ve personelle ilgili işlemler gibi işleri yürütecek olan destek
personelinin sayısı, Ajans toplam personel sayısının yüzde yirmisini
geçemez.
(2) Uzman personel, en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim
kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen
yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmuş, Kamu Personeli
Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (80) puan almış veya
buna denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan belgeye sahip adaylar
arasından istihdam edilir.
(3) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan, bu
Kanunda belirtilen nitelikleri taşıyanlar, kendilerinin isteği ve kurumlarının
muvafakati ile Ajansta Başkan, daire başkanı veya uzman personel olarak istihdam
edilebilir. Bunların kurumlarıyla olan ilişkileri iş akdinin yapılmasıyla
son bulur. Bunlara verilecek ücret ile diğer mali ve sosyal haklar
yapılacak iş akdi ile belirlenir. Bu şekilde istihdam edilenler, Ajanstaki
görevleri sona erdiğinde, öğrenim durumları, hizmet yılı ve unvanları
dikkate alınarak önceki kurumlarında kariyerlerine veya durumlarına uygun
boş bir kadro veya pozisyona en geç üç ay içinde atanırlar ve herhangi
bir işleme gerek kalmaksızın en geç bir ay içerisinde göreve başlatılırlar.
Ancak, bu kişilerin atanmalarında, önceki kurumlarındaki idari unvanlar
dikkate alınmaz. Bu fıkra uyarınca önceki kurumlarına dönen kişilerin
Ajansta geçen hizmetleri kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinde
değerlendirilir. Bu durumda kıdem tazminatları ödenmez ve bu süreler emeklilik
ikramiyesinin hesabında dikkate alınır. Bu şekilde görevlendirilecek personel
sayısı toplam personel sayısının yüzde otuzunu aşamaz.
(4) Ajans personeli, emeklilik ve sosyal güvenlik
yönünden 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa
tabidir.
(5)
Başkan ve Ajansta istihdam edilecek tüm personelde;
a)
Türk vatandaşı olmak,
b)
Kamu haklarından mahrum bulunmamak,
c) Affa
uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet,
ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı
kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti
kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi
ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma
suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak,
şartları aranır.
(6)
Başkan ile diğer personelin ücret ve gündelikleri ile diğer
(7)
Ajans personeline ilişkin tüm ihtilaflar iş mahkemelerinde görülür.
(8)
Ajansın, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren geçici mahiyetteki işlerinde
vekalet, istisna veya hizmet akdi ile yerli ve yabancı danışman ve uzmanlar
istihdam edilebilir.
(9)
Başkan ve diğer personelin, görevlerinin ifası sırasında yaptıkları masrafların
hangilerinin Ajans bütçesinden karşılanabileceğine dair usul ve esaslar
yönetmelikle belirlenir.
(10)
Başkan, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirtilen
nitelikleri haiz bir iç denetçi atar.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Gerekçeyi okutun Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 10 uncu maddesinin (1) numaralı bendinde
yer alan "30'u geçmemek üzere" ibaresi "40'ı geçmemek
üzere" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 10 uncu
maddesi birinci fıkrasında geçen "30'u" ibaresinin,
"35'i" ibaresi şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, ajans hizmetlerinde çalıştırılmasını
sağlamak üzere 35 personelin görevlendirilmesine olanak sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
10 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sözleşme ile araştırma, etüd, proje yaptırma
MADDE 11-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 11 inci
maddesinde geçen "araştırma" ibaresinden sonra gelmek üzere,
"inceleme" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup, işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı Kanun Tasarısının 11
inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
|
|
Erdal Karademir |
|
Ali Kemal
Deveciler |
|
|
İzmir |
|
Balıkesir |
Sözleşme ile araştırma, etüd, proje yaptırma
Madde 11- (1) Ajansın görevleri kapsamındaki
faaliyetlerle ilgili olarak araştırma, etüd ve proje hazırlama ve diğer
işler, hazırlanacak yönetmelikteki usül ve esaslar çerçevesinde sözleşme
ile Türk veya yabancı gerçek ve tüzel kişilere yaptırılabilir.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun Tasarısının 11 inci maddesinde yer alan
"yönetmelikteki esaslar çerçevesinde" ibaresi "yönetmelikteki
usül ve esaslar çerçevesinde" ibaresi olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 11 inci
maddesinde geçen "araştırma" ibaresinden sonra gelmek üzere,
"inceleme" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, Ajansın görevleri arasına inceleme
görevinin eklenmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
11 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bilgi isteme ve gizliliğe uyma
MADDE 12-
BAŞKAN - Madde üzerinde ilk 2 önergeyi okutup işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 12
nci maddesinde geçen "her türlü bilgiyi" ibaresinin "her türlü
veriyi" olarak değiştirilmesi hususunda gereğini saygılarımla arz
ederim.
Tevfik
Akbak
Çankırı
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının
"Bilgi isteme ve gizliliğe uyma" başlıklı 12 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek |
Bülent Baratalı |
Kemal Kılıçdaroğlu |
|
|
Mersin |
İzmir |
İstanbul |
|
|
|
Mehmet Akif Hamzaçebi |
|
Türkân Miçooğulları |
|
|
|
|
|
|
|
Trabzon |
|
İzmir |
(A) (1) Ajans, araştırma ve inceleme konuları için bu
Kanun kapsamında görevleri ile ilgili gerekli gördüğü her türlü bilgiyi
kamu kurum ve kuruluşlarından istemeye yetkilidir. Kendilerinden bilgi
istenen kamu kurum ve kuruluşları, söz konusu isteğe cevap vermek ve
gereken kolaylığı göstermekle yükümlüdürler. Ajansın her türlü personeli,
bu yoldan sağlanan bilgilerden sır mahiyetinde olanları açıklayamaz, kendilerinin
veya başkalarının menfaatine kullanamaz.
(B) (1) Ajans hizmetleri, toplam sayısı 30'u geçmemek
üzere, iş mevzuatı hükümlerine göre istihdam edilen uzman personel ve destek
personeli eliyle yürütülür. Sekreterlik, halkla ilişkiler, arşiv, idari,
mali ve personelle ilgili işlemler gibi işleri yürütecek olan destek personelinin
sayısı, Ajans toplam personel sayısının yüzde yirmisini geçemez.
(2) Uzman personel, en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim
kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen
yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmuş, Kamu Personeli
Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (80) puan almış veya
buna denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan belgeye sahip adaylar
arasından istihdam edilir.
(3) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan, bu
Kanunda belirtilen nitelikleri taşıyanlar, kendilerinin isteği ve kurumlarının
muvafakati ile Ajansta Başkan, daire başkanı veya uzman personel olarak istihdam
edilebilir. Bunların kurumlarıyla olan ilişkileri iş akdinin yapılmasıyla
son bulur. Bunlara verilecek ücret ile diğer mali ve sosyal haklar
yapılacak iş akdi ile belirlenir. Bu şekilde istihdam edilenler, Ajanstaki
görevleri sona erdiğinde, öğrenim durumları, hizmet yılı ve unvanları
dikkate alınarak önceki kurumlarında kariyerlerine veya durumlarına uygun
boş bir kadro veya pozisyona en geç üç ay içinde atanırlar ve herhangi
bir işleme gerek kalmaksızın en geç bir ay içerisinde göreve başlatılırlar.
