Normal deneme 2 10 2006-07-28T10:51:00Z 2006-07-28T10:51:00Z 1 53160 303016 Türkiye Büyük Millet Meclisi 2525 710 355466 10.2625 Clean 0 0 nk 0 nk 0 0 0 nk 0 nk MicrosoftInternetExplorer4

DÖNEM: 22                                      YASAMA YILI: 4

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

CİLT : 124

 

116 ncı Birleşim

15 Haziran 2006 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

 I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- BAŞ­KAN­LIĞIN GENEL KURULA SUNUŞ­LARI

A) GÜN­DEM­DIŞI KONUŞ­MALAR

1.- Balıkesir Mil­let­vekili Ali Kemal Deveciler'in, Kör­fez Zey­tin Has­talık ve Zarar­lılarıy­la Mücadele Bir­liğinin finans sıkın­tısı çek­mesi sonucun­da zey­tin zarar­lılarıy­la havadan yapılan mücadelenin ak­samasının olum­suz­luk­larına ve alın­ması gereken ted­bir­lere iliş­kin gün­dem­dışı konuş­ması

2.- Kon­ya Mil­let­vekili Rem­zi Çetin'in, Tür­kiye'nin Av­rupa Bir­liği üyeliği katılım sürecin­de atılan adım­lara ve bu konudaki geliş­melere iliş­kin gün­dem­dışı konuş­ması ve Dev­let Bakanı Ali Babacan'ın cevabı

3.- Af­yon­karahisar Mil­let­vekili Rey­han Balan­dı'nın, demok­ratik rejim­ler­de önemi gün geç­tik­çe ar­tan basın etiğine iliş­kin gün­dem­dışı konuş­ması ve Çorum Mil­let­vekili Feridun Ay­vazoğ­lu'nun, Çorum İline bağ­lı bazı köy­ler­de görülen ve keneler­den bulaşan Kırım-Kon­go kanamalı ateşi has­talığı vakalarına iliş­kin gün­dem­dışı açık­laması

B) TEZ­KERELER VE ÖNER­GELER

1.- Bul­garis­tan Ulusal Mec­lis Baş­kanı Geor­gi Pirins­ki'nin davet­lisi olarak Bul­garis­tan'a res­mî ziyaret­te bulunacak olan Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kanı Bülent Arınç'ın beraberin­deki Par­lamen­to heyetini oluş­tur­mak üzere grup­ların­ca isim­leri bil­dirilen mil­let­vekil­lerine iliş­kin Baş­kan­lık tez­keresi (3/1077)

III.- KANUN TASARI VE TEK­LİF­LERİ İLE KOMİS­YON­LAR­DAN GELEN DİĞER İŞ­LER

1.- Muş Mil­let­vekili Meh­met Şerif Er­tuğ­rul'un yasama dokunul­maz­lığının kal­dırıl­ması hak­kın­da Baş­bakan­lık tez­keresi ve Anayasa ve Adalet Komis­yon­ları üyelerin­den kurulu Kar­ma Komis­yon Raporu (3/983) (S. Sayısı: 1178)

2.- Sam­sun Mil­let­vekili Haluk Koç'un yasama dokunul­maz­lığının kal­dırıl­ması hak­kın­da Baş­bakan­lık tez­keresi ve Anayasa ve Adalet Komis­yon­ları üyelerin­den kurulu Kar­ma Komis­yon Raporu (3/984) (S. Sayısı: 1179)

3.- Çanak­kale Mil­let­vekil­leri Meh­met Daniş ve İb­rahim Köş­dere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Mil­lî Par­kı Kanununa Geçici Bir Mad­de Ek­len­mesine Dair Kanun Tek­lifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Mad­de Ek­len­mesine Dair Kanun Tek­lifi) ile Plan ve Büt­çe Komis­yonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

4.- Bazı Kamu Alacak­larının Tah­sil ve Ter­kinine İliş­kin Kanun Tasarısı ile Plan ve Büt­çe Komis­yonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)

5.- Tür­kiye Cum­huriyeti Hükümeti ile Amerika Bir­leşik Dev­let­leri Hükümeti Arasın­da Yayıl­manın Ön­len­mesi Amaç­larına Yönelik Yar­dım Sağ­lan­masının Kolay­laş­tırıl­ması İçin İş­bir­liğine İliş­kin An­laş­manın Onay­lan­masının Uy­gun Bulun­duğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışiş­leri Komis­yonu Raporu (1/1115) (S. Sayısı:1147)

6.- Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ve Av­rupa Bir­liği Uyum ile Plan ve Büt­çe Komis­yon­ları Rapor­ları (1/1158) (S. Sayısı: 1206)

7.- Mar­din Mil­let­vekili Nihat Eri ve 4 Mil­let­vekilinin; Sıvılaş­tırıl­mış Pet­rol Gaz­ları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elek­trik Piyasası Kanunun­da Değişik­lik Yapıl­masına Dair Kanun­da Değişik­lik Yapıl­masına İliş­kin Kanun Tek­lifi ve Sanayi, Ticaret, Ener­ji, Tabiî Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­noloji Komisyonu Raporu (2/813) (S. Sayısı: 1205)

IV.- ÖNERİLER

A) SİYASÎ PAR­Tİ GRUBU ÖNERİLERİ

1.- (10/369) esas numaralı Mec­lis araş­tır­ması öner­gesinin ön­görüş­mesinin, Genel Kurulun 15.6.2006 Per­şem­be gün­kü bir­leşimin­de yapıl­masına iliş­kin CHP grup önerisi

V.- SORULAR VE CEVAP­LAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAP­LARI

1.- Balıkesir Mil­let­vekili Or­han SÜR'ün, Tekelin al­kol­lü iç­kiler şir­ketinin his­se satış söz­leş­mesinin im­za tarihine iliş­kin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/14017)

2.- An­tal­ya Mil­let­vekili Nail KAMACI'nın, fut­bol lig­lerin­de yaşanan şid­det olay­larına iliş­kin sorusu ve Dev­let Bakanı ve Baş­bakan Yar­dım­cısı Meh­met Ali ŞAHİN'in cevabı (7/14221)

3.- İz­mir Mil­let­vekili En­ver ÖK­TEM'in, ek­soz gazı emis­yon öl­çüm bedeline iliş­kin Baş­bakan­dan sorusu ve Çev­re ve Or­man Bakanı Os­man PEPE'nin cevabı (7/14254)

4.- Iğ­dır Mil­let­vekili Dur­sun AK­DEMİR'in, TOKİ'nin konut projelerin­de İn­giliz­ce isim­ler kul­lanıl­masına iliş­kin Baş­bakan­dan sorusu ve Dev­let Bakanı ve Baş­bakan Yar­dım­cısı Meh­met Ali ŞAHİN'in cevabı (7/14258)

5.- Adana Mil­let­vekili Atil­la BAŞOĞ­LU'nun, mil­lî park belir­len­mesin­deki kriter­lere iliş­kin sorusu ve Çev­re ve Or­man Bakanı Os­man PEPE'nin cevabı (7/14271)

6.- Deniz­li Mil­let­vekili Üm­met KAN­DOĞAN'ın, Bilecik İlin­deki belediyelere gön­derilen ödemelere,

Deniz­li İlin­deki belediyelere gön­derilen ödemelere,

İliş­kin soruları ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/14372, 14465)

 

I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak yedi oturum yap­tı.

Şan­lıur­fa Mil­let­vekili Meh­met Vedat Melik'in, Cey­lan­pınar Tarım İş­let­meleri sınır­ları içerisin­de yaşayan göçer­lerin sorun­larına ve alın­ması gereken ted­bir­lere iliş­kin gün­dem­dışı konuş­masına, Adalet Bakanı Cemil Çiçek cevap ver­di.

Kon­ya Mil­let­vekili Mus­tafa Ünal­dı, UNES­CO'nun 2007'yi Mev­lânâ Yılı ilan et­mesine ve Hz. Mev­lânâ'nın tasav­vufî düşün­celeri ile eser­lerine,

Siirt Mil­let­vekili Öner Er­genç, Türk Kızılayının kuruluşunun 138 in­ci yılı münasebetiy­le, kurumun faaliyet­lerine,

İliş­kin gün­dem­dışı birer konuş­ma yap­tılar.

Edir­ne Mil­let­vekili Nejat Gen­can'ın (3/961) (S. Sayısı: 1176),

Balıkesir Mil­let­vekili Ali Kemal Deveciler'in (3/982) (S. Sayısı: 1177),

Yasama dokunul­maz­lık­larının kal­dırıl­masına gerek bulun­madığı hak­kın­da Anayasa ve Adalet Komis­yon­ları üyelerin­den kurulu kar­ma komis­yon rapor­ları Genel Kurulun bil­gisine sunul­du.

Yalova Mil­let­vekili Muhar­rem İn­ce ve 32 mil­let­vekilinin, Mil­lî Eğitim Bakan­lığı çalışan­larının sorun­ları konusun­da genel görüş­me (8/30),

Anavatan Par­tisi Grubu adına Grup Baş­kan­vekil­leri Gazian­tep Mil­let­vekili Ömer Abuşoğ­lu  ve Malat­ya Mil­let­vekili Süley­man Sarıbaş'ın, TRT'nin yayın politikası ve per­sonel yönetimiy­le il­gili çeşit­li id­diaların araş­tırılarak TRT'nin as­lî görev­lerini daha sağ­lık­lı yürütebil­mesi amacıy­la Mec­lis araş­tır­ması (10/372),

Açıl­masına iliş­kin öner­geleri Genel Kurulun bil­gisine sunul­du; öner­gelerin gün­dem­deki yer­lerini alacak­ları ve ön­görüş­melerinin, sırası gel­diğin­de yapılacağı;

Gün­demin "Genel Görüş­me ve Mec­lis Araş­tır­ması Yapıl­masına Dair Ön­görüş­meler" kıs­mının 306 ncı sırasın­da yer alan (10/366) esas numaralı Mec­lis araş­tır­ması öner­gesinin ön­görüş­mesinin, Genel Kurulun 14.6.2006 Çar­şam­ba gün­kü bir­leşimin­de yapıl­masına iliş­kin CHP Grubu önerisinin, yapılan görüş­meler­den son­ra, kabul edil­mediği;

Açık­lan­dı.

İçiş­leri Bakanı Ab­dül­kadir Ak­su, Deniz­li Mil­let­vekili Üm­met Kan­doğan'ın, konuş­masın­da, şah­sına sataş­tığı id­diasıy­la bir açık­lamada bulun­du.

Gün­demin "Kanun Tasarı ve Tek­lif­leri ile Komis­yon­lar­dan Gelen Diğer İş­ler" kıs­mının:

1 in­ci sırasın­da bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Mad­de Ek­len­mesine Dair Kanun Tek­lifinin (2/212) (S. Sayısı: 305), görüş­meleri, daha ön­ce geri alınan mad­delere iliş­kin komis­yon raporu henüz gel­mediğin­den;

2 nci sırasın­da bulunan, Bazı Kamu Alacak­larının Tah­sil ve Ter­kinine İliş­kin (1/1030) (S. Sayısı: 904),

3 ün­cü sırasın­da bulunan, Tür­kiye Cum­huriyeti Hükümeti ile Amerika Bir­leşik Dev­let­leri Hükümeti Arasın­da Yayıl­manın Ön­len­mesi Amaç­larına Yönelik Yar­dım Sağ­lan­masının Kolay­laş­tırıl­ması İçin İş­bir­liğine İliş­kin An­laş­manın Onay­lan­masının Uy­gun Bulun­duğuna Dair (1/1115) (S. Sayısı:1147),

Kanun Tasarılarının görüş­meleri, il­gili komis­yon yet­kilileri Genel Kurul­da hazır bulun­madığın­dan;

Er­telen­di.

4 ün­cü sırasın­da bulunan ve İç­tüzüğün 91 in­ci mad­desi kap­samın­da değer­len­dirilerek temel kanun olarak bölüm­ler halin­de görüşül­mesi karar­laş­tırıl­mış bulunan, Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanunu Tasarısının (1/1158) (S. Sayısı: 1206), görüş­melerine devam olunarak, birin­ci bölüme bağ­lı 17 nci mad­desine kadar kabul edil­di.

Hükümetin ve salt çoğun­luğunu sağ­layan komis­yonun katıl­dığı bir öner­ge hak­kın­da öner­ge sahibine söz veril­memesi üzerine, Baş­kanın tutumu hak­kın­da açılan usul müzakeresi sonun­da, İç­tüzük hüküm­lerine göre, yapılan uy­gulamanın doğ­ru ol­duğu bil­diril­di.

15 Haziran 2006 Per­şem­be günü, alınan karar gereğin­ce saat 14.00'te top­lan­mak üzere, bir­leşime 22.59'da son veril­di.

                                                                       

Nev­zat Pak­dil

 

 

 

 

 

Baş­kan­vekili

 

 

Bay­ram Öz­çelik

 

Tür­kân Miçooğul­ları

 

Bur­dur

 

İz­mir

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

 

BİRİN­Cİ OTURUM

Açıl­ma Saati: 14.04

15 Haziran 2006 Per­şem­be

BAŞ­KAN: Baş­kan­vekili Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYELER: Bay­ram ÖZ­ÇELİK (Bur­dur), Tür­kân MİÇOOĞUL­LARI (İz­mir)

BAŞ­KAN - Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin 116 ncı Bir­leşimini açıyorum.

Top­lan­tı yeter­sayısı var­dır; görüş­melere baş­lıyoruz.

Gün­deme geç­meden ön­ce, üç sayın mil­let­vekiline gün­dem­dışı söz vereceğim. Konuş­ma süreleri 5'er dakikadır. Hükümet, bu konuş­malara cevap verebilir; süresi 20 dakikadır.

Haf­ta süresin­ce yap­tığımız uy­gulamayı bugün de sür­düreceğiz. Ar­kadaş­larımız, konuş­malarına ilaveten sadece 1 dakikalık ek­süre alacak­lar­dır; onu da bil­gilerinize sunuyorum ve bugüne kadar gös­ter­miş ol­duğunuz nezaket­ten dolayı da bütün ar­kadaş­larıma teşek­kür ediyorum.

Gün­dem­dışı ilk söz, 2006 yılın­da zey­tin sineği mücadelesine iliş­kin söz is­teyen, Balıkesir Mil­let­vekili Ali Kemal Deveciler'e ait­tir.

Sayın Deveciler, buyurun.

II.- BAŞ­KAN­LIĞIN GENEL KURULA SUNUŞ­LARI

A) GÜN­DEM­DIŞI KONUŞ­MALAR

1.- Balıkesir Mil­let­vekili Ali Kemal Deveciler'in, Kör­fez Zey­tin Has­talık ve Zarar­lılarıy­la Mücadele Bir­liğinin finans sıkın­tısı çek­mesi sonucun­da zey­tin zarar­lılarıy­la havadan yapılan mücadelenin ak­samasının olum­suz­luk­larına ve alın­ması gereken ted­bir­lere iliş­kin gün­dem­dışı konuş­ması

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Sayın Baş­kan, sayın mil­let­vekil­leri; zey­tin zarar­lılarıy­la mücadele hak­kın­da gün­dem­dışı söz al­mış bulun­mak­tayım; hepinizi say­gı ve sev­gilerim­le selam­lıyorum.

4086 sayılı Yasanın 4 ün­cü mad­desinin ikin­ci fık­rasın­da, zey­tin has­talık ve zarar­lılarıy­la mücadele amacıy­la Belediye Kanunu hüküm­leri dairesin­de bir­lik­ler kurul­ması ön­görül­müş­tür.

İn­şal­lah, Sayın Bakanım da gelir, din­ler; cevabını da verir.

4086 sayılı Yasanın 4 ün­cü mad­desi, 3573 sayılı Kanunun 17 nci mad­desin­de, "Zey­tin­lik böl­gelerin il ve il­çelerin­de zey­tin has­talık ve zarar­lıları ile mücadele amacı ile 1580 sayılı Kanun hüküm­leri dairesin­de bir­lik­ler kurulur. Zarar­lılar­la mücadelede dev­let bir­lik­lere gerek­li araç, gereç ve finans kay­nak­larını sağ­lar ve bu konuda Tarım ve Köyiş­leri Bakan­lığın­ca yeter­li eleman görev­len­dirilir" den­mek­tedir.

4086 sayılı Yasaya göre kurul­muş ve faal görevini tam olarak yap­mak­ta olan, ül­kemiz­de tek ve nadir zey­tin mücadele bir­lik­lerin­den biri, bir tanesi, Kör­fez Zey­tin Has­talık ve Zarar­lılarıy­la Mücadele Bir­liğidir. Bakan­lar Kurulu kararıy­la kurul­muş­tur, beş yıl­dan beri faaliyetini sür­dür­mek­tedir; ama, üzün­tüy­le ifade et­mek is­terim ki, bu Bir­lik bugüne kadar dev­let tarafın­dan yeteri kadar des­tek­len­memiş­tir.

Ay­valık'tan Al­tınoluk'a kadar kuzey Ege'nin Ed­remit Kör­fezin­deki 5 il­çe, 10 bel­de ve 88 köyü kap­samak­tadır. 10 000 zey­tin ağacını içeren bu böl­ge, Tür­kiye'nin, hat­ta dün­yanın en kaliteli yemek­lik sız­ma yağının imal edil­diği, 300 000'e yakın in­sanımızın yaşadığı, yüz­de 70'inin geçim kay­nağını sağ­ladığı bu böl­gede, bu Bir­lik, uçak­la, zey­tin sineği mücadelesi faaliyetini sür­dür­mek­tedir. Ne yazık ki, finans yönün­den büyük sıkın­tı çek­mek­tedir.

Ger­çek­çi söy­leyecek olur­sak, dev­let, ken­disine yük­lediği görevi, bir diğer ifadey­le, dev­let­liğini yerine getirememiş­tir. Bugüne kadar Tarım Bakan­lığı, 4086 sayılı Kanunun görev olarak ver­diği finans şar­tını, ne yazık ki, lütuf gibi telak­ki et­miş­tir.

Bu Bir­liğin yap­mış ol­duğu mücadele sonun­da, bu böl­gede üretilen zey­tin­yağ­ların­da sız­ma yemek­lik zey­tin­yağı nis­peti yüz­de 85'e kadar yük­selerek, zey­tin­yağı ih­racat potan­siyeli dolayısıy­la art­mış­tır. Dolayısıy­la, mil­lî ekonomiye büyük kat­kı sağ­lamış­tır. Mil­lî ekonomiye sağ­lamış ol­duğu kat­kı 2003 yılın­da 42 tril­yon, 2004 yılın­da 56 tril­yon, 2005 yılın­da 82 tril­yon liradır; bu da, Balıkesir Tarım İl Müdür­lüğün­de gözük­mek­tedir. Bu rakam­ları dik­kate al­dığımız­da, zey­tin sineği mücadelesinin muhak­kak suret­le yapıl­ması gerek­mek­tedir.

Bir­liğin 2004-2005 yılın­dan uçak fir­malarına 300 mil­yar lira civarın­da bor­cu bulun­mak­tadır. Uçak fir­maları Bir­liği ic­raya ver­miş durum­dadır­lar. 2006 yılı için uçak kiralaması olanak­sız ol­duğun­dan dolayısıy­la zey­tin sineği mücadelesi de teh­likeye gir­miş bulun­mak­tadır.

Bir­liğin kuruluşunu düzen­leyen 4086 sayılı Kanuna göre çıkar­tılan zey­tin has­talık ve zarar­lılarıy­la mücadele konusun­da bir­lik­ler kurul­masına dair Yönet­meliğin geçici 1 in­ci mad­desine göre "bir­lik­lere hedef­lenen temel amaç­lara ulaş­maları için, malî açıdan iş­lev­lerini yapabilecek seviyeye gelin­ceye kadar, Bakan­lık büt­çesine konulacak ödenek­ler­le ay­nî ve nak­dî olarak yar­dım yapılır" denil­mek­tedir.

Ne yazık ki, 2004 yılına kadar Tarım Bakan­lığı tarafın­dan burada kul­lanıl­mak­ta olan ziray ad­lı cez­bedici bedel­siz olarak veril­miş­tir; ama, 2005 yılın­da ise sadece 250 000 kilog­ram­lık ziray ad­lı cez­bedicinin 50 mil­yar liralık kıs­mı dev­let tarafın­dan kar­şılan­mış, 200 mil­yar liralık kıs­mı ise Bir­lik tarafın­dan kar­şılan­mak mec­buriyetin­de kalın­mış­tır. Hat­ta, Bir­lik, 80 mil­yar liralık son ap­likas­yon bedeli, Bakan­lık­ça, Bir­lik­ten teminat is­ten­miş, nakit is­ten­miş, Bir­lik bunu verememiş­tir ve ilaç, Bakan­lık tarafın­dan veril­memiş­tir. Bunun neticesin­de, Bir­lik Baş­kanı Ramazan Yaşar tarafın­dan 80 mil­yar liralık ken­di çeki veril­miş­tir ve neticede, Bakan da dev­reye gir­miş­tir, Bakanın dev­reye gir­mesin­den son­ra veril­miş­tir ve 2005 yılın­da ilaç­lama bu şekil­de yapıl­mış­tır.

Bu sene ilaç­lama teh­likededir. 300 tril­yon lira sadece uçak fir­malarına bor­cu var­dır. 750 mil­yar lira bu sene için uçak bedeli gerek­mek­tedir. Bir­lik için ay­rıca 80 mil­yar liralık diğer bir ziraî ilaç kul­lanıl­ması gerek­mek­tedir. Bunun yanın­da, sadece ve sadece Tarım Bakan­lığı tarafın­dan imal edil­mek­te olan -çün­kü, Tür­kiye'de hiç­bir özel şir­ket tarafın­dan imal edil­memek­tedir- ziray ad­lı ilaç için Bir­lik­çe 25.4.2006 tarihin­de talep­te bulunul­muş ve 23.5.2006 tarihin­de Bakan­lık­ça Bir­lik­ten imal edil­mesi için, bırakın ilacın tes­limini, imal edil­mesi için, imalata baş­lanabil­mesi için 250 726 400 Türk Lirası döner­ser­maye iş­let­mesinin, Ens­titünün hesabına, Ziraat Ban­kası hesabına yatırıl­ması is­ten­mek­tedir.

Ar­kadaş­lar, Bir­lik, çok kötü durum­dadır. Zaten  1 tril­yonun üzerin­de diğer gir­dilerin  öden­mesi gerek­mek­tedir. 2004 yılına kadar da dev­let tarafın­dan  zirayi  bedeli veril­miş­tir. Sayın Bakanımıza defalar­ca söy­lememize rağ­men, Sayın Bakanımız, ziray ad­lı ilacın  Bir­liğin kasasın­dan alın­masını is­temek­tedir. Burada, 300 000 in­san yaşamak­tadır, 200 000 in­san zey­tin­le geçin­mek­tedir. Eğer, zey­tin mücadelesi yapıl­madığı tak­dir­de -ki, şu an­da yapıl­mama teh­likesine gir­miş­tir- bu yıl 100 tril­yon lira hem oradaki vatan­daş­ların…

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Deveciler, 1 dakika için­de konuş­manızı tamam­layınız.

Buyurun.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - ... mad­dî olarak kayıp­ları olacak­tır hem de 100 tril­yon lira mil­lî ekonominin büyük kay­bı olacak­tır.

Onun için, ben -Sayın Bakanımız burada yok; in­şal­lah, televiz­yon­dan iz­liyor­dur, bilemiyorum- 200 000 in­sanımız için, ilaç­lamanın yapılabil­mesi için, Tarım Bakan­lığı tarafın­dan -zirayın hiç ol­maz­sa- 250 mil­yar liralık is­tenen ziray bedelinin kar­şılan­masını is­tiyorum. Bunu  200 000 in­sanımıza   böl­düğünüz zaman, 1 000 000 lira düşüyor in­san başına; böy­le bir yar­dımın yapıl­masını is­tiyorum.  Bir­lik, ay­nı zaman­da da, or­tak­ların­dan, üreticiler­den tah­silat yap­mak­ta zor­lan­mak­tadır. Bunun­la il­gili de, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Zey­tin ve Zey­tin­yağı Üreticilerinin Sorun­larını Araş­tır­ma Komis­yonu olarak bu konuları tes­pit et­tik. Bu konuy­la il­gili de bir yasal düzen­leme yapıl­ması lazım. Üreticilerin ya tah­silat üc­ret­lerin­de ya da müs­tah­sil mak­buz­ları kesin­tilerin­de, mücadele fonu adı al­tın­da bir kesin­ti yapılarak, Bir­lik hesabına yatırıl­ması için…

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Deveciler, teşek­kür ediyorum.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - Sayın Baş­kan bitiriyorum.

BAŞ­KAN - Say­gıdeğer ar­kadaş­larım, bakınız… Yani, hatip­siniz konunuza hâkim­siniz; ama, ben size, bakınız, baş­tan söy­lüyorum, söy­lememiş değilim ve bütün bir haf­ta boyu ay­nı şeyi uy­guluyorum. İs­tir­ham ediyorum yani… Lüt­fen…

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - Sayın Baş­kan, bitiriyorum…

GÜROL ER­GİN (Muğ­la) - Şeriat­tan taş düş­müyor ya Baş­kan!

BAŞ­KAN - Bakınız, sadece teşek­kür…

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) -   Sayın Baş­kan, bitiriyorum; önem­li..

BAŞ­KAN -  Efen­dim, olabilir; süre bel­li, diğer şey­ler bel­li. Yani, önem­siz bir konu yok, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin bütün konuları önem­lidir.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - Bitiriyorum.

HALİL TİR­YAKİ (Kırık­kale) - Ser­mayeden zarar mı ediyor­sun?!

BAŞ­KAN - Sayın Deveciler, teşek­kür ediyorum.

HALİL TİR­YAKİ (Kırık­kale) - Sayın Baş­kan, 2 dakika verin…

BAŞ­KAN - Hayır.

Sayın mil­let­vekil­leri…

 Teşek­kür ederim.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) -  Teşek­kür edeceğim.

GÜROL ER­GİN (Muğ­la) - Sayın Bakan nerede; bu konuş­maya kim cevap verecek?!

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - Önem­li bir konu…

BAŞ­KAN - Hayır efen­dim, ben söy­ledim, baş­tan söy­lüyorum… İs­tir­ham ederim…

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - 1 dakika… Teşek­kür edeceğim…

BAŞ­KAN - Sayın Deveciler, buyurun lüt­fen efen­dim. İs­tir­ham ediyorum… Buyurun.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - Şim­diye kadar bitir­miş­tim!

RAMAZAN KERİM ÖZ­KAN (Bur­dur) - Bakan ol­say­dı 25 dakika konuşur­du!

BAŞ­KAN - Ar­kadaş­lar, ben size daha ön­ceden söy­lüyorum, ilan ediyorum. Bakınız gün­dem­dışı talep­ler­de bulunuyor­sunuz, gün­dem­dışı talep­lerinizi alıyorum, kabul ediyorum; siz­lere yet­kimi kul­lanarak söz hak­kı veriyorum diye ol­maz ki böy­le bir şey!..

SÜLEY­MAN SARIBAŞ (Malat­ya) - Sayın Baş­kan, 1 dakika geç­ti bile!..

GÜROL ER­GİN (Muğ­la) - Yani, söz hak­kı ver­meyecek misiniz?!

BAŞ­KAN - Gün­dem­dışı ikin­ci söz…

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - Baş­kanım 1 dakika içerisin­de bitireceğim… Hay­ret bir şey!..

RAMAZAN KERİM ÖZ­KAN (Bur­dur) - Bakanın hak­kın­dan 5 dakika çal.

BAŞ­KAN -…Tür­kiye'nin Av­rupa Bir­liği üyeliği üyelik sürecin­de müzakerelere baş­lamasın­daki başarısı hak­kın­da söz is­teyen, Kon­ya Mil­let­vekili Sayın Rem­zi Çetin'e ait­tir. (CHP sıraların­dan gürül­tüler)

HALİL TİR­YAKİ (Kırık­kale) - Bu ara sinir­lerin çok ger­gin senin! Val­lahi sinir­lerin çok ger­gin Baş­kan!

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - 1 dakikada bitireceğim… Yazık­lar ol­sun!.. Baş­kan sizi kınıyorum… Res­men kınıyorum sizi…

BAŞ­KAN - Sayın Çetin buyurun… (AK Par­ti sıraların­dan al­kış­lar)

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Bu kadar önem­li bir konu için, ül­ke ekonomisin­deki önemi için 1 dakika süre ver­miyor­sunuz; Adalet ve Kal­kın­ma Par­tisinin adaleti bu mu?!

İL­YAS ARS­LAN (Yoz­gat) - Hak­kınıza riayet edin.

RAMAZAN KERİM ÖZ­KAN (Bur­dur) - Hayır, bakan ol­sa 20 dakika daha konuşacak­tı.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Bakan ol­sa 20 dakika konuşacak­tı.

GÜROL ER­GİN (Muğ­la) - Zey­tin­cilik bit­ti, zey­tin­cilik…

BAŞ­KAN - Sayın Çetin, bir dakika efen­dim.

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, ben bu kadar talep arasın­da, gün­dem­dışı, siz­lere söz ver­diğim için teşek­kür et­menizi bek­ler­dim; ama, bunun kar­şılığın­da böy­le bir söze muhatap ol­mak beni in­cit­miş­tir. Tak­diri siz­lere bırakıyorum.

Teşek­kür ediyorum.

GÜROL ER­GİN (Muğ­la) - Gün­dem­dışı da söz ver­meyin, hiç söz ver­meyin!

HALİL TİR­YAKİ (Kırık­kale) - Ver­me, niye veriyor­sun ki?!

EYÜP AYAR (Kocaeli) - Boş konuşuyor­sunuz ya, konuş­sanız ne olur!

BAŞ­KAN - Sayın Çetin, buyurun efen­dim.

2.- Kon­ya Mil­let­vekili Rem­zi Çetin'in, Tür­kiye'nin Av­rupa Bir­liği üyeliği katılım sürecin­de atılan adım­lara ve bu konudaki geliş­melere iliş­kin gün­dem­dışı konuş­ması ve Dev­let Bakanı Ali Babacan'ın cevabı

REM­Zİ ÇETİN (Kon­ya) - Teşek­kür ederim Sayın Baş­kanım.

Muh­terem Baş­kan, muh­terem mil­let­vekil­leri; Tür­kiye'nin Av­rupa Bir­liğiy­le kırk yıl­dan uzun bir geç­mişi olan iliş­kileri, 3 Ekim 2005 tarihin­de tam üyelik müzakerelerinin baş­lamasıy­la yeni bir döneme gir­miş­tir. Tür­kiye, bu tarih­ten itibaren, ar­tık sadece bir aday ül­ke değil, ay­nı zaman­da katılım sürecine baş­lamış bir ül­ke statüsüne yük­sel­miş­tir. Hiç kuş­kusuz, bu sonuç kolay alın­mamış­tır.

Av­rupa Bir­liğine üyelik konusun­da, üyelik baş­vurusunun yapıl­dığı tarih­ten itibaren, top­lumun geniş kesim­leri mutabakat için­de ol­muş­tur. Hükümetimiz, ik­tidara gel­diği gün­den itibaren, bu mutabakatın da des­teğiy­le, üyelik amacına yönelik olarak yoğun ve karar­lı bir çalış­ma yürüt­müş­tür. Hükümetimiz, AB'ye üyelik hedefini ulusal hedef­lerimizin ve men­faat­larımızın bir gereği olarak gör­müş­tür. Bizim için bu süreç, cum­huriyetimizin bütün il­kelerinin daha ileri nok­talara taşın­ması, hal­kımızın daha öz­gür ve müref­feh bir geleceğe kavuş­ması an­lamını taşımak­tadır.

AB süreci ol­masa dahi, ken­dimiz için yap­mamız gereken reform­lar, üyelik hedefine dönük olarak daha kap­sam­lı ve güç­lü bir çer­çeveye kavuş­muş­tur. Bu sürecin sonun­da, ül­kemiz, 21 in­ci Yüz­yılın güç­lü, huzur­lu, kal­kın­mış, müref­feh ül­keleri arasın­da yerini alacak ve hem böl­gesin­de hem de küresel öl­çek­te yıl­dızı par­layan bir ül­ke haline gelecek­tir.

3 Ekim­den bu yana kadar geçen sekiz ay­lık dönem zar­fın­da, katılım sürecin­de yol al­mamızı sağ­layan son derece önem­li ve kap­sam­lı çalış­malar yürütül­müş­tür. Bu çer­çevede, sadece taraması biten 17 fasıl­da, 3 Ekim­den bu yana, 16 adet kanunî düzen­leme ve 79 adet ikin­cil düzen­leme yapıl­mış­tır. Siyasî kriter­ler alanın­da ileri adım­lar içeren 9 un­cu Uyum Paketi Dışiş­leri Bakanımız tarafın­dan ilan edil­miş ve yasama sürecin­de ön­celik­li olarak gün­deme alın­mış durum­dadır. Tarama sürecin­de daha da somut olarak gör­düğümüz üzere, ül­kemizin Av­rupa Bir­liği mük­tesebatına tek­nik düzey­de uyumu tah­min edilen­den daha hız­lı ger­çek­leşecek­tir. Tür­kiye, yeni üye ül­kelerin katılım sürecine, baş­lan­gıç şart­larının çok daha ilerisin­de, AB'yle uyum­lu bir nok­tadadır. Kurum­larımızın uzun yıl­lar­dır sağ­ladık­ları birikim, güm­rük bir­liği sürecinin kazanım­ları ve son yıl­lar­da bir­çok alan­da ger­çek­leş­tir­diğimiz reform­lar, bizi, Av­rupa Bir­liğine tah­min­lerin ötesin­de yakın bir nok­taya taşımış­tır.

Değer­li ar­kadaş­lar, bil­diğiniz üzere, 12 Haziran tarihin­de Lük­sem­burg'da yapılan Or­tak­lık Kon­seyi ve Hükümet­lerarası Kon­ferans, ül­kemiz­de bu hız­lı geliş­melerin yaşan­dığı bir dönem­le ger­çek­leş­miş­tir. Sayın Dışiş­leri Bakanımız, beraberin­de Dev­let Bakanı ve Baş­müzakereci Sayın Ali Babacan'la bir­lik­te bu top­lan­tılara iş­tirak et­miş­tir.

Or­tak­lık Kon­seyi top­lan­tısın­da, Sayın Dışiş­leri Bakanımız Tür­kiye'nin AB'den bek­len­tilerini dile getir­miş­tir. Bu çer­çevede, en çok şikâyet edilen konuların başın­da gelen işadam­larımızın vize al­mada kar­şılaş­tık­ları sorun­ları gün­deme getir­miş­tir. Or­tak­lık Kon­seyinin ar­dın­dan yapılan Hükümet­lerarası Kon­ferans­ta, başarıy­la devam et­mek­te olan tarama sürecinin en somut sonuç­ların­dan biri el­de edil­miş­tir. Bilim ve araş­tır­ma fas­lın­da müzakerelerin açılıp ve kapatıl­mış ol­masıy­la bir­lik­te, Tür­kiye fiilen müzakerelere baş­lamış­tır.

Geçen yıl yapılan Or­tak­lık Kon­seyi top­lan­tısın­dan bu yıl yapılan Or­tak­lık Kon­seyi top­lan­tısına kadar geçen süreye bakılır­sa, ül­kemizin AB'yle iliş­kilerin­de katet­miş ol­duğu mesafe daha iyi görülebilir. Geçen yıl­ki Or­tak­lık Kon­seyi top­lan­tısı sırasın­da, Tür­kiye, henüz müzakerelere baş­lamamış bir aday ül­ke durumun­day­dı. Oy­sa, bu Or­tak­lık Kon­seyi son­rasın­da, Tür­kiye, müzakere eden ül­ke, hat­ta fiilî müzakereler­de bir fas­lı kapat­mış ül­ke konumuna yük­sel­miş­tir. Bu, fev­kalade önem­li bir geliş­medir.

Değer­li mil­let­vekil­leri, Kıb­rıs meselesinin çözümünün, Tür­kiye - AB iliş­kileriy­le ve özel­lik­le müzakere süreciy­le bir il­gisi bulun­mamak­tadır. Müzakerelerin gidişatını Kıb­rıs meselesinin et­kilemesi kabul edilemez. Nitekim, bu husus­lar, Sayın Dışiş­leri Bakanımız tarafın­dan Lük­sem­burg'da AB'li muhatap­larımıza açık seçik ifade edil­miş­tir. Tür­kiye - AB üyelik sürecinin, bir Kıb­rıs müzakere süreci haline getiril­memesi gerek­tiğinin al­tı çizil­miş­tir.

Hükümet­lerarası kon­ferans ön­cesin­de Kıb­rıs­lı Rum­ların, Kıb­rıs meselesi ile ül­kemizin müzakere sürecini bir­biriy­le ir­tibat­lan­dır­ma çalış­maları ol­muş­tur; an­cak, bu çalış­maların, Sayın Dışiş­leri Bakanımızın AB'li muhatap­larıy­la sür­dür­düğü yoğun dip­lomasi trafiğiy­le sonuç ver­mesi en­gel­len­miş­tir.

Sonuç­ta, Kıb­rıs­lı Rum­ların bilim ve araş­tır­ma fas­lın­da, fiilî müzakerelerin açılıp kapan­masını en­gel­leme çabaları akim kal­mış­tır. Kıb­rıs­lı Rum­lar, bir bakıma, AB için­de yal­nız kal­mış­tır. Müzakere sürecin­de önem­li bir mer­halenin geride bırakıl­dığının tes­lim edil­mesi gerekir. Önümüz­de uzun bir müzakere süreci bulun­mak­tadır. Bu süreç­te, bun­dan son­raki fasıl­ların daha az yorucu ol­ması için, sadece Tür­kiye tarafın­dan adım atıl­ması bek­len­memelidir. Çözüm; tek taraf­lı adım­lar ve çabalar­la bir­lik­te gelemez. Her­kesin kap­sam­lı çözüm yönün­de üzerine düşeni yap­ması gerekir. Ak­si, gerek AB'nin gerek Tür­kiye'nin ener­jisini gerek­siz yere har­can­ması demek olacak­tır.

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Çetin, ek 1 dakikalık süre içerisin­de konuş­manızı tamam­layınız;

Buyurun efen­dim.

REM­Zİ ÇETİN (Devam­la) - Teşek­kür ediyorum Sayın Baş­kan.

Tür­kiye, tabiî ki, kalıcı bir çözüm için üs­tümüze düşen­leri yap­maya devam edecek­tir. Tür­kiye, taah­hüt­lerini yerine getiren bir ül­ke olarak say­gın bir konuma sahip­tir; an­cak, Tür­kiye'nin tek başına ken­di taah­hüt­lerini yerine getir­mesinin de yeter­li ol­mayacağı açık­tır. Lük­sem­burg'da Sayın Dışiş­leri Bakanımız tarafın­dan, AB'li muhatap­larına verilen temel mesaj da esasen bu ol­muş­tur.

Değer­li ar­kadaş­larım, bu zor­lu süreç­te top­lumun tüm kesim­lerine ve tabiatıy­la Yüce Mec­lisimize de önem­li görev­ler düş­mek­tedir. AB üyeliği, çocuk­larımıza daha güzel bir gelecek bırak­mak için, siyasî fark gözet­mek­sizin hepimizin pay­laş­tığı or­tak bir hedef­tir. Mec­lis olarak, bugüne kadar ol­duğu gibi, bun­dan son­ra da üzerimize düşeni yap­maya devam edeceğimize şüp­hem yok­tur.

Bu itibar­la, hem AB sürecini hem de bunun ulusal meselemiz olan Kıb­rıs'a yan­sımalarını yakın­dan iz­lemeye ve bu sürece ak­tif şekil­de katıl­maya devam edeceğiz diyor, hepinizi say­gıy­la selam­lıyorum.

Teşek­kür ediyorum Sayın Baş­kanım. (AK Par­ti sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ediyorum Sayın Çetin.

Sayın Çetin'in gün­dem­dışı yap­mış ol­duğu konuş­maya, Dev­let Bakanı ve Baş­müzakereci Sayın Ali Babacan cevap verecek­ler­dir.

Buyurun Sayın Bakanım. (AK Par­ti sıraların­dan al­kış­lar)

DEV­LET BAKANI ALİ BABACAN (An­kara) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; Tür­kiye'nin Av­rupa Bir­liğiy­le olan iliş­kileri, 3 Ekim tarihin­den itibaren, Tür­kiye'nin Av­rupa Bir­liğiy­le olan iliş­kileri, ar­tık, yep­yeni bir döneme gir­miş­tir. Tür­kiye, ar­tık, sadece aday bir ül­ke değil, ay­nı zaman­da, katılım sürecine baş­lamış bir ül­ke statüsünü el­de et­miş­tir.

Kırk yılı aş­kın bir süredir Tür­kiye ile Av­rupa Bir­liği arasın­da devam eden ve uzun yıl­lar­dır üzerin­de çalışılan böy­lesine önem­li, böy­lesine stratejik bir konunun, Hükümetimiz dönemin­de yep­yeni bir boyut kazan­ması, yep­yeni bir sürece gir­mesi, kuş­kusuz, Tür­kiye'nin uzun vadeli is­tik­rarı ve ön­görülebilir­liği açısın­dan son derece önem­lidir.

Av­rupa Bir­liğiy­le olan iliş­kilerimiz bun­dan son­raki dönem­de iki önem­li hat­ta yürüyecek­tir. Bun­lar­dan bir tanesi, siyasî reform­lar­dır. Siyasî reform­lar, özel­lik­le demok­ratik­leş­me konusun­da, in­san hak­ları konusun­da, öz­gür­lük­ler konusun­da şim­diye kadar yap­mış ol­duk­larımızın daha rafine edil­mesi, bir bakıma derin­leş­tir­mesini içeren çalış­malar olacak­tır.

Ay­nı zaman­da, uy­gulama, yine siyasî reform­lar konusun­da çok temel bir un­sur ol­maya devam edecek­tir.

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisimiz­de, son üç­buçuk yıl­lık süre içerisin­de pek çok Anayasa değişik­liği yapıl­mış­tır. Yine, bu konular­da, siyasî reform­lar konusun­da pek çok yasal düzen­leme yapıl­mış­tır; an­cak, bu düzen­lemelerin ger­çek hayat­ta uy­gulan­ması, bun­dan son­raki dönemin bel­ki de en kritik un­suru olacak­tır.

Av­rupa Bir­liği mük­tesebatına uyum ise, bu süreç­teki ikin­ci önem­li hat­tımız­dır. 35 ay­rı fasıl al­tın­da çalış­maya baş­ladığımız, ön­celik­le, taramalar­la baş­layan, daha son­ra da fiilî müzakereler­le devam edecek bu çalış­ma yıl­lar­ca devam edecek­tir. 35 fas­lın taramasını, 13 Ekim 2006 tarihi itibariy­le tamam­lamış oluyoruz. Yani, 20 Ekim 2005'te baş­ladığımız çalış­malar, el­libir haf­tada tamam­lan­mış olacak. Mük­tesebatın tamamını taramış olacağız ve ken­di mev­zuatımız ile Av­rupa Bir­liği mük­tesebatı arasın­daki fark­ları bir bakıma or­taya koy­muş olacağız ve daha son­ra da, her bir fasıl için bu fark­ları nasıl kapatacağımız­la il­gili çalış­maların star­tını ver­miş olacağız.

Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; yarın itibariy­le, 19 uncu fas­lın taramasını tamam­lamış oluyoruz. Şu an­da, bir heyetimiz Brük­sel'de, ener­ji fas­lının ay­rın­tılı taraması yapılıyor ve yarın ak­şam itibariy­le 19 un­cu fasıl olan ener­ji fas­lının taramasını da bitir­miş oluyoruz.

Bir yan­dan da, taraması biten fasıl­ların fiilî müzakerelerine baş­lıyoruz. Kal­dı ki, geç­tiğimiz pazar­tesi günü, 12 Haziran günü, birin­ci fasıl­da, yani "Bilim ve Araş­tır­ma" fas­lın­da fiilî müzakereleri hem aç­tık hem de kapat­tık. Bu, ger­çek­ten çok önem­li bir aşama ve âdeta, diğer fasıl­lar için de önem­li bir test ol­du bizim için. Yani, böy­lesine bir süreç­te, Tür­kiye gibi çok önem­li bir ül­ke olarak, Av­rupa Bir­liği sürecin­deki ilk fas­lın açıl­masıy­la il­gili kar­şımıza neler çıkabilecek, ne tür prob­lem­ler yaşayabileceğiz; bir bakıma bun­ları da fiilen gör­müş ol­duk ve bütün bu zor­luk­ların, kar­şımıza çıkan bu güç­lük­lerin de üs­tesin­den gelerek 1 in­ci fas­lın hem açıl­masını hem de kapatıl­masını ay­nı gün, ay­nı top­lan­tıda bitir­miş ol­duk. Şim­di, sırada 2 nci fasıl var Eğitim ve Kül­tür; ar­kasın­dan 3 ün­cü, 4 ün­cü, 5 in­ci fasıl­lar, sıray­la devam ediyor.

Ben, süreç hak­kın­da çok kısa detay­lara da biraz in­mek is­tiyorum; çün­kü, bu, ger­çek­ten, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisimizin de yakın­dan takip et­tiği bir konu. Her bir fasıl­la il­gili, değer­li ar­kadaş­lar, tarama çalış­maları bit­tik­ten son­ra, Komis­yon bir tarama raporu hazır­lıyor. Bu tarama raporun­da, Tür­kiye, mük­tesebata göre nerede ve nereler­de ek­sik­ler var; bir bakıma, Komis­yon, ken­di değer­len­dir­melerini yapıyor ve biz, bu tarama raporu üzerin­deki görüş­lerimizi ver­dik­ten son­ra, tarama raporu nihaî haline gelip Kon­seye, yani, 25 ül­kenin onayına sunuluyor. 25 ül­ke bu raporu onay­ladık­tan son­ra, raporun tav­siye bölümünü dik­kate alarak müzakerelerin açıl­masına karar veriyor ve bize, Dönem Baş­kan­lığın­dan, müzakerenin açıl­masıy­la il­gili davet mek­tubu gel­miş oluyor.

Bu, önem­li bir aşama; çün­kü, taramalar­daki fark­lılık­lar, ek­sik­lik­ler or­taya çık­tık­tan son­ra, bazı fasıl­lar­da açış kriter­leri de getirilebilecek, ki, kamu alım­ları fas­lın­da, rekabet politikası fas­lın­da açış kriter­leri de, bize verilen, bize gelen mek­tup­lar­da zik­redil­di.

Bu, şu demek: Müzakereler, o fasıl açıl­madan ön­ce, Tür­kiye'nin yap­ması gereken, özel­lik­le es­ki yüküm­lülük­lerin­den hâlâ yerine getir­medik­leri var­sa on­ları içeren ve ay­nı zaman­da, bazı konular­da da kurum­sal alt­yapımızı güç­len­dir­memizi talep et­tik­leri konular bun­lar.

Açılış kriter­leri tamam­lan­dık­tan son­ra, zaten, o fasıl­la il­gili, biz, müzakere pozis­yon bel­gemizi oluş­turuyoruz, Komis­yona tes­lim ediyoruz ve âdeta,  o fasıl­la il­gili yapılacak iş­lerin çoğunu da o an­da zaten tamam­lamış oluyoruz. Zaten, müzakere pozis­yon bel­gesini hazır­lamak -ki, ilk fasıl­da da gör­dük- as­lın­da, müzakerelerin yüz­de 80'inin, 90'ının, zaten, tamam­lan­mış ol­duğunun çok önem­li bir gös­ter­gesi, aşaması.

Bunun kar­şılığın­da, Av­rupa Bir­liğinin hazır­ladığı da or­tak pozis­yon bel­gesiy­le, âdeta, iki bel­ge kar­şı kar­şıya gel­miş oluyor ve o nok­tada, zaten müzakerenin açıl­ması, neredey­se, kesin­leş­miş oluyor.

Bazı fasıl­lar için, yine, kapanış kriter­leri de söz konusu olabilecek. Bazı fasıl­ları açacağız; an­cak, kapan­madan ön­ce, yine, bazı adım­ları at­mamız gerekecek ki, o fasıl­lar kapanabil­sin.

Değer­li ar­kadaş­lar, tak­dir edeceğiniz gibi, bu süreç, ger­çek­ten çok yoğun bir emek har­cayacağımız, tüm kurum­larımızın, kuruluş­larımızın, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisimizin çok yoğun mesai har­cayacağı bir süreç olacak ay­nı zaman­da. 100 000 say­fanın üzerin­de bir mük­tesebatın üst­lenil­mesi, tüm kurum­larımızın yoğun bir çabasıy­la an­cak müm­kün olabilecek.

Sadece ay­rın­tılı tarama çalış­malarına, şu ana kadar 1 200'ün üzerin­de ar­kadaşımızın katıl­dığını -Brük­sel'e giden ar­kadaş­larımız­dan bah­sediyorum- düşünecek olur­sak ve yine Tür­kiye'de bin­ler­ce ar­kadaşımızın bu çalış­maların için­de yer al­dığını düşünecek olur­sak, bu işin kap­samını, boyutunu bel­ki daha iyi al­gılamamıza yar­dım­cı olabilir diye düşünüyorum.

Şu ana kadar­ki fasıl­lar­la il­gili bizim ken­di uy­gulamalarımızı an­lat­tığımız sunuş­ların, slayt­ların top­lamı şu an­da 10 000 say­fayı geç­miş durum­da. Bun­lar hazır­lanır­ken, yani tüm bu sunuş­lar hazır­lanır­ken, ay­nı zaman­da bizim müzakere pozis­yon bel­gemiz hazır­lanır­ken il­gili tüm kuruluş­ların görüşünü alıyoruz, des­teğini alıyoruz. Tek bir masa et­rafın­da tüm kuruluş­larımızı top­luyoruz ve on­ların sadece yazılı görüş­leriy­le de yetin­meyip, bel­ge üzerin­den satır satır geçip, tüm kuruluş­larımızın üzerin­de mutabık kal­dığı tek bir or­tak bel­ge oluş­turuyoruz. Bu, hem müzakere pozis­yon bel­gesi için böy­le hem de Komis­yona yap­tığımız tüm sunuş­lar için ay­nı metot, ay­nı sis­tem uy­gulanıyor. Bir bakıma, Tür­kiye Cum­huriyetinin tüm kurum­larıy­la üzerin­de mutabık kal­dığı tek bir duruş ser­giliyoruz Av­rupa Bir­liği kar­şısın­da.

Bu çalış­ma şek­li, yani kon­sen­süs oluş­turarak kurum­ların iş­bir­liğiy­le, beraber­liğiy­le yapılan çalış­manın sonucun­da da şunu görüyoruz ki, tüm kurum­larımız, bu süreci, bu iş­leri sahip­leniyor ve bun­dan son­raki uy­gulamay­la il­gili işin de sahibi yine o kuruluş­larımız oluyor. Biz, hiç­bir zaman, Av­rupa Bir­liği konusun­da mer­kezî bir yapılan­mayı ön­gör­medik; yani, küçük bir ekibin Brük­sel'e gidip, Av­rupa Bir­liği mük­tesebatını an­layıp, gelip, kuruluş­larımıza an­lat­ması, tanıt­ması, em­poze et­mesi şek­lin­de bir yapılan­mayı kesin­lik­le ter­cih et­medik. Ne yap­tık; Tür­kiye'de işin sorum­lusu kim­se, kimin eli taşın al­tın­day­sa, o kişiler biz­zat git­tiler Brük­sel'e, ki, bun­lar müs­teşar seviyesin­de, müs­teşar yar­dım­cısı seviyesin­de ar­kadaş­lar; mesela, bugün ener­ji fas­lı görüşülüyor Brük­sel'de; ama, Ener­ji Bakan­lığı Müs­teşarımız da biz­zat orada; diğer kuruluş­lar­dan, en az 15-20 ay­rı kuruluş­tan daha in­san­lar orada, ener­jiy­le uzak­tan yakın­dan il­gili kim var­sa diğer bakan­lık­lar­da on­lar oradalar, ki, geri dön­dük­leri zaman, reform hazır­lık­larını, yasa tas­lağı hazır­lık­larını, ikin­cil düzen­leme hazır­lık­larını hız­la yapabil­sin­ler ve uy­gulamaya hız­la geçebil­sin­ler.

Biraz ön­ce ger­çi değinil­di; ama, ben, tek­rar et­mek­te fay­da görüyorum.

3 Ekim­den bu yana, kuruluş­larımızın ken­di ken­dine, sadece mük­tesebat­tan öğ­ren­dik­lerinin, gelinip, burada uy­gulan­ması neticesin­de 70'in üzerin­de ikin­cil düzen­leme yapıl­dı. Yine, 3 Ekim­den bu yana, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisin­de kabul edilen tam 16 tane yasanın içerisin­de, ay­nı zaman­da, bizim, Av­rupa Bir­liği mük­tesebatına uyumu içeren pek çok önem­li mad­de var­dı. Bir bakıma, kuruluş­larımız, bu çalış­malar sırasın­da yap­maları gereken konusun­da detay­lı bil­gi sahibi ol­duk­ları için ve hemen, der­hal, bu adım­ları at­manın da bizim çıkarımıza ol­duk­larını da bil­dik­leri için, döner dön­mez bu adım­ları at­tılar ve yine, tüm kuruluş­larımız­dan, sadece ilk 17 fasıl­la il­gili ve hemen yapabileceğimiz ve yap­mamızın da bizim için çok iyi olacağı konuların bir dökümünü is­tedik; yasal düzen­lemeler, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisin­de görüşülecek kanun tasarıları ve ay­nı zaman­da ikin­cil düzen­lemeler. 2006 yılın­da hemen yapabileceğimiz ve bizim için çok iyi olacağını söy­ledik­leri tam 30 tane yasal düzen­leme tes­pit et­tik; yine, 100'ün üzerin­de ikin­cil düzen­leme 2006 yılın­da yapılabilecek durum­da. 2007 yılın­da, yine, tam 24 yasal düzen­leme ve 150'nin üzerin­de ikin­cil düzen­lemenin yapılabileceğini, tüm bakan­lık­larımız, ken­dileri çalış­tılar ve bize bil­dir­diler.

Bakın, burada, her­han­gi bir zor­lama yok; Av­rupa Bir­liği için bizim bunu yap­mamız gerekiyor, hay­di, ar­kadaş­lar, yapalım, ne zaman; çabuk şun­ları bitirelim diye her­han­gi bir, henüz, yön­len­dir­memiz dahi ol­madan, kuruluş­larımızın ken­di ken­dine çalış­tık­ları ve bu işi bir an ön­ce yapalım, bizim için iyidir dedik­leri çalış­malar bun­lar. Kal­dı ki, bu, ilk 17 fasıl­la il­gili dediğim gibi. Bun­dan son­raki fasıl­lar­la il­gili, yine, yasal düzen­lemeler, ikin­cil düzen­lemeler gün­deme gelecek, bu rakam­lar çoğalacak, hem 2006 için hem 2007 için gün­demimiz daha yoğun­laşacak.

Ay­nı zaman­da, tarama rapor­ları Komis­yon­dan gel­dik­çe, Av­rupa Komis­yonun­dan, bizim, yine, önümüz­deki dönem­le il­gili yapacağımız konular hak­kın­da daha detay­lı bil­giler el­de et­me şan­sına sahip olacağız ve burada da, yine, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisin­de görüşülecek yasalar ol­sun, ikin­cil düzen­lemeler ol­sun, önümüz­deki gün­dem konusun­da, git­tik­çe daha fark­lı geliş­meler olacak.

MUHAR­REM İN­CE (Yalova) - Sayın Bakan, eğitim laik midir değil midir? O cüm­leyi niye çıkar­dığınızı açık­lar mısınız?

DEV­LET BAKANI ALİ BABACAN (Devam­la) - Sayın Baş­kan, değer­li ar­kadaş­lar; bu Av­rupa Bir­liği süreci, Tür­kiye'nin her alan­da stan­dart­larının yük­sel­mesini sağ­layacak bir süreç; hem hal­kımızın -bugün­kü Tür­kiye'de- hem de çocuk­larımızın, torun­larımızın çok daha müref­feh bir or­tam­da yaşayabil­mesi için kul­lanabileceğimiz çok önem­li bir vesile, çok önem­li bir reform çer­çevesi. Biz ne yap­tıy­sak şim­diye kadar, ken­dimiz için yap­tık, ken­di in­sanımız için yap­tık, ken­di ül­kemizin geleceği için yap­tık ve yap­tığımız her şey, bize, ar­tı olarak geri dön­dü. Ay­nı zaman­da bu süreç, bir kazan-kazan süreci; yani, hem bizim kazanacağımız hem de Av­rupa Bir­liğinin kazanacağı bir süreç. Bizim bir şey­ler kay­bet­tiğimiz Av­rupa Bir­liğinin kazan­dığı bir süreç değil ya da Av­rupa Bir­liğinin kazan­dığı bizim bir şey­ler kay­bet­tiğimiz bir süreç değil kesin­lik­le.

MUHAR­REM İN­CE (Yalova) - Sayın Bakan, eğitim laik midir değil midir? O cüm­leyi niye çıkar­dınız, merak ediyorum?!

DEV­LET BAKANI ALİ BABACAN (Devam­la) - Bu süreç­ten geçerek, biz -daha ön­ce de söy­lediğim gibi- her alan­da hal­kımızın yaşam kalitesini yük­selt­me fır­satını bulacağız. Ay­nı zaman­da da Av­rupa Bir­liği, Tür­kiye gibi büyük bir ül­kenin, çok çok önem­li bir ül­kenin, ken­disiy­le daha iyi en­teg­re ol­masını sağ­layarak, bir bakıma hem Doğu-Batı iliş­kileri açısın­dan hem de böl­gemizin geleceği açısın­dan, güven­liği açısın­dan, is­tik­rarı açısın­dan çok önem­li kazanım­lar el­de edecek.