Ancak, bu kişilerin atanmalarında, önceki kurumlarındaki idari unvanlar
dikkate alınmaz. Bu fıkra uyarınca önceki kurumlarına dönen kişilerin
Ajansta geçen hizmetleri kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinde
değerlendirilir. Bu durumda kıdem tazminatları ödenmez ve bu süreler emeklilik
ikramiyesinin hesabında dikate alınır. Bu şekilde görevlendirilecek personel
sayısı toplam personel sayısının yüzde otuzunu aşamaz.
(4) Ajans personeli, emeklilik ve sosyal güvenlik
yönünden 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa
tabidir.
(5) Başkan ile diğer personelin ücret ve gündelikleri
ile diğer mali haklarının üst sınırı Başbakan tarafından belirlenir.
(6) Ajans personeline ilişkin tüm ihtilaflar iş mahkemelerinde
görülür.
(7) Ajansın, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren
geçici mahiyetteki işlerinde vekalet, istisna veya hizmet akdi ile yerli
ve yabancı danışman ve uzmanlar istihdam edilebilir.
(8) Başkan ve diğer personelin, görevlerinin ifası
sırasında yaptıkları masrafların hangilerinin Ajans bütçesinden karşılanabileceğine
dair usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
(9) Başkan, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanununda belirtilen nitelikleri haiz bir iç denetçi atar.
(C) (1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
gösteren yönetmelikler, altı ay içinde ilgili kurum ve kuruluşların
görüşleri alınarak Ajans tarafından hazırlanır ve yürürlüğe konulur.
(D) (1) Bu kanunun uygulanmasında 5018 sayılı Kamu
Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 6245 sayılı
Harcırah Kanunu hükümleri uygulanmaz.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Anadol, gerekçeyi okutuyorum...
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Evet.
Gerekçe:
Kanun hükümleri arasında uyum sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 12
nci maddesinde geçen "her türlü bilgiyi" ibaresinin "her türlü
veriyi" olarak değiştirilmesi hususunda gereğini saygılarımla arz
ederim.
Tevfik
Akbak
Çankırı
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile, anlam bütünlüğünün sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
12 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Yönetmelikler
MADDE 13-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 13
üncü maddesinde geçen "altı ay" ibaresinin "8 ay"
olarak değiştirilmesi hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.
Tevfik
Akbak
Çankırı
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup, işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı Kanun Tasarısının 13
üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
|
|
Ali Kemal
Deveciler |
|
Erdal Karademir
|
|
|
Balıkesir |
|
İzmir |
Yönetmelikler
Madde 14- (1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul
ve esasları gösteren yönetmelikler, en geç bir yıl içinde ilgili kurum ve
kuruluşların görüşleri alınarak Ajans tarafından hazırlanır ve yürürlüğe
konulur.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 14 üncü maddesinde yer alan "en
geç altı ay" ibaresi "en geç bir yıl" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 13
üncü maddesinde geçen "altı ay" ibaresinin "8 ay"
olarak değiştirilmesi hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.
Tevfik
Akbak
Çankırı
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin
daha iyi anlaşılabilmesi için süre bakımından esneklik getirilmek istenmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
13 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Uygulanmayacak hükümler
MADDE 14-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 14
üncü maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Süleyman
Sarıbaş |
Hüseyin Güler |
İbrahim Özdoğan |
|
|
Malatya |
Mersin |
Erzurum |
|
|
Muharrem Doğan |
Dursun Akdemir |
Hüseyin Özcan |
|
|
Mardin |
Iğdır |
Mersin |
|
|
|
Selami Yiğit |
|
Hasan Özyer |
|
|
Kars |
|
Muğla |
BAŞKAN - Aykırı olan önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının
"Uygulanmayacak hükümler" başlıklı 14 üncü maddesinin
aşağıdaki gibi değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek |
Kemal Kılıçdaroğlu |
Bülent Baratalı |
|
|
Mersin |
İstanbul |
İzmir |
|
|
|
Mehmet Akif Hamzaçebi |
|
Türkân Miçooğulları |
|
|
Trabzon |
|
İzmir |
(A) (1) Bu Kanunun uygulanmasında, 5018 sayılı Kamu
Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 6245 sayılı
Harcırah Kanunu hükümleri uygulanmaz.
(B) (1) Ajans hizmetleri, toplam sayısı 30'u geçmemek
üzere, iş mevzuatı hükümlerine göre istihdam edilen uzman personel ve destek
personeli eliyle yürütülür. Sekreterlik, halkla ilişkiler, arşiv, idari,
mali ve personelle ilgili işlemler gibi işleri yürütecek olan destek personelinin
sayısı, Ajans toplam personel sayısının yüzde yirmisini geçemez.
(2) Uzman personel, en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim
kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen
yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmuş, Kamu Personeli
Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (80) puan almış veya
buna denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan belgeye sahip adaylar
arasından istihdam edilir.
(3) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan, bu
Kanunda belirtilen nitelikleri taşıyanlar, kendilerinin isteği ve kurumlarının
muvafakati ile Ajansta Başkan, daire başkanı veya uzman personel olarak istihdam
edilebilir. Bunların kurumlarıyla olan ilişkileri iş akdinin yapılmasıyla
son bulur. Bunlara verilecek ücret ile diğer mali ve sosyal haklar
yapılacak iş akdi ile belirlenir. Bu şekilde istihdam edilenler, Ajanstaki
görevleri sona erdiğinde, öğrenim durumları, hizmet yılı ve unvanları
dikkate alınarak önceki kurumlarında kariyerlerine veya durumlarına uygun
boş bir kadro veya pozisyona en geç üç ay içinde atanırlar ve herhangi
bir işleme gerek kalmaksızın en geç bir ay içerisinde göreve başlatılırlar.
Ancak, bu kişilerin atanmalarında, önceki kurumlarındaki idari unvanlar
dikkate alınmaz. Bu fıkra uyarınca önceki kurumlarına dönen kişilerin
Ajansta geçen hizmetleri kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinde
değerlendirilir. Bu durumda kıdem tazminatları ödenmez ve bu süreler emeklilik
ikramiyesinin hesabında dikkate alınır. Bu şekilde görevlendirilecek personel
sayısı toplam personel sayısının yüzde otuzunu aşamaz.
(4) Ajans personeli, emeklilik ve sosyal güvenlik
yönünden 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa
tabidir.
(5)
Başkan ve Ajansta istihdam edilecek tüm personelde;
a)
Türk vatandaşı olmak,
b)
Kamu haklarından mahrum bulunmamak,
c) Affa
uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet,
ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı
kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti
kırıcı suçtan veya istimal ve İstihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmî
ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma
suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak, şartları aranır.
(6)
Başkan ile diğer personelin ücret ve gündelikleri ile diğer
(7) Ajans
personeline ilişin tüm ihtilaflar iş mahkemelerinde görülür.
(8)
Ajansın, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren geçici mahiyetteki işlerinde
vekalet, istisna veya hizmet akdi ile yerli ve yabancı danışman ve uzmanlar
istihdam edilebilir.