Yine Tür­kiye-Av­rupa Bir­liği süreci et­kileri, sadece bizim ül­kemiz­le, bizim böl­gemiz­le sınır­lı kal­mayacak, tüm dün­yada Medenîyet­lerin iliş­kilerini yeni bir pers­pek­tife otur­tacak bir süreç olacak ay­nı zaman­da. Bizim bu çalış­malarımızın sonuç­larını, biz sadece ül­kemiz­de ya da Av­rupa Bir­liğin­de gör­meyeceğiz. Dün­yanın neresine gider­sek gidelim, Tür­kiye'nin Av­rupa Bir­liği süreci çok yakın­dan takip ediliyor. Sayın Baş­bakanımız­la geçen­ler­de yap­tığımız Avus­tral­ya, Yeni Zelan­da prog­ramın­da dahi, her top­lan­tının ilk başın­da bize sorulan Av­rupa Bir­liği ol­du. Diyecek­siniz ki; nereden nereye, neden bu kadar çok il­gileniyor­lar. Bunun sebebi çok açık; özel­lik­le Tür­kiye gibi çok büyük gelecek vaat eden, böl­gesin­de önem­li bir güç olan bir ül­kenin, ay­nı zaman­da nüfusunun yüz­de 99'unun Müs­lüman ol­duğu bir ül­kenin, Av­rupa Bir­liğinin or­tak ideal­leri ve or­tak değer­leri et­rafın­da kenet­lenebil­mesi, ay­nı zaman­da Av­rupa Bir­liğinin bu ev­ren­sel değer­lerinin bel­li bir coğ­raf­ya, bel­li bir ırk, din­le sınır­lı kal­maması, daha ev­ren­sel boyut­lara taşınabil­mesi, ger­çek­ten, dün­ya tarihinin akışın­da da çok önem­li yer alacak bir konu.

Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; biz, hep söy­ledik ki, Av­rupa Bir­liği, İkin­ci Dün­ya Savaşın­dan son­raki en önem­li barış projesi. Düşünün ki, bir­biriy­le kıyasıya savaşan ül­keler, mil­yon­lar­ca in­sanın öl­düğü bir savaş­tan çıkan ül­keler, şu an­da bir arada ve or­tak değer­ler et­rafın­da kenet­len­miş durum­dalar. İş­te, Tür­kiye'nin bu bir­lik içerisin­de yer al­ması, Tür­kiye'nin, hat­ta, bu sürece giriyor ol­ması, yine, dün­ya barışına ileride sağ­layacağı kat­kılar açısın­dan çok çok büyük önem taşıyor. Bunun önemini, daha çok sayıda kanaat ön­deri, özelik­le Av­rupa Bir­liğin­de, daha çok sayıda siyasî lider an­lıyor. Bel­ki Tür­kiye'yi uzak­tan tanıyan, Tür­kiye'nin ger­çek­lerini tam olarak al­gılayamayan bazı çev­reler Av­rupa Bir­liğin­de olabilir. Av­rupa Bir­liğin­de biz üye olana kadar en az 50-60 tane seçim olacak. Her seçim­de, Tür­kiye, az ya da çok gün­deme gelecek. Bazı siyasî par­tiler, Tür­kiye'yi, bel­ki, maalesef, iç politikaların­da söy­lem olarak kul­lanabilecek­ler. Bun­lara da hazır ol­mamız lazım ve bun­lar kar­şısın­da da as­la bir tered­düte, bir fark­lı psikolojiye kesin­lik­le gir­mememiz lazım. Bu, sürecin tabiatın­da var. Bu, kolay bir süreç değil; hiç­bir ül­ke için kolay ol­mamış, Tür­kiye için de kolay ol­mayacak.

Düşünün ki, bakın, İs­pan­yol Dışiş­leri Bakanı, zamanın­da, ken­di müzakere süreç­lerin­de bakan olan İs­pan­yol es­ki Dışiş­leri Bakanı, geçen­ler­de beni ziyaret et­tiğin­de, bir ül­kenin vetosu yüzün­den tam iki sene tüm müzakerelerini as­kıya al­mak zorun­da kal­dık­larını ifade et­ti. Yine, İn­gil­tere, hepiniz biliyor­sunuz, müzakerelerini tamam­ladık­tan son­ra, her şeyi bitir­dik­ten son­ra tam 2 defa yine bir Av­rupa Bir­liği üyesi ül­ke tarafın­dan veto edil­di ve tam üye olamadı. Böy­le ör­nek­ler var. Baş­ka ör­nek­ler de var. Nor­veç, bütün müzakerelerini bitir­di; fakat, Nor­veç, ken­disi dışarıda kal­maya karar ver­di. Biz, bütün bu ör­nek­lere bakıyoruz.

Bizim için şu an­da önem­li olan sürecin ken­disidir. Tür­kiye üye ol­sun ol­masın, ne zaman ol­sun tar­tış­maları için de çok er­ken­dir diye düşünüyoruz ve sürecin ken­disine odak­lanıp, bu reform­ların ken­disine odak­lanıp, bu reform sürecini ken­di fay­damıza, ken­di çıkarımıza azamî şekil­de nasıl kul­lanabiliriz, bun­dan nasıl is­tifade edebiliriz; iş­te bunun en­dişesin­de ol­mamız lazım. Bu şekil­de, bu kay­gıy­la hareket et­memiz gerekir diye düşünüyoruz açık­çası.

Sayın Baş­kan, değer­li ar­kadaş­lar; 17 Aralık tarihi, ger­çek­ten Tür­kiye-Av­rupa Bir­liği iliş­kilerin­de çok önem­li bir dönüm nok­tasıy­dı. Bir baş­ka önem­li dönüm nok­tası da 3 Ekim ol­du; yani, Tür­kiye'nin Müzakere Çer­çeve Bel­gesinin kabul edil­diği ve ar­tık, müzakere sürecinin res­men baş­ladığı bir tarih.

Ben, şunu rahat­lık­la ifade et­mek is­tiyorum ki, 12 Haziran Pazar­tesi günü; yani, geç­tiğimiz pazar­tesi günü de, Tür­kiye ile Av­rupa Bir­liği iliş­kilerin­de ger­çek­ten tarihî bir dönüm nok­tasıdır ve bütün bu tarih­ler­den ön­ce, dik­kat edin, olacak mı ol­mayacak mı, son an­da acaba bir prob­lem çıkacak mı çık­mayacak mı, birileri gelip en­gel olacak mı ol­mayacak mı en­dişesi yaşan­dı hep; ama, çok şükür, bütün bu kritik tarih­leri gayet güzel bir şekil­de aş­tık ve bütün bu süreç­ten de, Tür­kiye'nin men­faat­larını, Tür­kiye'nin mil­lî çıkar­larını hep önp­lan­da tutarak ve hiç­bir zaman, hiç­bir konuda da as­la taviz ver­meyerek, bu kritik gün­leri, çok şükür, aş­mış ol­duk.

Bu, ger­çek­ten, ar­tık, Tür­kiye'nin geri dönül­mez bir yola, geri dönül­mez bir sürece gir­diğinin de en önem­li bir kanıtı. Öy­le, sadece, tamam, müzakere baş­lama kararı alın­mış, Çer­çeve Bel­gesi kabul edil­miş değil; ar­tık, bir tane fasıl açıl­mış kapan­mış, ar­tık, bu yola giril­miş. Dolayısıy­la, bu yol, ar­tık, bizim, özel­lik­le ekonomimizin geleceği açısın­dan son derece büyük önem taşıyor. Av­rupa Bir­liği süreci, yer­li-yaban­cı tüm yatırım­cılar için, Tür­kiye'nin, ar­tık daha ön­görülebilir bir ül­ke ol­duğunun kuv­vet­li bir mesajını veriyor. Bun­dan beş sene son­ra, on sene son­ra, yir­mi sene son­ra nasıl bir Tür­kiye olacak acaba sorusunun cevabını, her­kes, iş­te, bu Av­rupa Bir­liği sürecin­de bul­muş oluyor. Bu, ger­çek­ten, Tür­kiye'nin bun­dan son­raki büyümesi için, refahı için büyük önem taşıyor.

BAŞ­KAN - Sayın Bakanım, nor­mal sürenize 1 dakika kal­dı, 1 dakika da ek­süre vereceğim; konuş­manızı tamam­layınız lüt­fen.

Buyurun.

DEV­LET BAKANI ALİ BABACAN (Devam­la) - Peki; teşek­kür ederim.

Özel­lik­le, doğ­rudan ulus­lararası ser­mayenin Tür­kiye'ye daha çok gel­mesi için, yine, ken­di in­sanımızın, ken­di yatırım­cımızın Tür­kiye'ye daha gönül rahat­lığıy­la yatırım yapabil­mesi için, Av­rupa Bir­liği süreci büyük önem taşıyor.

Tür­kiye, her yıl nüfusu 1 000 000 ar­tan bir ül­ke. 73 000 000 nüfusumuz var ve her sene 1 000 000 nüfusumuz ar­tıyor. Her sene, 500 000 ilâ 700 000 kişi iş­gücüne ek­leniyor.

Biz, Tür­kiye'de, özel sek­tör yatırım­larını mut­laka ve mut­laka can­lı tut­mak zorun­dayız. Bu, bizim hem ekonomik politikalarımız açısın­dan önem­li hem sos­yal politikalarımız açısın­dan çok büyük önem taşıyor.

İş­te, bu Av­rupa Bir­liği süreci, bakın, Tür­kiye'deki yatırım­ları nereden nereye getir­di. Geçen sene, sadece özel sek­törün Tür­kiye'ye 74 mil­yar YTL'lik bir yatırım yap­tığını düşünecek olur­sanız -ki, 2002'ye göre 3 mis­lidir neredey­se bu rakam- Av­rupa Bir­liği sürecinin fay­dalarının şim­diden ekonomimiz üzerin­de görül­düğünü de yine tak­dir edecek­siniz.

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Bakanım, 1 dakikalık ek­süre içerisin­de konuş­manızı tamam­layınız; teşek­kür ediyoruz.

Buyurun efen­dim.

DEV­LET BAKANI ALİ BABACAN (Devam­la) - Yine, şöy­le bir bakacak olur­sak, 2000, 2001 yıl­ların­da, 2002 yıl­ların­da, Tür­kiye'de konuşulan rakam­lar, değer­ler ney­di, bugün ne ol­du. Bak­mayın bu piyasalar­daki geçici hareket­liliğe; önem­li olan uzun vadedir, önem­li olan, Tür­kiye'nin uzun vadedeki is­tik­rarıdır. Zaten, Tür­kiye'nin uzun vadedeki geleceğine, is­tik­rarına güvenen­ler de, şim­diye kadar hiç piş­man ol­mamış­lar­dır, bun­dan son­ra da piş­man ol­mayacak­lar­dır ve Tür­kiye'nin geleceğine güvenen, geleceğine yatırım yapan, mut­laka, uzun vadede kâr­lı çıkacak­tır. Bir yan­dan da, bu güven, bu is­tik­rar, Tür­kiye'deki en önem­li sorun­larımız­dan birisi olan is­tih­dam konusunun, iş­siz­lik konusunun da en önem­li çözüm kay­nağı olacak­tır.

Ben, bu fır­satı ver­diğiniz için hepinize teşek­kür ediyorum, say­gılar sunuyorum. (AK Par­ti sıraların­dan al­kış­lar)

MUHAR­REM İN­CE (Yalova) - Sayın Bakan, Tür­kiye'de eğitim laik midir değil midir; onu niye açık­lamıyor­sunuz?!

BAŞ­KAN - Teşek­kür ediyorum Sayın Bakanım.

Sayın mil­let­vekil­leri, Tür­kiye'nin bu aşamaya gel­mesin­de hiz­meti geçen her kademedeki in­san­larımıza, büyük gay­ret sarf eden Hükümetimize ve İk­tidarıy­la muhalefetiy­le bütün mil­let­vekili ar­kadaş­larımıza da şük­ran­larımı sunuyorum.

Gün­dem­dışı üçün­cü söz, basın etiği hak­kın­da söz is­teyen, Af­yon­karahisar Mil­let­vekili Rey­han Balan­dı'ya ait­tir.

Sayın Balan­dı, buyurun. (Anavatan Par­tisi sıraların­dan al­kış­lar)

3.- Af­yon­karahisar Mil­let­vekili Rey­han Balan­dı'nın, demok­ratik rejim­ler­de önemi gün geç­tik­çe ar­tan basın etiğine iliş­kin gün­dem­dışı konuş­ması ve Çorum Mil­let­vekili Feridun Ay­vazoğ­lu'nun, Çorum İline bağ­lı bazı köy­ler­de görülen ve keneler­den bulaşan Kırım-Kongo kanamalı ateşi has­talığı vakalarına iliş­kin gün­dem­dışı açık­laması

REY­HAN BALAN­DI (Af­yon­karahisar) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; demok­ratik rejim­ler­de çok büyük önem arz eden ve günümüz­de de öneminin kat be kat art­tığı basın etiği konusun­da konuş­mama im­kân tanıdığı için Sayın Baş­kana çok teşek­kür ediyorum; Yüce Mec­lisi say­gıy­la selam­lıyorum. An­cak, gereken mik­tar­da süremin ol­mayacağını ve bu kısıt­lamanın bana da uy­gulanacağını bil­diğim için, konuş­mamı tam manasıy­la, gereği gibi tamam­layamayacağım için bütün iz­leyen­ler­den de özür diliyorum. Ay­nı im­kânı, keş­ke, konuş­manın sonuna kadar da sağ­lasay­dı diye düşünüyorum.

Sayın mil­let­vekil­leri, siyaset, med­ya ve top­lum üç­genin­de doğ­ru bir iletişim kurul­ması, sorun­ların bir an ön­ce masaya yatırıl­ması gerekiyor. Bazılarınız biliyor­lar­dır; ben, Par­lamen­todaki en genç bayan mil­let­vekiliyim. Yak­laşık da on yıl­dır basın camiasının için­deyim. Köşe yaz­dım, kadın-aile say­fası yap­tım, son­ra ken­di gazetemi kur­dum, zaman zaman diz­gi de yap­tım, zaman zaman röpor­taj da yap­tım; bazen gece 3'te, 4'te mat­baa makinesini tamir et­tiğim zaman­lar bile ol­du; yani, bu işin hem iş­çisi hem de pat­ronu ol­dum. Par­lamen­toda da basın için önem­li kat­kı ve çalış­malarım ol­du, ol­maya da devam edecek. Ger­çek­ten, masanın diğer tarafın­dan siyasete bakar­ken, bugün, siyasetin için­den basına bakıyor ol­mak çok fark­lı bir tec­rübe. Şim­di söy­leyecek­lerim kimilerine göre yaraya tuz bas­mak, kimilerine göre de yaraya mer­hem ol­mak an­lamına gelebilir. Değer­li ar­kadaş­lar, demok­rasinin sacayağı basın, bugün demok­rasinin neresin­de ve nasıl bir kat­kı sağ­lıyor; bunu biraz or­taya koy­mak lazım. Yani, gazete sahibi olarak ken­dimi de bu konunun içine dahil ediyorum ve bir an­lam­da özeleş­tiride bulun­mak is­tiyorum.

Gazetecilik mes­leği, dün­yadaki en zor ve en yıp­ratıcı mes­lek. Hele, gazetecilik, mad­dî kay­gıların yaşan­dığı bir or­tam­da yapılıyor­sa, il­keleri, has­sasiyet­leri önp­lan­da tut­mak, diğer mes­lek­lere göre daha bıçak sır­tı bir hal alıyor. Her mes­lek­ten in­sanın kabul et­tiği ah­lak kural­larının belir­leyicisi, el­bet­te, ön­ce in­sanın ken­disidir; an­cak, basın için öz­gür­lük nasıl vaz­geçil­mez bir şart ise, basın etiği de bir o kadar korun­ması gereken bir değer­dir.

Sayın mil­let­vekil­leri, bizi iz­leyen sayın basın çalışan­ları ve pat­ron­ları; Türk top­lumu, basın inan­dırıcılığı, basın etiği konusun­da güven kay­bına uğ­ramış­tır ve bu güven kay­bı her geçen gün art­mak­tadır; tıp­kı, siyaset kurumun­da ol­duğu gibi. Top­lumun gazete al­mak yerine aç kal­mamak için ek­mek al­mayı ter­cih et­tiği bir or­tam­da gazete okuyan vatan­daş­lar, basın­daki haber ve yorum­ları ne kadar sağ­lık­lı, ne kadar il­keli ve inan­dırıcı buluyor­lar; hiç araş­tır­dınız mı diye eğer soracak ol­sam, her basın kuruluşu "bizim haber­lerimizi daha inan­dırıcı, daha etik buluyor­lar" gibi bir düz man­tık­la hareket edebilir; an­cak, bu, basın etiği sorununun var­lığını or­tadan kal­dır­maz ve çözüm getir­mez. Olum­suz ör­nek oluş­turacak olan cinayet, şid­det haber­leri gibi haber­lerin sık­ça yayım­lan­ması halin­de top­lum­da ay­nı suçu iş­lemede bir ar­tış göz­len­diği is­tatis­tik­sel olarak da tes­pit edil­miş­tir. Son gün­ler­de, basının etik­dışı dav­ranış kod­larını tek­rar tar­tışılır hale getiren es­ki Baş­bakanımız Bülent Ecevit'in has­tane fotoğ­raf­larının yayım­lan­ması ol­du. Hem siyaset­çi hem basın men­subu olarak bu fotoğ­rafın yayım­lan­ması beni de derin­den yaraladı, top­lumu da derin­den yaraladı, kır­dı, in­cit­ti, okur­ların da büyük tep­kisine sebep ol­du. Yanım­da, gazete kupürün­den alın­tı pek çok okur yazısı getir­miş­tim; ama, on­ların hemen bir tanesini okuyayım süre al­mamak için:

"Bu ül­keye, iyi kötü, neredey­se öm­rünün yarısın­dan çoğunu ver­miş bir in­sanı, yap­tığı güzel şey­leri anım­satıp yaşat­mak yerine, işin kolayına kaç­mak ne kadar doğ­ru?! Bana göre hiç hoş kaç­madı" diyor Doğukan Kaya.

Bu fotoğ­raf­ların yayım­lan­dığı gazeteler­de görüş ay­rılığı da var­dı, tar­tış­malar da yaşanıyor­du; bun­lar biliniyor. Hiç­bir kamu yararı taşımayan böy­le bir konuda eğer ih­tilaf var­sa, basın, ken­din­de böy­le bir hak­kı nasıl görebiliyor; bunu an­lamak müm­kün değil­dir. Bu tip konular med­ya etiğini cid­dî an­lam­da sıkın­tıya sok­mak­tadır. 212 sayılı Basın Kanununun çık­masın­da ön­der­lik yapan, basın çalışan­larına, fikir iş­çilerine sos­yal hak­lar getiren, basının önem­li sorun­larına…

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Balan­dı, buyurun; ek 1 dakikalık sürenizi baş­latıyorum.

REY­HAN BALAN­DI (Devam­la) - Efen­dim, o zaman tam manasıy­la... Geçiyorum, sonuca geçiyorum hemen.

Sayın mil­let­vekil­leri, sonuç olarak, bu Mec­lis kür­süsün­den mil­letin vekili olarak ve gazeteci olarak şunu söy­lüyorum: Her­kes em­pati yap­mak zorun­dadır, siyaset­çiler iki kere em­pati yap­mak zorun­dadır; an­cak, has­sas konular­da, basın, üç kere, beş kere em­pati yap­mak zorun­dadır ve tıp­kı hekim­lik­te hipok­rat yemini edil­diği gibi, baroya kayıt­lı avukat­ların yemin et­tiği gibi, basın mes­leğin­de de basın yemini edil­melidir. Hal­ka kar­şı, haberi yapılana kar­şı ve ken­dilerine kar­şı sorum­luluk duyan, vic­dan­larının sesini din­leyen il­keli gazetecilerin ve bin bir zor­luk­la mes­lek­lerini yap­maya çalışan muhabir, editör, köşeyazarı gibi basın çalışan­larının, bun­ların var­lığını sür­dürebil­meleri için ve hak­larının korunabil­mesi için basın yemini ve yasal düzen­lemeler, yönet­melik­ler mut­laka gerek­li ve önem­lidir.

Bu duy­gu ve düşün­celer­le, hepinizi say­gıy­la selam­lıyorum. (Anavatan Par­tisi ve CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ediyorum Sayın Balan­dı.

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, med­yaya da in­tikal et­tiği şek­liy­le, Çorum'da kene ısır­ması sebebiy­le bazı vatan­daş­larımız vefat et­miş­ler­dir; ken­dilerine Al­lah'tan rah­met diliyorum.

Bu konuda, yerin­den, çok kısa bir söz talebi var­dır Sayın Ay­vazoğ­lu'nun ve ken­disine, şu an­da, mik­rofonunu açıp, söz vereceğim.

Buyurun Sayın Ay­vazoğ­lu.

FERİDUN AY­VAZOĞ­LU (Çorum) - Sayın Baş­kan, çok teşek­kür ediyorum ön­celik­le.

Gerek basın­dan gerek­se Çorum Valiliğin­den al­dığım bil­giler doğ­rul­tusun­da, ger­çek­ten, kene tabir edilen hay­vanın sebep ol­duğu Kırım-Kon­go kanamalı ateşi has­talığı adıy­la ve bunun sonucun­da, Çorum İli Mecitözü İl­çesin­de Bayın­dır Köyü nüfusuna kayıt­lı 19 yaş­ların­daki bir üniver­site öğ­ren­cisi Him­met As­lan, Çorum İli Mer­kez Elicek Köyün­den 45 yaş­ların­daki Ay­sel Öz­can, yine Or­taköy İl­çesi Oruç­pınar Köyün­den 77 yaş­ların­daki Samiye Ateş öl­müş­tür; ken­dilerine Al­lah'tan rah­met diliyorum, kalan­larına baş­sağ­lığı diliyorum.

Böy­le bir olay, çok il­ginç bir olay. Denilen has­talık, 1945 ve 46 yıl­ların­da görülen bir has­talık. Ne yazık­tır ki, yıl­lar son­ra böy­le bir has­talık­tan dolayı ve şu an­da Sayın Bakanımız da burada iken, Av­rupa Bir­liği sürecine gir­mek­te olan ül­kemizin, gir­mek için uğ­raş­mak­ta olan ül­kemizin, bu süreç­te, böy­le il­kel bir has­talık­tan dolayı ölüm­lere sebebiyet veril­miş ol­ması hepimizi düşün­dür­mesi gereken bir olay­dır.

Bu doğ­rul­tuda ol­mak üzere, şu an­da 22 tane şüp­heli vaka tes­pit edil­miş durum­dadır. Bu bil­gileri, Çorum Valiliğin­den al­dım ve ulusal basın­da da bu bil­giler or­taya çık­mış, ay­dın­lan­mış­tır.

Ben, buradan, Yüce Mec­lisin çatısın­dan, Sayın Sağ­lık Bakanına ve Sayın Tarım Bakanına çağ­rıda bulunuyorum. Bu olayın cid­dî bir şekil­de araş­tırılarak der­hal üzerine gidil­mesi gerek­tiği nok­tasın­da, bütün Çorum kamuoyu bek­lemek­te ve ay­nı şekil­de de tedir­gin­liği yaşamak­tadır. O neden­le, bu olayın acilen üzerine gidil­mek suretiy­le, Sayın Sağ­lık Bakanın­dan ve Sayın Tarım Bakanın­dan gereken ted­bir­leri al­masını diliyorum.

Bu vesiley­le de, bir kez daha, böy­le bir fır­satı ver­diği için Sayın Baş­kana teşek­kür ediyorum.

Çorum'daki, şu an­da rahat­sız­lık geçiren, şüp­heli vakalara muhatap olan vatan­daş­larımıza, hem­şerilerimize de geç­miş ol­sun diyorum. Ölen­lere, tek­rar, rah­met dileyerek; tek­rarını is­temediğimizi, ar­zu et­mediğimizi ifade et­mek is­tiyorum.

Teşek­kür ederim.

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim Sayın Ay­vazoğ­lu.

Vefat eden­lere Al­lah'tan rah­met, has­talara da acil şifa diliyoruz.

Gün­deme geçiyoruz.

Baş­kan­lığın Genel Kurula sunuş­ları var­dır.

Anayasa ve Adalet Komis­yon­ları üyelerin­den kurulu Kar­ma Komis­yonun, bazı sayın mil­let­vekil­lerinin yasama dokunul­maz­lık­ları hak­kın­da 2 adet raporu var­dır; sırasıy­la okutup, bil­gilerinize sunacağım.

Buyurun.

III. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.- Muş Mil­let­vekili Meh­met Şerif Er­tuğ­rul'un Yasama Dokunul­maz­lığının Kal­dırıl­ması Hak­kın­da Baş­bakan­lık Tez­keresi ve Anayasa ve Adalet Komis­yon­ları Üyelerin­den Kurulu Kar­ma Komis­yon Raporu (3/983) (S. Sayısı: 1178) (x)

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Teh­dit ve hakaret suçunu iş­lediği id­dia olunan Muş Mil­let­vekili Meh­met Şerif Er­tuğ­rul hak­kın­da düzen­lenen yasama dokunul­maz­lığının kal­dırıl­masına dair Baş­bakan­lık tez­keresi ve eki dos­ya hak­kın­daki hazır­lık komis­yonu raporu, Kar­ma Komis­yonumuzun 3 Mayıs 2006 tarih­li top­lan­tısın­da görüşül­müş­tür.

                         

(x) 1178 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Kar­ma Komis­yonumuz is­nat olunan ey­lemin niteliğini dik­kate alarak Muş Mil­let­vekili Meh­met Şerif Er­tuğ­rul hak­kın­daki kovuş­tur­manın mil­let­vekil­liği sıfatının sona er­mesine kadar er­telen­mesine karar ver­miş­tir.

Raporumuz, Genel Kurulun bil­gilerine arz edil­mek üzere Yük­sek Baş­kan­lığa say­gıy­la sunulur.

                                                                                                                 Bur­han Kuzu

                                                                                                                       İs­tan­bul

                                                                                                     Komis­yon Baş­kanı ve üyeler

Kar­şı Oy Yazısı

Anayasanın 83 ün­cü mad­desinin ikin­ci ve son­raki fık­raların­da kurala bağ­lanan yasama dokunul­maz­lığı, yasama or­ganı üyelerinin sorum­suz ve cezasız kal­maları için değil, görev­lerini her yön­den öz­gür, bağım­sız ve en­dişesiz yerine getir­melerini sağ­lamak için ön­görül­müş­tür. Yasama sorum­suz­luğun­dan fark­lı olarak dokunul­maz­lık, nis­pî ve geçici nitelik­te bir ay­rıcalık­tır.

Gerek kap­samı ve kal­dırıl­ma usulü gerek uy­gulamadaki ak­sak­lık­lar nedeniy­le yasama dokunul­maz­lığı, TBMM'nin say­gın­lığını zedeler bir kurum haline gel­miş­tir. Kamu yararı dik­kate alınarak mil­let­vekil­lerine görev­lerinin gereği tanın­mış bir ay­rıcalık olan yasama dokunul­maz­lığının, kişisel bir ay­rıcalığa dönüş­mesi, bir hukuk dev­letin­de as­la kabul edil­mesi müm­kün ol­mayan bir husus­tur.

Kamu yararıy­la açık­lanamayacak öl­çüde ceza adaleti ve dolayısıy­la "temiz top­lum" öz­lemi aley­hine ser­gilenen bu ay­rıcalık­lı durumun or­tadan kal­dırıl­ması için gereken Anayasa değişik­liğinin şu güne kadar ger­çek­leş­tirilememiş ol­ması kar­şısın­da, baş­vurulabilecek tek yol olarak, "hak­kın­da dokunul­maz­lığının kal­dırıl­ması is­temi bulunan mil­let­vekil­lerinin dokunul­maz­lık­larının TBMM tarafın­dan der­hal kal­dırıl­ması" kal­mış­tır. Bu, ay­nı zaman­da dokunul­maz­lığının kal­dırıl­ması is­tenen mil­let­vekil­lerinin savun­ma hak­kın­dan bir an ön­ce yarar­lanabil­melerine de im­kân verecek­tir.

Yukarıda açık­lanan neden­ler­le Anayasa ve Adalet Komis­yon­ları üyelerin­den kurulu Kar­ma Komis­yonun, kovuş­tur­manın mil­let­vekil­liği sıfatının sona er­mesine kadar er­telen­mesi yolun­daki kararına katıl­mıyoruz.

                              

Oya Aras­lı

    M. Ziya Yer­gök

Feridun Ay­vazoğ­lu

 

 

 

An­kara

      Adana

 Çorum

 

 

Sezai Ön­der

     Feridun Baloğ­lu

Meh­met Küçükaşık

 

 

Sam­sun

       An­tal­ya

Bur­sa

 

 

Muhar­rem Kılıç

Uğur Ak­söz

Atil­la Kart

 

 

Malat­ya

Adana

Kon­ya

 

BAŞ­KAN - Diğer raporu okutuyorum:

2.- Sam­sun Mil­let­vekili Haluk Koç'un Yasama Dokunul­maz­lığının Kal­dırıl­ması Hak­kın­da Baş­bakan­lık Tez­keresi ve Anayasa ve Adalet Komis­yon­ları Üyelerin­den Kurulu Kar­ma Komis­yon Raporu (3/984) (S. Sayısı: 1179) (x)

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Hakaret suçunu iş­lediği id­dia olunan Sam­sun Mil­let­vekili Ah­met Haluk Koç hak­kın­da düzen­lenen yasama dokunul­maz­lığının kal­dırıl­masına dair Baş­bakan­lık tez­keresi ve eki dos­ya hak­kın­daki hazır­lık komis­yonu raporu, Kar­ma Komis­yonumuzun 3 Mayıs 2006 tarih­li top­lan­tısın­da görüşül­müş­tür.

Sam­sun Mil­let­vekili Ah­met Haluk Koç Komis­yona söz­lü olarak doku-nul­maz­lığının kal­dırıl­ması talebini ilet­miş­tir.

                         

(x) 1179 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Kar­ma Komis­yonumuz is­nat olunan ey­lemin niteliğini dik­kate alarak Sam­sun Mil­let­vekili Ah­met Haluk Koç hak­kın­daki kovuş­tur­manın mil­let­vekil­liği sıfatının sona er­mesine kadar er­telen­mesine karar ver­miş­tir.

Raporumuz, Genel Kurulun bil­gilerine arz edil­mek üzere Yük­sek Baş­kan­lığa say­gı ile sunulur.

                                                                                                                 Bur­han Kuzu

                                                                                                                     İs­tan­bul

                                                                                                     Komis­yon Baş­kanı ve üyeler

Kar­şı Oy Yazısı

Anayasanın 83 ün­cü mad­desinin ikin­ci ve son­raki fık­raların­da kurala bağ­lanan yasama dokunul­maz­lığı; yasama or­ganı üyelerinin sorum­suz ve cezasız kal­maları için değil, görev­lerini her yön­den öz­gür, bağım­sız ve en­dişesiz yerine getir­melerini sağ­lamak için ön­görül­müş­tür. Yasama sorum­suz­luğun­dan fark­lı olarak dokunul­maz­lık, nis­pî ve geçici nitelik­te bir ay­rıcalık­tır.

Gerek kap­samı ve kal­dırıl­ma usulü gerek uy­gulamadaki ak­sak­lık­lar nedeniy­le yasama dokunul­maz­lığı, TBMM'nin say­gın­lığını zedeler bir kurum haline gel­miş­tir. Kamu yararı dik­kate alınarak mil­let­vekil­lerine görev­lerinin gereği tanın­mış bir ay­rıcalık olan yasama dokunul­maz­lığının, kişisel bir ay­rıcalığa dönüş­mesi, bir hukuk dev­letin­de as­la kabul edil­mesi müm­kün ol­mayan bir husus­tur.

Kamu yararı ile açık­lanamayacak öl­çüde ceza adaleti ve dolayısıy­la "temiz top­lum" öz­lemi aley­hine ser­gilenen bu ay­rıcalık­lı durumun or­tadan kal­dırıl­ması için gereken Anayasa değişik­liğinin şu güne kadar ger­çek­leş­tirilememiş ol­ması kar­şısın­da baş­vurulabilecek tek yol olarak, "hak­kın­da dokunul­maz­lığının kal­dırıl­ması is­temi bulunan mil­let­vekil­lerinin dokunul­maz­lık­larının TBMM tarafın­dan der­hal kal­dırıl­ması" kal­mış­tır. Bu, ay­nı zaman­da dokunul­maz­lığının kal­dırıl­ması is­tenen mil­let­vekil­lerinin savun­ma hak­kın­dan bir an ön­ce yarar­lanabil­melerine de im­kân verecek­tir.

Yukarıda açık­lanan neden­ler­le Anayasa ve Adalet Komis­yon­ları üyelerin­den kurulu Kar­ma Komis­yonun, kovuş­tur­manın mil­let­vekil­liği sıfatının sona er­mesine kadar er­telen­mesi yolun­daki kararına katıl­mıyoruz.

 

Atil­la Kart

Meh­met Küçük­kaşık

Feridun Ay­vazoğ­lu

 

Kon­ya

Bur­sa

Çorum

 

Uğur Ak­söz

Feridun Baloğ­lu

M.Ziya Yer­gök

 

Adana

An­tal­ya

Adana

 

Muhar­rem Kılıç

Sezai Ön­der

Oya Aras­lı

 

Malat­ya

Sam­sun

An­kara

BAŞ­KAN - Bil­gilerinize sunul­muş­tur.

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığının bir tez­keresi var­dır; okutup bil­gilerinize sunacağım.

II. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) TEZ­KERELER VE ÖNER­GELER

1.- Bul­garis­tan Ulusal Mec­lis Baş­kanı Geor­gi Pirins­ki'nin davet­lisi olarak Bul­garis­tan'a res­mî ziyaret­te bulunacak olan Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kanı Bülent Arınç'ın beraberin­deki Par­lamen­to heyetini oluş­tur­mak üzere grup­ların­ca isim­leri bil­dirilen mil­let­vekil­lerine iliş­kin Baş­kan­lık tez­keresi (3/1077)

                                                                                                              14 Haziran 2006

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kanı Bülent Arınç'ın, Bul­garis­tan Ulusal Mec­lis Baş­kanı Geor­gi Pirins­ki'nin davetine icabet­le, beraberin­de bir Par­lamen­to heyetiy­le, Bul­garis­tan'a res­mî ziyaret­te bulun­ması, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin Dış İliş­kilerinin Düzen­len­mesi Hak­kın­da 3620 sayılı Kanunun 6 ncı mad­desi uyarın­ca Genel Kurulun 30.5.2006 tarihin­deki 108 in­ci Bir­leşimin­de kabul edil­miş­tir.

Anılan kanunun 2 nci mad­desi uyarın­ca, heyetimizi oluş­tur­mak üzere siyasî par­ti grup­ların­ca bil­dirilen isim­ler Genel Kurulun bil­gilerine sunulur.

                                                                                                                 Bülent Arınç

                                                                                                    Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi

                                                                                                                     Baş­kanı

Adı Soyadı :         Seçim Böl­gesi:

Meh­met Alp              Bur­dur

İs­mail Soy­lu              Hatay

Salih Gün                  Kocaeli

BAŞ­KAN - Bil­gilerinize sunul­muş­tur.

Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubunun, İç­tüzügün 19 un­cu mad­desine göre veril­miş bir önerisi var­dır; okutup oy­larınıza sunacağım.

IV.- ÖNERİLER

A) SİYASÎ PAR­Tİ GRUBU ÖNERİLERİ

1.- (10/369) esas numaralı Mec­lis araş­tır­ması öner­gesinin ön­görüş­mesinin, Genel Kurulun 15.6.2006 Per­şem­be gün­kü bir­leşimin­de yapıl­masına iliş­kin CHP grup önerisi

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Danış­ma Kurulu; 15.6.2006 Per­şem­be günü (bugün) top­lanamadığın­dan, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İç­tüzüğün 19 un­cu mad­desi gereğin­ce Genel Kurulun onayına sunul­masını arz ederim.

Say­gılarım­la.

                                                                                                                   Ali Topuz

                                                                                                                     İs­tan­bul

                                                                                                              Grup Baş­kan­vekili

Öneri:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi gün­deminin "Genel Görüş­me ve Mec­lis Araş­tır­ması Yapıl­masına Dair Ön­görüş­meler" kıs­mının 310 un­cu sırasın­da yer alan (10/369) esas numaralı Mec­lis araş­tır­ma öner­gesinin görüş­mesinin, Genel Kurulun; 15.6.2006 Per­şem­be gün­lü bir­leşimin­de yapıl­ması öneril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu önerisinin lehin­de Or­han Sür, Balıkesir ve Cev­det Sel­vi, Es­kişehir Mil­let­vekil­lerinin söz talep­leri var­dır.

Buyurun Sayın Sür.

OR­HAN SÜR (Balıkesir) - Teşek­kür ediyorum Sayın Baş­kanım.

Sayın Baş­kanım, değer­li ar­kadaş­larım; Cum­huriyet Halk Par­tisinin ver­miş ol­duğu araş­tır­ma öner­gesi konusun­da Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu adına söz al­mış bulunuyorum; Yüce Mec­lisi ve biz­leri iz­leyen vatan­daş­larımızı say­gıy­la selam­lıyorum.

Değer­li ar­kadaş­larım, ül­kemiz­de belir­li aralık­lar­la, maalesef, üzücü maden kazaları ol­mak­ta. Maden kazaları, el­bet­te, dün­yanın her yerin­de, maden­cilik sek­törünün ol­duğu her birim­de yaşanıyor; ama, bu yaşanan kazaların han­gi ön­lem­ler­le daha az yaşan­ması sağ­lanıyor, on­ların araş­tırıl­masını is­tiyoruz ve ül­kemiz­de yaşanan bu maden kazalarının sebep­lerinin… Bun­ları acaba or­tadan kal­dırabilir miyiz diye bir çalış­ma yapalım diyoruz.

Çok değer­li ar­kadaş­larım, dün­yada bugüne kadar yaşanan en büyük maden kazası 1906'da Fran­sa'da Padökale'de Couriere maden­lerin­de yaşan­mış. Bu maden kazasın­da, grizu pat­lamasın­da tam 1 200 maden­ci hayatını kay­bet­miş. Ül­kemiz­de ise en büyük maden kazası yine bir kömür madenin­de yaşan­mış. 1992'de, Zon­gul­dak'ta, Koz­lu böl­gesin­de yaşanan grizu faciasın­da 263 maden­cimiz şehit ol­muş ve her 3 Mart­ta, Koz­lu'da, maden­ciler, o kay­bet­tik­leri ar­kadaş­larını ve bugüne kadar kay­bet­tik­lerini anar­lar.

Mil­yon­lar­ca yıl­da oluşan maden­lerimiz ve bun­ları değer­len­dir­meye çalışan maden­ciliğimiz, bilime dayan­mayan, günü kur­taran, azamî kârı hedef seçen, ulusal maden­cilik politikalarımızın temel il­kelerin­den uzak, iş­çi güven­liği gibi kav­ram­ların benim­sen­mediği an­layış­lara terk edilerek, maden­cilik politikamız, maalesef, yok edil­mek­tedir. Maden­cilik politikamızın temelin­de in­san ve doğa ol­malıdır.

Değer­li ar­kadaş­larım, öner­gemiz­de de ifade et­tiğimiz gibi, 1941 yılın­dan bu yana maden kazaların­da 3 712 vatan­daşımızı kay­bet­tik. Yine, bu kazalar­da 373 484 vatan­daşımız yaralan­dı. Çalış­ma ve Sos­yal Güven­lik Bakan­lığı verilerine göre, 44 il­de yeral­tı ve yerüs­tü maden­ciliği faaliyeti olan 772 iş­let­meden 87 tanesi iş­let­me bel­gesine sahip.

469 iş­yerin­de iş­çilerin sağ­lık rapor­ları tutul­mamak­ta ve Ağır ve Teh­likeli İş­ler Yönet­meliği gözar­dı edil­mek­tedir.

428 iş­yerin­de periyodik sağ­lık gözetim­leri yapıl­mamak­tadır.

222 iş­yerin­de iş­çilere genel çalış­ma şart­larıy­la il­gili eğitim veril­memek­tedir.

Son gün­ler­dey­se, maden­cilik sek­törünün önünün açıl­ması gibi gerek­çeler­le, in­san sağ­lığı ve iş güven­liği gün­dem­den çıkarılıyor; bu konu, Maden Yasasın­da bile, maalesef, yer al­mıyor. Mev­cut olan İş Güven­liği Yönet­meliğiy­se, mas­raf­lı bulunarak değiş­tiril­meye çalışılıyor.

Anayasal güven­ce olarak vatan­daş­larımıza ver­diğimiz yaşam hak­kının bu kadar sorum­suz­ca in­sanımızın elin­den alın­masına bu ül­kenin Mec­lisi olarak dur diyebil­mek için sorun­ları araş­tır­malı ve çözüm önerilerini oluş­turarak, in­sanımızı, uy­gar ül­ke in­san­larının kavuş­tuk­ları stan­dart­lara ve güven­celere taşımalıyız. Eğer, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi olarak biz gereğini yap­maz­sak, o zaman, Av­rupa Bir­liği aday­lığımız dahil, bugüne kadar yap­tığımız tüm çalış­malar havada kalır, sadece günü geçir­miş ve boşa zaman har­camış oluruz, dev­letimizin kurucusu Mus­tafa Kemal Atatürk'ün muasır Medenîyeti yakalama hedefin­den her geçen gün uzak­laş­mış oluruz.

Değer­li ar­kadaş­larım, biz, Mus­tafa Kemal'in Tür­kiyesi ol­mayı hedef­liyor­sak, politikalarımızın odağına in­sanı yer­leş­tir­meliyiz, in­sanımızın yaşam koşul­larını her geçen gün daha güzele, daha iyiye yön­len­dirici politikalar oluş­tur­malıyız. Hedef sadece geliş­me ve kâr ol­mamalı; bu güzel ül­ke, Çin gibi, in­san yaşamına değer ver­meyen bir ül­ke haline gel­memeli.

Değer­li ar­kadaş­larım, Çin'de, res­mî rakam­lara göre, maden kazaların­da yıl­da 6 000 iş­çi ölüyor, diğer kay­nak­lara göre ise bu rakam 20 000 civarın­da. Bu, yak­laşık, gün­de 15 Çin maden­cisinin maden kazasın­da öl­düğünü bize gös­teriyor; ama, çağ­daş ül­keler­de, uy­gar ül­keler­de acaba bu böy­le mi?

Değer­li ar­kadaş­larım, bakın, Amerika Bir­leşik Dev­let­lerin­de, 2001 yılın­da, Alabama'da bir grizu pat­laması oluyor, 13 kişi ölüyor; hemen gerek­li ön­lem­ler alınıyor, çalış­malar yapılıyor, yıl­lar­ca grizu pat­laması bir daha gün­deme gel­miyor. Geç­tiğimiz ocak ayın­da yeni bir grizu pat­laması oluyor, 12 kişi ölüyor ve yine üzerine cid­dî bir çalış­ma, yine kamunun bu maden kazalarının neden­leri üzerin­de cid­dî çalış­maları gün­deme geliyor.

Değer­li ar­kadaş­larım, maden kazalarının neden­leri as­lın­da bel­li; 3 ana baş­lık al­tın­da top­layabiliyoruz:

1- Doğal et­ken­ler.

2- İn­san hatası.

3- Teç­hizat hataları.

Şim­di, biz, Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu olarak diyoruz ki, bu ül­ke maden­cileri, bu ül­kede yeral­tın­da çalışan, bu ül­kenin yeral­tı değer­lerini yer üs­tüne çıkarıp ül­ke hiz­metine sun­maya çalışan in­san­larımız bu 3 neden­le -doğal et­ken­ler­le, in­san hatalarıy­la, makine ve teç­hizat hatalarıy­la- maalesef, yaşam­larını kay­bediyor­lar ve bunun ön­len­mesi için Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin bazı çalış­maları yap­maya gerek­sinimi var.

Benim seçim böl­gem dahil, ül­kemizin bir­çok yerin­de yük­sek risk taşıyan, kural­sız ve denetim­siz çalışan maden ocağı ol­duğunu biliyoruz. Buralar­da çalışan in­san­lar bizim in­sanımız; vatan savun­masın­da gün­deme gel­diğin­de as­kere çağır­dığımız, oya ih­tiyacımız ol­duğun­da san­dığa çağır­dığımız in­san­lar. Biz­lerin bu in­san­lara kar­şı bor­cu var. Bizim, hepimizin bu in­san­lara kar­şı bor­cumuzu yerine getir­mek zorun­luluğumuz var. Ama, ül­kemiz­de, iş­yer­lerin­de sağ­lık ve iş güven­liğini birin­ci derecede il­gilen­diren ek­sik­lik­ler sadece paray­la cezalan­dırılıyor ve bu para cezası kesil­dik­ten son­ra, maalesef, bu ek­sik­lik­lerin giderilip gideril­mediği araş­tırıl­mıyor bile. Maalesef, bu ek­sik­lik­lerin gideril­memesinin bedelini de in­sanımız, maden­cimiz canıy­la, hayatıy­la ödüyor. Doğası gereği risk­ler nedeniy­le bil­gi, deneyim, uz­man­lık ve sürek­li denetim gerek­tiren maden­cilik konusu, maalesef, son dönem­ler­de çok ih­mal edil­miş­tir. Denetim­ler iyice gev­şemiş­tir. Yeni İş Kanunuy­la il­gili olarak çıkarılan yönet­melik­ler, maden­cilik sek­törün­de et­kin denetim yapılabil­mesi için son derece yeter­siz­dir. Denetim kad­roları yeter­siz­dir. Ris­ki yük­sek iş­yer­lerin­de iş güven­liği uz­manının çalış­tırıl­masını zorun­lu kılan yönet­melik iki yıl­dır er­telen­mek­te, yürür­lüğe gir­memek­tedir; bu da kaza ris­kini ar­tır­mak­tadır.

Ay­rıca, al­dığımız duyum­lara göre, Maden Kanunun­da bazı değişik­lik­ler yaparak, bazı maden­lerin denetiminin özel idarelere dev­ri gün­deme getiril­mek is­ten­mek­tedir.

Değer­li ar­kadaş­larım, han­gi özel idaremiz­de, maden­lerimiz­de iş güven­liğini sağ­layacak deneyim ve birikim var?! Son kaza, yaşadığımız son elim kaza, seçim böl­gem Balıkesir'in Dur­sun­bey İl­çesin­de yaşan­dı. Geç­tiğimiz haf­ta, bu kür­süde, bu konuy­la il­gili bir gün­dem­dışı konuş­ma yap­tım. O gün­dem­dışı konuş­mayı yapar­ken de, maalesef, Sayın Bakanımız salon­da değil­di; bugün burada bu konuş­mayı yapar­ken de, maalesef, Sayın Bakanımız, salona gel­me gereğini his­set­medi. Ama, değer­li ar­kadaş­larım, kor düş­tüğü yeri yakıyor, ateş düş­tüğü yeri yakıyor. Eğer Dur­sun­bey'e git­sey­diniz, o maden­de şehit olan in­san­ların ailelerini ziyaret et­sey­diniz, on­ların nasıl çır­pın­dık­larını, on­ların nasıl umut­suz ol­duk­larını görür­dünüz. Bizim, bu in­san­lara umut ver­mek zorun­luluğumuz var. Bizim, bu in­san­larımızı korumak, kol­lamak zorun­luluğumuz var.

Bakın, geç­tiğimiz gün­ler­de, Zon­gul­dak'ta, TKİ, bir iş­çi alımı yap­mak is­tedi. 1 120 kişilik bu iş­çi alımına 42 000 kişi müracaat et­ti, 42 000 kişi! Bizim, bu in­san­ların sağ­lığını, iş güven­liğini düşün­mek görevimiz değil mi?!

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Sür, buyurun; 1 dakikalık sürenizi baş­latıyorum.

OR­HAN SÜR (Devam­la) - Teşek­kür ediyorum.

Neden yeral­tına gir­mek is­tiyor bu 42 000 kişi; yok­sul­luk­tan değer­li ar­kadaş­lar. Balıkesir'in Dur­sun­bey'in­deki in­san­lar da yok­sul. Bir taraf­tan, öl­mek is­temiyor­lar; ama, bir taraf­tan da, yaşamak için bir mücadelenin için­deler. Bizim, bu in­san­lara sahip çık­mak zorun­luluğumuz var. Her ne kadar Zon­gul­dak'ta 42 000 kişinin müracaat et­mesin­den son­ra on­lara iş müj­desi ver­mek üzere Baş­bakan Zon­gul­dak'a davet ediliyor, Zon­gul­dak'ta bill­board'lar­da çocuk­ların "ar­tık babam iş­çi olacak" söz­cük­leriy­le bill­board'lar donatılıyor, 42 000 müracaat eden kişi AKP il kon­grelerine davet ediliyor­sa, o zaman, bu in­san­ların geleceğini, bu in­san­ların iş sağ­lığını bizim gün­deme getir­memiz lazım, bunu araş­tır­mamız ve gereğini yap­mamız lazım.

Değer­li ar­kadaş­larım, 19 Kasım 2004'te Sayın Musa Sıvacıoğ­lu ve ar­kadaş­ları bir öner­ge ver­diler, o öner­ge de bu kap­sam­da, o öner­ge iş­leme konul­madı; 25 Kasım 2004'te okun­du, bir iş­lem yapıl­madı. Gelin, bunu bir­leş­tirelim, bu araş­tır­ma ekibini kuralım ve maden­cimize, in­sanımıza gereken des­teği verelim, çözüm önerilerini üretelim ve çağ­daş, uy­gar bir ül­ke ol­duğumuzu, Mus­tafa Kemal'in uy­gar ül­kesi ol­ma yönün­de iler­lediğimizi tüm dün­yaya gös­terelim ve can­larını bu ül­ke için veren maden­cilerimize ve on­ların gelecek kuşak­larına kar­şı olan borç­larımızı ödeyelim diyorum.

Hepinizi say­gıy­la selam­lıyorum.(CHP sıralar­lın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim Sayın Sür.

Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu önerisinin lehin­de, Es­kişehir Mil­let­vekili Cev­det Sel­vi.

Sayın Sel­vi, buyurun.

CHP GRUBU ADINA CEV­DET SEL­Vİ  (Es­kişehir)- Sayın Baş­kan, say­gıdeğer mil­let­vekil­leri; hepinizi say­gı ve sev­giy­le selam­larım.

2 Haziran 2006 tarihin­de Balıkesir Dur­sun­bey Or­taköy Kömür Ocağın­da mey­dana gelen bir pat­lama sonucu 17 iş­çi hayatını kay­bet­miş, 5 iş­çi yaralan­mış ve bu olay­la il­gili, uzun süreden beri her maden kazasın­da, her ocak çöküşün­de, grizu pat­lamasın­da, Cum­huriyet Halk Par­tisi mil­let­vekil­leri der­hal oraya giderek, bu acıları pay­laş­manın yanın­da, sorun­ların çözümü konusun­da, oradaki bu acı olayın mey­dana gel­mesinin neden­lerini araş­tır­mış­tır.

Bu neden­le de, İç­tüzüğümüz ve Anayasa gereğin­ce, Balıkesir grizu pat­laması ve tüm maden kazaları ve hat­ta, iş kazalarıy­la il­gili bir araş­tır­ma öner­gesi ve araş­tırıl­dık­tan son­ra da çözüm­lerin, ön­lem­lerin belir­len­mesi konusun­da bir öner­ge veril­miş­tir. Ben, bugün, Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu adına, bu öner­genin lehine konuş­mak üzere huzurunuz­dayım.

Değer­li ar­kadaş­larım, bu maden kazası her gün­deme gel­diğin­de tüm in­san­larımızı alabil­diğine üzer, huzur­suz eder. Kısa süre içerisin­de başımıza gelen maden kazalarına bak­tığımız­da, biz, bize düşen, dev­lete düşen, ik­tidara düşen, bakan­lığa düşen, iş­verene düşen, iş­çiye düşen bu sorum­luluğun, görevin ne ol­duğunu da in­celeme im­kânını bulamadan yenisine gideriz.

Ör­neğin, 2003 yılın­da Er­menek'te 10 iş­çi, 2004 yılın­da Amas­ra'da 2 iş­çi, Kas­tamonu-Küre'de 19 iş­çi, değişik ocak­lar­da 17 iş­çi; 2005 yılın­da Kütah­ya-Gediz'de 18 iş­çi ol­mak üzere 66 iş­çi, ih­malin, sorum­suz­luğun, gereken ön­lem­leri al­mamanın sonucun­da hayatını kay­bet­miş­tir. En son olarak da, 2 Haziran'da, Balıkesir-Odaköy'de 17 iş­çi hayatını kay­bet­miş. Ayın 14'ün­de, yani, iki gün ön­ce, yine, Zon­gul­dak'ta bir göçük ol­muş, 1 iş­çi hayatını kay­bet­miş, 1 yaralı iş­çimiz de olay­da mağ­dur ol­muş­tur. 13 Haziran­da, yine Zon­gul­dak-Kurt­köy'de kaçak maden ocağın­da göçük ol­muş ve 1 iş­çi vefat et­miş, 1 iş­çi de yaralan­mış­tır.

Bun­ları alt al­ta koy­duğumuz­da, Tür­kiye'de bu ih­mali gör­memek müm­kün değil. İş­siz­liğin ve yok­sul­luğun son had­de ulaş­tığı, sabır­ları tüket­tiği bir dönem­de, çoluk çocuğunun geçimini sağ­lamak için, on­lar­ca, yüz­ler­ce met­re yerin al­tın­da, geçimini sağ­lamak gayesiy­le kömür ocak­larına giren tec­rübesiz iş­çiler, genç iş­çiler -bir taraf­tan as­garî üc­ret veya al­tın­da çalışır­ken, sigor­talı veya sigor­tasız çalış­tırılır­ken- canın­dan ol­mak­ta, canının ötesin­de, dul ve yetim­leri or­talık­ta kal­mak­tadır. Bu, gözar­dı edil­memesi gerekecek kadar önem­li bir olay­dır. Bu, kader değil­dir. Bu, iş­kolunun veya maden kazalarının her yer­de ol­duğu, olabileceği gibi gayet basit, yüzey­sel bir açık­lamay­la ifade edilemeyecek kadar önem taşıyan bir olay­dır. Eğer siz ön­lem­leri al­maz­sanız eğer siz aç­lık­tan, yok­sul­luk­tan, yeral­tına, hiç kim­seye bak­madan, ek­mek parası için gir­meye mec­bur kalan in­san­ların sorum­luluğunu duy­maz, ön­lem­leri al­maz­sanız, el­bet­te, bu acılar, sadece yüzey­sel olarak değer­len­dirilerek ifade edilemez, geçiş­tirilemez.

İş­te, 2005 yılın­da Gediz'de bir pat­lama ol­du, grizu pat­laması. Oraya da Cum­huriyet Halk Par­tisi bir heyet gön­der­di. 18 iş­çi orada hayatını kay­bet­ti, on­lar­ca dul, on­lar­ca çocuk­ları yetim kal­dı ve perişan­lık, sos­yal sorun­ları da ar­tırır hale gel­di. Bunu takip et­tik, takip et­tik ve 21 Nisan 2005 yılın­da yerin­de yap­tığımız in­celemeler­den son­ra, bun­dan sorum­lu ve görev­li olan Çalış­ma Bakan­lığın­da da takibimizin sonucun­da, 26 Mayıs 2005 yılın­da Çalış­ma Bakan­lığının in­celemelerinin sonucun­da, bu 18 vatan­daşın, 18 iş­çinin ölümünün tamamen nedeni, müfet­tiş­ler tarafın­dan, yüz­de 100 kusur­lu olarak iş­veren bulun­du; hiç­bir ön­lemin alın­madığını Çalış­ma Bakan­lığı müfet­tiş­leri açık seçik bize bil­dir­di; ama, ar­kasın­dan, diğer maden ocak­larının ar­ka ar­kaya ih­mal edil­diği, tef­tiş edil­mediği ve İk­tidarın ve Hükümetin ve Çalış­ma Bakan­lığının, 2857 sayılı Yasanın 91 in­ci mad­desine göre verilen görevi yerine getir­mediği veya getiremediği; yine, iş­çi, iş güven­liği ve iş­çi sağ­lığıy­la il­gili -ay­nı yasanın- Beşin­ci Bölümün­de 77 nci mad­deden 89 un­cu mad­deye kadar Hükümetin, Bakan­lığın ne gibi ön­lem­ler al­ması gerek­tiğini açık­ça düzen­leyen yasaya rağ­men, hiç­bir sorum­luluk ve görevin yerine getiril­mediği açık­ça or­taya çık­mış­tır.

Değer­li ar­kadaş­larım, bu acı, bu üzerin­de hiç de durul­mayan ve ölenin öl­düğü, çoluk çocuğunun perişan ol­duğu bir konuda, İk­tidarın, Hükümetin, il­gili bakan­lığın, Anayasa ve yasalar­la ver­miş ol­duğu, yönet­melik­ler­le üst­lerin­de neler yapacağı belir­li olan konular­da ne kadar duyar­sız ol­duğunu açık seçik gös­teriyor. Olay can kay­bın­dan ibaret değil. Göz­den kaçan önem­li bir olay­da her konuda is­rafı ön­leme gay­reti dile getirilir­ken, bu konudaki, iş­çi sağ­lığı, iş sağ­lığı ve güven­liği konusun­daki ih­mal­lerin, yine, Çalış­ma Bakan­lığının rapor­ların­da, kor­kunç boyut­lara ulaş­tığı açık­ça or­taya konuyor. 21 kat­ril­yon -yani, 21 mil­yar dolar- yıl­da iş kazaları ve mes­lek has­talık­ları sonucu büt­çeye yük getiriliyor. Bunu, Çalış­ma Bakan­lığının İSAG Projesi Genel Koor­dinatör­lüğünün yap­tığı açık­lamada görüyoruz.

Gözümüz­le şöy­le bir geç­mişe bak­tığımız­da kar­şılaş­tığımız olay­lar şun­lar­dır: İş kazası sayısı 2003 yılın­da 76 668, 2004 yılın­da 83 830 ol­muş­tur. Ölü sayısı ise, sadece 2003 yılın­da 811 iş­çi, yurt­taş ve 811 aile perişan ol­muş­tur. 2004 yılın­da 843 iş­çi vefat et­miş, ailesi perişan ol­muş­tur. Sürek­li iş göremez­ler, 2003 yılın­da 1 596, 2004 yılın­da 1 693 ol­muş­tur. Ve kayıp iş­günü: Bu kazalar nedeniy­le, 1 983 410 gün -iş­günü- Tür­kiye ekonomisin­de kayıp hanesine geç­miş­tir.

Bun­lara dönüp bak­tığımız­da, sadece laf­la değil, yasal görev­leri yerine getir­mek mec­buriyetin­de ol­duğumuzu ve bu konuda ekonomik yön­den nasıl bir tah­ribatın söz konusu ol­duğunu bilerek araş­tır­mamız gerek­mek­tedir. Mec­lisin en önem­li görev­lerin­den, iş­lev­lerin­den birisi ol­duğu kanaatin­de olarak bu öner­geyi ver­dik. Hem can kay­bı hem sos­yal yön­den o çoluğun çocuğun sahip­siz kal­ması hem de ekonomiye tah­min edilemeyecek -yıl­da 21 kat­ril­yon gibi- yük getiren bir olayı bu Mec­lis mut­lak ele al­malıdır.