(9)
Başkan ve diğer personelin, görevlerinin ifası sırasında yaptıkları masrafların
hangilerinin Ajans bütçesinden karşılanabileceğine dair usul ve esaslar
yönetmelikle belirlenir.
(10)
Başkan, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirtilen
niteliklere haiz bir iç denetçi atar.
BAŞKAN - Sayın Komisyon, önergeyi katılıyor mu?..
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet, katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Kanun hükümleri arasında uyum sağlanması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı Kanun tasarısının 14
üncü maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Süleyman
Sarıbaş (Malatya) ve arkadaşları
BAŞKAN - Sayın Komisyon, katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet, katılıyor mu?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Sarıbaş. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlar; görüşülmekte olan Kalkınma Yatırım ve Destek
Tanıtım Ajanslarının Kurulmasına Dair Kanunun 14 üncü maddesi üzerinde söz
almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum. Değerli arkadaşlar,
önergemizin özü, maddenin metinden çıkartılmasıdır. Neden çıkartılmasıdır?
Zaten, idarenin genel ilkesidir. Bir kurum kuruyorsanız, o kurumun işleyiş
ve usullerini ortaya koyan yönetmeliği çıkarma yetkisi, zaten Anayasadan
kaynaklanan ve genel ilkelerden kaynaklanan bir yetkidir. Dolayısıyla,
Anayasadan ve genel ilkeden kaynaklanan bir yönetmelik çıkarma yetkisi
idarenin her zaman mümkünken, bu kanunlara illa da yönetmelik çıkarma yetkisi
ayrıca koymanın bir anlamı yoktur. Kaldı ki, bu Ajans Başbakanlığa bağlı
olarak kurulan bir ajans. Dolayısıyla, Başbakanlığın, Bakanlar Kurulunda
her zaman yönetmelik çıkarma yetkisi var ise, ayrıca Kuruma bu genel ilkeler
ve Anayasal ilkeler mümkün iken, yönetmelik çıkartma yetkisini, ayrıca
tanımanın bir anlamı olmadığı kanaatiyle biz bu önergeyi vermiştik.
Dolayısıyla, bu maddenin metinden çıkartılmasını önerdik.
Geldiğimiz noktada, Cumhuriyet Halk Partisi sağolsun,
önergelerini okuttu, hepsi de oylandı; ama, Ali Abi, kendi önergelerine
hayır oyu verdi. Bunu da anlamış olmadım, anlayamadım.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Evet oyu verdim
ben.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - İnşallah, bu birlikteliğiniz
böyle devam eder diye düşünüyorum, her zaman devam eder. Biz de, 13 Ekimde
Anavatan Partisi olarak grup kurduktan sonra, hep bu kürsüde, milletin
hayrına olan kanunlarda beraber olun, birlikte olun, biz de destek olalım
demiştik. Yaptığımız işte budur. Siz zaten, ne güzel, birlikte, berabersiniz,
biz de destek oluyoruz. Hakikaten, destek olmak adına verdik bu önergeyi
de. Niye destek olmak adına verdik; çünkü, hakikaten, böyle bir maddeye
ihtiyaç yok; çünkü, Başbakanlığın yönetmelik çıkartma, hatta, tüzük
çıkartma yetkisi genel ilkedir. Ee, bu kuruluş da Başbakanlığa bağlı
olarak kurulan bir kuruluş olduğuna göre, ayrıca bu maddeye, illa da
"bu kurum yönetmelik çıkarır" diye bir hüküm koymanın, artı
getireceği hiçbir şey de yok.
Hiç gülme Salih Bey, gülme…
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - İkinci baskı yapıyorsun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - İşin doğrusu bu; hukukçu
olarak da doğru söylüyorum, Başbakanlığın yönetmelik çıkartma yetkisi
her zaman var, Bakanlar Kurulunun her zaman var. Bu kurumu da oraya bağlı
kuruyoruz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Kanuna bunu koyarsak, buna uygun
olarak yönetmelik çıkarma…
BAŞKAN - Sayın Kapusuz, lütfen… Lütfen, Sayın Kapusuz…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Koymasanız da olur, biz o
kanaatteyiz ve…
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, Genel Kurula hitap eder misiniz
lütfen.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan uyardığınız için. Ne yapayım, Salih Bey konuşunca mecburen cevap vermek
zorunda kalıyorum.
Değerli arkadaşlar, gecenin bu saatinde, hakikaten,
önemli bir kanun çıkartıyoruz. Biz, bu kanuna baştan beri destek olduğumuzu…
Hakikaten, ülkemizin kalkınması için birtakım, artık, yatırımcının önünü
açacak kanunların gelmesi noktasında zaruret de görüyoruz; ama, kanun
çıkartmanın tek başına ülkeyi kalkındırmaya yetmediğini de, hepimizin idrak
etmesi lazım; 13 000 tane kanunumuz var. Sizden önceki hükümetler, bu ülkeyi
yönetenler de bu ülkeyi seviyorlardı, onlar da birsürü kanun çıkardılar;
ama, Avrupa'ya baktığımız zaman, Avrupa'da yoksullukta, geriden ikinciyiz.
Bu ne demek? Demek ki, çok kanun çıkartan ülke çok zengin olan ülke değil.
Eğer çok kanun çıkartan ülke çok zengin olan ülke olsaydı, 800 küsur oldu
galiba, 800-900 kanun çıkardık, üç senede çok zengin olurduk. Çok mu zengin
olduk; hayır, 13 000 000 yeşilkartlımız var. Çok mu zengin olduk; hayır;
19 000 000, Devlet İstatistik Enstitüsünün raporuna göre, yoksulumuz var.
Demek ki, kanunla karın doyurulmuyor. Yani, ben gecenin bu saatinde vatandaşlarımıza
şunu söylüyorum: Bu kanun sizin cebinize para koymayacak, karnınızı da doyurmayacak;
yarın çorbanızın yanına bir sıcak ekmek getirecek bir şey değil. Bu kanunu uygularsanız,
çok uzun vadede yatırımcınızın önünü açan bir kanundur; ama, ben yine
inanıyorum ki, güneydoğu ve doğuya 50 tane de teşvik kanunu, 50 tane de destek
kanunu çıkarsanız, bizzat devlet kendi yatırım yapmadığı müddetçe, bizzat
devlet elini taşın altına koymadığı müddetçe, insanlara doğu ve güneydoğuya,
maalesef, yatırım yaptıramıyorsun. İşte, netice itibariyle, sizden önceki
hükümetler de en az 20 tane teşvik kanunu çıkardılar. Ne oldu; hiçbir şey
olmadı. Sadece devletin GAP'a yaptığı yatırımla kaldı, sadece devletin
barajlara yaptığı yatırımla kaldı; ama, bakın, güneydoğuya sadece devletin
yatırımları oranın kalkınmasına vesile oldu…
MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Adıyaman'a fabrika kuruldu;
Adıyaman'a özel sektör desteği var.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Plan olarak söylüyorum.
Kesinlikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya devlet yatırım yapmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Göksu, lütfen…
Sayın Sarıbaş, lütfen, toparlar mısınız.
Buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Adıyaman'da özel sektör
var… Adıyaman'ın 50 000 işsizi var; Adıyaman benim komşu vilayetim; 50 000 işsizi
var. Adıyaman'da buğday da para etmiyor, Tekelde tütün de para etmiyor,
Adıyamanlı da perişan. Eğer, bu teşvik kanunlarıyla kalkınsaydı,
Adıyaman'ın 50 000 işsizi olmazdı. Buradan Adıyamanlılara da saygılarımı
sunuyorum. Sayın Vekiliniz, Adıyaman'ın abat olduğunu söylüyor, eğer, abatsanız,
ben bilmiyorsam, mesele yok.
Saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sarıbaş.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge, reddedilmiştir.
14 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Yürürlük
MADDE 15-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı Kanun Tasarısının 15
inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Birgen Keleş |
Bülent Baratalı |
A. Kemal Kumkumoğlu |
|
|
İstanbul |
İzmir |
İstanbul |
|
|
|
A. Kemal
Deveciler |
|
Erdal Karademir |
|
|
Balıkesir |
|
İzmir |
Yürürlük
Madde 15- (1) Bu Kanunun 9 uncu maddesi 1.1.2007
tarihinde diğer hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sayılı kanun tasarısının 15 inci
maddesinde geçen "yayımı tarihinde" ibaresinin "yayımı
tarihinden bir ay sonra yürürlüğe girer" olarak değiştirilmesi
hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.
Tevfik
Akbak
Çankırı
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Teklifle, kanun yürürlüğe girene kadar ilgili
kurum ve kuruluşlar açısından daha iyi şartların oluşması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 15
inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Birgen
Keleş (İstanbul) ve arkadaşları
Yürürlük
Madde 15- (1) Bu kanunun 9 uncu maddesi 1.1.2007
tarihinde diğer hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
- Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Bütçe ve denetimle ilgili 9 uncu maddenin
yeni bütçe yılında yürürlüğe girmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
15 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Yürütme
MADDE 16-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.
İçtüzüğün 86 ncı maddesi gereğince, tasarının lehinde
görüşünü belirtmek üzere söz isteyen, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet
Kandoğan; buyurun. (AK Parti sıralarından "lehindemi!.." sesleri)
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
başından beri AK Parti milletvekillerimiz şahıs adına konuşmalar yaptılar,
onları dinledik; niye ben çıkınca rahatsız oluyorsunuz sayın milletvekilim?!
(AK Parti sıralarından "hayır, hayır" sesleri) Niye rahatsız
oluyorsunuz?!
Sayın milletvekilleri, şimdi, ben dinledim; bir milletvekilimiz
çıktı, son günlerdeki devalüasyondan bahsetti. İyi ki, Sayın Başbakan
yok burada, onu dinlemedi; yoksa, o milletvekilinin işi çok zor; devalüasyondan
bahsetti.
Şimdi, önerge veren milletvekillerimize bakıyorum;
burada yoklar kendileri. (AK Parti sıralarından "var, var" sesleri)
Yok, önerge veren milletvekilimiz yok. Neye imza attığını da bilmediğinden
çok eminim. Bir başka milletvekilimizin önergesi var, kendi önergesinin
lehinde parmağını kaldırmıyor.
Şimdi, Sayın Kapusuz, bugün, benim konuşmamı, burada,
geldi, eleştirdi. Şimdi, ben de, Sayın Kapusuz'a sormak istiyorum:
Yapılan şu iş etik midir allahaşkına?! Yani, verilen önergelerin hepsi, altında
aynı cümlelerle bitiyor. Yani, böyle bir kanun teklifinin, tasarısının,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesini içinize sindirebiliyor
musunuz arkadaşlar?! Sindirebiliyor musunuz? Sindirebiliyorsanız, mesele
yok. O zaman, ben, sizin, bu kanunu hiç okumadığınızdan eminim, hiç okumamışsınız.
Niye; çünkü, o kadar çok hatalar var ki. Biraz önce…
BAŞKAN - Sayın Kandoğan…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Geliyorum…
BAŞKAN - Sayın Kandoğan…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Oyumun rengini belirteceğim,
işte, onun için belirteceğim.
Şimdi, bakınız, 1 inci maddesini açın, bakın, bakalım
"Başbakanlıkla ilgili Türkiye…" Ne alakası var bunun, bu cümlenin?!
Bunun içerisine nasıl yerleştirilmiş, kim yerleştirmiş, ben merak
ediyorum.
Değerli milletvekilleri, lütfen, alelacele, bir
kanunu buradan geçirme uğruna, bunları tartışmadan, üzerinde görüşmeden;
lütfen, allahaşkına, yapmayın bunları, yapmayın.
Şimdi, zaten temel kanun olarak geldi, temel kanun; 16
madde temel kanun. Muhalefeti de konuşturmamak için elinizden gelen gayreti
gösteriyorsunuz. Kim kazanıyor allahaşkına bundan?! Yani, bunun, bu şekilde
buradan geçmesinden, sizin ne menfaatınız var, merak ediyorum. Yani, şunun
üzerinde tartışılsaydı, görüşülseydi, konuşulsaydı, ne olurdu?!
Sayın bakanlara soruyoruz; soru sorduk burada; cevap
yok arkadaşlar, cevap yok. Ben, şimdi, merak ediyorum, niçin Kamu İhale
Kanununa tabi değil, niçin? Yani, bir arkadaşımız çıksın, bunun açıklamasını
yapsın. Niçin Harcırah Kanununa tabi değil? Niçin Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol
Kanununa tabi değil? Yani, niçin? Bunun sebebi nedir, soruyorum sayın milletvekilleri.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Sen anlamazsın!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Şimdi, o "anlamazsın"
diyen milletvekili kimse, aynı sözleri kendisine aynen ithaf ediyorum.
Ben, bunu satır satır okudum. Herhalde, Muzaffer Bey kıvrandığınıza göre
sizsiniz o; ben, bu kanunu okumadığınızdan da eminim.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Sen okuduğunu da anlamazsın!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sen… Ben, seni çok iyi
tanıyorum Sayın Baştopçu, seni çok iyi tanıyorum. Geçen gün burada oturdunuz,
bu Başdenetçilikle ilgili kanunla ilgili, burada…
BAŞKAN - Sayın Kandoğan… Sayın Kandoğan…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - …Komisyon adına sizdiniz;
nasıl savunduğunuzu da çok iyi biliyorum, ne kadar okuduğunuzu da, ne kadar
çalıştığınızı da çok iyi biliyorum. Ben, dersimi çalışıyorum Sayın Baştopçu.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Anlamazsın, sen anlamazsın!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Bakın, gecenin bu saatinde,
saat 15.00'te geldim, bu saate kadar Meclisten ayrılmadan oturan tek milletvekili
benim; hepiniz çıktınız, dolaştınız, geldiniz, maç seyrettiniz, çay içtiniz,
kahve içtiniz, yemek yediniz; ama, ben, burada oturdum, sonuna kadar bunu
takip ediyorum.
HÜSEYİN
TANRIVERDİ (Manisa) - Sen meleksin!
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - Sonuna kadar takip ediyorum ve
bununla ilgili de söylenecek çok şeyim var. Bu kurulun yaptırım gücü nedir?
Kurul getirmişsiniz, ne yapacak bu kurul; ne yapacak bu
kurul; var mı bir şey?