Bu olum­suz­luk­ları gider­menin yol­larını, ön­lem­lerini, bir­lik­te çalışarak as­gariye in­dir­menin, hem mil­let­vekil­liği hem par­lamen­ter­lik görevi ol­duğu gibi hem de in­sanî görev ol­duğunu düşünerek bu öner­geyi ver­dik.

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Sel­vi, 1 dakikalık süre için­de konuş­manızı tamam­layınız.

M. CEV­DET SEL­Vİ (Devam­la) - Siz­den de, böy­lesine ekonomik çökün­tüye neden olan, böy­le can kay­bını, gerek­siz yere, ön­lem­ler alın­madığı için mey­dana getiren olay­ları, Mec­lis olarak, bir komis­yon­da in­celeyip, as­gariye in­dir­me konusun­da, siz­lerin, el­bet­te, oy­larınıza, kabulünüze ih­tiyaç var­dır. Eğer bunu ger­çek­leş­tirir­seniz, ül­kemize hem bugün hem de gelecek için olum­lu çalış­malar yap­tığımızı kanıt­layacak bir Mec­lis araş­tır­ması or­taya çıkacak­tır.

Ben, siz­leri daha faz­la üz­mek is­temiyorum, vak­timi daha faz­la uzatarak Sayın Baş­kanın an­layışını is­tis­mar et­mek is­temiyorum.

Bu konu, hem ekonomik hem diğer yön­den mut­lak ele alın­ması... Bu konuda far­kına var­mayan veya yasa çıkarıp, yönet­melik çıkarıp, ken­di ken­dine bu iş­lerin düzeleceğini sanan­ları uyar­mak zorun­dayız.

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Sel­vi, teşek­kür cüm­lenizi alayım.

M. CEV­DET SEL­Vİ (Devam­la) - İkin­cisi şu: İl­le baş­kasını suç­lamak değil; ne yazık ki, böy­le bir denet­leme, tef­tiş et­me ve yön­len­dir­me görevi olan Çalış­ma Bakan­lığının genel müdür­lüğü ve müfet­tiş­lerinin sayısı 627'dir. Bunun 300 küsuru büro hiz­meti yap­mak­ta; sos­yal görev­ler yap­mak­ta, sadece 281 müfet­tiş bütün Tür­kiye'yi dolaşıp, bu olum­suz­luk­ları ön­lemey­le görev­lidir. Yani, im­kân­sız­lık var­dır, iyi niyet yet­memek­tedir. 27 yönet­melik çık­tığı hal­de uy­gulan­mamak­ta, yasal düzen­lemeler yerine getiril­memek­tedir. Bu konuda, Mec­lis, Çalış­ma Bakan­lığımızın da, il­gili genel müdür­lük­lerin de görevini daha iyi yerine getir­mesi konusun­da öneriler­de bulunacak­tır. Fay­dalı bir çalış­ma olacak­tır. Bu öner­geyi kabul et­meniz gönül­den ar­zu edil­mek­tedir; tak­dir size ait­tir.

Hepinize teşek­kür ederim. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim.

Cum­huriyet Halk Par­tisi grup önerisinin aley­hin­de, Deniz­li Mil­let­vekili Üm­met Kan­doğan; buyurun.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; siz­leri say­gıy­la selam­lıyorum. Cum­huriyet Halk Par­tisi grup önerisinin aley­hin­de söz al­dım.

Bugün, Cum­huriyet Halk Par­tisi grup önerisiy­le il­gili Danış­ma Kurulu top­lanamadı. Danış­ma Kurulu top­lanamadığı için de, Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu, İç­tüzüğün 19 un­cu mad­desi gereğin­ce, Genel Kurulun onayına sunul­masıy­la il­gili bir öner­ge.

Danış­ma Kurulu top­lanamamış. Demek ki, İk­tidarımızın, bu öner­gey­le il­gili düşün­cesi men­fi. Bu haf­ta, yine, biliyor­sunuz, Cum­huriyet Halk Par­tisinin bir baş­ka grup önerisi gel­di. O grup önerisi de, burada, İk­tidar Par­tisi mil­let­vekil­leri tarafın­dan red­dedil­di. Çok önem­li bir konuy­du; Tür­kiyemizi, vatan­daş­ların büyük çoğun­luğunu yakın­dan il­gilen­diren bir konuy­du; an­cak, bu konuy­la il­gili, Adalet ve Kal­kın­ma Par­tisi Grup Baş­kan­vekili gelip burada şun­ları söy­ledi: "Evet, bu konu önem­li, biz de biliyoruz bu konunun önemini; an­cak, Mec­lisin kapan­masına on­beş gün­lük süre kal­dı. Bu on­beş gün­lük süre içerisin­de, komis­yonun kurul­ması, faaliyete geç­mesi, çalış­ması müm­kün ol­mayacak; onun için, bunu yeni döneme bırakalım."

Şim­di, biraz son­ra oy­lanacak, göreceğiz veya grup adına konuş­ma yapacak­lar mı bil­miyorum, ay­nı söz­ler burada tek­rar edilecek: "İş­te, süremiz daral­dı, bu komis­yonun kurul­masının pratik­te çok faz­la fay­dası ol­mayacak, yeni döneme bırakalım…"

Şim­diye kadar -ben rakam­lara bak­tım- aşağı yukarı, 300 araş­tır­ma öner­gesi veril­miş ve bu araş­tır­ma öner­gelerin­den an­cak yüz­de 20'si ele alınabil­miş. Geçen, AK Par­ti Grup Baş­kan­vekili gel­di, buradan, kür­süden dedi ki: "Bu yüz­de 20'lik oran çok büyük bir oran­dır." Geç­miş dönem­ler­le kıyas­lıyor. Ben de o gün çıkıp söy­lemiş­tim, suimisal misal değil­dir. Geç­miş­te öy­le ol­muş olabilir; ama, biz, 22 nci Dönem Par­lamen­tosuyuz. 22 nci Dönem Par­lamen­tosun­dan mil­letimiz çok şey bek­liyor. Siz, yüz­de 20'lik bir oranı, burada gelir başarı olarak tak­dim eder­seniz, hal­ka bunu an­latamaz­sınız.

Bu araş­tır­ma öner­gelerine bakınız ar­kadaş­lar, neler... İş­te, bugün­kü, gelen, bir maden kazasıy­la il­gili veril­miş bir araş­tır­ma öner­gesi. Hiç kim­se çıkıp diyebilir mi ki, bu araş­tır­ma öner­gesi önem­siz­dir, görüşül­memesi gerekir; hiç kim­se bunu söy­leyemez. An­cak, 22 nci Dönem Mec­lis olarak biz bu nok­tada çok duyar­sızız ar­kadaş­lar İç­tüzüğün 96 ncı ve müteakip mad­deleri denetim konularına ay­rıl­mış. Mec­lisin en önem­li fonk­siyon­ların­dan birisi, denetim görevini yerine getir­mek. Şim­di, orada 17 vatan­daşımız hayatını kay­bet­ti. 2 tanesi de ay­nı gün işe baş­lamış­lar; işe baş­ladık­ları ilk gün hayat­larını kay­bediyor­lar. Geride yüz­ler­ce gözü yaş­lı eş, çocuk, ak­raba bırak­tılar. Şim­di, rakam­ları da ar­kadaşımız söy­ledi; 3 712 vatan­daşımız bugüne kadar maden kazaların­da hayatını kay­bet­miş, 370 000 de yaralı var. Son derece önem­li bir konu. Bu konu, mut­laka, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisin­de bir komis­yon marifetiy­le ele alınıp in­celen­mesi gereken bir konu; ama, siz, temel kanun es­prisi içerisin­de meselelere yak­laşarak, kamu denet­çiliğini bugün nasıl buradan geçiririz, nasıl muhalefetin sesini kısarak bu Kamu Denet­çiliği Kanununu bugün hal­lederiz, onun hesabı ve düşün­cesi içerisin­de olur­sanız, bu meseleleri, el­bet­te, elinizin ter­siy­le bir kenara itecek­siniz. Kamu Denet­çiliği Kanunu -öner­genize de bak­tım, bir öner­ge de veriyor­sunuz- 31.7.2007 tarihin­de yürür­lüğe gir­mek üzere bir öner­ge ver­miş­siniz; denet­çilerin faaliyete geç­mesiy­le il­gili, AK Par­ti Grubu öner­gesi. Ee, siz, şim­di, bir yılı aş­kın bir süre son­ra yürür­lüğe girecek olan bir kanunu, temel kanun es­prisi içerisin­de ve… Dün ak­şam da burada trajikomik olay­lar yaşadık; yani, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisine yakış­mayacak öl­çüde olay­lar ol­du burada. Alınız o görün­tüleri, bugün, sağ­lık­lı bir şekil­de hep beraber yeniden iz­leyelim. Yani, bu Par­lamen­toya böy­le bir  çalış­ma metodu kesin­lik­le yakış­mıyor ve mil­yon­lar­ca in­sanımız da, dün ak­şam­ki bu Par­lamen­to çalış­masını ib­ret­le iz­ledi ve Mec­lis­le il­gili düşün­celeri olum­suz bir şek­le dönüş­tü.

Onun için, muhalefet­le an­laş­say­dınız Sayın Grup Baş­kan­vekilim -size söy­lüyorum- bu kamu denet­çiliğiy­le il­gili muhalefet­le konuş­say­dınız, biz­ler­le bir uz­laş­ma arayışı içerisin­de ol­say­dınız, en azın­dan, meramımızı an­latacak kadar zamanı bize ver­miş ol­say­dınız, beşer konuş­ma yap­tır­mış ol­say­dınız ör­neğin, bel­ki, bu kanun, uz­laş­may­la dün çık­mış olacak­tı, çık­mış olacak­tı. Kamu Denet­çiliği Kanununa itiraz eden var mı bu Mec­lis­te; yok. Des­tek­lediğimiz, an­cak, bazı husus­larına katıl­madığımız nok­talar var. On­ları, muhalefet olarak, biz, burada dile getirir­dik ve dün de o Kamu Denet­çiliği Kanunu buradan geç­miş olur­du. Kuru bir inat, bir id­dia uğ­runa Mec­lisin çalış­masının önünü kes­meye çalışıyor­sunuz.

Yani, değer­li mil­let­vekil­leri, onun için bir uz­laş­ma arayışı içerisin­de ol­manız lazım. Uz­laş­ma arayışını da İk­tidar Par­tisi gös­terecek. Biz, muhalefet olarak ve Doğ­ru Yol Par­tisinin bir mil­let­vekili olarak, burada, bir­çok kanun­da, gelip, açık­ça des­teğimi ifade et­tim. Yan­lış gör­düğüm husus­lar var­sa, on­ları da eleş­tir­dim. Dün, Kamu Denet­çiliği Kanunun­daki konuş­malarım burada. Ben, bek­ler­dim ki, AK Par­ti mil­let­vekil­lerin­den bir ar­kadaşım, çıkıp, oradaki konuş­maların üzerine "hayır, siz şurada yan­lış düşünüyor­sunuz; bu kanun, bu şek­liy­le daha iyi" demesini bek­ler­dim, o da ol­madı.

O neden­le, değer­li mil­let­vekil­leri, Mec­lisin as­lî fonk­siyon­larını, as­lî görev­lerini yerine getirebil­mek için, mut­laka, hepimizin duyar­lı ol­ması lazım. Yoz­laş­madan uz­laş­ma kül­türünün bu Mec­lis­te tees­süs et­mesi lazım. Bunu sağ­layacak olan da, ön­celik­le, İk­tidar Par­tisi ve İk­tidar Par­tisinin Grup Baş­kan­vekil­leridir.

Değer­li mil­let­vekil­leri, şim­di, biraz son­ra bunu red­dedeceğiz, oy­lar­la göreceğiz. Bunu niye peşin peşin söy­lüyorum; çün­kü, dün­kü konuş­malar­dan an­ladığım, çıkar­dığım düşün­ce bu. O neden­le, biz, denetim konularını ih­mal et­meyelim.

Bakınız, o maden ocağın­da hayatını kay­beden vatan­daş­larımızın bel­ki tamamı as­garî üc­ret­le çalışıyor­du, hayat­larını zor idame et­tiriyor­lar­dı.

İş­te size bir­kaç rakam: Aç­lık sınırı -en son rakam- 558 YTL, as­garî üc­ret 380 YTL. En düşük SSK ay­lığı alan bir vatan­daşımızın al­dığı üc­ret, sadece gıda har­camalarına, baş­ka hiç­bir har­cama yap­madan yir­mial­tı gün­lük gıda har­camasına yetiyor; bakınız, ay­lık gıda har­camasını bile kar­şılayamıyor. Bağ-Kur'da onüç gün­lük har­camalarını kar­şılıyor. Böy­le durum­da, bu zor şart­lar­da çalışan ve hayatını idame et­tir­meye çalışan, as­garî üc­ret­le, yerin met­reler­ce al­tın­da güneş yüzü gör­meden çalışan, hayatının baharın­da kara top­rağa ver­diğimiz bu vatan­daş­larımızın acısını yürek­ten pay­laşıyoruz, ken­dilerine Al­lah'tan rah­met diliyoruz, keder­li ailelerine baş­sağ­lığı diliyoruz.

An­cak, şu an­da yerin al­tın­da çalışan bin­ler­ce in­sanımızın bu meselesinin de Mec­lis tarafın­dan cid­dî bir şekil­de ele alın­ması, in­celen­mesi, araş­tırıl­ması, gerekir­se ek ted­bir­ler alınarak bun­dan son­ra bu tür mües­sif kazaların önüne geç­me im­kânı, şu an­da Mec­lisin önüne gel­miş durum­dadır. Verilecek evet oy­larıy­la, ne fark eder ar­kadaş­lar, bir komis­yon kurul­sa, o komis­yonumuz çalış­malarına baş­lasa?! Üç ay­lık Mec­lis tatili olabilir; ama, ek yeter­li bir süre, zaten bir ay­lık süre verilebiliyor; bun­lar da ele alınabilir. Yazın, bel­ki, ar­kadaş­larımız biraz daha fedakâr­lık yapabilir, komis­yonun yazın çalış­masına en­gel bir durum var mı bil­miyorum ama, ar­kadaş­larımız, eğer gönül­lü olarak beş gün, on gün, on­beş gün­de, bu süre içerisin­de çalış­mak is­tiyor­lar­sa bunun önünü niye kapatalım. Ar­kadaş­larımız çalış­mayı ar­zu ediyor­lar­sa, bun­lara bu im­kânı verelim. En azın­dan bun­dan son­ra bu tür mües­sif hadiselerin önüne geçebil­me im­kânımız olabilir; bel­ki 1 kişinin dahi hayatını kur­tar­ma im­kânımız olabilir.

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Buyurun Sayın Kan­doğan, 1 dakikalık süre için­de konuş­manızı tamam­layınız.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Ben, bu duy­gu ve düşün­celer­le, bu araş­tır­ma öner­gesinin çok önem­li ol­duğuna inanıyorum. Mut­laka, bunun, Mec­lis gün­demin­de yer al­masını…

ÜNAL KACIR (İs­tan­bul) - Aleyh­te mi?!..

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Efen­dim, aleyh­te… Şunun için söy­lüyorum: Sizin oy­larınız bel­li; ben, onun için diyorum ki, Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubuna, Danış­ma Kurulu top­lan­tısı ol­mamış, grup baş­kan­vekilimiz dün gel­di, dedi ki "Mec­lis kapanıyor, bu tür şey­lere kar­şıyız." Benim itirazım ona. Sayın Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubunun getir­diği tek­life itiraz et­mek müm­kün mü. An­cak, sizin düşün­ceniz, yapınız bel­li ol­duğu için, bu yapı da bilin­diği için, Cum­huriyet Halk Par­tisinin getir­diği öner­geye onun için kar­şı çıkıyorum ben; yok­sa, bir mil­let­vekili olarak, bu meselenin araş­tırıl­masın­dan, in­celen­mesin­den, sıkın­tıların or­taya konul­masın­dan, çözüm yol­larının or­taya konul­masın­dan kim rahat­sız olabilir, kim kar­şı çıkabilir.

ÜNAL KACIR (İs­tan­bul) - Kafan çalış­maya baş­ladı!..

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la)  - Böy­le bir şey olabilir mi!.. Onun için, şunun için söy­lüyorum değer­li mil­let­vekil­leri; biraz son­ra, olum­suz oy kul­lanacak­sınız. Ken­di hür iraden­le oy kul­lanacak­san Sayın Bur­sa Mil­let­vekilim, hod­ri mey­dan, Grubun aley­hine, ken­diniz "evet" oyu kul­lanabiliyor­sanız...

FARUK AN­BAR­CIOĞ­LU (Bur­sa) - Ken­di adına konuş!.. Doğ­ru Yol Par­tisi adına konuş!..

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Biraz son­ra grup baş­kan­vekiline bakacak­sınız, eli han­gi is­tikamet­te, onu kul­lanacak­sınız. (AK Par­ti sıraların­dan gürül­tüler)

BAŞ­KAN - Sayın Kan­doğan, teşek­kür ediyorum.

FARUK AN­BAR­CIOĞ­LU (Bur­sa) - Sana ne?!. Sana mı soracak?!..

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Bana ne olur mu?!.. Önem­li bir konu…

BAŞ­KAN - Sayın Kan­doğan, buyurun efen­dim.

Say­gıdeğer ar­kadaş­larım, kür­süde konuşan hatip­le kar­şılık­lı olarak konuş­ma diye bir usul yok­tur; lüt­fen…

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Karar yeter­sayısı…

BAŞ­KAN - Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubunun İç­tüzüğün 19 un­cu mad­desine göre veril­miş önerisini oy­larınıza sunacağım ve karar yeter­sayısını arayacağım: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler…

Karar yeter­sayısı yok­tur; bir­leşime 5 dakika ara veriyorum.

 

Kapan­ma Saati : 15.36

 

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.46

BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER : Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin 116 ncı Bir­leşiminin İkin­ci Oturumunu açıyorum.

IV. - ÖNERİLER (Devam)

A) SİYASÎ PAR­Tİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)

1.- (10/369) esas numaralı Mec­lis araş­tır­ması öner­gesinin ön­görüş­mesinin, Genel Kurulun 15.6.2006 Per­şem­be gün­kü bir­leşimin­de yapıl­masına iliş­kin CHP grup önerisi (Devam)

BAŞ­KAN - Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu önerisinin oy­lamasın­da karar yeter­sayısı bulunamamış­tı. Şim­di, öneriyi tek­rar oy­larınıza sunacağım ve karar yeter­sayısını arayacağım.

Öneriyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öneri kabul edil­memiş­tir; karar yeter­sayısı var­dır.

Gün­demin "Kanun Tasarı ve Tek­lif­leri ile Komis­yon­lar­dan Gelen Diğer İş­ler" kıs­mına devam ediyoruz.

Say­gıdeğer ar­kadaş­larım, say­gıdeğer mil­let­vekil­leri, biraz son­ra, yarım kal­mış olan tasarının oy­lamalarına devam edeceğiz.

Bil­gilerinize arz olunur.

III. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3.- Çanak­kale Mil­let­vekil­leri Meh­met Daniş ve İb­rahim Köş­dere'nin; Gelibolu Yarımadası Tarihî Mil­lî Par­kı Kanununa Geçici Bir Mad­de Ek­len­mesine Dair Kanun Tek­lifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Büt­çe Komis­yonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

BAŞ­KAN - 1 in­ci sırada yer alan kanun tek­lifinin geri alınan mad­deleriy­le il­gili komis­yon raporu gel­mediğin­den tek­lifin görüş­melerini er­teliyoruz.

2 nci sırada yer alan, Bazı Kamu Alacak­larının Tah­sil ve Ter­kinine İliş­kin Kanun Tasarısı İle Plan ve Büt­çe Komis­yonu raporunun görüş­melerine kal­dığımız yer­den devam edeceğiz.

4.- Bazı Kamu Alacak­larının Tah­sil ve Ter­kinine İliş­kin Kanun Tasarısı ile Plan ve Büt­çe Komis­yonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)

BAŞ­KAN - Komis­yon?.. Yok.

Tasarının görüşül­mesi er­telen­miş­trir.

3 ün­cü sırada yer alan, Tür­kiye Cum­huriyeti Hükümeti ile Amerika Bir­leşik Dev­let­leri Hükümeti Arasın­da Yayıl­manın Ön­len­mesi Amaç­larına Yönelik Yar­dım Sağ­lan­masının Kolay­laş­tırıl­ması İçin İş­bir­liğine İliş­kin An­laş­manın Onay­lan­masının Uy­gun Bulun­duğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışiş­leri Komis­yonu raporunun görüş­melerine kal­dığımız yer­den devam edeceğiz.

5.- Tür­kiye Cum­huriyeti Hükümeti ile Amerika Bir­leşik Dev­let­leri Hükümeti Arasın­da Yayıl­manın Ön­len­mesi Amaç­larına Yönelik Yar­dım Sağ­lan­masının Kolay­laş­tırıl­ması İçin İş­bir­liğine İliş­kin An­laş­manın Onay­lan­masının Uy­gun Bulun­duğuna Dair Kanun Tasarısı  ve Dışiş­leri Komis­yonu Raporu (1/1115) (S. Sayısı: 1147)

BAŞ­KAN - Komis­yon?.. Yok.

Tasarının görüşül­mesi er­telen­miş­tir.

4 ün­cü sırada yer alan, Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ve Av­rupa Bir­liği Uyum ile Plan ve Büt­çe Komis­yon­ları rapor­larının görüş­melerine kal­dığımız yer­den devam edeceğiz.

6.- Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ve Av­rupa Bir­liği Uyum ile Plan ve Büt­çe Komis­yon­ları Rapor­ları (1/1158) (S. Sayısı: 1206) (x)

BAŞ­KAN - Komis­yon?.. Yerin­de.

Hükümet?.. Yerin­de.

Geçen bir­leşim­de birin­ci bölüm­de yer alan 16 ncı mad­de kabul edil­miş­ti.

Şim­di, bu bölüm­de yer alan diğer mad­deleri, var­sa, öner­ge iş­lem­lerini yap­tık­tan son­ra oy­larınıza sunacağım.

ÜÇÜN­CÜ BÖLÜM

Kuruma Baş­vuru ve Yapılacak İş­lem­ler

Baş­vuru ve usulü

MAD­DE 17-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 2 adet öner­ge var­dır; öner­geleri okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Baş­vuru ve usulü" baş­lık­lı 17 nci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

A. Kemal Kum­kumoğ­lu

A. Kemal Deveciler

 

 

İz­mir

İs­tan­bul

Balıkesir

 

M. Mesut Özak­can

Er­dal Karademir

İz­zet Çetin

 

Ay­dın

İz­mir

Kocaeli

Mad­de 17- (1)  Kuruma, ger­çek ve tüzel kişiler baş­vurabilir­ler. Yaban­cıların baş­vuru hak­kını kul­lanabil­meleri, kar­şılık­lılık esasına bağ­lıdır.

(2) Baş­vuru; baş­vuru sahibinin adı ve soyadı, im­zası, yer­leşim yeri veya iş ad­resini, baş­vuru sahibi tüzel kişi ise tüzel kişinin un­vanı ve yer­leşim yeri ile yet­kili kişinin im­zasını ve yet­ki bel­gesini içeren Türk­çe dilek­çe ile yapılır. Bu baş­vuru, yönet­melik­te belir­lenecek şart­lara uyul­mak kay­dıy­la elek­tronik or­tam­da veya diğer iletişim araç­larıy­la da yapılabilir.

(3) Yapılan baş­vurular­dan;

a) Bel­li bir konuyu içer­meyen­ler,

b) Yar­gı or­gan­ların­da görül­mek­te olan veya yar­gı or­gan­ların­ca karara bağ­lan­mış uyuş­maz­lık­lar,

c) İkin­ci fık­rada belir­tilen şart­ları taşımayan­lar,

ç) Sebep­leri, konusu ve taraf­ları ay­nı olan­lar ile daha ön­ce sonuç­lan­dırılan­lar,

in­celen­mez.

(4) Kuruma, il­ler­de valilik­ler, il­çeler­de kay­makam­lık­lar vasıtasıy­la da baş­vurulabilir.

(5) Baş­vurular­dan üc­ret alın­maz.

(6) Kuruma, idarî iş­lem­ler­de teb­liğ tarihin­den, idarî ey­lem, tutum ve dav­ranış­lar­da öğ­ren­me tarihin­den itibaren dok­san gün için­de baş­vurulabilir. Baş­vuru tarihi, dilek­çenin Kuruma, valilik veya kay­makam­lık­lara veril­diği, diğer hal­ler­de baş­vurunun Kuruma ulaş­tığı tarih­tir.

(7) Dava aç­ma süresi için­de yapılan baş­vuru, iş­lemeye baş­lamış olan dava aç­ma süresini dur­durur.

BAŞ­KAN - Diğer öner­geyi okutup iş­leme alacağım.

                    

(x) 1206 S. Sayılı Basmayazı 13.6.2006 tarihli 114 üncü Birleşim Tutanağına eklidir.

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Baş­vuru ve usulü" baş­lık­lı 17 nci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

İz­zet Çetin

Bülent Baratalı

Al­gan Hacaloğ­lu

 

 

Kocaeli

İz­mir

İs­tan­bul

 

Tür­kân Miçooğul­ları

Bay­ram Ali Meral

Muhar­rem Kılıç

 

İz­mir

An­kara

Malat­ya

(A) (1) Kuruma, ger­çek ve tüzel kişiler baş­vurabilir­ler. Yaban­cıların baş­vuru hak­kını kul­lanabil­meleri, kar­şılık­lılık esasına bağ­lıdır.

(2) Baş­vuru; baş­vuru sahibinin adı ve soyadı, im­zası, yer­leşim yeri veya iş ad­resini, baş­vuru sahibi tüzel kişi ise tüzel kişinin un­vanı ve yer­leşim yeri ile yet­kili kişinin im­zasını ve yet­ki bel­gesini içeren Türk­çe dilek­çe ile yapılır. Bu baş­vuru, yönet­melik­te belir­lenecek şart­lara uyul­mak kay­dıy­la elek­tronik or­tam­da veya diğer iletişim araç­larıy­la da yapılabilir.

(3) Yapılan baş­vurular­dan;

a) Bel­li bir konuyu içer­meyen­ler,

b) Yar­gı or­gan­ların­da görül­mek­te olan veya yar­gı or­gan­ların­ca karara bağ­lan­mış uyuş­maz­lık­lar,

c) İkin­ci fık­rada belir­tilen şart­ları taşımayan­lar,

ç) Sebep­leri, konusu ve taraf­ları ay­nı olan­lar ile daha ön­ce sonuç­lan­dırılan­lar,

in­celen­mez.

(4) Kuruma, il­ler­de valilik­ler, il­çeler­de kay­makam­lık­lar vasıtasıy­la da baş­vurulabilir.

(5) Baş­vurular­dan üc­ret alın­maz.

(6) Kuruma, idarî iş­lem­ler­de teb­liğ tarihin­den, idarî ey­lem, tutum ve dav­ranış­lar­da öğ­ren­me tarihin­den itibaren dok­san gün için­de baş­vurulabilir. Baş­vuru tarihi, dilek­çenin Kuruma, valilik veya kay­makam­lık­lara veril­diği, diğer hal­ler­de baş­vurunun Kuruma ulaş­tığı tarih­tir.

(7) Dava aç­ma süresi için­de yapılan baş­vuru, iş­lemeye baş­lamış olan dava aç­ma süresini dur­durur.

"(B) (1) Genel Sek­reter, en az dört yıl­lık yük­seköğ­retim kurumu mezunu, 14/7/1965 tarih­li ve 657 sayılı Dev­let Memur­ları Kanununa tabi görev­ler­de on yıl hiz­meti bulunan ve ay­nı Kanunun 48 in­ci mad­desin­de yazılı şart­lara sahip olan­lar arasın­dan Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Genel Sek­reter, Kurumun har­cama yet­kilisidir. Malî iş ve hiz­met­ler malî hiz­met­ler birimi eliy­le yürütülür.

(C) (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanabil­mek için, Dev­let Memur­ları Kanununun 48 in­ci mad­desin­de sayılan genel şart­lar yanın­da aşağıdaki nitelik­ler de aranır:

a) En az dört yıl­lık eğitim veren hukuk, siyasal bil­giler, ik­tisadî ve idarî bilim­ler, ik­tisat ve iş­let­me fakül­telerin­den veya bun­lara denk­liği kabul edil­miş yaban­cı öğ­retim kurum­ların­dan mezun ol­mak,

b) Yapılacak giriş sınavın­da başarılı ol­mak,

c) Sınavın yapıl­dığı yılın ocak ayının ilk günün­de otuz beş yaşını dol­dur­mamış ol­mak.

(D) (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanan­lar, en az üç yıl çalış­mak ve olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la açılacak yeter­lilik sınavına gir­meye hak kazanır­lar. Sınav­da başarılı olan­lar, Kamu Per­soneli Yaban­cı Dil Bil­gisi Seviye Tes­pit Sınavın­da en az ( C ) düzeyin­de puan veya ulus­lararası kabul gör­müş yaban­cı dil seviye tes­pit sınav­ların­dan bu puana denk puan al­mış ol­mak şar­tıy­la Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­vanını alır­lar. Sınav­da başarılı olamayan­lar, is­tek­leri halin­de kurumun­da veya Dev­let Per­sonel Baş­kan­lığın­ca diğer kamu kurum ve kuruluş­ların­da uy­gun kad­rolara atanır­lar.

(2) Uz­man yar­dım­cılarının mes­leğe alın­maları, yetiş­tiril­meleri ve yeter­lilik sınavının şek­li ile uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev, yet­ki ve çalış­malarına iliş­kin esas ve usul­ler yönet­melik­le düzen­lenir.

(E) (1) Per­sonel, Baş­denet­çisi tarafın­dan atanır,

(2) Uz­man ve uz­man yar­dım­cısı dışın­daki per­sonelin atan­ması, nak­len veya Kamu Per­soneli Seç­me Sınavını kazanan­lar arasın­dan yapılır.

(F) (1) Baş­denet­çi, denet­çiler ve Genel Sek­reter hariç ol­mak üzere Kurum per­soneline Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan­lara uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(2) Genel Sek­retere Baş­bakan­lık­taki genel müdür­lere uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(G) (1) Kurumun gelir­leri şun­lar­dır:

a) Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi büt­çesine bu amaç­la konulacak ödenek,

b) Diğer gelir­ler.

(H) Baş­denet­çi Cum­hur­baş­kanı tarafın­dan seçilir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Olum­suz görüş­le katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Buyurun Sayın Çetin.

Süreniz 5 dakika.

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekili ar­kadaş­larım; görüş­mek­te ol­duğumuz Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanun Tasarısının 17 nci mad­desi üzerine ver­miş ol­duğumuz öner­gey­le il­gili söz al­mış bulunuyorum; hepinizi say­gıy­la selam­lıyorum.

Değer­li ar­kadaş­lar, Kuruma baş­vuru ve yapılacak iş­lem­ler, baş­vuru ve usulüy­le il­gili 17 nci mad­de, tabiî, bu Kamu Denet­çiliği Kurumunun en önem­li mad­delerin­den birisi; yani, biz, Kamu Denet­çiliği Kurumuy­la il­gili olarak, her ne kadar, Av­rupa Bir­liği Uyum Komis­yonu ve Büt­çe Plan Komis­yonun­da tar­tışıl­dı ise de burada cid­dî bir çalış­ma or­tamı bulamadık. Yurt­taş­larımız da bu konuda gerek­tiği kadar -konuyu- şu ana kadar il­gilen­miş değil­ler; ama, bel­ki, bu Mec­lis­te ne yapılıyor, ne görüşülüyor diye il­gi gös­terebilir­ler idi. Av­rupa Bir­liği uyum yasaları çer­çevesin­de ele al­mak­ta ol­duğumuz bu tasarıda, baş­vuruy­la il­gili, tabiî ki, düzen­lemede doğ­rudan doğ­ruya baş­vuru yapılabiliyor; ama, önümüz­deki süreç­te, kamu denet­çisinin, ofisin­de çalışan per­sonel de söz­lü olarak şikâyetini ileten yurt­taş­lara kolay­lık gös­tererek, bel­ki, bir mat­bu for­mat yaratarak -bu, bel­ki, yönet­melik­le düzen­lenebilir; ama, mad­de içine de yer­leş­tirilebilecek bir düzen­leme- yurt­taşa kolay­lık sağ­layabilir­ler idi.

Sadece, kamu denet­çileri, baş­vuru üzerine harekete geçecek­ler, yapılan düzen­lemeye göre. Oy­sa, Av­rupa ül­kelerin­de uy­gulanan, özel­lik­le İs­kan­dinav ül­kelerin­deki model­de sadece yazılı baş­vuru değil, kamu denet­çisinin biz­zat gör­düğü, duy­duğu, basın­da okuduğu ya da her­han­gi bir şekil­de ken­disine iletil­miş bir kamu hiz­metin­den dolayı da, olum­suz bir kamu hiz­metin­den dolayı da yurt­taşın hak­sız­lığa uğ­raması durumun­da doğ­rudan harekete geçebil­mek­te. Biz­deki düzen­leme, tabiî, dost­lar alış­veriş­te gör­sün man­tığıy­la, sadece bir yasayı daha çıkar­dık düşün­cesiy­le yapıl­mış bir düzen­leme olarak gözüküyor.

Buradaki baş­vuru için dok­san gün­lük süre de yeter­li bir süre değil. Yine, değişik ül­kelere bak­tığımız­da, al­tı ay, hat­ta bir yıl, iki yıl gibi bir sürede, hak­sız­lığa uğ­rayan yurt­taşın hak­sız­lığa uğ­radığı konuyu kamu denet­çisine, yani om­buds­mana iletebil­mesi olanak­lı. Bizim gibi büyük bir coğ­raf­yada, om­buds­manın ya da kamu denet­çisinin ne an­lama gel­diğini ne iş yap­tığını, ne işe yarayacağını, kamu denet­çilerinin nereler­de ol­duğunu bil­meyen, öğ­ren­memiş, bugüne kadar uy­gulaması ol­mamış bir kamu hiz­metinin, bir bakıma kamu denetim hiz­metinin nasıl kul­lanılacağı bile or­tada değil­ken, dok­san gün gibi bir kısıtın yasaya kon­muş ol­ması, ger­çek­ten, yasanın ek­sik­lik­lerin­den birisi. Bu sürenin en az al­tı ay olarak yeniden ele alın­masın­da büyük yarar ol­duğunu ifade et­mek is­tiyorum.

Tabiî, bir de "dava aç­ma süresi için­de yapılan baş­vuru, iş­lemeye baş­lamış olan dava aç­ma süresini dur­durur" diyoruz. Bu konunun yurt­taş açısın­dan bir kez daha an­laşılır bir şek­le sokul­ması gerekir. Yani, yar­gıda uzun yıl­lar­dan bu yana görül­mek­te olan bir davay­la il­gili olarak kamu denet­çisine iletilen bir şikâyet, eğer kamu denet­çisi tarafın­dan cid­diye alın­mış ise, bu, yar­gılamayı dur­duracak sebep­ler­den olarak gös­teril­miş. Oy­sa, bu düzen­leme, bel­ki hukuk açısın­dan bir kez daha ele alınarak, han­gi konuların, bütün yar­gıya in­tikal et­miş konular­daki şikâyet­ler­de mi, yok­sa, bel­li konular­daki şikâyet­ler­de mi bu kamu denet­çisinin harekete geç­miş ol­masının davayı dur­duracağı, açık­lığa kavuş­turul­ması gereken husus­lar­dan bir baş­kası.

Değer­li ar­kadaş­lar, ger­çek­ten bu konudaki uy­gulamalar, dün­ya ör­nek­leri, bu 5 dakikalık süre içerisin­de açık­lanabilecek durum­da değil. Yani, bakınız, Sri Lan­ka'da bile, süreç; ön­ce yurt­taş par­lamen­toya gidiyor, par­lamen­tere müracaat ediyor, par­lamen­ter Dilek­çe Komis­yonuna havale ediyor, Dilek­çe Komis­yonu om­buds­mana baş­vuruyor. Yani, bir süz­geç­ten geçir­me kanalı oluş­muş.

Yine, burada, biz­deki büyük ek­sik­lik­ler­den bir tanesi de Dilek­çe Komis­yonuna gelen dilek­çeler­den hiç ol­maz­sa bir kıs­mını, özel­liği olan­ları, kamu denet­çisine Dilek­çe Komis­yonunun gön­derebileceği bir yol mut­lak suret­te yasanın içerisine konul­malıy­dı.

Ben bu ek­sik­lik­leri işaret et­mek için öner­gemizi ver­diğimizi hatır­latıyor, hepinize teşek­kür ediyorum. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Peki, teşek­kür ediyorum Sayın Çetin.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Diğer öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Baş­vuru ve usulü" baş­lık­lı 17 nci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                                                                                    Bülent Baratalı (İz­mir) ve ar­kadaş­ları

Mad­de 17- (1) Kuruma, ger­çek ve tüzel kişiler baş­vurabilir­ler. Yaban­cıların baş­vuru hak­kını kul­lanabil­meleri, kar­şılık­lılık esasına bağ­lıdır.

 (2) Baş­vuru; baş­vuru sahibinin adı ve soyadı, im­zası, yer­leşim yeri veya iş ad­resini, baş­vuru sahibi tüzel kişi ise tüzel kişinin un­vanı ve yer­leşim yeri ile yet­kili kişinin im­zasını ve yet­ki bel­gesini içeren Türk­çe dilek­çe ile yapılır. Bu baş­vuru, yönet­melik­te belir­lenecek şart­lara uyul­mak kay­dıy­la elek­tronik or­tam­da veya diğer iletişim araç­larıy­la da yapılabilir.

(3) Yapılan baş­vurular­dan;

a) Bel­li bir konuyu içer­meyen­ler,

b) Yar­gı or­gan­ların­da görül­mek­te olan veya yar­gı or­gan­ların­ca karara bağ­lan­mış uyuş­maz­lık­lar,

c) İkin­ci fık­rada belir­tilen şart­ları taşımayan­lar,

ç) Sebep­leri, konusu ve taraf­ları ay­nı olan­lar ile daha ön­ce sonuç­lan­dırılan­lar,

in­celen­mez.

(4) Kuruma, il­ler­de valilik­ler, il­çeler­de kay­makam­lık­lar vasıtasıy­la da baş­vurulabilir.

(5) Baş­vurular­dan üc­ret alın­maz.

 (6) Kuruma, idarî iş­lem­ler­de teb­liğ tarihin­den, idarî ey­lem, tutum ve dav­ranış­lar­da öğ­ren­me tarihin­den itibaren dok­san gün için­de baş­vurulabilir. Baş­vuru tarihi, dilek­çenin Kuruma, valilik veya kay­makam­lık­lara veril­diği, diğer hal­ler­de baş­vurunun Kuruma ulaş­tığı tarih­tir.

(7) Dava aç­ma süresi için­de yapılan baş­vuru, iş­lemeye baş­lamış olan dava aç­ma süresini dur­durur.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Komis­yon olarak çoğun­luğumuz ol­madığın­dan tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?...

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Buyurun Sayın Hacaloğ­lu.

AL­GAN HACALOĞ­LU (İs­tan­bul) - Sayın Baş­kan, değer­li ar­kadaş­larım; ver­miş bulun­duğumuz öner­ge üzerin­de, şah­sım adına, Cum­huriyet Halk Par­tisi adına söz al­mış bulunuyorum; hepinize say­gılarımı sunuyorum. Öner­gede im­zası olan bir ar­kadaşınız olarak söz al­mış bulunuyorum.

Değer­li ar­kadaş­larım, om­buds­man kurumu, Kamu Denet­çiliği Kurumu, kav­ram olarak ve kurum olarak, ül­kemiz­de in­san­larımızın hak ve hukuk­larını arama konusun­da yeni bir pen­cere açacak­tır, demok­rasimiz­de yeni bir açılım sağ­layacak­tır ve bir boyutuy­la da, Av­rupa ül­kelerin­de yay­gın olarak kul­lanıl­mak­ta olan, kurul­muş bulunan bu tür kurum­lar­la iliş­ki için­de, AB mük­tesebatına uyumumuz konusun­da bir mesafe katedilecek­tir.

Değer­li ar­kadaş­larım, bil­diğiniz gibi, Av­rupa Bir­liği kap­samı için­de, Av­rupa Om­buds­man Kurumu bulun­mak­tadır. Bu kurul, bu Kurum, uzun yıl­lar­dır görev yap­mak­ta olan bu Kurum, baş­ta Av­rupa Komis­yonu ol­mak üzere, Av­rupa Bir­liği Kon­seyine, Av­rupa Par­lamen­tosuna, Av­rupa Mer­kez Ban­kasına ve Av­rupa Bir­liğiy­le il­gili olan diğer kurum­lara yönelik yapılan tür­lü uy­gulamalara yönelik itiraz­ları veya şikâyet­leri denet­lemek, ele al­mak üzere oluş­turul­muş­tur.

Bu kurul, ken­disine gelen şikâyet­leri bir haf­ta için­de ele al­mak konumun­dadır. Bu ele al­dığı konu üzerin­de bir araş­tır­ma baş­latıp baş­lat­mama konusun­da, bir ay için­de karar ver­mek zorun­dadır ve bir yıl için­de de, ele al­dığı araş­tır­mayı, in­celemeyi sonuç­lan­dır­mak zorun­dadır. Yani, Av­rupa Om­buds­man Kurumu, ken­disini, belir­li bir tak­vim­le, belir­li bir çalış­ma çer­çevesi için­de sınır­lan­dır­mış bulun­mak­tadır.

1995 yılın­dan günümüze değin, bu kurula, Av­rupa Bir­liğinin ifade et­tiğim kurul­larının uy­gulamaların­dan kay­nak­lanan 10 000 adet şikâyet gel­miş­tir ve bu çalış­malar ve uy­gulamaların için­de, Av­rupa Om­buds­manının, temel hak ve öz­gür­lük­lerin korun­masına yönelik bir mekaniz­ma oluş­tur­duğu, daha iyi bir yönetim an­layışının yer­leşik hale gel­mesine kat­kı sağ­ladığı, açık ve hesap verebilir bir yönetimin yapısının ol­gun­laş­ması için bir alan yarat­tığı, kurum­lar tarafın­dan yurt­taş­lara veril­mek­te olan hiz­met­lerin kalitesinin yük­sel­til­mesine kat­kı sağ­ladığı ve en önem­lisi de hukuk dev­leti an­layışının ve uy­gulamasının garan­ti edil­mesi, güç­len­diril­mesi konusun­da bir alan yarat­tığı için, önem­li bir hiz­met ver­diği düşünül­mek­tedir.

Bizim, burada tar­tış­mak­ta ol­duğumuz, Tür­kiye için oluş­tur­maya çalış­tığımız, Tür­kiye'nin tüm coğ­raf­yasını kap­sayacak ve tüm alan­lar­la il­gili olarak kamu kurum­larının birey­lere yönelik yapacağı hak ih­lal­leri kar­şısın­da yurt­taş­larımızın itiraz­larını ele alacak olan om­buds­man kurumunun da Av­rupa Bir­liği Om­buds­man Kurumu düzey­lerine zaman için­de ulaş­ması dileğiy­le, say­gılarımı sunuyorum. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim Sayın Hacaloğ­lu.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Bil­gi ve bel­ge is­ten­mesi

MADDE 18-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 2 adet öner­ge var­dır; öner­geleri okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Bil­gi ve bel­ge is­ten­mesi" baş­lık­lı 18 in­ci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

A. Kemal Kum­kumoğ­lu

A. Kemal Deveciler

 

 

 

İz­mir

İs­tan­bul

Balıkesir

 

 

Bay­ram Meral

Er­dal Karademir

               M. Mesut Özak­can

 

 

An­kara

İz­mir

Ay­dın

 

 

 

İz­zet Çetin

 

 

 

 

Kocaeli

 

 

Madde 18- (1) Kurumun in­celeme ve araş­tır­ma konusu ile il­gili olarak is­tediği bil­gi ve bel­gelerin, bu is­teğin teb­liğ edil­diği tarih­ten itibaren otuz gün için­de veril­mesi zorun­ludur. Bu süre için­de is­tenen bil­gi ve bel­geleri hak­lı bir neden ol­mak­sızın ver­meyen­ler hak­kın­da Baş­denet­çi veya denet­çinin baş­vurusu üzerine il­gili mer­ci, disip­lin soruş­tur­ması açar.

(2) An­cak; Dev­let sır­rı veya ticarî sır niteliğin­deki bil­gi ve bel­geler, yet­kili mer­cilerin en üst makam veya kurulun­ca gerek­çesi belir­tilerek veril­meyebilir.

BAŞ­KAN - Diğer öner­geyi okutup iş­leme alacağım.

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Bil­gi ve bel­ge is­ten­mesi" baş­lık­lı 18 in­ci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

İz­zet Çetin

Bay­ram Meral

 

 

 

İz­mir

Kocaeli

An­kara

 

 

Al­gan Hacaloğ­lu

Tür­kân Miçooğul­ları             

Muhar­rem  Kılıç

 

 

İs­tan­bul

İz­mir

Malat­ya

 

"(A) Kurumun in­celeme ve araş­tır­ma konusu ile il­gili olarak is­tediği bil­gi ve bel­gelerin, bu is­teğin teb­liğ edil­diği tarih­ten itibaren otuz gün için­de veril­mesi zorun­ludur. Bu süre için­de is­tenen bil­gi ve bel­geleri hak­lı bir neden ol­mak­sızın ver­meyen­ler hak­kın­da Baş­denet­çi veya denet­çinin baş­vurusu üzerine il­gili mer­ci, disip­lin soruş­tur­ması açar.

(2) An­cak; Dev­let sır­rı veya ticarî sır niteliğin­deki bil­gi ve bel­geler, yet­kili mer­cilerin en üst makam veya kurulun­ca gerek­çesi belir­tilerek veril­meyebilir.

(B) (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanan­lar, en az üç yıl çalış­mak ve olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la açılacak yeter­lik sınavına gir­meye hak kazanır­lar. Sınav­da başarılı olan­lar, Kamu Per­soneli Yaban­cı Dil Bil­gisi Seviye Tes­pit Sınavın­da en az (C) düzeyin­de puan veya ulus­lararası kabul gör­müş yaban­cı dil seviye tespit sınav­ların­dan bu puana denk puan al­mış ol­mak şar­tıy­la Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­vanını alır­lar. Sınav­da başarılı olamayan­lar, is­tek­leri halinde kurumun­da veya Dev­let Per­sonel Baş­kan­lığın­ca diğer kamu kurum ve kuruluş­ların­da uy­gun kad­rolara atanır­lar.

(2) Uz­man yar­dım­cılarının mes­leğe alın­maları, yetiş­tiril­meleri ve yeter­lik sınavının şek­li ile uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev, yet­ki ve çalış­malarına iliş­kin esas ve usul­ler yönet­melik­le düzen­lenir.

(C) (1) Per­sonel, Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Uz­man ve uz­man yar­dım­cısı dışın­daki per­sonelin atan­ması, nak­len veya Kamu Per­soneli Seç­me Sınavını kazanan­lar arasın­dan yapılır.

(D) (1) Baş­denet­çi, denet­çiler ve Genel Sek­reter hariç ol­mak üzere Kurum per­soneline Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan­lara uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır…"

GÜROL ER­GİN (Muğ­la) - Sayın Baş­kan, hiç­bir şey an­laşıl­mıyor!.. Böy­le okunur mu?!

"(2) Genel Sek­retere Baş­bakan­lık­taki genel müdür­lere uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(E) (1) Mer­kezi yönetim kap­samın­daki kamu idarelerin­de, sos­yal güven­lik kurum­ların­da, mahal­lî idareler­de, mahal­lî idarelerin bağ­lı idarelerin­de, mahal­lî idare bir­lik­lerin­de, döner ser­mayeli kuruluş­lar­da, kanun­lar­la kurulan fon­lar­da, kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluş­lar­da, ser­mayesinin yüz­de el­lisin­den faz­lası kamuya ait kuruluş­lar­da, ik­tisadî dev­let teşek­kül­leri ve kamu ik­tisadî kuruluş­ları ile bun­lara bağ­lı or­tak­lık­lar ve mües­seseler­de çalışan­lar (hâkim­ler ve sav­cılar hariç) kurum­larının iz­ni ile uz­man­lık gerek­tiren iş­ler­de görev­len­dirilebilir­ler. Bu şekil­de yapılan görev­len­dir­menin süresi al­tı ayı geçemez. An­cak ih­tiyaç halin­de bu süre üç ay daha uzatılabilir. Kurumun bu konudaki talep­leri, il­gili kurum ve kuruluş­lar­ca ön­celik­le sonuç­lan­dırılır. Bu şekil­de görev­len­dirilen per­sonel, kurum­ların­dan ay­lık­lı izin­li sayılır. İzin­li ol­duk­ları sürece memuriyet­leri ile il­gileri ve öz­lük hak­ları devam et­tiği gibi, bu süreler yük­sel­me ve emek­lilik­lerin­de de hesaba katılır. Yük­sel­meleri baş­kaca bir iş­leme gerek duyul­madan süresin­de yapılır.

(F) (1) Kurumun gelir­leri şun­lar­dır:

a) Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi büt­çesine bu amaç­la konulacak ödenek,

b) Diğer gelir­ler.

(G) (1) Bu Kanun­da hüküm bulun­mayan husus­lar­da Kurum per­soneli hak­kın­da Dev­let Memur­ları Kanunu hüküm­leri uy­gulanır.

(2) Kurum per­soneline ve Kurum­da görev­len­dirilen­lere, Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan per­sonele ödenen faz­la çalış­ma üc­retini geç­memek üzere, Baş­denet­çi tarafın­dan belir­lenecek mik­tar­da faz­la çalış­ma üc­reti ödenir…"

TUN­CAY ER­CENK (An­tal­ya) - Yavaş oku! Hakikaten an­layamıyoruz.

BÜLENT BARATALI (İz­mir) - An­layamıyoruz yani.

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - An­laşılır şekil­de okun­ması esas­tır; tutanak­lara geçecek!..

"(H) (1) Bu Kanunun uy­gulan­masına iliş­kin yönet­melik­ler, Kanunun yürür­lüğe gir­diği tarih­ten itibaren dokuz ay için­de çıkarılır.

(I) (1)Bu Kanun hüküm­leri, mahal­lî idarelerin ey­lem ve iş­lem­leri ile tutum ve dav­ranış­ları hak­kın­da, yürür­lüğe gir­dik­ten bir yıl son­ra uy­gulanır.

(İ) Baş­denet­çi Cum­hur­baş­kanı tarafın­dan seçilir."

BÜLENT BARATALI (İz­mir) - Teşek­kür ederiz Bay­ram Bey!

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Olum­suz görüş­le tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Konuşacak mısınız Sayın Baratalı?

BÜLENT BARATALI (İz­mir) - Tabiî.

BAŞ­KAN - Buyurun.

BÜLENT BARATALI (İz­mir) - Çok teşek­kür ederim Sayın Baş­kan.

Dün ak­şam konuşamamış­tık; ama, bugün mut­lu bir şekil­de görüyorum ki, tek­rar muhalefet olarak Yüce Mec­lisin çatısı al­tın­da konuş­ma hak­kımızı el­de et­miş bulun­mak­tayız.

Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; bu mad­dey­le il­gili öner­ge üzerin­de konuş­mak üzere söz al­mış bulun­mak­tayım; siz­leri say­gıy­la selam­lıyorum.

Öner­geye gir­meden ön­ce bir konuyu, izin verir­seniz, açık­lamak is­tiyorum.

Biz Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu olarak bu yasayı sonuna kadar des­tek­liyoruz. Yaz­dığımız kar­şı oy yazıların­dan iki tanesinin de des­tek­len­diğini gör­menin mut­luluğunu özel­lik­le ben taşıyorum. An­cak, tabiî, kurumu çok daha iyi kav­rayabil­mek için kav­ram­lar üzerin­de de bir görüş bir­liğin­de ol­mamız gerekiyor.

Plan ve Büt­çe Komis­yonun­dan değer­li ar­kadaşım Sayın Baş­top­çu dün çok güzel bir sunuş­ta bulun­du. Ken­disine teşek­kür ediyorum. Hem tarihî süreç­ten hem de çağımız­la il­gili süreç­ler­den ve dün­ya ül­kelerin­deki uy­gulamaların­dan burada söz et­ti. Çok yarar­lan­dık hep beraber. An­cak, Kurumun baş­lan­gıcı olarak ifade et­tiği "kadi-il-Kudat" dediğimiz, kurum­daki kadının hâkim­le ay­nı eş­değer­de, an­lam­da ol­duğunu söy­ledi. İzin verir­se ben bu konuya pek katıl­mak is­temiyorum. Yani, şim­diki mev­zuatımız­daki yar­gıç­la, hâkim­le, daha ön­ceki, Os­man­lı sis­temin­deki kadı -ki, yeniçeri ocağın­dan seçil­miş olan bir görev­lidir- ikisi ay­nı an­lam­da değil­dir. Hâkim, önüne gelen konular­da, adı üzerin­dedir, yarar atar, yar­gıç­lık yapar; konunun in­fazını, ver­diği kararın in­fazını baş­ka bir kurum yerine getirir, bir in­faz kurumu var­dır. Oy­sa, kadı kurumun­da, kadı, ver­diği kararı da ay­nı zaman­da uy­gulayan in­san demek­tir. Kadı, yeniçeri ocağın­dan ih­tisap ağalarını, böcek­başını ve diğer kurumu kul­lanır, yani kararını verir; ama, bir müd­det son­ra gider onu ifa eder. Bir ör­nek ver­meye çalışıyorum; şim­diki belediyecilik an­layışına uy­gun olan bir ör­nek: Diyelim ki piyasa denetimi yapıyor­sunuz. Kadı, yan­ların­daki ih­tisap ağalarıy­la bir piyasa denetimi yapar­ken, ek­sik dir­hem bul­duğu zaman -diyelim ki ek­sik dir­hem bulun­du tar­tı alet­lerin­de- hemen kararını verir, ih­tisap ağasına em­reder, ih­tisap ağası der­hal bu es­nafı yere yatırır, kırk değ­nek vurur. Yani, araların­da çok önem­li bir an­layış far­kı ve kav­ram far­kı bulun­mak­tadır. Bunu burada ifade et­meye çalışıyorum. Yani, yar­gıç kararını verir, in­fazını baş­ka bir kurum yapar şim­diki sis­temimiz­de. Oy­sa, kadı, hem karar verir hem de in­fazını yapar. Araların­da küçük bir nüans var. Ön­celik­le bunu ifade et­meye çalış­tım.

Değer­li ar­kadaş­lar, uzun bir öner­gey­di. Öner­gede çok önem­li husus­lar var. Bun­lar­dan bir tanesi, bu yasa yürür­lüğe gir­dik­ten itibaren, geçici mad­deler gereğin­ce, yasanın mahal­lî idareler­le il­gili olan bölüm­leri bir yıl son­ra iş­lemeye baş­layacak­tır. Bu konuyu çok iyi tar­tış­mamız gerek­mek­tedir. Özel­lik­le, benim düşün­ceme göre, Kamu Denet­çiliği Kurumu, om­buds­man­lık kurumu daha çok yerel­de hiz­met edecek olan bir kurul­dur. O neden­le, mahal­lî idareler­deki uy­gulamaları bir yıl son­ra mı yapalım, yasanın yürür­lüğe gir­diği zaman mer­kezî idarenin sis­temiy­le beraber mi yapalım düşün­cesini, burada, tar­tış­malıyız.

Ay­rıca, om­buds­man­lar­da, bayan­lar için ay­rı bir pozitif ayırım­cılık yaparak kadın om­buds­manını, kadın baş­denet­çiyi ve denet­çileri, bizim, dev­reye sok­mamız gerek­mek­tedir. Özel­lik­le çocuk­lar için de bu yapılabilir; ama, burada süremin bit­tiğini görüyorum. Daha ileriki mad­deler­de bunu da an­lat­mak is­terim.

Bu duy­gu ve düşün­celer­le, Mec­lisimizin bu çalış­ma günün­de düne göre daha bir rahat­lık ve güzel bir dayanış­ma görüyorum.

Çok teşek­kür ederim.

Say­gılar sunarım. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim.

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Sayın Baş­kan, karar yeter­sayısı…

BAŞ­KAN - Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler…

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Sayın Baş­kan, karar yeter­sayısı…

BAŞ­KAN - Sun­dum ar­tık...

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Hayır, ben ön­ce kalk­tım ve söy­ledim -Kâtip­lere sorunuz- duy­maz­dan gel­diniz Sayın Baş­kan...

BAŞ­KAN - Tamam.

Öner­geyi oy­larınıza sunup karar yeter­sayısını arayacağım.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler…

Karar yeter­sayısı yok­tur; bir­leşime 5 dakika ara veriyorum.

 

Kapan­ma Saati : 16.18

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.27

BAŞKAN: Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin 116 ncı Bir­leşiminin Üçün­cü Oturumunu açıyorum.

1206 sıra sayılı kanun tasarısının görüş­melerine kal­dığımız yer­den devam edeceğiz.

III. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

6.- Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ve Av­rupa Bir­liği Uyum ile Plan ve Büt­çe Komis­yon­ları Rapor­ları (1/1158) (S. Sayısı: 1206) (Devam)

BAŞ­KAN - Komis­yon ve Hükümet yerin­de.

Tasarının 18 in­ci mad­desin­de İz­mir Mil­let­vekili Bülent Baratalı ve ar­kadaş­larının öner­gesinin oy­lamasın­da karar yeter­sayısı bulunamamış­tı. Şim­di, öner­geyi yeniden oy­layacağım ve karar yeter­sayısını arayacağım.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler…

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, Kâtip Üyelerin arasın­daki ih­tilaf­tan dolayı elek­tronik cihaz­la oy­lama yapacağım.

Oy­lama için 3 dakikalık süre veriyorum ve oy­lama iş­lemini baş­latıyorum.

(Elek­tronik cihaz­la oy­lama yapıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, karar yeter­sayısı var­dır; öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - İkin­ci öner­ge var­dı!..

BAŞ­KAN - Efen­dim?..

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - İki öner­gemiz var Sayın Baş­kan!

BAŞ­KAN - Bu, ikin­ci öner­ge zaten.

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Hayır! Biri iş­lem gör­medi, tutanak­lara bakın.

BAŞ­KAN - Sayın Çetin, iş­lem­de bir yan­lış­lık yok­tur; 2 tane öner­genin ikisi de oy­lan­mış­tır.

Bilir­kişi görev­len­diril­mesi ve tanık din­len­mesi

MAD­DE 19-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 2 adet öner­ge var­dır; öner­geleri okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Bilir­kişi görev­len­diril­mesi ve tanık din­len­mesi" baş­lık­lı 19 un­cu mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

 

Bülent Baratalı

A. Kemal Kum­kumoğ­lu

A. Kemal Deveciler

 

İz­mir

İs­tan­bul

Balıkesir

 

M.Mesut Özak­can

Er­dal Karademir

İz­zet Çetin

 

Ay­dın

İz­mir

Kocaeli

Mad­de 19- (1) İn­celeme ve araş­tır­ma konusu ile il­gili olarak Baş­denet­çi veya denet­çiler bilir­kişi görev­len­direbilir.

(2) Bilir­kişi olarak görev­len­dirilen kamu görev­lilerine her bir in­celeme ve araş­tır­ma konusu için (500), diğer kişilere her bir in­celeme ve araş­tır­ma konusu için (1000) gös­ter­ge rakamının memur ay­lık kat­sayısıy­la çar­pımı sonucu bulunacak mik­tarı geç­memek üzere görev­len­dir­meyi yapanın kararı ile bilir­kişi üc­reti ödenir. Bu ödemeler, Dam­ga Ver­gisi hariç her­han­gi bir ver­gi ve kesin­tiye tâbi tutul­maz.

(3) İn­celeme ve araş­tır­ma konusu ile il­gili olarak Baş­denet­çi, denet­çiler veya uz­man­lar tanık ya da il­gili kişileri din­leyebilir.

BAŞ­KAN - Diğer öner­geyi okutup iş­leme alacağım:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Bilir­kişi görev­len­diril­mesi ve tanık din­len­mesi" baş­lık­lı 19 un­cu mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Al­gan Hacaloğ­lu

Bay­ram Meral

 

 

İz­mir

İs­tan­bul

An­kara

 

Tür­kân Miçooğul­ları

Muhar­rem Kılıç

İz­zet Çetin

 

İz­mir

Malat­ya

Kocaeli

(A)- (1) İn­celeme ve araş­tır­ma konusu ile il­gili olarak Baş­denet­çi veya denet­çiler bilir­kişi görev­len­direbilir.

(2) Bilir­kişi olarak görev­len­dirilen kamu görev­lilerine her bir in­celeme ve araş­tır­ma konusu için (500), diğer kişilere her bir in­celeme ve araş­tır­ma konusu için (1000) gös­ter­ge rakamının memur ay­lık kat­sayısıy­la çar­pımı sonucu bulunacak mik­tarı geç­memek üzere görev­len­dir­meyi yapanın kararı ile bilir­kişi üc­reti ödenir. Bu ödemeler, dam­ga ver­gisi hariç her­han­gi bir ver­gi ve kesin­tiye tâbi tutul­maz.

(3) İn­celeme ve araş­tır­ma konusu ile il­gili olarak Baş­denet­çi, denet­çiler veya uz­man­lar tanık ya da il­gili kişileri din­leyebilir.

(B) (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanan­lar, en az üç yıl çalış­mak ve olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la açılacak yeter­lik sınavına gir­meye hak kazanır­lar. Sınav­da başarılı olan­lar, Kamu Per­soneli Yaban­cı Dil Bil­gisi Seviye Tes­pit Sınavın­da en az (C) düzeyin­de puan veya ulus­lararası kabul gör­müş yaban­cı dil seviye tes­pit sınav­ların­dan bu puana denk puan al­mış ol­mak şar­tıy­la Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­vanını alır­lar. Sınav­da başarılı olamayan­lar, is­tek­leri halin­de kurumun­da veya Dev­let Per­sonel Baş­kan­lığın­ca diğer kamu kurum ve kuruluş­ların­da uy­gun kad­rolara atanır­lar.

(2) Uz­man yar­dım­cılarının mes­leğe alın­maları, yetiş­tiril­meleri ve yeter­lik sınavının şek­li ile uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev, yet­ki ve çalış­malarına iliş­kin esas ve usul­ler yönet­melik­le düzen­lenir.

(C ) (1) Per­sonel, Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Uz­man ve uz­man yar­dım­cısı dışın­daki per­sonelin atan­ması, nak­len veya Kamu Per­soneli Seç­me Sınavını kazanan­lar arasın­dan yapılır.

(D) (1) Baş­denet­çi, denet­çiler ve Genel Sek­reter hariç ol­mak üzere Kurum per­soneline Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan­lara uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(2) Genel Sek­retere Baş­bakan­lık­taki genel müdür­lere uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(E) (1) Mer­kezi yönetim kap­samın­daki kamu idarelerin­de, sos­yal güven­lik kurum­ların­da, mahal­lî idareler­de, mahal­lî idarelerin bağ­lı idarelerin­de, mahal­lî idare bir­lik­lerin­de, döner ser­mayeli kuruluş­lar­da, kanun­lar­la kurulan fon­lar­da, kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluş­lar­da, ser­mayesinin yüz­de el­lisin­den faz­lası kamuya ait kuruluş­lar­da, ik­tisadî dev­let teşek­kül­leri ve kamu ik­tisadî kuruluş­ları ile bun­lara bağ­lı or­tak­lık­lar ve mües­seseler­de çalışan­lar (hâkim­ler ve sav­cılar hariç), kurum­larının iz­ni ile uz­man­lık gerek­tiren iş­ler­de görev­len­dirilebilir­ler. Bu şekil­de yapılan görev­len­dir­menin süresi al­tı ayı geçemez. An­cak ih­tiyaç halin­de bu süre üç ay daha uzatılabilir. Kurumun bu konudaki talep­leri, il­gili kurum ve kuruluş­lar­ca ön­celik­le sonuç­lan­dırılır. Bu şekil­de görev­len­dirilen per­sonel, kurum­ların­dan ay­lık­lı izin­li sayılır. İzin­li ol­duk­ları sürece memuriyet­leri ile il­gileri ve öz­lük hak­ları devam et­tiği gibi, bu süreler yük­sel­me ve emek­lilik­lerin­de de hesaba katılır. Yük­sel­meleri baş­kaca bir iş­leme gerek duyul­madan süresin­de yapılır.

(F) (1) Kurumun gelir­leri şun­lar­dır:

a) Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi büt­çesine bu amaç­la konulacak ödenek,

b) Diğer gelir­ler.

(G) (1) Bu Kanun­da hüküm bulun­mayan husus­lar­da Kurum per­soneli hak­kın­da Dev­let Memur­ları Kanunu hüküm­leri uy­gulanır.

(2) Kurum per­soneline ve Kurum­da görev­len­dirilen­lere, Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan per­sonele ödenen faz­la çalış­ma üc­retini geç­memek üzere, Baş­denet­çi tarafın­dan belir­lenecek mik­tar­da faz­la çalış­ma üc­reti ödenir."

(H) (1) Bu Kanunun uy­gulan­masına iliş­kin yönet­melik­ler, Kanunun yürür­lüğe gir­diği tarih­ten itibaren dokuz ay için­de çıkarılır.

(I) Başt­denet­çi Cum­hur­baş­kanı tarafın­dan seçilir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Komis­yon olarak biz, tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet ?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz Sayın Baş­kan.

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) - Sayın Baş­kan, Al­gan Hacaloğ­lu konuşacak.

BAŞ­KAN - Evet; buyurun efen­dim.

AL­GAN HACALOĞ­LU (İs­tan­bul) - Sayın Baş­kan, değer­li ar­kadaş­larım; öner­ge sahibi olarak söz al­mış bulunuyorum; hepinize say­gılarımı sunuyorum.

Değer­li ar­kadaş­lar, bu ver­miş ol­duğumuz öner­gey­le, Kamu Denet­çisi Kurumun­da is­tih­dam edilecek uz­man yar­dım­cısı, uz­man­ların  öz­lük hak­larına yönelik düzen­lemeler genel an­lamıy­la yer al­mak­ta ve ver­miş ol­duğumuz öner­ge, bu alan­daki kural­ların bir­bir­leri için­de, uy­gulanacak olan kural­ların bir­bir­leriy­le uyum­lu ol­masını hedef alan bir an­layış­la hazır­lan­mış bulunuyor. Biz, şu ana kadar söz al­mış olan diğer ar­kadaş­larımın ifade et­miş ol­duğu gibi, Kamu Denet­çiliği Kurumunu giderek gelişecek, öy­le bir­den bire kısa vadede büyük bek­len­tiler yaratıl­maması gereken, demok­rasi kül­türünün ül­kemiz­de yeşer­mesinin paralelin­de iş­lev görecek bir kurum olarak gör­mek­teyiz.

O bağ­lam­da, özel­lik­le, baş­lan­gıç­ta, kuruluşun­da, sağ­lam değer­leri özüm­semiş ve bu konuda bağım­sız bir for­mat ve yapı için­de görev yapacak et­kin, zen­gin bir kad­roy­la des­tek­len­miş bir kurum yapısına ih­tiyaç var. Böy­le bir yapının doğal olarak öz­lük hak­larına da gerek­li özenin gös­teril­mesi gerekiyor.

Tabiî, bu Kurum, yani, kamu denet­çiliğinin muhatap olacağı sorular arasın­da -şu an­da âdeta görebil­mek­teyim ki- çok sayıda, geçim koşul­ları nedeniy­le mağ­dur ol­muş veyahut da çalış­ma yaşamı kural­ları için­de gerek­li hak­larını kul­lanamama durumun­da olan kişilerin yapacağı müracaat­ları, âdeta, bugün­den gör­mek­teyim.

Biliyor­sunuz, bu, bir AB uyum yasasıdır. Tabiî, AB'ye katıl­sak da katıl­masak da, böy­le bir kurumun temel­lerini bugün­ler­den at­mamız gerekiyor. An­cak, AB mük­tesebatı için­de, Katılım Or­tak­lığı Bel­gesi için­de -en geç iki yıl- ki, bunun al­tı ayı geç­miş bulunuyor bir­buçuk yıl için­de yaşama geçir­memiz gereken düzen­lemeler arasın­da, evet, bu yer alıyor; ama, bunun gibi Av­rupa ILO Söz­leş­mesinin de, şu an­daki mev­cut yapısı için­de, tümüy­le yaşama geçiril­mesi de ön­görülüyor.

Bilin­diği gibi, ül­kemiz­de çalış­ma yaşamı yıl­lar boyun­ca belir­li geliş­meler kay­det­miş, ör­güt­lülük yapısı ve an­layışı, 80 son­rasın­da, 12 Ey­lül­den son­ra giderek, ne yazık ki, zayıf­lamış. Belir­li bir­çok alan­da yasal zemin­de çalış­ma yaşamına yönelik, grev­li top­lusöz­leş­me hak­kına yönelik hak­lar Batı ül­keleri düzeyin­de yer al­mış ol­masına rağ­men, kamu çalışan­larının ör­güt­len­me ve top­lusöz­leş­me yap­ma hak­ları Av­rupa ül­keleri düzeyin­de, ne yazık ki, değil­dir. Bu konuda kamu çalışan­larına -ki, oluş­turacağımız Kamu Denet­çiliği Kurumu da kamusal alan­da görev yapacak olan bir kurum olacak­tır- grev­li top­lusöz­leş­me hak­kını ül­kenin güven­liğine ve sür­dürül­mesi zorun­lu olan hiz­met­ler­de bir ek­sik­lik yarat­mamak kay­dıy­la, bu hak­kın kamu çalışan­larına veril­mesi; tek­rar ediyorum, grev­li top­lusöz­leş­me hak­kının kamu çalışan­larına da, söy­lediğim çer­çeve için­de veril­mesi, Tür­kiye'nin AB mük­tesebatı ve Katılım Or­tak­lığı Bel­gesi için­de ken­disin­den bek­lenen bir yapılan­ma ve bir düzen­lemedir.

Bunun da en kısa zaman­da yaşama geçirileceğine iliş­kin umudum­la, say­gılarımı sunuyorum. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Diğer öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Bilir­kişi görev­len­diril­mesi ve tanık din­len­mesi" baş­lık­lı 19 un­cu mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                                                                                 Bülent Baratalı (İz­mir) ve ar­kadaş­ları

Mad­de 19 - (1) İn­celeme ve araş­tır­ma konusu ile il­gili olarak Baş­denet­çi veya denet­çiler bilir­kişi görev­len­direbilir.

(2) Bilir­kişi olarak görev­len­dirilen kamu görev­lilerine her bir in­celeme ve araş­tır­ma konusu için (500), diğer kişilere her bir in­celeme ve araş­tır­ma konusu için (1000) gös­ter­ge rakamının memur ay­lık kat­sayısıy­la çar­pımı sonucu bulunacak mik­tarı geç­memek üzere görev­len­dir­meyi yapanın kararı ile bilir­kişi üc­reti ödenir. Bu ödemeler, dam­ga ver­gisi hariç her­han­gi bir ver­gi ve kesin­tiye tabi tutul­maz.

(3) İn­celeme ve araş­tır­ma konusu ile il­gili olarak Baş­denet­çi, denet­çiler veya uz­man­lar tanık ya da il­gili kişileri din­leyebilir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Buyurun Sayın Baratalı.

BÜLENT BARATALI (İz­mir) - Teşek­kür ederim Sayın Baş­kan.

Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; görüş­mek­te ol­duğumuz yasanın 19 un­cu mad­desiy­le il­gili ver­diğimiz öner­gede öner­ge sahibi olarak konuşuyorum; bu neden­le, Sayın Değer­li Mec­lisi say­gılarım­la selam­lıyorum.

Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; 19 un­cu mad­de, bilir­kişi görev­len­diril­mesi ve tanık din­len­mesiy­le il­gili olarak düzen­len­miş olan bir mad­dedir. Burada, in­celeme ve araş­tır­ma konusuy­la il­gili olarak, baş­denet­çi ve denet­çilerin ya An­kara'da veya gerek­li yer­ler­de büro açılır­sa, oralar­da nasıl bilir­kişiye baş­vuracak­ları, bu bilir­kişilere nasıl öz­lük hak­larının ödeneceği, bilir­kişi ve tanık­ların nasıl geleceği konusun­da bir düzen­leme yapıl­mış­tır.

Bu mad­deye gir­meden ön­ce, Tür­kiye'deki yar­gı sis­temin­deki bilir­kişilik konusunu da tar­tış­maya değer buluyorum; çün­kü, Tür­kiye'de, eğer yar­gıyı şöy­le bir göz­den geçirir­sek, bir bilir­kişi tahak­kümünün ol­duğunu gör­mek­teyiz. Oy­sa, yar­gıcın, hâkimin, karar­larını verir­ken, ken­di back­ground'u, bil­gisi, becerisi, al­dığı eğitimin dışın­da kalan konular­da -daha çok tek­nik konular­da- bilir­kişiye git­mesi gerek­mek­tedir. Bunun doğ­rusu budur; ama, yapılan uy­gulamalar­da, hâkim, direkt olarak bilir­kişiye git­mek­tedir. Bunu, ben, bir hukuk­çu olarak da, son derece sakın­calı buluyorum; çün­kü, hâkimin, ken­di bil­gisi için­de, ken­di çözebileceği konular­da da bilir­kişiye git­mesi; yani, tek­nik konuların dışın­daki konular­da da bilir­kişiye git­mesi, ben­ce, Anayasanın amir hük­müne de ay­kırıdır; çün­kü, Anayasamız, Türk Mil­leti adına bu yet­kiyi kul­lan­mak için, hâkim­lere, yar­gıya Türk Mil­leti adına bir yar­gı dev­ret­mesi -delegesi- yap­mış­tır. O neden­le -önümüz­deki uy­gulamalar­da göreceğiz- bu Kamu Denet­çiliği Kurumun­da da yar­gı sis­temimize uy­gun olan yan­lış uy­gulamaların yapıl­maması gerek­tiğini düşünüyorum. Umuyorum, diliyorum, daha kanun yürür­lüğe gir­meden, bu konuları da beraber­ce çöz­müş oluruz.

Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; 19 un­cu mad­denin 2 nci fık­rası da bilir­kişi olarak görev­len­dirilen kamu görev­lilerinin her in­celeme ve araş­tır­ma konusu için alacak­ları üc­reti düzen­lemek­tedir. Bu üc­ret, yine, diğer mah­kemeler­de ol­duğu gibi, her in­celeme ve araş­tır­ma konusu için 500, diğer kişilere her in­celeme ve araş­tır­ma konusu için 1 000 gös­ter­ge rakamının memur ay­lık kat­sayısıy­la çar­pımı sonucu bulunacak ve bu mik­tarı geç­meyecek olan bir rakam­dır. Bu çar­pım­lar sonucu or­taya çıkan rakam­dan da, yine, Dam­ga Ver­gisi hariç, her­han­gi bir ver­gi ve kesin­ti ol­mayacak­tır. Bu, yar­gı sis­temimiz­de de ay­nen uy­gulan­mak­tadır.

Diğer konular­da, diğer uz­man­lar ve tanık­lar için de ay­nı şey­ler geçer­lidir; an­cak, karar­ların­da ih­tiyarî olan bu Kurum, bu bilir­kişi, tanık­ları ve uz­man­ları nasıl ken­di makamına getirecek­tir; burada, büyük bir sıkın­tı yaşanacağı şim­diden bel­lidir.

Biz, yukarıda, komis­yon­da çalışır­ken, "bun­ların gel­memeleri durumun­da genel hüküm­ler uy­gulanır" den­miş­ti; bunu çıkar­dık; çün­kü, yar­gı yet­kisini kul­lan­madık­ları için zaten Anayasaya ay­kırı idi. Sayın Dilek­çe Komis­yonu Baş­kanımız da, onu, orada uy­gun gör­düler. Biz de, uy­gun gör­dük; yani, sonuç olarak, bu bilir­kişiler, uz­man­lar ve tanık­lar, ken­dilerin­den gel­mez­ler­se, din­len­meleri ve bilir­kişilik yapıl­maları için, bun­ların genel hüküm­lere uyarak iz­haren getiril­meleri müm­kün ol­mayacak­tır. Bu da, doğ­ru bir uy­gulama idi, bizim de katıl­dığımız bir uy­gulama idi. Bu nüans­ları burada belirt­meye çalış­tım.

Sayın Mec­lisi say­gıy­la selam­lıyorum.

Teşek­kür ederim.

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım ve say­gıdeğer hatip­ler, şunu ifade et­mek is­tiyorum: Bu veril­miş olan öner­gelerin mad­de baş­lık­ları ile alt tarafa yazıl­mış olan­ların arasın­daki uyum­ları çok tec­rübeli ve deneyim­li hatip­lerin, söz­cülerin tet­kikine ve tak­dirine sunuyorum; bu kadar.

GÜROL ER­GİN (Muğ­la) - Bütün yasaları temel yasa yapın­ca oluyor!..

BAŞ­KAN - Buyurun:

İn­celeme ve araş­tır­ma

Mad­de 20.-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 2 adet öner­ge var­dır; öner­geleri okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "İn­celeme ve araş­tır­ma" baş­lık­lı 20 nci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Er­dal Karademir

İz­zet Çetin

 

 

İz­mir

İz­mir

Kocaeli

 

Al­gan Hacaloğ­lu

M. Mesut Özak­can

Bay­ram Ali Meral

 

İs­tan­bul

Ay­dın

An­kara

 

A. Kemal Kum­kumoğ­lu

 

A. Kemal Deveciler

 

İs­tan­bul

 

Balıkesir

 "Mad­de 20 - (1) Kurum, in­celeme ve araş­tır­masını baş­vuru tarihin­den itibaren en faz­la al­tı ay için­de neticelen­dirir.

(2) Kurum, in­celeme ve araş­tır­ma sonucunu ve var­sa önerilerini il­gili mer­cie ve baş­vurana bil­dirir. Kurum, baş­vurana, iş­leme kar­şı baş­vuru yol­larını da gös­terir.

(3) İl­gili mer­ci, Kurumun önerileri doğ­rul­tusun­da tesis et­tiği iş­lemi veya Kurumun öner­diği çözümü uy­gulanabilir nitelik­te bul­madığı tak­dir­de bunun gerek­çesini otuz gün için­de Kuruma bil­dirir."

BAŞ­KAN - Diğer öner­geyi okutup, iş­leme alacağım.

Buyurun:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "İn­celeme ve araş­tır­ma" baş­lık­lı 20 nci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Bay­ram Meral

İz­zet Çetin

 

 

İz­mir

An­kara

Kocaeli

 

Muhar­rem Kılıç

Tür­kân Miçooğul­ları

Al­gan Hacaloğ­lu

 

Malat­ya

İz­mir

İs­tan­bul

(A) (1) Kurum, in­celeme ve araş­tır­masını baş­vuru tarihin­den itibaren en faz­la al­tı ay için­de sonuç­lan­dırır.

(2) Kurum, in­celeme ve araş­tır­ma sonucunu ve var­sa önerilerini il­gili mer­cie ve baş­vurana bil­dirir. Kurum, baş­vurana, iş­leme kar­şı baş­vuru yol­larını da gös­terir.

(3) İl­gili mer­ci, Kurumun önerileri doğ­rul­tusun­da tesis et­tiği iş­lemi veya Kurumun öner­diği çözümü uy­gulanabilir nitelik­te bul­madığı tak­dir­de bunun gerek­çesini otuz gün için­de Kuruma bil­dirir.

(B) (1) uz­man yar­dım­cılığına atanan­lar, en az üç yıl çalış­mak ve olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la açılacak yeter­lik sınavına gir­meye hak kazanır­lar. Sınav­da başarılı olan­lar, Kamu Per­soneli Yaban­cı Dil Bil­gisi Seviye Tes­pit Sınavın­da en az (C) düzeyin­de puan veya ulus­lararası kabul gör­müş yaban­cı dil seviye tes­pit sınav­ların­dan bu puana denk puan al­mış ol­mak şar­tıy­la Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­vanını alır­lar. Sınav­da başarılı olamayan­lar, is­tek­leri halin­de kurumun­da veya Dev­let Per­sonel Baş­kan­lığın­ca diğer kamu kurum ve kuruluş­ların­da uy­gun kad­rolara atanır­lar.

(2) Uz­man yar­dım­cılarının mes­leğe alın­maları, yetiş­tiril­meleri ve yeter­lik sınavının şek­li ile uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev, yet­ki ve çalış­malarına iliş­kin esas ve usul­ler yönet­melik­le düzen­lenir.

(C) - (1) Per­sonel, Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Uz­man ve uz­man yar­dım­cısı dışın­daki per­sonelin atan­ması, nak­len veya Kamu Per­soneli Seç­me Sınavını kazanan­lar arasın­dan yapılır.

(D) (1) Baş­denet­çi, denet­çiler ve Genel Sek­reter hariç ol­mak üzere Ku-rum per­soneline Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalı-şan­lara uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(2) Genel Sek­retere Baş­bakan­lık­taki genel müdür­lere uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(E) (1) Mer­kezi yönetim kap­samın­daki kamu idarelerin­de, sos­yal güven­lik kurum­ların­da, mahal­lî idareler­de, mahal­lî idarelerin bağ­lı idarelerin­de, mahal­lî idare bir­lik­lerin­de, döner ser­mayeli kuruluş­lar­da, kanun­lar­la kurulan fon­lar­da, kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluş­lar­da, ser­mayesinin yüz­de el­lisin­den faz­lası kamuya ait kuruluş­lar­da, ik­tisadî dev­let teşek­kül­leri ve kamu ik­tisadî kuruluş­ları ile bun­lara bağ­lı or­tak­lık­lar ve mües­seseler­de çalışan­lar (hâkim­ler ve sav­cılar hariç), kurum­larının iz­ni ile uz­man­lık gerek­tiren iş­ler­de görev­len­dirilebilir­ler. Bu şekil­de yapılan görev­len­dir­menin süresi al­tı ayı geçemez. An­cak ih­tiyaç halin­de bu süre üç ay daha uzatılabilir. Kurumun bu konudaki talep­leri, il­gili kurum ve kuruluş­lar­ca ön­celik­le sonuç­lan­dırılır. Bu şekil­de görev­len­dirilen per­sonel, kurum­ların­dan ay­lık­lı izin­li sayılır. İzin­li ol­duk­ları sürece memuriyet­leri ile il­gileri ve öz­lük hak­ları devam et­tiği gibi, bu süreler yük­sel­me ve emek­lilik­lerin­de de hesaba katılır. Yük­sel­meleri baş­kaca bir iş­leme gerek duyul­madan süresin­de yapılır.

(F) (1) Kurumun gelir­leri şun­lar­dır:

a) Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi büt­çesine bu amaç­la konulacak ödenek,

b) Diğer gelir­ler.

(G) (1) Bu Kanun­da hüküm bulun­mayan husus­lar­da Kurum per­soneli hak­kın­da Dev-let Memur­ları Kanunu hüküm­leri uy­gulanır.

(2) Kurum per­soneline ve Kurum­da görev­len­dirilen­lere, Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan per­sonele ödenen faz­la ça-lış­ma üc­retini geç­memek üzere, Baş­denet­çi tarafın­dan belir­lenecek mik­tar­da faz­la çalış­ma üc­reti ödenir.

(H) Bu Kanunun uy­gulan­masına iliş­kin yönet­melik­ler Kanunun yürür­lüğe gir­diği tarih­ten itibaren dokuz ay için­de çıkarılır.

(M) (1) Ek­li (1) sayılı lis­tede yer alan kad­rolar ih­das edilerek, 190 sa-yılı Genel Kad­ro ve Usulü Hak­kın­da Kanun Hük­mün­de Karar­namenin eki (lll) sayılı cet­vele, Kamu Denet­çiliği Kurumu bölümü olarak ek­len­miş­tir.

(I) Baş­denet­çi Cum­hur­baş­kanı tarafın­dan seçilir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Say­gıdeğer ar­kadaş­larım, konuşacak hatip­ler, her­hal­de, ön­ceden hazır ol­ması lazım.

Buyurun Sayın Hacaloğ­lu.

MUS­TAFA ÖZ­YÜREK (Mer­sin) - Hatip­lerimiz her zaman hazır­dır Sayın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sayın Hacaloğ­lu, buyurun.

AL­GAN HACALOĞ­LU (İs­tan­bul) - Sayın Baş­kan, değer­li ar­kadaş­larım; hepinize say­gılarımı sunuyorum. Görüşül­mek­te olan ve im­zacıların­dan biri ol­duğum değişik­lik öner­gesi üzerin­de söz al­mış bulunuyorum.

Tabiî, sab­rınızı biraz zor­ladığımızın far­kın­dayız; yani, ama, hepimiz, demok­ratik hak­larımızı korumaya yönelik oluş­turul­masını hedef al­dığımız bu Kuruma yönelik müzakereler­de, bunu bek­lemek doğal. Bu konuda, hepimiz, görüş­lerimizi, keş­ke, daha rahat or­tam­da, daha düzen­li bir şekil­de ser­gileyebil­sey­dik; ama, şu nok­tada sür­dürül­mek­te olan görüş­meler, bize, görüş­lerimizi belir­li öl­çüde açık­lama im­kânı ver­mek­tedir. Bu bakım­dan da Baş­kan­lık makamına teşek­kür ediyorum.

Değer­li ar­kadaş­larım, burada, Kurumun yapısı için­de gerek­li olacak olan uz­man ve uz­man yar­dım­cı kad­roları, ne şekil­de temin edileceği ve bun­ların nasıl seçileceği, han­gi nitelik­lere sahip ol­malarına iliş­kin il­kelere daha ay­rın­tılı olarak yer vererek, oluşumun sağ­lık­lı bir zemin­de geliş­mesi hedef alın­mış­tır. Tabiatıy­la, günümüz­de, çok sayıda eğitil­miş olan in­san iş­siz; genç­lerimiz üniver­siteyi bitiriyor; ama, iş bulamıyor. Şu an­da, şubat

ayı itibariy­le -ki ayın 20'sin­de, mart ayı rakam­ları ilan edilecek- iş­siz­lik oranı, her ne kadar, TÜİK; yani, Tür­kiye İş­çi İş Bul­ma Kurumu tarafın­dan yüz­de 12 olarak ilan edil­miş ol­mak­la beraber, ger­çek rakam yüz­de 23'tür. Bu ger­çek rakamın temelini de, yine, TÜİK'in rakam­ların­dan yapılan tah­lil oluş­tur­mak­tadır.

Yak­laşık 2 800 000 kişi, çalış­maya hazır ol­duk­ları hal­de, iş aramadık­ları gerek­çesi için­de, iş­gücüne ve iş­siz­ler or­dusu rakam­larına dahil edil­memek­tedir. Yak­laşık bir 800 000 kişi de geçici olarak is­tih­dam edil­dik­leri için, keza, iş­gücüne ve iş­siz­lik rakam­larına dahil edil­memek­tedir. Bun­lar, ger­çek an­lam­da iş­siz kişiler­dir. Bun­lar, iş­başı yap­maya hazır kişiler­dir ve bun­lar, TÜİK'in, yani, es­ki adıy­la Dev­let İs­tatis­tik Ens­titüsünün rakam­larıdır.

Dev­let İs­tatis­tik Ens­titüsü, ken­di hesap­ladığı iş­siz­lik rakam­larını, iş­siz­lik sayısını belir­tir­ken bun­ları da açık­lıyor. Ayın 20'sin­de yayın­lanacak olan tab­lolara, lüt­fen, danış­manınıza söy­leyin veya ken­diniz girin, bakın. O açık­lan­mış olan rakam­ların al­tın­da bun­ları da görecek­siniz. Siz, ken­diniz de bu hesabı yapabilir­siniz. Eğer, bu iki dediğim kesimi, siz, hem iş­siz­ler içine hem de iş­gücü rakam­ları içine katar­sanız, iş­siz­lik oranının Tür­kiye genelin­de yüz­de 23 ol­duğunu görür­sünüz.

Genç­lerimiz arasın­da ise, kent­ler­de yaşayan genç­lerimiz arasın­da ise iş­siz­lik rakamı yüz­de 33 düzeyin­dedir; yani, her 3 gen­cimiz­den 1'i iş­siz­dir. Bu, ül­kemizin çok cid­dî bir sorun alanıdır.

Tabiatıy­la, umut ediyorum ki, bu yasay­la kuracağımız Kamu Denet­çilik Kurumu, hem top­lumun hak arama yol­larına yeni yön­tem­ler geliş­tirir­ken, hem de top­lum­da, genel an­lam­da is­tih­dama yönelik, özel­lik­le Hükümetimiz­de, is­tih­dama yönelik yeni bir duyar­lılık yaratır. Ak­si hal­de, ger­çek­ten, bu tür kurum­ları kurarız; ama, ne yazık ki, gün gelir, çalış­tıracak eleman dahi bulamayız.

İn­san­larımızı, anayasal bir hak­ları olan çalış­ma hak­kına kavuş­tur­mada da özel özen için­de ol­mamız gerek­tiğinin al­tını çizer­ken, hepinize en derin say­gılarımı sunuyorum. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN _ Teşek­kür ediyorum Sayın Hacaloğ­lu.

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Karar yeter­sayısı…

BAŞ­KAN - Sayın Çetin, an­layamadım.

MUS­TAFA ÖZ­YÜREK (Mer­sin) - Karar yeter­sayısı is­tiyor.

BAŞ­KAN - Karar yeter­sayısı is­tiyor; tamam.

Öner­geyi oy­larınıza sunacağım ve karar yeter­sayısını arayacağım.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler…

Karar yeter­sayısı yok­tur; bir­leşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati : 17.00

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.09

BAŞKAN: Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

 

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin 116 ncı Bir­leşiminin Dör­dün­cü Oturumunu açıyorum.

1206 sıra sayılı kanun tasarısının görüş­melerine kal­dığımız yer­den devam edeceğiz.

III. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

6.- Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ve Av­rupa Bir­liği Uyum ile Plan ve Büt­çe Komis­yon­ları Rapor­ları (1/1158) (S. Sayısı: 1206) (Devam)

BAŞ­KAN - Komis­yon ve Hükümet yerin­de.

Tasarının 20 nci mad­desin­de, İz­mir Mil­let­vekili Sayın Baratalı ve ar­kadaş­larının ver­miş ol­duğu öner­gede, öner­genin oy­lan­masın­da karar yeter­sayısı bulunamamış­tı. Şim­di, tek­rar öner­geyi oy­larınıza sunacağım ve karar yeter­sayısını arayacağım.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, şu hususu tek­rar tak­dir­lerinize sunuyorum: Gör­düğünüz gibi, bir­kaç dakika aray­la, sık sık yok­lama yapıl­mak­tadır. Onun için, daha hız­lı bir çalış­ma sürecini devam et­tirebil­memiz için, bu hususu değer­len­dir­menizi ıt­tılaınıza ve tak­dir­lerinize arz ediyorum.

Buyurun:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "İn­celeme ve araş­tır­ma" baş­lık­lı 20 nci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                                                                               Bülent Baratalı (İz­mir) ve ar­kadaş­ları

Mad­de 20 - (1) Kurum, in­celeme ve araş­tır­masını baş­vuru tarihin­den itibaren en faz­la al­tı ay için­de neticelen­dirir.

(2) Kurum, in­celeme ve araş­tır­ma sonucunu ve var­sa önerilerini il­gili mer­cie ve baş­vurana bil­dirir. Kurum, baş­vurana, iş­leme kar­şı baş­vuru yol­larını da gös­terir.

(3) İl­gili mer­ci, Kurumun önerileri doğ­rul­tusun­da tesis et­tiği iş­lemi veya Kurumun öner­diği çözümü uy­gulanabilir nitelik­te bul­madığı tak­dir­de bunun gerek­çesini otuz gün için­de Kuruma bil­dirir.

BAŞ­KAN - Sayın Baratalı konuşacak mısınız?

BÜLENT BARATALI (İz­mir) - Evet efen­dim.

BAŞ­KAN - Buyurun.

BÜLENT BARATALI (İz­mir) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; görüş­mek­te ol­duğumuz Kamu Denet­çiliği Yasasının 20 nci mad­desin­de ver­diğimiz bir öner­genin öner­ge sahibi sıfatıy­la konuşuyorum; bu neden­le, Grubum ve şah­sım adına siz­lere say­gılarımı sunuyorum.

Ver­diğimiz öner­ge, genel­lik­le in­celeme ve araş­tır­ma yapacak olan Kamu Denet­çiliği Kurumunun daha rahat çalışabil­mesi -katıl­dığımız bir mad­de; ama- daha da güç­len­diril­mesi, mad­denin daha an­laşılır hale getirilebil­mesi ve daha özen­li hale getiril­mesine yönelik bir değişik­lik öner­gesidir. Eğer mad­deye bakar­sak, 20 nci mad­denin (1) in­ci fık­rasın­da "en geç" kelimesi yerine "en faz­la" kelimesi konul­muş­tur. Bu, daha an­lam­lı, an­lamı daha da büyüten bir kelimedir; etimolojik olarak "en geç" kelimesinin "en faz­la" olarak değiş­tiril­mesini, biz daha doğ­ru olarak buluyoruz.

Diğeri, (3) ün­cü fık­rasın­da... Bel­ki, bazı ar­kadaş­larımız, çabuk okun­duğu için far­kına varamamış olabilir­ler, ben bir kere daha an­lat­mak is­tiyorum.

Ver­diğimiz öner­genin 20 nci mad­desin­deki (3) ün­cü fık­ra "il­gili mer­ci, Kurumun önerileri doğ­rul­tusun­da tesis et­tiği iş­lemi veya Kurumun öner­diği çözümü uy­gulanabilir nitelik­te bul­madığı tak­dir­de, bunun gerek­çesini otuz gün için­de Kuruma bil­dirir."

Burada da, yine, etimolojik olarak "gör­mediği" kelimesini "bul­madığı" kelimesiy­le değiş­tiriyoruz.

Yani, sonuç olarak, ver­diğimiz bu öner­ge, 20 nci mad­denin daha kolay an­laşılabil­mesi, daha özen­li yazıl­masına yönelik olan bir öner­gedir.

Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; Kurum, az ön­ce geç­tiğimiz mad­deler doğ­rul­tusun­da bir in­celeme yap­tık­tan son­ra, bu in­celemeyi resen ken­disi veya -ken­disinin back­ground'u dışın­da, bil­gisi, eğitimi dışın­da- bilir­kişilere yap­tır­dığı bir in­celeme sonun­da, uz­man ve tanık­lar­la des­tek­lediği bir in­celeme sonun­da, karar­larını in­celemesini en geç al­tı ay için­de bitir­mesi gerek­mek­tedir.

Tabiî, burada, hemen bir soru ak­la gelebilir: Kurum, Kamu Denet­çiliği Kurumu, al­tı ay için­de bu in­celemesini bitir­mez­se ne olacak­tır; şim­diden bir şey söy­lemek pek müm­kün değil­dir. Bu, uy­gulama aşamasına gel­diği zaman, araş­tır­manın ve in­celemenin al­tı ay için­de bit­memesi durumun­da ne tür müey­yideler uy­gulanacağı, ne tür karar­lar alınacağı konusun­da, bel­ki bir iç­tihat, burada uy­gulanabilir diye düşünüyorum.

As­lın­da, tabiî, Medenî Kanunumuzun 1 in­ci mad­desinin yar­gıç­lara ver­diği yet­kiyi, burada, baş­denet­çiye ver­mek doğ­ru mudur değil midir bil­miyorum. Medenî Kanunun 1 in­ci mad­desini hep beraber anım­sar­sak, es­ki 1 in­ci mad­deyi, ay­nen şöy­ley­di: "Kanun, laf­zıy­la ve ruhuy­la temas et­tiği bütün meseleler­de mer'idir. Hak­kın­da hüküm bulun­mayan bir meselede, hâkim, örf ve âdete göre; bu konuda örf ve âdet dahi yok­sa, ken­disi vazııkanun ol­say­dı bu meseleye dair nasıl bir kaide vazedecek­se ona göre hük­meder" der. İkin­ci fık­rada da "Hâkim, karar­ların­da, il­mî ve kazaî iç­tihat­lar­dan is­tifade eder" hük­mü var­dır. Acaba, bu mad­deyi, yar­gıç ol­madığı için, yar­gı yet­kisini Türk Mil­leti adına Anayasamız gereği kul­lanamayacağı için, baş om­buds­mana, baş om­buda bunu ver­mek doğ­ru mudur, değil midir; bu da, hem, ben­ce, dok­trin­de, literatür­de tar­tış­malı hem de ileride il­mî ve kazaî iç­tihat­lar­da bu konuda hüküm­ler ol­malıdır diye düşünüyorum.

Araş­tır­ma ve in­celeme konusu bit­tiği zaman, Kurum, bunu, baş­vurana bil­direcek­tir. Baş­vuranın ve in­celeme yapılan kurumun karar­ları, al­dık­ları kararı, rapor­ları, araş­tır­ma konusunu yerin­delik, hak­kaniyet ve et­ken­lik açısın­dan in­celeyecek­ler; işine gelen bunu kabul edecek­tir, işine gel­meyen de bunu kabul et­meyecek­tir. Eğer bir kabul söz konusu değil­se, biraz son­ra göreceğimiz gibi, idarî yar­gıya baş­vuru süreleri dur­duğu yer­den devam edecek ve süre, alt­mış gün­lük süre…

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Buyurun Sayın Baratalı, konuş­manızı tamam­layınız.

BÜLENT BARATALI (Devam­la) - Teşek­kür ederim; son cüm­lem­di efen­dim.

Eğer işine gel­meyen bir konu var­sa, otuz gün için­de taraf­lar bir karar verecek­ler­dir; is­teyen, idarî yar­gıya gidecek­tir, is­teyen de bu karara razı olacak­tır ve kabul edecek­tir.

Hepinize say­gı ve sev­gilerimi sunuyorum; teşek­kür ediyorum. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Diğer mad­deyi okutuyorum:

Dava aç­ma süresinin yeniden iş­lemeye baş­laması

MAD­DE 21-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 2 adet öner­ge var­dır; okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Dava aç­ma süresinin yeniden iş­lemeye baş­laması" baş­lık­lı 21 in­ci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

 

Bülent Baratalı

Bay­ram Meral

Er­dal Karademir

 

İz­mir

An­kara

İz­mir

 

İz­zet Çetin

Al­gan Hacaloğ­lu

Mesut Özak­can

 

Kocaeli

İs­tan­bul

Ay­dın

 

A.Kemal Kum­kumoğ­lu

 

A. Kemal Deveciler

 

İs­tan­bul

 

Balıkesir

Mad­de 21- (1) Baş­vurunun Kurum tarafın­dan red­dedil­mesi halin­de, dur­muş olan dava aç­ma süresi gerek­çeli ret kararının il­giliye teb­liğin­den itibaren kal­dığı yer­den iş­lemeye baş­lar.

(2) Baş­vurunun Kurum tarafın­dan yerin­de görülerek kabul edil­mesi ha-lin­de; il­gili mer­ci Kurumun önerisi üzerine otuz gün için­de her­han­gi bir iş­lem yap­maz veya ey­lem­de bulun­maz ise, dur­muş olan dava aç­ma süresi kal­dığı yer­den iş­lemeye baş­lar.

(3) Kurumun, in­celeme ve araş­tır­masını, baş­vuru tarihin­den itibaren al­tı ay için­de sonuç­lan­dıramaması durumun­da da dur­muş olan dava aç­ma süresi kal­dığı yer­den iş­lemeye baş­lar.

BAŞ­KAN - Diğer öner­geyi okutup iş­leme alacağım:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Dava aç­ma süresinin yeniden iş­lemeye baş­laması" baş­lık­lı 21 in­ci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Bay­ram Meral

Muhar­rem Kılıç

 

 

İz­mir

An­kara

Malat­ya

 

İz­zet Çetin

Al­gan Hacaloğ­lu

Tür­kân Miçooğul­ları

 

Kocaeli

İs­tan­bul

İz­mir

A- (1) Baş­vurunun Kurum tarafın­dan red­dedil­mesi halin­de, dur­muş olan dava aç­ma süresi gerek­çeli ret kararının il­giliye teb­liğin­den itibaren kal­dığı yer­den iş­lemeye baş­lar.

(2) Baş­vurunun Kurum tarafın­dan yerin­de görülerek kabul edil­mesi ha-lin­de; il­gili mer­ci Kurumun önerisi üzerine otuz gün için­de her­han­gi bir iş­lem tesis et­mez veya ey­lem­de bulun­maz ise, dur­muş olan dava aç­ma süresi kal­dığı yer­den iş­lemeye baş­lar.

(3) Kurumun, in­celeme ve araş­tır­masını, baş­vuru tarihin­den itibaren al­tı ay için­de sonuç­lan­dıramaması durumun­da da dur­muş olan dava aç­ma süresi kal­dığı yer­den iş­lemeye baş­lar.

B (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanan­lar en az üç yıl çalış­mak ve olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la açılacak yeter­lik sınavına gir­meye hak kazanır­lar. Sınav­da başarılı olan­lar, Kamu Per­soneli Yaban­cı Dil Bil­gisi Seviye Tes­pit Sınavın­da en az (C) düzeyin­de puan veya ulus­lararası kabul gör­müş yaban­cı dil seviye tes­pit sınav­ların­dan bu puana denk puan al­mış ol­mak şar­tıy­la Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­vanını alır­lar. Sınav­da başarılı olamayan­lar, is­tek­leri halin­de kurumun­da veya Dev­let Per­sonel Baş­kan­lığın­ca diğer kamu kurum ve kuruluş­ların­da uy­gun kad­rolara atanır­lar.

(2) Uz­man yar­dım­cılarının mes­leğe alın­maları, yetiş­tiril­meleri ve yeter­lik sınavının şek­li ile uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev, yet­ki ve çalış­malarına iliş­kin esas ve usul­ler yönet­melik­le düzen­lenir.

(C) (1) Per­sonel, Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Uz­man ve uz­man yar­dım­cısı dışın­daki per­sonelin atan­ması, nak­len veya Kamu Per­soneli Seç­me Sınavını kazanan­lar arasın­dan yapılır.

(D) (1) Baş­denet­çi, denet­çiler ve Genel Sek­reter hariç ol­mak üzere Kurum per­soneline Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan­lara uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(2) Genel Sek­retere Baş­bakan­lık­taki genel müdür­lere uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(E) (1) Mer­kezi yönetim kap­samın­daki kamu idarelerin­de, sos­yal güven­lik kurum­ların­da, mahal­lî idareler­de, mahal­lî idarelerin bağ­lı idarelerin­de, mahal­lî idare bir­lik­lerin­de, döner ser­mayeli kuruluş­lar­da, kanun­lar­la kurulan fon­lar­da, kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluş­lar­da, ser­mayesinin yüz­de el­lisin­den faz­lası kamuya ait kuruluş­lar­da, ik­tisadî dev­let teşek­kül­leri ve kamu ik­tisadî kuruluş­ları ile bun­lara bağ­lı or­tak­lık­lar ve mües­seseler­de çalışan­lar (hâkim­ler ve sav­cılar hariç) kurum­larının iz­ni ile uz­man­lık gerek­tiren iş­ler­de görev­len­dirilebilir­ler. Bu şekil­de yapılan görev­len­dir­menin süresi al­tı ayı geçemez. An­cak ih­tiyaç halin­de bu süre üç ay daha uzatılabilir. Kurumun bu konudaki talep­leri, il­gili kurum ve kuruluş­lar­ca ön­celik­le sonuç­lan­dırılır. Bu şekil­de görev­len­dirilen per­sonel, kurum­ların­dan ay­lık­lı izin­li sayılır. İzin­li ol­duk­ları sürece memuriyet­leri ile il­gileri ve öz­lük hak­ları devam et­tiği gibi, bu süreler yük­sel­me ve emek­lilik­lerin­de de hesaba katılır. Yük­sel­meleri baş­kaca bir iş­leme gerek duyul­madan süresin­de yapılır.

F (1) Kurumun gelir­leri şun­lar­dır:

a) Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi büt­çesine bu amaç­la konulacak ödenek,

b) Diğer gelir­ler.

G (1) Bu Kanun­da bu hüküm bulun­mayan husus­lar­da Kurum per­soneli hak­kın­da Dev­let Memur­ları Kanunu hüküm­leri uy­gulanır.

(2) Kurum per­soneline ve Kurum­da görev­len­dirilen­lere, Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan per­sonele ödenen faz­la çalış­ma üc­retini geç­memek üzere, Baş­denet­çi tarafın­dan belir­lenecek mik­tar­da faz­la çalış­ma üc­reti ödenir.

(H) (1) Bu Kanunun uy­gulan­masına iliş­kin yönet­melik­ler Kanunun yürür­lüğe gir­diği tarih­ten itibaren dokuz ay için­de çıkarılır.

(I) Baş­denet­çi, Cum­hur­baş­kanı tarafın­dan seçilir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

HALİL TİR­YAKİ (Kırık­kale) - Bir de bizim­kine katılıverin ne olur Baş­kanım, ne olur Bakanım?!. Ay­rı ırk­tan mı geliyoruz Al­lahaş­kına?! Sizin dediğiniz dedik, bizim çal­dığımız düdük oluyor!..

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Dün hep­sine katıl­dık.

BAŞ­KAN - Buyurun Sayın Baratalı.

BÜLENT BARATALI (İz­mir) - Teşek­kür ederim Sayın Baş­kan.

Dava aç­ma süresinin yeniden iş­lemeye baş­lamasıy­la il­gili görüş­mek­te ol­duğumuz Kamu Denet­çiliği Yasasıy­la il­gili ver­diğimiz bir öner­genin im­za sahip­lerin­den bir ar­kadaşınız olarak söz al­mış bulun­mak­tayım; bu neden­le, Yüce Mec­lisi say­gıy­la selam­lıyorum.

Bu çok önem­li bir mad­de. Dava aç­ma süresinin iş­lemeye baş­lamasıy­la il­gili mad­de üç fık­radan oluşuyor, üçü de ay­rı ay­rı hukukî iş­lem­leri düzel­tiyor ve tan­zim ediyor; an­cak, ver­diğimiz öner­ge, bu mad­deyi des­tek­lemiş ol­mamıza kar­şın, mad­denin daha iyi an­laşılabilir ol­ması, kanun yap­ma tek­niği açısın­dan daha da düzen­li hale getirilebil­mesi, ted­vin iş­lemi açısın­dan da yasaya uy­ma amacıy­la veril­miş­tir.

Ay­rıca, birin­ci bölüm­de konuş­tuğumuz, konuşacağımız -bir­kaç mad­de son­ra birin­ci bölüm bitecek­tir- bu mad­deler arasın­daki uyumun tesis edil­mesi, sağ­lan­ması açısın­dan veril­miş olan bir mad­dedir.

Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; dün bu yasayı konuş­maya baş­ladığımız­dan itibaren bu yasayı des­tek­lediğimizi ifade et­miş­tik. Bu öner­ge de, bu yasanın des­tek­len­mesi konusun­da, yurt­taş tarafın­dan, hem­şeri tarafın­dan daha iyi an­laşılabil­mesi konusun­da veril­miş olan kısa öner­geler­den bir tanesidir. Bun­dan son­ra biraz daha uzun öner­gelerimiz gelecek­tir; ama, söy­lediğim gibi, bir tan­zim, düzelt­me ve mad­deler arasın­daki uyuma yönelik olan bir öner­gedir.

Şim­di, mad­denin 1 in­ci fık­rasın­da, baş­vurunun Kurum tarafın­dan red­dedil­mesi halin­de, yapılacak olan iş­lem buraya yazıl­mış bulun­mak­tadır. Dur­muş olan dava aç­ma süresi, gerek­çeli ret kararını il­giliye teb­liğin­den itibaren kal­dığı yer­den iş­lemeye baş­layacak­tır. Diyelim ki, bir idarî tasar­ruf hak­kın­da -hukuka uy­gun­luk denetimi yapıyoruz ya idarî yar­gıda- bir yurt­taşımız, bir hem­şerimiz bun­dan et­kilen­di, ken­disine yerin­delik, hak­kaniyet açısın­dan bu tasar­rufu uy­gun bul­madı. Bunun için, bir üst mer­cie müracaat edecek­tir, tem­yize gidecek­tir; ama, daha ön­ce om­buds­mana gidiyor, om­buds­man da bu kararı red­det­tiği zaman, dava aç­ma süresi kal­dığı yer­den iş­lemeye baş­lıyor.

Diyelim ki, bir idarî tasar­ruf­ta dava aç­ma süresi alt­mış gün­se, el­li gün kala sürenin bitimine, yurt­taş -zarar gören diyelim- yönetilen, yönetilen­ler aley­hine idarî yar­gıya gideceğine, süresi için­de om­buds­mana gidiyor; om­buds­man, bunu, en geç al­tı için­de in­celiyor; ama, red­dediyor. O zaman yurt­taşın yap­ması gereken, geride kalan on gün­lük süre için­de, eğer kararı beğen­miyor­sa, tek­rar idarî yar­gı sürecinin baş­lamasına karar ver­mesi demek­tir.

2 nci mad­de, baş­vurunun baş om­bud tarafın­dan yerin­de görül­mesi durumun­da, il­gili mer­ci, Kurumun önerisi üzerine otuz gün için­de her­han­gi bir iş­lem tesis et­mez veya ey­lem­de bulun­maz ise dur­muş olan dava aç­ma süresi kal­dığı yer­den baş­lar. Bu 2 nci fık­ra da, kamu denet­çisinin baş­vuruyu kabul et­mesi halin­de, il­gili mer­cie gön­derilen tasar­rufun, il­gili mer­ci tarafın­dan otuz gün için­de yapıl­maması halin­de baş­vurulacak olan sürenin yeniden iş­lemeye baş­lamasının tan­zim edil­miş halidir.

3 ün­cü ise, Kurumun, in­celeme ve araş­tır­masını baş­vuru tarihin­den itibaren al­tı ay için­de sonuç­lan­dıramaması halin­de dur­muş olan dava aç­ma süresi kal­dığı yer­den baş­layacak­tır. Yani, somuta in­dir­ger­sek, bir dav­ranış hak­kın­da, idarenin, gerek yerel yönetim­lerin, gerek mer­kezî yönetimin bir dav­ranışı hak­kın­da -ken­disi tarafın­dan yerin­de bul­maz­sa yurt­taş veya hem­şeh­ri, müracaata göre- müracaat ediyor; ama, omb­dus­man­lık kurumu, Kamu Denet­çiliği Kurumu, bunu, süresi olan al­tı ay için­de sonuç­lan­dıramıyor. O zaman, tek­rar, idarî tasar­rufun dur­duğu yer­den sürenin baş­lamasıy­la il­gili bir düzen­lemedir.

Bu düzen­lemeye tamamen katıl­dığımızı ifade eder, Yüce Mec­lise say­gılarımı sunarım. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Diğer öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının  "Dava aç­ma süresinin yeniden iş­lemeye baş­laması" baş­lık­lı 21 in­ci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

 

Bülent Baratalı

Er­dal Karademir

İz­zet Çetin

    

İz­mir

İz­mir

Kocaeli

 

M. Mesut Özak­can

Al­gan Hacaloğ­lu

A. Kemal Kum­kumoğ­lu

    

Ay­dın

İs­tan­bul

İs­tan­bul

 

A. Kemal Deveciler

 

Bay­ram Meral

   

Balıkesir

 

An­kara

Mad­de 21- (1) Baş­vurunun Kurum tarafın­dan red­dedil­mesi halin­de, dur­muş olan dava aç­ma süresi gerek­çeli ret kararının il­giliye teb­liğin­den itibaren kal­dığı yer­den iş­lemeye baş­lar.

(2) Baş­vurunun Kurum tarafın­dan yerin­de görülerek kabul edil­mesi halin­de; il­gili mer­ci Kurumun önerisi üzerine otuz gün için­de her­han­gi bir iş­lem yap­maz veya ey­lem­de bulun­maz ise, dur­muş olan dava aç­ma süresi kal­dığı yer­den iş­lemeye baş­lar.

(3) Kurumun, in­celeme ve araş­tır­masını, baş­vuru tarihin­den itibaren al­tı ay için­de sonuç­lan­dıramaması durumun­da da dur­muş olan dava aç­ma süresi kal­dığı yer­den iş­lemeye baş­lar.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Sayın Çetin, konuşacak­sınız galiba; buyurun.

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; Kamu Denet­çiliği Kurumu Temel Kanun Tasarısının 21 in­ci mad­desi üzerine ver­diğimiz öner­ge hak­kın­da söz al­dım; hepinizi say­gıy­la selam­lıyorum.

Değer­li ar­kadaş­lar, kamu denet­çiliği gibi bir kurum, ger­çek­ten et­kin bir denetimi sağ­lamak için mi; yani, hal­kın ih­tiyaç­larını gider­mede, kamu hiz­met­lerinin daha verim­li hale gel­mesin­de et­kin bir denetimi sağ­lamak, ona yar­dım­cı ol­mak için mi; yok­sa, Av­rupa Bir­liği ül­kelerin­de var, biz­de de ol­ması gerekir an­layışın­dan mı kay­nak­lan­dığını tam olarak bil­mediğim, üzerin­de de tar­tışamadığımız, konuşamadığımız, kısıt­lı bir temel kanun tasarısıy­la kar­şı kar­şıyayız.

Şim­di, burada, bir­biriy­le bağ­lan­tılı mad­deleri in­celediğimiz zaman, esasın­da, düzen­leme, Üçün­cü Bölüm­le il­gili olarak bir akış­kan­lık içerisin­de ol­mak­la bir­lik­te, pek çok ek­siği bağ­rın­da taşıyor. Tabiî hukuk­ta dava aç­ma süresini kesen, dur­duran neden­ler, yeniden baş­latan neden­ler ay­rın­tılarıy­la düzen­len­miş. Burada da, kısaca da ol­sa, dava aç­ma süresinin yeniden iş­lemeye baş­lamasına iliş­kin düzen­leme mev­cut.

An­cak, ben, bu konuya iliş­kin değer­len­dir­meye geç­meden ev­vel, 18 in­ci mad­de üzerin­de ver­diğimiz ikin­ci öner­gede -iyi takip et­tiğimi zan­nediyorum, Sayın Baş­kanın da af­fına sığınarak söy­lüyorum- orada, bir husus, ger­çek­ten çok önem­liy­di; yani, biz, burada, Büyük Mil­let Mec­lisi üyeleri olarak, her­han­gi bir konuda, yazılı ya da söz­lü olarak, Hükümet üyeleri hak­kın­da ver­miş ol­duğumuz yazılı ya da söz­lü soru öner­gelerinin, kiminin dev­let sır­rı, kiminin ticarî sır gerek­çesiy­le cevap­lan­dırıl­madığına, hat­ta, gerek­çelerinin bile mil­let­vekiline bil­diril­mediğine tanık oluyoruz. Şim­di, dün­yada om­buds­man olarak bilinen Kamu Denet­çiliği Kurumunu getireceğiz; buna, her tür­lü ticarî sır­rı, dev­let sır­rı niteliğin­deki bil­gi ve bel­geler hariç bil­gileri vereceğimizi 18 in­ci mad­dede söy­lüyoruz. Tabiî, bu bil­gi ve bel­geleri ver­meyecek­sek, gerek­çesini açık­layacağız.

Şim­di, bir­birimizi kan­dır­maya gerek yok; burada, Büyük Mil­let Mec­lisi üyelerine -ör­nek olarak veriyorum- oğ­lunun iki koli yumur­tadan 24 tril­yon kazan­masını ticarî sır diye açık­lamayan bir Bakanın, bil­gi ver­meyen bir Bakanın, yarın, il­gili kurumun­da om­buds­man olarak görev yapan, kamu denet­çisi olarak görev yapan bir kişiye bu bil­gileri verebileceğini hiç düşünemiyorum. Eğer siz­ler düşünüyor­sanız, onu da siz­lerin tak­dirine bırakıyorum.