MUZAFFER
BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Anlarsın sen, anlarsın!
ÜMMET
KANDOĞAN (Denizli) - Yılda…
O
zaman, Sayın Baştopçu, allahaşkına niye bu kürsüde gelip de bu kanunla ilgili
bir şey söylemediniz?!
MUZAFFER
BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Anlattık, anlattık; sen anlamadın!
BAŞKAN
- Sayın Baştopçu, lütfen…
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - Kim anlattı? Bütün tutanakları
getireceğim yarın; bu kanunun herhangi bir maddesiyle ilgili konuşan milletvekillerinin
hiçbiri bir şey söylemedi; tutanakları getireceğim yarın, getireceğim
tutanakları. Geldiler, burada klasik cümleler…
HÜSEYİN
TANRIVERDİ (Manisa) - Memleketin hayrına bir kanun.
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bir başbakan, bu kadar ayrıntı, teferruatla uğraşır mı arkadaşlar?!
Açın bir kanuna bakın; gerçi bakana devretme yetkisi de veriliyor; ama,
yani, personelin atanmasından ücretinin sınırına kadar
Başbakana görev veriyorsunuz değerli milletvekilleri! Yani, o kadar çok yoğun iş yükü arasında, burada çalışacak 30 personelin
maaşının üst sınırının ne olacağına Başbakan karar verecek. Ya,
böyle bir şey olabilir mi?! Bakınız, bütün gelişmiş ülkelere bakınız,
böyle bir uygulama varsa, başbakanı bu kadar teferruatla
uğraşan başka bir ülke varsa, ben, bu sözlerimi geri alacağım…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Sayın Kandoğan, lütfen, toparlar mısınız.
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - Yok, dünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir başbakan,
böyle işlerle uğraşmaz. Bütçenin, personelin işe alınması
ve diğer işlemleri de başbakanın onayıyla yürürlüğe giriyor. Bütçenin onaylanması başbakana ait. Böyle
bir şey olabilir mi?!
Şimdi,
anlayamadığım bir husus daha var: "Yönetmelik alt ay içerisinde
çıkar." Niye?!. Bu kadar,
çok önemli bir kanunsa, çok mu zordur arkadaşlar bir yönetmelik hazırlamak?!
Çok mu zordur?! Bu kadar
önemliydi bu kanun... Bu kanunun yürürlüğe girmesi, ancak,
yönetmeliklerini yürürlüğe girmesiyle olacak; çünkü, kanunun uygulanmasını
yönetmelik ortaya koyacak. Altı ayda, Türkiye'de, bir yönetmelik
çıkaracağız!.. Doğrudan yabancı yatırımları dört
gözle beklediğimiz bir ülkede, yönetmeliklerin çıkarılması için altı aylık
bir süre!.. Hani işlerimiz çok hızlı
yürüyordu; hani, on günde, onbeş günde ruhsatlar veriliyordu?! Altı ay, gelecek olan insanlar, bu yönetmeliğin, bu kanunun
hayata geçmesi için gerekli olan yönetmeliğin çıkmasını bekleyecek.
Ondan sonra da, oligarşik bürokrasiden bahsediyor, bürokratik
oligarşiden bahsediyor Sayın Başbakan. Siz, yetkiyi,
bürokratlara altı aylık bir süre verirseniz, o bürokrat da, bunu, altıncı
ayın son günü hazırlar arkadaşlar.
Onun için, bir kanun getirirken, lütfen, üzerinde tartışalım,
görüşelim, konuşalım, araştıralım, inceleyelim ve en doğrusu neyse onu söyleyelim,
onu bulalım. Bu kanunun çıkması
lazım, söylüyorum, destek de veriyorum; ama, böyle, destek verdiğimiz bir
kanunu bile alelacele Meclisten geçirmeye kalkarsanız yanlış yaparsanız.
Yarın, uygulamada ciddî sıkıntılarla karşı karşıya
kalırsınız.
Şimdi,
burada "meslekî açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip…" Nasıl ölçeceksin bunu?! Yazmışsınız buraya… Nasıl ölçülecek, soruyorum; bir arkadaşımız gelsin, anlatsın.
Nasıl?.. Elinizdeki ölçü nedir?
Yok, ölçü yok, herhangi bir ölçü yok. "En az beş yıl çalışma…" Peki, en az
beş yıl olan birisinin, kamuda veya özel sektörde, meslekî açıdan yeterli
bilgi ve deneyimini nasıl ölçeceksiniz?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Sayın Kandoğan, teşekkür için lütfen.
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - Son cümlelerimi söylüyorum.
BAŞKAN
- Teşekkür için Sayın Kandoğan…
ÜMMET
KANDOĞAN (Devamla) - Tamam, son cümlelerimi…
Yabancı
dil seviyesi… Kamu personeli seçme sınavında 80
İnşallah, bu kanun, memleketimize, doğrudan yabancı yatırımların
gelmesinde faydalı olur, katkı sağlar. En azından, yeni istihdam, üretim, ihracat konularında da ülkemize
fayda sağlayacağına inanıyorum; ama, bu eksikleriyle beraber, oyumun renginin
de olumlu olduğunu belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
İçtüzüğün
86 ncı maddesine göre oyunun rengini belirtmek üzere, aleyhte olmak üzere,
Ferit Mevlüt Aslanoğlu,
Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.
Tasarının
tümünü oylarınıza sunuyorum:
Devlet Bakanı Ali Babacan teşekkür konuşması yapacaklardır.
Buyurun
Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
DEVLET
BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde
özel sektör yatırımlarının artması, hem bundan sonraki dönemde
ekonomimizin büyüme hızı açısından hem de ülkemizde istihdamın çoğaltılması
açısından son derece büyük önem taşımaktadır. Özellikle küresel sermayenin
ülkemize daha çok cezbedilmesi, Türkiye'deki, hem teknoloji birikiminin
farklı bir safhaya, farklı bir boyuta girmesini sağlayacaktır hem de Türkiye'de
özellikle bazı sektörlerde yeteri kadar olmayan
sermaye birikiminin, bir bakıma uluslararası sermaye tarafından karşılanmasını
ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu yatırımların tüm dünyaya açılmasını sağlayacaktır.
Türkiye'nin,
yıllar boyu cezbettiği uluslararası sermaye, özellikle doğrudan sermaye
yaklaşık 1 milyar dolar civarındaydı; ancak, ülkemizin son yıllarda
yakalamış olduğu istikrar ortamı ve Avrupa Birliği sürecinde katettiği
mesafe, pek çok farklı ülkeden çok sayıda uluslararası kuruluşun Türkiye'ye
daha çok dikkat etmesine, Türkiye'ye yatırımlarını daha çok yönlendirmesine
sebep olmuştur ve 2003 yılında 1,8; 2004 yılında 2,8; 2005 yılında ise 9,7
milyar dolarlık doğrudan uluslararası sermaye girişi ülkemize gerçekleşmiştir.
Bu yıl, bu rakamların daha da üstünde bir sermaye girişi
beklemekteyiz.