Değer­li ar­kadaş­lar, tabiî, burada, yine devam eden mad­deler­de, eğer in­celeme ve araş­tır­ma sonuç­larına göre, baş­vurunun, Kurum tarafın­dan red­dedil­mesi halin­de dur­muş olan dava aç­ma süresi, gerek­çeli ret kararının il­giliye teb­liğin­den itibaren kal­dığı yer­den iş­lemeye baş­lar deniyor. Burada, benim ak­lıma şu geliyor: Diyoruz ki, Kamu Denet­çiliği Kurumu kuruyoruz, et­kin, verim­li bir denetime kat­kı sağ­lasın, denetim daha hız­lı ol­sun. Bunu, Danış­tay gibi, Sayış­tay gibi, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin Dilek­çe Komis­yonu gibi kuruluş­lar tam olarak yerine getiremiyor, kamu denet­çisi getirecek; ama, getiremezi de peşin olarak kabul ediyoruz. Diyoruz ki: Bu, bir idarî tasar­ruf­tur, yar­gı karar­larına bile, hükümet­ler, idare uy­madığına göre, bunun karar­larına da uy­maz. Hiç ol­maz­sa, bu yurt­taşımızın yar­gıya git­me hak­kı zayi ol­masın, git­miş­se de süresi, beni din­lemez­se idare, eh, yar­gıda devam et­sin an­layışı, yasayı zayıf­latan bir an­layış. Yani, daha bu düzen­leme yapılır­ken, peşinen, bu işin sağ­lık­lı yürümeyeceği, burada, mad­denin içerisin­de, giz­li bir şekil­de yer­leş­tiril­miş vaziyet­te. Şim­di, bunu okuyan yurt­taş ya da bunu uy­gulamaya kal­kacak kamu denet­çisi, uy­gulan­mayacağını bile bile, kamu kurum­larıy­la, bürok­rasiy­le niye cebel­leş­meye gir­sin; bel­ge, bil­gi is­teyip ken­dini refüze et­sin! O bel­ge ve bil­gileri de alamayacağını bile bile, ne yapacak?!

Değer­li ar­kadaş­lar, buradaki düzen­lemede, eğer böy­le bir durum hâsıl olacak­sa, demek ki, Kamu Denet­çiliği Kurumu, Tür­kiye açısın­dan daha ol­gun­laş­mamış. Av­rupa Bir­liğin­de var, biz­de de ol­sun. Av­rupa Bir­liğine giden yol­da, bize sunulan yol haritasın­da bir basamak taşı da bu.

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Buyurun Sayın Çetin; konuş­manızı tamam­layınız.

İZ­ZET ÇETİN (Devam­la) - Bitiriyorum Sayın Baş­kan.

Bu en­geli de aşalım, dost­lar alış­veriş­te gör­sün man­tığıy­la hazır­lan­mış. O neden­le, bizim ver­miş ol­duğumuz değişik­lik öner­gesinin de kabul edil­meyeceğini biliyorum, tarafınız­dan; otomatiğe bağ­lan­dı el­ler.

Hepinize teşek­kür ediyorum. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler…Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Buyurun.

Kurumun rapor­ları

Mad­de 22-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 2 adet öner­ge var­dır; öner­geleri okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Kurumun rapor­ları" baş­lık­lı 22 nci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

 

Bülent Baratalı

Er­dal Karademir

İz­zet Çetin

 

 

İz­mir

İz­mir

Kocaeli

 

 

M. Mesut Özak­can

Al­gan Hacaloğ­lu

 A. Kemal Deveciler

 

 

Ay­dın

İs­tan­bul

Balıkesir

 

 

 

A. Kemal Kum­kumoğ­lu

 

 

 

 

İs­tan­bul

 

 

MAD­DE 22- (1) Kurul, her tak­vim yılı sonun­da yürütülen çalış­maları ve önerileri kap­sayan bir rapor hazır­layarak Komis­yona sunar. Komis­yon, bu raporu görüşüp, ken­di düşün­ce ve görüş­lerini de içerecek şekil­de özet­leyerek Genel Kurula sunul­mak üzere Baş­kan­lığa gön­derir. Komis­yonun raporu Genel Kurul­da görüşülür.

(2) Kurulun yıl­lık raporu, ay­rıca Res­mî Gazetede yayım­lan­mak suretiy­le kamuoyuna duyurulur.

(3) Kurul; açık­lan­masın­da fay­da gör­düğü husus­ları yıl­lık raporu bek­lemek­sizin istediği zaman kamuoyuna duyurabilir.

BAŞ­KAN - Diğer öner­geyi okutup iş­leme alacağım.

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Kurumun rapor­ları" baş­lık­lı 22 nci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Bay­ram Meral

İz­zet Çetin

 

 

İz­mir

An­kara

Kocaeli

 

Muhar­rem Kılıç

Al­gan Hacaloğ­lu

Tür­kân Miçooğul­ları

 

Malat­ya

İs­tan­bul

İz­mir

(A) (1) Kurul, her tak­vim yılı sonun­da yürütülen faaliyet­leri ve önerileri kap­sayan bir rapor hazır­layarak Komis­yona sunar. Komis­yon, bu raporu görüşüp, ken­di düşün­ce ve görüş­lerini de içerecek şekil­de özet­leyerek Genel Kurula sunul­mak üzere Baş­kan­lığa gön­derir. Komis­yonun raporu Genel Kurul­da görüşülür.

(2) Kurulun yıl­lık raporu, ay­rıca Res­mî Gazetede yayım­lan­mak suretiy­le kamuoyuna duyurulur.

(3) Kurul; açık­lan­masın­da fay­da gör­düğü husus­ları yıl­lık raporu bek­lemek­sizin istediği zaman kamuoyuna duyurabilir.

(B) (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanan­lar, en az üç yıl çalış­mak ve olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la açılacak yeter­lik sınavına gir­meye hak kazanır­lar. Sınav­da başarılı olan­lar, Kamu Per­soneli Yaban­cı Dil Bil­gisi Seviye Tes­pit Sınavın­da en az (C) düzeyin­de puan veya ulus­lararası kabul gör­müş yaban­cı dil seviye tes­pit sınav­ların­dan bu puana denk puan al­mış ol­mak şar­tıy­la Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­vanını alır­lar. Sınav­da başarılı olamayan­lar, is­tek­leri halin­de kurumun­da veya Dev­let Per­sonel Baş­kan­lığın­ca diğer kamu kurum ve kuruluş­ların­da uy­gun kad­rolara atanır­lar.

(2) Uz­man yar­dım­cılarının mes­leğe alın­maları, yetiş­tiril­meleri ve yeter­lik sınavının şek­li ile uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev, yet­ki ve çalış­malarına iliş­kin esas ve usul­ler yönet­melik­le düzen­lenir.

(C) (1) Per­sonel, Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Uz­man ve uz­man yar­dım­cısı dışın­daki per­sonelin atan­ması, nak­len veya Kamu Per­soneli Seç­me Sınavını kazanan­lar arasın­dan yapılır.

(D) (1) Baş­denet­çi, denet­çiler ve Genel Sek­reter hariç ol­mak üzere Kurum per­soneline Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan­lara uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(2) Genel Sek­retere Baş­bakan­lık­taki genel müdür­lere uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(E) (1) Mer­kezi yönetim kap­samın­daki kamu idarelerin­de, sos­yal güven­lik kurum­ların­da, mahal­lî idareler­de, mahal­lî idarelerin bağ­lı idarelerin­de, mahal­lî idare bir­lik­lerin­de, döner ser­mayeli kuruluş­lar­da, kanun­lar­la kurulan fon­lar­da, kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluş­lar­da, ser­mayesinin yüz­de el­lisin­den faz­lası kamuya ait kuruluş­lar­da, ik­tisadî dev­let teşek­kül­leri ve kamu ik­tisadî kuruluş­ları ile bun­lara bağ­lı or­tak­lık­lar ve mües­seseler­de çalışan­lar (hâkim­ler ve sav­cılar hariç) kurum­larının iz­ni ile uz­man­lık gerek­tiren iş­ler­de görev­len­dirilebilir­ler. Bu şekil­de yapılan görev­len­dir­menin süresi al­tı ayı geçemez. An­cak ih­tiyaç halin­de bu süre üç ay daha uzatılabilir. Kurumun bu konudaki talep­leri, il­gili kurum ve kuruluş­lar­ca ön­celik­le sonuç­lan­dırılır. Bu şekil­de görev­len­dirilen per­sonel, kurum­ların­dan ay­lık­lı izin­li sayılır. İzin­li ol­duk­ları sürece memuriyet­leri ile il­gileri ve öz­lük hak­ları devam et­tiği gibi, bu süreler yük­sel­me ve emek­lilik­lerin­de de hesaba katılır. Yük­sel­meleri baş­kaca bir iş­leme gerek duyul­madan süresin­de yapılır.

(F) (1) Kurumun gelir­leri şun­lar­dır:

a) Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi büt­çesine bu amaç­la konulacak ödenek,

b) Diğer gelir­ler.

(G) (1) Bu Kanun­da hüküm bulun­mayan husus­lar­da Kurum per­soneli hak­kın­da Dev­let Memur­ları Kanunu hüküm­leri uy­gulanır.

(2) Kurum per­soneline ve Kurum­da görev­len­dirilen­lere, Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan per­sonele ödenen faz­la çalış­ma üc­retini geç­memek üzere, Baş­denet­çi tarafın­dan belir­lenecek mik­tar­da faz­la çalış­ma üc­reti ödenir.

 (H) (1) Bu Kanunun uy­gulan­masına iliş­kin yönet­melik­ler, Kanunun yürür­lüğe gir­diği tarih­ten itibaren dokuz ay için­de çıkarılır.

(M) (1) Ek­li (1) sayılı lis­tede yer alan kad­rolar ih­das edilerek, 190 sayılı Genel Kad­ro ve Usulü Hak­kın­da Kanun Hük­mün­de Karar­namenin eki (III) sayılı cet­vele, Kamu Denet­çiliği Kurumu bölümü olarak ek­len­miş­tir.

(I) Baş­denet­çi Cum­hur­baş­kanı tarafın­dan seçilir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU BAŞ­KAN­VEKİLİ MEH­MET AL­TAN KARAPAŞAOĞ­LU (Bur­sa) - Katılamıyoruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ÇEV­RE VE OR­MAN BAKANI OS­MAN PEPE (Kocaeli) - Katıl­mıyoruz Sayın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sayın Baratalı, buyurun.

BÜLENT BARATALI (İz­mir) - Teşek­kür ederim Sayın Baş­kan.

Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; önem­li mad­deler­den birini görüşüyoruz; an­cak, bu mad­dede, az ön­ce Baş­kan­lık Divanı Üyesi ar­kadaşımız tarafın­dan okunan bir öner­gemiz var, bu öner­ge için söz al­dım; hepinizi say­gıy­la selam­lıyorum.

Om­buds­man­lık kurumu, her tak­vim yılı sonun­da, yap­tığı hiz­met­lere iliş­kin, çöz­düğü sorun­lara iliş­kin, al­dığı karar­lara iliş­kin, faaliyet­lerini, önerilerini kap­sayan bir rapor hazır­layacak­tır. Bu rapor komis­yona sunulacak­tır. Buradaki komis­yonun, tasarının başın­da konuş­tuğumuz kar­ma komis­yon ol­duğunu ifade et­mek is­terim. Hepimizin bil­diği gibi ve kabul et­tiğimiz gibi, bu kar­ma komis­yon, Dilek­çe Komis­yonun­dan ve İn­san Hak­ları Komis­yonun­dan oluşan bir komis­yon­dur. Tasarının baş­lığın­da da, bu komis­yonun nasıl oluşacağını, komis­yonun baş­kanının, söz­cüsünün ve kâtip üyesinin nasıl olacağını beraber­ce karar­laş­tır­mış­tık ve kabul et­miş­tik.

Başom­budun hazır­layacağı rapor komis­yona gelecek­tir. Komis­yon raporu görüşecek­tir, ken­di kanaat­lerini de bu rapora ek­leyecek­tir ve Genel Kurula sunul­mak üzere Baş­kan­lığa gön­derecek­tir. Mad­denin birin­ci fık­rası böy­le düzen­len­miş­tir. Buradaki baş­kanın da bel­ki han­gi baş­kan ol­duğu tered­düt edilebilir. Bu Baş­kan, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin Sayın Baş­kanıdır. Hepimizin bil­diği gibi, bu kabul et­tiğimiz om­buds­man­lık, Tür­kiye'deki uy­gulamasıy­la, par­lamen­ter om­buds­man­lık olacak­tır. Yani, Par­lamen­todan vücut bulacak­tır, bütün gider­leri Par­lamen­todan kar­şılanacak­tır; denet­çiler, baş­denet­çi yar­dım­cıları ve baş­denet­çiler komis­yon­da belir­lenip burada, Genel Kurul­da seçilecek­tir. Yani, bizim kabul et­tiğimiz sis­tem, par­lamen­ter om­buds­man­lık sis­temidir; 100 ül­kede değişik araş­tır­malar ve tanım­lar var; ama, Tür­kiye'nin kabul et­tiği sis­tem budur.

Şim­di, burada, dik­kat eder­seniz, Hükümetin tek­lif et­tiği metin­le Plan ve Büt­çe Komis­yonunun kabul et­tiği metin arasın­da önem­li bir nüans var­dır. Hükümetin tek­lif et­tiği metin­de "Genel Kurul­da görüşülür" ifadesi yok­tur. O neden­le, Plan ve Büt­çe Komis­yonunu teş­kil eden İk­tidar ve muhalefet kanadına men­sup mil­let­vekil­leri, Par­lamen­toya say­gı açısın­dan bu hük­mü kabul et­miş­ler­dir, biz de bu hük­mü kabul ediyoruz. Yani, bir rapor Genel Kurul­da görüşül­medik­ten son­ra nerede kalacak­tır, nasıl kamuoyuna duyurulacak­tır; bu tar­tış­malı olabilir­di; ama, bu düzen­leme çok uy­gun ol­muş­tur.

Diğeri; kurulun yıl­lık raporu, ay­rıca Res­mî Gazetede yayım­lan­mak suretiy­le kamuoyuna duyurulacak­tır.

Değer­li ar­kadaş­lar, bu da önem­li bir mad­dedir. Res­mî Gazetede yayım­lanacak­tır; ama, başom­bud bu raporunu Par­lamen­toya, daha doğ­rusu kar­ma komis­yon baş­kanına sunar­ken, bir basın top­lan­tısı yapacak­tır. Bu basın top­lan­tısın­da da, baş­ta TRT ol­mak üzere ve diğer gör­sel kurum­lar ol­mak üzere, yayın yapan gör­sel kurum­lar ol­mak üzere, yayın yapan gör­sel kurum­lar ve yazılı yapan­lar ol­mak üzere, bu açık­lanacak­tır. Say­dam­lık il­kesi açısın­dan da bunu çok önem­siyoruz. Bu  2 nci fık­raya da ay­nen katılıyoruz, Komis­yonun kabul et­tiği metin olarak.

Diğeri, Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; 3 ün­cü fık­ra da düzen­leme şek­li de ay­nen şöy­ledir, okumak is­tiyorum iz­niniz­le "Kurul; açık­lan­masın­da fay­da gör­düğü husus­ları yıl­lık raporu bek­lemek­sizin her zaman kamuoyuna duyurabilir" diyoruz. Burada "is­tediği zaman" olarak biz değiş­tiriyoruz; ay­rıca, ver­diğimiz öner­gede de, faaliyet ve önerileri Türk­çeleş­tiriyoruz, hem kelimelerin etimolojik açısın­dan değer­len­diril­mesi hem de Arap­ça ve Türk­çe kelimelerin yan yana ol­masının getireceği sakın­caları da or­tadan kal­dıran bir öner­gedir. O neden­le, öner­gemizin des­tek­len­mesini diliyor, Sayın Mec­lisi say­gıy­la selam­lıyorum.

Teşek­kür ederim.

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim Sayın Baratalı.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Diğer öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Kurumun rapor­ları" baş­lık­lı 22. mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                                                                               Bülent Baratalı (İz­mir) ve ar­kadaş­ları

Mad­de 22- (1) Kurul, her tak­vim yılı sonun­da yürütülen çalış­maları ve önerileri kap­sayan bir rapor hazır­layarak Komis­yona sunar. Komis­yon, bu raporu görüşüp, ken­di düşün­ce ve görüş­lerini de içerecek şekil­de özet­leyerek Genel Kurula sunul­mak üzere Baş­kan­lığa gön­derir. Komis­yonun raporu Genel Kurul­da görüşülür.

(2) Kurulun yıl­lık raporu, ay­rıca Res­mî Gazetede yayım­lan­mak suretiy­le kamuoyuna duyurulur.

(3) Kurul; açık­lamasın­da fay­da gör­düğü husus­ları yıl­lık raporu bek­lemek­sizin is­tediği zaman kamuoyuna duyurabilir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU BAŞ­KAN VEKİLİ MEH­MET AL­TAN KARAPAŞAOĞ­LU (Bur­sa) - Katılamıyoruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ÇEV­RE VE OR­MAN BAKANI OS­MAN PEPE (Kocaeli) - Katıl­mıyoruz Sayın Baş­kan.

Sayın Çetin, siz mi konuşacak­sınız efen­dim?

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Gerek­çeyi okuyalım.

BAŞ­KAN - Gerek­çeyi okutuyorum:

Gerek­çe:

Tasarının 22 nci mad­desinin daha an­laşılır hale getiril­mesi amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum…

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Karar yeter­sayısı is­tiyorum Sayın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Karar yeter­sayısı is­tiyor­sunuz; peki.

Öner­geyi oy­larınıza sunacağım, karar yeter­sayısını da arayacağım.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler…

Evet, elek­tronik cihaz­la oy­lama yapacağım Kâtip Üyelerin ih­tilafın­dan dolayı.

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, oy­lama için 2 dakikalık süre veriyorum ve oy­lama iş­lemini baş­latıyorum.

Pusula veren mil­let­vekili ar­kadaş­larımız, lüt­fen, salon­dan ay­rıl­masın­lar.

(Elek­tronik cihaz­la oy­lama yapıl­dı)

BAŞ­KAN - Karar yeter­sayısı var­dır; öner­ge kabul edil­memiş­tir.

MUHAR­REM KILIÇ (Malat­ya) - Sayın Baş­kan, pusulaları okuyacak­tınız.

BAŞ­KAN - Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler... Kabul et­meyen­ler... Kabul edil­miş­tir.

Açık­lama yap­ma yet­kisi

MAD­DE 23-

BAŞ­KAN - 2 öner­ge var­dır; öner­geleri okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Açık­lama yap­ma yet­kisi" baş­lık­lı 23 ün­cü mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Er­dal Karademir

İz­zet Çetin

 

 

İz­mir

İz­mir

Kocaeli

 

M.Mesut Özak­can

Al­gan Hacaloğ­lu

Bay­ram Meral

 

Ay­dın

İs­tan­bul

An­kara

Mad­de 23- (1) Kurumun faaliyet­leri hak­kın­da açık­lamayı Baş­denet­çi yapar. An­cak, Baş­denet­çi bu yet­kisini Baş­denet­çivekiline dev­redebilir.

BAŞ­KAN - Diğer öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Açık­lama yap­ma yet­kisi" baş­lık­lı 23 ün­cü mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Bay­ram Meral

İz­zet Çetin

 

 

İz­mir

An­kara

Kocaeli

 

Muhar­rem Kılıç

Tür­kân Miçooğul­ları

Al­gan Hacaloğ­lu

 

Malat­ya

İz­mir

İs­tan­bul

(A) (1) Kurumun faaliyet­leri hak­kın­da açık­lamayı Baş­denet­çi yapar. An­cak, Baş­denet­çi bu yet­kisini Baş­denet­çivekiline dev­redebilir.

(B) (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanan­lar, en az üç yıl çalış­mak ve olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la açılacak yeter­lik sınavına gir­meye hak kazanır­lar. Sınav­da başarılı olan­lar, Kamu Per­soneli Yaban­cı Dil Bil­gisi Seviye Tes­pit Sınavın­da en az (C) düzeyin­de puan veya ulus­lararası kabul gör­müş yaban­cı dil seviye tes­pit sınav­ların­dan bu puana denk puan al­mış ol­mak şar­tıy­la Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­vanını alır­lar. Sınav­da başarılı olamayan­lar, is­tek­leri halin­de kurumun­da veya Dev­let Per­sonel Baş­kan­lığın­ca diğer kamu kurum ve kuruluş­ların­da uy­gun kad­rolara atanır­lar.

(2) Uz­man yar­dım­cılarının mes­leğe alın­maları, yetiş­tiril­meleri ve yeter­lik sınavının şek­li ile uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev, yet­ki ve çalış­malarına iliş­kin esas ve usul­ler yönet­melik­le düzen­lenir.

(C ) (1) Per­sonel, Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Uz­man ve uz­man yar­dım­cısı dışın­daki per­sonelin atan­ması, nak­len veya Kamu Per­soneli Seç­me Sınavını kazanan­lar arasın­dan yapılır.

(D) (1) Baş­denet­çi, denet­çiler ve Genel Sek­reter hariç ol­mak üzere Kurum per­soneline Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan­lara uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(2) Genel Sek­retere Baş­bakan­lık­taki genel müdür­lere uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(E) (1) Mer­kezi yönetim kap­samın­daki kamu idarelerin­de, sos­yal güven­lik kurum­ların­da, mahal­lî idareler­de, mahal­lî idarelerin bağ­lı idarelerin­de, mahal­lî idare bir­lik­lerin­de, döner ser­mayeli kuruluş­lar­da, kanun­lar­la kurulan fon­lar­da, kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluş­lar­da, ser­mayesinin yüz­de el­lisin­den faz­lası kamuya ait kuruluş­lar­da, ik­tisadî dev­let teşek­kül­leri ve kamu ik­tisadî kuruluş­ları ile bun­lara bağ­lı or­tak­lık­lar ve mües­seseler­de çalışan­lar (hâkim­ler ve sav­cılar hariç), kurum­larının iz­ni ile uz­man­lık gerek­tiren iş­ler­de görev­len­dirilebilir­ler. Bu şekil­de yapılan görev­len­dir­menin süresi al­tı ayı geçemez. An­cak ih­tiyaç halin­de bu süre üç ay daha uzatılabilir. Kurumun bu konudaki talep­leri, il­gili kurum ve kuruluş­lar­ca ön­celik­le sonuç­lan­dırılır. Bu şekil­de görev­len­dirilen per­sonel, kurum­ların­dan ay­lık­lı izin­li sayılır. İzin­li ol­duk­ları sürece memuriyet­leri ile il­gileri ve öz­lük hak­ları devam et­tiği gibi, bu süreler yük­sel­me ve emek­lilik­lerin­de de hesaba katılır. Yük­sel­meleri baş­kaca bir iş­leme gerek duyul­madan süresin­de yapılır.

(F) (1) Kurumun gelir­leri şun­lar­dır:

a) Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi büt­çesine bu amaç­la konulacak ödenek,

b) Diğer gelir­ler.

(G) (1) Bu Kanun­da hüküm bulun­mayan husus­lar­da Kurum per­soneli hak­kın­da Dev­let Memur­ları Kanunu hüküm­leri uy­gulanır.

(2) Kurum per­soneline ve Kurum­da görev­len­dirilen­lere, Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan per­sonele ödenen faz­la çalış­ma üc­retini geç­memek üzere, Baş­denet­çi tarafın­dan belir­lenecek mik­tar­da faz­la çalış­ma üc­reti ödenir."

(H) (1) Bu Kanunun uy­gulan­masına iliş­kin yönet­melik­ler, Kanunun yürür­lüğe gir­diği tarih­ten itibaren dokuz ay için­de çıkarılır.

(I) (1) Ek­li (1) sayılı lis­tede yer alan kad­rolar ih­das edilerek, 190 sayılı Genel Kad­ro ve Usulü Hak­kın­da Kanun Hük­mün­de Karar­namenin eki (III) sayılı cet­vele, Kamu Denet­çiliği Kurumu bölümü olarak ek­len­miş­tir.

(İ) (1) 14/7/1965 tarih­li ve 657 sayılı Dev­let Memur­ları Kanununun değişik 36 ncı mad­desinin "Or­tak Hüküm­ler" bölümünün (A) ben­dinin değişik (11) numaralı fık­rasına, "Sos­yal Güven­lik Kurumu Müfet­tiş Yar­dım­cıları" ibaresin­den son­ra gel­mek üzere "Kamu Denet­çiliği Kurumu Uz­man Yar­dım­cıları" ibaresi ve "Kay­makam­lığa" ibaresin­den son­ra gel­mek üzere "Kamu Denet­çiliği Kurumu Uz­man­lığına" ibaresi ek­len­miş­tir.

(J) Baş­denet­çi Cum­hur­baş­kanı tarafın­dan seçilir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU BAŞ­KAN­VEKİLİ MEH­MET AL­TAN KARAPAŞAOĞ­LU (Bur­sa) - Katılamıyoruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ÇEV­RE VE OR­MAN BAKANI OS­MAN PEPE (Kocaeli) - Katıl­mıyoruz Sayın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Evet, Sayın Baratalı, buyurun efen­dim; bek­liyoruz sizi.

HASAN AN­ĞI (Kon­ya) - Her öner­geye ay­nısını yaz­mış­sınız, bunu biraz değiş­tir­mek lazım.

BÜLENT BARATALI (İz­mir) - Çok teşek­kür ederim, bunu tar­tış­mamız gerekiyor.

Teşek­kür ederim Sayın Baş­kan.

Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; görüş­mek­te ol­duğumuz Kamu Denet­çiliği Yasa Tasarısının 23 ün­cü mad­desin­de, ver­diğimiz bir öner­ge nedeniy­le, görüş­lerimi ileteceğim; bu neden­le, Mec­lisi say­gıy­la selam­lıyorum.

Burada, kurum adına, Kurum faaliyet­leri, Kurum çalış­maları adına açık­lama yet­kisi baş­denet­çiye veril­mek­tedir; an­cak, eğer, yet­kilerini delege eder­se baş­denet­çi, baş­denet­çivekili de bu yet­kiye sahip olacak­tır. Zaten, idare hukukunun temel kural­ların­dan birisidir; asil, eğer, yet­kisini dev­reder­se, tüm yet­kilerini beraber de dev­reder. Zaten, bu an­layış için­de bu yasa düzen­len­miş­tir. Bu da, bizim baş­tan beri kabul et­tiğimiz, üzerin­de kar­şı oy yazısı ol­mayan mad­deler­den bir tanesidir; an­cak, burada bizim tek­lif et­tiğimiz cüm­le ay­nen şöy­ledir: "Kurumun faaliyet­leri hak­kın­da açık­lama yap­maya baş­denet­çi yet­kilidir" diyoruz. Bunu, biz, an­laşılabil­mesi açısın­dan daha bir değişik ifadey­le öner­dik. "Kurumun faaliyet­leri hak­kın­da açık­lamayı baş­denet­çi yapar." Yani, burada bir karar­lılık ifadesi var. Yet­kilidir değil, yet­kiyi de içeren, onu da mez­ceden önem­li bir vur­gulamadır. Bu neden­le, an­cak baş­denet­çi, yet­kisini baş­denet­çivekiline dev­redebilir diyoruz.

Değer­li ar­kadaş­lar, bun­dan ön­ceki mad­deler­de, baş­denet­çi vekilinin nasıl seçileceğini burada beraber­ce karara bağ­lamış­tık; an­cak, bu konuda iki görüş var­dı. Birin­ci görüş, seçilen baş­denet­çinin, başom­budun ken­di vekilini tayin et­mesi yön­temiy­di. Diğeri de, en faz­la 10 olarak sınır­ladığımız baş­denet­çi yar­dım­cıları ve baş­denet­çiden oluşan 11 kişilik kurulun için­den seçim­le gel­mesiy­di. Ama, Mec­lis, baş­kan­lık sis­temine yakın bir tasar­ruf­ta bulun­du, baş­denet­çinin, vekilini de ken­disinin tayin et­mesi yet­kisini baş­denet­çiye ver­di.

Değer­li ar­kadaşım burada önem­li bir hususu ifade et­ti; acaba, bugüne kadar tar­tış­madığımız, bu saate kadar tar­tış­madığımız bir konuyu tar­tış­malı mıyız; ben­ce çok önem­li, acaba baş­denet­çiyi Cum­hur­baş­kanı mı seç­melidir konusu.

Sayın mil­let­vekilim, önerinizi tar­tışıyoruz...

Ben­ce üzerin­de durul­ması gereken öneriler­den birisidir.

Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; Cum­hur­baş­kan­lığı makamı, hepimizin bil­diği gibi, 82 Anayasasıy­la yeniden tan­zim edil­miş­tir. 82 Anayasası bir ih­tilal­le gel­diği için, Cum­hur­baş­kanına önem­li yet­kiler ver­miş­tir; ama, bun­dan ön­ce yürür­lük­te olan 1961 Anayasasın­da Cum­hur­baş­kanı yet­kileri, daha çok talikî yet­kiler­dir. Nedir bu talikî yet­kiler; yasaların bir daha görüşül­mesi konusun­da, görüş­lerini gerek­çelerin­de bil­direrek, Mec­lise tek­rar iade et­mek­tir. Biz, buna zayıf bir yet­ki diyoruz, talikî yet­ki diyoruz; yani, ikin­ci derece bir yet­kidir; ama, 82 Anayasasın­daki Sayın Cum­hur­baş­kanının yet­kileri, olağanüs­tü bir Anayasa ol­duğu için, daha da güç­len­diril­miş yet­kiler­dir. Özel­lik­le anayasal kurum­ların içeriğini oluş­turan makam­lar­daki seç­me yet­kileri, buna ben­zer yet­kiler, hakikaten, 61 Anayasası ile 82 Anayasasın­da çok ay­rı düzen­len­miş­tir. Ben­ce, eğer uy­gun görür­seniz, Sayın Cum­hur­baş­kanına da bu yet­kiyi verebiliriz.

As­lın­da, sizin ak­lınız­dan geçenin baş­kan­lık sis­temi ol­duğunu biliyorum. As­lın­da, Tür­kiye'de yarı baş­kan­lık sis­teminin uy­gulan­dığı da bel­lidir; ama, bu düşün­celer­le tar­tışalım der­seniz Cum­hur­baş­kanı konusunu da tar­tışabiliriz. Acaba, Tür­kiye'de presiden­tiel sis­tem gel­meli mi gel­memeli mi; yok­sa, Fran­sa'daki gibi yarı baş­kan­lık sis­temini denemeli miyiz, denememeli miyiz; bu, ay­rı bir tar­tış­ma, ay­rı bir yasa konusu.

Benim de 5 saniyem kal­dığı için süremi dol­dur­muş bulun­mak­tayım, umarım ileriki öner­geler­de bu konuyu da tar­tışırız.

Bu düşün­celer­le, Sayın Mec­lise say­gılarımı sunuyorum.

Teşek­kür ediyorum. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim Sayın Baratalı.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Diğer öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Açık­lama yap­ma yet­kisi" baş­lık­lı 23 ün­cü mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                                                                                  Bülent Baratalı (İz­mir) ve ar­kadaş­ları

Mad­de 23.- (1) Kurumun faaliyet­leri hak­kın­da açık­lamayı Baş­denet­çi yapar. An­cak, Baş­denet­çi bu yet­kisini Baş­denet­çivekiline dev­redebilir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU BAŞ­KAN­VEKİLİ MEH­MET AL­TAN KARAPAŞAOĞ­LU (Bur­sa) - Katılamıyoruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ÇEV­RE VE OR­MAN BAKANI OS­MAN PEPE (Kocaeli) - Katıl­mıyoruz Sayın Baş­kanım.

BAŞ­KAN - Gerek­çeyi okutuyorum.

Gerek­çe:

Tasarının 23 ün­cü mad­desinin daha an­laşılır hale getiril­mesi amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, birin­ci bölüm­de yer alan mad­delerin oy­lamaları tamam­lan­mış­tır.

Şim­di, ikin­ci bölümün görüş­melerine baş­lıyoruz.

İkin­ci bölüm, geçici 1 ile 4 ün­cü mad­deler dahil, 24 ile 41 in­ci mad­deleri kap­samak­tadır.

İkin­ci bölüm üzerin­de; Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu adına Kocaeli Mil­let­vekili Sayın İz­zet Çetin, Anavatan Par­tisi Grubu adına An­kara Mil­let­vekili Sayın Muzaf­fer Kur­tul­muşoğ­lu'nun söz talep­leri var­dır.

Şahıs­ları adına, Alaat­tin Büyük­kaya, İs­tan­bul; Mus­tafa Elitaş, Kay­seri; ay­nı an­da ver­miş­ler. Üçün­cü bir ar­kadaşımız vaz­geç­tiği için söz hak­kı bun­lara ait­tir. Diğer iki ar­kadaşımız daha var.

İlk söz, Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu adına, Kocaeli Mil­let­vekili Sayın İz­zet Çetin; buyurun. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

Süreniz 10 dakika.

CHP GRUBU ADINA İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekili ar­kadaş­larım; Kamu Denet­çiliği Kurumu temel Kanunu Tasarısının ikin­ci bölümü üzerin­de, Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu adına söz al­dım; şah­sım ve Par­tim adına hepinizi say­gıy­la selam­lıyorum.

Değer­li ar­kadaş­lar, hep söy­lenilegel­di; tabiî, 24 ün­cü mad­deden 41 in­ci mad­deye kadar, ek mad­deler­le bir­lik­te, mad­de baş­lık­larını say­sak epey­ce zaman alacak bir düzen­lemeler man­zumesini 10 dakikanın içerisin­de bütün olarak sun­maya çalışacağız.

Tabiî, kanun -bir kez daha tek­raren söy­lüyorum- yeteri kadar an­laşılabil­miş, tar­tışılabil­miş değil. Her şey­den ön­ce, neden Kamu Denet­çiliği Kurumu kuruyoruz sorusunun açık­lığa kavuş­ması gerekir. Böy­le bir ör­güt­len­me han­gi ih­tiyaç­tan doğ­muş­tur? Bu girişimi baş­latan temel güdü, hal­ka, yönetimi denet­lemede et­kin bir ek kanal aç­mak mıdır, yok­sa, Av­rupa Bir­liğine üye ül­keler­de var, biz­de de ol­sun man­tığıy­la bize dayatılan bir em­ri yerine getir­mek midir?

Değer­li ar­kadaş­larım, top­lum­sal yaşamın bel­li bir düzen için­de devamı için gerek­li hiz­met­leri sağ­lamak­la yüküm­lü olan kamu yönetiminin, bu iş­levi nedeniy­le ken­disine tanın­mış olan yet­kileri, hukuk kural­ları ve kamu yararına uy­gun, hal­kın bek­len­tilerini kar­şılar biçim­de kul­lan­ması, hukuk dev­letinin ve demok­ratik yaşamın bir gereğidir. Yönetimin her tür­lü ey­lem ve iş­leminin denetime açık ol­ması ve kamu gücünün amacı dışın­da kul­lanımına dayalı uy­gulamalar kar­şısın­da yurt­taş­ları koruyucu mekaniz­malar oluş­turul­ması, demok­ratik bir yönetim an­layışının baş­lıca un­sur­ların­dan biridir.

Bu an­lam­da, kamu denet­çiliği, her şey­den ön­ce idarenin daha iyi denet­lenebil­mesi amacıy­la kurul­muş bir dev­let kuruluşu. An­cak, bu kurumun kuruluş aşamasın­da geçireceği süreç çok önem­li. Keş­ke, bu kuruluşun oluşumunu ger­çek­leş­tirecek olan bu tasarı hal­ka an­latılabil­se, Mec­lis­te tar­tışılabil­se, bilim adam­larıy­la bir­lik­te, sem­poz­yum­lar­la, panel­ler­le top­lumu duyar­lı hale getirebil­sey­dik. Keş­ke, temel yasa olarak getir­mesey­diniz de, mad­deler­de, Cum­huriyet Halk Par­tisi olarak kar­şı çık­madığımız böy­le bir ih­tiyacın gideril­mesine biz de kat­kı verebil­sey­dik.

Değer­li ar­kadaş­lar, tabiî, bu bölüme bakacak olur­sak, hem per­sonele iliş­kin düzen­lemeler hem de çeşit­li hüküm­leri içeren bölüm­ler­den oluşuyor.

Şim­di, bu ikin­ci bölüme bak­tığımız zaman, per­sonelin nasıl alınacağı, atanacağı, per­sonelin hak­ları, yüküm­lülük­leri ve burada yasak­lar, ödev­ler gün­deme getiril­miş. Şim­di, bakıyoruz, özel­lik­le 28 in­ci mad­dede, per­sonelin malî ve sos­yal hak­larını düzen­leyen baş­lık­la, baş­denet­çi ve denet­çiler ve genel sek­reter hariç ol­mak üzere, kurum per­soneline, Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan­lara uy­gulanan malî ve sos­yal hak­ların verileceğini; 31 in­ci mad­dede de, Kurum­da çalışan­lara, faz­la çalış­ma üc­retini geç­memek üzere, baş­denet­çi tarafın­dan bir mik­tar üc­ret ödeneceğini ön­görüyoruz.

Demin ver­diğimiz öner­ge üzerin­de de söy­ledim. Daha kurulur­ken, kuruluş, eğer Tür­kiye'nin yer­leşik bürok­ratik mekaniz­malarına tes­lim olacak ise, eğer bu Kurum daha oluşur­ken per­soneli diğer kamu çalışan­ları gibi aç­lık ve yok­sul­luk sınırının arasına sıkış­tırılacak olur ise, bu Kurum­dan bek­lenen fay­danın sağ­lanabil­mesinin olanağı yok. Bunu siz de biliyor­sunuz ve kabul et­meniz gerekir.

Hatır­lar­sanız, taa 1980'ler­de "benim memurum işini bilir" fel­sefesi halen yürür­lük­te. O fel­sefe, Tür­kiye'yi bu nok­talara taşıyan bir fel­sefe. Şim­di, hem kamu denet­çiliği gibi bir Kurumu oluş­turacak­sınız hem o Kurum­da görev alan per­soneli bir­takım yasak­lar­la sınır­layacak­sınız; hem de dev­let memuruna ver­miş ol­duğunuz üc­ret­le aç­lık sınırına onu mah­kûm edecek­siniz ve oradan et­kin denetim ve et­kin verim sağ­layacak­sınız; bu müm­kün değil.

Tabiî, bun­dan daha önem­lisi, bu konuda yasak­lar var. Yasak­lara iliş­kin düzen­lemelere bak­tığımız zaman, 32 nci mad­dede, bun­ların görev­leri sebebiy­le her­han­gi bir şekil­de öğ­ren­dik­leri mes­lekî bil­gileri açık­layamamaları, ken­dilerinin veya baş­kalarının yararına bu bil­gileri kul­lan­maları yasak­tır. Bu doğ­rudur, ol­ması gereken bir kural; an­cak, görev­leri sona er­dik­ten son­ra bun­lar ne yapacak; yani, bakıyor­sunuz diğer Av­rupa ül­kelerin­de ya da dün­yanın değişik yer­lerin­deki uy­gulamalara; bu kamu denet­çiliği göreviy­le görev­len­dirilen kişiler, yaşam­larının sonuna kadar siyaset­le uğ­raşamaz­lar gibi ya da ticaret­le uğ­raşamaz­lar gibi kural­lar koyuluyor. Daha baş­tan bu kural­ları kabul eden, mes­lekî bil­gisinin ve kariyerinin son saf­hasına gel­miş, top­lum­da genel kabul gör­müş, söy­lediğine inanılan, güvenilen 1 kişi ya da 10 kişi, 11 kişi, kamu baş­denet­çisi ve denet­çileri. Şim­di, siz, böy­lesi bir göreve getir­diğiniz kişiyi, eğer, bir­takım yasak­lar­la daha baş­tan önünü kes­mez­seniz, bizim gibi geliş­mek­te olan ül­keler­de ya da -dilim var­mıyor söy­lemeye- geri kal­mış ül­keler­de, bu görev­ler siyasal amaç­lı da kul­lanılabilir, çıkar amaç­lı da kul­lanılabilir. Bunun al­tının çok iyi çizil­mesi ve bel­gelen­mesi gerekir.

Değer­li ar­kadaş­lar, tabiî, konu baş­lık­larına gir­mek bile müm­kün değil. Bir de, burada, özel­lik­le, üzerin­de dur­mak is­tediğim, iki konudan birisi, dokunul­maz­lık­lar konusu. Tür­kiye'de, bugün, geri kal­mış­lığın asıl neden­lerin­den bir tanesi de yol­suz­luk­lar­dır. Yol­suz­luk, hem yok­sul­luğu hem iş­siz­liği bes­liyor. Nedenine bak­tığımız zaman, al­tın­da, siyaset, ticaret, bürok­rasi iş­bir­liğine tanık oluyoruz. Şim­di, burada, biz, Mec­lis açıl­dığın­dan bugüne kadar, 3 Kasım seçim­leri ön­cesin­de gün­deme getir­diğimiz, Baş­bakan­la bir­lik­te Genel Baş­kanımızın getir­diği, dokunul­maz­lık­ların kal­dırıl­ması için her seferin­de, ay­lar­dır, yıl­lar­dır çaba sarf ediyoruz; ama, AKP Grubu olarak direniyor­sunuz. Bakan­larınızın, mil­let­vekil­lerinizin dokunul­maz­lık­ları konusun­da duyar­sız ol­duğunuz gibi, bizim mil­let­vekili ar­kadaş­larımızın "kal­dırın dokunul­maz­lık­larımızı" söy­lemine de ses­siz kalıyor­sunuz.

Şim­di, burada, bakan­lık­lar­da müs­teşar­ları bakan koruyacak; müs­teşar yar­dım­cılarını koruyacak; şim­di burada da, baş­denet­çi ve denet­çiler dokunul­maz­lık zır­hına bürünüyor.

Değer­li ar­kadaş­larım, böy­lesi say­gın bir kurum­da görev yapacak kişinin dokunul­maz­lık­la korun­maya kal­kışıl­ması, daha onun baş­tan yıp­ran­masına neden olacak­tır. Bu göreve gelen kişinin dokunul­maz­lığının ol­maması gerekir; bunun al­tını çizerek söy­lüyorum. Bu doğ­ru değil­dir, doğ­ru bir yak­laşım değil­dir.

Bir baş­ka husus -yine söy­lenecek çok şey var ama, diğer mad­deler­de geleceğim- özel­lik­le geçici mad­de 3'te diyor­sunuz ki: "İlk Baş­denet­çi ve denet­çilerin seçimi tamam­lan­dık­tan son­ra baş­denet­çi tarafın­dan dok­san gün için­de; bir defaya mah­sus ol­mak üzere ek (1) sayılı lis­tede yer alan Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man un­van­lı ser­best kad­ro adedinin yüz­de 50'sini geç­memek üzere, 25 ve 26 ncı mad­deler­deki şart­lar aran­madan, doğ­rudan atama yapılabilir." Nedir 25 ve 26 ncı mad­deler; Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man yar­dım­cılığı ve uz­man­lığı.

Değer­li ar­kadaş­lar, uz­man­lığı gerek­tiren bir konuda, daha kurum oluş­turulur­ken, sırf kad­rolaş­ma an­layışını buraya giz­leyerek, atanacak 34, 51 kişinin 25'ini, 26'sını, daha, bey­niniz­de var olan ulemalar­dan ya da tarikat şeyh­lerin­den atayarak bu Kurumun başına getirecek olur­sanız, daha bu Kurum doğ­madan ölecek­tir. (AK Par­ti sıraların­dan gürül­tüler) Bunun al­tını çizerek söy­lüyorum. Bu, doğ­ru bir yak­laşım değil­dir, bu doğ­ru değil­dir. Kad­rolaş­maya, daha burada, kurumu oluş­tur­madan el at­mış­sınız. Lüt­fen, bunun değiş­tiril­mesini is­tir­ham ediyorum. Bu doğ­ru bir yak­laşım olamaz.

Değer­li ar­kadaş­lar, yine, bakınız, bu Kurum­da görev yapan kişinin, ger­çek­ten bağım­sız, kim­seden emir al­mamış ol­ması gerekir. Şim­di, bu atamay­la il­gili hüküm­le bir­lik­te değer­len­dir­diğim zaman tüy­lerim ür­periyor. Bakınız bu, 6 Nisan tarih­li Mil­liyet Gazetesin­de, daha Danış­tay­daki olay ger­çek­leş­meden Baş­bakan, "Danış­tay­da bir­çok en­gel­le kar­şı kar­şıyayız. Bürok­ratik oligar­şiy­le uğ­raşıyoruz. Ya en­gel­leri aşacağız, ya bizi an­layan­la yürüyeceğiz" diyor. Şim­di, bunun­la bir­lik­te, siz, baş­denet­çi ve denet­çileri daha baş­tan, ulema ya da tarikat şeyh­lerin­den atayarak nereye var­maya çalışacak­sınız?! Lüt­fen, daha bu Kurumu doğ­madan öl­dür­meye yönelik girişim­ler­den vaz­geçiniz. Sizin, değer­li ar­kadaş­larım…

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Çetin, 1 dakika için­de konuş­manızı tamam­layınız.

Buyurun.

ÜNAL KACIR (İs­tan­bul) - Siz vehim­ler­den vaz geçin, vehim­ler­den!

ZEKİ KARABAYIR (Kars) - Senin kafan­dan birini atayalım, senin kafan­dan!

İZ­ZET ÇETİN (Devam­la) - Benim kafam­da değil, senin…

Bakın, burada "Baş­bakan, Danış­tay'dan rahat­sız." Danış­tay­da yar­gı karar­ları... Danış­tayın diyorum… Tür­kiye'de idarî yapı içerisin­de yar­gı karar­ları kesin­dir. (AK Par­ti sıraların­dan gürül­tüler) Kesin olan bir or­ganın kararına "ya en­gel­leri aşacağız ya bizi an­layan­la yürüyeceğiz" der­seniz, karar­ları kesin ol­mayan baş­denet­çi ve denet­çileri kim­ler­den atayacağınız açığa çıkıyor…(AK Par­ti sıraların­dan gürül­tüler)

ZEKİ KARABAYIR (Kars) - Senin, o, kırk yıl­lık zih­niyetin!..

İZ­ZET ÇETİN (Devam­la) - Senin zih­niyetin de ona çok uy­gun düşüyor! (AK Par­ti sıraların­dan gürül­tüler)

ZEKİ KARABAYIR (Kars) - Senin o ger­çek­leş­tir­meye çalış­tığın, 40 sene ev­vel­ki, 50 sene ev­vel­ki!..

İZ­ZET ÇETİN (Devam­la) - Senin zih­niyetin de ona çok uy­gun düşüyor!

Değer­li ar­kadaş­larım, daha doğ­madan ölü çıkacak bir kamu denet­çiliğini burada tar­tış­mak­tan, bu yasayı burada tar­tış­tır­mak­tan bunun için kaçıyor­sunuz. Eğer, bu konuların açığa çık­masını is­tiyor­sanız, mad­de mad­de açın, konuları daha derin­liğine tar­tışalım diyor, hepinizi say­gıy­la selam­lıyorum. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim Sayın Çetin.

Anavatan Grubu adına, An­kara Mil­let­vekili Muzaf­fer Kur­tul­muşoğ­lu…

Sayın Kur­tul­muşoğ­lu, buyurun efen­dim. (Anavatan Par­tisi sıraların­dan al­kış­lar)

ANAVATAN PAR­TİSİ GRUBU ADINA MUZAF­FER R. KUR­TUL­MUŞOĞ­LU (An­kara) - Sayın Baş­kan, sayın mil­let­vekil­leri; Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanunu Tasarısı hak­kın­da Anavatan Grubu adına söz al­mış bulun­mak­tayım; şah­sım ve Grubum adına Yüce Mec­lisi say­gıy­la selam­lıyorum.

"Bugün Kamu Denet­çiliği Kurumu bulun­mayan tek Av­rupa ül­kesi Tür­kiye'dir" sözü, ar­tık, bu kanun çık­tık­tan son­ra tarih olacak­tır. Bu sürecin an­lamını ve önemini iyi yorum­lamak ve an­lamak ül­kemizin in­san hak­ları ve demok­ratik denetim mekaniz­malarının iş­lemesi yönün­den önem­li bir adım olacak­tır. Ne kadar güzel bir şey! Ne zaman baş­lamış; taa, Os­man­lı zamanın­da baş­lamış. Av­rupalılar, bizi ör­nek al­mış. İs­tan­bul'a geliyor XII. nci Şarl, İs­tan­bul'da bunu görüyor -kadı sis­temini- götürüp, mem­leketin­de, om­buds­man­lık çıkarıyor ve on­dan son­ra da tüm Av­rupa ül­kelerin­de bu uy­gulanıyor. Tabiî ki, Av­rupa uyum yasalarına uy­mak için, geç de ol­sa, Tür­kiye, buna yeniden dön­mek mec­buriyetin­de kalıyor. Ne kadar güzel! Ne olur­du -ben şim­di söy­lüyorum- böy­le bir güzel kanunu, böy­le bir yasayı, muhalefet­le tar­tışarak getir­sey­dik; temel yasa yap­masay­dık ne olur­du acaba?! Burada ek­sik­leri yok mudur bu yasanın; el­bet­te var­dır. Bu, muhalefetin söy­leyeceği veya ek­leyeceği bir kelimeyi... Burada, kanun şah­sa çık­madığına göre, 73 mil­yon in­sanı il­gilen­dir­diğine göre ne kay­beder­dik?! İki gün­dür uğ­raşıyoruz, iki gün­dür uğ­raşıyoruz, her mad­dede de 2 tane öner­ge. Nedir bu?! Yani, size bir şey söy­lemiyor mu?!

ÜNAL KACIR (İs­tan­bul) - Ter­biyesiz­lik­tir bu!

MUZAF­FER R.KUR­TUL­MUŞOĞ­LU (Devam­la) - Siz bunu yapar­sanız, muhalefet de diyor ki: "Ben bunu yaparım." Sonuç­ta kime oluyor?!

AFİF DEMİR­KIRAN (Bat­man) - Mil­lete…

MUZAF­FER R.KUR­TUL­MUŞOĞ­LU (Devam­la) - Sonuç­ta, ül­keye oluyor zarar.

Ben, burada, om­buds­man­lığın, il­kön­ce Mec­lise lazım ol­duğunu düşünüyorum; çün­kü, bir araya gelemiyor­sunuz. Yan yana gelip, grup baş­kan­vekil­leri, bu yasaları yapar­ken, ek­sisiy­le ar­tısıy­la bir araya gel­seler de, on­dan son­ra, burada, bu Mec­lis­te tar­tış­mayı yap­sak, ek­sik­lerimizi burada tamam­lasak kötü mü olur­du?! (Anavatan Par­tisi sıraların­dan al­kış­lar) Nedir vazife, yani, nedir yap­mak is­tediğiniz?!

Evet, burada şunu öğ­ren­dim: Üç­buçuk senedir, birileri gelir bu kür­süde konuşur, hiç kim­se din­lemez, yani, din­ler gözükür. Acaba bir şey alır mıyım diye de... Hiç de ders alın­maz.

Sev­gili ar­kadaş­larım, şunu söy­leyeyim: Bu yasa ül­kemize gerek­li idi ve gereğine de inanıyorum. Yal­nız, siz, ne söy­ler­seniz söy­leyin, gerek muhalefet olarak gerek İk­tidar olarak, ben, uz­laş­madan yanayım. Ben, bu kanunun, sadece İk­tidarın kanunu ol­duğuna inan­mıyorum.

Ne olur… Muhalefet­ten "ek­sik­ler var..." Muhalefet ne diyor öner­gelerin­de, bakıyorum: Efen­dim, şuraya bir vir­gül koyalım; koyalım, ne olacak… Demek ki, değişiyor orada bir şey. Bu kadar, iki gün­dür, bir­buçuk gün­dür öner­ge veril­di. Yani, bu öner­gelerin için­de, bu muhalefetin söy­lediğin­de bir tane de mi doğ­ru yok­tu?! (AK Par­ti sıraların­dan "yok, yok" ses­leri) Yani, bir tane de mi doğ­ru yok­tu ya?! (Anavatan Par­tisi sıraların­dan al­kış­lar)

Sev­gili ar­kadaş­larım, bu gemide hepimiz varız. Bu gemi bat­tığı an, su al­dığı an hepimiz bir­den bat­tığına göre; eğer, bu gemi güzel yüzer­se, hepimiz mut­lu olacağımıza göre ül­ke olarak...

Ben, yine söy­lüyorum: İk­tidar, bazı şey­ler­de, biraz daha mah­cup dav­ran­ması lazım. İk­tidarı göl­gelemek değil, grup baş­kan­vekilini göl­gelemek değil veya söy­lemek değil; ama, bir şey söy­lüyorum: İk­tidar grup baş­kan­vekil­lerinin, bir şey öneril­diğin­de, doğ­ru mudur yan­lış mıdır diye biraz bak­masın­da yarar var­dır diye düşünüyorum.

Sev­gili ar­kadaş­larım, tabiî ki bu yasa çıkacak. Bu yasanın eğitici et­kisi olacak. Bugün bir­çok ül­kede, in­san hak­larının korun­ması alanın­da temel sorun, pozitif hukuk­taki ek­sik­lik değil, pozitif hukukun uy­gulan­masın­daki bir ek­sik­lik­ten­dir. Yurt­taş­ların bir­çoğu ya pozitif hukukun ken­dilerine tanıdığı hak­lar­dan haber­dar değil ya da bu hak­ların korun­ması mekaniz­malarını bil­memek­tedir. İş­te, bu neden­le, kamu denet­çiliği, top­lumun hak­larını korumada ve kul­lan­mada bilinç­li dav­ran­maları için, mut­laka, bir eğitim sürecin­den geç­mesi lazım­dır diye düşünüyorum.

İkin­ci olarak da, bu yasanın, cay­dırıcı et­kisi ol­ması lazım diye düşünüyorum. İdarenin denet­len­mesinin tek yolu, kamu denet­çiliği değil­dir. İdare, idarî denetim, Par­lamen­to denetimi, kamuoyu denetimi ve yar­gısal denetim yol­larıy­la denet­len­mek­tedir. Güç­lü ve et­kin bir kamu denet­çiliğinin yaratabileceği cay­dırıcı et­ki, sorun­ları, daha doğ­madan or­tadan kal­dıracağı için, diğer tüm et­kiler­den daha önem­lidir diye düşünüyorum.

Üçün­cüsü de, bu yasanın, kamu yönetimini iyileş­tirici et­kisi olarak görül­mek­tedir. Kamu denet­çiliğinin, eğitici ve cay­dırıcı et­kilerinin yanın­da, kamu yönetimini iyileş­tirici et­kisin­den de söz et­mek müm­kün­dür. Kamu yöneticileri, hazır­layacağı rapor­lar­la ve idarenin is­teği üzerine vereceği görüş­ler­le, in­san hak­larına say­gılı bir kamu yönetiminin han­gi kural­lara tabi ol­ması gerek­tiğini idareye bil­direcek ve bu yön­de de bir uy­gulamanın geliş­mesine kat­kıda bulunacak­tır. Tabiî ki, düzel­tici et­kileri de var­dır bun­ların kuş­kusuz ki.

Keş­ke, bu yasaların, bu kadar… Bu yasanın 4 tane et­kisi ol­duğuna göre, is­ter beğenir is­ter beğen­mez İk­tidar Grubu ar­kadaş­larım; ama, bir şey­ler alabil­se sev­gili grup baş­kan­vekili ar­kadaş­larım, burada muhalefetin önereceği önerileri kabul et­melerin­de bu yasanın daha iyi çıkacağını zan­nediyor­dum; ama, ol­madı. Ben yine söy­lüyorum; bun­dan son­ra ol­sun sayın grup baş­kan­vekil­leri, hele İk­tidar Grubu Grup Baş­kan­vekili, ben yap­tım yok… Sen, bu muhalefet­te bulun­dun, muhalefet­tey­ken de biliyoruz biz senin halini, Sayın Grup Baş­kan­vekili; ama, İk­tidara gel­diğin­de, o yap­tık­larının hep­sini unutuver­din, burada muhalefeti de unutuver­din! Yap­mayın bun­ları. Bu, ül­keye zarar veriyor; bu, bize zarar veriyor; bu, top­luma zarar veriyor. Ben, yine söy­lüyorum.

Sayın Kapusuz, gülüyor­sun ama, ben baş­hekim­ken, senin, devam­lı, elin­de Mec­lis İç­tüzüğüy­le buraya gel­diğini biliyorum, muhalefet­tey­ken. O gün­lerini unut­tun, şim­di, burada, devam­lı, her dediğim olur deyip… Çalışan bir ar­kadaşım­sın; ama, yan­lış yapıyor­sunuz diye düşünüyorum.

Beni din­lediğiniz için, sab­rınıza teşek­kür ediyorum, hepinize say­gılar sunuyorum. (Anavatan Par­tisi sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim Sayın Kur­tul­muşoğ­lu.

Şah­sı adına İs­tan­bul Mil­let­vekili Alaat­tin Büyük­kaya.

Buyurun Sayın Büyük­kaya.(AK Par­ti sıraların­dan al­kış­lar)

Süreniz 5 dakika.

ALAAT­TİN BÜYÜK­KAYA (İs­tan­bul) - Sayın Baş­kan, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin çok değer­li üyeleri; Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanununun ikin­ci bölümü üzerin­de şah­sım adına söz al­mış bulunuyorum; söz­lerime baş­lamadan ön­ce, hepinizi say­gıy­la selam­larım.

Evet, hepimizin ak­lın­dan geçen bir soru var: Birey­ler dev­let için mi, dev­let birey­ler için mi? Sanıyorum, bugünün dün­yasın­da ve Tür­kiyesin­de sor­mamız gereken en önem­li soru bu. Eğer biz­ler sadece dev­let için­sek, o zaman, geç­miş­teki man­tık ay­nen devam ediyor demek­tir; ama, biz­ler, dev­let, esas olarak, fert­lerin, birey­lerin hukukunu koruyan bir or­ganizas­yon­dur diyor­sak, fark­lı bir düşün­ce için­deyiz. Dün­yanın gel­diği bugün­kü düzen­de ve bugün­kü an­layış­ta, dev­let fert­ler için, onun hukukunu korumak zorun­da; an­cak, açık­ça söy­lemeliyim ki, Tür­kiye'de, hâlâ, biz, fert­leri, hal­kın hukukunu koruyan hüküm­ler­den çok, acaba dev­letin hukukunu burada nasıl koruruzun peşin­de oluyoruz ve çıkar­dığımız bir­çok yasada da maalesef, bu hususu daha çok önp­lana çıkarıyoruz.