Uluslararası
yatırımcıların, özellikle Türkiye'deki iş ortamıyla ilgili daha detaylı
bilgi edinebilmesi ve yatırım süreci esnasında ya da yatırım sonrasında
karşı karşıya kalabileceği güçlükler ve özellikle bazı bürokratik süreçlerin
uzaması, gerçekten yatırımcıların önünde önemli bir sorun olarak durmaktadır.
İşte,
bu yasayla kuracak olduğumuz Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı,
yatırımcılara, hem yatırımları boyunca hem de yatırımlarını tamamladıktan
sonraki süreçte karşı karşıya kalabilecekleri güçlüklerde yardımcı
olacaktır ve kurumlararası koordinasyonu sağlayan önemli bir fonksiyonu
da yerine getirmiş olacaktır.
Yine
bu Kurum, Türkiye'nin yatırım ortamı açısından uluslararası
yatırımcılara tanıtımı, anlatılması konusunda da çok önemli bir görev üstlenecektir.
Biz ne kadar Türkiye'de reform yapacak olursak
olalım, yatırım ortamını ne kadar iyi bir şekle, iyi bir düzene sokacak olursak
olalım,
Bu
ajansın kurulmuş olduğu, benzer ajansların kurulmuş olduğu pek çok ülke
var, yüzlerce örnek var. Türkiye, bir bakıma bu konuda geç de kalmış durumda;
ancak, bu tasarının yasalaşmasıyla beraber bir önemli eksiğimizi de gidermiş
olacağız ve özellikle esnek bir yapılanmayla ve özel sektör perspektifiyle,
Türkiye'nin çok daha fazla miktarda, doğrudan sermaye cezbetmesi
konusunda bu kurumun gerçekten önemli bir fonksiyon üstleneceğini
düşünüyoruz.
Burada bu yasaya verdiğiniz destek için hepinize teşekkürlerimi
sunuyorum ve Meclisimizin çalışmalarında başarılar diliyorum, iyi akşamlar
diliyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Sayın
milletvekilleri, birleşime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 01.25
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 01.35
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 117 nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
7 nci
sıraya alınan, Denizli Milletvekili Osman Nuri Filiz ile Balıkesir Milletvekili
Ali Osman Sali'nin; Devlet Planlama Teşkilatı Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ve Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
7.- Denizli Milletvekili Osman Nuri Filiz ile Balıkesir
Milletvekili Ali Osman Sali'nin; Devlet Planlama Teşkilatı Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/499) (S. Sayısı: 949)
BAŞKAN
- Komisyon?.. Yok
Ertelenmiştir.
8 inci
sıraya alınan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili
Salih Kapusuz'un; Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
raporunun görüşmelerine başlayacağız.
8.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz'un; Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş
Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/773) (S. Sayısı: 1200) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Komisyon raporu 1200 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde Anavatan Partisi Grubu adına
söz isteyen, Muzaffer Kurtulmuşoğlu Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Kurtulmuşoğlu. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA MUZAFFER R. KURTULMUŞOĞLU
(Ankara) - Sayın Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım; sözlerime başlamadan
evvel hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Atatürk Orman Çiftliği gibi güzide bir yerin bu saate
konuşulması, bence çok şık olmadı; ama, ne yapalım! Burada, ne halk bizi dinliyor
ne de ilgililer; ama, hiç değilse, hani "kendin pişir kendin ye"
var ya, bize, bu saatten sonra bu düşüyor.
İşte, muhalefetin, İktidarın bir araya gelmeyişinin
sebeplerinden birisi de siz arkadaşlarımın bu saatte burada olmasıdır.
Meclis çalışmaları bellidir, 15.00-19.00 arasıdır; ama, işte görülüyor,
buradayız.
1200 sayılı Atatürk Orman Çiftliği hakkında, Anavatan
Partisi Grubu olarak söz almış bulunmaktayım.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Başkentimizin
nadir yeşillik kaynaklarının en önemlisi Atatürk'ün adını taşıyan Orman
Çiftliğidir. Atatürk Orman Çiftliği, Atatürk'ün Türk milletine armağanıdır;
fakat, o, bizim için miras değil, gençliğe bırakacağımız bir emanettir.
Atatürk, Başkentin temelleri atıldığında bizzat ilgilenerek geleceğin Ankarasına
önemli bir miras bırakmıştır. Üstelik, o kadar yakından ilgilenmiştir
ki, Çiftliğe yaptırılan evde Selanik'teki evin modeli alınmıştır.
Sayın milletvekilleri, Atatürk bu çiftliği kurmayı
planladığında çevresindekiler ona buranın bir çiftlik kurulması için
bulunması lazım olan vasıflardan hiçbirini taşımadığı, bataklık, çorak,
fakir bir yer olduğu hakkında fikirlerini belirtirler. Atatürk'ün onlara
cevabı kesin ve anlamlı olmuştur: "İşte, istediğiniz yer böyle olmalıdır.
Ankara'nın kenarında hem batak hem çorak hem de fena yer; bunu, biz ıslah etmezsek
kim gelip ıslah edecek" demiştir. Buradan çıkaracağımız sonuç ise,
Atatürk Orman Çiftliğinin gerçek amacının insan ile toprak arasındaki
ilişkiden dolayı ortaya çıkan sorunların halledilebilir olduğunu ortaya
kaymaktır. Yani, Atatürk Orman Çiftliği -cumhuriyetin kuruluşu, amacı-
sadece kent merkezinde yeşil alan yaratılması değildir; Ulu Önder Atatürk,
bu Orman Çiftliğini, Türkiye'nin tarım endüstrileşmesinde bir örnek
model olarak ortaya koymuştur. Zorlu çalışmaların ardından ortaya çıkan
Çiftlik, bozkır toprakların nasıl yeşermeye başlayabileceğinin, ürüne
dönüştürülebileceğinin önemli bir kanıtıdır. Kısacası, Atatürk Orman Çiftliğinin
amaçları arasında, tarıma katkı vardır, tarıma yol göstermek vardır. Şimdiyse,
sadece bu bölgede değil tüm ülkede tarıma tırpan vuruluyor. Bu teklif de
bunun bir göstergesidir.
Sayın milletvekilleri, Atatürk'ün vasiyetinde anılan,
Türk Milletine miras bırakılmış 52 000 000 metrekare Atatürk Orman Çiftliği
alanından, geriye, 1950 ile 1983 yılları arasında çıkan 7 ayrı yasayla birlikte,
bugün, kemirile kemirile Atatürk Orman Çiftliği 33 487 000 metrekare alan
kalmıştır. Birinci derecede doğal SİT alanı olan Atatürk Orman Çiftliğinin
tekrar ele alınması; ancak, bu alanın koruma esaslarına göre planlanması
gerekmektedir; ancak, bu teklifin komisyondan çıkan hali, Atatürk Orman
Çiftliğini korumayı değil, biraz da talanı amaçlamaktadır. Neyse ki, bu yanlıştan
dönüldü. Muhalefetin ve sivil toplumun yüksek sesiyle, halkın vicdanına
uymayan uygulamalardan vazgeçildi. Bunun için de, yanlıştan dönmek bir
arifliktir; bunu gördüğünüz için de size teşekkür ediyorum.
Bilesiniz ki, muhalefet hep tenkit eden değildir;
muhalefet, doğruya da doğru diyendir. Ben, bugüne kadar, İktidarın yaptığı
hiçbir doğruya yanlış demedim. İşte, bunun da örneğini tekrar veriyorum;
yanlıştan döndünüz, döndüğünüz için de size teşekkür ediyorum.
Bu teklifin gerekçelerini iyi okumak lazım. Gerekçelerde
parselasyon çalışması yapılabilmesi ve alt geçit, üst geçit yapabilmek
için kanun değişikliğine gidileceği söyleniyor. Böylesine yoğun ve önemli
gündemlerin olduğu bir dönemde parselasyon çalışması için kanun çıkarmak
hem TBMM'nin gündemini oyalamak hem de Atatürk Orman Çiftliği gibi bir
alanı, parsel bazına indirmek anlamına gelmektedir. Bu alan belediyeye
tahsis edilmeden de gerekli parselasyon, alt geçit, üst geçit çalışmaları
yapılabilir. Elimizde, birsürü planlama, araç ve gereçler vardır. Buradaki
çalışmaları, belediyeye, bizzat yapmak istiyorsak, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığından izin alınsın, gerekli yolları, üst geçitleri ve metro
geçişlerini, geçitlerini Atatürk Orman Çiftçilinin doğal yapısına zarar vermeden
yapılmasına hiçbir kimse karşı olmaz ve karşı da değildir.
Bir başka gerekçe de, kaçak yapıların engellenmesidir.
Mevcut yasa çerçevesinde kaçak yapıları engellemek Tarım ve Köyişleri
Bakanlığına aittir. Zaten, ilgili bakanlığın yetkileri bu noktada yeterlidir.
Kaçak yapıların engellenmesi için, Atatürk Orman Çiftliğinin başka bir
kuruma devredilmesi çok da gerekli değildir diye düşünüyorum.
Yasa teklifinin gerekçelerinden bir tanesi de, Atatürk
Orman Çiftliğinin müstakil ada ve parselasyon çalışmasının
yapılamamasıdır. Atatürk Orman Çiftliği gibi kıymetli bir alanda böyle
bir çalışma başlatmak isteyen bir yaklaşım, belki de, başka fikirleri
ortaya çıkarabilir. Ama, ben bunun böyle olacağını da zannetmiyorum; çünkü,
Atatürk Orman Çiftliğinin bütüncül yaklaşımlarla ele alınması gerekir
diye düşünüyorum. Eğer üstünü kapalı geçiyorsam, orada bir şeyler vardır,
söylemediğimi bilesiniz.
Bu önergeyle yapılan değişikliğin ardından, Sayın
Melih Gökçek, projelerini yine de hayata geçirebilir, halihazırda bulunan Hayvanat
Bahçesini modernleştirebilir, alt-üst geçitler yapabilir, yol yapma izni
hâlâ var. Biz bunlara hiç karşı olmadık; yeter ki, yeşil alanlara kimseler
dokunmasın.
Bunun gibi projeler için, 33 000 000 metrekarelik alanın
kendine tahsis edilmesine gerek yoktu diye düşünebiliyorum. Eğer amacı buysa,
kendisine özel bir izin çıkaralım ve bu projelerini gerçekleştirsin; ama,
amaç, başıboş davranıp, o mirası istediği gibi kullanmak ise, işte, buna,
ben ve Partim ve Türk Milleti karşıdır ve karşı olacaktır.
Yasa teklifinde, alan, kullanım tanımları da çok
belirsiz. Bazı durumlarda bedelsiz devirlerin olduğu ortaya çıkıyor.
Kamu yararı görülebilecek durumlarda bazı alanların bedelsiz olarak
belediyeye devri söz konusu olacaktır deniliyor; fakat, buradaki "kamu
yararı" ifadesi hiç açık değildir.
Ayrıca, ilgili bakanlık, tüm görev ve yetkilerini, on
yıllığına belediyeye devretmiş oluyor; yani, belediye, istediği gibi orada
top koşturabilecektir.
Atatürk Orman Çiftliğinin gerçek amaçlarının arasında,
devlet üretim çiftlikleri olarak çalışması da var idi. Ulu Önder Mustafa
Kemal Atatürk, bizlere miras bıraktığı çiftlikler için şöyle diyor:
"Çiftliklerin, yerine göre araziyi ıslah ve tanzim etmek, muhitlerini
güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhî yerler,
hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek, bazı yerlerde ihtikârlı
-yani, vurgunculuk- fiilî ve muvaffakiyetli mücadelede bulunmak gibi hizmetleri
de zikre şayandır, anmaya değerdir. Bu kanaatle, tasarrufum altındaki
bu çiftlikleri, bütün tesisat, hayvanat ve demirbaşlarıyla beraber
Hazineye hediye ediyorum" demektedir.
Sayın milletvekilleri, Atatürk Orman Çiftliği cumhuriyet
tarihi boyunca yağmalandı. Kapalı alan miktarı sürekli arttı. Teklifin
Komisyondan çıkan ilk hali de, yeni kapalı alanlar yapılmasının önünü
açıyordu. Neyse ki, bu yanlıştan döndünüz. Yanlıştan dönmek de erdemdir;
daha büyük erdem de, muhalefetin sesini kısmamak, hatta, dinlemektir. Eğer
-tekrar söylüyorum- bugün, burada, gece saat 2'de yasalar konuşuluyorsa,
muhalefet ile İktidarın arasındaki iletişim bozukluğundan başka bir şey
değildir. Siz, beni susturmaya da kalksanız -zannetmiyorum öyle bir
şeyinizin olacağını- her zaman, bu kürsüye çıktığımda, bu konsensüsü yaratmak
için ne lazımsa elimden geldiği kadar söyleyeceğim; ta ne zamana kadar; İktidarın
bunları anlamasına kadar söyleyeceğim. Ben hiç vazgeçmeyeceğim.
Eğer, bu yanlıştan dönülmeseydi sevgili arkadaşlarım,
Atatürk Orman Çiftliğinin, hani, görünürde yüzde 5'ini… "Bina
yapabilir" denildiğinde, yüzde "5'ten ne çıkar" deniliyordu.
İşte, yüzde 5 nedir, biliyor musunuz; 1 700 000 metrekaredir. Onun da büyüklüğünü
söylüyorum, hacmini, 240 tane futbol sahası genişliğinde buraya bina
yapılabilirdi. İşte, bu yanlıştan dönülmesini onun içinde istedik, onun
için böyle, burada zorlukları söylüyorduk; ondan dönüldüğü içinde mutluyum;
bu büyüklükteki bir alanın betonlaşması, yağmalanması yolunu açmaktan
başka bir şey olmayacaktı.
Atatürk'ün kurduğu doğal, tarihsel ve kültürel mirastır.
Başkent Ankaramızın gerek duyduğu yeşil alanların büyük kısmını bu Çiftlik
içeriyor. Onun için de, bu Çiftlik, hepimizin; Atatürk'ün gençliğe mirasıdır,
ülkemize mirasıdır; bunun korunmasını da, herkesin bir vazifesi olarak
düşünüyorum ve böyle olmasını istiyorum.
Yalnız, burada bir şey daha var; önergeyle, Atatürk Orman
Çiftliği arazileri üzerinde konut, ticaret ve sanayi amaçlı yapılaşma
yapılamaz… İktidarın önerisi bu; fakat, burada belirlenmeyen bir şey daha
var. Sayın Belediye Başkanı diyor ki: "Ben, büyük hayvanat bahçesi
yapacağım, Çin'den balıklar getireceğim."