O hal­de, bizim bu yeni getir­diğimiz sis­tem­le -ki, bunun geç­mişi Türk­ler­de var- bu düzen, ilk defa, hal­kın hukukunu, dev­lete kar­şı hal­kın hukukunu koruma nok­tasın­daki ilk uy­gulama dün­yada Türk­ler­de, Os­man­lı dönemin­de. Demok­rasiye geç­tik cum­huriyet­le bir­lik­te. O hal­de, biz de           -geç­mişimiz­deki bu sis­temi, bugün, Batı uy­guluyor ve başarıy­la uy­guluyor- şim­di diyoruz ki, acaba hal­kın hukukunu koruyacak yeni bir düzen kurabilir miyiz. İş­te getir­diğimiz yasay­la diyoruz ki, hal­kın hukukunu korumak üzere, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi adına çalışacak bir teş­kilat kuralım. Bunun adına Kamu Denet­çiliği Kurumu diyoruz. Bun­lar, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi adına hal­kın dilek­lerini, hal­kın talep­lerini, uy­gulamayı tayin edecek­ler ve gelen şikâyet­leri, daha son­raki, dev­letin uy­gulamalarını belir­lemek nok­tasın­da düzen­leyici bir çalış­ma için­de olacak­lar. Bel­ki doğ­rudan yap­tırım yet­kileri ol­mayacak; ama, getirecek­leri önerileriy­le, dev­letin çalış­ma sis­teminin ve halk ile dev­let arasın­daki iliş­kilerin daha demok­rat, daha bağım­sız, hal­kın hukukunu koruyacak tarz­da düzen­len­mesine yar­dım­cı olacak bir çalış­ma için­de olunacak.

Evet, bugüne kadar, her­kes, hal­kın hukukunu savun­duğunu söy­lüyor­du; an­cak, biz, hal­kın hukukunu doğ­rudan doğ­ruya koruyacak yasayı getir­miş durum­dayız ve bu yasay­la, Tür­kiye'de, cum­huriyet dönemin­de bir il­ke im­za atıyoruz.

Diyoruz ki, bu yasay­la, ar­tık, bun­dan son­ra hal­kın da savunucusu var, onun da avukatı var, onun da, koruyacak -ki, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi- mil­let adına karar veren bu kurum­da, hal­kın dilek­lerini din­leyecek, onu, dev­letin, bürok­ratın yan­lış­larına kar­şı koruyacak bir sis­temi tesis ediyoruz. Ül­kemize, mil­letimize hayır­lı ol­sun.

İnanıyorum ki, bu uy­gulamay­la yeniden tarihimiz­le buluşuyor, tarihimiz­le de barışıyoruz.

Hepinize say­gılar sunarım.

Teşek­kür ediyorum. (AK Par­ti sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim Sayın Büyük­kaya.

Şah­sı adına ikin­ci konuş­macı Kay­seri Mil­let­vekili Mus­tafa Elitaş.

Sayın Elitaş, buyurun.

MUS­TAFA ELİTAŞ (Kay­seri) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; hepinizi say­gıy­la selam­lıyorum.

Değer­li ar­kadaş­lar, vatan­daş­lar ile dev­let idaresi arasın­da, muhak­kak ki çeşit­li zaman­lar içerisin­de uz­laş­maz­lık, an­laş­maz­lık­lar or­taya çıkabilir. Bu uz­laş­maz­lık ve an­laş­maz­lık­ların gideril­mesi için vatan­daşın müracaat edebileceği çeşit­li yol­lar var, yön­tem­ler var; ama, süre çok uzadığın­dan dolayı, bu yön­tem­lerin ve yol­ların, vatan­daşın lehine ve zamanın­da yapıl­madığın­dan dolayı sıkın­tılar or­taya çık­tığını hep beraber biliyoruz. Bunun için, yıl­lar itibariy­le, kül­türümüz­de de olan, akil kişilerin belir­li konular­daki yap­tık­ları görüş­ler çer­çevesin­de, in­san­ları uz­laş­tır­ma maharetiy­le yap­tık­ları önem­li bir mües­sese var­dı. İş­te, biz, bu mües­seseyi yasal hale getirerek, bir manada, hal­kın avukatı diyebileceğimiz, om­buds­man diye tanım­layabileceğimiz kamu baş­denet­çileri yasasını, burada, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisin­de, in­şal­lah, değer­li mil­let­vekili ar­kadaş­larımızın yap­tığı kat­kılar çer­çevesin­de ve vereceğimiz oy­lar sayesin­de yasalaş­tıracağız diye ümit ediyorum.

Bu yasanın özün­de bel­li; tanım­lar kıs­mın­da zaten sayıl­mış, kamu denet­çilerinin görev­lerinin ne ol­duğu da tek tek ifade edil­miş. Bu ifadede, kamu idaresinin kim­ler ol­duğu tanım­lan­mış ve kafalar­da is­tif­ham bırak­mayacak şekil­de or­taya konul­muş. Vatan­daş­lar, ön­celik­le, ken­dileri ile idare arasın­da or­taya çıkan sıkın­tıları, bu Kuruma müracaat ederek, benim işimi hal­ledin ve benim işimi hal­let­mek için çözüm yol­ları gös­terin diye müracaat ediyor. Kamu Denet­çiliği Kurumu, uz­man­lar vasıtasıy­la bun­ları in­celeyerek, vatan­daşa, nereye müracaat edeceğine dair yol, yön­tem gös­ter­mesi vazifesini gös­teriyor. Bu süreç içerisin­de, vatan­daşın dava hak­kı sak­lı kal­mak üzere, Kamu Denet­çiliği Kurumu, il­gili kurum­lara görüş­lerini bil­direrek, şu şekil­de, vatan­daşın hak­lı veya hak­sız ol­duğunu ifade ederek, bu şekil­de düzen­leme yapıl­ması yönün­de tel­kin­ler­de bulunuyor. Bunun, ger­çek­ten, Tür­kiye'deki dava aşamasını olum­lu yön­de et­kileyecek, in­san­ların bir­bir­leriy­le, in­san­ların idarey­le olan uyuş­maz­lık­larını hız­lı bir şekil­de çöz­meye yönelik bir düzen­leme ol­duğunu düşünüyorum.

As­lın­da, komis­yon­lar­da bu konuyu tar­tış­tığımız zaman, bir iki mad­de üzerin­de olum­suz görüş beyan eden ar­kadaş­larımız var­dı muhalefet tarafın­dan. Özel­lik­le olum­suz görüş beyan et­tik­leri kısım, kamu denet­çileri ile baş­denet­çinin seçimi şek­lin­dey­di. Ar­kadaş­larımızın tek­lifi, kamu denet­çiliği seçiminin Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin üye tam­sayısının üç­te 2 çoğun­luk­la ol­ması yönün­deki ıs­rar­larıy­dı. Biz de buna şu şekil­de itiraz et­tik; dedik ki: Cum­hur­baş­kan­lığı seçimi salt çoğun­luk­la ger­çek­leşiyor, Mec­lis Baş­kanı seçimi dör­dün­cü tur­da en faz­la oy alan aday Mec­lis Baş­kanı olarak seçiliyor, kamu baş­denet­çisinin seçimi de Mec­lis Baş­kan­lığı seçimine paralel bir düzen­lemey­le yapılıyor. Muh­temelen, inanıyorum ki, ar­kadaş­larımız da her­hal­de bizim bu görüş­lerimiz konusun­da uy­gun görüş beyan edecek­ler­dir diye ümit ediyorum. Baş­ka bir konuda da pek faz­la prob­lemimiz, ıs­rarımız ol­mamış­tı; ama, Tür­kiye'de ilk defa, Av­rupa'nın 120 ül­kesin­de, dün­yanın 120 ül­kesin­de uy­gulanan bir sis­temi Tür­kiye'de ilk defa yasal hale getir­diğimiz bir düzen­leme çer­çevesin­de muhalefetin en­gel­leme çalış­malarının pek uy­gun ol­madığı kanaatin­deyim. İn­şal­lah, grup­lar bir araya gelip, en­gel­lemeyi or­tadan kal­dırıp, hal­kımızın bek­lediği bu yasal düzen­lemeyi bir an ön­ce yasalaş­tırarak Kamu Denet­çiliği Kurumunu hayata geçirecek­ler­dir diye ümit ediyorum.

Bu yasanın Türk Mil­letine hayır­lı, uğur­lu ol­masını temen­ni ediyor, say­gılar sunuyorum. (AK Par­ti sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim Sayın Elitaş.

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, görüş­meler tamam­lan­mış­tır.

İç­tüzüğün 72 nci mad­desine göre veril­miş olan 1 öner­ge var­dır. Öner­geyi ön­ce okuyacağım, son­ra işaret oyuna baş­vuracağım Genel Kurulun. Eğer, Genel Kurul işaret oy­lamasıy­la bu öner­geyi kabul eder­se      -görüş­melerin yeter­li ol­madığına dair, devam et­mesine dair bir öner­gedir- o zaman, görüş­melere, tek­rar, kal­dığımız yer­den devam edeceğiz.

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) - Sayın Baş­kan, öner­ge sahibine söz ver­meyecek misiniz öner­gesini an­lat­ması için?

BAŞ­KAN - Hayır. "Görüş­mesiz olarak" diye açık ifade var.

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) - Kaçın­cı mad­de efen­dim?

BAŞ­KAN - 72 nci mad­deyi okur­sanız "görüş­mek­sizin" ifadesi var.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Sayın Baş­kan, yan­lış…

BAŞ­KAN - "Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı tasarının ikin­ci bölümü üzerin­deki görüş­meler tat­min edici olamamış­tır.

Bu neden­le, İç­tüzüğün 72 nci mad­desi uyarın­ca görüş­melere devam edil­mesini arz ederim.

                                                                                                              Mus­tafa Öz­yürek

                                                                                                                     Mer­sin"

Evet, buradaki İç­tüzüğün amir hük­mü açık ve uy­gulama da hep bu şekil­de ol­muş­tur.

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) - Neresi açık efen­dim?! "Görüş­mesiz" lafı nerede var efen­dim?!

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Sayın Baş­kan, yan­lış yorum­luyor­sunuz…

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) -  Nerede var Sayın Baş­kan?!.

MUS­TAFA ÖZ­YÜREK (Mer­sin) - Baş­ka bir mad­de okuyor­sunuz.

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) - "Görüş­mesiz" nerede diyor?! Fark­lı şey­ler mi var elimiz­de?!

BAŞ­KAN - Evet, şu ana kadar­ki Mec­lis­te uy­gulamaların hep­si bu şekil­de tesis et­miş­tir.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Sayın Baş­kanım, 72 nci mad­deyi lüt­fen bir daha okuyalım.

BAŞ­KAN - Sayın Kan­doğan, tar­tış­maya hiç gerek yok.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Hayır, orada "görüş­mesiz" diye bir ibare yok Sayın Baş­kanım.

BAŞ­KAN - Yerinize oturunuz… Baş­kan­lık Divanının bu husus­taki görüşü net­tir. Uy­gulamalar da hep bu şekil­de ol­muş­tur.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Hayır efen­dim... Bir kişi öner­ge ver­miş­se, o öner­gesinin lehin­de konuş­ma hak­kı var­dır. Burada, lüt­fen, bir­lik­te, tek­rar okuyalım…

BAŞ­KAN - Hayır; bir­lik­te okumaya gerek yok.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - "…öner­ge veril­miş ve bu öner­ge de Genel Kurulun işaret oyuy­la kabul edil­miş ise…"

BAŞ­KAN - Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım…

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Siz, oy­lamaya geç­meden, ön­ce öner­ge sahibini burada konuş­tur­mak durumun­dasınız.

BAŞ­KAN - Efen­dim, sizin yorum­larınız­la burayı yönet­me im­kânımız yok­tur Sayın Kan­doğan.

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) - Uy­gulamanız yan­lış­tır. Tutumunuz hak­kın­da söz is­tiyorum

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Hayır, ben… 72 nci mad­de çok açık…

BAŞ­KAN - Lüt­fen, yerinize oturunuz. Yıl­lar­dır bu Mec­lisin teamülün­deki uy­gulamalar böy­le ol­muş­tur.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Hayır efen­dim... Öner­ge sahibi görüşünü açık­lamaz mı?!

BAŞ­KAN - Efen­dim, siz ilk defa gel­miş­seniz, bil­memiş­seniz, bir şey yok. Bakın, burada, mil­let­vekil­liği yap­mış, bakan­lık yap­mış olan ar­kadaş­larımız var; buyurun, sorun.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Siz de ilk defa geliyor­sunuz Sayın Baş­kan, ben ilk defa gel­miş­sem siz de ilk defa gel­diniz buraya.

BAŞ­KAN - Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum…

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) - Tutumunuz hak­kın­da söz is­tiyorum Sayın Baş­kan.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Sayın Baş­kan…

BAŞ­KAN - Efen­dim…

ÜNAL KACIR (İs­tan­bul) - Sayın Baş­kan, lüt­fen devam edin…

BAŞ­KAN - Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler…

MUS­TAFA ÖZ­YÜREK (Mer­sin) -  Böy­le bir usul yok Sayın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Öner­ge kabul edil­memiş­tir, görüş­meler yeter­li bulun­muş­tur.

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) - Yan­lış bir uy­gulama yapıyor­sunuz…

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, saat 19.10'da top­lan­mak üzere, bir­leşime ara veriyorum

                                                                                                                                                Kapanma Saati : 18.35

 

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 19.18

BAŞKAN: Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin 116 ncı Bir­leşiminin Beşin­ci Oturumunu açıyorum.

1206 sıra sayılı kanun tasarısının görüş­melerine kal­dığımız yer­den devam edeceğiz.

III. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

6.- Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ve Av­rupa Bir­liği Uyum ile Plan ve Büt­çe Komis­yon­ları Rapor­ları (1/1158) (S. Sayısı: 1206) (Devam)

BAŞ­KAN - Komis­yon ve Hükümet yerin­de.

Tasarının ikin­ci bölümü üzerin­deki konuş­malar tamam­lan­mış­tır.

DÖR­DÜN­CÜ BÖLÜM

Per­sonele İliş­kin Hüküm­ler

Genel Sek­reter

Mad­de 24-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 2 adet öner­ge var­dır; öner­geleri okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Genel Sek­reter" baş­lık­lı 24 ün­cü mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Bay­ram Meral

Er­dal Karademir

 

 

İz­mir

An­kara

İz­mir

 

İz­zet Çetin

Üm­met Kan­doğan

M. Mesut Özak­can

 

Kocaeli

Deniz­li

Ay­dın

 

A. Kemal Kum­kumoğ­lu

 

A. Kemal Deveciler

 

İs­tan­bul

 

Balıkesir

MAD­DE 24- (1) Genel Sek­reter, en az dört yıl­lık yük­seköğ­retim kurumu mezunu, 14/7/1965 tarih­li ve 657 sayılı Dev­let Memur­ları Kanununa tâbi görev­ler­de on yıl hiz­meti bulunan ve ay­nı Kanunun 48 in­ci mad­desin­de yazılı şart­ları taşıyan­lar arasın­dan Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Genel Sek­reter, Kurumun har­cama yet­kilisidir. Malî iş ve hiz­met­ler malî hiz­met­ler birimi aracılığıy­la yürütülür.

BAŞ­KAN - Diğer öner­geyi okutup iş­leme alacağım.

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Genel Sek­reter" baş­lık­lı 24 ün­cü mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Tür­kân Miçooğul­ları

İz­zet Çetin

 

 

İz­mir

İz­mir

Kocaeli

 

Kemal Kılıç­daroğ­lu

Al­gan Hacaloğ­lu

Bay­ram Meral

 

İs­tan­bul

İs­tan­bul

An­kara

(A) (1) Genel Sek­reter, en az dört yıl­lık yük­seköğ­retim kurumu mezunu, 14/7/1965 tarih­li ve 657 sayılı Dev­let Memur­ları Kanununa tabi görev­ler­de on yıl hiz­meti bulunan ve ay­nı Kanunun 48 in­ci mad­desin­de yazılı şart­lara sahip olan­lar arasın­dan Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Genel Sek­reter, Kurumun har­cama yet­kilisidir. Malî iş ve hiz­met­ler malî hiz­met­ler birimi eliy­le yürütülür.

(B) (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanabil­mek için, Dev­let Memur­ları Kanununun 48 in­ci mad­desin­de sayılan genel şart­lar yanın­da aşağıdaki nitelik­ler de aranır:

a) En az dört yıl­lık eğitim veren hukuk, siyasal bil­giler, ik­tisadî ve idarî bilim­ler, ik­tisat ve iş­let­me fakül­telerin­den veya bun­lara denk­liği kabul edil­miş yaban­cı öğ­retim kurum­ların­dan mezun ol­mak,

b) Yapılacak giriş sınavın­da başarılı ol­mak,

c) Sınavın yapıl­dığı yılın ocak ayının ilk günün­de otuz beş yaşını dol­dur­mamış ol­mak.

 (C) (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanan­lar, en az üç yıl çalış­mak ve olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la açılacak yeter­lik sınavına gir­meye hak kazanır­lar. Sınav­da başarılı olan­lar, Kamu Per­soneli Yaban­cı Dil Bil­gisi Seviye Tes­pit Sınavın­da en az (C) düzeyin­de puan veya ulus­lararası kabul gör­müş yaban­cı dil seviye tes­pit sınav­ların­dan bu puana denk puan al­mış ol­mak şar­tıy­la Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­vanını alır­lar. Sınav­da başarılı olamayan­lar, is­tek­leri halin­de kurumun­da veya Dev­let Per­sonel Baş­kan­lığın­ca diğer kamu kurum ve kuruluş­ların­da uy­gun kad­rolara atanır­lar.

(2) Uzman yardımcılarının mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri ve yeterlik sınavının şekli ile uzman ve uzman yardımcılarının görev, yetki ve çalışmalarına ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir.

 (D) (1) Per­sonel, Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Uz­man ve uz­man yar­dım­cısı dışın­daki per­sonelin atan­ması, nak­len veya Kamu Per­soneli Seç­me Sınavını kazanan­lar arasın­dan yapılır.

(E) (1) Baş­denet­çi, denet­çiler ve Genel Sek­reter hariç ol­mak üzere Kurum per­soneline Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan­lara uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(2) Genel Sek­retere Baş­bakan­lık­taki genel müdür­lere uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(F) (1) Mer­kezî yönetim kap­samın­daki kamu idarelerin­de, sos­yal güven­lik kurum­ların­da, mahal­lî idareler­de, mahal­lî idarelerin bağ­lı idarelerin­de, mahal­lî idare bir­lik­lerin­de, döner ser­mayeli kuruluş­lar­da, kanun­lar­la kurulan fon­lar­da, kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluş­lar­da, ser­mayesinin yüz­de el­lisin­den faz­lası kamuya ait kuruluş­lar­da, ik­tisadî dev­let teşek­kül­leri ve kamu ik­tisadî kuruluş­ları ile bun­lara bağ­lı or­tak­lık­lar ve mües­seseler­de çalışan­lar (hâkim­ler ve sav­cılar hariç), kurum­larının iz­ni ile uz­man­lık gerek­tiren iş­ler­de görev­len­dirilebilir­ler. Bu şekil­de yapılan görev­len­dir­menin süresi al­tı ayı geçemez. An­cak ih­tiyaç halin­de bu süre üç ay daha uzatılabilir. Kurumun bu konudaki talep­leri, il­gili kurum ve kuruluş­lar­ca ön­celik­le sonuç­lan­dırılır. Bu şekil­de görev­len­dirilen per­sonel, kurum­ların­dan ay­lık­lı izin­li sayılır. İzin­li ol­duk­ları sürece memuriyet­leri ile il­gileri ve öz­lük hak­ları devam et­tiği gibi, bu süreler yük­sel­me ve emek­lilik­lerin­de de hesaba katılır. Yük­sel­meleri baş­kaca bir iş­leme gerek duyul­madan süresin­de yapılır.

(G) (1) Kurumun gelir­leri şun­lar­dır:

a) Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi büt­çesine bu amaç­la konulacak ödenek,

b) Diğer gelir­ler.

(H) (1) Kurumun büt­çe ve har­cama esas ve usul­leri 10/12/2003 tarih­li ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kon­trol Kanunu hüküm­lerine tabidir.

(2) 5018 sayılı Kanuna ek­li (II) Sayılı Cet­velin B) Özel Büt­çeli Diğer İdareler bölümüne "29- Kamu Denet­çiliği Kurumu" ibaresi ek­len­miş­tir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU BAŞ­KANI SAİT AÇ­BA (Af­yon­karahisar) - Katılamıyoruz Sayın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Gerek­çeyi okutuyorum:

Gerek­çe:

Kanunun hüküm­leri arasın­da uyum sağ­lan­ması amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Diğer öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Genel Sek­reter" baş­lık­lı 24 ün­cü mad­desinin aşağıdaki şekil­deki değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                                                                         Üm­met Kan­doğan (Deniz­li) ve ar­kadaş­ları

Mad­de 24- (1) Genel Sek­reter, en az dört yıl­lık yük­seköğ­retim kurumu mezunu, 14/7/1965 tarih­li ve 657 sayılı Dev­let Memur­ları Kanununa tabi görev­ler­de on yıl hiz­meti bulunan ve ay­nı Kanunun 48 in­ci mad­desin­de yazılı şart­ları taşıyan­lar arasın­dan Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Genel Sek­reter, Kurumun har­cama yet­kilisidir. Malî iş ve hiz­met­ler malî hiz­met­ler birimi aracılığıy­la yürütülür.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU BAŞ­KANI SAİT AÇ­BA (Af­yon­karahisar) - Katılamıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

Buyurun Sayın Kan­doğan.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; siz­leri say­gıy­la selam­lıyorum.

Çok önem­li bir kanun tasarısını görüşüyoruz; an­cak, ön­ceki oturum­da, birin­ci bölüm­le il­gili olarak veril­miş olan bir öner­genin, Sayın Baş­kanın bir        tutumuy­la, öner­ge sahibi konuş­turul­madan oy­lamay­la red­dedil­miş ol­masının doğ­ru ol­madığı inan­cın­dayım. Sayın Baş­kan bunu söy­ler­ken, bana dönerek, Mec­lis­te ilk defa bulun­duğumu, o neden­le bu konuda görüş bil­dir­memin çok sağ­lık­lı ol­madığını, geç­miş dönem­ler­de değişik uy­gulamalar yapıl­dığını ifade et­ti.

Sayın Baş­kanım, ben Mec­lis­te ilk defa bulunuyorum, siz de ilk defa bulunuyor­sunuz. Siz, geç­miş­te, bir Mec­lis Baş­kan­vekilinin uy­gulamış ol­duğu; ama, doğ­ruluğu her zaman tar­tışılabilecek olan bir uy­gulamayı em­sal kabul ederek bu dönem­deki Mec­lis­te de uy­gular­sanız, bunun çok sağ­lık­lı ol­madığı inan­cın­dayım; çün­kü, bakınız, 89 un­cu mad­dede, görüş­mesiz oy­lama yapıl­ma meselesi bir is­tis­naî durum­dur, as­lolan öner­ge sahip­lerinin konuş­masıdır; kanunu koyucu, bunu bu şekil­de değer­len­dir­miş­tir. Bakın, 89 un­cu mad­dede, bir  hususu belir­ler­ken "Bu is­tem Danış­ma Kurulunun görüşü alın­dık­tan son­ra Genel Kurul­ca, görüş­mesiz…" Açık bir ibarey­le "görüş­mesiz" yapılacağı söy­len­miş­tir. Şim­di, 72 nci mad­deye göre bir öner­ge veril­miş­tir. O öner­ge, görüş­melerin tam ve yeter­li ol­madığı yolun­da bir öner­gedir ve ben bu öner­geye de gönül­den katılıyorum. Niye; bakınız, dün ak­şam burada çok değişik öner­geler veril­di. Ben, Sayın Adalet Bakanımızın hukuk­la il­gili, kanun tek­niğiy­le il­gili bil­gilerine son derece say­gı duyuyorum; ama, Sayın Adalet Bakanımız, dün ak­şam, orada, veril­miş olan bütün öner­gelere "katılıyorum" dedi. Ben tered­düte düş­tüm. Hukuk bil­gisi son derece geniş ve en­gin bir hukuk bil­gisi olan Adalet Bakanımız, verilen öner­gelere "katılıyorum" dedi.

MUS­TAFA ELİTAŞ (Kay­seri) - Genel Kurulun kararı…

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) -  Bu kanun tasarısını Plan ve Büt­çe Komis­yonun­dan getiren ar­kadaş­larımız­dan burada il­gili ar­kadaşımız da "katılıyorum" dedi ve ben şaşır­dım. Yani, Sayın Adalet Bakanımız, bu kadar en­gin hukuk bil­gisiy­le verilen öner­gelere katılıyor; ama, buradan ret çıkıyor. Say­gı duyuyorum buraya da…

AGÂH KAF­KAS (Çorum) - Say­gı duy­mak zorun­dasın.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Hayır; say­gı duyuyorum buranın oy­larına; ama…

AH­MET YENİ (Sam­sun) - Genel Kurul var burada.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Evet, Genel Kurul var; ama, Sayın Kapusuz da dün ak­şam dedi ki burada: "Komis­yon­lar­da bu tar­tışıl­dı, görüşül­dü, daha ne konuşacağız." Şim­di, bir taraf­tan öy­le söy­lüyor­sunuz, diğer taraf­tan da "Genel Kurul var" diyor­sunuz. Şim­di, bu çeliş­kiyi burada açık­lamanız lazım.

Bakınız, iki ar­kadaşımız konuş­tu biraz ön­ce kanun­la il­gili, şahıs­ları adına, tümü üzerin­de de konuş­tu AK Par­tili ar­kadaş­larımız. Al­lah aş­kına, bir tek mad­dey­le il­gili, şöy­le olur­sa daha iyi olur, böy­le olur­sa daha iyi olur şek­lin­de bir öner­ge, bir düşün­ce, bir görüş ser­dedil­di mi burada?!

AH­MET YENİ (Sam­sun) - Kanunu biz getir­dik.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Hayır... Ser­dedil­di mi?! Bakınız, siz öner­geler getiriyor­sunuz, öner­geler elim­de. Ar­kadaş­larınız çok güzel, çok mükem­mel diyor; siz, biraz son­ra, öner­gey­le, mükem­mel dedik­leri yer­ler­de de değişik­lik öneriyor­sunuz ve siz­lerin oy­larıy­la kabul edilecek; şim­di, bu da yaman bir çeliş­ki.

AGÂH KAF­KAS (Çorum) - Olabilir...

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Biz is­tiyoruz ki, bu kanun burada et­raf­lıca tar­tışıl­sın, AK Par­ti Grubu adına, şah­sı adına konuşan mil­let­vekil­leri gel­sin­ler desin­ler ki, bu kanunun şu şu mad­deleri, şu şu sebep­le son derece iyidir. Ama, Al­lah için, bir de olum­suz yer yok mu bu kanun­da, söy­leyeceğiniz, eleş­tireceğiniz bir hüküm yok mu; var. O kadar çok var ki değer­li mil­let­vekil­leri, siz, sadece -yine tek­rar ediyorum, beni konuş­tur­mamak için- "genel hat­larıy­la bu kanun çok fay­dalıdır, çok yarar­lıdır, çık­ması lazım…" Evet, ey­val­lah, biz de onu söy­lüyoruz, çık­ması lazım; ama, Al­lahaş­kına, gelin... Burada, bu kür­süde, bu kanun­la il­gili söy­lenecek o kadar çok şey var ki, o kadar çok hüküm var ki. Niçin giz­li oy­la seçil­meyi kal­dır­dığınızı an­latın burada. Niçin?

AGÂH KAF­KAS (Çorum) - ... ver­diğiniz öner­genin konusu ney­di?!

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Burada, gelen tasarıda, giz­li oy­la seçil­mesi var­dı, ver­diğiniz bir öner­gey­le giz­li oyu kal­dır­dınız. Niye?!. Niye?!. Mil­let­vekil­lerinin oy­larının üzerine ipotek koy­mak için.

MUS­TAFA ELİTAŞ (Kay­seri) - Ver­diğiniz öner­genin konusu ne?!

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - ...ver­diğiniz, getir­diğiniz isim­lere bütün mil­let­vekil­lerinin, aleni bir şekil­de kimin, han­gi oyu ver­diğini gör­mek için. Bu kadar önem­li bir baş­denet­çilik meselesini niçin giz­li oy­la yap­mıyoruz?!

AH­MET YENİ (Sam­sun) - Öner­geniz ney­di sizin?!

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Niçin değiş­tir­diniz?! Niçin değiş­tir­diniz, gelin, açık­layın.

(Mik­rofon otomatik cihaz  tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Kan­doğan, 1 dakika için­de konuş­manızı tamam­layınız. Ek sürenizi baş­latıyorum.

Buyurun.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Değer­li mil­let­vekil­leri, bakınız, daha baş­ka öner­geleriniz de var burada; biraz son­ra on­lar da gelecek.

AGÂH KAF­KAS (Çorum) - Sen şu öner­genin konusunu bir söy­le.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - En azın­dan, çıkan ar­kadaş­lar o öner­gey­le il­gili bir şey­ler söy­leseler­di, "o kanun­da şu şu şu sebep­le bu öner­geler­le değişik­lik yapıl­ması gerekiken, ak­sayan yön­leri var­dı. O ak­sayan yön­lerini böy­le düzelt­mek is­tiyoruz" diye gelip söy­leseler­di değer­li mil­let­vekil­leri.

AGÂH KAF­KAS (Çorum) - Sen bizim öner­geyi boş ver, ken­di öner­geni söy­le bakalım.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Benim… Benim… Sen burada yok­sun Sayın Mil­let­vekili, Çorum Mil­let­vekili. Tutanağı oku. Ben, dün burada tamamen tek­nik konuş­ma yap­tım. En az 10 küsur mad­de üzerin­de, niçin bu mad­delerin böy­le ol­maması lazım gel­diğini, gel­dim, burada an­lat­tım. Gel buraya, kür­süye, benim o söz­lerimin yan­lış ol­duğuna inanıyor­san, bu kanunu da okumuş­san, tar­tışalım.

AGÂH KAF­KAS (Çorum) - Tar­tışalım.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Evet, Çorum Mil­let­vekilim, gelin, burada tar­tışalım bu kanunu. Gelin. Grup adına konuş­ma hak­kınız var. Niye kul­lan­madınız grup adına konuş­ma hak­kınızı?! Niye kul­lan­madınız?! Soruyorum. Şahıs adına konuş­malar var. Gelin buraya, tar­tışalım, konuşalım. Mec­lise devam et­miyor­sunuz, son­ra da gelip burada konuşuyor­sunuz.

AGÂH KAF­KAS (Çorum) - Al­lah Al­lah!..

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Evet, benim dün­kü konuş­mam­da burada yok­tunuz. O söz­leriniz­den bu an­laşılıyor Sayın Mil­let­vekilim.

AGÂH KAF­KAS (Çorum) - Sayın Baş­kanım, bu ar­kadaş Mec­lisin kâtip üyesi mi?! Nereden biliyor?!

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Benim dün­kü konuş­mam­da burada ol­madığınız çok açık ve net bir şekil­de an­laşıl­mış­tır.

Ben bu duy­gu ve düşün­celer­le Yüce Heyetinizi say­gıy­la selam­lıyorum.

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim.

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Karar yeter­sayısı is­tiyoruz.

BAŞ­KAN - Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, bah­sedilen 72 nci mad­dey­le il­gili olarak 18.2.2004 tarihin­de ve daha baş­ka zaman­lar içerisin­de ay­nı şekil­de veril­miş olan öner­geler bu dönem içerisin­de de görüş­mek­sizin işaret oyuy­la Genel Kurulun onayına sunul­muş ve oy­lan­mış­tır. Bu hususu da bil­gilerinize, tak­dir­lerinize arz ediyorum.

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Suimisal em­sal ol­maz Sayın Baş­kan.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Sayın Baş­kan, bu uy­gulama doğ­ru olabilir mi?! Niye bunu böy­le söy­lüyor­sunuz? O gün öy­le… Açık… Bakınız efen­dim, İç­tüzük­te "görüş­mesiz oy­lanır…" Açık­ça, sarih bir şekil­de yazıl­mış, "görüş­mesiz" diyor, açık; 89 un­cu mad­de…

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Karar yeter­sayısının aran­masını is­tiyoruz.

BAŞ­KAN - Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, şim­di öner­geyi oy­larınıza sunacağım. Bu arada karar yeter­sayısının aran­ması talebi var­dır, karar yeter­sayısını da arayacağım.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler…

Sayalım Sayın Öz­çelik…

Ar­kadaş­larımız arasın­da ih­tilaf var. Elek­tronik oy­lama cihazıy­la oy­lama yapacağım.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - 10 dakika…

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Dün­kü gibi 1 dakika... Dün yemek­ten son­ra 1 dakikaya düşür­müş­tün.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Pusula gön­deren­lerin ad­larının okun­masını is­tiyorum Sayın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, oy­lama için 3 dakika süre vereceğim ve oy­lama iş­lemini baş­latıyorum.

(Elek­tronik cihaz­la oy­lama yapıl­dı)

BAŞ­KAN - Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, karar yeter­sayısı var­dır; öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Buyurun.

Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man yar­dım­cılığı

MAD­DE 25-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 2 adet öner­ge var­dır; öner­geleri okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man yar­dım­cılığı" baş­lık­lı 25 in­ci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                   Bülent Baratalı                Er­dal Karademir                              İz­zet Çetin

                           İz­mir                                İz­mir                                         Kocaeli

                   Sami Tan­doğ­du                 Bay­ram Meral                     A. Kemal Kum­kumoğ­lu 

                              

Or­du

An­kara

İs­tan­bul

 

 

M. Mesut Özak­can

 

 

Ay­dın

Mad­de 25- (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanabil­mek için, Dev­let Memur­ları Kanununun 48 in­ci mad­desin­de sayılan genel şart­lar yanın­da aşağıdaki nitelik­ler de aranır:

a) En az dört yıl­lık eğitim veren hukuk, siyasal bil­giler, ik­tisadi ve idarî bilim­ler, ik­tisat ve iş­let­me fakül­telerin­den veya bun­lara denk­liği kabul edil­miş yaban­cı öğ­retim kurum­ların­dan mezun ol­mak,

b) Yapılacak giriş sınavın­da başarılı ol­mak,

c) Sınavın yapıl­dığı yılın ocak ayının ilk günün­de otuz yaşını dol­dur­mamış ol­mak.

BAŞ­KAN - Diğer öner­geyi okutup iş­leme alacağım.

Buyurun.

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man yar­dım­cılığı" baş­lık­lı 25 in­ci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Tür­kân Miçooğul­ları

Kemal Kılıç­daroğ­lu

 

 

İz­mir

İz­mir

İs­tan­bul

 

Sami Tan­doğ­du

Ali Kemal Deveciler

Bay­ram Meral

 

Or­du

Balıkesir

An­kara

 

Al­gan Hacaloğ­lu

 

İz­zet Çetin

 

 İs­tan­bul

 

Kocaeli

(A) (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanabil­mek için, Dev­let Memur­ları Kanununun 48 in­ci mad­desin­de sayılan genel şart­lar yanın­da aşağıdaki nitelik­ler de aranır:

a) En az dört yıl­lık eğitim veren hukuk, siyasal bil­giler, ik­tisadi ve idarî bilim­ler, ik­tisat ve iş­let­me fakül­telerin­den veya bun­lara denk­liği kabul edil­miş yaban­cı öğ­retim kurum­ların­dan mezun ol­mak,

b) Yapılacak giriş sınavın­da başarılı ol­mak,

c) Sınavın yapıl­dığı yılın ocak ayının ilk günün­de otuz beş yaşını dol­dur­mamış ol­mak.

(B) (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanan­lar, en az üç yıl çalış­mak ve olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la açılacak yeter­lik sınavına gir­meye hak kazanır­lar. Sınav­da başarılı olan­lar, Kamu Per­soneli Yaban­cı Dil Bil­gisi Seviye Tes­pit Sınavın­da en az (C) düzeyin­de puan veya ulus­lararası kabul gör­müş yaban­cı dil seviye tes­pit sınav­ların­dan bu puana denk puan al­mış ol­mak şar­tıy­la Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­vanını alır­lar. Sınav­da başarılı olamayan­lar, is­tek­leri halin­de kurumun­da veya Dev­let Per­sonel Baş­kan­lığın­ca diğer kamu kurum ve kuruluş­ların­da uy­gun kad­rolara atanır­lar.

(2) Uz­man yar­dım­cılarının mes­leğe alın­maları, yetiş­tiril­meleri ve yeter­lik sınavının şek­li ile uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev, yet­ki ve çalış­malarına iliş­kin esas ve usul­ler yönet­melik­le düzen­lenir.

(C ) (1) Per­sonel, Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Uz­man ve uz­man yar­dım­cısı dışın­daki per­sonelin atan­ması, nak­len veya Kamu Per­soneli Seç­me Sınavını kazanan­lar arasın­dan yapılır.

(D) (1) Baş­denet­çi, denet­çiler ve Genel Sek­reter hariç ol­mak üzere Kurum per­soneline Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan­lara uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(2) Genel Sek­retere Baş­bakan­lık­taki genel müdür­lere uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(E) (1) Mer­kezi yönetim kap­samın­daki kamu idarelerin­de, sos­yal güven­lik kurum­ların­da, mahal­lî idareler­de, mahal­lî idarelerin bağ­lı idarelerin­de, mahal­lî idare bir­lik­lerin­de, döner ser­mayeli kuruluş­lar­da, kanun­lar­la kurulan fon­lar­da, kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluş­lar­da, ser­mayesinin yüz­de el­lisin­den faz­lası kamuya ait kuruluş­lar­da, ik­tisadî dev­let teşek­kül­leri ve kamu ik­tisadî kuruluş­ları ile bun­lara bağ­lı or­tak­lık­lar ve mües­seseler­de çalışan­lar (hâkim­ler ve sav­cılar hariç), kurum­larının iz­ni ile uz­man­lık gerek­tiren iş­ler­de görev­len­dirilebilir­ler. Bu şekil­de yapılan görev­len­dir­menin süresi al­tı ayı geçemez. An­cak ih­tiyaç halin­de bu süre üç ay daha uzatılabilir. Kurumun bu konudaki talep­leri, il­gili kurum ve kuruluş­lar­ca ön­celik­le sonuç­lan­dırılır. Bu şekil­de görev­len­dirilen per­sonel, kurum­ların­dan ay­lık­lı izin­li sayılır. İzin­li ol­duk­ları sürece memuriyet­leri ile il­gileri ve öz­lük hak­ları devam et­tiği gibi, bu süreler yük­sel­me ve emek­lilik­lerin­de de hesaba katılır. Yük­sel­meleri baş­kaca bir iş­leme gerek duyul­madan süresin­de yapılır.

(F) (1) Kurumun gelir­leri şun­lar­dır:

a) Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi büt­çesine bu amaç­la konulacak ödenek,

b) Diğer gelir­ler.

(G) (1) Bu Kanun­da hüküm bulun­mayan husus­lar­da Kurum per­soneli hak­kın­da Dev­let Memur­ları Kanunu hüküm­leri uy­gulanır.

(2) Kurum per­soneline ve Kurum­da görev­len­dirilen­lere, Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan per­sonele ödenen faz­la çalış­ma üc­retini geç­memek üzere, Baş­denet­çi tarafın­dan belir­lenecek mik­tar­da faz­la çalış­ma üc­reti ödenir."

(H) (1) Kurumun büt­çe ve har­cama esas ve usul­leri 10/12/2003 tarih­li ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kon­trol Kanunu hüküm­lerine tabidir.

(2) 5018 sayılı Kanuna ek­li (II) Sayılı Cet­velin B) Özel Büt­çeli Diğer İdareler bölümüne "29- Kamu Denet­çiliği Kurumu" ibaresi ek­len­miş­tir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU BAŞ­KANI SAİT AÇ­BA (Af­yon­karahisar) - Katılamıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Buyurun Sayın Deveciler.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Sayın Baş­kan, sayın mil­let­vekil­leri; görüş­mek­te ol­duğumuz 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man yar­dım­cılığı" baş­lık­lı 25 in­ci mad­desiy­le il­gili öner­ge hak­kın­da söz al­mış bulun­mak­tayım; hepinizi say­gıy­la selam­lıyorum.

Ön­celik­le, om­buds­man nedir; yurt­taşın yönetime kar­şı korun­masın­da bağım­sız bir denetim or­ganıdır. Onun için­dir ki, uz­man yar­dım­cılığını görüşüyoruz, Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man yar­dım­cılığını. Uz­man yar­dım­cılığının daha nitelik­li kişiler­den oluş­ması gerek­mek­tedir. Uz­man yar­dım­cılığına atanabil­mesi için bu şart­ların değiş­tiril­mesi, daha nitelik­li kişilerin uz­man yar­dım­cısı yapıl­ması gerek­mek­tedir. Bu, bize göre, 25 in­ci mad­dedeki üç bölüm­den oluşan şart­lar yeter­li değil­dir. Buradaki (c) fık­rasın­da, sınavın yapıl­dığı yılın ocak ayının ilk günün­de 35 yaşını dol­dur­ma şar­tı… Yük­sek­tir bu. Bu yaşın 30 ol­ması gerek­mek­tedir. Çün­kü, neden; bugün, Par­lamen­todayız, 22 nci Dönemi yaşıyoruz, 22 nci dönem­dir mil­let­vekili oluyoruz. Mil­let­vekili seçil­me yaşı şayet 30 ise, burada, Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man yar­dım­cılığına atan­ma yaşı neden 35 ol­sun? Biz, burada, her dönem­de, Tür­kiye Cum­huriyetin­deki çeşit­li kanun­ları çıkarıyoruz ve çıkarır­ken de en önem­li bir görevi yapıyoruz Türk Ulusunun bize ver­miş ol­duğu vekâlet­le. Burada 30 yaş baz alınıyor­sa, ben­ce -Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu olarak da- Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man yar­dım­cılığı için de 30 yaşın baz alın­ması lazım. Daha dinamik kişilere bu alan­da görev ver­memiz gerekiyor.

Yine, ay­nı zaman­da, daha nitelik­li ol­ması için, kamu per­soneli yaban­cı dil seviye tes­pit sınavın­dan (c) düzeyin­de puan al­ması gerekir. Burada da, bunu getir­memiz lazım. İyi derecede yaban­cı dil bil­me şar­tını buraya kesin­lik­le koy­mamız lazım.

Yine, mes­leğe atan­mada om­buds­man tarafın­dan çıkarılacak olan, baş­denet­çi tarafın­dan çıkarılacak olan yönet­melik düzen­len­mesi gerekiyor. Uz­man yar­dım­cılarının, Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man yar­dım­cılarının bu yönet­melik çer­çevesin­de, esas­ları bil­dirilerek çıkarılacak yönet­melik çer­çevesin­de atan­ması, yet­ki ve çalış­malarının, görev alan­larının, yine, bu yönet­melik çer­çevesin­de düzen­len­mesi gerekiyor.

Bu gibi per­sonelin, yine, baş­denet­çi, om­buds­man tarafın­dan atan­ması gerek­mez mi ar­kadaş­lar? Bu çıkaracağımız yasay­la o kadar büyük yet­ki veriyoruz baş­denet­çiye, o zaman, atan­mayı da baş­denet­çiye ver­memiz gerekir.

Yine, uz­man, uz­man yar­dım­cısının dışın­daki per­sonelin atan­ması ise, nak­len veya kamu per­soneli seç­me sınavını kazanan­lar arasın­dan yapıl­ması gerekir.

Şim­di, Türk om­buds­manı nasıl bir kişiliğe sahip ol­malıdır, bunu da, burada, bir­kaç kelimey­le siz­lere izah et­mek is­tiyorum.

Yasal düzen­lemeler­le om­buds­man­lara han­gi olanak­lar sağ­lanır­sa sağ­lan­sın, om­buds­man­lar, ger­çek güç ve otoritelerini ken­di kişilik­lerin­den al­mak­tadır­lar. Bu neden­le,  Türk om­buds­manın da her­kesin güven­le baş­vurabileceği, bağım­sız­lığın­dan hiç­bir şekil­de taviz ver­meyecek, otoritesine  inanılan, her­kesin tanıdığı, her­kesin güven­diği, kabul­len­diği, kişilik­li in­san­lar­dan ol­ması gerek­mek­tedir. Dev­leti ve kamu kurum­larının iş­leyişini çok iyi bil­mesi ve sorum­luların üzerine yıl­madan gidebilecek  ener­jiye sahip ol­ması  o­mbuds­man­da aranılacak en önem­li özel­lik­ler­den biri ol­malıdır diyorum.

Om­buds­man kişiliğinin, özel­lik­le kurumun, yeni kurul­duğu dönem­ler­de kurumun kabuledilebilir­liliğini belir­lemesi açısın­dan, çok, ama çok büyük önem taşımak­tadır.

Om­buds­man olacak kişinin, özel­lik­le kurumun kuruluşu sırasın­da ne kadar önem­li olabileceğini iki ör­nek­le açık­lamak ve konunun önemini or­taya koy­mak is­tiyorum.

Om­buds­man­lık kurumu İs­veç'te or­taya çık­mış ve İs­veç'ten son­ra da ilk olarak Fin­lan­diya'da kabul edil­miş ol­masına kar­şın, kurumu tüm dün­yaya tanıtan ve…

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Evet, Sayın Dev­ciler, 1  dakika için­de konuş­manızı tamam­layınız.

Buyurun.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - Sayın Baş­kanım teşek­kür ederim.

Kurumu bugün­kü popülaritesine kavuş­turan Danimar­ka om­buds­man­lığı ol­muş­tur.  Danimar­ka Om­buds­man­lık Kurumunun bu kadar ün­len­mesinin nedeni, Prof. Hur­witz'tir. Prof. Hur­witz, om­buds­man olarak atan­dık­tan son­ra gerek kurumun yer­leş­mesi ve sorun­ların çözümün­deki başarıları gerek­se kurumun tanıtımı ve geliş­tiril­mesine yönelik ör­nek çabalarıy­la bu alan­daki başarının sem­bolü ol­muş­tur, bu alan­da ör­nek ol­muş bir kişidir.

Buna kar­şılık Yunanis­tan'da 1967 Al­bay­lar Cun­tasını iz­leyen dönem­de yapılan anayasada om­buds­man­lık kurumu, bir anayasal kurum olarak yer al­mış, an­cak, bir al­bayın om­buds­man olarak atan­masıy­la, kurum hiç­bir zaman için güvenilirlik kazan­mamış­tır, kazanamamış­tır.

Bu neden­le, ilk Türk om­buds­man atanır­ken, yukarıda da belir­tilen özel­lik­lere ek olarak, ah­lakî zaafı ol­mayan, namus­lu ve gözü pek aday­lar arasın­dan seçim yapıl­ması kurumun geleceğini garan­ti al­tına alacak­tır. Ak­si hal­de, kurumun ölü doğ­ması olasılığı çok yük­sek olacak­tır.

Hepinize say­gılar sunuyorum. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim  Sayın Deveciler.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum:Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir. 

Diğer öner­geyi okutuyorum :

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man yar­dım­cılığı" baş­lık­lı 25 in­ci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                                                                             Bay­ram Meral (An­kara) ve ar­kadaş­ları

Mad­de 25.- (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanabil­mek için, Dev­let Memur­ları Kanununun 48 in­ci mad­desin­de sayılan genel şart­lar yanın­da aşağıdaki nitelik­ler de aranır:

a) En az dört yıl­lık eğitim veren hukuk, siyasal bil­giler, ik­tisadî ve idarî bilim­ler, ik­tisat ve iş­let­me fakül­telerin­den veya bun­lara denk­liği kabul edil­miş yaban­cı öğ­retim kurum­ların­dan mezun ol­mak,

b) Yapılacak giriş sınavın­da başarılı ol­mak,

c) Sınavın yapıl­dığı yılın ocak ayının ilk günün­de otuz yaşını dol­dur­mamış ol­mak.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU BAŞ­KANI SAİT AÇ­BA (Af­yon­karahisar) - Katılamıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Sayın Tan­doğ­du, buyurun.

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekili ar­kadaş­larım; om­buds­man­lık yasasının 25 in­ci mad­desin­de Kamu Deneticiliği Kurumu uz­man yar­dım­cılığıy­la il­gili mad­dede şunu konuş­mak… Sıkın­tılarımızı, bu sev­giyi, bu hoş­görüyü, bu barışı oluş­turacak om­buds­man konusun­da, benim de üç­buçuk yıl­dan beri mücadele ver­diğim sağ­lık­la il­gili çalış­malar­da, Sağ­lık Bakan­lığı ile benim aram­daki om­buds­man kim olacak acaba? Bu konuda Yüce Mec­lisin yar­dım­larını bek­liyorum. Yüce Mec­lisin bu konudaki görüş­lerini bu kür­süde pay­laş­mak -vatan­daş­larımız­la, hal­kımız­la- ve Sağ­lık Bakan­lığın­da olan yan­lış­lık­ları düzelt­mek için siz­ler­den yar­dım is­temek için çık­tım.

Sayın Baş­kan, sev­gili, değer­li mil­let­vekili ar­kadaş­larım; hakikaten, Sağ­lık Bakan­lığının yap­mış ol­duğu son zaman­lar­daki yan­lış­lık­ların içerisin­de en önem­lisini dün yaşadık. Bu dün­kü olay­da, Tür­kiye Üreme Sağ­lığı Prog­ramı, Av­rupa Bir­liğiy­le il­gili, Av­rupa Bir­liğinin des­teğiy­le prog­rama alınan bu prog­ram, 60 000 000 euro kar­şılığın­da, Av­rupa Bir­liğinin, Tür­kiye Üreme Sağ­lığı Prog­ramıy­la, an­nelerin hamilelik dev­resin­den doğuma kadar olan dev­rede sağ­lık­lı bir şekil­de dok­tor muayene ve kon­trol­lerinin yapıl­ması ve bu sırada, bu an­nenin, bu ailenin o bakımı, o kon­trolü es­nasın­da mad­dî olarak cebin­den çıkan, ken­disin­den çıkacak olan mas­rafın da Av­rupa Bir­liğinin fonun­dan kar­şılan­ması olayı. Ar­tı, doğum­dan son­raki çocuğun, 0 yaş ile 6 yaş arasın­daki çocuk­larımızın da, o an­nenin çocuğunun da büyümesin­deki en­gel­leri, dok­tora git­mesin­deki en­gel­leri, dok­tor mas­raf­larının, ilaç mas­raf­larının kar­şılan­masıy­la il­gili çalış­maları öneren bu prog­ramı, maalesef, Sağ­lık Bakan­lığı, Hak-İşin or­ganizas­yonuy­la, 10 000 kişi üzerin­de yapılan araş­tır­malar­la prog­ramına al­mış ve 73 000 000 nüfus­lu olan ül­kenin doğum kon­trolünü, aile plan­lamasını or­tadan kal­dır­mış­tır.

Dün­kü beyanatı çok üzücüdür, esef vericidir. Yet­mişüç mil­yon­luk ül­kenin geleceğinin ne olacağı karan­lık olan çocuk­larımızın is­tik­balinin, is­tih­damının ne olacağı bel­li ol­mayan ül­kemiz­de, tek­rar, doğuma, yeni doğum­lara teş­vik et­mek, doğum kon­trol­lerini en­gel­lemek, has­taneler­de aile plan­laması prog­ramını uy­gulayan klinik­leri kal­dır­mak bir Sağ­lık Bakan­lığına yakış­mayacak… Sağ­lık Bakan­lığının, bu prog­ramı des­tek­lemesi gerekir­ken red­det­mesi, beni ve benim gibi düşünen sağ­duyu sahibi dok­tor ar­kadaş­larımız ve hal­kın arasın­da… Bir om­buds­man ol­ması gerek­tiğine inanıyorum. Bunun da bu Mec­lis­ten seçil­mesini is­tiyorum. Bu konuda, Yüce Mec­lisin…

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Sizi seçelim, sizi.

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Devam­la) - Evet, sizi alabiliriz Sayın Eyüp Fat­sa. Sizi om­buds­man yapabiliriz bu konuda.

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Sizi om­buds­man yapalım.

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Devam­la) - Evet, yapacağım; sizi, bu konuda… Diğer konular­da ol­duğu gibi bu konuda da om­buds­man­lığınıza müracaat edeceğiz ve yar­dım­cı ol­manızı diliyorum siz­den.

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Ben size des­tek vereceğim.

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Devam­la) - Teşek­kür ederim. Fın­dık­ta ver­diğiniz des­teği de burada verir­seniz mem­nun olacağım. Sağolun.

Şim­di, sev­gili ar­kadaş­larım, aile plan­lamasın­dan vaz­geçil­mesiy­le, bu 60 000 000 euroluk yatırımın, bu kay­nağın belir­li böl­geler­de, bil­has­sa İs­tan­bul, Kon­ya, Er­zurum, Elazığ ve Diyar­bakır'da ol­ması, Karadeniz Böl­gesin­deki hiç­bir vilayetin bu ön çalış­maya alın­maması, alt­yapı çalış­malarına alın­maması da çok dik­kat çekicidir. Neden­se, Sağ­lık Bakanı, böl­gedeki bütün hiz­met­lerini Elazığ, Er­zurum ve Van yöresin­de yapıyor.

Sağ­lık­ta Dönüşüm Prog­ramı al­tın­da siz­lere sun­muş ol­duğu ve konunun dışın­da olan siz mil­let­vekil­lerini de ik­na et­tiğini zan­neden bu Sağ­lık­ta Dönüşüm Prog­ramın­da om­buds­man­lığı, neden­lerini, niye ih­tiyaç ol­duğunu size şöy­le sıralamak is­tiyorum: Birin­ci olarak, Sağ­lık­ta Dönüşüm Prog­ramını getir­diğin­de mec­burî hiz­meti kal­dır­dı, bir süre son­ra bu mec­burî hiz­meti tek­rar gün­deme getir­di ve şim­di, mec­burî hiz­met kuralarının çekimin­de de, bir­takım tor­pil­lerin, bir­takım kayır­maların, bir­takım yan­daş in­san­ların kura dışın­da tutularak daha ön­ceden yer­lerinin belir­len­mesini, bil­gisayar­la, noter huzurun­da nasıl yap­tığını da çok merak ediyorum.

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sağ­lık konuları çok faz­la derin konular ol­duğu için gün­deme gelemedik.

Buyurun Sayın Tan­doğ­du.

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Devam­la) - Teşek­kür ederim. Bağ­lıyorum hemen.

Yal­nız, yap­mış ol­duğu hiz­met­lerin içerisin­de tak­dir et­tiğim; ama, bir tür­lü, uy­gulamada, hiç­bir zaman uy­gulamaya koyamadığı SSK, Bağ-Kur ve yeşil­kart ve dev­let has­tanelerini bir­leş­tir­mede yap­mış ol­duğu hiz­met­ten dolayı ken­disini kut­luyorum. Ama, bugün, üniver­sitelere -hepimiz bir mil­let­vekili olarak bu olayı yaşıyoruz, yanımıza gelen has­talar­dan yaşıyoruz- götür­müş ol­duğumuz Bağ-Kur­lu, SSK'lı ve yeşil­kart­lı has­taları üniver­siteler kabul et­miyor; senet­lerini kabul et­miyor. 800 000 000 lira har­camış olan -800 000 000 lira har­camış olan- bir Fat­salı hem­şerimin Or­du Bağ-Kur­da eline verilen para 155 000 000 lira. Bu başarısız­lığının çözümü için bir om­buds­mana ih­tiyacımız var.

Bunun gibi, Sağ­lık Bakan­lığının aşılama sis­temin­de gös­ter­miş ol­duğumuz başarıları, acaba, son, dün Göz­tepe Has­tanesin­de ölen 4 tane çocuk, Giresun Dev­let Has­tanesin­de ölen 3 tane çocuk ve hâlâ yarın da ne olacağı bel­li ol­mayan bu çocuk­ların sağ­lık durum­ların­daki…

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Tan­doğ­du, teşek­kür­lerimi sunuyorum, sağ olun efen­dim.

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Devam­la) - Bağ­lıyorum efen­dim.

BAŞ­KAN - Bir son­raki mad­dede devam ederiz.

Teşek­kür ederim.

Sayın mil­let­vekil­leri, öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Diğer mad­deyi okutuyorum:

Kamu Denet­çiliği Kurumu Uz­man­lığı

MAD­DE 26. -

BAŞ­KAN - 2 adet öner­ge var­dır; öner­geleri okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man­lığı" baş­lık­lı 26 ncı mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Ali Kemal Kum­kumoğ­lu

A. Kemal Deveciler

 

 

İz­mir

İs­tan­bul

Balıkesir

 

Er­dal Karademir

M. Mesut Özak­can

İz­zet Çetin

 

İz­mir

Ay­dın

Kocaeli

 

 

Bay­ram Meral

 

 

 

An­kara

 

Mad­de 26.- (1) 25 in­ci mad­deye göre uz­man yar­dım­cılığına atanan­lar, en az üç yıl çalış­mak ve olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la açılacak yeter­lik sınavına gir­meye hak kazanır­lar. Sınav­da başarılı olan­lar, Kamu Per­soneli Yaban­cı Dil Bil­gisi Seviye Tes­pit Sınavın­da en az ( C ) düzeyin­de puan veya ulus­lararası kabul gör­müş yaban­cı dil seviye tes­pit sınav­ların­dan bu puana denk puan almış ol­mak kay­dıy­la Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­vanını alır­lar. Sınav­da başarılı olamayan­lar, is­tek­leri halin­de kurumun­da uy­gun kad­rolara atanır­lar.

(2) Uz­man yar­dım­cılarının mes­leğe alın­maları, yetiş­tiril­meleri ve yeter­lik sınavının şek­li ile uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev, yet­ki ve çalışmalarına iliş­kin esas ve usul­ler yönet­melik­le düzen­lenir.

BAŞ­KAN - Diğer öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man­lığı" baş­lık­lı 26 ncı mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tirilmesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

İz­zet Çetin

Tür­kân Miçooğul­ları

 

 

İz­mir

Kocaeli

İz­mir

 

Al­gan Hacaloğ­lu

Kemal Kılıç­daroğ­lu

Bay­ram Meral

 

İs­tan­bul

İs­tan­bul

An­kara

(A) (1) Uz­man yar­dım­cılığına atanan­lar, en az üç yıl çalış­mak ve olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la açılacak yeter­lik sınavına gir­meye hak kazanır­lar. Sınav­da başarılı olan­lar, Kamu Per­soneli Yaban­cı Dil Bil­gisi Seviye Tes­pit Sınavın­da en az (C) düzeyin­de puan veya ulus­lararası kabul gör­müş yaban­cı dil seviye tes­pit sınav­ların­dan bu puana denk puan al­mış ol­mak şar­tıy­la Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­vanını alır­lar. Sınav­da başarılı olamayan­lar, is­tek­leri halin­de kurumun­da ve Dev­let Per­sonel Baş­kan­lığın­ca diğer kamu kurum ve kuruluş­ların­da uy­gun kad­rolara atanır­lar.

(2) Uz­man yar­dım­cılarının mes­leğe alın­maları, yetiş­tiril­meleri ve yeter­lik sınavının şek­li ile uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev yet­ki ve çalış­malarına iliş­kin esas ve usul­ler yönet­melik­le düzen­lenir.

(B) (1) Per­sonel, Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Uz­man ve uz­man yar­dım­cısı dışın­daki per­sonelin atan­ması, nak­len veya Kamu Per­soneli Seç­me Sınavını kazanan­lar arasın­dan yapılır.

(C) (1) Baş­denet­çi, denet­çiler ve Genel Sek­reter hariç ol­mak üzere Kurum per­soneline Baş­bakan­lık­ta em­sal un­van­lı ve ay­nı dereceli kad­rolar­da çalışan­lara uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(2) Genel Sek­retere Baş­bakan­lık­taki genel müdür­lere uy­gulanan malî ve sos­yal hak ve yar­dım­lara iliş­kin hüküm­ler uy­gulanır.

(D) (1) Mer­kezi yönetim kap­samın­daki kamu idarelerin­de, sos­yal güven­lik kurum­ların­da, mahal­lî idareler­de, mahal­lî idarelerin bağ­lı idarelerin­de, mahal­lî idare bir­lik­lerin­de, döner ser­mayeli kuruluş­lar­da, kanun­lar­la kurulan fon­lar­da, kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluş­lar­da, ser­mayesinin yüz­de el­lisin­den faz­lası kamuya ait kuruluş­lar­da, ik­tisadî dev­let teşek­kül­leri ve kamu ik­tisadî kuruluş­ları ile bun­lara bağ­lı or­tak­lık­lar ve mües­seseler­de çalışan­lar (hâkim­ler ve sav­cılar hariç), kurum­larının iz­ni ile uz­man­lık gerek­tiren iş­ler­de görev­len­dirilebilir­ler. Bu şekil­de yapılan görev­len­dir­menin süresi al­tı ayı geçemez. An­cak ih­tiyaç halin­de bu süre üç ay daha uzatılabilir. Kurumun bu konudaki talep­leri, il­gili kurum ve kuruluş­lar­ca ön­celik­le sonuç­lan­dırılır. Bu şekil­de görev­len­dirilen per­sonel, kurum­ların­dan ay­lık­lı izin­li sayılır. İzin­li ol­duk­ları sürece memuriyet­leri ile il­gileri ve öz­lük hak­ları devam et­tiği gibi, bu süreler yük­sel­me ve emek­lilik­lerin­de de hesaba katılır. Yük­sel­meleri baş­kaca bir iş­leme gerek duyul­madan süresin­de yapılır.

(E) (1) Kurumun gelir­leri şun­lar­dır:

a) Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi büt­çesine bu amaç­la konulacak ödenek,

b) Diğer gelir­ler.

(F) (1) Baş­denet­çi, denet­çi, Genel Sek­reter, uz­man ve uz­man yar­dım­cıları ile diğer per­sonel, siyasî par­tilere üye olamaz­lar; her­han­gi bir siyasî par­ti, kişi veya züm­renin yararını veya zararını hedef alan bir dav­ranış­ta bulunamaz­lar; görev­lerini yerine getirir­ken dil, ırk, cin­siyet, siyasî düşün­ce, fel­sefî inanç, din ve mez­hep ayırımı yapamaz­lar; görev­leri sebebiy­le her­han­gi bir şekil­de öğ­ren­dik­leri mes­lekî veya ticarî sır­ları görev­lerin­den ay­rıl­mış ol­salar bile açık­layamaz­lar, ken­dilerinin veya baş­kalarının yararına kul­lanamaz­lar.

(2) Baş­denet­çi, denet­çi, Genel Sek­reter, uz­man ve uz­man yar­dım­cıları; ken­dilerinin, eş­lerinin ve üçün­cü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve kayın hısım­larının şikâyet­lerini in­celeyemez­ler.

(3) Baş­denet­çi, denet­çi, Genel Sek­reter, uz­man ve uz­man yar­dım­cıları ile diğer per­sonel, bu görev­leri süresin­ce res­mî veya özel hiç­bir görev alamaz­lar, ticaret­le uğ­raşamaz­lar. Bilim­sel yayın­lar­da bulun­ma, görev­leri veya mes­lek­leri ile il­gili olarak davet edil­dik­leri ulusal veya ulus­lararası kon­gre, kon­ferans ve ben­zeri top­lan­tılara katıl­ma, der­nek­ler­de üyelik ve kâr amacı güt­meyen kooperatif­ler­de or­tak­lık halin­de bu mad­de hüküm­leri uy­gulan­maz.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU BAŞ­KAN­VEKİLİ MEH­MET AL­TAN KARAPAŞAOĞ­LU (Bur­sa) - Katılamıyoruz efen­dim.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Sayın Deveciler, siz mi konuşacak­sınız?

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Evet.

BAŞ­KAN - Buyurun.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Sayın Baş­kan, değer­li üyeler; görüş­mek­te ol­duğumuz 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man­lığı" baş­lık­lı 26 ncı mad­desiy­le il­gili ver­miş ol­duğumuz öner­ge hak­kın­da söz al­mış bulun­mak­tayım; hepinize say­gılarımı, sev­gilerimi sunuyorum.

1206 sıra sayılı kanun tasarısının en önem­li mad­delerin­den birisi de Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man­lığıdır. Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man­lığına atan­ma şart­ları, en az üç yıl çalış­mak, olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la, açılacak yeter­lik sınavın­da gir­meye hak kazanan­lar arasın­dan İn­giliz­ce veya yaban­cı dil tes­pit sınavın­da en az (C) düzeyin­de puan al­ması, ulus­lararası kabul gör­müş dil seviye tes­pit sınav­ların­dan bu veya bu puana denk puan alın­ması gerek­mek­tedir; ben­ce olum­ludur. Az ev­vel, Kamu Denet­çiliği Kurumu yar­dım­cılığı sınavın­da da, atamasın­da da ay­nı şeyin konul­masını söy­lemiş­tim; burada konul­duğunu görüyoruz. Yine, uz­man yar­dım­cılık­larının mes­leğe alın­maları, yetiş­tiril­meleri ve yeter­lik sınavının şek­li ile uz­man, uz­man yar­dım­cılarının görev ve yet­kileriy­le il­gili de -yine, az ev­vel söy­lemiş­tim- esas bir yönet­melik düzen­len­mesi lazım. Çıkarılacak bu yönet­meliğe göre bun­ların görev ve yet­ki alan­larının belir­len­mesi gerek­mek­tedir.

Om­buds­man­lık kurumunun özel­lik­lerin­den bah­set­mek is­tiyorum. Om­buds­man, or­taya çıkışın­dan beri, geliş­miş ül­keler­de ol­duğu gibi, geliş­mek­te olan ül­keler­de de hukuk dev­letinin güç­len­diril­mesi ve demok­ratik­leş­menin bir elemanı olarak or­taya çık­mış­tır. Kurumun popülaritesinin art­ması nedeniy­le, neredey­se, yar­gı dışın­da oluş­turulan her şikâyet mer­cii "om­buds­man" olarak anıl­maya baş­lan­mış, böy­lece de kurum konusun­da bir kav­ram karışık­lığı ol­duğu iz­lenimi veril­miş­tir. Bugün, ulus­lararası düzey­de, dev­let düzeyin­de ve yerel yönetim­ler düzeyin­de görev yapan om­buds­man­ların yanın­da, ih­tisas om­buds­man­larına; as­kerî, tüketici, çocuk, sinema, basın om­buds­man­ları gibi ticarî om­buds­man­lara; ban­ka, sigor­ta, taşımacılık om­buds­man­ları gibi ve bulun­duk­ları yer­lere göre aile ve üniver­site om­buds­man­larına da bazı ül­keler­de rast­lan­mak­tadır. An­cak, bir denetim kurumunun om­buds­man­lık modeli içerisin­de sayılabil­mesi için üç temel özel­liğe sahip ol­ması gerek­mek­tedir. Bu özel­lik­leri, görevinin tamamın­dan, yet­kilerin­den ve statüsün­den kay­nak­lan­mak­tadır. Bir­birini tamam­layan bu üç özel­lik­ler, birey hak ve öz­gür­lük­lerinin korun­masına yönelik şikâyet­lerin gideril­mesin­de baş­vurulan diğer bütün sis­tem­ler­den onu fark­lı kıl­mak­ta ve om­buds­mana belir­gin bir üs­tün­lük sağ­lamak­tadır.

Om­buds­manın görevi, kamu otoriteleri ile birey­ler arasın­daki iliş­kiler nedeniy­le or­taya çıkan sorun­lar­la il­gilen­mek­tedir ve bu sorun­ları çöz­mek­tir. Om­buds­man, kamu yönetimine kar­şı birey­lerin şikâyet­lerini kabul et­mek­te ve yaratılan sorun­lara bir çözüm getir­me çabasına giriş­mek­tedir. Kamu otoriteleri, hep bir­lik­te ya da seçenek­li olarak dev­let, yerel yönetim­ler ve bağım­sız kamu yönetim ve mües­seseleri om­buds­manın görev alanına gir­mek­tedir, bun­ların tamamı. Bu durum­da om­buds­manın görev­leri, om­buds­manın görev alanına giren konular, om­buds­manın görev alanına giren kuruluş­lar olarak ayırıma tabi tutularak değişik ül­keler­den de ör­nek vererek açık­lamak is­tiyorum siz­lere. Om­buds­manın görev alanına giren konular­dan bah­set­mek ve siz­lere bil­gi ver­mek is­tiyorum.

Om­buds­manın kamu otoriteleri ile birey arasın­daki iliş­kiler­de müdahale et­tiği alan, kurumun uy­gulan­dığı ül­keler­de kap­sam değişik­liğine uğ­ramak­tadır. Kurumun çık­tığı ül­ke olan İs­veç'te om­buds­manın görevi, in­san hak ve öz­gür­lük­lerinin korun­ması olarak belir­len­miş­ken, İn­gil­tere'de bu görev yurt­taşın kötü yönetime kar­şı korun­ması, Fran­sa'da ise yurt­taş ile yönetim arasın­daki iliş­kilerin iyileş­tiril­mesi ile yönet­sel iş­lem­ler­de hak­kaniyetin sağ­lan­ması olarak or­taya çık­mış bulun­mak­tadır. Bugün bir­çok ül­kede om­buds­man­lar bu görev­leriy­le bir­lik­te, sadece bir ya da iki alan­da sorum­lu olarak bu görev­lerini yürüt­mek­tedir­ler.

Yasamıza göre düzen­leme yapıl­mış 10 un­cu mad­dede; ama, ben­ce, tabiî ki, om­buds­manın hukuk­çu ol­maması, zorun­lu ol­maması burada önem­lidir. 10 un­cu mad­dede sadece hukuk­çular­dan değil de, dört yıl­lık eğitim veren hukuk, siyasal bil­giler, ik­tisadî ve iş­let­me…

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Buyurun Sayın Deveciler; konuş­manızı tamam­layınız.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - …fakül­telerin­den veya bun­lara denk­liği kabul edil­miş yaban­cı öğ­retim kurum­ların­dan mezun ol­mak şar­tı getiril­miş­tir. Bu, olum­lu bir geliş­medir; çün­kü, om­buds­manın hukuk­çu ol­ması, hukuk­çu gibi gözük­se de özel­liğinin, ama, hukuk­çu ol­ması zorun­lu değil­dir. Sadece, in­san­lar, anayasa hukuku ya da genel hukuk konuların­daki derin bil­gileri nedeniy­le om­buds­man adayı ol­mamalıdır. Önem­li olan, om­buds­manın kamu yönetimini iyi bil­mesi ve sorun­ları çözüm­leyebil­me yeteneğine sahip ol­masıdır. Han­gi kurumun ney­le görev­li ol­duğunu, han­gi sorunu nereye kadar çözebileceğini bil­mek, om­buds­man için zorun­lu nitelik­ler ol­malıdır.

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Evet, teşek­kür ederim.

Buyurun, devam edin.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - Teşek­kür ediyorum, say­gılar sunuyorum. Seni kır­mayayım Baş­kanım...

BAŞ­KAN - Bil­mukabele.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Diğer öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­man­lığı" baş­lık­lı 26 ncı mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                                                                            Bülent Baratalı (İz­mir) ve ar­kadaş­ları

"Mad­de 26- (1) 25 in­ci mad­deye göre uz­man yar­dım­cılığına atanan­lar, en az üç yıl çalış­mak ve olum­lu sicil al­mak kay­dıy­la açılacak yeter­lik sınavına gir­meye hak kazanır­lar. Sınav­da başarılı olan­lar, Kamu Per­soneli Yaban­cı Dil Bil­gisi Seviye Tes­pit Sınavın­da en az (C) düzeyin­de puan veya ulus­lararası kabul gör­müş yaban­cı dil seviye tes­pit sınav­ların­dan bu puana denk puan al­mış ol­mak kay­dıy­la Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­vanını alır­lar. Sınav­da başarılı olamayan­lar, is­tek­leri halin­de kurumun­da uy­gun kad­rolara atanır­lar.

(2) Uz­man yar­dım­cılarının mes­leğe alın­maları, yetiş­tiril­meleri ve yeter­lik sınavının şek­li ile uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev, yet­ki ve çalış­malarına iliş­kin esas ve usul­ler yönet­melik­le düzen­lenir."

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Gerek­çeyi mi okutuyorum?

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Ben konuşacağım Sayın Baş­kan. 

BAŞ­KAN - Sayın Tan­doğ­du, im­zanız yok bu öner­gede.

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Var efen­dim.

BAŞ­KAN - Bir son­rakin­de var galiba, burada sizin im­zanız yok.

Baş­ka bir ar­kadaş konuşacak­sa… Veya hız­lı geçeyim, gerek­çeyi okutayım burada, bir son­rakin­de var galiba…

İZ­ZET ÇETİN (Kocaeli) - Tamam, gerek­çeyi okutun.

BAŞ­KAN - Gerek­çeyi okutuyorum:

Gerek­çe:

Tasarının 26 ncı mad­desinin daha an­laşılır hale getiril­mesi amaç­lan­mış­tır. Ay­rıca yeter­lik sınavın­da başarısız olan­ların kurum­da değer­len­diril­meleri amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN - Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Buyurun.

Per­sonelin atan­ması

MAD­DE 27-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 1 adet öner­ge var­dır; öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Per­sonelin atan­ması" baş­lık­lı 27 nci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

 

Bülent Baratalı

A. Kemal Kum­kumoğ­lu

A. Kemal Deveciler

 

İz­mir

İs­tan­bul

Balıkesir

 

Er­dal Karademir

M. Mesut Özak­can

İz­zet Çetin

 

İz­mir

Ay­dın

Kocaeli

 

Bay­ram Meral

Sami Tan­doğ­du

 Üm­met Kan­doğan

 

An­kara

Or­du

Deniz­li

"Mad­de 27 - (1) Per­sonel, Baş­denet­çi tarafın­dan atanır.

(2) Uz­man ve uz­man yar­dım­cısı dışın­daki diğer per­sonelin atan­ması, nak­len ya da Kamu Per­soneli Seç­me Sınavını kazanan­lar arasın­dan yapılır."

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Sayın Tan­doğ­du?..

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Sayın Baş­kan, öner­gede benim de im­zam var; ben konuşacağım.

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) - Üm­met Bey konuş­sun; bir dahaki sefere...

BAŞ­KAN - Sayın Kan­doğan, buyurun.

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Sakın karış­tır­mayın Tan­doğ­du ile Kan­doğan'ı.

ÜNAL KACIR (İs­tan­bul) - İyi bir or­tak­lık!..

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; merak et­meyin, benim bu konuş­mam­dan siz de is­tifade edecek­siniz, hiç merak et­meyin, kuş­ku duy­mayın sayın mil­let­vekilim; çün­kü, ben, tamamen tek­nik bir konuş­ma yapacağım, bu kanun­da gör­düğüm ek­sik­lik­leri dile getir­meye çalışacağım. O bakım­dan, bir İk­tidar Par­tisi mil­let­vekili olarak, benim bu konuş­mam­dan en faz­la sizin is­tifade edeceğiniz­den hiç­bir şüp­hem yok.

Değer­li mil­let­vekil­leri, çok önem­li bir kanun tasarısı ve bu kanun tasarısıy­la il­gili olarak 86 ncı mad­deye göre de bir söz hak­kım var, baş­ka konuş­mayacağım; an­cak, bu per­sonel alımıy­la il­gili olarak bu 30 yaş meselesi demin de dile getiril­di. Mil­let­vekili seçil­me yaşının 30 ol­duğu bir ül­kede, uz­man yar­dım­cılığına seçilebil­me yaşının 35 ol­masının hak­lı ve man­tık­lı bir izahı yok­tur.

Ve yine, uz­man­lar­da (C) seviyesin­de yaban­cı dil bil­gisi aranır­ken, uz­man­lığa geç­mek üzere alınan uz­man yar­dım­cığın­da da bunun aran­masının fay­dalı ol­duğu düşün­cesin­deyim.

Ve yine, bir defaya mah­sus ol­mak üzere uz­man sayısının yüz­de 50'si oranın­da baş­denet­çi tarafın­dan kamu kurum­ların­dan atama yapıl­masının da doğ­ru ol­madığı inan­cın­dayım; şunun için: Bu kanun, sizin de bir öner­geniz­le müracaat­lar 1 Tem­muz 2007 yılın­da baş­layacak; yani, bu kanunun fiilen hayata geç­mesi, orada çalışan ar­kadaş­larımızın göreve baş­laması 1 Tem­muz 2007 tarihi itibariy­le geçer­li olacak. Siz daha bir yıl­lık bir süre var­ken, uz­man­ların atan­masını diğer usul­ler­den fark­lı olarak baş­denet­çiye yüz­de 50'sini geç­memek üzere verir­seniz, bunun yan­lış ol­duğu kanısı ben­de hâkim ol­muş­tur.

Değer­li mil­let­vekil­leri, yine, öner­geniz var -ona da bak­tım- biraz son­ra o da gelecek; o öner­geniz­le, mahal­lî idareler­de bu kanun hüküm­lerinin uy­gulanabil­mesiy­le il­gili olarak bir değişik­lik yapıyor­sunuz, kanunun bütünüy­le yürür­lüğe gir­mesin­den son­ra mahal­lî idareler­deki iş ve iş­lem­ler­le il­gili değer­len­dir­meler konusun­da bu kuruma yet­kiyi veriyor­sunuz. Peki, zaten bunun­la il­gili yürür­lüğe gir­me tarihi bel­li bir tarih­te ve bir yıl son­rayı da içine alacak şekil­de bir düzen­leme yapar­sanız, mahal­lî idareler­le il­gili olarak müracaat­ların 1 Tem­muz 2008… Bunun al­tını çiz­mek is­tiyorum. Ne yap­mak is­tiyor­sunuz? Niçin mahal­lî idareler­le il­gili olarak, mahal­lî idareler­de yapılan iş ve iş­lem­ler­le il­gili olarak yapılacak müracaat­ları,  kanunun bütün mad­delerinin tümüy­le yürür­lüğe gir­dik­ten son­ra hayata geçir­menin al­tın­daki yatan sebep nedir? Bir AK Par­tili mil­let­vekili, bunu, gel­sin, kür­sün­den açık­lasın. Niçin, diğer bütün kurum­lar­da daha ön­ceki bir tarih­te yürür­lüğe gir­mek­te iken, sadece mahal­lî idareler­deki yürür­lük tarihinin 2008 1 Tem­muzun­dan itibaren ol­masının sebebini, geliniz, bir AK Par­tili mil­let­vekilin­den hep beraber din­leyelim.

Değer­li mil­let­vekil­leri, ben bu kanun­la il­gili çok şey söy­ledim.

Baş­denet­çivekilinin baş­denet­çi tarafın­dan seçil­mesinin yan­lış ol­duğunu söy­ledim. Kurul halin­de yapılan çalış­malar­da, mut­laka, kurulun oy­larıy­la seçil­mesi lazım­gel­diğini tek­rar ifade ediyorum.

En faz­la 10 denet­çi seçil­mesinin de yan­lış ol­duğunu, kanun­da bunun sabit bir rakam olarak zik­redil­mesi lazım­gel­diğini bir kez daha ifade ediyorum.

Baş­denet­çi yaşının 50 ol­masının yan­lış ol­duğunu tek­rar dile getir­mek is­tiyorum.

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi üye tam­sayısının 1 bölü 10'u… Onu kal­dır­dınız Al­lah'a şükür.

İki dönem görev yap­ma meselesini geçen gün de eleş­tir­dim, tek­rar eleş­tiriyorum; bun­lar yan­lış­tır. Yani, biz mil­let­vekili olarak seçil­diğimiz tak­dir­de, ömür boyu seçil­me hak­kımız olacak; ama, baş­denet­çi seç­tiğimiz kişileri, ikin­ci dönem­den son­ra "siz seçilemeyecek­siniz" diye Mec­lis­te bir karar vereceğiz.

Raporun Mec­lis­te okun­ma meselesinin neticesi ne olacak, bel­li değil. "Rapor Genel Kurula sunulur..." Ne yapacak Genel Kurul raporu; bu konuy­la il­gili hiç­bir sarih bir hüküm, maalesef, içerisin­de bulun­mamak­tadır.

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Kan­doğan, ek 1 dakikalık süre veriyorum; konuş­manızı tamam­layınız.

Buyurun.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Devam­la) - Topar­lıyorum.

Al­tı ay içerisin­de bu müracaat­ların neticelen­mesiy­le il­gili amir hüküm var; ama, bir mad­de son­ra, al­tı ay içerisin­de bitirilemez­se ne olur şek­lin­de bir baş­ka hüküm var. Yani, bu tür çeliş­kiler­le dolu olan bir kanun tasarısı; ama, hep­si burada söy­len­miş ol­masına rağ­men, maalesef, göz­den uzak tutul­du.

Ve yine, yönet­meliğin dokuz ay içerisin­de çıkarıl­ması meselesi. Bu ne kadar zor bir iş ki, yönet­meliği dokuz ay­da çıkarıyoruz değer­li mil­let­vekil­leri! Yani, Kamu Denet­çiliği Kurumuy­la il­gili çıkarılacak yönet­melik bu kadar zor mudur ki; niçin dokuz ay?! Eğer dokuz ay­sa, niçin bu acele?!

Değer­li mil­let­vekil­leri, bu kanun tasarısının, biraz son­ra, Adalet ve Kal­kın­ma Par­tisinin oy­larıy­la kabul edilecek bu kanun tasarısının, ek­sik­lik­leriy­le beraber, çeliş­kiler­le beraber, yan­lış­lık­lar­la beraber, mil­letimize, mem­leketimize hayır­lara vesile ol­masını temen­ni ediyor, siz­leri say­gıy­la selam­lıyorum.

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Buyurun:

Per­sonelin malî ve sos­yal hak­ları

MAD­DE 28-

BAŞ­KAN - Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Kamu kurum ve kuruluş­ların­daki per­sonelin görev­len­diril­mesi

MAD­DE 29-

SÜLEY­MAN SARIBAŞ (Malat­ya) - Karar yeter­sayısı Sayın Baş­kan...

BAŞ­KAN - Mad­deyi oy­larınıza sunacağım ve karar yeter­sayısını arayacağım.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler…

Sayın mil­let­vekil­leri, bir­leşime 5 dakika ara veriyorum; karar yeter­sayısı yok­tur.

                                                            Kapanma Saati : 20.14

AL­TIN­CI OTURUM

Açıl­ma Saati: 20.17

BAŞ­KAN: Baş­kan­vekili Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYELER: Bay­ram ÖZ­ÇELİK (Bur­dur), Tür­kân MİÇOOĞUL­LARI (İz­mir)

 

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin 116 ncı Bir­leşiminin Al­tın­cı Oturumunu açıyorum.

1206 sıra sayılı kanun tasarısının görüş­melerine kal­dığımız yer­den devam ediyoruz.

III. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

6.- Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ve Av­rupa Bir­liği Uyum ile Plan ve Büt­çe Komis­yon­ları Rapor­ları (1/1158) (S. Sayısı: 1206) (Devam)

BAŞ­KAN - Komis­yon ve Hükümet yerin­de.

Tasarının 29 un­cu mad­desinin oy­lamasın­da karar yeter­sayısı bulunamamış­tı.

Şim­di, tek­rar mad­deyi oy­larınıza sunacağım ve karar yeter­sayısını arayacağım.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

BEŞİN­Cİ BÖLÜM

Çeşit­li Hüküm­ler

Kurumun gelir­leri

MAD­DE 30-

BAŞ­KAN - Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Kurum­da çalışan­ların statüsü ve faz­la çalış­ma üc­reti

MAD­DE 31-

BAŞ­KAN - Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Yasak­lar

MAD­DE 32-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 1 adet öner­ge var­dır; öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Yasak­lar" 32 nci mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Er­dal Karademir

İz­zet Çetin

 

 

İz­mir

İz­mir

Kocaeli

 

Sami Tan­doğ­du

Bay­ram Meral

A. Kemal Deveciler

 

Or­du

An­kara

Balıkesir

 

M. Mesut Özak­can

 

A. Kemal Kum­kumoğ­lu

 

Ay­dın

 

İs­tan­bul

Mad­de 32- (1) Baş­denet­çi, denet­çi, Genel Sek­reter, uz­man ve uz­man yar­dım­cıları ile diğer per­sonel, siyasî par­tilere üye olamaz­lar; her­han­gi bir siyasî par­ti, kişi veya züm­renin yararını veya zararını hedef alan bir dav­ranış­ta bulunamaz­lar; görev­lerini yerine getirir­ken dil, ırk, cin­siyet, siyasî düşün­ce, fel­sefî inanç, din ve mez­hep ayırımı yapamaz­lar; görev­leri sebebiy­le her­han­gi bir şekil­de öğ­ren­dik­leri mes­lekî veya ticarî sır­ları görev­lerin­den ay­rıl­mış ol­salar bile açık­layamaz­lar, ken­dilerinin veya baş­kalarının yararına kul­lanamaz­lar.

(2) Baş­denet­çi, denet­çi, Genel Sek­reter, uz­man ve uz­man yar­dım­cıları; ken­dilerinin, eş­lerinin ve üçün­cü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve kayın hısım­larının baş­vurularını in­celeyemez­ler.

(3) Baş­denet­çi, denet­çi, Genel Sek­reter, uz­man ve uz­man yar­dım­cıları ile diğer per­sonel, bu görev­leri süresin­ce res­mî veya özel hiç­bir görev alamaz­lar, ticaret­le uğ­raşamaz­lar. Bilim­sel yayın­lar­da bulun­ma, görev­leri veya mes­lek­leri ile il­gili olarak davet edil­dik­leri ulusal veya ulus­lararası kon­gre, kon­ferans ve ben­zeri top­lan­tılara katıl­ma, der­nek­ler­de üyelik ve kâr amacı güt­meyen kooperatif­ler­de or­tak­lık durumun­da bu mad­de hüküm­leri uy­gulan­maz.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Sayın Tan­doğ­du, siz mi konuşacak­sınız efen­dim?

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Evet.

BAŞ­KAN - Buyurun.

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Or­du) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekili ar­kadaş­larım; 25 in­ci mad­dedeki konuş­mamın ek­sik kalan bölümüne bu mad­dede devam et­mek zorun­da kalıyorum. Çün­kü, Sağ­lık Bakan­lığının uy­gulamalar­daki yan­lış­lık­larını, halk­la olan prob­lem­lerini… Bizim önerilerimizin bu Mec­lis­te red­dedil­mesi üzerine, komis­yon­lar­da red­dedil­mesi üzerine, aramız­da bir om­buds­manın oluş­masının çok yarar­lı olacağı görüşünü gene savunuyorum.

Sağ­lık­ta Dönüşüm Prog­ramı al­tın­da yap­mış ol­duğu değişik­lik­ler içerisin­de ken­di Müs­teşarı, Sağ­lık Bakan­lığı Müs­teşarı sırf dönerser­mayeden para al­sın diyerek tek­rar onu şef ilan et­mesi, şef olarak has­taneye ataması… Bunun çözümünü burada ken­disini defalar­ca da uyar­mamıza rağ­men hal­ledemememiz… Bu yan­lış­lığı or­tadan kal­dır­mak için de bir om­buds­mana ih­tiyacımız ol­duğunu burada dile getir­mek is­tiyorum. Bu konuda da Sayın Sağ­lık Komis­yonu Baş­kanımız Prof. Dr. Cev­det Er­döl Beyin de om­buds­man olarak atan­masını öneriyorum.

Şim­di, ay­nı şekil­de, mec­burî hiz­met atamaların­daki yap­mış ol­duğu yan­lış­lık­lara kar­şın, Or­du Vilayetin­de 50 tane bel­dede dok­toru yok­ken, karakış­ta mağ­dur olan o böl­gemin ben­den yar­dım is­temesi üzerine -Mec­lis Baş­kan­lığına ver­miş ol­duğum izin dilek­çem­le- o böl­gede yir­mibeş gün dok­tor­luk yap­tım. Bu sıkış­tır­mam, bu dok­tor­luk hiz­metim­den son­ra kuralara Or­du Vilayetin­de 34 tane dok­toru koyarak atayan bu kişinin, ay­nı şekil­de benim de bir om­buds­man­lık görevi yerine getir­diğimi siz­ler de gör­müş ol­dunuz, ar­kadaş­larım ve böl­ge in­san­larım da yaşamış ol­dular.

Şim­di, bir de Karadeniz'de en büyük sorun var; fın­dık köy­lüsünün mağ­duriyeti. Fis­kobir­lik ve Hükümet arasın­da bir om­buds­mana ih­tiyaç var. Bu om­buds­manın bu Mec­lis­ten ol­masını is­tiyorum. Bu, çözül­mesi zor görünen; ama, as­lın­da çok kolay olan; zira, 25 Nisan 2005 tarihin­de çıkar­tılan bir karar­namey­le, SSK'nın ilaç alımın­daki an­laş­malı söz­leş­menin ip­talin­den son­ra çıkar­tılan yasay­la 6 ilaca dev­letin ödemiş ol­duğu fiyat far­kı es­ki paray­la tam 100 tril­yon lira ar­kadaş­lar. Eğer bugün Fis­kobir­lik'e 100 tril­yon lira para ver­miş ol­sa veyahut da bir ban­kadan kredisini sağ­lamasın­da yar­dım­cı ol­sa 8 000 000 fın­dık köy­lüsünü mağ­duriyet­ten kur­taracak­ken, bu ıs­rar­larımızı, bu ricalarımızı yerine getir­meyen Hükümet, Fis­kobir­lik ve fın­dık köy­lüsü arasına bir om­buds­man atan­masının şart ol­duğunu görüyoruz.

ÜNAL KACIR (İs­tan­bul) - Bir tane om­buds­man var, her konuda om­buds­man yok.

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Devam­la) - Bir om­buds­man hal­lediyor.

BAŞ­KAN - Sayın Tan­doğ­du, Genel Kurula hitap ediniz.

Sayın Kacır, lüt­fen…

İ. SAMİ TAN­DOĞ­DU (Devam­la) - Sağ­lık Bakan­lığının, Tür­kiye'nin ih­tisas veren has­tanelerine im­tihana tabi tut­mak­sızın şef atamalarını ve bu atamış ol­duğu şef­lerin hiç­birini im­tihana tabi tut­mak­sızın, ör­neğin Numune Has­tanesin­de her­han­gi bir klinik­te 7 tane şef, Yük­sek İh­tisas Has­tanesin­de 5 tane şef, İz­mir'de, İs­tan­bul'da, Adana'da ve diğer dev­let has­tanelerin­de, ih­tisas veren has­taneler­de şef­lerin sayısı 1'den, 2'den 6'lara, 7'lere çık­tı. Fakat, ar­kadaş­lar, bu şef atamaların­daki mağ­duriyet... Şef bol, ama, klinik yok! Bu has­taneler ih­tisas veren has­taneler, uz­man hekim yetiş­tiren has­taneler. Bu has­taneler­deki şef­lerin bu den­li sınav­sız, ih­tisas im­tihanına gir­mek­sizin, şef­lik im­tihanına gir­mek­sizin atamalarının komp­likas­yon­larını, tayin olan, mec­burî hiz­met­le veya ih­tisas sahibi ol­muş olan dok­tor­ların böl­gedeki yap­mış ol­duk­ları yan­lış­lık­lar­la, hatalarıy­la in­san­ların can­larının yok ol­duğunu görüyoruz. Bu yan­lış­lık­ları, bu ak­sak­lık­ları or­tadan kal­dır­mak için, Sağ­lık Komis­yonunun al­tın­da, Sağ­lık Komis­yonunun ken­disin­de konuş­malarımızı, uyarılarımızı hiçe sayan bu Sağ­lık Bakanı ile halk arasın­da, vatan­daş arasın­da, has­ta arasın­da ve bizim aramız­da bir om­buds­man ol­ması gerek­tiğine inanıyorum. O neden­le, bu has­sasiyetimizin, bu iç­ten duy­gularımızın, bu kon­sen­süsün oluşabil­mesi için, bütün mil­letin, bütün is­tek­lerini yerine getirebil­mesi için, Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu ile AK Par­ti Grubunun ve, Anavatan Par­tisi Grubunun ve grubu olamayan diğer mil­let­vekili ar­kadaş­larımızın sev­gi içerisin­de, hoş­görü içerisin­de, dayanış­ma içerisin­de ül­ke men­faat­larına, ül­ke çıkar­larına yarar­lı yasalar çıkaracağı inan­cım­la hepinize say­gılar sunuyorum. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Baş­denet­çi veya denet­çiler hak­kın­da ceza soruş­tur­ması ve kovuş­tur­ması usulü

MAD­DE 33-

BAŞ­KAN - 1 adet öner­ge var­dır; öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının "Baş­denet­çi veya denet­çiler hak­kın­da ceza soruş­tur­ması ve kovuş­tur­ması usulü" baş­lık­lı 33 ün­cü mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

A. Kemal Kum­kumoğ­lu

A. Kemal Deveciler

 

 

İz­mir

İs­tan­bul

Balıkesir

 

Er­dal Karademir

M. Mesut Özak­can

İz­zet Çetin

 

İz­mir

Ay­dın

Kocaeli

 

Bay­ram Meral

 

Mus­tafa Öz­yürek

 

An­kara

             

Mer­sin

Mad­de 33- (1) Baş­denet­çi ve denet­çilerin görev­leri nedeniy­le bir suç iş­ledik­leri öne sürül­düğü tak­dir­de hak­ların­da ceza soruş­tur­ması ve kovuş­tur­ması yapılabil­mesi Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kanının iz­nine bağ­lıdır. İzin veril­mesi veya veril­memesine ait karara kar­şı itiraz mer­cii Danış­tayın il­gili dairesidir.

(2) Baş­denet­çi ve denet­çiler hak­kın­daki hazır­lık soruş­tur­ması Yar­gıtay Cum­huriyet Baş­sav­cısı tarafın­dan ger­çek­leş­tirilir. Açılacak kamu davası, Yar­gıtayın il­gili ceza dairesin­de görülür. Tem­yiz mer­cii, Yar­gıtay Ceza Genel Kuruludur.

(3) Bu mad­dede hüküm bulun­mayan husus­lar­da 2/12/1999 tarih­li ve 4483 sayılı Memur­lar ve Diğer Kamu Görev­lilerinin Yar­gılan­ması Hak­kın­da Kanun hüküm­leri uy­gulanır.

(4) Ağır ceza mah­kemesinin görev alanına giren suç­lara iliş­kin suçüstü hâli genel hüküm­lere tâbidir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ÇEV­RE VE OR­MAN BAKANI OS­MAN PEPE (Kocaeli) - Katıl­mıyoruz Sayın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Konuşacak­sınız…

Buyurun Sayın Öz­yürek.

MUS­TAFA ÖZ­YÜREK (Mer­sin) - Sayın Baş­kan, say­gıdeğer mil­let­vekil­leri; hepinizi say­gıy­la selam­lıyorum.

Görüş­mek­te ol­duğumuz mad­de, baş­denet­çi ve denet­çilerin özel bir yar­gılama usulüne tabi tutul­masıy­la il­gili mad­dedir.

Değer­li ar­kadaş­larım, biz, 2002 seçim­lerine girer­ken mil­let­vekili dokunul­maz­lık­larının kal­dırıl­masını hep is­tedik ve Adalet ve Kal­kın­ma Par­tisi de is­tedi; fakat, ne yazık ki, o gün­den bugüne her­han­gi bir adım atılamadı.

Biz, mil­let­vekili dokunul­maz­lığının sınır­lan­dırıl­masını gün­deme getir­diğimiz­de, Adalet ve Kal­kın­ma Par­tisi söz­cüleri dediler ki, sadece mil­let­vekili dokunul­maz­lığını kal­dır­mak yet­mez, tüm bürok­rat­ların da dokunul­maz­lığını kal­dıralım dediler. Biz de hep bu tar­tış­malar­da dedik ki, buyurun, kimin dokunul­maz­lığı var­sa, hep­sini kal­dıralım.

Kal­dı ki, bürok­rat­lar­la il­gili dokunul­maz­lık denilen özel yar­gılama yön­temi yasalar­la düzen­len­miş­tir, her­han­gi bir anayasal değişik­liğe ih­tiyaç yok­tur.

Şim­di, burada, Adalet ve Kal­kın­ma Par­tisinin getir­diği bu tasarıda denet­çilere, baş­denet­çiye özel bir yar­gılama usulü getiriliyor. Yani, on­ların ifadesiy­le, bir an­lam­da dokunul­maz­lık sağ­lanıyor.

Şim­di, eğer, siz, bürok­rat­lara dokunul­maz­lık getiriliyor, on­ların özel bir yar­gılama usulüne tabi tutul­masına biz kar­şıyız diyor­sanız, niçin bu özel yar­gılama usulünü getiriyor­sunuz? Bu, bir çeliş­ki. Değer­li ar­kadaş­larım, esas çeliş­ki, bürok­rat­ların özel yar­gılama usulünün bir dokunul­maz­lık gibi top­luma sunul­masıdır ve mil­let­vekili dokunul­maz­lığıy­la karış­tırıl­masıdır. O neden­le, bu vesiley­le, bir kez daha ifade et­mek is­tiyorum ki, biz, Cum­huriyet Halk Par­tisi olarak, mil­let­vekili dokunul­maz­lığının kal­dırıl­masını is­tiyoruz. Eğer Adalet ve Kal­kın­ma Par­tisi, han­gi bürok­ratın, kimin bir dokunul­maz­lığı var ve onu kal­dıralım diyor­sa, on­ların dokunul­maz­lık­larının kal­dırıl­masına da kar­şıyız.

Değer­li ar­kadaş­larım, dün­den beri, burada, bu kamu denet­çiliğiy­le il­gili tasarıyı tar­tışıyoruz. Ne yazık ki, Adalet ve Kal­kın­ma Par­tisinin, İç­tüzük­te yer alan temel yasa kav­ramını yan­lış ve çok geniş yorum­laması nedeniy­le, burada, biz, bazı ön­lem­ler al­maya, sözümüzün kısıl­dığı nok­tada, baş­ka bir nok­tada söz hak­kı al­maya çalış­tık; ama, yapılan görüş­meler­de, konuş­malar­da şu or­taya çık­tı ki, temel yasa uy­gulaması abar­tılı bir şekil­de, genel çer­çevesini de aşacak şekil­de yorum­lan­mış­tır. Bun­dan son­ra, temel yasa konusun­da bir­birimizi ik­na et­meye, grup­lararası bir mutabakat sağ­lamaya çaba har­cayacağız.

El­bet­te, geç­miş­te, Ceza Kanunu gibi, Medenî Kanun gibi kap­sam­lı, önem­li düzen­lemeler ih­tiva eden yasalar gel­diği zaman -bun­ların temel yasa ol­duğun­da hiç kuş­ku yok- bu nok­tada bir­birimize yar­dım­cı oluruz. Ör­neğin, şu an­da Adalet Komis­yonun­da görüşül­mek­te olan Türk Ticaret Kanunu gibi yüz­ler­ce mad­de içeren ve kap­sam­lı, sis­tematik bir yasa görüşülür­ken de temel yasa uy­gulaması yapıl­masın­da hiç­bir sorun yok­tur; ama, 10 mad­delik, 15 mad­delik tasarıları temel yasa gibi al­gılamak son derece yan­lış­tır. Bu nok­talar­da bir açık­lığa, bir­birimizi an­layan bir nok­taya gel­miş ol­mamız­dan, ben, son derece…

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Buyurun Sayın Öz­yürek, konuş­manızı tamam­layınız.

MUS­TAFA ÖZ­YÜREK (Devam­la) - …mut­lu ol­dum.

Bu vesiley­le, Yüce Mec­lisi say­gıy­la selam­lıyorum. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ediyorum Sayın Öz­yürek.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Genel Sek­reter ve per­sonel hak­kın­da ceza soruş­tur­ması ve kovuş­tur­ması usulü

MAD­DE 34-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 1 adet öner­ge var­dır; öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı Kanun Tasarısının "Genel Sek­reter ve per­sonel hak­kın­da ceza soruş­tur­ması ve kovuş­tur­ması usulü" baş­lık­lı 34 ün­cü mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

A. Kemal Kum­kumoğ­lu

A. Kemal Deveciler

 

 

İz­mir

İs­tan­bul

Balıkesir

 

Er­dal Karademir

M. Mesut Özak­can

İz­zet Çetin

 

İz­mir

Ay­dın

Kocaeli

 

 

Bay­ram Meral

 

 

 

An­kara

 

Mad­de 34- (1) Genel Sek­reter, uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev­leri nedeniy­le bir suç iş­ledik­leri ileri sürül­düğü tak­dir­de ceza soruş­tur­ması ve kovuş­tur­ması yapılabil­mesi, Baş­denet­çinin iz­nine bağ­lıdır. İzin veril­mesi veya veril­memesine iliş­kin karara kar­şı itiraz mer­cii An­kara Böl­ge İdare Mah­kemesidir.

(2) Genel Sek­reter, uz­man ve uz­man yar­dım­cıları ile diğer per­sonel hak­kın­daki hazır­lık soruş­tur­ması, suçun iş­len­diği yer Cum­huriyet baş­sav­cısı veya görev­len­direceği Cum­huriyet sav­cısı tarafın­dan ger­çek­leş­tirilir. Açılacak kamu davası ay­nı yer mah­kemesin­de görülür.

(3) Bu mad­dede hüküm bulun­mayan husus­lar­da, Memur­lar ve Diğer Kamu Görev­lilerinin Yar­gılan­ması Hak­kın­da Kanun hüküm­leri uy­gulanır.

(4) Ağır ceza mah­kemesinin görev alanına giren suç­lara iliş­kin suçüs­tü hâli genel hüküm­lere tâbidir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) -Tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ÇEV­RE VE OR­MAN BAKANI OS­MAN PEPE (Kocaeli) - Katıl­mıyoruz Sayın Baş­kan.

BAŞ­KAN -Sayın Deveciler siz mi konuşacak­sınız?

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Evet.

BAŞ­KAN - Buyurun.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Sayın Baş­kan, değer­li üyeler; az ev­vel görüş­tüğümüz 33  ün­cü mad­dede, baş­denet­çi ve denet­çiler hak­kın­da ceza soruş­tur­ması ve kovuş­tur­ma usulünü görüş­tük ve bu mad­dede, baş­denet­çi ve denet­çilerin soruş­turul­ması Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kanının iz­nine bağ­lan­dı ve şöy­le diyor: "Baş­denet­çi ve denet­çilerin görev­leri sebebiy­le bir suç iş­ledik­leri öne sürül­düğü tak­dir­de hak­ların­da ceza soruş­tur­ması ve kovuş­tur­ması yapılabil­mesi Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kanının iz­nine bağ­lıdır. İzin veril­mesi veya veril­memesine iliş­kin karara kar­şı itiraz mer­cii Danış­tayın il­gili dairesidir."

Şim­di ise, 34 ün­cü mad­deye göre, genel sek­reter, uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının iş­ledik­leri suç­lar nedeniy­le soruş­tur­ma ve kovuş­tur­ması baş­denet­çinin iz­nine bağ­lan­mak­tadır. Ay­nen orada da şunu söy­lüyor: "Genel sek­reter, uz­man ve uz­man yar­dım­cılarının görev­leri sebebiy­le bir suç iş­ledik­leri öne sürül­düğü tak­dir­de ceza soruş­tur­ması ve kovuş­tur­ma yapılabil­mesi baş­denet­çinin iz­nine bağ­lıdır. İzin veril­mesi veya veril­memesine iliş­kin karara kar­şı itiraz mer­cii An­kara Böl­ge İdare Mah­kemesidir."

Şim­di bakınız, bu yapılan, 33 ün­cü mad­dede yap­tığınız düzen­leme de, 34 ün­cü mad­dede yapılan düzen­leme de, kesin­kes doğ­ru bir düzen­leme değil­dir. Çün­kü, şöy­le bir 2002 seçim­lerine gidelim. 2002 seçim­lerin­de, baş­ta Genel Baş­kanımız Deniz Bay­kal ve Baş­bakan Tay­yip Er­doğan ve AKP söz­cüleri, bütün yap­mış  ol­duğu miting­ler­de, basın açık­lamaların­da, açık oturum­lar­da, ik­tidara gel­dik­lerin­de dokunul­maz­lık­ları kal­dıracak­ları sözünü ver­miş­ti. Vatan­daşımız da, hal­kımız da 2002 seçimin­den ev­vel, 1999-2002 arası ül­kemizi yöneten siyasîlerin faz­la yol­suz­luk­lara bulaş­tık­ları için ve biz­ler de söz ver­diğimiz için bun­dan dolayı her iki par­tiyi Mec­lise, Par­lamen­toya gön­der­diler.

Şim­di, ama bakıyoruz, bu dokunul­maz­lık­ları bir kenara it­tik. Seçim­ler­den beri, biz ver­diğimiz söz­lerin yerine getiril­mesi için, her defasın­da, her plat­form­da, baş­ta Genel Baş­kanımız, grup baş­kan­vekil­lerimiz, bütün mil­let­vekil­lerimiz, her  plat­form­da hal­kımıza verilen bu söz­lerin yerine getiril­mesini is­tiyoruz, dokunul­maz­lık­ların kal­dırıl­masını is­tiyoruz; ama, neden­se, AKP buna bir tür­lü yanaş­mamak­tadır.

Şim­di, bakıyoruz, niçin, böy­lesi, kamuoyunun say­gın­lığını kazan­ması şart olan bir kurumun, om­buds­man­lık kurumunun baş­denet­çisini,  denet­çisini, genel sek­reter, uz­man ve uz­man yar­dım­cılarını dokunul­maz­lık zır­hına alıyoruz? Mec­lis­te kal­dıramadık.

Bunu defalar­ca söy­lüyoruz. Zaman zaman, bizim Cum­huriyet Halk Par­tili mil­let­vekil­lerinin de dokunul­maz­lık­lar­la il­gili sav­cılık­tan fez­lekeleri geliyor, AKP mil­let­vekil­lerinin de fez­lekesi var, 150'ye yakın fez­leke var; ama, biz, Cum­huriyet Halk Par­tililer olarak, her zaman için, gerek Adalet ve Anayasa Komis­yon­ların­dan oluşan Kar­ma Komis­yon­da gerek­se yap­mış ol­duğumuz konuş­malar­da veya fez­lekelerin Mec­lis­te görüşül­meleri es­nasın­da dokunul­maz­lık­larımızın kal­dırılıp, yar­gılan­mamızı is­tiyoruz; fakat, neden­se, siz, her zaman­ki gibi, çıkar­dığınız yasalar­da da çoğun­luğunuza güvenerek, bun­da da bizim dokunul­maz­lık­larımızın kal­dırıl­masına müsaade et­miyor­sunuz.

Siz ken­di dokunul­maz­lık­larınızı kal­dır­mayabilir­siniz; ama, hiç ol­maz­sa, müsaade edin, Cum­huriyet Halk Par­tisi mil­let­vekil­lerinin dokunul­maz­lık­larını kal­dırınız.

ÜNAL KACIR (İs­tan­bul) - Seçim­de hep­si kal­kacak! Seçim­de hiç dokunul­maz­lığınız kal­mayacak!

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - Siz, bırakın dokunul­maz­lık­ları kal­dır­mayı, ken­dinizin, mil­let­vekil­lerinizin, belediye baş­kan­larınızın, bakan­larınızın, daha ev­vel­den, mil­let­vekili seçil­meden ev­vel iş­lemiş ol­duğu suç­lar­dan veya mil­let­vekili seçil­dik­ten son­ra yap­mış ol­duk­ları olay­lar­dan dolayı ceza al­malarını kal­dırabil­mek için, zaman zaman, getirilen kanun­ların çeşit­li mad­delerine bunu adap­te et­meye çalışıyor­sunuz.

Bakınız, daha geçen gün burada bir yasa görüşülür­ken, af niteliğin­deki, 330 çoğun­luk is­teyen bir yasa görüşülür­ken, es­kiden belediye baş­kan­lığı yap­mış, es­kiden belediye bürok­rat­lığı yap­mış, şu an­da mil­let­vekili olan ve halihazır­da da belediye baş­kan­lığı yapan bazı ar­kadaş­larınızı kur­tarabil­mek için bir yasa getir­diniz, mad­de ilavesi yap­tınız…

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - Bitiriyorum.

BAŞ­KAN - Buyurun, konuş­manızı tamam­layınız.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devam­la) - Ama, ne yazık ki, Cum­huriyet Halk Par­tili ar­kadaş­larımızın ret oy­larıy­la ve sizin içiniz­de bulunan bazı sağ­duyulu ar­kadaş­larımızın gös­ter­miş ol­duğu has­sasiyet­le 321 oy­da kal­dı ve bu değişik­liği ve bu af­fı, ken­di ken­dinizi af­fet­meyi bir tür­lü ger­çek­leş­tiremediniz; ama, bazı bakan­lar­la il­gili, bugüne kadar al­tı yedi sefer af çıkar­dınız.

Yine, bu haf­ta içerisin­de, Adalet Komis­yonun­da görüşülen bir af yasasın­da, Sayın Maliye Bakanı hak­kın­da -yedi kere af­fet­tik, sekizin­ci af gel­miş­ti- hayalî ih­racat ve nay­lon­faturayı bilerek kul­lanan­ların da af kap­samına alın­masıy­la il­gili, orada da Cum­huriyet Halk Par­tili ar­kadaş­larımızın ver­miş ol­duğu onur­lu mücadele neticesi, bu da Adalet Komis­yonunun kap­samın­dan çıkar­tıl­dı.

Ne yazık ki, bun­ları her zaman yapıyor­sunuz; ama, seçim kapıda, seçim geliyor. Bun­ların hesabını hal­ka san­dık­ta verecek­siniz. İlk yapılan seçim­ler­de, ay­nen, 1999-2002 yıl­ları arasın­da yapılan yol­suz­luk­ların hesabını, hal­kımız, nasıl 2002 seçim­lerin­de o par­tiler­den sor­duy­sa, önümüz­deki kasım ayın­da yapılacak seçim­ler­de siz­ler­den de soracak­tır.

Hepinize say­gılar sunuyorum. (CHP sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sayın Deveciler, teşek­kür ediyorum.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler…  Kabul edil­miş­tir.

Emek­lilik

MAD­DE 35-

BAŞ­KAN - Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Büt­çe ve har­cama

MAD­DE 36-

BAŞ­KAN - Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler…

HÜSEYİN ÖZ­CAN (Mer­sin) - Karar yeter­sayısı Baş­kanım…

BAŞ­KAN - Oya sun­dum; son­ra, bir son­rakin­de.

HÜSEYİN ÖZ­CAN (Mer­sin) - Söy­ledim…

BAŞ­KAN - … Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Kad­rolar

MAD­DE 37-

HÜSEYİN ÖZ­CAN (Mer­sin) - Karar yeter­sayısı is­tiyoruz.

BAŞ­KAN - Mad­deyi ekin­deki lis­tey­le bir­lik­te oya sunacağım ve karar yeter­sayısını da arayacağım.

Sayın mil­let­vekil­leri, 37 nci mad­deyi ek­li lis­tesiy­le bir­lik­te oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Karar yeter­sayısı var­dır; mad­de kabul edil­miş­tir.

MAD­DE 38-

BAŞ­KAN - Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, yeni mad­de ih­dasına dair 1 öner­ge var­dır.

Malum­larınız ol­duğu üzere, görüşül­mek­te olan tasarı veya tek­life konu kanunun komis­yon met­nin­de bulun­mayan; an­cak, tasarı veya tek­lif­le çok yakın il­gisi bulunan bir mad­desinin değiş­tiril­mesini is­teyen ve komis­yonun salt çoğun­luk­la katıl­dığı öner­geler üzerin­de yeni bir mad­de olarak görüş­me açılacağı İç­tüzüğün 87 nci mad­desinin dör­dün­cü fık­rası hük­müdür. Bu neden­le, öner­geyi okutup Komis­yona soracağım. Komis­yon öner­geye salt çoğun­luk­la -21 üyesiy­le- katılır­sa öner­ge üzerin­de yeni bir mad­de olarak görüş­me açacağım; Komis­yonun salt çoğun­luk­la katıl­maması halin­de ise, öner­geyi iş­lemden kal­dıracağım.

Şim­di, öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sayılı kanun tasarısına 38 in­ci mad­deden son­ra gel­mek üzere bir mad­de ek­len­mesini ve bun­dan son­ra gelen mad­delerin buna göre tesel­sül et­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Nevin Gaye Er­batur

Tür­kân Miçooğul­ları

Mus­tafa Öz­yürek

 

 

Adana

İz­mir

Mer­sin

 

Tun­cay Er­cenk

Bir­gen Keleş

 Bülent Baratalı

 

An­tal­ya

İs­tan­bul

İz­mir

Mad­de 39- Kadın hak­ları ile il­gili çıkacak olan sorun­lar­da kadın-er­kek eşit­liğini sağ­lamak üzere bir kadın-er­kek eşit­liği kamu denet­çisi görev­len­dirilir.

BAŞ­KAN - Sayın Komis­yon, öner­geye salt çoğun­luk­la katılıyor musunuz?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Salt çoğun­luğumuz yok, katıl­mıyoruz.

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, Komis­yon öner­geye salt çoğun­luk­la katıl­mamış ol­duğun­dan, öner­geyi iş­lem­den kal­dırıyorum.

Yeni mad­de ih­dasıy­la il­gili 1 öner­ge daha var­dır; o öner­geyi de okutup, ay­nı iş­lemi tek­rar­layacağım:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sayılı Kanun Tasarısına 38 in­ci mad­deden son­ra gel­mek üzere bir mad­de ek­len­mesini ve bun­dan son­ra gelen mad­delerin buna göre tesel­sül et­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Nevin Gaye Er­batur

Tür­kân Miçooğul­ları

Bir­gen Keleş

 

 

Adana

İz­mir

İs­tan­bul

 

Mus­tafa Öz­yürek

Tun­cay Er­cenk

Bülent Baratalı

 

Mer­sin

An­tal­ya

İz­mir

 

 

Meh­met Kar­tal

 

 

 

Van

 

Mad­de 39.- Çocuk hak­ları ile il­gili sorun­ların çözümün­de yet­kili olmak üzere çocuk hak­ları kamu denet­çisi görev­len­dirilir.

BAŞ­KAN - Sayın Komis­yon, öner­geye salt çoğun­luk­la katılıyor musunuz?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Katılamıyoruz.

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, Komis­yon öner­geye salt çoğun­luk­la katıl­madığın­dan, öner­geyi iş­lem­den kal­dırıyorum.

Yönet­melik

MAD­DE 39-

BAŞ­KAN - Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

GEÇİCİ MAD­DE 1-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 1 adet öner­ge var­dır; öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının geçici 1 in­ci mad­desinin (2) numaralı fık­rasın­da yer alan "Komis­yon" ibaresinin "Baş­kanlık" şek­lin­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

 

İr­fan Gün­düz

Yah­ya Ak­man

T. Ziyaed­din Ak­bulut

 

İs­tan­bul

Şan­lıur­fa

Tekir­dağ

 

Meh­met Kurt

 

Muhar­rem Es­kiyapan

 

Sam­sun

 

Kay­seri

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ÇEV­RE VE OR­MAN BAKANI OS­MAN PEPE (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Komis­yon tak­dire bırakıyor, Hükümet katılıyor.

Gerek­çeyi okutuyorum:

Gerek­çe:

Kurumun Komis­yon yerine Baş­kan­lığa baş­vur­ması, 11 in­ci mad­dede yapılan değişik­lik­le kabul edil­diğin­den, buna paralel olarak geçici 1 in­ci maddede ay­nı değişik­liğin yapıl­ması gerek­mek­tedir.

BAŞ­KAN - Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Kabul edilen öner­ge is­tikametin­de mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

GEÇİCİ MAD­DE 2-

BAŞ­KAN - Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul etmeyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

GEÇİCİ MAD­DE 3-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 1 adet öner­ge var­dır; öner­geyi okutuyorum.

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan 1206 sıra sayılı kanun tasarısının geçici 3 ün­cü mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

Bülent Baratalı

Er­dal Karademir

İz­zet Çetin

 

 

İz­mir

İz­mir

Kocaeli

 

Bay­ram Meral

M. Mesut Özak­can

A. Kemal Kum­kumoğ­lu

 

An­kara

Ay­dın

İs­tan­bul

 

 

A. Kemal Deveciler

 

 

 

Balıkesir

 

Geçici Mad­de 3- (1) İlk Baş­denet­çi ve denet­çilerin seçiminin bitimin­den son­ra Baş­denet­çi tarafın­dan dok­san gün için­de; bir defaya mah­sus ol­mak ve ek­li (1) sayılı lis­tede yer alan Kamu Denet­çiliği Kurumu uz­manı un­van­lı ser­best kad­ro adedinin yüz­de el­lisini geç­memek üzere, 25 ve 26 ncı mad­deler­deki şart­lara bakıl­mak­sızın, uz­man olarak kamu kuruluş­lar­dan atama yapılabilir.

(2) Şu kadar ki, uz­man olarak atanacak­ların Dev­let Memur­ları Kanununun 48 in­ci mad­desin­de sayılan genel şart­ları taşımaları ve 25 in­ci mad­denin birin­ci fık­rasının (a) ben­din­de sayılan nitelik­lere ve mes­lek­lerin­de en az beş yıl­lık deneyime sahip ol­maları gerekir.