Yarın, buraya, veteriner müdürlüğü diye bir bina yapsa
-hayvanat bahçesini koruyor ya- bahçeler müdürlüğü diye bir bina yapsa,
fen işleri müdürlüğü diye bir bina yapsa, -artık, bunu çoğaltmak, çok misaller-
ne diyeceksiniz o zaman? İşte, ticaret için yapmıyorum; ama, belediyenin
gerektiğinde bütün şubelerini buraya kuruyorum dediğinde ne diyeceğiz acaba?
Acaba bunu düşündü mü teklif sahibi arkadaşım? Burada, bu yok. Bunu
uyarıyorum, bunu söylüyorum.
Elbette ki, Atatürk Orman Çiftliğinin güzelleşmesini
hepimiz isteriz, oranın korunmasını da isteriz, oranın yağmalanmamasını da
isteriz. Bugüne kadar yağmalanmış, bundan sonra da yağmalanmamasını da
isteriz; ama, burada bir boşluk var. Bu boşluğu görmeniz lazım diye
düşünüyorum. İnşallah, bu sözlerimi dikkate alırsınız da, yarın, devrettik
diye pişman olmayız; çünkü, biz, bazen öyle oldu ki -Türk Milletiyiz-
elinizi verirsiniz, kolunuzu alamazsınız. Unutmayın, bunu söylüyorum.
Hele hele, böyle, Ankara'nın göbeğinde güzide bir
yeşilliğin, Ankara'nın akciğeri olan, solunum kaynağımız olan bir yeşilliğin
betonlaşmasına yol açarsak, bu saatte, gecenin bu saatinde verdiğiniz o
kararla, bir gün -temennim böyle bir şey değil- ellerim kırılsaydı da, o
akşam, o gece ben elimi kaldırmasaydım diye düşünmemek için sizi
uyarıyorum.
Ama, elbette ki, buranın bakımına, güzel bir mesire
yeri olmasına, yeşilliğinin kalmasına, doğanın korunmasına ben de evet
diyeceğim, derim de; ama, korkum, belediyenin oraya yapacağı betonlaşmadan
korkuyorum. Ne diyebilirsiniz; on sene verdiniz adama, devrettiniz. Ben
diyecek, burada, bu hayvanların sıhhatini korumak için veteriner müdürlüğü
binası yaptım, park ve bahçeler müdürlüğü binası yaptım, fen işleri yaptım,
hepsini yaptım. Ne diyeceksin o zaman? "Bana devrettin. Ben sana ne
dedim; ticarî maksatlı bina yapmayacağım dedim, yapmıyorum da..."
Peki, buna ne diyeceksin o zaman?
AGÂH KAFKAS (Çorum) - Yapmaz, yapmaz!
MUZAFFER R. KURTULMUŞOĞLU (Devamla) - Sevgili arkadaşlarım,
şimdi, insanoğluyuz, beşeriz biz. Biz yetkiyi aldıktan sonra var ya, arkamıza
dönüp hiç bakmadık bugüne kadar çoğu zaman. Ben uyarayım da, ben söyledim
olayım değil, tutanaklara geçsin. Tarih, bir gün, Atatürk'ün Orman Çiftliğini
nasıl talan ettiklerini de, bir gün, birisi -tarihten der ki- böyle bir
adam çıkmış, bunları uyarmış; ama, o anda uyanamadılar; çünkü, saat 02.00
olmuştu, 02.00 olmuştu, uykuya dalmışlardı diyebilirler diye de onu
söylüyorum arkadaşlarım.
Ama, yine de, daha yeşil bir Ankara ve Türkiye diliyor,
Türk Milletine ve Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. Hepinize saygılar, bu
saatte beni sabırla dinlediğiniz için. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kurtulmuşoğlu.
Teklifin tümü üzerinde başka söz talebi?.. Yok.
Görüşmeler tamamlanmıştır.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yetersayısı...
BAŞKAN - Arayacağım Sayın Sarıbaş.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler...
Karar yetersayısı yoktur; birleşime 5 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
01.57
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
02.06
BAŞKAN: Başkanvekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 117 nci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
1200 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
8.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Ankara Milletvekili Salih Kapusuz'un; Atatürk Orman Çiftliği
Müdürlüğü Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/773) (S. Sayısı: 1200)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Teklifin maddelerine geçilmesinin oylamasında karar
yetersayısı bulunamamıştır. Şimdi, teklifin maddelerine geçilmesini tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.
Kabul edenler…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - 93 kişi var Başkanım.
BAŞKAN - Lütfen, Sayın Milletvekili…
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sizin göreviniz değil ki o.
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
BAŞKAN
- Burada Kâtip Üyeler var Sayın Sarıbaş; lütfen…
SALİH
KAPUSUZ (
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
SALİH
KAPUSUZ (
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, lütfen…
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Otur yerine!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Bağırma oradan!
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, lütfen yerinize geçer misiniz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - O kadar da çok müdahale etmeyin
ya!
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Kâtip Üyeler arasında
anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla oylama yapacağız.
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
HÜSEYİN
GÜLER (
BAŞKAN - 3 dakikalık süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlanıldı)
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (
BAŞKAN - Oy pusulası gönderen sayın milletvekilleri
Genel Kuruldan ayrılmasınlar lütfen.
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN - Oy verme işlemi tamamlanmıştır sayın milletvekilleri.
Sayın Kerim Özkul?.. Burada.
Sayın Ekrem Erdem?.. Burada.
Sayın
Eyüp Ayar?.. Yok.
Sayın
Ayhan Sefer Üstün?.. Burada.
Sayın
İnci Özdemir?.. Yok.
Sayın
Halil Özyolcu?..
HÜSEYİN
ÖZCAN (
BAŞKAN
- Sayın İrfan Yazıcıoğlu?.. Yok.
HÜSEYİN
ÖZCAN (
BAŞKAN
- Sayın Özyolcu burada mı?..
Sayın
Mehmet Alp?..
Sayın
Mahmut Uğur Çetin?..
Sayın
Saffet Benli?..
Sayın
Semiha Öyüş?..
Sayın Mehmet Özlek?..
Sayın Abdülkadir Kart?..
Sayın Öner Gülyeşil?..
Sayın Mustafa Zeydan?.. Yok.
Sayın
Beşir Atalay?.. Yerine.
Sayın
İsmail Soylu?..
Sayın
Gürsoy Erol?.. Burada.
Sayın Maliki Ejder Arvas?.. Burada.
Sayın Hüseyin Çelik?..
Sayın Hüsnü Ordu?..
Sayın Necdet Budak?..
Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı yoktur; birleşime
5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
02.14
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati:
02.17
BAŞKAN: Başkanvekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 117 nci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
1200 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
8.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Ankara Milletvekili Salih Kapusuz'un; Atatürk Orman Çiftliği
Müdürlüğü Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/773) (S. Sayısı: 1200) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon?..
Yok.
Alınan karar gereğince kanun tasarı ve tekliflerini
sırasıyla görüşmek için, 21 Haziran 2006 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 02.18