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ÇEV­RE VE OR­MAN BAKANI OS­MAN PEPE (Kocaeli) - Katıl­mıyoruz Sayın Baş­kanım.

BAŞ­KAN - Buyurun Sayın Öz­yürek.

MUS­TAFA ÖZ­YÜREK (Mer­sin) - Sayın Baş­kan, say­gıdeğer mil­let­vekil­leri; görüş­mek­te ol­duğumuz tasarının geçici 3 ün­cü mad­desi, baş­denet­çiye atama yet­kisi veren bir mad­de.

Bu kurumun 100 per­soneli var; uz­man var, diğer per­sonel var. Bu 100 per­soneli de atama yet­kisi baş­denet­çiye veriliyor. Bu, olağanüs­tü bir yet­ki. Bu, büyük sakın­calar doğuracak bir yet­ki. Her­han­gi bir çer­çeve de çizil­miyor; yani, şu esas­lara göre böy­le bir atama yapar da denil­miyor. Onun için, bu düzen­leme, özel­lik­le bu geçici 3 ün­cü mad­de, uy­gulamada büyük sorun­ları, sıkın­tıları beraberin­de getirecek bir düzen­lemedir.

Değer­li ar­kadaş­larım, görüş­mek­te ol­duğumuz Kamu Denet­çiliği Kurumuy­la il­gili tasarının son­larına gel­miş bulunuyoruz. Bu konuy­la il­gili bazı şey­ler, bazı düşün­celerimizi ifade et­mek is­tiyorum. Bu, yeni bir kurum. Bu kurumun top­lum­da et­kin ol­ması, amacına uy­gun olarak çalış­tırılabil­mesi için, buraya atanacak kamu baş­denet­çisinin nitelik­leri ve atama şek­li son derece önem­lidir. Eğer, Adalet ve Kal­kın­ma Par­tisi, nasıl ol­sa bizim çoğun­luğumuz var, is­tediğimiz kişiyi atarız an­layışıy­la buraya bir atama yapar­sa, bu, ölü doğar, ek­sik doğar. Hem Mec­lis için­de hem Mec­lis dışın­da bir uz­laş­ma arayarak kamuoyun­da say­gın­lık yarat­mış olan kişiler arasın­dan bir seçim yapılır­sa, bu kurum, daha baş­lan­gıç­ta doğ­ru bir yak­laşım­la or­taya çıkar ve iş­ler­lik kazanır. Onun için, buraya atanacak baş­denet­çi ve denet­çilerin nitelik­leri, kalitesi son derece önem­lidir. Şim­di, bazı kurum­lar kurulur; ama, siz, o kurum­ları iş­letecek kişileri atar­ken, o kişileri belir­ler­ken yeter­li özeni gös­ter­mez­seniz o kurum ölü doğar. O bakım­dan, büyük umut­lar­la, büyük bek­len­tiler­le bir yasa tasarısı çıkarıyoruz ve is­tiyoruz ki, top­lum­da say­gın­lığı olan, her­han­gi bir karar ver­diği zaman adaletin­den şüp­he edil­meyen bir kişiyi baş­denet­çi olarak atayalım. El­bet­te, bu nitelik­te pek çok in­san var top­lumumuz­da, adalet an­layışıy­la, taraf­sız kişiliğiy­le, çalış­malarıy­la ken­dini kabul et­tir­miş kişiler var. Bun­lar, çok rahat bir şekil­de bulunabilir ve bir uz­laş­ma için­de bu kişiler göreve getirilebilir; ama, bu yapıl­mayıp da "bizim nasıl ol­sa çoğun­luğumuz var; bize yakın birisi ol­sun, bizim an­layışımız­da birisi ol­sun" dediğiniz zaman top­lumun büyük kesiminin kar­şı çıkacağı, uy­gun bul­madığı bir atamay­la yola çık­mış oluruz ve verilen bun­ca emeğe, bu konudaki umut­lara yazık olur. Onun için, özel­lik­le bu yasanın sonuna gel­diğimiz bu aşamada hatır­lat­mak is­tiyorum ki, bu göreve, top­lum­da say­gın­lık kazan­mış kişileri mutabakat­la seçelim ve iş­ler­liği olan çağ­daş bir kurumu, Batı demok­rasilerin­de var olan bir kurumu Tür­kiye'de de iş­ler hale getirelim.

Bu dileğimizi, bu temen­nimizi, bu vesiley­le açık­lamak is­tiyorum. Yüce Mec­lisi say­gıy­la selam­lıyorum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ediyorum Sayın Öz­yürek.

Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Öner­ge kabul edil­memiş­tir.

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Bir düzelt­memiz var Sayın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Buyurun.

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Geçici mad­de 3'ün birin­ci fık­rasının son cüm­lesi "uz­man olarak kamu kurum ve kuruluş­ların­dan" diye bir ilavemiz olacak; "atama yapılabilir…"

BAŞ­KAN - Evet, gerek­li not alın­mış­tır, gerek­li düzelt­me yapılacak­tır.

Teşek­kür ederim.

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Ben teşek­kür ederim.

BAŞ­KAN - Düzelt­mey­le bir­lik­te mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

GEÇİCİ MAD­DE 4-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 1 adet öner­ge var­dır; öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanunu Tasarısının geçici 4 ün­cü mad­desin­de geçen "tutum ve dav­ranış­ları hak­kın­da" ibaresin­den son­ra gel­mek üzere "Kanun bütünüy­le" ibaresinin ek­len­mesini arz ve tek­lif ederiz.

                              

İr­fan Gün­düz

Yah­ya Ak­man

Ziyaed­din Ak­bulut

 

 

İs­tan­bul

Şah­lıur­fa

Tekir­dağ

 

Muhar­rem Es­kiyapan

 

Meh­met Kurt

 

Kay­seri

 

Sam­sun

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Uy­gun görüş­le tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ÇEV­RE VE OR­MAN BAKANI OS­MAN PEPE (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Baş­kan.

SALİH KAPUSUZ (An­kara) - Gerek­çe…

BAŞ­KAN - Gerek­çeyi okutuyorum:

Gerek­çe:

Kanunun tüm mad­deleri eş zaman­lı olarak yürür­lüğe gir­meyeceğin­den, mahal­lî idareler açısın­dan uy­gulama tarihi hususun­da tered­düt oluş­maması amacıy­la bu değişik­lik öner­gesi veril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Kabul edilen öner­ge is­tikametin­de mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Yürür­lük

MAD­DE 40-

BAŞ­KAN - Mad­de üzerin­de 1 adet öner­ge var­dır; öner­geyi okutuyorum:

Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi Baş­kan­lığına

Görüşül­mek­te olan Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanunu Tasarısının 40 ın­cı mad­desinin aşağıdaki şekil­de değiş­tiril­mesi arz ve tek­lif ederiz.

                              

İr­fan Gün­düz

Yah­ya Ak­man

Ziyaed­din Ak­bulut

 

 

İs­tan­bul

Şah­lıur­fa

Tekir­dağ

 

Muhar­rem Es­kiyapan

 

Meh­met Kurt

 

Kay­seri

 

Sam­sun

 "(1) Bu Kanunun 17 nci mad­desi 1 Tem­muz 2007, diğer mad­deleri 1 Ekim 2006 tarihin­de yürür­lüğe girer."

BAŞ­KAN - Komis­yon öner­geye katılıyor mu?

PLAN VE BÜT­ÇE KOMİS­YONU SÖZ­CÜSÜ MUZAF­FER BAŞ­TOP­ÇU (Kocaeli) - Uy­gun görüş­le tak­dire bırakıyoruz.

BAŞ­KAN - Hükümet?..

ÇEV­RE VE OR­MAN BAKANI OS­MAN PEPE (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Baş­kan.

BAŞ­KAN - Gerek­çeyi okutuyorum:

Gerek­çe:

İlk Baş­denet­çi ve en az beş denet­çinin seçimi ile Kurumun kurul­ması ön­görül­müş ve Kanunun yürür­lüğe gir­diği tarih­ten itibaren otuz gün son­ra Komis­yon tarafın­dan Baş­denet­çi ve beş denet­çi seçimi için aday aday­lığı baş­vuru sürecinin baş­layacak ol­ması ve bu tarihin de Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin tatil dönemine rast­laması nedeniy­le bu değişik­lik öner­gesi veril­miş­tir.

BAŞ­KAN - Öner­geyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Kabul edilen öner­ge is­tikametin­de mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Yürüt­me

MAD­DE 41-

BAŞ­KAN - Mad­deyi oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Mad­de kabul edil­miş­tir.

Sayın mil­let­vekil­leri, ikin­ci bölüm­de yer alan mad­delerin oy­lamaları tamam­lan­mış­tır.

Tasarının görüş­meleri tamam­lan­mış­tır.

Tasarının tümünün oy­lamasın­dan ön­ce, tasarının leh ve aley­hin­de söz talep­leri var­dır.

Aley­hin­de, Sayın Üm­met Kan­doğan, Deniz­li; buyurun.

ÜM­MET KAN­DOĞAN (Deniz­li) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; siz­leri say­gıy­la selam­lıyorum.

Tasarının tümü oy­lan­madan ön­ce, oyumunun ren­gini belirt­mek üzere söz al­mış bulunuyorum.

Ben, bu kanun tasarısı görüşül­meye baş­lan­dığın­da bu kanun tasarısının, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisin­de et­raf­lıca tar­tışılıp, görüşülüp, en fay­dalı bir şekil­de çıkarılacağı inan­cın­day­dım ve bu neden­le de, kanun tasarısı Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisine gel­diğin­de, bu tasarıy­la il­gili düşün­celerim son derece olum­luy­du ve olum­lu oy ver­meyi düşün­müş­tüm; an­cak, tasarı görüşülür­ken benim de burada dile getir­diğim bir­çok husus­la il­gili hiç­bir değer­len­dir­me yapıl­madan, bu konular­la il­gili görüş­lerimizin doğ­ru veya yan­lış ol­duğu hiç­bir şekil­de ileri sürül­meden görüş­meler tamam­lan­dı.

Gönül is­ter­di ki, bu kanun tasarısıy­la il­gili olarak bizim eleş­tirilerimiz, önerilerimiz, Adalet ve Kal­kın­ma Par­tisi Grubu tarafın­dan da değer­len­diril­sin. Bel­ki öner­miş ol­duğumuz husus­lar­dan bir­kaç tanesi siz­lerin de oy­larıy­la değiş­tirilip, kanun tasarısının çok daha iyi bir şekil­de çık­ması ar­zumuz­du; an­cak, bunu ger­çek­leş­tiremedik ve bu neden­le, baş­lan­gıç­ta, bu konunun lehin­de oy kul­lanacağımı düşün­müş ol­mama rağ­men, bu gel­diğimiz nok­tada, maalesef, bu ek­sik­lik­ler­den, yan­lış­lık­lar­dan dolay­lı bu kanun tasarısının lehin­de oy kul­lanamayacağımı ifade et­mek is­tiyorum.

Yine, bu kanun tasarısının, Sayın Cum­hur­baş­kanı tarafın­dan, Kamu Denet­çiliği Kurumunun Anayasada yer al­maması, Anayasada bir kar­şılığı ol­maması nedeniy­le bir kez daha Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisine geri gön­deril­me ih­timalinin ol­duğunu da, en azın­dan tutanak­lara geçirt­mek için  söz al­mış bulunuyorum.

Gönül ar­zu eder­di ki, bizim önerilerimiz ve is­tek­lerimiz  doğ­rul­tusun­da bu kanun tasarısın­da gerek­li düzelt­meler yapıl­mış ol­say­dı; an­cak, bu şan­sı kaçır­dık. Tür­kiye için son derece önem­li olan ve uy­gulamaya geç­tiğin­de Tür­kiye'deki vatan­daş­larımıza çok büyük fay­dalar sağ­layacak olan bir kanun tasarısını, daha hayata geçir­meden, maalesef, bu yön­leriy­le kabul et­miş ol­mamız­dan dolayı, ben, bu kanun tasarısının aley­hin­de oy kul­lanacağımı ifade ediyor; Yüce Heyetinizi say­gıy­la selam­lıyorum.

BAŞ­KAN - Leh­te, oyunun ren­gini belirt­mek üzere, Er­tuğ­rul Yal­çın­bayır... Yok.

Sayın Resul Tosun, buyurun.

RESUL TOSUN (Tokat) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri…

YAH­YA AK­MAN (Şan­lıur­fa) - Üm­met ve Resul peş peşe gel­diler.

RESUL TOSUN (Devam­la) - Eh, Üm­met ve Resul peş peşe konuşun­ca Üm­met'in değil, Resul'un sözü geçer­lidir biliyor­sunuz.

Evet, latife bir yana, değer­li ar­kadaş­lar, 3 Kasım 2002 yılın­da yeni görevine baş­layan 22 nci Dönem Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi, hakikaten, ses­siz  dev­rim­lere im­za at­mış, bunun muhar­rik gücünü, motor gücünü AK Par­ti oluş­tur­muş; an­cak, zaman zaman, muhalefet par­tilerinin de, bu is­tikamet­te, leh­te, demok­ratik­leş­me is­tikametin­de des­tek­lerine şahit ol­muşuz­dur; on­lara da, Mec­lisimize de müteşek­kiriz.

22 nci Dönem­de, hakikaten, demok­ratik­leş­me is­tikametin­de Kopen­hag Kriter­leri diye özet­lenen, demok­ratik­leş­me, in­san hak­ları, öz­gür­lük­ler alanın­da, Mec­lisimiz, bu dönem­de bir tarih yaz­mış­tır. Bu tarihi yazar­ken, baş­ta İk­tidar Par­tisi mil­let­vekil­leri ve kat­kıda bulunan muhalefet par­tisi mil­let­vekil­lerini de tak­dir et­meden geç­mek, kadir­şinas­sız­lık olur.

Değer­li ar­kadaş­lar, bu ses­siz dev­rim­ler­den birisi de, kamu denet­çiliği adı al­tın­da 1206 sıra sayısıy­la iki gün­dür görüş­tüğümüz ve tamam­ladığımız, son derece önem­li, Tür­kiye açısın­dan, Tür­kiye'deki demok­ratik­leş­meyi ol­gun­laş­tır­ma açısın­dan atıl­mış en önem­li adım­lar­dan birisidir bu 1206 sıra sayılı kanun tasarısı.

Ne getiriyor; kamu denet­çiliği diye as­lın­da isim kon­muş, tam oturuyor mu, otur­muyor mu, bunu tar­tış­manın bir an­lamı yok. An­cak, bugüne kadar, as­lın­da, idarenin her tür­lü ey­lemine ve iş­lemine kar­şı, tavır ve dav­ranış­larına kar­şı vatan­daş­larımızın hak­larını arayabil­mek için baş­vurabilecek­leri, bugüne kadar, kurul­lar düzeyin­de, kurum­sal­laş­mamış bir­takım mer­ciler var­dı.

SÜLEY­MAN SARIBAŞ (Malat­ya) - Ne demek; mah­kemeler kurum­sal değil mi?!

RESUL TOSUN (Devam­la) - As­lın­da, biz­den ön­ceki dönem­de, 57 nci Hükümet dönemin­de kurulan in­san hak­ları kurul­ları var­dı il­çeler­de ve il­ler­de ve bunun da üzerin­de, tabiî ki, kanun­la kurul­muş tek komis­yon olan Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi İn­san Hak­larını İn­celeme Komis­yonu, as­lın­da, Av­rupa'daki om­buds­man­lık kurumunun, âdeta, görevini ifa et­meye gay­ret eden bir komis­yon­du; an­cak, kurum­sal­laş­ma yok­tu.

Biz­den ön­ceki 57 nci Hükümet dönemin­de, Hik­met Sami Türk Bey zamanın­da, as­lın­da, bir tasarı hazır­lan­mış­tı; fakat, o dönem­de kurulan in­san hak­ları kurul­ları ol­sun ve biz gelip de dev­ral­dığımız­da -in­san hak­ları kurul­larını, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi İn­san Hak­larını İn­celeme Komis­yonu olarak ele al­dığımız­da değer­li ar­kadaş­lar- bu om­buds­manın, idarenin ey­lem­lerine, iş­lem­lerine kar­şı bireyin, vatan­daşın hak­kını, hukukunu koruyacak olan il ve il­çe in­san hak­ları kurul­larının üyelerinin, em­niyet müdür­lerin­den, jan­dar­ma komutanın­dan, sav­cıdan, mil­lî eğitim müdürün­den, sağ­lık müdürün­den, yani, kim­den şikâyet ediliyor­sa on­ların bu kurul­ların içine getiril­diğini gör­müş­tük. Yine, bu dönem­de, Komis­yonumuzun ikaz­ları neticesin­de bu değiş­tiril­miş ve tamamen, bir vali yar­dım­cısının baş­kan­lığın­da, koor­dinas­yonun­da sivil top­lum ör­güt­lerinin tem­sil­cilerin­den oluşan daha demok­ratik kurul­lar haline gel­miş­ler­dir; an­cak, bun­lar kurul­dur, kurum değil­dir, her­han­gi bir müey­yidesi de yok­tur. Bir de, vatan­daş­lar, buralara, bugüne kadar müracaat et­mek­te hep çekim­ser kal­mış­lar, ürk­müş­ler ve dev­let kapısına gider gibi al­gılamış­lar ve maalesef, çok olum­lu sonuç­lar al­dığımızı söy­lememiz müm­kün değil.

İş­te, bu Kamu Denet­çiliği Yasa Tasarısını yasalaş­tır­dık­tan son­ra, ar­tık, hiç kim­seden emir ve talimat al­mayan... Çün­kü, yasada onu da belirt­tik, hiç­bir mer­ci, hiç­bir kim­se, görev­leriy­le il­gili emir ve talimat veremez, genel­ge gön­deremez, tav­siye ve tel­kin­de bulunamaz. İs­tis­na tut­tuğumuz 4 mad­de dışın­da, yönetimin bütün ic­raat­ların­da, bütün ey­lem­lerin­de, idarenin her tür­lü ey­lem ve iş­lem­leri ile tutum ve dav­ranış­larını, adalet an­layışı için­de, in­san hak­larına say­gı, hukuka ve hak­kaniyete uy­gun­luk yön­lerin­den in­celemek, araş­tır­mak ve idareye öneriler­de bulun­ma yet­kisine sahip...

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

RESUL TOSUN (Devam­la) - Tamam­lıyorum Sayın Baş­kanım.

BAŞ­KAN - Buyurun Sayın Tosun; 1 dakikalık süre için­de konuş­manızı tamam­layınız.

RESUL TOSUN (Devam­la) - Eğer, seçilen om­buds­man diye de Av­rupa'da bil­diğimiz bu baş­denet­çi, kamu denet­çisi, hakikaten bu şart­ları haiz, liyakat­li biri olur, kim­seden emir, talimat al­maz da in­san hak­larını göz önün­de bulun­durur­sa, ar­tık, bugün­den son­ra, bu yasa yürür­lüğe gir­dik­ten son­ra, kamu denetim sis­temi kurumu oluş­tuk­tan son­ra, Tür­kiye'de de, ar­tık "Ber­lin'de hâkim­ler var" den­diği gibi "An­kara'da da kamu denet­çisi var­dır" dedir­tebilecek bir sis­temi Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisi olarak oluş­turuyoruz.

Ül­kemize, in­sanımıza hayır­lı ol­sun diyorum.

Leh­te konuşacağımı belirt­tim.

Teşek­kür ediyorum. (AK Par­ti sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Teşek­kür ederim.

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, tasarının görüş­meleri tamam­lan­mış­tır.

Tasarının tümü açıkoy­lamaya tabidir.

Açıkoy­lamanın şek­li hak­kın­da Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoy­lamanın elek­tronik oy­lama cihazıy­la yapıl­masını oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler... Kabul et­meyen­ler... Kabul edil­miş­tir.

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, oy­lama için 4 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisin­de sis­teme giremeyen üyelerin tek­nik per­sonel­den yar­dım is­temelerini, bu yar­dıma rağ­men de sis­teme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oy­lama için ön­görülen 4 dakikalık süre içerisin­de Baş­kan­lığa ulaş­tır­malarını rica ediyorum.

Ay­rıca, vekâleten oy kul­lanacak sayın bakan­lar var ise, han­gi bakana vekâleten oy kul­lan­dığını, oyunun ren­gini ve ken­disinin ad ve soyadı ile im­zasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oy­lama için ön­görülen 4 dakikalık süre içerisin­de Baş­kan­lığa ulaş­tır­malarını rica ediyorum.

Sayın mil­let­vekil­leri, görüş­meler devam edecek­tir; ar­kadaş­larımız Genel Kurul­dan ay­rıl­masın­lar.

Oy­lama iş­lemini baş­latıyorum.

(Elek­tronik cihaz­la oy­lama yapıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, Kamu Denet­çiliği Kurumu Kanunu Tasarısının (1/1158) tümü üzerin­deki açıkoy­lama sonucunu arz ediyorum:

Oy sayısı     :       252

Kabul         :        249

Ret             :            2

Çekim­ser     :          1 (x)

Böy­lece, tasarı kabul edil­miş ve kanun­laş­mış­tır. Ül­kemize hayır­lar getir­mesini diliyorum.

Sayın mil­let­vekil­lerimize ve televiz­yon­lar­da bizi iz­leyen iz­leyicilerimize Sayın Bakanın bir teşek­kür konuş­ması olacak.

Buyurun Sayın Bakanım. (AK Par­ti sıraların­dan al­kış­lar)

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (An­kara) - Sayın Baş­kan, çok değer­li mil­let­vekil­leri; top­lum hayatımız bakımın­dan son derece fay­dalı olacağına inan­dığımız bir refor­mu daha siz­lerin çabalarıy­la ger­çek­leş­tir­miş bulunuyoruz. İnanıyoruz ki, Kamu Denet­çiliği Kurumu hayata geç­tiğin­de, vatan­daş­larımız, dev­let­le olan ih­tilaf­ların­da al­ter­natif bir çözüme daha kavuş­muş olacak­lar­dır. Dolayısıy­la, dev­let-mil­let kay­naş­ması açısın­dan, vatan­daşın idareye, dev­lete güveni açısın­dan al­ter­natif bir kurum top­lum hayatımıza kazan­dırıl­mış ol­mak­tadır.

Bu tasarının yasalaş­ması sırasın­da gös­ter­diğiniz çaba, des­tek ve gay­ret­ten dolayı, teker teker tüm mil­let­vekil­lerimize, siyasî par­ti grup­larımıza ve komis­yon çalış­maların­da emeğini, kat­kısını esir­gemeyen hem Plan ve Büt­çe Komis­yonunun Baş­kan ve üyelerine, hem Av­rupa Bir­liği Uyum Komis­yonunun Sayın Baş­kan ve üyelerine ve sabır­la bu oturum­ları yönetip bunun yasalaş­masın­da çaba gös­teren, dirayet gös­teren Baş­kan­lık Divanın Sayın Baş­kan ve üyelerine huzurunuz­da teşek­kür ediyorum.

Bu yasanın mil­letimize hayır­lı ol­masını temen­ni ediyorum.

Hepinize say­gılar sunuyorum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sayın Bakanım, biz de, size ve şah­sınız­da Hükümetimize, böy­le bir tasarıyı Mec­lisimize getirip kanun­laş­masına vesile ol­duğunuz için teşek­kür ediyoruz.

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, bir­leşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapan­ma Saati : 21.16

 

                         

(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

YEDİN­Cİ OTURUM

Açıl­ma Saati: 21.25

BAŞ­KAN: Baş­kan­vekili Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYELER: Bay­ram ÖZ­ÇELİK (Bur­dur), Tür­kân MİÇOOĞUL­LARI (İz­mir)

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, Tür­kiye Büyük Mil­let Mec­lisinin 116 ncı Bir­leşiminin Yedin­ci Oturumunu açıyorum.

Çalış­malarımıza  kal­dığımız yer­den devam edeceğiz.

Sayın mil­let­vekil­leri, 5 in­ci sırada yer alan, Mar­din Mil­let­vekili Nihat Eri ve 4 Mil­let­vekilinin; Sıvılaş­tırıl­mış Pet­rol Gaz­ları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elek­trik Piyasası Kanunun­da Değişik­lik Yapıl­masına Dair Kanun­da Değişik­lik Yapıl­masına İliş­kin Kanun Tek­lifi ve Sanayi, Ticaret, Ener­ji, Tabiî Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­noloji Komis­yonu raporunun görüş­melerine baş­lıyoruz.

III. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

7.- Mar­din Mil­let­vekili Nihat Eri ve 4 Mil­let­vekilinin; Sıvılaş­tırıl­mış Pet­rol Gaz­ları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elek­trik Piyasası Kanunun­da Değişik­lik Yapıl­masına Dair Kanun­da Değişik­lik Yapıl­masına İliş­kin Kanun Tek­lifi ve Sanayi, Ticaret, Ener­ji, Tabiî Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­noloji Komis­yonu Raporu (2/813) (S. Sayısı: 1205) (x)

BAŞ­KAN - Komis­yon?.. Yerin­de.

Hükümet?.. Yerin­de.

Komis­yon raporu 1205 sıra sayısıy­la bas­tırılıp dağıtıl­mış­tır.

Tek­lifin tümü üzerin­de, Anavatan Grubu adına İb­rahim Öz­doğan, Er­zurum Mil­let­vekili; Cum­huriyet Halk Par­tisi Grubu adına Tacidar Sey­han, Adana Mil­let­vekili.

Şahıs­ları adına konuş­macılar: Recep Garip, Mücahit Daloğ­lu, Tacidar Sey­han ve İb­rahim Öz­doğan.

İlk söz, tasarının tümü üzerin­de, Er­zurum Mil­let­vekili İb­rahim Öz­doğan'a ait­tir; Anavatan Grubu adına.

Sayın Öz­doğan, buyurun.

ANAVATAN PAR­TİSİ GRUBU ADINA İB­RAHİM ÖZ­DOĞAN (Er­zurum) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekili ar­kadaş­larım; 1205 sıra sayılı Sıvılaş­tırıl­mış Pet­rol Gaz­ları Piyasası Kanunu ve Elek­trik Piyasası Kanunun­da Değişik­lik Yapıl­masına Dair Kanun­da Değişik­lik Yapıl­masına İliş­kin Kanun Tek­lifi ve Sanayi, Ticaret, Ener­ji, Tabiî Kay­nak­lar, Bil­gi ve Tek­noloji Komis­yonu raporu üzerin­de, Anavatan Par­tisi Grubu adına, geneli üzerin­de söz al­mış bulun­mak­tayım; bu vesiley­le Yüce Genel Kurulu say­gıy­la selam­lıyorum.

Değer­li ar­kadaş­lar, bu tek­life sek­tör tem­sil­cileri tep­ki gös­ter­mek­tedir. Bir­kaç yüz is­tas­yonu kur­taracak düzen­leme sek­tör­deki iç barışı bozacak­tır. Çün­kü, akar­yakıt­ta lisans­lama iş­lemini geçen yıl tamam­layan Ener­ji Piyasası Düzen­leme Kurumu, 1 500'ü aş­kın bayie 57 156'şar YTL ceza kes­miş­tir. Bayilerin is­teği üzerine, Ener­ji Bakan­lığının, cezaların af­fedil­mesi yönün­de bir çalış­ma baş­lat­tığı dile getiril­miş­ti. 13 Haziran itibariy­le LPG lisan­sı ver­meyi kesecek EPDK'nın, sek­tör­deki 1 000'e yakın otogaz is­tas­yonunu kapatabileceği gün­dem­dedir. Haziran itibariy­le 6 000'e yakın LPG lisan­sı baş­vurusunu kabul eden Ener­ji Üst Kurulu, bun­ların 5 000'e yakınını sonuç­lan­dır­mış­tır. 1 000 civarın­daki otogaz is­tas­yonunun ise, nok­san­lık­ları yüzün­den, bel­geleri geri gön­deril­miş­tir. Lisans alımının bit­mesi, af an­lamına gelecek bir kanunî düzen­lemenin yapıl­ması yan­lış olacak­tır; çün­kü, akar­yakıt sek­törün­de yapılamayan bir uy­gulamanın LPG'de yapıl­ması doğ­ru değil­dir.

                         

(x) 1205 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Bu düzen­leme girişimine, LPG akar­yakıt sek­törünü tem­sil eden en­düs­tri ör­güt­leri ve bayi sen­dikaları kar­şıdır. Sek­törün çok büyük bir bölümünün kar­şı ol­duğu bir düzen­lemenin, kural­lara uy­mamış olan bir­kaç yüz is­tas­yonu kur­tar­mak amacıy­la yapıl­ması uy­gun değil­dir. Bu konuda, ön­celik­le, EPDK'nın lisans ve değer­len­dir­me sürecinin tamam­lan­ması gerek­mek­tedir. Daha son­ra, konumuy­la il­gili yeni yak­laşım­lar ve ih­tiyaç­lar doğ­rul­tusun­da öneri getirilebilir.

Bu kanun tek­lifiy­le, nok­san­lık­larını tamam­lamayan 900 kadar otogaz is­tas­yonun­dan 300-400 kadarı kapan­mak­tan kur­tulacak­tır. Değişik­lik sayesin­de, bu tür is­tas­yon­lar, iş­yeri aç­ma ve çalış­ma ruh­satı ol­madan 2007 sonuna kadar çalışabil­me im­kânına kavuş­mak­tadır.

Geç­tiğimiz yıl yasalaşan Sıvılaş­tırıl­mış Pet­rol Gaz­ları Piyasası Kanununa göre, piyasada faaliyet gös­teren şir­ket­lerin, çev­re ve top­lum güven­liği açısın­dan risk oluş­tur­madığını is­pat eden, iş­yeri aç­ma ve çalış­ma ruh­satı gibi bel­geler­le EPDK'ya baş­vurarak, lisans al­ma zorun­luluğu getiril­miş­ti. Bu kap­sam­da, LPG piyasasın­da faaliyet gös­teren 5 700 otogaz is­tas­yonu ol­mak üzere, 6 000 kadar şir­ket, 13 Mart 2006 tarihine kadar EPDK'ya lisans baş­vurusu yap­mış­tı. EPDK, kanunun ver­diği yet­kiy­le, baş­vurusunu yap­tığı hal­de ev­rak­ları ek­sik olan şir­ket­ler için üç ay­lık ek­süre ver­miş­ti. Edinilen bil­giye göre, bugüne kadar nok­san­lık­larını tamam­layan yak­laşık 4 100 otogaz is­tas­yonu EPDK'dan lisans al­maya hak kazan­dı.

Mev­cut kanunun ir­delen­mesi ve asıl yapıl­ması gereken­ler ise, Hükümet tarafın­dan üç sene ön­ce hazır­lanan LPG Piyasası Kanunu Tasarısı çalış­malarına konuy­la il­gili mes­lek odaları davet edil­memiş­tir. Hazır­lanan tasarıda, sek­tör tem­sil­cilerinin et­kisiy­le, yal­nız­ca LPG piyasasının gözetimine ve denetimine yönelik hüküm­ler yer al­mış­tır.

Bu tasarıy­la, ruh­sat alacak LPG is­tas­yon­ların­da afet olay­ları mey­dana gelir­se sorum­lusu kim olacak­tır? Mil­letin kür­süsün­den burada soruyorum.

Akar­yakıt is­tas­yon­ları ve LPG is­tas­yon­larının oluş­tur­duğu teh­likeleri gör­mez­den gelemeyiz; can ve mal güven­liği açısın­dan -yeni akar­yakıt ve LPG is­tas­yon­larına imar mev­zuatına ay­kırı olarak izin veril­miş­tir- bun­ların kapatıl­ması gerek­mek­tedir.

Değer­li mil­let­vekil­leri, LPG is­tas­yon­larının da akar­yakıt is­tas­yon­larının açıl­masın­da aranan tüm şart­ları sağ­laması gerek­mek­tedir. Bu tip kamu yararı ve top­lum sağ­lığı açısın­dan çok büyük önem taşıyan iş­let­melerin yer seçimine iliş­kin belir­lenen öl­çüt­lerin bilim­sel analiz ve sap­tamalar üzerin­den hayata geç­mesi sağ­lan­malıdır. Bu plan­lama çalış­malarının yapıl­ması şart koşul­malı ve imar plan­ların­da bu alan­ların LPG is­tas­yonu, akar­yakıt is­tas­yonu alanı olarak belir­til­meleri sağ­lan­malıdır. İmar plan­ların­da bu amaç­lar­la ay­rıl­mış yer­lerin dışın­da söz konusu tesis­lerin açılabil­mesi en­gel­len­melidir.

Diğer yan­dan, bir­çok yer­de akar­yakıt ve LPG is­tas­yon­ları bir­lik­te ay­nı alan için­de bulun­mak­tadır. LPG is­tas­yon­larına bir­takım hüküm­ler uy­gulanıp, akar­yakıt is­tas­yon­larına bu hüküm­lerin uy­gulan­maması hukuk­sal ve tek­nik açıdan cid­dî sorun­lara yol açacak­tır. Akar­yakıt is­tas­yon­ları için­de kaçak LPG is­tas­yon­larının oluşumu da en­gel­len­melidir.

Bazı gaz is­tas­yon­larına af gibi düzen­lemeler yapılacağına,  bu is­tas­yon­ların olası risk­lerini en aza in­diren düzen­lemeler yapıl­malıdır. Akar­yakıt ve LPG is­tas­yon­larının oluş­turacağı teh­likelerin ön­len­mesi ve en aza in­diril­mesi plan­lama karar­larıy­la müm­kün­dür. Can ve mal güven­liğinin sağ­lan­ması, sağ­lık­lı çev­reler­de yaşan­ması, imar plan­larının usulüne uy­gun biçim­de hazır­lanıp onan­ması zorun­ludur. Akar­yakıt ve LPG is­tas­yon­larının yer­leşim yer­leri için­de uy­gun yer seçimi, bu alan­lar­dan op­timum biçim­de yarar­lan­mak için plan­lama ay­rıca bir ön şart olarak  da değer­len­diril­melidir.

Plan­lama şart­larının yerine getiril­memesi halin­de diğer ruh­sat­lar tek başına sorunu çözemeyecek­tir. Plan­lama esas­ları, şehir­cilik il­keleri ve kamu yararına göre yapıl­ması zorun­ludur. Top­lum sağ­lığı açısın­dan büyük önem taşıyan bu tür tesis­lerin  yer seçimi, il­gili tüm stan­dart ve öl­çüt­ler oluş­turul­duk­tan son­ra plan kararına bırakıl­malı ve tesis­lerin planın­da an­cak LPG is­tas­yonu, akar­yakıt ser­vis is­tas­yonu olarak işaret­len­mesi halin­de faaliyet gös­ter­mesine izin veril­melidir.

İmar Kanunun­da bu konuda var olan sorunun giderilebil­mesi amacıy­la "konut dışı kent­sel çalış­ma alan­ları" tanımı içerisin­de, yanıcı, par­layıcı, pat­layıcı iş­lev­ler içer­meyen imalat­haneler  ve akar­yakıt is­tas­yon­larının bir arada bulun­masın­dan kay­nak­lanan çeliş­ki gideril­melidir. Bunun için "konut dışı kent­sel çalış­ma alan­ları" tanım­laması içerisin­den "akar­yakıt is­tas­yonu" tanımı çıkarıl­malı ve bu tesis­lerin ken­di özel gös­terimi ve yapılaş­ma, yer seçim koşul­ları dışın­da hayata geçebil­mesi en­gel­len­melidir.

Akar­yakıt ve LPG depolama, dolum, bayii ve is­tas­yon­ların­da imar planı yapıl­malı, plan­lamaya iliş­kin şart­lar her biri için uy­gulan­malıdır. Mev­cut kanun­daki imar planı yapımının sadece, otogaz bayileri ve is­tas­yon­larına getiril­mesi yeter­siz­dir; diğer akar­yakıt ve LPG tesis­lerinin bütünü için getiril­melidir.

Yürür­lük­teki imar mev­zuatı açısın­dan da bu tür tesis­lere imar planı yapıl­ması zaten zorun­ludur. LPG ve akar­yakıt is­tas­yon­ları, üretim, depolama, satış özel­lik­lerin­den dolayı, in­san-çev­re sağ­lığı açısın­dan yer seçimi, plan­lama ve denet­len­mesin­de bir dizi öl­çüt belir­lenerek, titiz­lik­le uy­gulan­ması gerek­li olan bir kent­sel ser­vis niteliği taşımak­tadır.

LPG ve akar­yakıt tesis­lerinin yapılacak plan­lar­da uy­gun yer seçiminin sağ­lan­ması için özel il­keler getiril­meli ve bun­lar, yönet­melik­ler­de detay­lı bir hale getiril­melidir.

Bu tesis­lerin yer seçimin­de ulaşım önem­li bir fak­tör­dür. Bunun için, Karayol­ları Genel Müdür­lüğün­den geçiş yolu izin bel­gesi alın­ması zorun­luluğu hük­me bağ­lan­malıdır. Bunun dışın­da, yer seçimin­de ulaşım açısın­dan da değer­len­dir­me yapıl­ması gerek­tiği belir­til­melidir.

Ay­nı yol güzer­gâhı üzerin­de ne kadar mesafe için­de LPG ve akar­yakıt is­tas­yonu bulunabileceği de tek­nik açıdan tes­pit edil­melidir. Bu amaç­la Ener­ji ve Tabiî Kay­nak­lar Bakan­lığı il­keler tes­pit et­meli ve bu konuda görüş­ler ver­melidir. Ak­si hal­de, ih­tiyaç olup ol­madığına bakıl­mak­sızın, çok sık aralık­lar­la is­tas­yon­ların yapımı ger­çek­leşecek­tir. Bu durum ekonomik açıdan da önem­li bir kayıp­tır. Bulunan yolun geniş­liği, geçen araç sayısı ve yoğun­luğa göre bel­li öl­çüt­ler belir­lenebilir.

Yürür­lük­te olan ve karayolu kenarın­da yapılacak akar­yakıt mesafelerine iliş­kin Ener­ji ve Tabiî Kay­nak­lar Bakan­lığının 11 Ey­lül 1996 tarih ve 22754 sayılı Res­mî Gazetede yayım­lanan teb­liği bu açıdan bilim­sel nitelik taşımamak­tadır.

Şehir plan­cılarına is­tas­yon­lar­la il­gili bilim­sel veriler veril­mek suretiy­le, konunun diğer veriler bütün­lüğün­de değer­len­diril­mesi sağ­lan­malıdır.

LPG ve akar­yakıt tesis­lerinin, et­rafın­da bulunan kul­lanım­lar­la bir­lik­te düşünül­mesi gerek­mek­tedir. Özel­lik­le her­han­gi bir afet anın­da bu tesis­lerin pat­lamasıy­la teh­likenin art­masına neden olabilecek kul­lanım­lara izin veril­memelidir. Bu alan­ların et­rafın­da diğer pat­layıcı tesis­lere izin veril­memesi gereği de kanun çalış­maların­da dik­kate alın­mak mec­buriyetin­dedir. Değer­li ar­kadaş­lar, ak­si hal­de, sanayi ve depolama alan­ları içerisin­de ve çev­resin­deki diğer iş­lev­ler göz önün­de bulun­durul­madan her­han­gi bir yer­de açılabilecek LPG, akar­yakıt is­tas­yon­ları yeni sakın­caları beraberin­de getirecek­tir.

Söz­gelimi bir kim­yevî nitelik­li fab­rika ile LPG is­tas­yonu bir arada faaliyet gös­terebilecek ya da or­ganize sanayi alan­larının sos­yal tesis­leri ya da sağ­lık, eğitim tesis­leri bitişiğin­de LPG is­tas­yon­larının açıl­ması yönün­deki hiç­bir talep geri çev­ril­meyecek­tir. Bunun da ne kadar teh­likeli bir durum ol­duğunu vic­dan­larınıza arz ediyorum.

Şüp­hesiz ki, bu tip top­lu bulun­mayı gerek­tirecek alan­lar­da, LPG, akar­yakıt is­tas­yonu ben­zeri iş­lev­ler yer al­mamalıdır. Bu durumu belir­leyip uy­gulayacak olan da imar plan­larıdır. Bu tip bir plan­lama çalış­ması ve denetiminin dış­lan­ması, mev­cut, ruh­sat­sız ve top­lum sağ­lığı açısın­dan sakın­calar taşıyan yer­ler­de yer seç­miş LPG is­tas­yon­larının yasal­laş­tırıl­ması yönün­de bir çabayı içeren bu tasarı yasalaş­mamalıdır.

Özelik­le yoğun yer­leşim yer­lerinin bulun­duğu kent mer­kez­leri için­de bu tür is­tas­yon­lara izin veril­memelidir. Güven­lik mesafeleri ve sağ­lık koruma bant­larıy­la kuşatıl­malıdır. Akar­yakıt ve LPG tesis­leri, Gay­ri Sıh­hi Mües­seseler Yönet­meliğine tabi ol­masına rağ­men, bu Yönet­melik hüküm­lerine uy­gun olarak sağ­lık koruma bant­larının uy­gulamada belir­len­mediği görül­mek­tedir. Bu neden­le, kanun­da han­gi tesis­lerin birin­ci ve ikin­ci sınıf gay­ri sıh­hi mües­sese ol­duğu kanun­la ön­görül­melidir. Koruma bant­larının da yeter­li mesafede tes­pit edil­mediği uy­gulamada kar­şılaşılan diğer bir sorun­dur. Bu konuda yeter­li ve bilim­sel mesafeler konul­mamak­tadır.

Kanun­da sağ­lık koruma mesafelerinin han­gi il­kelere göre tes­pit edileceği de hük­me bağ­lan­malıdır. Ay­rıca, LPG ve akar­yakıt tesis­lerinin bir­bir­lerine, okul, sağ­lık gibi umumî hiz­met tesis­lerine, yer­leş­me yer­lerine, yol­lara ne kadar uzak­lık­ta ol­ması gerek­tiğine iliş­kin güven­lik mesafelerinin belir­len­mesi de zorun­ludur. Tesis­lerin niteliğine göre, mesafe şart­ları da fark­lılaş­malıdır. Kanun­da il­keler belir­len­meli, yapılacak yönet­melik­te detay­lan­dırıl­malıdır.

Güven­lik mesafeleri ve sağ­lık koruma bant­larının kap­sayacağı alan­da mül­kiyet sorun­ları çözüm­len­melidir. Kişilerin mül­kiyet hak­larının sınır­lan­dırıl­maması için, bu alan­ların satın alınacağı veya kiralanacağı kanun­da yer al­malıdır.

Bu şart­lar yerine getiril­dik­ten son­ra yapılacak plan­lar­da mesafeler işaret­len­melidir. Bu mesafeler için­de, kanun­da yer alan kul­lanım­lar dışın­da hiç­bir kul­lanıma izin veril­memelidir. Bu durum­da, in­san­ların ve çev­renin korun­ması müm­kün olacak ve sorun temel­den çözüm­lenebilecek­tir.

Akar­yakıt ve LPG alan­ları için­de ticarete izin veril­memelidir. "Akar­yakıt is­tas­yonu" ya da "konut­dışı kent­sel çalış­ma alan­ları" tanımı kap­samın­da kurul­muş akar­yakıt ya da LPG is­tas­yon­ları içerisin­de yapılabilen ticarî üniteler­den top­lu bulun­mayı gerek­tirecek sos­yal tesis, alış­veriş mer­kezi, süper­mar­ket, düğün salonu gibi iş­lev­ler böy­lesi teh­likeli alan­lar içerisin­den ayık­lan­malıdır. Bu bakım­dan, LPG akar­yakıt is­tas­yon­ları içerisin­deki üniteler­den, zorun­lu ol­ması halin­de, yal­nız­ca ser­vis, bakım, yönetim, küçük çap­lı bak­kal bulunabil­meli, bunun dışın­daki ticarî iş­lev­lerin bu alan­lar içerisin­de bulunamayacağı kanun­da yer al­malıdır.

Kanun tek­lifin­de buna iliş­kin getirilen hüküm­ler de yerin­de görül­mek­tedir.

LPG akar­yakıt is­tas­yon­ları içerisin­deki ticarî üniteler­de ne gibi faaliyet­lere izin verilebileceği konusun­da, belediyelerin küşat, iş­let­me ruh­satı birim­lerinin uyarıl­ması sağ­lan­malı, uzun vadede bu birim­lerin imar­la il­gili birim­ler­le eş­güdüm içerisin­de çalış­masını sağ­layabilecek düzen­lemeler araş­tır­malıdır.

Değer­li ar­kadaş­lar, unutul­mamalıdır ki, bir­çok ruh­sat­lı ben­zin is­tas­yonu alanı içerisin­de, imar planıy­la verilen in­şaat alanı içerisin­de kalan ticarî birim­lere, yukarıda vur­gulanan has­sasiyet gözar­dı edilerek, ruh­sat verilebil­mek­tedir.

Böy­lesi bir ticarî iş­lev­leri sınır­lama, yön­len­dir­me çabası ol­maması ve birim­lerarası eş­güdüm ek­sik­liği her açıdan yasal görün­düğü hal­de, telafisi im­kân­sız sakın­calara yol açabilen tesis­lerin açılıp, iş­letil­mesine neden ol­mak­tadır.

Sorun, yal­nız­ca ruh­sat­sız LPG is­tas­yon­ların­da ol­madığı, konunun akar­yakıt is­tas­yon­ların­dan bağım­sız düşünül­memesi gerek­tiği unutul­mamalı ve ruh­sat­lı-ruh­sat­sız tüm LPG akar­yakıt is­tas­yon­larının tüm bu has­sasiyet­ler üzerin­den yeniden değer­len­diril­mesi ivedilik­le sağ­lan­malıdır.

LPG ve akar­yakıt is­tas­yonuna yönelik plan değişik­lik­leri yapıl­ması en­gel­len­melidir; çün­kü, yürür­lük­te bulunan imar plan­larının bir­çoğun­da kamu yararına ay­kırı olarak plan değişik­lik­leri kolay­lık­la yapıl­mak­ta ve hiç­bir kurala uyul­mamak­tadır.

Yapılan plan değişik­lik­leriy­le, bazı kişilere ay­rıcalık oluş­turul­mak­ta, rant ak­tarıl­mak­tadır. Özel­lik­le, ticaret, yeşil alan, spor gibi sos­yal ve tek­nik alt­yapı alan­ların­da bu tür değişik­lik­lere gidil­mek­tedir. Yapılan plan değişik­lik­leri plan­lama il­kelerine ay­kırı olarak yapıl­mak­tadır.

Bu tesis­ler can ve mal güven­liği açısın­dan çok büyük teh­dit­ler içer­mek­tedir. Bu neden­ler­le, LPG ve akar­yakıt is­tas­yon­larına iliş­kin plan değişik­lik­leri zor­laş­tırıl­malıdır. Mev­cut tesis­ler yeniden göz­den geçiril­melidir.

Değer­li ar­kadaş­lar, kent­lerimizin için­de bulunan tüm akar­yakıt ve LPG is­tas­yon­ları için, her kent için ay­rı ay­rı kurulacak LPG akar­yakıt in­celeme komis­yon­ların­ca bir en­van­terin çıkarıl­ması zorun­lu tutul­malıdır. Bu en­van­ter uyarın­ca il­gili tüm mev­zuat hüküm­lerine uy­gun ol­ması nedeniy­le ruh­sat al­mış ol­sa dahi, kent­teki konumu, çev­re iliş­kileri uyarın­ca LPG is­tas­yon­ları için aranan şart­ları sağ­layamayan, konut alan­ları için­de kal­mış, gerek­li sağ­lık, güven­lik, koruma ban­dı bulun­mayan, üzerin­de veya güven­lik şeridi için­de tesise ait ser­vis, bakım, yönetim yapıları dışın­da yapı ya da iş­lev barın­dıran tüm is­tas­yon­ların, olası teh­likeleri ve telafisi im­kân­sız sakın­caları göz önün­de bulun­durularak, her tür­lü maliyeti kar­şılanıp faaliyet­lerinin dur­durul­ması uy­gun bulunacak ve il­gili mev­zuat uyarın­ca sakın­ca görül­meyen alan­lara taşın­ması sağ­lan­malıdır.

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Öz­doğan, ek 1 dakikalık süre içerisin­de konuş­manızı tamam­layın efen­dim.

İB­RAHİM ÖZ­DOĞAN (Devam­la) - Teşek­kür ediyorum Sayın Baş­kanım.

Hiç şüp­hesiz, böy­lesi bir iş­lem, Hazine ya da or­man arazilerinin veya kent mer­kezin­deki okul­ların satışı an­lamın­da, kamuya para girişi sağ­layamayacak­tır; an­cak, kamuya düşen temel görev, gerek doğal miras alan­larının ve gerek­se kamuya ait tüm değer­lerin tüketilerek, oluş­tur­duğu düşünülen bu özel alan­ların iş­gal­cilerine ödül verir­cesine satıl­ması yerine, kent­ler­de kamu yararı ve top­lum sağ­lığı açısın­dan çok önem­li sorun­ları, LPG akar­yakıt is­tas­yon­larının faaliyet­lerinin dur­durulup, sağ­lık­lılaş­tırıl­ması gibi çöz­mek ol­malıdır.

LPG Yönet­meliğinin yürür­lüğe gir­mesin­den ön­ce açıl­mış, yönet­melik ve TS 11939 stan­dar­dına ay­kırı un­sur­lar taşıyarak, ruh­sat­lı ya da ruh­sat­sız faaliyet gös­teren LPG is­tas­yon­ların­dan, ruh­sat­lı olup, yer seçimi, konumu ve faaliyet gös­ter­dik­leri alan­lar­da yakın iliş­ki için­de bulun­duk­ları kent­sel kul­lanım­lar göz önün­de bulun­durul­duğun­da…

(Mik­rofon otomatik cihaz tarafın­dan kapatıl­dı)

BAŞ­KAN - Sayın Öz­doğan, size teşek­kür ediyorum.

İB­RAHİM ÖZ­DOĞAN (Devam­la) - Ben de teşek­kür ediyorum, say­gılar sunuyorum. (Anavatan Par­tisi sıraların­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sağ olun.

Sayın grup baş­kan­vekili ar­kadaş­larım, şu an­da konuşacak olan ar­kadaş­lar var tümü üzerin­de, mad­deler üzerin­de. Sayın Fat­sa, Sayın Topuz?..

EYÜP FAT­SA (Or­du) - Süre bitene kadar devam edelim.

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) - Bitene kadar devam edelim.

BAŞ­KAN - LPG kanunu?..

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) - Evet.

BAŞ­KAN - O zaman, Genel Kurulun onayını alacağım.

Kanun tasarısının…

SÜLEY­MAN SARIBAŞ (Malat­ya) - Sayın Baş­kan, 55 in­ci mad­de açık; sadece ek­sik kalan iş­ler tamam­lanır. Gün­demi devam et­tir­memiz müm­kün değil. Saat 10'da kapan­ması gerekir efen­dim. 55 in­ci mad­de gayet açık.

BAŞ­KAN - Sayın Sey­han?..

TACİDAR SEY­HAN (Adana) - Devam edelim, bitirelim.

BAŞ­KAN - Sayın Sey­han, o zaman, sizin konuş­manızın bitimine kadar tamam­layayım veya...

Buyurun Sayın Sey­han.

SÜLEY­MAN SARIBAŞ (Malat­ya) - "Zorun­lu hal­ler­de o bir­leşim için geçer­li ol­mak kay­dıy­la" diyor. Sadece ek­sik kalan iş­ler tamam­lanır.

ALİ TOPUZ (İs­tan­bul) - Sayın Baş­kan, tar­tış­ma konusu ol­masın. Sayın Tacidar Sey­han'ın konuş­masına kadar devam edelim.

SÜLEY­MAN SARIBAŞ (Malat­ya) - Efen­dim saat 10'a kadar devam et­sin.

BAŞ­KAN - Sayın mil­let­vekil­leri, Sayın Tacidar Sey­han grup adına konuş­mayı yapacak­tır, tasarının tümü üzerin­de.

Sayın Sey­han'ın konuş­masını tamam­layın­caya kadar çalış­ma süresinin uzatıl­masını oy­larınıza sunuyorum: Kabul eden­ler… Kabul et­meyen­ler… Kabul edil­miş­tir.

Sayın Sey­han, buyurun efen­dim.

CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEY­HAN (Adana) - Sayın Baş­kan, değer­li mil­let­vekil­leri; hepinizi say­gıy­la selam­lıyorum.

Bu kanunu çıkar­ma amacımız, güven­lik ve Türk Stan­dart­ları Ens­titüsünün gerek­lerini yerine getiren LPG is­tas­yon­larının imar alan­larının belir­len­memesin­den dolayı ruh­sat alamayan­ların mağ­duriyetinin önüne geç­mek­tir. Biz yeni bir LPG piyasası kanunu düzen­lemiyoruz. Zaten, sek­töre bir düzen­leme getirebil­mek için LPG Kanununu çıkar­dık. Bu kanunu çıkar­mamız­daki amaç, şu ana kadar imar plan­larını yapamayan belediyelerin GSM verememiş ol­masın­dan dolayı 1 250 is­tas­yon kapan­ma nok­tasına gel­miş­tir. Bu is­tas­yon­ların bel­li bir süre daha imar plan­ları düzen­lenin­ceye kadar faaliyet­lerini sür­dürebil­meleri için, TSE koşul­larını ve tek­nik koşul­larını yerine getir­mek kay­dıy­la geçici lisans veril­mesini oy­luyoruz. Bu, bir af değil­dir. Bu, imar­dan dolayı mağ­dur duruma düş­müş in­san­ların iş­lem­ler tamam­lanın­caya kadar imar gereği düşünül­meden geçici lisan­sa kavuş­turul­masıdır. Zaten, imar belediyenin genel sahası içerisin­de değil­se, bu geçici lisans kesin lisan­sa çev­rilemeyecek­tir; ama, biz, bu sahanın imara girip gir­mediğini bil­meden, mük­tesep hak kazan­mış is­tas­yon­larımızı bugün kapan­maya mah­kûm edip buradaki çalışan­ları sokağa atar­sak, burada çok olum­suz bir şey yap­mış oluruz. Biz, bu kanun­da, son fık­raya, özel­lik­le 1 in­ci mad­denin son fık­rasın­da "imar plan­larının tamam­lan­ması için" ibaresini, imar plan­larının tamam­lan­masıy­la çalış­ma ruh­satı ve iş­yeri aç­ma ruh­satı alabilecek­lere 31.12.2007'ye kadar bir uzat­ma is­tiyoruz. Bu uzat­ma, tek­rar ediyorum, Türk Stan­dart­ları Ens­titüsün­ce tanım­lanan stan­dart­lara uy­gun­luğun yerine getiril­mesi koşuludur ve bu is­tas­yon­ların güven­lik nedenine, koşuluna uy­ma koşuludur. Bun­ların ikisini bir­lik­te yerine getiren­lere biz bir uzat­ma veriyoruz; hem EPDK'nın hem belediyelerin yan­lış bir uy­gulama yap­maması için kanuna açık­lık getiriyoruz. TSE'nin belir­len­me yet­kisi EPDK'dadır, lisans­ların veril­me yet­kisi EPDK'dadır. İn­san­larımızı belediyelerin önün­de stan­dart/stan­dart dışı şek­lin­de ay­rış­tır­manın önüne geç­mek için bu kanuna açık­lık getiriyoruz; hem sorunu çözüyoruz hem açık­lık getiriyoruz. Ak­si hal­de, biz, belediyeleri, bu in­san­lar­la kar­şı kar­şıya getirip çözüm yol­ları için fark­lı yol­lara baş­vur­maları için in­san­ları teş­vik ederiz. Bizim görevimiz sorunu çöz­mek­tir, bizim görevimiz in­san sağ­lığına uy­gun olan yer­leri oluş­tur­mak­tır. Zaten bu kanun­da o çer­çeve belir­len­miş­ti. Bugün burada güven­lik çer­çevesini konuşuyor ol­manın kanunun man­tığıy­la hiç­bir alakası yok­tur. Zaten, jan­dar­ma, güven­lik gerek­lerine uy­mayanı kapatıyor, mah­kemeler hapis cezası veriyor. Bugün, hapis cezası al­mış ve kapan­mış yüz­ler­ce is­tas­yon var; ama, burada bir düzen­leme yapılacak­sa, bugün, mük­tesep hak­tan dolayı şeh­rin mer­kezin­de de lisans al­mış ben­zin is­tas­yon­ları da var, otogaz is­tas­yon­ları da var. Bun­lar kapatılacak­sa dahi belediyelere görev düşüyor. El­lerin­deki hazine arazilerini imar plan­larına göre düzen­lesin­ler, bu mil­lete bir iyilik yap­sın­lar.  Gelin, sizin için, mük­tesep hak kazan­mış­sınız, verebileceğimiz yer­ler buralar desin­ler. Oraları in­san­ların ayak­larının al­tın­dan çekip, o in­san­ları da mağ­dur et­meden is­tas­yon­ların yerini değiş­tir­sin­ler. Bizi de burada bu işe aracı kıl­masın­lar. Bu sorun belediyelerin sorunu haline gel­miş­tir.

Ben, bu kanunun des­tek­len­mesini ve kısa sürede görüşül­mesini Genel Kurul­dan rica ediyorum; çün­kü, 1 250 is­tas­yona gaz ver­me kesil­miş, bun­ların lisans süreleri bit­miş, iki gün­dür bu is­tas­yon­lar gaz alamıyor. Sek­törü yeni sıkın­tıya sok­mamak için, bugün, lüt­fen, bu kanunu Genel Kurul­dan geçirelim ve bu is­tas­yon­larımızın mağ­duriyetinin önüne geçelim.

Say­gılar sunuyor, teşek­kür ediyorum. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN - Sayın Sey­han, teşek­kür ediyorum.

Say­gıdeğer mil­let­vekili ar­kadaş­larım, şu an­da şahıs­ları adına konuş­ma yapacak olan ar­kadaş­larımıza süre kal­mamış­tır.

Siz­lere grup baş­kan­vekil­leri olarak söy­lediğim­de, bazı ar­kadaş­larımız, çalış­ma süresinin sadece bu kısa bölümüy­le il­gili olarak onay alın­masını is­temiş­ler­dir.

Bütün bun­ları göz önüne alarak, çalış­ma süremizin de dol­duğunu dik­kate alarak, söz­lü soru öner­geleri ile diğer denetim konularını sırasıy­la görüş­mek için, 20 Haziran 2006 Salı günü saat 15.00'te top­lan­mak üzere bir­leşimi kapatıyorum.

Siz­lere ve biz­leri iz­leyen bütün mil­letimize hayır­lı geceler ve hayır­lı bir haf­ta sonu diliyorum.

 

Kapan­ma Saati : 21.56